Professional Documents
Culture Documents
p
p
|
p
j
p
!""#,
!""# enerjinin
korunumu prensibine göre herhangi bir fiziksel
veya kimyasal değişimde enerjinin biçimi
değişebilmekte fakat evrenin toplam enerjisi
sabit kalmaktadır.
©
$
$ !""#%
Düzensizliğe eğilimi tersine döndürmek için
ilave bir çaba harcamak ve bir enerji sarf
etmek gerekir.
Jerhangi bir sistemin karmaşa
derecesi sayısal olarak ENTROP?
terimi (S) ile ifade edilir.
3
ENTROP? (S):
düzensiz ve dağınıklık formunda bir enerjidir. Bu
enerji elde edilebilir bir enerji türü değildir ve
işe yaramayan enerjidir.
|
TROPİ = bir sistemdeki düzensizliğin miktarıdır.
||
Jücre, enerjiyi çevresinden (besinlerden,
fotonlardan veya anorganik
moleküllerden) alır. Bu enerjiyi kullanarak
kendi içindeki düzeni sağlar. Düzeni
sağlayan kimyasal reaksiyonlar sırasında
hücrenin kullandığı enerjinin bir kısmı ısı
enerjisine çevrilir ve çevreye yayılır.
Dolayısıyla çevrenin entropisi sürekli
artar.
|j
Bir hayvan hücresi besinleri içine alır,
bu besin moleküllerinin atomları
arasındaki kimyasal bağlarda mevcut
enerjinin (kimyasal bağ enerjisi)
büyük bir kısmını moleküler düzeni
sağlayan süreçlerde kullanır, geri
kalanını ise moleküllerin rastgele
termal hareketine (ısı enerjisi)
dönüştürür.
|
KISACASI
Jücrede enerji açığa çıkartan
(katabolik) reaksiyonlar ile enerji
gerektiren (anabolik) reaksiyonların
uyumlu birlikteliği sayesinde biyolojik
sistemdeki düzen sağlanmış olur.
|{
&''#''()
|©
Bir reaksiyonun gerçekleşip
gerçekleşemeyeceğini
belirler.
|×
p
|
* Serbest enerji kavramı, ATP·nin enerji veren
reaksiyonlardan, enerji gereken reaksiyonlara enerji
taşınmasındaki rolünü anlamak için gereklidir.
M .M
.M /
/ M
|3
ĄGnin işareti reaksiyonun yönünü belirler.
u
u p
j
j|
jj
!"'$"!'#"0(""#'
'12'20003'$"#' 3
'4
j
Gpu
Gpu mG
6C] 6D]
ĄGo = - 2,303RTlnK ---------
6A] 6B]
6C] 6D]
ĄG = ĄGo + 2,303RTlnK ---------
6A] 6B]
j©
ĄGo , standart serbest enerji değişimi olarak
adlandırılır, çünkü reaktan ve ürünlerin 1 mol/L
konsantrasyonda tutulduğu standart
koşullardaki serbest enerji değişimine (ĄG )
eşittir. Yani bu durumda ürünlerin reaktanlara
oranının doğal logaritması 0 dır (Ln 1=0). Dolayısıyla
eşitlik;
ĄG = ĄGo
j×
Standart koşullarda substratların
standart serbest enerji değişimi ile
ürünlerin standart enerji değişimi
arasındaki fark ĄGo değerini vermektedir.
Ürünlerin serbest enerjisi substratlardan
daha küçük olduğunda (ĄGo < 0) tepkime,
standart koşullarda kendiliğinden ürün
oluşturmaktadır. Çünkü bu tepkimeler
sistemin serbest enerjisinde azalmaya yol
açacak yönde ilerleme eğilimindedir.
ĄGo > 0 olan tepkime ise ters yönde
ilerlemektedir.
j
50')
M $"!&62
M 5$"!"00$7&''
81$'7$98!68!7 !$
$8 "6!'p!$!"'0:$
""05" 8!&'7!#
9#5'##
j
+m
+m
;
;
7'77$"!')
j
Özetle;
{
Böbrek ve beyin hücreleri ATP enerjisinin % 70 ini sodyum-potasyum
pompasında kullanırlar. Bu pompa hücre içi ve dışı arasındaki ozmotik
dengenin sağlanmasında, hücre hacminin sabit kalmasında, hücre içi bazı
enzimler için K seviyesinin yüksek tutulmasında ve sinir impulslarının
iletimi ve sekonder aktif taşınma için gerekli Na-K gradientininin
yaratılmasında kullanılırlar.
©
ATP·nin yarılanma süresi hücre tipine bağlı olarak, birkaç
saniye ile birkaç dakika arasında değişir. Yani ATP
sürekli harcanıp yeniden yapılan bir moleküldür. Beyin
hücrelerinde bulunan ATP sadece saniyeler süresinde
tüketilir. Bu nedenle oksijen yokluğunda en çabuk zarar
gören organ beyindir. Yani total ATP/ADP havuzu son
derece küçük olduğu ve etkin bir dokuya ancak birkaç
saniye yettiği için ATP sentez ve yıkımı çok yüksek bir
hızla gerçekleşir.
×
VATP·nin hidroliziyle oluşan yüksek serbest enerji değişimi:
eksi yüklü komşu oksijen atomlarının yük itmesinden ve
tepkime ürünlerinin özellikle fosfatın rezonans hibritleri olarak kararlı hale
gelmesinden kaynaklanır.
$"!'0$22'!'&''7
A + B u C + D
D + E u F + G
{j
{
272$('3"30'7$', fosfatlarının
hidrolizi sonucu ² 4 cal/mol den daha düşük
bir ĄGo değeri ortaya koyarlar.
{{
{©
Diğer Enerji Molekülleri
{×
{
G G<- G< G Ú G G
{
Riboflavin
Flavin mononükleotid
{3
G</ G< G Ú <
©
©|
p
©j
0'5! ' p p$#7
©
©{
Açık birer sistem oluşturan canlı organizmalarda yaşamı
sürdürebilmek için sürekli kimyasal değişmeler meydana
gelir. Bunların hepsine birden metabolizma ve metabolik
reaksiyonlarda yer alan maddelere de metabolit denir.
©3
0 '5S )
×
Katabolizmayı 5 ana kademeye ayırabiliriz:
×|
'5S )
×j
Metabolik reaksiyonların temel karakteristikleri:
×{
Jayvansal ve bitkisel kökenli gelişmiş
organizmalar, enerjiyi karbonhidrat ve lipid
şeklinde depolayabilirler. Mikroorganizmalar
bunu yapamadığı için ihtiyaçlarını anında
çevreden veya hücre içi bileşenlerinin
harcanması ile sağlamak zorundadırlar. Amino
asitler canlılara enerji vermek için depolanamaz.
Sadece bitkilerin tohumlarında ve hayvansal
organizmalarda yumurtalarda bir miktar protein
depolanabilir.
ש
××
×
ëekil.Karbonhidrat katabolizmasının
×
başlangıç aşaması.
ëekil.Oksidatif metabolizma
×3
ëekil.Lipid ve steroid metabolizması.
ëekil.Amino asit metabolizması.
|
ëekil.Karbonhidrat anabolizması
j
ëekil.Fotosentez
ëekil.Metabolizmada iş gören nikotinamid nükleotidleri. {
p
=
×
2 1 '07S
substratların varlığından,
ürün inhibisyonundan,
aktivatör veya inhibitörlerin düzeyindeki
değişimlerden etkilenebilir.
Bütün bu hücre içi ve hücreler arası iletişimin bir toplamı
olarak metabolik kontrol mekanizmaları üç şekilde
kendisini gösterir:
3
ëekil.Enzim aktivitesini kontrol eden
kovalent modifikasyonlar.
ëekil. Adenilat siklaz içeren sinyal iletim yolu. |
j
ëekil.Ökaryotik bir hücre içerisinde temel metabolik yolların yerleşimi
Bütün biyolojik sistemlerdeki enerjinin temel kaynağı
güneştir.
Fotosentezle yılda 1011 ton karbon, karbonhidrat
şeklinde tutulmaktadır. Oluşan bu karbonhidratlar
oksitlenerek karbondioksite dönüşürken, atmosferdeki
karbondioksit, fotosentezle tekrar karbonhidratlara
çevrilmektedir.
Yani tabiatta sürekli bir karbon devri meydana
gelmektedir.
Fotosentez sırasında açığa çıkan oksijen,
karbondioksidin indirgenmesinden değil, suyun
ayrışmasından meydana gelir.
{
Fotosentetik ökaryotik hücrelerde (bitkiler, deniz
yosunları, diatomeler) fotosentezin meydana geldiği
organel kloroplastlardır.
©
×
Kloroplastların dış zarı oldukça geçirgendir, iç zarın
geçirgenliği ise çok sınırlıdır. ?ç zar matrikse benzeyen
ve "0 adı verilen bir sıvıyı çevreler. Stromada
çözünmüş enzimler bulunur. Bu enzimler fotosentezin
karanlık safhasında karbondioksidin karbonhidratlara
dönüştürülmesinde görev alırlar.
Stromaya dağılmış olarak, 0'$ adı verilen yassı
keseciklerin bozuk para sütunları gibi üst üste
dizilmelerinden oluşan 8' bulunur.
Granalar birbirleri ve iç zar ile "0''' adı
verilen yassı, zarlı kanalcıklar ile bağlanmışlardır.
Tilakoid zarları üzerinde fotosentezin aydınlık fazı ile
ilgili enzimler ve taşıyıcı moleküller bulunur.
Fotosentez sırasında meydana gelen olaylardan bir kısmı
ışık gerektirir, bunlara #'#$3 5# ' # veya
#7# ' # denir. Bazı reaksiyonlar için ise ışığa
gerek yoktur. Bunlara da '#3 5# ' #
denir. Karanlık fazı reaksiyonlarının karanlıkta
meydana geldiği anlaşılmamalı, sadece ışığa gerek
olmadığı için bu isim verilmiştir.
3
Güneşten gelen görünür ve UV bölgedeki ışınların
absorplanabilmesi için fotosentetik çeşitli pigmentler
bulunur. Bunların en başında klorofiller gelir.
jj j
j j j
3©
* Bu eşitlik fotosentetik bakterilerin hepsi için geçerli
değildir. Çünkü çoğu anaerob olan fotosentetik
bakteriler elektron verici olarak sudan farklı
bileşikler kullanırlar. Örneğin yeşil ve mor kükürt
bakterileri J2S ve JSO-2, nonsülfür bakteriler ise J2
veya laktat, izopropanol gibi organik bileşikleri
kullanırlar.
jj j
j j j
j j
j j j
j j
j j j
3×
00S ,-
|
| {
| ©
|
* Gliseraldehit 3-fosfat basamağından sonra reaksiyonlar
iki şekilde devam eder;
|
Fotosentezin toplu reaksiyon denklemi;
| 3
||
|||
* Aydınlık fazında meydana gelen indirgen koenzimler ve
ATP, karanlık faz reaksiyonlarında kullanıldığı için bu iki
faz birbirine bağlıdır ve birlikte kontrol edilirler.
||j