You are on page 1of 23

Cokun Can Aktan (ed.

), Yoksullukla Mcadele Stratejileri, Ankara:


Hak- Konfederasyonu Yaynlar, 2002.

BALICA FONKSYONEL GELR DAILIMI TEORLER


VE BLM ADALET

Cokun Can Aktan ve stiklal Yaar Vural

1. GR
Bu blmde gelir dalmna ynelik (fonksiyonel gelir dalm) balca
yaklamlar, blm adaleti teorileri ve kalknma teorileri ele alnmaktadr.
2. GELR DAILIMINA YNELK BALICA YAKLAIMLAR
2.1. Ricardonun Gelir Dalm Teorisi
Gelir dalmna ilikin klasik yaklamda daha ziyade fonksiyonel gelir
dalm zerinde odaklanan D. Ricardo ve Karl Marx en nemli kiilerdir
(Peterson, 1976:451). Her ikisi de kapitalist retim sisteminin uzun devrede
geirecei evrimle ilgilenmekteydiler ve bu evrim sonucunda ana ekonomik
snflar arasnda gelirin nasl dalaca konusuna nem vermekteydiler.
Klasikler, retime katlan snflarn paylarnn ne olaca konusunu
incelemilerdir.
Ricardonun gelir dalm teorisinde ekonomi endstri ve tarm olmak zere
kabaca iki kesime ayrlr (Bkz. Ricardo, 1962). Ekonominin genel geliimi
asndan nemli olan kesim tarm kesimidir. Teori, ana varsayma dayanr
(Peterson, 1976:452). Bu varsaymlardan ilkine gre, tarm arazisi snrsz
olmadndan ve tarm arazisi ayn kaliteye sahip olmadndan, tarm azalan
verimler yasasna tabidir. kinci varsaym (Malthus Yasas), cretlerin asgari
geim dzeyinin stne kmas halinde nfusun hzla artacan ve bu
dzeyin altna dmesi durumunda ise azalacan ngrr. Son olarak,
iktisadi gelimede anahtar bir role sahip olan sermaye birikimi iin kar son
derece nemli bir unsurdur.

Ricardo Kuramnda ekonominin kts kiralar, cretler ve karlar olmak zere


ana pay arasnda bllr (Peterson, 1976:452). Kira arazi zerinden
elde edilen bir getiridir ve azalan verim ilkesi nedeniyle ortaya kar. cretler
ise emein getirisidir. Emein doal fiyat (creti) piyasa cretinin uzun
dnemde ynelecei cretler dzeyidir. Bu ise alan kesimleri asgari bir
yaam dzeyinde korumaya ancak yeten bir cret dzeyidir. Asgari geim
dzeyi, alanlarn fiziki, kltrel ve toplumsal gereksinmelerini karlayacak
bir asgari standard ortaya koyar. Emein doal fiyat, piyasadaki fiili cret
dzeyi olup arz ve talep tarafndan belirlenir. Emek talebi kar oranna ve
dolaysyla sermaye birikim dzeyine baldr. Sermaye birikim dzeyi yksek
ise emee olan talep artar ve bu durum emein piyasa fiyatnn emein
doal fiyatnn zerine kmasna yol aar. Gelir toplamndaki nc pay
olan kar, gelir toplamndan cret demeleri ve kiralarn karlmasndan sonra
geriye kalan miktardr. Karlar, iktisadi gelimenin esas kaynan oluturan
net yatrm ya da sermaye birikimi orann belirlediklerinden ve sermaye
birikimini olanakl klan tasarrufun kayna olduklarndan son derece nemli
bir etmendirler.
Ricardonun gelir dalm kuram iki ayr ilkenin ileyiine dayandrlabilir
(Akaln, 1981:240):
i. Milli haslann kira, cretler ve karlar arasndaki blmn aklamakta
kullanlan marjinal ilkesi ve
ii. Milli hasladan kirann karlmasndan sonraki bakiyenin cretler ve karlar
arasnda blmn aklamakta devreye konulan artk (surplus) ilkesi.
ekil- 1: Ricardonun Gelir Dalm Teorisinin Geometrik Yorumu

Kaynak:Peterson (1976), s.454 ve Akaln, (1981), s.241.


Bu iki ilkenin ileyi biimi, ekonominin tarmsal kesiminde rol oynayan
gleri simgeleyen, bir ekille gsterilebilir (Peterson, 1976:454-55). ekilde,
tarmsal kt ya da temel geim aralar dikey eksende, tarmda alan ii
saysn simgelemek zere emek yatay eksende gsterilmitir. AP erisi
ortalama emek haslasn ve MP erisi marjinal emek haslasn
simgelemektedir. burada her iki eri de azalan verimler yasas gerei aa
doru eimlidirler ve marjinal haslann cret ve karlarn toplamna eit
olduu varsaylmtr. Zira uzun dnemde cretler dzeyi marjinal emek
verimliliince deil, emein doal fiyat tarafndan belirlenmektedir. Bu
nedenle O mesafesi doal (asgari geim) dzeyine eittir ve tarmsal kt
cinsinden mevcut igcn asgari bir geim standardnda eksiksiz muhafaza
etmeye ancak yetecek bir dzeydedir. Bylece, marjinal haslann cret ve
karlar toplamna ve istihdam dzeyinin 0Nye eit olduu zaman K birim
kt bana kar simgeler. Emein ortalama ve marjinal verimi arasndaki fark
olan kira ise KR mesafesine eittir. Net yatrm emek talebini artrmaya
yarayan kt dzeyini ykselttiinden fiili istihdam dzeyi (0N) sermaye
birikimi oran tarafndan belirlenir.
Tarmsal kesimde kt arttka yksek dzeyde karlar ortaya kar ve karlarn
artmas da sermaye birikimini artrr. kt art emee olan talebi
artracandan piyasa creti doal cretin zerine kar. Bu durum ise nfusu
artrr ve artan nfus tarmsal rnlere olan talebi artrarak tarmsal kt
artn tetikler. Tarmsal arazi snrsz olmad iin daha fazla emek
kullanlarak tarmsal kty artrma abalar azalan verimler yasas nedeniyle
sonusuz kalr ve neticede retim maliyeti, tarmsal rnlerin fiyat ve kiralar
(KR mesafesi boyunca) artar. Tarmsal ktnn artmas, emekilerin igcn
asgari geim standardnda muhafaza edebilmeleri iin, cari parasal cretlerin
de artrlmas anlamna gelecektir. Gerek kt cinsinden doal cret (O
mesafesi) deimeyecek, ancak cretlerin ald toplam kt pay artmak
zorunda kalacaktr. Baka bir ifadeyle toplam ktdaki cret payn temsil
eden dikdrtgeninin alannda byme sz konusu olacaktr. Balangta ON
istihdam dzeyinde ONT alan dzeyinde iken istihdamn OM mesafesinin
simgeledii st snra ulamasyla bu alan uzayacaktr. Bu srete kar, ON
istihdam dzeyinde K mesafesinde iken MPnin doal emek fiyatna eit
olacak bir dzeye dt noktada en sonunda ortadan tamamen kalkncaya
dein srekli olarak azalacaktr.
Sabit bir teknoloji ve sabit bir gerek doal cretin sz konusu olduu
varsaym altnda, Ricardo gelir dalm kuram, kt ve istihdam dzeyinin
artmas ile birlikte ktdaki greli cretler paynn artacan ngrr. Bu
durumda karn greli pay gittike azalr ve en sonunda sfra der. Sonuta

ekonomideki tm sermaye birikimi, nfus art ve teknik gelime durur.


Azalan verim ilkesinin yol at bu durgunluu teknik gelime geici olarak
durdursa da ortadan kaldramaz.
2.2. Marxn Gelir Dalm Teorisi
Marxn gelir dalm kuram da genel hatlar itibaryla Ricardonun artk
ilkesinin uyarlanmasna dayanr. Ancak iki kuram arasnda baz farklar
bulunmaktadr (Akaln, 1981:242):
i. Marx, azalan verimler kanununu kabul etmedii iin rant ve kar arasnda
bir ayrma gitmemitir;
ii. Marx, emein arz fiyatnn genel olarak btn mallar cinsinden sabit
olduunu kabul eder;
iii. Marxa gre creti geimlik dzeyde tutan kuvvet, emek arznn talebi
amas yani yedek ii ordusudur;
iv. Marxa gre sermaye birikiminin nedeni, Ricardonun ngrdnn
aksine yksek kar hadlerinin cazibesi deil kapitalistler arasndaki
rekabettir.
Marxn ngrd yap bir mal ya da hizmetin deerinin onu retmek iin
gerekli olan emek miktar tarafndan belirlendiini belirten deerin emek
kuramna dayanr (Bkz. Marx, 1961). Buna gre emein arz fiyat, igcn
eksiksiz olarak muhafaza edecek asgari geim dzeyini oluturan mal ve
hizmetleri retmek iin gerekli olan igc miktarnca belirlenir. Emein bir
doal fiyat, igcnn hayatta kalmasn ve kendisini yeniden retmesini
salamaya yeterli bir gerek cretler dzeyi bulunmaktadr. Bu asgari geim
dzeyini karlayan gerek cret deerini asgari yaam standardna giren
mallar retmek iin gerekli igc miktar belirler.
Marxa gre artk deerin varolu nedeni belli bir devrede emein igcn
eksiksiz korumaya yetecek asgari gerek cretten veya emein arz fiyat ile
llen kendi maliyetinden daha fazla iktisadi deer yaratmasdr. Toplam
kt deeri ile emein arz fiyat arasndaki fark emek d kaynaklarn
sahipleri olan kapitalistlerin el koyduu artk deeri simgeler. Kapitalistler
fiziksel retim aralarnn mlkiyetine sahip olmalar sayesinde ii snfnn
ortaya koyduu artk deere sahip karak gelir dalmn kendi lehlerine
evirirler. Karn kayna artk deerdir. Kapitalistlerce el konulabilecek artk
deer miktar, karn toplam gelirdeki greli payn da belirler.

Bir nihai mal veya hizmetin deeri bileenden meydana gelir. Bunlar,
hammaddeleri ve sermaye tketimini (sabit sermaye) simgeleyen (c), retim
srecine giren igcnn deerini (deiken sermaye, cret fonu)
simgeleyen (v) ve artk deeri ya da kar (net kar+faiz+rant) simgeleyen
(s)dir. Buna gre bir mal ya da hizmetin deeri (c+v+s)ye eittir. Tm
ekonomi iin gayri safi haslann deeri ise C+V+S olarak tanmlanabilir.
Kar paynn cret payna oran (S/V) smr orannn ls olmann
tesinde kt toplamndaki cret ve cret-d (kar) gelirlerinin greli
payndaki deiikliklerin de gstergesidir. Bu oranda bir ykseli, smr
oranndaki bir art, yani gelir toplamnda cretlere gre karlarn paynda bir
art simgeler. Baka bir ifadeyle, gelir dalmnda kar elde eden kesimler
lehine bir iyilemenin meydana geldiini temsil eder.
Marxa gre komnizmin ilk aamas olan sosyalizmde kiiler bireysel
abalarna ve topluma yaptklar katkya gre, nihai aama olan komnizmde
ise ihtiyalarna gre dllendirileceklerdir. Ancak bu emalarn her ikisinde
de nerilen bu ilkeler mutlak eitlii ngrmez. Deerin emek kuramna gre
yaratlan deer miktar iilerin kalifiye olup olmadklarna ve emeklerinin
karmak olup olmadna baldr. Karmak ilerde alan bir igc basit
bir ite alana gre daha fazla deer retir. Bu nedenle sosyalist gelir
dalm teorisi yksek kalifiye igcnn dk kalifiye olanna kyasla daha
fazla cret almas gereini onaylar. Kiisel abalar, eitim ve tecrbe
sonucunda emein daha fazla kalifiye hale gelmesi halinde ortaya kacak
gelir farkllklar da meru olacaktr. te yandan, kiiler arasnda doutan
gelen fiziki (daha gl olma veya daha fazla alabilme) veya entelektel
farkllklar da gelir dalmnda eitsizlie yol aabilir. Bu nedenle, sosyalist
eitlik, kiilerin sahip olduklar gelirlerin eit olmasn deil; gelir elde etme
frsat ve koullarnda eit olmay ierir.
Komnizm aamasnda yeteneklerine gre herkesin katkda bulunmas,
ihtiyalarna gre herkese katk salanmas ilkesi de gelirde mutlak eitlii
ngrmez. Kiiler fiziki ve entelektel dzeyde farkl olduklar srece farkl
ihtiyalara sahip olacaklar ve bu nedenle gelir dalmnda eitsizlik
komnizm aamasnda da devam edecektir.
ki tr komnizmden bahsedilebilir: kaba komnizm ve gerek komnizm.
Daha iptidai bir nitelikte olan ve daha nce bask altnda bulunan ve imtiyaza
sahip olmayan kesimin gl ve zengin olan kesime kar tepkide bulunaca
kaba komnizm dneminde yalnzca cretlerde eitlik talebinde
bulunulacaktr. Zira bu dnemde gsterilecek tepkiler kskanlk ve
ekememezliin bir ifadesidir ve herkesin ayr ayr sahip olmad her eyin
tahrip edilmesini amalar. Marx, g kullanarak yetenek ve becerilerin

ortadan kaldrlmasn ve insanlarn ahsiyetlerinin reddini gerektiren bu tip


bir komnizm anlayn reddeder. Marx, zel mlkiyetin reddedilmesinin
tesinde daha nceki dnemlerde edinilen servet farkllklarn ortadan
kaldrmay amalayan gerek komnizmi nerir. Marxn ngrd gerek
komnizm ise, datc adaleti gerektirir.
Marx kapitalist sistemde ortaya kan gelir dalm eitsizlii ve adaletsizliini
eletirse de sosyalist ve komnist aamalarda da gelirlerin eit bir dzeye
getirilmesini ve gelir dalmndaki eitsizliin tamamen ortadan kaldrlmasn
ngrmez. Toplumu meydana gelen snflar, etnik gruplar sonucunda oluan
veya siyasi ve sosyal g ve yetkilerin kullanlmas neticesinde ortaya kan
eitsizlikler ile piyasa ekonomisinin faaliyette bulunmas sonucu ortaya kan
eitsizlikler ortadan kaldrlmaldr. Bununla birlikte, doal farkllklara (fiziki
veya entelektel farkllklar) dayanan eitsizlikler ile beceri ve bilgi edinimi ile
kiisel tercihlerden (daha fazla alma ya da bota kalma tercihleri gibi)
eitsizlikler engellenemez ve meru grlebilir. Ancak, bireysel zgrl
kstlayan ve bireylerin potansiyellerini gelitirmelerini engelleyen gelir
dalmndaki eitsizlikler ortadan kaldrlmaldr.
2.3. Kaldorun Gelir Dalm Teorisi
Kaldorun gelir dalm teorisi (Dul Kp Teorisi), yatrmn gelire olan
oranndaki deiikliklerin kar ve cretlerin gelir toplamndaki greli paylarnda
ne gibi deiiklikler ortaya koyacan gstermeye alr (Peterson, 1976).
Toplum maa ve cret erbab ile mteebbisler ve mlk sahipleri olmak
zere iki ana kategoriye ayrlrsa milli gelir (MG), cret () ve karlardan (K)
oluur (MG = + K). Gelir dengesinin yatrm (Y) ve tasarruf (T) eitliine (Y
= T) bal olduu varsaym altnda ekonomideki toplam tasarruf (T) cret
gelirlerinden yaplan tasarruf (T) ve kar gelirlerinden yaplan tasarruf (Tk)
toplamna (T = T + Tk) eit olur.
Ekonomide tam istihdam koullarnn hkm srd ve cretli ve cret-d
gelir gruplarnn her ikisi iin de tasarruf eilimlerinin sabit olduu
varsaymlar dikkate alndnda toplam gelirdeki kar pay, yatrmn gelire
orannn bir ilevidir. Baka bir ifadeyle yatrm/kt oranndaki (Y/MG) bir
art gelirdeki kar paynda (K/MG) bir ykselie yol aar. Tam istihdam
koullarnda, yatrm harcamalarndaki gerek bir artn hem yatrmn ktya
orannda hem de tasarruf-kt orannda bir arta yol amas gereklidir.
Tasarruf-kt orannda bir ykselme olmazsa, fiyatlar genel dzeyinde bir
art meydana gelir. Baka bir ifadeyle, Kaldorun gelir dalm teorisi, daha
yksek bir reel yatrm dzeyinde tam istihdam dengesinin srekliliinin
salanmas asndan gerekli olan daha yksek bir tasarruf-kt orann

gerekletirmek iin gelir dalmnda bir kaymann gerekli olduunu ortaya


koyar.
2.4. Weintraubun Gelir Dalm Teorisi
Sidney Weintraubun gelir dalm teorisi (Greli Paylar Teorisi), gelirin
fonksiyonel dalmn, modern gelir ve istihdam teorilerinde nemli bir
kavram olan toplam arz fonksiyonu ile zmlemeye alr (Bkz. Weintraub,
1958). Weintraub, sabit fiyatlar yerine cari fiyatlar cinsinden oluturulan bir
toplam arz fonksiyonunun gelir ve istihdam teorisiyle toplam gelir dalm
arasndaki ilikiyi kuracan ileri srer (Peterson, 1976). Bu ekilde
oluturulan toplam arz erisi, istihdam (ve kt) dzeyi deitike
fonksiyonel gelir dalmnn nasl deitiini gstermekte kullanlr. Toplam
arz erisi sabit yerine cari fiyatlarla llen parasal haslay istihdam
dzeyine balar. Buna gre, toplam arz fonksiyonu (TA), toplam cretin (T)
parasal cret haddi (P) ve istihdam dzeyinden () olutuu varsaym
altnda, toplam cret (T), kiralar, faiz ve szlemeli maalar gibi sabit ya da
szlemeli gelirler veya demeler (SG) ile bakiye ya da kar (K) toplamndan
(TA = T + SG +K) meydana gelir.
Ekonominin toplam arz erisini meydana getiren tr gelir arasndaki iliki
bir ekille gsterilebilir. ekilde, toplam arz fonksiyonu (TA) erisi, parasal
cretlerin sabit olduu varsaym altnda toplam cretleri (T) dorusu ve
sabit ya da szlemeye bal demeleri (SG) dorusu simgelemektedir. Buna
gre kar ya da bakiye, toplam arz erisi ile sabit ya da szlemeye bal
demeler dorusu arasndaki farka (K = TA-SG) eittir. N1 istihdam dzeyine
kadar hasla faktr maliyetleri altnda kalmakta, yani ekonomi bu istihdam
dzeyine ulancaya dein karlar negatif olmaktadr. Bu durum, firmalarn
zararna almalar anlamna geleceinden ekonomi uzun sre N1 istihdam
dzeyinin altnda kalamaz.
Weintrauba gre toplam arz esneklii (TAE) istihdamdaki bir yzde
deiikliin ( / ) hasladaki bir yzde deiiklie ( TA / TA ) orandr.
Artan verimlilik koullar altnda (TAE) birden byk bir deere sahip olurken
azalan verimlilik koullar altnda (TAE) deeri birden byk olacaktr. Ek
emee azalan verim ilkesinin hakim olduu ve parasal cretin sabit olduu
varsaymlar altnda (TA) erisi yukar sola doru bir eime sahip olacaktr.
Bu durumda birim kt bana emek maliyeti artar.
stihdamn (ve ktnn) artmas halinde, mutlak parasal durum
deimeyeceinden fiyatlar sabit kalsa bile, icar ya da sabit gelir grubunun
durumu ktleecektir. Sabit parasal cret ve azalan verim varsaymlar
geerli olduu srece bu kesimin durumunda bir iyileme olmaz zira istihdam

arttka fiyatlar genel seviyesinde bir d meydana gelmez. ekle gre


kt dzeyi arttka toplam hasladaki cretlerin pay azalr. (TAE) nin birden
byk olmas halinde verimin veya marjinal haslann artmas anlamna
geleceinden toplam gelir iindeki cret pay artacaktr zira cretler sabitken
marjinal haslann artmas durumunda fiyatlar dzeyi der (T ile TA
arasndaki ak azalr). (TAE) nin birden kk olmas halinde ise tam tersi
bir durum meydana gelecek ve emein toplam gelir iindeki paynda bir
azalma meydana gelecektir. stihdam ve ktnn artmasna paralel bir ekilde
karlarn toplam gelirdeki greli paylar da artacaktr. nk kt arttka irat
sahibi snfn gelirindeki greli dten giriimci gruplar ve kar geliri elde
edenler yararlanacak ve paylarn artracaklardr. Sonuta azalan verimler
ilkesi ve parasal cretlerin sabit olduu varsaymlar geerli ise gelir ve kt
dzeyindeki bir art byk bir ihtimalle cretlilerin (sabit gelirlilerin)
aleyhine, kar geliri elde edenlerin lehlerine gelir dalmn deitirecektir
(Peterson, 1976:473).

ekil-2: Weintraubun Toplam Arz ilevinin Kurulmas

Kaynak: Peterson (1976), s.471.


3. BLM ADALET TEORLER
Blm adaleti (distributive justice) teorileri gelir dalmnn nedenlerini
deil adil bir gelir dalmnn nasl olmas gerektiini incelerler. Baka bir
ifadeyle, gelir dalmnda adaletin aratrld bu teoriler byk lde
normatif deer yarglarn ieren teorilerdir. Adalet kavram ile kastedilen
deerin ne olduu konusunda ise fikir birlii bulunmamaktadr.

Adalet kavram ok farkl anlamlara sahiptir (Erdoan, 1994): Adalet, objektif


bir durumu (toplumsal, ekonomik v.b.) deil de bireysel bir davran
niteleyen bir kavram olarak ele alnrsa bireylerin bir zellii olarak adil olma
veya adil davranma olarak tanmlanabilir. Adalet kavramyla kastedilen ikinci
anlam, adil kurallarn uygulanmasnda tarafszlk ve yeknesaklk (ekli-formel
adalet)tr. Ahlaki adan yalnzca bireylerin eylemleri adil veya gayri adil
olarak nitelenebileceinden bir kuraln adil olabilmesi iin bireylerin haklarn
ve szleme zgrln gvence altna almas ve kiiler aras ilikilerde g
kullanmn yasaklayan genel ve soyut bir yapda olmas gereklidir (usuli
adalet-kural adaleti). Negatif adalet olarak da adlandrlabilecek bu gr,
toplumda retilen deerlerin datm yoluyla belli bir amacn ya da durumun
gerekletirilmesini amalamaz.

Denkletirici veya dzeltici adalet anlay, hukuki ilikilerde kiisel ve


subjektif nitelikteki durumlar dikkate almakszn, taraf olanlarn eit
muamele grmesini, rnein zarar verenin neden olduu zarar demesini
veya su ileyenin hak ettii cezay ekmesini gerektirir. Datc adalet ise,
mallarn paylatrlmasnda herkesin yeteneine ve toplum iindeki
konumuna gre kendine (payna) deni almas demektir (Griz, 1994:5).
Datc adalet teorileri snrsz ihtiyalara karlk snrl arza sahip mallarn
datlmasn dzenleyen normatif nitelikte ve greli eitlie nem veren
teorilerdir. Adaletin yan sra greli eitliin tanmnn yan sra herkesin
paynn, hakk olann veya hak ettiinin ne olduu ya da neye gre
belirleneceinin belirsizlii nedeniyle ok sayda datc adalet ilkeleri
bulunmaktadr. Bu teoriler, datma konu olan mallarn niteliine (gelir,
servet, olanaklar v.b.), datmn kimlere ynelik olarak yapldna (gerek
kiiler, grup ya da blgeler, referans alnan snflar v.b.) ve mallarn
datlmasnda baz alnan temele (adalet, bireysel zellikler, serbest piyasa
kurallar v.b.) gre farkllklar gstermektedirler (Stanford Encyclopedia of
Philosophy, 2000).
3.1. Mutlak Eitlik Teorisi
Datc adalet teorileri iinde en basit teori olan kat ya da mutlak eitlik
teorisine gre herkes eit dzeyde sayg ve hrmete layk olduu iin ayn
dzeyde maddi nitelikte mal veya hizmete sahip olmaldr. Bu teori, snrl mal
ve hizmetlerin kiiler arasnda eitlik temelinde datlmasn ngrmesi
nedeniyle herkese nasl ayn dzeyde mal ve hizmet verilecei ve bu dzeyin
nasl llecei sorununun ortaya kmasna yol aar. Bu sorunun
zlmesinin yollarndan ilki herkesin ayn mal ve hizmet demetine sahip
olmasdr. Ancak, hi kimsenin durumunu ktletirmeksizin baz kiilerin

durumunu daha iyi bir hale getiren tahsisatlarn mmkn olmas bu zmn
tatminkar olmasn engellemektedir.
te yandan, tek problem belirli bir dalma ulamak deildir; bunun yan sra
arzu edilen bu dalma ne zaman ulalaca da nemli bir sorundur. Zaman
sorununu zmek iin mutlak eitlik teorisi iki ana gre sahiptir: herkes
balangta ayn mal ve servete sahip olmal; ancak, daha sonraki
aamalarda kiiler setikleri yolda bu varlklarn kullanmakta zgr
olmaldrlar (Balang Noktas lkesi) ya da zaman dilimlerinin tmnde
herkes mutlak anlamda eit olmaldr. kinci zmde kiilerin tasarruflar
arasnda eitsizlie imkan salanrsa farkl zamanlarda sahip olunan refahta
nemli farkllklar ortaya kacandan zaman sorunu zmsz kalmaya
devam eder.
Mutlak eitlik teorisi eitli alardan gayri ahlaki bulunmakta ve bu nedenle
eletirilmektedir. ncelikle, bu teori zgrlkleri kstlar. Kiilere eit sayg
gstermez, zira kiiler son derece farkl yeteneklere sahiptirler ve bu yetenek
farklln dikkate almakszn kiilere sayg gsterilemez (Yetenek-Ynl
Adalet Teorisi). Mutlak eitlik teorisi herkesin ayn dzeyde gelire (mal
sepetine) sahip olmas gerektiini ileri srerek genel olarak maddi refahn
azalmasna yol amaktadr (Refah-Ynl Adalet Teorisi).
3.2. Farkllk Teorisi
John Rawls tarafndan ortaya atlan bu gr bireylerin kendilerini bal
sayacaklar ve balang noktasnda adil bir dzenin varln kabul eden bir
szlemenin sz konusu olduunu ve bu noktada kimsenin nispi olarak hangi
yeteneklere ve servete sahip olduunu bilmediini varsayar. Bu koullar
altnda rasyonel ve karlarn azamiletirecek ekilde davranan bireyler risk
almamak iin eit zgrlklere sahip olmay ve adaleti talep edeceklerdir.
Rawls, bu durumda, adaleti salayacak iki ilke ortaya koyar (Rawls,
1971:302):
i. Herkes bakalarnn sahip olduu en geni zgrlkler ile badaabilen ve
herkes iin geerli olan, benzer nitelikte ve en geni temel zgrlkleri
elde etmede eit hakka sahiptir.
ii. Sosyal ve ekonomik eitsizlikler u iki koula gre dzenlenmelidir: (a)
Tasarruflarda da adaleti salamak kouluyla (adil tasarruf ilkesi) en az
avantajl durumda olana en byk fayda salanmaldr ve (b) Adil bir
frsat eitliinin salanmas artyla herkes makam, mevki ve i sahibi
olabilmelidir.

Rawlsa gre bu iki temel ilkeden zgrlk ilkesi (birinci ilke) adalet ilkesine
kyasla ncelie sahiptir ve frsat eitlii en az avantajl olanlarn yararnn
azamiletirilmesine gre daha nemlidir.
ktisadi varlklar bir dnemden dierine farkllk gsterir. Zaman getike
retilen mal ve hizmetler ile biriktirilen servetler artmaktadr. Daha fazla
iktisadi varlk retmenin en yaygn yolu verimlilii daha fazla olanlarn daha
fazla gelire sahip olduu bir sistemin oluturulmasdr. Mutlak eitlik
teorisinde olduu gibi bu teoride de herkes eit dzeyde sayg ve hrmete
layktr. Ancak, bireylere eit saygnn gsterilmesi verimlilii daha fazla
olanlarn daha fazla gelire sahip olmasn gerektirir. Kiilerin gelirlerindeki
farkllklarn onlarn alma evk ve istekleri zerinde hi bir etkiye sahip
olmamas durumunda bu teori mutlak eitlik teorisine indirgenir (Stanford
Encyclopedia of Philosophy, 2000).
Yakn bir gelecekte daha fazla gelir elde etme frsat sz konusu ise bu
durum kiilerin verimliliini artrr. Ekonominin geneli itibaryla verimliliin
artmas ekonomideki toplam haslay/serveti artracandan bu durumdan en
az avantajl konumda olan kiiler de olumlu etkilenir ve bu kesimin refah
artar. Mutlak eitlik teorisi, daha az avantajl konumda olanlarn greli
durumlar zerinde odaklanrken farkllk teorisi bu kesimin mutlak durumlar
ile ilgilenir. Bu nedenle, mutlak eitlik teorisi toplumda daha az avantajl bir
konumda olan kesimin mutlak durumlarn iyiletirirken farkllk teorisi mutlak
eitlik ilkesini destekler. Ancak gelir ve servet eitsizliinin bu kesimin
durumunu iyiletirilmesine yol ayorsa veya kolaylatryorsa farkllk teorisi,
bu kesimin durumunun daha fazla iyiletirilemeyecei noktaya kadar,
eitsizliin varln destekler.
Farkllk teorisi eitli alardan eletirilmektedir (Stanford Encyclopedia of
Philosophy, 2000):
Mutlak eitlii savunanlara gre farkllk teorisi ile izin verilen eitsizlikler
daha az avantajl bir durumda olanlara yarar salasa bile kabul edilemez.
Faydaclara gre bu teori fayday azamiletiremeyecei iin kabul
edilemez. te yandan, zgrlkleri de kabul edilemez bir ekilde ihlal
eder. Yoksullar lehine yeniden datc bir vergileme farkllk teorisince
onaylanrken Libertarianlara gre bu tip bir vergileme hakl kazanlarn
gayri ahlaki bir biimde alnmasdr ve zgrlkleri ar bir biimde ihlal
eder.
Liyakat teorisine gre baz kiiler, yaptklar faaliyetler daha az avantajl
durumda olanlarn durumunu iyiletirmese de, daha fazla almalar ya

da yaptklar katk dorultusunda daha fazla mal ve servete sahip


olabilirler. Dier taraftan, farkllk teorisi kiilerin daha avantajl ya da
dezavantajl gruplarn iinde nasl yer aldn da aklamaz.
Bu teori insanlarn yaptklar tercihlerin sonularna kar duyarl deildir.
Kiilerin zerlerinde kontrol gcne sahip olmad doal eitsizliklere
(hastalk, zrllk veya sakatlk gibi) kar bir tazmin mekanizmasn da
bnyesinde barndrmaz.
3.3. Kaynak-Ynl Teoriler
nsanlarn sahip olduklar kaynaklara ve iinde bulunduklar koullara nem
verilmesi gerektiini ileri sren bu tip teorilere gre insanlar tercihlerinin
sonularna katlanmak zorundadrlar ancak kontrolleri dnda olan koullarn
ortaya kard olumsuz sonulardan da etkilenmemelidirler. rnein,
hastalk, zrllk gibi olumsuz koullar kiilerin yaamn ve kazancn
olumsuz ynde etkilememelidir. te yandan, daha fazla gelir elde etmek iin
daha ok almay tercih eden kiiler daha az almay tercih ettiklerinden
dolay daha az gelir elde eden kiileri sbvanse etmek zorunda da
kalmamaldr.
Bu teorilere gre insanlar eit kaynaklarla ie balamaldrlar; ancak,
yaptklar tercihler sonucunda eit olmayan iktisadi menfaatler elde
edebilmelidirler (Dworkin, 1981). Dworkin, adil datm lt olarak
imrenme testi (envy-test) adn verdii bir ltn uygulanmasn nerir. Bu
teste gre bir kii dierinin sahip olduu mal demetine imrenirse mallarn
dalm adil deildir. Bu sorunun, herkesin eit satn alma gcne sahip
olmas ve bu gc, adil bir mezatta kendi yaam planlarna en uygun
kaynaklar satn almak iin kullanabilmesi ve herkes uygun grdkleri
kaynaklar kullanma yetkisine sahip olmas ile zme kavuturulabilecei
varsaylr. Bakalar tarafndan daha fazla deer verilen mallar iin daha fazla
kaynak ayrlr. Ancak bu mezatta adil bir dalm iin kiilerin yetenek ve
becerilerinde farkllklarn olmamas gereklidir. Bu durumda, doal eitsizlikler
(hastalk, zrllk v.b.) kiilerin tercihlerine gre dalmad iin adil bir
dalm meydana gelmeyecektir. Bu sorunun zm iin Dworkin (1981)
hipotetik bir tazmin plan ngrr. Buna gre mezattan nce kendi
yetenekleri konusunda bilgiye sahip olmayan kiiler doal yetenekler
asndan avantajl durumda olmayanlarn yararlanaca bir sigorta havuzu
oluturur ve doal lotaryadan kazanl kmayanlar bu kaynaktan tazmin
edilir.
Kiilerin doutan sahip olduklar yetenei lmek ve snflandrmak son
derece zordur. Kiilerin kontrolnde olmayan ve daha az gelir elde

etmelerine yol aan kiisel zelliklerinin yol at gelir kaybnn tazmini


eitsizlie yol aan tm faktrler asndan mmkn olamaz. rnein, akli ve
fiziki zr olanlar ile hastalara yardm edilse bile dier eitsizlik kaynaklar
kavranlamayabilir.
3.4. Refah-Ynl Teoriler
Refah-Ynl teoriler, ahlaki adan nemli olan eyin kiilerin refah dzeyi
olduu varsaymna dayanr. nsanlarn sahip olduklar kaynaklar, yetenekler
veya zgrlk gibi faktrler ancak kiilerin refahn artrdklar lde
deerlidir. Dalmla ilgili sorunlarn zmnde nemli olan nokta hangi
dalmn refah azamiletirdiidir. Faydaclar refah terimi yerine zevk,
mutluluk ve tercihlerin tatmin edilmesi olarak tanmlanan fayda terimini
kullanrlar. Faydann azamiletirilmesi iin kiilerin yaptklar tercihlerden elde
ettikleri tatminin azamilemesini salayacak bir dalm gereklidir. Tatmin
edilmi tercihlerin arlkl aritmetik ortalamalarn azamiletiren dalm
salayan refah fonksiyonu seilir. Faydaclar, herkesin tatmin kapasitesinin
eit olduu, gelirin marjinal faydasnn azald ve llebilir olduu, kiilerin
toplam faydalarn azamiletirmek istedikleri, kiiler arasnda fayda
karlatrmalarnn pratikte mmkn olduu varsaymlar altnda toplam
sosyal
faydann
azamiletirilmesinin
gelirin
eit
blnmesi
ile
salanabileceini ileri srerler.
Faydac teori eitli alardan eletirilebilir (Stanford Encyclopedia of
Philosophy, 2000):
i. Faydaclar kiiler arasndaki farkll dikkate almakta baarl deildirler.
Kiilerin yaptklar tercihlerden elde ettikleri tatminin azamiletirilmesi
bakmndan kiiler rasyonel birimler olarak ele alnr ve kiiler ileride
yaamlar daha iyi olacaksa yaamlarnn belirli bir dneminde fedakarlk
yapabilecekleri veya geriye kalan yaam daha iyi olacaksa belirli bir sre
iin daha kt durumlara katlanabilecekleri kabul edilir. Ancak bu durum
kabul edilebilir deildir zira dier insanlarn kazancn artrmak iin baz
insanlarn daha kt koullara katlanmas ahlaki deildir.
ii. Faydaclarn kiilerin tercih ve karlarna ayn muamelede bulunmalar da
kabul edilemez. rnein, baz kiiler radikal aznlk gruplarn daha az
maddi menfaat temin etmelerini tercih etmesi halinde bu tercih veya kar
da en iyi dalmn belirlenmesinde dier tercihler gibi muamele grr. Bu
durumda, rki tercihler yaygnsa ve etnik gruplarn kar yndeki tercihleri
ile etkisiz klnamyorsa Faydac gr etnik temelli bir eitsiz dalm
nermi olur. Faydaclar bu eletiriyi faydann azamiletirilmesinin

bakalarnn lehine fedakarlkta bulunmay nadiren gerektirdiini ve etnik


nyarglarn tatmin edilmesinin gerekmediini ileri srerek cevap verirler.
iii. Faydac teori, dier teorilerde olduu gibi tanmlama ve uygulama
bakmndan eitli sorunlara sahiptir. Faydaclar, kiiler aras fayda
karlatrmalar yapmann mmkn olduunu ve fayda kyaslamalarnn
birbirine benzemeyen mallarda da llebileceini ileri srerler. Ancak,
Farkl mallarn kullanmndan elde edilecek fayday her bir birey
asndan lebilecek tek bir fayda endeksi oluturmak mmkn
olmad ve
Gerekli lmler yaplsa ve bu tip bir endeks oluturulsa bile bu tip bir
lm yapmaya elverili bir metot bulunmad iin kiiler aras fayda
karlatrmalarnn yaplmas son derece zordur.
te yandan, benzer teorik ilkelere sahip olanlar bile bu ilkeyi uygulamak iin
ok farkl dalm modelleri nermektedirler.
3.5. Liyakat-Ynl Teoriler
Refah-Ynl teoriler insanlarn gerekletirdikleri faaliyetler sonucunda baz
ekonomik menfaatleri hak ettikleri iddiasn ihmal eder. Zira bu tip teoriler
insanlarn belirli amalar dorultusunda hareket eden, kendi eylemlerinden
sorumlu ve yaratc zelliklere sahip olan varlklar yerine sadece servet
biriktiren birimler olarak grr. Liyakat-Ynl teoriler, insanlarn liyakatlerine
gre hak ettiklerinin karln almalar gerektiini ileri srer. Bu konuda
temel lt kullanlabilir:
i. Katk: Kiiler sosyal retime yaptklar katk ile orantl olarak yrttkleri
faaliyetlerde hak ettikleri iktisadi menfaatleri elde etmelidirler (Miller,
1989).
ii. aba: Kiiler yrttkleri faaliyetlerde gsterdikleri abann karln
almaldrlar.
iii. Tazmin: kiiler almalar srasnda kar karya kaldklar maliyetlerle
orantl olarak iktisadi yarar elde etmelidirler (Lamont, 1994).
Aristoya gre kiilere hak ettikleri eylerin verilmesinde meziyet ve erdem
dikkate alnmaldr. John Locke gre de kiilerin gsterdikleri abalar
karlnda ayn deerde iktisadi kymetlere sahip olmaldrlar. Liyakat-Ynl
Teoriler e gre kiiler sahip olduklar yetenek ve becerileri sosyal adan

retken olan ilerde serbeste kullanabilirler. Kiiler, toplumu oluturan dier


kiilere yaptklar katk ve yardm sayesinde gelirlerini artrabilirler. Datc
adaleti salamaya ynelik sistemler retken emek, aba ve katklar
sonucunda kiilerin sahip olduklar geliri databildikleri lde adil olabilirler
(Stanford Encyclopedia of Philosophy, 2000) .
ada yetenek-ynl teorilerin tm yaam standardn artrmay hedefler.
Bu dorultuda yalnzca sosyal haslay (yaam standardn) artrmaya ynelik
faaliyetler gelirleri artrmaya hizmet edebilir. Bu nedenle, bu tip teoriler
sosyal adan deerli-retken olan ya da olmayan faaliyetlerin
tanmlanmasn gerektirirler (Lamont, 1994). Liyakat-Ynl teoriler de eitli
alardan eletirilebilir:
i. nsanlar sosyal retime yaptklar katk, gsterdikleri aba ve katlandklar
maliyet ile orantl olarak kendi paylarna den menfaati elde etmelidirler.
Ancak, neyin katk, aba veya maliyet olarak saylaca belirli deildir ve
gnmzde bunlar lmek de ok zordur.
ii. ktisadi karlarn kiilerin kontrol dnda kalan faktrlere balamak adil
deildir. rnein, kiilerin verimlilii zerinde kontrollerinde olmayan bir
ok faktr etkili olabilir. Ayn durum Refah-ynl teorilerde de geerlidir
ancak onlar bu durumu kendi teorilerinin bir meziyeti olarak grrler.
nk, onlara gre herhangi bir dalmn ahlaki yan o dalm
sonucunda ortaya kan refahla alakaldr. Dalm sonucunda ortaya
kan durum kiilerin kontrolne bal faktrlerden etkilensin ya da
etkilenmesin bunun bir nemi yoktur. Oysa Liyakat-Ynl teorilere gre
daha verimli ya da verimsiz faaliyetlerle uramak tamamen kiilerin
yaptklar tercihin bir sonucudur ve bu nedenle ortada ahlaki bir sorun
yoktur.
3.6. Libertarian Teoriler
Libertarian Teorilere gre piyasalar adil olmaldr ve belirli ilkelere uygun bir
ekilde tanmlanan adil muamele koullarnn yerine getirilmesine olanak
tanmaldr. Zira adil sonulara ancak bireylerin adil eylemleri ile ulalr
(Nozick, 1974).
Nozickin Hakedi (entitlement) Teorisine gre dnya tamamen adil bir yer
ise aada yer alan tanmlamalar mal ve mlk edinmede adaleti salar:
i. Bir kii, mal edinmedeki adalet ilkesine uygun bir ekilde bir mal edinirse
bu mala sahip olmaya hak kazanr. Baka bir ifadeyle bireyler hileye veya

g kullanmna bavurmakszn mal varlklarn edinmeleri gerekir


(Erdoan, 1994:120).
ii. Bir kii, adil transfer ilkesine gre mal edinmeye hak kazanm bir kiiden
ilgili mal kendisine aktarrsa o mala sahip olmaya hak kazanr. Adil
transfer ilkesi, mal varlklarnn el deitirmesinin zgr mbadeleye
(szleme, ba, miras) dayanmasn gerektirir (Erdoan, 1994:120).
iii. lk iki kural dndaki hi bir yolla hi bir kii mal edinme hakkna sahip
deildir. Dier bir ifadeyle, yukarda belirtilen ilkelere aykr olarak gelir ve
serveti yeniden datmaya ynelik politikalar ahlaki temelden yoksundur.
Bir dalm ancak kiiler sahip olduklar mal ve mlk sahip olmaya yetkili
iseler adildir (Nozick, 1974:151). Transferde adalet ilkesi su ve crme yer
vermeyen adil kontratlar dzenler. Satn almada adalet ilkesi ise mlkiyet
haklar ile ilgili adil dzenlemeleri ierir.
4. KTSAD KALKINMA
DAILIMI VE YOKSULLUK

TEORLER

EREVESNDE

GELR

ktisadi byme, yoksulluun ve gelir dalmndaki eitsizliin azaltlmasnda


gerekli unsurlardan biridir. Yoksul lkelerin byk bir ksm yoksulluktan
kurtulmalarn salayacak bir iktisadi bymeyi srdrlebilir bir erevede
gerekletirememektedirler. Klasik model, yoksul lkeleri mevcut
durumlarndan kurtarmak iin sermaye birikiminin artrlarak emek
verimliliinin ykseltilmesi, teknolojik gelimelerden yararlanarak ekonominin
tmnde verimliliin artrlmas ve nfus art hznn azaltlmas gerektiini
ileri srer. Ancak, yoksul lkelerde bu hedeflere ulamay nleyen ciddi
engeller bulunmaktadr (Todaro, 1994:38). Bu tip lkelerde, gelir dzeyi
dktr, eitim ve salk hizmetleri yetersizdir, gelir dalmndaki eitsizlik
yksektir ve genel olarak yaam standard dktr; verimlilik dktr;
nfus art oran ve isizlik olduka yksektir; lke ekonomisinde tarm
kesiminin pay yksektir; ihracat tarm, petrol, orman rnleri ve
hammaddeler gibi temel ihra rnlerine dayaldr ve nihayet uluslararas
ilikilerde bamllk, etki altnda kalma ve yksek bir riske maruz kalma
temel zelliktir.
Yoksul lkelerin kalknma problemlerinin nedenlerini ortaya koyan ve bu
lkelerin yoksulluktan kurtulmalar konusunda zm reten belli bal
teoriler drt ana balk altnda incelenebilirler: ekonomik byme aamalar
modeli, yapsal deiim teorileri, bamllk yaklam ve neo-klasik yaklam.

4.1. Ekonomik Byme Aamalar Modeli


Bo modele gre iktisadi kalknma sreci birbirini takip eden bir dizi aamadan
meydana gelir. Model, Gelimekte Olan lkelerin Gelimi lkelerin daha
nce izledikleri lineer iktisadi byme izgisini takip etmeleri gerektiini
varsayar. lkelerin gelimeleri iin ekonomileri kalknma yolunda bir dizi
aamadan gemek durumundadr. Rostow (1960) a gre lkelerin
gelimelerinde birbirini izleyen be aama bulunmaktadr: (1) Geleneksel
toplum, (2) Kalka hazrlk, (3) Kalk, (4) Gelien topluma gei ve (5)
Olgunluk.
Birinci aamada, retim tekniinin son derece geri olduu, iblmnn
snrl olduu, piyasa mekanizmasnn tam anlamyla olumad, iktisadi
egemenliin byk toprak sahiplerinin elinde bulunduu ve ekonomide tarm
kesiminin arlkl bir yere sahip olduu bir yap sz konusudur. Gelir dzeyi
son derece dk olduundan halkn byk bir kesimi tasarruf
yapamamaktadr. Tasarrufta bulunan kesimler ise geni halk ynlarnn
yararna olacak alanlarda bu tasarruflarn deerlendirmediklerinden iktisadi
yap varln srdrmektedir.
kinci aamada, iktisadi kalknmann balamas iin lkelerin baz n koullar
yerine getirmeleri gerekmektedir. lkeler, giriim potansiyeli yksek bir orta
snf gelitirmek, sosyal sermaye birikimini artrmak, eitimli bir nfus
meydana getirmek, maddi alt yapy gelitirmek ve iktisadi kalknmann
nn aacak bir yasal sistemi oluturmak zorundadrlar.
nc aamada, kalknma sreci sreklilik gstermeye balar. Bu aamada
yabanc ve yurtii tasarruflarn harekete geirilip iktisadi bymeyi
hzlandrmak iin retken yatrm orannn yeterli bir dzeye ykseltilmesi ve
hzla gelien birden fazla temel imalat sanayii dalnn kurulmas gereklidir
(Han ve Kaya, 1997:41).
Drdnc aamada, modern teknoloji kullanmnn ve kitlesel retim tarznn
yaygnlamas ile birlikte sanayi sektr ekonomideki en nemli sektr haline
gelir.
Son aamada, ekonomi olgunluk dnemindedir; toplum ise artk bir refah
toplumu dur. Kii bana gelir dzeyi artm ve gelir dalm iyilemitir.
malat sanayiinde yatrm mallarnn oran artm ve ekonomi teknoloji ihra
eder hale gelmitir. Devlet, artk sosyal refah devleti dir ve artan gelirlerin
byk bir ksmn toplumun refah ve gvenliini artracak harcamalara
yneltebilmektedir (Han ve Kaya, 1997:42).

4.2. Yapsal Deiim Teorileri


Yapsal deiim teorileri, Gelimekte Olan lkelerin iktisadi yaplarnn
geimlik tarm ekonomisinden sanayi ekonomisine dntrme mekanizmas
zerinde dururlar ve bu dnm srecini tanmlamak iin neo-klasik fiyat ve
kaynak dalm teorisini temel alrlar (Ata, 1990:196). Bu teorilerin en ok
tannan yaklamlarndan biri olan A. Lewisin ki Sektrl Emek Fazlas
yaklamna gre gelimemi ekonomi iki sektrden meydana gelir (Lewis,
1955; Todaro, 1994): Geleneksel, marjinal emek verimlilii sfr olan, ar
kalabalk nfusa sahip geimlik tarm kesimi ya da baka bir ifadeyle, tarm
kesimindeki mevcut retimi drmeksizin bu kesimden sanayi kesimine
emein aktarlabilecei emek fazlasna sahip kesim ve geleneksel kesimden
emein transfer edilebildii verimlilii yksek modern kentli kesim. Bu
yaklamn odak noktasn tarm kesimindeki emek fazlasn sanayi kesimine
transfer etme aamas ve bu aamann sonucunda verimlilii yksek olan
sanayi kesiminde retim ve istihdamn artmas sreci oluturur. retimdeki
bu artn hz ise, modern sektrdeki yatrm hz ve sermaye birikim oran
tarafndan belirlenecektir. Emein tarm kesiminden sanayi kesimine transfer
edilebilmesi iin sanayi kesimindeki cret dzeyinin sabit olduu ve tarmdaki
geimlik cret dzeyinden yksek olmas varsaylmaktadr. Verimlilii yksek
olan modern kesim tarm kesimindeki emek gc fazlasnn transferini
salad lde daha fazla retim gerekleecek ve kapitalistlerin tm
karlarn yeniden yatrma kanalize edecei varsaym altnda, fazla retimden
salanan karlar yatrmlarn artmasna yol aacak ve bylece emein transferi
ve retimin artmas srecine devamllk kazandracaktr.
Bu sre krsal kesimdeki emek fazlas modern kesim tarafndan absorbe
edilene kadar srer. Baka bir ifadeyle, bu transfer krsal kesimde tarmsal
arazi-emek gc orannn dmesi sonucu tarm kesimindeki emein marjinal
retiminin sfr olmayaca, yani emek transferinin gda ve yiyecek
retiminde kayplara yol aaca ana dek srecektir. Bu sre srd
lde lkeler iktisadi byme ve kalknma aamasnda olacak ve iktisadi
kalknmann etkinlii lsnde yoksulluk zamanla azalacaktr.
Bu yaklamn baz varsaymlar Gelimekte Olan lkelerin koullarna
uymamaktadr (Todaro, 1994:78-79):
Krsal kesimden modern kesime emek transfer oran ile istihdam yaratma
olanaklar modern kesimdeki sermaye birikim oranna baldr. Sermaye
birikimi ne kadar hzl olursa modern sektr o derece hzl byr ve yeni
istihdam olanaklar ortaya kar. Elde edilen karlarn emekten tasarruf
eden sermaye ekipmanlarna yatrlmas durumunda milli gelir yine artar;
ancak, sermaye kk bir grubun elinde toplanr ve toplam sosyal

refahda bir iyileme olmaz, yani gelir dalmnda dzelme ve yoksullukta


azalma meydana gelmez.
Gelimekte Olan lkelerde kentsel alanlarda istihdam fazlas; krsal
alanlarda ise, emek fazlas olduu varsaym her zaman doru deildir.
Tam aksine, kentsel alanlarda youn i gler ve modern kesimin emek
fazlasn massetme kapasitesinin yetersizlii gibi nedenlerle ou kez
nemli dzeylerde isizlik sz konusudur.
Rekabet dzeyi yksek modern sektrn krsal kesimdeki emek gc
fazlasn cezbedecek ekilde bir cret dzeyini garanti edecei varsaym
toplu szleme ve sendikal yap ile kamu kesimi cret skalas ve ok
uluslu irketlerin istihdam uygulamalarna baldr.
Lewis modelinin aksine byme aiamalar teorisinde yatrm ve tasarruflar
iktisadi kalknmann gerekli ama yeterli koulu deildir. Geleneksel yapdan
modern yapya geite sermaye birikimine ek olarak lkenin ekonomik
yapsnda birbiriyle balantl bir dizi deiikliin gereklemesi gereklidir. bu
yapsal deiiklikler, retim alanndaki transformasyonu, tketici taleplerinin
niteliindeki deiiklikler, uluslararas ticaretin yapsndaki deiiklikler,
kaynak kullanmndaki deiiklikler ile kentleme ve nfus art gibi faktrleri
ierir (Todaro, 1994:79). Gelimekte Olan lkeler arasndaki kalknmlk
farklar kaynak younluu, lkelerin bykl ve nfus gibi iktisadi faktrler
ile sermaye, teknoloji ve uluslararas ticarete eriim kabiliyeti gibi
faktrlerden kaynaklanr. Yeterli iktisadi kaynaa eriebilen, yeterli
bykle ve nfusa sahip olan ve sermaye, teknoloji ve d ticarete eriim
potansiyeli yksek olan lkeler hzla kalknr ve yoksulluu azaltabilirler.
4.3. Bamllk Yaklam
Marksist teoriden ve Leninin Emperyalizm teorisinden etkilenen bamllk
teorisine gre nc Dnya lkelerinin azgelimilii kapitalist sistemin
dnya gelir dalmnda yol at eitsizliin sonucudur. Kapitalist yaylma
azgelimi lkelerde kapitalist gelimeye uygun koullar yaratmaz. Tam
aksine zengin kapitalist lkelerin varln ve zenginliini srdrecek koullar,
yani azgelimiliin koullarn yaratr. Kapitalist sistem merkez (Gelimi
lkeler) ile tara (azgelimi lkeler) arasnda eit olmayan g ilikilerinin
sz konusu olduu bir uluslararas iktisadi ve politik sistem meydana getirir
ve bu sistem yoksul lkelerin kendi kendilerine yetmelerini ve bamsz
olmalarn engeller (Todaro, 1994). Gelimekte Olan lkelerde temel karlar
kapitalist zengin lkelerin karlar ile uyumlu olan baz gruplar (byk toprak
sahipleri, komprador kesim, askeri brokratlar, kamu grevlileri ve
sendikalar) yksek gelire, yksek bir sosyal statye ve siyasi gce sahiptir.

Bu gruplar, ya ok uluslu irketler, uluslararas yardm kurulular ve


uluslararas mali kurumlar (Uluslararas Para Fonu, Dnya Bankas, v.b.)
tarafndan ynlendirilir ve desteklenir (bamllk) veya bunlara hizmet
ederler. Bu gruplar, geni halk kesimlerinin lehine olan reform abalarn
engellerler ve yrttkleri faaliyetlerle halkn yaam standardn drr ve
azgelimiliin srmesine yardmc olurlar.
Neo-Marksist, Neo-Kolonyal gre nc Dnya lkelerinde yoksulluun
sregelmesini zengin Kuzey lkelerinin politikalarna ve bu lkelerde halknn
karlar yerine Kuzey lkelerinin temsilcisi gibi davranarak zengin kapitalist
lkelerin karlarn koruyan gl elit-komprador gruplarn varlklarna
balar. Dolaysyla bu grlere gre yoksulluun nlenebilmesi ve
azgelimi lkelerin Kuzey lkeleri ve onlarn mttefiki konumunda bulunan
yerli bask ve kar gruplarnn tahakkmnden kurtulabilmelesi iin devrimci
mcadelelerin srdrlmesi veya en azndan kapitalist sistemin yeniden
yaplandrlmas gereklidir (Todaro, 1994:81).
nc Dnya lkelerinin azgelimiliini dsal faktrlere dayandran ve
gelimi lkelerin rolne atfta bulunan dier grler unlardr (Todaro;
1994:82-83):
i. Yanl Paradigma Modeli (False Paradigm Model): nc Dnya
lkelerinin geri kalml uluslararas yardm kurulular, ok uluslu
irketler ve uluslararas mali kurumlarn uzmanlarnn yanl ve nyargl
tavsiye ve ynlendirmelerinin bir sonucudur. Bu uzmanlar tarafndan
geri kalm lkelere nerilen karmak kavramlar, teorik yaplar ve
kalknma modelleri bu lkelerin yapsna uygun deildir. neriler iyi
niyetle yaplsa bile, tavsiye edilen politikalar, geleneksel sosyal yapnn
(airetler, kastlar ve sosyal snflarn yaps) neminin byk olmas,
mlkiyetin eitsiz bir ekilde paylalmas, yerel ve ulusal varlklar
zerinde kk bir aznln ya da yerel elitlerin sz sahibi olmalar ve bu
kesimin kredi ve dier mali olanaklara erime kabiliyetlerinin yksek
olmas gibi faktrler nedeniyle mevcut g odaklarnn karlarna hizmet
eder. Bu argmana gre geri kalm lkelerin problemlerine zm
bulmas mit edilen entellektel kesim (retim yeleri, sendika
yneticileri, iktisatlar, brokratlar...) eitimlerini byk lde Gelimi
lkelerde tamamlam olduklar iin kendi lkelerinin koullarna
uymayan ve kendi halklarnn karna olmayan teorik modelleri
uygulamaya koyarlar ve bu nedenle sonuta zengin kapitalist lkelerin
karlarna hizmet ederler. Bu argmana gre kalknma ve yoksulluk
sorunlarn etkin bir ekilde zmek iin gerekten yararl olacak bilgilere
sahip olmayan bu kesimin mevcut sekinci politikalar ve kurumsal yap
ile zm retmeleri mmkn deildir.

ii. kili-Kalknma Teorisi (Dualistic-Development Theory): Geri


kalml lke ii faktrler ile aklamaya alan yapsal deiim
teorilerinde de dsal faktrlerle aklayan bamllk teorilerinde de ikili
bir toplumsal yap mevcuttur: zengin lkeler-fakir lkeler. Az Gelimi
lkeler zengin lkeleri evreleyen yoksul alanlardr. Bu teori, zengin ve
yoksul lkeler arasnda nemli dzeyde eitsizliklerin olduunu ve bu
eitsizliklerin zaman getike arttn ileri srer. Bu teori unsuru
ihtiva eder: (1) Ekonomilerde bir dizi st yap ve koul ayn anda yer
alabilir. lke iinde krsal alanlar-kentsel alanlar yer alabilir;
ekonomilerde geleneksel-modern retim metotlar ayn zaman diliminde
kullanlabilir; lkede eitimli ve zengin elitler varken ayn anda halkn
byk bir kesimi yoksul ve eitimsiz olabilir; dnya ekonomisinde zengin
ve gelimi lkelerle yoksul ve az gelimi lkeler ayn zaman diliminde
bulunabilir; (2) Bu ikili yap geici deil, sreklidir. Baka bir ifadeyle
zengin ve yoksul lkeler arasndaki eitsizlik zamanla ortadan kalkacak
tarihsel bir olay deildir ve (3) Zenginle yoksul lkeler arasndaki
eitsizlik ve farklar azalma yerine artma eilimindedir. rnein, Gelimi
lkelerdeki emek verimlilii dier lkelere kyasla her geen yl daha
fazla artmakta ve teknolojik ak genilemektedir. Bu gre gre, geri
kalm lkelerde iktisadi kalknmay salayacak olan modern sosyal ve
ekonomik yap geri kalmln srdrlmesine yol aan geleneksel
yapya gre daha nemsiz ve kk kald srece bu lkelerin kalknma
sorunlar devam edecektir.
4.4. Neo-Klasik Yaklam
Neo-klasikler, rekabeti bir serbest piyasa ekonomisinin almas ve
gelimesine ve kamu iktisadi iletmelerinin zelletirilmesine olanak
tanyarak; serbest ticareti ve ihracat tevik ederek, yabanc sermayeyi
destekleyerek, kamusal reglasyonlarn yol at ve piyasalarda mevcut olan
samalar ortadan kaldrarak hem iktisadi etkinliin hem de iktisadi
bymenin artrlabileceini ileri srerler (Todaro, 1994). Neo-klasiklere gre,
nc dnyann geri kalmlnn nedenleri arasnda birinci dnyann
faaliyetlerinin (bamllk teorisinin varsaym) yan sra kamu ekonomisinin
bykl ve verimsizlii ve yozlama gibi faktrler (isel faktrler) yer alr.
Gerekli olan uluslararas kapitalist sistemin reformu deildir; tam aksine, geri
kalm lkelerin i bnyelerinde ortaya kan ve kalknmay nemli lde
engelleyen isel faktrlerin olumsuz etkilerinin azaltlmas ve serbest piyasa
ekonomisinin tevik edilmesidir.
Neo-klasik serbest piyasa teorisinin dayanak noktalarndan birisi de ulusal
piyasalarn serbestletirilmesinin yurtii ve yabanc yatrmlar ve dolaysyla
sermaye birikimini artraca varsaymdr. Geleneksel neo-klasik byme

modelleri tasarruflara byk nem veren Harrod-Domar ve Solow


modellerinin bir devamdr. Harrod-Domar modeline gre her lke eskiyen
sermaye mallarnn yenilenmesi iin ulusal gelirinin bir ksmn tasarruf etmek
ve byyebilmek iin sermaye stokuna yeni ilavelerde bulunmak, yani yeni
yatrmlar yapmak zorundadr. Modele gre gayri safi yurt ii hasladaki
byme hz ( Y / Y ) tasarruf oran (S) ile sermaye-kt oran (K)na
baldr ( Y / Y = S/K). Baka bir ifade ile ulusal gelirdeki byme oran
tasarruf oran ile pozitif ve sermaye-kt oran ile negatif ynde ilikilidir.
Buna gre geleneksel neo-klasik byme modellerinde milli gelirdeki artlar
faktrden kaynaklanr: (1) Emein miktar (nfus art) ve kalitesindeki
(eitim) artlar; (2) Yatrm ve tasarruflarn artmas yoluyla sermaye
birikimindeki artlar ve (3) teknolojideki gelime ve iyilemeler.
Yeni byme teorileri (Endojen byme teorisi) de geleneksel teoride olduu
gibi geri kalm lkelerde hzl bir iktisadi bymenin salanmas asndan
tasarruflarn sahip olduu neme iaret eder. Ancak geleneksel teoriden
farkl olan baz noktalar bulunmaktadr: (1) Ulusal byme oranlar, tasarruf
oran ve teknolojik dzeye baldr ve lkeler arasnda farkllklar gsterir; (2)
Ayn tasarruf oranna sahip olsalar da sermaye yoksulu lkelerin zengin
lkeleri yakalama anslar yoktur. Bu nedenle durgunluun sz konusu
olduu bir lke ile daha zengin olan lkeler arasndaki gelir a artar ve (3)
Gelimi ve geri kalm lkeler arasndaki eitsizliklerin en nemli
kaynaklarndan birisi gelimi lkelerin daha fazla yararlandklar sermaye
akmlardr. Bu teorilere gre geri kalm lkelerin dk sermaye-emek oran
nedeniyle ortaya kan yksek getiriye dayal avantajlar bu lkelerde beeri
sermaye, altyap ve aratrma-gelitirme gibi tamamlayc yatrmlarn son
derece yetersiz olmas nedeniyle ortadan kalkmaktadr.
KAYNAKLAR
AKALIN, Gneri (1981), Kamu Ekonomisi. Ankara : Siyasal Bilgiler Fakltesi
Yayn.
DWORKIN, Ronald (1981), What is Equality? Part 1: Equality of Resources,
Philosophy and Public Affairs. 10, pp.185-246.
ERDOAN, Mustafa (1994), zgrlk, Adalet, Refah, (Trkiye Felsefe
Kurumu, Adalet Kavram. Adnan Griz (ed.) iinde), Ankara.
GRZ, Adnan (1994), Adalet Kavramnn Belirsizlii, (Trkiye Felsefe
Kurumu, Adalet Kavram. Adnan Griz (ed.) iinde), Ankara.
HAN, Ergl ve A. A. KAYA (1997), Kalknma Ekonomisi: Teori ve Politika.
Dzeltilmi ve Geniletilmi kinci Bask, Eskiehir: Birlik Ofset.

LAMONT, Julian (1994), The Concept of Desert in Distributive Justice, The


Philosophical Quarterly. 44, pp.45-64.
LEWIS, Arthur (1955), The Theory of Economic Growth. Homewood: Richard
Irwin.
MARX, Karl (1961), Capital, vol 3, Moscow: Foreign Languages Publishing
House.
NOZICK, Robert (1974), Anarchy, State and Utopia. New York: Basic Books.
PETERSON, Wallace C. (1976), Gelir, stihdam ve Ekonomik Byme. ev.
Servet Mutlu, Eskiehir: Eskiehir ktisadi ve Ticari limler
Akademisi Yaynlar, No 145.
RAWLS, John (1971), A Theory of Justice. Harvard, MA: Harvard University
Press.
ROSTOW, W.W. (1960), Stages of Economic Growth. New York: Cambridge
University Press.
STANFORD

ENCYCLOPEDIA OF PHIOSOPHY (2000), Distributive Justice,


http://setis.library.usyd.edu.au/stanford/archives/spr1999/entri
es/justice-distributive/, 17.10.2000.

TODARO, Michael P. (1994), Economic Development. Fifth Edition, New York:


Longman.
WEINTRAUB, Sidney (1958), An Approach to the Theory of Income
Distribution. Philadelphia: Chilton.

You might also like