You are on page 1of 20

Liberal Takmadalar*

Chandran Kukathas

Bu almada gelitirilen teorinin ada liberalizmle uyumad, balangta deil


idiyse de, imdi ak olmaldr. O insan tabiat hakknda farkl varsaymlarla balamakta,
iyi toplumu tanmlayan ilkelere ilikin farkl bir gr gelitirmekte, siyaset felsefesinin
ele almas gereken temel sorunun adalet olduu iddiasna kar kmakta, eitliin hakim
ideal olmasn reddetmekte ve sosyal politikann en zorlu problemlerinin eitlik veya
sosyal adalet ilkelerine bavurarak zlebileceine pheyle bakmaktadr. Fakat bu
alma ayn zamanda liberal fikirlerin savunulmas iin, belirli (zel) bir liberalizm
anlayna dayal da olsa, bir argman sunduu iddiasndadr. Sorulmas gereken belli
soru bu teorinin aslnda liberal bir teori olup olmaddr. Mamafih, bunun arka plannda
sakl olan baka sorular da vardr: Bu teorinin i tutarll var mdr ve bu akla yatkn
mdr? (Bu sorulara hayr cevab vermeye meyleden bir kii kendisinin bu konuda
yalnz olmayacandan emin olmaldr.)
Burada nerilen teori aslnda liberal bir teoridir; bunun niin byle olduu hakknda
sylenmesi gerekenler var. Teorilere veya fikirlere atfedilen yaftalar genellikle ok
nemli olmamakla beraber, burada gelitirilen grn niin liberalizmin bir savunusu
olarak sunulduunu anlamak nemlidir. Fakat bunu yapmak iin, ilk nce, bu zel
teorinin ve genel olarak bu almann baarmaya alt eyin ne olduuna aklk
kazandrmak gerekiyor.
Siyaset Felsefesi ve Modern Toplum
Vaktiyle Karl Marx kendisinden kapitalizmden sonraki hayatn daha iyi bir tasvirini
sunmasn talep edenlere, onun iinin gelecein lokantalar iin yemek tarifleri yazmak
olmadn sylemiti. Bu almann amac da devletlerin veya hkmetlerin eitlilik
sorununun stesinden gelebilmek iin daha iyi politikalar veya reeteler gelitirmelerine
yardm etmek deildir. Bunun meselesi daha ziyade siyaset felsefesinin daha genel
*

Yazarn The Liberal Archipelago: A Theory of Diversity and Freedom (Oxford: Oxford University Press,

2003) adl kitabnn Sonu ksmnn evirisi.

sorununu ele almaktr: Belirgin vasf ahlaki eitlilik olan bir dnyada iyi bir toplum
neye benzerdi? Bu alma, kltrel gruplarn talepleriyle veya bakalarnn bu gruplar
hakkndaki ikyetleriyle karlatklar zaman devletlerin hangi amalar veya
stratejileri izlemeleri gerektiini sormuyor. O, bunun yerine, farkllklarn kabul ederek
insanlarn bar iinde ve zgrce bir arada yaamalarn ne tr bir siyasi dzenin
mmkn klacan sormaktadr. Baka bir ifadeyle, zel (ve zel olarak huzursuz edici)
bir sorunla ba etmek iin mevcut bir siyasi dzen iinde ne yaplmas gerektiini deil,
fakat modern dnyann zel (ve zel olarak huzursuz edici) bir zelliinin gerek olmas
karsnda ne tr bir siyasi dzenin var olmas gerektiini sormaktadr.
Modern dnyann sz konusu zellii yani, eitlilii- sknt vericidir, nk o en
nihayet ok istikrarsz bir eydir. Fakat onun varl bugn her zamankinden daha
iddetle hissedilmektedir. G, ve genel olarak nfus hareketleri, farkl kltrel
tutumlar ve farkl inanlar olan insanlarn onlarn hayat tarzlarna alk olmayan veya
farkl gelenekleri olan byk saylarda insanlarn varlyla ba etme ihtiyac iinde hi
olmam olan toplumlara yerletiklerini grmtr. Dnyann birok yerinde kolonyal
yaylma yeni efendilerinin fikirlerine veya silahlarna direnmeye gc yetmeyen
insanlara alk olmadklar deerleri ve standartlar getirmitir. Dnya bir yandan
lkelerin belirli blgeleri stnde hak iddia eden rakip gler arasndaki kk ve byk
savalardan ekerken (ster eenyada. ster Myanmarda isterse Mindanaoda olsun),
bir yandan da insanlar uzak diyarlardaki frsatlar iin kendi yurtlarn terk etmeye
devam etmektedirler.
Bir ocuun beyhude yeminini dnyorum
Atalarnn yurt bildikleri vadiyi asla terk etmeyeceine dair.1
Bylece, zaman zaman baka toplumlarda frsat aradklar iin, ounlukla da artlar
onlar kendi yurtlarndan uzakta mlteci olmakla sonulanan yurdundan edilmi
kimselere dntrd iin, pek ok insan kendi gelenek ve inanlarnn onlar aznlk
haline getirdii toplumlarda yaamaktadr.2

W. B. Yeats, Under Saturn

Son yzyln son yirmi ylnda mltecilerin ve lkelerinde yerlerinden edilen kiilerin saylar srekli

artmtr. 1970de be lkede yerlerinden edilmi be milyon kadar kii, yirmi be lkeden de dokuz

nsanlarn bu ekilde hareket etmeleri ve toplumlarn ok kere kendilerini bir halklar


eitlilii iinde bulmalar karsnda, ne tr siyasi dzenlemeler uygundur? Artk akla
yatkn grnmeyen bir cevap, her bir devletin, az-ok istikrarl bir nfusun ortak
deerlerine dayanan bir dzeni kurumlaryla korumas gereken, benzer ekilde dnen
kiilerden oluan kendi kendine yeten bir sistem olarak grlmesidir. Veya, en azndan,
bu kitabn iddias bu deildir. Devletlerin kendileri tarihsel varlklardr; onlarn ounun
ortaya k ok yenidir, az bir ksmnn gemii kinci Dnya Sava ncesine gider,
snrlar son bir yzylda deimeden kalan devlet ise enderdir. Ayrca, birok devlet
birbiriyle deien derecelerde rekabet halinde olan siyasi otoritelerin toplamlar
niteliindedir. Avustralya, Malezya, Birleik Devletler ve Almanyann, iktidarn
blnd ve sadece makam ve mevkiler iin yaranlarn deil, fakat komu eyaletlerin
veya federal ynetimin siyasi tecavzlerine kar duyarl olan iktidar sahiplerinin de
iktidar iin mcadele ettikleri siyasi sistemleri vardr. Ayn zamanda, baka otorite
kaynaklar ok kere hakim anayasal dzenlemelerin varsaymlarn tekzip eden bir
iktidar kullanrlar. Taylandda Kral kendisini hemen hemen eletiri dnda tutan ve ona
siyasi hayatta enformel bir etki salayan bir statden yararlanr ki bu yrtme gc
zerinde nemli bir frendir. Malezyada, Sultann eyaletlerin her birindeki durumu,
federal hkmetin sadece deien Babakanlarla deil, fakat ayn zamanda otoritenin
kraliyet kaynaklaryla da iyi geinmek zorunda olduu anlamna gelir.
Merkezi otoriteler byle karmak dzenlemelerden nadiren hazzederler; onlarn
eilimleri daima hukuki ve siyasi sistemleri dzene koymaya veya standardize etmeye
almak olmutur. Onlar milletler ina etmeye almlardr. Onlar halklarn millet
denen kimliklerin bir ekilde nemli olduuna ikna etmeye de (byk lde baarl
olarak) abalamlardr. Siyaset felsefesi, en azndan son yllarda, genellikle ulusdevletin siyasi dzen zerinde dnmek iin uygun bir balang noktas olduu
varsaymyla ie balar. Ve bu dncenin byk ksm kapal bir toplumda, bir btn
olarak toplumun birliinden taviz vermeden eitlilikle nasl ba edilebileceinin
aratrlmas biimini almtr. Hibir modern dnr bu gr John Rawlsdan daha
gl biimde ifade etmemitir. A Theory of Justicede Rawls en byk iyinin byle bir

milyon mlteci vard. 1990da elli lkeden on yedi milyon mlteci vard ve 1994 itibariyle altm lke
mltecileri snr d ediyordu. Ayn yl lke iinde yerlerinden edilenler otuz iki lkede yirmi yedi milyona
kmt. Bu konuda bkz. Schmeidl (1998: 24-33, ss. 27-8).

birliin salanmas halinde gerekleeceini aklayan bir insani iyi anlayn dile
getirmektedir.
John Rawls sosyal birlik dncesini aklama sadedinde yle yazyor:
... gnlk hayatn daha kk sosyal birliklerin yana bulunmasndan olumas durumunda, bir
anayasal dzen bu birlikler/topluluklar iin bir ereve salar ve herkesin en karmak ve eitli
etkinliini dzene koyar. yi dzenlenmi bir toplumda, her bir kii nesiller boyunca uygulanmak
durumundaki genel emaya hakim olan ilk ilkeleri anlar; ve herkeste kendi hayat planlarnda bu
ilkelere uyma konusunda oturmu bir niyet vardr. Bylece her bir kiinin planna aksi halde
olacandan daha geni ve zengin bir yap verilir; o bakalarnn planlarna karlkl olarak kabul
edilebilir ilkeler erevesinde uyumlu hale getirilir. Herkesin daha zel hayat tabir caizse bir plan
iindeki bir plandr, bu stn plan toplumun kamusal kurumlarnn iinde gerekletirilmek
durumundadr. Fakat bu daha kapsaml plann btn bireylerin ve topluluklarn amalarnn
kendisine tabi olacaklar dini birlik veya en byk kltrel mkemmeliyet, daha az lde olmak
zere ulusal g ve prestij gibi- hakim bir amac yoktur. Dzenleyici kamusal niyet daha ziyade
anayasal dzenin adaletin ilkelerini gerekletirmesi gerektiidir. Ve bu kolektif etkinlik, eer
Aristocu lke salamsa, bir iyi olarak tecrbe edilmelidir3.

Rawls ulusal prestij veya dini birliin bireylerin ama veya hedeflerinin tabi olmas
gereken amalar olduklar fikrini reddetmekle beraber, burada nemli olan udur ki,
onun siyasi dzen anlaynda daha byk birlik iindeki bireylerin ve topluluklarn
planlarn kapsayan ve onlara deer katan stn bir plan vardr. Adil bir anayasal
dzenin erevesinin her bir kiinin hayat planna daha geni ve zengin bir yap
verdii kabul edilmekte ve adaletin ilkelerinin kolektif olarak gerekletirilmesi bizatihi
bir iyi olarak tecrbe edilebilen bir ey olarak sunulmaktadr. Sonunda bu teori insann
geliiminin, bu geliimin bireyin kendisinin yerini toplumun kolektif hayatnda
bulmasyla gerekletirildii, bir aklamasn sunmaktadr. Bunun iin, Rawlsa gre,
kolektif adalet etkinlii insann geliiminin nde gelen/stn formudur. Muayyen
elverili artlar nazara alndnda, bu kamusal dzenlemelerin srdrlmesiyledir ki
kiiler kendi tabiatlarn en iyi gerekletirir ve onlarn her birinin muktedir olduu
kendi en geni dzenleyici mkemmelliklerini baarrlar.4 Burada reddedilen bu
fikirdir veya bu dnme tarzdr. Bu siyasi dzen anlay bireylerin kendi balarna
3

Rawls (1999: 462).

Rawls (1999: 463).

farkna varamayacaklar bir iyiyi (bakalaryla) birlikte idrak etmelerini mmkn klan
bir sosyal birlik olarak- belirli bir lde sosyal birlik arzusunu ifade etmektedir ki bu
modern

dnyadaki

eitlilik,

hareketlilik

ve

anlamazlklarn

derecesiyle

badamamaktadr. Bu ancak en sonunda eitlilii bastrmak, veya seyahat


zgrln azaltmak veya muhalif/aykr grleri bomakla baarlabilir.
Bu gl sosyal birlik anlayn reddetmenin nedeni, ksmen, onun insani geliim
iin bu tr birliin nemini abartmasdr. Byle bir dzene sahip olmadmz gerei,
deerli ve anlaml planlara veya hayatlara bizim hepimizi yneten tek bir adalet kavram
olmakszn sahip olabileceimizi dndrr; meerki Rawls insanlarn yine de zengin
ve anlaml hayatlar yaamak durumunda/zorunda olduklarn meru olarak iddia
edebilsin. Ne var ki, bu nedenin sadece bir ksmdr. Daha nemli nokta, insanlarn
gerekte adalet ve ahlakilik hakknda en az baka meselelerdeki kadar ok farkl
dndkleridir. Ve baz insanlar, ayn inanca sahip veya ayn dinden olan bakalaryla
paylaabildikleri hangi kanaatlerin, imdi ayn toplumun yeleri olarak kendileriyle
etkileim iine girdikleri baka inanlar veya dinlerden olan kiiler tarafndan
onaylanacan bilemezler. Esasnda insanlar hatr saylr derecede farkl dnrler,
adalete ilikin olarak bunun daha az olduu da sylenemez. Ahlaki geleneklerin ve siyasi
dzenlemelerin farkll bunu yanstr (geri, elbette, bu sosyal ve siyasi iktidar
olgusunun da bir yansmasdr) ve bu eitlilii kontrol altna alma veya belirli bir doru
anlaynn bal altna sokma giriimlerine veya sapmalarna direnmeliyiz.
Siyaset felsefesi bir tr sosyal birlii gerekletirmek veya tanmlamak emeliyle deil
fakat bu eitlilik ve akkanln insanlk durumunun yerleik bir zellii olduu
anlayyla ie balamaldr. Siyaset felsefesi, Rawlsun yapt gibi, sadece sosyal ve
siyasi kurumlarn hakll iin ortak bir kamusal temel salamakla yetinmeyen, fakat
ayn zamanda bir nesilden sonrakine istikrarn teminine yardm da edebilecek bir siyasi
adalet anlay sunmak5 suretiyle konsenss gerekletirmeyi6 de amalamamaldr.
Esasen, siyaset felsefesinden onun bir zel amac veya grevi varm gibi sz etmek
biraz kstahadr, sanki onun hizmet edecei tek bir amacn veya, bu konu bakmndan,
herhangi bir amacn-olabilecei gerekten de apak bir eymi gibi davranmaktr. Ama
felsefeciye aittir, sylem tarzna deil. Her ne hal ise, reddedilmesi gereken ama,
5

Rawls (1999: 429).

Rawls (1999: 421).

herkesin kucaklayabilecei ve bizim uzlamaz dnce tarzlarmz uyumlulatrabilecek


fikirlerin gelitirilmesi yoluyla sosyal birlii baarma emelidir.
Siyaset felsefesindeki bu denemenin amac, ahlaki ve kltrel bir eitlilik
dnyasnda, bu eitliliin bastrlmad, aksine insanlarn kendi hayat anlaylarn
yaama zgrlnn tannd ve bu hakkn verildii bir sosyal dzenin aklamasn
yapmaktr. yleyse soru udur: Bu kitabn, onu ayn sorunlarla boumakta olan baka
yazarlarnkinden ayran, onun kendi zel katksn ortaya koyan ne sylemesi gerekiyor?
Onun zellikle sylemeye alt iki ey vardr. lki udur: eitliliin bastrlmad ve
hakim olduu bir sosyal dzende en nemli ey, ona hakim olan kurallar ve kurumlarn
yapmas gerekenin, insanlarn kendi ayr yollarn izlemelerine izin vermek olduudur.
Bu kurumlar insanlar birbirine balamaya deil, fakat eer yle isterlerse kendilerini
zmeyi veya, esasen, bakalaryla hi birlememeyi- onlar iin kabul edilebilir hale
getirmeye hizmet ederler. Can alc zgrlk ayn grte olmama zgrldr, bu da
farkl grte olan tarafn farkl gr veya pratiklere uymaya muktedir olmayanlar
bunlarn daha az zararl veya saldrgan bulmalar iin ikna edememesi halinde k
zgrln gerektirir. Farkllklar nihayet farkllklardr. Bunlarn uzlatrlabilecekleri
durumlar vardr, ama asl sorun bunun mmkn olmad zaman ne yaplmas
gerektiidir. Cevap, farkl grte olan taraflarn bir k (ayrlma) imknna sahip
olmalar gerektiidir. Baka bir cevap glnn iradesinin hakim olmas gerektiidir ki
bunun reddedilmesi gerekir. Zaman zaman nerilen baka bir cevap dorunun tarafnn
stn gelmesi gerektiidir, ama bunun da iki nedenle reddedilmesi gerekir. Her eyden
nce, ihtilafl olan zaten dorunun ne olduu olduundan, bu asl meseleden kamaktr.
kinci olarak, doruyu yerine getirme yetkisi daima daha gl olanda olacaktr ki bu
durumda doru ile iktidar bir olacaktr (nk daha gl olann doru saylmam olan
yerine getirmesi beklenemez).
Bu almann sylemeye alt ikinci ey, siyaset felsefesinin ele almas gereken
ana problemin adalet problemi olduunu dnmenin bir hata olduudur. Bu, ahlaki
eitliliin belirgin zelliini oluturmad nispeten mtecanis olan toplumlar iin iyi
olabilir; ama insanlarn kendi ayr yollarnda gittikleri gayrimtecanis bir toplumda
temel sorun meruluk sorunudur. Dnyann her zaman farkllam olmas ve adalet
anlaylarnn deikenlik gstermesi lsnde, meruluk daima zlmesine ihtiya
duyulan ilk sorun olmutur. imdi, Rawls gibi ada filozoflar, ancak adil otoritenin

meru olduunu ileri srmek suretiyle, adalet ile meruluun ayr mlahazalar olduklar
fikrine direnmilerdir. Bu, modern szlemeci gelenein balangcnda Hobbes
tarafndan gelitirilen gre ters dmektedir: Meru otorite tanm gerei adildir,
nk neyin yaplabilip neyin yaplamayacan belirlemek kesin olarak egemen
otoritenin grevidir ve otoriteye dayanan hibir belirleme adaletsiz olamaz. Mamafih,
burada savunulan gr meru otoritenin tanm gerei adil olduu deildir; o tamamen
adaletsiz olabilir. Bir otoritenin adil ama gayr meru davranmas da gayet mmkndr;
bu otoriteyi reddeden insanlar zerinde iktidar kullanmas durumunda olduu gibi.
Meru otorite sadece merudur, fakat onun adil de olmas gerekir.
Bunun anlam, burada gelitirilen grn temelinin ahlaki phecilik olmaddr.
Burada rlativist gr de savunulmamaktadr. leri srlen, adaletin meru otorite
kullanmnn yeterli art olmaddr. Adalet (meruluk iin) zorunlu bile deildir.
Burada bariz bir problem ortaya kmaktadr: Adalet niin otoriteyi meru klmak
iin yeterli olmasn? Her eyden nce, adaletin neyi gerektiini tespit etmek fiilen
mmkn ise, onu uygulamamak iin hangi neden olabilir? Baka bir ekilde ifade
edersek, bir otoriteye adaleti yerine getirme yetkisi vermemek iin hangi neden olabilir?
Bu neden, adaletin neyi gerektirdiini ortaya karmann imkn konusunda phecilik
iin hibir ihtiya olmasa da, adil olan grebilse bile otoritenin adil olacan varsaymak
iin hibir gerekenin var olmamasdr. Otoritenin tabiatnda adil olmay zel olarak
muhtemel klan hibir ey yoktur; daha byk gce sahip olan otoritenin tabiatnda da
onun daha adil olmasn muhtemel klan hibir ey yoktur.7
Burada gelitirilen iyi toplum anlay ite bu iki iddia zerine kuruludur. Bu, adaletin
bir araya getirdii bir sosyal birlik olarak deil, fakat bir tr medeniliin bir arada
tuttuu daha gevek bir birlikler a olarak bir toplum anlaydr. yi toplumun bu
anlalnda devlet emsalsiz bir ahlaki konuma veya ahlaki neme sahip bir birlik biimi
7

Bazlar demokratik olarak kurulan ve mzakerece ekilde ileyen otoriteler iin durumun farkl

olduunu iddia etmek isterler. Fakat demokratik olarak sorumlu otoriteler de daha adil olmayp, sadece
semenlerin taleplerine daha duyarldrlar. Mzakereci demokratik sreler otoriteler iin daha fazla
zerinde dnlm seenekler sunabilirlerse de, seilen alternatifin popler olmamas lsnde
demokrasiden taviz verilmektedir. Mamafih, sonunda, mzakereci de olsa bir siyasi srecin sonucunun
adil olmasnn niin muhtemel olacan anlamak zordur. (Bu, demokrasinin mzakereci veya baka
biimlerine kar bir tez deildir, onun pekl baka meziyetleri olabilir. Sylenmek istenen, sadece,
bunun adaletle balantsnn tamamen tesadfi olduudur.)

olarak grlmemektedir. Devlet kesinlikle adaleti gerekletirme bakmndan esiz


deildir. Devletler siyasi iktidar iin mcadele eden (siyasi iktidar iddias olan) gruplar
arasndaki tarihsel oluumlarn rnlerinden sadece biridir ve bir veya daha fazla
grubun galibiyeti, en iyisinden, sadece genellikle kabul edilen otoritenin meruluunu
(bir dereceye kadar) tesis etmeye yardm eder. Meruluun adaletle hibir ilgisi
olmad iin, bu varla byk bir ahlaki deer veya anlam yklemek iin hibir neden
yoktur.8
Takmadalar mecaznn yakalamaya alt ite bu toplum anlaydr. Bu, sadece
deiken deil fakat ayn zamanda onun kapsad herhangi bir yerde yerlemek zere
yelerinin iinde dolamakta serbest olmalar lsnde snrlar da bulunmayan bir
toplum anlaydr. Veya en azndan, gitmeyi setikleri her yerde kabul grmeyebilseler
bile, yeleri uyum salayamadklar veya tahamml edemedikleri blgeleri terk etmekte
zgr olduklar iin o snrszdr. Byle bir dnyada, phesiz, lkenin grnm daima
deiir, nk insanlar hareketleriyle onu yeniden olutururlar. Bununla beraber, ayn
zamanda, istikrar noktalarndan yoksun da deildir; nk mkemmel yeri veya hatta
mmkn olan yerlerin en iyisini bulmak iin g etmeye herkes istekli deildir. Bu
noktalar tavizlerdir, nk insanlar aksine hareket etmenin maliyetlerini yklenmeye
isteksiz olduklarndan desteklemeleri beklenen dzenlemeleri gnlszce de olsa
kabullenirler.
Hepsi bir yana, takmadalar veya toplum yahut devlet- Platonun bizi inandrmaya
alt gibi bir gemi deildir. O tekil bir giriim deildir, onun bir kaptana veya (byk)
bir dmenciye ihtiyac yoktur ve o bize adalet iin bir mecaz salamaz.
Liberal Takm Adalar
Fakat bu nasl oluyor da liberalizmin bir savunusu oluyor diye sorulabilir. Her eyden
nce, balangta belirttiimiz gibi, burada sunulan iyi toplum tasviri Rawlsdan
Kymlickaya kadar ada liberal dnrlerin kanaatlerinden veya reetelerinden- ok
uzak grnmektedir. Gerekten de mesela Rawlsun Bir Adalet Teorisi adl eserine
8

Bu, insanlarn kendi devletlerine veya lkelerine balanmalarn reddetmek deildir. Spinoza bize

tutkularn herhangi bir eyi sevgi veya arzu nesnesi yapabilmelerinin onlarn tabiatnda olduunu syler.
Montaignee gre ise, hayvan veya eya sevgisinden farkl olarak, bu sevgi bir soyutlamann sevgisi
olduundan kavranmas daha zordur.

adaletin toplumsal kurumlarn birinci erdemi olduu yolundaki nlayan aklamasyla


balamas mehurdur. Onun liberal takipilerinin veya tenkitilerinin hibiri de buna
kar kmamtr.
Ne var ki, siyaset felsefesinde adalete merkezi bir yer verilmesi eer bir hataysa, bu,
liberal bir siyaset felsefesinde de hata olur. Aklanmas gereken, adalet sorununu ikinci
plana atan bir siyaset felsefesinin nasl liberal bir siyaset felsefesi olabileceidir. Aslnda,
bu kitabn iddias hala daha gldr, nk o byle bir siyasi felsefenin bize
liberalizmin daha iyi, daha doru bir trn saladn iddia etmektedir. yleyse
liberalizm nedir?
Liberalizmin kklerinin 16. ve 17. yzyldaki Bat Avrupa gleri arasndaki din
savalarnda bulunduu ada tartmalarn genel bir kabuldr. Bu bir siyasi stnlk
iin askeri atma dnemiydi, fakat ayn zamanda din zgrl iin mcadele
zamanyd da. Bu mcadele ngilterede II. Jamesin devrilmesine ve bata Lockeun
Hkmet zerine ki ncelemesi ve Hogr stne Mektupunda rneklenen modern
hogr ve anayasal ynetim teorisinin douuna tanklk eden Byk Devrimle
sonuland. Fransada bu dnem, din zgrln dini bsbtn reddedenler dahil
olmak zere herkes iin savunmaktaki isteklilii bakmndan kendi hogr doktrini
Lockeunkinin tesine geen Pierre Bayleu ortaya kard. Bu dnrler ve onlarn
takipileri zellikle dini sorunlar zerindeki atma ve anlamazlklar karsnda ne
yaplmas gerektii problemiyle karlatlar. Onlar iki ayr ama ilikili soruya cevap
vermeye altlar: Kim siyasi otorite iddia edebilirdi (veya otoritenin temeli neydi)? Ve
bu otoritenin rol neydi (veya onun snrlar neydi)? nerilen cevaplar ayrntlarda ve
bir lde baz temellerde- farkllamakla beraber, hepsi de sosyal hayat karakterize
eden derin atma ve anlamazlklarn zlmesine ihtiya olduu gereini kabul
ettiler. Bununla beraber, bata Rousseau ve Marx gibi daha sonraki baz dnrlerden
farkl olarak, bu liberal dnrler byle bir atmann ortadan kaldrlabileceini
dnmemilerdir. atma insanlk durumunun deitirilemez bir zelliiydi. Herhangi
bir

derin

birlik

veya

ahenk

ihtimal

dyd;

ve

bu

durum

sadece

hafifletilebilir/yattrlabilir ama tedavi edilemezdi.


Liberalizm bu balangcndan itibaren eitlilik ve farkllk problemine bir cevap
olagelmitir. Herkes dnyay ayn ekilde grmedii (ve gremedii) veya ayn

kanaatleri paylamad yahut ayn ideallerle yaamad iin siyasi kurumlara ihtiya
duyulur; ama sadece bu deiik kiilerin bir arada var olmalarn mmkn klmak iin.
Yine de insan toplumundaki anlamazlk ylesine derindir ki zmn, farkl tarzlarn
hogr kurumlar erevesinde birlikte var olmalarna izin vermek olduu dncesi
bile tartmaldr. Bazlar bu iddiada gllerin zayflar zerindeki sinsi iktidarn
maskelemekten ibaret olan burjuva ideolojisinin bir onayn grrler. Ve bu iddia onlar,
kurumlarn dzeltilmesinin yaratabileceinden daha derin bir sosyal dnm biimini
istemeye gtrmtr. Bu gibi iddialar ska insann zgrlemesi vaatleri ile birlikte
ortaya karlar. Ne var ki, liberalizm, bu gibi ikyetlerden etkilenmeden kalan bir
doktrindir; o bu durumu anlamazln derinliinin ve problemin zlemezliinin srf
bir gstergesi olarak alr. nsanlar doru ve yanl, iyi ve kt, adalet ve adaletsizlik
sorunlar dahil her eyde anlamazla derler. Anlamazlk probleminin herhangi bir
zm, bundan dolay, insanlara bir kararn dayatlmasn zorunlu klar, oysa onlarn
bir ksm zmn artlarn gnll olarak kabul etmeyebilirler. Liberalizm liberal
artlardan yanadr.
Peki ama liberal artlar nedir? Bu liberalleri iki kampa blen sorundur. Kabaca
belirtmek gerekirse, birinci grup liberal artlarn adil artlar olduklarn iddia eder;
ikinci grup ise liberal artlarn siyasi artlar olduklarn. Bu kitapta savunulan adaleti
esas almay reddeden-hogrc liberalizm, liberal artlar siyasi artlar olarak grr.
Adil artlar lehindeki tez liberal bir zmn artlar sorununa ancak liberalizmin
farkl tarzlarn birlikte var oluunu mmkn klan siyasi kurumlar araynda korumak
peinde olduu daha derin deerlerin neler olduklarn sormak suretiyle cevap
bulabileceimizi ileri srer. Farkllaan insanlar bir arada yaatabilecek bir dzeni
muhafaza

eden

siyasi

kurumlar

bu

deerler

temelinde

kurabilir

veya

merulatrabiliriz.
Peki bu deerler nelerdir? Liberal dnceye hakim olan bir cevap Aydnlanmadan
zellikle Kanttan- ve onun 19. yzyldaki varisleri olan Wilhelm von Humboldt ve John
Stuart Millden kaynaklanr. yi bir toplum bireysel zgrl ve zellikle bireyin kendi
insani potansiyelini tam olarak gelitirme zgrln korur. zerklik ve bireysellik
iyisine ilikin bu anlaytan kalkarak John Rawls iyi dzenlenmi, liberal bir toplumun
yelerinin haklarn, zgrlklerini ve ykmllklerini sistematik olarak aklayan bir

adalet teorisi ina etmitir. Bir Adalet Teorisi liberal bir sosyal dzen iin kapsaml bir
merulatrma sunmu ve belirli deerlerin temel nemini kabul etmekte birleen
kiilerin, uygun ekilde artlar oluturulmu bir ereve iinde, bir dizi ahlaki ilkede
(hakkaniyet olarak adalet) ve ona bal kurumsal dzenlemelerde (anayasal demokrasi)
mutabk olacak olduklarn aklamtr. Anlamazlk problemi, farkllaan insanlarn
bile herkesin erevesi iinde yaayabilecei bir dizi kurumda rasyonel olarak mutabk
kalacaklarn gstermek suretiyle zlmtr. Bunlar herkesin farkl amalar izleme
zgrlne olan hakkn kabul eden ve koruyan kurumlard.
Liberalizmin bu trnde farkllaan veya anlamazla den insanlar, liberal
adaletin ilkelerine riayet etmek (veya, kanunlara uymak) artyla, kendi ayr yollarndan
gidebilir ve farkl yaayabilirler. Bu, srf gerekletirilebilir olandan da fazla bir eydir;
bu, taraftarlarna gre, sosyal birlikin temelini salayabilecek derecede mmkndr.
Bu yorumda liberal adalet siyasi otoritenin temelidir.
Bununla beraber, eitlilik ve anlamazlk problemine bir cevap olarak liberal
adaletle ilgili sorun, insanlarn sadece din gibi meseleler hakknda deil, fakat adalet
hakknda da farkl grlerde olabilecekleridir. Esasen, tam da din gibi meseleler
hakknda farkl kanaatlerde olduklar iin, kiiler adalet hakknda anlamazla
debilirler. Eer bu doruysa, adaletin mahsus yani, sahici- ilkelerine uymakta
anlamay tavsiye eden bir zmdeki problem onun meseleyi kantlanm farz
etmesidir. Adalete ilikin kanaat farkllklar probleminin stesinden gelmek iin
tamamen farkl bir zme gerek vardr.
Kuvvetli bir cevap Thomas Hobbesun otoriter siyasetinde yer almaktadr. Hobbesun
kendi zamannn siyasetinde kabul ettii ey, ekien taraflar arasnda aklc anlamayla
zlemeyen zgl dini uyumazlklarn zlemezlii idi. Onlar blen sorunlar,
Hobbesa gre, yalnz bana akl yoluyla kesin olarak zlmesi mmkn olmayan
Kutsal Kitabn yorumuyla ilgili meseleler olduundan, i savan nne gemek iin
baka tr bir zme ihtiya vard. Mamafih, eer akl onlar blen esasa ilikin
meselelerde insanlar anlamaya gtremiyor idiyse, o zaman hkm verme hakkn
nc bir kiiye bir hakeme- teslim etmek suretiyle, onlar kendi iddialarnda srar
etmeye ilikin o zamana kadarki snrsz haklarndan vazgemekte anlamaya gtrmesi
gerekirdi. Ancak, byle bir durumda bu hakemin btn kararlar balayc kabul edilmek

gerekirdi; aksi halde hkm verme hakkndan vazgemelerinin hibir anlam kalmazd.
Hakemin btn kararlar, tanm icab, adil olurdu; nk hakem meru otoriteye
sahipti.
Mamafih btn bunda aikr bir problem vardr: zm aka siyasi olmakla
beraber, liberal deil, otoriterdir. Elbette, siyasi otoritenin muayyen bir adalet grn
kabul etmesi iin hibir gereklilik yoktur; ne de baz ahlaki pozisyonlar veya baz
kiileri sistematik olarak kayrmak suretiyle herhangi bir belirli grubu madur etmenin
veya hatta dezavantajl hale getirmenin bir hakll vardr. Bununla beraber, eer
liberalizmin felsefi kklerini siyasi iktidar konusundaki ihtiyatllkta ve bu iktidarn
sosyal hayata nfuz etmesinden holanmamada bulduunu hatrlarsak, Hobbescu bir
otoriterciliin eitlilik ve anlamazlk problemine liberal bir cevap iin yeterli olmad
aktr.
zm Hobbesta yatmyor. zm liberal adalet grne dnte de deildir,
nk bu bizi baladmz probleme geri dndrmekten baka bir ey yapmaz. Adalet
tartmal olduu zaman otorite adalete dayandrlamaz. Bununla beraber, anlamazlk
ve eitlilik problemine zmn tek bir otoritenin yaratlmas olmak zorunda olduunu
farz etmek iin de bir neden yoktur. Otoritercilik probleminin liberal zm otoritenin
adil olmasn art komak deil, fakat onun blnemez olduunu reddetmektir.
Hobbesun eitlilik ve anlamazlk problemine nerdii zm tek bir egemen
otoritenin tesis edilmesiydi: ayn anda hem kanun koyucu, hem yarg hem de icrac olan
bir g. Bu ksmen, onun, gruplar aras atmadan kaynaklanan problemlerin mahiyeti
hakkndaki deerlendirmesini yanstyordu. Fakat bu zmn birka ciddi kusuru var.
En aikr olan, eer zm bir egemeni snrsz gle donatrsa, dzensizliin yerine
zorbal koymu olur. Hobbes bunun yine de i savaa tercih edilebilir olduunu
dnyor idiyse de, yirminci yzyl bir toplumun bana gelebilecek ayn derecede
gaddar baka akbetlerin de var olduunu gstermektedir, zellikle de kendi
vatandalarna dnen rejimlerde. Fakat bunu bile bir yana brakalm; tek, blnmemi
bir otoritede srar etmek bir siyasi rejimi kurup idame ettirmeyi daha da zorlatrr,
nk o herkesin ayn otoriteyi kabul etmesini istemek anlamna gelir.

Liberal zm ise otoriteyi blmek ve iktidar ayrmak durumundadr. Liberal zm


otorite deil fakat otoriteler yaratmak veya, daha titiz bir ifadeyle, (bu farkl
otoritelerin) zaten mevcut olduklar yerde varlklarn devam ettirmelerine izin
vermektir. Liberal anayasaclkta bu bilinen kuvvetler ayrl doktriniyle ilgilidir.
Liberal bir rejimde, siyasi iktidar en bildik ekliyle iki yoldan biri veya ikisiyle blnr.
levsel blnmede, yrtme, yasama ve yarg yetkilerinin birbirinden ayrld durumda
kuvvetler ayrl vardr: bu farkl ilevler amal olarak ayr ellerde tutulur. Siyasi
iktidarn paralanmasn salamak iin baka kurumsal mekanizmalar da getirilebilir;
mesela yasamann iki meclise blnmesi gibi. Kuvvetler ayrlnn genellikle ald dier
ekil federalizmdir. Federalizm birok bakmdan modern anayasacln btnleyici bir
parasdr ve kuvvetlerin ilevsel deil de yatay veya mlki olarak blnmesini salar.9
Federal bir devlette sadece muayyen otoritelerin yetkisi blnm deildir, fakat
otoritelerin says da artrlmtr; sadece g kullanan farkl kiilerin deil fakat ayn
zamanda belki de farkl adalet standartlarnn yn gsterdii farkl kanunlar kabul eden
farkl yetki alanlarnn varl da mmkn klnr.
Bununla beraber, liberal bir siyasal sistemde otoriteyi blp ayrmann hala daha
fazla yollar vardr: nk otorite, hibiri baka tek bir gce tamamen tabi olmayan veya
tek bir ortak adalet standardna balanmaya zorlanmayan birok baka kurumlar,
birlikler ve topluluklarn elinde olabilir.
eitlilik ve anlamazlk problemine bu gibi kurumsal dzenlemelerle karlk veren
bir siyasi teori siyasi liberalizm terimiyle tanmlanabilir. Bu teori anlamazla ortak bir
zemin veya ortak ilkeler arayyla deil fakat hakemler oluturmak suretiyle cevap
verir. Hobbesun dnd gibi tek bir hakem deil, fakat hibiri bakasnn stnde
belirleyici olmayan ama her biri kendi alannda belirleyici olan ok sayda hakem.
imdi, hakemlerin ok sayda olmasnn daha fazla atma riski ortaya karaca
dncesinden hareketle, tek bir hakem yerine birden ok hakemin olmas niin daha iyi
olsun diye sorulabilir. Elbette daha az daha oa tercihe ayandr? Esasen Hobbes da
byle dnyordu, nk o gruplarn okluunun i bar iin bir tehlike olacandan
korkuyordu. Fakat kabul etmek gerekir ki, mesele basit bir say meselesi deildir.
nemli olan nokta, daha fazla hakemin var olmasnn kendi bana deerli olduu deil,
9

Bunu Kukathas vd. (1990)da daha uzun boylu tarttm.

fakat herhangi bir hakemin zorbaca hareket edebilecek ekilde bsbtn denetimsiz
olarak hkimiyet kurmas imknnn daha az olmasdr. Buradaki zm yksek
hakemler veya, bir tek yksek hakem- yaratmak deil, fakat hakemlerin daha kk
alanlara sahip olmasyla snrlanmasn temin etmektir.
Bu anlaytan kan devlet zel bir trde liberal bir devlettir. O belirli bir adalet
anlaynn ekillendirdii kapsaml bir amacn veya ortak grn klavuzluk ettii bir
devlet deildir. O, bir ksm btnn rneine gre -hogrl ve liberal- olumu
olabilirken dierleri onun neredeyse antitezi grupu ve ie-dnk- olabilen, farkl
paralardan oluan bir devlettir. Bununla beraber, o ortak bir amatan doan gl bir
sosyal birlik gsteren bir devlet deildir. Bu devleti tanmlayan liberalizm, zaman zaman
birbiriyle rtmekle ve etkilemekle beraber esas olarak birbirinden ayr ve ayrm
topluluklar, yetki alanlar ve birliklerin bir takmadas liberalizmidir. Ve bu resimde
devlet birok topluluk, yetki alan veya birlikten sadece biridir. O kendisinden kk
birok unsuru ierebilir, ama onlar kendisine tabi klmaz. Bu devlet bir siyasi bnye
(btnlemi bir siyasi varlk) oluturmaz. O denizden kar ama bir Leviathan deildir;
ne rktcdr, ne kadiri mutlak ne de ebedi. Ve nesiller getike ortadan kalkabilir de;
dalp baka bir ekil altnda yeniden kurulmas hala tasavvur olunabilir.
Liberal takmadalar, iinde muhtelif otoritelerin birlikte var olduu, karlkl bir
hogr lkesidir. Otoritenin daha kk birimlere tamamen devredilmemesi ama i
snrlar aan ynetme yetkisine sahip ve baz birlikleri iine alan kurumlar tarafndan
da kullanlmas lsnde, bu otorite kapsad alan bakmndan snrldr ve yetkisi
kstlanmtr. Bu, Amerikan Anayasasn hazrlayanlarn yeni bir hkmet sistemi
tasarlarken akllarnda tuttuklar idealdir.10
Mamafih, phesiz sorulacak olan bir soru, byle bir liberalizm anlaynn
liberalizmin makul bir biimi olup olmaddr. William Galstonn ifadesiyle, Liberal
devlet Michael Oakeshottun ieriksiz kurallarla oluturulan amasz sivil birliki (civil

10

Geri onlarn imdiye kadar kendi tasarmlarnn rn olarak baardklar ey gl bir milli devlet

deildi. lk tasarmdaki birok kusur iinde en by, galiba, tek bir ahlaki kurgu iinde iki elikili inanc
koruma giriimiydi: biri kendi-kendini ynetme ve bireysel zgrlk, dieri ise klelik.

association) olarak anlalamaz. Dier her siyasi toplum biimi gibi, liberal devlet de bir
giriim birliidir (enterprise association). Onun ayrt edici yan, kamusal amalarnn
olmamasnda deil fakat bunlarn muhtevasnda yatar.11 Oakeshottun sivil birliine
uyan hibir devlet yoktur. Btn devletler bir tr adalete ve insani iyiye ilikin bir
anlay paylamlardr. Bundan dolay, herhangi bir liberal teorinin grevi devletin
izlemesi gereken doru amalarn neler olduunu gstermek olmaldr.
Bundan baka, liberal bir devletin, bamszlklarna sayg gsterilmesi gereken
eitli topluluklardan olutuu elbette doru olmakla beraber, bu, bsbtn kendi
balarna braklmalar anlamnda onlara hogrl olunmas gerektii anlamna da
gelmez. Liberal devletin liberal vatandaln gerektirdii inanlar, yeterlilikler ve
erdemlerin genel olarak paylalmasn temin etmekte meru ve zorunlu bir kar
vardr.12
Bir dereceye kadar bu iddialar iyi temellendirilmitir: Hibir saf, Oakeshottcu birlik
yoktur ve hibir zaman da olmamtr. Liberal devlet olan hibir liberal takmadalar da
yoktur. Ne var ki bu etkili bir itiraz deildir. Niin olduunu anlamak iin liberal devleti
nasl teorikletirebileceimizi sormaya ihtiyacmz var. Bir gr u olurdu: Liberal
devletin teorisini, onun kurumlarna ve uygulamalarna hakim olan en derindeki (veya
temel) felsefi inanlar veya n kabulleri tanmlayarak bu varln rasyonalitesini ortaya
karmaya almak suretiyle kurarz. Sz gelii, muayyen bir liberal devleti anlamak iin
onun nasl zgrlk ve eitlik temel deerlerinin bir tr uzlamasn temsil ettiini (veya
edebileceini) anlamaya ihtiyacmzn olduunu iddia edebiliriz. Bu toplumun
temelindeki en derin ilkelerin farkl dzeylerde nasl ifadeye kavuturulduunu, iyi ve
doru hakkndaki soyut dnceden kalkarak anayasal ina safhasna, mevzuat
dzeyine, siyaset dzeyine uzanan drt aamal bir sra iinde gstermeye alabiliriz.
Veya liberal devletin liberal uygulamada sakl olan iyinin tam bir teorisinin kurumsal
ifadesi olduunu gstermeye alabiliriz: Sz gelii bar, hukukun stnl,
eitliliin tannmas, kapsayclk, itidal, refah, adalet ve hakikate aklk deerlerini
iine alan bir teori.13

11

Galston (1991: 3).

12

Galston (1995: 529).

13

Bu rnekleri Galstondan (1991: 30-4) aldm.

Buna karlk baka bir imkn da rasyonalitenin modern bir liberal devlette
bulunmak durumundaki karmak bir kurumlar, uygulamalar ve tutumlar dizisinin
anlatmn veren tek bir temel biiminin bulunmaddr. Bu rlativizm deildir: Bu,
rasyonalitenin btn biimlerinin eit lde iyi veya doru olduunu veya onlarn
karlatrlamaz

ve

eletirilemez

olduklarn

deil

fakat

sadece

hepsinin

badatrlamaz olduklarn sylemektir. Devlette bulduumuz veya devletin neye


vardn bulduumuz- ey, tek bir istikrarl varlk deil,

fakat bir rakip

eilimlerin/iddialarn sitesidir. Bu, Oakeshottun modern Avrupa devletini aklamada


ulat sonuca benzer bir eydir. Btn insan ilikilerinin izlenen amalar ve (bu
amalara uygun olarak) gerekletirilen fiiller araclyla olmasnn zorunlu olduuna
ilikin hatal inan pek ok kiiyi btn beeri birliklerin ya bireysel tatmin araynda
ilemsel olarak bir araya gelen kiilerden ya da ortak tatmin araynda ibirlii iinde
olan kiilerden meydana gelmesinin zorunlu olduuna ve dolaysyla da bir devletin
karakterinin insaniliin maddi durumu olarak tanmlanmasnn zorunlu olduuna ikna
etmitir.14 Yine de devlet hepten farkl ve daha belirsiz- bir giriim olabilir; iinde
farkl eilimlerin nihai bir zm bulmadklar bir giriim.
Eer byleyse, o zaman liberal devleti gevek olarak bir araya gelmi otoritelerin bir
takmadalar olarak teoriletirmekteki mesele, bunun fiili bir liberal devleti veya belki de
hatta mmkn bir liberal devleti tamamen kapsamas deil, fakat onun nemli bir
boyutunu tanmlamasdr; liberal devletin her yann kapsayan deilse de onun belirli
deerleri, kayglar veya amacyla balant kuran bir boyut. Bundan baka, o ayn
zamanda devletin belli edilmi amalar olan veya tanmlanabilir bir dizi iyinin
izlenmesine adanm kesin bir giriim birlii olduunu varsayamayacamz anlamna da
gelir. En fazla syleyebileceimiz, liberal devletlerin kendilerini belirli amalarla (yeri
geldike) ilikilendirdikleri ve devletin yelerinin paylatklar kanaatler veya inanlarla
karakterize edildikleridir. Kolektif amalar izleme ve bir lde sosyal birlik tesis
etmeye alma ynelimi sadece bir ynelimdir ve liberal devletin hibir kolektif ama
izlememek ama iinde yelerinin kendi amalarn kendi balarna izleyebilecekleri
ereveyi sunmak ynelimiyle gerilim iinde var olan bir eydir.

14

Oakeshott (1975: 318).

Yine de burada iddia edilebilir ki, eer liberal devlet liberalizmin iki trnden biri
veya dieri deil ama bu iki trn unsurlarna sahip olan bir ey ise, onu iki arlk
arasndaki bir uzlamann rn olarak niin teoriletirmeyelim? Cevap udur: Bu
uzlamann, felsefi farkllklarn herhangi bir ilkeli zmn deil de, ilkeli amalar ve
ilkeli bir uzlamann ne olduuna ilikin grleri farkllaan insanlar ve gruplar
arasnda karlkl birlikteliin deiik kalplarn yanstmas durumunda, bu mmkn
olmayacaktr. Fiili siyasi dzenlemeler felsefi zmleri deil fakat bir toplumdaki
gerek iktidar dalmn yanstr; bu, zellikle Rousseau ve Marx tarafndan ak bir
ekilde kabul edilmi olan bir noktadr. Geri her ikisi de bu problemin stesinden
gelinebileceini dnmtr, ilki siyasi bir dnmle ikincisi ise siyaset kart bir
dnmle.
Bu noktada William Galston liberal devletin liberal yurttalk iin gerekli olan
kanaatler, ehliyetler ve erdemlerin genel olarak paylalmasn temin edilmesinde bir
kar olacana iaret etmekte gayet hakldr. Ve btn devletler gibi, liberal devlet de
kendi karlarn izleyecektir. Ne var ki, bunun sonucu, devlet iinde iktidarn
dalmnn bir yansmasndan baka bir ey olmayacaktr. Liberal devlette, bir hayli ho
grlmeyecek olan ey vardr, onun ho grme kapasitesi nispi olarak en yksek olsa da.
Fakat bu ho grlmeyecek olann tannmayaca anlamna gelmez, nk zmn
altnda yatan ilkeli bir uzlama pozisyonudur ve kesin snr izgileri izilmi olacaktr.
Ho grmeyi reddetmek daha muhtemel olarak g dengesini ve liberal bir toplumun
doru biimi hakkndaki muayyen zc veya kapsayc grlerin hakim olma derecesini
yanstacaktr. G daima doru felsefesi klnda ortaya kar.
Liberalizm beeri eitlilikle birlikte, insanlarn bir araya gelmeye altklar her
durumda kendini gsteren farkllk ve anlamazlklarn ortaya kard probleme cevap
tekil eden bir siyasi felsefedir. Liberal devletin iyinin liberal bir teorisinin yansmas
olduunu veya olmas gerektiini ileri sren bir liberalizm nemli bir snrllkla
maluldr. O iyinin liberal teorisini reddedenlerle bir araya gelemez, geri aznlkta
olduklarnda onlar bu gr kabul etmeye zorlayabilir. Liberal devletin bir hakemden
daha fazla bir ey olmamas gerektiini ileri sren bir liberalizmin de farkl bir sknts
vardr: O geni bir eitlilie izin verdii iin bizatihi illiberal olanlarla bir araya
gelecektir.

Bununla beraber, gerek dnyada hibir liberalizm tr srf kendi meziyetine


dayanarak makul bir stnlk kuramaz. yinin liberal bir teorisinin belirli bir adalet
anlaynn- hakim olduu liberal bir devlet kendisini ortodoksiden ayrlanlarn
muhalefetiyle sktrlm bulacaktr. Onlar bastrlmadklar lde, bu olacaktr, nk
liberal adalet teorisinin ilkeleri reddedilmekte veya nazara alnmamaktadr. Bamsz
hakemin daha minimal liberalizminin hakim olduu bir liberal devlet de kendisini
kararlarna daha fazla maddi muhteva katmaya zorlanm bulacaktr. Tocquevillein 19.
yzyl Amerikan liberal demokrasisiyle ilgili olarak gzledii gibi, ounluun (ve
glnn

diye ekleyebiliriz) sesinin

etkisi

altnda

daima merkezileme

ve

standartlama ynnde bir eilim vardr. Ve glnn diye ekleyebiliriz.


Bu artlarda, bu eilimlerden biri lehinde iddiada bulunmak iin herhangi bir neden
olabilir mi? Aslnda, baz bakmlardan, btn bir almay hibir zaman var olmayacak
bir dnyay tasarlamaya tahsis etmek, bsbtn Don Quixotea deilse de, biraz naif
grnebilir. Yirminci yzyln gidii rasyonelleme yoluna girmitir ve Max Weberin
deitirilemez olduunu dnd istikamette, modern egemen devletin yaratlmas
ynnde ilerlemektedir. Bu hem lkesel bir formasyondur, hem de ayn zamanda isel
olarak egemen de olan, kendi snrlar iinde hibir stn otorite tanmayan ve bir iddet
tekeli hakkna sahip olduunu ileri sren bir varlktr. Meseleleri farkl ekilde
kavramaya almak iin hangi neden olabilirdi ki?
Bir neden udur: Doal ve kanlmaz grnenin ok sk olarak duruma
bal/tesadfi olduu gereini gzden karmamak nemlidir. Modern devleti iin de
byledir. Bu sosyal rgtlenme biiminde kanlmaz olan veya otoritenin blnmesinin
bu biiminde doal olan hibir ey yoktur. aret etmeye deer ki, esasl ve nemli olarak
sunulan ey sadece bir eilimdir ve sknt verici bir eilimdir.
kinci bir neden, pek kuku duyulmayan bir ideal olan sosyal birlik zleminin, en
ktsnden, en bata yirminci yzylda, rknt verici sonulara yol am olmasdr.
Byle bir sonucun zel olarak arpc bir rnei komnist dnyayd ki orada evrensel
kardelik zlemi, Stalin Rusyasnda zirve noktasna kan, dnce farkllna
hogrszle dnmt. Orada, ne farkllk ho grlebilirdi ne de muhalif
dncenin kendi yolunda gitmesine izin verilebilirdi. Kapal snrlar ve yeniden eitim
kamplar zorunluydu ve ortaya kan toplum zel Kamplar eklindeki kk

toplumlar andrr hale gelmiti. Cezalandrmada ve yeniden eitimdeki birok


tecrbeden sonra, nihai olarak bu olgun mkemmellik domutu: on tayan
Anavatandan psikolojik olarak kopmu insanlar deil- saylardan meydana gelen, girii
olan ama k olmayan, sadece dmanlar rkten ve sadece snai mallar ve
kompleksler reten, sert ve ehresiz bir organizasyon.15 Buradaki mesele, liberal
devletlerin Stalinizme istemeseler de yakn olmalar deildir; bu tamamen ihtimal
ddr. Mesele daha ziyade, birlik peinde komann daima muhalefet yarataca ve
bunun da, sadece, dnceleri norma uymayanlarn bastrlmasn tevik edeceidir.
Liberal devletlerde bu eilimi frenleyen ey, adalete ballk deil, fakat muhaliflerin
kendi yoluna gitmelerine izin verme eilimidir. Liberal mirasta en fazla korunmaya
ihtiya duyan ite bu eilimdir.
Son olarak, siyasi dnyay farkl olarak tasavvur etmek iin bir neden de, modern
dnyada, siyasi snrlar hayali snrlar- zerindeki kavgalarmzdan ok fazla trajik ve
dehet verici eyler kmasdr. Snrlar bize dlamak iin mazeretler, zora bavurmak
iin mazeretler, soyutlamalarda anlam bulmak iin mazeretler salarlar. Felsefe bunu
deitiremez, ama buna en azndan iaret edebilir. Siyaset felsefesi haritalar olmayan
bir dnya yaratamaz, nk haritalar nemlidir. Yine de o, haritalarn en sonunda
(balangta olduu gibi) hi de nemli olmadklarn tanyarak ie balayabilir.

15

Solzhenitsyn (1978: 484).

Kaynaklar;
Galston, William (1991), Liberal Purposes: Goods, Virtues and Duties in the Liberal State
(Cambridge: Camridge University Press).
Galston, William (1995), Two Concepts of Liberalism, Ethics, 105(3), ss. 516-34.
Kukathas, Chandran & Pettit, Philip (1990), Rawls: A Theory of Justice and Its Critics
(Oxford: Polity Press).
Oakeshott, Michael (1975), On Human Conduct (Oxford: Oxford University Press).
Rawls, John (1999), A Theory of Justice, revised edition (Cambridge, MA: Harvard
University Press).
Schmeidl, Susan (1998), Comparative Trends in Forced Displacement: IDPs and
Refugees, 1964-96, Janie Hampton (ed.), Internally Displaced People: A Global Survey
(London: Earthscan Publications), iinde, ss. 24-33.
Solzhenitsyn, Alexander (1978), The Gulag Archipelago 3, 1918-1956. An Experiment in
Literary Investigation, trans. H. T. Willets (London: collings/Fontana):

You might also like