Professional Documents
Culture Documents
Cil t 0 4
Anonim
Franszca Nshasndan eviren
ALM ERF ONARAN
Yaptn zgn Ad
KTB 'ALF LAYLA WA-LAYLA
Yaptn ngilizce Ad
ONE THOUSAND AND ONE NIGHTS
(ARABIAN NIGHTS)
ISBN: 975-414-142-8
lk Bask: AFA Yaynlar Austos 1992
Tarayan: Remaver
E-Kitap: spiderh
Dostum
Andr Gide'e
"Dedin ki..."
(Dnya Nimetleri)
Bunun zerine kalktm; yreim kederli, evime doru yollandm. Yolda, sadece kokusunun bile beni youn zevklere boan
ve beni cennette olduuma inandran sz konusu mendili aarak
kelerinden birinde harfleri birbirine giren gzel bir yazyla u
iirin yazl olduunu grdm:
Bu ince ve karmak yaz araclyla gnlmn tutkusunu ona duyurmak iin dert yanmaya altm. nk her yaz, onu tasarlayan ruhun kendi damgasn
tar.
Ama dostum, bana "Senin yazn neden byle, benim
baklarm incitecek kadar ince ve dolambal?" dedi.
Ona "Ben kendim, skntl ve azap iindeyim! Sen akn gsterdii yolu anlayamayacak kadar saf msn
yoksa?" diye yant verdim.
Ve mendilin teki kesinde de, dzgn iri harflerle u dizeler
yazl idi:
Ambere balanm inciler ve kskan yapraklar altnda utanarak pembeleen elmalar, dilerinin ve ayva
tyleri altndaki yanann aydnln ancak anlatabilirler.
Ve eer sen lm aryorsan, onu, saysz kurbanlar
verdirmi olan siyah gzlerinin ar baknda bulacaksn. Ama aradn sarholuksa, sakinin datt
arab bir yana brak! Asl sakinin kzaran yanayla
8
sarho ol!
Ve ayet onun tazeliini tanmak istiyorsan, mersinler
onu sana verecekler ve krlganln dallarn krlganlnda bulacaksn!
Tam o srada, ey efendim, akn akn yrrken, yine de sonunda, ortalk kararnca eve ulam olduumu anladm. Ve amcamn kzn, gzyalarna boulmu olarak otururken buldum;
ama, beni grnce, hemen gzyalarn sildi ve yanma gelerek
soyunmama yardm etti; ve tatl bir sesle gecikmemin nedenlerini sordu ve bana, tm arllarn, emirlerin, byk tacirlerin ve
dierlerinin ve de kad ve ahitlerin uzun sre gelmemi beklediklerini, ama kimsenin gelmediini grerek doyuncaya kadar
yiyip itikten sonra kp gittiklerini syledi. Sonra da "Babana
gelince, bu durum onu byk bir hiddete srkledi ve evlenmemizin gelecek yla kadar geri braklacana yemin etti! Ama sen
ey amcamn olu, syle bana, neden byle davrandn?" diye ekledi.
Bunun zerine ona "unlar, unlar bama geldi" dedim. Ve ona
serveni tm ayrntlaryla anlattm. Bunun zerine, kendisine
uzattm mendili eline ald ve zerinde yazl olanlar okuyunca, pek ok gzya dkt. Sonra da bana "Seninle hi konumad m bu kz?" dedi. Kendisine "Sadece iaretler yapt; bense
bunlardan bir ey anlamadm. Senin beni aydnlatman isterdim"
diye yant verdim. Ve sz konusu iaretleri ona tekrarladm. Bana "Ey benim sevgili yeenim, benden gzlerimi isteseydin, senin uruna onlar yerinden sker karrdm! Bundan dolay, bil
ki, ruhunu rahatlatmak iin, tm varlmla sana hizmette bulunmaya ve senin zihnini kurcalayan ve kukusuz sana tutulmu bulunan bu kadn ile buluman kolaylatrmaya hazrm. nk
9
daha nice gzel ve kutsanm geceler olacak!" dedi. Bunun zerine arpan yreimi yattrmaya ve heyecanm bastrmaya altm, ve yeenimden izin alarak evden ktm. O glgeli sokaa ulanca, heyecann doruuna ulaarak sz konusu kanepeye
gidip oturdum. Ve de oturur oturmaz pencerenin aldn grdm, ve hemen bamn dndn duyumsadm. Ama kendimi
toparladm ve pencereye doru baktm, ve gen kzn belirdiini
grdm. Bu tapnlas yz grnce sarsldm ve titreyerek kendimi kanepenin zerine braktm. Gen kz, gzlerinde belirli bir
parlaklkla bana bakmay srdrd; elinde de gze batar ekilde
bir ayna ile al bir mendil tutuyordu. Ama birdenbire, hibir sz
sylemeden, giysisinin yenlerini kaldrd ve omuzlarna kadar
kollarn at; sonra elini aarak be parman aralayp gslerine dokundu; sonra aynay ve al mendili tutarak ellerini pencereden darya uzatt; ve kaldrp indirerek mendili kez sallad; sonra mendiliyle burma ve katlama hareketleri yapt; ve ban bana doru eerek uzun uzadya bakt ve canl bir hareketle
geri ekilerek pencereyi kapayp gzden kayboldu. Hepsi bu
kadar! Hem de tek bir sz bile sylemeden! Aksine! Beni yle
tahmin edilemez bir aknlk iinde brakt ki, orada kalaym
m, gideyim bilmiyordum; ve kuku iinde, saatlerce o pencereye bakarak geceyarsna kadar orada kaldm. O zaman, tedirgin
bir halde eve dndm; gzleri alamaktan kzarm, keder ve
boyun emenin damgas yzne vurulmu zavall yeenimi, beni beklerken buldum. Ve de kudretim tkenmi olarak, acnacak
bir halde, yere dtm. Ve yeenim, hemen yanma koarak beni
kollarna alp gzlerimi pt; giysisinin yenleriyle gzyalarm
sildi ve ruhumu yattrmak iin bana, iek suyuyla hafife kokulandrlm bir bardak urup iirdi; sonra sakin bir edayla btn bu gecikmemin ve kederli halimin nedenlerini sordu.
11
insan yenileyen bir su sesi veriyordu. Bu havuzun hemen yanbanda, sedef kakmal byk bir taburede, zerine ipek rt konulmu gm bir tepsi, hal zerinde de, piirilmi topraktan
srla parlatlm bir testi, bunun ince uzun kulpunda da altn yaldzl billur bir bardak asl bulunuyordu.
Bunlar grnce, ey gen efendim, yaptm ilk i byk gm
tepsinin zerindeki rty kaldrmak oldu. rtnn altnda bulunan lezzetli eyler hl gzmn nndedir. Gerekten orada...
Anlatsnn burasnda, ehrazat, sabahn belirdiini grm ve
izin alarak sylemekte olduu szlere son vermi.
Ama Yz On Altnc Gece Olunca
Demi ki:
Vezir Dendan, ah Dav-l-Mekn'a anlatmakta olduu yky
yle srdrm:
Gerekten, orada, baharla enilendirilmi, kokular saan, altn
sars renginde drt kzarm pili; ilkinde portakal suyuyla kokulandrlm, dvlm fstk ve tarnla bezenmi muhallebi;
ikincisinde, glsuyuyla ezilerek lezzetlendirilmi kuru zm;
ncsnde -ah, hele bu ncs!- her bir yufkas sanat eseri
olan ekenar drtgen biimindeki baklava; drdncsnde, zerine cmerte dklen ar urupla neredeyse patlayacak hale
getirilmi kadayfla dolu drt byk porselen tabak bulunuyordu. Tepsinin br yarsnda, benim ok beendiim meyveler:
arzu uyandrdklarnn deta bilincinde olan, olgunluktan hafife
burumu incirler; aa kavunlar, limonlar, taze zmler ve
19
Sen gittin ey Aziz, bu dnyann hangi sevinci kald benim iin ve hangi zevk, bundan byle yaam bulacak?
Ah! Bana kim, sevgilinin yreinin benimki gibi akn
ateinden ve alevlerinden eriyip bittiini syleyecek?
Ama, beni grr grmez, Azize canllkla ayaa frlad ve gzyalarn silerek ok tatl szlerle beni karlayp giysilerimi karmakta yardmc oldu ve bana unlar sylemek zere birok
kez burnunu ekti ve "Vallahi! Ey amcamn olu, giysilerinde
kalan koku, hi de seven bir kadnn kokusu deil! Haydi bana
olan biteni anlat!" dedi. Ben de acele onu honut ettim. Bunun
zerine yz ok endieli bir hal ald ve bana korkulu bir edayla
"Vallahi! Ey Aziz, artk senin sorununu sakin karlayamyorum.
imdi, bu bilinmeyen kadnn seni byk skntlara sokarak denemeye kalktndan korkmaktaym. Bil ki, gerekten, plak
karnna koyduu tuz, tutkulu bir k olarak seni, uykuya ve
yorgunlua yenildiin iin pek yavan bulduu anlamndadr.
Bylece, sevgili Azizim, bu kadn konuuna kibarlk gsterecek
ve onu yavaa uyaracak yerde, bylece kmseyerek tavr alyor ve onun yiyip imek ve uyumaktan baka eye yaramadn
gstermek istiyor. Ah! Tanr seni acmasz ve kalpsiz olan bu
kadmn akndan korusun!" dedi. Ben, bu szleri duyunca, gsm dvdm ve "Sulu olan benim; nk Allah da biliyor ya,
bu kadn hakldr, klar uyumazlar. Ah! Hatamla, bu uursuzluu kendi zerime eken benim. Ltfen, syle bana ey amcamn kz, imdi ne yapaym? Ah! Syle bunu bana!" diye haykrdm.
Zavall yeenim Azize, beni ylesine seviyordu ki, bylesine zldm grnce, acmann son snrlarna ulat ve...
22
24
Baheye ulanca, bir gn nceki gibi, salonun ok gzel bir ekilde aydnlatlm olduunu ve bu salonda, yiyecekler, tatllar,
meyveler ve ieklerle donatlm byk bir tepsi bulunduunu
grdm. Bu ieklerin, yiyeceklerin ve tm bu lezzetli eylerin
kokusu burnuma ancak ulamt ki, kendimi tutamadm ve her
eyle karnm iyice doyurdum ve srl testiden itim. Ruhum son
derece holatndan, karnm iinceye kadar yeniden itim. O
zaman doyuma ulatm. Ama bunu hemen izleyerek gz kapaklarm kapanmaya balad; uykuyla savamak iin parmaklarmla
onlar ak tutmaya altm, ama bouna! O zaman kendi kendime "Uyumayacam!" dedim. Ve bir yastk alp bam yasladm. Ama bu, benim ertesi sabaha kadar uykuya dalmam iin
yetti; ve kendimi o harika salonda deil, herhalde seyislerin kullanmalarna ayrlm sefil bir odada uzanm buldum, ve karnmn zerinde de bir koyunun ak kemiini, yuvarlak bir topu ve
hurma ekirdekleri ile keiboynuzu tanelerini; yanbamda da
iki dirhem ve bir bak buldum. Bunu grnce, aknlk iinde
ayaa kalktm ve btn bu artklar zerimden iddetle silkerek
ve bama gelenlerden hiddete kaplm olarak hemen eve dndm ve orada u dizeleri ikyeti bir edayla okuyan Azize'yi
buldum:
Gzlerimden dklen yalar! Yreimi erittiniz ve bedenimi srkleyip gtrdnz.,
Ve sevgilim gittike daha fazla kyc oldu! Ama onca
gzel olan sevgili iin strap ekmek tatl deil midir?
Ey Aziz, yeenim! Ruhumu tutkuyla doldurdun ve iimde strap uurumlar atn!
25
valanp inmelerinin ve salon boyunca lgnca kap kovalamacalarn birbirine kart bir sevime abasna giritik. yle ki
sonunda kz, tkenmiesine ve arzudan lrcesine kollarma
dt; o gece, deta gnlmce tatllklar getiren ve duygularm
iin enlik oluturan bir gece oldu. airin dedii gibi:
Nee doluydu o gece ve bahtmn tm geceleri iinde
kolay ve tadna doyum olmaz letafetteydi! arap barda da bir an bile al rengini terk etmedi. O gece,
uykuya "ek git! Sanyor musun ki, gz kapaklarm
seni arzulayacak?" Bacaklara ve gm kalalara da
"Yaklan bakalm!" dedim.1
Ama sabah olunca, ondan izin istemekteyken, beni bir an durdurdu ve bana "Biraz bekle! Sana gstermek istediim bir ey
var..." dedi.
Anlatsnn burasnda ehrazat sabahn belirdiini grm ve
yavaa susmu.
Ama Yz On Dokuzuncu Gece Olunca
Demi ki:
30
31
32
Azize'nin lm
Bunun zerine eve, annemin yanna geldim; rahmetli bahtsz yeenim hakknda yreimin acyla dolu olduunu duyumsadm.
Annem de yanma gelip bana "Olum, zavall Azize'nin yreini
paralayacak kadar ona kar seni kusurlu klan nedenleri artk
bana anlatman istiyorum. nk, ey olum, ona her ne kadar
hastalnn nedenini sordumsa da asla bana aklamak istemedi
ve zellikle sana kar tek bir ac sz bile sarf etmedi; aksine, senin iin, sonuna kadar, hayr dualar okudu. Ey Aziz, Tanr rzas
iin bu bahtsz byle lme srkleyen eyin ne olduunu bana
anlat!" dedi. Ona "Ben mi? Hibir ey yapmadm" dedim. Ama
annem srar ederek bana "Tam can verecei srada onun baucundaydm. O srada bana dnd ve bir an iin gzlerini aarak
bana 'Ey amcamn ei, benim kanmn bedelini kimseden sormamas iin Tanr'ya yakarlarda bulundum ve yreimi kyma
uratanlar balamasn diledim! te artk gerekten fani bir
lemden ebedi bir leme geiyorum!' dedi. Ben de ona 'Kzm,
lmden sz etme! Tanr yaknda ifan verir!' dedim. Ama bana
ac bir glmseyile bakt ve 'Ey amcamn ei, senden olun
Aziz'e, unutmamasn dileyerek son vasiyetlerimi nakletmeni rica ediyorum. Gittii yere her ulatnda oray terk etmeden nce u szleri sylesin: lm ihanetten daha tatl ve yedir!' dedi. Sonra da 'Beni bylece mutlulandrr ve ldkten sonra da,
tpk yaarken yaptm gibi, onu gzetirim!' szlerini ekledi.
Sonra yastn kaldrp altndan, sana vermekle beni grevlendirdii bir ey kard; ama bunu sana, en has duygulara ulap,
lmne gerekten zlp gnlden piman olduunu grmeden vermeyeceime dair de yemin ettirdi. Ben de olum, bu eyi
senin iin titizlikle sakladm ve ileri srd koulun yerine geldiini grdm zaman onu sana vereceim!" dedi.
36
O "Ey ocuk! Ey gafil! Gryorum ki senin, biz kadnlarn yapabilecei tm ihanetlerden hi haberin yok! Ama zerinde durmak istemiyorum. Yalnz bil ki, benim ellerimden kurtuluunu
yeenine borlusun. Bununla birlikte, gen olsun, yal olsun,
bundan byle, benden baka hibir kadna ne bir bak ne de bir
szle hitap etmemen kaydyla seni balyorum. Yoksa, bana
ok felaketler, evet, pek ok felaket gelir! nk seni nasihatlaryla destekleyen kii ldne gre, artk seni benim ellerimden ekip kurtaracak kimsen olmayacak. Bu koulu unutmamaya ok dikkat et! Bir de senden bir ricam olacak!" dedi.
Anlatsnn burasnda ehrazat sabahn belirdiini grm ve
yavaa susmu.
Ama Yz Yirmi Birinci Gece Olunca
Demi ki:
"Bir de senden bir ricam olacak!" deyince ben de "Ne gibi?" dedim. "Gidip ziyarette bulunmak ve zerini rten taa birka kederli sz yazmak zere beni zavall Azize'nin mezarna gtrmeni istiyorum" dedi. Ona "Allah nasip ederse yarn gideriz!" diye
yant verdim. Sonra geceyi birlikte geirmek zere onunla yattm; ama geirdiimiz saatler boyunca, boyna bana Azize hakknda sorular sordu ve bana "Ah, niin bana onun amca kzn olduunu sylemedin?" deyip durdu; ben de kendimce ona "Sras
gelmiken, 'lm, ihanetten daha tatl ve yedir' szlerinin anlamn bana aklar msn?" diye sordum. Ama o, bu konuda bana
bir ey sylemek istemedi.
39
dalarn rahatlatanlar hakkndaki 'Kim ki bu dnyann dertlerinden bir derde uram Mslman kardeini kurtarrsa, Allah,
br dnyada onun gnahlarndan yetmi ikisini siler!' szlerini
de bilirsin!" dedi. Bunu duyunca onun isteini abucak yerine
getirmek zere ona "Yolu aydnlatmak ve klavuzluk etmek zere nmden yr!" dedim. Yal kadn da nme geti ve birka
adm sonunda, bir konan kapsna ulatk.
Bu kap antsal byklkteydi ve kzl bakrdan olup ilemeli
bronzla kaplanmt. Kapnn nnde durdum; yal kadn ieriye Farsa seslendi. Ve hemen, nasl geldiini anlayamadan, ivedi bir hareketle, plak ayaklaryla ykanm mermerlere basarak
ve slatmak korkusuyla alvarnn ularn elleriyle dizinin zerine kadar kaldrm olan gle yzl, kvrak ve tombul bir kz
nmdeki yar ak kapda belirdi. Beyaz kollarn da omuzlarna kadar, kuytusunda koltuk altlar grnr ekilde svamt.
Ben artk onun, aldan stunlar gibi baldrlarna m, yoksa billur gibi kollarna m hayran olaym bilemiyordum. nce topuklar deerli talarla zenginletirilmi altn halhallarla evriliydi ve
narin bilekleri k saan bir ift ar bilezikle donanmt; kulaklarnda hayran olunacak gzellikte inci kpeler; boynunda,
deer biilmez mcevherlerden katl bir gerdanlk; salarnn
zerinde serpitirilerek elmaslar ilenmi ince kumatan bir barts vard. Her halinden, zellikle farkna vardm gmleinin gevek ukurlu alvarndan kan ularna bakarak, bize kapy amadan nce, olduka ho bir aba iinde bulunmu olabileceini dndm. Her ne olursa olsun, gzellii ve harika kalalar beni alabildiine dndrd; ve kendime karn airin u
szlerini hatrladm:
44
Annesinin, her biri elinde bir meale tutan drt resmi ahit ile
hemen koup geldiini grdm; det olan selamlamalardan
sonra, bunlar ilerleyip epeevre oturdular.
Bunun zerine gen kz, grenee gre abucak rtsn yzne indirip izarna3 brnd; ve ahitler abucak szlemeyi kaleme aldlar; kz cmerte benim muaccel ve meccel mehrler 4
iin on bin dinar dediimi yazdrd, ve bu miktar paray aldna dair vicdan ve Tanr's nnde ikrarda bulundu. Ve geldikleri
ekilde selam verip giden ahitlere geleneklere gre belirli cretlerini dedi. Annesi de ortadan kayboldu.
O zaman drt kemeri camla donanm byk salonda ikimiz yalnz kaldk.
Anlatsnn burasnda ehrazat, sabahn belirdiini grm ve
yavaa susmu.
Ama Yz Yirmi Drdnc Gece Olunca
Demi ki:
Drt kemeri camla donanm byk salonda ikimiz yalnz kaldk. O zaman gen kz ayaa kalkt, soyundu ve zerinde sadece
ince bir gmlekle yanma geldi. Ne gmlekti o yle! Ve ne ilemeleri vard! zerinde effaf donu da vard; ama onu abucak
syrp att; ve beni elimden tutarak yatan bulunduu keye
gtrd; birlikte altn yatan zerine atldk; nefes nefese bana
"imdi buna hakkmz var. Yasal olan eyde hibir utan yoktur"
dedi. Ve beni zerine ekti; sonra uzun uzadya inledi; bunu b3
4
50
yk bir titreme izledi, sonra da apknca krtkanlklar... Sonunda, ince gmleini belinin zerine doru kaldrd.
O zaman ben de artk uzun sredir tuttuum arzumu engelleyemedim; ve dudaklarn emdikten sonra, yar kendinden gemi,
geriye doru kayklm ve gz kapaklar alp kapanrken, derinden derine iine iledim. Ve airin u deyilerinin sihirli kesinliini kantladm:
Gen yavru bahede giysisinden soyununca, baklarm karnnn zerinde rahata dolat, ey baheler!
Sabrm ve yaamm kadar dar ve almas g olan giri yerini buldum. Yine de gcm kullanarak oraya
girdim, ama ancak yarya kadar. Bunu grnce, derinden i ekti, ona sordum:
"Neden byle i ekiyorsun?" diye; "br yars iin,
ey gzmn nuru!" diye cevap verdi.
Gerekten, bu i bir kez yerine getirilince bana "stediin gibi
davran, ben senin boynu eik klenim. Git! Gel! Al onu! Ver
onu! Ya da baka ekilde! Yaamm sana bal! stersen ver onu
bana, kendi elimle iime sokaym; iimdeki ate yatsn!" dedi.
Ve plerin, rpnmalarn, hareketlerin ve birok kez iftlemenin iinde i ekilerini, inlemelerini srdrd. yle ki, haykrlarmz sadece evi doldurmakla kalmad, tm soka velveleye verdi. Bundan sonra, sabaha kadar uyuduk.
51
al sesini duydum. Ve ta iimden "Ya Allah!" diyerek bir kran haykn kopardm.
Kap bir kez alnca, gelecek senenin hamur ileri, eker ve her
trden yeni besini tayan birok hizmetkr ve hamaln ieriye
girdiini grdm. Bunun zerine srayarak, elimden geldiince
abuk, sokaa ve zgrle atlmak istedim. Ama o beni giysimin eteinden tutarak durdurdu ve bana "Aziz, nankr Aziz, hi
deilse akama kadar, bir yl nce evime girdiin saate kadar
bekle!" dedi. Ben de biraz daha sabretmek zorunda kaldm. Ama
akam olur olmaz, ayaa kalkp kapya yneldim. Bana kap eiine kadar elik etti ve ancak kap sabahleyin yeniden kapanmadan dnmek zere yemin ettirdikten sonra, ayrlmam iin izin
verdi. Bunu yerine getirmekten baka arem olmadndan, bar
ve dua zerine olas Peygamber'in klc, Kuran ve Snnet-i erif zerine boanmayacama dair yemin verdim.
Ve sonunda evden kabildim ve ivedi anamla babamn evine
yollandm; ama ilkin yeni eimin Kurnaz Delile'nin kz dedii
sevgilimin bahesine urayarak... Ve ok ararak, bahenin her
zamanki gibi ak olduunu ve dip tarafta fener yanmakta bulunduunu grdm.
Bun grnce strap ekercesine duygulandm ve de epeyce
kzdm; ve iimden...
Anlatsnn burasnda ehrazat, sabahn belirdiini grm ve
yavaa susmu.
Ama Yz Yirmi Beinci Gece Olunca
Demi ki:
54
56
Bunun zerine ayaa kalkt ve ocan zerine, iine ya ve yumuak peynir koyduu kzl bakrdan bir tencere koymaya gitti;
peynirin kaynar yada erimesini bekledikten sonra bunu alp beni kle kadnlarn nezaretinde yatmakta olduum yere dnd.
Yaklap eildi ve alvarm kard; onun bu davranyla korku
ve utanca brndm, ve beni byk bir titreme ald; bama gelecekleri anlayverdim. Karnm akta brakarak yumurtalarm
yakalad ve mumlanm bir iple ta kknden balad; ularn iki
kleye verdi, ve onlara kuvvetle ekmelerini emretti; kendisi de,
eline bir ustura alarak keskin bir vurula, zellikle hasretini ektii erkeklik organm kesiverdi.
yldmda, karnmn altnn bir kadnnki gibi dmdz olduunu grdmdr; kleler de yaramn zerine iinde yumuak
peynirin kaynad ya srmekte idiler; bylece kanmn ak
dinmekte gecikmedi. Bu i yapldktan sonra, gen kz bana yaklat ve susuzluumu dindirmek iin bir bardak erbet verdi ve
aalar gibi bir edayla "imdi geldiin yere dn artk! Benim
iin hibir ey ifade etmiyorsun, hibir ie yaramazsn; nk
ihtiya duyduum tek eyi senden alm bulunuyorum! Arzum
da yatt!" dedi. Ve beni ayaa kaldrd ve "Hl bann omuzlarnn zerinde bulunduunu grmekle mutlu sayabilirsin kendini!" diyerek evinden kovdu.
Bunun zerine ben, dertle dolu, adm adm ilerleyerek gen eimin evine kadar srklendim; ak bulduum kapya ulanca,
sessizce ieri girdim ve byk salondaki iltelerin zerine olanca arlmla dtm. Hemen koup gelen eim, beni solgun
grerek dikkatle yoklad ve beni, servenimi ona anlatmaya ve
kesilmi olan organ yerini kendisine gstermeye zorlad. Uradm kayb yeniden anlaynca, bir kez daha baygn dtm.
Ayldm zaman, kendimi byk kapnn alt yannda, sokakta,
uzanm yatar buldum; nk karm da, bir kadna benzer durumumu grnce, beni evinden dar attrmt.
O zaman, bu sefil durumda, kendimi toparladm ve kendi evime
doru yollandm; orada kendimi, oktandr urumda alayp duran ve nerelerde dolatm bilmeyen annemin kollarna attm.
Beni hkrarak barna bast ve solgun ve son derece zayf bir
halde bulunduumu grd...
59
yerine getirecek eyleri bana ulatrd. Sonra, bir kez elinden geleni yapnca, sevecenliinin teki belirtilerini gstermekte gecikmedi; ve yanma oturarak bana "Allah'a krler olsun yavrum, bana daha ar felaketler gelmesinden seni koruduundan
ve de yaamn kurtarm olduundan tr!" dedi ve bu szleri
ben tamamen yatncaya kadar srdrd durdu, ama ruhumun
tedirginlii bir trl dinmedi.
Bunun zerine, bir gn, annem, yemekten sonra gelip yanma
oturdu ve etkileyici bir sesle bana "Olum, sanrm ki, zavall
Azize'nin sana verilmek zere bana brakt veda hatrasn sana vermenin artk zaman geldi; lmeden nce, sende onun uruna matem tuttuunun gerek iaretlerini grdmde ve kapldn yolsuz ilikiden kesinlikle kurtulduunu anladmda verilmesini vasiyet etmiti" dedi. Sonra da bir kutu ap iinden bir
paket, onun iinden de, Emir Tac-l-Mlk, imdi nnde bulunan ikinci gazelin ilendii deerli kuma kard. Kenarna ilenmi olan dizeleri gryorsun:
zerine oturup ezmen iin yreimi arzunla doldurdun; gzlerimi, sen yatp uyurken baucunda gzetlemekle grevlendirdin! Gzlerimin nnde ve yreim
arparak, senin akna yabanc dler yaaman izledim; oysa benim gzlerim ve yreim senin arzunla
eriyordu!
Hemirelerim, Allah iin! lmden sonra mezar tama yle yazn: "Ey Allah'n yollarndan geen kii,
bu toprakta bir ak klesi yatmaktadr!"
61
nlleri avutan, ahane aalarla donanm bir bahe kapsna ulatm. Kap nndeki peykede bahenin yal bekisi olduu
anlalan, iyilik taan yzyle saygn bir ihtiyar grdm. Bunun
zerine ona doru ilerledim; allagelen selamlamadan sonra
ona, "Ey eyh, bu bahe kimindir?" diye sordum. Bana "Hkmdarn kz Sitt-Dnya'nndr! Ey gzel delikanl, istersen girip biraz gezebilir, iek ve bitkilerin kokusunu soluyabilirsin!"
dedi. Ben de ona "Sana ok teekkr ederim! Ama, ey eyh, youn ieklerle donanm bir tarhn ardnda bekleyerek, hkmdarn kz gelince kirpiklerim arasndan bir tek bakla sadece
bir an iin onu grerek gzlerimi enlendirmeme olanak salayabilir misin?" diye sordum. Bana "Olmaz vallahi!" dedi. Bunu
duyunca kendisine ylesine yalvardm ki, bana sevecenlikle bakp, sonra da elimi tutup benimle baheye girdi.
Bylece birlikte yrmeye koyulduk; beni slak yapraklarla glgelenmi ok ho bir yere gtrd; ve meyvelerin en olgun ve
en lezzetlilerini toplad. "Al bunlar ye! Sadece Dnya Hatun
bunlarn lezzetini bilir!" diyerek meyveleri bana verdi. Sonra da
bana "Otur uraya! Birazdan dnerim!" dedi. Bir an iin yanmdan ayrlp kzartlm bir kuzuyla geri dnd ve beni kendisiyle
yemek yemeye ard; en lezzetli paralar benim iin ayrarak
ve byk bir iyilikseverlikle bana sundu. Ben onun bunca iyiliinden arm, ona nasl teekkr edeceimi bilememitim.
Oturup yemeimizi yer ve dosta konuurken, bahe kapsnn
tatl bir sesle aldn duyduk. Bunu duyan ihtiyar beki, canl
bir konumayla bana "abuk! Ayaa kalk, u sk yapraklarn
arasna saklan! Ve de hi kprdama!" dedi. abucak onun dediklerini yaptm.
65
67
Ve kervanla birlikte lkeme dnmek zere yola ktm. Ve baban Sleyman ah'n egemenliindeki bu topraklara da byle
ulatm, ey Tac-l-Mlk! te benim ykm budur! Demi.
Emir Tac-l-Mlk hayran olunas bu yky iitince...
Anlatsnn burasnda ehrazat, gnn belirdiini grm ve yavaa susmu.
Ama Yz Otuzuncu Gece Olunca
Demi ki:
ittim ki, ey bahtgzel ahm, byk vezir Dendan, Konstantiniyye kuatmas srasnda ah Dav-l-Mekn'a anlatt yknn gen Aziz'in serveniyle ilgili blmn bitirince, yknn
imdi greceimiz gibi, Aziz'in karmadan edemedii geri kalan blmn de yle anlatm:
68
72
Bir saat sonra, burnu sanki yerlere kadar uzam olarak geri gelmi; ve hkmdara "Ey yzyllarn ve zamann hkmdar, gidip hanmm Sitt-Dnya'nn huzuruna vardm; ancak kendisine
vezir efendimizin isteklerini anlatr anlatmaz, gzleri hiddetle
dolarak oturduu yerden ayaa kalkt ve hemen eline bir tokmak
alarak kafam krmak zere ardmdan kotu. Bunu grnce olanca hzmla kap kurtuldum; ama kaplar boyunca ardmdan kouyor ve bana, "Babam, her eye karn beni zorla evlendirmek
istiyorsa, bilsin ki, evleneceim kii, yzm asla ak olarak
gremeyecektir; onu kendi ellerimle ldrr; sonra da kendi yaamma son veririm!" diye haykryordu.
Ba haremaasnn bu szlerim iitince...
Anlatsnn burasnda ehrazat, sabahn yaklatn grm ve
yavaa susmu:
Ama Yz Otuz Birinci Gece Olunca
Demi ki:
ittim ki, ey bahtgzel ahm, ba haremaasnn bu szlerini
iitince Sitt-Dnya'nn babas olan hkmdar, vezire ve Aziz'e
"te kendi kulanzla iittiniz. Dolaysyla Sleyman ah'a
selamlarm gtrn ve kzmn evlenmekten duyduu deheti
kendisine aklayarak durumu anlatn. Allah tm gvenlikle yurdunuza ulamanz salasn!" demi.
Bunun zerine vezir ile Aziz, kutsal grevlerinin olumsuz sonucunu grerek Yeil Kent'e dnp Sleyman ah'a iittiklerini
bildirmek iin abucak yola kmlar.
74
ona hayrlar dilemi ve ruhunun doyumluluu ve gvenlikle yeniden aralarna dnmesi iin iyi dileklerde bulunmu. Saraydaki
be yz kadn da hngrdeyerek, sayg ve sevecenlikle baktklar Tac-l-Mlk'un annesinin yresinde alamaya koyulmular.
Ama Tac-l-Mlk hemen annesinin dairesinden km ve dostu Aziz'i ve yal vezir yannda olduu halde, yola kma emri
vermi. Aziz'i alar grnce ona, "Niin alyorsun kardeim
Aziz?" diye sormu. O da "Kardeim, iyice hissediyorum ki, artk senden ayrlamam; ama zavall annemin yanndan ayrlal da
epey zaman oldu. Ve katldm kervan lkeme dndnde, annem de beni teki tacirler arasnda gremeyince ne yapacak acaba?" demi. Tac-l-Mlk "Sakin ol, Aziz! Amacmza ulama
yolunu bulduktan sonra Allah'n izniyle lkene dnersin!" demi. Ve yola koyulmular.
Tac-l-Mlk'u oyalamak iin onlara hayranlk uyandran ykler anlatan bilge vezirin yoldalnda durup dinlenmeden yol
almlar. Aziz de Tac-l-Mlk'a stn deerde iirler okumu
ve ak zlemi ve klar zerine yaklm bin kadar dize arasnda unlarn da bulunduu, sihir dolu doalamalar sylemi:
Sana lgnlm anlatmaya geliyorum sevgili ve akn beni ocuksu ve yaam urunda delikanl kldn...
Ey yolunda gzya dktm sen! Geceleyin, ruhumda hatran canlandryorum; ve sabah, uykuyu hi
tatmam alnmdan fkryor. Oh! Bunca ayrlktan
sonra dn ne zaman olacak?
76
Bylece bir aylk bir yolculuktan sonra Kfur ve Billr Adalar'nn bakentine ulamlar ve byk tacirlerin bulunduu arya girmiler. Tac-l-Mlk daha o andan balayarak kayglarnn
hafiflediini duyumsam ve neeli vurular yreini canlandrm. Aziz'in grne uyarak byk hana inmiler; vezirin kentte onlar iin bir ev tutmasn beklerken, kendileri iin alt kattaki
btn dkknlar ve yukar kattaki tm odalar kiralamlar; ve
denkleri dkknlara sralamlar. Handa drt gn dinlendikten
sonra, byk ipekiler arsndaki tacirleri grmeye gitmiler.
Yolda giderlerken vezir, Tac-l-Mlk ile Aziz'e "Her eyden
nce yapmamz gereken ve onsuz asla beklenen amacmza ulaamayacamz bir ey dnyorum" demi. Onlar da "Seni
dinlemeye hazrz, nk yallarn esinlemeleri boldur, zellikle, senin gibi tecrbeli olurlarsa!" diye yantlamlar. Vezir de
"Fikrim udur ki, mallarmz mterilerin gznden uzak bir
handa kapal tutacak yerde, ey Emir Tac-l-Mlk, tacir olarak
sana ipekiler arsnda byk bir dkkn aalm. Mallarn
gstermek ve satmak iin sen dkknn giri blmnde oturursun; Aziz de dkknn dip tarafnda kumalar karp gstermek
zere yer alr. Bylece, sen ok yakkl olduundan, Aziz de
daha aa durumda olmadndan, ksa srede dkkn arnn
mterisi en bol tecim1 yeri haline gelir" demi. Tac-l-Mlk
da "Hayran olunacak bir fikir!" diye yantlam. Ve onu zengin
bir tacire dntren gzel giysilerine brnm, ardnda Aziz,
vezir ve tm hizmetileri olduu halde, byk ipekiler arsna dalm.
Tacirler Tac-l-Mlk'u geerken grnce, gzelliinden gzleri
kamam ve mterileriyle ilgilenmeyi terk etmiler: kuma
kesmekte olanlarn makaslar havada kalm, sat yapmakta
olanlar mterilerini savsaklam. Ve hepsi birden birbirlerine
1
77
79
82
84
yapt bir iaret zerine, kadnn onurunu gzeterek ayaa kalkm ve en tatl glyle glm. Sonra da onu hal zerine oturmaya arm ve de onun yanna oturarak, kadna, serinlii hissederek rahatlayncaya kadar yelpazeyle hava salamaya koyulmu.
Bunu gren yal kadn, Tac-l-Mlk'a "Yavrum, sen ki tm
gzellikleri, tm incelikleri kendinde toplamsn, sen bural msn?" diye sormu. Tac-l-Mlk da konumasndaki tm incelik, temizlik ve ekicilikle "Vallahi! Ey hanmm, srf ziyaret
ederek elenmek zere geldiim bu lkeye bundan nce hi
ayak basmamtm. Zamanmn bir parasn alp satmakla dolduruyorum" demi. Yal kadn da "Kentimizin zarif konuu,
ho geldin! Uzak lkelerden mal olarak neler getirdin? En gzellerini bana gster, nk gzel, gzellii eker!" demi. Tacl-Mlk, onun tatl szlerinden ok etkilenmi, teekkr anlamnda glmsemi ve "Dkknmda senin houna gidecek mallardan baka bir ey yok; bunlar hkmdar kzlarna ve senin gibi kimselere layk eylerdir!" demi. Yal kadn "Ben de tam
hkmdarmz ehriman'n kz Dnya Hatun'a bir urba iin gzel bir kuma satn almak arzusundaydm!" demi.
Uruna onca yolu kat ettii kiinin adnn anldn iitince Tacl-Mlk, artk kendini tutamayarak Aziz'e "Aziz, mallarmz arasnda en gzel, en zengin olanlar abuk bana getir!" diye haykrm. Bunun zerine Aziz, duvara gml olan bir dolab am ve oradan tek bir boha karm. Ama nasl bir bohaym
bu, bir bilseniz! Bohay oluturan kuma, altn saaklar olan,
zerine yumuak renklerle ku ve iek desenleri, ortasna da
dans eden sarho bir fil ilenmi, am kadifesindenmi. Ve bu
bohadan insann ruhunu sarho edici bir koku yaylyormu.
Aziz bunu Tac-l-Mlk'a getirmi; o da bohay am ve buradan tek para halinde, ancak bir huri ya da gz kamatran bir
88
sultan iin tek giysi oluturacak bir kuma karm. Ancak Tanr'dan esinlenerek uyumlu dizeler syleyen airler onu tanmlayabilir ya da onu zenginletiren talar ya da argacn3 rten ilemelerini sayabilirmi. Kendisini saran boha dnda, sadece
kuma, en azndan yz bin altn dinar edermi.
Bunun zerine Tac-l-Mlk, kuman gzelliine mi yoksa siyah gzl delikanlnn taplas yzne mi bakacan bilemeyerek aran yal kadnn nnde kuma am. Tacirin genliinden gelen sihrin etkisiyle kartlam gvdesinin canlandn
ve kalalarnn atelendiini duyumsam; ve hemen orackta
ap arasnda hatr saylr bir kanma arzusu duymu.
Sonunda konuabilecek duruma gelince, tutkuyla slanm gzlerini Tac-l-Mlk'a dikerek ona "Uygun bir kuma bu. Sana
ne kadar deyeceim?" diye sormu. O da eilerek "Seni tanm olmann mutluluuyla malmn karln gereinden fazla
alm oldum" diyerek cevap vermi. Bunu duyan yal kadn
"Ey gzel ocuk, senin kucana uzanan ve kollaryla seni saran
kadna ne mutlu! Ama sana layk olabilecek kadnlar nerede?
Bana kalrsa, yeryznde buna layk ancak tek kii var! Syle
bana ey gen karaca, senin adn nedir?" diye haykrm. O da
"Benim adm Tac-l-Mlk'tur" deyince, yal kadn "Ama bu
ancak hkmdar oullarna verilecek bir isimdir. Nasl olur da
bir tacir, Hkmdarlarn Tac4 adn alabilir?" demi.
Bu szleri duyan ve o ana kadar hibir ey sylememi bulunan
Aziz, dostunu skntdan kurtarmak iin sze kararak yal kadna, "Anas ile babasnn ok sevdikleri tek oullar olduundan ona, hkmdar ocuklarna verilebilecek bir isim vermiler!" demi. Kadn da "Kukusuz! Eer gzellik bir hkmdar
3
4
89
bir dilei yoktur ki?" demi. Ve abucak ayaa kalkp Tac-lMlk'un dkknna komu.
Tac-l-Mlk onun geldiini grerek yreinin sevinten kanatlandn duyumsam ve gs rahatlayp ferahlam; iinden
"Bu i oldu!" demi. Yal kadna da "Tek bir isteim var: Kendisine yazacam bir mektubu Sitt-Dnya'ya gtr ve bana ceva91
bn getir!" demi; kadn da "ittim ve itaat ettim!" yantn vermi. Bunun zerine Tac-l-Mlk Aziz'e "Bana bakr hokkay,
kt ve kalemi ver!" diye seslenmi. Aziz, istediklerini getirince, u mektubu uyumlu dizeler halinde kaleme alm:
Bu mektup, bekleyi derdiyle yanan bir yrein klleri
arasndan eeleyerek bulduum pek ok ve eitli eyler getirecek sana, ey yce varlk! lk satra iimi yakan atein iaretlerini koyuyorum; ikincisine arzumu
ve sevgimi; nc satra yaamm ve sabrm; drdncye tm scaklm; beincisine sevindirilmeye
muhta yreimin sonsuz tutkusunu; ve altnc satra
bir buluma dileini!
Sonra, mektubun altna imza yerine gemek zere unlar yazm:
Gzelliine adanarak uyumlu dizeler halinde yazlan
bu mektup, derin arzularnn esiri olan ve derdinin kafesinde tutuklu bulunan, ikencelerinden hasta den
ve baklarnn zlemini eken tacir Tac-l-Mlk'un
elinden kmtr.
Sonra mektubunu okumu; onu kumla kurutmu, katlam, hizmetinin karl olarak eline iinde bin dinar bulunan bir kese
sktrarak yal kadna vermi. Yal kadn da, onun baarsn
dileyerek abucak hanmnn yanna gelmi; o da kendisine "Pekl! Benim iyi kalpli dadm, syle bakaym, tacir, gidip babamdan yerine getirilmesini isteyeceim ne gibi bir dilekte bulun92
du?" diye sormu. Yal kadn da "Aslnda, ey hanmm, ne istediini ben de bilmiyorum, ieriini bilmediim u mektubu verdi bana!" demi. Ve mektubu kendisine vermi.
Dnya Hatun mektubun ieriini anlaynca "Ah, kstah tacir!
Nasl olur da gzlerini benim seviyeme ykseltmeye cesaret
edersin?" diye haykrm. Sonra hiddetle ellerini yzne arparak "Bu ala, dkknnn nnde astrmalym!" demi. Bunun
zerine yal kadn, masum bir tavrla "Bu mektupta seni bu kadar kzdracak ne var ki? Yoksa tacir, sz konusu kuma iin
olmayacak bir bedel mi istiyor?" diye sormu. O da "Felket!
Aktan ve tutkudan baka bir ey yok bu mektupta" demi. Yal
kadn "Gerekten pek kstahm; sen de bu davrann srdrrse, neler yapabileceini sert bir yantla ona anlat!" demi. O
da "Evet ama, bu onu daha fazla yreklendirmez mi?" demi.
Yal kadn da "Yok canm! Ancak akln bana getirir!" diye
yantlam. Bunun zerine Sitt-Dnya "Bana hokkam, kt kalemimi ver!" demi ve kouklu ve uyakl olarak unlar yazm:
Gecelerin yldzna hibir lmlnn ulaamayaca
belliyken, sen o yldza ulamay dleyen bir krsn!
Ve ben senin gzlerini amak iin, seni topraktan bir
testi olarak ekillendiren ve el dokunmam yldzlarn
sonsuz bakirliini yaratann gereklii zerine yemin
ederim.
Kstaha nerini bir daha tekrarlarsan, lanetli bir
aacn gvdesinden yaplma bir daraacna astrrm
seni! Bylece tm kstahlara rneklik etmi olursun!
93
Sonra mektubu kapatarak yal kadna vermi; o da bunu hemencecik bekleyile yanp tutuan Tac-l-Mlk'a gtrm;
Tac-l-Mlk da, ona teekkr ettikten sonra, mektubu am ve
gz geirir geirmez, byk bir zntye kaplm ve kederli bir
tavrla yal kadna "Beni lmle tehdit ediyor; ama ben lmden korkmuyorum; nk yaam bana daha ekilmez geliyor. Ve
lm gze alarak, ona cevap vermek istiyorum!" demi. Yal
kadn da "Benim iin ok deerli olan yaam zerine yemin ederim ki, sana yardm edecek ve tm tehlikeleri seninle paylaacam! Haydi mektubunu yaz ve bana ver!" demi. Bunun zerine
Tac-l-Mlk, Aziz'e "Anamza bin dinar ver! Biz de kendimizi
Gc Byk Tanr'ya emanet edelim!" diye haykrm. Ve kt
zerine aadaki dizeleri yazm:
te, benim akamki dileime karlk, o beni lmle
ve atla tehdit ediyor; bilmiyor ki, lm huzurdur; ve
Baht'n izdii yol neyse, ancak o olur.
Allah iin! Acmas, akn insan gznn bakmaya yreklenemeyecei ok ykseklerde olduunu ve ok temiz olanlara zg bulunduunu sanmaktan biraz daha teye geemez mi?
Ey arzularm! Bouna harcanan arzularm! Artk baka ey dilemeyin! Ve brakn ruhum, umutsuz tutkusunda gmlsn!
Ama sen ey tayrekli kadn, gnl zntsnn bana
hkmetmesine raz olacam sanma! Ve bundan byle maksatsz bir mrn acsna katlanmaktansa, umutlarmla birlikte ruhumun da uup gitmesini ye tutacam!
94
95
97
Aldanyorsun, ey saf kii, sultanna inan! Yoksa korkun karanlklarn kargalar yaknda, kara kanatlarn rparak seni bekleyen mezarn yresinde dne dne lm haykracaklar!
Sonra kd katlayp zarfa soktuktan sonra, onu yal kadna
teslim etmi; o da, ertesi sabah onu Tac-l-Mlk'a vermek iin
abucak saraydan ayrlm.
miler.
Ama ei, tohum gagalamay brakarak yrekli bir rpnla eini
kurtarmaktan baka ey dnmez olmu. Ve gagasyla ve bayla, tm gayretini harcayarak dikkatsiz eini avc gelip yakalamadan adan kurtarma baarsn gstermi. Ve onunla birlikte uarak havada bir gezinti yapm, sonra yeniden gelip an yresindeki tohumlar gagalamaya balam.
Yeniden erkek gvercin, diisinin yresinde dolamaya balam; durup dinlenmeden zerine binmek isteyen erkeinden saknmak isterken dii, farkna varmadan tuzaa epeyce yaklam
ve sonunda o da tuzaa kaplm. Bunu gren erkek gvercin diisinin durumuyla ilgilenmekten uzak, teki kularla birlikte kanat ap umu; ve diisini ylece brakp kubazn gelip onu yakalayarak boynunu koparmasna neden olmu.
Bu d gren ve heyecanla uyanan Dnya Hatun, beni arp
gzyalar iinde ve titreyerek grdklerini anlatt; ve szn
bitirirken 'Tm erkekler birbirine benzer; ve insanlar hayvanlardan da beterdir; bir kadnn onlarn bencilliklerinden bekleyebilecei hibir ey yoktur! Byle olunca, ben de Tanr nnde, asla, evet asla onlarn bana yaklamalarnn dehetini duymayacama yemin ettim' dedi"
Emir Tac-l-Mlk yal kadnn bu szlerim iitince, ona "Ama, ey anamz, sen ona btn erkeklerin bu hain gvercin gibi
olmadklarn ve btn kadnlarn da onun sadk ve bahtsz ei
gibi davranmadn sylemedin mi?" demi. Kadn da "Hibir
ey onu yumuatamad; ve o zamandan beri kendi gzelliine
hayran, tek bana yaad" diyerek cevap vermi. Tac-l-Mlk
"Ey annemiz, senden rica ediyorum, benim hemen, lm pahasna da olsa, hi deilse bir kez onu grmem ve bir tek bakyla
ruhuma ilediini duymam gerek! Bunu bana sala!" demi.
101
Bunun zerine yal kadn ona "Bil ki, ey gzmn nuru, Dnya
Hatun'un oturduu sarayn alt katnda, sadece onun gezintilerine
zg bir bahe vard; oraya kendisi, sadece ayda bir kez, nedimeleriyle gelir; ve gelip geenlerin gzlerinden kendini saknmak iin gerekli nlemleri aldktan sonra, oraya gizli bir kapdan girer. Hatun'un bu ziyaretine tam bir hafta kald. Seni oraya
ulatrmak iin ben kendim yol gstereceim ve sevgilini sana
gstereceim. una da inanyorum ki, tm nyarglarna karn
Hatun seni bir kez grnce, senin gzelliine yenilmekten baka
bir ey yapamayacaktr: nk, ak bir Allah vergisidir ve onun
istedii zaman doar!" demi.
Bunu duyan Tac-l-Mlk biraz rahat nefes alm ve yal kadna teekkr ederek onu, artk hanmnn huzuruna kamayacana gre, evinde konuklamaya arm; ve birden eve gitmek zere yola koyulmular.
Yolda Tac-l-Mlk Aziz'e dnerek ona "Kardeim Aziz, dkkna gidip uraacak vaktim olmadndan, onu tm olarak sana
brakyorum. Sana ne uygun gelirse, onu yaparsn!" demi. Aziz
de iitip itaat ettiini bildirmi.
Bylece oturmakta olduklar hana gelmi ve vezire tm olup bitenleri anlatmlar ve de Hatun'un dnden ve ona rastlamak
zere iine girilecek baheden sz ederek grn sormular.
Bunun zerine vezir epeyce dnm, sonra ban kaldrarak
onlara "zm yolunu buldum! imdi ilkin gidip bahenin durumunu grelim!" demi. Yal kadn handa brakarak, hemen
Tac-l-Mlk ve Aziz ile birlikte Hatun'un bahesine gitmi.
Oraya ulatklarnda, kapda ihtiyar bir bekinin oturmakta olduunu grmler. Selam verip selam almlar. Bunun zerine vezir, her eyden nce, yal bekinin eline yz dinar ieren bir kese sktrm ve ona "iyi yrekli amca, bu gzel baheye girip
102
konusu edilen deseni izmi; sonra da ykl bir cret alarak oradan ayrlm.
Bunun zerine vezir, iki gen ve beki, naklarn etki ve tonlamalar stne deerlendirmeler yaparak bir sre daha oturmular. Tac-l-Mlk, her eye karn, hznlym; naklara dalgn dalgn baktktan sonra Aziz'e "Kardeim, dncelerimin ikencesinden kurtulmam iin bana birka dize daha syler misin?" demi; Aziz de unlar sylemi:
Tp bilimi zerine yazdklarnda bni Sina, unlardan
stn bir ifa arac olarak sz ediyor:
Ak aclarnn uyumlu bir arkdan ve bahelerde arap imekten baka ilac yoktur!
bni Sina'nn szlerini tuttum, ama sonu alamadm,
ne yazk ki! O zaman, baka aklara bavurarak bir
denemede bulundum; Baht'n bana gldn ve ifa
sunduunu grdm.
bni Sina! Sen yanldn! Akn tek ilac, yine aktr!
Bunu duyan Tac-l-Mlk, Aziz'e "airin belki de hakk var.
Ama, irade olmaynca, bylesine bir iyiletirme zordur!" demi.
Sonra ayaa kalkarak yal bekiyi selamlam ve yal stanay
bulmak zere hana geri dnmler.
Bir haftalk sre akp geince, Sitt-Dnya, alkanl gerei,
bahede gezintisini yapmak istemi. Ama, gezinirken, yal stannesini ne kadar zlediini fark edip kederlenmi ve onu dnmeye balam; o zaman, anas yerine koyduu bu kii hakknda insanla yaramaz ekilde davrandn anlam; ve he104
ve hatunun geiini beklemeye koyulmu. Ve Sitt-Dnya ile dads birdenbire ortaya kmlar.
Yal kadn yrrlerken, Sitt-Dnya'ya "Hanmm, sana bu gzel
aalarn, bu meyvelerin ve ieklerin grnn daha dinlendirici klmaya yardmc olacak bir ey sylemek istiyorum"
diyormu. Dnya da ona "Seni dinlemeye hazrm, benim iyi
yrekli dadcm" demi. Kadn da "Havadaki tatll ve bu
gzel tazelii keyfince tatman engelleyen btn bu hizmetkrlar saraya geri yollamalsn! Gerekte, senin iin bir sknt olmaktan teye gemiyorlar" demi. Dnya "Doru sylyorsun
stanneciim!" demi ve hemen, bir iaretle nedimelerini uzaklatrm. Ve bylece, sadece yal kadn kendisini izlemekte
iken, Tac-l-Mlk'un grlmez biimde gizlendii youn alla doru ilerlemi.
Tac-l-Mlk da Dnya Hatun'u grm; ve bir bakta gzelliinin farkna varm ve ylesine etkisi altnda kalm ki, orackta baylm. Dnya Hatun yolunu srdrm ve vezirin kubaz
olayn nakettirdii salona doru ilerlemi; ddsnn nerisine
uyup yaamnda ilk kez ieri girmi; nk o gne kadar saray
hizmetilerine ait bu yeri ziyaret merakna hi dmemi imi.
Bu nak grnce, Sitt-Dnya, aknln doruuna ulam ve
"Dad, baksana! Bu benim daha nce grdm rya, ama batan aa tersine evrilmi! Yarabbi! Aman Yarabbi! im nasl
titredi!" diye haykrm. Ve eliyle yreini bastrarak halnn zerine oturmu ve "Dad, aldanmyorum deil mi? Melun blis,
benim dlere inanacak kadar saf oluumla deta alay ediyor galiba!" demi. Dads da, ona "Zavall yavrum, yamn tecrbesiyle sana daha nce hatan aklamam mydm ben?" demi
106
dii kimse, ne mutlu ona!" demi; ve gizlice Tac-l-Mlk'a hemen baheyi terk etmesini iaret etmi. Tac-l-Mlk da anlayarak yolunu dar yneltmi; bu srada Dnya Hatun, onu gzleriyle izliyor ve dadsna "Dadcm, bende oluan bu deiiklii
fark ediyor musun? Ben, Dnya'nn, bir erkek grnce byle bir
tedirginlik duymas mmkn m? Bana akllca grlerini akla, dad!" demi. Yal kadn da "Allah seni eytan'n errinden
korusun! te hanmm, sen de bir tuzaa kapldn! Ama bir erkein gelip seni kurtarmas ne gzel olur, deil mi?" demi.
Dnya "Dadcm, benim iyi yrekli stannem! Sen beni bu
gen adama gtrmelisin! Bunu senden, sadece senden bekliyorum sevgili dadcm! abuk ko, ltfen onu ara, bul! Ve ite
sana bin dinar ve de bin dinarlk bir giysi! Beni reddedersen lrm!" demi. Yal kadn "Saraya dn, brak ben kendi bildiim
gibi davranaym! Sana bu hayranlk uyandrc birlemeyi gerekletireceime yemin ediyorum!" demi.
Ve hemen Sitt-Dnya'y terk ederek yakkl Tac-l-Mlk'u
bulmak iin dar km; kendisini gren Tac-l-Mlk da ona
bin dinar vererek sevincini belli etmi. Yal kadn da ona "unlar, unlar oldu!" diyerek Sitt-Dnya'nn duyduu heyecan ve
aralarnda geen konumalar anlatm. Tac-l-Mlk da "Ama
ne zaman buluacaz?" diye sorunca, kadn "Kukusuz yarn!"
cevabn vermi. Bunun zerine kadna bir urba ile bin altn dinar daha vermi; kadn da bunlar alarak ona "Seni uygun saatte
kendim gelip alacam!" demi. Ve hemen kendisini merakla
bekleyen hanmn bulmaya gitmi; hanm da ona "Dad, bana
dosttan ne haberler getirdin?" diye sormu. Kadn "Onun izini
bulmay baardm ve onunla konutum. Yarn elinden tutar sana
getiririm" diye yant vermi. Bunu duyan Sitt-Dnya sevincin
doruuna ulam ve stanasna bin altn dinar ile ayrca bin dinar deerinde armaanlar vermi. Ve o gece, de, tatl umut108
109
111
man'a yollam; eim olmak zere seni babandan istemiti. Bilmem hatrlar msn? Sen o zaman bu birlemeyi reddetmi ve elindeki tren asasyla sana bundan sz eden hadmaasn tehdit
etmitin! Pekl, bugn artk, gemite bizden esirgeneni gerekletirelim ve birlikte Yeil sfahan'a doru yol alalm!" demi.
Tac-l-Mlk ve Sitt-Dnya
114
ah ehriman, kimlii artk ortaya km olan gen Tac-l-Mlk'un lmne hkmetmekle geirmi olduu tehlikeyi anlaynca, ellerini ge kaldrp celladn kolunu durdurmu olduu iin
Tanr'ya krler etmi. Sonra da Tac-l-Mlk'a "Olum, ne
yapacan bilememi olan benim gibi yal bir kiiyi bala!
Ama kabahat benim uursuz vezirimindir; imdi onu urackta
kaza oturtacam!" demi. Bunun zerine Tac-l-Mlk onun
elini pm ve ona "Ey ah, seni babam sayarm! Asl ben senden, uyandrdm heyecan iin zr dilerim!" demi. ah da
"Hata bu namussuz hadmaasnndr; onu da iki dirhem etmeyen u rk tahta zerinde armha gereceim!" demi. Bunun
zerine Tac-l-Mlk "Hadmaas gerekten bunu haketti! Vezire gelince, ikinci bir kusuru grlnceye kadar onu balasanz iyi olur!" demi. Bunun zerine Aziz ile vezir araya girerek
korkudan altn berbat etmi olan hadmaasnn da balanmas iin ricac olmular. ah da vezirin hatr iin hadmaas Kfur'u balam. Bunun zerine Tac-l-Mlk "Yaplacak asl
nemli i, benim canm cierim olan kzn Sitt-Dnya'nn uram olduu korkudan bir an nce kurtarlmasdr!" demi. ah
da "Bunu, yanna gidip ben salayacam!" demi. Ama daha
nce veziri, emirleri ve mabeyincilerine Emir Tac-l-Mlk'a
elik edip hamama gtrmelerini ve ykanarak ferahlamasn
salamalarn emretmi. Sonra Sitt-Dnya'ya ait kke gidip onu
orada kabzasn yere dayad bir klc barna saplamak zereyken bulmu. Bunu grnce ah, akln uurur gibi olmu ve
kzna "Kurtuldu o! Babana ac kzm!" diye haykrm. Bu szleri duyan Sitt-Dnya klc kendinden uzaa frlatm ve babasnn elini pm; babas da olan biteni ona anlatm. Bunun
zerine kz "Sevdiimi grmedike rahatlamayacam!" demi.
Bunun zerine ah da, Tac-l-Mlk hamamdan dnnce, onu
abucak Dnya Hatun'un yanna getirmi. O da sevgilisinin boy119
Aziz ile Azize ve Tac-l-Mlk ile Dnya Hatun yklerinin anlatlmasn bitirince, Vezir Dendan, ah Dav-l-Mekn'dan bir
glsuyu erbeti imek iin izin istemi. ah Dav-l-Mekn da
ona, "Ey vezirim, yeryznde emir ve ahlara arkadalk edecek
senden daha deerli kii var mdr acaba? Gerekte, anlattn
yky ok beendim; ho olduu kadar, dinlemesi de zevk veriyordu!" demi. Ve ah Dav-l-Mekn, vezirine ahlk hzinesindeki en gzel hilat armaan etmi.
Konstantiniyye'nin kuatlmasna gelince...
Anlatsnn burasnda ehrazat, gnn belirdiini grm ve yavaa susmu.
121
saltanatm seninle paylamaya bile! Haydi konu ve Tanr da tann olsun!" demi. Bunun zerine yal klhanc ona "oktan
beri iimden geen bir eyi senden dilemek istiyorum; ama mnasebetsiz grnmekten de ok korkuyorum!" demi. ah da
ok zlerek ona "Kesinlikle bana bundan sz etmelisin!" demi. Klhanc "Emirlerin bam zerinedir. Ey ah, senin elinden, kendi kentim Kutsal Kent'te tm hamam klhanclarnn
genel bakanl beratn almak isterdim!" demi. Bu szleri duyunca ah ve tm orada bulunanlar ok glmler; klhanc da
dileinin ar bulunduunu sanm, ve bundan ok zlm.
Ama ah ona "Allah akna! Benden baka bir ey dile!" demi.
Vezir Dendan'da ayn ekilde klhancnn yanna yaklaarak
bacan imdiklemi ve gz krparak sanki "Baka bir ey dile"
demek istemi. Bunun zerine klhanc da "yleyse ey zamann
ah, kendi kentim Kutsal Kent'te, tm pler derneinin eyhi olmay dilemekteyim!" demi. Bu szleri duyunca, ah ve
orada bulunanlar ylesine glmler ki, bacaklar havaya frlam; ve ah klhancya "Bak, babacm, benden, sana layk ve
gerekten zahmete deer bir istekte bulunmalsn!" demi. Klhanc da "Korkarm ki, bunu bana salayamazsn!" yantn vermi. ah "Tanr sayesinde her ey mmkndr!" demi. Klhanc da "yleyse beni, rahmetli arkn'n yerine am Sultan ata!"
demi. ah Dav-l-Mekn da "Gzm zerine!" diyerek yant
vermi. Ve hemen orackta klhancnn am Sultan olarak atanma fermann yazdrm ve kendisine yeni sultan olarak Zablakn El-Mcahit adn vermi. Sonra da Vezir Dendan' yeni sultana am'a kadar grkemli bir alayla elik etmek, sonra da rahmetli kardei Emir arkn'n kz Talihin Kudreti'ni birlikte getirmekle grevlendirmi Ve yola kmadan nce, klhancyla vedalam; onu kucaklayarak yeni uyruklarna kar iyi ve adaletli
olmasn tavsiye etmi; sonra orada bulunanlara "Burada bulunup da benden sevgi ve sayglarn esirgemeyenler, Sultan El125
Zablakn'a armaanlar vererek sevinlerini kantlasnlar!" buyurmu. Ve hemen Dav-l-Mekn'n kendi eliyle sultanlk urbasn giydirdii yeni sultann yresi armaanlarla dolmu; ve tm
hazrlklar bittikten sonra, ah Dav-l-Mekn ona, zel korunmas iin be bin Memluk ve krmz deri ve altnla donanm
bir tahtrevan tamak iin hamallar salam. Ve bylece, ad
Sultan El-Mcahit El-Zablakn olmu olan hamam klhancs,
muhafzlar, Vezir Dendan, Rstem, Trke ve Behrimen emirler
tarafndan izlenerek Badat'tan km ve saltanat srecei
am'a ulam.
Yeni sultann ilk ii, Badat'a gtrlecek olan kk ece rahmetli emir arkn'n kz Talihin Kudreti'nin hizmetinde bulunmak zere on gen kz ve on zenci kle kz ayrmak olmu; ve
aralarnda saf glyalar, byk kutulara konulup azlar rutubete kar iyice mhrlenmi kays reelleri ve de Badat'a kadar bozulmadan gtrlmesi ok g, ince bir zevkle yaplm
tatllar bulunan baka pek ok armaan hazrlatm. Bunlar arasnda, karanfil taneleriyle kokulandrlm bir uruba yatrlarak
billurlam hurmalarla dolu yirmi byk kp ve ayrca am'n
en iyi tatlclarna zellikle yaptrlm yirmi kutu yaprak halinde hamur ii tatl ve yirmi kutu da baka eit tatl varm. Ve
bunlarn hepsi, am kentinin en usta dokumaclarnn altn tellerle ssleyerek dokuduu ipek kumalar ieren ykler, deerli
silahlar, zeri altn ilemeli bakr kpler hari, krk deve yk
tutmu.
Btn bu hazrlklar bittikten sonra Sultan El-Zablakn, Vezir
Dendan'a da, gm ii zengin bir armaan vermek istemi; ama
vezir "Ey Sultan, sen bu lkede henz yenisin, bu gmleri bana armaan etmekten daha iyi ilerde kullanabilirsin!" diyerek
kabul etmek istememi. Sonra kervan yola km ve bir ay sonunda, Allah'n salad gvenle, hepsi sa salim Badat'a ula126
128
129
Ama, bu gnden balayarak "Ardnda hayrl evlat brakanlar lmezler!" ataszn yalan karmamak iin size u yky anlatacam:
130
en Knmekn ve yeeni Talihin Kudreti gerekten bydke ylesine gzellemiler ki, Ya Allah!.. Endamlarnn
biimi gittike daha ho olmu, gelien bedenlerinde esiz bir
orant belirmi; ve gerekte, onlar ancak meyveyle ykl iki dala ya da gz kamatran iki aya benzetebiliyorlarm. Ve her birinden ayr ayr, zellikle Talihin Kudreti'nden sz ederken insann akln bandan alacak her eyin bulunduunu sylemek gerekirmi. ahane yalnzlnda, tm gzlerden uzak, teninin beyazl soylu, boyu tam da gerektii gibi incecik ve elif harfi gibi dimdik; kalalar, youn arlnda kesinlikle tapnlas; tkr stten, araptan tatl ve tm tatllar kskandracak kadar
lezzetli imi. Ve nar rengindeki dudaklarndan kan szleri, olgun meyveler dile gelse o denli tatl syleyemezmi. Yanaklarna gelince, yanaklar iin gller bile kendilerinden stn olduunu itiraf edermi. Onun hakknda airin yazd u dizeler ne kadar doruymu:
Yreim, sarho ol! ukurlarnzda raks edin ey gzlerim! te O! Onu yaratann tm zevklerini dile getiriyor!
Gz kapaklar, onlar daha da koyulatracak srmeye meydan okuyor! Ay! Ay! Baklar yreimi Emirl-Mminin'in klcymasna, ayn keskinlikle yarp
geiyor.
131
132
133
Byk mabeyinci ei Nzhet'e "Gen Knmekn'n epey zamandr ergenlik yana ulam bulunduunu biliyorsun herhalde!
imdi de kzn Talihin Kudreti zerinde erkekliini denemek
istiyor. Bu durumda onlar, buluma umutlarn kracak ekilde
birbirinden ayrmak gerek! nk rann atee yaklamas ok
tehlikelidir. Bundan byle kznn yzn rtl tutup haremden
dar kmamas gerekir. nk artk kzlarn rtnmeden dar
kamayaca yaa ulat! zellikle de ikisinin haberlemelerini
nlemek iin ne gerekiyorsa yap! En kk bir nedenle, gen
adamn sapklk eilimlerine kaplmamas iin nlem almaya
kararlym!" demi.
Bu szleri duyan Nzhet, alamaktan kendini alkoyamam ve
kocas kp gidince, yeeni Knmekn' bulmaya gitmi ve byk mabeyincinin fkesinden onu haberli klm. Sonra da ona
"Ey kardeimin olu, bununla birlikte bil ki, senin gizlice Talihin Kudreti ile buluman, ama sadece kapdan grmeniz artyla olanaklar salayacam. Bundan dolay Tanr sana yardmc olana kadar sabretmelisin!" demi. Ama Knmekn, bu haberi
iitince tm ruhunun alt st olduunu duyumsam ve "Tek bama kendi hkmmde olmas gereken bir sarayda artk bir an bile
yaayamam! Bu sarayn benim alaltlmama tanklk eden talarna artk katlanmayacam!" diye haykrm. Sonra hemen orackta giysilerinden soyunmu, bana bir dervi takkesi, omuzlarna da eski bir bedevi harmanisi geirerek annesi ve teyzesine
veda edecek zaman bile ayramad bir abuklukla saraydan ayrlp kentin kaplarna doru yollanm; torbasnda da tm yol
az olarak gnlk bayat bir ekmekten baka bir ey yokmu. Kentin kaplar alnca, kentin dna kan ilk kii o olmu; tm ayrldklarna veda oluturacak ekilde, u dizeleri
okuyarak byk admlarla oradan uzaklam:
135
Artk hi korkmuyorum, ey kalbim; arpabilirsin, hatta krlabilirsin gsmde; gzlerim artk hznlenmeyi unutacak, ruhumda da merhamet yer bulamayacak!
Akla arlam yreim, iradem, sana karn bklmeyecek, alaltlmay kabul etmeyecek; katlm karsnda bedenim eriyip gitse bile!
Bala beni kalbim! Sana acrsam, kudretim ne olur
ki! Ateli gzlerin etkisiyle yolunun deitirilmesine
katlanan kii, sonradan lmcl yaralar almaktan ikyet edemez.
Snrsz yeyzn vahi sraylarla dolamak istiyorum, gzelim ana, geni dnyay; biricik ruhumu,
canlln ortadan kaldrabilecek her eyden kurtarmak iin!
Yiitlerle, kabilelerle dveceim; galibiyetlerimden
saladm ganimetlerle zenginleeceim ve geri dneceim: ve tm kaplar bana alacak!
nk, iyi bil ki ey saf yrek, hayvann deerli boynuzlarna sahip olmak iin, ya hayvan boyun edirmek ya da onu ldrmek gerek!
Gen Knmekn, kentinden ve yaknlarndan bylece kat srada anas, olunu btn gn gremeyince, onu, bo yere arayp
durmu. Sonra oturup alayarak en kyc dncelerin penesinde dnn beklemi. Ama, ikinci, nc ve drdnc
gnler gemi; hi kimse Knmekn'dan haber alamam. O zaman annesi kendi dairesine kapanarak alayp szlam ve derdi136
Syle bana, kle Sat, topuu nlayan ngrakla dolanm, bazen bizim ak yeminimizi hatrlyor mu ve
ne diyor?
Ah! Yreim, bir akrep seni soktu. Gel, dostum! Dudaklarnn panzehiriyle iyileeyim: tkrn yutarak ve tazeliini soluyarak!
Knmekn, syleyeni grmeden, bu arky ikinci kez iitince,
karanlkta hl onu grmeye abalam ama bunda baar salayamadndan, bir kayann tepesine km ve sesinin btn gcyle haykrm...
Anlatsnn burasnda, ehrazat, sabahn belirdiini grm ve
yavaa susmu.
Ama Yz Krknc Gece Olunca
Demi ki:
... Bir kayann tepesine km ve sesinin btn gcyle "Ey
gecenin karanlnda geip giden kii, ltfen, benim ykme
benzediini hissettiim ykn yakndan iiteyim. Ve karlkl
birbirimizi eylemeye alalm!" diye haykrm. Sonra da susmu.
Birka saniye getikten sonra, ark syleyen ses yant vermi:
"Ey beni aran kii, sen kimsin? Bu dnyadan bir insanolu
mu yoksa toprak altnn cinlerinden biri mi? Eer bir ecinni isen,
yolunu srdr! Ama, bir insanolu isen, burada n belirmesini bekle! Zira gece tuzaklar ve ihanetlerle doludur!"
139
kendi rkndan gelen herkes gibi atlardan anlayan bedevi "Gerekten, ey atl, senin atn zamanmzda pek grlmeyen cins atlardan birisi!" demi; Knmekn da ona "Ey atl, kolunu bana
uzat da inmene yardm edeyim!" demi. Kendini baylacakm
gibi duyumsayan atlnn kolundan tutarak onu yavaa imenlie indirmi ve ona "Senin neyin var karde, bu yara ne tr bir
yara byle?" demi. Bedevi de giysisini yar aarak srtndaki
boyna kanamakta olan byk yaray gstermi. Bunun zerine
Knmekn yaralnn yanna diz kerek dikkatle yarasn ykayp zerini yavaa taze otla kaplam; ve lmekte olan bu kiiye su iirmi ve ona "Seni bu duruma kim soktu, ey bahtsz kardeim?" demi; adam da unlar anlatm:
"Bil ki, sen ey yardm elini uzatan kii, tm gzelliiyle urada
grdn at, benim bu duruma dmemin nedenidir. Bu at,
Konstantiniyye hkmdar Kral Afridonyos'un bizzat sahibi olduu bir att; ve n l Araplar olarak hepimizce biliniyordu.
Ve de bu cinsten bir at, kfir bir kraln ahrnda kalmamalyd;
onu, bakp gzeten ahr uaklar ve muhafzlar arasndan karmak iin, kabilemin ileri gelenlerince grevlendirildim. Ve hemen yola karak geceleyin atn barndrlmakta bulunduu adra ulatm; sonra, atn yce nitelikleri zerinde grm almak
istedikleri ve onu bir kez yoklamam rica ettikleri andan yararlanarak zerine bindim ve bir kam darbesiyle onu drtnal srp
kardm. Bunun zerine muhafzlar, aknlklar geer gemez,
ardmdan oklar, mzraklar frlatarak atlaryla beni izlediler; ve
grdnz gibi beni srtmdan yaraladlar. Ama at beni gittike
artan bir hzla, den bir yldzdan daha ivedi alp gtrd ve sonunda tamamyla onlarn ulaamayaca bir duruma getirdi.
gndr durmakszn at srtnda yol aldm! Ama kanm akp durdu ve gcm tkendi; lmn gz kapaklarm kapatmak zere
olduunu hissediyorum!"
144
"Siz de beni kurtarm bulunduunuz iin, lmmde, at sizindir. Bu at, El-Kaatul el-Mecnun adyla anlr ve El-Acuz rknn
en gzel rneidir!
Ama daha nce, ey giysileri dkn, yz soylu gen adam, atnn terkisine alp, doduum adrn altnda lmem iin, beni
kabileme ulatrarak son bir yardmda bulun!" demi.
Bu szleri iiten Knmekn ona "Ey lden gelen kardeim; ben
de, soyluluun ve iyiliin gelenek olduu bir soydan gelmekteyim. Bundan dolay, at bana vermesen de, istediin hizmeti
senden esirgemeyeceim!" demi. Ve onu ayaa kaldrmak zere Arabn yanna yaklam; ama Arap derin derin iini ekerek
"Hele biraz bekle! Sanrm burackta canm bedenimden kmak
zere! man tazelemek istiyorum!" demi. Sonra gzlerini hafife ksp ge avu am; ve "Tanr'dan baka Tanr olmadna
ve Muhammet'in Tanr'nn elisi olduuna tanklk ederim!" demi.
Sonra, lmeye hazr olarak u arky syleyip son szlerini tamamlam:
Atm drtnal srerek dnyay dolatm, yolumda dehet saarak ve kan dkerek. elaleler ve dalar atm
uar gibi, cinayet ve sefahatle. Yaadm gibi ldm,
yollar-boyunca babo dolaarak ve galibiyet kazandklarmca yaralanarak! Ve aclarmn meyvesi olan
yaamm, bir elalenin kycnda, altnda doduum gklerden uzakta, terk ediyorum!
145
Yeni: Hafif
147
148
nlerinde kleler ve sryle bylece yol alrlarken, anszn kardan bir toz bulutunun ykseldiini grmler; toz dalnca,
bunun Konstantiniyye Rumlar'nn giysileri iinde silahl yz
atl olduunu anlamlar. Bunu gren Knmekn, Sabah'a "Sen
srleri ve kleleri gzet! Bu inanszlara kar ben tek bama
savaacam!" demi. Bedevi de, hemen uzaa bir tepenin ardna ekilmi ve verilen buyruktan baka bir ile uramam. Ve
Knmekn tek bana Rum atllarnn zerine atlm; bunlar hemen onun drt yann sarmlar; bunun zerine balarndaki komutan ona doru ilerleyerek "Ey gzel gen kz! Gzlerin tatl,
yanaklarn parlak ve iek gibi taze olduu halde, bir sava atnn dizginlerini bylesine ustaca kullanmasn bilen ey gzel
gen kz, sen kimsin? Yakla da, seni dudaklarndan peyim!
Sonras da gelsin! Gel! Seni kabilelerin dolat tm bu topraklarn ecesi yapaym!" demi.
Bu szleri duyan Knmekn, byk bir utancn yzn brdn duyumsam ve "Sen kiminle konutuunu sanyorsun, ey
kpeolu kpek? Eer yanaklarmda ty yoksa, kollarm sana
haddini bildirecek gtedir. Ey savalardan gen kzlar ayrt
etmeyi bilemeyen kr Rum!" diye haykrm. Bunun zerine
yz atlnn komutan Knmekn'a daha da yaklam ve gerekten, teninin tatll ve beyazlna karn yanaklarndaki yeni
km tylerin kadifemsi grnmn fark etmi; ve gzlerindeki alevden, kolayca alt edilemeyecek bir savayla karlatn anlam.
Bunun zerine yz atlnn komutan Knmekn'a "Bu sr kimin? Ve sen de, byle kstah ve meydan okur bir tavr taknm
nereye gidiyorsun? Kendi rzanla teslim ol! Yoksa lrsn!" diye haykrm. Sonra maiyetindeki atllardan birine, gen adama
yaklap esir almasn buyurmu. Ama atl, Knmekn'n yanna
henz ulamken Knmekn, klcnn bir vuruuyla sarn,
149
152
tr!
vuzun yanna oturan bir adam, dileri arasnda bir eyler geveliyormu. Yaral kii, tekinin ineyip durmasndan ok etkilenmi; o da azna bir eyler alp inemek iin byk bir arzu
duymu. Bunun zerine yanndaki adama "Komum, sen ne iniyorsun?" diye sormu. O da kendisini kimsenin duymasn istemediinden alak sesle "Sussana sen! Haha bu! stiyorsan,
sana bir para verebilirim!" demi. O da "Kukusuz! Zaten oktandr tatmak istiyordum!" demi. Bunun zerine haha ineyen kii, azndan bir parasn karp yaralya vermi ve "Tm
kayglarndan kurtulacaksn!" demi.
Adammz paray alm ve ineyip sonra da tamamn yutmu.
Ve hahaa alkn olmadndan, ilacn kanda dolap beyne
ulatnda yaratt etkiyle, ilkin grlmedik bir neeye kaplm ve hamamda mthi kahkahalar koparm! Birka dakika
sonra, mermerin zerine kerek en holarndan birini imdi anlatacam sanrlarn tuzana dm.
lkin kendini korkun bir tellan ellerinin egemen bulunduu
ve iki berbat zencinin kiiliine tmyle sahip olduu bir plaklk iinde ve kendini bu ellerin elinde bir oyuncak gibi grm;
onu her anlamda elle yoklayarak boum boum parmaklarn etlerine daldrarak, ama son kertede ustaca evirip evirmiler; beceriyle bedenini ovuturmak iin karnna dayadklarnda dizlerinin arlyla inlemi. Bunu izleyerek onu, bakr leenlerde byk bir rahatlk salayarak ykamlar ve gvdesini bitkisel liflerle ovuturmular; sonra, iri kym tellak, bedeninin nazik yanlarn ykamak istemi, ama bu onu ok huylandrdndan "Bu
ii kendim yapacam!" demi.
Ykanma fasl bittikten sonra, iri kym tellak, ban, omuzlarn
ve belini yasemin gibi bembeyaz havlularla sarm ve ona "imdi, efendim, seni bekleyen karnn yanna girme zamandr!" de154
Tam zenci kadn yksnn sonunu anlatmak zereyken, Knmekn, atl bir ulan gelerek adrnn nnde durduunu grm; ulak, atndan inmi; yanna gelerek selam vermi; Knmekn da onun selamn alm. Bunun zerine ulak ona "Efendim,
ben, Vezir Dendan'n drt bir yana salp yldan beri Badat'tan uzakta bulunan gen Emir Knmekn'n izini buldurmaya alt yz ulaktan biriyim. Zira byk vezir, mer-n-Neman'n tahtn zorla ele geirenlere kar tm orduyu ve tm halk ayaklandrmakta baar gsterdi; ve zorbay yakalatt ve yeraltnn en derin yerinde bir zindana kapatt. Ve imdi, alk, susuzluk ve utan, onun cann karm olmal! Acaba efendim,
bana, tesadfen, babasnn tahtndaki hakk elinden alnm olan
Emir Knmekn', bir gn, bir yerlerde grp grmediini syler misin?" demi.
Anlatsnn burasnda ehrazat, gn doduunu grerek yavaa susmu.
Ama Yz Krk nc Gece Olunca
Demi ki:
Emir Knmekn bu hi beklenmedik haberi iitince, sadk yolda Sabah'a dnm ve sakin bir sesle ona "Gryor musun, ey
Sabah, her ey saptanan zamanda yerine ulayor. Haydi kalk
bakalm! Badat'a gidiyoruz!" demi.
Bu szleri duyunca, ulak, yeni hkmdarnn karsnda bulunduunu anlam ve hemen yere eilerek Sabah ve zenci kadnn
yapt gibi nnde topra pm. Knmekn da, zenci kadna
"Sen de benimle birlikte Badat'a geleceksin. Orada benim iin
157
Trke ve Behrimen emirleri kucaklamak; ikinci ii de gidip sevinten hkrklara boulmu olan annesinin elini pmek olmu; nc i olarak da annesine "Anneciim, syle bana ltfen, benim sevgili yeenim Talihin Kudreti ne haldedir?" demi.
Annesi de ona, "Yavrum, sana bu konuda cevap verecek durumda deilim; nk seni yitireliden beri, senin yokluunun acsndan baka bir ey dnmedim!" diyerek yantlam. Knmekn
da "Sana yalvarrm anneciim, ondan ve halam Nzhet'ten haberler getir bana!" demi. Bunun zerine annesi kp Nzhet'in
ve kz Talihin Kudreti'nin bulunmakta olduklar daireye gitmi;
ve onlarla birlikte Knmekn'n beklemekte olduu salona gelmi. Ve o anda byk bir sevin ortal kaplam ve binlercesi
arasnda unlarn da bulunduu en gzel iirler sylenmi:
Ey sevgilinin dudaklar zerindeki incilenmi gl,
inciler zerinde su gibi akan gl!
Sevgililerin yanaklar! Tanmadnz pler mi kalmtr, ipeksi duyularla okaylar m?
Sabahleyin dank salarn okaylar, kprdayan
bir dolu parman okaylar!
Ve sen, ateten km elik gibi parlak kl, durmak
bilmez kl, gecenin klc...
Bylece, mutluluklar Tanr'nn ltfuyla son snrna ulanca, artk sylenecek bir ey kalmam. Ve artk, mer-n-Neman'n
ardllarnn yaad yerlerden uzaklaan felaket, tm dmanlarnn bana m!
160
163
164
Muzaffer ve saygn, mthi ve korkun, dman kafalar zerinde felaketin topuzu, Hristiyan kenti zerinde gzetici gz, erdem ve bilgeliin kokusu, byk
patriin gerek ve stn dksnn ttssyle ttslenmi ve stanbul ire2 sa'nn dikili ta, soylu bayan
avahi mml Devahi!
Ey hepimizin anas, Yer ve Gklere hkmeden. Yce
Tanr'nn bize ordularmzla Mslmanlar zerinde
zafer nasip ettiini; tm slam ordularn kahrettiimizi ve ahlarn Kayseriyye'de tutsak tuttuumuzu, ayn
biimde mer-n-Neman ile Konstantiniyye'nin topra bol olas kral Afridonyos'un kz Kralie Sofia'dan olma Nzhet Sultan ve Vezir Dendan' da tutsak aldmz bildiririz.
Bundan dolay, bizlere katlarak zaferimizi birlikte
kutlamak ve senin gzlerinin nnde ah Knmekn'n, Vezir Dendan'n ve tm Mslman komutanlarnn balarn vurmak zere sizi aramzda grmek istiyoruz.
Kayseriyye'ye kalabalk bir maiyetiniz olmakszn gelebilirsiniz; zira, bundan byle tm yollar Irak'tan
Sudan'a, Musul ve am'dan Dou ve Bat'daki lkelerin snrlarna kadar gvenlik iindedir. Gelirken birlikte Konstantiniyye'den Kralie Sofia'y da getirmeyi
savsaklamayn; bylece ona, saraymzda onurla konuk etmekte bulunduumuz kzn yeniden grme sevincini tattrm oluruz. Meryem'in olu sa, tpk nitelii deimeyen altn bir kutuda zenle saklanan saf
bir koku gibi seni kollasn ve korusun!
2
re: inde
165
166
zelerle kaleme alnmtr; ve gerekte, o denli gzeldir ki, bundan ayrlmaktansa canm yitirsem yedir!" diye yant vermi.
Bunun zerine iki hkmdar ona "Ama ey tacir, sen ya bu mektubu bize gstermeli ya da ieriini okumalsn!" demiler. Yal
tacir de, titreyerek, iki mektubu da hkmdarlara uzatm; bunlar da mektuplar alp Nzhet'e vermiler ve ona, "Sen ki en karmak yazlar zebilir ve iirleri gerekli vurgulamalar yaparak
okuyabilirsin; ltfen abucak bu zevki bize sala!" demiler.
Nzhet, tomar ap bu iki mektuba gz atar atmaz, bir feryat
kopararak rengi safran gibi sararm. Bunu grnce yzne glsular serpmiler; yeniden aylnca, hemen ayaa frlam, tacire
doru koup gzleri yala dolarak onun elini pm. Bunu gren oradaki herkes, hkmdarlarn ve Mslmanlar'n geleneklerine tmden aykr bulduklar bu durum karsnda son kertede
armlar; ve yal tacir de sarslp srtst yere dm. Ama
Nzhet Sultan, onu tutarak dmesine engel olmu ve ona "Ey
babacm, sen beni tanmadn m? O zamandan bu yana ok mu
yalanmm?" demi.
Bu szleri duyunca yal tacir, d grdn sanm ve "Sesini
tandm! Ama, ey hanmm, gzlerim ok yaland, artk hibir
eyi seemiyorum!" diye haykrm. Sultan da ona "Ey babacm, sana dizeler halindeki mektubu yazp veren benim! Ben
Nzhet-z-Zaman'm!" demi. Yal tacir de, bu kez, tm olarak
baylm. Bunun zerine, Vezir Dendan, yal tacirin yzne
glsuyu serperken Nzhet, kardei Rumzan'a ve yeeni Knmekn'a dnerek onlara "Kutsal Kent'in sokaklarnda beni karan
o kaba bedevinin esiri iken beni kurtaran iyi yrekli tacir ite
budur!" demi.
Tacir baygnlktan aylnca, iki hkmdar ona duyduklar saygyla ayaa kalkp onu kucaklamlar; o da kendince Nzhet
167
Sultan'n ve yal Vezir Dendan'n ellerini pm; ve hepsi birden bu mutlu olay karlkl kutlamlar ve hepsini bylesine
birletiren Tanr'ya kretmiler; tacir de ellerini havaya kaldrarak "nsan yreini unutmaz klan ve minnettarln hayranlk
verici kokusuyla dolduran Yce Tanr'ya vgler ve krler olsun!" diye haykrm.
Bundan sonra, iki hkmdar, yal taciri, Kayseriyye ve Badat'taki tm hanlarn ve tm arlarn byk eyhi olarak atam ve ona saraya gece gndz zgrce girme hakkn balamlar. Sonra da ona "Ama nasl oldu da kervannla gelirken saldrya uradn?" diye sormular. O da "lde oldu bu! Silahl
haydutlar, kt nitelikli Araplar, silahtan yoksun tacirleri soyanlar, anszn bana saldrd. Yzden fazla idiler! Ama balarndaki
reisleri kiiydi: biri korkun bir zenci, dieri dehet saan bir
Krt, ncs de akl almaz kertede kuvvetli bir bedevi! Beni
bir deveye balayp artlarnda srklediler; ama Tanr'nn yardmyla dzenli sava birlikler yollarna kp bunlara saldrarak
benimle birlikte tutsak ettiler" diye yantlam.
Bu szleri duyan hkmdarlar, mabeyincilerden birine "lkin
zenciyi ieri al!" demiler. Zenci de ieri girmi. Bu kii, yal
bir maymunun kndan daha irkin grnmlym; gzleri de
bir kaplannkinden daha kt bakyormu. Vezir Dendan ona,
"Senin adn ne ve niin haydutluk yapyorsun?" diye sormu. Ama daha zenci yant vermeye vakit bulmadan, Ebrize Ece'nin eski cariyesi, hanm Nzhet'i armak zere ieri girmi; gzleri
tesadfen zencinin gzlerine taklm, ve birdenbire mthi bir
feryat kopararak bir dii aslan gibi zencinin zerine atlm ve
parmaklarn gzlerine daldrarak bir saldrda karm ve "Benim zavall Ebrize'mi ldren korkun Alayk bu ite!" diye
haykrm. Zencinin gz ukurlarndan karp yere frlatt iki
kanl gz ekirdek gibi srattktan sonra "Adaletli, Yce Tan168
169
170
171
Bunun zerine ben o saat ve o anda, tutkunun son kertesinde k oldum; ama bu akmn gen kza kar m, yoksa gen olana kar m olduunu tam olarak kestiremedim! nk, Allah iin! Dolunayn m, hilalin mi daha gzel olduunu bilemiyordum.
Bu grnm karsnda, sesimi ykselterek onlara "Bar zerinize olsun!" dedim. Gen kz hemen yzn rtt, gen adam da
bana dnerek ayaa kalkt ve "Senin zerine de bar olsun!" diye yantlad. Ona "Ben, Frat boylarnn nl bir kabilesinden
Hamit bin El-Fezari'yim! hretli bir sava, korkun bir atl,
175
ma syle bana sen kimsin?" diye yant verdim. Ve onu korkutmak ve kendimi saydrmak iin sesimi ykselttim. Gen adam
da bana "Ben, Beni Talaba Kabilesi'nden, bat bin Tamim bin
Talaba'ym. Bu gen kz da benim kzkardeimdir" dedi. Bunu
duyunca "yleyse abuk kzkardeini bana e kl, nk onu
tutkuyla sevdim, ben de soylu bir rktan gelmekdeyim!" dedim.
Ama o bana "Bil ki, ne ben ne de kzkardeim asla evlenmeyeceiz. nk l ortasndaki bu verimli topra semi ve burada tm yaammz sessizlik iinde, kayglardan uzak yaamak
istiyoruz!" diyerek yant verdi. Ona "Bana kz kardein e olarak
gerekli, yoksa u anda bu klcn keskin azyla ller arasnda
yerini alacaksn!" dedim.
Bu szleri duyunca, adrnn en st ucuna kadar srad ve bana
"Geri ekil, ey konukseverlii hie sayan vicdansz! Aramzdaki
dv, yenileni boyun emeye zorlayacaktr!" dedi. Ben, atmn
otlamakta olduu yana frlayp zerine srayarak savaa hazrlanrken, o da knndan klcn karp kalkann eline ald. Ve
gen adam bylece silahlanarak o da atna atlayp tam savaa girimek zere iken, kzkardei u dizeleri okuyarak onu kucaklad:
Ey kardeim, narin kzkardeini korumak iin, kendini
savaa atyor ve tanmadn bir dmann darbelerine terk ediyorsun!
Bense, Zaferler Salayc'dan senin utkunu dilemekten; bylece tm kirlerden arnk, yreimin kann
srf senin iin saklamaktan baka ne yapabilirim?
177
getirip elini yzn bununla ykatt; ve ona beyaz bir urba giydirerek kendisine "Ey kardeim, Tanr seni, kabilemizin muzaffer
yzne bir ben gibi yerletirsin!" dedi; delikanl da ona u dizelerle cevap verdi:
Duru kanl, Beni-Talaba rkndan kzkardeim benim!
Beni sava alannda, gzlerinin urunda dvrken
grdn!
Kz da yantlad:
Alnndaki salarnn parlakl, banda ta oluturuyor, ey kardeim!
Olan yeniden sz alarak unlar syledi:
te sonsuz yalnzlklarn arslanlar! Ey kzkardeim,
syle onlara ekip gitsinler! Utanlarn topra srarak, kaldrdklar toza brmelerini istemem asla!
Kz yle cevap verdi:
Ey sizler, hepiniz, bu benim kardeim bat'tr! Tm
lde yaayanlar onu, yiitliiyle, gzpek servenleriyle ve atalarndan gelen soyluluuyla tanr! Grp
irkilin! Ve sen, bedevi Hamit, sen de, sana lm, av180
ardlar. Bylece, bunlara layk olmak iin hibir ey yapmadm, hatta aksine davrandm halde, beni onurlandrarak armaanlara bodular ve istediim kadar yanlarnda konuk olarak
kalabileceimi sylediler. Ama onlarn davranlarn daha fazla
ktye kullanmak istemediimden, kendilerinden izin istedim
ve nlerinde yedi kez yer perek, al atma binerek ve deveyi yularndan tutarak geldiim l yoluna yeniden dnmek iin acele
ettim.
Ve bylece, kabilemin en zengin adam olarak kurduum yollar
kesen bir haydut etesinin bana getim. Ve sonunda olan oldu!
te size sylemeyi vaadettiim ve hi de arl azmsanamayacak sularmn, hi kuku duymadan, balanmasn salayacan umduum yk budur! demi.
Bedevi Hamit yksn bitirince, Nzhet, iki hkmdara ve vezire "Delilere sayg gstermek gerek, ama onlar zarar vermeyecek hale de getirmeli! Bu bedevinin kafas onanlmaz derecede
sakat; gzel dizelere duyarl ve alas bellei dolaysyla
yapt ktlkleri balayalm!" demi. Bu szleri duyan bedevinin yrei ylesine rahatlam ki, halnn zerine ylp kalm. Hadmaalar onu kaldrp gtrmler.
Bedevi henz gzden kaybolmuken, bir ulak gelip hkmdarlarn nnde yere kapanm ve "Felaketler Anas, kentin kaplarna yaklam bulunuyor; ancak bir fersahlk yolu kald!" demi.
oktandr bekledikleri bu haberi alnca, iki hkmdar ile vezir
sevinten kaplarna samaz olmular ve ulaa haberin ayrntlarn sormular; o da kendilerine "Felaketler Anas kralmzn
mektubunu anca ve altnda imzasn grnce, son derece sevindi; hemen o saat ve o anda, yol hazrlklarna koyuldu ve
kendisiyle birlikte yola kmak zere Safiye Sultan' ve Konstantiniyye Rumlar'nn en sekinlerinden yz sava ard.
182
Sonra geliini haber vermek zere benden nclk etmemi istedi" demi.
Bunun zerine Vezir Dendan ayaa kalkm ve hkmdara "nansz yal kadnn dzenleyebilecei tuzaklar ve nankrlkleri bozmak yerinde olacaktr. Batl Hristiyanlar'n giysilerine
brnerek klk deitirdikten sonra onu karlamaya gidelim;
yanmza da yine Kayseriyye'nin eski geleneklerine gre giyinmi bin sekin sava alalm!" demi. ki hkmdar iitip itaat
ettiklerini syleyerek onu yantlamlar ve byk vezirin kendilerine nerdii yolda davranmlar. Nzhet onlar bu tuhaf klk
iinde grnce "Gerekten, sizleri daha nce tanm olmasaydm, Frenk olduunuza inanrdm!" demi. Bunun zerine saraydan karp bin savann bana geerek Felaketler Anas'n
karlamaya gitmiler.
Ve bir sre sonra kadn belirmi. Bunun zerine Rumzan, Vezir
Dendan ile Knmekn'a "Yal hainin nne ilk kez benim kmama izin ver; nk beni zaten tanr ve benden saknmaz!" demi. Ve atn ileri srm. Ve birka dakika sonra Felaketler Anas'nn yanna ulam.
Bunun zerine Rumzan, hemen atndan yere atlam; yal kadn
da onu tanyarak, atndan ayn ekilde inip boynuna atlm. Bunun zerine Kral Rumzan onu kollarna alm, gzlerini gzlerine dikmi; onu sarp ylesine kuvvetle ve uzun sre skm ki,
kadn, tm atlar rkten ve yoldaki talar kaldrp atllarn balarna yadran mthi bir yellenme koparm!
Ayn anda, bin sava, atlarn drtnal srerek daireyi sklatrmlar ve yz Hristiyan'a silahlarn yere atmalarn haykrmlar; ve gz ap kapayncaya kadar ksa bir srede, hepsini tutsak etmiler; Vezir Dendan da Safiye Sultan'a doru ilerleyerek
nnde sayg duruunda bulunmu; ve birka saniyede durumu
183
kendisine aklam; bu srada Felaketler Anas smsk balanm; sonunda mahvolduunu anlam ve uzun uzun giysilerine
iemi.
Sonra hepsi birden Kayseriyye'ye geri dnm; oradan da hemen Badat dorultusunda yola klm; ve olaysz ve sratle
oraya ulamlar.
Bunun zerine hkmdarlar tm kenti klandrp sslemiler
ve tellallar bartarak btn halk saray nnde toplanmaya armlar. Ve tm meydanlar ve tm sokaklar kadn erkek ve
oluk ocukla dolunca uyuz bir eek, srtnda tersine bindirilmi
olarak balanm Felaketler Anas olduu halde, saray kapsndan km. Banda stne dk ylm bir kzl ta varm.
nnde yryen bir tellal, Dou ile Bat zerindeki uursuzluklarn ilk nedeni olarak belirttii alak yal kadnn yapt balca ktlkleri yksek sesle anlatyormu.
Tm kadn, erkek ve ocuklar yzne tkrdkten sonra, onu
ayaklarndan Badat'n byk kapsna asmlar! Ve kndan kan iren ruhunu blis'e teslim eden felaket dolu pislik, efsanevi yellenmeleriyle nl, kurnaz, politikac, sapk, inansz avahi mml Devahi bylece can vermi. Onun ihanetlerine karlk Baht da ona ihanet etmi ve onun lm, iman ehlinin Konstantiniyye'yi almasna ve gelecekte slam'n Dou'daki kesin zaferine ve genilik ve uzunluu iinde Tanr'nn topraklarnda slam'n ban iinde yaamasna yol aan olaylarn mutucusu olmu!
Yz Hristiyan sava da kendi lkelerine geri dnmek istemediklerinden, Mslmanlar'n sade inanlarna kendi arzularyla
zgrce balanmlar.
184
Ve hkmdarlar ile Vezir Dendan en usta ktiplere, gelecek kuaklara salam birer ibret olutursun diye, tm ayrntlaryla olaylar yllklara geirmeleri iin emirler vermiler.
"Ve ey bahtgzel ah" diyerek ehriyar'a seslenip szn srdrm ehrazat; "mer-n-Neman'n ve iki harika olu arkn ile Dav-l-Mekn'n; Ebrize Ece'nin, Sultan Talihin Kudreti'nin ve Sultan Nzhet'in, Byk Vezir Dendan'n ve Rumzan ile
Knmekn'n ykleri byleymi!" demi.
Bunun zerine, ilk kez, ah ehriyar, masallar syleyen ehrazat'a sevecenlikle bakarak ona "Ey ehrazat, Allah iin! Seni
dinleyen u kk kzkardein, szlerinin kulaa ne kadar ho
geldiini ve tazelikleri iinde ne denli zevkli olduklarn sylediinde ne kadar da haklym! Gerekte, sen bana, bunca gen
kz ldrmekten dolay pimanlk duyurmaya baladn; ve sanrm sonunda, brleri gibi seni de ldrmek yolunda ettiim yemini bana tmyle unutturacaksn!" demi.
Kk Dnyazat da, sokulduu halnn zerinden kalkarak "Ablacm, bu ykn ne kadar hayranlk uyandrc idi. Nzhet'i ve
onun syledii szleri ve gen kzlarn sylediklerini ne kadar
ok sevdim! Hele Felaketler Anas'nn lmne ne ok sevindim! Bunlarn hepsi harikayd!'' demi.
Bunun zerine ehrazat, kzkardeine bakp glmsemi. Sonra
da ona "Fakat, ya hayvanlarn ve kularn szlerini iitince ne
diyeceksin bakalm?" demi. Dnyazat da "Abla, sana rica ediyorum, hayvanlar ve kular zerine de bana biraz sz et! Her
halde ok zevkli olacak, zellikle senin azndan anlatlnca!"
diye haykrm. Ama ehrazat "Tm dosta yreimle! Ama efendimiz ahn buna izin vermesinden sonra ve de uykusuz kalmaya dayanabilirse!" demi. ah ehriyar da, ok ararak
185
ona "Ama hayvanlar ve kular nasl konuabilirler? Sonra hangi dilde konuurlar?" demi. ehrazat da "Srf Arapa ve nesir
ya da kafiyeli ve ll olarak!" demi. Bunu duyan ah ehriyar "Gerekte, ey ehrazat, senin bahtn zerine bilmediim bu
eyleri bana anlatmadan nce hibir kararda bulunmak istemiyorum. nk ben bugne kadar insan konumasndan bakasna tanklk etmedim; ve insanlarn ounun anlamadklar varlklarn ne dndn renmek de canm skmaz!" demi.
Bunun zerine, gecenin akp gitmekte olduunu gren ehrazat,
ah'a, ertesi gne kadar beklemesini rica etmi. ehriyar da,
duymakta olduu sabrszla karn buna uymay ye tutmu.
Gzel ehrazat' kollarna alm ve sabaha kadar sarmamlar.
Ama Yz Krk Altnc Gece Olunca
ehrazat demi ki:
186
ittim ki, ey bahtgzel ahm, eski zamanlarda ve an ve ann gerilerindeki yllarda, ei ile birlikte, deniz kylarnda bulunmaktan ve oralara kadar uzanan ii akarsularla dolu ve ku
sesleriyle enlenen ormanlarda dolamaktan holanan bir tavuskuu varm. Gndzn, iki ku sessizce yiyecek arar; gece gelince de, gen diinin gzelliine hayranlk duymada ar hevesler besleyebilecek herhangi bir komudan saknm olmak iin sk yaprakl bir aata tnerlermi.
Ve yaamlarn Tanr'ya krederek bar ve honutluk iinde
bylece srdrmekteymiler.
Gnn birinde, erkek tavus, hava ve evre deitirmek iin, diisine, kydan grlmekte olan kar yakadaki bir adann yresinde gezinti yapmalarn nermi. Dii tavus da iitip itaat ettiini
bildirince, ikisi birlikte uarak adaya gitmiler. Bu ada, gzel
meyve aalaryla ve pek ok akarsuyla donanm bulunuyormu. Tavus ile ei, bu serinlik iinde gezmekten son kertede bylenmiler ve bir zaman tm meyvelerden tadarak ve tatl ve
yeni sudan ierek oyalanmlar.
Tam artk kendi yerlerine dnmeye karar verdikleri bir srada,
kendilerine doru, kanat rparak, korku iinde bir kazn yaklamakta olduunu grmler. Btn tyleri rpererek, kaz, onlara
yaklam, onlara snmak ve korunmak istemi; tavus ile ei
de, onu tm itenlikleriyle kabullenmekten geri durmamlar;
dii tavus da olanca kibarlyla onunla konumaya balayarak
kaza "Bizim yremize ho geldin! Aramzda dostluk ve yaknlk
bulacaksn!" demi. Bunun zerine kaz, sakinlemeye balam;
187
ve erkek tavus, bu kazn artc bir yks olabileceini dnerek, ona babacan bir tavrla "Hayrola, ne oldu da bu kadar
korktun?" diye sormu. Kaz da "Bama gelen olaydan ve ademolunun esinledii mthi korkudan tr imdi bile hasta gibiyim! Ah! Allah korusun bizi! Allah saknsn bizi ademolundan!" diye yant vermi. Tavus da, ok zlerek ona "Sakin ol,
iyi yrekli kaz, sakin ol!" demi. Dii tavus da "Nasl olur da
ademolu denizin ortasnda kurulu bir adaya ulaabilir?" diye
sorunca, kaz onlara "Korkularm unutturmak ve yreime su
serpmek iin sizi yoluma karana krler olsun!" demi. Dii
tavus da "Ey kzkardeim, Beni Adem'in sana esinledii korkunun nedenini ve kukusuz bana gelmi olan olay bize anlat!"
demi. Kaz da u yky anlatm:
Ey gz kamatrc tavus ve sen onun konuksever tatl ei, bilin
ki, ben ocukluumdan beri bu adada oturur ve hibir honutsuzluk ve kayg duymadan, ruhumu tedirgin edebilecek ya da
yaamm glgeleyebilecek hibir olay olmadan yaar dururum.
Ancak, nceki gece, bam kanatlarm arasnda uyurken, ryada
bir Beni dem'in benimle konumak zere yanma yaklatn
grdm; konuma giriimine yant vermek zere idim ki, bana
bir sesin "Dikkat et, ey kaz, dikkat et! Kendini ademolundan ve
onun dilinden ve davrannn hainliinden sakn! Ve bu konuda
u iirin anlattklarn da unutma:
O sana dilin ucundaki bir tad tattrr; ama bu, sinsi
tilki gibi, seni anszn bastrmak iindir.
nk ey zavall kaz, iyi bil ki, Beni Adem, hilede yle bir dereceye ulamtr ki, isterse, sularn koynunda yaayanlar ekmeyi ve denizden en vahi canavarlar bile karmay bilir; gky
188
znde sakince uan kartallar, sadece kurutulmu amurdan yapt bir topakla vurarak bir kitle halinde ykseklerden tepe taklak drebilir; ve de ylesine haindir ki, tm zabnlna 1 karn
fili yenebilir ve gere yapmak zere savunma aralarn skerek
ehliletirir. "Ah kaz, ka! ka!" dediini duydum.
Bu etkiyle uykumdan srayarak uyandm ve ardma bakmakszn, korkuya kaplarak, boynumu uzatp kanatlarm gererek
katm. Ve orada, burada, gcm yitirdiimi hissedinceye kadar avare dolap durdum; bu srada bir da eteine ulaarak bir
kaya ardnda yreim korku ve yorgunluktan arparak bir an
durdum. Gsm, Beni dem'in korkusuyla fena halde skmt! Ve bundan tr, ne bir ey yiyebiliyor ne de bir ey iebiliyordum; ve alk ve susuzluk iimi kyyordu! Ne yapacam bilemiyor ve yerimden kprdayamyordum. Tam o srada,
karmda bir maarann giriinde, bende gven ve sevecenlik
uyandran, iyi ve tatl bakl, al yeleli gen bir arslann karma
ktn grdm. Gen arslan da beni fark etti; mahcupluum
ve grnmn onda uyandrd izlenimle byk bir neeye
kapldnn iaretlerini gsterdi. Ve de bana seslenip "Ey kibar
ocuk, yakla da benimle biraz konu!" dedi. Beni armasndan duygulandm, alak gnlllkle ona doru ilerledim; o da
bana "Senin adn ne? Ve hangi cinstensin?" diye sordu; ona "Bana kaz derler! Ve ku cinsindenim!" diye yant verdim. Bana
"Seni titrerken ve korkmu gryorum, nedenini de bilmiyorum!" dedi. O zaman kendisine, ryamda grp iittiklerimi anlattm. Bana "Ben de benzeri bir rya grdm ve ryam arslan
babama anlattm; bana ademolundan korunmam ve onun hile
ve hainliklerinden son derece saknmam tledi! Ama bu gne
kadar u Beni Adem denen varlkla hi karlamadm!" dedi.
1
190
Gen arslann bu szlerini iitince, korkum daha da artt ve "Artk yaplacak eyde kararszlk gstermenin yeri yok! Bu felaketten kurtulmamzn zamandr; ve ey hayvanlarn sultannn
olu, Beni Adem'i ldrmenin onurunu tatmak senin anna der! Bunu yaparak tm gkyznde, yeryznde ve suda yaayan yaratklarn gzlerinde nn ykselecektir!" diye haykrdm. Bu tutumla onu yreklendirmeye ve ortak dmanmz aratrmaya, karar verinceye kadar gen arslan vmeyi srdrdm.
Bunun zerine gen arslan maaradan kt ve beni kendisini izlemeye ard; ve kuyruuyla srtn dverek gururla yrrken
onu ardndan izledim. Ve bylece, ben onun ardnda olduum
halde admlarn izlemekte glk eksem de, birlikte yrdk.
Sonunda nmzde ykselen bir toz dalnca, atlayp zplayarak, bazen de yere atlp nallar havada yuvarlanan semersiz,
yularsz, rplak bir eek grdk. Bunu grnce, dostum gen
arslan ok ard; nk ana babas onun o gne kadar maaradan kmasna hi izin vermemilerdi; ve sz konusu eee uzaktan seslenerek, ona "Hey sen! Buraya gel!" diye haykrd. teki de hemen onun istediini yerine getirdi; dostum ona "Aklsz hayvan, neden byle davranyorsun? Ve de sen hayvanlar
iinde hangi cinstensin?" diye haykrarak sordu. O da "Ben,
eek cinsinden senin klen eeim!" diye yant verdi. Arslan ona
"Peki buralara niin geldin?" diye sordu. O da "Ey sultanmzn
olu, Beni Adem'den kamak iin!" diye yant verdi. Bunu duyan gen arslan glmeye balad ve ona "Nasl, bunca boyun ve
iriliinle Beni Adem'i korkutamyor musun?" dedi. Eek, bilgi
bir tavrla ban sallayarak "Ey sultanmzn olu! Gryorum
ki, sen bu kt varl tanmyorsun! Ben eer ondan korkuyorsam, lmm istemesinden deil! Bundan da ktsn ister o!
Korkum bana gsterecei davrantan trdr. Gerekte, ben
191
Kolan: At, eek vb. hayvanlarn semerini veya eyerini balamak iin gsnden arlarak sklan yass kemer.
192
boy bosunla Beni dem'den korkmu olman gerekten ok ayp! stersen bir tek iftenle onu yere serersin! Bana baksana!
Ben senin kadar da iri kym deilim; yleyken bu titreyen kibar
kaza, Beni Adem'e saldrp onu ldrerek ya da yiyip bitirerek
korkularndan kurtarmay vaadettim. Bylece bu zavall kaz evine yollayp ailesine kavumasn salayarak zevk duyacam!"
dedi.
At, dostunun bu szlerini iitince, mahzun bir glmsemeyle bakp ona "Bu tr fikirleri kafandan kar, ey sultanmn olu ve
de benim cinsim, kudretim, boyum ve hzm zerine hayaller
kurma! Zira btn bunlar Beni dem'in kurnazlklar yannda
birer hitir. Ve bil ki, bir kez eline dersem, keyfince beni evcilletirmenin yollarn bulacaktr. Bu maksatla, ayaklarma kl194
dan ve kenevirden bukalar3 koyar; ve bam duvardaki boyumdan yksek bir halkaya balar; yle ki artk ne kprdayabilir, ne oturabilir, ne de yatabilirim. Hepsi bu kadar da deil! zerime binmek isteyince, srtma eyer denilen bir ey koyar ve
karnma beni ldrrcesine sktran iki kolan sarar; azma bir
elik paras sktrarak istedii yne dorultmak iin dizginler
araclyla onu ekitirir; ve bir kez srtma binince, zengi4 denen eyle yanm yremi delerek kanm aktr! Ama bununla da
yetinmez! Yalanp da boynum yeterince bklgen ve dayankl
olamaynca ve kaslarm kendi isteince hz salamak zere kullanamaynca, knceye kadar, gece gndz deirmen ta evirmek zere beni deirmenciye satar. O da beni at kasabna satar! te Beni dem'in elinde benim bahtm budur!" dedi.
Bunun zerine gen arslan iittiklerinden ok etkilenmi ve ata
"Benim hepinizin Beni Adem diye adlandrdnz bu felaket saan yaratktan kesinlikle kurtulmam gerektiini anlyorum. yleyse, syle bana ey at, bu Beni dem nerededir ve nasl tannr?" diye sormu; at da "Onu ben leye doru terk ettim. imdi benim peimdedir, u yandan koar gelir!" demi.
Gerekten, daha bu szler onun azndan henz kmken, ykselen bir toz ona ylesine korku verdi ki, zr dilemeye bile vakit bulamadan at, mthi bir drtnalla bizi terk etti. Tozun belirdii yanda da, bize doru iri admlar atarak korkmu, boynunu
uzatarak lgnca bren bir devenin belirdiini grdk.
ly aarcasna iri olan bu hayvann grnmyle arslan onun Beni Adem olabileceine hkmetti ve bana danmadan,
ona doru gidip tam zerine srayarak boaca srada tm se3
4
195
simle ona "Ey sultanmn olu, dur! Bu Beni Adem deil! Zavall bir devedir, hayvanlarn da en zararszdr! Ve de kukusuz
Beni dem'in yaklamasn sezerek kamaktadr!" Bunun zerine gen arslan tam zamannda durdu ve ok afallayarak deveye
"Gerekten, sen de mi, ey iri kym hayvan, bu yaratktan korkuyorsun? Eer onu altnda ezemiyorsan bu iri ayaklarnla ne i
gryorsun?" diye sormu. Deve de ar ar ban sallam ve
gzleriyle kbus gryormuasna kederle "Ey sultann olu,
burun deliklerime bak! Hl ademolunun beni evcilletirmek
ve ynetmek iin burnuma geirdii kldan halka yznden delik deik! Bu halkann bal bulunduu ipi Beni dem kk bir
ocuun eline verir; o da kk bir eee binerek beni ve bir
sr deveyi birbirine bal olarak keyfince gder! Srtma bak!
Yzyllardan beri yklemekten bkmadklar yklerle kambur!
Bacaklarma bak! llerde uzun yolculuklar srasnda kumlarda
ve talarda zorlanmaktan tr nasrlam ve eri br! Ama
hepsi bu kadar deil! Bil ki, yalannca, bunca uykusuz geceler
ve bunca durup dinlenme bilmeden geen gnler sonunda, yallma ve sabrma sayg gsterilecek yerde, hl da, kocam derimden ve kemiklerimden yararlanmak iin beni kasaplara satar;
onlar da etimi fakirlere, derimi debbalara, tylerimi rclere,
bkclere satar! te Beni dem'in bana dzenli olarak uygulad ilem budur!" diye yant verdi.
Devenin bu szlerim duyunca, gen arslan, snrsz bir nefret
duydu; ve kkreyerek enelerini oynatt ve peneleriyle topra
dvd; sonra da deveye "abuk bana Beni Adem'i nerede braktn syle!" dedi. Deve de "Beni aramaya kmtr; ok gemeden grnr. Ve de ltfen, ey sultann olu, beni brak, buradan gerek doduum yerden baka lkelere kaaym! Zira ne
ln sessizlii ne de en bilinmeyen topraklar onun aratrmalarndan beni gizleyebilir!" dedi. Bunun zerine arslan ona "Ey
196
deve, inan bana! Biraz daha bekle, Beni dem'e nasl saldracak
ve onu yere ykp kemiklerini ezecek ve kann ierek etinden
gdalanacam, greceksin!" dedi. Ama deve, btn gvdesini
rten tyleri btnyle titrerken "zin ver, ey sultann olu! Ben
yine de buradan gitmeyi yelerim! nk air demitir ki:
inde barndn adr altnda veya ait bulunduun
lkede bile, hoa gitmeyen bir yz grrsen; yaplacak tek bir ey vardr: adrn ona ver, lkeni de; ve
dzen bozup yola k!
Ve ok doru olan bu dizeleri okuduktan sonra, iyi yrekli deve,
arslann nnde sayg duruunda bulundu ve ayaa kalkt; onun
hemen uzaklara doru sallanarak uzaklatn grdk. Deve henz gzden kaybolmutu ki, birdenbire nereden ktn bilemediim ufak tefek, clz grnml, kurnaz tavrl, derisi buruuk bir yal kii belirdi; srtnda, marangozluk gereleri koyduu bir sepet, banda da alt byk tahta paras tayordu.
Onu grnce, ey efendilerim, yol arkadam uyaracak bir feryat
bile koparacak g bulamadm ve elden ayaktan kesilerek yere
yuvarlandm. Gen arslana gelince, bu garip grnl adamn
grnmnden ok zevklenerek, onu daha yakndan incelemek
zere yanna yaklat; marangoz onun nnde yerlere kadar eilerek alak gnll bir sesle "Ey kudretli ve ansl sultan, ey yaratklar arasnda en yce srada bulunan sen! Sana hayrl akamlar diler ve Tanr'dan evrendeki yerini daha da yceltmesini,
kudretini, erdemlerini arttrmasn dilerim! Ben, dmanm yznden beni felaketlerden korunmak iin senden yardm istemeye gelmi bask altnda bulunan biriyim!" dedi. Ve alamaya
balad.
197
Bunu gren gen arslan, onun gzyalarndan ve felakete uram halinden ok etkilenerek sesini tatllatrd ve "Seni kim
bask altnda tutuyor? Ve sen, ey tandm tm hayvanlar iinde
en konukan ve hepsinin en irkini olsan da en temizi de olan,
kimsin sen?" diye sordu. teki "Ey hayvanlarn efendisi, benim
cinsimi sorarsan, ben marangoz taifesindenim! Beni bask altnda tutansa, Beni Adem'dir! Ah! Sultan Arslan, Tanr seni, Beni
Adem'in hainliklerinden korusun! Her gn, afaktan balayarak
kendi rahat iin beni altrr ve karln hi demez; ben de
alktan imanm gevrediinden; onun adna almay reddettim;
ve oturduu kentlerden kaarak uzaklatm!"
Bu szleri duyan gen arslan hatr saylr bir hiddete kapld;
kkredi, srad, soluk solua, kpk kpe kald; ve gzlerinden kvlcmlar saarak "Ama, bu uursuz Beni Adem nerede?
Syleyin ki, dilerimle paralayaym ve tm kurbanlarnn cn alaym!" diye haykrd. Adam "Neredeyse belirdiini greceksin! nk evinin doramasn yapacak kimseyi bulamaynca kzgn bir halde benim peime dt" dedi. Arslan da "Ama
sen, doramac hayvan, byle ufak admlarla ve penelerinden
gven duymakszn, ne yana kap kurtulacaksn?" diye sordu.
Adam da "Doruca, ulaklarndan bir hayvan gndererek kendisine salam bir kulbe yapmam ve bylece iine girip bu yrelerden kp gelecei haberleri duyulmu olan ademolundan
kurtulmas iin beni aran baban arslann veziri pars hazretlerini bulmaya gidiyorum. Bundan dolaydr ki, beni bu keresteleri
ve gereleri tarken gryorsun!" dedi.
Gen arslan bu szleri iitince, pars ok kskand ve marangoza
"Vallahi! Babamn vezirinin, bizimkilerden nce siparilerini
vermek istemesi, ok byk kstahlk! u anda burada kalacak,
ilkin benim ihtiyacm olan kulbeyi yapacaksn! Vezir hazretlerine gelince, bekleyebilir!" dedi. Ama marangoz gidecekmi gibi
198
krd.
Bu szleri duyan adam bir zafer l atp arslana "Bunlar Beni dem ivileridir! Ey l kpei, artk renmelisin ki, ben
Beni dem, tm irkinliim, korkaklk ve zayflma karn cesaretin, kuvvetin ve gzelliin zerine zafer kazanabilirim!" dedi. Ve bu korkun szleri syleyerek bir meale yakt ve kafesin
yresine al rp yarak hepsini atee verdi. Ve ben, korku ve
dehetten elim ayam tutulmu, zavall dostumun canl canl
yanarak en feci ekilde can verdiini grdm. Ve Beni dem,
topraa serilip yattmdan beni fark etmeden zafer lklar atarak oradan uzaklat.
Bunun zerine ben de, uzun sre sonra, iim korku dolu ayaa
kalkp ters dorultuda oradan uzaklaabildim. Ve bylece bahtm beni buraya getirerek sizinle karlatrd, ey merhametli efendilerim, demi.
Anlatsnn burasnda ehrazat gnn belirdiini grerek yavaa susmu.
Ama Yz Krk Yedinci Gece Olunca
Sze balam:
Tavusla ei, kazn bu yksn duyunca, duyarln son kertesinde duygulanmlar ve dii tavus kaza "Kardeim, biz burada
gven iindeyiz; sen de istediin kadar ve Tanr'nn salktan
sonra en deerli nimeti olan yrek ferahlna kavuuncaya kadar bizimle kal ve iyi de olsa, kt de olsa ksmetimizi payla!"
demi. Ama kaz ona "ok korkuyorum ben, ok korkuyorum!"
demi. Dii tavus "Gerekmez! Ama aslnda, alnna yazl olan
200
bahttan ne bahasna olursa olsun kamak isteyerek talihi zorluyorsun! Tm borlar denmelidir! Sremiz saptanmsa, hibir
ey bunu yok edemez! Ama seni rahatlatacak ve teselli edecek
bir ey varsa, o da Adaletli Datc'nn salad mutluluk tkenmedike hibir mrn tkenmeyeceine olan inantr!" demi.
Onlar byle birbirleriyle, konuurlarken, yrelerindeki dallar atrdam ve duyulan bir ayak sesi, titreyip duran kaz ylesine
endielendirmi ki, kanatlarn lgnca germi ve "Kendinizi saknn! Kendinizi saknn! Yoksa bahtnz kapanacaktr kukusuz!" diye haykrarak denize atlm.
Ama bu, gereksiz bir korkuymu; nk dallar aralannca, gz
nemli gzel bir karacann ba grnm. Dii tavus da kza
"Kardeim, byle korkma! abuk geri don! Yeni bir konuumuz
var! Senin ku cinsinden olduun gibi, hayvan rkndan olan kibar bir karaca! Asla kanl et yemez o; yerin otlarn ve bitkilerini
yer! Gel! Artk kendini byle durumlara sokma! Zira keder ve
kayglardan ok hibir ey bedeni bitirip yok etmez!" diye haykrm.
Bunun zerine kaz, kalalarn oynata oynata geri gelmi; karaca
da, allagelen selamlamalardan sonra, onlara "Bu yerlere ilk
kez geliyorum; buradan daha verimli toprak ve daha taze ve daha imrenilesi otlar grlmemitir! Sizinle arkadalk etmeme ve
Tanr'nn nimetlerinden sizinle birlikte yararlanmama izin verin!" demi. birden ona "Balarmz gzlerimiz stne, ey
grgl karaca! Burada rahatlk, aile ilgisi ve kolaylk bulacaksn!" demiler. Sonra hep birden uzun bir sre yiyip imeye ve
gzelim havay solumaya koyulmular.
Ama sabah ve akam ibadetlerini yerine getirmeyi de savsaklamamlar; yalnz kaz, artk bara kavumakla Adalet Datc'ya
201
202
Adil, Nasip Datan, Kudretli Hkmdarlarn Efendisi, Hereyibilir, Ycelerin Ycesi Tanr!
Tm varlklarmzn yaratcs, tm varlklarmzn
her biri zerinde gzetici olana, herkese deim5 ve yeteneine gre nasibini verene krler olsun!
Gkleri aan, zerimize ykselten ve aydnlatan
Yaradan'a krler olsun! Topra yeryzne yayan,
topran her yann denizlerle kuatan ve tm gzelliklerle Donatan'a vgler olsun!
Bu yky anlattktan sonra ehrazat bir an szn kesmi; ah
ehriyar "Bu dua ne kadar hayranlk verici ve bu hayvanlar ne
kadar nasipli! Ama, ey ehrazat, hayvanlar zerinde bildiklerin
bu kadar m?" diye haykrm. ehrazat da "Anlatma izni verilirse, imdi anlatacamn yannda bu bir ey deil, ey ahm!"
demi. ehriyar da "yleyse neden anlatmyorsun?" demi. ehrazat "Hayvan yklerini srdrmeden nce, ey ahm, bir ncekinin sonunu balayacak olan ve edilen duann Tanr'nn ne
denli houna gitmi olduunu aklayan bir yk anlatmak istiyorum!" demi. ah ehriyar da "yi olur!" demi.
Bunun zerine ehrazat u yky anlatm:
203
nlatrlar ki, bir zamanlar, Mslman lkelerde, dalar arasnda bir dada, byk bir bilgelik sahibi ve ateli bir iman olan bir oban varm; ve bu oban kendi halinde ve kesinde bahtndan memnun ve srsnn yn ve st rnyle yetinerek yaam sryormu. Kendi varlndaki scaklk ve kutsanmlk dolaysyla tm vahi hayvanlar onun srsne asla saldrmyor ve kendisine o denli sayg gsteriyorlarm ki, onu daha uzaktan grnce, haykrlar ve ulumalaryla onu selamlyorlarm. Ve bu oban, acunun1 kentlerinde olup bitenlerden kayg
duymadan, byk bir mutluluk ve huzur iinde bylece uzun
yllar yaamn srdrm.
Acun: Dnya
204
Yce Tanr, bir gn, onun bilgeliinin derecesini ve erdemlerinin deerini lmek istemi; ve onu snamak iin gzel bir kadn gndermekten daha kuvvetli bir yol bulamam. Bunun zerine meleklerinden birini kadn klna sokarak grevlendirmi
ve ermi oban yoldan karmak iin bu yarata her areye
bavurmasn emretmi.
Bylece, oban, gnn birinde, bir sre hasta yattktan sonra
maarasnda uzanm dinlenirken ve iinden Yaradan'na krler ederken, birdenbire pekl bir olan ocuu yerine de konabilecek siyah gzl ince bir gen kzn glerek yanna geldiini
grm. Birdenbire maara kzdan yaylan kokuyla dolmu ve
oban, yal etlerinin titrediinin farkna varm. Ama kalarn
atm ve kesinde surat asm ve arlmadan gelen konua
"Ey tanmadm kadn, buraya ne yapmaya geldin? Ben seni
armadm ve sana da hi ihtiyacm yok!" demi. Bunun zerine gen kz yaklap yal obann yanna oturmu ve ona "Yzme bak! Ben kadn falan deilim, henz kzm! Ve srf kendi
zevkim ve senin erdem sahibi olduunu iittiim iin kendimi
sana vermeye geldim!" demi. Ama yal oban ona, "Ey cehennem batankarcs, uzakla buradan! Ve brak beni lmsz
Rabbim'in ibadeti iinde yok olaym!" diye haykrm. Ama
gen kz, vcudunu tm kvraklyla oynatm ve geri geri ekilmeye alan ihtiyara bakm ve "Syle! Niin beni istemiyorsun? Sana boyun een bir ruh ve arzudan erime haline gelmi bir beden sunuyorum! Bak bakalm gerdanm senin koyunlarnn stnden ak, plaklm kaynak suyundan daha taze deil mi! Dokun salarma, ey oban! Parmaklarna anasnn karnndaki kuzunun tynden daha yumuak gelecektir! iek aan
genliimle ancak belirmi olan kalalarm lk ve kaygandr. Ve
kk gslerim, abucak gezindirecein parmaklarnla bir
yoklasan titrerler! Gel!... Titreen dudaklarm aznda erisin!
205
Gel! Gel!... Isrnca lmekte olan ihtiyarlara can verebilecek dilerim var ve derimin tm gzeneklerinden damla damla dmeye hazr ballar dklyor! Gel!" diyerek i ekmi.
Ama yal oban, sakallarnn tm tyleri titremekte iken "ekil,
ey eytan! Yoksa seni u boumlu sopayla kovalayacam!" diye
haykrm. Bunu gren gklerden inmi gen kz, lgn bir davranla kollarn onun boynuna dolam ve kulana "Ben ancak
tatllamaya balam mayho bir meyveyim; onu ye ki, iyileesin! Sen yasemin kokusunu bilir misin? Benim bakireliimi
koklarsan, sana yasemin kokusu kaba gelir!" diye fsldam.
Ama yal adam "badetin kokusu, hi dalmayan tek kokudur!
Defol buradan, ey batankarc!" diye haykrm. Ve boynundaki iki kolu syrp kz itmi! Bunun zerine gen kz ayaa
kalkm, hafife ve batan aa soyunup rplak ve dimdik,
salarnn dalgalarnda ykanan bembeyaz vcuduyla karsnda
durmu. Ve maarann tenhalnda, sessizliin ars, tm lgnlk haykrlarndan daha mthi imi. Ve yal adam inildemekten kendini alamam ve bu canl zamba artk grmemek
iin ban giysisiyle rtm ve "Defol! Gzleri ihanet dolu kadn! Dnya yaratldndan beri sen bizim felaketlerimizin nedeni oldun! lk alarn insanlarn mahvettin ve yeryznn ocuklar arasna nifak soktun! Sana kendini kaptranlar, ancak seni yaamlarndan atanlarn tadabilecei sonsuz sevinlerden tmyle vazgeerler!" diye haykrm. Ve yal adam ban daha
da fazla giysisinin kvrmlarna saklam.
Ama gen kz yeniden sze koyularak "Eskilerden kimin szn
ediyorsun? Onlarn en erdemlileri bana tapnrd ve en arballar bana ark sylerdi! Ve benim gzelliim onlar doru yoldan saptrmazd, ama yollarm aydnlatr ve yaamlarna zevk
katard! Ey oban, gerek bilgelik, her eyi benim barmda u206
207
y bahtgzel ahm, eski kitaplarmdan birinde anlatlmaktadr ki; bir balkl, bir gn, bir nehir kenannda bulunuyor
ve boynunu uzatm dikkatle suyun akn izliyormu. nk
ona yaamn salayan ve ocuklarn beslemeye olanak veren
meslei, bunu gerektiriyormu. Ve bunu, zerine den grevi
ok drste yerine getirerek durup dinlenmeden yapyormu.
Bylece sudaki en kk kprty ve en hafif dalgalanmay gzden karmayarak tnemekte olduu kayadan baknp dururken,
karsnda, insan rkndan irice birinin l gvdesinin durduunu grm. Bunun zerine cesedi incelemi ve her yannda pek
ok yaralar, kl ve mzrak darbelerinin izleri bulunduunu fark
etmi.
Kendi kendine "Bu, herhalde bu yoldan ktlklerinin cezasn
ekmi bir haydut olsa gerek!" diye dnm. Sonra kanatlarn
kaldrm ve "Hayrl kullarnn yaam iin, ktlerin ldkten
sonra da yararl olmalarn salayan Tanr'ya krler olsun!" diyerek nimetler sunucu Tanr'ya kretmi. Ve lnn stne konarak, birlikte yemek zere ocuklarna gtrmek iin didikleyerek paralar koparmaya balam. Ama birdenbire zerindeki
gkyznn akbaba ve atmaca gibi iri alc kularn bulutuyla
karardn grm. Bunlar byk daireler izip fr dnerek gittike daha fazla yaklamaya balamlar.
Bunu grnce, balkl, bu hava kurtlar tarafndan kendisinin de
yenilip yutulaca korkusuna kaplm ve kanatlarn aarak uup gitmi. Birka saat getikten sonra da, nehrin ortasndaki bir
adackta bulunan bir aacn tepesine konmu; ve nehrin aznda
olan bu yerde, sularn akntsyla cesedin oraya kadar srklen208
mesini beklemi. Ve kendi kendine dertlenerek yaamn belirsizliini ve talihin oynakln dnmeye balam; ve "ocuklarmn ve eimin bulunduu lkemden ve doumuma tanklk eden
kydan uzaklamak zorunda kaldm! Ah, bu dnya ne bo! Hele
kt gn dnerek bir yere bir eyler koyacak yerde, kadere
gvenerek yarnndan kayg duymayanlar iin daha da bo! Daha akl banda biri olsaydm, bu gnler iin yiyecek toplam olurdum; ve hava kurtlarnn avma sahip kmalar bana pek tedirginlik vermezdi! Ama bilgeler bize sabretmeyi tler. Sabredelim, bakalm!" demi.
O, bylece dnp dururken, tnedii aacn altna doru ar
ar yzp sudan kan bir kaplumbaann yaklamakta olduunu grm. Bu kaplumbaa ban kaldrnca, onu aa zerinde
grm; hemen selam verip kendisine "Nasl oldu da ey balkl,
seni her zaman grdm kydan ayrlp da buralara geldin?"
demi. O da "Oturduun adrn altna ve sana ait olan topraa
ho olmayan bir kii gelip orada oturmak isterse, sana yapacak
tek ey kalr: adrn ve topran ona brakp oradan tez elden
ayrlmak!" demi.
"Ve ben, ey iyi yrekli kaplumbaa, kymn hava kurtlan tarafndan igal edilmi bulunduunu grdm ve onlarn naho yzlerinden tedirgin olmamak iin, her eyi brakp Tanr bahtma
acyasya kadar oradan ayrlmay yeledim!" diye devam etmi.
Kaplumbaa bu szleri iitince, balkla "Sorun buysa, ite ben,
tm ballmla sana hizmet etmeye, gnll srgnln ve
yoksulluunda sana yoldalk etmeye hazr, karndaym; nk,
garibin yurdundan, sevdiklerinden uzakta ne kadar kederli olduunu ve bilmedii kiilerin yannda scak bir yaknlk ve ilgi
bulmasnn ne denli tatl geldiini bilirim. Bundan dolay, senin
iin ilgili ve candan bir dost olacam!" demi.
209
212
213
Bunun zerine tilki, sendeleyerek kendini toparlam, ama kzgnln gstermekten saknm, aksine, en gle, en pimanlk
belirten yzn taknarak kurda "Efendim, kleni grg noksanlndan ve densiz davranndan dolay bala! Hatalarnn byklnn farknda! Hatta onlarn farknda olmasa da, bir fili
bile ldrebilecek iddetteki mthi ve yerinde vuruun, ona kolayca retirdi!" demi. Kurt da, tilkinin davranyla biraz yatm; "yle olsun! Ama bu sana, seni ilgilendirmeyen sorunla214
Bylece, zm ekili bir topraa ulamlar; tilki buradan geerken, bir tuzak olduunu anlad kukulu bir yerden gemi; ve
bundan saknmak iin tuzan yresinden dolam ve kendi
kendine "Ayann altndaki deliklere dikkat etmeksizin yryen
birisi tutulup yakalanr! Zaten bir sredir Beni dem'in bana
kurduu tuzaklarla ilgili tecrbem bana dikkatli olmay retti.
Bylece, rnein, bir bada, bir tr tilki ekli grdmde, ona
yaklaacama olanca hzmla kaarm; nk bunun oraya bn-i
dem'in hainliinin diktii bir tuzak olduu kukusuna kaplrm! Bu balk yerin ortasnda, pek de hayra alamet saylmayacak bir yer grdme gre 'Dikkat!' diyerek bunun ne olduunu inceleme tedbirliliini gsteririm. Zaten tedbirli olmak cesaretin yarsdr!" demi. Ve bylece akl yorarak, tilki, zaman zaman duyumsayarak, her adm burnuyla koklayarak, yava yava
oraya yaklam; srnerek gelip kulak kabartm; sonra duyumsayp yeniden ilerlemi; sonra kazasz belasz, bu denli kukulu
olan o yerin kenarna ulam. Bakm ki, bu yer, zeri yeni
dallarla rtlm ve bunlarn da zeri toz toprakla kapatlm
derin bir ukurmu. Bunu grnce "Beni tedbirlilikle ve gerei
gren gzlerin hayran olunas erdemiyle donatan Tanr'ya vgler olsun!" diye haykrm. Sonra da, kurdu biraz sonra ba eik
grmek dncesiyle, sanki ban tm zmlerinin arabyla
sarho olmuasna dans etmeye koyulmu ve u arky sylemi:
Kurt, acmasz kurt! ukurun kazlmtr, toprak seni
yutmaya hazr!
Kurt, kt, kz ocuklarnn peinde dolaan, olanlar yiyip yutan kurt! Bundan byle kmn, ukurdayken azna yadraca pislikleri yiyeceksin!
216
Ve hemen geri dnerek, kurdu bulmu ve ona "Sana iyi bir haber
getirdim! Bahtn yce ve mutluluk zerine durmadan yamur
gibi yayor! Evinde sevincin ve neen srekli olsun!" demi.
Kurt ona "Sen bana ne bildirmek istiyorsun? Bunu bana tm ayrntlaryla anlat!" demi. Tilki de "Ba bugn gzel, her ey nee iinde; nk ban sahibi lm. Tarlasnn ortasnda onu rten dallarn altnda boylu boyunca yatyor!" demi. Kurt da ona
"Kt arac, yleyse, beni oraya gtrmek iin ne bekliyorsun?
Yr bakalm!" diye haykrm. Tilki de onu ban ortasna ekmek iin ivedilik gstermi ve sz konusu yeri kurda gstererek,
ona "te buras!" demi. Bunun zerine kurt byk bir uluma
kopararak dallarn zerine atlm ve dallar onun arlyla km. O da deliin dibini boylam. Tilki dmannn dmesini
grnce, ylesine bir sevince kaplm ki, ukura komadan nce, zaferinden coarak sramaya balam ve sevincin doruuna
ulaarak u dizeleri okumu:
Ruhum cokuyla dol! Tm arzularma kavutum, sonunda Baht bana gld.
Btn onurlar bana! Ormanda nclk ve egemenliin tm zaferi de!
Gzel balar ve verimli avlar hep bana: kazlarn en
yals, rdeklerin esnek butlar, tavuklarn yumuak
gerileri ve horozlann kzl balar!
Ve ukurun kenarnda, yrei arparak birka kez sram. ukura dt iin inleyip alayan ve mutlak yitiini anlayarak umutsuzlua kaplan kurdu grmenin zevkine kaplm. Tilki de
belirgin ekilde alayp inlemeye koyulmu; kurt ban kaldra217
220
Ama tilki tm neesiyle glm ve kurda "Gryorum ki, BLGELERN SZLER'ni bilmezlikten geliyorsun sen!" demi.
Kurt da ona "Hangi bilgeler?" diye sormu. Tilki de ona demi
ki:
"Ey ktlk saan kurt; bilgeler, bize, senin gibi irkinlik maskesine brnenlerin, grn kaba, bedeni arpk olanlarn,
ruhlarnn da kaba olduunu ve incelikten btnyle yoksun bulunduunu retirler! Bu sz senin bakmndan dnlrse,
gerekten dorudur! Senin bana dostluk zerine sylediklerin
yerindedir ve bir terslik gstermez. Ama sen bunu hain ruhunu
gizlemek iin kullanarak gzel szlerle beni tavlamak istiyorsun! nk, ey budala kurt, t vermede o denli usta isen, oradan kmak iin tek areyi neden kendine tlemiyorsun? Ve
dediin gibi kudretli biriysen, mutlak bir lmden cann kurtarmay neden denemiyorsun? Ah! Nasl da bana HEKMN YKS'n hatrlatyorsun!" demi. Kurt "Bu hekim de nereden
kt?" diye haykrm. Tilki de ona u yky anlatm:
Bir zamanlar sa elinde bycek bir ur km bir kyl varm;
bu durum onu almaktan alkoyuyormu. are bulmak zere,
tp bilimlerinde uzman olduu sylenen bir hekim artm. Bu
bilgili adam, bir gznde bir ba olduu halde hastay grmeye
gelmi. Hasta ona "Ey hekim, gznde ne var?" diye sormu. O
da "Grmemi engelleyen bir ur!" diyerek cevap vermi. Bunu
duyan hasta ona, "Gznde bu ur var da sen onu iyi edemiyorsun, yle mi? Sonra da gelip benim urumu iyiletirmeye kalkyorsun! Srtn dn de, bana omuzlarnn geniliini gster!" demi.
"Sen de, ey hain kurt, bana nasihatler vermeyi ve bana incelikler
retmeyi dnmeden nce, kendini ukurdan karmak iin
gayret gster de bana yaacaklardan kendini koru! Yoksa bu222
224
Kolla kendini ylanc! Engerek dokunuunu tatllatrr ve sevimli bir edayla reklenirse, geri ka! Geveyecek ve seni sokacak; zehri kanna bulaarak lm getirecektir!
Ve sonra ey kurt, benim durumuma uyan u harika dize de var:
Gen bir olan ocuu sana kar ok kibar davranr
ve sen ona kaba davranrsan, yreinin derinlerinde
sana kin duymasna ve bir gn kolu ty tutunca seni
sakatlamasna ama!
Ve ben, ey alak, cezan balatmak ve seni bekleyen tatllklarn
bir n-enisini duyurmak ve de ban okayacak gzelim talarn ukurdayken seni bulmasndan nce, mezarna cimrilik
gstermeden serpmek iin sana ne sunuyorum, ban kaldr da
bak!"
Bu szleri syledikten sonra tilki, srtn evirmi ve iki art ayan ukurun kenarna dayayarak kurdun suratna, son anlarn
yalayp kokulara bryecek maddeleri yadrm. Bunu yaptktan sonra, bir bayra trmanm, ba sahiplerini ve bekilerini armak iin haykrmaya balam; onlar da koup gelmekte gecikmemiler. Onlarn yaklatn grnce tilki, acele ekip gitmi ve gizlenmi; yine de durumdan memnun ba sahiplerinin
byk kayalar ukura attklarn grecek ve dman kurdun ulumalarn iitecek kadar yakndaym.
225
226
Bad: Bakla, fasulye, bezelye vb. taze sebzelerde, iinde tohumlarn sralanm bulunduu kabuk, baklams meyve.
227
Bu szleri duyunca, fare ylesine sevinmi ki, kpr kpr kprdamaya ve kuyruunu oynatmaya koyulmu. Dnmeye hi
zaman ayrmadan, gelinciin riyakr havasnn farkna varmadan, sessizce gzetlemekte olan kadna da dikkat etmeden ve
228
gelincii bylesi cmerte bir davrana iten nedeni kendi kendine sormadan, tm hzyla koup parlamakta olan badcndan
ayrlm gz kamatran susamlarn bulunduu tepsiye saldrm
ve oburlukla azn doldurmu. Ama tam o srada kadn, kapnn
ardndan belirmi ve bir sopayla farenin kafasn yarm.
Ve bylece zavall fare, tedbirsizce gvenmekten dolay, bakasnn yapt ktlk yznden yaamn yitirmi!
Bu szleri iitince ah ehriyar "Ey ehrazat, bana, nlem almann byk deeri konusunda ders verdin. Bu yky daha
nce duysaydm, ellerimle ldrdm sefih karma ve ihanette
yardmc olan hain hadmaalarna duyduum sonsuz gvenden
saknrdm!.. Ama sen bana sadk dostluk zerine bir yk anlatamaz msn?" demi.
ehrazat da demi ki:
229
ittim ki, bir karga ve bir misk kedisi birbirlerine kar byk
bir dostluk besliyor ve bo saatlerini konuarak ve eitli oyunlar oynayarak geiriyorlarm. Bylece, bir gn, kukusuz ilgin olan eylerden konuurlarken, yrelerinde olup bitenin farkna varamam, birdenbire bir kaplann orman nlatan korkun haykryla geree dnmler.
Dostunun yannda bir aacn alt dallarnda tnemekte olan karga, abucak uup yksek dallara konmu; misk kedisine gelince,
korkarak nereye saklanacan bilememi; nk av peinde olan hayvann haykrlarnn nereden geldiini kestiremiyormu.
Bu aknlk iinde kargaya "Dostum, ben ne yapaym? Syle
bana, gsterecein bir are ya da bana yapabilecein etkili bir
yardm var m?" demi. Karga "yi yrekli dostum, senin iin
yapmayacam ey yoktur. Seni bu skntdan kurtarmak iin ite
her eyi karlamaya hazr durumdaym; ama uup yardm getirmeden nce, bu konuda airin sylediklerini sana aktaraym:
Gerek dostluk, lm pahasna, sevdii eyi kurtarmak iin tehlikeye atlmaktr; o ey ki, kendi setiin
dostunu yeniden bulmak iin, maln, ana-baban ve
aileni terk ettirir sana!
Bu dizeleri okuduktan sonra karga, kanatlarn aarak abucak
umu ve oradan gemekte olan arslanlardan daha gl kpeklerle korunan bir srye doru umu ve doruca bu kpeklerden birine saldrarak ban olduka iddetli gagalam ve sonra
230
teki kpee saldrp onu da gagalam. Sonra da onlar ardndan ekerek olduka uzak bir yere umu, dilerinden saknarak
kendini izletmi. Sanki onlar nemsemezmi gibi kaba seslerle
haykrm. Bunu duyan kpekler, gittike daha fazla kzarak,
nlerinde uan kargay kovalamay srdrmler; ve bylece ormann ortasna kadar srklenmiler. Dolaysyla, kpeklerin
havlamalar tm orman sardndan, karga, kaplann bu seslerden rkerek katn anlaynca, kpeklerin nnden ykselerek
uzaklara umu; kpekler de homurdanarak srlerinin bana
dnmler. Sonra karga, gelip yakn bir tehlikeden kurtulmu
olan dostu misk kedisini bulmu ve onunla bar ve gvenlik iinde birlikteliini srdrm.
"Ama, ey bahtgzel ahm" diye szn srdrm ehrazat:
"abucak sana KARGA LE TLK yksn de anlatmaya balyorum " demi.
232
236
Yeryznde, zerimde arl olan ya da bal bulunduum hibir ey yok; ne ev eyas, ne hrn bir kan,
ne de evim var! Ey yreim, ne kadar hafifsin!
Bir para ekmek, bir yudum su, bir tutam tuz beslenmeme yeter, nk tek bamaym! Ypranm bir urba
bana giysi oluturur ve bu bile fazladr!
Ekmei nerede bulursam orada alrm, Baht' da geldii gibi kabul ederim! Alnp gtrlecek bir eyim
yok! Yaamak iin bakasndan aldklarm onlarn artklardr! Yreim, ne kadar hafifsin!
Pire farenin bu szlerini duyunca, son kertede etkilenmi ve ona
"Ey fare, kardeim! Bundan byle birlikte ne ho bir yaammz
olacak! Tanr, sana minnetimi deyebileceim an bir an nce
yaatsn!" demi.
Bu ana ulamalar pek gecikmemi. Gerekten, ayn akam, tacirin odasnda bir eyler kemirmekte olan fare, madeni bir nlama iitmi ve bunun tacirin kk bir kasada saklad altnlarn
birer birer sayarken kan ses olduunu anlam; tacir parann
tamam olduunu anlaynca, keseyi yatann altna koyarak yataa uzanp uyumu.
Bunu gren fare, hemen koup pireyi bulmu ve ona grdklerini anlatm ve "te sonunda bana yardma koma frsat kt
karna; bu paralar seninle birlikte tacirin yatandan benim barnama tayacam!" demi. Bu szleri duyan pire, heyecandan dp baylacak gibi olmu; nerilen ey ona olduka ar
grnm ve zlerek fareye "Ciddi olamazsn, ey fare! Benim
boyumu grmezlikten mi geliyorsun? Bin pire biraraya gelse, onu yerinden kprdatamazken, srtmda bir dinar nasr tarm?
237
Ama yine de sana byk bir yararm dokunabilir. Bir pire olarak
bir cirmimle, taciri odasndan, hatta evinden dar karabilirim;
ve sen de bu durumda o yerin sahibi olur, keyfince hareket eder
ve kendini skntya sokmadan altnlar barnana tayabilirsin!" demi. Bunu duyan fare "Doru, yrekli pire, gerekten
bunu dnmemitim! Barnam da tm o altnlar lacak geniliktedir; ve dahas, beni kstrmak ve kapatmak isteseler bile
yetmi k kaps bulabilirim! yleyse, acele et de bana vaadettiin dzeni yerine getir!" diye haykrm.
Bunun zerine pire, birka srayta uyuyan tacirin yatana ulam, doruca kna doru yol alarak hibir pirenin o gne kadar insanolunun kn srmad ekilde srm. Bu sr ve
onu izleyen sancyla tacir uyanm ve elini abucak pirenin srdktan sonra hemen terk ettii saygn yerine gtrerek evin sessizliinde nlayan binlerce kfr savurmu. Sonra bir o yana,
bir bu yana dnerek yeniden uyumaya alm. Ama dmann
uyumadn hesaba katmam! Gerekten, pire, tacirin, yatandan ayrlmamakta direttiini grnce, son kertede kzarak yeniden saldrya gemi ve bu kez aparas denen duyarl blgeyi
tm gcyle srm.
Bu kez tacir bararak sram ve stnden rtleri ve giysilerini atarak evin alt katna, kuyu bana, komu; ve souk suyla
ykanm ve yeniden odasna dnmek istemeyerek, gecenin geri
kalan blmn avludaki kanepede uzanarak geirmi.
Bu durumda fare, tacirin tm altnn kolayca barnana tam
ve sabah olunca kesede bir tek altn bile kalmam. Ve bylece
pire, farenin konukseverliini karlamay bilmi ve yz kat fazlasyla demi.
"Ve sen, ey karga" diye szn srdrm tilki: "Senden yana
olan zverimin lsn aramzda yapmay istediim dostluk
238
karga ona "nerini geri evirmemden tr diini krmana dorusu ok zldm!" demi. Ama tilki, ona, sonsuz bir saygyla
bakp "nerimi geri evirdiin iin bu dii krmadm; seni benden kurnaz bulmu olmamn utancyla krdm!" demi.
Ve bu szleri syleyerek tilki, gidip saklanmak iin oradan abucak ayrlm.
"Ve ey bahtgzel ah" diyerek szn srdrm ehrazat:
"Karga ile tilkinin yks ite byle! Belki biraz uzun srd; ama yine de Allah, bana yarna kadar yaam balar, sen de bunu ho karlarsan, sana, GZEL EMS-N-NEHAR LE EMR AL BN- BEKKAR YKS'n anlatrm!"
Ama ah ehriyar "Ey ehrazat, hayvanlarn ve kularn yklerinin beni bylemediini ve bana uzun geldiini sakn sanma! Aksine! Eer bakalarn da biliyorsan, onlar dinlemekten
sklmam! Yeter ki onlardan karlacak yararlar olsun! Ama
madem ki bana daha adn iitmekle byk bir hayranla dtm bir yk anlatmay vaadediyorsun, onu dinlemeye hazrm!" demi.
Lkin ehrazat, sabahn belirdiini grerek yavaa susmu.
Ama Yz Elli kinci Gece Olunca
Demi ki:
243
244
Ebl-Hasan'n dkknna en ok urayanlardan birisi Ebl-Hasan'n en iyi dostlarndan biri olan yakkl ve gzalc gen bir
efendi imi. Ad Ali bn-i Bekkar olan bu kii, eski ran ahlarnn, soyundan geliyormu. nsan byleyen bir endam, taze ve
pembe yanakl bir yz, eksiksiz bir izgi oluturan kalar, glen dileri ve zevk saan bir konumas varm.
Bir gn gen Emir Ali bn-i Bekkar, dostu Ebl-Hasan bn-i Tahir'in yannda otururken ve ikisi konuup glrlerken, ay gibi
gzel on gen kzn altn saakl kabartma kumatan koumlar
olan bir at zerindeki on birincisini evrelemi olarak dkkna
doru geldiklerini grmler. Bu on birinci gen kz pembe
renkli saydam bir peeyle rtl imi; gzleri bu rt arasndan
olanca parlaklyla beliriyormu! Ellerinin cildi, ylesine tatl
bir grnm salyormu ki, beyazl iinde ylece dururken ipek sanlrm; elmas yzkler takl parmaklar i gibi inceymi. Boyu bosuna gelince, grlr grlmez harika olduu anlalabiliyormu.
Kafile, dkknn kapsna ulatnda gen kadn, klelerinin
omzuna dayanarak yere ayak basm ve Ebl-Hasan'a selam vererek dkkna girmi; o da selamn karlayarak oturmas iin
gsterdii divan ve zerindeki yastklar abucak dzeltmi; ve
buyruklar almak zere hemen bir para geriye ekilerek ayakta
durmu. Gen kadn da savsaklar bir tavrla altn ilemeli birka
kuma ve birka kuyumii semi ve bir miktar glya ayrtm. Ve Ebl-Hasan'dan ekinmediinden bir an iin yzn rten kk rty kaldrm ve doal gzellikteki yzn parldatm.
Gen emir Ali bn-i Bekkar, bu gzel yz grnce byk bir
hayranla kaplm ve iini ta derinlerden bir alev yakm; sonra edebini taknarak dkkndan uzaklar gibi yapm; bunu g245
na ihtiya duymayan Ebl-Hasan da eilerek "Bam stne, gzm stne!" diyerek cevap vermi.
Bunun zerine gen kadn kk peesini yeniden yzne rtm; ardnda sandal aac ve yasemin kokulu bohalardan karlan giysilerinden gzel kokular saarak kp gitmi.
Ali bn-i Bekkar'a gelince, ne diyeceini bilemeden epeyce bir
sre olduu yerde kalm; yle ki Ebl-Hasan mterilerin onun
sarsldn anlayarak armaya baladklarn kendisine duyurmak zorunda kalm. Ali bn-i Bekkar da "Ey bn-i Tahir, ruhumun bedenimden karak aklma danmadan, gnlmn kapld bu ay parasna ulama yolunu aradn grr de nasl sarslmam!" diye yant vermi. Sonra da "Ey bn-i Tahir, ltfen! Tanr gibi grndn bu gen kz kim? abuk bana syle!" diye
eklemi.
Ebl-Hasan da "Emir-l-Mminin'in en sekin gzdesidir! Ad
da ems-n-Nehar'dr1! Halife kendisine nikhl ei Sitt-Zbeyde'ye gsterdii saygdan bile fazla sayg ve sevgi gsterir. Sadece kendine zg bir saray vardr. Ve orada haremaalarnn
gzetiminden uzak, kendi bana buyruk yaar; nk halife ona
sonsuz gven duyar ve hakldr da! nk en gzeli olduu halde, sarayda, cariyeler ve hadmaalarn imar ederek, hakknda
konutuklar kadnlara benzemez" demi.
Ebl-Hasan, dostu Ali bn-i Bekkar'a bu aklamalar yapp szn henz bitirdii srada kk bir kle kz dkkna girmi ve
Ebl-Hasan'a yaklaarak kulana, "Hanmm ems-n-Nehar,
seni ve arkadan bekliyor!" diye fsldam. Ebl-Hasan da hemen ayaa kalkm, Ali bn-i Bekkar'a iaret etmi ve dkknnn kapsn kapam; sonra da, Ali ile birlikte, nlerinde yryen ve onlar Harun Reit'in sarayna gtrmekte olan kk k1
247
le kz izlemiler.
Ve birdenbire Emir Ali, sanki her eyin, insanolunun anlatmak
istese de dilinin tylenecei gzellikte olan eylerin bulunduu
ecinnilerin oturduu yere gtrldklerini sanm. Ama kk
kle, hayranlklarn belirtmeye zaman brakmadan, iki elini birbirine vurmu; bir zenci kz, zeri yiyecekler ve meyvelerle dolu
bir tepsiyi getirip bir taburenin zerine koymu; ve tepsiden tten koku, burunlara ve yreklere hayranlk veren bir nefaset sam.
Kk kle de onlara, sonsuz bir saygyla hizmet etmekte eksiklik gstermemi ve tam olarak karnlar doyunca, ellerini ykamalar iin onlara altn bir leen ile ii kokulu su dolu altn bir
ibrik getirmi; sonra da onlara ii glsuyuyla dolu, zeri yakut
ve elmas kakmal harika bir glabdan2 sunarak bir elleriyle sakallarn, tekiyle yzlerini svazlamalar iin avularna dkm. Sonra da kk bir altn buhurdanda3 sarsabr4 kokusu getirmi; bununla det olduu zere giysilerini kokulandrm. Bu
da bitince, bulunduklar salonda bulunan bir kapy am ve
kendisini izlemelerini rica etmi. Ve onlar hayran olunacak gzellikte byk bir salona sokmu.
Buras, gerekten, en temiz kaymaktandan yaplm yirmi drt
saydam stunun stnde ykselen bir kubbeyle talanyormu;
dipleri ve stun balar ince bir sanatla yaplm altn kular ve
drt ayakl hayvanlarla sslenmi bulunuyormu. Ve bu kubbede, altn zemin zere renkli ve gze ho gelen hatlarla yere serili
2
3
4
248
Perev: Klasik Trk mziinde fasln giri taksiminden sonra, arkdan nce alnan
para
249
251
rak onlara "Vallahi! Byle birlikteyken alamanz bir trl anlamyorum! Ya ayrlrsanz ne olacak? Gerekten, imdi birbirinizi zme zaman deil; alp salma, uyum ve nee iinde elenme zamandr" demi.
Ebl-Hasan'n bu szlerini duyunca, onun grlerine deer vermeye alm olan gzel ems-n-Nehar gzyalarn kurutmu
ve klelerinden birine bir iaret yapm; o da hemen dar karak, yannda, balarnda ii her trl ho grnl yiyeceklerle
dolu tepsiler tayan birok hizmetkrla birlikte geri dnm. Ve
bu tepsiler bir kez hal zerinde oturan Ali bn-i Bekkar ile
ems-n-Nehar arasna konunca, hizmetkrlar duvara doru ekilmiler ve orada kprdamadan durmular.
Bunun zerine ems-n-Nehar, Ebl-Hasan' karlarnda oturmaya arm. Ve kendi parmaklaryla her tabaktan ald lokmalar ilkin dostu Ali bn-i Bekkar'n, sonra da Ebl-Hasan bn-i
Tahir'in azna sokmu. Doyuncaya kadar yenilince, altn tabaklar kaldrlm ve gm ilemeli bir leen iinde ince bir altn
ibrik getirilmi; ve ellerini dklen kokulu sularla ykamlar.
Bunu izleyerek yeniden oturmular ve gen zenci kzlar, parlak
krmz renkli tabaklara oturtulmu renkli akik bardaklarda, grnleri bile gzleri kamatran ve ruhu enlendiren nefis araplar getirmiler. Ve birbirlerine uzun uzadya bakarak bunlar
imiler; ve bir kez bardaklar boalnca, ems-n-Nehar tm klelerini gndererek yanlarnda sadece arkclar ve alg alanlar alkoymu.
Bunun zerine, kendini tam olarak ark syleyecek durumda
bulmakla, ems-n-Nehar, ilkin bir giri salamak ve ses perdesi gstermek zere arkclardan birine buyruk vermi; arkc
da uduna dzen verdikten sonra tatl bir sesle u arky okumu:
254
255
Powys Mathers'in Mardrus evirisinde, bu dizeler yle: My lips are wet with tears /
Again and yet again, / My cup is filled with tears / More often then wine, / And yet I
think / I ought to take this mingled drink of mine; / For it appears / To fortify my
heard for pain, / Because the tears are from my soul / and if I drink I shall be whole /
Again. (Dudaklarm gzyalaryla slanyor / Tekrar ve tekrar / Bardam gzyalaryla dolu / arapla dolmaktan ziyade ou zaman; / Yine dnyorum / Bu kark
ikimi imeyeyim, diye / nk yle anlalyor ki / Aclara kar yreimi peki tiriyor bu iki / nk gzyalar ruhumdan koptu / Ve bunu iersem / yeniden tamamlanacam (.)
256
Powys Mathers'in evirisinde: The crimson flowers of his lips / Are watered with
water of his mouth... (Dudaklarnn krmz iekleri / Aznn tkryle sulanr)
eklindedir (.)
257
258
iken bu benim iin bir teselli ve mahzunluumda bir tatllk olacak!" demi. Kz da "Ey Ali, Vallahi! Hznn dokunaca kii
sadece benim! Ben ki, bu sarayda, sadece senin hatranla var
olacam! Sen ey Ali, oyalanmak iin arlarda dolarsn ve
sokaktaki kk kzlar ve dierleri senin iindir! Onlarn zarafeti ve ekik gzleri sana sevdicein zntl ems-n-Nehar' unutturur; ve billur bileziklerinin tkrts belki de grntm bile
gzlerinden silecektir! Ey Ali! Artk bundan sonra acmn patlaylarna nasl dayanabilecek ve boazmda haykrlar nasl boabileceim ve onlarn yerine Emir-l-Mminin'in buyuraca
arklar nasl yerletirebileceim? Dilim nasl olacak da uyumlu
notalar syleyecek, snen ruhumu sadece sen canlandrabilecekken, onlar glerek arkya dkeceim? Yanmda oturduun
yere gzm dikerek baklarmla seni nasl arayp duracam,
ey Ali! Ve zellikle, can vermeden, Emir-l-Mminin'in bana
sunaca barda dudaklarma gtrp onunla nasl paylaacam? Kukusuz, onu imekle, acmasz bir zehir kanma karacak! O zaman da, lm, bana ok yeni 9 gelecek!" diyerek yantlam.
Ebl-Hasan bn-i Tahir, onlara sabr dileyerek teselli etmekte olduu srada, srda esire koup gelerek Halife'nin yaklamakta
olduunu hanmna bildirmi.
Bunun zerine ems-n-Nehar, n son bir kez pecek zaman ancak bulmu ve srdana "Konuklarmz abucak bir
yandan Dicle'ye, te yandan baheye bakan geide gtr! Ortalk kararnca, nehir yakasndan gizlice dar karrsn!" demi.
Ve bu szleri syleyerek ems-n-Nehar, onu bomak zere olan hkrklarn yutmu ve te yakadan gelmekte olan halifeyi
karlamak zere komu. Gen esire, Emir Ali ile Ebl-Hasan'
sz konusu geide gtrm ve onlara gven verip arkalarndan
9
261
kapy dikkatlice kapattktan sonra oradan ayrlm. ki gen orada koyu bir karanlk iinde kalmlar; ama aradan biraz zaman
geince pencerenin kepenkleri arasndan byk bir n parldadn grmler; yaklatka bunun bir kafile oluturan yz
gen siyah klenin ellerinde tad mealelerden geldiini anlamlar; bu yz gen kleyi, saraydaki kadnlarn muhafz olan
yz yal hadmaas izliyor ve her biri de elinde birer yaln kl
tayorlarm; ve onlarn ardnda da, yirmi adm geriden aya
benzer yirmi gen beyaz cariyenin arasnda Halife Harun Reit
varm.
Halife, nnde Mesrur olduu halde ilerlemi; sanda ba hadmaas Afif, solunda ikinci hadmaas Vasf varm. Ve aslnda, kendiliinden son kertede grkemli ve yakkl olduu kadar, klelerin tuttuu mealelerin ve sarayl kadnlarn mcevherlerinden yansyan parltyla bsbtn grkemli grnyormu! Ve bylece, esirelerin birdenbire almaya koyulduu
alglarn sesi duyulurken, Halife, kendisine sayg gstermek
zere yerlere kadar eilmi bulunan ems-n-Nehar'n yanna
gelmi; ve abucak elini uzatarak onu ayaa kaldrm ve tuttuu elini dudaklarna gtrm; sonra da kendisini grmekten
dolay mutlu, ona "Ey ems-n-Nehar, saltanat kayglar uzun
zamandr gelip seni grmeme engel oldu! Ama Tanr bu akam,
gzlerimin senin gzelliinle mutlanmas iin bana firsat verdi!"
demi. Sonra gidip gm tahtn zerine oturmu, gzdesi de
nnde oturarak yer alm; yirmi cariye de birileri dierlerinden
eit aralkla yerleerek ikisinin yresinde bir daire oluturmular. alg alanlara ve ark syleyenlere gelince, gzdenin hemen yannda yer alarak bir baka topluluk oluturmular; yal
ve gen hadmaalar da, det olduu zere, uzaklap yanar haldeki mealeleri ellerinde tutarak aalarn altnda yer almlar;
bylece Halife'nin zevklerini daha rahata doyurmasn sala263
mlar.
Hepsi birden oturup herkes kendi yerini aldktan sonra, Halife
arkclara iaret etmi ve hemen ilerinden biri, tekilerin eliinde, Halife'nin kendisine okunan tm gazeller iinde uyumunun gzellii ve son blmndeki zengin havasndan tr yeledii nl bir gazeli okumaya balam:
Sabahn k ebnemleri yar ak iekleri slatr ve
gney rzgr saplarn iki yana sallar! Ama yavrum
senin gzlerin...
Senin gzlerin, yavrucuum, dudaklarmn kadehini
doldurarak uzun uzadya kandran saydam kaynaktr.
Ve azn... ey gen dost, azn: Arlar kskandran bir
tkr barndran inciden kovandr!
Ve bu harika dizeler tutkulu bir sesle okunduktan sonra, arkc
susmu. Bunun zerine ems-n-Nehar, Emir Ali'ye olan akn
bilen srda gzde cariyesine bir iaret yapm; o da ayr bir makam zre Halife'nin gzdesinin Ali bn-i Bekkar'a olan gnlden
duygularna pek uyan u dizeleri okumu:
Gen bedevi kz, yolunda yakkl bir atlya rastlaynca, yanaklar kzarr! Tpk Arabistan'da yetien defne
iei gibi...
Ey serveni seven bedevi kz, yanana renk veren
atei sndr! Ruhunu, onu yakp bitirmek iin doan
bir tutkudan sakn! Kendi lnde kaygsz yaa, nk akn aclar yakkl atllarn sunulardr!
264
Gzel ems-n-Nehar bu arky iitince, ylesine byk bir heyecana kaplm ki, oturduu yerde sarslm ve hemen yardmna koan cariyelerinin kollarnda baylm. Bir pencereye sokulmu, arkada bn-i Tahir ile birlikte ieriye bakarlarken, bu durumu gren Emir Ali de, itenlikli bir acyla yle sarslm...
Anlatsnn burasnda ehrazat, gnn belirdiini grm ve yavaa susmu.
Ama Yz Elli Beinci Gece Olunca
Sze balam:
ten bir acyla yle sarslm ki, boylu boyunca dostu Ebl-Hasan bn-i Tahir'in kollarna baygn dm. Bunu gren EblHasan, bulunduklar yer bakmndan son kertede arm kalm; bou bouna su arayp dostunun yzne serpmeyi dnrken, geidin kaplarndan birinin aldn ve ieriye nefes nefese, ems-n-Nehar'n gzde esiresinin girerek kendilerine korku
dolu bir sesle "Ey Ebl-Hasan, sen ve arkadan abuk ayaa
kalkn; sizi hemen buradan karmam gerekiyor; zira, her ey bizim iin iyi olmayacan gsteren bir kargaa iinde; sanyorum ki, bugn bizim uursuz bir gnmz! Bundan dolay ikiniz
de beni izleyin, yoksa hepimiz mahvolacaz!" demi. Ama
Ebl-Hasan ona "Ey yardmsever gen kz, arkadamn durumunu grmyor musun sen? Yakla da bir bak!" demi.
Esire, Emir Ali'nin hal zerinde baygn yatmakta olduunu grnce, yerini bildii, zeri eitli ielerle dolu bir masaya yaklam ve iek suyu ieren bir serpecek bularak getirip gen
adamn yzne serperek onu serinletmi; o da hemen aylm.
265
birok kez arda bulunmu. Ve ev halkna evin en gzel odasn ona hazrlamalarn ve bylesi durumlarda kullanlmak zere
byk dolaplarda drl sakladktan yeni yataklar sermelerini
sylemi. Ve Emir Ali, tm gn yrmekten pek yorulmu olduundan, yatan zerine kendini atacak gc ancak bulmu ve
orada gzlerini kapayarak birka saat uyumu. Uyandnda, abdest alm ve namaz grevini yerine getirmi ve dar kmak
zere giyinmi; ama Ebl-Hasan kolundan tutarak ona "Ey efendim, bugn ve bu geceyi de benim evimde geirmen yedir;
bylece sana yoldalk eder, derdini avuturum!" demi. Ve onu
kalmaya zorlam. Ve gerekten, btn gn arkadayla grtkten sonra akam olunca, Badat'n en nl arkc kadnlarn
artm; ama hibir ey Ali bn-i Bekkar'n kederli dncelerini datamam; aksine, arkclar, derdini ve kederini azdrmaktan baka ie yaramamlar; ve birlikte bir gece ncekinden
de kt bir gece geirmiler; ve ertesi sabah, durumu o kadar
ktlemi ki, dostu Ebl-Hasan onu daha fazla tutmak istememi. Klelerinin ahrdan getirdikleri katra, Emir'in binmesine
yardmc olduktan sonra, ona evine kadar yoldalk etmeye karar
vermi. Ama onu kendi adamlarna teslim ettikten sonra, o arada, kendisine ihtiya olmadn anlayarak, yeniden onu yreklendirecek szler syleyip haber almak zere elinden geldiince
erken bir saatte yeniden geleceini vaadederek ondan izin alm.
Sonra evden km ve btn bu zaman iinde kapal tuttuu
dkknn amak zere arya doru ynelmi.
Oysa, dkknn dzene sokmay ancak bitirip mteri beklemeye koyulduu bir srada, bir de bakm ki...
yksnn burasnda ehrazat, sabah olduunu anlayarak yavaa susmu.
268
lara, gzyalar dkmekten ve nnde yzmze topraklar samaktan baka yant veremiyorduk; ve bilmedii srr ondan saklamaya alyorduk. Ve bu anlatlamaz ikence, geceyarsna
kadar srd. Ancak o zaman, akaklarn glsuyu ve iek suyuyla ovduktan ve yelpazelerle ferahlk saladktan sonra, yava
yava kendine gelmesinin neesini yaadk. Ama aylr aylmaz
Halife'nin kesin aknlna neden olan ve sonunda kendisini de
alamaya zorlayan bir gzya seli kopard. Olup bitenler ylesine hazin ve olaandyd!
Halife, sonunda, gzdesine soru yneltebileceini anlaynca, ona "Gzmn Nuru ems-n-Nehar, konu benimle; bana derdini syle ki, sana yararm dokunabilsin! Bak, ben de bir ey yapamadmdan ne kadar znt duyuyorum!" dedi. Bunun zerine ems-n-Nehar, Halife'nin ayaklarn pecek gc buldu; ama Halife buna izin vermedi; onu elinden tutarak yavaa sorular sormaya balad. Bunun zerine, ems-n-Nehar krk bir
sesle ona, "Ey Emir-l-Mminin, bana ac ektiren rahatszlk
geicidir! Gndzn yediim baz eyler dokunmu olacak!"
dedi. Halife de, "Ne yemitin, ey ems-n-Nehar?" diye sordu.
Hanmm da, "ki eki limon, alt yeil elma, bir anak yourt,
byk bir para knefe; onun zerine de alm gideremediimden bir okka tuzlu fstk ve kabak ekirdei ve bir avu dolusu frndan henz km halanm ekerli nohut!" diye yantlad. Bunu duyan Halife "Seni ihtiyatsz sevgili seni, dorusu
beni ok arttn! Btn bu eylerin lezzetli ve itah ac olduuna kukum yok; ama, birazck yiyerek idare etmen ve cann o
kadar ok ektii eylerin zerine dnmeden atlmaktan alkoyman gerekirdi! Bylece, kendini bu duruma sokmazdn!" diye haykrd. Ve Halife, aslnda, teki kadnlar iin sz ve okaytan yana pek savurgan olmayan Halife, gzdesiyle, pek ok
ilgi gstererek uzun uzun konutu ve sabaha kadar bann ucun270
dan ayrlmad. Ama durumunun pek dzelmediini grerek sarayn ve kentin tm hekimlerini artt; onlar da, hanmmn rahatszlnn gerek nedenini ve Halife'nin orada bulunmasnn
ve gsterdii basknn bunu arttrdn aklamay incelik gstererek gizlediler. Ve kendisine ylesine karmak bir reete yazdlar ki, tm iyi niyetime karn, ey bn-i Tahir, bir tek szcn
bile sylemeyi beceremem!
Sonunda Halife, tm hekimleri ve dierlerini peine takarak oradan ayrld; ancak o zaman zgrce hanmmn yanna yaklatm; ve ellerini pcklere boarak yreklendirecek szler syledim ve ona Emir Ali bn-i Bekkar' yeniden gsterme iini zerime alacam konusunda gvence vererek kendisine bakmama izin vermesini saladm. Ve ona hemen iinde biraz iek
suyu da olan bir bardak souk su iirdim; iyi geldi. Ve ite o zaman, kendi derdini unutarak ve kendisini bir sre brakarak, gidip ona ekmekte olduu derdinden ksaca sz ettiim dostundan haber getirmemi istedi.
Srda cariyenin bu szleri zerine Ebl-Hasan bn-i Tahir, ona
"Ey gen kz, imdi ben sana dostumun durumu hakknda hibir
ey syleyemem! Sen imdi doru hanmnn yanna ko ve ona,
benim bar dileklerimi ve bana gelenleri renmekle ne ok
zldm bildir; ve kendisine bu durumun zorlu bir snav olduunu anlamakta gecikmediimi; ancak onu sabretmeye ardm, zellikle Halife'nin kulana eriecei korkusuyla, szlerini saknmakta ok zen gstermesi gerektiine inandm da
syle! Yarn dkknma gelirsen ve Tanr isterse, karlkl olarak birbirimize vereceimiz haberler teselli edici olacaktr!" demi.
271
ems-n-Nehar'n znts
(T. Dalziel)
Bunun zerine gen kz ona bu szlerinden ve grd hizmetten tr ok teekkr etmi ve oradan ayrlm. Ebl-Hasan da,
gnn geri kalan blmn arda geirmi ve gidip evinde
dostu Ali bn-i Bekkar' grmek zere dkknn allm saatten nce kapatm.
Anlatsnn burasnda ehrazat, sabahn belirdiini grerek yavaa susmu.
Ama Yz Elli Yedinci Gece Olunca
Demi ki:
Dostu Ali bn-i Bekkar' grmek zere dkknn allm saatten nce kapatm. Kapy alnca kapc gelip am; girip ieride dostunun yresini her trden birok hekimin ve yaknlar ile
dostlarnn sarm bulunduunu grm; bunlarn kimisi nabzn
yokluyor, dierleri de her biri dierinden farkl ve birbirine aykr reeteler yazyorlarm; yal kadnlar da ii abartyor ve hekimlere kukuyla bakyorlarm; sonunda gen adam sabrn tketmi; ve artk hibir ey grmek ve duymak istemeyerek ban rtlerin altna sokmu ve kulaklarn iki eliyle tkam.
Tam o srada Ebl-Hasan baucuna gelmi, yavaa arkadann
bandaki rty ekerek yreklendirici bir sesle "Bar zerine
olsun, ya Ali!" demi. O da "Senin zerine de bar olsun ve
Tanr'nn iyilikleri ve ltuflar salsn, ya Ebl-Hasan! nallah
yzn kadar ak haberler getirmisindir, ey dostum!" diye yant
vermi. Bunun zerine Ebl-Hasan bunca ziyaretinin nnde
konumak istemeyerek bn-i Bekkar'a gz krpmakla yetinmi;
ve oradaki herkes ekildikten sonra, onu kucaklam ve srda
273
274
ucunda, gzlerini bir an bile kapamadan onu gzetlemekle geirmi. Sonra, sabaha doru, her eye karn gidip bir sredir
savsaklad dkknn amaya karar vermi. Ve orada akama
kadar kalm. Ama alveriini bitirip kumalar ierdeki yerlerine yerletirdikten sonra, tam gitmeye hazrlanrken, ba rtl
olarak ems-n-Nehar'n gen srda cariyesinin geldiini grm. Allagelen selamlamalardan sonra, cariye ona "Hanmm, size, sana ve Ali bn-i Bekkar'a selamlarn gnderdi ve
beni, kararlatrdmz gibi, onun sal hakknda bilgi edinmek zere buraya gelmekle grevlendirdi! Durumu nasl? Syle
bana!" demi. O da "Ey kibar kz, bunu bana sorma! nk yantm ok hznl olacaktr! Dostumuzun durumu parlak olmaktan uzaktr! Hi uyumuyor! Hibir ey yemiyor, imiyor! Onu
bitkin halinde ancak iirler biraz oyalyor! Ah! Renginin solgunluunu bir grsen!" diye yant vermi. Kz da "zerimizde bir
felket esiyor! Ondan daha iyi durumda olmayan hanmm, beni
sevgilisine uraya, salarmn arasna sktrdm u mektubu
ulatrmakla grevlendirdi. Ve de yantn almadan geri dnmememi tembihledi. Beni evini bilemediim dostumuzun yanna
gtrr msn?" demi. Ebl-Hasan da "ittim ve itaat ettim!"
demi. Ve abucak dkknn kapatarak kendisini izleyen srda
cariyenin on adm nnde ilerlemeye balam...
Anlatsnn burasnda ehrazat, sabah olduunu grm ve yavaa susmu.
Ama Yz Elli Sekizinci Gece Olunca
Demi ki:
276
rkler acaba? Aslnda, bu zaten byle uzun boylu srp gidemez! Yarndan tezi yok, gidip bn-i Bekkar' bulacak, sonu ok
ac bitecek bu aktan vazgeirmeye alacam! Beni dinlemek
istemezse, Allah elbet tutacam yolu bana gsterecektir!" demi. Ve Ebl-Hasan, bar dnceleriyle daralm, sabahtan gidip dostu bn-i Bekkar' bulmu ve onu selamladktan sonra kendisine "Ya Ali! Naslsn bakalm?" diye sormu. O da "Her zamankinden berbat!" yantn vermi. Ebl-Hasan da ona "Vallahi, hayatmda, ne seninkine benzer bir servenden sz edildiini
duydum ne de seninki kadar garip bir ak grdm! Biliyorsun
ki, ems-n-Nehar da seni, senin onu sevdiin kadar seviyor;
buna karn sen ac ekiyorsun ve durumun gnden gne arlayor! Ya bunca sevdiin, ayn duyguyu seninle paylamasa ve
akna gnlden bal olaca yerde, k kadnlarn ou gibi
yalan ve hile yoluna sapsayd ne olurdu? Ama zellikle, ey Ali,
bu serveni Halife renecek olursa bamza gelecek felaketlerin bykln ancak Allah bilebilir! nan bana, ey Ali, k
yolu olmayan bu akta srar edersen, ilkin kendin yitip gidecek;
ve ems-n-Nehar' da birlikte srkleyeceksin! Ben kukusuz
kendim de gz ap kapayasya kadar geecek bir srede canllar
arasndan ailemle birlikte izim silinecei halde, kendimden sz
etmiyorum!" demi.
Ama bn-i Bekkar, bu nasihatndan dolay dostuna teekkr edip
ona iradesinin kendi elinde olmadn ve zaten bana gelebilecek tm felaketlere karn, kendisine duyduu sevdadan tr
yaamn yitirmekten korkmayan ems-n-Nehar'n hibir ekilde vazgemeyeceini bildirmi.
Bunun zerine Ebl-Hasan, bundan sonra syleyecei her szn
bo olacan anlayarak dostundan izin alm ve ilerde olacaklar
dnerek evinin yolunu tutmu.
279
280
bitenler benim iin ekilmez oldu ve artk burada yaamm srdrmek olanaksz; nk Halife'ye bu ak dolambacnda yerim
olduunun belirtilecei korkusuna tutuldum. nk bu olayn,
sonunda Halife tarafndan renilmesi ok mmkndr!" demi.
Bu szleri iitince, gen cevahirci, ona "Aslnda, ey Ebl-Hasan,
aldn karar ok yerinde! Ve plann akl banda bir adamn dnmesi gereken tek yoldur! Bu kt durumdan kurtulmak iin
Tanr sana zihin akl versin ve yollarndan en hayrlsn gstersin! Eer vicdan azab ekmeden ayrlma kararnda sana yardmm dokunabilecekse, senin yerini almaya ve dostun bn-i
Bekkar'a hizmet etmeye hazrm!" demi. Ebl-Hasan da ona
"Ama Ali bn-i Bekkar' tanmadna, sarayla ve ems-n-Nehar ile de bir ilikin bulunmadna gre, bunu nasl yaparsn?"
demi. Emin "Saraydan yana kukun olmasn. nk ems-nNehar'n gen srda araclyla oraya mcevherler satm olmak bakmndan bir ilikim var; ancak bn-i Bekkar'dan yana,
onu tanmak ve gven uyandrmak bakmndan iliki kurmak
benim iin pek g deildir. Dolaysyla iin rahat etsin, eer
gitmeyi kafana koydunsa, geri kalanla kafan yorma. nk
Tanr, isterse, tm kapal kaplar aar!" demi. Bu szleri syleyerek cevahirci Emin, Ebl-Hasan'dan izin alarak kendi yoluna
gitmi.
Anlatsnn burasnda ehrazat, gn doduunu grerek yavaa susmu.
Ama Yz Altmnc Gece Olunca
Ebl-Hasan'dan izin alarak kendi yoluna gitmi.
281
Ama, gn sonra, ondan haber almak zere geri dnm ve evin tmyle boaltlm olduunu grm. Bunun zerine durumu komularndan renmek istemi; onlar da kendisine "Bir i
gezisi iin Ebl-Hasan Basra'ya gitti ve hepimize yokluunun
pek uzun srmeyeceini ve uzaktaki mterilerinin kendisine olan borlarn toplar toplamaz Badat'a geri dnmekte kusur etmeyeceini syledi" demiler. O zaman Emin, Ebl-Hasan'n
korkuya kaplarak bu ak serveninin Halife'nin kulana eritii srada gzden yitmi olmann daha gvenli olduunu dnm bulunduunu anlam. Ama, kendisi ilkin hangi taraf tutacan bilememi; sonra bn-i Bekkar'n evinin bulunduu semte
ynelmi. Orada, klelerden birini bularak, kendisini efendisinin
yanna gtrmesini rica etmi; ve kle onu, bn-i Bekkar'n yastklara dayanm sapsar uzand toplant salonuna sokmu. Burada Emin bar dileklerinde bulunmu; bn-i Bekkar da dileini
ona iade etmi. Bunun zerine ona "Ey efendim, gzlerimin seni
bu gnden daha nce tanma sevincini tatmam olmasna
karn, saln sormak zere yanna gelmekte gecikmi olmamdan dolay, ilkin, zr dilerim. Sonra da pek houna gitmeyecei kesin olan bir ey bildirmek; ama yine de sana her eyi
unutturacak bir are bulucu olarak yanna gelmi bulunduuma
seni inandrmak isterim" demi. bn-i Bekkar da, heyecandan titreyerek, ona "Allah akna! Houma gitmeyecek baka ne kald
ki?" diye sormu. Gen cevahirci de ona "Bil ki, ey efendim,
ben senin dostun Ebl-Hasan'n her zaman yakn bir srda olmuumdur. Ve benden bana gelen hibir eyi gizlemezdi. Ama
her akam gelip beni arad halde, gndr ortalkta grnmedi; ben de kendisinin bana daha nceki aklamalarndan, senin de onun dostlarndan biri olduunu bildiimden, sana, onun
nerede bulunduunu ve nereye gittiini ve de dostlarna hibir
ey sylemeden ortadan byle niin kaybolduunu sormaya geldim!" demi.
282
yemin ederim ki, size dostum bn-i Tahir kadar sadakatle balanrm, hatta daha da salam ve daha da gvenilir olarak! Ve de
nerimi kabul etmemeniz halinde bile bana aklanm bulunan
bir srr kimseye sylemeyecek kadar yce bir ruhum olduundan emin olun!..."
Anlatsnn burasnda, ehrazat, sabahn belirdiini grerek yavaa susmu.
Ama Yz Altm Birinci Gece Olunca
Demi ki:
"Kimseye sylemeyecek kadar yce bir ruhum olduundan emin olun! Aksine, eer szlerim ikinizi de inandrmsa, size ho
gelebilecek her trl zveriden kanmayacam bilin! Zira, istediiniz doyumu salamak iin elimden gelen tm olanaklar
kullanmaya hazrm; hatta evimi, gzel ems-n-Nehar ile buluma yeriniz yapabilirim, ey efendim!" demi.
Gen cevahirci bu szleri syleyip bitirince, Emir Ali ylesine
bir sevince kaplm ki, birdenbire ruhunun canlandn duyumsam ve oturduu yerden ayaa kalkarak cevahirci Emin'i pm ve ona "Seni Allah gnderdi ey Emin! Ben de sana tamamen gveniyorum ve senin ellerinle salk bulacama inanyorum" demi. Sonra ona uzun uzadya teekkr etmi ve sevinten alayarak vedalam.
Bunun zerine cevahirci, gen kz da birlikte alarak oradan ayrlm; onu kendi evine gtrm; ve bundan byle burasnn
ikisinin olduu kadar, kararlatrdklar gibi Emir Ali ile emsn-Nehar'n da buluma yeri olacan sylemi. Gen kz da,
284
bylece evin yolunu renerek durumdan hanmn haberli klmak iin daha fazla oyalanmak istememi. Cevahirciye de ertesi
gn geri dnp ems-n-Nehar'n cevabn getireceini vaadetmi.
Ve gerekten, ertesi gn, Emin'in evine gelmi ve ona "Ey Emin,
hanmm ems-n-Nehar, hakkmzdaki gzel dncelerini renince ok sevindi. Ve sana iten gelen gnl yceliin ve arzularna hizmet iin hibir zorunluun olmad halde gsterdiin ilgiye kendi azyla teekkr etmek zere, seni, saraya, onun
yanna gtrmem iin beni grevlendirdi!" demi.
Bu szleri duyan gen cevahirci, gzdenin bu arzusunu yerine
getirmek zere acele edecei yerde, aksine tm bedenini bir titreme kaplam ve sapsar kesilerek, sonunda, gen kza "Ey kzkardeim, gryorum ki, ems-n-Nehar ve sen, benden yapmam istediiniz giriim zerinde hi dnmemisiniz. Ama benim sradan bir adam olduumu ve Ebl-Hasan'n tannm olmasnn, kendine emredileni yapyor gibi grnp sarayda keyfince dolaarak hadmaalarn gerei gibi ynetmesini salayan
bir zekya sahip olmasnn stnln unutuyorsunuz; ben ne
onun gvenliine ne de grmeye gittii kimselerin detlerini benimsemedeki hayranlk verici alkanlna sahibim. Ebl-Hasan'n gzdeyi ziyareti stne bana anlattklarn iitmekle bile
sarslan birisi olarak saraya girmeye nasl cesaret edebilirim?
Aslnda, bylesine bir tehlikeyi gze alacak yrek yok bende!
Ama, hanmna, benim evimin bulumalar iin, hi kukusuz, en
uygun yer olduunu syleyebilirsin; ve eer buraya gelmeye raz olursa, herhangi bir tehlikeye uramakszn istediimiz gibi
konuabiliriz" demi. Ve gen kz her ne kadar onu, birlikte gitmek iin yreklendirmeye alm, hatta ayaa kalkmaya karar
verdirmise de, cevahirci, birdenbire ylesine bir titremeye kaplm ki, bacaklar stnde duramam ve gen kz onu tutmak
285
ve yeniden oturmasna yardm ederek sakinlemesi iin bir bardak su vermek zorunda kalm.
Bunun zerine, srarda bulunmann doru olmayacan anlayan
gen kz, Emin'e "Hakkn var! Hepimizin yararna olarak emsn-Nehar'n kendisinin buraya gelmeye karar vermesi daha iyi
olacak. Onu kandrmaya alacam ve de buraya gelmesini
salayacam. Bizi, hi ayrlmakszn burada bekle!" demi.
Ve gerekten, ngrd gibi, gen cevahircinin saraya gelmesinin olanakszln hanmna anlatnca, ems-n-Nehar kendisini o zamana kadar yatakta hareketsiz brakan dknln unutarak, bir an bile dnmeden, ayaa kalkm ve geni ipek
arafna brnerek srdan izlemi. Srda cariye ilkin eve giderek, hanmnn evdeki kle ya da yabanclar tarafndan grlmeyeceine kanaat getirmek istemi ve Emin'e "Hi deilse, evde bulunanlar uzaklatrdn m?" diye sormu. O da "Ben burada, ev ilerini gren yal bir zenci kadnla oturuyorum" diye yant vermi. Kz da "Yine de onu ieri girmekten men etmek gerek!" demi. Ve gidip tm kaplar ieriden kapatm, sonra da
gidip hanmn aram.
ems-n-Nehar ieri girmi ve geitler ve salonlar, geerken
sat kokuyla dolmu. Ve tek bir szck sylemeden ve de yresine baknmadan gidip divana oturmu ve gen cevahircinin
abucak dzelttii ardndaki yastklara yaslanm. Ve bir sre,
bitkinliine kaplarak ve glkle soluk alarak ylece kmldamadan kalm. Ve o denli allmadk bir koumann verdii
yorgunluu giderince, peesini kaldrm ve geni yeldirmesini12
karm, Gen cevahirci, gzleri kamam ve sanki gnei
kendi evinde grr gibi olmu. ems-n-Nehar da biraz ilerisin12 Yeldirme: Kadnlarn araf yerine kullandklar, ba rts ile birlikte giyilen hafif
stlk.
286
de saygyla ayakta dururken onu bir an szm ve srdann kulana "Bana szn ettiin kii bu mu?" diye sormu; gen kz
da "Evet, efendim!" dedikten sonra gen adama dnerek "Naslsn ya Emin?" diye sormu. O da "Tanr'ya kr ki, salm
iyidir! Tanr seni korusun ve altn iine gizlenmi bir koku gibi
sakl tutsun!" demi. ems-n-Nehar ona "Sen evli misin, bekr
m?" diye sorunca "Vallahi, bekrm, ey hanmm! Ne anam, ne
babam, ne de bir yaknm var. Sana hizmet etmekten baka da
yapacak bir iim yok; senin en kk arzun bam, gzm stnedir..."
Anlatsnn burasnda ehrazat, sabahn belirdiini grm ve
yavaa susmu.
Ama Yz Altm kinci Gece Olunca
"... Ve senin en kk arzun bam, gzm stnedir! Bir de, bil
ki, bn-i Bekkar ile bulumanz iin oturmakta olduum bu evin
tam karsndaki kimsenin oturmad bir evi tm olarak emrinize vereceim. Onu gereince karlayabilmeniz iin hemen eyayla donatacam; bylece hibir noksannz olmayacak!" diye
yant vermi.
Bunun zerine ems-n-Nehar ona ok teekkr etmi ve "Ya
Emin, ne mutlu bir bahtm varm ki, senin gibi sadk bir dosta
rastlamak talihine eritim! imdi, yarar gtmeyen bir dostun
yardmnn ne denli etkili olduunu ve de azaplar ve aclar lnde srndkten sonra rahatlk veren bir vahada bulunmann
ne denli zevkli olduunu anlyorum! una da inan ki, ems-nNehar, bir gn, dostluun deerini bildiini sana kantlayacaktr.
Benim srdama bir bak, Emin! Gentir, tatldr, hotur; ondan
287
ems-n-Nehar ve Cevahirci
(T. Dalziel)
ayrlmann tm aclarna karn kl geceler ve ho gnler geirtmesi iin onu sana armaan edeceimden emin olabilirsin!"
demi. Emin de gen kza bakarak onun, gerekten ok ekici ve
ok gzel gzleri bulunmasnn tesinde kesinlikle harika kalalar olduunu fark etmi.
Ama ems-n-Nehar, szn srdrerek "Ona sonsuz gvenim
vardr; bundan dolay Emir Ali'nin sana syleyecei her eyi ona
bildirmekten ekinme! Ve onu sev, nk onda yrei serinleten
duyarl nitelikler var!" demi. Ve ems-n-Nehar, cevahirciye
daha pek ok incelikle dolu szler sylemi ve srda kendisini
izlerken ve yeni dostuna glen gzlerle veda ederken ekilip gitmi.
Onlar ayrlnca, cevahirci Emin dkknna komu ve oradan
tm deerli vazolar, altn yaldzl bardaklar, gm taslar alm ve iki n bulumalar tasarlanan eve tam. Sonra tm
tandklarna urayarak, kiminden hallar, kiminden ipekli dekler, yastklar; kiminden porselen eya, kiminden de tepsiler
ve ibrikler dn alm. Ve bylece evi ahane bir tarzda demi.
Her eyi bu tarzda dzene soktuktan sonra, uzaktan bir gz atmak iin oturmakta iken, ieriye ems-n-Nehar'n gen srda
olan dostunun yavaa girdiini grm. Kz, kalalarn tatl
tatl oynatarak yaklam ve selamlar alnp verildikten sonra
"Ey Emin, hanmm duyduu zntsnden artk kurtulduunu
sylememi istedi. Sonra da sevdalsna, Halife'nin sarayda bulunmadm ve kendisinin bu akam buraya gelebileceini sana
bildirmek grevini bana verdi. Bunu hemen Emir Ali'ye bildirmelisin; ve bu haber, hi kuku duymuyorum, onun kendine gelmesini, g ve salk kazanmasn salayacaktr!" demi.
289
Ve bu szleri syleyerek, gen kz, ii dinar dolu bir kese kararak Emin'e vermi ve "Hanmm hi ekinmeden tm harcamalar yapman senden rica ediyor!" demi. Ama Emin, keseyi geri
evirmi ve ona "Deerim onun gznde bu kadar dk m ki,
hanmn, ey gen kz, dl olarak bu altnlar veriyor? Ona,
Emin'in, btn bunlarn tesinde, onun szlerinin altn ve gzlerinin baklaryla karln aldn syle!" diye haykrm.
Bunun zerine gen kz keseyi geri alm ve Emin'in yarar salamay reddetmesinden ok mutlu olarak ondan duyduklarn ve
evde her eyin hazrlanm bulunduunu ems-n-Nehar'a anlatmak zere koup gitmi. Sonra ykanrken, taranrken, koku srnrken ve en gzel urbalarn giyerken ona yardm etmeye koyulmu.
Kendi bakmndan, cevahirci Emin de, abucak vazolara taze iekler koyduktan, her trden yiyecekler, tatllar, ekerlemeler ve
ikilerle dolu tepsiler donattktan ve duvar kenarna utlar, gitaralar ve teki uyum sazlarn zenle dizdikten sonra, emir Ali
bn-i Bek-kar'n yanna gitmi. Emir Ali'nin yanna girince, bir
gn nce yreine sat mitle onu biraz neeli bulmu. Gen
adamn neesi, ksa bir sre sonra; urunda bunca gzya dkt sevgilisine kavuacan renince daha ok artm. Birdenbire, tm dertlerini, tm kederlerini unutmu ve benzi de
bundan etkilenmi; zira batan aa aydnlanm ve sevginin
tatl scakl da eklenince ok daha gzel olmu.
Bunun zerine, dostu Emin'in yardmyla, en ahane giysilerini
giymi; sanki daha nce mezarn kaplarna hi yaklamamasna salkl, cevahirciyle birlikte evinin yolunu tutmu. Ve ieri
alndklarnda, Emin, emiri oturmaya arm ve ardna yumuak yastklar koymu ve sa ve sol yanlarna iekle dolu birer
billur vazo yerletirmi ve eline de bir gl vermi. Ve ikisi birlikte, tatl tatl konuarak, gzdenin gelmesini beklemiler.
290
291
... eriye, biri btnyle siyah ipekten kaln bir arafa brnm iki kadnla geri dnm. Zaman, tam da minarelerden akam ezan okunduu bir saatmi. Ve darda, akamn lklnda mezzinin etkileyici sesi, yeryznde Tanr'nn kutsamasn
yayarken, ems-n-Nehar peesini kaldrm ve Ali bn-i Bekkar'n yzne bakm.
Ve iki k, birbirini grnce, baygn dmler ve bir saatlik bir
zaman getikten sonra kendilerine gelebilmiler. Sonunda gzlerini atklarnda, tutkularn birbirine anlatmann baka yolunu
bulmakszn sessizce uzun uzun bakmlar. Sonra, konuabilmek iin kendilerine yeterince egemen olunca, birbirlerine ylesine tatl szler sylemiler ki, srda cariye ile gen Emin, kelerinde alamaktan kendilerini alamamlar.
Ama cevahirci Emin, hemen konuklarn arlamann tam zaman olduunu dnerek, gen kzn yardmyla, ilkin, bolca ortaya konmu en iyi cinsten yemeklere, meyvelere ve ikilere dokunmak zereyken, onlara ho kokular sam. Bunu izleyerek,
Emin, ellerine ibrikten su dkm ve kurulanmalar iin ipek saakl pekirler13 sunmu. Ancak bundan sonra, tmyle canlanm ve heyecanlarn yenmi olarak birlikte olularnn tadn karmaya gerekten balayabilmiler. ems-n-Nehar da, daha
fazla beklemeyerek, gen kza "Bana u udu ver de, ruhumda
hkran byk tutkuyu ona anlatmaya alaym!" demi. Srda ona udu verince, alp dizine koymu' ve abucak dzen tutturduktan sonra ilkin szsz bir arkyla a yapm. Ve alg, parmaklar altnda, bazen hkrm bazen glm; ve ruhu hepsini
duygulandran ezgisel atlmlar gstermi. O zaman kendilerinden gemiler. Ve ancak o zaman, gzleri dostunun gzlerinde
yitip gitmi olan ems-n-Nehar u arky okumu:
13 Pekir: Genellikle pamuk ipliinden dokunmu ince havlu.
292
Ey k bedenim, sen sevgiliyi beklerken saydamlatn! Ve dklen gzyalar altnda, yanaklarmn tutumas, geliinin meltemini tatllatrd!
Ey dostumun bulunduu yerdeki kutsal gece, sen, bahtmn tm gecelerinden daha ok yreime tatllk veriyorsun!
Ey beklediim, yotunu gzlediim gece! Sevgilim beni
sa koluyla saryor, ben de onu sol kolumla mutlanarak saryorum!
Onu saryorum ve dudaklarmla, onun dudaklar beni
tamamyla tketirken, aznn arabn iiyorum! Bylece hem testiyi, hem de iindeki bal elde ediyorum!
Bu arky iittikleri zaman, birden ylesine byk bir zevk
ve nee duymular ki, yreklerinin ta dibinden "Ya Leyl! Ya Selam! te! Ah, ite zevk dolu szler bunlar!" diye haykrmlar.
Sonra cevahirci Emin, artk varlnn gerekli olmadn dnerek ve zevkin doruundaki iki sevgiliyi birbirinin kollarnda
grerek ve onlar skntya sokmamak iin, kendilerini bu evde
yalnz balarna brakma kararn alarak yavaa oradan ayrlm. Ve her zaman oturmakta olduu evin yolunu tutmu ve ruhu artk rahat, dostunun mutluluunu dnerek yatana uzanmakta gecikmemi ve sabaha kadar uyumu.
Uyandnda, karsnda, yal zenci kadnn yznn korkudan
kaslm, yanaklarn elleriyle dverken aladn grm. Bana ne gelmi olduunu sormak zere azn aarken, rkm
zenci kadn kendisine, sessiz bir iaretle uyanmasn anlatm ve
kapda beklemekte olan komusunu gstermi.
293
294
295
299
Ve gerekten, byk bir balya halinde toparlayarak deerli eyay bana geri vermekte abukluk gsterdiler; ben de, onlara, cmerte davranlarndan tr pek ok teekkrde bulunmakta
kusur etmedim.14 Bunun zerine mze dnerek "imdi artk
sizi daha uzun sre burada tutmak istemiyoruz; yeter ki, bizlerle
kendi gnlnzle kalmak istediinizi aklayarak byk bir onur
verin!" dediler.
Ve hemen sadece onlar ele vermememizi ve geen naho olaylar unutmamz vaadettirerek bize hizmet etmeye koyuldular.
Bizi nehir kysna gtrdler. Soluk alamayacak hale getiren
heyecanmz ve tedirginliklerimizi birbirimize aktarmaktan hl
kanyor ve tm olaylar bir d gibi kabullenmek eiliminde
bulunuyorduk. Sonra, btn sayg gsterileriyle, on kii bize kayklarna binerken yardmda bulundular ve hepsi birden ylesine
gayretle krek ektiler ki, gz ap kapayasya kadar geen bir
srede kar kyya ulatk. Ama, tam kayktan ktmz srada,
birdenbire her yandan hkmet muhafzlaryla sarldmz ve
derhal tutuklandmz grmek bizim iin mthi bir ey oldu!
Hrszlara gelince, onlar kaykta kalm bulunduklarndan, birka krek vuruuyla tm ulamlarn tesinde kalmay salayacak zaman buldular.
Bunun zerine muhafzlarn banda bulunan amir, yaklaarak,
tehdit savuran bir sesle bize, "Kimsiniz siz ve nereden geliyorsunuz?" diye sordu. Biz de, korkuya kaplarak, konumaktan ekindik; bu durum, muhafzlarn komutannn gvensizliini daha
da arttrd ve bize "Bana doru cevap verin; yoksa, hemen elinizi, ayanz balatr ve adamlarma sizi alp gtrmelerini sylerim! Haydi nerede, hangi sokak, hangi mahallede oturduunu
14 Bu andan balayarak, yknn aktarlmasndan vazgeilip cevahircinin kendi azndan anlatlmakta olduu grlmektedir (M.)
300
Kayktan nerken
(T. Dalziel)
Bu szleri duyunca, ems-n-Nehar, kiiliiyle ie karmak kararn verdi ve muhafzlarn komutanna doru ilerleyerek, onu
bir yana ekti ve kulana birka sz syleyerek, onda ylesine
bir etki brakt ki, komutan, birka adm geri ekilip sayglarn
302
bunu ancak kendisi size anlatabilir!" dedim. Ve mutlu kiiymiim ve de ansm varm ki, o anda emir kendine geldi; ana babas da onun nnde beni sorgulamay daha fazla gze alamadlar; ve ben, yeni soruturmalardan korkarak ve bn-i Bekkar'n
durumundan biraz daha gvenli olduumdan dolay, balyam aldm ve olanca abuklukla evimin yolunu tuttum.
Oraya ulanca, zenci kadn, yzn dverek, en keskin ve en
mitsiz lklar atarken buldum; tm komular da onun yresinde toplanm, kesinlikle inandklar lmmden dolay onu
teselli ediyorlard. Byleyken kp geldiimi gren zenci kadn,
koup ayaklarma kapand; o da beni yeni bir soruturmaya sokmak istedi. Ancak kendisine, o an iin, uyumaktan baka bir ey
dnmediimi syleyerek kestirip attm; ve kendimi, bitkin, bir
halde ilteler zerine braktm. Yzm yastklara gmerek sabaha kadar derin bir uykuya daldm.
Uyandmda, zenci kadn yanma geldi ve bana sorular sormaya balad; ona "Bana abuk bir anak su getir!" dedim; onu bir
dikite itim; zenci kadn soru sormay srdrnce, kendisine
"Olan, olup bitmitir!" dedim. Bunun zerine yanmdan ayrlp
gitti. Ben de, yeniden uykuya daldm ve bu kez ancak iki gece
uyuduktan sonra uyandm.
O zaman yataktan kalkp oturarak, kendi kendime "imdi gerekten bir hamama gidip ykansam iyi olur!" dedim. Ve hemen,
srekli hi kimseden haberlerini alamadm bn-i Bekkar ile
ems-n-Nehar'n durumuyla kafam yorarak hamama gittim.
Orada ykandktan sonra hemen dkknmn yolunu tuttum; ve
tam cebimden anahtar karp kapy amak zereyken, kk
bir elin omzuma dokunarak birinin bana "Ya Emin!" diye seslendiini duydum. Dnp baknca, ems-n-Nehar'n srda,
benim gen sevgilimle gz gze geldim.
304
Ama ben, onunla karlamaktan sevineceime, kendisinin Halife'nin gzdesinin ilerine bakan srda cariyesi olduunu bildiimden, onunla grrken dkkn komularmn tarafndan grleceimi dnerek byk bir korkuya kapldm. Bundan dolay anahtar hemen yeniden cebime koydum ve bam evirmeden tamamyla arm, ardmdan koan gen kzn beni durdurmak iin yalvarmalarna kulak asmadan burnumun diki dorusuna yryp gittim; ve ardma den ve beni yakndan izleyen
srda cariyeye ilgi gstermeden, orada burada dolandm durdum; sonunda pek fazla cemaati olmayan bir camiin kapsna ulatm. Ve abucak pabularm darda brakarak ieri girdim;
ve en karanlk bir keye giderek hemen namaza durdum. Ve
ancak o zaman, her zamandan daha ok, btn bu zc karmaklklardan saknmak iin kam ve sessizce Basra'ya ekilmi olan eski dostum Ebl-Hasan bn-i Tahir'in ne denli byk
bir bilgelik gsterdiini anladm. Ve kendi kendime "uras kesin ki, Tanr beni kazasz belasz bu servenden kurtarrsa, bir
daha bylesine belal ilere girmeyeceim ve bylesine ileri,
kesinlikle stlenmeyeceim!'' dedim.
Bu karanlk keye henz ekilmitim ki, yanma....
Anlatsnn burasnda ehrazat, gn doduunu grerek yavaa susmu.
305
308
bildirmek iin koup geldim. Git, hemen Emir Ali'ye haber ver,
bu durumda alnmas gereken tm nlemleri alsn!" diyerek cevap verdi!
Ve bu szleri syleyerek gen kz saray dorultusunda koarak
uzaklat. Bunlar duyunca, yremdeki evrenin tamamyla karardn grdm ve "Tm gcn sahibi Yce Tanr'dan baka g
alnacak ve ba vurulacak varlk yoktur!" diye haykrdm. Bahtn bu dnm karsnda daha fazla ne syleyebilirdim! Kendi kendime, henz yanndan yeni ayrldm halde, Ali bn-i
Bekkar'n yanna dnp ve daha o, en kk bir bilgi isteminde
bulunmadan, kendisine "Ey Ali, imdi hemen beni izlemen gerek! Yoksa, en iren ekliyle lm seni bekliyor! Her eyi renmi olan halife, seni yakalatmak iin adamlarn gndermek
zere! Bir an bile kaybetmeden buradan ayrlalm ve lkenin snrlarn aarak, seni arayanlarn ulaamayaca bir yere gidelim!" diye haykrdm. Ve hemen, emrin adna, klelerine deveye evdeki deerli eyay ve yol azn yklemelerini buyurdum; bir deveye de emiri bindirerek, arkasna da ben oturdum.
Ve zaman kaybetmeden, emir abucak anasna vedada bulunur
bulunmaz yola koyulduk ve l yolunu tuttuk
Anlatsnn burasnda ehrazat, sabah olduunu grerek yavaa susmu.
311
olacaksnz!" dedi. Ona "Ey eyh, biz l haydutlarnn zerimizdeki gmleklerden baka bir ey brakmadan tepeden trnaa
soyduklar yabanclarz!" diye cevap verdim.
Bu szleri duyunca, yal adam bize ok acd ve "Ey zavall
genler, burada beni bekleyin, biraz sonra geri geleceim!" dedi.
Ve biraz sonra yannda bir boha tayan bir olan ocuu olduu halde geri dnd; yal adam bu bohadan giysiler kard
ve bunlar giymemizi rica etti; sonra da bize "Benimle birlikte,
bu camiden daha iyi dinlenebileceiniz evime gelin, herhalde ackm ve susam olmalsnz!" dedi. Ve bizi evine gitmek zere
kendisini izlemeye zorlad; orada Emir Ali, hallarn zerine soluksuz dt! O zaman, uzaktan, hurmalar arasndan vahada esen rzgrla birlikte zavall bir kadnn u kederli dizelerle syledii arky duyduk:
Genliimin sonunun geldiini grerek alyorum! Ama hemen bu yalar kurutuyor ve onlar artk sadece
sevgilimden ayrlmamn uruna dkyorum!
Eer lmn gelii ruhuma ac veriyorsa, bu: korkulu
bir yaam braktmdan dolay deil, sevgilimin gzlerinden uzaa deceim iindir!
Ah! Ayrlk anlarnn bu denli yakn olduunu ve sevdiimden sonsuza dek ayrlacam bilseydim: yol az olarak, yanma, tapnlas gzlerine bir an dokunduumda elimde kalan alrdm!
Ali bn-i Bekkar bu arky iitmeye balar balamaz ban kaldrp kendinden geerek dinlemeye koyuldu. Ve ses dindii zaman, onun, byk bir hkrk kopararak yere dtn gr313
dk: lmt...
Anlatsnn burasnda ehrazat, gnn belirdiini grerek yavaa susmu.
Ama Yz Altm Dokuzuncu Gece Olunca
Demi ki:
Onun byk bir hkrk kopararak yere dtn grdk: lmt.
Bunu grce, yal adam ile ben hkrklara boulduk ve
sabaha kadar ylece kaldk; Ve ben, gzyalar arasnda, yal
adama, bu hazin yky anlattm. Sonra, sabahleyin, ana babasna haber verip dnnceye kadar ly gereince saklamasn kendisinden rica ettim. Ve bu iyi yrekli adamdan izin alarak
yola kan bir kervandan da yararlanarak btn abukluumla
Badat'a dndm. Giysilerimi bile deitirmeden doruca bn-i
Bekkar'n evine yneldim; orada annesini grp hznle bar
dileinde bulundum.
bn-i Bekkar'n annesi benim yalnz dndm grnce ve kederli halime de baknca, bir nseziyle titremeye balad. Kendisine "Ey Ali'nin saygdeer annesi, Allah buyurur ve kullar boyun emekten baka bir ey yapamaz! Ve bir ruh zre ar
mektubu yazlmsa, bu ruh, geciktirmeden, efendisinin nne
kmaldr!" dedim.
Bu szleri duyan Ali'nin annesi ac bir feryat kopard ve yz
koyun topraa derek "Aman yarabbi! Olum ld m yoksa?"
diye haykrd.
314
lattm.
316
Yirmi hadmaasna elik ederek ems-n-Nehar, Halife'nin huzuruna ulanca, Halife bir iaretiyle onlarn hepsini uzaklatrm, sonra kendisi ems-n-Nehar'a yaklaarak onu yanna oturtmu ve hayranlk verici bir iyilik tayan sesiyle "Ey emsn-Nehar, saraymda senin dmanlarn olduunu biliyorum ve
bu dmanlar davranlarn saptrarak, bana ve sana uygun olmayan bir grnme sokup senin ruhundaki varlna zarar vermek istiyorlar! Bil ki seni her zamandan daha ok seviyorum ve
bunu tm sarayn nnde kantlamak iin, senin hizmetilerinin,
klelerinin ve ev masraflarnn arttrlmasn buyurdum! Senden
de, beni de ok kederlendiren bu dertli halini stnden atman
rica ediyorum! Ve seni elendirmek iin hemen saraymn algclarn; meyve ve ieceklerle dolu tepsiler getirteceim!" dedi.
Ve hemen algclar ve arkclar geldiler; ve her eyi ieren ar
tepsilerle kleler ieri girdiler. Ve her ey hazr olunca, Halife,
bunca iyilie karn gittike daha fazla bitkin grnen ems-nNehar'n yanna oturarak arkclara ie balamalarn emretti.
Bunun zerine, bunlardan biri, arkadalarnn elik ettii utlarn
sesine uyarak u arky okumaya balad:
Ey gzyalar, siz benim ruhumun srlarna ihanet ediyorsunuz ve sessizce iimde byttm bir derdi
kendi bama saklamam engelliyorsunuz!
Yreimin sevdii dostumu yitirdim ben...
Ama birdenbire, okunan bu satr henz sona ermemiken, emsn-Nehar, hafif bir feryat kopard ve srt st yere dt. Halife
de, son derece zlerek onun zerine atlr gibi eildi; onu sadece baylm sanyordu; ama kollarnda onun lsyle ayaa
317
kalkt!
Bunun zerine elindeki barda frlatp att ve tepsileri devirdi
ve hepimiz feryada baladmzdan, enlik yerindeki algclar
dar kardktan sonra herkesi oradan uzaklatrd; salonda sadece ben kaldm. Bunun zerine ems-n-Nehar' dizlerine ald
ve btn gece onun urunda gzya dkt; bana da salona kimseyi sokmamam tembihledi.
Ertesi sabah, Halife, cesedi, ykayclara ve matem tutuculara
teslim etti; ve onlara, gzdesi iin, nikhl karsna yaplmas gereken merasimden de gzel bir merasim yapmalarn emretti.
Sonra da gidip kendi dairesine kapand. Bundan sonra hi kimse
onun Adalet Divan'na geldiini grmedi!
Anlatsnn sonunda, gen kzla birlikte, iki n lmne bir
sre daha aladktan sonra, onunla birlikte Ali bn-i Bekkar'n
ems-n-Nehar'n yanna gmlmesi iin anlatk. Gidip anasnn lden getirecei cesedi bekledik ve ona gzel bir cenaze
merasimi yaptk ve ems-n-Nehar'n kabrinin yanna gmdrmeyi baardk! O zamandan beri ne ben ne de sonradan eim
olan gen kz, bir zamanlar bizim dostlarmz olan gen klarn mezarlarn ziyarette hibir zaman kusur etmedik! dedi.
Ve "Ey bahtgzel ahm," diye szn srdrd ehrazat. "te
Halife Harun Reit'in gzdesi ems-n-Nehar'n yks byledir!"
O srada, kk Dnyazat artk kendini daha fazla tutamayarak
bir hkrk koparm ve ban hallara gmm. ah ehriyar
da "Ey ehrazat, bu yk beni de ok kederlendirdi!" demi.
Bunun zerine ehrazat "Evet, ey ah! Ben de tekilere benzemeyen bu yky, sana, ierdii gzel ark dizelerinden dolay
318
319