Professional Documents
Culture Documents
deme bana
Bütün herkes bilmeli ki hiçbir baba çocuklar›n›n de¤il ölümü-
“ölürüm” deyifllerine
“ölürüm” deme bana ne bir t›rna¤›n›n kanamas›na dayanamaz. Ama yaflam›n ac›ma-
dedi¤inize al›fl›lmaz ki s›zl›¤› bazen öyle korkunç olur ki iki k›z›n›zdan ikisini de kaybet-
al›fl›l›r desende meye al›flmak zorunda b›rak›r sizi. Bende isterdim ki çocuklar›m›n
deseler de üniversite bitirip diploma ile boynuma sar›lmas›n›. Mutlu bir hayat
al›fl›lmaz bir kere
yürek al›flmaz ölümlere kurup uzun süre yaflam sürmesini...
al›flanlar olsa da
Ülkemizde devam eden hapishaneler sorunu bir insanl›k so-
en çok biz öldük
öldürüldük
runu olarak görüldü k›zlar›m taraf›ndan. ‹nsanl›k sorununda taraf
k›r›ld›k olmamak bize yak›flmaz dediler. Ve bedenlerini açl›¤a yat›rarak
ayd›nl›ktan kaç›r›l›p bunun bedelini de ödediler...
vurulduk gecelerin kuytusunda
ölümün koynunda yaflad›k da
Onlar genç yafllar›nda bedel ödemeyi göze almadan insanla-
al›flt›k m› san›rs›n düflen yi¤itlere?
r›n özgürleflemeyece¤ini savundular. Ya bizler neyi savunuyoruz?
al›flt›k m›? Nas›l bir ahlak› ve erdemi egemen k›laca¤›m›z›n hesab› içindeyiz
yand› sevdana tutuflan bedenim
ölüme al›flt›n m›?
yüre¤im ça¤layand›r ac›lara “Aileler çocuklar›na mülk diye bak›yorlar, k›zlar›m benim mül-
hüznümüz de güzeldir küm de¤il, yoldafl›m, dostum, arkadafl›m, can›m, ci¤erimdi. Ben
kan k›vam›na a¤›r k›zlar›m› mülk görmedi¤im için onlar› birey olarak kurtarmak yeri-
akar ha akar ne, tecridin kald›r›l›p ölüm orucu direniflinin amac›na ulaflmas›
akar durur da damarlar›mda
al›fl›lmaz ölümlere
ad›na mücadele verdim”
düflenlerin yoklu¤u?
Ve hayatta kalacak olanlarla ölecek olanlar birbirlerine öyle
saflar daha bir s›klafl›yor
yo¤un bir sevgiyle sar›l›yorlar ki, iflte o anda hayatla ölüm aras›n-
boflluklar binlerle doluyor
düflenlerin yoklu¤u daki o kesintisiz ak›fl› görüyorum. Hayat ölümü aln›ndan öpüyor...
deme bana
ölürüm deyifllerine “Direnerek öldü¤ün bu yoksul semtteki o emekçi, o kaybede-
elimdeki kara demir cek hiçbir fleyleri olmad›¤› için sonsuzlu¤a ve özgürlü¤e herkes-
k›z›llaflmadan
al›flamam... ten çok inanan bu insanlara inand›¤›n gibi inan... ‹nan Zehra, si-
ÜM‹T ‹LTER zin çocuklar kazanacak...”
An›lar, belgeler, foto¤raflar
CANAN
ve
ZEHRA
Ahmet KULAKSIZ
TAVIR
YAY I N L A R I
Birinci Bas›m Tarihi : KASIM 2001
Bask› :
TAVIR YAYINLARI
Kulo¤lu Mah. Turnac›bafl› Cad.
A¤a Külhani Sok.No:13/8
Beyo¤lu / ‹STANBUL
Feda kufla¤›n›n kahramanlar›na...
5
Yay›nevinin Önsözü
TAVIR
8
9
Yazar›n Önsözü
AHMET KULAKSIZ
11
12
G‹R‹fi
Niçin Yazd›m?
I. BÖLÜM
“CANAN ve ZEHRA”
II. BÖLÜM
Canan Anlat›yor
III. BÖLÜM
Zehra Anlat›yor
lay tam 221 gün. Her an› bir y›l kadar uzun 221 gün.
Canan daha az beraber oldu babamla. Ne kadar
adaletsiz bir dünya. Böyle bir durumda bile eflitlik
sa¤lanam›yor. Canan’›n gidiflinden sonra da ba-
bamla beraber olduk. Canan’dan bahsettik aram›z-
daki uzun konuflmalarda. Boyunun uzunlu¤undan
yüre¤inin s›cakl›¤›ndan sakin yaflam›ndan bir de gi-
yimine kuflam›na gösterdi¤i özenden. Çok dikkat
ederdi giyimine. ‹yi giyinmeye çal›fl›rd› bütçemiz
oran›nda. Birde yak›flan› giyerdi. Hofl ne giyse yak›-
fl›rd› benim kardeflime.
Babamla iliflkileri daha s›cakt› mesela. Nede ol-
sa her zaman küçük Canan›yd› onun. Ona sorarsan
hiç büyümemifl hep küçük Canan olarak kalm›flt›.
Bense ablayd›m ve hep büyük olmal›yd›m. Böyle
düflünürdü babam. Onu korumak ve kollamak hep
bana düflmeliydi. Büyüdü¤ünü önemli kararlar ala-
bilecek yafla geldi¤ini kabullenmek istemedi. Onun
içinde Ölüm Orucundan ayr›lmas›n› çok istedi. Ba-
bama “Neden beni de ablam› de¤il. O senin k›z›n
de¤il mi” dedi¤inde “Ne bileyim k›z›m sen henüz kü-
çüksün herhalde onun için” diyebilmiflti. Demiflti de
Canan’› ikna etmesi mümkün olmam›flt›. Bizimle ko-
nuflmak istiyordu ama kelimeler bo¤az›na dü¤ümle-
niyordu babam›n.
Armutlu’yu düflündüm beraber geçirdi¤imiz o
anlaml› günleri o zaman güzelde konuflurduk he-
men hiç durmaz sürekli konu yarat›rd›. Arada çok
duygulan›rd›. Canan›n› konuflurken. ‹flte o zaman “
K›z›m bir sigara içmek için d›flar›ya ç›kmal›y›m” der-
di. Anlard›m o zaman anlard›m çok dolu oldu¤unu
ve duyguland›¤›n›. Yan›mda gözyafl› dökmemek
için böyle nedenler uyduruyordu.
Bir defas›nda ona bir arma¤an haz›rlam›flt›m,
evde bulunan arkadafllar›nda bulundu¤u bir anda
98
SON SÖZ
Bütün ömrüm boyunca bir seferde yazd›¤›m en
uzun yaz›, bir daktilo sayfas›n› geçmemifltir. Ama
yaflad›klar›m› anlatmak için bundan daha fazlas›n›
yazmam gerekiyor bu kez. Son bir y›ld›r ülkemizde
yaflanan ölüm orucu direnifli ile ilgili benim ve aile-
min yaflad›klar›n› paylaflmak bütün bunlar› tarihe
maletmek için bunun belgelenmesi gerekmektedir.
Yazmak hele böyle önemli bir süreci yazmak hem
cesaret hem de birikim isteyen bir ifl oldu¤u muhak-
kak.
Ne yaparsam yapay›m bu büyük direniflin an-
104
TUTSAKLARDAN ZEHRA’YA
GELEN
MEKTUPLAR
126
127
Merhaba Zehra,
11 Mart 2001
Ali R›za Demir
130
(..../....)
Sevgili Zehra,
Gülay Kavak
134
Merhaba Zehra,
Murat Acar
Edirne F Tipi Hapishanesi
135
Sevgili Zehra,
Ruhi Uzunhasano¤lu
F Tipi Hapishane / TEKiRDA⁄
137
Sevgili Zehra,
Sad›k Ero¤lu
140
Serdar
141
ZEHRA ve CANAN
HAKKINDA YAZILANLAR
143
144
Bilgesu Erenus’un
Cumhuriyet’te yay›mlanan yaz›s›
***
Armutlu’daki direnifl evinde açl›¤›n›n iki yüz on
sekizinci günü bilinci kapanan ‹stanbul Üniversitesi
‹ktisat Fakültesi ‹flletme Bölümü dördüncü s›n›f ö¤-
rencisi Zehra Kulaks›z’›, topra¤a haz›rlayan gele-
neksel temizlik s›ras›nda, kap› önünde bir an önce
çocu¤unu görmek için bekleyen bu babaanne, Ka-
radeniz’in deli dalgalar› gibi önüne ç›kan her k›y›y›
dövüyordu: “Biraz insanda insanl›k olur, bir de dev-
letten insanl›k bekliyorsunuz, sizde var m›?”
Zehra’n›n yoldafllar›, kendilerine yönelen bu si-
temleri ba¤›rlar›na bas›p “Ölüm orucu direnifline ka-
t›lmay› kendi istedi ana” diye karfl›lad›klar›nda, ba-
baanne daha da köpürüyor, “Ben istiyorum, beni de
öldürün” diye gö¤sünü yumrukluyordu. O ilk gün, Al-
lah’a sesleniflinin d›fl›nda en çok yineledi¤i fluydu:
“Bu flerefsiz dünyaya de¤er miydi?”
Zehra’n›n yoldafllar›n›n, “Biz üzülmüyor muyuz
ana” deyiflini duymazdan gelip suçlamalar›n› sürdü-
rüyordu: “Bugüne kadar Zehra yapma, Zehra kalk
145
mand›r” dedi.
Babaanne o ilk gün beni kendinden uzaklaflt›r-
makta hakl›yd›, çünkü ben ondan farkl› olarak önü-
müz s›ra boylu boyunca yatan bu genç bedene bak-
t›¤›mda, her yandan kuflat›lm›fl sevgili ülkemi görü-
yordum. Sürekli ve yüksek sesle inleyen Zehra de-
¤ildi benim için; duyars›zl›¤› vurdumduymazl›¤a dö-
nüflmüfl vicdan ve ak›llar›yla bir türlü bafl edemeyen
biz ayd›nlard›k; içi boflalt›lm›fl, hata yapma haklar›-
n› kullanmaktan bir türlü vazgeçmeyen kitle örgütle-
riydi, insan haklar› savunucular›yd›; sindirilmifl sen-
dikalard›; kavram karmaflas›ndaki partilerdi; çocuk-
lar›na mülk gözüyle bakan ailelerdi, hepimiz ama
hepimiz inliyorduk.
O ilk günün sonunda, babaannenin benden
farkl› olarak, kendi bakt›¤› yerden tek iste¤i vard›,
can çekifliyor sand›¤› evlad›n›n ruhunu zahmetsiz
ve çarçabuk teslim etmesiydi. Ça¤r›ls›n dedi¤i hoca
içeri girmeden önce, Zehra’n›n ipeksi saçlar›n› be-
yaz bir tülbentle, tek teli görülmeyecek flekilde s›k›
s›k›ya örterken “Sen meleklerle konufl yavrim!” di-
yordu ve hocayla birlikte bir süre Zehra’n›n bafl›nda
tekbirler getirerek Kuran okudu.
***
‹kinci gün...
‹steyen inanmayabilir, ama ikinci gün babaan-
nenin söylemindeki “Allah’›n melekleri” yerini, onur-
lu ve ortak bir yaflam için kendi hayat›n› topluma
adayabilen, Zehra’n›n 19 yafl›ndaki, Fen Fakültesi
Biyoloji bölümü ö¤rencisi k›z kardefli Canan Kulak-
s›z alm›flt›; babaanne ikinci gün kendi gördü¤ünü
Zehra’ya yüklüyordu. “fiimdi kimi görüyorsun, Ca-
nan’› m› görüyorsun Zehram?”
Babaanne, bu ikinci günde, aylar öncesi, Ca-
147
***
Babaannenin üçüncü günü çok daha flafl›rt›c›
Ahmet Necdet Bey;
Yüzü Zehra’y› and›ran gülücüklere bürünmüfl-
tü, ben nene-k›z›n güzel yüzlerindeki benzerli¤i ilk
kez o gün fark ettim. Babaannenin sevincine diye-
cek yoktu art›k, çünkü o¤ul Ahmet Kulaks›z, anas›-
n›n ça¤r›s›na uyup prensesini, kap›dan “Benim kah-
raman k›z›m” diye selamlam›flt›. Babaanne bu sela-
m› herkese anlatmak istiyordu, memlekete döndük-
lerinde de herkese duyuracakt›, kararl›yd›.
Mona Lisa’y› k›zd›ran Laz k›z›
Tan›¤› oldu¤um bu mucize karfl›s›nda, Zehra,
göçünü üç gün evvelden haz›rlam›fl olmas›na kar-
fl›n üç gün babaannesini de¤ifltirip dönüfltürmek için
bekledi diye düflünmekten kendimi alam›yorum.
Mona Lisa ‘y› k›skand›racak gülüflüyle bu güzel Laz
k›z›n›n böyle incelikleri vard›r; bilinci kapanmadan
önce, akl›na, bir ara çorbayla bisküvi gelmifl... Ar-
d›ndan da 218 gündür kendisine bakan yafl›t› ve
yoldafl› Özlem’in ellerini tuttuktan sonra, dudaklar›-
na götürüp öpmüfl. B-1 vitamini almad›klar› için çok
daha erken düflecek olan ikinci ölüm orucu ekibin-
den iki k›z kardeflten büyü¤ünü, Arzu’yu ça¤›rm›fl
yan›na, yeni tan›m›fl olmas›na karfl›n, onun da elle-
rini öpüp saatini arma¤an etmifl. “Mahir, Hüseyin,
150
Sayg›lar›mla
B‹LGESU ERENUS
152
Küçükarmutlu’daki Ev...
Canan... Zehra...
Ve Bizim Hikayemiz
***
Bir cumartesi gecesi Küçükarmutlu’daki evin
balkonundayd›m onlarla... Tahta bir masan›n etra-
f›nda... Karfl›mda 22 yafl›ndaki Zehra Kulaks›z otu-
ruyordu tekerlekli sandalyesinin üzerinde. ‹ktisat fa-
kültesi ö¤rencisi.. Alt› ay› aflk›nd›r ölüm orucunda...
Yüz sekseninci günün sonlar›nda... Yaklafl›k bir ay
önce ayn› evde, ayn› odada 19 yafl›ndaki kardefli
ölüm orucundaki Canan’› kaybetmifl, gözleri önün-
de... Bir Nisan gününde Canan’›n kalbi ans›z›n dur-
mufl. Bofluna dememifl flair, aylardan en zalimdir
Nisan ay›, diye... Do¤an›n, yafl›tlar›n› aflka, ç›lg›nl›-
¤a, koflup e¤lenmeye ça¤›rd›¤› bir ayda, Nisan
ay›nda son nefesini vermifl Canan... üniversite ö¤-
rencisiymifl. Ege Üniversitesinde Biyoloji okuyor-
mufl... Canan’›n içerdeki amcas› ve bütün dostlar›
için tafl›d›¤› umudunu ablas› Zehra devralm›fl...
155
***
Karfl›mda oturan o ma¤rur, o zarif adam ise Re-
flit Sar›... 42 yafl›nda... Uzun y›llar denizlerde yafla-
m›fl, kaptanl›k yapm›fl... Yurtd›fl›ndan gelen gazete-
ciler ve televizyoncularla o tok sesi ve düzgün Türk-
çesiyle en çok o konufluyor... O da aylard›r ölüm
orucunda... Ama ölecek birine hiç benzemiyor...
Durmadan rengarenk fenerler yap›yor... Hücreler
kapan›rsa hayalindeki bir tekneyle birlikte o tutkuyla
ba¤land›¤› denizlere aç›lmak istiyor... E¤er olmaz,
hücreler kapanmaz ve bir sabah ans›z›n kalbi durur-
sa bunun için de hiç üzülmüyor.... Ölümünü ilkbahar
günü ans›z›n ortaya ç›kan sert bir f›rt›nada bir a¤a-
c›n k›r›lan dal›na benzetiyor... Bir kaç dal k›r›labilir,
ama o f›rt›na çiçek tozlar›n›, polenleri al›p uzaklara
savurur, savurdu¤u yerde yeni çiçekler, yeni a¤açlar
filizlenir, do¤a bu f›rt›nalarla ço¤al›p, güzelleflir, di-
yor... Birkaç dal k›r›lm›fl çok mu; ben bir sabah an-
s›z›n ölmüflüm çok mu, diyor.
Çok söylendi, çok yaz›ld›, ben de bekleyip dur-
dum, bafllar›ndaki o k›rm›z› bantla ölümü bekleyen
insanlardan bir kez olsun, ölümü yüceltmemelerini
bekledim... Ama belki birkaç saat, belki birkaç gün
sonra, belki biz bu sat›rlar› okurken çoktan ölmüfl
olacak bu insanlar›n a¤z›ndan ölümü yücelten tek
bir kelime iflitmedim.
157
***
Ölümü yücelten bir insan kald›¤› evin bahçesi-
ne çiçek ekmeyi hiç düflünür müydü.. 22 yafl›nda
felsefe ö¤rencisi olan Fatma fiener, art›k yaflam›n
ucunda oldu¤unu hiç düflünmeden o solgun ve aç-
l›ktan üflüyen elleriyle durmadan topra¤› okfluyor ve
ölürse ard›ndan insanlara sevgiyle gülümsesin, diye
çiçekler ekiyordu... Ölüm, sadece içinde yaflamak
kelimesi de geçen cümlelerle ç›k›yordu a¤›zlar›n-
dan... Yaflatmak ve özgürce yaflamak için ölmek.
***
Hülya fiimflek ise Deniz’lerin as›ld›¤›nda 6 ma-
y›s 1972’de söz vermiflti. O yasl› günde henüz 9 ya-
fl›ndayd›, ama kendine verdi¤i söz çok büyüktü...
Bundan böyle ömrünü dünya cennetinin kurulmas›-
na adayacakt›. Ve flimdi aylar süren ölüm orucun-
dan sonra o güçsüz, takatsiz kalan çelimsiz bedeni-
ni dünya cennetinin kurulmas› için ad›yordu...
Öyle s›k›, öyle soluksuz bir inançt› ki onunki,
soluksuz kalmas›na birkaç gün kala bile o yoksul
gecekondular›na destek için gelen konuklar›na, çi-
cekli, kufllu, üzümlü panolar haz›rl›yordu titrek par-
maklar›yla...
Aylardan May›st›, dizginlerinden boflalm›fl bir
cumartesi gecesiydi... Küçükarmutlu’da yoksul bir
gecekondunun balkonunda, tahta bir masan›n etra-
f›nda ölümden asla sözetmeden, hatta tam aksine
çiçeklerden, kurtulufl gününde çekilecek halaylar-
dan ve at›lacak z›lg›tlardan, bir gün elbet engin ma-
viliklere aç›lacak teknelerden, rengarenk fenerler-
den, Karadeniz’in o yemyeflil vadilerine yap›lacak
olan yolculuklardan konuflup durduk...
Adlar› Zehra’yd›, Fatma’yd›, Reflit’ti, Hülya’yd›.
Dostlar›, yoldafllar›, onlara cezaevlerinden hasret
158
‹nan Zehra,
Sizin Çocuklar
Kazanacaklar
Zehra'n›n an›s›na
Cezmi Ersöz’ün
Leman Dergisinin 29 Eylül 2001
Tarihli say›s›nda yay›mlanan yaz›s›d›r.
Ne utanç bitiyor...
Ne de o gözler.....
BURHAN ÖZTÜRK
180
Burhan Öztürk
3 A¤ustos 2001 ‹stanbul
188
189
ZEHRA
Ya¤murun iliklerime
‹flledi¤i bir akflamd›
seni yeniden gördü¤ümde
açl›¤›n›n sekizinci gününde
gözlerin p›r›l p›r›ld›
ah be Zehra
ah be laz k›z›
ne kahramanl›klar
ne ihanetler yafland›
yan›bafl›nda
seninki gibi bir insan boyu
kahramanl›k
ve
ad›n› anmayaca¤›n kadar uzak
ihanetler
gün gün eriyen bedenini
gözlerindeki ›fl›lt›yla yo¤urup
ç›kard›n Kaçkarlara
ben çiçek toplarken
uçurum boylar›nda
düflmeyeyim diye tutard›n beni
incecik ellerinle
bu kadar da dosttun 200 günde
190
ah be laz k›z›
ah be zehra
elveda derken sana
aln›ndaki band› öptüm
incecik ellerini tuttum
beni tutan
Ender Alt›n›fl›k
191
K‹M‹N YURDU
Zehra’ ya...
Ziya Hurflid,
Sand›kç› fiükrü yeniden dirildi.
“As›n beni, as›nki asanlar ayaklar›m›n alt›nda
kals›nlar.”
Elimdeki Sürmene b›ça¤›d›r flair,
-has p›çakt›r ha-
Onun elindeki, sar› kabza ondörtlü...
-has malzemedir-
(...)
Onbinler inal›ya durdu flumdu,
Onbinler HORON’da...
(...)
O k›z,
Bizim k›z flair.
Hani oradaki varya, bak bak
horon bafl›....
O sar› saçl› k›z,
O, hani güleç, al yanakl›....
Bakma öyle s›skac›k kald›¤›na,
yüre¤i “topludur” flair.
Yan›ndaki kardefli,
Biri Zehra, biri Canan...
Gözleri atmaca keskini,
Yürekleri k›p›r k›p›r,
fiimdi bizim da¤larda savafl
vaktidir...
(...)
Ne susars›n yurdum,
Haydi!
Ha uflak
Ha uflak ha,
Heyyamo yalessa!
yalessa!
Zehra ça¤›r›yor,
Canan ça¤›r›yor,
193
Ha uflak ha
da¤lar bafl›na
da¤lar bafl›na...
Güm güm
Güm güm güm!
Halil Acar
30. 06.2001
FOTO⁄RAFLARLA
CANAN
ve
ZEHRA
Zehra, Canan ve Babaannesi
Canan ve Zehra
Zehra ve Canan ortaokulda
Zehra
Dede ve Babaanneleri
Canan ders çalışıyor
Canan ve Şengül Ablası
Canan ve arkadaşı
Canan lise yıllarında müsamerede