You are on page 1of 172

Tarayan ve Dzenleyen

ZamanGezgini

ANKARA KTPIIANES
H.

G.

den

tercme eden

WELLS

HAMDI VARO<lLU

DOKTOR MORO'NUN ADASI

KA N AAT

t<ITABE VI

IKINCI Jl.A,.SILI

Btiln baklar
Kanaat Kitabevinlndir

.'\HMET SAiT MATIMSI


194!

I
GEMDE VAHi HAYVANLAR
Nekadar zamandanberi bu kk kayn iinde:
serili yattn bilmiyordum. Bir para kuvvetim ol
sa deli olmak ve biran evvel lmek iin
imek istiyordum. Bu vaziyette yatarken

deniz suyu

ufuktan

ba

na doru ileriiyen bir yelken grdm. Fakat alelade:


bir manzara imi gibi lakayt kaldun. Zihnim her hal
de darmadand. Bununla beraber olan biten btn
vuzuhile aklmdadr.

Kay mthi surette sallyan

dalgalarn bam dndrdn,

ufukta

grdm

yelkenin mtemadi kmldayn hatrlyorum. Ayni


zamanda da lm bulunduwna kat'iyyen kanaatim
vard. Beni hayatta bulmak midile, fakat i iten ge-
tikten sonra gelen bu imdadn beyhudeliini, ac

bir

istihza ile dnyordum.


Bana, hi bitmiyecek kadar uzun grnen

bir md

det, bam kayn bardasna yasl, yelkenli geminin


sarsla sallana yaklatn seyrettim. Bu, latin yelkenli,

ufak bir

gcmiydi. Rzgara kar yrd iin, geni

voltalar vurarak ilerliyordu.

Gemidekilerin

nazan-
3

dikkatini celbetmee almak bir dakika bile aklm

dakika ile

dan gemedi ve onu vazhan

grdm

kendimi bir k karnarasnda

bulduurn an arasnda

geen rnddete ait batralarm pek rnphern ve silik


tir.
Geminin gvertesine kadar kaldnlarak gtrl
drn, gverteden bana bakan, krmz sa ve kr

bir sakalla erevelenni, illi, koca bir knn:z.


sonra gzlerimin ta iine bakan
barikulade bir ift gzle gayet esrner bir ehreyi da
mz

surat grdm ;

ha hayal rneyal hatrlyorum ; fakat ayni


tekrar grneiye

ehreleri

kadar bunlan bir kabus zannediyor

dum. Biraz sonra,

kslan dilerimin

arasndan bir

ila aktldn da hatrlyorum. Hepsi o kadar!

Gz
bir karnaradet
idim. Olduka gen, kumral sal, dik ve sar bykl,
Uzun mddet kendimi bilmeden yatnum.

lerimi atm zaman ok ufak ve pis

alt duda sarkk bir adam baucurna oturmu, nab


zrn tutuyordu.

Bir mddet

konumadan

baktk.

Gzleri ela, nemli ve ifadesizdi.


O esnada, tam

bamn stnde,

bir demir kar

yolann yerinden oynatlmas gibi bir grlt ve b


yk bir hayvann hiddetle

hornurdanrnasn andran

bouk bir ses iittim. Ayni zamanda adam


a balad. Biraz evvel sorduu

konuma

suali tekrar etti :

- imdi naslsnz ?
Galiba, iyiyim'> diye cevap verdim. Oraya nasl
geldiimi anlyamyordum.

fadeye muktedir olama

d suali, adam, glerirnden ozkrnu olacak

ki :

Sizi bir kayn iinde, alktan lmek zere

iken bulduk, dedi. Dame Altiere.

[1]

isminde bir ge

minin kay imi, kpetesinde garip birtakm leke


ler vard.

Bu srada gzro ellerime iliti. Ellerim o kadar


zayfuim ki adeta ii kemik dolu deri bir torbay
ondryordu. Bu manzara, bamdan geen btn ve
kayii gzlerimin nnde canlandrd.
Yanmdaki adam bana buzlu ve krmz

renkli

bir .ila uzatarak:


- Biraz bundan iiniz, dedi. Talihiniz varm ki
iinde doktor bulunan bir gemiye rasgeldiniz.
Adamn dilinde bir nevi

pelteklik,

noksan vard. Uzun mddet sz

bir teliHfuz

sylemediim

ksln olan sesirole ve ar ar

iin

telaffuz

ederek

- Arika ile Kallo arasnda sefer yapan

bir ka

sordum :

- Bu gemi nedir ?

botaj gemisi. smi Kzl baht.


diini

sormadm.

Deliler

Hangi memleketten
diyarndan

gelse

gel

gerek.

Ben de yolcuyum. Arika'dan bindim.

Bamn zerinde, deminkd

grlt, hrn hr.

n homurtularla insan sesleri kark bir patrd ba

lad. Sonra bir ses Aptal mikab diye birisine k


arak susturdu. Mu.hatabm sze.. devam, ediyordu :
- Olmek zere idiniz. Dar kurtardk. Fakat im

di darrarlarnza biraz kan zerkettim. Kollanmzda


ar hissediyor muksunuz? rnga yerleridir. Otuz sa
ate yakn bir zaman kendinizi bilmediniz.
[1] Mtekebbir kadn manasma gelen franszca bir isim.
5

Ar, ar dnyordum.

Birdenbire,

bir sr

kpek havlamalarile daldm dnceden uyandm.

- Biraz kuvvetli bir gda alabilir miyim? diye


sordum.
- Bereket versin bana ! Size koyun piirtiyorum.

- Tamam, de_dim. Biraz koyun eti yerim.


Muhatabm biraz tereddt eder gibi

durduktan

sonra dedi ki:


- Peki, merak ettiim bir nokta var. Ne mna
sebetle bu sandaim iinde yapyalnz bulunuyordunuz?
Gzlerinin iinde benden phe ettiini gsteren
bir ifade sezdirn.
-

Hay Allah belasm versin

bu havlamalarn !

diyerek kamaradan dar frlad. Gvertede birisile


-iddetli bir kavgaya giritiini ve o adann da anla
lmaz bir lisanla cevaplar

verdiini

kavga, dvle neticelendi gibi geldi,

iittim.

Bana,

fakat

yanl

iittiime zahip oldum. Sonra doktor kpeklere bar


d ve karnaraya avdet etti.
Daha kamara eiinden sordu :
- Maceranz anlatyordunuz, devam ediniz
Kendisine evvela,

ismimin Edward Frendik ol-

duunu, nisbeten zengin ve serbest olduumdan, vak

tin ho geirmek iin tabiatle ok megul olduumu


syledim.. Bu, onu alakadar eder gibi grnd :
- Ben de ilimle itigal ettim, dedi. Londra niver
sitesinde

solucanlarm yumurtalklarn,

smklbceklerin

yok bilmem

barsaklarn kararak

tetkikat

ta bulundum. Evet ! Bundan tam on sene evvel. De


vam edin,
vard?

devam edin.

O kayn iinde ne iiniz

Dame Altiere gemsnn nasl battn, Konstans


ve Helmra isminde iki kiile beraber filikaya atlayp
nasl kaabildiimi, gndelik tayini paylama
den kan kavgay ve nihayet

iki

rken kayktan nasl denize

yzn

arkadann d

yuvarlandklarn an

lattm.
HikayImi ak ve samimi bir lisanla naklediim
doktoru tatmin etmiti. Kendimde mthi bir
sediyordum ; vazh, fakat

ksa

zM his

cmlelerle konuabil

dim. Szm bitirdiiin zaman o gene tarihi tabiiden


ve biyoloji tetebblerinden bahis at. Onun alelade
bir tp tahsili yapm olduunu tahmin ettim. Sz
dndre dolatra Londraya, Londrann elence llem
lerine getirdi ve hatta bir

iki

macera anlatt :

- Btn bu,nlar bundan on :Sene evvel artk


terkettim, dedi. O zaman serde genlik vard, eleni
yorduk. Fakat ok budalaca hareket ettim...

Yirmi

bir yamda iken nekadar servetim varsa yemi bitir


mitim. imdi

ise bsbtn baka trl

dnyo

rum ... Gideyim bakaym u sersem ah sizin koyunu


ne yapt?
Bu esnada, tepemdeki homurtu, o kadar

ani

bir

surette ve o kadar vahi bir tehevvrle tekrar ba

lad ki

gayriihtiyari

titredim.

- Ne oluyoruz ? diye haykrdm.


Fakat doktor bu srada kanaradan kn ve

ka

py kapamt.
Biraz sonra geldi ve koyun

balamasn getirdi.

Mis gibi et kokusu, iittiim hayvan seslerinin ne ol


duuna dair sormak istediim suali bana unutturdu.
Yemek ve uyku ile geen bir gn, bana, sekiz gnlk

alk ve humma neticesinde

kaybettiim .kuvvetten

bir miktarn iade etmiti. Yatamdan kalkarak !om

bar

deliine kadar yrmee ve gemi ile yan eden

yeil dalgalar seyretmee muvaffak oldum. Geminin


rzgaralt gittiini tahmin ettim.

Mongomeri - dok

torun ismi - bu esnada ieri girdi. Esvaplarm istedim.


Beni denizde kurtardklar

zaman

arkarndaki

esvaplar gverteden denize attklarn syledi ve ba


na kendi esvaplanndan birini verdi. Bu, dirniden .ya
plm bir kostmd. Fakat doktorun kollar ve ba
eaklar ok uzun, gvdesi de biraz kalnca olduu iin
elbise

bana

fazla byk geldi.

teden beriden konutuk, bu meyanda kaptann,


karnarasnda krktk sarho bir halde yattn ha
ber verdi.

Giyinirken, geminin hedefi hakknda

sual sordum.

Havay adasna gitmekte olduunu,

kat kendisinin daha evvel baka yerde karaya

gn

bir
fa

kaca

syledi.
- Nerede? diye sordum.
- karnet ettiim bir adada, dedi, isimsiz bir

ada!

Bu cevab verirken sarkk rluda ve birdenbire


aptallaan suratile yziline

yle bir bak

bakt ki

sualimin, cann sktn anladm.


- Hazrm, dedim.

O nde, ben arkada kamaradan ktk. Merciive


nin stbanda bir adam yolumuza mfui olacak ekll
de duruyor,

en st basamaklarda olduu

iin ba

ambar azndan darda bulunuyordu.


Bu, biimsiz, ksa boylu, kaln yapl,
tavrl, srt yuvarlak, ensesi kll ve

ba

kaba saha
omuzlarnn

arasna gmlm bir mahlfktu.


kumatan bir kostm vard.

Arkasnda

koyu

mavi

Kpeklerin hiddetli hiddetli homurdandn iit


tim, bu ses zerine adam derhal merciivenden geri ge
ri inmee balad ; yuvarlanmamak iin elimle ittim,
hayvani bir iddetle geri dnd.
Birdenbire karmda beliren siyah ehresi beni
korkudan titretti.
nsana, hayvan suratn hatrlatan bir tarzda ileri

doru uzyan bu ehreyi, yar ak duran kocaman a


znda grdm iki sra beyaz diler kadar iri dii hi
bir. insann aznda grdm hatrlamyorum. Kan
e:na gibi gzlerinin ak gayet az, bebekleri iri ve
kzl renkte idi. Bu ehrenin heyeti umumiyesinde
garip bir endie ve teheyy adesi dolayordu.
Mongomeri:
r,

- Hay Allah kahretsin ! Her zaman ortada dola


dedi.

Adam hibir ey sylemeden


yana ekildi. Bu
acip ehreyi gayriihtiyari seyrederek ambar azna
kadar kmtm. Mongomeri bir J.ahza aada kald.
Amirane bir sesle u szleri sylediini iittim:

- Senin burada ne iin var ? Yerin ba tarafta,


bilmiyor musun?
Siyah yzl adam titriyerek, kekeler gibi cevap
verdi:

-O . .. 0 .. .

Onlar beni ba tarafta istemiyorlar.


Ar ar sz sylyordu. Sesinde. bir ksklk, bir
boukluk vard. Mongomeri tehdidamiz bir tavr ta
knd:

- Seni ba tarafta istemiyorlar m?

Ben

emre

diyorum. Gideceksin !
Bir ey daha syliyecekti zannederim, fakat gz
bana iliti. Beni takiben merciivenden yukan

kt.

Ben, vcudrn ambar azndan yar danda, dur


mu, byk bir hayretle .bu acayip mahlUkun irkin
liini seyrediyordum. Hayatmda bu kadar barikuli
de menfur ehre grmemitim. Bununla beraber, im
di beni artan bu ehredeki hatlar ve bu vcuttaki
hareketleri herhalde bundan evvel bir yerde grm
m gibi tuhaf. bir hisse de kaplyordum.
Bilalara bu surat beni gemiye kardklar esna
da gnn olmaklm ihtimali aklma geldi, lakin bu
dnce onu daha evvel, daha baka bir yerde,

imdi

tayin edemediim bir yerde grdm kanaatini de


itiremedi. Fakat byle bir ehreyi

bir defa gren

insann, nerede grm olursa olsun, onu unutmasna


ihtimal var myd ?
Mongomeri'nin

beni

takiben merciivenden k

mas zerine gverteye dndm ve gzlerim oradaki


manzaraya tesadf etti. O dakikaya kadar

iittiim

grltler nazariarnn maruz kald bu manzaraya

beni ksmen altnn, hazrlamt. mrmde bu de


xece pis bir gverte grmedim. Her taraf batanbaa
tarife smaz bir p ve pislik ynile dolu idi. Seren

direine bir s.r kpek zincirlerle balanm havla


yp duruyarlard ;

beni grnce havlyarak zerime

sramaa baladlar. Mizena direinin yarunda bir de


mir kafes iinde byk bir puma

[1] uzanm, yat-

fl) Yeni dnya asian denilen hayvan.

10

yordu. Demir kafes o kadar ufakt ki, hayvann, ie


ride, rahata dnmesine imkan yoktu.
Biraz tede, geminin sancak tarafnda koca koca
tel kafeslerin iinde bir sr tavan duruyor, daha
ileride, dar bir kafese hapsedilmi bir lama grl
yordu. Kpeklere kay gemler vurulmutu. Gverte

de, dmenin banda, sessiz sadasz oturan zayf bi:r


'bahriyeliden baka kimse yoktu.
Para para bir halde olan pis randa yelkenleri
rzgarla iiyor ve kk gemi, btn yelkenleri a

km gibi sr'atle ilerliyordu. Sema pariakt ; gne

guruba yaklayorrlu; rzgar arptka beyaz kpkler


saan byk dalgalar, gemi ile yar ediyorlard.

Dmencinin yanndan geerek geminin k tara

fna gittik ve orada yanyana

kpeteye

dayanarak

bir mddet, gemiye arpp dalan dalgalarn beyaz


kpklerini seyrettik.

Hayvanlarla ve pislikle

dolu

gverteyi gstererek doktora :


- Bu gemi sabih bir hayvanat vahiye terbiye
hanesi mi ? diye sordum.
- Grn yle gsteriyor.
- Acaba bu hayvanlar ne yapacaklar? Tccar

mal

m dersiniz? Yoksa kaptan bunlar Bahrimuhit

vahilerine mi satmak niyetinde ?


Mongomeri:

- nsan ona hkmediyor deil mi ? dedi ve tek

rar ban teye evirerek dalgalar seyre devam etti.

Birdenbire ambardan doru ince bir havlama, o

nu mteakip tehditle kark bir kfr iittik ve o si

yah yzl ekilsiz adam telala gverteye frlad. Ba


.
havlya yorulan ve susan kpekler, onu

na havlya

ll

go!'unce gene azdlar ve zincirlerini iddetle sarsarak


ulunaa baladlar. Siyah yzl adam bir
tereddt

geirdi,

onu

takiben

anlk bir

gverteye

frhyan

krmz sal bir herif, bu tereddtten istifade ederek


onun omuzlar ortasna mthi bir yumruk

indirdi.

Zavall siyah, ldrlen bir kz gibi yere dt ve

yerdeki pisliklerio
kadar yuvarland.

zerine, azgn kpeklerin ortasna

Bereket versin ki kpeklerin aznda gem vard.


ayaktan mamul pis bir elbise giymi olan kzl sal
adam sevinle haykrarak olduu yerde durdu. Fakat

yle

saliamyordu ki iki byk tehlikeden birine, yani

ya arkasndaki ambar azndan aaya yahut ileriye


yumruklad adamn stne dmek zereydi.
Kzl sal adam ambardan

dar kt zaman,

Mongomeri'nin iddetle tirperdiini grmtm. Sert


bir sesle:
- Hey
leriden
rip f.

Buraya bakn ! diye bard.

iki

tayfa grld. Siyah suratl adam, ga

sesler kararak feryat ediyor,

ayaklar altnda kvranyordu.

kpeklerin

mdadna gelen yok

tu. Azgn hayvanlar, azlarndaki gemierin kay a

sar
biarenin

rasndan onu srahilrnek iin btn gayretlerini


fediyorlard.

Yerde yuvarlanan,

vcud zerinde karmakark

kvranan

bir boumya giri

milerdi. Gelen iki tayfa, sanki hi grlmemi elen


celi bir sahne seyrediyorlarm gibi
tema<! ediyorlard.

Mongomeri

bu

mcadeleyi

hiddetle sylenerek

kpek srsne doru ilerledi.


Bu srada siyah ytizl adam da ayaa kalkm,
sallanarak ba tarafa doru yrmt.

12

Kpeteye

dayanarak, ban arkaya evirdi ve kpeklere

Kzl

bakt.

sal adam kaba bir glle memnun memnun

ghyordu.
Mongomeri onu n kolunu t utarak sarst :

- Bana bak kaptan, dedi . Ben byle eylerda

holanmam.

Ben daktorun

arkasnda duruyordum.

Kaptan,

bakt:

dnd, ve donuk, sarho gzlerile muhatabna

Pis i

- Ne ? Neymi o ... hounuza gitmiyen?

kk

sen de ! Pis cerrah

Sonra bir saniye uyuklar gibi onun

yzne bak

t ve ilave etti :

- Kemik kesici !
Kolunu kurtarmak iin

fak olamaynca.

iki

muvaf..
cebine

defa silkeledf.

koca penelerini ceketinin

soktu. Doktor szne devam etti :


-Bu adam gemide bir yolcudur. Bir

daha

el kaldrnarnanz tavsiye ederim.

Kaptan bararak cevap verdi :


- Haydi oradan ! Ben gemimde istedi
rm.

Yrmek iin geri dnrnee teebbs etti.

gomeri, onun sarho olduunu

gorunce,

yapa
Mon

brakacak

zannettim ; fakat o sadece biraz daha sarard

ve kap

tann arkasindan yrd:

- itiyor musun kaptan? Bu adama fena mua


mele yapilinasm istemiyorum.

Gemiye girdii daki

kadanberi mte madiyen hrpalanyor.

ve
g;myor

Kaptan, spirtonun tesirile, bir mddet cevap

remedi. Sonra baka sz sylernee lzum


mu gibi, sadece :

13

- Pis kk ! dedi.
Mongomeri'nin

olduu

anlalyordu,

bu kavgann da oktanberi iin iin hazrland bel


liydi.
-- Bu adam, sarho,

beyhude

urayorsunuz,

dedim.
Mongomeri, rludan nefretle bkt :

- O her zaman sarhotur. Sarho olmak, yolcu


lan dmee sebep tekil eder mi?
Kaptan, demir kafesleri gstererek, gene sylen
nee balad :
- Benim gemim tertemizdi... Bir de imdi b akn !
(Hakikaten gemide temizlikten eser yoktu)
rm

da

tayfala

temiz ve namuskard. ..

- Bu hayvanlar gemiye yklemei

siz kabul

ettiniz.
- Hay o sizin menhus adanz gremez olaydm.
yle bir adada hayvaniara ne lzum var bilmem ki?.
Sonra da bu hiznetini... Evvela onu adam zannedi
yordum ... Deliymi neerse...

Geminin knda ne

Ji var? Gemi babanzn mal n zannediyorsunuz?

- llk

gndenberi tayfalarniZ biareyi

tartakla

yp duruyorlar.
- Biare mi? Hangibiare...

eytan... Menhus

bir eytan o herif... Adamiarm onun yzn gnne


e

tahamml

edemiyorlar. Ben hele hi istemiyorum.

Kimse ondan hobnmy<.;r- Siz bile holanmyorsunuz.


Mongomeri kaptann szn kesti :

- O senin vazifen deil, yalnz onu rahat brak


o kadar.

Doktor, szlerini,

baile yapt

sert iaretlerle

takviye ediyordu. Fakat bu sefer de kaptan kavgaya


devam etmek istediini gsterir bir tavrla sesini yUk
seltti:
- Bir daha bu tarafa gelirse ikembesini deerim
keratann! Hem siz kim oluyorsunuz? Bana ne bakla
emir verrnee kalkyorsunuz? Kaptan benim ve gemi
bana aittir. Burada kanun benim. Kanun ve peygam
ber ! Ben Arika'ya kadar bir adam, bir de hizmetisini
gtrmei, sonra da onlan birka hayvanla beraber
geri getirmei kabul ettim. Bu yolda bir mukavele
yaptm. Yoksa Allahn belas bir budalay, bir de ke
mi kesici, pis kk, murdar . . .
Kaptann doktora

hitaben

bylece devam ederken

savurduu

doktor-un bir

kfrler

adm attn

grdm. Derhal nledim:


- Sarhotur, ilimeyin, dedim.
Kaptan gittike aztyor, kfrlerini

daha ar

latryordu.
Mongomeri'nin gzlerinde

ve

solgun

yznde

yakn bir tehlike iareti sezdiim iin birdenbire kap tana dnerek :
- E artk yeter ! diye bardm.

Bu hareketimin kfr sanan kendime evir


mekten baka faydas olmad. Fakat ne olursa olsun
memnundum.

Zira kaptann dmanln kazanma

ma ramen dn nn alm oluyordum.


Yaptm bunca seyahatler esnasnda, ok muh
telif snflar-a mensup insanlarla dp kalktm hal
de, bu kadar baya ve bu kadar kaba kfrler-in bir
insan azndan, mtemadiyen akan bir sel halinde ta
p dkldn hi

iitmemitim.

Kfrler

bazan
15

kadar hakaretfuniz bir ekil alyordu ki, tab'an ok


sakin bir adam olduum halde kendimi glkle zap
tedebiliyordurn.

Kaptana susmasn ihtar ederek k.tm vakit,


kendimin her trl vastadan mahrum bir insan en
kaz olduumu galiba unitmutum. stelik seyahat
creti de vermi deildim. Kaptann merhametine,
ulfrvvcenabna iltica etmi, yahut da icabmda omm
hasis menfaatlerine hizmet etmek mecburiyetinde kal
m bir vaziyette idim. Bu vaziyetimi sert ve barit ta
vrlarla bana ak ak hatrlatmaktan ekinmedi.
Ne olursa olsun de mani olmutum ya !

HI

n
MONGOMER'NN SZLER

O akam gne batarken, kara gzkt ve gemi

yanama hazrlna balad.

Mongomeri bu adann,

isimsiz ada olduunu ve kendisinin buraya kaca


n haber verdi. Henz adann sahillerini gzle farke
demiyecek kadar uzaktaydk ;

gzrnle seebildiim

ey denizin solgun mavilii arasnda beliren bulank


mavi bir eritten ibaretti. Dmdz bir duman stunu
semaya doru ykseliyordu.

Karann grndn

haber verdikleri vakit, kaptan gvertede deildi. Hid


detini tamamile yendikten sonra sallana sallana ka
marasna inmi ve deme tahtas zei-inde szmt.
Kumanda mevkiine ikinci kaptan gemiti !
Bu, dmen banda grdmz zayf ve skuti
adamd ; onun da Mongomeri ile arasnn iyi olmad
anlalyordu. Bize dikkat bile etmiyordu. Yeme

i onunla beraber yedik.

Benim,

konumak iin yap

tm btn gayretiere ramen yemek esnasnda de


rin,

samurtkan bir skftt hkm srd. Tayfalann da


Doktor Moro'nun Adas

:!

17

arkadama ve hayvanlarna kar garip bir

tarzda ve

dmanca baktklarn grdm.


Nereye gittiini, bu hayvanlar ne yapacan sor
duum vakit Mongomeri daima sk1t ediyordu. Ben
de, bu hal karsnda merakm a:-tnakla beraber, srar
etmiyordum.
Gkyz yldzlarla doluncya

kadar

gvertede o-

1urduk.
ok sakin bir gece idi.

Arasra
bazan

da iitilen grltlerden ve

geminin ba tarafn
hayvanlarn yaptk

lar hareketlerden baka, ;kutu ihlal eden hibir ey


yoktu. Kafesinin

iinde

bzlm yatan pma parlak

gzlerile bizi seyrediyor, kpekler uyeyordu.

Birer

sigara yaktk.
Mongomeri Londradan

bahsetmee balad.

radaki son havadislerden malumat istedi. Sesinde ne


damete benzer bir hal sezdim. Yaad hayattan mem
nun iken o hayat birdenbire ve nir daha kavumamak
zere terketmi bir adam gibi konuuyordu. Sualleri
ne, uradan buradan bahsederek elimden geldii kadar
cevap verdim ve bu mddet zarfnda onun halindeki
btn garabetleri bariz bir surette grrnee baladm.
Hem konuuyor, hem de puslay

hafif

aydnlatan

+enerin

altnda onun solgun ve herkese benzcmiyen

yzn tetkik ediyordum. Sonra nazariarm

karanlk

denizin stnde onun karanlklarda sakl kk ada


sn arad.
Bana yle geliyor

srf

ki

bu adam Allah tarafndan

benim hayatm kurtarmak iin gnderilmiti. Ya

rn gemiden ayrlacak ve benim muhitimden kaybola

cakt.
18

Daha eherrimiyetsiz ahvalde bile bu hadise beni

azok dndrecek mahiyette bir eydi ; imdi ise kar-"

mda, bu ssz ve mehul adada yayan mnevver bir

adamn garabetle dolu tarz hayat ve bilhassa eya-


snn barikulade bakal vard. Bittabi merakm

git

tike artyordu.
Kaptann sualini kendikendime dnii.yor, zihnim
de tekrarlyordum. Doktor bu hayvanlar ne yapacakt?
Bu hayvanlar hakknda ilk defa sorduum suale ceva
ben niin onlarn kendisine ait olmadn iddia et-
miti? Sonra uann halinde yle garip bir ey vard
ki, beni tuhaf bir tesir altmda brakyordu. Btn b u
teferruat, b u adam esrarengiz bir mahiyete sokuyor,.
muhayyilemi kurcalyordu.
Onu istintak etmekten ekiniyordum.
Gece yarsna doru, Londra hakkndaki mba
hasemiz tkendi.

Kpeteye dirsek dirsee abanm.

gzlerimizi sakin ve yldzla dolu denize dikmi, bul


yaya dalmtk. Onun hissiyatn okamann tam zama
n

olduunu dnerek, ona kar minnettarlmdan

babsetrnee baladm.
- Hayatm kurtardnz

sylememe msaade

edersinh deil mi?


- Tesadf, sadece tesadf!
-

yle de oba, t.-:.s;(Hife alet olduunuz iin yine

size teekkr etmek ::ce:.,,,


- Hi kimseye te;ekkr etmeyiniz. Sizin yardma
ihtiyacnz vard, ben

de

:-:

.-:

Y"dr.. edecek mevkide

idim. Mesela nadir bir bcek bulduum zaman onu

nasl muhafazaya alrsam, sizi de ayni ekilde r:u


hafaza ve tedavi ettim. Burada fena halde canm

sk

lyordu, bir eyle megul olnak ihtiyacn duyuyor-

19

dum. ayet atl bir gunum olsayd, yahut da simanz


beni alakadar etmeseydi, ite o zaman haliniz yaman
olurdu.
Bu szler minnettarlm ifade hususundaki arzumu biraz dindirdi. Tekrar sze baladm:
-Ne de olsa ...
Szm kesti :
- Sizi ternin ederim ki bir insann hayatta tesadf
ettii her ey gibi bu da anstan ibaret. Bunu anlam
yan aptallardr. Mesela ben Londrann btn zevkle
rinden istifade eden mes'ut bir adam gibi yayacau:n
yerde, neden imdi medeniyet dnyasndan kovulmu
bir malluk ..qlinde burada bulunuyorum? nk bun
dan on bi:- sene evvel sisli bir gecede on dakika iin
aklm kaybettim.
Sustu.
-Sahi mi? diye sordum.
kadar ite !
Tekrar sustuk. Birdenbire glnee balad.
- Bu yldzl gecede insann enesini geveten bir
hal var, dedi. Manaszlk olduunu biliyorum. Fakat
yine iimde anlatmak arzusu var...
-Aniatacanz ne olursa olsun, bende kalacana
emin olabilirsiniz. Eer teredddnz bu ise ...
- O

Balamak zere iken durdu, pheli bir tavrla


ban sallad.
Ben szme devam ettim :
-sterseniz sylemeyin, bana ne! Hem mademki
bir srdr, saklamanz daha doru olur. Bana bu srn
tevdi etmekle kazanacanz ey zayf bir teselliden
baka bir ey deildir...

20

Anlalmaz birka sz mrldarid. Herhalde onu,


derdini dkmek istedii bir zamanda ele geirmi bU'
lunuyordum. Fakat dorusu, bir tp talebesinin Lond
radan bu kadar uzak . bir yere: gelmesindeki

sebebi

aratrnay ve renmeyi de hi merak etmiyordum.


Bunu ben kendim de tahayyl edebilirdim. Omuzlarm
silkerek oradan uzaklatun.
Geninin knda, kpeteden denize doru sark
m, dalgalar seyreden sessiz ve siyah bir ekil gz
me iliti.

dun.

Mongomeri'nin hizmetisi olduunu anla

Yaklatm zaman omuzlar zerinden bam e

virerek

bana bakt,

sonra yine denizi temaaya de

vam etti.

Bu size belki de manasz bir ey gibi gelecektir.


Fakat benim iddetle nazandikkatimi celbetti. O sra
da civarda bulunan yegane k, puslamn feneri idi.
Siyah yzl uan ehresi, gvertenin karanl iin
de fenerin ziyasna doru dnd bir saniyelik za
man zarfnda, bana bakan gzlerinin, soluk yeil

bir

prlt ile parldadn grdm.


Baz insanlarn gznde krmzmtrak

bir ziya

nereden hassa mevcut olduundan o zamana kadar


malilmatm yoktu. Onun iin bu yeil parlt bana ta
mamile gayritabii grnd. Bu siyah ehrenin ze
rindeki ate gibi yanan gzler zihnimi altst etti, o
cukluumun unutulmu korkular bir an iin iimde

tekrar

canland. Sonra bu tesir, geldii gibi geti. im

di gzmn nnde sade, kpeteye dayanm siyah

bir

glge duruyordu.
Mongomeri'nin bana hitap eden sesini iittim :
- Artk kafi deil mi? Gidip yatalm, diyordu.

21

Aa indik. Kanarann

kapsnda bana,

rahatlk versin, dedikten sonra

aynld.

Allah

Uykuda kt kt ryalar grdm. Ge kan a

ym ziyas iine solgun ve bulyal bir huzme


halinde szlyor, duvarlarda korkun glgeler ya
pyordu. Sonra kpekler uyand, havlamaa ve ulu
roaa baladlar. Uykum bsbtn kabuslarla doldu.
Ancak sabaha .kar biraz. rahat uyuyabildin.

22

III

ADAYA lKl

Hayata avdetimin ikinci gn, yani denizden kur


'tanldnn drdnc gn sabah, alacakaranlkta.
:lop sesleri ve klabalklarla dolu bir ryadan uyan
dm.
Tepemden bouk ve ksk sesler geliyordu. Gzle
rimi outurarak bu grltty dinledim, nerede bu
lunduumu glkle hatrladm.
O esnada yine tepemde plak ayak grltleri
oldu. Ar bir takm eyann yerinden oynatldn
hissettim. Daha sonra sert bir atrt ve bir zincir a
krts iittim. Olduu yerde dnen geminin yanlarna
<;arpan dalga seslerini duydum ; sarmtrak yeil bir
dalga karnarann kk penceresl.re arparak kpk:
halinde dai;rld. Alelade giyinerek . gverteye frladn.
Ambar azna geldiim . zaman, henz domakta
olan gnein rengile pembeleen semaya mrtesem bir
halde kaptann geni srtn ve kzl kafasn gr
dm.

Omuzlarnn bizasnda

pmann

vin

zerinde
23

sallanan kafesi grnyordu. Biare hayvan, fena hal


de korkmu, kk kafesinin bir kesine bzlm
t.
Kaptan avaz kt kadar baryor:

1e

- Defedin, defedin bu musibetleri, diyordu. He-

kr gemi temizleniyor, gemi temizlerriyor artk r

Yolurnun zerinde durduu iin, ekilsin diye, e

limi omuzuna koydum. Sryarak geri dnd ve y


zm iyice grebilmek iin, sallanarak birka adm
geri ekildi. Sarho olduunu anlamak iin

yzne

bakmak kafiydi. Aptal aptal bana bakarak:

- Vay, bu kim? Ha! ey ... Mister... Mister?


Ben:
- Prendik, dedi.
- Frendik mi? Haydi efendim isine! Senin ismin

enen Prt!

uun

a ly r

? Miste

enen Prt

Bu hayvan he,rife cevap verrnee demezdi. Fakat


bana oynamak istedii fena oyunu da tahmin edemez

dim. Mongomeri, va pura yeni girdii anlalan uzun

boylu, beyaz sal, arkasnda mavi renkte kirli bir fa


nila bulunan bir adamW., iskelenin yanmda ayakta. ko
nuuyordu. Kaptan elini o tarafa uzatarak bana ba
rd:
- O tarafa, enen. Prt, o tarafa

Mongomeri ve . arkada, kaptann sesini iitince,


bizim olduumuz tarafa dndler. Ben kaptana :
-Ne demek istiyorsunuz? diye sordum.
-"- O tarafa diyorum, enen Prt efendi! Dan,
gemiden dar; ite bunu demek istiyorum, aniadn
m? Ortal temizliyoruz! Sevgili genimi tahliye edi

yorum, sizler de dan,. haydi bakalm!

24

Hayretle yzne baktm. Sonra dndm ki he

rifin teklifi benim de arzuma muvafkt. Bu fkeci.


kaba

a damla

tek

bama

bir

mek hi iime gelmiyordu.

gemide

sey ahat

Mongomeri'ye

et

dndm.

Ar-kada souk bir eda ile:

- Sizi alamayz, dedi.


Yeis iinde :

Nii.u :
kadar tesadf ettiim en azim

- Beni a!anaz msnz? dedim.

adam,
kar, en metin
Bu

o zamana

ehreye malikti. Bu sefer kaptana dn

dm:
-- Bana bakn kaptan ...

Diye

sze balarken, sarho herif, szm kesti:

- Dar... Benim gemim ne hayvanlara, ne de


hayvanlardan daha beter sizin gibi adamlara mahsus

deildir.

Gemiden kacaksmz. Mademki sizi istemi

yorlar, ben de sizi ortada brakrm.

Ne yaparsanz

yapn, arkadalarnzla beraber gemiden kn. Bir da


ha da bu adaya ayak basacak deilim! Bu kadar kafi!
Mongomeri'ye yalvarmak istedim. Dudan bk

t, ban sallad, uzln boylu ihtiyar iaret ederek,


kendi elinden bir ey gelmiyeceini anlatmak istedi.
Kaptan bana :
-. Durun, ben icabna bakarm, dedi.
c arasnda bir mnakaa balad. Ben her
ne de yalvarmya baladm. Evvela beyaz sal

ma

ada
ri

yalvararak karaya knama msaade etmesini

ca ettim; sonra gemide alkoymas iin

sarho

kaptaia

yalvardm; hatta tayfalara bile. Mongomeri azn bile

25

aruyor, ban sallamakla

iktifa ediyordu.

Kaptan

ntcmadiyen :

- Gemiden dar kacaksnz, diyorum size. Ben


kanm manun tanman. Burann hakimi benim!

di

yordu.
Kaptan tehditlerini- aztnnya balaynca susma
a mecbur oldum, ve ne yapacaun bilmez bir halde
geminin kna sndm.
Bu mddet zarfnna tayfalar sratle, sandklar,
kafesleri ve hayvanat kannakla meguldler.
Adeta bir gemi gibi tehiz edilmi geni bir mavna,
geminin yanna yanam, eyay yklyordu. Sandk
l ar mavnaya ykliyenleri gremiyordun. nk bizim
geminin karn aay grmiye mfuiydi. Ne Mongomeri,
ne de arkada bana dikkat bile etmiyorlar, eyay bo
altan tayfaya yardm etmek, onu idare etnekle ok
megul bulunuyorlard. Kaptan da onlara yardm edi
yordu, fakat gayet acemice.
Bir iki defa aklndan ok nevmidane ve ok ce
surane har:ketler geti. Akibetimin ne olacan

bek

lerken, u akn halimi dnerek gayriihtiyarl gl

dm. Sabahtanberi bir ey yemenitim. Bu, beni bs


btn fena ediyordu.
Alk ve

kandaki

zerrattan bir ksmnn azalmas,

insann btri cesaretini knnaa

kafi geliyor.

kovmak istiyen kaptana mukavemet edecek,

B
yahut

doktora ve arkadana kafa tutacak kuvvetim olmad


n hissediyordum. Binaenaleyh, bir kenara ekilerek
hadisata intizar etmee baladm.
Mongomeri'nin eyas,

26

ben orada mevcut

deil-

mm gibi,

harl hani

gemiden mavnaya yklenmek

te berdevamd.
Nihayet tahmil ii bitti. Beni zorla srkliye s
rkliye iskeleye kadar getirdiler. Ben de pek gevek
mukavemet ediyordum. te o zaman, Mongomeri ile

beraber mavnann iinde bulunan insanlarn garip

killerini grebildim. Fakat, artk gemide baka eya

kendimi

kalmad iin, mavna sratle almaya balad.


nmde alan yeil girdaba dmernek iin,

btn kuvvetirole

geriye attm.

Mavnadaki adamlarn halime gldklerini,

Mon

gomeri'nin de onlara ktn iittim. Sonra kaptan,


ikinci kaptan ve bir tayfa beni geminin kna doru
srklediler.

iple gemiye

Batan Dame Altiere gemisinin

filikas

bal duruyordu. Yarsna kadar su dolu

idi. Krekleri olmadktan baka iinde yiyenek

nanu

na da hibir ey yoktu. Binrnek istemedim ve kendini,


upuzun, gverteye attm. Bir mddet uratktan son

ra - kta merdiven bulunmad iin - beni belimden


bir ip balyarak zorla iilikaya indirdiler ve gemiye
bal olan halat kestiler.
Filika yava yava gemiden uzaklat. Btn tay

fann i bana koutuunu, ve geminin yava yava


olduu yerde dndn bir nevi aknlk iinde sey
rettim.
Rzgarn tazyiki altnda yelkenler rpnarak

ti, dalgalarn dvd teknesinin ban doru alabanda


ettiini grdm. Sonra gemi sratle uzaklamaa
lad.

Onun

gidiini

grmek iin

bam evirmedim ;

uradm bu hale inanamyordum. Bitkin bir halde

27

:fililcann

iine

ktm, dalgm dalgn bo ve sakin de

nize baknaa baladm.

Nihayet, ikini defa olarak bu kk ehennemde

nahpus ve

denizin dibine gitmek zere olduumu d

nebildim . Bam uzatp baktm zaman nihayetsiz


denizin ortasnda mtt:;madiyen uzaklaan gemiyi, ve
geminin knda da benimle alay eden kaptann bam
grdm.
Adaya doru dndm,
gittike ufalyordu.

karaya yaklaan

navna

Birdenbire beni byle terkeden

adamlarn yaptklar hareketin alakl gzmn

nnde canland. Aknt nn

yardm olmadka, adaya

yaklanama kat'iyyen imkan yoktu.


Henz birka gn evvel geirdiim bulranlar ve

alk
belki

neticesinde ok zayf dmtm. Byle olmasa

biraz

daha

cesaret gsterebilecektim.

undanberi yapmadm
alanya baladm.

ocukh.

bir ekilde hkra hkra

Yanaklarndan

Byk bir mitsizlik iinde idim.

yalar akyordu.
Filikay dolduran

suya yumruklar indiriyor, kaburga tahtalarn iddet


ie tekmeliyordum. Canm almas iin, bara bara,
Allaha yalvannaa baladm.
Filika gayet ar bir surette arka doru ilerliyor
ve adaya yaklayordu.

esnada mavnann geri dn

dn ve bana doru gelnee baladn grdm.


Adamakll yklyd. Yaklat zaman, mavnann ar
ka tarafnda sandklarn ve kpeklerin arasna yerle
mi olan Mongomeri'nin arkadann beyaz sal ba
n ve geni omuzlarn grdm.
Hibir hareket

yapmadan ve hibir sz syleme

den sabit bir bakla bana bakyordu. Siyah yzl sa-

28

kat adam da, pmann

kafesinin

yanna melni,

vahi gzlerile beni szyordu.


Mavnada vahi klkl kii, garip mahlO.k da

ha

gm

vard. Kpekler imdi de onlara hrlyor, azgn az


havhyorlard.

Dmende duran Mongomeri, mavnay benim fi


likann yanna kadar getirdi ve filikay mavnann ar

kasnda yedee balad. Mavnanm iinde beni

sdra

cak yer kalmamt.


Deminki yeis ve inkisarmdan imdi eser yoktu. Ba
na yaklatklar zaman seslendiler, cesaetle cevap ver

dim. Filikann yarya kadar su dolu olduunu syle

dim. Bana bir marapa uzattlar. Filikann suyunun

bo

altmaa baladm. Bu i epeyce srd.


Filikada hibir sakatlk yoktu.

indeki

kpetelerden aan sudan ibaret olduunu

suyun,

anladm.

Suyu tamamile boalttktan sonra mavnadaki adan

lar

rahat rahat tetkik etmee baladm.


Beyaz sal adam el'an beni dikkatle szyordu.

Fakat halinde, deminkine nazaran bir mahcubiyet g


riir gibi oldum. Gzlerimiz karlanca ban edi ve

hacaklar arasnda yatan kpee baknaa koyuldu.

ri yapl, gzel alnl ve ehresinin hatlar kaln


ca bir adamd, gzlerinin altnda, ekseriya ya ilerle
dike hasl olan buruukluklar vard.
doru

den

ifade veriyordu.

kenarlar

yuzune

Mongomeri ile

ri

aznn aa

azinkar

konuuyordu,

bir
fakat

b kadar yava sylyordu ki iitemiyordum. Nazar

larn ondan ayrarak mavnadaki

tayfay

tetkik

etitm . ok tuhaf insanlard. Yalnz yzlerini grebili-

29

yordum,

ve bu

yzlerde

yle

tarife smaz bir ey

vard ki bir nevi tiksinme duydum.

ne

Bu ehreleri daha dikkatle tetkik ettim. Fakat


tiksinme hissi geti, ne de o hissi tevlit eden

sebebi kefcdebildim. O anda bunlar, siyah renkli


insanlar zannetmitim ; . fakat el ve ayak parmaklan
na varncya kadar vcutlerinin btn azas kirli be
yaz renkte ince bir nevi kumala sk sk sanlmt.
arkta grdm baz kadnlar mstesna olmak ze
re, bu derece sk surette kapal insan nmunesine hi
bir yerde tesadf etmemitim. Balarndaki sarkiarn
altndan, gzlerilc beni tecesss ediyorlard. Alt e
neleri ileri doru kk, salar siyah, uzun ve yam
yass idi. Oturmu olduklar halde, vcutlan, o za
mana kadar gr.dm muhtelif rktaki insani ann
hepsinin vcudUnden daha iri grnyordu. Beyaz
sal adann boyu en aa alt kadem olduu halde,
bunlar onun tepesinden bakyorlard. Biraz sonra
iin farkna vardn. Boylan hakikatte benim boyum
dan farkl deildi. Yalnz gvdeleri gayritabii bir u
zunlukta ve vcutlerinin aa ksm ok ksa, hacak
lar acibekil ve eri br idi. Herhalde bariku
lade irkin eylerdi. Mavnann banda da gece ka
ranlmda gzleri parlyan siyah yzl adam otur
mutu.
Ben onlar tetkik ederken,

gzleri benim ken

dilerine doru bakan gzlerime tesadf ettike ba

larn evirerek nazariarn

benden

kardlar.

Bir

yandan da gizli gizli bana bakmakta devam ettiler.


Baklanmn, canlarn sktn
30

tahmin ederek ba-

n evirdim ve btn dikkatimi gittike yaklat


mz adaya tevcih ettim.
Adann sahili alakt

ve

birtakm

kaln neba

iatla dolu idi. Bilhassa bir nPvi palmiye fazla miktar


da mevcutt'l. Adann bir noktasndan semaya doru
ince bir b-11ar stunu ykseliyor ve byk bir irti
faa kadar ktktan sonra orada

ty halinde dal

yordu. imdi, iki burun arasnda geni bir koya giri


;rorduk.

Sahil donuk kl renginde

bir kumluktan

ibaretti. Sert bir myil halinde deniz satbndan altm,


yetmi kadem irtifaa kadar ykseliyor ve orada aa

lar

ve allklarla dolu gayrimuntazam bir nntakaya

mntehi oluyordu.
Sahilin

bir

tarafnda,

etraf

ksmen

ksmen de sngerta ve mercanlardan

lavlardan,

rlm bir

duvarla evrili drt ke bir mahal vard. Bu duvarla


l;evrili mahallin stnde saman

rtl iki dam g

rnyordu.
shilde bizi ayakta duran bir adam bekliyordu.
Uzaktan yokutaki allklara doru,

acayip

klkl

malluklarn katklarn grr gibi oldum. Yakma

geldiimio: zaman meydanda bir eyler yoktu.


Ayakta bekliyen adam orta boylu, zenciye ben
zpr renkliydi.

Prl".t,

Dudaksz gibi duran gayet geni bir

fcvkalade uzun ve sska kollan vard. Ayaklar

bihlik ve ensiz, hacaklar arpkt.


Hayvan kafasn andran ban nne doru u
;o,t.r:s, elisimizi seyrediyordu. Mongomeri ve arka

da gibi. onun da arkasnda ve ayaklarnda mavi a


yaktan ceket ve pnntalon vard.
Biz sahile yaklanca bu adam btn azasn aca-

31

yip bir ekilde oyuatarak teye beriye komaa ba


lad. Mongomeri'nin verdii emir zerine, mavnada

ki

tayfa, fevkaHide beceriksiz hareketlerle

kalkarak yelkenleri indirdiler.

Mongomeri,

y mahirane bir manevra ile sahile

ayaa

mavna

yaklatrd

ve

kumsalda yaplm olan bir nevi kaykhaneye soktu.


Omurgalann karaya srtndn
benim filikann, mavnann dmenine
limdeki tahta marapay

hissettim ve

arpmasna

dayyarak mfui

olduktan

sonra ipi zdm ve karaya atladm.


Sarglara sarl olan adam,
lar, derhal onlara yardma

mavnarlan atlad

koan sahildeki

adamla

birlikte ve vcutlar alelacayip kvrntlarla erile b


rle, mavnay boaltnaa baladlar.
Sargl adamlarn

vcutlerinde

en fazla

nazar

dikkatimi eelbeden nokta bacaklannn garip tarzdaki


hareketleriydi. Bu baeaklann hareketi dik, sert veya
zorluklu deil, fakat tarif edilenyecek tarzda ekil
sizlendirilmi, mafsallar tersine dnm gibi bir ha
le getirilmiti.
Beyaz sal adam kpekleri zincirlerinden tuta
rak sahile inerken, hayvanlar hala tayfalara bam
yor, zincirlerini koparacak gibi ekitiriyorlard.
Uzun bedenli adam grtlaklarndan gelen tu
haf bir sesle aralarnda konuuyorlard. Mavnann ar

kasnda ykl bulunan birka dengi indirecekleri va

ldt,

sahilde bekliyen adam onlara hitaben, mfuasn

anlyamadm bir lisanla


syledi.

telal teHil

Buna benzer sesleri

iittiin hatrlyor,

bir eyler

baka bir yerde

daha

fakat nerede iittiin bulam

yordum. Beyaz sal adam hem azgn kpekleri zap32

tetmee alyor, hem de onlarn havlamalan arasn


da bararak emirler veriyordu.
Mongomeri, mavnanm dmenini kardktaa
sonra yere atlad ve eyann boalmasna nezaret et
rnee balad. Uzun mddet ektiim aln verdii
halsizlik, ve plak bam kavuran gne, bende yar
dm edecek takat brakmamt.
O ralk, beyaz sal adam benim mevcudiyetimi
ha:trlam gibi birdenbire bana doru ile'rledi ve :
- Hali1izden yemek yemedinizi anlyorum,
dedi.
Ufak kara gzleri kaln kalarnn altmda parh
yordu.
- Daha evvel dnmediim iin beni mazur
grnz . . . imdi misafirimizsiniz. Sizin istirahatinizi
temin etmekle mkellefiz. Vaka davetli misafir de
ilsiniz amma . . .

Keskin nazariar gzlerimin t a iine nfuz edi


yordu.
- Msy Prendik, sizin mnevver bir zat oldu
unuzu, fenle itigal ettiinizi Mongomeri bana sy
ledi. Bu hususta sizden biraz daha tafsilat rica ede
bilir miyim ?

Kendisine birka sene fen kolejine devam et


i;,rimi ve sonra bir alimin nezareti altmda muhtelif
biyoloji tetkikat yaptm anlattm.
Bu szlerim zerine kalarn hafife kaldrd ve
szlerine, mahsus bir hrmet edas katarak dedi ki :
- imdi meselenin rengi deiti Msy Prendik.
Tesadille baknz ki biz de biyoloji mtehasssyz.
Buras baz cihetlerden bir nevi biyoloji istasyonudur.
Doktor Moro'nun Adas

!3

Gzlerile pmanm kafesi.ni duvarla rtl ma


halle doru sridiyen beyaz elbiseli insanlarn hare
katn takip ederek :
- Evet, dedi, biz de Biyoloji mtehasssyz, ya
ni daha dorusu Mongomeri ile ben.
Bir mddet sustu, sonra devam etti :
- Buradan ne zaman gidebileceimizi tayin ede
mem. Bu ada, malum olan yollarn hepsine uzak bir
noktadadr. On iki ayda, on be ayda bir ancak vapur
yz grebiliyoruz.
Bu sz syledikten sonra birdenbire benden ay
nld, yokuu trmanarak kafesi tayan adamlara
yetiti ve zannederim onlarla beraber duvarla rtl
mahalle geti.
teki iki adam Mongomeri'nin yannda

kalm

lar, onunla beraber alak tekerlekli bir arabaya ufak

birtakm denkler yerletiriyorlard. Lama, tavan


kafeslerile beraber daha mavnarun iinde duruyordu.
Mavnada bir kpek srs daha vard. Arabann yk
lenmesi bitince onu da ekerek gtrdler.
Biraz sonra Mongomeri dnd, yanma geldi ve
elini uzatarak :
- Kendi hesabma ok mernnunwn, dedi. O kap
fena bir adamd. Kimbilir elinden neler ekecek
tiniz ?
- Hayaturu gene siz kurtardruz.
- O cihet belli olmaz. Bu adann ne cehennemt
bir yer olduunu yaknda anlarsnz. Beni dinlerseniz
ok hesapl ve mteyakkz hareket ediniz. nk o . . .
tan

Tereddtle

vazgeti.

34

durdu, ve sylemek istedii

szden

- u kafesleri boaltalm, dedi.


Tavan kafeslerini indinnee baladk. Birinci
kafesi indirir indirnez kapan at ve kafesi tepe a
a evirerek btn tavanlar karmakark yere
bott. Tavanlar stste teker meker yere yuvar
Iandlar. Ellerini birbirine vurdu, hayvancklar, sn
yarak yokuu btn sratlerile trrnanmaa ba
ladlar.
Mongomeri tavanlara baryordu :
- oal n, aaln evlatlarm, u aday doldurun.
Son gnlerde et bulamaz olduktu.

Ben kaan tavanlar seyrederken beyaz sal


adam, elinde bir ie iki ve biskviler olduu halde
geldi. Evvelkine nazaran ok daha sanint bir tavrla
bunlar bana uzatarak :
- Size biraz vakit geirecek kadar ey getirdim
Prendik, dedi.
Ben teklifsizce biskvileri aldm ve yemee ba
ladm. Bu srada beyaz sal adam Mongomeri ile
birlikte yirmi kadar daha tavan kafesten kard.
Fakat kafeslerin hepsini boaltmadlar, geri ka

lan dolu kafes, duvarl tarafa gtrld.


Biskvileri yedim. Fakat ikiye
nk kat'iyyen alkol kullanmam.

dokunmadm.

35

IV
SVR KULAK

Etrafmda grdm her ey bana garip grn

yordu. Vaziyetim

o kadar nagehani maceralarn

mah

sul idi ki, her grdm eyin brnd gayrita


biilii, ayr ayr ve vazl bir surette

tefrik etmee

muktedir deildim. Duvarl mahalle doru gtrlen


lamann kafesini takiben o tarafa yrdm. Mango
neri yanma gelerek ta duvarlardan te tarafa ge
memekliimi rica etti. O zaman grdm ki pmann

kafesi ve dier eyalar tamamen kapnn dnda b

raklmt.
Arkama baktm zaman tamamen boaltlm o

la n mavnann karaya ekilmi olduunu grd m.

Be

yaz sal adam bize doru geldi ve Mongomeri'ye hi


taben :
- imdi bu kendi gelen misafirle megul olmak
lazm. Onu ne yapacaz? dedi.
Mongomeri :
- Misafirimizin fennt maillinat ok salam,
ye cevap verdi.

36

teki, gzlerinde ant bir pnlt ile bakarak,

baile

duvarlar iaret etti ve :


- Bu yeni gelen vesait zerinde

fena halde sabrszlanyorum, dedi.

almak

iin

- Hakisnz !
- Kendisini oraya nderemeyiz, yeni bir kul-

be yapnaa da vaktimiz msait deil. Hemen imdi


den esrarmz da retemeyiz.
Ben sze kararak :
- Elinizdeyim, nasl isterseniz yle yapnz, de

dim.
Beyaz

sal adam benden

bahsederken

coraya

gnderemeyiz dedii vakit ne demek istediini anlya


manutm. Mongomeri :
- Ben bunlar hep dndm, dedi. Benim odamm kaps harice alyor, orasn verelim . . .

- Mkemmel !

mz birlikte duvarl mahalle doru yrdk.


- Bu esrardan dolay bizi mazur grmenizi rica
ederim Msy Prendik.

Fakat terifinize

muntazr

deildik. Kk messesenzin ufak tefek baz srlan


vardr. Mavi sakaln odas gibi bir ey. Fakat hakikat
te . . . makul dnen bir insan iin . . .

hi de mthi sa
sizi henz ta

ylacak bir ey yok. Yalnz imdilik . . .


nunadmz iin . . .
Cevaben :

- Elbet, dedim, bu tedbirlerinizden . dolay ama

cak olursam mnasebetsizlik etmi olurum.


Beyaz sal adamn kocaman a hafif bir tebes
rumle

kvrld ve bu cenilekArlma

mukabeleten

37

ban sallad. Glerken sade dudaklarnn kenan a


a doru kvrlan skuti insanlardan biriydi.
Duvarla evrili mahallin cmle kaps yanndan
getik. Bu, gayet kaln, demir emberlerle takviye e

dilmi, smsk kapal bir kapyd.

Mavnadan kan

eyalar bu kapnn nne ylmt. Kede baka bir


kap daha vard ki, henz grmemitim. Beyaz sal
adam, mavi ceketinin yal cebinden bir yn anah
tar kard, kapy at ve ieri girdi. Bu anahtarlar
ve bu mulak kilit tertibat bilhassa nazardikkatimi
celbetti.
Adamn

arkasindan ben

de

girdim.

Girdiimiz

yer, basit bir tarzda, fakat konfirlu denmi kk


bir odayd. Ta deli bir avluya alan dahi bir ka
ps vard. Aralk duran bu kapy Mongomeri der
hal kapad.
Odann en kuytu kesinde tavana asl bir ha
mak duruyor. Oda, deniz tarafna alan camsz ve

demir parmaklkl dar bir pencereden ziya alyordu.

Beyaz sal adam bu odann bana tahsis edildi


ini ve bir kazaya meydan vermemek iin br taraf
tan kilitliyecei dahill kapnn almamas ve geilme-
mesi icap eden bir hudut olduunu izah etti. Pencere-
nin nne konulmu olan rahat bir koltuu, ve ha
makn yanndaki rafta duran eski kitap dizilerini gs-
terdi. Bu kitaplarn ekserisi cerrahi kitaplar ve yu
nanca yahut latince klasik eski eserlerdi.

Glkle

okuyabUdim.
Dahill kapy bir defa

daha

katianmamak ister gibi harice

gitti.
38

amak

alan

zahmetine

kapdan

kt

Mongomeri :
- Yemeklerimizi daima bu odada yeriz, dedi.

Sonra aklna birdenbire bir ey gelmi gibi frlad. tekinin arkasndan kotu :
- Moro !
Diye seslendiini iittim. Fakat bu kelime, o da-:
kika iin fazla nazardikkatimi celbetmedi.
Biraz sonra, kitaplar gzden geirirken, bu hi
tap tekrar aklma geldi. Bu ismi acaba nerede iit
mitim ?
Pencerenin onune oturarak kalan biskvilerini
itahla yemee baladm. ittiim isim hep kulak
lanmda :
- Moro ? . . .
Gene o beyazlar gynmi hari kul ade malluklar
dan birini pencereden grdm. Kurnun zerinde bir
sand ekerek gtryordu. Biraz sonra gzden
kaybettim. Sonra dahili kapnn kilidine bir anahtar
sokuldu ve kap dardan kilitlendi. Bir mddet da
ha geti. Kapanan kapnn arkasnda mavnadan g:a-
tirilen kpeklerin grltsn iittim. Havlamyor
lar, fakat sert sert soluyorlar ve homurdanyor!ard.
Durmadan dolatklarn ve Mongomeri"nin onlan
teskine altn iitiyordum.
Bu iki adamn, u drt duvar arasndaki esrar
gizlemek iin ittihaz ettikleri tedbirler, zerinde kuv
vetli bir tesir yapnaa balamt. Uzun mddet bun
lar ve Moro isminin bana yabanc gelmemesi cs
babn bir trl tayin ederneden dndm. Fakat
insan hafzas ok garip bir ey. Herkese malCtm 0lan bu ismin mahiyeti hakknda, o dakikada . hibit

39

eY

hatrlyanadm. Sonra

zihnim

gene sahilde gr

mahlfrkun gay
rikabili izah garabetine sapland.
Bu mahlfrkun sand srklerken yapt hare

dm beyaz sarglara sarl biimsiz

ketler kadar garip ve biimsiz harekete hibir kimse


de tesadf etmemitim. Bu adamlarn hepsi bana

teaddit defalar ve vahilere has olan dik ve ak ba


klara tamarnile zt kaarnakl nazarlarla baktklar
halde hibirisi bana bir tek sz sylememiti. Acaba
ne lisanla konuuyorlard.

Hepsinin

halinde ayaru

hayret bir skutilik eseri vard, konutuklar zaman

da sesleri ok gayritabii
vard? Son-a gzmn
siz hizmetisi geldi.
di

idi. Acaba bu adamlarn nesi

nne lVlongorneri'nin biim

Tam zihnim onunla megulken o ieri

girdi. im

arh.asmua oeyaz elPise vard. Elinde bir tepsi tutu

yordu, tepsinin iinde halanm sebze ve kahve var

d.

Zarif

bir

reverans yaparak tepsiyi nmdeki ma

::ann zerine brakt zaman gayriihtiyari rperdim.


Y amyass,

uzun salarrun arasndan kula

:me iliti, hayretten donakaldm. ok yakndan gr

dm bu kulaklar sipsivri idi ve stleri gayet ince


esmer bir tyle rtl idi. Tepsiyi brakrken :

- Kahvaltnz

getirdim, mesye [1] dedi.

Cevap vermei dnmeden ehresini tetkik edi

yordum.

1-\.rkasn dnerek kapya

doru yrd ve

ban omuzlar zerinden evirerek garip gerip beni

szd.
Gzlerim onun harekatn takip ederken zihnime,
hafzam on sene geriye dndren bir cmle mihanild
[1] Msy demek istiyor.

hir tarzda hcum etti. Bu cmle dimamda bir

lah

za

silik ve bulank bir ekilde dolatktan sonra yava


;:rava tecessm etmee balad O tarihte okuduum
sar kapl bir kitab, onun, insann ttiylerini rperten

tecrbelerin tarifile dolu sahifelerini, ve kitabn kab


nzerinde krmz harflerle baslm Doktor Morm>
erlevhasn imdi gzmn nndeymi gibi gr-
yDrdum. Hatralarm gittike vuzuh kesbetti ve ok
tanberi unuttuum o risale olduu gibi gzmn n
ne geldi.
O tarihte ben henz pek gentim ve doktor Mo

ro herhalde ellisinde vard. Bu adam, muhayyile


.,:nin harikuladelii ve fikirlerini izah ediindeki per
vaszlkla ilmi ve fenni mehafilde hret kazanm
maruf ve birinci derecede bir fizyoloji alimi idi.
imdi burada grdm adam acaba ayni Mo
mu idi ? Kan alama arneliyesi hakknda hay
t'etbah birtakm iddialar yrterek tecrbeler gs
termi mesaisile byk bir hret kazanmt. Fakat bu
erefle clolu vaziyeti birdenbire bozularak tngiltere
d(n ayrlmak mecburiyetinde kald.
m

Bir

gazete muhbiri, doktorun heyecan verc es


renerek neretmek kararile onun laboratuva
rma yarclmc sfatile girmiti. Hakikaten de bu esra
- r ihtiva eden bir risale neretti. Tam risalenin intiar
ettii gn, diri diri derisi yzlm, vcudnn muh
telif yerleri kesilmi bir kpek, - g1ya tesadf eseri
. '3larak - doktorurt laboratuvarndan kurtulup sokaa
kat.
tarm

Havadisin kt mevsimi idi. Laboratuvara yardm-

41

c giden muhbirin akrabasndan,

mahir

bir gazeteci

bu hadiseyi ssliyerek gazetesine yazd ve halkn his

siyat ve vicdann tahrike urat. Bittabi her zaman


olduu gibi, efkar umumiye, bu fenni tecrbenin de

al yhine kyam etmekte tereddt gstermedi Bu me


sele etrafnda yle grltler koytu ki doktor memle
keti terketrnee mecbur oldu.
Doktor belki de bu akibete laykt.

Fakat ben

meslekdalarmn kendisini himaye hususunda gster.


dikleri geveklii ve ilim adamlarnn bu zavall

alimi

silkip atm alnalarn byk bir ayp telakki etmekte


hala musrrm. Gazeteci, doktorun yapt tecrbeler
den birounun lzumsuz yere yaplan ikencelerden
ibaret olduunu iddia ediyordu.
Doktor o zaman tecrbelerine nihayet vermek

su

retile belki de vaziyetini muhafazaya devam edebilir


di. Demek oluyor ki, mesaisine devam etmei tercih
etmi. Fenni keiflerin zevkini tatm olan her insan
bu gibi ahvalde daima bzyle hareket eder. Esasen dok
tor bekard, ve nihayetlemir kendi ahsndan

ba:>.ka

kimseyi dnmekle mkellef deildi.


O doktor Moro ile bu adamn ayni als oldu.
'
una tamamile kani olmutum. Her ey bunu gsteri
yordu. Oturduum odann arkasna istif edilen eya
nn, iayvanla:::-n ve pmann ne gibi bir maksatla ge
tirildiini ite o zaman kavradm. Burnuma hafif bir
iwku arpt . Bu koku bana yabanc gelmiyordu.

Bi

dayette ne olduunu anlyamadm, dikkat .edince buL


dum. Ameliyat salonlarna has olan antiseptik ila ko
kusuydu. Duvann arka tarafnda pmann homur

42

dn iittim ve kpeklerden biri, bir yerinden yara


lanm gibi ac ac uludu.
Hayvanlar zerinde diri diri terih ameliyat yap
mak - bilhassa bir fen adan noktainazarndan - o
kadar korkun bir ey olmad iin, bu doktorun itti
haz ettii bu esrarengiz tedbirlere hibir mana vere
miyordum.

Zihnim

ani bir hareketle

gene Mong

meri'nin uann sivri kulaklarna ve parlak gzle


rine gitti. Gzlerimi, serin bir rzgarla dalgalanan, k
pren denize dikerek, son gnlerde yaadm garaip
dolu gnleri dndm.
Btn bu grdklerim ne idi? Bu hali ada zerin
deki drt duvarla evrili yerde bu ok mehur terih
aliminin ve bir sr ekli bozuk sakat mallUklarn
ne manas vard ?
Saat bire doru Mongomeri, odama geldii zaman
ben hala bu muammalarn iinde rpnp duryor
dum. Sakil hizmeti arkasndan geliyordu ; elinde bfr
tepsi, tepsinin iinde halanm muhtelif sebzeler, bir
ie viski, bir srahi su, bardak, bak vard.
Bu garip mahluku gzmn ucuyla tetkik ediyor
dum. O da bana kaarnakl

nazarlarla

bakyordu.

Mongomeri, yemei benimle beraber yiyeceini, fa


kat Moro'nun ok megul olduu iin yemee gele
niyeceini haber verdi.
- Moro mu? dedim, ben bu ismi tanyorum.
- N asl? Eyvah! Haltettim. Bu ismi sizin yannzda sylememeliydim. Neyse, olan oldu. imdi esran
:mza birdenbire vakf oldunuz demektir. Biraz viski
ier misiniz?
- Hayr, teekkr ederim. Alkol kullanmam.

43

- ok iyi ediyorsunuz. Ben de yle yapmaly


dm amma ne are olmad. imdi de artk i iten ge
ti. Hrsz katktan sonra kapy kapamak faydasz
dr. . . . Becl buraya getiren ey bu menhus ikidiv . . .
Sisli bir gecede itiim bu hnzr iki! Moro, bana bu
raya beraber gelmei teklif ettii zaman bu tekli
kendim iin ok istadeli telakki etmi'?tim. . .
- Mongomeri.

uann

kulaklar niin siv-

ri ?
Mongomeri bir kfr savurdu, bir Hihza yzme
dikkatli dikkatli bakt :
- Kulaklar sivri mi ?
Heyecandan boazn kslm olduu halde, s
i?;ukkanllm kabil olduu kadar muhafaza eder.ek :
- Evet, dedim, kulaklarnn ucu sipsivri ve zerleri siyah ve ince tyle kapl.
Yapma bir itidalle, bardana viski koydu. :
- Salar kulaklarn kapatyor zannediyordum.
- Tabii kapatyor, fakat buna ramen grdm..
Bu sabah bana gnderdiiniz kahveyi masann zerine
brakmak iin eildii zaman gzme ilit. Sade o
kadar deil, karanlkta da gzleri parlyor.
Mlongomeri, sualimin verdii aknlktan biraz
kurtulmutu ; . imdi serbest konuuyordu:
- Evet, kulaklarnn ekli benim de nazardik
katimi celbetmiti . . . Salarile rtmesi tuhafma gidi
yordu. . . Kulaklarm neye benzettiniz?
Bu szleri yle bir tarzda syledi ki, tecahl et
tiini hissettim. Fakat, yalan sylyorsun, dernee im
kan yoktu.
Kulaklan sivriydi, diye tekrar ettim . . . Sivri
44

ve ufak . . . Tyleri gzle grlecek derecede fazla.

Bu

adam imdiye kadar hi grmediim bir tip


Duvarn te tarafndan, can acsiyle baran bir
hayvann, sert ve bouk homurtusunu iittik.

Sesin
se

dolguuluuna ve derinliine nazaran bu pmann

siydi. Mongomeri, tela eseri gsterdi. Ben yine s


zme devam ettim:
- Bu garip yapl adam nerede buldunuz?
- eyde. . . San Fransisko'da. . . Hayvan gibi bir
herif . . . Hem de aptal.

Nereden geldiini sylediydi

ama unuttum. Fakat artk bana alt, ben de ona al


tm. Sizde nasl bir tesir brakt?

- Tabii bir insan tesiri brakmyor. Alay ediyo

rum zannetmeyin. Fakat onda yle bir ey var ki. . .


Nasl anlataym bilmem. . .

Yanma yaklat zaman

naho bir tesir yapyor. . . Siniderim geriliyor gibi bir


hal. . . Hulasa souk bir cisimle temas eder gibi bir ey ..
Ben sylerken, Mongomeri, yemei braknt
- Garip

ey,

dedi, ben bunlarn hibirini hisset.

miyorum.
Sonra tabaa tekrar sebze doldurdu. Hem yiyor,
hem anlatyordu :
- Bu syledikleriniz benim aklmdan bile

ge

medi. Bindiimiz geminin tayfalar da galiba ayni ey


leri duyuyo!lard. Hepsi zavally dvyorlard. Kap
tann halini kendi gznzle grdnz.
Birdenbire pma deminkinden daha muztarip bir
sesle barnaa . balad. Mor{gomeri bir sr kfr
S?VUI'du. Biare hayvan, duvarn tesinde keskin ve
ksa feryatlada barmakta

berdevamd. Mavnaclakl

.adamlar hakknda nal1mat istemei dndm :

45

- Mavnadaki eyay boaltan adamlar hangi

tan ?

rk-

diye sordum.

Kalarn atarak batan savma bir cevap v.erdi:


- Demir gibi adamlar deil mi

dedi

Pma ieride mtemadiyen baryordu. Baka bit


ey sormadm. O, donuk gzlerile bir mddet bana
bakt, bardana viski doldurdu.
anaa alt.

Alkole

dair bahisler

Benim hayatm bu alkol sayesinde

kurtardndan bahsetti.

Hayatm kendisine medyun

oluuma byk bir ehemmiyet veriyor gibiydi. Sual

lerini yle byle


kulakl,

bitti. Sivri

cevaplada

geitirdim,

yemek de

biimsiz herif sofray toplad. Son

ra Mongomeri beni tekrar odada yalnz brakarak e


kildi, gitti.

Yeme in sonlarnda, belki de diri diri ameliyat


edilen pmann feryatlarndan mtevellit
mee muvaffak olamad

ve

gizle

bir asabiyet ve heyecan

iinde idi.
Hayvann feryatlan hakikaten insamn asabn bo
zuyordu. Saatler getike bu feryatlar fazlalat ve

derinleti. tk ne

bu seslerden mteessir oldum, son

ra bunlarn bilMasla

devam beynini

bsbtn alt

st etti.
Okumaa altm kitab bir tarafa attm, yum

ruklarm skarak, dudaklarm srarak odann iinde


bir aa, bir yukan dolamaa baladm.
Nilayet kulaklarm tkarnaa mecbur oldum. hn
dat ister gibi ykselen bu feryatlar beni gitgide

daha

mteessir ediyordu. Nilayet yle mthi bir strap


ifade etmee balad

46

ki, a:ntk

bu kapal odada

daha

fazla kalamadm. Kapdan ktm ve kzgn le sca


altmda yrrnee baladm.
Aka, pmann feryatlar daha kuvvetli

iitili

yordu. Dnyann btn straplar bir tek ses halinde


ykseliyor gibiydi. ayet bu ses olmasayd, hayvann,
yanmda strap ektiini bilmek beni o kadar fazla
mteessir etmiyecek ve bu strabn mevcudiyetine bile
bile tahamml edecektim. Merhametimizi tahrik eden
ey, acy ifade eden sesin kulaklarmz tahri etme
sidir. Gnein parlak ziyasna, hafif bir deniz rzga
rile sallanan aalarn yeilliklerine ramen etrafm
daki eyay vuzuhla gremiyordum, sesin intiar sa
hasndan kurtuluncya kadar gzlerimin nnde kr

nuzl,

siyahl hayaller dolat, durdu . . .

41

V
ORMANDA

Sathmaili kaplyan allklarn arasndan, nereye


gittiimi dnmeden, ilerliyordum. Dik gvdeli aa
larn koyu glgeleri altnda bir mddet yrdkten
sonra kendimi mukabil taraftaki dier sathmailde
buldum. Aada dar bir vadi ve bu vadide bir dere
grnyordu. Durdum, etrafn dinledim. Bina ile a
ramdaki mesafe veyahut aradaki al ynlar, ses
gelmesine tamamile maniydi. Hava sakindi. Hafif bir
grlt oldu, bir tavan grnd ve yokuun br
tarafna doru kat. imde bir tereddt girdi, bir aa
cn glgesine oturdun.
Bulunduum mevki ok latifti. Sahilini batan ba
a kaplyan bol miktarda otlar, dereyi grmeme maru
oluyordu; yalnz bir nktasndan, sulannn prltsn
grebiliyordum.
Derenin kar salilindeki aa' ve sarmak yn
lar, mavimtrak bir ses tabakas arasndan grn
yordu. Yer yer seilen beyaz. ve pembe lekeler, kr
ieklerinin mevcudiyetini gsteriyordu. Gzlerim bir
48

mddet bu manzara zerinde dolat, sonra aklma y i

Mongomeri'nin ua ve onun garip evza geldi.


Hava, insanda u zun uzadya dnrnee takat brakm
yacak d erec ede scakt ; yava yava vcudm bir
rehfivet, uyku ile uyanklk aras bir nevi arlk
kapl ad

ne

Aradan nekadar zaman geti bilmiyorum. Birden

bire derenin k ar tarafndaki ye illiklerden doru ge

len bir hrt ile uyandm.

Evvela, Szlklarn ve kan:arn rzgarla salla


nan tepelerinden baka gzme bir ey ilimedi. Sonra,

birdenbire, derenin kenannda bir ey peyda oldu, ilk


bakta ne olduunu anlyamadm. Bir ba, suya do
ru u zand ve imee balad. O zaman bunun hayvan
gibi drt ayak yryen bir insan olduunu grdm.

Arkasnda mavi kumatan yaplm bir esvap vard.

Cildi bakr renginde, \Salan siyaht. :irkinliin bu


ada halk iin deimez bir vasf olduuna hkmettim.
Suyu ierken kard grlt benim olduum yere
kadar geliyordu.
Daha iyi grmek iin biraz e ildim . Elimin altn
dan bir lav paras koparak grlt ile yokutan yu
varla nd. ikin malluk rkerek ban yukan kal

drd, gzleri benim gzlerime tesadf edince birden

bire ayaa kalkt, nazariarlll

benden aynnarlan elile

azn silrnee balad. Bacaklar gvdesinin yans

salnda idi. Bir dakika kadar bu vaziyette, karkar


ya, akn akn birbirimizi seyettik, sonra, al
lklarr. arasna dalarak sa tarafa doru kat, gitti.
Kaarken bir iki defa al'kasna dnp bana bakt;
Doktor Moro'nun Adas : 4

Kat istikametteki aa dallarnn ve allarn h

rts tedricen

azald.

O, gzden k aybolduktan sonra

zaman getii halde ben

hala

aradan uzun bir

ayakta,

dalgn

dalgn

onun gittii tarafa bakyordurn. Biraz evvelki sku


netime tekrar k avuana c.1m .
O srada arkamda bir pt r t iiterek irkildin. Ar

kama dnnce, tepeyi trmanan

beyaz bir tavamn

kuyruunu grdm. Yerimden sradn.

O irkin ve yar hayvan nahlukun nanzaras mu

hayyilemi datm,

rahatm bozmutu. Etrafma en

die ile bakndn. Yanm a

silah

olmutum.

almad na piman

Sonra kendikendime, bu ad am n arkasnda mavi


elbise bulunduunu, ayet bir vahi olsayd aplak ol

mas

lazn geleceini

li bir malluk

zarasnn
tim.

dndm. Bu hale nazaran eb

olduunu, harici eklinde ki vahet man

grnten ibaret bulunduunu tahmin et

Buunla beraber yine endieli

idim.

Etrafn dik

katle k ollyarak satrumailin boyunc a ilerlemee ba


ladm. Eer grdm mahluk insan ise niin drtayai
yryor ve niin dereden iilerek su iiyorrlu ? Bir

para daha ilerleyince, yeniden birtakm iniltiler iit

PUmann

tim.

feryad1 olduunu tahmin ederek ters

yz dndm. Bu sefer takip ettiim yol beni dereye

kadar getirdi, dereyi atm

ve kar salilin allklan

arasndan yol aarak ileri doru gitrnee baladm.


Yerde, kpkrmz byk
mi

bir

J.eke nzardikkati

celbetti, yaklat]n zaman bunun sngerta gibi

50

sert damarl, mantara benzer bir ey olduunu gr


dm. Dokununca lzuci bir hal alyordu.
Daha ileride, irkin bir manzarayla karlatm.
nmde ba koparln, henz scak bir tavan lsit
duruyordu. zeri parlak kanatl sineklerle doluydu.
Bu kanl manzara beni rktt, olduum yerde kal
dm.
Etrafta iddet eseri grlnyordu. Hayvanca
ani surette yakalanm ve ldrln olacakt. Bir
yandan tavann lsn seyrederken bir yandan da
bu vak'ann tarz cereyamn tahmine alyordum..
nsana pek az benziyen o garip mahlUkun, dereden su
iiini grdm andan itibaren yreiini kaplyan o
mphem korku azar azar vuzuh kesbetmee balad.
Tanmadm insanlar arasnda, tekbama byle
bir gezintiye kmann nekadar byk bir tedbirsizlik
olduunu ar ar hissetrnee balamtm. Civarm
daki allklar, hayalimde baka baka ekiller ald.
Her glge bir pusu mahiyetine brnd, her ptrt bir
tehdit yerine gernee balad. Gze grmniyen bir
takm malluklarn beni tarassut ettiklerini tevehhm.
ediyordum.
Binaya dnrnee karar verdim. Derhal geri dn
dm. allklarn arasndan komaa, kendimi emin.
bir yere atmak iin deli gibi komaa baladm.
Sr'atini azaltarak, tam aalarn seyrek bir nok
tasna yakn bir yerde durdum. BurdSI byk bir a
acn devrilmesinden hasl olnu bir aklkt. Bunun
biraz ilerisinde yine sk aalar, birbirine dolam
sarmaklar, tufeyli nebatat ve iekler balyordu.
Durdur. nitmde, devrilen aacn mantariam ha-

51

kiyeleri zerinde, henz benim mevcudiyetimden

bi:..

haber kii oturuyordu, gln birer insan taklidine


benziyen kii!

Vaziyetlerinden, ikisinin erkek, dierinin de ka

dm olduunu tahmin ettim. Kalalarnn etrafna sa

nh

krmz renkt paavradan maada zerlerinde hi

bir rt yoktu, plaktlar. CUtlerinin o zamana


hibir vahide grmediim donuk,

pembe

kadar

bir

rengi

vard. Yzleri yal, eneleri yok gibiydi. Arkaya do

ru kak alnlarnn stndeki salar seyrek ve dikti.


Hayvana bu . kadar fazla benziyen malluka hibir yer
de tesadf ettiimi hatrlamyorum.

erkeklerden bir
iiteni
olduklar bu konu

Konuuyorlard. Daha dorusu

tanesi sylyor, dierleri benim yaklatn


yecek kadar derinden alakadar

may dinliyorlard. Balarn ve omuzlann soldan sa


a sallyorlard. Kelimeler mphem bir tarzda. kula
ma kadar geliyordu. yi iitiyordum, fakat m
anlamak imkan yoktu.
L...

Sz syliyen adam anlalmaz bir lisanla, ezberden

bir ey okuyar gibiydi. Bir aralk, daha yksek

sesle

bir eyler okudu ve ellerini uzatarak ayaa kalkt.


O zaman tekiler de kalktlar, ellerini ileriye do
ru uzatarak okumaa ve okurluklan eyin ahengine
uygun hareketlerle saliannaa baladlar. Bacaklan
nn gayritabii ksal ve biimsiz ayaklannn uzunlu

nazar dikkatimi celbetti.


Her de ayaklarn yere vurarak,

oynatarak, ar ar bir daire

etrafnda

kollanri

dnyorlar,

bir nevi melodiyi andran muttarit namelerinin ara-

52

snda Alula yahut B alula

gibi

bir .sz mtemadiyen

tekrarlyorlard.
Derken gzleri parldamaa balad.

Sakil surat

lar garip bir zevkin tesirile canland. Dudaksz az,.


larnn ken anndan salyalar akyordu.
ehelerinde peyda olan irkin ve tarifi imkansz

hareketleri

tetkik ederken, hallerinde benim asabma

dokunan, onlar bana hem hi grmediim, hem d e


o k iyi

tandm nahluklar gibi gsteren, bende bu


birden tevlit eden eyin ne olduunu, zih

iki zt hissi

nimde

birdenbire buldum. badete benziyen bu esra

rengiz hareketleri yapan mahlukun ekilleri insan


ekliydi, fakat h eyeti umumiyelerinde hayvani bir ey

vard.

Bu . canavar klkl rnahluklarn hoerbirisi, harici


ekillerinin insana benzemesine ramen, arkalanndaki
paavralara, azasnm kabataslak bir tarzda insan
sn

andrmsma ramen,

yine

aza

kendisinde, hareketle

rinde , hututunun ifadelerinde, yabandomuzunu hatr


latan bir ey gizliyordu.
Bu hakikate erince olduum yerde kaldm. Dima
ma b ir sr mthi sualler hcmn ediyordu. Garip
rrahluklar bara ara, olduklan

yerde

sramaa

baladlar. lerinden birinin aya kayd, bir lahza


yerde drt ayakst durduktan sonra derhal topar
Iand kalkt. Fakat bu ac ibel erin hayvanlklarn is

bat eden

u arzi hareket

bana kafi gelmiti .

Kabil olduu kadar az grlt ederek geldiim


tarafa doru avciete baladm ; bir aa dal, yahut bir
yaprak ezerek grlt etmemek iin iki, admda
bir, dura dura uzun mddet yrdm.

53

Bu iren malluklardan bir an evvel u.zaklamak


baka bir ey dnmyordun. Nereye gittiimi
hesap etmeden, aalarn arasnda bellibelirsiz bir
patikay takip ettim.
Bir aralk, bana ancak otuz metre kadar mesafede
allklar arasnciart grnen alelacayip iki bacan, be
nimle beraber ve benim yrdm istikamete doru
sessiz sadasz yrdn grdm.
Tylerim rperdi. Gvde ve ba bir sarnak k
mesinin arkasnda gizliydi Belki beni grmemitir
midile, durdum. Bacaklar da derhal durdu.
Sinirlerim o kadar bozulnutu ki, iimdeki, b
tn kuvvetirole komak arzusunu ok mkHltla
yendim.
tan

Bir an orada durdum. Gzlerimi sabit bir bakla


ve dikkatle o noktaya tevcih ettim, nihayet dallarn
arasndan, derede su ien mahl1kun ban ve gv
desini tefrik ettim. Ban oynatt. Gzleri bana tesadf
ettii zaman, onlarn yar ziyadar yeilimsi bir pa1aklkta olduunu grdm. Ban tekrar kmldatt
zaman bu parlaklk kayboldu. Bir miidilet h<!":'Kr>tiz
durarak beni gzetledi, sonra sessiz admlarla yeillik
ler arasnda' koarak gzden uzaklat. Onu gremi
yor, fakat yaryolda durduunu. ha.Ia beni gzetledi
ini hissediyordum.

Bu mahl1k ne olabilirdi ? nsan myd, yoksa hay


van myd? Benden ne istiyordu ? Yanmda silah deil,
sopa bile yoktu. Kamak delilik olacakt. nk ne
olursa olsun, bana satamak cesaretini gsteremiyor
du
Dilerimi skarak onun olduu tarafa doru yrti54

dm. liklerimi donduran korkuyu ne pahasna olursa

a
garip

olsun, ona gstermernee azmetmitim. Byk bir

lln iinden
malluk yirmi

kendime yol aarak

ilerledim.

ad'm tede karnda duruyor, ban

omuzunun stnden evirmi, tereddtle bana

bak

yordu. Gzlerinin iine dik dik bakarak iki, adun


yri.idm.
- Sen kimsin? diye bardm.
Evvela baklarma kar kotymak istedi,

sonret

birdenbire:

srya s
Yine
sk aa dalla

- Hayr! diyerek tabanlar kaldrd,

nya kat. Bir mddet kotuktan sonra durdu.


beni tarassut etmee balad. Gzleri,

rnn glgelikleri arasndan prltlar sayordu.

Yegane kurtulu aresinin, tehlikeye kar

cesu

_rane yrmekte olduunu hissettim ve btn cesare


timi toplyarak onun zerine doru gittim. Beni g
rnce tekrar geri dnd ve karanlkta kayboldu. Gz
lerinin prltsn bir defa daha grr gibi oldum, o

kadar.

'"

Vaktin getiini ve bunun hakkmda pek hayrl


olmadn ancak o zaman dnebildim. Gne, bir
ka dakikadanberi ufuktan ekilmiti. Medar nnta
takalarmda gurubun ziyas pek az devam ettii iin u

fuktaki kzllk kaybolmak zere idi. Gurupla beraber


meydana kan bir
dolayordu.

Geceyi,

pervane bamn zerinde sessiz


esrarengiz ormarun

mehul tehlikelerin ortasnda geirmernek

saklad

iin

acele

etmek, binaya bir an evvel girmek icap ediyordu.

strap yuvasna avdet mecburiyeti beni fevkalade s


kyordu; fakat karanla kalmak ve karanln dou
raca thlikelerle karlamak ihtimali

daha

feciydi.

55

Garip mahlukun, iinde kaybolduu koyu

glgelere

son b r nazar daha atfettikten sonra, geldiim yoldan


vdet ediyorum zarinile, dereye doru . yokuaa in
rnee baladm.
Grdm nanzaralada zihnim kark bir hal
de acele acele yryordum. Birdenbire, kesilmi ve
devriimi aa ktklerile dolu dz bir meydana gel
dim. Guruptan sonra bir mddet devam eden mphem
aydnlk da kararyordu. Semann mavilii gitgide

da

ha koyulat ve yldzlar birer birer yannaa balad.

Gndz

sisli bir mavilikte grnen aalarn aralar

ve nebatlarn arasndaki boluklar yava yava kara


ryur, esrara brnyordu.
lerledin. Her ey rengini kaybediyordu. Aala
rn tepesi berrak semaya koyu ve keskin glge ler

ha
linde kuvvetle irtisam ediyor, dipleri ekilsiz karanlk
lar tekil ederek birbirine karyordu. Biraz sonra a
alar seyrekleti ve allk artmaa

balad.

Sonra

beyaz kunla rtl kasvetli bir sahaya geldim. Onu

mteakip yine allk.


Sa tarafta hafif bir grlt iitiyordum. Bu

be

ni kukulandryordu. Evvela bunu evham zannettim,

nk arasra durduum zaman,

etrafm skO.neti i

inde, aalarn tepelerini sallyan akam rzgarlarnn


J:urtsndan baka ses iitmiyorum. Yrrnee
ladm zaman, her adm banda,

ba

aksisada gibi bir

ayak sesi duyuyordum.


allklardan

uzaklatn. Hep aklk yerlerden

yryor, arasra birdenbire geri dn erek , iittiim bu

ayak sesinin ne olduunu anlamaa alyordum. Hi


bir ey gremedim. Fakat civarmda benden . baka bir

56

nahlukun mevcudiyeti gittike daha . ziyade

belli

olu

yordu. Daha hzl yrm,ee baladm. Biraz sonra bir


tepecie rasgeldim, onu da geince birdenbire arkama

dndm, katettiim

yola dikkatle baknaa baladm.

Yakn, uzak etraftaki her ey karanlk semaya teres

sm ediyor, vazihan grnyordu.


belli belirsiz bir glgE) grnd ve

Bir an,

ufuktan,

kayboldu. Dma

nnn beni hala takip etmekte olduunu artk kat'lyyet


le anlamtm. Bu fena sahneye daha kt ikinci bir
hakikat inzimam etti:
Yollmu kaybetmitim.
Bu gizli takipten yakarn kurtarmak endiesiyle,
<kn ve nevmit, tela iinde yolllffi a devam ettim.

1\Iuakkibin ya bana hcuma

cesaret edemiyor, yahut

frsat kolluyordu.
Hem ilerliyor, hem de daima akta

dikkat ediyordum.

bulunmaa

Arasra duruyor, etraf dinliyor

dlm. Dmannn ikinci defa olarak takipten sarfna


zar ettiini grdm, veyahut biraz evvelki grdm
hayalden ibaretti. Dalgalarn sesi kulama kadar gel

di.

Admlann sklatrarak adeta komaa baladm

ve o esnada arkarndan birisinin aya kaydn duy


dum.
iddetle geri dnerek, aalarn birbirine karan
karaltlar arasndan ortal semee altm. Siyah
bir glgenln yan tarafa srarln grr gibi oldum.

Kmldamadan durdum. Vcudmdeki

rmda

kann kulakla

yapt uultudan baka bir ey iitemedim. Si

nlrlerimin gevediine, grdklerimin hayalden baka

bir ey olmadna hkmettim. Metin admlarla deni-

zin hrtsn duyduum istikamete do< yrdm.

57

Yolumun zerinde aalar seyrekleti ve iki


dakika sonra denizin karanlk sulanna doru uzyaa
bir buruna geldim.
Gece sakin ve berrakt. Yldzlar, denizin hafif
dalgalar zerinde akisler yapyordu. Biraz akta,
dalgalar s bir kaya kmesi etrafnda rpntlar ya
pyor, beyaz kpkler sayordu.

zaman,

Moro

nun evinin adann dier ksnunda olduunu hatrla


dm.
Arkamdan, bir dal atrts iittim. Karanla do
ru

dndm, hibir ey grmek kabil deildi.

dorusu lzumundan

Daha

Karanlkta,

fazla gryordum.

mphen her cisin, beni tehdit eden, bana pusu kuran


bir malluk hissini veriyordu.

Bu vaziyette, belki bir dakika kadar


Sonra, aalardan gzn ayrnadan,
dndm. Bu esnada

bekledim.

garbe doru

karanlklardan, beni takibe ha

zrlanan bir glgenin syrldn grdm.


Kalhim hzl hzl arpyordu.

Uzaktan, garp is

tikametine doru geniiiyen bir koy grnd, durdum.


Arkamdan gelen glge de, benden on be adm geride
durdu. Koyun br ucunda hafif bir aydnlk grn
yor, k\tmlu salilin gm! rengi, yldzlarn al
tnda hafife seilebiliyordu. Uzaktan grnen aydn
lk takriben iki rnil

mesafedeydi.

Sahile inmek iin.

pheli glgelerin beni bekledii ormandan geme\.


ve sk allklada dolu bir yokutan inmek lazm. ge
liyordu.
imdi dmamm biraz

daha

iyi

gryordum.

Hayvan deildi, nk ayakta yryordu.


- Kimdir o? diye bardm.

58

Cevap yok. Bir adm attm, glge km ldamad,

yalruz

toplarur gibi bir hareket yapt. O esnada aya

ma taklan bir ta.) bana iyi bir fikir verdi . Gz!.im


'
glgeden ayrmadan eilerek ta aldm. Bu hareketn
zerine glge,

tpk bir kpek gibi tersyz dnerek

karanlklara dald.

zaman, mektep ocuklarmn

peklere kar kullandklar bir usul aklrna geldi. Ta

mendilimin ucuna baladm ve mendili simsk bileime sardm.

Dmannun

uzaklaan

birdenbire gidermiti.

ayak

sesleri

heyecanm

kaarken ben beyhude yere

hazrlad:m silahm elimde, souk souk ter


titrernee baladm.

Uzun bir mddet

verneden olduum yerde kaldm.

dkerek
karar

hibir

Neden sonra, or

man ve allktan geerek sahile doru inmee bala

dm. Bir nefeste bu mesafeleri am ve kumlua dahil


()lmutum ki

tiini,

berikinin

yine arkarndan beni takip et

koa koa geldiini duydum.

Korkudan aklm bsbtn bamdan gitti

Olan

ca hzmla komaa baladm. Arkamdakinin de ayni


sr'atle beni kovaladm grdm. Deli gibi bara
rak sr'atini arttrdm.
drt,

be

Yolumun stnde, tavann

byklnde siyah siyah bir

eyler, koarak

ve zplyarak yokuu trmandlar.


Yaadm mddete bu korku takibi

unutm

yacam. . . Koarken, arkarndan gelen dmannn a-

59

dmlarnn bana yaklamakta olduunu hissediyo;dum.

sar aydnlk uzakta, beni nevmit edecek kadar u

zakta hafif hafif yanyor. Etrafrm gecenin sessiz ve

zifirl karanl ile dolu. Dmannn mtemadiyen ar


kamdan gelen ayak seslerini iitiyorum.

Hamiam

olduum iin artk nefesnefese kalmtm. Her adm

da

nefesim biraz daha kesiliyordu. Sa tarafmd a bir

bak sokulur gibi keskin bir ac vard.

60

VI
KNC DEFA FRAR

Bylece yldzlarn altnda, evden g0mn

a,

<> sar ve hafif a doru boyuna kouyorduk Niha

yet, evden kanama ve bu esrarengiz aday dolamama

sebep olan pmamn ac feryadn, ve strap eninini

hakiki bir hasretle iittim.

O zaman, yorgunluuma
kuvvetimi toplyarak,

ve zayffma ramen, btn

a doru atldm.

Arkarndaki ayak .sesi arlat,

istikanetini deitirdi ve geriledi .

Binaya iyice yaklatn zaman, aydnln, ka

ps ak kalan benim odamdan geldiini grdm ve


Mongomeri'nin avaz kt kadar bararak beni
ardm iittim.

Komaa devam ettim, zayf bir sesle kendisine


mukabele ettim ve nefes nefese, artk decek gibi
sallanarak yanna yetitim. Kolunn yakalad, yzm
tamamile aydnla gelecek ekilde beni durdurdu :
- Nereden geliyorsunuz?
o k adar m eguldk

.ki

dedi.

Moro

ile

ben

sizi unutmutuk. Biraz evvel

aklmza geldiniz ve aramaa baladk .

61

Beni odaya gtrd, alr kapanr bir koltua


oturttu. Odann aydnl

bir mddet gzlerimi ka

natrd .

- Bize haber vermeden aday dolamaa kaca

mza hi ihtimal vermiyorduk, dedi. ok korktum. . .

Ey? . . . Ne oluyorsunuz? . . .

Son kalan metanetimi d e artk kaybettin, baun

gsmn zerine dt.

Kendime gelmekliim iin


Mongomeri bana konyak iirdi:
dm.

- Allah akna u kapy kapaynz, diye yalvar


- Garip bir eye, bir mahl1ka filan m tesadf

ettiniz ?
Kapy kapa d , yanma geldi. Baka sual sormarlan
bana tekrar su katlm konyak verdi ve yemek ye
mee icbar etti. Bitkin bir haldeydim. Binadan ne za
man ktm, ve ne grdm sordu. Ksaca anlat

tun.

Tarife smaz bir asabiyet iindeydim :


- Bu grdklerimin manas nedir? diye bara

rak sordum.

- O kadar mthi bir ey deil, fakat herhalde


bugnlk size kafi.
Birdenbire pmann canhra bir feryad tekrar
kulaklarm trmalad, Mongomeri gene bir kfr sa

vurdu :

- Hay Allah kahretsin ! Bu cenabet yer,

Londra

daki kedili laboratuvardan daha berbat ! .


Szn keserek sordu;n :
- Mongomeri, beni takip eden o mallUk neydi ?

Hayvan n, yoksa insan m ?


Dik

62

dik

gzlerimin

iine bakt, rludaklar tekal-

ls etti, sonra nazariarndaki o parlaklk

birdenbire

snkleerek, dedi ki:

- Tarifinize baklrsa, hayal olacak.


Mthi surette hiddetlendim. Fakat bu hiddetim
birdenbire geti.

Bir

koltua kercesine

oturdum.

bamn ellerimin iine aldm. Puma yeniden inlemee


balad.

Mongomeri, arkama geti, ve elini

omuzu

ma koyarak dedi ki:


- Dinleyiniz, Prendik, sizi bu

musibet

adada

ba bo braktma hata ettim . . . Fakat azizim, grd

nz eyler, zannettiiniz kadar mthi deildir. Si

zin sinirleriniz bozulmu. Size bir uyku ilac vereyim

mi? Bu ses, daha uzun mddet devam edecektir. U


yumanza bakn, yoksa karmam.
Cevap vermedim,

yzm

dirseklerim

dizierime

dayal,

ellerimin arasnda, ylece duruyordum. Biraz

sonra bir ie iinde siyahms bir mayi getirerek bana


iirdi.
Bu i.lac itiraz etmeden itim ve

Mongoneri"nin

yardmyla hamaka uzandm.


Uyandm . zaman ortalk tamamile aydnlanm

t.

Uzun mddet kmldamadan, yattm yerde tavan

seyrettim. Kirilerin bir gemi enkazndan yaplnu d

duunu grdm. Bam evirdim, masann

r ::! nde

yemek hazrlanm.t. Karnm a olduu iin, hanaktan

kalkmak istedim. Hamakn bir taraf

birderbir

tmdan kayd ve ben drt ayak st yere dtm.


Kalktm, masann bana getim. Bam

al

kurun

gibi ard. Bir gn evvelki vakay hayalmeyal hatn


lyordum. Camsz pencereden hafif hafif esen

rzgan

ve yediim yemek biraz aklm baima

sa1 < h

getir-

di. Birdenbire, odanun,

avluya

alan

dahili kaps

araland. Dndm, Mongomeri'yi grdm:


- Naslsnz? dedi, ben fevkalade megulm!
Bu sz mteakip kapy tekrar
kilitiemei unuttu. Bir akam

ekerek

gitti,

evvel ehresinde gr

dm ifadeleri hatrladm, geirdiim vakann safa


hat teker teker gzmn nnde canland.

Yeniden

bir nevi korku, btn mevcudiyetimi kaplamaa ba


lanut, ve tam o anda ac bir feryat daha iitildi. Fa
kat bu sefer, feryat eden ey, puma deildi.
Azma atmak iin hazrladm lokmay taban
kenarna braktm ve dinledim. Etraf essizdi,

sabah

rzgarnn hrtsndan baka hibir grlt iitilmi


yordu.
Yanl iittiiine zahip oldum.
Uzun bir mddet bekledikten sonra tekrar yeme
e baladm. Fakat kulaklarm kiriteydi. Bu aralk,
ok hafif bir grlt daha oldu. Bu grlt ok ha
fifti ve derinden geliyordu. Lakin, beni

dakikaya

kadar bu duvarn arkasndan iittiim seslerin hep


sinden daha fazla mteessir etti, dona kaldm.
Artk imdi bu faslal seslerin ne sesi olduunu
tamanile anlamtm. Bunlar hkrk ve strap sar
sitlarile faslanan bu iniltiler, insan iniltisi idi. p
heye mahal yoktu. ikence edilen malluk bir insand.
Bunu anlar anlamaz

yerimden

frladm, kapya

kotum. Tokma evirerek kapy ardna kadar a


tm.
Mongomeri, bana doru ilerliyerek bard:
- Dur! Prendik! Ne yapyorsun?
Grlty iiten koca bir kpek havlamaa ba-

64

bs

lad. Yerdeki oluun iinde ksmen phtlam,


men henz taze kanlar grdm,

bumuma asidfenik

ara

kokular arpt. Avluya alan ilerideki kapmn

lndan avlunun loluu iinde, gzme, kanl bez


lere sanlm, vcud muhtelif yerlerinden kesil.n.i.
ereve eklinde bir tahtaya bal bir ey iliti ve bu
manzarann ortasnda birdenbire
tehditkar baklarile ihtiyar Moro
Bir

an

iinde,

kanl

sapsar ehresi ve

belirdi.

ellerile

ya.

omuzurodan

kaldr
ve odaya frlatt. Arkarndan kap iddetle kapan
Moro'nun hiddetten mo:rann suratm greme

kalyarak, ufack bir ocuk gibi beni yerden


dd
d,

dim. Anahtar kilidin iinde iddetle dnd. Aralann

clald mnakaann
.M:oro :

baz ksnlar

kularna

. . . . btn bir .nre bedel olan

geldi.

eseri mal-

vedecek !
Diyordu. Mongomeri, anlyamadm bir cnlenil.
arasnda :
- Anlamyor . . . diye bir eyler sylyor, teki :
- Daha zaman deil.. diye cevap veriyordu.
Szlerinin alt tarafn iitemedim. Dimam kor
kun dii.ncelerle dolu, titriyerek

ayaa

kalktm.

c:Bu

mmkn m yarabbi diye dnyo:rdum. Bir insa


na diri diri terih arneliyesi yaplr

m?

Frtnal bir

semada imek akar gibi sr'atle dimam


bu fikir, korkunun

dehetile dalan

dolaan

zihnimde bir

denbire bir akslamel husule getirdi ve bizzat kendi

hayatnn ne

korkun bir tehlikeye

maruz bulundu

unu dndm.

Odann

kaps . henz ak duruyordu.

Doktor Moro'nun Adas :5

Bu

yega-

ne kurtulu midi idi.. Artk, Moro'nun diri diri


ameliyat ettii mahlfikun bir nisan olduuna kat'iyyen
emindim. Buraya geldikten sonra, onun ismini ilk
defa iittiim dakikadan itibaren, ada halknn g
ln hayvana benziyen ekillerile, doktorun bu va.h
iyane meguliyetleri arasnda miltemadiyen bir mil
nasebet aramakta idim ; imdi ii anlamtm. Onun
bir zamanlar naklidem hakknda yapt tecrbeler
aklma geldi. Bu adada grdm mahlt1klar demek
oluyor ki bu adarnn o menfur tecrbelerinin kurban
laryd.
Moro ve Mongomeri'nin maksatlar beni es
rarlarna vakf etmek vadUe burada a11koymaktan
ibaretti. Sonra bir srasna getirip beni lmden daha
beter bir akbete uratacaklard, ikence! ikenceden
sonra tasavvuru mmkn olabilecek sukutlarn en
feciine maruz brakacaklar, yani, beni hayvanlarn
bir halde aday dolduran yan insan, yan hayvan ca
navarlarn yann gndereceklerdi.
Gzlerile bir silah aratrdm, hibir ey bula
n;.adm. Aklma bir are geldi. Alr kapanr koltuu
devirdim, ayarola basarak kollanndan en salarn
n kopardm. Tesadfen, bu kola mhl olan bir ivi
beraber skld ve tahtay batanbaa delerek ze
rinde kald. Bu suretle elime tehlikeli bir silah geir'
mi bulunuyordum. Dardan bir ayak sesi iiterek der
hal kapy atm. Mongomeri'yi karmda buldum.
Harice alan kapy kaparnaa geldiini anladm.
Bana vurmak zere elimdeki sopay havaya
kaldrdm. Fakat o geri srad. Bir saniye tereddt
C'ttim. Sonra hacaklarnn btn kuvvetile kornaa
66

h!lladm. Duvarn kesini dndm. Mongomeri,

hay

ret iinde arkarndan baryordu :

- Prendik dur !. .. Ne yapyorsun


me ! Prendik

?. ..

Aptallk

et

Bir dakika daha gecikseydim, odada kilitli kala

caktm ve tecrbe iin laboratuvara

kapatlnu bir

hay

van gibi akbetime intizardan baka yapacak bir e

yim kalmyacakt.

Mongomeri de

duvarn

kenarnt

dnd ve arkarndan bir daha seslendi. Sonra peirr.

den

komaa balad. Bara bara

bir

eyler syl

yordu. Fakat anlamyordum.

gitti

Bu sefer imaliark istikametinde nereye

il.i bilmeden var kuvvetirole kouyordum. YokuU

tnnamrken a rkama baktm, Mongomeri ve hizmet


eisi beraber geliyorlard.
Yokuun tepesine kadar
h:r:la kotum ve almaz allklar ve akllarla dolu
bir sahaya daldm. Bu suretle nefes nefese, kalbirn
..;arparak bir mil

kadar bir mesafe

Mongomeri'yi, ne de

uzakta

atm,

artk ne

hizmetisini gremiyecek

kadar

idim. Daha ileri gitrnee kudretim kalmad

iin sahil istikameti diye tahmin ettiim tarafa dn-


dm ve bir sazln kenarna yldm.
Uzun bir mddet

dan

bu

vaziyette kaldm. Korku

yerimden kmldyamyordum. Herhangi bir

t hareket dilnemiyecek kadar armtm.


bulunduum

vahi

manzaral saha,

hat

inde

gnein altnda

.sessiz, uyukluyor gibiydi. Etrafta birka bcein v


zlts.ndan baka ses yoktu. Biraz sonra denizin,
larn zerinde

nefes alr gibi hafif hafif

muntazam hrty iitmee baladm.

Aradan

bir

saat kadar gemiti

ki,

kum

kard

Mongo-67

uzak
istikametinden geliyordu. Bu ses beni, bir

men nn beni ardm;, tekrar iittim ., Sesi

tan, imal

karar vermek mecburiyetinde brakt. O zamanki d


ncelerim, adada bu iki terihi ile, hayvanlatrdk
lar kurbanlarndan baka kimse . bulunmad yolun
da idi. Hi phesiz, icabnda , bu canavarlar benila
Gerek Moro'nun, ge
alyhimde kulanabileceklerdi.

rek Mongomeri'nin

rovelverleri vard,

benim elimde

ise, ucundaki ufack ivisile, bir sopa msveddesinde.

Kendi

baka bir ey olmyan bir tahta paras vard.


mi mdafaa edecek halde deildin.
A ve

susuz olduumu hissedinciye kadar, bu

lunduum yerde ylece kaldm ; vaziyetinin nekadar

Yiyecek
iin ne yapmak lazm geldiini bilmiyordua.
Ne civarmda bir ot veya yemi tedarik edebilecek
derecede nebatat ilmine vakftm, ne de adada l:a

mitsiz olduunu ancak o zaman anladm.


tedariki

bo gezen tektk tavanlar yakalyabilecek bir vas

tam vard. Halimi dndke cesaretim krlyordu.

kar yolu olmyan bu vaziyet

Nihayet,

karsnda,

aklma, o tesadf ettiim hayvanlat rlm

insanlar

geldi. Bunlar hakknda hatrlyabildiim eyleri . d


kendime

nerek

esaret verrnee altm. Grd

m malluklarn herbirini ayr ayr gzmn nne


getiriyor, yardm midine delalet edecek

iyi alamet

ler tasavvur etmee yelteniyordum.

Birdenbire bir kpek havlamas iittim, bu bana


yeni bir tehlike hatrlatt.
meden,

sopam

geldii tarafa,

Dikenleri
68

yakaladm

Dnmekle v akit
ve

deniz

kabil olduu kadar

geir_

grltsnn

hzla seirltin.

ak gibi keskin bir allktan

getim,

v-

cudm kan iinde, esvaplarm para para bir halde

bu

allktan syrldm zaman keridimi, imale do:..

ri. alan uzun bir krfezin kenarnda buldum.

Bir

.dakika bile tereddt etmeden suya yrdm. Birka


atnca su dizierin'le kt. Nihayet kar sahile

adm

ulatm ve kalhim atlyacak gibi arparak bir sar

Alak kmesine daldm.

Takibin sonu nereye vara

can beklernee karar verdim. Kpein yaklatn


ve

dikenierin

iinden

Dakikalar

geiyor,

geerken

havladm

iittim,

sonra grlt kesildi, kurtulduumu zannediyordum.


sessizlik devam ediyordu. A

radan bir saat geince, cesaretim geri geldi.


O anda ne pek fazla korku hissediyor, ne de ken-'

dimi

pek fazla sefil buluyordum. nk korkunun ve

tlmitsizliin hudutlarn oktan amtm.


.
Artk hayatmaan tamamile midimi kesmi ol
duum iin, bu inan, bana, her eyi gze alacak
cesaret vermiti.

Hatta Moro'ya tesadf

bir

etmeyi ve

onunla karlamay iin iin istiyordum bile ! imdi


guyu am

olduum iin,

pek f<lZla skrsam,

deilse, ikencelerden kurtulacak


duunu,

beni suda boulmaktan

rini dnyor,

bamik

fikrini,

bir

menedemiyecekle

teselli buluyordum;

derhal

hi

vastam bulun
Kendimi suda

tatbik etmek bile akinndan

geti. Fakat u macerann nasil biteceini grmek me


kendikendimi seyretmek

::-a,

arzusu

buna

mani

o:ldu.

Yorulan, dikenlerden syrlan ve

rtnl,

hacaklarm

kmldattm,

yrtlan

etrafmdaki

kolla

aalara

haktm.

Gzlerim, beni tarassut etmekle megul siyah

69

bir

elreye

Yeilliklerin

iliti.

birdenbire

ortasndan

frlanu gibi, orada, gzmn nnde belinniti.


Bu ehreyi tandm.

Mavnay karlamak zere

sahile gelen maymun suratl mahHlktu. Mail bir pall_


miyenin gvdesine aslnu duruyordu.

sk

kavryarak

ayaa kalktm .

Saparn sb

Yzyze geldik. O,

anlalmaz bir eyler mrldanyordu. Anlyabildil'im:


- Siz . . . Siz . . . Siz . . . , hecelerinden ibaretti.
Birdenbire atlad

ve

aa dallann

aralyara"k

tesadf

ettiim :!la

dikkatle beni szd.


Hayvanlatrlm

insanlara

man duyduum nefret his.sini, bu mahluka kar duy

mu:v,o rdun.

- Siz . . . , dedi, gemide . . .


Mademki

lllkrd

sylyordu,

demek

insand<,

yahut hi olmazsa Mongomeri'nin ua derecesinde


insand.
- Evet, diye cevap verdim, gemi ile geldim.
Parlak ve cevval baklarile beni tepeden trnaa
kadar szyor, gzleri ellerimde,
sopada,

ayaklanmda,

alan diken

elimde

vcudmn,

tuttuum

esvaplarmda

deliklf<rinden grnen ksmlarnda

do

layordu. at bir ey var gibiydi. Tekrar ellerime

ileri

bakt. Kendi elini

uzatt, ve ar ar parnakla

-n sayd :

- Bir, iki, , drt, be,

ey ?

Son

Ne demek istediini o anda anlyanadm.

ralar, bu iki ayakl malluklardan bir ksmnn eDe


rinde teekklat
zan hu ellerin,

bozukluklar
pr1'mann

Uc

bulunduunu ve

dm. Fakat, o dakikada onun bu hareketini bir

70

ba

>ksik olduunu gr

selln

teHikki ederek. ben de ayni hareketle mukabelede


bulundum. Suratn byk bir memnuniyet iladesile
buruturdu. Kaarnakl baklarile beni tekrar sz
d, sert bir hareketle geriledi ve kayboldu. Elile aynk
tuttuu dallar birlemi ve kapanmt.
Ben de arkasndan alla girdim. O, yksek
dallardan aa sarkan bir sarmak demetine, sska,
uzun kolile aslm, ne'eli,
ne'eli sallanyordu. Srt
hana dnkt:
- Ne yapyorsun? diye sordum.
Olduu yerde dnerek, aa atlad
bana evirdi.
nur

- Bana bak, dedim,


mu ?

buralarda

ve

yziirii

yiyecek

bulu

- Yemek . . . diye cevap verdi. nsanlarn yedii


yemek, imdi . . . kulbelerde!
Gzleri, gene sarmaklardayd.

- Peki amma kulbeler nerede? diye sordum.


- Aaa!
- Yeni geldim malfun ya, bilmiyorum.
Bu sz zerine yarm saa dnd, hzl luzl y
mee balad. Btn hareketleri, garip bir ekilde
sr'atli idi.
.

- Arkarndan gelin, dedi.


Maceray sonuna kadar gtrmeye azmetmitim,

.dmlarn takibe baladm. Kulbeler dedii eyin,


kendisi gibi iki ayakl dier mahlO.klarla beraber o
turduu kaba saba bir snak olduunu tahmin edi
yordum. Kimbilir belki de bu malHUdardan iyi bir
muamele grecektim, belki de onlar kendi lehime
evirebilecektim. Bu mahlO.klarm, kendilerine izafe

'll

ettiim insanlk hislerine


rn

nekadar

yabanc oldukla

henz bilmiyordum.

Maymun suratl .arkadam, . kollarn sallyarak, alt


enesi ileri doru fk, . yanmda yrd. Hatrlama
k;abiliyetine ne dereceye kadar malik olduunu . arua
mak . iin sordum: - Ne zamandanberi bu adada bulunuyorsun?
- Ne zamandanberL. . , dedi.
Sualimi tekrar edince elinin parman at.
Bu. iaetin manasm anlamaa altm, fakat srarn
karsnda can skldn grdm. Sorduur. birka

stalden sonra; birdenbire yanmdan ayrld ve bir

acn

dalnda sallanan yemilerin yanna gitti. Bii


a\Tu dikenli meyva kopard ve yemee koyuldu. Bu
hareketini memnuniyetle seyrettim. nk, hi ol
mazsa bu civarda, yiye..
--ek bir : ey bulabileceimi an
lamtn.
Ona daha baka sualler sormaa teebbs ettim,
fakat gayet sr'atli ve zevzek zevzek cevaplannn ek
serisi yersiz ve sama idi. Nadiren mnasebetli sz
ler sylyor, lakrdsnn geri kalan ksm papaan
szlerini andryordu.
Btn bu teferratla zihnim o kadar meguld
ki, takip ettiimiz patikaya dikkat bile etmiyordum.
Biraz sonra yanln, siyahmtrak aa ktklerinin
yanndan, daha sona, sarya alan beyaz renkte bir.:.
takm kabuklada . dolu bir meydandan getik. Bura
dan insann bumunu ve genzini tkayan keskin bir
koku kyor, etrafa yaylyordu. Sada, plak bir
kayann stnden denizin mavilii gze arpyordu.
72

Patika, birdenbire, dar ve ukur bir sel yata halin

de bir

krvrnt yapyordu. Buradan indik.

Kkrtl topraklarn
ndan sonra, bu geit ok

gz kamatnc
karanlk

parlakl

grnyordu.

Etrafnda ykselen duvarlar dimdik yukar

kyor,

ve tepeleri birbirine yaklayordu. Gzmn nnde

fumzl

yeilli bir eyler uumaa balad. Arkada.:.

m birdenbire durdu;
-- Benim evim, dedi:

nce, tamamile. karanlk gibi gorunen bir yar


n nihayetinde idim. Birtakm garip grltler iit
tirn ve sol elimin tersile gzlerimi hzla uuturdum.

Bakmsz kalm bir


andran pis bir koku

maymun

kafesinin.

kokusunu

yayld. Yarn ilerisi gene ge,..

!l.liyor . '<'e gneli bir yeillie alyor, ve bu

ln

iki tarafndan, d..,.'><!rsnn aydnl

ak

ieriye

s,..

zyordu.

73

VD
KANUN DERS

O zaman, elim e souk bir ey dokundu. iddetle


titredin ve burnumun dibinde, derisi yzlm bir
ocua benziyen pembemsi, belli belirsiz bir ekil
grdm. Bu mahlilkun yzndeki izgiler tpk, (ati)
denilen Amerika hayvannn irkin izgilerine ben
ziyordu. A1m ayn darlkta, hareketleri ayni arlkta
:di. Gn aydnlndan birdenbire karanla girmek
ten hasl olan gz kamamas geince, etrafn daha
iyi grrnee baladm. Elime dokunan kk mallUk
imdi karmda ayakta duruyor, beni seyrediyordu.
Delilim ortada yoktu.

Bulunduum yer, lavlardan hasl olan yi.ij.:sek.


duvarlann arasnda kazlnu dar bir geitti Bu ... de>
ri.n ukurun iki tarafndaki kayalara sanlm sarma
klar, sazlar ve otlar, iine girHemiyecek kadar ka
ranlk inierin methalini tekil ediyordu. Sel yata
boyunca yukar kan ve geide gtren dolambai
yol ancak metre geniliinde idi. O iren koku,

bu yolu kaplyan yemlj sprnttilerinden, trl


H.i plerden, dkntlerden hasl oluyordu.

tr

Pembe, kk mahl1k gzlerini krptra k:r


hala beni seyrediyordu. O esnada, ma:;"mun
adam bu inierden en yakinindekinin kapsnda g
rnd ve bana, girmemi iaret etti. Ayni zarnr.nda,
ar vcutl, acemi yryl bir
aclbe inlerla
birinden, kvnla kvrla ilediyerek kt ve biimsiz
vlicudile, yapraklarn parlak yeillii ortasnda dildl
di. Bana bakyordu. Geldiim yoldan geri dnmek
niyetile ufak bir tereddt geirdim. Fakat nihayet,
.gene kararm vererek, sopam sk sk kavradm ve
delilimin arkasndan, pis kokulu ine girdim. Buras
yarm daire eklinde bir meydand. duvar vazile
sini gren kayaln dibinde, Hindistan cevizi vesak
meyvalardm mrekkep bir erzak yn duruyordu.
Yerde Hivdan ve tahtadan yapln kaba bir takm
aletler vard. Bunlardan biri de bir nevi kt iskem
}enin stne konmutu. eride ate yoktu. nin en
karanlk kesinde, ekilsiz bir kitle oturuyordu.
Beni grnce homurdand. Beni getiren maymun a
dam methalden gelen hafif aydnln ortasnda a
yakta durdu ve bana, kabuu knln bir hindistan
cevizi uzatt. Ben kar keye ekildin ve yere
meldim. Uzatlan Hindistan cevizini aldm, keminne
e baladm.
ptra

imdeki byk korkuya ve kulbenin iindeki


tahamml edilmez havaszla ramen, skunetimi
kabil olduu kadar muhafaza ediyordum. Kk
pembe malluk kapnn nnde gene grnd, arka
sndan, iki ayakl, esmer suratl, parlak gzl ka

bir' malluk

daha geldi ve onun omuzunun stnden

ieriyi seyretti.

Kar kedeki ekilsiz kitle :

---,-- Ey ? diye seslendi.


Delilim cevap verdi :

nsan, insan, benim gibi insan, canl insan !

Kararilktan kan o . ses,

homurtu halinde gene

iJitildi :

- Yeter !
ortasnda

cevizimi

Karanlkta ne olup

bittiini

Heyecan verici bir sessizlik


yemekle meguldm.

heyhude yere anlamaa . alyordum.


SP.s tekrar iitildi :
- Bu adam, bizim aramzda m yayacak ?

Bu ses kuVvetli, bir para ekingen ifadeli bir

sesti. Garip, slkl gibi bir ahengi vard. Fakat

ive

ok dzgnd.

Maymun adam,

benden bir ey bekler gibi

ziline bakt. Hasl olan skutun bir sual sessizlii ol


duunu anladm.
- Evet, sizin aranzda yayacak, dedim.
- Bu da adam, kanunu rensin.

imdi gzlerim karanlkta, daha karanlk bir


yin, ba omuzlarna gml gibi grilnen, yere

e
.:.

melni bir mahlukun nphem eklini semee ba


lyordu. KUlbenin kapsnda iki ba daha peyda ol

du.

Elimdeki sopay daha sk kavradm. Karanlkta

oturan glge daha kuvvetli bir sesle :

- Emirleri syleyin,

dedi ve bir ilahi

ahengile

okumaa balad :
Drt ayakla Yrmiyeceksin.

76

Kanun budur . . .

akn akn bakyordum. Maymun adam :


- Emirleri syleyin, diye
ra, ayni cmleyi tekrar etti.

mrldandktan

s<a

Kapnn nne biriken

dier malluklar da hep bir azdan

itirak

ettiler.

S.eslerinin ahenginde tehdit edici bir ifade seziliyordu.


Bu budalaca szleri benim de tekrarlamaldm icap
ettiini anladm. Delice bir ahenk balad. Karanllda
oturan mahlilk, arka arkaya bir sr duay,

ayn cm...

leler halinde okuyor, tekiler ve ben tekrar ediyor


duk. Kelimeleri sylerken, iki yana salianyorlar Ye

elleriyle hacaklanna vuruyorlard. Ben de onlar

tak

lit ettim. Bu karanlk kulbede, ieriye sznt halin


de giren tek tk k hzmelerile leke leke aydnla
nan, iki tarafa sallana sallana bir azdan ilahi oku
yan bu mphem ve gln

malluklarn

ortasnda

kendimi adeta lm ve baka bir aleme gm

far

zediyordum.
Bir azdan bir ahenkle okuyorduk :
- Drt ayak yrmiyeceksin.

Kanun budur . . .

Biz insan deil niyiz ?


- Suyu dilinle imiyeceksin.

Kanun

budur. . .

Biz insan deil niyiz ?


- Et yemiyeceksin, balk yemiyeceksin. Kanun
budur. Biz insan deil miyiz ?
- Aa kabuklarn trmalamyacaksn. Kanun bu
dur. . . Biz insan deil miyiz ?
- teki insanlan kovalamyacaksn.

dur. . .

Kanun bu

Biz insan deil miyiz ?

Bu szlerin mabadini tahnin etmek g deildir.


Bu delice hareketlerden sonra, o zaman en mna:oe
betsiz, en imkansz, en ayp saydm baka hareket77

lerin

yasaklna ait hiikmleri saynaa baladk He

sal
tekrarlyor

pimiz fihenkli birfaaliyet iinde, gittike artan bir

lanma

ile, bu garip kanunun maddelerini

duk.
Zahiren bu kaba mahlftklann tesirine kaplyor
grnmekle beraber, iin iin glmekle irenme ara

snda hisler duyuyordum. Bitmez tkenmez bir yasak


listesini okuduktan sonra, ilahi, baka bir slt1pla de
vam etti :

- Istrap evi onundur.


- Yaratan el onundur.
- Yaralyan el onundur.

- yi eden el onundur.
Ve bu tarzda bir sr (onundur)

la

biten cmle

ler, (o) dedikleri her kimse, onun hakknda ekseri.si


anlyamadm manalar tayan uzun uzun szler sy
ilediler. Ryada hibir zaman ark sylendiini iit
mediim iin, rya grdm de

zannetmiyordum.

- ldren nur onundur.


- Derin denizler onundur.
Miltemadiyen okuyorduk.
Bu srada aklma korkun bir ey geldi :
Moro,

bu

adamlan

hayvanlatrdktan

sonra,

kavruk kalan dimalarna, kendi allahln telkin et

mek

suretile bunlan ifsat ediyordu. Fakat bunu d

;ndkten sonra bile, okumaa itirakten kendimi me

nedemedirn. Etrafmdaki mahlt1klann beyaz dileri ve

kuvvetli peueleri gzmn nnde idi. Okuyorduk :


- Gkyznn yldzlar onundur.
Nihayet, ilfihi bitti.
78

Maymun adamn yz ter

iindeydi. Gzlerim imdi karanla alt iin,


sin geldii kede oturan mahlftku daha

dum.

iyi

se-

gryor

Vcud insan vucudne benziyordu. Fakat zaar

tyn hatrlatan gri ve donuk

Bu mahl1k
acaba '!

neydi ? Etraftaki

bir

tyle kaplyd.

br mihlftklar neydi

mt

Kendinizi, tasavvuru mmkn olabilen en

b ir sr sakat ve aptaln ortasnda farzederseniz,

benim,

bu gln insan taslaklarnn arasnda bulun

duwn esnada duyduum hislerin bazlarn anlyabi


Hrsiniz.
Maymun adam :
- Bu da benim gibi be parmakl

bir

adam, be

p.armakl, be parmakl! diyordu.


Ellerimi uzattm. Kedeki kl renkli mahlftk ne

doru

eildi :

- Drt ayak yrmiyeceksin. Kanun budur. Biz


'nsan deil miyiz? dedi.

Sonra, garip ekilde biimsizletirilmi, ele benzer

bir uzuv uzatarak parmaklarm tuttu. Hayretten ve


:4cdan barrr.amak iin kendimi g tuttum. Parmak
larm muayene etmek iin eildi ; methalden szan

a d0i:{ru
yordu.

ilerledi. imden bir tiksinme ykseldi.

mahlJkun yz ne insan, ne de
Bu :ehe, gz ve az yerlerinde

Bu

hayvana benzi
birer kavis bu

lun"n klrengi bir ty ynndan ibaretti. Bu korkun

m:c . '. :

: ' iiy ynnn altndan kan sesile :

- Trnaklar ksa, ama daha iyi ; uzun trnaklarL


I-ahatsz olanlar var, diye fikrini syledi.
Elimi brakt, gayriihtiyari sopam yakaladun.

79

Maymun adam :
- Kk ve aa yiyeceksin. Onun emri byledir,
diye mrldanyordu.
Klrengi mahli1k dedi ki :
- Kanunu ben retirim. Yenilerin hepsi

kanua

renmek iin buraya gelirler. Ben karanlkta oturur


ve kanunu tekrar ederim.

Kapda . duran iki ayakllardan biri :

- Doru sylyor, dedi.


- Kanuna kar . gelenlerin cezas rnthltir.

Bu

cezadan hi kimse kurtulamaz.


tekiler, birbirlerine kaarnakl nazarlarla

baka-

rak :
- Hi kimse kurtularnaz, diye tekrar ettiler.
Maymun adam bu szleri

tasdik

etti :

- Hi, hi, hi kimse kurtulamaz. Baknz.

Bir

kere kk bir ey yaptm, fena bir ey. KonUUyo:r


dum, konuuyordurn ama sylediim ey

ildi. Kimse

lar, atele iaret koydular. O byktr, o


Klrengi

lfk:rd de
yakt
iyidir.

bir ey anlamyordu. Sonra elimi

rnahlUk.

oturduu keden yie :

- Hi kimse kurtulamaz, dedi.


tekiler yangzle birbirine bakarak tekrar ettiler:
-

Hi kimse kurtulamaz.

Klrengi malluk szne devam ediyordu :


- Herkesin fena baz huylar vardr. Sizin huyunuzu daha bilmiyoruz. reneceiz. Bazlarnda,

kmlda

nan eyleri takip etmek, gzetlemek, gizlice sokulmak,


beklemek ve atlmak, ldrmek ve srrnak, derin sr
mak huyu vardr. . . Bu fenadr . . . teki

insanlar ko
miyiz ?

ralamyacaksn, kanun budur. Biz insan deil

80

F.t yemiyeceksin, balk yemiyeceksin ; kanun budur.

11iz

insan deil miyiz ?

Methalir kapsnda duran kabasaha bir mallUk :


- Hi kimse kurtulamaz, diye lafa kart.

Kanun bekisi olan klrengi . mahl1k yine sze

balad :

- Herkesin feia huylar vardr. Bazlarnn, aa


kBklerini dilerile ve ellerile kazp topra koklamak
huyu vardr. Bu fenadr.
Methaldeki malluklar hep bir azdan :

- Hi kimse kurtulamaz, diye bardlar.

- Bazlar aalarn kabuunu soyar, bazlar

!lerin mezarm kazar, bazlan kafakafaya, yahut a

yaklarile, yahut trnaklarile drler, bizlar belli


l'tmeden srr, bazlar pislikten holanr.
Maymun adam baldrn kayarak :
- Hi kimse kurtulamaz, d;di.
Kk pembe malluk da onu taklit etti :
- Hi kimse kurtulamaz.
- Ceza iddetli ve muhakkaktr.
mnu renmeli. Emirleri tekrarlayn.

Onun iin,

ka.:

Bunu syledi ve tekrar bu kanunun o garip mad

delerini dua gibi okumaa koyuldu. Yeniden, btn


hu malluklar ve ben yltsek sesle okumaa ve sallan

' ,aa baladk. Bu bir teviye sylenmeden ve kulbe


nin murdar kokusundan artk bam dnyordu.,

kat. iin sonunu anlamak midile kendimi tuttum.

-- Drtayak yrmiyeceksin, kanun .budur.


nsan deil miyiz ?

Fa
Bix

O kadar fazla patrt ediyorduk

len bir grlty iitemedim.


Doktor Moro'nun Adas

ki, dardan ge-


Ancak, gzme iliea
81

domuz klkl adamlardan biri olduunu tahmin etti


im bir mahlO.k, pembe mahlukun tepesinden ban
uzatarak korku ile kark bir sesle anlyamadm bir
eyler syledii zaman kendime geldim.
Methalde, ayakta duranlar derhal ortadan kaybol
dular. Delilim olan maymun adam dar frlad, ka
ranlkta oturan malluk onu takip etti. nmden ge
tii srada bunun iman, acemi tavrl ve gm
renkte ty) olduunu grdm. eride imdi yalnz
kalmtm.
Methalin nne henz gelnemitim ki, bir kpek
sesi iittim.
Ayni zamanda kulbeden dan frladm. skemle
apndan sopam elimde idi, zangr zangr titriyordum.
nmde bu iki ayakl acayip malluklardan belki
yinni tanesi birikmi, arkalar bana dnk, omuzla
rna batm duran biimsiz kafalarn ve uzun kol
larn hararetle sallyorlard. Yar hayvan suratl baka
nahluklar, teki inierden frlyor, endieli yzlerle
bakyorlard. Bunlarn baktklar tarafa gzlerimi e
virince, geitin br ucundan, aalarn arasndan
Moro'nun silik siluetini ve korkun beyaz salann
grdm. Yannda sryan kpeini eliyle tutuyordu.
Mongomeri, elinde rovelveri olduu halde, arka
dan geliyordu.
Bir saniye, korku ve dehetten donakaldm.
Arkama dndm, yayvan, klrengi suratl, krp
k gzl bir mahluk, geitin nnde duruyor, yolu
kapyordu.
Bu malluk bana doru ilerliyordu. Etrafma ba
kndm ve samda, kayadan duvarda, be alt metre

82

kadar mesafede dar bir yark grdm. Bu yarklardan


bir k huzmesi giriyor ve dik bir ekilde aksediyor
du.
Benim bu yara doru ilerlediimi gren Moro :
- Dur, diye bard, ve sonra:
- Tutun ! diye emir verdi.
Bu emri iiten mahluklar, birer birer balarn e
virerek bana baktlar. Bereket versin ki hayvan di
malarnda intikal sr'at yoktu.
Yanmda duran, Moro'nun ne dediini anlamak
iin o tarafa doru baknakla megul olan salak bir
malluka omuz vurarak yere devirdim. O, derken
bir bakasna arpt, beraber yuvarlandlar. Beni ya
kalamak istedi, fakat muvaffak olamad. Pembe k
k malluk stme atld, bir sopada o da tekeriendi
\'e sopann ivisi, iren suratn izdi. Yoku yukan
bir patikaya trmandm. Arkarndan bir uluma ve bir
takm feryat iittim :
- Yakalayn, tutun. . .
Klrengi canavar arkarndan yetiti. tekiler de
uluyarak onun peinden geliyorlard.
Dar yarktan trmandm ve hayvan - adamiann
kynn garp tarafna ktm. Kraterli araziyi koa
koa atm, dik bir yokutan indikten sonra yksek
kanlarla dolu bir sla geldim. Bu sla daldm.
Sk ve karanlk bir noktaya kadar ilerledim. Burada
zemin yumuakt, bastka kyordu.
Yank, benim iin bulunmaz bir niymet yerine ge
mi, patikann darl ve diklii arkarndan gelenlerin
ilerlemesine hayli mfui. olnutu. Ben kamla dal-

83

dun zaman, peimden gelenlerin


en nndeki, ya.
rktan henz kyordu.
Birka dakika sk kamlarn

Az

arasnda

kotum.

sonra etrafmda tehditkar grltler balad. Beni

takip edenlerin seslerini, inenen kamlarn ve ara


sra krlan dallarn atrtsn iitiyordum. Acib

mal

luklardan bazs, vahi hayvan gibi uluyordu.


Sol

taraftan kpein

havlanasn

ve

Moro ile

Mongomeri'nin seslerini duydum.


Birdenbire saa doru dndm. Tam bu srad
Mongomeri'nin bana seslendiini iittim, canm kur
tarmak iin kaman ihtar ediyir gibi geldi.
Ayaklarm kaygn ve balkl zemine gmlmee
balad, fakat mitsizliin verdii bir azimle ileri a
tldm, dizkapaklarma kadar anura gmlerek yr
dm, nihayet iri kamiann arasnda

dolambal bir

patikaya ktm. Takip edenlerin amatas sola doru


uzaklat. Bir yerde, kedi byklnde, pembe renkli
acayip hayvan, sryarak nmden katlar. Bu pa
tika, beyaz lekelerle dolu bir meydandan geerek tek
rar sazlklara dalyordu.
Sonra, ayni patika, dik bir uurumun yanndan
dolaarak birdenbire, hi beklenmedik

bir dneme

yapyordu. Bu noktaya btn kuvvetirole koa koa


geldiim iin, uurumun,
man farkna vardm.

bolua tekerlendiim za

Baaa dikenierin iine yuvarlandm, bir kula


m yrtld, yzm, gzilm kan iinde kald. Dt
m yer arzal, kayalklar ve dikenlerle dolu bir sel
yata idi.
Etrafunda, uzun helezonlarla kvrlan bir

84

sis ta-

bakas dolayor, bu sisin kt ince bir su sznts,


dolaa dolaa dibe diru iniyordu. Gnein bu en ha
raretli zamannda bu sis beni hayrete drmekle

be

raber, dnmekle geirecek vaktim yoktu. Suyun git


tii istikarreti takip ederek ilerledim. Bu suretle de
nize kadar gidebileceimi ve kendimi suda boacak
yolu bulabileceimi umuyordum.

Dtm

zaman

elimdeki sopay kaybettiimin sonradan farkna var

dm.
Gitgide sel

ukuru darlat ve ilerisini dnme

den suyun iine daldm. Fakat derha! kmak mecbu


riyetinde kaldm. nk su adeta kaynar bir halde
idi. Suyun stnde de, kkrtl bir kpk yzyor
du. Biraz ilerleyince, ukur, bir d<ineme yapyor, ve

uzaktan mavi ufuk bellibelirsiz grnyordu. Gne


denizin stnde saysz prltlarla tutuuyordu.
lmro karmda duruyordu .

z'.

. Kan ter iinde ve nefes nefese idim. Peimden

ge

le Ieri geride brakm olmaktan doan bir sevine his


sediyordum. Bu sevin ve heyecan

kendimi, derhal

suya atarak ldrmeme mani oldu.


Geldiim istikamete dndm, kulaklarm kirite
idi. Havada, uuan sinekierin vzltsndan, ve fun
dalklarda sryan bceklerin kard sesten baka
hibir grlt iitilmiyordu.
Derken, bir kpek havlamas, arkasndan da bir
takm bouk sesler ve bir krba akrts duyuldu. Bu
grltler artt, sonra azald, yukar doru uzaklaa
rak kRvholdu. Takip bir mddet icin durmu gibiydi.
Fakat artk bu iki ayakl malluklardan yardm
beklemenin nafileliini anlantm.

85

Denize doru yoluma devam ettim. Scak su de


resinin mansab kum ve otlarla dolu idi. Yaklatm
zaman bu otlarn ve kumlarn stnde

yengelerin.

mteaddit ayakl, uzun vcutlu birtakm hayvanlarm


kaynatn grdm. Dalgalarn yalad sahile kadar
sokuldum. Artk kendimi enniyette gryordum. Ar
kama dndm, ellerimi kalalaruna dayadm ve scak
su akntsnn, dumanlar saarak

dald yeillikleri

seyrettim. Fakat haddinden fazla heyecan iinde idim


ve - tehlikenin ne olduunu hibir zaman anlamam
olanlarn inanamyaca bir hakikat olarak - kendimi
ldremiyecek derecede meyustum.
O zaman, bir mit daha mevcut olduu akluna
geldi. Moro, Mongomeri ve yanlarndaki hayvan s
rs benim peimde koarlarken, ben, sahilden dola
arak binaya avdet edemez miydim. Onlara kar bir
yan yry yaparak binaya ulamak, orada esasen
uydurma yaplm olan duvardan bir ta skerek k

kapnn kilidini krmak, bir bak, bir tabanl.'a,

ne bileyim, herhangi bir silah bulmak ve avdetlerinde,


onlara kafa tutmak belki de kabil olacakt. Herhalde
bu suretle hayatn pahalya satm olacaktm.
Dalgalann boyunca ilerliyerek garba doru dn
dm. Batmakta olan gnein gzkamatrc

klan

gzlerimde alev alev yanyor, Bahrimuhite mahsus o

lan hafif meddin, denizin

zerinde

uzun kabartlar

halinde balad grlyordu.


Bir aralk, sahil, Cenuba doru dnd ve gne
samda kald. Sonra, birdenbire, uzakta ve karma
gelen tarafta, allklarn arasndan, Moro ile klrengi

86

iri kpeinin, Mongomeri'nin, daha sonra iki kiinin

daha ktklarn grdm ve durdum.

Onlar da beni grdler ve kollarn sallyarak, ba


na iaretler ederek ilerlemee baladlar.

Olduum

yerden kmldamyarak onlarn geliini seyrettim.


Yanlarndaki o iki yar hayvan insan, yolumu kes
rnek iin, allklara doru seirttiler. Mongomeri de
komaa balad, fakat bana doru. Moro yannda k
pei olduu halde daha aheste br yryle arkadan
geliyordu.
Nihayet silkindm ve denize doru dnerek kat'i
bir kararla dalgalarn iine atldm. Otuz metre kadar
ilerledikten sonra su belime kadar kt. Ayaklarmn
altndan deniz bceklerinin katn hissediyordum.
Mongomeri :
- Ne yapyorsunuz ? diye bard.
Yan belime kadar su iinde . olduum halde dn
dm, baktm. Mongomeri, nefesnefese, deniz kenarn

da

duruyordu. ok kotuu iin yz kpkrmz ol

mu, uzun yass salar karmakark bir halde, sarkan


rludann arasndan
Moro

da yaklamt.

intizamsz dileri grnyordu.


Yz solgun ve ciddi idi. pin

den tuttuu kpek bana bakarak havlad. Gerek Mon


gomeri'nin, gerek Moro'nun ellerinde salam birer kr
ba vard. Yksekte. allklarm dibinde, yar hayvan
adamlar tetikte bekliyorlard.
- Ne yapacam, dedim,intihar edivorum.
Mongomeri ile Moro baktlar ve Moro :
- Nicin intihar ediyorsunuz? diye sordu.
- nk sizin ikencenize dmektense lmek
evladr.

81

Benim bu szm zerine Mongomeri :


- Ben size demedim mi idi? dedi ve Moro ona
alak sesle cevap verdikten sonra yine bana :
- Size ikence edeceimi nereden tahmin edi
yorsunuz? diye sordu .
....,_. Gzrnle grdm eyler ve sonra, u k ar-

dakiler ! .

Moro elini kaldrd ve :

-- Sus ! dedi.
- Susmyacam, diye cevap verdim. On lar da
birer insand, imdi ne hale gelm iler ? Hi\; olmazsa
ben o hale gelmiyeceim.

Gzlerim, muhataplarnn

arkasnd a

chranlara

iliti. Arkada sahilde Mongomeri'nin Ufia Mling ve


mavnay sevkeden beyaz elbiseli kaba

biri duruyordu . Daha ileride,

maymun suratl baka bir mahl1k,


bellibelirsiz birka

nahlfklardan

a.a(:lnr

ehre daha grdm.

o n u

gl gesinde,

arkasnda

Onlar elimle iaret ederek ve iitsin ler diye sesi

mi daha ykselterek :
- Bu nahl1klar kimdir ?

diye bardn. O nlar dc


lnsand, sizin gibi birer insand. Onlar, o insanlar al
akca bir . usulle hayvanlatrdk tan sonra,
esir gibi
kullannaa b aladnz , fakat onlardan hala korkuyor-
sunuz.

Elimle Moro'yu iaret ettim ve yabani nahl1kla

rn iitmeleri iin btn kuvvetirole bardm :

- itiyor musunuz ? .. Bu adamlar sizden korku


yorlar, anladmz m ? Korkuyorlar. Niin cesaretsizlik
ediyorsunuz. Kalabalksnz, ne ekiniyorsunuz . . .
Mongomeri. :

88

- Allah akna susunuz Prendik ! diye bard..


Moro da :
- Prendik ! diye sesleniyordu.
Sanki se simi rtrnek istiyormuasna ikisi birden
baryordu.
Onlarn arkasndan, yabanilerio mtecessis yz
leri, merakl baklan, iki yana sarkan ekilsiz elleri
ve biimsizletirilmi omuzlar daha bariz gzkmee

balyordu. Sylediim szlerin manasn anlamaa,


insanlk hayatarna ait mazilerinden bir eyler hatr
lamaa alyorlar gibi bir halleri vard.

imdi hatrlyamadm bir sr hezeyanlar sy


ledim, durdun. Bilhassa, Moro ile Mongomeri'nin l
drlmesi icap ettiini, onlardan korknaa lzum ol
madn anlattm ve bu fikirleri o yabani malluklara
izah etmee uratm. Yabanilerden biri aalarn al
undan kt. tekiler de, sesimi daha iyi iitmek iin
onun peinden ilerlediler ve nihayet, ben, nefesim t
kenerek sustun. Ben susunca, Moro, metin ve sert se
sile :

. - Bir saniye beJ dinleyin, sonra yine istediinizi


sylersiniz, dedi.
- Buyurun, dedim.
ksrd, birka saniye dsnd, sonra bararak:
- Prendik, latince sylyorum, kt bir latince
ama, anlamaa aln. Bunlar insan deil, diri diri
ameliyat edilmitir. nsan mamulat. Sonra anlataca

m. Lutfen sudan kn.


Glerek :
- Kimi aldatyorsunuz? dedim. Pekala lakrd e
diyorlar, ku1Ube yapyorlar, yemek piiriyorlar. Vak-

89

tile insanmlar. Buradan karsam sizin iin hayll'h


olmaz.
- Bulunduunuz yerin biraz llerisi ok derindir
Prendik. . . Fazla miktarda da kpekbal vardll'.
- Tam benim aradm ey. Muhtasar ve mfit.
Acele etmeyin hele size gzel bir oyun aynyaym da.
- Durun

! Durun !.

Bu sz syliyerek parlak bir ey kard ve

yaklarnn dibine att.


- Bu dolu bir rovelverdir, dedi. Mongomeri de
kendi silahn atacak, sonra, sizin mnasip greceiniz

bir

mesafeye kadar uzaklaacaz. Biz uzaklanca ge

lip rovelverleri alrsnz.


- Tabii yannzda bir nc rovelver daha va
dr.
- Prendik, rica ederim biraz dnn. Sizi

bu

adaya davet eden ben deilim. Sonra, geen gece size


uyku ilac vermitik, bizim iin bundan gzel fll'sat
olmazd. imdi ilk korkunuz getii iin daha iyi mu

hakeme edebilirsiniz. Mongomeri'de, sizin tevehhm


ettiiniz tip var mdll' ? Sizi takip ediimiz, srf sizin
iyiliiniz iindir. nk bu ada tehlikeli aribelerle

doludur. Siz zaten kendinizi suda boarak lmek isti


yorsunuz. Niin size silah atalm ?
- Mademki yledir, ben kulbede otururken a
damlarnz niye zerime saldrttnz ?
- nk sizi bulacamzdan ve tehlikeden kur
taracamzdan emindik. Ondan sonra da, yine sizin
selametiniz iin, izinizi bile bile kaybettik.
Dndm.

Bu szler doru gibi grnyordu.

Sonra baka bir ey hatrladm.

90

- Ya binada grdm ey neydi? dedim.


- Pma idi.
Mongomeri sze kart :
- Dinleyiniz Prendik, dedi. Buna budalalk, . ser
semlik derler. Sudan kruz, rovelverleri de elinize
alnz, yle konualm. u yaptmzdan daha fazla
hibir ey yapamayz.
itiraf edeyim ki, o zaman ve daima Moro'dan e
kiniyot ve korkuyordum. Fakat Mongomeri ile anla
abilirdim. Biraz dndkten sonra :
- Uzaklan ve ellerinizi yukar kaldnn, dedim.
Mongomeri, manal bir ba iareti yaparak :
- te o olmaz, dedi. Haysiyet meselesi.
- O halde lutfen aalarn yanna kadar gidin.
Mongomeri :
- Ne budalaca iler ! diye sylendi.
kisi de yrd ve orada gnete ayakta duran
salam, cevval, fakat inanlmaz derecede hakikate u
zak alt yedi mahlukun karsnda durdular. Mongo
meri kamsn aklatt, yabaniler, tabanlar kaldrarak
aalarn arasna katlar. Mongomeri ile Moro'nun
kafi derecede uzaklatklarn grnce, sahile ktm,
rovelverleri aldm ve muayene ettim. in iinde bir
oyun bulunmadna tamamile emin olmak iin, ora
da grdm yuvarlak bir Hiv parasna doru bir el
ate ettim. Ta paraland ve kurnun st kurun par
larile doldu.
Bununla beraber yine bir an tereddt ettim ve
nihayet iki elimde de birer rovelver olduu halde yan
larna gittim.
Moro :

91

- Ha yle, dedi. Fakat gnmn, en ehenuni

yetli ksmn berbat ettiniz.

Mongomeri ile beraber, sessiz, sedasz,

nmde

yrrnee baladlar. yle bir tavr taknmlard ki,


halimden utanyordum. aknl henz gememi o

lan

yabaniler, aalarn altna sinmilerdi. nlerinden

kabil olduu kadar skunetle getim. lerinden birisi,


beni takip etmek ister gibi bir harekette bulundu. Fa
kat Mongomeri kamsm aklatnca ekildi. tekiler,

ses karmadan, gzlerile bizi takip ettiler. Bu yaba-


niler, belki de evvelce hakikaten hayvandlar. Fakat,
hayvanlarn dndn imdiye kadar hi grm
deildim.

92

vm
MORO'NUN

izAHATI

Yemek biter bitmez Doktor Moro :

ti

- imdi anlatyorum, dinleyin Prendik, dedi.

raf edeyim

ki, siz, imdiye kadar arladm misafir

lerin en mklpesendisiniz.

unu da syliyeyim

ki

bu, hatrnz iin yaptklarnn sonuncusudur. Bun


dan byle, intihar tehditierinize kar yerimden bile
kprdamam, hatta bundan dolay bama dert alaca
n bilsem bile !.
Solgun ve evik parmaklar arasnda bir sigara ol
duu halde alr kapanr koltua oturdu. Tavan lam
basnn

beyaz

salarn

aydnlatyor,

gz

leri, camsz pencereden yldzlan seyrediyordu. Ben,


ortamza masay

alarak, ondan

kabil olduu kadar

uzaa oturmu ve rovelverleri elimin yetiebilecei bir


yere koymutum. Mongomeri yanmzda deildi. Bu
ufack odada, ikisinin de

yanmda bulunmas zaten

iime gelmiyordu.
Miro dedi ki :
- Diri diri terih yapldn iddia ettiiniz mal-

93

lUkun insan deil, sadece bir pma olduunu nihayet


kabul ediyorsunuz deil mi?
Beni, binann i tarafma gtrerek pmay gs
termi ve beni inandrmt.
- Evet, dedim,fakat canl canl limeleruni, kesil
mi, doranru bir pma. Byle bir manzaraya

ikinci

defa ahit olnay kat'iyyen istemem . . .


Moro szm kesti :
- Onun ehemmiyeti yok, dedi.

Hi

olnazsa bu

merhamet hislerinizi kendinize saklayn. Mongomeri


de tpk sizin gibiydi. Pmay grdnz ve inandnzo
imdi, size vereceim fizyoloji konferansn sk1netle
dinleyin.
Moro, can ok fazla sklan bir adam tavrile bana
mesaisini aniatmaa balad. Anlattka hararetleni
yordu. ok sade ve inandrc bir ifadesi vard. Ara
sra, sesinde, istihzal bir eda seziyor ve karlkl va
ziyetlerimizi dndke utancmdan kzaryordum.
Adada grdm malluklar insan deildi, ve hi
bir vakit de insan olnu deillerdi. Bunlar hayvand,
insanlatrlm hayvand, diridiri terihin bir zaferiy
di.
Moro anlatyordu :
- Mahir bir terih mtehasssnn,

canl malluk

lar zerinde neler yapnaa muktedir olduunu unu


tuyorsunuz. Ben, kendi hesabma, imdi burada yap
tm tecrbelerin bugne kadar tatbik edilni alna
masna ayorum.
Geri insan vcudnde uzuv kesme, ayrma, sinir
vesaire karp alna gibi ameliyeler yaplyor. Mesela
gz al cerrahi bir ameliye ile iyi edilebildii

94

gibi

dzgn

Uzuv

bir gz de ayni ekilde alattrlabilir.

kesme vak'alarnda, vcudn arasnda birok kar

klklar, hislerde deimeler, nesilerin hassasiyeti


rinde bakalklar hasl olur. Bunlardan bahsedildiini
iitmisinizdir, zannederim.
- Tabii, dedim. Fakat

luklar . . .

iren

iki

ayakl mal

- Sra ile anlatacam, dedi. Daha bandayz. Bu


sylediklerim alelade hadiselerdir. Cerrahi ilmi bun
dan daha yksek iler meydana getirebilir. mha veya
tebdil etmek nekadar kolaysa, yenisini yapmak da o
derece kolaydr. Burnu olmyan bir insana burun yap
mak iin cerrahide bir usul vardr, belki de bundan
bahsedildiini iitmisinizdir.

Alndan bir deri paras

kanlr, buruna yaptnlr. Bu deri o noktaya ilti


sak eder. Bu ayni hayvamn vcudnn bir noktasn

dan

alnp dier bir noktasna tatbik edilen bir nevi

adr. Bu ann, baka bir hayvamn vcudndan he


nz kaldrlm bir para ile yaplnas da kabildir, me
sela di iin olduu gibi. Deri ve kemikle yaplan a
tedaviyi kolaylatrr. Cerrah, yarann ortasna, baka
bir hayvann vcudnden karlan deri paralarn,
yahut henz ldrlen bir hayvann kemiklerinden a
lnan krntlar yerletirir. Hunter'in, bir boann sr
tna horoz ibii alarln bilmem duydunuz mu? Hor
tumlu fareler de ayni ekilde imal edilmitir. Farenin
burnuna, baka bir farenin kesilen kuyruu alanmak

suretile grnmemi bir fare nev'i yapmak kabildir.


- Demek ki bu yabani malluklar da sun'i

!.

- Evet. Grdnz b u malluklar kesilmi, biilmi yepyeni ekil verilmi sun'i mahluklardr. Ha-

95

yatnu, canl vcutlerin byle hamur gibi iilip

klmesine, ekillendirilnesine vakfettim.


Daima yeni yeni neticeler elde ederek senelerce
tetebblerde bulundum.

Dehete kaplyorsunuz gibi

gryorum. Halbuki sylediklerim iitilnemi eyler


del. Btn bunlar otanberi pratik anatomi saha
snda malfundur. Fakat hi kimse kendinde tatbik ce
saretini grememitir. Ben, bir hayvann, yalnz harici
eklini deitirmekle kalmam. Bir mahl1kun, fizyolo
jisi, kimyevi ahengi de devaml

surette

deiebilir,

Canl veya l maddelerin, sizin de hi phesiz bildi


iniz ekilde, alanmas usul ve dier telkih usulleri
bunun bir misalidir. Buna benzer der bir usul de
kan naklidir. Dorusunu sylemek lazm gelirse, ben
de ie bu usulle baladm. Bu usul sk sk tatbik edil
mektedir. Kurunuvustada, cce, bacaksz, olak ve da
ha bilmem ne ekilde sakat insanlar imal eden cerrah
lar vard. Onlarn usul daha nadir tatbik edilen bir
usul olmakla beraber, herhalde daha cr'etkarane ey

lerdi.

Cambazhanelerde el'an bu gibi sakat soytan ba


kiyelerine tesadf edilir.

Victor Hugo'nun

Glen

Adam isimli eserinde bina dair uzun tafsilat vardr.


Szlerimi

imdi daha iyi anlamaa baladnz

zannediyorum. Ayni hayvann vcudnn bir nokta


sndaki nesci, dier bir noktasna, yahut bir hayvann
nescini baka bir hayvana alamann, kimyevi

aks

lamellerinin ve serpilip byme tarzlarn tad.il etme


nin, uzuvlarmdaki nafsallarn dzeltilmesinin,

velha

sl en derin ve gizli kelerine varncya kadar heyeti

96

umwniyesini dei1!tirmenin kabil olduunu

gryor

sunuz.

Fakat, bilginin bu barikulade ubesi, ben onu ele

alncya kadar, hi kimse tarafndan bir gaye olarak


re sistem dahilinde tetebb ve
Bu nevi

birtakm cerrahl

tetkik edilmi

deilfl.

tecrbeler evvelce de

ya

plnutr. Dnrseriz bunun, tesadf eseri olan ba


a
:
misallerini hatrlarsruz.

1er,

at

Birtakm zalim mstebit-

bir
sa
ikasiyle, buna benzer teebbsler yapmlardr. Anti
.septik cerrahi usullerile ve tabii kanunlarn ilmi cep
helerile gerekten mcehhez olarak bu meseleyi ilk
caniler,

ve kpek cambazlar gibi kimseler,

ok chela v e birtakm beceriksizler, srf menfaat

defa ortaya atan ben oldum.


Bu iin, vaktile, gizli olarak tatbik edilmi olmas
bitiik kardeler gibi mallilk
lar. . Engizisyon mahzenlerinden cereyan eden vukuat
'bu kabildendir. Geri, bunla:n balca hedefi, iken
ceye artistik bir ekil vermekti, fakat baz engizisyon
;kla gelebili. Mesela

cularn da, azok fen merakls olduu phesizdir . . .


Doktorun szn yarda kestin
-- Evet,

viinlar H\krd
:c :

amma,

dedim, bu mahluldar, bu hay

ediyorlar !

Dokto. bu hayvanlarm filhakika lakrd ettikle


syledi ve diri diri cerrahi ameliye iinin , sadece

lizikl bir istihale yaratmakla kalmadru


vam etti. Bir

domuzu

isbata

de

terbiye etmenin kabil olduunu

::-;i:\ylyordu. Zihnin yaps, vcudn yapsndan daha

az mutlaktr. Gitgide byyen ve inkiaf eden ipno

tizma

ilmi, irs1, eski seciyelerin yeni telakkilerile de

i!,iilmesi ve bu telakkilerin , irsi ve sabit fikirlet"

Doktor

Moro'nun Adas : 7

97

zerine alanarak onlarn yerini tutmas mmkn ol

du'unu

gsteriyor.

Bu hususta, ben onunla bir fikirde deildim. Fa

kat

doktor, azok kaba bir ekilde itirazm

reddetti,

iddialarnn doru olduunda srar ve mesaisini

izaha

devam etti.
Model olarak neden dolay insan eklini intihap
eitiini sordum. Bu intihabnda, o zaman bir ahlak
fesad seziyordum. Gene de o kanaatteyim.
Bunun srf tesadften ibaret olduunu syledi:
- Mesela, koyundan lama, lamadan koyun yapa
bUirdim, diye cevap verdi. nsan vcud ekli, zeka
nn sanata kar olan

temayln,

dier

herhangi

malluk eklinden daha ziyade, besliyor. Bununla be


raber, yalnz insan yapmakla kalmadm. Bir iki

de

fa . . .
Bir mddet sustu, sonra devam etti :
- Ah, bu yllar ! Nekadar abuk geti gitti ! te
sizin hayatnz kurtarmak iin gene btn bir gn
kaybettim : size izahat vermek iin de bir saat vakit
zayi etmekle megulm.
- Buna ramen, gene anlamyorum, dedim. B
tn bu malluklar straba mahkum etmenizi hakl
gsterecek sebep hangisidir? Benim nazarmda, diri
diri terih yapna mazur gsterecek yegane saik tat

bikat . . .
- Tamam, dedi, doru sylyorsunuz. Fakat, g
ryorsunuz ki

benim yaradlm

baka trldr.

Noktainizarlarmz baka. Siz maddiyetisiniz.

S:zn iddetle kestim :

Ben maddiyeti deilim.


ts

- Kendi noktairiazanma gre sylyorum. Zira,


aramzdaki dn fark, ite bu strap bahsindedir.
Gzle grlen, yahut iitilen strap sizi rahatsz ettii
mddete, saikiniz kendi straplarniZ

olduu

md

dete, fenalk ve gnah hakkndaki fikirlerinizin esa


sn strap tekil ettike, dediim gibi, bir hayvann
hissettii eyi biraz daha mphem olarak hisseden bir
hayvan olarak kalacaksnz. Bu strap . . .
Bu safsatalar karsnda sabrm tkendi, omuzla
rm silktim. O devam etti :

- Fakat bilseniz

bu strap nekadar hiten

eydir. Fennin yaratt hakikatiere kar

bir

gerekten

ak duran bir zeka, bunun pek ehemmiyetsiz bir ey


olduunu idrak etmelidir. Belki de, bu kk seyyare
den baka, en yakn yldz iin bile gayrimer'i olan
bu cevvi toz tanesinden baka hibir yerde, strap de
diimiz ey mevcut deildir. Kendilerine doru el yor
damiyle ilerlediimz kanunla . . . Esasen, arz zerin
de dahi, btn u yayan eyler arasnda, strap ne
ifade eder ki?
Doktor Moro, byle
bir ak kard,

diyerek,

bir azn at,

cebinden

kk

hacan grebilece

im ekilde, oturduu koltuu ileri srd, sonra, a


ky hacana daldrd, kard:
- Bunu evvelce de grmsnzdr, dedi. ne
batm kadar ancak actr. u halde, demek oluyor ki,
adalenin kendisinde, strap duyma kabiliyeti mutlak
surette mevcut deildir. Bu his, derinin ve

baz noktalarnda bulunabilir.

Ac, bizi ikaz

memur, hususi bir tb mavirinden baka

hacan
etmee
bir

ey

deildir. Her caril et ac duyriaz, sinirler keza, hatta,

99

his sinirleri bile. Gz sinirlerinin duygulannda ha


kiki strap kabiliyetinden eser bile yoktur. Gz sinir
lerini yaralyacak olursanz, sadece alev eklinde k
lar grrsnz. Kulak sinirlerinde husule gelen A
fetler de, sadece kulakta uultular yapar. Nebatlar
kat'iyyen ac duymazlar.
Necni bahri, yahut yen
ge gibi sfli hayvanlarn da can acuan katiyyen duy
mamalar muhtemeldir. nsanlar, zekiletike, ve re
fahlarn, istirahatlerini daha zeki surette tenne a
ltka, kendilerini tehlikeden haberdar eden hisse
daha az ihtiyalar kalr. Vcutten erge sklp
karlan birok lzumsuz eyler grdm. Siz grmedi
niz mi? Demek oluyor ki can acs lzumsuzlayor.
Esasen, her aklselim sahibi insan gibi, ben de
dindar bir adamm Prendik. Dnyann yaratcs tara
fndan kullanlan usuller hakknda sizden daha fazla
malfunat sahibi bulunduum kanaatini edinmi olabi
lirim. Zira, yaadm mddete, onun kanunlarna,
kendime gre mana vermekle megul oldum. Halbuki
siz, zannederim, kelebek kolleksiyonu yapmakla me
gulsnz. Binaenaleyh, unu syliyeyim ki, zevkin ve
trabn, cennetle veya cehennemle hibir alakas yok
tur. Zevk ve strap! . . . Erkeklerin ve kadnlarn, zev
ke ve straba son derece ehemniyet verileri, kendi
sinden redikleri hayvann irsiyetinden baka bir ey
deildir.
Gryorsunuz ki, aratrmalarimm beni sevket
tii yoldan ilerledim. En iyi usul de budur. Bir mesele
ortaya koyarm, bu meseleyi halledecek bir metod icat
ederim ve yeni bir mesele ile karlanro. Filan veya
falan ey mmkn mdr? Yolunda bir sualin ceva-

.100

bn bulmak iin, aratrcnn nasl fikri bir ilitirasa


kapldn imkan yok tasavvur edemezsiniz. Bu fikri
ihtiraslarm verdii garip zevki kabil deil anlyamaz
snz. te benim bulmak istediim ey de, canl bir v
'Udn, yuurulabilmek kabiliyeti itibarile vasl ola
bilecei azam! haddir.
- Fakat bu pek hainane bir ey . . .
- Bugne kadar, madde bahsinde ahlak hi
dnmedim. Tabiat tetkik etmek, insan hi olmazsa
tabiat derecesinde hain yapyor. Taharriyatma devam
ederken yalnz, halletmek istediim meseleyi ve mal
zemeyi gznnde tuttum. Malzernem ite orada, ku
lbelerde dolu. . . Mongomeri ile ben buraya geleli on
bir sene oluyor; yanmzda Yeni Kaledonya yerlilerin
den alt kii vard. Adann yemyeil skfuetini ve et
rafmz kuatan bombo, engin denizi, daha dnm
gibi hatrlyorum. Mevki beni bekliyor gibiydi.
Eyamz karaya kardk ve bu evi ina
ettik.
Kaledonyallar, kendi kulbelerini sel yatann yan
na yaptlar. Ben, burada, getirdiim malzeme zerinde
alnaa baladm. lk zamanlar, irkin vakalar oldu.
Tecrbelerime bir koyun zerinde balamtm. Bir
i!:uuk gn altktan sonra, niter elimden kayd ve
hayvan ld. Bu sefer baka bir koyun aldm. Bunu
bir korku ve strap mahluku haline getirdim. Sonr:a
yaralarn sardn, iyilemesini . bekledim. Ameliyat bi
tince, koyun bana tamamile insani bir ekil alm gibi
grndyd, fakat onu tekrar grdm zaman ese
rimden hi memnun olmadm. Beni hatrlyor, benden
mthi surette korkuyordu. Bir koyun kadar da akl
zd. Ona baktka, ekilsizlii bsbtn gzme bat-

101

yordu. Nihayet bu 1;1cubenin straplarna nihayet ver

dim. Byle korkak, cesaretsiz ve hassas, straba kar


koyacak mcadele enerjisinden

mahrum

hayvanbr

dan insan vcude getirmek mmkn deil.


Koyundan sonra, bir goril zerinde tecrbeye de
vam ettim. Bu hayvan zerinde, gayet itinal bir e

kilde altm; arka arkaya btn mklleri yendim


ve ilk insanm yarattm. Btn bir hafta, gece gndz:
ona ekil verrnee uratm. Bilhassa

dima taslihe

muhtat. Bu dimaa birok ilaveler yapmak, onu

bir

hayli deitirmek icap etti. imi bitirip de gorili sar

glar, balar iinde karmda hareketsiz grnce, elim


de negroit tipinden, mkemmel bir nmune bulundu

una hkmettim. Gorilin yanndan, yayacana kat'


iyyen kanaat getirdikten sonra ancak ayrldm. Ve bu
odaya geldim. Mongomeri'yi,

burada, sizinkine

ok

benziyen bir haleti ruhiye iinde buldum. Derece derC

ce insanlaan hayvann feryatlarndan, sizi ok .:e


yecana dren o feryatlardan

bir

ikisini

iitmiti.

Bidayetlerde, Mongomeri'ye, ilerimin i yzn

ta

mamile anlatmamtm. Kaledonyallar da beni grUn


ce korkuyorlard. Mongomeri'nin, bir
itimadn kazandm.

dereceye kadar

Fakat Kaledonyallarn

adadan

kamalarna mfui olmakta mthi glk ektik. Ni


hayet muvaffak oldular ve yat bylece elinizden gitti.
Gorili terbiye etmek iin drt

ay

uratn.

Ona ingilizcenin mebadisini rettim. Saylar hakkn

da biraz fikir verdim. Hatta alfabeyi okuttum. F..kat


gabi idi. Geri, ondan daha gabi birok budalalar :;r
mmdr.
Terbiyesine baladm

102

zaman,

dima bombotu.

nsan

olmadan evvelki mevcudiyeti hakknda hibir

fikri yoktu. Yaralan tamamile iyi olduktan,


zlp strab bittikten sonra, ve bir

iki

balan

kelime sy

lernee balaynca, onu Yeni Kaledonya yerlilerinin ya


nna gtrdm, kendilerine yeni bir arkada getirdi

iini

syledim.

nce, ondan mthi surette korktular. Bu benim


biraz haysiyetime dokundu; zira, eserimden gurur du
yuyordum. Fakat, goril o kadar aciz ve zelil, yle sa

kin

ve yumuak bal idi ki, ok emeden altlar,

yanianna kabul ettiler ve terbiyesi ile megul olmaa


baladlar. Kendisine gsterilen eyleri ok abuk

reniyor, ;nkemmel surette taklit ve temsil ediyordu.


Hatta, kendisi iin yapt kulbe, tekilerin yapt
kulbelerden ok daha gzeldi. Yeni Kaledonyallar
dan bir tanesi, misyonerimsi bir eydi. Gorile okumay,
daha dorusu hecelemeyi retti, ahlak hakknda ip

tidai baz bilgiler verdi. Fakat, hayvann yaradl pek


iyi deilmi.
Bu iten sonra birka gn dinlendim ve Avrupa
.fiziyolojistlerini uyandrmak maksadile, mesain ba-
tan aa yazmaa karar verdim. Fakat, bir gn, goti!..
limi, bir aaca trmanm, kendisine taklan Kaledon

yallara

maskaralk ederken grdm. Kendisine k'"

tm, bu halin bir insana yakmadn syledim, onda


hicap hissini uyandrmaa altm ve buraya avdet et
tim. Mesaimin neticesini ilan etmeden evvel daha

iyi

bir eser vcude getirrnee karar vermitim. Kararn


da tatbik ettim. Fakat, ne de olsa, imal ettiim mahluk

lar, aradan bir mddet geince tedenni ediyorlar, hay


vanlk hisleri, gnden gne galip geliyor. Daha.iyisini
103

yapacama ve bu ii baaracama da eminim. Bu pna . . .

Fakat, maksada gelelim. O Yeni Kaledonya yer


illerinin hepsi bugn lm bulunuyor. Bir tanesi mav
:uadan denize dt; bir tanesi de topuundan yaralan
ru, yaras bir ottan_ zehirlenmi, ld. Geri kalan drt
kiiden , yata binip katlar ve zannederim boul
dUlar. nallah yledir. Sonuncusu da . . . ld Fakat
yerlerine bakalarn koydum. Mongomeri, ilknce.
tpk sizinki gibi hareket etti. Sonra . . .
Birdenbire sordum

- teki ne oldu? O ld dediiniz Kaledonyal.

- Birok insan imal ettikten sonra, nihayet bk


m.ahluk daha vcude getirdim ki . . .
Biraz tereddt etti.
-

Sonra? dedim.

- ldiirdk.
- Anlamyorum. Yani...
- Evet. sonuncu Kaledanyaly ldrd. Daha
eline geirdii birok mahluku da ldrd. ki gn
pesinde kotuk. Kazc.ra serbest braklmt. Ben henz
OllU koyuvermek niyetinde deildim. Daha tam ol.ma..
u:ut. Sadece bir tecrbe tahtas mahiyetinde idi. Yt
J.n gibi yerde kvranan, elsiz ayaksz bir eydi. Mt
hl bir kuvveti vard, strabndan da kudurnu bir
hale gelmiti. Yzert bir domuz bal gibi son derece
. ,iiratli bir yry vard. Birka gn orn1anlarda
. sakland. Hasgeldiine saldrd, nihayet takibine k
naa mecbur olduk. O zaman, adann imal ksmna
ekildi, etrafn kuattk. Mongomeri, benimle beraber
-.bulunmak iin srar etmiti. Yeni Kaledonyallarn elin--

104

de

bir karabina vard. Cesedini bulduumuz

zaman,

bu tiifein namlusu S harfi gibi bklmt; stnde

di

yerleri grlyordu. Mongomeri, canavar bir kur

unda ldrd ...


Doktor sustu. Ben de susuyor, onun yzn tet

ki.k.

ediyordum. Biraz sonra tekrar sze balad :


- Hulasa, dokuz senesi ngilterede geen, yirmi

senelik bir zamandanberi alyorum; hlila,

her yap

tm eyde bir nokta var ki btn planlarm altst


<:.'<liyor, fena neticeler verdiriyor ve beni yeniden u

seviyemin fevkine kyorum,


. bazan da aa dyorum. Fakat daima tahayyl et
tiim eylerden uzak kalyorum. nsan eklini imdi
den kolaylkla vcude getirebiliyorum. Zarif, kvrak
veyahut kaln ve kaba her ekli yaratmak benim iin
kolay bir i. Yalnz, eller ve peneler beni ok ura
rntryor. Bazan, kendi

tryor. Bunlar serbeste yuurup ekillendirmee ce


saret edemiyorum. Fakat, balca glk ektiim nok
ta, dimada yaplmas icap eden ince tadilat ve a me
selesi. Yarattm malluklarn zekas ekseriya gayet
iptidai kalyor; izah imkansz, hi beklenmedik bo

luklar

arzediyor. En noksan kalan taraf da his mer

kezinin, bir trl tayin edemediim


Orada, insanl

bozan

itahlar,

bir

noktasdr.

sevkitabiller ve ar

zulardan mrekkep gizli ve garip bir hazne var ki,


bazan birdenbire patlyor ve yarattm mahlftkun b

ffin benliini saryor. Benim ekillendirdiim bu mal


lUklar tetkike balar balamaz, acip ve tehlikeli ey
ler gibi grdnz. Halbuki ben, onlar yaratr yarat
maz, mnakaa kabul etmez derecede hakiki birer in
.o;an yarattma kani bulunuyorum. Sonra sonra, on-
105

lan tetkik ettike, tedricen bu kanaatim azalyor.


Hayvanlklarnn delilleri birer birer yzlerinde g

rlmee balyor. Fakat, bu gl de yeneceim.

Canl bir mahlUku bu yakc strap banyosuna her


sokuumda, kendikendime : bu sefer, akl banda bir

malluk yaratacaun, diyorum. Dnrseniz, on sene,

insann yaratlmas iin sarfedilen yz binlerce yln

yannda hi kalr.

Doktor Moro, derin bir dneeye dald,

sonra

ilave etti :

- Fakat, hedefe yaklayorum, aradm sm bu


lacam. Bu pma . . .
Tekrar sustu, yine balad :
- Tedenni ediyorlar.
ekmez,

zerlerinden elimi eker

hayvanlk hisleri

tekrar meydana knaa

balyor.
Uzun bir skut daha oldu. Bu sefer ben sordum.
- Demek ki,

imal

ettiiniz garibeleri o sel yata

ndaki iniere gnderiyorsunuz yle


- Kendileri

gidiyorlar.

mi?

Hayvanlklarnn

galip

gelrnee baladn hissedince salveriyorum, doru


oraya kouyorlar. Hepsi bu evden ve benden fena hal
de korkuyor. Ora da , o sel yatandaki inierde bir

be

eriyet msveddesi vardr. Mongomeri oray iyi bilir,


nk onlarn her iine kan r. Bir ikisini terbiye etti,

bizin hizmetimize bakyorlar.

Bundan utanyor, fnkat yle zannediyorum ki, bu,

malluklardan bir ikisine kar bir nevi muhabbet bes:-

106

liyor. Kendi bilecei ey, beni alakadar etmez. Kendi


hesabma, bu malluklardan ireniyorum, bana

yarm

kalm insanlar hissini veriyorlar. Onlarla hi alakadar


deilim.

Zannederim, yeni Kaledonyal

misyonerin

rettii usulleri tatbik ediyorlar ve bir nevi

akli

ha

yat taklit ediyorlar. Biare mahlUklar! Kanun dedik


leri bir eyleri var; her ey onun:. diye ilahiler sy
lyorlar. Kendi inierini kendileri yapyorlar, meyva
lar topluyorlar, ot koparyorlar. Hatta iftleiyorlar.
Fakat, btn

lar

bunlarda grebildiim ey, hayvan ruh

tadklarndan ibaret.

Bu pmada biraz

midim

var. Kafasn ve beynini yaparken ok dikkatli ;al


tm.

Doktor Moro bir mddet

dneeye

dald. Bu

mddet zarfnda ben de dnyordum. Sonra birden


bire ayaa kalkt.
- Btn bunlara ne dersiniz? diye sordu.

Hala

benden korkuyor musunuz?


Yzne baktm. imdi, karmda,

soluk benizli,

beyaz sal, sakin bakl alelade bir insan vard. r


perdim. Sualin ikinci ksmna cevap vermek iin

kendi

sine bir rovelver uzattm.


istemiyerek cevap verdi
- Yannzda kalsn.
Sonra glmsedi ve ilave etti :

- ki

gnnz hayli dolu geti.

Bir mddet dnd, sonra, i kapdan kt. D


arya alan kapy derhal kilitledim.
Tekrar yerime oturdum. Bir mddet bir nevi tyu-

107

uk:lua gmlp kaldm. Zihnen, bedenen ve hisset


yle yorgundum ki, fikirlerimi, Doktor Moro'nun :.ev
kettii noktann baricine karamyordum. Pencere,
karmda, apak, kara bir gz gibi bana bakyordu.
Nihayet bir gayret sarfederek kalktm, lambay si>n
drdm ve hamaka uzandm. ok gemeden derin
bir uykuya dalmm.

101

IX
CANAVAKLAR

Uykudan ok erken uyandn.

Doktor Moro'nun
Hamaktan in
dim, kapya kadar gittim, kilitli olup olmadna bak
il;,:n. Sonra, pencerenin pannaklu muayene
ettim.
Salamd. Bu insan ek lindeki malluklarm hakikatte
hayvandan bozma ucubeler, gln insan taklitleri
zahat hala kulaklanmda nlyordu.

olduunu bildiim iin, bunlann nelere kadir olabile


ceklerini dnyor, mphem bir korkuya kapltyor
dum. Bu mphem his, sebebi ve mahiyeti belli bir
korkudan daha beterdi.

O esnada kap vuruldu ve Mling'in sesini i!ttim.


Rovelverlerden birini cebime koydum, tekini eiime
al<1m, kapy atm.
m

ottan ve

getirerek

Mling,

az pimi bir

her zamanki gibi, haJan..

tavandan

ibaret

yeme}i:

- Bonjur mesye, dedi.

MongomW'i onun peisra geliyordu. Mdekkik


gzlerile, kolumun vaziyetini derhal grd ve hafe
glmsedi.

109

Piima, daha abuk iyi olmas iin gn stirahat


halinde braklmt.

Fakat Doktor Moro inzivay1 ok

sevdii iin bizim yanmza gelmedi. Gemide grdm


iki ayakl malluklarn hayat hakknda biraz daha sa
rih fikir edinmek zere, Mongomeri ile

konumaa

baladm. En fazla merak ettiim ey, bu ucubelerin


nasl olup da Moro ile Mongomeri'ye hcum etmedk
leri ve nasl olup da birbirini paralama,dklar idi.
Mongomei-i, bu ellietten ksmen emniyette olu
lann bu hayvaniann dimai kabiliyetlerinin maldut
olmasna medyun bulunduklarn syledi. Zekalarnn
artn olmasna ve hayvani sevktabiilerine doru
ric'ate mtemayil bulunmalarna ramen, kafalarnda,
Moro'nun yerletirdii sabit fikirlerin bulunmas, ze
k!Harm mutlak surette tahdit ediyordu. pnotize edil
mi gibi idiler. Kendilerine, birtakm eylerin yapl
mas imkansz olduu, dier birtakm elerin de ya
plmamas lazmgeldii sylenmiti. Bu ;asaklar, on
larn zihninden her trl itaatsizlik Yeya mnakaa ih
timalini de silmiti. Bununla beraber, dier baz ey
ler de vard ki, hayvan sevkitabiisi ile Moro'nun ter
biyesi, bunlarn etrafnda mtemadiyen l(<atyordu.
Kanun adm verdikleri birtakm vaz paralar, bu
!hayvanlarn dimanda, derin surette ) kklemi ve
daima isyana arnade bulunan yaradliarnda meknuz
ihtiraslarla arpp duruyordu. Mtemadiyen bu ka
nunu tekrar ediyorlar ve mtemadiyen ona kar ge
liyorlard. Mongomeri ve Moro, onlarn kan kokusu
duymamalarna bilhassa dikkat ediyorlar ve bu bakm
dan, bu mahlUklar, hususi bir nezaret altnda tutu-

110

yorlard.

Kan

lezzetinin verecei, nne geilemez i

tahtan korkuyorlard.
Mongomeri'nin bana anlattma gre, kanun kor
kusu, bilhassa kedi cinsinden olan mahli'klarda, orta

lk

karardktan sonra, son derece azalyordu. O saat

ten sonra, hayvanlklan galip gelrnee balyordu.

laca karanlk, bunlarda bir macera iptilas uyandr


yor ve gndz akllarma bile getirmiyecekleri eylere
cr'et ediyorlard. Adaya geldiim gnn akam pars

damn

beni kovalamas, herhalde bundan ileri geii

yordu. Fakat, benim burada bulunduum ilk zamanlar,


Moro'nun hayvan-adamlar, kanuna

ancak

kaamak

eklinde, ve ortalk karardktan sonra kar geliyor


lard. Gndzleri, mteaddit yasaklara hepsi itaat e
diyorlard.
Adaya ve ada sakinlerine dair baz tafsilat venne
nin ve baz hadiseleri nakletmenin zaman gelmitir
kanaatindeyim. Yass ve denizden az yksek olan bu
adann, girintili ve kntl bir evre iindeki mesa
has, takriben sekiz on kilometre murabbamdan iba
retti. Topra volkanl idi ve tarafmda mercan ada
lar vard. Adann imal kysndaki bir iki ufak indifa
ukuru ve bir scak su kayna, aday yaratan km,-ve
tin yegane nianesi olarak kalm bulunuyordu. Ara

sra, hafif bir yer sarsnts oluyor, bazan da, indifa

ukurlarndan semaya doru hafif hafif ykselen du

man helezonlar iddetle buhar fkrtyordu. Fakat


hepsi bundan ibaretti. Mongomeri, hepsi Doktor Mo
ro'nun imal ettii malluklardan mrekkep olan ada
halknn imdi altm kadar olduunu syledi. Onna
nn kuytu

kelerinde yayan ve

insan

eklile hi
lll

alakalar olmyan,

dahil

says d aha

az

acibeler bu hesaba,

deildi. Doktor Moro'nun yaratt malluklarm

lm, bir

mecmuu yz yirmi tane idi. Fakat birou

ksm da, bana bahsettii, yerde srnen acibe gibi,


feci bir akibete uramt. Mongomeri, bir suale ceva
ben, bu mahluklann yavruladklann, fakat bunlaru
umumiyetle yaamadklarn, yahut da ana ve baba
larna alanan beeri hususiyetlere tevars ettiklerine

dair hibir alarnet tamadklarn anlatt. Bu yavru

lardan,

yayanlar, Moro alyor,

onlara

insan ekli

verrnee alyordu. Dii mahl1klar, erkeklerden

da-

ha azd ve kanunun bir erkee bir diiden fazlasn


caiz gnniyen yasana ramen, bu diiler, erkek mah
lilldarn

binbir trl

sinsi tazibatna maruz kalyor

du.
Bu hayvan - adamlar btn teferratile tarif ede-
uiyeceim. Gzlerim manzaralar tesbite alk

olma

dktan baka, maalesef resim yapmasn da bilmiyo

rum.

la

Bu

malluklarn heyeti umumiyelerinde en

faz

nazardikkate arpan ey, belki de bacaklarile, u

zun gvdeleri arasndaki muazzam nisbetsizlikti.


zarafet hususundaki

Lakin

telakkileriniz o kadar nisbidir

ki, gzm bunlarn ekillerine yava yava alt ve


en nihayet, kendi uzun hacaklarnn sallantl ve mil
vazenesiz eyler olduuna, onlarla beraber kendim de
nanacak hale geldim. Dier mhim bir nokta da, bu
nahl1klarn, balann

ne eik tutmalar ve belke

miklerinin bariz ve hayvan

ekildeki . inhinas idi

Bizzat maymun - adamda bile, insan bedenine o ok


:larif

duruu

verert kavsli

ekil

ayakl malluklardan birounun

112

yoktu .

Bu

iki

omuzlarnn yuvar-

lak).nda acemi ve biimsiz bir manzara grlyor,


ksa bilekleri, yanlarn dvyordu.
nce bu garibelere kar, son derece byk bir
ti:ksinti duymutum. Fakat, sonralan, bir para al
tm. Mongomeri'nin, bu malluklara kar ald vazi
yetin tesiri altmda kalyordum. O, o kadar uzun za
mandanberi, bu yar hayvanlarla

beraber yayordu

ki, adeta, onlar normal insanlar telakki etmee bala


mt. Btn hayatn

adada geiriyor,

Londradaki

genlik hayatn, bir daha avdet etmesi muhal anl bir


mazi gibi gryor, senede ancak bir defa Arika'ya gi
derek, Moro'nun o ehirde hayvan ticareti yapan ajan
ile temas ediyordu.
Mongomeri'nin, spanyol melezlerile dolu olan o

ehirde gzel insan tipleri grmesine esasen ihtimal


yoktu.
adadaki

Vapura

bindii

hayvanlarn

zaman,

insanlan,

bana grnd kadar

ilknce
garip

grndn sylyordu. Mongomeri, insanlar esasen


sevmiyordu ve bana acm olmasn da, hayatm kur
tarmasndan ileri gelen bir his farzediyordu.
Hatta, bu

deiik malluklardan bazsna

kar

gizli bir tevecch beslediini tahmin ediyordum. On


htrn baz hareketlerine kar duyduu fasik ineizah
ilk zamanlar benden gizlemee almt.
Mling, benim ilk tesadf ettiim

o siyah

yzl

mahluk, adann mntehasnda teki garibelerle bir


likte yaamyor, bahe duvarnn dibine yaplm olan
kulbeye benzer yerde yatp kalkyordu. Maymun adam kadar zeki 0.eilse de ondan ok daha yumuak
bal idi. Ve btn dierleri arasnda insana en fazla
benzjyen dG o idi. Mongomeri, yemek piirmesini, ve
Doktor Moro'nun Adas

113

kendisinden beklenen ufaktefek ev hizmetlerinin hep


sini ona retmiti. Mling, Doktor Moro'nun korkun
meharetinden doan bir halita idi. Aynn, kpein ve
kzn karmasndan meydana geldii hissini veren
bu acip mahluk, Doktor Moro'nun en byk itina ile
vcude getirdii bir enmuzeti.
Mling, Mongomeri'ye

garip bir sadakat ve mu

habbetle bal idi. Bazan, Mongomeri onu sever, ok


ar, yar alayc, yan mltefit szler sylerdi. O zaman,
hayvancazn, bu tatl muamele karsnda gsterdii
sevin, grlmee deer bir eydi.
gomeri, viskiyi fazla karr,

Bazan da, Mon

Mling'i

tekmelemee,

yumruklamaa balar, kafasna ta atar, peinden, tu


tuturulmu fiekler frlatrd. Fakat, Mling, bu kt

de tahamml eder, onun yannda


iin her eyi gze alrd.
Dediim gibi, bu malluklara altm; yle

muamelelere
mak

zamanlarda tabiatn

bulun
ki, ilk

hilafnda ve ayan

nefret gibi

grdilm binbir trl hareket, az zaman


tabu ve alelade grnmee balad.

iinde, bana,

114

X
PARS - ADAMIN PEiNDE

leden sonra, Moro, Mongomeri ve ben, Mling'i


de yanmza alarak, sel yatandaki izbelere doru yo
la ktk.

mzde

de silah vard. Mling, bir demir

tel kangal ve odun yarmak iin kulland bir nacak


tayordu.
Moro, boynuna, bir oban borusu asmt.
Mongomeri :
- Btiln sry imdi bir arada greceksiniz, de-
di. ok gzel bir manzaradr.
Moro, yrdmz mddete, bir kelime konu
mad, fakat, beyaz salarnn ereveledii ehresinin
batlan, kat'i bir azim ifade ediyordu.
Dibinde, scak su kaynandan fkran suyun k
prd sel yatana geldik ve, sazlklar arasndan ge
erek girintili kntl bir kei yolunu takip ettik ; ge
ni bir dzle ktk. Bu dzlk, toz gibi, sanmtrak
bir madde ile kaplyd. Bunun, kkrt olmas ihtima
lini dndm. Bu noktadan baknca, ileride, kaya
lklarn tesinde, denizin prlts gztikyordu. Biraz

115

daha ilerleyince, derinlii az, tabii bir anfiteatra gel


dik ve drdmi.iz de durduk.
O zaman, Mongomeri, elindeki boruyu ttrd.
Borunun sesi, bu medar ikindisinin sakin uyuuklu
unu dalgalandrd. Doktorun cierleri salam gr
nyordu. Borunun kuvvetli sesi, kulaklar sar eden
akislerle bir mddet nlad.
Sesin akibinde, sar kamlarn iinden doru a
trtlar ve sesler iitilrnee balad. Bu sesler, benim
bir gn evvel, iinde dolatm batakl kaplyan
sk yeil ormandan doru geliyordu. Ayni dakikada,
kkrtl sahann drt be noktasndan, o garip mal
luklar, birbirinin pei sra, aalarn ve sazlklarn
arasndan frlayp, kzgn tozlarn iinde ayaklarn
sryerek bize doru seirttiklerini grdke gitgide
artan bir dehet duyuyordum. Fakat Moro ve Mongo
meri orada kemali skunetle durduklar iin, ben de
mecburen onlarn yanndan ayrlmyordum.
Hayvanlar, bize doru yaklatka, hepsi Mongo
meri'nin karsnda bir kere eiliyor, kanunun ikinci
nsfndan paralar okuyordu :
- Yaralyan el onundur ; yaralyan el onundur ;
iyi eden el onundur . . .
Ve bu bylece devam ediyordu.
Herbirisi, takriben otuz metre yaklat zaman
duruyor, dizleri ve dirsekieri zerine dayanarak yere
kapanyor, yerden ald topra bana serpiyordu.
u sahneyi, tahayyl edebilirsiniz : Maviler giymi
olan biz mz yanmzda ekilsiz ve siyah hizmet
karmz bulunduu halde, kzgn gnein altnda p
rldyan sar tozla rtl geni bir sahada ayakta du-

116

ruyoruz ; etrafrruzda, kimisi, yzlerinin ifadesi ve ha


reketlerinin evikliile adeta insan andran, kimisi
korkulu ryalarda grlen

malluklar sanlacak ka

dar iri bU.r, noksan azal bir sr garip hayvan


yerlerde srnyor, kvranyor :
Mongomeri :
- Altm iki, altm ! . . .
Diye haykrdktan sonra :

- Drt

tane eksik

Dedi. Ben :

!.

- Pars - adam gremiyorum, dedim.


Birdenbire, Moro, elindeki boruyu bir daha ald
ve bu sesi iitince, hayvan - adamlar, derhal tozlara
kapandlar. O zaman, sazlklarn arasndan sinsi bir
szlle kan, adeta yerde srnreesine ilerliyerek
kafile arasna sokulmaa yeltenen pars - adan gr
dm. En sonra da, kk maymun - adam meydana
kt. tekiler, demindenberi yata kalka yorulmu ve
kzn olduklarndan, maymun - adama fena fena

baktlar.
Moro, tannan ve kuvvetli sesile :
- Yeter !.
Diye haykrd. Hayvanlar, hep birden, topuklar
zerine ktler ve tapnnaa nihayet verdiler.
Moro sordu :
- Kanunu reten nerede ?
Kl rengi tyl malluk tozlara kapanrcasna e

ildi. Moro bir emir verdi :


- Kanunu oku !

Diz km oturan btn suru, duaya balad.


Muttarit bir hareketle sallanyorlar, sra ile sa ve sol

117

.ellerini yere vurarak, havaya kkrt tozu atyorlar

d.
Et ve balk yememek, kanundur .szne sra
geldii zaman

Moro, beyaz ve uzun elini ileri U7..ata

rak :
- Stop ! diye haykrd.
Ve derin bir skut oldu.

Zannederim, hepsi, bu enrin arkasndan gelecek


eyi biliyorlar ve korkuyorlard. Gzlerim onlarn a

cip yzlerinde dolat. Onlarn korkudan tir tir titre


diklerini ve parlak gzlerinin hayretle dolduunu g
rnce, bu malluklar bir an iin insan telakki ettiime
kendim de atn.
Moro :
- Bu kanuna itaatsizlik edilmitir , dedi.
Gm tyl, yz grnnyen malluk :
- Hi kimse kurtulamaz ! dedi.

Diz km oturan hayvan srs, hep bir

az

dan tekrarlad :
- Hi kimse kurtulamaz !
Moro, elindeki krhac aklatt, keskin baklarn
'Onlarn yzlerinde dolatrdktan sonra :
- Kanuna kim kar geldi ? ! diye bard.
O zaman, pars - adamn byk bir korkuya ka
pldn grdm. Moro, nnde kpek gibi yere yatan
ve yaltaklanmaa balyan bu malluka dnd ve gk
grltiis gibi bir sesle bard :
- Kanuna kar gelen kimdir?
Kanun reten kl rengi tyl malluk :
- Veyl, kanuna kar gelene ! dedi.
Moro, ruhu bedeninden ayrlyormuasna yer-

118

de kvranan pars - adama gzlerini

dikti. Sonra bize

doru ilediyerek :
- Kanuna kar gelen . . . . . .
Dedi. Hayvan srs, bir azdan :
- Istrap evine dner ! Istrap evine dner ! diye
sylenmee baladlar.
Moro, pars - adama dnerek :
- itiyor musun ? diye sordu, iitiyorsun deil
mi ? Ne diyeceksin ?
Pars-adam, Moro'nun kendisine bakmad bir an
dan bilistifade ayaa kalkmt. Birdenbire, gzleri a
lev saarak, penelerini ona doru uzatp zerine sal
drdn grdm. Eminim ki, bu hcuma sebep olan
ey, hayvann o anda duyduu ifrat derecede korku
dan baka bir ey deildi. Altm tane hayvann tekil
ettii bu dairenin, olduu gibi ayaklandn zannet
tim ve rovelverimi ektim. Moro ile hayvan gs g
se geldiler. Moro'nun bu saderne altnda sarsldn
grdm. Etrafmz havlamalar, ulumalar sarmt. Or

talk birbirine

karmt. Bir an geldi ki umumi bir

ayaklanma ile karlatmz sandm.


Pars - adamn fkeden ateler saan yz,

ta

ya

nmdan geti. Arkasndan Mling'in kovaladn gr


dm. O esnada, Moro'nun rovelverinin sesini iittim.
Namludan kan alev, srnn ortasna doru . fkr
d. Btn sr, atein gsterdii istikamete dnd, ben
bile, bu hareketin cazibesine tutulmutum. Bir saniye
sonra, uultular iinde

koumaa balyan kafileye

ben de katlm, pars - adamn peine saldrm bulu


nuyordum.
Bu sahneden grebildiim

bundan ibaret kald.

119

' Pars

adam Mora'ya saldnn, etrafmda her ey bir

denbire karm ve ben btn kuvvetimle komaa

balamtm.
!v:Iling en nde, firariye

iki

adn mesafede kou

yot'du. Onun arkasndan kurt - kadnlar drt nala gi


diyordu, Bunlar domuz - adamlar, ve domuz - kadn

lar ba1ra ara takip ediyordu. En arkadan, Moro,


iki ayakl acibelerden mrekkep bir kafile ortasnda
seirtiyordu.

Geni kenarl hasr apkas

dmt. Revolveri elindeydi.

bandan

Uzun, beyaz salar

rZgardan dalgalanyordu; Yar domuz, yan srtlan bir


malluk benim yanm sra, admlarn bana uydunnu
kouyor, ara sra, kaamak nazarlarla yzme bak

yordu. Kafilenin bakiyesi de bizden sonra geliyordu.


Pnrs - ada:in, sazlklar arasndan bir yol bulup s
zlm, bu sazlar yara yara gidiyor, ikiye ayrlan saz
lar, o getikten

tekrar

sonra

kapanp

birleiyor,

Mling'in yzne arpyordu.


Bu ka ve kovalay, belki bir eyrek mil uzun

luunda

bylece devam etti. Sonra, sk bir alla gir

dik, glkle adm atabiliyorduk. Sarmaklar vcu


dme sarlyor, dikenler temize berimize batyordu.
Nihayet pars - adam, adamn bir kesinde sk
trdk. Moro, elinde krba. bizi muhtelif . noktalara
serpitirdi ;

ilerlemee

baladk.

alln iine sktrm

imdi

bulunuyorduk.

avmz,

bir

O esnada,

srtlan - adamn, mthi bir lkla pars - adama sal


drdm ve dilerini onun ensesine

geirdiini

dm. Revolverime sanldm. Moro :


- ldrme, Prendik, ldrme !
Diye haykrd. Fakat i iten gemiti. Moro :

120

gr

- Hay Allah mstahakn versin, dedi. Diri

diri

tutmak istiyordum.
Ben hakikatte bu ie

ok memnun olmakla bera-

ber :
Bir kaiadr

oldu, dedim. Benim de canm s


dnmeden hareket ettim.
Yorgunluktan ve asabiyetten hasta gibiydim. B-

kld amma,

tn kafileyi orada braktm ve ayrldm. Moro, birta


km emirler verdi ve

pars

adamn cesedini

denize

doru srklediler.

121

XI
BR FELAKET

Aradan takriben

alt hafta geti. Bu mddetin

so

nunda, Doktor Moro'nun bu menfur tecrbelerinin ne


ticelerine kar, nefretten ve istikrahtan baka bir

his

duymaz oldum. Zihnimi igal eden yegane dnce,


bu korkun malluklarn muhitinden kamak,

tekrar

insan arasna karmaktan ibaretti. Kendilerinden ay


r kaldm hemcinslerim, nazarmda, airane bir man
zaraya brnmee balamlard. Mongomeri ile ara
mzda teesss eden

ilk

dostluk artmant.

nsanlar

dan uzun zamandanberi ayr kalm olmas, ayyal,

hayvan - adamlara kar ak


onu, benim nazarmda pheli

ak besledii temayl,
bir insan haline koyu

yordu. Birok defalar adann ieri ksmlanna, bera


ber gitmemizi istedi, reddettim. nk hayvan - adam
lara herhangi ekilde yaklamak bana nefret veriyor
du. Gnler getike, vaktimin byk bir ksmn de
niz kenarnda geirir oldum. Gzlerimle mtemadiyen,
halaskar vazifesi grecek bir yelken aryor, fakat bu
lamyordum. Ve bir gn, zerimize, iinde yaadm

122

garip muhite bsbtn baka mahiyet veren bir felA


ket ulland.
Adaya geldiimin yedinci veya sekizinci haftas
idi. Zaman hesaplamak zahmetine girmediim iin bu
uu kat'iyetle bilemiyordum. Saat, sabahn alts vard
.annederim. Ormandan odun getiren iki ayakl mah
lfklarn patrtsile erkenden uyanm ve kahvalt et
mi bulunuyordum.
Kahvaltm bitirdikten sonra, ak kalan parmak
la doru ilerledim ve bir sigara yakarak sabah: se
inliinden istifade etmek istedim. Biraz sonra, itin
dnemednde Moro grnd. Selfunlatk. Durmadan
geti ve arkamdan, laboratuval'in kapsn atn,
sonra da kapadn iittim.
Artk etrafmdaki vahetleri gre gre yle kank
santm ki, en son kurban dii pnann, bu yeni i
kence gnnn sabahnda, onu karlayan homurtusu
uu iittiim zaman klm kprdamad.
te o esnada bir ey oldu. Arkarndan doru kes
kin bir lk ve yere den bir vcudn grltsnil
iittim. Dnp baktm zaman, dosdoru bana gelen
korkun bir yz grdm. Bu, ne insana, ne hayvana
benziyordu. Aralarndan haHi krmz damlalar szan
;apraz yara izlerile dolu, karanlk, cehennem bir su
rat ve kapaklan kesilmi, alev saan bir ift gz ! Ken
dimi mdafaa etmek zere kolumu kaldrdm. Fakat,
hayvan bana iddetle arpt, srt st yere yuvarlad.
Bi1eimin biri bu sukut esnasnda krld ve pma, v
cudne sarl kanl bezleri yerlerde suruye suruye
zerimden atlad, kat. Ben, bir iki defa yerde yuvar
Jandktan sonra, ayaa kalknaa alm, ve yaral

123

bileimin stne dnmtm. Tam o srada Moro g


rnd. Sararan yz, alnndan szan kanla, daha kor
kun bir manzara almt. Elinde bir revolver vard.
Bana dikkat bile etmeden pmann peinden saldrd.
Salam kalan koluma dayanarak aya kalkmaa
muvaffak oldum. Hayvan sarglar iinde, geni adm
larla srayarak sahil boyunca kouyor, Moro da pe
inden kovalyordu.
Hayvan bir aralk ban evirip bakt, Moro'yu
grd ve ani bir dnle ormana doru ilerledi. Her
srayta, Moro ile .ralarndaki mesafe artyordu. Ni
hayet, onun, ormana daldn grdm. Moro, pma
nn yolunu kesrnek zere,

yan taraftan kouyordu.

Tam hayvan ormana dald srada bir el ate ettiini,


falcat tutturamadn grdm. Sonra, o da pmann
arkasndan, yeillikler iine dald, kayboldu.
Bir saniye gzlerim oraya taklm, hareketsiz kal
dm. Nihayet, krk kolum iddetle sancd ve inliye
rek ayaa kalktm.

esnada, Mongoneri,

elinde revolvr, kapnn

eiinde grnd. Yaral olduurnun farkna

varma

dan seslendi :
- Prendik ! Ne oluyor ? Hayvan, duvarda gm

zincirini koparp kam.

Nereye gitti

grdnz

m ?
Sonra,

kolumu tuttuumu

grnce,

birdenbire

sordu :
- Neniz var ?
- Ben urada kapnn nnde duruyordum. . .
Mongomeri, ilerledi, kolumu tuttu, bakt :
- Kan var, dedi.

124

Sonra silahuu cebine koydu, bileimi muayene et

ti.

Odasna gittik :
- Kemik krlm, dedi. Ne oldu, kuzum, biraz

tafsilat versenize!
Mongomeri, sr'at ve meharetle bileimi sarar

ken, ben de, grdm hadiseyi, aryan kolumun s

trabile sk sk kesilen cmleler halinde, bir bir anlat


tm. Koluro sarld, askya alnd ve Mongomeri:

- Oldu deil mi?


Dedikten sonra:

- imdi ne yapacaz?
Diye ilave etti. Bir saniye dnd. Dar kt;
bahenin p" nnakln kapatt.
Ben bu mddet zarfnda, yararndan baka bir ey
dnmyordum. Hadisenin st taraf, btn bu kor
kun eyler ortasnda alelade bir vakadan ibaret g
rnyordu. Alr kapanr koltua uzandm ve itiraf
.edeyim ki, bu uursuz adaya kfr ve Hinet etmee ba
ladm. Bileimdeki knn hafiften balyan sancs id
detli bir strap haline gelmiti. Mongomeri, odaya av
det ettii zaman, yz sapsaryd ve duda, alt dile
rini her zamankinden daha fazla meydancia brakacak
ekilde sarkmt.
- Moro meydanda yok, sesi de kmyor, dedi.
Belki yardma ihtiyac vardr, diye dnyorum . . .
Hayvan ok kuvvetli eydi. Bir ekite zinciri kopar
m . . .
Mongomeri, bunu sylerken, manasz gzlerle ba
na bakyordu. Pencereye doru gitti, sonra kapya y
rd. Orada durdu, ban bana evirdi:
- Gidip aryacam, dedi.

ki tane revolver var,

125

birini size brakaym. Ak syliyeyim, merak ediyo


rum.
Silah, masann stne, benim uzanabileceim bir
yere koydu, sonra kt. Havada, sari bir endie dola
yordu. O gittikten sonra, oturduum yerde fazla ka
lamadm, silah aldm, kapnn nne ktm.
O sabah, ortalk, lm kadar sakindi. Hafif bir
rzgar bile esmiyordu. Deniz ayna

gibi parlyordu.

Gkyz bombo, sahil sszd. Asabiyet ve humma ha

li,

etrafn bu sessizliini, bir azap ekline sokuyordu.


Islk almak, ark sylemek istedim. Fakat ses

ler, dudaklarndan teye gemiyordu. itin kenarna


kadar gittim ve Moro ile Mongomeri'yi yutan yeil ko
ruluu seyre daldm. Acaba ne zaman dnp gelecek
lerdi ?.
Biraz sonra, uzaktan, koruluun tesinden bir si
lah sesi geldi. Uzun bir sklt. . . Bir el silah daha . . .
Sonra, daha yakndan bir uluma v e arkasndan bir
lm skltu daha . oldu. Muhayyilem, ilernee ve beni
tazibe balad. O srada, ok yakndan bir silah pat
lad.
itin

kesine kotum ve Mongomeri'nin, yz

kpkrmz, salar karnakark, pantalonunun bir


zi patlak,

bana

doru ilerlediini grdm.

di

Yznde

derin bir keder ifadesi vard. Arkasndan Mling geli


yordu. Onun da enesinde, pek hayra alarnet olmyan,
koyu renkli lekeler grnyordu. Mongomeri:
- Geldi mi? diye sordu.
- Moro mu? Hayr.
- Allah Allah!
126

Mongomeri, her nefes alta

kendinden geecek

gibi soluyordu. Beni kolumdan tuttu:


- eri girelim, dedi. Deli olmular. Rasgele ko
uup duruyorlar. Bir ey olmu amma, anlyamadm.
Dur biraz nefes alaym da anlatnm. . . Konyak nere
de?
Mongomeri, topallya topallya odaya girdi ve kol
tua oturdu. Mling, darya kap eiine uzand ve
tpk kpek gibi soluroaa balad. Mongomeri'ye su
ile kark bir bardak konyak verdim. Oturduu yer
de, dalgn gzlerle nne bakyor, yorgunluk alyor
du. Biraz sonra, bana gelenleri bana anlatt.
nce bir mddet Moro ile hayvann izini takip,
etmiti.

Bu

izleri,

yerdeki

krk dallardan, teye

beriye taklp kalm sarg paralarndan ve kan leke


lerinden, kolayca takip edebildii halde, rman te
tarafna geince, talk arazide bunlar, tamamile kay
boluyordu. O zaman, Mongomeri, bat tarafna doru
alm, rasgele yrm, mtemadiyen Moro'yu a
rm durmutu. O srada, Mling, elinde kk bal
tas olduu halde, gelip onu bulmutu. Hadise esnasn
da onoanda odun kesmekle megul olduu iin pma
mn katndan filan haberi yoktu. Yalnz, sesleri iit
miti. Mongomeri ve Mling, beraber dolaarak seslen
rnee balamlard. Onlar dolarlarken, iki ayakl ya
r hayvanlardan iki tanesi, yerde srne sUrne yak
lanlar, allklar arasnda

onlar

gzetlemilerdL

Onlarn bu sinsi hareketleri, Mongomeri'nin nazari


dikkatini

celbetmesi

zerine

seslenmise

de,

ka

bahat ilerken yakalanm gibi kamlard. O da ses127

daha

dolatktat.

nleri bombo bulmutu. Bu vaziyet

zerine bs

lenmekten vazgemi, bir mddet


sonra inieri aramaa karar vermiti.

btn telaa derek ters yz dnmt.


Mongomeri, avdet esnasnda, benim adaya geldi
im zaman zplayp sradklarn grdm

iki

do

muz - adama tesadf ettiini syledi.


- Azlarnn etraf kanl idi, dedi, kendileri de
azm gibi grnyorlard.

Beni grnce durdular.

Yzlerinde vahi bir ifade vard. Biraz korktum, elim


deki krhac aklattm ve ayni dakikada zerime sal
drdlar. imdiye kadar bu malluklardan hibirisinin
bu creti gsterdii vaki deildir. Bir tanesini derhal
geberttim, Mling de tekinin stne

atld.

Beraber

yuvarlandlar. Fakat Mling onu alta ald, dilerini bo


azna geirdi. Bir kurunda onu da ldrdm. Mling'i
eve getirinciye kadar da epey glk ektim.
Mongomeri, telala eve gelirken, Mling'in, yolda
birdenbire bir alla saldrdn, oradan st ba
kan iinde, bir aya hereli ufak bir hayvan yakalayp
kardn syledi. Hayvan nce kanaa davranm
sa da sonra vahi bir tavrla dnp kafa tutmak iste
mi ve Mongomeri'nin bir kurunile o da lmt.
- Btn bunlar ne demek? diye sordum.
Mongomeri ban sallad ve bir yudum daha kon
yak iti. Onun bu nc yudumu da itiini grnce,
ie mdahale etmek mecburiyetini duydum. Zaten ya
ryarya sarhotu.
Moro'nun herhalde mhlm bir tehlikeye urad
n, byle olmasayd imdiye kadar avdet etmi bulu-

128

nacan ve gidip aramak vazifemiz olduunu syle

dim.
Mongomeri, hafif tertip itiraz edecek oldu,

fakat

nihayet muvafakat etti.


bir iki lokma bir ey yedik ve Mling'i yanmza
alp yola ktk.
Sinirlerimin o andaki gerginliinden

olacak ki,

o sessiz ve kzgn ikindi st yaptmz yolcuhk, bu

gn bile, btn vzuhile hafzamda yayor. Mling,


omzularn emi, acayip siyah kafasn hzl hzl sal
lyarak en nde gidiyor, yolun iki tarafn gzlerile
taryordu. Baltasn, domuz - adamla yapt mcade

lede ormanda drd iin, silahszd. Esasen, di


leri her silahtan daha kuvvetli idi. Mongomeri, elleri
cebinde, sendeliyerek onun arkasnda yryordu. Ser
sem gibiydi ve itii konyaktan dolay somurtgan bir
surat peyda etmiti. Benim sol kolum askdayd ve
bereket versin ki kazaya uryan bu koldu. Sa elim

de

de revolveri tutuyordum. 1
Adann vahi ve bereketli

yeillii

ortasndan,

dar bir patikay takip ederek imaligarbiye doru iler-


ledik. Mling birdenbire durdu ve kulak kabartt.
Monp.:oneri de ona arpp durdu. mz de dikkatle
di nl'.vi rce, aalarm arasndan, bize doru yaklaan
<yak pat rtlar ve sesler iittik.
Derin ve ihtizazl bir ses :
- ld, diyordu.
Bir bakas ona cevap veriyor :
- lmedi, lmedi, diyordu.
Bir ka ses bir arada lafa kartlar :
- Biz grdk, biz grdk.
Doktor Moro'nun Adas

ll

- Hey ! . . . Kim o ?
Ben, silahma davranarak :
- Hay Allah mstahakn versin, dedim.

nce bir sessizlik oldu.


atrtlarn arkasndan, yer
dana kt.

Sonra dallar

atrdad.

acayip yzler mey


sesle homurdand. Bu

yer

Mling bouk bir

meydana kan suratlardan birinin maymun - adam

olduunu grdm. Dier ikisi mavnada grdm be


yazms, esmer mahllklard. Kanun dersi veren

tyl

uzua

adam da orada idi. Bir mddet hibirimiz ko

numadk. Mongomeri, nihayet sordu :


- Kim o . . . ld diyen?
Maymun - adam, uzun tyl mahllka yan gzle

ltakt.

O da, Mongomeri'ye cevap verdi :

- lm. Bunlar grmler.


Kafilenin halinde tehditkar

bir mahiyet yoktu.

Yzleri, daha ziyade, merak ve biraz da hayet ifa

ae

ediyordu.
Mongomeri :

- Nerede? diye sordu.


kolunu ileri uzatarak cevap

Uzun tyl mahllk,


verdi :
Orada.

Ve maymun sordu :
- imdi yine kanun
Beyaz esvapllardan

var m ?

Suali soruyorlar, dikkatle

suali tekrar etti.


yzroze bakyorlard.

biri ayni

Mongomeri bana dnd :


- Prendik, dedi, ldne phe kalmad. Mu
Jaakkak lm . . .
Bu szler konuulurken ben hep onun arkasnda

131

durmutum.

Vaziyeti birdenbire kavradm

ve

der

hal Mongomeri'nin nne geerek, kuvvetli bir sesle :


- Hayr, kanun evlatlar, dedim, o lmedi.

Yalnz

ekil deitirdi, vcut deitirdi. Bir mddet, onu g


remiyeceksiniz.
Elimi semaya kaldrarak ilave ettim :
- O, yukardadr. Oradan sizi gzetliyor. Siz onu
gremezsiniz. Fakat o sizi gryor. Kanundan korku

uuz.

Dikkatle
Maymun

larn

yzlerine bakyordum. Hepsi gerilediler.

adam, korkak bakiarm sk yaprakl aa

tepesine doru dikerek :

- O byktr ! O iyidir ! diye sylendi.


- teki ey ne oldu? diye sordum.
Uzun tyl hayvan, gzlerini bana evirdi :
- teki ey, diye cevap verdi, kanlar akarak hem
alyor, hem uluyor, hem konuuyordu. O da ld.
Mongomeri :
- Bu mkemmel !
Diye homurdand. Fakat, Moro'nun lmn ne
den dolay inkar ettiimi dnmiyecek kadar sarho
deildi. Ar ar sylendi :
- lmedi. Hi de lmedi. Benim gibi dipdiri.
Sonra, hayvan - adamlar nde, biz arkada,

sk

aalann, sarmaklarn, allklarn arasndan ima


ligarbiye doru ilerledik. Adamn mntehasna ulat

iunz zaman, pmann, sa omuzu bir kurunla


mi cesedini orada bulduk. Ondan yirmi adm

delin
kadar

etede Doktor Moro'nun ls yatyordu. Bir sazln


rtasnda, yzkoyun serili idi. Bir eli bileinden he
men tamamen ayrlm, kr salar kaniara bulanmt.

131

Banda, pmann zincirinden hasl olmu yaralar g


rlyordu. Altnda krlp ezilen sazlar kan iinde idi.
Revolverini aradk, bulamadk
Cesedi, ar olduu iin, birok defa dinlene din
lene eve kadar getirdik. Ortalk kararyordu. Yolu
muzun stnde, ulumalar, homurtular iittikse de h
cuma uramadk. Bahe kapsnn nne geldiimiz
zaman, cesedi tamamza yardm eden hayvan - adam
lar dnp gittiler. Mling de onlara refakat etti. Eve
sk sk kapandk, ve Moro'nun cesedini, bahede bir
odun yn stne gtrdk.
Sonra laboratuvara girdik. Orada canl ne varsa
hepsini ldrdk.

132

XI
CNNET NBETi

Bu angarya bitince stmz bam.Z temizle


dik, karnmz doyurduk ve benim kk odama e
kildilc Vaziyeti ilk defa olarak ve kemali ciddiyetle
tetkike koyulduk. Vakit gece yarsna yaklamt.
Mongomeri, sarholuktan adeta aylmt, fakat, zihni
hala fena halde karkt. Moro'nun mtehakkim ah
siyetinin o kadar tesiri altnda kalmt ki, bir gn ge
lip onun lece ihtimalini bile aklna getirmemit sa
nnm. Bu felaket, onun bu adada geirdii biribirine
benziven on sene iinde, tabiati saniye hkmne gi
ren adetlerini altst etmiti. Suallerime mphem ce
vaplar verdi, samasapan szler syledi ve birtakm
umumi mlahazalara dald, gitti.
- imdi, bizim yapacamz i, bu adadan kp
gitmektir, dedim.
- Gideceiz de ne olacak? diye cevap verdi. Ben,
cemiyet tarafndan tardediimi bir adamm. Nereye
gideceim? Siz, baka. . . Ah, zavall Moro ! Onu da
burada brakacaz. Hayvanlar kemiklerini datrlar.
Sonra da. . . Biz buray brakr gidersek, bu mahluk-

133

larm iindeki tyneti bozulnanu olanlarm

hali nice

olur ?

yt

Bunu yarn dnrz. Bahedeki odun

run tututurup Moro'nun cesedini yakabiliriz, diye d

nyorum. . . Fakat, ormandaki malluklar ne yap

rz?
- Valiahi bilmem. Bana kalrsa, vahi hayvandaa
bozma olanlar, eninde sonunda cibilliyetlerini meydana
koyacaklardr.

Hepsini ldremeyiz,

deil mi

ya

Zannederim, insaniyet duygularmzla, bana bu teklifi


denneyan edecektiniz . . .
Mongomeri, byle samasapan bir hayli sylendi,

ih

durdu. Nihayet sabrm tkendi ; biraz serte bir


tarda bulundum. O zaman, Mongomeri :

- Hay Allah kahretsin, diye haykrd. Azizim.


grmyor musunuz ki, u iinde bulunduumuz

mazda benim vaziyetim sizinkinden daha beterdir?.


Kalkt, konyak iesini

ald geldi :

- meli! dedi. Sen, orada oturup mnakaa

ede

ceine, hkm yrteceine, bir kadeh de sen isenet


Ben bu teklifi reddettim ve oturduum yerde, o

nun, her kadehte biraz daha kzaran yzn, petrol


lambasnn sar altnda
Mthi iim sklyordu.
hayvanlarn

alamal

seyretmee

Mongomeri,

bir sesle

baladm.

insanlatrlaa

mdafaasna

Mling'ten bahsetti. Mling'in kendisine kar bir

giriti..

para

efkat gsteren yegane malluk olduunu syledi. Bir


denbire, zihnine

anl bir fikir saplanm gibi yerindtm

frlad :
- Ne olursa olsun !
Dedi ve eline konyak iesini ald, sarsak adm-

larla ilerlemee balad. O

anda,

garip bir his,

onun maksadn anlatt. Yolunu kesrnek iin

bana
ayaa

kalktm.

- Nereye ?

iireceksin ?

diye haykrdm. O hayvana iki mi

- Hayvana m? Hayvan sensin. Pekala ier.

dan

ekil Prendik.

Yol-

- Allah akna yapma!


Mongomeri, revolverine davrand:
- Yolumdan ekil !
Diye bir daha haykrd. Naar, ekildim. Elini ka-
pnn tokmana koyar koymaz, stne atlma kUl'

mutum. Fakat sakat kolumu kullanamyacam d


nerek vazgetin.
- Sen hayvan menzilesine inmisin. Yerin
vanlarn arasdr, dedim.
Kapy ardna kadar at ve yzn yar

hay

yarya

bana dnerek, lambann sar ile ayn solgun U

yas arasnda, eikte durdu:

- Sen, manasz korkular icat eden sersernin biri


sin Prendik, dedi. Yarn grtlam kesip gebermekte
baka arem yok ; fakat bu akam biraz eleneceim..
Bu sz syledikten sonra, dar kt ve Mling'e
slenmee balad. Ay nn

beyazl ortasnda,

ekilleri belli belirsiz grlen malluk peyda oldu..


Birisi beyaz bezlere

sarl

idi ; dier ikisi, onun pein

den gelen iki siyah leke halinde . grnyordu. Kulak


kesilerek durdular. O zaman,

it boyunca ileriiyen

Mling'in eik omuzlarn grdm. Mongomeri :


- in

diye bard. senize hayvanlar. in

de

adam olun ! Bende daha var be ! Moro, bunu dne


in diyorum
memiti. Son tecrbedir bu!
Haydi!

size !
ieyi elinde havaya kaldrarak, garp istikametin
de komaa balad. Mling onun peinden gidiyor, te
ki mall-uk da en arkadan kouyorlard.
Kap eiine doru ilerledim. Kafile, ayn duman

ortasnda,

durdu. Mongomerfnin Mling'e, i

eden konyak iirdiini grdm. Bir lahza sonra, bu


salneyi tekil eden be mahluk, silik bir leke haline
gelmiti. Birdenbire, Mongomeri'nin sesini iittim :
- ark syleyin ! . . . Bir azdan syliyelim. Pren

dit;:'e hakaret

edelim. yi buldum. Evet, Prendik'i tah

kir edelim ! Haydi, mar !


Siyah

bir ktle

haline gelen bu be mahHik, be

glge halinde ayrld ve salilin tekil ettii nydnlk


ve ince uzun yol boyunca uzad. Bu be g]ged!'n

her

biri, aklna estii ekilde bryor, bana haknrct sa


vuruyor, sarboluun verdii bu yeni illiamn tesirile,
aklna eseni yapyordu.
Mo:qgomeri'nin uzaktan akseden sesi:
- Sadan, dizi kolu !
Diye haykrd ve hep beraber, haykra, bana
aaclarn karanhna gmldler ; ar ar st!ssiz or
manda uzaklatlar.

Gecenin sakin ihtham iinde yine tek bama kal


dm. Ay, imdi msf nnehar dairesini gemi,

Grbe

do

ru yol alyordu. Eeciritam halinde, gayet parlak bir

ayd ve bombo,

masmavi bir semada yzyor gibi

grnyordu. Duvarn, ancak bir metre geniliinde

ki

simsiyah glgesi ayaklarm rtyordu. Deniz, arka

136

doru, dmdz, kuruni bir renk iinde uzanyor, es


rarengiz zulmetle glgenin arasndaki volkan billur
lar, sahili, prlanta serilmi gibi,

parlatyordu. Ar

kamda, petrol lambas, scak ve kzl alevile yanyor


du.
eri girdim ve kapy kilitledim. Avluya ktm.
Moro'nun cesedi, orada, son kurbanlar olan birka
kpek, bir lama ve dier bir iki zavall hayvann ya
nnda uzanm, yatyordu. Bu mthi lmden sonra
bile, iri ehresi sakin grnyor, alabildiine ak sert
bakl gzleri, semadaki l renkli

ay seyrediyor

gibiydi.
Kuyunun kenarna oturduum ve gzlerim, gmi
aydnlkla kark bu muzlim ktleye matuf, bir firar
aresi aramaa koyuldum.
Sabah olunca, mavnaya bir miktar erzak ykli
yecek ve karda duran odun ynna ate verdiktm
sonra, ssz ummana bir kere daha alacaktm. Mon
gomeri iin yaplacak bir ey olmadn idrak

ediyor

dum. nk, hakikatte, bu adam, o insanlatrlm


hayvanlardan hemen hemen farksz ve asl insanlarla
herhangi mnasebet tesisine gayrimuktedirdi.
Orada, oturduum yerde, projeler yapmakla ne

kadar zaman geirdiin bilmiyorum. Belki bir, belki


iki saat o vaziyette kaldm. Mongomeri'nin avdeti, d
ncelerimi yarda kesti. Bouk ulumalar, haykrma
lar, sahil boyunca akseden feryatlar iittim. Grlt
artt, artt, sonra birdenbire azald.

Bouk bouk ak

seden darbe sesleri iittim. Tahta krlr gibi grlt


ler oldu, fakat aldrmadm. Bunlardan sonra, ahenksiz,
kulak trmalayc bir ark balad.

137

Tekrar firar projelerimi

dnrnee

koyuldum.

Kalktm, lfunbay aldm ve bir hangarda grdm


birka ufak fy muayeneye gittim. Bir iki peksirnet
sand nazardikkatini celbetti. Bunlardan birini a9tm. Tam o esnada, gz ucile bir krmz k grdm
ve birdenbire dndm.

Arkamda, avluda, klarm ve glgelerin keskia


hatlar, odun yn, Moro'nun ve kurbanlarnn lleri
grnyordu. Son bir intikam savletile biribirierine

sal

drm gibi grnyorlard. Moro'nun yaralar, gece

ku

gibi karanlk ve akt. Bu yaralardan kan kan,

mun zerinde koyu renkli bir birikinti yapmt. Ora


ya baktm zaman, sebebini anlamadan, kzl bir

n,

karki duvarda heyflal manzaralar kmldatarak

hareket ettiini grdm. Bunu, soluk kl lfunbana


atfettim. Ve hangardaki erzakla tekrar megul olmaa

baladm. Tek kolumla, imkan bulabildi im kadar, her


taraf aratrdn. Faydal ve lzumlu ne buldumsa, er
tesi gn, mavnaya ykletmek zere bir kenara koy
dum. Ar ve beceriksiz hareket ediyordum ve zamaa

abucak geiyordu. Biraz sonra, afak skt :,


ben hala orada idim.

Bozuk dzen ark sesi kesildi, onun yerine hay


knmalar kaim oldu; sonra bunlar da feryat halinde
ykseldi. .:Daha! Daha! diye sesler iittim. Bir kavga
grlts, sonra daha mthi bir darbe sesi geldi.

Bu

seslerin ahengi o kadar abuk deiiyordu ki, nazan

rlikkatimi celbetti. Dinlemek zere avluya ktm. O


zaman, bu patrdlar

birdenbire kesen bir revolver

.esi geldi.
Derhal odamdan, d kapya kadar frladm.

138

Be.

karken, arkarndaki zahire sandklarmdan ve kutu


larndan birka kayd ve biribiri stne krlan bir
cam grlts kararak yuvarland. Fakat ben buna
lai aldn etmeden kapy hzla atm ve darda ne
elup bittiini grmek zere baktm.
Sahilde, mavnann bulunduu kaykhane bir do
nanma gecesi gibi, kvlcmlar saarak yanyordu. a
fakm yar aydnlnda fkran bu alevlerin etrafnda,
kara ehrelerden mrekkep belli belirsiz bir kalaba
hk bouuyordu. Mongomeri'nin benim ismimi seslen
diini iittim. Revolverimi aldm ve prtela aleviere
soru seirttim.
Mongomer"nin revolveri, ta yerde bir defa ate
lendi. Avazm kt kadar bararak havaya bir el
ate ettim.
O zaman, bir ses iitildi :
- Efendi geliyor !
Karmakark kaynaan kalabalk darmadan
eldu, ate bir defa aleviendi ve snd. ki ayakl mal
lUklar, ani bir aknlk iinde nmden katlar.
Onlar aalarm arasnda kaybolnazdan evvel, zer
lerine ate ettim ve yerde yatan siyah glgenin yan
na geldim.
Mongomeri srtst yatmt, gm tyl mah
}uk, btn arlile onun stnde idi. Hayvan lnt,
1akat, ieri doru kvrla peeleri hala Mogome
rinin grtlan skyordu. Yanlarnda, Mling yzko
yun, hareketsiz yatyor, grtla kesik, fakat elinde,
hala, krk bir konyak iesinili az tarafn tutuyor
du. Atein yannda, iki hayvan daha uzanmt.
139

Bunlardan biri kmldanmadan

yatyor, teki, arasra

inliyor, ba ar ar kalkyor, yine dyordu.


Gmi renkli canavar tek elinle yakaladm ve
Mongomeri'nin stnden kaldrdm. Ben onu srkler
ken, peneleri, Mongomeri'nin

esvaplarn parampara

etti.
Mongomeri'nin yz henz tamamen morarmamt.
Yzne deniz suyu serptim ve gmlei drp bann
altna koydum. Mling lmt.

Atein yannda inii

yen mahluk, yz gmms tylerle rtl kurt

adamlardan biriydi. Vcudnn st kJ.sm, henz ate


haLncieki kmrlerin zerine serilmi yatyordu. yle
acnacak bir halde idi ki, merhametten, beynine bir
kurun sktm. Keza lm olan teki canavar, beyazl
boa - adamlardan biri idi.
tekilerin

hepsi ormana

dalm,

kaybolmutu.

Tekrar Mongomeri'nin yanna geldim ve diz ktm.


Doktorluun cahili oluum iin kendime lanet edi
yordum.
Yanmdaki ate yava yava snyor, kmr ha..
line, kl haline geliyordu. Mongomeri'nin, bu kadar

O s
ay uzakla

odunu nereden tedarik ettiini dnyordum.


rada, afakn, btn semay kapladn,

tka, gn nn, mavi semada daha ziyade prlda


naa baladn grdm. ark

tarafna doru, ufuk,

krmzya brnmt.
Tam bu esnada, arkandan doru birtakm sesle
rin slkla kark olarak aksettiini iittim. Geriye d

feryatla
Ate gibi kzl afakn karsnda evin d:
varla evrili avlusu stnde siyah dumanlardan mnnce, birdenbire yerimden sradm ve bir

doruldum.

140

teekkil kaln ynlar sallana sallana dolayor ve bun


larn uultularla dolu karanl arasndan, kan kr
mz renkte uzun ve titrek alevler fkryordu. Evin,
kamlardan yaplm dam alev ald ; alevlerin yksel
diini grdm ve benim odann penceresinden, bir
denbire byk bir alev fkrd.
Biraz evvel iittiim grlty hatrladm ve ha
disenin mahiyetini anladm. Mongomeri'nin imdadna
koarken lambay devirmitim.
Evdeki eyadan herhangi bir ey kurtarmann im
kanszln derhal dndm. Hazrladm firar pro
jesi o anda tekrar aklma geldi ve birdenbire, mavna
larn bulunduu noktaya bam evirip baktm. Mav
nalar orada yoktu. Kurnun stnde bana olduka ya
kn bir yerde iki balta duruyordu. Etraf yonga ve ta
la dolu idi. Snmekte . olan atein klleri, afak k
zll klar altnda ti.ityor,

kararyordu.

Mongomeri,

intikam almak ve bizim insanlar iine avdetimize mfui


olmak maksadile, mavnalar paralam, yakmt.
Ani bir hiddetle sarsldm. Ayaklarmn dibinde,
kendini mdafaadan
yinsiz kafasna

aciz

bir halde yatarken, onu, be

vura vura

ldresim geldi.

Fakat

Mongomeri tam o esnada, elini yle halsiz halsiz kml


datt ki, onun bu acnacak hali karsnda fkem birden
geti. Mongomeri iniedi ve gzlerini bir lah7a at.
Yan bana diz ktm, ban yerden kaldrdm.
Gzlerini at, sken afa sessiz baklarla seyretti,
sonra gzleri benim gzme isabet etti. Arlaan gz
kapaklar tekrar kapand.
Zoraki bir ekilde :

- Vah, vah !

141

Dedi. Kafasn toplamak iin kendini zorlad an


lelyordu. Bir lahza sustu, sonra :
- Bitti bu i, diye ilave etti. Yalan dnya! Me.t4iebur ey . . .
Ben dinlerken onun ba, cansz bir halde bana
doru dt. Belki bir ey iirirsem kendine gelir, diye
dtindm. Fakat yanmda ne iki vard, ne de olsa
bile iirecek kap. Birdenbire, vcud bana daha ar
gibi

geldi ve kalbinin daraldn hissettim.


Yzne doru eildim ve elimi, gmleinin yr

tndan gsne koydum.

lmt. Ban, yavaa

yere braktm. nmde, denizin parltl enginlii, o

zamana kadar, beni bin trl strapla inleten korkun

ve ssz saha uzanp gidiyordu. Arkamda, ada, afan


klar altnda ve gze grnnyen hayvanlar ile dolu
bir halde, uyumutu. Ev, iini dolduran erzak ve

ya ile, sinsi bir homurtu kararak yanyor, arasra,


bu homurtular arasnda fkran alevlerle iddetli
t.rtlar iitiliyor,

bina, para para

yklyor,

yordu.
Kaln ve ar duman, salili yalyarak., aalar SI

yrarak sel yatana doru uzanp gidiyordu.

142

:xn
CANAVARLARLA KARIKARlYA

O zaman allarn arasndan iki ayakl tane

-navar kt. Kalkk omuzlu, baklar ileride, elleri hi

l}imsiz, sual soran ve haince bakan gzlerile bana do

ru mtereddit ilerliyorlar. Mukadderatm onlara kar

cephe almakta buldum, yalnz bamaym, hem de

bir

sakat kol ve cebimde tam drt mermili bir de ta

banca. Kumsaldaki dank tahta ve odun paralar


meyannda kayklar paralamak iin kullanlan iki
halta da duruyordu. Arkamda med balamt. Cesa
retten baka yapacak hibir ey yoktu. Korkun tipler
yaklayorlard. Burun delikleri yanmdaki lelerin ko
kusile hareket ediyordu. Kurt-adamn lei altnda ka

Jan

kanl kamy alarak aklatmak iin birka

adm

attm. Durdular ve cretle bana baktlar.


- Selam verin ! diye haykrdm.
Tereddt ettiler. lerinden birinin dizleri bkl-

4i.

Ben onlara doru bir adm atarak, gayet bouk bir

lU

sesle emrimi tekrarladm. Birisinin diz st kmesini


dierleri takip etti.
Br aktrn halka bakarak sahneden ekilii gibi

ben de bu ift ayakl canavara tamamile arkanu


.dnmiyerek lelere doru yaklatm.

Kanuna muhalefet etmenin ne demek olduunu


canavarlarn kuruni tyleri zerine ayarola basa
ral izah etmek istedim. lerinden biri, grmek iin
ilerledi.
Biribirlerinin manal manal

yzlerine

bakarak

ayaa kalktlar.
- Orada durunuz ! emrini verdim.
Kk baltalar aldm ;

kolurodaki

askya

tak

tm. Mongomeri'nin cesedini evirdim, onun, iinde ha


la bir mermi bulunan tabancasn aldm ve kartr
dm bir cebinde de alt tane kurun buldum.
Doruldum ve kamnn ucile lei gstererek :
- Bunu tutun, ve denize atn, dedim.
Kay kan iinde olan kamnn akrdayndan
hala korkan bu canavarlar Mongomeri'ye yaklatlar.
Biraz tereddt neticesi, birka kam darbesi ve biraz
korku ile lei dikkatle kaldrp kumsal ve akllar

indiler

ve hataka dalgalara doru yrdler.

- Haydi

Haydi biraz daha ileri, diye haykrdm.

Yrdler, uzaklatlar ve su koltuklarna kadar


geldii zaman durup bana baktlar.
- Braknz !
Mongomeri'nin lei, sularn dibinde kayboldu ve
yreime bir bak saplanr gibi oldu.

ki ayakl

ca

navarlar, Mongomeri'yi brakarak koareasma sahile


yaklarken yine iimde bir korku belirdi. Onlar da

144

sanki Mongomeri'nin dnp kendilerinden bir hn


almas korkusile dnp dnp denize bakyorlard.
- imdi bunlar, diyerek dier leleri gsterdim.
Drt hayvann leini tarken, Mongomeri'nin
yanma gtrmemek iin yz metre kadar aktan gi
diyorlard.

Mling'in cesedini gtrlerine bakarken, arkam


dan hafif ayak sesleri iittim ve derhal dndm va
kit karmda, on iki metre kadar bir mesafede, byk
srtlan - domuzu grdm. Canavar kafasn emi,
parlyan gzlerile bana bakyordu. Ben dner dnmez
bu e'ilmis. vaziyette kald. Bir saniye sonra karkar
ya kaldk. Elimden kamy brakarak hemen taban
eama sarldm, nk bu bahane ile halihazrda adada
kalan mendeburlarn en mthii olan bu yezidi ldr
rnee kastetmitim. Belki doru deildi ; fakat kara
rm. bu idi. nsanlaan dier hayvanat arasnda en faz
la phe ettiim bu yezit idi. Onun mevcudiyeti benim
icin muhakkak bir tehlike ve daimi bir korku idi.
On saniye zarfnda, btn aklm topladm.
- Diz k ! Beni selamla

diye emir verdim.

Bir qomuz homurdamasile dileri gzkt:


- Sen kimsin de . . .
Belki ?iraz fazla tehevviir neticesi olarak, silahnu

kajdrp nisan . aldm ve ate ettim. Bu hareket pek


acele yapldndan olacak ki kurunuro boa gitrrilil
ve o bir kpek yavrusu gibi sesler kararak, ani ye
rinden frlam, komaa balamt. ki tarafa ham
leler yaparak kaarken, tabaneamn horozunu kaldr
dm ve tam ate edeceim zaman byle bir pis iin
ikinci kurunun feda edilmesini abes buldum. Zama
Doktor Moro'nun Adas

10

145

zaman dnp omuzunun stnden bana bakyor,


akllar, kumlar atlyarak yangn art dumanlarm
arasndan kayboluyordu. Bir saniye canavarn kay
bolduu noktaya baka kaldm, sonra itaatkar ift
ayakl malluklara dnerek hala ellerinde tuttuklai:
lei brakmalar iin iaret verdim.
Tekrar canavar vcutlerinin ykldklar yere ge
lerek ayamla kumlarda kalan izlerini rttm.
Kleleri bir el iaretile savdktan sonra, kumsal
trmanarak fundalk ormanm iine daldm. Baltalar ve
kamm kolumda asl, elimde de revolverimi tutuyor
dum. Bulunduum vaziyeti tahlil iin, yalnz bama
kalmak ihtiyacn hissediyordum.
En mthi olan cihet bu adada benim yalnz ve
sessiz kalarak biraz stirahat edebileeeim emin hibir
yerin bulunmamas idi. Buraya geliimdenberi taaccp
edilecek ekilde kuvvet kesbetmi, fakat ihtiya ve za
rnetten de . asabiyete fevkalade temayl ve istidat
gstermitim.
Biraz insanlaan iki ayakl canavarlara yaklap
onlara kendimi emniyet ederek orada iskan imk&nn
bulmaktan baka are kalmarln gryordum.
Sahile doru tekrar dndm, arka, yangn yeri
ne doru giderken gzme kum ve istiridye kabuk
larndan mteekkil bir kara knts grnd ; buras
tam benim ".iin oturup dnecek bir mahaldi. Fa
kat burada da arkarn denize ve herhangi ac bir oyuna
kurban gitmemek iin yzm sahile dnmek art
vard.
ki dakika sonra buraya da varm bulunuyor
dum. Oturdum ve enemi dizierime dayyarak tam

146

beynimin stnde bulunan gnein harareti altnda


halas gnme kadar burada yayabilmek aresini d
nmee koyuldum.
Fakat bu halas gn acaba gelecek miydi? Btn
vaziyeti skunetle dnrnee ve icabn bulnaa a
lyordum. Fakat iimdeki skntdan bir trl kur
tuiamyordum.
Fikrimde

Mongomeri'nin

nevmidisi

sebeplerini

topluyordum . . . Deieceklerini sylemiti ; muhakkak


deieceklerdir, demiti.,,. Ya, Moro ?

Moro

ne de

miti? Hayvanlklar . gn getike daha ziyade beliri


yor, demiti . . . Sonra, aklma, tekrar srtlan - domuz
geldi.

u muhakkak ki, eer ben bu canavar ldr

mezsem, bu sefer o beni yokedecekti. Kanunu reten


de yok olmutu . . . Kara talih ! . . .
Onlar imdi kaml adamlarn kendileri gibi l
drlebilir olduklarn anlamlard.

nz

canavarlarn

aleyhimde

Ben imdi yal


kuracaklar

tu

zaklarla srtlan - domuzun onlara verecei hakkmdaki


ikence tlerinin fecaatini dnyordum. Dalgala
rn itle muhat yere kadar yaklatrd siyah bir ci

sim zerinde uuan denizkularnn lklar fikrimi


altst etti. Bu siyah cismin ne olduunu pekala bil
diim halde, kalbirnde onun peinde koan kular ko
valamak ihtiyac belirmedi. Doru yoluma devama ba
ladm. Biraz yryerek adann etrafn renmek isti
yor, fakat bu esnada kulbelerine yaklalmamas iin
onlarca hazrlann herhangi bir tutaz ukuruna d
mernee dikkat ediyordum.
Bu ekilde yarm mil kadar mesafe katetmi idim

ki,

muti iki ayakl canavarlanndan birisinin bir aa

147

kovuundan karak bana doru ilerlediini grdm.


Derhal silaha sarldm. O, tereddtle ilerlemee de
vam etti.
- Defol, git ! diye haykrdm.
Biraz irkilerek durdu, ve bana dnp kahve rengi
gzlerile hayli bakt.
- Defol ! Bana yaklama, diye tekrar ettim.
;_

Yannza gelemez miyim?

- Hayr defol ! diyerek krbam aklattm ve


eilerek yerden ta alacam srada, bu hareketim hay
van korkutarak kard. Bylece yalnz, insaniam
hayvanlarn ukurlar etrafnda, otlar ve sazlar ara
snda dolayordum. Yegane merak ettiim ey bu ca
navarlarn Moro ile Mongomeri'nin lmlerini nasl
kabul ettikleri idi, ve bunu gizliden gizliye tecesss
ediyordum.
Cebanetimin ne delice ey olduunu imdi anladm.

Eer cesaretimi afak vaktine kadar gdebilsey


dim ve mi1sizlie dmeseydim, Moro'nun asayi h
kmdarisini de alnaa muvaffak olacak ve bu hayvan
lar kolaylkla idare edebilecektim. imdi ise adi ef
lerden hibir farkm yoktu.
leye doru ift ayakl canavarlardan bir ksm
scak kum zerinde uzanmaa geldiler. Fundalktan
hemen tabanca elimde frlayp onlara doru inmee
baladm.
Bu vahi gruhun iinden bir kadn - kurt bana
doru ban evirerek hayretle baknaa balad, bu
nu mteakip dierleri de ayni hareketi yapmakta g
cikmediler. lerinden hibirisi kalkp bana selam ver-

148

miyordu, fakat bunlar da,


mecalim yoktu.

o an iin, ikaza benim

Bo bir kulbeye, girerek biraz meyva ile karnn


doyurduktan sonra otuz saatlik yorgunluun verdii
uyku tesiri tamamile kendini gstermiti. Kurumu dal
ve yapraklarla, oturduum yere, herhangi bir tecavz
karsnda hrtdan uyanabilmek iin, bir mania yap
tm ve yzm kulbenin kapsna dnk vaziyette bi
raz uzandm. Bylece Doktor Moro'nun adasnda in
sanlam hayvanlar arasnda herhangi bir adam olu
yordum.
Uyandm zaman yine etrafm o ayni loluktu ;
sarl kolum da aryordu. Biraz dorulduum zaman
darda atlak atlak seslerin konutuunu duydum.
Baktm, benim maniadan eser kalmamt ; kulbenin
kaps da akt. Tabancam hala elimde duruyordu.
Bir nefes duydum ve bir mahlukun bana doru
srndn hissettim. Teneffs etmiyordum, kulak
kesilerek bunun ne olduunu anlamak i-stedim. Cisim
kmldad ve biraz sonra elimin stnde tatl, lk ve
ya bir ey hissettim. Btn adalelerim gerildi, ite o
zaman tabanca kullanmann icap ettiini tam mana
sile anladm.
- Kimdir o? diye haykrdm.
- Benim efendi.
- Sen kimsin ?
- Bana onlar artk efendi yok, diyorlar. Fakat ben
her eyi biliyorum, ben dalgalara cesetleri tadm ;

149

senin ldrdn kimselerin cesetlerini ben taclun,


ben senin esirinim efendi !
- Sahilde rasgeldiim sen misin? dedim.
'--- Benim, efendi.
Bu vaziyet karsnda hayvana itimat farzohnu
tu, zira uyuduum esnada herhangi bir fenal iste
dii ekilde yapabilirdi.
- Elimi yalamasna msaade ettim. Onun bu e
kilde ald vaziyetn manasn tamamile kavram ve
btn cesaretimi toplamtm.
- tekiler nerede? diye sordum.
Kpek - adamn cevab u oldu :
- Onlar ldrmlar, imdi orada toplanm konu
uyorlar ; efendi ld, teki kaml ld, o denizde
yryen bizdendir. Bundan sonra bizim efendimiz ol
myacak, kam olmyacak, strap evi olmyacak. Biz
kanunu seviyoruz, onu muhafaza edeceiz, bundan
sonra ne efendi, ne kam hibir ey. te byle konu
up, bunlar sylyorlar. Fakat ben, efendi, ben bili
yorum, biliyorum.
Lolukta elimle kpek - insann ban okamaa
baladm. Kpek adam devam etti :
- Yaknda sen hepsini ldreceksin, dedi.
- Yaknda dedim, hepsini ldreceim, biraz za-

man sonra, hepsini geberteceim, yalnz senin sevdik


Ierin ve istediklerio bu felaketten kurtulabilecektir,
sonuna kadar devam edeceim, bir kii kalmyacaktr.
Kpek adam gayet sakin ve msterih bir sesle :
- Efendi istediini keser, istediini bier, Efen
di ne ister ise yapar, diye cevap verdi.
- Yalnz ilerinde bir tane var ki byk bir ka-

150

bahat iledi. Ona nerede rasgelir isem hemen onu ge


berteceim. Sana kendisini gsterir gstermez zerine
hi durmadan atlacaksn aniadn m ? imeli ben top

lanarak

konuanlarn yanna gidiyorum.

Bir saniye sonra kpek - adam tarafndan alan


kapdan ben de ktm, onu takip ediyordum ; imdi
tam durduum mahalde

vaktile Moro'nun kpeile

beraber beni takip ettiini duymutum. Vakit gece ol


mutu. Bu ukur yerlerdeki taaffn ok mz'iti. Bi
raz tede gndzn gne ualarile parlayan yeillik

li

bir tepede imeli krmzmtrak alevlerin nnde yu

varlak omuzlu koca koca vcutler grlyordu. Biraz


daha ileride sk aa gvdeleri korkun ve matemen
giz dal ve yapraklarile

insana hayet

veriyor,

bu

arada bulunduum yerden adann mail bir sath ze


rinde ayn yz de grlyordu. Btn cesaretimi top
lyarak :
- Sakn yarnndan ayrlma !
Emrini verdim ve yan yana, gzetlenmemizi

dahi

dnmiyerek dar boaz inclik.


Atein etrafndakiler beni selamlamay akllarndan
bile geirmediler. Ben onlarn iinde Srtlan-domuzu

aryordum, fakat maalesef o, bunlara katlmamt. Bu


radakiler yirmi kii kadar birikmi, atein etrafnda

kendikendilerine konuuyorlard.
- ld, ld, Efendi ld, diyen Maymun-ada
mn sesi kulama geldi. Artk strap evi yok!:. diye

baryordu. Ben, sert bir sesle :

- O lmedi, dedim, belki de imdi o sizi gryor!

Tbrn

yirmi ift gz bu szn tesiri altnda bana

kald.

dikile

151

imdi

belki strap evi yok, fakat o yine olacak

tr. Siz Efendiyi gremezsiniz ; fakat o sizi imdi tep&>

nizden

dinliyor.

Kpek-adam bu szlerimi tasdik etti. Hayvanlar

dan

biri :
- Eli bal adam bir ey sylyor, diye mnldand.
-- Bu i benim size sylediim gibi olacaktr, ya-

knda

strap evinin efendisi yine meydana kacaktr,

vay o zaman kanunu bozanlarn haline, diyerek sz

me luvvet

verdim.

Biribirierine

talardan

akn

birini

Hepsinin,

yerdeki

atm

akn

bakyorlard.

imenlie

ukurlarn

Bal

vuruyordum.

byklne

bak

tklarn gzmden karmyordum. Dakikadan daki


kaya vaziyet clzelmekte idi. Artk konuurken se
dmde o krklk ve heyecan kalmamt. Bir saat sren
bu muhavereden sonra yabanilerin birounun tesirim
altmda kaldklarn grdn. Biroklar akn vaziyette
idiler.

Gzlerim srtlan-domuzu tarassut ediyor,


o mel'un kendisini

lan ani

gstermiyordu. Vakit vakit

fakat

yap

bir hareket tylerimi rpertniyor deildi, fa

kat ne de olsa vaziyetim kavilemi gibiydi. Nihayet

seki1me.e balaynca, birer birer brerek es


nemee ;e yava yava inierine doru yrrnee ba
ladlar. Ben ise skut ve zulmetin tesirile bsbtn

ay

yalnzlk ve zaf duyduumdan onlarn bir tekile kal


maktan ziyade

hepsinin arasnda

bulunmay terr.ih

ederek pelerinden yryordum.


Doktor

Moro'nun

adasnda

geen

bUyk bir ksm bu ekilde balamt.

152

vaktimin
Fakat

bu

geceden

de

son

dakikaya

kadar

birtakm

canskc

eylerden

olan

zaman
hari,

iin

bama

en byk ve rnhim ey bir defa gelmiti. On aylk bir

unan da bu yabaniler arasnda

karlatm

vak'alar

kaleme

geirdiim hayat

almak

ve

imkanszdr

';

zaten bunlar hafzada da kalmyor.


Benim bu yabanilerle birok tehlikeli kavgalarm da
oldu. Btn kavga ve dlerimize ramen pek uzun
iirmiyen bir zaman zarfnda onlarn adet ve erkan
n da renebilmitim. Vcudmde o zamandan kalma
yara ve berelerin izleri el'an mevcuttur. Fakat sonra
->:ona

bunlar

bana kar olduka hrmet besliyorlard.

Btn bunlara saik olan hallerimden biri de gayet iyi

ta atmak ve nianlamak kabiliyetim idi. Bu meyan

da

kpek-adamn da bana ok faydas dokunmutu.

Yabanilerin yegane ehemmiyet verdikleri meziyet kav

ga

esnasnda hasnn vcud zerinde derin yaralar

a;abilnek

kudreti

idi.

Bu

canavarlardan

birka

azlsmn yzlerinde olduka mhim kesik ve yark

lar

brakmtm.

Onlar daima bana

kin besledikle

rinden tesadf ettike arkarndan ve uzak mesafeden


l:omnlanrlard. Srtlan-domuz benden ntemadiyen
kayordu, ben ise onu takip ediyordum. Benim muti
kpek-adamm daima ona satayor

ve

onu mthi

surette korkutuyordu. lk ay zarfnda canavarlar baz


:erait altnda olduka insanlamlard. Hatta kpek
adammdan gayri bazlarilede. dostane bir vaziyet te

sisine
adam

muvaffak olmutum. Bununla beraber maymun


bana gayet mz'i geliyordu. Kendisinin de be

parmakl olmasndan cesaret alarak aramzda bir fark


grmyordu. Bana bu halini unutturan bir nokta var-

153

d ki o da her zaman yeni yeni kelimeler icat etmesi


idi. Eer kendisine sylediim herhangi bir eyi an
lyamaz ise onu tekrar ettirmek iin yaltaklanr, ren
diktan sonra onu ezberler ve binbir hece iHivesile ar
"
kadalara sylernee balard. Onun dnyada en
mendebur ve sersem bir hayvan olduu kanaatini edin-.
. mitim. Evinde gO.ya tanzim ettii eya bir maymun
yuvasndakinden farkszd.
Bazlar, - bilhassa diiler - edep ve utanmay
bsbtn ortadan kaldrnaa karar verdiler. Dierleri
taaddd zevcat kabul yolunu iltizama kalktlar.
Kanun btn ahld'mn kaybediyordu. Benim kpek adamm yava yava kendi kpeke adetlerini hatr
lamaa balamt. Gn getike
dilsizleiyor, drt
ayaklayor ve tyleniyordu.
Yanmda daima gezen bu yoldan vcudnde
beliren bu ekildeki inklaba dikkat etmemitim. Bu
intizamszlk ve vcut deiiklikleri gnden gne art
yor, ve zaten hendek iindeki kulbede geen hayat
ise beni bsbtn skyorrlu ; nihayet buray terke mec
bur oldum. Aday biraz dolaarak Moro'nun yannu
olan eski ikametgahnn yerinde aa dallarndan
ve tahta paralarndan kendime bir baraka ina et
tim. Hayvanlarn arasnda geen
strapl hayattan
sonra buras adeta en emniyetli bir yerdi. Bu cana
varlarn vcut teekklatnn gnden gne nasl dei
tiini anlatmak imkan haricindedir. Artk tamamile
plak geziyor gibiydiler. Vcutlinde tyler kyor,
alnlar yasslayor ve eneleri freri doru uzuyordu.
Bu deiiklik aheste, fakat kanmas muhal bir ekilde
Oluyordu. Zaman zaman yine ilerine gidiyordum, fa-

154

kat hibir tesir bunlar eski vaziyetlerini intisap et


melerine mfui olamazd, onlarn boyunlarndaki hay
van! boyunduruktan daha mthiini

bulmak

imkan

haricinde idi. Benim mahud kpeim yeni ikametga

hma

kadar benimle geldi. Orada onun sayesinde yi

ne biraz stirahat edebiliyordum. Fakat o mendebur

da

eski hayatna tamamile rcu iin beni terketti. Maa

haza bu mallukatn belki de hayvanat bahelerinde


grdnz gibi olduklarn zannedersiniz, fakat bun
lar yle deildiler. Kimi kz gibi, fakat kz deil,
dierleri domuz gibi, fakat tam manasile domuz deil,

bir dieri ayya benziyor, fakat bu da ay deil ; vel


hasl bunlar ne olduklar belirsiz hilkat ucubesi bir
sr yabani idiler.
Bununla beraber benim de eklim pek acayip de
ildi denemez.

Elbiselerim artk dklyor,

dan etlerim gzkyordu.

altn

Salarm tamamile uzam,

hatta alacak eydir ki, gzlerime de fevkalade par


laklk gelmiti.
lk nceleri vaktimi daima ufka bakp bir halas

kar gemi bekliyerek geiriyar ve Krnz tali in sene


lik geidini hesaplyordum, fakat o belirmiyordu. Tam
be defa yelkenli ve defa da duman grntm.

Lakin bunlardan hibiri adaya yaklamamt.

Yann

da daima ate bulunduruyor ve yakyordum, fakat ne


faide ! Mevsim

eylul eya terinievveldi ki beni ta

mamile dnce almt. Hi olmazsa bir sal ina et


rnee karar vernitin. Faakt fnarangozluk da bir san'at

ii

idi. Bu da bende hi yoktu. Ne de olsa ornanda do-

1amaa vebyk aagvdelerini

krarak biribirine

klemee alyordum. Bu sefer de bu aa parala-

155

biribirine ne ile tutturacam dndm. Bulun


duum yerde birok sarmakl nebat vard; fakat bun
lar ne suretle biribirine balyarak ina iinde kulla
nabilirelim? Bu mklat karsnda yegane areyi
yangn yerindeki enkaz arasnda ivi ve teberi ara
maleta buldum, bunda . da muvaffak oldum. Zira ya
nan evin ve paralanan sandallarn ivilerile demir
aksarn epeyce iime yaryordu. Zaman zaman vahi
lerden birisi beni gzetlernee geliyor, fakat kendisini
bararak tehdit ediimden rkp kayordu.
Bu aralk havalarn deimesi yznden mthi
bir frtna ve yamur balam, sal, yarm kalmt ;
amma ne de olsa ben de uraa uraa sal iimi niha
yete erdirmitim. Eserimden fevkalade memnundum<
Yalnz acemilik neticesi, sal denizden tam bir mili
mtecaviz mesafede ina etmi olduum iin yegane
halas, midim olan bu aa paralarndan mteekkil
nesne, denize indirinciye kadar paralanmt.
rm

Belki de bu benim iin isabet lmutu, zira buna


binip de denize aldm zaman boularak lmiyece
im ne malumdu?. Ne de olsa vaziyet bana yeis verdi
ve artk daima sahilde dolaarak lmmn ne ekil
de olacan dnrnee baladm. Buradaki canavar
komularn eninde sonunda beni salam braknya
caklar gn gibi aikar idi.
Deniz kenarnda eski yank evin yklma
m bir duvarna dayanp dalgn dalgn denize
baktm bir anda birdenbire . souk bir eyin
vcudme temas ile tylerim rperdi. Dndm ve
mahut ar yryl hayvanla karlatm. Benim
kendisine baktn grnce hrlad, mrldand ve

156

allara doru ilerliyerek tekrar bana dnp baknaa


balad. lk evvel anlamadm halde kendisini takip
etmemi istediine hkmederek
baladm.

Hava

ok

sonra aalarn altna

scakt.

peinden
Biraz

gelmitik ki

yrrnee
yrdkten

hayvan

birden

bire bir aaca trmanmaa balad. Zira bu mnase


betsiz de, yerden fazla aatan aaca yrmek kabili
yetini haizdi. O esnada ayak izleri bulunan bir yere gel
mi bulunuyorduk. Burada bir sr korkun canavar
larla karlatm. Benim zavall kpek-insanm yerde
l olarak yatm, yannda mehur srtlan-domuz hala
trnaklarnda taze et paralar bulunduu halde kan
kokusile homurdanyordu. Ben yaklanca yezit cana
var burun deliklerini, kan iindeki dilerini gs
tererek parlyan gzlerile bana baknaa ve nrldan
naa baslad. Benim huzurumdan kat'iyye e
kinmiyordu bile. Bir adm daha yaklaarak tabanca
ma sarldm. imdi tamamile kar karya kalmtk.
Hayvan benden hi ekinmeden bakyor, yalnz tyle
ri dikilir, kulaklar oynar ve vcud kmldar gibi o
luyordu. Tabanearn kaldrdm ve tam iki gznn ara.:.
sn nisanlyarak ate ettim. Bir anda canavar, ze
rime bir sray yapt, kasti, muhakkak ki yzm
den yakalamakt. Ani bir eilile onun le gibi vcud
n bamn zerinden atlattm. O yz koyun dm,
benim de ayaklarm onun altnda kalmt. Muhak
kak ki kurunum boa gitmemiti. Koca le, boylu bo
yunca yere serilmi yatyordu. Hemen bir hamlede al
tndan kalktm ; fakat btn vcudm titriyordu. n
k bu, iinde bulunduum ada sakinlerinin en tehli
kelisi ve yabanisi idi. Hamdolsun bu beladan da bu

157

ekil e kurtulmutum. Lelerin her ikisini de yaktn.


Artk iyice anlyordum ki burada lm her an iin
mevcut bir hakikatti.
imdi artk birka tanesi mstesna btn bu ca
navarlar kulbelerini brakarak ormancia kendilerine
inler yapmlar, orada oturmya balamlard. Bu da
onlarn zevklerinden .birini tekil ediyordu. Ekserisi
afaktan itibaren gece yarsna kadar uyuyorlar, adeta
hi dolamyorlard. Adaya yeni gelenlere, bu ekil,
adeta orann bir salra olduu fikrini verebilirciL Ge
celeri vaziyet deiiyor, ada,

bu vahi malluklarn

yaygaralarile inliyordu.
Aklma bunlara bir katliam yapmak geldi ; pusu
lar kurarak bakla

zerlerine hcum en mkemmel

usul idi. Eer biraz kurunum daha olsayd, son kal


m olan yirmi kadar yrtc yabaninin dibine dar ek
mek iten deildi.
Kpek-adam ldkten sonra bana stirahat imkao
n kalmamt. Yank evin avlusunda kendime tekrar
bir kulbecik yaptm. Kapsn yle . bir ekilde tanzim
etmi idim ki bu hayvanlar pek kolay kolay ieri gi
remezlerdi. Bu meyanda yine aa dallarile yeni bir

sal

inasna da baladm, zira buradan firar edebilmem

ancak bununla kabil olabilirdi. Fakat denize aldn


tahayyl ettike ne yiyip iebileceimi kestiremiyor
dum. Zira orann topraile su kab yapmak bile

im

kanszd. Hertaraf kum ve akl olduundan anura


dahi az tesadf ediyordum.

Bir
rarken

158

gn

yine

adann

byle
cenubu

aalar

kesmekle u
bir
yel-

garbisinde

kenli
gozum
iliti.
Vakit
gndz
ve
hava
}
scak olmasna ramen derhal ate yaktm ve kabil
olduu kadar iaretler vermek istedim. Yelkenli gittik
e yaklayor, fakat iindekileri seebilmek daha pek
mmkn alnyordu. Bylece btn gn o ate ban
da bekledim, bekledim. Nihayet gece olmutu, ben yi
ne ate yakmakta devam ediyordum ; uykularndan u
yanp kalkan yabaniler de ne yaptm grmek iin
parlyan gzlerile bana yaklaarak halime bakyorlar

d.
afak att zaman yelkenli adaya daha fazla yak
lamt.

Dikkatle

baknca iinde

lunduunu anladm.

iki kiinin

bu

Fakat bu yelkenlinin tarz ida

resi bana biraz tuhaf geliyordu. Zira bu adamlarn her


ikisi de kayn iinde oturmu vaziyette ve kayk da
kendi haline yryen bir ekilde idi. Gn iyiden iyi
ye aydnlannca artk btn kuvvetirole iaret verrne
e ve barnaa baladm. Fakat heyhat ki kayn
'
adann garbna doru ilerlemesine ramen iindekiler
den hibir alaka gremiyordum.
Son bir mit olarak adann denize uzanan kaya
lklarna doru bararak ilerlemee baladm, hatta
aklma yzerek onlara erimek ekli de geldi, fakat
bu bir delilik olacakt. zerinde yelken bulunan bu

kk tekne ne de olsa benden daha sr'atli yzerdi.


Birden gzme koca bir deniz kuu iliti. Bu adam
Iardan hibirinin hareket etmemesine ramen koca
man ku bunlarn tepesinde dolayor, havalanp hava
lanp iniyordu. Kayk da gitgide

adann garbndaki

krfeze yaklayordu.
leden sonra idi ki denizin cezir ve meddini bil-

159

miyen bu -:ki acemi denizcinin kay, karadan y


metre kadar uzakta ekilen sularn tesirile karaya o
turmutu. Allahn bana balettii bu l1tuf ve frsat
fevtetmiyerek hemen sandaln bulunduu yere ko
tum. indekiler hi kmldamadan duruyorlard. Yak
latm. Yardm ederek kendilerini dar karmak iin
tuttuum yerleri elimde kald. Bu zavalllar bir hayli
zaman evvel alktan ln olacaklard. Birisinin sa
lar tpk K.rmz talih in kaptannn saiarna ben
ziyordu, ve kayn ierisinde de yalnz kirli bir bere
kaln t.
Ben onlarla megul iken fundalklann iinden ej
der gibi yabani frlad ve hamurdanarak bana do
ru geldiler. Bunlarn vaziyetleri pek korkun olduun
dan sandal nasl suya doru iterek suya atladm,
srtm bunlara dnerek nasl uzaklamak iin yelken
atn tarif edemem. Bu vahilerin ikisi kurd cinsi,
bid de ay idi. Dilerinin gcrday yemin edev:m ki
hala kulaklarmdadr. O geceyi denizde karaya yakn
bir yerde geirerek, sabahleyin gayet dikkat ve tekay
yt ile adaya karken kayn kayalardan birinin ar
kasna gizlice baladm ve son kalan kurunumla da
iki tane tavan vurup biraz da yemi topladktan sonra
tekrar geri dndm.

160

xn
YALNlZ ADAM

Akam olunca hafif bir imal rzgan beni yava


Jyava adadan uzaklatrmaa balad. Engin denize
doru iyiden iyiye alyordum. Ada karmda kl
dke kld, canavarlar tarafndan yaklan ateia
alevleri akam gneinin batmasile meydana kan kz
gn rengin yannda grnmez olmutu.
Gn iyiden iyiye kararnca semada parlak yldz
larm klar sanki benimle beraber titremee bala
d. Denizden gn st noktasna kadar btn cihan
ssz bir sessizlik almt. Bylece gn mtemadi
yen, tedarik ettiim az bir erzak ile deniz stnde d
latm halde hemcinsime kavumak arzusu bana hi
bir yok.'mllu k hissettirmiyordu.
Fakat klk ve kyafetim de pek ho bir manzara
arzetmiyor, belki rasgeldiim herhangi bir kimseyi
hi phesiz korkutacak vaziyette bulunuyordu.
nc
gn
Api'den
San - Fransisko'ya
giden
iki
direkli
bir yelken
gemisi tarafndan
lrurtarldm.
Geminin ne birinci ve ne de
iJdn..
Doktor Koro'nun Adut

161

ci svarisi benim bu baundan geen faciay dinlemek


istemiyorlard bile. Ben nekadar anlatmak,

kendimi

tautmak istesem, hi kimse benim bu sylediklerime


ehemmiyet vermiyor ve inanmyordu. Belki bu itimat
szlk benim adada ilkin grdm ve rasgeldiim m
mnasebetsiz ahval dolaysile muhakememi pek drst
k.ullanamamamdan ne'et ediyordu.

O sebeble bakala

rnn da ayni fikre zahip olmasndan ekinerek mace


ran anlatmaktan tevakki ettim.
Bamdan geen ilk deniz kazasndan,yani bir se
neden beri yaadm hayata dair hibir ey hatrla
madn syliyerek iin iinden syrlmya altm.
Deliliime hkmedilmemesi iin azami dikkat sarfna
mecbur idim. Aklmda mtemadiyen vahi hayvanla
rn mahut kanunu, kaykta grdm iki l gemi
ci, karanlklar iinde kurulmu pusular, fundalklar
daki cesetler dolap duruyordu. Ve nekadar gayrita
bii grlr ise grlsn insanlar iine avdetim bana,
beklediim itimat ve sempati yerine adada geirdiim
mddet zarfnda mtemadiyen hissettiim kararszl
n ve korkunun daha bym bir eklini telkin etti ;

hi

kimse szme inanmyordu. Ve her halde insanlar

beni vahi hayvanlarn grdkleri

kadar

garip

bir

malluk olarak telakki ediyorlard. Zahir ormanda be


raber yaadm

arkadalarmn

yabaniliinden bana

da bir ey srnm, gemiti.


Korkunun bir hastalk olduunu sylerler, ne o

lursa olsun imdi kat'iyetle iddia edebilirim

ki

sene

lerdenberi iimde yar terbiye edilmi bir aslan yav


rusunun hissedebilecei ekilde daimi bir endie duyu
yorum.

162

Bu endie zaman zaman

garip ekiller

al-

yor. Tesadf ettiim erkeklerin ve kadnlarn adada


ki yar insanlar gibi ve onlarn bir baka eidi azok
insaniam

canavarlar olmadna

bir trl kanaat

getiremiyordum. Bunlarn da zahiren insan ruhu ta


dklarn ve gnn birinde ilk hayvanlklarna, irsi se
ciyelerine avdet edeceklerini samyordum.
Fakat
mm

talklar
r

yarya

verdi.

bu

olan

hastaln

bir

vaktile

mtehasssa

mtehasss

Moro'yu

anlattun ;

olan

bu

da

bana

byk

adann

iime

iiiyen

inand,

bu

mahut

zat

akl

ta

has

szlerime
bir

ya

teselli

korkusun

dan tamamen kurtulacauna hi midim yoktu. Geri


bu adazun hatras, ok zamanlar, ilimarnn en derin
kesinde uzak bir bulut, bir hatra, belli belirsiz bir
manzara halinde kalyor. Fakat baz zamanlar da var
ki bu bulut yaylyor, byyor, btn semay karar
tacak kadar etraf kaplyor. O zaman hemcinslerime
bakacak olursam korkularm tekrar diriliyor. Etrafm
daki insanlar mtemadiyen

kuruldyan vahi yz.

ler, donuk, tehlikeli ehreler, kaarnakl yalanc bak


lar halinde gryorum. Hibirisi benim zerimde ma
kul bir ruhun sakin otoritesi tesirini yapmyor. Bu eh
relerin altndan birdenbire hayvan yznn meyda
na kaca, adadaki yabanilerin burada daha byk
mikyasta bir tereddisine ahit olacam kanaati yre
imi dolduruyor. Bunun bir hayal olduunu, etraftaki
bu erkek ve kadn kalabalmn sonuna kadar gayet
makul, iyi arzulu, mfik ve mltefit kalacan, hula.
sa insanlatrlm yabani mahlftklardan tamamile ay
r olduklarn biliyordum. Buna ranen onlardan, onla-

163

rm mtecessis nazarlanndan, suallerinden ve yardm


larndan kamak, herkesten uzak yalnz bama kal
mak iin can atyordum.
Bu sebeple imdi geni ve ssz bir ovada yayo
rum. Bu phe ruhumu karartt zaman oraya sn

mak imkanm var.

Rzgarn sprd samann altnda bu ssz ko


;:a meydan o zaman bana ok sevimli grnyor. Lan
drada yaadm mddete iimdeki dehet tahamml
edilmez bir halde idi. nsanlardan kaamyordum, ses
leri pencerelerden ieri giriyorrlu ve kaplar kafi bir
set deildi. Kendimi soka atyor,

kafamdaki

haya

lat o suretle datnaa alyordum. Fakat etrafm

da dolaan kadnlar miyavlyorlar, erkekler haris gz


lerle bana bakyorlar. Solgun renkli, bitkin iiler k
srerek yanmdan geiyorlar, yorgun gzleri ve tela

l yrylerile kan zayi eden yaral hayvanara ben


ziyorlard.

ki

bklm

raflarnda

dolaan

laspareler

giymi

gidiyorlard.
kiliseye
sesi

bile

leyiini,

dalyor,

ve

ihtiyarlar,
kendilerile

kk

zaman
vaz

ormandaki

bunlarn
alay

ocuklara

yolda

lakayt

tesadf

dinliyodum.

eden

geip

ettiim
Fakat

maymun - adamn

bir ktphaneye girsem, kitaplarn

et
pa
bir

vaizin

sz

sy

zerine

dikkatle eilmi yzler bana aviarn gzetiiyen pusu


kurmu hayvanlar hatrlatyordu.
ok kr artk bu buhranlardan kurtuldum. eh

rin kalabalndan uzaklastm, gzlerimi, yasadmz

u hayata aclm, insanlarn mnevver ruhlarn gs


teren parlak pencereler demek olan kitaplar arasn-

164

da geiriyordum. Btn vaktiini okumaa, kimya

tec

rbelerine; gecelerimi de gzel havalarda heyet ilmine


hasrediyordum. Zira sernalann prltl kalabal ba
na nasl ve niin olduunu bilmediim sonsuz bir

hima

ye ve asudelik duygusu veriyor. yle mit ediyorum

ki

iimizde yayan hayvanlk hissinin tesellisini ve

midini insanlarn gnlk didinmelerinde, cinayetlerin


de ve straplarnda deil orada, tabiatn bu ezeli ve
geni kanunlarnda bulabiliriz. mit ediyorum nk
mit etmesem yayamyacam ve ite maceram by
lece mit ve inziva iinde bitiyor..

S O N

165
AHMET

SAiT

MATBAASJ

iiNDEKiLER
Sahile
I.
II.

Gemide vahi hayvanlar

Mongomeri'nin szleri

17

n.

Adaya k

23

IV.

Sivri kulak

36

Ormanda

48

kinci defa firar

61

Kanun dersi

74

Moro'nun izahat

93

V.
VI.
VII.
vn.
IX.

Canavarlar

109

X.

Bir felaket

122

Xl.

Cinnet nbeti

133

xn.

Canavarlarla

xm.

Yalnz adam

karkarya

143
161

167

You might also like