You are on page 1of 9

20 YY.

OSMANLI DEVLETÝ
20 yy baþýnda Osmanlý devletinde kötü gidiþi durdurmak için, birlik ve büt
ünlüðü saðlamak için iki türlü kurtuluþ çaresine baþ vurmuþtur:
a) Islahat hareketleri
b) Fikir akýmlarý
I. ISLAHAT HAREKETLERÝ:
Osmanlý Devletinde 16. yüzyýlýn sonlarýnda baþlayan bozulma zamanla iç büt
ünlüðü tehdit etmeye baþladý, iç ayaklanmalar artmýþ savaþlarda istenilen sonuçl
ara ulaþýlamamýþtý. Bütün bu olumsuz geliþmeler Osmanlý Devleti'nde 17. y.y'ýn i
lk yarýsýndan itibaren Osmanlý devletinin ýslahata muhtaç olduðu gerçeðini ortay
a koymuþtu.
Osmanlý Devletinde ýslahatlarý ve ýslahatlarýn öncülüðünü padiþahlar ve ba
zý devlet adamlarý yapmýþtý. Ulema Avrupa'daki geliþmeleri takip edememiþ bundan
dolayý da bir ýslahat bilinci uyanmamýþtý. Islahatlar halka indirgenememiþ yapý
lan masraflar da boþa gitmiþtir.
17. yüzyýlda yapýlan ýslahatlar (Genç Osman dýþýnda) genelde baþarýlý olmu
þ, fakat Avrupa'nýn bu dönemde hiç etkisi olmamýþtý, ilk ýslahatlarýn en önemli
özelliði disipline bir karakterde olmasýdýr.
18. Yüzyýlda, Avrupa'nýn üstünlüðü ilk kez askeri alanda hissedildiði için
, bu yüzyýlda batýdan ilham alýnarak yapýlan ýslahatlarýn aðýrlýk noktasýný aske
ri alandaki ýslahatlar' oluþturmuþtur.
> Ayný dönemde Avrupa'dan getirilen askeri uzmanlardan da yararlanýlmýþtýr
.
> Buna raðmen askeri alanda giriþilen ilk yenileþme çabalarý da baþarýlý o
lamamýþtýr.
> Islahat tarihimizin bilerek ve bilinçli olarak yapýlmýþ ilk önemli harek
eti Nizam-ý Cedit yeniliðidir. III. Selim, Avrupa standartlarýnda bir ordu yeti
þtirmek ve çaðdaþ bir düzen kurmayý amaçlamýþtý.
> Siyaset ve diplomasi alanýnda önemli yenilikler yapýlmýþ, Avrupa devletl
erinde sürekli elçilikler kurulmuþtur.
> Nizam-ý Cedit devri ýslahatlarýna karþý baþlayan Kabakçý Ýsyaný baþarýya
ulaþmýþ ve ýslahatlar kaldýrmýþtýr.
> II. Mahmut yeniden çok yönlü olarak ýslahatlara baþlamýþtýr. Türkiye'nin
modernleþme sürecinde önemli adýmlar atýldý.
> II. Mahmut devri ýslahatlarýný, Tanzimat Fermaný, Islahat Fermaný, l. ve
II Meþrutiyetler takip etmiþtir.
> Bu ýslahatlarla önemli reformlar yapýldýysa da baþarý saðlanamamýþ, Osma
nlý Devletinin birlik ve bütünlüðü gerçekleþememiþtir.
> Bazý fikir, devlet ve sanat adamlarý imparatorluðun içinde bulunduðu dur
uma çözüm getirmek için çeþitli fikirler ortaya atmýþlardýr.
II. FÝKÝR AKIMLARI
19. yüzyýlda daha düzenli ve programlý bir þekilde yapýlmaya çalýþýlan ýsl
ahatlar, imparatorluðun bünyesindeki rahatsýzlýklar (azýnlýk isyanlarý) ve dýþ b
askýlar nedeniyle baþarýya ulaþamamýþtý.
> Her yapýlan ýslahat hareketi, Avrupa'nýn üzerimizdeki baskýsýnýn artma
sýna neden oldu. Böylece içiþlerimize karýþýlmýþ, azýnlýk isyanlarý artmýþtý. To
plum hayatý düzene girmemiþ, batýlýlarýn "hasta adamý" dedikleri Osmanlý Devleti
iyileþmemiþti.
> Islahat hareketiyle belirginleþen eski-yeni mücadelesi gittikçe þiddet
lenmiþtir.
> Bu olumsuzluklar, 19. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan itibaren devleti batm
aktan kurtarmak amacýný güden bir takým fikir akýmlarýnýn ortaya çýkmasýna neden
oldu.
> Devletin birlik ve bütünlüðünün saðlamaya çalýþan bu fikirler zamanla
birer devlet doktrini olarak ortaya çýkmýþlardýr.
> Osmanlýcýlýk, Ýslamcýlýk, Batýlýcýlýk ve Türkçülük olarak ortaya çýkan
fikir akýmlarý I. ve II. Meþrutiyette devlet hayatýna hakim olmuþlar ve etkiler
ini göstermiþlerdir.
> Osmanlýcýlýk, siyasi ve hukuki düþünce tarzýna,
> Türkçülük, millet duygusuna,
> Ýslamcýlýk, dini duygu ve hissine,
> Batýlýcýlýk ise, yenileþme ve deðiþime baðlý idi.
Þimdi bu fikir akýmlarýný sýrayla görelim:
a. Osmanlýcýlýk:
Tanzimat döneminin sonlarýna doðru bazý Osmanlý aydýnlarý Genç Osmanlýlar
adýyla bir cemiyet kurdular. Daha sonra siyasi faaliyette bulunmaya baþladýlar.
Onlara göre milliyet isyanlarýný durdurup ülkenin bütünlüðünü korumak için devle
tin sýnýrlarý içinde yaþayan bütün milletleri Osmanlýcýlýk düþüncesi etrafýnda t
oplamak gerekiyordu.
Bunun için dil, ýrk ve din farký gözetmeden herkesin ayný hak ve yetkilere
sahip olmasý þarttý. Bu yapýlýrsa Osmanlý birliði gerçekleþir ve devlet yýkýlma
ktan kurtulabilirdi. Bu düþünceler ancak meþrutiyet yönetiminde uygulanabilirdi.
'Osmanlýcýlýk, milliyetçilik akýmýnýn Osmanlý Devleti üzerindeki yýkýcý et
kilerine karþý ortaya atýlmýþ bir fikir akýmýdýr.
II. Mahmut'un "Ben tebamdaki din farkýný ancak camilerine, havralarýna ve
kiliselerine girdikleri zaman görmek isterim!" sözleri bu fikrin pratikteki en ö
nemli göstergesidir. Osmanlý toplumunu kaynaþtýrmayý hedefleyen Osmanlýcýlýk aký
mý, fertlerin sosyal siyasi ve hukuki eþitliklerini saðlamak için faaliyet göste
rmiþtir.
Bu amaçla iki önemli çalýþma yapýldý:
a) Mebusan Meclisinin Açýlmasý
b) Kanun-i Esasinin Ýlaný
Böylece meþrutiyet fikri ve programý yürürlüðe girmiþ oldu. Osmanlýcýlýk f
ikrine taraftar olanlar, bütün Osmanlýlarýn siyasi birliðini gerekli görüyorlar
ve ortak yurt gereðini savunuyorlardý.
Ýlk Anayasanýn yürürlüðe girmesiyle Osmanlý toplumunda hukuki bir eþitlik,
ilk meclisin açýlmasýyla da siyasi bir eþitlik saðlanmýþtýr.
Osmanlýcýlýk fikrini zayýflatan ilk büyük etki 1877 -1878 Osmanlý-Rus sava
þý ve bu savaþýn sonuçlarý oldu. Bu savaþ sýrasýnda Balkanlarda Osmanlý egemenli
ðinde yaþayan Hýristiyanlarýn Müslümanlara kötü davranmalarý, Ruslarýn Rum ve Er
menileri kýþkýrtmalarý, Müslüman halkta Hýristiyanlara karþý sert bir tepki doðu
rmuþtu.
II. Abdülhamit in meþrutiyet yönetimine son vermesinde bu geliþmelerin büyük
etkisi olmuþtur.
I. Balkan savaþý Osmanlýcýlýk akýmýna kesin darbe vuran en önemli olay olm
uþtur.
Milliyet duygusunun ve milliyetçilik akýmýnýn çok etkili olduðu bu dönemle
rde Osmanlýcýlýk akýmýnýn baþarýlý olmasý beklenemezdi.
b. Adem-i Merkeziyetçilik:
Prens Sabahattin'e ait olan bu görüþ Osmanlýcýlýk akýmýndan çok farklý deð
ildir.
Prensin görüþleri yerinden yönetim ve bireysel giriþim ilkelerine dayanýyo
rdu. Buna göre merkezi hükümetin yetkileri azaltýlacak, buna karþýlýk imparatorl
uktaki çeþitli unsurlarýn yönetime katýlma yetkileri artýrýlacaktý.
Liberal bir ekonomi modeli de uygulanacaktýr.
c. Ýslamcýlýk:
Ýslamcýlýk, Osmanlý Devleti'nin bütünlüðünü korumak amacýyla XIX. yüzyýlýn
ikinci yarýsýnda, özellikle 1877-1878 Osmanlý-Rus savaþýndan sonra, önem kazana
n bir düþünce akýmýdýr.
Ýslamcýlýk düþüncesini savunanlara göre; toplumun temel direði dindir. Din
ile millet birdir. Hangi milletten olurlarsa olsunlar bütün Müslümanlarýn halif
enin etrafýnda birleþmesi gerekir, Ýslamcýlar, Osmanlý Devleti'nin þeriat esasla
rýndan ayrýldýðý için geri kaldýðýný ileri sürdüler.
Ýslamcýlarýn bir bölümü þeriattan zerre kadar ayrýlma yanlýsý deðildi. Dið
er bir grup ise, batý uygarlýðýnýn maddi yanýný oluþturan endüstrinin, bilim ve
teknolojinin alýnmasýnda bir sakýnca görmüyordu, Ýslamcýlýk XIX. yüzyýlýn sonlar
ýna doðru devletin resmi politikasý olacak kadar önem kazandý.
II. Abdülhamit Ýslamcýlýk siyasetini geliþtirip teþkilatlandýrmýþ gerek iç
te gerekse dýþta bir devlet politikasý haline getirmiþti. Padiþahýn bu politikas
ýnda Berlin Kongresi'nde Osmanlý devletinin Avrupa'daki topraklarýnýn kaybedilme
si karþýsýnda Asya'daki varlýðýmýzý devam ettirmek ve buradaki topraklarýmýzý ka
ybetmemek düþüncesi önemli bir etken olmuþtur.
II. Abdülhamit, Ýslamcýlýk politikasýyla bir taraftan Ýmparatorluðun bütü
nlüðünü korumaya çalýþýrken bir taraftan da Ýngiltere ve Rusya'nýn hâkimiyetleri
altýnda yaþayan Müslümanlarý, kendilerine karþý kullanmayý düþündü.
II. Abdülhamit bu amaçla :
1. Afrika içlerine ve Çin'e elçiler gönderdi.
2. Hicaz demiryolunun inþasýna baþlandý.
3. Almanya ile yakýn bir iliþki içine girdi.
4. Osmanlý ordusunu eðitmek için Alman subaylarý getirildi.
5. Almanya'dan silah ve mühimmat alýndý.
Bu düþünce de devleti kurtarmaya yeterli olamadý. Birinci Dünya Savaþý'nda
, Osmanlý padiþahýnýn halife olarak yayýnladýðý cihad fetvasýna raðmen bazý Arap
lar Türk askerine ateþ açmaktan geri durmadý. Bu olay Osmanlý Devleti'nin bütünl
üðünü korumada, Ýslamcýlýk düþüncesinin baþarýlý olamadýðýný açýk bir þekilde or
taya koymuþtur.
II. Abdülhamit döneminde yapýlan faaliyetlerin faydalarý Milli Mücadele dö
neminde Hindistan ve Buhara Müslümanlardan gelen yardýmlar þeklinde kendini göst
ermiþtir.
d. Türkçülük (Türk Birliði):
Türkçülük, dil, tarih ve edebiyat alanlarýndaki çalýþmalarla, yani bir kül
tür hareketi olarak baðladý. Türkçülük akýmý Osmanlýcýlýk ve Ýslamcýlýk akýmlarý
nýn geçerli olduðu dönemlerde pek yayýnlaþmadý. Ancak bu akýmlarýn Osmanlý Devle
ti'ni kurtarmaya yetmediði görüldükten sonra, özellikle Ýkinci Meþrûtiyet dönemi
nde Türkçülük akýmý güç kazandý. Bu akýmýn hýz kazanmasýnda, Rusya'nýn Türk ülke
lerindeki iþgalinden kaçan Türkler oldukça etkili oldular.
Ziya Gökalp, Türkçülük akýmýný II. Meþrutiyette ilk defa sosyolojik bir me
totla inceleyerek etnik, daðýnýk, çekingen fikirlerin toplanmasýný ve bir sistem
haline getirilmesini mümkün kýlmýþtýr.
Türkçülük düþüncesinin öncüleri bir milleti; dil, din, soy ve ülkü birliði
nin oluþturduðunu savunuyorlardý. Onlara göre devlet ancak; dili, dini, soyu ve
ülküsü bir olan topluma dayanarak ayakta durabilirdi.
Bunun için Osmanlý yönetimi altýnda yaþayan Türklere milli bilinç kazandýr
ýlmalýydý.
Balkan Savaþýnýn meydana getirdiði olumsuz sonuçlar ve Osmanlýcýlýk akýmýn
ýn birleþtirme yönündeki çabalarýnýn baþarýsýz olmasý, Türkçülük akýmýnýn önem k
azanmasýna neden oldu.
Balkan Savaþý'nýn acý ve felaketli sonuçlarý Türk toplumunun uyanmasýna ne
den olmuþtur.
Türkçülük akýmý II. Meþrutiyetin ilanýndan sonra bütün Türklerin kurtuluþ
çarelerini de araþtýran
Pan Türkizm cereyanýna doðru yönelmiþtir. Türk birliðini saðlamaya yönelik
olarak Turancýlýk doðmuþtur.
Turancýlýk, Türkçülük hareketinin siyasi yönüdür. Amacý, bütün Türkleri bi
r ülkede bir devlet içinde tek bir bayrak altýnda birleþtirmektir. Bunu, bu düþü
ncenin en önemli kiþisi olan Ziya Gökalp, "Vatan ne Türkiye'dir Türklere ne Türk
istan; Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan" diyerek özetlemiþtir.
Bu hareket, ikinci Meþrûtiyet döneminde aydýnlar ve devlet adamlarý arasýn
da çok sayýda taraftar buldu.
iktidarý elinde bulunduran Ýttihat ve Terakkî Fýrkasý ileri gelenleri tara
fýndan desteklendi. Ýttihat ve Terakki liderlerinden Enver Paþa, devletin çöküþt
en kurtulabilmesinin, Turancýlýðýn baþarýlý olmasýyla mümkün olacaðýný düþünenle
rdendi.
Osmanlý Devleti'nin Birinci Dünya Savaþý'nda yenilmesi Turancýlýk hareketi
ni zayýflattý. Turancýlar, Türkleri birleþtirme ülküsünün Türkiye Türklüðü ile s
ýnýrlanmasý gerektiðini savunmaya baþladýlar. Enver Paþa buna karþý çýktý. Hayal
ini gerçekleþtirmek için Türkistan'a gitti. Orada bir ordu kurarak, Ruslara kaþý
mücâdeleye giriþti, fakat bu savaþlardan birinde þehit oldu (1922).
Son Osmanlý Meclis-i Mebûsan'ýn ve Kuvây-ý Milliyecilerin "Mîsak-ý Milli"
ilkesini benimsemesi, TBMM'nin millî egemenlik anlayýþýný kabul etmesi gibi nede
nler, 1920'den sonra Turancýlýk hareketini büyük ölçüde zayýflattý. Kurtuluþ Sav
aþý'nýn kazanýlmasýndan sonra Turancýlýk düþüncesi tamamen reddedildi. Bütün dün
ya Türklerini tek bir bayrak altýnda birleþtirmeyi amaç edinen Turancýlýðýn ters
ine, "vatan kavramý", bugün üstünde yaþanýlan siyasi sýnýrlarla çevrilmiþ toprak
lar olarak kabul edildi.
e. Batýcýlýk :
Kaynaðýný Tanzimat ve hatta ondan önceki ýslahat hareketlerinden alýr. Bat
ýnýn sosyal, siyasi, ekonomik ve felsefi görüþlerinin ifade ettiði bir devlet an
layýþýný benimser.
Bu görüþe sahip kiþiler, devletin ancak batýlýlaþarak kurtulabileceðini sa
vunmaktadýrlar. Yalnýz siyasi alanda deðil, sosyal, hukuki ve ekonomik alanda da
deðiþikliklerin olmasýný istemiþlerdir. Bundan dolayý meþrutiyetleri yeterli gö
rmemiþlerdir.
ilk olarak askeri alanda baþlayan batýlýlaþma hareketi, daha sonralarý dev
let ve toplum hayatýnda da etkili oldu.
l. Meþrutiyete kadar süregelen batýlýlaþma hareketlerinin önderleri ya pad
iþahlar ya da onlarýn destekledikleri sadrazamlardýr, l. Meþrutiyetten sonra bat
ýlýlaþmanýn önderleri yönetim kadrosunun dýþýnda bulunan Jön Türklerdir.
Batýcýlýk ikinci Meþrûtiyet döneminde bir düþünce akýmý hâlini aldý. Bu d
üþünceyi savunanlar çýkardýklarý dergilerde görüþlerini yaymaya çalýþtýlar. Batý
nýn üstünlüðünün bilime dayalý olduðunu ve ona karþý gelmenin doðru olmadýðýný a
çýkladýlar. Onlar, tek kadýnla evliliði, kadýn haklarýný, batýlý bir medenî kanu
nun kabulünü, þeriat mahkemeleri yerine laîk mahkemelerin kurulmasýný, Lâtin har
flerinin kabulünü, tekke ve zaviyeler ile bütün medreselerin kapatýlmasýný, fesi
n kaldýrýlýp baþka bir baþlýðýn benimsenmesini, millî bir ekonominin kurulmasýný
savunuyorlardý.
Batýcýlar arasýnda görüþ ayrýlýklarý vardý. Batýcýlarýn bir bölümü Avrupa'
dan her þeyi almaya gerek yoktur, batýlýlarýn teknolojisi alýnmalý fakat kültürü
alýnmamalý görüþündeydi. Diðer bir bölümü ise tek bir medeniyet vardýr o da bat
ý medeniyetidir, gülü ve dikeni ile alýnmalýdýr diyordu.
20. YÜZYIL BAÞINDA OSMANLI DEVLETÝ'NÝN YIKILMA SÜRECÝNE GÝRMESÝ:
Ýttihat ve Terakki Partisi:
Önce cemiyet daha sonra siyasi bir parti olarak kurulan ve geliþen ittihat
ve Terakki Partisi, Türk tarihinde önemli rol oynayan ilk büyük siyasi partidir
, ittihat ve Terakki Cemiyeti, 1889 tarihinde Ýstanbul da Sarayburnu'nda Gülhane b
ahçesinde kurulan Ýttihat-ý Osmanî Cemiyeti ile 1906'da Selanik'te Osmanlý Hürri
yet Cemiyeti'nin 1907'de birleþmesi ile oluþmuþtur.
Ýttihat-ý Osmanî Cemiyeti, kýsa zamanda yurt içinde ve yurt dýþýnda teþkil
atýný geniþletmiþ, Jön Türklerin Paris grubunu içine almýþtýr. Cemiyet ilk defa
yurt içinde varlýðýný Ermeni olaylarý vesilesiyle duyurmuþtur. Bundan sonra cemi
yetin Cenevre (1897) ve Kahire (1897) þubeleri faaliyete geçtiði gibi Rumeli'de
de hýzlý bir þekilde örgütlenmiþtir. Cemiyet bu dönemde kendisini batý dünyasýna
, Jön Türklerin (Genç Türkler) temsilcisi olarak tanýtmýþtýr. Cemiyete baðlý ola
rak Ýzmir de Hizmet, Saadet ve Ahenk, Ýstanbul da Þura-yý Ümmet, Cenevre'de Osmanlý
Ýçtihat, Paris'te Meþveret Kahire'de Kanun-u Esasî, Basiretül Þark gazeteleri il
e yayýnlar yapmýþtýr.
Cemiyetin baþlýca amacý, 1876 Kanun-i Esasi sini (Anayasasýný) tekrar yürürl
üðü koymak ve Osmanlý Meclisi Meb'usanýnýn açýlmasýný saðlamaktý.
Paris'te, 4 Þubat 1902'de toplanan Jön Türk Kongresinde, Meþrutiyet düzeni
nin uygulanma metotlarý konusunda varýlan görüþ ayrýlýðý, Cemiyeti ikiye bölmüþt
ür. Prens Sabahattin, Teþebbüs'ü Þahsi ve Adem-i Merkeziyet derneði kurarak Cemi
yet'ten ayrýlmýþ, diðer taraftan da Ahmet Rýza Bey de Osmanlý Terakki ve Ýttihat
Cemiyetini kurarak faaliyetine devam etmiþtir.
1906 yýlýnda Selanik'te kurulan gizli Osmanlý Hürriyet Cemiyeti ise, Ýttih
at ve Terakki Cemiyetinin hayatýnda bir dönüm noktasýný teþkil etmiþtir. Osmanlý
Hürriyet Cemiyeti, Ruslarýn Bulgarlarý koruyarak memleketin iç iþlerine müdahal
esini protesto etmiþ, özellikle ordu mensuplarý arasýnda da taraftar bulmaya çal
ýþmýþtýr.
14 Eylül 1907'de Merkezi Paris'te olan Osmanlý Terakki ve ittihat Cemiyeti
ile merkezi Selanik'te olan Osmanlý Hürriyet Cemiyeti, Osmanlý Terakki ve Ýttih
at Cemiyeti olarak bir yazýlý anlaþma ile birleþmiþlerdir.
Bu birleþmelerden sonra ittihat ve Terakki Cemiyeti, Rumeli'de büyük bir s
ilahlý ayaklanma hareketine girmiþtir. Enver Bey Tikveþ civarýnda, Niyazi ve Eyü
p Sabri Beyler Resne ve Ohri'de, Selâhattin ve Hasan Tosun Beyler Arnavutluk'ta
hürriyet taburlarý kurmuþlardýr. Cemiyetin Silahlý müfrezeleri halký ayaklanmaya
teþvik ve buna karþý da II. Abdülhamit'in bu bölgeye gönderdiði baský unsuru ad
amlarýný öldürmeye baþlamýþlardýr. Derne'de daða çýkan Kolaðasý (önyüzbaþý) Niya
zi ve arkadaþlarýný sindirmeye çalýþan askerî birlikler, hürriyet isteyenlerle b
irleþmiþlerdir. Cemiyet 23 Temmuz 1908'de Manastýr, Selanik ve Rumeli þehirlerin
de hürriyet ilân etmiþ ve bunun sonucu olarak II. Abdülhamit de, Kanun-i Esasîyi
(Anayasayý) yürürlüðe koymuþtur. Böylece ikinci Meþrutiyet ilân edilmiþtir.
17 Aralýk 1908'de, Osmanlý Meclisi Mebusaný açýlmýþ böylece Cemiyet mensup
larý siyasî iktidara sahip olmuþlardýr.
Yeni kurulan rejim içerde ve dýþarýda bir takým olaylarla karþý karþýya ka
lmýþtýr. Bulgaristan, 5 Ekim 1908'de baðýmsýzlýðýný ilan etmiþtir. Avusturya-Mac
aristan, 6 Ekim 1908'de Bosna-Hersek'i ülkesine kattýðýný, Girit ise Yunanistan'
a katýldýðýný ilân etmiþtir.
Balkanlar'daki bu kayýplar ülke içinde ilk kez rejime yönelik bir tepkinin
doðmasýna neden oldu. Tarihte 31 Mart Olayý diye anýlan bu isyan Ýstanbul da bir
terör ortamý meydana getirdi. 31 Mart olayýný önlemek ve Meþrutiyet rejimini teh
likeden kurtarmak için Rumeli'de Hareket Ordusu adýyla bir ordu kuruldu. 21 Nisa
n 1909'da Ýstanbul a gelen ordu, 31 Mart olayýný bastýrarak, duruma hakim oldu.
Bu olaydan sonra II. Abdülhamit tahttan indirilerek yerine Sultan V. Mehme
t Reþat getirilmiþtir.
Bundan sonra 1909'da Anayasada deðiþiklikler yapýlarak parlamenter bir reji
me yönel inmiþtir. Bu deðiþikliklerle yürütme organýnýn baþý olan hükümdarýn yet
kileri sýnýrlandýrýlmýþ, kabinenin meclise karþý sorumlu olmasý ilke olarak kabu
l edilmiþ, yasama organýný baðýmsýzlýðý kabul edilerek yetkileri geniþletilmiþti
r.
Bu deðiþikliklere raðmen durum düzelmemiþ, içerde ve dýþarýda büyük gailele
r çýkmýþ, artan malî zorluklarýn yaný sýra, Arnavutluk'ta ve Arap ülkelerinde ay
aklanmalar çýkmýþtýr.
Ýmparatorluðun bu güç durumunda bu defa, 1911'deTrablusgarp Savaþý, 1912
yýlýnda I. Balkan Savaþý ve 1913'te de II. Balkan Savaþý patlak vermiþtir.
TRABLUSGARP SAVAÞI (1911-1912)
Trablusgarb ve Bingazi (Bugünkü Libya), Kanuni döneminde 1551 yýlýnda Turg
ut Reis tarafýndan Osmanlý topraklarýna katýlmýþtý. XIX.yüzyýlda önce Cezayir (1
830) ardýndan da Tunus (1881) ve Mýsýr (1882) iþgal edildiði için Kuzey Afrika'd
a Osmanlý Devletinin kontrolünde sadece Trablusgarp kalmýþtý. Mýsýr'ýn Ýngilizle
r tarafýndan iþgali ile Osmanlý Devleti'nin Trablusgarp bölgesi ile karadan irti
batý kesilmiþti. Denizlerde de önemsenecek bir donanmamýz olmadýðýndan bölgenin
kaybý an meselesiydi. II.Abdülhamit bölgenin her an iþgal edilme ihtimaline karþ
ýlýk Trablusgarp'a bol miktarda asker ve cephane yýðmýþtýr. Bununla da yetinmeye
n Abdülhamit herhangi bir saldýrýda bölgeye yardým göndermenin imkansýzlýðýný aþ
mak için bölgedeki kabile reislerini Ýstanbul a çaðýrarak onlarla görüþmüþ ve onla
rdan bölge savunmasý için destek almýþtýr. Ayrýca bölgeye baþarýlý bir vali ile
baþarýlý bir komutan tayin edilmiþtir. II.Abdülhamit'in yönetimden uzaklaþtýrýlm
asýndan sonra yeni yönetim Trablusgarp'taki silah ve cephaneyi geri çekerken bur
adaki askerlerin önemli bir bölümünü de Yemen'e kaydýrmýþtýr. Ayrýca bölge valis
i ve komutaný görevden alýnmýþtýr. Ýttihat ve Terakki hükümeti bu icraatlarý ile
adeta bölgenin iþgalini kendisi hazýrlamýþtýr.
19.yüzyýlýn ikinci yarýsýnda birliðini kuran Ýtalya kýsa sürede sanayileþt
ikten sonra sömürge arayýþýna girmiþtir. Bu arayýþ döneminde Tunus'u ele geçirme
hesaplarý yapan Ýtalya bölgenin Fransýzlar tarafýndan iþgali üzerine Habeþistan
'a yönelmiþ, ancak yenilerek geri çekilmek zorunda kalmýþtýr. Bu geliþmelerden s
onra Ýtalya bütün dikkatlerini hemen karþýsýnda bulunan Trablusgarp üzerine yoðu
nlaþtýrmýþtýr. Trablusgarp'ýn iþgali konusunda diðer Avrupa devletleri ile anlaþ
an Ýtalya Osmanlý Devletine bir nota göndererek bazý imtiyazlar istemiþ, nota sü
resi henüz dolmadan da Libya'ya asker çýkarmýþtýr.
Savaþýn Sebepleri:
a) Ýtalya nýn geliþen sanayisi için hammadde ve Pazar arayýþý
b) Trablusgarb ýn coðrafi açýdan Ýtalya ya yakýn olmasý
c) Osmanlý devletinin Ýtalya yý savunamayacak kadar güçsüz olmasý
d) Ýngiltere , Fransa ve Rusya nýn çýkarlarýna uygun olmasý
e) Ýtalya nýn Osmanlýnýn bölgeyi geri býraktýðý ve Ýtalyanlara kötü davrandýðý idd
iasý
Ýtalya nýn Trablusgarp'a saldýrmasý üzerine zor durumda kalan Osmanlý Hüküme
ti bölgeye yardým yapma imkanýna da sahip deðildi. Zira karadan bölge ile irtiba
t yoktu. Denizlerde ise üç-beþ gemiden oluþan donanma ile yardým gönderilmesi mü
mkün deðildi. Buna raðmen Enver Paþa ve Mustafa Kemal Paþa baþta olmak üzere baz
ý subaylar devlet tarafýndan bölgeye gizlice gönderildi. II.Abdülhamit devrinde
teþkilatlandýrýlmýþ ve silahlandýrýlmýþ olan yerli halk Türk subaylarýnýn da yar
dýmlarý ile Ýtalyanlarýn iç kesimlere kadar sokulmasýný engellediler. Yerli halk
ýn direniþini kýramayan Ýtalya, Osmanlý Devletini barýþa zorlamak amacý ile bazý
Ege adalarýný (12 Ada ve Rodos) iþgal etti. Bu arada Balkan Devletleri'nin de a
ralarýnda ittifak kurarak Osmanlý Devletine savaþ ilan etmeleri üzerine durumu d
aha da zorlaþan Osmanlý Devleti barýþ istemek zorunda kaldý. Ve bunun sonucunda
Uþi Antlaþmasý imzalandý.
UÞÝ (Ouchy) ANTLAÞMASI (18 Ekim 1912)
Maddeleri:
1- Trablusgarp ve Bingazi Osmanlý Devleti tarafýndan Ýtalya'nýn kontrolüne
býrakýlacak.
2- Ýtalya nýn iþgal ettiði Rodos ve Oniki Ada Osmanlý Devletine geri verilec
ek. Ancak Balkan savaþý sýrasýnda adalarý Yunanistan iþgal edebileceðinden savaþ
sonuna kadar Rodos ve Oniki Ada Ýtalyan iþgalinde kalacak.
3- Trablusgarb ve Bingazi dini bakýmdan halifeye baðlý olacak.Bu amaçla bö
lgeye bir temsilci gönderilecek.
4- Kapitülasyonlarýn kaldýrýlmasý konusunda Ýtalya Osmanlý Devletine siyas
i destek verecek.
5- Trablusgarb ve Bingazi'nin Düyun-u Umumiye'ye ödediði taksitleri bundan
sonra Ýtalya ödeyecek.
Trablusgarp'ýn Ýþgalinin Sonuçlarý:
1- Osmanlý Devleti Kuzey Afrika daki son toprak parçasýný da kaybetmiþtir.
2- Osmanlý Devleti'nin güçsüzlüðünü gören Balkan devletleri Osmanlýya sald
ýrma konusunda cesaretlenmiþlerdir.
3- Halifeliðin siyasi gücü kullanýlarak bölge ile baðlar devam ettirilmey
e çalýþýlmýþtýr.
4- Trablusgarp ve Ege adalarýnýn bir bölümünü kontrol eden Ýtalya Doðu Akd
eniz de önemli bir güç haline gelmiþtir.
5- Geçici olarak Ýtalyanlara býrakýlan Rodos ve Oniki Ada tekrar geri alýn
amamýþtýr. Üst üste gelen savaþlardan dolayý Osmanlý Devleti Adalarla ilgileneme
diði gibi onun varisi olan Türkiye Cumhuriyeti de karþý karþýya bulunduðu ciddi
problemlerden dolayý adalarý Ýtalya dan devralmayý baþaramamýþtýr. II. Dünya savaþ
ýna kadar Ýtalyanlarda kalan adalar bu savaþ sýrasýnda Almanlar tarafýndan Türki
ye'ye verilmek istenmiþ, ancak Cumhurbaþkaný ismet Ýnönü "Biz savaþa katýlmýyoru
z sonuçlarýndan da hiç bir þekilde istifade edemeyiz" diyerek adalarý reddetmiþt
ir. Türkiye'nin kabul etmemesi üzerine Rodos ve Oniki Ada Yunanistan'a býrakýlmý
þtýr.
I. BALKAN SAVAÞI (1912-1913)
Büyük bir bölümü Fatih devrinde fethedilmiþ olan Balkanlar'da ilk olarak Y
unanistan (1829) Osmanlý Devletinden kopmuþtu. 93 Harbi sonunda ise Romanya, Sýr
bistan ve Karadað'a tam baðýmsýzlýk Bulgaristan'a ise muhtariyet verilmesi ile O
smanlý Devletinin Balkanlar'daki hakimiyeti büyük ölçüde sona ermiþti. 93 Harbin
den sonra II.Abdülhamit Balkanlarda kalan topraklarý korumayý amaçlayan bir poli
tika izlemiþtir. II.Abdülhamit politikasýný Avrupa nýn büyük devletleri arasýndaki
rekabet ile Balkan uluslarý arasýndaki düþmanlýk üzerine kurdu. Onun döneminde
Balkan uluslarý arasýndaki anlaþmazlýklar körüklenerek onlarýn Osmanlý'ya karþý
birleþmesi engellendi, ittihat ve Terakkinin baskýsýyla ilan edilen II. Meþrutiy
et Osmanlý Devletinin Balkanlar'daki kýsmi hakimiyeti için yeni bir darbe oldu.
Zira meþrutiyetin ilaný sýrasýnda yaþanan kargaþadan faydalanan Bulgarlar baðýms
ýzlýklarýný ilan ederken, Avusturya da Bosna-Hersek'i ilhak etti.
II.Abdülhamit'i hâl ederek yönetimi devralan Ýttihat ve Terakki onun "bölü
cü" Balkan politikasýna karþý "birleþtirici" bir politika izleyerek Balkan ulusl
arý arasýndaki dini ve siyasi anlaþmazlýklarý çözümledi. Böylece birbirlerine ya
klaþan Balkan uluslarýný Rusya Osmanlý'ya karþý hiç zorlanmadan birleþtirdi ve 1
912 yýlýnda Bulgaristan, Sýrbistan, Karadað ve Yunanistan Osmanlýya karþý bir it
tifak kurdular. Ayrýca ittihat ve Terakki Hükümeti Rusya'nýn saldýrmama garantis
ine dayanarak Balkanlardaki Osmanlý ordusunun büyük bir bölümünü terhis etti. Bö
ylece hükümet Trablusgarp'ta olduðu gibi Balkanlarýn kaybýný da bizzat hazýrladý
.
Balkan Savaþýnýn Nedenleri:
1- Fransýz Ýhtilalinin doðurduðu fikir akýmlarýnýn etkisi
2- Baþta Rusya olmak üzere Avrupa Devletlerinin Balkan uluslarýný kýþkýrtm
alarý
3- Haçlý dünyasýnýn Osmanlý Devletini Balkanlardan atmak istemesi.
4- Balkan devletlerinin sýnýrlarýný geniþletmek istemeleri
5- Osmanlý Devleti'nin Trablusgarp savaþýndaki baþarýsýzlýðýnýn ve hükümet
in yanlýþ politikalarýnýn Balkan uluslarýný cesaretlendirmesi.
6- Osmanlý- alman yakýnlaþmasýný tehlikeli bulan Ýngiltere nin Estonya nýn baþ
kenti Reval de (1908) Reval görüþmelerinde Rusya yý Balkan politikasý ve boðazlar ko
nusunda desteklemesi ve Ruslarýn Balkan uluslarýný kýþkýrtmasý
Müttefik Balkan devletlerinden ilk olarak 8 Ekim 1912 Karadað Osmanlý De
vletine savaþ ilan etti. ardýndan da Sýrbistan, Bulgaristan ve Yunanistan Osmanl
ý Devletine savaþ ilan ettiler. Osmanlý Devleti hazýrlýksýz yakalandýðý Balkan S
avaþýnda hiç bir varlýk gösteremedi ve bütün cephelerde yenildi. Ordunun hazýrlý
ksýz olmasý, cepheler arasýndaki kopukluk ve ordu içindeki siyasi çekiþme (ittih
atçý-itilafçý) yenilginin baþlýca nedenleri oldu. Osmanlý devletinin zor durumda
kalmasýndan faydalanan Arnavutlarda baðýmsýzlýklarýný ilan ettiler.(Arnavutlar
Balkanlarda baðýmsýzlýðýný son kazanan millettir.) Bulgarlarýn Çatalca'ya kadar
ilerlemesi üzerine Osmanlý Devleti ateþkes istemek zorunda kaldý.
Yenilginin Sebepleri:
1. Trablusgarb savaþý sebebiyle bölgeye asker ve cephane yýðýlamamasý
2. Osmanlý subaylarý arasýndaki fikir ayrýlýklarý
3. Osmanlý ordusunun teknik yetersizliði
4. Savaþýn geniþ coðrafyada 4 ayrý devletle olmasý
5. Savaþ öncesi orduda eski, savaþ görmüþ askerlerin terhis edilmesi

LONDRA ANTLAÞMASI (30 MAYIS 1913)


Osmanlý Devleti'nin isteði üzerine 17 Aralýk 1912'de toplanan Londra Kon
feransý'nda Balkan devletleri ve onlarýn avukatlýðýný yapan Avrupa devletlerinin
(Avusturya, Almanya, Ýngiltere ve Rusya) istekleri kabul edilebilecek nitelik t
aþýmadýðý için Türk Hükümeti görüþmelerden çekildi. Bu arada Ýstanbul'da da hükü
met deðiþikliði olmuþ ve yeni hükümet savaþa devam kararý almýþtý. Devam eden sa
vaþta Osmanlý Devleti'nin son direniþ noktalarý olan Yanya, Ýþkodra ve Edirne'ni
n de düþmesi üzerine Osmanlý Devleti þartlar aðýr da olsa antlaþmaya razý oldu.
Osmanlý'nýn isteði üzerine tekrar toplanan Londra Konferansý antlaþma ile netice
lendi.
Maddeleri:
1- Osmanlý Devleti Midye-Enez hattýnýn doðusuna çekilecek.
2- Arnavutluk ve Ege Adalarýnýn durumunu Avrupa nýn büyük devletleri belir
leyecek.
3- Selanik, Güney Makedonya ve Girit Yunanistan'a verilecek.
4- Kavala, Dedeaðaç ve Bütün Trakya Bulgaristan'a verilecek.
5- Orta ve Kuzey Makedonya Sýrbistan'a verilecek.
I. Balkan Savaþýnýn Sonuçlarý:
1- Ata yadigarý Rumeli topraklarýndaki Osmanlý hakimiyeti sona ermiþtir.
2- Balkanlardaki son azýnlýk olan Müslüman Arnavutlar da savaþ sýrasýnda
ki kargaþadan faydalanarak Osmanlý Devletinden ayrýlmýþ ve baðýmsýzlýðýný kazanm
ýþtýr.
3- Fatih devrinden beri devam eden Ege denizindeki Türk hakimiyeti sona
ermiþtir.
4- Bulgaristan Balkan devletleri arasýnda sivrilmiþ ve sýnýrlarýný Ege d
enizine dayandýrmýþtýr.
5- Osmanlý Devleti'nin Balkan devletlerinden sadece Bulgaristan ile sýný
rý kalmýþtýr.
6- Osmanlý Devleti'nin en önemli merkezlerinden olan Edirne kaybedilmiþt
ir.
7- Midye - Enez hattýnýn batýsýnda yüz binlerce Türk kaldýðý için Balkan
Türkleri sorunu doðmuþtur.
8- Osmanlý'dan alýnan topraklarýn paylaþýmý sýrasýnda Balkan devletleri
arasýnda meydana gelen anlaþmazlýk II.Balkan Savaþýna neden olmuþtur.
9- Ordunun siyasete karýþmasýnýn sakýncalarý açýkça görülmüþtür.
10-Balkan savaþlarý sonrasýndaki Bab-ý Ali baskýný ile Ýttihat ve terakk
i partisi ileri gelenleri hükümeti ele geçirdiler.
II. BALKAN SAVAÞI (1913)
l.Balkan savaþý sonunda, batýlýlarca 1699 Karlofça Antlaþmasýyla baþlatý
lan Türkleri Balkanlardan atma giriþimi hemen hemen tamamlanmýþ oluyordu. Ancak
diðer Osmanlý topraklarýnýn paylaþýmýnda olduðu gibi l.Balkan Savaþý sonunda Osm
anlý'dan alman topraklarýn paylaþýmý da anlaþmazlýk konusu oldu.
Sýrbistan, Osmanlý Devletinden kopan Arnavutluk'u kendi nüfuzuna alarak
Adriyatik'e açýlmanýn hesaplarýný yapýyordu. Ancak, Avusturya ile Ýtalya aralarý
nda anlaþarak Sýrbistan'ýn hesaplarýný bozdular ve Arnavutluðu kendi himayelerin
e aldýlar.
Bir baþka anlaþmazlýk konusu da Makedonya idi. Bulgaristan'ýn, Makedonya
'nýn büyük bir bölümünü kontrol etmesi ve Batý Trakya'yý da sýnýrlarýna katarak
Ege denizine kadar ulaþmasý Yeþilköy Antlaþmasýndaki Büyük Bulgaristan'ýn kurulm
asý anlamýna geliyordu. Bu durum Osmanlý Devleti'nden çok Sýrbistan ve Yunanista
n'ý rahatsýz etmiþtir. Yunanistan ve Sýrbistan'ýn Bulgaristan'a karþý Ýttifak ku
rmasý üzerine Bulgarlar önce Sýrbistan a ardýndan da Yunanistan'a saldýrdýlar. Böy
lece II.Balkan Savaþý baþladý. Kýsa sürede savaþ yayýldý Karadað ve Romanya'da B
ulgaristan'a karþý savaþa giriþtiler. Osmanlý Devleti de Balkan Devletleri arasý
ndaki bu anlaþmazlýktan faydalanarak Bulgaristan'a savaþ ilan etti. Osmanlý ordu
su tarihi þehir Edirne'yi kurtardýktan sonra Meriç e kadar ilerledi. Ancak durum m
üsait olmasýna raðmen Avrupa devletlerinin müdahalesinden çekinildiði için daha
ileri gidilmedi.
Beþ devletle birden savaþmak zorunda kalan Bulgaristan bütün cephelerde
yenilerek anlaþma istemek zorunda kaldý. Bulgaristan ile diðer Balkan devletleri
arasýnda yapýlan görüþmeler sonucunda Bükreþ Antlaþmasý imzalandý.
BÜKREÞ ANTLAÞMASI (10 Aðustos 1913)
1- Bulgaristan, Dobruca ve Silistre'yi Romanya'ya verecek.
2- Manastýr, Üsküp, iþtip ve Priþtine Bulgarlardan alýnarak Sýrbistan'a
verilecek
3- Bulgaristan, l.Balkan Savaþý sonunda aldýðý Selanik, Serez, Drama ve
Dedeaaðaç'ý Yunanistan'a býrakacak.
Yorum: Bükreþ Antlaþmasýyla Bulgaristan Ege Denizi ile olan baðlantýsýný
sürdürmekle birlikte önemli ölçüde toprak kaybýna uðradý. Bir kýsým topraklarýn
ý komþularýna býrakmak zorunda kaldý.
OSMANLI DEVLETÝNÝN BALKAN DEVLETLERÝ ÝLE ÝMZALADIÐI ANTLAÞMALAR
Ýstanbul Antlaþmasý (29 Eylül 1913)
Osmanlý Devleti ile Bulgaristan arasýnda yapýlan bu antlaþma ile iki dev
let arasýnda Meriç nehri sýnýr olarak kabul edildi. Bulgaristan, Edirne ve Dobru
ca'yý Osmanlý Devletine býrakmayý kabul etti. Ayrýca bu antlaþma ile Bulgaristan d
a kalan Türklerin her türlü din, mezhep ve ibadet hürriyetleri teminat altýna al
ýndý.
Bulgaristan, Osmanlý Devleti'nin batýda ortak kara sýnýrýna sahip olduðu
tek ülke oldu. Türklere azýnlýk statüsü veren bu antlaþma ile Türkler Bulgarlar
la eþit haklara sahip hale geldi. Bunun yanýnda isteyenlerin dört yýl içinde göç
edebilmelerine imkan tanýndý.
Atina Antlaþmasý (14 Kasým 1913)
Yunanistan ile Osmanlý Devleti arasýnda yapýlan Atina Antlaþmasýnda iki
devlet arasýndaki en büyük problem olan Adalar sorunu büyük ölçüde çözüldü ve Eg
e adalarýnýn büyük bir bölümü Yunanistan'a býrakýldý. Antlaþma ile Osmanlý Devle
ti Mora Yarýmadasýndaki Yunan iþgalleri ile Girit'in ilhakýný tanýdý. Ayrýca ant
laþma ile Yunanistan'da kalan Türk azýnlýðýn haklarý da güvence altýna alýndý.
Ýstanbul Antlaþmasý (13 Mart 1914)
Sýrbistan ile Osmanlý Devleti arasýnda yapýlan antlaþma ile Sýrbistan sý
nýrlarý içerisinde kalan Türklerin durumu görüþülmüþtür. Bu iki devletin ortak b
ir sýnýrý kalmadýðýndan, bu antlaþmanýn konusu bu ülkede kalmýþ Türklerin ve taþ
ýnmaz mallarýnýn durumuna iliþkindi.
II. Balkan Savaþýnýn Sonuçlarý:
1- Balkanlarda kalan Türk azýnlýðýnýn hak ve hürriyetleri yapýlan antlaþ
malarla garanti altýna alýnmýþtýr.
2- Balkanlarýn siyasi haritasýnda önemli deðiþiklikler olmuþ ve Bulgaris
tan topraklarýnýn önemli bir bölümünü kaybetmiþtir.
3- Balkan Savaþlarýndaki baþarýsýzlýk Osmanlý ordusunda yeni düzenlemele
re neden olmuþtur.
4- Osmanlý Devletinin sosyal ve ekonomik çöküþü hýzlanmýþtýr.
5- Bulgaristan'ýn diðer Balkan Devletleri ve Rusya ile arasý açýlmýþtýr.
Bu durum Bulgaristan ý Avusturya ile Osmanlý Devletine yaklaþtýrmýþtýr.
6- Balkan Türkleri proplemi ortaya çýkmýþtýr.
Yorum : Balkan Savaþlarý Osmanlýlý Devleti tarihinin en aðýr yenilgisine
uðrayarak sýnýrlarýný Adriyatik kýyýlarýndan Meriç nehrine kadar çekmek zorunda
kaldý. Rumeli topraklarý terk edildi. Balkanlarda ki binlerce Türkün yaþadýðý t
opraklarý terk etmesine neden olmuþ ve büyük göç hareketleri yaþanmýþtýr.
Balkan Savaþý Balkanlar'daki dengeleri büyük oranda deðiþtirmiþ, yeni ol
arak Arnavutluk kurulmuþtur. Balkan Savaþý, Avrupa devletlerini de etkilemiþ, bl
oklar arasýndaki gerginliði arttýrmýþ, silahlanma yarýþý hýzlanmýþ bu da l. Düny
a Savaþýnýn çýkmasýna neden olmuþtur.
Balkan savaþlarý, Avrupa devletlerini de etkilemiþ, bloklar arasýndaki g
erginliði artýrmýþ, silahlanma yarýþýný hýzlandýrmýþ bu da I. Dünya savaþýnýn çý
kmasýna sebep olmuþtur.

You might also like