You are on page 1of 114

B u dizi C e m a l B li A k a ln ynetim inde

D ost K itabev i Yaynlar iin hazrlanm aktadr.

y asa S sitja s a
1) HUKUK ZGRLK VE AHLAK, H. L. A . Hart
2) DEVLET KURAMI, Der.: Cemal Bli Akal
3) SYAS LAHYAT, Cari Schmitt
4) NE HUKUK NE DE AHLAK, Turgut Tarhanl
5) NSANSIZ YN ETM , Turgut Tarhanl
6) REFAH DEVLETNN KRZ, Pierre Rosanvallon
7) ZGRLN GELECE YOKTUR, Cemal Bl Aka
8) VAROLM A DRENC V E ZERKLK, Cemal Bli Akal
9) PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ, Cari Schmitt
10) LBERALLER V E CEM AATLER, Der.: A. Berten, P. da Silveira, H. Pourrais
11) TUTUNAM AYAN LAR VE HUKUK, ebnem Gkeoglu Balc
12) HAKLARI CDDYE ALMAK, Ronald Dworkin
13) HOMO JURIDICUS, Alain Supiot
14) SPINOZA. DNYA SEVGS, Diego Tatin
15) SOSYOLOJK YNTEMN KURALLARI, mile Durkheim
16) SPINOZA, Solmaz Zelyt
17) MACHIAVELLI, MAKYAVELZM V E M ODERNTE, Haz.: Cemal Bli Akal
18) GEME LKN SU V E BUGNK HUKUK, Bemhard Schlink
19) GNCEL MDAHALELER, Der.: Eylem Canaslan, Cemal Bli Akal
20) DNCE ZGRL V E H OGR, Grard Duprat
21) DL VE BY. LVI-STRA USS ZERNE ON BR DENEME, Ahmet Gngren
22) HUKUK YA D A KUKLA TYA TRO SU , Cemal Bli Akal
23) TARH VE TEM SL, Trker Armaner

BENEDICTUS SPINOZANIN TOPLU ESERLER


1) MEKTUPLAR
2) DESCARTES FELSEFESNN LKELER VE METAFZK DNCELER
3) ANLAMA YETSNN DZELTLMES ZERNE NCELEME
4) KISA NCELEME
5) ETKA
6) TEO LO JK-POLTK NCELEME
7) POLTK NCELEME

Parlamenter Demokrasinin Krizi

C a r l S c h m it t

C arl S ch m itt, A lm anyan n nde gelen hukuku ve tarih felsefecilerindendir. 1888


ylnda P lettenbergde (Vestfalya) dnyaya gelmitir. 1 9 0 7 de Berlin niversitesinde balad hukuk
renim im M n ih ve Strasburgta srdrmtr. 1910 ylnda Strasburgta doktor unvann
kazanm , 1 9 1 5 te B e rlin de o k nem li bir snav o lan A ssessor-Exam en i kazanarak ksa bir sre
sonra gnll olarak orduya yazlmtr. Sal cephede savamaya elverm ediinden M n ih teki
B irinci O rd u da m uavin olarak grevlendirilm itir. Bu idari grev bilim sel alm alarna ayracak
y eteri kadar bo zam an brakt iin 1916 ylnda Strasburgta d o en tlik snavn verebilm itir.
Eyll 1 9 1 9 da akadem ik kariyerine M n ih Y ksek Ekonom i ve T ic a re t okulunda d o en t olarak
balam tr. M n ih te geirdii dnem de yalnzca M ax W e b e rin evresiyle iliki kurmam , ayn
zam anda b o h em hayata da karp yazarlar ve san atlarla uzun sren dostluklar kurmutur.
1 9 2 2 de R u d olf S m en d in halefi olarak B o n n n iv ersitesin e girmitir. R m isch er Katholizism us
und politische F orm ", D er B eg riff des P o litisch en ve V erfassungslehre adl eserleri bu dnem in
rnleridir. 1 9 2 8 de B erlin 'e eski okuluna dnm , Ekim 1 9 3 3 te, 1 9 4 5 e kadar retim yelii
yapaca F ried rich -W ilh elm n iversitesin e girmitir.
C arl S ch m itt, H ans K elsen le beraber, X X . yzyln en etkileyici ve tartm al hukuk bilginlerinden
ve siyaset felsefecilerin d en biridir. M uhalifleri nezdinde de saygn bir yeri o lan bu aykr dnr,
parlak zekas ned eniyle, birok yazar tarafndan am zn H obbesu o larak nitelendirilm itir.
Y alnzca T rk iy ede deil ngilizce konuu lan lkelerde de henz bir terra in co gn ita olan C ari
S ch m itt, hukuk bilim inin yan sra, siyaset bilim i ve sosyal bilim lerin b irok kavram m yeniden
tanm lam ; desizyonizm, siyasi ilahiyat ve siyasi rom antizm gibi yeni baz kavram lar da arm aan
etm itir. O n u n nasyonal sosyalist bir devlete fikir babal yapm olm as yalnzca kiisel bir trajedi
deil, ayn zam anda byk bir bilim adam nn sonunun balangc olm utur.
Baz eserleri: P o litisch e R o m an tik (1 9 1 9 ), D ie D ik tatur. V o n den A n fn g en des m odernen
S ou vernittsgedankens bis zum proletarisch en K lassenkam pf (1 9 2 1 ); Po litisch e T h eolo g ie. V ier
K apitel zur Lehre v on der Sou v ern itt (1 9 2 2 ), D ie G eistesg esch ich tlich e Lage des H eutigen
Parlam entarism us (1 9 2 3 ), R m ischer Katholizism us und Politisch e Form (1 9 2 3 ), V erfassungslehre
(1 9 2 8 ), H ugo Preu. S ein Staatsb eg riff und seine Stellu n g in der d eu tsch en R ech tsleh re
(1 9 3 0 ), D er H te r der V erfassung (1 9 3 1 ); L eg alitt und Legitim itt ( 1 9 3 2 ), D er Begriff des
P o litisch en (1 9 3 2 ), S ta a t, Bewegung, V olk . D ie D reigliederung der p o litisch en E in h eit (1 9 3 3 ),
V lk erre ch tlich e G rossraum ordnung (1 9 3 9 ), E x C ap tiv itate Salus (1 9 5 0 ), D er N om os der Erde
im V lk erre ch t des Ius Publicum Europaeum (1 9 5 0 ), D onoso C ortes in gesam teuropischer
In terp retation , (1 9 5 0 ), H am let oder H ek u b a (1 9 5 6 ), T h e o rie des P artisan en (1 9 6 3 ).

A. Emre Zeybekolu
Alman Lisesi ve stanbul niversitesi Hukuk Fakltesi mezunu. Halen Uluda niversitesi Hukuk Fa^
kltesinde retim yesi olarak alyor. Cari S ch m ittten yapt Siyasi lahiyat, Jan -W ern er Mllerden
yapt A nayasal Yurtseverlik ve M ichael J . Sandelden yapt Liberalizm ve A daletin Snrlar balkl
eviriler de D ost Kitabevi Yaynlar arasnda kmtr.

Schmitt, Cari
Parlamenter Demokrasinin Krizi
ISBN 9 7 8 -9 7 5 -2 9 8 -2 1 9 -2 /T rke si; A. Emre Zeybekolu / Dost Kitabevi Yaynlar
A ralk 2 0 1 4 , A nkara, 116 sayfa
Siyaset Kuram-Siyaset Tarihi-Dizin

P a r l a m e n t e r D e m o k r a s n n
K r z

Carl Schmitt

DOST
kitabev:

ISBN 9 7 8 '9 7 5 '2 9 8 '2 I 9 '2


Die geistesgeschichtliche
Lage des heutigen Parlamentarismus
C A R L SCH M ITT
Duncker & Humblot GmbH, Berlin, 1996

Bu kitabn Trke yayn haklar


ONK Ajans Ltd. ti. araclyla
Dost Kitabevi Yaynlanna aittir.
nc Bask, Aralk 2014, Ankara

A Imancadan eviren, A . Emre Zeybekolu


Dzelti, T . E lif zdoan
Son okum a, M ahm ut zdil
Teknik Hazrlk, Mehmet Dirican - Dost TB
Erdal A kaln - D ost Kitabevi
S ertifika N o : 12386
Paris Cad. N o: 76/7, Kavakldere 0 6 6 8 0 A nkara
T el: (0.312) 435 93 70 Faks: (0.312) 435 79 02
www.dostyayinevi.com bilgi@ dostyayinevi.com
B ask, Pelin O fset Ltd. ti.
S ertifika N o : 16157
vedik Organize Sanayi Blgesi, M atbaaclar Sitesi
1514. Sokak N o: 2 8 -3 0 Yenim ahalle / A nkara
T el: (0.312) 395 25 80-81 Faks: (0 .312) 395 25 84

indekiler

Birinci Baskya nsz (1923)

ikinci Baskya nsz (1926)

15

1 Demokrasi ve Parlamentarizm

37

2 Parlamentarizmin Prensipleri

51

3 Marksist Dncede Diktatrlk

79

4 Dorudan iddet Kullanmna likin rrasyonalist Teoriler

97

Dizin

113

Birinci Baskya nsz


( 1923)

Parlam entarizm var olduundan beri, bunu eletiren bir


literatr de olagelmitir. Bu literatr anlalr bir ekilde nelikle tepki ve restorasyon temelinde, yani parlamentarizme
kar giritikleri mcadeleden yenik ayrlan siyasi muhalifler
tarafndan yaratlmtr. Pratik deneyimlerin artmasyla parti
hakimiyetinin kusurlar fark edilmi ve vurgulanmtr. En sonunda -fa r k l- ilkesel bir ynden, sol radikalizmden eletiriler
gelmitir. Bylece, sa ve sol eilimler, muhafazakr, sendikalist
ve anarist argmanlar, monarisi, aristokratik ve demokratik
perspektifler bu noktada ittifak halindedir. Gnmzdeki
durumun en basit zeti, Senatr M oscann 26 Kasm 1922de
Italyan Senatosunda, Mussolini ynetiminin i ve d politikas
zerine yapt konumada bulunabilir. M oscaya gre parla

10

PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

menter sistemin eksikliklerine are olabilecek radikal zm


vardr: proletarya diktatrl olarak adlandrlan rejim; iyikt maskelenmi bir brokratik mutlakyete dn (un assolutismo burocrtico) ; ve nihayet sendikalist bir hakimiyet ekli,
yani gnmz parlamentosundaki bireysel temsilin sendika
rgt ile ikame edilmesi. Sendikalizm, doktrinlerden ve duygulardan deil, modern toplumun ekonomik rgtlenmesinden
doduu iin konumac, bu sonuncuyu parlamenter sistemi
tehdit eden en byk tehlike olarak grr. Buna karlk Trait
de droit administratif adl eserinin 10. basksnn nsznde bu
konuya deinen H. Berthlemy, sendikalizmi tartmaya deer
bulmaz. Parlamenterlerin, kuvvetlerin [yasama, yrtme, yarg]
birbirine karmas tehlikesinin farknda olmalarnn, particilik
yapmaya son vermelerinin ve bakanlklarn istikrarn belli l
lerde salamalarnn yeterli olduuna inanr. Ayrca blgecilik
kadar endstrilemeyi de (yani ekonomik hayatn yntemlerini
siyasete uygulamay) devlet iin bir tehlike olarak grr. Oysa
sendikalizmden bahsederken, quand lautorit viendra de ceuxl mmes sur lesquels elle sexerce et quand le contrle sera confi
ceux quil sagit prcisment de contrler [eer otorite, zerinde
uyguland kiilerden kaynaklanrsa ve kontrol ilemi, tam da
kontrol edilmesi gereken kiilere emanet edilirse] her eyin
yolunda olduuna inanan bir teorinin ciddiye alnamayacan
syler. yi bir brokratik idare asndan bu ok dorudur; ancak
hkmet otoritesinin ynetilenlerden kaynaklandn iddia
eden demokratik teori bakmndan bu gr ne ifade eder?
M odern parlamentarizme ynelik eletirilere oktandr
aina olan korporatist fikirler ve akmlar gelenei Almanyada
uzun bir sreden beri vardr. Bunun yannda, zellikle son
yllarda -bilhassa 1919dan beri yaanan- gnlk deneyimlerle
ilgilenen bir literatr ortaya kmtr. Saysz bror ve gazete

BRNC BASKIYA NSZ (1923)

11

makalesinde parlamenter faaliyetin gze batan eksiklikleri ve


hatalar vurgulanmtr: Parti hakimiyeti, partilerin sbjektifkiisel-politikalar, amatrler hkmeti, sregiden hkmet
krizleri, parlamento konumalarnn amaszl ve banallii,
parlamenter teamllerin giderek den seviyesi, parlamento
tkanklna yol aan ykc yntemler, dokunulmazlk ve
ayrcalklarn parlamentarizmi hor gren radikal muhalefet
tarafndan istismar edilmesi, onursuz ilerin gndelik pratik
haline gelmi olmas, parlamentoya devam orannn dk
olmas... oktandr bilinen gzlemlere dayanarak edinilen
izlenim de giderek yaygnlat: Nisb temsil ve liste sisteminin
semenle milletvekili arasndaki ba kopartmas, hizipiliin
vazgeilmez bir ara haline gelmesi ve temsil prensibi olarak
adlandrlan prensibin (W eimar Anayasasm n 21. Maddesi:
Milletvekilleri btn halkn temsilcisidirler, yalnzca kendi vic
danlarna kar sorumludurlar ve hibir direktifle bal deildir
ler.) anlamszlamas; dahas gerek faaliyetin, genel kurulun
kamuya ak grmelerinde deil, aksine komitelerde -stelik
mutlaka parlamenter komitelerde de deil- gereklemesi ve
nemli kararlarn hizip liderlerinin ve hatta parlamento d
komitelerin gizli toplantlarnda alnmas sureti ile her trl
sorumluluun devredilip ortadan kaldrlmasyla btn parla
m enter sistemin, partilerin ve ekonomik kar sahiplerinin ha
kimiyetini gizleyen kt bir vitrin haline gelm esi.1Bu izlenime

1)

o k saydaki A lm an ca yayn iin d en ad anlacak olan m akale ve brorler

unlardr: M . J. B o n n un dnsel ad an zengin yazlar: D ie A u flsu n g des m odern en


Staates, B erlin 1921 ve Die Krisis der europischen D em okratie, M nih, 1925; K. Beyerle,
P arlam entarisches System - od er w as sonst?, M nih 1921; C arl Landauer, Sozialism us
und p arlam en tarisches System , A rch . f. Sozialw issenschaft, 1 9 22, Bd. 4 8, H eft 3, D ie
W ege zur E roberu n g des dem okratischen S taates durch die W irtschaftsleiter, in der E rin
nerungsgabe fr M ax W eber, 1922, Bd. II, D ie Ideologie des W irtschaftsparlam entarism us,

1 2 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

parlamenter sistemin temeline ynelik bir eletiri de eklenir. 19.


yzyln ortalarnda bu eletiriye daha sk rastlanyordu ve Bat
Avrupa eitiminin eski, klasik geleneinden, aydnlarn cahil
kitlenin hakimiyeti karsnda duyduklar endieden ve demok
rasi korkusundan - k i bunun tipik ifadesi Jacob Burckhardtm
mektuplarnda bulunabilir- kaynaklanmaktayd. Bunlarn ye
rini uzun zamandr, partilerin seim propagandalarn yrtme,
kitleleri maniple etme ve kamuoyunu tahakkm altna alma
yntem ve tekniklerine ynelik bir aratrma alm bulunuyor.
Ostrogorskinin modern demokrasideki partiler hakkndaki
almas bu literatrn tipik bir rnei saylabilir; Bellocun
Party System adl eseri eletiriyi popler hale getirdi; parti
hayat hakkndaki sosyolojik incelem eler - e n ok da Robert
M ichelsin mehur k ita b - ikisini birbirinden aka ayrt
etmeksizin, parlamenter ve demokratik pek ok yanlsamay

in der Festgabe fr L. B rentano, 1 925, Bd. I, s. 153 vd.; R . T h o m a, D er B eg riff der


m odern en D em okratie in seinem V erhltnis zum S taatsbegriff, Erinnerungsgabe fr M ax
W eber, 1 922, Bd. II (ayrca: C arl S ch m itt, A rch . f. Sozialw issenschaft, 1924, Bd. 51,
H eft 3 ), Zur Ideologie des Parlam entarism us und der D iktatu r, A rch . f. Sozialw., 1924,
Bd. 53, H e f t l ; Heinz M arr, K lasse und P artei in der m odern en D em okratie, Frankfurter
gelehrte R ed en und A bhandlungen, H e ft I, Frankfurt 1925 (ayrca, E. Rosenbaum
im Ham burgischen W irtschaftsd ienst vom 26. Febr. 1 9 2 6 ); K arl Lwenstein, M inderheitsregierung in G rossbritannien, M nih 1 925; H erm an n Port, Zweiparteiensystem und
Zentrum H och lan d , Tem m uz 1 925; W . Lam bach, die H errschaft der 5 0 0 , Ham burg
1925; Ernst M ller-M einingen, Parlam entarism us, B erlin 1 9 2 6 ; Oswald Spenglerin
dncelerini anlalr bir ekilde zetleyen bir konferans iin bkz. O tto K oellreutter,
Die S taatslehre O sw ald Spenglers, Je n a 1 924; Korporasyonlar sorunu hakknda geni
literatr iin bkz. H errfahrdt, D as P roblem der berufsstndischen Vertretung, B erlin
1921; Edgar T atarin -T arn h ey d en , B eru fsstn de, B erlin 1922 ve K opfzahldem okratie,
organische D em okratie und O berhau sproblem , der Zeitsch rift fr Politik iinde, Bd.
15, s. 97 vd.; Heinz Brauw eiler, B eru fsstan d und S taat, B erlin 1925 ve P arlam entaris
mus und B erufsstndische V erfassungsreform , Preuss. Jah rb ch er, Ekim 1925 ve C arl
Landauerin yukarda zikredilen eletirel incelem esi. M o d em ekonom inin sorunlar
karsnda parlam entarizm in yaad zel glkler hakknda: G ppert, Staat und
W irtschaft, T b in g en 1924.

BRNC BASKIYA NSZ (1923)

13

parampara etti. Sosyalist olmayanlar da basn, parti ve sermaye


arasndaki balanty nihayet fark etti ve siyaseti, ekonomik
gereklerin glgesi olarak deerlendirmeye balad.
Bu literatrn genel olarak iyi bilindii varsaylabilir. Aa
daki incelem enin amac bu literatr teyit etm ek veya buna
kar km ak deil, m odern parlam ento kurumunun nihai
zn bulmaktr. Bylece, modern parlamentarizmin sistema
tik tem elinin bugn hkm sren siyasi ve sosyal dnceler
araclyla artk anlalam ayaca, bu kurumun ahlaki ve
dnsel zeminini ne kadar kaybettii ve salt m ekanik bir
srar sayesinde bo bir aygt olarak m ole sua ayakta durduu
kendiliinden ortaya kacaktr. A ncak bu durumu kavrayan
reform teklifleri bir perspektife sahip olabilir. Demokrasi, libe
ralizm, bireycilik, rasyonalizm gibi hepsi modern parlamento
ile ilikilendirilen kavramlarn, ireti tanmlama ve sloganlar
olmann tesine geebilmesi iin birbirlerinden daha iyi bir
ekilde ayrt edilmesi gerekmektedir. A ncak bu ekilde taktik
ve teknik sorular aan dnsel ilkelere ulaarak mit dolu
bir abann yine bolukta yitip gitmesi nlenebilir.

------------

ikinci Baskya nsz


( 1926)

ada parlamentarizmin dnce tarihi iindeki konumu


zefke yazlm bu in celem en in 2. basks z itibariyle
nemli bir deiiklie uramad. Bu, her trl tartmann
tesinde onu gklere kardm anlamna gelmez. H atta tam
tersi ynde kayglanmak iin sebepler vardr. Parti siyaseti
smrs ile arasna mesafe koyan ve kimseye propaganda
hizmeti vermeyen, yolundan amaz bir bilimsel tartma bu
gn birok kiiye kullansz, dnyadan bihaber ve anakronik
gibi gelebilir. Bu nedenle siyasi kavramlar ele alan objektif bir
mzakerenin pek ilgi ekmemesi ve byle bir mzakere isteinin
anlayla karlanmamas kayg vericidir. Belki de mzakere
devri [die Epoche der Diskussion] btnyle kapanmaktadr.
Bu incelem enin 1923 yaznda yaymlanan 1. basks genel

16

PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

olarak, bylesi ktm ser tahm inlerin bu mtevaz kitapla


da teyit edildii eklinde yorumlara yol at. Yine de objektif
eletirelliin mnferit rneklerini grmezden gelmek hakszlk
olur. zellikle Richard Thom a gibi mkemmel bir hukuku
nun ayrntl ve dnsel adan zengin eletirisi (Archiv fr
Sozialvissenschaften, 1925, Bd. 53, s. 212 vd.) etrafl bir yant
hak ediyor.
A ncak T hom anm yazsnn sonunda im aen bana atfettii,
tamamyla fantastik siyasi hedefleri suskunlukla geitirmeye
hakkm var sanrm . T h o m a nm siyasi kom binasyonlar
tarafndan saptrlmam objektif itiraz, mzakereyi ve ale
niyeti [kamusallk-//endichkdt] parlamentonun temel pren
siplerinden saydm iin parlamentarizmin dnsel temelini
iyice khnemi bir dnce sisteminde bulmama yneliktir.
Thom aya gre byle bir dnce sistemi, belki birka kuak
nce belirleyici bir tasavvurdu, ancak parlamento, oktandr
tamamen farkl bir temel zerinde durmaktadr. Kamusalla ve
tartmaya duyulan inancn khnemi bir ey olarak grlmesi
endiesini ben de tayorum. Bu yzden, parlamentoya yeni bir
dnsel temel salayan yeni muhakeme ve kanaatlerin neler
olduunu sormak gerekir. Tabiidir ki, toplumsal kurumlar gibi,
fikirler de zamanla deiir. A ncak eer tartma ve kamusallk
ilkeleri gerekten ortadan kalkarsa, gnmz parlamentarizminin yeni temelini nerede bulabileceini ve parlamentonun
bu durumda hl nasl ayan beyan doru ve adil olarak kabul
edilebileceini anlamyorum. Her byk kurum gibi parlamento
da kendine has belirli dnceleri varsaymsal olarak temel
alr. Bunlar renmek isteyenler Burke, Bentham , Guizot ve
J. St. M ille dnmek ve onlardan sonra, yaklak 1848den bu
yana saysz pratik mlahazann ileri srldn, ancak yeni
ilkesel tartmalarn yaplmadn kabul etm ek zorundadrlar.

KNC BASKIYA NSZ (1926)

17

Bu durum, geen yzylda elbette fazla dikkat ekmedi, n


k parlamentarizm, demokrasiyle ayn anda ve ok yakn bir
ibirlii iinde geliim gsterdi ve bu ikisi arasnda ak bir
ayrm yaplm ad.2 A n cak gnmzde, kazandklar ortak
zafer akabinde, ikisi arasndaki ztlk su yzne kmtr ve
liberal-parlam enter fikirler ile kitle dem okrasisine ilikin
dnceler arasndaki fark artk grmezden gelinemez. Bu
yzden, T hom anm ifadesiyle, bu kflenmi statlarla megul
olmak gerekecektir, nk parlamentarizme zg olan nitelik,
yalnzca onlarn dnce sisteminden karsanarak anlalabilir
ve parlamento yalnzca onlar araclyla dorudan demokrasi
nin mant kadar, bolevizmin ve faizmin mant karsnda
da dnsel stnln koruyabilen zgn bir kurum vasfn
elde eder. Bugnk parlamenter ileyiin, ktnn iyisi olduu,
her halkarda bolevizme ve diktatrle tercih edilecei, orta
dan kaldrlmas durumunda ngrlemez nitelikte sonularn
doaca, sosyal-teknik asndan gayet pratik olduu vs., tm
bunlar ilgin ve ksmen doru mlahazalardr, ancak zgn
bir amaca sahip bir kurumun dnsel temelini oluturmazlar.
Gnmzde parlamentarizm, hkmet etme yntemi ve siyasi
sistem olarak varln srdrr. Var olan ve iyi-kt ileyen her
ey gibi yararldr; ne az ne de fazlas... Bugn bile denenmemi
dier yntemlere gre daha iyi iledii ve var olan minimum
dzenin, dncesizce deneylerle tehlikeye atlm olaca
sonucuna varmak iin birok neden vardr. M antkl olan
herkes, bu gibi dnceleri mutlaka kabul edecektir. A ncak
2)

B u nu n tipik bir rnei S en at r Prof. G aetan o M oscam n T eo r ic a dei G v em i e

G o v e m o P arlam en tare (2. Bask, M ilano 1925 - 1. Basks 1883) adl kitabnn 147.
sayfasnda verdii parlam entarizm tanm dr. M oscanm parlam entarizm den anlad,
halkn dorudan veya dolayl yolla setii unsurlardan oluan bir hkm ettir ve bir
d evletteki siyasi stnlk (la p rem in en za politica) bu unsurlara aittir. Pek sevilen
temsili rejim (Re{rcisentatiwerfassung)-parlamentarizm eitlii de ayn karkl ierir.

18

PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

sz konusu dnceler, ilkeler hakknda yaplan bir tartmada


arlk tamaz. phesiz hi kimse [Parlamenter sistemden]
baka ne olabilir ki? sorusuyla, dnsel bir temeli veya ahlaki
bir hakikati ispatlanm sayacak kadar kanaatkar olmayacaktr.
Btn zgn parlamenter dzenlemeler ve kurallar, anlam
larn tartma ve kamusallk sayesinde kazanrlar. Bu, zellikle,
her ne kadar pratikte artk kimsenin inanmad bir prensip
olsa da, anayasal dzeyde hl resmi kabul gren m illet
vekili, semenlerinden ve partisinden bamszdr ilkesi ve
milletvekillerinin ifade zgrlne, dokunulmazlklara ve
parlamento grmelerinin kamuya ak olmasna ilikin h
kmler bakmndan geerlidir. Kamusal tartma prensibine
duyulan inan ortadan kalkarsa, bu dzenlemeler anlalmaz
hale gelir. Bir kuruma sonradan rasgele baka prensipler atfet
mek ve imdiye kadar var olan temelinin kmesi durumunda,
geliigzel ikam eci argmanlar eklem ek mmkn deildir.
Elbette ki, ayn kurum farkl pratik amalara hizmet edebilir
ve bu nedenle, pratik adan eitli ekillerde hakllatrlabilir.
Am alarn heterojenliinden, pratik bak alarnn anlam
deiiminden ve pratik aralarn ilev deiiminden sz etm ek
mmkndr ama prensiplerin heterojenliinden sz edilemez.
rnein, M ontesquieu gibi m onarinin prensibinin onur
olduunu varsayarsak, bu prensip demokratik bir cumhuri
yete eklemlenemez; nasl monari, kamusal tartma prensibi
zerine kurulamazsa... G eri prensiplerin zgllne ilikin
duygu kaybolmu ve yerini snrsz bir ikamecilie brakm
gibi gzkmektedir. T hom anm balangta zikredilen ele
tirisinde, benim incelem em e ynelik itirazlarnn dayand
temel dnce de budur aslnda. A n cak kendisi maalesef,
parlamentarizmin szm ona ok saydaki yeni prensiplerinin
neler olduunu hibir ekilde belirtmez. Birka kelimeyle,

KNC BASKIYA NSZ (1926)

19

yalnzca M ax W eber, Hugo Preuss ve Friedrich Naum annm


1917 ylndan bu yana yaynladklar yazlara ve yaptklar
konum alara deinmekle yetinir. Kayzerlik rejim ine kar
mcadele eden Alm an liberalleri ve demokratlar iin parlamentarizm ne ifade ediyordu? [Parlamentarizm, onlar iin]
esas olarak ve en nemlisi, siyasi lider seimi iin bir ara,
siyasi amatrl bertaraf etm ek ve en iyi ve en yeteneklilerin
siyasi liderlie ulamalarn salamak iin emin bir yoldu. Par
lamentonun, gerekten de siyasi bir elit oluturacak yetenee
sahip olup olmad ok pheli bir hale gelmitir. Herhalde
bugn artk kimse, bu seim aygt hakknda o kadar mit dolu
dncelere kaplmaz; pek oklar hu gibi mitlere oktandr
modas gemi gzyle bakmaktadr ve T hom anm, Guizotyu
kastederek kulland hayalci szc, bu Alm an demok
ratlara da pekl yaktrlabilir. Avrupadaki ve Avrupa d
lkelerdeki birok parlamentonun, yzlerce bakandan oluan
siyasi elitleri araclyla aralksz olarak ortaya koyduklar, b
yk bir iyimserlie kaplmay hakl gstermez. A ncak daha da
ktys ve neredeyse btn mitleri yok eden ey udur: Baz
devletlerde parlamentarizm, btn kamusal ilerin, partilerin
ve yandalarnn ganimet ve taviz konusu haline dnmesi ve
siyasetin, sekinlerin ii olmaktan uzaklaarak hayli hor grlen
bir snfa mensup insanlarn bir hayli hor grlen meslei haline
gelmesi gibi bir durum yaratmtr.
A ncak bu, ilkeleri temel alan bir dnce tarz asndan
belirleyici deildir. Parlamentarizmin, siyasi lider seiminin
en iyisini garantilediine inananlarn bu kans, bugn artk
ounlukla idealist bir inan deil, Kta Avrupasna uygu
lanmak zere Ingiliz modeline gre ina edilmi ve baarya
ulamad zaman, m antk gerei derhal terk edilen pratikteknik bir varsaymdr. Bununla beraber bu kan, tartma

20 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

ve kamusalla duyulan inanla da ilikilendirilebilir ve bu


takdirde parlamentarizmin ilkesel argmantasyonunun bir
paras haline gelir. Parlam ento, her halkarda kamusal
tartma ciddiye alnd ve srdrld srece gerek
olabilir. Buradaki tartmann zel bir anlam vardr ve basit
bir mzakereden fazlasn ifade eder. Olas her trl mzakere
ve uzlama eklini parlamentarizm ve bunun dnda kalan
her eyi diktatrlk veya zorbalk olarak tanmlayanlar, -M .J.
Bonnun Krisis der Europischen D em okratie adl eserinde ve
ayn zamanda R. T hom ann yukarda zikredilen eletirisinde
olduu g ib i- asl sorunun evresinden dolanm olurlar. Her
diplomatik konferansta, delegelerin topland her kongrede,
yneticilerin yapt her toplantda mzakereler yaplr; mutlak
monarklarm kabineleri arasnda, zmre meclisleri arasnda ve
Hristiyanlarla Trkler arasnda nasl mzakereler yaplm
ise ... M odern parlamentonun kurumsal yaps salt buradan
kaynaklanmaz. Kavram lar tahrif etm em ek ve tartm aya
zg olan nitelii grmezden gelmemek gerekir. Tartma, kar
taraf rasyonel argmanlarla bir eyin doru ve adil olduuna
ikna etm ek veya bir eyin doru ve adil olduu konusunda
ikna edilmeye hazr olmak amacnn hakim olduu bir gr
alverii demektir. Gentz - k i bu balamda liberal Burken
rettii yoldan gider- bunu arpc bir ekilde formle eder:
btn temsili rejimlere (bununla korporatif temsilin aksine
modern parlamentoyu kasteder) zg olan nitelik yasalarn,
karlarn deil, fikirlerin atmas sonucu ortaya kmasdr.
(ncl olarak) ortak kanlara sahip, ikna olmaya nazr, partiden
kaynaklanan balardan azade, bencil isteklerden arnm ol
mak, tartma kavramnn doasnda vardr. Bugn ou insan,
bylesi bir tarafszl neredeyse olanaksz bulacaktr. A ncak
bu phecilik dahi parlamentarizmin iinde bulunduu krizle

KNC BASKIYA NSZ ( 1926) 21

ilikilidir. Parlamenter anayasalara ilikin bu tespitler, resmi


dzeyde halen geerli olan btn zgn parlamenter dzen
lemelerin, bu zel tartma kavramn neden art kotuunu
aklar. H er milletvekilinin, bir partinin deil, btn halkn
temsilcisi olduu ve hibir direktifle bal olmad (Weimar
Anayasas da bunu 21. maddesinde hkme balamtr), ifade
zgrlne ilikin tipik mkerrer garantiler ve toplantlarn
halka ak olmasn dzenleyen hkmler, ancak tartmann
doru olarak anlalmas ile anlam kazanr. Buna karlk ras
yonel doruyu bulmakla ilgisi olmayan, bilakis, menfaatlerin
ve kazanma olaslnn hesaplanmas ve ahsi karlarn imkn
dairesinde gerekletirilm esi ile ilgili mzakerelere, elbette
muhtelif konuma ve grmeler de elik eder, ancak bunlar ke
limenin tam anlamyla tartma deildir. Giritikleri bir rekabet
sonras, karlkl ticari frsatlar zerine konuan iki tccardan
her biri, doal olarak kendi karn korumaya alr ve bylece,
ticari bir uzlamaya varrlar. Kamusallk, gerek bir tartmada
ne kadar makul ise, bu tr bir mzakerede o kadar yersizdir.
Dnya tarihinde mzakereler ve uzlamalar her yerde olmutur.
Herkes bilir ki, iyi geinmek ou kez kavga etm ekten daha
avantajldr ve zayf bir uzlama, sk bir davaya phesiz yedir.
A ncak zgn nitelie sahip bir devlet ve hkmet rejiminin
dayand prensip bu olamaz.
M odern kitle demokrasisinin geliimi kamusal tartmay
bo bir formaliteye dntrd iin, bugn parlamentarizm
bu kadar kritik bir konumda bulunmaktadr. Bundan dolay,
gnmz parlamento hukukunun baz normlar, -h e r eyden
nce m illetvekillerinin bamszl ve toplantlarn halka ak
olmas ile ilgili hkm ler- biri, modern bir merkezi stma sis
temine bal radyatrlerin zerine, atein harl harl yand
yanlsam asn yaratm ak iin alev desenleri izm iesine,

22

PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

fuzuli bir dekor gibi yararsz ve hatta sknt veren bir etki
yaratmaktadr. (Yrrlkteki anayasann m etnine gre, resmi
dzeyde yok hkmnde olan) partiler, gnmzde tartma ha
lindeki fikirler olarak deil, sosyal ve ticari g odaklar olarak
kar karya gelir, karlkl karlar ve iktidar ansn hesaplar,
bu fiili temel zerinde uzlamaya varr ve koalisyonlar kurarlar.
Kitleler, en byk etkisi, birincil kar ve tutkulara yaplan
arya dayanan bir propaganda aygt araclyla kazanlr.
Gerek tartmann ayrt edici niteliini oluturan esas arg
man yok olmaktadr. Bunun yerine partilerin mzakerelerinde,
karlarn ve iktidar ansnn planl hesaplamas gemektedir;
kitlelerin ilenmesinde afilerde yer alacak trden kandrmaya
ynelik teklifler veya -W a lte r Lippmannm ok zekice olmakla
birlikte ar psikolojik olan kitab Public O pinionda (Londra,
1922) syledii gibi- Sem bol kullanlmaya balanmtr.3 Bu
gn kamuoyunun psikolojisi, teknii ve eletirisi hakknda ok
geni bir literatr vardr.4 Bu nedenle unun iyi bilindii her
halde varsaylabilir: Gnmzn sorunu, rakibi neyin gerek
veya adil olduu konusunda ikna etmek deil, hkmedebilmek
iin ounluu elde etmektir. Cavourun, mutlakyetle anayasal
rejimler arasndaki byk fark, mutlakyet rejimindeki bakann

3 ) K sa bir sre n ce yaynlan an ilgin , ak ac ve ed ebi ve dnsel b t n


kopukluklarna ram en son d erece dikkate deer bir kitapta [W yndham Lewis, T h e
A rt o f B eing Ruled, Londra (C h atto and W ind us), 1 9 2 6 ], zihinselden dokunaklya ve
duyumsala gei, m odern dem okrasi sonucu, eril tipin geri pskrtlm esi ve genel
bir diilletirm enin devreye girmesi araclyla aklanr.
4) R o b ert M ich elsin Soziologie des P arteivesen s ad l eserinin 2. basksnn
nsznde (s. X V III) yapt tespit tam da buraya uym aktadr: T eo rik ve bilhassa
uygulamal kitle psikolojisi alannda A lm an sosyal bilimi, hem verim lilik hem de
kendisine duyulan ilgi asndan Fransz, talyan, A m erikan ve Ingiliz m uadilinin
onlarca yl gerisindedir. B una ek len eb ilecek olan sad ece, R obert M ich elsinki gibi
dnce ve m alzem e asndan artc derecede zengin olan bir kitabn, o n yllk bir
geri kalml kapatmaya elverir n itelik te olduudur.

KNC BASKIYA NSZ ( 1926)

23

emir vermesi, anayasal rejimdekinin ise itaatle ykml olanlar


ikna etmesi olarak tanmlamas gnmzde anlamn yitirmitir.
Cavour, stne basa basa yle der: (bakan olarak) ben, hakl
olduuma ikna ederim ve nl deyiini sadece bu balamda
dile getirir: L a plus m auvaise des Cham bres est encore prfrable
la m eilleure des A nticham bres. [Odalarn en kts dahi,
sofalarn en iyisine yedir.] Bugn asl parlamentonun kendisi,
grnmez g sahiplerinin brolar veya komiteleri nnde
yer alan dev bir sofa grnmne brnmtr. Bentham n
u cmlesi, bugn zikredildiinde, hiciv etkisi yaratmaktadr:
Parlamentoda fikirler buluur, fikirlerin temas kvlcmlar
oluturur ve aydnla kavuturur. Prvost-Paradoln, parlamentarizmin III. Napolonun kiisel rejimi karsnda tad
deeri,

her gerek iktidar deiikliinde, iktidarn gerek

sahiplerini ortaya kmaya zorlamas ve bunun sonucu olarak


hkmetin de, zahir ile gerein harikulade mutabakatyla,
daima en gl iktidar ifade etmesi olarak grd zaman
hl hatrlayan var mdr? Kamusalln bu trne ve byk
bir krs olarak parlamentoya hl inanan var mdr?
O halde Burke, Bentham , Guizot ve J. St. M illin arg
manlar bugn art|k eskimitir. Bugn Anglosakson lkelerde
ve Fransada hl rastlanan ve anlalan o ki, Almanyada
pek bilinmeyen yazlarda yer alan ve parlamentarizmin esas
itibariyle governm ent by discussion [tartarak hkmet e t
mek] olarak deerlendirildii birok tanm da buna gre
kflenmi saylmaldr. Pekl. Bunu kabul ettikten sonra
eer parlamentarizme hl inan duyuluyorsa en azndan yeni
argmanlar ileri srmek gerekir. O halde Friedrich Naumann,
Hugo Preuss ve Max W ebere atf yapmak, artk yeterli deildir.
Bu zatlara sayg duymakla birlikte, bugn artk kimse onlarn,
parlamentonun siyasi bir elitin eitimini garanti ettiine ilikin

24 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

umudunu paylamamaktadr. Bu gibi kanaatler, bugn haki


katen sarslmtr ve ideal bir inan olarak ancak tartma ve
kamusalla duyulan inanla balant kurabildikleri srece
ayakta kalabilirler. O nlarca yldr parlamentarizmi hakl gs
termek iin ileri srlm olan yeni grler, sonuta yalnzca,
gnmzde parlamentonun, sosyal ve siyasal tekniin kullanl
ve hatta vazgeilmez aygt olarak iyi veya en azndan iyi-kt
ilediini ifade etmektedir. Bu, tekrar vurgulamak gerekirse,
son derece mantkl bir gzlemdir. A ncak daha derin bir temelle
de ilgilenmek gerekir: M ontesquieunn, devlet veya hk
met eklinin prensibi olarak adlandrd eyle, btn byk
kurumlar gibi parlamentoya da ilikin olan zgn kanaatle ve
parlamentoya bir zamanlar gerekten duyulmu olan ve bugn
artk var olmayan inanla d a ...
Siyasi dnceler tarihinde heyecanla dolu alar olduu
kadar, fikirden yoksun status quonun hakim olduu stliman
zamanlar da vardr. Bylece, monari a, krallk ilkesinin -o n u
ru n - anlam kaybolduunda, ballk ve onurlar yerine kul
lanllk ve yararllklarn kantlamaya alan burjuva krallar
tarih sahnesine ktnda sona erer. M onarik kurumlarn
dsal aygt, sonrasnda uzun bir sre daha varln koruyabildi.
Buna ramen, anlar monari iin almt. Bu kuruma (baka
hibirine deil) has kanaatler, modas gemi izlenimi vermek
tedir. Pratik hakllatrmalar eksik olmayacaktr ancak kendi
lerinin krallar kadar, hatta krallardan daha yararl olduklarn
ispat ve bu basit gerek yardmyla monariyi bertaraf eden
insanlarn veya rgtlerin tarih sahnesine kp kmad
yalnzca ampirik bir sorudur. Parlam entonun sosyal-teknik
asndan hakllatrlmas bakmndan benzer bir durum sz
konusudur. Parlamento, apak bir hakikatten, basit bir pratik-teknik araca dnrse, ille de kendini dayatan ak bir

KNC BASKIYA NSZ (1926)

25

diktatrlk yoluyla deil, herhangi bir yntem yoluyla, ilerin


via facti [fiilen] baka trl de olabilecei gsterilmelidir; ite
o zaman parlamentonun ii bitmi demektir.

Parlamentarizme, bir govem m ent by discussion a duyulan inan,


liberalizmin dnce dnyasna aittir; demokrasininkine deil.
Bu ikisi liberalizm ile demokrasimodern kitle demokrasisini
tekil eden heterojen oluumun anlalabilmesi iin birbirinden
ayrlmak zorundadr.
Her gerek demokrasi, yalnzca eitlere eit muamele deil,
mantn kanlmaz sonucu olarak eit olmayanlara eitsiz
muamele ilkesi zerine kuruludur. O halde ilkin trdelik, ikinci
olarak heterojen olann -gerek tiind e- elenmesi veya imha
edilmesi, demokrasi kavramnda ikindir. Bu prensibi resm et'
mek iin modern demokrasilerin iki farkl rneini birka kelimeyle anmsatalm: Yunanllar lkesinden radikal bir ekilde
ihra eden ve lkesinde gaddarca bir Trkletirme politikas
gden gnmz Trkiyesi ve g yasas araclyla istenmeyen
yerleimcileri lkeden uzak tutan ve dier dominyonlar gibi
yalnzca right type o f settler tanm na uyan gmenleri kabul
eden Avustralya Milletler Topluluu. Demokrasinin siyasi gc,
yabanc ve eitsiz olan [das U ngleiche], trdelii tehdit edeni
bertaraf etmeyi veya uzak tutmay becermesiyle ortaya kar.
Zira eitlik sorununda mesele, soyut, mantksal-aritmetik oyun
lar deil, bilakis, eitliin tzdr [SubstanH. Bu tz, belirli fiziksel
ve ahlaki niteliklerde bulunabilir, rnein yurttalk erdeminde
-dper^de \ar e te ]-, klasik demokrasinin virtusunda (vertu) [er
dem]. 17. yzyldaki ngiliz mezhepler demokrasisinde eitlik,

26 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

dini inanlar zerinde varlan uzlamaya dayanr. Eitlik, 19.


yzyldan beri, her eyden nce, belirli bir ulusa aidiyet iinde,
bir baka deyile ulusal trdelik iinde var olmutur.5 Eitlik,
daima bir tz olduu ve bu yzden en azndan bir eitsizlik
olasl ve riski tad srece siyasi adan ilgin ve deerlidir.
Herkesin fiziksel, psikolojik, ahlaki ve ekonomik adan bir
dierine ok benzedii ve her sakini bakmndan mutlu bir
otarinin hkm srd, kendi kendine yeten (heterojen
unsur iermeyen) trde bir topluluk gibi cennetvari [idyllisch]
bir durum iin, belki birka mnferit rnek bulunabilir: ilkel
tarm demokrasileri veya koloni devletlerinde bu durum bir
sre iin var olmu olabilir. Ayrca belirtm ek gerekir ki, de
mokrasi -eitlik daima eitsizlii de barndrd i in - devlet
tarafndan ynetilen ahalinin bir ksmn, demokrasi niteliini
yitirmeden dlayabilir ve yine belirtmek gerekir ki, ister barbar
veya uygarlamam olarak adlandrlsn, ister ateist, aristokrat
veya kar-devrimci olarak, haklarndan tamamen veya ksmen
yoksun braklm ve siyasi iktidardan uzak tutulmu kleler
ve insanlar da, imdiye kadar genel olarak demokrasi ats
altnda yaad. Ne A tinadaki site demokrasisinde ne de ngiliz
mparatorluunda lke zerinde yaayan herkes siyasi alanda
eit haklara sahiptir. ngiliz mparatorluunda yaayan 400
milyonun zerindeki yerleimcinin 3 0 0 ksur milyonu, ngiliz
olmayan uyruklardr. ngiliz demokrasisinden, seme ve seilme
hakkndan ve genel eitlikten sz almken belirtilmelidir
ki, bu yz milyonlarca insan phesiz, A tina demokrasisindeki
kleler gibi grmezden gelinmektedir. M odern emperyalizm,
5)

uras m uhakkak ki, dem okrasinin siyasi tz yalnzca ekonom ik alanda yatyor

olamaz. T e k bana ekonom ik eitlik, siyasi trdelii dourmaz. Byk ekonom ik


eitsizlikler elb ette ki, m evcut siyasi trdelii tehlikeye drm ek veya yok etm ek te
negatif bir rol oynayabilir. B u tezlerin ayrntl aklam as baka bir balam a aittir.

KNC BASKIYA NSZ (1926)

27

i icari ve teknik gelimelere uyum gsteren ve demokrasinin


anavatanndaki geliimi ile ayn lde yaygnlaan saysz yeni
hakimiyet ekilleri oluturdu. Gnmzde koloniler, protektoralar, manda ynetimleri, mdahaleci antlamalar ve benzeri
bamllk formlar bir demokrasiye, kendilerine vatandalk
hakk tanmmakszm, hem demokratik devlete baml hale ge
tirilen, hem de ayn zamanda devletten uzak tutulan heterojen
bir poplasyon zerinde hakimiyet kurma imkn vermektedir.
Koloniler, i hukuka gre yurt ddr, uluslararas hukuka gre
yurda dahildir eklindeki gzel formln siyasal ve anayasal
anlam, ite budur. T hom ann teslim olduu ve hatta devlet
kuramna ilikin bir tanm iin standart olarak kabul ettii ev
rensel lgate, yani Anglosakson dnya basnnn kulland
dil, btn bunlar grmezden gelir. O na gre, genel ve eit
oy hakknn szde her eyin tem eli yapld her devlet, bir
demokrasidir. ngiliz mparatorluu, btn sakinlerine tand
genel ve eit oy hakkna m dayanmaktadr? Bu temel zerinde
bir hafta bile duramaz; mthi bir ounluk salayan renkliler
[zenciler, Hindular vs.] beyazlar aznlkta brakr. Yine de ngiliz
mparatorLuu bir demokrasidir. Ayn durum Fransa ve dier
gler iin de sz konusudur.
G enel ve eit seme ve seilme hakk, m antken sadece
eitlerin evresini kapsayan tzsel eitliin sonucudur ve
bunu amaz. Eit haklar, yalnzca trdeliin var olduu yerde
anlamldr. A ncak genel oy hakknn, evrensel lgatedeki
anlam farkldr: Her yetikin insan, yalnzca insan olmas n e
deniyle, eo ipso [kendiliinden] dier btn insanlarla siyasi
adan eit haklara sahip olmaldr. Bu, liberal bir dncedir;
demokratik deil... Liberal dnce, imdiye dek var olmu,
tzsel eitlik ve trdelik tasavvuruna dayanan demokrasi
yerine bir insanlk demokrasisini [die M enschheitsdemokratie]

28 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

koyar. Gnmz dnyasnda, bu insanlk demokrasisinin hakim


olduundan asla bahsedilemez. Baka hibir sebeple olmasa bile
dnyann, devletlere, ounluu ulusal adan trde, kendi
ilerinde ulusal trdelik temelinde demokrasiyi uygulamaya
alan, ama esasen herkese eit haklara sahip birer yurtta ola
rak muamele etmeyen devletlere blnm olmasndan dolay
yoktur.6 En demokratik devlet -diyelim ki Amerika Birleik
D evletleri- dahi yabanclar kendi iktidarna ve zenginliine
ortak etm ekten ok uzaktr. Yabanc kavramn tanmayan
ve insanlar aras eitlii gerekletirmi bir demokrasi imdiye
kadar var olmamtr. Eer insanlk demokrasisi ciddiye alna
cak ve herkes, bir dierinin siyasi eiti haline getirilecek olsayd
bu, herkesin baka hibir eye gerek duymadan salt doumla
veya ya sayesinde itirak edecei bir eitlik olurdu. Bylece,
eitlik, siyasi eitlik, ekonom ik eitlik vb. -ksacas belirli bir
alandaki eitlik - olarak sahip olduu zgn anlamdan yok
sun brakld iin deerinden ve znden mahrum kalrd.
Zira her alan, kendine zg eitlikleri ve eitsizlikleri ierir.
Her bireyin, insan olmasndan kaynaklanan onurunun hie
saylmas ne kadar byk bir adaletsizlikse, farkl alanlara zg
karakteristiklerin anlalmamas da, korkun bir kaosa ve bu
yzden daha da korkun adaletsizliklere yol aan sorumsuzca
bir aptallktr. Siyasi alanda insanlar, yalnzca soyut insanlar
olarak deil, bilakis, siyasete ilgi duyan ve siyasi tercihleri bel
li -yurttalar, ynetenler veya ynetilenler, siyasi mttefikler
veya muhalifler, yani her halkarda siyasi kategoriler iinde
yer ala n - insanlar olarak kar karya gelirler. Siyasi alanda
6)

E n azndan bu bakm dan bir oulculuk vardr ve gnmzn szmo

insanlk dem okrasisinin iinde znecei sosyal oulculuk, M . J. B o n n un 1925


tarihli D ie Krisis d er E uropischen D em okratie adl eserinde yer alan tespitine gre,
farkl ve daha etkili bir form olarak uzun sreden beri vardr ve hep var olmutur.

KNC BASKIYA NSZ (1926)

29

siyasi olandan [vom Politischen] soyutlama yapmak ve geriye


yalnzca evrensel bir insanlar aras eitliin kalmasn salamak
mmkn deildir; nasl ekonomik alanda insanlar, salt insan
olarak deil, reticiler, tketiciler vb., yani yalnzca spesifik
ekonomik kategoriler iinde alglanyorsa...
Bu durumda insanlarn mutlak eitlii, risk almadan doal
kabul edilen bir eitlik olurdu; eitsizlikle arasnda zorunlu
bir karlkl bant iermeyen ve bu yzden kavramsal ve
pratik adan syleyecek sz olmayan lakayt bir eitlik... u
an itibariyle byle mutlak bir eitlik, hibir yerde yoktur ve
dnya zerinde eitli devletler kendi yurttalarn, yukarda
belirtildii gibi, dier insanlardan siyasi olarak ayrt ettii ve
siyaseten baml, ancak eitli sebeplerle istenmeyen poplasyonu, uluslararas hukuktaki bamllk kavramn kamu
hukukundaki yabanclk kavramyla birbirine balayarak ken
disinden uzak tutmay becerdii srece de olmayacaktr. Buna
karlk, en azndan modern demokratik devletler dahilinde
evrensel eitlik gerekletirilmi gibi gzkmektedir; geri bu,
yabanclar ve vatanda olmayanlar elbette dlandklar iin
mutlak bir eitlik olmasa da, yurttalar topluluunu kapsayan
grece kapsaml bir eitliktir. A ncak dikkat edilmelidir ki, bu
durumda ulusal trdelik, ounlukla ok daha gl biimde
vurgulanr ve grece evrensel eitlik, yurtta olmayanlarn
kesin olarak dlanmalar ve devletin dnda braklmalar
sonucu yine ortadan kaldrlm olur. Aksi hallerde, yani bir
devletin, ulusal trdelii veya baka homojenlik trlerini g
zetmeksizin evrensel eitlii siyasi alanda uygulamak istedii
durumlarda, mutlak eitlie yaklald oranda, siyasi eitliin
deerini yitirmesi sonucu kanlmaz olacaktr. stelik hepsi
bu da deil. Bu durumda siyasi alan da, yani siyasetin kendisi
de ayn oranda deerini yitirir ve nemsizleir. znden yok

30 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

sun klnarak, birbirinin ei olan her tekil birey iin deersiz


hale getirilen, yalnzca siyasi eitlik deildir; siyaset de, kendi
sahas, zden yoksun eitlikle doldurulduu oranda zn
yitirir. Bu lakaytlk, zden yoksun bir eitlik yntemiyle ele
alman sorunlar da kapsar. ze ilikin eitsizlikler, dnyadan
da, devletten de asla silinmeyecek, bilakis, baka bir alana,
siyasi alandan belki ekonomik alana ekilecek ve bu alana
yeni, orantsz bir g ve stn bir anlam kazandracaktr. Siyasi
alandaki zahir eitlik koullarnda, ze ilikin eitsizliklerin
hkm srd baka bir alan -rnein gnmzde ekonomik
ala n - siyasete hkm edecektir. Bu, kesinlikle kanlmazdr
ve siyaset teorisinde, ekonominin siyaset zerindeki ikayet
edilegelen hakimiyetinin gerek temeli de budur. Eitsizlikle
karlkl iliki kurmadan dnlen lakayt bir eitlik, insan
yaamnn bir alann gerekten ele geirdii zaman, bu alan
da zn yitirir ve eitsizliklerin gaddar bir gle uyguland
baka bir alan tarafndan glgelenir.
Btn insanlarn salt insan olmaktan kaynaklanan eitlii,
demokrasiye deil, liberalizmin belirli bir trne zgdr; bir
devlet ekli deil, aksine, bireyci'insancl bir etik ve dnya
grdr.7 Modern kitle demokrasisi, her ikisinin [demokrasi
ve liberalizmin] mulak kombinasyonuna dayanr. Rousseau
zerine yaplan onca alm aya ve Rousseaunun modern
demokrasinin balangcnda dikildii yolundaki hakl gre
ramen, C on trat S ocialin devlet kurgusunda bu iki farkl
7)

Bu ayrm, W e rn er B eck erin Schildgenossen" dergisinin Eyll 1925 tarihli

saysnda yaymlanan, dikkate deer bir m akalesinde ayrntl bir ekilde aklanm tr.
Bu alma, 1 9 2 5 in yaz smestrinde verdiim siyaset sem inerinde sunulan m kem mel
bir teblie dayanm aktadr. H . H efelenin Kasm 1 9 2 4 te H och lan d d a yaym lanan
m akalesi de [D em okratie und L iberalism u s], liberalizm ile dem okrasi arasndaki
ztl vurgular. B ununla beraber, B eck er ve H efelenin tersine, dem okrasi tanm nn
ynetenlerle ynetilenler arasndaki zdelik olduu yolundaki grmde srarlym.

KNC BASKIYA NSZ ( 1926) 31

unsurun uygunsuz bir ekilde yan yana bulunduu henz


anlalmam gibi gzkmektedir. [Contrat S o a a f in] vitrini li
beraldir: devletin meruluunun gerekesi zgr bir szlemeye
dayanr. A ncak tasvir belirginleip, merkez kavram olan volont
gnrale [genel irade] geliim gsterdike, Rousseauya gre
gerek devletin, yalnzca halkn, esas olarak oy birliinin
hkm srecei denli trde olduu yerde var olduu ortaya
kar. C ontrat Sociale gre devlet iinde partiler, zel karlar,
dinsel farkllklar olmamal, insanlar birbirinden ayran hibir
ey -m aliyecilik b ile - bulunmamaldr. Alfred Weber*1ve Carl
Brinkm ann9 gibi nemli ekonomistlerin hayranlk duyduu bu
modern demokrasi filozofu, btn ciddiyetiyle yle der: Maliye
kleler iindir, bir mot d esclavedr [kleliin parolasdr] (3.
Kitap, 15 Blm, 2. Fasl). Burada dikkat edilmesi gereken,
Rousseau iin kle szcnn demokratik devlet yaps
iinde anlam kazanmasdr. Bu szck, halktan olmayan, eit
olmayan, in abstracto [soyut olarak] insan olm aktan hibir
yarar grmeyen yabancy [N icht'C itoyen], genel trdelie
dahil olmayan ve bu yzden hakl olarak dlanan heterojeni
tanmlar. Rousseauya gre oybirlii o denli ileri gitmelidir
ki, yasalar sans discussion [tartm a yaplmakszn] ortaya
kmaldr. ylesine ki, bir davada yarglar ve davann taraflar
ayn eyi istemelidirler (2. Kitap, 4. Blm, 7. Fasl); taraflar
dan -d avac ve daval- hangisinin bunu istedii sorulmaz bile;
ksacas zdelie varan trdelik iinde her ey kendiliinden
ortaya kar. Ama eer iradeler arasnda bu denli byk bir
birlik ve mutabakat varsa, bir szlemenin akdedilmesine veya
kurulmasna neden ihtiya ciuyulsun ki? Szleme, farkllklar

8) D ie K rise des m od ern en Staatsden ken s in E u ropa, Stu ttgart, 1925.


9) A rchiv f r S ozialw issenschaften, A ustos 1925, 54. C ilt, s. 5 3 3 .

32 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

ve ztlklar olduunu [nsel olarak] varsayar. Oybirlii, volont


gnrale gibi ya vardr, ya da yoktur; hatta Alfred W eberin
isabetle kaydettii gibi doal olarak mevcuttur. Olduu yerde
doal mevcudiyeti, [ayrca bir] szleme yaplmasn anlamsz
klar; olmad yerde ise hibir szleme fayda etmez. Herkesin
herkesle zgrce bir szleme yapabilecei fikri, birbirine zt
karlar, farkllklar ve bencillikler olduunu [nsel olarak] var
sayan, tamamen farkl bir dnce dnyasndan kaynaklanr;
Rousseaunun kurgulad ekliyle volont gnrale, gerekte
trdeliktir. G erekten tutarl olan demokrasi budur. Bylece, Contrat Sociale gre, devlet, resmi sfatna ve mukaddime
kabilinden szleme kurgusuna ramen szlemeye deil, esas
olarak trdelie dayanr. Ynetenle ynetilen arasndaki de
mokratik zdelik buradan [trdelikten] kaynaklanr.
C on trat Social'in devlet teorisi de dem okrasinin doru
tanmnn yneten-ynetilen zdelii olduunu kantlar. Politische Theologie (1922) [Siyasi lahiyat] balkl kitabmda10
ve parlamentarizm hakkndaki incelem emde nerdiim bu
tanm, farkna varld kadaryla ksmen ret, ksmen de kopya
edildi. Bu yzden belirtmek isterim ki, bu tanm ada devlet
teorisine uygulanmas ve bir dizi zdelii kapsayacak ekilde
geniletilmesi balamnda yeni olmakla beraber, dier ynleriyle
eski ve hatta klasik olduu sylenebilecek ve bu nedenle artk
pek de bilinmeyen bir gelenee uygun den bir tanmdr. Kamu
hukukuyla ilgili ilgin ve olduka gncel sonular nedeniyle
Pufendorffun formlasyonunu (De jure N aturae et Gentium,
1672, VII. Kitap, VI. Blm, 8) zikretmek gerekir: Emredenin
ve itaat edenin ayn kiiler olduu demokraside egemen, yani

10)

C ari Sch m itt, Siyasi lahiyat: Egem enlik K uram zerine D rt Blm , ev.: Em

Zeybekolu, D ost K itabevi Yaynlar, A nk ara, 2 002.

KNC BASKIYA NSZ ( 1926)

33

tm vatandalarn oluturduu meclis, kanunlar ve anayasay


dilediince deitirebilir; bir monaride veya aristokraside - ubi
al surit qui imperant, alii quibus imperatur [Bazlarnn emir
verdii, bazlarnnsa ald y erd e]- Pufendorff a gre iki tarafl
bir szleme ve bu suretle devlet kudretinin snrlandrlmas
mmkndr.
*
*

Popler bir tahayyle gre parlamentarizm gnmzde, bob


evizm ile faizmin ortasnda yer alr ve her iki tarafn tehdidi
altndadr. Bu, basit fakat yzeysel bir gruplandrmadn Parla
m enter faaliyetin ve parlamenter kuramlarn yaad glk
ler, gerekte modern kitle demokrasisinin iinde bulunduu
durumdan kaynaklanr. Sz konusu glkler, ncelikle bir
dem okrasi kyizine, ayrca bundan dikkatle ayrt edilmesi
gereken-prlamentarizm krizine yol aar, nk demokrasi
iin elzem olan tzsel eitlik ve trdelik sorunu, genel eitlik
kavram ile zlemez. H er iki kriz, gnmzde ezamanl
olarak ortaya kmtr ve birbirlerini trmandrmakla beraber,
kavramsal olarak ve fiilen birbirlerinden farkldr. Modern kitle
demokrasisi, demokrasi olm ak sfatyla, yneten-ynetilen
zdeliini gerekletirmeye alr ve bu yolda ura verirken,
parlamentoya artk anlalmas mmkn olmayan ve modas
gemi bir kurum gzyle bakar. Eer demokratik zdelik cid
diye alnacak olursa, olaanst hallerde baka hibir anayasal
kurum, ne ekilde dile gelmi olursa olsun tek kriter olan, kar
konulamaz nitelikteki halk iradesine ayak direyemez. Bilhassa
bamsz milletvekilleri tarafndan yaplan tartmalara dayanan
bir kurum, bu iradeye kar geldii takdirde kendi varln

34 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

zerk bir biimde hakllatramaz; hatta tartmaya duyulan


inan, demokratik deil, bilakis, liberal kkenli olduu iin
hakllatrmas da bir o kadar gtr. Bugn tr kriz birbi
rinden ayrt edilebilir: Demokrasinin iinde bulunduu kriz
-M .J. Bonn, liberal eitlik ile demokratik trdelik arasndaki
ztl dikkate almadan bu krizden bahseder-, ayrca modern
devletin iinde bulunduu kriz (Alfred W eber) ve nihayet
parlamentarizmin iinde bulunduu kriz. Burada sz konusu
olan parlamentarizm krizi, demokrasi ve liberalizmin, sosyalizm
ve demokrasinin yaptklar gibi, bir sre iin ittifak yapm ola
bilecekleri olgusuna dayanr; ancak liberal demokrasi, iktidar
ele geirdii an, kendi unsurlar arasnda bir seim yapmak zo
rundadr; tpk modern kitle demokrasisi esas itibariyle liberal
unsurlar ierdii iin, gerekte sosyal-liberal bir demokrasi olan
sosyal demokrasi gibi. Demokraside yalnzca eitlerin eitlii ve
eitler safnda yer alanlarn iradesi sz konusudur. Dier tm
kurumlar, ne ekilde dile gelmi olursa olsun, halk iradesine
kar kendi deer ve prensiplerini koymak iktidarndan yoksun,
ii bo sosyal-teknik tedbirlere dnrler. Modern devletin
iinde bulunduu kriz, demokratik devletler de dahil olmak
zere, hibir devletin kitle demokrasisini ve insanlk demok
rasisini gerekletirememesinden kaynaklanr.
Buna karlk bolevizm ile faizm, her diktatrlk gibi anti-liberaldir, ancak zorunlu olarak anti-dem okratik deildir.
D em okrasi tarihinde, halkn iradesini ekillendirm eye ve
trdelik yaratmaya ynelik birok diktatrlkler, sezarizm
[Csarismus]11 ve geen yzyln liberal gelenei iin allmadk
ve daha arpc yntemlere ilikin baka rnekler vardr. Halkn

11)

Sezarizm: B tn devlet kurum larm n ynetim ini bir tek insana veren hkm e

ekline benzer bir ynetim sistem i, (.n .)

KNC BASKIYA NSZ ( 1926)

35

iradesini dile getirm esinin tek yolunun, her bireyin oyunu


byk bir gizlilik ve tam bir yahtlmlk iinde, yani kiisel
sorumsuzluk alanm terk etmeksizin, -A lm an imparatorluk se
im yasasnn ngrd gib i- koruyucu tedbirler altnda ve
gzetlenmeden vermesi, ardndan her bir oyun kaydedilmesi
ve bylece, aritmetik ounluun hesaplanmasndan getii
varsaym, 19. yzylda liberal prensiplerle karm sonucu
ortaya kan antidemokratik anlaya uygundur. Bylece, son
derece basit gerekler unutulmutur ve anlalan o ki, ada
devlet kuramnda bilinmemektedir. Halk, bir kamu hukuku
kavramdr. Halk, yalnzca kamusal alanda var olur. Yz mil
yon bireyin oybirlii ile savunduu gr ne halk iradesi, ne
de kamuoyudur. Halk iradesi, alkla, acclam atio ile, apak ve
muhalefetsiz varolu [Dasein] ile, yarm yzyldr byk bir
titizlikle ina edilmi istatistik aygt araclyla olduu kadar
ve hatta daha demokratik bir ekilde dile getirilebilir. Dem ok
ratik duygu p kadar gl olursa, demokrasinin bir gizli oy
kayt sistem inden farkl bir ey olduu o kadar kesin bir ekilde
anlalr. D iktatrce ve sezarca yntemler, salt teknik deil,
hayati bir anlamda da dorudan demokrasi karsnda, yalnzca
halkn acclam atiosunu arkasna almakla kalmayp, demokratik
zn ve kudretin dorudan ifadesi de olabiliyorken, liberal
m uhakemenin rn olan parlamento suni bir mekanizma
gibi grnr.
Bu yzden bolevizm bastrlsa ve faizm ile araya mesafe
konsa bile, ada parlamentarizmin iinde bulunduu kriz
biraz olsun alm olmaz. nk sz konusu kriz, bu iki rakibin
ortaya kmas sonucu domamtr; onlardan nce de vard,
onlardan sonra da var olacaktr. Kr2, modern kitle demokrasisi
nin yaratt sonulardan ve son tahlilde, ahlaki pathosla ykl
liberal bireycilik ile znde siyasi ideallerin tahakkm altnda

36 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

olan demokratik devlet anlay arasndaki ztlktan domutur.


Mutlakyetilie kar yz yl sren tarihi ittifak ve ortak m
cadele, bu ztln farkna varlmasn engelledi. A ncak kriz,
bugn giderek yaylmakta ve hibir evrensel retorik tarafndan
engellenememektedir. Tezat, kkenine inildiinde, liberal birey
bilinci ile demokratik trdelik arasndaki kanlmaz tezattr.

I
Demokrasi ve Parlamentarizm

19. yzyl siyaset ve devlet kuramna ilikin dnceler tarihi


basit bir sloganla zetlenebilir: demokrasinin zafer alay. Bat
Avrupa kltr evresine dahil olan hibir devlet, demokratik
dnce ve kumrularn yaylmasna ayak direyemedi. Prusya
monarisinde olduu gibi gl sosyal dinamiklerin diren
gsterdii yerlerde bile, kendi evresini aacak bir etki ya
ratarak dem okratik inanca galebe alabilecek dnsel bir
enerji eksiklii vard. lerlem e, demokrasinin yaylma s jle
eanlamlyd; anti-djim okratik diren ise bo bir savunma,
tarihsel adan demode eylerin savunusu ve eskinin yeniyle
mcadelesi olarak dnld. Siyaset ve devlet dncesinin
tm devirlerinde spesifik bir anlamda apak bulunan ve geni
kitlelerin, ok sayda yanl anlama ve efsaneletirmelerle de

38 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

olsa kolayca benimsedii bylesi tasavvurlar vardr. 19. yzylda


ve 20. yzyla girerken bu tr doal ve apak tasavvurlar ke
sinlikle demokrasiden yana oldular. Ranke, halk egemenlii
dncesini an en kuvvetli fikrhbu fikrin monarik ilkeyle
mcadelesini ise yzyln baat eilimi olarak tanmlad. Bu
mcadele geici olarak demokrasinin zaferiyle sona erdi.
Bir yazgymasna Avrupann demokratiklemek zorunda
olduu inanc, 1830lardan itibaren belli bal btn Fransz
entelektelleri arasnda yaygnlat. Bunu en derinden hissedip
ifade eden, herhalde Alexis de Tocquevilledir. Demokratik
kaos karsnda korkuya kaplmasna ramen, Guizot da bu
dncenin etkisi altndayd. Takdir-i ilah, kararn demokrasi
lehine vermi gibiydi. Bunun iin yaplan bir tasvir vard ki, sk
sk kullanlmtr: 1789'dan beri hibir bendin kar koyamad
demokrasi seli. Bu gelime hakknda T ain enin ngiliz Edebiyat
Tarihi adl eserinde yapt etkileyici tasvir de, Guizotnun etkisi
altnda ekillenm iti.12 Sz konusu gelime farkl ekillerde
yorumland: Tocqueville, burjuvalam insanlk - troupeau
d animaux industrieux et timides [mahcup ve becerikli hayvan
s r s]- karsnda aristokrata bir korku duydu; Guizot
bu korkun sele eki dzen verebilmeyi umdu; M ichelet,
halkn tabii iyiliine cokun bir inan besliyordu; Renan,
aydnlarn duyduu tiksintiyi ve tarihinin pheciliini his
setti ve sosyalistler, demokrasinin gerek varisleri olduklarna
inanmlard. 19. yzylda yeni bir fikir olarak ortaya kan
sosyalizmin dahi demokrasiyle ittifak yapmay semi olmas,
demokratik dncelerin arpc berraklnn bir kantdr. Li
beral burjuvazi, proleter kitlelerin ve muhafazakr monarinin

12)

B u konu hakknda K ath leen M urrayin m kem m el bir alm as vardr: T ain e

und Englische R om antik, M nih ve Leipzig, 1924.

DEMOKRAS VE PARLAMENTAR2M

39

ortak dm an olduuJxJixQL.-ld$LdmQkrasivi j nevcut


m onarilerle birletirmeye alm t. Bu taktik dayanma
eitli kombinasyonlarla dile geldi ve ngilterede de Disraeli
ile baar kazand ama son tahlilde yalnzca demokrasi bu iten
kazanl kt. Bu balamda, Almanya dindarca temenniler ile
rom antik bir sosyalizmde takl kald. i snfnn sosyalist
rgtlenmesi ilerici-demokratik dnceleri ylesine benimsedi
ki Almanyada burjuva demokrasisini epeyce aan fikirlerin ra
dikal ncs olarak ortaya kt ve sosyalist taleplerin yannda
demokratik talepleri de gerekletirmek gibi bir ifte devi
yklendi. Her ikisi de, ilerleme ve gelecekle bir tutulduklar
iin zde saylabilirlerdi.
Bylece, demokrasi, kar konulmaz bir ekilde ilerleyen
ve yaylan bir gcn btn aklyla ortaya kt. Olduka
tartmal bir kavram olduu (yani yerleik monarinin reddi
olduu) srece, dem okratik kan aatler paka birok siyasi
eilimle birleip ulaabildi. A ncak hayata geirildike, birok
efendiye hizmet>bttii ve z itibariyle net bir hedefe asla sahip
olmad ortaya kt. En nemli rakibi olan monarik prensip
ortadan kalktnda, o da ieriksel kesinliini kaybetti ve btn
tartmal kavramlarla ayn kaderi paylat. lkin liberalizm ve
zgrlkle doal bir ittifak, hatta zdelik iinde ortaya kmt.
Sosyal demokrasi formunda, sosyalizmle ibirlii yapt. III.
Napoleonun kazand baaryla ve sviredeki referandum
larla, esasen Proudhonun ta batan beri kehanette bulunmu
olduu gibi, demokrasinin tutucu ve gerici de olabildii tespit
edildi. Btn siyasi eilimler kendisine hizmet edebildiine
gre, demokrasinin siyasi bir ieriinin olmad, yalnzca bir
rgtlenme ekli olduu kantlanm oldu. D em okrasinin
yardmyla ulalmas mit edilen farkl bir siyasi ierik hedefi bir
kenara brakldnda, demokrasinin salt form olarak ne gibi bir

40 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

deer tad sorulmalyd^ Siyasi alandan alp ekonomik alana


uygulamaya alarak demokrasiye bir ierik kazandrmay de
nemekle soru yantlanm olmuyordu. Siyasetten ekonomiye
yaplan bylei aktarmlara birok yaynda rastlamak mmkn.
ngiliz lonca sosyalizmi kendisini ekonomik demokrasi olarak
adlandrr. Anayasal devlet ve anayasal fabrika arasnda kuru
lan mehur analoji, mmkn olan her yne doru esnetildi.
Gerekte bu, demokrasi kavramnn esasl bir ekilde deiimini
ifade ediyordu, nk ekonomide szleme zgrl ve zel
hukuk hakim olduu srece, siyasi bir bak as ekonomik
ilikilere aktarlamaz. Max W eber Parlament und Regierung im
neugeordneten D eutschland (1918) balkl yazsnda devletin,
sosyolojik adan artk yalnzca byk bir fabrika olduunu ve
bugn, ekonomik bir idari aygtla bir fabrika ve devlet arasnda
z itibariyle bir fark kalmadm ayrntl olarak aklar. K el
sen W esen und W ert der D em okratie (1921) [Demokrasinin
z ve Deeri] hakkmdaki yazsnda buradan alelacele u
sonucu kard: te bu nedenle, rgtlenme sorunu her iki
durumda temelde ayndr ve demokrasi, yalnzca devletin deil,
ayn zamanda ekonomik iletmelerin de sorunudur. A ncak
siyasi bir rgtlenme ekli, modern ekonomi gibi zel hukuk
temelinde ina edilirse, siyasi olm aktan kar. D evlet iindeki
mutlak efendi olan monark ile kendi fabrikasnn (tamamen
farkl bir anlamda) mutlak efendisi olan kapitalist giriimci
arasnda benzerlikler vardr elbette. Her ikisinde de astlarn
katlm imknlar mevcuttur. A ncak otorite, kamusallk ve
temsil kavramlarnn form ve ierii, birbirinden esasl bir
ekilde farkldr. Esasen ok farkl ekonomik varsaymlar so
nucu ortaya km olan siyasi formlar, kyas yoluyla modern
ekonomik gereklere uygulamak -m ehur bir ekonomik tasvir
kullanmak gerekirse: bir styap kuruluunu, olduka farkl

DEMOKRAS VE PARLAMENTARZM

41

bir altyapya aktarm ak- ekonomik dnce sisteminin btn


kurallarna aykr olurdu.
D em okratik bir ekilde rgtlenen eitli toplumlar veya
sosyal ve ekonomik gruplar ayn zneye - halka - sahiptirler;
ama yalnzca soyut olarak. In concreto [somut olarak] kitleler
sosyolojik ve psikolojik adan heterojendir. Bir demokrasi, ken
disinden taviz vermeksizin militarist veya pasifist, mutlakyeti
veya liberal, merkeziyeti veya yerinden ynetimci, ilerici veya
gerici ve farkl zamanlarda bunlardan herhangi biri olabilir.
Ekonomik alana aktarlmak suretiyle demokrasiye hibir ierik
kazandrlamayaca, bu basit keyfiyet kargsnda kendiliinden
anlalr. Peki demokrasiden geriye ne kalr? Tanm iin bir
dizi zdelikler... A lnan btn kararlarn, yalnzca karar
alanlar iin geerli olmas, demokrasinin z gereidir. Bu
durumda aznl gprmezden gelmek zorunluluu, yalnzca te
orik ve zahir glklere yol aar. Gerekte bu da, demokratik
m antkta s re k 1i/yine 1e nen zdelie ve -birazdan grlecei
gibi- aznln iradesinin gerekte ounluun iradesiyle zde
olduunu savunan temel demokratik gerekelendirmeye [Ar
gumentation] dayanr. Rousseaunun Contrat S ociald e yer alan
ve sk sk zikredilen ayrntl aklamalar (1. IV bl. 2, al. 8)
demokratik dnce sistemi iin temel tekil eder ve esasen eski
bir gelenee denk der; ki bu aklamalara neredeyse kelimesi
kelimesine Lockeda da rastlanr: Demokraside yurtta, kendi
iradesine kar gelen yasalara da rza gsterir nk yasa, volont
gnraledir [genel iradel ve bu da. vine zgr yurttalarn rad esidir. Bylece, yurtta aslnda hibir zaman somut bir ierie
rza gstermez, in abstracto [soyut olarak] sonuca, oylama sonu
cu ortaya kan genel iradeye rza gsterir ve yalnzca oylarn
toplanmas sonucu genel iradenin ne olduu anlalabildii iin
oy verir. Eer sonu bireyin verdii oyun ieriinden farklysa,

42 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

aznlkta kalan, genel iradenin ierii hakknda yanlm oldu


unu renir; cela ne prouve autre chose si non que je m tais
tromp et ce que j estimais tre la volont gnrale ne ltait pas
[Bu, yalnzca yanldm ve genel irade sandm eyin yle
olmadn kantlar]. V e Rousseaunun aka syledii gibi,
genel irade gerek zgrle tekabl ettii iin aznlkta ka
lan, J oylamadan nce] zgrdeildi. Malum olduu zere bu
Jakoben mantkla aznln ounluk zerindeki hakimiyeti de
hakl gsterilebilir; stelik demokrasiye dayanarak... Demok
ratik ilkenin z, yani yasa ve halk iradesinin zde olduu
yolundaki iddia da bu arada korunmu olur. Dorusu, soyut
mantk asndan da, halkn iradesi hibir zaman (reit olma
yanlar da dahil) btn yurttalarn mutlak mttefik iradeleri
[oybirlii] eklinde ortaya kamadna gre, halk iradesinin
ounluun iradesiyle zdeletirilmesi ile aznln iradesiyle
zdeletirilmesi arasnda hibir fark yoktur.
Seim hakknn geniletilmesiyle bu hakkn giderek artan
sayda insana tannmas, devlet-halk zdeliini gerekle
tirmeye ynelik abann bir belirtisidir ve bunun temelinde,
hangi artlar altnda bu zdeliin gerek olarak kabul edildiine
ilikin belirli bir anlay yatar. Bu ise bt n dem okratik
argmanlarn, mantken bir dizi zdelie dayandklarna ilikin
tem el dnceyi deitirmez. Y netenlerle ynetilenlerin,
hkmedenlerle hkmedilenlerin zdelii, devlet otoritesinin
znesi ile nesnesi arasndaki zdelik, halkn parlamentodaki
temsili ile zdelii, devlet ile oy veren halk arasndaki zdelik,
devlet-yasa zdelii ve nihayet nicel (ounluk veya oybirlii
durumu) ile nitel (yasann adil olmas) arasndaki zdelik, bu
dizidendirler.
A ncak bylesi zdeliklerden hibiri elle tutulur gerekler
deildir, bilakis, hepsi zdeliin [varsaym olarak] kabulne

DEMOKRAS VE PARLAMENTARZM

43

dayanr. Hem hukuki, hem siyasi, hem de sosyolojik adan sz


konusu olan gerek bir eitlik deil, zdeliklerdir. Oy hakknn
geniletilmesi, seim periyotlarnn ksaltlmas, referandum
olanann sunulmas ve geniletilmesi, ksacas dorudan de
mokrasi eilimi ve kurumlan olarak tanm lanan ve biraz evvel
belirtildii gibi, zdelik dncesinin tahakkm altnda olan
her ey, m antken demokratiktir ama mutlak, dorudan ve her
an var olan - in realitate prsen te- bir zdelie asla ulaamazlar.
Gerek eitlikle, zdeliin sonular arasnda daima bir m e
safe kalr. Halkn iradesi, elbette, milyonlarca oy pusulasnn
E v et ya da Hayrndan yola karak bir karara varlp
varlmadndan, tek bir kiinin oylama yaplmasa da halkn
iradesine sahip olup olmadndan veya halkn onu bir ekilde
alklayp alklamadndan bamsz olarak her zaman ken
disiyle zdetir. Her cfy, iradenin nasl oluturulacana baldr.
Halk iradesi kuramnn kadim diyalektii hl zlememitir:
Aznlk, halkn gerek iradesine sahip olabilir; halk aldatlabilir;
propaganda ve kamuoyunu manipule etme teknikleri uzun
sredir bilinm ektedir. Bu diyalektik, dem okrasinin kendi
siyle yattr ve asla ilk olarak Rousseau veya Jakobenlerle
balamamtr. Modern demokrasinin henz emekledii dnem
lerde radikal demokratlarn kendilerini halk iradesinin gerek
temsilcileri olarak dierlerinden ayrt etm ek iin demokratik
radikalizmlerini bir seim kriteri olarak grmeleri eklindeki
ilgin tezata rastlanr. Bu tezat, siyasal haklarn yalnzca gerek
demokrasinin temsilcilerine tannmasyla ncelikle pratikte
son derece anti-dem okratik bir dlamay ve ayn zamanda
yeni bir aristokrasiyi dourmutur. Bu durum, her devrimde
tekerrr eden eski bir sosyolojik fenomendir ve ilkin 1918in
Kasm sosyalistleri ile zuhur etmeyip, 1848in rpublicains de
la veilleinin [eski cumhuriyetilerinin] bulunduu her yerde

44 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

kendini gstermitir. Demokrasinin yalnzca gerekten demok


rata dnen bir halka sunulabilecei dncesi son^derece
tutarldr^ Yeniam ilk dorudan demokrasi savunucular,
priten devrimin Levellerlan , bu dem okratik diyalektikten
kaamadlar. Liderleri olan Lilburne Legal fundam ental LU
berties o f the people o f England (1649) adl eserinde yalnzca
iyi niyetli kimselerin, <well-affectedlan n seim hakkna sahip
olmas gerektiini; bu iyi niyetli kimseler tarafndan seilen
temsilcilerin yasama organn tamamen ellerinde tutmalarnn
ve anayasann iyi niyetli kimseler tarafndan imzalanan bir
szleme olmasnn zorunlu olduunu yazar.13
O halde, iradenin oluumu sorunu sz konusu olduunda
kendi ken d in i lavetm ek, dem okrasinin yazgs gibidir.
Demokrasinin yardmyla yaplan siyasetin ieriini dikkate
almayan radikal demokratlar iin demokrasi, kendine has bir
deer tar. Demokrasinin, kendisinin ortadan kaldrlmas iin
kullanlmas tehlikesi ortaya karsa, radikal demokrat, bir karar
vermek zorundadr: ya ounlua kar da demokrat kalacaktr
ya da demokrat olmaktan vazgeecektir. Demokrasi, kendi
iinde barndrd deerlerden birinin ieriine brnd
anda, her ne pahasna olursa olsun (ekli anlamda) demokrat
kalnamaz. Bu arpc bir olgu ve gerekliliktir; asla soyut bir di
yalektik veya sofiste bir oyun deil.14 D em okratlarn aznlkta
olmalar ok sk rastlanan bir durumdur. Dem okratik olduu
varsaylan prensipler gerei kadnlara oy hakk tannmas iin
karar aldklar ve sonra kadnlarn ounluunurT seim lerini
demokratik bir ekilde yapmadklar tecrbesini yaadklar da
13) T h e C la rk e Papers, (yay. haz.) C . H. Firth, cilt II (C am den Society, M D C C C X C IV ) s. 257/58.
14) L. S te in , D ie Sozialistischen und K om m unistischen B ew egungen, 1848, ekler
blm s. 2 5 -2 6 , dem okrasinin bu diyalektii hakknda o k reticidir.

DEMOKRAS VE PARLAMENTARZM

45

vakidir. Ardpdan u eski halk eirimi program^geliir: Halk,


doru eitim yoluyla kendi iradesini doru ekilde tanmaya,
oluturmaya ve dile getirmeye sevk edilebilir. Pratikte bu,
eitmenin kendTradesini en azndan geici olarak halkmkiyle
zdeletirm esinden baka bir anlama gelmez; rencinin
isteyecei eyin ieriinin de eitmen tarafndan belirlendiinin
ise szn bile etmiyorum ... Bu eitim kuramnn sonucu
diktatrlktr; demokrasinin, gerekletirilmesi gereken ha
kiki demokrasi adna askya alnmasdr. Bu, teorik olarak
demokrasiyi ortadan kaldrmaz. A ncak buna dikkat edilmesi
diktatrln, demokrasinin zdd olmadn gsterdii iin
nemlidir. Bir diktatrn hakim olduu bylesi bir gei sre
cinde dahi demokratik zdelik hkm srebilir ve halk iradesi
tek bana belirleyici olabilir. Salt pratik sorunun, yani halkn
iradesini oluturacak aralarn kimin tasarrufunda olduu so
rununun, zdeletirmeye ilikin olduu bylece, ok da arpc
bir ekilde ortaya/'kar: askeri ve siyasi kudret, propaganda,
basn yoluyla kamuoyu zerinde kurulan hakimiyet, parti r
gtleri, toplantlar, halk eitimi, ok u l... Bilhassa halkn irade
sinden kaynaklanmas gereken siyasi kudretin, onu ncelikle
oluturmas mmkndr.
Bugn, demokratik dncenin yaylmas karsnda halk
iradesi ile zdelik, siyasi adan artk ilgin saylmayacak kadar
yaygn bir ncl haline gelmitir ve mcadele artk yalnzca z
deleme aralar iin verilmektedir. Bu noktada, genel kabul
grm bir mutabakat olduunu reddetmek aptalca olurdu.
Yalnzca, gerektiinde halkn iradesine kar olsa bile tahtta
kalmay aka ilan etme cesaretine sahip krallar bugn artk
bulunmad iin deil, kayda deer her siyasi g, gnn bi
rinde hangi arala olursa olsun [demokratik] zdelie erimeyi
umut edebildii i in ... Bu yzden, [demokratik] zdelii inkr

46 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

etmek, hibir siyasi gcn ilgisini ekmez; tam tersine, hepsi


bu zdeliin nasl pekitirileceini bilmekle ilgilenir.
Sovyet Rusyadaki bolevik hkmetin hakimiyeti, demok
ratik prensiplerin hie saylmas konusunda gerekten arpc
bir rnektir. A ncak bunun teorik temeli (4. blmde zikredi
lecek olan ekincelerle) demokratik akmla rtr ve sadece
siyasi demokrasinin istismar edilmesi sonucu gelien modern
eletiri ve deneyimlerden beslenen bir sylemi kullanr: Bugn
Bat Avrupa kltr evresine dahil devletlerde hkm sren
demokrasi, onlara gre yalnzca sermayenin basn ve partiler
zerindeki ekonomik hakimiyetinin bir aldatmacas, yani yanl
ynlendirilmi halk iradesinin aldatm acasdr... Komnizm
nce gerek demokrasiyi getirmelidir. Ekonomik temeli gr
mezden gelindiinde, bu, yaps itibariyle eski Jakoben tezdir.
Kar kutuptan kralc bir yazar, demokrasiye kar duyduu
horgry u cmleyle ifade edebiliyordu: Bugn hakim olan
kamuoyu ylesine aptaldr ki, doru mdahalelerle kendi g
cnden vazgemeye sevk edilebilir; dem ander un acte de bon
sens ce qui est priv de sens, mais n est-il pas toujours possible
de trouver des motifs absurdes pour un acte qui ne lest point?15
[Bu da zekadan yoksun birinden saduyulu bir davran talep
etmek demektir. Ama sama olmayan bir davrann ardnda
sama saikler bulmak her zaman olas deil midir?] Bu konuda
her iki taraf mutabktr. Bolevik kuramc demokrasiyi gerek
demokrasi adna askya aldnda ve demokrasinin dman
onu aldatmay umduunda, bunlardan biri demokratik pren
siplerin doru olduunu varsayarken, dieri demokrasinin
gerek stnlnn hesaba katlm ak zorunda olduunu
varsayar. Grne gre yalnzca Italyan faizmi demokratik
15) C h . M urras, L avenir de lintelligence, 2. bask, 1 9 05, s. 9 8.

DEMOKRAS VE PARLAMENTARZM

47

olmaya hibir deer yklemez. Bu istisna grmezden gelinirse,


demokratik prensibin imdiye dek tartmasz bir ekilde ev
rensel kabul grdn sylemek gerekecektir.
Kamu hukukunun hukuk bilimi perspektifinden incelen
mesi sz'konusu olduunda bu nemlidir. Anayasa hukuku
ve uluslararas hukukun, ne teorisi ne de pratii bir meruiyet
kavram olmakszn varln srdrebilir; bu yzden, bugn
hakim olan meruiyet trnn demokratik olmas nemlidir.
1 815ten 1 9 1 8 e kadar olan geliim, meruluk kavramnn
geliimi olarak tasvir edilebilir: monarik meruiyetten, de
mokratik m eruiyete... Demokratik prensip, bugn, monarik
prensibin eskiden tadna benzer bir nem tad iddiasnda
bulunmak zorundadr. Bu noktann ayrntl aklamas konu
muzun dndadr ama en azndan meruiyet gibi bir kavramn,
yapsn ve ieriini deitirmeksizin znesini deitiremeyecei
sylenmelidir. Hukukular pek farknda olmasalar da, vazge
ilmez olma ve nemli ilevler grme zelliklerini yitirmemi
olan meruiyet kavramnn iki farkl tr vardr. Bugn anayasa
hukuku asndan genel olarak her hkmetin, demokratik
prensipler uyarnca oluturulmu bir kurucu meclis tarafndan
onaylanncaya kadar geici nitelikte olduu kabul edilir ve
bu tem ele dayanmayan her iktidar gasp olarak grlr.
(Demokrasi ilkesinden asla karsanamasa da) halkn gerek
olgunlua oktan eritii ve Jakoben bir eitim diktatrlne
artk ihtiya duymad kabul edilir. Uluslararas hukukta bu
gn yaygn olan hukuki kanaat ve bir kurucu meclis talebine
dayanan meruiyet kavram, bir devletin anayasal meselelerine
yaplacak bir mdahalenin nasl deerlendirilecei konusunda
dile gelir. M illetler Cem iyetinin, yelerinin yalnzca dsal
Status guosunu garanti altna almas ve iilerine her trl
mdahaleden kanmas, Kutsal ttifakla ada M illetler C e

48 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

miyeti arasndaki temel farklla dallet eder. Am a -m onarik


meruiyeti mdahale etm eye sevk ed ebilecek o la n - ayn
mantkla, mdahaleler, halklarn kendi kaderini tayin haklarna
gnderme yaplarak da hakl gsterilebilir. Sovyet ynetimine
kar yaplan ve demokratik inanlardan doan birok pro
testoda, anayasa, halkn iradesine aykr olamaz eklindeki
ademi mdahaleye [Nichtintervention] ilikin demokratik pren
sibe dayanan esasl varsaym fark etm ek mmkndr. Eer
demokratik prensipler ihlal edilerek bir anayasa dayatlyorsa,
kendi kaderini tayin hakk ilgili halka yeniden tannmaldr; bu
da bir mdahale yoluyla olur. Demokratik dnce asndan
monarik meruiyet anlayna dayanan bir mdahale, yalnzca
kendi kaderini tayin hakkn ieren demokratik prensibi ihlal
ettii iin hukuka aykrdr. Buna karlk, bir mdahale yoluyla
elde edilen kendi kaderini zgrce tayin hakk ve bir halkn
bir tirann boyunduruundan kurtarlmas, ademi mdahale
prensibini asla ihlal etmez; yalnzca bu prensibin artlarn
belirler. Dem okratik bir tem ele dayanan modern M illetler
Cemiyeti dahi bir meruiyet anlayna ve bundan dolay hu
kuki tem elini oluturan prensip ihlal edildiinde mdahale
olaslna ihtiya duyar.16
Bylece, bugn birok hukuki incelem e, demokrasinin,
siyasi gerekliini oluturan btn zdelikleri nsel olarak
kabul ettii eklindeki yanl anlamaya uramakszm, demok
ratik prensiplerin kabul noktasndan yola kabilmektedir.
Demokrasi, Jakoben argmanlar karsnda, yani bir aznln
halkla zdeletirilmesi ve demokrasi kavram nn nicelden
[:Quantitativ] nitele [Q ualitativ] kesin dnm karsnda

16)
1926.

B u konu hakknda bkz. C arl S ch m itt, D ie K ern frage des V lkerbu n des, Berlin,

DEMOKRAS VE PARLAMENTARZM

49

teorik adan, kritik zamanlarda ise hem teorik hem de pratik


adan aciz kalmaktadr. Bu durumda, ilgi, halk iradesinin
oluturulm asna ve ekillendirilm esine ynelir ve btn
iktidarlar halktan gelir eklindeki inan, btn ynetsel
iktidarlar T an rdan gelir eklindeki inanca benzer bir anlam
kazanr. Bu dsturlardan her biri siyasi realitede farkl ynetim
ekillerine el verir ve farkl hukuki sonular dourur. Demokrasi
konusunda yaplacak bilimsel bir alma, benim Siyasi lahiyat
olarak tanmladm spesifik bir alandan yola km aldr.17 Parlamentarizm ve demokrasi, 19. yzylda neredeyse ayn anlama
geldikleri kabul edilecek kadar yakn bir ittifak iinde olduklar
iin bu aklamalarn ncelikle yaplmas gerekiyordu. Demok
rasi modern parlamentarizm olarak adlandrlan ey olmakszn
da var olabilecei gibi, parlamentarizm de demokrasi olmakszn
var olabilir ve diktatrlk demokrasinin zdd olmad gibi,
demokrasi de diktatrln zdd deildir.

17)

Politische T h eologie, V ier K apitel zur L eh re von der S ou vern itt, M nih ve

Leipzig, 1 9 2 2 ; T rkesi: C arl Sch m itt, Siyasi lahiyat: E gem enlik K u ram zerine Drt
B lm , ev: Em re Zeybekolu, D o st K itab eyi Yaynlar, A nkara, 2 0 0 2 .

Parlamentarizmir Prensipleri

Parlamento ile monari arasndaki mcadelede, parlamento


nun nfuzu altndaki hkmet parlamenter hkmet olarak
adlandrld; bylece, bu szck, belirli trde bir yrtme
organ iin kullanld. Bylece, parlamentarizm kavramnn
anlam deiti. Parlam enter hkm et bir parlam entonun
varln art koar ve byle bir hkmet talep etm ek, yetkile
rini geniletmek iin mevcut bir kurum olan parlamentodan
hareket etmek anlamna gelir. Bir anayasa hukuku deyimiyle ya
sama, yrtmeyi nfuzu altnda bulundurmaldr. Parlamenter
ilkenin ana fikri yalnzca parlamentonun hkmete katlmna
dayanyor olamaz ve burada bizi ilgilendiren sorun bakmndan,
parlamenter hkmet nermesini konu alan bir tartmadan
fazla bir ey beklenmemelidir. Burada bizi ilgilendiren, parla-

52 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

mentarizmin nihai zihinsel temelidir; parlamentonun iktidar


alannn geniletilmesi deil... Parlamento niin birok nesil
iin gerekte bir ultimum sapientae [nihai bir dstur] olmutur
ve btn bir yzyl boyunca bu kuruma duyulmu olan inan
neye dayanmaktadr? Parlamentonun hkmeti kontrol etmek
zorunda olduu ve kendisine kar sorumlu olan bakanlarn
seiminde etkin olmas talebi, bu inancn varlm art koar.
Parlamentonun yzyllardr tekrarlanan, en eski hakllatrmas, ekstrem bir Expedivitt [sonuca giden en kestirme
yol] mlahazasnda yatar:18 Aslnda halk, cem aatin btn
yelerinin kyn hlamur aacnn altnda toplanabildikleri
ilk zamanlardaki gibi gerek bir btnlk iinde karar vermelidir. A ncak gnmzde herkesin ayn anda, ayn yerde bir
araya gelmesi pratik sebeplerle mmkn deildir; herkese her
ayrntnn sorulmas da imknszdr; bu yzden makul davranp
temsilcilerden oluan bir kom iteden medet umarz; ite parlamento tam da budur. Bylece, mehur skala oluur: Parlamento
bir halk komitesidir, hkmet de bir parlamento kom itesi...
Bylelikle parlam entarizm dncesi olduka dem okratik
bir dnce gibi grnr. A ncak bu dnce, sonuca giden
en kestirme yolun pratik bak asyla anlalmayaca gibi,
demokratik fikirlerle btn ezamanllna ve bantlarna
ramen demokratik de deildir. Eer pratik ve teknik sebeplerle
halk yerine temsilcileri karar verebiliyorsa, ayn halk adna tek
bir temsilci de karar verebilir ve bu gerekelendirme demokra
tik olmaktan kmakszn anti-parlamenter bir sezarl hakl
karabilir. O halde bu, parlamentarizm dncesine zg bir
gerekelendirme olamaz ve parlamentonun bir halk komitesi,
bir temsilciler konseyi olmas, sorunun zne ilikin deildir. lk
18) Egon Zweig, D ie L eh re vom pou voir constituant, T b in g en 1909 passim.

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

53

komite olan parlamentonun seim periyotlar rasndaki sre


boyunca halktan bamsz ve istendii zaman azledilemeyecek
olmas ile ikinci komite olan parlamenter hkmetin, her an
ilk kom itenin gvenine baml ve bu yzden her an azledilebilecek olmas arasnda bir tezat vardr.

K am u sal M zakere
Parlam entonun ratiosu Rudolf Sm endin isabetle vurgulad
gibi19 dinamik bir diyalektikte, yani doru siyasi iradenin
ortaya kmasn salayan ztlklarn ve fikirlerin mcadelesi
srecinde yatar. Yanhparlamentonun z, argman ve karargmann kamusal alanda grlmesi, kamusal mzakere,
kamusal mnakaa v e hkmet etm ektir ki bu aamada de
mokrasiyi hesaba katmaya henz gerek yoktur/0 ok tipik bir

19) R udolf Sm en d , D ie V erschiebung d er konstitutionellen Ordnung durch V er


hltnisw ahl, Festgabe fr K arl Bergbohm iinde [cilt 2] (B o m : A . M arcus & E.
W ebers, 1 9 1 9 ), s. 2 7 8 ; Sm end, D ie politische G ew alt im V erfissungsstaat und das
P roblem d er Staatsform ", Festgabe der B erlin er juristischen Fakultt fr W ilh elm Kahl
iinde (Tbingen: M ohr, 1 9 2 3 ), s. 22. [H er iki alm a Smendin Staatsrechtliche
A bhan dlu n gen (Berlin: D u n ck er & H um blot, 1 9 5 5 ,1 9 6 8 ) adl derlemesinde yeniden
baslm tr, (.n .)]
20) Bu grle ilgili karakteristik ifadeler iin u eserler zikredilebilir: Esmein,
Elem ents de droit constitutionnel, 5. bask, 1909, s. 274: C a r le rgime reprsen tatif est
essentiellem ent un rgim e de d bat et de libre discussion [nk temsili rejim (ki bundan
anlad parlamentarizmdir) esas itibariyle bir mzakere ve zgrce tartm a rejimidir] ;
ayrca, ayn eserin 7. basks, Esm ein-N zard, 1921, cilt I, s. 448:G n m z n parla
m en ter anayasa hukukunun btn kurum larn, byle bir sistemin suppose la pleine
libert d e dcision et d e discussion [m eclisin azami karar alm a ve tjrtm a zgrln
art kotuunu] belirterek aklar. Ayrca, bkz. H . Laski, T h e Founiations o f Sovereignty,
N ew York, 1 9 2 1 , s. 3 6 : T h e fu n d am en tal hypothesis ofg ov em m et in a reprsentative
system is that it is gov em m en t by discussion [Tem sili bir sistem de hkmetin dayand
tem el varsaym, m zakere yoluyla hkm et etm ek tir].

54 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

fikir silsilesini, parlamentarizmin son derece tipik bir temsilcisi


olan Guizotda bulmak mmkndr. O , (gcn zdd olan)
hukuktan yola karak, hukukun stnln garanti altna
alan bir sistem in tem el zelliklerini sayar: 1) Pouvoirsn
[(Yasama, yrtme, yarg) kuvvetlerinin] daima mzakereye
ve bylece, birlikte hakikati aramaya mecbur brakldn; 2)
devlet yaamnn aleniyetinin pouvoirs yurttalarn kontro
lne tabi kldn; 3) basn zgrlnn yurttalar hakikati
aramaya ve pouvoira bildirmeye tevik ettiini yazar.21 Buna
21)

Guizot, H istoire des origines du gouvernem ent reprsen tatif en E urope, Brk

1851, cilt 2, s. 1 0 -1 1 . B u kitap G uizotn u n 1 8 2 0 den itibaren verdii ve sk sk gzden


geirdii dersler sonucu ortaya km tr ve nem li bir bilim adam , tecr beli bir
politikac ve soylu bir insann 1814 ile 1 8 4 8 yllar arasndaki gzlem leri ve d
ncelerinin sonucudur. Guizot, sz konusu eserin Mays 1851 tarihli nsznde,
A nglosakson ruhunun yansmas olan parlam entarizm teorisini la fo i et lespran ce
qui ont rem pli m a vie et qui ont t, ju s q u a ces derniers jours, la fo i et lespran ce de notre
tem ps [yaamm dolduran in an ve m it ve yakn zam anlara kadar am zn inan c
ve midi] olarak betim lem itir. K rabbe, D ie M o d em e Staatsidee" (H aag 1919, s. 178)
Guizotnun nem ini iyi kavram tr. K rabb enin bu m etinde G uizotdan yapt alnt,
zetim karm ak o k yorucu bir i olaca iin in extenso (olduu gibi) alntlanm tr:
C est de plus le caractre du systm e qui n ad m et nulle part la lgitimit du pouvoir absolu
d obliger tous les citoyens ch ercher sans cesse, et dans chaqu e occasion , la vrit, la raison,
la justice, qui doivent rgler le pouvoir de fait. C 'est ce que fa it le systme reprsentatif:
1) p ar la discussion qui oblige les pouvoirs chercher en com m u n la vrit; 2) p a r la
publicit qui m et les pouvoirs occups de cette recherche sous les yeux des citoyens; 3) p a r
la libert de la presse qui provoque les citoyens eux-m m es ch erch er le vrit et la dire
au pouvoir". [Sistem , nitelii gerei, m utlak iktidarn btn yurttalar hakikati, akl,
adaleti srekli ve her frsatta aramaya zorlam asnn ve bylece fiili iktidar kontrol
etm esinin m eru olduunu hibir ekilde kabul etmez. Bu ii tem sili sistem: 1) k ti
dar evrensel h ak ik ati aramaya zorlayan tartm a yoluyla; 2) ktid arn bu aratrmay
yurttalarn gz nnde yapmasn gerektiren aleniyet yoluyla; 3) Y u rttalarn kendi
balarna gerei aram alarm ve iktidara bildirm elerini tevik ed en basn zgrl
yoluyla yapar.] T em sili sistem ibaresinde tem sili szc (akl sahibi) halkn par
lam entoda tem sili anlam na gelm ektedir. Burada tem sili sistem le parlam entarizm in
zdeletirilmi olm as, 19. yzyldaki kafa karklnn karakteristik bir yansmasdr.
T em sil dncesinde, genel olarak henz tam anlalamam derin bir problem atik
vardr. Bu incelem enin ilgi alan bakm ndan yalnzca parlam entarizm den bahsetm ek
ve gerek temsil kavram nn spesifik niteliine ksaca iaret etm ek yeterlidir: Tem sil,
esas itibariyle (kkeni itibariyle zel hukuk kavram lar olan tem silden (Stellvertretung)

PARLAMEIJTARZMN PRENSPLER

55

gre, parlamento, insanlara eitsiz bir ekilde dalm akl zer


reciklerinin bir araya geldikleri ve kamusal iktidar kontrolleri
altna aldklar alandr. Bu, tipik rasyonalist bir dnce gibi
grnr. Bununla birlikte, modern parlamentoyu rasyonalist
ruhtan domu bir kurum olarak tanmlamak eksik ve belirsiz
bir tanmlama olurdu. Parlamentonun nibai hakllatrmas
ve btn bir aa k tutan akl, bu rasyonalizmin mutlak
ve dorudan deil, spesifik anlamda greli olmas olgusuna
ve v ek aletten (A uftrag, M an d at vb) farkl olarak kam usal d a n a aittir ve tem sil eden,
edilen ve tem sil olaynn nlerinde gerekletii kimselerin (karlarn temsili, i ida! resi vbden farkl olarak) kiisel b ifo n u r sahibi olduunu varsayar. o k ak ve tipik
bir rnek verm ek gerekirse, bylecfe, 18. yzylda ekonomi ve dier kon ularla ilgili
iler bir a ra c tarafn d an yrtlrken, hkm dar, baka bir hkm dar nezdinde
(asilzade olm ak zorunda olan ) elisi tarafndan tem sil edilir. P arlam en to , m utlak
m onari ile m cadelesinde (geni bir birlik olarak tasarlanan) halkn tem silcisi olarak
ortaya k t. H alkn, tem sil edilene dnmesiyle kral, kendi deerini (1791 Fransz
Anayasasnda olduu gibi) ancak halkn temsilcisi haline gelerek koruyabildi. Varln
. srdrd yerlerde m utlak m onari, tem silin m m kn veya m akul olduunu inkr
etm ek zorunda kalm ve bu yzden de parlamentoyu, (Almanyada 1 8 1 5 -1 8 4 8 yllar
arasnda olduu gibi) karlarn tem sil edildii korporatifbir yapya dntrmeye
| alm tr. zgr ve sem enlerin em redici vekaletinden bamsz bir parlam ento
j

ounlukla, spesifik anlam da tem sili bir meclis olarak adlandrlyorsa bu, pratik
adan nem tayan bir ayrntnn vurgulanmas ile aklanabilir. G erek te, btn bir
halkn temsilcisi olan parlam ento, halkn, dolaysyla ulusun tmn oluturmadklar
iin sem enlere bam l deildir. 19. yzylda kii kavram artk tasavvur edilememeye
ve o b je k tif bir hale gelm ee baladnda, oy veren yurttalarn toplam (veya oun
luu), halkn veya ulusun stn total kiilii ile kartrlmaa baland ve bylece,
halkn temsili kadar, temsil kavram nn kendisi de anlamn yitirdi. A lm anyada 18151848 yllar arasnda tem sil iin verilen m cadelede bu karklk tarifsiz bir hal ald
ve kraln nnde halk parlam entonun mu temsil edecei (devlet iinde, biri kral
dieri halk olm ak zere iki temsil edilenin m i var olaca) yoksa parlam entonun, kraln
yannda ulusun tem silcisi olarak m yer alaca (1791 Anayasasna gre F ran sadaki
gibi iki temsilcinin m i olaca) son derece belirsizdi. 1789 Fransz U lusal M eclisi kadar
temsili bir rejim ee kavumak iin A lm anyada verilen mcadelenin tarihsel tasvirleri
de, tem sil gibi son d erece nem li bir kavram yanl anlamakla m aluldr. B u yarg,
K ari Luensteinm o k deerli ve takdire ayan kitab bakmndan da geerlidir: V olk
und Parlam ent n ach d er Staatstheorie der franzsischen N atiotalversam m lung von 1789,
M nih, 1922. 1 8 1 5 -1 8 4 8 yllar aras A lm an literatrnde tem sil kavram hakknda
bkz. Emil G erb erin B o n n Disertasyonu, 1926.

56 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

dayanr. Guizotnun bu hkmne Mohl u itiraz yneltmiti:


A kl k rn tlarn a sahip o lan larn tam da parlam entoda
bulunduklarn kim garanti edebilir?22 Yant, siyasette olduu
kadar, parlamento kurumunda da ou zaman glkle fark
edilen klklarla ortaya kan serbest rekabet ve ncel dzen
[prstabilierte H arm onie] dncelerinde yatmaktadr.
Liberalizm, tutarl, kapsaml ve metafizik bir sistem olarak
grlmelidir. karlarn sosyal armonisi ve refahn maksimizasyonunun genelde yalnzca bireyler arasndaki serbest ticari
rekabet, szleme ve ticaret yapma zgrl ve hr teebbs
ilkelerinden kendiliinden doaca yolundaki ekonom ik
karsamay tartmak det edinilmitir. A ncak tm bunlar
yalnzca genel liberal prensibin bayata geirildii hallerdir.
Rekabetin uyumu kendiliinden douracan iddia etmekle,
hakikatin fikirler arasndaki mcadele sonucu ortaya kacan
iddia etm ek kesinlikle ayn eydir. Bu dncenin z de
salt, fikirler arasndaki ebedi rekabet ilevine dnm olan
hakikat ile spesifik bantsnda yatmaktadr. Bu, hakikate
ulamak yerine, kesin bir sonutan vazgemek anlamna gelir.
Alman dncesinde bu ebedi mzakereye, romantik ebedi
sohbet tasavvurunda rastlamak daha olasyd. Bu arada, tutu
cu ve anti-liberal olarak tanm lanan A lm an siyasi romantizmi
hakkm daki geleneksel anlayn dnce tarih i alannda
yaad belirsizliin tam da bu balamda ortaya ktn be
lirtmek gerekir. Dnce zgrl, basn zgrl, toplanma
zgrl ve tartma zgrl liberalizm iin yalnzca yararl
ve pratik eyler deildir; hayat memat meseleleridir. Guizot,
parlamentarizmin ayrt edici zelliini sayarken, mzakere
ve aleniyet yannda, nc olarak basn zgrln zellikle
22) M onografiler, 1 8 6 0 ,1, s. 5.

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

57

belirtmitir. Basn zgrlnn, mzakere ve aleniyet iin


sadece bir ara olduunu ve bamsz bir unsur olmadn
kavramak kolaydr. A ncak basn zgrl, liberalizmin dier
iki alameti farikas iin karakteristik bir aratr ve bu yzden
Guizot bunu zellikle vurgulamakta hakldr.
Yalnzca mzakerenin liberal sistemdeki merkezi konumu
doru ekilde kavranrsa liberal rasyonalizmin alameti farikas
olan iki siyasi talep gerek anlamn kazanr ve sloganlarn
belirsiz atm osferi ve siyasi taktiklerle bezenmi pragmatik
mlahazalardan syrlarak bilimsel bir akla kavuur: Siyasi
hayatn aleni olduuna ilikin nerme ve kuvvetler ayrlna
ynelik talep, daha dorusu birbirine zt olan kuvvetlerin
dengelenm esini savunan ve hakikatin denge durumunda
kendiliinden ortaya kacan iddia eden reti. Liberal
dncede aleniyete ve zellikle kamuoyu kudretine atfedilen
nem nedeniyle liberalizm ve demokrasi bu noktada zde
gibi grnr. A kas kuvvetler ayrl kuramnda durum
byle deildir. Tam tersine, bu kuram, H asbach tarafndan,
liberalizm ile demokrasi arasndaki en keskin ztl ina etmek
iin kullanlmt.23 l kuvvetler ayrm, yasama ile yrtme
arasndaki ieriksel ayrm, btn devlet iktidarnn tek bir nok
tada toplanmasn savunan dncenin reddi... Btn bunlar
gerekte demokratik zdelik tasarm ile tezat oluturur. O
halde, basite her iki nerme edeerdir denemez. Burada, bu
iki taleple balantl olup byk bir eitlilik gsteren fikirler
den, yalnzca modern parlamentarizmin zn kavramak iin
gerekli olanlara deinilecektir.
23)

W ilh elm von H asbach, D ie m o d e m e D em okratie, Jen a 1 913, yeni basks 1921;

D ie parlam en tarische Kabinettsregierung, Stu ttg art 1919 ve G ew altentrennung, G e


waltenteilung und gem ischte Staatsform , V ierteljahrsschrift fr soziale und W irtsch afts
geschichte X III, 1 9 1 6 , s. 5 6 2 .

58 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

A leniyet [K am u sallk- ffen tlichkeit]


Kamuoyuna duyulan inancn kkleri, kamuoyu hakkmdaki
engin literatrde -T n n ie sin byk eserinde24 b ile - laykyla
vurgulanmam olan bir dncedir: nem li olan, kamuo
yundan ok, dncelerin aleniyetidir. Bu talebin domasna
yol aan tarihsel ztlk, yani 16 ve 17. yzylda yazlm birok
yazya damgasn vurmu olan devlet srlar teorisi - A rcana rei
publicae- dnldnde, bu durumu anlamak mmkndr.
Byk bir pratie sahip olan bu teori, hikm et-i hkmet [Staatsraison] hakkmdaki literatrle, aslen ekirdeini oluturduu
ratio Status'K balar; tarihsel literatrdeki balang noktas
M achiavelli, zirve noktas ise Paolo Sarpidir. A lm an bilim
adamlar tarafndan yaplm sistematik ve m etodolojik bir
aratrma iin Arnold Clapmariusun kitab rnek olarak zikre
dilebilir.25 Bu, genel olarak, devleti ve siyaseti yalnzca iktidar
ele geirme ve geniletme [Machterweiterung] teknii olarak
deerlendiren bir retidir. Bu retinin makyavelizmine
kar, St. Bartholom eo katliamnn (1572) etkisiyle devreye
giren bu gibi prensiplerin ahlakszlna fke duyan geni bir
anti-M akyavelist literatr ortaya kt. Bu literatr, siyasi
tekniin iktidar idealine, hukuk ve adalet kavramlaryla kar
kt. Bu, zellikle monarkomak yazarlarn mutlak monariye
kar kullandklar argmandr. Bu tartm a ilkin yalnzca
dnce tarihinde erk ile hak [M acht und Recht] arasndaki eski
mcadeleye rnektir: Makyavelist iktidar tekniine kar ahlaki

24) Ferdinand T n nies, Kritik der ffen tlichen M einung, Berlin, 1922, s. 100.
25)

K onu hakknda daha ayrntl bilgi iin diktatrlk hakkm daki kitabm a

baklabilir: D iktatur, M nih ve Leipzig, 1921, s. 14 vd.; ayrca bkz. M ein eck e, D ie Idee
d er Staatsrson, M nih ve Berlin, 1924 ve A rchiv f r Sozialw issenschaft und Sozialpolitik,
Bd. 5 6 H eft 1 (1 9 2 6 ), s. 2 2 6 -2 3 4 te yer alan incelem em .

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

59

ve hukuki bir ethos la mcadele edilir. A ncak bu tanmlama,


tedricen gelien spesifik kar-talepler gz nne alndnda
yetersizdir: [Bu kar-talepler] tam da aleniyet ve kuvvetler
ayrl eklindeki iki nermedir. Bu nermeler, mutlakyetin
doasnda var olan g younlamasn kuvvetler ayrl sistemi
araclyla ortadan kaldrmaya alr. Aleniyet nermesi, ticari
srlar ve iletme srlar, zel mlkiyet ve rekabete dayanan bir
ekonomik yaam iin ne denli gerekliyse, siyasi-teknik srlarn
da mutlakyet iin o denli gerekli olduunu ve A rcan a n m her
tr siyasette var olduunu sayunan dncede kendi zgl
kartn bulur.
Az sayda insan tarafndan kapal kaplar ardnda yrt
len kabine politikas, artk eo ipso [kendiliinden] kt ola
rak ve bundan dolay siyasi hayatn aleniyeti, yalnzca aleni
olmasndan tr doru ve iyi olarak alglanr. A leniyet nce
likle mutlakyetin brokratik, uzmanlk gerektiren, teknik, gizli
siyasetine kar, yalnzca pratik bir ara olduu halde mutlak bir
deer kazanmtr. Gizli siyasetin ve gizli diplomasinin bertaraf
edilmesi her trl siyasi hastala ve rmeye deva saylmakta,
kamuoyu mutlak etkili bir kontrol organna dnmektedir.
A ncak aleniyete ilk olarak bu mutlak karakteri kazandran,
phesiz 18. yzyl Aydnlanmasdr. Aleniyetin sat k,
Aydnlanmann dr; batl inanlardan, fanatizmden ve ikti
dar hrsyla evrilen dolaplardan zgrlemektir. Aydmlanmac
despotizmin geerli olduu her sistemde kamuoyu mutlak
anlamda slah edici bir rol oynar. Aydnlanma yayld srece
despotun kudreti ne kadar artarsa artsn nemli deildir, nk
aydnlanm kamuoyu iktidarn ktye kullanlmasn imknsz
klar. Btn aydnlanmaclar iin bu ok doaldr. Le M erci
er de la Rivire bu dnceyi sistematik adan gelitirmi,
Condorcet ise buradan ifade ve basn zgrlne duyduu

60 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

ve son birka neslin yaad tecrbeler hatrlandnda insan


duygulandrabilecek olan cokun bir inanla pratik sonular
karmaya almtr: Basn zgrlnn hkm srd
yerde iktidarn ktye kullanlm as dnlemez; tek bir
bamsz gazete, son derece kuvvetli bir tiran dahi tahtndan
indirebilir; matbaaclk zgrln temelidir, lart crateur de la
libert [zgrl yaratan sanattr] d6 Kant dahi bu balamda
kendi ann siyasi inancnn, yani kamusallm gelimesine
duyulan inancn ve halkn zgr olduu srece kanlmaz
biimde kendini aydnlatma yeteneine sahip olduunun ifa
desiydi.27 Liberal rasyonalizm fanatii olan J. Bentham a kadar
ngilteredeki tartma olduka pratik ve pragmatikti. Bentham,
liberal bir sistemden yola karak basn zgrlnn nemini
ilan ediyordu: Kamusal mzakereye zgrlk tannmas ve zel
likle basn zgrl, siyasi keyfilie kar en etkin korunmay
salar; controlling pow er gerek anlamda check to arbitrary
pow erdir vs. [iktidarn kontrol edilmesi, keyfilemesini gerek
anlamda engeller] .28 Bu dncenin geliim srecinde de, de
mokraside ikin olan tezat bir kez daha ortaya kar. J. Stuart
Mill, demokrasi ile zgrlk arasnda bir tezat olabileceini
ve aznln yok edilebileceini mitsiz bir endieyle fark

26) C o n d o rcetn in (1 N isan 1791 tarihli) D iscours sur les conventions n atio
n ales balkl sylevinden ve (yine 1791 tarihli) m onari ve cum huriyet hakkndaki konum asndan, uvres iinde, c ilt X I. M atbaacla duyulan inan, devrimci
A ydn lanm an m k a rak teristik g stergelerin d en biridir. C u m h u riy etin 1. ylnda
yazlm bir m akalede m atbaacln etkileri saylmtr: H er trl esaret, her trl
fenalk, genel m utluluun nnde dikilen her trl engel ortad an kalkacak, savalar
sona erecek, yerini zenginlik ve bolluk ve erdem alacak: tels seront les bienfaits de
l imprim erie [m atbaan n bunun gibi faydalar olacak ], (C itateu r R publicain, Paris
1 834, s. 9 7 d en alm tlanm tr.)
27) Bkz. E rich K aufm ann, Kritik der N eu kan tischen R echtsphilosophie, T bingen
1921, s. 6 0 -6 1 .
28) O n Liberty o f the Press an d Public D iscussion, 1821.

PARLAMENTARZMN PRENSPLER 6 1

etti. T ek bir insann bile dncesini ifade etme imknndan


yoksun braklabileceini dnmek, bu pozitivisti tarifsiz bir
huzursuzlua srkler, nk ona gre hakikate en yakn gr,
belki de bu kiininkidir.
D nce zgrl, basn zgrl, to p lan t yapma
zgrl ve parlamenter dokunulmazlklar tarafndan koru
nan dncenin aleniyeti ilkesi, liberal sistemde dncenin
zgr olduu anlamna gelir ki, zgrlk szc ok sayda
sonuca yol am as bakm andan bu sistem iin son derece
nemlidir. Halkn -rnein tek bir bireyin oy vermesiyle- bask
oluturduu yerde, yani bireyselden kamusala gei noktasnda,
gizli oy talebine ters bir talep ortaya kar. fade zgrl,
bamsz bireylerin sahip olduu bir zgrlktr ve sonuta en
iyinin kazand fikirler aras rekabet iin gereklidir.

K uvvetler Ayrl (Dengesi)


Modern parlamentarizmde kamuoyuna duyulan inan, ikin
ci ve daha rgtsel bir tasarmla bantldr: eitli devlet
faaliyetlerinin ve m ercilerinin birbirinden ayrlmas veya
birbiri ile dengelenmesi. Burada da sonuta hakikatin or
taya kmasn salayan belirli bir rekabet dncesi rol oy
nar. Kuvvetler ayrlnda, parlam entoya yasama rolnn
dmesi ve parlam entonun bu rolle snrlandrlm olmas,
dengeleme dncesine dayanan rasyonalizmi bir kez daha
greli [relativ] hale getirir ve bu sistemi, imdi gsterilecei
gibi, Aydmlanmanm mutlak rasyonalizminden ayrr. Denge
dncesinin genel anlam hakknda daha fazla sz sarf etmeye
gerek yoktur. Siyasi dnce tarihinde ve devlet kuramnda
tipik bir ekilde tekerrr eden ve sistematik incelemesine henz

62 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

balanmam olan tasvirler arasnda (rnek kabilinden yalnzca


unlar belirtiyorum: bir makine olarak devlet, bir organizma
olarak devlet, bir tonozun kilit ta, bir geminin sanca veya
ruhu olarak kral) modern a iin en nemli olan denge
dncesidir. (W . W ilsonun zgrlk hakkm daki konu
malarnda ilk olarak iaret etmi olduu gibi) 16. yzyldan
beri entelektel yaamn her alannda denge olgusunun bin
bir trne rastlamak mmkndr: Ulusal ekonomideki ticaret
dengesi, d politika alannda Avrupa-ii denge, cazibe ile itici
lik arasndaki kozmik denge ve Malebranche ile Shaftesburyde
rastlanan tutkular arasndaki dengeden tutun da J. J. Moserin
dengeli beslenme rejimine kadar... Bu evrensel tasarmn devlet
kuram bakmndan tad nem, u birka isimden kolaylkla
anlalabilir: Harrington, Locke, Bolingbroke, Montesquieu,
Mably, de Lolme, T he Federalist ve 1789 tarihli Fransz Ulusal
Meclisi. M odern rnekleri anmak adna: D evlet ve idare ile
ilgili her soruna Principes de droit public adl eserinde denge
nosyonunu uygulayan Maurice Hauriou ve R. Redslobun son
derece baarl parlamenter hkmet tanm da (1918) bu
kuramn bugn dahi ne kadar gl olduunu gstermektedir.
Parlam ento kurumuna uygulandnda bu genel tasarm
spesifik bir anlam kazanmaktadr. Bu husus, spesifik olarak
parlam entoya uygulanmasa bile Rousseauda dahi hakim
olduu iin vurgulanm aldr.29 Zira burada -p a rla m en to
d a - kuvvetler dengesi tasarmnn lml rasyonalizmini art
koan bir denge hakimdir. M ontesquieunn kuvvetler ayrl
retisini basitletiren zetleme geleneinin [Kompendientradi-

29)
Rousseau, volont gn ralede [genel irade] karlarn dengelendiinden b ah
seder. Bkz. C on trat S ocial II, 9. blm , 4- ksm; II, 11. blm , n o t; IV , 4. blm , 25.
ksm; IV 5; zellikle I 8 2. ksm; II 6 10. ksm, III 8 10. ksm.

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

63

tion] gl etkisi altnda kaldmz iin, devlet faaliyetlerinin


bir paras olan parlamentoyu dier paralara (yrtme ve
yarg) m uhalefet eden bir kurum olarak dnmeye altk.
A ncak parlamento, yalnzca dengenin bir paras deil, bilakis,
yasama organ olduu iin, tam da bu yzden kendi iinde
dengelenmi olmaldr. Bu, bir mzakere sisteminde, mutlak
bir birlik yerine, ikin bir dinamikten geliecek olan dengeyi
koyabilmek iin her alanda oulculuk yaratan bir dnce
tarzna dayanr. Bu, ncelikle yasamann iki meclisli sistemle
veya federal kurumlar araclyla kendi iinde dengelenmesi
ve arabuluculuuyla salanr, ancak tek bir meclisin iinde bile
gr ve dncelerin dengelenmesi, zgn bir rasyonalizm so
nucu ilev kazanr. Muhalefet, parlamentonun ve her meclisin
doasnda vardr ve iki-partili sistem metafizii diye bir ey de
hakikaten vardr. Kuvvetler ayrl retisini temellendirmek
iin genelde Lockedan nakledilen olduka banal bir cmle zik
redilir: Yasalar yapan makamn bunlar bizzat uygulamas teh
likeli olurdu; bu durum, beeri iktidar hrs asndan fazlasyla
gl bir iva olurdu. Bu yzden ne yrtme organnn ba
olarak hkmdar, ne de yasama organ olarak parlamento
tm devlet iktidarm kendi elinde toplayabilir. u da var ki,
kuvvetler ayrl ve kuvvetler dengesine ilikin ilk teoriler,
1640 Long Parliamert srasnda yaanan iktidar younlamas
deneyimi sonucu ortaya kmtr. A ncak devlet kuramna
ilikin genel bir temellendirme, en azndan Kta Avrupasnda
devreye girer girmez, anayasal bir kanun kavramyla beraber
anayasal bir teori de ortaya kt. Bu teoriye gre, parlamento
kurumu, esas itibariyle yasama ile grevli bir devlet organ
olarak anlalmaldr. Anayasann kuvvetler ayrl prensibi
ile zde olduu yolundaki bugn pek anlalmam, ancak
18. yzyln ortalarndan bu yana Bat Avrupa dncesine

64 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

hakim olan hkm yalnzca bu kanun kavram temellendirir.


Bu yasa kavram en mehur ifadesini 1789 nsan ve Yurtta
Haklar Bildirisinin 16. maddesinde bulur: Toute socit dans
laquelle la garantie des droits n est pas assure, ni la sparation des
pouvoirs dtermine, n a pas de constitution [Haklarn garanti
altna alnmad ve kuvvetler ayrlnn salanmam olduu
toplumlarm anayasas yoktur]. Kuvvetler ayrl prensibi ile
anayasann zde olduu ve bu dncenin anayasa kavramn
oluturduu eklindeki yarg, K anttan Hegele kadar Alman
devlet felsefesinde de ok doal karlanmtr. Dolaysyla,
diktatrlk, byle bir dnce tarz asndan da demokrasinin
antitezi deil, bilakis, kuvvetler ayrlnn, yani anayasann ilga
edilmesi, yani yasama ile yrtme arasndaki ayrmn ortadan
kaldrlmasdr.30

Parlam entarizm in Y asa K avram


Parlamenter yasa kavram monarkomaklarda dahi fark edilir
hale gelmitir. Beza, Droit des M agistrats adl eserinde, On
doit juger non par exemples mais par loix [Yarglama vakaya
gre deil, yasaya gre yaplmaldr] der. Junius Brutusun
Vindiciaeleri [iddialar], yalnzca adalet tutkusuyla deil, ayn
zamanda belirli bir tr rasyonalizmle, M achiavellinin pestfera
doctrinasna [ktcl doktrinine] ynelirler. Brutus, VindicU
a e ile G eom etrarum m ore [geometrik bir ahlak] gelitirmek
ve Rexin [kraln] somut ahsnn yerine, kiiler-st Regnum
[otorite] ve Aristotelesi skolastik gelenee gre yasann zn
oluturan evrensel Ratioyu [akl] koymak ister. Kral yasalara
30) Bkz. diktatrlk hakkm daki kitabm n 149. sayfas.

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

65

itaat etmelidir; bedenin ruha itaat ettii gibi... Yasann evrensel


lt, yasann (somut bir kiinin iradesi veya emrinin tersine)
yalnzca ratio olmasndan ve somut bir kii variis affectibus
perturbatur [ok eitli tutkularla hareket ederken] ,31 yasann
hibir cupiditasa [arzuya], hibir turbatioya [tutkuya] sahip
olm am asndan karsanr. ok eitli versiyonlar olmakla
birlikte, ze ilikin ayrt edici zellii daima evrensellik olan
bu yasa kavram, anayasal dncenin tem elini oluturur.
Grotius bu kavram, singulariaran [tekilliin] antitezi olarak,
evrenselliin skolastik formu iinde korur.32 Btn bir hukuk
devleti retisi genel, nceden yrrle konmu, istisnasz
herkesi balayan ve kural olarak tm zamanlar iin geerli olan
yasa ile somut spesifik ilikileri dikkate alarak, hal ve icaba
gre ekillenen kiisel emir arasndaki ztla dayanr. Mehur
bir yorumunda, O tto Mayer, yasann ihlal edilemezliinden
bahsetmitir. Bu yasa tasarm (artk evrensel deil, bilakis)
genel ile zel arasndaki rasyonalist ayrma dayanr ve hukuk
devleti dncesinin temsilcileri genele kolaylkla daha yk
sek bir deer bierler. Bu eilim, Law [yasa] ve Com m ission
[monarkn kiisel em ri], aklamalarnn merkezini oluturacak
ekilde kar karya koyan Lockeda zellikle belirgindir. Hukuk
devleti dncesinin bu klasik kuramcs,33 ayrca, gayr ahsi
nitelikli yasann m, yoksa kiisel olarak kraln m egemen

31) 1 5 7 9 Edinburgh basksnn 115 ve 116. sayfalar.


32) D e ju re belli a c p a d s , 1. kitap I c III 6 (1631 tarihli A m sterdam basksndan
yararlanlm tr). T e k il olgulara olumsuz deer bim esini hakl gsterebilm ek iin
G rotius da m atem atikle bir karlatrm a yapar.
3 3) E rich K aufm annm U ntersuchungsausschuss und Staatsgerichtshof, B erlin 1920,
s. 25 vdde yer alan aklam alar, L o ck eun gnmzde pratik bir gncellie sahip
olduuna dair parlak bir rnektir. K aufm annm eseri, maddi yasa kavram [m aterieller
G esetzesbegriff] asndan tad nem dolaysyla da anlm aldr.

66 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

olduuna ilikin sorun hakknda yzyl sren genel tartma


iin yalnzca bir rnektir. (Amerika) Birleik Devletler (i)
hkmeti de zel bir vurgu ile, bir insanlar hkmeti yerine,
bir yasalar hkmeti olarak nitelendirilmitir.34 Bugn genel
olarak kullanlan ve Bodine dek giden tanma gre, egemenlik,
somut durumun gereine gre kaideyi bozan istisnalar daima
tanmak gerektii bilincinden doar ve egemen, istisnann ne
olduuna karar verendir.35 Dolaysyla anayasac ve mutlakyeti
dncenin mihenk ta, yasa kavramdr. Bununla kastedilen,
Almanyada Labanddan beri ekli anlamda kanun - k i bunun
tanmna gre temsilciler meclisinin katlmyla ortaya kan
her ey kanundur- olarak adlandrlan ey deil, mantksal
birtakm ayrt edici zelliklere gre belirlenmi olan bir pren
siptir. C an alc ayrm daima yasann genel, rasyonel bir hkm
m, yoksa bir tedbir, somut bir irade veya bir emir mi olduu
noktasndadr.
Eer temsilciler meclisinin katlmyla ortaya kan karar
yasa olarak adlandrlyorsa, bu anlamldr, nk temsilciler
meclisi, yani parlam ento, kararlarn parlam enter yntemi
kullanarak, yani argmanlar ve kar-argmanlar tartarak
verir ve bu yzden verdii kararlar, mantksal adan yalnzca
otoriteye dayanan bir em irden farkl bir nitelie sahiptir.
Hobbesun yasa tanm bununla keskin bir tezat oluturur:
... every m an seeth, that some laws are adressed to all the Sub
jects in generali, some to particular Provinces; some to particular
Vocations; and some to particular M en [Herkes grebilir ki
baz yasalar genel olarak btn uyruklara hitap eder; bazlar
34) Jo h n M arshallm bu ifadesi, Jam es B eck in A m erikan Anayasas zerine yazd
kitabn 16. blm nn balndan alm tlanm tr. A lm an ca basks: D ie Verfassurg
der Vereinigter Staater von A m erika, Berlin, W alter de G ruyter, 1926.
3 5 ) C arl Sch m itt, Politische T heologie, s. 4 vd.

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

67

belirli blgelere, bazlar belirli m esleklere, bazlar da belirli


insanlara36...] . M utlakyeti iin L a w is not Counsell, but
C om m and [yasa, tavsiye deil, emirdir] ,37 yani otorite doaldr,
oysa rasyonalist hukuk devletinin yasa kavram iin doal
olan hakikat ve adalettir. A utoritas, non Veritas facit Legem
[Yasay yapan otoritedir, hakikat deil]. [Kuvvetler aras]
Denge teorisinin bir temsilcisi olmas itibariyle hukuk devleti
dncesine bal olan Bolingbroke, ztl, Governm ent by
constitution [anayasal hkmet] ve Governm ent by will [keyfi
hkmet] arasndaki ztlk olarak formle eder ve anayasa ile
hkmet (constitution ve government) arasnda yine bir ayrm
yapar. Hkmet, at any time [herhangi bir zaman] gerekleen
ne ise o iken, anayasa daima, at all times [her zaman] geerli
olan bir kural iermelidir; bunlardan biri deimez bir nitelik
gsterirken dieri zamana ve duruma gre deiir vs.38 17 ve
18.

yzyllara damgasn vuran, yasann volont gnrale [genel

irade] olduu eklindeki reti (ki byle bir irade, genel olma
niteliinden ve her trl volont particulire [zel irade] ile tezat
oluturmasndan dolay deerli grlr) hukuk devletindeki
yasa kavramnn ifadesi olarak anlalmaldr. Condorcet bu
noktada da, somut olan her eyin, yalnzca genel bir yasann
uygulamas olduunu savunan aydnlanmac radikalizmin tipik
bir temsilcisidir. C ondorcetye gre her trl faaliyet ve dev letin tm yaam yasada ve yasann uygulanmasnda tkenir.
Yrtmenin de tek ilevi udur: de faire un syllogisme dont la
loi est la m ajeure; un fait plus ou moins gnrale la mineure; et la
conclusion lapplication de la loi [Byk terimi (ncl) yasa,
36) eviri Sem ih Lim e aittir. T h o m as H obbes, Leviathan , e v .: Sem ih Lint, YK Y,
j

stanbul, 2 0 0 1 , s. 190. (.n.)


3 7 ) Lev iathan , 2 6 . blm , 1651 tarihli ngilizce basksnn 137. sayfas.
38) D issertation o n parties, 10. blm.

68 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

kk terimi (ncl) az ok genel bir olgu, sonucu ise yasann


uygulanmas olan bir tasm yapmak]. Montesquieunn mehur
sznde olduu gibi la bouche qui prononce les paroles de la
loi [yasann lafzn dile getiren bir az] olan yalnzca yarg
deil, ayn zamanda idaredir.39 1793 tarihinde Jirondenlerin
hazrlad anayasa taslanda bu prensip u ekilde hkme
balanacaktr: Les caractres qui distinguent les lois sont leur
gnralit et leur dure infinie [Yasalarn ayrt edici nitelii, ge
nel olmalar ve ebedi sreklilikleridir] .40 Bu taslak, yrtmeyi
dahi emretmekle deil, ikna etmekle megul hale getirmeyi
amalar. Les agents excutifs n ordonnent pas, ils raisonnent.
Yasa ile emir arasndaki merkezi ve sistematik ztla son bir
rnek vermek iin Hegelin bte kanununun hukuki nitelii
hakkmdaki ifadesi belirtilebilir: Finans yasas [Finanzgesetz]
olarak adlandrlan kanun, meslek kurulularnn ibirliine
ramen, esas itibariyle hkmetin yetkisi dahilindedir. Pek de
uygun olmayan bir biimde kanun olarak adlandrlmasnn
nedeni, hkmetin grnrdeki varlnn geni ve hatta btn
evresini kuatm olmasdr. Her yl, bir yllna kartlan
yasa, evrensel bir ierie sahip gerek bir yasay, doas gerei
ok eyi kapsyornu gibi grnen genelgeer dncelerden

3 9 ) Bu konuda Joseph B arthlm yn in olaanst ilgin aklam alar iin bkz.


Barthlm y, L e rle du pou voir excu tif dans les rpubliques m odern es, Paris 1906, s.
4 8 9 . C o n d orcetnin yukarda zikredilen ifadesi, Rapport su r le projet girondin balkl
raporunda yer alm aktadr, A rchives parlem en taires, L V III, s. 58 3 (Barthlm y tara
fndan zikredilm itir).
40) T itre V II S e ctio n II. A rt. 4, L o n D uguit-H enri M onn ier, Les Constitution
et les principales lois politiques de la F ran ce depuis 1789 (1 9 1 5 ), s. 5 2 . Yasalardan farkl
olarak em irlerin ayrt edici zellii application locale ou particulire et la ncessit de leur
renouvellem ent une p oqu e dterm in e [yerel veya zel uygulam alar ngrm eleri ve
belirli bir sre sonra yenilenm elerinin gerekli olm asdr.] 2 1 .6 .1 7 9 3 tarihli anayasann
5 4 ve 55. m addeleri, yasa kavram n, dzenledikleri konulara gre belirlem ektedir.

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

69

[Reflexionsallgemeinheit] ayrt edebilen sradan bir insana bile


mantksz grnecektir.41

P arlam en ton u n Y asam a ileviyle Snrlandrlm as


Yasa, yani salt A u tontasm [otoritenin] zdd olan Veritas [ha
kikat] ve genel bir dorulua sahip olan norm, Zitelmannn
parlak bir formlasyonla aklad gibi, zorunlu olarak [nis
Im perativ] daima bireysel ve devredilemez bir unsur ieren
gerek ve somut emrin tersine42 ve z eylemde bulunmak
olan yrtm eden farkl olarak zihinle ilgili bir ey olarak
} [als etwas Intellektualistisches] anlalr. Yasama deliberare'dir
[m zakere], yrtm e ise a g ere [eylem de bu lu n m a]. Bu
tezatn da A ristotelesle balayan bir tarihi vardr. Fransz
Aydmlanmasnm rasyonalizmi, yasamay yrtmenin aleyhine
n plana kard ve yrtme iin 5. Fructidor43 III Anayasasmn
bir hkmnde (Hkm IX, 275) veciz bir forml buldu: Nul
' corps arm ne peut dlibrer [Silahl hibir g mzakere ede
mez] . Bu prensibin en az doktriner aklamas T h e Federalistte
(1788) yer alr: Yrtme, tek bir kiinin elinde bulunmaldr,
nk enerjisi ve etkinlii buna baldr; yrtme say artt
! lde azalan eyler olan karar ve devlet srlarnn korunmas
ile ilikiliyken, yasamann mzakere etmek demek ve bu neden
le daha byk bir meclis tarafndan gerekletirilmek zorunda
olmas, en iyi politikaclar ve devlet adamlar tarafndan kabul

41) G . W . F. H egel, E nzyklopdie, 5 4 4 .


42 ) Ernst Z itelm ann, Irrtum und R echtsgeschft, D u n ck er &. H um blot, 1879, s.
201 vd.
43) Fructidor: Fransada cumhuriyet takvim inin onikinci ay, Gregoryen takviminin
18 veya 19 A ustosundan 16 veya 17 Eylle kadar srer, (.n.)

70 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

edilen bir prensiptir. Bunun iin tarihten birka rnek verilir ve


The Federalist tartmaya yle devam eder: Tarihsel gzlemlerin
phecilik ve belirsizliklerini bir kenara brakalm ve yalnzca
akim ve saduyunun bize sylediklerine gvenelim; medeni
haklar ve zgrlkler yrtme tarafndan deil, ancak yasama
tarafndan tutarl bir ekilde tem inat altna alnabilir; yasama
organnda, grler ve partiler aras-ztlklar, yararl ve doru
baz kararlarn alnmasn engelliyor olabilir, ancak aznlklarn
yrttkleri tartma, ounluun arlklarna set eker. Bu
balamda yasama organnda farkl grlerin bulunmas yararl
ve gereklidir ancak yrtme organ iin durum farkldr, nk
bu organn zellikle sava ve karklk durumlarnda enerjik
bir biimde eylemde bulunmas, bunun iin de kararn birlik
arz etmesi gerekir.44
T he Federalistte yer alan bu lml dnce, denge teorisinde
yasama ve parlamento iin bir standart oluturan rasyonalizmin
yrtmeyi de kapsayacak ekilde geniletildiinin ve onu da
bir mzakere iinde yok ettiinin dikkate alnmadn en ak
ekilde gzler nne serer. Bu teorinin rasyonalizmi, rasyonelle
irrasyonel (akla dayal bir mzakere yoluyla eriilebilir nitelikte
olmayan eyler bu ekilde adlandrlabilirse eer) arasnda bir
denge kurmay becerir; tpk deizmin [yaradanclk] metafizik
44)

A lexand er H am ilton, T h e F ederalist P apers, sayr 70 (1 8 M art 1788) M o n

tesquieu de acil bir eylem le ilikili olduu iin, yrtm enin tek bir kiinin elinde
toplanm ak zorunda olduu, buna karlk yasam ann tek bir kii yerine birok kiinin
elinde bulunmasnn, tem kinli bir ifadeyle, ounlukla daha iyi olaca grndedir.
(L esprit des L ois, X I. kitap, 6. blm) H alkn tem sil edilm esi hakknda M ontesquieu,
tem silcilerin byk a v an tajn n q u ils sont capables de discuter les affaires. L e peuple
n y est point du tout propre; ce qui fo rm e un des grands inconvnients d e la dm ocratie"
[meseleleri tartm a yeteneine sahip olmalardr. H alkn asla byle bir yetenei yoktur
ve bu, dem okrasinin en byk sakncalarndan birini olu turu r.]. Y asam ann tavsiye
ve dnce, yrtleninse eylem olduu eklindeki ayrm, Siys tarafndan da tekrar
edilir. (Bkz. Politische Schriften, A lm an ca basks, 2. cilt, 1796, s. 3 8 4 ).

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

71

bir uzlama olarak tahayyl edilebilmesi gibi, burada da m


zakereye ve bir lde uzlamaya yer vardr.45 Buna karlk
Condorcetnin mutlak, rasyonalizmi, kuvvetler ayrln or
tadan kaldrm ve k v e tle r ayrl prensibinde ikin olan
devlet iktidarnn arac ve uzlatrc nitelii kadar partilerin
bamszln da yok etmiti. Amerikan Anayasasnn karmak
dengesi, C ondorcetnin radikalizmi asndan kl krk yaran,
hantal bir sistem ve bu lkenin kendine has zelliklerinden
kaynaklanan bir imtiyazdr; bu, ou lon veut forcer les lois et par
consquent la vrit, la raison, la justice [yasalar ve dolaysyla
hakikati, akl ve adaleti harekete geirm enin kiilere bal
olduu]46 ve lgislation raisonnablen [akla uygun yasamann]
eyalet halklarnn nyarglar ve budalalklarna kurban edildii
sistemlerden biridir. Bylesi bir rasyonalizm, dengenin ortadan
kalkmasna ve akln diktatrlne yol at. Her ikisi de [Ame
rikan Anayasas ve Condorcet] yasa ile hakikati zdeletirdi;
ancak denge teorisinin greli [relativ] rasyonalizmi, kendisini
yasama organ ve parlamento ile, dolaysyla parlamento iinde
sadece greli bir hakikatle snrlandrr. Bu yzden partiler aras
kartlk yoluyla salanan grler aras denge, dnya grne
[Weltanschauung] bal olan mutlak nitelikli sorunlar asla kapsayamaz, bilakis, yalnzca doas gerei greli olup bylesi bir
45 ) Deizmin T a n n y dnya-d bir kurum olarak muhafaza etm esi, denge tasarm
lar asndan byk bir nem tar. Bir ncn n dengeyi kurm asyla, dengenin
kart-kuvvetler arasnda kendiliinden olum as arasnda fark vardr. Sw iftin 1701
tarihli ifadesi, ilk tasarm a tipik bir rnektir (ve Bolingbrokeun denge teorisi asn
dan da nem lidir): T h e b alan ce o f pow er' supposes three things: First, the part w hich is
held, together with the hand, that holds it; an d then two scales, with w h atev er is weighted
therein [Kuvvetler dengesi eyi varsayar: K endisini tutan elle beraber elde tutulan
para ve tarttklar ile beraber terazinin iki k efesi]. (Bu alntya d ikkatim i ektii iin
Bay Dr. Eduard R osenbaum a teekkr ederim , bkz. W eltw irtschaftliches A rchiv, 18.
B J., Ekim 1922, s. 4 2 3 .)
46 ) C ond orcet, uvres X III, s. 18.

72 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

srece uygun den eylere ilikin olabilir. atmac kartlklar


parlamentarizmi ortadan kaldrr ve parlamenter mzakere,
ortak ve tartlmaz bir temeli art koar. Ne devlet iktidar, ne
de herhangi bir metafizik inan bu alanda rtlemez bir ni
telikle boy gsterebilir; her ey kastl olarak karmaklatrlm
denge sreci iinde mzakere edilmek zorundadr. Parlamento
ise mzakerenin yrtld alandr; yani mnakaal bir sre
sonunda, argmanla kar-argman arasndaki tartma yoluyla
greli hakikate ulalr. D evletlin kar] iin kuvvetlerin birden
ok olmas nasl gerekliyse, her parlamenter tzel kiilik de ok
sayda partiye ihtiya duyar.
Bu dnceler, Alm an liberalizminde daha 19. yzyln ilk
yarsnda tarihsel dnce ile kaynamaya balamtr. Denge
teorisi, her eyle uzlaabilen esnek yapsyla tarihsel dnceyi
de kendi sistemine dahil edebildi. 19. yzyl A lm an liberaliz
minde denge hakkndaki mekanik tasarmn kendine has bir
ekilde organik bir araclk kuramna dnmesi ve bu sayede
hkmdar, stn ve devletin birliini temsil eden bir kii
olarak kabul etme imknna da daima sahip olmas ok ilgi e
kicidir. Liberal mzakere, Alman romantizminde ebedi sohbete
dnrken, Hegelin felsefi sisteminde tezler ve antitezlerden
daima yeni sentezlere ulaan bilincin kendi kendine geliimine
denk der. Halkn, salt istiari rolle snrlandrlm zmreler
yoluyla temsili, Hegel tarafndan kamusal bilincin, okluun
gr ve dncelerinin ampirik evrensellii olarak ortaya
kar eklinde tarif edilir. Zmreler, hkmetle halk arasnda
arac nitelikli organlardr ve sadece yasama fonksiyonunda
rol oynarlar; yrttkleri mzakerelerin aleniyeti sayesinde
bilgi daarc geniler; ancak bilgi edinm e im knnn
nnn almasyla kamuoyu gerek dncelere ular, devlet
kavramn, devlet meselelerini ve devletin iinde bulunduu

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

73

durumun iyzn kavrar ve ancak bundan sonra bu konularda


mantkl bir hkme varma yeteneini kazanr. Bylece, bu tr
bir parlamentarizm, bir eitim aracdr, hem de en bykle
rinden biri. . . 47 Kamusallk ve kamuoyunun deeri hakknda
Hegel, u son derece zgn aklamalarda bulunur: Zmre
meclislerinin yaratt kamusal alan, yurttalarn mkemmel
bir ekilde eitildii byk bir piyestir ve halk en ok bu yolla
kendi karlarnn gerek niteliini renir; kamusallk, dev
letin karlar asndan en byk eitim aracdr. Devletin
karlar ancak bu ekilde canllk kazanr ve H egele gre
halkn istekleri ve grlerinin akland rgtlenmemi
bir usul olan kamuoyu ancak bu ekilde ortaya kar. Alman
liberalizminin partiler retisi, organik yaam tasarm ile de
balantldr. Partilerle hizipler arasnda bir ayrm yaplr; gerek
partiler, kamusal varln canl ve ok ynl tarafnn bir ifadesiyken ve devletin sorunlarn doru zme kavuturmak
iin gayretle mcadele ederken, hizipler partilerin karikatr
dr.48 F. Rohmerin partiler retisini devralan Bluntschli, bir
parti, muhalif bir parti olmakszn var olamaz, devlet ve organlar
partiler-st olduu iin hkmdar ve memurlar (en azndan bu
sfatlaryla; zel kiilikleriyle deil) hibir partiye ye olamazlar
der. Anayasa hukuku, partileri tanmaz. Parti faaliyetlerini
ve parti-ii / partiler aras mcadeleleri snrlayan arbal ve
salam devlet dzeni, herkes iin ortak ve salam bir dzen
d ir... A ncak yeni ve zgr yaam, yani siyaset hareketlenmeye
balaynca partiler ortaya kar. (Rohmeri izleyen) Bluntschliye
gre, partiler yaamn eitli evrelerine benzer. Klasik ifadesini

47) R echtsphilosophie 3 0 1 ,3 1 4 ,3 1 5 . M etind e bunu izleyen alntlar iin R echt


sphilosophie 3 1 5 ve 3 1 6 ya baknz.
48 ) M ohl, E nzyklopdie d er Staatsw issenschaften, 2. bask, T b in g en , 1872, s. 6 5 5 .

74 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

Lorenz von Steinda bulan tasarma Bluntschlide de rastlamak


mmkndr: Bireylerin hayatlarnda olduu gibi devletlerin
hayatlarnda da birok kartla rastlanr ve gerek canlln
dinamiini bunlar oluturur.49
Burada liberal dnce, z A lm an olan organik bir
dnceye eklemlendi ve denge hakkndaki mekanik tasarma
galebe ald. A ncak bu organik dncenin yardmyla da parlamentarizm dncesine tutunmak mmknd. Diyalektik-dinamik mzakere srecinin sunduu perspektif yasama organna
uygulanabilse bile yrtme organna uygulanamayaca ve yal
nzca evrensel yasa -som ut emir deil- dengeleyici mzakere
ve kamusal tartma yoluyla hakiki ve adil olabilecei iin,
M ohlunki gibi bir parlamenter hkmet talebi sz konusu
olduu anda, parlamentarizm fikri kendini kritik bir durumda
bulur. Varlan bu sonularla, eski parlamento tasarm, sistema
tik balantsnn artk pek de bilincinde olmadan, ayrntlarda
korunur. rnein Bluntschli, modern parlamentonun alameti
farikasnn, ilerini eski zmre meclislerinde olduu gibi komite
ler eliyle grmemesi olduunu iddia eder.50 Bu iddia son derece
dorudur, ancak gerekesi artk mevcut olmayan aleniyet ve
mzakere prensiplerine dayanr.

4 9 ) Bkz. B lu n tsch lin in S taatsw rterbu chunda yer alan Politische Parteien" m ad
desi. Lorenz vo n S te in iin bkz. benim Politische T heologie adl eserim, s. 53. Partiler
hakkndaki bu A lm an liberalizmine zg aklam a iin ayrca bkz. Fr. M ein ecke, Idee
der Staatsrson, s. 5 2 5 .
50) J. K. B lu ntsch li, A llgem eines Staatsrecht, I. cilt, M nih 1868, s. 4 8 8 . Parlam entarizm in prensiplerine ilikin eskinin iyi anlayyla m odern yanl anlam alar
arasndaki ilgin balantya deinen bir m akale iin bkz. A d o lf N eum ann-Flofer,
D ie W irksam keit d er K om m issionen in d en P arlam enten , Zeitsch rift fr P olitik Bd.
4 (1 9 1 1 ), s. 51 vd. N eu m ann-H ofer m zakereyi kurtarm ak iin halk m eclislerinde
artk mzakere yaplmadnn deneyim le sabit olduundan hareketle, komisyonlarn
birer mzakere kulbne dntrlebileceine inanr (s. 64/65). Burada ikin olan
mzakere kavram na ilikin bu yanl kavray hakknda bkz. bu k itab n nsz, s. 15.

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

75

M zakerey e D uyulan nancn G en el A n lam


Aleniyet ve mzakere, anayasal dnce ve parlamentarizmin
son derece tutarl ve kapsaml bir sistem iinde dayand iki
prensiptir. Bu prensipler, adalet duygusu asndan btn bir
aa nemli ve vazgeilmez grnmt. Aleniyet ve mza
kere araclyla gvenceye kavuturulmu dengenin ortaya
karmas gereken, hakikat ve adaletten baka bir ey deildi.
Yalnzca aleniyet ve mzakere araclyla -liberal hukuk devleti
dncesindeki kendinde kt [das an sich Bse], Lockeun
deyiiyle the vay ofb easts [hayvanlara mahsus] - plak kudret
i ve otoritenin stesinden gelinebilecei ve hukukun gce kar
, zafer kazanmasnn salanabilecei dnld. Bu dnce
tarzn dile getiren ok tipik bir sz vardr: la discussion substitue
la force [iddet yerine m zakere]. Bu formlasyonla ifade
edilen ey, deha olmak bir yana, nemli bile saylmayan, ancak
burjuva krallnn belki de tipik bir savunucusu saylabilecek

| olan birinden kaynaklanr, bu kii btn bir anayasal ve par


lamenter dnce zincirinin son halkasn u ekilde formle
eder: Sosyal ilerleme de dahil olmak zere her trl ilerleme
p a r les institutions reprsentatives, c'est--dire p a r la libert
| rgulire - par des discussions publiques, c est--dire par la raison
[temsili kurumlar, yani dzenlenmi zgrlk araclyla - ka
musal mzakere, yani akl araclyla] gerekleebilir.51

51)

Eugene Forade, E tudes historiques, Paris 1853, Lam artinein 1848 Devrim i

I tarihinin tartld blm . Lam artine dncesi de, g ve oto riten in karsna mi zakereyi koyan in an ca bir rnektir. H em rasyonel hkm et hakkm daki ( 1831 tarihli)
I yazs [Sur la Politique Rationelle] hem de Le P ass, le Prsent, lA venir d e la Rpublique
(1 8 4 8 ) balkl incelem esi tam am en bu in a n ta n esinlenm itir. Lam artine h atta
If gazetelerin sabahlar doan gne gibi ykseldiklerini ve k yaydklarn dnr!
[ V ictor H ugon u n N ap olon le Petit balkl nl yazsnda yer alan iirsel tribn

76 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

Parlamento ve partiler iindeki siyasal yaamn gerei ve


genel kanaatler, gnmzde bu tr inanlardan ok uzaktr.
Bugn insanlarn kaderini belirleyen byk siyasal ve eko
nomik kararlar (daha nce bir kez olsun bu ekilde verilmi
olduklar pheli de olsa) artk kam usal tartm a iinde
dengelenen fikirler ve parlamentodaki mzakereler sonucu
ortaya km am aktadr. H alkn tem silcilerin in hkm ete
katlmas -parlam enter h k m et- kuvvetler ayrl ile birlik
te eski parlamentarizm dncesinin ortadan kalkmasna yol
aan en nemli ara olduunu kantlamtr. Tabii, gnmz
koullarnda komiteler ve giderek daha kk komiteler halin
de almamak pratikte kesinlikle imknszdr ve nihayetinde
parlamentonun ye btnl, yani kamusall amacndan
sapar ve parlamento zorunlu olarak bir vitrine dnr. Belki
de pratikte baka trl olmas mmkn deildir. O halde,
en azndan parlam entarizmin bu ekilde zihinsel temelini
yitirdiini ve ifade, toplanm a ve basn zgrl, kamuya
ak toplantlar, parlamenter dokunulmazlk ve ayrcalklara
dayanan btn bir sistemin ratio'sunu kaybettiini anlamak
iin tarihsel durum hakknda uur sahibi olmak zorunludur.
Partilerin ve koalisyonlarn oluturduu son derece kk ko
miteler kararlarn kapal kaplar ardnda almaktadr ve byk
tanm son d erece zgndr ve bir sem ptom [belirti] olarak son d erece nemlidir.
Mzakereye duyulan inan, bu aa damgasn vurur. B u sayede, Hauriou, Prcis de
droit constitutionnel (Paris, 1923) adl eserinde parlam entarizm an mzakere a
(l'ge de la discussion, s. 198, 201 ve baka yerlerde) olarak nitelem itir ve Yves Guyot
gibi amaz bir liberal, daha kitabnn balnda (Politique P arlem entaire - Politique A ta
vique, Paris, 1 9 2 4 ) mzakereye dayanan parlam enter h km etin karsna (ona gre
bu, elbette, bir gouvernem ent de discussiondur) m zakereye dayanmayan her trl
siyasetin atavizm in i koyar. B ylece, parlam entarizm zgrlk ve kltrle tam am en
zde hale gelir. L. Gumplowicz ise btn bu kavram lar yok sayar ve yle yazar:
Asya kltrnn nitelii ve alam eti farikas despotizm, A vrupam nki parlam enter
rejim dir. Sociologie und Politik, Leipzig, 1892, s. 116.

PARLAMENTARZMN PRENSPLER

77

kapitalist kar gruplarnn temsilcilerinin kk komitelerde


kararlatrdklar eyler milyonlarca insann gnlk yaam ve
kaderi iin belki de her trl siyasal karardan daha nemlidir.
Modern parlamentarizm dncesi, kontroln salanmasna
ynelik talep ile aleniyete ve kamusalla duyulan inan, mutlak
monarklarn gizli siyasetine kar yrtlen mcadele srasnda
ortaya km, zgrlk ve adalet konusundaki duyarllklar
insanlarn gizli kararlarla halklarn kaderini belirleyen gizlilik
pratiine [Arkanpraxis] kar isyan etm elerine yol amtr.
A ncak bugn [milyonlarca insann] bin bir eit gizlilie konu
I olan kaderiyle karlatrldnda, 17 ve 18. yzyln kabine
r politikasnn konular ne kadar saf ve masumdur. Bu gerek
karsnda tartan bir kamuoyuna inan duyanlar korkun
bir hayal krklna uramalydlar. Elbette bugn eski liberal
zgrlklerden, zellikle ifade ve basn zgrlnden feragat
etmek isteyen pek kimse yoktur. A ncak Kta Avrupasnda bu
zgrlklerin, gerek kudret sahipleri iin hakikaten tehlike
yaratabilecei yerlerde halen var olduuna inanan pek az kii
vardr. Adil yasalarn ve doru politikalarn, gazete makaleleri,
toplantlarda yaplan konumalar ve parlamento mzakereleri
sonucu ortaya kacana inananlarn says daha da azdr.
Oysa parlamentoya tam da bu nedenle inan duyulur. A le
niyet ve mzakere parlamenter ileyi sonucu bo ve gereksiz
bir formaliteye dntne gre parlamento da 19. yzylda
| nasl gelitiyse imdiye kadarki temelini ve anlamn ylece
yitirmitir.

Marksist Dncede Diktatrlk

Anayasal parlamentarizm, Kta Avrupasndaki klasik an


Louis Philippein burjuva krall srasnda yaad ve klasik
temsilcisini de Guizotda buldu. Guizotya gre eski monari ve
aristokrasi yenilgiye uratlmt ve giderek yaklaan demokrasi,
nne bir bent ina edilmesi gereken kaotik bir sel gibiydi.
A nayasabparlam enter burjuva krall [meruti m onari],
monari ile demokrasi arasnda salnyordu. Btn sosyal sorun
lar parlamento tarafndan, ak ve rasyonel bir tartma iinde
zlmeliydi; juste'm ilieu [ortayol] terimi bu dncenin
deruni znden kaynaklanmaktayd. Zaten burjuva krall gibi
bir kavram, lafz olarak dahi btn bir juste-nnieu dnyasn ve
ilkesel olarak uzlamay ierir. Demokrasiye deil, parlamenter
anayasacla kar olan ve parlamentarizmi ortadan kaldran

80 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

diktatrlk dncesi yeniden gncellik kazanacaktr. Kritik bir


yl olan 1848, ayn anda hem demokrasi hem de diktatrln
hkm srd bir yld. Her ikisi de parlamenter dncedeki
burjuva liberalizmi ile ztlk halindeydi.
Mzakereden, dengelemeden ve ilkesel olarak arabulucu
luktan yana olan bu dnce, kendisine btn gleriyle kar
kan iki rakip dncenin arasnda yer alyordu, yle ki, uzla
mac mzakere yalnzca kanl meydan muharebeleri arasndaki
ksa bir mola gibi grnyordu. Her iki rakip, [bu dnceden
kaynaklanan iddialara] dengeyi yok ederek, dorudanlk ve
mutlak bir kesinlikle [Apodiktizitat] , yani diktatrlkle yant
vermilerdir. G eici bir nitelendirme yapmak iin kabaca ifade
etm ek gerekirse rasyonalizmin bir dogmas vardr; irrasyonalizmin de baka bir dogmas... Uzlamadan yana olmayan
ve kendinden had safhada emin bir rasyonalizmden domu
olan diktatrle ngelen bir gelenek vard: Aydmlanmann
eitimci diktatrl, felsefi Jakobenizm, akln tiranl, ras
yonalist ve klasisist ruhtan doan formel bir birlik ve felsefenin
klla ittifak.52 Napoleonun hezimete uramasyla bu gelenek
sona ermi gibiydi ve yeni doan tarihsel bilin sayesinde hem
teorik, hem de ahlaki adan alt edildi. A ncak rasyonalist bir
diktatrlk olasl, tarih felsefesi alannda varln srdr
d ve siyasi bir fikir olarak canlln korudu. Bu rasyonalist
diktatrlk dncesinin destekisi, nihai metafizik kantn
HegePin tarih mant temelinde ina eden radikal Marksist
sosyalizmdi.

52)

Felsefe, 19. yzyldaki bu ittifak ta - b i r zam anlar kilise ile kurmu olduu

ittifak ta olduu g ib i- m tevaz bir rol oynad; an cak kurduu bu ittifa k ta n o kadar
abuk v azgeem eyecektir. H . P ich ler, Zur P hilosophie d e r G esch ich te, T bin gen,
1922, s. 16.

MARKSST DNCEDE DKTATRLK

81

Sosyalizmin topyadan bilime intikal etmesi, diktatrlkten


vazgetii anlamna gelmiyordu. [I.] Dnya Savandan beri baz
radikal sosyalist ve anaristlerin, sosyalizme, diktatrle giden
yolda gerekli olan cesareti yeniden kazandrmak iin topyaya
geri dn yapmann zorunlu olduuna inanmalar kayda deer
bir belirtidir. Bu durum, bilimin gnmz kua iin sosyal
pratiin apak temeli olmaktan ne kadar uzaklatn gsterir.
A ncak ayn durum, bilimsel sosyalizmin diktatrlk olaslna
kaplar kapadn kantlamaz. Bilim szc doru anlalmal
ve salt kesin bir pozitivist teknokratlkla snrlandrlmamaldr.
Elbette ki bu pozitivist bilimsellik, dier herhangi bir siyasi
kurum veya otorite iin olduu gibi diktatrlk iin de zemin
oluturamaz. Bilimsel sosyalizmin rasyonalizmi, doa bilimle
rinin gidebileceinden ok daha teye gider. Aydmlanmann
rasyonalizme duyduu inan, bilimsel sosyalizmde son derece
basknd ve yeni ve neredeyse fantastik bir ivme kazanmt. Eski
enerjisini koruyabilseydi, phesiz, Aydnlanma rasyonalizminin
yeinliiyle boy lebilirdi.

M arksizm in Bilimsellii M etafiziktir


Sosyalizm, ancak bilimsel olduuna kanaat getirdikten sonra,
amaz bir hakikatin verdii garantiye sahip olduuna inand ve
bu yzden kuvvet kullanmaya hakk olduunu iddia edebildi.
Sosyalizmin bilimsel kesinlii tarihsel alanda 1848den, yani
fikirlerini gnn birinde gerekletirmeyi umut edebilen bir
siyasi g haline gelmesinden sonra ortaya kt. Bu yzden,
pratik ve teorik tasavvurlar, bu tr bir bilimsellik iinde birbirine
karr. Bilimsel sosyalizm, ounlukla, yalnzca topyann reddi
gibi olumsuz bir anlam yklenmitir ve bundan byle sosyal

82 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

ve siyasal gereklie bilinli bir ekilde mdahale edilmesi ve


bu gereklie, fantezilere ve uyduruk ideallere gre dardan
deil, doru tehis edilmi, kendi ikin koullarna gre bir
ekil verilmesi ynndeki kararll dile getirmelidir. Burada
mesele, sosyalizmin ok sayda yz ve imknlar arasndan,
entelektel adan kesin olan nihai argmann, sosyalist inancn
nihai kantn aramaktr. nanl Marksist sosyal, ekonomik ve
siyasal hayatn doru bilgisini ve bundan doan doru pratii
bulduuna, sosyal yaam btn objektif ihtiyalar ile doru
olarak kavradna ve bu yolla ona hkmedeceine emindir.
Engels gibi Marx ve tahminen entelektel fanatizme yetenek
li olan her Marksist tarihsel geliimin zgn olduuna vkf
olduu iin, Marksist bilimsellik, doa bilimlerinin yntemi ve
kesinliini toplumsal felsefe ve siyaset sorunlarna uygulamay
amalayan ok saydaki giriimle bir tutulamaz. Geri popler
[vlger] Marksizm, kendi dncesinin pozitivist bir kesinlik
ierdiinden, tarihsel materyalizmin yasalarndan doan mutlak
zorunluluktan [eiserne Notwendigkeit] zevkle bahseder. Birok
burjuva sosyal-filozof bu iddiay rtmekle megul olmu ve
tarihsel olaylarn astronomide yldz hareketlerinin hesaplanmas
gibi hesaplanamayacan ve - mutlak zorunluluk olduu ka
bul edilse b ile - yaklaan bir gne tutulmasn gerekletirmek
amacyla bir parti rgt kurmann her halkarda tuhaf olacan
iddia eder. A ncak Marksist dncenin rasyonalizminin dikta
trlk kavram bakmndan nem tayan baka bir yn daha
vardr. Bu rasyonalizm, doa yasalarnn ve kat determinist bir
dnya grnn [Weltanschauung] yardmyla, doa yasalarn
insanlarn yararna kullanmak iin -doa bilimlerindeki her kesin
yntem nasl bir teknie bal ise - bir yntem icat etmeyi ama
layan bir bilimsellikten ibaret deildir. Sosyalizmin bilimsellii
bundan ibaret olsayd, zgrlk diyar yerine mutlak teknokrasi

MARKSST DNCEDE DKTATRLK 8 3

/
diyarna sranm olurdu. Bu, Aydnlanmanm erken rasyona
lizmi ve 18. yzyldan bu yana matematiksel ve fiziksel kesinlie
sahip bir siyasete ulamaya ynelik popler giriimlerden biri
olurdu; tek bir farkla: 18. yzylda hl hkm sren kuvvetli
ahlaklktan teorik olarak vazgeilmi olurdu. Sonu, her trl
rasyonalizmde olduu gibi, rasyonalistlerin nderlik ettikleri bir
diktatrlk olmak zorundayd.
A ncak Marksist tarih felsefesi ve Marksist sosyolojinin felsefi
ve metafizik adan byleyici yan bilimsellii deil, Marxm
insanlk tarihinin diyalektik geliimi dncesini koruma tarz ve
bu geliimi somut, bir defaya mahsus, ikin [immanent] bir orga
nik kuvvetle kendi kendisini reten, tezatlarla dolu [antithetisch]
bir sre olarak grmesiydi. Bu geliimi iktisadi-teknik alana
kaydrmas, dnce yapsnda hibir deiiklie yol amaz; [bu
kaydrma] eitli ekillerde aklanabilecek olan bir transferanstr
[Trarsponierung] yalnzca: Psikolojik adan, ekonomik faktrle
rin siyasi anlam hakknda bir sezgi; sistematik adan, teknikle
kendini gsteren beeri faaliyeti tarihsel olaylarn hr efendisi
ve kaderin akldlma hkmeden bir efendi klma abas. z
grlk diyarna sray yalnzca diyalektik olarak anlalmaldr.
Yalnzca tekniin yardmyla yaplabilecek bir sray deildir
bu. Aksi halde, Marksist sosyalizmden, eylemde bulunmak
yerine yeni bir makine icat etmesi istenebilirdi. Gelecein ko
mnist toplumlarmda da, bu toplumlarm temelini deitirecek
ve bir devrimi zorunlu klabilecek yeni teknik ve kimyasal bu
lularn gerekletirilecei dnlebilir. Gelecein toplumuna
bir yandan teknik gelimeye mthi bir ekilde destek vererek
ivme kazandrmak, te yandan bu toplumun, snflarn yeniden
oluumunun yaratt her trl tehlikeden her daim korunmak
zorunda olduunu kabul etmek tuhaftr. Btn bu itirazlar son
derece mantkldr, ancak bu [Marksist] dncenin zne

84 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

ilikin deildirler. Marksist inanca gre insanlk, kendi bilincine


varacak ve bu da toplumsal gerekliin doru anlalmasyla
gerekleecektir. Bylece, bilin mutlak bir karakter kazanr. Yani
burada sz konusu olan, Hegelci evrimi ieren ve kantn kendi
kesinliinde bulduu iin Aydnlanmanm soyut rasyonalizminin
kapasitesini aan bir rasyonalizmdir. Marksist bilim, yaklaan
olaylara, mekanik olarak hesaplanp kazanlm bir zaferin mekanik kesinliini yaktrmaktansa, bunlar zamann akna ve
kendi kendisini reten tarihsel olaylarn somut gerekliine
brakr.
Somut tarihsel gereklik anlay, M arxn asla vazgemedii
bir kazanmd. A ncak H egelin rasyonalizmi, tarihi bile ina
etme cesaretine sahipti. Buna gre, aktif bir insan, imdiki za
man ve gnmzdeki olaylar mutlak bir kesinlikle kavramak
tan baka bir eyle ilgilenemezdi. Bilimsel adan bu [mutlak
kesinlie ulamak], tarihin diyalektik yapsnn yardmyla
mmknd. Bu yzden M arksist sosyalizmin bilimsellii,
Hegelin tarih felsefesi prensibine dayanr. M arxn Hegele
tabi olduunu gstermek ve bu konudaki tartm alara bir
yenisini eklemek iin deil, Marksist muhakemeyi ve bunun
zgn diktatrlk kavramn tanmlamak iin, [Marxn siyaset
kuramnn] Hegelin diyalektik tarih anlay ile bantsndan
yola klmaldr. Bu noktada, belirli bir sosyolojik yapya ve
rasyonalist bir diktatrle yol aan belirli bir metafizik aklk
[Evidenz] olduu ortaya kacaktr.

D iktatrlk ve D iyalektik G eliim


Diyalektik geliim ile diktatrl birbirine balamak phesiz
gtr. nk diktatrlk, geliim in sreklilik gsteren

MARKSST DNCEDE DKTATRLK

85

srasn kesintiye uratr ve organik evrime m ekanik bir mda


hale gibidir. Geliim ve diktatrlk grnrde karlkl olarak
birbirlerini dlarlar. Ztlklar iinde diyalektik olarak geliim
gsteren W eltgeistm [Dnya Ruhunun] iinde bulunduu
bitmez tkenmez sre, kendi tezatn da -diktatrl d e iermek ve bylece onu znden -k arard an - yoksun brakmak
zorundayd. Geliim, kesintiye uramakszm srmektedir; hatta
kesintiler, yadsmalar [N egationen] eklinde geliimin devamna
hizmet etm ek zorundadr. Burada esas olan, geliimin ikinligine dtan hibir istisnann asla dahil olmamasdr. Hegel
felsefesinde, mzakereyi olduu kadar geliimi de kesintiye
uratan ahlaki bir karar anlamna gelen diktatrlkten bah
setmek dorusu mmkn deildir. atk eyler bile birbiri
iine girer ve kuatc geliime dahil olurlar. Bu sistemde ahlaki
kararn ya/ya dasma, kesin ve belirleyici ayrmlara yer yoktur.
Diktatrn diktas da, mzakerenin ve amaz bir ekilde yolu
na devam eden geliimin bir unsuruna dnr. Dier her ey
gibi dikta ynetimi de Weltgeistn sindirim hareketi srasnda
asimile olur. Hegel felsefesi, iyi ile kt arasnda mutlak bir
ayrm yapmaya temel oluturabilecek bir ahlak sistemi iermez.
Bu felsefe iin iyi olan, diyalektik srecin o anki safhasnda
mantkl ve bu suretle gerek olandr. yi olan (Christian Janentzkynin isabetli formlasyonunu benimsiyorum), doru
diyalektik bilgi ve bilinlilik hali sz konusu olduunda aktel
olandr [das Zeitgeme]. Dnya tarihinin dnya mahkemesi
olmas, temyiz merciinden, kesin ve ayrmc hkmden yoksun
bir usul olmas demektir. Kt olan [das Bse] gerek deildir ve
aktel olmayan bir eyin [etwas Unzeitgemes] dnlebildii
lde dnlebilir, yani akim yanl bir soyutlamas, kendiyle
snrl tikelliin geici kafa karkl olarak aklanabilir belki.
Bu, en azndan teorik olarak dar hareket alannda -yalnzca

86 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

aktel olmayann bertaraf edilmesini ve yanl izlenimin d


zeltilmesini am alayan- bir diktatrlk kurmak mmkn
olabilirdi. Bu diktatrlk tali ve geici nitelikte olurdu; belirli
bir zn esasl bir ekilde yadsnmasn deil, nemsiz bir sp
rntden kurtulmay amalard. Burada, Fichtenin rasyonalist
felsefesinin tersine, tiranlk reddedilir. Fich teye kar Hegel,
dnyann T anr tarafndan terk edildiini ve tarafmzdan bir
erekle donatlarak, soyut bir nasl olmal? sorusuna gre
ina edilmeyi beklediini varsaymann metazori bir soyutlama
olacan syler. -Meli/mal kipi kudretsizdir. Doru olan,
hkmn de icra eder ve gerekte var olmayan bir olmas
gereken hakiki deildir ve yaam zerinde znel bir tahakkm
kurmak anlam na gelir.
19.

yzyln 18. yzyl rasyonalizmini aarak att en nem

li adm, Hegel ile Fichte arasndaki bu ztlkta yatar. A hlaki


ayrmlarn mutlakl zld iin diktatrlk artk mm
kn olm aktan kmtr. Yine de, Hegelin felsefesi, yalnzca
eski rasyonalizmin mantksal adan gelimi ve kuvvetlenmi
halidir. A ncak bilinli eylem, kiiyi olduu kii haline getirir
ve onu kendinde-varln [ar-sich-sein] doal akbetinden,
kendisi-iin-varlm [f rsich'sein ] daha yksek seviyesine
doru harekete geirir. Kii, ampirik olann rastlantsall ve
keyfilii iinde skp kalmamak ve bylece, dnya tarihinin
kar konulamaz geliimine seyirci kalmamak iin kendi yete
nek ve eilimlerinin farkna varmaldr. Dorusu, bu felsefe,
yalnzca dnce aamasnda kald srece diktatrle yer
vermez. A ncak aktif insanlar tarafndan ciddiye alnd anda
durum deiir. Somut politik ve sosyolojik eylem pratiinde,
daha yksek bilin seviyesinde olanlar ve kendilerini bu byk
dinamizmin temsilcisi olarak hissedenler, dar grlln
direncini ap objektif adan zorunlu olan kabul ettirecek

MARKSST DNCEDE DKTATRLK

87

lerdir. iradeleri, zgr olmayanlar da zgrle zorlayacaktr.


Pratikte bu, bir eitim diktatrldr. A ncak eer dnya tarihi
srekli ilerlemek zorundaysa, geree aykr olan her ey srekli
olarak zorla ortadan kaldrlmak, dolaysyla diktatrlk srek
lilik kazanmak zorundadr. Hegel felsefesine gre olu halindeki
her eyde var olan evrensel ikilik zellikle burada kendini
gsterir: Hegelci geliim kavram, diktatrle son verebilecei
gibi, kalc bir diktatrlk de ilan edebilir. nsanlarn eylemleri
asndan daha bilinli olann, daha az bilinli olan zerinde
hakimiyet kurabilecei ve kurmak zorunda olduu hususu hep
tartma konusu olmutur. Siyasal pratikte bu, rasyonalist bir
eitim diktatrl ile eanlamldr. Bylece, her rasyonalist
sistem gibi Hegelcilik de bireyi tesadfi ve zden yoksun olduu
iddiasyla yok eder ve btn sistematik olarak mutlak katna
ykseltir.
Weltgeist, her bir bilin aamasnda ilkin yalnzca az sayda
zihinde kendini gsterir. Bir an kll bilinci [Gesamtbeivusstsein der E p o ch e] herkeste ve hatta nc halkn veya
nc sosyal grubun btn yelerinde birdenbire zuhur e t
mez. W eltgeistn daima, kiisel bir T anr tarafndan seilmi
olduu iin deil, geliimin bir unsuru olduu iin eylemde
bulunma hakkna sahip olan bir nc ktas, geliimin ve
uurun doruu, bir av ant-gar de' olacaktr. Bu nc kta, asla
geliimin ikinliinin dna km ak veya, amiyane tabirle,
yeninin ebesi olm aktan vazgemek istemez. Tarihsel kiilik
-T h eseu s, Sezar, N apolon- W eltgeistn bir aracdr ve bunun
diktas, tarihsel bir anda, iinde bulunduu konum a dayanr.
H egelin 1 8 0 6 da Je n a da nnden atyla geiini seyrettii
Weltgeist bir askerdi ve H egelci deildi; o, felsefenin klla
ittifaknn temsilcisiydi, ama yalnzca klcn bulunduu taraf
tan baknca [askeri adan]... A ncak tabiatyla kendilerinin

88 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

diktatr olaca bir siyasi diktatrlk talep edenler de, uurlu


bir ekilde doru zaman kollayan Hegelcilerdi. Tpk Fichte
gibi kendi grlerinin yanlmaz bir nitelik tadn btn
dnyaya kantlamaya hazrdlar. O nlara diktatrlk kurma
hakk veren de buydu.

M arksist Sosyalizm de D iktatrlk ve D iyalektik


Burada Hegelin felsefesi hakknda sylenen ey (pratik alanda
yaratt sonularn rasyonalist bir diktatrle yol aabile
cek bir yn olduu), Marksizm iin de geerlidir. Marksist
diktatrln metafizik kesinliinin dayand kant, Hegelci
tarih kurgusu erevesine tam am en sadk kalr. M arxn bi
limsel ilgisi, sonralar ekonomi-politie inhisar ettii (bu da,
birazdan grlecei gibi, Hegelci dncenin bir sonucudur)
ve kesin bir nitelik tayan snf kavram tarih felsefesinin ve
sosyolojik sistemin iine ilenmedii iin, yzeysel bir gzlem
yapan kii, Marksizmin zn materyalist bir tarih anlay
ile kartrabilir. A ncak izdii snrlarn daima temel alnd
Komnist M anifestod a bile asl tarih kurgusu kendini belli
eder. Dnya tarihinin snflar aras mcadelenin tarihi olduu
oktandr biliniyordu; Komnist M anifesto'da gerekten yeni
olan bu deildir. 1848de burjuva da nefret uyandran bir fi
gr olarak oktandr biliniyordu ve o zamanlar hem en hemen
hibir nemli yazar yoktu ki bu szc bir hakaret olarak
kullanmam olsun. Komnist M anifestod a yeni ve byleyici
olan ey bakayd: Snflar aras mcadelenin, sistematik ola
rak insanlk tarihinin tek ve nihai mcadelesine, burjuvazi
ile proletarya arasndaki gerilimin diyalektik zirvesine doru
younlamas. Birok snf arasndaki elikiler, tek ve nihai

MARKSST DNCEDE DKTATRLK

89

bir ztla indirgenir. D aha nceki birok snfn ve Ricardo


tarafndan tanmlanan ve M arxn Kapitalde, ekonomi-politik
hakkmdaki aklamalarnda kabul ettii snfn (kapitalistler,
toprak sahipleri, cretli iiler) yerine tek bir ztlk geer. Bu
indirgeme, younluun iddetle artmas anlamna gelir ve sis
tematik ve metodik bir zorunlulukla ortaya kmtr. Geliim
sreci ekonomik temelini korusa da, diyalektik ve bu nedenle
m antkl olduu iin, dnya tarihinin son kertede kritik ve
mutlak bir kesinlik tayan dnm noktasnda basit bir antitez
ortaya kmak zorundadr. Tarihsel ann en byk gerilimi boylece oluur. Yalnzca gerek mcadelenin deil, ayn zamanda
dnsel ztln da nihai olarak g kazanmas, bu mantksal
indirgemeye dayanr. D iyalektik bir zorunluluk tarafndan
altst edilebilmesi iin, her eyi sonuna dek zorlamak gerekir.
En muazzam zenginlik en korkun sefaletle; her eye sahip olan
snf hibir eye sahip olmayan snfla; sahip ve malik olm ak'
tan baka bir ey bilmeyen ve insanlktan km olan burjuva
hibir eye sahip olmamakla birlikte insan olan proleterle
yzlemek zorundadr. Hegel felsefesinin diyalektii olmasayd,
bu sefilleme durumunun yzyllardr sregeldiini ve insanln
evrensel bask altnda eninde sonunda batacan veya yeni bir
kitlesel gn yeryznn ehresini deitireceini, imdiye
kadarki tarihsel tecrbelere dayanarak tahayyl etm ek pekl
mmkn olabilirdi. Yani gelecein komnist toplumu -snfsz
insanln daha yksek m ertebesi- yalnzca sosyalizm Hegelci
diyalektik yapy koruduu srece ortaya kabilir. O halde
kapitalist sosyal dzenin insanlk d nitelii, kendi antitezini
kendi iinden zorunlu olarak retmelidir.
Kuramsal saiklerden ok retorik saiklerle hareket etmi
olsa bile, Lassalle de, (Schulze-D elitschi hedef alarak) u szleri sylerken bu diyalektiin etkisi altnda, gerilimi antitetik

90 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

adan son raddesine dek zorlamaya almt: Ricardo, bur


juva ekonomisinin en byk kuramcsdr. O , bu ekonomiyi
zirveye, yani kuramsal geliimi yznden kendisine, sosyal
ekonomiye dnmek dnda bir seenek brakmayan bir uu
rumun kysna tad. Bu yzden, burjuvazi, lm anlarnn
ald kesinlem eden olabildiince kuvvet kazanmaldr.
Bu temel tasavvur bakm ndan Lassalle ve M arx hem fikir
dirler. A ncak ztlklarn nihai ve mutlak bir snf elikisine
indirgenmesi, diyalektik srece m utlak anlamda kritik bir an
kazandrr. Fakat unu da sormak gerekir: Bu ann geldii ve
burjuvazi iin lm anlarnn gerekten ald konusun
daki kesin bilgi nereden kaynaklanm aktadr? Marksizmin
bu noktay aklam ak iin kulland kant incelendiinde,
bunun, Hegelci rasyonalizme zg bir totoloji olduu grlr.
Buradaki kurgu, geliimin, bilincin srekli artmas anlamna
geldii ve bu bilincin, kendi kesinliini, doru olduunun
kant olarak kulland varsaymndan hareket eder. A rtan
bilincin diyalektik yaps, ina iiyle megul dnr, kendi
dncesiyle birlikte kendisini geliimin zirvesi olarak gr
meye zorlar. Bu, onun iin ayn zamanda btnyle idrak
ettii ve tarihsel olarak ardnda brakt aamalarn ald
anlamna gelir. Bu geliimi en derin ekilde idrak etmeseydi
doru dnemezdi ve kendisiyle eliirdi. Bir devrin insan
bilinci tarafndan kavranabilmesi, tarihsel diyalektie, idrak
edilen an tarihsel olarak sona erdiinin kantn sunar.
nk bu dnrn yz tarihe, yani gem ite kalana,
akp giden imdiki zamana dnktr. H ibir ey, Hegelcinin bir yalva gibi kehanette bulunabileceine inandna
dair popler inan kadar yanl olamaz. Dnr, yaklaan
olaylar, bugn artk tarihsel olarak sona ermi olan olaylarn
diyalektik zdd olarak somut, ancak yine de yalnzca olumsuz

MARKSST DNCEDE DKTATRLK 91

ynleriyle grir. Buna karlk, gemii imdiki zamana doru


srekli bir geliim olarak grr, doru olarak kavrar ve doru
ekilde ina ederse, btnyle idrak edilen gemiin, bilin
tarafndan alm bir aamaya ait olduu ve lm anlarnn
onun iin ald kesindir.
M utlak zorunluluk [eiserne Notwendigkeit] gibi baz deyimler
kullanmasna ramen, Marx, yaklaan olaylar bir astronomun
yaklaan takmyldzlarnn hareketlerini hesaplamas gibi he
saplamaz; ayn ekilde, o, psikolojist basnn ona yaktrd
gibi, yaklaan felaketler hakknda kehanette bulunan Yahudi
bir yalva da deildir. M arxm muhakemesini ve slubunu e t
kileyen kuvvetli bir ahlaki pathosa sahip olduunu fark etmek
g deildir, ancak tpk burjuvaziye kar nefretle dolu bir
horgr duymak gibi bu da M arxa zg deildir. Her ikisine,
sosyalist olmayan birok yazarda da rastlamak mmkndr.
M arxin baars, burjuvay, aristokrat ve edebi kinciliin etki
alanndan karp, kendi zdd olarak, iyi ve mutlak anlamda
insancl olan acil bir zorunlulukla yaratabilmek iin ahlaki
anlamda deil, bilakis, Hegelci anlamda insanlk d olmak
zorunda olan tarihsel bir figr konumuna ykseltmesi olmutur.
Benzer ekilde, Hegel, tam da cen n etin kaplar nnde
durduklar iin, Musevilerin en melun halk olduu sylenebilir
der (Phnomenologie I I 257). Bu yzden, proletaryann Marksist
anlamda yalnzca burjuvazinin mutlak olumsuzlamas [Nega
tion] olaca sylenebilir. G elecekteki proleter devletin neye
benzeyeceini tasavvur etmek, bilimsellikten uzak bir sosyaliz
me yakr. Proletaryayla ilgili olan her eyin yalnzca bir olumsuzlamayla belirlenebilmesi sistematik bir zorunluluktur. Ancak
bu husus tamamyla unutulduktan sonra, proletaryay olumlu
anlamda belirleme abasna giriilebildi. Binaenaleyh, gelecein
toplumu hakknda hakkyla sylenebilecek olan, yalnzca snf

92 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

elikileri iermedii, proletarya hakknda sylenebilecek olan


sa yalnzca art-deerin paylalmasna katlmayan, hibir eye
sahip olmayan, ne aileye ne de anavatana ballk duyan (ve
ilh.) bir toplumsal snf olduudur. Proleter, sosyal adan bir
Hie dnr.53 O , burjuvann tersine, insan olm aktan baka
bir zellie sahip olmamaldr, bunun diyalektik zorunluluk
asndan sonucu, gei srecindeki bir snf mensubu olmaktan
baka bir ey olamayacadr; yani kendisini -y e r ald snf
iin d e- tam da insanln zddna gre anlamlandrmak zo
rundadr. Snf elikisi, btn elikilerin tamamen alabilmesi
ve saf anlamda insanln iinde [im Reinmenschlichen] yitip
gidebilmesi iin mutlak bir eliki olmak zorundadr.

M arksist Totoloji
Marksizmin bilim sel kesinlii, ekonom ik adan burjuvazi
nin diyalektik zdd olduu lde proletaryayla negatif bir
bant iindedir. Buna karlk burjuvazi btn tarihsellii
iinde olumlu olarak anlalm aldr. z ekonom ik alanda
yatt iin, M arx, bu z kusursuz bir ekilde kavrayabilmek
amacyla, ekonom ik alanda izini srmek zorundayd. Eer
bunu baarabilseydi, bu z mkemmel bir ekilde kavrayabilseydi, tarihe intikal ettii, iinin bittii, tinin bilinli olarak
at bir geliim aamasn temsil ettii kantlanm olurdu.
M arksist sosyalizmin bilim sellii asndan, burjuvazinin
doru ekilde analiz edilm esi ve kavranm asnn mmkn

53)

B u bo bir deyim deildir. Eer bir toplumda sosyal bir H iin var olmas

m mknse, sosyal dzenin var olmad, bu yolla kantlanm olur. Bylesi bir boluk
ieren bir dzen var olamaz.

MARKSST DNCEDE DKTATRLK

93

olup olmad gerekten bir hayat memat meselesidir. M arxin


eytani bir gayretle ekonom ik sorunlarn iine dalmasnn
ardnda yatan en derin saik bu noktadadr. M arx, ekonomik
ve sosyal yaamn doasnda var olan kurallar bulmay mit
etm ekle beraber, incelem elerini neredeyse yalnzca kapitalist
retim tarznn klasik m ekn sayd ngilterenin endst
riyel ilikileri ile snrlandrd ve daima yalnzca rnlerden
ve deerlerden, yani burjuva kapitalizminin kavramlarndan
bahsettii, bu yzden de eski, klasik alanda, yani ulusal burju
va ekonomileri alannda kslp kald itirazyla karlamtr.
Marksizmin zgn bilimsel karakteri yalnzca keskin zekal
analizlerden ibaret olsayd, bu itiraz yerinde olurdu. A ncak
bilimsellik burada bilinci ilerlem enin lt haline getiren bir
geliim metafiziine vkf olmak anlamna gelir. M arxin bur
juva ekonomisini, korkun bir enerjiyle, srekli yeni batan
in ced en inceye tetk ik etm esi, ne akadem ik-kuram sal bir
fanatizmden, ne de salt rakiplerine ynelik teknik-taktik bir
ilgiden kaynaklanr. Bu srar, tam am en metafizik bir basknn
sonucudur. Doru bilin, yeni bir geliim aamasnn balangc
iin bir lttr. Byle olmad srece -g e re k ten yeni bir
devrin eiinde bulunulmad s rece-, u ana kadarki devir,
yani burjuvazinin devri, doru ekilde kavranamaz ve tersi de
geerlidir: Doru ekilde kavranm olmas da, burjuvazinin
devrinin sona erdiinin kantn ierir. Hegelci ve de Marksist
kesinlik totolojisi, byle bir ksrdng iinde devinir. O hal
de, ancak geliim srecinin doru anlalmas, proletaryann
tarihsel annn geldiine ilikin bilimsel kesinlie ulalmasn
salar. Burjuvazi proletaryay kavrayamasa da, proletarya
burjuvaziyi kesinlikle kavrayabilir. Bu yzden burjuvazinin
devri zerinde afak skmektedir; M inervann baykuu u
maya balar ve bu, sanatn ve bilimin geliecei anlamna

94 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

deil, sona eren devrin, yeni devrin tarihsel bilincinin konusu


haline geldii anlamna gelir.54
Marksist anlamda kendini bulan insanln nihai durumu,
rasyonalist eitim diktatrlnn ngrd nihai durumdan
ayrt edilemiyor olabilir. Bu konuda daha fazla speklasyona
gerek yoktur. Dnya tarihini de kendi kurgusu iine katan
rasyonalizm, son derece dramatik anlar yaamtr; ancak kuv
vetlenmesi, ateler iinde kvranmas ile son bulur ve gzlerinin
nnde uzanan, Condorcetnin Aydmlanmanm Apokalipsi
adl eserinde A ydnlanm am n nahif iyimserlii ile izdii,
insan rknn geliimine ilikin tasvirde ngrlen pastoral
bir cennet tablosu deildir artk. Yeni rasyonalizm, diyalektik
olarak kendi kendini tahrip eder ve korkun bir antitezle kar
karya kalr. Bu srada bavuraca iddetin, Fichteci eitim
diktatrlnn nahif didaktizmi ile ilgisi kalmamtr artk.
Burjuva eitilmemeli, yok edilmelidir. Burada gerekleen
son derece gerek ve kanl mcadelenin baka bir dnce
tarzna ve znde daima dnsel alanla snrl kalan Hegelci
yapdan farkl bir halet-i ruhiyeye ihtiyac vard. Hegelci kur
gu, en nemli entelektel faktr olarak dimdik ayaktadr ve
gerilim yaratmaya hl ne kadar muktedir olduu Lenin ve
T rokinin btn yazlarndan anlalr. A ncak bu yap, ger
ekte artk rasyonalist olmayan bir drtye eklem lenen salt
entelektel bir araca dnmtr. Burjuvazi ile proletarya
arasnda patlak vermi olan mcadelenin taraflar, gerek ve
somut bir mcadelenin zorunlu klmasyla, daha somut bir

54)
M inerva, Eski R om ada, R om a ehrinin ve genellikle zanaat ve zanaatilerin
koruyucu tanrasdr. Ayrca tp tanras M inervadan da (M inerva m edica) bahsedilir.
M inerva, bilgi ve bilgelik sembol olarak kabul edilm itir, (.n.)

MARKSST DNCEDE DKTATRLK

95

ekle brnmek mecburiyetinde kalmlardr. Maddi hayata


ilikin bir felsefe, bu amala tinsel bir silaha, her entelektel
faaliyetin daha derin -iradi, duygusal veya dirim sel- olaylarla
karlatrldnda tali olarak grld ve geleneksel ahlak
kategorilerinin -bilinlin in bilinsiz zerinde akln igdler
zerinde kurduu egem enliin- kknden sarsld bir halet-i
ruhiyeye tekabl eden bir kurama sarld. Dorudan iddeti
ngren yeni bir kuram, gerek eitim diktatrlnn mutlak
rasyonalizminin, gerekse kuvvetler ayrlnn greli [relativ]
rasyonalizminin karsna dikilir. Mzakereye duyulan inancn
karsna dorudan eylemi savunan bir kuram kar. Yalnzca
parlamentarizmin deil, ayn zamanda rasyonalist diktatr'
lk tarafndan teorik adan korumaya alnan demokrasinin
temelleri de bylece, saldrya uramt. T ro k inin demok
rat Kautskyye hakl olarak hatrlatt gibi: Greceliklerin
[R elativitten] farknda olm ak, kuvvet kullanm ak ve kan
aktmak iin cesaret vermez.

/
(

4
Dorudan iddet Kullanmna ilikin
rrasyonalist Teoriler

Tekrar belirtilmelidir ki, bu incelemede ilgimiz, gnmz parlamentarizminin ahlaki konumunu ve parlamenter dncenin
sahip olduu gc kavramak amacyla, tutarl bir ekilde, siyasi
ve devlet kuramna ilikin eilimlerin ideal temeline yneliktir.
Marksist proletarya diktatrl bile rasyonalist bir diktatrlk
olasln iinde barndryorsa, dorudan eyleme ve iddet
kullanmna ynelik btn modern retiler, bilinli veya bilin
siz olarak irrasyonalist bir felsefeye dayanr. Gerekte -bolevik
rejimde grld gibi-, siyasi hayatta birbirinden son derece
farkl akm ve eilimlerin bir arada etkin olabildikleri grld.
Bolevik hkmet siyasi nedenlerle anaristleri bask altnda
tutmusa da, bolevist muhakemenin gerek hareket sahas olan
karmak btnlk [Komplex], aka anarko-sendikalist bir fikir

98 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

silsilesi ierir ve Cromwellin Levellerlan bask altnda tutmas


nasl onlarla balantsn ortadan kaldrmyorsa, boleviklerin
siyasi glerini anarizmin kkn kazmak iin kullanmalar da
[bolevizm ile anarko-sendikalizmin] dnce tarihindeki akra
balklarn ortadan kaldrmaz. Marksizmin Rusya topraklarnda
byle zaptedilemez bir ekilde ortaya km olmas, belki de
proleter dncenin burada Bat Avrupa geleneine duyulan her
trl ballktan ve Marx ile Engelsin iinde yaarken son derece
doal bulduklar ahlaka ve eitime ilikin dncelerden kesin
olarak kopmu olmasndandr. Bugn Marksist partiler tarafndan
hl resmen kabul edilen proletarya diktatrl kuram, tarihsel
geliimin bilincinde olan bir rasyonalizmin kuvvet kullanmaya
ne kadar tene olduuna dair gerekten gzel bir rnektir.
Zihniyet, muhakeme, rgtsel ve idari uygulama alarndan
[Sovyet sistemi ile] 1793 Jakoben Diktatrl arasnda ok
sayda koutluk olduu gsterilebilir. Sovyetler Birlii hkmeti
tarafndan Proletkult iin yaratlan eitim ve retim tekilat,
radikal bir eitim diktatrl adna mkemmel bir rnektir.
Ancak bu, modern metropollerde gelien ii snf dncesinin
neden tam da Rusyada bylesine egemen olabildiini aklamaz.
Bunun nedeni, iddete bavurmay ngren yeni, irrasyonalist
saiklerin burada da etkin olmu olmasnda yatar: Bu, abartya
kaarak kendi kartna dnen ve topya hayallerine kaplan
bir rasyonalizm deil, bilakis, rasyonel dnceye ilikin yeni
bir deerlendirmedir ve mzakereye duyulan her trl inanc
ortadan kaldran ve insanl bir eitim diktatrl araclyla
mzakereye ehil hale getirme olasln dahi reddedecek olan
igd ve sezgiye duyulan yeni bir inantr.
Burada ilgimizi eken eserlerden yalnzca Enrico Ferrinin
D evrim ci Y n tem adl eseri, R obert M ich elsin evirisi
sayesinde (bu eser Grnbergin Sosyalizm zerine Tem el

DORUDAN DDET KULLANIMINA LKN RRASYONALST TEORLER

99

Eserler koleksiyonundadr) A lm anyada bilinm ektedir. Bu


satrlar izleyen aklamalar, bu dnceler arasndaki tarihi
banty en iyi vurgulayan Georges Sorelin Rflexions sur
la violence adl eserine dayanmaktadr.55 Bu kitap, bunun
dnda tarih ve felsefe alannda ok sayda orijinal nkteli
sze yer vermesiyle ayrcalkldr ve dnsel adan aka
atalarnn -Proudhon, Bakunin ve Bergsonu n - izinden gider.
Etkisi ilk bakta anlalabileceinden ok daha byktr ve
Bergsonun ad kalm olmas kesinlikle bu etkinin sona
ermesine yol amaz.56 Benedetto C roceye gre, Sorel M ark
sist ryaya yeni bir ekil vermiti, ancak demokratik dnce
de ii snf yeleri arasnda kesin zaferini ilan etmiti. Rusya
ve talyada yaananlardan sonra, bu zafere de kesin gzyle
baklamayacaktr. Sorelin iddet hakkmdaki dncelerinin
temeli, Bergsondan devralnan somut yaamn sezgiselliine57
ilikin bir kuramdr ve iki anaristin -Proudhon ve Bakuninin etkisiyle sosyal yaamn sorunlarna uygulanmtr.
Proudhon ve Bakunin iin anarizm, her trl sistematik
birlie, m odern devletin m erkeziletirici tekbiim ciliine,
politikay meslek edinmi parlamenterlere, brokrasiye, orduya,
polise ve metafizik merkeziyetiliin kayna olduu dnlen

55) G nderm eler bu eserin 4 . basksmadr. Georges Sorel, Rflexions sur la violence,
Paris, 1919; ilk basks 1 9 0 6 da M ouvem ent S ocialiste iinde yer almtr.
56) Sorel, A lm anyada gnmzde dahi (1926) pek bilinm em ektedir ve son yl
larda ok sayda eser A lm an caya evirilirken So relinkiler, belki de, ebedi sohbete
daimmi olm asndan dolay grmezden gelinmitir. W yndham Lewis G eorge Sorel is the
key to ali contem porary political thought" [George Sorel, btn ada siyasi dncelerin
kapsn aan anahtardr] derken son d erece hakldr. W yndham Lewis, T h e A rt o f
B ein g R u led , Londra, 1926, s. 128 (2. basksnda yer alan d ip n ot).
57 ) S ch m itt, U n m ittelbar/keit [dorudanlk, dolaymszlk] szc ile ayn
zamanda yaam n sezgiselliini kastetm ektedir. N itekim , kitab ngilizceye eviren
E llen K ennedy bu szc kimi zam an direct kim i zaman im m ediacy" szckleriyle
karlam aktadr, (.n.)

100 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

T an n inancna kar mcadele etmek demektir. Tanr ve devlet


tasarmlarnn benzerlii, Restorasyon dnemi felsefesinin etki
siyle, Proudhona kendini zorla kabul ettirdi. O , bu benzerlii,
Bakuninin mantksal sonucuna ulatraca devrimci, devlet
ve teoloji kart bir dnme uratt.58 Somut bireysellik ve
hayatn sosyal gereklii, her eyi kuatan her sistemde ayaklar
altna alnr. Aydnlanmann birlik fanatizmi, modern demok
rasinin birlik ve zdeliinden daha az despotik deildir. Birlik,
esarettir; modern demokraside olduu gibi, genel oy ilkesiyle
snrlanm olsun ya da olmasn, btn despotik kurumlar,
merkeziyetilie ve otoriteye dayanrlar.59 Bakunin, Tanrya ve
devlete kar giriilen bu mcadeleye, entelektalizme ve gele
neksel eitimin her ekline kar verilen bir mcadele niteliini
kazandrd. O, akla yaplan gndermede -h akl olarak- bir hare
ketin nderi, ba, ve beyni olma, yani yine yeni bir otorite olma
iddiasn grr. Bilimin dahi hkmetmeye hakk yoktur. Bilim,
yaam deildir; hibir eyi yoktan var etmez; yalnzca ina ve
muhafaza eder; yalnzca genel ve soyut olan kavrar ve yaamn
bireysel zenginliini soyutlamalarnn sunanda kurban eder. Sa
nat, insanln yaam iin bilimden daha nemlidir. Bakuninin
bu ve buna benzer ifadeleri Bergsonun dnceleriyle artc
biimde rtr ve hakl olarak vurgulanmtr.60 i snfnn
sezgisel [unm ittelbar] ve ikin [imm anent] yaamndan yola
karak, sendikalarn ve sendikalara zg mcadele aralarnn
-zellikle grevin- ne kadar nem tad anlalmtr. Bylece,
Proudhon ve Bakunin sendikalizmin babas konumuna ykselmi

58) Politische T h eolog ie, s. 45.


59) Bakunin, u vres, cilt 4, Paris 1910, s. 4 2 8 (1 8 7 2 de M a rx la giritii bir
tartm adan); cilt 2, s. 3 4 , 4 2 (Yeni bir yalan olan referandum hakknda).
60) Fritz B rupbacher, M arx und B akunin, ein B eitrag zur G eschichte der internatio
n alen A rbeiterassoziation, (tarihsiz), s. 74 vd.

DORUDAN DDET KULLANIMINA LKN RRASYONALST TEORLER

I 01

ve Bergson felsefesinin argmanlar tarafndan desteklenerek


Sorelin dncelerine dayanak olan bir gelenek yaratmlardr.
Bu gelenein zn, mutlak rasyonalizm ve onun ngrd
diktatrln en kuvvetli kart olan, ancak ayn zamanda dorudan ve etkin karar ngren bir kuram olduu iin
dengeleme, kamusal mzakere ve parlamentarizm gibi
kavramlarn etrafnda toplanan btn bir karmak yapnn greli
rasyonalizmi ile daha da iddetli bir kartlk sergileyen bir efsane
[Mythus] kuram oluturur.
Eylemde bulunmaya ve kahramanla yatknlk ve dnya
tarihine yn veren btn eylemler, Sorele gre, efsanenin g
cnden kaynaklanr. Bu tr efsanelere rnek vermek gerekirse:
Yunanllarda hret ve byk bir isim olma dncesi, kadim
Hristiyanlkta kyamet gn beklentisi, byk Fransz Devrimi
srasnda vertuye [erdeme] ve devrimci zgrle duyulan
inan, 1813teki Alman bamszlk savalar srasndaki ulusal
coku ... Bir halkn veya baka bir sosyal grubun tarihsel bir
misyonu olup olmad ve tarihi annn gelip gelmedii sorusu
yalnzca efsane lt alnarak yantlanabilir. Byk coku, b
yk ahlaki karar ve byk efsane hakiki yaamsal igdlerin
derinliklerinden kaynaklanr; bir uslamlama veya pragmatizm
den deil... Cokulu bir kitle, dorudan bir sezgiyle, enerjisini
harekete geiren ve ona ehit olma gc kadar kuvvet kullanma
cesareti de veren mitolojik bir tablo yaratr. Bir halk veya bir snf,
ancak bu ekilde dnya tarihinin motoru haline gelebilir. Byle
bir kitlenin olmad yerde hibir sosyal ve siyasal g ayakta
kalamaz ve tarihsel yaam yeni bir sel olup kopup geldiinde
hibir mekanik aygt buna kar koyacak bir bent ina edemez.
yleyse, mesele, efsane yaratma yeteneinin ve bu dirimsel
kuvvetin gnmzde gerekten nerede m evcut olduunu
doru olarak tespit etmektir. Modern burjuvazide, para ve mlk

102 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

derdine dm ve septisizm, rlativizm ve parlamentarizm


tarafndan ahlaki adan irazesinden karlm olan bu toplum
sal katmanda, bunlara rastlamak phesiz mmkn deildir. Bu
snfn hakimiyet ekli olan liberal demokrasi, aslnda yalnzca
demagojik bir pltokrasidir. O halde, byk efsanenin tayc
znesi gnmzde kimdir? Sorel, yalnzca ii snfna mensup
sosyalist kitlelerin bir efsaneye inandklarn, bu efsanenin de
genel grev olduunu kantlamaya alr. Genel grevin bugn
gerekte ne anlama geldii, proletaryann buna ne derece bal
olduundan, hangi eylemler ve fedakrlklarda bulunmaya esin
kayna olduundan ve yeni bir ahlak retmeye muktedir olup
olmadndan ok daha az nemlidir. Bu yzden, genel greve ve
bunun btn bir sosyal ve ekonomik yaam korkun bir felakete
srkleyeceine inan duymak, sosyalist yaamn parasdr. Bu
inan, bizzat kitlelerden, proleter yaamn sezgiselliinden [Unmittelbarkeit] domutur; entelektellerin ve kalem sahiplerinin
icad olmad gibi, bir topya da deildir; nk, Sorele gre,
topya da rasyonalist tinin bir rndr ve yaam mekanik bir
emaya gre dardan [von aussen] zaptetmek ister.
Bu felsefenin bak asna gre, herkesin yararna olan ve
sayesinde herkesin byk kazan salayaca bar uzlama ide
ali -b ir burjuva idealidir- dlek entelektalizmin fantazmasna
dnr; tartmac, pazarlk, parlamenter mzakereler, bel
balanan efsaneye ve byk cokuya ihanet olarak grlr.
Merkantilist denge tahayylnn karsnda baka bir tasavvur
belirir: kanl, kesin ve yok edici bir meydan muharebesinin
sava tasarm. 1848de parlamenter anayasaclk, bu dnce
ile her iki taraftan kuatld: Katolik bir spanyol -D onoso
C ortes- tarafndan temsil edilen muhafazakr, geleneksel d
zen ve Proudhonun radikal anarko-sendikalizmi tarafndan...
Her ikisi de bir karar talebinde bulunur. spanyolun btn

DORUDAN DDET KULLANIMINA LKN RRASYONALST TEORLER

103

dnceleri, byk sava (la gran contienda) ve sadece mza


kereden yana olan liberalizmin metafizik korkakl dolaysyla
yaklatn reddedebilecei korkun felaket evresinde dner.
V e konu hakkmdaki dncesinin tipik ifadesine L a Guerre
et la Paix yazsnda rastlanan Proudhon, dman yok eden
Napolyoncu savatan, Bataille N apolonienneden bahseder.
Kanl bir savata grlecek her trl iddet ve hukuk ihlalleri,
Proudhona gre, aradklar tasdiki tarihte bulur. imdilerde
parlamenter ilemlere geit veren greli ztlklar yerine mutlak
antitezler ortaya kmaktadr. Radikal inkrlarn ve egemen
iddialarn gn yaklamaktadr;61 hibir parlamenter mzakere
bunu geciktiremez; igdleri tarafndan harekete geirilen halk,
sofistlerin minberini parampara edecektir - Cortsin btn bu
ifadeleri, kelimesi kelimesine Sorel tarafndan da dile getirilebi
lirdi; u farkla: Anarist, halkn igdlerinden yana tavr alr.
Cortse gre radikal sosyalizm, en derinde yatan sorunlara geri
dnd, radikal sorulara kesin yantlar verdii ve bir teolojiye
sahip olduu iin, liberal lmllktan ok daha mkemmeldir.
Burada tam da Proudhon, 1848de M ontalembertin mehur
bir parlamento konumasnda hedef ald en tannm sos
yalist olduu iin deil, radikal bir prensibin radikal temsilcisi
olduu iin Cortse muhaliftir. spanyol, Legitimistlerin62 aptal
cehaleti ve burjuvazinin dlek kurnazl karsnda mitsizlie
kapld. gd (elinstinto) adn verdii eyi yalnzca sosyalizmde
grd ve bundan uzun vadede btn partilerin sosyalizm iin
altklar sonucunu kard. Bylece, ztlklar yeniden tinsel bir
boyut ve sk sk aka eskatolojik bir gerilim kazand. Hegelci
6 1 ) L lega el d ia d e las n egaciones radicales o de las afirm acion es soberan as"; O bras
IV s. 155 (K atoliklik, liberalizm ve sosyalizm hakkm daki d enem e).
6 2 ) F ran sada B ou rb o n krall, Ispanyada D o n C arlos partisi taraftarlarna
verilen isim, (.n.)

104 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

Marksizmin diyalektik olarak yaplandrlm geriliminden farkl


olarak, burada sz konusu olan, efsanevi tahayyllerin dorudan,
sezgisel ztlklardr. Marx, ald Hegelci eitimin ykseklerinden
bakarak, Proudhonu amatr bir felsefeciymiesine szm ve
ona Hegeli ne kadar yanl anladn gsterebilmitir. Bugn,
radikal bir sosyalist, modem felsefenin yardmyla, M arxa zavall,
azarlanm Proudhonun en azndan, alan kitlelerin gerek
yaamna ilikin bir sezgiye sahip olduunu, kendisininse yalnzca
bir akl bocas olduunu ve Bat Avrupa burjuva eitiminin en
telektel bir ar ucuna skp kaldn gsterebilir. Cortesin
gznde bu sosyalist-anarist [Proudhon] kt bir iblistir, bir
eytandr; Proudhona greyse Katolik [Cortes], alay etmeye
kalkt, fanatik bir Byk Engizitrdr.63 Bugn, ikisinin,
birbirinin gerek rakibi, kalan her eyinse geici ve yanm yamalak
tedbirlerden ibaret olduunu kolayca fark etmek mmkndr.64
63) Inquisitor: Engizisyon m ahkem esi yesi, (.n.)
64) ik in ci baskya eklenen dipnot: B a t A vrupa kltr evresindeki asl iki rakip,
bu iki kiidir. Proudhon, ahlaki geleneklere balyd; onun, patria potestasa sk bir
ballk gsteren te k eli aile ideali, anarizm in m antyla eliir; bkz. Politische
T heologie adl eserim, 1 922, s. 5 5 . lkin Ruslarla -zellik le B aku n in l e - beraber, B at
Avrupa kltrnn geleneksel kavram larnn gerek dm an ortaya kt. Proudhon
ve G. Sorel, h alen R om aldrlar, R uslar gibi anarist d e il... (Bu konuda W yndham
Lewise hak veriyorum, T h e A rt o f B eing Ruled, s. 3 6 0 .) W ynd ham Lewisin de gerek
bir anarist olarak tanm lad]. J. R ousseaunun durumu ise, rom antik aranedencilik
[O kltasionalism us] rnei olarak deerlendirilebilecei iin b e n ce pek ak deildir.
[Patria Potestas: B ir aile reisinin ailesinde bulunan bireyler zerindeki egem enlik
hakk. A ran ed en cilik (okkasy on alizm ): D escartesm m etafiziinin dourduu ok
nem li bir problem i, yani zihinle beden arasndaki ilikinin nasl kurulabilecei veya
aklanabilecei problem ini aklam ak zere, H ollandal filozof A rnold G eulincx ve
Fransz filozof N ich olas M alebranche tarafndan gelitirilm i olan ve zihinle beden
arasndaki her tr iliki ve etkileim in T a n r araclyla gerekletiini savunan
akm. Zihinle beden arasndaki ban T a n rm n m dahalesiyle kurulduunu, zihin ve
beden arasnda var gibi grnen dorudan etkileim i, bedeni, zihnin istem esi zerine
harekete g eiren ve bedenin teki maddi nesnelerle kar karya gelmesi zerine,
zihne dnceleri yerletiren T an rn n saladn ne sren metafizik anlay. A hm et
Cevizci, F e k e fe T erim leri Szl, Paradigm a Yay., stanbul, 2 0 0 2 . (.n .)]

DORUDAN DDET KULLANIMINA LKN RRASYONALST TEORLER

105

Sava ve meydan muharebesi ile balantl olan sava


ve kahramanca tahayyller, Sorel tarafndan yeniden yein
yaamn gerek itepisi olarak ciddiye alnr. Proletarya, snf
m cadelesinin gerek bir mcadele olduuna inanmaldr;
parlamento konumalar iin atlan sloganlara ve demokratik
seim kampanyalarna inand gibi deil ama... O [proletar
ya] , bu mcadeleyi, yaam igds sayesinde bilir; akademik
kurguya ihtiya duymakszn, meydan muharebesine girime
cesareti veren gl bir efsanenin yaratcs olarak bilir. Bu
yzden, sosyalizm ve onun snf mcadelesi dncesi iin,
profesyonel politika ve parlamenter faaliyete katlmdan daha
byk bir tehlike yoktur. Bunlar byk cokuyu bo laflar ve
entrikalarla ypratr ve ahlaki bir kararn kayna olan hakiki
igd ve sezgileri ldrr. nsan yaamnn tad deer
akldan kaynaklanmaz; sava durumunda, byk efsanevi ha
yallerden esinlenerek savaa katlan insanlarda vcuda gelen
bir deerdir bu; d un tat de guerre auquel les hommes acceptent
de participer et qui se traduit en mythes prcis (Rflexions, s. 319)
[insanlarn katlmay kabul ettikleri ve bir efsane ile kendini
belli eden bir sava durumuna] baldr. Sava ve devrimci
heyecan ve korkun felaketlerin olaca beklentisi, yaamn
yeinliinin parasdr ve tarihi harekete geirir. A ncak hamle
kitlelerden gelmelidir; ideologlar ve entelekteller bu hamleyi
yaratamazlar. 1792deki devrimci savalar byle patlak verdi ve
Sorelin R enanla birlikte 19. yzyln en yksek zirvesi olarak
vd devir, yani 1813teki A lm an Bamszlk Savalar
bylece ortaya kt: kahramanlk ruhu, anonim bir kitlenin
irrasyonel yaam enerjisinden dodu.
Her rasyonalist yorum yaamn sezgiselliini tahrif eder.
Efsane, topya deildir. nk rasyonel dncenin rn
olan topya, olsa olsa reformlara yol aar. Sava cokuyu mi

106 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

litarizmle de kartrmamak gerekir; bu irrasyonalist felsefenin


ngrd iddet kullanm, her eyden nce diktatrlkten
farkldr. Proudhon gibi Sorel de her trl entelektalizmden,
merkeziyetilikten ve tektipletirmeden nefret eder; fakat yine
de, Proudhon gibi, son derece kat bir disiplin ve ahlaktan
dem vurur. Byk sava bilimsel stratejinin eseri olmayacak,
bilakis, accumulation d exploit hroques [kahramanca m ace
ralar birikimi] ve force individualiste dans les masses souleves
[isyan eden kitlelerin iindeki bireysel kuvvetlerin] serbest
kalmas sonucu kacaktr (Rflexions, s. 376). Cokuya kaplm
kitlelerin kendiliindenliinden fkran yaratc iddet, bu
nedenle diktatrlkten farkl bir eydir. Rasyonalizm ve onu
takip eden merkeziletirme, tektipletirme ve hatta byk
adam yanlsamas -b ir burjuva yanlsamasdr- gibi her trl
monizm, Sorele gre diktatrln parasdr. Bunlarn pratik
alandaki sonucu, sistematik bir boyunduruk, adalet klna
girmi gaddarlk ve mekanik bir aygttr. Diktatrlk, rasyona
list ruhtan domu askeri-brokratik ve inzibati bir makinedir.
Buna karlk, kitlelerin devrimci iddeti, sezgisel yaamn bir
ifadesidir; sklkla vahi ve barbarca, ama asla sistematik biim
de gaddarca ve insanlk d olmayan bir ifadedir bu.
Proletarya diktatrl, dnce tarihindeki balamn gren
herkes iin olduu gibi Sorel iin de 1793n tekrar anlamna
gelir. Revizyonist Bernstein bu diktatrln muhtemelen ha
tipler ve yazarlardan oluan bir kulbn diktatrl olaca
fikrini ileri srdnde kendisinin dnd ey, 1793n tak
lidiydi. Sorel buna yle yant verdi: Proletarya diktatrl kav
ram, ancien rgimeden mirastr. (Rflexions, s. 251) Bu kavram,
Jakobenlerin yapt gibi, eskinin yerine yeni bir brokratik ve
askeri aygt geirmek sonucunu dourdu. Bu, entelektellerin
ve ideologlarn kurduklar yeni bir tahakkm biimidir; ancak

DORUDAN DDET KULLANIMINA LKN RRASYONALST TEORLER

107

proleter zgrlklerin salanmas anlamna gelmez. Proletarya


diktatrlnn 1793 gibi sonulanacan ilk olarak ifade eden
Engels dahi Sorelin gznde tipik bir rasyonalisttir.65Ama buradan, proleter devrimin revizyonist-pasifist ve parlamenter bir
seyir izlemek zorunda olduu sonucu kmaz. Tersine, burjuva
devletinin mekanik olarak younlatrlm kudretinin yerine,
yaratc bir proleter iddet geer; force' un [gcn] yerine,
violence [iddet]... Bu, salt sava bir eylemdir, hukuki ve
idari bir nlem deil... Marx henz geleneksel siyasi dnceler
dnyasnda yaad iin ikisi arasndaki fark ayrt edememiti.
Apolitik, proleter sendikalar ve proleter genel grev, eski siyasi
ve askeri taktiklerin yeniden kullanlmasn kesinlikle imknsz
klan yeni ve spesifik mcadele yntemleri gelitirir. Bu yzden,
proletarya iin tek tehlike, parlamenter demokrasinin mcadele
aralarn elinden almasna ve kendisini felce uratmasna izin
vermektir (Rflexions, s. 268).
Eer bu kadar kesin bir irrasyonalist teoriye baz gerekelere
dayanarak kar klacaksa,66 pek ok tutarszlna iaret etmek
gerekecektir; soyut mantn nda yanllklara deil, morganik elikilere... Sorel, her eyden nce, proleter bak asnn
65) G eorges Sorel, M atriaux d une thorie du proltariat, Paris, 1919, s. 53.
6 6 ) B ergsona dayand iin S o rele itiraz etm ek m m kn deildir. S o relin
anti-politik -a y n zamanda a n ti-e n te le k t e l- siyaset teorisi, som ut yaam a ilikin bir
felsefeye dayanr ve bylesi bir felsefe, H egelcilik gibi, yaamda o k sayda uygulanma
olanana sahiptir. Bergsonun felsefesi, F ran sada, ayn zamanda hem m uhafazakr
gelenee, hem katoliklie, hem de radikal ateist anarizme dne hizm et etmitir.
Bu, asla isel bir yanllk tadnn gstergesi deildir. Bu fenom en, sa ve sol Hegeliler arasndaki ztlkla ilgin bir benzerlik sergiler. D enilebilir ki, dirimsel ztlklar
dourduu ve m cadele halindeki rakipleri, can l dm anlar olarak gruplandrd
srece felsefe, gerek bir yaama kavuur. Bu bak asna gre, yalnzca parlam entarizm kartlarnn bu dirimsellii Bergsonun felsefesinden kartm olm alar dikkat
ekicidir. Buna karlk, 19. Yzyl ortalarnda, A lm an liberalizmi yaam kavram n
parlam enter-anayasal sistem i d esteklem ek iin kullanm ve parlam entoyu, sosyal
yaam n ztlklarnn can l taycs olarak grmtr.

108 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

saf ekonomik temelini korumaya alr ve kimi itirazlara ramen,


kararl bir ekilde daima M arxi balang noktas olarak alr. O,
proletaryann ekonomik reticiler iin bir ahlak sistemi yaratma
sn mit eder. Snf mcadelesi, ekonomik aralarla, ekonomik
alanda cereyan eden bir mcadeledir. M arxm sistematik ve
mantki bir zorunluluk sonucu rakibini -burjuvay- ekonomik
alanda takibe ald, nceki blmde gsterilmiti. Yani burada
mcadelenin yerini ve hatta silahlar dahi -yani tartmann
yapsn- dman belirledi. Eer burjuva ekonomik alanda taki
be alnacaksa, demokrasi ve parlamentarizm alannda da takip
edilmelidir. Ayrca, ekonomik alanda, burjuva ekonomisinin
ekonomik-teknik rasyonalizmi olmakszn hareket etmek, en
azndan ksa vadede mmkn olmayacaktr. Kapitalist an
yarats olan retim mekanizmasnn kendi iinde rasyonalist
bir dzeni vardr ve bir efsaneden yola karak onu yok etmek
iin gereken cesareti toplamak pekl mmkndr; ancak bu
retim mekanizmas gelitirilecekse, retimin artmas isteniyorsa
-SorePin de istedii elbette budur-, bu takdirde, proletarya kendi
efsanesinden sarfnazar etmek zorundadr. Burjuvazi gibi o da
retim mekanizmasnn stn gc tarafndan rasyonalist ve mekanist bir efsane yoksunluuna mahkm edilecektir. Marx, daha
rasyonalist olduu iin, bu konuda da ok daha tutarldr. Ancak
irrasyonel adan bakldnda, burjuvaziden daha ekonomik ve
rasyonel olmay arzu etmek ihanetti. Bakunin bunu tamamyla
doru alglad. M arxin eitimi ve dnce tarz gelenekseldi
- o zamanlar bu, burjuva olduu anlamna geliyordu-, bu da
onu dnsel adan rakibine baml klyordu. Buna ramen
M arxin burjuva kurgusu, Sorelin efsane anlay bakmndan
vazgeilmez nitelikte bir katkyd.
Efsane kuramnn psikolojik ve tarihsel adan byk bir an
lam olduu asla inkr edilemez. Hegelci diyalektik araclyla

(
DORUDAN DDET KULLANIMINA LKN RRASYONALST TEORLER

109

ina edilmi burjuva kurgusu da, nefret ve horgr gibi btn


[olumsuz] duygularn zerinde toplanabilecei bir dman
imaj yaratmaya hizmet etti. Ben, bu burjuva im ajnn tarihinin burjuvazinin tarihi kadar nemli olduuna inanyorum.
lkin aristokratlar tarafndan yaratlan karikatr, 19. yzylda
romantik sanatlar ve airler tarafndan sarakaya alnmaya
devam etti. Stendhalin etkisinin yaygnlamasndan bu yana
btn yazarlar ondan beslenseler ve B ohm e adl eseriyle M urger rneinde olduu gibi burjuva okurlarn gzbebei haline
gelmi bir baucu kitabn kaleme alm olsalar da, burjuvay
hor grrler. Bu imaja yeni bir soluk veren Baudelaire gibi
toplumdan dlanm dhilerin duyduklar nefret, bylesi kari
katrlerden daha nemlidir. M arx ve Engels, Fransada, Fransz
yazarlar tarafndan, Fransz burjuvas gz nne alnarak
yaratlm olan bu figre, onu tarihsel bir yapya yerletirerek
boyut kazandrrlar. Burjuvaya, snflara blnm tarih-ncesi
insanln son temsilcisi, insanln kalan son dman, son
odium generis humani gibi anlamlar yklerler. Bylece, bu imaj
sonsuzca yayld ve yalnzca tarihsel deil, ayn zamanda metafi
zik, muhteem bir artalanla birlikte douya doru aktarld. Bu
rada [douda] Ruslarn, Bat Avrupa uygarlnn karmakl,
yapayl ve entelektalizm i karsnda duyduklar nefreti
alevlendirdi ve bu sayede kendisi de yeni bir soluk kazanabildi.
Bu imaj yaratm olan enerjinin tamam Rusya topraklarnda
topland. Hem Rus hem de proleter, burjuva figrnde, yaam
tarzlarn lmcl bir mekanizma gibi boyunduruk altna alma
ya alan her eyin douunu gryordu artk.
Bu imaj batdan douya doru g etmiti. Burada artk salt
snf mcadelesine ynelik igdlerden domayan, bilakis,
gl ulusal unsurlar ieren bir efsanenin hkm altna girdi.
Sorel, Rflexions sur la violencem 1919daki son basksn

1 1 O PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

bir tr vasiyet veya zr olarak Lenine ith af etti.67 Bu ithaf


yazsnda onu Marxtan bu yana sosyalizmin en byk kuramcs
olarak tanmlar ve bir devlet adam olarak Byk Petroyla
karlatrr; u farkla: Gnmzde Rusya, artk Bat Avrupa
entelektalizmini zmsememektedir; tersine, proleter iddet,
en azndan Rusyann yeniden Rus, M oskovann yeniden
bakent olmasn ve kendi lkelerini hor gren Avrupallam
st tabakann ortadan kaldrlmasn salad. Proleter iddet
Rusyay yeniden Moskovalatrd. Dnya apnda bir Marksistin azndan kan bu szler, kayda deer bir vg niteliindedir,
nk milliyetiliin sahip olduu enerjinin snf mcadelesi
efsanesininkinden daha byk olduunu gsterir.
Sorelin belirttii dier efsane rnekleri de, modern zamanlara
ulaabildii kadaryla, daha gl olan efsanenin ulusal alanda
yattn kantlar. Fransz halknn verdii devrimci savalar,
N apolona kar giriilen spanyol ve A lm an bamszlk
savalar, ulusal enerjinin belirtileridir. Ulusallk duygusunda,
farkl unsurlar, birbirinden farkl halklar arasnda, ok eitli
ekillerde etkindir. Irk ve soy gibi daha doal tasarmlar, daha
ok Kelt ve Latin kkenli halklara has bir terrisme [topraa
ballk], ardndan dil, gelenek ve ortak bir kltr ve eitime
dair bilin, kader ortakl yapan bir topluma ait olma bilinci,
dier uluslardan farkl olmaya ilikin bir duyarllk - btn
bunlar gnmzde snflar aras elikilerden ok, ulusal
elikilere ynelik bir eilime iaret etmektedir, ikisi arasnda
balant kurmak da mmkndr. rnein her ikisi de 1916
Dublin Ayaklanmas kurbanlarndan olan, yeni rlanda mil
liyetiliinin verdii ehitlerden Patrick Pearse ile rlandal
sosyalist Connolly arasndaki dostluk bu balamda zikredile
67)

Sorel, Rflexions sur la violenceun 4- basksna Pour L en in e balkl bir blm

eklem itir. R flex ion s... s. 4 3 7 -4 5 4 [Ellen K ennedynin n o tu ].

DORUDAN DDET KULLANIMINA LKN RRASYONALST TEORLER 1 1 T

bilir.68 O rtak, manevi bir dman da ilgin uzlamalara vesile


olabilir; rnein faizmin farmasonluun defterini drmesi
ile farmasonluu radikal burjuvazinin ii snfn aldatmak
iin kurduu en hain dzen olarak tanmlayan bolevizmin
farmasonluktan duyduu nefret, ortak bir noktada buluur.69
A ncak her iki efsane arasnda ak bir ztlamann grld
talyada, ulusal efsane bugne kadar hep galebe ald. talyan
faizmi, kom nist dm ann tyler rpertici bir ekilde,
bolevizmin bir Moolunkine benzeyen yzyle resmetti. Bu
resim, sosyalistlerin izdii burjuva imajna gre daha byk
bir etki ve daha gl duygular yaratt. imdiye dek insanlk
demokrasisi ve parlamentarizmin bilinli bir ekilde efsaneye
dayanarak bir kenara itildii tek bir rnek vardr ve bu da ulu
sal efsanenin irrasyonel gcne ilikin bir rnektir. Mussolini,
Ekim 1922de, Roma yrynden nce Napolide yapt
mehur konumasnda yle demiti: Biz bir efsane yarattk;
bu efsane bir inantr; asil bir heyecandr; gerek olmas gerek
mez; bir gayret ve mit, inan ve cesarettir. Bizim efsanemiz,
ulustur; somut bir gereklik haline getirmek istediimiz byk

68) P atrick Pearse ve Jam es Connolly, E aster Rising'in [Paskalya syan] (1916)
bastrlm asndan sonra ngiliz birlikleri tarafndan idam edildiler. H er ikisi de rlanda
Ulusal H arek etin in kahram anlar haline geldiler, ancak C onnollynin lm, rlanda
politikasnda neredeyse m istik bir anlam kazand. Bunun sebebi ksm en uydu: n
cesinde o kadar ar yaralanm t ki, ngiliz birlikleri onu idam edebilm ek iin bir
sandalyeye oturtup, balam ak zorunda kaldlar. C onnollynin M arksist analizi pek az
etk i yaratm olsa da, lm, rlandan n sonraki siyasal tarihinde gl bir sembol
haline geldi. P earsem 2 0. Yzyl rlanda tarihinde dier herhangi bir kiiden daha
fazla etkisi olduu iddia edilir. Bkz. P. M acA ngousha, Q uotations fro m P. H. Pearse
(D ublin & C ork, M ercier Press, 197 9 ). M illiyetilik m etaforlar birbirinden farkl olsa
da -P e a rse m ki m istik ve katolik bir m illiyetilik, Connollyninki M arksizm dir- mistik
bir lm ve ulusal kurtulu tanm nda birleir ve her iki tanm da gnmz rlanda
politikasnda h l geerlidir [Ellen K ennedyn in n o tu ].
69) III. Enternasyonalin 4 . Dnya K ongresinde T ro k in in farm asonluk hakknda
kulland ifade (1 A ralk 1 9 2 2).

1 12

PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

bir ulus..

Mussolini, ayn konumasnda, sosyalizmin nemsiz

bir efsane olduunu belirtir. 16. yzylda olduu gibi, yine bir
talyan, siyasi gereklik prensibini dile getirmiti. Bu rnein
dnce tarihindeki anlam, ulusal heyecan, talya zemininde,
imdiye kadar demokratik, anayasal-parlamenter bir gelenee
dayand ve Anglosakson liberalizm ideolojisi tarafndan ta
hakkm altna alnm gibi grnd iin zellikle byktr.
Efsane kuram, parlam enter dncenin greli rasyonaliz
m inin arln yitirm esinin en gl ifadesidir. A narist
yazarlar, otoriteye ve birlie duyduklar dmanlk sonucu,
efsanevi olann nem ini kefettikleri zaman, istem eden de
olsa yeni bir otoritenin, yeni bir dzen, disiplin ve hiyerari
duygusunun temelini hazrlamlardr. Bu tr akldclklar
byk bir dnsel tehlike yaratrlar elbette. Birbirine ait
olma duygusunun var olan son kalntlar da sonsuz saydaki
efsanenin oulculuu iinde ortadan kalkar. Siyasi teoloji
asndan, bu, oktanrclktr; nasl her efsane oktanrc ise ...
Gnmzn gl siyasi eilimi olarak bunu gz ard etmek
mmkn deildir. Parlamenter iyimserlik belki bu hareketi de
greli hale getirmeyi mit etmektedir ve faist talyada olduu
gibi, mzakere yeniden balayncaya kadar bekleyebilmek iin,
ileri oluruna brakmaktadr. Eer yalnzca mzakere edilecekse,
mzakerenin kendisi tartlmaldr belki de. A ncak yeniden
balayan mzakere parlamentarizmden baka ne olabilir ki?
eklindeki retorik soruyla yetinemez ve gnmzde kendi
yerini dolduracak bir alternatifin olmadn iddia edemez. Bu
biare bir argman olur ve mzakere devrine yeniden hayatiyet
kazandrmas da mmkn deildir.

Dizin

A cclam atio 34-

Belloc, H illaire 12.

A narizm 9 8 -9 9 , 104, 107.

B entham , Jerem y 16, 23, 60.

A nayasaclk 102.

Bergson, H enri 9 9 -1 0 0 , 107.

A nayasal rejim ler 22.

B ernstein, Eduard 106.

A rc a n a rei pu blicae 58.

Beyerle, Karl 11.

A rete 25.

Beza, Theodore de 64.

A ristoteles 64, 69.

Bilim 81.

A ydnlanm a 5 9 -6 1 , 67, 6 9 , 8 0 -8 1 , 8384, 9 4 , 100.


A znlklar 69.

Bireycilik 13, 3 5 .
B lu ntschli, J. C . 73-74Bodin, Jea n 65.
B olingbroke, Henry S t. Jo h n 6 2, 67, 70.

Bakunin, M ich ael 9 9 -1 0 0 , 104, 108.

Bolevizm 17, 3 2, 3 4 -3 5 , 9 8 , 111.

Barthlm y, H enry 67.

B o n n , M oritz Ju liu s

Basn

12, 27, 4 5 -4 6 , 5 4 , 5 6 -5 7 , 5 9 -6 1 ,

7 6 - 7 7 ,9 1 .
Baudelaire, C harles 109.

5 3 ,5 5 .
B rinkm ann, Carl 30.
B urckhard t, Jaco b 12.

11, 2 0 , 2 7 , 3 3 ,

1 14

PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

Burjuva 2 4 ,3 8 - 3 9 , 75, 7 9 -8 0 , 82, 8 8 -8 9 ,

Eitsizlik 25, 2 8-29 .

9 1 -9 4 , 102, 104, 1 0 6 - 1 0 9 ,1 1 1 .
Burjuvazi 3 8 , 8 8 , 9 0 -9 4 , 101, 103, 108,

111.

Farm asonluk 111.


Faizm 1 7 ,3 2 ,3 4 - 3 5 ,4 6 , 111.

Burke, Edmund 16, 20, 23.

Federalist, T h e 6 2, 6 9 -7 0 .

Brokrasi 9 9 .

Ferri, Enrico 98.

Cavour, Cam illo di 22.

Forade, Eugene 75.

Clapmarius, A rnold 58.

Fransz U lusal M eclisi 5 5, 62.

F ich te, Jo h a n n G ottlieb 8 6, 88, 94.

Cond orcet 5 9 -6 0 , 6 7 , 7 0 -7 1 , 94.


Connolly, Jam es 1 1 0 -1 1 1 .

G en el grev 102, 107.

C ontrat S ocial 3 0 -3 1 , 4 1 , 62.

G en el irade 3 0 , 4 1 -4 2 , 6 2, 67.

C roce, B en ed etto 99.

G en el oy hak k 27.

Cromwell, O liver 98.

G entz, Friedrich von 20.


G rotius, Hugo 65.

kar gruplar 76.

Guizot, Franois 1 6 ,1 9 , 2 3 ,3 8 ,5 3 - 5 7 , 79.

D em okrasi 12-1 3 , 16-1 7 , 2 1 -2 2 , 2 4 -2 8 ,

H alk 3 3 -3 4 , 3 8, 4 2 -4 6 , 4 8 , 5 2, 55, 72,

3 0 - 3 5 ,3 7 - 4 9 ,5 3 ,5 7 ,6 0 , 64, 70, 798 0, 9 5 , 100, 1 0 7 -1 0 8 , 111.

7 4 ,9 1 ,1 0 1 , 103.
H alk egem enlii 3 8 .

Despotizm 5 9 , 75.

H alk iradesi 3 3 -3 4 , 4 2 -4 3 , 4 5 -4 6 , 48.

D evlet 10, 2 1 , 24, 2 6 -2 7 , 3 0 -3 2 , 3 4 -3 5 ,

H arrington, Jam es 62.

3 7 ,4 0 , 4 2 , 5 4 -5 5 , 5 7 -5 8 ,6 1 -6 4 , 69-

H asbach, W ilh elm 57.

73, 97, 9 9 -1 0 0 , 109.

Hauriou, M aurice 6 2, 75.

Devrim 4 3 , 75, 8 3 , 9 8 , 101, 1 0 5-106.


D iktatrlk 20, 24, 3 4 , 4 4 , 4 9, 5 8, 64,
79, 8 0 -8 8 , 9 5 , 9 7 , 105, 106.

Hegel, G. W . F. 6 4 ,6 8 , 72-73, 8 0 ,8 4 -9 1 ,
9 3 -9 4 , 1 0 3 -1 0 4 , 1 0 7-108.
H eterojen 18, 2 5 -2 6 , 3 1 , 41.

Disraeli, B en jam in 3 9 .

H obbes, T h o m as 66.

D iyalektik 4 3 -4 4 , 5 3 , 73, 8 3 -8 5 , 8 8, 89,

H ukuk 4 0, 4 6 , 5 4 , 5 8, 103.

9 0, 92, 9 4 , 103, 108.

H ukuk devleti 6 5 -6 7 , 74.

Dorudan iddet 94.


D onoso Corts, Ju a n 102.

lerlem e 37.

D ublin A yaklanm as 110.


Jakobenizm 8 0 .
Efsane 1 0 1 - 1 0 3 ,1 0 5 ,1 0 8 - 1 1 2 .

Janentzky, C h ristian 85.

Egem enlik 6 5 , 104-

Jirondenlerin hazrlad anayasa tasla

Eitim 4 4 , 4 7 , 7 2 , 8 7 , 9 4 , 98.
Ekonom i 4 0 , 5 5 , 8 8 , 89.

67.
Junius, Brutus 64.

Elit 1 9 ,2 3 .
Engels, Friedrich 8 2 , 9 8 , 106, 109.
Eitlik 2 5 -2 9 , 3 2 -3 3 , 4 2 -4 3 .

Kamuoyu 12, 22, 3 4 , 4 3 , 4 5 -4 6 , 57, 585 9, 61, 7 2 -7 3 , 76.

DZN

Kam usallk 16, 18, 21, 4 0 , 5 8, 72.

M ill, Jo h n Stu art 16, 23, 60.

K an t 6 0 , 64.

M illetler C em iyeti 4 7, 48.

1 15

K atolik 1 0 2 -1 0 4 , 107, 110.

M ohl, R obert vo n 5 5, 73-7 4 .

Kautsky, K ari 95.

M onarkom aklar 5 8 , 64.

K elsen, H ans 4 0 .

M onari 9 ,1 8 , 2 4 ,3 2 ,3 7 - 3 9 , 4 6 ,4 7 ,5 1 ,

K end i kaderini tayin hakk 4 7 -4 8 .


K itle

12, 17, 2 1 -2 2 , 24, 3 0 , 3 2 -3 3 , 3 5,

3 7 - 3 8 , 4 1 , 8 9 , 1 0 1 -1 0 2 , 1 04-106.
K oloni 26.

55, 5 8, 6 0, 79.
M ontalem bert, C harles Forbes 103.
M ontesquieu, C harles de Secon d t 18,
24, 62, 67, 70.

Korporatist fikirler 10.

M osca, G aetan o 9, 17.

Kriz 3 2 -3 3 , 35.

M oser, J. J. 62.

K utsal ttifak 47.

M urger, H enri 108.

K u v v etler ayrl

5 7 , 5 9 , 6 1 -6 4 , 7 0,

76, 94.

M ussolini, B en ito 9, 112.


Mzakere 15-16, 2 0 -2 2 , 5 3 -5 7 , 6 0 , 62,
6 9 -7 2 , 7 4 -7 7 , 8 0 , 8 5, 9 5, 98, 101-

L a G u erre et la P aix 103.

103, 112.

Lahand, Paul 66.


Lassalle, Ferdinand 8 9 -9 0 .

N apoleon I. 8 0 ,8 7 , 110.

Le M ercier de la Rivire 59.

N aum ann, Friedrich 18, 23.

L enin, V ladim ir Ilyich U lyanov 9 4 ,1 0 9 .

N isb tem sil 11.

Lewis, W yndham 22, 9 9 , 104.


Liberal dem okrasi 3 3 , 102.

O n u r 18, 24.

Liberalizm

Ostrogorski, M oisei 12.

13, 2 4 , 3 0 , 3 3 , 3 9, 5 6 -5 7 ,

7 2 -7 3 , 80, 1 0 2 -1 0 3 , 107, 111.


Lilburne, Jo h n 43.
Lippm ann, W a lter 22.
L ocke, Jo h n 4 1 , 6 2 , 6 3 , 65, 75.
Lolm e, Je a n Louis de 62.

zdelik 3 0 -3 1 , 3 3 , 3 9, 4 1 -4 2 , 4 5, 48,
57.
zgrlk 3 9, 6 0 -6 1 , 6 9 , 7 5 -7 7 , 8 2 -8 3 ,
106.

L on g P arliam ent 63.


Louis Philippe 79.

P arlam en tarizm

9 - 1 3 , 1 5 -2 4 , 3 1 -3 3 ,

3 5 ,3 7 , 4 8 - 4 9 ,5 1 - 5 4 , 5 6 - 5 7 ,6 1 ,6 4 ,
M ably, G abriel B on n ot de 62.
M achiavelli, N icco lo 58, 64.
M alebranche, N ich ola de 6 2 , 104.
M arksizm

8 1 , 8 2 , 8 8 , 9 0 , 9 2 , 9 3, 9 8 ,

103, 1 1 0 .
M arx, Karl 8 2 -8 4 , 8 8 , 9 0 -9 3 , 9 8, 100,
1 0 3 -1 0 4 , 1 0 7 -1 0 9 .

7 1 -7 6 , 7 9, 9 5 , 9 7 , 101, 1 0 7 -1 0 8 ,
111- 112.

Parlam ento 1 0 - 1 1 ,1 3 ,1 6 - 2 4 ,3 3 - 3 4 ,4 2 ,
5 1 -5 6 , 6 1 -6 3 , 6 6 , 6 8, 7 0 -7 1 , 7 4 -7 7 ,
79, 1 0 3 -1 0 4 , 107.
Partiler 1 1 -1 2 ,1 9 , 2 1 - 2 2 ,3 0 ,4 6 ,6 9 , 71,
73, 75-7 6 , 9 8, 103.

M ayer, O tto 65.

Pearse, P atrick 110.

M ich elet, Edm ond 38.

Politik 12, 8 6, 8 9, 107.

M ichels, R obert 12, 22, 98.

Preuss, Hugo 12, 18, 23.

1 16 PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ

Prvost-Paradol 23.

Siyasi lahiyat 3 1 -3 2 , 48.

Proleter 3 8 , 8 9 , 9 1 , 98, 102, 1 0 6 -1 0 7 ,


1 0 9 -1 1 0 .

Sm end, R udolf 53.


Sorel, Georges 9 9 -1 1 0 .

Proletkult 98.

Sosyalizm 3 3 , 3 8 -4 0 , 8 0 -8 4 , 8 8 -8 9 , 91-

Propaganda 12, 15, 22, 4 3 , 45.


Proudhon, P ierre Josep h

3 9 , 9 9 -1 0 0 ,

1 0 2 -1 0 5 .

9 2 ,9 8 , 103, 105, 109, 111.


S t. Barth olom eo k atliam 58.
S tein , Lorenz von 4 4 , 73.

Prusya 3 7 .

Sten dh al, Flenri Beyle 108.

Pufendorff, Sam u el von 3 2 .


iddet 97.
Ranke, Leopold von 38.
Rasyonalizm

13, 5 5 , 5 7 , 6 0 -6 4 , 6 9 -7 1 ,

T em sil 11, 4 0 , 5 4 -5 5 , 70, 72, 9 2 ,1 0 2 .

8 0 -8 4 , 8 6 , 9 0 , 9 4 -9 5 , 9 8 , 101, 106,

T heseus 87.

108, 111.

T h o m a, R ichard 12, 16-20, 26, 66.

Redslob, R obert 62.

Tocqueville, A lexis de 38.

R eferandum 3 9 , 42.

T n n ies, Ferdinand 58.

Rflexions sur la violence 9 9 , 109.

Trdelik 2 5 , 2 7 , 2 9 , 3 1 -35.

R ekab et 2 1 , 5 6 , 5 9 , 6 1 .
R enan , Ernst 3 8 , 105.

Vertu 25, 101.

Ricardo, David 8 8 -8 9 .
Rohm er, F. 73.

W eber, A lfred 3 0 - 3 1 ,3 3 .

Rom a Y ry 111.

W eb er, M ax 11-12, 18, 23, 40.

Rom antizm 5 6 , 72.

W eim ar A nayasas 1 1 ,2 0 .

Rousseau, Je a n Jacqu es 3 0 -3 1 , 4 1, 4 3,

W ilson, W oodrow 61.

62, 104.
Y ahudiler 91.
arpi, Paolo 5 8 .

Yasam a organ 4 4, 6 2 -6 3 , 6 9, 71, 74.

Schu lze-D elitsch, H erm ann 89.

Yrtm e 51, 5 4, 5 7, 6 2 -6 4 , 6 7, 6 8 -7 0 ,

Sendikalizm 10, 9 8 , 100, 102.

74.

Shaftesbury 62.
S n f elikisi 9 0 , 92.
Siyaset 10, 2 9 -3 0 , 3 7 , 73, 8 2, 8 4, 107.

Zitelm ann, Ernst 6 8 -6 9 .

You might also like