You are on page 1of 10

Yönetim Kavramı

Yönetim her şeyden önce bir sanattır çünkü yönetim, insan tarafından icra edilir.
Bunun yanı sıra yönetim kavramının tanımı konusunda pek çok görüş mevcuttur. Bu
görüşlerin bir kısmı bu işin içinde yıllarını bu konuya adamış kişilerce bir kısmı da aslında bu
işle hiç ilgili olmayanlar tarafından yapılmıştır. Bu da yönetiminin tanımlanmasında bir kaos
ortamı oluşturmaktadır. Yönetimin ancak birden fazla kişinin varlığı ile ortaya çıkan ve bu
yönü ile ekonomik faaliyetten ayrılan sosyal bir faaliyet olduğu genel görüş olarak kabul
edilmektedir. Yönetim kavramının dilimizdeki karşılığı sevk ve idare etmek olarak
kullanılmaktadır.

Yönetici

Başkaları vasıtası ile iş gören kişidir. Her insan doğası gereği farklı yaratılmıştır.
Yönetme sanatını icra eden kişi olarak da farklı yollardan başarıya ulaşmaya çalışırlar.
Bugüne kadar ortaya konmuş ve denenmiş yöntemlerin yanı sıra kendi bilgi ve becerilerini
de ortaya koyarlar. Yöneticilik diğer meslek dalları gibi bir sertifika alınarak bir okulda
okunarak elde edilmiş bir unvan değildir. Bu konuda eğitim alınabilecek yerler olmasına
karşın genel görüş yöneticiliğin kişinin kendi içinden gelen bir yetenek ile bütünleştiğinde
anlam kazandığıdır. Böylelikle işin içine profesyonel yöneticilik kavramı girer. Genelde bir
işletmenin sahibi aynı zamanda o işletmenin yöneticisidir. Bu tarz işletmeler küçük çapta
işletmeler olabileceği gibi aile şirketleri de böyledir. Profesyonel yönetici ise işletmenin
sahibi olmayıp girişimcinin yaptığı işleri yerine getiren ve bunun karşılığında maaş alan
kişidir. İşletme için hayati karaları alabilecek pozisyonda bulunan ve en üst düzeyde
işletmeyi idare eden kişiler CEO (Yöneticilerin başı) olarak anılırlar.

Organizasyon

Organizasyon iki anlamda kullanılabilir. Birincisi bir yapı, iskelet önceden planlanmış
ilişkiler topluluğu anlamına gelen organizasyondur. İkincisi ise bu yapının oluşturulması
sürecini, bir seri faaliyeti, organize etme faaliyetini ifade eder. Yapı ise, organizasyonun
temel amaçları doğrultusunda personelin birbiri ile ilişki kurmasını sağlayan bir çevredir.
Organizasyonun oluşmasının sebebi belirli amaçların ancak birden fazla kişi ile ve grup
olarak gerçekleştirilebilmesidir.
Davranış

Organizasyonlarda insanların davranışlarını anlamaya ve açıklamaya çalışan bir


disiplindir. Organizasyonun yapısını inceleyen çalışmalar genelde formal yapıyı araştırırken,
davranışı esas alan çalışmalar organizasyondaki in-formal yapıları araştırır. Yönetici,
başkaları vasıtasıyla amaçlara ulaşmaya çalışan bir kişi olduğundan davranış konusu ile
yakından ilgilenmek zorundadır.

Kültür ile Yönetim Ve Organizasyon İlişkileri

İşletme kültürü yani örgüt kültürü, kurumsal kimlik, kültürel değişim gibi konular son
zamanlarda en çok işlenen konular olmuştur. Her yönetim tekniği ve yaklaşımı ile bunların
uygulamada gerektirdiği kültürel özellikler birlikte düşünülmelidir. Her işletme
organizasyonu da bir küçük toplum, bir küçük sosyetedir. Dolayısıyla bu topluluğun da
paylaşılan değerleri ve kültürü vardır.

Organizasyon ve Organizasyon Yapıları

Organizasyon .yöneticinin amaçları için kullandığı bir araç ve yöneticilik oyununu


oynadığı bir alandır. Organizasyon ; iş ile iş – iş ile insan ve insan ile insan arasındaki
ilişkilerdeki düzen ve düzenlemeler olarak tanımlanabilir.

İş bölümü ve uzmanlık derecesi, formalleşme derecesi, kontrol alanı, departmanlaşma,


organizasyondaki kademe sayısı, merkezileşme Derecesi, çapraşıklık derecesi; emir komuta
ve kurmay organlarının oluşturulması; komite ve gruplar, İletişim Kanalları ve şekli gibi
unsurlar organizasyon yapılarını belirler.

Organizasyon yapıları bir nevi iletişim sistemi olarak da incelenebilir. İşletme


organizasyonlarında kullanılan ünvanları mesleki ünvanlar, örgütsel ünvanlar ve kadro
ünvanları üç grupta toplamak mümkündür. Ünvan, bir yönetim ve organizasyon aracıdır ve
işletmede bir fonksiyonu da vardır. Organizasyonlarda çoğu zaman ünvan kargaşaları
yaşanmaktadır. Şahıslara göre ünvanlar üretilebildiği gibi, para vermeden motivasyon
sağlama aracı olarak da kullanılabilmektedir.
Yöneticilik ünvanları konusunda kullanılan terimlerin gerek Türkçe gerekse İngilizce
kullanımında gösterdiği farklılıklar unvanlarda karmaşaya neden olmaktadır. Manager,
executive, CEO, COO, president, director, coordinator gibi terimlerin Türkçe karşılıkları
anlam karışıklığı yaratmaktadır.

Organizasyon teorileri ve yaklaşımlarından her biri organizasyonlara farklı bir açıdan


bakışı ifade etmektedir. Bu değişik bakışların incelenmesi, yöneticilerin karşılaşması olası
sorunları belirlemelerine yardımcı olacaktır. Organizasyonlarla ilgili teorilerden dört tanesini
şöyle sıralayabiliriz:

1- Klasik ( Geleneksel ) Yaklaşım


2- Davranışsal ( Neo_Klasik) Yaklaşım
3- Modern ( Sistem ve Durumsallık ) Yaklaşım
4- Modern Sonrası ve Çağdaş Yaklaşım

Klasik (Geleneksel) Yaklaşım

Klasik teori sürekli olarak açık ve seçik olarak belirlenmiş bir organizasyon yapısı ve
otorite ilişkileri ile etkinlik ve verimliliğin nasıl artırılabileceği konusunu ele almıştır.

a- Organizasyonda insan unsuru ikinci planda ele alınmıştır. Öncelik maddi faktörlere
verilmiştir.
b- Rasyonellik ve mekanik süreçler klasik teorinin hareket noktaları olmuştur. İnsanı
sisteme uyan pasif bir unsur olarak varsaymıştır.
c- Klasik teori, organizasyonları kapalı sistem anlayışı ile ele almıştır.

Bilimsel Yönetim Yaklaşımı

1900lü yılların başında F.W. Taylor’ un öncülük ettiği bu yaklaşım uygulamalarda


verimliliği arttırmış ve geniş kabul görmüştür. Bu anlayışın sonucu olarak zaman etüdü,
hareket etüdü, iş ekonomisi, teşvikli ücret sistemleri, iş standartları gibi çalışmalar yaygın
hale gelmiştir.
Yönetim Süreci Yaklaşımı

Klasik teorinin ikinci yaklaşımı olan Yönetim Süreci Yaklaşımının öncülüğünü Henri
Fayol yapmıştır. Bu yaklaşım organizasyon konularının yanında yönetimin bütün alanları ile
ilgili ilkeler geliştirmiştir. Yönetim faaliyetleri ; planlama, organizasyon, emir-komuta,
koordinasyon ve kontrol safhalarından oluşan bir süreçtir. Bu safhalardan her biri içinde
ilkeler geliştirilmiştir.

Organizasyon İlkeleri

Organizasyon ilkeleri, bir organizasyon yapısı kurulurken dikkate alınması gereken


ilkeleri Ifade eder. Ortam koşulları nelerdir? Bu koşullarda etkin çalışacak yapılar neler
olmalıdır? Bu yapının maliyet/ etkinlik karşılaştırılması nasıl karşılaştırılabilir? gibi soruların
cevapları aranır. Organizasyon plancısı ,organizasyon ilkelerinin yol göstericiliği ile bu
soruların cevaplarını arar.

Formal bir yapının kurulmasında, iş bölümü ve departmanlara ayırma ilkeleri


uygulanır. Departmanlara ayırmada çeşitli kriterler kullanılır. Bunları şöyle özetleyebiliriz.
1- Fonksiyon esasına dayanan organizasyon (departmanlaşma)
2- Mal (hizmet) time-line dayanan organizasyon
3- Bölge time-line dayanan organizasyon
4- Emir- Komuta birliği
5- Hiyerarşik yapı
6- Kontrol alanı
7- Yetki ve sorumluluk denkliği
8- Amaç birliği
9- Yetki devri

Bürokrasi Yaklaşımı

Alman sosyolog Max Weber tarafından geliştirilmiştir. Mikro açıdan bir örgüt modeli
olarak geliştirilmiştir. Başlıca özellikleri,

1- Fonksiyonel uzmanlaşmaya dayanan iş bölümü


2- Net bir şekilde belirlenmiş hiyerarşik yapı
3- İlke ve yöntemler
4- Gayri-şahsi ilişkiler
5- Teknik yetenek esasına göre personel seçimi ve terfi sistemi
6- Yasal yetki uygulanması

Davranışsal (Neo-Klasik) Organizasyon teorileri

Bu teorinin en önemli özelliği, klasik teorinin aksine insan unsurunu inceleme konusu
yapmış olmasıdır. Verimlilik teknik bir olay olduğu kadar, aynı zamanda bir insan olayıdır.
Howthorne etkisi, incelendiğini bilen kişilerin davranışlarını değiştireceğini ifade etmiştir.
Davranışsal yaklaşımla ilgili olarak geliştirilen modellerden bazıları ;

Douglas Mc Gregor X ve Y teorisi

X kuramına göre insan çalışmaktan hoşlanmaz,sorumluluktan kaçar, insana iş


yaptırmak için onu sıkı b,r şekilde kontrol etmek ve cezalandırmak gerekir. Y kuramına göre
çalışmak bir oyun kadar doğaldır, insan tembel değildir çalışma ortamı ve daha önce
yaşadıkları iş tecrübeleri böyle davranmalarına sebeptir, gerekli koşullar yaratıldığı takdirde
insan daha fazla sorumluluk almak ister ve insan kendini kontrol ederek ve yöneterek
organizasyonun amaçlarına ulaşmasına da yardımcı olur.

Rensis Likert’ in Sistem 1- Sistem 4 Modeli.

Likert, etkin ve etkin olmayan organizasyonları birbirinden ayıran yapısal ve


davranışsal faktörlerin neler olduğu ile ilgili araştırmalarında bir yöneticinin davranışlarının
bir uçta istismarcı otokratik, yardımsever otokratik, katılımcı, demokratik olarak
gruplanabileceğini göstermiştir.

Chris Argyris ‘ in Olgun ve Olgun Olmayan Kişi Modeli

Kişiler Argyris’ in ortaya koyduğu çizelge üzreinde olgunluk düzeylerine göre bir
noktada bulunabilirler. Klasik organizasyon yapıları, kişilerin olgun insan özelliklerine doğru
gelişmesini önleyici bir etki yapar. Yöneticilerin Mc Gregor’ un Y teorisini benimsemeleri
gerektiğini söylemiştir.

Neo Klasik teori, insan unsurunun özellikleri, davranışlar, gruplar, motivasyon,


yönetime katılma, tatmin gibi ana kavramlar üzerinde durmuştur.

Sistem Yaklaşımı

Sistem teorisi, belirli olayların, durumların ve gelişmelerin incelenmesinde kullanılan


bir bakış açısı, bir metot, bir yaklaşımdır. Tek başına yeni bir bilimsel disiplin değildir.
Sistem, belirli parçalardan oluşan bir bütündür. Belirli bir bütüne sistem yaklaşımı açısından
bakıldığında şu soruları sormak gerekir.
Bu sistemin önemli parçaları nelerdir? Bunları birbirine bağlayan ve uyumunu sağlayan
süreçler nelerdir? Sistemin gerçekleştirmek istediği amaçlar nelerdir? Yönetim olaylarını tek
tek incelerken bunun yanı sıra olaylar arasındaki ilişkileri ve etkileşimlerini de inceler.

Sistem Yaklaşımı ile ilgili temel kavramlar

Sistem ve Alt- Sistemler: Her sistem bir sistemin altı iken aynı zamanda başka bir
sistemi kağsayan bir üst sistem konumunda olabilir. Tüm sistemlerin evren ana sisteminin
içinde bulunduğu kabul edilir
.
Kapalı ve Açık Sistemler: Sistemler açık ve kapalı sistemler olarak iki şekilde
tanımlanabilir. Kapalı sistemler kısır bir döngü içinde dinamiğini hızla kaybetmeye mahkum
olarak durmaya, işlerliliğini yitirmeye mahkumdurlar. Çünkü dışarıdan girdi girişi bulunmaz.
Açık sistemler ise çevresindeki diğer sistemler ile ve içinde bulunduğu üst sistemi ile
etkileşim haline girer. Tam anlamıyla açık ve tam anlamıyla kapalı sistem teorik olarak
düşünülebilir gerçek mümkün değildir. İşletmeler de ne kadar açık sisteme yakın bir
organizasyon yapısı ve işleyiş yöntemleri kullanırlarsa ömürleri o kadar uzun olacaktır.

Dış Çevre: Dış çevre işletmenin içinde bulunduğu çevreyi ifade eder. İşletmenin
sınırları ile ayrıldığı çevredir.
Sistemin Sınırları: İşletmeler güçlerine ve etki edebileceklerini düşündükleri alanlara
göre bir sınır belirlerler. Böylelikle en verimli şekilde faaliyet göstermeyi amaçlarlar. Sınırlar
katı bir şekilde olabilceği gibi işletmenin durumuna göre esnek bir şekilde de olabilir. Sınırın
bir diğer amacı, giren ve çıkan girdilerin belirlenmesi. İçeride tutulup korunacakların ve dış
çevreye geri bırakılacakları belirlenmesidir denebilir.

Entropi ve Negatif Entropi: Entropi kapalı sistemlerin zamanla dışarıdan bir hareket enerjisi
bir etkileşim almayarak yavaşlaması ve durmasını; ölmesini ifade eder. Her sistemin bir
ömrü vardır ve bu kaçınılmaz bir durumdur. Negatif entropi ise bu durumu tesrie doğru
çevirecek ve sistemin ömrünü uzatmayı hedefleyen hareketleri ifade eder.

Değişkenler ve Parametreler
Dengeli Durum ve Dinamik Denge
İnput, Output ve Geri Besleme
Değişik İnput-Output İlişkisi

Çeşitli Sistemler ve Sistemlerin İncelenmesine İlişkin Yaklaşımlar

Mekanik-Biyolojik-Sodyal Sistemler
Deterministik ve Probabilistik Sistemler
Uyumcu-öğrenen Sistemler

Bir Sistem Olarak Organizasyon

Organizasyon bir açık sistemdir. Üç önemli özellik görülür. Bütüncü görüş,


organizasyon- çevre ilişkisi, bilgi akışının önemli rolü. Sistem yaklaşımının getirdiği en
önemli yeniliklerden birisi organizasyonları, çevreleri ile ilişkili bir açık sistem olarak ele
almasıdır.

Durumsallık (Koşul Bağımlılık) Yaklaşımı

Durumsallık yaklaşımı organizasyonun içinde bulunduğu çevrenin unsurları ile belirli


yönetim kavram ve teknikleri arasında fonksiyonel bir ilişki araştırmaktadır.Durumsallık
yaklaşımında ise böyle bir ilişki aranmaz. Sadece yöneticinin daha iyi karar verebilmesi için,
organizasyonun içinde bulunduğu durumu iyi tanıması gerektiği fikri mevcuttur. Bu
yaklaşıma göre organizasyon yapısı bağımlı bir değişkendir. Bütün koşullar için geçerli tek
bir iyi organizasyon yapısı yoktur.

Organizasyon yapısını etkileyen faktörler:


İçsel faktörler: Misyon/Vizyon, yapılacak iş, personelin niteliği, kullanılan teknoloji, amaçlar
Dışsal faktörler: Müşteriler, pazar Koşulları, rekabet, devlet müdahalesi, sosyal ve kültürel
koşullar.

Organizasyon Yapısı ve Durumsallık Yaklaşımı

Durumsallık yaklaşımı içinde yapılan araştırmalar, günümüzde işletme yönetimine ait


bilgi birikimine katkı yapan kilometre taşları durumuna gelmiştir.

Sorun organizasyon yapı ve süreçlerini etkileyen durum ve koşulların neler olduğu ve


nasıl incelenebileceği sorunu olmaktadır. Konuyla ilgili çeşitli uygulamalı ve teorik
araştıralar yapılmaktadır. Günümüze kadar durum ve koşullarla ilgili iki önemli factor
üzerinde durulmuştur. Bunlar çevre ve teknoloji faktörleridir. Ayrıca, büyüklük ve personel
niteliği üzerinde de durulmuştur.

Organizasyon ve Teknoloji

Organizasyonun kullandığı teknoloji, işletme içindeki pek çok sürecin işleyişini


etkileyecektir.Teknolojiyi, inputları outputlara çevirmeye yarayan teknik araçlar topluluğu
olarak da tanımlamak mümkündür. Teknoloji bir organizasyonda, kişileri, grupları örgütsel
ilişkileri ve yönetim tekniklerini etkiler.

Woodward Araştırması

Organizasyon yapı ve işleyişini teknoloji koşuluna bağlayan önemli bir çalışmadır.


Woodward araştırma konusu olan işletmelerin kullandıkları metot ve süreçlerini gruplamışlar
ve teknolojik düzeyi belirlemişlerdir.
Durumsallık yaklaşımının ulaştığı genel sonuç, çevre koşullarının özelliklerine bağlı
olarak organizasyon yapıları ve organizasyonda kullanılan çeşitli süreçler farklılık
göstermektedir.

Aston Grubu Araştırması

Woodward tan farklı olarak organizasyon içindeki her alt-sistemde mevcut olan birim
teknolojiyle ilgilenmiştir. Elde edilen sonuçlar Woodward araştırması sonuçlarını
desteklemektedir. Organizasyon büyüklüğünün artışı ihtisaslaşmayı ve formalleşmeyi de
arttırmaktadır.

Tavistock Enstitüsü Çalışmaları

Bağımsız ve çevresel bir değişken olan teknoloji ile bağımlı bir yönetimsel değişken
olan organizasyon yapısının belirlenmesi arasındaki ilişkileri gösteren bir çalışma olmuştur.

James Thompson ‘ ın Temel Teknolojileri Sınıflaması

Thompson bir organizasyonun kullandığı temel teknolojileri üç grupta toplamıştır.


Çözümletiyici teknoloji, bağlı teknolojiler ve yoğun teknoloji. Bu sınıflamada bir sonraki
grup bir önceki grup ve grupları da içermektedir.

Charles Perrow un Rutin /Rutin olmayan iş sınıflaması

Her durum ve her koşul kendine uygun bir organizasyon gerektirecektir.

Burns-stalker Çalışması

İşletmelerdeki organizasyon yapılarını mekanik ve organik olmak üzere iki grupta


sınıflandırmıştır.
Lawrence-Lorsch çalışması

Matriks organizasyonunun işleyişini güçleştiren nedenleri ortaya çıkarmıştır. Bir


organizasyon biriminin iç yapısı ilgili çevre koşullarının durumuna bağlı olarak şekil
alacaktır.

Emery-Trıst Çalışması

Çevre unsurunun kavramlaştırılması, sınıflandırılması ve organizasyon ile


ilişkilendirilmesi konusunda durumsallık yaklaşımının gelişmesine katkıda bulunmuştur.

Proje Organizasyonu

Üç ayrı organizasyon yapısını ele almıştır.


a- Klasik fonksiyonel organizasyon yapısı
b- Saf proje organizasyonu
c- Matriks organizasyon yapısı

Proje türü işlerin, klasik organizasyon yapıları içinde gerçekleştirilmelerinde


karşılaşılan güçlükler de yeni bir organizasyon yapısını ortaya çıkarmıştır.Bu yeni yapı proje
organizasyonu veya matriks organizasyon olarak gelişmektedir. Proje uygulamalarında
matriks yapı daha hakimdir. Matriks organizasyon yapısında dikey ve yatay ilişkiler üzerinde
durulmuştur. Matriks yapıdaki ilişkiler göz önüne alındığında bir proje yöneticisi için en
önemli güç kaynağı beşeri ilişkilerindeki yetenek olacaktır. Matriks organizasyon kişiler ve
gruplar arası çatışmalara açık olan hatta bunlara zemin hazırlayan bir yapıdır.

You might also like