You are on page 1of 4

23.02.

2010

Faks (0312 -4181795 ) + İad.Taah.


Sayın Beşir Atalay

İçişleri Bakanı Kişiye Özel ve İvedidir.


Ankara

Özü; Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk h.k. soruşturma açılması ve tecziyesi

Basında yayınlanan haberlere göre; ‘’Erzurum'da yapılan HES toplantısında Vali Öztürk önce
TEMA temsilcisinin elinden mikrofonu aldı ardından da köylüleri tehdit etti
Erzurum’un Karadeniz bölgesine yakın kesimlerinde dereler üzerine yaptırılacak 100
Hidroelektrik Santral (HES) için DSİ’nin Tortum’da düzenlediği toplantıya katılan Vali
Sebahattin Öztürk, TEMA Erzurum Temsilcisi Işıl Bedirhanoğlu ile tartıştı. Belediye
başkanları, muhtarlar ve vatandaşların katıldığı toplantıda eleştiriler karşısında sinirlenen Vali
Öztürk, “Yeter artık” diyerek Bedirhanoğlu’nun elinden mikrofonu aldı.

Toplantıda söz alan TEMA İl Temsilcisi Işıl Bedirhanoğlu, şimdiye kadar 30 kadar HES
yapıldığına dikkati çekerek şunları söyledi: “Yaptıklarınız yapacaklarınızı n teminatıysa çok
tehlikeli bir durum. Su kaynakları vatandaşın haberi olmadan satıldı. Biz kendimize çevreci
bir firma bulmak zorunda değiliz. Bu su öncelikle burada yaşayanlara ait. Sonra bizlere ve
kentlerdekine ait. Elbette enerji üretilmeli. Ancak, 1980 yılındaki su verileriyle harita
üzerinde yapılmış Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarıyla çevreye zarar
veriyorsunuz. İnsanların göç etmesine neden oluyorsunuz. ÇED raporlarının masa başında
yapıldığını iddia ediyoruz. Vatandaşa ‘Yarın sizi mağdur etmeyeceğiz’ diyorlar. Ama
sözleşmelerde böyle bir şey yok. Kimse milyon dolarlardan vazgeçip köylüyü düşünecek
değil.”

Bu sözler üzerine Vali Öztürk oturduğu yerden “Yeter artık” diye müdahale etti. Mikrofonu
Bedirhanoğlu'nun elinden alan Vali Öztürk, “Hanımefendi sizi dinledik. Değerli arkadaşlar
biz buraya sizi bilgilendirmek için geldik. Ancak fazla vaktimiz yok” dedi.
Bedirhanoğlu’nun “Sayın valim. Herkesin vakti çok kıymetli. 200 kişiyi de dinlemek
zorundasınız” demesi üzerine bu kez Vali Öztürk, “Yapmayın yahu. İşimi sizden mi
öğreneceğim” diye karşılık verdi. Konuşmasına devam eden Vali Öztürk'ün, “HES’lerle ilgili
olarak buraya gelenlere yardımcı olunuz. Yoksa canınız yanar” demesi üzerine bu kez
vatandaşlar, “Tehdit mi ediyorsunuz?” diye tepki gösterdi. Vali Öztürk de, “Ben kimseyi
tehdit etmiyorum. Sadece yasaları hatrlatıyorum” diye yanıt verdi. Vali Öztürk, daha sonra,
toplantıya katılanlara açıklamalarda bulundu.

http://www.ntvmsnbc.com.tr/id/25061134/

1
Anayasanın 56. Maddesine göre; ‘’Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama
hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini
önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.’’

Düşünce özgürlüğü ile ilgili gerek evrensel hukuk ve gerekse ulusal hukuklarda
ayrıntılı düzenlemeler bulunmaktadır.

Bu bağlamda;

10 Aralık 1948 tarihli Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Evrensel Bildirgisinin 19.
maddesi,
“Herkesin fikir ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır; bu hak, fikirlerinden ötürü rahatsız
edilmemek, ülke sınırları sözkonusu olmaksızın bilgi ve görüşleri her yoldan aramak, almak
ve yaymak özgürlüğünü” kapsar,

16 Aralık 1966 tarihli Birleşmiş Milletler, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin


Uluslararası Sözleşme’nin 19. maddesi;
“1- Herkesin, söz özgürlüğüne hakkı vardır; bu hak gerek sözlü, yazılı ya da basılı
veya sanat eseri şeklinde, gerekse seçilen diğer herhangi bir yoldan, ülke sınırları sözkonusu
olmaksızın, her türlü haber ve düşünceyi araştırma, alma ve verme özgürlüğünü içerir.”

4 Aralık 1950 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin


Sözleşmenin 10. maddesinin 1. fıkrası;
“Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat
özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları sözkonusu olmaksızın haber
veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir.”
hükümlerini öngördüğü gibi,

21 Kasım 1990 tarihli Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı, Yeni Bir Avrupa
için Paris Şartı’nda;
“İnsan hakları ve temel hürriyetler, tüm insanların doğumlarıyla birlikte iktisap ettikleri
vazgeçilmez haklardır ve kanunlarla garanti altına alınmışladır. Bunların korunması ve
geliştirilmesi devletin başka gelen görevidir. Bunlara saygı, zorba bir devlete karşı asıl
güvenceyi oluşturur. Bunlara uyulması ve tam olarak uygulanması hürriyetin, adaletin ve
barışın temelidir.”
“...Demokrasinin temelinde insana saygı ve hukukun üstünlüğü yatar. Demokrasi,
ifade hürriyetinin, toplumun her kesimine karşı hoşgörünün ve herkes için fırsat eşitliğinin en
iyi güvencesidir.”

2
13 Ekim 2004 tarihli Avrupa İçin Bir Anayasa Oluşturan Antlaşma’nın II-71.
maddesinin 1. fıkrasında;

“Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, bir görüş sahibi olma ve haberlerle
fikirleri, kamu yetkililerinin herhangi bir müdahalesiyle karşılaşmadan ve sınırlardan bağımsız
olarak alma ve bildirme özgürlüklerini de içine alır.”
kuralları düzenlenmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 25. maddesi;
“Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.”
“Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya
zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.”
26. Maddesi,
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya
toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi
olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fikra hükmü,
radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine
bağlanmasına engel değildir.”
hükümlerini getirmektedir.

Ulusal ve uluslar arası bu hükümler ilgili Bakanlıkları ve mülki idare amirlerini


bağlamakta ve onlara yol göstermektedir.

Çevre koruma davaları açan yurttaş TEMA İl Temsilcisi Işıl Bedirhanoğlu’nun ;


İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 19., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin
10., BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 19. ve Anayasanın 26 ve 56.
Maddeleri ile teminat altına alınan ‘’çevre hakkı’’ ve ‘ görüş ve anlatım özgürlüğü
hakkı’’ ihlal edilmiştir. İl İdaresi Kanunu uyarınca, bağımsız ve tarafsız olarak
çevreyi korumakla yükümlü olan yurttaşları dinlemekle yükümlü olan Vali, anılan
haber doğru ise , çok garip ve üzücü bir müdahalede bulunmuştur.

Yukarıda sunulan vahim olay ve iddialar nedeniyle Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk
hakkında soruşturma açılmasını, soruşturmanın mülkiye müfettişleri tarafından
yürütülmesini, adı geçen valinin soruşturmanın selameti açısından görevinden açığa
alınmasını, bu dilekçem hakkında yasal süresi içinde cevap verilmesini arz ve talep
ederim.

Saygılarımla

Noyan Özkan
Avukat
1378 Sokak, 4/1,
NO:107,Alsancak,İzmir.

3
4

You might also like