Professional Documents
Culture Documents
kaybolu ve keder
iirinde biem ve anlam
Mustafa Durak
kaybolu
ve
keder
bir insana braklm olan keder
ve kelimelerin kalbi...
ibn arab
birlikte yazldlar bende;
ve o her eyi aan iirde,
szlerin stnde akrepler ryor;
bir elmas parasna dnyor cesed,
basz, ayaksz...
yryor...
hasta mdr, bmr mdr, sayr m?
eti benim etimdir, hznyse benim hznm...
yollar akallar bryor;
yok tutsam onu ve hi'e saysam;
o gizli hazine, o kenz-i mahf;
yklm, harabolmu evlerin,
iinden... ylece geliyor...
evde ondan baka evsahibi yok;
kim kef edecek, acep kim,
kim kacak bu yolculua?
o yolculuk ki cehennem;
o yolculuk ki benim kalbim... kalbim,
byle diyor...
(Hilmi Yavuz)
Bu, Hilmi Yavuz'un kaybolu iirleri adl kitabnn ilk iiri. Bu iirini
anlamlandrmaya girimeden nce onun Yazn zerine adl kitabndaki iir
in Kk Tractatus adl yazsna bakmalym. Elbette bu ksa yaz, biimsel
olarak da, adlandrma olarak da bizi dorudan Wittegenstein'n Tractatusne
iletiyor. H. Yavuz Wittegenstein'a gnderme yapmyor, onun varlnn
kanatlar altna snyor. Bu yargya hem yazsnn oylumu, hem de anlamsal
kapsam bakmndan sl nedeniyle varyorum. Wittegenstein gibi oluyor,
ona brnerek iir konusunda dndklerini iir felsefesi olarak sunuyor
(: Tractatus:poetico-philosophicus). Ad iddial ama, iddiann ii
doldurulmam. Bu iki sayfalk ksa yazda dil, sz, imge ve imgenin
almlanmas konulatrlyor.
1. iir Dil deildir, Szdr.
1.1. iirin tarihi Dil'den Sz'e dorudur (Historisizm).
1.2. iiirin tarihi, kopmalarla belirlenir...
1.3. iirin gelenei, onun tarihi deildir.
Burada H. Yavuz'un yapt dil/sz ayrm, Saussure'n dil/sz ayrmndan
farkl. Ama dorusu ilk genel belirleme iinde ne dilin, ne de sz'n ne
olduunu anlayamyorum. Ardndan dil ve sz'de olduu gibi gelenek ve tarih
arasnda bir ayrm yaplyor, bir deillik ilikisi kuruluyor. Sz olan iirin hem
gelenei, hem de tarihi var. Ama her naslsa, (dil olmayan) iirin tarihi dilden
sze doru bir gelime gsteriyor. Bu elikiye, kavramlarn yanl
konulandrlmasna dikkat ektikten sonra H. Yavuz'un sz ve tarih kavramlar
yannda duruunun alt izilmeli. iirin tarihinin kopmalarla belirlenmesi ayni
zamanda, tarihin kopmalarla belirlenmesi demektir. Bu da hem iir olarak,
hem insan varl olarak byk olular byk oluumlar ne karmak,
onlarn dndakileri nemsizletirmek demektir. Ki bu, sekinci bir anlaytr.
Dayatlan ama geerliliini yitirmi bir insan ve tarih anlay. ne kmak,
kendini yce gstermek isteyenlerin anlay.
2. iir Dil iken kapal, Sz iken 'ak yapt'tr.
2.1. iir Dil'den arndka, anlamdan da arnr.
2.2. iirin gsterilen'i kavram deildir, imgedir.
2.3. (..) iir, dnyann zihinsel imgesidir.
Yukarda iaret ettiim eliki yinelendi: (Dil olmayan) iirin, dil olmas hali,
kapal yapt olarak nitelendirildi. Dorusu iletiim ilevli olarak dil ile,
iletiim tesi ilevli iir arasnda bir ayrm geerli bir ayrmdr. Ama bu ayrm
dil ve iir dili ayrm olarak ortaya konabilirdi. Dil ve sz terimleri, bu ayrma
denk gelmiyor.
Bu blmde iirin iki hali ortaya kt: iirin dil hali ve iirin sz hali. Ve, H.
Yavuz'un bir yelemesi daha ortaya kt: ak yapt olan iir. Hemen altta
baka yeleme nmze geldi: anlamdan arnm iir. Daha sonra da kavram ve
imge ayrmnda imge ne karld. Oysa imge de bir kavramdr. stelik
gsterilen olarak her kavram da imgeler bilekesi olarak bir bileke-imgedir.
Ortaya konan ikiliklerden yelenenleri sralayalm: sz, tarih, ak yapt, eksi
anlam yani imge.
imdi genel dorular yazaym. Anlamn temel dayana imgedir. Bir eyi
zihninizde baka bir eyle buluturamazsanz anlayamazsnz. Anlam, imgesiz
olumaz. Bir eyi anlamadnz sylyorsanz zihninizde, bildiiniz;
belleinizde var olan bir imgeyle buluturamyorsunuz demektir. Yani iirsel
imge de iletiimsel imge gibi anlama aktr. Kullandnz hangi dil olursa
olsun, karnzdakinde kabul gryorsa imgesel bir denk dm, bilinli olmasa
da bir anlamlandrma, bir anlam sz konusudur. iirin ak yapt oluu konusu,
Hilmi Yavuz'un holand bir anlatmdr. Ama ne genel olarak iir, ne de
Mallarm ve sonras iir, ak yapt deildir. Hilmi Yavuz ak yapt
kavramyla, evrimsel (cyclique) olan, anlamsz, ilevsiz olan anlyor olmal.
Tpk Escher merdivenleri gibi. Bir yere ilettikleri izlenimi veren ama hi bir
yere kmayan, almayan merdivenler. Hilmi Yavuz kaybolu iirlerinde bu
hibir yere almay, alyor gibi yaparak ak yapt oluturduunu sanyor.
iirlerin adlarnda kaybolu szbirimini yineleyerek, kitabn sonunda yer
alan yarm sonnet dnda her iirin ilk iki dizesini
bir insana braklm olan keder
ve kelimelerin kalbi...
dizeleriyle balatarak kuruyor kendi ak yapt iirini. Yani hep ayni noktaya,
ayni szlere gelerek dar kmayan, kapank bir iir oluturuyor. Kk
Tractatus'nde belirttii ak yapt kapank, evrimsel bir iire dntryor.
Tractatus'un geri kalan ksmnda imgenin alglanmas sorunu zerinde duruyor.
Tractatus konusuna, anlamlandrma kavram sapandan girdiim iin bu
yazy irdelemiyorum. Anlamdan arndrlm bir iir anlay peinde
olduunu dnen (ki bu modas gemi, anlam gereklii ile hibir ilintisi
olmayan anlaytr) H. Yavuz'un iirini anlamlandrma durumunda olduumu
belirtmek iin.
Artk iire geip balndan balayabilirim: kaybolu ve keder. nce biim.
Niye sz birimlerden her biri bir satr, bir katman olarak sunulmu? Bu ilem
her bir geyi ne karma olarak alnabilir. Ruhsal olarak gsteriiliin izi
olarak okunabilir. kaybolu ise, herkesin znel armyla farkl dilsel
deneyimlere aabilir her sz birim gibi. Bu sz birim yitme, kaybolma, yolunu
kaybetme, yitik, kayp vb iinden bir seim. Bu seimde, sz birimin, varlk
ise zne de ayni olabilir. lkinde basz, ayaksz yryen cesed idi. -(Bu imge
bizi Cafer-i Tayyar ikonasna balayabilir. Bylece Hilmi Yavuz'un okur
zihninde imgesel bir kolaja gittii sylenebilir). kincisinde ise gizli
hazinedir. Cesed gndereninin gnderileni iirdir. Ancak bu kullanm
yalnzca eretilemeli (mtaphorique) deil ayni zamanda alaysdr (ironique).
Bakalarnn deersiz grd ey onun bakyla en deerli eydir. Bakalar
(akrepler, akallar) elmas kmrden ayrt etmesini bilmeyenlerdir. Buna kout
olarak 'gizli hazine'nin de iir olduu ve ayni ilemleri, edimleri ierdii
sylenebilir. Bu yorum noktasnda, her iki duruma (cesed olmaya ve gizli
hazine olma durumuna) da uyacak bir yerdeliin olup olmayacana
baklabilir. Burada olaslk olarak iletebileceimiz oyuncular; bni Arab, ruh,
Allah, Cafer-i Tayyar, ben olarak test edilebilir. Bunlarn iinden bir tek Cafer-i
Tayyar, cesed olarak gereklemi biimle (suretle) dnlebilir. Ne var ki
onun da anlmam olmas, gizli hazinelii konusunda, ne iirde ne iir dnda
sorunsall sz konusu olmadna gre geriye tek olaslk kalyor. Hilmi
Yavuz'un iiri. Bu durumda, cesed ve gizli hazine'nin, onun iirini iaret ettii
kesinleiyor. Dolaysyla yorum olmaktan kp anlam oluyor. Ve rastgele
yaplacak yaktrmalar, ne yerdelik, ne de yorum olabilir. Bu
anlamlandrmaya itiraz hasta mdr, bmr mdr, sayr m? dizesiyle gelebilir.
Buna yantm da H. Yavuz'un henz cesede dnmediinin ayrdna varlmas
olacaktr. Eli ya da kalemi ritme gitmitir. Canldr yani. Ses vermitir. Bu,
kendisine ve iirine ynelen olumsuz eletirilerin de sesidir ayni zamanda.
Hasta sz birimin e anlaml olarak eitlenmesi farkl dilleri kullanan
eletiricilerin dilleri olarak yorumlanabilir. Sz konusu birimin 'hasta' olmas
da, onun iirinin salkl olmadn ifade etmeleridir. Ve o,
eti benim etimdir, hznyse benim hznm...
dizesiyle yant verir. iirini olduu gibi sahiplenir. Burada daha nce kendisine
yazlm olan keder'in, hzn olarak ortaya ktn, hatta nceki dizedeki e
anlamllara katldn, etin de bedenle, cesed ile denkleme girdiini
syleyebilirim. Burada hastaln bedene, kederin ruhsala gnderdiinin altn
izeyim. Ne diri ne l. Hem diri hem l. Ne anlalr, ne anlalmaz. Hem
anlalr hem anlalmaz. Post modern, evrimsel bir biimsel ve anlamsal yap.
Elbette bu, oyunun iinde byle. Oyuna dardan bakmay bilmek gerek.
Bu blmde bir de kolaj tekniinin kullanmna, H.Yavuz'un yeni bir sz oyunu
gerekletirdiine dikkat ekmek gerek. Yukarda akrepler ryor rneinde
'ryor'un ayni zamanda remek anlamna da geldiini belirtmitim. Bu kez
yollar akallar bryor. Bu rnekte de eylemin hem brmek hem de
rmek anlamyla kullanldn, anlam bakmndan yerde (isotopique)
yaplandrldn belirtmek isterim. Yerdelik, Greimas'n terimidir. Ve
yerdelikler iinde bu tr bir kullanm yoktur.
Yineleme konusuna dnersem, belki Eleal Zenon gibi -bir okun hedefine hi bir
zaman ulamayacan, dolaysyla hareket olmadn ileri sryordu, ben de
bir paradoksu dile getireceim: greli de olsa para, kapsamlay oyunuyla bile
deil, gereklik olarak btn olduuna gre yineleme nasl var? Zira o da, her
an, evrenin tmyle deien, yeni tecellilere ak olarak yenilenmiyor mu?
Pratikte tank olduumuz yinelemeyi kuramsal olarak aklayamazsak, kuramda
gedik olumaz m? Her ne kadar ibn-i Arab, yinelemeyi hem yok hem var
saysa da, Yok oluu iinden var oluuna gelebilmemiz olanakl grnmyor.
Burada sorun an kavramnda. An kavramnn yanna sreci de katarsak,
Saussure'n kulland anlamyla e sremlilik (synchronie) kavram iinden
yinelemenin, ayniliklerin, bakalklarn aklanna gelebiliriz.
Ksaca byle bir varlk tasavvuru benimsendiinde tm yaratl anlatlar
sylence haline gelir. Mitolojiye katlr. Bu kuram, tmn ykar. Tmn
sfrlar. Msr mftsnn bn-i Arab'nin lm fetvas, bu ykma giriimine
dermansz ve fermansz bir tepki olarak grlebilir.
Konuya kuramn estetie, poetie bir katks olur mu diye baktmzda, pek ok
estetik, poetik kuramn iinde yer alan btnlk kavram yararl olur. Ama bu
durumda greli btnlklere almak zorunda kalacaz. Ben = tanr ya da ayni
= gayri (baka) denklemi, retorikte kapsamlay (synecdoque) kavramna denk
geli dnda unu da getirecektir sralama = yineleme. Bu da iiri baka bir
anlamlandrmaya, baka bir ileme aacaktr: bzme (indirgeme) ve ama
(aklama). Denklemletirmede de bakalklar aynilemez mi?
Bunun dnda varln dinamik oluundan yola kp bir sanat yaptnda
dinamik geyi, hem de srekli var olan iiri ayakta tutan dinamik btnl,
brnd klklardan syrarak grmeyi dikkate alabiliriz. bn-i Arab adnn
iirde kullanmnn, sz konusu iir dinamiine katksn konumaya kalkarsak,
'ibn arab'nin, 'keder, kelimelerin kalbi ve ibn arab' sralamas iinde sralama
btnnn bir paras olduunu gryoruz. bn arab, kalbi szcne
biimsel olarak e seslerle teyellenmi. Ve sralamann gesi ben kuann
kuatclna alnm. Dolaysyla iirin lirizmine, biimsel hareketine dahil. Ve
Arab'ye, ben dediinde Tanrya balanan, Tanry amalayan olma
durumuyla, bir de kelimelerin kalbi ile szcklerin cevheri, varln cevheri
ilikisinin kurulmas yoluyla bir ba atm oluyor. Burada sorun udur. Hilmi
Yavuz'un ben'i megaloman bir ben' midir? Yoksa bir balanm, tepeden trnaa
hi bir kukuya yer olmayacak biimde bn-i Arab kuram(n) tm hcrelerine
ilemi biri midir? Bu sorunun nemi urada: iirdeki ben, tasavvuf terimlerini,
kiilerini bir ssleme olarak m kullanyor, gibi grnerek aldatc m yoksa
syledikleri yrekten mi geliyor. Her yalan, doru gibi sylenebilir. Her iiri
okuyan da, bir tiyatro oyucusu gibi, oynad kii olmad halde bize kendini o
imi gibi gsterebilir. Sanat, zaten bu deil midir? Evet yledir. Ama ne her