Professional Documents
Culture Documents
BÖLÜM
YAPI GÜVENLİĞİ KAVRAMI
Bir yapıda aranan en önemli özellik, yapıda öngörülen yüklerin
olası en elverişsiz etkimesi durumunda tamamen veya kısmen
göçmeden ayakta kalabilmesi ve kullanım yükleri altında yapı
elemanlarında aşırı deformasyon, çatlama ve titreşim
oluşmamasıdır.
Betonarme gibi davranışı son derece karmaşık olan bir
malzemeden oluşan yapıların güvenliği yalnızca hesap
yöntemlerine bağlı kalınarak sağlanamaz.
Tasarım ne denli kusursuz olursa olsun, özensiz ve denetimsiz
gerçekleştirilen bir yapı, öngörülen güvenliği
sağlayamayacaktır.
Yapı güvenliğinin temel amacı, dayanımın en az yük etkisine
eşit veya ondan daha büyük olmasını sağlamaktır.
Dayanım R ile ve yük etkisi de F ile gösterilirse, yapı
R≥F
güvenliği aşağıdaki gibi yazılabilir.
Çağdaş Yapı Güvenliği
Eğer dayanım ve yük etkisi ( R ve F )
determinist/belirlenebilen değişkenler olsaydı, bu
denklemlerle yapı güvenliği kolay ve doğru bir biçimde
saptanabilirdi.
Son yıllarda yapılan çalışmalar, her iki etkinin de rastgele
olaylar olduğunu göstermiştir.
Gerçek dayanımın hesaplarda varsayılandan değişik olması
aşağıdaki nedenlerden kaynaklanabilmektedir.
( Bu nedenleri artırmak mümkündür ).
►Yapı malzemesi dayanımları, hesaplarda öngörülen
değerlerden değişik olabilir.
►Betonarme yapı elemanlarının boyutları, tasarımda
öngörülenden değişik olabilir.
►Yapı malzemesinin dayanımı zamanla değişebilmektedir
(sünme, yorulma, korozyon gibi).
►Hesaba katılmayan veya büzülme gibi kesin hesaplanmayan
gerilmeler mevcuttur.
►Mesnet koşullarını tam doğru olarak belirlemek zordur.
►Hesap yöntemindeki yaklaşıklıklar da, yapının gerçek
dayanımının kesin hesabını olanaksız kılmaktadır.
Dayanım ve yük etkilerinin deterministik olmayıp rastgele
olaylar olması nedeni ile bu iki değişkene bağlı olan yapı
güvenliğinin deterministik yöntemlerle kestirilemeyeceği,
güvenliğin gerçekçi olarak saptanabilmesinin ancak
probabilistik / istatistiksel yöntemlerle sağlanabileceği,
dayanım ve bir çok yük türündeki değişimin normal dağılımla
ifade edilebileceği son 40 yıl içinde yapılan çalışmalar
sonucunda ispatlanmıştır.
Yanda normal dağılımı ifade
eden, klasik bir çan eğrisi
modeli görülmektedir.
Deterministik :
Belirlenebilen
Probabilistik : Olasılıkçı
Rk ≥ Fk
γm
γ m ≥ 1.0
Burada;
γ
γ f ≥ 1.0
m: Malzeme katsayısıdır.
Yarı probabilistik yaklaşıma göre yıkılma olasılığı aralığı
Fk = Fm + uσ
Karakteristik yük değeri Fk , kullanım süresince bu değerden daha
büyük değerler elde edilmesi ancak belli bir olasılıkla mümkün olan
değerdir.
Günümüz için yük yönetmeliklerinde öngörülen yüklerin, “karakteristik yük”
olarak kullanılması önerilmektedir. Bu durumda yönetmeliklerde
öngörülmüş olan yükler için tasarımcıyı Fm ortalama yük değerleri
ilgilendirmez.
Yüklere veya yük etkilerine uygulanacak katsayılar, söz konusu yük türünün
saptanmasındaki doğruluk derecesi dikkate alınarak belirlenir. Örneğin,
hareketli yüke oranla çok daha doğru hesaplanabilen öz ağırlığa
uygulanacak yük katsayısı, hareketli yüke uygulanana oranla daha küçük
olmalıdır.
Ayrıca, birden fazla yük türünün birlikte ele alındığı durumlarda, bu yüklerin
aynı anda karakteristik değerlerine erişme olasılığının düşük olması dikkate
Fd = γ g Gk + γ ij {Q jk + ∑ψ oi Qik }
Rd ≥ Fd
Sınır durumlar yönteminde uygulanan bu çağdaş
güvenlik yaklaşımı, hesapların çok daha gerçekçi
olmasını sağlayacaktır. Bu yöntemle ayrı karakterde
yüklere ayrı yük katsayıları, ayrı karakterde
malzemelere de ayrı malzeme katsayıları uygulamak
mümkündür.
(Bazı tür yükler diğerlerine göre daha doğru tespit
edildikleri için, bu yüklere değişik yük katsayıları
uygulamak hem daha gerçekçi hem de daha ekonomik
sonuçlar verir.)
Malzeme için de benzer durum söz konusudur.
Çelik dayanımında görülebilecek değişim betona
oranla çok daha az olduğu için ve çeliğin akma
dayanımına ulaşması ile oluşan kırılma, betonun
ezilmesi ile oluşan kırılmaya göre çok daha sünek
olduğundan; çeliğe, betona oranla daha küçük bir
malzeme katsayısı uygulamak son derece mantıklıdır.
b) Kullanılabilirlik Sınır Durumu
Fd=1.4G + 1.6Q
Fd=1.0G + 1.2Q + 1.2T
G : Öz ağırlık
Q : Hareketli yük
T : Farklı oturma, sıcaklık değişimi, büzülme gibi şekil
değiştirmeler nedeniyle oluşan yük etkisi olup; bu tür
etkilerin ihmal edilemeyeceği durumlarda dikkate
alınır.
b) Rüzgar Yükünün Söz Konusu Olduğu
Durumlarda:
P1 partisi (G1,G2,G3)
P2 partisi (G2,G3,G4)
P3 partisi (G3,G4,G5)
.
.
.
P partisi
Betonun kabul edilebilmesi için, her parti ortalamasının
aşağıda verilen koşulu sağlaması gerekir.
f cm ≥ f ck + 1.0 MPa
Ayrıca, herhangi bir grup ortalaması da aşağıda verilen
koşulu sağlamalıdır.