You are on page 1of 217

BR OSMANLI ASKERNN

SIRADII ANILARI
16884700

Bir Osmanl Askerinin Srad Anlar


Temevarl Osman Aa

Kapak Tasarm
Dzen
Bask-Cllt

Yunus Karaaslan
Adem enel
Bayrak Matbaaclk
Davutpaa Cd. 14/2 Topkap-stanbul

ISBN: 978-975-01311-5-8
1. Basm 2007
2. Basm: Mart 2008

Bu kitabn basm haklan Ekim Yaynlan'na aittir. Yazann ve yaynevinin izni


olmadan baslamaz, yaynlanamaz, kopyalanamaz ve oaltlamaz. Ancak kay
nak gsterilerek ksa alnt yaplabilir.

Ekim Yaynlar
Ksjkl Cad. No. 1/ A Blok Daire:8 Altunlzade/stanbul
Tel: 0.216 651 40 20 Faks: 0216. 651 98 74
www.eklmyaylnlarl.net
e-mall: eklmyayinlari@gmail.com

TEMEVARLI OSMAN AA

BR OSMANLI ASKERNN
SIRADII ANILARI
1688-1700

Gnmz Trkesi
Orhan Sakin

ekim^

Orhan SAKIN, 1960 ylnda Yozgat'ta dodu. lk ve orta


retimini burada yaptktan sonra Seluk niversitesi Edebiyat
Fakltesi Tarih blmn 1982 ylnda bitirdi. Marmara niver
sitesi Ortaa Trk Tarihi Blm'nde yksek Usans yapt, 1987
ylmdan itibaren Babakanlk Osmanl Arivi'nde Uzman ve y
netici olarak grev yapmaktadr.
Trk Tarihi ve Kltr hakknda eit aratrma ve teUf
eserleri bulunmaktadr. Bir ksm kolektif ahma rn olan
eserlerinin bazlar unlardr: 1. Makedonya'daki Osmanl Evrak
(Komisyon-1996), 2. Tarihsel Kaynaklaryla stanbul Depremleri
(2002), 3. Yadigar- bn-i erif fOsmanh Tp Metni-Komisyon2003), 4. Bozok Sanca ve Yozgat (2003), 5. Eski Trk Dnyasn
da Bitkiler ve Bitki Kltr (2005), 6. Msr ehzadesi (2006), 7.
Simyac ve Srlar (2006), 8. Mhr (2006), 9. Anadolu'da Trk
menler ve Yrkler (2006), 10.1915 Ermeni Mezalimi (2006), Er
meni syan Gnl, Osmanl Arlivleri Yeminli Tank fadeleri
(2007), Osmanl'da Etnik Yap ve 1914 Nfusu (2008)

NDEKLER
Ben Kimim, 13
Esirlie Dm, 19
YoUarda,33
Avusturya'da Geei Gnler, 107
Kurtulua Doru, 141
zgr Gnler, 203
Son, 213

Temevarit Osman Aa

1670'lerin balarnda, gnmzde Romanya'nm batsnda


yer alan Temevar'da dnyaya geldi. Asker bir babanm ocuu
olmas nedeniyle kale muhafz birliinde grev ald ve ksa za
manda ykselerek gen yata birlik zabitleri arama katld. ni
ve klarla dolu bir hayat yaayan Osman Aa, gen bir odaba
iken, 1688 senesinde Avusturyallara esir dt. Bu yllar, II.
Viyana Kuatmas'nn ardndan gelien ve 1699 senesine kadar
srecek olan frtnal dnemdi. Esirlik gnlerinin byk ksmn
Viyana'da geiren Osman Aa, olduka maceral bir katan sonra
1700 senesinde kurtuldu, memleketine dnd. Eski grevine iade
edildi, vilayet tercmanl yapt. Avusturyallar ile yaplan snr
grmelerinde yer ald.
1716'da Temevar'm, 1717(de de Belgrat'n dman eline ge
mesiyle memleketini terk etmek zorunda kald; stanbul'a gt.
Bu esnada mallarnm ve ailesinin omu kaybetti. 1724 sene
sinde hatralarn kitaplatrd. 19. yzylda yurtdma kart
lan kitap, British Museum NR. MS Or. 3213 numaradadr, nce
Almancaya evrildi daha sonra da Almancadan Trkeye evirilerek yaynland. 1963 ylnda Fahir z tarafndan ingiltere'deki
nshann bir kopyas . . Trkiyat Enstitsne kazandrld.
Harun Tolasa tarafmdan transkripsiyonu yaplarak yaynland.
Gnmz Trkesine uyarlanmasmda bu metin kullanld.

Kronoloji
Anlarda anlatlan dneme ait genel kronoloji

11.02.1681: Osmanl-Rus bar.


27.07.1682: Orta Macar seferi.
15.08.1682: Kaka Kalesi'nin fethi.
14.07.1683: kmci Viyana kuatmas.
12.09.1683: Viyana kuatmasmn kaldrdmas ve ordvmm ekihnesi.
01.11.1683: Estergoriun dman eline gemesi.
15.11.1683: Veziriazam Merzifonlu Kara Mustafa Paa'nm idam
1684: Mukaddes ittifakm kuruhnas. Bu ittifaka Ahnanya/Avusturya,
Papalk, Venedik, Toskana, Lehistan, Malta, sonra da Rusya
katld.

Bundan

dolay

Osmanl

Devleti,

Macaristan'da,

Lehistan'da, Dalmaya'da, Bosna'da, Arnavutluk'ta ve Mora'da,


yani alt cephede tek bana savamak zorunda kald.
18.06.1684: Viegrad Kalesi'nin dmesi.
15.07.1684: Avusturya Ordusunun Budih Kuatmas. Venedik
Cumhuriyeti'nin harp ilam.
08.08.1684: Ayamavri Kalesi'nin dmesi.
28.09.1684: Preveze'nin dmesi.
10.10.1685: Lehistan cephesinde Bojan zaferi
18.11.1685: Kara brahim Paa'mn azli. Sar Sleyman Paanm sada
reti.
15.06.1686: Navarin'in dmesi.
02.09.1686: Budin'in dmesi. Macaristan'm elden kmas.
12.08.1687: Moha bozgunu.

05.09.1687: Cephedeki askerin isyan. Sar Sleyman Paa'nm kama


s. syan eden ordunun stanbul zerine yrmesi.
25.09.1687: Atinann dmesi.
08.11.1687: IV. Mehmet'in padiahlktan indirihnesi, II. Sleyman'n
padiah oluu. Avusturyallarm, Belgrat'a doru harekete ge
meleri.
09.11.1687: Hazine iin halktan imdadiye (para) toplanmas.
29.11.1687: Yenierilerin ayaklanmas.
14.01.1688: Eri Kalesi'nin dmana teslimi.
02.03.1688: Sadrazam Siyavu Paa'mn ldrhnesi ve Nianc smail
Paa'mn sadareti.
04.1688: Venediklilerin Eriboz Adas'm kuatmalar.
06.09.1688: Istoln-i Belgrat Kalesi'nin dmesi.
08.09.1688: Belgrat'n Alman/Avusturya eline gemesi.
30.10.1688: Eriboz zaferi.
06.06.1689: II. Sleyman'm Avusturya Seferine hareketi.
10.06.1689: Krm zerine yryen Ruslarm Ur-Kap aznda Krm
Han Selim Giray tarafmdan durdurulmas.
08.07.1689: Orsova Kalesi'nin ele geirilmesi.
30.08.1689: Batucina bozgunu.
24.09.1689: Ni bozgunu.
25.10.1689: Avusturya'ya sefere gidilmesi iin padiahn hatt hma
yunu.
03.1690: Mora Adas'nda son Trk Kalesi Benefenin VenedikUler ta
rafndan ahnmas.
11.07.1690: Kanije'nin dmesi.
12.07.1690: Eyp yangm. Belgrat'm Avusturyallar eline gemesi.
13.07.1690: Fazl Mustafa Paann Belgrat seferi.

21.08.1690: Zernescht zaferi.


08.10.1690: Belgrat n Avusturyallardan geri aimmas.
04.03.1691: Avlonyanm Venedikliler tarafndan igali.
22.06.1691: Sultan II. Sleyman'n lm. II. Ahmet'in Edirne'de pa
diah oluu.
19.08.1691: Salankemen muharebesi. Avusturyallara kar yenilgi ve
Fazl Mustafa Paa nm ahadeti.
09.1691: Avusturyallarn Varat Kalesi'ni kuatmalar.
14.01.1692: Tkeli mre'nin, Sadrazamn daveti zerine Edirne'ye geUi.
12.06.1692: Varat Kalesi'nin dmesi.
21.06.1692: ngiltere ve Flemenk'in, Osmanh-Avusturya savamda
bar salamak iin arabuluculuk teklifleri.
18.07.1692: Venedik'lilerin Hanya kuatmas.
07.06.1693: Byk stanbul yangm.
12.09.1694: Varadin Kuatmas.
09.1694:Papalk,MaltaveFloransagemileriileVenedikDonanmas'nm
Sakz nlerine geUp, adaya asker karmalar.
21.09.1694: Sakz Adas'mn Venedik'lilere teslimi.
15.12.1694: Petervaradin kuatmasmn k sebebiyle kaldrlmas.
06.02.1695: Sultan II. Ahmet'in lm. Sultan IL Mustfa'nn padiah
oluu.
18.02.1695: Sakz Adas'mn geri alnmasm salayan Koyun Adalar
zaferi.
30.06.1695: II. Mustafa'mn Avusturya seferi iin Edirne'den hareketi.
09.09.1695: Lipova'nn yeniden fethi.
18.09.1695: Zeytinburnu Deniz zaferi. Venedik donanmasnm imha
s.

22.09.1695: Lipova'nn gneyinde bulunan Lugas'un kuatlmas.


Lugas zaferi.
13.10.1695: Azak zaferi. Kalenin Ruslardan kurtarlmas.
06.08.1696: Azak Kalesi*nin dman eline gemesi.
27.08.1696: Olaseh (Ula) zaferi.
31.08.1696: Ordu'nun zafer sonras Temevar'a gelii. Koca Cafer
Paanm Belgrat muhafzlma tayini.
11.09.1697: Zenta facias: Osmanl Ordusu'nun tm malzemelerinin
Avusturyallarm eline gemesi ve Veziriazam Elmas Mehmed
Paa*nm ahadeti.
17.10.1697: Bosna Saray'nm yanmas,
20.10.1698: Osmanl Temsilcilerinin Belgratdan Karlofaya hareket
leri.
26.01.1699: Karlofa Antlamas.
14.07.1700: Osmanh-Rus bar.
03.12.1701: Bedesten yangm.
22.08.1703: Sultan 11. Mustafa'nm halli. IIL Ahmed'in padiah ohnas.
14.11.1708: Cezayir-Oran Kalesinin teslim alnmas.
19.07.1711: Prut Muharebesi.
24.06.1713: Edirne Anlamas.
08.11.1714: Venedik seferine karar verilmesi.
01.04.1715: Padiah ve Veziriazamn Ordu ile Edirneye hareketi.
07.07.1715: stendil Adalar'mn fethi.
07.08.1715: Kuzey Moramn fethi. Ordu'nun gney Moraya hareketi.
24.09.1715: Girit Suda Kalesi'nin fethi.
20.10.1716: Macaristan'daki son Trk vilayet merkezi olan Temevar m
dman eline gemesi.
18.08.1717: Belgrat'n dman eline gemesi.
21.08.1718: Avusturya ile Pasarofa Antlamas.

Ben Kimim

dm Osman, Avusturya serhattindeki Temevar(danm\


Rahmetli babam Mahmut olu Ahmet Aa, yz sene
nce kardei ile birlikte Belgrat'tan gelerek buraya
yerlemi. Ben de burada dodum. Hayatmn baharnda esir
dtm gne kadar genliimi, yeillikler arasndaki bu gzel
beldede geirdim.
Babam, Temevar'a geUnce kale muhafzlm yapan Azap
Askerleri Ocama^ girmi ve ykselerek ocak kethdas^ olmu.
Daha sonra Yerli Ktdu^ aalklarmdan bir "piyade aal"^ boamca oraya atanm. Babam, 1677 senesinde vefat ettiinde, bu
grevinde yaklak on ylm tamamlamt. ld zaman ben
kktm. Onun lm bana ok ar geldi; zira annemin vefat
nn zerinden iki ay gibi ksa bir zaman gemiti. Her ikisinin de
cenazesi, Siged mahallesinde eski bir Cizvit kilisesinden dnt
rlm olan caminin mihrab nne defnedildi.
1
2
3

Romanya'nn batsnda, Macaristan snrnda bulunan ehir, 1552-1716 yllar arasn


da Trk ynetiminde kald. Bkz. Harita.
Kale muhafzlarmm piyade blm. Azap askerleri bekar erkeklerden seilir ve kale
lerin kadrolu grevlileriydi.
Kahya denmektedir. Herhangi bir yetkilinm yardmcsna verilen genel isimidir ve
ounlukla greviyle birlikte anr. Ocak kethdas da ocan amiri olan aann yar
dmcs anlamna gelir.
Yerli Kulu (Gnll) askerleri: Msr, Badat, Lahsa, Musul, Diyarbakr, Van, Halep,
Kars, Erzurum, Bosna, Budin ve Temavar kalelerinde. Yenieri yerine onlarn teki
latna benzer ekilde kurulmu olan asker tekilat. Yerli kullar da ulufeli askerlerdi
fakat ulufeleri Yenierilerden fazlayd. Yerli kullarmm saydar kaleler iin belirlenen
kadrolarla smrlyd,
Yerli kulu (gnll) tekilanm amiri.

Babam birka kez evlenmi; fakat nceki hanmrlarmdan olan


ocuklarmm hi birisi yaamam. Bunun zerine slankamen^
adl yerden annemi getirerek bir kez daha evlenmi. Yirmi be
yllk evlilikleri sonucu dokuz ocuklar olmu. Fakat ldklerin
de sadece erkek ve iki kz ocuklar hayatta kalmt.
Babam ldnde, en bymz olan Bekta Aa on alt
yamdayd. Kz kardelerimden Atiye on drt, Vasfhan on, k
k kardeim Sleyman ise iki yamdayd. O gnleri hl ok iyi
hatrlyorum. Yalarmz kk olduu iin, kad efendi tarafmdan vasilerimiz tayin edilmiti. Rahmetli babam, lm deindeyken byk kardeim Bekta Aa'nn kendi yerine gemesini
vasiyet etmi. Kethdas olan Zlfkr, rahmetU babamm yetitirmesiydi. Babam vasiyetinde ayrca, "Atiyeyi Zlfkr'a versin
ler; ocuklara vasi olsun ve hep birlikte oturup onlara gz kulak
olsun" demi. Bylece, anneden ve babadan hisselerimize den
miras, kad efendi tarafmdan paylatrld. Yetikin olanlarm
mallar kendilerine verildi. Kklerin ise mallar vasilere teslim
edilerek koruma altma almd. Gen yata yetim kalmtm ama
ykl bir mirasn da sahibi olmutum.
Kardelerimle birlikte Temevar'daki hocalardan dersler al
dk; zamanmza gre ok iyi yetitik. Aabeyim evlendi, biz k
kler de eitimimizi tamamladk.
Mutlu bir yaantmz vard. Ancak bu yaantmz, 1683 yln
da Kara Mustafa Paa'nm Viyana'y kuatmasmdan sonra deiti.
Viyana'daki baarszlm ardmdan sava ve kargaalarla geen
yllar balamt.
Aabeyim askere gitti. ki seneye yakm bir zaman gelmedi.
Bayra ile varp Satmar ve Kaa seferlerinde bulunmutu. Bu s6

Islankamen (Slankamen); Srbistan(da bir kasaba.

ralarda, kz kardelerimin ikisi de vefat etti. Kardeim ve enite


mizde her zaman bakml cins hayvanlar ve atlar bulunurdu. Ben
ise daha kklkten ata binmeye ve silah kuanmaya ok heves
liydim. Kendi imknlarmla silah ve donanmlarm aldun, asker
arasna kartm. Savaa ve cenge dkndm. Baba dostlarmz
dan Temevar'm Frisn^ Aas Pir Aa, beni baz arpmalarda
grp beenmi. Ocakta bir odabalk^ boalnca kadroyu bana
teklif etti. Kardeim ve enitem de uygun grdler; bylece gen
yata odaba oldum, iki sene kadar o bayrak ile padiah hiz
metinde bulundum.
Askerlik hayatm bylece balamt. Sevin iindeydim;
genlik arzum yerine gelmiti. Fakat kaderimin beni bu sayede
nerelere doru srklemekte olduunu, o zamanlar nasl bilebi
lirdim?
O gnlerde Sonluk ve Sarva kaleleri, General Reisler tara
fndan ele geirildi. lerindeki halk Temevar Kalesi'ne kamt.
Ayn general daha sonra gelip Arad Kalesi'ni yamalad. Halkm
ve kale korumasmdaki Rumeh askerinin ounu katletti, biro
unu da esir etti. evreyi yakp ykyordu. Buradan geip anad
Kalesi'ni kuatt. Yannda byk toplar ohnad iin evredeki
ky ve nahiyeleri yamalattktan sonra Sarva taraflarna gitti. Bu
arada kalenin varolarn da btnyle yakp ykmt.
Ayn gnlerde Segedin nnde askerlerimiz bozguna u
ramt^^. Kale, General Vallis'in eUne dt. Tise nehri ve Muris
kylar btnyle boalrken bu felaketleri frsat bilen ve eitli
yerlerden firar etmi olan Surp kylleri, ekya ve kadana^^ olmu
lard; Avusturyallara balanarak hizmet ediyorlard. Dman as7
8
9
10
11

Farisan: Snr kalelerinin korumasnda kullanlan atl hisar eri.


Takm komutan, temen.
Avusturyallarm Erdel komutan.
12 Ekim 1687.
Trk ve Macar gnllleri.

kerleriyle birlik olup Temevar Kalesi halkna saldu-maktaydlar.


Hemen her gn kalemizin evresine geliyorlar, alp rpyorlar,
yakaladklar yolcu, bostanc ve sair i g sahiplerini ya ldr
yorlar ya da esir edip kalelerinde zindanlara kapatyorlard. Bu
esirlerin birou daha sonra fidye karl kurtulmaktayd.

Esirlie D

ayatm karartan o talihsiz olay gerekletiinde, 1688


senesinin Haziran balaryd. Temevar muhafz Koca
Cafer Paa beni yanma artmt.

Paanm huzuruna ktmda, odada oturanlar arasn


da, uzak yoldan geldikleri anlalan yabanclar dikkatimi ek
ti, stanbulcian yeni gelen ulaklarm^^ bunlar. Yanlarmda Arad
Kalesi nde grevU yenieri, topu ve cebecilerin maalar varm.
Adamlar bana tantan paa, oturmam iin yer gsterdi ve hemen
"Bu parann acil olarak Arad Kalesi'ne ulatrlmas gerekiyor"
diye konumaya balad. Niin arldm bilmiyordum; fakat
paanm szlerinden ulaklar ve yanlarndaki parayla ilgiU bir g
reve gnderileceimizi tahmin etmekte gecikmemitim. Nitekim
paa, "evremiz dmanlarla evrili" diye konumasm srdr
m ve "Bylesine kymetU bir postay ulaklarn Temevar'dan
ileriye gtrmeleri mmkn deil. Bu i, kale grevUsi svarilere,
yani sizlere dyor." diyerek szlerini tamamlamt.
Olduka nemli ve tehlikeli bir grevdi bu. Ben henz ok
gentim ama birok arpmaya girmi, sava tecrbesi kazan
mtm, iyiden iyiye takdir edilen bir askerdim artk. Paa haz12 Haberci, posta.

reeri de zaten bunu zellikle belirtmi; "Bylesine nemli bir


grevi bu nedenle sana ve blne vermeyi uygvm bulduk" de
miti. "Hazineyi Lipova adl yere, bir gece iinde ulatrmak ge
rekiyordu."
Emri alr almaz, hemen hazrlklarm tamamladm.
Dmana yakalanmamak iin gece karanln deerlendirmemiz
gerekiyordu. Akama bir saat kala Baba Hseyin Sahras'na k
tm ve seksen kadar askerimle paay beklemeye baladm. Cafer
Paa gelerek bizi bizzat denetledi. Hazineyi elleriyle teslim etti ve
dualarla uurlad.
Lipova Kalesi, Temevar'a on saatlik bir yerdir^^. Gece boyun
ca hi durmadan yol aldk. Ancak iki yerde hayvanlarmz
dinlendirip yemledik. Onun dmda attan inmedik. Nihayet tam
hesapladmz gibi, sabah vakti Lipova Kalesi ne ulamay baar
dk. Kalenin Temevar Kapsnda yetkililere hazineyi teslim et
tik. Grevimizi baarmann rahatl iinde geri dnecektik ama
ylesine yorgun ve uykusuzduk ki, Lipovadaki aalar ve tmar
sahipleri bir iki gn kalp dinlenmemizi nerdiklerinde hayr di
yemedik. Asimda, yorgunluumuzun dmda Lipovada misafir
olarak kalmamzn baka bir nedeni daha vard: Lipova'nn kiraz
lar... stelik yle kolay kolay geri eviremeyeceimiz bir nedendi
bu. Lipova ba ve baheleriyle mehurdur. Kiraz zaman bir baka
gzel olur. Kiraz o kadar bol olur ki okkas bir akeye bile kim
se dnp bakmaz. Pazarlarda ym yn durur. Aramzda "Bir
gn kalalm hem dinleneUm hem de biraz kiraz yiyeUm." diye
kararlatrdk. Fakat, bu kararmzm ne kadar yanl olduunu
anlamamz iin bir gn bile gemeyecekti. Hl ne zaman kiraz
grsem, aklma hep o uursuz gn gelir.

13 Temevar'n 58 km. kuzey dousundadr.

O gn her birimiz bir konaa dalm, yol yorgmluunu


zerimizden atmaya alyorduk. Ben de uzanm, yorgunluktan
arlaan gz kapaklarm henz kapamtm ki haber topunun
gmbrtsyle yerimden frladmi. Gn batmaya yakmd. nce
bir iki el silah sesi gelmi, ardndan haber topunun sesi duyul
mutu. Neler olduunu merak ederek dar ktmda btn
insanlarm toplanma mahalline doru komakta olduklarm gr
dm.
ok gemeden olay anlald. Yukar Erdel taraflarmdan
Muris nehri kysm takip ederek gelen Macar kadanalar, kaleye
hcum etmilerdi. Aslnda kk bir gruptu bunlar. Kaleye bir ka
el tfek atp kamlard. Hemen atlarmza binip arkalarma d
tk. Dmann bu hareketi bir tuzakm. Lipova'nn st tarafmda. Muris nehri karsmdaki da bamda bulunan olimos Kalesi
halk, yukardan dmanm pususunu grmler. Yakmlarmdan
geerken "Daha ileri gitmeyin, dmann pususu var." diye bizleri
uyardlar. Akam karanl da bastrmt. Geri dndk. Yine her
kes konaklara dald.
Byle bir durumla karlaacamz bilmiyorduk ama
Lipovallar tahmin ediyorlarm; bizden gizlemiler. Kalmamz
iin bylesine srar etmelerinin asl nedeni buymu anladmz
kadaryla. nk Lipova Kalesi nin kendi askerleri ok azalmt.
Daha nceki birka arpmada yzlerce adamlarm kaybetmi
ler. Kimisi ehit olmu kimisi esir... Kalede ancak yze yakm
asker kalm. Ama bir tesellimiz vard; yalnz deildik. Hazineyi
kendi kalelerine gtrmek zere Yanova'dan da bir farisan aasyla yetmi seksen nefer asker gelmiti; onlar da bizim gibi kalede
mahsur haldeydiler imdi. Bylece kaledeki asker says be yze
yaklam oluyordu.
Ertesi gn seher vaktinde, Lipova'nn balarmm bulunduu
Tano tepesinden Avusturya ordusunun boru sesleri duyuldu.

Zaten gzlerine uyku girmeyen halk telala ayakland. zellikle


bizim gibi yabanclar hemen atlarna bindi; herkes biran nce ka
leden dar kmak istiyordu ama mmkn olmad. Kale kaplar
sk sk kapatlmt.
Avusturyallarn komutan General Karafaym. Yannda
olan on sekiz alay piyade ve svari askeriyle o k (1687-88) Erdel
vilayetinde klam. lkbahar olup havalar snmaya balaynca
ErdeFden kp Muris nehri kenarmca ilerleyerek Lipova'nm n
ne gelmi. Au: silah ve mhimmatlarm Muris nehri zerinden
naklettirmekteymi.
Kiraz mevsiminin o gzel seherinde kale halk korkuyla yer
lerinden frladklarmda, ne yapacaklarm bilememenin aknl
iindeydiler. Misafir olan bizler, Muris nehrini ap Yanova tarafma gitmek istiyorduk. Hemen toparlandk, kale kaplar alnca
dar ktk, Muris kprsne geldik ki ne grelim? olimos tara
fmdan ve Moro Boaz tarafndan ilerleyen iki bin kadar haydut
ve kadana yollar tutmu. Gitmek mmkn deil. aresiz kaleye
geri dnecektik. Muris kprsn bozup yktk. Zira kpr kalr
sa d kale, nehir tarafmdan gelen dmana ak olacakt.
Savunma yapmak iin herkes i kaleye topland. Buras aa
ktkleriyle tahkim edilmi kk bir yerdi. evresi hendekle
evriliydi. drt kk tabyas vard ve her tabyanm zerine
drder, beer top yerletirilmiti. Daha darda olan d kale ise
ok daha geni bir alan kapsyordu. Ancak buras botu. Yalnkat
duvar, baz kule ve surlar tatan ina olunmutu. ok az bina var
d. Ayrca d kalenin nehir yn de akt. Duvarlar, nehir ky
sndan balyor, ehrin tarafm dolatktan sonra yine nehirde
bitiyordu.
Dman ilk gnn beklemekle geirdi. Ne bir top, ne bir
tfek att. Ama biz srekli ate ediyorduk; elimizden geldiince

onlara zarar vermeye alyorduk. Hatta baz yiitler dar k


yorlar, baheler arasmdan Avusturya karakoUarma yanaarak sal
dryorlard. Fakat ertesi gn durum tamamen deiti. Dman,
geceleyin dokuz para byk top ile -drt havan topunu bizim
kilere fark ettirmeden baheler arama yerletirmeyi baarm ve
d kalenin hemen be yz adm yakmna kadar yanaarak mevzi
tutmutu.
Ertesi gn sabah erkenden toplarn korkun grlemeleri ve
duvarlarm sarsmtdaryla uyandk. Ar glleler, kalenin duvarla
rn dvyordu.
O gn ikindi vaktine kadar kale duvarn dven gUeler, so
nunda duvarn bir blmnde genie bir gedik at. kaledeki1er hemen buraya kotu; canla bala alarak gedii kapatmaya
alt. Bulabildikleri her trl eyi gedikleri kapamak iin kul
lanyorlard. Ta, toprak yanmda, ellerine geirdikleri yastk ve
minderleri bile gediklere dolduruyorlard. Fakat, bu abalar so
nusuz kald; ok gemedi, isabetli bir yaylm ateinin ardmdan,
gedie doldurulan bu derme atma malzeme darmadam oldu.
Bunu gren dman, lklar atarak hcuma geti.
Gediin ald blgeyi birka blk asker koruyordu.
Dmanm o ynde hcuma gemesi zerine askerin ounluu
ksa zaman iinde gediin nne yld. Gedikten ieri szmaya
alan dmana kar, el bombalaryla, tfeklerle gs gse
arpma balad. Fakat bu durum, bir baka tehlikeyi dourdu.
Gedik ynne bu kadar arlk verilmesi, kalenin dier taraflarmm savunmasn zayflatyordu. Nitekim Battal Kap'dan ve
Temevar Kaps tarafmdan Macar ve Srp kadanalar, yanlarmda
getirdikleri merdivenlere trmanmaya baladlar, Surlarm yz,
rmcekler gibi duvarlara trmanan askerlerden grnmez ol
mutu.

Dmann kalenin dier tarafndan ierilere szmakta ol


duu haberleri kulaktan kulaa yayld zaman, gedii savunan
askerlerin direnci krld. Gedii savunmay brakp telala ve
birbirlerini ineyerek geri ekilmeye baladlar. Hepsi de bir an
nce i kaleye girme abasndayd.
Biz de bunlarm arasndaydk. kaleye kendimizi atmak iin
koturuyorduk; ama kapya yaklatmz zaman bir baka kt
manzarayla karlatk. Macar ve Srp askerleri bizden nce ula
mlar, yolumuzun nndeki sokak balarn tutmulard. aresiz
tam ortalarna hcum ettik. Dman ikiye yarld, arpa arpa
sa salim i kaleye ulatk.
arpmalar o gn akama kadar srd. Avusturyallar artk
d kaleyi ele geirmilerdi. ehrin drt yanmdan alevler ykse
liyordu. Yangmlarm kimini biz, kimini dardan dman balat
mt.
Lipova o gece boyunca yand; gkyzn alevlerin kzl
l sarmt. kaleyi ehirden aradaki hendek ayrmaktayd.
Hendek yeterince geni deildi; bu nedenle yangn i kaleyi de
etkilemekte gecikmedi. Kap kulesi ve baz evler tututu. Ve bu
kk dar meknda, imdi byk bir kargaa ve tela yaanmaya
balamt.
t kalenin alan fazla geni deildi; evler darack sokaklarla
birbirinden ayrlyordu. Hayvanlar ve insanlar yznden darack
sokaklar, maher yerine dnmt. nsanlarm feryatlar ve lk
lar ile atlarn kinemeleri bir birine karyordu. Toz ve duman
dan gz gz grmez olmutu.
Alevler ilerledike kadm ve ocuklar korkuyla lklar at
yorlar "yanacaz" diye baryorlard. Yardmc olmaya alan
erkekler ise ellerindeki su kaplaryla koturuyor, tutuan kule ve
evlerin zerine kp yangn sndrmeye alyorlard. Ama d

kalede, evlerin damlarma ve minarelere yerlemi olan Avusturya


piyadesinin tfekleri, her birini tek tek avlyordu. Vurulanlar,
sndrmeye altklar atelerin iine dyorlar; yardm iste
yenlerin lklar, top ve tfek sesleri arasnda kaybolup gidiyor
du. Havay kaplam olan youn barut ve dmaan kokusuna imdi
de dayanlmaz bir yank et ve ya kokusu karmt.
Ertesi sabah durum daha da ktlemiti. Geceleyin ok ya
knmza kadar sokulmu olan havanlardan atlan mermiler, ate
ve lm yamuru olarak zerimize inmekteydi. Hendein hemen
br yanmdaki tatan ina edilmi hann tavan yangndan gece
tamamen kmt. Drt duvar ayakta kalmt. Buras imdi
Avusturyallarm havan toplar iin bulunmaz bir mevzi olutu
ruyordu. Bir taraftan da damlarn zerinden tfeklerle aralksz
kurun yadryorlard. Darack sokaklara skm olan insanlar
o gn, maherin deheti ve aresizliini yaadlar.
arpmalar bu ekilde gn gece srd. nsanlar ve
hayvanlar bir bir lyor, yarallar yerlerde srnyordu. Bu arada
kale komutan, benim birhime baka bir tabyann savunmasm
verdi. Buras kalenin en tehlikeli yeriydi. Hem toplar doldurup
atmak, hem de tfeklerle cenk etmek zorundaydk.
Tm gcmzle arpyorduk; ama herkes gibi biz de durtmun artk gittike ktletiini gryorduk. Kalenin ileri ge
lenleri de bunu sezinlemi olmalydlar. Aralarmda kaleyi vire^^
ile vermeyi tartmaya baladlar. GaUba en akllca grnen de
buydu. Sommda kale bedeninde beyaz bayrak salland.
Bayra gren Avusturyallar atei kestiler. Biraz sonra kale
yaknma kadar gelen birka subay aadan yukarya doru bau-d:
"steiniz nedir?"
14 Vire: anlaarak bir kale veya mstahkem bir mevkiyi teslim etmek.

"Kaleyi vire ile vermek isteriz; bize uygun rehineler verin, biz
de dar adam gnderelim, grmeler yapism."
ok gemeden kapmm nne gelen iki Avusturya zabiti, ka
plar alarak ieri almd; ayn anda da ieriden iki Lipoval aa
dar kt; kap nnde bekleyen askerlerin arasmda Avusturya
ordughma doru gitti.
Aalarm arkasmda, bir uan yedeinde muhteem gr
nml siyah bir at vard. Hayvanm gm eyer ve ssl koum
takmlar, gne ^da prl prl parlyor, uzaktan bile gz ka
matryordu. Lipova Kalesi Beyi, zel ahrmdan kartmt; ge
nerale hediye olarak gnderiyordu.
Kaledeki herkesi imdi byk bir merak ve heyecan sarm
t; "Acaba dman komutan, isteimizi kabul edecek miydi?"
Byk kk hepimiz biliyorduk ki bu artlar altnda ne uzun
bir zaman dayanlabilir, ne de bir yardm ulaabirdi. Birka saat
sonra, uzaktan aalar grndnde, herkesin akimda ayn soru
vard. "Acaba anlama salanm myd?"

Aalar kaleye girince Avusturyal rehine subaylar da dar


brakld.
Avusturya kararghmdan dnen aalarm anlattklar, hi de
ho eyler deildi. General Krafa, grmeleri bizzat yapm ve
tercman araclyla "stekleriniz nedir?" diye sormu. Aalar
da kendilerine verilen yetki ve talimat dorultusunda isteklerini
nakletmiler:
"Kalemize gelip bizi kuattnz, sizin amacnz kaleyi ele geir
mek. Bizim de kar koymaya yeterh gcmz yok. Ailelerimizle
ve mallarmzla bizi brakn Temevar'a gidelim"

Ama eline gzel bir av geirdiine inanm olmalyd ki ge


neral aalarm teklifini kabul etmemiti. Marur bir edayla ok
ksa ve kesin bir cevap vermiti:
"steinizi kabul edemeyiz; ancak size yle bir firsat verebi
liriz: Silahlarmz brakarak oluk ocuunuzla dar km, diler
sek sizi brakrz, dilemezsek esir ederiz."
Bu teklifi aalar kabul edemezlerdi. Nitekim onlar da reddet
miler; "Byle bir eyi kabul etmek nasl mmkn olur!" diye kar
lk vermiler ve generali ikna etmek iin ellerinden geldiince
abalamlar. Fakat kararndan dndrmek mmkn olmamt.
Cevab olduka sertti:
"Varm gidin, ieride cenge devam edin."
arpmalara ara verildii srada, Avusturyal baz subay
lar ve askerler, siperlerden kp kale hendei yakmlarma kadar
gelmilerdi. Atekes ortamndan yararlanarak hendek kenarnda
oturuyorlar, yemek yiyorlar bir tarafl:an da yanlarndaki kpek
lere ta ve aa atp hendein iine sratyorlard. Bazlar da
ellerindeki mzraklar suya daldrarak derinliini lyorlard.
Btn bunlar bizlere gre, adamlarn sava devam ettirmeye niyetH olduklarnm deliliydi.
Nitekim arpmalar yeniden balad.
Azlarmdan ejderha gibi ateler saan toplar, btn gn ve
gece hi susmad. Glleler kaleyi iyiden iyiye cehenneme evir
miti. Gkten srekU yamur gibi ta, demir ve ate yayordu.
Darack alana skm olan insanlar ve hayvanlar hzla tkenmek
teydi. Sokaklar cesetlerden geilmez oldu. Yerler, ta ve topraklar

la birlikte havaya uan insan ve hayvan paralaryla dolmutu.


nsanlar artk kendi canlarmdan ok ocuk ve ailelerinin
derdindeydiler. ehrin ileri gelenleri tekrar oturdular, aralarnda
tarttlar, dmanm istedii ekilde kaleyi vermeye raz oldular.

Kale bedenlerine yine beyaz bayrak ekildi. artlar gr


mek zere birka adam gnderildi. Bu kez generalin istedii do
rultuda vire koullar kabul edildi .
O gece, kale kapsmm d taraf Avusturya askerleri tarafm
dan tutuldu. taraf sabaha kadar bizim kontrolmzde kald.
Ertesi sabah insanlar dar kmaya baladlar. Silahlarm brak
mlard. Bizler, bulunduumuz tabya zerinden aada olanlar
kolayca izleyebilmekteydik. Avusturya askeri, ordughlarmdan
kaleye kadar, piyade olarak iki saf haUnde dizilmilerdi. Ordugh
ise kaleden bir eyrek saatlik uzaklktayd; kaleden rahatlkla g
rlebiliyordu.
nsanlar, drder, beer veya daha fazla sayda gruplar halinde,
aileleri ve ocuklaryla birlikte kale iinden kyorlard. Kadn ve
ocuklar, birbirlerine iyice sokubnu halde rkek rkek yryor
lard. Kapdan darya kanlar askerler tarafmdan durduruluyor,
zerleri aranyordu. Silahlan varsa almyordu. Sonra da yol boyu
iki sra halinde dizilmi olan askerlerin arama gnderiliyordu.
Askerlerin iki sura dizilerek oluturduu koridordan birbir
lerine sarlm halde ilerleyen insanlar, yer yer askerlerin saldrsma uruyordu. Askerler, aralarmdan geerken gzlerine kestir
diklerini eteklerinden ve kollarmdan yakalayarak zorla ekiyor
lar aralarna alyorlard. Askerlerin aralarna den bu zavalllar,
vahi kurt srsnn eline dm av gibi annda soyuluyorlar,
rlplak ortada kalyorlard. Kar koyup direnmeye alanlarsa hemen parampara ediliyordu.
Askerler birbirlerini rnek alyorlard. Soygm ve ldrme
ler gittike artmaktayd. Subaylar ne kadar nlemeye alsalar da
saldrlar durdurmay baaramyorlard. Gz dnm askerler.
15 Bylece Avusturyallarn eline geen Lipova, Timavar'a ynelik saldrlarn ss ha
line gelecektir. Bu nedenle Trk ordusu, 9 Eyll 1695 senesinde yeniden ele geirerek
ayakta kalmay baaran ksunlarn da ykp kaleyi boaltacaktr.

zerlerini arayarak para bulamadklar insanlar ldryor, sonra


da karmlarn yaryorlard. Bu vahice ii, zavalllarm paralarn
yutmu olduklarm dnerek yapyorlard.
Katliamlar subaylarm engellemekte aresiz kaldm gren
generallerin bazlar, kendileri mdahale etmek zorunda kaldlar.
Baz generaller, atlarm soygun ve katliam yapan bu gz dnm
askerlerin zerlerine srdler. Baryorlar, gzlerini korkutmak
iin de bazdarm vuruyorlard. Generallerin kurunlaryla yere
serilen askerlerin yanndakiler, ksa bir duraksama yaasalar da
hemen ardmdan umarszca soyguna devam ediyorlard.
Biz en son kanlardandk. Lipova beyi, kads, ayanlar ve
altm kadar adamla birlikteydik. nmzden ve arkamzdan
yksek rtbeU subaylar geliyor, saldrlara kar bizi koruyorlard.
Yine de askerler yanlardan uzanyor, eteklerimizi ekitiriyorlar
d. Bu arada ilerlerken, biraz nce ldrlm ve karmlar de
ilmi zavalllarn cesetlerini daha yakndan grebilmekteydik
rlplak ve paralanm halde ylece yatyorlard.
Bu korku ve dehet dolu ksa yolculuun ardmdan sonun
da Generalin adr nne ulaabildik. Geride kimse kalmam
t. Bizden nce kanlarm balarma neler geldiini bilmiyorduk;
ama burada bizden baka kimse grnmyordu. Ertesi gnn
sabahma kadar, etrafmz kuatm olan askerlerin gzetiminde
orada kaldk.
Sabah bir general geldi, bizi dizip sayd. Sonra, askerlerle bir
likte ikierU, erii veya beerli ayrdlar, grup grup gtrmeye
baladlar.
Sonradan rendiime gre general, Lipova Kalesi'nden
kan asker ve varlkl kimselerin yanmda, ocuk ve genleri erkek
kadn demeden esir etmilerdi. Ancak, yz kadar fakir ve yaly
arabalarla Temevar tarafna gndermiti. O kadar ok esir ele

geirmilerdi ki generallerden binbalara; hatta bayrak keth


dasna varmcaya kadar btn rtbeh subaylara en az birer esir
dmt.
Ben Yanoval biriyle beraberdim. Avusturyal bir asker bizi
alarak bir adra gtrd. Orada iki subay vard. Bunlar Prens
Louis adl generalin piyade alay subaylarmdanm. kisi de ket
hda rtbesindeymi.
adra girdikten sonra bir kenarda beklemeye baladk.
Adamlar dikkathce bizi incelediler, klmza, boyumuza pou
muza baktlar. Sonra da kendi aralarmda tartmaya baladlar.
nce sebebini anlamamtk ama ksa zaman sonra rendik.
Problem bizi paylaamamalarym. Tartmaya zar atarak son
verdiler; bylece kavga son buldu, paylalm olduk.

16 Baden Markgraf Prens Louis. Metnin orijinalinde "Pirin Luvi" eklinde yazlmtr.
Burada olduu gibi. Almanca isimlerin tesbit edilebilenlerinin Almanca yazllar
kullanld.

Yollarda

ipova Kalesi bylesine haksz bir anlamayla dmana braklmca halk byk bir mitsizlie kapld. ounluu
can korkusmdan deerli eyalarm bile yanma almad.
leri saysz para ve deerli eya ile dolu odalarm kaplar ardma
kadar ak kalmt. Ama kimsenin geriye dnp bmlara baka
cak haU yoktu. nk dar knca esir olacaklarm veya ld
rleceklerini biliyorlard. Her iki durumda da ellerindeki para ve
mallar, onlar iin sadece yk olacakt. Btn bunlara karn, mal
ve para hrs, kimilerini dnemez hale getirmiti. Bu durumda
bile paray grnce dayanamayan ahmaklardan bazlar, sanki sa
hiplenme imknlar varm gibi, terk edilmi mallar yamalaya
rak ceplerini ve koyunlarn doldurmulard. Yanmdaki Yanoval
asker de bunlardan birisiydi. Pek ok altm ve para yklenmiti ve
askerlerin hi birisine kaptrmadan buraya kadar gelmeyi baar
mt. Ama sonuta bir esirdi ite.

Artk efendilerimiz olan Avusturyal subaylarn ilk ileri,


bizleri batan ayaa aramak oldu. zerimizden kan her trl
kymetli eyaya el koydular. Benim ahmak arkadam da byle
ce kendi elleriyle yeni efendisini zengin etmiti. Ama subay, bul-

duklaryla yetinip kendisine teekkr edecei yerde; "Belki daha


baka eyler vardr" diye elbiselerini btnyle soymu, aptal arkadam rlplak brakmt.
Bense durumun nereye varacan nceden kestirdiim
den, kaleden ayrlrken yanmdaki btn paralar braktm
gibi kyafetlerimi de deitirmitim. zerimde nefti bir uha
serhatl dolamas, kzl ubuk iskerlet uha, skma akr ve serhatl kua, krmz kaytan kuak ve bir krmz kalpak vard.
Hepsini soyunmu, kalpa da ters evirmitim. zerime bir
beyaz yamurluk alarak fakir bir grnme brnmtm.
Elbiselerimle birlikte silahlarm kartmtm. nk evre kalelerdeki haydut ve kadanann birounun bizim evre kyller
olduunu biliyordum. Her an birisi beni tanyabilirdi. Tanrlarsa
Avusturyallardan alp yksek fidye talebiyle eziyet edebilirler
di. Yzm gzm de biraz daha amur ve toza bulayarak iyice
tannmaz hale gelmitim.
Benim esiri olduum kimse, Layednand Fischer diye anl
yordu. Avusturya ordusunda tanmm bir kimse olduunu ksa
zaman gemeden renecektim. Ben esir, bu adam da artk be
nim efendimdi. Fischer, General Prens Louis'nin piyade alaynda
"Oditor Layednand"m. Bu "alay kads" demekti... Adamm or
dudaki konumu yksekti ama boy fakiriydi. Ne kadar lanetli bir
adam olduunu da ksa zaman iinde renecektim.
Avusturyallarm dillerini bilmiyordum; Fischer ile keUmelerle anlaamyorduk. lk ii iaretle yanmda para olup olmadn
sormak oldu. Ben de iaretle olmadn anlatmaya altm ama
ikna olmad; btn elbiselerimi karttrd. Ben de dier esir gibi
rlplak kaldun. Hatta ayp yerlerimi bile kendi eliyle yoklad.
Bir ey bulamaymca yine kendi eliyle elbiselerimi iade etti. Sonra

da Profoz^^ tarafndan getirttii demire bir elim ile bir ayam


kilitledi. adrm nnde araba altmda bir yer gsterdi. Gnlk
yarm ekmek tahsis etti. Grevim ise hayvan kaalamak, arabasmm camlarm temizlemek gibi ilerdi. Akamlar ise karakollara
gidiyor, orada geceliyordum. Ertesi sabah askerler yine beni geti
riyor, gnlk ilerimi yapyordum.
Fischer'in adr tek direkliydi. Emrinde hizmetkr yoktu;
ancak Erdel vilayetinden ayartma bir Saks kz, gnlk ilerini
gryordu. Kz olduka esmer fakat karakal, iri yapl, ho en
daml birisiydi. Fischer'in ok iine yaryordu; gece gndz bir
likteydiler.
adr ve araba hizmetleri ise alaydan nbetlee gelen asker
lere aitti. Nbetiler drt gnde bir deiiyordu.
Avusturya askeri Lipovada on gnden fazla kaldktan sonra.
Muris nehri kysmdan aaya, Segedin^^ tarafma doru hareket
etti. Bu yolculuk esnasmda benim grevim, arabaya koulan drt
beygirin ndeki iki beygirine sahip olmakt. Bir elimle bir ayam
demirU, beygirin birine binip dierinin dizginleri eUmde, arabacmm emirlerini yerine getirmeye alyordum. Fakat, henz
dillerini renemediimden, benden istenilenleri tam olarak an
layamyor, ou kez tpk bir aptal gibi davranyordum. Tabi her
yanl davranmm karl, sert bir krba oluyordu.
Muris nehri kenaryla anad ve Segedin tarafma doru
ilerleyen birlik, Arad'm alt yanmda bulunan Filek adl yerde konakladmda Fischer beni yanma artt. Bir eyler sylemeye
alyordu. Bense hl dillerim anlayamyordum. Kimi zaman
19

yanmdaki kzm konutuu Eflaka ile, kimi zaman da el kol ia17 Zabt grevlisi.
18 Veya Szeged: Gneydou Macaristan'da bir ehir.
19 Bu gnk Romanyann gneyine Osmanllar Eflak demekteydiler. Eflaka, burada
yaayan halbn konutuu dil.

retieriyle anlamaya alyorduk. Ama anladm kadaryla adam


benden fidye istiyordu. stedii fidyeyi verirsem beni serbest b
rakacakt. Dil bilmemenin de verdii zorlukla, anlamak iin
uzunca bir sre mcadele ettik. Sommda fidye bahasmm miktar
zerine anlatk. Gerek kimliimi hep saklam, kendimi bir ga
rip kimse olarak tantmtm. Altm altma uzlatk sonunda.
Fakat, benim yanmda para ne gezer? Bunun iin adamn
bana gvenip serbest brakmas gerekiyordu. Ancak o zaman
Temevar'a gidip istedii paray alp gelebilirdim. Bu konu da ve
rebileceim tek gvence, sadece kuru bir "sz"d. Fischer bunu
yeterii grmyordu; bir de kefiJ istedi. Onu da buldum; ayn alay
da esir olan kendi birliimin erlerinden Muhzr olu brahim kefiUm oldu. Ben de brahim'in bu iyiliini karlksz koymayacak,
onun fidye paras olan dokuz altn da getirecektim. Asimda bu
kefiUiin de dayana yine benim vermi olduum "sz'Uen te
bir ey deildi.
Btn bmlar yedi gn iinde yapmak zorundaydm.
Anlamamza gre, yedi gnn sonunda paralarla birlikte
Segedin'de olacaktm. Fischer, anlamamzn artlarm ve ayrmtlarm ieren Latince ve Be^ dilinde yazlm bir belge dzenledi
ve mhrleyerek elime tututurdu.
Ayn yerde benim gibi drt Mslman esir daha vard. Onlar
da kurtulu akeleri iin artl ve kefil karl serbest braklm
t. Anlatmz ekilde Segedine gelmek zere be arkada 1688
yl Haziran aymn 28'inci gn^^ Avusturya alayndan ayrldk;
Muris nehri kysndan yukar Arad a doru yola dtk. ki saat
kadar yrdkten sonra tam Arad m karsndan sa tarafa, g
neye doru yneldik. Yol, iz yoktu. Ynmz tahmini olarak ta20 Avusturya
21 1099 senesi aban- erifin 28. gn.

yin ediyorduk. Alt saat kadar yrdk. O gn akam olduunda


Temevar'a saat kadar yaklamtk.

Eve yaklamanm heyecan iindeydik. Bir an nce yuvala


rmza ve yakmlarmza kavumak iin can atyorduk. Ancak bu
gnlerde buralarda gece yolculuunun ok tehlikeli olduunu
biliyorduk. evre kyler tamamyla boalm, kyller dalm
lard. Yol gvenhi yoktu. Geceyi Temevar yakmmdaki ormanda
geirdik.
Ertesi sabah hava aydnlanmaya balarken kalktk, tekrar
yola dtk. Admlarmz daha bir heyecanla atyorduk artk;
hem dinlenmi hem de ehre iyice yaklamtk.
Temevar a ulatmzda kuluk vaktiydi. Arkadalarmm
her biri evlerine dald. Ben de heyecanla evimin yolmu tuttum.
Sabah beni karlarmd gren kardelerim sevinten utular.
Birbirimize sarldk zlemle. Mutluluk gz yalarmz bir birine
kart.
Sonra uzun uzun sohbet ettik; bamdan geenleri anlattm.
Kurtulu fidyesi iin Avusturyal subaya sz verdiim atm altmdan ve bana kefil olan askerin dokuz altnndan sz ettim. Hi
itiraz etmediler; sa ve esen grtrmeyi nasip ettii iin Allaha
dualar ve krler ettikten sonra "Para ii kolaydr" diyerek kar
lk verdiler. Onlar da verilen szn tutulmasnm nemine inan
yorlard. "Paray en ksa zamanda toplayacaklarn" sylediler.
Biz daha bunlar konuurken hareketlilik balamt.
Dndm haber alan komular ve akrabalar, kimi glerek
kimi sevinten alayarak, eve dolumaktayd.
Drt gn Temevar'da dinlendim. Dost ve yaknlarmzla kar
lkl zlem giderdik. Bu arada fidye paralarn da denkletirdik.

Paradan gayr bir takm kymetli hediyeler de aldm. Drdnc


gnn sonunda arkadalarmla haberletik ve yine birlikte yola
ktk. Ramazann nc gnyd (2 Temmuz 1688). anad tarafma doru yrdk; yola kmzn nc gn, yani tam
sz verdiimiz gibi, Avusturya birliinden ayrlmzm yedinci
gnnde Segedin'e ulatk.
ehrin giriinde, Tisa nehri^^ zerindeki kprnn banda
bir karakol vard. Karakolda askerlere durumumuzu anlattk, eli
mizdeki ktlar gsterdik. Askerler ve subaylar iin pek alk
olmadklar nemli bir konu gibiydi bizim durumumuz. Bizi alp
doruca ordu komutan generalin huzuruna kardlar. General
inceden inceye sorguya ekti. Elierimizdeki evraklara tekrar tek
rar bakt. Baka subaylarla konutu. Birbirlerinin yzlerine bakt
lar ve sonunda bizi kale komutan olan Obrist Layednand payesi
ne sahip Baron de Nehem'in yanma gnderdiler. imizde mitle
birlikte korku ve endie duygusunu hissediyorduk. Nitekim kale
komutanmm yanmda duyduklarmz hi houmuza gitmemiti:
"Bizim aradmz birlik, Segedinden kalkp Tuna nehri taraf
na, Herdd ve sek blgesine gitmi." Bunu duymak moralimizi
bozmutu ama komutan bize "Fidye paralarnz yanmzdaysa biz
alr onlara gndeririz, merak etmeyin" diyerek yreimizi ferah
latmt. Yeniden mitlendik.
O gn, kale iindeki karakolun hapishanesine gecelemek iin
girdik ama buradan kmamz yedi gn srd. Endie ediyorduk:
"Biz szmz tutmu, paralar alp gelmitik. Onlar szlerinden
vaz m gemilerdi?"
Yedinci gn, komutanm yanna gtreceklerini syleyerek
bizi hapisten kardklarnda mit ve korkuyu birlikte yayorduk.
Kurtulacamz mit etmek istiyorduk ama midimiz abucak
22 Veya Tisza. Orta Avrupadaki en nemli nehirlerden birisi.

tkendi; komutann anlattklarn dinleyince fazla sevinmeme


miz gerektiini anladk. Komutan ellerimize yol ktlar tututu
ruyor ve "Sizin sahipleriniz sek tarafna gitmitir; varn, bulup
paralar kendi elinizle teslim edin." diyordu. Oysa yedi gn nce
byle sylemiyordu; fidye paralarmz kendisi teslim alp bizleri
serbest brakacakt. Bizim gidip vermemiz gerekiyorsa yedi gn
dr niin bekletilmitik? Onca zaman bouna kaybetmitik. Bu
arada da birlik olduka uzaklam obnalyd. in iinde iyi niyet
grnmyordu ama aresiz syleneni yapmak zorundaydk.
Kaledeki ardan drt be gnlk ekmek ve katk temin et
tik; zaman geirmeden Segedinden Baka krlarma doru yola
ktk. Avusturya ordusmm izini takip etmemiz pek de zor ol
muyordu. Yaklm, yklm, harabeye dndrlm ky ve kasa
balar izleyerek ilerHyorduk.
zerinde yrdmz ova tpk ucu buca olmayan l
gibiydi; en kk bir glgelik yoktu. Hararet insanm beynine i
liyordu. Allah'tan ki su skmts ekmiyorduk; nmzden gitmi
olan Avusturya askerleri, konak yerlerinde ok sayda kuyu b
rakmt. Kuyularm bir ksm olduka derin, bir ksm kolay ula
lacak haldeydiler. Kuaklarmz u uca balyor, testimizi aa
salarak suya ulayorduk.
Gndzleri dayanlmaz derecelere kan hararetten, gece
leri de sivri sineklerden yolculuk tam bir ikenceydi. En byk
skmtmz uyuyamamakt. Gndzleri gne, geceleri de sivrisi
nekler uyutmuyordu. yle ki geceleri birimiz, eUne tepsi gibi bir
ey alyor, srekli sallayarak dierlerini sineklerin saldrsmdan
korumaya alyordu; ama iin dorusu bu da pek faydal olmu
yordu. Ayrca, canavarlara, haydutlara ve kadanalara yakalanma
korkusu yayorduk. kr ki Segedinden yola ktmz drt
gn zarfnda ancak iki yerde Srp haydutlar ma rastladk. Bizi sor
guladlar; ordunun ardnca gittiimizi renince dokunmadlar.

Beinci gnd, Zonbor kasabasna yakn bir yerde Tuna


nehri grnd. evrede kme kme ormanhk ve aalklar
gze arpyordu. Tuna'nm tat gnlerdi. Sular nehir yatan
dan am, btn o ormanlk yerleri ve sazlklar kaplamt.
Tahminimize gre Zonbor kasabas da botu. Kasaba bir buuk
yahut iki saatlik bir uzaklkta grnyordu. Avusturya ordusu
nun o tarafa doru gittii izlerden belliydi. Biz de ayn ynde
yrmeye devam ettik.
Olduka yorgun dmtk, kasabaya da epeyce mesafe var
d. Kk ormanlardan birisinin kysna geUnce dayanamadk;
"Glgede biraz uyuyup dinleneUm" diye dndk. Ama uyu
mak ne mmkn? Yiyeceimiz bir gn ncesinden bitmiti; alk
uyutmuyordu. "Acaba ne yapsak?" diye dnrken nehirdeki
kk bir gemi gzmze iliti; kyya yanam bal duruyordu.
Fazla uzakta deildi. Kendi kendimize mzakere etmeye bala
dk. "Acaba gemiden para kardmda yiyecek bir eyler bulamaz
mydk?" Sonunda kararmz verdik. imizden birisi gidip sora
cakt. Gitme grevi de bana kald...
Arkadalarm aalarn altnda beklemeye baladlar. Ben
kalkp geminin yanna gittim. ekine ekine yaknma kadar y
rdm. Yaklamca onlar da beni fark etti. Grnmleri hi ho
uma gitmemiti ama artk geri dnemezdim. Sekiz-on Macar
haydudu gemilerini balamlar, bazlar da karaya kmlard.
lerinden birisi de kadmd.
Macarlarm dmisi dinleniyor, kimisi atein banda balk
piiriyor, kimisi de elbiselerini karmlar, bitlerini ayklyordu.
Doruca yanlarna vardm. Srpa selam verdim ve "Para ile sa
tacanz ekmeiniz yok mu?" diye sordum. Korktuumu hissettirmemeye alyordum. lerinden biri Srpa biliyormu, "Sen
dmsin?" diye karlk verdi. Ben de "Esiriz." diye yantladm. Ayn
adam kukuyla konumasn srdrd:

"Burada Mslman esiri ne gezer, nerede esir oldunuz?*'


"Lipova Kalesi'ndeniz. Avusturya askeri gelip kaleyi ald,
bizi esir etti. On be gn oluyor. Sahiplerimiz bizi fidye paras
iin Temevar'a gndermilerdi; imdi yine onlarla buluacaz.
Kendileri orduyla Erdd ve sek taraflarna gitmiler. Biz de, ver
diimiz sz yerine getirmek zere arkalarmdan gidiyoruz."
Aralarnda Macarca konumaya baladlar. Konumalar az
da olsa anlayabiliyordum. Birbirlerine "imdi bunu ne yapalm?"
diye soruyorlar, tartyorlard.
"Soyup ldrelim. Krm bayrn ba; ahidi yok ispat
yok..."
"Hem doru sylediini nereden bilelim? Kim bilir belki de
casustur, elimize girmiken salvermek olur mu?"
Aralarnda tartrlarken ilerinden birka kalkp yanma
doru gelmiti. Aniden hcum edip zerime atldlar. Kamaya
yeltendim ama artk mmkn deildi. Adamlar sk sk sarlm
lar, brakmyorlard. Dierleri de kotular. Birisi boazma yap
rken dierleri de ellerimi arkama bkp balamaya alyorlar
d. Nefesimin kesildiini hissetim.

Biraz sonra ellerim arkamdan skca balanm bir halde,


tekmeler arasnda gemiye doru srklenip itekleniyordum.
Gemiciler, beni tekneye bindirdikten sonra, karadaki malzemele
rini aceleyle topladlar. Atei sndrp hepsi de koturup gemiye
dolutular. Gemi nehirden aa doru kaymaya baladmda ehmin iplerini zdler.
Adamlarn bir ksm gemiyle ilgilenirken bir ksm da benim
le ilgileniyordu. zerimi aramaya baladlar. Elbiselerimi tek tek
karttlar. rlplak kaldm. ncelikle kl kesemin iindeki

hediyelik drt srmal mendih, drt be kuruluk gm ake


yi ve Avusturyallarn verdii resmi ktlar aldlar. Ktlarm
paralayp nehre attlar. zerimdeki yetmi altm, akr ukurlutma dikmitim. Bunlar kendimin ve kefUmin kurtulu
parasyd. Bulmalar uzun srmedi; hepsini aldlar. Bir don bir
gmlek kalacak ekilde btn elbiselerime el koydular. Arama ve
soygun ii bittikten sonra beni yine ellerim bah olarak bir kenara
braktlar; kendi aralarmda konumaya baladlar. Konu anlad
m kadaryla benim ne olacam zerineydi. ldrmeye niyet
lenmilerdi ama bir problemleri vard: "Bunu gemide ldrrsek
gemiye kan bular" diye bazlar itiraz ediyordu.
tiraz edenler etkili olmutu; gemiyi Tuna nehrinin Budin
yakasnda, ssz bir yere yanatrdlar. Beni karaya kardlar.
Kenarda diz st kerttiler. ri yar birisi yalm kl yanma gel
di. Celladm olacak adam buydu anlalan. Artk hayattan tama
myla midimi kesmitim. imden dua etmeye baladm:
"Ey yerlerin gklerin yaratcs olan an yce Allah, hikme
tinden sual olunmaz. Ben henz gen mrme doymayan bir ku
lunum, hi kimsenin bilemeyecei bir yerde lmek neden bama
geliyor? Bari kendi lutf u kereminle gnahlarm affedip iman ile
mrm sona erdir."
leceimden emindim; artk kelime-i ahadet getiriyor,
metanetle bekliyordum. Bir taraftan da Macar kfirinin elindeki
dz uzun klca bakyor, "Acaba kl keskin mi? Boynumu birden
keser mi?" diye dnmeden de edemiyordum. Korkuyordum:
"Keskin deilse ok ac verir miydi acaba?"
Gemide kalanlarm hepsi gverteye dizilmiler, bize bakyor
lard. Elenceli bir oyun seyrediyormuasma nee iindeydiler.
EUnde klla bamda bekleyen adam tevik iin hep bir azdan
baryorlard:

"ldr!.. ldr.r
Ben diz km bir halde lmm beklerken, celladm
da bamda yalm kl, gemiden kendisine lklarla alk tutan
seyircilerine gsteri yapyordu. Zaman zaman evremde dn
yor, elindeki klc havada daireler izdirecek ekilde sallyordu.
Havada dnen kltan yaylan yanklar, teknedekileri adeta co
turuyor, tezahratlarmm daha da artmasna neden oluyordu.
Ancak, bu amataya katlmayan birisi vard: bana terc
manlk eden Macar... Yanmda ayakta suskun suskun duruyordu.
Dnceli bir hali vard, sanki hasta gibiydi. Bu durum eli kll
adamm dikkatini ekti.
"Niin byle susuyor, somurtuyorsun?" diye sordu. "Yoksa
bir ekincen mi var?"
"Evet, endie ediyorum" diye cevap verdi dier adam.
"Diyelim ki imdi bmu burada kestik gitti; fakat bunun bir ka
arkada daha vard unuttun mu? imdi onlarm gidip Avusturya
askerine durumu bildireceklerinden hi phen olmasn. Bizim
de varacamz yer Avusturya ordusudur. Bunlarn esir olduklar
ortaya karsa sonra nasl cevap veririz?"
Bu szler, kll adamm da kafasn kartrmt.
"Ya ne yapalm?" diye sordu.
"Bundan baka, geride kalan arkadalarm da ele geirmek
mmkn olursa hepsini bir yerde ldrp mallarm alalm.
Bylesine ssz bir yerde bunlarn balarma ne geldiini kim ne
reden bilecek?"
Adamm fikrini arkadalar da beenmilerdi. Hemen tepe
me biriktiler, sorular sralamaya baladlar:
"Arkadalarn imdi nerededir? Gittiler mi yoksa seni mi
bekliyorlar?"

Sonra "Arkadalarmn yanlarnda para olup olmadm, ka


kii olduklarm ve yanlarnda at olup olmadn" sordular.
"Arkadalarm beni brakp gitmezler", diye karlk verdim.
"Beni ekmek almaya gnderdiler. Kendileri bu ormanm kenarmda oturmu uyuyorlardrr; nk drt gn, drt gecedir uykusu
zuz. Karnmz da ok a; muhakkak ekmek gelecek diye bekliyorlardr." diye srdrdm szlerimi.
imde kurtulu midi yeniden canlanmaya balamt.
Susmadan konumaya devam ettim. "Drt kii olduklarn, her
birinin yanmdafidyeparas olduunu, bir tane at olduunu, onun
da fidye iin yanlarmda bulunduunu" bir bir anlattm. Ayrca,
adamlarn kendilerine iyice gvenmeleri iin "arkadalarmm
yanlarmda silah olmadm" da eklemeyi unutmadm.
Asimda arkadalarmm benim yakalandm grr grmez
kap gittiklerinden emindim. Amacm sadece zaman kazanmak
t. "Bylece bu fani dnyada birka nefes daha alm olurum" diye
dnyordum iimden. "Allah'tan mit kesilmez, belki bir frsat
doabilirdi bu esnada."
Szlerimi tamamlamadan nce:
"Eer varrsanz, onlar kolay bulursmuz", demeyi de unut
mamtm.
Szlerimi tercme eden tercman dikkatle dinleyen adam
lar, "Bu ok gzel" diye, her biri silahlarm aldlar, tfeklerini dol
durdular. Gemiyi yanatmz yerde braktlar. Kayklara bindi
ler. Beni de plak halimle ve ellerim bah olarak yanlarma alm
lard. Irmak boyunca giderek yakalandm yere geldikten sonra
kyya ktlar. Macarlarn birisi benimle birlikte kaykta kalmt.
Dierleri, tarif ettiim ormanla gittiler. Gittiler ama ok geme
den bo ellerle dneceklerinden emindim. yle de oldu, ok ge
meden adamlar dndler. Olduka sinirli grnyorlard; daha
uzaktan baryorlard:

"Arkadalarn yok!.. Gitmiler!.."


Bense, fkeden dgma dnm, kfrler savurarak yanma
gelen adamlara cevap verirken elimden geldiince kendimden
emin grnmeye alyordum:
"Onlar sizden korkup orman iine gizlenmilerdir. Beni l
drdnz diye dar kmaya korkuyorlardr. Beni dar karn,
onlar araym; grrsnz hemen geleceklerdir."
Kayktan beni dar kardlar. Ormana doru yrdm,
bir taraftan da arkadalarma isimleriyle sesleniyordum. Aslnda
Trke olarak "Bre durman kan, i yamandr." diye, gcm yet
tiince bauryordum.
Bau:p aurmalarm bounayd; ne bir ses ne bir karlk
duyuluyordu. Yarm saatten fazla, bazen ben, bazen de haydutlar
bara ara arkadalarm aradk. Artk mitleri kalmam gi
biydi. "Yoklar... Hemen unu ldrelim." diye tekrar sylenmeye
balamlard. Ben ise aramalarmm srmesini salamak ve za
man kazanmak iin elimden geldiince bir eyler yapmaya al
yordum:
"Onlar uyumular yahut gizlenmilerdir. Orman iyice arar
sanz muhakkak bulursunuz."
Adamlar son bir kez daha aramaya niyetlendiler.
Dakikalarmn sayl oldumdan hi kukum yoktu ar
tk. "Bundan sonra bana kurtulu yoktur" diye dnyordum.
"Naslsa beni ldrecekler... yleyse, bir kez kamay deneye
yim" diye kararm verdim. "Eer beni tutan Macar m elinden
kurtulabilirsem geni kurlarda gidebildiim kadar kaabilirdim.
Kurtuluram anslydun, nk nasl olsa, yle de byle de le
cektim.
Haydutlar orman tekrar aramaya gittiler. Ben yanmdan
ayrlmayan adamdan kaabilmek iin uygun zaman ve frsat

kollamaya balamtm. Macar m bir anlk dalgml bana arad


m frsat verdi; aniden silkindim, adamn elinden kurtuldum,
frlayp komaya baladm. Btn gcmle kouyordum. Geriye
dnp bakmyordum ama Macar'm arkamdan kotuunu hisse
diyordum. Adam bir taraftan da yrtmrcasma barp aryor
du. Adamn brtlerini ve lklarm ormandaki Macarlar da
iitmekte gecikmedi. Kovalamacaya onlar da katld. Ben Zonbor
tarafna, Avusturya askerlerinin bulunduu yne doru kou
yordum; onlar da sa tarafmdan nm kesmeye alyorlard.
Yaygaralar g tutmutu:
"Kama, kurtulamazsm!"
Sanki bir grup av kpei krda tavan kovalyordu. Birka el
ate de ettiler; ama isabet ettiremediler.
Duraksamadan kamaya devam ettim. Yarm saat kadar pe
imden geldiler. Bazlar bir ara be on adm kadar yaklamt;
bir taraftan da "Kama!" diye baryorlard. Bense aldrmadan
btn gcm kullanarak kamaya devam ediyordum. Ama ar
tk gcm tkenmek zereydi. Ellerim bal olduundan canm
burnuma gelmiti ki anszm nme bir dere kt. Avusturya as
kerleri oradan ap gemi. Derenin sa yan sazlkt. Hi tered
dt etmeden sazlklarn arasmdan suya daldm. Ama derinmi,
birden kendimi boyumu aan suyun iinde buldum. Ellerim de
bal olduu iin yzemiyordum; "mrm buraya kadarm"
diye dndm. Bouluyordum artk.

Derede bir batyor bir kyordum. Sazlarm arasnda dalp


ktm, sularla boutuumu arkamdan gelen Macarlar da
grmlerdi. Suyun derin olmas yznden takipten vazgeen
adamlar, kyda bana bakyorlard. Ben dalp ktka onlar g
rebiliyordum. Artk sonumun geldii duygusuna kaplmtm ki

birden parmaklarmn ucu yere dedi. Son bir gayretle kendimi


ileriye doru ittirdim. Ayam bu kez amurlu zemini hissetti;
yere basyordum; kurtulmutum. Bir kez daha Allah'n yardmm
ta yreimde duydum. Burnumun ucunu sudan kardm, derin
bir nefes aldm. Haydutlar sk sazlar nedeniyle beni gremiyorlard. Boulduumu sanm olmalydlar ki biraz sonra ekip git
tiler.
Haydutlar grnmez olmulard ama ben korku ve yorgun
luktan yerimden kmldayamyordum. Bir mddet daha bulun
duum yerde ylece bekledim. Adamlarm gittiklerinden iyi
ce emin olduktan sonra yava yava ve zemini yoklaya yoklaya
kyya yanatm. imdi yapmam gereken i ellerimin bandan
kurtulmakt. Yokladm; gevemilerdi; suda slanmak iplerin ba
n gevetmiti demek ki... Ksa bir abadan sonra onlardan da
kurtuldum. Artk koup kamak benim iin ok kolayd. Sudan
ktm.
Sudan kar kmaz arkama bakmadan ve duraksamadan
bir saat boyunca kotum. Zonbor kasabasna iyice yaklamtm.
nmde bir tepe vard; zerine ktrn. Oturup dinlenirken bir
taraftan da evremi kolaan ediyordum. Arkamdan takip eden
yoktu. evre tamamen ssz grnyordu. Gnein batmas da
yaklamt. Bir iki saat ya var ya yok... Gkyzn hafif bir kzl
lk kaplamaya balamt. Birka saat nce, mitsizce lm bek
liyordum; imdi ise grdm manzarayla yeniden iime yaama
sevinci dolmutu.
Ama bu sevin ok fazla srmedi; kulaklarmn dibin
de gittike artmaya balayan sivrisinek vzltlaryla uup gitti.
Sivrisinein vzlts yeniden gereklerle yz yze gelmeme neden
olmutu. zerime ken korkuyla dnmeye baladm:
"imdi durumum ne olacak?"

evrede ne bir insan vard ne de bir barnak... Sanki hayvan


lar bile terk etmilerdi bu uursuz yeri. A ve plak ne yapacak
tm? Alk bir yana bu ak sahrada rlplak, sivrisineklerden
nasl kormacaktm. Gece olmamasna ramen imdiden varlklarm hissettirmeye balamlard. Geceyi dndke iimi kor
ku ve bezginlik sarmaktayd. Sinirlerim iyice bozulmutu galiba.
yle ki Macarlarn elinden katma bile pimanlk duymaya
balamtm. "Dmandan paay kurtardm ama sivrilerin eline
dtm" diye dnyordum,
"Haydutlar ldrselerdi, klla bir anda canm alrlar, ehit
olurdum. Dnyanm bunca skmtsmdan da kurtulurdum. imdi
ise sivrisinek ineleriyle, binlerce elem iinde cefa eke eke le
ceim."
Bunlar dnrken kendimi tutamaz olmutma; alyor
dum. Bir taraftan da kendi kendime syleniyordum: "Ya Rabbi,
ben senin ne asi kulunmuum ki bu gen yamda bunca belalara
dtm. Bunda senin hikmetin nedir?"
mitsizlik iinde alayp dururken, aniden gnein batt
ynde, hareket eden baz karaltlar gzme arpt. leride, eski
den Zonbor kasabasmn balar ve baheUklerinin olduu anla
lan yerlerdeki bir aacn altmda kprdanmalar vard. "Hayal mi
gryordum acaba?" nk kprtlar bir grlyor, bir kaybo
luyordu. Heyecanlandm birden. "Hayale benzemiyorlar." diye
dndm iimden.
"Eer hayal deilse ne olabiUrdi ki?"
nsana benzetmitim ama yanlm olabilirdim; belki de bir
hayvand. nsan olsa bile dost olamayacan dnyordum.
"Eer insansa byle bir yerde nasl dost bulacaktm?"
"Ama" diye dnmekteydim bir taraftan da "dman olsa da
problem deil, kaybedecek neyim var?"

Benim iin en kt sonu lm olacakt. Oysa lm artk


gze alm durumdaydm, "Hi olmazsa u sivrisinek ikencesin
den ve alktan kurtulmu olacaktm."
Kararm vermitim, kalktm aaca doru yrmeye bala
dm.
Otlar ve dikenler arasmdan, yalm ayak ve plak, ukurlara
de kalka bin bir zorlukla ilerliyordum. Bir taraftan al rp ve
dikenler, bir taraftan ta ve toprak yznden ellerim ve ayaklarm
kan revan iinde kalmt. Boyuma kadar ulaan otlar ellerimle
aa aa sonmda aacm yakmma kadar ulaabildim. Neyle karlaacamm merak iindeydim. Biraz daha yaklatm, gizlenerek
otlarm arasndan dikkatce baktm. Grdklerime inanamadm
nce. Birka kii aalarn altnda oturmu dinleniyorlard. ok
sevinmitim. Hemen gizlendiim yerden kalkarak onlara doru
yrmeye baladm. Fakat hesaplamadm bir durumla karla
mtm. Birden bire beni karlarmd gren adamlar korkmular
d; kamaya baladlar. Kaanlarn ardmdan biraz daha dikkatli
baknca hepten heyecana kapldm. "Bunlar ormanda braktm
arkadalarmdan bakas deildi"
Ben onlar tanmtm ama onlar arkalarna bile bakmadan
katklarndan beni tanmalar olanakszd. Arkalarmdan isim
leriyle armaya baladm. Duraksadlar, dnp baktlar, ama o
kyafetler iinde beni yine tanyamamlard; yeniden komaya
devam ettiler. Bardm:
"Korkmayn ben Osmanm! Benden baka kimse yok!"
abalarm nihayet sonu verdi; sesimi tandlar ve durdular.
kna etmek iin ok aba harcadm ama sonunda baardm.
Sevinten uacak gibiydim. mitsizlik ve zerimdeki bez
ginlik imdi telo-ar uup gitmiti. Al ve sivrisinek korkusmu
bile unutmutum. Yanma gelen arkadalarmsa mezardan Jcm-

m gibi bana aknlk ve merak iinde bakyorlard. ldme


iyice inanmlard anladm kadaryla. lk szleri, bamdan
neler getiini sormak oldu. Ama ben konuarak oyalanmay
dnmyordum; tehlike hl gemi saylmazd; "imdi soru
sorma zaman deil" diye yant verdim sorularna; "Haydi oya
lanmayalm, vaziyet kt kaabildiimiz kadar kamalyz, yolda
anlatrm."
Yolda giderken bama gelenleri sonuna kadar anlattm.
Benim iin ok zlm olduklarm ve sululuk duygusu yaa
dklarn hissediyordum. Kurtulmama ok sevinmilerdi gerek
ten.
u ksack mrm sresince hayattan byk dersler alm
tm. Kendi kendime "Bmda da yaratcnn nasl bir hikmeti oldumu kimse bilemez, bakalm felek bize daha neler gsterecek?"
diye sylene sylene yanlarnda yryordum. Arkadalarm beni
srekli teselli ediyorlar; sk sk "zlme, cana gelecek mala gel
sin." szn tekrar edip duruyorlard;
Gn batyordu; iyice karanlk bastrana kadar yrdk.
Avusturyal askerlerin konaklam olduu yerlerden birine daha
rastladk. Orada gecelemeye karar verdik. Askerlerin buradan
ancak bir iki gn nce getii anlalyordu. Atlar baladklar
kazklar ve yanlarmdaki otlar henz tamamen kurumam halde
duruyordu.
O kadar yorgunduk ki... Fakat almz uykuya baskm k
yordu. Hi yiyeceimiz yoktu ama suyumuz oktu. ki gndr
normal yiyecek bulamyorduk; yediimiz sadece askerlerin geri
de braktklar kfl profond ekmei paralaryd. imdi de ilk
i olarak askerlerin ekmeklerinden bakla kesip attklar, sar ve
mavi kfl paralar aramak olmutu. Bu paralarn kimi eki,
kimi ac, kimi de zehir gibiydi.

Bu berbat paralardan biraz yiyip bol su ierek almz


yattrmaya abaladktan sonra kendimize uyuyabileceimiz bir
mekn oluturduk. evredeki yar ya otlardan toplayarak geni
bir daire yaptk. Sonra da bu daire halinde evremize ydmz
otlar tututurduk. Otlar youn dumanlar kartarak yanyordu.
Sivrisineklerden kurtulmak iin en uygun yer bu dairenin ortasyd.
Geceleyin aniden yanmzda beliren ey heyecanlanmamza
neden oldu. Birbirimizi drterek uyandrdk heyecanla. "Baskma
m uramtk?" Sadece eyerU bir doru beygirdi bu. yice araturdk bakmdk, ne sahibi ne de daha baka birisi vard. Hayvan
tutup kaza baladk. zerinde bir ift tabanca, mavi uha ya
murluk ve bir siyah heybe balyd. Yamurluu ben aldrn, giy
dim. Heybeyi yiyecek bir eyler bulabilmek midiyle acele acele
kartrdk ama yoktu. Hepsi amar, pabu ve benzeri eylerdi.
Hi birisine dokunmadk. nk ekiniyorduk. Byk bir ola
slkla sahibi atm aramak iin arkasndan takip ederek buraya
gelecekti. O zaman yanmzda kendisine ait hibir eyin olmasn
istemiyorduk.
Ertesi sabah erkenden yeniden yrmeye baladk. ki saat
sonra nihayet Erdd ile Baka yakas yakmlarnda Avusturya
ordusunun svari karakollarma rastladk. Karakol subay
"Kimsiniz?" diye bizi sorguya ekti. Arkadalarm ktlarm gs
terdi. Ktlarda her birinin kim olduklar yazlyd.
Avusturya birliklerinin byk ounluu nehrin zerinde
ki kprden kar kyya gemilerdi. Bir ksm da hl gemek
teydi. Nbet deiiminden sonra subay bizi ald, kprye doru
gtrd. Biz de karya geecektik. Ama Tuna nehri genellikle
olduu gibi bu kiraz mevsiminde de tamt. Buralar zaten nehir
yzeyinden fazla yksek olmayan yerler oldumdan, btn arazi
ve yollar sularn altndayd.

Bir Osmanh Askerinin StraJtft Anttan

Yaklak bir saatlik mesafedeki kprye ulaabilmek iin,


insanm yar beline kadar kan sularla boumas gerekiyordu.
Avusturya ordusunun arlklarm tayan arabalar, tekerlerinin
byk ksmm aan sularm iinde ilerliyorlard. Su, kimi yerde
ok akntlyd. nsanlar ve hayvanlar akntya kaplmamak iin
olaanst aba harcyorlard. Devrilen, birbirine giren araba ve
huysuzlaan atlar yznden tam bir kargaa yaanyordu. Bu ka
rada arkadalarmdan koptmn. Kimsenin bakasn grecek hli
yoktu. Herkes bir an nce suyu geebilmek ve cann kurtarmak
derdindeydi.
Ben, akmtmm youn olduu yerde arabalardan birise tutun
may baarmtm; bylece sularda srklenip gitmekten, hayvanlarm ayaklar veya tekerlerler altmda kalp ezilmekten kurtulmu
tum. Ama arkadalarm o gnden sonra artk bir daha greme
dim. Gmleimi, yolda buldumn siyah kepeneimi ve tepesi kuzu
derisinden klahm arabaya verdim. Kendim plak bir halde, arabanm yanmda bazen yryerek, bazen yzerek, bata ka kprye
ulamay baardmi. Tela ve younluktan dolay, kprden karya
geerken hi kimse "Kimsin?" diye sormamt.
Kprnn kar tarafmdaki ordughta da tam bir kargaa
yaanyordu. Askerler kouturuyor; kimi gidiyor, kimisi de ko
naklama iin eyalarm indiriyor, hazrlk yapyorlard.
Burada biraz dinlendikten sonra ilk iim Fischer'i aramak
oldu. Ama ne dil biliyor, ne de derdimi anlatacak kimseyi tan
yordum. niformal askerlerin ou birbirine benziyordu. Herkes
bir koturmaca iindeydi. Benim gibi yar plak, kir ve amur
iindeki birine dnp bakmyorlard bile.
Yeniden byk bir zntye kaplmtm. Yine aresiz, yine
bir bama, ne yapacan bilemez haldeydim. Artk iyice mit
sizlie kaphntm; zntyle, nehir kysmda geziniyor, ama-

szca aa taraftaki gemilere bakmyordum. Kprnn alt taraf


olduka yksek bir yard; ama yukars gemilerin gelip yanaabilmelerine olduka uygundu. Nitekim ok sayda gemi gelip kyya
yanamt. Kimi resm gemi, kimi de margtan yani tccar ge
mileriydi. Sra sra duruyorlard. Gemilere bakarken birden yeni
yanamakta olan bir gemi gzme iliti. Biraz dikkatli balonca
kanm beynime srayacak gibi oldu. imden bir kfr salladm;
tanyordum bunu: Beni soyan Macarlarm gemisiydi bu. yice
dikkat ettim; evet oydu, emindim artk. Geminin yerini hafzama
kaydettim: "Kprden yukarya doru yedinci sradaki gemiydi."
Hrslanmtm; iimde yeniden bir evk dodu. Kotum ordu
gh bir bir dolamaya baladm. "Ya Fischer'i yahut yoldalarm
bir bulsam..." diye iimden dualar ediyordum. lerimin yolunda
gideceini hissetmeye balamtm ama akama kadar dnp do
lamama ramen kimseye rastlayamadm. Hangi adra girsem
beni dilenci sanarak uzaklatryorlard. Dillerini bilmediimden
derdimi de anlatamyordum. Srekli kovulup azarlanyordum.
Fakat ylmadan adrlar dolamaya devam ettim. Bizimkilerin
adrm yakndan grnce tanyacama inanyordum. Benzer
bir adr grnce sokulup kontrol ediyordum. Ama yok... Bir
trl bulamyordum. Ala da iyice dayanamaz hale gelmitim.
Akam olmak zereydi; iimdeki mit yeniden snmeye yz tut
mutu; yorgunluk ve alktan adm atamaz olmutum artk. sek
tarafma giden yol zerinde bir kenara oturup kaldm.
Yol kenarma oturmu aresizlik iinde geleni geeni seyre
diyor, bama gelen felaketlerin anlamm ve nedenini dn
yordum ki birden sratle ilerleyen iki atl ve bir yedek gzme
iliti. Atlar ve zerindekiler tandk geUyordu. Hemen kotum.
Yaklamca artk iyice emin oldum, bu benim efendiydi. Eteine
skca yaptm; "pane, pane!" diye barmaya baladm. Pane,
Slavca "efendi" demekti. Ama adam beni tanyamamt. nk

plak, kir pas iindeydim. Ben eteinden tutmu "pane!" diye


bardka o kafama kamyla vuruyor, beni yanndan uzaklatr
maya alyordu. Sonunda sesimden beni tand. "Osman!" diye
bard. El kol iaretleri yapyordu; "Bu ne hal?" demek istediini
anlyordum. Bir taraftan da yine iaretlerle "Hani paralar?" di
yordu. Dil bilmiyorum. Dilsizler gibi el kol hareketiyle derdimi
anlatmaya alyor ama baaramyordum.
Sylemek istediklerimi bir trl anlayamayan Fischer, so
nunda anlamaya almaktan vazgeti. Beni bo atlardan birisine
bindirdi; kendisiyle birlikte gelmemi istedi. Ben de artk derdimi
anlatmaya almanm boa aba olduunu anlamtm. Sustum,
onlarla birlikte gittim.
ki saatlik bir yolculuktan sonra Fischer'in ordughma
ulatk. Fischer ordugha varr varmaz hemen Trke bilen bir
tercman aratt. ok zaman gemeden tercman geldi, artk dn
yalar benim olmutu. Btn olan biteni bir rpda anlattm. Beni
merakla dinleyen Fischer'in yz hatlar, sylediklerim kendisine
tercme edildiinde allak bullak oluyordu. Konumam bitince
fkeli bir tavrla yerinden frlad.
"Sen o Macarlar ve gemilerini tanyabilir misin?"
"Hi kukmuz olmasn, gemilerinin imdi nerede olduunu
biliyorum ve her birini de ok iyi hatrlyorum."
Fischer, sinirli hareketlerle kt, gitti. Prens Louis ye gitmi.
Ksa bir zaman sonra yanmda on kadar svari ve bir tercmanla
geri dnd. Zaman gece yarma yaklamt; atlarmza bindik,
geldiimiz yoldan gerisin geriye dndk. Sabaha kadar yol teptik
ten sonra gemilerin bulunduu kprbama geldik. Gne henz
domamt ama hava yava yava aydnlanyordu. Eyalar seile
bilmekteydi artk. Askerleri doruca geminin yanna gtrdm,
gsterdim:

"te, beni soyanlarn gemisi..."


Geminin zerinde hareket yoktu; adamlar uykudaydlar.
Askerlerin yars, karada kaldlar, yars benimle gemiye yneldi.
Tekneye nce ben ktm. Herkes bir keye kvrdm yatyordu.
Yatanlara yle bir baktm; beni ldrmek isteyen kafiri aryor
dum. Bulmakta gecikmedim, hemen gzme iliti. Doruca ya
nma gittim. Dnyadan habersiz uyuyordu hl. Adamn kafasna
bir tekme attm. Bir taraftan da baryordum:
"Kalfelrdeklaki!"
Macarca bir kfrd, "Kalk eytann soyu!" demekti bu sz.
Yerinden frlayan adam eytan arpma dnmt. Ayaa
kalkmaya alsa da tkezleyerek yere dt. Kocaman olmu
gzlerle afallam bir halde bana bakyordu. Tanmakta gecik
medi; ama aknlk iindeydi. Basma gelenleri kavramaya ba
ladnda yznn rengi, korkudan bembeyaz oldu. Kekeleyerek
konumaya balad:
"Eydos baratom."
Yani, "Benim sevgili biraderim" diyordu.
"Bizim sana kar kt bir niyetimiz yoktu. Sen korkudan
bizi yanl anladm ve katm. Biz seni gemi ile buraya getirmek
istiyorduk."
Bu esnada tercman da drt askerle gemiye kmt, ya
nma geldi ve bana:
"Paralarn kim ald ve ne yaptlar?" diye sordu.
Ben de yatt yerden akm gzlerle bakmakta olan melunu
gsterdim;

"te bu ald ve u kadna verdi."


Adamm yanndaki, grltler yznden uyanarak yar do
rulmu haldeki kadn gsterdim; mavi gzleri yuvasndan frla
yacakm gibi korkuyla bakyordu.

Askerler Macarn zerine tler. Ellerindeki karabel t


feklerin namlusuyla bana, yzne vurmaya baladlar. Neresi
rast gelirse acmaszca vuruyorlard. Bir anda adamm bandan,
yznden kanlar fkrmaya balad. Dipik ve tekmeler altnda
yuvarlanrken, bir taraftan da telal hareketlerle akrna bal
mein keseyi karmaya alyordu. Darbelerin biri iniyor biri
kalkyordu. Adam titreyen elleriyle keseyi amaya urauken
darbelerle dengesi bozulup yere yuvarlanyor, ama bir trl kese
yi amap beceremiyordu. Askerin birisi uzand, keseyle birlikte
paralar ekip ald.
Kesenin iine bakmca adamlarm paralar aralarmda pay et
mi olduklarm anlamakta gecikmedim; bunlar benim paralarmm sadece bir ksmyd.
Askerlerin ellerindeki silahlarn dipikleri ve namlular bu
kez dierlerinin zerinde inip kalkmaya balad. Dipik ve tek
melerle yerde yuvarlanan hemen kartp paralar teslim ediyor
du. Dayak faslndan kadn da kurtulamamt; onu da acmadan
yere ykmlard. lklar iinde gvertede yuvarlanyor, dizleri
nin zerinde srnerek kamaya alyordu.
Kadm, yedii tekmeyle srtt yuvarlanrken biUnsizce el
leriyle tuttuu fistann eteini basma geirmiti. BamI korumaya
alyordu ama plak vcudu btnyle ortaya serilmiti. ine
dt tela yznden bir trl elbiselerini dzeltip parasmm
yerini bulamayan kadnn hli, askerler iin elence olmutu.
Amas bir durumdayd ama ben de acmaszlamtm. yle ki
aldklar parann miktarm olduundan fazla syledim.
Haydutlar, yedikleri ktek yznden btn paralarm ver
dikleri halde benden aldklarm sylediim paray denkletiremiyorlard. Bu nedenle askerlerin acmasz dipikleri ve darbe
leri hi durmuyor, inip kalkyordu. Dipik darbeleri ve tekmeler
altmdaki yalvarmalar da bir netice vermiyordu.

Koca koca adamlarn brty andran seslerle yalvarma


lar, kadmm yrtmrcasma yardm ve merhamet dilenen lkla
r, gemiler ve adrlardan ok sayda insan evremize toplamt.
Bu karmaa esnasmda yatp yuvarlanan, kelere kamaya alan
adamlardan birisi aniden yerinden frlad; gz ap kapayncaya
kadar askerlerin arasndan syrlp nehre atlad. Sulara dalarak
gzden kaybolan adam, az sonra su yznde grnd. Dalp
karak yzyor, gemilerin ve kayklarn arasmda girerek kaybol
maya alyordu.
Adamm atladn gren Fischer, koarak kyya yaklamt.
EUnde tabanca, dalp kan adama nian ald. Askerler de ev
redeki herkes gibi bu sahneyi izlemek iin durdular. lklar
atan kadn da susmutu. Birou nefesini tutmutu. Adamn dah klarn dikkatle takip eden Fischer; sabrla bekledi ve tam
su yzne kt bir anda silahml* ateledi. Suyun yz birden
kzllat. Adamn sasz bandan kan fkryordu. Tepesi st
dnen adamm ayaklar yukarda rpmmaya balad. Kouturan
askerler, kancalar uzattlar, suyun dibine batmadan ukurundan
yakalayp adam gemiye ektiler. p zerini aradlar, para ke
sesinin yerini buldular. Keseyi ekip kopardklarmda artk adam
lmt. Cesedini kaldrp nehre attlar.
Sabahn erken saati olmasma ramen, evreye ok sayda in
san toplanmt; merakl gzlerle bizleri seyrediyorlard. Fischer,
askerlerden birisini kprbamdaki karakola gnderdi; dier
Macarlarm tutuklanmasm istiyordu. ok gemedi, karakoldan
bir subay, arkasndaki birka askerle geldi, zincirlerle balayarak
hepsini tutuklad. Kanlar iindeki kadm da yar baygnd; onu da
srkleye srkleye gtrdler.
Biz de arkalarndan yryorduk. Manzaray seyreden insan
larm aralarndan geerken konumalarm ve homurdanmalarn
duyabiliyordum. Her kafadan bir ses kyor; eit eit yorumlar
yapyorlard. Sylenenlerin bir ksmm tercman bana anlatt.

Kimisi; "Bela hak edenin balarma gelir. Niin u zavalh esire


ktlk etmiler?" diyordu.
Kimisinin ise dncesi ok farklyd:
"Belay hak etmiler gerekten. Ellerine hazr bir av gemi
ken niin zamanmda ldrp kurtulmadlar. ldrm olsalard
onlar bu zamanda kim arayp soracakt..."
Soygmcu Macarlarm hepsi kprba karakoluna teslim edil
di. Paralarm ve elbiselerimin tamam geri alnmt. Elbiselerimi
giydim. Yeniden adam klma hrndm.
Fischer, karakoldaki subaylarla kahvaltya kald. Bana da tek
lif ettiler ama ben o sralarda onlarm yemeklerinden ekiniyordum. Kabul etmedim. Sadece ekmek ve biraz peynirden aldm.
Fakat o gn verdikleri bir bardak tarm suyumm tadm uzun za
man unutamadm.
Yemekten sonra, fazla beklemedik, atlarmza bindik, tekrar
sekiz saat uzaklktaki seke dndk.
sek*te, byk bir ordu toplanmt. Payer Frt ve dier
birok general de oradayd. Belgrat'a hcum iin hazrlanyor
mu. kinci gn, Fischere el, kol iaretiyle meramm anlatmaya
altm. "Fidye param aldn, artk eUme azat belgesini vererek
beni zgr brakmasn istiyordum." Ama adamm hi niyeti yok
gibiydi. Daha iyi anlamak iin bir tercman getirtti. Onun arac
lyla dncesini anlatt:
"Geri bu esirim olan Osman, bana sz verdii paray ek
siksiz teslim etmi oldu. Kendisine azat belgesi verip Temevar
tarafma gndermek istiyorum fakat yapamam. nk, imdi
ben onu yalnz bana Erdud tarafma ve oradan Segedin taraf
na gnderirsem, kendisi iin tehlikeli olur. Erdud'da o Macarlara
neler yaptmz btn hepsi grd. Oradan geerek o ssz sah
ralara gidecek olursa, bin can ve ba da olsa birini kurtaramaz.
Kesinlikle arkasna derler ve ldrrler."

Syledikleri aslnda pek yanl deildi. Yalnz bama orala


r gemek olduka tehlikeliydi. Ben de farkl bir neride bulun
dum:
"yleyse beni Belgrat ynne gnder."
Ona da raz olmad.
"Askerlerimiz Belgrat'a hcum iin hazrlanmaktalar; gene
ralimiz seni o tarafa gndermeme raz olmaz. Fakat benim bah
olduum General Prens Louis, bir miktar askerle Bosna blgesine
grevlendirildi. Ksa sre sonra, biz de o tarafa hareket edeceiz.
Oralara vardmzda istediin belgeleri verir seni serbest brak
rm, merak etme."
Fischer, bunlar syledikten sonra gzm korkutmay ve
beni tehdit etmeyi de unutmamt:
"Sakm kamaya heveslenme. Hazr fidyeni vermi kurtul
musun. Kaarsan belki bakalar tutup seni yeniden esir ederler
veya ldrrler. Kendine yazk edersin."
Bu szler karsmda boyun emekten baka arem yok
tu. Zaten bana yol boyunca arkadalk edecek kimse de gzk
myordu. Yalnz bama o kadar yolu gitmem ok tehlikeliydi.
Sabrdan baka ehmden bir ey gelmezdi. Kendi kendimi avut
maya altm:
"Bosna da slm vilayetidir, orada serbest kalrsam daha iyi
olur."

Bosnaya ulanca serbest kalacam dnerek heyecanla


gnleri saymaya balamtm. Birka gn iinde Fischer'in sy
ledii gibi Prens Louis, sekiz alay piyade ve svariden oluan
birliini alarak sek'ten hareket etti. Biz de onlarla birlikte yola
dtk. Sava nehri ve Hrvat vilayetine doru gidiyorduk. drt

konak yrdkten sonra Sava nehri kenarnda bulunan Brod adh


yere geldik.
Birden top ve tfek sesleri duyulmaya balad. Nehrin kar
yakasnda Osmanl askerleri kylara yaklaan Avusturya askerle
rine ate ediyorlard. Bu taraftan da uzaktan uzaa karlk veri
liyordu.
Avusturya askerleri o gece orada konaklad; karya geeme
di. Trk askerlerini grnce yeniden heyecanlanmtm; kafam
dan kama fikirleri gemeye balad. Ama Avusturyallar, sald
rya kar nlem olarak nehir kysma ok sayda asker yerletir
milerdi. Btn buna ramen kamay denesem belki baarabilir
dim; ama Fischer denilen yalanc adam, beni serbest brakacam
syleyerek ve daha baka bir sr yalanlarla oyalamt.
Avusturya birlikleri karya ertesi gn getiler; biz de onlar
la birlikte getik Srasyla Pojika, Sira ve Pakra'a gittik. Sonra
Garavia denilen byk ormann yaknlarmda birka gn konak
ladk. Bu orman, Bosna ile Hrvat vilayetini birbirinden ayryor
du. Tpk yeil bir aa denizi gibiydi buras.
Ormana nce Hrvat rehberler gnderildi. Bunlar ncyd
ler. Ordu daha sonra girdi. Aalar o kadar yksekti ki araba yolmdan ilerlememize ramen iki gn boyunca gnei gremedik.
Hrvat vilayetine ulanca nce Bajyakovia denilen bir palan
gaya^^ geldik. Sonra be on gn daha ilerleyip vani Kalesi nin ya
nndan geerek Siska Kalesfne vardk. Buras Sava nehri ile Kulpa
nehrinin birletii yerdir. Burada Sava nehri zerine bir kpr
yapld. Bir hafta veya on gn kadar orada konakladk. Ordunun
malzeme ihtiyalar tamamlanyordu. Hrvat Ban^^ askeriyle ge
lip orduya katld. Ayrca Zagrep yahut Ogram Piskoposu ile di23 Palanga: Kk kale
24 Ban: Slovak dilinde bey demektir. Vaktiyle Slovanya, Hrvat ve Srp hkmdarlarna
"ban** deniyordu.

er Hrvat kalelerinin generalleri gelip toplandlar. Her birinin


kalabalk askerleri vard. Yirmi binden fazla asker toplanmt,
Sava'y ap Zrin ovasma getik. Oradan Una nehri zerindeki
Kostaynie Kalesi'ne ulatk.
G srrasmda ordu ilerlerken bir sabah ileri karakollardan
birka adam geldi. Esirleri toplad. Lipoval, Yanoval toplam on
esirdik. Bizleri, geride kalan hastalar ve arlklarm korunma
syla grevlendirilen bir blk askerin eline teslim ettiler.
Ordu ilerleyip gittii halde bizi teslim alan birlik, olduu yer
de bekliyordu. Bizleri de bir samanla kapamlard. Gnlerimiz
bu khne samanlm iinde beklemekle geiyordu. Bamza da
bir onba ile tfekU on asker dikmilerdi. Hapiste yiyecek olarak
gnlk birer para fodla yahut profond denilen ekmek ile su ve
riliyordu.
On gn olmutu; btn gn bu kapah yerde hareketsiz ve ka
pal kalmaktan artk iyice sklmtk. Btn esirler ve mahpuslar
gibi kendi aramzdaki konumalarm konusunu hep kamak ve
kurtulu yollar aramak oluturmaktayd. Samanlk, olduka es
kiydi ve tahtadan ina edilmiti. Sommda kendi aramzda anla
tk. Bu tahtalar krp delerek kendimize yol aabiUrdik. Gndz
ve gece, sessizce almaya baladk; tavanda gzmze kestirdi
imiz bir yeri delmeye alyorduk Damn ykseklii bir adam
boyundan biraz fazlayd, ama atya kmca oradan aa atlamak
zor olmayacakt. Binann evresi de botu. Bu nedenle, kamak
bizim hesabmza gre daha kolay olacakt.
Bir gece yars, kapmzdaki nbetiden baka btn askerle
rin uyuduunu tahmin ettiimiz bir saatte harekete getik. Yava
ve sessizce birbirimizin srtma basarak tavana kmaya baladk.
imizde, ya biraz ilerlemi bir iki adam vard. Onlar, nce ken25 Yass pide eklinde ekmek

dilerinin kartlmalarm rica ettiler. En sona kalrlarsa kendile


rini brakp gideceimizden korkuyorlard. Hatta ylesine inan
mlard ki bma, "Eer bizi nce karmazsanz, Avusturyallara
haber veririz." diye bizi tehdit bile ettiler.
Zormlu olarak, nce o yah adamlar karttk. Delikten
kanlar gidiyor, damn arkasnda dierlerini bekliyorlard. Henz
kii kmt ki, birden btn planmz altst edecek bir ses
duyduk. lk yukarya gnderdiimiz o yal adamlardan birisinin
hrltl ksrk sesiydi bu. Hi hesaplamamtk bunu dorusu.
Nefeslerimizi tuttuk; beklemeye baladk. imizden "nallah as
kerler duymaz" diye dua ediyorduk. Ama yle olmad; ok ge
meden nbeti askerin sesini duyduk:
"Kimdir o!.."
Kimsede ses yoktu. Yreklerimiz azmzda, nefeslerimizi
tutmutuk. Sesin geldii yne doru yaklamakta olan askerin
ayak sesleri ieriden duyuluyordu.
"Kimdir! Kim var orada?"
Ben tahtalarm arasnda kk bir delik bulmu, dary gzlyordum. Askerin kendilerine doru yaklamakta olduunu fark
eden arkadalarmzdan ikisi frlayarak komaya balad; ama
birisi kaamad, sakland yerde ylece kalakald. Ve kolaylkla
yakalanm oldu.
ok gemeden ortal bir velvele kaplad. Asker yakalad
adamn esirlerden birisi olduunu hemen anlamt. Yaygarasyla
dier btn askerleri uyandrd. Biraz sonra ellerinde mumlarla
askerler ieriye dolutular. Saym yaptlar. esir eksikti. Daha
fazla amataya, kfrlere ve hakaretlere baladlar; ok fkelen
milerdi.
Btn askerler o gece sabaha kadar bamzda nbet tuttular.
On bir esir kalmtk. Ertesi gn durumu subaylarna bildirmi
lerdi; sabah erkenden bir de gelip bizi o tefti etti.

Bundan sonra bamza pekiyi eyler gelmeyeceini tahmin


etmek hi de zor deildi. Ama neyle karlaacamz bilemiyor
duk. Nitekim kuluk vaktinde tanmadmz baka askerler ge
Unce, kt eyler olacam hissetmitik.
Askerlerle birUkte nehir kysma doru gitmeye baladk.
Biraz sonra bizi bekleyen byk bir kaya binip karya doru
aldk. Nehrin kar yakasmda Siska Kalesi vard. Oraya doru
gidiyorduk.
Tekne nehrin zerinde kayp giderken ben de dalgm dalgm
karmzdaki kale ve manastr aras kk ta binay seyrediyor
dum. Kafamm ii meguld, "Bamza bundan sonra daha neler
gelecek?" diye dnyordum. Bina gzme ylesine kasvet ve
korku verici grnmt ki, yreim sklmaya balamt. Sanki
bu gne kadar yaadm kt gnleri bile arayacam gibi bir his
vard iimde.

Yaklatka o kasvetU yap daha da iyi seiliyordu. Manastra


benzeyen son derece korunakl bir yer gibi grnyordu. Bunu
ierdeyken ok daha yakmdan tanyacaktk. Kaplar srekli kapa
l tutuluyordu. Aslnda buraya kale veya manastr demek yerine
zindan demek daha doru olurdu. Dardan merdivenlerle ula
lan bir ekme kapdan ieri giriliyordu. Baka herhangi bir girii
ve k yoktu.
Kalenin iine girip kaplar arkamzdan kapanmca Hrvat'm
birisi elinde demirlerle geldi. Bu demirleri nce her birimizin
ayaklarna bir bir geirdi, sonra da gzelce balad. Demirin so
ukluu karsmda rpermitim ama biraz sonra greceklerim
ve burada yaayacaklarm yanmda bu bir balangm asimda.
Bizleri demirlerle bir gzel kontrol altma alan zindanc sonra heprnizi topluca zindana gtrd. Zindanm kaps yukardan a-

lyordu; ieriye sanki yerin altna girer gibi iniliyordu. erde iki
esirle daha karlatk, Kostaynieli imiler. Onlarla birlikte say
mz yeniden on olmutu.
ok gemeden kale ve zellikleri hakknda bir eyler
renme imknmz oldu. Kalenin ynetimi Hrvat papazlarn
elindeydi. Fakat, kalenin korumas Piskoposlua bah askerlerce
yaplyordu. Askerler grevlerini nbetlee yerine getiriyorlard.
Nbetiler haftada bir deiiyordu. Her hafta kaledeki askerler
gidiyor, onlarm yerine yenileri geliyordu. Kale nbetileri arasn
dan sekiz-on asker zindan beklemek iin ayrlyordu.
Burada yaadldarm, insanolu denen u zavall varln,
dnyada bana nasl kt eyler gelebildiine dair btn insanl
a rnek olacak trdendi.
Zindan, byk aa kalaslardan yaplmt. zerine de oda
gibi bir ey eklenmiti. Burada nbetiler kalyorlard. Zindann
kaps daha dorusu deUi, stteydi. Kk kaln kapa ancak
iki kii tarafmdan halkalarmdan tutup kaldrlarak alyordu.
Tavanm ykseklii, iindekileri iki bklm olmaya zorlayacak
ekilde alakt. nsanlar ancak eilerek yryebiliyorlard.
Zindan uzunca ina edilmiti. eriye binanm boylu boyunca
iki sra halinde kaln tomruklar yerletirilmiti. Bunlardan biri
si esirlerin ayaklarnn balanmas iin, dieri de balar iindi.
Balarm konaca tomruklar zerinde, adam ba sacak kadar
oyuklar almt. Srt st yatrlp ba bu tomruktald oyuklara
konduu zaman insanm ancak yz grlebiliyordu.
Zindanc bam bu oyuklardan birisine yerletirdiin
de, iimi bir mitsizlik ve hayattan bezginlik duygusu kaplad;
"Buradan sa kabilecek miyim?" diye dnmeye balamtm.
Daha imdiden btn vcudum kanyordu. Kaslarm gerilmi,
her tarafm armaya balamt.

Bam oyua yerletiren zindanc, boazmn zerinden


kelepeyi geirdi ve beline iple bal anahtara uzand. ini son
derece ciddiye ald yz hatlarndan belli olan bu tknaz adam,
bu darack ve skc yerde ter iinde kalm, nefes nefeseydi.
Boazmdaki kelepeyi kilitlerken nefesinin pis kokusu mide
mi bulandrd. Dayanmaya altm. Ainmdan damlayan birka
damla ter gzlerimi yaktnda, duyduum his, mide bulantm
unutturdu. "Dnyada bundan daha ar ikence var myd aca
ba?"
Mahkmlarn boyun kelepelerini tek tek kilitleyen zin
danc, yine ayn ciddiyetle iine devam etti; srayla ayaklarmz
tomruklardaki deliklere yerletirdi. Sonra ayaklarmza bal de
mirleri de birer birer alp tomruun br tarafna aktard ve tom
ruun st ksmm kapatt. Ardmdan da iki batan, menteelerin
yanmdaki kihtlerinden, tekrar tekrar kontrol ederek tomruu bir
gzel kilitledi. Ama btn bunlar yeterli deildi. imdi de sra
ayak demirlerindeki halkalardan geirilecek zincirlere gelmiti.
Zindanc yine sylene sylene ve nefes nefese mahkmlar tek
tek dolayor, kaln bir zinciri mahkmlarn ayaklarmdaki demir
lerin halkalarmdan takp ularm yukar tavandaki zel delikle
rinden geiriyordu. En sonunda da yukardaki byk kiUtlerle bu
zincirleri de sabitliyordu.
Srt st yatm halde ayaklarndan ve boyunlarmdan sk
sk tutturulmu olan mahkmlarn elleri de kelepelerle tuttu
ruluyordu. ylesine balanyordu ki, insan mezarda bile bundan
daha rahat olabilirdi.
Bu ilem her gn tekrarlanyordu. Esirler zindanlara ikindi
vakti kapatlyor, ertesi gn kuluk vaktine kadar bu ekilde tutu
luyordu. Zindanc, her gn bu yorucu ve skc ii oflaya puflaya
fakat ciddiyetle enmeden tek tek yapyordu.

Esirlerin balanmas bitince askerler tarafmdan saymlar


yaplyor; sonra kaplar kapatlyordu. Kaps kapatlp kilitlenen
zindanm anahtar, kaledeki bapapaza teslim ediliyordu. Alaca
zaman da ondan almarak alyordu.
Bu korkun zindanda alt ay geirdim. Gnlerimizin ou a
susuz geiyordu. Gnlk yiyeceimiz ancak yz dirhem kepek
ekmei ile bir tas ac su idi. Bundan baka bir ey bulmamz mm
kn deildi. nk kale diye tanmladm bu yer, aslnda kaps
srekli kapal tutulan bir manastrd. Dardan kim geUrse gelsin
papazlarn izni olmadan ieri giremiyordu. Bu nedenle esirlere
birinin ulamas veya onlara yardmc olmas imknszd.

Bu hi bitmeyecekmi gibi geen gnlerin ardndan,


bir gn kaleye Venedikli esir tccarlarmm geldiini grdk.
Acmaszlklar yzlerinden okunan bu mendeburlar bizler iin
gelmilerdi. Yanlarmda izin mektuplarmdan baka her birimi
zin kendilerine satldna dair belgeler vard. Esiri olduumuz
Avusturyal subaylar, Bosna tarafmda bizleri bu esir tccarlarma
satmlar.
Adamlarm ellerindeki ktlar geerU belgelerdi. Grmeye
bile gerek duymadan her birimiz iin yirmier altm demiler;
bizi gtreceklerdi. Dierleri gibi ben de kesin olarak bihyordum,
artk dn olmayan bir yola girmek zereydik. Bu adamlar ta
rafmdan gemilere teslim edildikten sonra, lmeden kurtulmak
olanakszd oradan. Ama bu esnada hi ummadm bir olay ger
ekleti.
O gn, hastalar ve geride kalan dier au*lklarm korumasy
la grevli birliin subay da kaledeydi. Brod tarafna gitmek zere
26 1 dirhem=3,086 gram.

emir alm; ayrlmadan nce papazlara veda ziyareti iin gelmi.


Papazlar da subaym onuruna ziyafet tertip etmiler...
Ben ve dier esir arkadalarm Frenkler tarafndan gtrl
mek zere kapmm nne sralanmtk. Adamlar bizleri bir kez
daha sayyorlar, kontrollerimizi yapyorlard, te tam bu sraday
d; szn ettiim subay, papazlarn arasnda yanmza doru
geldi. Yiyip imi, son derece neeU grnyordu. Yanmzdan
geerken, berbat grnmz dolaysyla yzn buruturmak
zorunda kalan subay grdmde kafamda imek gibi bir fikir
akt. Yerimden frladm; koup adamm eteine yaptm ve ko
numaya baladm:
"Sizde adet byle midir?"
Herkes durmu merakla beni izliyordu; btn cesaretimi
toplamtm artk. Konumam biraz da yksek sesle srdrdm:
"Bir esirin fidyesi almdktan sonra, ikenceler altmda zin
danlara kapatp sonra tekrar Frenk gemilerine satmak... Yce
Allah buna raz olur mu?"
Hrvata konuuyordum. Adam sylediklerimi anlayama
mt. Dnp papazlara sordu. Biraz da akrkeyifti. Papazlar
sylediklerimi tercme ettiler. Hatta szlerimi tasdik ederek bana
ahitlik yaptlar:
"Gerekten bu esir, borcunu ve fidye parasn eksiksiz teslim
etmitir. Efendisi insafszlk yapmaktadr. Serbest brakmas gere
kirken, imdi de Frenklere satm. Bu hakka ve dine aykrdr."
Uradm hakszlk papazlar bile isyan ettiriyordu. Bu ne
denle bapapaz, benim sylediklerimi tercme ettikten sonra
kendi dncesini de ekledi:
"Eer yardm etme imknmz varsa bu zavall iin yardm
nz esirgemeyin!"

Dier papazlar da benzeri szlerle mrldandlar. Subay et


kilenmiti; gayrete geldi. Biraz da ikinin tesirindeydi galiba.
Frenklere dnd ve sert bir sesle:
"Ben bu Mslman' vermem" dedi.
Frenk tccarlar homurdanarak birbirlerine baktlar.
Aralarnda konuuyorlard. Birisi subaya kar sesini ykseltti:
"Bu konuyla senin ne ilgin var?"
Sonra da gelip benim kolumu tuttu ve subaya kar dikle
mesini srdrd:
"Sahibi esirini bana kendisi satt. Ben parasm deyip elin
den senet aldm. Elimdeki bu belgeye gre alr giderim, sen kar
amazsn!.."
Subayn da yz hatlar gerilmeye balamt; sinirleniyordu
beUi ki. O da sesini ykseltti:
"O, esirin sahibi dediiniz adamn hem senedi, hem de
kendisi yasal deildir. Eer generalimiz olan Prens Louis bunu
duyarsa muhakkak cezalandrr. Szn ksas, ben bu esiri sana
vermiyorum."
Subay szn tamamladktan sonra elimden tutarak ken
dine doru ekti; ama Frenk de dier elimden sk sk yapm
brakmyordu. Ortada kalmtm. Bir taraftan subay, bir taraftan
agzl tccar ekiyordu. Subay birden asabileti. Elindeki uzun
sopay ekip tccarm zerine yrd. in ciddiyetini kavrayan
tccar, kolumu brakt; ani bir hareketle kaarak, tepesine doru
inmekte olan sopadan kendini zorlukla kurtard. imden Allah'a
saysz dualar ediyordum. Venedik gemilerine forsa olarak satl
maktan kurtuluyordvun.
Subay beni kaleden ald, biriiin olduu kar kyya gtrd;
karakol subayna teslim etti. Burada sadece gz hapsindeydim.

imde byk bir sevin vard; lem Frenklerden hem de o kor


kun zindandan Icurtulmutum.
Beni kurtaran subaym sorumluluunda yz eUi kadar hasta
vard. Generalden ald emir nedeniyle, en ksa zamanda hastalar
buradan alp Broda gtrmesi gerekiyordu. Hazrlklar yapdm,
evreden yetmi kadar araba toplanmt. Hastalar bunlara yklen
di. Bir sabah erkenden kalkp yola dtk Ben de onlarla birlikte
gidiyordum ama karakol erlerinin arasmda bir mahpustum.
ok yava ilerUyorduk. Btn gn boyunca ancak drt
saatUk yol gidiyorduk ve hemen konaklyorduk. nk masraf
lar, bulunduumuz beldelerin yerli grevlilerince karlanyordu.
stelik de atma alanlarmn dndaydk. Acelemiz yoktu yani...
Konaklama esnasnda blge insanlar tarafmdan bol bol yiyecek
ler ve iecekler geliyordu.
Bu gelen yiyecekler, askerler iin en nemli konaklama se
bebiydi; fakat, zavall hasta soldat denilen askerlere bu yiyecek
ve ieceklerden hi bir ey verilmiyordu. Onlarn taynlar sade
ekmek ve sudan ibaretti. Hasta askerlerin ou ishaldi. ylesine
bitkinlerdi Ici yerlerinden kmldayacak halleri yoktu.
Hasta askerlerin bir tek adm bile atmaya gleri yoktu ama
sk sk arabalarndan inip yrmek zormda kalyorlard. ki de
bir arabalarn yanmda giden grevli askerlere "Aveye ayis" diye
sesleniyorlard. Yani "eme ihtiyacm var." demek istiyorlar
d. Grevli askerlerse arabay durdurmadan bu zavalllar ekip
i\idiriyorlard. Askerlerin bu derece acmasz davranmalar bir
bakma zorunluluktan kaynaklanyordu; nk her isteyen iin
arabalar durdursalar ve ihtiyacm grene kadar beldeseler, gnde
yarm saatlik bile yol almak mmkn olamayacalct.
Askerleri ekip indirdikten sonra hasta askerin yanmda bir
asker kalyordu. Fakat bu arada hasta asker ihtiyacn grnceye

kadar arabalar ilerliyordu. Grevli asker, hastay rahat brakm


yordu; kaba sz ve kfrlerle "Acele et, hadi!" diye sktrmak
tayd. Fakat bu hastalarm deil yrmee, yerlerinden kalkmaya
mecalleri yoktu. Ancak, denek darbeleri altmda son glerini
harcayarak (eer ans varsa) arabasma yetiiyordu. Acmasz
nbetiler, bu yar l hale gelmi hastalar ellerindeki sopalarla
veya bellerindeki palalarla dve dve arabalara yetitiriyorlard.
Birou ise yollarda lp gidiyordu. len iin hemen yol kenarmda iki karlk bir ukur kazlyor, cesedin zerindeki resmi
elbise ve apkas almdktan sonra giysileriyle gmlyordu.
Hasta askerlerden ok az da olsa bazlar iyileiyordu. Buna
karlk da salam askerlerden hastalananlar oluyordu. yileenler,
hastalanan askerin yerini alyordu. Bu kez iyileen asker, hastala
nandan intikam almaya balyordu. Hasta iken kendisine yaplanlarm hmcn yeni hasta olanlardan kartyordu. Bu garip ve
anlalmaz durum bylece srp gidiyordu.
Hrvat vadisini geerken alacak bir olay yaamtk. Hasta
askerlerden birisi o kadar bitkindi ki, konak yerine gelindiinde
arabadan inememiti. GrevU askerler ayaklarndan tutup ekti
ler. Yere derken zavallnm ba, olduka sert bir ekilde kuru bir
kesee arpmt. Zaten bitkin, yar l olan asker, hemen ken
dinden geti, gzlerini yumdu. zerine eiUp inceleyen askerler
"ld..." dediler. Her zaman olduu gibi hemen kenarda bir u
kur kazld; asker iine atld ve biraz toprakla rtld. Az sonra
da kafile hareket etti.
ileriden eUndeki denee dayana dayana bize doru gehnekte olan birisini grdmzde Garvia diye anlan Hrvat vila
yetinin sonunda bir byk ormanlk kenarnda konaklam hal
deydik. Srtmda kirli gmlei, elinde kocaman bir ekmek, yalmayak bakabak, perian grnml bu kimse, ld diye gmlen
askerin ta kendisiydi. Karakoldaki soldatlar subaylarma kotular,

"Gmlen filan kimse dirilmi, kalkp ite geldi, ne buyurursu


nuz?" diye haber verdiler. Subay, tutuklanp hapsedilmesini em
retti. Askerler de tutup adam benim yanma getirdiler. Uzun sre
birlikte yolculuk ettik. Nasl kurtulduunu anlatt.
Kafilemizi bir grup Hrvat takip etmekteydi. Bunlar, konak
yerlerinde askerlerin braktklar ie yarar eyleri topluyorlard.
Hrvatlar az nce ld diye gmlen askerin bulunduu yere gel
diklerinde, topraktan dar km ve rpnmakta olan ayaklarm grmler. "Bu nedir" diye hemen topra eeleyen adamlar,
askeri kurtarmlar. Son derece zayf ve bitkin olan askere scak
orba yapp yedirmiler. Bir miktar arap ve gdalar vererek askeri
yeniden hayata dndrmler. Hasta asker ok gemeden ayaa
kalkp yrmeye balam. Artk iyiletiinden iyice emin olan
Hrvatlar, eUne bir byk ekmekle bir kap arap vererek askeri
ordunun ardmdan gndermiler.
Hrvat vilayetindeki bu Garvia ormanlm iki gnde ge
tik, Bodborya adh nahiyeye geldik. Oradan kalktk, Sirac adl pa
lanka yanmdan Bojeka Kalesine vardk. Bu kalede on be gn
kadar konakladk.
Bojeka Kalesinde konaklarken askerin ekmei tkenmiti.
Askerlere birer miktar m datld. Bana da pay verilmiti. ki
gnden beri hibir ey yememi, alk ekmekteydik. Unu alan
askerler ne yapacaklarm bilememenin aknl iindeydiler.
Bocalayp duruyorlard. Gahba undan nasl ekmek yaplacam
bilen bir ben vardm. Bamdan o kadar ok macera gemiti ki,
hayatta kalmak iin ne lazmsa renmitim. Ekmek yapmay da
biliyordum. Hemen evreyi aratrdm. Konduumuz evin bir
Mslmandan kald anlalyordu. Ben nbeti askerlerle bir
likte ahrda kalyordum. Biraz odun topladm, ate yaktm. Sonra
da yassca bir tahta buldum. stne un koyup su ile yourdum.
Tuzsuz bir hamur olmutu; daha sonra, hamuru poaa gibi ya-

pp atee gmdm. Yava yava pien ekmeimi yemeye baladm zaman askerler, birer tadmilk istemeye baladlar. Birer
para verdim.
Tuzsuz ekmeim olaanst beeni kazanmt. Zira a adam
ne bulursa eker gibi gelir. Sonunda kolluktaki bir Korporal ile on
asker ve be alt tutuklu, unlarm bana verdiler ve "Bana da kendininki gibi ekmek piir." demeye baladlar. O gece sabaha kadar
uyumadm, altm. Poaac olmutum artk. Fakat, piirdiim
ekmeklerden "el hakk" diye birer para pay alyordum. Bylece
ok sayda ekmeim oldu. Birka gnlk yiyeceimi biriktirmi
tim; biraz rahat ettim.
Bu arada yaz gnleri geride kalmt. K kendini her gn
biraz daha hissettiriyordu. On be gn getikten sonra oradan
da kalktk, Brod adl yere doru hareket ettik. Burada Bosna tarafmdaki Zvornik'ten klalarna gidecek olan Avusturya asker
lerinin gelmesini bekliyorduk. Ne kadar bekleyeceimiz belli
deildi. Hastalar ve askerler, bulduklar dam altlarna sokulmu
tu. Bamzdaki komutansa byk bir eve yerlemiti. Ben kol
luk askerleriyle birlikte merdiven banda akta kalmaktaydm.
Havalar iyice soumutu artk. Srtmzdaki elbiseler k iin ok
yetersizdi. Askerler birbiri ardndan hastalanyordu. Ama arla
an askerleri tedavi etmek bir yana, daha lmeden gtrp dar
atyorlard.
Sonunda gnn birinde souk beni de penesine ald; ok
kt bir ekilde hastalandm. drt gn iddetli ate iinde
merdiven banda yattm. Hastahm olduka ar seyrediyordu;
ciddi bakm gerektirmekteydi. Fakat tedavi ve bakm bir tarafa,
yle kendimden gemi halde yatarken, benim bu kt halimi
gren askerler; "Bu Trk hastalanp lmek ister, bunu bir tarafa
atmak gerekir" diye, komutandan izin almlar. Beni alp, evden

on be-yirmi adun tedeki ple gtrp attklarmm farkmdaydm ama o kadar au* hastaydm ki ne konuacak, ne de ko
lumu kpu-datacak gcm vard. Sonrasm pek hatrlamyoruni.
Hastalm iddetinden baylmm.

Gzlerimi atmda kendimi hayvan gbrelerinin ve p


lerin iinde buldum. ldm sanarak zerime hayvan gb
relerini ve pleri dkmler, ylece terk etmiler. Terden srlsklamdun. Gbrelerin ss beni korumutu. Nerede olduumu
ve bamdan geenleri hatrlamaya altm uzunca bir zaman.
Bam gbrelerin altmdan kartp dar bakndm byk aba
harcayarak. Karmdaki evi tanyordum. imdi olanlar daha iyi
hatrlamaya balamtm. Hastalanp bu izbelie getirilmitim.
Demek ki uzun zamandr buradaydm; tam olarak ka gn oldu
unu bilemiyordum ama zerimdeki ve evremdeki gbre ynlarmdan en aa bir on gn gemi olduunu anlayabiUyordum.
Gnlerdir a ve susuzdum. Tekrar eve doru baktun. Asimda ok
uzakta deildi; ama o kadar zayf ve bitkindim ki yerimden kalkamyordum. Dier taraftan bam birazck kaldrr kaldrmaz, ev
ve meydan hareketleniyor, evremde dnmeye balyordu. Btn
gcm toplayp oturmaya altm. Fakat hi gcm yoktu; onu
da baaramadm.
Susuzluktan dudaklarmn derileri tmyle kavrulup dkl
mt. Su getirmek iin Sava nehrine gidip gelen kadnlar yanm
dan geiyorlard. Sonunda btn gcm topladm, kadmlardan
birisine seslenerek su istedim. br dnyadan gelmi biriyle
karlam gibi aran kadm, rkek ve korku dolu baklarla
yanma yaklaarak biraz su iirdi ve hemen yanmdan uzaklat.
Suyu iince daha da gzlerim ald. imdi de a olduum aklma

gelmiti, canm yemek istiyordu. Artk salma kavuuyordum


galiba. Ama "Yemei nasl bulacaktm; burada bylesine yatarken
kim gelip de bana yiyecek verecekti?"
Yattm yerden kalkmaya abaladm yeniden; eer eve ula
may baarrsam kurtulabilirdim. Evdeki Srpl kadnlar belki bir
para yiyecek verebilirlerdi. Son bir gayretle ayaa kalkmaya aba
ladm ama nafile... Pes etmedim. Yerde srnerek ilerlemeyi dene
dim. Emekleye emekleye sonunda merdiven basma kadar ulamay
baardm. Merdivenden inip kan, yanmdan geen Srp kadmlarma yalvaryor, onlardan bir para ekmek istiyordum.
Kadnlardan biri halime acmt. Bir para kuru dar ekmei
verdi. O kadar itahla yedim ki, o kuru dar ekmei bana sanki
gl reeh gibi lezzetU gelmiti. Ama doymamtm, nk verdii
kk bir paradan ibaretti. "Bmca gn alk eken insana bu
kadarck yiyecek nasl yeter?"
O gn emekleyerek merdivenleri trmandm. Sonunda ya
va yava da olsa yukar kmay baardm. Buras kocaman bir
evdi. Merdivenin bandaki kapdan byk bir salona giriliyordu.
Salon sanki meydan yeri gibiydi. Bir kenarda byke bir ocak
vard. Ayrca salona alan drt be tane de oda kaps grn
yordu. Odalarm her birinde Srp aileleri yayormu. Kalabalk
guruplar halinde ve birok ailenin birlikte yaad bu evin, her
aile iin odalar ayr olmakla birlikte ocaklar ortakt. Yemek pi
irmek iin ayn oca kullanyorlard.
Srplar daha nce yakndan tandm iin biliyorum, bun
larm perhiz gnleri olduka oktur. ou zaman yedikleri, mer
cimek, brlce ve kepekten yaplma eki bir atr. Ocam stnde
belki ondan fazla sralanm mlein iinde pien yemekler de
sanrm yine bunlardan birisiydi. Ama kokular bana enfes geli
yordu.

Yemeklerin pimesini sabrla bekledim. Ev halk da benim


gibi bekliyordu; sonra kimin yemei pitiyse tabaklarma alp git
meye balamlard. Ben de krk bir mlek taban bulmutum.
mleiyle gidenlerden "Bize de bir kak vermez misiniz?" diye
seslenmeye baladm. Sonunda krk anama birer ikier kak
yemek koymaya baladlar.
gn boyunca mutfaktan ayrdmadm. Artk iyice kendime
gelmitim. Oturup kalkabiliyordum. Ama ok gemedi, komuta
na yakalandm. Beni gren komutan, hiddetlendi, aaya, kolluk
askerlerinin yanna gnderdi. Yeniden asker tayn olan ve pro
fond ad verilen ekmee talim etmeye baladm.
Drt be gn gemiti ki komutana yeni bir emir geldi.
Adamlaryla birlikte yine Pojega denilen yere varp beklemesi
isteniyordu. Yola ktk. Askerler yryor, kendisi arabayla gidi
yordu. Km iddetli zamanyd. Srekli kar ve yamur yayor
du. Buna ramen yol boyunca geceleri akta yatyorduk. Bense
zaten hastalktan yeni kalkm, yalm ayak ve elbisesizdim. Kar
ve amur iinde arabaya tutunarak yryor, dp kalmamaya
urayordum. Mehur bir ata sz vardr; "nsan tatan aatan
salamdr" diye... Buna gerekten inanyorum; hastalktan yeni
kalkm, yrmeye bile dermanm yokken, onca zorlua nasl dayanabildiime kendim bile ayordum.
Bylece, btn gn boyu kar ve yamur altnda, a ve der
mansz, iddetli soukta yryordum. Akamlar orman kenarmda bulduumuz kuytu bir kede konaklyorduk. Konak yerin
de hemen komutan iin bir adr kuruluyor, dek seriUyordu.
Komutan, benim efendim olan Fischer tarafmdan ona emanet
braklan hizmeti kz koynuna alp yatyordu. Doal olarak so
uktan hi etkilenmiyordu. Dier askerler, ormandan odun s
ryp getiriyorlar, yaktklar atein evresine halka oluyorlard.
Herkes antasmdaki yiyeceini karyor, yiyip itikten sonra

ate kenarna kvrlp uyuyordu. Bense ormandan odun getirecek


gcm olmad iin ateten yararlanamyordum. Aslnda "Bir
tarafa kap gitmesin" diye odun iin ormana gitmeme de izin
vermiyorlard; fakat atee yaklamca da "Sen odun getirmedin"
diye kovuyorlar, uzaklatryorlard. Hem hava souk, hem de altmdaki toprak ya... Bir yandan da kar yayor; altma serecek
veya stme rtecek en kk bir ey bile yok...
K gecelerinin ne kadar uzun olduunu o zaman yaayarak
ok iyi rendim.
Zaman zaman atein karsmda uyuyan Avusturyal bir as
kerin nne geip smmaya altm oluyordu. Ama bu ok
srmyordu; biraz sonra nne getiim asker yerek uyan
yordu. Beni ateinin nnde otururken grnce tekmelerle kova
lyordu. Oradan kovulunca ben de uyumakta olan bir bakasmm
ateinin nne geiyordum. Tabii ok gemeden o da uyanyor
ve ayn sonula karlayordum. Bylece yar plak, titreye titreye sabah etmeye alyordum. Sabah tekrar erkenden, uykusuz
ve yorgvm yola koyuluyordum. Yollar dalk talk. Bense yalm
ayak... Ayam sivri sivri talardan kan revan iinde... Souk ise
dayanlr gibi deildi. Souk mu daha ok ac veriyordu, yoksa
yaralar m bilemiyordum.
Bin bir zorlukla sren yolculuun ardmdan nihayet Pojega
Kalesi ne ulatk Bir hana smdk. Burada birka gn kalmtk
ki Bosna'nm Zvornik Kalesi tarafmdan General Prens Louis'nin
piyade alay ile Layednand Fischer kp geldi. Fischer'in ba
mzdaki komutanla karlamas hi de ho olmad. Aralarnda
byk bir tartma balad. Fischer, emanet olarak brakt mal
lar ve kza yaplandan ok, benim esir tccar Frenklere teslim
edilmemi olmama ok kzd. Aralarmdaki tartma ksa zaman
sonra delloya dnt. Ellerinde ilerle meydana ktlar, vu
rumaya baladlar.

Benim sahibim olan Fischer melunu, bu kavgada yaraland;


rakibinin ii bir kartan fazla karnna saplanmt. Yere ykld.
evredekiler kotular, kaldrp karargha gtrdler. Alaym cerrahlarm ardlar. Yara tam gbeinin yanmdayd. Hi kan ak
myordu. Cerrahlar mlek vurdular; kan dar akttlar. Gerekli
merhem ve ilalar srdler. l gibi yatyor, hi konumuyordu.
Beni tekrar Fischere teslim ettiler. Birka gn sonra hareket
eden orduyla birkte biz de yola dtk. Hrvat tarafma gidiyor
duk. Oradan Siska Kalesi'ne, sonra Sava nehrini ap Una neh
rinin Savaya dkld yer olan Yasenovaya yneldik. Bir ka
gnde Hrvat vilayetinde vani denen kalenin yakmnda konak
ladk. Fischer burada tedavi iin bir cerrahm evine yerleti. Beni
de yanma ald. Askerler ertesi gn yollarna devam etti. Ben iki
ba beygiriyle birlikte onun yanmda kaldm. Adam dinlenip teda
vi oluyor, ben de hayvanlara bakyordmn.
Bir mddet sonra Fischer, kendisini iyice toparlad; artk d
ar kp gezmeye balamt. Burada kaldm sre iinde gnlk
taynmz, bir fund^^ kz eti, ekmek ve bir okka^^ arapt. Bu saye
de ben de bir ay iinde toparlanm, iyice glenmitim. Yeniden
iimde kap kurtulma arzusu canland. Hele o Hac Ahmet adl
esirle karlatktan sonra gece ve gndzm, artk iyiden iyiye
Fischer'in elinden kap kurtulma fikri kaplar olmutu.

Fischer'in darda gezide olduu bir gnd, kapmm nnde


yalnz bama oturmaktaydm. Aniden kardan bir adam kageldi, selam verdi. LaubaU bir takm szlerle karlk vermeye a
ltm. Adam "Allah kurtarsm" diye dua etti. armtm. Ben de
"Allah seni de korusun" diye karlk verdim. Adam benim akn
27 1 fund: yaklak 350 gram.
28 1 okka: 1,28 kg.

baklarm altnda son derece dzgn bir Trke ile konumaya


balad ve dedi ki:
"Benim kardeim, yle arma. Biz de Muhammed mmetindeniz, din kardeiyiz, esiriz. Burada olduunuzu duyduvun
iin ziyaretinize geldim.
aknlm bir kat daha artmt; zrler diledim.
"Kusuruma bakma... Klnzn yars Mslmana benzer,
yars Neme'ye; bu yzden bilemedim. Gerei gibi karlayamadim."
Yer gsterdim, oturduk; tantk. Macerasn anlatt. Ad
Ahmet'mi. Viyana Seferi'nde esir olmu. Viyana'da, mparatorun
baktibi olan GrofItrotman adhkimsenin esiriymi. Kurtulu ba
has olarak, Osmanllar tarafmda esir bulunan bir Avusturyalnm
serbest braklmas ve bir ba at vermek karlmda efendisiyle anlam. Efendisi de bu fidyeyi temin etmek zere kendisini
Osmanl snrma kadar gtrmesi iin vani kumandan olan
29

Otto de Stubenberg adl generale emanet etmi. Bu nedenle ha


reket zamanma kadar buraya yakn bir yerde beklemekteymi.
Sipahi takmmdan ve hacca gitmi bir kimseymi.
Ben de kendi ykm anlattm. Sahibim olan adamm, fidye
bedelini eksiksiz olarak aldktan sonra, bunca zamandr serbest
brakmadn, zindanlar ve yollarda eziyetler ekip zulmler
grdm ayrmtlaryla anlattm. Anlattklarmdan ok etki
lenmiti.
"Bvmm aresi vardr", diye karlk verdi. "Ben", dedi, "her
istediim zaman general ile konuabilmekteyim. Bu arada senin
uradm hakszl kendisine anlatrm. alp seni bu zalim
adamm elinden alr. nallah, yakn zamanda, ben Bosna tarafna
slam lkesine giderken seni de beraberimde gtrrm."
29 tunberg olarak yazlmtr.

80

Duyduklarm karsmda heyecanlanm, sevinmitm^ Biraz


daha konutuktan sonra ayrldk. O kaleye dnd. Benim :fcald^
un ev ise kalenin dnda varotayd.
Aradan bir saat ancak gemiti ki Hac Ahmet tekrar geldi
ama bu kez yalnz deildi. Yanmda bir Franiskan papaz vard.
Eve geldiler ve bana hi dnp bakmadan doruca Fischer'in
odasma girdiler. Bir saate yakm kendi aralarnda konutular.
Neler konutuklarn duyamyordum. Fakat, benimle ilgili syle
tiklerini tahmin ediyordum. Bir saat sonra tekrar dar ktlar,
yine bana bakmadan ve bir kelime bfle sylemeden gittiler. ok
armtm.
"Ne olmutu acaba?"
Ben byle dnceler iinde bouurken Fischer'in kaleye
davet edildiini rendim. Atn hazrladm ve bindirdim, kendi
si yalnz gitti; ben evde kaldm.
Fischer gittikten sonra dnn beklerken merakmdan
lyordum. "Kurtulacak mydm acaba?"
leden sonra nihayet adam davetten dnd. Sarhota Ben
atm alp ahra ektim; kendisi odasma, ekildi. Ama baklarmda
bir gariplik sezmitim. Az sonra da drt tane Hrvat azman
kefere daha geldi; onlar da doruca onun odasna girdiler. ok
gemedi ev sahibinin kars kadn dar kt, beni yanma ard.
Kendisini sever ve gvenirdim, akl banda birisiydi. Kulama
eilerek Hrvata fsddad:
"Osman, ddcatli ol. GaUba efendin seni dvecek."
Aklm bamdan gitmiti. "Bu da ne:^eden kt?" diye dn-

ney^l2UTitm;ki;p^^
aryordu:

gQf;nd.,Y^el^^

"Osman, gel abuk!"

Merdivenlerden kp odasna girdim, ayakta beklemeye


baladmi. Ben odaya girer girmez Fischer arkamdan kapy kilit
ledi. Odanm iinde ayakta bekleyen Hrvatlar da zerime atld
lar, kollarmdan skca yakaladlar. Fischer yanma geldi, zerimi
batan ayaa arad. Bak gibi kesici bir ey olup olmadma ba
kyordu. Kuama bal olan ekmek kesmek iin kullandm bir
eski psk akm vard, onu buldu. Hemen ipini kesip kopard.
Odanm bir tarafma brakt. pleri nceden hazrlatm. Ellerimi
ve ayaklarm skca balad. O iri yar Hrvatlar beni yere yatr
dlar. Kmldayamaz bir haldeydim; ellerimden ve ayaklarmdan
tutuyorlard. Fischer eline kocaman bir sopa almt.
Birazdan adamm elindeki koca sopa vcuduma acmaszca
inip kalkmaya balad. Duyduum acmm tesiriyle kvranyor;
"Beni niin dvyorsun?" diye baryordum. Ben bardk
a o sopay daha da iddetle indiriyor ve "Dur sana Temevar'
ve Mslman vilayetine gitmeyi reteyim." diye syleniyordu.
Hrsmdan kudurmu gibiydi. Adamn kzl yz daha da kzar
m, domuzu andrr kaim boynmun damarlar imi, gzleri
yuvalarndan frlam, korkm bir grnm almt. EUndeki
sopay bam, ayam, kolum, butlarm ayrmadan rast gele in
diriyordu. Deneklerin saysn ancak yze kadar sayabildim.
Sonunda baylmm. Bunun zerine o da dvmeyi brakm.
Gzlerimi atmda Fischer, kenara oturmu ttn iiyor
du. Burun delikleri alp alp kapanyor, hl derin derin solu
yordu; fkesi gemie benzemiyordu. Benim ayldm grnce
elindeki ttn ubuunu brakt, sopasm kapt. Sopa yeniden
bama yzme inmeye balad. O kadar dvyordu ki grlt
ve lklara artk dardaki cerrah ve hanm bile dayanamaz ol
mulard, kapya dayandlar. Yksek sesle baryorlard:
"Allah rzas ve sa akma, u garibi dvmeyi brak artk, ka
py a!"

Onlar dardan "kapy a!" diye barp alayorlard ama


zalim adam merhamet etmiyordu. Kapy amad. Hrs gein
ceye kadar beni dvd. Yorulmutu aslnda; sonra kapy at.
Hrvatlar demirciye gnderdi. Ayama bir ift pranga yaptrd.
Sonra da beni kale iindeki zindana yollad.
Burada be Mslman esir daha vard. Zindan dzayakt.
Penceresi yoktu. Aalardan yaplmt. Buras da daha nce kal
dm manastrm zindanma benziyordu. Esirlerin elleri ve ayak
lar yerdeki tomruklara balanyordu.
Akam olunca ieriyi bir mumla aydnlatan zindanc, b
tn esirlerin hepsini yan yana dizerek srt st yatryor, ba ve
ayaklarn sabitledikten sonra boyunlarna halka ile bir zincir
takyordu.
Zindandaki esir arkadalarmdan birisinin ad Hasan'd,
Bosna'ya bal Pakra Kalesi'nde esir olmu. On alt seneyi gemi.
Biri Peuy Kalesindendi; mezzinmi. Ad Mustafa elebiydi.
Bir bakas Valpovah Mustafa idi. Dieri Miholal Ahmet.
Beincisinin ad da Mahmut'tu. Yirmi gn kadar onlarla birlikte
bu zindanda kaldm.
Bir gn Fischer ziyaretime geldi. Yanma artt. Adama kar
iimden ylesine bir nefret duyuyordum ki konumak hatta y
zne bakmak bile iimden gemiyordu. Benim ne dndm
onun hi umurunda deil gibiydi; sze balad:
"Osman, Temevar'a gider misin?"
Bam kaldrdm yzne baktm; alayc bir glmseme var
d. "Eer bir daha Temevr' akima getirmezsen seni zindandan
kurtarrm; yoksa kendin birsin..."
Ne cevap verebilirdim ki? aresizdim. Biraz dndm, ke
limeler dilimden yuvarlanarak dkld:
"Elindeyim, istersen ldr, dilersen kurtar..."

Fischer daha baka sz etmedi; yanmadan ayrld. On be


dakika sonra zindancyla birlikte tekrar dnd. "Zindandan
kyor, onunla birlikte eve dnyordum." nce doruca demirciye
yollad. Ayamdaki demirleri kestiler. Sonra Fischer'in ikamet
gh olarak kulland cerrahm konama geldik. Fischer beni zin
dandan karmt ama bana gvenmiyordu, ilk frsatta kurtulu
iin bir yol arayacamdan emindi. Bu nedenle de evremizdeki
herkese, bana gz kulak olmalar iin tembihlerde bulunmaktay
d. Zindandan niin kurtulduumu da zaten birka gn iinde
anlayacaktm.

Birka gn sonra yolculuk hazrlklarna baladk.


Fischer'in beni niin zindandan ald imdi daha iyi anlal
yordu; yola kyorduk. Yolculukta bir esire her zaman ihtiya
olur. Ayrca adam, ordudaki grevinden tamamen ayrlarak
Viyana'ya dnmeyi planlyormu; beni de yannda gtrmek
istiyordu. Sylediine gre; Sava nehrini geip Yasanofa adl
yerde alay ile buluacak ve maalarn alp hesaplarn kestik
ten sonra Viyana'ya gidecektik.
Fischer'in bir gk beygiri vard, onu eyerleyip hazrladm.
Bana da alak boylu bir kara beygir dmt.
Yolculua sabah erkenden kmtk. Kara beygirin zerine
hem ben binmitim, hem de byk bir bavul dolusu eyay yk
lemitik. Yanmzda da iki Hrvat yaya yryor, bize klavuzluk
ediyordu.
vani Kalesi'nden Sava'ya doru bir gn yol gittik. K oldu
undan hava ok souktu; yamur ve kar yayordu. Yollar batak
ve amur iindeydi. Altmdaki beygir, stndeki ar ykle bu
etin yollarm zorluuna dayanamyordu. Bir ka saat yryn
ce duruyor, ilerlemiyordu. Hayvann zaten iki n aya tutuktu.

stelik benim de ayamcda mahmuzsuz arklar... Elimde bir


kam bile yok... Fischer'in altmdaki hayvansa ok gl. Ben ge
ride kaldka dnp geliyor, "Trk, sr!" diye baryor, bir kere
akmdaki beygire vuruyorsa iki kez de bana vuruyordu.
Bu adamla yolculuk daha ilk gnden bir ikence ohnutu be
nim iin. Daha fazla dayanamayacam dnyordum ki imda
dma nehir yetiti. Sava nehri tamt. At ile aaya doru. Sska
Kalesi ne gitmek olanaksz hale gelmiti. Sava zerinden ancak
gemiyle gidilebilirdi. kinci konakta, bir Hurvat kynde Fischer
beni ve atlar burakt. Burada, alaym margtan denilen seyyar
tccarlarndan birisi klamaktayd, beni bu adama emanet etti;
dnte alacan syleyerek gitti. Kendisi de gemiyle Yasenofa
tarafma doru yola devam etti.
Fischer beni bir Hrvat kylsnn evine yerletirmiti.
Burada gnlerim ok rahat geiyordu. Gnde birka saat beygir
lerle ilgilenince iim bitiyordu. Ondan sonra da kyllerle oturup
kalkyordum. Benden ok holanmlard. Kylerine bir "Trk
gelmi" diye gururlanyorlar, erkei ve kars beni konuk etmek
ve benimle sohbet etmek iin birbirleriyle yaryorlard. Beni
dnlerine, ziyafetlerine gtryorlard. Rahatm yerindeydi
akas. ektiim bunca ileden sonra buras bir cennet gibiydi
benim iin.
Kyde, Hrvatlar kendi aralarnda uraya koymular, her gn
bir bakas yemeimi getiriyordu. Nbet kimdeyse nce geliyor,
"Ne yersin?" diye soruyordu. Benim isteim belliydi: "Domuz eti
ve ya olmasn da ne olursa olsm..." Yemein yanmda bir okka
arap getirmeyi de ihmal etmiyorlard.
On be-yirmi gn kadar kaldm bu kyde esir olduumu
unutmutum. Gnlerim, ylesine elence ve gzel geiyordu
ki... Her gn gen Hrvat kzlarmn arasmdaydm. Bir elimden

biri dier elimden br tutuyor, beni alp tenha yerlere gt


ryorlard. Saatlerce benimle sohbet etmekten ok holanyorlar
d. Benim de genlik yllarm... Henz on sekiz-yirmisindeyim.
Ashnda ok yakkl saylmazdm ama kzlarm ilgisini fazla
syla ekiyordum. Baba kaldmz zaman kzlar benden s
rekli Trke ark sylememi istiyorlard. ki de bir "Hadi bize
Mslmanca ve Bonaka rla." diyorlard. Fettan Hrvat kzlarnm iveleri ve fingirdemeleri bam dndrse de her defasmda
kayor, ellerinden kurtuluyordum.
O yalarda insanm kendini kontrol etmesi aslnda ok zor
dur, belki de ok byk bir hnerdir. Cenab- Allah m hikmetiyle
bende biraz utangalk vard. Kzlarm bunca sktrmalarma, i
velerine ramen utanr kaardm. Elime geen frsatlar deerlen
diremezdim. Fakat geceleri kendimle ba baa kaldm zaman
lar, pimanlk duyuyordm. eytan beynimin iinde fink atyor,
fsldyordu:
"te, frsat elinde, yanmdakiler de sana meyilli, hazrlar.
Birinin iini grsen ne olacak ki?"
Sarn Hrvat kzlarmm mavi, yeil gzleriyle bam dn
dren baklarm hatrladka kendi kendime "Sen bir aptalsn"
diyordum. Ellerimden tutup yanma sokulular, sonra da sam
solumu ekitirmeye baladklarnda ellerinden uzaklap ka
m gzmn nne geldike, iimde ykselen pimanlk duy
gusu btn bedenimi kaplyordu. "Aptal" diyordum kendime;
"urada be on gnlk misafirsin, ne sorun olur?"
Fakat hemen ardndan yine aklm topluyordum. Akl terazi
sini elime alyordum. Kendimin kim olduunu ve hangi konum
da bulunduumu yeniden kendime hatrlatyordum:
"Sen zavall bir esirsin..."

in sonunu dnnce bu kez titriyordum. Eer iimden


geen suu ilersem bunun pek fazla gizli kalmayacam biliyor
dum. Byle bir durumda ne ceza vereceklerini kestiremiyordum
ama bauna hi de ho olmayan eyler geleceinden emindim.
"Ya ilediim su ortaya karsa..?"
Bu kez kalbimdeki pimanlk duygusu yerini korkuya brak
yordu. Aklm duygularma hakim oluyordu:
"Sefas ksa sren bir ey iin byk tehhkelere atlmak hi
de akllca deildi? Ya bir de ocuk olursa..."
Szn ksas, bu dnceler arasmda gide gele birok frsat
ldrdm. Aslnda doru yaptm ok gemeden anlama frsa
tm oldu. Kendimi ne kadar kontrol etsem de asimda elenceye
ve tembelUe fazlasyla kaptrmtm. Hayvanlarm bakm kal
mt doal olarak.
Bir gn, Fischer'in beni emanet ettii o margtan, kald
m eve geldi, hayvanlar denetledi. Durumu anlamakta ge
cikmedi. Meer Fischer, sk sk adama tembih etmi, "Eer
benim esir, hayvanlarma iyi bakmazsa, sen de onu dverek
cezalandr." demi.
Margtan, "Sana bir diyeceim var." diye beni kendi bulundu
u eve ardmda olacaklardan habersizdim. Adamm evine git
tim; yukar kp, hayat ad verilen merdiven banda beklemeye
baladm. Adam elinde kaim bir iple kiler odasma girip kyor,
bir takm hazrlklar yapyordu. Ama bu arada ilgin bir durum
gzmden kamad. Bu adamm Lipova'h mamzde Mahmut
isminde kk yalarda bir esiri vard. Mahmut, adamm kk
ocuunu ehnden tutmu dar kartyordu; ama gzlerinden
akan yalar kafam kartrmt. Trke; "Neden alyorsun?"
diye sordum yava bir sesle.

"Benim kardeim, galiba benim efendi seni dvecek, onun


iin alyorum..."
Mahmut szlerini daha tamamlamamt ki ben manzaray
aktrn. Frlayp evden ktm. Bir solukta drt be basama bir
den atm; kalmakta olduum Hrvat'n evine vardm; bahenin
arkasmdaki samanla gizlendim.

Margtan, kilerden kp "Trk nerede?" diye aranmaya ba


ladmda ben oktan gzden kaybolmutum. Katm anlar an
lamaz arkamdan koturmu. Doal olarak onun da aklna gelen
ikamet ettiim Hrvat kylsnn eviydi. Kylnn evine gelen
margtan, karsma kan herkese "Trk nereye sakland?" diye
sorumutu ama yant hep aynyd:
"Grmedik, nereden bileceiz?"
Kyllerden bekledii yardm gremeyen, stelik de tersle
nen adam, iyice fkeye kaplmt. Evin iini dm didik didik
etmi, beni bulamaymca, adamdaki fke, yerini korkuya terk et
miti. Sebebi de belliydi: "Ya kyden katysa bu Trk?"
Gayet iyi biliyordu ki eer kaacak olursam efendim olan a
gzl adam, bunun bedelini ona pahalya detirdi.
Bense btn bu gelimeleri saklandm yerden dakikas dakikasma renebiliyordum. Ev sahibinin kzlar srekli yanma
geliyorlard. Yiyecek ve ieceklerle birlikte, dardaki geUmelerin taze haberlerini getiriyorlard. Bunlar duyduka keyifleni
yordum. ki gn iki gece samanlkta saklandm. Geceleri uyuyor,
gndzleri de Hu-vat kylsnn altn sah kzlar tarafmdan
avutuluyordum; hi sklmyordum.
kinci gnn sonunda kzlar artk kabileceimi sylediler;
"Margtann fkesi gemi, pes etmiti."

Margtann evine gittim; karsmda beni gren adam derin


bir nefes ald. Ben de hayvanlarla daha yakmdan ilgilenmeye ba
ladm artk.
Olayn zerinden yaklak bir hafta gemiti ki Yasenofa
tarafmdan bir Fransz a geldi. Fischer'in talimatn getirmi
ti: "Ayla birlikte hayvanlar alp nceki konakladmz vani
Kalesi'ne gidecektim." Kendisi de baka bir yoldan oraya gelecek
mi.
Ertesi gn hayvanlar eyerledim, yanma bir de klavuz ala
rak ayla birlikte yola ktm. ki gn sonra vani'e ulatmda
Fischer'i orada bekUyor buldum. Yine cerrahm konama yerle
miti. Bir ka gn dinlendikten sonra tekrar yolculuk hazrlklarma baladk. Fischer, Vyanaya gitmek istiyordu; beni yanma
ard ve hakkmdaki dncesini anlatt:
"Osman, ben Viyana'ya gideceim. Seni de oraya gtrece
im. Ben orada bir makam almca seni de iyi bir konuma getirirn."
Gnl alc szlerle beni yumuatmaya ve ikna etmeye al
yordu. Hatta, kendinin bir boz uha dolamas vard, onu bana he
diye etti. Ayama akrlar, izme, bir mavi uha, tilki bacayla
kapl bir krk verdi; don, gmlek yapturp bir gzel giydirdi.
Artk iyice anladm ki bu adam beni brakmayacak. Viyana'ya
gtrnce belki beni zorla dinine de dndrecekti. zellikle bu
son ihtimal aklrna geldike fkeden kontrolm kaybediyor
dum. Sonunda kendi kendime kararm verdim: "Yolda giderken
bu adam ilk frsatta vuracaktm; hem de kendi silahyla." Ne ce
zaya uratrlarsa uratsnlar, gzmde yoktu.
Yola kmadan nce atlar nallatmamz gerekiyordu.
Yolculuktan bir gn nceydi hayvanlar aldm demirciye gittim.
Demirci, ayn zamanda kalenin maah askerlerinden, onba ya-

hut korporal kadrosunda birisiydi. Demircinin yetikin bir olu


vard, atlar o nallyordu.
Delikanl atlar nallarken benimle sohbet etmeye balad.
Hrvata konuuyorduk.
"Efendinin seni dvdn duyduk, sebebi neydi?"
Olayn i yzn anlattm.
"Mademki bu adam sana bylesine hakszlk ve zulm yap
yor, niin kamyorsun?"
"Ama Trk snr buradan ok uzak... Yol, iz bilmiyorum.
Elimde ne bir belge, ne de yanmda bir yolda var. Bunlar olma
dan nereye kadar gidebilirim ki? Yakalanp yeniden esir olmak
tan korkuyorum."
"Bosna diyar Mslmanlarn elindedir bilmiyor musun?
Buraya da ok uzak deil. Buradan Sava nehrine konak. Sava
nehrinin karsma geince Trk lkesi..."
Delikanl szlerinin bu noktasmda konumasm kesmiti,
sam solunu kontrol ettikten sonra yanma biraz daha sokuldu
ve ksk bir sesle iimi hoplatan cmlesini syledi:
"Eer istersen senin iin firar etmek ok kolaydr."
Heyecanlanmtm, daha da dikkatle dinlemeye baladm
anlattklarm.
"Fakat doal olarak bu kyafetle hibir yere gitmen mmkn
deil. ncelikle kyafetini deitirmeli, sonra da iyi bir klavuz
bulmalsm. gne dein Trklere ularsm."
Duyduklarm, yreimdeki kama arzusunu yeniden kam
lamt. Fischer'in beni Viyana'ya gtrecek olmas zaten iimde
byk bir dertti. "Artk bir daha Mslman illerini gremeyece
im" diye korkuyordum. Ayrca, kafamda tasarladm Fischer'i
ldrme plan da olduka tehlikeliydi.

"Ama bu gen adama ne kadar gvenebilirdim ki..."


Demircinin oluyla mitsizce konumay srdrdm:
"Benim verecek param yok; bana kim yardm eder?"
Elindeki ekici brakp doruldu ve beni batan aa bir kez
daha szd. zerimdeki mavi krk ile uha dolamaya gzleri ta
klp kalmt.
"zerindeki u kyafetlerin tamamm verirsen sana bir kat o
ban elbisesi verirler, seni de buradan karrlar. Smra kadar sana
bir yardmc bulunursa oradan sonra kendin gider, Osmanl'ya
ularsm."
"Peki bunun iin benim ne yapmam gerekir?"
Delikanl benim bu soruyu sormam bekliyormu; hemen
yantlad:
"Bu gece gizUce bize gel. Seni bir iki gn evimizde saklarz.
Efendin seni arayp bulamaymca eker gider. O zaman seni alr
gtrrz."
Bu neri aklma yatmt. Atlarn nallanmas bitince eve dn
dm, iim iime smyor, ne yapacan bilememenin skmtsn
yayordum. Fischer ise yarm yolculuk olduundan erken yatma
m tembihliyor, neler yapacamz sralyordu: ki beygiri kzaa
koacaktk. Kendisi sandk ve eyalaryla birlikte kzakta olacakt.
Bana da kza srmek kalyordu. Buradan Varojdin Kalesi ne ka
dar da iki Hrvat klavuz bizimle olacakt.
Benim ise gzlerime uyku girmiyordu. imde engel olama
dm bir heyecan vard. Kafamm iinde eitli fikirler birbirle
riyle arpp duruyordu.
"Ya yakalanrsam? Veya bu adamlar bana yalan sylyorlarsa..."
Karar vermekte zorlanyordum.

Gece yans olmu, herkes derin bir uykuya dalmt. Artk


tereddt etmeye gerek yoktu; elbiselerimi alarak yavaa kapdan
ktm. Ses karmamaya dikkat ediyor, nefesimi tutuyordum.

Kimseye grnmeden evden kmay baarmtm. Sokaklar


da botu. Korka korka ilerliyordum ama yollar armadan evin
yakmlarma kadar gelebilmitim. Delikanl ok iyi tarif etmiti ve
ben de gn boyunca srekli zihnimden tekrarlamtm delikan
lnn tarifini.
Yolda giderken kafamn iinde olumsuz fikirler cirit atp
durmutu. Aklma taklan bir ihtimal iimi titretiyordu:
"Ya geri dnmek zormda kalrsam?"
Delikanlmm tarif ettii evin nne geldiimde heyecanm
bir kat daha artt. Yanl gelmemitim. Kap akt ve ieride k
vard. Yanmakta olan mumun zayf titrek darya yansyor
du. Ben kapnm nne geUnce onlarm da beni fark ettiklerini an
ladm; zira mum hareketlenen glgeleri dar yanstmt.
Uyumamlar, onlar da beni bekliyorlarm...
Kapya kan delikanl beni hemen ieri ald. Btn aile bir
aradayd.
Demirci koca Korporal, "Ho geldin." diyerek bana yer gs
terdi. Kars ve iki yetikin kz da yanmda oturuyordu. Benimle
biraz sohbet etti. Moral vermeye alyordu:
"Biz esirlere acrz. Seni dindalarma ulatrrz merak
etme."
Gvenmekten ve inanmaktan baka arem yoktu. Yiyecek ve
iecek bir eyler getirdiler; birlikte yedik ve konutuk. Bir iki saat
sonra herkes yataklarna dald. Ben de bir kenara uzandm, bi
raz uyudum.

Ertesi sabah demircinin kars beni erkenden uyandrd;


kendisini takip etmemi syleyerek kilere gtrd. Kilerde byk
bir buday fs grnyordu; beni onun iine soktu. i buday
doluydu. Altma serecek ve stme rtecek bir iki ey brakt.
Biraz ekmek ile bir okka da arap veren kadm "Bu gn bu
nunla kanaat et, yarn bakalm neler olur..." dedikten sonra kile
rin kapsn kilitledi ve gitti.
Ertesi sabah Fischer, seher vakti kalktnda olaym farkma
varmakta gecikmeyecekti doal olarak. Kaplar akt ve ben or
tada yoktum. Sonradan rendiime gre kayp olduumu fark
eden btn ev halk, kuluk zamanma kadar beni aramlar.
Kalenin varomun evresi bataklklarla kaplyd. Birok
asma kpr ve karakol vard. Varoun nfusu yaklak -drt
yz haneye yakmd. Mevsim k, mart aymn souk ve yah
gnleri... Sular buz tutmutu. Kaybolmu veya bir su birikintisine
dm olmamdan endielenmilerse de sonunda firar ettiime
kanaat getirmiler.
Fischer, beni bulamaymca kaleye gitmi ve General
Stubenberg'e yardm iin bavurmu. Esirinin firar ettiini bildir
mi; "ehirden fazla uzaklam olamaz" diyerek evlerm ve evre
lerin aranmasm istemi.
Generalin emriyle adamlar tayin edilerek beni aramaya ba
lamlar. Aramaya ncelikle kale dmdaki su ve hendek kenarlarmdan balamlar. Allahm yardm o gn benden yana olmutu.
evre kylerden birileri, o gece varoa geUp meyhanelerde i
tikten sonra, bu hendeklerden birisinin buzunu kurarak karya
gemiler. Beni arayanlar sabah o izleri grnce akllarna ilk ben
gelmiim. "te buradan gemi!" diye dnmler. Onlarn fi
kirlerine gre ben, "Sava nehri kenarlarmdaki kylerde edindi
im dostlarmm yanma veya o taraflara doru kap gitmitim."

Bu nedenle varou aramay brakan adamlar kylere doru


gitmiler. Oysa ben demircinin evinde fmm iinde kapalydm.
Dnyada neler olduundan habersiz, bir trl gemek bilme
yen dakikalar ve saatleri sayarak akam bekUyordum. Ev sahibi
geUp beni fdan kardnda akam olduunu anlayabildim.
Birlikte oturup yemek yedik. Darda yaananlar bir bir anlat
t. "Korkacak bir eyin kalmadm" syleyerek kalbime ferah
lk verdi. Ertesi gn ben yine o fmm iine girdim. Bylece
gn geti. Dardaki btn aramalarmm neticesiz kalmas ze
rine Fischer, midini keserek daha fazla beklememi ve kalkp
Viyanaya gitmi.

Fischer'in gitmesinden sonra artk gndzleri fya gizlen


miyordum. Ancak, eve yabanc biri geldii zaman odadaki firma
saklanyordum. Komu kzlar ve ocuklar ise beni gryorlard.
Bmdan baka, demirci ile szletiimiz gibi zerimdeki btn
elbiselerimi almlard; basit bir oban kyafeti giyiniyordum.
Fakat, bu kez de sanki bu evde hapistim.
Ne kadar olmutu hatrlamyorum ama artk bu evde bek
lemekten de sklmaya balamtm. Bu arada tek yaptmz i
daa kmr yapmaya gitmek oldu. ki- gn dada kaldk Fakat
benim srekli olarak merak ettiim konu hep aynyd: "Ne zaman
smra gidecektik?"
Ben sorduka onlar da hep ayn cevab veriyorlard:
"Bir iki gn sabret. Sava nehri tarafmda akrabalarmzdan bu
ie zg adammz var; haber gnderdik, gelecek. Biz seni onunla
gndereceiz. Endielenme; yakmda muradma erersin."
Sylenenler karsmda aresiz susuyor, sabrediyordum.

Kmrden eve geldiimiz gn, szn ettikleri adam niha


yet geldi. O gece, evde adama ziyafet verder. Beni de kendisine
gsterdiler, tantrddar. Bana: "te bu adamla gideceksin. Seni
Mslman hududuna kadar gtrecek" diyorlard.
Oysa i baka trlym... Sonradan renecektim. Bu ge
len Hrvat, Frenk snrna yakn Karlofa Kalesi sakinlerindenmi. Bu adamla anlamlar: Beni Venedik iskelelerinden birisine
gtrp kree satacaklarm. Allah'm hikmeti! Kulunun planm
Yce AUah bozar, baka trl yapar. Ben hakkmdaki aldatmaca
dan habersiz, kurtulacam midiyle yola kacaunz gn iple
ekerken, kararlatrdmz gnden bir gn nce akama yakm
anszm kap ald. Gelen bir Avusturyal grevUydi. Biz ise evdekilerle sofra bamdaydk. Ben adam grr grmez, hemen frladun, firma saklandm. Gelen adam beni grememiti. Hrvata
konuuyordu:
"Birka gn nce kaybolan esirin sizde olduu kumandan
efendimizin kulana ulam. Efendimiz onu istiyor. Bize teslim
edin."
Telaa kaplan demirci, yeminlerle inkr ediyordu.
"H, bizde yoktur. Eer olsa niin saklayaym. Kumandan
efendimize yanl aktarmlar."
Ev sahibinin yeminleri etkili olmu gibiydi, adam inanm
grnyordu ve ev sahibinin ikram ettii bir-iki kadeh arab ie
rek kp gitti.
Kurtulduk diye sevinmeye balamtk, ama bir saat ge
memiti ki yanldmz anladk. Henz hava yeni kararyordu.
Sokak tarafmdan on nefer soldat ile bir korporal, ende klcyla
kapdan ieri girdi. Ev sahibinin kars hemen beni firma gizledi.
zerime on be-yirmi bo bez uval koydu, "Sakm hareket etme!"
diye tembihledi.

Biz Fischer gitti diye rahatlam, serbest hareket etmeye ba


lamtk ama general iin peini brakmaya hi de niyetli deil
mi. Bmun nedenini de ok gemeden renecektim. Ficher git
meden nce kale komutanma "Firar eden esirim ortaya karsa
yakaladnzda sizin olsun." diye feragatte bulunmu. Yani ben
artk kale komutanmm esiri idim bu andan itibaren.
Ben frnm dibinde saklanmaya alrken kapdaki zabit, bir
ka askerle odaya girmiti. Dierleri darda evin evresini ku
atmlar. Yattm yerden ieri giren zabitin, sofra bamdaki ev
sahibine arama yapacam sylediini duyuyordum:
"Birader, bizim general burada bir esir olduunu duymu,
gizliyormusun, evi aramak zere emir aldk."
Ev sahibinin akl bandan gitmiti ama yine de bozuntuya
vermemeye alarak ayaa kalkt, gler yzle konuarak kardk
verdi:
"H biraderim, o tr kimsenin bizde bulunmak ihtimaU
yoktur:'
Askerlerle gelen zabitin de kendisi gibi korporal rtbesinde
olmasma gvenerek demirci, elindeki arap dolu kseyi ona uzat
t. Ama adam kabul etmedi:
"Generalimin ferman yerine gelmeyince ikiyi kabul ede
mem."
Zabit odann iinde sa solu aramaya balamt. Evdekilerse
henz sofradan kalkamamlard; korkuyla bekleiyorlard.
Askerlerin bir ksm kapda, bir ksm da darda duruyordu.
Odanm iini dikkatle aratran subay, sonunda frmm yan
na geldi. Bir sr bo uval st ste ylm duruyordu. uvallar
birer birer ekip atmaya balad. En son uval da atnca zabit
le gz gze geldik. Frmn dibinde bzm oturuyorum. Elini
uzatt, Hrvata "Poydi sine boyse!" dedi. Yani, "Gel beri olum,
korkma!" diyordu. Elimden tutup yukar kard.

Ben askerlerle dar karken ev sahibinin olu ardma d


t; "Aman, nblursun" diye yalvaryordu. "Bizi ele verme, seni te
vik ettiimizi inkr et. Merak etme yakmda biz seni yine buradan
kurtarrz." Evden kale kapsna kadar peimden geldi. Bin eit
zrlerle yalvarp durdu.
Kaleye varmca askerler, beni doruca generalin sarayma
gtrdler. Odasma girdiimde general, daha nce karlat
mz Franeskan papaz ve evinde kaldmz cerrahla birlikteydi.
Olduka byk bir salondu buras. Hep birlikte odanm ortasmda
ayakst konuuyorlard. Bizi grnce general, onlara beni iaret
ederek sordu:
"Firar eden esir bu mudur?"
tik grte adamlar beni tanyamadlar; elbiselerim dei
miti. Cerrah "Bu o kaan esir deildir." dedi ama konumas ekinceliydi. Bir taraftan da daha yakmdan incelemek iin yanma
gelmiti. Papaz ise biraz yaklap iyice baktktan sonra generale
dnd ve kesin bir edayla konutu:
"Kaan esir budur."
General bana doru birka adm yaklat:
"Doru syle, nasl katm?"
Artk tanmmtm, inkr edemeyecek durumdaydm.
Ben Hrvata konumaya baladm ve hikyeyi ta bandan
anlattm. Fischer'e kurtulu parasm fazlasyla verdiim halde ser
best brakmadm, birok eziyetten sonra zindanlarda yaadm
korkun ikenceler ve gnlerden bahsettim. Burada da haksz
yere dvdn, zindanlara koyduunu syledim. imdi de beni
alp Viyana'ya gtrmek istiyordu. "Orada beni tekrar bakalar
na satmasmdan korktum katm." dedim.
General ise baka bir konuyu merak ediyordu:

"Seni kim yanltt; onu syle. Bu giysileri nereden buldun,


kim verdi sana?"
Bir an demircinin olmun peimden yalvarlar gz
mn nne geldi. Henz bana ihanet ettiklerini bilmiyordum.
Yandalarna hainlik etmemek ve sznde durmak Trkln
anmdandu. Onlar ele vermemek iin gerekleri arpttm:
"Ormanda yalnz bama yrrken bir obana rastladm,
giysilerimi onunla deitim. Sonra, yine ormanda giderken yo
lumu kaybettim, bu demircilerin yakmlarma gebniim. Yanlarna
gittim ekmek istedim. Onlar da kimliimi sorguladlar ama on
lar da yanlttm.
Onlara: "Hristiyan Srp olduumu, Avusturya ordusuyla bu
tarafa geldiimi, hastalandm iin geride kalm, yalnz bama
yolumu bulamadm" sylemitim. "Onlar da bana acdlar, bi
raz ekmek vererek yanlar ma alp evlerine getirdiler."
Ama general szlerime pek inanm gibi grnmyordu.
"Yalan sylyorsun" diye kt ama pek srar da etmedi.
"Peki, yle olsun" dedi "ama unutma, Fischer giderken seni
bana hibe ederek gitti."
Bylece generalin beni yakalatmak konusmdaki srarn da
renmi oldum.
General beni getiren subaya dnd, "Aim bunu zindana g
trn." diye emretti.
Yanmda beklemekte olan korporal, kolumdan ekti, dar
kard. Sanki kaabilecekmiim gibi sk sk tutuyordu. Zindana
gtrd.
Daha be alt gn nce kurtulduum zindana yeniden dn
mtm. Esir arkadalarm, hava kararm olduundan tomruk
lara bal haldeydiler. Yerlerinden kmldayamadklar iin sade
ce uzaktan seslenerek "Ho geldin" diyebildiler.

Ertesi gn, nbeti askerler arasmda yine demirci dkknma


gittim. Ayama esir prangas yaplacakt. Pranganm demirlerini
ayama demircinin olu mhlyordu. Ksa bir an da olsa askerlere
akturmadan karlkl konuma frsat yakalayabildik. Serzenite
bulmdum kendisine:
"Bak durum nereye vard; byle mi olacakt?"
"Hi endielenme" diye karlk verdi fsltyla, "aradan bir
ka gn geince biz seni kurtarrz."
Yeniden mitle beklemeye baladm.
Gndzleri au: ve pis ilerde alyor, akamlar zindana
kapatlyorduk. Yaptmz ilerin aurh ok nemli deildi;
ama geceleri zindann souuna katlanmak ok ac veriyordu.
Hem souk, hem de hareketsiz ve bah olmak, dayanlmaz bir
ikenceydi esirler iin. Souk gecelerde uyumak zordu; uyuyamaymca da geceler bitmek bilmiyordu. Bu nedenle uzun geceleri,
rast gele konular zerinde konuarak geiriyorduk. Bu gnlerin
ana konusu da ben ve demircinin bana yaptklaryd. Uzm uzm
tartyorduk aramzda. ounluun fikri, demircinin yalanc ol
duu noktasmdayd. Dier esirlerin ou, benim yaadm tec
rbelerin benzerini yaam deneyim kimselerdi.
Nitekim demircinin yalann gn getike daha iyi anlamak
taydm. Ben zindanda ryordum ama kendisi hi oral deil
di. Demirci ayn zamanda kale grevUlerinden kk rtbeli
bir zabit olduundan, zaman zaman zindana nbete geliyordu.
Ama karlatmzda yzme bile bakmyordu. Bu davran
ok gcme gitmeye balamt. Beni aldatm, birka bo szle
kandrarak hem elbiselerime el koymu, hem de yeniden esarete
drmt. Btn bunlarm yannda kk de olsa bir yardmda
bulunmuyor, ilgi bile gstermiyordu.

Zindan arkadalarmla uzun uzun konuup tarttm ve ka


rarm verdim: in asln generale anlatacaktm.
Tercmanm zindana geldii bir gn konuyu ona anlattm ve
generale arz etmesini rica ettim.
ok gemedi general beni yanma artt. Tekrar sorgulad.
Bu kez ben dorular anlattm. General fkelenmiti; serte
kt:
"Daha nce niin doruyu sylemeyip inkr ettin?"
"Rica ettiler ve beni tekrar kurtaracaklarna sz verdiler."
General derhal adam gnderdi, demirci korporal getirt
ti. Korporal korkuyla yalanlar sylemeye, inkr etmeye kalkt;
ama generalin azarlamasyla sesini kesti, boynmu bkt; daha
fazla srdremedi yalanlarn. Generalin iaretiyle askerler adam
gtrdler.
Ben de elbiselerime tekrar kavutum. Dolandrc adam ise
be on gn hapis yattktan sonra ykl bir para cezasyla serbest
brakld.
Artk vani Kalesi'nde General Stubenberg'in esiri olmu
tum. Gnlerim almakla geiyordu. Gece gndz dier esirlerle
bir arada bulunuyor, birlikte alyorduk. Kalenin btn pis ve
ar ileri bize yaptrlyordu. Sokaklarm pisliklerinin atlmas bi
zim iimizdi. Mesela, sokaklarda lm kedi ve kpek cesetleri
nin srklenip atlmas da ilerimiz arasmdayd. Eer len at ve
sr cinsinden bir hayvansa sadece srkleyip atmak yetmiyor
du, ayn zamanda onlar yzmemiz de gerekiyordu. Sokaklarm
pisliklerinm temizUi yanmda tarlalarda ayr yolmaya, ekin ve
harman ilerine de gtrlyorduk. Btn bu pis ve ar ilerde
almamza karn yiyeceimiz sadece iki gnde bir verdikleri
profond ekmeiydi.

Generalin tercman olan Fayt, ayn zamanda yakn dan


manyd. Zaman zaman generalle birlik olur, onunla oturup ye
mek bile yerdi. te bu adam, benim krkme gz koymutu. Bir
gn yanma geldi ve krk kendisine satmam istedi. "Sen esir
sin. Sana uha krk yakmaz, bana sat. Parasn bir derdine are
edebiUrsin." dedi. Adam reddedemedim. Krk on iki forintteh^^
aa etmezdi. Ama tamahkr adam alt forintten fazla vermedi
ve ikisini pein geri kalanm da birka gn sonra vermek zere
krkm alp gitti. Paranm geri kalan ise deil birka gn, ay
lar getii halde bir trl gelmedi. Zaman zaman hatrlattm
da "Ben senin iin general yannda araclk ederim. Dert etme
bu sana daha yararldr." trnde bo laflarla beni susturuyordu.
"Hl getirecek..." Ama neyse ki dolamay kaptrmamtm. Drtbe forinte satabildim ve parasm alp harcadm.
Aradan bir mddet getikten sonra esir Hac Ahmet yannuza geldi. Kendisiyle ilk karlamamdan iyi bir sonu kmamt.
Cerrahm evinde, onun yznden Fischer'den kt bir sopa ye
mitim. Bosna'ya gidebilmek iin generale bavurmu. General
de zindandaki esirlerden birisinin kefil olmas artyla raz olmu.
Hac Ahmet, zindandaki be esirin her birine teker teker rica edi
yor, eitli vaatlerde bulunuyordu. "Bosna'ya ulanca Vali Topal
Hseyin Paa hazretlerine mracaat ederek hepinizi kurtaraca
m" diye szler veriyordu. "Elinden geldiince uraacakt."
Aramzda istiare ettik. Sonunda kararmz verdik: "Byle,
dman iinde yllarca esir kalp lsek, kimsenin haberinin ola
ca yok. Hi olmazsa bu giderse, belki ilgilenir" diye dndk,
kefil olduk. Ahmet'e drt ay sre tanmd. Bu sre iinde kurtulu
bahas olan Avusturyal bir esir ile bir at getirecek veya gndere
cekti.
30 Altn para

Ahmet'le birka gn sonra tenhada karlatk. Yolculuk iin


hazrlklar yapyordu. Asimda sk sk karlayorduk fakat zel
konuacak frsat bulamyordum. Bu kez her ikimiz de yalnzdk;
Ahmet'e eski szn hatrlattm:
"Hani giderken beni de gtrecektin? te zaman geldi, ni
in beni de kurtarmak iin bir are aramyorsun?"
Kama teebbsm bamdan geenleri gereke gsterdi.
"General bedava bir esir sahibi oldu. Kafan altr; hi kar
lk almakszn seni brakr m? Eer Fischer, sana hakszlk yap
m, paran ald halde serbest brakmamsa bu generalin soru
nu deil ki..."
Anlalyordu, Ahmet'in tek derdi vard: Kendisini kurtar
mak...
Hac Ahmet, bir gn, elinde generalin yol kadyla yola k
t. Smr kapma kadar yanma kaleden bir adam komulard.
Aradan zaman geti, verilen vade gelip att. Zindandaki esirlerle
birlikte "Bu gn gelir, yarm geUr; ferahlatc bir haber getirir." diye
bo yere bekleyip durduk. Ama aradan bir o kadar daha sre ge
ti, ne gelen var ne bir haber getiren... Artk, beklentimiz Ahmet'in
gelmesi olmaktan kmt; kefiUiimizden dolay generalin bizle
ri cezalandrmasmdan endie ediyorduk.
Fakat generalden de bir haber kmyordu. Aramzda yeni
den istiare ettik. Varp generalle grmeye karar verdik.
Generale dncemizi arz ettik, taleplerimizi bildirdik:
"Kefaletle iimizden bir bakasm daha gnder, Ahmet'in
durmmu aratrsm. Bulduu yerde er'an ve kanunen yakalatp
hapsettirsin ve sz verdii bedeli gnderttirsin. Olmazsa kendisi
ni yollatsm. Bu i bir sonuca balansm."

Temegvarh Osman

nce bizi ciddi ciddi dinleyen general, ok hiddetienmiti;


olduka sert au^ konutu:
"Birer birer arkadalarnz kurtaryorsunuz. Giden gitti, ar
tk gelmez. Byle olunca bu gidecek kimse de gelmeyecek. Sonra
iinizden bir bakasm m onun arkasmdan gndereceim?"
Ama biz farkl dnyorduk; "Ahmet'in bana kt bir ey
gelmi olabilirdi. Onun iin bir bakasyla aratrmak yerinde
olacakt."
Btn kzgnlma ramen general aramzdan birisini daha
gndermeye raz oldu. Peuy'lu Mustafa elebi adl birisi vard;
onu setik ve gnderdik. ay vade vermitik; gidip parasm te
min ettikten sonra dnecekti. Bu arada yetkililer nezdinde bizle
rin de kurtarlmas iin giriimde bulunacakt. Ama bu da olma
d; onun da vadesi dolduu hatta fazladan da iki ay da gemesi
ne ramen dnmedi. Maalesef bu kez de general hakl kmt.
Geri kalan drt esir, endie ve utanla beklemeye baladk: "Ne
yapalm? Generale bir ey sylemeye yzmz yok. Hele baka
lm, general, o iki esirden tr bize ne yapar?" diye gnlerimiz
korkuyla geiyordu.
Birka kere generaUn tercman geldi; generalin "esirlerden
haber yok, bu i ne olacak?" diye sorduunu syledi. Biz ise ceva
bmz da endielerimizi ve grlerimizi dile getirdik:
"Bu iki esir birbiri ardmca varp kurtulmu olsalard bunca
zamanda geri gelmemeleri veya bir haber ulamamas mmkn
olmazd. nk, Trk snrmdaki yetkililer ve subaylar, bylesi
esirlerin gelip gitmelerine ok dikkat ederler. zellikle son giden
Mustafa elebi ile Bosna Valisi Hseyin Paa hazretlerine kanh
arzuhal yazp gnderdik. Ayrca dier serhat zabitlerine ve din
kardelerimize eitli mektuplar yazmtk. Bizi kefalet nedeniyle
sorumluluk altmda brakmamalarm rica ettik. Bu ana kadar el
bette birisinden bir haber kp gelmeUydi. Ama yle sanyoruz ki

kisi de yolda ihanete urad veya ldrld. Zira herkes bilir ki


esirler keflsiz ve karlksz kurtulamazlar."
Sonra da tercmana generale iletmesi iin son szmz bil
dirdik:
"Bundan sonra artk ne diyelim, tte biz burada generalin
elindeyiz. Hakkmzda ne dilerse yapabilir."
Bu konumanm zerinden tam bir sene geti ama ne bir ce
vap geldi ne de baka bir ey oldu.

Zindanda kalmadmz zamanlar generalin ahrma ok ya


kn bir kulbede kalyorduk. Her sabah, tezkerelerle ahrm fklarm karr, flarla su getirip atlar sulardk. Generalin Odom
admda bir yedekisi vard. Odom biraz ehlikeyf bir adamd.
Genellikle her akam ierdi. Bir akam arab ok karm; ertesi
gn atlar tmar edememiti. Benden bir miktar ekmek ve et karlmda atlar tmar etmemi istedi. General ahra gelecek olursa,
atlar tmarsz grmesin istiyordu.
Belki de Odom o gn generalin geleceini biliyordu; nitekim
ben ayamda pranga ile atlar tmar ederken anszn general kageldi. Beni alrken grd. Hrvata "Tako tako moye sinko";
yani "Aferin, aferin delikanl" diye iltifat etti. Biraz atlar, biraz da
benim almam izledikten sonra tercmana dnd:
"Syle u esire, eer kamazsa, kendini demirden kurtarrm;
bu ahrda atlarm tmarma yardm etsin. Yiyecek, iecek ve giysi
sini veririz." dedi.
Tercman generalin szlerini bana tercme ettiinde ben de
kendi cevabmt verdim:
"Kap nereye gidebilirim. Eer kamak mmkn olsayd,
kendisine gelmezden nce kap giderdim."

Cevabmn tercmesini tercmandan dinleyen general sz


lerimi yeterli bulmamt. Kamayacama yemin etmemi istiyor
du. Ben de yemin ettim:
"Vallahi kamam."
Hemen beni demirciye gnderdi. Ayaklarmdaki prangalar
kardlar. Artk ahrda ii gibi olmutum.
Generalin ahrmda dokuz binek at ile on iki araba beygiri
vard. Bunlara ait birok hizmeti vard ama ben orada almaya
baladktan sonra hizmetilerinin her biri, ilerinin hepsini bana
ykmaya balamlard. lerim gittike oalyordu. zellikle atlarm otlarm getirmek g bir iti. Otlar, kalenin dndaki bah
e ve otluklardan srtta tamarak getiriliyordu. Bu ar i de tabi
ki bana yklenmiti. Bir iki bin adm yerden, srtmda bunca
otu tamak ok yorucu oluyordu. Ama bunlarla kurtulmam da
mmkn olmuyordu; biraz bo kaldun gren aba "gel ke
bap evir" diye emrediyor, sofracba, "Var, kovayla buzhaneden
yirmi otuz okka buz getir'' diye i buyuruyordu. Srekli olarak
kimi onu, kimi bunu getir, deyip duruyordu. im kadar artm
t ki yetitiremez ohnutun. Artk iler eziyet ohnaya balamt.
ini yetitiremediim kimseler, "Senden unu yapman istemi
tim, niin yapmadm?" diye, svp dvyordu. yle ki prangadan
kurtulduuma piman olmaya balamtm.
General, klar kaleden ayrlyor, tirya^^ taraflarmdaki Gra
adl ehre ve oradan kendi mlkleri olan Kapfenberg kasabasna
gidiyordu. Bu sene yine k geldiinde klaa gitmek iin hazu:lklara baland. Khya bana da bir grev vermiti; "Varojdine
varncaya kadar arabalarm yannda gidecektim." Ben oradan
daha ierilere gitmekten korkuyordum. nk "Oradan ieri
lere gidersem artk bir daha Mslman topraklarma dnemem.
31 Steiermark

belki de zorla Hristiyan bile yaparlar." diye dnyordum. Bu


nedenle gitmemek iin ne kadar direndimse de fayda etmedi.
Khya "Korkma seni Varojdin'den teye Avusturya topraklarma
gtrmeyiz" diye sz verdi. Zaten ne yapabilirdim ki? "Yetki ben
de mi?"
Kendi kendimi teselli ediyordum. "El-sabru mifthil-cenne."^^ deyip baun salladm. Artk takdir Allah'md, benim elim
den ne gelirdi ki...

32 Sabr cennetin anahtardu:.

Avusturya'da Geen Gnler

eneralin hareket zaman gelmiti; yolculuk balad. Ben


de arabalarm yanmda gidiyordum. konak sonra
Varojdine vardk. General buradan arabayla Gra tara
fna doru yola koyuldu. Kethdalar ve dier adamlar arlk
laryla geride kakmlard. Ben tekrar vanie dnmeyi beklerken
kethda, generalin ardmca yola devam edeceimi syledi. Ben
itiraz ettim; "Szlememiz byle deildi" dedim; ama kethda
beni azarlayarak karlk verdi:
"Sen generalin esirisin. Seni her nereye isterse oraya gtrr
ve ne isterse onu yapar. Hi bir sz sylemeye hakkm yok."
ster istemez kabul etmek zorundaydm.
Gra'a doru yola devam ettik. Birok ky ve kasabadan ge
tikten sonra Gra'a ulatk. Byk bir ehirdi buras. O ana kadar
bylesine byk bir ehir grmemitim; ok hayran kaldm.
ehrin ortasmda byk ve gsterihbir saray vard. Burasmm
yars bizim generalin, yars da kardei Geork von Stubenberg
adh kimseninmi. O sralarda bu adam vilayetin kaymakamyd.
Burada on be-yirmi gn kadar konakladk. Sonra kalktk, sz
n ettiimiz Kapfenberg'e doru yola devam ettik.

Sonunda Kapfenberge vdatk. Kapfenberg i grnce genera


lin niin burada klamak istediini daha iyi anladm. ok ho
ve sevimli bir kasabayd. Mira nehrinin kenarna kurulmutu.
Kalesi ise yksek bir da zerindeydi. Evler ve baheler ok ba
kml grnyordu.
Daha sonra yakndan tanma frsat bulduum iin ren
mitim; kasabada yerU esnaflar ve ehirbalar vard. Viyana
yolu zerinde olduundan, sarayda bir de vmc denilen tahsildar
bulunuyordu. Gelen geen arabalardan ve sair eyalardan, geit
vergisi almak bunm greviydi. Kasabann evresindeki kylerde
de yaklak iki bin insan yayordu. Bu kyller beUrli gnlerde
kasabaya gelip vergilerini verirlerdi. O zamanlar kk kasaba
kalabalklau: ve canlanrd.
Kapfenberg saraymda hizmetilerin okluu dikkatimi ek
miti. Esir olarak benden baka birisi daha vard. Ayrca drt-be
tane de cariye bulunuyordu. Hizmetli saysnm fazlalmdan ilk
birka gn bana yatacak yer bulunamad. Hanmefendi vamcmm
kk kulbesinde kalmam emretmiti. Birka gnlne orada
kalacaktm.
Ama ben kulbeye gittiimde hi honut olmadm. Buras
kk, darack bir yerdi; ancak bir yatak sabilirdi. eride de za
ten tek kiilik bir yatak ile saa sola tktrlm bir takm eyalar
grnyordu.
Vamc dedikleri ise henz on be yalarmda tombul ve ol
duka toy bir ocuktu. Benim yanmda kalmamdan sklmamt; itenlikle kabul etti. Ama ben onun kadar memnun deildim.
Hele akam olup da ayn yatakta yatmak zormda kalmaktan hi
holanmamtm dorusu. nk bu arsz olan soyunup tumansz yataa girmiti. Ben akm ve ekinerek kendisine bakarken
o hi ekinmeden "Gel, soyun dee gir!" diye armaktayd.
Zorunlu olarak soyundun, don gmlek dee girdim.

Dek bir kiilikti; iki kii skarak yatabiliyorduk. Akas


benim alk olmadm bir durumdu. O kadar zindanlarda, so
uk ve ya toprak ta zerinde yatmtm ama bu kadar rahatsz
olduumu hatrlamyordum. Eer benim yerimde lut bir kimse
olsayd istei hsl olurdu. nk bu ocuk her eye raz gibiy
di. Trl trl sohbet konular ayor; zellikle Trklerin ayp
ilerini sorup duruyordu. "O gn iler nasl olur?" diye dek
te benimle tartmaya alyordu. Ama her zaman olduu gibi,
burada da kendimi ktlklerden korumay bildim. Hayatmm
hibir dneminde, hatta hafif sarho olduum zamanlarda bile
bir yanlm olmad.
General bir mddetsonra tekrar Graehrine dnd. Ardmdan
da hanmmz Grefin von Lanberg, hizmetileriyle hareket etmiti.
Biz de onlarla birlikte Gra'a gittik Generalin nikris hastal^^ var
m. Bir gn elencedeyken yine hastal tuttu. Bu kez durumu
olduka ktyd. Birka gn sonra kurtulamad; ld.
Generalin lmnn ardndan byk bir matem treni ya
pld. Ceset mumyaland ve bir sandukaya konularak arabayla
Kapfenberg'e gtrld. Kasabanm eraf ve ileri gelenleri, kalaba
lk halinde cenazeyi karladlar. Cenaze arabas doruca atoya
gitti. Ceset bir gn, bir gece burada bekledi. Sonra baz papazlar
geldi. Cenazeyi oradan alarak trenle kasabanm kilisesine nak
lettiler. Bu ailenin btn nesilleri lnce kilisenin mahzenine konurmu; generalin cesedini de oraya koydular.
gn sreyle papazlara ve halka ziyafetler tertip olundu.
Bol bol yiyip ien papazlar bahilerini de alp gittikten sonra ce
naze treni de sona ermi oldu.
33 Halk arasmda gut veya damla hastal, tp dilinde ise podagra denir. zellikle fazla
iki ien ve fazla krmz et yiyenlerde grlr. Daha fazla erkeklerde rastlanr. El,
ayak baparma, diz ve dirseklerde ikinlik meydana gelir. Ar da vardr. Buralar
dokunulmayacak kadar hassaslamtr. Ate 39,4 dereceye kadar yksel:.

Generalin lmnden sonra hanmmz, yetim kalan iki o


cuuyla birlikte iki ay kadar Gra'ta kald. Sonra yanmda iki u
hadar ve iki arabacyla Kapfenberg'e geldi. zerinde yas ve matem
kyafetleri vard. Dier hizmetilere izin vermi, her biri bir ba
ka yere dalmt. Hanm geldikten sonra, ben de kara uhadan
Macar elbisesi yaptrp giydim. Kadn Kapfenberg saraymdaki
grevlileri de azaltt. Hizmetilerden kimini Gra'a, kimini baka
taraflara gnderdi.
Fakat esirlerden benimle birlikte bir gen kz ve bir kad
n alkoymutu. Ben hanmefendiye ait iki binek atmm bakm
ve hazrlanmasyla grevUydim. Buras olduka dalk ve talk
olduundan, kibar kadnlar bile arabaya binmezler, bir yerden
bir yere ou kez atla gider geHrlerdi. Bizim hanm da bir yere
gidecei zaman; "At hazr olsun" diye bana haber gnderirdi.
Gzel bir doru at vard. Hemen onu kadn eyeriyle eyerlerdim.
At gzelce donattktan sonra binek tama yanatrrdm. Hanm
ata bindikten sonra kendim de baka bir ata binerek nlerine d
erdim. Gidecei yere vardktan sonra nce ben iner, daha sonra
hanm kucaklayarak attan indirirdim.
Ayrca ihtiya olduka eitU ilerde uhadarlara yardm ediyordmn.
Bu ekilde kadna alt ay hizmet ettim. Aslnda i zor de
ildi. Yeme ve ime de boldu. Fakat buras olduka sapa bir
yerdi. Viyana'dan Gra'a ve Gra'dan Viyana'ya gidenlerden
baka pek kimse gelip gitmezdi. Hanm da zamannn ounu
burada ocuklaryla geiriyordu. Durum bu merkezde olunca
aklmdan hep "Btn mrm bu tayer vilayetinde mi tke
teceim." diye geiriyordum. Buradan kurtulma fikri aklm
dan hi kmyordu.

Bir gn, cesaretimi topladm, ehir kethdasmm^^ yanma


vardm; benim iin arac olup hamurdan beni serbest brakmasm
istemesini rica ettim. Ne syleyeceini de adama bir bir tembihlemitim:
"Osman kulunuzun durumunu biliyorsunuz; daha nce di
yetini dedii halde serbest braklmamtr. Tam drt yldr esa
rette, onca zorluklar ve meakkatler ekmitir. Artk burada kal
mak istemiyor. Kendisini de dier esirler gibi serbest braksanz,
eline bir azat kd vererek gnderseniz..."
Kethdanm akima yatmt. Sk sk geUr hanmla birlikte ye
mek yerdi. Bir gn, firsatm bularak istediim hususlar hanma
sylemi. Ama hanm kabul etmemi; "Ben onu baka bir yere
gndermeyi ve yanmdan ayrmay hi istemiyorum." diye yant
lamt. Birka gn sonra grtmz zaman kethda durumu
bana aktard. Ama ben srarlydm. "Bizi bir hl eylesinler." diye
tekrar rica ettim. "Eer olmazsa firar ederim; nk esirim, her
nerede olursam esir gibi olurum." diyerek bir kez daha sylettim.
Gitme konusunda srarl olduumu anlayan kadm huzur
suz olmutu ki, ehir kethdasndan bu szleri duyar duymaz
beni hemen yanna artt. Yumuak szlerle gnlm almaya
alt:
"Niin benden honut deilsin; ben seni severim, onun iin
yanmda alkoydum brakmadm. Bir eyin mi eksik? Yemek i
mekte, giyim kuamda bir eksiin mi var? Yoksa seni rencide mi
ediyorlar? Bana syle. in hafif, ok deil. Neden holanmyor
sun?"
Hanmn iten ve duygulu konumasndan etkilenmitim
ister istemez. Gzleri yaarmt, alyordu. Konuamadm. Ne
giderim diyebildim ne de gitmem... Dnp aa indim. atodaki
34 Belediye bakan

dier alanlar ve kzlar da duymulard bu durumu; arkamdan


koup geldiler, evremi kuattlar. Beni engellemeye alyorlar
d. Her birisi ayn soruyu soruyor, gnlm elmeye alyordu:
"Niin gitmek istiyorsm?"
Israrlar karsmda pes ettim, raz olmu gibi grndm. Ama
iimden geenler farklyd, bturadan kurtulamayacam dne
rek zlyordum. Kzlara ve evremdekilere glmsemeye al
arak, gitmekten vazgetiimi sylesem de, iimdeki zntnn
yzme yansd kesindi. Kederli halimin bakalarnn gzn
den kamadma inanyordum ki ok gemedi bunu da yakmdan
rendim.

Hanmefendiden ayrca baka birisinin daha benim kalmam


iin ne kadar arzulu olduunu ok ilgin bir ekilde renecek
tim. Bunu rendiimde scak yaz gnlerinden birisinin seher
vaktiydi. Sabahm o ilk saatlerinde uyandrldmda gzlerime
inanamamtun. "Hayal mi yoksa d m gryorum?" diye d
nmtm ilk anda.
atomm iinde kk bir ahr vard. KemerU, oda gibi bir
yer. inde iki binek at ve bir de benim yatam... Genellikle de
kapmm arkasmdaki srgy ak brakarak yatardm.
Mevsim yazd; ama hanmla konutuktan sonra aldm
olumsuz cevap beni karamsarla itmi, yreimi kaplayan hzn
yznden, insanlardan uzaklaarak iyice iime kapanmtm.
Hanmmzm yannda Margarita isminde gen bir kaftanc^^
kz vard. Uzun kumral salar ve endaml yryyle grenin
akl kalrd. Margaritann kara gzleriyle bana bak hep dikka
timi ekerdi. O sabah karanlkta gzm atunda, vcuduma
35 Giysi, krk, hilat vs.nin temini, bakun ve korunmasndan sorumlu grevli.

1U

sk sk dolanm olan koUarm sahibinin Margarita oldumu


hemen seebilmitim. O tandk simsiyah gzlerle kar karyaydm. Dudaklar yzmde ve gzlerimde geziniyordu. Ksa bir
aknlk yaadm; "Rya m gryorum" diye dnyordum
ama yine de fsldamtm:
"Kz burada ne iin var?"
Margarita, daha da sk sarldmda artk kesin olarak anla
mtm: "Rya deildi bu kesinlikle."
"Margarita", diye fsldadm tekrar, kekeleyerek. "Byle bir
yere gelerek benim gibi fakir bir esire tenezzl ettiniz... Bana ilgi
gsterip fakirhanemi ereflendirdiniz..."
"Benim canm... Konuma, sus..."
Susmutum; devam etti:
"Gnl bir beladr, diledii yere der. Ben sana oktan a
m. Fakat iimde saklamaktaydm. imdi senin bizi terk edip
gitmek arzusunda olduunu renince dayanamadm. Eer sen
gidersen bil ki ben bu dertten mahvolurum. Ltfen beni brakp
gitme."
ini eke eke konuuyordu. Gzlerinden dklen damlalar
yzm slatyordu. Islak dudaklaryla hem pyor, hem de yalvarrcasma mrldanyor, fsltyla konuuyordu:
"Ben seninim. Ne dilersen onu yap; sana teslimim."
Bense aknlk iindeydim hl. Kararszlk iinde, aklm ve
arzularm arama gidip geliyordum.
Aklm karmt; "Ya Rabbi, bu ne haldir! Bu kzm syledik
leri gerek midir, yoksa, bir dzmece tuzak mdr?" diye dn
yordum ama bir taraftan da nefsim drtklyordu:
"Byle frsat ele girmiken, ekinceye ne gerek var?"

O zamanlar yirmi bir yamdaydmi. Ateli zamanlarmd. Kollarmm kzm beline dolanmasma engel olamadm.
Dudaklarna da karlk veriyordum. Ellerim vcudunda dola
maya balamt.
Fakat bir taraftan da kafamn iinde farkl dnceler ve kor
kular geiyordu: "Ya bu benim burada kalmam salamak iin
kurulmu bir tuzaksa?" diye dnyordum. Kendimi tutamaz
da ileri gidersem bu iin sonunun nereye varaca belliydi. Atele
barut, yan yana gelince elbette tutuup yanard; ama o zaman da
bir anlk zevk iin iki ayam bela kapanma kendim yakalatm
olacaktm. Esirlik belasmdan daha kt olan baka bir tutsakla
decektim.
Aniden kendimi toparladm; elimi kzm azna gtrerek
kapattm. Daha fazla konumasm nledim. Zira o konutuka
aklm dnemez oluyordu. Ben konumaya baladm; houna
gidecek baz szlerle gnln almaya altm.
O gnden sonra birka kez daha bulutuk, ayn ekilde bir
likte olduk. Her seferinde beni yoldan karmak iin ok aba
harcad ama ben izin vermedim. Daha sonraki gnler, kapy i
taraftan srgleyerek yatmaya baladm. Kz gelip kapy vuruyor,
bense hi oral olmuyordum.
Kafama iyice yerletirmitim; benim tek amacm vard:
"Buradan en ksa zamanda kurtulmak..."
Artk hanm da her gn sktrmaya balamtm. Her gr
dm yerde, her frsatta beni buradan gndermesini istiyor
dum. Kadn sonunda srarlarmdan bkt; aresiz kald. Bir gn
beni ard ve nazike nereye gitmek istediimi sordu:
"Anladm, bizimle kalmak istemiyorsun. Seni Gra'a Georg
von Stubenberg'e^^ mi gndereyim, yoksa Gra Lans Haupman
36 tunberg

olan Sigmund von Stubenberg'e^^ mi gndereyim. Kendisi u an


Viyanadadr."
Ben Viyana'ya gndermesini istedim. Hanm da mek
tuplar yazd. Yanma da bir adam verdi. Land Kou denilen
arabaya bindirdi. Elime on be-yirmi zolta verdi. Dorusunu
sylemek gerekirse btn saray halk, kadn erkek, gidiime
aladlar. ou kasabann kna kadar benimle geldiler, al
klarla yolcu ettiler.
Kou ile kona ge otbin(?) dan getik, Avusturya'nm
Neustadt ehrine vardm. Oradan cay ap Viyana'ya ulatm.
Yanma katlan adamla yeni efendime teslim oldum.
Birka gn burada kaldktan sonra evin kethdas yanma
geldi ve "Gel seni bir yere gtreceim; efendimiz emretti", dedi.
"Neyin varsa yanma al zira orada kalacaksm."
Ne diyebilirdim; adamm ardna dtm. Bolsayi adl sokakta
bir saraya gittik. Buras Grof ulunberg diye tanmm bekr biri
sinin eviymi. Ksa bir zaman nce Avusturya imparatoru tarafm
dan Saks Herseklerine elilik greviyle gnderihni. Kendisinin
babas ve annesi, Lnz adl ehirde oturuyorlard. Viyana eyale
tinde bir iki malikneleri vard. Ayn zamanda mparatorm kapcbalarndan yahut has odallarndan idi. Sava divanma katlr,
Kriegs Rat ve general unvan ve maa vard.

Kethdayla birlikte, Kristof Tidmayer de ulenberg'in evine


vardmzda doruca onun huzuruna karldk. Beni karsna
alan ulenberg, nce batan ayaa szd. Sonra da uhadarlarm
odasna gnderdi.
37 tunberg
38 Gm para.

Benimle birlikte gelen kethdaya da biraz bahi verip geriye


yollamt.
39

Kaftanc hazineden bir kat krmz uha haydut elbisesi


karp bana uzatt; "Bunlar giy!" diye emretti. Ben de eski elbisele
rimi kartp kaftancmm verdii yeni urbalar giydim.
Evde benden baka bir esir daha vard. Benim yalarmda
40

gen birisiydi. Aslen Temevar nahiyesinden bir Srp imi. Rac


diye hitap ediliyordu. Yeni efendimizin kardei olan Leopold von
yahut Ernst Rayh von ulenberg, Belgrat arpmas srasmda ya
kalayarak getirmi ve bizim efendiye hediye etmi. O da benim
gibi ayn elbiseden giymiti.
Surph ile kaderimiz gibi ilerimiz de aynyd. Efendimiz ne
zaman arabasma binip bir tarafa gidecek olsa, biz yannda atr,
yani koruma grevUsi olarak yryorduk. Bu nedenle de sk sk
kral sarayma gittiimiz oluyordu.
Gnler byle gemeye balamt. Yeme ime ynnden evde
uhadarlar gibiydik. Onlara ne verilirse bize de ayns veriUyordu.
Rahatmz yerinde grnyordu ama gnn birinde esire ra
hatln haram olduunu anladm. Bizim efendi Tersane sokan
da oturan Vblkenheim adl kimsenin sarayna gitmiti. Oraya varmca arabay ve uhadarlar bekletmedi, eve geri gnderdi. Sonra
da "Gece saat dokuzda iskemle gelsin" diye buyurdu. Rac diye
isimlendirdiimiz o Srp esirle birlikte iskemleyi almak iin eve
gittik. Ben iskemlenin nasl bir ey olduunu bilmiyordum. Daha
kdemU olduu iin Srp biliyordu; biraz anlatt. Anlattklar r
ktcyd fakat pek inanasm gelmedi, "abartyor" diye dn
dm.

39 Metinde "hayduk" eklinde. Macaristan'daki milis kuvvetlerine eskiden verilen isim.


Uak, yardmc anlam da var.
40 Slav ve Macar olmayan veya Rum kilisesine bal Srplara Macarlarca verilen isim.

Benim inanmaz tavrlarm fark eden Srpl; "Benim birade


rim, buraya geldin ama korkarm ki bu gn piman olacaksm."
demiti. Sonra da eklemiti:
"nk bizim efendiyi bu iskemleyle tamann nasl bir ey
olduunu birazdan grrsn..."
Evet, ok gemedi iskemle^^ ile tantm. Kaylarm boynu
ma taktm, birimiz nde, dierimiz arkada yaadmz saraydan,
yani tom Tor (Stummtor?)(dan Tersaneye gtrdk. skemle
botu; ne varki bu halde bile arl omuzlarm koparmt.
Srplmm anlattmdan daha ktyd; imdiden kara kara dn
meye balamtm. "Boken byle, ya iinde adam olmca nasl
olacak?" stelik ulmberg denilen adam hem iman hem de iri
yar birisiydi. En az yz okka gelirdi.
Bu korkularla beklerken gecenin bir vaktinde efendimiz
dar kt. skemleyi merdiven bana yanatrdk, oturdu.
uhadarlar bal mumlarm yaktlar. Biz de iskemleyi omuzlayp
kaldrdk; ancak benim btn kemiklerim atrdamt. Daha
kapdan karken ayaklarm satran oynuyordu. Geri ortam
benden daha kuvvetUydi ama o arkadan geliyordu. Ben ndey
dim. On be adm ya gittik, ya gitmedik, ayam srt; az kalsm
dyordum. Bunu gren efendi:
"Dur! Dur!" diye barp armaya balad. "Kapy an,
kacam."
skemleden inip yrmeye balayan adam, hem yryor,
hem de bize svp sayyordu. Bir taraftan da kendi kendine sy
leniyordu:
"Yarm sizi balayp bin denek vuracam."
Bizse bo iskemleyi bile zorlukla tayarak eve getirdik ve ye
rine koyduk. Sonra da korkuyla ertesi gnk yiyeceimiz sopanm
41 Bir eit tahtrevan.

hesabn yapmaya baladk. Ama korktuumuz olmad; efendi


miz insafa gelmiti, dayaktan kurtulduk. ki gn sonra, bu lanet
eyi bize tekrar ykledi, kral sarayma gnderdi. Sarayda Grafin
Praynerin isimli hanma gtryorduk ama niin gtrdm
z bilmiyorduk.
"Acaba kadn alp bununla m tayacaktk?"
Bu ihtimalin korkusmu yasaya yasaya saraya gittik. Fakat
korkularmzm bo oldumu rendik. Bizim efendi iskemleyi
bu kadma hediye etmi... Kurtulmutuk. stelik bununla kahnam, bir de bahi kazanmtk. Kadmm yanmza gelen hazinedar
kz, eUmize drt zokay sktrrken, "Hanmmn selam ve kranlarm efendimize iletmemizi" istemiti.
Ne kadar sevindiimizi anlatamam. ki sevinci bir arada ya
amtk, hem iskemle gitmi hem para gelmiti.
Kritof Tidmayer de ulenberg'in yanmda iki seneye yakn
kaldm, ona hizmet ettim. Sonra onun evlenme ii kt. Yakm
dostlarmdan Yozef Kral'm kethdalar olan Frt olm adl kim
senin yardmyla ve mparator Leopoldus'un yanmdaki itibar
nedeniyle, Saray kzlarmdan, yani nedimelerden Iturum adl ge
neralin kardeiyle nianland.
Nian dolaysyla birka gn sonra sarayda ikisinin erefine
muhteem bir davet verildi. Konuklar en yeni ve ssl elbiselerini
giymilerdi. Nianllarm ikisinin elbiselerinin de ayn renk olma
s dikkat ekiyordu. Bu onlarn eski bir geleneiymi. Nianllarn
elbiselerinin renkleri ayn olurmu hep byle. Ayrca nianllar,
bir birlerine resimlerini armaan ederlerdi. Erkek, bunu mcevherU altm bir levha zerinde pazsma balar, kz da gsnde ta
rd.
ok gemeden dn hazrlklar da balad.

Dn treni grlmeye deerdi dorusu. Kadm iin drt


uhadar, iki hizmeti ve bir iaas tahsis olmmutu. aas ge
rektii anlarda kadmm elbisesinin kuyruunu tamakla grev
liydi. Brafborter(?) ad verilen subaylardan birisi hanmn yanm
dan ayrlmaz, bir yere gidecei zaman elinden tutarak arabaya
veya iskemleye kadar elik ederdi. Arabaya bindirdikten sonra
kendisi atla yanlarmda giderdi.
Dn gn gelin, alt siyah Danimarka atmm ektii son
derece ssl, st kapah bir arabaya binmiti. Arabac ve ne bi
nen adam, krmz uha yelek zerine beyaz ve siyah eritleri olan
elbiseler giymiti. aalarm zerinde de son derece ssl giysiler
vard. Btn hizmetlilere beyaz ve siyah deve kuu tyleri veril
miti. Mevsim bahar, aylardan mayst.
mparator Leopold, o gnlerde Lusenburgdayd. Bu nedenle
dn de orada yapld.
mparatorun saraymdaki kzlardan biri evlenecei zaman sa
rayda byk bir ziyafet vermek Avusturyallarm adetlerindendi.
Bizim dn iin de Lusenburg saraynda byk bir ziyafet tertip
eddi.
Ziyafet srasmda, imparator ve kars yemek yerken, dier
davetUlerin ayakta onlar beklemeleri dikkatimi eken hususlar
dan birisi olmutu. Dier devlet erkn, imparator kalktktan son
ra sofraya oturuyordu. Yemek yiyenler kalktka srayla bakalar
onlarm yerini alyordu.
Sofrada tatl ve ekerlemeler hepsinden ok gze arpyordu.
Tepsiler birbuuk zira yksekliinde ekerlemelerle sslenmiti.
Ayrca tath ve dondurmalar...
Davetliler yiyip itikten sonra subaym birisi, bize ve hizmet
lilere yemeklerden, btn o sln ve sair ku kebaplarmdan ver
di. Herkes ekerlemelerden etek etek paylat.
42 1 zira: 65 cm.

Ayrca imparatorienin ne kadar mcevheri ve taks var


sa o gece hepsi gelinin zerine bezenmiti. yle ki, gelin adeta
mcevherlerin iinde kaybolmutu. Ba, kulaklar, omuzlan dir
seklerine kadar gsleri, nnden ve srtmdan kuama kadar
mcevherlerle kaplanmt. Elbiseleri de bma uygun son derece
kymetli kumalardan seilmiti.
Ertesi gn, birok devlet adam ve asilzadelerin olduu bir
alayla gelin Viyana'ya, efendimizin konama getirildi. O gnlerde
Imparatorxm Sefer Bakomseri olan Vblkenheim lmt. Onun
grevini bizim efendiye verdiler. nk imparator saraymdan kz
alp evlenenlere bunun gibi birer mansp verirlermi. Bu mansp
tan her sene on sekiz bin zolta akar gelirdi. Generallikten de alt
bin zolta alyordu. Aslnda devletten bizim efendinin geliri otuz
bm zoltaya ulayordu.
Bizim efendi sert bir adamd. Ona hizmet etmek zordu.
Kaftancba ve yakmmda bulunan dier hizmetiler ok skmt
ekiyorlard. Ama benden honuttu. Bu nedenle grevim olmayan
ilere de gnderdii oluyordu. Bir iki defa, sefere giderken beni
de yanmda gtrd. Hatta bunlardan bir defasmda hastalanarak
yataa dmt. Ben gece ve gndz yanndan ayrlmadm, ok
yardmc oldum. Sefer sresince de pek iyilememiti, srekli be
nim yardmma muhta kalmt. Seferden dnp Viyanaya ge
lince gyabunda hanmefendiye beni ok vm; kranlarm dile
getirmi. Bu yzden o gnden sonra hanm da bana hep iyi gzle
bakp korumaya balad.
Hanmefendi bir gn beni yanma ard. Yanmda kimse
yoktu; zel bir konuda grmek istedii anlalyordu. "Efendin
senden ok honut" diye szlerine balad. Benim merakl bak
larm altnda asl maksadm syledi:

"Eer bizim dinimize girersen efendin seni kaftancba, yani


kamerdiyne (kammerdiener) yapar. Seni era eylemek istiyo
ruz."
Korktuum barna gelmekteydi sanki. Karlk vermeden
nce saygyla temenna ettim.
"Ben o mansplarn adam deilim." dedim. "Efendilerimizin
kullar zerinden iyi niyetlerini eksik buyurmamdan benim iin
yeterli."
Aslnda iimden bir trl atmadm asl arzum, esirlikten
kurtulmak ve lkeme dnmekti. Ama ona bunu imdi syleme
dim.
Hanm bana bir iyilik yapmak iin abalyordu. Baka bir
gn bana ekercilik sanatm retmeyi teklif etti. Kabul ettim. O
zamanlar Frst Mosfelt dedikleri kimse, Itorenberg'in lmn
den sonra, mparatorun Sefer Divan bavekili olmutu. Onun
bir Fransz ekercibas vard. Bu adam Viyanada ok nlyd.
Hanm, meslei renmem iin beni bu adamn yanna gnderdi.
Her gn adamm yaad eve gidiyor, ilerine yardm ediyordum.
Bu arada da meslei reniyordum. Bazen birlikte bavekilin ma
sasn donatyorduk.
Bir sene bu adamdan meslein inceliklerini rendim.
Uygulayarak reniyordum. Ayrca saray yakmlarmda, Bolhaus
karsmda dkkn olan Havays adl birisinden de dondurma i
lerini rendim. Bana yaptklar yardmlardan dolay her ikisi de
efendimin bol bol iyiliklerini grdler.
abalarm sonu verdi, sonunda artk konan sofrasnda
ekerci hizmetini grmeye baladm. Bir ka defa, benim efen
diyle birlikte vahdesi ve kardeine, yani Lin ve Regensburg ve
Augsburg ehirlerine gittik.

O tarihlerde Avusturya Cumhuru Krallar ve imparatorluk


askerleri, birlikte, Franszlarm zerine sefer etmilerdi. Sonra da
bar yaplmt. Geri bu bar yl bile srmemiti ama bar
esnasnda efendimiz Kritof Tidmayer de ulenberg, imparator
tarafndan Frengistan'daki askerin muhasebesini karmak zere
Mailand'a gnderildi. Efendimiz bu greve giderken beni de ya
nmda gtrd. Tirol vilayetlerinden yksek ve dalk blgeleri
aarak Brea ehrine ve Mailand'a ulalyordu. Yolculuum sra
snda ok eitli ve ilgin eyler grme imkan buldum. Be aya
yakm orada kaldk. Sonra yine ayn yoldan Viyana'ya dndk.

Esir deli yedi seneye yakn olmutu. Bu sre iinde ba


mdan birok macera geti. Bmlardan bazlarmm hayatmm
akmda unutulmaz etkileri olmutu.
Sarayda olmadm bir gn Mslman bir esir gelmi ve beni
sormu. stelik de benim kardeim olduunu sylemi. Eve dn
dmde hizmetiler koup bana haber verdiler. Heyecanla ve
mutlu bir mjde verir gibiydiler:
"Senin esir bir kardein varm, buraya geldi, seni arad."
Ben de heyecanlandm; olduka armtm aslnda.
Hizmetilere yam, grnmn tarif ettirdim. Tarifler, karde
lerime uymuyordu; "Bu adam benim kardeim olamaz" dedim
ama hizmetiler srar ediyorlard. stelik "sana ok benziyordu"
diyorlard. artcyd gerekten.
"Acaba kim olabirdi?"
Esir olduum gnden beri ne Temevar ne de yatanlarm
dan bir haber almtm. Gelen kimsenin Temevarh olma ihtimali
yksekti. nk verdii bilgilerden bizi ok iyi tand anlal
yordu. Daha sonra tekrar geleceini sylemi. Beklemeye bala
dm merakla.

Gerekten de bir mddet sonra aniden kp geldi. Beni


buldu. nce tanyamadm ama biraz konuunca kim olduunu
hatrladm. Kardeimin karsnm akrabalarndan birisiydi bu.
Ad Aliydi. Ben yalardayd. Temevar'da grrdm. Bize sk
sk gelip giderdi. Esir olduumda o Temevar'dayd, sonra o da
esir dm. Anlattma gre bandan ok felaketler gemi. ki
kez esir olmu. kinci esirlii Gyula Kalesi'nin dmda meydana
gelmi. Tokay kumandan General Heisler'e vermiler. Bu general
de getirip Viyana'daki sve elisi Grof Horn'a vermi. Viyanaya
geleli henz birka gn olmu. Esirlerle konuurken benden bah
setmiler. O da gelip beni bulmu.
Szn ksas tantktan sonra memleketten konutuk. Ben
esir olduktan sonra neler oldumu hi bilmiyordum. Bildii
kadaryla anlatt. ok sevinmitim. Bir iki saat yanmda kald.
Ayrlaca zaman benden tuhaf bir ricada bulundu:
"Seni ararken kendimi kardein olarak tantmtm. Sen de
beni kardeHe kabul et; soran olursa kardeim olduunu syle.
Hem bu yabanc yerde iki hemeri, yabanc da deiliz, gerekten
de karde saylrz."
Ben de reddetmeye utandm, "olsun" diye cevap verdim.
Onun isteini kabul etmi, evreme "kardeim" olarak tant
maya raz olmutum ama asimda bunu hi holanarak yapma
mtm. nk tandm kadaryla biraz serke tabiatl, mace
raperest birisiydi. Eskiden de pekiyi anlatmz sylenemezdi.
Fakat, "esirlikte belki deimi, olgunlamtr" diye dnm
tm. Soranlara "kardeimdir" diyordum; ama buna ok geme
den bin piman olacaktm.
Sahte kardeimle tantktan sonra ksa zamanda bir sr ar
kadayla da tanp grmek zorunda kaldm. nk kardeim
o kadar hzlyd ki, ksa zamanda Viyana'da erkek, kadm, bir sr

arkada edinmiti. Bir ksmm tandka ekinceli davranarak


uzak durmaya alyordum.
mparatorun Avcbas olan Grof un, Budin li gzel bir cari
yesi vard. Bizim Ali ona ak olmu. Her gece kzn penceresinin
altndan geiyor, amatalar ediyormu. yle ki yaptklarmdan
artk evre de rahatsz olmaya balam. Sonunda bir gn Nay
Mork (Neumarkt) yani, Yenipazar adl meydandaki Rumor as
kerleriyle ba belaya girmi. Askerler yakalamaya almlar;
o da kar koymu. arpma esnasnda Ali, yznden ciddi bir
mzrak yaras alm. Fakat, yarama ramen askerlerin elinden
kurtularak, kan iinde konama ulamay baarm. Haber verdi
ler; "gidip kendisini grmemi" istiyormu. Kalkp gittim. Ama ne
greyim! Yznde bir kar yara, alm halde duruyor.
im burkuldu, dayanamadm:
"Ne oldu?" diye sordum.
Tabu ki o kadmm yzndendi. Sitemle kark ktun:
"u yaban ellerde, hem esir olmak hem de sevda srmek, ola
cak i mi bu?"
Tedavi oldu; ksa zaman iinde yaras iyilemeye balad.
Ali bir gn yine bana geldi; artk iyilemiti ama olduka skmtd ve dertliydi.
Sylediine gre sve elisi lkesine dnme hazrlklar yapmaktaym. nk buradaki grev sresi dolmu, yerine bakas
gelecekmi. Ali'nin derdi de buydu. Bana yalvaryor, diller dk
yordu:
"Karde, efendim beni sve diyarma gtrecek. Bir daha
gremeyebiliriz. Ne olur kerem et, efendine sylesen de beni
eliden istese. Sakmmaz beni senin efendine hibe eder."

Kendisine olan btn kzgnlma ramen dayanamadun.


Efendimize durumu anlattm. Hatta hanmefendiye giderek rica
lar ettim:
"Benim sultanun, kardeim olan Ali bendelerini sve elisi
Grof Horn, lkesine gtrmek zeredir. Eer giderse bir daha gremem. Ltuf ve kerem buyurun, kardeimden ayrlmayalm. Bir
kuUarm gnderip eliden kardeimi istesinler. Ola ki sultanma
hibe buyururlar."
Beni krmadlar, kethday gndererek eliden Ali'yi istedi
ler. Ali'yi isterken beni gereke gstermilerdi:
"Kardei burada yanmzdadr; ayrlaca iin alayp feryat
ediyor. Kerem edin. Eer hibe buyurmazsanz, deeri ne kadarsa
verelim."
Fakat, eli inat bir adamm; "Benim ne para ile ne de baka
bir ekilde satlk esirim yoktur." diye kethday geri gndermiti.
Kethda elinin cevabn getirince benim efendi ile hanm gay
rete geldiler, gurur meselesi yapmlard bu konuyu. yice tahrik
oldular.
General ve hanm, artk iin peini brakmadlar. Ali'yi almak
iin bir yol aramaya baladlar. Kardinal Koloni ve dier devlet
erknyla grtler. Dier taraftan eli, Ali'yi artarak: "Seni
kardeinin efendisi istiyor, gitmek ister misin?" diyerek sorgulam. O da "Evet isterim" diye yantlaynca adam ok sinirlenmi
ve ayama pranga vurdurarak Leopoldstadt zindanma gnder
mi. lkesine gidinceye kadar kalmak zere buraya kapatturm.
Elinin yola kmasma yaklak on be gn vard. Ben iki
gnde bir hapishaneye gidiyor Ali'yi ziyaret ediyordum.
Efendimiz ve hanm da her gn bana Ali'yi soruyorlar
d. Hatta benden daha ok ilgileniyorlard. Sonunda Kardinal
Kobni ve hanun bir are dndler: "sve elisinin, Ali'yi ha-

pisten kartp gtrecei gn nne geip ellerinden alacak ve


yol zerinde bulunan byk Karmeliter kilisesine yahut manas
trna karacaktk."
Karma grevi kardei olarak bana dyordu tabii ki.
Hanm bunu syleyince hemen hazrlm yaptm. Kardinal
de manastrn papazna sylemi ve bilgilendirmiti. Bense ar
tk her gn nbet tutuyor, Ali nin hapisten kartlaca gn
heyecanla bekliyordum. "Acaba yz akyla baarabilecek miy
dim bu ii?"
Bir gn leden sonra, elinin drt adam konaklarmdan
karak hapishaneye doru yneldiklerinde artk beklenen zama
nn geldiini anladm. Tam tahmin ettiim gibi, ok gemeden
adamlar tekrar grndler; geri dnm geliyorlard. Ah de aralarmdayd. Manastrn yannda, gizlendiim ke bamda, belim
deki klc ve elimdeki topuzu yeniden kontrol ettim.
Adamlar tam nmden geecekleri srada anszm karlarma
ktm; naralar atarak zerlerine hcum ettim.
Avazm kt kadar "Brakn onu!" diye baryordum.
Adamlar neye uradklarn bilemediler; arp korkmular
d. Bu ksa akmiklarmdan yararlandm; Ali'yi kolundan kap
tm gibi, ekip manastrdan ieri soktum. Kendim girmedim.
Klcm behme soktum ve adamlarn akm baklar nnde
ar ar yryerek kaleye doru gittim. Onlarsa arkamdan kprbama kadar biraz yrdkten sonra vazgeip dndler, ko
naklarna doru gittiler. Elinin kona kprbamdaki nc
konakt.
Elinin olay rendikten sonra fkeye kaplp kplere bin
mi olacan dnmek iin khin olmaya gerek yok. Sonradan
rendiime gre hiddetten deliye dnen eli, adamlarna haka
ret edip barp arm:

"Siz drt kii olacaksnz, her birinizin yanmda silah olacak,


bma ramen bir Trke elinizdeki esiri kaptracaksnz, nasl bir
i bu byle?"
Eli hemen arabasm hazrlatp bavekile komutu:
"Bu esir benim deil, kralmn esiridir. mparatorun baken
tinde kralm esirini zorla almak olur mu?"
Adam, ikyetle yetinmemi, olay daha da bytmt;
"Esiri geri almaymca buradan gitmem" diye ayak direyip du
ruyordu. Bu konu hakknda bizzat mparatorla grmek iin
izin istemiti. ok gemeden olay imparatorm kulana ulat.
Bavekille gren mparatorun cevab, houna gitmese de eliyi
biraz sakinletirmiti:
"lkemizde eskiden beri sre gelen adet ve kanun gereince
manastrlarm ve baz yerlerin muafiyetleri vardr. Bir takm sulu
kimseler, o tr muafyetU yeflere smmca, gn gece onlara
hi kimse mdahale edemez. gnden sonra da zaten orada
kalamazlar. imdi biz elinin hatr iin oraya asker gnderelim.
Manastr kuatsmlar. Kamaya kalktmda yakalayp hapsede
lim."
Bmlar duyan eli, biraz sakinlemi halde sarayma dnm
ve manastr gzaltmda tutmak iin, askerlerin yanmda kendi
adamlarm da gnderdi.
nc gn sabahleyin Kardinal Koloni, kalabalk maiyetiyle Viyana'dan on mil uzaklktaki maliknesine gitmek zere
hareket etmiti. Ama nce Mes^^ okumak iin manastrm kili
sesine uramt. Ksa ayinden sonra yola kan kardinalin ara
bas, manastrm kapsnn nne gelince ksa bir an iin durdu.
Askerler ile elinin adamlar tarafmdan gzetim altmda tutulan
manastrm kapsmm nnde, kardinale selam ve sayg sunan
43 Die Messe: Katoliklerin kutsal ayini.

be rahip ve keiten baka kimse grnmyordu. Zaten pencere


leri perdeli araba da fazla beklememi, hemen hareket etmiti.
Nal ve tekerlek tkrtlar arasnda ilerleyen arabanm iinde,
kardinalin dualar mrldanan dudaklar anlaml bir ekilde glmsyordu, rahip kyafetlerine brnm karsndaki gence
bakarken... Bu bizim apkm Ali'den bakas deildi. Manastrn
kapsmdaki kk kargaa esnasmda, kimse arabadaki yolcu saysmm deitiini fark edememiti.
O gn leden sonra gnlk sre doluyordu. Srenin so
nunda darda bekleyen askerler ve elinin adamlar, esiri iste
mek iin manastrm kapma dayandlar. Fakat, kap nnde ken
dilerini karlayan papazn cevabmdan aknla dtler:
"Esir kat, eer inanmyorsanz gelin kendiniz btn ma
nastr araym."
eri girenler elleri bo olarak ktlar.
Eli durumu renince yeniden byk bir hiddete kaplm
t. Feryatlar saraymm dmdan duyuluyordu:
"Bana her gn bir baka hile yaplyor!"
Eli gidiini iki ay kadar uzatt. almad yetkili kap brak
mad. Ama esir ok emin ellerdeydi. Kardinal kendi maliknesine
gtrm, orada saklyordu.
Kardinal birka gn sonra ehre yalnz olarak dnd. Ali
orada kalmt.
ine dt kltc durumdan lgma dnen eli ise intikamm benden almaya kalkt. Adamlarna; "Kim bu esirin kar
dei olan Trk ldrrse ok byk bahiler vereceim" diye
vaatlerde bulunmu. Haberim oldu. Zaten srekli tetikteydim;
daha da dikkatli olmaya baladm.

Bir gece. Saman sokama yakm Palatinnus Saraylar nnde


eliyle kar karya geldik. Eli mmnlarla aydnlatlm arabasy
la konana gidiyordu. Araba yanmdan geerken, benim onlar
grdm gibi onlardan bazlar da beni grp tanm olmaly
dlar ki araba durdu. Arabadan inen iki uhadar, arkamdan
gelmeye balad. Ben kk soka gemitim. Land Hause saraymm yakmlarmdaydm. Hi tela etmiyordum. Yanundaki klc
hazrlamtm sadece. Eer yaklarlarsa, vurumaya niyetliydim.
Ama bana on adundan fazla yaklamadlar. Ben de aheste aheste
yryerek konaa geldiri.
Birka gn gemiti ki bir gece Ali anszm kp geldi. Oysa
eli henz Viyana'dan gitmemiti. lgm ocuk ak belas yzn
den elinin gitmesini bekleyecek kadar sabredememiti anlalan.
mparatorun avcbasmm cariyesine gerekten tutkundu. yle
ki yemeden imeden kesilmi, uyku uyuyamaz olmutu.
Zorunlu olarak generale ve hanma durumu bildirdim. nce
her ikisi de biraz sylendiler:
"Eli gitmeden niin gelmi, eer duyulursa tekrar dediko
duya neden olur, sorun kar."
Nedenini renince onlar da yumuadlar; kalmasna izin
verdiler. Hanmefendi haber gndererek, "eli gidinceye kadar
evden dar kmasm, burada kalsn" diye tembih etti sadece.
Biz de yle yaptk. Eli gidene kadar Ali bizim sarayda giz
lendi. Eli gittikten sonra bizim yanmzda hizmete memur oldu.
Gerekli elbiseler ve malzemeler verildi, ie balad. Fakat Ali'nin
iteki istikrar ancak birka gn srd; yine eski aphnlklarna, kadn peinde koturmaya, onlarla dp kalkmaya bala
d. Bu yzden de kavgas ve bamdan belas hi eksik olmuyor
du. ou zaman arada ben kalyor, skmty ben ekiyordum.
tlerin hi etkisi olmuyordu. Sommda efendinin ve hanmm

gznden iyice dt. Hatta bir iki defa bana sz dokundurdular.


Hanmefendimiz, "Bu senin kardeinin huylar ve karakteri niin
sana hi benzer deildir?" diye sormutu. Ben de artk dayana
madm, iin asln anlattm. ok ardlar; hemen kendisine yol
verdiler.
Ali elinin birisiyle Raen burg (Ragniburg?) tarafna git
ti. Artk ondan hi haber alamadm. Bilmiyorum sonu ne oldu.
Bamdan bu trl olaylar hi eksik olmuyordu. Hepsini an
latmam mmkn deil; ancak bir defasnda lm ile yz yze
geldim ki bu da hi unutamadklarmdan birisidir.
Efendimiz Kristof Tidmayer de ulenber Macaristan'a y
nelik bir sefer iin grevlendirilmiti. Acil sefer hazrlklar ya
pld. General yakn birka adamyla atla karadan gitti; benim de
aralarmda bulunduum baz hizmeti ve grevliler geride kald.
Mhimmat ve eyalarm ou Tuna yoluyla gnderilecekti. Bizler
malzemeyi gemilere ykleyecek ve gemilerle gidecektik.
Btn malzeme ve eyalar byke bir gemiye ykledik. Ben,
birka uhadar ve anahtarc denilen bir kadmla birlikte gemiye
bindik. BCilerin anahtarlarmm sorumlusu olduu iin, "anahtar
kadn" diye anlan bu kadm, ilgin birisiydi. Aslen Lteryanm^.
Bir ka sene Dragon Alay'mda grev yapm. Erkek gibi savala
ra girmi. arpmanm birinde yaralanmca kadm olduu ortaya
km ve alaydan ihra edilmi. Pek gzel saylmazd ama tam
bir fahieydi. Ondan baka gemide bir iki kadm daha vard.
Gemimiz, Tuna nehri zerinde aaya doru hzla yol alma
ya balamt. Polon, Yank ve Komoran'dan getik, bir mddet
sonra Moha'a ulatk. Yolculuk esnasnda, bizim uhadarlarm
birisiyle anahtarc kadm arasnda balayan yakmik ok ilerlemi
ti. Dier uhadarlar da, br kadnlarla birlikteydiler. Gemideki
44 Luter mezhebinden.

arap ve tatllarn iyisinden yiyip iiyorlard. Yolculuu elenceye


evirmilerdi. Dorusunu sylemek gerekirse, ara sra bize de bu
yiyecek ve ieceklerden pay dyordu.
Moha ta kyya yanatk; askerleri bekleyecektik. Askerlerin
gelmesinin yirmi gn kadar srecei sylenmekteydi. Biz burada
beklerken. General Hofkrhen (Houptkirchen?)'in uhadarln
dan kma tanmm bir zabit gemimize geldi. Bu adamm bizim
anahtarc kadmla eskiden ilikisi varm. Kadnla ayn alayda bu
lunmu ve aralarmda bir takm maceralar da yaanm. Adam ge
miye gelince kadnla yeniden samimi olmaya balad. Bu durum
bizim uhadarla adam arasmda kskanhn domasna neden
oldu. Ve tabi bu kskanln doal sonucu olan kavganm patlak
vermesi de gecikmedi. Birbirlerini delloya davet ettiler.
Delloya ben de katldm. Grup haUnde ve srayla vuruu
yorduk. kr ki bizden kimse yaralanmad. Ama o zabit, alnn
dan tehlike bir yara ald ve kavga bitmi oldu. Be gn sonra da
ld.
Bu olaydan sonra aramzdaki samimiyet daha da artm
t; bir gece gemiden kp hep birlikte ehirde elenmek istedik.
Gemimiz profondhne yakmmda, dier resmi gemilerin yannda
duruyordu. ehrin varoundaki meyhanelerden birisiydi gittii
miz yer. Arkadalarla yedik itik. Ama hepimiz de ikiyi biraz
fazla karmtk; tekrar gemiye dnmek iin yrmeye balad
mzda bu durum kendini daha iyi belli ediyordu.
Gemiye Tuna kenarmdan yryerek dnyorduk. Nehir kysmda yrrken bir evin yannda kyya ekilmi bir kayk gr
dk. Arkadalardan bazdan kay almay nerdiler:
"Gelin, bunu alp gemiye balayalm; ihtiya halinde kuUanrz." demilerdi.

Kay iterek Tuna'ya braktk. Ben kaya bindim. Bylece


ben nehirden, arkadalarun da kydan, gemiye doru gidiyor
duk.
Kaykta krek olmadndan, ellerimi kullanyordum.
ounlukla gemiden gemiye, saldan sala ittirerek ilerhyordum.
Ama bir defasnda biraz fazlaca ittirmiim; kayk altmdan kayp
gitti. Sarhotum; dengemi kaybettim. Birden kendimi nehrin di
bine doru dalyor buldum. Nehir ok derinmi. Der dmez
iki mzrak boyu dibe daldm ama dibi bulamadm. Elim ve
ayaklarmla rpmarak suyun yzne ktm. Ancak ok az ne
fes alabildim. zerimdeki elbiseler zaten ard; imdi bir de suyu
yiyince iyice arlamlard. zerimde haydut dolamas ve palto,
belimde kl, ayamda da Leh izmesi... zellikle belimdeki khla ayamdaki izmeler, beni suyun altna ekiyordu. Azmdan
burnumdan sular hcum ediyordu. Yuttuum sular birka okka
olmutur tahminime gre. Suyun akmts da kuvvetydi, aaya
doru srkleniyordum.
Gece yars herkes uykuda... Karanlkta kimsenin beni gr
mesi mmkn deil. Boulmak zereyken can korkusuyla aklm
biraz barna gelmiti; leceimi dndm, iimden "Eyvah, gr
imdi. lm nedenim bu yzden olacakm." diye geirdim.
Gittike gcm tkeniyordu. Kendimi sulara braktm.
Allah'm hikmetini gr ki bir kulunun dnyada eceU gelme
den ldrmez. Ne kadar bamdan belalar gese de bir sebeple bu
kazadan kurtulur.
Ben artk tamamen midimi kesmitim. Su beni srkle
yerek bir deirmen altma gtrm. Suda srklenirken elimin
birisi dardaym. nanlr gibi deil ama gerek. O gece deir
mencinin di ars tutmu, uyuyamam. Deirmen kaynda
oturmu, szlanp durmaktayken, suyun iinde rpmmakta olan

bir nesne gzne arpm. Tam yanmdan geerken suyun dm


da olan bu eyi yani eUmi yakalayarak yukar ekmi. Ama ben
baygmdm, karnm su ile dolmu. Adam beni hemen ba aa
sarktarak, azmdan burnumdan sular boaltm. Sonra yava
yava kendime gelmiim.
Kendime geldiimde, tanmadm bir yerde olduumu fark
ettim. Saa sola bakmdm, buras bir deirmendi. Olaylar yava
yava hatrlamaya baladm. "lmemiim demek." diye dn
dm. Baucumda oturan deirmenci Avusturya Usanyla konu
maya balad:
"Kimsin, gece ne yzden suya dtn?"
Olanlar anlattm. Adam beni bir kaya bindirerek gemi
mizin olduu yere gtrd. Arkadalarm da beni aryorlard.
"Boulmu olmal" diye znt iindeydiler. Beni grnce ok
sevindiler. Ya ve perian haldeydim. Hemen kuru elbiseler ge
tirdiler. Onlar giyip dinlendim. Biraz kendime gelmitim artk;
bu esnada yaadklarm dnmeye baladm, yaptm hata ve
gnahlardan tvbe ettim. Artk kendime biraz eki dzen verip
daha dzen yaamaya karar verdim. Kiinin basma gelen bela
lar, hep yanl ve yaramaz arkadalar yzndendir. Mehur bir
atasz vardr "nsan insanm eytandr" diye. nsan dnya g
zyle eytan gremez ama yaramaz kimse insan saptrr, yan
l yollara drr. Ayrca genlik de etkiUdir tabiatyla... nsan
koyun gibidir, birisi ne yaparsa onu gren dierleri de peinden
gider. Ama Allah'a ok kr ki o hallerden fazla bir zarar grme
den kurtuldum.
Bunun gibi bir olay da Viyana'da yaamtm:
*otn kapma yakm olan Grof Hoyoz saraymm ardmdaki soldat odalar yakmmda, mehur bir meyhane vard. Ad Hinerloh'tu.
GeneUikle algclar, erkek ve kz danslar eksik olmazd.

Bir gn, uhadarn birisiyle birlikte Srph gen beni ikna ede
rek oraya gtrd. Biraz yiyip itikten sonra kafalar bulduk. ok
gemeden de kalkp kzlarla dans etmeye, oynamayd balamtk.
Vaktin nasl getiinden haberimiz olmamt. Gece yarma ya
kn bir vakitte bizim uhadar kz yznden meyhanedekilerden
birisiyle kavgaya tututu. Karlkl iler ekildi. Bu esnada bizim
uhadarm klc orta yerinden krld; yarm i ile kald. Ayrca
oradaki askerler hasmna arka kyorlar, yardun ediyorlard.
Bizim de kavgaya karmamz zorunlu olmutu artk.
Surp ile birlikte kllarmz ektik, uhadarm yardmma ko
tuk. Meyhanenin kaps nndeki koularm yannda askerlerle
kavgaya tututuk. Biri zabit drt be kii zerimize ullandlar.
Zabitin elinde harbe , dierlerinin ellerinde i vard.
Biz uhadara yardm iin kavgaya girmitik fakat o ii krlr
krlmaz, frsatn bulunca kap gitmi. Kalabalk hasmlarmzm
karsnda sadece iki kii kalmtk. Bir ikisini alp almlarmdan
yaraladm. Harbeli olan zabit ile iki asker, odann birisine gire
rek kapy arkadan kapadlar. Dier ikisi de darya kat. Ortada
kimse kalmamt. Biz ise daha da hrslanm ve saldrganlamtk. Askerlerin gizlendii kapya hcum ettik. Kapy amaya
alyor, tekmeliyorduk. Kapdaki bir kar apnda yuvarlak bir
delik gzme arpmt bu esnada. Klla elimi o delikten ieri
soktum; klc o yana bu yana sallamaya baladm. erdekilere
vurmak istiyordum; ama baaramadm. Ben elimi ekince o ah
mak Srp eilip delikten ieri bakmaya kalkt. Ama eilmesiyle
birlikte "Vuruldmn" diye hrldamas bir oldu. Kap deliinden
hzla kan harbenin demir ucu, Srplnm boazmm tam orta ye
rine saplanmt.

45 Ksa piyade mzra,

Elini yarann stne kapayan Srpl korku dolu gzlerle bana


bakyordu; aknlk iindeydi. "abuk eve ko" diye bardm.
"Ben bunlarla baa karm."
Ben onu gndermitim ama orta yerde yalnz kalmtm.
nn tuttuum kapdan ayrlr ayrlmaz, ierdekiler de dar
ktlar. Benim yalnz kaldm anlamlard. Hepsi birden ze
rime hcum ettiler. ldrmek istiyorlard. Ben ise canm diime
takm, arpa arpa geri ekiUyordum. Grof Yrger'in saray
nne gelinceye kadar takip ettiler. Burada bir defa daha topluca
zerime yrdler; ben de karlk verip hcum edince kedeki
sokaa katlar. Artk peimi brakmlard.
Canm kurtarp eve ulatm ama buradaki manzara ok
daha ktyd. uhadarn odas kadm ve ocuklarla dolmutu.
Hanmmz da oradayd. Srp, eve kadar komu; eve varnca oda
nm orta yerine baylp dm... Hemen papaz ve cerrahlara ha
ber gndermiler.
Ben durumu grnce, merdivenden aaya katm. Tenha
bir yere gizlenmek istemitim. Ama hanm hem yaral esirine ac
yor, hem de beni soruyormu. "Ne oldu, yoksa yaraland m, ld
m?" diye merak ediyormu. uhadarlarma tembih etmi, beni
bulup getirmelerini istemi. Onlar beni aramaya giderlerken kar
karya geldik birden. "Gel seni hanun istiyor." dediler. Fakat ben
hem korkuyor, hem de utanyordum. Gitmek istemedim. "Hanm
gitmeyince varmam." diye cevap verdim. Neyse ki birileri varp
kadma durumumu haber vermi, sa olduumu sylemi. Kadm
biraz teseUi bulmu. Ancak, hanmefendinin "yarm bumm sonu
cunda ne kar, efendimizin fkesinden nasl kurtarrz" diye s
rekli dndn bana yanndan gelenler sylediler.
Yukar kp odaya girdiim zaman beni gren yaral Ra,
"Brate oprosti mi mogu da umirem." diye konutu. Yani, "Karde

hakkn helal et, leceim galiba" diyordu. Kendisini teselliye a


ltm: "Ne oldun, bu kadar yaradan insan lr m?" diye cesaret
lendirmeye altm.
O kavgada olduum iin o kadar utanyordum ki iimden
"Keke ben yaralanm olsaydm." diye sylenip duruyordum.
nk hanm ile efendinin bana olan gvenini sarsmtm. Onlar,
srekli olarak beni akl bamda birisi olarak grrler, ona gre
deerlendirirlerdi. Durum byleyken benim byle bir yanlhm
iinde bulunmam olacak ey deildi. Ama her zaman olduu gibi
son pimanlk fayda etmiyordu.
Ertesi gn General tonberg ve Grof Georger tara
fndan adamlar geldiler; ellerinde ikyet yazlar vard:
"Adamlarnzdan bazlar gelip, filan meyhanede yiyip iip
kavga karmlar. Oradaki askerlerimizle de arpp
n yaralamlardr. Ortalkta bylesine su ilemenin uygun
olmadnz bilgilerinize sunarz. Gerek, imparator hazret
leri gerekse devlet erknndan kimsenin buna rzas yoktur.
Sulularn cezalandrlmalar gerekir."
ikyetilerin efendimize getirdikleri yaz bu kadarla kalma
mt. yle devam ediyordu:
"Eer bu suu ileyenleri yine de hizmetinizde tutmak isti
yorsanz, bir daha byle bir su ilememeleri iin gerekli cezala
r verip haklarmdan geliniz. Eer kabul etmezseniz, bize teslim
edin, biz haklarndan gelelim."
Efendimiz, gelen adamlara "Ben onlarm haklarmdan gelirim;
her birine bin denek vurup demire korum. Islah oluncaya kadar
salvermem." diye cevap verip gndermiti. Sonra da kavgada
bulunanlarm kim olduunu aratrmaya balamt. Kethdamz
da beni korumu; "Bu iin sorumlusu, Srp haydudu ve terzi u
hadardr. Osman' onlar alp gtrmler; onun deti deildir; o

bu tr yerlere gitmez." diye efendimizi ikna etmi. nk hanm,


kethdaya beni korumas iin tembih etmi. Ayrca gidip eiyle
lehimde konumu. Bylece ktekten kurtuldum.
Ben bu ekilde yardmlarla, Srp ald yara ile kurtulmutu.
Ama terzi uhadar iddetle cezalandrld. Efendi beni grnce
birka ar szle azarlad ve "Seni yle ederim, byle ederim."
diye barp ard. Ben de bylece bu ii savuturmu oldum.
Yedi yla yakm Viyanada kaldm sre iinde bunun gibi
birok olayla karlatm. Drt be sene ekercilik ve sofraclk
yaptm. Pek ok iyi ve kt durumlar grdm. Elimden ok para
da geti. Zira kiler defterleri elimdeydi. Gnlk gerekli malzeme
yi kendim alrdm. Her ay sonu elimde ok sayda para kalrd.
Maam yoktu ama bahi verilirdi. Fakat paray tutamyordum.
ou zaman hemerilerimle gryor, birlikte yiyip ierek har
cyordum.
Konakta her sene bir ka defa elence ve toplant tertip edi
lirdi. O gnlerde eith dondurmalar, erbetler ve ikolatalar ha
zrlardm. Yirmi otuz yerde oyun oynanrd. Bu gecelerdeki oyun
paralarmdan ok miktarda altm toplanrd. Toplam yz geer
di. Hanmmz kzlara kt akesi ve bahi verirdi. Bana da, onon be, hatta bazen yirmi altm verdii oluyordu.
Evdeki herkesle ok iyi anlayor, uzlayordum. Saraymzda
de Mslman hanm vard. Bunlardan iki kz, bizim han
mefendi henz daha evlenmeden nce, sarayda yaarken, kzlar
manastrmda eittirmiti. Sonra evlenerek bizim saraya geldiin
de, onlar da yanmda getirdi. Bu kzlardan birisi aslen Arad adl
yerdendi. Budin'in dt 1686 senesinde^^ General Heisler'in
on iki bin askerle oralara geUp Solnuk Kalesiyle Sarva palan
kasn ve Arad' yakp ykt esnada alman esirlerden birisiydi.
46 2.9.1686

Mteveffa Hazinedar Ali Aa'nm kz idi. Esir dtnde he


nz yedi yandaym. Hanmla bizim konaa geldiinde on drt
yalarmdayd. ok gzel ve son derece terbiyeU asil birisiydi.
Kethdamz Sayfrid von Ayriberg bu kza kt. Kzlardan di
eri ise Budin Kalesi dtnde kk yata annesiyle birlikte
esir olmu. Annesinden alnarak on yana kadar manastrda ye
titirilmi. On bir yamda bizim konaa geldi. Bu da ok gzel bir
kzd; ama biraz hafif merep idi. Bu nedenle hanmefendi bmu
ara sra dverek cezalandryordu.
Esir Mslman kadmlarm ncs, Belgrad Kalesi'nin,
Avusturya askeri tarafmdan alnmas esnasmda (1688) esir ol
mu. Temevarh bir hacnn kzym. Belgrat orbaclarmdan
yahut hasekilerinden birinin eiymi. Avusturyal bir svari ta
rafmdan yakalanm. Svarinin bal olduu alaym bakethdas
Grof Merzi, svarinin elindeki giyimh kuaml, gzel kadm g
rnce gz kalm; satm almak istemi. Ama adam satmaya ya
namam. Avusturya detlerine gre esirlerin tm subaylarm
saylyordu. Para vermelerine bile gerek yoktur. Nitekim buna da
yanarak Grof Merzi de esire el koymaya kalkm. Fakat svari inat
birisiymi; kadm bakasma yar etmek istememi. Kuamdaki
iki pitolunu kartarak birisini kadmm bana skm. Silahtan
kan kurun kafasmm bir tarafm yaralayarak gemi. Kadn
yere dm. Dierini de ayaklarna skm. Kurun baldrlarmm
ikisini birden yaralamt.
Grof Merzi, kadn yarah haliyle alm. adurna gtrerek
tedavi ettirmi. ki ay iinde kadn dzelmi. Sonra kendi mem
leketi olan Loturing vilyetindeki Me ehrine, annesinin yanma
gndermi. Kadm burada birka sene kaldktan sonra kaarak
Viyanaya gelmiti. Buradaki kakm esirler Kardinal Kolonicin
kontrolne veriliyordu. Bu kadm da kardinalin elindeyken bizim
hanun isteyip almt. drt sene ayn konakta birlikte kaldk.

Kurtulua Doru

urtulutan iyice mit kesmeye baladma srada yaad


m bir olay, artk talihimin dndn hissettirdi bana.
Bu kethdamz olan Ayriberg'in bir hatasyd.
Hanm ve efendimizin konak dmda olduu bir gnd.
Henz sabahm erken bir saatinde Budinli esir kz yanma geldi.
Konumak istediini syledi. Daha grr grmez kzm hareket
lerinde bir tuhaflk sezmitim. Ne diyeceini, sze nereden balayacam bilemez bir haldeydi.
"Benim canm hemerim" deye kekeledi, "bu gece bama bir
hl geldi."
Meraklanmtm. Yzne bakarak "Ne oldu?" diye sordum.
Anlatmaya balad:
"Korkarm ki hamile kaldm..."
armtm. Kendhni tutamadm, kahkahalarla glmeye
baladm.
Kzm ya byk deildi ama ufak tefek yapl olduundan,
olduka kk gstermekteydi. Kk bir ocuktan bunlar din
lemek istemsiz olarak gldrmt beni.

Kendimi toparlayarak sordm:


"aka m yapyorsun, nedir imdi bu?"
"Kethdamz, bu gece ben uyurken yatama geldi. eytan
gibi kandrd. Kimi minnet, kimi zorla yanap bakireUimi aidi?
Yatam kanlar iinde kald."
Anlattklar aka deildi. ciddileiyordu. Her eyi ayrmtl
olarak anlatmasm syledim.
Kethda, gece sarho bir halde gizlice kzlarm odasma dal
m; uykudaki esir Budinli kzn koynuna girmi. Kz gzel sz
lerle kandrm ve kar koymasma frsat vermeden tecavz etmi.
Ama sonrasnda byk bir tela yaamlar; hatta meydana gelen
kanamay mendiliyle durdurmak iin kethda ok uram.
Kz ok korkmutu; hl sorup duruyordu:
"Benim hahm ne olacak? Hanmefendi durumu renirse
beni ldrr. En ok korktuum da hamile kalmaktr. Ya hamile
kaldysam ben ne yaparm?"
Kz hemen bir keye ektim; yava konumasn iaret et
tim; "Bunu baka kimseye anlattm m?" diye sordum.
"Hayr, anlatmadm."
Rahatlamtm; kafamdan eytanca bir fikir gemeye bala
mt.
"Sakn kimseye syleme" diye tembihledim. "Eer duyulursa
ve hanmefendinin kulama giderse seni kesinlikle ldrr, hi
phen olmasm."
Szlerimin daha etkiU olmas iin sesimi daha da ksarak ko
nuuyordum:
"Ben sana ne dersem onu yap, sakm yanl bir hareket yap
ma..."

Kz gnderdikten sonra hemen kethdanm yanma gittim.


Bu adam, kadm dkn ve sk sk ien birisiydi. Aslen Viyana ya
on iki mil uzaklktaki Yeniehir diye bilinen yerdendi. Babas ora
da brgermeister yani ehir kethdas imi. Mehur Novegrad
Beyi Conka Bey, ailesiyle birlikte bunlarn ehrinde kaldmdan
onlardan Trke renmi. DiUmizi rahatlkla konuurdu.
Kethday bulduumda dalgn dalgn pencerenin nnde
sarayn meydanm seyrediyordu. Dnceli grnyordu; bir skmtsmm olduu hemen anlalyordu. Selam verip konumaya
baladm:
"ok dncelisiniz; keyfiniz yok gibi, bir problem mi var?"
Adamm bembeyaz olan yz birden krmzlat.
"Yok bir ey" diyerek kekeledi. Ama soruyu soru tarzm
dan kukulanmt; "Bu sorunun asl nedir?" diye pheli pheU
bana bakt.
"Bilmem; ylesine sordum."
Ama benim yz ifademden bir eyler bildiimi anlamt; s
rar etti. Anlattm.
"Kk kz bu sabah alayarak bana geldi ve geceyi etraflca
anlatt. ok korkuyor. Eer hanmefendi duyarsa ok kt olur."
Kethdanm benzi daha da kzard
"Yaa! Ne olmu?"
"Ne olacak; kz, kandrp tecavz etmisin; zavall imdi ya
hamile kaldysam diye korku iinde..."
Kethda akm ve aresiz grnyordu; yutkundu sadece.
Devam ettim:
"Bu i basit bir ey deil, duyulursa ne olaca belli. Siz
btn direnin sorumlususunuz; bakalarn bu gibi ilerden
47 Belediye bakan

engellemek grevinizken sizin byle bir ey yapmanz nasl ka


bul edilebir?"
Yine birka kez yutkunduktan sonra yzn pencereye dn
drd; susuyordu. Ne yapacam bilemez bir durumda kvrandm anlamtm.
"Ama endie etme" dedim. "Bu olay ben kimseye duyurma
dan hallederim."
Nasl olacak der gibi yzme bakt. Gzleriyle yardm isti
yordu.
"Ben kza tembihledim. Hi kimseye anlatmayacak Benim
szmden de kmaz. Bylece unutulur gider."
Adam biraz kendine gelmiti. Gzleri ald.
"Eer elinden geleni yapar ve bu olay rtmeyi baarrsan be
nim de sana ok yardmm olur."
Adam haklyd, istedii takdirde bana ok yardm dokuna
bilirdi; zira saraym efendi ve hanmdan sonraki en yetkili kiisi
oydu. Olay bir ben, bir de o kz biUyordu. Onu da kimseye sy
lememesi konusunda ikna etmitim. Bu olaym duyulmas ayn
zamanda kzm da hayatmm kararmasma neden olabiUrdi.
O gnden sonra kethda benimle farkl ilgilenmeye balad.
Artk ben sarayda sanki esir deildim. Adam bana borluydu ve
her istediimi yerine getiriyordu. nk biliyordu ki olay efendi
veya hanmm kulama gidecek olursa onu bir dakika bile yanla
rmda tutmazlar, kap dar ederlerdi. Belki de daha byk ceza
alrd.
Bu gnlerde bar iin Osmanl ile Avusturya temsilcile
ri Karlofa adl yerde bir araya gelmilerdi. Pek ok grme ve
tartmalardan sonra barm imzalandm duyduk (Karlofa
Antlamasmm tarihi: 1699). Varadin tarafndan gelen bir ulak,

boru alarak ehre mjdeyi vermiti. Haber, ksa zamanda kulak


tan kulaa, dilden dile yayld. evredeki btn Mslman esirle
rin ou, ister din deitirmi olsun, isterse deitirmemi olsun,
kendi lkesine gitmek istiyordu. Kimi Kardinal Koloni aracl
yla, kimi klk deitirmi olarak evreden Viyana'ya geliyorlar
d. Viyana'da toplanan Mslman esirlerden serbest kalanlar grup
grup vilayetlerinin yolunu tutmaya balamlard.
Ben de gitmek istiyordum ama bmu efendilerimize syle
mekten ekiniyordum. ekinmemin nedeni, bana kar gster
mi olduklar am yakmik ve gvendi. BiUyordum, benim git
memi kesinlikle kabul etmeyeceklerdi.
Ama gizli gizli aratrmaktan, hazrlk yapmaktan vazge
memitim; gnlerim srekli aray iinde geiyordu. Viyana'daki
baz esirlerle irtibat halindeydim. Planlar yapyordum. Benim
gibi kamak kteyen esirlerin kimileriyle temas kurmutum.
Bunlardan birisi Rumeli sipahilerinden, turumca Sanca'ndan
Muhammet sipahiydi.
Muhammet, General Dinevald'm esiriydi. Hristiyan ol
mutu ama bu sadece grnteydi. Mslman kadm esirlerden
"Kk Kadm" diye tanman gzel bir hanmla evliydi. Kadm, esir
olmadan nce Estergon Alay Beyi'nin karsym. Arkada olarak
Muhammet'i sememde baka nedenler de vard. Olduka aklh
bir genti; Franszcay anlayabiliyor, Frenke ve Avusturya dilini
konuuyordu. GzUce anlatk...
Bir taraftan yolculuk iin gerekli malzemeleri gizliden gizliye
hazrlyordum ama snr nasl geeceimi henz bilmiyordum.
Sadece kara kara dnyordum.
Benim byle dnceli halim kethdanm gznden kama
mt. "Bir derdin mi var?" diye sormaktayd sk sk. Almaya

karar verdim sonunda. Srrun saklayacama yemin ettirdikten


sonra anlattm:
"Benim bir tek derdim var. Fidye param verdiim halde
bunca yldr esirlikten kurtulamam olmak... Eziyetler ektim.
Akrabam ve kardelerim var yolumu gzleyen. Bir an nce bu
esirlikten kurtularak vatanma kavumak istiyorum."
Kethda da bana hak veriyordu.
"Efendimizden izin istesem verir mi?" diye sordum.
Biraz dndkten sonra "Hayr vermez." diye cevaplad.
Ben de aynsn dnmekteydim.
"nk her ikisi de seni fazlasyla severler. Hizmetinden
memnunlar. Ayrca seni evlendirmek ve buraya yerletirmek is
tiyorlar."
Kethda haklyd; gerekten de onlarm istei buydu. Ama
benim onlarn dinlerine geme zorunluluum vard engel olan.
Kethda bunu yapmayacam bildii iin de yardmc olacan
syleyerek konumasm srdrd:
"Ama muradm kesin olarak gitmekse bak; ne yapmak gereki
yorsa ayarla, ben elimden gelen ne ise yaparm."
Bir iki gn nasl bir yol takip edebileceimi dndm.
Kafamda eitli planlar kurdum. Esirler, kardinal vastasyla snr
boyuna gtrlyor, orada Avusturyah esirlerle deitiriliyorlar
d. Ama ben kardinale gidemezdim. nk kardinal, bizim efen
di ve hanmm yakm dostuydu. Onlardan habersiz byle bir ey
yapmazdun. Dolaysyla ben de yapm olduum saygszlkla ba
baa kalm olurdum.
Byle dnp dururken aklma bir fikir geldi. Baz
Hristiyanla dnm olan kadm ve erkek esirler vard. Kimisi
Budine gitmek gerekesiyle, kimisi baka gerekelerle smra ya-

kn yerlere gidiyorlar, sonra oradan bir frsatn bularak kayor


lard. Hatta birok esir, Saks topraklar tarafndan aaya doru
giderek kurtulmaktaydlar.
Avusturyallarm dilini ok iyi konuuyordum. Kyafetimi de
epeyce onlara benzetmitim. Kendi kendime dndm ye kara
rm verdim:
"En iyi yol klk deitirip kamakt."
Fikrimi kethdaya atrn. O da uygun grd. Kama hazr
lklarna baladm yava yava.
Her eyden nce general tarafmdan verilecek izin belgele
rine ihtiya vard. Belgelerde onun mhr ve imzas olmalyd.
Kethda bu konuyu stlendi. Generalin odasmm anahtarlar
srekli kilerde dururdu. Kendisi evde olmad zaman hizmet
i kzlar gtrr, odasn temizletir, yataklarm ben toplatrdmi.
bitince oday ben kapatr ve anahtar yemek odasndaki do
laba koyardm. Ve anahtarlar srekli olarak burada dururdu. Bu
nedenle mhr elimin altmda saylrd. Mhrn bir dieri de
kethdann kendisinde dururdu. ou kez gnderilen yazlar
bununla mhrlenirdi. Yani mhr ii kolayd. Geriye imza me
selesi kabnaktayd.
Efendinin imzas tek kalemden olacak ekilde "Tidmar Grof
von ulenberg" eklinde yazlyordu.
"Bunu nasl yaparz?" diye dndm ve bir are aradm.
Efendinin imzas olan ok sayda kt ve belge elimdeydi. Ona
baka baka bir mddet altrma yaptm, imzal ktlardan birisi
nin zerine beyaz bir kt koydum. Onu da bir sra cam zerine
koyunca alttaki imza aka grnr olmutu. Bylece kalemle
resim yapar gibi imzay kopyaladm.
Kethda, istediim izin ktlarm hazrlarken ok istekli ve
aceleci davranmaktayd. nk benim gitmem, kethdann zel-

likle ine gelecekti. Kk kza kar iledii sutan dolay utan


iindeydi. Ayn zamanda bana kar da kendisini borlu hissedi
yordu. Ben gidersem yine eskisi gibi kimseden korkusu kalmaya
cak ve istedii gibi atp tutabilecekti.
Belki de bundan dolay zene bezene gzel bir belge dzenle
di benim iin. Belgede "Aslen Mslman iken sonradan Hristiyan
olduum" yazyordu. "Bundan dolay da serbest braklarak zgr
kalmun. Budin ve Varadin taraflarna gidip yerlememe izin
verilmi. Bu nedenle, yollarda kimse bana engel olmamalyd ve
kimse tarafmdan rencide edilmemeliydim."
Kd bizim efendinin mhr ile mhrledikten sonra yu
karda sylediim yntemle imzaladm. mza da ok gzel ol
mutu. Artk yola k iin gerekU ktlarmz hazrd. Sadece
uygun zaman ve frsat bekleyecektim.
Mays aymm balarmda Viyana'nm kibarlar, eleriyle birlik
te ou zaman ehir dma karlard. Bazlar da Tephc adl caya giderlerdi. Bu sene mays balarmda general ve einin ehirden
alt mil kadar uzaklktaki lcaya gitmek istediklerini duyunca ok
sevindim. nk bir aydan nce dnmezlerdi. Tam aradm fr
sat, ayama kadar gelmi gibiydi.
Ben de hemen yolculuk hazurlddar yrttm gizliden gizliye.
Onlar, yanlarma hizmetilerin bir ksmm da alarak gittikten son
ra kethdayla oturup konutuk; planlarmz tarttk. ncelikle
sorumluluum altmdaki gm sofra takmlarm teslim etmem
gerekiyordu. Kilerdeki btn eyalarm yerlerini de ayr ayr gs
terip teslimlerini yaptm. Sonunda anahtar da eline verdim.
Benim nereye gittiim ve anahtar neden teslim ald ona
sorulduunda, kethdanm nasl cevap vermesi gerektiini de ha
zrlamtk:

"Bilmiyorum" diyecekti. "Her seferinde kendisi bir yere git


tii zaman anahtarlarm getirip bize braku-d. Bu defa da yle
yapt. Bir iki gn elenip geleceini sylemiti. Ama gelmeyin
ce, zellikle zerine kaytl olan eyalara baktm; eksik olmaymca
aramay da gerekli grmedim."
Bu gnlerde Viyana'dan bir tccar gemisi, Budin ve Varadin
taraflarma gitmek zere hazrlanyordu. Geminin sahibini bulup
grtm. Kufermid adl bir tccard. Askeri malzeme naklediyormu. Beni de Budin'e kadar gtrmesi iin anlatm, iki altm pein verdim. Kardinalin bize getirdii Mslman kadm da
benim gideceimi duymu. Yola kmaya hazrlanuken, yanma
geldi; alyordu.
"Beni brakma, kendinle birlikte gtr, kurtar." diye yalvaryordu.
Kadm yakam brakmad. Benim de hem din gayreti, hem
de hemerilik var diye terk etmeye gnlm raz olmad. Kabul
ettim. Ama bize yk olaca aikrd. nk yol arkadam
Muhammet'in kars ve -drt yamda kk bir kz vard. Bu
yeni gelime karsnda onlarla da grp tarttk. Sonunda
kabul ederek kararmz verdik; bu kadm benim karm olarak
tantacaktm. Muhammet sipahi ve yanndaki kars da hizmet
ilerim olacakt. Hatta gemi sahibine de byle syledim. Bu ne
denle adam geminin orta yerinde bize en uygun yeri gsterdi. Yol
azklarmz tamamladk; bu arada drt byk ie Tokay arab
ile Tirol^ arab almay mutmamtk. Yolda bize baz kolaylklar
salayaca muhakkakt.
Dek, rt, yorgan ve eitli malzemenin yanmda silahlar
m da almtm: bir ift pistol tfek ve bir filinta ile karabina...
48 Tokay (Tokaier, Tokajer), Macaristanda araplaryla tannm bir ehir. Tirol, Gney
AvusturyaVia bir blge.

O zaman uzun siyah salarm vard. Hanaviz bezi zerine be


yaz tire ile ilenmi entari, akr ve ince oraplar; ona gre de pa
bu ve krmz ince uha dolama ile mavi yamurluk giyinmitim.
Ayrca sandk ve bavullarmz eksiksiz hazrlamtk. Eyalarmz
ve kyafetimle rtbeh bir subaya benziyordum. Gren hi kimse
Mslman esir olduumuzu anlayamazd. Yanmdaki kadnn da
zerinde olduka deerU, pahal gzel elbiseler vard. st rtbe
den bir subay karsna benziyordu. Dier arkadalarm elbiseleri
de rollerine uygun Avusturyal kyafetlerinden seilmiti.
Gemiye binmeden aramzda sk sk szletik; "Kesinlikle
Trke konumayacaktk; srekli Avusturyallarm diliyle konu
acaktk." Ayrca her trl ihtimaU gz nne alarak kethdayla
anlamtm. Zorda kaldm zaman kendisine mektup yazabilir
dim. Byle durumlarda mektubu iyi saklayp srrmz duyurmamalyd.
Paskalya orucunu otuz be gn getikten sonra Kzlkule
Kaps yakmnda, Leopoldus Stadt adl yerden gemiye bindik.
Gemi, nehirden aaya doru Pojon tarafma doru gidiyordu.
Yolculuumuz iyi gemeye balamt ilk gnlerde. Ara sra ters
rzgr kyordu. O zaman da durup beklemek zorunda kalyor
duk. Gemide birka yolcu daha vard. ou zaman gemi sahibi
ni yemee aryorduk. Yanmzdaki Tokay arabndan iirince
adamn bize olan tavr ok daha farkl oluyordu. Yaltaklanp ik
ramlarda bulunuyordu.
49

Estergondan Budine giderken, Viegrad'dan aa, Budine


yakm bir yerde, iddetli bir gn dousu rzgrna yakalandk.
Gemi hareket edemiyordu artk. Rzgrm durmasm bekleyecek
ti. Ama ben sabrszlanyordum; bir an nce karaya kp kalacak
49 Wissegrad

152

bir yerler bmak istiyordum. Sonunda yanmdaki kadm da alp


bir balk kayna atladm. Fakat bunu yaptma bin piman
oldum. Rzgr nehri ak deniz gibi dalgalandrmt. Kay drt
kreki gtryordu; dalgalarla boumaktan Budine varncaya
kadar yz kere lp dirildik.
Btn zorlua ramen gemiden nce Budine varmay ba
ardk. Varota, gzden uzak kalacak bir yer aramaya baladm.
Burada beni tanyan birilerinin olduu kesindi; onlara rastlamak
tan korkmaktaydm.
Ksa bir aramadan sonra nihayet ehrin Viyana ynnde
ki varolarndan birisinde kk bir Avusturya han buldum.
Yanmdaki kadmla birlikte orada geceledik. Ertesi gn de gemi
geldi. Geminin burada be-on gn kalmas gerekiyormu. Biz ise
bir gn nce buralardan uzaklap aalara gitmenin sabrszl
n yayorduk. Fakat, baka gemi yoktu; bekleyecektik nihayet...
Kaldmz yer dul bir kadna ait bir meyhaneydi. ki gn
sonra Kzl Yumurta Paskalyasyd. Btn Hristiyanlar kiliselere
gittiler. Biz ise oturmu, konakladmz yerde beklemekteydik.
Meyhaneci dul kadm bizden phelendi. Yanmza gelerek niin
kiliseye gitmediimizi sordu. Adeta azarlyordu:
"Byk kk herkes kiliseye giderken siz buradasmz, nasl
Hristiyanlarsmz?"
"Biz, Lteran mezhebindeniz, sizin kilisenize gitmeyiz. Biz
byle, yolda, kendi bamza ibadetlerimizi yaparz."
Szlerim kadmm kafasm kartrmt; ikna olmu gibi bam sallasa da hareketleri ve baklarmdan phesinin tam olarak
ortadan kalkmad anlalyordu.
ehirde kaldmz birka gn sresince zamanmz dinle
nerek ve gzel kaplcalara giderek geirdik.

Paskalyadan sonra, Baya adl mahallede pazar kurulurmu.


Budin'den de birok byk tccar gemisi oraya gidiyordu. Biz de
bunlardan birisinin sahibiyle anlatk. Baya'ya gitmek zere pei
natn vererek eyalarmz ykledik; kendimiz de girip yerletik.
Geminin hareketini bekliyorduk ki hi ummadmz bir olay
gerekleti. Yukar kaleden on be asker ve bir zabit, yanlarmda
bir tercmanla gelip gemiyi kuattlar. Gemiciyi tutuklayp sorgu
lamak zere kaleye gtrdler. Gemide yirmi kadar tccar vard;
yerlerine oturmu, sabrszlkla geminin hareket etmesini bekli
yorlard. Askerler daha sonra ktlar, soruturmaya baladlar.
"Burada kyafet deitirmi, Viyanadan kaan Mslman esirler
varm. Kimlerse hemen ortaya ksmlar." diyorlard. Herkes bir
birlerine bakmyordu. Biz ise hi oral olmuyor; soukkanlhmz bozmadan oturuyorduk.
Gemiye giren subaylar, insanlar bir bir sorguya ekip kon
trol ettiler. Sra bize geldiinde karmza dikilen subay, biraz da
kendinden emin bir ifadeyle konumaya balamt:
"Sizden baka yok... Aradklarmz sizsiniz..."
"Bize kaak diyen kim peki?"
"Bu soruyu yukarda, kalede generale sorarsmz."
tiraz etmeye kalbmamzm bir yarar olmad. Emir alm
lard. aresiz onlarla birlikte kaleye ktk.
Kaleye varr varmaz bizi doruca nezarete attlar. Paskalyanm
nc gnyd ve General Fefershoven(?) btn subaylarm al
m kiUseye, ayine gitmiti. Onlarm kiliseden dnmesini bekle
yecektik. Bu esnada yanmza bir takm insanlar geliyor, kapdan
merakl gzlerle bize bakyorlard. Kendi aralarmda "Bu klkta
bunlarm Mslman olduunu kim bilebilir?" diye konuuyorlar
d. Biz ise hi konumuyor, susuyorduk. Bizi nasl haber aldkla-

rn, bu kadar ciddi nlemler almalarmm sebebini merak ediyor


duk. Anlalyordu ki birisi bir ihbarda bulmmutu.
ok gemeden iin i yzn rendik. Birka gn nce, iki
gemiyle otuz-ku:k kadar kadnl erkekli esir Vyana'dan kamlar.
Arkalarmdan yakalanmalar iin adamlar kartlm; aranyorlarm. Biz de tam stlerine gelmiiz buraya. stelik bu kaak
lardan bazlarn ehirde biz de grmtk; bir ka da yanmza
gelerek konumutu bizimle. Onlarla birlikteyken grenler olmu
ve phelenerek gecikmeden ihbar etmiler.
General, kendisine yaplan bu ihbarlar nedeniyle adamlarm
gndererek bizi aldrmt.
Kiliseden dnnce generalin huzuruna gtrldk. Yanma
vardmzda subaylaryla birlikte orta salonda ayaktayd. Ben
hemen ileri ktm, protokol gereince temenna ettim. General
de olduka nazik karlk verdi:
"Ho geldiniz, uurlar ola. Yolunuz Belgrat'a mdr?"
"Hayr ekselanslar, niyetimiz Belgrat deil. nce Baya'ya,
sonra da Varadin'e gideceiz.
General biraz duraksadktan sonra sorularma devam etti.
Bizi konuturarak iyice tanmak istiyordu anlalan.
"Ayp olmazsa doum yerinizi sorabilir miyim?"
"Aslmz inkr etmemiz mmkn deildir. Ana babamz
Mslman, biz de Lipovalyz. General Krafa Lipova'y aldmda
biz de esir dtk. Sonra Avusturya'ya gtrldk ve orada efen
dilerimiz tarafmdan Huristiyan eitimi verildi. Hu-istiyan olduk
tan sonra da efendilerimiz bizi serbest braktlar."
General szlerimi ilgiyle dinliyor grnyordu; ama pek de
inanma benzemiyordu.

"imdi tamamen zgrz. Bu nedenle kendi hayatmz ka


zanmak iin Varadin, yahut oralarda uygun bir yere yerlemek
amacyla gidiyoruz."
"Peki, elinizde belgeleriniz ve izin ktlarmz var m?"
"Vardr."
Hemen kartp khya ile birlikte dzenlediimiz ve kendi
elimle mhrleyip imzaladm ktlar uzattm.
Ktlar eUne alan general, belgelere tek tek bakt ve batan
aa okumaya balad. Okuduka ban sallyordu. Sonra kt
lar yine eskisi gibi katlayarak bana uzatt:
"ok gzel. Senin belgelerini kabul ettim; sana sz yok. Ya bu
kadnlar kimdir?"
imden sevindim; problemin en nemH ksmn atlatm
tk.
"Bu benim nikahl karmdr."
"Ya br kimdir?"
"O da kocasyla birlikte hizmetkrmdr."
"Onlar da Hristiyan mdr?"
"Evet."
Muhammet'in de asimda kardinalden aimm elinde bir
azat kad vard; onu kartp sundu. General onu da inceledi.
Yznde hafif bir glmseme belirdi. Sorguya devam etti:
"Ya dierleri kimdir, onlarn da senetleri var m?"
Kastettii yanmza sonradan katlm olan kaak esirlerdi.
Onlarm belgeleri yoktu. Cevap veremedim. Onlarla burada kar
lam olduumu syledim sadece.
General onlar tutuklatp nezarete attrd. Sonra da bize dn
d. Yz hatlarmdan ikna olduu hissediliyordu.

"zr dileriz. Bize yanl bilgi vermiler. Ama yine su ken


dinizde... nk eminim ki bizim burada hkim olduumuzu
biliyordunuz. Doru olan, hemen buraya gelip kendinizi tantmanzd. Belki bir yardmmz olurdu."
General benim zr kelimelerimi dinlemeden sr ktibini
ard. Emirlerini verdi:
"Bu namuslu kimseye bizim tarafmzdan da bir yol emri ve
rin. Varadine varncaya kadar geerh olsun. Mhrleyin, getirin
de hemen imzalayaym."
General, bizden tekrar tekrar zrler dileyerek yazlarmz
imzalad ve bizi serbest brakt.
Generalin yanmdan ayrlp dar ktmzda kalabalk bir
grupla karlatk. Bmlar bizi generale gammazlayan baz mrtetler ile Ermeni ve Rum mnafklaryd. Kadm erkek, koa koa
yukarya gelmiler ve bize verilecek cezay seyretmek iin bek
lemekteydiler. Kapnm nnde kalabalk oluturmulard. Fakat
bekledikleri gibi gitmemiti olaylar; generahn kapsndan elle
rimizi ve kollarmz sallayarak kyorduk. Askerlerin korumasmda, belimde ince uzun klcm, elimde uzun bir asa, ar ar
yryordum.
Kapmn nnde toplanm olan kalabalk, askerleri ve bizi
grnce hemen ikiye ayrldlar, yol verdiler. Biraz nceki konu
malar ve uultu kesilmiti. Sadece laf atp homurdanmalar duyu
luyordu tek tk.
"Bak, grdn m; bu yalanc adam General Fefershover gibi
akll ve bilgili bir adam aldatt. Kim bilir nasd bir tezgh kurdu,
yalanlar uydurdu?"
Adamlarm kskanlk ve aknlk dolu baklar arasnda
yryp uzaklatk. Ardmza bile bakmamtk. Gammazclar
ise hasetlerinden lgna dnmlerdi, ardmzdan sylenip du
ruyorlard sadece.

Geminin yanmda da byk bir kalabalkla karlatk.


Eyalarmz da yerlerdeydi. Grr grmez, eyalarm bamdakilere bardm:
"Eyalarmz kim dar brakt?"
"Gemi sahibi" dediler.
Bizden midini kesen gemici eyalarmz boalttrmt.
Sonucm kendisine bildirilmesini bekliyordu. Bu arada birok
merakl da seyir iin toplanmt.
Ama artk hakl oldumn ispatlanmt ya frsat deerlendir
dim. Gemiciye de baurp armaya baladm; hakaretler ettim.
Eyalar tekrar gemiye yklettim. Doruca gidip eski yerimizi al
dk yeniden. Artk daha bir gven iindeydik; bu yeni duruma
gre tavrlarmz da deimiti.
O gn hareket zamanma kadar ehri dolatk. Ama korkusuz
ve rahata... Yolda yemek iin btn bir kuzu doldurttum; furma
verdim.
ki gn sonra Bayaya ulatk. Gemiden kp konaklaya
cak bir yer buldum. Burada da birka gn dinlendik. Fakat, bu
rada imparatorun komiseri greviyle bulunan subay. Helm adl
birisiydi. in kts bu adam beni ok iyi tanrd. Tekrar korkuya
kapldun. ehre yeni birilerinin geldiini duyunca da hi vakit
kaybetmeden yanma au-tmt. Ama ben Muhammet'i ve ka
dnlar gnderdim, kendim gitmedim. Hasta oldumnu ne sr
dm.
Allah'tan ki Muhammet yanma varmca "Kimsin?" diye sor
mu; o da Budin generahnin verdii yeni yol ktlarm uzatm.
Onlara bakan komiser, daha baka bir ey sormadan ktlar
iade edip gndermiti.
Buraya kadar yolculuumuz iyi gemiti; fakat bundan son
ra smur geip Trk topraklarma nasl ulaacaktk? Daha Viyana

ve Budin'de iken burada baz esir karan Rum ve Ermenilerin


olduunu duymutum. Hatta burada Mslman iken Hristiyan
olan esir bir kadmla evlenmi bir Ermeninin varlm duymu
tuk. Adamm ad Pataric'mi. Aratrdm, evini buldum; tanp
konutum.
Adamla samimiyet kurduktan sonra srrun atm. Yeminlerle
gvence aldktan sonra asl amacmz da syledim.

Baya'da gnlerce bekledik; Belgrat'a nasl gideceimizi tartp


duruyorduk kendi aramzda. Ama Varadin Kalesi'ni gemenin a
resini bir trl bulamyorduk. En dorusu, Varadine uramadan
Tuna'y karya geip Sirem tarafna gitmekti. Aratrmalarmz
ve planlarmz bu ynde younlaturdk.
Baya'da pazar kurulmasmm gnleri de gelmiti artk. Deiik
yerlerden eit eit insanlar, pazarclar ve tccarlar arabalarla
buraya akm edip geliyorlard. Bu arada rendik ki, gelen pazarclarm ou, ilerini tamamlaymca Tuna yoluyla dnerlermi.
Patari, arabaclardan birisiyle grerek anlamt. Arabac
Varadine yakm Futok adl yerdenmi. Bu adam bizi on sekiz mil
ieriye kadar gtreceini taahht etti. Karlnda otuz kuru
verecektik. Fakat bir artmz vard: Arabac bizi Futok'a gtr
dkten sonra tekrar oradan bizi, kendisi veya bir bakas, para
karlnda arabayla geceleyin Sirem'e ulatracakt.
Bu hizmetinin kard Patari'e bir ka altn ile baz kaba
eyalarmz verdim. Planland gibi arabaya bindik, Ba ve
Zonbor tarafma doru yola ktk. Arabacmm bizi szletiimiz gibi gtrdn sanrken Futok'a yaklanca yanldmz
anladk Adam bizi gndz ikindi vaktinde Futok'un varounda
buakacam sylyordu. tiraz ettim. Anlad dilde doru yapmadm syledim:

"Niin byle edersin; bizim kavlimiz byle deildi."


Ama arabacmm bize kulak ast yoktu; itiraz ediyordu:
"Ben Varadin komutanmdan korkarm. Dediinizi yaparsam
ve komutan da beni duyarsa kazktan kurtulamam."
Adam bir taraftan bizle bunlar konuurken, bir taraftan da
atlarm kamlyordu. Gndz vakti, herkesin gzleri nnde
doruca adamn evinin nne vardk.
Adam arabadan indikten sonra son szn syledi:
"Eer General Nehem'den izin ktlarnz alrsanz sizi
Belgrat'a kadar gtrrm."
Varadin'in hemen yannda Futok'un varomda bir yerdi bu
ras. Ne yapacamz bilemez halde orta yerde kalmtk. imden
sadece "Allah sabredenlerle beraberdir..." diye dnyor, ken
dime teselli veriyordum. aresiz indik arabadan. Ardmza bile
bakmadan ehrin iine doru yava yava yrdk. Bir Avusturya
meyhanesi bularak birka gn konaklamak iin anlatk.
Yal bir kadna ait olan meyhane, gzlerden uzak, kuytu bir
yerdeydi. Yal kadnm yannda hizmetisi vard. Pek ilek bir
yere benzemiyordu. Bu nedenle bizim iin uygun olduunu d
nmtk. Fazla dikkat ekmezdik.
Meyhaneci yal kadm "Kimsiniz, neyle urarsmz?" diye
sorduunda "Tccarm" diye cevap verdim. "Ticaret iin gelmi
tim ve eyalarmz geriden gemiyle, Margtan Kufermit ile gel
mekteydi."
Gzlerden rak diye buray tercih etmitik; ancak sadece
bir gn, bir gece kalabildik. Ertesi gn drt ath zabit kp geldi.
Adamlarm doruca yanmza gelerek bizimle konumaya balamalarmdan, meyhanecinin bizi ihbar ettiini anladm. Kadm zaman
geirmeden birisini Varadin'e gndererek generale haber gnder-

misti anlalan. Kim olduumuzu ve niin buralarda bulunduu


muzu sorarak ie balayan zabite, ben meyhaneci kadma ve daha
baka merakllara anlattm tekrarladm. Amalar kimliimizi
aratrmakt. Bunun iin de gittike ayrmtlara giriyorlard:
"Ne tr mallarnz var; neler satyorsunuz?"
Ben hi ak vermeden sakince bir takm askeri malzemele
rin adn saydm. Zabit ise bu kez, "Peki gemi ne zaman buraya
gelecek, nerede braktnz?" diye srdrd sorgusmu.
"Gemi Budinde kald. nk Baya'da pazar vard. Oradan
baz eyler almak ve ehmizdeki mallara mteri bulmak iin ge
miyi geride braktk, arabayla bu tarafa geldik. Tahminimize gre
yedi-sekiz gn iinde gemimiz de gelecek."
Zabit biraz inanr gibi oldu.
Ben ise yedi sekiz gn iinde kaabileceimizi dnerek
sylemitim bu tarihi. Askerler cevabmz generale iletmek ze
re gittiler. General ne dnr ve neye karar verir bilemiyordum,
ama ekinmediimizi gstermek iin o gn Futok varounda do
lamaya ktm.
Varota dolarken anszm Budin'h Arabac Hseyin ve
Papasolu adl ahsa rastladm. Bmlar, gemiyle getirmi olduk
lar yirmi-otuz kadar Mslman esiri karmaya urayorlarm.
Esirleri Futok karsmdaki bir batakla, sazlklarn iine gizle
miler. Arkadalarndan birisini araba bulmas iin Sirem taraf
na gndermiler; onu bekliyorlarm.
Heyecanlanmtm, "Acaba biz de bunlarn yardmyla kaa
maz mydk?"
Adamlar kaldmz meyhaneye davet ettim. Yemek arasmda bizim iin de bir ey yapp yapamayacaklarn renmeye a
ltm. Adamlar, ilerinin ehli gibi grnyorlard. Olumlu cevap
verdiler.

"Siz burada drt gn daha kaln. Biz dierlerini Zemun


tarafma nakledince sizin iin de bir araba ayarlarz. Sonra geUr
sizi alr gtrrz."
ok sevinmitik. Papazolu gitti ama Hseyin'i brakmadk.
O gece kendimize bir gzel ziyafet ekip elendik. Vakit
olduka ilerlemi, sabah yaklamt. Biz bu arada Hseyin ile
"Neler yaparz, baarabilir miyiz?" gibisinden konulara girmitik.
Bakalar ne konutuumuzu anlamasnlar diye gizlemeye al
tmz konular Trke konuuyorduk. Ama ne kadar yanl yap
tmz daha sonra anladk.
Hanemin hizmeti ocuklarmdan birisi vard; gelip yanmz
daki frnn dibindeki tahtanm zerinde yatyordu. Biz ise hibir
eyden phelenmeden ocuu uyuyor sanmaktaydk. Oysa o
cuk, Trke biliyormu ve btn konumalarmz dinlemekteymi. Hepsini gidip yah kadna anlatm.
Gerek kimliimizi artk iyice renen yal kadn, gece ka
plar dardan kapattrm. Biz olan bitenden habersizdik. Artk
uykumuz gelmiti. Uyumadan nce ihtiya iin dar kmak is
tedim; lakin kap kilitliydi.
"Bu iyiye alamet deildi."
Sabaha kadar gzlerimizi krpmadk. Sabah olunca ne yapa
camz planladk. Kaplar kapattklarna gre konumalarmz
dinlemilerdi muhakkak. Kaplar alr almaz, erkenden do
ruca Varadin Kalesi komutanna gitmeye karar verdik. Onlarn
bizi tutuklamasmdan nce, elimizdeki belgeleri gstererek adam
ikna etmek en iyisiydi.
Sabah olunca Arabac Hseyin kap bir tarafa gizlendi.
Gr hikmeti! O gece, baka bir talihsiz olay daha olmu
tu. Bataklkta gizlenmi olan esirlerin bulunduklar Varadin
varounda oturan bir Ermeni kallei vard. Adna "Domuzlu"

derlerdi. Bunun dnme bir kars vard. Olduka gzel bir ka


dmd. Belgratl bir hacnn kz olduundan adna Belgrath
Fatma diyorlard. Esir olunca, dnerek Hristiyan olmutu.
Ama artk tam bir fahieydi. Hatta Viyana'da iki defa cinsel
hastala yakaland. Bu hastalk nedeniyle sokaklarda perian
haldeyken bizler aramzda para toplayarak tedavi ettirmitik,
te bu iyilikbilmez fahie, kocasyla birlikte esirlere antaj
yapmak istemi.
Kocas gelip gemiden pay istemi. Onlar da vermemiler ve
kovmular. Bunun zerine karkoca birlikte Varadin varouna gi
derek Sava adl Srp yzbaya olay haber vermiler. O da duru
mu generale bildirmi. General, karaya ktklar srada esirleri
yakalamas iin yzbay grevlendirmi.
Geminin kmas muhtemel yere adamlaryla nceden gelen
yzba burada pusuya yatmt. Ama durumdan yararlanmak
isteyen bir baka Srp, "Onba" diye anlan Soyo Desetnik, gizli
ce kk bir kaykla esirlerin teknesine yanam, pusuyu haber
vermi. Bu yardmmm karlmda da esirlerden oka para sz
drm.
Srp onba, ayrca esirlere klavuzluk yaparak daha tehlike
siz olan Varadin in yukar ksmna gtrm. Bu arada hazrlan
m olan arabalar da buraya yanatrlarak esirlerin hepsi, Belgrat
tarafna karlm.
Esirler, Onbaya verdikleri paradan baka tekneyi de ona
terk etmilerdi. Onba, esirlerden ald bu tekneyi nehirden yu
karya doru gtrrken karakola yakalanm. Askerler, tekneyi
tanmlar ama onba her eyi inkr etmiti; tekneyi tesadfen
buldumu sylemi.
"Ben bmu aada byle bo buldum; kimin olduunu bil
miyorum. Sahibi karsa vermek iin gtrmekteydim."

Askerler bu yalana inanmasalar da yapabilecekleri pek bir ey


yoktu; zira btn aramalara ramen kaaklar bulamyorlard.
Aramalarn neticesiz kalmasna general ok bozulmutu.
Herkese zellikle de yzbaya ar hakaretler yadrm;
"Grdn m, ciddiye almadn iin onca esiri avucumuzun
iinden kardk. Bu bizim iin utan deil mi?"
Ama artk i iten gemiti; takibe gnderilen kadana ve potralar elleri bo olarak bir bir dnyorlard.

Ertesi gn sabah erkenden Muhammet'le birlikte, ellerimizdeki izin ktlar, Varadin Kalesi'ne doru handan ayrldmz
da. General esirlerin kamas olaymm kzgml ve fkesi iin
deymi. Futok'ta bir kayk kiraladk. Varadine varnca doruca
yukar kaleye ktk. Kale kaplarnda olan karakolcuya durumu
muzu anlattm. Karakoldan generale haber gnderildi.
"Viyana tarafmdan Futok'a gelen iki kii, generalle grmek
istiyorlar."
Az sonra ieri alndk. Generalin karsna ktk. Hemen bizi
sorgulamaya balayan general olduka can skkm grnyordu.
Sorular arka arkaya sralamaya balamt:
"Nereden geliyorsmuz; ehnizde belgeleriniz var m, hangi
milletten ve nerelisiniz?"
Elimdeki ktlar uzatrken Budin'de sylediklerimin ayn
sn burada da tekrar ettim.
"Amacmz bu taraflara yerlemektir."
General Nehem, bir ktlara, bir bize bakyordu. Tekrar
tekrar sorular sordu pheyle. Bizimle konumas yaklak yarm
saat srd. kna olmam gibiydi fakat elindeki belgeler salamd.
Sonunda bezgin bir ifadeyle kararm bildirdi:

'

Temevarlt Osman Aa

"Varn Futoka gidin, konakladnz yerden ayrlmayn. Ben


de yarn oraya geleceim. Geldiim zaman bana geliniz, daha
baka syleyeceklerim olacak."
General bize km demiti ama ktlarmz iade etmemiti.
ekmecesinin zerine brakmt.
Biz de vedalap ayrldk.
Futoka gelince, geride braktmz kadnlar yerlerinde bu
lamadk. Yzba gtrm ve tutuklam. Sabah erkenden kim
seye bilgi vermeden aceleyle kp gitmemizden dolay phelen
miler, katmz sanmlar.
Ayamzm tozuyla doruca yzbaya gittik. Bizi karsnda
grnce afallayan adama, biraz da sert bir tavrla "Kadnlar niin
tutukladm" sordum. "Sizin firar ettiiniz ihbar edildi" diye ce
vap verdi ve nereye gittiimizi sordu.
Varadin'e generalin yanma gittiimizi syledim.
"Generalle bulutuk ve ite imdi de geldik."
Generalin adn duyan yzba biraz rkmt; oturdu
u yerden doruldu, "Generalle ne konutuumuzu" sordu.
Meraklanmt iyice.
"General yarm buraya gelecek. Geldii zaman bizle gr
mek istiyor."
Bunlar duyan yzba daha da ekinceli davranmaya bala
d. zrler dileyerek kadmlar serbest bu-akt.
Tekrar kaldmz yere dndk.
Ertesi gn, general syledii gibi geldi. Yanma gittik. Gzel
bir bahede bizi kabul etti. nceden inceye sorularla sorgusuna
kald yerden devam etti. Cevaplarmzda bir eliki yakalamak
iin ok aba sarf ediyordu. Amacmzla ilgili hl kafasnda p
heler olduu anlalyordu. Ama kesin bir ey elde edemediin-

den karar veremiyor gibiydi; kaldmz yere dnmemize izin


verdi imdilik. kamet ettiimiz yerden fazla uzaklamamamz
tembihledi.
Konakladmz yere serbest olarak dnmtk ama korku
larmzdan btnyle kurtulmu deildik. Generalin hakkmz
daki kanaatini henz tam olarak anlayamamtk.
Bu arada Papazolu ile Arabac Hseyin de ortadan yok ol
mulard. Baka da gvenebileceimiz ne bir adam ne de bir kla
vuz vard. Tam bir kmaza dmtk.
"Bu iin sonu ne olacak?" diye aresizce beklemekteyken
ertesi sabah endielenmekte hakl olduumuzu grdk. Sabah
erkenden hann nnde yine askerler belirdi. Dikkatlice baktm,
adamlar kapy ve evreyi kuatmaktaydlar. Yedi sekiz kii, bala
rnda da bir yzba vard.
"Bunlar bizim iin mi geldiler acaba?" diye dnrken ehnde silahla ieri giren yzba doruca bize yneldi. Artk phe
miz kalmamt; adamlar bizim iin gelmiti. Demek ki general
ikna olmamt; endielenmekte haklydk.
Yanmza gelen yzba. General Nehem'in emrini tebli
etti:
"Hepimiz askerlerle birlikte Varadine gidecektik."
Korkularmz gerek oluyordu sanki. Aceleyle eyalarmz
topladk, askerlerin arasnda iskeleye indik.

skelede kk bir nehir teknesi bizi bekliyordu. Askerlerle


birlikte ona bindik. Yaklak bir saat gittikten sonra Varadin Kalesi
grnd. Yolculuk esnasmda askerler kendi aralarmda konuu
yorlar, biz ise srekli susuyorduk. Benim gibi arkadalarmn da
bamza gelecekleri dndklerinden emindim. "Buraya kadar

geldikten sonra yakalanp geri mi dndrlecektik acaba?" Fakat


ben hibir zaman midimi kesmemitim. imdi de kafamda, karlamca generale neler syleyeceimi kurguluyordum.
skelede tekneden inip yukar, kaleye doru trmanrken
aklm hep planlar ve tasarlarla meguld. Kalede de yeterince
dnme frsat buldum. nk kaleye varmca bizi hemen ge
neralin yanma karmadlar, bir odaya kapadlar. Generalin daha
sonra bizle greceini sylemilerdi.
zlmesi en zor problem; generalin ne diyecei ve nasl bir
tavr iinde olacayd. nceden kestirmek zordu bunu. Bir trl
gemek bilmeyen dakikalar sayarak endieli ve skmtl bir bek
leyi balamt.
Ne kadar olduunu tahmin edemediim bir zaman getikten
sonra, odann ar demir kapsmn anahtarlarnm mekanik sesleri
duyuldu. Kap ar ar, gcrtlar kartarak aldka son haddi
ne varan heyecanm bastrma abas iindeydim. Sakinlemeye,
serinkanl olmaya alarak kafamdan geenleri hatrlamaya al
yordum: "Generalin karsnda nasl duracam, neler syleye
ceim..."
Ama kapdan girenleri grnce akmim daha da artm
t. Gelenlerin arasmda general yoktu. eri ask surath iki Cizvit
papaz girmiti. Olduka da ciddi grnyorlard. Selam bile ver
meden bizi azarlarcasma konumaya baladlar hemen:
"Bu tarafa niin geldiniz? Gerek amacnz syleyin!"
Ben generale sylemeyi tasarladklarm bunlara da anlatlAaya balamtun ama pederlerden birisi mdahale etti, szm
tamamlamama engel oldu.
"Yok, dediiniz gibi deil. Sizin muhakkak bir baka amac
nz var."

Ben sylediklerimde srar ediyordum; adamlar da ok karar


l grnyorlard.
"Buradan geri dnn, aksi halde general, Viyana'ya yazar ve
cevap gelene kadar da sizi zindana kor. Oradan gelecek cevab
burada beklemek zorunda kalrsnz.
iddetle itiraz ettim.
"H, biz kakm deiliz. Bize zulm yapmaym. Eer yle
kimseler olsaydk elimizde bu belgeler ve ktlar olmazd. Niin
bize byle sylyorsunuz, bize yazk deil mi?"
"Yok, general o senetlere itibar etmez; sahte olmalar mm
kn. nk bunun gibi ok olay yaadk. Sizden nce bazlar
benzeri ktlarla gelip generali kandrdlar, Belgrat'a katlar..."
yice anlamtm ki iler gittike sarpa saryordu. Belki gene
rali ikna etmek mmknd ama bu papazlara laf anlatmak zor
grnyordu. Sylediim her sze karlk veriyorlard:
"Buna benzer ok olay yaandndan, Sefer Divan tarafn
dan general ok sk talimatlar ald. Sizin gibi kimselerin, ellerin
de belgeler de olsa gnderilmemesi emredildi. Ancak Viyana'ya
yazp sorduktan sonra mmkn olabiUr; baka yolu yok. Bu ne
denle ya geri dneceksiniz, ya da hapis..."
Adamlar, kesin kararlarn vermiler gibi grnyordu. Bizi
bu hapisten brakmayacaklard anlalan. Ama ben kendime ve
kurtulacama olan inancm henz yitirmemitim. Olayn kon
troln elime almalydm. Papazlara yneldim ve kendinden emin
bir tavrla konumaya baladm: "Allah'n dedii olur... Anladm
kadaryla kesin olarak bizi hapsedeceksiniz; fakat bize izin verin,
Viyana'ya, efendilerime bir mektup yazaym, durumumu onlara
bildireyim. Olmaz m?"
Bu isteimi generale de sordular; cevap olumluydu. Kt
ve kalem getirdiler. Bir keye oturdum, yazmaya baladm.

Mektubu Viyanadaki kethdaya hitaben yazyordum. yi ki yol


culua kmadan nce byle bir durumla karlama ihtimalini
dnerek aramzda anlamtk. Ar ar ve dnerek yazma
ya baladun:
"Benim izzetli, deerli efendim kethda hazretleri..."
"Bildiiniz gibi devletli efendimiz ve hanmefendimiz, veda
lama anmda bize yolda bir problemle karlatmzda yazarak
bildirmemi istemilerdi. Her trl yardm yapacaklarna sz ver
milerdi. Efendimizin verdii yol izinleri, Viyana'dan Varadin'e
kadar olan yerlerdeki kalelerin kumandanlar tarafndan itimat
ve itibarla karland. Hibir engel olmakszm Varadin'e kadar gel
dik. Fakat imdi burada, baz yalanclarn ikyetleri yznden,
general bizi gerisin geriye gndermek istemektedir. Bizi kaak
esirlerden sanmaktadr. Elimizdeki belgelere de itimat edilmedi
inden u an tutukluyuz. Viyana'ya yazlacak yazmn cevab gele
ne kadar hapis yatma durumuyla kar karyayz."
"Mektubmnuz elinize ulatmda efendilerimize bildirir ve
daha nce kendilerinin tembih buyurduklar zere, ahvalimi
zi kendilerine ifade ederseniz bu kullarna byk yardm etmi
olursunuz. Efendimiz tarafmdan bizim iin Varadin komutanna
hitaben bir mektup gnderterek bizlere kaaklar gibi muamele
yaplmasmdan kurtarnz."
Mektubun zerine adres ve tarih yazdm. Ama kapatp m
hrlemeden gtrdm, generalin Kirhner adl sr ktibine ver
dim. Mektupta yazdklarm zellikle okumasm istiyordum.
Nitekim adam, yazdklarma bakt ve nce bilgi bir edayla anlamh anlaml bam sallad. Sonra yerinden doruldu, mektupla
birlikte generalin odasna girdi.
Ben, kap nnde beklemekteydim. ok gemedi ktip elin
de mektupla dnd. Yznde glmseme vard. Nazik bir edayla
generahn selamm bildirdi.

"zr dileriz. Size zahmet verdik. Ama endie etmeyin, ser


bestsiniz. Ancak, hemen mektubunuzu mhrleyerek bize verin,
Viyanaya gidecek mektuplarla birlikte gnderelim. haftaya
kadar cevaplar gelir; o zaman istediiniz yere gidebilirsiniz."
Mektupta yazdklarmn etkih oldumu dnerek sevin
mitim; fakat iin asimi daha sonra rendim. General Nehem
bizim hanmefendinin hemerisiymi. Hanmdan dolay da bizim
efendiyle dostluklar varm. Mektubu okuyunca, bizim onlarn
esiri olduumuza iyice inanm.
Bizim hanm Besfol vilayetindendi. Orann mehur asillerin
den Grof Iturum'un soyundan geliyordu ve uzun yllar impara
torluk saraymda kalmt. Ayrca kardei Itirum da imparatorun
mehur generalleri arasndayd.
General, bizi kalede hapsetmekten vazgeti. Mektuplarm ce
vaplar gelinceye kadar aa kalede bir ev bularak beklememizi
istedi.
Bu ferahlatc haber yreime su serpmiti. Mektubun ceva
bnn olumlu geleceinden pek emin deildim ama " haftaya
dein Allah kerimdir." diye kendi kendimi avutuyordum. "Bu za
man iinde bir yolunu bulur Belgrat'a kaabilirdik."
Arkadalarmn yanna dndmde endielerimden biraz
kurtulmutum. Olanlar anlattm zaman benden daha ok se
vindiler. Hapisten kurtulduumuza gre umut vard. imdi ge
neralin istedii gibi aa kalede kendimize kalacak bir ev bul
malydk. Yalnz, yanmza bir adam grevlendirmilerdi; bir ev
bulup yerleene kadar bu adam bize elik edecekti. Ben adamla
ev aramaya ktm.
Avusturya ile Osmanl arasnda sren uzun sava yllar yeni
sona ermi; bar imzalanmt. Buralar savan youn olarak ya
and yerlerdi. Yllar sren sava nedeniyle harap olmutu. ehir

imdi yeniden ina ediliyordu adeta. Evlerin ounluu, ya ina


halinde veya yeni bitirilmi haldeydi. Bu'yzden uygun bir yer
beenemedim. Asimda biraz da kastl yapmtm; amacm ka
leden darda bir yer bulmakt. Araya araya kale dna ktm.
Tunanm kar yakasnda bir anca vard. inde de sadece asker
koular bulunuyordu. Ama onun da dmda, aklkta be on
tane meyhane gibi yer gzme arpmt. Bir tanesi bir marango
zun eviymi. Kiraladm. Yanmdaki adama evi gsterdim ve gidip
generale haber vermesi iin kaleye yolladm.
General bunu duyunca sevinmi ve itimad daha da artm.
nk Tunanm kar yakas Avusturya tarafyd. Bunu ne sre
rek adamlarma; "Onlarm ilerinde bir kt niyet olsayd o taraf
tan ev tutmazlard." demi.
Gnler geiyordu. ok iyi biliyordum ki mektup kethdann
eline geerse efendimiz ile hanma gstermez, istediimiz cevap
lar yazard. Ama eer General Nehem, bizim hanma ve efendiye
ayrca yazmsa ite bu sonumuz olurdu. Byle bir ihtimal de ok
yksekti. Bu korkuyla yatp kalkyordum. Bir taraftan da ka
iin aratrmalarm srdrmekteydim. Tek midim, be on gn
iinde bizi karacak bir klavuz bulabilmekti.
Birka gn daha byle aratrmakla zamanmz boa geti.
Her gn iki defa Srplarm oturduu varoun arsma gidiyor, ah
veri yapyordum. Bu srada da dikkat ekmemeye zen gstere
rek gvenilir bir klavuz aryordum. Fakat gidip gelirken o dnme
fahie srekli nme kyor, ortal ayaa kaldryordu:
"Bakm, bu adam, General Nehem gibi akll bir adam aldatt.
imdi istedii gibi gezip tozuyor; firar etmek iin frsat kolluyor."
Kadmm bu amatasndan rahatsz olsam da bir taraftan da
memnm oluyordum aslnda. nk beni tantm oluyordu ev50 Karakol amal yaplm kk istihkam.

reye. Bylece klavuzluk yapmak isteyenlerin dikkatini ekmi


oluyordu. Ama bu arada gerek klavuzlar yerine sahtekr, paragz Srp, Rum ve Ermeni kefereleri gelip bulmaya balamt. Sk
sk tenha yerlerde veya yolda yrrken yanmza birisi yaklaarak
kulama fsldyordu:
"Eer amacmz Belgrat'a kamaksa bana gvenin. Ben sizi
karrm."
ouna cevap bile vermiyordum; suratm ekiterek yanm
dan uzaklatryordum. Ancak bir iki tanesiyle konutum. Adamm
birisi esirlikten yeni kurtulduundan bahsediyordu. Yanma gelip
"Seni karaym" diye teklifte bulunduunda ekinmitim nce.
nk buradaki insanlara olan gvenim artk iyice azalmt.
"Seni tanmyorum." diye karlk verdim.
Adam olduka emin grnyordu. Kendisini tantt.
Belgrat'ta on dokuz cemaatin yolda Uzun Ahmet Bee diye ta
nnan birisinin esiriyken bedelini deyerek serbest kalm. Ama
yine onlarn yanma gider geUrmi.
Adamm syledikleri doruya benziyordu; ama yine de iyice
emin olmak istedim.
"Mademki sk sk gidip geliyorsm; sana gvenebilmem iin
bana Belgrat'tan, Mslman efendinden bir iaret getir."
nerimi kabul eden adam, Belgrat'taki efendisine verilmek
zere benden bir mektup istedi. Ben de yazdm; mhrleyip ver
dim.
Mektupta "Eer bu mektubu getiren kimse gvenilir biriyse
iaret olmak zere ehne tane hurma ekirdei verip bana gn
deriniz." diye yazmtm.
51 Yenieri birUi

Adam mektubu ald ve "gelene kadar kendisini beklememi


zi" syleyerek gitti. ok mitlenmitim; ancak gnler getii hal
de bir daha da haber alamadm bu adamdan.
Bu arada o dnek fahie, bamzm belas olmaya devam edi
yordu. Askerlerden ok bizi o denetim altmda tutuyordu. Onun
gz hapsindeyken asimda kamamz biraz zordu. Kadn her sabah
su almak iin bizim kaldmz evin yakmma geliyordu. Geldii
zaman da evin penceresinden ieriyi kontrol etmeden gitmiyor
du. Ama onun bu hrs bir gn ayama doland.
Ev sahibinin darda olduu bir gnd; uykuyu fazla kar
mz. Pencereler de kapal... O melun fahie her sabah yapt
gibi yine evi denetlemeye gelmi. Kap ve pencereleri tamamen
kapal, ortalkta da kimseyi gremeyince katmz dnm.
Doruca gidip kocasna bildirmi. Birlikte Srp yzbaya gitmi
ler. O da acilen generale koturmu. General tefti iin hemen
be-on asker gndermi. Askerler evin nnde bizim ev sahip
lerine rastlamlar. Onlar gittikleri yerden henz dnyorlarm;
eve dahi girmemiler. Askerler nlerini evirip sorgulamaya ba
lamlar:
"Nerde misafirleriniz. Niin sahip olmadmz, haber verme
diniz?"
Zavalllarm hibir eyden haberleri yok; cevap verememiler.
Askerler "Generalin emri var, sizi ona gtreceiz" diyerek tutuklamlar, eve gelmelerine bile izin vermemiler.
Aslnda yatarken baz sesler duymutuk. Kzgn bir takm
insanlarm kfrleri ve barmalar bize kadar ulayordu ama
aldrmamtk; yatmaya devam etmitik.
Lakin iki saat sonra ev sahibi kadmm ortal ykan amatasma dayanamadm. Kadm barp auryor, beddualar ediyordu:

"Allah belalarn versin! Kaacaklarn nereden bileUm?


imdi bamz belaya soktular"
Merak etmitim gerekten. "BCimden bahsediyordu bu?"
Dier arkadalarm da benim gibi uyanmlar, bana soruyorlard.
"Kim kam olabilir?"
Yattm yerden kadma bardm:
"Hanm! Ne oldu?"
Kadmm sesi birden kesildi. imdi daha da merak etmitim;
kapy atm. Kadn karmda hortlak grm gibi bana bakyor
du. Tekrar sordum:
"Kim kam, niin banz belada, neler oldu?"
Kadm ilk akmi zerinden atmca yeniden barmaya
balad:
"Allah'tan bulsun, her kim sizin iin yalan sylediyse. Sizin
iin generale katlar diye ihbarda bulunmular. O da bizi yakala
yarak hapsetti. Kocam hl hapiste, beni imdi braktlar."
Beni bir glme tuttu. Arkadalarm da glyorlard. Kim
olduunu hemen anlamtk:
"Yine bu o dnme fahienin iidir..."
Kadm o kadar sevindi ki kaleye doru koarak gitti. ok ge
meden eiyle birlikte dnd. Generale olanlar anlatm.
Ev sahibi, geldiinde hl titriyordu. Askerler, adama yete
rince korku yaatmlard anlalan. akn akn yzmze ba
kyor, srekli olarak ihbarc kadma kfrler yadryordu kendi
kendine.
General adam serbest brakmt fakat iinden pheyi ata
mamt; bir kez de gelip yabndan kendi grmeyi istemi. Ey sa
hibimize sk sk tembihte bulunmu; "Misafirlere syle ayrlmasmlar, birazdan oraya gelip kendileriyle konuacam." demi.

Yaklak bir saat sonrayd. General de Nehem, hintosuyla


geldi. Yanmda bir kadm vard. Adna Layednan Fesi denilen bay
rak kethdasmm karsyd bu. General Nehem, srekli bu kadmla
birlikteydi zaten. Kocasm sk sk uzak grevlere gnderen gene
ral, kadm hi yalnz brakmyordu.
Araba evin nnde durunca askerler beni ardlar. General
ve kadm arabadan inmemilerdi. Ben arabann yanma gittim,
adetleri zere temenna ettim. Kadn bu arada yakmdan grme
imkn buldum. Olduka ekici birisiydi gerekten.
General; "Sizin hakknzda bu gn bana yanl bir haber
verdiler; ben de inandm. Kustura bakmaym..." diye konumaya
baladnda gzlerimi kadmdan aldm irkilerek. "Endie etme
yin rahatmza bakm" diyordu, "Mektuplarm cevaplar da, tahmin
ediyorum, bir haftaya kadar geUr."
Dualarla karlk verdim:
"mr devletiniz artsm. Kt kimse ktlkten geri kahnaz.
Ama asl zntmz, gereksiz yere cenaplarnz rahatsz etme
leridir."
Bu szm generali biraz tahrik etmiti.
"Bmu kim yaptysa aratrtyorum ve cezasm vereceim, siz
merak etmeyin."
Daha fazla konumayan general, veda etti ve Futok tarafna
doru gitti.
O gnden sonra kastl olarak Srp mahallesine daha ok git
meye balamtm. Korkusuz ve ekincesizce geziyor, adeta hava
atyordum. Dmanlk etmeye alanlar artk iyice kuyruklarn
ksmlard.
Belli etmemeye alsam da asimda iimdeki korku, her gn
biraz daha byyordu. "Mektuplarn bir haftaya kadar gelecei-

ni" sylerken general bize mjde vermek istemiti. Oysa bu bizim


iin gam kaynayd. Bu nedenle aratrmalarm daha da youn
latrmaya baladm. Gzlerim drt dnyor, bir klavuz aryor
dum.
Sava Desetnik denen adamm yanma yaklap kulama fsl
dadnda ite tam bu ruh hali iindeydim.

Srp mahallesinde yanma yaklaan ve admn sonradan Sava


Desetnik olduunu rendiim adam, evreyi kolaan ederek
gizUce kulama fsldamt:
"Eer arzunuz Belgrat'a, Mslman vilayetine gitmek ise,
bana gvenip srrmz am."
Bu gnler, kendimi kapana skm gibi hissediyordum.
Kimseye alamyordum; bir klavuz bulmak iin de her eyimi
vermeye razydm. Adam, konumasn srdrmt:
"Ben sizi Allah'm emriyle amacnza ulatrrm. Yukar ka
lede bile olsanz sizi alp Belgrat'a gtrmek benim iin zor dedir."
Adamla tenha bir yerde buluup oturduk, konutuk. O kadar
aresizdim ki bu adama gvenmek zorundaydm; aramzda an
latk. Drdmzn karlmas karlmda krk altn verecek
tik. Yirmisini pein istiyordu. "nk kendisinin de para veri
lecek adamlar ve klavuzlar vard." Sylediine gre "Bu i iin
gemiyle ta Karlofa'dan adamlar getirecekmi."
nanmaktan baka arem yoktu. Adam yemee davet ettim.
Bir kuzu kebap yaptrarak ziyafet ektim. Yedirip iirdim, sonra
da eline krmz yirmi altm saydm. "nallah kurtulduumuzda
geri kalann da teslim ederiz." dedim.

Ayrlrken acele etmesini de sylemeyi unutmamtm.


Yeminler edip szler vererek gitti. Ama ertesi gn, btn bek
lememize ramen bir haber kmad. Daha sonraki sabah artk
beklemekten usandm, Srp mahallesine gittim adam aramaya
baladm. Nerede yaadm tam bilmiyordum; belki tesadf ede
rim diye rast gele dolayordum. Nitekim dncemde yanlma
mm. Birden yanmda belirdi. Ama evrede ok insan olduu
iin konumadk. Onun tarif ettii yoldan yryerek nehir kysma gittik.
Konumaya baladk. Adam ortaya kan bir aksilikten sz
ediyordu:
"Gemi ve adam getirmesi iin, Karlofaya birini gnderdim;
ama aradm kimse yerinde yokmu."
Kendisine pek inanmaz gzlerle baktm anlam olmaly
d; konumasm srdrd:
"Ama merak etmeyin" dedi.
Bir taraftan da eliyle iaret ederek kyya ekilmi haldeki bir
am kay gsteriyordu.
"Karlofadaki adam bulamasak da endielenmeyin. Bakn
u kayk bir arkadaunmdr. Bu gn onunla konutum, anlatm.
Kayk iin iki altn istiyor, tki altn daha verin, sahibine teslim
edeyim. Siz de hazrlann. Bu gece uygm olursa sizi bu kaya
bindirir Tunadan aaya doru gndeririz."
Tereddt bile etmedim, dnmeden karttm, iki altm
uzattm. Adam altm alp gitti. Ben de eve dndm; gece iin ha
zrlklarmz yapmaya baladk. Bir trl gemek bilmeyen daki
kalarla adam beklemeye baladk. Ama gece olmu, hatta sabah
yaklamt; ama yine adamdan ne bir iz ne bir iaret vard.
Sabaha kadar endieler ve korkular yaadk. Merak ediyor
duk: "Ne olmutu acaba?"

Kuluk vakti kalktm yine Srp varouna gittim. Dolaarak


adam aramaya baladun. Sonunda buldum yine. Meyhanenin
birisinde oturmu, baz Srp kefereleriyle iip eleniyordu.
drt defa nlerinden gidip geldim. Aa yukar dndm dola
tm, ama adam hi aldrmyordu. Dnp bakmyordu bile. Kendi
aleminde eleniyordu.
phelenmeye balamtm iyice. "Bu adamda hi ciddi bir i
peinde olan tavr yoktu."
Ertesi gn adam yeniden aradm. Yine ayn yerde oturmu
domuz gibi iiyordu. Benden tarafa dnp bakt yok... Parasn
ald kayk da olduu yerde ylece duruyordu. Artk hi phem
kahnamt; dolandrlmtk. Bu alak elimizden hileyle ald pa
ralarmz imdi zevkle yiyip iiyordu. Yakasma yapamaz, dava
edemezdim. Sabretmekten baka are yoktu. "Paradan vazgetim;
bari bizi ele vermese" diye dnyordum. "Bizi ele vermesin de
zehir zkkmla yesin isin."
Bir iki gn daha geti. znt ve korkumuz gittike artmak
tayd doal olarak. Bu arada yanma yaklaan baz Srplar, Sava
gibi gizli gizli klavuzluk teklifleri yapyorlard. Ama artk hi bi
risine yz vermiyordum. Avusturya lisanyla hakaret ve kfrler
ediyor; yanmdan kovuyordum. Srplarn esirlere yaptklar hakkmda duyduklarmz da etkili oluyordu bu davranlarmda.
Bu gnlerde Frst Liechtenstein adl generaUn esirlerin
den bazlar Viyana'dan kap buralara gelmilerdi. Esirler, bu
Srplardan bazlaryla klavuzluk etmeleri karl anlamlar.
Esirleri ve klavuzlarm grp ben de konumutum bir akam.
Bmlar Belgrat'a gtrmek zere bindirdikleri gemide ldr
mler, karnlarm deip nehre atmlar. Ertesi gn duyuldu; al
ak soygmcular, btn para ve eyalarm da almlar.

zellikle o meln fahie bizim iin ok kt bir yalan yay


mt. Btn Varadin ve Srp varomdaki herkes, bizim yanmz
da torbayla altm olduma inanyordu. Nitekim bizi dolandran o
Sava benimle pazarlk yaparken "Niin bu kadar pintilik ediyor
sunuz; ben biyorum ki yannzda torbayla altm varm, bilenler
sylediler." demiti. Bense "Bu szler sahtekr yalanclarm szle
ridir" diye cevap vermitim. "Hi Avusturya'da bir esirin elinde
torbayla altm olmas mmkn m?"
O alak, dolandrc olduundan phelenmememiz iin
daha fazla srar etmemiti. "sterse olsun. Bana kendi mrvveti
nizden ne verirseniz, ona razym" diye geitirmiti.
Artk Viyanadan cevaplarm gelmesine iki gn kalmt.
Fakat biz henz ka yolu bulamamtk. Gece ve gndzlerimiz
endie ve korkuyla geiyordu. Bu dncelerimden dolay m bi
lemiyorum, bir gece ilgin bir rya grdm. Ryamda bir gemiye
binmitik. Belgrat'a doru kayorduk. Ama geminin ne krekleri,
ne de dmeni var. Ayrca gemici de grnmyordu. Nehrin zeri
de ta Slankamen'e kadar ktklerle doluydu. Dmensiz ve kreksiz gemi, ktkten kte arpa arpa ilerliyordu. Bense "gemi ha
imdi paraland, ha imdi paralanacak" diye yreim azmda,
korku yayordum. Ama paralanmad, Slankamen'e ulatk; steHk buradan aaya doru nehir tertemiz ve geni grnyordu.
Artk gemi suyun zerinde rahata kayp gitmeye balamt.
Heyecan ve ter iinde uyandm. Grdm ryay yorum
lamaya altm. Yorumuma gre; yolda ok zahmetler eksek de
Allah'm izniyle sonunda kurtulacaktk. Ryam arkadalarma da
anlattm. Onlar da yorumuma katld; gnlmz biraz ferahlad.
lgintir, ikinci gece de yine byle bir rya grdm. Bu kez de
Varadin Kalesi tarafndan, kara yoluyla Karlofa dalarna doru
kap gidiyormuuz. Samzdan ve solumuzdan ala renkU, koca

koca kpekler saldryorlard. nmz kesmeye alyorlard.


Biz de korunmak iin o dam tepesine trmanmtk. Da tepe
sinde bir de ne grelim: Bu ssz da bamda tatan byk bir
saray var. Koup saraym iine girerek o kpeklerin saldrsmdan
kurtulduk. Saraym iinde kpeklerden kurtulmu olmanm ferah
ln yaayacakken bu kez de karma baka bir srpriz kmt.
Viyana'daki generalin kars, saraym iinde yalnz basma gezinip
duruyor. Ama beni grnce glmsedi "korkma..." dedi. Sevinle
uykudan uyandm.
Geceleri bu gnl rahatlatc ryalarla avunuyordum ama
gndzleri gerekler bir bakayd. Bizi dolandran Sava adl
Srp'm bir arkada vard. Adma Petra diyorlard. Olduka fakir
grnml bir kimseydi. Sava'nm bizi dolandrd gnn n
c gnyd bu Petra yanma geldi, "Benim izzetli aalarm, eer
dinlerseniz size syleyeceklerim var" diye konumaya balad.
"Syle bakalm ne dersin."
"O sizden ake alan kimseden bir fayda yok. Bir mit ze
re ohnaymz. Lakin ben bir fakir kimseyim; ancak, szm do
rudur. Bana gvenin. Eer sizin amacnz Mslman vilyeti
tarafma gitmekse, sizi gtrmek elimden gelir. O sahtekr, be
nim zabitimdir. Ondan korkarm; fakat size bir iyilik edebilirim:
Karlofada tandklarm ve kardelerim var. Varp onlar ile gr
eyim. YapabiUrlerse sizi alp gtrsnler."
Artk amacmz fazla da gizlemiyordum. Son gnlerimiz
gelmi atmt. Bir eyler yapmak zorundaydk; yoksa yakalan
mamz kesindi.
"Pek gzel" dedim, "Ama nasl olacak bu?"
Petrann kesin bir fikri yoktu; karma oturttum ve konu
tum: "Benim fikrime uygun hareket edecekseniz, anlaabiliriz."

Adam oturduu yerden biraz daha yanuna yaklaarak


"Buyurun, dinliyorum" dedi.
"Sen imdi doruca Karlofa'ya gideceksin, bir gveniHr
adam bulacaksm. Adam, kaykla geceleyin Tuna kysma gelsin,
bizi alp kar kyya geirsin. Biz karya getiimizde orada
beygirU bir kou veya Sirem arabas hazr beklesin. Biz tek
neden knca hemen arabaya binip sabaha kadar en azndan
Slankamene ulaabilelim.
"Pek gzel" diye onaylad Petra; "dediiniz gibi yapmak
mmkndr."
Adam fikrimi beenmiti; ama becerir mi bilemiyordum.
imdi ncelikli zlmesi gereken bir baka mesele vard. Adam
gitmiyor, bekleyip duruyorda Aklma hemen bir atasz geldi:
"Bo torbaya at gelmez."
karp altn verdim.
"Eer dediklerimi yapabilirsen bu kadar daha veririm."
Adam; "Tamam imdi Karlofaya gidiyormn" diye kalkt.
Adamm gitmesinin ardmdan oturduum yerde ylece kala
kaldm; geriye yaslanarak dndm. Bu son ansmzd.
Akam olunca erkenden yataklarmza girip uyuduk; adam
sznde durursa gece yars gelmesi gerekiyordu. Arkadalarmla
konutum, onlar da ayn grteydiler: "Eer bu da bizi aldatrsa,
artk kurtulmamz mmkn deil; iimiz yaman olur."
Dardan pencerenin vuruldumu duyduumda galiba ge
cenin te biri gemiti. Uykunun en tatl yerinden uyandun.
Yavaa "Kim o?" diye seslendim ve bekledim. Ses Petra'nmd.
Ksk bir sesle konuuyordu:
"Pencereyi a; sana ne demitim?"

Koup pencereyi atrn. Tekrar "Petra sen misin?" diye sor


dum.
"Benim."
Mays aymm son geceleriydi. Gkte ay yoktu ve ortalk zifiri
karanlkt. Geceler de olduka ksalmt. Daha imdiden gecenin
en az drt saati gemiti.
"Ne haberlerle geldin?" diye sordum heyecanla.
"te sipari buyurduunuz zere klavuz ve kayk getirdim.
Karlofa'da araba da hazr durur. Eer gitmek istiyorsanz hadi
kalkm."
Pek inanamamtm akas "Klavuz kimdir, beri gelsin."
dedim. Karanlkta, bir sal Srp keferesini pencerenin yanma ge
tirdi. Adama elimi dudaklaruna gtrerek sessiz olmasm iaret
ettim. Ksk sesle "Ev sahibini uyandrmamasm" syledim.
"Gidecekseniz ite kayk" diye konutu klavuz; "Karlofa'da
araba hazr."
Artk bu frsat deerlendirmekten baka aremiz yoktu.
imden "Allah'm sana smyor, sana gveniyorum" dedim.
Arkadalar uyandrdm. Acele acele, fakat grlt yapmadan gi
yinip hazrlandk. Silahlarmz kuandk.
Hepimiz giyinip hazrlanmtk ama nmzde nemU bir
baka problem daha vard halledilmesi gereken: Kimseyi uyan
drmadan ve yakalanmadan evden kmak. nk yattmz
odann kaps dorudan ev sahibinin yatt odaya alyordu.
Orada da ok sayda misafir vard ve sanki st steymi gibi ya
tyorlard. Aralarmdan gemek zorundaydk. Bunu basarsak bile
darda, bahede bizi bir baka bela bekliyordu. Evin yavuz k
pei, kapmm nnden ayrlmazd. En ok ondan korkuyordum.
Havlayp amata ederek insanlar uyandrabilirdi.

Allah'a snp yoldalarm tek tek gnderdim. Ben en sona


kalmtun. Hepsi gittikten sonra ben de ktm. Oda kapsm da
kapatmay unutmadm sessizce. Herkes uyuyordu. Yerde yatanlarm zerlerinden aarak dar ktm. kr ki kpek de uslu uslu
uyuyordu; hi ses etmedi.
Klavuzlar nde, biz arkada nehre doru gitmeye baladk.
kolay olacak diye dnmeye balamtm ki ilk aksiUimizi
yaadk; bir su ukuruna dtm. Evden henz on adm ancak
ayrlmtk. Fakat, ukur derin deilmi. Belime kadar sladm
sadece. Islak elbiselerimle nehir kysma teknenin yanna ulatk.
Bu aksiHe kzmtm biraz ama tekneye baknca canm daha da
skld. ok kk bir kaykt bu. Tuna'da bunlara piyade kaykla
r denir ve ancak iki kii oturabilirdi. Oysa biz klavuzdan baka
drt kiiydik.
Birbirimizin stne istif olurcasma kaya dolutuk. Kayk
ar ykten dolay suya iyice dald. Suyun ieri dolmasna sadece
bir parmaklk bir mesafe kalmt. Eer azck rzgr olsa veya
biraz sallansak batp gidebilirdik. Ama ne are!..
Kaya girince, Petra keferesi alacan hatrlatt. O skklk
iinde kardm, -drt altm daha verdim.
Her an batacaz korkusu yaayarak kar kyya doru nehir
de yol ahnaya baladk. Kaym karda yanat yer ancadaki
karakolun ancak otuz adm tesindeydi. Tuna nehrindeki anca
karakollar, nehrin iki tarafndan giden btn gemileri grebiHrlerdi. Ama bizimki kk bir balk kayyd.
Nitekim her bir karakolun yakmmdan geerken duyduu
muz "berdo" sorusuna kaykmz bararak "ribar" diye karlk
veriyordu, "ribar" balk demekti.
52 Karakol grevi yapan kk kule veya istihkam.

st ste skm ve birbirimizin zerine yatm bir halde


ancalar getik Anlatlmaz bir heyecan ve korku yayorduk.
Duyulan her "berdo" sesine kaykmz tarafndan "ribar" diye
karlk veriliyordu. Bu arada rastladmz bir iki balk tekne
sinin yakmlarmdan bir sorun kmadan getik. Btn tehlikeleri
atlatm gibiydik ama kyya yaklatmz anda rzgr kt. Bir
ara az kalsm batyorduk. Henz ecelimiz gelmemi olmalyd ki
kurtulduk.
ki saat sren korkulu bir yolculum ardmdan nihayet
Karlofa kysma ktk. Karaya ayak basmca derin bir nefes aldk.
Hep birlikte oturup biraz dinlendik. Sonra klavuza seslendim:
"Tez var, gr; araba neredeyse binip gidelim."
Klavuz kalkt evlere doru gitti. Yarm saat sonra, zerlerin
de sadece gmlekleri olan Srp keferesiyle geri dnd. Adamlar
adetlerince selam verip yanmzda durdular. Baklarmdan bir
aksilik olduu seziliyordu. Endie iinde "Hani araba?" diye sor
dum,
"Atlar ayra saldk" diye karlk verdiler. "Arabamz, bey
girleri ile hazr olarak, gece yarma dein sizi bekledik. Sabah
yaklamca artk gelmeyeceksiniz diye dndk. Hayvanlar da
iyice ackmlard. Sabah da olduka yaklam durumda; yarm
saate kadar gn doar. Biz bu dam yarma bile ulamadan orta
lk aydnlanr. Bu durumda sizi gtremeyiz."
Aklm bamdan gitmiti:
"Ya ne yapacaz? Sabah olunca, bizim firar ettiimizi ren
diklerinde drt yana potralar gnderirler. Karadan ve nehirden
izimize dp bizi bulurlar. Niin byle yaptmz, sznz byle
deildi." diye ktm.
53 Ath takipi.

"Ne yapabiliriz? Sizi gtrp kardaki kamlk iinde bu


gnlk gizleyelim. Gece olunca karu:, arabayla akamdan sonra
yola deriz. Sabah oluncaya kadar Sirem tarafma varabiliriz."
Fakat onlarn nerilerini beenmemitim. nk bu adamla
ra fazla gvenilmezdi. Srplar eskiden beri bizim din dmanlar
mzdr. Ayrca bunlar cahil bir kavimdir. Biraz dnyalk ve kk
karlar iin gzlerini krpmadan herkese kyabilen insanlardr.
Bylesine kamlk ve ssz yerde, isterlerse bizleri rahata ld
rebilirlerdi. Kalabalk olurlarsa kar koyamazdk. Bunlar ihanet
etmeseler bile yle bir yerde gvende olamazdk. nk arkamz
dan kacak takipilerin de ilk akllarna gelecek yerlerden birisi
bu kamlklard. Geenlerde Varadin zindanm delerek kaan
yirmi kadar esir, kamlklar iinden tek tek toplanmt.
Adamlarm tekliflerini kabul etmedim. Onlar bu kez bizi kar
dadaki ormanlkta gizlemeyi nerdiler. Ona da raz olmadm.
Oras da aynyd. Sonunda aresiz kaldlar ve "Ya nasl yapalm?"
diye sordular. Ben dncemi ksa ve net olarak syledim:
"Bizi koruyup kurtarmak istiyorsanz, kendi evlerinizde giz
lersiniz. Yarm akam olunca da arabalarla Sireme gtrrsnz."
nce aralarnda biraz tarttlar ama sonunda nerimi kabul
ettiler.
Srplar buraya yeni yerleiyorlard. Evlerinin ou da inaat
halindeydi. Srp evleri, yere dikilen kazklarn it ile rlp st
lerinin kam ile rtlmesinden oluuyordu. Sonra da itleri a
murla svayacaklard.
Adamlarm bizi gtrdkleri evler henz tamamlanmamt.
itle rmler, ama amurla svanmamt. itlerin deliklerinden
dars rahatlkla grlyordu. Bizleri ikier ikier birbirine ya
km iki kulbeye yerletirdiler. Ranzalarm altma girip saklandk.
Yattunz yerden birbirimizi grebiliyorduk. Kulbeler birbiriyle

ylesine yaknd ki itlerin arasndan birbirimizle konumamz


mmknd.
Sabah olmca darda dolaan askerler grdk; korkma
ya baladk. "Bizim kulbeyi de ararlarsa" diye korku yaarken
Avusturya askerlerinden birisi gerekten de kulbeye doru y
neldi. eriye geliyordu. Fakat ev sahibinin babas olan yal Srp
kapmm nnde oturmaktayd. Avusturyal askeri geri evirdi;
ieri sokmad. O zaman anladk ki bu askerler bizi aramak iin
burada deiller.
Sonunda akam oldu. Hava kararnca Srplar yanmza geldi
ler. Konumaya baladk. Bizden ne kadar para verebileceimizi
soruyorlard.
Ben kendilerine otuz altm verebileceimi syledim. Ayrca
zerimizdeki elbiseleri ve daha baka yanmzda bulunan eyalarm tamamn verecektim. Ancak bir artm vard; "Bir gece daha
ayn yerde bizi saklamalar gerekiyordu. Yola ertesi gn kacak
tk."
nk arkamzdan kara yoluyla bizi takip edecek olan ka
danalar, bu yolu ancak iki gn iki gecede alp geri dnebilirlerdi.
Bylece yollar boalm olurdu. Onlar da bu dnceme katdd1ar; raz oldular. Yine ranzalarm altma girdik, korkulu ve skmtl
bekleyiimize devam ettik.

nc gece, arabalar hazrlanmt. Ben de vermeyi vaat


ettiklerimi bir bir sayarak teslim ettim. nce arabaya binmedik.
Karlofanm dma kadar yava yava yaya yrdk. ehri ktk
tan sonra arabaya binecektik. Fakat tam binmek zereyken ara
bacmm engeliyle karlatk. Arabac anlamamzdan fazla olarak
yine para istiyordu. Hem de adam bana ikier altm... stedii

paray vermezsek arabaya bizi bindirmeyecekti. aresiz kabul et


tim. Ama ben de uyanmtm artk; paray vermeden nce kendi
koulumu syledim:
"Arabaya binmedike paralar vermem."
Btn param nerdeyse kurtulu yolunda harcamtm.
Fakat yine de birazck yedek param vard. Bulunmas zor yerlere
gizlemitim. Bin bir glkle gizlediim yerleri sktm, paralar
kardm.
Elimdeki paralar ngrdatarak arabacya gsterdim.
"Arabaya bindikten sonra veririm."
Altmlarn prltsn gren arabacmm gzleri karanlkta belli
olacak ekilde ldamt. Binmemize izin verdi. nce arkada
larm bindirdim; arkalarndan da ben binecektim. Binerken
altmlar azma aldm ve iki elimle arabaya tutunarak kendimi
yukarya ektim.
Arabaya ktktan sonra daha oturmadan arabacya "Sr,
gidelim." demek istedim. nk olduka zaman kaybetmitik
ve asabm ok bozulmutu. Fakat, konuamadm. Heyecandan
azmdaki altmlar unutmutum; azun aar amaz altnlar d
kld. Kimisi arabann altma dt, ince toz haline dnm
toprak arasna kart. Benim bindiimi gren arabac, altmlarm
dkldnden habersiz hareket etmiti. "Dur!" diye bardm.
"Dur, altmlar dkld."
Arabacyla birlikte aa indik, toz toprak iinde bulmaya a
ltk. Arabac buldu mu bilmiyorum; ben bulamamtm. Adam
da "bulamadm" diyordu. Bmun zerine yeniden kyda kede
sakladm paralardan karmam gerekti. Onlar da bulup kartmcaya kadar dakikalar kaybettik. Yarun saat gemi, biz hl
Karlofanm dmda arabaya binmeyi beldiyorduk.

Neyse ki paray bulup verdim de araba hareket etti.


Fakat aksihkler son bulmuyordu. Bu kez de otuz adm ancak
gidebildik. nmze kan kk bir derecik yznden atlardan
birinin hamutu krld. "nsan ne kadar acele ederse o kadar aksi
likle karlau" derlerdi, biz ite onu yayorduk imdi.
alp abalayarak arzay giderdik. Yokuta biz de arabadan
inip yava yava yryorduk. Gecenin bir vaktinde Slankamen
karsnda bir kye ulatk. Kyn yaknmdaki yeni smr iaretle
rini grdk. Meer o gnlerde iki devletin hudutular, smrlarm
dzenlenmesini burada yeni yeni yapyorlarm. Sirem ovas ve
Bosut suyuna doru smr beUrleyerek gitmiler,
Smr iaretlerini geince arabacmz bize dnerek neeli bir
ifadeyle konutu:
"ite imdi Osmanl smrndasmz. Bundan sonra sizin iin
korku yoktur"
Biz de krler ve dualar ettik. Kurtulu sevincine kaplmtk.
Sevin iinde gidiyorduk. Belgrat karsndaki Zemun adh
yere drt saat uzaklktaki Banofa kyne yaklamtk. Arabac
arabay durdurdu. Neden durduunu anlamak iin merakla ba
kan bizlere dnerek sebebini aklad:
"Atlarm yoruldu, biraz otlatalm; sonra Zemun'a kadar bir
daha durmadan gideriz."
Arabac atlar imenlere sald. Biz de arabadan inmi, yol ke
narnda uzanarak sohbet ediyor; gkte beliren sabahn grkemU
kzllm seyrediyorduk. Arabay durdural yaklak bir saat ol
mutu; artk gkyz yava yava aydnlanyordu. Birden Banofa
tarafmdan be alt arabanm Varadin yolu ile bize doru gelmekte
olduunu fark ettik. Ben telalanmtm. Yerimden kalktm ara
bacy uyardm.

"Bu gelenler kim ola?"


Arabac gayet rahat ve kendinden emindi.
"Kim olursa olsun. Burada artk bizim iin tehlike yoktur."
Ama benim kalbimde bir huzursuzluk vard. Arabacy uya
rarak atlar komasm istedim:
"Gel beygirleri ko. Binip Sireme doru gidelim. Bizim iin
en iyisi bu."
Adam, yava hareketlerle yerinden kalkt ve atlar kotu.
Arabaya binip yrdmzde, kardan gelen arabalar da bize
yaklamt. Bu nedenle arabalarm zerindekilerin sarkl insanlar
olduklarm grebilmitik. Korkumuz ortadan kalkt. Kanaatimize
gre bunlar Mslmanlard.
Arabacya verdiim talimattan vazgetim; Sirem yoluna sap
may brakarak ana yola; gelenlere kar gitmeye devam ettik.
Kardan gelenler yedi arabayd. Yanmzdan geerken daha
yakmdan grme imkn bulmutuk. Arabanm zerindekiler, tah
min ettiimiz gibi Mslmanlard. Tccara benziyorlard. Ama
arabalarm srcleri ve yedekleri Srplyd. Mslmanlar ve sr
cleri tanmyorduk. Selam vererek getik, yolumuza devam ettik.
Ben arabanm arkasmda oturuyordum. zerimde mavi uha
Neme yamurluu, belimde bir ift tabanca ve elimde de iim
vard. Yoldam Muhammet sipahi de elinde bir garabin tfekle
arabanm n ksmndayd. Arabalar geip gittikten sonra, arkama
dnmemitim bile. nmzde uzanan yola bakyor, bir an evvel
Belgrat'a ulamanm heyecann yayordum ki ensemde aniden
bir el hissettim. Elbisemin ense ksmndan yakalayan el beni aa
doru ekti. Hareket haUnde olan araba dengemi bozmutu; tepe
st yere yuvarlandm. Neler olduunu anlayamadan -drt
adam zerime ulland. Kskvrak yakalanmtm, elimdeki ii
ve kuamdan pitollar ekip aldlar.

ki kii de Muhammet sipahinin zerine hcum etmilerdi.


O da olduka ge kalmt. Ancak ehndeki tfei brakp kendini
arabadan atmaya fursat buldu. Banofa kyne doru komaya
balad. Haydutlar, arabadaki beygirleri kardlar, arkasmdan
yetitiler. Balayp getirdiler. Beni de balamlard. Arabacy ise
sille tokat dvyorlard.
Sonradan iyice renecektik ki, arabann zerindeki sarkl
adamlar gerekten Mslman tccarlarm. Bartan yararlana
rak ticaret iin Varadin'e gidiyorlarm. Ama arabaclar Varadin'in
haydutlarym. Onlar da baz Varadin tccarlarm ticaret iin
Belgrat'a gtrmler, dnerlerken bu Mslman tccarlarca ki
ralanmlar.
Arabalar yanmzdan geerken, haydutlarm bazlar bizi
tanm. Hemen kendi aralarmda anlaarak arabalarm durdur
mular; sessizce arkamzdan sokulmular.
Arabadaki Mslman tccarlar ise bu arada ylece bakp
seyrediyorlard. Haydutlar sekiz kii, onlar ise yedi kiiydiler.
Ayrca her birinde silah ve sava aletleri vard. Ben, aadan on
lara barp duruyordum.
"Kardeler, Mslman deil misiniz? Biz esir idik, kap ge
lirdik. Buralar bizim smrlarmzm iinde ve sizin gznzn
nnde bunlarm bizi tutup kafirlere gtrmelerine izin mi vere
ceksiniz? Sizde hi din gayreti yok mudur?"
Bu szlerim zerine tccarlardan birisi ileri kt; haydutla
rm yanma gelerek "Gelin, bu fakirleri rencide etmeyin" diye rica
etti. Konumalarmzdan gayrete gelmiti biraz. Haydutlar ise
adam iterek terslediler:
"Var sen bu ie karma."
Dier tccarlarsa yerlerinden bile kmldamadlar. Benim
yardm arma "Buras krsaldr, biz tccarz byle ilere kar
mayz." diye yzlerini evirmekle karlk vermilerdi.

Tam kurtulduk diye sevinecekken yeniden esir olmutuk.


Arabamzm yn tekrar Varadin'e dnd. ok kt dayak yemi
olan arabacunz, bir taraftan atlar kamlarken bir taraftan da
szlanyordu. Muhammet ise kadmlarla birlikte alyordu. Ben
susuyordum; gzmden bir damla bile ya gelmemiti. Hepsi de
bana ayorlard; "Sen nasl byle sakin durabiliyorstm?" diye so
ruyorlard. "Durumun farkmda deilsin galiba?"
Hayr, belki de herkesten daha ok durumun farkndaydm.
Ama sakin olup aklmz kullanmamz gerekiyordu. Onlar te
selli etmeye altm. Heyecan, fke ve korkunun hibir faydas
yoktu.
"Allah'm takdiri ve isteinden te bir ey olmaz. Eer takdir-i
ilhi buysa elimizden ne gelir? ster ala, ister kendini yrt; sonu
deimez."
Dnmek ve sonuna kadar midi kaybetmemek gerek
liydi.
"Unutmaym" dedim; "Allah'm birine inanan birisiysek
sabretmeliyiz. Eer bir yardm gelecekse yine ondan gelecektir;
bakas olmaz."
Aradan yaklak -drt saat gemiti. Bu arada srekli d
nyordum; yolda aklma bir fikir geldi. Kendi kendime "Bir de
neyeyim" dedim "u melunlar baz messir szler ile etkilemek
mmkn deil miydi acaba?"
Haydutlardan birisini yanma ardm, konumaya bala
dm:
"imdi bizi nereye gtryorsmuz?"
"Varadin'e, generale gtryoruz. General, *kaak esirlerin
balar bana, mallar yakalayanlara ait' diye ilan etti. imdi biz
sizin zerinizi arayacaz; zerinizde ne bulursak alacaz, sizleri
de generale teslim edeceiz."

Bu konumann ardndan ok gemedi arabalar durdu.


Haydutlar arabalarmdan inerek evremizi sard. zerimizi ve
arabay didik didik aradlar, bulduklar ve beendikleri her eyi
aldlar. Yanmda biraz gm ake daha kalmt. Harlk olarak
gizlemitim, onlar; gm kaklar, yzkler, gm kutular ve
buna benzer baz eyalardan gayr, silahm ve giysilerimin hep
sini aldlar. Muhammet sipahide de bir eyler buldular. Ama
benimle gelen kadmda ok eyler buldular; hepsine el koydular.
Drdmz de soyup rlplak braktlar. Gmleimize kadar
soyarak zerimizi aradlar. Ama benim Avusturyal gmleimin
i tarafna, yakama altm kadar altn para dikmitim. zerine de
bir siyah poa balayarak iyice gizlemitim. Adamlar burada para
olacan akl edemediklerinden onlar ehmde kald.
Arama bittikten sonra bizleri tekrar arabaya bindirdiler.
Kendileri de arabalarma bindikten sonra Varadin'e doru hareket
ettik.
te bu arada, ilgin maceralarla dolu geen hayatmn en il
gin olaylarmdan birisini daha yaadm. Haydutlarn arasndaki
bir yz hatrladm hemen. lk anlarda ne kmam, kendisini
saklamt. On gn kadar nce Varadinde karlatmz ve bizi
kurtarmak istediini syleyen adamd bu. Belgratl bir Trkn
esiriymi. Bizi kurtarabileceini syleyerek yanma geldiinde
pek inanmamtm. Bu nedenle de tandn syledii Belgrat'taki
eski efendisinden beni inandracak bir belge getirmesini istemi
tim. Belgrat'a gtrmesi iin bir mektup yazarak teslim etmitim.
Mektupta Belgrat'taki efendisinden, adamm gveniHrUini teyit
iin geri dnnde ehne hurma ekirdei vermesini istemi
tim. Adam mektubu alp gitmiti, fakat aradan bir haftaya yakm
zaman gemesine ramen ondan bir daha hi haber kmamt.
Fakat imdi burada yeniden karma kmt. stelik benimle
konumak istiyordu anladm kadaryla.

Sonunda adamla konumak iin bir frsat yakaladk.


Elimizden bulduklar btn mallar alan haydutlarn, paylam
iin birbirleriyle uramaktan dikkatleri dalmt. Yanma so
kulduunda ilk sorusu "Niin beni beklemediniz?" oldu. Sonra
da "Eer bir iki gn daha sabretseydiniz sizi kolaylkla, kurtarf,
Belgrat'a ulatrrdm" dedi.
Ben de kendisine niin acele etmek zormda kaldmz
anlattm. "Viyana'dan mektuplarm cevaplarmm gelmesinin an
meselesi olmas yznden, artk orada duramazdk" diye cevap
verdim.
Belgrat'taki efendisi tarafmdan bana verilmek zere gnderi
len iaretler ve mektuplar da yanndaym. Hatta bu arabac hay
dutlarn hepsi de kendisinin efendisi olan Uzun Ahmet Bee'nin
evinde nsafr olmular.
Artk olan olmutu; o frsat da karmtk ve imdi tekrar
Varadin'e dnyorduk. Atlarm ayaklarmdan havaya savrulan toz
lar seyrederken bir taraftan da dnmekten geri durmuyordum.
Hala ka iin bir yol bulabilirdim. Evet, aklma gelen plan d
nyordum ve iyi biUyordum ki bu plan elimizdeki son areydi.

Adam tekrar yanma ardm. Bana gnderilen iaretleri


sordum. Cebinden kard hurma ekirdeini elime sayd.
Artk iyice emindim. Arabaya geUp yanma oturmasn istedim.
"Syleyeceim ok nemli eyler var."
Arabada yanma oturan adamm kulama eilerek; "Bu sy
leyeceklerimi iyi dinle ve git arkadalarna anlat." diye konumaya
baladm. "Hepiniz iin ok krh bir teklifim olacak."
Szlerim ilgisini ekmiti. ok daha dikkatU bakmaya ba
lamt:

"Bizi tutup imdi Varadirife gtrmeniz size ne kazandra


cak? Bir dnn? Eminim ki general sizi tutup hapsedecek ve
bizden aldklarmza da el koyacak. Bize yaptklarnz da ok ge
meden Belgrat Muhafz Ali Paa duyacak. Sizler Osmanl smrlar iinden adam tutup gtrmekle sulu olacaksmz. Ali Paa'nm
bu konuda generale yazp ikyeti olaca kesin. Sonunda bizler
serbest kalurz, sizler hapse atlrsmz. Gelin aramzda anlaalm.
Yaadklarmz unutalm. Size de bir eyler daha verelim. Ne ge
neral duysm ne de Ali Paa..."
Adam gitti arkadalaryla konutu. Sonucunun ne olacan
heyecanla bekliyordum. Arabalar durdurup toplandlar. Kendi
aralarmda tartyorlard. Neler konutuklarm duyamyorduk
ama harareti tartmalarmdan szlerimin etkiU olduunu umu
yordum. Tartmalar yarun saat kadar srd; sonra kalkp bize
doru gelmeye baladlar. Kalbim duracak gibiydi. Kafamn iin
de hayatmm en nemh sorusu vard:
"Haydutlar acaba neye karar vermilerdi?"
Adamlarm bana doru geUrken geen birka dakika iinde
yllarca yalanm olmalydm. Ama konumaya baladklarnda
derin bir nefes aldm. Rahatladm. Sylediklerim etkili olmu;
nerim kafalarma yatmt. imdi benimle at alr satar gibi pazarha balamlard. Drt yz kuru istiyorlard. Ayrca, esirin
Belgrat'taki efendisine doksan kuru borcu varm, onu da bizim
stlenmemizi istiyorlard. Ben ise ciddi ciddi pazarlk yapyor
dum bu ahmaklarla. stedikleri rakama itiraz ettim:
"Bu kadar ok; veremem bir olur yol bulalm..."
Onlar da on beer, yirmier kuru indirim yapyorlard.
Sonunda yz kuru vermek ve esirin borcunu stlenmek ze
re el tututuk, anlatk. On gn sre verdiler. Ancak, bir artunz
vard: Bu olay ne general duyacakt ne de Ali Paa.

Esir bizim sanki postamz olmutu. Haydutlar elimi tutup


esire teslim ettiler ve "On gn sonra yz kuruu ite bu adam
dan alrz." dediler. Ben de iloa edici kesin szlerle konuuyor
dum. Ama iimdeki fikirler bakayd:
"Allah sizin elinizden bir kurtarsn, Belgrat'a ulaabilelim,
ben sizinle anlama nasl olur gsteririm..."

Varadin'e doru dnk olan arabamzm yn yeniden Belgrat'a


evrildi. Ayn tozlu yollar tekrar au: au: kat etmeye baladk.
Atlar farkmda myd bilmem ama arabacmm hayatmdaki en kt
yolculuunu yaptmdan emindim. Bizim aresizliimizden yarar
lanarak, Varadin kmda, haksz para talep etmesinin cezasyd
belki de bu basma gelenler. stelik imdi o paralarm da kaybet
miti. Haydutlar elinde ne varsa zorla almlard.
drt saat gittik. Arabacmm hi sesi kmyordu. Yine ya
kalandmz o lanetli yere gelmitik ki bu kez de baka bir belayla
karlatk. Karmuza drt silahl Srp kadanas kt. Adamlar
geip gittiler ama yanunzdan geerken dikkatlice bakmalar beni
phelendirmiti. Be on dakika sonra geriye baktunda p
hemde yanlmadm anladun. Adamlar yz adm kadar geride
durmulard. Bir araya gelmiler tartyorlard. Bence tarttk
lar konu bizle ilgiliydi. Zaten dikkatU baklarndan anlamtun;
bu adamlar bizi tanmlard. Byk bir ihtimalle de imdi bize
bir ktlk yapmanm hesab iindeydiler.
Bir keyi dnerken adamlarla aramza bir engel girdiin
den ksa bir sreliine gzlerinden kaybolduk. Hemen arabadan
indik, nehir kenarmdaki sazlklara yneldik. Yanmzdaki Srp'
da yakmdaki Banofa kyne bir kayk getirmesi iin gnderdik.
Anlaldma gre artk arabayla yolculuk tehlikeden uzak olma
yacakt.

Srpl esir kye gitti; biz de sazlklarn arasna daldk. Arabac


da bizden yz adm kadar uzakta atlar zerek ayra sald. Adam
daha oturmaya frsat bulamamt ki svariler geldi. Arabacyla
konumaya baladlar. Muhakkak ki bizi soruyorlard. Barp
armalarm iitebiliyorduk. Arabac bir eyler anlatmaya a
lyordu. Adamlar katmz anlam olmalydlar; baladlar
zavall arabacy dvmeye. Bir taraftan da kfrediyorlar, bar
yorlard:
"abuk syle, gtrdn adamlar nice oldu?"
Zavall kylnn para kazanacam diye basma gelmedik
kalmamt bugn.
Arabac sadece sazlklar iaret edebiliyordu; nerede saklan
dmz tam olarak o da bilemiyordu. stediklerini ondan re
nemeyeceklerini anlayan haydutlar, sazlklara ynelerek arama
ya baladlar. Ama Allah korudu. Ne kadar uratlarsa da bulamaddar. Ama arabacy dve dve alp yanlarnda gtrdler.
Sonradan rendiimize gre; bu adamlar Titel kadanalarmdanm, bar dolaysyla baz ilerini grmek iin Sirem kylerine
gidiyorlarm. Bize rastlaymca, ellerine gemi olan bu frsat de
erlendirmek istemilerdi.
Neyse ki bu vartay da bylece atlattk. ki saat sonra da kye
gitmi olan Srpimm sesi duyuldu:
"Nerdesiniz!"
Kay alp gelmiti. Ortaya ktk. Kay yanatrarak bizi
bindirdi. Tuna zerinden Belgrat'a doru akmaya baladk.
le saatlerinde Belgrat Kalesi yaknlarma ulatmzda
gnlerden cuma idi. Karaya karken iimdeki duygtdar anlata
mam. Allah'a binlerce kr ediyorduk.
Yanmzdaki Srpimm esirken aas olan Uztm Ahmet
Bee'nin Pora iskelesinde yals ve depolar vard. Evi de onlarm
zerindeydi. Doruca onun evinin yanma yanatk.

Ahmet Bee bizi grnce ok ard.


"Benim esir, mektubmuzda istediiniz nianlarla daha bu
sabah yola kmt. Ne zaman size ulat da Varadin'den alp bu
raya getirdi?"
Ben bamzdan geenleri ayrmtsyla Ahmet Bee ye an
lattm. Adamlara borlandmz syledim. Hele fidye karl
kurtulabildiimizi duyunca Ahmet Bee hiddetten kprd:
"Halt etmiler!.." diye bard. "Bar zaman slam hududuna
gep ticaret yapan Varadin kefereleri, smrm bu tarafnda adam
tutup soymalar ve stehk fidye talep etmeleri olacak ey mi?"
Fakat Ahmet Bee, kendi alaca konusunda farkl dn
yordu:
"Ancak, benim esirim size yardm etmi; onun doksan kuru
unu verirsiniz. brleri sizden bir ake bile isteyemezler."
Bu da gzeldi ama benimse artk hibir ey vermeye niye
tim yoktu. O gn bir karlk vermedim; Belgrat'm iinde arya
ktm. Gren halk evreme topland; "Kim olduumu, nereden
geldiimi" sormaya baladlar. Kendimi tanttm. stelik "kurtul
muken, Osmanh smrlar iinde tekrar esir olduumuzu" anla
tnca Ahmet Bee gibi herkes iddeth tepki gsterdi:
"Sizin kimseye bir ake vermeniz gerekmez. Hatta Serasker
Paa hazretlerine bir arzuhal yazp bunu bildirirseniz, haydutla
rm sizden soyduklar eyalarmz ve paranz bile onlardan alp
size iade eder."
Ben kararszlk iindeydim. Tekrar Ahmet Bee'nin konama dndm. Glmseyerek karlayan Ahmet Bee "Ne yapt
nz?" diye sordu. arda karlatm insanlarm sylediklerini
ve kendi dncemi anlattm:
"Ne yz kuruum var ve ne doksan kurum... Ve im
di bizi burada tanyan da yok. Hi kimse bana deil doksan, on

kuru bile verecek gibi deil. Ancak, burada padiahm bir anl
veziri var. Ona bir arzuhal vermeyi dnyorum. Belki bize ac
yarak biraz para verir, yardm eder. Ondan sonra size mmkn
olan neyse veririm."
Benden bunlar duyan Ahmet Bee'nin yz burutu; can bir
hayli sklmt. Surpl esir adam ise tam bir tela almt. nk
ben de biUyordum ki paann bmu duymas hi iyi olmazd. Bar
zaman, stelik Trk snrlar iindeki Mslman esirlerini yaka
layp soymak byk sutu. Esir de neticede bu ie ortak olmutu.
Adamlarm yaptklar hem eriata, hem de Avusturya ile Osmanl
arasmda yapdan bar anlamasma aykrydL Paa bunu renir
se belki esiri yakalayp astrabilirdi de.
Ahmet Bee, eki suratyla "Yok, bu sevdadan gein" diye
tembih etti. Ayrca gz da vermeyi de unutmad:
"Yoksa sonra siz bilirsiz; benden emin olamazsnz."
Srpl, ticaret yoluyla Belgrat'tan Varadine ve Varadin'den
Belgrat'a baz eyalar getirip gtrr; Ahmet Bee'ye para kazandrrm.
Ertesi gn kalktm, kendime konaklayacak baka bir yer bul
dum. Sonra da paaya ayrmtl bir dileke yazdm; kke ktm.
Kke vardmda Ali Paa, kkn bahesinde ok atyordu.
Yanma doru yryp uzaktan selam verdim; elimdeki arzuhali
gsterdim. Derhal yanmdaki adamlarmdan birisi geldi; arzuha
limi ald. Bana oturacak bir yer gsterdi; beklemeye baladm.
Az sonra paanm kethdas yanrna geldi. Dilekem okunmu ve
paa emrini vermiti:
"Devletli Paa Efendimiz ferman buyurdular, sizin iin
Varadin Generaline bir mektup yazlacak. Ama dilekenizde
belirttiiniz o haydutlarm isimlerini ve ekllerini daha ayrmt-

l bildirmeniz gerekir. Ayrca ne kadar mal ve eyanz alndysa


hepsini ayrntl bir liste yapp tercmana veriniz."
Kethda yanmda duran iman ve arsz arsz glmseyerek
bana bakan birisini gsteriyordu. Kethda geri dndkten sonra
oturdum, haydutlarm isim ve tanmlar ile benden aldklarn
ayrmtl bir ekilde yazp tercmana verdim.
Tercman dedikleri bu adam, Macar'dan Mslman olma
birisiymi. Ama alak bir kimse oldumu ksa zaman iinde
renecektim. Adam, iki gn beni arkasmda koturduu halde
bir trl mektubu yazmad. Meer benden para szdrmak isti
yormu. Bunu anlaymca tekrar kethdanm yanma ktun.
Kethda beni grnce hemen tand ve "Mektubu gnderdi
niz mi?" diye sordu.
"Henz deil" diye cevap verdim.
"Niin?"
"Tercman benden para umuyor; lkin omm istedii bende
yok."
Kzgnlktan kethdann yznn rengi deiti. Sert bir ha
reketle, karsmda oturan paa tfekilerinden birisine iaret etti.
Tfeki frlayarak yerinden kalkt; kethdanm karsnda el ba
layp durdu. Kethda Bey, tfekiye *gidip tercman getirmesini'
emretti.
Biraz sonra tercman kethda beyin karsmdayd. Kekeliyor,
bir takm mazeretler ileri srmeye alyordu; ama kethdanm
sert azaryla sustu.
Kethda kesin bir dille emrini yineledi:
"Bre dinsiz! Seni yle ederim ki, derini yzerim. Tez var u
esir fukaralarmm mektubunu yaz!"

Tfekiyi de takip etmesi iin grevlendirdi; "Mektubu yazp


esirlerin eline teslim etmedike yanndan ayrlma." diye buyurdu.
Hep birlikte tercmann konama gittik. Tercman kalemi
eline ald fakat onca azara ramen yine de bedava yazmaya niyeti
yoktu:
"Ben aslnda paa hazretlerinin azmdan, bir kimse iin bir
mektup yazarsam, bir altm alrm. Kethda tarafmdan yazarsam,
bir kuru almadka yazmam." diyordu. Adam kaarlanmt, is
temekten ekinmiyordu:
"Ancak, sizler esirsiniz ve soygun yemisiniz, bari, u karn
da duran iki ieyi arap ile doldurtup getirmehsiniz; baka trl
olmaz."
ielere yle bir baktm, kafamdan hesap ettim. Her birine
drder okka arap girer. Toplam sekiz okka olur. Bir okkas sekiz
paradan iki kuru ederdi.
Yanmzda gelen tfekinin yzne baktm, anlaml anlmh
glmsedim. Tfeki ne demek istediimi anlamt; gayrete gel
di, tercmana bir sr laf sayd.
Bylece bin naz ile sonunda mektubu yazdrmay baardk.
Tercman Macarca yazyordu. Mektup iin kulland ktlarm st ksmmda paanm turaya benzer imzas hazrd.
Gerektii zaman dorudan bu ktlara yazp kapayarak mhrlermi. Bize de yle yapt. Ama ben phelenmitim; nk ada
ma para vermedik diye gnlsz yazmt. Byk bir ihtimalle
pek ho ve etkili olacak ekilde yazmamt.
Mektubu aldm ama bununla yetinmedim. Oturdum,
Varadin Generali Baron de Nehemfe Avusturya diUyle bir mektup
da ben yazdm.
Mektup yleydi:

"Benim ok saygm dostmfi general hazretleri..."


"Biliyorsmuz ki, yeryznde ne kadar esir varsa hepsinin
de gece gndz fikirleri, nasl kurtulacam aramak zerinedir.
Bmm iin eitU yollar arar, planlar kurarlar. Vatanlarna ula
mak, sevdikleri ve yakmlarma kavumak iin areler ararlar. Ben
de uzm zaman nce esir dtkten sonra kurtulu fidyemi tama
men demi olduum halde hakszla uram, serbest brakl
mamtm. On iki sene haksz yere esirlik ektim."
"Sonunda bir yol bulup Viyana'dan Varadine kadar gelmeyi
kolayca baarmken, Varadinde ekselanslarmdan syrlamadm.
Buna ramen bir yolunu bulup kamken ve Osmanl smrlar iinde Banofa adl yere kadar gelmiken, orada, filan gn,
Varadin anc haydutlarmdan filan ve filan, sekiz nefer haydut,
bizi gafilen ele geirdiler. Tutup mallarmz yama ettiler. Size
mektubumuzla birlikte gnderdiimiz eyalarmz ve paralarm
z aldlar. Sonra da size ve paa hazretlerine sylememek artyla,
yz doksan kuru fidye vermek karl serbest brakp bu ta
rafa yolladlar. Halen bu adamlar bu kadar paray bizden bekle
mektedirler. Dostluk ve bara aykr binlerce ktlkler ettiler.
Ayrca, Varadin'in Srp varou sakinlerinden Sava Desetnik, "Seni
Belgrad'a gtreyim." diye bunca altmm alp beni dolandrd."
"Benim hrmetU dostum; ka iin kurduumuz bu hile ve
dzene armaym; ltfen bizi affedin. Bize ktlk eden Surp yaramazlarm tutuklayp eyalarmz alarak tarafmza gnderme
niz anmzdan umulmaktadr. Bu konuda Belgrat Muhafz Vezir
Ali Paa hazretleri de cenabmza bir mektup yazp gndermiler
dir. Malumunuz oldukta, dostlua uygun olan yapacanz mit
olunur."
Sz burada kesip, mektubu mhrledim. Varadin'e giden
bir esir bularak generale vermesi iin teslim ettim.

zgr Gnler

elgrat'ta gelecek cevaplar umutla bekledim. Ama aradan


on be gn getii halde ne bir cevap ne de bir iaret gel
miti. On be gnn sonunda artk beklemenin yararsz
olduma karar verdim. Yoldam Muhammet sipahiyle mzake
re ettikten sonra paann divanma ktk; birer arzuhal sunduk.
Artk memleketlerimize gitmek istiyorduk. Bmun iin gerekli
belgelerin verihnesini talep ettik.
Taleplerimiz paa tarafmdan da yerinde grlmt; benim
iin Temevar Paas'na, Muhammet iin de Rumeli Paas'na
hitaben birer mektup yazld ve bize teslim edildi. Mektuplarda,
ksaca kimliimiz tantlyor, gemiteki paye ve rtbelerimiz an
latlyordu. Yeniden o rtbe ve payelerimizin bizlere iade edilmesi
tavsiye ediHyordu.
Muhammet Sipahi, yanmda getirdii esir kadnla slam usul
lerine gre yeniden Belgrat'ta nikhlanmt. Vedalaarak onlar
Rumeli tarafma doru yola karlarken ben de Temevar'a ynel
dim.
Temevar*a gehnce ok sevinemedim. Yakmlarm ve akrabalarmm ou yoktu. Byk kardeim Bekta Aa, bir sene nce
merhum olmu; geride yedi yamda bir kz kalmt. Onu bul-

dum. Kk kardeim Sleyman Aa da Yenieri ocamda haseki^^ olmuken Senta Muharebesi'nde ehit olmu,
Temevar'da daha dinlenmeye bile frsat bulamadan, yakmlarm beni doruca kaledeki yenierilerin aasna gtrdler.
Oradan da Temevar Valisi olan Sar Ahmet Paa'nm yanma git
tik. Paa hazretleri, beni ok scak karlad. "Nerde, ne zaman
esir olduumu, nasl kurtulduumu" sordu. Ben de bamdan
geenleri anlattm. Beni tanyan hemerilerinz, ocak erleri ve
zabitler de tanklk etmilerdi. Ayrca, Belgrat Muhafz'ndan ge
tirdiim mektubu da sundum.
Mektubu okuyan paa hemen "Farisan- evvel Aasn huzu
runa getirtti: "Bmun odabal imdi kimdedir?" diye sordu.
Aa, "Hl bo duruyor, birisi vekleten hizmet ediyor." diye
cevaplad.
"te odabam, al git ve gemi ulufeleri ne kadar olduysa he
saplat, eksiksiz teslim et."
Eski grevime yeniden dnmtm. Ayrca gemi ulufele
rimi de toptan almca, maddi skmtlarmdan kurtuldum. Yava
yava gemite yaadm o kt gnleri unutuyor, yeni hayatma
almaya alyordum.
Bu arada rendiime gre mektuplar generalin eline ge
mi. Bizim firar ettiimizi ise ok nceden renmiti. Btn
aramalara ramen bulamaynca ev sahibimizi yakalayp hapse
koymu.
Gnderdiim mektuplar da eline geince bu kez bildirdiim
adamlar yakalatm. Beni dolandran Sava Desetnik'i de tutuk
latm. "Mslmanlarm firar edeceklerini bildiiniz halde niin
54 Yenierilerin itibarl taburlarndan 14,49, 66 ve 67'nci taburlarn mensuplarna veri
len unvan.

haber vermediniz?" diye cezalandrarak zindana koymu. Yolda


bizi soyan adamlarm elinden bizden aldklar mallar alm. Daha
sonra da bir ikisini dierlerine ders olsun diye astrm. Geri ka
lanlar da zindana attrm.
Temevar'a geldiimin ikinci gnyd, paa yeniden beni
huzuruna artt. Avusturyallar hakkmda benim bileceimi d
nd konularda birok ey sordu. Hepsine bildiimce cevap
verdim. Paa beni dikkatle dinliyor, sorularyla beni sanki tart
yordu. zellikle bir sorusuna verdiim cevap onu ok sevindir
miti:
"Nemelilerin^^ dillerini rendin mi?"
"Evet sultanm, yazlarm da biraz rendim."
Paa bu cevabmdan ok holanmt. Bana bir teklifte bu
lundu:
"Hem odabalm zerinde kalsn, gel benim yanmda sana
bir zabit kadrosu vereyim, bir mddet yanmda kal. nallah ileri
de uygun yerler boalmca istediin gzel bir kadroya da atarm."
Ben kesin bir yant veremedim; dnmek iin biraz za
man istedim. Kendi ksa aklma gre raz olmak istemiyordum.
"Benim btn soyum ve yakmlarm bu kaledeler; ben burann
yerlilerinden saylum" diye dnyordum. Bu nedenle, imdi
kalkp paa hizmetkr yahut paal ohnak, bana ar geliyordu.
Daha sonra paann yanma tekrar karak tekUfini saygyla geri
evirdim. Ama yine de Avusturya tarafmdan birisi geldii zaman
paa srekli beni auyordu, tercmanlk yapyordum.
Bar yeni yaplm olduundan snrlar deimiti.
Vilayeti yeniden tahrir etmek iin stanbul'dan bir efendi gel
di. Temevar Kalesi'nin ulufeli askerlerinin yoklamasn yapt.
Herkesi yeniden yazd. Btn sipahi ve zeametlerin kaytlarn
55 Avusturyallarn

gzden geirdi. Padiah haslarndan^^ mamur olanlarn saym


ve kaytlarm yapt.
Yerli kulu svari ve piyadeler krk bayraa ulayordu.
Yenieri, cebeci ve topulardan baka, yerii kullarmm aylklar
yz krk keseydi. Bu paranm kimisi Temevar eyaleti gelirlerin
den, kimisi de Vidin geUrlerinden karlanyordu.
ite bu esnada vilayet halk eitli grevlere talip oluyor, yaz
lar yazlyordu. Benim iin de altm akeyle bir tercmanlk arz
olundu. Bana da Devlet-i Aliyye tarafndan Temevar m Divan
Tercmanl berat geldi. Tercmanla atanmtm.
Ksa bir sre sonra, Temevar smrlarmm belirlenmesi ii or
taya kt. Bosna tarafmdan smu: tespitinde olan Devlet-i Aliyye
tercman Temevar'a gelmiti. Ancak, tercman o esnada taun
hastalma yakaland ve ld. Bunun zerine, paa hazretleri
adamm grevini bana verdi. Sekiz ay kadar smrlarn tespiti almalarmda bulmdum.
O gnlerde iki devlet tarafma giden eliler, geri gelip smr
bamda yenileriyle deimilerdi. Bu arada Devlet-i Aliyye el
isi olan brahim Paa hazretleri Belgrat'a geldiinde, Temevar
BeyUi'ne atand.
ibrahim Paa bu grevde kald sre zarfmda bana hep iyi
gzle bakt; yardm etti ve iyiliklerini esirgemedi.
Onun zamanmda evlendim. Akrabalarmdan yal bir halam
vard. Onm yardmyla Temevar Alaybeyi ibrahim Bey'in kz
kardeinin kzm istettim. Dnm yaptktan sonra ibrahim
Paa hazretleri, bize olan yksek keremlerinden, Pancova nahiye
sinde boalm olan byk Uzdin tunarm bir ake har masraf
olmadan ihsan etti. Ayrca; "Bir iyice zeamet boalnca onu da sana
verem." diye sz verdi. Kendisinin ok iyiliklerini grdm. Ama
56 Geliri dorudan padiahm ahsi harcamalarna tahsis edilen arazi.

bir mddet sonra padiah tarafmdan RmneU BeylerbeyUi'ne


tayin olmdu. Yerine de Bostancbalktan kan Koca Hseyin
Paa atand. Koca Hseyin Paa, tu ile gelip Temevar muha
fz oldu.
Szn ksas, on yedi sene burada hizmet ettim. Bu sre
zarfnda ou er tulu on bir paaya, tercmanlk yaptm.
Elhamdlillah, Hakk m lutfu ile bunca mektuplar yazdm, eit
li grevleri yerine getirdim. Drt bir yanmzdaki Erdel, Arad,
Segedin ve Varadin generallerine birok kez nemli grevlerle
gnderildim. Btn bu ileri yaparken, emrinde olduum paa
larn hi birisinden bir kez bile ne bir kt sz, ne bir kfr ne
de bir eki yz grdm. Aksine her birinden eit eit ihsanlar
aldm.
Vilayetimiz evresindeki Avusturya vilayet ve kalelerinin generalleriyle ok iyi ilikilerim vard. zellikle bana kar ok iyi
lerdi. Her birinden eitU hediyeler alyordum. GeneUikle komu
generaller, nemli bir i olduu zaman bir mektup paaya yazar
larsa bir tane de bana gnderiyorlard. ou kez de dorudan
bana yazarlard. Ben gelen mektuplar bazen nce tercme edip
paalara gtrrdm; bazen de hemen ap dorudan yanlarmda
tercme ederdim. Sonra onlarn istedikleri zere cevaplarn ya
zardm. Bylece, yaptmz makbule geip iler biterdi.
Bizzat paa hazretlerine gelen mektuplar, nce ona gsterir,
sonra aardm. Paa, gereine gre "cevap yaz" diye buyururdu.
Cevaplar bir kda yazdktan sonra elkab^^ paanm huzu
runda okurdum. Yazlacak mektubun metnini nce Trke ya
zardm. Paa bu metni beenip "Pek gzel olmu" dedikten sonra
tercme ederdim.
57 Rtbe sahiplerine verilen resmi unvanlar.

Mektuplarn ierii Avusturya lisanyla olsa bile paalarn


imzasn daima Trke yazardk. En sonunda da paann byk
mhr ile mhrlerdik. D kapan zerini de ben kendi mh
rm ile mhrlerdim.

Bostancbalk'tan kma Kara Aylanzde Ali Paa


Temevar'dayken, eli brahim Paa Belgrat muhafz idi. O ta58

rihlerde iki devlet arasnda, Kekemet ve Bosna'da eit neden


ler yznden anlamazlklar ortaya kmt. ki taraftan tayin
olunan grevliler, Slankamen adl yerde, hudut banda on alt
ay boyunca karlkl konuma ve tartmalar yaptlar. Bu i iin
Devlet-i Aliyye tarafndan, Dergh- li Cebeciler Ktibi brahim
Efendi, Sirem Alaybeyi Osman Bey, Gnlller Aas Mehmet
Aa ve Ahmet Zam tayin olunmulard, Avusturya tarafmdan da
Viyana'nm Sefer Divan nda Batercman olan Lakovi, Varadin
Kalesi nin Mimarbas olan Obrist Layednan ve Kapudan Kostner
tayin olunmutu.
Heyetler uzun oturumlar yaptklar halde mzakereler
den bir trl sonu kmyordu. Bu sralarda, brahim Paa da
Belgrat'ta vefat etmiti. Yerine Temevar'da olan Ali Paa, Belgrat
Serasker'i oldu ve grmeleri yrtmek zere grevlendirildi.
Paa Belgrat'a giderken bizim iin de stanbul'dan ferman getirt
mi. Ama benim haberim olmamt. Paa beni de Belgrat'a gt
rerek grmelerde tercman olmam istemekteydi.
Ali Paa, Temevar'dan Belgrat'a gitmeden nce, beni bir
dostluk mektubuyla Varadin Generali Nehem'e gnderdi. Bunun
benim iin heyecan verici olduunu sylememe gerek yoktur sa
nrm. Hatralarm yeniden canlanmt; esir olarak oralarda ya58 Kecskemet adl Avusturya ehrinde, ellerinde izin belgesi olmasna ramen saldrya
urayp mallar yama edilen ve kendileri de ldrlen Trk tccarlar meselesi.

sadm korku dolu gnler tekrar gzlerimin nnden gemeye


balamt.
Varadin i yeniden gryordum ama bu kez hr olarak. Nitekim
Varadinde Tercman Markanton-zde Mamuka ve Kale Kethdas
tarafndan karlandm ve ok gzel arlandm. Gzel bir konaa
yerletirdiler. General tarafmdan hediye olarak kahve ve ekerler
gnderilmiti. On asker ile bir korporal korumamzla grevliydi.
General ayrca ev sahibine zel olarak talimatlar vermiti:
"Misafir her ne arzu ederse, yok demeyip veriniz."
General ile aramda devlet ileriyle ilgili pek ok mektupla
ma olmutu ama firar ettiim zamandan beri hi kar karya
gelmemitik. Ertesi gn generalle greceim iin biraz heye
canlydm ister istemez.
General beni darda karlad; yannda General Tg ve dier
yksek rtbeli subaylarla Lakovi vard. Uzaktan beni grdn
de, glerek bana doru yrmeye balad. Ben de ayn ekilde
karlk verdim.
Kar karya gelince generalin ilk sz "Ho geldiniz, safa
geldiniz." oldu. Sonra elimi tuttu, gnl alc eitli iltifatlar et
meye balad:
"Sizi grmeyeli dokuz yldan fazla oldu. Maallah, deimi
siniz, sakal ne gzel yakm; yakkl olmusunuz. Geliinize
ok sevindik. Temevar Paas Ali Paa hazretlerinin komuluu
muza gelmesinden de ok memnun olduk."
Konuurken, tuttuu elimi general uzun sre brakmamt.
Ben de kendisine paann selam ve dostluk mesajlarm ilettim.
Paann gnderdii mektubu verdim. Okuyunca ok holand.
"Aramzdaki grmeler iin paann sizi grevlendirmesinden
ok memnun olduk." dedi, "Artk ilerin yolunda gideceine
inancm tam..." diye iltifatlarm srdrd.

General, Varadin'de kaldmz gn iinde beni yanmdan


ayrmad. zzet ve ikramdan sonra mektup ve hediyelerle yolcu etti.
Geriye dndm ve mektuplar Ali Paaya verdim. Generalin
gsterdii yakmiktan bahsettim ve grmelerimizin ayrmtlarm anlattm. Anlattklarm paay ok sevindirmiti. Beni Belgrat'a
gtrme isteini yineledi. Aslnda ben bunu hi istemiyordum; fa
kat paa, benim bilgim dmda Temevar Muhafz Hasan Paa'ya
bir uhadanyla mektup gndererek beni istemi. Ertesi gn beni
aran Hasan Paa, hemen hazrlanmam, birka gne kadar
Belgrat'a gideceimi emretti. Artk zorunluydum ve gittim.
Avusturyal ve Osmanl snr heyetlerinin grmeleri on alt
aydu: sryordu; fakat btn gayretlere ramen zme kavuturulamyordu. Sonunda temsilciler, "Bu anlamazlklar bitmez,
Varadin GeneraU, bu ileri bitirmeyi arzu etmiyor." diye rapor
vermilerdi. Grmeler kesilmiti.
Heyetler aras grmelerin kesilmesinden sonra paa, beni
grevlendirdi. ki lke arasmda bir trl zme kavuturula
mayan sorunlar bu kez ben grecektim. Yedi defa Varadine
gidip geldim; ama sonunda Allah'm ltfuyla sonuladrdun.
Kekemet maddesi, yetmi kese para ile sonuca baland. Dra'da
59

el konulan Fransz gemileri geri alnd . Sonra Bosna tarafma git


tik. Oradaki ileri de sonulandrdm. ki taraftan da ok ihsanlar
grdm. Grevimi baaryla tamamlayarak izzet ve ikram iinde
Temevar'a dndm .
Lakovi ise grmelerin srd srada Bosna tarafmda
Gradika'da hastalanp anszm lmt.
59 Amavutiuk sahillerindeki Dra (Durazzo) adl liman kasabasnda bir Fransz gemisine
el koyma ve bunu Osmanllarm, kendi kara sularma bir saldr olarak nitelemesi olay.
60 Osman Aa bu konuyu kitap olacak ekilde genie yazmt. Bu kitap "Paalarla Ge
neraller Arasmda** adyla R R. Kreutel tarafndan yaynlanmtr. (Zwischen Paschas
und Generalen, Graz, Wien Kln, Styria Verlag, 1966).

Son

^ emevar (da mutlu bir yaantm vard. kz ocuum ol


mutu. Sonra be olum oldu. Burada kaldm on yedi
sene zarfmda pek ok mlk sahibi oldum. ki tmar ve
rilmiti. Ayrca, Varadinde ehit olan Ali Paa, Yarkofa zeameti
ni ihsan etmiti. Dnyalk olarak pek ok eyin sahibi olmutum
gerekten de.
Elimdeki mallara bakarak "imdiden mrmn geri kala
nnda sknt ekmem" diye dnyordum. "Artk biraz da zevk
ve safa srmeliyim." diye heveslenmekteydim ki bu dnyanm
vefasz olduunu, hi kimseye kalmadm, birok insan gibi bir
kez daha yaayarak rendim. Ama zlmyorum, nk ben
kimdim ki? Gemite yaam, tarih kitaplarmda yazl koca koca
hkmdarlarn bile ne adlan ne de izleri kalmt imdi.
zellikle bir mminde hastalktan birisinin var olaca
Hadis-i erifle sabittir. Birincisi bedensel hastalklar; ikincisi
mal azl; ncs ise aalanmadr. Yani dnyada rezil ol
maktr. Bu nden birisi eksik plmaz. Elhamdlillah bizde
de oldu: Temevar m elimizden kmasndan sonra mallarmn
ounu terk etmek zorunda kaldm. Ayrca, gzlerim grmez
olmutu.

Temevar 1 kaybettikten sonra^^ Belgrat'a smdmi. Burasmm


da dman tarafmdan muhasara edilmesi^^, benim iin yeni fe
laketlere neden oldu. Ailemin yaad evin yaknnda meydana
gelen byk bir patlama, akraba ve yaknlarmdan dokuz kiiyi
btn para ve eyalaryla birUkte yok etti.
Kzlarmdan sadece birisi hayatta kald; evlendi, imdi
stanbul'da yayor. Oullarmdan ise ancak smail hayattadr.
Dierleri vefat etti.
Belgrat'taki felaketten sonra bir daha evlendim. Yedi senede
olum oldu. Biri vefat etti; ikisi hayattadr.
Cenab- Allah'n emriyle ksmetimiz stanbul'daym. imdi
lmeyecek kadar bir rzk ile geinip gidiyoruz. u Hadis-i erife
inanm birisiyim:
"Dnya, mminin cehennemi, kfirin cennetidir."
Azla kanaat ediyor, mmkn mertebe sabrla geri kalan m
rm geirmeye alyorum. an yce Allah btn yaratlmlarm, besleyicisi ve koruyucusudur. Allah (sphneh ve tel)
hazretlerinin birliine smp gcmz miktar kr ve dua
ederiz ki; Kendi ltf u keremiyle btn mmet-i Muhammed ile
birlikte bizi de af ve mafiret eyleye.
Ey btn lemlerin Rabbi, duam kabul et.
stanbul Tophane semtinden, gnah ve eksikliklerle dolu
AUah'm bir aciz kulu olan TEMEVARLI TERCMAN OSMAN
AA. 18.5.1724

61 20 Ekim 1716.
62 18. Austos 1718.

You might also like