Professional Documents
Culture Documents
Sunuş yoluyla öğretim stratejisi: Bu strateji okullarda çok yaygın bir şekilde bilginin
aktarılması, kavram ilke ve genellemelerin açıklanmasında kullanılmaktadır. Uygulanışı;
Öğretmen merkezli bir sistemdir. Bu yöntemi benimseyen öğretmen, ders plânı hazırlamadan
derse girmemelidir. Anlatım yöntemi görsel ve işitsel araçlarla zenginleştirilmelidir.
Teknikler:
a. Küçük grup tartışması
b. Büyük grup tartışması
c. Münazara
ç. Karşıt panel
d. Panel
e. Forum (açık oturum)
f. Beyin fırtınası (fikir taraması)
Araştırma soruşturma yoluyla öğretim stratejisi: 2-8 öğrencinin bir araya gelerek bir
problemi ya da bir konuyu araştırmak ve rapor etmek amacıyla yürütülen, öğrencilerin sosyal
etkileşime girmeleri ve birlikte çalışma alışkanlığı kazanmalarını sağlayan yöntemdir.
Teknikler
a. Örnek olay
b. Problem çözme
c. Gösteri
ç. Rol oynama
d. Kubaşık öğrenme (iş birliğine dayalıöğrenme)
e. Proje çalışma
f. Gezi - gözlem
g. Soru - yanıt
a. örnek olay: Herhangi bir alanda karşılaşılan sorunun çözümüne yönelik önerilerdir.
Bu tekniğin en önemli yararı öğrencilerin karar verme, eleştirel düşünme ve yaratıcı düşünme
becerilerini geliştirmesidir.
c. Gösteri: Sınıf içinde uzman kişilerce izleyici bir grubun önünde bir işin nasıl yapılacağını
göstermek ve genel ilkeleri açıklamak için kullanılan bir tekniktir. Gösteride, etkinliği önce uzman
yapar sonra öğrencilerin yapmasını ister. Bu teknikte öğrenciler görerek, işiterek,yaparak
öğrenme olanağı bulurlar.
ç. Rol oynama (dramatizasyon): J.J. Ro-ussaeau bu akımın öncüsüdür. Öğrencinin kendi duygu
ve düşüncelerini başka bir kılığa girerek ifade etmesini sağlayan bir tekniktir. Bu teknikte iletişim,
öğrenme ve eğlenme vardır.
d. Kubaşık öğrenme (iş birliğine dayalı öğrenme): Öğrencilerin sınıf içinde küme
oluşturarak birbirlerinin öğrenmelerine yardımcı olacak şekilde çalışmalarıdır. Öğrenciler kümeler
durumunda ödüllendirilir.
e. Proje çalışması tekniği: Öğrenciler gerçek yaşam koşullarında birinci elden bir konunun
nasıl yapılacağını deneme olanağı tanıyan, zihinsel süreçleri ve fiziksel etkinlikleri kapsayan bir
tekniktir. Proje konusu kitaptan, televizyondan, gazeteden öğrenci ya da öğretmen tarafından
saptanabilir. Bu tekniğin en önemli yararı, gerçek yaşam koşullarında pratik deneyim
kazandırmasıdır.
g. Soru - yanıt: Bu teknik, öğretmenin daha önceden hazırladığı soruları öğrencilere sorarak
onlardan gelen cevapları alarak,bu cevaplara göre eğitim sürecini sürdürmeyi amaçlamaktadır.
Soru - yanıt tekniğinde iki önemli husus söz konusudur:
2. Soru sorma tekniği: Soru sorma teknikleri ise bekleme süresi, ipucu, pekiştirme, irdeleme,
yeniden odaklandırma davranışlarıdır.
Bu iki boyutu kullanan öğretmen, öğrencinin hem bilgileri hatırlamasını hem de düşünmelerimi
sağlar, yaratıcılıklarını geliştirir.
ÖĞRENME KURAMLARI
Öğrenmeyi açıklayan kuramlar şu başlıklarda toplanabilir.
• Bağlaşımcı kuram
• Geştalt kuram (bilişsel alan)
• Güdüleme, kişilik, toplumsal ağırlıklı kuramı
• Bilgi işlem kuramı.
1. Bağlaşıma kuram: Temsilcileri Pavlov, Torndike, Skinner'dir. Bu kurama göre öğrenme
uyarım + davranım arasında bağ kurmadır.
İlkeleri şunlardır:
öğrenme: yetenek + biyolojik kültür + gelişim + toplum kültürü + güdülenme + ilgi + öğrenme
ortamı'dır.
İlkeleri şunlardır:
a. Açıklama
b. Güdüleme
c. Uygulama
ç. Değerlendirme
a. Dikkat çekme
b. Öğrenciyi hedeften haberdar etme
c. Ön öğrenmenin hatırlatılması
ç. Araç - gerecin sağlanması
d. Rehberlik
e. Davranışın gözlenmesi
f. Dönüt verme (hataları, eksikleri bildirme)
g. Değerlendirme
h. Tekrar ve uygulama
PROGRAMLI ÖĞRETİM
Ünlü psikolog Skinner'in pekiştirme ilkeleri esas alınarak ortaya atılmış bir öğretim tekniğidir.
Öğretimin bireyselleştirilmesini ve hatanın en aza indirilmesini amaçlar.
Programlı eğitimin ilkeleri şunlardır:
1. Küçük adımlar ilkesi
2. Etkin katılım ilkesi
3. Başarı ilkesi
4. Anında düzeltme ilkesi
5. Kademeli ilerleme ilkesi
6. Bireysel hız ilkesi
Programlı öğretim, bireyin kendi kendine öğrenmesidir. Bir öğrencinin önceden belirlenmiş hedef
davranışlara ulaşmasına yardım etmek üzere, deneysel olarak geliştirilmiş öğrenme tekniklerinin
sistematik olarak uygulanmasıyla düzenlenmiş süreçtir.
Mikro eğitim: 1960 yılında Stanford Üniversitesinde geliştirilmiş bir tekniktir. Bu teknikle
öğretmen adaylarına araştırma teknikleri, kişilik ve yetenek geliştirme amacı güdülür. Mikro
eğitim yöntemi öğretim süresi, sınıftaki öğrenci sayısı ve konu açısından küçültülmüş ve
yoğunlaştırılmış bir öğretim deneyidir. Öğretimde bir laboratuvar ortamı sağlayan mikro eğitimin
en büyük sınırlılığı tüm öğretim becerilerini kazandırmaya uygun düşmemesidir.
Benzetişim (simülasyon): Sınıf içinde öğrencilerin bir olayı gerçekmiş gibi ele aldığı ve
üzerinde eğitici çalışmaların yapıldığı bir öğretim tekniğidir. Örneğin; bir yangın sırasında
alınacak önlemlerle, kurtuluş yollarının öğretilmesi veya bir deprem anında yapılması
gerekenlerin öğretilmesi gibi.
Benzetişim tekniği bir düşünce değil, bir hareket olayıdır. Öğrenciler bu olaya katılıp onu
şekillendirirler. Öğrenci problem çözme, karar verme ve eleştirel düşünme durumundadır. Bu
teknikte öğrenciler aktiftir.
Ekiple öğretim: Ekiple öğretimde öğretmenler, öğretim etkinliklerini sunmada iş birliği yapmak
zorundadır. Ekipte öğretim bir düzenleme biçimidir. Etkinliklere öğretmen karar verir. Okulun
olanakları ile bağlantılıdır. Öğrencilerin gereksinimleri merkeze alınır. Ekiple öğretim yöntemi şu
şekillerde organize edilebilir:
1. Konu yaklaşımı
2. Ortak merkezli yaklaşım
3. Birlikte sunulan konular yaklaşımı
4. Art arda gelme yaklaşımı
Çoklu zekâ kuramı: Harvard Üniversitesi öğretim üyesi psikolog Hovvard Gardner bu kuramı
geliştirmiştir. İnsanın çoklu zekâya sahip olduğunu ileri sürmüş ve çoklu öğrenme programında
bireylerin becerilerinin daha fazla artacağını savunmuştur.
öğrenme Stratejileri
1. Tekrar gözden geçirme: Öğrencinin öğrendiği konuyu yeniden gözden geçirmesine dayanır.
2. örgütleme stratejisi: Öğrenci kendisine verilen materyali önceki bilgilerine dayanarak
yeniden düzenler.
3. Anlamlandırma stratejisi: Yeni gelen bilgiler bireyin belleğindeki bilgilerle karşılaştırılarak
anlamlı duruma getirilir.
İlke, kavram ve genellemelerin öğretmen tarafından düzenli bir şekilde sıralanması ve öğrenciler
tarafından öğrenilmeye hazır bir durumda verilmesi sürecidir.
Daha çok öğrenme etkinliklerinin başlangıcında (derslerin giriş bölümünde) ve bilgi düzeyinde
hedef-davranışların kazandırılmasında kullanılır.
Öğretmen temel bilgi sağlayıcıdır ve örnekleri anlatır. Bu yaklaşımda önce soyut düşünce sunulur
sonra örnekler sunulur. Daha sonra da soyut kavramayı sağlamak için ek örnekler verilir. Böylece
dersin başında öğretmen soyutlamayı anlatır ve açıklar.
Öğrenci kendisi için hangi bilginin önemli olduğunu bilmediği için öğrenmesi gereken bilgi, ilke ve
kavramları kendisine sunulduğu gibi öğrenir. Öğretmen bu yaklaşımda konu alanlarını (içeriği)
anlamlı bir yapı bütünlüğüne getirerek etkili bir şekilde sunar. Öğretmen konuları hiyerarşik bir
sıra ile tümdengelim yoluyla uygun bir biçimde yapılandırır ve uygun eğitim yaşantılarının (etkili
sunu tekniklerini) kullanarak sunar.
Sunuş yoluyla öğretimde, bilginin hiyerarşik bir yapı içerisinde anlamlandırılarak öğrencilere
sunumu genelden özele (tümdengelim) yoluyla gerçekleştirilir. Önce kavram ya da ilke verilir
sonra da örnek sunulur. Bu starateji öğrenci açısından bakıldığında alış yoluyla öğrenme,
öğretmen açısından bakıldığında sunuş yoluyla öğretme olarak ifade edilir. Aynı zamanda
"anlamlı öğrenme" stratejisi olarak kabul edilir. Öğrencileri ezber öğrenmeden kurtarmayı
amaçlar.
Sunuş yoluyla öğretim stratejisinde bilgi, kavram ve ilkelerin anlamlı bir şekilde yapılandırılarak,
bütünden - parçaya doğru öğrenilmesi sağlanır. Böylece öğrenmeler temel kavramlara dayalı
olarak sağlanır.
Bu yaklaşımın dayandığı temel anlayış öğrencinin öğrenmede konu alanın yapısını kavramasıdır.
Bu nedenle öğrencinin aktif olması ve buluş yapması (keşfetmesi) gerekmektedir. Öğrenci sınıfta
aktif ve girişimci olmalıdır. Öğrenci merkezli eğitimin uygulamasına dayalı bir yaklaşımdır. Buluş
yoluyla öğrenmede öğrencinin kendi gözlemleri ve etkinliklerine bağlı olarak bilgi, kavram, ilke
ve genellemeye ulaşması sağlanır. Bruner'e göre öğrenci bilgiye kendisi ulaşmalı ve keş-
fetmelidir. Bireylerin öğrenme doğalarında, araştırma, merak, bulma, keşfetme isteği vardır.
Öğrenciler bir bilim adamı gibi bilgiyi kendileri yapılandırmalıdır. Bunun için aktif olarak deney
yapmaya, ilke ve kavramları bulmaya yönlendirilmelidir. Böylece öğrenciler kendisine güvenen,
olumlu benlik geliştiren ve bağımsız davranan bireyler olarak yetiştirilirler. Konular özelden
genele doğru yani tümevarım yaklaşımıyla işlenir. Öğretimin tümevarım yaklaşımıyla
işlenmesinde, öğrencilerin sezgisel düşünme güçleri geliştirilerek konulara ilişkin kanıtlarla
tahminde bulunmaları ve bunları sistemli olarak araştırarak test etmeleri sağlanır. Bu yaklaşım
da öğrencilerin yaratıcı düşünme ve yansıtıcı düşünme yetenekleri geliştirilir.
ÖĞRETME-ÖĞRENME YAKLAŞIMLARI
Bloom tarafından geliştirilen ve okulda öğrenme adı da verilen tam öğrenme modeli (yaklaşımı)
okullarda öğretme-öğrenme sürecinde etkili bütün öğeleri, öğrencilerin en etkili öğrenme
düzeyine ulaşması için sistemli olarak bir araya getiren bir yaklaşımdır. Tam öğrenme yaklaşımı
her okulda ve sınıfta hızlı öğrenen ve öğrenmeyen öğrenci bulunduğu ve her öğrencinin
hazırbulunuş-luk düzeyine göre öğretimin yapılmasını, her öğrenciye ihtiyacı olan ek öğretim
zamanı ve nitelikli öğretme hizmeti (ipucu, katılım, pekiştireç, dönüt) sağlanırsa her öğrencinin
öğrenebileceği ve okulda tüm öğrencilerin öğrenebileceğini temel sayıtlılar olarak
kullanılmaktadır. Tam öğrenme modeli öğrencinin özgeçmişinin onun öğrenmesindeki önemini
vurgular. Bunun için öğrencinin öğrenme ünitesini öğrenebilmesi için gerekli olan ön koşullan ne
derece öğrenmiş bulunduğuna yer verir. Bloom'a (Özçelik 1995) göre öğrencinin bir öğretim
ünitesini öğrenebilmesi için gerekli olan zaman ve çaba şeklini belirleyen öğrenme gücünün
(yeteneğinin) önemli derecede değiştirilebilmekte olduğu ve ideal öğrenme koşullarının
sağlanması, yani öğrencilerin öğrenebilecek ünitenin ön şartları bakımından tam olarak
hazırlanmış, öğrenme için güdülenmiş bulunmalarını ve öğretimin de bütün öğrencilerin
ihtiyaçlarına uygun (onlar için anlamlı, işe yarar ve yeterli) bir hale getirilmiş bulunması halinde,
öğrencilerin öğrenme gücü bakımından birbirine benzeyecek ve aralarındaki öğrenme farkı
azalacaktır.
Tam öğrenme modeline göre öğrenciler arasındaki öğrenme farklılıklarının nedeni doğuştan ve
öğrenme yetenekleri arasındaki farktan değil, çevre koşullarından kaynaklanır. Bu nedenle
"öğrenci neden öğrenemiyor?" sorusuna değil öğrenmeyi etkileyen koşulların düzeltilmesi
anlayışına dayanır. Modelin amacı öğrenmeye etki eden faktörleri kontrol altına alarak kalıcı
öğrenmeyi gerçekleştirmektir. Buna göre zeka, genel yetenek, kişilik özellikleri, ailenin sosyo-
eko-nomik düzeyi gibi öğretme - öğrenme sürecinde değiştirilemeyen öğelerin yerine, ön
öğrenmeler, derse karşı tutum, ilgi, başarı inancı, zaman, pekiştireç, öğrenci katılımı, dönüt, araç
- gereç gibi değiştirilebilir öğeler zenginleştirilerek etkili öğrenme sağlanabilir. Okullar
öğrencilerin değiştirilemez özellikleri değil, değiştirilebilir özelliklerini geliştirerek öğrenmeyi
sağlamalıdır.
Zekanın bilinen ve klasik tanımı olan sadece dil ve matematik zekasını dikkate alan tanımlamanın
yerine zeka, bireyin bir çok alanda, müzikte, sporda, dansta, iletişimde, doğada, resimde ürün ve
performans ortaya koyma yeteneğine göre yeniden tanımlanmıştır.
Gardner'e (1983) göre zeka, bir veya daha kültürel yapıda değeri olan bir ürüne şekil verme ya
da problemleri çözme yeteneğidir. Diğer anlatımla zeka, problem çözme kapasitesi veya değerli
bir ya da birden çok kültürel yapı ürünü ortaya koyma kapasitesidir. Piaget ise zekayı çevreye
uyum sağlama yeteneği olarak açıklamıştır.
Çoklu zeka yaklaşımı öğretim uygulamalarında ve öğrenmede her zeka alanının belirli oranlarda
kullanılması ilkesine dayanmaktadır. Her öğrencinin güçlü olan zeka alanlarının geliştirilmesi
değil, farklı olan birden fazla zeka alanlarının güçlendirilerek öğretimde etkili hale getirilmesi
üzerinde durmaktadır. Başlıca zeka alanları ve bu alanların temel özellikleri aşağıda verilmiştir.
Çoklu zeka kuramının en önemli sayıltısı "Her çocuğun bir veya birkaç alanda gelişim
potansiyeline sahip olmasıdır." Ve bu yaklaşımın temel dayanakları şunlardır:
• İnsanlar bütün zeka alanlarına değişik miktarlarda sahiptir.
• Herkesin farklı bir kişiliği, karakteri ve zeka profili vardır.
• Öğretim sürecinde öğrencilerin baskın olan zeka alanlarına göre değil, birçok zeka alanını
işlevsel yapan öğretim teknikleri geliştirilmelidir.
• Bireyler kendi zekalarını arttırma ve geliştirme yeteneklerine sahiptirler.
• Zeka çok yönlüdür ancak kendi içerisinde bir bütündür.
• Zeka başkalarına öğretilebilinir.
• Zeka güçlendirilebilir.
• Çeşitli zeka alanları bir arada ve belli bir uyum içinde çalışırlar.
• Kişisel altyapı, kalıtım, kültür, inançlar ve tutumlar zekanın gelişiminde etkilidir.
• Çoklu zeka yaklaşımında ölçme ve değerlendirme, öğretmen - öğrenci - veli işbirliği ile yapılır
ve ağırlıkla öğrenci gelişim dosyaları (portfolyo) kullanılır.
• Öğrenmeyi gerçekleştirmenin farklı (çoklu zeka alanlarına bağlı) yolları vardır.
öğretim Etkinlikleri
• Bulmaca ve problem çözme
• Zihinsel hesap yapma
• Bilimsel düşünme
• Keşifler yapma
• Sayılarla oyun oynama
• Bilimsel Deneyler
• Eleştirel düşünme
• Gruplama ve sınıflama yapma
• Araştırma yapma
Öğretim Etkinlikleri
• Hikaye, öykü anlatma, makale yazı yazma
• Konferans
• Beyin fırtınası
Öğretim Etkinlikleri
• Rol oynama, drama
• Dans
• Spor
• Gezi ve gözlem
• Yapma ve açıklama
öğretim Etkinlikleri
• Resim, grafik, matriks yapma
• Görsel sunumlar
• Sanat etkinlikleri
• Görsel düşünme uygulamaları
• Aktif imgelem
• Hayalgücü
• Zihinde canlandırabilirle
• Uzayda yol / yer bulma
öğretim Etkinlikleri
• Şarkı söyleme, mırıldanma
• Islık çalma
• Ritim tutma
öğretim Etkinlikleri
• Bireyselleştirilmiş öğretim
• Öz saygı
• Bireysel hedefler
• Bireysel okuma, yazma
• Proje yapma
öğretim Etkinlikleri
• Gezi - gözlem
• Proje yapma
Çoklu Zeka Kuramına Göre Başlıca Zeka Alanlan ve Uygun öğrenme ve Öğretme
Etkinlikleri Şunlardır:
Özellikleri:
• Matematiksel problemleri rahatlıkla çö-zerler.
• Grafik ve istatistik ifadeleri rahatlıkla yorumlayabilirler.
• Teknolojiyi iyi kullanırlar.
• Olayların oluşumu ve işleyişi hakkında araştırma yaparlar.
• Satranç ve dama oynamayı, bulmaca çözmeyi, matematik dersini severler.
• Sayılara, zamana, analitik düşünme (ne-den-sonuç ilişkilerinde)
• Problemlere bilimsel çözümler üretme, deney tasarlama, neden-sonuç etkinlikleri, eleştirisel
düşünme, kavram haritası yapma, denkleme dönüştürme başlıca öğretim faaliyetleridir.
Özellikleri:
• Şiir okuma ve yazma, hikaye anlatma konularında isteklidirler.
• Konuşmalarında ikna edicidirler.
• Okuduklarını kolay anlar, yorumlar ve hatırlarlar.
• Okuma, yazma, dinleme ve tartışma yoluyla öğreniler.
• Yaşlanna göre kelime hazineleri zengindir.
• Dil bilgisini etkili kullanırlar.
• Öykü yaratma, sunu yapma, kitap okuma, hikaye ve dergi okuma, mektup yazma başlıca
öğretim faaliyetleridir.
Özellikleri:
• Söylenilenlerden çok yapılanları hatırlatırlar.
• Hareketli olmayı severler.
• Taklit etme yetenekleri güçlüdür.
• Gördüğü bir nesneyi dokunarak inceleme ve analiz etme eğilimindedirler.
• Uzun süre aynı yerde kaldıklarında hareket etme ihtiyacı duyarlar.
• Motor becerileri gereken etkinliklerde başarılıdırlar.
• Oyun ve dramalarda yer almaktan hoşlanırlar.
• Bir ya da birden fazla sportif faaliyetlerde başarılıdırlar.
• Rol yapma, drama, hareketsel oyunlar, gezi - gözlem başlıca öğretim yöntemleridir.
Özellikleri:
• Yardım almaksızın yönlerini bulabilirler.
• Gözlemleyerek ve görerek öğrenirler.
• Şekilleri, detayları, renkleri ve yüzleri kolayca hatırlayabilirler.
Özellikleri:
• Müzik aletlerini çalabilirler.
• Şarkı sözlerini ve melodilerini rahat hatırlayabilirler.
• Seslere duyarlıdırlar.
• İnsan sesi, doğa sesi ve müziğe tepki gösterirler.
• Şarkı söyleme, müzik aleti kullanma, ritim tutma başlıca öğretim faaliyetleridir.
Özellikleri:
• İletişim becerileri yüksektir.
• Ekip çalışmasında gönüllüdür.
• Yakın ve samimi insan ilişkilerine girer.
• Başkalarının duygu ve isteklerini dikkate alır.
• Grup çalışmaları, tartışma teknikleri, proje çalışmaları, yarışmalar başlıca öğretim faaliyetleridir.
Özellikleri:
• Bağımsız kalmayı ve çalışmayı sever. Yalnızlıktan hoşlanır.
• Kendini gerçekleştiren birey olmaya çalışır.
• Bireysel hedefler oluşturur.
• Bireysel sorumluluklar alır.
• Bireysel çalışma, bireysel okuma, bireysel yazma vb. çalışmalar yapar.
• Amaçları belirgindir.
• Bireysel başarılar peşinde koşarlar.
• Zayıf ve güçlü yönleri hakkında gerçekçi yorum yaparlar.
• Kendi kendine yetebilir. Özgüveni yüksektir.
• Duygularını ve düşüncelerini açık ve net dile getirebilir.
• Gazete makalesi yazma, kendi kendini
değerlendirme, hislerini açıklama ve günlük tutma başlıca öğretim faaliyetleridir.
Doğa Zekası
Sonradan ilave edilen sekizinci ve son zeka alanıdır. Doğal kaynaklara doğaya, bitki ve
hayvanlara ilgi duyan bireylerdir.
Özellikleri:
• Doğayı sever ve korur.
• Hayvan beslemeye ve bitki korunmaya dönüktür.
• Çevre temizliğine karşı duyarlıdır.
• Okul dışı geziler, gözlem, müzelere gitme başlıca öğretim faaliyetleridir.
Bu kuram bilişsel ve fizyolojik yaklaşımların son yıllarda üzerinde en fazla durdukları bir kuramdır.
Aynı zamanda bilginin doğasını ve kaynağını (Bilgi nedir?, Öğrenme nedir?) inceleyen bir
kuramıdır. Öğrenmeyi deneyime bağlı anlam oluşturma süreci olarak ele almaktadır. Buna göre
bilgi yaşantılarını anlamlı bir duruma getirmeye çalışma birey tarafından etkin olarak yapılandı-
rılmaktadır.Önemli isimleri Piagat, Bruner, Vgotsky, Gestalt'dır.
İlerlemecilik (ve yeniden kurmacılık) eğitim felsefesi akımlarına dayanmaktadır.
Öğrencilerin belli bir konuda bir anlayış yaratmaları için kendi deneyimlerini kullandıkları bir
öğrenme yaklaşımıdır. (Tok, 2006)
Bilgi kişiden bağımsız değil, duruma özgü, bireysel ve bağlamsal bir yapıdır. Birey bilgi yapılarını
deneyimlerle ve sosyal etkileşimiyle kendisi oluşturur.
Pozitivizme dayanan davranışçı öğrenme ve bilgi - işlem kuramcıları bilginin öğrenenden
bağımsız olduğunu, bilişin dışında nesnel bir gerçeğe dayandığını, anlam yaratmanın var olan
bilgilere dayalı olduğunu kabul ederken, öğretme - öğrenme sürecinde dış dünya gerçekliğine
ilişkin bilginin öğrenene aktarımını savunmaktadır. Pozitivizm ötesi (post modern) yaklaşımlar ise
bunu reddetmekte, bilginin öğrenen tarafından aktif bir şekilde oluşturulduğunu, bilginin
öğrenenin öznel etkileşimine bağlı olduğunu, öğrenenin sosyal, kültürel yapısı, değerleri ve
özgeçmişinin önemli olduğunu kabul ederek, öğretme öğrenme sürecinde öğrenenin somut
yaşantılar üzerinde düşünerek öznel gerçeğini (bilgiyi) oluşturmasını / yapılandırmasını
savunmaktadırlar.
Buna göre bilgi tam olarak gerçeği yansıtamadığından, yaşantılara dayalı olarak yorumlanır. Her
öğrenenin gerçeklik kavramı, yorumsal yaşantılarına göre şekillenir.
Eğitim programları tümdengelim yaklaşımı ve temel kavramlara ağırlık verilerek düzenlenir.
Program öğrenci sorunlarına yöneliktir ve birincil kaynaklar (işlenmemiş ham veriler gerçek
öğrenme ortamı) ve materyaller üzerinde öğrenme gerçekleştirilir.
Öğrenme sürecini "öğrenen" açısından ele almaktadır. Öğrenenin bilgiyi nasıl yapılandırdığı (inşa
ettiği - oluşturduğu) ile ilgilenmektedir.
Bilginin yeniden yapılandırılması ve transferi üzerinde durmaktadır.
Bilgi evrensel geçerliği olan birimler olarak değil, "işleyen hipotezler" olarak görülür.
Birey tarafından oluşturulan bilgi, kişinin öğrendiğinden ve anladığından daha çoktur. Öğrenmede
bireyin ön bilgilerini anı sıra kültürel ve sosyal içerikte önemlidir. Belli durumlarda doğru olarak
kabul edilen bilgi, başka koşullarda yanlış kabul edilebilir. Örneğin; eskiden dünyamızın düz
olduğu kabul edilmekteydi sonraki bulgular bu bilgiyi değiştirdi.
Bilginin doğruluğunu kişiye, kültürüne, duruma göre değişebileceği için, bilginin doğruluğundan
çok üretilmesi ve kullanışlığı önemlidir. Bilginin öğrenci tarafından yapılandırılmasını
(oluşturulmasını) ifade eder. Öğrenci bilgiyi aktif olarak özümler ve davranışa dönüştürülür.
Anlamlı öğrenme, keşfederek öğrenme, bağlamsal öğrenme, düşünmeyi öğrenme, araştırma -
keşfetme ve
problem çözme gibi bilişsel beceriler geliştirilir.
Değerlendirme
• Öğrenme sürecinin sonunda, öğrenme ne düzeyde gerçekleşti?
• Öğrenme eksiklikleri kalmışsa, bunlar tamamlanır, yanlışlar düzeltilir.
• Öğrenciye başarısı hakkında dönüt verilir.
Millî Eğitim Bakanlığı, 21. yy'ın bilgi toplumunun temel özellikleri, küreselleşme, Avrupa Birliği'ne
uyum çalışmaları, davranış bilimlerinde ve pedagojide meydana gelen son gelişmeler ışığında
yeniden yapılandırdığı öğretim programlarında bireylerde bulunması gereken özellikleri aşağıdaki
gibi belirlemiştir: (MEB, 2005)
1. Her çocuğun öğrenebileceği, birey olarak kendine özgü olduğu ve öğrenmenin bireyin
gelecekteki yaşamına ışık tutacağı anlayışı.
2. Bilgi kavram, değer ve becerilerin gelişmesi yoluyla "öğrenmeyi öğenmenin" gerçekleşmesinin ön
plana çıkarılması.
3. Öğrencinin, düşünmeye, soru sormaya ve görüş alışverişi yapmaya özendirilmesi.
4. Millî kimlik merkeze alınarak, evrensel değerlerin benimsenmesinin sağlanması.
5. Öğrencilerin örf ve âdetlerimiz çerçevesinde ruhsal, ahlaki, sosyal ve kültürel yönlerden
gelişmesinin sağlanması.
6. Öğrencilerin, haklarını bilen ve kullanan, sorumluluklarını yerine getiren demokratik bireyler
olarak yetişmeleri.
7. Toplumsal sorunlara karşı duyarlılığın ön plana çıkarılması.
8. Öğrencinin, öğrenme sürecinde deneyimlerini kullanmasına ve çevreyle etkileşim kurmasına
fırsat verilmesi.
9. Öğrenme-Öğretme yöntem ve tekniklerinde çeşitliliklere yer verilmesi.
Anlayış ve ilkeleri esas alınmıştır.
Yaratıcı Düşünme
Yaratıcı düşünme, soruları tanımlama, duyarlı olabilme, sınırları aşma, belirsizliklerle baş etme,
esnek ve özgün düşünme gibi yeteneklerini kapsar.
Yaratıcı düşünme bireyin, yeni, farklı özgün (sentez düzeyi) ve alternatifli düşünmesi, ürünler ortaya
koymasıdır. Yaratıcı düşünmenin gelişmesi için serbest ve hoşgörülü bir öğretme - öğrenme ortamı
ve geniş hayal gücünü geliştirmeye olanak veren aktivitele-rin olması gerekmektedir.
Yaratıcı düşünme becerisi; öğrencilerin bir temel fikir ve ürünü değiştirme, birleştirme, yeniden
farklı ortamlarda kullanma ya da tamamen kendi düşüncelerinden yola çıkarak yeni farklı ürünler ve
bilgiler üretme, olaylara farklı bakabilme, küçük çaplı da olsa bazı buluşlar yapabilmesi kapsar.
Ayrıntılı fikirler geliştirme ve zenginleştirme sorunlara benzersiz ve kendine özel çözümler bulma,
fikirler ve çözümler ortaya çıkarma, bir fikre, ürüne çok farklı açılardan bakma, bütüne bakma gibi
alt becerileri içerir.
Eleştirel Düşünme
Eleştirel düşünme önyargıları ve tutarlığı değerlendirme, fikirleri, düşünceleri ve iddiaları ayırt etme,
birincil ve ikincil bilgi kaynakları ayırt etme, düşüncelerin ve açıkla maların yeterliğini ve sonuçların
uygunluğu nu belirleme ve değerlendirme gibi zihinse etkinlikleri kapsar. Zihnin geçerli yöntem
tekniklere dayalı olarak var olan öneri ve düşünceleri değerlendirmesi, ilgili tüm etkenleri dikkate
alması ve sonuçları değerlendirmesine dayanan düşünme biçimidir.
Eleştirel düşünme, kuşku temelli sorgula-yacı bir yaklaşımla konulara bakma, yorum yapma ve
karar verme becerisidir. Sebep-sonuç ilişkileri bulma, ayrıntılarda benzerlik ve farklılıkları yakalama,
çeşitli kriterleri kullanarak ıralama yapma, verilen bilgilerin kabul edilebilirliğini, geçerliliğini
belirleme, analiz etme, değerlendirme, anlamlandırma, çıkarımda bulunma gibi alt becerilerini
içerir. (MEB, 2005)
Eleştirel düşünme, bireyin yaptığı gözlemlere ve ürettiği bilgilere dayanarak sonuçlara ulaşma
sürecidir. Birey bu süreçte bilgiyi etkili bir biçimde elde ederek, değerlendirir ve kullanır.
Eleştirel düşünme, bireyin kendi düşüncelerini farkında olması, tutarlı ve farkı olanları ayırabilmesi,
başkalarının düşüncelerini anlayabilmesi, farklılıkları görebilmesi ve çevreyi tanıyabilmesine ilişkin
zihinsel süreçleri kapsar. Böylece bireyler daha doğru kararlar alabilir ve daha çok yönlü
düşünebilir. Eleştirisel düşünme bireylerin bilgiyi üretme, kullanma ve değerlendirme yapma
etkinliklerinin bir sonucudur.
Birey eleştirel düşünme sürecinde; bilgi üretme ve değerlendirme, tutarlılık, uygulanabilirlik,
yeterlik, bütünleştirme ve iletişim kurma gibi zihinsel etkinlikleri gerçekleştirilir.
Öğretme - öğrenme süreci öğrencilerin konulara duyarlı olmalarını açık, eksiksiz ve doğru
düşünerek konu alanlarını (bilgi birimlerini) anlamalarını ve edindikleri bilgiyi günlük yaşamlarnıda
kullanmalarını sağlamalıdır.
Yansıtıcı Düşünme
Dewey'e göre yansıtıcı düşünme, dikkatli, tutarlı, alternatifli ve etkinlik düşünme şeklidir. Özellikle
okul öğrenmelerinin yaşama aktarılmasının (yansıltılmasının) önemi yansıtıcı düşünmeye yön
vermektedir. Yansıtıcı düşünme bireyin kendisinin ve başkalarının görüşlerine açık olması,
düşüncelerini açıklayabilmesi, ileriyi görebilmesi ve açık davranabilmesi gibi zihinsel süreçlere
dayanır.
Analitik Düşünme
• Bir bütünü parçalara ayırabilme (tümden gelimsel) ve parçalar ile bütün arasındaki ilişkiyi
yorumlayabilme ve farkları ayırt edebilmeye dayalı etkinliktir.
Yakınsak Düşünme
• Farklı düşüncelerin dayandığı ortak düşünceleri (noktayı) bulmaya dayalı zihinsel etkinliktir.
Iraksak Düşünme
• Ortak düşünceden (odak nokta) hareketle farklı düşünceler ulaşabilmeye dayalı zihinsel etkinliktir.
Hedefe görelik: Eğitim durumları işe koşul-duğu hedeflere hizmet edebilmeli, onlara ulaşılabilir
olmalıdır.
Somuttan - Soyuta öğretim İlkesi: Somut, gözlenen, incelenen ve ölçülebilen nesne, olgu ve
olaylardır. Soyut ise duyu organlarından bağımsız düşünebilmelidir. Özellikle küçük yaşlarda
(İlköğretim 1., 5. sınıf) bulunan öğrencilere yapılan öğretim etkinliklerinin duyu organlarına bağlı
olarak gerçekleştirilmesi önemlidir.
Hayatilik İlkesi: Bu ilke okulu, öğrencileri yaşama hazırlayan bir yer olmaktan çok, hayatın
kendisi olmalıdır anlayışına dayanmaktadır. Öğretme - öğrenme etkinlikleri bireyin yaşamda
karşılaşacağı problemlere ve durumlara yönelik olmalıdır. Öğretim öğrencinin yaşamla
bağlantısını kurmalıdır.
Açıklık İlkesi: Ayanilik ilkesi olarak da ifade edilen bu ilke öğrenme konusu olan konu, nesne,
olay ve olgularla öğrencinin direk etkileşimini, karşı karşıya gelmesini ve duyu organlarını etkin
olarak kullanmayı gerektirir. Öğretmenin açık ve anlaşılır dil kullanmasını gerektirir.
Ekonomiklik İlkesi: Yaşantı, zaman, materyal açısından uygun olmalıdır. Öğrenme yaşantıları
birden fazla davranışı gerçekleştirici olmalıdır. Aynı zamanda diğer yaşantılarla tutarlı olmalıdır.
Güncellik (Aktüalite) İlkesi: Öğretme- öğrenme süresindeki etkinliklerin yaşamda geçerli ve
ilişkisel olarak ele alınmasıdır. Öğrencilerin yaşadıkları hayatın gerçekleriyle karşı karşıya
gelmeleri için ders konularıyla aktüel (güncel) olay ve sorunlar arasında ilişkili kurularak öğretim
yapılmalıdır. Her derste,
özellikle mihver derslerde, belirli gün ve haftalarda ve özel anlam ve önemi olan günler, mahallî
etkinlikler, ilgili tarihlerde verilmelidir.
Bütünlük ilkesi: Eğitimin hedefleri ve konu birimleri düzenlenirken bireyin bütün olarak
gelişimini sağlayıcı özellikler dikkate alınmalıdır. Öğrenme konuları ve etkinlikleri birbirine bağlı
ve tamamlar şekilde düzenlenmeli ve sunulmalıdır.
Transfer edilebilme (bilgi): Transfer, başlangıçta kazanılan bilginin, çok çeşitli,' benzer, yeni
durumlarda da uygulanmasıdır. Transfer, bilgiyi geri getirmeyi ve başlangıçta kodladığı
kapsamdan farlı kapsamlarda da bilginin uygulanmasını gerektirir. Bireyde meydana gelen
öğrenmeler yalnızca sınıfta öğrenilene ve bir duruma ilişkin (durağan bilgi) olmamalıdır.
Öğrenciler öğrendiği bilgiyi benzer ya da farklı durumlarla ilgili problemlerin çözümünde
kullanabilmelidir.
• Sadelik
Temel özellik: Açık ve net anlaşılır olma
ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
Öğretmenin merkezde olduğu bir öğretim yaklaşımıdır. Sınıf ortamında bir konunun öğretmen
tarafından anlatılarak, öğretilmesi şeklinde uygulanır. Sunuş yoluyla öğretim sratejisinde ve daha
çok bilgi düzeyindeki hedef alanının kazandırılmasında kullanılır. En eski öğretim yöntemi olarak
kabul edilir.
Anlatım yöntemi bir dersin girişinde, öğrencileri güdülemek, konuların açıklanmasında,
özetlenmesinde ve anlaşılması güç olan konuların açıklanmasında kullanılır. Anlatım yöntemi kısa
zamanda, fazla miktardaki konuları (geniş müfredatı), kalabalık gruplara aktarabilmedeki
avantajlardan dolayı (ekonomiklik ilke) fazla kullanılan bir yöntem olmasına rağmen etkili
öğrenmeyi sağlamadaki gücü zayıftır. Çünkü, öğrenci daha çok pasif durumdadır. Bu neden
(öğrencinin pasif kalması) anlatım yönteminin en önemli sınırlılığıdır.Anlatma yöntemi başlıca iki
türlüdür.
Tartışma Yöntemi
Tartışma, bir konu üzerinde öğrencileri düşünmeye yöneltmek, iyi anlaşılmayan noktaları
açıklamak ve verilen bilgileri pekiştirmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem daha çok
bir konunun kavranması aşamasında karşılıklı olarak görüşler ortaya konurken, bir problemin
çözüm yollarını ararken ve değerlendirme çalışmaları yaparken kullanılır. Bu açıdan bakıldığında
buluş yoluyla öğretim staratejisinin kullanımında ve kavrama düzeyindeki davranışların
kazandırılmasında kullanılır. (Demirel, 2004)
Belli bir konuda bir grup olarak tartışma yoluyla düşüncelerin ortaya konması ve tartışılan konuya
yönelik olarak çözüm üretmek amacıyla kullanılan bir öğretim yöntemidir. Buluş stratejisiyle
dersin işlenmesidir. Tartışma yönteminin kullanımı genellikle kavrama düzeyinde zihinsel etkinlik
gerektirir. (Tan, 2005)
Tartışma yönteminde öğretmen - öğrenci etkileşimi sağlanarak öğrencilerin bir konu üzerindeki
düşünmelerini ve düşüncelerini ifade etmelerine ve yorum yapmalarına olanak sağlanır. İyi
anlaşılamayan konular belirlenir, gerekli düzeltmeler yapılır ve pekiştirme kullanılır. Öğrencilerin
konu üzerinde analiz, sentez ve değerlendirme yapma güçleri geliştirilir. Tartıma yönteminin
uygulanmasında öğrencilerin karşılıklı anlayış ve hoşgörü içerisinde olaylara farklı bakış açısı ve
yorum getirmeleri sağlanır. Öğrencilerde demokratik tutumu geliştirilir.
Münazara:
İki grubun bir konuyu tez-antitez şeklinde (zıt fikirler olarak) ele alarak dinleyicilerin ve jürinin
önünde tartışması-dır. Jüri fikirlerini en etkili savunma gücüne ve konuşma yeteneklerine göre
grupların performansına karar verir. Dili etkili kullanma, neden-sonuç ilişkileri kurmayı geliştirir.
Sınırlılığı: Bireyleri inanmadığı düşünceyi açıklama ve savunma durumuna düşürmesidir.
Panel:
• Belirli bir konuda 3-5 kişilik grup tarafından dinleyicilerin önünde (aralarında) tartışmanın
yapılmasına dayalı bir tekniktir.
• Panelin amacı gerçeği bulmaktan çok, bir konunun çeşitli yönlerini aydınlatmak ya da konuyla
ilgili çeşitli eğilim ve görüşleri ortaya koymaktadır.
Zıt Panel: Sınıfta işlenilen konuların tekrarı ve pekiştirilmesi için sınıf soru soran ve cevap veren
(tartışan) olarak iki gruba bölünür ve ders işlenir. Ya da sınıfta soru soran ve soruların cevabını
aralarında tartışan iki konuşmacı grup oluşturularak uygulanır.
Kollegyum: Sınıfa ya da panale misafir (uzman konuşmacı) getirilir. Bir grubun uzman kişilerden
(kaynak grup), bir grubunda tartışmacılardan oluşturulduğu iki grubun katılımına dayanır.
Tartışmacı grubun görüş ayrılığında ya da belirsizliğe düştüğünde uzmanlardan oluşan grubun
görüşüne başvurulur.
Sempozyum:
Bilimsel, sanatsal, düşünsel ağırlıklı konuların çeşitli yönleriyle bir grup tarafından sunumudur.
Grup üyeleri uzmanlardan oluşur ve konuşmalarına "tebliğ" ya da "bildiri" denir. Her üye belirli
bir konuda konuşma yapar. Sempozyumun sonucunda soru-cevap yapılır ve eleştiri kullanılır.
Açık Oturum:
3-5 kişilik grubun belirli konularla ilgili fikir ve görüşlerini sırayla dinleyecilere aktardığı bir
tekniktir. Panelden farklı üyeler başkandan söz alarak konuşurlar ve aralarında tartışmazlar.
Sadece bir konu ile ilgili görüş ve düşüncelerini açıklarlar. Başkan üyelere söz vererek oturumu
yönetir. Sonunda tüm sınıf tartışmaya katılabilir.
Forum:
Değişik görüşlere sahip kişi ya da grupların herhangi bir konudaki sorun lan tartışarak bir sonuca
varmak içir yapılır. Bir grup, başkanın yönetimin de, dinleyiciler karşısında görüşlerin savunurla.
Dinleyicilerde konuyla ilgil olarak kendi düşüncelerini açıklayarak
soru sorarak katılımında bulunurlar. Toplantıya katılanlara soru sormaya, eleştiri yapmaya ve
katkıda bulunmaya çalışabilir. Bazen de panelden ya da açık oturumdan sonra yapılır.
Seminer:
Uzmanlık ve bilgi gerektiren konuda uzman bir kişinin sunu yapmasıdır. Öğretmenlerin sınıfta
verdiği ders bir seminerdir.
Konferans:
Belirli bir konuda uzman kişinin dinleyicilere bilgi vermesini içeren bir öğretim etkinliğidir.
Söylev:
Dinleyicileri belli bir konuda duygusal olarak etkilemek için yapılan bir konuşma türüdür. Belli
özel günlerde töreninde yapılır. (Örneğin 10 kasım Atatürk'ü anma etkinliklerinde yapılan
duygusal bir konuşma).
Brifing:
Bir kurumun yapısınm ve işleyişinin tanıtımı ya da teknik bir konunun yetkili bir kişi ya da uzman
tarafından sunumuna dayanan tekniktir.
Demeç:
Otoriter ya da yetkili bir kişinin belli bir konuda basın-yaym organlarına yaptığı özel konuşmadır.
Örnek olay, gerçekleri ve sorunlan yansıtan, öykülemeler etrafında organize edilmiş öğrenme
yöntemlerinin toplu halidir. Bu yöntem, gerçek ve aktif öğrenmeyi sağlayarak, öğrencilere her
konuyu kavratmak ve o konuda uygulama yaptırmak amacıyla kullanılır. Öğrencinin yakın
çevresiyle ilişkilendi-relebileceği örnek olaylar geliştirerek olu-yan, içerisindeki sorunun
nedenlerini ortaya çıkarıp, o soruna ilişkin çözüm önerilerinin sınıf ortamında tartışılmasıyla
uygulanan bir yöntemdir. Örnek olay çalışmaları, özel bir olayın, durumun, incelenmesi olarak da
tanımlanmaktadır. (Tok, 2006, Nausmes, 1999) Örnek olay inceleme öğrencilere dersin hedef
davranışlarına uygun olarak gerçek bir olayın sunulup bu olayla ilgili olarak öğrencilerin tartışma
ve yorum yapmalarını içeren bir öğretim yöntemidir. Öğrencilerde, problem çözme, tartışma,
empati, kritik düşünme ve yaratıcılığı geliştirir. (Tan, 2004)
Gerçek hayatta ortaya çıkan, gerçek hayatta yaşanma ihtimali olarak kullanılır. Öğretmen
tarafından hazırlanan problemlerin sınıf ortamında çözümlenerek öğrenmenin gerçekleşmesine
dayanan bir yöntemdir. Uygulamada öğrencilere örnek olay bir metin halinde dağıtılmalı ya da
VCD ile gösterilmelidir. Öğrenciler örnek olayı okur ya da izleyip anladıktan sonra yorum yapar
analiz eder ve değerlendirilir. Öğrenci merkezli bir yaklaşımdır. Öğrenciyi, gerçek yaşam sorun-
larıya yüz yüze getirir. Öğrencilerde problem çözme, karar verme, eleştirel düşünme, yansıtıcı
düşünme, yaratıcı düşünme gibi zihinsel becerileri geliştirir. İş çevreleri, tıp, hukuk, psikoloji
eğitiminde sık kullanılır. En önemli faydası; öğrencileri bildiklerini ve kavradıklarını gerçek
duruma getirir. Örnek
olay gerçek olaylardan ya da yazılı olarak hazırlanan olaylar seçilir. Öğrenciler örnek olay
üzerinde düşünerek farklı bakış açıları geliştirerek problemi çözmeye çalışırlar. Buluş yoluyla
öğretim stratejisinde ve kavrama ve üzerindeki hedef alanları kazandırmada kullanılır.
DENEY YÖNTEMİ
Deney bilimsel bir olayı kanıtlamak için yapılan deneme etkinliğidir. Deney koşulları belirlenmiş
ve denetlenebilir ortamlarda yapılır. (Gözlem tekniği kontrollü olarak yapıldığı veyapar ortamda
olay ya da varlığı oluşturan ilişkilerin ve aşamaların daha iyi anlaşılmasını sağlar.) Bilinmeyen bir
gerçeği bulmak, bir varsayımı, bir ilkeyi sınamak için kullanılır. Öğrencilerde bilimsel düşünceyi
geliştirir.
Öğrenci ilk elden bilgiyi duyu organlarını kullanarak edinir. Aynı zamanda yaratıcı düşünmeyi
sağlar. Öğretmen deneyin hedeflerini dersin hedeflerini çerçevesinde belirledikten sonra gerekli
araç-gereçleri önceden hazırlar bir ya da birkaç kez ön deneme yaptıktan sonra sınıfta gerekli
güvenlik önlemlerini de aldıktan sonra deney uygulamasını gerçekleştirir. Deneyi öğretmen
yaptıktan sonra, mutlaka öğrenciler yapmalı ve bilimsel süreç ile ulaşılacak sounçlar tartışılarak
bulunmalıdır.
• Planlı yapılması
• Öğretmen önce yapmalı (beklenmedik durumlarla karşılaşmak için)
• Sonra hem öğrenci yapmalı, öğretmen yönlendirici ve rehber alınmalı
• Uygun araç - gereç hazırlanmalı
• Süre dikkatle kullanılmalı
• Temel açıklamalar yapılmalı
• Deney sonucu tartışılmalı
Deney Planı;
Deneyin konusu, deneyin amacı, deneyin zamanı, araç ve gereçler, süreç (işlem) basamakları,
temel açıklamalar, sorulacak sorular, sonucun bulunması, sonucun raporlatılması aşamalarından
oluşur.
Problem çözme, önceki bilgi ve deneyimden faydalanarak veya araştırma souncu yeni bilgiler
edinerek karşılaşılan bir problemin çözülmesidir. Problem çözme üst üdüzeyde zihinsel
faaliyetleri gerektirir. Problem çözme yönteminde karşılaşılan sorunu net olarak kavrama önceki
bilgi ve becerileri bu sorunun çözümünde kullanabilme, problemin güçlüğüne göre bazı
durumlarda, analiz ve sentez becerisini gerektirmektedir. ve akıl yürütmeyi gerektirir. Karmaşık
durumlarla baş etmede etkilidir. Bili-mel yöntem, problem çözmenin basamakları, eleştirisel
düşünme ve sorgulama gibi etkinlikleri kullanarak öğrenmeyi sağlar. J. Dewey tarafından
geliştirilmiştir. Üst düzey ve karmaşık zihinsel beceriler geliştirilir. Öğrenciler karşılaştıkları
toplumsal durumları üzerinde yaratıcı düşünerek, çözüm yollarını bulmaları ve sonuç elde
etmeleri sağlanır. Yeni bilgi ve becerilerin öğrenilmesinde ve öğrenilen bilgilerin kullanılmasında
etkilidir. Problem çözme sürecinde, sınama-yanılma, içgörü oluşturma, yaratıcı düşünme gibi
öğrenme yollarını kullanılır.
Problem çözme yönteminde tümdengelim, tümevarım, analoji (benzetim), analiz, sentez gibi üst
düzey zihinsel beceriler geliştirilir ve kullanılır.
Analoji: (Benzetim yaparak düşünme): Bir olayı benzer bir olayla benzeterek öğrenme yoludur.
Örneğin; insan vücudundaki kan dolaşımını bir şehrin trafik akışına benzeterek açıklamak.
Analiz: Karmaşık ve bütün halinde bulunar bir şeyin, onu meydana getiren ele manlara ayrılması
ve ayrı ayrı kısımla rının incelenerek bütünü tanıması yo ludur. Örneğin; suyu H2 ve O gibi ele
manlarına ayırmak, bir saati parçaları
na ayırmak, bir cümleyi öğelerine ayırmak.
Sentez: Elemanları (parçaları) toplayarak bütüne ulaşma yoludur. Örneğin; un, tuz, maya
karıştırılarak ekmek üretmek, parçalarını birleştirerek bir bilgisayar üretmek.
• Probleme dayalı öğrenme senaryoları uygulanabilir nitelikteki birden çok çözüm yollarını
içermelidir.
• Üst düzey düşünmeyi gözlem ve araştır-ma-inceleme yapmayı sağlamalıdır.
• Gerçek yaşamla ilişkili olmalıdır.
• İlgi çekici ve merak uyandırıcı olmalıdır.
Öğrencilerin karar verme, çözüm üretme, gözlemleme, rapor etme, karşılaştırma, bilgileri
düzenleme, yorumlama, değerlendirme, özetleme gibi yetilerini geliştirir.
Öğrenciler problemleri analiz etmede ve ona büyük bir istekle başlamada kendilerine güven
duyarlarsa bütün durumlarda etkin bir biçimde çalışma yolundadırlar. Yani değer durumlarda da
sorunlarını kolayca hallederler.
Öğrencilerin grup olarak ya da bireysel olarak gerçek yaşam konularına ve uygul-malarına ilişkin
olarak disiplinler arası (bilimsel alanlar-konular-etkinlikler) bağlantı kurularak bir problem ya da
senaryo üzerinde yerine getirdiği bir tür problem çözme etkinliğidir. Öğrencilerin bilimsel yöntem
süreç becerilerini geliştirir.
Bu yöntemin ana felsefesi öğrencinin etkileşimde bulunduğu çevrede yaşamı küçük boyutta da
olsa yaşamasıdır.
Bu yöntemin ana felsefesi öğrencinin etkileşimde bulunduğu çevrede yaşamı küçük boyutta da
olsa yaşamasıdır.
Öğrenci merkezli öğrenmeyi temel alan bu yaklaşımda öğrenci ders senaryoları içerisinde, üst
düzey düşünme, problem çözme, yaratıcılık, bilgiyi yeniden düzenleme, sorgulama, sentezle-me,
eleştirisel düşünme irdeleme, bilimsel ve bağımsız düşünebilme gibi çalışmalar yaparak etkin
öğrenmeye ulaşır.
Proje tabanlı öğrenme yaklaşımında öğretmen planlama ve organizasyonda arka planda yer alır
ve rehberlik yapar. Öğrenciler ise öğrenme deneyimi yaşar.
Değerlendirme ürüne ve sürece yönelik olarak yapılır. Öğretmen ve öğrenciler değerlendirmeyi
birlikte yaparlar.
Proje tasarıları; öğrencileri üst düzey düşünmeye, bilimsel yöntemi kullanmaya, ilginç ve çok
yönlü soruları kullanmaya, günlük yaşamla ilişkilendir-meye, birden fazla dersi ve konu alanını
kapsamaya ve farklı kaynaklardan araştırma yapmaya yönlendirmelidir.
Eğitim programı öğrencinin ilgi ve yeteneklerine göre düzenlenir. Program esnek çok yönlü ve
çok amaçlıdır.
İçerikten çok derinlemesine anlama önemlidir. Genel kavramları ilkeleri ve düşünceleri anlamak
önemlidir. Problemlere birden çok çözüm yolu üretilir.
Proje temelli öğrenmede tek çözüm yoktur. Birden fazla çözüm yolu üzerinde çalışılır.
• Öğrenci, bilgiyi keşfeder ve kullanılır. Pratik deneyimler kazandırır.
• Okulda öğrenilen bilgiler gerçek yaşamda sınanır.
• Konular derinlemesine öğrenilir.
• Disiplinler (bilim alanları - konular) arası etkileşime dayalı öğretim yapılır.
• Öğrenciler bireysel ve grup halinde çalışır ve işbirliği,sorumluluk, paylaşma gibi özellikler
gelişir.
• Öğrenenler ile öğretmenler birlikte araştırmacı rolüne bürünerek öğrenir.
• Yavaş öğrenen ve hızlı öğrenen öğrenciler için de kullanılır.
• Bireysel girişimciliği destekler.
• İçerik değil, derinlemesine anlama önemlidir.
• Araştırmacı, sorgulama, yaratıcılık, problem çözme gibi üst düzey zihinsel beceriler kullanılır.
• Öğrenen merkezde, öğretmen ise danışman ve yol göstericidir.
• Süreç ve ürün birlikte değerlendirilir.
• Öğrenciyi hayata hazırlar. Öğrencinin bağımsızlığını kazanmasını bilimsel düşünmesini ekip
halinde çalışabilmesini ve problem çözme yeteneklerini geliştirir.
• Sergi, drama, gazete pano vb. hazırlanarak ürünler sunulur.
• Okulda farklı eğitim birimleri (bilgi-iş-lem merkezi bilimsel araştırma merkezi, gösteri merkezi,
kütüphane, müze, spor salonu, müzik odası, güzel sanatlar merkezi, iş teknik merkezi vb.)
kurulur.
• Öğrencinin aktif olduğu, derinlemesine çalıştığı, üretimde bulunduğu, öğrenme yaklaşımıdır.
• Farklı zeka alanları kullanılır.
• Öğrenen bilgiyi araştırıp, keşfederek, oluşturarak yorumlayarak ve çevreyle etkileşim kurarak
yapılandırılır.
• öğretmenin Rolü:
Araştırmanın genel konusunu sunar, konuların ve alt konuların tartışılmasında gruplara rehberlik
eder.
• öğrenenin Rolü:
İlginç problemler yaratır ve sorunları kategorize ederler, proje gruplarını oluşturmasında katkıda
bulunurlar.
2. Aşama:
Grupların proje planlarını oluşturması
• Yapılacak işlemler:
Grup üyeleri hep birlikte proje planını yaparlar. Nereye ve nasıl gidecekleri, neleri öğrenecekleri,
sorular hakkında karar verirler. Kendi aralarında iş bölümü yaparlar.
• öğretmenin Rolü:
Grupların projelerini formüle, etmelerine yardım eder, gruplara toplantı yapar: Gerekli materyal
ve kaynakları bulmalarına yardım eder.
• öğrenenin Rolü:
Ne çalışacaklarını planlar, kaynakları seçer, rolleri tanımlar, planların dağıtımını sağlar.
3. Aşama:
Projeyi uygulama
• Yapılacak işlemler:
Grup üyeleri organize olur, veriler ve bilgiler analiz ederler.
• öğretmenin Rolü:
Araştırma ve çalışma becerilerinin geliştirilmesine yardım eder, temel süre ve grupları kontrol
eder.
• öğrenenin Rolü:
Sorular için cevapları araştırır. Veri toplar. Bilgiyi organize eder. Kaynak kişelerle görüşür.
Bulgularını birleştirir ve özetler.
4. Aşama:
Sunuyu Planlama
• Yapılacak işlemler:
Üyeler sunulanndaki temel noktaları belirler ve bulgularını nasıl sunacaklarına karar verirler.
• öğretmenin Rolü:
Sunu için ders planlarının tartışılmasını ve sunuların organize edilmesini sağlar.
• öğrenenin Rolü:
Sunun temel noktalarına karar verilmesini, nasıl bir sunu yapılacağının planlanmasını, sunu için
materyal hazırlanmasını sağlar.
5. Aşama:
Sunu yapma
• Yapılacak işlemler:
Sunular sınıfta ve belirlenen diğer yerlerde (başka sınıflarda, başka okullarda vb.) yapılır.
• Öğretmenin Rolü:
Sunular koordine edilir.
• öğrenenin Rolü:
Sunucular sınıf arkadaşlarına dönüt verir.
6. Aşama:
Değerlendirme
• Yapılacak işlemler:
Öğrenen projeleri hakkında dönütleri paylaşırlar. Öğretmenler ve öğrenenler projeleri hep birlikte
paylaşırlar.
• öğretmenin Rolü:
Proje özetleri ve öğrenilenler değerlendirilir.
• öğrenenin Rolü:
Grup üyeleri olarak çalışmayı ve çalışmada öğrendiklerini yansıtırlar. Çalışmaların
değerlendirilmesinde rol alırlar.
Bireysel çalışma, bir öğrencinin bir konuyu yaparak, yaşayarak öğrenme yoludur. Bu yöntem, bir
öğrencinin bir konuyu kendi başına öğrenmek isetidği ya da kendi başına çalışma yapma yoluyla
öğretme yaklaşımlarında, ayrıca uygulama, analiz ve sentez düzeylerdeki davranışları
kazandırmada kullanılır. Tekniğin başlıca özellikleri şunlardır:
1. Öğrenci merkezlidir.
2. Öğrenci yaparak, yaşayarak öğrenir.
3. Her öğrenci öğrenme durumunu kendine göre ayarlar.
4. Öğrenme öğrencinin ilgi, yetenek ve ihtiyaçlarına uygun olarak yapılır.
Bazı öğrenme konularını öğrenci kendi başına çalışarak öğrenmek ister. Bu durumlarda bireysel
çalışma yöntemini uygular. Özellikle uygulama, analiz ve sentez düzeyindeki hedef alanlarını
kazandırmada kulllanılır. Öğrenciler uygulama, analiz ve sentez düzeyindeki hedef alanlarını
kazandırmada kullanılır. Öğrenciler bireysel çalışma yöntemiyle bilgiye ulaşır; bu süreçte iç ve dış
disiplini kazanır. Hızlı ve yavaş öğrenen öğrencilerin öğrenmelerini geliştirir.
ÖĞRETİM TEKNİKLERİ
Fikir üretme aşamasında grupta problem çözmekle görevlendirilen üyeler mümkün olduğu kadar
çok fikir ileri sürerler. Akıllarına geleni söylerler. Zaman zaman çılgın, ilginç, düşünülmemiş
fikirler de ortaya çıkabilir. Fikirler ile igili yorum, yargılama, eleştiri yapılamaz, düşünceler
yönlendirilmez, herkes birbirinin fikrini dinler, fikirler tahtaya ya da kağıtlara yazılır oturumun
sonunda genel bir değerlendirme yapılır.
Doğal konuşma yapılır. Neşeli bir ortam oluşturulur. İyi-kötü, doğru-yanlış gibi yargılamalar
kullanılmaz. Fikirlerin niteliğinden çok niceliği önemlidir.
Fikirlerin değerlendirilmei aşamasında ise katılımcıların fikirleri sınıflandırılır, yeni ilişkiler
kurulmaya çalışılır, oylamaya yapılarak sıralanır ve değerlendirme yapılır.
GÖSTERİ (DEMONSTRASYON)
Demonstrasyon bilgi edinmek, ilgi uyandırmak ve çalışma standardını geliştirmek, göze ve
kulağa aynı anda hitap etmek suretiyle bir işin nasıl yapıldığını göstermek için başvurulan bir
gösteri tekniğidir. Bir işin nasıl yapıldığını göstermek yazılı ve sözel öğretimden çok daha etkilidir,
bunlara ek olarak denilebilir ki: "Güvenilir bilgi elde etmede demonstrasyon yüksek standarda
sahip tekniklere örnek oluşturur." (bilen 2006, Hatc-her ve Andrevvs, 963:117) "Belirli olgu veya
olaylara ilişkin ilkeleri açıklamak, bir takım teknik ve becerileri gözetmek amacıyla bir şeyi
başkalarının önünde deneme veya yapma işine gösteri denir." (Oğuzkan, 1985:120)
Temel özellikler
• Öğrencilere bir işin nasıl yapılacağını göstermek, genel ilkeleri açıklamak ya da bir aracın nasıl
çalıştığını göstermede kullanılır. Hem görme hem de işitme duygularına hitap eder.
• Belli bir konudaki işlemleri göstermek ona karşı ilgi uyandırmakk, belli öğretim becerilerini
model olarak göstermek.
• Gösteri tekniği, bir süreci, bilgiyi ya de olayı inceleyerek öğrenmek için görse bir sunum olanağı
sağlar.
• Öğrenme konusu araç-gereç kullanıla rak somutlaştırılır. Göze ve kulağa hi tap ettiği için
etkilidir.
• Öğrenme konularını somutlaştırmadi anlaşılır hale getirmede, ilgi çekici du ruma getirmede
kullanılır.
Gösteri tekniğinin özellikleri
• Beceri (psiko-motor) davranışın nasıl yapılacağı gösterilerek beceri öğretimini sağlama.
• Göze ve kulağa aynı anda hitap eder.
• Öğrenme konularını somutlaştırır.
• İlgi ve merak uyandırır. Dikkati çeker.
• Öğretmen göstererek anlatır. (Göster-anlat ilkesi)
• Tüm öğrencilerin gösteriyi izleyebilmeleri sağlanmalıdır.
MİKRO EĞİTİM
Mikro öğretim öğrenci tarafından yapılan (kısa süreli olarak) bir davranışın gözlemesi, gözlemin
kayıt edilip öğrenciye hatalarının belirtilmesi ve davranışın belli bir yeterlik düzeyine gelene
kadar öğrenciye tekrar ettirilmesi ve her tekrarda hataların belirtilip düzeltilmesi yoluyla
öğrencilerin davranışı belli bir yeterlik düzeyinde kazanmasını amaçlayan bir öğretim tekniğidir.
Anlaşılacağı üzere mikro öğretimin psikomotor becerilerin kazandırılmasına yönelik derslerde
kullanımı daha etkilidir.
"Öğret-yeniden öğret" süreci gerçekleştirilir. Öğretim süresi, sınıftaki öğrenci sayısı ve konu
bakımından küçültülmüş ve yoğunlaştırılmış bir öğretim deneyimidir. Normal öğrenme ve öğretim
süreçlerinin karmaşıklığını basitleştirmeyi amaçlayan bir laboratuar öğretim yöntemidir.
Öğretmen adaylarının mesleğin gerektirdiği rol ve davranışları kazanmalarında mikro öğretim
uygulamalarının katkısı büyüktür. (Küçükahmet, 2003)
Mikro öğretim tekniği öğrencinin kendi performansını izleyip eksiklerini kendisinin (görsel ya da
sözel kayıt aracılığıyla) ve izleyenlerin katılımıyla görüp, performansını düzeltmesini sağlar.
Tekniğin aşamalan
• Öğrenci ders planını yapar
• Konusunu sunar.
• Sunu, kamera, video, teyp vb. kayda alınır.
• Dersten sonra sunu birlikte izlenir, tartışılır ve değerlendirilir.
• Alınan dönüt ışığında dersler yeniden düzenlenir.
• Sunu tekrarlanır ve kayıt yeniden yapılır.
• Son değerlendirme yapılır.
EĞİTSEL OYUNLAR
Yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmede kullanılan grup tartışması bir tekniktir. Düşünme
öğretiminde kullanılır. Eleştirisel ve çok yönlü (farklı) düşünmeyi sağlar. Öğrenci bir olay ya da
olgunun tek yönünün olduğunu değil birçok (farklı) yönünün olduğunu anlar. Öğrencinin bir olayın
tek bir özelliğine takılıp kalmasını önleyen bir tekniktir. Bu teknikte altı değişik renklerde şapk-lar
ve anlamlarını temsil eden düşünceler bulunmaktadır. Öğrenciler sırası ile kartondan yapılan
bütün şapkaları takarak, görüşlerini belirtirler. Böylece olaylara farklı yönlerden yaklaşmayı
öğrenirler.
Beyaz şapka:
Tarafsız bir şekilde bilgiyi temele alarak düşünür.
Kırmızı şapka:
Önsezilere dayalı olaylara duygusal tepki vermeyi temel alır.
Siyah şapka:
Olaylara eleştirisel ve karamsal yönden bakar.
San şapka:
iyimserlik, Olaylara iyimser ve yapıcı yönden bakar.
Yeşil şapka:
Olaylara yeni ve farklı çözüm yolları bulmak, yaratıcı ve yenilikçi fikirler üretmeye dayalı düşünür.
Mavi şapka:
Olayların tüm olası yönleriyle gören ve değişkenleri kontrol altında tutan bakış açısıdır.
Bir olay verilir ve her öğrencinin farkı şapkayı temsil eden düşünceden bakarak olayı
yorumlamaları istenerek yaratıcı düşünceler ortaya çıkarılır.
EKİPLE ÖĞRETİM
BENZETİM (SİMULASYON)
Benzetim tekniği, bir olay durum, nesne veya aktivitenin yapay olarak öğretim ortamında
tasarlanmasıyla yapılan öğretim etkinliklerini içerir. Benzetim sınıf içinde öğrencilerin bir durumu
gerçeğe benzer koşullar yaratarak (bu durumla ilgili olarak) eğitici çalışma yapmalarına olanak
sağlayan bir öğretim tekniğidir. Öğrencilere, gerçek durumlara hazırlık açısından iyi bir deneyim
sağlar. (Tan, 2005)
Gerçeğe uygun olarak geliştirilen yapay bir ortamda ya da model üzerinde yapılan bir öğretim
yaklaşımıdır. Öğrenciler sınıf içerisinde bir konuyu gerçekmiş gibi alıp, üzerinde çalışma yaparlar.
Gerçek durumların boyutları model üzerinde (gerçek durumların benzeri durum yaratılarak) ya da
sembolik yolla öğretilir. Öğrencilerin gerçek uygulamalarında tehlikeli ve maliyet gerektiren
durumlarında kullanılır. Sınıf içinde bir olayı gerçekmiş gibi ele alarak üzerinde eğitici çalışma
yapılarak uygulanan bir öğretim tekniğidir. Gerçek durumların önemli boyutları bir model ya da
resimler ve diğer sembolik yollarla belirlenir. Örneğin; pilotların uçuş öncesi yapay koşullarda
eğitim görmeleri,
astronot eğitiminn uzay koşullarına benzer ortamda yapılması, tehlike taşıyan bir deneyin
bilgisayar benzetim programlarıyla, bilgisayar üzerinde gerçekleştirilmesi, askerlerin savaş
tatbikatı yapması, tıp öğrencilerinin kadavra üzerinde çalışmaları birer benzetimdir. Benzetim
tekniğinde aynı zamanda sosyal konularda demokratik ortam, arkadaşlık ilişkileri, uzmanlaşma,
savaş anlaşmaları gibi birçok konunun sınıf ortamında temsili yapılabilir.
Benzetim tekniği öğrenciyi kendisini içinde bulunacağı gerçek bir durumda düşünerek nasıl
davranacağını planlaması, tehlikeli durumlarda riski azaltmak, mal ve can güvenliğini arttırmak,
maliyet ve karmaşık davranışların aktarılmasındaki etkisinden dolayı öğretme - öğretme
etkinliklerinde kullanılır.
• Sınıftaki öğrenci sayısı arttıkça, her öğrenciye düşen öğrenme zamanı ve hizmeti azalmaktadır.
Aynı zamanda bir sınıftaki öğrenciler arasında bireysel farklılıklar bulunmaktadır. Bu durumda
öğrencilerin tamamı aynı etkinliklerle öğrenemezler. Öğrenme düzeyi farklı öğrencilerin
öğrenmesi ancak öğretimin bireyselleşmesi ile mümkün olabilmektedir. Öğretmen sınıftaki tüm
öğrencilere değil de, 3-5 öğrenciden oluşan küçük gruplara ders yapar.
• Bir sınıfı oluşturan öğrenciler arasındaki öğrenme ve bireysel farklılıklarının giderilerek her
öğrenciye hızına uygun öğretim yapılması tekniğidir. Her öğrenci kendine özgü düzeylerde
öğrenir.
• Öğretmen sınıfın tümüne değil 3-4 öğrenciden oluşan küçük gruplara (homojen gruplar)
açıklama yapar. Öğrenme stili, tarzı önemlidir.
• Sınıfta farklı nedenlerden dolayı öğrenme güçlüğü yaşayan ve sınıf içerisinde özel olarak
ilgilenilemeyen kullanılan bir tekniktir.
• Bireysel ödev ve çalışmalar yaparlar.
• Bireysel gereksinimlere dönük grup çalışmalarında değişik etkinlikere yer verilerek öğrencilerin
değişik çalışmalar yapmaları sağlanabilir. Bunun için;
/ Dönüşümlü günlük çalışmalar (sınıf gruplar halinde çalışır, grubun başında iyi bilen lider öğrenci
bulunur, değişik etkinlikler üzerinde çalışma yapılır.)
/ Beceri geliştirme çalışmaları (öğrenciler arasında beş grup oluşturulur bir grup öğrencileri
yönlendirmek amaçlıdır, diğer dört grup etkinliklerde bulunur, bir öğrenci farklı kümelerde
bulunarak kendini geliştirebilir.)
/ Planlı grup çalışmaları (Öğrencilerin bir yarı yılda kazanması gereken beceriler planlı bir şekilde
gruplar üzerinde gerçekleştirilir.)
/ Düzey geliştirme çalışmaları yapılar. (Öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeylerine uygun yönetim
etkinlikleri gerçekleştirilir.) (Demirel, 2004, Valette, 1972)
Gezi
Okul ve sınıf çalışmalannı tamamlamak, ünitede geçen konulan doğal ortamında görmek ve okul-
yaşam arasındaki bağı kurmak amacıyla yapılan planlı ziyaret tekniğidir. En önemli faydası ilk
elden somut öğrenme yaşantıları sağlamasıdır. Bu amaçla öğrenciler öğrenme konulannın
gerçekleştiği doğal ortamda bulunmalan sağlanır.
Öğretim, sınıf ve okulda olduğu kadar, okul dışı etkinlikler yoluyla da oluşmaktadır. Planlı ve
düzenli bir biçimde yapılan etkinlikler öğrencinin yeni ve istendik davranışlar edinmesine
yardımcı olur. Bu etkinliklerden birisi olan gezi, okul ve sınıf içi çalışmaları tamamlamak daha
anlamlı kılmak amacıyla ugulanan planlı ziyaretlerdir. Bu teknik olayları, durumları gerçek
görünümüyle tanıma, takdir etme ve bilgileri asıl kaynağından elde etmek amacıyla uygulanır. Bu
teknik bir konunun ya da ünitenin başlangıcından ve sonunda uygulanabileceği gibi, bazen bir
konu sadece gezi tekniği ile de işlenebilir. (Bilen, 2006)
Özellikleri
• Olayları gerçek ortamda görülür ve ilk kaynaktan bilgi alınır.
• Öğrenme konusunun oluşumu ve koşulları ile nesne ve materyal doğal ortamında incelediği için
etkili bir tekniktir. Katılan tür öğrencilerin gözlemi yapmasına olanak sağlamalıdır.
• Gezi iyi planlanmalıdır. Gezi yapılacak kurumdan ve okul müdürlüğünden izin alına rak gezi
programının bütün boyutları öğren çilerle birlikte planlamalı ve yürütülmelidir.
• Gezi sonuçları sınıfta tartışılmalı ve raporlaştırılmalıdır.
Gözlem
Öğrenclierin gerçek hayat içinde ya da ortamlarda (laboratuar, sınıf) olayları, nesne leri, insanları
bir plan dahilinde izlemeye da yalı bir tekniktir. Öğrencilerde araştırma eğilimini ortaya çıkarır.
Doğrudan bilgi ve deneyime ulaştırır. Aynı zamanda birçok duyu organını devreye soktuğu daha
sağlam ve kalıcı bilgiler oluşur. Okul - çevre ilişkilerini geliştirir. Birçok konu alanının öğretiminde
kullanılır. Belirli bir nesne, olay ya da durumla ilgili bilgi toplama ve inceleme yapma amacıyla
yapılır. Öğrenciler öğrenme konularıyla ilgili, müze, fabrika, sağlık kuruluşu, dağ, orman, göl gibi
yerlere götürülerek gerçek ortamda bilgi toplanabilir.
Görüşme
Öğrenme konusuyla ilgili bilgileri uzman kişilerden alarak sınıf ortamında aktarmaya dayalı bir
tekniktir. Uzman kişi sınıf ortamına getirebilir veya görüşme ziyaret etme şeklinde gerçekleştirilir.
Uzman kişinin açıklamaları ve bilgileri konuyu yaşayan birisi olması sebebiyle daha gerçekçi ve
etkilayici olabilir. Öğrencilerin bilişsel ve duyuşsal gelişimleri sağlanır.
Sergi
Öğrencilerin, öğrenim sürecinde ürettikleri ürünlerin (resim, şiir, komposizyon, heykel vb.)
değerlendiği ve paylaşmayı sağlayan bir tekniktir. Yapılmış ya da üretilmiş olan nesne, model,
sanat eseri vb. ürünlerin değerlendirilmesi yapılır. Hazırlanan ürünler; sınıf sergileri, fuarlar, şiir,
kitap, resim, heykel sergileri gibi etkinliklerle ortaya konulur ve incelemeye sunulur. Bu teknikte
öğrencilerin yaratıcılığı, üretkenlikleri, becerileri geliştirilir ve öğrenme süreci ile ilgi çekici,
doyum sağlayıcı bir anlama kavuşur. Öğrenci aynı zamanda yaparak - yaşarak ve planlı iş yapma
alışkanlıkları kazanır.
Belli bir konunun açıklanması için birçok çalışmanın izleyicilere sunulmasıdır. Sınıf içi öğretim
etkinlikleri pekiştirme amacı için faydalı bir tekniktir. Sergide daha çok duyu organına hitap eden
öğrenim yaşantıları sağlanır. Genelde dönem veya yılda bir yapılır. Resim dersinde bir yıl
boyunca yapılan çalışmaların sergilenmesi, öğrencilerin yıl boyunca yapılan çalışmaların
sergilenmesi, öğrencilerin yıl boyunca yazdığı şiirlerin sergilenmesi gibi. Sergiler genelde
öğrenciler
tarafından hazırlandığı için yaparak, yaşayarak edinilen yaşantıları içerir. Bu nedenle önemli bir
tekniktir. Sergiler, görme yoluyla öğrenme sağlar. Öğrencinin aktif katılımı, yaratıcılık, estetik,
artistik ve yöneticilik becerilerini geliştirir. (Tan, 2005)
Sergi iyi plan, kapsamiı bir hazırlık, tüm öğrencilerin katılımının sağlayacağı bir organizasyon,
zaman ve emek ister.
Ödev
Öğrencileri yeni öğrenilecek ünite veya konuyu hazırlamak konuyu birlikte işlemek, öğrenmeyi
kolaylaştırmak, sınıfta işlenilen ve konuların tekrarını (pekiştirilmesini) sağlamak için yaptırılan
çalışmalara ödev denir.
Ödev, öğrencilerin sınıf dışında yaptığı ek öğrenme etkinliği olarak gerçekleştirilir. Ödevin en
önemli amacı sınıfta anlatılan ve kavranın konular bir tür tekrar etme, pekiştirme ve alıştırma
olanağı sağlamasıdır.
ödevlerin özellikleri
• Ödev dersin hedeflerine (öğrenci kaza-nımlarına) uygun olmalıdır.
• Ödev, öğrencinin bireysel olarak yapabileceği içerikte öğrencinin düzeyine uygun olarak)
verilmelidir. (Ödev vermede dikkat edilecek en önemli özellik bireysel olarak planlanması,
yapılabilmesi ve sonuç alınabil-mesidir.) Zor ve karmaşık ödevleri yapamayan öğrenciler
başkalarından yardım istemekte ve bu sürede olumsuz psikolojik durumlar yaşamaktadırlar.