You are on page 1of 106

ERMENİLERİN YAPTIKLARI KATLİÂMLAR

MACCOBbIE YBMMCTBA COBEPLUEHHblE APMSIHAMM

LES MASSACRES COMMIS PAR LES ARMENIENS

NEDEN ?

ıh İ%

p Rus GeneraU MAYEWSKİ


I ^ Tercüme eden
f
Van, Erzurum Başkonsolosu »JT- i- Doç. Dr. Azmi SÜSLÜ
A. Ü. TÜRK İNKILÂP TARİHİ ENSTİTÜSÜ YAYINLARI NO. 6

NEDEN?

1. Fotoğraf: Ermeni çeteleri tarafından 25 Nisan


1918'de Subatan köyünde karınları yarılıp çocukları
çıkarılan kadınlar ve çocukları.
2. Fotoğraf: Muş ve Bitlis'te kurulup Rus ordu-
suna öncülük eden ve Türklere karşı giriştikleri meza-
limle tanınan Ermeni çetelerinden bir grup (Ermeni
Âmâl ve Harekât-ı thtilâliyyesi-Tesâvîr ve Vesaik.
Osmanlıca, Almanca, İngilizce ve Fransızca açıklama-
lı Albüm, nu. 2, s. 58,...).
Yazışma Adresi:
A. Ü. Türk Inkilâp Tarihi Enstitüsü
Tel : 22 5815 Beşevler/ANKARA

ANKARA ONİVERSİTESİ BASIMEVİ/ANKARA — 1986


İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖNSÖZ 3
GİRİŞ 5
SOMMAIRE 7
ERMENİLER 10
M. Cambon'un raporlarından pasajlar 16
M. Cambon'un diğer iki raporu 18
KOMİTELER 20
Sasun olayları 28
Zeytun olayları 32
1896 Haziran ayında Van'da meydana gelen olaylar 42
Osmanlı Bankası baskını 52
Hınçak çetesi ve diğerleri 54
Ermeni isyancılarının on yıllık çalışmalarının sonucu 66
KATOLİK ERMENİLER 70
Aşiretlerin durumu 78
Türklerle Ermeniler arasındaki münasebetler 80
Ö N S Ö Z

Yıllarca Türklerle birlikte yaşayıp sosyal, asker?,


dini, iktisadi her türlü hak ve hürriyetten ve birçok
imtiyaz ve ihsandan yararlanmış olan Ermenilerin
"sâdık tebY'hktan bir isyancı hâline gelmelerini Rus
Generali Mayevvski başlıca üç sebebe bağlamıştır:
Ermenilerin siyasette ileri gitmeleri; aralarında milli-
yet, hürriyet ve bağımsızlık fikirlerinin gelişmesi ve
bu fikirlerin batılı devletler tarafından tahrik edilerek
papazların telkin ve gayretleriyle yayılması. Bu isyan-
kâr tutumun aksiyon hâline dönüşmesini ise, yine
batılıların maddi ve manevi desteğiyle, komiteler,
dernekler yapmış ve cemaatlerini felaketten felakete
sürüklemişlerdir.
Osmanlı hoşgörüsü, sabrı ve büyük devlet gele-
neği istismar edilmeye çalışılarak girişilen bu faali-
yetlerde, hristiyan taassubu da körüklenmek suretiyle,
isyanların, cinayetlerin, katliâmların bedeli hep Türk-
lere fatura edilmeye çalışılmış ve propagandayla basın
bu şekilde yönlendirilmiştir. Ancak tahrif edilmek
istenen gerçekler, er ya da geç ortaya çıkmış ve yerli
ve yabancı yazarlar, tahkik heyetleri ve insaf sahibi
kimseler tarafından yansıtılmıştır. İşte bunlardan biri
de Rus Generali Mayewski'dir. Önce Van, sonra da
Erzurum'da Başkonsolos olarak görev yapan Mayewski,
eserini Rus Genelkurmayı'na rapor olarak sunmuştur.
Petersburg Askeri Matbaasında kitap hâline getirilen
bu rapor hizmete özel olarak az sayıda bastırılmıştır.
"Van ve Bitlis Vilayetleri İstatistiği" adlı bu kitap,
Ruscadan Karargâlı-ı Umumî İstilıbarat Şubesi memur-
larından Süvari Binbaşısı Mehmed Sâdık tarafından
Osmanlı Türkçesine tercüme edilmiş ve 1330 (1914)
yılında Matbaa-ı Askeriye'de bastırılmıştır.
Ermenilerle doğrudan ilgili kısımları, Rüsca aslı
ve Les Massacres d'Arme'nie-Statistique des Provinces
de Van et de Bitlis" adlı Fransızcasıyla ayrı bir kitap
hâlinde 1916 yılında neşredilmiş ve birkaç yıl önce de
Dışişleri Bakanlığı tarafından tıpkıbasımı yapılmıştır.
Fransızcasından tercüme ettiğimiz eserin Rusca-
sıyla karşılaştırılmasını, her zaman takdirle andığımız
yardımlarını esirgemeyen değerli Hocam Prof. Dr.
Mustafa KAFALI yapmak lutfunda bulunmuşlardır.
Kendilerine burada teşekkürlerimi arzederim.
Dün olduğu gibi bugün de canlılığını koruyan
eserin yabancı, tarafsız bir gözle kaleme alınmış ve
Rus Genelkurmayı'na sunulmuş resmî bir rapordan
teşekkül etmiş olması onun gerçekliliğini ve inandırı-
cılığını ortaya koymuş ve yıllardan beri yanlış tanıtıl-
maya çalışılan olaylara ışık tutmuştur.

Doç. Dr. Azmi SÜSLÜ


G İ R İ Ş
Son derece önemli tarihi bir belgeyi ihtiva eden
bu inceleme, General Mayewski tarafından yapılıp
Rus Genelkurmayına sunulmuş olan Van ve Bitlis
vilâyetlerinin askerî bir istatistiğidir.
Yazan, altı yıldan fazla bir süre Van, daha sonra
da Erzurum'da Rusya'nın Başkonsolosluğunu yapmış-
tır.
Bu eser, genel olarak, coğrafi durumu, tabii
kaynakları, ulaşım yollarını, tek kelimeyle, bir genel-
kurmaya faydalı olabilecek her türlü istihbaratı değer-
lendirmiştir.
Eserini daha kapsamlı hâle getirebilmek amacıyla
yazar, kendilerini meydana getiren çeşitli unsurlara,
özellikle bölge halkıyla Ermeniler arasındaki münase-
betlere ve dolayısıyla temas ettiği bu iki vilâyet halkı-
nın istatistiğine özel bir bölüm ayırmıştır. Sadece
Ermeni isyancılarını incelediğinde ise, hükmü daha çok
onları mahkum eder niteliktedir.
Gelecek sayfalar okundukça görülecektir KI,
General Mayewski, Türkiye Ermenilerinin tatmak
zorunda kaldıkları esef verici olayların her türlü mesu-
liyetini kesin olarak önce siyasî komitelere mensup
isyancılara, sonra da onları tahrik eden İngiltere'ye
atfetmiştir.
Zikrettiği birçok belgeden Yazar, özellikle
İngiliz "Blue Book" ve Fransız "Livre Jaune"una
atıfta bulunmaktadır.
Eserini halka değil de, ülkesinin Genelkurma-
yı'na takdim ettiği için Generalin verdiği bilgiler ta-
rafgirlikle itham edilemez.
Yazar, bilinçli olarak, çok nadir görülen bir ta-
rafsızlıkla ve tamamen bağımsız olarak doğrudan
doğruya yerlerinde yaptığı incelemelerle kanaatini
ortaya koymuştur.
ropoffiaHe cocTaBamorb
I
ToproBHfi Bjıaccı Hace^eHİH B-B TBX B ropoflax-fc,
TA'B H'brb H X I , ffocTOÖHUxı, conepHHBOBt—rpe-
BOBB. ApMHHe npoMuuweuHBKM H peaıecjienHH-
KH cocpeAOTO^HBaiOTca TaKJKe ucujnoHvnejibHo
Bt ropoAaxt. KaBi> rfi, TaKt H Apyrie o6pa-
SyfOTB SA'BCB H3B'BCTHUfl KOpOOpauİH, C*B l^t.lblO
BO3Moatuo jıyninaro BHcnayaTiipoBaeıa CBoero
npoMUCJia.
Bı. xapaKTep* ropoACBnx'B apMHHi. c a t -
OTM'BTHTb HtKOTOpHH HepTbl, nOHBHBinİaCff
HHXT>, BameTca, JHint CB BecbMa HeAaBHaro
. Ap&iaHHHB ropoataHHH'B, coupuKOCHyB-
iniucfl CB Koe saKHMf» oÖpasoBameMi, npoıneA-
6u uaqajbHyio npHX0ACRyK> uiKü.ıy,
Bı. Bucinefi CTeneHH BucoKoe
O nOJlETB^eCBOMOb 3Ha<ieuİH epMHHCKOU
BOoÖme; y uero aB^aeTc
sauoc^aBufi T O H ^ , 6ojii>uioe

MH-BHİe H s a s a a TO ocoöaa yBtpeBHOCTB VL TOMT.,


ITO ecjiu apMHHe Vb HacTOflmee BDÖHB H ue
BrpaiorB ÖOJBUıOII nojiHTHiecKofi poji», TO TOAB-
BO noTOMy, qTO HaxoAHTCH noAi> HTOMT. T y p i p n ;
HO Bt 6yAymeMi> apsiHHCKaa Harüa HenpeM-BUHo
u 3afiMen. uoAOÖaiomee nnn Hea:
noaoateHİe.
#a.TBe, cpeAB ropoACBHTCB apMaa-B, a Bı
OCOÖeHHOCTH CpOAH MOAOAeHH, H&IBSfl H6 3hX±-
THTB Gojibiuoro HHCJia jno6HTeJneö saaHMaTBCH
BCHBOÜ noAHTHBoH, BOOÖme, OXOTHO mero.ıaro-
SOMMAIRE

Ce travail, qui forme un document histo-


ıique de la plus haute importance est une sta-
tistique militaire des Provinces de Van et de
Bitlis, dressee par le Oeneral Mayewski et des-
tinee a l'Etat-Major Russe.
Son auteur fut, durant plus de six ans, Con-
sul Oeneral de Russie â Van, puis â Erzeroum.
Cet ouvrage traite, en grande partie, de la
situation geographique, des ressources naturelles,
des voies de communication, en un mot, de tout
ce qui pourrait etre utile â un Etat-Major.
Pour rendre plus complet son ouvrage, l'au-
teur consacre un chapitre special â la statistique
de la population de ces deux provinces oü il
parle irtcidemment des relations entre les diffe"-
rents elements qui la composent et notamment
des rapports entre les Kurdes et les Armeniens.
Quand il prend â partie les revolutionnaires ar-
meniens, son verdict pour les condamner est des
plus affirmatifs.

Comme on se rendra compte de la lecture


des pages qui suivent, le General Mayewski
attribue, d,'une façon peremptoire, toute la respon-
sabilite des evenements regrettables dont les Ar-
meniens de Turquie eurent â souffrir, en premier
lieu aux revolutionnaires affilies aux comites poli-
tiques et en second lieu â l'Angleterre qui les
a encourages.
Parmi les nombreux temoignages qu'il çite,
l'auteur se rapporte principalement au Blue Book
anglais et au Livre Jaune français.

On ne pourrait taxer de partialite les affir-


mations du Oeneral puisqu'il a adresse son ou-
vrage non au grand public, mais â l'Etat-Major
de son pays. 11 y a developpe, consciencieuse-
ment et avec une franchise rare, et en toute
liberte sa conviction basee sur des constatations
faites sur les lieux memes.
9

II1HXT> CBOHMt, HKOÖbl T0HKHM7»

BCeB03M0JKHbIX'f» nOJHTHieCKHXl> H

H3T» KOrO COCTOfMH

Udi jııoneü, 3aii^Hin,aK)iiiiHXT.


CBoeü poAHHbi, CBOH ceMeuHbie o ı a -
rir, CBOH peAHrio3iibia BtpoBaaia?. HHCKO.ıBRO!

HeAoy<iHBuieüca MoaoAeHtH, CÖHTOH


Bocna^aiou^HMH ptıaMH r^aBHtixı>
arjiTaıopoB'L, Bt oÖmeMTi, jııonfiu ftecBMa HeAa-
jenHX'B H HenoHHiwaK)ii;HX'b Aante TOÜ npocTofr
6en^n, Î T O H X ı n'hüTejihüOcrb caocoÖHa 6 b u a
He yjyıınHTb no.voHcenia Typei;KHx'i. apMiiHt, a

Ha yrueTeHaoe aojoateHİe
Typi;İH HHKOHMı oÖpasoMib He MoryTi. 6biTt
ua AO^ıO apMîfHt ropOJKaH-L, BcerAa
no^b3OBaBuiHxca AOCTaTO^noıi cteneutro CBOSO-
AU, 6e30nacTH0CTM H Ö^aroaojtyıia OGmeciBeH-
üoe DOJiOJKeHie MXI., BÜ Bc£xb OTiıomeHİnxrB,
6UJıO 6ojibine nbıı-b yAOB.ıeTBopMTe^bHoe.
H^CBOJIbRÜ BTı HHUX1> yCJIOBİHX1> IiaXOARTCH

apM»He • cejibyaue. Kası. y»e ÖıJJIO cKa3aHO


raaBaas HXIı A*iTejbHOCTB cocpeAOTO-
Ha 3eMjeA"BJiİM. BaaroAapa PJABÜO ycTa-
c p a i , npaBM.ibHo3 CHCTeMi; opo-
ineBİa nojieö, sauaTİe xAt6ouaonecTBOMi>
HOCHTO ap.'hcb xopouiİH AOXOAı>
H
6e36*A oe cymecTBOBaHİe. CU'BJıO MOJKHO
Type^Kıo apMaue ceJibiaHe Bce-
ERMENİLER

Bir süreden beri şehirli Ermenilerin karakterle-


rinde bazı değişiklikler görülmeye başlanmıştır, ilk-
okul tahsili olan her Ermeni, milletin tamamı tarafın-
dan takibedilen siyaset hakkında geniş bilgiye sahip
olmuştur. Şöhrete sahibolmak, kendisini önemli
göstermek, aslı hakkında yüksek bilgiye sahibolmak,
bütün bunlar bu sınıf içindeki her Ermenide aynı
derecede görülen ruh hâlidir. Bunun yanısıra Ermeni-
ler, bugün dünya siyasetinde önemli bir mevkiye sahip
olmamalarını, sadece Türk tâbiiyetinde bulunmalarına
bağlamakta olup, "Ermeni milletinin" muhakkak
surette yemden doğacağım ve hakkı olan siyasî üstün-
lüğe'kavuşacağını iddia etmektedirler.

Şehirli Ermeniler, özellikle gençler, her türlü


siyasî meselelerle meşgul olmakta ve siyasetin bütün
incelikleri üzerinde bilgi sahibi olduklarım isbat etmek
hastalığına kapılmış bulunmaktadırlar.

Çoğu kez ciddi hiçbir şey öğrenmeyen ve meşhur


ihtilâlcilerin tekerlemelerini tekrar etmekten kendile-
rini alamayan şehirli genç Ermeniler, gerçekte hare-
ketleriyle vatandaşlanm selâmetten çok felâkete götür-
düklerinin bile farkına varamayan âciz, câhil takımım
teşkil etmektedirler.
11

HXT> ÖJiarococTOfiHİe 6 U J ı O B u m e ÖJiarococTOHiiifi,

XOTH 6u pyccBHx-B BpecTbHUT> BT> cpeAHeü no-


JlOCfc POCCİM. Hû UpH 3T0M1» HyJKMO
T O T » «»aKTT., «ITO Bce cejibCEoe ııacejieuie

CKüft T y p u ı a , He HCKJiiouaa H MycyjibMaHt, HO


(JUJıO BT> AOcraTOMHOü cTeneım crpastACHO OTB
caMoynpaBCTBa HSBtcTHaro qncjia 6yîiHbixT, a^e-
MeuTOBT> BypACBato Hacejiemsi, cpeAH BOToparo
yAaiHoe BöpOBCTBo, rpaöetatt, yroH-B cBOia
3 r o , OAHaito. e m e ne iiO3BOJiae'rB csaaaTB, <rro-
6u n.pjunıc te.ıj.'iaııe BC© BpeMH KHJıH
yrpuaoii ıcypACKaro norpOMa. Ilpa
ı
cymecrnoBaHİM ı:OAO6HUX B

2RH3HH yc.ıOBİıî, apji«ııcKoe nace.ıeHİe


HeMHHyeMü ROAıRHO 6H.IO 6 U Ö'feAa'feTs, B U M H -

paxi> M, uuBOHeirb, MoaceTi> 6 U T & , Aanse coBepineH-


HO MCie3HyTb

c ı a ö a r o pa3BHTİa B^cTpaH^ rpaat-


MOJBHO 6 u ^ o yaa3aTb Ha c j i y ^ a a ,

HBBOTopun ppMnHCB>a ceaeHİa yyBCTBOBO ıH


B"b 8aBHCHM0CTH O t t BflİHTe^bHKK'B

uememı o r t 6a\nRa.&umxT> TV-

Me»Ay KypAaMH H apManaaiM Ty


cByccTBeHiıo 6 u ^ a Bbi3Baua BI>
1 8 9 5 — 1896 roAOBt, 3HaiHJio A°6HBaTbCH
noJiOHtenifl, npu KOTOposn» HHKaKİ/i pe-
no MOMH 6bi o6e3neiHTb Mnpnoe COJKH-
12

Türkiye'deki Ermenilerin durumlarının dayanıl-


maz olduğuna dair şikâyetler, şehirlerde oturan Erme-
niler için pek geçerli değildir; zira bunlar her zaman
her türlü hürriyetten istifade etmişler ve imtiyaza
sahip olmuşlardır. Köylülere gelince, çiftçiliği ve
sun'i su lam acılığı iyi bildiklerinden durumları, merkezi
Rusya'daki köylülerinkinden çok daha iyidir.

Bölge köylerine nazaran Ermeni köyleri, geçtik-


leri köyleri yağmalayıp sürüleri alıp götüren göçerlerin
saldırılarına karşı Hükümet tarafından az korunmakta-
dırlar.

Bununla birlikte, Ermenilerin devamlı olarak


bunların saldınlanna maruz kaldıklanna da inanmamak
gerekir. Zira, gerçek böyle olsaydı, hiçbir Ermeni köyü
bulunmazdı. Halbuki her devirde Ermeni köyleri
bölge köylerinden daha zengin ve daha müreffeh
olmuşlardır.

Mahalli idare bu bölgelerde yeterince güçlü olma-


dığından bazı Ermeni köyleri, Türk idarecileri tarafın-
dan hiçbir kötü muameleye maruz kalmaksızın, aşiret
reislerinden az çok acı çekmişlerdir.
13

7 TejacTBO O 6 * H X B Hapo^HOCTeS. Bojıfce


uaa p-fc^B o ceu-h BnepeAH.
kcBOriBKO CJıOBÜ 061»
TB'ö. Pe.inriüSHan ftlîaTejiBHOCTB ero
He3BaMHie.ii.iia; HO, uaKi> 6Bı BaaMtut en,
OHO Bcerjı,a ycep^HO TpyAHjocB Ha n o i B * uop,-
AepaauİH uau,iona^BniJxı> H^eü. V apMauı, KaK"s
M y upoiHxi> xpucTİaHCKMX't -HapoAHOCTea Bo-

8 d'ûKa, apfin Han,ioHajii.nocTH, B-B TeıeHİe cOTeHi,


jı-t,Th KHJıH nOA'B ceHbio yeAHueHHbixrB, HO MHO-

H6 CTOJIbKO HSifCh HpOllO-


cJt0Ba BoKBaro", CKOJıBKO Hafl,ı> noAffep-
r

iM pO3HH xpncTİaurt M My-


CyjIBMaHT>. HepKOBBHfl IHKOJlbl H UIBOJILI, BOü6-
me, A^aTejbHO noHora^H Ha 9TOMı> noapHuj,i>
flyX0B6HCTBy.
xpıicTİaHe
BocTOKa, Boo6uı,e, ^HıUHJHCB n03HauİH BB OCHO-
BİÎ TJiaBHUXl. XpHCTİaHCKHX1.
ııO|MrBCTO peüHrİH y Hinct S&ÜHJıO c

21
ce6a
M 3aKoımocTH; Boo6iu,e—A*aTejiBHO cye-
TMTbCJİ ft.1B TOrO, 1TOÖBI AOÖMTbCfl HtKOTOparO
upecTHata CBoero roaoca na BOCTOK*---
H ecjia 6u

, BUUıJıU 6 u CHOBa ua uyTs


16

Ermeni ayaklanması aşağıdaki üç sebepten ileri


gelmiştir:

1. Ermenilerin siyasetteki bilinen ilerlemeleri;


2. Ermeni kamuoyunda milliyetçilik, hürriyet ve
bağımsızlık fikirlerinin gelişmesi;
3. Bu fikirlerin batılı hükümetler tarafından tahrik
edilmesi ve Ermeni papazlarının gayretleri ve telkin-
leriyle bunların yayılması.

Bu konudaki en güzel belge, 1893-1897 yılla-


rında San Kitap'ta yayınlanan belgeler arasındaki
Fransa'nın İstanbul Büyükelçisi B. Cambon'un rapo-
rudur:

M. Cambon'un raporundan pasajlar:


"Ermeniler, Londra'da çok iyi kabul gördüler. Gladstone
Kabinesi, memnun olmayanları çağırdı, onları gruplandırdı,
nizama soktu ve desteklemeye söz verdi. Bundan böyle de
ilham kaynağı olacak olan Londra'ya propaganda komitesi
yerleşmiş oldu.

Ermeni halkı arasında ise, iki basit fikri benimsetmek


gerekiyordu: milliyetçilik ve hürriyet fikirleri.

Komiteler bunları yaymakla kendilerini görevli saydılar...


ve böylece birkaç yıl içinde propaganda vesilesiyle Türk ida-
resinin eksik ve hatalarını isttmar edip, Ermenilerle meskun

* Livre Jaune, Documents Diplomatiques, Affaires ar-


meniennes. Paris, 1893-1897, s. 11.
17
H H
24 KOMMTei'i. npouaraHAU yTBepAH.ıca BT> JIOH-
Aoufc, H iıojıy^a^'b BA^Cı, cooTB-BTCTByiomia BHy-
uieııİH. Bt Maccy apMHHCKaro HacejienİH Heo6xo-
AMMO ÖKTJıO BHİJApMib ABtüecbMa nnocTtifl
HAeio nau,iajibHOCTn a iiAeıo CBOÖOAU".
n TaKHMT> 06paB0MT>, BT» TeieHİ
KHXTJ Ji'&T'fc, TafiHua oömecTBa pacupocTpaHaioıca
uo Bceü ApiueHİH: uponaraHAHpyTca uopoKiı w
HeAOcıaTKH TypeuKofi aAMHHHCTpauia, a BT. a p -
MHHCKOM". na.pon'h npoÖyHtAaiOTCH MAea nauio.
Iia.lI>UOCTH H He3aBHCHMOCTH.
00

KaMÖont BUOJııI'B o'i^erjiMBO r o B o p n n > ,


M a r e i H npHbH.nH ua ce6a
BT. Maccy apMHHCKaro Hace^enia
CB06OAUH He3aBMCUMOCTH, KaK'f.
2Q ^o^îKua 6iJJia OTHOCHTLCH T y p e u e a a aAMHHHcrpa-
«^ia R-b 110A06110H AtiHTe.ii.Hoci M aj)MiiııcKax'b a r ı t -
TaTOpOB'b? KB A^aTeJLHOCTH, HaupaB.ieHHOÜ K'B
pa3pyuicniıo rocyAapcTBeniıux'B OCHOU'I. T i ?
Cno^bBO pa3"B 3a
.ıf.TÎe, no nacTonniio EupoHeiıcKHX'i,
ona ocnoöojKAaJia U ^ - I M H COTMM ıIO^MTH-

nowit> CBoeı^o ocBoöojKAeHİH cııoBa BCTyna.ıa BT»


r
pnAU penojııouioHHb^T» 6aHAfc
38 M3b ııpoKJiaManin, Buuymeıınux'b apMnHCKMMb
/IvauiHaKMCTOB'b BT> aBrycrs 1896
ı

. llocjı-b ABfe»artuaTn naparpaooırb. BT» KO-


<
ropbix'i> AJıH ApMeHİn TpeöyeıcH Bce, ı T O yiOA-
uo, AO CBOÖOAbi ııenarH BjutomneAb'iO, upoKJia
18

bölgelerde millî uyanış ve bağımsızlık fikirlerini yayacak olan


gizli örgütler kurulmuş oldu" (Livre Jaune, Affaires arm6-
niennes. s.ll —12)...

B. Cambon açıkça itiraf ediyor ki, Ermeni isyan-


cıları, köylülere milliyetçilik, hürriyet ve muhtariyet
fikirlerini kabul ettirmek işini kendileri için bir görev
saymışlardır.

... Bu durumda Türk Hükümetinin Ermeni komi-


telerinin faaliyetleri karşısındaki tutumu ne olacaktı?
Kendisini mahvetmekten başka bir gayesi olmayan bu
tür faaliyetleri tasvip edebilir miydi?

M. Cambon'un diğer iki raporu:


"İstanbul, 27 Mart 1894
Geçen pazar, Sn. Aşikiyan, âyini yaptıktan sonra. Patrik-
haneye gitmek üzere Kumkapı Kilisesini terkedeceği sırada 18

yaşlarındaki genç bir Ermeni tabancasıyla kendisine nişan aldı


ve üzerine birkaç el ateş etti... Zaptiyeler tarafından karakola
götürülüp, cinayet teşebbüsünün sebepleri üzerine sorguya çeki-
lince, Ermeni, Sn. Aşikiyan'ın Ermenilerin düşmanı olduğunu;
onları Hükümete ihbar etmekten geri kalmadığını ve Ermeni-
lerin de kendisinden cemaatlerini kurtarmaya andiçtiğini
belirtti..."

"İstanbul, 3 Haziran 1894


Son günlerde İstanbul Ermeni cemaati üyelerinden birine
karşı bir suikast düzenlendi.. Maksud Bey, uzun süreden beri
dindaşları arasında Türklere satılmış bir kişi ve cemaatin bir
düşmanı olarak ilân edilmişti.
19

38 MauİH 3aKanHHBaeTCH TaK* *) .Mu


MU 910 3uaeMT>!... Ho A y x t peBoaronm, npo-
HHsaBiuiö apMHHCByıo uauiio AO M03ra ea KO-
c r e ö , He nepecraHeTb yrpoataTb Tpony Cya-
Taua AO T'bK'b u o p t , noua MU ue npio6p"feTeMb
Me.i0BtıecKHxı> ıipaBi. M noea ut ?KHBbixı> oc-
Tauerca xOTb UAHH'L apMHHUuı>!u SaT-feMt UOA-

HMCb: ,II,eHTpajibHbiiî KoHcTaınHHOuo^bCKİıı uu-


İ peBO.ııoı;ioHe-

40 HaHb M3-
B*CTHO HeMaao HapoAHbixT. repoeBi. Ba^KaH-
CKaro noayocTpoBa. A CJUUıHO an. «no-nH6yAJ»
r
o HapoAHUx b reponxı. apMaHi»? F A * H»iena uxı>
ÖopuoBi. 3a CBOÖOAy? MxrB H!ITT>. floıeıvıy? IIo-
TOMy, ^TO 6opn,u 9THMrpajiH poabCBOplie HMCH-
HO ua^aMeö CBoero HapoAa, a ue ero OCBOÖOAH-
ApMHucBİH 6auAu BU3bJBajiH O6ı»ıKHO-

CMyTH, pt3HH), a 3aT*M'Jb CKpblBa^HCb.


r
HaxoAsmeeca BIJ HXI. pyKax b o p y a i e c ı y a m -
40 HMT> AJia npHKpbiTİn CBoero OTCTyujieuİH, a
6e3opyHCHbiH Maccu apMaut flOJiatnu ÖUJIH 3a-
TİMt pacajiamiBaTbCH CBoeıo KpOBbK) H CBOHMT>
AOCTOHHİeMT, 3a UOABHTH CB0HX'b BüOpyJKeHHUXb

45 &h JIOHAOB* Ha cıei"B


ÖyAymHOCTH apMHHCEaro Bonpoca HMİ^HCb, no
Bcefi B*poaTHocTH, OAH'B Jiumb O6ıB,IH cooöpa-
seuifl; B'B aaBHCHMOCTu 0T-b Bcero XOA&
CKaro ABH'Keuia, oOu^aro ero ycc*xa,
20

Geçen yıl Sultan Abdülmecid tarafından Ermenilere


ihsan edilmiş olan Nizâmnâmenin hatırasını canlandırmak
amacıyla yapılacak olan kutlama törenini yasaklamış ve Mak-
sud Bey de, bu yasağın kalkması için girişimde bulunmayı
reddetmişti. Bu tarihten itibaren de Ermeni cemaatinin faal
unsurlarının nefretini üzerine çekmişti.

Onu öldürme teşebbüsünde bulunan iki kişi ise, Ermeni


hamalları idi...

... Hiç şüphe yok ki, siyası bir cinayetle karşı karşıya-
yız.

Katillerin üstünde Ermeni komitelerinden gelen evrak


ve mektuplar bulundu ve Leon adlı kimse tarafından kiralanmış
olduklarını itiraf etliler.

Bu durumda onları silahlandırmış olan komiteler, Pat-


rik'e karşı girişilmiş olan suikastten sonra, Türkler nezdinde
milli davalarına ihanet etmekle suçladıkları Ermeni cemaatinin
usl sınıflarına yeni bir ihtar vermek istemişlerdir" (Lİvre
Jaune, Affaires armeniennes, 1893-1897).

KOMİTELER

... On yıl boyunca çok sayıda ihtilâlci, Avrupa'-


nın müdahalesi üzerine serbest bırakılmıştır. Serbest
bırakılır bırakılmaz da zaman kaybetmeksizin eşkiya
çetelerine katılmışlardır.

... 1896 Ağustosunda Daşnakcılann yayınladıkla-


rı beyanattaki oniki maddelik program, basın hürriye-
tine kadar her türlü iddiayı ihtiva ediyor ve şu cümleler-
21

45 rajocb ouaaaTb H coGTB-feTCTByiomyK) eMy


AepatKy. PaHbinc Bcero ueo5xoAHMO 6 b u o HM-BT*
ua JıHD.0 CMyTu,

H yace CBasaju, ı T O K T . Haıajry 1 8 9 ü


D O ı T H BO BC-BXI> E p y a H U K i HacejieuHiıixı> u y u -
BTaxı. AsiaTCKofi Typi^n, T A * Öoafce HAH sıe-
H'fee cocpeAOTO^HBaeTca apMSHKoe Haceaeuie,
noHBHjHCb yjieHU peBOJiH)i^iouuiıix'i> oÖmecTBT.—
XnHiaRa, /I,ainBaKa H Ap&ieHİH, npHuaBinieca
ycepAHO nponaraHAHpoBaTb CBOH iigen H UOATO-
HacejieHİe K I . npeACTOumHi» BpoBaBbiırb

46
UHHCRİa ınROJbi, HaiHHaa OTT> BMcraHX'B n KOH-
qaa caiibiMH saeMeHi-apHUMH, cxajxH no^eurB
KHnyıefl A^fiTeabuocTH, HaaAeBTpn30BaHHbixı>
vs, CTO&vmp.-iL'b E B p o n u , apMaHCKHXT> arHTaı-o»
UarpioTH^ecKİH OABı H U-BCHH, •SAKIS c a -

it ÖacHH, H s ı cpeAM yiHTejBCBaro uepco-


3aaaAa.tif BT. HUJıBIH AymH UOAPOCTBOB'B,
% HHXI. qyBCTBa 8Jio6bi KT» neHaBHCT-
rocnoACTBy MycyabinaHt H—ij'fejiyro cepiio
<t>auTacTM'iecBHXb uaaıoai& HH ROMy HeB^AOMoft
öyAymnocTH. TaKHMTb oöpasoMi», BT. Teıeaie c a -
naro RopoTKaro BpeMenu ^TpexT.—ıeTupex r B
tıapoAHdacb öyüHaır, cTpouTHBaa MOJO-
roTOBaa Ha BpoBaBue noABHrn. Bı aauiH-
Ty co3AaHUbixı> e» Hajiıo3İw. •••••
54 B-B ROHU-B ceHTaÖpfl 1890. rÖAa, Ha rpaa«
22

le SOn buluyordu: "öleceğiz, bunu iyi biliyoruz, fakat Er-


menilerin iliklerine kadar işlemiş olan isyan duygusu gösteri-
yor ki, şahsi haklarımızı elde edinceye kadar tek bir Ermeni
sağ kalsa bile Sultan'ın tahtını tehdit etmekten geri durmaya-
cağız. "

Balkanlar'da çalışmalarıyla, fedekârlıklanyla ve


cesaretleriyle şöhret bulmuş olanlar görülür, ancak Er-
meniler içinde tek bir benzerini bulmak mümkün mü?
Hayır. Neden? Çünkü bunlar fakir köylülerin sırtından
yaşamayı meslek edinmiş ve cellat rolü oynayan
başıboş kimselerdir. Bunlar kurtancı olarak adlandırıla-
bilirler mi? Hayır, çünkü ellerindeki silahlar sadece
zayıflara karşı kullanılmıştır.

Silahsız köylü Ermeniler ise, kanları pahasına, si-


lahlı isyancılara yardım etmek zorunda bırakılmışlar-
dır.

Ermeniler, Londra'da bilinen bir yerde bu konuyu


görüşmek üzere toplanmışlardır. Burada, herşeyden
önce karışıklıklar çıkarmak, kan dökmek ve dünyanın
dikkatlerini çekmek gerektiği kararlaştırılmıştır.

İhtilâlci komite üç örgüte ayrılmıştır: Daşnak,


Hınçak ve Ermenistan.

Bunlar, köylüleri tahrik etmek için her tarafa ya-


yılmışlardır.
23

ycR0Jib3aa ora
öaA3opa 6flHTe.ii.nOM KaBKa3CR0w UOJıHıÛH H
ı
uorpaHKiHHXB BOMCKb, cocpeflOTo iHBaerca ınatl-
Ka apuaHi., qeaoBbKi> 8 0 — 9 0 , nofli. KOMaHAOÖ
CTy^eHTa IleTepÖyprcKaro yHHBepcHTeTa CapRH
ca KyKyabaua. Macib 9TOÖ öaiiflu 6 u ^ a HaBep
y«au^eiica MOJIOACKH HeTep6ypra
Ao6poBOJibu;u coöpaHu BT, npeA-fejiax'b
KaBEa8a. TIo Bceü B^POHTHOCTU, HH npeABOAH-
en H HHKTO H3b ero CUOABHKHHBOBT> ııc

HHKaKoro npe«CTaaaeHİa o TOM'B, VTO


Taşoe TypuiH, KaKi. oxpaHaeTca ea rocyflapcTBOH
Haa rpaHHua, qxo Tanoe KypfltJ, saROBa BooÖıue
TOnorpa«ia M^CTHOCTH norpatumHaro paîiOHa u
T* yCJIOBİff, B* R >TOpHX'B UpHACTCB OiyiHlbCB

n »cı* nepexo«a norpaHH^uoît yepTia?


CBtfl'fiHİa cımaaHCb aoBHAHMo&iy ne
ocoÖeHno Ba«HbiMH B C B 6biJH 8aHSTbi H o^y-
ineBACHBI HCKJtOlHTeAbHO JHlflb OflHOIO MblCJbH) —

coBepinuTb ua TeppHiopİK Typi^iu uo BOSHO»"


HOCTH ÖOJbUie RpOBaBbIXl> IIOABHrOB-b •••••
56 Qo pascBaTca TaRse aesan^TB
H coÖpaTbCH, uiaftB'B He "yftajiocb H 43
Ba cb mcB npeftBOAHTejeM'B KyRyHbaBoifB, n o c
JTB AOBOAbBO npoAOJiacHTejiBHofi nepeCTp^JKB, •
He(5oflbinHXT> ooTept et aamefi CTopOBH*), 6 u -
m 8axBaqeHH H npenpoBO»A6Ru Bı KapccKyio
•riopbMy. •«•••••••'•»,...••.•..
*) B« STO Bpemı « 6un CTapmum a*ı»iaatoıı» 89-oa «t-
JlUTUOft AH0H3İU: i . « % . » - - • • . • • • • ' . . . . . . . . .
24

Öğretmenlerle işe başlanmış ve onlar aracılığıyla


da gençlere, Müslümanlara karşı düşmanlık ve nefret
duygulan aşılanmıştır. Böylece 3 — 4 yıllık kısa bir süre
içinde birçok şuursuz genç kendilerini ölüme adamış-
lardır.

Yukarıdaki komitelerin programları sadece isyan


etmek ve kan dökmek konusunda birleşmişlerdir...

1890 yılı Eylül ayı sonlarına doğru... 80 —90


kişilik bir çete Petersburg Üniversitesi öğrencisi olan
Serkis Gogonian başkanlığında teşkilâtlanmıştır. Rus
polisini ve sınır muhafızlarını atlatan bu çete, Kağız-
man yakınlarından Türk sınırına sızmak için harekete
geçmişlerdir. Çetenin yarısı Petersburg'un genç Ermeni
öğrencilerinden, diğer yarısı da güney Kafkasya'da
oturan gönüllülerden meydana gelmiştir. Bunların
hiçbirisi de Türkiye'yi, bir sınırın nasıl korunduğunu,
bir Türk'ün kim olduğunu, bölgenin topografyasını
bilmiyorlardı. Bunlar hakkında hiçbir bilgileri yoktu.
Fakat bu önemli değildi; esas gayeleri Türkiye'ye geç-
mek ve orada bol miktarda kan dökmekti.

Gogonian başkanlığındaki 43 eşkiya, Rus müfre-


zeleriyle* karşılaşmışlar, birkaç kayıp verdikten sonra
durdurulmuş ve Kars cezaevine götürülmüşlerdir.

* Bu dönemde bölgede incelemelerde bulunan kişi, 30.


Piyade Tümen Komutanının Yaveridir.
25

57 ean c& 1892 roAa OHH n36wpaıoTi. AJIH ce6a


XOTH H BpyatHyK), HO, rfeMt He MeHie,
Aopory t e p e s i Ilepciıo. . . , . .
, cı.
oÖpaaoBajiH H'BıTO BT> poA'B
OTA'BJıBBUH napTİH apMaBCKHXi.
pOBT. COÖHpa^HCb OÖUBHOBeHUO B'BBaKOM'B

cejieuin, 6aH»aöineMi> BI> Type


H 8aTİ»MT>, HOMbK), npH DOMOII^II npOBOABHKOBTı,
6aHataHHiııx'i, apMSHCKHxı. cejıemö,
yate BT. upeA'BJiax'b Typu,İH. B
OHH uaXOABAfl BpeMeHUtlÖ npİKJTL U
no HoqaMi> catAOBaaH A&-»*e, nonaAaa y a e B-B
58 noaocy MHCTO apMaucKMX'i> ce^eiıiıi.

yqacTb BTHXıB ceaeHİK, BaK& H Booöme Bcero


Toro, vro saTBBajiH aptiaHCBİe i
TlepBoe HS'B HMXT» «»HrypHpoBajio BT.

KHXT> AOHeceHİaxT. auraiıicKaro BHn


B-B Ban-fe *) H, HaAO ao.ıaraTb, Hrpaao H3B'BCTHyH),
AOBO.ibHO npoAOJiKHTeabHyK) pûJb ua nyTH ap-
MflHCBHx-b arHTaTopoBt « 3 ^ llepcİM BT. Typuiio.
(• IMuu Book. Türk). 1891 H2a6.X896 ft »91, 301,152, 170.

59 ıınt Bı,
BHAaxi« »e npec£qeHİa Aa^bH-büınaro uyr» ap-
BİHHCEHM-B opHUieASUaMl>, «le^OB'BK'b OKO.IO 30

aypAOBi., aKoöu CJı^HJO. no u y ı a B-B COCBAHIB

a i n u p e ı t KypAOBi .MyKypja% noaBHJmcfe BT,


cejieHİa Bora3Kecauı. H ocTauoBHJHCb
noAi> apeAJioroM'B KpaTKOBpeueHuaro OTABı-
28

mış gibi kendilerini davet etmişler ve kuzu yemek


için küçük gruplar hâlinde oturmuşlardır.

Kurnazlığın farkına varan Ermeni isyancıları, bu


gruplara görünmeden yaklaşmışlar ve Türkleri yaylmı
ateşine tutmuşlardır. Ancak öldürülen atlarının arkası-
na gizlendikleri için isabet almamışlar ve müfrezenin
gelmesini bekleyereK dağa sığınmayı başarmışlardır.

Olayın etkisinden kurtulan Türkler bilâhare,


Boğazkesen ve Azaryan köylerine saldırarak rövanşla-
rını almakta gecikmemişlerdir.

Belirtmek gerekir ki, İngiliz Mavi Kitabı (Blue


Book)'nda bu olayla ilgili tek bir Kelime bile yer alma-
mıştır. Bu demektir ki, İngiliz Konsoloslarının buluna-
bilecekleri olaylardan bu Kitapta hiç söz edilmemiştir;
halbuki bu tür diğer olaylara ayrıntılı yer verilmiştir.

Sasun Olayları

... Bölgede Türkler ve Ermeniler beraberce ve


asırlarca dostâne yaşamışlardır... Bir yıl sonra da
Boyaciyan adlı biri onun yerini almıştır... Bu iki
29

*) İIOCTOHHO BHHMaHİK, İTO BT. «CHHeft KHHrfc» O HBX% IIİTT,


dOHeccHİi'ı arJiiftcKaro BHite Koncyjıa Bı BaHİ G. M;
H'iHu'iini' a, y c c p a ı ı o cooömaBiıiaro o BCHKHM. HHHTO>KH«XT> MejiO'iaxT>.
M o ı ı JıH OııT. ııponycTiiTL AV-JıO Bora3Kec<iHa H A 3 a p w a ? HecoM-
lltHIlO—Htl-b. Bl. BHJiy 3TÖrO, n03BOJl»IO CeO"fe 3aKJIK3HHTt, MTO
e r o HHTcpecııoe jıOHecenıe BT. ııeıaTH ÖUJıO cunyaıeHO, KaKt jıo-
KyMCHTi,, Moryuıiı'ı o 6 « H H T b ca>ıoe 6viH3Koe ofiutCHİe apMHi<CKHxı
pcBoııouiHoepoBT, cı> npcACTaBHTe^x.uH aHr^iAcKOH ııOJıHTHKH. i l p y -
r o r o o6ı>jicHe<ıİA CTO^b ııenoHtmıaro npoaycKa—nojıtıcKarb He.ıt3«.

62 ApMnHe OTOw oö^acTü BcerAa OTKpbiıo


UOCHJıH o p y n i e HapaBHfe cı, sypAaMd, OTqacTH
HaXOAHJIHCb, MOHîeTb 6 b J T b , BT. H'BBOTOpOİİ

CHMOCTH OTT. 8THXT> nOCJI'BAHWXT>, HO BT.

mn.w BnojH-B ^pyatHO, .KaKi. GpaTta seMjia a


BOAM" * •

1893 rOAy wbcb noflMaeTca UIÎKIK

B% 1894 roAy ero M*CTO aaHHMaerb


UpHHHBinİM 3a CHftTB HMH MypaAB.
.TBTT. nponarasAu TaKHxı, A^aTejieft MeaAy Kyp-
AaMH H apMHHaMH, BT, upen.'bmji'h CacyHa, BOS-
HHKaeTT. 1^-fejIbIH paAT, OTA*JBHHX'B Clt)JKHOBe-
HİK;aBT. aBrycr6 1894 roAa BpaaAeÖHtia OTHOiae-
Hİa O64HXT, cropoHt nepexoA«T* Bı u&nyio ce-
53 piio HacTOHmHx-B cpaaceuifij -
67 11-ro iıojia, Aaöu yAOBJteiBopHTb TpeöoBa-
HIıO AepHtaB't H cA^aTb p*üiHieJbHbiü inan.
Ha ıiyiH upMMnpeuİA CT. peBOJiiouiouHbiMH Kpya-
apMaub, oö'JbaBJiaercfl Bceoömaa aMHUcaifl
3a no^UTH^ecEİa npecTyxuieHİa#

Ha Apyroü pfiub no BceK HınnepİH oiKpuBaıoTca


Bepa Muoro4H&neHUHXT. ııopeMt H Ha CB*TI»

Boatiö BuuyccaKyiTb u * j u a COIHH apbixı. no-


jiHTHqecKHX'b arHTaropoBT» *)
34

44

2'yi 3 Hazirana bağlayan gece yansı, Van sokaklarından


birinde nöbet tutan bir devriye saldırıya uğramıştır. Subay ve
bir er ağır şekilde yaralanmıştır.* Bu olaylar karşısında Müslü-
manların sabrı son haddine varmıştır.

İler halükârda bu ahmak ve rezil Ermeniler (aynen tercü-


me edilmiştir) olayın müsebbipleridirler. Çocukça hareket-
lerinin hiçbir fayda sağlayamayacağını kendilerine defalarca
izah ellim. Bunlara son vermelerini bildirdim. Hatla kendilerine
rica bile ellim. Dinlemediler. Zannediyorum ki, şimdi de hiç
ümitleri kalmadı. "

Bunlar, saygıdeğer VVilliams'ın verdiği cevapların


tamamen aynısıdır. Fakat, onun raporunda değişik
ifadeler kullanılması şüpheleri cezbetmektedir.

Bu olayla ilgili olarak basında genellikle doğru


dürüst hiçbir açıklamaya rastlanmamıştır. Zaten Erme-
nilerle ilgili olarak yazılanların hepsi de yalanlarla
doludur.

* Blue Book, nu. 8, yıl 1896, s. 207.


29
*) İİOCTOHKO BHHMaHİH, İTO Bt «CBHefi KHBrfe» O HHXlI|-fcTl
«HK3Knxb joHeccHİıi arJiiücKaro BHue HOKCyjia BT. BaH-fc C. M;
H'iilu.-ıni' a, y c c p a ı ı o coo6ıuaBiuaro o BCHKHJU, HHMTOWHWXT> MejiO'iaxT>.
M o ı ı JıH OııT. ı ı p o n y c T i u t .at.Jio Bora3Kec«ha H A 3 a p w a ? HecOM-
1IİHII0—HİTT.. Bl. BHAy 3TÖro, nO3BOJIXI0 « Ö t 3aKJHOHHTt, MTO
c r o ıiHTepecıioe aoHeceHie BT> nenaTH 6UAO EunymeHO, K3KT> A O -
KyMcHTi, MOrymift oÖJimnîi. caMoe 6jiH3Koe oömcHİe apM»ncKHXT>
p«BoııouİHoepOBi> CT> npcAcraBHTejiHMH aHrJiiflcKOİi ıICMHTHKH. i l p y -
r o r o o6ı>)icHet(İH crojib ııenoH*Tiıaro nponycKa—noAUCKarb uejih3H.

52 ApMfiHe 9TOM o6jiacTB


BOCHJıH opymie HapaBHit CB
HaXOAMJIHCb, MOJKeib Ö U T t , BT. H'BKOl'OpOÎİ

CMMOCTH OTB 9THXT> nOCJI*AHHX't, BO BTh

JKH.1K BüOJH-B A p y ^ B O , ,KaE1> 6paTBH 3eMJIH H


BOAM" » t . . . . . . . . . . . . .

ÜT.
1893 roAy 3A*c& noaMaeTca HURI» ^aMaAtaa-B;
B% 1894 roAy ero M-BCTO aaHHMaerB BoaA«aB-B,
npHBflBmiit 3a CHM-B ııua MypaAa. H HOCJı*AByxıB
npoaaraaAu TaKaxt AfcamneS MeatAy Kyp-
H apMHHaMH, B-B npcA-fiJiai-B Cacyaa, BOS-
vfrauü pnnı, ow$jibUHX'h cıt^KHOBe-
aBrycrfi 1894 roAa BpaasAeÖabia OTHOiae-
HIB O6*MXTE. CTopoa-B nepexoAaT* Bı it-fiayio ce-
53 piio HacTOHmHXTb cpaseaifi; -
67 11 -ro iıoan, pfl&tA yAOBJteıaopHTB TpeöoBa-
HIıO AepataB-b M cA^aTb p*uiHTejbHuft inarb
ua uyTM upuMHpeuİA cb peBOJuoaioBHUMiı
b, oöbHBAHerca sceoömaa
3a aojiuTHvecRİa

Ha ApyroK Aet*b ao BceK HınnepİH


Bepn MuoroiHcaeHUbix'b TiopeM'b H Ha CB-bn.
BoatİH BbiuycBaioi'B u-BJiua coi'uu apbixı> no-
JIHTHqeCEHX'B arHTaTOpOBT. *)
30

Kişinin ardısıra kısa sürede iki toplum arasında birçok


kavga çıkmıştır.

"Ermeni meselesinin dış görünüşü ve Avrupa'nın müdaha-


lesi" paragrafında şu satırlara yer verilmiştir.

1895 yılı 15 Haziranında isyancılarla tamamen ba-


nşıldığını belirtmek için bu meselelere karışmış olan
siyasi tutuklulara genel bir af ilân edilmiştir. Ertesi
gün, İmparatorluğun bütün hapishanelerinin kapıları
açılmış ve yüzlerce isyancı ülkede serbest bırakılmıştır.

18 Eylül 1895 yılında İstanbul'da meydana gelmiş


olan olayları yansıttıktan sonra, Mavi Kitap, aynen
şunlan vermiştir:

"Türklere atfedilen barbarlık iddialarının önemi ne olursa


olsun, belirtmek gerekir ki, Ermeniler her yerde olayların tek
sorumlusudurlar. Yine, Trabzon'da sokak ortasında Bahri ve
Hamdi Paşaların şahıslarına yapılmış olan yaralama olayları da,
bölgede meydana gelen katliâmın tek sebebini teşkil etmiştir.
31

68 *) Bı> KOHiıt imin UH£ oıyıaBuo nımm.ioBb nonacTb m.


BappascKİi Mouacrupb, 6.11131 Bana, r** Kanı pası UMCHHO s ı
3Tö Bpeaa coGpamcB npa3AH0B3Tb csoe ocBoöoKAeuie utcKOJbüo
Aec^TKüsı T a s ı n ı saKjııoıeiiBbisı. Bı> Teıeuie 3—4 ?acoBi> M ua-
<MK>Aa.n, Kanı DOAı Tteıio paaBİcııcTaro *y6a üOujtuofi CTpyeü
4HJ0CL posoooe BascKOt' BHuou OKOJıO COTUH apaiflHT., cıynıa« iıu-
oıepeAno CBonxı oparoposı, ıopa'io anjoA"iıosajH HMI., iıtjıi na-
TpiOTB<iccKJA ntcuu 41, Bi 6jaroAapuocTb aa uoJocTb, AapoBaHiıyu
CyjTaBom, BnABHO, roTOBujHfı. qcpcsı uisnııı-AiıyroB CHUBB BCTy-
IIBTb Bl [)J<AU peBOjllOUPOUUhlXl m a e h l . . ü. UC D O H B M a j l BX1> JCSUKaa
uo exeuıiuyTuuc B3pugu anjoAocuetiTOBi u KpıiKiı ypa CBUAtîejb-
CTBOBaiH o TOMI>, İTO öoiiKie opaTopu tacajucb cabuxı> ropfliuiı.
CTODOUı apjuiHCKaro Bonpoca. Asa Mtcflua cnycTx, öojbmafl no»
U ı Î . CHoaa paaucKunajacb BaHCKoü i

74 KaB'B 6bi ne O6BHHHJıH

BO BCHKHKT. TaM"B 3B'BpCTBaX'B, HO CKS-

OAUO: Bce OTO MH'B M3B^CTHO J ı H ı H O ao uo-

CTOJIKMOBeHİS apMJIHt H MyCyjIbMaH'b Bb

ropoAax'B TypuJH, npHBOAHTi. Me-

Hfl KT. TOMy yöluK^eHİK), ı T O ıcpoBaBbia ^lua

Be8A'B ua^uuajiHCb rio «HHuıaTUBİı UMCHUO ca-

ace apMauı> TaKB Ha^iajiact Tpaue3OiiA-

jyB3HH, noc^-B Toro KaKt Ha yjiımax'B 9ioro

6uJH pauenbi ABa Typeu,Knxı> reiıepajia-

BarpH-nauıa u XaMAH-nauia *)

78 Ecjm B-B uacTOHii^ee BpeMH O6T> apMiiiıcKHxı,

A'BJiax'b aoiTH HHiero He CJıUUıHO H apMHiıe

GojTBe HJH MeH'Be, ÖJiarouo^iyiHO, TO

BA'BCb HH upH^eM'B TaM'İ. TA'B apMIIH-

CKİe 8anpaBUju upeKpaiHJiH CBOK) aHapxima

CByH> A*nieflbHOCTb—CUOKOKCTBİ€ BOABOpHJOCb.

ECJBH 8aBTpa OıIH cHOBa B03bMyTca sa cıapoe

—Ö-BACTBIH apaıaHt BO3O6HOBMTOı.

87 12 oKTflÖpa,

M3b EBpOUbl, OHH II0AH8JIH KpaCHblfi «Jiarb B%


32

Bununla birlikte isyancıların uzak durdukları yerlerdeki


Ermeniler rahat etmişlerdir. Komiteciler bugün tekrar faaliyete
geçmiş olsalar, Ermeniler yine eskisi gibi sefalete düşeceklerdir".

Zeytun Olayları
...Avrupa'dan gelmiş olan Ermeni gençleri Ka-
zanlık vadisinde kızıl bayraklarla gösteriler yapmışlar-
dır.

"Ermeni Meselesindeki İngiliz Siyasetinin Değişmesi"


başlığı altında şu satırlar yer almıştır:

1895 yılı Kasını ayı sonlarında İngilizlerin Ermeni


meselesindeki siyasetleri tamamen değişik bir yön
almıştır... Bu mesele tamamen rafa kaldırılmıştır.
Türkiye Asyası'ndaki İngiliz konsoloslarının birçoğu-
nun değiştirilmesi gerekmiştir. Zira başlangıçta bunlar,
Ermeni meselesine karıştıklarını varsayacak şekilde
kendilerini tarafgir ve faal göstermişlerdir.

İngiliz konsoloslarının bizzat Ermeni isyanlarına


karışmış olabilecekleri iddia edilmese bile, bütün bu
temsilciler isyancıların elebaşılanyla samimi ilişkiler
33

88 floBOpoT* aMMiücHOi) nonıiTHKN Bi apMHHCHOMb Bonpocfc

Yare vb Komtfi aonSpn 1895 ro^a m> JFOH-


ROıı-B xopouto nOHHJiH, qTO apMHHCKİH pfbao. HO
M o r y r t BUBecrH Pocciio Ha n o n p n m e UOBOK
UOMıIıJ C B T y p u i e ö , H BT, aurjiiüoROÜ DOJıHTHK*
ıIO apMHHCKOMy Bonpocy coBepmaerca BpyTOÜ
UOBOpOTB

TaKi. saK-B npoAOJiaceHİe CMyTi> Ha BOCTO-


Kt MOHtUO ÖUJIO HaHTH BT> aOArOTOB^eHHOM'b
y m e KpaTCBOMi BOserauİH, a aaTBMi.—BT. HU-BH)-
vupucn. yme sı» nepcııeKTUB-B rpeBO-TypeuKOiî
BOÜH'B, TO apM«Hi> p'baieuo 6bijo ö p o c m t HAH,
n o Bpaueü HBp'B, B ı BHAUXI> npeKpameuia ııa-
n p a c u a r o BPOBOUPOJHTIH, XOTı> U'BCBOJBBO y c u o -

KOHTB. 9 T O nurpeöOBajo nepeıacoBBH H C&TBHM


vb AsiaTCBOH TypccİH Öojbineö q a c r a Bnucy^oB-^
M M ı , KOHeiHO, HeyAOÖHO 6UJıO ocTaBaTbcn Ha
CTapuxı> McBCTax'B, iıoTOMy ^TO H X I . pfbmeJibr-
BOCTb, npaıacTBaa H'feBOToptiMi. o6pa3OHi> BO
Bceuy TOJiy, qT0 cosepinajioci. an^cb AO som^a
1 8 9 5 roAa, Aoaatua 6ujıa 6brn» coBepineHuo HB-
89 Mtneöa ü BOBce He accjıaio CBa3aıi>, ı T O S H -
BOHcyjıa aBJiajMCL HEO 6U pyKOBOAMTe-
apMSHCKaro AfiHateniii H o BO BCHBOM'B
9THMI> npeAcraBHrejiBMT> AHTJıIH.

JIHMHO H XOP0UI0 «3BtCTHbI BCfe


armaTopu. AarjiİHCKİn BOHcyjbCTBa
UyHBTaMH, B1> KOTOpblXl> apMHHCBİe peBOJIIO^OHe-
BaBt BT. XOpOIUefi CnpaBOMHOM KOHTOp*,
qepnarb CB"BA*HIH O xofl$ HXT»
34

içine girmişler ve komite idarecilerinin aralarındaki ve


Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki haberleşme işleri de
onlar sayesinde mükemmel bir şekilde yapılmıştır.

1896 yılı sonlarına doğru ise herşey değişmiştir.


Yeni konsoloslar gönderilmiş ve İngiliz Konsolos
Vekili VVilliams, Van'a Ermenilerin dostu olan B. Al-
vart'ın yerini almaya gelmiştir. Bu sonuncu, "Ermeni-
lerin akıllarını yatırmak için geldiğini" açıkça ilân
ederek düşünce tarzını ve tutumunu belirtmiştir.

Bu durum isyancıları düşünmeye sevketmişse de,


sonuca fazla tesir etmemiştir.

isyan fikrini akıllarına koyan Van'daki Ermeni


gençleri, deniz aşın dostlarının yardımları olmadan da
faaliyete başlayabileceklerini isbat etmişlerdir.

Girişken karakteri ve yorulmaz enerjisi gözlerin-


den okunabilen saygıdeğer Binbaşı VVilliams, altı aydan
fazla bir süre son derece değerli düşüncesini gerçekleş-
tirmek için çalışmıştır. Ermeni isyancılarını fikirlerin-
den caydırabilmek için takdire şayan bütün imkân-
larını kullanmışsa da, Van olaylarını altı ay geciktir-
mekten başka bir şey yapamamıştır.
35

89 flpyrHxı> ıacxHXTb Ty pu,iw • *• ••

H BOTt KTJ KOHUJ 1895 roAa BCB cpaay


M3MİiHfleTCfl. İİBJiaKiTca HOBue KOHcyaa. II pa-
6LIBıUIM 26 HHBapa BI> BaHi> uOBbiiî auıvıiiîcKifi
Bİıae-KOHcyji'b Maiopt BHJibasıcb CM-BHaeTt JııO-
6HMiı,a apMnut Macıepa A^bBapra H upaMO CT.
MtcTa OTKpbiTO 3aaBJiaeTb, mo OHT. upHÖbiab CB
U-BJıBH) —pour abaisser Tesprit des armenıens.
TaKoro poAa saaBJieHİe HC MÛJıO osa^aıajio BO-
aruTaTopoBi>, no ue ooc^yatHJco
UM Ki qeMy II Baucaaa MOJioseatb, BEJ-
ua nyTb peno.ııoı;İH, npo^o^majia TO-
6e3i> noAAepstBM CBOHXI> saMopcHHJCB
, TaKt cKaaaTb, no umepnİH
SI BUA'BJi'b 6oarBe ^ M T > nojiyroAOByK) pa5o-
ıy noiTeHHaro Maiopa Bdjiba&ica, MeıuB-Bna 8a-
M-BHaıejibHOÖ aueprİH, cuBU3UBiıieîî BO BCGH oro
98 üaryp'6, a BT. ocoÖeiıuocTH BT> ero Biapa3nrejib-

BaBiunxı. npHcyacTBİe BT, neaıiı


İl BHAt>Ji'b ero cıapanin
BOKaKOB-b, uo eıuy ue y^ajiocb H3M'B-
nHTb uxrb oömaro ııacrpoeiıia, a TO^bKO Auuib
OTCpOlHTb Ha HİCKOJIbKO MtCHHeBl) T"fe COGblTİfl,
3pa3HJiucb ıia/i.'b BauoMrj>
1896 ro^a.
K a c b c e î i ı a c b OOMUıO Koneurb 3HMU H
BecBU 1896 roAa. ITOMHıO BTOTT.
r
nöCTOaHUbix b AHenyTOB'b H coB*uj,aHİH, TO Bt
aaıepHBaHCKHX'b MHdcioHepoBJb, TO BT. AOM-Ö
36

1896 Haziran ayında meşhur Van ayaklanması


başlamıştır. Kış geçip ballar gelince, meseleyi tartış-
mak amacıyla Ermeni isyancılarının bazen Amerikan
misyönerlerinde, bazen de İngiliz Konsolosunda top-
landıkları görülmüştür.

Karakteri müsait olmayan ve yüksek seviyede


karışıklığa ve Ermeni isyanına ilgi göstermiş olarak
görünmek istemeyen Konsolos, bu toplantılara katıl-
maktan vazgeçmiştir.

1895'te Van isyancıları, Ermeni meselesi üzerine


Avrupa'nın dikkatlerini çekmek amacıyla çalışmışlar-
dır... Para istemek için ölümle tehdit edecekleri Erme-
ni zenginlerine mektuplar göndermişlerdir. Bu zaman
zarfında Van isyancı komitesi tarafından birkaç siyasi
cinayet işlenmiştir. Bu cinayetlerin en önemlisi de 6
Ocakta, yani en büyük Ermeni bayramında, dini
görevini ifa etmek için kiliseye gittiği sırada Papaz
Bogos'un şahsına karşı işlenmiştir. Zavallı ihtiyar,
bazı isyancıların âdi hareketlerine cesaratle karşı
çıktığı için ölüme mahkum edilmiştir.
37

90 aurjıiiîcHaro Koucyjia. Ji ua HHXT> He n p a c y -


TCTBOBSUıı», CTopoıınci. BcaKaro oGmeııia CT> ap-
MHUCKHMH AtaTejiJiHH, BeAymHMH caaıyıo r.ıy-
n lifim y 10 urpy wb İ

Hasano 1 8 9 8 roAa w nepioAi», npeAiuecTByıomiM i

CKHMT» COÖblTİfiMb 1 8 9 6 TOAa Bb BaHCHOMl.

Iî TaKi, jminemıue y a e BIı KOUU'6 1895


H3i> .loHAOiıa, BaHCKİe arina-

BU apMHHT. BUHMauİe BCefi

JIıOAH Öoa'fie cocıofl-

91 re^Miiıic uojiyqa.iM -ıiHCbMCunua ıpeöoBaHİH Ha


H3ntcTHyıo cyM»y t ııOAı» yrpo3ofl CMepru 3a ea
ııeBueccuie. BL reıenie ororo me BpeaieHto 6u^o
CÜBepUlCIlO H'tCKOJlbKO llOaHTHieCKMM'B yÖİHCTBt.
Co;ıfce uaHtııoe H3I> ÜHX"L MM'ÎUıO MICTO 6 r o «H-
Bapa, T. e. BT, Ae»>» caMaro ÖoJbiuoro apMHHCKaro
llo upnroBOpy BaHCKHxt peBOJiio-
Ha pascB'feTfe BToro A H > 1 6UJıI> caıep-
paHeııı» eiiMCKont Borası» BI> TO
ı
OHI> CflfeAOBa.n> paHO yTpoMt B B
uaGoroc^yaeıiie. IloiTeHHOMy crapn,y
iiocrpaAaTb jiHiub aa TO, ı T O OHT> H M I ^ ı . My-
weeiB0 OTKpMTO uopHuaTb yası.
Kİa
38

1895-1896 yılı kışı boyunca Ermeni gençleri,


devriye, hatta müfreze faaliyetlerine girişip, bazen de
galeyana gelerek atış talimleri yaptıkları Rus Konsolos-
luğu (Van) yakınındaki evlerin büyük odalarında top-
lanmışlardır.

Van'daki Amerikan misyoner faaliyetleri de geniş-


lemeye başlamıştır, zira gizlice toplanan ve İngiliz
Konsolosluğu vasıtasıyla Londra'dan alınan paralar,
Van'a getirilmekte oradan da, sözde fakirlerin korun-
ması için kurulmuş derneklerle kamufle edilerek ilgili-
lere dağıtılmaktadır. 1895 yılı sonlarından itibaren de
aynı bahanelerle Van'a birçok Ermeni gelmiştir.

Bununla birlikte, ingilizler Ermenilere maddi


destek sağlamaya gayret ederken, Ermeniler de, İngi-
lizlerin Ermeni kanını, Van samanı gibi, çok ucuza satın
aldıklarını açıkça ilân etmişlerdir.

Ermeniler arasında Van'a yardım almak ve gerçek-


ten de yiyecek ekmek temin etmek için gelenlerin de
bulunmasına rağmen, bir süre sonra Hükümet, eski
39

g] TaKi»
naupHM-bpı>, B t TeıeHİe Bceii SUMU 1895—1896
roAOB'i. ıi qacTO cjibiiiiajn> cpeAH MepTBofi T H U ı H H U

BaHCBOÖ H01H OT/VfejIbHIde pyseMHLie BblCTp'BJIbl

92 BT» TOÖ ^aCTH 8pMHHCKHXT». KBapTSJIOB'b, KOTO-


p u e ûpHjıeKaH K ı saAHeMy «acaAy KOHcyatcKa-
ro AOMa. »•• ...»•#...«#•....•»•••
94 y » e et Bouua fleKaöpa 1895 ro^a BI> Ha-
nt Haqa.na cocpeAOTomiBaTbca ııacca upHui.ıwxb
apMHH't, IıOAI» upeAJioroMb ııojıy4euiu ııO»ıUU;H

OTI, aMepHKaucKHXT> MHccioHepOBi. BaaroTHOpM-


OCTh 8THX'b UQCJl1ZHl\UX'h A'BMCT-

paCIUHpHJiaCb UOTOMy, HTÜ B'b UX'h p y -

BH cı-a^H uouaAaib BCB Kaunra^u, uojıyıaeubie


H3i> JIoHAOHa aurAİücRHM'B KOHcyjom» a apeAHa
ı o u y , q-ro6u xuTjb CBOJUbBO HMÖyAb
pa3OpeHBbiX'L c e a b ^ a H t a B M ^ C T * C &

apMHHau.6, BooÖme, ı T O anraa-


BCOTaBU B M - S caMuaTii3Hpy(OTB. MfisepHa
6 u . ı a DTa noMOir^. n B£43iJBajıa y HiBOTûpbist
aMt ı iaHİs,^TO .auraa^aHe oujia-
apMaacKOâ BpoBa ftemeBjıe,
«»yHTt BancKaro caMaııy"
<
CpeAH opHSbiBinHZ'B apMiiHü, U6COMH BUHO)
HaxOAHJIOCb MllürO TaBHXT>, BOTOpbie A*fiCTBH-
'rejfcuo ü^iRjifljııscb B'b AHeBHOMi. npoaHTani«.
Ho BUOAH'B AOCTOBİpHO TaKHte K TO u6CT0UT64b-
CTBO, MTO cpeAH HCKaBiuHx't naAaHuia MOSHO

6biJio oÖHapyatHTt jio^eö, HapaacaBmnxcfl 0%


30XM0Tbn AHUJb, AJ«H UpHKpblTİfl CB06Ü JIM^HOCTH.
40

elbiseler içinde gerçek kimliklerini gizleyen bazılarıyla


ilgilenmiş, bu da, Ermenilerin bu toplantılarının
muhakkak surette kararlı bir harekâtın hazırlıkları
olduğu kanaatini uyandırmıştır. Şubat ve Mart ayla-
rında Ermenilerin toplantıları çoğalmaya başlayınca
tehlike de artmaya başlamıştır. Bahar geldiğinde ise,
dışardan gelen Ermenilerin köylere yerleştirilmeleri
için gereken yapılmıştır. Bundan başka, hayırsever
dernekler olarak faaliyet göstermek isteyen Amerikan
misyonerlerine, para dağıtımlarının sadece Van'a
hasredilmesinin ve özellikle gerçekten ihtiyacı olan
köylere verilmesinin daha doğru olacağı anlatılmıştır.

Van'da 3—4 kuruş yevmiye ile çalışan ve gerekti-


ğinde isyana iştirak edebilecek komite idarecilerinden
ve bazı kimselerden başka kimse Kalmamıştır.

Her konuda olduğu gibi, İlkbaharda isyan faali-


yetlerinin hazırlıkları da hızlanmıştır. Hatta, şehrin
yakınlarındaki birkaç Türk'ün katledildiği ve vücutları-
nın parça parça doğrandığı gibi bazı cinayetlerden bile
söz edildiği duyulmaya başlanmıştır. Özellikle bu tür
cinayetlerin soruşturulmadığını gören isyancılar gün-
den güne cesaretlenmişlerdir. Buna karşılık Müslüman-
41

94 Bco 9TO uo ıieMBory BUHCHHJıO BaHCRHifB BJia-


CTHJTB, ı T O peoo/iK)i;ıOHepM, BHAHMO, «ejiaıorB
cocfenfnoHMTb B-B Baırb MKuoataoe GoiBuiee «utc-
40 08011X1 ajeıiTOS'b H rorOBHTCa Kı neaıy TO pİJ-

95
^eHİe «eBpajia. u HapTa uaceaeHİe Bana npoft
JIO U03paCTaTB, a BMİ&CTb Ch TİIMT. B03paCTajI0 H
ouacenie, iTo,TaKHMT. o6pa3OMi>, B'B BaH'h MûJKerı,
cocpeAOTo^HTbCH BOBce HeatejiaTeatHoe ^acao
upninjiaro apMîiacKaro Haceaeıiia, BectMa COMHH-
6aaroHaAe3KHOCTH. floaTOMy, et
Becfiu, B a n c s i e BJiaCTH Haqa^H

aa upejKHİa M-fecTa HXT> HtHTeJibCTBa. A&iepH*


MuccioHepaM-B 0WJıO

coKpamaTb CBOK)

BT» caMOMi. BaHİı a uepeııocHTb


ee ueuocpeACTBeuHO B'B T6 cejieHİn, KOTopua
6o^bme Bcero HyatAaJiHCb B * DOMOıKH. . . . . » • .

96 3T> ropOA* ocTajiHCb T B , Koropue aa


ujıary upiuıncKnx'b BaataKOB'B B'B 3 — 4 niacTpa
B% CyTKH (ue B^pifAB H 8TBMB pa^CKasaMTS, HO
U0T0M1» ftpHIUJOCb yÖ^AHIBCa B'B HX-B
BOCTM), saaHcajiHCB B'B pnAU 6yAyu^ux r B
CBHX'B 60ÜU0B-B.
OB Haıauia Becuu A'RH
nepOBi. npHHiua öo^te aKTHBuuâ zapamep'B;

BcKOp'B H-BCKOJIbKO
B^H'B BypAOBl H6 TOJbKO UOnJl&THJlHfib
42

ların sabır ve tahammülleri de Ermenilerin cüretleri


karşısında azalmıştır.

1896 Haziran Ayında Van'da Meydana Gelen


Olaylar

Ermenilerle Müslümanlar arasındaki kanlı olayları


anlatmadan önce sözü edilen şehrin İngiltere Konsolo-
sunun aşağıdaki raporunu olduğu gibi tercüme etmekte
yarar görüyoruz:

"15 Mayıs 1896


Ekselanslarını haberder etmekten şeref duyarım ki, bu
bölgenin durumu arzu edildiği şekilde değildir. Son sekiz gün
içinde Ermeni isyancıları iki defa Müslümanlara saldırmışlar-
dır; birincisinde üç Türk öldürülmüş, iki kişi yaralanmış; ikinci-
sinde ise iki-üç kişi öldürülmüştür. Her iki olayda da vücutlar
vahşice parçalanmıştır. Bundan başka, İngiliz Konsolosluğu
karşısında oturan zengin bir Ermeniye karşı da bir suikast
düzenlenmiştir. Dün öğleden sonra, en tanınmış isyancılardan
biri şehirdeki bir evde öldürülmüştür. Bu cinayet, muhakkak
Türkler tarafından işlenmiş olmalıdır. Zira bu isyancı geçen
sonbaharda İran'dan gelen çetecilerden biridir. Mensup olduğu
çete geçen yıl burada çapulculuk yapmıştır.
43

»H3HtK), uo HSAIJ rpyuaMH HXT» 6u,ın coeepuie-


HW pas unu uopyrama. POIIOTB cpeAH Mycy.»!»-
a peBOJiotüoHiibîe A^HTejm,
UO.ıHOH 6e3HaKa3aHHOCTU HXT» noc-

a«yuKOBT>, CTauOBHJincb Bce CMtj-fee H


97 IlOHbCKİn coöbiria 1 8 9 6 ro^a Bb r. BaHi

ua.
BaucBİe arnTaTopu H MycyjbMaHe, ne-
ua<i8uiOM'i> nponcineAinaro BA'fecb KpoBonpo
cTOJiEHOBeuifl, cqHTaio acero
8A*cb nepeBOAt panopTa flo
uaiopa BiutflMca OT% 15-ro Maa 1896
*)

Ifefc wseııie
apMflHCKİe peBçajoiuoHeptı «Ba pa3a
RypnpBi. 6ı DfpBonı cJijsât rpa vypna 6u-
H ABa paueım, BO BTOpom ABS, »ö*eT%iUTt)
Aa<K&. ipa y6BTU KoHCTaTHfOBano, ^ıTO B ı O6OHXI> cjy-
ı a £ x ı tpynu 6UJB cîıauiBO BsypoKOBaBu. 3aıtın> u e >
asın .TOTO x e oömecTBo ÖUJIO CA&iaHO nonymeuie Ha

mero B% AOM* BanpoiBBi aHraiflciaro EOnoyjLCTBa.


nocat nojyAHfl, aa, ropoACKott lesprofl y6an> ISBICTBIJI

A M c d p«BOJ»uioBepı. Do Bcefl Bt*


OTO KUO RypAOBi DOioıy, no yöiiufl npH-
ıı ÖSBA*, opumenaiefl c»Aa nponuoB oceauo
•) CuBaa Mvn—K 8. 1886 r. CTp. 33i.

98 " 3 i HepcİH *). fltflBİa BTOR 6auAU nouyiBJiH Hai8io«S


rpaöeaeB.
. 44

2'yi J Hazirana bağlayan gece yarısı, Van sokaklarından


birinde nöbet lulan bir devriye saldırıya uğramıştır. Subay ve
bir er ağır şekilde yaralanmıştır. * Bu olaylar karşısında Müslü-
manların sabrı son haddine varmıştır.

İler halükarda hu ahmak ve rezil Ermeniler (aynen tercü-


me edilmiştir) olayın müsebbipleridirler. Çocukça hareket-
lerinin hiçbir fayda sağlayamayacağını kendilerine defalarca
izah etlim. Bunlara son vermelerini bildirdim. Hatla kendilerine
rica bile eltim. Dinlemediler. Zannediyorum ki, şimdi de hiç
ümitleri kalmadı. "

Bunlar, saygıdeğer VVilliams'ın verdiği cevapların


tamamen aynısıdır. Fakat, onun raporunda değişik
ifadeler kullanılması şüpheleri cezbetmektedir.

Bu olayla ilgili olarak basında genellikle doğru


dürüst hiçbir açıklamaya rastlanmamıştır. Zaten Erme-
nilerle ilgili olarak yazılanların hepsi de yalanlarla
doludur.

Blue Book, nu. 8, yıl 1896, s. 207.


45

gg cı 2-io Ha 3-e fonu. B ı o p o f


nat yjein» ropoAa Baua, OKOJıO nojynoiH, bum aTaito-
o«HuepcKİÖ naîpyab, npn nem oaımepı H ORHÜI
1HH0BL 6bUlU

İksero H rOBopHTB, ıTO noc-


Bepcia nojyqfiaa npaBO rpasaaHCiBa H apocTt MJ-
cyjn>uaacxaro uacejıeui^ ftocTarıa KpaflflHro npefltaa
KTO aaıaji-B -TypKH
HJııı a p M n u e ? — J l y , Eone^iıo, BceMy BHHOBaTO OTO
(ces imbecciles). . . Kana.ibH
pa3i. H upeAyupeîKAaji'B nxı>,
ne iıoA'iHMaTb nnKaiaixb HCTopiö, ec^a X O T H T O —
TO A^JKe yrpoîKa.Tb! ÜKOJibKO pa3i> AOKa3&iBajiT»,

b, ııe uoo.iyma.iHCb! IIy a TenopB,

102 KantOTcn, yö'l'îAHJiHCb! „ TeepAO noıınio 3Ty KOpo


TeiiBKyio p b i b iıoiTeuuaro BHJıLHUCÜL H GCJU BT»
oa>Hiuajij>uoMi> cro p,oııev.Qniu a E
TO MU'B OCTBOTCH JlUUlh

uanii 9THMT, M'tcTOMt ero pauopıa,


H iıaAt MuoriiMiî ;!,pyrHMH

103 BooSme, Mory cK03aTB, I T O BT>

104 HHicorfta ııe noiiaAruıocB CGO.IBKO


coatıCTHoe onHcaHie MMuymnaro apainHCKaro
aeiıi?i. ÜTaTbH, ıianiicaııtibin uo 9T0My
OÖbJKUOBeiJHO UOJIHU (T>ajîI>IIIH I î . Î H H . , . . . . , . «

Enj,e pa'3i> CBHA'k'î'eJibCTnyio, ı T O apMiine»


ce.lbgane Bbiııecjiu na ce6fe BCıO TantecTb apiimı-
c s a r o ABUJKcııia, a ropomatıe noujaTioHCL HB
UHOniM'b. KpOBÜUpOJIHTHIJH CTOJIBliOUeHİH B'fe TO-
48

Liderleri Rus silahları taşıyorlardı. Silahların, yerli


Ermeniler tarafından bağışlanan paralarla alındığını
ve İran yoluyla sokulduğunu belirtiyorlardı. Ayrı
komitelere mensup olanlar değişik üniformalar taşı-
yordu. Bütün bu teferruatı, isyancıların eşlerini ve
çocuklarını korumak maksadıyla değil, kesin olarak
isyan hazırlamak maksadıyla yaptıklarını göstermek
için veriyoruz. Silahsız, savunmasız ve isyancıların
müstahkem mevkilerine bilmeksizin yaklaşmış olan
birçok Müslümanın öldürülüş şekillerini yansıtan eli-
mizde belgeler vardır.

B. VVilliams'ın raporunun son kısmında ise şöyle


denilmiştir:

"... İ'ziilcrek belirtmek gerekir ki. arsız isyancıların


tebriklerine kapılanların hepsi de şehirli delikanlılardır... Hima-
yemiz altındaki Ermeni mahallesinin bir kısmı. Hükümetin
yardımları savesindc kurtarılabilmişlir, "

Bununla birlikte, isyancıların büyük bir kısmının


Van bahçelerini terketmedikleri, fakat sadece burjuva
elbiselerini giymek için savaş üniformalarını çıkardık-
ları birçok kimse tarafından bilinmekteydi.

Komitelerce reva görülen ızdırapların meydana


getirdiği baskı, Rus ve İngiliz Konsolosluklarına
49

M ı a ı
110 » BamamaumBMH CBOHıT» x t m H RtıeH, anpocıofla
npocio diBTesHiKaHH. y Heaa ecTt HaiHiHbia Roıtasa-
Toro, avh OHH xaannoKpoBûn yöHBaiH MH(rauxı

6eso6HAiıuxı> nycyjbMaffi, torna

eeocToposHo npHGiBzaiHCb KI

126 İ t i . coHtajr&HİEO ,
qro 9TO e c e MOJıOAMO jifOflff, yBJieıeHHbie H X I .

^acTB apMaHCRaro
a saB-BAUBa.r£, MB-B y/^ajiocb, ÖJiaro.
COA^KCTBIH) BJiacTeü, caacTS

H nostapa"

*roro
UBBtüTUOe miCJlO apMHHCBHX1>

H noBHbyjlo BaHCKle c a ^ u , TO tfe Mea*e


iHTe^bHaa qacTb a%rh ocTaaacb aa M-BCT'B, o e -

127 peM^HHBTE. jiHmt CBOÖ 6oeBOÖ HapnAi> aa HOCTK).

CKOMy H pyccKOMy Koucyj£>CTBaMrb, apMaHosoe


nace.ieHie, TOManı,eeca B I . O«BAQHIU caMtax'B po*
80861X1, A^a ce6a* nocjitACTBİfi sa repoficnie
Hcqş3HyBniHXi>

128 K-B TöMy ae H ca-


Ma aAMHHHCTpaipa ^yBCTBOBaaa ceöa BT, 6 o ^ e
HejıOBKOM* no^oafeHİH. /Çjia BCBXI. 6 U -
50

sığınmış olan binlerce Ermeninin akıllarını başlarından


almıştır.

Zaten Hükıımet bu konuda çok güç durumda


bulunuyordu. Kısmen bile olsa isyancıları tutuklaya-
mamıştı. Bunların hiçbir cezaya çarptırılmadan kaçma-
ları ise Vanlıların yetkililere karşı itibarını sarsmıştı.
Bununla birlikte Van'daki Ermenilerin katledilmelerine
de Hükümetin tutumu mani olmuştur...

Bu kitapta açıkladığımız ayrıntılarla, matbuatta


"Van'daki katliâmlar" başlığıyla çıkan her türlü yeni
haberleri karşılaştırmak suretiyle. Küçük Asya'nın
çeşitli yerlerinde meydana gelmiş olan olaylar hakkın-
da rahatlıkla doğru bir fikre sahip olunulabilecektir.

Haziran ayının ilk onbeşinde Van'da meydana ge-


len olaylar incelendiğinde ise, bu bölgenin tamamen
acınacak bir halde olduğu görülecektir... Türklerin
koruyuculuğunda bulunan köyler daha az acı çekmiş-
lerdir. Mesela Mukes kazasında nüfuslu bir aşiret reisi-
nin varlığı, bütün Van olayları sırasında burada hiçbir
51

128 *° HCHO, ^TO oua HO, cft'Bjajia noTra POBHO

saxBaTa t?y XOT« 6u

<x>eAaü"... O H H y u u m
6e3HaKa3aHHO H npeAOcraBHJiH BaacBHarB

B-B GopbÖ'B CB apMHHCKHMH


129 H eciH apMHHCKoe Hacejieuie
BaHa srcStrjio SA'BCb HacTOamaro »massacra",
TO 3 T O MOJKHO uocıaBHTb jiHiub BT> 8a(yiyry BaH-
CKOÖ aAMMUHcrpama, . . . . . • • « • »

SHSROMbTBO CB TOBİ»

.massacr'aMH"

8HTejibH0e nOHnTİe o TOMIJ, BaBOB'B 6 U . T B x a p a s -

repı. aHajiorHqHiJxı. CO6UTIU BT> npoiHx ı i> Muoro-

BT. BaH-B ( 1 5 — 1 6 IıOHH), B-B

10HXCH M H * apMflHCBHXT>CejeHİHX'B,H

H9JIT, UH MajI'feÖinHXTb npHSUaBOBT. fitM8HH; OU'B

ue Öbiau paapyuieHhi, uo HM'&JıH CTpauHtiH,

B-B OCTajJB-
paHOHaxı> BOopyiBeKUOİt ÖoptÖti
qTO He 6 U J ı O ; de 6u.no H cMepTUBixı>

HO 8a TO rpaöeaiı—ınejn> ,BO BCK>\

Apyrnx'B nocıpaAajiB T-B cejeaifl, a o r o p u a aa-


noBpoBHTeJieS cpeAH KypAOB*. H o , BT> O6~
eeMHorie pafioHM. Ha30By aa"
8y MOBıOCT., T A * ) öaaroAapa apncyrcTBİio H3-

MyTTaaa-6ea:, BBCB
52

olayın çıkmamasını sağlamıştır. Adilcevaz kazasındaki


Ermenilerin koruyucusu Haydaranlı Hüseyin Paşa;
Norduz köyünde de Hacı Ağa olmuştur...

Osmanlı Bankası Baskını

14 Ağustos 1896'da öğleyin, Daşnaksutyun


Komitesinden 25 kişi İstanbul'da Os;nanlı Bankasını
basmışlardır. Sadece mavzer silahları değil, aynı zaman-
da bombalarla teçhiz edilmiş olan Ermeniler, Avrupa'-
ya son derece küstahça bir teklifte bulunmuşlardır:
Şayet Avrupa Ermenilerle meskun yerlerdeki ıslahatı
derhal ve kalıcı olarak yapmayacak olur ve ihtiyaçla-
rını yerine getirmeyecek olursa, içindekilerle birlikte
Osmanlı Bankasını hemen havaya uçuracaklardı.

... Ermeni meselesini yönetenler, bütün milletin


kalkındırılması için çalıştıklarını tekrar etmekten geri
kalmamışlardır... Banka baskınının sebebi de bu ol-
muştur.

İlk bombanın patlamasından sonra İstanbul


Ermenilerinin hangi durumda olduklarını tarif etmeye
gerek yoktur. Daşnaklann isyanından başka bir sonuç
alınabilir miydi?... İstanbul'daki Rus Büyükelçiliği
Baştercürnanı Bay Maximoff'la kısa bir görüşmeden
sonra, bir süre için Bankaya hâkim olmuş olan isyancı-
53

130 HHH AJıS Bana nepioAt npoinejrt 6jıaroaoayq-


131 HO. Bt Ba3t AAHJBAseBaa'B uoBpoBnTejıeMi> ap-
MHHX aBHJca apeACTaBHT&ib auiHpeTa
a BT> Haxia

132 14-ro aBrycTa 1896 ro«8, OKOJO

25 ^ejoB*Kt apMHHi. oÖmecTBa


TK)H-B° BH68&I1H0 OB^aA'BBaiOTT.
OrrouaricKaro 6aHBa BT> KoHCTaHTHuonoA'B H,
oÖpaTHBt ero BT> MajieHtayio i^HTaAeJiB, 8auı,«-
m.aeMyio ue TOJ&BO MayaepoBCHHMH ny^aMii a o
H AHHaMHTHUMH ÖOMÖaMH, o6pail],aK>TCH Ch
BUBOBOMI> p'BioBTeJibuo BO BceH
yrpo8oü B3opBaTt BAaHİe öanua,
CO BCfeMU HaXOAnmHMBCH Vh HeMt a-BHHOCTHUH
H AOHyMcuTaMH, OHH Tpe6yionı OTT> eBponeü-

BT. A'bAa apıvıaHt H caMaro euep-


m i H a r o npoBeAeHİH TaKHXT> pw>opMi>, Boropua
0TBt4ajJH ÖM A'BHcTBHTejIbHUM'B HyffiAÛMt IIO

pa6om,eHüaro a p M a u c s a r o HapoA^. L •.«....


133 A'BrîcTBHTejibBO AOCTOHU-B co»ajitHİıi noıo-
My^ İTO AO CHXT> U O p t flBJiaJICH UB l'âM'B HHUHTB,
BaKi> atepTBOü TBXT> ero yMoaoMpa^euuuz'i. py"
KOBOAMie-ieri, KOToptie HMCHHO CBOHMT. pyBOBOA-
CTBOM t> nory6njiH ae OAHy TbicHHy CBOHXı> CO5-
paibeBij a ^ocTiırHyjıiB ae yjıyıuieHİa i
uaro uo.ıoHeuia ap.MHBCBOü aan,İH, a
Toro—nocTaBH.iH ee BCıO BT> caMoe
H, nostajiy», 6e3BuxoAuoe no.ıoacenie.
54

ların, bütün Ermenilerce mukaddes sayılan (!) hayatları


bağışlanmak şartıyla teslim olacakları kararlaştırılmış-
tır.

İngiltere Büyükelçisi Sir Edgard'ın yatına götürü-


len bu kimseler, bir-iki gün sonra kendilerini Marsil-
ya'ya, hürriyet şehrine, götürecek olan bir fransız gemi-
sine bindirilmişlerdir. Bu şehirde de bir hapishanede
gözaltına alınmışlardır. Belirli bir süre sonra bunların
salıverildiklerinden Kimsenin şüphesi olmamalıdır. İs-
tanbul'daki fiilleriyle hemcinslerinden yüzlercesinin
akan kanından hiç vicdan azabı duymayan bu kimseler,
şimdi istedikleri gibi sokaklarda dolaşmaktadırlar.

Hıncak Çetesi Ve Diğerleri

12—13 Eylül 1896'da bir Hınçak çetesi ortaya


çıkmıştır... Bu çete Van şehrine Ovannis köyünden
saldırmıştır. Geçtikleri her yeri tahrip etmiş olan bu
çeteciler, Ermeni mahallesinin bahçelerine kadar
ilerlemişler; savunma için son derece elverişli olan bir
evi işgal etmişler ve Türk askerleriyle savaşa hazırlan-
mışlardır. Ertesi gün... B. Williams'ın yanından geçer-
ken... bana, bugünden itibaren yeniden trajik olayların
beklendiğini söylemiş... ve çetabaşıların Rus milli-
yetinden olduklarını ilâve etmiştir...
55

133 fob ıeMy


134 aTasn OTTOMaHCBaro Gamta?
OaucbiBaTB ee He craHy. JltpyrHX'b
eti non> cuiHÖaTejbHoii oıudru rocuoA"*» A a u I *
HaKHCTOB-b n ue ÖUJıO.

tlöc.ı1) flOBO.nr.HO ıipoAOJixtHTejibHMX'B pepe-


roeopour,, ^parojiaııy Pyccsaro IIocojibCTBa Vb
Koiicraııi-ınıoııoJtb MaıtoHMOBy yaajiocb, HaKO-
Heaı>, cK.'iuııurb B[)eMeıınrjxb Baa^TeJieü OTTO»

Hauuuaru 6auica KT. cAa^b, QOAT» ycJOBİem cox-


paueuiu UX.T> «oporo cToıomea, flaa soero ap-
MHiıcBaro ııapoAa, iRuaatı. Onu GUJH apeapo-
HU7RA6HM cıiepsa Ha aHrjiiücKyto HXTy Çapa
; a aarhaii, HtcKOJibKO AHeB cnycTJr, oe-
na a)paH^y3CKoe cyAHO ,3KHpo»Ay",
ıtoropoe a AOCxaBn.ıo nxt Ha jiaÖepa^bHyK)
I>paHu,İM -BT> Mapcejib 3A"BCb HMT> npeA-
3aBJiıo<ie>ıie BI> easoii TO TiopbMt. ITo
Bceıi B&poaTuocTH, SojibUiaH nacTb uxı> Tenepb
Ha CBOÖOA* H HHCKOJIı.BO

qT0 HXı> xoA7'buoe re-


poticTBO ape«Ae Bcero CTOHJıO » H 3 H H coTaaMt
BXI> eecıacTHux'i> coopaTteBi., a aarfiMt, BT>

o6m,eMi, XOA* aputnucKaro Bonpoca,


MO ycraBOBOio noBopomuâ nyuBTi ue Bt
apMflHTb.

135 MtcHAİ CDycni, ne MeoieAoGaecTeaH inaö-


sa HOBUXı, TepoeBt (ecjH ue oinn6atocb, HP.

ceü pa3i>—XHHiaBHCTOB-i>), noflBH^acb BT. npe-


TOro at e ropoAa BaHa. . . »
56

Aralıksız silah sesleri işitilmiş tir. Bunun yanısıra,


bir emre itaat eder gibi Ermeniler, Rus konsolosluğu-
nun bahçesinde toplanmışlardır. Kısa bir süre sonra da,
bahçe girişleri Ermeni aileleri ve eşyalarıyla dolmuştır.
Daha yarım saat geçmeden, Saadettin Paşa'nın gönder-
diği bir subay yanıma gelerek, asayişi sağlamak için en
sıkı tedbirlerin alınmış olduğunu ve olaylara karışma-
yan halkın hiçbir şekilde madur olmayacağını belirt-
miştir.

35 çetecinin bulunduğu yerin sekiz bölük tara-


fından kuşatılması sadece Ermenileri değil, aynı za-
manda Türkleri de rahat durmaya mecbur etmiştir...
Gece olunca Ermeni isyancılarının mevzilendikleri
evden siyah bir duman yükselmiş ve bina tamamen
yanmıştır. Kuşatılanların geleceği konusunda ise deği-
şik görüşler yayılmıştır... Her halükârda gerçek şu ki,
çeteciler kaçmışlardır. Ertesi gün... top sesleri işitil-
miştir. Top ateşleri kesilince de Ermenilerin şarkıları
işitilmiş tir. Ermeniler, kırmızı Van şarabını içerken
dört bir tarafa ateş ederek eğlenmişlerdir... Önceki
57
135 Ona BCTyıiacTt BT» ropofli» co
CTopoHti ce.ı AbaHcau. ÖOÜKO cn^Aya,MHMO no,na-
AaK)iunxcn eti ao floporfe
H MimoB-b nojimuH,
apMîiııcKHxrb KBa(jTa.ıOBi>. 3/VBCı> ona

oöopoiıu AOMOBT> H upHroTOBJtaeTca


O CT. TypeijKHMH raöopaMH.

MHMO aiırjjiöcEaro HOHcyjikCTBa, B&'tsiRo.ıo KT>


Maiopy BH^bnMcy c ı T t a ı t , ı T O Ö U CKa3aTB eiiy
AO CBHAania"-!—,,Iîy, «arıpacHO ToponHiecb",
iiepcön.Tb MeüH ııa nepBoiı nte ^pas-fe MOM noq-
ICıIHıJM Kojuıera . . n Ba.Mb iıpHAeTca ocTaTbca
noTOMy. mo MU ceroA'ifl »îe oyAGMi» CBHA"feTe-
.ıHMH ııonaro Aj>aMaTHqccKaro aitTa, H Ha ceıi
13Ö p a s t BM-IICTB e t BUMU." Bcıt.A'B 3a CHMT> O H *

Bri. i n c i l ; en py«OBUAMıejiefi ecTb


Aauııue.
uora.ıa yrae necMOJiKaeMaa pyateii-
Haa TjiecEOTiiH. OAuoBpeMeuno, KaKt-Gu uo CH-
rua^y, UH3KI» CTBÜU, orpaffiAa'omifi MOII
6 U . I H aıaKOBaHU apuatıaMn, TpeBoatuo
MH nana.ıa 6opb6u. i l He ycut;xb en;e CÜMTIı
Biın3b, KaKb Ha MOMXb Ma3axı> Bupocıa, TOHBO
H3b UOAT> 3ewJiH, Macca Hapofla, ToponHBiuaroca,
CO CBOHMH Iia CKOpO 3aXBa4eUHHMH AOMaiUHH.Mll

3aıiHTb M'fccTa po
58

günkü gibi bu akşam da kalın bir duman tabakası,


çatışmanın sona erdiğini ilân etmek için yükselmiştir.
Ermeniler bu defa da esrarlı bir şekilde kaybolmuşlar-
dır.

... Üç gün sonra İğdır yolunda 400 Ermeninin


katıldığı bir yolculuk yapılmıştır. İsyancılar bölge
halkını öyle güç durumda bırakmış, taciz etmişlerdir
ki, başarabilenlerin hepsi Rusya'ya göç etmek zorunda
kalmışlardır... 15 Ağustos ve 12 Eylül günleri... Erme-
nilerin maksatları açısından uğursuz olmuştur.

22 Temmuz 1897 gündüzünde, bir çete grubu


Başkale'nin doğusunda bulunan Selmas yakınındaki bir
yerden sınırı geçmiş ve Merzegilerin reisi Şeref Beyin
bulunduğu köye saldırarak Onu yaralamış, aynı za-
manda her iki ırktan da 150 kişi helak olmuştur.

Aynı yılın Ağustos sonlarına doğru, Rus uyruklu


Haramaz çetesi de ortaya çıkmıştır. 30 kişiden oluşan
bu çete, hiçbir olay çıkmadan hemen yakalanmıştır.
Bu olaylardan sonra Ermeni meselesi Van şehrinde son
59

136 H ncyp,& AepeBbflMH ue ocoöeHiio öojbmoro paioHa,

T
Iepe3b uojrb l a c a BT> KOH
cyatciBO npaSunh <><i>Mn,ep'b CaaAeAHu'b-uaiiiH
Cb nopy^eHİOMi,—coo6m,HTb, UTO u p i m a r u ca-
MUH CTpoKafiiuia M'Iiput, RAR coxpaueuıa
ro cnojsoHCTBİH ıı MTO MnpnoMy i

147 KOS onacHOCTH He yrpcKaeTT»

BOHCKT. (8 TaSopOBT. nİJXOTU), He3HaiHTeJIbHOCTb


iıiaHKM (Bcero OKOJO 3 5 qeji0B*K'b) H,
Tiu,aTeJii>naa JioKa^H3anin 6opb6u,
paioHOMt, npmiera£OiHHu'B K
AOMy, Bce 3TO He 3aMeA*HJio
ycnoKUHTear.Ho He TOJibKO ua apMaHt, HO H ııa
TypOKT. Be3ajiOAHaa uepecrptjiKa npOAOJiata^acb
AO s e ı e p a . Ct 3axoAOMb co.ıuita Bce CTHXJıO, a
3arIiMTı, uoAuaBuıieca HaAb ApapsoMi» rycTbie
Kjyöbi qepuaro, KepocHHoaaro A u u a oaoBtcxHJin
O TOM-B, İTO B1> AOMt, BilHaTOM-b apMHHCKOÖ
uiaSKOÜ, He ocrauiocb HHKorü! KyAa a e , OAHatco,
A^BajIHCb ero 3amHTHHKH? OOt 9T0MB H AO CMX1.
u o p b xoAHr& paa^HiHbie BapiauTbi.

138 Ha cjrBAyiomia

(3% Ha^ajrfe Bioporo qaca


AOBflMib uepBbift ayuıeiHbift BucTpUjn.;
Ue Cüorpa ua a o ı r a HeupepuBHUÜ AByx<iaco-
BOİt OroUb CB OOBHXT> CTOpOH-b, ( l ü i e p H 6 a AA He
BCJHKH Bb 6aTajHO.i-BOKd3a.iocb ABoe paHeHbix-b
U OAHHT. yÖMTblîî, ua CTOpOll-B peBOAEOUİOHepOBl»
60

bulmuştur. Fakat bir süre sonra Sasını tarafından


Bitlis ve Muş şehirlerinde yeniden alevlenmiştir.

1898—1899 yıllarında Serop isimli birinin çetesi


meşhur olmuştur. Bu Ermeni, milliyetçilik için hare-
kete geçen tek çetabaşı olmuştur... Bölgede de adı
çok duyulmuştur.

1898'deki Ermeni hareketi Bitlis şehrine münhasır


kalmıştır.

... "Ermenistan îçin"adlı broşürde, mezalim olarak


düşünülebilecek her zulüm mübalağalı olarak hikâye
edilmiştir... Ermeni yazarları, gerçekten son derece
uzak durmaktadırlar. Esas gayeleri hayali mezalimler
uydurmak ve yazmak olmuştur. Bu yolla Ermenilere
menfaat ve sempati sağlamak yerine, nefret çekmekten
ileri gidememişlerdir.

... 1901 yılının kışı başında, Muş yakınlarında


Antranik çetesi türemiştir. 20 Aralıkta bu çete, Surp
Arakel Manastın (Muş'un 5 — 6 verst* doğusunda)'nı
ele geçirmiş ve onu küçük bir karakol hâline getirmiş-
tir. ..Surp Arakel manastırında Antranik çetesinden
başka papazlar ve köylüler, hatta kadınlar ve çocuklar

* 1.067 metre uzunluğundaki bir Rus ölçüsü.


61

138 ABoe yÖKTUK-b. Bı. KOPOTKHXT» uay3axb


CKBO3S OTBpuTUH oKHa aTaKOBaHHaro AOMa, Kası»
roBopan», CriuuiHU 6UJIH Bec'.e.ıuH UBCHH ap-
MHHCKHX1» yftaJIfcll.OB'b, pacUHBaBUJHX1. p030B08
139 BaHCKOe BHHO H KaKTb 6 u myTa OTCTptjiHBaıo-
m,Hxca Ha Bcfe yeTtipe CToponu.
A 3aTrBMty
BasrB H HaKatiytrb, nOAHHBuıirtca Ha AT» STOH
^aeTtıo BaHCEHx B ca^OBi. CTÜJIÖT. yepHaro A u & ia
r

B03BBCTHJIT. O TOM'B, ^TO C0CTfl3flHİe KOHieHO. Ap-


MfiHe CHOBa uenoHHTHO ncMe3^H; no Ha ÖTOTı, pa3 b
OHH oıyTHjiHCJE. ywe sa npeA'B.uaMH ropoACKott
qepTU, OTCTynHB'B Ha ron., KT> ropaMt IIIaTaxa.
PoTa coJAai'B ötfljia BucjiaHa &JUı HXT> opec^it-
AoeaHİa. *)
Cuycra TpH AHI, H 6U*T> yate no
KB Mi^upio; MeHH coııpoBOHtAa."O 400
BBice^aBinHxcfl HSTı BaHa. /1,-EHTejiBHOCTB ap-
MHHCKHXTb arHTaıopoB'B co3Aa.aa SA'BCB Tauia
TarocTHbin p,an HSH3HM yc.ıOBİa, ı T O ecjH 6u
TOJbKO UpeACTaBAn.lOCb B03M0ÎKHBIM'B, BT. PÛC-
CIK> ymjiH-6bi BCÜ Baucuie apaiaHe noroJiOBuo
/^HH 14 aBrycTa H 12 ceHTaöpa

CKUX>

140 Ho Bce orpa-


UHIIUIOCB AHinB T"BM^, qT0 22 İIOHH, KT. BOCTO-
141 Ky OTT, BaiiJKa.abi, Ha r p a H ^ u t Ca.iMaca (Jlep-
npoBMHii,ia), KaKaa TO 6aHAa apuaHi»
K I . uepcHACiiHM-B KypAajyM» H

M-ECTHO A y

Atjıa UT> ıo BpeMH, RorAa TypeuBan AHMa.ua-


CTpauia H 6e3B Toro ııOABeprajiacb
roueüiio DO noBOAy MaseAoucKux'B
IIpuiUAOCb orpaiiHHBTbca jıaını. öjıonaftoıo Ca-
cyHa, Aaöbi, uo BOSMO»HOCTK, 3aTpyAHHTb nepe-
XOAı> OTryAa peBOJHOuioHHbixı. iuaen-b Ha pas-
uauy Myıııa
64

Aynı gazetenin 65. sayısında ise: "Şayet birader-


lerimiz zamanında bize yardıma gelmezlerse, koyunlar gibi
boğazlanacağız. Her zaman Avrupa'nın müdahalesine güvene-
meyiz. Kendimizi savunmamız için herkesten önce kendi öz
kardeşlerimize güvenmeliyiz. Göğüslerimizi düşman mermile-
rine karşı siper ettiğimiz zaman, biraderlerimiz ve kızkardeşle-
rimizin bize yardıma geleceklerini ümid ediyoruz."

66

ve Ermeniler) üzerinde bulunan kölelik zincirleri kısa zamanda,


ümid ederiz, kırılacak ve baskı altındaki iki tarafın kardeşleri
tamamen kurtulmuş olacaklardır. Yaşasın Ermenistan, yaşasın
Makedonya!"

Ermeni isyancılarının On Yıllık Çalışmalarının


Sonucu

Durumları yönünden elde edilen sonuçlar acına-


cak hâlde olmuştur. İyileşeceği yerde, hissedilir dere-
cede kötüleşmiştir. Sadece Türkiye'de değil, aynı za-
manda Kafkasya'da da aynı şekilde olmuştur.

... Ermeni ileri gelenleri, Ermenilere liberal bir


rejim fikrinin isyancılarca aşılanması yolunu takibet-
mek suretiyle binlerce hemcinslerinin felâketine sebep
olduklarını anlamışlar ve isyancıların faaliyetlerine son
vermelerini üzüntüyle beklemişlerdir.

...Osmanlı Hükümetinin en küçük polisiye veya


askeri tedbir almayı hiçbir zaman düşünmediği Rumlar
bu yerleşim yerlerinde mutlu ve son derece uyum
içinde yaşamaktadırlar. Buna karşılık, kendi milli
propagandalarını çok gizli olarak yapmaktadırlar.
Hiçbir şekilde gürültü-patırtı yapmamakta ve her yerde
vergilerini muntazaman ödemeKtedirler.
61

138 AB°6 y6»Tux'b. BT> KOPOTBHX7> uay3axb


CKB03b oiKpuTUH OBHaaTaKOBaHHaro AOMa, KasT>
roBopHTi,, CibiuiHU Ş u a n Bece-ıuH UBCHH ap-
MHHCKHX'B yKaJlBUOBT., paCUHBaBUJMX'b p030B08
139 BaucKOe RHHO H Kası, 6 u uiyxa OTCTptJHBaK)-
m,nxca Ha B C I yeTbipe CTOpoııtı.
A 3aTrBMlıy
H HaKanyH"B, noAHfiBiuiîica H
BaHCKHXı> ca^Oüi» CTÜ^ÖT. lepHaro
B03B'BCTHjn> O TOM'B, qTO C0CTfl3anİe KOHqeHO. Ap-
MfiHe CHOBa HenonaTHO HCMe3.iH; no ua eıoi'b pa3 b
OHH o^yiHaHCb y « e sa npeA*J>awH ropoACKon
^epTH, OTCTynHBTb Ha K)rt, KT> ropaMTı IIIaTaxa.
PoTa cojiA&T'b 6waa BbicjiaHa AJW HXI»
AOBaHİa. *)
Cuycra TpH AHU, a 6UJT> ywe tio
K'fc Hl^bipH); MeHH COlipOBOHtAaJlO 400 apMHHT>,
Bbice^flBinHxca HSTJ BaHa. /I^HTejibHocTb ap-
MHHCKHX B ı
arHiaTopoB'b co3Aa.aa SA'fecb TaKİa
TarOCTHblfl A-IH »IH3HM yC.lOBİH, İTO eCAH 6bl
TO^bKO UpeACTaBJIflJIOCb B03M0îKHblMT>, BT. PûC-
ciio yiujin-6bi Beti Baucıtie apMaue norojiOBiıo
/I,HH 14 aBrycTa H 12 ceaınöpa Becb&ıa
xapaKiepHU HA» oıepBa A'feaıejibHocTH apııaHr
CKHX> arHTaaapoB'B • • % . *
Ho Bce orpa-
UHiu^ocb nvırab T ^ M ı , qxo 22 ÎıOHH, KT> BOCTO-
141 Ky OTT, BaiuKa.abi, Ha rpaHHu,-fe Ca.iMaca
cHACKaa npoBHHUia), Kanan TO 6aHAa
npHcoeAHHH.ıacb Kt uepcHAcuHWb KypAa^n» H
62

bile bulunuyordu... Askerler manastırın etrafını ki


satmışlardı. 29 Aralık gecesi bir kar fırtınası etrafı ka
sıp kavurduğundan manastın savunanlar hiçbir i:
bırakmadan kaybolmuşlardır.

... 1902'de... Makedonya meselesi ortaya çıktığı


için Sasun hareketi haliyle ertelenmiştir. Makedonya
isyanı üzerine Osmanlı Hükümetine yapılan dış baskı
yeterli görülünce, bu bölgelerde yeni bir mesele çıkar-
mak istenmemiştir.

Bununla birlikte Hükümet Sasun'u kuşatarak


çetelerin Muş ovasına yayılmalarını önlemiştir...

Ermenilerin propaganda organı olan "Pro-Armenia"


gazetesi, 1903 yüı, 66. sayısında şu satırları yayınla-
mıştır. "Avrupa'nın resmen müdahale etmemesi hâlinde
Ermeni isyancıları hem kendilerinin, hem de cemaatlerinin
boşuboşuna mahvedilmesine razı olmayacaktır. Sasun'da
olsun, diğer yerlerde olsun, nerede Ermeniler tehlikedeyse,
komite yardımlarına koşacaktır."
63
141 opoftSBeJia eHesaauoe HanaAeHİe Ha .iarepb
CTaBHTçaa aypACKaro aınnpeTa Mep3eKK—Ule-
pa<f>T>-6e«. Bo Bpena aTaKH 6ujn> pauem. ille- 1
pao'i>-6eii M yÖHTO H gaHeuo OKOJıO 150 qejio-
BtVb TypeitKHX'B BypAOBTV—MymHHl., KeHmHH-B
e A*Te2 •
BT> KOHn-6 aBryci'a Toro » e roAa 6JıH3Tı Basa
noflBJineTCH ıu jfiha • pyccBOaOAA&Hiıaro <^apa-
waBa Ee yAa^HO BaxBaTUBatoTi> oftiJiuzowb (OKO-
JıO 3ü Me^üB^Kt) 6e3i> BCHKHXı> oc^o«uaK>iuıux'B
afeTt apecıOBaHİfl HUUHAĞHTOBT. Hoca'B BTOFO
aHapxHMecBan A^HTOJHı>UOCTıı ap&DiHi. vb BaH-
CKOM't BHJiaerB aaTHxaeTT,, a Ha cueny HCDOA-
BOib HaiHHaeıı. Bucryaaib BHTAHCCEIS BHjjaen.
CT> ero oöjıacT/iMH CacyHOMi» n MyineMi>< Bı.
1 8 9 8 — 9 9 roAaxi» ocûöya) caaBy npioGp
8^6CL uiaöKa Cepona
142 H TaKt, Mory KOHCTaTHpoBaTb, qxo CB
qa.ıa 1898 roAa aHapxHqecKaa A*«Te^bHOcrB
apMUHT, orpaHHiMBaeıca, rjaBauMT. o6pa3OM3>t
BHaaeTOMT> BMTJHCB r

146 — C40B04T& 8 i , 8Ty ajinnoBaTyK) Ma3UK> BTH-


cayTo Bce, ı T O TOJıı»KO ıiomcTi cosAaib caıaoe
p68Hy8AaHHoe BooCfpaaeuie.
147 - HCTHUU H-BTı.
noTOMy, qTo apMHHCBİe aBTopu TmareatHo ea
H86%raH)T% y HHXı» Bce uocrpoeHO ua pa3AyBaHİM
»aKTOB-B. BCH HXTb A^aTeJIbHOCTt OCHOBaHa ua
008AauİH HeftUAU^b, KOTOpua MOMK 6 b l BU8BaTb.
CHMOaTİH — K% apMHUaMT, H aHTHUaTİH —KTb
64

Aynı gazetenin 65. sayısında ise: "Şayet birader-


lerimiz zamanında bize yardıma gelmezlerse, koyunlar gibi
boğazlanacağız. Her zaman Avrupa'nın müdahalesine giivene-
meyiz. Kendimizi savunmamız için herkesten önce kendi öz
kardeşlerimize güvenmeliyiz. Göğüslerimizi düşman mermile-
rine karşı siper ettiğimiz zaman, biraderlerimiz ve kızkardeşle-
rimizin bize yardıma geleceklerini ümid ediyoruz."

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, Ermeni hareketi-


nin başında bulunanlar. Makedonya meselesinin ortaya
çıkması üzerine, bir Ermeni efsanesi ortaya çıkarmayı
ve böylece de Avrupa'yı her iki meseleyi de beraberce
çözümlemeğe itmeği tasarlamışlardır.

İşte, ünlü Makedon çetebaşı Sarafoff un Ermeni-


lere çağrısı, adı geçen gazete, numarası 76:

"Ermeni kardeşler! sonbaharın gelişinin kardeşlik bağla-


rımızı güçlendireceğinden emin olalım. Berlin Antlaşmasının
3 ve 61. maddelerinin altına imzasını koyarak Türkiye'de
insanlığa saygı ilkesini garanti etmiş olan Avrupa, bizim müş-
terek protestolarımız karşısında, bu meselede ciddi girişimlerde
bulunmak zorunda kalacaktır. Asırlardır bu iki halkın (Bulgar
65

147 B^M-B. 0 B uaTpioTHqecKofi TOıKH 3pfcuia


A-feHTeJBHOCTt, MOKeTÎ. 6bITB, BUO.lH'fe UOXBaJltHa.

151 6/i0HaAa luaiiKM AHTpaHHKa 11 HOflöpH 191) t r.

Bı. uaıajrB 3HMU I 9 0 1 ro^a, 6JıH3T. Myma


apMiıucıtaa maÜBa ulıKoero Aınpa-

152 20
ooa 8axBaTHBaeTi. MOHacTupi. Cypni.-ApaKe.Ti.
(BepcTas* BB 5 — 6 KI» BOCTOJty OTB Myma)
H üCpauı.aei'B ero BB MajeHbKyio Kp-Bnoci'&.
MOuacTtipl» Cypat-ApaKaa*, BMtcrb et-
AHTpaHHKa, 6UJıH Meatfly opoıaM-bMO-
uaxa u ce^b^ane, KB TOM-B qHCJiıfe meuimiubi H

153 B'B HOıB na 9-e


B'B BpeMH cHdbHOft MaıejiH, 8auı,ınuiiKH Moua.
CTBipa cBpbumcB 6e3Cj*Aio %

154 Ho pa3-
ropaBineecfl B08CTaHİe B'B MaKeAOuin SBHJIOCB
«aKTOpoM-L, apeoaTCTByfon^HicB BbiuoaueuİK)
npeAiiojiaraeMti.KT. BKcneAuuifi B'B Cacyuı> H e y -
M*CTHO 6UAO aaBOAHTb anlich Kaaiu

A'BJia B'B TO BpeMa, aorAa T y p e a s a a


CTpau,ia H 6e3B Toro ıiOABeprajiacb ycujieuuotıy
roueuiio oo noBOAy MaBCAOucKux'B CMyıı»
Ilpuiiuiocb orpaııeiHTbca jiainb ÖJiOKaAOio C a -
c y u a , Aa6u, u o BOSMUSHOCTH, saTpyAHHTb nepe-
KOA'B orryAa peBOJiH)uiuHUbix'B iuaeKt ua pas-
uutıy M y u i a .
66

ve Ermeniler) üzerinde bulunan kölelik zincirleri kısa zamanda,


ümid ederiz, kırılacak ve baskı altındaki iki tarafın kardeşleri
tamamen kurtulmuş olacaklardır. Yaşasın Ermenistan, yaşasın
Makedonya!"

Ermeni İsyancılarının On Yıllık Çalışmalarının


Sonucu

Durumları yönünden elde edilen sonuçlar acına-


cak hâlde olmuştur. İyileşeceği yerde, hissedilir dere-
cede kötüleşmiştir. Sadece Türkiye'de değil, aynı za-
manda Kafkasya'da da aynı şekilde olmuştur.

... Ermeni ileri gelenleri, Ermenilere liberal bir


rejim fikrinin isyancılarca aşılanması yolunu takibet-
mek suretiyle binlerce hemcinslerinin felâketine sebep
olduklarını anlamışlar ve isyancıların faaliyetlerine son
vermelerini üzüntüyle beKİemişlerdir.

... Osmanlı Hükümetinin en küçük polisiye veya


askeri tedbir almayı hiçbir zaman düşünmediği Rumlar
bu yerleşim yerlerinde mutlu ve son derece uyum
içinde yaşamaktadırlar. Buna karşılık, kendi milli
propagandalarını çok gizli olarak yapmaktadırlar.
Hiçbir şekilde gürültü-patırtı yapmamakta ve her yerde
vergilerini muntazaman ödemeKtedirler.
67

155
cTpoKH TOH «e ra3eTti n P i o Armenia
(VNs 66 —1903 ı>.) npauo roBoparb, »ıTO apMtme
HMIHOTT. BB CacyH-B H3BtcTHoe qnc.ıo 6oeBMXT»
c n 4 £ , BUOJHIJ roTOBkixı> Ki. Haıajiy 6opb6u.
.ECJIH o«t>ımiajibHaH EBpona He Hcnojinaen.
CBOMX1. B3eM6HTapHHX1> 06n3aHHCCTeİi, TO ,(]J6-
dau" He no3BOJflT'B 6e3naKa3anno saAyuiHTi.
HXT> 6e33amHTHUX'b coGpaTbeBi.. HSIJ Cacytm»
HJIH ymı» OTKyAa 6w ra>iı> ne 6u.io, OHH «BHTCS
Tyfla, TA* Öy^öTT. yrpovKarE ouacHOCTb".. .
3axBMb, Bt İNİ 65 MMBerca HB^tro BII po-
A'B upH3bIBa H0BUXb AOÖpOBO.Ibl^eB'JE. ,EcJIM
156 BT> ÖJHJKaBineMB SyASmevi-b Hain« coÖpaTta uc
HBaTca K I . Havil Ha BbipyiKy, MU ÖyAean. nepe-
pi>3aıiu, Kası. Öapanbi... MH He MonteMi» noc-
TOHHHO paCIMTHBaTb. . . Ha BMİİinaTeabCTBO E B -
poiiki. M u AOJıHÎHU HaA'feJiTcn, saKB ua CBOH
n;HTb, npentAe Bcero Ha caMHXı, c e 5 a . . .
TOTII Aeıib, KorAa MU nocraBiiMB CBOFO
Kt HenpinTeJbCKHMf. nyjaM-b, MU ııoıyBCTBy-
ewı> M on,Î5nnM& MaTepiaaiıiıyı
r
uainnx b öpaTbeBs H cecrep'b.
BCB apHBeAeunufi ftidflop?KKH
ı T O coBpeMeuiiaa n£e>i
.—ycyryÖHTi. Tu;i;e.'îüo uo.au;Keuio Typ-

ocjıomueHİii BTJ KypAHCTauo-A{)MÜHI«, aıoîKeı> ao-


ocymeeTB.ıeiîie Bı> Ö^HîKaiiiueMt 5yAy-
. Ouy6;iHitOBanie BT. «N2 7G ra36Tbi »Pro Ar-
68

Böyle hareket ederek şunu ifade etmek istiyorlar:


istediğiniz kadar vergi alın, fakat bizi içinde bulundu-
muz durumda tamamen serbest bırakın...
69

156 menîa" B033Bama C a p ^ o s a rviaciırb O6T»


Taaı.:.. Bpam>a a p s i s e ! ByAGirB Ha^-ûiiTbCH, ı T O
cı» Hacryn^eHİeMi. Becuti, nama öpaTCKaa COJıK-
BOCTopatecTayeTt. H a m t nocTfcRHİH coe-
npOTeCTT. nOJIOJKHTT» KOHeUT» THpaHİH
H SaCTaBHTTb EfipOny BtinOJIHHTb Ty ^6308*80
MHCCIK), KOTopyto ona B3ajia Ha ceÖa,
3 H 61 cTaTbH BepjHHCKaroTpaKTa»
Ta. ByAeMi> Ha^baTbca, *rro 9TOTT» now6AHİö no-
ııaun> KTb CBO5OA-B
^'Ban, jeatam'ifi Ha
wh Tcienie AOJiroro pHAaBBK
ApiieHİa!... ^a 3ApaBCTByerı MaKeAOHİa!...
157 Pe3y/ibTaîb AecflTMntTHen AtflreibHOCTM apMRHCHMXı>

. 06mee
Hoe noaoateH e apMaHt He yjyquinaocb, a
Öoport -3naiMTejBH0 yxyAuiHJiocb, H He TOJB-
BO BB Typn,İH, HO u BI> upeABJiax'fc KaBKa3a.
158 Heıero H TOBO-
pwTb, BaifB Bce 9TO ciiflbHO noApuBaeTts o6uı,ee
6.ıarococToanie Bceü uau,İH. M TpeBOKHoe uacxo-
nmeeoTHK)«r, He roBopwrı Bb uojb3y Toro, mo
apMuııe BB ö.iMataHineMTb öyAymeMt H3ÖaBaTCH
01"b THeia HXt C06CTBCHHUX'B BüIKaKOBl.. •
Ha-
Uİotıa.iLHbiH HAea rpeıtOBt ııuyyTb He c.aaöce
159 TaK0Buxı, ate BAe8 y apMaiıiı. A, MeatAy 'rfeıvıt
ce6a rpeKH BT> upeABaaxı> Typu,iw

..
KATOLİK ERMENİLER

Katolik Ermeniler her zaman kendilerini ayrı bir


cemaat olarak görmüşlerdir. Zaten katolik mezhebi
milli propagandaya müsait değildir. Bu bakımdan
katolik Ermenilerde milliyetçilik duyguları gelişeme-
mektedir.

... Türkler, sadece Müslüman halkın değil, aynı


zamanda bütün KÜÇÜK Asya'nın en önemli unsurunu
teşkil ederler. Rus ve Avrupa basınının her zaman
kendilerine yakıştırmaya çalıştıkları kötü isnatlara asla
lâyık değildirler.

Doğu Hristiyanlannın elde etmeğe çalıştıkları


hürriyet, hem Müslümanlar, hem de Hristiyanlar tara-
fından kanla ödenmiştir... Doğuda meydana gelmiş
ve zaman zaman Avrupa'yı da alarma geçirmiş olan
isyanların hatası her zaman Türklere ve kısmen de
Osmanlı Hükümetine yüklenmiştir. Osmanlı Hüküme-
tini suçlu veya masum bulmak konusu ise, Avrupa'nın
takip ettiği politikaya göre değişmektedir. Fakat bu
tür isyanların Hükümetin baskısından değil de, daha
çok onun din ve milliyet konusunda uyguladığı aşırı
hür tutumdan kaynaklandığı gerçeğini Avrupa'ya ka-
bul ettirme imkânı var mıdır?
71
159 BOOÖme? M H $ H3BfiCTHbL,îeiiepb AOBOJILHO fjo.lb
u ı i a oÖJiacTH co CIı.ıOııJHMAı'B rpeıecKHMi) Hace
^6HİeMl>, OÖJiaCTH, Wh KÖTOpUKT), K8K1» 9T0 H6
CTpaHHO, aeab3ii ncTp-fcTHTb vn OAHoro 3auTİa,
HH ao^HueHüçaro, HM OAHoro TypeuKaro MIUIOB-

HMKa. FpeKH »HByTT. CeSte 3^*01. THXO, MHpHO,


ApyatHO. . H TypeuKan aA&ıwuH.CTpania OOMTH

HXT» ne Kaeaerca IIoqşMy? UoroMy nro ouu


Be^yTi» ce6>ı Bao^ut 6.ıaropa3yMHo: OHH CDOKOÎIHO

XOJıBTIı Cı>OH ııapoAHua HAen, He u ı y M a r t MMH,

He uyTan>, M c ı p a u a o , nyıı» -ÜM He aa TOAT>

naaraıt BC6 npHiHiaiou^iaca CB HHXÎ>

H noBHHHOCTH, Aepatacb TOH uporpaMMU


İTO .. »Ha BOTTı, MOJIl», BO3BMH BCe, MTO Tpe-
ö y e u i b , 110 TOJibKO ocraBb n a c t B-B UOJUOMT. n o "
KO'B, H OpeAOCTaBb HaMT. ÎKHIb TaKT>, KÛKB MU
XOTHM'B, noKa 9Ta 3e.\i.ıa HG cıaHeTb ıtorAa
HHÖyAb BnojiH'fi Haiueıi."
11 KavKAuö rpeKTı Heupecıaiıno ynoBaeTr& na
TO, UTO ci'OAMua CyjiTaHa BB

A P M f l H E H A T O ü M K M.
OHH AepraaTca 011, CBOHXTEı

BiıojiH'h ocoÖHflKOMi H Aa*e ue xo-


THT-B npH3uaBaTB ce6a apMaHaMH, Booöme.
161 TypKH—jıyımaa ıacTb He TOJıBKO

MaHcaaro, HO H upoıaro uaceaeuia A3.


O H H BeBce ue 8aciyjRHBj,H)T'B TOH peuyTauiiı,
KOTOpaa co3AaeTca HMT. H3B*CTHOK) yacTBio pyc-
CKOfi M HHOCTpaHHoö u e ı a T H . Ta 0Bo5oAa, KOTO-
72

Türkler, hiçbir zaman hâkim oldukları kavimle-


rin dini ve milli meselelerine müdahale etmemişlerdir.
Hristiyan okulları hiçbir şekilde kontrole tâbi tutulma-
mıştır. Bu idare şekli ise, Türklerin hâkimiyeti altında-
ki kavimlerin milli ve dini duygularının gereğinden faz-
la gelişmesine yol açmıştır. Zira belirli bir noktaya ka-
dar gelişen bu milliyetçilik fikirleri, ister istemez
isyana yol açmışlardır.

Her ne pahasına olursa olsun Avrupa'nın müdaha-


lesini çekmek için karışıklıklar çıkarmak fikri Türkiye
Hristiyanlarının zihinlerini asla terketmemiştir. Onların

bu fikirleri sabittir ve kendilerine doğru gelmektedir;


zira gözlerinin önünde Yunanlıların, Rumenlerin,
Sırpların ve Bulgarların durumu vardır.

Bu isyanları teşvik edenler, Türkleri Hristiyanların


katilleri olarak göstermek kadar, isyanları çıkarmak
için de çaba sarfediyorlar. Hristiyan isyancıların isyan-
ları Müslümanları ümitsizliğe düşürmek için yaptıklarını
sadece Türkler biliyor.

Sadece zeki hafızaların kavrayabileceği ölçüde


bilinen, uğursuz fiillerin şuursuzca işlenişlerine yol
açan başlıca sebepler, günlük gazetelerin telkinlerinden
hazırlanıp kasten halka dağıtılmış olan tasvirlere de
bağlıdır.
73

161 P 0 ^ RO5HJıııCB H floÖHBatoTca xpacTİancttia ıia-


po^HOCTH Bocroita, oiîyaaerca sn,1ıcb TaKHMH ate
UOTOKaMH KpOBM frASl TypOKt H MyCyjBMaHT),
KaK*B H n&n apHcriau/b • •
auapxu<iecKoe
c o d o a u i e pa34nqHtix'B lucTeM Typuhr, nepioaa-
uecKH nopaaaBinee 9TO rocy/japcTBO, EBpona
162 Bce^AO OTHOCHJia Ha BHHy TypoR'B, Booöme, H
TypeijKOü a^MHHHcrpauİH - BI» qacTHOCTH.....
XpUCTİaHCKİfl IIIKOJIU U01TH
HHKorfla He HOA^HHHJıHCB HHKaKOMy
T a s o u peatHMiı TypoRT. caocoÖcTBOBaji'b
İ H pa3BMTİK) CpeAH XpHCTİaHfc HX1>
MA6H w, Bor/ıa 9TH nocjcfeAHİa
H3B-BCTB0İÎ 3P'BJIOCTH,—uacıynajH
nepioAM- B'b OCUOBB HXT> xpucTİaue Boc-
TOKa BcerAa K^ajiw oflHy uneto —co3AaHİe a a a p -
xiif, KaetJb «peA-aora, naa. Bvii&uiaTejbCTBa HUO-
CTpauHbixri> AepH?aub. ÜAea, uecOMH'BUHO upa*
. /I,ocTUHceuie CBOÖOAU rpegasiH, pyMti-
cepöaüH H öo.ırapaMH c^yatHTb ceıay
r
AORa3aTeai.CTBOM B. H e ı e r o H roBO-
qxo JıFOAH, paooıaBiuie HaAt c03Aa.uieMrB
BTOÜ anapxİH, He MeH'Be TpyAHJmcb H uo.ji'b IIIMI>,

xpucriaHCKaro Hacejıeıüa. O TüM'b, Bauifl


163 <*-TBa TBopmiHCb xpncTİaHCKMMH

TypKH. /J.'feaHİa « e QTHXI>


74

İşte bu tür propagandalarla "Türk ve genellikle


Müslüman barbarlığı" fikri yayılmıştır. Türklerin 5 — 10
vıl dinlendikten sonra, birdenbire öfkeyle hep birden
ayağa kalktıkları; nerede Hristiyan varsa onları katlet-
mek, sürmek gerektiğine inandıkları ve bu yüzden de
hiçbir sebep yokken Hristiyanların üstüne yürüdükleri
fikri saf Hristiyanların kafalarına sokulmaya çalışıl-
mıştır.

... Bütün Doğu iiristiyanlarının anlayışı bundan


ibarettir. Şayet Türkler de gazete muhabirlerinin zihni-
yetinde olsalardı ve Türkiye Mristiyanlarının durumları
bunların göstermeye çalıştıkları gibi olsaydı, Türkiye'-
de bugüne kadar Hristiyan kalır mıydı?

Sefalet içinde binlerce Ermeninin


karşılık, ısrarla sözü edilen "Türk barbarlığY'na hiçbir
yerde rastlanmamıştır. Gerçekte böyle bir "Türk bar-
barlığı" mevcut değildir, bu bilimsel olarak icat edilmiş
politik bir masaldır.

... Gerçeği olduğu gibi söylemek gerekirse, itiraf


etmek gerekir ki, Doğuda barbar olanlar Müslümanlar
değil, bilakis Hristiyanlardır. Doğu'dan bütün kötülük-
lerini yapanlar ve sonra da bunları korumasız Müslü-
manların üstüne atanlar hep HristiyanLndır. Türkiye'de
dikkatleri çekmesi gereken mesele, zaman zaman pat-
75

163 noApoöaocTHMH, ROTopua M(mei"£ TOJBKO


caMaa nujiRaa oaHTaaia, aBJiajiHCb AOCTOHHİ6M'B
He TOJibRO enceAtieBiiofi n e ı a i H , HO H 'jiyÖoiHoâ
, BcerAaTaRi. CHJBHO a ueoTpaaaMO A*M-
aa HapoAHuahiaccbj. OıcıoAa -TOJioa-
HOe Ma'BHİe, ı T O rypKH H, Boo6iu;e,
.aBtpH", cuocoÖHue HCK.noqnTe.ibHO Ha
B03MyTHTeJbiibia A'BHHİa; ^TO TypKH atHByn. 5—
ııOAI» pa VB MHptıo, COOBOHHO, THXO, a 8a-
TİMT>, Ha UHX'B UdUaAaiOT'B KaKİe TO
Hbie npnaaAKH H OHH . BApyrt, HU C B TOTO UH
Cb c e r o , — P O B H O B c S t c a r c a H .. 3AopoBO atHBeujb,
Uxı> xpHCTİaaı.!
TasoBa noAB^aAsa TOÜ CBoSoflu, ttOTOpott
yate Muoria xpncTİaHCKİa
BoCTORa. ECJH 6bl TypRH 6bIJIH TaKHMH,
MH HX'LJ B0Cnp0H8B0AaTl> BCBKİ6
ua cTpaHiıuaxı> raseT'B a HtypaajıOB'b, BCJıH 6 u
yc/tOBİa îitH3HH xpHCTİaaı> ut TypuİH ÖUJıH
TafflKH, BaRI. 0 6 1 TO>fB
xpHCTİaHCRİe arHTaıopu, TO
BO3MO3KHO AB 6bIJI0-(ÜU CyiIieCTBOBaHİe 9TUX'h
ipHCTİauı» wb HacToamee BpeMa?

165 'BHA'BJHt TbicaiH apMaaı>, uaxoABBiuaxca BT.


caMO.\ta> ötACTBeaHOMi) noaoHteHİH... uo CTO^B
H3BİCTJIblXl> 8 TypeLlRHX'B SBİpCTB-B" H6 BCTpt-

Ha.iT. HarA*j
SI HOOAUORpaTHO
c e 6 t BOupocı>: HBiumcb AH a, BI>
c a y ı a * , H85paHBiiH0MT»
76

lak veren isyanlardan daha ziyade uzun süre hâkim


olan güvenlik devresidir. Baskı, sıkıntı ve devamlı isya-
nın kaçınılmaz olarak başgösterdiği böyle bir ülkede,
sadece isyancıların yerlerinden uzaklaştırılmaları her
türlü karışıklığa mani olmuş, hatta son vermiştir. Er-
meni isyanı, sanki hiç meydana gelmemiş gibi düşünü-
lebilecek bir duruma dönmüştür.

1895-96'da Trabzon ve Sivas vilâyetleri hangi


durumdaydılar ve birkaç yıl içinde ne hâle geldiler?
Son derece kanh isyanların yerini sulh ve sükun almış-
tır.

... İşte sebebi: 1900-1903 yıllarında sulh ve sü-


kun sürerken bu bölgeler gerçekten ilgi çekiciydiler.
Trabzon vilâyetine komşu olan Kafkasya'da, ağır
askerlik göreviyle de takviye edilmiş olan her türlü
baskıya rağmen, insanlar güpegündüz öldürülmekte,
katledilmektedirler. Hemen hergün aynı olaylar devam
etmekte iken, otuz-kırk sade jandarmanın bulunduğu
Trabzon'da aksine tam anlamıyla emniyet hüküm sür-
mektedir. Bu durum, Osmanlı idaresinin değerini ve
77

165 MeHfl OTC> TH»eJiuxı» BaeıaTjr&uiB HJin ace ,Ty-


peu,Kİn 3Bt»pcTBa", Boo6m;e, HM'BıOT'B caoplıe MH-
eHqecKİft, aereHAapHufi xapaKTepı..
A BT» HacToauı,ee Bpena a flepaycb Toro
166 y6tHtA6HİH, ı T O Kb 3B6pcTBavn, cuoco5ubi ae
TypKH, a CEopte HMenno T * xpacTİaHe BOCTO-
«a, KOTopute H3Oin;pHK)Tcn HURT, M3MUUiaenieM'B
9THXT> aBİpCTBI» M Ba^flT'fc HXTı 8aT"BMT. Ha TO-
AOBy TypOK'B

167 Bce
8T0 npHBOAHTI. KTb TOMy, mO Bt TypltİH BCH-
icaro Me^OB-fesa A O ^ K H ı J nopaataTb He 6e3aop8A-
KH, nepioAHiecKH nonBJHiomieca Bt pasAHiHbLo»
qacTHXt HMnepİH, a TB A^HHULıB npOMeatyiKH
a6cojiH)Tdaro noKOH, KOTopue cn't^yiort 3a
aHapxwqecRHMH uepioAaMH. HyatHO
He TOMy, 9TO BT> TypuİH npoHcxoAa ı rB
a TOMy, ı T O sA'BCb BI> Te^eHİe HHorAa itfuiaro pa^a
XÎ$Th HHKaKHX'B CMyTI. H6 npOHCXO/d,HTt. Ka3a~
aocb-6u, ^TO n p a cjaöûH aAMHHHCTpan.ia TyTi>
AO^atHO 6bwo-6bi cym,ecTBOBaTb n,apcTBO DOCTO-
HHHaro npOH3Boaa H HacHJtia; a MeatAy TÎHI
Ha caMOMi» A*Ji*, MU BHAHMI. HISYTO HHOO

C T O H T L TOJIbKO nOJIKTKieCBHMT. arHTaTOpaMt,


B'Jb HSB'BCTUOÜ OÖJaCTH, HC^eSUyTb, H BCB CMy-
T H — E a K i . pyKoii CHfl.no! B3aM*Hi. x a o c a HacTy-
u a e n . THinb H TJi&nb. Tpy^uo BBPHTB BT> e y -
RouTpacTOBi>! Ho OHH ua
coöoa XOTB-6U
168 TpaneaouAa H CaBaca B* 1895— İ896 rofi,a.\'b
78

halkın idareye karşı gösterdiği itaatin örnek ahlâkım


inkar götürmeyecek bir şekilde ifade eden en açık bir
delildir. Bu halk öyle bir şekillendirilmiştir ki, Türk
Hükümeti, en zor zamanlarda bile, ona tamamen güve-
nebilir.

Aşiretlerin Durumu

Karciganlı Musa Bey herkesçe tanınmıştır. Kuli-


Han Bey, Gevaşlı Teli Bey, Çatak kazalı Şakir Ağa ve
diğerleri aşiret reisleriyle karşılaş tınlamamakla birlik-
te, yerli aşiretler arasında meşhur kimseler olarak bilin-
mektedirler. Ermeni isyanları sırasında bu ağalar
önemli görevler yapmışlardır. Onlardan bazılarının
nüfuzu sayesinde Ermeniler korunmuş ve ihtiyaçları
temin edilmeye çalışılmıştır. Mesela Musa Bey, Kuli
Han Bey, Ermenileri korumak ve yardım etmek için
bütün adamlarıyla koşmuşlardır. Ağalarla aşiretlerin
himayelerine sığınmış olan Ermeni köyleri her türlü
tehlikeden korunmuşlardır. Korunmamış olan komşu
köy harabeye çevrildiği halde, bunları hiç kimse
taciz etmemiştir.
79

174 H KaKOBo reaepeinHee KXT, COCTOHHİ6?. HeBoo6-


XaOCB H CyMÖypi. BaarBHHJlKCb
THUıHHOH a noRoeıiB. Hıo sa
n p n î q a ? H 6epy Aoa HasBaHBbucB BHJiaeıa no-
ıTO H Ha6jiK>Aajn> BA^CB Mnpayio
8 n o x y 1 9 0 0 — 1 9 0 3 roAOBt; H BI.
scero BToro BpeMeHH nopaaajica cymecTByio»
IHHMl» aA^Ct MHpHtIMB Te?eHİeM'B 06in,eCTB6U-
HOH MKHBHU. CM'BUIHO CKOSaTb—Hy pOBHO HH-
•qoro ue apHX0AHTCfl c a u i n a i b , flaase o npocroarfe
BopOBCTB-B. CTauoBHmbca BTyaaKi., BorAa BCUO-
unuaeinb HİKOTopua 6anm&&ın'm,,Kb TpaueaoH-
fly o6.ıacTH [faBRasa, TAB ecTb H aeMCKaa crpa*
H no^Hiı,ia, H BOMCBa, H aaHAapjaepia, H
TOJıLBO U-BTı, A*a oxpaubi o6mecTB6H-
uofi 6e3onacHOCTH; a Me»Ay TBMI., JıQA6H ÖBıOTE
TBM'B H ptayT-B cpeAH 6 t a a r o AHB, l y r s AH
ae evaeAHeBuo. BA^cb »e BpoMİı HtcBOJtKHxt
AecaTBOBt uecıacTHUKt aaiiTİeb'B, BoopyateH-
r
Bux b ^onoToauuMU pyatbHHH, uimero
H BCe OÖCTOHTTj MHpHO, TMXO,
GdoiRHbiH 8TO HBACHIH! . . ,

casıaro noApoÖHaro auadU3a u


CB T BM T. CBHA'MeJIbCTByiOII^İa BaBl> 06%
H8iîtCTHbIX1. AOCTOHHCTBaXl> TypeUKOH aAMUBH-
CTpan,in, Tası» paBBO H O Ao6poKaqecTBeHHOCTrt
EopeuHoro CJOU Hace^eHİa Typosı». d r o laaott
CVıÜH, Ha KOTopıiM Typeuuaa aAMHHHCTpaaia
MoHten> y n e p e i b c a uaAeatHO H npoiHO, ppme
D H
175 P c a M t i x i , noBHAHMOMy, HeB03M0KHtrxı n o -
82

ülkelerdekilerden hiç te kötü değildir.

... Ermeni isyancılarının çapulculuk ve kati olarak


yaygarayı bastıkları olaylar, büyük çapta Kafkasya'da
cereyan etmektedir. Hayvan sürülerinin kaçırılması
meselesi ise, Rusya'nın her yerinde sık sık yapılan sürü
hırsızlıklarından başka bir şey değildir. Hayat ve mal
güvenliklerine gelince, Osmanlı Hükümetinin hâkim
olduğu her yerde bunlar Elisabetopol kazasındakinden
çok daha iyi korunmaktadırlar.

1895 ve 1896 yıllarında, Türkler, şüphesiz Erme-


nilerin düşmanı durumundaydılar. Fakat bu, iki
topluluk arasında daimi bir düşmanlık bulunduğu
anlamına gelmez. Bu tahrik, Ermeni isyancılarının
tasavvur edip sahneye koyduklan bir komediden başka
bir şey değildir.

Yıllardan beri eşkiyalık ve soygunculukla itham


edilen aşiret reislerinin olayların en kritik zamanlarında
bile himayeleri altına muhtaç Ermenileri aldıkları
görülmüştür. Ermenilerin, "yol kesici eşkiya" olarak
nitelendirdikleri Türklerle son derece dostâne yaşadık-
79

174 u B&KOBO Teaepeinaee HXT» cocroflHİe?. HeBOoö-


paBHMMÖ 8A*Cb XaOCB ft CyMÖyp'B BaMİHHJIECB
H8B08MyTHM0Ö THUIHBOH H OÛBOeM'B. H T O SS
npHTqa? H 6epy A^a HaaBauBUCB BHJiaeıa no-
TOMy, ı T O H Ha6jiK>AaJi'b SAICB MBpuyıo
HHX'B 8 n o x y 1 9 0 0 — 1 9 0 3 TOAOBı; H BI>
Bcero BToro Bpe&ieHH nopa*a^CH cymecTByto»
ÎHHMı. aA'fect MHpHUMi. TeıenieMiı oÖmecTBea-
HOM HCH8HK. GM^UIHO CKa3aTb—Hy pOBHO HH-
noro ue upnxoAHTCfl CAUinaib, R a » e o npocTOM*
BOpOBCTB'B. CTaUOBKmbCa BTyUHKT., KOrAa BCUO-
MHuaeınt HİKOTopua 6.iH3KaBınİHi,jR,x Tpaueaoa-
Ay o6.ıacTH [faBEasa, TAB e c n . u seMCsaa crpa-
»ta, H no^Hu,ia, H BoficBa, H aaHAapMepia, H
q o r o - ı e r o TOJıMEO U-BTı», HAH oxpaHU oömecTBeH-
6e3onacHOCTn; a MeatAy T B M X , JııOA©" 6b«yrb
H p-B»yTT> cpeAH Ötjıaro AH a, ı y T b JıH
Be evneAHeBHo. 3 A ^ C ı > we KpoMt HI>CBOA&BHXı&
AecaTKOBi. Hec4acTHuxı> samieb-b, BOopyaceH*
r
uux b AonoToauusm pyatbHMH, un<ıero Apyroro
H Bce OÖCTOBTB MHpuo, THXO, ö^arono*
BTO HB^eHİa!.. HsjieuİH,
casiaro oOApoSHaro aaaausa u
BM'BCTB C1> TBM-B CBHA^eJIbCTByiOIIl.İfl K a K t 0 6 %
H83tCTHbIX'L A°CTOHHCTBaxi>
CTpan,in, Tası> paBuo H O
BopeuHoro CJıOÜ HaoejieHİa Typoaı.. 9 T O
Ha KOTopıiH Typeu,Baa

ynepeibca iıaAesHO M npoiHO,


D
175 P t t caMuxt, noBHAHMOMy, HeBO3MoaHtrxı no-
80

Türklerle Ermeniler Arasındaki Münasebetler

... Muharrirlerin istisnasız olarak ortaya attıkları


Türklerin Ermenileri imha etmeye çalışması iddiası
tamamen yersizdir. Eğer böyle olsaydı, kendilerinin-
kinden başka hiçbir cemaat Türklerin arasında yaşaya-
maz ve onlarla birlikte olan diğer aşiretlerin, ya bir
lokma ekmek bulabilmek için muhtaç durumda bulun-
maları, ya tamamen köleliği kabul etmeleri, ya da top-
lu hâlde göç etmeleri gerekirdi. Halbuki bu durumların
hiçbirini görmek mümkün değildir. Aksine, doğu
vilâyetlerini yakinen bilen herkes kabul eder ki, bu
bölgelerde Hıristiyanların oturduğu köyler, her yönden
Türklerinkinden daha zengin ve daha müreffehtir...
Daha prensipli çalışabilen hristiyan köylerinin, yani
Ermeni halkının, Türklere nazaran daha rahat bir hayat-
ları vardır. Şayet Avrupalıların iddia ettikleri gibi
Türkler eşkiya ve hırsız olsalardı, Ermeniler 1896'ya
kadar devam eden müreffeh hayatlarına asla sahip
olmazlardı. Bu bakımdan 1895'e kadar Ermenilerin
maruz kaldığı öne sürülen sıkıntılar, son derece müba-
lağayla uydurulmuş bir efsaneden başka bir şey değil-
dir. Gerçekte Türkiye'deki Ermenilerin durumu diğer
81

175 .aOKOHİHI* H yC«HOBİRX'B.


Bt Kaac K a p l a m » BC-BM-B
xopouio HaatCTeHt EypA* Mycca-6eö; B* Ka3-B
—KyjiH-xaHTb H TejiH-Seü; Bt Kaafc 111a-
—UlaKHpı, a r a a upoq. B C B STH H MMT> UO-
JıHıHOCTH, XOTH He MoryTTb S ü r t cpaB-
ainn

9TO

CeJieHİaMH n p u ö t r a a o KT» UO-


Mycca-6eeBi>,
H ApyrMx-B Jinab, npoca y HHXT,
ciBa u 3amarbi, . . « . » . . . . ..

182 ÖJiaroAapa
CTBIK) KaKoro HHÖyAB IIIaKHpa H.IH MycTa*u,
cnacajiocb on> npecjfBAOBaHİa, oTAasuieeca
noKpofeMTejibCTBO ceaenie, BT. TO
BCB OKpecTHbia cfcJieaia noABeprajiHCb
İH üOJiHoMy padopeuiio.

OTHOlUeHİR KypAOBb Hh apMflHaMb.

185 HuKanoe TpyAOJiıoöie caaio no ceö'B HU-

ıaHaMi>Toro Maıepba-ısHaro ÖJarococToauİH, KO


OHH o6.ıaAa^H AO 1895 roAa, ecjiw 6a
HaKoujiaeMbie HMH AOcraTKH noABepra-
ÜOCTUHUHOH onacTHOCTH pa3rpa6jıeHİa. B-b
9 T 0 r 0 , BCB pa3CEa3bl O Ö'BACTBeHHOMT. DO-
apMHH-B Bb TypniM (no 1895
HyscHO c^HiaTb tJHUiKOMb npeyBejitfie HUM
82

ülkelerdekilerden hiç te kötü değildir.

... Ermeni isyancılarının çapulculuk ve kati olarak


yaygarayı bastıkları olaylar, büyük çapta Kafkasya'da
cereyan etmektedir. Hayvan sürülerinin kaçırılması
meselesi ise, Rusya'nın her yerinde sık sık yapılan sürü
hırsızlıklarından başka bir şey değildir. Hayat ve mal
güvenliklerine gelince, Osmanlı Hükümetinin hâkim
olduğu her yerde bunlar Elisabetopol kazasmdakinden
çok daha iyi korunmaktadırlar.

1895 ve 1896 yıllarında, Türkler, şüphesiz Erme-


nilerin düşmanı durumundaydılar. Fakat bu, iki
topluluk arasında daimi bir düşmanlık bulunduğu
anlamına gelmez. Bu tahrik, Ermeni isyancılarının
tasavvur edip sahneye koydukları bir komediden başka
bir şey değildir.

Yıllardan beri eşkiyalık ve soygunculukla itham


edilen aşiret reislerinin olaylann en kritik zamanlannda
bile himayeleri altına muhtaç Ermenileri aldıklan
görülmüştür. Ermenilerin, "yol kesici eşkiya" olarak
nitelendirdikleri Türklerle son derece dostâne yaşadık-
83

185 pjöAyTMMM. l/lwb «HJıOCB 3flf»ci» He xynre,


BT» ^pyrHXTb MbcTaxı.. FpaöeatH H pa3Öon, o
KOTOpuxı> CTO^bKO BpimajiH apMHHCKİe arHTa.
ropta, npaRTHKOBa^HCb 3A*CB BT> ropa3«o Ment-
UıHX?> pa3M'fepaxT>, vbsn> Ha KaBBasiı. YroB-b
CKOTÖ ö u . i h TaKHMt « e nBaeHİem>, KaKi, H BO
HOKpa^cTBO BT> pa3JiniHbix'iı paöoHaxt POCCIM.
A JiımHaH H MMymecTBeHHaa 6e3OuacrnocTb BT.
TBX-ı> o6jıacTHXT., TA* aBTopHTeri. TypeaKOÜ a^-
MHHiıcrpauİH ÖiJJi* AücraTOiHO cn^eH-b, 6w.ıa
o6e3iıe*ıeiıa Aawe BT. 6 o j 8
XOTP 6u «i. cocBAueö cı. TypuieK
uoAbCKOfi ryGepuİH.
1 8 6
Bx anoxy 1895 -1896
COMH-feuİH, HBHJIHCb
HO OTHiOAb «e noroMy, qTO
H apMHHaıviH RKO 6U cymecxBOBa.ıa
BpastAa. Bı> ÖTOT-B nepioAi> Ha upaaTH-
K* 6wjio HCKyccTBeHHO C03AaH0 HMeHHO TO uap-
CTBO ÖeanpaBİa KOTopoe H3T> oÖJiacTH «>auTa3İH
apMflHCRUxı> arHTaTopoBi n e p e u u o BT. AtBcTBH-
TeaBHOCTb. T I M T , He MeHte, Aaate BO opeMij 9Toiı
Bceo6meR aHapxirt H MaccoBaro ABHJReHİii Kyp-
AOBT» npoTHB^ apMaHt, MoatHO yıta3aTb Ha npM
M-öpu, CBHA'BTejibCTByiomie o ryMaHHOMb OTHO»
ineuİM Kt 6'BACTByroinejıy apMHHCKOuy aace^e-

peııyıauieS caMbixı.
rpa6HTe.ıeiı H
84

lannı isbat edebilecek bundan daha sağlam bir delil


yoktur.

Gerçekten de 1897 yılında, Adilcevaz kazasını


geçerken, aynı isini taşıyan gölün doğu yakasında
oldukça büyük bir Ermeni köyü olan Aren'de geceyi
geçirmek zorunda kalmıştık. Yolculuğumuz sırasında
rehberlik yapan kişi bize gelerek kahya (köyün ileri
geleni) ve papazın ayin hâlinde bazı isteklerini dile
getirmek istediklerini haber verdiler. Resmen hiçbir
teşebbüste bulunmak istemediğimiz için konu hakkın-
da bilgi sahibi olması ve bize iletmesi için tercümanı
görevlendirdik. Mesele şu idi: Van olayları sırasında
Haydaranlı Emin Paşa, Adilcevaz kazasının Ermenilerle
meskun köylerinde yağma yapacağı zaman otuz ka-
dar köy, yine Haydaranlı ağalarından olan Hüseyin
Paşa'dan yardım istemiş; O da, maiyetine aşiretinden
69 atlı verdiği Sultan Bey isimli birine bu köylerin
muhafazasını havale etmiştir. Ancak bu otuz köyden
sadece dördü, zamanında yetişilenilemediğinden hasar
görürken, diğerleri hiçbir zarara uğramamışlardır.

Şimdi de Hüseyin Paşa'nm uzaklaştırılması isten-


mektedir; hatta bazı konsoloslar bunu sağlamak için
epey uğraşmışlardır. Halbuki onu uzaklaştırmaktan
çok herhangi bir şekilde taltif etmek gerekir, zira onun
85

136 Toro, TTO BO Mnornx"fc paîîoıiaxı> apMH«ie » H J ı Î T


iıa pfifly flajRe Ch KypAa.MM— pa3Ö0HHHBavın He
TOJIBKO CHOCHO, IIO BU0.1HİÎ ApyKG'-KH. IIpHBeAY

n o . 9Tor»iy noBO^y KOG Hanin BbJAepatBH HB-B


r
MOHXT> KOHCyjIbOKHX b AOHeceHİtö.
Bı Haıajıh anj)B.ıa 1897 roAa, npo-ftaatan
qepe3i. Ba3y AAH.ibAHteBas'b, MH-B upMujiocr,
OCTaUOBHTbCfl lia HOH.lCri> fil. A0B0.übH0 00.1b-
ıııOMT. apMHHCBOMT> ceıeHİH Ape»ı>,
na BOCTO^HOMI. öepery oaepa Toro JKG
Bauia. BeıepoMt con]iOBoa;Aabiııiı1 MCııH iıepo
BOA^HBI» cooöıuaei'i. MUB, m o cej)bMane, BO rjia-
B* CT> MyxTapowL ce.ıenia H CBameHHHKOMT,,

187 XOTHT'I> oÖpaTHTi.ca BO M H * CT» BaKofi TO npoct-


6pu. He 3Ke.!iafl oı>Mnia.ibHO npnıiHMarb HHKaKnx i,
npocböı.,—a ııpHKa3a.ıib uepeBOAiHKy J M ı H O o ı t
ce5a yBHarb—BT> »le&iı. Rh.ıo Uo6ecBAOBaB'i> cru
HaeAHHB, OHT> uepeAa.n> MHB 3aıijMi.
npeACTa.Bnıeja BTB cıtAyıomeMi. BH-
A*. — r B o BpeMa uorpoaia BaııcKHXT. ceaeiıİM ıı:h
0BT>ı6p* 1893 roAa, 3aiHHb-nama
paHCBaro amapera coöpajn. CBOHÎ'B
et TBMt, qTo6u orpaöurb apMaHCKİa ce*ie-
bin AAH.ibA5KeBa3CKOM Ba3U. Haiue ee-ıenie
H eme Apyria oöpaTH.uHCb 3a noMombH) KL
f
rycceHHT.-nain B (ApyroMy npeACTaBWTe.uo TO
ro-ae auıapeTa) UOCJı'BAHIM HeMeA^eHHO BO-
MaHAHpoBajı. B'I. naMi> Cyjnaın>-6eBa cı> 50
— 6 0 BypAaMH raMHAİe. OHM pa3M^CTH.ıucb no
2 — 3 MeaoBtKa Bb Ba»tAOMjb cejieuin ö^aro-
86

bu bölgeleri terketmesi hâlinde, Ermenilerle meskun


birçok köy korumasız kalacaktır.

Bu durumda Ermenilerin yalvarmaları, mümkün


olduğunca bu yer değiştirmeye mani olmaktan ibaret
kalmıştır.

Ertesi gün bizzat köylüler isteklerini tekrar etme-


ye gelmişler ve ricalarının kabul edilmesini bir kere
daha istemişlerdir.

... 16 Ekim 1898 tarihinde, Norduz nahiyesi


(Çatak'a bağh)'nin Sakince köyünde geceyi geçirirken,
saygı gösterilen bir insan olan köy muhtarı ve köyün
ileri gelen birkaç kişisi bizi ziyaret ettiler.

Köylülerin yavaş yavaş göç etmesi üzerine bir süre


sonra hiçbir Ermeni köyü kalmıyacağını açıkladıktan
sonra, 1895 — 96 yıllarının felaketli hatıralarını dile
getirmiş; komşuları Şidanlı aşiretine mensup olan
kişilerin tutumundan şikayet etmişler ve eğer, olaylar
sırasında çevrede bulunmayan Şidanlı aşireti reisi
Hacı Ağa bu yaz Musul civarından Norduz nahiyesine
gelecek olursa, bu civarda hiçbir Ermeninin sağ kalma-
yacağını ilâve etmişlerdir:

".... 1896 Van olayları çevrede yayılmaya başlayınca,


Şidanlı aşiretinden kaçma çareleri aramaya başladık; hamimiz
87

187 Aap» HXT. samiiT* MU n o i T n HHiero ue noxe-


]>;ıJıH. 1İ3T> 3 0 ceaeHİü ÂAiuibAHseBascKOH u a a u
GUJıO orpaÖJeHO rü^bBo 4 , A& H TIJ MOıVıH 6 U T B
r
cnacemj, ecjiHÖu CyjiTau i>-6eKT>
CBOJibKHMH MacaMH paubiue. Teaepb MU
.m, ı T O Tycceıiu'L-nauiy BtJcejıaiOTTı H3T> IlaT-
ııuca (*). Ec&u 9TO TaKt, TO MU jiHuraeMca Ha-
m e r o noKpoBHTejiH. LITO CTaHeTt Tetıepb 3am«-
maru uacı>. Mu npocHAfb KOucyjia noxjonOTaT&
He TOJibKu o BOSBpameaİH Fycce^Ha-naioH, uo

*) Bı 1895—1897 robalı. O BBCUIRI bm DatHoca l'ycceiuı-'


n»raa p 6
eıponeficKie
188 Tasne n o nofflajiOBaHİH etiy BaROÜ
H a cj-BAyiomiö AÖHı., n e p e A * M O H M ı

HCCMOTpa Ha MOH UpOTeCTU, CHOBa


CBameHHHKi. H MyxTapt, Bı conpoBOS-
AeuİH ntcKoabKHX'b ce^BMauib, H ua ceiı p a s ı ,
U6 CrfeCHHHCb HH I ^ M t , Ca&fH AHIM) aOBTOpUJIH
CBOK) lipOCbÖy. npHBeA6HBUÜ 9DH80ATE> CA^OMVh
Me»Ay npoiHMi, xopoineîi HjuiocTpauieft Toro,
uaKi rpyAHO Bı cyMÖyp* apM8HCKHXT. pfrjrb.
AOÖHTbCH HCTHHbl.

Eiue MHTepecB'be cji^AyromiiB apautp%


i6-ro uoaÖpH 1898 roAa, Ha noqaerö BI. ceae*
HIH CyKHHHCB (HopAy3CKoK uaxi«, Hasbi Ula-
Taxı>) aBJifleTca KO M H I , CB BUAy BecBMa noiTeH-
H U I crapinHua ce^eHİa, BB coapoBoatAeuİH ab-
CKOJlbKHX'b H6 MeH*e QO1TeHHlJX'b Cejb^SH'B
Pa8CKa8UBa« O CBoeafb «HTb'B ÖiJTbt H O TOITB,
88

Musullu Hacı Ağa otlaklara gelmediğinden, kendisine sığınmak


için biz onun bulunduğu yere gitmeye karar verdik. 700 kişilik
bir kafile hâlinde, iki günlük bir yolculuktan sonra Hacı Ağa'nın
ilerleyen kervanlarıyla karşılaştık, üçüncü günü bizzat Hacı
Ağa'nın misafiri olduk. Bu süre zarfında çadırlarında kaldık ve
hiçbir ücret ödemedik. Daha sonra, bizi korumak için adamla-
rından yeterli sayıda kişiyi bize refakat ettirdi. Böylece mahsûlü-
müzü hasad etmeye muvaffak olduk. "

Bunlar, olaya karışmış olan Ermenilerin kendi


ağızlarından işitilmiş olan gerçeklerdir. Halbuki Hacı
Ağa Musul ve Bitlis çevresindeki eşkiyanın en meşhur-
larından biridir.

1896'da Van'da cereyan etmiş olan olaylar sıra-


sında, köylüler arasındaki rivayete göre Musa Bey,
davranışlarında örnek olmuş ve denildiğine göre
büyük bir Ermeni grubu onun yanına sığınmışlardır.
Hatta bu sığınanların içinde Avusturya-Macaristan
asıllı iki Ermeni kızkardeş bulunmakta olup, olaylar
89
188 ıTO a p u a n e Haxin HopAy3t eaıeroAHD BMCO

JıRıOTCH Bb Apyria Kaau Biuaera, Tanı» ıTO, co


BpeMeneMi», spjhcb HG ocTaueıca, iioasaayS, uu
apMJiHCKaro cebenin, OHH iıepexoA<iTtb
K"b CBOHMTb BOCUOMHHaHİjIMI» O THJROJIOMT,

HHXI. uepioA'b I8î)5—1896 roAOBTb ,,Bo^biiJ6


EceroAOcansAaıOTt Haub Hanın COCIIAM KypAU
TapiUHua" ECJIH-6EJ

He H a m t noKpoBHTejib XaA?Rtf-ara (Kaö-


İ OiepoB'f»—KoqeBbixı.
Ha JıBTO wh HopAy3-b
co CTopoHbi Moccyjra), TO BO Bceii Hauieiı naxİH
AaBHO He ocrajiocb-ÖM HU oA'ioro

18Q O^Mpı-ara (arajiapT. QlefiAa»CEaro


r
no'Bx b u a c b e c ı a 6u He aapfcsa.Tb, TO, BO BCH_
c a y ı a l ı , iiycTH^'b 6u no MHpy. KorAa Bb
189G roAa SA'ECL cra^o H3BI>CTHO O Baii-
r
CKHX'b 6e3aopnAKax b, TO uiMbuiaa yacib Hop-
Ay3CBHXT. apMHHTı pBUIHJa üftMeA.ieHHO HCBaTf>
CGaceııia BT> 6BrcrBt. KaîaAufı ^acı. MOWB aarpu-
iıyrb KypAU IIIcwAaiı.!iu HonyAa A'UBaTbCH?Httun>
liOKpoBHTeJib X;iAHtM-ara eme ne upti6u;n> aaiı
Lloccyjia Mu ptuinjiH öfemarb KI. HOMy ua
. Co6pajiocb uacb OKOJıO 700 46^08*^1.
uapıİH XaA>Kn-aru MU BO,T\>^nfjia BT>
, a eme qepe3'b
E caMoro XaAatM-ary. OHT. npuuflji'B ııacb,
cnenTb npHHHMaeT'b CBOHXT> A'BTefi. BcBx r b
ceftuacı Hte ııauopMH.iH. J\JıH nepBoro pasa—
30 6apanoBi>, cBapuAH DJıOBı; H sa-
90

yatışınca, Rus büyükelçisinin emriyle Rusya konsolos-


luğunun himayesine alınmıştır. Bir-iki gün sonra ise,
ellerindeki Karcigan köylülerinden alacaklarını göste-
ren birçok evrakla konsolosa müracaat etmişlerdir.

Bütün Rus konsolosları, Türkiye'deki Rus uyru-


ğundan olanların korunmalarının pek te kolay olmadı-
ğını belirtmişlerdir.

Türkiye'de bulunan Rus uyrukluların durumu,


sadece yolsuzlukları, entrikaları ve her çeşit karanlık
işleri örtbas etmek için bir vasıta olarak görülmüştür.
Bu iki kızkardeş bir buçuk yıl kadar önce İstanbul'dan
geçerek beraberlerindeki 2—3000 lirayla köylerine
gelmişler ve tefeciliğe başlamışlardır. Borçlular kendi-
liklerinden veya daha ziyade imkansızlıklardan borç-
larını ödeyemediklerinden, Rus konsolosluğu alacak-
ların tahsiliyle görevlendirilmiştir. Makbuz karşılığında
alacakların tahsili uzun zaman almıştır. Kızkardeşler,
yanındayken, şahitsiz, imzasız olarak Musa Beye 15
lira ödünç verdiklerini de beyan etmişlerdir. Aynı şe-
kilde ancak bu ödünç verme sırasında, kendilerinin de
itiraf ettikleri gibi, hiçbir şahit bulunmamıştır.
91

189 rfeM-b, B% ıeqeaİH n'k-'iaro M-Bcima, M U 6 U . I H


HaxAt6HHKaMH XaA«n-arH, npoatHjiH B% e r o
najıaTKaxı> a ue 8anjıaTHj]H eaiy UH OAHOH ,,na-
pa". (*) D O T O M * OHT» ftaa-fc HaMi> CBOHXT> Kyp-
AOBİ>, BT> BMA* KOHBOH, nOA1> nOKpOBHTej.bCTBOM1>
BOToparo M U coöpajıa uauiH ı ı O C B B U . "
5i HHKorAa ue p'feıuHjcH-6bi upHBOAHTi.no-
AO6HBIX'B DpHMtpoB'b, ecjiH 6u OUH ue 6aaa pfi-
cjıoBHUMt nepeB0AOMT> pa3CBa30Bi> caMHX'B »e
>
apMHBTb, pa8CKaB0Bi>, nepeAaHHUx B BT. MoeMi.
ae npacyTCTBİtt. K% nocjı^AueMy npHMtpy MO-

1QO ry AOÖaBHTi, ı T O XaA«H-ara


MoccyatcKaro H BMTJiHCCBaro BHJiaeTOBT.
»yeTca caanoft caMoro oT^aauHaro
Bo BpeMH naucicaro noÖOMiua (icoub 1896 r)
BT. üd,3'h KapiKaH'b, e y AH no uapOABofi MOJıBB,
oco6euHO OTju^aAca Ha a o n p u m b rpaöeata Bect-
Ma noayjiflpııuâ SA'BCb KypA't Mycca-6eü. FOBO-
pio—cyAH n o uapoAuoü MOJıBII, HÖÜ oueub xo-
p o m o 3uaio, WTO y Toro ace caaıoru M y c c a 6 e a
HaxoA«JiH uaAeatHoe yö'BHtum.e u san^uTy T*
apMaue, Koropue canın OTAaBa,ıncb HOAT> ero
>
8an^HTy. Bı> qnca B Tasaxı> HCKaBiuH
191 ma apMHHT>, y Hero o ı y n u n c b , MeatAy
cecTpu—apMHHitu,

B% Ban-B, TAB BCKops, no


8aaİK) riocojrbCTBa B * KoucTaHTMuouo^*, 6 U J ı U
92

Bu iki kızkardeşin belirttikleri gibi senetsiz,


şahitsiz verilmiş bir paranın ödemesini Musa Bey gibi
karakter sahibi bir kişiden istemek ve haklı çıkmak
mümkün müydü? Van Mutasarrıfına bu iki kişinin
yaptıkları başvuru üzerine, Musa Bey konsolosluğa
davet edilmiş ve iki kızkardeşten yaşh olanla birlikte
kendisiyle yapılan görüşmede, 15 liralık borç meselesi
konuşulmuş, Musa Bey borçlu olduğunu kabul etmiş
ve üzerinde o kadar para bulunmadığı için hemen bir
makbuz imzalamayı kabul etmiş; ancak bu makbuzu
kadının adına değil de konsolosluğun tercümanının
adına yazılmasını istemiştir, iki hafta sonra da, parayı
gönderip makbuzu aldırtmıştır.

İşte bu "eşkiyalar" la Ermeniler arasında meyda-


na gelen küçük olaylar bunlardır.

Sadece meselelerin dış görünüşüne bakarak


1895 — 96 yıllarında Türklerin Ermenilere karşı bir kin
ve düşmanlık besledikleri hükmüne varmak doğru de-
ğildir. Aynı dine mensup kimseler arasıda kan gütme
adetinin yaygın olduğu bir çevrede, böyle bir topluluk
içinde Müslümanların kanını akıtmış olan Hristiyanlar-
dan nasıl intikam alınacaktır?

Ermenilerin katlettikleri Müslüman cesetleri üze-


rinde işledikleri (mesela bazı uzuvlarını kesme ve
ağızlarına koymak gibi) ahlaksızca fiillerin nereye ka-
dar öfke ve intikamı körükleyeceğini düşünmek gerekir.
93

nepeAamj BEAIÎHIIO pyccKaro KOHcyjibCTBa. FIo


OTHOUieilİlO HXT> MH* npHIIIJIOCb upHHHTblia CeÖH
H3T»lİlX'l.HeilpİHTHblXl>06H3aUH0CTefi,C'b KO-
xopoıno 3HaB0MM BCB pyccKİe KOHcyjia, Kor-
aiOTca BT> uojıoHîenİM3auj,HTHHKOB'b pyc-
KO-ııOAAaHHbixb BT> TypnİH, HAH HBaıe roBopa,
ı ı t nojioaceHİH 3am,HTHHK()B'b ı a s o r o çopra JııO-
BOTopuMb pyccBoe noAA&HCTBO HyatHO
nnn Toro, MTOÖU nerne npHBpuBaTb CBOH
HHrpurH H BCHKaro poAa TeMuua A * -
JıUUIBH. EABa ycuhjiM KapHBaucBİa
DOJiyiHTb yB-BAOMJieHİe O UpHHHTİH HX1>
noBpoBHreJibCTBO pyccaaro B»ue -
K&Bh «a 2-H H.1H 3-M Aeilb OH'B Hn.IHK)TCH BO

MH'B caMH JIH'ıHO, upeACiaB.ıaioTca, peKOMeHAy-


ıOTCJI H Tynb ate BpyqaK)Ti> MH-B u t a y ı o naı-
sy KaKuxt TO pacuHCOKt, no KoropuMt ou'B
AOJıKııH nojyiMib AeHbrn cı> pa3.iH'iHbixı>

, ı T O 9TH AB* uoiTeHMUxı» ce-


capu, roAa uojııopa TOMy ua3aA'b, npn6u^H
H3i> KoHCTaHTHHüuojııi Bb CBO6 ceJieHie, iıpn-
BeMH C'b COÖOfi COTHH ABB— TpH TypeUKHX'B
.iııp-L H 3aTtMTj 3anijjiHCb cneByjı>iQİeiı ÜT-
192 Aa^H TaBOBbixı> Ha npoaeuTU (*) Pyccaoüy
HJ10Cb, TEBHMb ü6pa3OM1>
po3AaHHbia cyMMu CB T I X I » AOJıMHH
Koroptie AOÖpoBOJibHo ue XOT-BJıH, mu
r
upocTO HO MorjiH yujıaiHTb, noayıeHUbix i> no
Ho droro 6u«o MOJO. ÎIÜ-
94

1895 yılında, Musul'a geldiğimiz sıralarda, Erme-


nilerle Türkler arasındaki münasebetler son derece
iyiydi. Türkiye'nin birçok yerleşim yerinde bu iki
topluluk hep dost olarak yaşamışlardır. 1895 yılının
sonlarında bu münasebetler birdenbire değişik bir
mahiyet almıştır. Komitecilerin faaliyetleriyle kışkır-
tılmış olan Ermenilere karşı Türklerin tahrik edilmesi
tesirlerini göstermeye başlamıştır. Bununla birlikte
1897 yılında Türkleri tahrik eden komitecileri Ermeni-
lerin kovmaları üzerine, Ermenilerle Türkler arasındaki
münasebetler eski görünümünü almış ve düzelmiştir.
Hükümeti hep güç duruma sokan Ermeni olayları,
isyancıların bulunduğu her yerde ortaya çıkmaya de-
vam etmiştir.

Bundan böyle Ermeni olaylarını yönetenler


kısmen de olsa Türkleri kazanmak zorunda kalacaklar-
dır, bu da, Ermeni meselesinin yeterince aydınlığa
kavuşmamış olan bir yönünü teşkil etmektedir.
95

192 JiyiHTB fleHbrn uo BeKce.ıaMi> MOJKHO ÖHJıO Bcer-


Aa, XOTH 6 u et ÖOJISJIOıI ıIPOBOJIOıBOH

BT> ıHCJTB nOAaHHUXB M H * n p o c b ö t 6w.na


ux.-fc BaBep3Hb>xı>. Cecıpu
, m o , HaxoA«cb y Mycca-öea, OHB H&JıH eaıy
15 jiHpı., ua KOiopua OHT> HB oupfrji'h
HMT. HHKaKOa paCUHCKH. T'BM'B H6 M6H-B9, Dptf
COA*fiCTBİH pyccKaro BOHcyjibCTBa OH* HBA*-
lorca aojıyiHTb H BTH A^usra. Ha MOÖ BOQ-
pOCT>—6UJIM AH, DO KpaÜH^R Mtpfi, XOTfl Ka-
Kİe HMÖyAb CBUAbreAu npu aepeAa^b 9Tnxı>
AeHert no.iyqatooTpHuare.ibHUM OTBBTI>. Tor-
Aa a, K0H6HH0, TaKHte OTpHuarejibiıo Kaıato ro-
AOBOH, 3anBana, ı T O 9roro fltjia a name u no-
A u M a ı t H6 CTauy. Hu pacuncKH, IıH cBKAfrre-
jıeH... HAH QOJiyqebİH pfiuevb CT> TaKoro qejo-
ırBBa, KaKi> Mycca-öefl, ROToparo O H *

*) T y n , RCTaTa—»ajeHi.ifi n u p H i ı . Bı TaKofl Ce3HO<t«ıBooll


p t , san o fi oüHCUBaDTi Typuııo, x » i ue3aaiyxuBxı cecrpu,
npioöpt.BuiH ue6o4t>moR kanHTajıeuı, 3a6npaiDTCJi Bı TpymoCu Kano-
ro-To KapınaBa u 3*tck npecnoKOÛuo uaiHHaioTT.jabBBaTi.cfl pocTOB-
niBMecTBOMi, uucKOJbKo ue CMymaJicb T I M I , ı T O u x ı o»pyxaıuTi co-
BCtrı cTopühi pajöoiîuHKH &ypAU. He c ı y ^ u ı ı ÜU ÖTOTı tiaıeuk-
Kin ( ( « K I ı jOKaıaTeıi.'-.TooMi. TOky, iTO BOBCJ y z e ue T a s ı CTpa-
m e a ı KypAi, Kanı ero aaıoKT-b. Eej,tamuTı.ua ceCTpu be-
COMUtbHO ZOpOITlO 3BajB CBO» pOlBBy B Ue yÖOHJHCS npOMtUflTl
KüHC.TauTHHonoj» un uparuun KypACKBZı paaöofiuiiKOBi,
BXı> KaoiHiaıı noABepraiCfl nocTOfluuofi onaciuocTU pacifl,-
i

193 aTTecTyiorB Kara orBüBJieHHaro Hero^an; B03-


MOSCUO ıH npH n0A06HuxT. 7020818x1 name
noMuinjaTb o BaKHxı> HHÖyAt inaBcax'B Ha
ı
ycn Bxı? Jfyui nepBaro paaa cecTpu OCOSÇHUO
ee HacTaHBarorı.. Ho sarimi» OH* ua^HHaioın»
nocfemaTb BOHcyjibCTBO H npnMO TSKH
96

ueun ocastAaioTi», yÖ'fejKAaa cpfhaenh XÖTH sa- 193


ayıo HHoyAB nonwxKy, HAH nojiyıema noTepaH-
HOM İIMVI Cy MM M. flflÜU OTBH3aTbCJI, HaKOHen.1.,
OTB Ha80M.1HBUXT. DOC'ETIlTeJIbHHa'b,
BauCKaro Bajin 3U3BaTb Mycca-öen.
BpeMJI UOC.l-BrtHİH HBJfleTCH B"B KOH-
U[>K3HBaio cTapinyıo H3"b cecTepı> H
Mycca-6eio iıeperoBopHTb cı> HeH
b cocfeAHeii KOMiıarl; o A'BJi'B, BOTO-
poe n3BBCTtıo TOJibKO HMI» H HHEOiiy Gojıte.
Kı> MgeMy yAHBjieHİio, neperoBopu oqeub caopo
. Mycca-6eö 3aaBJflerb, 4TO 15
y Hero ceıİMac-b He HMİeıCH, noai'OMy
OHT> B'i>AaHHyio MHiıyTy upeflaaraeTi. BbiAan» Ha
HHXT> TOJbKO Beacejib; rHO Tanı. BaKi> e b STOH
GaÖOM Mtl'B npOTHBHO HM'fiTb BaKOe 6bl TO HU 6bM0
A'BJio, TO a BUAaMi. TpeÖyeMyK) pacnacKy Ha HMH
AparOMana KOHcyAbcTBa" BTııMI» BO3pameHİeMT>
TOJILUO H orpannMn.ıca ero npoîecTTb. Henfuin
yepe3b ABb AeubrH 6 U ^ H xocTaB.aeuu H, ııpıt
no.ıy«ıeHİH HXT>, cıapıuan cecıpa HMt..aa cjiy-
qaii AOBOJibno HCHO HaMettııyTb Ha TO, ı T O OHa
npaBa, ıipoca MenH o ıOM-ı> COAIIÖCTBIıI,

TaKOBH /MaaeHbKİH ^eTaj», pHcyiomifi pa3- 194


ÖOİÎHHKOBT. Kyp/^OBT., H B
nxT> OTHoraeHİn 11x1. KT>
AnTHapmmcKoe ABHateHİe EypsoB^ 1895—•
1 8 9 6 roAOBi>, Bı ıeqeHİe uoero nocji'BAHİe B H -
CBOM 3B"BpCKİa HaK.1OHHO0TH, He^b3H pa3-
97

194 CMaTpHBaTB TOJıLKO CJ> OAHOIÎ, TaaT. CBa3aTb.


uapyatHOfi cıoponı.i. FFyjKuo iiOMiiHTb, *ıTO ec.ıif
cyHTaert ce6»i oön3aHUbiinb
Mycy.ai.Maiınny KpoBbio sa cMejm. CDO-
nro yÖHTaro poilcTBeiiHHKa, TO KaKOBa « e AOJı-
îûua 6h\Th MeciL Byp,T,OBb H Mycy^baiaHt, BC-
:« rf. BpoBaiiMn JKepınu, BOTopun Rı.ı-
y H H X ı Myramieca xpiıc'riaiie? M sa-
TT.M'b, Ma^O TÜH) 'İTO BIjpi.lBa.1M. HO H3flf.Ba.1HCb

9TtfMH HtopTBaMH, o6e3o6pawnBaa nx"b

HoH85BJKUbIMTı C.lt.ACTBİeMl. TaKOTO

»aropouT., BooÖme, M iiBHjocb Minenie cropimeıo.


Ha ocHOBauiu jnmnux r b Ha6.iK>Ae»İH, H MO-
ry »opMyjiHpOBaTb CBoe MH-feiiıe oö'b OTuorae-
t r
ıiiax b KypAOBTb K b apıaaıiaMi. BIV TaKHxı. uo
jiOiKeniflx'b HpHÖiJii'i. BI> Ban-b BT> IıOJı*
1895 roAa, Jı 8acTa.it 9TH OTiıouıeııia He
a
KO Bno.iH'h YAOB-ueTBopHTe.ii.nbi.MM, Aaate Co-ıiıe
TOro—BTJ ui>KOTopux'i> panonax/b Typuiu apauı-
He H KypAM atiı.ıH BDO.IH'B ApyîKu.o. BT> KOHUIÎ
1895 roAa nojoatenic pt3K0 H3M-BHMJiocb. Tpy-
fl,n apMaHCKwxı> BüHiaEOBT» Ha aoapHm'B pao-
195
pe3yatTaT-fi TO aHTHapsiaHCBoe
o KOTopoMX Îı yate ne pa3t
ua iipeAMflyımncb cTpauımaxı.
Cb 1897 roAa, ı-aMT, TA* ap&ıaue KypAOUTb HO
pacnajiaioTi, cosM^ciHaa atn3Hb 0 6 * 8 x 1 HE-
98
HcnoABOJii. l o m u a B-E» CBOıO OÖMHHY»} 195
Kü.ieK) Ta&n» ate, TA'B anapxHqecKaa
ÜÜCTB apMHHCKHXrb BO^aBOB
ajioÖHoe HacTpoeüie KypAOBT» m yTHxaeTi. 7 yr-
poJKaa TypeuKOH aflMHimcTpauJH BcaKaro po«a,
no apunııcKUM-b At^aMi,, UOBıJMH İ
BT> HacToaunee BpeMa UOHÎHO
Tb HİîKOToptia HOBua AaHHbia, yKa3tiBaro-
Ha aîeJiaHİe apMHHCKnxt p.'hareneû npn-
»a CBOıO cropoHy xoTa 6 H H3B'BCTHyio
KypAOBTE.; 9TO coBepmeHiıo HOBBıM 4>a3iicb
UXÎ. AiijiTeJibHOCTH, eme MSJIO

BypACKHxt ajıeMeH'B—^SMıUKOHı.
a>aKT'b TpyAHO
auiHpeıa, KOTopue HıHJIH 6KT
COGOM ut, ÜOJIHOMT» JiaAy. OAHOK) M3rf>
1UMX'İ> upHMHH'B 6e3KOHetJ
AoycoöHut H nepeAptırf. cjiyasnıt O5UKHO'JPHHO
Pa3po3HeHHocTt KypACBHxı> njieMeuTb H noa-
H06 OTcyrcTBİe cpeAM HHK'B co^HAapnocTii 3iıa-
ocaaÖJiaıOT'i; Ty poju», KOTOpyıo KypAM
6 u urpaTt BII JKH3HH Typei^Karo rooy-
, H, BMICTB e t T^üTb, o6jerqaroi"B Ty-
peu,Kofi aAMMHHCTpauİH nocTeneHHoe aoA^HHeiıie
cBoeMy B*A"6HIıO Bcero HypAHCTaHa
B Mory noBTopHTb eme pa3-B, ı T O 212
apMHucBİe arfrraTopbi, BO BCSKOM t
99

212 4AH Bce BoaMoatHoe, «as co3Aanis ueBoo5pa3H-


Moft aHapxiu, s a B t upe/jjiora nx.n Bsıhnr.ne^b-
CTB& AepsaB'B. PaaBHTİe fite aHTHapMfiucsaro

T. fioımfc ceHTHÖpa 1895 ro^a, B-B ÖT-


8a QOxoatAeHİa ap5iaHCKiixıJ tnae^i,,
pa8rpaÖKja vb apMiiacKİn cejieHİti, B'L

JReHhl, H Bl> KOTOptIX1., BOOÖme, HMİİ.1H OCHO-

apeAaojıaraTS u.xı> npncyTCTBİe


Fiyatı: 600 TL.

You might also like