Professional Documents
Culture Documents
FARMAKOLOJ İ
FARMAKOKİNETİK FAZ
Üç aşamadan oluşmaktadır;
• Absorpsiyon
• Dağılım
• Eliminasyon
ABSORPSİYON
• İlaçların uygulandıkları bölgeden sistemik dolaşıma, kan veya lenf yolu ile katılmasıdır.
• Lipofilite ve İyonizasyon:
Farmakolojik açıdan maddelerlipofilik ve hidrofilik olmak üzereikiye ayrılır. Lipofilik
demek, yağda çözünür demektir. Hidrofilik ise suda çözünür anlamına gelir.
Absorpsiyonun gerçekleşmesi için maddelerin mutlaka membranları geçmesi
1
2
FARMAKOLOJ İ
2
3
FARMAKOLOJ İ
mantığı da budur. Ortamın pH’ı bir miktar yükseltilip aspirinin suda çözünürlüğü artırılmaya
çalışılır ki mideden emileceği bölgeye daha fazla miktarda ulaşabilsin. Yani absorpsiyonu
artsın.
Absorpsiyonun Kinetiği:
• Absorpsiyon kinetiğini değerlendirmede en ideal yol; o ilaç için zamana karşı konsantrasyon grafiğini
çizmektir.
3
4
FARMAKOLOJ İ
• Oral olarak kullanılan bir ilaç için çizilen yukarıdaki grafikte eliminasyon ilaç vücuda girdiği anda başlar.
Peki eğri neden yükselir? Çünkü absorpsiyon sabiti (K ) eliminasyon sabitinden (K ) daha büyüktür. Bu
ABS elim
yükselme K ve K eşit olana kadar devam eder. Bu nokta tepe noktasını oluşturur. Daha sonra K , K ’un
abs elim elim abs
önüne geçmeye başlar ve ilaç vücuttan hızla atılır. Eğrinin inen kolu hiçbir zaman t (zaman) ekseni ile
kesişmez. Sonsuza gider (İlacın tek bir karbon atomu vücutta takılıp kalsa teorik olarak tamamen atıldığı
kabul edilemez).
• Bu kaynak DrTus.com sitesinde yayınlanmaktadır…
verildiğine kan konsantrasyonu en yüksek seviyededir. Dolayısıyla T ’da 0 (sıfır) olarak tespit edilir. İV
max
uygulamada da bir eğri altı alanı mevcuttur ve bu eğri altındaki alan diğer bütün uygulama yollarından
daha büyüktür. Çünkü ilacın %100’ünün kana karıştığı varsayılır.
4
5
FARMAKOLOJ İ
• İlaçlar kullanılırken genelde yapılan belli aralıklarla dozlamadır. (6 saatte bir yada 8 saatte bir gibi)
• Bu şekilde yapılan dozlamada,ilacın plazma konsantrasyonları üst üste binmeye başlar ve bir müddet
sonra artık plazma düzeyinde yeni gelen ilaçla birlikte artış görülmez. Yani belli bir birim zamanda
vücuda giren ilaç miktarı ile vücuttan atılan ilaç miktarı eşit hale gelir. Bu kan konsantrasyonuna
kararlı durum konsantrasyonu veya plato denir.
• Bir ilacın kararlı duruma ulaşması matematiksel olarak şu formülle tespit edilir: 4 x t 1/2
• Formülden de anlaşılacağı gibi kararlı durum konsantrasyonuna ulaşma süresi t ile direkt ilişkilidir.
1/2
5
6
FARMAKOLOJ İ
Presistemik eliminasyon:
• Gastrointestinal sistemden emilen ilaçlar öncelikle karaciğere gelirler. Karaciğer, ilk geçiş sırasında bazı
ilaçları büyük oranda parçalar ve sistemik dolaşıma çok düşük miktarlarda geçmesine neden olur. Yani
ilacın biyoyararlanımı belirgin olarak azalır. Bu olay presistemik eleminasyondur.
• Presistemik eleminasyona uğrayan ilaçlar genellikle lipofilik ilaçlardır. En iyi örnekte propranololdur.
Propranololun oral dozu ile parenteral dozu arasında bu nedenle onlarca kat fark vardır.
• Presistemik eliminasyona en belirgin olarak uğrayan ilaçlar;
β-blokerler
Narkotik analjezikler ve antagonistleri
Seks hormonu ilaçlar
Trisiklik antidepressanlar
Enterohepatik sirkülasyon:
• Enterohepatik sirkülasyon aslen bir metabolizma olayıdır.
• İlaç metabolize edilmek üzere karaciğere gelir. Karaciğerde bir radikalle(glukuronat ve sülfat)konjuge
edilir ve barsaklara atılır. Amaçilacı vücuttan uzaklaştırmaktır. Barsaklarda oluşanilaç-radikalkonjugatı β-
glukuronidaz ve sülfataz enzimleri ile parçalanır. Glukuronat ve sülfat konjugatları vücuttan atılır. Serbest
forma geçen ilaç ise tekrar vücuda reabsorbe edilir. Böylelikle ilacın etki süresi uzamış olur.
DAĞILIM
Dağılım Aşamasını Etkileyen Önemli Faktörler:
a) Plazma proteinlerine bağlanma:
• Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. Bu bağlanma
en fazla albuminle olur. Bağlanmanın en önemli özelliği nonselektif ve reversibl olmasıdır.
• Plazma proteinlerine bağlanan ilaçlar genelde lipofilik ve zayıf asidik yapıdadırlar. (Lipofilik
maddeler yağda çözünürler; bu nedenle plazmada bir taşıyıcıya ihtiyaç duyarlar)
• Albümine bağlı ilaç farmakolojik olarak etki ortaya çıkartmaz. Etki gösteren ilaç serbest
formdur. Plazma proteinine bağlanan ilaç vücuttan da atılamaz (albümin glomerüler
filtrasyona girmez). Sonuç olarak plazma proteinine bağlı ilaç ne etki oluşturur, ne de
vücuttan atılır. Yani tam bir depo şekildir. Serbest fraksiyon kullanılıp tüketildikçe albümine
bağlı ilaç bağlandığı yerden ayrılır ve serbest form oluşturur.
• İlaçların en fazla bağlandığı plazma proteinleri;
Albümin
6
7
FARMAKOLOJ İ
1-asit glikoprotein
Lipoproteinler
γ -globulinler
α1-asit glikoproteine
Lipoproteinlere bağlananlar γ-globulinlere bağlananlar
bağlananlar
♦ Lidokain gibi LA’ler ♦ Siklosporin (LDL) ♦ Tubokürarin
♦ Kinin / Kinidin ♦ İmipramin ♦ Pankuronium
♦ Propranolol ♦ Kinidin ♦ Morfin
b) Sekestrasyon:
• Vücuda alınan bir ilacın, belli bir hücre veya dokuya affinite gösterip, gidip orada birikmesidir.
• En önemli örnekleri;
Glikozidlerin kas yapılarda toplanması
Klorokinin retina gibi melanin içeren dokulara affinitesinin olması
İyodun tiroid bezi içinde birikmesi
Griseofulvinin keratinize dokularda toplanması
Tetrasiklinlerin kalsiyum içeren dokularda toplanması
7
8
FARMAKOLOJ İ
c) Redistribüsyon:
• Redistribüsyon kavramı; genel anestezikler, benzodiazepinler ve barbitüratlar gibi lipofilitesi çok
yüksek ilaçlar için geçerlidir.
• Genel anestezikler etkilerini santral sinir sisteminde gösterirler. Bu yüzden ilk uygulanmalarıyla
birlikte yüksek konsantrasyonda santralsinir sisteminde birikirler. Daha sonra gene hızlı bir şekilde
santralsinir sisteminden çıkar ve yekun olarak en büyük yapı olan kas dokusuna oradan da adipoz
dokuya geçerler. Bu şekilde üç aşamalı bir dağılım yani redistribüsyon ortaya çıkartırlar.
• Redistribüsyon; bir etkinin sonlandırılması mekanizmasıdır. Metabolizma yada atılımla hiçbir ilişkisi
yoktur. Grafikte nokta nokta ile gösterilen yerde ilaç SSS’den çıkmıştır. Yani etki ortadan kalkmıştır. Ama
ilaç hala kişinin vücudundadır.
d) İyon tuzağı:
• Bir ilacın pH farklılığı nedeniyle belli kompartmanlarda toplanmasıdır.
• İyon tuzağından en fazla faydalanılan durum ilaç zehirlenmeleridir. Asit madde ile zehirlenmenin
tedavisinde idrarın alkali, alkali madde ile zehirlenmenin tedavisinde idrarın asit yapılmasının
mantığı budur.
• Örneğin asit bir madde ile zehirlenmede idrar alkali yapılır. Böylelikle tübüler sistemde asit
maddenin iyonizasyonu artırılmış olur. Yani asit madde tübüler sistemde hidrofilik olarak bulunur.
Hidrofilik olduğu içinde vücuda reabsorbe edilemez ve idrarla vücuttan atılır. (Aspirin
zehirlenmesinde NaHCO kullanım örneğinde olduğu gibi)
3
ELİMİNASYON
• Metabolizma esas olarak karaciğerde gerçekleştirilir. Metabolizmanın asıl amacı; ilacı inaktif ve
polar (iyonize) şekle çevirmektir. Ancak bu durumun istisnaları vardır. Yani metabolizma sonrası
her zaman ilaçlar inaktif şekle çevrilemez.
• Bazen ilaçlar vücuda alındıklarında inaktiftir ve karaciğerde oluşan metabolitleri aktiftir. Bu ilaçlar
ön-ilaçlardır.
8
9
FARMAKOLOJ İ
TABLO:
Ön-İlaçlar
• Enalapril →Enalaprilat
• Kortizon →Hidrokortizon
• Prednizon →Prednizolon
• Hint yağı →Risinoleik asit
• Bazı ilaçlar ise vücutta hiç metabolize edilmez, yani değişmeden atılırlar;
Diüretikler
Aminoglikozidler
Digoksin
Penisilinler
• Metabolizmanın enzimatik olayları iki gruba ayrılır;
Birinci Faz Reaksiyonları
♦ Oksidasyon
♦ Redüksiyon
♦ Kopma
İkinci Faz Reaksiyonları
♦ Konjugasyon
• Birinci faz reaksiyonlarının, ikinci faz reaksiyonlarından en önemli farkı reversibl olmalarıdır. İkinci faz
reaksiyonları kovalent bağ içerdikleri için irreversibldırlar.
Oksidasyon:
Bu olayda rol oynayan enzimler iki gruba ayrılır;
1) Mikrozomal enzimler:
• Bu enzimlerin büyük çoğunluğu sitokrom P450 (CYP) enzimleridir,
• Bu enzimlerin aktif noktasında bir demir iyonu bulunur. Fe iyonu, +2 ile +3 arasında gidip
geldiği için; bu enzimler indüksiyona ve inhibisyona uğrayabilirler.
• CYP (Sit P450) enzimleri arasında ilaçların yıkımından en fazla sorumlu olan izomer;
CYP3A4’dür.
9
10
FARMAKOLOJ İ
TABLO:
Enzim İnhibisyonu Yapan İlaçlar Enzim İndüksiyonu Yapan İlaçlar
Alkol (akut etki ile) Etil alkol (kronik etki ile)
Simetidin Barbitüratlar
Eritromisin Rifampin
Ketokonazol Fenitoin
Kloramfenikol Sigara dumanı*
Metronidazol Karbamazepin
Amiodaron
Sekobarbital
* Sigara dumanının enzim indüksiyonu yapıcı etkisi polisiklik aromatik hidrokarbonlara bağlıdır. Yoksa
nikotinin enzim indüksiyonu etkisi yoktur.
• CYP (Sit P450) enzimleri arasında ilaçların yıkımından en fazla sorumlu olan izomer;
CYP3A4’dür.
• Araşidonik asit birçok enzim tarafından farklı metabolitlere çevrilir. En önemlileri siklooksijenaz
ve lipooksijenaz enzimidir. Bir diğer enzim de sitokrom P450 enzimidir. Araşidonik asit sitokrom 450
enzimi tarafından epoksitlere çevrilir. Epoksitler bir oksijen atomunun yan yana iki karbon atomu
ile köprü yapması suretiyle oluşan ve genellikle stabil olmayan bileşiklerdir. Epoksitlerin en
önemli fizikokimyasal özellikleri, lipofilik ve son derece elektrofilik olmalarıdır. Epoksitler
makromoleküllerin (DNA, RNA, enzimler ve diğer protein molekülleri gibi) nükleofilik gruplarına
kovalent bağla bağlanarak onları arillerler ve alkillerler; böylece yapılarını bozarlar.
2) Mikrozomal olmayan enzimler:
MAO:
• A ve B olmak üzere iki alt tipi bulunmaktadır.
A tipi; 5-HT, noradrenalin ve adrenalini parçalar.
B tipi; dopamini parçalar.
Ksantin oksidaz
Tirozin hidroksilaz
Histaminaz
Alkol ve aldehit dehidrogenazlar
İNDİRGENME:
• Memelilerde sık kullanılmaz. İndirgenme ile parçalanan ilaçlara örnekler:
Prednizon
Varfarin
Kloramfenikol
KOPMA:
Bu olay çeşitli şekillerde olabilir;
Hidroliz: Esterazlar tarafından gerçekleştirilir. En önemli esterazlar asetilkolinesteraz ve
10
11
FARMAKOLOJ İ
psödokolinesterazdır.
♦ Psödokolinesteraz tarafından parçalanan ilaçlar;
♦ Asetilkolin
♦ Atropin / Skopolamin
♦ Süksinilkolin / Mivakuryum
♦ Ester yapılı lokal anestezikler
♦ Remifentanil
Dekarboksilasyon: Nörotransmitter sentezlenmesinde dekarboksilasyon reaksiyonu
çok önemlidir. Birçok önemli nörotransmitter dekarboksilasyon reaksiyonu ile sentezlenir
ve bu reaksiyonun kotransmitteri pridoksin (B )’dır. Pridoksin olmazsa nörotransmitter
6
sentezi gerçekleşemez.
KONJUGASYON:
• Bir ikinci faz reaksiyonudur. Radikallerin kovalent bağlarla bağlanması sayesinde gerçekleştiği için
irreversibl olan aşamadır. Konjugasyon reaksiyonuyla bileşikler polar (suda çözünür) hale getirilir ve
vücuttan atılır. Bu amaçla en çok kullanılan radikal glukuronik asittir.
• Glukuronik asitle yapılan konjugasyondan daha önce enterohepatik sirkülasyonda da bahsetmiştik. İlaç
glukuronik asitle birleştirilir ve bu şekilde barsaklara atılır. Barsaklardaki β-glukuronidaz enzimi bu
konjugasyonu çözer. Radikal vücuttan atılır ve serbest hale geçen ilaç vücuda reabsorbe edilir.
N-metilasyon:
• Noradrenalini adrenaline çeviren enzim feniletanolamin N-metil transferaz enzimidir. Yani adrenalinin
oluşumu bir N-metilasyon reaksiyonudur.
• Histamini parçalayan iki enzimden biri histamin N-metil transferaz enzimidir. Yani histaminin
parçalanması bir N-metilasyon reaksiyonudur.
O-metilasyon:
• Katekolaminleri parçalayan iki enzim vardır. MAO ve COMT. COMT’un açık adı katekol O-metil
transferazdır. Yani katekolaminlerin COMT ile parçalanması bir O-metilasyondur.
11
12
FARMAKOLOJ İ
N-asetilasyon:
• N-asetilasyondan sorumlu enzim N-asetiltransferaz-2 enzimidir. N-asetiltransferaz-2 enziminin
parçaladığı en önemli ilaçlar;
INAH
Sulfonamidler
Hidralazin
Prokainamid
• Bazı kişilerde N-asetiltransferaz-2 enzimi eksiktir. Bu kişilere yavaş asetilleyiciler denir. Yavaş
asetilleyicilerde yukarıdaki ilaçların etki süresi belirgin olarak uzar.
• İlaçların metabolizmasında genel sıra; önce Faz I reaksiyonuna uğramak, daha sonra Faz II
reaksiyonuna uğramaktır. Bu durumun önemli bir istisnası vardır. INAH önce asetillenir (faz II),
sonra da hidrolize uğrar (faz I).
• Burada “k” sabit bir değer olduğuiçin, hız konsantrasyonla doğru orantılıdır.
Yanikonsantrasyonun artışı ile birlikte ilacın vücuttan atılış hızı da artar. Bu yüzden birinci
derece kinetikle vücuttan atılan ilaçların t ’leri konsantrasyondan bağımsızdır.
1/2
• Burada olay konsantrasyondan bağımsızdır ve birim zaman içerisinde vücuttan atılan ilaç miktarı sabit
bir değerdir. Bu nedenledir ki sıfırıncı derece kinetiğe uğrayan ilaçların t ’si konsantrasyon artışı ile birlikte
1/2
uzamaya başlar.
İLAÇLARIN İTRAHI:
1) Renal İtrah
12
13
FARMAKOLOJ İ
Glomerüler filtrasyon
Tübüler salgılanma
BİYOYARARLANIM
Relatif biyoyararlanım:
•Burada kıyaslama İV ile yapılmaz. İki tane aynı veriliş yolu kıyaslanır. Yani EAA (rektal) / EAA (rektal)
veya EAA (İM) / EAA (İM) gibi. Peki fark nerede? Hasta grubunda. Normal bir hasta ile diabetik bir
hastada yada genç bir hasta ile yaşlı bir hastada ilacın davranışı kıyaslanabilir.
Biyoeşdeğerlik:
• Farmasötik eşdeğer olan iki müstahzarın, aynı molar dozda verilişinden sonra
biyoyararlanımlarının ve böylece terapötik etkilerinin hem etkililik, hem de güvenlilik bakımından
aynı olmasını sağlayacak derecede benzer olmasıdır.
• Biyoeşdeğerliliğin olması için biyoyararlanım kıyaslamasının %80-120 aralığında olması gerekir.
FARMAKODİNAMİK FAZ
13
14
FARMAKOLOJ İ
RESEPTÖR
Reseptörler 5 genel gruba ayrılabilir:
♦ Diğer üretilen ikinci haberci ise IP3’dür. IP3 yukarıda çıkardığımız ana prensibe uymaz. Sarkoplazmik
retikulumdan Ca salınımını artırarak etki ortaya çıkartır.
14
15
FARMAKOLOJ İ
• Bu reseptöre örnekler:
İnsülin
GH
Prolaktin
Epidermal kaynaklı büyüme faktörü (EDGF)
İnsülin benzeri büyüme faktörleri (IGF-I, IGF-II)
15
16
FARMAKOLOJ İ
DOZ-CEVAP İLİŞKİSİ
konsantrasyonudur.
örnek genel anesteziklerin MAK değeridir. 100 kişinin 50’sinde genel anestezi oluşturan doz olarak
tarif edilir. Bu bir kuvantal doz-cevap ilişkisidir).
Agonist ve antagonist:
• Agonist; reseptöre bağlanıp (+) veya (-) etki ortaya çıkartan maddedir. Potens değeri pD ile2
ifade edilir.
• Antagonist ise reseptöre bağlanıp hiçbir etki ortaya çıkartmayan maddedir. Potens değeri pA 2
16
17
FARMAKOLOJ İ
• Her ilaç için tarif edilen bir “α” değeri vardır. Bu değer “intrinsik aktivite” olarak ifade edilir. İlaçların
intrinsik aktivite değerleri 1 ile 0 arasında değişim gösterir.
.α değerinin 1 olması demek %100 etki anlamına gelir. Yani full agonisti ifade eder.
α değerinin 0 olması demek %0 etki anlamına gelir. Yani antagonisti ifade eder.
α değerinin 0 ile 1 arasında olduğu bir grup daha mevcuttur ki bunlara parsiyel agonistler
denir.
• Parsiyel agonistlerin tipik özelliği şudur; eğer tek başına bir kişiye parsiyel agonist verirsek
agonist etki elde ederiz. Eğer bir kişiye hem full agonist, hem de parsiyel agonisti birlikte
verirsek, parsiyel agonist full agonisti antagonize etmeye başlar.
• Parsiyel agonistlerin en önemli örnekleri:
♦ β-blokör olan pindolol, asebutolol
♦ Opiyat antagonisti olan nalorfin
♦ α-blokör olan fentolamin ve ergot alkaloidleri
♦ Anjiotensin reseptör blokörü olan saralazin
♦ Östrojen reseptör blokörü olan; tamoksifen
♦ Serotonin reseptör blokörü olan; metizerjid
• Antagonist reseptöre bağlanır, hiçbir etki ortaya çıkartmaz ve potens değeri pA ’dir diye belirtmiştik.
2
1. Kompetetif antagonizma:
• Bu antagonizma tipinden bahsetmeden önce nöromusküler kavşaktaki fizyolojiyi kısaca hatırlamak
17
18
FARMAKOLOJ İ
gerekir.
Presinaptik nörondan salınan asetilkolin, musküler yapıya ulaşır ve burada bulunan nikotinik
reseptörleri uyarır. Nikotinik reseptörlerin uyarılmasıyla da kasta kasılma ortaya çıkar. Yani
çizgili kasın kasılmasından nöromusküler kavşaktaki nikotinik reseptörler sorumludur.
• Kompetetif antagonizmanın iki tane önemli özelliği vardır;
Birincisi antagonistin reseptöre bağlanması reversibldır.
İkincisi olay bir yarışmadır. Yarışmanın esası hız değil miktardır. Yani sinaptik kavşakta hangi
maddenin miktarı daha yüksekse, yarışı o kazanır.
• Yukarıda bahsedilen nikotinik reseptörlerin kompetetif blokörü kürar ve benzeri ilaçlardır. Bir kişiye kürar
verildiğizaman nikotinik reseptörler kapatılır. Presinaptik nörondan salınan asetilkolin reseptöre
bağlanamaz ve kası kasamaz. Böylece cerrahi için gerekli kas gevşemesi sağlanmış olur. Kürarın
reseptöre bağlanması reversibldır ve yarışma söz konusudur. Yani sinaptik kavşakta asetilkolinin
düzeyini artırarak yarışı kazanabiliriz ve kürarı bağlandığı yerden kovabiliriz. Bunun için ortama
kolinesterazinhibitörü(neostigmin)eklenir. Asetilkolinin parçalanması engellenir. Asetilkolinin sinaptik
kavşakta düzeyi yükselir ve kürarı bağlandığı yerden kovar. Reseptörlerini tekrar ele geçirir ve kası
kasar.
• Kompetetif antagonizmanın potens değeri pA ’dir.
2
2. NONKOMPETETIF ANTAGONİZMA:
18
19
FARMAKOLOJ İ
• Ayrıca yarışmada söz konusu olmadığı için asetilkolin düzeyi artırılarak reseptör geri
alınamaz. Bu yüzden kolin esteraz inhibitörü(neostigmin)kullanmanın da hiçbir faydası
yoktur(nöromusküler blokörler konusunda daha sonra belirteceğimiz gibi, süksinilkolin verilen
hastaya kolinesteraz inhibitörü vermek, tam tersine kontrendikedir; çünkü bloğu daha da
derinleştirir).
• Nonkompetetif antagonizmanın herhangi bir potens değeri yoktur.
• Nonkompetetif antagonizmanın grafiğine bakarsak eğer; antagonist yokken elde edilen
eğriden antagonistin dozu artırıldıkça giderek uzaklaşılır. Çünkü antagonistin kapattığı
reseptörler kaybedilmiş reseptörlerdir.
AKSİYON POTANSİYELİ
• Hücrelerin normalde bulundukları bir istirahat membran potansiyeli vardır. Bu değer -70 ile -90 mV
arasındadır. Ortalama -80 mV denebilir. Hücreye herhangi bir uyarı geldiği zaman aşağıdaki gibi
bir aksiyon potansiyeli ortaya çıkar.
• Aksiyon potansiyelinin başlangıç fazında (Faz 0) hücre içerisine hızlı bir şekilde Na girişi vardır.
Ardından Na kanallarıinaktive olur ve Clkanalı açılır(Faz 1). Bunu plato fazında (Faz 2) yavaş
kalsiyum kanallarının açılması izler. İçeri önce Na, sonra Ca girdi. Bu kadar pozitif yükü içeri
sokunca bedeli de pozitif yük olarak dışarı ödemek gerekir. En son fazda (Faz 3) K kanalları açılır
ve K dışarı gönderilerek istirahat membran potansiyeline geri dönülür.
• Aksiyon potansiyelinin en önemli amacı; plato fazında hücre içine kalsiyum almaktır.
19
20
FARMAKOLOJ İ
• Otonom sinir sistemi organlarda birlikte bulunan iki komponentten olu şur:
Parasempatik
Sempatik
Buikikomponentin birbirlerinidengeleyicietkilerivardır. Ancak bazı organ ve dokularda sadece bir
komponent baskındır ve bu tek tip innervasyon olarak tarif edilir.
20
21
FARMAKOLOJ İ
• Silier kaslar; tek tip innervasyona sahip değildir. Hem sempatik hem de parasempatik innervasyona
sahiptir.
OSS ANATOMİSİ:
1. Sempatik Sinir Sistemi:
• Medulla spinaliste T -L arasındaki spinal sinirlerde uniblok olarak yerleşmiştir.
1 3
21
22
FARMAKOLOJ İ
NÖROTRANSMİTTERLER:
• Sempatik sistemin reseptörü α yada β’dır. Dolayısıyla nörotransmitteri noradrenalin (NA)’dir
(adrenal medulla istisnadır; adrenal medulladan nörotransmitter olarak büyük oranda adrenalin
salınır).
• Parasempatik sistemde ise organ düzeyinde reseptör muskariniktir. Dolayısıyla nörotransmitter
asetilkolindir.
• Tüm otonom gangliyonlar(ister parasempatikister sempatik), adrenalmedulla ve nöromusküler
kavşakta reseptörler nikotinik olduğu için nörotransmitter asetilkolindir.
22
23
FARMAKOLOJ İ
Nörotransmitter Salınımı:
• Nörotransmitterler presinaptik nöronda vezikülleriniçinde depolanırlar. Bu transmitterlerin
depolandığı veziküllerden sinaptik kavşağa salınımında esas rol oynayan plato fazında hücre içine
giren Ca’dur. Bu Ca’un hücre içine girmesinden sorumlu olan, N tipi voltaj bağımlı yavaş Ca
kanallarıdır.
• Veziküller presinaptik nöronda mikrotübüler ağların üzerinde yerleşmişlerdir. İçeri giren Ca
öncelikle “Sinaptobrevin” proteinine bağlanır ve vezikülün mikrotübüler ağlar üzerinde nöron
membranına kadar ilerlemesini sağlar.
• Vezikül nöron membranına kadar ilerledikten sonra Ca sinaptobrevini bırakır ve “sinaptotagmin”
proteinine bağlanır ve vezikül membranı ile nöron membranının füzyonunu sağlar. Böylece
nörotransmitterler sinaptik aralığa dökülür.
• Botulinum toksini; presinaptik nöronda bulunan veziküllerin membranındakisinaptobrevin
proteinini parçalar ve dolayısıyla veziküllerin hareket etmesiniönleyerek, Ach’in sinaptik aral ığa
salınımını bloke eder.
KO-TRANSMİTTERLER:
• Sempatik ve parasempatik sistem kotransmitterler açısından da birbirlerinden farklıdır:
Katekolaminerjik Sistem → Nöropeptit Y
Kolinerjik Sistem → VIP
KOLİNERJİK SİSTEM
• Asetilkolin sinaptik aralıkta etki ortaya çıkardıktan sonra kolinesteraz enzimi tarafından parçalanır.
Bu parçalanma ile kolin ve asetat açığa çıkar. Asetat vücuttan atılır ancak kolin vücut için çok
değerli bir maddedir. Vücut kolinden vazgeçemez. Bu yüzden kolini presinaptik nöron içine
reuptake eder. Reuptake’e edilen kolin, Kolin asetil transferaz enzimi tarafından asetil CoA ile
birleştirilir ve asetilkolin sentezlenir. Presinaptik nöron sitoplazmasında sentezlenen asetilkolin bir
23
24
FARMAKOLOJ İ
Lokalizasyon
NM Nöromusküler kavşak
NN Gangliyonlar
NSSS SSS
2. Muskarinik Reseptörler:
• G-proteini ile kenetli reseptörlerdir.
Lokalizasyon
M1 Sinir dokusu
M2 Kalp
M3 Düz kas, glandlar, endotel, sinir dokusu
M4 Oküler
M5 ?
Eliminasyon:
24
25
FARMAKOLOJ İ
ADRENERJİK SİSTEM
Tirozin
⇓ Tirozin hidroksilaz
DOPA
⇓ DOPA dekarboksilaz
Dopamin
⇓ Dopamin β hidroksilaz
Noradrenalin
⇓ PNMT
Adrenalin
Tirozin hidroksilaz: Noradrenalin sentezinde hız kısıtlayan basamaktır. α-metiltirosin bu
enzimibloke eder.
Dopamin β-Hidroksilaz: NA’i sentezleyen enzim budur (noradrenalin dopaminden oluşur) ve
plazma düzeyi sempatik aktivitenin iyi bir göstergesidir.
Feniletanolamin N-Metiltransferaz(PNMT): Bu enzim esas olarak adrenalmedulla ve beyinde
bulunur. Bu enzimi steroidler aktive eder.
ETKİNİN SONLANDIRILMASI:
1. Sinaptik aralıkta etkiyi oluşturan NA’in eliminasyonunda en önemli mekanizma; NA’in salındığı
presinaptik nörona geri alınmasıdır. (up-take-1 = nöronal up-take)
• Bu up-take’igerçekleştiren oluşum presinaptik nöron hücre membranında bulunan sitoplazmik
amin pompasıdır.
Sitoplazmik amin pompasını kapatmak; noradrenalinin presinaptik nörona girişini engelleyeceği
için katekolaminerjik aktiviteyi artırır. Bu pompayı kapatan en önemli maddeler;
♦ Trisiklik Antidepressanlar (TAD)
♦ Kokain
♦ Amfetamin
• Presinaptik sinir içine giren NA; veziküler amin pompası ile vezikül içine sokulur.
Veziküler amin pompasını kapatmak; noradrenalinin vezikül içine girmesine engel olduğu
için katekolaminerjik aktiviteyi azaltır. Bu pompayı kapatan en önemli madde;
♦ Reserpin
2. Sinaptik aralıktaki noradrenalin bazen plazmaya kaçak yapar. Plazmadaki noradrenalin endotel hücresi
içine bir re-uptake’e daha uğrar ve etkisi sonlandırılır (uptake-2 = ekstranöronal up-take)
• Bu pompayı kapayan en önemli maddeler;
25
26
FARMAKOLOJ İ
♦ Glukokortikoidler / Mineralokortikoidler
♦ Fenoksibenzamin
♦ Teofilin
Eliminasyon:
• Katekolaminleri parçalayan enzimler:
1. MAO:
Özellikle presinaptik nöron mitokondriyal membranının dış yüzünde bulunurlar.
♦ MAO-A: Daha çok 5-HT ve NA’i parçalar.
♦ MAO-B: Daha çok dopamini parçalar
2. COMT:
Damar endotel hücrelerinde (en çok akciğerlerde) bulunur.
Metabolitleri:
• Metaboliti Vanilmandelik Asit (VMA)’dir.
• SSS’de katekolaminler MHPG’ye kadar yıkılırlar. Daha sonra MHPG perifere çıkar ve VMA’ya dönüşür.
PARASEMPATİK SEMPATİK
Re-uptake’i bloke eden: Hemikolinyum TAD
Hız kısıtlayıcı basamak: Kolinin re-uptake’i Tirozin hidroksilaz
Hız kısıtlayıcı basamağı bloke eden: Hemikolinyum Metitirozin
Depolanmayı inhibe eden: Vesamikol Rezerpin
Salınımı aktive eden: Latratoksin Latratoksin
Salınımı bloke eden: Botulin toksini Nöron blokörleri
PARASEMPATOMİMETİKLER
Asetilkolinin Etkileri:
• Asetilkolinin tüm sistemler üzerindeki etkileri şu şekilde formüle edilebilir:
Damar düz kaslarında ve sfinkter kaslarında gevşeme, diğer düz kaslarda kasılma ve tüm dış
26
27
FARMAKOLOJ İ
salgılarda artış.
Damarlar:
• Arter ve venlerde, endotelden NO salınımına yol açarak vazodilatasyon oluşturur.
• Eğer damar endotelideneyselortamda sıyrılıp alınırsa yada endotelin görev görmesiniengelleyen
bir patoloji mevcut ise (ateroskleroz gibi); NO salınımı gerçekleşemeyeceği için, asetilkolin tam
tersine vazokonstrüksiyon oluşturur.
KVS:
• Negatif inotrop
• Negatif kronotrop
• Negatif dromotrop
Solunum Sistemi:
• Bronkokonstrüksiyon
GIS:
• Tonüs ve peristaltizmde artış
Dış Salgı Bezleri:
• Tüm dış salgıları artırır.
Göz:
• İrisin sirküler kaslarını kasarak miyozis oluşturur. Karanlıkta görme bozulur (gece körlüğü).
• Siliyer kası kasıp akomodasyon spazmı oluşturur. Bu kas gözü yakın görmeye odaklar ve
uzak görme bozulur (miyopi).
Mesane:
• Detrussör (çeper) kası kasıp, sfinkteri gevşettiği için miksiyon oluşturur. Nörojenik mesanede
(flask tip) kullanılırlar.
Parasempatomimetiklerin Endikasyonları:
Paralitik ileus (tonüs ve peristaltizmi artırdığı için)
Mesane atonisi ve nörojenik mesane bozuklukları (miksiyon regülasyonu sağladığı için)
Reflü özefajit (alt özefagus sfinkter basıncını artırdığı için)
Miyastenia Gravis (asetilkolinin etkinliğini artırdıkları için)
Glokom (miyozis yaptıkları ve Schlemm kanalındaki düz kasları kastıkları için)
Atropin, TAD, fenotiyazinler ve benzodiazepinlerle olan zehirlenmelerin tedavisi
(antikolinerjik etkileri engelledikleri için)
27
28
FARMAKOLOJ İ
Peptik ülser
PARASEMPATOMİMETİK İLAÇLAR
1. Kolin Esterleri: Ach, Betanekol, Karbakol, Metakolin
2. Alkaloidler: Pilokarpin, Arekolin, Oksotremorin
3. Antikolinesterazlar:
Reversibl: Edrofonyum, Distigmin, Ambenonyum, Neostigmin, Takrin, Rivastigmin,
Pridostigmin, Fizostigmin
İrreversibl: Organofosfatlı insektisit
1. KOLİN ESTERLERİ
TABLO: KOLİN ESTERLERİ
Kolinesteraza
Muskarinik etki Nikotinik etki
duyarlılık
Asetilkolin ++++ +++ ++/+++
Metakolin + +++ +
Karbakol - + +++
Betanekol - ++ -
Betanekol:
• Nörojenik mesane ve reflu özefajit tedavisinde kullanılır.
Karbakol:
• Sadece oftalmik olarak kullanılır.
Metakolin:
• KVS üzerinde en güçlü etkiyi oluşturur.
2. ALKALOİDLER
Pilokarpin:
• Dış salgılar ve ter bezleri üzerine belirgin etkiler oluşturur.
• Hem açık (miyozis oluşturduğu için) hem de dar açılı glokomda (Schlemm kanalındaki düz
kasları kasarak aköz humörün drenajını artırdığı için) kullanılır.
28
29
FARMAKOLOJ İ
Arekolin:
• SSS’de öğrenme ve bellek ile ilgili M reseptörlerinin selektif agonistidir.
1
Oksotremorin:
• SSS’de bazal gangliyonlardaki M reseptörlerinin agonistidir.
1
• Bazal gangliyonlarda kolinerjik aktiviteyi artırdığı için deneysel Parkinson tablosu ortaya
çıkartır.
3. ANTİKOLİNESTERAZLAR
• Kolinesteraz enzimini inhibe ederek Ach’in parçalanmasını engeller ve tüm kavşaklarda Ach
birikmesine yol açarlar. Böylelikle; hem muskarinik, hem de nikotinik etki gösterirler.
• Sempatik gangliyonlarda da asetilkolini biriktirip nikotinik reseptörleri uyardığı için, diğer kolinerjik
maddelerden farklı olarak kan basıncını yükseltebilirler.
• Nöromuskuler kavşakta da asetilkolin birikimine yolaçtıklarından çizgilikasları stimüle ederler. Bu
nedenle myastenia gravis tedavisinde kullanılırlar.
Reversibl İnhibitörler
Edrofonyum:
• En kısa etkilisidir.
• Miyastenia graviste test amacıyla kullanılır.
Distigmin:
• En uzun etkilisidir.
Fizostigmin:
• SSS’e belirgin geçiş gösterir. Bu nedenle santral antikolinerjik ilaçlar (atropin), fenotiyazinler ve
TAD ile zehirlenme durumunda antidot olarak kullanılır.
Neostigmin:
• Pür periferik etki ortaya çıkartır.
• Miyastenia gravis tedavisinde en fazla kullanılandır.
• Kürar ve benzeri kompetetif nöromusküler blokerlerin etkisini reverse etmek (geri
çevirmek) için de kullanılır.
Tacrine / Rivastigmin:
• Santral etkili kolinesteraz inhibitörleridir.
• Alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılırlar.
29
30
FARMAKOLOJ İ
Ekotiofat:
• Açık-açılı glokomun tedavisinde lokal olarak kullanılırlar.
Malation / Paration:
• En çok toksisite oluşturandır, ancak potensleri düşüktür.
OFİ Zehirlenmesinin Tedavisi:
1. Oksimler (PAM, Obidoksim): Kolinesteraz enzimiile OF arasındakikovalent bağı parçalar
ve kolinesteraz enzimini tekrar aktif konuma getirir. İntoksikasyonu takiben ilk 2-4 saatte
kullanılmalıdır.
2. Atropin: Muskarinik reseptör blokörüdür. Her zaman kullanılabilir.
PARASEMPATOLİTİKLER
1. Belladon alkaloidleri: Atropin, Skopolamin
2. Sentetik belladon alkaloidleri: Tropikamid, Homatropin
3. Kuvarterner amin türevleri: İpratropium, Propantelin, Hiyosin-N-butil bromür, Glikopirolat
4. Selektifler: Pirenzepin, Tripitramin, Darifenensin
5. Santral antikolinerjikler: Biperiden, Benztropin, Triheksifenidil
• Kuarterner amin türevleri haricinde bu gruptaki ilaçlar sadece muskarinik reseptörleri bloke ederler.
Kuvarterner amin türevleri ise, hem muskarinik, hem de nikotinik reseptörleri bloke ederler.
• Çeşitli dokuların bloke olma hızları farklıdır.
♦ En kolay bloke olanlar; tükrük ve ter bezleridir.
♦ En dirençli olanlar ise; mideden asit salınımı, pankreas enzokrin salgısı ve safra salınımıdır.
1. BELLADON ALKALOİDLERİ
• Karaciğerde psödokolinesteraz tarafından parçalanırlar.
• Muskarinik reseptörlerin kompetetif blokörüdürler.
• Atropinin yarılanma ömrü 4 saattir (midriyazis 24 saat, akomodasyon bozukluğu ise 1 hafta devam
edebilir).
Etkileri:
Damarlar:
• Yüksek dozda histamin salınımına bağlı olarak vazodilatasyon ve flushing ortaya çıkartırlar.
Histamin salınımına yol açan en önemli ilaçlar;
♦ Atropin
♦ Kürar
♦ Morfin
♦ Vankomisin
Kalp:
• Düşük dozlarda (terapötik dozların altındaki dozlarda) santral vagal nukleusu uyararak bradikardi,
terapötik dozlarda ise esas olarak taşikardi oluştururlar.
Önce bradikardi sonra taşikardi ortaya çıkartan üç ilaç;
♦ Atropin
♦ Süksinilkolin
30
31
FARMAKOLOJ İ
♦ Dijitaller
Önce taşikardi sonra bradikardi ortaya çıkartan ilaç;
♦ Kinidin
Göz:
• İris sirküler kası üzerindeki parasempatik etkiyi kaldırarak midriyazis ve buna bağlı olarak
fotofobi oluştururlar.
• Silier kası felç ederek gevşetirler(akomodasyon felci= siklopleji)ve böylece yakın görmede
bozukluk ortaya çıkartırlar (hipermetropi).
GİS:
• Antispazmodiktirler (safra kesesi ve safra kanallarında bu etkiyi ortaya çıkartamaz).
• Konstipasyon
GÜS:
• Mesane çeper kaslarını gevşetirler ve sfinkter tonüsünü artırırlar (= miksiyon güçlüğü). Bu
sayede nörojenik mesane (spastik tip) tedavisinde kullanılırlar.
SSS:
• Atropin de, skopolamin de santral sinir sistemine geçer. Terapötik dozlarda atropin etki ortaya
çıkartmaz, skopolamin ise sedasyon oluşturur. Yüksek dozlarda ise, ikisi de eksitasyon
oluşturur.
• Skopolamin, hareket hastalığının tedavisinde oldukça etkilidir.
31
32
FARMAKOLOJ İ
Atropin zehirlenmesi:
• İlk ortaya çıkan belirti ağız, boğaz ve cilt kuruluğudur.
• En spesifik bulgu ani başlayan görme bozukluğudur (yakın görme bozulur).
• Zehirlenme tedavisinde kolinerjik bir madde olan fizostigmin kullanılır.
Kullanım Kontrendikasyonları:
Dar-açılı glokom
Prostat hipertrofisi
Reflü özefajit
Sıcak ortam ve ateşli hastalıklar
Mide ve barsak atonisi (ileus)
İpratropium:
• Bronşlara selektiviteleri oldukça yüksektir. Bronkodilatasyon oluştururken mukosilier aktiviteyi
bozmazlar. Bu da atropine belirgin bir üstünlüktür.
Glikopirolat:
• Tükrük salgısını inhibe edici etkisi en güçlü olan antikolinerjiktir.
Propantelin:
• Enüresis noktürna tedavisinde kullanılır (bu endikasyonda ilk tercih olarak imipiramin kullanılır).
Hyosin-N-butilbromür:
• Safra kanallarına en güçlü etki gösteren antispazmodiktir.
4. SELEKTİF ETKİLİLER
Pirenzepin / Telenzepin:
• M1 reseptörlerinin selektif blokörleridir.
• Gastroselektiftirler.
Tripitramin:
• Kalpteki M2 reseptörlerinin selektif blokörüdür.
32
33
FARMAKOLOJ İ
Darifenasin:
• Glandlar ve düz kaslardaki M3 reseptörlerinin selektif blokörüdür.
5. SANTRALANTİKOLİNERJİKLER
• Parkinson tedavisinde kullanılırlar.
- Biperiden
- Benztropin
- Triheksifenidil
SEMPATOMİMETİKLER
1. KATEKOLAMİNLER
• Direkt etki ortaya çıkartırlar. Yani presinaptik ve postsinaptik reseptörleri etkilerler.
Adrenalin
Noradrenalin
İzoprotrenol
Dopamin
Dobutamin
Dipiverfin
Fenoldopam
Etilnoradrenalin
33
34
FARMAKOLOJ İ
• α2’ler otoreseptördür. α2 reseptörlerinin uyarılması sonuç etki olarak sempatolitik etki oluşturur. Bloke
etmek ise tam tersine sempatomimetik etki ortaya çıkartır.
Etkileri:
Damarlar:
• α: Kasıcıdır. (Cilt, mukoza ve splanknik damarlarda yerleşmiştir).
• β: Gevşeticidir. (İskelet kas damarlarında yerleşmiştir).
• NA koroner damarlar hariç vazokonstrüksiyon, isoproterenol her yerde vazodilatasyon,
adrenalin ise hem vazokonstrüksiyon, hem de vazodilatasyon oluşturur.
Kalp:
• (+) inotrop ve kronotrop
• Aritmojenik (özellikle ventriküler kaynaklı)
• Koroner kan akımını bütün katekolaminler artırır. Noradrenalin aslen α reseptörler üzerinden etki
ortaya çıkartır. Yani damarda vazokonstrüksiyon ortaya çıkartır. Peki damarda vazokonstrüksiyon
oluşturan bir madde nasıl koroner kan akımını artırır? Çünkü koroner damarlar α
34
35
FARMAKOLOJ İ
reseptörleriçermez. Noradrenalin çok zayıf olan β etkisi ile bir miktar koroner damarları gevşetir ve
koroner kan akımını artırır.
Düz Kas:
• β2-reseptörler tüm düz kasları gevşetirler (bronş, mesane, uterus vb.). Sfinkterleri ise
kasarlar (α1). Miksiyon güçlüğü oluştururlar.
Göz:
• Radial düz kasları kasarak midriyazis oluştururlar.
• Silier kasları bir miktar gevşetirler ancak akomodasyon bozukluğu oluşturmazlar.
• α reseptörler; Schlemm kanalındaki düz kasları kasar ve aköz humorun outflow’unu
artırırlar.
• β reseptörler; silier epiteldeki damarlardan aköz humor salınımını artırırlar.
Dış Salgı Bezleri:
• Yapışkan salya ve ağızda kuruluk
2. Lipoliz:
β1 ve 3: Lipoliz (hormon duyarlı lipoprotein lipaz da stimülasyon oluşturarak)
3. Kan laktat düzeyinde yükselme ve buna bağlı metabolik asidoz tablosu ortaya çıkartırlar.
4. β2 reseptörler potasyum ve fosfatın hücre içine alınmasını arttırırlar.
• β2 reseptörler hipokalemi ortaya çıkartmaya eğilimlidir. Dolayısıyla β-blokörler hiperkalemi
ortaya çıkartır.
Kardiyovasküler sistemle ilgili hiperkalemi ortaya çıkartan ilaçlar;
♦ β-blokörler
♦ ACE inhibitörleri
♦ Toplayıcı tübüle etkili diüretikler
35
36
FARMAKOLOJ İ
Bu reseptör aktivasyonuna bağlı olarak böbrek kan akımını artırır. Bu artışı glomerüler
filtrasyondaki artış ve diürez izler. Gelişen hipovolemiye bağlı olarak taşikardi ortaya
çıkartır. Sonuçta kalbin iş yükünü ve oksijen tüketimini artırır.
Dipiverfin:
• Adrenalinin ön-ilacıdır.
Etilnoradrenalin:
• Bronkodilatatör etki için parenteral kullanılır.
2. SEMPATOMİMETİK AMİNLER
TABLO: RESEPTÖR ETKİLERİNE GÖRE SINIFLANDIRMA
α-agonist β-agonist
1. Antihipotansifler 1. Vazodilatatörler (β2)
2. Dekonjestanlar 2. Bronkodilatatörler (β2)
3. SSS stimülanları 3. Tokolitikler (β2)
4. Santral Sempatolitikler (α2-agonistler) 4. Kardiyostimülanlar (β1)
α-AGONİST AMİNLER
36
37
FARMAKOLOJ İ
1. ANTİHİPOTANSİFLER
• α1 reseptörler üzerinden bu etkiyi ortaya çıkartırlar.
Efedrin:
• Miks (hem direkt, hem de indirekt) etkilidir.
• Amfetaminlerde olduğu gibi hem zihinsel, hem de atletik performansı artırır.
• Şiddetli taşikardi ortaya çıkartır.
• Etkisine çok çabuk tolerans gelişir (Taşiflaksi).
Hidroksiamfetamin:
• Pür periferik etkili bir amfetamindir. Santral etki ortaya çıkartmaz.
Metaraminol:
• FMF’in teşhisinde kullanılırlar.
3. SANTRAL STİMÜLANLAR:
AMFETAMİNLER
4. SANTRAL SEMPATOLİTİKLER (α2-AGONISTLER):
β-AGONİST AMİNLER
• Etkilerine göre 4 gruba ayrılırlar:
37
38
FARMAKOLOJ İ
• Vazodilatatör etkilerini belirgin olarak çizgili kas damarlarında ortaya çıkartır. Cilt damarlarında
gevşeme oluşturmadığı için Raynoud fenomeninde faydalı değildir.
MIN.
4. TOKOLİTİKLER (UTERUS GEVŞETİCİ): RITODRIN.
• Bu etkileri β2 reseptörleri üzerinden ortaya çıkartır. Prematür doğumların engellenmesinde
kullanılır.
SEMPATOLİTİKLER
α-ADRENERJİK RESEPTÖR BLOKÖRLERİ
• Hem arteriyollerde, hem de venüllerde vazodilatasyon yaparlar.
• Kan basıncının postürel homeostazını α-reseptörler sağlar.
Hem venodilatasyon yaptıkları, hem de postürel homeostazı bozdukları için şiddetli ortostotik
hipotansiyon ortaya çıkartırlar.
• Vazodilatasyona bağlı olarak su ve tuz retansiyonu ve taşikardi ortaya çıkartırlar.
• Miyozis
• Apokrin ter bezlerinin salgısında azalma
• Burun tıkanıklığı
• Ejekülasyon inhibisyonu
• Sedasyon
TABLO: α-ADRENERJİK RESEPTÖR BLOKÖRLERİ
α1 SELEKTİFLER α2 SELEKTİFLER NON-SELEKTİFLER
♦ Prazosin ♦ Yohimbin ♦ Fenoksibenzamin
♦ Fentolamin
♦ Ergot
♦ Tolazolin
Fenoksibenzamin:
• α-reseptörleri irreversibl bloke eder.
• Feokromasitomanın semptomatik tedavisinde kullanılır (β-blokörle kombine etmek gerekir).
Fentolamin:
• Etki süresi kısadır.
• Feokromasitoma cerrahisi sırasında ortaya çıkabilecek hipertansif atakların tedavisinde kullanılır.
Ergot Alkaloidleri:
• α-reseptörler, 5-HT ve DA reseptörleri üzerine parsiyel agonistik etki oluştururlar.
• 3 tanedirler:
1. Ergotoksin: α-blokör etkisi en güçlü olandır (= vazodilatasyon).
38
39
FARMAKOLOJ İ
Labetolol:
• Hem α1, hem de β reseptörleri bloke ettiği için feokromasitomanın semptomatik tedavisinde en etkili
ilaçtır.
Yohimbin:
• Presinaptik α2 reseptörleri bloke ederek sonuçta sempatomimetik etki ortaya çıkartır.
• Erektil impotans tedavisinde kullanılır.
39
40
FARMAKOLOJ İ
Rezerpin:
• Veziküler amin pompasında irreversibl blokaj ortaya çıkartarak presinaptik nöronlardaki
veziküllerde NA, dopamin ve serotonin depolanmasını engeller.
• Esas etkisi tam olarak birkaç gün sonra (3-6 gün) ortaya çıkar.
Yan Etkileri:
• Sempatolitik yan etkiler (ortostatik hipotansiyon, burun tıkanıklığı, ejekülasyonun inhibisyonu)
• SSS’de dopaminerjik aktiviteyi azalttığı için, Parkinson hastalığına benzer belirtiler ve
hiperprolaktinemi
• Parasempatik baskınlık oluşturur:
Bradikardi
Diare ve asit salgısında artış (aktif peptik ülserde kullanılması kontrendikedir, komplikasyon
gelişimine neden olur).
• Sedasyon ve depresyon
Guanetidin:
• Presinaptik nöron içine alındıktan sonra veziküllerde birikir ve NA’in yerini alır. Aksiyon potansiyeli
presinaptik nörona geldiği zaman veziküllerden sinaptik aralığa guanetidin salınır. Postsinaptik
nörondaki reseptör guanetidini tanımaz ve etki ortaya çıkartamaz (yalancı nörotransmitter).
•Presinaptik nöron membranında lokal anestezik etkiye bağlı olarak membran stabilizasyonu
ortaya çıkartır ve veziküllerin sinaptik aralığa boşalmasını engeller.
• Rezerpinden farklı olarak; SSS’ye geçmez ve santral yan etkiler ortaya çıkartmaz.
Guanadrel
Betanidin
Debrisoquin
Bretilyum
Metiltirozin (α-metil-p-tirozin)
GANGLİYON STİMÜLANLARI
NİKOTİN:
• Yarılanma ömrü 1 saattir.
• Sürekli sigara içenlerde polisiklik aromatik hidrokarbonlara bağlı olarak karaciğer enzimleri
indüklenir (nikotin enzim indüksiyonu yapmaz).
40
41
FARMAKOLOJ İ
• Metaboliti kotinindir.
Etkileri:
• Hem sempatik, hem de parasempatik gangliyonlardaki nikotinik reseptörleri uyardığı için hem
sempatik hem de parasempatik etki ortaya çıkartır.
• Nikotin başlangıçta reseptörlerine bağlanarak stimülasyon ortaya çıkartır. Doz yükseldiği zaman
reseptöre bağlı olaniyon kanalları sürekliaçık kalacağıiçin hücreiçinde süreklibir aksiyon
potansiyeli oluşmaya başlar ve hücre aşırı uyarılmaya bağlı olarak bloke olur (depolarizasyonla
blok).
Düşük doz nikotinin etkileri (tek bir sigara içimi ile alınan nikotin):
• Sempatik etki oluşturduğu için taşikardi, kan basıncında ve kalp debisinde artış ortaya çıkartır
(sempatikler kardiyovasküler sistemde baskındır).
• Parasempatik etki oluşturduğu için tonüs ve peristaltik hareketleri artırır. Asit salgısı artar
(parasempatikler gastrointestinal sistemde baskındır).
• TxA düzeyini artırır.
2
• Lipoliz
• Nöromusküler kavşakta başlangıçta stimülasyon, yüksek dozda blokaj oluşturur. Bu nedenle
nikotin zehirlenmesinde primer ölüm nedeni solunum felcidir.
41
42
FARMAKOLOJ İ
• Analjeziktir.
• İştahı azaltır.
• Kemotrigger zonu stimüle ederek bulantı-kusma oluşturur.
• ADH, ACTH, kortizon ve insülin salınımını artırır.
Dimetilfenilpiperazinium (DMPP)
Feniltrimetilamonyum (PTMA)
Lobelin
GANGLİYON BLOKÖRLERİ
TABLO: GANGLİYON BLOKÖRLERİ
Kompetetif blokörler Depolarizasyonla blok oluşturanlar
Trimetafan kamsilat Nikotin
Heksametonyum
Mekamilamin
Pentolinium
Klorizondamin
Etkileri:
• Hem sempatik hem de parasempatik sistemi bloke ederler (yani otonom sinir sistemini ortadan
kaldırırlar). Sonuçta valsalva manevrasına alınan refleks cevaplar azalır.
• Hipotansiyon
• Ereksiyon (parasempatik) ve ejekülasyon (sempatik) güçlüğü
• Parasempatik sistemin etkilerini ortadan kaldırır
Midriyazis
GİS’de tonüs ve motilite azalması
Dış salgı bezlerinin salgısında (anhidroz ve kserostomi) ve mide asit salgısında azalma
İ drar retansiyonu
Trimetafan kamsilat:
42
43
FARMAKOLOJ İ
BUNGAROTOKSİN:
• Hem gangliyonlardaki, hem de nöromusküler kavşaktaki nikotinik reseptörleri bloke eder. Yani
hem otonom, hem de somatik sinir sistemini ortadan kaldırır.
Nörotransmitter:
• Presinaptik nörondan bir aksiyon potansiyeli ile salınan, postsinaptik nöronda etki ortaya çıkardıktan
sonra ortamdan uzaklaştırılan maddelerdir.
Nörotransmitter Salınımı:
• Presinaptik nörondan nörotransmitterin salınmasını sağlayan, aksiyon potansiyelinin plato fazında
hücre içine giren Ca’dur. Bu Ca’u presinaptik nörona sokan Ca kanalları; N tipi voltaj bağımlı
yavaş Ca kanallarıdır. Eğer bu kanallar kapatılıp hücre içine Ca girişi engellenirse; nörotransmitter
salınımı da engellenmiş olur.
• Hücreiçine giren Ca;veziküllerin membranında bulunan sinaptobrevin proteinine bağlanarak
vezikülün mobilizasyonuna ve daha sonra sinaptotagmin proteinine bağlanarak bu veziküllerin
sitoplazma membranı ile füzyonuna yol açmaktadır.
43
44
FARMAKOLOJ İ
44
45
FARMAKOLOJ İ
Peptit yapılı nörotr. Hipotalamohipofizer hormonlar (ADH, Oksitosin, ACTH, GH, TRH,
GnRH)
Endojen opioid hormonlar (Enkefalin, Endorfin, Dinorfin)
Taşikininler (SP, CGRP, Nörokinin A, Nöropeptit Y)
Barsak hormonları (VİP, Kolesistokinin, Gastrin, İnsülin, Somatostatin)
NÖROTRANSMİTTERLER
DOPAMİN (DA):
Dopamin reseptörleri:
D1 reseptörü
En çok nigrostriatal yolakta bulunur
Lokomotor sistemle ilgili fonksiyonları vardır
D2 reseptörü
Mesolimbik ve mesokortikal yollarda bulunur
Ekstrapiramidal sistemle ilgili fonksiyonları vardır
D3 reseptörü
Limbik sistemde bulunur
Emosyonel ve kongnitif süreçlerle ilgili fonksiyonları vardır
D4 reseptörü
Şizofreniden sorumlu diğer reseptör olarak tarif edilmektedir
D5 reseptörü
45
46
FARMAKOLOJ İ
NORADRENALİN (NA):
• SSS’de en fazla bulunduğu yer; Locus Coeruleus’dur.
• SSS’deki reseptörleri:
2 reseptörleri inhibitör niteliktedir (sedasyon oluşturur). Diğer bütün reseptörler ise aktivatör
niteliktedir.
•Katekolaminler; GnRH ve ACTH salınımında artma ortaya çıkartır.
46
47
FARMAKOLOJ İ
SEROTONİN (5-HT):
Çıkıcı Yolak:
♦ İştahı azaltır.
♦ Normal davranış kalıbının sürdürülmesinden sorumlu tutulmaktadır.
♦ Uyku sikluslarının düzenlemesinden sorumludur.
♦ ACTH ve PRL salınımınında artış, GnRH salınımında ise azalma ortaya çıkartır.
İnen Yolak:
♦ Ağrı duyusunun periferden santrale iletiminde rol oynar (Supraspinal analjezi).
• Σεροτονιν ρεσεπτöρλερι:
5-HT :
1A
♦ Presinaptik inhibitördür.
5-HT :
1D
47
48
FARMAKOLOJ İ
MELATONİN:
• Pineal bezde serotoninden sentezlenir.
ASETİLKOLİN:
• SSS’de muskarinik yolakların %80 kadarı Meynert’in Nuc. Basalis’inden köken alır.
• Nikotinik reseptörler, medulla spinalis’de Renshaw hücrelerinde bulunur.
• Öğrenme ve bellek gibi fonksiyonlarda rolü vardır.
HİSTAMİN:
• SSS’de en fazla bulunduğu yer; hipotalamustur.
• İştahı azaltır.
• ACTH ve prolaktin salınımında artış ortaya çıkartır.
• GABA reseptörleri:
1. GABA-A reseptörü:
İyon kanalı (klor) içerir. İnhibitör niteliktedir.
Bu reseptör 5 alt üniteye (2β, 2α ve 1γ) sahiptir
GABA; reseptöründe β subünitine bağlanır.
48
49
FARMAKOLOJ İ
2. GABA-B reseptörü:
Gi reseptörüdür. Yani inhibitör niteliktedir.
Baklofen tarafından aktive edilir.
GLİSİN:
• SSS’nin diğer inhibitörüdür.
• Glisin reseptörleri:
Glisin A reseptörü:
♦ GABA-A reseptörü gibi klor kanalıdır.
Glisin B reseptörü
•Striknin: Postsinaptik Glisin-A reseptör blokörüdür.
GLUTAMAT:
• SSS’nin ana eksitatörüdür.
49
50
FARMAKOLOJ İ
Bir barbitürat düşük dozda kullanılırsa anksiyolitiktir, doz yükseltilirse hipnotiktir. Yani barbitüratların
hipnotik ve anksiyolitik olanları aynıdır.
Benzodiazepinlerde ise durum biraz farklıdır; bir benzodiazepin ya anksiyolitiktir yada hipnotiktir.
Yani anksiyolitik olan benzodiazepin hipnotik olarak kullanılmaz. Tam tersi de doğrudur (İstisnası;
diazepam ve midazolamdır. Bu iki benzodiazepin hem anksiyolitik hem de hipnotiktir).
Etki Mekanizmaları:
• GABA-A reseptörlerine bağlanarak klor kanallarını açarlar ve hücre içine (-) yük girmesine neden
olurlar.
• Benzodiazepinler; GABA-A reseptöründe α ve β subuniti arasına bağlanırlar ve GABA’nın kendi
reseptörüne bağlanımını artırırlar. Yani benzodiazepinlerin etki gösterebilmesi için ortamda GABA
bulunması şarttır.
• Barbituratlar GABA-A reseptöründe direkt klor kanalına bağlanırlar. GABA’dan bağımsız olarak
klor kanallarını açarlar.
• Sonuçta herikiilaç grubu da hücreiçine klor girişiniartırır ve hiperpolarizasyona neden olur. Böylelikle
aksiyon potansiyelinin oluşumu inhibe olur.
• Doz bağımlı olarak; hafif uyuklama halinden komaya kadar giden bir tablo oluştururlar. Doz artışı ile
kardiyovasküler sistem, solunum sistemi ve nörolojik sistemlerde de depresan etkiler ortaya
50
51
FARMAKOLOJ İ
çıkartırlar.
Bu etkiler; diğer yan etkilerde olduğu gibi barbitüratlarda daha fazladır. Çünkü baribütatlar
benzodiazepinlere oranla çok daha potens ilaçlardır. Çünkü barbitüratlar hem kanalın açılma
frekansını artırır, hem de açılan kanalın açık kalma süresini uzatır. Benzodiazepinler ise
sadece frekansı artırıcı etki ortaya çıkarırlar. Kanalın açık kalma süresini etkilemezler.
Bu nedenledir ki psişik ve fiziksel bağımlılk yapıcı etki, tolerans
gelişimi, bağımlılık ve uyku bozukluğu barbitüratlarda daha fazla
görülür.
Artık etkiler de oluşturabilirler
Uzun Etkili Bz / Barb Artık etki daha fazladır
Kısa Etkili Bz / Barb Bağımlılık, tolerans ve uyku bozukluğu daha fazladır
BENZODİAZEPİNLER
Hem Anksiyolitik, Hem Hipnotik Etkili Benzodiazepinler
♦ Diazepam
♦ Midazolam
Bz’ler birkaç istisna dışında aktif metabolitlerine dönüşerek etkilerini devam ettirirler:
51
52
FARMAKOLOJ İ
⇓
Desmetildiazepam (Nordazepam)
⇓
Oksazepam
Flurazepam:
• Eliminasyon yarı-ömrü en uzun Bz’dir. (Goodman and Gilman’s)
Diazepam:
• Eliminasyon yarı-ömrü en uzun Bz’dir. (Katzung’s)
• Hızlı absorpsiyon ve redistrübisyona uğradığı için; hipnotik olarak da kullanılabilir.
• Bz’ler içinde antikonvülsan ve antiepileptik etkisi en güçlüdür. Status epilepticus’da
kullanılır.
Klordiazepoksit:
• Anksiyolitik etkisi en uzun olan Bz’dir.
• Alkol yoksunluk sendromunda ve sigarayı bırakanlarda görülen anksiyeteyi engellemek için
kullanılır
Alprazolam:
• Panik bozukluklarında kullanılabilir (İmipramin ve SSRI’da aynı amaçla kullanılır).
Klonazepam / Klorazepat:
• Epilepsinin kronik tedavisinde (proflaksi) kullanılırlar.
Midazolam:
• Hem hipnotik hem de anksiyolitik olarak kullanılır.
• Belirgin olarak anterograd amnezi ortaya çıkartır.
Triazolam:
• En kısa etki süreli Bz’dir.
52
53
FARMAKOLOJ İ
FLUMAZENİL:
BARBİTÜRATLAR
• En uzun etkili fenobarbitaldir.
• Tiopental, etkisi en kısa süren ve en çabuk başlayan barbiturattır (Kol-beyin mesafesinde
etkisi başlar, bu da yaklaşık 11 saniyedir).
• Bz’lere göre daha güçlü antikonvülsandırlar.
Antikonvülsan etkilerine karşı tolerans gelişmez.
• En güçlü antiepileptik etki fenobarbital’de ortaya çıkar. Çocuklardaki febril nöbetlerde ilk tercih
olarak kullanılırlar.
• Kern ikterus tedavisinde 2 mekanizma ile kullanılırlar.
Karaciğerde glukronil transferaz enziminin aktivitesini arttırırlar.
Bilirubini bağlayıp atan Y proteininin düzeyini yükseltirler.
• Beyin kan akımını ve oksijen tüketimini azaltırlar (Bu nedenle KİBAS’lı hastalarda iyi tercihlerdir).
• Göz içi basıncı düşürürler.
• Laringospazm ve öksürük yaparlar.
• Hiperaljezik etkileri vardır.
• Barbitüratlar
• Karbamazepin
• Griseofulvin
53
54
FARMAKOLOJ İ
BUSPİRON:
• Limbik sistemdeki 5-HT reseptörlerine parsiyel agonistik etki ile anksiyolitik etki oluşturur.
1A
MEPROBAMAT:
• Yan etkilerinin fazlalığı nedeni ile artık kullanılmamaktadır.
KOMPETETİF BLOKÖRLER
• Çizgili kaslardaki nöromusküler kavşaktan salınan Ach’in kompetetif blokörleridir.
• Etkileri reversibldır
Ach’i parçalayan kolinesteraz enzimini inhibe eden ilaçlar (neostigmin gibi) kavşakta Ach
düzeyi artırılabilir ve sinaptik kavşakta düzeyi artan Ach, kompetetif blokörleri reseptörlerden
54
55
FARMAKOLOJ İ
♦ Ca kanal blokörleri
♦ Hipokalemi
D-tubokürarin:
• Histamin salınımına yol açar (bu nedenle hipotansiyon ve bronkokonstrüksiyona yol açar)
reseptörlerini de bloke edip taşikardi oluştururlar (Bu etkiyi en belirgin olarak Gallamin
oluşturur ancak artık kullanılmamaktadır).
• En uzun etkili nöromusküler blokördür.
Rokuronyum / Rapakuronyum:
• Bu gruptaki ilaçlardan etkisi en çabuk başlayanlardır.
• Ani ölüme yol açtığı için rapakuronyum kullanımdan kaldırılmıştır.
Mivakuryum:
• Kompetetif blokörler içerisinde en kısa etkilisidir.
Vekuronyum:
• Klinik kullanımda en fazla tercih edilen kas gevşeticidir.
• Histamin salınımına en az neden olandır.
• Kardiyak stabilitesi en iyi olandır.
Eliminasyonları:
Spontan Psödokolinesteraz
Atrakuryum Mivakuryum
Cisatrakuryum Süksinilkolin
55
56
FARMAKOLOJ İ
DEPOLARİZAN BLOKÖRLER
• Sinir-kas kavşağındaki kolinerjik reseptörlere irreversibl bağlanırlar
Bu reseptörleri başlangıçta aynı Ach gibi aktive ederler.
Ancak etkiyioluşturduktan sonra reseptörlerden ayrılmazlar ve sürekliolarak bu
reseptörleriuyarırlar. Böylelikle reseptörde depolarizasyon oluştururlar. Reseptörde süreklibir
depolarizasyon oluşturmaları nedeniyle, o reseptör artık hiçbir uyarıya cevap veremez hale
gelir ve böylelikle blokaj gelişir.
Süksinilkolin klorür:
• Tüm kas gevşeticiler içerisinde etkisi en çabuk başlayan ve en kısa sürendir (çünkü plazmada
psödokolinesteraz enzimi tarafından parçalanır)
• İlk önce KVS’de Ach’e benzer muskarinik etki ile bradikardi, daha sonra sempatik gangliyonlarda
nikotinik etki ile taşikardi oluşturur.
Botulinum toksini:
56
57
FARMAKOLOJ İ
Siklobenzaprin:
Baklofen:
• GABA-B agonistidir.
• Sadece omurilik kaynaklı nörolojik hastalıklarda kullanılır.
Dantrolen sodyum:
• Sarkoplazmik retikulumdan Ca salınımını ve dolayısıyla kas kasılmasını önler. Kas düzeyindeki
etkisiyle, çizgili kasları gevşetir.
• En önemli kullanım yeri malign hipertermi ve malign nöroleptik sendromdur.
ANTİPSİKOTİK İLAÇLAR
Tardif Diskinezi
57
58
FARMAKOLOJ İ
FENOTİYAZİN TÜREVLERİ:
• Dört reseptörde blokaj, bir reseptörde agonist etki ortaya çıkartırlar;
58
59
FARMAKOLOJ İ
En kardiyotoksik
En hipotansif Pigmenter retinopati En antiemetik
En sedatif Ejekülasyon inhibisyonu En antivertigo
En hepatotoksik
Antiemetik etki ∅
TİOKSANTİN TÜREVLERİ
• Esas etkilerini D reseptörlerini bloke ederek oluştururlar.
1
Tiotiksen / Klorprotiksen
LOKSAPİN TÜREVLERİ:
• Amoksapin loksapinden türer. Kendisi antidepresan etkilidir. Aynı zamanda antipsikotik etkisi vardır.
Bu nedenle şizoafektif bozulukta kullanılır.
BUTİROFENONLAR
• D reseptörlerine daha yüksek spesifiktirler.
2
Bir antipsikotik D reseptörlerini ne kadar güçlü bloke ediyor ise o kadar güçlü
2
Droperidol:
• Nörolept anestezide kullanılır.
59
60
FARMAKOLOJ İ
SELEKTİF NÖROLEPTİKLER
Sulpirid:
• Antidepresan etkisi de bulunmaktadır. Bu nedenle; şizoafektif bozuklukların tedavisinde tercih
edilir.
Amoksapin
Sülpirid
Pimozid:
• En uzun etkili antipsikotiktir.
ATİPİK NÖROLEPTİKLER
• Antiserotonerjik etkileri belirgindir.
• D reseptörlerini bloke etmezler ve bu nedenle ekstrapiramidal yan etkileri çok azd ır
2
Klozapin:
• D , D ve özellikle D reseptörlerinde belirgin blokör etkisi bulunmaktadır.
1 3 4
Kuetiapin:
• En kısa etkili antipsikotiktir.
60
61
FARMAKOLOJ İ
Antikolinerjik
Ekstrapiramidal toksisite Sedasyon Hipotansiyon
etki
Klorpromazin En fazla En fazla
Fensiklidin (Melek tozu): NMDA reseptörlerini bloke eder. Deneysel şizofreni oluşturmak için
kullanılmıştır. Ancak suistimal edilmiştir.
Amfetamin
ANTİDEPRESSAN İLAÇLAR
1) TRİSİKLİK ANTİDEPRESSANLAR
• Hem NA hem de serotonin reuptake’ini bloke ederler.
• Antidepresan etkileri; 2-3 hafta sonra ortaya çıkar.
• Antikolinerjiktirler.
• α-blokör etkileri vardır (ortostatik hipotansiyon oluşturabilirler).
• Sedasyon ve kilo alımı oluştururlar (Histamin reseptörlerini bloke ettikleri için)
• DA’in re-uptake’ini de bloke ettikleri için psikozlu hastalarda psikozu agreve edebilirler.
• Maniyi artıracakları için bipolar hastalıkta kullanılmamalıdırlar.
61
62
FARMAKOLOJ İ
Antidepresan Zehirlenmesi:
• Antikolinerjik bulgular
• Kardiyotoksik etki
İntrakardiyak iletimde yavaşlama oluştururlar (QT intervalinde uzama).
Ölüm nedeni ventriküler aritmidir.
• Zehirlenme durumunda; fizostigmin ve antiaritmik olarak da lidokain kullanılır.
Trisiklik antidepresan zehirlenmesinde QT uzamasına bağlı şiddetlibir kardiyak
depresyon vardır. Bütün antiaritmikler kardiyak depresyon ortaya çıkartır. Bu yüzden
çok şiddetlikardiyak depresyon olan TAD zehirlenmesinde kalbi en az deprese eden
lidokain kullanılır.
Bu nedenle çok şiddetli kardiyak depresyon olan aşağıdaki üç endikasyonda da
lidokain ilk tercih konumundadır;
• MAO inhibitörleri ile birlikte veya onların kesilmesini izleyen 15 gün içinde kullanılmamalıdırlar.
• SSS’de depresyon yapan maddelerle birlikte kullanılmamalıdırlar.
• Guanetidin, metildopa ve klonidin gibi nöron içine girerek antihipertansif etki oluşturan ilaçlarla
birlikte kullanılırsa; bu ilaçların antihipertansif etkileri belirgin olarak azalır.
Lidokain Endikasyonları
Dijital intoksikasyonu
Trisiklik antidepresan intoksikasyonu
Akut MI sonrası
Kullanım Kontrendikasyonları:
Epilepsi
Glokom
Prostat hipertrofisi
Karaciğer yetmezliği
Tüm kalp hastalıkları
İmipramin:
Çocukluk çağı depresyonu → İmipramin
Enüresis nokturna → İmipramin
Panik bozuklukları → İmipramin / SSRI / Alprazolam
62
63
FARMAKOLOJ İ
İmipramin ⇒ Desipramin
Amitriptilin ⇒ Nortriptilin
Amitriptilin:
• Antikolinerjik etkisi en fazla olan antidepresandır.
Klomipramin:
• Serotoninin re-uptake’i üzerine etkisi oldukça selektiftir.
• Anti-obsesyonel etkisi en güçlü olan antidepressan ilaçtır.
Desipramin:
• NA re-uptake’ini en güçlü bloke eden antidepresan ilaçtır.
Protriptilin:
• En uzun etkili antidepresandır (t = 80 saat).
1/2
Amoksapin:
• Loksapinin (bir dopamin reseptör blokörü) metabolitidir ve kendisi de bir DA reseptör
blokörüdür. Böylelikle hem bir nöroleptik, hem de antidepresandır.
Şizoafektif bozuklukta tedavi;
SSRI / Nöroleptik
Amoksapin
Sülpirid
• Ekstrapiramidal yan etki oluşturan tek AD’dır.
Amoksapin DA ⇒ Antagonisti AD
Bupropion DA ⇒ Agonisti AD
Maprotilin / Oxaprotilin:
• NA re-uptake’ine en selektif antidepresan ilaçlardır.
2) ATİPİK ANTİDEPRESANLAR:
Nefazodon / Trazodon:
• En kısa etkili antidepresan; nefazodon’dur.
Bupropion:
• Dopamin re-uptake’ine daha selektif bir antidepresandır.
Mianserin / Mitrazapin:
• 5-HT ve NA otoreseptörlerini bloke ederek, bu nörotransmitterlerin salınımını artırır.
63
64
FARMAKOLOJ İ
Obsessif-Kompulsif Hastalık;
Klomipramin ve SSRI’lar
Fluoksetin:
• Metaboliti olan norflluoksetinle birlikte etki süresi oldukça uzundur (t = 240 saat)
1/2
Paroksetin:
• 5-HT re-uptake’ini en güçlü bloke eden antidepresan ilaçtır.
Sitalopram:
• 5-HT re-uptake’ine en selektif olan antidepresan ilaçtır.
Sertralin
Fluvoksamin
Sibutramin
4) MAO İNHİBİTÖRLERİ:
64
65
FARMAKOLOJ İ
Maklobemid:
• Selektif MAO-A inhibitörüdür.
• Etkisi daha çabuk başlar (10 gün içinde).
• Atipik depresyonda kullanılır.
• Sağlam kişilerde kullanılırsa psişik stimülasyon yapabilirler.
• Antikolinerjik yan etkisi yoktur.
ANTİMANİK İLAÇLAR
Lityum (Li):
• Bipolar hastalığın tedavisinde kullanılır.
• Mani tedavisinde kullanılır ve bu etkisi 1-2 hafta sonra ortaya çıkar.
• Böbreklerden GF ile atılır.
Etki mekanizmaları:
1. İnozitol Monofosfataz enzimini inhibe ederek serbest inozitol oluşumunu engeller ve sinyal iletimi
yavaşlatır.
2. Lityum moleküler olarak sodyuma çok benzer ve aynı Na gibi hücre içine girer ve Na’un yerine
aksiyon potansiyeli oluşturur. Ancak hücre içinde etkisini oluşturduktan sonra tekrar hücre dışına
kolay atılamaz. Sürekli uyarılmaya bağlı hücre depolarizasyon durumunda kalır.
Depolarizasyonla blok ortaya çıkartan ilaçlar;
♦ Nikotin
♦ Süksinilkolin
♦ Lityum
Yan Etkileri:
• Toksisitenin ilk belirtisi tremordur.
• Diabetes insipidusa benzer bir tablo ortaya çıkartır ve ve buna bağlı olarak poliüri ve natriüri
ortaya çıkartır.
65
66
FARMAKOLOJ İ
Karbamazepin:
• Akut antimanik etki gösterir. Lityuma yanıt vermeyen olgularda proflakside ilk tercihtir.
Nöroleptikler (Haloperidol):
• Akut antimanik etki gösterirler.
ANTİEPİLEPTİK İLAÇLAR
Fenitoin / Difenilhidantoin:
• Hem Na hem de Ca kanallarını bloke eder. Böylelikle membran stabilizasyonu ortaya çıkartır.
• Parsiyel nöbetlere ve Grand-mal epilepsiye karşı en etkili ilaçtır.
66
67
FARMAKOLOJ İ
Yan Etkileri:
Karbamazepin:
• Moleküler yapı olarak TAD’lardan imipramine benzer.
• Adenozin agonistidir.
• Na kanal blokajı yapar.
• Fenitoinin kullanıldığı tüm epilepsi türlerinde ilk tercihtir.
• Mental fonksiyonları en az etkileyen antiepileptiktir.
• Trigeminal nevraljide en tercih edilen ilaçtır.
• Plazma vazopressin düzeyini yükselttiği için diabetes insipidus tedavisinde kullanılır.
• Yapıca imipramine çok benzediğinden, antikolinerjik yan etkileri en fazla olan antiepileptiktir.
• Porfirialı hastalarda kullanılmamalıdır.
Fenobarbital:
• Fenitoinin kullanıldığı epilepsi türlerinde çocuklarda tercih edilir.
• Febril konvülsiyon tedavisinde ilk tercihtir.
Primidon:
• Esansiyel tremorda kullanılır.
Etosüksimid:
• T tipi Ca kanal blokörüdür.
• Absens tipi nöbetlerin primer ilacıdır.
67
68
FARMAKOLOJ İ
Klonazepam
Lamotrigin
Zonisamid
Benzodiazepinler:
Vigabatrin (Vinil-GABA):
• GABA transaminaz enziminin irreversibl inhibitörüdür.
• İnfantil spazmlarda (West sendromu) kullanılır (Bu endikasyonda ACTH kullanımı da vardır).
Felbamat:
• Glutamat NMDA reseptörlerinin glisin bağlanma yerini bloke eder.
Lamotrigin:
• Glutamat ve aspartat salınımını inhibe eder.
•Na kanal blokörüdür.
Asetazolamid:
• Karbonik anhidraz inhibitörüdür.
• Absens nöbetlerinde etkilidir.
Trimetadion:
• T tipi Ca kanallarını bloke eder.
• Artık kullanılmamaktadır.
ANTİPARKİNSON İLAÇLAR
• Normalde SSS’de bazal gangliyonlarda dopaminerjik / kolinerjik bir denge vardır. Eğer bu denge
dopaminin azalması yada asetilkolinin artırması şeklinde değişirse Parkinson tablosu ortaya çıkar.
Bu durumda tedavide yapılması gereken;
♦ Ya dopaminerjik aktiviteyi artırmaktır.
68
69
FARMAKOLOJ İ
Levodopa (L-DOPA):
• L-dopa analoğudur ve dopaminin prekürsörüdür (Dopamin doğrudan santral sinir sistemine
geçemediği için prekürsörü kullanılır).
• Periferdeki dopa dekarboksilaz enzimi de L-dopa’yı dopamine dönüştürür. Bu istenmeyen bir
durumdur. Çünkü L-dopa, santral sinir sistemine daha az geçer ve etkisi belirgin olarak azal ır.
• Levodopanın periferdeki bu dönüşümünü azaltmak için dopa dekarboksilaz inhibitörü ilaçlarla
birlikte kullanmak gerekir.
Dopa Dekarboksilaz İnhibitörleri
♦ Karbidopa
♦ Benserazid
69
70
FARMAKOLOJ İ
Kontrendikasyonları:
♦ Malign melanom (dopamin melaninin prekürsörüdür)
♦ Psikoz
Bromokriptin:
• Bir ergot alkaloididir.
• Hiperprolaktinoma tedavisinde de kullanılır.
• D reseptör agonistidir.
2
• Eritromelalji oluşturabilir.
• Retroperitoneal fibrozis yapabilir.
Lizurid:
• Postsinaptik D reseptörlerini aktive eder.
2
Pergolid:
• Postsinaptik D ve D reseptörlerini aktive eder.
1 2
Selejilin:
• MAO-B enziminin selektif ve irreversibl inhibitörüdür.
• Hastalığın başlangıç döneminde kullanılır.
Entakapon / Tolkapon:
70
71
FARMAKOLOJ İ
SANTRAL ANTİKOLİNERJİKLER:
• En belirgin olarak tremoru düzeltirler.
Biperiden
Benztropin
Triheksifenidil
SSS STİMÜLANLARI
1) KONVÜLSİYON YAPICI İLAÇLAR (ANALEPTİKLER)
• Solunum hız ve derinliğini artırdıkları için solunum depresyonunu düzeltmek için kullanılırlar.
Etkileri:
• Psikostimülan etki oluştururlar, ancak bellek fonksiyonları üzerinde herhangi bir fasilitasyon
oluşturmazlar.
• SSS etkisi en fazla olan kafeindir.
• İntakranial damarlarda vazokonstrüksiyon oluşturarak BOS salınımını azaltır ve kafa içi basıncı
düşürürler.
• Diüretik etkileri vardır.
• En fazla teofilinde olmak üzere pozitif inotrop ve kronotrop etki gösterirler
• Teofilin, bronş düz kaslarını gevşetir.
Doksapram:
• En güvenli analeptiktir.
Striknin:
• Post-sinaptik glisin-A reseptörlerini inhibe eder.
• Konvülsan ilaçlar içinde en az seçici olandır.
2) PSİKOSTİMÜLANLAR
Amfetamin:
• NA, dopamin ve serotonin’in salınımını stimüle ederler ve bu aminlerin re-uptake’lerini de
kısmen azaltırlar.
• Hem fiziksel, hem de zihinsel performansı artırırlar. Öğrenmeyi belirgin fasilite ederler.
• İştahı azaltırlar.
• Solunumu stimüle ederler.
71
72
FARMAKOLOJ İ
Kokain:
• NA, serotonin ve dopaminin re-uptake’ini bloke eder.
GENEL ANESTEZİKLER
• SSS’de non-selektif bir depresyon oluştururlar.
• GA maddeler, nöronal lipid membranın kalınlığını ve akışkanlığını arttırırarak; Na kanallarını
bloke ederler.
ATILIM VE METABOLİZMA:
• İntravenöz genel anestezikler karaciğerde metabolize edilir ve vücuttan atılırlar.
• İnhalasyon yolu ile uygulanan genel anestezikler belli oranlarda karaciğerde metabolize edilirler ve
flor açığa çıkarırlar. Bir GA madde karaciğerde ne kadar az metabolize ediliyorsa, o kadar iyi bir
genel anesteziktir.
72
73
FARMAKOLOJ İ
Metoksifluran:
• En güçlü genel anesteziktir (MAK değeri en düşüktür).
• Vücutta en fazla metabolize edildiği için flor açığa çıkarır ve buna bağlı olarak diabetes insipidus
oluşturur.
Sevofluran:
• Miyokardda katekolamin duyarlılığını en az artıran GA’dir.
Azot protoksid / Nitröz oksid (N O): 2
Ketamin:
• NMDA reseptör blokörüdür.
• Disosiyatif anestezi (çevreden kopma durumu) oluşturur.
• Anestezi sonrası psikoz hali görülebilir.
• Bütün GA’lerin tersine kan basıncını ve kardiyak output’u arttırır (bu durum şoklu
hastalarda önemli bir avantajdır).
• Güçlü analjeziktir.
• Solunum depresyonu oluşturmaz.
• Dış salgı bezlerinin salgısını artırdığı için atropinle birlikte kullanılması gerekir.
Propofol:
• Out-patient cerrahide (ayaktan müdahaleler) en iyi ilaçtır.
Mental durumun berraklığını iyi korur
Bulantı-kusmayı en az geliştirir.
73
74
FARMAKOLOJ İ
Etomidat:
• Koroner hemodinamiyi iyi korur.
• 11-β hidroksilaz enzimini inhibe eder.
Etil klorür:
• Ciltte buharlaşma ile soğutucu etki oluşturur.
Tiopental:
• Solunum depresyonu ve laringospazm ortaya çıkartır.
Opioidler:
• Cerrahi sırasındaki analjeziyi elde etmek için kullanılırlar.
• Fentanil, alfentanil ve remifentanil bu amaçla en çok kullanılanlardır.
• Çizgili kaslarda rijidite ortaya çıkartırlar.
Nörolept analjezi:
• Fentanil + droperidol kombinasyonu kullanılır.
NÖROLEPT ANESTEZI:
• Fentanil + droperidol + nitroz oksit kombinasyonu kullanılır.
74
75
FARMAKOLOJ İ
LOKAL ANESTEZİKLER
• Ağrı
• Sıcaklık
• Dokunma
• Propriosepsiyon
• Kaybolan duyuların geri dönmesi ise tam tersi sıra ile olur.
Sınıflandırma:
• Ester yapılı olanlar; plazmada psödokolinesterazlar tarafından parçalanırlar.
• Amid yapılı olanlar; karaciğerde N-dealkilasyonla metabolize edilirler.
1) ESTER YAPILILAR:
75
76
FARMAKOLOJ İ
Prokain:
• Etki gücü en zayıf LA’dir. iyelinin oluşumunu
• En kısa etkili LA’dir.
• En fazla alerjik reaksiyona yol açan LA’dir.
Kokain:
• Vazokonstrüksiyon oluşturan tek LA’dir.
Benzokain
Tetrakain
2) AMİD YAPILILAR:
Lidokain:
• Her tip lokal anestezide uygulanabilir.
Prilokain:
• Methemoglobinemi oluşturur.
Bupivakain:
• En kardiyotoksik LA’dir.
• Duyusal sinir liflerine seçiciliği çok yüksektir.
Ropivakain:
• Bupivakain’den daha fazla olarak duyusal liflere seçicidir
• En uzun etkili LA’dir.
NARKOTİK ANALJEZİKLER
• Sadece analjezik etkiler ortaya çıkartırlar. Antipiretik ve antiinflamatuar etkisi yoktur.
• Etkilerini G-proteinleri (Gi) üzerinden gösterirler.
1. ENKEFALİNLER:
• µ ve ∆ reseptörleri üzerinden etki ortaya çıkartır.
1
76
77
FARMAKOLOJ İ
3. ENDORFİN
• Proopiomelanocortin (POMC)’den sentezlenir. POMC’in parçalanmasıile;önce ACTH ve β-
lipotropik hormon ve MSH oluşur. β-lipotropik hormondan ise β-endorfin oluşur.
• µ reseptörlerini etkiler.
77
78
FARMAKOLOJ İ
Ağrı Yolları:
lateral spinotalamik traktus olarak SSS’e gider. Ağrı duyusu ilk olarak talamusa gelir ve
burada derecelendirme yapılır (ne kadar ağrıdığına karar verilir).
Talamustan yukarıya postsantralgyrusa gider. Postsantralgyrustalokalizasyon
yapılır(neremizin ağrıdığına karar verilir). Talamustan bir dal limbik sisteme gider. Limbik
sistem emosyonel davranışlardan sorumludur (ağrılı uyaranla ağlamak). Bir dal da frontal
loba gider. Burada ağrının bilinçli değerlendirmesi yapılır (ağrılı uyaranlardan kaçınmak).
Lateral spinotalamik traktus talamusa gelmeden bir dal daha ayrılır. Bu retikülodiensefalik
yoldur. Ağrının otonomik komponentinden sorumludur (ağrılı uyaranla göz bebeklerinin
büyümesi).
• Supraspinal analjezi yolu:
Periakuaduktal gri cevherden çıkıp aşağıdaya doğru inen bir yol vardır. Yol serotonerjiktir
(Serotininde bir çıkan bir deinen yololduğundan bahsetmiştik). Serotonininikitane
kotransmitteri vardır. Substans P ve enkefalin. Substans P ağrıyı periferden santrale iletir.
Kişi santral sinir sisteminde Supstans P’nin götürdüğü ağrıyı öğrenir ve buna uygun
enkefalin salgılar ve ağrıyı baskılar.
♦ Kişiler arasında ağrıya dayanıklılığın farklı olmasının en önemli nedeni budur. Bazı
78
79
FARMAKOLOJ İ
1) MORFİN VE TÜREVLERİ
Morfin:
• Karaciğerde büyük kısmı inaktif metabolit olan morfin-3-glukuronat’a dönüşür.
• Daha az bir kısmı ise aktif metabolit olan morfin-6-glukronat’a dönüşür.
MorfininEtkileri:
• Spinal ve supraspinal analjezi
• Solunum depresyonu (KİBAS tablosu)
• Antitussif etkilidir.
• Bulantı-kusma oluşturur (Kemotrigerzonu uyararak).
• Miyozis oluşturur
• Hipotermi
• Histamin salınımna yol açar (hipotansiyon ve bronkokonstrüksiyon).
• Konstipasyon oluşturur.
Opiyatların Kontrendikasyonları:
Kafa travması
Konvülsif hastalıklar
KOAH ve kor-pulmonale
Hipovolemi
Adrenal yetmezlik
Gebelik
Prostat hipertrofisinde
Kodein (Metilmorfin):
• Düşük dozlarda sadece antitussif etki oluşturur.
• Yüksek dozlarda ise karaciğerde morfine dönüşerek analjezi de oluşturur.
79
80
FARMAKOLOJ İ
Heroin (Diasetilmorfin):
• En çabuk bağımlılık oluşturan ve oldukça kısa etki süreli bir opiyattır.
3) SENTETİK AGONİSTLER
Meperidin:
• Antitussif etkisi yoktur.
• Antikolinerjik yan etkileri nedeniyle miyotik etkisi çok azdır. Yüksek dozlarda atropin benzeri
etkisi nedeniyle, tam tersine midriyazis yapabilir.
• Doğum ağrılarını, uterus kontraksiyon kuvvetini düşürmeden geçirmesi nedeniyle obstetride
tercih edilir.
Metadon:
• Morfin bağımlılığının tedavisinde kullanılır.
• Bu ilacın kesilmesi ile en geç başlayan ve en uzun süren ancak opiyatlar içerisinde en
hafif abstinens sendromu oluşur.
5) NARKOTİK ANTAGONİSTLER
• Narkotik analjezik zehirlenmesinde kullanılırlar.
• µ, ∆ ve K üzerine tam antagonistik etki oluşturarak, opioidlerin etkisini ortadan kaldırırlar.
• Reseptörleri bloke etme sırası; µ > ∆ > K > sigmadır.
80
81
FARMAKOLOJ İ
Naloksan
Naltrekson
OTAKOİDLER
HİSTAMİN
81
82
FARMAKOLOJ İ
Nörotransmitterlerin Metabolitleri
NA → VMA / MHPG
Dopamin → Homovanilik asid
Serotonin → 5-HIAA
Ach → φ
GABA → Süksinik semialdehit
Glutamat → Glutamin
Histamin reseptörleri
H1 → Düz kas
H2 → Organ (mide, myokard, uterus)
H3 → SSS
H4 → Eosinofil, nötrofil
Histaminin vücutta bulunduğu yerler;
• Histamin vücutta en fazla mast hücrelerinde bulunur. Mast hücrelerinde histamin, heparinle birlikte
sentezlenir, birlikte depolanır ve birlikte salınır. Eğer ortama histamin salınıyorise, mutlaka
heparinde salınıyordur.
• Histamin santral sinir sisteminde en fazla hipotalamusta bulunur.
82
83
FARMAKOLOJ İ
NA → Locus Coreuleus
Ach→ Nuc. Basalis
Serotonin→ Raphe Nuc.
Histamin→ Hipotalamus
Dopamin → Nigrostrial Yolak
GABA
Glutamat → Herhangi özel bir lokalizasyon yok
Etkileri:
• Histaminin vücutta oluşturduğu etkiler asetilkolinin etkilerinin aynısıdır.
Yani damarlarda vazodilatasyon, diğer düz kaslarda konstrüksiyon ve tüm dış salgılarda
artış ortaya çıkartır.
Aralarındaki tek fark histamin taşikardi, asetilkolin bradikardi ortaya çıkartır.
I.HİSTAMİNİK İLAÇLAR
Betahistin:
• Meniere hastalığının tedavisinde kullanılır.
Betazol:
• Aklorhidri teşhisinde kullanılır.
83
84
FARMAKOLOJ İ
H1 RESEPTÖR BLOKÖRLERİ:
Antihistaminik = Antikolinerjik
+
Sedasyon
Antihistaminik = Antikolinerjik + Sedasyon
• SSS’de genellikle sedasyon oluştururlar. Epilepsili hastalarda mutat dozlarda konvülsiyona yol
açarlar.
• SSS’de antikolinerjik oldukları için antiparkinson etkileri bulunmaktadır.
• Bu grup ilaçlar genelde aritmojen yan etkiler ortaya çıkartırlar (QT uzaması gibi). Bu yan etkiyi en
fazla oluşturanlar terfenadin ve astemizoldur. Antazolin ise tam tersine antiaritmik etki gösterir.
SSS‛de sedasyon ortaya çıkarmasına rağmen epileptik bir hastada prokonvülsan olan ilaçlar:
♦ Antipsikotikler
♦ Antidepresanlar
♦ Antihistaminikler
♦ Opiyatlar
Endikasyonları:
• Mevsimsel allerjik rinit ve ürtiker
• Antiemetik (Prometazin)
• Hareket hastalığı tedavisi (Dimenhidrinat, Meklizin, Buklizin, Sizlizin)
84
85
FARMAKOLOJ İ
♦ Karbinoksamin ♦ Astemizol
♦ Difenhidramin ♦ Terfenadin
♦ Dimenhidrilat ♦ Loratidin
♦ Antazolin ♦ Setirizin
♦ Klorfeniramin ♦ Akrivastin
♦ Prometazin
♦ Meklizin / Buklizin / Sinarizin
♦ Hidroksizin
Kan-beyin bariyerini geçebilirler ve sedasyon Kan beyin bariyerini geçemezler ve
ortaya çıkartırlar sedasyon ortaya çıkartmazlar
Yan Etkileri:
• Sedasyon (en sık görülen yan etkidir)
• Parasempatolitik yan etkiler
• Aritmojen etkiler (QT uzaması) (Özellikle terfenadin ve astemizol)
H2 RESEPTÖR BLOKÖRLERİ:
Simetidin:
85
86
FARMAKOLOJ İ
Kanserojenik Etki
⇓
H2 reseptör blokörü
⇓
Asit ↓
⇓
Nitrit ve nitrat gelişimi ↑
⇓
GİS Adeno ca riski ↑
Ranitidin
Famotidin:
• En güçlü ve en uzun etki süreli olandır.
Nizatidin
Zolantidin
H3 RESEPTÖR BLOKÖRLERİ:
İmpromidin (Obezite ve dikkat eksikliği sendromunda kullanımları vardır)
86
87
FARMAKOLOJ İ
Ketotifen
SEROTONİN
Reseptörleri:
5-HT1 → SSS
5-HT2 → Damar/Trombosit
5-HT3 → GİS
5-HT4 → GİS/Kalp
87
88
FARMAKOLOJ İ
Etkileri:
• Serotoninin etkilerini şu formülasyonla özetleyebiliriz:
Damarlarda vazokonstrüksiyon (özellikle ven ve venüllerde), diğer düz kaslarda
konstrüksiyon ortaya çıkartır.
• 5-HT reseptörleri ile bulantı-kusma oluşturur.
3
Eğer bir madde damarda vazokonstrüksiyon ortaya çıkartıyor ise, trombositte agregasyon
ortaya çıkartır. Vazodilatasyon ortaya çıkarıyorsa, antiagregan etki oluşturur. Bunun iki tane
istisnası vardır; yani vazodilatasyon ortaya çıkartmasına rağmen trombositte agregasyon
ortaya çıkartan iki tane otakoid vardır;
♦ PAF
♦ PGE 2
Triptanlar (Sumatriptan…):
• 5-HT-1B ve D ρεσεπτöρ αγονιστι ετκιλερι ιλε βεψινδεκι αρτεριοϖενöζ şαντλαρı καπατıρ.
• Migren baş ağrısının akut atak tedavisinde kullanılır. Proflakside yeri yoktur.
Metizerjid:
• 5-HT reseptörlerine parsiyel agonist, 5-HT reseptörlerine ise antagonisttir.
2 1
• Migrenin proflaktik tedavisinde kullanılır, akut atakta kullanımı yoktur hatta nöbeti
şiddetlendirebilir.
• Retroperitoneal fibrozis sık oluşturduğu bir yan etkidir.
88
89
FARMAKOLOJ İ
Pizotifen:
• Migren proflaksisinde kullanılan 5-HT reseptör blokörüdür.
2
Siproheptadin:
• H , 5-HT ve Ach antagonistidir. ACTH salınımını azaltır.
1 2
Ondansetron/Granisetron/Dolasetron/Tropisetron:
• 5-HT reseptörlerinin blokajı ile antiemetik etki oluşturur.
3
• Hem mide boşalmasını hızlandırırlar, hem de alt ösefagus sfinkter basıncını artırırlar.
• Belirgin kardiyotoksik etkileri vardır.
ANJİOTENSİN
• Anjiotensinojen, karaciğerde sentezlenen bir α2-globulindir.
• Böbreklerde juxtaglomerüler hücrelerden salınan renin tarafından anjiotensin I’e çevrilir.
• A-I, özellikle akciğerlerdeki damar endotelinde bulunan ACE (=kininaz II) enzimi tarafından A-
II’ye çevrilir.
• ACE enzimi; hem vazokonstrüktör etkili bir madde olan A-II oluşturur. Hem de; güçlü
vazodilatör bir madde olan bradikinini inaktif şekle çevirir.
• Aminopeptidaz enzimi; A-II’yi A-III’e çevirir. Oluşan A-III ise anjiotensinaz enzimi tarafından
inaktif şekle çevrilir.
• ACE, çinko içeren bir metalloproteinlerdir. EDTA gibi metal şelatörü maddeler ile bu enzim
inhibe edilebilir.
TABLO:
Renin salgılatan faktörler Renin salınımını inhibe edenler
89
90
FARMAKOLOJ İ
Reseptörleri:
• AT reseptörleri (Gq): Damar düz kaslarında, kalp, böbrek ve adrenal kortekste bulunur. AT
1 1
Etkileri:
90
91
FARMAKOLOJ İ
Saralazin:
• Anjiotensin reseptörlerinin parsiyel agonistidir.
• Oral kullanılamaz, çünkü peptid yapıdadır.
• Bradikinin biriktirmedikleri için öksürük insidansını artırmaz
RENİN İNHİBİTÖRLERİ:
Pepstatin:
• Renin inhibitörü bir maddedir.
• Non-peptittirler ve oral kullanılabilirler.
KİNİNLER
91
92
FARMAKOLOJ İ
Etkileri:
• Bradikinin etki kalıbı histaminin etki kalıbına uyar (vazodilatasyon + diğer düz kas konstrüksiyonu)
• Bradikinin, bilinen en güçlü ağrı oluşturan maddedir.
• Proinflamatuar etkilidirler.
• Kalikrein; sperm sayı ve motilitesini arttırır.
• Aprotinin; kalikrein inhibitörüdür.
Akut pankreatit, karsinoid sendrom ve septik şok gibi aşırı kalikrein salgılanmasının eşlik
ettiği hastalıkların tedavisinde ve hiperfibrinolizise bağlı kanamaları durdurmak için
kullanılır.
İkatibant / Deltibant:
• Bradikinin reseptör blokörleridir.
NO
L-Arginin, L-Sitrüline dönüştürülürken NO açığa çıkar. Bu dönüşümü katalizleyen enzim Nitrik Oksit
Sentetaz (NOS) enzimidir.
NOS-2:
• İndüklenebilir niteliktedir. Patolojik koşullarda görev alır.
• Glukokortikoidler bu enzimi inhibe eder.
NOS-3:
• Beyinde bulunur.
• NO lipofilik olması sayesinde kolaylıkla hedef hücrelere girer ve solubl guanilat siklazı aktive
eder ve sonuçta cGMP miktarını arttırır. cGMP ise; protein kinaz G’yi aktive eder ve miyozin hafif
zincirinde defosforilasyon oluşur.
92
93
FARMAKOLOJ İ
ETKİLERİ:
• NO hem damarlarda hem de diğer düz kaslarda dilatasyon ortaya çıkartır.
• Ereksiyon oluşumundan primer sorumludur.
• Agregasyonu ve adezyonu inhibe eder.
• Proinflamatuar bir maddedir.
• Sitotoksik’tir. NO; makrofajlardan salınan superoksid anyonu ile birleşerek peroksinitrit
oluşturur. Peroksinitrit ise güçlü sitotoksik bir maddedir.
• Bakteriyostatiktir.
• Antimitotiktir.
• (-) inotropik etkilidir.
ENDOTELİN
• Bütün otakoidlerin salınımı hızlı gerçekleşir. En önemli istisna endotelindir. Diğer otakoidlerin
tersine yavaş salınır.
93
94
FARMAKOLOJ İ
♦ A-II ♦ ANP
♦ Endotelin ♦ NO
Bosentan:
• Endotelin reseptörlerinin (ET-A ve ET-B) blokörüdür.
Etkileri:
• Agregasyon ve adezyon oluşturur.
• Etki kalıbı histaminin etki kalıbına uyar (vazodilatasyon ve diğer düz kaslarda konstrüksiyon)
• En güçlü endojen ülserojenik maddedir.
• Overde foliküllerin olgunlaşmasında, ovülasyonda, fertilizasyonda veimplantasyonda etkilidir.
Doğum eylemi sırasında amnion mayinde düzeyi yükselmektedir ve PAF antagonistleri doğum
eylemini geciktirmektedir.
• Proinflamatuardır.
Lexiphant:
• PAF blokörüdür.
• Kapsaisin reseptörleri üzerinden etki gösterir.
• Kapsazepin; Substans P reseptör blokörüdür. Lokalolarak uygulandığında sadece ağrı duyusunu
ortadan kaldırır. Diğer duyuları etkilemez.
Etkileri:
• Ağrının periferden santrale iletiminde primer role sahiptir.
• Etki kalıbı histaminin etki kalıbına uyar (vazodilatasyon ve diğer düz kaslarda konstrüksiyon)
VİP
• Asetilkolinin kotransmitteridir.
Etkileri:
94
95
FARMAKOLOJ İ
NÖROTENSİN
• Gastrik asit ve pepsin salınımında azalma oluşturur.
NÖROPEPTİT Y
• İştahı arttırır. Bu etkiyi leptin isimli bir madde bloke eder.
Etkileri:
• Natriüretik ve diüretik etki ortaya çıkartır.
EİKOZANOİDLER
• 20 karbon atomlu doymamış esansiyel yağ asitlerinden oluşurlar.
Karbon sayıları önemlidir. Önemli maddelerin karbon sayıları;
95
96
FARMAKOLOJ İ
18 → Östrojenler
19 → Androjenler
20 → Eikosanoidler
21 → Steroidler
27 → Kolesterol
ikozanoidlerin prekürsörleri:
• Eikozatrienoik Asit
• Araşidonik asit (Eikozatetraenoik Asit):
• Eikozapentaenoik Asit (EPA):
Özellikle balık etinde bol bulunur. Antitrombositik ve antiaterosklerotik etki ortaya çıkartır.
AA sentezlenmesi:
• Eikozanoid sentezinde ilk basamak, Fosfolipaz A enziminin aktive edilmesidir. Bu enzimi hücre
2
içine hızlı bir şekilde giren Ca ve direkt olarak serin proteazlar stimüle eder. Aktive olan fosfolipaz
96
97
FARMAKOLOJ İ
97
98
FARMAKOLOJ İ
PGD2 → DP
PGE → EP
PGF → FP
PGI2 → İP
TxA2 → TP
PGD : 2
Etkileri:
• Etki kalıbı histaminin etki kalıbına uyar (vazodilatasyon ve diğer düz kaslarda konstrüksiyon).
• Damarlarda vazodilatasyon oluşturur, ancak pulmoner damarlar istisna arz eder, pulmoner
98
99
FARMAKOLOJ İ
PGE:
Etkileri:
• Etki kalıpları NO’ya benzer. Her yeri gevşetir (Hem vazodilatasyon, hem de diğer düz kas
dilatasyonu ortaya çıkartır), ancak uterus istisnadır. Uterusta, özellikle de gebe uterusunda belirgin
oksitosik etki ortaya çıkartır.
• Sitoprotektif (GİS’de hücre koruyucu) etki oluşturur. Bu etkiyi midenin asit ve pepsin salgısını
azaltarak, mukus ve HCO salgısını artırarak ve en önemlisi mukozal kan akımını artırıp hücrenin
3
PGF : 2α
Etkileri:
PGI :
2
TxA :
2
99
100
FARMAKOLOJ İ
Alprostadil:
• PGE analoğudur.
1
Epoprostenol:
• PGI analoğudur.
2
Karboprost:
• PGF analoğudur.
2α
Dinoproston:
• PGE analoğudur.
2
İloprost:
• PGI analoğudur.
2
LO enzimleri:
100
101
FARMAKOLOJ İ
5-LO:
• Sadece myeloid seriden köken alan hücrelerde (lökosit, makrofaj, monosit ve mast
hücreleri) bulunur ve lökotrienleri oluşturur.
8-LO:
11-LO:
12-LO:
• Sadece trombositlerde bulunur ve hepoksilinleri oluşturur.
15-LO:
• Endotel hücrelerinde bulunur ve Lipoksinleri (lipoksin A4 ve B4) oluşturur.
5-LİPOOKSİJENAZ YOLU:
Reseptörleri:
• sisLT1: LTD ve E reseptörüdür. Zafirlukast ve montelukast bu reseptörün blokörüdür ve
4 4
Etkileri:
• Ποτενσλερι: ΛΤ∆4> ΛΤΧ4 > ΛΤΕ4
• LTD4 bilinen en güçlü bronkokonstrüktör maddedir.
• Güçlü vazokonstrüktör ajanlardır.
• İmmünmodülatör etkileri bulunmaktadır.
LTB : Etkileri:
4
101
102
FARMAKOLOJ İ
102
103
FARMAKOLOJ İ
• Normalde PG’lerin vücutta önemli fonksiyonları vardır. Örneğin sitoprotektif etkileri var. Hücreleri
zedeleyici etkilere karşı koruyorlar. Vücutta fizyolojik etkileri bulunan PG’lerin üretiminden sadece
COX-1 sorumludur. Bu nedenle COX-1’in ismi fizyolojik (yapısal) COX’dur.
• Diyelim ki vücudumuzun bir bölümünde inflamasyon var. İnflamasyon sahasında normalde vücutta
olmayan COX-2 ortaya çıkar. COX-2’nin metabolitleri inflamasyonu şiddetlendiriyor. NSAİİ verince
COX-2’yi bloke eder. İnflamasyonu kaldırır. Asıl istenilen de bu nedenle sadece COX-2’de blokaj
ortaya çıkmasıdır. COX1 blokajı istenilen bir şey değildir. Çünkü COX-1’in ürettiği PG’ler immün
reaksiyonu aynı steroidler gibi baskılıyorlar.
• COX enzimi 3 tanedir:
COX-1: Normalde yaygın olarak vücudumuzda bulunur (Yapısal COX).
COX-2: Enflamasyon sahasında ortaya çıkar (İndüklenebilir COX).
COX-3: SSS bulunur.
103
104
FARMAKOLOJ İ
• Aspirinin 500 mgr dozunda kullanınca elde edilebilecek maksimum analjezik cevap oluşturulur.
Daha sonra dozu artırmanın elde edeceğimiz analjezik etkide herhangi bir artırıcı etkisi yoktur.
Antiinflamtuar etki için böyle bir tavan değer söz konusu değildir. Antiinflamatuar etki NSAI ilacın
dozu ne kadar artarsa artar.
• En kısa etkili NSAİİ’dır.
• Başlıca metaboliti inaktif olan salisilürik asit’tir. %10’u serbest salisilata (salisilik asit) dönüşür.
Etkileri:
• Aspirini düşük dozda verince; düşük doz aspirin trombositler tarafından hemen alınır. Diğer
hücrelere aspirin kalmaz. Trombositlerde COX’u bloke eder. TxA2 üretimini keser. TxA2 agregan
olduğu için antiagregan etki ortaya çıkar. Aspirinin dozunu artırırsak, aspirin trombositlere ek olarak
endotel hücresi içine de girer. Endoteldeki COX enzimi PGI 2 üretir. PGI2 üretimi azalmaya başlar.
PGI2 en önemli antiagregan maddedir. Böylece antiagregan etki azalmış olur.
• Düşük dozda ürik asit atılımını azaltıyor ise gutlu bir hastaya antiagregan etkileriden dolayı düşük
doz aspirin verilir mi? Gu krizini agreve edebilir.
• Katekolamin salınımına yol açar. Böylece hiperglisemi ortaya çıkartır. Salisilat zehirlenmesinin tipik
bulgusu hiperglisemidir (çocuklarda hipoglisemi).
• PGE böbrekten su ve tuz atıyorsa, NSAIl’lar vücutta su ve tuz retansiyonu ortaya çıkartır. Bütün
104
105
FARMAKOLOJ İ
NSAII’lar nefrotoksiktir. Papilla nekrozu, akut tubuler nekroz gibi iskemiye ait yan etkiler ortaya
çıkartabilirler. En nefrotoksik nonsteroid artık kullanılmayan fenasetindir. Hiç nefrotoksik olmayan
ise sulindaktır.
• Aspirinin, astımlı ve KOAH’lı bir hastada kullanılması kontrendikedir.
• Gebeliğin son trimestrinde NSAII’lardan kaçınmak gereklidir. Son trimestrde NSAII kullanılırsa
fetusta PG salınımını kesip duktusu kapatabilir ve çocukta pulmoner HT ortaya çıkabilir. Son bir
hafta özellikle aspirinden kaçınmak gereklidir. Çünkü aspirin bütün diğer NSAII’ların aksine COX’u
irreversible bloke eder.
• Reye sendromu ortaya çıkartabilir. Bütün NSAII’ların Reye sendromu ortaya çıkartabilir. Yapmayan
sadece parasetamoldür.
Salisilat Zehirlenmesi:
• İlk bulgu tinnitustur.
• Bulantı-kusma-diare
• Dehidratasyon
• Asidoz
• Hiperglisemi (çocuklarda farklı olarak hipoglisemi görülür).
İntoksikasyon tedavisi:
• İdrarın alkalinizasyonu (Sodyum bikarbonat ile)
• Elektrolit dengesinin ve sıvı açığının düzeltilmesi
• Mide lavajı ve ipeka şurubu
• Dializ
Diflunisal:
• Salisilat türevidir, ancak salisilata metabolize edilmediği için salisilat zehirlenmesi oluşturmaz.
Asetaminofen (Parasetamol):
• Sadece COX-3’ü bloke ettiği düşünülmektedir (bu nedenle periferik etkiler ortaya çıkartmaz).
• Anti-inflamatuar etkisi yoktur. Sadece analjezik ve antipiretik etkisi bulunmaktadır.
• Antitrombositik etkinliği zayıftır.
• Gastropatik etkisi yoktur.
• Ürik asit itrahını etkilemez.
• Asit-baz dengesini değiştirmez.
• Akut karaciğer nekrozu yapar. Bu etkiden N-asetil-p-benzokinonim metaboliti sorumludur.
Zehirlenmenin tedavisinde N-asetilsistein (vücutta glutatyona dönüşür) kullanılır.
Fenasetin:
• En nefrotoksik NSAİİ’dır.
Fenilbutazon / Oksifenbutazon:
• Antienflamatuar etkisi en güçlüdür. Bu nedenle sadece ankilozan spondilit tedavisinde kullanılır.
• Kemik iliği depresyonuna yol açabilir.
• En fazla su ve tuz tutulumuna yol açar, kalp yetmezliği olan bir kişide kontrendike olan
nonsteroiddir.
• Guatrojen etki
105
106
FARMAKOLOJ İ
♦ Fenilbutazon
♦ Sülfonamid ve türevleri
♦ Sodyum nitroprussit
♦ Amiodaron
İbuprofen:
• Doz bağımlı toksik körlük oluşturabilir.
Tiaprofenik asit:
• Bütün NSAII’lar kıkırdağın ana yapı taşını oluşturan proteoglikan sentezini inhibe ederler. Bu sentez
inhibe olunca kıkırdak yapı bozulur ve tahrip olur. RA’li hastaya NSAII kullanılır ama RA gibi
kıkırdağı tahrip eder. Bu etkiyi yapmayan tiaprofenik asittir.
Flurbiprofen:
İndometasin:
• Vazokonstrüktör etkilidir.
• Kronik paroksismal hemikraniya’nın spesifik ilacıdır.
• PDA tedavisinde kullanılır.
• Depresyon ve psikoz tablosu oluşturabilir.
• En sık oluşturduğu yan etki; frontal baş ağrısıdır
• Gebelikte ve psikiyatrik bozukluklarda kullanılmamalıdır.
Sulindak:
• Ön-ilaçtır.
• Böbrekte sulindak’ı parçalayan bir enzim vardır. Böbrekte sulindak parçalandığı için böbrek
PG sentezini kesemez. Böbrekle ilgili yan etki ortaya çıkartmaz.
• Hepatotoksiktir.
Tolmetin:
Ketorolak:
Tenoksikam:
• En uzun etkili NSAİİ’dır.
106
107
FARMAKOLOJ İ
Nabumeton:
• Bir ön ilaçtır.
• Non-asidik bir ilaçtır.
β -LAKTAM ANTİBİYOTİKLER
107
108
FARMAKOLOJ İ
1) PENİSİLİNLER
• Tüm antibiyotikler içinde en selektif olandır. Yani bakteri hücresi ile memeli hücresini birbirinden
çok iyi ayırır. Sonuçta; kesinlikle teratojenik değildir).
• Etki mekanizmaları;
2. Penisilinler bakteri hücre duvarında otolizden sorumlu enzim olan murein hidrolazı aktive eder
ve hücre duvarını yok eder.
• Vücutta yeterince dağılım göstermezler. Bu yüzden SSS, göz, eklem gibidokularda
yeterlikonsantrasyon oluşturamazlar.
• Penisilinler intratekal olarak uygulanmamalıdır.
Rezistans Gelişimi:
• Bakterilerden salınan β-laktamaz enzimi ile penisilinlere karşı direnç gelişir. Bu enzimi en fazla
salgılayan yanipenisilinlere karşı en fazla direnç gösteren bakteristaph. aureus’tur. Bu direnç
gelişimini engellemek için β-laktamaz inhibitörleri ile birlikte kullanılmalıdırlar.
• β-laktamaz inhibitörleri;
Klavulanik asit
Sulbaktam
Tozabaktam
108
109
FARMAKOLOJ İ
Eliminasyonları:
• %90 oranında proksimaltubüllerden, tubüler sekresyon yoluylaitrah edilir. Proksimaltübüle bir taşıyıcı
proteine bağlanarak salınır. Bu taşıyıcı proteiniçin yarışan probenesidle birlikte kullanılırlarsa vücuttan
atılışları yavaşlar yani etki süreleri uzar.
• Nafsilin en fazla safra ile atılan penisilindir.
Penisilin G ve türevleri:
• Hepsi parenteral kullanılır
1. Prokain penisilin G: En allerjen penisilin preparatıdır (hem penisilin hem de prokain içerdiği için)
2. Klemizol-penisilin G
3. Benzatin-penisilin G
• Penisilinler Gr (+) koklara karşı etkilidirler. Ancak strep. viridans ve strep. faecalis gibi Gr (+) koklara
karşı sadece bakteriostatik etki ortaya çıkartabilirler. Bu bakteriler subakut bakteriyel endokardit
etkenleridir. Yani hiçbir zaman bu bakterilere karşı penisilinler tek başına kullanılamazlar. Mutlaka
aminoglikozidler ile kombine etmek gerekir.
109
110
FARMAKOLOJ İ
Aminopenisilinler:
1. Ampisilin
2. Amoksisilin
3. Siklasilin
4. Episilin
5. Bakampisilin / Talampisilin / Pivampisilin
110
111
FARMAKOLOJ İ
Karbenisilin
2) SEFALOSPORİNLER
Birinci kuşak:
Sefalotin:
• Staph.’a karşı en etkili sefalosporindir.
Osteomyelit tedavisi;
♦ Sefazolin
♦ Vankomisin
♦ Teikoplanin
İkinci kuşak:
Sefaklor:
• H. influenza’ya karşı güçlü etkilidir.
• Serum hastalığına benzer bir tablo oluşturabilir.
Sefoksitin:
. • β-laktamlar içinde B.fragilis’e en etkilisidir(Bütün antibiyotikler içinde B. fragilis’e
111
112
FARMAKOLOJ İ
Üçüncü kuşak:
Seftazidim:
• Psödomonas’a en etkilidir.
Sefaperazon:
• Safraya en fazla geçen sefalosporindir
. Seftriakson:
• Gonokok enfeksiyonlarında ilk tercihtir.
• Safra kesesinde “safra çamuru” oluşturabilir.
• En uzun etkili sefalosporindir.
Sefotaksim:
• SSS’e en iyi geçendir.
• Menenjit tedavisinde iyi tercihlerdir.
Dördüncü kuşak:
Sefepim:
• β-laktamazlara en dayanıklı sefalosporindir.
Yan Etkileri:
En sık görülen yan etki alerjik reaksiyonlardır
Sefaklor kullananlarda serum hastalığı şeklinde alerjik reaksiyonlar sık görülür.
Sefaperazon ve moksalaktam; disulfiram benzeri reaksiyon oluşturabilirler.
Sefalosporinler; karaciğerde K vitamini bağımlı pıhtılaşma faktörlerinin sentezini inhibe
ederler.
Bu nedenle protrombin zamanını uzatırlar. Bu etkiyi en fazla oluşturan sefalosporin;
Moksolaktam
3) İMİPENEM / MEROPENEM
β-laktam antibiyotikler içinde; en geniş spektrumlu olanlarıdır (özellikle meropenem).
Febril nötropenik hastalar,intraabdominalenfeksiyonlar ve
bakteriyalmenenjit(meropenem)tedavisinde tercih edilir.
İmipenem; böbreklerde proksimal tubulus hücrelerinde dihidropeptidaz I enzimi tarafından
inaktive edilirler. Bu nedenle bu enzimi inhibe eden silastatin ile kombine edilir.
4) AZTREONAM
• Diğer β-laktamlarla çapraz reaksiyona girmez ve penisilin alerjisi olanlarda kullanılabilir.
• β-laktam antibiyotikler içinde; en dar spektrumlu olandır.
112
113
FARMAKOLOJ İ
MAKROLİDLER
Belirgin etkilerini Gr (+) bakterilere karşı oluştururlar.
Büyük oranda safraile atılırlar. Bu nedenle böbrek yetmezliklihastalarda klaritromisin hariç doz
ayarlaması gerekmez.
Etki Mekanizmaları:
50S’in 23 S alt birimine bağlanır ve translokasyonu engellerler. Peptidil transferaz aktivitesini
bloke ederler. Böylelikle peptit zincirinin uzaması indirekt olarak engellenir.
Hemen hemen aynı bölgelere bağlanan kloramfenikol ve linkozamidler ile beraber
kullanılmamalıdırlar. Birbirlerinin etkisini antagonize ederler.
Rezistans Gelişimi:
• Rezistans gelişimi metilaz enzimi ile olur.
Eritromisin:
. • En kısa etkilisidir.
. • Aç karnına alınmalıdır.
. • Bir kişide penisilin alerjisi varsa en iyi alternatiftir.
. •β-hemolitik Streptokok ve S.pneumoniae’ye karşı bakterisid etkilidir.
113
114
FARMAKOLOJ İ
• Endikasyonları;
Helicobakter pylori
Mycobacterium avium-intracelluare
Lepromatöz leprada diğer antibiyotiklerle kombine olarak kullanılır.
Azitromisin:
. • Aç karnına alınmalıdır
. • En uzun etkilisidir.
Spiramisin:
• Gebelerdeki toksoplazma tedavisinde tercih edilir.
Yan Etkileri:
•Eritromisinin en önemli yan etkisi; kolestatik hepatittir. Bu yan etki belirgin olarak estolat türevl ile
oluşur.
•GIS’de motilin reseptörlerini aktive eder; dolayısıyla mide boşalmasını hızlandırır (prokinetik). Bu
nedenle diabetik gastroparezi tedavisinde kullanılabilir.
•Mikrozomal enzimlerde inhibisyon ortaya çıkartır.
•Eritromisinin aritmojen etkileri bulunur (QT uzaması).
LİNKOZAMİDLER
• Etki mekanizmaları aynı makrolidler gibidir.
• Linkomisin: Gr (+)’lere etkilidir.
• Klindamisin: Bacteriodeslere oldukça etkilidir. Bu nedenle; karıniçiapse ve enfeksiyonların tedavisinde
tercih edilirler.
Yan Etkileri:
114
115
FARMAKOLOJ İ
• Linkomisin ve klindamisin Cl. difficile hariç barsaktaki bütün bakterileri öldürür. Cl difficile’de ortam ı boş
bulunca aşırı çoğalmaya başlar ve psödomembranöz enterokolit oluşturur.
• Linkomisin, nöromuskuler blokaj oluşturabilir.
AMİNOGLİKOZİDLER
• Ribozomların hem 30S hem de 50S alt birimlerine bağlanır. Protein sentezinin iki basamağını da bloke
ettikleri için bakterisittir.
• Streptomisin sadece 30S’i bloke ettiği için diğer aminoglikozidlerden farklı olarak bakteriostatiktir.
• mRNA’nın taşıdığı genetik kodun yanlış okunmasına yol açarlar.
Farmakokinetik Özellikleri:
• Böbreklerden GF suretiyle elimine edilirler.
Streptomisin; safraya en fazla geçen aminoglikoziddir.
Etki Spektrumları:
115
116
FARMAKOLOJ İ
. Rezistans Gelişimi:
• Bakterilerden salınan adenilaz asetilaz ve fosforilaz enzimleriyle direnç gelişir.
Gentamisin:
• Antibakteriyel etki gücü en fazla olandır.
Streptomisin:
• Nefrotoksik etkisi en az olandır.
Netilmisin:
• Ototoksik etkisi en az olandır.
Tobramisin:
• P.aeruginosa’ya etkilidir.
Amikasin:
. • En geniş spektrumlusudur.
. • En az direnç gelişendir.
Neomisin:
. • Nöromüsküler blokör, ototoksik ve nefrotoksik yan etkileri en fazla olandır.
. • Bu nedenle oral olarak GİS’de lokal etki için kullanılır.
Paromomisin:
116
117
FARMAKOLOJ İ
Yan Etkileri:
• Nefrotoksiktirler
Proksimal tubüllerde akut tubüler nekrozu taklit eder.
Reversibldır.
İdrarda N-asetil-β-glukozaminidaz’ın belirlenmesi (enzimüri) nefrotoksisitenin
belirtisidir.
• Ototoksiktir
İç kulağın endo ve perilenfinde birikirler.
Tinnitus ilk ortaya çıkan bulgudur.
İşitme kaybı yada vestibüler hasar ortaya çıkar. Her iki etkiyi birden oluşturan
aminoglikozid tobramisindir.
. • Kürar benzeri nöromüsküler blok oluştururlar.
. • Streptomisin optik sinirde fonksiyon bozukluğu yapabilir (= skotom).
TETRASİKLİNLER
• 30S alt tipine bağlanırlar ve aminoaçil tRNA’nın ribozomun A bölgesine bağlanmasını bloke ederler.
Böylelikle peptit zincirine yeni amino asit eklenmesi engellenmiş olur.
• Antibiyotikler içinde en az selektif ve dolayısıyla en geniş spektrumlu antibiyotiklerdir.
117
118
FARMAKOLOJ İ
Minosiklin:
• En uzun etkilidir.
• SSS’e yeterli ölçüde geçebilir.
Demekloksiklin:
• Anti-ADH etki gösterir ve DI benzeri tablo oluşturur.
Yan Etkileri:
Kalsiyum içeren dokulara karşı belirgin sekestrasyonu vardır. Bu nedenle dişlerde ve kemiklerde
renk ve gelişme bozukluğu oluşturabilirler. Gebelerde 4. aydan sonra ve 8 yaşından küçüklerde
kullanılmamalıdırlar.
Psödotümör serebri
Fanconi sendromu
Minosiklin; vestibüler bozukluklar oluşturur.
GIS’de süt ve süt ürünleri ile şelat oluştururlar.
AMFENİKOLLER
• Çok lipofiliktirler ve vücutta dağılımları çok iyidir. Tüm vücut kompartmanlarına çok iyi penetre olurlar.
• 50S alt birimine bağlanırlar ve peptidil transferaz aktivitesini inhibe ederler.
• Memeli hücresinde 70S ribozomları tarafından yapılan mitokondriyal protein sentezini de inhibe eder ( =
kemik iliği depresyonu).
• Bakteriyostatiktirler.
• Y. enterocolitica vücutta çok iyi dağılır. RES hücresi olan her yeri tutar. Tedavi için de vücutta çok iyi
dağılan bir ilaç kullanılır.
118
119
FARMAKOLOJ İ
Rezistans Gelişimi:
• Bakterilerden salınan asetil transferaz enzimi ile direnç gelişir.
Penisilinler ⇒ β-laktamaz
Makrolidler ⇒ Metilaz
Aminoglikozidler ⇒ Asetilaz / Fosforilaz Kloramfenikol ⇒ Asetil transferaz
Metabolizması:
• Karaciğerde glukuronil transferaz enzimince metabolize edilirler.
Yan Etkileri:
• Doz bağımlı KI depresyonu ve doz bağımlı olmayan aplastik anemi ortaya çıkartır.
• Glukronil transferaz düzeyindeki yetersizlik nedeniyle prematürelerde ve yenidoğanda gri sendrom
(akut dolaşım ve solunum depresyonu) oluşturur.
• Herxheimer reaksiyonu oluşturabilir(Özellikle Gr(-)bakterilerin ölmesiyle açığa çıkan endotoksinler
nedeniyle oluşur).
SULFONAMİDLER
• Memeli hücresi folik asidi dışardan alabilir. Tek yapması gereken dihidrofolat redüktaz enzimi ile folik
asiti aktif şekli olan tetrahidrofolata çevirmektedir. Ancak bakteri folik asiti dışarıdan alamaz. Kendisi
sentezlemek zorundadır. PABA’yı alır ve dihidropteroat sentetaz enzimi aracılığı ile folik aside çevirir.
119
120
FARMAKOLOJ İ
Sülfonamidlerin Metabolizması:
• Karaciğerde N-asetilasyon ile parçalanır.
N-asetilasyondan sorumlu enzim N-asetiltransferaz-2 (NAT-2) enzimidir.
Sülfasalazin:
• Lipooksijenaz enzimini inhibe ederek LT sentezini inhibe eder.
• Hafif ve orta dereceli ülseratif kolitin tedavisinde lokal olarak kullanılır.
Yan Etkileri:
• Kristalüri
Asidik idrarda böbrek taşlarının oluşum sıklığı artmaktadır. Bu nedenle methenamin gibi idrarı
asitleştiren ilaçlarla birlikte kullanılmaları kontrendikedir.
• Kern ikterus
Bilirubini albuminden kovarlar.
• Guatrojen etki
120
121
FARMAKOLOJ İ
• Hemolitik anemi
Ko-Trimoksazol:
• Trimetoprim ile sulfametoksazol’un sabit oranlı (1:5) kombinasyonudur.
• İlk Tercih Olduğu Durumlar:
Pnömosistis carinii tedavisi
Nokardiazis tedavisi
Kronikleşmiş ve komplikasyonlu alt idrar yolu enfeksiyonlarında (prostatit, orşit, epididimit)
kinolonların kontrendike olduğu durumlarda
Yan Etkileri:
• Sulfonamidler ve trimetoprim; folik asit eksikliği oluşturur ve megaloblastik anemi yapabilir (bu
nedenle teratojenik olabilirler)
FLUOROKİNOLONLAR
Etki Mekanizmaları:
• DNAgiraz (topoizomeraz II) enziminde inhibisyon ortaya çıkartırlar.
Sonuçta DNA replikasyon ve transkripsiyonu için gerekli olan DNA’nın superkoilasyonunun
gevşemesini önlemiş olurlar. Bu ilaçların etkisine maruz kalan bakteriler bölünemezler, anormal şekilde
uzayarak ölürler.
121
122
FARMAKOLOJ İ
• Salmonella typhi
• C. jejuni ve Shigella’ya bağlı gastroenterit
Kullanılış Yerleri:
• Oldukça geniş spektrumlu maddelerdir. Bu nedenle etki spektrumunu öğrenmek yerine nereye etki
göstermediğini öğrenmek daha mantıklıdır. Anaeroblar, Nocardia ve T. Pallidum’a karşı etkili
değildirler. Bunun dışındaki bütün bakterilere karşı etki ortaya çıkartırlar.
Siprofloksasin:
• En güçlü kinolondur.
• En kısa etkilisidir
• Kistik fibroziste oluşan Psödomonas enfeksiyonlarında tercih edilir.
Sparfloksasin / Rufloksasin:
• En uzun etkilileridir.
Pefloksasin:
• BOS’a en fazla geçen kinolondur.
Yan Etkileri:
• En sık görülen yan etkiler; GIS iritasyonudur.
• Kondrotoksik etkileri bulunmaktadır. 18 yaşın altında kullanılmaları kontrendikedir.
• SSS’de GABA reseptörlerini inhibe eder. Prokonvülsandırlar.
• Gebelerde kullanılmamalıdırlar.
• Metal iyonları ile şelat oluşturur.
122
123
FARMAKOLOJ İ
ANTİ-STAFİLOKOKAL İLAÇLAR
RİFAMİSİNLER
Rifampin:
• RNA polimeraz enziminin β subunitini bloke eder.
• İlk tercih olduğu durumlar:
Menengokokal ve H. influenza menenjiti proflaksisi
Staph. ve H. influenza’da nazal portörlüğün eradikasyonu
Yan Etkileri:
• Hepatotoksiktir.
• Grip benzeri tablo
• Vücut sıvılarını portakal rengine boyar.
• Karaciğerde sitokrom p-450 enzimlerini indükler ve özellikle östrojenlerin yıkımını artırır.
VANKOMİSİN
• Glikopeptit yapıdadır.
• Sadece İV olarak kullanılır.
• D-alanil-D-alanin’e bağlanarak peptidoglikan zincirinin sentezini inhibe eder ve hücre duvar sentezinin
ilk basamaklarını bloke eder.
Kullanılış Endikasyonları:
• Gr (+) kok ve basiller
En önemli kullanılış yeri; metisiline dirençli staph. aureus ve epidermidis enfeksiyonlarıdır.
• Cl. difficile tedavisinde oral olarak kullanılabilir.
123
124
FARMAKOLOJ İ
Yan Etkileri:
• Flebit
• Ototoksiktir
• Nefrotoksiktir
• İV kullanım sırasında histamin salınımına bağlı olarak vücudun üst kısımlarında yaygın kızarıklık
(“kızarık adam” sendromu) oluşturur.
TEİKOPLANİN
• Glikopeptit yapıdadır.
• Etki spektrumu vankomisin ile aynıdır. Fakat etki gücü çok daha fazladır.
• Osteomyelit ve Staph enfeksiyonlarında en son duraktır.
QUINPRISTIN / DALFOPRISTIN
• Quinpristin ve dalfopristin; 50S’e bağlanırlar ve makrolidlere benzer etki ortaya çıkartırlar.
• Parenteral kullanılırlar.
• En önemli kullanım yeri metisiline rezistan S. aureus’dur.
LINEZOLID
• Oral kullanılır.
• Metisiline rezistan S. aureus
FUSİDİK ASİT
• Steroid yapılı tek antibiyotiktir.
MUPİROSİN
• İzolösilin antimetabolitidir
POLİPEPTİT ANTİBİYOTİKLER
• Deterjan özelliği gösterir.
Uzun bir polipeptitin bir ucu hidrofilik, bir ucu lipofilik ise bu deterjan özelliğidir.
Hücre duvarına polimiksin B yapışır ve eritir, delik oluşturur. Permeabilite ortadan kalkar.
124
125
FARMAKOLOJ İ
• Etki spektrumu oldukça dardır. Sadece Gr (-) aerobik basillere karşı etkilidir.
• Diğer antibiyotiklere dirençli psödomonas enfeksiyonlarında kullanılır.
Yan Etkileri:
• Nörotoksik ve nefrotoksiktir.
• Nöromüsküler blok yapıcı etkisi bulunmaktadır.
NİTROFURANTOİN
• Komplikasyonsuz alt idrar yolu enfeksiyonlarının ve komplikasyonlu idrar yolu enfeksiyonlarında tedavi
nüksünün önlenmesi için kullanılır.
Yan Etkileri:
• Hem motor hem de duyusal sinirlerde demyelinizasyon/dejenerasyon (→ polinöropati)
• İnterstisyel pulmoner fibrozis ve pulmoner infiltrasyon
• G-6PD eksikliği olanlarda hemoliz
METENAMİN
• Asit ortamda formaldehid salarak etki gösterir.
Proteus gibi alkali ortam yaratan mikroorganizmalar etkisine dirençlidir.
• Amonyak oluşturması nedeniyle karaciğer yetmezliği olanlarda kullanılması kontrendikedir.
• Böbrek taşı gelişim riskini artırdığı için sülfonamid alanlarda kullanılmamalıdır.
ANTİTÜBERKÜLOZ İLAÇLAR
• Tüberküloz tedavisi uzun süreli bir tedavidir. En az 1 yıl hatta bazen 2 yıla kadar sürer. Bu nedenle
antitüberküloz tedavinin en önemli sorunu rezistans gelişimidir.
125
126
FARMAKOLOJ İ
Gebelerde:
• INAH ve Etambutol kombinasyonu teratojenik değildir. Eğer lezyon çok ağır ise birinci trimestr geçtikten
sonra tedaviye rifampin de eklenebilir.
• Bunun dışındaki bütün antitüberküloz ilaçlar teratojeniktir. Etionamid ise en teratojenik olandır.
İZONİAZİD
• Sadece tüberkülozda etkilidir; bu yüzden çok dar spektrumludur.
• “Mikolik asit” sentezini inhibe eder.
Metabolizması:
• Karaciğerde N-asetilasyon ve hidroliz ile inaktive edilir (Önce faz II, sonra faz I reaksiyonuna
uğrar).
Yan Etkileri:
• Piridoksin eksikliğine bağlı olarak periferik nöropati geliştirebilir.
• SLE benzeri tablo ortaya çıkartır.
• Hepatotoksiktir
• G6PD eksikliği olanlarda kullanılmamalıdır.
ETAMBUTOL
• Doz bağımlı olarak retrobulber nörit oluşturabilir. Görme bulanıklığı, görmede santral skotomlar ve
görme alanı daralması oluşur. 5 yaşın altında kullanılması kontrendikedir. Çünkü 5 yaş altındaki çocuklar
retrobulber nöritin bulgularını tarif edemez ve körlük tablosu ortaya çıkabilir.
• Hiperürisemi yapabilir.
• Diskromatopsi (kırmızı ve yeşil renk için) gelişebilir.
126
127
FARMAKOLOJ İ
PİRAZİNAMİD / MORFAZİNAMİD
• İntrasellüler (makrofaj içindeki) bakterilere karşı en etkili antitüberkülozdur.
• SSS’ne en fazla geçendir.
• Etambutol gibi hiperürisemi oluşturabilir.
RİFAMPİN
• Kazeöz lezyonlardaki bakterilere karşı en etkili antitüberkülozdur.
STREPTOMİSİN
• Kaviter lezyonlardaki bakterilere en etkilidirler.
ETİONAMİD
• Hem yapı olarak hem de etki mekanizması olarak INAH’a benzer.
• INAH teratojenik değildir, etionamid kesin teratojeniktir.
SİKLOSERİN
• Değişmeden idrarla atılır. Bu sayede üriner sistem tüberkülozlarında kullanılır.
• Alanin rasemaz enzimini inhibe eder ve alanin antimetaboliti gibi davranır.
Alanin antimetabolitleri;
♦ β-laktamlar
♦ Vankomisin
♦ Sikloserin
LEPRA İLAÇLARI
SULFONLAR
• Dapson ve Asedapson bu gruptadır.
• Dihidropteroat sentetaz enziminde inhibisyon ortaya çıkartır ve folat sentezini inhibe ederler.
127
128
FARMAKOLOJ İ
ANTİPROTOZOALAR
AMİBİSİDLER
• Vücuda alınan kistler, ince barsaklarda açılır ve 8 tane trofozoit oluşur. Bu trofozoitler; çekum ve
çıkan kolona yerleşir. Buradan da karaciğere geçer. Demek ki amip iki yerde bulunabilir. Dolayısıyla
amip tedavisindeki ilaçlar iki yere etki gösterir; lümene ve karaciğere.
5-Nitroimidazoller (Metronidazol):
• Amip tedavisinde hem karaciğere hem de lümene etki gösterirler. Bu nedenle miks etkili olarak
sınıflandırılır. Ancak asıl etki yeri dokudaki amibiasistir.
• Serbest oksijen radikalleri oluşumuna neden olarak bakterisid etki ortaya çıkartır.
Etki Spektrumları:
• Anaerobik protozoalar
Trichomonas ve Giardia’da en güçlü ilaçtır.
• Anaerob bakteriler
Yan Etkileri:
♦ Dilde papillaların hipertrofisi (dilde kıllanma) ve buna bağlı olarak metalik tat.
128
129
FARMAKOLOJ İ
♦ Disulfiram-benzeri reaksiyon
♦ Serbest oksijen radikali oluşturduğu için kromozom kırıkları yapabilir. Bu nedenle de
kanserojenik, teratojenik ve mutajenik etki ortaya ç ıkartabilir.
Emetin:
• Trofozoitleri en güçlü şekilde öldüren ilaçtır.
• mRNA, DNA’dan genetik kodu taşır. Ribozomlar mRNA üzerinden kayarak genetik kodu okurlar ve ona
uygun aminoasitler üretirler. Emetin ribozomların mRNA üzerinden kaymasını dolayısıyla genetik kodun
okunup ona uygun aminoasitler oluşturulmasını bloke eder. Yani ribozomun hareketine kilit vurur.
Yan Etkileri:
♦ Kardiyotoksiktir (prekordiyal ağrı)
♦ İskelet kaslarına direkt toksik etkisi ile kaslarda güçsüzlük ve ağrı oluşturur.
Klorokin:
• Karaciğere etki gösterir. (Hepatik apse tedavisi)
Klorokin
Amip tedavisinde karaciğere etkilidir
Malaria tedavisinde ise kana etkilidir
Diloksani Furoat:
• Lümene karşı en güçlü etki ortaya çıkartan ilaçtır.
• Kist çıkaran asemptomatik portörlerin tedavisinde kullanılır.
Antibiyotikler:
• Lümene etkilidirler.
Paramomisin: Güçlü direkt amibisid etkisi olan tek antibiyotiktir.
129
130
FARMAKOLOJ İ
Layşmanisidler
Sodyum Stiboglukonat:
• Glikolizde görevli fosfofruktokinaz enzimini inhibe eder. ATP ve GTP üretimi azalır.
• Kimyasal pankreatit oluşturur.
• Kardiyotoksiktir (QT intervalinde uzama)
Pentamidin İzetionat:
• Kala-Azar tedavisinde kullanılır.
• AIDS’de fırsatçı enfeksiyon olan P. carinii enfeksiyonlarında aerosol olarak kullanılır.
• Pankreas β hücrelerine selektif toksisite gösterir ve irreversible DM oluşturur.
Ko-Trimoksazol:
• İlk tercihtir.
Primetamin:
• Dihidrofolat redüktaz enzimini inhibe eder.
• Primetamin + sulfadiazin en etkili tedavidir.
İLK TERCİH
Giardia lamblia Metronidazol
Trichomonas vaginalis Metronidazol
Pnömosistis carini Ko-trimoksazol
Toxoplasma gondi Pirimetamin + Sulfadiazin
Leishmania donovani Stiboglukonat sodyum
Balantidium coli Tetrasiklin
130
131
FARMAKOLOJ İ
ANTİMALARYAL İLAÇLAR
131
132
FARMAKOLOJ İ
KLOROKİN:
• Polimeraz enzimini inhibe eder: Parazit yaşayabilmek için gereksindiği a.a. ve demiri, hemoglobini
sindirerek elde eder. Bu arada büyük oranda parazit için toksik olan “hem” oluşur. Parazit hem’i polimeraz
enzimi ile non-toksik olan hemozoin’e çevirir.
• Kan şizontositidir. Antimalaryal etkisine ek olarak antiamibik, anti-inflamatuar ve antiaritmik etkisi de
bulunmaktadır.
• Akut nöbetlerin tedavisinde kullanılır.
Yan Etkileri:
• Ekstraoküler kaslarda felç oluşturabilir.
• Retinopati (Melanine karşı sekestrasyonu olduğu için)
• Hamilelikte kullanılabilir (minör teratojenite).
ARTEMİSİNİN:
• En potent ve en hızlı etki ortaya çıkartan antimalaryaldir.
• Multidrug rezistan falciparum tedavisinde kullanılır.
• QT intervalinde uzama ortaya çıkartabilir.
PRİMAKİN:
• Radikal tedavide kullanılır.
132
133
FARMAKOLOJ İ
PİRİMETAMİN:
• Dihidrofolat redüktaz enzim inhibitörüdür.
• Sporozoitlere ve kandaki şizontlara etkilidir.
Fansidar: Pirimetamin + sulfadoksin
KİNİN:
• Analjezik, antiaritmik, LA, antipiretik, nöromusküler blokör (kürar benzeri etki) ve oksitosik etkisi
bulunmaktadır.
Yan Etkileri:
♦ Çinkonizm
♦ Trombositopeni
SULFONAMİDLER:
• Sadece eritrositik şekillere etkilidir.
DOKSİSİKLİN:
• Multidrug rezistan falciparumda kullanılır. (Artemisinin de aynı amaçla kullanılır)
HALOFANTRİN:
• Serebral malaryada kullanılır.
ANTİFUNGAL İLAÇLAR
133
134
FARMAKOLOJ İ
1. ANTİFUNGAL ANTİBİYOTİKLER
AMFOTERİSİN B:
• Hücre membranında ergosterole bağlanır ve membran permeabilitesini bozar. Hücre elektrolit (özellikle
K) kaybetmeye başlar ve hücre ölür.
• SSS’e geçmez, bu nedenle fungal menenjitte intratekal (subaraknoid mesafeye) olarak kullanılabilir.
Kullanıldığı Endikasyonlar:
♦ Aspergillozis
♦ Cilt-dışı sporotrikozis
♦ Sistemik kandidiyazis
♦ Mukormikozis
Yan Etkileri:
• Nefrotoksiktir.
• Hipokalemi
K, Ca ve Mg atılımını arttırır.
• Hepatotoksiktir.
GRİSEOFULVİN:
• Hücrelerde mikrotübül proteinine bağlanır ve mitozu inhibe eder.
• Oldukça dar spektrumludur. Sadece dermatofitlerin tedavisinde kullanılır.
• Kandida ve diğer mantarlara karşı etkinliği yoktur.
134
135
FARMAKOLOJ İ
Yan Etkileri:
• Disulfiram benzeri reaksiyon
• Porfirialılarda kullanılması kontrendikedir.
NİSTATİN:
• Etki mekanizması amfoterisin B’ye benzer.
• Dermatofitlere etki göstermez.
• Yüzeyel candida enfeksiyonlarının tedavisinde lokal olarak kullanılır.
2. İMİDAZOL TÜREVLERİ
• Fungus membranında ergosterol sentezleyen 14-α-demetilaz enzimini inhibe ederler. Ergosterol
oluşumunu engellerler.
Bu nedenle Amfoterisin B ile birlikte kullanılmamalıdırlar.
• Sitokrom p-450 enziminde inhibisyon ortaya çıkartırlar.
KETOKONAZOL:
• Kronik mukokutanöz kandidiazisin en iyi ilacıdır.
•3β-hidroksisteroid dehidrogenaz, 11β-hidroksilaz ve C17-20 liyaz enzimlerini bloke ederek seks
hormonları ve steroid hormon sentezini inhibe eder (sadece ketokonazolle görülür, diğer imidazollerin
böyle bir etkisi yoktur).
İTRAKONAZOL:
Oldukça geniş spektrumludur. Sistemik mantar enfeksiyonlarında kullanılır. Amfoterisin B’nin
alternatifidir.
FLUKONAZOL:
• Diğer imidazollerden farklı olarak santral sinir sistemine yeterli ölçüde geçer.
135
136
FARMAKOLOJ İ
3. FLUSİTOSİN
• Vücutta 5-Fluorourasile dönüşür ve timidilat sentetazı inhibe eder.
• Kromoblastomikoziste tek başına kullanılır.
• Çok çabuk rezistans geliştiği için her zaman amfoterisin B ile kombine edilir.
• Kemik iliği depresyonu oluşturabilir (uracil ile birlikte uygulanır).
4. TERBİNAFİN / NAFTİLİN:
• Skualen eposidaz enziminibloke edip ergosterolsentezinibloke ederler ve membranda squalen
birikimine neden olurlar.
• Dermatofitlere karşı en güçlü ilaçlardır.
5. DİĞERLERİ:
POTASYUM İYODÜR:
• Sporotrikozis olgularında tercih edilendir.
Sporotrikozis
Ciltte lokalize ise;
Potasyum İyodür
Cilt dışına çıkmış, sistemik hal almış ise;
Amfoterisin B
ANTİHELMİNTİK İLAÇLAR
136
137
FARMAKOLOJ İ
MEBENDAZOL:
• Parazitte mikrotübül polimerizasyonunda blokaj ortaya çıkartır
• ATP üretimini azaltırlar (fumarat redüktaz inhibisyonu ile)
• Ascaris, kancalı kurt ve oksiyürde; ilk tercihtir
• Trichuris trichiura’da tek ilaçtır.
ALBENDAZOL:
• Lipofilik olduğu için dokulara yerleşen aşağıdaki helmintlerde ilk tercihtir:
Echinococcus granulosus ve multilokülarisin yaptığı hidatik kist
Sistiserkozis (özellikle nörosistiserkozis)
Kutanöz ve visseral larva migrans
PİRANTEL PAMOAT:
• Parazitin çizgili kaslarında nikotinik reseptörlerde stimülasyon ortaya çıkartır ve spastik felç
yapar.
Bu nedenle piperazinle birlikte kullanmamak gerekir. Çünkü etkiler tamamen birbirine
terstir.
• En önemli özelliği gebelerde kullanılabilmesidir. Bu da mebendazol, albendazole en önemli
üstünlüğüdür; çünkü bunlar gebelikte kontrendikedir.
PİPERAZİN:
• Asetilkolinde blokaj ortaya çıkartarak flask felç oluşturur.
LEVAMİZOL:
• Spastik felç oluşturur.
• İmmunstimülan etkisi bulunmaktadır.
NİKLOZAMİD:
• Parazitin enerji üretimini bozar.
• T. solium enfestasyonlarında yumurtalara karşı etkisizdir ve bu nedenle bir laksatif ile birlikte
kullanılmalıdır. Laksatif tedaviye eklenmezse barsaklarda kalan yumurtalara bağlı olarak sistiserkozis riski
belirgin olarak artar.
PARAMOMİSİN:
137
138
FARMAKOLOJ İ
• Tenyasiddir.
BİTHİONOL:
• Fasciola hepatica’ya en etkilidir.
DİETİLKARBAMAZİN:
• Olgun filaryalar üzerine etki göstermez.
• Wuchereria bancrofti, Brugia malayi ve Loa loa gibi mikrofilarya oluşturan parazitlere karşı ilk tercihtir.
METRONİDAZOL:
• Drancaculus medinensis’de ilk tercihtir.
ANTİVİRAL İLAÇLAR
ASİKLOVİR:
• Bir önilaçtır ve kinazlar tarafından(özellikle timidin kinaz) trifosfat türevine dönüşür. Oluşan trifosfat
türevi de DNA polimerazı inhibe eder.
• CMV enfeksiyonlarında yeterli etki ortaya çıkartamaz.
• Nörotoksik ve nefrotoksiktir
GANSİKLOVİR:
• Sadece CMV enfeksiyonlarında kullanılır.
İDOKSURİDİN / TRİFLURİDİN:
138
139
FARMAKOLOJ İ
RİBAVİRİN:
• Çocuklarda Respiratuar Sinsisyal Virus enfeksiyonlarının tedavisinde aerosol olarak
kullanılır. (çocuklarda tercih edilir). Hastalığın başlangıç dönemlerinde kullanılmalıdır.
İlerlemiş vakalarda eğer sekresyonlar çok artmış ise gidip sekresyonların üzerine çöker ve
tıkaçlar oluşturabilir.
ANTİRETROVİRAL
1. Revers transkriptaz inhibitörleri: Erken dönemde etki gösterir. Akut enfeksiyonda
etkilidirler. Kronik enfeksiyonu etkilemezler. En önemlisi AZT (Zidovudindir).
2. Proteaz inhibitörleri: Aspartat proteinaz enzimini inhibe ederler. Hem akut hem de
kronik enfeksiyona etkilidirler. En önemlisi sakinavirdir.
FOSKARNET SODYUM:
139
140
FARMAKOLOJ İ
SAKİNAVİR:
. • HIV proteaz inhibitörüdür.
. • Santral adipozite yani periferde yağ incelmesi, gövdede yağ toplanması ortaya çıkartır.
İNTERFERONLAR
En fazla interferon üretimine yol açan mikroorganizma çift iplikli RNA virüsleri
(Reovirüs)’dir.
. • Üç tanedir;
(Hairy-cell lösemi/Kronik hepatit B ve C)
(Multipl Skleroz)
(Kronik Granülomatöz Hastalık)
Yan Etkileri:
. • Gribal yan etkiler
. • Myelosupresyon
İnsan kaynaklı olmasına rağmen myelosupresyon ortaya çıkartır.
Foskarnet Na
DİĞERLERİ
RİFAMPİN:
. • Poks virüslerine karşı etki ortaya çıkartır.
. • Hem antibiyotik, hem de antiviral olan tek ilaçtır.
140
141
FARMAKOLOJ İ
METHİSAZON:
• Smallpox enfeksiyonlarına etkilidir.
ANTİ-NEOPLASTİKLER
• Hücre siklusuna nonspesifik olanlar; hem hücre çoğalırken hem de hücre durağan durumda iken etki
ortaya çıkartır. Hücrenin hangi siklusta olduğu ile ilgilenmez.
141
142
FARMAKOLOJ İ
ALKİLLEYİCİLER
• Herhangi bir döneme spesifite göstermezler.
• Hepsi ön-ilaçtır. Karbonyum türevine dönüşerek etki ortaya çıkartırlar. Karbonyum türevinin
özelliği pozitif yük taşımasıdır. Negatif yüklü olanikitane guanin arasına çapraz olarak
bağlanırlar(alkilleme). Böylelikle DNA’nın replikasyonu engellenmiş olur.
Çapraz bağlanma radyasyonun yaptığı etkinin aynısıdır. Alkilleyiciler radyasyonun yaptığı etkinin
aynısını kimyasal olarak yaparlar. Bu nedenle bunlara radyomimetik ilaçlar denir.
Bir tümörde radyoterapi ne kadar etkili ise; alkilleyiciler ilk tercihtir.
RT ile alkilleyicileri birlikte kullanmak kontrendikedir. Çünkü ikisi birden verilirse radyasyonun etkisi
iki katına çıkar.
TABLO:
Azotlu Hardallar Siklofosfamid
Klorambusil
Mekloretamin
Melfalan
Etileniminler Tiotepa
Busulfan
Nitrozoüreler Karmustin
Lomustin
Semustin
Dakarbazin
Prokarbazin
KLORAMBUCİL:
• KLL tedavisinde tercih edilir.
MEKLORETAMİN:
• Hodgkin’de MOPP kombinasyonunda bulunur.
142
143
FARMAKOLOJ İ
MELFALAN:
• Multipl myelomda kullanılır.
ETİLENİMİNLER
TİOTEPA:
• Mezotelioma gibi malign efüzyonların tedavisinde kullanılır.
BUSULFAN
. • KML’de en tercih edilen antineoplastiktir.
. • KI’ne en toksik alkilleyicidir.
. • Kronik pnömonit tablosu ve fibrozisi oluşturabilir.
. • Deri pigmentasyonu (ilacın verildiği damar trasesi boyunca)
KML, myelofibrozis ve P. vera gibi iki ilaç; myeloid seriden köken alan tümörlerin tedavisinde
kullanılan
Busulfan
Hidroksiüre
DAKARBAZİN / PROKARBAZİN:
. • Metil karbamilasyon ile etki ortaya çıkartırlar.
. • Malign melanom tedavisinde kullanılırlar.
.
ANTİMETABOLİTLER
• Bu gruptaki ilaçlar ‘S’ dönemine spesifite gösterir.
143
144
FARMAKOLOJ İ
Yan Etkileri:
. • Ağızda ülserasyon ve stomatit
. • Hepatotoksite (fibrozisle seyreder) ve akciğerde fibrozis
. • Toksik etkileri önlemek için folinik asit (Lökoverin) ile birlikte verilir.
2) PÜRİN ANTİMETABOLİTLERİ
6-MERKAPTOPÜRİN (6-MP):
144
145
FARMAKOLOJ İ
• 6-MP ön-ilaçtır. HGPRT enzimitarafından aktif metabolit olan 6-thioinosinic aside çevrilir. 6-
thioiosinic asitte inozinattan adenin ve guanin sentezini bloke eder. Etki gösteren 6-thioinosinic asid,
ksantin oksidaz tarafından ürik aside çevrilir ve vücuttan atılır.
Allopürinol; ksantin oksidazı inhibe eder ve 6-thioinosinic asidin parçalanmasını engeller. Dolayısıyla
6-MP’nin etkinliğini belirgin olarak artırır.
• Özellikle ALL tedavisinde kullanılır.
• Belirgin hiperürisemi yapar.
• HGPRT; Lesch-Nyhan’da eksiktir. Bu sendromda 6-MP aktif şekline dönüşemediği için etki
gösteremez.
PENTOSTATİN:
• Adenozin deaminaz enzim inhibitörüdür.
• Hairy cell lösemi’de kullanılır.
3) PİRİMİDİN ANTİMETABOLİTLERİ
5-FLUOROURASİL (5-FU):
• Timidilat sentetaz inhibitörüdür. Pirimidinlerden timin oluşumunu engeller.
• Antineoplastik, antiviral ve antifungal etkisi vardır.
• GİS solid tümörlerinin tedavisinde kullanılır.
Metastazlarının (karaciğer, beyin) tedavisinde de gene 5-FU kullanılır.
145
146
FARMAKOLOJ İ
VİNKRİSTİN:
. • Periferik nöropati oluşturabilir.
. • Paralitik ileus geliştirebilir.
. • Bulantı-kusma yapmaz ve belirgin kemik iliği depresyonu oluşturmaz.
.
VİNBLASTİN:
• Psikonöropati oluşturur.
PAKLİTAKSEL:
• Anaflaksiye neden olabilir.
ETOPOZİD:
. • DNA giraz (topoizomeraz II) enziminde inhibisyon ortaya çıkartır.
. • Küçük hücreli akciğer kanserinde kullanılır
. • Akut nonlenfositik lösemi gelişimine neden olabilir.
.
PODOFİLOTOKSİN:
• Kondiloma Accuminata tedavisinde kullanılır.
ANTİBİYOTİKLER
146
147
FARMAKOLOJ İ
• 3D’nin etki mekanizması; guanin ve sitozin arasına düz bağlanarak intercalation yapmasıdır.
DAUNORUBİSİN:
. • AML tedavisinde en etkili ilaçtır.
. • Doksorubisin ile birlikte kardiyotoksik yan etkisi bulunmaktadır.
.
BLEOMİSİN:
• Fe iyonu ile birleşerek serbest radikal oluşturur. Bu nedenle kromozom kırıkları oluşturabilir.
• Etki gösterebilmesi için Fe gereklidir. Bu nedenle hipokrom mikrositer anemide etkisi azal ır.
• “G2” döneminde özgüdür.
• Sisplatin kombinasyonuyla testis tümöründe kullanılır.
• Akciğerlerde pnömoni ve fibrozis oluştururlar.
.
MİTRAMİSİN (PLİKAMİSİN):
• Osteoklastlarda inhibisyon yapar. Hiperkalsemiyi azaltır ve kemik tümörlerinin tedavisinde
kullanılır
• Meme ca gibi kemiğe metastaz yapıp hiperkalsemi ortaya çıkartan metastatik tümörlerde de
kullanılır
DİĞER ANTİ-NEOPLASTİKLER
147
148
FARMAKOLOJ İ
SİSPLATİN:
. • Alkilleyicidir.
. • Oldukça geniş spektrumludur.
. • Genital sistem solid tümörlerinin tedavisinde kullanılır.
. • En fazla bulantı-kusma oluşturan antineoplastiktir.
. • En nefrotoksik antineoplastiktir. Uygulamadan önce bol hidrasyon gereklidir.
. • Ototoksiktir.
. • Derin hipomagnezemi ortaya çıkartabilir.
ASPARAJİNAZ:
• G1 dönemine etkilidir.
• Kemik iliğini deprese etmez.
• En sık yan etkisi protein yapıda olduğu için allerji reaksiyondur. Bu nedenle steroidle kombine
olarak verilir.
• Sadece ALL tedavisinde kullanılır.
En dar spektrumlu antineoplastiktir.
HİDROKSİÜRE:
• Ribonükleotid redüktaz enziminde inhibisyon ortaya çıkartır.
KML, myelofibrozis ve P. vera gibi iki ilaç; myeloid seriden köken alan tümörlerin tedavisinde
kullanılan
Busulfan
Hidroksiüre
İRİNOTEKAN / TOPOTEKAN:
• Topoizomeraz I inhibitörleridir.
• Topotekan; over ve small-cell akciğer tümörlerinde kullanılırlar.
• İrinotekan; kolorektal kanserlerde kullanılır.
• İrinotekan; ilk 24 saat içinde asetilkolinesteraz enzimini inihibe ederek kolinerjik sendrom
oluşturur (daire, salivasyon vb.)
İZOTRETİNOİN:
. • A vitamini analoğudur.
. • Akut promyelositik lösemi tedavisinde kullanılır.
148
149
FARMAKOLOJ İ
G1 S G2 M
Asparajinaz Antimetabolitler Bleomisin Etopozid Vinkristin Vinblastin
Hidroksiüre İrinotekan Paklitaksel
Topotekan
GLUKOKORTİKOİDLER:
• En fazla kullanılan prednizondur.
• Çocukluk dönemi akut lenfoblastik lösemisinde (ALL) önemlidir.
149
150
FARMAKOLOJ İ
I. DİÜRETİKLER:
• Damar içindeki volümü azaltarak etki oluştururlar. Su ve tuz retansiyonu ve buna bağlı ödemi
düzeltirler.
IV. GLİKOZİDLER:
• Konjestif kalp yetmezliği (KKY); kalbin periferdeki dokulara yeterince kan göndermemesi
durumudur.
Dolayısıyla periferde hipoperfüzyon durumu mevcuttur. Kan venöz sistemde göllenmi ştir.
Periferdeki hipoperfüzyona bağlı olarak gelişen hipoksi ile sempatik aktivasyon ortaya
çıkar. Bu da vazokonstrüksiyona neden olur.
Oluşan vazokonstrüksiyon hipoperfüzyonu daha da derinleştirir ve olay kısır döngüye
girmiş olur.
Dijital (+) inotrop etkilidir. Bu etkisiyle perifere giden kan miktarını artırır. Böylelikle
periferdeki hipoperfüzyonu kırar. Hipoperfüzyonun kırılması ile sempatik aktivasyon
baskılanır ve vazokonsrüksiyon ortadan kalkar.
150
151
FARMAKOLOJ İ
• Dijitaller; esas olarak σιστολικ ve δüşüκ δεβιλι konjestif kalp yetmezliğinin tedavisinde kullanılırlar
(Diastolik ve yüksek debili kalp yetmezliğinde dijital kullanmak kontrendikedir).
Kardiyak Etkileri:
• Düşük dozlarda SAN üzerinde vagal tonüsü arttırarak bradikardi yaparlar. Yüksek dozlarda
ise sempatomimetik etki ile taşikardi oluştururlar.
151
152
FARMAKOLOJ İ
♦ Süksinilkolin
♦ Dijitaller
Önce taşikardi sonra bradikardi ortaya çıkartan ilaç;
♦ Kinidin
• Aksiyon potanselinin son fazında dışarı potasyum çıkar. Bu potasyumun dışarı çıkması için kanalı
açan, plato fazında içeri giren kalsiyumdur. Kalsiyum potasyum kanallarına bağlanır ve kanallar
açılır. Dijitaller hücre içerisinde kalsiyum düzeyini artırır. Bu nedenle potasyum kanalları çok daha
hızlı bir şekilde açılır. Potasyum dışarı boşaltılır ve kanal kapanır. Böylelikle aksiyon potansiyelinin
repolarizasyonu gösteren inen kolu çok daha dik iner. Yani sonuçta aksiyon potansiyeli kısalmış
olur.
• Dijitaller kardiyak debiyi artırdıkları için böbreğe giden kan miktarını artırırlar. Dolayısıyla
natriüretik ve diüretik etki ortaya çıkartırlar.
Farmakokinetik özellikleri:
152
153
FARMAKOLOJ İ
Diğer glikozidler:
Uvabain:
• En çabuk etki oluşturan ve etkisi en kısa süren glikoziddir.
Kullanım Endikasyonları:
. • Düşük debili sistolik kalp yetmezliği
. • Atriyum fibrilasyonu ve flatter tedavisi
. • Paroksismal atriyal taşikardi
153
154
FARMAKOLOJ İ
Yan Etkiler:
• İntoksikasyonları sıklıkla hipokalemi sonucu gelişir (Eğer potasyum düzeyi normalse
magnezyum düzeyini kontrol etmek gereklidir).
• İntoksikasyonun ilk belirtisi iştahsızlıktır (Nonspesifik bir bulgudur).
• En erken kardiyak belirti birinci derece A-V bloktur.
• Ventriküler bigemine ve trigemineler gelişmiş ise tablo ventriküler fibrilasyona ilerleyebilir.
• Sarı ve yeşil renk için diskromatopsi ortaya çıkartır.
Lidokain Endikasyonları
Dijital intoksikasyonu
Trisiklik antidepresan intoksikasyonu
Akut MI sonrası
154
155
FARMAKOLOJ İ
Dobutamin / Dopamin:
• Kalpte β1-adrenerjik reseptörleri (Gs tipi reseptörler) uyararak cAMP düzeyini arttırırlar, hücre içi
kalsiyum düzeyini yükseltir ve pozitif inotropik etki oluştururlar.
İnamrinon / Milrinon:
• Fosfodiesteraz III enzimini inhibe ederler. Böylece cAMP düzeyi artar, hücre içi kalsiyum düzeyi
artar ve pozitif inotrop etki oluşur.
ANTİHİPERTANSİF İLAÇLAR
I. DİÜRETİKLER:
Böbrek Tubüllerinin Fizyolojisi:
Proksimal tubül:
• HCO , PO , glukoz ve a.a.’lerin tamamına yakını aktif olarak buradan reabsorbe edilir.
3 4
• Na ve su filtrattan eşit oranda reabsorbe edilir. Buna bağlı olarak filtratın osmolaritesinde
herhangi bir değişiklik olmaz (izoosmotik).
155
156
FARMAKOLOJ İ
Distal tubül:
• Suya karşı impermeabldır. Na absorbe edilip dilüsyon sağlanır
Toplayıcı tubül:
• Akut Etki: Başlangıçta diüreze bağlı olarak hipovolemi oluştururlar ve geçici olarak kan
basıncını düşürüler.
• Kronik Etki: Asıl etkisi birkaç hafta sonra ortaya çıkar ve vazodilatatör etki oluştururlar.
Vazodilatasyonda PG salınımını artırmaları etkilidir. Ayrıca hiponatremi oluşturdukları için,
damar düz kas hücrelerinde Na düzeyini azaltırlar ve bunun sonucunda Ca düzeyi azalması
ile vazodilatasyona neden olurlar.
Diüretiklerin Sınıflandırılması:
1) Proksimal tubülde etki gösterenler:
Karbonik anhidraz inhibitörleri
Osmotik etkili diüretikler
Ksantin türevleri
156
157
FARMAKOLOJ İ
ASETAZOLAMİD:
Kullanım Endikasyonları:
İdrar alkalinizasyonu
Metabolik alkaloz tedavisi
Glokom tedavisi (aköz humor salınımını azaltır)
Absens nöbetleri
Yükseklik hastalığı
Yan Etkileri:
• Asidoz (kalevi diüreze ve H retansiyonuna bağlı)
• Amonyak retansiyonu (sirozda kontrendike)
• Böbrek taşı (Ca alkali idrarda çöktüğü için)
FUROSEMİD:
• Sulfonamid türevidir.
• Etki yeri; henlenin çıkan kolunun kalın kısmıdır.
• Etki mekanizması; Na / K / 2 Cl transport sisteminde inhibisyon
• Diüretik etkisinde böbrekte PGE sentezini artırıp vazodilatasyon yapmasının belirgin rolü vardır.
2
157
158
FARMAKOLOJ İ
Kullanım Endikasyonları:
• Sol ventrikül yetmezliğinin akut tedavisi
• Akciğer ödemi
• Akut renal yetmezlik
• Hiperkalsemi tedavisi
Yan Etkileri:
• Reversibl işitme kaybı
• Nefrotoksik etki
• Tüm diğer sulfonamid türevi ilaçlar gibi, bilirubini albuminden ayırarak yenidoğanda sarılığı
artırabilir.
BUMETANİD:
• Potensi en yüksek diüretiktir.
• En nefrotoksik ve ototoksiktir.
ETAKRİNİK ASİD:
CİVALI DİÜRETİKLER:
• Kardiyak toksisite gösterir.
TİAZİD:
• Sülfonamid türevidir
• Distal tubülün proksimal kesiminde Na ve Cl transport sistemini inhibe ederek etki otaya çıkartır.
• İdiopatik kalsiüri ve Ca taşlarının tedavisinde kullanılır.
Yan Etkileri:
• Hiperkalsemi
• Akut kolesistit ve pankreatit
İNDAPAMİD:
• Tiazid türevidir.
• Subdiüretik dozlarda dahi direkt vazodilatatör etki ortaya çıkartır.
158
159
FARMAKOLOJ İ
• Antiandrojeniktir
• Zayıf östrojenik etkisi nedeniyle; menstrüasyon bozukluğu yapabilir.
Amilorid / Triamteren
• Etkileri aldosterondan bağımsızdır. Toplayıcı tubüllerde Na’un aktif reabsorbsiyonunu inhibe
ederler.
• Amilorid; lityuma bağlı nefrojenik diapedes insipidus tedavisinde kullanılır.
159
160
FARMAKOLOJ İ
Hidrofilik olanlar SSS’e geçmezler. Bu nedenle depresyonlu ve psikotik hastalarda tercih edilirler
(Atenolol ve nadolol)
3. Parsiyel Agonistik Etkilerine Göre Sınıflandırma
Hem LA etkisi olduğu, hem de lipofilik olduğu için SSS’e en fazla geçen ve bu nedenlerden ötürü
en fazla sedasyon, en fazla depresyon, en fazla santral yan etki ortaya ç ıkartan β-blokör;
Propranolol
160
161
FARMAKOLOJ İ
Kalp yetmezliği
Supraventriküler taşiaritmi (Negatif dromotrop ve kronotrop etkisi nedeniyle)
Akut MI tedavisi ve enfarktüs sonrası (artmış katekolamin düzeyi nedeniyle)
proflaksi tedavisinde kullanılırlar.
Dissekan aort anevrizması
İdiopatik subaortik stenoz (Diastolik disfonksiyona bağlı kalp yetmezliği oluşturur. Dijital
ve nitratların kullanılması kontrendikedir. β-blokörler ve kalsiyum kanal blokörleri tercih
edilirler).
Fallot tetralojisi (Nonselektif olanlar kullanılır. Çünkü vazokonstrüksiyon oluştururlar.
Periferik vasküler direnç artırılmış olur) (Çömelmenin yaptığını medikal olarak yapar).
Mitral kapak prolapsusu
Kronik açık-açılı glokom (Silier epitelden vazodilatasyona bağlı ekstravazasyonla oluşan
humör aköz miktarını azalttıkları için)
Μιγρεν
Sosyal fobi / Panik anksiyetesi
Esansiyel tremor
Portal hipertansiyon (Portal hipertansiyonda damardan geçen kanın debisindeki artışla
hipertansiyon vardır. Damarı kasınca içinden geçen kan miktarı ve dolayısıyla portal
basınç düşer. Yani nonselektif olanlar tercih edilmelidir).
Hipertiroidi (Periferde T4’ün T3’e dönüşümünü bloke ettikleri için)
Propranolol:
• Non-selektif β-blokördür.
161
162
FARMAKOLOJ İ
• Lokal anestezik etkisi vardır (Na kanal blokajına bağlı membran stabilizasyonu ile).
Esmolol:
• En kısa etkilisidir. Bu nedenle sadece intravenöz infüzyonla kullanılır.
Timolol:
• Glokom tedavisinde lokal olarak kullanılır.
Metoprolol:
• Raynoud fenomeni gibi tıkayıcı arter hastalığı olan hipertansiflerde ilk tercihtir.
Proktalol:
• Göz-deri sendromu oluşturur.
−blokörler ile zehirlenmenin tedavisinde glukagon kullanılır.
V. α-β BLOKÖRLER:
162
163
FARMAKOLOJ İ
Labetolol:
• Hem α1, hem de β blokörüdürler.
• Bu ilaçlar β1 reseptörlerini de bloke ettiklerinden, kan basıncını düşürürken refleks taşikardi
oluşturmazlar (bu nedenle feokromasitomada en iyi ilaçtır).
α2 agonistleri
♦ Klonidin
♦ Metildopa
♦ Guanfasin
♦ Guanabenz
♦ Dexmedetomidine
Klonidin:
• GH salınımını artırır (test amacı ile kullanılır).
• Morfin benzeri analjezik etkisi bulunmaktadır.
Morfin yoksunluk sendromunun tedavisinde kullanılır.
Bu ilaçla olan zehirlenmelerde antidot olarak Naloksan kullanılır.
Metildopa:
• SSS’e geçer ve dopa-dekarboksilaz enzimini inhibe eder.
• Önilaçtır. Adrenerjik sinir uçlarında metilnoradrenalin’e dönüşür. Böylelikle yalancı
transmitter etkisi oluşturur.
Dexmedetomidine:
• Özellikle postoperatif ve yoğun bakım ünitelerinde sedasyon oluşturmak için kullanılır.
163
164
FARMAKOLOJ İ
Genel Etkileri:
• Nifedipin türevleri daha vazoselektiftir.
• Verapamil ve diltiazem’in kalpte etkisi belirgindir.
• Verapamilin damar dışı düz kas gevşetici etkisi (konstipasyon) diğerlerine göre
daha fazladır.
• Pankreas β-hücrelerine Ca girişini inhibe ederek, insülin salınımını azaltabilirler.
• Lipid metabolizmasını etkilemezler.
VAZOSELEKTİFLER:
Nimodipin:
• Serebral damar yataklarına selektivitesi olduğu için, serebrovasküler bozukluklarda kullanılır.
• En kısa etki süreli kalsiyum kanal blokörüdür.
Amlodipin:
Nizoldipin / Nikardipin:
Mibefradil:
• T tipi kalsiyum kanal blokörüdür.
164
165
FARMAKOLOJ İ
Etosüksimid
Valproik asid
Trimetadion
Mibefradil
Kullanım Endikasyonları:
Hipertansiyon
Anjina
İHSS
Raynoud fenomeni
Miyotoni
Diffüz özefagus spazmı
Miyometrium gevşetilmesi
Yan Etkileri:
Baş ağrısı
Periferal (ayak bileği) – pulmoner ödem
KARDİYOSELEKTİFLER:
Verapamil:
• Antianjinal ve antiaritmik olarak kullanılır.
• Kalp üzerinde tam bir depresyon oluştururlar. Etkileri şu şekilde özetlenebilir:
Negatif inotrop
Negatif kronotrop
Negatif dromotrop
BEPRİDİL:
• K kanal blokörü etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle aritmi (→ Torsades de pointes) oluşturabilir.
165
166
FARMAKOLOJ İ
Kaptopril:
• En kısa etkilisidir.
• Proteinüri (1 gr.’dan fazla) ve nötropeni yapabilir.
Fosinopril:
• Bütün ACE inhibitörleri böbrekten atılır. Fosinopril aynı zamanda safrayla da atılan ACE
inhibitörüdür.
Yan Etkileri:
• Belirgin hiperkalemi oluştururlar.
Hiperkalemi yapan diğer ilaçlar:
Toplayıcı tubüle etki gösteren diüretikler
-blokörler
Aspirin
Süksinilkolin
Heparin
Hidralazin:
• Guanilat siklaz enzimini aktive ederek arteriyollerde dilatasyon oluştururlar.
• Renal ve uteroplasental kan akımında artış oluşturur.
166
167
FARMAKOLOJ İ
INAH
Diazoksit:
• Hipertansif krizde kullanılmaktadır.
Kromokalim:
• Vazodilatatör ve bronkodilatatör etkisi vardır.
Diazoksit:
167
168
FARMAKOLOJ İ
Trimetafan kamsilat:
• Kısa etki süreli bir gangliyon blokörüdür.
PERİFERİK VAZODİLATATÖRLER
DİREKT ETKİLİLER: Papaverin:
• Fosfodiesteraz inhibitörüdür.
• İntrakavernöz enjeksiyonla ereksiyon amacıyla kullanılır.
Niasin türevleri:
• Vazodilatatör etkisi daha çok cilt damarlarında ve üst ekstremitede belirgindir.
168
169
FARMAKOLOJ İ
DİĞERLERİ:
Sildenafil:
• Ereksiyon oluşturmak için kullanılırlar.
• cGMP’yi parçalayan fosfodiesteraz 5 enzimini inhibe eder. Dolayısıyla kavernöz
cisimleri innerve eden parasempatik sinir uçlarından salınan NO etkinliğini arttırır.
• Mavi diskromatopsi yapabilir.
Pentoksifilin:
• Fosfodiesteraz enzimini inhibe ederek etki gösterir.
• İntermitten kladikasyo tedavisinde kullanılır.
169
170
FARMAKOLOJ İ
Ginkgo Biloba:
• PAF blokörüdür.
• Kanın akışkanlığını ve kan akımını artırmaktadır.
Alprostadil (PGE ): 1
ANTİARİTMİK İLAÇLAR
Antiaritmik İlaçların Sınıflandırılması:
• Antiaritmik ilaçlar ya aksiyon potansiyeli süresini uzatır, yada aksiyon potansiyeli süresini kısaltır.
170
171
FARMAKOLOJ İ
IA-ALT GRUBU:
• Na ve K kanal blokajı yaparlar. K kanallarını bloke ettikleri için aksiyon potansiyelinde uzama
oluştururlar.
Kinidin:
• Antikolinerjik etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle, atriumdan kaynaklanan aritmilerde
kullanılacaksa; AV geçişi baskılamak için dijitalizasyon yapılmadan
kullanılmamalıdır.
Dijitalin dozu yarı yarıya azaltılır. Çünkü kinidin dijitalin etkisini iki katına çıkarır.
• En önemli yan etkisi trombositopeni oluşturmasıdır.
• Çinkonizm tablosu oluşturabilir.
• Ufak dozlarda taşikardi oluştururken, yüksek dozlarda ise bradikardi oluşturmaktadır.
Prokainamid:
Fenitoin
IC-ALT GRUBU:
• En güçlü Na kanal blokörleridir. K kanallarını da bloke ederler. Dolayısıyla aksiyon
potansiyelini uzatırlar.
• Depolarizasyon hızını en fazla deprese eden ilaç grubudur.
171
172
FARMAKOLOJ İ
Amiodaron:
• K / Ca / Na kanal ve adrenerjik blokördür.
• En geniş spektrumlu antiaritmiktir.
• En uzun etkili antiaritmiktir.
• En önemli endikasyonu; ilaçlara dirençli ventriküler taşikardi ve fibrilasyon tedavisidir.
Yan Etkileri:
• Pulmoner alveolit ve fibrozis oluşturabilir.
172
173
FARMAKOLOJ İ
Bretilyum:
• Adrenerjik nöron blokörüdür.
• Ventriküler fibrilasyona (elektriksel defibrilasyondan bile yarar görmeyen) karşı çok
etkili bir ilaçtır.
SINIF IV ANTİARİTMİK İLAÇLAR (CA KANAL BLOKÖRLERİ):
• En sık verapamil kullanılır.
• β-blokörler gibi supraventriküler aritmilerin tedavisinde kullanılırlar.
DİĞERLERİ:
Adenosin:
• En kısa etkili antiaritmiktir (15 saniye).
• A-V düğümün iletkenliğini en fazla azaltan ilaçtır (PR intervalinde en belirgin uzamayı
oluşturur). Bu nedenle supraventriküler taşikardilerde en etkilidir.
Digoksin:
• Atriyal flatter ve fibrilasyon tedavisinde kullanılır.
• Tüm kalpte iletim hızını düşürür. Fakat ektopik pacemaker otomatisitesini artıran
(faz 4 eğimi artırır) tek antiaritmik ilaçtır.
173
174
FARMAKOLOJ İ
Magnezyum:
• Dijitale bağlı aritmilerin (hipomagnezemi varsa) ve torsades de pointes (Mg düzeyi normal olsa
bile) tedavisinde kullanılır.
Antiaritmiklerin EKG’deki Etkileri:
• PR intervalini en fazla uzatan;
AV düğümün iletkenliğini en fazla baskılayan adenozindir.
• QRS kompleksinin süresini en fazla uzatan;
Na kanallarını en güçlü bloke eden, dolayısıyla depolarizasyonu en fazla baskılayan
flekainiddir.
• QT intervalini en fazla uzatan;
Aksiyon potansiyeli süresini en fazla uzatan amiodarondur.
ANTİANGİNAL İLAÇLAR
Angina; geçici miyokard iskemisidir. Bu iskemi;
• Koroner kan akımının azalması
• Miyokardın oksijen gereksiniminin artması ile tetiklenir.
ORGANİK NİTRATLAR:
• Düz kas hücreleri içine girerler ve S-nitrozotiol türevlerine dönüşürler. Bu dönüşüm
sırasında NO ve siyanür salınır.
• NO solübl guanilat siklaz enzimini aktive eder ve cGMP sentezine yol açıp
defosforilasyona bağlı dilatasyon oluşturur.
Amilnitrit:
• En kısa etkili nitrattır.
İzosorbid Mononitrat:
• En uzun etkili nitrattır.
Etkileri:
• Venülleri arteriyollere göre daha fazla gevşetirler. Antianginal olarak asıl etki
venodilatasyondur.
• Nitratlar şiddetli refleks taşikardi oluşturur. Bu ilaçlar, refleks taşikardiyi önlemek için bir β-
blokör ile kullanılmalıdır.
Kullanım Endikasyonları:
• Stabl / Stabl olmayan angina krizinin tedavisinde ilk sırayı alırlar.
• Akut MI tedavisinde ilk kullanılacak ilaçlardır.
Yan Etkileri:
• En sık oluşan yan etkileri; baş ağrısı
• Aköz hümör salgısını arttırıp göz-içi basınç artışı
• Methemoglobinemi
β-BLOKÖRLER:
• Anjina tedavisinde β1 selektif ve ISA (-)’ler kullanılır.
• Kalpte tam bir depresyon oluşturarak miyokardın oksijen gereksinimini azaltırlar.
• Koroner damarlarda konstrüksiyon yaptıklarından variant anginada kullanılmaları
174
175
FARMAKOLOJ İ
kontrendikedir.
KALSİYUM ANTAGONİSTLERİ:
• Antianginal etkinin mekanizması; β-blokörlere benzer. Ancak farklı olarak koroner vazodilatasyon
ortaya çıkartırlar.
Koroner arter spazmını önlerler ve bu nedenle variant anjinada kullanılırlar.
DİPİRİDAMOL:
• Trombositlerde fosfodiesterazı inhibe edip cAMP düzeyiniarttırır. Trombosit adezyon ve
agregasyonunu inhibe eder.
NİCORANDİL:
• Hem NO salınımına yol açar, hem de K kanal açıcı etkisi bulunmaktadır.
HİPOLİPİDEMİK İLAÇLAR
175
176
FARMAKOLOJ İ
Atorvastatin / Serivastatin:
• Etki gücü en yüksek olanlardır.
PROBUKOL:
• Karaciğer ve barsakta kolesterol sentezini azaltır. Trigliserit düzeyini değiştirmez.
• Kolesterolün oksidasyonunu inhibe eder (antioksidan etki). Bunun sonucunda
ateroskleroz riski azalır.
• Kardiyotoksik etkisi bulunmaktadır (EKG’de QT intervalini uzatır).
• HDL düzeyini diğer antilipidemiklerden farklı olarak düşürür.
176
177
FARMAKOLOJ İ
ANTİKOAGÜLAN İLAÇLAR
• Bu ilaçlar özellikle ϖενöζ τροµβüσ oluşumunu engellerler.
HEPARİN:
• Vücutta mast hücreleri ve bazofillerde bulunur.
• İki şekli bulunmaktadır: Ağır fraksiyon ve hafif fraksiyon
177
178
FARMAKOLOJ İ
• Kanda heparinin etkinliği “aktive edilmiş parsiyel tromboplastin zamanı” ile değerlendirilir.
Yan Etkileri:
En önemli yan etkisi spontan kanamadır. Hematüri en sık prezentasyonudur.
Trombositopeni oluşturabilir.
Lipoprotein lipaz salınımı ve plazmayı berraklaştırıcı etki gösterir.
D vitaminin aktif türevine dönüşümünü engeller. Osteoporoz ve spontan kırıklar oluşturabilir.
Hiperkalemi yapabilir.
TABLO: HEPARİNİN KULLANIM KONTRENDIKASYONLARI
♦ Ciddi hipertansiyon ♦ Hemofili
♦ İnfektif endokardit ♦ Trombositopeni
♦ Dissekan aort anevrizması ♦ Purpura
♦ Pankreatit ♦ Düşük tehditi
♦ Karsinom ♦ Vasküler retinopati
♦ Aktif tüberküloz ♦ İleri karaciğer ve renal yetmezlik
♦ Aktif kanayan hastalar
Heparin İntoksikasyonu:
• Antidot olarak İV protamin sülfat kullanılır (kimyasal antagonizma).
• Protamin kullanılamayan kişilerde;
Toluidin mavisi
Heksadimetrin
ORAL ANTİKOAGÜLANLAR:
• OAK’lar; K vitamininin yeniden aktifleşmesini sağlayan karaciğerdeki epoksid redüktaz enzimini
inhibe ederler. Bu enziminhibe olunca;K vitamininin rejenerasyonu önlenmiş olur. Sonuçta F.2-7-
9-10 ve protein C’ye bağlı glutamat rezidülerinin γ-karboksillenmesi engellenmiş olmaktadır.
• Etkileri “protrombin zamanı” ile takip edilir.
• Etkileri 8-12 saatlik latent periyottan sonra başlar.
Varfarin:
Spontan kanamalara yol açabilir. “Ayak baş parmağında morarma” sendromu görülebilir.
Teratojenik etkilidir.
178
179
FARMAKOLOJ İ
Oral antikoagülanlar
Statinler (HMG CoA Redüktaz İnhibitörleri)
ANTİTROMBOSİTİK İLAÇLAR
FİBRİNOLİTİKLER
• Bunlar oluşmuş pıhtıyı eriten ilaçlardır.
Fibrinolitik ilaçlar:
ALTEPLAZ:
• İnsan tPA’sıdır. En kısa ömürlü fibrinolitiktir.
ANİSTREPLAZ:
• Saflaştırılmış insan plazminojenidir. En uzun etkilidir. Pıhtı içine up-take oranı %95’dir.
179
180
FARMAKOLOJ İ
ANTİFİBRİNOLİTİKLER
AMİNOKAPROİK ASİT:
Plazminojen ve plazmin aktivasyonunu inhibe ederler.
Direkt olarak; streptokinaz ve ürokinazı da inhibe eder.
TRANEKSAMİK ASİT
APROTİNİN
ETAMSİLAT
HORMONLAR
• Peptid hormonlar
• Steroid hormonlar
• Aminoasid hormonlar
• Eğer bir madde suda çözünüyorsa plazmada abumine bağlanır mı? Suda çözünüyorsa, plazmada
sudan oluştuğu için herhangi bir aracıya ihtiyacı yoktur. Suda çözünmüş olarak taşınabilir. Suda
çözünen hormonlar plazma albüminlerine bağlanmaz, buna karşılık yağda çözünen hormonlar plazma
albüminlerine bağlanırlar. En fazla bağlanan %99 oranında tiroid hormonlarıdır. Eğer bir hormon
plazma proteinine bağlanıyorsa etki süresi uzayacaktır. Ne kadar fazla bağlanıyorsa o kadar uzun etkili
olur.
Yarı-Ömür:
180
181
FARMAKOLOJ İ
Reseptörler:
Suda çözünen hormonların reseptörleri (hidrofilik oldukları için membranı geçemezler) hücre
membranındadır
Yağda çözünen hormonların reseptörleri (lipofilik oldukları için membranı kolaylıkla geçerler)
hücre içindedir
Biyoritm:
• Hormonların bir kısmının salınımı biyoritm gösterir. Buna pulsatil salgılanma denir. Örneğin; ♦ FSH
ve LH salınımı ortalama 80 dakikalık bir siklus gösterir.
♦ ACTH ve buna uyarak kortizol salınması ise, gün içi ritm gösterir. Kortizol salınımı sabaha karşı
maksimum düzeye ulaşır ve sonra gece yarısına kadar giderek azalır.
♦ GH ise özellikle geceleri salınır.
• Diabetli annenin bebekleri iridir. Çünkü fetusta insülin düzeyi çok yüksektir. İnsülin de insülin like
growth faktör 1 = somatomedin C ile çapraz reaksiyona girer. Dolayısıyla insülin somatomedin C
reseptörlerini uyarır ve fetus iri olur.
• Akromegalide aşırı salınan büyüme hormonu, prolaktin reseptörlerini uyarır ve galaktore oluşturur.
• Koriokarsinomda aşırı salınan HCG hipertiroidi ortaya çıkartır.
İNSÜLİN
α hücresi → Glukagon
β hücresi → insülin
∆ hücresi → Somatostatin
• A ve B olamk üzere iki parçadan oluşur ve aralarında disülfit köprüsü vardır. A ve B olmak üzere sentezlenen
bu maddenin ismi proinsülindir. Proinsülin; pankreas β hücrelerinde sentezlendikten sonra golgi aparatına
gelir. Golgi aparatında C peptidini kaybeder. C peptit kaybolunca insülin oluşur ve insülinde çinko ile
depolanır.
181
182
FARMAKOLOJ İ
• Uyarı geldiğizamaninsülin dolaşıma salınır. İnsülinle birlikte C peptitte salınır. C peptidin varlığı önemlidir.
C peptit neyi ayırt eder? İnsülin eksojen mi verilmiş yoksa vücuttan mı salınmış yani endojen mi bunu ayırt
eder.
• Yıkımında glutatyon transhidrogenaz enzimi rol oynar.
Salınımı:
• İnsülin salınımını çok karakteristik bir özelliği vardır. İnsülin salınımı bifazik bir karakter gösterir.
Bifazik olmasının nedeni şudur: Kişi yemek yediği zaman insülin salınımı olur. Bu insülin pankreasta
depolanmışinsülindir. İlk önce depolanmışinsülin birdenbire salınır ve biter. Dolayısıylainsülin düzeyi
azalmaya başlar. Bu sırada pankreastan yenideninsülin sentezlenir veikincibir dalga halinde yeniden
sentezlenir ve salınır. Bu da yeni sentez insülindir. Dolayısıyla insülin salınımının özelliği bifazik
olmasıdır.
• İnsülin salınımını düzenleyen mekanizma nedir? Pankreas β hücrelerinde K kanalları vardır ve bu K
kanalları ATP bağımlıdır. ATP varsa bu kanallar kapatılır yoksa açık kalır. O halde insülin salınımının
primer düzenleyicisi ATP bağımlı K kanallarıdır.
• İnsülin tirozin kinaz reseptörleri üzerinden etki gösterir. cAMP miktarını azaltır.
182
183
FARMAKOLOJ İ
β2 → insülin salınımını ↑
α → insülin salınımını ↓
183
184
FARMAKOLOJ İ
oluşturabilirler.
ETKİLERİ:
• İnsülin anaboliktir. Bütün besin öğelerini hücre içine çeker. Glukozu hücre içine çekip glikojen olarak
depolar veya glukozu Crebs siklusuna sokar ve ATP sentezi için kullanılır.
• Aminoasitleri hücre içine çeker. Orada protein sentezinde kullanılmasını sağlar.
• Lipogenez orrata çıkartır. Yağ asitlerini hücre içine çeker. Lipogenezede kullanır.
Hormon duyarlı lipoprotein lipazı inhibe eder. Endotel bağımlı lipoprotein lipazı stimüle eder.
Lipidleri hücre içinde biriktirir.
• Potasyumu da hücre içine çeker. Potasyumu hücre içine sokan en önemli güç insülindir.
• Fosfatı da hücre içine çeker.
• Dolayısıyla insülin salınınca glukoz, aminoasit, yağ asidi, potasyum ve fosfat düzeyi düşer.
İnsülin pür anabolik bir hormondur. Her şeyi korur, saklar, hücre içine çeker ve biriktirir.
• Sadece lipogenez yapmakla kalmaz. Kolesterol sentezinde hız kısıtlayıcı basamak olan HMG CoA
redüktaz enzimini de stimüle eder ve kolesterol sentezini artırır.
• Aminoasitleri hücre içine çeker. Özellikle dallı zincirli aminoasitleri kullanılır. Yani lösin, izolösin, valini
hücre içine çeker ve korur. Dolayısıyla insülin salınımını en fazla artıran aminoasit lösindir.
• İnsülin benzeri ve insülin karşıtı hormonlar vardır.
İnsülinin tam zıttı olan hormon hangisidir? İnsülin pür anaboliktir. O halde pür katabolik hormon nedir?
Steroidler. İnsülinin tam karşıtıdır.
Tiroid hormonlarının etkileri bifaziktir. Tiroid hormonları normal konsantrasyonda ise; insülin benzeri
etki gösterirler. Buna karşılık hipertiroidi gibi suprafizyolojik dozlarda ise insülin karşıtı etki gösterirler.
Tiroid hormonları fizyolojik dozlardaise kemik yapımını artırırlar, suprafizyolojik dozlarda kemik yıkımını
artırırlar. Tiroid hormonları fizyolojik dozlarda protein sentezini artırırlar. Suprafizyolojik dozlarda
protein yıkımını artırırlar.
İNSÜLİN PREPARATLARI:
184
185
FARMAKOLOJ İ
• Lispro insülin: En kısa etkilisidir. Parenteral kullanılabilir (nötral regüler insülin gibi)
• Protamin çinko insülin: En uzun etkilidir.
• Glargine: En az hipoglisemi oluşturan insülindir.
ORAL ANTİDİABETİKLER:
SÜLFONİLÜRE TÜREVLERİ:
• Pankreas β hücrelerinde; ATP bağımlı K kanallarını bloke edip (dışarıya K çıkışı azalır), insülin
salınımını arttırırlar.
• Glukozu normal düzeyinin de altına indirip hipoglisemi ortata çıkartabilirler (Biguanidler hipoglisemi
yapmazlar).
Tolbutamid:
• En kısa etkilisidir.
• Kısa etkili olduğu için yaşlılarda en güvenlisidir.
Klorpropamid:
• En uzun etkilisidir.
• DI tedavisinde kullanılır.
Gliburid (Glibenklamid):
185
186
FARMAKOLOJ İ
• Sülfonilüreler guatrojen etki gösterirler. Neden? Çünkü sülfonilüreler sülfonamid türevidirler. Sülfonamid
türevleri guatr ortaya çıkartırlar.
• Karaciğerde glukoz üretimini azaltırlar ve insülinin yağ ve kas dokusunda etkisini artırırlar.
• Laktik asidoz oluşturabilirler.
• B vitamin eksikliği oluşturabilirler.
12
REPAGLINID:
• ATP bağımlı K kanallarını bloke edip (sulfonilüreler gibi) insülin salınımını artırırlar.
186
187
FARMAKOLOJ İ
GLUKAGON
KORTİKOSTEROİDLER
187
188
FARMAKOLOJ İ
Metabolizma:
Karbonhidrat Metabolizması:
Yağ Metabolizması:
• Lipoliz ortaya çıkartırlar.Steroidlerin vücutta yüksek konsantrasyonda bulunmalarıyla
seyreden hastalık Cushing sendromudur. Cushing’de vücutta yağ birikimi olur
(Supraklavikular bölge, gövde ve yüzde). Cushing’de steroid düzeyi yüksek, steroidler lipoliz
oluşturur. O zaman neden Cushing’de yağ birikir? Steroidlerin aşırı arttığı durumlarda reaktif
olarak anabolik bir hormon olan insülin salınımı artar. Dolayısıyla Cushing’de steroid artar,
reaktif olarak da insülin salgılanır.
Steroidler lipoliz yapar, insülin ise lipogenez yapar. Lipoliz ve lipogenez yapan iki hormon karşı
karşıya gelince ortaya böyle ucubik bir tablo çıkar. Periferde yağ incelmesi, santralde yağ
188
189
FARMAKOLOJ İ
toplanması olur. Cushing’de yağ birikmesinin nedeni steroidler değil, reaktif olarak salınan
insülindir.
Anti-İnflamatuar Etki:
Araşidonik asit oluşumunu fosfolipaz enzimisağlar. Steroidler lipokortin 1(makrokortin)
isminde bir protein sentezletir. Lipokortin 1 de fosfolipaz enzimlerini inhibe eder.
Steroidler NOS-2 (indüklenebilir nitrik oksit sentetaz) ve COX-2 (İndüklenebilir siklooksijenaz)
enzimini inhibe ederler.
Hemopoetik Sistem:
• Lökosit yapımını artırırken, lenfosit sayısını azaltır. Lenfosit sayısını azalttıkları için hücresel immüniteyi
bozarlar. Hemoglobin, eritrosit ve trombosit yapımını artırırlar. Trombosit yapımını artırdığı için
agregasyona eğilimi yükseltir.
SSS:
• Uzun süre kullanılırsa paranoid reaksiyonlar ortaya çıkarabilir.
Böbrekler:
• Mineralokortikoidlere(yanialdosterona)benzer etkileriortaya çıkarır. Aldosteron toplayıcı tübülde Na’u
alır, K ve H’i atar. Steroidlerde aynı etkiyi ortaya çıkartırlar.
Kardiyovasküler sistem:
• Steroidler katekolamin duyarlılığını nasıl artırır? Noradrenalin sinaptik kavşaktan plazmaya karıştığında
plazmada noradrenalini parçalayan enzim yoktur. Noradrenalin endotel hücresi içine alınır ve COMT
tarafından parçalanır. NA’in endotel hücresi içerisine reuptake’ini bloke eden madde steroidlerdir. NA’in
plazmada uzun süre kalmasını sağlarlar. Dolayısıyla duyarlılık artar.
Ca metabolizması:
• Steroid iki hormonun antagonistidir. İnsülin ve D vitamini. Sonuçta osteoporoz ortaya çıkartır.
Endokrin etkiler:
• T4’ü T3’e dönüşümünü sağlayan 5-deiodinaz enzimini bloke eder.
Preparatları:
Kortizon:
189
190
FARMAKOLOJ İ
Hidrokortizon (kortizol)
Prednizon:
Ön ilaçtır. Pednizolona çevrilir.
Hem kortizon, hem de prednizon lokal olarak kullanılmaz. Çünkü karaciğer aktif metabolite
çevrilemez.
En kısa etkili steroid preparatı; Kortizol
En uzun etkili steroid preparaı; Betametazon ve Deksametazon
Glukokortikodi etkisi dolayısıyla antiinflamatuar etkisi en yüksek olan glukokortikoid preparatı;
Betametazon’dur.
Kullanım Endikasyonları:
MİNERALOKORTİKOİDLER:
• Aldosteron salınımında ana düzenleyici; renin-anjiotensin sistemidir.
Metabolizma:
• Aldosteronu parçalayan enzim 5α-redüktaz enzimidir. Bu enzim aynı zamanda testosteronu
dihidrotestosterona çeviren enzimdir.
• Üç tane mineralokortikoid preparatı vardır:
Aldosteron
Fludrokortizon
Dezoksikortikosteron
ACTH:
190
191
FARMAKOLOJ İ
Metirapon:
Aminoglutetimid:
Mitotan:
• Adrenal bezi parçalar. Kimyasal adrenalektomi ortaya çıkartır. Deneysel Addison tablosu
ortaya çıkartmak için kullanılır.
Amphenone B:
Ketokonazol:
Siproheptadin:
• Asetilkolin, serotonin ve histamin salınımını bloke eder. Serotonin ve histamin blokörü olduğu için
istah normal derecede artar. Çünkü serotonin ve histamin iştahı azaltır.
• Hipofizden ACTH salınımını inhibe eder.
TİROİD HORMONLARI
İyot uptake yoluyla tiroid beziiçine alınır. Tiroid bezindeiyot aktifiyoda çevrilir. Aktifiyoda çeviren enzim
tirozin peroksidaz enzimidir. Peki neden iyotaktif hale çevrilir? Çünkü iki tirozinin birleşmesi ile oluşan
tironin sadece aktif iyotla bağlanabilir. Tironinin aktif iyotla bağlanmasını da tirozin peroksidaz enzimi
stimüle etmektedir. Bu birleşme sonucunda MIT ve DIT oluşur. MIT’de bir tane DIT’de iki tane, iyot
191
192
FARMAKOLOJ İ
• Dolaşımdaki tiroksinin bir kısmı, 5-deiodinaz enzimi sayesinde bir iyodunu kaybederek T ’e 3
♦ Propiltiourasil
♦ β-blokörler
♦ Steroidler
♦ Amiodaron
ETKİLERİ:
192
193
FARMAKOLOJ İ
Oksijen tüketimini artırırlar. Kalorijenik etki ortaya çıkartırlar. Sonuçta bazal metabolizmayı
düzenlerler. O halde bazal metabolizmadan tiroid hormonları sorumludur. Eğer dış ortam
soğuk ise vücut ısısını yükseltip sabit tutabilmek için kişide bazal metabolizma artar.
Dolayısıyla hava soğuk ise tiroid hormonları artar.
Somatik ve mental gelişmenin olabilmesi için tiroid hormonları şarttır. GH’un epifiz plağında etki
gösterip boyu uzatabilmesi için veya mental gelişme için tiroid hormonu varlığı şarttır (Doğuştan
hipotiroidili çocuklarda mental retardasyon ve kısa boy vardır).
Bifazik Etkileri:
• Tiroid hormonları kolesterol düzeyini azaltır. Hipotiroidide kolesterol düzeyi yüksek olur.
• Periferde androjen den östrojen dönüşümünü artırır. O halde hipertiroidili erkelerde östrojen bol
bulunacağı için jinekomasti ortaya çıkabilir.
TİROİD PREPARATLARI:
Levotiroksin Sodyum:
• T preparatıdır.
4
Liyotironin sodyum:
. • T preparatıdır.
3
Liyotriks:
ANTİTİROİD İLAÇLAR:
1. TİYOÜRE TÜREVLERİ
♦ Propiltiourasil
♦ Metimazol
193
194
FARMAKOLOJ İ
♦ Karbimazol
PTU en önemlisidir. PTU, tirozin peroksidaz enzimini inhibe eder. Periferde T4’ün T3 dönüşümünü
keser.
Guatrojen etkili ilaçlar vardır.
Fazla iyot alınması tiroid hormonlarının salınımını keser. Etki hemen başlar. Wolff-Chaikoff etkisi
diye adlandırılır.
İki amaçla kullanılır;
Hipertiroidinin akut tedavisi
Operasyon öncesi tiroid bezinin vaskülaritesini azaltmak
3. RADYOAKTİF İYOD:
131
. • I ; tiroid bezini parçalayan bir maddedir.
. • En önemli yan etkisi kalıcı hipotiroidizm ortaya çıkartabilmesidir.
. • Kanser gelişim insidansını artırmadığı söylenir.
.
4. İYOD GİRİŞİNİ İNHİBE EDEN ANYONİK İLAÇLAR:
• Tiroid bezi iyodu plazmadan alır ve tiroid hormonu sentezinde kullanılır. Bazı maddeler vardır;
tiroidbezine girmek için iyotla yarışırlar. İyodun uptake’ini keserler. Bunlardan en önemlileri;
Perklorat
Tiyosiyanat
Nitrat
KALSİYOTROPİK HORMONLAR
Kalsiyum regülasyonu üzerine etkili en önemli üç hormon;
. D vitamini
194
195
FARMAKOLOJ İ
. PTH
. Kalsitonin
Üçünün salınmasında da ana düzenleyici faktör iyonize Ca’dur.
D vitaminive PTH barsaklarda ne yapar? Barsaklarda kalbindinisminde bir proteinisentezletirler.
Kalbindin senteziniartırıp kalsiyum ve fosfatın vücuda absorbsiyonunu artırırlar. D vitaminive
PTH’un barsaklardaki etkisi aynıdır. Kalsiyum ve fosfat absorbsyonu. Peki fark nerede?
Böbreklerdedir. D vitamini, kalsiyum ve fosfatın reabsorbsiyonunu artırır. Buna karşılık PTH,
kalsiyum absorbsiyonunu, fosfat atılımını artırır. Aralarındaki tek fark budur.
D vitamini ve PTH, ikisi de kalsiyum düzeyini artırır. D vitamini fosfatı artırır, PTH azaltır.
Kalsitonin her ikisini birden azaltır.
PARATİROİD HORMON:
• PTH sentezinde ana düzenleyici faktör;
Kalsiyum düzeyi azalınca PTH artar
195
196
FARMAKOLOJ İ
ETKİLERİ:
Fosfatüri
cAMPüri
PTH kemikte osteoklastik aktiviteyi artırır. Osteoklastlarda kemik yapıyı parçalarlar. Kemik yapıda
matriksi oluşturan bazı önemli proteinler ve aminoasitler vardır. Matriks yani kollajen oluşumunda
en önemli aminoasitler hidroksi birimleridir. Peki bunlar ne yaparlar? Kemik matriksini parçalar,
hidroksiprolin idrara karışır. Yani önce plazmaya, sonra da idrarla atılımı artar. Hidroksiprolinüri
olur.
Bikarbonatüri (=metabolik asidoz); metabolik asidozda plazma düzeyi yükselen elektrolit klordür.
Hiperparatiroidide; Cl / PO oranının 33’ün üstünde olması tipiktir.
4
D VİTAMİNİ:
UV ışınlarına maruz kalması ile kalsiferole dönüşür. Bu madde ilk önce karaciğerde 25hidroksilasyona
uğrar. Böbreklerde ise 1α-Hidroksilaz enzimince hidroksillenerek aktif şekli olan 1,25 (OH) D vitaminine
2 2
çevrilir.
madde vücutta da sentezlendiği için, aslında bir vitamin değil bir hormondur.
Kolekalsiferol; cildin stratum granulosum tabakasında bulunan 7-Dehidrokolesterol’ün UV’ye
maruz kalması ile sentezlenir.
Bu madde karaciğer ve böbreklerde 1α-hidroksilaz enzimi tarafından aktif şekli olan 1,25 (OH) D’e2
çevrilir.
1α-hidroksilaz enziminin en güçlü stimülanı parathormondur.
196
197
FARMAKOLOJ İ
ETKİLERİ:
Barsaktan Ca / fosfat ve Mg emilimini artırır.
Böbreklerden Ca / fosfat reabsorbsiyonunu artırır.
Kemiklerde hem osteoklastik, hem de osteoblastik aktiviteyi artırır. Eskimiş kemik dokuyu yıkar ki
oraya yeniden taze kemik dokusu yerleşebilsin.
Hematopoetik stem hücrelerin farklılaşması ve olgunlaşmasında rol oynamaktadır. Bu nedenle D
vitamini eksikliğinde, bu olgunlaşma gerçekleşemeyeceği için anemi ortaya çıkmaktadır.
Kalsitriol (1,25(OH) D ): 2 3
Alfakalsidol:
197
198
FARMAKOLOJ İ
KALSİTONİN:
ETKİLERİ:
Salkatonin:
• Kalsitonin preparatıdır.
BİFOSFONATLAR:
Etidronat / Alendronat
DİĞERLERİ:
Erkek ve dişi seks hormonları kalsiyumu her zaman pozitifte tutarlar yani osteoporozu inhibe
ederler.
GH’da seks hormonlarına benzer etki gösterir.
Glukokortikoidler; insülin ve D vitamininin antagonistidir. Osteoporoz ortaya çıkartır.
Tiroid hormonları; fizyolojik konsantrasyonlarda kemik yapımına, hipertiroidide ise kemik yıkımına
yol açmaktadır.
ANDROJENLER
198
199
FARMAKOLOJ İ
ETKİLERİ:
• Erkeklerde ateroskleroza eğilim belirgindir. Dişiler menapoza kadar, ateroskleroz yönünden doğal
olarak korunmuştur.
Testosteron busiklat:
ANTİ-ANDROJENİK İLAÇLAR:
Danazol:
199
200
FARMAKOLOJ İ
Ketokonazol:
Flutamid:
Finasterid:
200
201
FARMAKOLOJ İ
Güçlü östrojeni zayıf östrojene çeviren enzim 17-β hidroksisteroid dehidrogenazdır. Bu enzimin en
güçlü stimülanı progesterondur.
ETKİLERİ:
Siklusun birinci döneminde belirgin etki ortaya çıkartırlar. Östrojen mitotik aktiviteyi artırır. Mitotik
aktiviteyi artırdığı için endometrium kalınlığı artar. Endometriumda hiperplazi ortaya çıkar. Bu
etkinin bir şekilde dizginlenmesi gerekir yoksa bu etki kanserojeniktir. Bunu dizginleyen
progesteronun antimitotik etkisidir.
Östrojen endometrium kalınlığında artış ve hiperplazi yapar. Sadece enrometirumda değil, vajina
epitelinin kalınlaşması ve keratinizasyon olur. Östrojen etkisi altında ortamın asidofilik özellik
göstermesi östrojenin etkileridir.
Servikste sulu mukus salınımına neden olur. Buna bağlı olarak elastikiyette artış olur.
Meme dokusunda iki yapı vardır. Bunlardan birincisi asinüslerdir. Asinuslerde süt proteinleri ve süt
sentezlenir. Daha sonra asinuslerde sentezlenen bu süt duktuslar aracılığıile taşınır. Duktuslar
birleşir ve dışarıya sütün atılmasını sağlarlar. Demek ki birinci yapı asinüsler, ikinci yapı duktuslar
201
202
FARMAKOLOJ İ
Östradiol benzoat:
Etinil östradiol:
202
203
FARMAKOLOJ İ
Dietilstilbestrol:
• En önemli özelliği kanserojenik ve teratojenik etki potansiyelinin olmasıdır.
Yan Etkileri:
ANTİ-ÖSTROJENİK İLAÇLAR:
Klomifen ve tamoksifen arasındaki en önemli fark; ikisi de periferde östrojen reseptörlerini bloke
eder.
Klomifen sitrat SSS’ne geçer. Östrojen otoreseptörlerini de bloke eder. Normalde östrojen SSS’e
geçer ve gonadotropinlerin salındığı nöron üzerindeki reseptörlere bağlanır ve kendi salınımını
keser. Klomifen sitrat burayı kapatınca, östrojen reseptöre bağlanıp, kendi salınımını kesemez.
Gonadotropin salınımı artarak devam eder.
Tamoksifen östrojen reseptörlerinibloke eder ve periferde etkigösterir. Klomifen periferde
antiöstrojeniktir. Buna karşılık SSS’de güçlü gonadotropik etki ortaya çıkartır.
Klomifen gonadotropin salınımını artırır ve ovulasyon indüksiyonu ortaya çıkartır. Multiple
ovulasyon insidansı artmıştır.
Overlerde stimülasyona bağlı olarak büyüme, kist oluşumu ve buna bağlı karın ağrısı ve asit
gelişebilir.
Tamoksifen erkeklerde ve kadınlarda postmenapozalmeme kanseriveya metastatik meme
kanserlerinde kullanılır. Östrojen reseptörü sayısı ne kadar fazla ise o kadar güçlü etki gösterir.
Premenapozal östrojen reseptörü pozitif meme kanserinde de etkilidir.
203
204
FARMAKOLOJ İ
FORMESTAN / ANASTROZOL:
Aromataz enzim inhibitörleridir.
Östrojen reseptör pozitif meme kanseri ve metastazlarının tedavisinde tamoksifen tedavisinin
başarısız olduğu durumlarda kullanılırlar.
PROGESTERON:
ETKİLERİ:
o İki tane önemli etkisi vardır;
Antimitotiktir. Östrojen etkisi altında mitozu baskılar.
İmmünsüpresan etkisi vardır.
204
205
FARMAKOLOJ İ
Servikste östrojene zıt etki yapar. Yani mukusun vizkositesini artırır, elastikiyetini azaltır.
Tetmojenik etkisi bulunmaktadır. Siklusun ikinci döneminde ısının bir derece yükselmesinden
progesteron sorumludur.
Solunumu stimüle eder.
Progesteron Preparatları:
Yan Etkileri:
• Akne
• Saçlarda yağlanma
• Karaciğer bozukluğu ve kolestatik sarılık
• Aterosklerotik değişimler
• Vajina atrofisi
• Bunlar androjenlerin aynı etkileridir. Progesteronda aynı androjenler gibi yan etki ortaya çıkartır.
• Androjen akne oluşturuyorsa, akne tedavisinde östrojen kullanılabilir.
ANTİ-PROGESTERONLAR:
Mifepriston (RU-486) / Onapriston:
1. Koriyonik gonadotropin
2. FSH
3. LH
α ve β olmak üzere iki alt birimden oluşmuşlardır. α alt birim; LH, FSH ve TSH’da aynıdır. β alt
birim farklıdır ve aktif olan kısmı oluşturur.
80-90 dakikalık bir siklusla salınırlar.
Ovulasyondan hemen önce LH ve FSH birlikte pik yaparlar. Ovulasyondan LH piki sorumludur.
FSH, foliküllerin olgunlaşmasına yol açar. Ama folikülü çatlatan LH pikidir.
LH piki ile ovulasyon 12-16 saat sonra gerçekleşir.
Humegon:
205
206
FARMAKOLOJ İ
GNRH:
GnRH Analogları:
Buserelin / Goserelin:
GnRH preparatlarıdır.
Gonadotropinler 80-90 dakikalık sikluslarla salınırlar. Eğer bu preparatlar vücuttakisiklusu
bozmayacak şekilde uygulanırsa gonadotropin salınımını artırırlar (kısırlık tedavisi). Buna
karşılık bu preparatları sürekli uygular, gonadotropin salınımındaki biyoritmi kaldırırsak,
gonadotropin salınımı inhibe olur. Yani “medikal kastrasyon” yapılmış olur.
PROLAKTİN (PRL):
Bir kadının hayatında prolaktinin en yüksek olduğu zaman; doğumdan hemen sonradır.
Salınımı için postpartum dönemde meme başının uyarılması en güçlü stimülasyonu ortaya
çıkartır.
Prolaktin salınımı düzenleyen en önemli faktör; dopamin (PIF)’dir.
Prolaktin bir hormonla birlikte salınır; TRH. Prolaktin artarsa TRH’da artar.
Örneğin hipotiroidi gibi bir durumda TRH artarsa, TSH artar, prolaktin düzeyi de benzer şekilde
artar.
ETKİLERİ:
SOMATOTROPİN (GH):
Kendisi direkt olarak etki göstermez. GH’nin etki gösterebilmesi için Somatomedin C veya
diğer ismiyle İnsülin Like Growth Faktör I’in varlığı şarttır.
GH’nin etki gösterebilmesi için ortamda tiroid hormonlarının varlığı da şarttır.
206
207
FARMAKOLOJ İ
Lösin → İnsülin
Arginin → GH
ETKİLERİ:
GH; epifiz plağındaki hücrelerin proliferasyonunu artırır. Dolayısıyla enine büyümeden çok boyuna
büyümeden sorumludur.
Plazmada serbest yağ asidi düzeyini ve glukoz düzeyini artırır. GH, yağ asidi ve glukoz düzeyini
yükseltir ki dokuların büyümeleri için gereken enerjiyi sağlamış olur.
Somatrem:
. • GH preparatıdır.
. • Cücelik tedavisinde kullanılır.
SOMATOSTATİN:
• İki tipi bulunur.
Somatostatin-14:
• SSS’de bulunur.
• GH ve TSH salınımını inhibe eder.
Somatostatin-28:
Periferde bulunur.
Hem insülin hem de glukagon salınımını baskılar.
Oktreotid:
207
208
FARMAKOLOJ İ
ADH:
ETKİLERİ:
Vazopresin:
• Böbrekteki etkiler için kullanılır.
Desmopresin:
Felipresin:
• Vazokonstrüksiyon etkisi belirgindir.
• Özefagus varis kanamalarında kullanılır.
Lipresin:
• DI tedavisinde kullanılır. Nasal sprey olarak kullanılır.
208
209
FARMAKOLOJ İ
OKSİTOSİN:
Salkatonin → Kalsitonun
Etidronat → Bifosfanat
Humegon → Gonadotropin
Buserelin / Goserelin → GnRH
Somatrem → GH
Oktreoid → Somatostatin
209
210
FARMAKOLOJ İ
Omeprazol
Lansoprazol
Pantoprazol
Rabeprazol
ANTASİD İLAÇLAR:
• Mideden salınan HCl’ yi nötralize ederler. Yani pH’ yı yükseltirler. Ancak tedavi sırasında pH’ nın 5’in
üstüne çıkarılmaması istenir. Çünkü pH 5’i geçerse gastrin salınımı stimüle olur ve rebound olarak asit
salınımı artar.
• Antasit ilaçlar iki gruba ayrılır;
Alüminyum Bileşikleri:
• Oldukça zayıf etkilidirler. Yani asit bağlama kapasiteleri ve hızları en düşük olan antasitlerdir.
• Konstipasyon oluştururlar (Bu nedenle preparatlarına magnezyum bileşikleri de eklenir).
• Teratojeniktir.
Magnezyum Bileşikleri:
• Laksatif etki oluştururlar.
• Teratojeniktir.
Kalsiyum Bileşikleri:
• Kalsiyum karbonat en fazla kullanılandır.
• En fazla rebound asit salınımına neden olur.
210
211
FARMAKOLOJ İ
• Konstipasyon oluşturur.
Sodyum Bikarbonat:
• Etkisi en çabuk başlayan antasittir.
• Sistemik etkiye bağlı olarak metabolik alkaloz oluşturabilir.
SUKRALFAT:
• Ülserin üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturur. Böylelikle dokuyu; asit, pepsin ve safra asitlerinin
etkisinden korur.
• Etki göstermesi için ortamın asidik olması gerekmektedir.
• Konstipasyon sıktır.
MİZOPROSTOL:
• PGE analoğudur.
1
SODYUM KARBENOKSOLON:
• Mukus sentezini ve vizkozitesini artırarak ülser nedbeleşmesini hızlandırır.
• Hipertansiyon ortaya çıkartabilir.
ANTİBAKTERİYEL İLAÇLAR:
• Bu amaçla en fazla tetrasiklin, metronidazol, amoksisilin, klaritromisin kullanılır.
Lubrikanlar:
Sıvı Vazelin:
• Kalın barsakta feçesi ve mukoza yüzeyini yağlandırarak feçesin kolay atılmasını sağlar.
• İlaç akciğerlere aspire edilirse lipid pnömonisi oluşturabilir.
• A, D, E ve K vitaminlerinin emilimini azaltır.
Gliserin / Sıvı bitkisel yağlar
211
212
FARMAKOLOJ İ
Nemlendirici İlaçlar:
• Feçeste yüzey gerilimini düşürürler ve feçesin yumuşamasını sağlarlar.
Dokuzat sodyum / Dokuzat potasyum / Dokuzat kalsiyum / Poloksalkol
Mannitol
Laktilol monohidrat
Sodyum sülfat / Sodyum fosfat/difosfat / Sodyum bikarbonat
Potasyum sodyum tartrat
Magnezyum sülfat / Magnezyum sitrat / Magnezyum oksid/hidroksid
Absorbe edilmeyen şekerler (sorbitol / gliserin / mannitol)
STİMÜLAN LAKSATİF-PURGATİFLER:
• Uzun süre kullanılması kolonda myenterik pleksusta zedelenme oluşturabilir (katartik
sendrom).
Bisakodil:
• İnce barsaklarda absorbe edilir, sonra safra içine glukuronat konjugatı olarak atılır.
Antrakinon Türevi Glikozidler (Senezid A ve B / Kazantrol / Aloin / Dantron):
• Mukozada lokal etki ile tahriş oluştururlar ve kolonda peristaltik hareketleri stimüle
ederler.
Laktuloz:
• Bu bileşik kolona kadar gelir ve orada mikroflora tarafından fermente edilir. Böylelikle
laktik asit ve asetik asit gibi maddeler oluşur. Bu bileşikler kalın barsağın peristaltik
hareketlerini stimüle eder.
Hint yağı:
. • Risinoleik aside yıkılır.
. • Na-K ATPaz’ı inhibe ederek su absorpsiyonunu önler.
Fenolftalein
212
213
FARMAKOLOJ İ
ANTİDİAREİK İLAÇLAR
I. OPİYATLAR:
• Kalın barsaklardaki sirküler düz kasları kasarak spazm yaparlar. Böylelikle peristaltik hareketleri inhibe
ederler.
• En çabuk ve en güçlü etki yapan antidiareik ilaçlardır.
Loperamid:
• Tüm antidiareik opiyatlar arasında bağımlılık yapma potansiyeli en düşük olandır.
Difenoksilat / Difenoksin / Kodein / Opiyum tentürü / Paregorik eliksir
EMETİK İLAÇLAR
İPEKA ŞURUBU:
• Kusturucu etkisi içinde bulunan emetinin mide mukozasını tahrişine bağlıdır. Bu nedenle emetik
etkisi nöroleptik ilaçlarla (DA antagonisti) tam olarak önlenemez.
• Etkisi alındıktan sonra 20 dakika içinde başlamalıdır. İkinci doz verildikten sonra kusma
olmamışsa, mide yıkanmalıdır.
APOMORFİN:
• Emetik etkisini; KTZ’deki dopaminerjik reseptörleri direkt olarak uyararak gösterir.
• Kusma olmadığı takdirde ilaç yeniden uygulanmamalıdır. Çünkü SSS’ni deprese edip kendi
etkisini ortadan kaldırabilir. Eğer SSS’ni deprese ederse, tedavide naloksan kullanılır.
213
214
FARMAKOLOJ İ
ANTİHİSTAMİNİKLER:
• Bunlar arasında en uzun etkilisi ve etkisi en geç başlayan meklizindir.
ANTİSEROTONERJİK İLAÇLAR:
• Bu ilaçlar GIS ve area postremadaki 5-HT reseptörlerini bloke ederler.
3
NÖROLEPTİK İLAÇLAR:
• Bu grupta en güçlü etki gösterenler piperazin türevleridir. En sık kullanılan madde
proklorperazindir.
METOKLOPRAMİD VE BENZERLERİ:
• Dopamin ve serotonin antagonistidir. Küçük dozlarda D , yüksek dozlarda ise 5-HT reseptör
2 3
blokörüdür.
• Ayrıca 5-HT reseptör agonistidirler. Bu nedenle prokinetik / gastrokinetik etkileri bulunmaktadır.
4
DOMPERİDON VE BENZERLERİ:
• Butirofenon türevi bir antidopaminerjiktir. Dopamin (D ) reseptörlerini bloke eder.
2
Levosülpirid:
• D blokörü yeni bir ilaçtır.
2
GLUKOKORTİKOİDLER:
• Diğer antiemetiklere cevap vermeyen ve antineoplastikilaçlara bağlı gelişen emeziste
deksametazon kullanılır.
OKTREOTİD:
• Uzun etkili bir somatostatin analoğudur.
• Mide boşalmasını hızlandırır, ancak ince barsak pasajını yavaşlatır.
214
215
FARMAKOLOJ İ
I. DİÜRETİKLER:
• Damar içindeki volümü azaltarak etki oluştururlar. Su ve tuz retansiyonu ve buna bağlı ödemi
düzeltirler.
IV. GLİKOZİDLER:
• Konjestif kalp yetmezliği (KKY); kalbin periferdeki dokulara yeterince kan göndermemesi
durumudur.
Dolayısıyla periferde hipoperfüzyon durumu mevcuttur. Kan venöz sistemde göllenmiştir.
Periferdeki hipoperfüzyona bağlı olarak gelişen hipoksi ile sempatik aktivasyon ortaya çıkar.
Bu da vazokonstrüksiyona neden olur.
Oluşan vazokonstrüksiyon hipoperfüzyonu daha da derinleştirir ve olay kısır döngüye girmiş
olur.
215
216
FARMAKOLOJ İ
Dijital (+) inotrop etkilidir. Bu etkisiyle perifere giden kan miktarını artırır. Böylelikle
periferdeki hipoperfüzyonu kırar. Hipoperfüzyonun kırılması ile sempatik aktivasyon
baskılanır ve vazokonsrüksiyon ortadan kalkar.
• Dijitaller; esas olarak sistolik ve düşük debili konjestif kalp yetmezliğinin tedavisinde kullanılırlar
(Diastolik ve yüksek debili kalp yetmezliğinde dijital kullanmak kontrendikedir).
Kardiyak Etkileri:
• Düşük dozlarda SAN üzerinde vagal tonüsü arttırarak bradikardi yaparlar. Yüksek dozlarda
216
217
FARMAKOLOJ İ
• Aksiyon potanselinin son fazında dışarı potasyum çıkar. Bu potasyumun dışarı çıkması için kanalı
açan, plato fazında içeri giren kalsiyumdur. Kalsiyum potasyum kanallarına bağlanır ve kanallar
açılır. Dijitaller hücre içerisinde kalsiyum düzeyini artırır. Bu nedenle potasyum kanalları çok daha
hızlı bir şekilde açılır. Potasyum dışarı boşaltılır ve kanal kapanır. Böylelikle aksiyon potansiyelinin
repolarizasyonu gösteren inen kolu çok daha dik iner. Yani sonuçta aksiyon potansiyeli kısalmış
olur.
• Dijitaller kardiyak debiyi artırdıkları için böbreğe giden kan miktarını artırırlar. Dolayısıyla
natriüretik ve diüretik etki ortaya çıkartırlar.
217
218
FARMAKOLOJ İ
Farmakokinetik özellikleri:
TABLO: DİGİTALLERİN FARMAKOKİNETİK ÖZELLİKLERİ
Diğer glikozidler:
Uvabain:
• En çabuk etki oluşturan ve etkisi en kısa süren glikoziddir.
Kullanım Endikasyonları:
• Düşük debili sistolik kalp yetmezliği
• Atriyum fibrilasyonu ve flatter tedavisi
• Paroksismal atriyal taşikardi
218
219
FARMAKOLOJ İ
yönelir).
• Böbrek ve karaciğer yetmezliği
• Digoksin plazma düzeyini yükselten kardiyak ilaçlar:
1. Bazı ilaçlar digoksinin tubüler atılımını inhibe ederler: Verapamil-Diltiazem-Nitrendipin-
Nifedipin / Kaptopril / Kinidin
2. Digoksini çizgili kaslardaki bağlanma noktasından kovan: Kinidin / Propafenon / Amiodaron /
Flekainid
Dijitalle etkileşen en önemli ilaç kinidindir. Kinidin atriyumlardan kaynaklanan aritmilerde
kullanılır. Kinidin; güçlü antikolinerjiktir. Yani AV geçişi hızlandırır. Atriyum fibrilasyonu olan
bir kişide bu etki kontrendikedir. Çünkü atriyum fibrilasyonunu ventrikül fibrilasyonuna
çevirebilir. Bu yüzden kinidin hiçbir zaman tek başına kullanılmaz. Önce hasta dijitalize edilir
ve AV geçiş baskılanır. Böylece ventriküller korunmuş olur. Dolayısıyla kinidin her zaman
dijitalle birlikte kullanılır. Ancak bu kombinasyonda dijitalin dozunu yarı yarıya düşürmek
gerekir. Çünkü kinidin dijitalin etkisini iki katına çıkarır.
Dijital Duyarlılığını Azaltan Faktörler:
• Hiperkalemi
• Hipokalsemi
• Hipertiroidi
• Yenidoğan ve bebekler
• İhtiyarlık (Yaşın ilerlemesiyle birlikte dijitalin kontraktilite etkisi belirgin olarak azalır ancak
aritmojen etkisi belirgin olarak artar. Bu nedenle dozu yükseltmek gerekir. Buda toksisite riskini
belirgin olarak artırır)
Yan Etkiler:
• İntoksikasyonları sıklıkla hipokalemi sonucu gelişir (Eğer potasyum düzeyi normalse magnezyum
düzeyini kontrol etmek gereklidir).
• İntoksikasyonun ilk belirtisi iştahsızlıktır (Nonspesifik bir bulgudur).
• En erken kardiyak belirti birinci derece A-V bloktur.
• Ventriküler bigemine ve trigemineler gelişmiş ise tablo ventriküler fibrilasyona ilerleyebilir.
• Sarı ve yeşil renk için diskromatopsi ortaya çıkartır.
• Östrojene dönüşebildikleri için; kadında endometriyal hiperplazi, erkekte jinekomasti tablosu ortaya
çıkartabilir.
• Potent splanknik vazokonstrüksiyon ortaya çıkartabileceği için, yaşlı hasta grubunda akut
mezenterik iskemi oluşturabilir.
• Teratojenik etkisi yoktur.
219
220
FARMAKOLOJ İ
Aritmi tedavisinde kardiyak depresyonu en az olan antiaritmik yani lidokain kullan ılmalıdır (Dijital
intoksikasyonunda zaten çok güçlü bir kardiyak depresyon mevcuttur. Bu yüzden kalbi en az
deprese eden antiaritmik seçilmelidir).
Lidokain Endikasyonları
Dijital intoksikasyonu
Trisiklik antidepresan intoksikasyonu
Akut MI sonrası
İnamrinon / Milrinon:
• Fosfodiesteraz III enzimini inhibe ederler. Böylece cAMP düzeyi artar, hücre içi kalsiyum düzeyi
artar ve pozitif inotrop etki oluşur.
ANTİHİPERTANSİF İLAÇLAR
I. DİÜRETİKLER:
220
221
FARMAKOLOJ İ
• Na ve su filtrattan eşit oranda reabsorbe edilir. Buna bağlı olarak filtratın osmolaritesinde
herhangi bir değişiklik olmaz (izoosmotik).
Diüretiklerin Sınıflandırılması:
1) Proksimal tubülde etki gösterenler:
Karbonik anhidraz inhibitörleri
Osmotik etkili diüretikler
Ksantin türevleri
221
222
FARMAKOLOJ İ
ASETAZOLAMİD:
Proksimal tübül sodyumun en fazla geri alındığı yerdir (%70). Na’u geri alırken bedel olarak
proksimal tübülde hidrojen ödenir (toplayıcı tübülde ise Na’a karşılık K verilir). Asetazolamid
karbonik anhidraz enzimini inhibe ettiği için hidrojen sentezlenemez ve bedel olarak
sodyuma karşılık verilemez. Na atıldığı için beraberinde suyuda atar.
Kullanım Endikasyonları:
İdrar alkalinizasyonu
Metabolik alkaloz tedavisi
Glokom tedavisi (aköz humor salınımını azaltır)
Absens nöbetleri
Yükseklik hastalığı
Yan Etkileri:
• Asidoz (kalevi diüreze ve H retansiyonuna bağlı)
• Amonyak retansiyonu (sirozda kontrendike)
• Böbrek taşı (Ca alkali idrarda çöktüğü için)
222
223
FARMAKOLOJ İ
FUROSEMİD:
• Sulfonamid türevidir.
• Etki yeri; henlenin çıkan kolunun kalın kısmıdır.
• Etki mekanizması; Na / K / 2 Cl transport sisteminde inhibisyon
• Diüretik etkisinde böbrekte PGE sentezini artırıp vazodilatasyon yapmasının belirgin
2
rolü vardır.
Kullanım Endikasyonları:
• Sol ventrikül yetmezliğinin akut tedavisi
• Akciğer ödemi
• Akut renal yetmezlik
• Hiperkalsemi tedavisi
Yan Etkileri:
• Reversibl işitme kaybı
• Nefrotoksik etki
• Tüm diğer sulfonamid türevi ilaçlar gibi, bilirubini albuminden ayırarak yenidoğanda
sarılığı artırabilir.
BUMETANİD:
• Potensi en yüksek diüretiktir.
• En nefrotoksik ve ototoksiktir.
ETAKRİNİK ASİD:
CİVALI DİÜRETİKLER:
• Kardiyak toksisite gösterir.
TİAZİD:
• Sülfonamid türevidir
• Distal tubülün proksimal kesiminde Na ve Cl transport sistemini inhibe ederek etki otaya
çıkartır.
• İdiopatik kalsiüri ve Ca taşlarının tedavisinde kullanılır.
Yan Etkileri:
• Hiperkalsemi
• Akut kolesistit ve pankreatit
İNDAPAMİD:
• Tiazid türevidir.
223
224
FARMAKOLOJ İ
Amilorid / Triamteren
• Etkileri aldosterondan bağımsızdır. Toplayıcı tubüllerde Na’un aktif reabsorbsiyonunu inhibe
ederler.
• Amilorid; lityuma bağlı nefrojenik diapedes insipidus tedavisinde kullanılır.
224
225
FARMAKOLOJ İ
Lipofilikler Hidrofilikler
Propranolol Atenolol
Labetolol Nadolol
Pindolol
Hidrofilik olanlar SSS’e geçmezler. Bu nedenle depresyonlu ve psikotik hastalarda tercih edilirler
(Atenolol ve nadolol)
225
226
FARMAKOLOJ İ
LA (+) LA (-)
Hem LA etkisi olduğu, hem de lipofilik olduğu için SSS’e en fazla geçen ve bu nedenlerden ötürü
en fazla sedasyon, en fazla depresyon, en fazla santral yan etki ortaya çıkartan B-blokör;
Propranolol
Kullanım Endikasyonları:
Hipertansiyon
Angina (stabl ve unstabl) (Kalpte nonselektif bir depresyon yaparlar. Dolayısıyla miyokardın
O tüketimini düşürürler).
2
Kalp yetmezliği
Supraventriküler taşiaritmi (Negatif dromotrop ve kronotrop etkisi nedeniyle)
Akut MI tedavisi ve enfarktüs sonrası (artmış katekolamin düzeyi nedeniyle) proflaksi
tedavisinde kullanılırlar.
Dissekan aort anevrizması
İdiopatik subaortik stenoz (Diastolik disfonksiyona bağlı kalp yetmezliği oluşturur. Dijital ve
nitratların kullanılması kontrendikedir. β-blokörler ve kalsiyum kanal blokörleri tercih edilirler).
Fallot tetralojisi (Nonselektif olanlar kullanılır. Çünkü vazokonstrüksiyon oluştururlar. Periferik
vasküler direnç artırılmış olur) (Çömelmenin yaptığını medikal olarak yapar).
Mitral kapak prolapsusu
Kronik açık-açılı glokom (Silier epitelden vazodilatasyona bağlı ekstravazasyonla oluşan
226
227
FARMAKOLOJ İ
Propranolol:
• Non-selektif β-blokördür.
• Lokal anestezik etkisi vardır (Na kanal blokajına bağlı membran stabilizasyonu ile).
227
228
FARMAKOLOJ İ
Pindolol:
• İntrinsik sempatomimetik etkisi bulunduğu için (parsiyel agonist etki) bradikardi oluşturmaz tam
tersine taşikardi ortaya çıkartabilir.
Esmolol:
• En kısa etkilisidir. Bu nedenle sadece intravenöz infüzyonla kullanılır.
Timolol:
• Glokom tedavisinde lokal olarak kullanılır.
Metoprolol:
• Raynoud fenomeni gibi tıkayıcı arter hastalığı olan hipertansiflerde ilk tercihtir.
Proktalol:
• Göz-deri sendromu oluşturur.
-blokörler ile zehirlenmenin tedavisinde glukagon kullanılır.
V. α-β BLOKÖRLER:
Labetolol:
• Hem α1, hem de β blokörüdürler.
• Bu ilaçlar β1 reseptörlerini de bloke ettiklerinden, kan basıncını düşürürken refleks taşikardi
oluşturmazlar (bu nedenle feokromasitomada en iyi ilaçtır).
α2 agonistleri
♦ Klonidin
♦ Metildopa
♦ Guanfasin
♦ Guanabenz
♦ Dexmedetomidine
Klonidin:
• GH salınımını artırır (test amacı ile kullanılır).
• Morfin benzeri analjezik etkisi bulunmaktadır.
Morfin yoksunluk sendromunun tedavisinde kullanılır.
Bu ilaçla olan zehirlenmelerde antidot olarak Naloksan kullanılır.
• Renin salınımını inhibe eder. Böbrek yetmezliği olan hipertansiflerde kullanışlıdır.
Metildopa:
228
229
FARMAKOLOJ İ
Dexmedetomidine:
• Özellikle postoperatif ve yoğun bakım ünitelerinde sedasyon oluşturmak için kullanılır.
Genel Etkileri:
• Nifedipin türevleri daha vazoselektiftir.
• Verapamil ve diltiazem’in kalpte etkisi belirgindir.
• Verapamilin damar dışı düz kas gevşetici etkisi (konstipasyon) diğerlerine göre daha
fazladır.
• Pankreas β-hücrelerine Ca girişini inhibe ederek, insülin salınımını azaltabilirler.
• Lipid metabolizmasını etkilemezler.
229
230
FARMAKOLOJ İ
VAZOSELEKTİFLER:
Nimodipin:
• Serebral damar yataklarına selektivitesi olduğu için, serebrovasküler bozukluklarda
kullanılır.
• En kısa etki süreli kalsiyum kanal blokörüdür.
Amlodipin:
. • En uzun etki süreli kalsiyum kanal blokörüdür.
Nizoldipin / Nikardipin:
• Vasküler selektiviteleri en yüksektir (kalbi en az etkileyen).
Mibefradil:
• T tipi kalsiyum kanal blokörüdür.
Kullanım Endikasyonları:
Hipertansiyon
Anjina
İHSS
Raynoud fenomeni
Miyotoni
Diffüz özefagus spazmı
Miyometrium gevşetilmesi
Yan Etkileri:
Baş ağrısı
Periferal (ayak bileği) – pulmoner ödem
KARDİYOSELEKTİFLER:
230
231
FARMAKOLOJ İ
Verapamil:
• Antianjinal ve antiaritmik olarak kullanılır.
• Kalp üzerinde tam bir depresyon oluştururlar. Etkileri şu şekilde özetlenebilir:
Negatif inotrop
Negatif kronotrop
Negatif dromotrop
• Bu grup ilaçlar; β-blokörlerle birlikte kullanılmamalıdırlar.
BEPRİDİL:
• K kanal blokörü etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle aritmi (→ Torsades de pointes) oluşturabilir.
Kullanım Endikasyonları:
• Diabetik nefropati ve retinopati tedavisi (glukoz regülasyonunu bozmadıkları ve anti-
proliferatif etkilerinden dolayı)
• Akut miyokard infaktüsünde ve MI sonrası proflaksinin rutin tedavisi
• Sol kalp yetmezliği
• Hipertansiyonun böbrek üzerindeki olumsuz etkilerine karşı böbreği koruyucu etkileri
bulunmaktadır (Böylelikle hipertansiyon ve DM’da oluşabilen glomerül harabiyetini ve protein
sızıntısını azaltırlar).
• En önemli kontrendikasyonu bilateral renal arter stenozudur.
• ACE inhibitörleri ön-ilaçtır (kaptopril ve lizinopril hariç)
• Kesin teratojeniktirler
Kaptopril:
• En kısa etkilisidir.
• Proteinüri (1 gr.’dan fazla) ve nötropeni yapabilir.
Fosinopril:
• Bütün ACE inhibitörleri böbrekten atılır. Fosinopril aynı zamanda safrayla da atılan ACE
inhibitörüdür.
231
232
FARMAKOLOJ İ
Yan Etkileri:
• Belirgin hiperkalemi oluştururlar.
. Hiperkalemi yapan diğer ilaçlar:
Toplayıcı tubüle etki gösteren diüretikler
-blokörler
Aspirin
Süksinilkolin
Heparin
• Kinin birikimine bağlı olarak öksürük ortaya çıkartırlar.
• NSAİİ’lerle beraber kullanılmamalıdırlar (NSAİİ’ler PG oluşumunu önleyerek bradikinin
etkisini bozarlar).
IX. DİREKT ETKİLİ VAZODİLATATÖRLER:
Hidralazin:
• Guanilat siklaz enzimini aktive ederek arteriyollerde dilatasyon oluştururlar.
• Renal ve uteroplasental kan akımında artış oluşturur.
SLE Benzeri Sendrom Oluşturan En Önemli İlaçlar
Prokainamid
Hidralazin
Penisilamin
INAH
Kromokalim:
• Vazodilatatör ve bronkodilatatör etkisi vardır.
232
233
FARMAKOLOJ İ
Sodyum Nitroprusiat:
• Etki süresi çok kısadır.
• Vücutta NO ve siyanür iyonu salar. Hem arteriyolleri hem de venülleri gevşetir.
• Siyanür oluşumu nedeniyle; laktik asidoz, tiyosiyonat oluşumu nedeniyle; hipotiroidizm
oluşturabilir.
Trimetafan kamsilat:
• Kısa etki süreli bir gangliyon blokörüdür.
PERİFERİK VAZODİLATATÖRLER
DİREKT ETKİLİLER:
Papaverin:
• Fosfodiesteraz inhibitörüdür.
• İntrakavernöz enjeksiyonla ereksiyon amacıyla kullanılır.
Niasin türevleri:
233
234
FARMAKOLOJ İ
β2-RESEPTÖR AGONİSTLERİ:
Nilidrin:
• Daha çok çizgili kas damarlarını gevşetir.
DİĞERLERİ:
Sildenafil:
• Ereksiyon oluşturmak için kullanılırlar.
• cGMP’yi parçalayan fosfodiesteraz 5 enzimini inhibe eder. Dolayısıyla kavernöz cisimleri
innerve eden parasempatik sinir uçlarından salınan NO etkinliğini arttırır.
• Mavi diskromatopsi yapabilir.
Pentoksifilin:
• Fosfodiesteraz enzimini inhibe ederek etki gösterir.
• İntermitten kladikasyo tedavisinde kullanılır.
234
235
FARMAKOLOJ İ
Ginkgo Biloba:
• PAF blokörüdür.
• Kanın akışkanlığını ve kan akımını artırmaktadır.
Alprostadil (PGE1):
• Papaverin gibi intrakavernöz enjeksiyonla ereksiyon amacıyla kullanılır.
ANTİARİTMİK İLAÇLAR
Antiaritmik İlaçların Sınıflandırılması:
• Antiaritmik ilaçlar ya aksiyon potansiyeli süresini uzatır, yada aksiyon potansiyeli süresini
kısaltır.
• Diğerleri (IA, IC ve III) aksiyon potansiyeli süresini uzatırlar.
• Aksiyon potansiyeli süresini en fazla uzatan ilaçlar Grup III antiaritmiklerdir.
I → Na kanal blokajı
II → β blokaj
III → K kanal blokajı
IV → Ca kanal blokajı
235
236
FARMAKOLOJ İ
Prokainamid:
• En fazla lupus benzeri tablo oluşturan ilaçtır.
IB-ALT GRUBU
• Yalnızca Na kanal blokajı yaparlar. Aksiyon potansiyelini kısaltırlar.
Lidokain:
• En dar spektrumlu antiaritmiktir. Sadece ventriküler taşiaritmilerde kullanılır.
236
237
FARMAKOLOJ İ
Fenitoin
IC-ALT GRUBU:
• En güçlü Na kanal blokörleridir. K kanallarını da bloke ederler. Dolayısıyla aksiyon
potansiyelini uzatırlar.
• Depolarizasyon hızını en fazla deprese eden ilaç grubudur.
• Konjestif kalp yetmezliği bulunanlarda ve MI sonrası kullanılmaları kontrendikedir.
Flekainid:
• Ventriküler aritmilere en etkilidir.
Amiodaron:
237
238
FARMAKOLOJ İ
Yan Etkileri:
• Pulmoner alveolit ve fibrozis oluşturabilir.
• Tiroid fonksiyon bozuklukları oluşturur. Guatrojen olabilir.
Bretilyum:
• Adrenerjik nöron blokörüdür.
• Ventriküler fibrilasyona (elektriksel defibrilasyondan bile yarar görmeyen) karşı çok etkili bir
ilaçtır.
DİĞERLERİ:
Adenosin:
• En kısa etkili antiaritmiktir (15 saniye).
• A-V düğümün iletkenliğini en fazla azaltan ilaçtır (PR intervalinde en belirgin uzamayı
oluşturur). Bu nedenle supraventriküler taşikardilerde en etkilidir.
238
239
FARMAKOLOJ İ
Digoksin:
• Atriyal flatter ve fibrilasyon tedavisinde kullanılır.
• Tüm kalpte iletim hızını düşürür. Fakat ektopik pacemaker otomatisitesini artıran (faz 4
eğimi artırır) tek antiaritmik ilaçtır.
Magnezyum:
• Dijitale bağlı aritmilerin (hipomagnezemi varsa) ve torsades de pointes (Mg düzeyi normal
olsa bile) tedavisinde kullanılır.
ORGANİK NİTRATLAR:
• Düz kas hücreleri içine girerler ve S-nitrozotiol türevlerine dönüşürler. Bu dönüşüm
sırasında NO ve siyanür salınır.
• NO solübl guanilat siklaz enzimini aktive eder ve cGMP sentezine yol açıp defosforilasyona
bağlı dilatasyon oluşturur.
Amilnitrit:
• En kısa etkili nitrattır.
İzosorbid Mononitrat:
• En uzun etkili nitrattır.
Etkileri:
• Venülleri arteriyollere göre daha fazla gevşetirler. Antianginal olarak asıl etki
venodilatasyondur.
• Nitratlar şiddetli refleks taşikardi oluşturur. Bu ilaçlar, refleks taşikardiyi önlemek için bir β-
239
240
FARMAKOLOJ İ
Kullanım Endikasyonları:
• Stabl / Stabl olmayan angina krizinin tedavisinde ilk sırayı alırlar.
• Akut MI tedavisinde ilk kullanılacak ilaçlardır.
Yan Etkileri:
• En sık oluşan yan etkileri; baş ağrısı
• Aköz hümör salgısını arttırıp göz-içi basınç artışı
• Methemoglobinemi
β-BLOKÖRLER:
• Anjina tedavisinde β1 selektif ve ISA (-)’ler kullanılır.
• Kalpte tam bir depresyon oluşturarak miyokardın oksijen gereksinimini azaltırlar.
• Koroner damarlarda konstrüksiyon yaptıklarından variant anginada kullanılmaları
kontrendikedir.
KALSİYUM ANTAGONİSTLERİ:
• Antianginal etkinin mekanizması; β-blokörlere benzer. Ancak farklı olarak koroner
vazodilatasyon ortaya çıkartırlar.
Koroner arter spazmını önlerler ve bu nedenle variant anjinada kullanılırlar.
DİPİRİDAMOL:
• Trombositlerde fosfodiesterazı inhibe edip cAMP düzeyiniarttırır. Trombosit adezyon ve
agregasyonunu inhibe eder.
NİCORANDİL:
• Hem NO salınımına yol açar, hem de K kanal açıcı etkisi bulunmaktadır.
HİPOLİPİDEMİK İLAÇLAR
Hipolipidemik İlaçlar:
240
241
FARMAKOLOJ İ
Atorvastatin / Serivastatin:
• Etki gücü en yüksek olanlardır.
• Atorvastatin; en uzun etkili statindir.
Fluvastatin:
• En kısa etkili statindir.
• Rabdomiyoliz, miyopati ve yaygın miyalji oluşturabilirler.
• Hepatotoksiktir.
• Teratojenik etkilidir.
Gemfibrozil:
• Hipertrigliseridemilerde ilk tercih edilecek ilaçtır.
241
242
FARMAKOLOJ İ
Klofibrat:
• Antitrombositik-antikoagülan etkisi belirgindir.
NİKOTİNİK ASİT:
• Primer etkisi; yağ dokusunda lipaz’ı inhibe etmesi ve sonuç olarak karaciğerde VLDL
sentezini azaltmasıdır. VLDL’de azalma sonucu plazma LDL düzeyi de düşer.
• Lipoprotein lipaz aktivitesini artırır.
• En aterojenik lipoprotein olan lipoprotein (a) düzeyini azaltır.
• En geniş spektrumlu antilipidemik ilaçtır.
• HDL düzeyini en fazla yükselten ilaçtır.
PROBUKOL:
• Karaciğer ve barsakta kolesterol sentezini azaltır. Trigliserit düzeyini değiştirmez.
• Kolesterolün oksidasyonunu inhibe eder (antioksidan etki). Bunun sonucunda
ateroskleroz riski azalır.
• Kardiyotoksik etkisi bulunmaktadır (EKG’de QT intervalini uzatır).
• HDL düzeyini diğer antilipidemiklerden farklı olarak düşürür.
TİROKSİN / ÖSTROJEN:
• Karaciğerde LDL reseptörlerinin sentezini ve aktivitesini artırır.
ANTİKOAGÜLAN İLAÇLAR
242
243
FARMAKOLOJ İ
HEPARİN:
• Vücutta mast hücreleri ve bazofillerde bulunur.
• İki şekli bulunmaktadır: Ağır fraksiyon ve hafif fraksiyon
• Kanda heparinin etkinliği “aktive edilmiş parsiyel tromboplastin zamanı” ile değerlendirilir.
Yan Etkileri:
En önemli yan etkisi spontan kanamadır. Hematüri en sık prezentasyonudur.
Trombositopeni oluşturabilir.
Lipoprotein lipaz salınımı ve plazmayı berraklaştırıcı etki gösterir.
D vitaminin aktif türevine dönüşümünü engeller. Osteoporoz ve spontan kırıklar
oluşturabilir.
Hiperkalemi yapabilir.
TABLO: HEPARİNİN KULLANIM KONTRENDİKASYONLARI
♦ Ciddi hipertansiyon ♦ Hemofili
♦ İnfektif endokardit ♦ Trombositopeni
♦ Dissekan aort anevrizması ♦ Purpura
♦ Pankreatit ♦ Düşük tehditi
♦ Karsinom ♦ Vasktüler retinopati
♦ Aktif tüberküloz ♦ İleri karaciğer ve renal yetmezlik
♦ Aktif kanayan hastalar
243
244
FARMAKOLOJ İ
Heparin İntoksikasyonu:
• Antidot olarak İV protamin sülfat kullanılır (kimyasal antagonizma).
• Protamin kullanılamayan kişilerde;
Toluidin mavisi
Heksadimetrin
ORAL ANTİKOAGÜLANLAR:
• OAK’lar; K vitamininin yeniden aktifleşmesini sağlayan karaciğerdeki epoksid redüktaz enzimini
inhibe ederler. Bu enziminhibe olunca;K vitamininin rejenerasyonu önlenmiş olur. Sonuçta F.2-
7-9-10 ve protein C’ye bağlı glutamat rezidülerinin γ-karboksillenmesi engellenmiş olmaktadır.
• Etkileri “protrombin zamanı” ile takip edilir.
• Etkileri 8-12 saatlik latent periyottan sonra başlar.
Varfarin:
• Spontan kanamalara yol açabilir. “Ayak baş parmağında morarma” sendromu görülebilir.
• Teratojenik etkilidir.
ANTİTROMBOSİTİK İLAÇLAR
• Trombosit adezyon ve agregasyonunu bozan ilaçlardır.
244
245
FARMAKOLOJ İ
FİBRİNOLİTİKLER
• Bunlar oluşmuş pıhtıyı eriten ilaçlardır.
Fibrinolitik ilaçlar:
ALTEPLAZ:
• İnsan tPA’sıdır. En kısa ömürlü fibrinolitiktir.
ANİSTREPLAZ:
• Saflaştırılmış insan plazminojenidir. En uzun etkilidir. Pıhtı içine up-take oranı %95’dir.
ANTİFİBRİNOLİTİKLER
AMİNOKAPROİK ASİT:
• Plazminojen ve plazmin aktivasyonunu inhibe ederler.
• Direkt olarak; streptokinaz ve ürokinazı da inhibe eder.
245
246
FARMAKOLOJ İ
2. Oral verilen bir ilacın, vücuttan çıkarılan ilaca miktarı eşitse aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) Biyotransformasyona uğramıştır
B) Kararlı duruma ulaşmıştır
C) Ön ilaçtır
D) Sadece plazmada dağılan ilaçtır
E) Hiçbiri
4. Aşağıdaki kombinasyonlardan hangisinde ilk ilaç, karaciğerde mikrozomal enzim indüksiyonu yaparak diğer ilacın
farmakolojik etkisini azaltır?
A) Metiklotiazid-Aspirin
B) Biperidin-L DOPA
C) Fenobarbital-Teofilin
D) Amilorid-Moduretik
E) Aspirin-Parasetamol
246
247
FARMAKOLOJ İ
7. Vücutta normalde inaktif durumda bulunan bir maddeyi açığa çıkaran ya da aktif hale getirerek etki eden ilaç
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Lidokain
B) Tiopental
C) Nitrazepam
D) Klofibrat
E) Atropin
9. ACE inhibitörleriyle NSAI ilaçların beraber kullanımı ne tip bir antagonizmaya örnek oluşturur?
A) Fizyolojik antagonizma
B) Kompetetif antagonizma
C) Nonkompetetif antagonizma
D) Kimyasal antagonizma
E) Hiçbiri
10. İlaçların renal eliminasyonunda hangi ilaçlar tübüler sekresyon aşamasından etkileşir?
A) Aspirin-NH Cl4
B) Aspirin-NaHCO 3
C) Probenesid-Penisilin
D) NH2Cl-Asetilkolin
E) Alkali ilaç zehirlenmesi-NH Cl 4
11. Yeterli plazma konsantrasyonu elde etmek için oral verilen doz, intravenöz verilmesi gereken dozdan çok daha fazla ise
ne düşünülür?
A) İlacın yarılanma ömrü uzundur
B) İlk geçiş eliminasyonu yüksektir
C) IV dozun etki süresi kısadır
D) Karaciğer mikrozomal enzim indüksiyonu yapmaktadır
247
248
FARMAKOLOJ İ
A) Metakolin klorür
B) Karbakol klorür
C) Betanekol klorür
D) Asetilkolin klorür
E) Hiçbiri
13. Asetilkolin sitoplazmada sentezlendikten sonra, bir taşıyıcı ile depolanacağı veziküle taşınır. Bu taşıyıcının spesifik
inhibitörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hemikolinyum
B) Kürar
C) Kolinesteraz
D) Atropin
E) Vesamikol
14. Muskarinik agonistler hangi enzimi aktive ederek vazodilatasyon yaparlar?
A) Guanilat siklaz B) Adenilat siklaz
C) Fosfolipaz C D) Protein kinaz C
E) Diaçil gliserol
15. Trisiklik antidepresanlara bağlı supraventriküler taşikardisi bulunan hastada aşağıdakilerden hangisi kullanılır?
A) Poratyon B) Malatyon
C) Diizopropilflorofosfat D) Fizostigmin
E) Aldoksim
19. Feokromasitomanın semptomatik tedavisinde kullanılan, hipertansiyonu ve taşikardiyi önleyen madde aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Metakolin B) Labetolol
C) Obidoksim D) Esmolol
E) Timolol
248
249
FARMAKOLOJ İ
20. SSS’de bellek ve öğrenme fonksiyonları ile ilgili M1 reseptörlerini selektif olarak uyaran aşağıdakilerden hangisidir?
A) Lobelin B) Pilokarpin
C) Oksotremorin D) Arekolin
E) Aseklidin
21. Aşağıdaki reversible antikolinesteraz inhibitörlerinden hangisi Alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılır?
A) Pridostigmin B) Demekoryum
C) Ambenonyum D) Neostigmin
E) Takrin
24. Aşağıdaki antimuskarinik ilaçlardan hangisi astım tedavisinde inhalasyon yoluyla kullanılmaktadır?
A) Ipratropium B) Siklopentolat
C) Tropikamid D) Skopolamin
E) Homatropin
A) α1 B) α2
C) β1 D) β2
E) β3
249
250
FARMAKOLOJ İ
A) Propranolol B) Asebutolol
C) Esmolol D) Bisoprolol
E) Betaksolol
33. Feokromasitomalı bir hastada cerrahi sırasında oluşabilecek akut etkileri önlemek için aşağıdakilerden hangisi
kullanılır?
A) Efedrin
B) Fentolamin
C) Metoraminol
D) Prazosin
E) Hiçbiri
34. Akut etki ile transmitter salınımını bloke eden, sempatik sinir ucunda membran stabilizasyonu ile veziküllerin
boşalmasını azaltan ve SSS geçişi olmayan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Rezerpin B) Guanetidin
C) Bretilyum D) Bethanidin
E) Hepsi
250
251
FARMAKOLOJ İ
38. SSS’de en yoğun olarak dopamin reseptörü bulunan lokalizasyon aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nigrostriatal bölge
B) Putamen
C) Globus pallidus
D) Nucleus caudatus
E) Clastrum
39. Benzodiazepinler içinde antikonvülzan ve antiepileptik etkisi en güçlü olan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Midazolam B) Klordiazepoksit
C) Diazepam D) Okzazepam
E) Triazolam
C) Ondansetron D) Pentobarbital
E) Hiçbiri
42. Benzodiazepinlerin etkisini hızla geriye döndüren GABA reseptör antagonisti hangisidir?
A) Buspiron B) Zolpidem
C) Metoheksital D) Flumazenil
E) Hiçbiri
43. Benzodiazepin olmamasına rağmen benzodiazepin reseptörlerine bağlanabilen hipnotik etkiye sahip ilaç hangisidir?
A) Flumazenil B) Zolpidem
C) Buspiron D) Tiyotiksen
E) Pimozid
251
252
FARMAKOLOJ İ
47. Negatif semptomları olan dirençli şizofrenilerde en etkili nöroleptik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Klozapin B) Risperidon
C) Pimozid D) Benzperidol
E) Hepsi
51. Okul fobisi olan on yaşındaki bir çocukta aşağıdakilerden hangisi tercih edilir?
A) Doksepin B) İmipramin
C) Opipramol D) Dibenzepin
E) Amitriptilin
52. Aşağıdakilerden hangisi selektif seratonin re-uptake inhibitörü (SSRI) olup, aynı zamanda karaciğerdeki sitokrom P450
izoenzimlerinin potent bir inhibitörüdür?
252
253
FARMAKOLOJ İ
A) Fluoksetin B) Fluvoksamin
C) Doksepin D) Nortriptilin
E) İmipramin
56. GABA’yı yıkan transferaz enzimini irreversibl inhibe ederek etki eden antiepileptik ilaç hangisidir?
A) Trimetadion B) Etosüksimid
C) Etotoin D) Mefenitan
E) Vigabatrin
57. Parkinson hastalığında kullanılan hangi ilaç tremor ve rijiditeyi düzeltmek için verilir?
A) Bromokriptin B) Amantadin
C) Biperiden D) Levodopa
E) Selegilin
58. Levadopa tedavisi alan parkinsonlu hastada aşağıdaki hangi bulguda en belirgin düzelme görülür?
A) Akinezi B) Rijitide
C) Tremor D) Bradikinezi
E) Hiçbiri
60. Kafein, Teofilin ve Teobromin gibi konvülsiyon yapıcı ilaçların etki mekanizması hangisidir?
A) Fosfoinozitol yoluyla
++
B) Ca kanallarını bloke eder
C) Na-K ATPaz inhibisyonu
D) Fosfodiesteraz inhibisyonu
253
254
FARMAKOLOJ İ
61. Konvülsiyon yapıcı ilaçlardan hangisi etkisini Glisin A reseptörlerini inhibe ederek gösterir?
A) Niketamid B) Almitrin bismezlat
C) Striknin D) Flurotil
E) Pretkamid
64. Nondepolarizan kas gevşeticilerinden en hızlı etki başlangıç zamanına sahip olan hangisidir?
A) Atrakuryum B) Rokuronyum
C) Mivakuryum D) Pipekuranyum
E) Pankuronyum
65. Nondepolarizan ilaçlarla yapılan nöromusküler blokajın geri döndürülmesi için hangisi kullanılır?
A) Atropin B) Neostigmin
C) Pralidoksim D) Obidoksim
E) Hiçbiri
67. Aşağıdakilerden hangisi GABA-B reseptörlerinde bir GABA agonisti olarak etki eden aktif bir spazmolitiktir?
A) Atrakuryum B) Pankuronyum
C) Baklofen D) Glisin
E) Dantrolen
68. Aşağıdaki santral etkili kas gevşeticilerden hangisi akut durumlarda tercih edilir?
A) Benzodiazepinler B) Siklobenzaprin
C) Tizanidin D) Orfenadrin
E) Propandiol türevleri
69. İntravenöz verildiğinde hızla anesteziyi oluşturan ve düzelme de hızla olan, poliklinik hastalarında tercih edilen
I.V. anestezik hangisidir?
254
255
FARMAKOLOJ İ
A) Etomidat B) Diazepam
C) Desfluran D) Ketamin
E) Propofol
B) Na kanallarını açar
+
73. Sadece yüzeysel anestezide kullanılan ve vazokonstrüksiyon oluşturan lokal anestezik hangisidir?
A) Kokain B) Heksikain
C) Piperokain D) Tetrakain
E) Prokain
76. Antihistaminik grup içinde en fazla antiaritmik etki gösteren aşağıdakilerden hangisidir?
A) Betahistin B) Betazol
C) Doksilamin D) Mepiramin
E) Antazolin
255
256
FARMAKOLOJ İ
77. Antihistaminikler içinde EKG’de QT’yi uzatıp torsades de pointes oluşturabilen hangisidir?
A) Terfenadin B) Siklizin
C) Tripelamin D) Mepiramin
E) Hiçbiri
78. 5-HT2 reseptörüne parsiyel agonist olan metizerjid için hangisi doğrudur?
A) Antiemetik etkisi güçlüdür
B) Güçlü vazodilatatör etkisi nedeniyle Raynaud sendromu tedavisinde kullanılır
C) Retroperitoneal fibrozis sık gelişi
D) Mide karsinoidlerinin tedavisinde kullanılır
E) Hepsi
81. Aşağıdakilerden hangisi Nitrik oksit sentetaz (NOS1) enziminin spesifik inhibitörüdür?
A) N-dimetil-L-arginin
B) N-monometil-L-arginin
C) N-nitro-L-arginin metil ester
D) Hepsi
E) Hiçbiri
256
257
FARMAKOLOJ İ
84. Hemodializ ve kalp cerrahisi sırasında ekstrakorporal dolaşım sisteminde pıhtı oluşmasının önlenmesi ve trombosit
kaybının azaltılması için hangi PG analoğu kullanılır?
A) İloprost (PGI2) B) Mizoprostol (PGE2)
C) Rioprostil (PGE2) D) Enprostil (PGE2)
E) Gemeprost (PGE1)
86. Konjenital kalp hastalığı olan çocuklarda ductus arteriozusun açık kalmasını sağlamak amacıyla ne kullanılır?
A) Mizoprostol B) Dinoprost
C) Alprostadil D) Misoprostol
E) Hiçbiri
87. Önemli ölçüde sıvı retansiyonuna neden olan nonsteroidal antiinflamatuar ilaç hangisidir?
A) Aspirin B) Diklofenak
C) Tolmetin D) Fenilbutazon
E) Asetaminofen
257
258
FARMAKOLOJ İ
E) Gentamisin
96. İdrar yolu antiseptiği olarak kullanılan ve antibakteriyel etkisi idrarda saldığı formaldehite bağlı olan ilaç hangisidir?
A) Metanamin B) Nifuroksim
C) Furazolidon D) Oksolinik asit
E) Nitrofurazon
97. Amibisidlerden hangisinin toksisitesi, dispne, prekordiyal ağrı ve EKG bozukluklarına neden olur?
A) Paromomisin B) Diloksanidfuroat
C) Klorokin D) Tetrasiklinler
E) Emetin
98. Glukoz 6 Fosfat Dehidrogenaz enzim eksikliği olanlarda hemolitik anemiye en fazla neden olan sıtma ilacı hangisidir?
A) Kinin B) Primetamin
C) Kloroguanid D) Primakin
E) Prazikuantel
99. Ağız ve ösefagusun kandida infeksiyonlarında GIS’den absorbe olmayan hangi antifungal kullanılır?
A) Flukonazol B) Amfoterisin B
C) Griseofulvin D) Nistatin
E) Hiçbiri
100.Sitokrom P450 sistemine bağımlı enzim basamaklarının bazılarını inhibe ederek, ergosterol sentezini bloke eden
antifungal hangisidir?
A) Mikonazol B) Haloprogin
C) Tolnaftat D) Flukonazol
E) Klotrimazol
101.Özellikle bebek ve çocuklarda RSV enfeksiyonları tedavisinde aerosol şeklinde kullanılan hangisidir?
A) Rimantadin B) Sitavudin
C) Didanozin D) Ribavarin
E) Amantadin
258
259
FARMAKOLOJ İ
103.Aşağıdaki antineoplastiklerden hangisi Vinka alkaloidlerinden farklı olarak polimerizasyon ve mikrotübül oluşumunu
artırır?
A) Vinkristin B) Vinblastin
C) Paklitaksel D) Glutamid
E) Asparaginaz
A) Sodyum B) Potasyum
C) Kalsiyum D) Magnezyum
E) Hepsi
108. Digital kullanan hastada en erken ortaya çıkan kardiyak yan etki hangisidir?
A) Ventriküler bigemineler
B) I. derece AV blok
C) Ventriküler trigemineler
D) Ventriküler taşikardi
E) Atrial fibrilasyon
259
260
FARMAKOLOJ İ
B) Migren
C) Ventriküler prematüre sistoller
D) Portal hipertansiyon
E) Fallot tetralojisi
111. Kalsiyum kanal blokörlerinden hangisi daha vazoselektif olup natriüretik ve diüretik etki de gösterir?
A) Verapamil
B) Diltiazem
C) Bepridil
D) Nifedipin
E) Gallopamil
A) Hiponatremi B) Dehidratasyon
C) Hiperglisemi D) Hipokalemi
E) Azotemi
116.Böbrekte PGE2 sentezini en fazla artıran ve böbrek damarlarında vazodilatasyon yapan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Spironolakton B) Furosemid
C) Aminofilin D) Tiazid
E) Hiçbiri
117.Atrial flatter ve atrial fibrilasyonda birinci tercih tedavi şekli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Digoksin B) Kardiyoversiyon
C) β reseptör antagonisti D) Verapamil
260
261
FARMAKOLOJ İ
E) Vagotonik manevra
123.İnsülin üzerinden etki göstermeden, özellikle postprandial kan glukozundaki artışı baskılayan aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Tolazomid B) Glipizid
C) Gliburid D) Akarboz
E) Fenformin
261
262
FARMAKOLOJ İ
A) Fenilbutazon B) INAH
C) Gentamisin D) Parasetamol
E) Hepsi
127. Otuz beş yaşında tirotoksikozlu hasta acil servise getirildiğinde ilk uygulanması gereken antitiroid ilaç aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Propiltiourasil B) Lugol solüsyonu
C) Propranolol D) Tiyosiyonat
E) Radyoaktif iyot
129.Tiroid bezinde iyodu aktif transport ile içeri alan pompa sistemini kompetetif olarak inhibe eden hangisidir?
A) Propiltiourasil B) Tiyosiyonat
C) Metimazol D) Lugol solusyonu
E) Karbimazol
130. Kortizolün metaboliti hangisidir?
A) Progesteron
B) Pregnenalon
C) Tetrahidrokortizol glukuronat
D) Dehidroandrosteron sülfat
E) 18 hidroksikortikosteron
133.Hipotalamusdaki östrojen reseptörlerini bloke ederek GnRH salınımı üzerindeki frenleyici etkiyi ortadan kaldırıp,
hipofizden aşırı LH ve FSH salınımı ile ovülasyon indüksiyonu yapan hangisidir?
A) Simetidin B) Klomifen sitrat
C) Tamoksifen sitrat D) Megesterol asetat
E) Ketokonazol
262
263
FARMAKOLOJ İ
A) Furosemid B) Nifedipin
C) Valsartan D) Minoksidil
E) Klonidin
138.Hiperlipidemi tedavisinde kullanılan ilaçlardan hangisi LDL düzeyini en belirgin olarak düşüren ilaçtır?
A) Provastatin B) Neomisin
C) Probukol D) Klofibrat
E) Kolestiramin
263
264
FARMAKOLOJ İ
A) Pentoksifilin B) Nilidrin
C) Niasin D) Rezerpin
E) Papaverin
A) Rifampin
B) Pirazinamid
C) Etambutol
D) Streptomisin
E) INAH
150.Tek doz uygulamada ilaçların zaman boyunca ulaştıkları en üst düzeyi belirten parametreye aşağıdakilerden
hangisidir?
A) T1/2 B) Vd
C) Tplato D) Cmax
E) Tmax
151.Aşağıdaki antineoplastiklerden hangisi osteoklastları inhibe ettiği için, kemik tümörlerinin yada kemik metastazlarının
tedavisinde öncelikle tercih edilmelidir?
A) Metotreksat B) Mitomisin
C) Melfalan D) Plikamisin (mitramisin)
E) Mekloretamin
264
265
FARMAKOLOJ İ
152.Bir A vitamini analoğu olan izotretinoin, aşağıdaki durumların hangisinin tedavisinde kullanılır?
A) Hodgkin lenfoma B) Malign melanom
C) Akut promiyelositik lösemi D) Hairy cell lösemi
E) ALL
154.Aşağıdaki antineoplastik ilaçlardan hangisi hem dinlenme döneminde olan (bölünmeyen) hem de çoğalmakta olan
(bölünmekte) hücrelere karşı etkilidir?
A) Vinkristin B) Etopozid
C) 6-Merkaptopürin D) Metotreksat
E) Siklofosfamid
157.Motilin reseptörlerini uyarabilen ve diyabetik gastroparezi tedavisinde yararlı etkileri olan antibiyotik hangisidir?
A) Moksalaktam B) Piperasilin
C) Polimiksin D) Eritromisin
E) Enoksasin
158.Melanin içeren dokulara karşı sekestrasyon gösteren ve retinopati oluşturabilen antimalaryal aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Primakin B) Primetamin
C) Klorokin D) Mepakrin
E) Halofantrin
159.Nematodlarda flask felç oluşturarak helmintlerin ölümüne yol açan ilaç hangisidir?
A) Tiabendazol B) Levamizol
C) Prazikuantel D) Piperazin
E) Albendazol
265
266
FARMAKOLOJ İ
161.Epstein-Barr enfeksiyonları sırasında kullanıldığında yaygın döküntüler ve diare oluşumuna yol açan antibiyotik
hangisidir?
A) Eritromisin B) Vankomisin
C) Tetrasiklin D) Ampisilin
E) Sulfonamid
163.Mikroorganizmanın asetil transferaz enzimini salgılaması hangi antibiyotiğe karşı direnç gelişime yol açar?
A) Kloramfenikol B) Aminoglikozid
C) Eritromisin D) Tetrasiklin
E) Penisilin G
164.Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi deterjan özelliği nedeniyle membran permeabilitesini bozarak etki gösterir?
A) Vankomisin B) Polimiksin B
C) Penisilin D) Kloramfenikol
E) Fluorokinolon
266
267
FARMAKOLOJ İ
171.Yakın zamanda MI geçiren hastalarda yaşam süresini en fazla uzatan antiaritmik ilaç hangisidir?
A) Flekainid B) Kinidin
C) Lidokain D) Propranolol
E) Verapamil
A) Levostatin B) Neomisin
C) Niasin D) Probukol
E) Kolestiramin
267
268
FARMAKOLOJ İ
A) Siklooksijenaz inhibisyonu
B) Fosfodiesteraz inhibisyonu
C) Guanilat siklaz aktivasyonu
D) Adenilat siklaz aktivasyonu
E) Trombosit glikoprotein IIb-IIIa ile bağlanma
181.Atriyal fibrilasyonu olan bir hastada ventriküler hız kontrolü sağlamak için aşağıdaki ilaçlardan hangisinin kullanımı söz
konusu olamaz?
A) Lidokain B) Verapamil
C) Digoksin D) Diltiazem
E) Propranolol
182.Aşağıdaki antihipertansif ilaçlardan hangisi ATP duyarlı K kanallarını aktive ederek arteriyal düz kasları gevşetir?
A) Diazoksid B) Nifedipin
C) Atenolol D) Lizinopril
E) Rilmenidin
185.Aşağıda bildirilen yan etkilerden hangisi ACE inhibitörü kullanımına bağlı olamaz?
A) Öksürük B) Hipotansiyon
C) Hipopotasemi D) Teratojenik etki
E) Anjionörotik ödem
186. Obstrüktif akciğer hastalığı bulunan bir hipertansif hastada, bir β-blokör kullanılması gerekse, aşağıdaki β-
blokörlerden hangisi tercih edilmelidir?
A) Propranolol B) Nadolol
C) Timolol D) Metoprolol
E) Sotalol
268
269
FARMAKOLOJ İ
189. Kardiyak glikozidlerin kardiyotoksik dozu aşağıdaki durumlardan hangisine neden olmaz?
A) PR’i uzatır
B) Purkinje liflerinin otomatisitesini artırırlar
C) Ventriküler taşiaritmi
D) AV blok oluşabilir
E) Purkinje liflerinin iletim hızını artırırlar
269
270
FARMAKOLOJ İ
A) Anandamid B) Epoksitler
C) İzoprostanlar D) Lipoksin A
E) Tiroksilin B3
196. Diğer damar yataklarında vazodilatör etkisi olmasına rağmen, pulmoner yatakta vazokonstrüktör olan PG hangisidir?
A) PGI2 B) PGE2
C) PGD2 D) PGF2α
E) TxA2
202.Yaşlı erkek şizofren bir hastada ilk tercih olarak kullanılması gereken antipsikotik ilaç hangisidir?
A) Haloperidol B) Klorpromazin
C) Tiyoridazin D) Klozapin
E) Hepsi
203.Aşağıdaki ilaçlardan hangisinin bipolar hastalığı bulunan bir hastada kullanılması kontrendikedir?
A) Karbamazepin B) Valproik asit
C) Alprazolam D) Verapamil
E) İmipramin
270
271
FARMAKOLOJ İ
205.Aşağıdaki benzodiazepin türevlerinden hangisi eliminasyon yarı ömrü uzun olduğu halde, hızlı absorbsiyon ve
redistrübisyon nedeniyle hipnotik olarakta kullanılabilir?
A) Triazolam B) Oksazepam
C) Diazepam D) Klordiazepoksit
E) Midazolam
206. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi antidepresan etkisini α2 ve 5-HT2 otoreseptörlerini bloke ederek gösterir?
A) İmipramin B) Mitrazapin
C) Sertralin D) Venflaksasin
E) Maprotilin
214.Karaciğer bozukluğu olan bir hastada, aşağıdaki benzodiazepinlerden hangisinin etkisinde herhangi bir azalma
beklenmez?
A) Klordiazepoksit B) Oksazepam
271
272
FARMAKOLOJ İ
C) Diazepam D) Klorazepat
E) Prazepam
215.Aşağıdaki antiepileptik ilaçlardan hangisinin etki mekanizmasında adenozinerjik inhibisyonu artırmasının rolü
bulunmaktadır?
A) Fenobarbital B) Valproik asit
C) Vigabatrin D) Karbamazepin
E) Etosüksimid
216.Kullanılması sırasında haftalık kan sayımı yapılması şart olan antipsikotik hangisidir?
A) Flufenazin B) Tioridazin
C) Haloperidol D) Risperidon
E) Klozapin
217.Limbik sistemde yoğun olarak bulunan ve emosyonel olaylarda rol oynayan DA reseptör subtipi hangisidir?
A) D1 B) D2
C) D3 D) D4
E) D5
218.Aşağıdaki klorpromazine ait olan özelliklerden hangisi dopamin reseptör blokajına bağlanamaz?
A) Antiemesis B) Ortostatik hipotansiyon
C) Tardif diskinezi D) Galaktore
E) Parkinson sendromu
222. Aşağıdaki adrenaline ait etkilerden hangisi nadolol tarafından bloke edilemez?
A) Bronkodilatasyon
B) Kardiyak stimülasyon
C) Radial düz kaslarda kasılma
D) Yağ dokusunda cAMP düzeyinde artış
E) Uterusta gevşeme
223. Ekrin ve apokrin ter bezlerini bloke eden maddeler sırasıyla aşağıdakilerden hangisidir?
A) Atropin-Glikopirolat B) Skopolamin-Atropin
C) Atropin-Fentolamin D) Fentolamin-Skopolamin
E) Glikopirolat-Atropin
272
273
FARMAKOLOJ İ
225.Aşağıdaki kolinerjik maddelerden hangisi yaklaşık aynı derecede nikotinik ve muskarinik etki ortaya çıkarır?
A) Betanekol B) Metakolin
C) Lobelin D) Ambenonyum
E) Oksotremorin
226. Aşağıdakilerden hangisi ergot alkaloidlerinin klinik kullanım amaçlarından biri değildir?
A) Migren tedavisi
B) Hiperprolaktinemi tedavisi
C) Senil serebrovasküler yetmezlik tedavisi
D) Postpartum hemorajilerin tedavisi
E) Geciken doğumların indüklenmesi
229.Sinaptik aralığa salınan NA, hangi mekanizma ile kendi kendisinin nörondan salınımını inhibe eder?
A) Pre-sinaptik β2 reseptörler üzerinden
B) Pre-sinaptik α2 reseptörler üzerinden
C) Post-sinaptik α1 reseptörler üzerinden
D) Postsinaptik β2 reseptörler üzerinden
E) Normetnefrine dönüşerek
230.Özellikle tükrük salınımını inhibe edici etkisi oldukça güçlü olan antikolinerjik madde aşağıdakilerden hangisidir?
A) Glikopirolat B) Pilokarpin
C) İpratropium bromür D) Tropikamid
E) Propantelin
231.Sempatik sinirle innerve olmasına rağmen fizyolojik ileti transmitteri asetilkolin olan yapı aşağıdakilerden hangisidir?
A) İrisin konstriktör kası B) Siliyer kas
C) Ekrin ter bezleri D) Submandibuler tükrük bezi
E) Sinoatriyal düğüm
232.Aşağıdakilerden hangisi miyozis gerektiren durumlarda, açık açılı glokom tedavisinde en iyi tercihtir?
A) Atropin B) İsoproterenol
C) Skopolamin D) Tropikamid
E) Pilokarpin
273
274
FARMAKOLOJ İ
233. Aşağıdakilerden hangisi α veya β adrenerjik uyarıyla gözde ortaya çıkabilecek bir etki değildir?
A) Aköz humor sekresyonunun artması
B) Aköz humorun drenajının artması
C) Siklopleji
D) Midriyazis
E) Radiyal iris kaslarının kasılması
235.Aşağıdaki katekolaminlerin gözdeki etkileri ile ilgili yazılanlardan yanlış olan hangisidir?
A) Radiyal kası kasarlar
B) Midriyazis oluşturucu etkilerini α reseptörler üzerinden gerçekleştirilir
C) Aköz humorun drenajını artırırlar
D) Siliyer kası bir miktar gevşetirler
E) Karanlıkta görmeyi bozabilirler
274
275
FARMAKOLOJ İ
242.Yan etki olarak retinitis pigmentosa oluşturabilen antipsikotik ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Klorpromazin B) Tiyoridazin
C) Flufenazin D) Haloperidol
E) Klozapin
243.Göz içi basıncı yükselttiği için glokomlu hastalarda kullanılmaması gereken kas gevşetici hangisidir?
A) Kürar B) Süksinilkolin
C) Rokuronyum D) Gallamin
E) Mivakuryum
248.Paratiroid hormonu böbreğin hangi kısmı üzerindeki etkisi ile Ca emilimini artırır?
A) Proksimal tübül
B) Distal tübül
C) Toplayıcı kanallar
D) Henle kulpu inen kolu
E) Henle kulpu çıkan kolu
A) Organofosfat B) Atropin
C) Beta blokör D) Morfin
E) Hiçbiri
275
276
FARMAKOLOJ İ
253.Aşağıdaki antihiperlipidemik ilaçlardan hangisi lipoprotein lipaz aktivitesini artırarak etki eder?
A) Neomisin B) Niasin
C) Lovastatin D) Kolestipol
E) Klofibrat
A) Karbidopa B) Benserazid
C) Selejilin D) Amantadin
E) Biperiden
258. Hairy cell lösemi tedavisinde kullanılan ve tedavinin başlangıcında çok büyük çoğunlukla grip benzeri sendroma neden
olan antiviral hangisidir?
A) Asiklovir B) Foskarnet
C) Ribavirin D) İnterferon α
E) Dideoksimozin
259.Ağızdan alınan, dermatofitozlara etkili ancak sistemik mantar enfeksiyonlarında etkisiz olan ilaç hangisidir?
A) Nistatin B) Flukonazol
C) Griseofulvin D) Ketokonazol
E) Amfoterisin B
276
277
FARMAKOLOJ İ
261.Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda dikkat bozukluğuna bağlı görülen hiperaktivite tedavisinde kullanılır?
A) Kodein B) Kafein
C) Kokain D) Metilfenidat
E) Desmopressin
A) Fenobarbital B) Diazepam
C) Flumazenil D) Midazolam
E) Buspiron
263. Aşağıdakilerden hangisi nöroleptik ilaçları kullanan hastalarda görülmez?
A) Seksüel disfonksiyon
B) Kan basıncı yükselmesi
C) Endokrin fonksiyonların bozulması
D) Konstipasyon
E) Hipotermi
266.Aşağıdakilerden hangisi propiltiyourasilin tiroid hormonu sentezi üzerindeki etkisini en iyi açıklar?
A) Tirotropin salgılatıcı hormon salgısını engeller
B) Tiroid bezi hücrelerinin iyodür tutmasını engeller
C) Tiroglobulinden tiroid hormonu serbestleşmesini engeller
D) Tiroid hormonu için gerekli iyodinizasyonu ve tirozinin tiroglobuline bağlanmasını engeller
E) Tiroid bezinden hormonların salgılanmasını engeller
277
278
FARMAKOLOJ İ
CEVAP ANAHTARI
1. C 51. B 101. D 151. D 201. E 251. C
2. B 52. A 102. A 152. C 202. A 252. D
3. A 53. E 103. C 153. E 203. E 253. E
4. C 54. A 104. A 154. E 204. D 254. E
5. E 55. E 105. C 155. C 205. C 255. C
6. A 56. E 106. C 156. D 206. B 256. C
7. E 57. C 107. B 157. D 207. B 257. C
8. A 58. D 108. B 158. C 208. B 258. D
9. A 59. B 109. B 159. D 209. C 259. C
10. C 60. D 110. C 160. C 210. A 260. C
11. B 61. C 111. D 161. D 211. D 261. D
12. D 62. B 112. B 162. E 212. C 262. D
13. E 63. A 113. B 163. A 213. D 263. B
14. A 64. B 114. E 164. B 214. B 264. E
15. D 65. B 115. D 165. E 215. D 265. D
16. E 66. B 116. B 166. A 216. E 266. D
17. C 67. C 117. B 167. C 217. C 267. D
18. D 68. B 118. A 168. D 218. B
19. B 69. E 119. D 169. B 219. E
20. D 70. B 120. C 170. D 220. C
21. E 71. E 121. D 171. D 221. A
22. D 72. A 122. B 172. B 222. C
23. B 73. A 123. D 173. D 223. C
24. A 74. B 124. C 174. A 224. C
25. D 75. B 125. D 175. E 225. D
26. D 76. E 126. A 176. C 226. E
27. B 77. A 127. B 177. E 227. A
28. A 78. C 128. C 178. B 228. D
29. B 79. B 129. B 179. A 229. B
30. A 80. C 130. C 180. A 230. A
278
279
FARMAKOLOJ İ
279