Professional Documents
Culture Documents
"#$
%& % '
& ()
*+
,
- ./ 0111
/ 2
3
#2
/ /4/
5 34
6
7
8
7 # /4/
(,9
) +6-
: ;&
7=
;+
8876> /7 .. 7 $ ?#/ %
<
/
-
***
@ &
I.
=9 AB
II.
=9 A
III.
=9 A
IV.
=9 AE 7?
V.
=9 A
VI.
=9 A 9- 6.7 ?-
VII.
=9 A /28
VIII.
=9 A'
.-
67?->& ?
, ;-
>&?
C;8 ,
-C
-4
#> $
,
-4
- "#8-$
IX.
=9 AC 5
X.
=9 A)# /3
5C $
,
6 ,
***
!
Prof.Dr. Ahmed Yksel ZEMRE
B
Kur'n- Kerm ile Tabiat limleri'nin ili kisinin mhiyeti yzyllardr slm
lemi'ni me gl etmi olan nemli bir meseledir. Ne yazktr ki bu konu, genellikle,
Tabiat limleri'nin:
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
8)
9)
10)
11)
12)
13)
14)
15)
tanm,
mhiyeti,
yaps
nitelikleri,
snrlar,
dayand dogmalar,
metodolojisi,
stratejisi,
paradigmalar,
diyalekti i,
aralar,
geli im evreleri,
deontolojisi,
kendine zg mitos'lar1, ve zellikle de
epistemoloji'si2
hakknda sa lam bir bilgisi bulunmayanlarn tekelinde kalm oldu u iin cidd kavram karga alar, yanl de erlendirmeler, fhi yorum hatlar ve hatt slm'a aykr
davran ve beynlarla mll olagelmi tir.
Tabiat limleri'nin zahir ve sath sihrine kaplan, ama bunlar hakkndaki bilgileri ise o u kere avm iin yazlm olan vlgarize kitaplarn dzeyini a mayan
bir takm d nr ve mfessirler ise Kur'n'n Tabiat limleri'nden yararlanarak tefsi1
Eski Yunanca'da mythos kelimesinden: Gerek olmad bilinmeksizin itibr edilen hikye ya da
inan; srarl bir yanl kavrama; gere in yanl bir yorumlanmas; efsne anlamndadr.
2
Epistemoloji: Felsefe'nin, bilginin e itleri, temelleri ve geerlili ini ara tran dal.
rini yeni bir tefsir metodu olarak telkki etmi ler ve, ister muhkem isterse mte bih
olsun, btn yetleri zorlamac bir biimde aklle tirme e, Tabiat limleri ile ili kili
klmaya kalk m lardr. Bunlar Tabiat limleri'ni oldu undan daha gl gsterme e
al rken te yandan da, son zamanda, bir takm kimseler Tabiat limleri'nin toplum
zerindeki etkilerini ve (a a da aklanaca gibi zten mevcd olmayan) ahlk
yann(!) tenkid ederek Pozitif limler'i islmle tirmek sretiyle (!) ahlkle tirilmesi
gerekti ini savunma a ba lam lardr.
Bu incelemenin gyesi ise:
1. Btn bu kavram ve yol-yordam karga alarnn izlesinde i e yarayacak olan sarhat ve vuzuhun temellerini,
2. Tabiat limleri'nin mhiyet ve snrlarn temyiz ile kavramann ne kadar zor bir i oldu unu,
3. Bunlar diryet ve isbetle yorumlamann ya da ba ka yerlerde yorum
malzemesi yapmann daha da zor, nzik ve ok mesuliyetli bir i olduunu, ve dolaysyla da
4. Tabiat limleri'nin knhne vkf olmayanlarn ya da vehimlerini ilim
zanneden heveskrlarn Tabiat limleri hakknda, ne ile ilgili ya da
ilintili olursa olsun, ahkm kesmelerinin ne kadar isbetsiz oldu unu
fehmet, idrk ve temyiz shiplerine takdm etmektir. Bu takdm, bu konuda yalnzca bir fikir verebilmek amacyla, olabildi ince ksa tutulmu tur. Yalnzca konuya vkf olanlarn anlayabilece i ve hakl olarak taleb edecekleri teknik ayrntlar ise,
metni ve anlay a rla trmamak iin, bilinli olarak gzard edilmi tir.
Kur'n Tefsirinde
Modernist Akm
slm lemi'nde geen yzylda ortaya km olan "Modernist Akm" iinde
Kur'n tefsiri nemli bir yer tutmaktadr. Modernist slmclar denilen kesim bu alandaki gayretinin, Kur'n'n a da ve ilm yorumunu yapma a ve dolaysyla da dine yeni bir anlay ve canllk getirme e ynelik oldu unu savunmaktadr.
Bununla beraber gerek bu akm gerekse "Kur'n'n a da ve lm3 Tefsiri"
projesi slm lemi'nde bir yzyl a kn bir sredir bir takm phelere, at malara,
ithamlara ve hatt nifaklara yol am bulunmaktadr. Bu konuda yaplanlarn, yalnzca Kur'n ve Snnet'e de il fakat, Tabiat limleri'ne de uygunlu unun isbetle te his ve tesbit edilmesi gerekir. Fakat meselenin vs'ati kar snda bunun kolay bir i
olmad da teslim edilmelidir.
Modernist Akm'n hep ngiliz idresi altndaki smrgelerde filizlenmi olmas dikkat ekicidir. Bu hareketin belliba l ncleri Afganistan'da Cemleddin Afg n (1839-1897); Msr'da Muhammed Abduh (1849-1905) ile R id Rz (18653
1935); Hindistan'da Sir Seyyid Ahmed Han (1817-1898), ibl Nmn (1857-1914)
ve Muhammed kbal (1877-1938) olmu lardr. Bu hareketin Trkiye'deki ilk sempatizanlar ise Mehmet kif, Ziy Gkalp, mer Rz Do rul ve mer Nashi Bilmen'dir. Bugn ise Trkiye'de, ok daha a r bir biimde, Kur'n' sanki bir Pozitif
lim kitab imi gibi yorumlama a kalk an bir zmre de bu modernist ve reformist
anlay n uzantsnda faaliyet gstermektedirler.
Modernist Akm, ilk sfiyeti iinde, u d ncelere dayanmaktayd: 1) slm,
zaman iinde, Asr- Saadet'teki sfiyetinden uzakla m tr, 2) din4 ile diynet5 biribirine kar trlmaktadr, 3) bid'at-i seyyieler ve btl inanlar din hayat istil etmi tir. Bu durumdan kurtulmak, ancak: A) din dhil, Akl' her i te n plna almakla, B)
slm' modern artlara adapte etmekle, ve C) slm'da de il fakat islm hayat tarznda bir reform yapmakla mmkndr.
Buna gre slm'da Modernist Akm, aslnda, bu dinin uygulamalarnn zerilerinde birikmi olan fuzl ykleri gerekti i biimde eleme e ynelik bir hy Hareketi olarak ba lam tr. Fakat daha sonra bu hareket zaman zaman rndan km ve Akl'n (aslnda Kur'n ve Snnet'in emrinde olmas gerekirken), Snnet'in de
Kur'n yetlerinin de stnde ve onlar sorgulayabilen bir konumda tutuldu u dpedz bir Dinde Reform Hareketi'ne dn m tr. Bu itibarla da e er Akl ve Mantk
Kur'n ve Snnet ile eli ik duruma d erse, bu harekete gre Akl'n Do ru'yu bulmak hussunda yegne kstas ve vsta olmas hasebiyle, "Kur'n'n (ve reddedilmedi i zaman da Snnet'in) Akl ile uyumlu klnmas" bu hareketin yava yava belirginle en ana stratejisi olarak ortaya km tr.
Bu tutum gitgide, ilim ve sa duyu adna: 1) Snnet'in (yni hadslerin) hemen
hemen tmnn reddine, 2) peygamberlerin mu'czelerinin rasyonel grnml zorlama aklamalarna, 3) Kur'n'da sz edilen hiret hayatnn ve baz mnev varlklarn madd eyler aracl ile aklanma a al lmasna, 4) ak id ile mumeltn ar basitle tirilmesine, 5) (Trkiye sz konusu oldu unda da) Lther'vr bir reform
zlemiyle ibdetin Trke yaplmasn icbr etme e, ve 6) Kur'n'n, ilmin gereklerine uygun olarak, a da bir biimde ve Akl'n nderli inde ilm tefsirinin yaplmasna ynelik reaksiyoner ve mu'terz bir veche kazanm tr.
Biz bu incelememizde slm lemi'nde artk vaz geilmez bir moda hline
gelmi olan Kur'n'n a da lm Tefsiri projesinin, zhir btn fsnuna ve czibesine ra men, anlamsz ve tehlikeli bir topya oldu unu iz'n ve fehmet shiplerine gsterme e al acak ve zellikle de Pozitif limler'in mhiyetine, snrlarna, metodolojisine ve di er niteliklerine de inerek bunlar hakknda kesin ve derin bilgisi
olmayanlarn (yni Pozitif limler'de rsh shibi olmayanlarn) byle bir i e kalk malarndaki isbetsizli i ve tehlikeyi ortaya koymaya gayret edece iz.
nce ilmin ve zellikle de Pozitif limler'in ne olup ne olmad , ve Tabiat 4
***
.67?->& ?
>&?
-4
kav akta vuku bulan trafik kazlarna sebeb olanlar ayklayacak (1. yntem: ayklama) ve mesel X, Y, Z marka otomobillerin sebeb oldu u trafik kazlarna htimaller
Hesab yntemlerini uygulayacak olursak (2. yntem: htimaller Hesab'n uygulama) X, Y, Z marka otomobillerin o kav akta trafik kazsna mruz kalmas ihtimlini
elde eder ve buradan da sz konusu kav akta hangi marka otomobilin kaz riskinin
daha az oldu u hakknda anlaml ve ilm bir sonuca ula rz.
Tabiat limleri'nin
Snrlar
Tabiat limleri'nde hedef: olaylarn aklanmasdr. Bu aklama tepeden inme bir aklama de il akl melekelere dayanan bir aba sonunda kazanlm akl ya
da rasyonel niteli i a r basan bir aklamadr. Bu aklama: 1) tutarl (yni eli kilere yol amayan), ve 2) objektif (yni yalnzca aklamay yapan ahsn de il akl
melekelerine ship ve konuya in herkesin anlamasn mmkn klan) bir tarzda,
ve ayrca da 3) (bilineni bilinmeyene de il) bilinmeyeni bilinene indirgeyerek yaplmaldr.
Byle bir aklamada sebep kavram, genellikle, merkez bir rol oynar. Her
olayn kendisinin zuhuruna yol aan ve "bu olayn sebebi" olarak isimlendirilen bir
ya da birok sikinin bulundu una man "Nedensellik ( llyyet) lkesi"nin ifdesidir.
Tutarllk, objektiflik ve nedensellik Tabiat'n aklanmas srecinin temelindeki diyalektik abann vaz geilmez unsurlardr ama bunlar da yeterli de ildir. Bu
diyalekti in olmazsa olmaz bir ba ka unsuru da, a a da tart aca mz, model kavramdr. Model, Tabiat olaylarnn tutarl bir biimde iine oturup oturmad ara trlan bir ablondur. Bu ablon ilim adamnn ilminin, sezgisinin ve hayl kudretinin
rn olan teorik bir ablondur. Olaylarn mkul bir biimde bu ablona uyup uymadklar gzlem ve lmlerle ara trlp tesbit edilir. Yalnz dikkat edilmesi gereken
nemli bir husus da olaylarn bu ablona mkul bir biimde uymalar keyfiyetinin Fiziksel Realite'yi zorunlu ve sdk bir biimde yanstmaya yetmedi idir. Ayrca: 1)
bu ablonun olaylarn nasl geli ecekleri hakknda bir ipucu verip vermedi ine, 2)
yeni olaylar ngrp grmedi ine, ve 3) e er ngryorsa bu ngrnn gzlemler
ve lmlerle te'yid edilip edilmedi ine de baklr. Yni bir modelin geerli olabilmesi iin daima gzlem ve lmlerle uyumlu ve tutarl olmas gereklidir. Bu bakmdan ilim adam kapal bir gecede elinde bir mumla Byk Sahra l'nde yolunu
ve ynn tyin etme e al an bir kimse gibidir. Elde etti i sonular ise hep Fiziksel Realite'nin krntlardr.
Tabiat limleri yukarda ilim ad altnda topladklarmzn zel bir alt-kmesidir. Tabiat limleri'ni karakterize eden:
1) "Her olayn bir sebebi vardr" eklinde ifde edilebilecek olan "Nedensellik ( llyet) lkesi",
2) "Ayn artlar altnda tekrarlanan her deney daima ayn sonular verir"
11
Belirlilik lkesi yalnzca atom-alt boyutlar sz konusu oldu unda yerini Heisenberg'in Belirsizlik lkesi'ne brakmaktadr. Ancak bu ilkenin ortaya koydu u epistemolojik problemlerin nemli bir blm hl tatminkr zmlere kavu turulabilmi de ildir. Onun iin burada bu ilke ile ilgili speklsyonlara girmekten imtin ediyoruz.
7
Ellerinde tuttuklar sapan eklindeki dallarn ortak ucunun titremesiyle bulunduklar yerin altnda su
rts bulundu unu iddia eden su arayclarn gz nne alnz. "Burada su var" diye kazdrdklar
yerde ne kadar derine gidilirse gidilsin su bulunmazsa bunlar asl suu kabl etmezler: "Ben burada su
var dedimse su vardr; daha derin kazn!" derler. Onlarn bu iddialarn pe inen de sonradan da yalanlayacak hi bir yol yordam yoktur. Toprak ne kadar kazlrsa kazlsn su kmazsa suyun daha derinde
bulundu unu yalanlamak iin (sofistike Jeofizik yntemlerin d nda) bir yol-yordam yoktur. Bu iddialar Tabiat limleri'nin kriterleri asndan itibar edilecek iddialar de ildir.
Buna kar lk Einstein'n Genel Rltivite Teorisi'nin sonularndan biri olan "I n ktleli gk cisimlerinin yanndan geerken bir do ru boyunca de il de bir e ri boyunca hareket edece i" iddiasn
gz nne alalm. Bunun yanl lanabilmesi iin uygun bir yol-yordam A. Eddington tarafndan d nlp uygulanm tr. Eddington 1919 da vuku bulan bir tam Gne tutulmasnda Gne in civrndaki
yldzlarn fotografn ekmi ve sonra bunu ayn yerin geceleyin ekti i fotografyla muk yese ederek her iki fotograftaki ayn yldzlarn imajlarnda kayma oldu unu tesbit etmi ve bu sapmalar lerek bunlarn teorinin ngrm oldu u sapma kadar oldu u sonucunu elde etmi tir.
12
sa lkl ve gereki bir tefekkrn ise bundan da daha zor oldu unun, byle bir tefekkrde insann idrkindeki atletin ve temyiz melekelerinin yanlma paynn ne
denli byk olabildi inin dellidir.
Aslnda Tabiat limleri'nin temelinde de bir takm mn umdeler (dogmalar)
bulunmaktadr. Bunlara zmnen ya da ak bir ekilde mn etmedike Tabiat limleri'ni in etmek mmkn de ildir. Bunun iin mutlak : 1) bizden ba msz olarak bizim d mzda var olan madd bir lemin varl na, 2) bu madd lemden bilgi (enformasyon) elde etmenin mmkn oldu una, ve 3) bu madd lemin anla labilir oldu una, yni bu lemde vuku bulan olaylarn: A) tasvr edilebilir, B) aklanabilir,
ve C) ngrlebilir olduklarna pe nen imn etmek arttr. Bu mn olmazsa bu
madd lem hakknda bilgi kazanlamayaca ikrdr.
Tabiat limleri tmyle madd yni objektif bir biimde llebilme zelli i
olan bir leme dayanr ve bu lemin dzenini ve bu dzenin uymakta oldu u kurallar: 1) ara trr, 2) ke feder, ve 3) tahkik eder.
Bu ba lamda, XX. yzyln en byk teorik fizikilerinden biri olan Albert
Einstein (1879-1955) Tabiat limleri'nin temelindeki bu dogmalarn ilkiyle ilgili olarak unu beyn etmi tir: " drk edenden ba msz bir d leme mn btn Tabiat limleri'nin temelidir. Bununla beraber, yalnz hislerle idrk bu d lemden dolayl
bir ekilde bilgi sa lamakta oldu undan biz Fiziksel Realite'yi ancak tart mal
(diskrsif) yollardan kavrayabiliriz. Bunun sonucu olarak da Fiziksel Realite hakkndaki bilgilerimiz asl niha bilgiler olamaz"8.
Bu arada una i ret edelim ki Tabiat limleri: 1) ilme de, 2) insan hayatna da
do rudan do ruya hi bir ahlk norm koymaz. nsanlarn Tabiat limleri'nin e itli
vechelerinden esinlenerek bir takm ahlk normlar tretmeleri ise Tabiat limleri'nin
tmyle d nda ve onlardan tmyle farkl bir konu olan lm Deontoloji'nin (yni
lim Ahlk'nn) konusudur.
Pozitif limler ile dinin ortak vasflar: 1) her ikisinin de temelinde mn edilmesi gerekli olan bir takm umdelerin bulunmas, ve 2) her ikisinin de insandan
ba msz olmasdr. Yni insan dinin de pozitif bilimlerin de gereklerine kar pasiftir. Bunlar ancak ke feder ya da idrk eder: bunlar cad edemez; bunlarn yerine
kendi hev ve hevesine uygun olanlar da vaz edemez. Byle yapsa ya da yapt n
zannetse bile bu bir gere e tek bl etmez. Bu, olsa olsa, ki ili inin ilm idrk ve
temyizden yoksun oldu unu yanstr; ve kez, cehletinin azametini gsterir, o kadar!
Bu kapsamda, mesel: Fizik'de "Gravitasyon (Evrensel ekim) K nnu"nu,
Geometri'de "Pitagor Teoremi"ni, Kimya'da sofra tuzunun terkibini, Astronomi'de
"Gne Sistemi"ni, Biyoloji'de "Genetik K nnlar"n ister birinin emriyle ya da birisi bylesini uygun grd diye, ister referandumla, ister icm-i mmet ile de i tirmek
8
Bu beynn z, Bakara sresinin: "Onlar (yni insanlar) O'nun (yni Allah'n) ilminden ancak O'nun izin verdi i kadarn iht ederler" melindeki 255. yetine uygundur.
14
mmkn de ildir. Ayn ekilde ak, seik, kesin, objektif ve akl bir kant olmakszn, bir iddiay gene bu yollarla bir ilm gerekmi gibi tescil etmek de gere i yanstmaz. nk btn ilm gerekler insandan ve insan irdesinden tammen ba msz
olan bir varl a shiptirler. Bu bakmdan " limde Demokrasi Olmaz!". lm gerekler, mhiyetleri gere i: Demokrasi oyunlarnn da, Demokrasi kavramnn da ve kapsamnn da tesinde, insann da ve insann irdesinin de eri emeyecekleri a kn
(mteal) bir konumdadr.
Ayn yollarla, mesel: Hazret-i Ms'nn peygamberli ini iptl ve ilg etmek,
slm'da farz namaz vakitlerinin saysn azaltmak ya da o altmak, bir haram hell
klmak ya da bir helli haram klmak muhldir. Bu ba lamda: "Dinde (de) Demokrasi Olmaz!"9
Bununla beraber gerek ilim yobazlarnn gerekse din yobazlarnn ilim ve dinin de il de kendi hev ve heveslerinin dikte etti i baz iddialar ilm gerek ya da
din nassm gibi dayatma abalar da maalesef ndirattan de ildir. Byle bir tutum,
bunu sergileyenlerin, yalnzca: 1) cehletine, 2) adletsizli ine, 3) vehmine, 4) vicdanlara hkmetme tutkusuna, ve o u zaman da 5) zulmne dellet eder.
Gerek ilim adamlar, ancak: 1) kendilerinden ba msz olarak mevcd olan
ve olma a devam eden tabiat k nnlarn, fiziksel ilkeleri ve bunlarn matematiksel
ba ntlarn yni ilm gerekleri ke fetme e al r, ve 2) bu ke iflerinin gere e uygunlu unu da objektif bir biimde, kl krk yararcasna ara trr. Bundan dolay gerek ilim adamlar ilmi kendi hev ve heveslerine gre zgrce(!) ynlendiren efendiler de il, fakat bunun tammen aksine, ilmin ancak ve ancak sdk hizmetkrdrlar.
Gerek ilim adamlarnn ilm gerekleri te his ve tesbit etmede fevkalde drst ve
objektif olmaktan ba ka bir tutumlar olmas mmkn de ildir. lm Deon-toloji'nin
(yni lim Ahlk'nn) temeli de i te budur!
Tabiat limleri'ni ve bunlarn uygulamalarn ilm kstaslara gre de il de ki i
ya da gruplarn kendi hev, heves, vehim ve karlarna gre ynlendirme arzu ve ihtirasna, ibret alnmas gereken u rnekler verilebilir:
Ftih Sultan Mehmed'in ilim adamlarna gsterdi i itibar din adamlarnn
III. Murat'n zamanna kadar pek ortaya kamayan kskanlk ve entrikalarna sebeb olmu tu. III. Murat'n fermnyla stanbul'da Galata srtlarnda Dny'nn en byk rasathnesini in etmekte olan astronom Takiyyddin'e ahs garaz ve kskanl yznden zamann eyhlislm Kadzde Ahmed emsddin efendinin Pdi ah'a: "Rasat yapmak u ursuzluk
getirir; ve g n esrrna kstah bir biimde nfz etme e cret edilmesinin tehlikesi de sonu da mlm ve muhakkaktr. Hi bir devlet yoktur ki
9
Buna kar lk Hristiyanlk'ta tam bir "Ruhban Snf Demokrasisi" vardr. Katolikli in temel din
nasslar ve zellikle Teslis Akdesi M.S. 325 ylnda znik Konsili'nde parmak kaldmak yoluyla kararla trlm tr. Papa'nn dini grevi erevesinde (ex cathedra) syledi i her eyin do ru oldu una ve
bu bakmdan Papa'nn infallibile (yni h lyuht ve lys'el) oldu una da 1870 I. Vatikan
Konsili'nde demokratik bir biimde karar verilmi tir.
15
dir.
lim ve teknolojinin gnden gne geli mesi rencilere ksa zamanda daha
ok bilgi aktarlmasn gerektirmektedir. Di er taraftan rencilerin gitgide artan says da hocalarn bunlarla tek tek ilgilenme imknn ortadan kaldrm tr. Bu sebepten tr ders takrirleri ok sayda rencinin yalnzca hocay dinledikleri ve derse
hi bir ekilde aktif olarak katlmadklar majistral dersler eklinde cereyn etmektedir. Hoca krsde ilm sonular sunmakta ve bunlarn anla lp hazmedilmesi de rencilere kalmaktadr. renciler, belki doktora al malar hri, hocann be er scakl n da gzleyebilecekleri yakn bir hoca- kirt ili kisinden mahrumdurlar.
Bu zorunlu mizansen ve hoca ile renciler arasndaki ileti im kopuklu u ister istemez kilise yinlerini anmsatmaktadr. Kilisede yini idre eden papaz szler
ve jestlerle Hristiyanlk dogmalarn sunar. Okuldaki hoca misli, yindeki tek aktif
ki i papazdr. yini izlemi olanlarsa bu szlerin ve jestlerin sembolizmi arkasnda
neyin murd edildi ini kendi ba larna ke f ve fehm etme e al rlar.
te derslerin de bu kabil yinimsi bir biimde takriri sonucu olarak lim (ya
da Bilim) kelimesi gerek rencilerin gerekse avmn nezdinde idrk ve temyizden
uzak bir e it mistik bir czibe icr etmekte ve, ne yazktr ki, yer yer akl-d efsneler ve fikr sapklklar iin yeterli bir ortam olu turabilmektedir.
Bu i in chillerinin nemli bir blm ise : 1) Tabiat limler'ini, hl, sekin
bir ruhban snfnn tekelinde bulunan bir e it sihirbazlk gibi telkki etmekte; 2)
Tabiat limleri'nin otoritesinin her trl snrlayc kaydn tesinde ve tart ma kabl
etmez oldu unu vehmetmekte; ve 3) Tabiat limleri'nin her eyi aklamaya k dir oldu u mitos'unun yaylmasna da katkda bulunmaktadrlar.
lmin muhtevs hakknda bir takm safsata ve hurfelerin ortaya kmasna
ise, hi ku kusuz: 1) ders takririnin renci ile hocann ileti imine izin vermeyen bugnk eklinden ba ka, 2) e itim ve retimde ilim metodolojisinin n plna alnmay , 3) ilimlerin geerlilik snrlarn izen Epistemoloji ile 4) ilim ile toplum arasndaki ili kilerin nasl olmas gerekti ini inceleyen lm Deontoloji'nin tedris edilmeyi i de sebep olmaktadr.
"Bilimcilik" ideolojisi Din Sosyolojisi asndan incelenecek olursa bu ideolojinin: 1) putu, 2) ruhban snf, 3) ments10, 4) oligar ik fakat evrensel bir mmeti, 5) dllendirme ve cezlandrma sistemleri, ve 6) kendine zg afarozu ile tam bir
din grntsnde oldu unu syleyebiliriz. te bu din yalnz slm ile de il btn
Semv Dinler ile at ma iinde olmay yaylmac siysetinin siki kabl etmektedir.
"Bilimcilik" dininin putu Akl'dr. Ruhban snf ise bu dine gnl vermi ilim
adamlar ve uzmanlardan olu maktadr.
10
Alt mn umdeden olu an bu ment'nn ayrntlar iin bk.: Ahmed Yksel zemre, slm'da
Akln nemi ve Snr, 2. Bask, s.273-276, Krkambar Yay., stanbul 1998.
18
Model Kavram
limde model, senaryo, teori kelimeleri sk sk kullanlmaktadr. Ancak bunlarn dellet etti i anlamlar ak seik bilinmezse bu durum kavram karga asna ve
o u kere de fuzl ve mesnetsiz tart malara yol amaktadr.
Szlk anlamyla model: "bir eyin takldi olan nesne" demektir. te yandan
teori, eski Yunanca'da: gzlem, inceleme, speklsyon ve doktrin anlamnda kullanlm olan theria kelimesinden tretilmi tir; Osmanlca'ya nazariye diye gemi tir.
Bir nesnenin bir takm zelliklerini gzard ederek kaba bir takldini ortaya
koyan snrl ( ematik) bir temsiline nesnel model denir. Sleymniye Camii'nin kibrit plerinden yaplm 1/200 le indeki bir modeli, ya da Arz kresinin krtsiyecilerde satlmakta olan plstik modeli nesnel modeller iin iyi rneklerdir.
Nesnel modeller, olaylar aklamak yerine, olay ve olgular zaman ve mekndan tasarruf ederek btnyle gzleme e yararlar. Bu trl modellerden yeni bilgiler elde etmek mmkn de ildir. Bunlar olsa olsa yeni tasarmlar iin grg ve ilhm kayna olabilirler. Tabiat limleri'ni ilgilendiren modeller nesnel de il teorik
modeller'dir.
Muhyiddin bn Arab'nin "Fthat- Mekkiye" isimli eserinde mnev semvat hakknda takdm etti i11 ve bu semvatn topografyasn izen model objektif
gzleme, deneye ve lme tb tutulamad iin sbjektif, ayrca fizik-d bir lem
ile ilgili oldu u iin de metafizik bir model'dir. Sbjektif modeller de metafizik modeller de Pozitif limler'in ilgilendi i modeller de illerdir. Bu trden modeller Pozitif
limler'in kapsamnda mtlea edilmezler. nk Tabiat limleri: 1) objektif gzlemlere, ve 2) objektif olarak llebilen fiziksel byklklere dayanr.
Buna kar lk, mesel n dalgasal bir harekete dayand na ili kin "dalga
modeli" n: 1) krlmas, 2) krnm (difraksiyon'u) ve 3) giri imi (enterferans')
gibi fiziksel olaylar aklc (rasyonel) bir biimde aklayabilen, matematiksel bir
ereveye oturtulabilen ve ilk admda uygun ve isbetli grnen bir modeldir.
Bu kabil modellerin bir ksm, atom modellerinde oldu u gibi, zgn teorilerin kurulmasn sa layan yol-gsterici (hristik) modellerdir. Bu modelleri matematiksel bir ereve iinde de erlendirmek mmkndr. Objektif bilgi retmekte arac
olan bu kabil modellere ilm modeller ad verilir.
Somut bir nesnenin ya da bir olayn, matematiksel bile olsa, bir model aracl yla temsili daima ksm olma a ve daima bir takm basitle tirici kabllere dayanma a mahkmdur. Bu bakmdan bir model, gz nne ald nesnenin ya da olayn
baz zelliklerine hi itibar etmeyebilir.
11
Daha sonra Dante Alighieri tarafndan lh Komedi isimli eserinde iktibas edilmi tir. Bk. Miguel
Asin Palacios, Islam and the Divine Comedy, Franck Cass, 1968.
19
nsn zeks gerek bir durumu, ne yazk ki, btn giriftli i ile: 1) bir anda ve
2) rasyonel (aklc) bir biimde kavrayp idrk etmek yetene inden yoksundur. Onun
iin ilim adamlar, zorunlu olarak, kar la tklar durumlarn nce ksm ve basit
vechelerini ve sonra da bu vecheler arasndaki ili kileri kavrama a al arak tedric
bir ekilde daha girift vechelerin kavranmasna tevessl ederler.
Bunun iin fiziksel gere in kavramsal bir biimde idrk edilebilmesi bu gere in nce pekok niteli inden (parametresinden) soyutlanarak idealize edilmesiyle
ba lar. Bu operasyonun sonucu ortaya konulan model aslnda fiziksel gere i de il
fakat gere in soyut ve kaba bir takldini yanstr.
Atom Modelleri
lm modellerin geli mesine en gzel rnek "atom modelleri" dizisidir. Eski
Yunan'da Seluk'lu Leukipos M.. 450 ve daha sonra da rencilerinden Demokritos
M.. 430 dolaylarnda maddenin sonsuzadek blnemeyece ini savunmu lar ve aslnda atom denilen tneciklerden olu tu unu ileri srm lerdi12. Bunlar, atomlarn
birarada toplanarak maddeyi nasl meydana getirdiklerinin akla-yatkn bir aklamasn verebilmek zere, baz atomlarn toparlak ve bazlarnn da engelli olmalar gerekti ini ve engelli atomlarn da biribirlerine kar gsterdikleri sempati13 ve czibe(!) dolaysyla biribirlerine engellenmeleri sonucu kat maddenin olu tu unu savunmu lardr. Bu model svlarn olu umunu da toparlak atomlarn bir araya gelip
biribirlerinin zerinden kaymalaryla aklyordu.
Bu tasvir model yzyllar boyuncu yalnzca felsef bir fikir cimnasti i olarak
kald. XVIII. yzylda Dalton (1766-1844) , kimya deneylerinde vard sonularda,
maddenin gerekten de atomlardan olu mu olabilece inin ilk ilm ipularn ke fetti.
XIX. yzyln sonlarnda William Crookes (1832-1919) ve J.J. Thompson'n
(1856-1940) seyreltilmi gazlarda vuku bulan elektrik bo almalaryla ilgili olarak
gerekle tirmi olduklar deneyler atoma artk blnmez nazaryla baklamyaca n,
atomun da kendine has yapta lar bulundu unu ve bunlardan biri oldu una hkmedilen negatif statik elektrikle ykl elektron'larn varl n ortaya kard.
Elektronlardan ibret olduklar tesbit edilmi olan katod nlarnn yollar zerindeki bir maddenin yzeyinde birka atom tabakas kadar bir derinli e nfz edebildiklerinin ortaya kmas da 1903 ylnda Philipp Lenard'a atomun yapsnn
nemli bir blmnn bo luktan ibret olmas gerekti i fikrini telkin etti.
J.J. Thompson, 1904 ylnda, atomun hem negatif ykl elektronlar ihtiv etmesi ve hem de maddenin do al olarak yksz olmas olgusu kar snda atomu
homogen ve pozitif elektrik ykl bir kre eklinde d nd; bu pozitif yk ntr k12
13
20
lacak sayda elektron, tpk bir zml kek misli, bu krenin iinde gml bulunmalyd.
Ayn yl japon Nagaoka ise atomu, etrafnda elektronlarn dolandklar pozitif
ykl bir ekirdek olarak tasavvur etmi se de bu modeller matematiksel bir ereveye oturtulamadklarndan yeni olaylar ngrme ynnden geerli modeller olamam lardr.
1911 ylnda Ernst Rutherford (1871-1937) deneysel olarak atomun ktlesinin
ok byk bir ksmnn pozitif ykl bir ekirdekte toplanm oldu unu tesbit etmeyi
ba ard. Bunun sonucu olarak da atomu, negatif ykl elektronlarn, bu elektronlarn
toplam ykne e it fakat pozitif ykl merkez bir ekirdek etrafnda e merkezsel dairesel yrngeler zerinde dolandklar minik bir Gne Sistemi gibi bir yap olarak
modellendirdi.
Atom modelleri iinde ilk defa matematiksel bir ereveye oturtulup da hidrojen atomunun spektrumunu nicel olarak ngrebilen ve aklayabilen model 1913
ylnda yaynlanm olan Niels Bohr Atom Modelidir. Bu model tecrb olarak tesbit
edilmi bir fiziksel sbit olan Rydberg Sbiti'nin de erini ba ka fiziksel sbitlerin
fonksiyonu olarak teorik fakat rakkamsal ve hassas bir biimde temin etmi olmasyla da nldr.
Bu trihden sonra hassas lm imknlarnn gitgide artmas sonunda tecrb
olarak tesbit edilen lm de erleri ile Bohr Modeli'nin teorik ngrleri arasnda
ok ufak dahi olsa da bir fark ortaya knca 1915 ylnda bu modelin temel kabllerini biraz de i tirip rafine eden Sommerfeld Modeli ortaya atlm , bunu 1924 de De
Broglie (1892-1987) , 1926 da Erwin Schrdinger ve 1928 de P.A.M. Dirac'n (19021984) modelleri izlemi tir.
Biribirlerini izleyen bu atom modelleri, her yeni kademede, Fiziksel Realite
hakkndaki bilgimizi daha rafine etmi ve o zamana kadar bilinmeyen bir takm olaylarn ve ayrntlarn bilinmesini sa lam lardr. Biribirini izleyen bu teorik modellerin
tecrbe ile tahkiki, zhir Fiziksel Realite'nin ardnda bu realiteyi ku atan ve do uran, kolay kolay eri ilemeyen, eri ildi inde de bize kendi yapsndan ancak birka krnt sunan bir ba ka Realite bulundu unu telkn etmi tir. Bu idrke ship teorik fizikilerin ise14 Fiziksel Realite'nin ardnda bulunan ve bu realitenin temeli olup onu
ku atan ama somut bir biimde varl n ortaya koyamadklar (isterseniz buna, byk harfle, Gerek ya da Hakkat deyiniz) Realite hakkndaki yegne tutumlar bylesine a kn (transandantal, mteal) bir varl n mevcdiyetine ehdet etmekten
ba ka bir ey olmamaktadr.
Senaryo Kavram
Senaryo: belirli bir zaman aral iinde sralanan ve biribirlerine bir ekilde
14
Bu kabil teorik fizikilerin saysnn ola anst az oldu unu zlerek ifde etmek isterim. Di erleri daha ok Teorik Fizik'deki zhir konularla ilgilenmeyi tercih etmektedirler.
21
Bu iki senaryonun ayrntlar hakknda bilgi almak iin bk.: Ahmed Yksel zemre, Model, Senaryo ve Teori, Felsefe Dnyas, say: 16, Yaz 1995.
22
de ildir.
Senaryolara gereken nem ancak bunlarn mhiyetlerine vkf olan ilim adamlar tarafndan verilmelidir. Bunlar: 1) ilm sonularm gibi telkki etmek, 2)
takdm etmek ve 3) Kur'n'n tefsirinde malzeme etmek ancak i in knhne vkf olmayan nehil kimselerin isbetsiz bir hevesinden teye gidemez.
lm modeller K.R.Popper anlamndaki Yanl lanabilirlik Kriteri'ne uyarlar;
yni ilm modellerin sonularn yanl layabilmek (tekzib edebilmek) zere her zaman bir yol-yordam bulmak ve modeli bu yolla tahkik etmek mmkndr. Modellerin ilm olmak vasflar bu kritere uymalaryla sbt eder.
Buna kar lk senaryolarn aklamay amaladklar olaylar bir ya da birden
fazla kere vuku bulmu olsa bile, aralarndaki zaman farknn genellikle medeniyet
trihinden daha uzun olmas hasebiyle senaryolar bu kabil bir kritere tb tutmak
mmkn de ildir. Mesel Evren'n biribirini izleyen geni leme ve bzlme safhalarndan olu an bir trihe mahkm oldu unu ngren ve her safhaya da birka onmilyar yllk bir mr bien senaryo i te byledir.
lm modeller varsaymlardan hareket ederek sonular kartlmasna, ve kan sonularn da deney ve gzlemlerin mhenk ta na vurulmasna msait aklc
(rasyonel) yaplardr. Senaryolar ise genellikle deney ve gzlemlerin mhenk ta na
vurulmas mmkn olmayan, aklc de il akla-yatkn yaplardr.
lm modeller evrimle meye msait olup bu bak asndan da dinamik bir
niteli e shiptirler. Bu modellerin yerlerini yeni ve daha geli mi modellere terk etmelerinde, ngrdkleri sonularn gzlem ve lmlerle uyu mamas kadar yeni olaylar aklamaktan ciz kalmalar da rol oynar.
Oysa, yukarda da aklanm oldu u gibi, senaryolar deney ve gzlem kstaslarna vurmak hemen hemen imknszdr. Bu bakmdan senaryolarn evriminden
sz etmek abestir; bu bakmdan da statik bir nitelikleri vardr.
lm modeller belirli olaylar aklamak konusunda tektirler. E er ayn olay
23
dizisini aklamak iddiasnda olan iki farkl ilm model varsa, gzlem ve deneyler bu
ikisi arasnda birinin elenmesi iin kesin kriterdir. Fakat senaryo sz konusu olduunda, ayn bir olay dizisini biribirlerinden tammen farkl senaryolarla akla-yatkn
bir biimde aklamak mmkn oldu u gibi bu senaryolardan birini di erine tercih
ettirecek kesin bir ilm kriter bulmak da her zaman mmkn de ildir. Ayrca "Evren'in Byk Patlama Teorisi(!)" ya da Darwin'in "Trlerin Evrimi Teorisi(!)" gibi
baz senaryolar ilk olayn sebebinin ne oldu unu ilm ya da hi de ilse akla-yatkn
bir aklamasn temn etmekten de cizdirler.
Yanl lanabilmesi iin bir yol-yordamn bulunmas mmkn olmayan senaryolar ve teoriler(!?), hayl ve ilgiyi tahrik eden btn czibelerine, hatt btn ilm
ve allmece grntlerine ra men, sdece: 1) spekltif, ve dolaysyla da 2) temsil
ettikleri bilginin de eri asndan (yni epistemolojik adan) da zayf olan bir fikir
cimnasti i rnleridir.
Yanl lanabilmeleri de do rulanabilmeleri de mmkn olmad iin bunlara,
genellikle, ya derin bir manla inanlmakta ya da hi inanlmamaktadr. Bu kabil tutumlar ise, hi phesiz, objektif ve ilm tutumlar de ildir.
spat ve Tahkik
Bir nermenin (kaziyye'nin) gere e uyup uymad nn 1) ikn edici ve 2)
objektif delllerini ortaya koyup bir hkme ba lamaya tahkik (verification) denir.
E er sz konusu olan nerme, mesel Matematik ya de Rasyonel Mekanik gibi, sa lam bir aksiyomatik16 zerine in edilmi ise bu nermenin tahkikine ispat ad verilir. Bu anlamdaki ispat mantk kurallarna dayanr. E er mantk kurallarndan biri ya
da gz nne alnan meselenin (sz konusu aksiyomlarla eli meyen) varsaymlarndan biri gz ard edilirse ispat btl (yni bo , beyhde, yanl , gerek-d , rk) olur. Bundan dolay byle bir ispata kalk an bir kimse bu ispatn yalnzca kademelerinin eksiksiz bir biimde icr edilip edilmedi ini de il ayn zamanda mantksal bir
hat yaplp yaplmad n ve aksiyomlar ile varsaymlarnn ihml edilip edilmediini de srekli kontrol etmek zorundadr. bununla da snrl de ildir. stidll ilimlerde her nermenin ispat iin ispat yapann sezgisine ve yaratc hayl gcne dayanan farkl metotlarn uygulanmas da mmkndr. Bunlarn, sonucu elde etmede
byk a rlklar vardr. Kimi metotlar tammen ksr iken di erleri sonuca uzun ve
dolambal yollardan eri irler. nemli olan yalnzca sonuca ula tran isbetli bir metot uygulamak de il ayn zamanda sonuca en ksa yoldan eri en (zarif) bir metodu
bulup uygulamaktr17.
16
Aksiomatik (Belit Dizgesi): ister apak do ru oldu u kabl edilsin, isterse do rulu u gsterilemez
olsun: 1) istidll bir disiplinin temeli olarak vaz edilen, 2) biribirleriyle eli kili olmayan, ve 3) ispatnn gerekmedi i kabl edilen temel nermeler takm. Mesel Euclides (klit) geometrisinin temelindeki aksiyomlar gibi.
17
Mesel 2-de i kenli lineer bir cebrik denklem sisteminin zmn eliminasyon metoduyla kolayca bulmak mmkndr. Ancak, de i kenlerin says iki de il de mesel 8 olsa bu metot ok uzun ve
zahmetli hesaplara yol aar. Bu takdirde sistemi Determinantlar Teorisi metotlaryla zmek hem daha kolay, hem de daha zarif ve hem de daha estetik bir zm tarz te kil eder.
24
Tabiat limleri sz konusu oldu unda ise, bir nermenin gere e uyup uymad nn mhenk ta gzlem ve deneydir. Fizik'te bir teorinin matematiksel olarak
(yni niceliksel olarak) ngrd bir bykl istidll ederken hibir formel yanl
yaplmam olabilir ama teorinin dayand teorik model Tabiat'n gere i ile tam
tamna ak myorsa (ki bu zten mmkn de ildir) gzlem ve uslne uygun olarak
(yni isbetli bir metodoloji erevesinde) yaplan deneyler bu sonucu eninde sonunda yalanlayacaklar ve daha geli mi bir modelin ihdsna yol aacaklardr.
u hlde bir nermenin isbetli ve gere e uygun olup olmad n tahkik ederken uygulanacak olan metodun ve bu metodu uygulama tarznn nemi ikrdr.
Tabiat limleri'nin d nda kalan konularda yukarda sz konusu edilen metotlar ok
kstl olarak uygulanabilirse de bu konularda dell ad altnda ortaya konulanlarn
zerinde hibir phe olmamasn temin etmek her zaman mmkn de ildir.
Gerek hukk gerekse trih konularda bir iddiann gere e uygunlu u hakknda ileri srlen delllerde ise Pozitif limler'deki gibi bir objektiflik aramak o u
kere beyhdedir. Bu konularda ki ilerin tanklklarnn samimyetini tesbit etmek her
zaman mmkn de ildir. Ayrca, dell olarak ileri srlebilecek olan evrkn da ses
ya da video bantlarnn da, bugnk ileri teknoloji syesinde, dzmece senaryolarla
gerek ss verilerek maniple edilmeleri ya da dpedz belirli bir amaca uygun olarak ml edilmeleri de maalesef mmkndr.
Bu hususlar gz nnde tutulduklarnda, Pozitif ilimlerin d ndaki (hukk,
trih, siyset, sosyoloji, fkh, tasavvuf, psikoloji, vb ... gibi) konularda tahkik metodolojisinin, Pozitif limler'inkine oranla; 1) son derece zayf, 2) sbjektif ve 3) gvenilmez oldu u ortaya kmaktadr.
Bu durum, bu kabil konularda: 1) her meselenin niin pekok antitezinin de
rahatlkla ortaya atlabildi ine, 2) bunlar savunanlarn da niin objektif de il de fanatik bir biimde sbjektif olduklarna, ve 3) savunduklar tezi bir man meselesi hline irc ettiklerine k tutmaktadr.
Buna somut bir misl vermek gerekirse, Hz. Peygamber'in veftndan sonra
hilfet meselesi konusunda ilerin dell olarak gsterdikleri hadsleri snnlerin kabl etmemesini gsterebiliriz. Bunun sebebi hadslerin tahkik metodolojisinin, objektifli e de il: 1) itimada lyk olduklarna inanlan hads rvilerine dayanmas ve 2)
bu rvlerin, ya da hadsin bizzt kendinin mevzu hads (dzmece hads) oldu u iddiasyla reddedilebilmeleridir.
***
25
, ;C;8 ,
-C
Zihinsel Nesnelerin
Olu umu
Mantksal, matematiksel, fiziksel ve benzeri nesneler ontolojik olarak farkl
temellere dayanmakta ve bunlarn temsilleri zihnimizde kavram hlinde olu madan
bizim Fiziksel lem'i tanmamz da mmkn olmamaktadr. Buna gre zihnimiz
"sz konusu nesnelerin temsiller olarak yansdklar" bir kap vazifesi grmektedir.
Ancak bu yansma boyutlu fiziksel nesnelerin iki boyutlu temsillerinin aynada olu mas gibi bir yansma de ildir. Dikkat edilmesi gerekir ki aynaya, yalnzca
ve yalnzca, var olduklarna hislerimiz aracl la hkmetti imiz nesneler yansmaktadr. Oysa, zihnimizde olu an, farkl ontolojik kkenli nesne kategorilerinin temsilleridir. Mesel farkl gk cisimlerinin zihnimizde olu turduklar temsillerin kmesi
ile farkl grevlerle yklenmi meleklerin zihnimizde olu turduklar temsillerin kmesi gibi farkl ontolojik kkenli nesne kategorilerinin temsillerinin olu turdu u
farkl kmeler, zihnimizde, biribirlerinden ba msz olup kendi ilerinde de dinamik
bir yapya ship bulunmaktadrlar.
Her biri birer zihinsel nesne olan bu temsillere ship kan Akl bunlar arasnda dinamik tek bliyetler be ba ntlar kurmaktadr. Bu tek bliyetler ve ba ntlar sonucu Muhayyele (hayl gc), yaratc vasfyla yepyeni ba ka zihinsel nesneler
retebilmektedir. Sezgi ise Muhayyele'yi mmkn rnlerinden yalnzca belirli bir
tnesini retme e ynlendiren yetenektir.
Birka somut rnek vermek gerekirse: 1) Merkr gezegeninin yrngesinde
gzlenen ve evrensel ekim k nnuna dayanarak do rudan do ruya bir aklamas
bulunmayan bir takm pertrbasyonlarn (yni evrensel ekim yasasndan sapan hareketlerin) sebebi olarak varsaylm olan (yni Muhayyele'nin retti i) Bilinmeyen
Gezegen de, 2) beta bozunumunda gzlenen "Enerji Korunumu lkesine aykr" durumlar bu ilke ile ba da trabilmek zere varsaylm olan (yni Muhayyele'nin retti i) Ntrino da bu kapsamda ve ilk admda birer zihinsel nesne olu turmaktadrlar.
Byle bir zihinsel nesnenin retilmesini motive eden ise Fiziksel Gereklik
end esi de il fakat, birinci hlde: Nedensellik lkesi'nin muhafazas end esi; ikinci
hlde de: Enerjinin Korunumu lkesi'nin muhafazas end esidir.
imdi mesele: 1) zihnimizde olu an bu yepyeni zihinsel nesnelere objektiflik
kazandrmann mmkn olup olmad , yni bu nesnelerin zihnimizdeki temsillerinin
26
Bylece, d mzdaki lemde hislerimizin aracl yla idrk etti imiz fiziksel
nesnelerin zihnimizdeki temsilleri yannda: 1) Akl'n, Muhayyele'nin ve Sezgi'nin ortak giri imleriyle do rudan do ruya zihnimizde olu an; 2) kendilerini, gene zihnimizde fiziksel bir ierikle donatt mz; 3) kendilerinin d mzdaki lemde de fiziksel realiteleri oldu una inand mz; 4) bu zelliklerin olu turdu u tasavvurun yanl
anla lmaya yol amayacak sdk bir tarzda (yni objektif bir biimde) ba kalarnn
zihinlerine de yanstlabilen zihinsel nesneler'in de var olduklarn gstermi bulunmaktayz.
Fizik Tm Evrene Kavramsal
Bir Filtrenin Ardndan Bakar
Pozitif limler'in Epistemoloji'sini bilmeyenler bu ilimleri, genellikle, Tabiat'n her srrn aklama a k dir sanarlar. Benzer ekilde, Pozitif limler'in kendilerine
zg teknik terimlerinin semantik yann bilmeyenler de bunlarn yalnzca lgat mnlarna bakarak nice efsneler iml etmi lerdir! Pekok kimse de II. Blm'de aklanm olan teori, model, senaryo ve speklsyon arasndaki farklar idrk edemediklerinden bunlar biribirlerine kar trmakta, senaryo ve speklsyonlar sbt etmi
(yni pozitif) bilimsel sonular olarak telkki etmek vehmiyle oyalanp durmaktadrlar.
o u kere, saylarn ve klit (Euklides) Geometrisinin basit ekillerinin (yni aritmetik ve geometrik nesnelerin) fiziksel lemdeki gzlemlerimizin yol at
soyutlamalar olduklarndan ya da, tmyle zt bir yol izlenerek, bu soyut kavramlarn fiziksel lemde e yy yak trlan (tek bl ettirilen) felsef anlamdaki baz raz
aracl yla temsil edildiklerinden sz edilir.
Matematik de insan aklnn, bu kapsamda, bu soyut nesnelerden ve iyi tanmlanm ba ka matematiksel ve mantksal kavramlardan hareketle in etti i zihinsel
bir yapdr.
Bununla beraber bizler bu fiziksel lemde, tasarlanp objektif olarak alglanabilecek btn matematiksel nesnelerden ancak snrl saydaki bazlarnn temsillerini
te his ve tesbit edebilmekteyiz. Bu temsillerin (rprezantasyonlarn), matematiksel
nesnelerin kavramsal asllarna ne derecede sdk olduklar ise pekok kavramsal
tuzak ieren ve Pozitif limler'in kapsam d nda kalan ak bir felsef problemdir.
Ancak, fiziksel lemde ke f ve te his etti imiz bu temsiller ile bunlarn i ret ettikleri kavramsal nesneler arasnda hi bir ontolojik zde lik ba nts mevcd de ildir.
Bunlarn arasndaki tek ba nt, yalnzca, biri fiziksel di eri ise kavramsal olmak zere biribirlerinden tmyle ayr iki leme ait, ve arakesit cmleleri de bo bir
cmle olan iki cmle arasnda hayl ve sezgi yeteneklerimizin glendirdi i aklmzn vaz etti i belirli bir tek bliyet (yak trma) ba ntsdr.
E er fiziksel lemde ke f ve te his etti imizi, ya da fiziksel lem tarafndan
28
bize telkin edildi ini sand mz matematiksel nesnelerin haiz olduklar kavramsal
varlk ile bu nesnelerden bazlarnn fiziksel lemdeki temsillerinin haiz olduklar fiziksel varlk arasnda bir zde lik ba ntsnn mevcd oldu u iddia edilecek olursa
byle bir iddia, yalnzca, nesnel dayana olmayan bir vehimden ibrettir, o kadar!
Gereki olmak gerekirse, Ontoloji asndan da Mantk asndan da, Matematiksel Realiteler ile Fiziksel Realiteler arasnda bire-bir bir tek bliyetin var
oldu unu savunmann imkn yoktur.
Fiziksel lemin tasvri iin matemati in ancak pek snrl bir ksm bugn bol
bol yetmektedir. Gerekten de fiziksel lemin nemli bir blmnn matematik dili
aracl yla tasvri, yni fiziksel lemdeki olaylarn matematik aracl yla ifde edilmesi, matematiksel modeller ve emalar erevesi iinde ve, ba lang ve snrde er artlaryla belirlenmi olan, bir dizi ksm trevli diferansiyel denklemler aracl yla gerekle tirilir. Fakat sz konusu olan bu denklemlerin tipleri de, saylar da
snrldr. Hlbuki, bunun tersine, hi bir gerek fiziksel olaya tek bl etmeyen sonsuz sayda ksm trevli diferansiyel denklem yazmak mmkndr.
Fizi in, Einsteindan nce dahi, bir geometri dili aracl yla yeniden formle
edilmesine dair baz denemeler olmu sa da bunun en hayranlk uyandrc ve en ba arl rne i Einsteinn 4-boyutlu bir Riemann uzayn temel alarak in a etti i Rltivite Teorileridir. Ama bu teoriler tm Fizi in geometrile tirilmesi iin ideal ve eksiksiz bir ereve olu turmamaktadr. Nitekim, bugn iin:
1) 4-boyutlu Riemann uzaylarna mahsus geometrinin dilinin erevesi: Evrenin matematiksel bir global modeli iin;
2) N sfrdan farkl bir tam say olmak zere, 6N-boyutlu faz uzay
dili'nin erevesi: statistiksel Mekanikler iin;
3) sonsuz boyutlu Hilbert uzaylarnn dili'nin erevesi: Kuvantum
Teorisi iin;
4) kesirli boyutlu Fraktaller uzay dili'nin erevesi ise: maddenin
kaotik davran nn matematiksel tasvrleri iin
uygun birer zemin olu turmaktadrlar. Buna kar lk Evrenin byk lekteki yapsnn tasvri iin sonsuz boyutlu Hilbert uzaylarnn dilinden, ya da fraktallerin tasvri
iin 4-boyutlu Riemann uzaynn dilinden medet umarak bunlardan yararlanma a
kalk mak yersiz ve isbetsiz oldu u kadar ksrdr da!
Farkl optik aralar aracl yla incelenen nesneler ile farkl matematiksel
aralar aracl yla tasvir edilen fiziksel alanlar arasnda bir kar la trma yapmak
mmkndr:
ncelenen Nesne
Optik Ara
Virsler........................................... Elektron mikroskopu
Mikroplar........................................ Optik mikroskop
Kk yaz...................................... Byte
29
bu gzlemden karlmas gereken bir y n hisse vardr. Bir rnek olmak zere Drt
Temel Kuvvetin Byk Birle ik Alan Teorisini gz nne alalm. Yni istire (metafor) yoluyla ifde etti imizde: Acab nasl bir geometrik model ortaya koyalm ki
bu modelin olu turdu u filtrenin ardndan bu farkl drt kuvvetin alanlarna baktmzda bunlarn renklerinin(!) arasndaki farklar ortadan kalkm ve hepsi de ayn
bir renkte birle mi olsun? sorusuna uygun bir zm arayalm.
Buna uygun geometrik dilin hle gre 26-boyutlu ya da 11-boyutlu bir geometrinin dili olarak tecell etmesi, dikkat etmek gerekir ki, fiziksel reel uzayn varlk
asndan (yni ontolojik temelde) gerekten de bu sayda boyuta ship olmasn gerektirmez. Zr gerekte, fiziksel ve dolaysyla da elle tutulur somut uzayn ve
yalnzca boyuttan daha fazla bir boyutu olmad olgusu sezgimizin ve bilincimizin (red ve inkr edemeyecekleri) do rudan do ruya verileridir.
Ayrca her filtrenin realiteyi deforme eden ve realitenin grntsne, renk ve
ekilleri orijinaline gre az ya da ok de i ik bir ba ka grnt yerle tiren bir ara
oldu unu da iyi idrk etmek gerekir.
Nasl ki Mantkda kyas, nesnelerin Ontolojik Realite'sinden tmyle habersiz bir kalp ise fiziksel lemin matematiksel tasvrinde kullanlan geometrik modellerin dili de fiziksel lemin Ontolojik Realite'sinden habersiz bir kalptr. stelik bu
dil Ontolojik Realite'yi kendine has bir takm metaforlar18aracl yla farkl bir biimde yanstmaktadr da. te bu kabilden metaforlara dayanan tasvr de bak as
ya da yorum adn almaktadr.
Ksaca ifde edilmek gerekirse: fiziksel lemin matematiksel tasvri Fiziksel
Realite'ye (srf bu tasvrin erevesini olu turan geometrik dilin gere i olarak) ontolojik dzeyde ship olmad bir takm nne geilmez ve fiktif (yni hayl) razlar
tekaabl ettirmekte (yak trmakta) ve bu fiktif razlarn da Fiziksel Realite'nin ontolojik dayana haiz olan bir vechesini olu turdu u yanlgsna da rahatlkla yol aabilmektedir.
***
18
Metafor: istire.
31
E
E 7?
Kur'n- Kerm
Asndan Vahiy
Vahy'in ve Akl'n mhiyetleri hakknda kesin (yakn) ve objektif bir bilgi edinmeye ynelik bir gayretin herkesi tatmin edebilecek sonular vermesi mmkn
grnmemektedir. Buna kar lk, bunlarn ortaya koyduklar sonular hakknda tefekkr etmek daha temkinli ve daha isbetli bir tutum olarak ortaya kmaktadr. Biz
de bu blmde, rivyetlere (yni hadslerin ve tasavvuf evrelerin bu konudaki haberlerine) tibar etmeksizin, yalnzca Kur'n erevesi iinde kalarak vahyin epistemik de erini ortaya koyma a al aca z. Bu ba lamda, Kur'n'n ortaya koydu u
Vahiy kavram ile Yahudilik'te ve Hristiyanlk'ta teesss etmi olan Vahiy kavramlar arasndaki farklara da temas edecek de iliz. Aslnda Kur'n'daki Vahiy-Akl ili kisinin sa lkl ve sa lam bir biimde te his ve tesbit edilmesi yalnzca slm lemi iin de il fakat, kanaatimizce, tm insanl n gelece i iin de hayat bir nem ta maktadr.
Vahiy, Cenb- Rabb'l-lemiyn'in: 1) emir ve 2) haberlerini (III/44)19
mahlk ta iletme tarzdr. Vahyin sonucu: "Rabb'den iletilen bir bilgi"dir. Bu bilgi
diskrsif yni tart ma yoluyla elde edilen ve Akl'a dayanan bir bilgi de il fakat zaman zaman "Akl'n isbetle ve diryetle kullanlmasn" da tavsiye eden bir bilgidir.
Kur'n'n dayand Vahiy Akl'a hitab etmekte ve onu asl bir rakib ya da bir muhlif
unsur olarak telkki etmemektedir. Vahiy bir bilgi iletme tarz oldu undan iletilen
bilginin kayna de il yalnzca aracsdr. Bu bilginin kayna bizzt, Alm ismini
ztna lyk grm olan Cenb- Rabb'l-lemiyn'dir.
Be er sz konusu oldu unda byle bir bilgi, Vahiy yoluyla, ya 1) bir perde
ardndan20, ya da 2) Rabb'in irsl etti i bir resl aracl yla iletilir (XLII/ 51). Fakat Rabb: Gkler'e de (XLI/12), Arz'a da (XCIX/5), meleklere de (VIII/ 12), Hz. s'nn Havrler'ine de (V/111), Hz. Ms'nn annesine de (XX/38) ve bal arsna da
vahyetmi tir (XVI/68) ...
Vahyedildi i esnda Vahy'in muhtab olan Vahy'in muhtevsn tebli etmedike bir nc ahs bu muhtevnn ne oldu unu bilemez; yni Vahiy, Rabb ile kulu arasnda ve muhtevs asndan (e er Vahy'i getiren melek varsa, onun d nda)
bir nc ahsn bu ileti imi payla masna imkn vermeyen bir gizlilikte cereyn
19
Parantez iindeki romen rakkamlar srelerin ve di er rakkamlar da yetlerin saysna i ret etmektedir.
20
Bu incelemede, szn ba nda izilmi olan erevenin d na kmamak iin, "perde" semantik olarak incelenmekden imtin edilmi tir.
32
Vahy'in Rabb'den kuluna bir Rabbn bilgi iletim tarz olmasna kar lk Akl
kulun kendi kendine (be er ) bir bilgi edinim vstasdr. Be er: 1) Vahiy sz konusu
oldu unda mef'ul (edilgen), 2) Akl sz konusu oldu unda ise fildir (etkendir). Akl:
1) vehim, 2) hayl, ve 3) mantk'a yataklk eden bir substratum'dur; yni bu unsuru tahrik ve koordine eden bir e it heyul'dr.
Akl bu unsur aracl yla (e y, kavram, his gibi) her trl nesne ve bu
nesnelerin zihnimizde te ekkl eden temsilleri arasnda: 1) seim, 2) sralama, 3)
yn, 4) boyut, 5) terkb, 6) tahll esaslarna, ve 7) mantk kurallarna gre kategoriler
ihds etmek ve bu kategorileri yeni nesneler olarak idrk etmek yoluyla bilgi retir;
retmi oldu u bilgilerden hareketle de e itli yntemler ihds edip bunlar uygulayarak yeni bilgiler retir. Bu bir ontolojik sretir. retilen bilgilerin gere e uygun
olup olmamalar ise, burada de inmeyecek oldu umuz, yakla lmas da zm de
ok daha zor olan epistemolojik bir meseledir.
33
Btn bunlar ilh men eli bilgi iletim tarz olan Vahiy ile be er men eli
bilgi edinim vstas olan Akl'n: 1) mhiyetlerinin, 2) tezhrlerinin ve 3) ilettikleri
bilgilerin men elerinin ne kadar farkl oldu una ve Vahiy ile Akl'n hibir ekilde
zde ya da e anlaml (mterdif) olarak alnamyaca na ve zellikle de "Vahy'i veren de alan da Akl'dr" gibi bir iddiann asl gere i yanstmad na21 yeterince k
tutmaktadr. slm lemi'nde trih boyunca zuhur etmi olan itik d inhiraflarn nemli bir blm Vahiy ile Akl arasndaki farkn te his ve temyiz edilememesinden
ya da Akl'n bir rchniyete ship oldu unun vehmedilmesinden kaynaklanm tr.
Cenb- Rabb'l-lemiyn: "Ve andolsun ki Biz, e er dilersek, sana vahyetti imizi izle etme e de muktedriz; sonra Biz'e kar kendine bir vekl de (yardmc
da) bulamazsn" (XVII/86) beynyla 1) Hz. Peygamber'e vahyetti ini kendisine unutturma a da muktedr oldu unu, ve 2) unutulan vahyedilmi bilgiyi Peygamber'in
ihy ve ibk etmesi iin kendisine Akl dhil hibir eyin yardmc olamyaca n kaz etmektedir. Bu yet vahyedilen bilgiye Akl yrtmek yoluyla denk olacak bir
bilgi elde etmenin mmkn olmad nn da dellidir.
Kur'n- Kerm'de Akl'n: 1) d nmek iin, 2) ibret almak iin, 3) t almak
iin, 4) hidyete ermek iin, 5) cehlette kalmamak iin, 6) (gnl ynnden) kr,
sa r ve dilsiz olmamak iin, ve zellikle de 7) Kur'n'n mnsnn anla lmas iin
ne kymetli ve olmazsa-olmaz bir yardmc oldu una dair pekok yet vardr. (Mesel, baknz: XIV/52, XXXVIII/29, XX/54 ve 128, XXVIII/51, XXXIX/21, LVII/ 17,
XXXIX/17-18, II/171-172, XII/2, XLIII/2, XLIV/58).
Btn bu yetler Akl'n nemini vurgulamaktadrlar. Gerekten de Rabb'-l
lemiyn'e l yk vechile kulluk edebilmek iin Kur'n'n ne buyurdu unu bilmek, neleri yapmak ve nelerden kanmak gerekti ini anlamak ve temyiz etmek gerekir. Bu
idrk ve temyiz ise yalnzca Akl'n aracl yla olur. u hlde btn bu yet-i kermelerden: "Kur'n' tetkik ederken Akl'n kullanmak her mslmana farzdr" sonucu
kmaktadr. slm lemi'nin tm trihinde bu farza gerekti i gibi icbet edilmi oldu unu savunmak, ne yazktr ki, mmkn de ildir.
Ancak una dikkat etmelidir ki Akl, eytn ve rahmn olmak zere, iki trl
kullanlabilir. Biri insan hatlara ve felkete, di eri ise hakikatlarn ke fine
sevkedebilir. E er insan Akl'n, onun her eyden stn ve her eyin Akl'a musahhar
oldu u vehmiyle kullanrsa bu vehimdeki gizli irk ona felket getirir. E er Akl'n
uslne ve Kur'n'n rhuna uygun olarak "Akl'n asl hkmrn olmad , aksine,
Hakk' (Gere i) fehm, idrk, temyiz ve teslim etmek ynnden ancak ve ancak hdim olabilece inin idrki" ile kullanrsa, bu da onu hakkatlarn ke fine sevkedebilir.
Bu hususda dindar ki iyi temkine sevkeden rehberlerden birisi de: "Onlar (yni insanlar) O'nun (yni Allah'n) ilminden ancak O'nun izin verdi i kadarn iht ederler" (II/255)
yet-i kermesi olmaldr. Aslnda Akl' bu kabil bir fehmet ve idrk ile kullanmak
herkese nasb olmayan ilh bir ltuftur; ve kez tpk usturann keskin kenar zerinde yrmek kadar da zordur.
21
Gazeteciler ve Yazarlar Vakf Abant Toplantlar 1/ slm Ve Liklik, Editr: Mehmet Gndem,
s. 84, stanbul 1998.
34
Sonu ve zet olarak ifde edilirse, Vahiy ve Akl kavramlar hakknda ortaya
atlm olan o unlukla sbjektif ve mu lk fikirler Vahiy-Akl ili kisinin anla lmasn kolayla trmak yerine pekok sun' problemin ortaya kmasna ve konunun, ynnden sapmasna sebep olmu grnmektedir. Vahy'in Rabbn bir bilgi iletim tarz, buna kar lk Akl'n da be er bir bilgi edinim vstas oldu u, Vahy'e ve ta d
bilgilerin do rulu una man etmenin de ve Akl'n kullanmann da farz oldu u gz
nnde tutuldu u takdirde Vahiy-Akl ili kilerinin snrlarn daha iyi belirleme imkn ortaya kmaktadr.
***
22
Hans von Ajberg mstear adyla yazan ki i ile Ahmet Hulsi'nin ve Halk Nurbaki'nin kitaplarnda sergiledikleri tavrlar bunlara iyi bir rnektir.
35
E
#> $
,
Kendisi hakkndaki bilgimizin tam ve mkemmel olmad bir nesneye daha
iyi tand mza inand mz bir ba ka nesneyi tek bl ettirerek (bir anlamda yak trarak) gerek ile ba da an bilgi retmenin tarzna metod denir. Bu tek bliyetin gerekle ba da abilmesi iin bu tek bliyetin niininin herkes tarafndan ayn biimde
alglanmas gerekir. Yni bu tek bliyet ki inin hev ve hevesine tb sbjektif,
"hikmetinden sual olunmaz" bir tek bliyet olmamaldr.
Mesel bir hocann kendi dersindeki rencilere yapt imtihanlarda belirli
notlar tek bl ettirmesi rencilerin ba ar dzeylerini basit bir tarzda ortaya koymaya ynelik bir metoddur. Buna kar lk, Allah lfznn Ebced Hesab'ndaki de eri 66
diye Ebced Hesab'yla de eri 66 tutan23 has isimlerin shiplerinin mukaddes, lyuht
ve lys'el olduklarna hkmetmek objektif bir metod olamaz; bu olsa olsa bir Hurflik gsterisi olur.
Hakkndaki bilgimizin tam ve mkemmel olmad nesne: bir cisim, bir olay,
bir kavram, unsurlar arasnda bir takm ili kiler bulunan bir sistem ve hatt bir ba ka
metot dahi olabilir. Aslnda metot genellikle e itli admlardan olu an, adm adm
eksiksiz izlenmesi gereken bir reete'dir. Sa lkl yni eli kiler ihtiv etmeyen, gere e uyan, isbetli bilgi retmek iin bu admlarn sras genellikle nemlidir.
Ne yazktr ki bilgi retmenin metodu tek ve evrensel de ildir. Her meselenin
bnyesine ve mhiyetine uygun metodlar vardr. Mesel bir arpmn sa layn yaparken izlenen metod iki genin e it olduklarnn ispatnda uygulanandan hem yap
ve hem de mhiyet itibriyle farkldr. Gerekle ba da an bilgi kazanmak iin seilmi olan metodun: 1) isbetli olmas, ve 2) isbetli oldu unun da kantlanm olmas
gereklidir. Aksi hlde metodun da, bu metod aracl yla elde edilen bilgilerin de objektif (yni metodu uygulayann hev ve hevesinden, vehminden, maraz ve sbjektif
saplantlarndan r) oldu u savunulamaz.
Tefsir (yni yorum) dahi, bu ba lamda, bir bilgi retimidir. Hangi mesele gz
nne alnrsa alnsn buna bir yorum getirmek iin uygun ve isbetli bir yol-yordam
semek gerekir. Tefsirde kullanlan metod da gene, hakkndaki bilgimizin tam ve
mkemmel olmad bir nesneye daha iyi tand mza inand mz bir ba ka nesneyi
tek bl ettirmekten ibrettir. E er bu tek bliyet isbetli de ilse tefsir, konunun uzmanlarn da sa duyu shiplerini de byk altndan gldren bir sylemden teye geemez. Mesel Osmanl mparatorlu u trihinin marksist metoda gre yorumlanmas
i te bylesine isbetsiz bir yak trma ve gerekten uzak bir sylemdir. Kez, mhiyetlerini bilmedi imiz melekleri, var olduklar bile sbt etmemi olan ve aklselme
23
Halk dilinde " i altm altya ba lamak" deyimi " i Allah'a havle etmek" anlamndadr.
36
***
37
E
9- 6.7 ?-4
.
l-i mrn sresinin 7. yetinde, melen:
Sana Kitab' indiren O'dur. Ondan bir ksm muhkem (hkm ifde
eden, mns ak ve te'vil gerektirmeyen) yetlerdir. Bunlar Kitab'n
anasdr (temelidir). Di er ksmysa mte bih (bir olguyu bir ba ka
olguya benzetim yoluyla ifde eden, ve dolaysyla da gere i ak bir
biimde ifde etmeyip setreden) yetlerdir. Kalplerinde (do ruluktan)
inhiraf bulunanlar fitne karmak ve (kendi karlarna uygun bir biimde) te'vil etmek iin O'ndaki (Kitab'daki) mte bih yetlere uyarlar. Oysa bunlarn gerek te'vilini ancak Allah ve lim'de rsih (yni
ilme derinli ine ve sa lam bir biimde ship) olanlar bilir. Bunlar:
"Biz O'na inandk, hepsi de Rabb'imizin katndandr" derler. Bunu ise
ancak l-l elbb (Akl'n isbetle ve diryetle kullanabilenler)
akledip d nebilir. (III/7)
denilmektedir.
Bu yet Kur'n- Kerm'i tek ba na idrk hussunda re d mslmanlarn riyet etmeleri gereken snrlara da k tutmaktadr. Buna gre rsih olmayan bir
mslmann mte bih yetleri te'vile kalk mas hatdr. Zr bunlarn te'vilini yalnzca Allah ve lim'de rsih olanlar bilmektedir. Nifak karmak gibi kt bir niyetle
yaplm olmasa dahi rsih olmayan bir kimsenin bunlar te'vili nifka ve fesada yol
aabilecektir.
Rsih olmayan bir kimsenin hem mte bih bir yetin te'vilinin nasl yaplmas gerekti i hussunda ve hem de yapt te'vilin isbetlili ini snamak hussunda
sa lam bir lim ile donatlmam olmasndan tr, yapt te'vilin lm'e de il yalnzca kendine has vehme ve kendi hayl gcne dayanm olmas kanlmazdr. Binenaleyh, rsih olmayan bir mslmann mte bih yetlerin te'vilinde isbetli olmas
da isbetlili inin derecesini idrk ve temyz etmesi de mmkn de ildir. Te'vilin isbetlili inin idrk ve temyzi de ancak ve ancak lim'de rsih olanlara has bir haslettir.
lim'de rsih olanlarn ise mte bih yetlerin te'villerini de bu te'villere varmak zere yararlanm olduklar yntemleri de rsih olmayanlara asl aklamamalar gerekir. Zr Allah e er lim'de rsih olmayanlarn da mte bih yetlerin gerek
38
anlamlarn yni te'villerini idrk etmesini murd etmi olsayd, Kur'n'da bunlar da
tpk muhkem yetler gibi aklar ve bunlarn idrkini de, fark gzetmeksizin, herkese ltfedebilirdi. O, her eye k dir oldu u gibi, buna da k dirdir. Mte bih yetlerin
te'villerinin lim'de rsih olmayanlarn idrklerinden gizli tutulmasnn, hi phesiz,
Allah katnda derin bir hikmeti vardr. Bu hikmetin edebine de herkes riyet etmelidir. Bu hussun nemine Hz. Peygamber Efendimiz de (s.a.v.):
" lim kazanmak her mslmana farzdr. Fakat ehil olmayana bir ey
reten kimse mcevherleri, incileri, altnlar domuzlarn boynuna takan ki iye benzer"
diyerek i ret etmi tir.
Buna gre Cenb- Hakk'n muhkem yetleri herkesin, fakat mte bih yetleri ise yalnzca lim'de kendilerine rsih olmalar ltfedilmi olan havassn idrkine
vermi oldu u anla lmaktadr.
Modernist Akm iinde baz mfessirlerin, Tabiat limleri'nin kulaktan dolma
baz sonularn ve spekltif vechelerini ele alp baz mte bih yetler ile bu sonularn uyum iinde oldu unu iddia ederek, bu yetleri hi bir objektif metoda dayanmakszn kendi hev ve heveslerine gre ve hatt bazen de hurf e ilimlerle
te'vil etmeleri ve buradan sonular karmalar24 mte bih yetlerin telkn etti i edebe aykrdr. Bugn Tabiat limleri'nin realiteleri srekli bir de i im iindedir.
Bundan trdr ki Tabiat limleri iinde ya amakta oldu umuz fiziksel lemle ilgili
olarak de i mez, kesin ve niha sonulara ula m de ildirler ve Tabiat limleri'nin
bu kabil sonulara ula aca n sanmak ise yalnzca bir cehletten ba ka bir ey de ildir. Bu itibarla, a n Tabiat limleri'nin izf sonularn Kur'n tefsirlerine kar trmak isbetli, hikmetli, temkinli ve de objektif bir tutum de ildir. Aksine bu tutum tehlikelidir de!
Nitekim Batlamyos Sistemini ya da Esr kavramn savunarak yaplm olan
bunca Kur'n tefsirinin bugn itibar kalm mdr?
***
24
Bk. Re at Halife'nin, Edip Yksel'in, Hans von Ajberg'in, Ahmet Hulusi'nin ve Halk Nur Bk'nin
ve benzerlerinin kitaplar.
39
E
/28
Mu'czenin Mhiyeti
"Mu'cze" Arapa "acz" kelimesinden tretilmi mennes (di il) bir ism-i fildir. Bunun mzekker (eril) ekli ise "mu'cz"dir. Etimolojik olarak ciz klan anlamndadr. Bu etimolojik anlamn tesinde mu'cze: peygamberler tarafndan izhar edilen ve halk a knlk, idrk ve Akl aczi iinde brakan ola anst durumlara i ret
eden bir anlam kazanm tr. Bu kapsamda Allah'n mu'czelerine: yet, burhan,
beyyine; evliynnkine: kermet; fsk vey kfir oldu u belli bir kimsenin izhar ettii ola anst hallere de: istidrc ad verilmektedir.
Mu'cze kalimesinin etimolojik anlam gz nnde tutuldu unda, be erin
Akl'n ve idrkini ciz brakan, olu sebebleri ayrntl bir biimde te his ve tesbit
edilemeyen, kavranamayan her olay bir mu'czedir.
Bu tanma gre mu'cze kavram iki cins izaflik iermektedir. Bunlardan biri
zamana gre izaflik, di eri ise bilgi ya da teknoloji dzeyine gre izaflikdir. Mesel
XVI. yzyln sonlarna kadar Merkr ve Vens gezegenlerinin de, tpk Ay gibi, hill ya da dolunay eklinde grnebilmeleri be erin idrki d nda kalan ve sebebleri
kavranamayan mu'czev olaylard. Ama Kopernik'in o yzylda geli tirdi i yeni Gne Sistemi modeliyle bunlar do al bir biimde aklaynca artk bu konunun da
mu'cz bir yan kalmam tr. Kez, insan yaps ve havadan a r bir cismin umas
Ortaa 'da mu'czev bir olay olurdu ama bugn bunun da mu'cz bir yan kalmam tr.
Mu'cze ayn bir a da ya ayan insanlarn bilgi ve ilim dzeylerine gre de
izafdir. Mesel bir elektriki ra na: "100 milimetrekplk bir maddeden 48.000
kilovatsaatlik bir enerji retilebilir mi?" diye soruldu unda verece i cevap, genellikle, olumsuz bir cevaptr. Hlbuki yakla k 2 gram a rl ndaki 100 milimetrekplk
bir Uranyum235 ktlesinin fisyon yoluyla paralanmas sonucu kan toplam enerji
tam 48.000 kilovatsaattir. Bu da st dzeyde bilgiye ship kimseler iin, etimolojik
anlamyla mu'czelerin saysnn avmn mu'cze olarak kabl etti i olaylarn saysndan niin daha az oldu una k tutar.
slm'n bak asndan, mu'czeler de dhil olmak zere, herhangi bir olayn
ilm bir dayanaktan yoksun olmas muhldir. nk "Allah her eye almdir" (II/29)
yni her ey ama her ey tammiyle ve kemliyle Allah'n ilminin iinde yer alr ama
insanlar "... O'nun ilminden ancak O'nun izin verdi i kadarn ihta ederler (kavrarlar)" (II/255), "Her eyi ihta eden ise (yalnzca) O'dur" (IV/126).
Buna gre slm asndan mu'cze kategorisine giren btn olaylar muhak40
kak bir lim erevesi iinde ve onun kurallarna ba l olarak vuku bulmaktadr. Ama
bu lm'in Tabiat limleri'nin bugnk dzeyinin ve bugnk be er fehmet ve idrkinin ok stnde bir ilim olmas gerekti i de ikrdr.
Ayrca unu vurgulamakta da yarar vardr: slm asndan, bugnk Tabiat
limleri'nin, zaman iinde ne kadar geli irlerse geli sinler, hlen fevkalde kk bir
cz'n olu turduklar muhakkak olan lim ile zde le melerini mid etmek gene (II/
255) yetinin medllne gre muhl gzkmektedir.
Bundan ba ka da, imdiye kadar nakledilmi olan btn mu'czev olaylarn
geli i gzel olaylar olmadklarn ve bunlarn sanki, hikmetini henz kavrayamadmz, ok yksek dzeyde bir takm kurallara uymakta olduklarn telkn eden emreler vardr. Mesel yllarca ktrm kalm bir insann birdenbire aya a kalkp yrd ne defalarca tanklk edilmi tir de baca ampte edilmi (yni ameliyatla kesilmi ) birinin o baca nn yerinde yeni bir baca n ya da ba kesik bir cesedin ba nn yerinde yeni bir ba n bitti i hi grlmemi tir. Kez okouma a acnn gvdesi
hzarla boyuna kesildi inde iinde arap harfleriyle Bismillhirrahmnirrahiym Muhammed kelimelerinin ikre olu mu oldu u gzlenmi tir25 de ayn a a trnde
ya da ba ka bir a acn iinde mesel gotik harflerle ve ltince Papa hazretleri pek
muhterem bir zt- eriftir kablinden bir ibrenin olu mu oldu u gzlenmi de nakledilmi de de ildir.
Bu gzlemler dahi mu'czev olaylarn kendine zg bir seim'e ya da be er
idrkinin ok tesinde bir hikmete dayanan bir mantk'a tb olarak vuku bulduklarna i ret etmektedir.
Mu'czelerin Zorla Aklle tirilmesi
Modernist Akm mfessirleri Kur'n mu'czeleri rasyonel bir ereve iinde
aklayabilmek iin, grn te, ya 1) Tabiat limleri'ne, ya da 2) Tabiat limleri'nin
bir paras addettikleri dedikodulara rc etmi lerdir. Fakat genellikle de bir
mu'czeyi hep ba ka bir mu'cze ile aklam lardr. Bunu rnekle aklamak istiyorum.
1. Muhammed Abduh, penelerinde ta dklar ufak ta lar Ebrehe'nin ordusunun zerine brakarak peri an olmalarn sa layan Ebbil ku lar mu'czesini rasyonel klabilmek iin bu ta lara iek hastal mikroplarnn bula m oldu unu hayl etmekte, ve bu mikroplarn Ebrehe'nin ordusunda bir salgna yol aarak ordunun
telef olmasna sebeb oldu unu ileri srmektedir. Ku larn ordunun zerine braktklar salt ufak ta larn bir ordunun telefine sebeb olmas ne kadar mu'czev ise ku larn
25
Bu yaznn insan mdhalesiyle a acn iine yazlm oldu una dair iddialar ve bu mnsebetle ileri srlen senaryolarn hi biri inandrc ve akla-yatkn kmam tr. Buna kar lk mu'cze olarak iln
edilmi olan, bir pete in zerinde nefis bir sls hatla zuhur etmi olan Allah yazsnn pete e usturuplu bir biimde ekerli su dkmek sretiyle arlarn ncelikle ekerli sulu yerlere bal yapmalarn
sa layarak olu turulabilece i gsterilmi oldu undan bu olayn zuhurunun be er mdhaleyle kolayla trlm bir olay olmas kuvvetle muhtemeldir.
41
zerilerine iek hastal mikroplar (nasl bula m sa?) bula m olan ta lar bunlarn mikroplu olduklarn teker teker te his edip, toplayarak gtrp Ebrehe'nin ordusuna atmalar da o kadar mu'czev bir olaydr. Burada Kur'n bir mu'czenin, aslnda
hi de mu'czev yannn olmad n vurgulayan rasyonel aklamas(!) verilirken
farkna varlmadan zmnen bir ba ka mu'czeye ba vurulmu olmaktadr.
2. uar sresinin 52-66 yetlerinde aklanm oldu u zere Hz. Ms Kavmini Msr'dan karrken bir denizin (muhtemeldir ki Kzl Deniz'in) kenarna geldiinde Firavun da adamlaryla onlara yeti mek zereydi. Bu srada Cenb- Hakk'n
kendisine eri en vahyine uyan Hz. Ms elindeki deynekle denize vurdu (XXVI/63).
Ve bir mu'cze vuku bularak deniz, ortasnda bir yol brakmak sretiyle, ikiye ayrld.
Hz. Ms ile kavmi bu yoldan geip kurtuldular; Firavun ve miyeti bu yoldan geerken deniz birle ti ve hepsi de sulara gark olup bo uldular.
Bu mu'cze, lm Tefsir taraftarlarnn bir blm tarafndan Tabiat limleri
erevesi iinde(?!), Hz. Ms'nn deyne ini denize vurdu u an Arz'n yaknndan
gemekte olan bir gk cisminin (bir asteroid ya da bir kuyruklu yldz'n) ship olduu czibe kuvvetiyle (yni gravitasyon alannn etkisiyle) sular ortasnda bir yol brakacak ekilde ikiye yarm oldu unu savunarak aklanmak istenmi tir.
Cenb- Hakk'n vahyini de Hz. Ms'nn deyne ini denize vurmasnn hikmetini de bir anda sfra irc eden bu aklamann bu yann bir tarafa braksak bile,
Rasyonel Mekanik ilkelerine gre ve Evrensel Gravitasyon Teorisi erevesi iinde
bir gk cismi sular tmyle ancak belirli bir yne ekebilir ve asl sular ortasnda
bir yol kalacak ekilde ikiye ayrmaz. E er gerekten de Arz'n o srada yanndan
gemekte olan bir gk cismi bu i i yapm sa bu takdirde Cenb- Hakk'n, zel bir
mdhale ile, bu gk cisminin gravitasyon alann Pozitif limler'in erevesi d nda
ok zel ve mu'czev bir yetki ve yetenekle donatm olmas gerekir.
3. Tayy- mekn ve tayy- zaman ve zellikle de Belks'n tahtnn Hz. Sleymn'n nne getirilmesindeki mu'czeyi Tabiat limleri erevesi iinde(?!) aklamaya kalk an Ahmet Hulusi ve Halk Nurbaki bu i in nlama(?!) yoluyla olduunu ifde etmektedirler. I nlama, me hur "Uzay Yolu" isimli TV dizisinde Kaptan
Kirk'n uzay gemisini bir gk cismine indiremedi i zaman adamlarndan bazlarn
yaknna gelmi olduklar sz konusu gk cismine yollamak iin kulland bir aratr(!). Adamlar nlama(!) kabinine girerler; burada btn atomlar nlara dn r;
bu nlar o gk cisminin yzeyine nasl gnderilirse gnderilir; ve orada nlarla
birlikte gnderilmi olan kodlara uygun olarak nlar tekrar atomlara, molekllere ve
hcrelere dn erek ayn kodlar aracl yla, nasl oluyorsa oluyor, gnderilen adamlarn vcdlar eksiksiz olarak ihy ve ibka edilir. Tabiat limleri erevesinde byle
bir fiziksel sre yoktur. Bu, vehim ve hayle dayanan bilim-kurgu romanlarna has
bir palavradr. Mfessirlerimiz bu palavray ilm bir gerek zannetmi ler ve bir
mu'czeyi bir ba ka mu'cze ile aklamaya kalk m lardr.
***
42
'
E
- "#8-$
Bk. Nihat Keklik, Trk- slm Felsefesi Asndan Felsefenin lkeleri, st.niv. Edebiyat Fak.
Yay. No: 3484, sayfa: 14-23, 1987.
27
a.g.e.
44
Hikmet ise Mkevvent' Btn' ile kavrayan bir Hakk vergisidir ve kendisine bu konuda Hikmet verilmi olana gre de sbjektif'tir.
nsanlarn Hikmet'e kavu malarn ve hakmne bir tarzda davranmalarn nleyen unsurlarn ba nda onlar Dny hayatna eken nefis'leri ve bu nefislerin de: 1)
yalnzca kendini d nme, ve 2) vehim shibi olma zellikleri gelir. Bunlarn tasallutundan kurtulabilenler Dny'nn da tasallutundan kurtulmu olurlar.
Bunlarn tasallutundan kurtulamyanlar Bilgi a 'nda ya yor olsalar bile ve
bizzat kendileri ilim adam olsalar bile asl adleti tesis edemez, dil davranamazlar.
Hele bu gibi kimseler, hasbelkader iktidar shibi iseler, ellerindeki btn imknlar
kendi nefislerinin t'zz ve tekrmi iin seferber ederler. Kendilerini ne kadar byk,
ne kadar elzem, ne kadar vaz geilmez, ne kadar yeri doldurulamaz, hkim olduklar
zmre iin ne byk bir ltuf; her frsatta tekrarladklar basmakalp szlerin her birinin ise ne byk birer kermet; herkesin gz nnde sergiledikleri beceriksizliklerin, kaypaklklarn, dnekliklerin ve kardklar nifaklarn ne hakmne bir tutum;
kendi ahslarna peresti etmenin ne isbetli bir i ; rf ve k nunlar i nemelerinin
ise ancak kendilerine tannan bir hak oldu u vehmiyle sa duyulu kimselerin indinde
rezl olmaya devam ederler.
Yanl Vaz Edilmi Bir Mesele Olarak
" limlerin28 slmle tirilmesi" Meselesi
Pozitif limler'de sonuca varmada bu ilimlerin Mslman, Hristiyan, Msev,
Taoist, Budist, Manikeist, intoist, Teist, Politeist ve Ateist mensublar mutbakat
hlindedirler; ve hepsi de ayn sonular payla r, ayn yol-yordamlarla ayn ya da
yeni sonulara ula abilirler.
Tpk Modernist Akm'n do u unda oldu u gibi, bir smrge tebaas ezikli i
kompleksiyle, iinde ya ad islm cemiyetinin btn olumsuz yanlarnn bu sefer
de ilmin islm olmamasna ba layan marjinal bir zmre ilimlerin islmle tirilmesiyle slm Cemaati'nin btn skntlarnn giderilmi olaca topyasnn propagandasn yapma a ba lam bulunmaktadr. Bu kapsamda " slmle tirilmi (!) Pozitif limler"in dindaryla, ateistiyle, teistiyle ve politeistiyle bir olan ilm cmiada savunucularn istihzya muhtab klmaktan ve yalnzl a itmekten ba ka bir mrifeti
olmayan bir nifak unsuru olmaktan ba ka bir i e yaramyaca yava yava ortaya
kmaya ba lam tr.
Zhir fakat objektif sebebleri reddederek her eyi Sebeb-i l'ya ba lamak
ise slmle tirilmi Pozitif limler'de bu ilmin mensublarn tevekkln tesinde bir
miskinli e sevkedecek, En Yce Sebeb'i tanyp tasdik etmenin yannda vr zvr
sebeblerle u ra mak onlara a a layc ve avm gelecektir. Ayrca slmle tirilmi
Pozitif limler'in yannda, bu geerli bir moda hline gelirse: Hristiyanla trlm ,
Msevle tirilmi , Taoistle tirilmi , Budistle tirilmi ....ilh Pozitif limler'in zuhuru da
28
Taraftarlarnn yazlarna baklacak olursa burada " limler"den kast, aka ifde edilmemi bile
olsa "Tabiat limleri"dir.
45
***
29
Sz konusu olan: slm lemi'nde ilk defa Nobel Fizik dln kazanm olan Prof.Dr. Muhammed Abdsselm'dr.
30
Bilgi iin baknz: Mustafa Arma an, slm Bilimi Tart malar, nsan Yaynlar, stanbul 1990,
sayfa: 111-127, 211-218, 219-224, 225-230, 231-239.
46
C 5
F
5C $
,
6 ,
Astronomi, Astrofizik,
Kozmoloji ve Kozmogoni
Tabiat limleri'nin iki ayr dal olarak kabl edilen Astronomi ile Astrofizik'in
mhiyetlerine ksaca de inmekte fayda vardr. Astronomi gk cisimlerinin: 1) konumlarn, 2) hareketlerini, 3) yaplarn ve 4) zaman iindeki evrimlerini konu alan
bir ilim daldr. Astrofizik ise, Astronomi'nin bir alt-dal olup o da gk cisimlerinin:
1) terkibini, 2) fiziksel zelliklerini ve 3) zaman iindeki evrimlerini konu alr.
Gk cisimlerinin konumlarn, hareketlerini ve spektrumlar aracl yla terkiplerini incelemek Tabiat limleri'nin kriterlerine uygun olarak yaplr. Ama i , gk
cisimlerinin yaplar ya da zaman iindeki evrimlerine gelince bu durumda teorik astrofizikilerin fiziksel gere e uygun olup olmad n tahkik edemeyecekleri ama i
grmek iin de kabl etmek zorunda olduklar bir takm varsaymlar ve senaryolar
dolaysyla yaplan hesaplar artk Tabiat limleri'nin kriterlerine uymamaktadrlar.
Dolaysyla bu konular ilim leminin zerinde ittifak etmi ve sonular da sbt etmi olan konulardan de ildir.
Kozmoloji ise Matematiksel Kozmoloji ve Fiziksel Kozmoloji diye ikiye ayrlr. Matematiksel Kozmoloji yalnzca Einstein'n Genel Rltivite Teorisi'nin alan
denklemlerinin zmyle u ra t ndan istidll bir Pozitif limdir. Fiziksel Kozmoloji ise gene ayn denklemlerin sonularn fiziksel bir takm senaryo ve varsaymlar erevesi iinde bugnk Evren'e uygulama abasdr. htiv etti i, tahkiki
mmkn olmayan senaryo ve varsaymlar dolaysyla bunu Tabiat limleri'nin bir
rkn olarak kabl etmek mmkn de ildir. Bunlar yalnzca ilm speklsyonlardr.
Ayn ey Evren'in yaratlmasn aklamak iddiasnda olan Kozmogoni iin de geerlidir. Kozmogoni de bu nitelikleri dolaysyla Tabiat lmi belgesini henz kazanamam olan bir speklsyonlar yuma dr.
Kozmoloji'nin
Dayanaklar
Kozmolojinin grevi: iinde ya amakta oldu umuz Evrenden e itli aralarla
elde edilen gzlem verilerini birle tirici, tamamlayc ve tutarl bir matematiksel ema iine oturtarak, Evrenin geerli ve kullan l bir teorik modelini in etmektir.
Hedef byle bir model in s olunca, bu modelin tart masz ve niha sonular iermesinin mmkn olmad ikrdr. Yni byle bir modele dayanan Fiziksel Realite
ister istemez spekltif olacaktr.
47
I kyl bo lukta saniyede yakla k 300.000 km hzla yaylan n bir ylda ald yolu gsteren bir
uzunluk birimidir ve yakla k olarak 10 trilyon km kadardr.
48
larn Doppler Olay'na dayandrmakta yni bu olay galksilerin bizden uzaklklaryla orantl bir hzla uzakla makta olduklar eklinde yorumlamaktadr (2. Varsaym).
Aslnda bu akla-yatkn bir senaryodur; ve elimizde de bu kzla kaymann gerekten
de galksilerin bizden uzakla malarnn sonucu oldu unu te'yid edecek herhangi bir
kesin ilm kriter bulunmamaktadr. Bundan dolaydr ki ayn olay ba ka senaryolarla
da akla-yatkn bir biimde aklamak mmkndr. Bunlardan en nemlisi galaksiler
aras byk uzaklklar kateden n uzaklkla orantl olarak yorulmas senaryosudur. Bir ba ka senaryo da n galaksiler arasndaki uzayda bulunan seyrelmi
madde tarafndan uzaklkla orantl olarak absorplanmas senaryosudur. Bu ve buna
benzer senaryolarn hepsi de spektrumdaki kzla kaymalar akla-yatkn bir biimde
aklamaktadrlar32. Hubble'n yorumunun ilim cmiasnda kabl grm olmas ise
gerek bir fiziksel zorunlulu un sonucu de il, daha ziyde psikolojiktir. nk bu
yorum gzlemsel ve teorik pekok ara trmaya ve speklsyona yol aabilecek ve
dolaysyla bu konuya, gere i yanstp yanstmad na baklmakszn, byk bir canllk getirip ilm faaliyeti arttracak niteliktedir.
te yandan 1917 ylnda Einstein, Genel Rltivite Teorisi'nin alan denklemlerinin homogen bir madd ak kanla dolu oldu unu varsayd Evren'in sonlu ve
statik bir hlde oldu unu (yni geni lemedi ini ya da bzlmedi ini) gsteren zel
bir zmn bulmu tur. Ayn yl Willem De Sitter ise alan denklemlerinin statik
fakat madde ihtiv etmeyen yni bo bir Evren'e tek bl eden bir ba ka zel zmn elde etmeyi ba arm tr. 1922 ylnda Alexander Friedmann biri sonlu di eri
ise sonsuz fakat geni leyebilen ya da bzlebilen iki dinamik Evren modeline tek bl eden iki yeni zel zm elde etmi tir. 1925'de ise Geoges Lematre ise biraz dei ik fakat daha sde bir biimde ayn sonular elde etmi ve Einstein zmnn
ise kararl bir dengeye tek bl etmedi ini, en kk bir pertrbasyonda Einstein Evreni'nin de geni leme e ba layaca n gstermi tir.
Kozmogoni'nin ya da
Big Bang33 Senaryosunun
Dayand Varsaymlar
ve Epistemolojik Zaaflar
Buna gre e er Genel Rltivite Teorisi'nin alan denklemleri btn Evren iin geerli ise34 (3. Varsaym) bunlarn yalnzca De Sitter, Friedmann ve Lematre
tarafndan verilmi olan zmleri mmkn zmlerdir; ve buna gre de Evren ya
bo tur, ya geni lemektedir ya da bzlmektedir. Btn bu modeller fiziksel bir evrime msait niteliktedirler. Hepsi de: 1) madd yo unlu un, 2) uzay-zaman e rili inin,
ve 3) geni leme hznn sonsuz oldu u ve matematikilerin "senglrite", kozmolojistlerin de "Big Bang" (Byk Patlama) diye adlandrdklar bir durumla ba lamak32
Bk. Ahmed Yksel zemre: Hubble Olaynn Kkeni Hakknda Tart malar, a da Fizik, Mays
1979 stanbul.
33
"Big Bang"in teorik vechesi iin Bk.: Ahmed Yksel zemre, Teorik Fizik Dersleri No. 8/Kozmolojiye Giri , st.niv. Fen Fak. Yay., stanbul 1981.
34
Genel Rltivite Teorisini alan denklemlerinin Fiziksel Gerek ile uyumlu oldu u yalnzca Gne
Sistemi ve Galksimiz iin tahkik edilebilmi tir.
49
tadrlar.
Ayrca sz konusu modeller Evren'in geometrisini yava lama parametresi
denilen ve gzlemsel olarak tyin edilecek olan bir bykl e ba lamaktadrlar. Bu
parametrenin de eri e er ise bu, iinde ya ad mz Evren'in e rili inin sfr olmasna, e er bu de er den bykse bu sbit pozitif e rili i haiz kresel bir Evren'e ve
e er bu de er den kkse bu da sbit negatif e rili i haiz hiperbolik bir Evren'e
tak bl edecektir. Gzlemler bu yava lama parametresinin de erinin ne oldu unu
tesbit etmekten ciz kalm lardr. Buna ra men Evren'in byk bir ihtimalle kresel
oldu una inanlmaktadr (4. Varsaym).
Bu "Byk Patlama"dan nce ise Evren'in bugnk ktlesi boyutlar santimetrelerle llebilen bir hacm iinde bulunuyordu (5. Varsaym). t = 0 nnda vuku
bulan patlama sonunda bu iptida ktleyi olu turan enerji merkezden d ar do ru frlayarak iinde hapsedilmi oldu u hacmn bymesine yol am (6. Varsaym) ve
Evren'de temel tneciklerin olu um dnemi ba lam tr. O ndanberi Evren, hz azalarak, geni lemeye devm etmektedir. Olu an tnecikler arasnda kar t-tnecikler
ise normal tneciklerden daha az sayda olu mu tur (7. Varsaym). Bu standart model denilen senaryoda, olu an btn tneciklerin pozitif enerjili tnecikler olduklar
kabl edilmektedir (8. Varsaym).
Bu senaryo: 1) patlamann vuku bulmasndan nce iptida ktlenin nerede bulunmakta oldu unu, 2) patlamann vuku bulmasndan nce iptida ktlenin: A. ne kadar zaman sresince ve B. niin bu konumda bulunmu oldu unu, 3) patlamann niin vuku bulmu oldu unu, 4) bu olaylarn hangi fizik k nunlarna gre vuku bulmu
oldu unu, ve 5) madde/kar t madde orannn niin bir'e e it olmad n aklamaktan cizdir.
Alternatif bir senaryoda35 Evren'in olu masnn ilk safhalarnda negatif enerjili tneciklerin de olu makta oldu u kabl edilmektedir. Bu trden tneciklerin var
olabildikleri Dirac tarafndan Kuvantum Mekani i formlsyonunda gz nnde bulundurulmu ve Dirac elde etti i denklemlerin zmn elde ederken negatif enerji
hllerinden hareket ederek pozitron'un varl n ve bunun fiziksel niteliklerini ngrebilmi ti. Daha sonra da bu temel tneci in gerekten de var oldu u deneyle ortaya
konmu tu. Negatif enerjili tneciklerin Evren'in bir safhasnda var olmalar Evren'in
geni lemesine sebeb olaca da teorik olarak gsterilmi tir. Dolaysyla bu alternatif
senaryo Evren'in geni lemesini standart modeldeki gibi ba langtaki niini bilinmeyen bir patlamaya de il, mkul bir fiziksel srece ba lamaktadr. Bu senaryo standart
modelin sonularn da te'yid etmektedir ve standart modelin aklayamad baz
konulara da aklk getirmektedir36, 37, 38, 39.
35
Fred Hoyle, Thomas Gold ve Hermann Bondi'nin 1948'de ileri srdkleri ve daha sonra Fred
Hoyle, Jayant Narlikar, Geoffrey Burbridge ve Halton Arp tarafndan gncelle tirilen Evren'in Duraan Hl Modeli.
36
Bu alternatif model ve bu modelin avantajlar hakknda baknz: G. Burbridge, F. Hoyle, J.
Narlikar: Le Big Bang, Une Conception Bien Fumeuse, La Recherche, Hors Srie: Cosmologie,
50
Aslnda her iki senaryo da epistemolojik adan tatminkr olmayp bir takm
varsaymlara dayanan birer speklsyon'dan teye gitmemektedirler. Ama fizik literatr asndan bu speklsyonlarn edeb ve hatt iirsel bir yan oldu unu da vurgulamak gerekir. "Big Bang Senaryosu" heyecanl, srkleyici nefis bir roman gibidir. Yalnz gerek oldu u kantlanmayan bir sr olay zerine kurulmu tur. Bu senaryoya itiraz edenlerse onun edeb yann ve hatt ktleler zerinde icr etti i inandrc fsnu kabl etmekle beraber gere e dayanan bir roman olmamasn byk
bir (epistemolojik) zaaf olarak tenkd etmekte, ve kendilerinin buna kar yazm olduklar senaryonun daha realist oldu unu savunmaktadrlar. lim cmiasnda bugn,
e itli sebeblerden tr, "Big Bang" senaryosu efsnele mi bir modadr. Bu onun
geerli bir senaryo oldu una, hi phesiz, dellet etmez. Bizi ilgilendiren de zten
bu de ildir.
Bizi ilgilendiren ise: temkin, fehmet, iz'an, idrk ve temyiz shibi bir mfessirin bunca varsayma dayanan, sonular sbt etmemi speklsyonlar (ve hele hele uzak galksilerin spektrumlarndaki absorpsiyon izgilerinin kzla kaymasn
Doppler olayndan ba ka mekanizmalarla da aklayabilen bunca alternatif senaryo
varken) Zriyat sresinin 47. yetinin tefsirine malzeme yapma a kalk p kalk mamasdr.
Sz konusu yetin meli e itli kimselere gre olduka ilgin ve sbjektif
farkllklar ve yorumlar iermektedir. Bunlardan birkan misl diye takdm ediyorum:
1. Trkiye Diynet Vakf'nn Kur'n- Kerm Ve Aklamal Meli'nde
(1993): "G kendi ellerimizle kurduk ve biz (onu) elbette geni leticiyiz" eklinde
bir tercme verildikten sonra tercme heyeti, ayrca bir de: "Galaksilerin ve bir galakside bulunan yldzlarn devaml birbirinden uzakla masn ifde eden "geni leme
teorisi"ne i ret vardr" eklinde de bir dipnot d m 40.
2. Sleyman Ate (1988/1995): "G sa lam yaptk, biz geni leticiyiz";
(Tefsir notu: 47 nci yette "Biz geni leticiyiz" ifdesi, geni letme eyleminin srd n bildirir. Gerekten, bilim adamlar, uzay cisimleri41 arasndaki mesfenin git gide
ald n, yni evrenin geni ledi ini tesbit etmi lerdir42 ki yetin bu olguyu i reti,
bir Kur'n m'czesidir")
51
43
Burada zorlamaca bir anlam kaydrlmas gzlenmektedir. Sem ba ka ey, kinat (evren) ya da
mkevvent ba ka eylerdir. Burada sem ile kint zde klmak etimolojik olarak hatldr. Cenb-
Hakk bu yette fizik kint murd etmi olsuyd, elbette onu medll olarak kabl eden kint kelimesini kullanrd.
44
45
***
53
F
)# /3
Tabiat limleri'nin yukarda ksmen aklanm olan mhiyet ve niteliklerine
vukuf kesbetmek kolay bir i de ildir. Bu, drt ba mmr yaplmaya kalk ld nda ise, btn mr dolduran ve ilim adamn yapt ve yapaca yanl lar konusunda
srekli uyank ve zinde tutup idrk shibi klan hassas bir me galedir. Bu i in heveskrlar iin, gerekli olgunlu a eri meden bu konularda ahkm kesme e kalk malar
isbetli olmad kadar tehlikelidir de. Bu konuda en d ndrc olgulardan biri,
gazeteci Ahmet Hulusi'nin TV'de "Ceviz Kabu u" programnda: "Kur'n' Kuvantum Teorisi aracl yla anlayp yorumlad " eklindeki kuruntusudur46. Bu kitabn
II. il VIII. Blm'leri ilim iktisbnn ne denli sra-d tuzaklarla dolu oldu u hussunda fehmet ve idrk shibi kimselere, sath de olsa, bir fikir vermi olmaldr.
Kur'n- Kerm'in yakla k 1/8 kadar, yni 750 kadar yet mminleri okumaya, akllarn kullanmaya, d nmeye, yeri g gzlemeye ve bu gzlemlerden sonular kartp bunlardan t ve ibret alamaya dvet etmektedir ve Kur'n'n gyesi
insanlara hidyet ve rahmettir (XVI/64). Kur'n Tabiat limleri ile ilgili sanlan konulara ancak bu ba lamda de inmektedir. Yoksa Kur'n ne bir Fizik, ne bir Kimy,
ne bir Biyoloji, ne bir Astrofizik ve ne de bir Jeoloji kitabdr. lle de btn Fiziksel
Realiteler'i Kur'n'da aramak ya da btn yetlerin bugnk Tabiat limleri'nin aracl yla (ve de o erevede aklanabilece ine) vehmetmek btn ibdetlerin mumeltnn ve ayrntlarnn Kur'n'da bulundu unu iddia etmek kadar muhldir.
Fakat bir mddettenberidir, szlerini oka ettikleri Tabiat limleri'nin hibirinde lim olmadklar hlde, kendi vehimlerine dayanarak Kur'n'n a da lm
Tefsiri'ni yapabileceklerini ve de yaptklarn sanan, temkin ve teeniden nasipsiz bir
takm kimseler meydan bo bulmu lar ve, ne yazktr ki, bazlar da vehimlerini ve
(bilimsi) palavralarn ieren kitaplarn Mill E itim Bakanl kararyla btn lise
ve dengi okullara tavsiye ettirtme e ya da Trkiye Diynet Vakf'n kullanarak bu
kabil kitaplarn bastrtma a muvaffak olmu lardr. Resm ya da yar-resm kurumlarmzn, kritik bir ilm kontrolden geirme e gerek duymakszn ve yalnzca melliflerine duyulan ahs dostluk ve sempati essna dayanan bir tutumla, bu kabil kitaplarn yaylmasna araclk etmeleri cidden esef vericidir.
Bugn Tabiat limleri uygulamalar ynnden insanlar tatmin eden pekok
sonuca ula m bulunmaktadr. Ancak bu durum Tabiat limleri'nin ortaya koyduklar
Fiziksel Realite kavramnn "Niha Realite" olmasn tazammun ve icbr etmez. lm realiteler, II/255 yetine uygun olarak, srekli bir de i im iindedirler. Bunlar dei tike bizim de Fiziksel Realite hakknda daha rafine bir idrk ve temyizimiz olu maktadr.
46
Ayrntlar iin Bk.: Ahmed Yksel zemre, Modernist Akm inde Kur'n Tefsirleri,Bilim ve
Hikmet, say: 11, z Yay., stanbul 1996.
54
zmnen vaslik taslamalarndan da, insanlara rahmet ve hidyet iken bir Fizik ya da
Astronomi kitab imi gibi telkki edilmesindeki nks tutumlarndan da mnezzehtir.
Bu kabil bir tavrn, eninde sonunda, Pozitif limler'in gerekleriyle at mas
kanlmazdr. Bu at ma Katolik Kilisesi'nin sebeb oldu u " lim ile Din ba da maz" paradigmasnn mhiyetine uygun bir at ma de ildir. Bu at ma, Pozitif
limler'in: 1) tanm, 2) mhiyeti, 3) yaps, 4) nitelikleri, 5) snrlar, 6) dayand
dogmalar, 7) metodolojisi, 8) stratejisi, 9) paradigmalar, 10) diyalekti i, 11) aralar,
12) geli im evreleri, 13) deontolojisi, 14) kendine zg mitos'lar, ve zellikle de 15)
epistemoloji'si hakknda kmil ve ku atc bir bilgiye ship olmayan, heyecanl ve
aceleci kimselerin bu niteli inden ve kendi vehimlerini hz ilim zannetmeleri
hezeynndan kaynaklanan bir at ma olacaktr. Yoksa bu incelemede aklanan snrlar iinde, bugn Pozitif limler'in sbt etmi sonularnn hi biri Kur'n ile at ma iinde de ildir.
Vehimlerini hz ilim zannedenlerin hayl, vehim ve hezeynlar da, Pozitif
limler'in varlk sebebi olan be temel kritere47 uymad hlde Pozitif lim imi gibi
gsterilme e al lan konularn da Kur'n ile ilintili klnmaya al lmas maalesef
zihinleri bulandrmaktan, insanlarn vehimlerini arttrmaktan ve ilmin gere inden
uzakla trmaktan ba ka bir i e yaramamaktadr. Bu ba lamda ve ne kadar sfiyne
bir iyiniyetle ele alnrsa alnsn, "Kur'n'n a da lm Tefsiri Projesi"nden istihsl
edilmek istenen fayda hakknda bir hayli end eli oldu umu ifde etmek isterim.
Niha Gerek ancak Cenb- Hakk'n nezdindedir. Bizlere d en ise yalnzca
Bakara sresinin 255. yeti uyarnca Kader'imizde bizim iin hkmedilmi olan ilm
nasbimizdir. Bunu ise, de i tirmek imknszdr.
Her eyi hakkyla bilen, ancak ve ancak: lm'in de Hlik'i olan ve Zt'na
lim ve Aliym isimlerini lyk gren Cenb- Hakk'dr.
***
47
II. Blm'de takdm edilmi olan: 1) "Her olayn bir sebebi vardr" eklinde ifde edilebilecek olan
"Nedensellik ( llyet) lkesi", 2) "Ayn artlar altnda tekrarlanan her deney daima ayn sonular verir" eklinde ifdesini bulan "Belirlilik (Determinizm) lkesi", 3) "Her olay karakterize eden ve ancak
lmle tesbit edilen fiziksel byklkler vardr" eklinde ifdesini bulan "llebilirlik lkesi", 4)
"Pozitif limlerin sonular kendi ilerinde eli kili olamaz" eklinde ifde edilebilecek olan "Tutarllk (ya da eli mezlik) lkesi" ve 5) "Pozitif limler'in sonularnn yalanlanabilmesine imkn veren
bir yol-yordam mevcd olmaldr" eklinde ifde edilebilecek olan "Yanl lanabilirlik (ya da K.R.
Popper) lkesidir.
56