You are on page 1of 26

Liberal Demokrasinin Temelleri*

Bican ahin

Giri
Bu makalenin amac, liberal demokrasi modelinin analitik bir sunumunu yapmaktr. Bu
dorultuda ilk olarak, liberal demokrasiyi tarihsel olarak nceleyen klasik demokrasi
modelinin ksa bir analizi yaplacaktr. Gerek klasik demokrasi gerekse de liberal
demokrasiye ynelik analitik tahlillerimiz, demokrasi zerine yazlan pek ok yazda
olduu gibi, Amerika Birleik Devletlerinin eski bakanlarndan Abraham Lincolnn
veciz demokrasi tanmn hareket noktas olarak alacak ve bu tanm etrafnda
ekillenecektir.

Klasik Demokrasi: Atina rnei


A. Lincolne gre, [d]emokrasi, halkn halk tarafndan halk iin ynetimidir. Bu
tanmdaki demokrasi kelimesinin etimolojisine baktmzda, onun eski Yunancadaki
demos ve kratos kelimelerinin bileiminden meydana geldiini grrz. Esasen, demos
kelimesi bugn halk kelimesinin ifade ettii eye karlk gelmeyip, fakir ounluk
anlamnda kullanlmaktayd. Trkede demosun bu anlamna karlk gelebilecek bir
kelime olarak avam dnlebilir (Erdoan 2003: 235). te yandan, kratos kelimesi
ynetim anlamna gelmekteydi. Bu anlamda, Aristotelesin de Politika (3. Kitap, 7. ve 8.
Blmler) adl eserinde ortaya koyduu ekliyle, Eski Yunancada demokrasi kelimesiyle
anlatlmak istenen ey, fakir ounluun ynetimi idi. Demokrasi kelimesinin eski
Yunancadan kaynaklanmas bir tesadf deildir. Nitekim, bu ynetim biimi ilk kez eski
Yunan polis dzeninde ortaya kmtr. Bugn klasik demokrasi adn verdiimiz bu
*

Bu makale Oreon Yaynlar tarafndan 2008 ylnda baslan ve editrln Bican ahinin yapt

Liberal Demokrasinin Temelleri: Gncel Demokrasi Tartmalar adl kitaptan alnmtr.

ynetim modelinin en yetkin rneini Atina polisinde grmekteyiz. Atina demokrasisi,


geliiminin zirvesine M.. V. yzyl ortalarnda ulamtr. Bu dnemin hemen
ncesinde, ok sayda polise blnm olan Yunanistan doudan gelen Perslerin
saldrsna uramt. Bamszlklarna olduka dkn olan Yunan polisleri bu ortak
dman karsnda birlik olmular ve liderliklerini karada Sparta polisine, denizde de
Atina polisine devretmilerdir. Bu g birlii sayesinde Persler, nce Yunan
yarmadasndan, sonrasnda da tarihte yonya olarak bilinen Anadolunun Ege
kylarndan pskrtlmlerdir.
Pers tehlikesinin savuturulmasyla birlikte, Sparta ve dier baz polislerin g
birliine bir son verip eski bamsz siyasetlerine geri dnmelerine karlk, Atina
denizde kurduu ittifak yeni dnemde de Attik-Delos Deniz Birlii olarak srdrmeye
devam etmitir. Bu birlie ye polisler Atinaya hatr saylr katk paylar
demekteydiler. Bu birliin yaratt kaynak sayesindedir ki, Atina bir taraftan yapt
byk kamu yatrmlaryla M.. V. yzyl ortalarndaki ihtiamna ulam, br taraftan
da byyen bte harcamalarn finanse edebilmek iin birlik yesi polislerden gelen bu
gelire baml hale gelmiti. Bu bamllk ta, Atinann birlik yeleri zerinde, onlarn
birlik iinde kalmalarn salamak zere, baskc politikalara ynelmesine ve Yunan
polislerinin ok nem verdii bamszlklarna halel getirmesine yol amtr. Gerek
Atinann mimari ihtiam ve zenginliinin yaratt kskanlk, gerek elinde biriktirdii
g ile oluturduu tehdit ve gerekse de birlik yesi polislerin bamszlklarn
yitirmekten duyduklar rahatszlk, Atina demokrasisinin de sonunu getirecek olan
Peloponnes Savann fitilini atelemitir (enel 1968; Mansel 1984; Finley 1987).
Atina demokrasisine ilikin bu ksa tarihi arka plan sunumundan sonra onun
siyasal kurumlarna ve bu kurumlarn ileyiine gz atabiliriz. Lincolnn tanmnda yer
alan halk tarafndan ynetim ifadesindeki halk, yani ynetimde sz sahibi olanlar,
Atinada 20 ya zerindeki Atinal erkekler oluturmaktayd. Buna gre, Atinal kadnlar
ve ocuklar, yabanclar (metoikos) ve kleler, Aristotelesin (Politika1275b18-19),
yasama ve yarg kararlarnn oluturulmasnda sz sahibi olma olarak tarif ettii
vatandalk haklarndan mahrum idiler. Bylece, Barry Holdenn ( 2007: 56) ifade ettii
gibi, Atinada saylar 30.000 ile 45.000 arasnda olan vatanda topluluu, ylda 40
defadan az olmamak zere, bir meclis olarak toplanmaktayd. Eklezya adn tayan bu
meclisin toplant yeter says 6.000 olup, kamu dzeninin oluturulmasna ynelik yasal

erevenin oluturulmas, mali konularn karara balanmas, sava ve bar ilan edilmesi
gibi temel kamu siyasalarnn belirlenmesinden sorumluydu (Mansel 1984: 183; Held
1996: 21). Btn vatandalarn katlmna ak olmas itibaryla sayca olduka kalabalk
olan bu meclise, yasa tekliflerinin hazrlanmas ve organize edilmesinden sorumlu
500ler Konseyi yardm ederdi. Konsey, Atinay oluturan 10 farkl kabilenin gnderdii
50er kiinin bir araya gelmesiyle olumaktayd. Konseye de, bir aylk grev sresi olan
50ler komitesi yardm ederdi. 50ler komitesinin grev sresi bir gnle snrl olan bir
bakan vard. Sadece yasamaya ilikin kararlar deil fakat ayn zamanda yarg kararlar
da vatandalarn katlmyla oluturulan mahkemelerce alnmaktayd. Bu mahkemelerde
halk jri roln stlenirdi. Meclislerin karar almasnda ideal, oybirlii (homonoia)
olmakla

beraber,

bunun

pratikteki

imknszl

sebebiyle,

ounluk

kural

benimsenmitir. Halk meclislerinin yan sra, idari ilerden sorumlu, 10 kiinin


katlmyla oluturulan ofisler (magistrates) de bulunmaktayd. Atinallar, tm bu
makam ve mercilere atanacak kiilerin belirlenmesinde, oligarik eilimlere sahip
olduuna inandklar seim mekanizmasn deil, fakat sklkla kura ve sra usuln
kullanrlard (Held 1996: 21-23). Bu uygulamann arkasnda, hi phesiz siyasetin,
profesyonellere braklmas gerekli olmayan, tm vatandalarn katlma yetkinliine
sahip olduu bir faaliyet dal olduu dncesi de yatmaktadr (Sabine 1969: 11-12).
Bylece, Atina demokrasisinde halk tarafndan ynetim, halkn ynetim
srecine dorudan katlmyla gerekleiyordu. Bu katlm mmkn klan eyin, halkn
kamusal meselelere kar yksek duyarllnn olduuna dair yaygn bir kan mevcuttur.
Nitekim, Heldin (1996: 17) ifadesiyle, Atina demokrasisinin belirleyici zellii, zel
hayatn kamusal meselelere ve ortak-kara feda edilmesini ifade eden yurttalk
erdemine (civic virtue) genel bir ballkt. Benzer ekilde, Henry B. Mayo (1964: 37),
Atinada vatandalar arasnda polisin karlarnn kendi bireysel karlarnn nnde
olduuna dair genel bir inancn mevcut olduunu dnmektedir. Bu gr destekler
mahiyetteki bir delil, Atinann bakomutan (polemarkhos) Perikles tarafndan
Peleponnes Savann ilk ylnda len Atinallarn ansna verdii nl cenaze sylevinde
bulunabilir. Nesnel tarih yaznnn kurucusu olarak kabul edilen Thucydides tarafndan,
Peleponnes Savann Tarihi adl eserinde aktarld ekliyle, Perikles Atinallarn
kamusal meselelere gsterdii ilgiyi u szlerle ifade etmektedir: Bakalar kamusal

meselelerde rol almayan bir kimseye kendi iine bakyor derken, sadece biz byle bir
kiinin hi bir ie yaramayacan dnrz (Thucydides 3.[40]).
Atina demokrasisinde, kamusal meselelere bylesine nem atfeden halkn,
organik bir btn oluturduu dnlrd. Ontolojik anlamda, birey deil ama
topluluk balang noktas olarak alnrd (Parekh 1993: 157). Erdoann (2003: 234)
topluluku halk anlay olarak niteledii bu bak asna gre, topluluk tek tek
bireylerin toplamndan daha fazla olan, sadece hlihazrda yaayan yeleri deil, fakat
bu bireylerin iinde ekillendikleri kurumlar, yaplar ve kltr ile gemi ve gelecek
nesilleri de iine alan kolektif bir varlk olarak kabul edilirdi. Bu anlamda halk, birbirine
ortak veya kolektif karlarla bal, tek ve btnlemi bir yap olarak grlmektedir
(Heywood 2006: 98). Byle bir topluluun ortak kar (common good) da, tek tek onu
oluturan bireylerin zel karlarnn bir toplamndan olumazd. Ortak kar, bireylerin
vatanda olarak sahip olduklar kar olarak, onlarn tek tek zel karlarndan ve bu
karlarn toplamndan stn bir deer tard. Bylece, vatandalarn aktif katlm ile
belirlenen ortak kar ekseninde ileyen klasik demokrasinin, halk iin ynetim
ifadesiyle amalanan eyi, yani halkn karna olan ynetimi gerekletirdii
dnlrd.
Atina demokrasisinde, vatandalarn kamusal hayata aktif katlm yoluyla
zgrleebileceklerine inanlrd. Arendte gre, bireyler zel alanda ekonomik ve
biyolojik ihtiyalarn karladktan sonra kamusal alanda aktif katlm yoluyla kendi
potansiyellerini gerekletirirlerdi (Yack 1993: 9). Bhikhu Parekhin (1993: 162)
ifadesiyle, Atina demokrasisinin sahip olduu zgrlk gr onun zorunlu bir ifadesi
olarak aktif siyasal katlm gerektirirdi. Bu zgrlk anlayn, Benjamin Constant
antik zgrlk anlay olarak nitelemekte ve onu bireylerin bakalarna zarar
vermeyen eylemlerinde snrlandrlmamalar olarak tarif ettii modern zgrlk
anlayndan ayrmaktadr:
Biz artk kolektif iktidara aktif ve srekli katlmda vcut bulan antik zgrle
sahip olamayz. Bizim zgrlmz, huzurlu varolu ve zel bamszlktan ibaret
olmaldr.

Antiklerin amac ayn anavatann vatandalar arasnda sosyal iktidarn


paylalmasyd. Onlarn zgrlk dedikleri ey bu idi. Modernlerin amac, gvenlik
iinde zel zevklerini tecrbe edebilmektir ve onlar bu zevklerin kurumlar tarafndan
garanti altna alnmasna zgrlk demektedirler (Constant 1997 [1819]: 110-111).
Birey-toplum-devlet ilikilerine dair temel kabullerini, bu kabuller etrafnda
ekillenen kurumlarn ve onlarn ileyiini ksaca ortaya koyduumuz Atina
demokrasisinin M.. 322 ylnda Makedonya hkimiyetine girmesiyle, demokratik
ynetim biimi de tarihin tozlu rafna kaldrlmtr. Demokrasinin yeniden douu iin
yaklak iki bin yl gemesi gerekecektir. Bu kez liberal demokrasi adyla ortaya kan
demokrasi, Parekhin deyiiyle Atinal kuzeninden, gerek dayand temel kabuller,
gerek kurumsal yaplanma ve gerekse de bu kurumlarn ileyii bakmndan nemli
farkllklar sergilemitir. imdi bu demokrasi modelini daha yakndan inceleyelim.

Liberal Demokrasi
Liberal demokrasiye ilikin analizimizi de Lincolnn demokrasi tanm ekseninde
gerekletirebiliriz. Bu dorultuda, ilk olarak, halkn liberal demokraside ne anlam ifade
ettii;

ikinci

olarak,

liberal

demokraside

halk

tarafndan

ynetimin

nasl

gerekletirildii; nc olarak da, liberal demokrasinin halk iin ynetimi nasl


salad/salayamad tartlacaktr.
Parekhin (1993:157) de belirttii gibi, Atina demokrasisi gz nne alndnda,
demokrasi liberalizmden nce ortaya km bir ey olmakla beraber, modern dnemde
liberalizm demokrasiden yaklak iki yz yl nce ortaya kmtr. 19.yzylda tekrar
siyaset sahnesine girerken, demokrasi bu kez liberalizmin izdii ereve ierisinde
gelimi, liberalizm tarafndan ekillendirilmitir (Sartori 1993: 418). Bu balamda,
liberal demokrasinin temel kavram ve kurumlarnn liberalizme referansla tartlmas
uygun olacaktr. Bu dorultuda, ilk olarak, bir liberal demokraside halkn ne anlam ifade
ettiini anlamak zere, bu kavramn liberalizmde ne anlam ifade ettiine bakalm.
Liberalizm, ontolojik olarak bireyi temel alr. Yaylann (1992: 138) ifadesiyle,
[b]ireyin varl, snf, halk gibi btnlerin varlklarndan daha gerektir. Liberallere
gre bu kavramlar birer soyutlamadr (Erdoan 1998: 21). Liberallerin bu dncesinin
en aklda kalc ifadesi, ngiltere Babakanlarndan Margaret Thatchern, [Toplum] diye

bir ey yoktur. Birey olarak erkek, kadn ve aileler vardr . . . eklindeki szlerinde
bulunabilir (http://www.margaretthatcher.org/speeches). Bu anlamda, liberaller iin
halk veya toplum denen soyut varlk, onu oluturan tek tek somut bireylerin
toplamndan daha stn bir ey deildir. Esasen, byle bir varln, onu oluturan
bireylerin kar ve arzularndan bamsz ve onlara baskn bir ortak karnn varl da
sz konusu olamaz (Erdoan 1998: 21-22). Yaylann (1992: 141) belirttii gibi,
liberaller toplumun kar, kamu kar, toplumun iyilii (public good), ortak iyi
(common good) gibi kolektif btnlere hasredilen kavramlarn ne olduklarnn belirsiz
olduuna inanr[lar]. Bireylerin bireysel karlarnn dnda ve onlara stnlk tayan
bir takm ortak karlar olabilecei fikrini benisemez[ler]. Bu erevede, liberal
demokraside klasik demokrasiden farkl olarak, halkn birbirine ortak veya kolektif
karlarla bal, tek ve btnlemi bir yap olarak (Heywood 2006: 98) grlmedii
bireyci bir yorumunu buluruz (Holden 2007: 11).
Klasik demokraside halk, yani siyasal kararlar alma yetkisine sahip olanlar,
kadnlar, ocuklar, yabanclar ve kleleri dlayacak ekilde, sadece 20 ya zeri Atinal
erkeklerle snrlandrlrken, liberal demokraside halk, erkek ve kadn, akl sal
yerinde olan tm yetikin vatandalar kapsamaktadr. Bir liberal demokraside tm
yetikin vatandalarn, siyasal kararlarn oluturulmas srecine katlm, evrensel
yetikin oy hakk temelinde gereklemektedir. Tarihsel olarak 19.yzylda ortaya
km olan liberal demokrasinin bu hakk tanmas birden olmayp, tedrici bir seyir
izlemitir. Nitekim, liberal demokrasi ilk olarak ngilterede, sanayi devriminin yaratt
yeni bir snf olan burjuvazinin, feodal toplum dzeninin ayrcalkl snflar olan
aristokrasi ve monarinin ynetim tekellerine bakaldrmas sonucu ortaya km ve
ynetime katlma hakkn bu snfla snrl tutmutur. Bu haliyle liberal demokrasi,
toplumun nemli bir ksmn (yardan fazlasn) oluturan kadnlar ve iilere ilk etapta
ynetime katlma hakkn tanmamtr. ngilterede iilerin bu hakk kazanmas 19.
yzyln sonlarna doru gereklemi; kadnlarn oy hakk ise 1928de teslim edilmitir.
Bu hakkn tannmas, farkl lkelerde farkl hzlarda olmutur. rnein, svirede
kadnlara genel oy hakk 1971 gibi ge bir tarihte tannmtr. A.B.D.de siyahlara genel
oy hakknn tannmas iin ise gney eyaletlerinde 1960lara dein beklemek
gerekmitir (Heywood 2006: 97).

Liberal demokraside bu ekilde tanmlanan halkn, ynetime katlm, bir baka


deyile halk tarafndan ynetim, acaba nasl gereklemektedir? Gnmz liberal
demokrasilerinde halk tarafndan ynetim, klasik demokraside olduu gibi dorudan
deil fakat temsilciler araclyla dolayl olarak gereklemektedir. Bu sistemlerde halk,
dzenli aralklarla yaplan yarmac seimlerle kendi adna nemli kamusal meselelerde
kararlar alacak olan temsilcilerini seer. Seimlerin yarmac olmasyla anlatlmak
istenen, onlarn kamusal meselelerin zmne ynelik gerek alternatifler sunma
iddiasnda olan kiiler ve gruplar arasnda gemesidir. Bu kii ve gruplar ou kez siyasi
partiler olarak rgtlenirler. Bu, toplanma ve rgtlenme zgrl sayesinde
mmkndr. Siyasi partilerin sunduklar politikalar birbirinden farkllatran, onlar
gerekten bir alternatif haline getiren ey, bu politikalarn farkl siyasi ideolojiler
tarafndan ekillendirilmesinde yatar. Bir liberal demokraside farkl siyasi ideolojilerin
iktidara talip olmasn mmkn klan ey de dnce ve ifade hrriyetinin tannm
olmasdr. Farkl siyasi partilerin farkl ideolojiler etrafnda rgtlenip kamu iktidarn
ele geirmek zere halkn oylar iin yarmas zelliine siyaset bilimi literatrnde
verilen ad, siyasi oulculuktur (Erdoan 2003: 294-304).
Liberal demokrasiye, bu sistemde halk karar alma yetkisini temsilcileri
araclyla kullanmas sebebiyle temsili demokrasi ad da verilir. Temsil sistemi,
demokrasinin yeniden canlandrlmasnn nndeki en byk engellerden biri olarak
grlen, kalabalk nfusun dorudan karar alma srecine katlmasnn pratik
imknszlna bir are olarak dnlmtr. Nitekim, klasik demokrasiyi mmkn
klan ey, sayca ok kalabalk olmayan bir vatanda kitlesini iinde barndran polis
dzeni idi. Modern dnemle birlikte ortaya kan yeni siyasi/corafi birim ise, iinde
kalabalk nfuslar barndran

ulus-devlet idi. Bu yeni dzende demokrasinin

canlandrlmasn mmkn klan ey, temsil mekanizmasnn icad olmutur. Temsil


sisteminin

bir

baka

erdemi,

karar

alma

mekanizmalarna

profesyonellerin

getirilebilmesini mmkn klmasyd (Held 1996: 107-108). Temsili ynetimin nemli


teorisyenlerinden John Stuart Mille gre, bu sistem sayesinde halk, iktidarn
kendisinden kaynaklanmas anlamnda efendi pozisyonunu korumakla beraber
kendisinden vasfl hizmetiler istihdam ediyordu (Holden 2007: 78).
Her ne kadar iktidarn halktan kaynaklandn kabul etse de, son tahlilde Mill,
halkn tm yelerinin bu iktidarn oluturulmasnda eit derecede etkili olmas gerektii

dncesinde deildir. Ona gre, sosyal iktidar kullanacak olan hkmeti belirlemede
halkn tm yelerinin eit etkiye sahip olmas, toplumun kaderinin cehaletin
dizginlenmemi arzularna terk edilmesi anlamna gelebilirdi. Bu nedenle Mill, eitimli
kiilerin daha fazla etkide bulunmasna imkn salayacak oul oy (plural voting)
sistemini nermitir (Held 1996: 108-109). Millin bu nerisine temel hazrlayan
dncesini Temsili Ynetim zerine Dnceler (Considerations on Representative
Government) adl eserinde izleyelim:
Ynetilenlerin tamamnn ynetimde sz sahibi olmas nemlidir. . . Siyasal meselelere
katlmdan tamamyla dlanm bir kimse vatanda deildir. . . Fakat, herkes eit sz
hakkna sahip olmal mdr? Bu tamamyla farkl bir nermedir ve kanmca. . . aka
yanltr. . . Kendisini ilgilendiren hi bir meselede, ilerinin ynetimini daha az bilgi ve
zek sahibi biri yerine bunlara daha fazla sahip olan birisine brakmayacak bir kimse
yoktur (Aktaran Held 1996: 108-109).
Hemen belirtmeliyiz ki, Millin bu fikri liberal gelenek ierisinde genel kabul
grmemektedir. Nitekim, bir baka liberal dnr, Thomas Paine, Ynetimin lk lkeleri
zerine Tez (Dissertation on First Principles of Government) adl eserinde ynetimin,
seim ve temsile dayal olan ile soya dayal olan arasnda ikili bir ayrm yapmaktadr.
Bunlardan ilki, halkn haklarna dayanrken, ikincisi gaspa dayanmaktadr. Paine, temsili
ynetimin halkn eit haklar zerinde ykseldiine inanmaktadr. Buna gre, Millden
farkl olarak, Paine temsilcilerin seiminde, ne bir eksik ne de bir fazla, herkesin sadece
bir oya sahip olmas gerektiini ileri srer (Plattner 1999: 125). Painein byk nem
atfettii, bir kii bir oy ve her oy eit deer prensibi, liberal demokrasinin siyasal eitlik
idealine iaret eder.
Siyasal eitlik ideali, ancak 20. yzylda gerekletirilebilmitir. Bu idealin ifade
ettii ey, her yetikin bireyin siyasal katlmaya hakk olduu ve hibir vatandan
karnn bir bakasnnkinden daha deerli veya deersiz olmaddr. Bu nedenle,
liberal demokrasi siyasal iktidarn halk oluturan tm bireylerin arasnda eit olarak
datlmasn hedefler. Bu erevede, rk, cinsiyet, dini aidiyet gibi farkllklara
baklmakszn tm yetikin vatandalarn kamu ofisine seilebilme hakkna sahip olmas
gerekir. kinci olarak, tm vatandalarn oy verme hakk olmaldr. nc olarak, tm

vatandalar sadece ve sadece bir oy hakkna sahip olmal ve son olarak da tm oylar eit
deer tamaldr (Heywood 1992: 275).
Bir liberal demokraside vatandalarn siyasal katlm, sadece dzenli aralklarla
yaplan seimler araclyla temsilcilerini semekle snrl deildir. Klasik demokrasi
modeline benzer bir ekilde, siyasal otorite kimi nemli kamusal meselelerde
referandum uygulayarak halkn dorudan iradesine bavurabilir. Bunun yan sra, liberal
demokrasilerde vatandalar sahip olduklar toplanma ve rgtlenme zgrl,
dnce ve ifade zgrl gibi sivil zgrlkler sayesinde sivil toplum rgtleri, medya
ve ii ve iveren kurulular gibi kurum ve kurulular araclyla kamusal meseleler
hakknda belli bir kamuoyu oluturarak siyasal iktidara etkide bulunurlar.
Vatandalarn siyasal eitlik temelinde seme ve seilme hakkna sahip olduu
liberal demokraside, nemli kamu meselelerine ilikin kararlarn oluturulmasnda
izlenen prosedrn ad ounluk prensibidir. ounluk prensibi, klasik demokrasiye
kadar geri gtrlebilecek olan, hakknda karar verilecek bir meselede oybirliinin
olmad durumlarda ounluun kararnn belirleyici olduu bir kolektif karar alma
metodudur. Bununla birlikte, bir liberal demokraside, ounluk prensibi temelinde
kamu iktidar araclyla dzenlenebilecek alann bir snr vardr. Bir baka deyile,
demokratik yollarla yaplacak tm dzenlemeler zorunlu olarak meruiyet (legitimacy)
iermezler. Liberaller, tpk bir kiinin veya grubun diktatrl gibi bir ounluun da
diktatrlnn mmkn olduunu dnr. Norman Barrynin (1999: 9) ifadesiyle,
. . . liberal demokratik prosedrler ile liberal demokratik ktlar arasnda bir fark vardr.
ounluk ynetimi prosedr, zellikle byk dini ve dier kltrel farkllklar tarafndan
karakterize edilen toplumlarda liberal olmayan iliki durumlar (illiberal states of affairs)
yaratma eilimindedir. [Bu nedenle], ou liberal demokrat iktidarn kimin elinde olduu kadar
onun anayasal aralarla snrlandrlmas ile de ilgilidir.

Bir liberal demokraside, demokratik yolardan dzenlenemeyecek fakat sadece


bireylerin ve onlarn kurmu olduklar gnll birliklerin yetki alanna giren konular
mevcuttur (Kis 2003: 58). Bu anlamda, liberal demokrasi ifadesindeki demokrasi
kavram, kolektif balayc kararlar alma yetkisinin halka ait olduunu ifade ederken,
liberalizm kavram halkn bu yetkisinin meru olarak kullanabilecei alann snrl
olduunu ifade eder. Nitekim, Holdenn (2007: 14-15) da iaret ettii gibi liberal sfat

nne geldii ynetim biimlerinin snrlandrlm, anayasal ynetimler olduuna iaret


eder. Yaylann (2004: 32) szleriyle,
Demokrasi, liberalizmden plak olarak bakldnda halka dayal, halk tarafndan
seilmi bir ynetim isterken; liberalizm, demokrasiden ayr bakldnda, snrl yetkili ve
hukukla bal ynetim talep eder. Liberal demokrasinin talebi ise meruiyetini halkn rzasndan
ve insan haklarna saygdan alan, fakat snrsz yetki sahibi olmayan, snrl ve anayasal bir
ynetimdir.

Liberal demokrasinin temel zelliklerinden birini oluturan anayasal ynetim


olma zellii, liberal felsefenin anayasaclk teorisi tarafndan ekillendirilmitir.
Zakariann (2002: 178) ifadesiyle, anayasaclk, onun 18. yzyldaki nde gelen
savunucular olan Montesquieu ve Madison tarafndan anlald ekliyle, gcn tek
merkezde younlamas ve ktye kullanlmasna kar gelitirilmi, karmak bir
kontrol ve denge mekanizmalar btndr. Bu bir taraftan, bireylerin iktidar
tarafndan tecavz edilemeyecek haklarn teslim eden bir bildirgenin kabuln
ierirken, bir taraftan da bu haklar kt zerinde tanyp daha sonra ilk frsatta onlar
ihlal etme potansiyeli tayan iktidar datmaya ynelik kurumsal dzenlemelerin
yaplmasn da ierir (Zakaria 2002: 178). ktidarn, yatay eksende yasama, yrtme ve
yarg erkleri arasnda datlmasn ieren kuvvetler ayrl; dikey eksende federal ve
federe ynetim birimleri arasnda corafi olarak datlmasn ieren federalizm; sadece
ynetilenlerin deil fakat ynetenlerin de hukukun genel ve soyut kurallaryla bal
olmasn ifade eden hukuk devleti ilkeleri, anayasacln devlet iktidarn snrlama
amacna ynelik gelitirdii kurumsal dzenlemeler arasndadr (Erdoan 2003).
Liberalizmin anayasaclk teorisi ile bu ekilde snrlandrlan siyasi otorite,
toplum ierisinde var olan farkl ahlaki ve kltrel tercihler karsnda, onlarn pratie
aktarlmalar kamu dzenine halel getirmedii srece, tarafsz kalacaktr. Bu anlamda
liberalizm, bireylerin nasl bir yaam srmeleri gerektii hususunda fikir beyan eden
kapsayc (comprehensive) bir ahlaki doktrin olmaktan ziyade, farkl iyi hayat
anlaylarnn bir arada nasl bar ierisinde yaayabilecei sorusuna cevap vermeye
alan siyasi bir doktrindir (Kukathas 2003). Liberalizmin bu zelliinin mantki bir
sonucu liberal demokrasilerde siyasal alann laiklik ilkesi temelinde dzenlenmesidir.

Chandran Kukathas (1999: 35) kamusal alann laiklik ilkesi temelinde dzenlenmesinin
nemini u ekilde ifade etmektedir:
[f]arkl tanrlarn tapld ve fakat farkl inanlarn takipilerinin birbirleriyle
etkileimde olduu bir dnyada, sekler bir kamusal alan dndaki her ey bir felaket olacaktr.
Bizden nemli ekilde farkllaanlarla girilecek sosyal iliki, en derin inanlarmzdan geri
durmamz gerektirir. Byle yapmamamz halinde en muhtemel sonu atma olacaktr.

Buna gre, ortak yaam dzenleyen ilkelerin btn olarak siyasal-legal ereve,
bata o toplumda var olan din(ler) olmak zere hibir iyi hayat anlayna referansla
merulatrlamaz. Laiklik, bir taraftan siyasal kurallarn herhangi bir dini inan
temelinde oluturulamayacana iaret ederken bir yandan da devletin din(ler)i kontrol
altnda tutamayaca anlamna gelir. Laiklik ilkesi devletin tm iyi hayat anlaylar
karsnda tarafsz kalmasn temin ederek, ayn zamanda bireylerin din ve vicdan
zgrln de garanti altna almaktadr.
Liberaller, Lord Actonn ifadesiyle, [i]ktidar yozlar; mutlak iktidar mutlaka
yozlar dncesindedirler. Bu nedenle, [liberalizm] siyasi bir doktrin olarak, bireyi
komnitelere kar glendirmek ve egemenin bireyler ve birey gruplar zerindeki
iktidarn snrlandrmak iddiasyla [domutur] (Yayla 2004: 20). Toplumun cemaat,
snf gibi kolektivitelerden ziyade tek tek bireylerin bir araya gelmesiyle olutuunu
ifade eden ontolojik bireyciliklerinin yan sra, liberaller ahlaki bireycilii de
benimsemilerdir. Ksaca, ahlaki bireycilik, Immanuel Kantn ifadesiyle, bireyin
kendisinin dndaki amalara ynelik kullanlabilecek bir ara olmayp, kendi bana
bir ama olduunu ifade eder. Bireyi bu ekilde felsefelerinin merkezine yerletiren
liberaller, devleti bireyin hak ve zgrlklerini koruma greviyle ykml klmlardr.
Liberalizmin nc filozoflarndan John Locke (1632-1714), bu dnceyi u ekilde ifade
etmitir: insanlarn siyasal birlikler ierisinde bir araya gelmelerinin ve kendilerini
hkmetlerin ynetimi altna sokmalarnn yce ve temel amac mlkiyetlerinin
korunmasdr (Vurgu orijinalde) ([1690]1980: 66).
Locke ([1690]1980), snrl devlet projesine henz devletin ortaya kmad bir
doa durumu tasavvuru ile balar. Doa durumunda her bireyin Tanr tarafndan
bahedilmi, devredilemez, elden alnamaz nitelikte olan haklar vardr. Locke, bunlarn
hayat, zgrlk ve mlkiyet haklar olduunu belirtmi ve tamamn genel mlkiyet

haklar altnda toplamtr. Devletin olmad bu durumda bireyler aras ilikilere dzen
veren bir doa yasas vardr. Doa yasasnn kurallar akl yolu ile bulunabilir. Doa
yasas, her bireye kendisinin ve bakalarnn mlkiyetini hak tanmaz kiilere kar
savunma devini ykler. Bireyler, mtecavizleri cezalandrma hakkna sahiptir. Ancak,
sadece hakk yenenler tazminat alma hakkna sahiptirler. Bir taraftan, hak tanmaz
kiilerin tecavzlerini daha etkin bir ekilde nlemek, dier taraftan da bireylerin
zellikle kendi haklarna tecavz edenleri cezalandrmak ve zararlarn tazmin ettirmek
hususunda hakkaniyet llerinin dna taabilmeleri ihtimalinin nne geebilmek
iin, bireyler bir sosyal szleme ile devleti tesis ederler. Bunu yaparken bireyler,
kendilerini savunma haklar sakl kalmak kaydyla, doa durumunda sahip olduklar
doa yasasn ineyenleri cezalandrma hakkn tamamen siyasal otoriteye devrederler.
Bylelikle siyasal itaatin temeline de bireylerin rzas yerletirilmi olur. Ancak,
bireylerin siyasal otoritenin ynetimi altna kendilerini sokmalar anlamnda
gsterdikleri bu rza, koulsuz bir teslimiyet de deildir. Devletin, asli amac olan birey
haklarn korumak grevini yerine getirmekte baarsz olmas veya bizatihi bu haklara
kendisinin tecavz etmesi halinde, bireyler asndan szleme hkmsz saylp,
devlete kar bakaldrma hakk doar.
Locke ile benzer sonulara, Locketan farkl bir yol izleyerek ulaan bir baka
liberal dnr David Humedur (1711-1776). Lockeun insan haklarnn tespiti ve bu
haklar koruyacak olan siyasal iktidarn oluturulmas srecinde izledii rasyonalist
metoda Humeun dncesinde rastlanmaz. Hume, bireylerin akl yoluyla bulunabilecek
tabii haklarnn olduu ve bu haklar korumak zere bir szlemeyle devletin
oluturulduu fikrini reddeder. Nitekim, Norman Barrynin (1989: 22) de ifade ettii
gibi, rasyonalist olmayan bir liberal deerler sisteminin pek ok unsuru ilk olarak Hume
tarafndan gelitirilmitir. Humea gre tpk dier sosyal kurumlar gibi, mlkiyet
kurumu ve devlet kurumu da tarihsel tecrbe iinde kendiliinden ortaya km ve
fayda salad iin de muhafaza edilmitir. Mlkiyet kurumu, insan ihtiyalarnn en iyi
ekilde karlanmasna hizmet eder. Bu nedenle mlkiyetin istikrar, rza ile transfer
edilebilmesi ve bireylerin birbirlerine kar verdikleri szlerin tutulmas toplumsal
varoluun srdrlebilmesi iin byk nem tar. yle ki, Hume bunlarn her birinin
bir tabiat yasas olduunu ileri srmtr. Devletin salad en temel fayda ise
toplumsal dzen ve adaletin salanmasdr. Bu kurumun olmad bir ortamda, 1-

kendilerini ve yaknlarn ncelikli olarak dnmeye yatkn, 2- ksa vadeli karlarn


uzun vadeli karlarna tercih etmeye eilimli olan bireyler, ktln veri olduu bir
dnyada birbirlerinin mlkiyet haklarna tecavz ederek birbirleriyle boaz boaza
geleceklerdir. Toplumsal birlikte varoluun salad faydalar devam ettirebilmek iin,
bu trden adaletsizliklerin nne geilmesi gerekir. Bu yzden devlet kurumuna ihtiya
vardr. Yoksa, Humea gre, siyasal otoriteye itaatin arkasnda Lockeun ileri srd
gibi rzaya dayal szleme yoktur (Yayla 1992: 46-63).
Hem sosyal szleme geleneinin liberal temsilcilerinden Lockeun dncesi,
hem de evrimci-rasyonalizm olarak nitelendirilen dnce geleneinin ncs Humeun
dncesi, klasik liberalizm olarak adlandrlan liberal gelenek ierisinde yer alr. Bu
gelenein 20. yzyldaki nde gelen takipileri arasnda Friedrich von Hayek, Ludwig
von Mises, Milton Friedman ve Robert Nozick gibi dnrler yer almaktadr. Bu
dnrlerin en temel ortak noktalar, bireyin zgrlne atfettikleri nemde
bulunmaktadr. Mack ve Gausa (2004: 116-117) gre, klasik liberaller iin bireysel
zgrlk, merkezi siyasi ve yasal normu oluturmaktadr. Klasik liberaller, klasik
demokrasi teorisyenlerinin ileri srd gibi zgrln ancak kamusal alanda aktif
katlmla gerekleebilecei dncesinde deildirler. Bilakis, onlar bireysel zgrle
kar en byk tehlikenin siyasal alandaki snrlandrlmam gten gelebilecei
endiesini tarlar. Onlarn zgrlk anlay, B. Constantn ayrmyla modern zgrlk
anlaydr ve ancak mdahaleden masun olma anlamnda bireyin zgr olabileceini
ifade

eder.

20.

yzyln

nde

gelen

liberal

filozoflarndan

Isaiah

Berlinin

kavramlatrmasyla, klasik liberal ve liberteryenler negatif zgrlk anlayna


sahiptirler. Negatif zgrlk anlay, bireyi bakalarna zarar vermeyen kendi tercihleri
konusunda serbest brakmak dnda ikinci kiilere hi bir pozitif ykmllk yklemez
(Berlin 1969). Bu erevede, bireysel zgrlk, bireyin dier bireylerden meru olarak
talep edebilecei tek eydir (Mack & Gaus 2004: 116-117, vurgu orijinalde).
Ancak, geni liberal gelenek ierisinde yer alan tm dnrler, zgrln bu
negatif yorumuna bal kalmazlar. Nitekim, daha 19. yzylda Thomas Hill Green,
bireylerin dardan bir baskya maruz braklmamalarnn onlarn gerekten zgr
olduklar anlamna gelmediini ifade etmitir. Greene gre, bireylerin zgr
addedilebilmesi iin onlarn kiisel potansiyellerini gerekletirme dorultusunda

diledikleri eyleri yapabilmeye muktedir olmalar da gerekir. Yaylann (1993: 89) iaret
ettii zere, Green iin,
. . . zgrlk yapmaya ya da zevk almaya deer bir eyi yapmak veya zevk almak
hususunda olumlu bir g ya da yeterliliktir. Dolaysyla, insann gerekten zgr olabilmesi
iin, yalnzca ona bu imkn salayan hukuksal bir erevenin bulunmas yeterli deildir. Ayn
zamanda fiili olanaklardan, toplumun rettii mal ve hizmetlerden pay almal ve bireyin gc
ortak refaha katkda bulunacak lde artmaldr.

Basit bir rnekle aklarsak, bireyin kiisel geliimine katkda bulunabilecek olan
seyahat zgrlne gerek anlamda sahip olabilmesi iin onun seyahat etmek istemesi
halinde engellenmemesi yetmeyip, bilet alabilecek maddi imknlara da sahip olmas
gerekir. Bu balamda, Green topluma bireyi refah devleti benzeri pozitif destekler
salayarak zgrletirme misyonunu ykler. Literatrde bu yaklam pozitif zgrlk
anlay olarak nitelenmektedir.
Pozitif zgrlk anlaynn bir dier kavramlatrmasn I. Berlinde grmekteyiz.
Berline gre,
. . .insan beni (self) yksek ben (higher self) ve alak ben (lower self) olarak ikiye
ayrlmtr. zgrlk, yksek ideallerin hizmetinde olan yksek benin, tam tersi istikametteki
alak bene hakim olmas ve insann alak benin yansmalar olan basit karlar peinde komas
yerine, yksek benin alak beni kontrol altna almas ve insann yksek benden kaynaklanan
yce ideallerin buyruunda olmasdr (Yayla 1992: 151)

zgrln bu pozitif yorumuna bal kalan liberaller, modern liberaller olarak


isimlendirilir. Modern liberaller arasnda John Rawls, Ronald Dworkin ve Will Kymlicka
gibi dnrler yer almaktadr. Modern liberallere gre, bireyin mutluluu ancak
bireyin kendi rasyonel tercihleri temelinde ina ettii bir iyi hayat anlay sayesinde
mmkndr. Buna gre, modern liberaller klasik liberallerden farkl olarak,
zgrlkten, d mdahaleden masun olma anlamndaki negatif zgrl deil, bireyin
rasyonel olarak iyi hayat anlayn gelitirme, gerekli grmesi halinde bunu revize
edebilme ve hatta tamamen terk edebilme hakkn ifade eden otonomi olarak
zgrl anlamaktadrlar. Modern liberallere gre, bireylerin, kendi iyi hayat
anlaylarn oluturabilmeleri iin onlarn d baskdan masun olmalar (negatif

zgrlk)

yetmez;

bireyler

ayn

zamanda

imknlarla

(pozitif

zgrlk)

da

donatlmaldrlar (Dworkin 1978; Kymlicka 1989).


Genel olarak liberallerin zgrle verdii neme, zel olarak da modern
liberallerin zerklik zerindeki vurgusuna komniteryen dnrler, atomize birey
eletirisi getirmektedirler. Bu dnrlere gre, liberaller bireyin kimliinin, iinde
doup gelitii sosyal evresi tarafndan ekillendirildii gereini gz ard
etmektedirler. Liberallerin bireyin zerklii zerindeki bu ar vurgusu, toplumu
paralanmaya srklemektedir (Walzer 1999: 9). Michael Sandele (1998: 179) gre,
bizi biz yapan deerlere byk bir zarar vermeden byle bir bamszl tecrbe
etmemiz mmkn deildir. Belli bir ailenin, belli bir cemaatin veya belli bir toplumun
yeleri, belli bir tarihin tayclar, belli bir devrimim kzlar ve oullar olarak bizlerin
liberal adalet anlaynn ortaya koyduu doal devler ve gnll devlerin tesinde
ykmllklerimiz vardr. Charles Taylorn (1989b: 35) szleriyle, [b]ir kimse ancak
dier kiilerin arasnda bir kiidir. Bir kii hibir zaman etrafndakilere referans
verilmeden tarif edilemez. Bu nedenle, komniteryenlere gre, birey bireyselliini
topluluun iinde kazanmasndan tr bireyin haklarnn toplumun talepleri zerinde
ncelii yoktur.
Bu komniteryen eletiriye bir cevap Will Kymlickadan (1989, 2002)
gelmektedir.

Kymlickaya

gre,

bireylerin

kendi

yaamlarn

diledikleri

gibi

ynlendirebilmesi onlarn kendi kendilerine yeterli olduu ve topluma ihtiya


duymayan atomlar olduklar anlamna gelmemektedir. Tam tersine, liberaller bireylerin
iyi hayat anlaylarnn iinde yaadklar sosyal evre ierisinde ekillendiini kabul
etmektedirler. Bununla beraber, bireyler mutluluk araylarnda toplum tarafndan
sunulan alternatifler arasndan dilediklerini seme veya toplumdaki geleneksel iyi hayat
anlayn reddetme hakkna sahiptirler. Nitekim, byle bir imknn olmamas bireylerin
baskc iyi hayat anlaylarna esir olmalar sonucunu doururdu.
Klasik ve modern liberallerin zgrle baklarndaki bu farklln bir baka
nemli sonucu da, onlarn devletin ekonomiye kabul edilebilir bulduklar mdahalesinin
boyutlarnda kendini gsterir. Milton Friedman gibi klasik liberallere gre, zel mlkiyet
kurumuna dayal serbest piyasa ekonomisi, bize sadece insanln bugne kadar
grd en etkin kaynak tahsis mekanizmasn sunmaz; o ayn zamanda bireysel

zgrln de nemli bir teminatdr. Friedmana gre, kolektif mlkiyete dayal


sosyalist rejimlerden farkl olarak piyasa ekonomisine dayal liberal demokratik bir
dzen, siyasal iktidar da snrlandrr. Piyasa, bunu siyasal ve ekonomik gleri
birbirinden ayrarak gerekletirir. Ayn zamanda, basite, bireyin mlkiyetini diledii
gibi kullanabilmesi anlamna gelen ekonomik zgrlk, sivil ve siyasal dier
zgrlklerin de bir garantisidir. Nitekim, zel mlkiyetin olmayp tm retim
aralarnn devletin kontrolnde olduu bir yerde, dnce ve ifade hrriyeti gibi en
temel zgrlklerin dahi var olmas mmkn deildir. Bu nedenle, devlet ekonomik
alanda minimal bir dzeyde kalmaldr (Friedman 1988, 1. Blm). Bu erevede, klasik
liberaller, Adam Smithin 1776 tarihli Milletlerin Zenginlii (The Wealth of Nations) adl
eserinde ifade ettii gibi, devletin fonksiyonlarnn adalet, bar ve baz temel alt yap
hizmetlerinin salanmasyla snrl olmasn istemektedirler.
te taraftan, Kkerin (1992: 48) ifadesiyle, . . . insann kendine zg amalar
peinde koan bir varlk olduu, bu amalar gerekletirdii ve gelitirdii lde kendi
kiiliini de gelitirme olanana sahip bulunduu bunun iin de gerekli kaynaklara
(birincil mallara) sahip klnmas gerektii. . . dncesindeki modern liberaller,
toplumsal zenginliin sosyal adalet kavram temelinde yeniden datma tabi
tutulmasn nermektedirler. Bunun en yetkin ifadesini, John Rawlsun 1971 ylnda
yaynlad A Theory of Justice (Bir Adalet Teorisi) adl eserinde bulabiliriz. Rawlsa
(1999: 53) gre, sosyal kurumlarn birinci erdemi olduunu dnd adaletin iki
ilkesi vardr:
1-Herkesin, bakalarnn ayn hrriyeti ile badaan en geni temel hrriyete sahip olma
hakk vardr.
2- Sosyal ve iktisadi eitsizlikler, hem (a) herkesin yararna olmas makul olarak
beklenebilecek ve hem de (b) herkese ak mevkiler (makamlar) ve grevlerde ortaya
kacak ekilde dzenlenmelidir.
Bu prensipler, 1in 2ye, 2nin iinde de bnin aya stn olduunu ifade eden
leksikal sralamaya gre dzenlenmektedir (Barry 2000: 160). David Millern (1976:
42) da iaret ettii gibi, 1. madde yasal ve siyasal adaletle ilgilidir ve dnce ve ifade
zgrl, vicdan zgrl gibi sivil zgrlklerle, siyasal katlma, seme ve seilme

hakk gibi siyasal hak ve zgrlkleri kapsar. te yandan, 2. madde datc yani sosyal
adaletle ilgili olup ekonomik ve sosyal haklar kapsamaktadr. Rawlsn hakkaniyet
olarak adalet (justice as fairness) adn verdii adalet teorisinin bu ilkelerinden de
anlalaca gibi, o toplumsal birlikte varoluun salad fayda ve maliyetlerin
datlmasnda klasik liberallerden farkl bir baka sahiptir. Rawlsa gre, piyasalara
devletin mdahalesi olmakszn ne etkinlik ne de hakkaniyet salanabilir. Sermaye ve
iktidarn belli ellerde birikimini engellemek zere devlet, piyasalara etkin bir ekilde
mdahale etmelidir (Campbell 1988: 89).
Peki, bir liberal demokraside halkn bu ekilde ortaya kan ynetiminin halk iin,
veya baka bir ifadeyle, halkn karna olmasn garanti eden ey nedir? Basite, halkn
kendi iradesiyle yetkilendirdii temsilcilerinin ynetiminin, ynetici aznln veya
toplum ierisinde belli bir zmrenin karna deil, genel olarak tm toplumun karna
olmas beklenir. Halkn temsilcilerinin, temsil ettikleri halkn karn deil de kendi
karlarn takip etmelerinin nlenmesini salayan mekanizmalarn birisi yneticilerin
hesap vermesini garanti eden hukuk devleti ilkesi ise bir dieri de dzenli aralklarla
yaplan zgr ve yarmac seimlerdir. Liberal demokrasi literatrnn nemli
teorisyenlerinden Joseph Schumpeterin de iaret ettii zere, karar oluturmaya ilikin
bir kurumsal dzenleme olan demokraside, siyasetiler karar alma yetkisini halkn
oylar iin yaptklar yarmac bir mcadele sonucunda elde ederler (Barry 2000: 287).
Bu erevede, yeniden iktidar kazanma arzusu, siyasetilere halkn karna olacak bir
ynetim sergilemeleri dorultusunda ciddi bir saik sunmaktadr.
Anthony Downsn 1957 tarihli Demokrasinin Bir Ekonomik Teorisi, (An
Economic Theory of Democracy) adl eserinde ortaya koyduu fikirler, yukardaki bak
asn destekler mahiyettedir. Eserinin adndan da anlalaca zere, Downs liberal
demokrasideki siyasal davran, piyasa ekonomisinin temel varsaymlar ile aklamaya
almaktadr. Buna gre, tpk reticilerin karlarn maksimize etmeye almalar gibi,
politikaclar da oylarn maksimize etmeye almaktadrlar. Rekabeti bir piyasa
ekonomisinde kar elde etmenin yolu, tketicilerin ihtiyalarn tatmin eden mal ve
hizmetler sunmaktan geer. Benzer ekilde, siyasi piyasada da iktidarn yolu en fazla
sayda semenin tercihine ayan olacak politikalar formle etmekten gemektedir. Bu
nedenle, yarmac seimler, siyasi partileri halkn karn/tercihlerini takip etmeye
zorlarlar. Downsn teorisine yneltilen eletirilerden birisi, piyasa ekonomisinin de

temel varsaymlarndan olan tam rekabet kabul zerine odaklanmaktadr. Buna gre,
siyasal piyasalar, tpk ekonomik piyasalarda olduu gibi, tam rekabete ak olmayp,
bir ka siyasal parti tarafndan domine edilmektedir. Bu anlamda, sadece bir ka parti
seimleri kazanarak iktidar eline almaya aday olabilir. kinci bir eletiri, siyasal
piyasalardaki semen tercihlerinin ne kadar rasyonel olduu ve semenin gerek
karlarn yanstt ile ilgilidir. Bu eletiriye gre, bir piyasa ekonomisinde tketicilerin
reklamlarla maniple edilmesi gibi, siyasal piyasada da semenlerin siyasal propaganda
ile maniple edilmesi sz konusudur. Bu nedenle, semen tercihlerinin ne rasyonel ne de
semenin karna olduunu sylemenin mmkn olduu ileri srlmtr (Heywood
1992: 282-283; Barry 2000: 293).
Siyasal piyasada var olan rekabetin, tpk ekonomik piyasada olduu gibi halkn
genel karna sonular yaratacana ilikin bir baka gr plralist demokrasi
teorisyenleri ileri srmektedirler. Downsn modelinden farkl olarak, plralist
demokrasi teorisinde siyasetiler zerinde etki sahibi olanlar, tek tek semenler deil
fakat bu semenlerin ye olduklar gruplardr. Buna gre, modern toplumlar ii ve
iveren rgtleri, meslek kurulular, ticaret odalar, insan haklar rgtleri gibi pek ok
sivil toplum rgt tarafndan oluturulan oulcu yaplardr. Byle toplumlarda, farkl
ama ve karlara sahip gruplar, siyasal iktidara etki etmek zere birbirleriyle rekabet
halindedirler. Siyasal iktidar, iktidarn srdrebilmek iin bu farkl gruplarn sesine
kulak vermek zorundadr. Plralist demokrasi teorisinin nde gelen temsilcilerinden
Robert Dahl, Amerika Birleik Devletlerinin Connecticut eyaletinde bulunan New Haven
ehrinde yapt aratrma temelinde kaleme ald, Kim Ynetiyor? (1961) (Who
Governs?) adl eserinde, olduka fazla sayda grubun siyasal karar alma srelerine
etkide bulunduunu tespit etmi, ve bu sayede, rekabeti grup siyasetinin kamusal
kara hizmet ettiini ileri srmtr (Heywood 1992: 283-284).
Plralist demokrasi modeline, biri soldan dieri de sadan olmak zere balca iki
eletiri yneltilmektedir. Soldan gelen eletirinin merkezinde, liberal demokrasilerde
gcn toplumsal gruplar arasnda eit bir ekilde dalmayp, belli ellerde topland ve
bu nedenle tm gruplarn siyasal iktidara eit bir ekilde etkide bulunmasnn mmkn
olmad dncesi yatmaktadr. Bu grteki bir politik iktisat, Charles Lindblomdr.
Siyaset ve Piyasalar (1977) (Politics and Markets) adl eserinde, Lindblom piyasa
ekonomisine dayal liberal demokrasilerde hkmetin kararlarna etkide bulunma

noktasnda i dnyasnn ayrcalkl konuma (pirivileged position) sahip olduunu


ifade etmitir. dnyasnn bu ayrcalkl konumunun arkasnda, onlarn kamusal
sonular olan eylemlerde bulunabilme kapasiteleri bulunmaktadr. Buna gre, i
dnyas sahip olduu ekonomik g temelinde, hangi mal ve/veya hizmetin, ne kadar, ne
zaman, nerede ve nasl retileceine karar vermektedir. Bu kararlar, isizlik, enflasyon,
ekonomik byme gibi nemli ekonomik gstergelere etkide bulunan ve bu anlamda
kamusal sonular olan kararlardr. te, i dnyasnn bylesine nemli kamusal
sonular olan kararlar verme yetkinlii, hkmetin gznde onlar dier gruplar
karsnda ayrcalkl bir konuma getirmektedir. Bir sonraki seimlerde iktidarlarn
korumak isteyen hkmetler, ekonomik istikrar muhafaza etmek adna, i dnyasnn
sesine dier tm toplumsal gruplardan daha fazla kulak vermek durumundadr
(Lindblom 1977: 172-173). Lindblomn bu dncesi, liberal demokrasilerde karar
alma konumundakilerin seimler yoluyla kontrol altnda tutulabilecei dncesinin
kstlln da iaret etmektedir. Buna gre, ilk olarak, bir liberal demokraside kamusal
sonular olan kararlar oluturma konumunda olanlar, sadece halkn setii ve halka
kar sorumlu olan politikaclar deil, ayn zamanda halk tarafndan seilmemi ve bu
anlamda halka kar da sorumsuz olan i dnyasnn mensuplardr. Dolaysyla,
seimlerin kamusal sonular olan kararlar alma konumunda olanlarn tmn
kapsamas sz konusu deildir. kinci olarak, yukarda deinildii gibi, tekrar seilme
saikinin, hkmetlerin geni halk ynlarndan ok i dnyasnn sesine kulak
vermesine yol amas nedeniyle de, demokratik seimler kendisinden beklenen kontrol
ilevini yerine getirmekte yetersiz kalrlar.
Plralist demokrasi teorisine sadan gelen bir eletiriyi, Mancur Olsonun kolektif
eylemin mantna ilikin gelitirdii dncesinde bulabiliriz. Olsona (1982: 21) gre,
rasyonel bireylerden oluan bir grubun bir ortak kar etrafnda rgtlenerek kolektif
eylemde bulunabilmesi, seici teviklerin varlyla mmkndr. Ortak karn
salanmas iin katlanlan maliyet byk, salanan katk kk, ve elde edilecek
faydadan dlanamamak mmkn ise bireylerin kolektif eyleme destek verme ihtimali
olduka dktr. Bu durumda, bireyleri harekete geirmek iin ya ceza biiminde bir
negatif seici tevik ya da bir dllendirme formunda pozitif seici tevik sunmak
gerekecektir. imdi bu kabullerden karlabilecek iki sonu vardr: Birincisi, plralist
demokrasi teorisyenlerinin ileri srd gibi toplumdaki tm kar gruplar kolayca

temsil edilememektedir. nk, gruplar bydke onlarn kollektif eyleme gemek


zere rgtlenme imknlar azalmaktadr. Bu balamda, tketiciler, vergi mkellefleri,
isizler ve fakirler, ortak karlarn korumak zere kolektif eyleme gemelerini
salayacak ne seici teviklere ne de rgtlenme iin gerekli olan kk saylara
sahiptirler. Bylece bu gruplar, siyasal karar alma srelerine etkin bir ekilde etkide
bulunamayacaklardr. kincisi, rasyonel bireylerin grup karlarn korumak zere
kolektif olarak siyasal iktidara etkide bulunmaya almas, sanld gibi kamusal kara
da hizmet etmeyecektir. Olsona (1982: 42-44) gre, kar gruplar, yelerinin karlarn
iki yoldan ilerletebilirler: lk olarak, toplumsal pastann bytlerek, grubun yelerinin
ald payn oran ayn kalsa da miktarnn oaltlmas yoluyla; ikinci olarak da,
toplumsal pasta ayn kalrken grubun yelerinin ald dilimlerin orann bytmek
yoluyla. Bu yollardan ilki olduka masrafldr. kinci yol da masrafl olmakla beraber, bu
maliyeti deyenler grubun yeleri deil, toplumun geri kalandr. Rasyonel bireylerden
oluan gruplarn daha sklkla ikinci yolu tercih ettikleri grlmektedir. Bu da siyaseti,
toplumsal zenginliin arttrlmasn amalayan bir aktivite olmaktan ok, kaynaklarn
rgtl kar gruplar arasnda paylatrlmasna hizmet eden sfr toplaml bir oyun
haline getirmektedir.
Gerek Downsun demokratik siyasetin rekabeti seimler sayesinde kamusal
kara hizmet edecei ynndeki iyimser grne, gerekse de plralist demokrasi
teorisyenlerinin kar siyasetini tevik eden grlerine ynelik sadan bir baka
eletiriyi de ncln James M. Buchanan, Gordon Tullock gibi politik iktisatlarn
yapmakta olduu Kamu Tercihi Okulunun (Public Choice School) fikirlerinde buluruz.
Kamu Tercihi teorisyenlerinin temel varsaym, tpk demokrasinin dier ekonomik
analizlerinde olduu gibi, bireylerin fayda maksimizasyonu temelinde hareket eden
rasyonel varlklar olduu eklindedir. Buna gre, bir semenin faydas kamusal fonlarla
finanse edilerek kendisine sunulan mal ve hizmetleri maksimize etmek iken, bir
brokratn faydas btesini ve bir politikacnn faydas da ald oylar maksimize
etmektir. Bu noktada, Kamu Tercihi Teorisinin bireylerin fayda maksimizasyonu
temelinde hareket eden rasyonel varlklar olmasn kt bir ey olarak grmediini
belirtmeliyiz. Teorinin kt olarak grd ey, bireylerin fayda maksimizasyonu
peinde koarken, bunun maliyetini, ou kez kamu karn bahane ederek, bakasnn
srtna ykmak istemeleridir. Buchanann (1991: 1) ifadesiyle,

[p]olitika, bireyler arasndaki karmak bir mbadele yapsdr ve bu yap ierisinde


bireyler, piyasa mbadelesi ierisinde etkin bir ekilde salayamadklar baz zel amalarn
kolektif olarak salamaya alrlar. Bireysel karn mevcut olmamas halinde bakaca bir kar
da sz konusu deildir.

Bu erevede, bir bireyin piyasada bir mal veya hizmetin maliyetini deyerek
kiisel faydasn artrmak istemesinde hibir mahzur yoktur. Buna karn, politikac ve
brokratlar faydalarn maksimize ederken bunun maliyetini ou kez vergi
mkelleflerinin srtna yklerler. Byle bir yaklamn kamusal kara hizmet edeceini
sylemek mmkn deildir. Bu erevede, insan doas hakknda Hobbesu pesimist
ncllerden hareket eden Kamu Tercihi teorisyenlerine gre, insanlarn iyi niyetlerine
deil fakat onlar kt yola sapmaktan caydracak kurallara gvenmek gerekir.
Yaplmas gereken ey, kamu maliyesine bir disiplin getirecek ekonomik temelli bir
anayasann yaplmasdr (Sava 1989).
Sonu
Bu makalede liberal demokrasinin temel varsaymlar ve ileyii Abraham Lincolnn,
[d]emokrasi, halkn halk tarafndan halk iin ynetimidir eklindeki veciz tanm
etrafnda tahlil edildi. Buna gre, liberal demokrasi kuzeni klasik demokrasiden gerek
halkn tanm, gerek bu halkn kendi kendisini ynetimi ve gerekse de bu ynetimin nasl
halkn

karna

olacak

biimde

ileyecei

hususlarnda

nemli

farkllklar

sergilemektedir. Bir liberal demokraside halk, klasik demokraside olduu gibi organik
bir kolektif olarak grlmemektedir. Liberal demokraside halk, toplum, snf gibi soyut
kolektiviteler somut bireyin nne geemezler. Liberal demokrasinin teorik arka plann
oluturan liberalizme gre temel ontolojik birim somut bireydir. Liberaller iin halk,
ancak bu somut bireylerin toplamndan ibaret olan ve kendisini oluturan bireylerin
ortaklaa sahip olduu karlarn tesinde kendisine has stn bir kar da olmayan bir
soyutlamadr (Parekh 1993: 157) Liberallere gre, halkn haklarndan deil, bireylerin
haklarndan bahsetmek anlamldr. Genel olarak, bireyler sahip olduklar hayat, zgrlk
ve mlkiyet gibi temel haklar temelinde dier bireylerle gnllle dayal ibirliklerine
girerek kendi hayatlarn tanzim ederler. Hibir birey, kendi rzasnn dnda
bakalarnn belirledii bir amaca alet edilemez. Bu, liberallerin sahip olduu ahlaki
bireycilik anlaynn zdr. Liberallere gre bireylerin bakalarna ynelik devleri

tm insanlarn onuruna sayg duymak zorunluluu olarak zetlenebilecek doal devler


ve bireyin kendi iradesiyle yapmay kabul ettii gnll devler ile snrldr (Rawls
1999).
Liberal demokraside halkn ynetime katlm klasik demokraside olduu gibi
dorudan deil fakat temsilciler araclyla dolayl olarak gereklemektedir. Bu
nedenle ona temsili demokrasi de denmektedir. Bununla beraber, bir liberal
demokrasinin belirleyici zellii onun dorudan demokrasi modelini benimseyip
benimsememesinde yatmamaktadr. Bir liberal demokrasiyi, klasik demokrasi ve ondan
ilham alan katlmc/radikal demokrasi modellerinden ayrt eden temel zellii, liberal
demokraside halkn temsilcileri araclyla kulland iktidarnn mutlak olmayp,
bireylerin temel hak ve zgrlkleri ile snrlandrlm olmasnda yatmaktadr. Nitekim,
B. Holdenn (2007: 14-15) da iaret ettii gibi, liberal sfat nne geldii ynetim
biimlerinin snrl olduuna iaret eder. Esasen, liberallere gre, bir ynetimin halkn
karna olmasn temin eden (veya zararna olmasn engelleyen) ey de onun bu ekilde
snrlandrlm olmasdr. Bu anlamda, liberal demokrasinin de, teknolojik gelimelerin
ve siyasal erkin daha alt birimlere devredilmesi gibi yntemlerin de yardmyla, klasik
demokrasiye benzer bir biimde daha katlmc hale getirilmesi teorik olarak
mmkndr. Liberal demokrasi asndan mmkn olmayan ey, demokratik yollardan
yaplabilecek eylerin bireyin temel hak ve hrriyetlerini tehdit edecek ekilde, bir
baka ifadeyle, kamusal alann zel alann aleyhine olacak biimde, geniletilmesidir.

Kaynaka
Aristotle. (1997) The Politics, Trans. with introduction, analysis, and notes, Peter L. Phillips
Simpson as The Politics of Aristotle, Chapel Hill: The University of North Carolina Press.

Barry, N. P. (1989) On Classical Liberalism and Libertarianism, London: Macmillan.


_________. (1999) Civil Society, Religion and Islam, iinde A. Yayla (ed.), Islam, Civil
Society, And Market Economy, Ankara: Liberte Books, 1-22

_________. (2000) An Introduction to Modern Political Theory, 4th Edition, London:


Macmillan Press Ltd.
Berlin, I. (1969) Two Concepts of Liberty, iinde I. Berlin, Four Essays on Liberty Oxford:
Oxford University Press, 118-172.
Buchanan, J. M. (1991) Kamu Tercihi ve Anayasal ktisat, Yayna hazrlayanlar: A. Eker, C.
C. Aktan, zmir.

Campbell, Tom. (1988) Justice, Humanities Press International, Inc.


Constant, B. (1997) The Liberty of the Ancients Compared with that of the Moderns, in R.
Blaug and J. Schwarzmantel (eds.), Democracy a Reader, New York: Columbia University
Press, 110-112.
Dworkin, R. (1978). Liberalism, iinde H. Stuart (ed.) Public and Private Morality.
Cambridge University Press, yeniden basm M. Sandel (ed.) (1984), Liberalism and Its
Critics, New York: New York University Press, 60-79.
Erdoan, M. (1998) Liberal Toplum Liberal Siyaset, Ankara: Siyasal Kitabevi.

_________. (2003) Anayasal Demokrasi, Ankara: Siyasal Kitabevi.

Finley, M. I. (1987) The Ancient Greeks, Harrisonburg: Peregrine Books.


Friedman, M. (1988) Kapitalizm ve zgrlk, ev. D. Erberk, N. Himmetolu, stanbul:
Altn Kitaplar.

Held, D. (1995) Democracy and the Global Order, Cambridge: Polity Press.

_________ . (1996) Models of Democracy, Stanford: Stanford Uni. Press.

Heywood, A. (1992) Political Ideologies An Introduction, London: Macmillan Press.


__________. (2006) Siyaset, ev. B.B. zipek, B. ahin, M. Yldz, Z. Kopuzlu, B.
Seilmiolu, Ankara: Liberte.

Holden, B. (2007) Liberal Demokrasiyi Anlamak, ev. Hseyin Bal, Ankara: Liberte.

Kis, J. (2003) Constitutional Democracy, New York: Central European University Press.
Kker, L. (1992) Liberal Demokrasi ve Eletirileri, iinde Levent Kker, Demokrasi
zerine Yazlar, Ankara: mge Kitabevi, 27-56.
Kukathas, C. (1999) Islam, Democracy, and Civil Society, iinde Islam, Civil Society, And
Market Economy, Ed. Atilla Yayla, Ankara: Liberte Books, 23-45.

_________. (2003) The Liberal Archipelago A Theory of Diversity and Freedom, Oxford:
Oxford University Press.

Kymlicka, W. (1989) Liberalism, Community, and Culture, Oxford: Clarendon Press.

__________. (2002). Contemporary Political Philosophy An Introduction. Oxford: Oxford


University Press.

Lindblom, C. (1977) Politics and Markets: The World's Political-Economic Systems, New
York: Basic.

Locke, J. ([1690] 1980) Second Treatise of Government, Ed. by C.B. Macpherson,


Indianapolis: Hackett Pub.
Mack E., G. F. Gaus. (2004) Classical Liberalism and Libertarianism: The Liberty
Tradition, iinde G. F. Gaus, C. Kukathas (Eds.), Handbook of Political Theory, London:
Sage Publications, 115-130.

Mansel, A. M. (1984) Ege ve Yunan Tarihi, Ankara: Trk Tarih Kurumu Yaynlar.

Miller, David. (1976) Social Justice, Oxford: Clarendon Press.


Mayo, H.B. (1964) Demokratik Teoriye Giri, Ankara: Trk Siyasi limler Dernei Yaynlar.

Olson, M. (1982) The Rise and Decline of Nations, New Haven: Yale University Press.
Parekh, B. (1993) The Cultural Particularity of Liberal Democracy, iinde D. Held (ed.),
Prospects for Democracy North, South East, West, Oxford: Polity Press, 156-175.
Plattner, M. F. (1999) From liberalism to Liberal Democracy, Journal of Democracy, 10(3),
121-134.

Rawls, J. (1999) A Theory of Justice, first published in 1971 by Harvard University Press,
revised edition, Cambridge: Belknap Press of Harvard University Press.
Sabine, G. (1969) Siyasal Dnceler Tarihi I, Ankara: Trk Siyasi limler Dernei Yaynlar.

Sandel, M. (1998). Liberalism and the Limits of Justice. 2nd edition. First published in 1982.
Cambridge: Cambridge University Press.
Sartori, G. (1993) Demokrasi Teorisine Geri Dn, ev. T. Karamustafaolu, M. Turhan,
Ankara: Yetkin Basmevi.
Sava, V. F. (1989) Anayasal ktisat, stanbul: Beta Basm Yaym Datm A..
enel, A. (1968) Eski Yunanda Siyasal Dn, Ankara: Siyasal Bilgiler Fakltesi
Yaynlar.

Taylor, C. (1989). Sources of the Self: The Making of the Modern Identity. Cambridge,
Massachusetts: Harvard University Press.
Thatcher, M. (http://www.margaretthatcher.org/speeches)

Thucydides. (1993) On Justice Power and Human Nature Selections from The History of
Peloponnesian War, Translated, with Introduction and Notes, by Paul Woodruff, Indianapolis

and Cambridge: Hackett Publishing Company.


Walzer, M. (1990). The Communitarian Critique of Liberalism, Political Theory, 18: 6-23.

Yack, B. (1993) The Problems of Political Animal, Berkeley: University of California Press.

Yayla, A. (1992) Liberalizm, Ankara: Turhan Kitabevi.


________.(1993) nsan Haklarnn Kavramsal ve Aktel Anlam, iinde Atilla Yayla,
Liberal Baklar, Ankara: Siyasal Kitabevi, 81-103.
________. (2004) Siyaset Teorisine Giri, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Zakaria, F. (2002) The Rise of Illiberal Democracy, From an article of the same title in
Foreign Affairs, November/ December 1997, excerpted from pages 22-43, reprinted in Myers,
S. (ed.) Democracy Reader, New York: International Debate Education Association, 173-179.

You might also like