Professional Documents
Culture Documents
KELMELER
SZL
Afin AYGN
Aye POLUMAN
Cneyt BADEMCOLU
Kullanm Klavuzu:
Szlkteki kelimelerin tanmlamas iin farkl renk kullanlmtr:
krmz, siyah ve mavi.
a. Krmz kelimeler, fen, salk ya da sosyal ayrm gzetmeksizin
her adayn hazinesinde bulunmas gereken trdendir.
b. Siyah kelimelerin byk ounluu bilim dallarnn zel terminolojisine aittir. Bu renk kelimelerin ezberlenmesine gerek yoktur.
c. Eanlaml kelimeler mavi renge boyanmtr. Birok kelimenin zt
anlamlar da verilmitir.
Aradnz kelime, belli bir bilim dalna ait (ezberlenmesi gereksiz)
zel bir terim ise ya da YDSye hazrlanan bir adayn ekirdek kelime
hazinesi iinde mutlaka yer almas gereken trden ise (rn: give up:
vazgemek; call: aramak, armak; define: tanmlamak), YDS
KELMELER SZLnde bu kelimeye yer verilmemi olabilir.
YDS K E L M E L E R SZLnde aradnz bir kelimeyi
Ctrl+F komutu ile bulabilirsiniz.
YDS KELMELER SZLnde baz kelimelerin tanmlar iki kez
verilmitir. Bu tanmlardan biri fiil, dieri ise isim ya da sfattr. Baz
kelimelerin ise birden fazla tanmlar vardr.
Bu szlkte kullanlan baz ksaltmalar:
smt: something
smo / smb: someone / something
Lat.: Latince
A A AA
a broad range = geni bir alan / yelpaze
a case in point = iyi bir rnek
a change of air = hava deiimi
a couple of = birka, iki , a few
a day out in the country = darda krlarda
geirilen bir gn
a desperate situation = vahim bir durum
a far from pleasant place to live = yaamak iin
iyi / ho bir yer olmaktan uzak
a full recovery = tam bir iyileme / dzelme
a good many = birok, hayli, a large number of
a great deal (of) = olduka fazla, ok, a lot, much,
zt anl.= a little, a bit
a large number (of) = birok, hayli, a good many,
a lot (of)
a major step forward = ileriye doru byk bir adm
a matter of time = an meselesi
a number of = ok sayda, (belli) bir miktar, a lot of,
plenty of
a painful cut in pay = maalarda byk bir kesinti
a range of = 1) eitli, various; 2) bir dizi, a series of
a series of = bir dizi, a range of
a series of measures = bir dizi nlem / tedbir
a socially minded urban style = sosyal kayglar
gden bir kentleme biimi
a sure sign (of) = (bir ey)in kesin bir iareti /
gstergesi
a variety of = bir dizi, a range of
a whole range of = her eit, her tr, ok eitli
a wide range of reasons = ok eitli sebepler
A. D. = Milattan / sadan sonra, anno Domini, zt
anl.= B. C. , before Christ
abandon = brakmak, terk etmek, vazgemek,
discontinue, stop, zt anl.= pursue, carry on
abandoned = terk edilmi, bo, (bina iin) viran
halde, desolate, zt anl.= occupied
abandonment = terk etme / edilme, brak(l)ma,
desertion
abate = azal(t)mak, hzn kesmek, die away,
diminish, zt anl.= amplify, intensify
abbreviation = ksaltma
abdominal fat = karn blgesindeki ya
aberrant = sapkn, anormal, abnormal
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
B B BB
B vitamin folate = folik asit (bir tr B vitamini)
B. C. = Milattan / sadan nce, before Christ, zt
anl.= A. D. , anno Domini
baby boom = bebek patlamas (ar miktarda
doum)
baby sticker = kk kartma / etiket
Babylon = Babil (antik Mezopotomyann en nemli
kentlerinden birisi ve Babil Krallnn
bakenti)
back (fiil) = desteklemek, support
back (isim) = srt
back and forth = ileri geri
back out = caymak, sznden dnmek
back up = desteklemek, arka kmak, support,
reinforce, (In his time, there was hardly
anyone to back up Darwins theories. = Kendi
zamannda Darwinin teorilerini destekleyecek
pek kimse yoktu.)
back up with = (bir ey) ile desteklemek, arka
kmak, support with, reinforce with
backer = savunan, destekleyen
background = gemi, arka plan
backing = destek(leme), support
backpack = srt antas
backward = 1) arkaya doru, arka tarafa doru;
2) zeka gerilii olan
backwardness = gerilik, geri kalmlk,
underdevelopment
bacterial pharyngitis = (bakterilerin oluturduu ya
da onlarla ilgili) farenjit, bakteriyel farenjit
(yutak iltihab)
bacterium = (oul: bacteria) bakteri
bag-snatching = kapka, antay alp kama
bail out (of) = (acil durumda bir arac) terk etme
bake = (hamur ileri iin) frnda piirmek
balance = denge
balancing (isim) = dengeleme
balancing (sfat) = dengeleyici
bald eagle = kel kartal (ABD ve Kanadada bulunan,
balk ile beslenen, bandaki tylerin beyaz
olmas sebebiyle kel adn alm olan iri bir
kartal tr)
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
bright = parlak
brilliance = deha, mkemmellik, genius, perfection
brilliant = dahice, parlak, harika, intelligent, bright,
wonderful
brilliantly = harika bir ekilde
bring in = 1) (sorun, para, gelir vs.) getirmek, cause,
earn; 2) (bir kii)yi veya (bir ey)i (tandk bir
ortama) getirmek, sunmak, introduce
bring about = meydana getirmek, neden olmak, give
rise, produce, effectuate, account for, (The
new law brought about many complaints. =
Yeni yasa, pek ok ikayete neden oldu.)
bring down = 1) aaya ekmek, azaltmak;
2) ykmak, yerle bir etmek
bring forth = yaratmak, meydana getirmek, yol
amak, dourmak, get, produce, yield
bring in = 1) (birisini veya bir eyi tandk bir ortama)
getirmek, sunmak, introduce; 2) (para, gelir
vs.) getirmek, earn
bring into action = harekete geirmek
bring no benefit = hi yarar salamamak, hi
faydas olmamak
bring off = baarmak, baarl bir ekilde yapmak,
accomplish
bring on = ortaya karmak, sebep olmak, produce
bring out = (bir ey) gelitirmek, ortaya karmak,
neden olmak, develop, cause
bring over = 1) deniz ar bir yerden getirmek;
2) (birini kendi) deerlerine, inanlarna tekrar
dndrmek; 3) beraberinde getirmek, (My
mother said I could bring my friend over for the
night. = Annem, arkadam gece yatya
arabileceimi syledi.)
bring relief = rahatlatmak, yumuatmak, alleviate,
moderate, zt anl.= aggravate, worsen
bring through = (birinin bir hastal, zor durumu vs.)
atlatmasn salamak, save, pull through
bring to an end = son vermek, terminate, zt anl.=
start, commence
bring to the fore = n plana kartmak
bring to the notice = (bir kii)nin dikkatine sunmak,
farkna varmasn salamak
bring under control = (bir durumu) kontrol altna
almak
bring up = 1) gndeme getirmek, deinmek, refer
(to); 2) ocuk yetitirmek, raise
bring up to = (bir toplama, miktara) ulatrmak
brisk = canl, hareketli, hzl ve enerji harcatan
tarzda, energetic
broad = geni, geni apl
broadcast = (verici ile) yaynlamak
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
C C CC
cage = kafes
caged = kafeslenmi, kafese koyulmu
calcium-rich = kalsiyum bakmndan zengin
calendar = takvim
call = isimlendirmek, term
call for = (bir ey) istemek, (bir ey)i gerektirmek,
ask, require, (Great necessities call for great
leaders. = Byk ihtiyalar, byk liderler
gerektirir.)
call in at = (bir yer)e uramak
call in = davet etmek, invite
call into question = sorgulamak
call on = (birisinden bir ey yapmasn) istemek, (bir
ey yapmas iin) davet etmek, (birisini bir
ite) kullanmak
call out = 1) (yksek sesle ad, numara vs.)
sylemek; 2) (greve / i bana / yardma)
armak
call sign = kod ad, designation
call upon = (yardm, destek vs. iin) bavurmak,
arda bulunmak
calm (down) (fiil) = sakinle(tir)mek, pacify, zt anl.=
excite
calm (isim) = skunet, dinginlik
calorific value = kalori deeri
calory = kalori (bir atmosfer basn altnda, 1 gram
suyun ssn 1 santigrat derece arttran enerji
miktar), calorie
Cameroon = Kamerun (Bat Afrikada bir lke)
camouflage = kamuflaj, gizle(n)me
campaign (fiil) = mcadele etmek, kampanya
yapmak
campaign (isim) = (seim vs. iin) kampanya
camphor = kamfor defnesinden elde edilen, kokulu,
beyaz veya effaf renkli, mumsu bir madde
can = (boya, tiner gibi eylerin iine konduu) kutu /
teneke, konserve kutusu
cancel out = ortadan kaldrmak, silip sprmek,
offset, wipe out
cancer development = kanserin ortaya kmas /
balamas / gelimesi
cancerous = kanserli
cancerous growth = kansere bal byme,
kansere bal olarak byyen doku vs.
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
cushion = yastk
cushion of air = hava dolu yastk
custom = gelenek, adet, tradition
customary = allm, adet olan, accepted, common,
zt anl.= unusual, abnormal
customize = istee gre kk deiiklikler yapmak,
modifiye etmek, modify, alter, zt anl.= keep,
preserve
cut (fiil) = kesmek, ksmak, azaltmak, kesinti yapmak
cut (isim) = kesinti, ksnt
cut a pitiable figure = acnacak bir tipi olmak / tip
izmek
cut back on = (zellikle tasarruf amacyla bir ey)de
ksnt yapmak, azaltmak, cut down on
cut down on = (bir ey)i ksmak / azaltmak, reduce,
restrict, decrease, economise on, zt anl.=
increase, waste
cut free from = (balayan bir eyi) keserek (baka bir
ey)i serbest brakmak, serbest kalmak
cut off = (nefes / yol) kesmek, tkamak, block
cut off from = (aile vs.)den ayr kalmak / ayrmak,
ilikisini kesmek, separate, zt anl.= reunite
with
cut out = (belli bir biimde) kesip karmak, (bir
metinden vs.) karmak, silmek, cut off
cut size = kesim boyutu
cut the price by half = fiyat yarya indirmek / yar
yarya azaltmak
cutting-edge = yeniliki, en gelimi, lider
cyanide poisoning = siyanr zehirlenmesi
cycle = dalgalanma, dng, sikls
cyclic = periyodik olarak ortaya kan, dnemsel
cycling = bisiklete binme
cyclone = siklon, kasrga, hortum
cylinder bearing = silindirli rulman (yatak ile mil
yuvas arasnda metal silindirler bulunan
rulman)
cynical = alayc
cytochrome oxidase = sitokrom oksidaz (hcrenin
solunumunda nemli bir rol olan bir tr
enzim)
cytologic = hcreye ilikin
cytoplasm = sitoplazma (hcre ii sv)
www.bademci.com
D D DD
daily = gndelik, gnlk, day-to-day
daily life = gndelik hayat, day-to-day life
dairy = st rnleri
dairy farming = mandraclk
dam = baraj
damage (fiil) = zarar / hasar vermek, bozmak, harm
damage (isim) = hasar, zarar, yara, harm, injury,
wound
damming a river = bir akarsu zerine baraj kurma
ii
damp = nemli, rutubetli, moist, wet
danger = tehlike, risk, hazard, risk
dangerously underweight = (hayatn) tehlikeye
sokacak derecede zayf
Dante = 1265-1321 yllar arasnda yaam ve nl
lahi Komedyann yazar olan talyan air
dare to = (bir ey)i gze almak, (bir ey)e cesaret
etmek, venture
daring = cretkar, gzpek
dark energy = karanlk enerji (kozmolojide, btn
uzay etkileyen ve evrenin genileme hzn
arttrc bir etkisi olduu kabul edilen hipotetik
bir enerji tr)
dark matter = karanlk madde (astrofizikte, k
yaymad ve yanstmad iin dorudan
alglanamayan, varl, evresindeki dier
materyal zerindeki ktleekimsel etkisi yolu
ile tespit edilebilen maddeye verilen ad)
dart = 1) fze; 2) ani ve hzl hareket
dash away / off = acele ile kp gitmek
dashed = (mit, plan vs. iin) suya dm, boa
km
data access = veri eriimi
database = veritaban
date = tarihle(n)mek
date back to = (belli bir yl vs.)ye tarihlenmek,
tarihine uzanmak, date from, date to, be dated
to
date from = tarihinden kalmak, tarihinden balamak
dating = tarihleme, tarih tutma, tarihlendirme
daunting = yldrc, gz korkutucu, discouraging
dawn = dou, gn aarmas, afak skmesi, (dawn
of civilization = uygarln douu)
www.bademci.com
www.bademci.com
democratization = demokratikletirme
demographer = demograf (dnyadaki veya bir
lkedeki nfusun yapsn, durumunu, dinamik
zelliklerini inceleyen bilim insan)
demographic = demografik (nfus ile ilgili
deikenlere ait)
demolish = yok etmek, ortadan kaldrmak, destroy,
exterminate, wipe out, zt anl.= preserve,
restore, construct
demon = iblis
demonology = iblislerin, cinlerin veya bunlara dair
inanlarn incelendii aratrma alan
demonstrate = kantlamak, gstermek, illustrate,
depict
demonstration = gsteri
denied by = (birisi ya da bir kurum) tarafndan
dlanm / reddedilmi
denomination = birim
denote = gstermek, belirtmek, anlamna gelmek,
stand for, point to, mean
denounce = knamak, condemn, zt anl.= praise
dense = youn, sk
densely = youn bir ekilde, heavily, zt anl.= loosely,
sparsely
densely populated = nfus younluu fazla olan, zt
anl.= sparsely populated
density = zktle, younluk (bir maddenin birim
hacimdeki arl)
dental = di veya diilikle ilgili
dental caries = dite rme, di r, dental
cavity
dental cavity = di r, dental caries
dental examination = di muayenesi
deny = yadsmak, yalanlamak, reddetmek, yoksun
brakmak, refuse, reject, zt anl.= admit,
accept
department = departman, ube, daire, blm
departure = 1) ayrl, kalk, leaving, take-off,
moving out; 2) sapma, deviation, divergence
depend on / upon = (bir ey)e baml / bal olmak,
rely on, zt anl.= be independent (from)
dependence = bamllk, addiction
dependency = bamllk, dependence, zt anl.=
independence
dependent on = (bir ey)e baml, reliant (on), zt
anl.= independent, self-reliant
depict = betimlemek, anlatmak, resmetmek,
describe, picture
depiction = betimleme, resmetme, description,
picture
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
E E EE
eager = istekli, gnll, willing, keen, ready, zt anl.=
reluctant, unwilling
eagerly = istekli / hevesli bir ekilde, willingly, keenly,
zt anl.= reluctantly, unenthusiastically
early = erken, (tarihsel olarak) nce gelen, zt anl.=
late
early 20th century = 20. yzyln balar
early detection = erken tehis / tan
early warning = erken uyar
earn = (para, hak vs.) kazanmak, edinmek, hak
etmek, gain, zt anl.= lose
earplug = kulak tkac
earthenware = pimi topraktan yaplm anak,
mlek vs.
earthquake = deprem
earthquake predictor = deprem habercisi
earth-retaining = toprak iindeki, topraa temas
eden
ease (fiil) = 1) kolaylatrmak, skntdan kurtarmak,
improve, facilitate, simplify, zt anl.= aggravate,
worsen; 2) gerilemek, ekilmek; 3) gevemek,
basky azaltmak
ease (isim) = kolaylk
easy prey = kolay av
easygoing = uysal, rahat, mild, gentle, zt anl.=
fractious
eating disorder = yeme bozukluu
Ebola = Ebola (ishal, kanama, deri dkntleri ve
yksek ate ile belirgin lmcl bir hastalk)
eccentric = eksantrik, sra d, allmn dnda
eccentricity = tuhaflk, eksantriklik, bizarreness,
weirdness, zt anl.= conventionality
ecclesiastical = kiliseye ait, dini
ECG = elektrokardiyogram (kalp kasnn ve sinirsel
iletim sisteminin almasn incelemek zere
kalpte meydana gelen elektriksel faaliyetin
elektrokardiyograf denen bir cihaz tarafndan
alnan kayd), electrocardiogram
echo = aynsn syleyerek desteklemek, tekrar
etmek
eclogue = karlkl konuma eklinde pastoral iir
ecologically aware = evre bilinci olan
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
explorer = kaif
explosion = patlama
explosive = patlayc
explosive charge = bir atmlk patlayc
explosively = aniden ve hzl bir ekilde
expose = aa karmak, reveal, uncover, zt anl.=
shroud, conceal
expose to = (bir ey)e maruz brakmak, (bir ey)in
etkisine ak brakmak, make prone to, zt
anl.= protect from, shield from
exposure = 1) maruz brakma / kalma, tehir etme;
2) fotoraflkta diyaframn ak kalma sresi,
poz
express = ifade etmek, anlatmak, beyan etmek,
state, articulate
expression = ifade, deyim, anlatm, davurum,
exposition
expressionism = ekspresyonizm, davurumculuk
expressive = anlaml, manal, aklayc, meaningful,
indicative, zt anl.= expressionless
expressly = aka, clearly
extend = uza(t)mak, srmek, prolong, protrude, zt
anl.= shorten
extend support = destek vermek / sunmak
extended = uzun sren, long, zt anl.= short
extended family = geni aile (ebeveynler ve
ocuklarn yannda bykbaba, bykanne,
kuzenler gibi daha uzak akrabalar da ieren
aile)
extension = byme, genileme, uzatma,
development, expansion, zt anl.= curtailment,
shrinkage
extensive = yaygn, geni apl, kapsaml,
comprehensive, zt anl.= limited, narrow
extensive burn = geni / byk miktarda / ciddi
yank, intensive / major / widespread burn
extensively = byk miktarda, yaygn bir ekilde,
largely, substantially, comprehensively, zt
anl.= partly, narrowly
extensor muscle = ekstensr / gerici kas
extent = 1) tamam, btn; 2) kapsam, oran,
byklk, derece, degree
extention = uzatma
exterior = d, d yzey, zt anl.= interior
exterminate = imha etmek, yok etmek, eradicate,
destroy
external = d / harici, zt anl.= internal
external force = d g
external hernia = d ftk
external stimulus = d / harici uyaran
www.bademci.com
www.bademci.com
F F FF
F-1 tornado = orta kuvvette kasrga (Fujita leine
gre 117-180 km / saat hzla esen, kk
aalar devirebilecek gteki kasrga),
moderate tornado
fabric = kuma, bez, doku
fabricate = imal etmek, paralarn bir araya
getirerek retmek, manufacture, produce
face = (birisi / bir ey) ile kar karya gelmek,
yzlemek, yz yze gelmek, (birisi / bir ey)in
karsna kmak, confront, encounter,
challenge, zt anl.= avoid, evade, retreat (from)
face transplant = yz nakli
face up to the fact = bir gerekle yzlemek
facet = yn, taraf, aspect, feature
facial = yzle ilgili
facial expression = yz ifadesi
facilitate = kolaylatrmak, bir eyin olma ihtimalini
arttrmak, alleviate, help, zt anl.= worsen,
hamper, impede, (You could facilitate the
process by sharing your knowledge with us. =
Bilginizi bizimle paylaarak bu ii / ilemi
kolaylatrabilirsiniz.)
facility = 1) tesisat, tesis; 2) kolaylk, imkan, (zel bir)
hizmet
fact = gerek, var olan olgu
factual = gerek olaylara dayanan, somut, based on
fact, zt anl.= fictional
faecal = gaita / dk ile ilgili
faience = fayans (kil, kuvars, kalker gibi
malzemelerden oluan amurun ok yksek
sya maruz braklmas ile retilen, genellikle
inko glazrl malzeme)
fail = 1) bozulmak, almaz hale gelmek, break; 2)
baarsz olmak, be unsuccessful, zt anl.=
succeed, achieve
failing = kusur, zaaf, k, gerileme, yetersizlik,
weakness, flaw
failing eyesight = kusurlu grme
failure = yetersizlik, yetmezlik, bozukluk, malfunction
faint-object camera = Hubble Uzay Teleskobu iin
tasarlanm ok yksek znrlkl bir
kamera sistemi
fair = (derece, not vs. iin) orta, ne iyi, ne kt,
average, mediocre
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
G G GG
G8 = G8 lkeleri (Bu gruptaki 8 lkeyi Almanya, ABD,
Fransa, ngiltere, talya, Japonya, Kanada ve
Rusya oluturur. Dnya ekonomisinin ve
askeri gcnn yardan fazlasn kontrol eden
bu 8 lkenin yapt toplantlarda tm dnyay
etkileyecek gvenlik ve ekonomi konular
grlr), Group of Eight
G8 summit = G8 zirvesi (G8 lkelerinin hkmet
bakanlarnn bir araya geldii yllk toplant)
gain = kazanmak, elde etmek
gain a footing = ayak basacak yer bulmak,
tutunacak dal bulmak
gain acceptance = kabul grmeye balamak
gain ground = yaylmak, ilerlemek, rabet kazanmak,
advance, make progress, zt anl.= lose ground
gain in = (bir ey)de art veya ilerleme gstermek
gain in favour = rabet grmek, taraftar toplamak
gain popularity = popler olmak, n kazanmak
gain recognition = kabul grmek, tannmak
gallery = balkon, galeri
gamble = kumar oynamak
game = av hayvan
game fishing = (yemek iin ya da spor amacyla)
balk avlama
game of checkers = dama oyunu
gametophyte = gametofit (bitkilerde reme hcresi
veya bu hcreleri reten yap)
gamma wave = gamma dalgas (alg ve bilin ile
ilikili bir eit beyin dalgas)
gang = ete
gap = ak, fark, gedik, boluk, aralk, uurum
garbage = p, waste
gargle = gargara yapmak
garment = giysi, elbise
gaseous = gaz halinde
gas-laden = gaz ykl
gasoline = benzin
gasping = nefes nefese kalmak
gastric juice = mide salgs, mide zsuyu
gatekeeper = 1) seim yapan kii / kurum; 2) kapc
gather = 1) topla(n)mak, raise, come / bring
together; 2) anlamak, sonu karmak, anlam
karmak
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
H H HH
habit = alkanlk
habitat = doal ortam, doal yaama ortam
habit-forming = alkanlk gelitiren
habitual pattern = davran biimi / dzeni / modeli
haematocrit = hematokrit (kandaki eritrositlerin
yzde olarak hacmi)
haemochromatosis = hemokromatoz (dokularn
anormal renk dalm hastal; doutan
gelen bu hastalkta deri tun rengine dner)
haemodialysis = hemodiyaliz (bbrekler grev
yapamad zaman hasta kanndan,
hemodiyaliz aygt kullanlarak, bata re
olmak zere ykm rnlerinin temizlenmesi)
haemoglobin = hemoglobin (kana krmz rengini
veren ve akcier ve vcut dokular arasnda
oksijen tayan protein), Hb
haemoglobin value = hemoglobin deeri
haemorrhage = hemoraj, kanama, (ar kan kayb)
haemorrhagic fever = kanama ve atele birlikte
seyreden viral enfeksiyonun yol at bir
hastalk, VHF
hail = selamlamak, seslenmek, (beeni ile)
karlamak, acclaim, welcome
hail from = (bir ehir, bir lke)den geliyor olmak, (bir
yer)i temsil etmek
hair dye = sa boyas
hair-thin electrode = sa teli inceliinde elektrot
half-built = ina halinde, yapm tamamlanmam
hallucination = sanr, halsinasyon, head trip,
illusion
halt = dur(dur)mak, stop, zt anl.= start
halve = yarya indirmek, ikiye blmek
ham = abartarak rol yapan yeteneksiz oyuncu
Hamilton Depression Rating Scale = Hamilton
Depresyon lei (hekimlerin, hastalardaki
depresyonun iddetini lmek iin
kullanabilecekleri 21 soruluk bir test)
hamper = engellemek, gletirmek, prevent, hinder,
impede, obstruct, zt anl.= help, facilitate
hand = (elle) vermek, uzatmak, give, bestow
hand gesture = el hareketi
hand out = (elden bir ey) datmak, bltrmek,
(ceza) vermek, (adalet) datmak, give out,
distribute, deliver
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
I I II
I gather = Anladm kadaryla
I should imagine = (genellikle yar alayl) tahmin
ederim ki. . . , mutlaka yledir. . .
I should think = tahmin ederim ki. . . , mutlaka
yledir. . .
I suppose = sanrm, herhalde
Im afraid = korkarm ki (maalesef anlamnda)
i. e. = yani, baka ekilde ifade etmek gerekirse. . .
(Lat. id est), that is
ice cap = dalarn zirvelerinde veya gezegenlerin
kutuplarnda bulunan kubbemsi ekilli buzul
ice sheet = buz tabakas
ice shelf = ky buzulu (karadaki bir buzulun deniz
zerindeki uzants)
ice up = buzlanmak, buzla kaplanmak, buzla
kaplanm olmas nedeniyle i gremez olmak
icing = buzlanma
iconic = sembollemi, ikonlam
ICU = Youn Bakm nitesi, Intensive Care Unit
icy-cold = buz gibi souk
identical = ayn, tpk, zde, alike, same, zt anl.=
different, unlike
identical twins = tek yumurta ikizleri, monozygotic
twins
identification = 1) tan, tehis; 2) kimlik / hviyet /
nfus czdan vb. belge
identification bracelet = zerinde kimlik bilgilerinin
yazl olduu bir tr bileklik
identify = 1) tan(m)lamak, tehis etmek, determine,
diagnose; 2) kimliini tehis etmek; 3) tip
belirlemek / tanmlamak
identity = kimlik, hviyet, bir kii ya da yeri
dierlerinden ayran zellikler (the distinct
cultural, religious and national identity of
Tibetans = Tibetlilerin kendilerine has kltrel,
dini ve ulusal kimlii)
idiosyncrasy = yapsal zellik, miza, yaradl
idol = ilah, tanra, taplas ey
if any = eer varsa / olursa
if anything = 1) eer herhangi bir etki yarattysa (o da
udur. . .); 2) eer bir fark varsa
if left untreated = tedavi edilmezse
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
indivisible = blnemez
indoors = ieride, ieriye, inside, zt anl.= outdoors,
outside
Indo-Pacific = ndo-Pasifik (Hint Okyanusu, Bat ve
Orta Pasifik ile Endonezya evresini iine alan
blge)
indrawn = (nefes iin) derin, (karakter iin) iine
kapank
induce = 1) neden olmak, sevk etmek, cause,
activate; 2) ikna etmek, kandrp yaptrmak,
convince, persuade, zt anl.= prevent;
3) (elektrik akm) meydana getirmek
indulge (in) = kendini vermek, kendini kaptrmak,
severek yapmak
industrial relation(ship)s = iveren - ii ilikileri
Industrial Revolution = Sanayi Devrimi (18. yy
sonunda ortaya kan youn sanayileme
akm)
industrialize = sanayile(tir)mek
ineffective = etkisiz, useless, unproductive, zt anl.=
effective
inefficiency = etkisiz olma, verimsizlik,
randmanszlk, ineffectiveness, zt anl.=
efficiency, effectiveness
inefficiently = verimsiz bir ekilde
inequality = eitsizlik, zt anl.= equality
inert = hareketsiz, eylemsiz, duraan, inanimate,
motionless, zt anl.= active
inevitable = kanlmaz, inescapable, unavoidable, zt
anl.= avoidable, avertable, evitable
inevitably = kanlmaz bir ekilde, unavoidably,
inescapably, zt anl.= avoidably
inexhaustible = tkenmez, infinite, unlimited, zt
anl.= exhaustible, finite
inexpensive = pahal olmayan, ucuz, cheap, zt
anl.= expensive
inexpensively = ucuza, cheaply, zt anl.=
expensively
infallible = yanlmaz, amaz, gvenilir, unfailing,
reliable, zt anl.= fallible
infancy = 1) bebeklik, yavruluk; 2) balang
infant = bebek, infant (ilk 30 aya kadar olan bebeklik
devresi)
infanticide = bebeklerin ldrlmesi
infantry = piyade, yaya asker
infect = bulamak, contaminate, spread (to)
infected with = (bir virs vs.) ile enfekte olmu,
enfeksiyon kapm
infection = enfeksiyon, bulac hastalk, mikrop
kapma
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
J J JJ
jail = hapishane, prison
jail fever = tifo (Gemite, hapishane ve benzeri
kapal ortamlarda ok abuk yayld iin tifo
hastalna bu isim verilmitir.)
jam = tkamak, sktrmak
James Clerk Maxwell = 1831-1879 yllar arasnda
yaam olan skoyal bir matematiki ve
fiziki (yapt almalar elektrik ve
manyetizmay ayr konular olmaktan karm
ve n elektromanyetik zellii olduunu
bulmutur)
jam-packed = hncahn dolu, full up, zt anl.= empty
Janissary = Yenieri
Japanese (isim) = Japonca
Japanese (sfat) = Japon, Japonyaya ait
jaw = ene
jealousy = kskanlk, envy
jelly = jle, pelte
jeopardise = tehlikeye atmak, tehlikeye sokmak, risk
jeopardy = tehlike, risk, danger, risk, zt anl.=
security
Jersey = ngiltereye ait olan, Fransann kuzeyinde
yer alan bir ada
jet fuel = jet yakt
jet lag = (jet ua vb.) yksek hzl aralarla baka
saat dilimlerine yolculuk yapldnda vcut
ritminin geici olarak bozulmas
jet plane = jet ua (hzl ve yksek irtifada uabilen
jet motorlu uak)
jet wind = dalk alanlardaki geitlerde esen yzey
rzgarlar
jetliner = jet motorlu byk yolcu ua, jumbo jet
jigsaw puzzle = yapboz, paralara ayrlm bir resmi
tekrar bir btn haline getirme eklindeki
bulmaca
job seeker = i arayan kii
Johns Pass = ABDnin Florida eyaletinde bulunan
bir boaz
www.bademci.com
K K KK
Kabul = Kabil (Afganistann bakenti)
kcalory = kilokalori (1000 kalori) (gndelik hayatta
besin enerji deerinden bahsederken sz
edilen kalori miktar), kcalorie
Keck Telescope = Hawaiideki W. M. Keck
Gzlemevindeki iki byk teleskoptan her biri
keen (on) = hevesli, dkn, merakl, istekli, eager
(to)
keenly = hevesli / dkn / merakl / istekli bir ekilde
keep = tutmak, muhafaza etmek, korumak, preserve,
retain, hold, protect, zt anl.= release, let go
keep a check on = (bir ey zerinde) denetim
kurmak
keep abreast of = (bir ey)den geri kalmamak, (bir
ey)e ayak uydurmak, olan bitenden haberdar
olmak, keep up with
keep ahead = yakndan izlemek, stnl
korumak, balarda yer almak
keep at the ready = hazr tutmak / bulundurmak
keep down = dk dzeyde tutmak, restrain,
restrict, zt anl.= encourage
keep forgetting = hep / daima unutmak
keep going = devam etmek, srdrmek, carry on, zt
anl.= discontinue
keep off = uzak durmak, stay away (from)
keep on = devam etmek, proceed, carry on, zt anl.=
stop, cease, quit
keep ones word = szn tutmak
keep orientated = kiinin gerek kendisiyle gerekse
iinde bulunduu yer ve zamanla ilgili bilincinin
devamn salamak, bilincini ak tutmak
keep out of = (bir ey)in dnda kalmak, darda
brakmak
keep pace with = (bir ey)e ayak uydurmak, (bir
ey) ile ayn dzeyi / hz yakalamak
keep to = sadk / bal kalmak, stick to, adhere to
keep to soft surfaces = yumuak zeminden
ayrlmamak / yumuak zemin zerinde kalmak
www.bademci.com
L L LL
lab = laboratuar, laboratory
label (fiil) = etiketlemek, tanmlamak, isimlendirmek
label (isim) = etiket
labelling = etiketleme
laborious = yorucu, zahmetli, g, ardous, heavy,
hard
laboriously = yorucu / zahmetli bir ekilde, g bela,
ardously
labour = almak, emek vermek
labour force = i / emek gc, alan kesim
labour market = ii / emek piyasas
labour productivity = i verimlilii
labour union = ii sendikas, trade-union
labourer = ii, worker
labour-saving = i gcnden tasarruf salayan
laceration = laserasyon (yrtlmaya bal oluan
yara)
lack (fiil) = (bir ey)den yoksun olmak, mahrum
olmak, be short of, be without, zt anl.= have,
own
lack of (isim) = (bir ey)den yoksunluk, mahrum
olma, (bir ey)in eksiklii, shortness (of),
deficiency, zt anl.= abundance
lacking in sympathy = merhamet gstermemek
lactic acidosis = laktik asidoz (bir tr hcre
zehirlenmesi)
lactose intolerance = laktoz intolerans (doutan
gelen, hastann (st ve st rnleri gibi
besinlerde bulunan) laktozu sindirememe
bozukluu)
ladder = el merdiveni (iki uzun ubuun arasna
yatay olarak aklm ksa basamaklardan
ibaret olan merdiven)
lake = gl
land = (uak vs. iin) in(dir)mek
land mine = kara mayn
lander = grevi gezegenin yzeyine inmek olan uzay
arac, zt anl.= orbiter
landfill = arazi doldurma (plerin toprakla
kartrlp ylmas)
landing = (uak iin) ini
landing gear = ini takmlar
landing-wheel = ini tekerlei
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
M MMM
magic = sihir, by
magma = magma (yerkabuunun altndaki manto
tabakasn oluturan eriyik kaya)
magnetism = manyetizma
magnetostriction = manyetostriksiyon, manyetik
bzlme (manyetik alana maruz
brakldklarnda baz malzemelerin
boyutlarnn klmesi)
magnificence = ihtiam, grkem
magnificent = grkemli, harika, marvellous
magnify = (byte ile) bytmek, byk gstermek
magnifying glass = byte
magnitude = byklk, boyut
main = ana, temel, birincil, primary, principle, zt anl.=
secondary, subordinate
main stream of music = mziin ana eilimi /
gidiat
mainland = anakara
mainly = byk lde, esas olarak, mostly, chiefly
mains electricity = (ehir) ebeke elektrii
mainstream = 1) bir toplulua hakim tutum, dnce
veya davranlar temsil eden; 2) ana / genel
gr
maintain = 1) bakm yapmak, muhafaza etmek,
bakmak, service, keep, retain; 2) srdrmek,
devam ettirmek, sustain; 3) salamak, temin
etmek, provide
maintain (that) = iddia etmek, (belli bir fikri)
savunmak, (fikirsel) pozisyonunu korumak,
assert (that), claim (that)
maintenance = 1) (makine vs. iin) bakm, onarm,
muhafaza, idame, upkeep; 2) srdrme /
koruma / direnme gc
maintenance rules = bakm artnamesi
maize = msr, corn
major = geni / byk apl, byk, balca, asl,
chief, primary, great, zt anl.= minor,
unimportant, little
majority = ounluk, byk ksm, zt anl.= minority
make a break with = ykmak, krmak
make a comeback = (anestezi sonras) derlenme,
kendine gelme, uyanma
make a difference = fark yaratmak
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
N N NN
naively = safa, artlessly, zt anl.= deviously
naked eye = plak gz
naming = isimlendirme
nanometre = nanometre, milimetrenin milyonda biri,
10-9 metre
nanoparticle = 100 nanometreden daha kk
boyutlu parack, nanocluster, nanopowder
nanosize particle = 100 nanometreden daha kk
boyutlu parack, nanoparticle
nanotube = nanotp (nano boyutlarda boru benzeri
bir yap)
nap = kestirmek, ekerleme yapmak
narcotic = narkotik (bilinci uyuturan herhangi bir
kimyasal madde)
narrative = anlatm, account
narrative essay = hikaye tarznda yazlm deneme
narrative poem = iinde bir hikayenin anlatld iir
narrow (fiil) = daral(t)mak, contract, tighten, zt anl.=
broaden
narrow (isim) = kstl, dar, partial, zt anl.= broad
narrow visible range = elekromanyetik spektrumun
insan gznn grebildii yaklak 400-790
THz frekans aral, visible spectrum
narrowed = daral(tl)m
narwhale = narval, denizgergedan (arktik denizlerde
yaayan bir tr beyaz balina)
nasty = kt, irkin, ayp, pis
nasty-tasting = tad berbat olan
national health scheme = ulusal salk plan
national park = milli park (genellikle bir blgedeki
doal yaam koruma amal olarak
oluturulan koruma alan)
nationalise = devletletirmek, kamulatrmak
nationals from other EU countries = uyruu baka
AB lkeleri olan kiiler
native (isim) = yerli, zt anl.= foreign
native English speaker = anadili ngilizce olan
kimse
native to (sfat) = (bir yer)in yerlisi, (bir yer)e ait /
zg, indigenous, zt anl.= foreign, (Kangaroo
is native to Australia. = Kanguru Avustralyaya
zg bir hayvandr.)
natural causes = doal nedenler / sebepler
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
numerical = saysal
numerous = saysz, ok, pek ok, many, several, zt
anl.= few
nursery = 1) ocuk yuvas, kre, ocuk odas;
2) fidanlk
nutrient = 1) besleyici madde; 2) yemek, gda, food
nutrient absorption = gda emilimi
nutrient composition = besin bileimi
nutrient deficiency = besin yetersizlii, eksiklii
nutrition = beslenme, nourishment, (There are
alternative sources of nutrition to animal meat.
= Hayvan etine alternatif beslenme kaynaklar
mevcuttur.)
nutrition status = beslenme durumu
nutrition supplement = genellikle ek vitamin ve
mineral ieren beslenme destei
nutritional = beslenmeyle ilgili
nutrition-conscious = beslenme bilincine sahip olan
nutritionist = ntrisyonist (beslenme ya da gda
uzman)
nutritious = besin deeri yksek, besleyici,
nourishing, wholesome
nutritive = besleyici
www.bademci.com
O O OO
oats = yulaf
obese = obez (ar iman)
obesity = obezite (ar imanlk)
obesity epidemic = obezite (ar imanlk) salgn
object (to) (fiil) = itiraz etmek, kar kmak, disagree
(with), disapprove (of), zt anl.= agree (with),
approve (of)
object (isim) = ama, hedef, purpose, goal, objective
objection (to) = itiraz, kar kma, onaylamama,
doru bulmama, disapproval (of), opposition
(to / against), criticism (of), zt anl.= agreement
(to)
objective (isim) = ama, gaye, goal, aim
objective (sfat) = nesnel, objektif, unbiased, zt
anl.= subjective
objectivity = nesnellik
obligation = ykmllk, sorumluluk, zorunluluk,
responsibility, commitment
obligatory = (uyulmas) zorunlu, compulsory,
binding, zt anl.= optional, voluntary
oblige to = (bir ey)e mecbur etmek, zorunlu /
ykml klmak, compel, obligate
obliged (to) = zorunlu, mecbur, ykml, compelled
(to), forced (to)
obscure (fiil) = rtmek, (rn. duman ile) rterek
gizlemek, (fotoraf / grnty) bulandrmak
obscure (sfat) = belirsiz, bulank, karanlk, dim,
mysterious, zt anl.= clear
observation = gzlem, izleme
observatory = gzlemevi, rasathane
observe = 1) gzetlemek, gzlemlemek, gzlemek,
izlemek, monitor; 2) fark etmek, grmek,
notice, zt anl.= be unaware of
obsession = obsesyon, taknt, saplant
obsessive = 1) saplantl, compulsive; 2) ar,
excessive
obsessive behaviour = obsesif davran (bir kiinin
zihnini, irade ve istei dnda devaml megul
eden davran tr)
obsolete = (yenisi ve daha gelimii kt iin)
modas gemi, kullanlmayan, eski, demode
olmu, terk edilmi, yrrlkten kalkm, oldfashioned, outmoded, zt anl.= new,
contemporary, modern
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
P P PP
pace = 1) hz, tempo, rate, tempo; 2) adm, step,
footstep
pacemaker-like = kalp atn dzenleyen /
ayarlayan cihaza benzer / benzeyen
pack = tka basa / sk skya doldurmak
pad = baz hayvanlarn ayaklarnn altndaki
yumuak taban, yastkk
paddy = eltik / pirin tarlas
paediatrician = pediyatrist (ocuk hastalklar
uzman)
pagan = oktanrl dinlere inanan, putperest
pain = ar, sz, ac, ache, hurting
pain syndrome = ar sendromu (nbetler halinde
ya da devaml ar ile belirgin durum /
rahatszlk)
painkiller = ar kesici / dindirici, analgesic (drug)
pale = soluk, uuk renkli, donuk, faint, zt anl.= dark,
bright
paleoanthropologist = paleoantropolog
(paleoantropoloji ile uraan bilim insan)
paleoanthropology = paleoantropoloji (ilkel
insanlar ve insann evrimsel gemiini
inceleyen bilim dal)
paleoethnobotany = paleoetnobotanik (arkeolojik
alanlardaki bitki kalntlarn inceleyen bilim
dal), archaeobotany
paleontological = paleontolojik (paleontoloji ile ilgili)
paleontologist = paleontolojist (paleontoloji ile
uraan bilim insan)
paleontology = paleontoloji (bitki ve hayvan
fosillerini inceleyerek tarih ncesi yaam
aratran bilim dal)
paleozoic = paleozoik dnem (balklarn, bceklerin
ve srngenlerin ortaya kt 230 ile 570
milyon yl ncesi arasndaki dnem)
palette = (boya iin) palet
pallasite = palazit (bir eit zeytuni renkli meteorit)
Panama Canal = Panama Kanal (Orta Amerikann
en gney lkesi Panamada yer alan ve Atlas
Okyanusu ile Byk Okyanusu birbirine
balayan yapay suyolu)
Panamax (size) = Panama Kanalnn ykselme
havuzlarna sabilecek en byk gemi ebad
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
Q Q QQ
quadrant of meridian = bir meridyen dairesinin
drtte biri, kutup ile Ekvator arasndaki uzaklk
quake = yer sarsnts, deprem, earthquake
qualified enough = yeterince vasfl
qualify (for) = (bir i) iin gerekli niteliklere sahip
olmak, hak kazanmak, be eligible (for)
qualitative = nitel, niteleyici, kalitatif
quality = kalite, nitelik, vasf
quality-control = kalite kontrol (zellikle mhendislik
ve retim alanlarnda, mteri gereksinimleri
ve standartlarn yakalanmas konularnda
almalar yrten disiplin), quality engineering
quantifiable = miktar belirlenebilir / llebilir
quantify = nicelemek, sayya dkmek, count,
measure
quantitative = nicel, kantitatif
quantitative trait = nicel (kantitat if) zellikler
quantity = miktar, nicelik, amount
quantum = (oul: quanta) kuantum (fizikte,
genellikle temel paracklarn enerji ve
momentumlarn tanmlamakta kullanlan
blnemez birim)
www.bademci.com
R R RR
rabies = kuduz hastal
race (fiil) = yarmak
race (isim) = yar
racial discrimination = rk ayrmcl
racially = rk ynnden
racism = rklk
racist = rk
radar reflection = radar yansmas (radar cihaznn
gnderdii ve hedefe arpp yansyarak radara
geri dnen radyo dalgas)
radiate = yaylma, spread out
radiation = yksek hzl parack veya
elektromanyetik dalgalar yoluyla enerji iletimi,
radyasyon
radiation portal monitor = iinden geen aralarda
radyoaktif madde tanmakta olup olmadn
anlamaya yarayan, gvenlik aramalarnda
insanlarn iinden getii metal dedektrlerini
andran bir alet
radiation-therapy machine = radyasyon tedavi
cihaz
radical = radikal, kkten, esasl, fundamental
radically = allmn ok dnda bir ekilde,
extraordinarily
radioactive = radyoaktif, radyoaktivite ile ilgili
radioisotope thermal generator = radyoaktif
bozunmadan aa kan enerjiyi kullanarak
elektrik reten jeneratr, radioisotope
thermoelectric generator, RTG
radionuclide = radyonklid (bir elementin radyoaktif
izotopu)
radius = (oul: radii) yarap
rage = iddetle devam etmek, storm, surge
raid = baskn, akn
rain down = (yamur gibi) yaarak dmek
rain forest = yamur orman (yksek miktarda ya
alan ve yksek dzeyde biyoeitlilik ieren
orman)
rainfall = bir blgeye, belli bir zaman aral iinde
den toplam ya
rainwater monitoring station = ya izleme
istasyonu
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
S S SS
sacred = kutsal
sacrifice = feda etmek, give up, forfeit
sad = zgn, zc, depressed, depressing, zt anl.=
cheerful
safe = emniyetli, gvenli, secure, harmless, zt anl.=
dangerous, hazardous
safe haven = gvenli snak
safeguard = korumak, kollamak, himaye etmek,
muhafaza etmek, protect
safely = gvenli bir ekilde
safety = emniyet, gvenlik, security, refuge, zt anl.=
danger, hazard
safety rule = emniyet kural, emniyet ynergesi
sail = yelken
sales literature = sat sloganlar, reklam / tantm
yazlar
saline = tuz ieren (serum ve benzeri sv)
salinity = tuzluluk derecesi
salmon farming = iftliklerde somon bal
yetitiricilii
salon = salon, sergi salonu
sample (fiil) = denemek, try
sample (isim) = rnek, numune, example, specimen
sampling = rneklem(e)
sanction = 1) yaptrm, ceza; 2) onay, kanun, karar
sanctuary = kutsal yer, mabet
sandstone = kumta (kum tanesi byklnde
mineral veya kaya tozlarndan olumu bir
tortul kaya tr)
sandstorm-scoured = kum frtnalar tarafndan
andrlm, kum frtnalar sebebiyle
erozyona uram
sane = akl banda, zihinsel bir hastal olmayan,
zt anl.= insane
sanitary = shhi, salkla ilgili
sanitary condition = hijyen, temizlik
sanitary sewer = shhi kanalizasyon tesisat
sanitation = 1) sanitasyon (temiz, hijyenik olma hali);
2) temizleme, hijyenik hale getirme
sassafras = Kuzey Amerika ve Asyada yetien bir
tr kk aa
satellite = uydu
satellite-borne = uyduya yerletirilmi
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
standardize = standartlatrmak
standstill = durma noktas
staple = temel (gda vs.) maddesi
staple food = balca / en nemli yiyecek
starboard = sancak taraf (sa), zt anl.= port
stark = gerekleri (olduu gibi) yanstan, sade,
katksz, absolute, downright, zt anl.= fuzzy,
indistinct
starkness = sszlk, plaklk, boluk
start off = balamak, balang yapmak, begin, set
off, zt anl.= finish, end
start out (as) = (. . . olarak) almaya balamak
start up = (bir ie) balamak, (i) kurmak, begin,
found
startling = ok artc, astonishing, amazing, zt
anl.= ordinary, dull
starvation = iddetli alk, alktan lme / leyazma,
starving
starve = a brakmak / kalmak, alk ek(tir)mek,
alktan lmek
starve to death = alktan lmek
starving = alk eken, alk ekme
state (fiil) = belirtmek, ifade etmek, express
state (isim) = 1) devlet; 2) hal, durum, form
state assets = devlet mallar / varlklar
state hospital = devlet hastanesi, public hospital
state of affairs = ilerin durumu, keyfiyet
state of awareness = bilinli olma / uyanklk hali
state of emergency = acil durum
state of war = sava hali
statement = 1) belge, dkman; 2) deme, beyanat;
3) ifade, expression
statesman = devlet adam
stationary = hareketsiz, yerinde duran,
kprdamayan
stationery = krtasiye
statistical = istatistiksel
statistics = istatistik(ler)
statue = heykel
stature = 1) baar sonucu kazanlm nem, n;
2) boy, pos, endam
status = stat, durum, dzey, vaziyet
statute = kanun, yasa, tzk, kural
stay = kalmak
stay away = geri durmak
steadily = tutarl / istikrarl / devaml bir ekilde,
invariably, regularly, zt anl.= falteringly,
unsteadily
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
T T TT
table salt = sofra tuzu
tabulate = cetvel / tablo haline getirmek
tackle = (bir sorunu) ele almak, zmeye almak,
deal with, work on, zt anl.= avoid
tailor = (istee / ihtiyaca gre) bimek,
ekillendirmek, shape, adjust
take = 1) (bak, yaklam vs.) sahibi olmak /
ierisinde olmak, ele almak; 2) (form, ekil vs.)
almak; 3) (zaman) srmek, last; 4) (bir yere)
gtrmek
take (a) photograph = fotoraf ekmek, photograph
take a downward turn = de gemek, aa
ynelmek
take a (firm) stand against = (iddetle / kararllkla)
kar kmak, (bir ey)e kar (gl) bir duru
sergilemek
take a heavy toll = ok zarar vermek, byk bir
kayba neden olmak
take a huge step forward = ok byk ilerleme
kaydetmek
take a look at = bakmak, gzden geirmek
take a new turn = yeni bir dnemece gelmek, yeni
bir ekle brnmek
take a trip = yolculua kmak, travel
take action = harekete gemek, nlem almak,
intervene
take advantage of = (bir ey)den faydalanmak /
istifade etmek / yararlanmak, zaafndan
yararlanmak, istismar etmek, capitalise,
benefit, make use of, (She took advantage of
her fathers absence to meet her lover. =
Sevgilisiyle bulumak iin babasnn
yokluundan faydaland.)
take after = 1) (birisine fiziki olarak) benzemek,
resemble; 2) (birisi gibi) davranmak, do as one
does, zt anl.= differ from
take along = beraberinde gtrmek, (bir eyi ya da
birisini) yannda gtrmek
take an interest (in) = ilgilenmek, alakadar olmak
take away = elinden almak, alp gtrmek
take back = 1) (bir sz, mal vs.) geri almak, retract;
2) anlara gtrmek, bring back
take by surprise = gafil avlamak
take car accidents, for instance = rnein araba
kazalarn ele alalm, rnein araba kazalarn
bir dn
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
U U UU
ubiquitous = her yerde var olan, yaygn
UK = Birleik Krallk, ngiltere, United Kingdom
ulcer = lser (deri zerinde, epitel dokuda, veya
sindirim organlarnn i yzeylerinde gelierek
altndaki dokular da etkileyen ak yara)
ulcerated = lserli, lser ieren
ulcerative colitis = lseratif kolit (enfeksiyona bal
olarak kolon mukozasnda yer yer lserler
olumas, irin, kan ieren dk vb. belirtileri
olan bir hastalk)
ultimate = 1) en byk, en yksek, greatest; 2) esas,
temel, fundamental; 3) son, nihai, final,
eventual, (Someones initial success may be
deceptive; what matters is his ultimate
success. = Bir kiinin balangtaki baars
aldatc olabilir; asl nemli olan nihai
baarsdr.)
ultimately = 1) esasen, asl olarak, primarily,
fundamentally; 2) son / nihai olarak, finally, zt
anl.= originally
umbilical cord = 1) gbek ba; 2) astronot kordonu
UN Conference on the Human Environment =
Birlemi Milletler bnyesinde 1972 ylndan
bu yana dzenlenmekte olan, evre ve insanevre ilikisi odakl konularn tartld ve
uluslararas evre politikalarnn belirlendii
konferans, Stockholm Conference
unable = ehliyetsiz, yeteneksiz, incapable,
incompetent, zt anl.= capable
unacceptable = kabul edilemez
unaccountable = aklanamayan, anlatlamaz,
anlalmaz, inexplicable, peculiar, zt anl.=
explicable
unaffected = etkilenmemi, etkilenmeden kalm,
intact, zt anl.= affected
unaided = yardm almadan / almayan
unambiguous = ak, net, ikilem iermeyen, clear, zt
anl.= ambigous
unanimous = oybirliiyle
unanticipated = sezinlenemeyen, tahmin edilmeyen,
beklenmeyen, umulmadk, unforeseen,
unpredicted
unanticipated reaction = beklenmeyen tepki
unappreciated = deeri anlalmam, kmsenmi,
underrated, zt anl.= appreciated
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
V V VV
vacation = tatil
vacationer = tatilci
vaccinate = alamak
vaccine = a
vacuum = boluk
vagary = kapris
vague = belirsiz, bulank, pheli, dim, obscure, zt
anl.= defined
vaguely = tam anlamn vermeyecek ekilde, belli
belirsiz, ambiguously, zt anl.= clearly, explicitly
valiantly = cesurca
valid = geerli, salam, yasal, credible, solid,
legitimate, zt anl.= invalid, unacceptable
validity = geerlilik, meruluk, legitimacy, zt anl.=
invalidity
value = deerini / kymetini bilmek, appreciate
valued = deerli, esteemed, highly-regarded
valve = 1) valf, subap; 2) radyo lambas
valve radio = lambal radyo
vandalism = vandalizm, evreye zarar verme (rn.
duvarlar boyama, sokak lambalarn krma
vs.)
vanguard = nc (birlik / kol)
vaporise = buharla(tr)mak, evaporate
vapour = buhar, buu
variable = deiken, etmen
variation = 1) dzensizlik; 2) varyasyon, farkllama,
eitleme, diversity
varicella virus = suiei virs
varied = deiiklik gsteren, eitli
variety = cins, tr, eitlilik, deiiklik, farkllk
various = eitli, miscellaneous, numerous
vary = eitlilik gstermek, farkllk gstermek,
dei(tir)mek, eitlen(dir)mek, change, differ,
alter, zt anl.= remain, stay
vasoconstriction = kan damarlarndaki daralma, zt
anl.= vasodilation
vast = ok byk, ok geni, engin, huge, immense,
(They are building these roads at vast
expense. = Bu yollar ok byk harcamalarla
yapyorlar.)
vast majority = byk ounluk
vast sums (of) = ok byk miktarlarda (para vs.)
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
W W WW
wage (fiil) = (sava vs.) amak, balatmak,
srdrmek, carry on, undertake, zt anl.=
cease, stop
wage (isim) = maa, salary
wage-earning = 1) sabit bir maatan ziyade saat
creti hesabyla alma; 2) (alma karl)
gelir / cret salayan / kazandran
wait = bekleyi
waiver = feragat
wakefulness = uyanklk hali
wallet = czdan
walnut = ceviz
Walt Disney Company = Walt Disney irketi
(elence sektrnde faaliyet gsteren,
zellikle yaratt izgi karakterlerle tannan
byk bir irket)
wander away = amasz bir ekilde dolaarak (bir
yerden) uzaklamak
wane = azalmak, eksilmek, tkenmek, diminish,
decrease, zt anl.= increase
war = sava, battle, zt anl.= peace
ward = (hapishanede) kou, (hastanede) servis /
hastalarn kald oda
warfare = (genel kavram olarak) sava, (nuclear
warfare = nkleer sava), (diplomatic warfare
= diplomatik sava)
warfare agent = savalarda kullanlan kimyasal vs.
madde
warm up (fiil) = (kaslar, motoru vs.) stmak
warm-blooded = scakkanl
warming = snma
warm-up (isim) = (kaslar, motor vs. iin) snma
warn = uyarmak, ikaz etmek, ihtar etmek
warning = uyar
warning label = uyar etiketi
warp = deiiklik, saptrma
warp thread = zg iplii (dokuma tezgahnda
kuman boyuna olan iplik)
warrant = izin vermek, garanti etmek, ruhsat
vermek, permit, approve, guarantee
warring = savaan
warrior = sava
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
www.bademci.com
XYZ
www.bademci.com
www.soitec.com
www.wikipedia.org
www.bademci.com