You are on page 1of 229

KIZIL VEBA GNEY DENZ HKAYELER

fk

KTAPLIGI

:lVo: 0101

JACK LONDON KTAPLIGI

KIZIL VEBA GNEY DENZ HKA VELER


Jack LONDON
Trkesi:
Mehmet Can (Kzl Veba)
Emek Aye Y ldz (Gney Denizi Hikayeleri)

1. Basm: Nisan 201 O/ Cem Yaynevi


ISBN: 975-406-890-9

ISBN 13: 978-975-406-890-0


Dizi Editr: Kadir Kvlcml
Dizgi: Mustafa Balaban
Kapak Tasarm: Blent Erylmaz A rtikus
Bask: Umut Matbaas

(212) 637 09 34

CEM YAYINEV
pek Soka No: 8/A
34433 Beyolu - stanbul
www.cemyayinevi.com - info@cemyayinevi.com
Tel: (212) 293 41 70 Faks: 244 15 33
Sertifika No:

10823

JACKLONDON

kzl veba

gney denizi
hikayeleri
Trkesi:
Mehmet Can

Emek Aye Yldz

cem1n
yoynevV

SUNU

Geni topraklaryla iftliini ve Wolf House (Kurt Evi) ad


n verdii evini ina ettirdii dnemde, Jack London her zaman
kinden ok para gereksinimi iindeydi. Maddi gereksinim, Lan
don iin her zaman krba etkisi yaratmt. Kzl Veba da bu
youn alma dneminin rndr.
ykii ilk kez Haziran 1912'de, London Magazine dergisi
nin 28. saysnda yaynland. London, bu ykiiniin kitap olarak
yaynlanmasn ancak 1915'de kabul etti. Oysa yk eletirmen
lerce "Amerika'nn en tutulan roman tiirii olan hayatta kalma
yklerinin kusursuz bir rnei" olarak nitelenmi ve biiyiik
beeni toplamt. Kitab New York'taki McMillan Co. Yayme
vi yaynlamt. Byk olaslkla, London maddi adan geici
bir darboaza girmeseydi, Kzl Veba'y kitap olarak yaynla
may diiiinmeyecekti. iinkii, alldn n tersine, Kzl Ve
ba'nm bir dergide yaymlanmas ile kitap olarak baslmas ara
snda uzun siire vardr.
London 'un kimi anlatlar, ilgisiz gzkseler de yaknlk
gsterirler. Kzl Veba, A demden nce ile benzerlik tar. Gii
nmiiz uygarln merkeze alrsak, A demden nce uzak ge
mii, Kzl Veba ise uzak gelecei anlatr: nsan insan yapan
uygarlk tasarm var olmadnda, diiiilecek durumu ykler
London. Ne var ki, her iki ykii de insan uygarlnn olmaya
n a ergi yntemiyle aratrlmasdr. London insann yenemedi
i igdleriyle uygarln insana getirdiklerini kyaslar. Ken
dine zgii sosyalizm anlayn bu alegorik ykler araclyla
verir.
London Kzl Veba'da yitmi bir uygarl yk/emesine
karn, yine de yaad blgenin tm yerlerini anlatmt. Yay
nevimiz tarafmdan kitaba eklenen dipnotlardan grlebilecei

gibi, Kzl Veba yksn bir harita zerinden takip ederek


tm San Francisco krfezi blgesini gezmek mmkndr.
Grd, tand yerleri yazmak, London 'm gerekilik
anlaynn temel bileenlerinden biriydi.

Bu zellii, Ekim

191l'de yine McMillan Co. tarafmdan yaynlanan Giiney Deni


zi Hikayeleri'nde de yakalayabiliriz. Giiney Denizi Hikayele
ri'ni oluturan ykler, London'tn Snark adl gemiyle yapt
Byk Okyanus gezilerinin izlenim ve birikimlerinden do
mutur. Fiji, Markiz A dalar, Samoa blgelerin i gezen London
bu baarl yklerde, tand Gney Denizi adalarn ve insan
larm, yerlisiyle ve beyaz adamyla an/atmaktadr.
London bu gezi srasnda stmaya yakalanmt. Aylarca
hasta yatt, hatta gvdesinde byiik banlar kt. A ma Landon
bu rahatszlklar, beyaz adamn doayla savamnn bir para
s olarak grd ve hi nemsemedi. Yataktan kamayacak den
li bitkin olduu giinler hari, her giin bin szck yazma alkan
ln bozmad. alkanl yle bulacyd ki, kars Charmi
an da hasta olmasna ramen yazdklarn her giin daktiloya e
kiyordu.
A laska izlenimlerine dayanan Landon ykleri ne kadar
gereki blndysa, Giiney D enizi'ni anlatan ykleri de o
denli inanlmaz bulundu. yklerdeki vahete varan iddet do
zu bunun en byk nedeniydi, zaten London yklerindeki id
det srekli eletiri kon usu olmutu. London ise griip bildikle
rinden bakasn yazmadn syleyerek eletirilere ya111t verdi;
bu iddia byk olaslkla doruydu. Yine de yklerin alglan
nda bir sorun olduu belliydi.
A merikan toplumunun bu ykleri yadrgamasnn nedeni,
London 'un gereklerden uzaklamas deil, London 'un gerek
ler karsndaki konumu olmutu. Landon A laska'y anlatrken
yerli-beyaz adam arasndaki gerilimde ounlukla yerlilerden
yana tavr alm, en azndan tarafsz kalmay baarmt. Gney
Denizi yerlilerine baknda ise, beyaz adamn yannda saf tutu
yordu. Dnemin aydn evreleri, aslnda bu dmu yadrgam-

t. Landon 'un gerek okuyucusu olan alt snflar ise,

Lon

don'zn anlatt yerleri ok uzak bulmu, ykiilere konu olan


yreler ilgilerini ekmemiti. A merikan toplumnn bilinaltn
da A laska altn peinde komay ve aclar artmyordu ama
Byk Okyan us'taki adlar zor sylenir kiiiik adacklarn a
rtrd hibir ey yoktu.
ok iyi yazlmalarna ramen ne yazk ki az ilgi gren bu
ykiiler, hak ettikleri deeri yllar iinde kazandlar. A rtk Lan
don'un yazd yklerin. en gzel rneklerinden saylyorlar.
rnein Kafir yks, Rdyard Kipling'in Gunga-Din 'iyle k
yaslanyor; buna da amamak gerek, London'n usta kabul et
tii yazarlardan biri de Kipling'dir.
Cem Yaynevi, Jack London'un bu iki kitabn bir arada,
ngilizce asllarndan evrilmi ve dipnotlarla zenginletirilmi
olarak sunmaktan gurur duymaktadr.

KIZIL VEBA

B elli belirsiz gzken dar yol, ylm toprak zerine ina


edilmi bir demiryolu stnden geiyordu. Uzun yllardan be
ri bu hatta tren ilememiti. ki yandaki orman setler halinde
ykseliyor, aa ve yeil allar dalgalar gibi yolu kaplyordu.
Yol bir izden ibaretti. ki kiinin ancak yan yana geebilecei
kadar bir genilii vard . Vahi hayvanlara zg patikalara
benziyordu.
Yolda pasl de mir paralar grlyordu. Byk olaslkla,
yol kenarndaki allklarn altnda raylar ve traversler vard.
Kimi yerde gelien kkleriyle bir ray havaya kaldran bir aa
grlyordu. Aacn kaldrd ray bir traversi yerinden oynat
mt. D ah a altta, aalardan dklen yapraklarla yar yarya
gizlenmi talar duruyordu. Rayla t ravers birbirine sarlarak
havaya dorulmu, garip biimli bir grnt oluturmutu. De
miryolu ok eskiydi ama darlndan tek hatl olduu hala an
lalyordu.
htiyar bir adam ve bir erkek ocuk keiyolunda ar adm
larla yryorlard. htiyar yllarn arlyla ezilmi gibiydi.
Felli organlar titriyor, ancak bastonunun yardmyla yryor
du. B an gneten korumak iin kei derisinden kaln bir ap
ka giymiti. apkann altndan bir tutam seyrek, kirli beyaz sa
frlamt; kvrlm geni bir yapraktan ustaca yaplm bir tr
gnelik gzlerini ktan koruyordu. Adam keiyolunda yrr
ken gzleri nndeydi, dikkatle admlarna bakyordu. Gbei
ne dek uzanm kark sakal, salar gibi aarmt. B yk bir
yoksulluk seziliyordu halinden. Adamn omuzlarndan gsne
doru, kei derisinden yaplm kirli bir giysi sarkyordu. nce
kol ve bacaklarndan, derisinin krklarndan ilerlemi ya
belli oluyordu . Kollarnda ve bacaklarnda yara izleri, morluk
lar vard. Uzun zamandr doayla sava verdii anlalyordu.
ocuk nden yryordu ama gl bacaklarn kendisini
izleyen i htiyar adamn admlarna uyduruyordu. ocuun s11

tnde de h ayvan derisinden bir giysi vard. Kenarlar paralan


m ay postundan yaplm giysinin ortasndaki delikten ban
geirmiti.
ocuk yaklak on iki yal arndayd, kulann yannda yeni
kesilmi bir domuz kuyruu tayordu. teki elinde orta boy bir
yayla ok vard. Srtnda ii oklarla dolu bir sadak, iple balanp
boynundan geirilmi bir kndan av bann sap grlyordu.
Brtlen benzeri kararm ocuun yry kedi gibiydi.
Gzleri koyu maviydi, baklar burgu gibi deliciydi; gzlerinin
rengi gneten yanm derisinin rengiyle garip bir ztlk olutu
ruyordu. Yuvalarnda durmadan dnen gzleri, evrelerindeki
her eyi gzetler gibiydi. evresine bakarken burun delikleri ha
fife alyor, d dnyada olup bitenleri sezinlemeye alyordu.
itme duygusunda da bir hassaslk var gibiydi. Kulaklarn her
eyi iitmeye yle altrmt ki, kulak vermeden her sesi kendi
liinden iitiyordu. Hele imdiki gibi sessizlikte kk sesleri bi
le fark ediyor, rzgarn yapraklara temasn, bir arnn ya da si
nein vzldayn, uzaktaki denizin alkantsn, yuvasna gir
mekte olan bir bcein ayak seslerini rahata iitebiliyordu.
ocuun bedeni birden tehlike iareti ald. Hemen gelecek
tehlikeye h azrland. Grme, iitme ve koklama duyular ayn
anda tehlikeyi haber vermilerdi. ocuk elini ihtiyara doru
uzatp tuttu, ikisi de hareketsiz kaldlar. nlerindeki toprak y
nnn st ksmlarnda bir yerde bir ses olmutu. ocuun ba
k hafif sallanan bir alla dikildi. Tam bu srada boz renkli
byk bir ay grltyle allarn arasndan kt, iki insan g
rnce hemen durdu. nsanlar sevmezdi. Huysuzlanm gibi
hrn homurdand. ocuk ol acaklara hazrlkl, yavaa oku
yayna geirdi, yayn kiriini gerdi; bu srada gzn hayvan
dan ayrmyordu. htiyar adam, kafasndaki yapran altnda
tehlikeyi gzetliyor, arkada gibi o da hi kprdamyordu. Ay
ve insanlar birka saniye karlkl birbirlerini szdler. Sonra
hayvan fkesi artarak daha ok homurdanmaya balad, sald
raca besbelliydi. ocuk ihtiyara bayla belli belirsiz bir ia12

ret yapt, keiyolundan ayrlmalar ve toprak ynndan aa


inmeleri gerektiini anlatmt . htiyar adam nden giderken
ocuk yay kurulu durumda, geri geri yryp onu izledi; top
rak ynndan indiler. Sonra beklediler, ksa bir sre geince
geldikleri yndeki yapraklarn hrts duyuldu. Ay ekilip
gittiini haber vermiti . Sonra ayn ynde trmanp, keiyolun
dan yrmeye baladlar. ocuk yar aka yapar yan heyecan
l bir sesle , " Dede, ok iri bir ayyd," dedi.
htiyar adam bayla onaylad.
Ardndan sesini ocuk gibi incelterek konutu: " Olum,
bunlar her gn oalyor. Kim zamann bylesine deiebilece
ini ve Cliff House(*l yolunun byle tehlikelerle dolu bir olaca
n ngrebilirdi? Senin yandayken Edwin, San Francis
co'dan binlerce adam , kadn ve bebek gzel havalarda burala
ra gelirdi. Para harcayp keyiflerine bakarlard olum . "
" Para m dede? Para dediin nedir? Nasl eydir?"
htiyar adamn karl ndan nce ocuk elini bana vurd u,
paray hatrlamt. Giydii ay postunun bir kenarndaki cebe
benzeyen delie elini soktu, arplm, matlam bir dolarlk
gm bir para kard. htiyar gzleri p arlayarak parann ze
rine eildi. "Gzlerim iyi grmyor Edwin, bak bakalm, ze
rindeki t arihi okuyabilecek misin ? " diye mrldand.
ocuk glmeye balad.
Neeyle, " Ne garip adams n ! " dedi, "bu paralarn stnde
ki kk iaretlerin bir anlam olduuna inandrmaya alrsn
her zaman."
htiyar derin bir i geirerek paray ocuun elinden ald,
gzlerine yaklatrd.
"2012 ! " diye haykrd. Sonra kendinden geerek anlatma
ya balad: "2012! Morgan. O tarih te Byk Sanayiciler Mecli
( * ) San Francisco kentinin batsnda, Byk Okyanus kysnn kuzey nokta
sndaki kayalklarda ilk kez 1 863'de ina edilmi byk ve nl bir lokan
ta. Pek ok kez yangnlar sonucu yklm ama yeniden ina ettirilmitir.
Gnmzde devletletirilmi ve Ulusal Dinlence Alanlar'nn bir paras
olmutur.

13

si tarafndan Amerika Cumhurb akan seilmiti. B u son bas


lan p aralardan biri olacak. nk 2013 ylnda Kzl lm ba
gstermiti. Aman Tanrn, o gnleri dnnce tylerim rpe
riyor. Altm yl nce. imdi o a anmsayan son sa kalm
kiiyim ! Syle bakaym Edwin , bu paray nerede buldun? " Ed
win artk akl zayflam kiilere gsterilen trden bir alakg
nlll kle dedesinin anlattklarn dinlemit i .
" B a n a bu paray Hou H o u verd i ! Getiimiz ilkbaharda
San Jose(*) yaknnda keilerin i otlatrken bulmu. Hou Hou
bunun para olduunu sylyor. Dede, daha ackmadn m ?
D ah a yryecek miyiz?"
htiyar dolar Edwin'e verdikten sonra bastonuna dayanarak
keiyoluna doru ilerledi, gzlerinde bir oburluk seziliyordu.
" nallah torunum Yark D udak bir yenge bulmutur.
Belki iki tane bile bulmutur! Yengelerin kulaklarndaki par
alar ok lezzetlidir. Hele insann dileri yoksa . . . Dedelerini
seven senin gibi torunlar varsa onlar yenge avlamay grev
bilirler! Ben ocukken . . . "
B u srada Edwin bir ey grm, durmut u. Parman du
dana gtrerek dedesine susmasn iaret etti. Yayna bir ok
yerletirip ilerledi, eski bir su kanalna gizlendi. Kanaln iinde
patl ayan bir boru bir ray krmt. ocuk ba ktkleri arasn
dan gemek iin bir alln yannda duran bir tavanla kar
lat. Tavan duraksyor, titreyerek Edwin'e bakyordu. Arala
rndaki uzaklk yirmi metre kadard, fakat ok imek gibi do
ruca hedefini buldu. Avlanan tavan bir an i nleyerek olduu
yerde kald, sonra bir alla doru kamaya alt. Edwin he
men frlad. elik bir yay gibi gerilen kaslaryla tavann zeri
ne atld. Yaral hayvan kapt, bacaklarndan tutup ban bir
aaca vurarak ldrd. Sonra dedesinin yanna geldi, sonraki
ilemler iin t avan ona teslim etti.
(*)Eski ad Santa Clara olan San Francisco Krfezi kenti. u anda "Silikon
Vadisi'nin bakenti" lakabyla tannan zengin bir yerleim yeri olsa da,
1 9601 yllara dek kk bir tarm kentiydi.

14

"Tavan eti gzeldir ama ben yengeci severim, yenge da


ha lezzetlidir. Ha bak, aklma geldi; ben ocukken ...
Edwin i htiyarn bitmeyen gevezeliinden sabrszlanarak
szn kesti: "Her eye dair bu kadar konuman gerekir mi?"
G eri Eclwin bu sz dedesini azarlar biimde sylememi
ti ama szleri nden anlalan buydu. Aksan grtlandan gelen
tnlarla kendisini belli ediyordu, heyecanl bir biimde konu
uyordu. Konumas ihtiyar adamnkini andran, bozuk bir n
gilizceycli.
" Anlamadm l aflar dinlemek beni skyor, bak dede, sen
yenge iin 'lezzetli'dir eliyorsun ama neden? Yenge 'yen
ge'tir, ite o kadar. B yle gln eyler sylemenin alemi var
m ! "
htiyar adam iini ekti, yant vermedi. Konumadan yr
dler. Yaknlarda bir yerlere arpan dalgalarn grlts git
tike gleniyordu. Artk ormandan kmlard. B yk kum
ynlarnn gerisinden deniz grnd. Bu kumlarn arasnda
seyrek otlar grlyordu. Oralarda birka kei otlamaktayd .
Keileri, h ayvan postu giymi b i r kk ocukla, kpekten ok
kurda benzeyen bir kpek koruyordu. Srnn biraz uzanda
ate yanyordu. Duman ykselmekte olan atein yannda ba
ka bir ocuk daha vard; o ela oban gibi vahiydi. ocuun
evresinde keileri koruyan kurda benzer birka kpek duru
yordu. Kynn yz metre kadar yaknnda, delik deik kayalar
vard, kayalara arpan dalgalarn uultusuna hrlamalar kar
yordu. Bu sesler byk denizaslanlarnn kkremeleriydi . Ki
mileri gnelenmek, kimileri kavga etmek iin srnerek ky
ya gelmilerdi.
htiyar adam atein yand yere gitmek iin admlarn sk
latrd. Deniz havasn iine ekiyordu.
Oraya vardnda, "Oh! Midyeler ! " diye h aykrd titrek se
siyle. ok sevinmiti. "Olum Hou Hou, nedir bunlar? Yenge
mi? Tanrya kr! Dedeniz iin nasl da iyi eyler buluyorsu
nuz byle ! "
"

15

Edwin'le akran grnen Hou Hou yzn buruturdu. B u


buruturma glmseme anlamn tayordu : " H angisi nden is
tersen ye dede. ster midyelerden ister yengelerden; hepsin
den drder tane var."
Torununun szlerini iiten ihtiyarn sevincini gren, ona
acmadan duramazd. Ta kesmi bedeninin izin verdii kadar
abuk kumun stne oturdu, atein zerinden bir kaya midye
sini ald. Atein etkisiyle midyenin iki kabuu da a lmt, mid
yenin ii pimi, kays rengi olmutu. htiyar adam titrek elinin
ba ve iaret parmayla midyenin iini karp azna gtrd.
ok scak olduunu ngrmemiti. Az yandndan ineye
meden tkrerek frlatt. Can ok acmt. Bir lk att. Gz
lerinden akan yalar yanaklarndan szlmeye balad.
Kk ocuklar gerekten vahiydiler, acmasz neeleri de
vahiydi. htiyarn bana gelenleri ok gln bulduklarndan
kahkahalarla gldler. Hou Hou zplayp duruyor, Edwin kah
kahalarla glerek yerele yuvarlanyordu. Onlarn grltsn
duyan kei oban ocuk koarak yanlarna geldi, olanlar anla
tlnca o da glmeye balad.
"Sout bunlar Edwin. Sout bunlar yavrum ," diye yalvar
d ihtiyar adam. B u srada gzlerinden akan yalar yanaklarn
dan szlyordu. " B ir t ane ele yenge sout Eclwin, bi liyorsun
deden yengeci ok sever."
Atein stndeki midyelerin kabuklar alrken trdama,
kk bir patlama sesi duyuluyor, midyelerin iinden b uhar
kyordu. B unlar, boylar sekiz ila on santim arasnda deien iri
hayvanlard. ocuklar midyeleri kk ubuklarla ateten e
kip aldlar, soutmak iin eski bir tahta paras zerine dizdiler.
htiyar, "Benim zamanmda byklerle byle alay edil
mezdi. Onlara sayg gsterilirdi," dedi.
ocuklar dedelerinin yaknp sylenmesine aldrmadlar.
htiyar da bu kez saknml davranp azn yakmad. Hep bir
arada azlarn aprdatarak yemeye baladlar. Yark D udak
diye arlan kei oban nc ocuk daha da glmek isti16

yordu. Bir ara miclyelerclen birine biraz kum dktkten sonra


ihtiyara uzatt. Dede bunu azna atp inemeye balaynca
di etlerinde bir szlama cluyclu, yz korkun biimde buru
tu. ocuklar grltyle glmeye baladlar. htiyar kendisiyle
alay eclilcliinin farkna varmamt. Yine t krmeye balad.
Ancak o zaman Eclwin acd, su dolu kab uzatt. htiyar birka
kez azn alkalad.
"Eee, anlat bakalm Hou Hou," eledi Eclw in, "yengeler
nerede? B ugn dedemizin itah yerinde."
Yengelerden sz alnca ihtiyarn gzleri parlad, az su
land . Hou Hou ona bir yenge uzatt. Dtan bakldnda yen
gecin kabuu ve ayaklar tamamd ama aslnda ii botu. hti
yar titreyen elleriyle yengecin bir bacan abucak krd. Ama
iinin bo olduunu anlad.
"Hou Hou ol um, byle akalar yapmasana, bana doru
drst bir yenge ver," diye yalvard.
"Seninle elendik clecle, yenge yok, bir tane bile bulama
dm."
htiyar adamn buruuk yznden d krkl okunuyor
du. Zava ll adam alamaya balad. Artk ocuklarn ela keyfi
kamt. Hou Hou hemen el abukluuyla ihtiyarn yere b
rakt yengeci ald, yerine bacaklar krlm, iinde beyaz eti
grnen bir yengeci koydu. Adam kokuyu alnca gzlerini e
vireli, dolu yengeci grnce ard .
Dedenin neesi yerine geldi. Ask yzne sevin yayld.
nce birka kez yutkundu, sonra itahla yemeye balad. B ir
yandan ocuklarn anlamn bilmedikleri szckler mrlclan
yorclu:
"Ah m ayonez. Mayonez. Mayonez lazm. Mayonez ele la
zm, ah o ela olsa ne gzel olurdu. Ne yazk, altm yldr m ayo
nezi unuttuk gitti. Mayonezin ho kokusunu koklamayan iki
kuak geti. Eskiden btn lokantalarda yengele birlikte m a
yonez verilirdi ! " Karn doyan i htiyar iini ekti, ellerini plak
baldrlarna sileli, dalgn gzlerle denize bakmaya balad. Son17

ra karn doymu bir adamn m utluluuyla belleinin derinlik


lerindeki anlar eelemeye balad.
"Torunlarm, ben b u kylarn yaam dolu gnlerini gr
dm, biliyor musunuz? O zamanlar pazar gn erkekler, ka
dnlar ocuklar toplu olarak buralara gelirlerdi . Bu blgede
onlara saldracak aylar yoktu, ama yukarda, u tepede l ks bir
lokanta vard, orada insan cannn istedii her eyi b ul abilirdi.
O zamanlar San Francisco 'da drt milyon insan yaard. Oysa
imdi, bu kentte krk kii kalmamtr. Deniz teknelerle, vapur
larla doluydu . B unlar Golden Gate'e(*) gelir giderdi . G ky
znden gdml balonlar, uaklar geerdi. B unlar saatte
yz kilometre hz yapard. Evet, New York San Francisco ara
snda posta servisi yapan uak irketlerinin szlemesinde iste
nen hzn en dk dzeyiydi yz kilometre. O zamanlar, gi
riimci bir Fransz saatte drt yz elli kilometre yapan bir uak
nermiti. Ancak geri kafallara bu hz tehlikeli grnmt.
O nlarn n e grd nemli deildi, nk Fransz baardan
yararlanmasn bilen adamd, byk veba ortaya km asayd i
leri yoluna sokacakt. ocukluumda, ihtiyarlar ilk uaklar
grm olduklarn anmsarlarcl. Altm yl nce, ben sonraki
uaklar grdm. "
Yumurcaklar keneli kendine konuan i htiyar dalgnlk
iinde dinliyorlard. Onun anlattklarnn drtte n bile an
lamyor, dnp dolap ayn eyleri anlatmasndan sklyorlar
d. htiyar hayallerini yksek sesle anlatrken temiz bir ngiliz
ce kullanyordu, bu dilin ocuklarn kulland kaba szckler
le hi ilgisi yoktu.
" Evet, o zamanlar yengeler az b ulunurdu, nk beeni
len bir besin olduundan onlar herkes her yerde avlard. Yen
ge av iin ylda sadece bir ay izin verilirdi. imdiyse, btn yl
(*) San Francisco Krfezi'nin Byk Okyanus'a ald yere verilen ad. Buraya daha sonra ina edilen ayn adl kpr, San Francisco kentinin simge
si olmutur. London'un bu kitab yazd yllarda kpr henz ina edilme
diinden, krfezdeki ulam gemi lerle salanyordu, anlan gemi kalabal
budur.

18

yenge avlamak serbest. Bir dnsenize, istediiniz zaman, is


tediiniz kadar yengeci burada, Cliff House sahilinde avlayabi
lirsiniz ! "
Tam b u srada kumullarda o tlayan keiler dalp saa so
la katlar. ocuk hemen ayaa kalkt. Kpekler keilerin
yannda tek bana kalan arkadalarna yardm etmek iin ko
maya baladlar. Kei srs, kurtarclar i nsanlara yneldi.
Boz renkli, sska, yarm dzine kadar h ayvan, kumlar stnde
sinerek ilerliyor, korkudan tyl eri diken diken olmu kpekle
re kafa t utuyorlard. Edwin yabanl hayvanlara bir ok yollad,
hibirini vuramad. Yark Dudak'n bir sapan vard, D avut'un
Calut'la yapt savata kullanlan sapana benzerdi.(*) Yark
Dudak'n bununla frlatt t a havada slk alarak uzaklat,
kurtlarn arasna dt. B unun zerine kurtlar kat, arkada
ki okalipts ormannn karanlklarnda kayboldular.
Kalar ocuu ok gldrd. Savatan honut dnd
ler, inleyen ihtiyarn yanna gelip kumlara uzandlar. htiyar
ok yemiti , yediklerini sindirmekte glk ekiyordu. P ar
makl ar alm iki eliyle karnn t utarak inliyordu ama konu
masn szlerini srdrd:
"Tm sistemler kpkler gibi aniden yok oluverir. "(**) h
tiyar, besbelli, eskilerden aklna gelen kimi dnceleri mrl
danyordu. " Evet, ancak byle bir eydir o rn. nsan dnya
daki yararl hayvanlar evcilletirmi, aralarnda zararl olanla
r yok etmitir. Topra kazp srm, vahi bitkilerden temiz
lemitir. Sonra bir gn, btn o almalarn sonucu ortadan
kaybolmu, insann emekleri yitip gitmi, onu yeniden ilkel ya
am iine srklemitir. Yararsz otlar, orman b tn tarlalar
(*) Davut ve Calut ya da David ve Goliath: B tn kadim dinsel metinlerde
bulunan mitolojik kahramanlar. Gelecekteki srail Kral Davut'un F i l is
tinli dev sava Calut'u, bir sapanla att tala gznden vurup yenmesi
zerine kurulu bir ykdr.
(**) Amerikal air George Sterling'i n ( 1 869-1926) bir dizesidir. Sterling, Lon
don'un yakn arkada ve yol gstericisidir. London onu Martin Eden ro
mannda Brissenden karakteriyle lmszletirmitir.

19

kaplam ve yrtc hayvanlar geri dnp srlere saldrmaya


balamlardr. Demin size yerini gsterdiim o l ks lokanta
nn yerinde imdi kurtlar dolayor ! " Bunu anmsarken kork
m u gibiydi, duraksad, sonra anlatmasn srdrd. "Yalnz
bir tek kentte drt milyon insan kaybolmusa, bural arda vahi
kurtlar dolayorsa, yok olan onca dahilerin soyundan gelen
sizler buralar ele geiren drt ayakl yrtc hayvanlara kar
kendinizi tarih ncesi silahlarla savunmak zorunda kalmsa
nz, btn bunlarn nedeni o kzl renkli lmdr ! "
B u sfat, Yark Dudak iin yabanc deildi .
"B unu syleyip durur hep, " dedi Edwin'e, "kzl ela nesi ? "
"Akaaalarn kzll beni, borazanlarn lklar gibi
hznlendiriyor,"{*) dedi ihtiyar adam.
Edwin, "Kzl, bildiin krmz ite," diyerek soruyu yant
lad. "Sen bunu bil mezsin, nk sen ofr Oyma 'ndan yeti
tin. O aileden gelenler zaten hibir ey bilmezler, cahildir hep
si. Ama ben biliyorum. Kzl, krmz demektir."
"Krmz krmzdr, yle deil mi?" diye homurdand.
"Bunu kzl diye sylemek de nereden kt?"
Sonra ihtiyara sordu: 'Dede, sen hep bizim bilmediimiz
szckleri kullanp duruyorsun. Kzln anlam yok ama krm
z krmzdr ite. Neden dorudan krmz de miyorsun ? "
"Krmz doru szck deil," oldu yant. " Veba 'krmz'
deildi, lal renkliydi. Ona yakalanan kimsenin yz ve bedeni
bir saat iinde lal renkli, yani ' kzl' oluverirdi. Ben biliyorum,
ben o vebaya tutulanlar grdm. Onun iin Kzl Veba demek
en uygunudur."
"Bence krmz derdimizi anlatmak iin yeterlidir," diyerek
itirazn srdrd Yark D udak. "Babam da baka szck kul
lanmyor. B i rok insann krmz lmle yok olduunu syl
yor."
"Senin baban sradan bir adamdr, cahil ve sradan bir
adam," dedi ihtiyar, sinirlendii belli oluyordu. " ofrlerin ne
(*) Kanadal air Bliss Karman'n (1 861-1929) bir dizesinden alntdr.

20

demek olduunu biliyor musun? B ykbaban ofr, eitim


nedir bilmeyen bir uakt. Neyse, bykannen kkeni bak
mndan iyi bir soydandr. O bir hanmefendiydi, ne yazk ki so
yundan gelenler ona hi benzemediler. Temescal G l'nde(*)
balk avlarken onlara rastlaym unutmam mmkn m? "
Edwin, " Eitim ne demek?" diye sordu.
"Krmzya kzl demek ite ! " Yark Dudak alay ediy?rdu,
ihtiyara aka saldrmaya b alad: " B abam bana anlatt , o da
babasndan dinlemi, kars Santa Rosa'Iym,(**) kadnn
nemli biri olmadna da eminmi. Krmz lm'den nce de
'et askcs 'ym. Ben 'et askcs 'nn ne olduunu bilmiyorum,
belki sen bana sylersin Edwin."
Ama Edwin bilmediini anlatr biimde ban sallad.
" B u doru, o bir hizmetiydi," diye itiraf etti ihtiyar. "Fa
kat ok iyi bir kadnd, senin annen onun kzyd. Veb adan son
raki gnlerde, kadn soyuna n adir rastlanr olmutu. O babann
dedii gibi bir 'et askcs' olsa da, bence bulunabilecek e n iyi
eti. Fakat atalarn hakknda b u szcklerle konuman hi
doru dei l ! "
'Babam ofrler soyunun i l k karsnn bir hanmefendi ol
duunu sylemiti . . . "
" Hanmefendi ne demek? " diye sordu Hou Hou.
" Hanmefendi ofr kars demektir," diye abuk bir yant
verdi Yark Dudak. "ofrler soyunun ilk adam Bili , daha n
ce sylediim gibi, basit bir adamd, " dedi ihtiyar adam, "fakat
ei bir hanm efendiydi, gerek b i r hanmefendi. Kzl
lm'den nce, Amerika'y yneten on iki byk sanayiciden
biri olan Van Warden ' i n karsyd. Bir milyon dolarlk bir.
adamd bu, duyuyor m usun Edwin? imdi senin cebindeki pa
ra trnden, bir milyondan daha ok serveti olan bir adamd o.
(*) Oakland'n kuzeydousundaki tepelerde kk bir gl. XIX. yzyl bo
yunca, San Francisco Krfezi'nin en nemli ime suyu kayna olmutur.
(**)Eski ad Sonoma olan San Francisco blgesi kenti. London'un lmeden
nce yaad nl iftlii bu kent snrlar iindeydi.

21

Sonra ardndan Kzl lm gelip att. O zaman bu kadn B il i


adl b i r ofrn kars oldu. B u adam, karsn dverdi hep. B en
gzleri mle grdm. te Yark Dudak, senin bykannen by
le bir kadnd . "
B u tartma srasnda, Hou H o u yatt yerde ayayla
kuml ar kazarak glyordu. B i rden bir lk att. Ayann ba
parma sert bir cisme arpp syrlmt . Hemen kalkt, ayak
ba parma ile at delii incelemeye koyuldu. D ier ocuk
lar da yanna geldiler, birden elleriyle kazarak delii b
yttler. Kazlan yerden iskelet kt . B unlardan i kisi yeti
kin, biri henz byme andaki bir insann iskeletiydi. hti
yar da dizleri stnde emekleyerek ukurun bana geldi, ei
lip bakt.
"B unlar Kzl Veba 'nn kurbanlar , " dedi. " B akn, bu iske
letlere her yerde rastlayabilirsiniz. Kim bilir, belki bulac h as
talktan korkup kaan, burada len bir ailenin iskeletleridir.
Kzl Veba'ya yakalanp bu kumsalda can vermilerdir. B un
lar. . . Ne yapyorsun Edwin ? "
Edwin elindeki aknn ucuyla b i r kafatasnn enesindeki
dileri karmaya balamt.
"B u dilerle kolye yapaca m , " dedi.
Dier iki ocuk da arkadalar gibi aklarn karp iske
letlerin dilerini skmeye bal adlar. htiyar inleyerek syleni
yordu.
"Aman Tanrm , sizler vahisiniz, gerek vahi. Demek in
san dilerini ss olarak kullanma modas yeniden balyor. Ge
lecek kuak burunlarn ve kulaklarn cleldirecek, hayvan ke
mikleriyle, midye, istiridye k abukl aryla sslenecek. B undan
kukunuz olmasn. Gnn birinde insan soyu uygarla doru
yeni bir kanl yola girmeden nce giderek ilkel karanlklara
dalmaya mahkumdur. imdi topraklar, bir biimde h ayatta
kalm bu kadar insan iin ok genitir. Fakat bu insanlar arta
cak, oalacak, birka kuak sonra topra az bulacaklar ve
birbirlerini ldrmeye balayacaklar. Kt bir iaret bu. Uur22

suz bir iare t ! Birka kuak sonra insanlar dmanlarnn kafa


derilerini soyacak, bunlar ss diye bellerine sarp tayacaklar.
Edwin, torunlarmn iinde e n merhametli, uslu ve terbiyeli
olan sensin, byle sslere zenme. Bani dinle ol um, at unla
r, a t elinden."
Bu szler zerine Yark D udak, "Anma geveze adam ! " di
ye homurdand. ocuklar iskeletin de dilerini skmlerdi.
B unlar aralarnda paylam aya koyuldular. Pek ciddi dav
ranyorlard. nn de hareketleri kesin ve canlyd. Ara sra
fkeyle tartyorlard. Tek heceli szckler, en ok da ksa
cmlelerle anlayorlard. Sonra kefettiklerinden duyduklar
honutlukla ihtiyarn evresinde oturdular. Dileri h avaya fr
latp tutarak oynamaya baladlar. Onlarn konumalarnn ya
nnda, i htiyar adamn konumas, kitaplardan alntlanm sa
ma bir grlt gibi kalyordu. nk, bu ocu klarn dnyasn
da szdizimi ve anlatm gibi zellikler gereksiz fazlalklard.
Bir ara Yark Dudak, " htiyar, bize yine krmz lmden
sz etsene," dedi .
"Kzl lm desenize una," dedi Eclw in.
" Ve u garip dili kullanma dede," diye ekledi Yark Du
dak. " Biraz anlayl ol, dier Santa Rosallar nasl konuuyor
sa yle konu, senden baka kimse byle konumuyor."

23

il

htiyar adam kendisinden konumasn istedikleri iin gu


rurlanm gibiydi . Boazn temizledikten sonra sze balad.
"Yirmi-otuz yl kadar nceleri yaam ykm anlatmam is
teyenler olurdu. B ugn genlik gemile gittike az ilgileniyqr."
" Yine ayn terane ! " diye b ard Yark D udak, "u gl.
konuman kes de bizim anlayabileceimiz dilden anlat,"
Edwin, "Sus be, yoksa dede fkelenir de anlatmaz, biz de
bir ey renemeyiz. Konumas bizimkine benzemiyorsa bu
onun suu deil."
" H aydi dede anlatsana," diye yalvaran bir sesle araya girdi
Hou Hou. G erekten ihtiyar adam baya fkelenmiti. imdi
konuyu deitirerek imdiki ocuklarn sayg eksii ve dnya
nn ilk alarndaki barbarln a dnen insanln zc aln ya
zs stne byk bir sylev vermek istiyord u.
yk yeniden balad.
"O zamanlar dnyada pek ok insan vard. Yalnz San
Francisco kentinde drt milyon insan yaard. . . "
"'Milyon nedi r?" diyerek i htiyarn szn kesti Edwin.
htiyar ona sevecen gzlerle bakt.
" Evet, ondan sonrasn saymasn bilmezsin , bunu bil iyo
rum. Fakat sana bir milyonun ne old uunu anlatacam. ki eli
n i kaldr. ki elinde on parmak olduunu gryorsun. Tamam.
imdi buradan bir kum tanesi aldm. Hou Hou, elini uzat ba
kaym." Ald kum tanesini Hou Hou'nun avucuna koydu.
"Bu kum tanesi Eclwin'in on parmann yerine geer. imdi
buna baka bir kum tanesi ekliyorum . te bir on parmak daha
oldu. B unun ardndan nc, drdnc, bei nci kum tanele
rini ekliyorum, onuncu kum tanesine kadar bu ilemi srdr
yorum. Edwin'in on parmann on katn oluturuyoruz. B u
saynn ad, 'yz'dr. imdi b u 'yz' szcn unutmayn. u
radan aklta alyorum, onu Yark D uclak'n avucuna koyu
yorum. Bu ela on adet kum tanesi saylyor. Y a ela on kere on
24

parma , yani yz parma anlatr. imdi on tane aklta ko


yuyorum ki, bu da bin parmak demek oluyor. leme devam
ediyorum: Bir midye kabuu aldm, bu on aklta eder, yani
yz kum tanesi ya da bir parmak demektir."
htiyar sabrla, birbiri ardndan yapt yinelemelerle o
cuklarn kafasnda biraz olsun bir say anlay oluturdu. Say
lar byyor, saylar simgeleyen yeni nesneleri ocuklarn avu
larna koyuyordu. Milyona gelince, bunu ocuklarn iskeletler
den sktkleri bir dile simgeledi. Sonra dileri bir yengecin ka
buuyla arparak milyar onlara anlatt. Milyardan byk say
lar anlatmad, nk dinleyicilerinin yorulduunu sezmiti.
" Evet ite o zamanlar San Francisco'da drt milyon insan
vard. Yani drt diin gsterdii kadar. "
ocuklarn baklar imdi dilerden akltalarna, akl
talarndan kum tanelerine, kum tanelerinden Edwin'in kaldr
m olduu ellerinin parmaklarna kayp gidiyord u. D ah a son
ra bu baklar kkten bye olmak zere yer deitirdi,
imdiye dek duymadkl ar byk rakamlar anlamaya alt
lar.
" Drt milyon insan ok fazla insan demektir," dedi Edwin.
" Evet olum, iyi anladn, imdi kylardaki kum taneleriyle
baka bir karlatrma yapabilirsin. Bu kydaki kum tanele
rinden her birinin bir erkek, bir kadn, bir ocuk olduunu d
nelim ! te o zamanlar San Francisco'da drt milyon i nsan
yaamaktayd , stnde bulunduumuz bu koyu ela kapsayan
byk bir kentti buras. nsanlar, koyun evresine, kentin d
ndaki tepelere, vadilere kadar yaylp yerlemilerdi. Kentin
evresindekilerle birlikte yedi m ilyon insan yaard bu blge
de. Yedi di . . . Yani yedi diin simgeledii kadar insan ! " Bu sa
yy iyice anlayabilmek iin yeniden gzlerini dilere, akl ta
larna, kum tanelerine ve Edwin'in parmaklarna evirdiler.
" Btn dnya insan doluydu. 2010 ylndaki n fus saymn
da dnyadaki insanlarn sekiz milyar olduu saptanmt. Sekiz
milyar, yani sekiz adet yenge kab uu. O zamanlar, u an ya25

admz zamana hi benzemiyordu. nsanlk, yiyecek temi


ninde alacak denli uzmanlamt. Ne kadar ok yiyecek bu
lursa o kadar ok oalyordu . 1800 ylnda, sadece Avrupa k
tasnda 107 milyon insan yayordu. Yz yl sonra, bir avu ku
mun simgeledii kadar Hou Hou, yz yl sonra, 1900'de Avru
pa'nn nfusu be yz milyon kiiye ykselmiti; be avu kum
kadar, yani bir di. Bu da yiyecek temininin nasl ilerlediini
kantlar bize. 2000 ylnda ise, Avrupa'da bir buuk milyar in
san yayordu. Dnyann geri kalan da byle kalabalkt. te
Kzl lm insanlar yok etmeye balad srada dnya nfu
su sekiz milyard.
Veba kendini gsterdiinde, yirmi yedi yanda bir deli
kanlydm. San Francisco Koyu'nun dier yakasndaki Berke
ley'de<*l yayordum. Hatrlarsn Edwin, bir gn seninle u
ynde ta binalara rastlamtk. te o srada burada oturur
dum. ngiliz edebiyat profesrydm."
Bu szlerin b yk bir blm ocuklarn kavray yete
neklerini ayordu. B ununla birlikte, gemie ait bu yky,
biraz b ul ank olsa da kavramaya alyorlard.
Yark D udak, "O binalarda sen ne i yapyordun?" diye
sordu.
"Hatrlarsn, baban sana bir zamanlar yzme retmiti."
Yark Dudak onaylad. "Tamam, ite biz de California niver
sitesi'nde, -o zamanlar o t a evlerin ad buydu- delikanllara
ve gen kzlara ei tli bilgileri retiyorduk. Onlara dnme
yi, zekalarn gelitirmeyi retiyorduk. B iraz nce size kum
taneleriyle, akltalaryla, di ve yenge kabuklaryla retti
im ilemleri, eitli kentlerde ka kiinin yaamakta olduunu
retiyorduk. B undan baka, retilecek pek ok ey vard. B u
genlere 'renci' ad veriliyordu. O binalarda geni salonlar,
yani snflar vard, oralarda ben ve teki profesrler ders verir
dik. imdi nze bir eyler anlattm ya, o zamanlar verdiim
(*) San Francisco Krfezi'nin dou kysnda kent. Sahil eridinde, gneyde
Oakland, kuzeyde Albany kentleri arasnda yer alr.

26

dersi dinleyen elli-altm kadar renci vard. Onlara kendile


rinden nce yaam kiilerin yazdklar kitaplardan sz eder
dim, kimi zaman yaamakta olanlarn kitaplarndan da sz et
tiim o lurdu . "
"Btn yaptn i bu m uydu, durmadan konumak, ko
numak, konumak?" diye sordu Hou Hou, " o zamanlar yiye
cek e t bulmak i i n kimler avlanrd? Keilerin stlerini kim sa
ard? Kim balk t utard?"
"Yerinde bir soru Hou Hou, yerinde bir soru. Anlataym,
az nce sylediim gibi yiyecek maddeleri o zamanlar boldu.
nk hepimiz akl banda insanlardk. Kimilerimiz yalnzca
yiyecek ileriyle urar, kimilerimiz o srada baka iler yapar
d. Sizin elediiniz gibi, ben de konuurdum. Buna karlk ola
rak bana yiyecek verirlerdi. Hem de bol ve gzel yiyecekler.
Altm yldan beri yle nefis eyler tatmadm, bundan sonra da
tadamayacam herhalde. Kanmca eski uygarl mzn en g
zel yan bol eitli ve nefis yiyecekleriydi. Ah, torunlarm, o g
zel yiyecekleri yiyerek geen h ayatmza gerekten hayat de
rim ben ! "
ocuklar dikkatle ihtiyar adam dinliyorlard . K avrayama
dklar yerleri de ihtiyarn bunaklna veriyorlard. htiyar yi
ne konumaya balad:
"O zamanlar, yiyecek retenlere 'zgr insanlar' denirdi.
Ama bu sadece bir akayd. Topraklara ve aletlere, m akinele
re sahip olan biz ynetici snftk. reticiler ynetici snf iin
canla bala alrlard . reticilerin ok alarak rettikleri
rnden yeteri kadar kendilerine braklyordu. "
"Ben ormana yiyecek aramaya gittiimde, birisi benim bul
duum yiyecei elimden almaya alrsa onu ldrrm ! " ele
di Yark D udak.
htiyar adam gld.
" Ama olum, toprak, orman ve makinelerin hepsinin sahibi
bizdik, bizim olan ii bizim iin retmeyi nasl kabul etmeye
cek? Kabul etmezse alktan lr. Bu yzden ii almay, yi27

yeceimizi salamay, giyeceimizi yapmay ve bize binbir mid


ye kabuu vermeyi seiyordu! Yani binlerce tatl ve zevk verici
eyi bize kendi rzasyla veriyordu! Uzatmayalm, ben o zaman
lar Profesr Smith'tim. Profesr James Howard Smith. Dersle
rim ok revatayd. Birok delikanl, birok gen kz. B akalar
nn yazd yaptlardan sz etmemden holanrlard.
O gnlerde ok mutluydum. Yediklerim ok gzeldi. Elle
rim yumuackt, nk zor iler grmezdim. B edenim temiz
ve sal klyd, giysilerim de iyi kumatan, temiz ve yumuakt ."
Bunu syledikten sonra, keinin derisinden yaplma giysisine
tiksintiyle bakt. "Giysilerimiz byle dei ldi. Hatta iilerimiz
bile bundan daha gzel ve temiz giysiler giyerlerdi. Kendi mize
iyi bakar, temizlie zen gsterirdik. Her gn birka kez elimi
zi yzmz ykardk. Sizler ancak suya dtnz ya da yz
dnz zaman ykanabiliyorsunuz, deil mi?"
"Sen de ykanmyorsun !" dedi Hou Hou.
" B iliyorum, biliyorum, ben iren bir ihtiyarm. Ama artk
zaman deiti. B ugnlerde kimse ykanmyor, temizlik arala
r yok . Altm yldr sabun yz grmedi m . Sizler 'sabun'un ne
olduunu b ilmezsiniz ama imdi size sabunu retmekle ura
acak deilim, nk Kzl lm yksn anlatmak istiyo
rum. H astaln ne demek olduunu biliyorsunuz. nceleri,
h astalk elenirdi. Hastalklarn kt mikroplardan ileri geldii
kabul edilirdi. Mikrop, bu szc hatrnzda tutun. Mikrop
kk bir eydir. lkbaharda kpeklere yapan kenelerden de
kk, yani yle kktr ki gzle grmek olanakszdr."
H ou Hou kahkahalarla gld:
"Ne t uhafsn dede, grnmeyen eylerden sz ediyorsun.
Gremiyorsak var olduklarn nereden biliyoruz? B ilmek isti
yorum. Gremediin bir eyi nasl bilebilirsin ? "
" ok gzel soru H o u Hou, gzel b i r soru. B iz onlarn baz
larn grebiliyorduk. O zamanlar elimizde mikroskop ve ult
ramikroskoplar vard. Gzlerimizi yaklatrdmz bu aygtlar
la nesneler gerekte olduklarndan daha byk olarak gz28

krlerdi. Hatta varln bilmediimiz eyleri de grebiliyor


duk. Ultramikroskoplarn en iyileri bir mikrobu krk bin kez
bytyordu. Krk bin, yani krk midye kabuu. Bir baka
yntemle, film gsterici dediimiz aygtlarla zaten bym
olan bu mikroplar binlerce kez daha bytlebiliyordu. B yle
ce gzmzle gremediimiz bu mikroplar, aygtlarn yard
myla grp inceleyebiliyorduk. Elinize birer kum tanesi aln,
bunu krarak on paraya bln, sonra bu paralardan birini da
ha yeniden on paraya bln, bu biimde gne batana dek
blme iini yaparsanz, sz e ttiim mikroplardan birinin k
klne ulam olursunuz."
ocuklarn inanmad her h allerinden belliydi. Yark Du
dak burnunu ekerek surat asyor, Hou Hou gizlice glyordu.
Edwin onlar serte susturdu.
"Orman kenesi kpeklerin kann emer, ama mikrop ok
kk olduundan dorudan kan yoluyla insann gvdesine gi
rer ve orada milyonlarca yavru retir. O zamanlarda, bir insa
nn kannda bir milyon mikrop bulunurdu, yani bir yengecin
simgeledii kadar mikrop, onlara mikro organizmalar ela eler
dik. B u m ikroplar hastala yol aarlard. B u mikroplarn bir
ok deiik tr bulunurdu, bu trlerin says grdnz
kumsaldaki tm kum taneleri kadar okt u. Bu mikrop trleri
nin hepsini bilmiyorduk. Mikro organ izmalarn d nyas n g
rebilmeye balamtk ama bu dnya hakknda bildiklerimiz
pek azd. B ildiimiz az sayda ey unlard: 'Bacillus Anthra
cis'i,(*J 'micrococcus'u,(**) 'bacterium termo'yu(***J ve 'bacteri
um lactis'i<****J biliyorduk. ' Bacterium lactis', bugn kei st
n mayalamak iin kullandmz eydir Yark Dudak. Daha
birok ad var. . .
"

(*)
(**)

arbon hastalna yol aan bakterinin ad.


Septik artrit, menenjit, zatrree gibi hastalklarda tetikleyici etkisi ola

bilen bir bakteri tr.


(***) Isya duyarl bakteriler.
( * * * * ) Laktik asit bakterisi. Bu bakteriyle yaplan fermantasyon , rnein stten
peynir ve yourt yapm, Cilal Ta Devri'nden beri kullanlmaktadr.
29

htiyar bu szlerinden sonra mikroplar ve trlerine ilikin


bilimsel aklamalara giriti. Uzun ve kark cmlelerle bir s
r Latince szck sayd. ocuklar i htiyarn anlattklarndan bir
ey anlamadklar iin yzlerini buruturarak gzlerini okya
nusa dikmiler, uzaklara bakyorlard. Adal szlerle hala ko
nuan ihtiyar adam unutmulard bile.
En sonunda Edwin dayanamayarak, "Ama Kzl lm'
anlatacaktn ," dedi. htiyar hemen kendisini toplad; bir anda
altm yl ncesine gitmi, snfta mikroplar zerine kuramsal
bilgilerle dolu bir ders vermeye balamt.
" Evet, Edwin, unuttum ite. Kimi zaman gemiin ans be
ni yle saryor ki, kei derisine sarlm kirli bir ihtiyar olduu
mu, torunlarmn sessiz, ilkel bir dnyada oban olduklarn
unutuyorum. 'Tm sistemler kpkler gibi aniden yok oluve
rir,' ite bizim m uhteem uygarlmz byle yok olup gitti. Ben
ok yorgun bir ihtiyarm imdi. S anta Rosa Oyma'ndan bir
insanm. B u oymaktan bir kzla evlendim. Oullarmdan ve
kzlarmdan bir ksm ofrler Oyma'ndan kiilerle, kimileri
Sacramentolularl a,(*l kimileri de Palo-Altolularl a(**) evlendi
ler. Sen Yark Dudak, ofrler Oyma'ndansn, sen Eclwin
Sacramentolulardansn, H o u Hou sen de Palo-Altolulardan
sn. Sizin oymaklarnz adlarn, yklerini anl atacam, yakn
larda yerlemi eitim kurumlarndan alyor. Oras Stanford
niversitesi(***) adyla anlrd evet , imdi hatrladm. ok ak.
B en size, Kzl lm' anlatacaktm. yknn neresindeyiz
imdi ? "
" Mikroplar anlatyordun dede," eledi Eclwin , "u gzle g
rlmeyen ama insanlar hasta eden mikroplar . "
(*)

California eyaletinin bakentidir.


(**) San Francisco Krfezi'nde, Santa Clara kentinin kuzeybat kesinde
kk bir yerleim yeri.
( * **)Tam ad Leland Stanford Junior Univercity olan zel Amerikan niver
sitesi. San Francisco'nun 40 km gneydousunda, Palo-Alto blgesinde
dir. 2000li yllarn ba itibariyle, dnyann en byk 3. btesine sahip
niversiteydi.

30

" Evet, orada kalmtm. B u mikroplardan birkann bede


nine girdii ilk anda, insan bunun farkna varamaz. Fakat bu
mikroplardan her biri blnp iki mikrop olur, bu yolla ksa
srede oalrlar, insan bedeninde milyonlarca mikrop yaar
hale gelir. Artk o insan hastadr. Bir enfeksiyona yakalanm
tr, bu enfeksiyon da bedenine giren mikrobun adyla anlr. B u
kzamk olabilir, grip olabilir, sarhumma olabilir, b u h astaln
binlerce deiik tr olabilir.
Bu mikroplarn ilgin bir zelliinde sra. B unlar insan be
deninde yaamak iin, hep yeni trlerle saldrrlar. Uzun, ok
uzun yllar nce, dnya zerinde ok az sayda insan yaarken,
hastalk says da ok azd. Fakat insan nfusu artp, insanlar
byk kentler ve uygarlklarda bir arada yaamaya balaynca
yeni hastalk trleri belirdi, insan bedenine yeni mikrop trleri
girmeye balad. Bu trler m ilyonlarca, milyarlarca insann l
mne neden oldular. ok sayda insan balk istifi gibi skk
halde yaamaya balaynca, ok daha korkutucu mikrop trle
rinin saldrsna uramaya baladlar. Benim yaadm zaman
lardan ok daha nce, ortaalarda, Kara Veba denen bir has
tal k Avrupa'y silip sprd. Bunu Avrupa boyunca birka kez
yineledi . nsanlarn ok kalabalk yaadklar yerlerde, verem
hastal yayld. Benim yaadm zamandan yz yl nce, h
yarckl veba(*) grld. Afrika'da uyku hastal vard. B akte
riyologlar tm bu hastalklara kar savatlar, onlar yok etme
ye altlar; tpk sizin kei srlerinize saldran kurtlara, zeri
nizde uan sivrisineklere yaptnz gibi. B akteriyologlar. . .
"Ama dede, onlar ne adla ardn anlamadm," dedi
Edwin.
"Sen E<lwin, bir kei obansn. Grevin keileri gzlemek.
Onlarla ilgili bilgin ok. Bir bakteriyolog da mikroplar gzler.
Tpk senin gibi, o da mikroplar h akknda bilgi sahibidir. Son
ra, dediim gibi, bakteriyolog mikroplarla savar ve onlar yok
"

(*)Bubonik Yeba'nn halk arasndaki ad. En yaygn veba trdr. Lenf bez
lerinin hastalk nedeniyle iip ald biim nedeniyle bu ad almtr.

31

eder, tabii her zaman deil . Bir zamanlar czam vard, korkun
bir hastalkt. Ben domadan yz yl nce, bakteriyologlar c
zama yol aan mikrobu kefettiler. Onun h akknda her eyi
rendiler, resimlerini bile izdiler. Ben o resimleri grdm. Fa
kat o mikrobu ldrmenin yolunu bulamadlar. 1894'te adna
Pantoblast Vebas(*) denen v e B rezilya adndaki lkeyi krp
geiren bir hastalk belirdi, b u hastalk milyonlarca kiiyi l
drd. Bakteriyologlar bu hastaln mikrobunu da bulup yok
ettiler, hastalk daha fazla yaylamad. Adna serum dedikleri
bir ey yaptlar, bu serum hastann bedenine verildiinde, insa
n ldrmeden nce Pantoblast mikrobunu ldrmeyi baar
yordu. 1910'da ise pellagra(**) ve sonra kancalkurt hastalklar
belirdi. Bunlar bakteriyologlarca kolaylkla yok edilen hasta
lklard. Ama 1947'de daha nce hi rastlanlmayan bir hasta
lk ortaya kt. Bu hastalk bebeklerde grlyor, on hafta,
hatta daha ksa srede bebeklerin ellerini ayaklarn oynatma
sn, yiyip imesini engelliyor, onlar hareketsiz brakyordu .
Bakteriyologlar on b i r y l boyunca bu zel mikrobu kefedip
bebekleri kurtarmak iin altlar.
Tm bu hastalklara karn, hatta yeni beliren dierleri de
varken, insan nfusu giderek daha byk bir hzla artyordu .
B u yiyecek bulmadaki kolayln b i r sonucuyd u . Yiyecek n e
kadar kolay bulunuyorsa, i nsan says o denli hzl artyordu;
b u insanlar bir arada yaama k iin bir araya toplandka da,
yeni hastalklara yol aan yeni mikrop trleri beliriyordu. As
lnda, alarm zilleri almt. Soldevertzsky, daha 1929 gibi er
ken bir tarihte, bakteriyologlar yeni mikrop trlerine kar sa
vata zaferin garanti olmad konusunda uyarmt. B ilinen
lerden yzlerce kat gl bir m ikrobun ortaya kabileceini,
(*) London iddetle patlamak ve solumak szcklerinden oluan kurmaca
bir szckle, vebann cierlere sirayet ettiinde ald biim olan pnma
nik vebaya gnderme yapyor.
(**) N ikotinik asit eksikliinden kaynaklanan, derinin a maruz kalan yer
lerinde eritem olumas, buradaki epidermin dklmesi ve ishalle beliren
hastalk.

32

milyonlarca, belki de milyarlarca insan ldrebileceini syle


miti. G rdnz gibi , mikro organik dnyann bilinmezlii
sona ermiti. Bu dnya hakknda ok ey biliniyordu ve bu
dnyadaki mikrop ordularnn zaman zaman ortaya kp insan
soyundan pek ok kiiyi ldrmesine kar hazrlkl bulunulu
yordu. Ne yazk ki, aslnda tm bilinenler, bu mikroplarn in
sanlar ldrme yeteneine sahip olduklar ve u kumsaldaki
kum taneleri kadar ok olduklaryd. Bu mikro organizmalar
dnyasndan yeni saldr lar olabilirdi ama insan yaam kendi
sini 'sonsuz dourganlk' sayesinde koruyacakt; So lcle
vertzsky'nin kuramnn ad buydu, kendisinden nceki insanla
rn sylediklerini bu szcklerle birbirine balyordu."
Tam b u srada Yark Dudak ayaklar n oynatt, yznde s
kntl bir ifade belirmiti.
"Dede," dedi, "bu gevezeliklerin iimi karartt. Bize Kzl
lm ' anlatm ayacak mydn? Anlatmayacaksan hemen syle

ele, konakladmz yere geri dnelim."

htiyar ocua bakp sustu, handiyse alayacakt. Gz p


narlarnda yalar belirirken, seksen yedi yllk yaamnn ar
l zerine kt.
"Otur yerine," eledi Edwin sinirlenerek. ''Dede gzel anla
tyor. Kzl lm'e gelmeden nceki olaylar anlatyor, deil
mi Dede? Olanlar tam o larak anlamamz gerek. Onun iin,
yerine otur Yark Dudak. Haydi anlatsana dede."

33

III

htiyar gzyalarn kirli parmaklaryla sildi. Sonra titrek


sesine bir g vererek yksn anlatmay srdrd.
"Evet, 2013 yaznda anlatacam veba ortaya kt. ok iyi
anmsyorum, o zamanlar yirmi yedi yandaydm. Telsiz telg
raflar alnca . . .
Yark D udak skntsn gsteren bir hareket yapnca, ihti
yar yksn daha abuk anlatmaya alt.
"O zamanlar hava zerinden konumak m mknd, b ir
birlerinden binlerce ve binlerce mil uzakta olsanz bile mm
k nd bu. te b u yolla, New York'ta bilinmeyen b ir h astaln
ortaya kt haberi buraya dek geleli. Amerika'nn en soylu
kenti olan New York'ta o zamanlar on yedi milyon insan ya
ard. Hastalk haberi kimseyi kayglandrmad. nk lenler
sadece birka kiiydi. Grnd kadaryla, hastala yakala
n anlar ksa srede lyorlard , h astaln ilk belirtisi yzleri ve
btn gvdelerinin kzl bir renk almasyd. Yirmi drt saat
sonra, bu hastala ilikin Chicago 'dan bir rapor geldi. Ayn
gn, dnyann en b yk kenti olan Londra'da, Chicago 'dan
hemen sonra, iki haftadr h astalkla saval d ama kamu
oyundan b u bilginin gizlendii haberi gekli. H aberler sansr
den geiyordu. D emem o ki, Londra 'daki veba hastaln dn
yann geri kalannn renmesine engel olunmutu.
Durum ciddiydi ama Cali fornia'daki bizler, dier pek ok
yerdekiler gibi, tehdidi alglamamtk. nk bakteriyologlarn,
gemite baardklar gibi, bu mikropla savata da baarl ola
caklarna emindik. Ama bu mikrop insan ok abuk ldryor
du, hastala yakalanan mutlaka lyordu. Hibir iyileme ola
na yoktu. Eskiden Asya tipi kolera vard. Akam yemeini sa
pasalam bir adamla yerdiniz, sabah erken kalkp baktnzda,
o adamn cenaze arabasna tandn grrdnz. Bu yeni ve
baysa ok daha hzlyd, daha da ldrcyd. Hastaln ilk be
lirtilerinden bir saat sonra lm geliyordu. Kimi zaman hastann
"

34

can ekimesi birka saat sryordu. Kimi zaman da ilk belirti


lerden sonra hastann on-on be dakikada ld grlyordu.
nce kalp ok hzl atmaya balyor, ate ykseliyordu. Son
ra insann yz ve bedeni aniden kzl bir renk alyordu. Hasta
la yakalanan insanlarn ou kalp atnn hzlanmasnn ve
ate yksekliinin farknda olmuyor, ancak kzllk baladnda
ii anlyorlard . Genellikle hastaln ilk devresinde rpnmalar
balyordu. Fakat bu rpnmalar tehlikeli deildi. Bu durum
getikten sonra buna dayanabilen hasta sakinleiyordu. Hasta
da uyuukluk balyordu. Uyuma ayak tabanndan bacaklara,
dizlere, baldrlara, mideye ykseliyor, oradan bedenin dier b
lmlerine atlyordu. Kalbe ulat zaman insan lyordu. B u
uyuma srasnda hastada ktleme ya d a sayklama grl
yordu. Uyuma kalbe varp durduruncaya kadar hastann bilin
ci ak kalyordu. Bu hastalktan lenlerde dikkati eken bir
baka nokta, cesedin ok abuk rmesiydi. len kiinin gv
desinin paralara ayrlarak daldn grmek, inann, hi de
kolay baklr bir grnt deildi. Cesedin byle abuk bozulma
s hastaln abuk bulamasnn nedenlerinden biriydi. Bu
rm cesetlerden milyonlarca mikrop ortala yaylyordu.
B u koullarda bakteriyologlarn abalarnda en ufak bir
anslar yoktu. Kzl lm' incelemeye alan bakteriyolog
lar laboratuarlarda lp gidiyorlard. Bu bilginler gerek kah
ramanlard. lenlerin yerini hemen bakalar alyordu. Bir n
giliz bilgini, Londra'da b u h astaln mikrobunu, tekilerden
ayrmak baarsn gsterdi. Bu haber telgrafla her yere ulat
rld. Herkes umutlanmaya balad. Ancak, bu ii baaran
Trask adl ngiliz bilgini otuz saat sonra ld. Yine de nl
mikrop bulunmutu. Kzl Veba tohumuna kart bir tohumu
kefetmek iin btn laboratuarlarda sk bir alma balad.
Tm ilalar baarsz oldu. Grdnz gibi, tm sorun bu
mikroba kar bir ila ya da serum yapabilmekteydi. Hatta bak
teriyologlar dier mikroplar kullanmay, onlar hasta bedene
vererk iki mikrobu birbiriyle arptrmay bile denediler. ..
"

35

Yark Dudak ihtiyarn szn keserek, "Bir de bunlar g


remiyordunuz, deil mi Dede?" dedi. "Demek ki o gnlerde
insanlar deliymi ! Grnmeyen eylerle savamaya kalkmlar
bilginler. B unun iin lmler. B ilinmeyen bir eyle savamak
bouna abadr, sama bir itir ! " dedi.
Torununun bu alayl szlerine zlen ihtiyar alamakl ol
du. Edwin yine onu savunmak zorunda kald.
"Sen de grmediin bir sr eye inanyorsun, yle deil
m i Yark Dudak? " Yark Dudak ban sallad.
"llerin yrdne inanyorsun ama onlarn yrdkle
rini hi grmedin ki."
"Hayr, geen yl babamla kurt avna ktmda grdm . "
"Tamam ama sularn stnden atlarken tkryorsun," diye yeni bir soru sordu Edwin.
"Kem talihten kendimi korumak iin tabii."
"Peki kem t alihe inanyor musun?"
" Elbette."
"Ama sen kem t alihi de hibir yerde grm deilsin," de
di Edwin zafer kazanm bir edayla, "sen de Dede ve mikrop
lar gibi grnmeyenlere inanyorsun. Haydi devam et Dede."
Yark D udak Edwin'in b u metafizik dnce dzeni kar
snda yenilerek sustu. htiyar adam yine anlatmaya koyuldu.
Fakat anlattklar sk sk tartmalar ve ayrntlardaki uzla
mazlklarla kesiliyordu. nk ocuklar bu bilmedikleri dn
yaya ilikin anlatlanlarda, kendi dnyalaryla birok uyumaz
lk buluyor, kendi aralarnda alak sesli ekimelere giriiyor
lard. htiyar adam onlara yabanc, artk ok eskilerde kalm
olaylar anlatmaktayd.
"Kzl lm, San Francisco'da da kendini gsterdi. lk
lm, bir p azartesi gn olmutu. Sal gn San Francisco ve
Oakland(*l kentlerinde insanlar sinekler gibi lyorlard. Eve t ,
insanlar h e r yerde lyorlard. Yatarken, alrken, sokakta
( * ) San Francisco Krfczi'nin dou kysnda kent. Krfez evresinde, San
Francisco kentiyle en youn ulam ilikisi olan yerleim yeridir.

36

yrrken. O haftann perembe gn, ilk kez lmlerden biri


ne ben de tank oldum. rencilerimden biri, B ayan Collbran
snfta gzmn nnde oturuyordu. Konuurken yzne ba
kyordum. B irdenbire gen kzn yz kzla dnmt. Hemen
sustum , gen kza dikkatle bakmaya baladm. teki renci
ler de benim gibi yaptlar. nk artk o vebann aramza gir
diini biliyorduk. Korkuya kaplan gen kzlar ac lklar at
maya baladlar. Birbirlerini ezerek s nftan dar frladlar.
Daha sonra delikanllar da dar ktlar. Snfta yalnz iki kii
kalmt . Bayan Collbran birka dakika hafife rpnd. Deli
kanllardan biri ona bir bardak su getirdi. Gen kz barda al
d. Birka yudum iti ve haykrd.
' Ayaklarm! Tamamen uyutular.'
Bir dakika sonra, ' Ayaklarmn varln duymuyorum!
Ayaklarm yok sanki, kesilmi gibi. D izlerim, imdi de dizleri
me kyor, ' dedi.
Zavall kz kitap ve defterlerini bann altna koyarak sra
ya uzand. Hibir ey yapamyorduk. Uyuma ve souma kzn
belinden kalbine doru i lerliyordu. Oraya varnca kzcaz son
nefesini verdi. Kz on be dakika iinde, zaman tuttuum iin
iyi b iliyorum, lmt. B enim ders verdiim snfta lmt !
ok gzel , gl ve salkl bir gen kzd. Hastaln ilk belir
tisi ve uursuz sonucu arasnda yalnzca on be dakika gemi
ti. Bu Kzl lm'n kendisini ilk tantmasyd.
Bu on be dakikalk srede len gen kzn yannda kalm
tm. niversitede alarm verilmiti. B inden fazla renci snf
lardan, laboratuarlardan kp kamlard. Rapor vermek iin
dekann odasna gittiim srada okulda pek az insan kalmt.
ki kii koridorlarda koarak kayordu.
Dekan Hoag' brosunda yalnz buldum. Daha yalanm
ve salar daha aarm gibi duruyordu, yznde daha nce hi
grmediim bir ifade vard. B eni grnce kendine gelir gibi ol
du. eri girdiim kapnn karsndaki kapya doru yalpalaya
rak yrmeye balad. Kapdan kt, arkadan kilitledi. Anl37

yorsunuz ya, dekan hastaln bana da bulatn sanyor, bun


dan korkuyordu. Kapnn arkasndan bana defolup gitmemi
syledi. Ben de dediini yaptm. B ombo snflarn nnden,
koridorlardan geerken ektiim heyecan hala unutamyo
rum. Bu h eyecan yalnzca korkudan deildi. H astala tutula
cam anlamtm, kendimi imdiden lm sayyordum. G
zmn nnde bir canl birdenbire yok olmutu. Kendimi de
dnyann sonuna gelmi sanyordum. retim yelerinden biri
olduum bu niversite benim varlmn nedeni, tm yaamm
d. B enden nce babam da burada profesrd. Ondan nce de
bykbabam profesrm. B u rada okumu, b urada yaam,
burada meslek sahibi olmutum. Ben dounca Tanr yazgm
bu niversiteye balamt. B ir buuk yzyldan bu yana, b u
niversite b i r makine verimliliiyle alp durmutu. imdi ya
amas birdenbire kesilmiti. B enim kutsal sunamn mealesi
artk snmt. Anlatlamaz bir korku ve dehete kaplmtm.
Eve dndmde, kahya kadn bir lk atarak kat. Zile
basp hizmetiyi ardm ama nafile. O da kap gitmiti. Evin
iinde kefe ktm. Mutfakta a kadn da bavulu toparlyor
du. B en i grnce barmaya balad, kaarken bavulunu d
rd. B avuldaki btn giyecekleri ortala dald. lklar
atarak merdivenleri inip gzden yitti. lklarn b ugn bile
iitebiliyorum. Gryorsunuz torunlarm, baka zaman hasta
lara byle davranlmadn bilirsiniz. Hasta grldnde ac
lklar atlmazd, sakince doktor arrlard. D oktorlar ve
hemireler insana n asl davranlacan bilirlerdi. Ama durum
tamamen bakayd. B u hastalk hemen bulayor, ok abuk
ldryordu, kurtulu ans hi yoktu. Bu hastalktan kurt ulan
olduunu iitmemitik.
Koca evin iinde yalnz bama kalmtm. Az nce sz et
tiim gibi, o zamanlar i nsanlar uzak yerlerden telefon ya da tel
siz telefonla birbirleriyle haberleebilirlerdi. Telefon ald. Te
lefondaki erkek kardeimdi. Eve gelmeyeceini, gelirse kendi
sine hastalk bulatracamdan korktuunu sylyordu. ki
38

kz kardeimi de al arak meslektalarmdan Profesr B acon 'un


evine gittiini bildiriyordu. Vebann bana bulap bulamad
anlalncaya kadar tela etmeden evde beklememi neriyor
du.
Bu mantk yrtmeyi hakl buldum ve evde kaldm. Haya
tmda ilk kez mutfakta yemek piirmeyi denedim. Henz Kzl
Veba belirtisi yoktu. stediim kiilerle telefonla kon uabilir,
darda olup bitenleri renebilirdim . B ana ait gazetelerin
evin bahesindeki parmakln zerinden atlmasn rica ettim,
bylece olaylarn geliiminden h aberdar olacaktm.
New York ve Chicago kargaalk i indeydiler. Btn b
yk kentler ayn biimde kargaaya dmlerdi. New York
emniyetindeki polislerin te biri Kzl Veba'dan lmlerdi.
Emniyet mdr ve belediye bakan da lmt. Kanun ve
dzen ilemiyordu. Cesetler sokaklarda birikmiti. B yk
kentlere yiyecek tayan trenler ve rmaklardaki vapurlar al
myordu, a kalan halk dkkanlara, depolara saldrp yamac
lk yapyordu. Her yerde lm, hrszlk ve sarholuk alm y
rmt. B tn byk kentlerden milyonl arca insan alp ba
n gitmiti. nce zenginler zel arabalar, zel uaklar ve zel
gdml balonlaryla kamlard. Arkasndan her snftan sa
ylamayacak kadar ok insan yaya olarak kayorlar, bylece
veba m ikrobunu kentlerin dna, krlara tayorlard. B unlar
yollar stnde rastladklar kasabalar, kyleri, iftlikleri ya
malyorlard.
Bu bilgileri Amerika 'ya yayan telsiz memuru, aletiyle bir
likte yksek bir kulenin tepesindeydi. B u memur ehirde kalan
birka yz bin kiinin lgna dndklerini, ok korktuklarn
ve iki iip sarho olduklarn bildiriyordu. B ulunduu yerin
evresinde byk yangnlar ktn ekliyordu. Gizli bir gaze
teci o labilecek bu adam, grev yerinden ayrlmyordu, gerek
bir kahramand o.
Yine bu adamn bildirdiine gre, yirmi drt saattir ngil
tere'den Amerika limanlarna uak ya da vapur gelmemiti.
39

Son h aber Almanya'nn B erlin kentinden alnmt. Meni


kof(*) Okulu'ndan bir bakteriyolog olan Hoffmeyer'in vebaya
kar bir serum bulduu bildiriliyordu. te bu, o gn Avru
pa'dan bize gelen son haber oldu. Ne var ki Hoffmeyer'in ve
baya kar serumu bulmas, Avrupa iin de bizim iin de ok
ge kalmt. iten gemiti. Amerika'da hayatta kalanlar g
nn birinde durumumuzu anlamak zere, Avrupa'dan merak
l kaiflerin geldiini gremeyeceklerdi . nk Kzl lm iki
yarm kreyi de krp geirmi, artk her iki ktada ok az say
da insan kalmt.
Bir gn daha New York'tan telsiz haberi almay srdr
dk. Onlar da sonunda sustu. Telsiz grevlisi de hastalktan
lp gitmiti, h aberleri yayd bina kmt y a da y angnlar
da yok olmutu. New York 'taki olaylarn ayns dier kentler
de de oldu. San Francisco, Oakland ve Berkeley'de olaylar hep
ayn sray izledi. Sal gnnden beri insanlar yle abuk l
yorlard ki yaayanlar cenazeleri kaldrmyor, sokaklar, cadde
ler, her yer ceset lerle dolup tayordu. Ertesi gnn gecesinde
byk panik ve krlara g balad. Gzlerinizin nnde bir
canlandrn torunlarm, kimi zaman Sacramento I rma 'nn k
ysnda somon balklarnn srler halinde getiini gryorsu
n uz ya, ite insanlar onlardan daha b yk srler halinde kent
lerden kayorlard. D oal olarak, pek oun a hastalk bula
mt. lmden kurtulmak iin bouna abalyorlard. Size an
latp durduum mikroplar, kendileriyle birlikte krl ara ta
yorlard. Zenginlerin uaklar da mikrobu dalara, uzak lle
re dek yaydlar.
Bu uaklardan yzlercesi H awaii'ye katlar, fakat tek ba
larna deildiler; veba mikrobu da onlarla birlikte git t i . B iz
bunlar San Francisco t amamen yok olana dek, telgraflardan
rendik. D aha sonra telgraf trafiini ynetecek kiiler de l
dler. Bu inanlmazd, dnyann geri kalanyla en ufak bamz
( * ) lya lyi Menikof ( 1 845- 1 916): Baklk sistemi zerine aratrmalary
la tannm Rus mikrobiyolog. 1 908'de Nobel Tp dl'n kazanmtr.

40

kalmamt. Dnyann geri kalan hastalktan tmyle yitip git


ti mi, bilmiyorduk. Altm yl nce, dnyann geri kalan benim
iin yok oldu. New Y ork, Avrupa, Asya ve Afrika gibi pek ok
yeri bilirdim ama tam altm yldr oralardan gelen tek bir sz
cklk haber bile alamadm. Kzl lm gelmi ve dnyamz
paralam, geri dnlmez biimde yok etmiti. On bin yllk
kltr ve uygarlmz, gzlerimizin nnde, ' sabun kp gi
bi yitmiti'.
Size zenginlerin uakl arn anlatyordum. Her nereye gitti
lerse vebay da yanlarnda gtrdler, hepsi ldler. Onlarn
arasndan, Mungerson dnda k urtulan birini iitmedim. B u
adam S anta Rosallar Oyma'na katlp benim sevgili kzm
Mary i le evlenmiti. Vebadan sekiz yl sonra ortaya kmt. O
zamanlar on dokuz yandayd , on iki yl sonra da kzmla ev
lendi. Grdnz gibi, evlenmek iin bekar kadn bulmak ge
rekiyordu, Santa Rosallar arasnda evlenecek yaa gelen ka
dn yoktu. Kzm Mary on alt yana gelene dek beklemek zo
runda kalmt adam. Onun oullarndan Kaytan B acak' ge
en yl da aslan paralad.
M ungerson, veba ortaya ktnda on iki yanclaycl. B a
bas b yk bir sanayiciydi . Zengin ve gl bir adamd. O za
man btn ailesiyle birlikte uana, Conclor'a atlayp B ritish
Columbia 'ya<*J doru yola koyulmu. B uras uzak kuzeyde bir
yereli. Fakat uak arzalanm ve Sh asta Da'na(**) dm.
K uzeydeki bu dan adn iitmisinizdir. te orada veba yeni
den ortaya km, btn aileyi ldrm, yalnzca on bir yan
daki bu ocuk hayatta kalm. S ekiz yl l gibi topraklarda, bir
insana rastlamak umuduyla tek bana dolam. En sonunda
gneye doru yryerek S anta Rosa Oyma'n bulmu.
Ama ykme kaldm yerden devam edeyim . San Francis
co Krfezi evresindeki byk kentlerden g balamt. Ama
(*) Kanada'nn en batsndaki eyalet. Kuzeybatsnda ABD'nin Alaska, kuze
yinde Yukon, dousunda Alberta, gneyinde ABD topraklaryla evrilidir.
( * * ) Zirve noktas 4322 m yksekliinde olan, California eyaletinin 5. en yk
sek da.

41

telefonlar hala alyordu, ben de kardeimle konuabiliyor


dum. Ona bende Kzl Veba belirtisi olmadn sylyor, kent
lerden bu kan cinnet olduunu anlatmaya alyordum. B i r
araya gelip gvenilir b i r yerde kalmamz neriyordum. So
nunda niversitede, Kimya Fakltesi 'nde bulumay kararla
trdk. Yedek yiyeceimizi oraya tayacaktk. Orada barikat
kuracak, gerekirse silah kullanarak kimseyi yanmza almaya
cak ve olaylarn gelimesini bekleyecektik.
B unlar kararlatrdktan sonra, kardeim en az yirmi drt
saat daha evde kalmam nerdi, hastalktan bak kaldma
kesinlikle emin olmak istiyordu. B unu kabul ettim, o da ertesi
gn gelip evde konumaya sz verdi. Telefon h at lar kesilince
ye dek, nasl yiyecek bul acamz ve Kimya Fakltesi 'ni nasl
savunacamz ayrntlaryla konuuyorduk. Tam konumam
zn ortasnda telefon hatlar kesildi . Elektrikler de kesik oldu
undan, evimde tek bama karanlklar iinde kaldm. Artk
gazete basklar da kesilmiti , darda olup biteni bilmiyor
dum. Yalnzca ayaklanmalarn grltsn, silah seslerini iiti
yor ve Oakland tarafnda kan yangnlarn gkyzne yanst
t parl ty gryordum . O gece kuku iinde geti. Sabaha
kadar gzm krpmadm. O gece , nedenini daha sonra da
renemediim bir olayda, evimin karsndaki kaldrmda bir
adam ldrld. B irdenbire bir otomatik tabancann patlay
n iittim, birka dakika sonra zavall adam yaral olarak kap
mn nne yld. Elini glkle uzatp kapy alyor, yalvara
rak yardm istiyordu. Yanma iki otomatik tabanca alp yaral
adama gittim. Bir kibrit akarak parmaklklarn arkasndan
adama baktm, bir yandan ald yaralar yznden can eki
mekte olan adam, dier yandan vebaya tutulmutu. Hemen
eve geri dndm. Yarm saat boyunca yardm edilmesi iin
h aykrdn duydum.
Sabah kardeim geldi. Evdeki yanmda tayabileceim ,
deerli kk eyleri el antamn iine daha nce yerletirmi
tim. B unlar da Kimya Fakltesi'ne gtrmek istiyordum. Ne
42

yazk ki, kardeimin yzne baktmda onun beni izleyemeye


ceini anlamtm. nk vebaya yakalanmt. Elimi skmak
zere elini uzatnca ondan uzaklatm.
' Aynada kendine bir bak,' dedim.
Aynaya bakt, yzndeki kzll fark etti. Yzndeki k
zllk giderek artyordu. Sonunda sinirli bir halde bir iskemle
ye kt.
'Aman Tanrm,' dedi. 'Ben de yakalandm. Sakn bana
yaklama, ben l bir adamm. ' Az sonra rpnmalar balad.
ki saat gemeden ld. Soukluk ve duyum kayb ayaklarnda
balad, giderek ilerledi, sonunda kalbine srad ve ld.
Bu Kzl lm 'n izledii yoldu. Hemen el antam kapp
sokaa frladm. Caddelerdeki grnm korkuntu. nsann
ayaklar cesetlere taklyordu. H astalarn kimileri henz lme
milerdi. Onlara bakmaya cesaret edebildiinizde, bir an nce
lmek iin abaladklarn grebilirdiniz. Saysz yangn B erke
ley'i k l etmiti, kimi yangnlar Oakland'a ve San Francisco 'ya
atlamt. Duman gkyzn karartyor, gn ortasnda alaca
karanlk basmasna neden oluyordu. Ara sra rzgar dumanla
r datnca kzl renkli bir gne gzkyordu. Gerekten de
torunlarm, dnyann yok oluundaki son gn yaar gibiydik.
Saysz otomobil, benzin yokluundan dolay terk edilmi
biimde sokaklarda yatyordu. B unlardan bi rini ok iyi anms
yorum. Bir erkek ve kadn oturduklar yerde lmlerdi. ki
kadnla bir kk ocuk arabadan inmi, aresizce kaldrmda
beklemekteydiler. Her yandan bunlara benzer ac grntler
gze arpyordu. Az sayda erkek evler boyunca, hayaletler gi
bi yryorlard, yzleri solmu gen kadnlar, bebeklerini ku
caklarnda t ayorlard. B yk ocuklar babalar ellerinden
tutmu bili nmeyen bir yne gtryorlard. Kimisi tek b ana,
kimisi eleriyle, kimisi ailece b u lm kentinden kayorlard.
Bir ksmnn yannda hibir ey yoktu.
B i r bakkaln nnden getim, yiyecek maddelerinin satl
d yerdir bakkal. B akkal tanrdm, drst, sessiz bir adamd
43

ama sinirliydi ve sabit fikirliydi; dkkann yamadan koruma


ya karar vermiti. D kkann kaps ve camlar delik deik ol
mutu. B akkal tezgahn arkasna gemi, tab ancasn ekmi,
yamaclara ate ediyordu. Bakkaln n cesetlerle doluydu,
onlar sabahn erken saatlerinde ldrm olmalyd. Ben
uzaktan olanlara bakarken yamaclardan birinin yandaki m a
azann vitrinini krdn grdm. Bir ayakkab maazasyd,
yamac m aazaya girip alacan aldktan sonra dkkan ate
e verdi. Ben de bakkaln yardmna komadm. B akalarna
yardmn zaman gemiti. Uygarlk kmt, herkes kendi
cann kurtarmak peindeydi."

44

iV

"Oradan koar admlarla ayrlp yoku aa inerken ilk k


ede baka bir trajediye rastladm. alan snftan iki kii, i ki o
cuklaryla giden iyi giyimli bir erkekle kadna, soymak amacyla
saldrmlard. Saldrya urayan kiiyle tanmamtm ama kim
olduunu biliyordum. Bu iirlerini beendiim bir airdi. Ona
yardm etmek istemedim deil ama duraksadm; tam o srada bir
tabanca patlad , adamn yere dtn grdm. Kars lk
atmaya balad ama saldrganlardan biri sert bir yumrukla kad
n yere indirdi. Haydutlara bardm ama tabancalarn bana e
virdiler. hemen keden saparak kamaya baladm. Yolumu
kesen bir yangn yznden durdum. ki yandaki evler yanyor
du, sokan ii alev ve dumanla kaplyd. Karanln iinden yar
dm isteyen bir kadnn l duyuluyordu. Ona da yardma git
medim. Byle sahnelerle karlamak, yardm arlar karsn
da bile insan yreinin talamasna neden oluyor.
Keden geri dndm, iki haydudun uzaklatklarn gr
dm. air ve kars kaldrmda l yatyorlard. Bu sarsc bir
grntyd. ki ocuk kaypt; n e olduklarn bilemiyorum .
Tek bildiim uydu: D aha nce grdm, yzleri bembeyaz
kesilmi insanlarn neden korkuyla katklarn anlamtm.
Uygarlmzn merkezinde, ayr mahallelerde kuatlm al
an snflardan, bir barbarlar soyu yaratmtk. imdi, onlarn
bizden i5 alma gn gelmiti. Bu vahiler birbirlerini de yok
ediyorlard. En sert ikileri ierek bedenlerine zarar veriyor,
sarholukla, bilinsizlikle kavga edip toplu bir cinnet iinde
birbirlerini ldryorlard . Az sonra ncekilerden daha iyi i
ilere rastladm. Karlarn ve ocuklarn ortalarna alp top
l anmlar, i htiyar ve hastalar sedyelere koymular, kentin d
n a kmak iin abalyorlard. Bir kamyona yiyecek doldur
mular, kamyonu atlara ektiriyorlard. Sokak boyunca dzen
li ilerleyilerini beenmemek elde deildi, geri yaklamamam
iin bana silahlarn gstermekten geri kalmadlar. nderlerin45

den biri uzaktan seslenerek grdkleri haydut ve yamaclar


ldrdklerini, kendilerini savunmann tek yolunun bu oldu
unu syledi.
O anda ilk kez rastladm ama sonra sklkla greceim bir
sahneye tank oldum: Kalabaln iinde bir adamda aniden ve
ba belirtileri ortaya kt. evresindekiler hemen ondan uzakla
tlar. Adam hi ikayet etmeden onlardan ayrld, kalanlar yolla
rna devam ettiler. Tank olduum dier bir olay da uydu: B
yk olaslkla hasta adamn kars olan bir kadn, hasta adamdan
ayrlmayacan syleyerek k alabalktan ayrlmak istedi. Ama
hasta adam karsna yoluna devam etmesini syledi; kafiledeki
ler de kadn brakmyor, kolundan tutarak srklyorlard. Y
zndeki kzllk aniden oalan adam koar admlarla sokan
sonundaki evlerden birinin kapsna snd. Bir silah sesi duy
dum, sonra adamn kapnn nnde cansz yattn grdm.
ki kez yangnlar yznden yolumu deitirmek zorunda
kalsam da, sonunda niversiteye varmay baardm. Yerlekeye
girer girmez, kalabalk bir niversite alan grubunun da Kim
ya Fakl tesi 'ne gitmekte olduunu grdm. Hepsi aile sahibi
insanlard, ou ailelerini yanlar nda getirmekle kalmam,
hemirelerini ve hizmetilerini de buraya tamlard. Profesr
B adminton bana selam verdi , onu glkle tanyabildim. in
den gemeye alt yangnlar yznden, sakal tamamen kzl
renk almt. B anda kanl bir sarg bezi vard, elbiseleri de kan
iindeydi. Gece frsatlarn saldrsna uradklarn, evlerini
savunurken kardeinin saldrganlarca ldrldn anlatt.
Yerlekeyi yarladmzd a, B ayan Swinton 'un yzn ia
ret etti. B aka trl yorumlanamayacak kzllk gzmzn
nndeydi . Dier kadnlar lklar atarak B ayan Swinton'un
evresinden katlar. ocuklara refakat eden hemireler de
ocuklar uzaa kardlar. Ama kocas Doktor Swinton kars
nn yannda kald.
"Siz yolunuza devam edin," dedi bana, "ocuklarmla ilgi
lenin. Ben karmn yannda kal aca m . Ne zaman leceini bil46

m iyorum ama onu yalnz brakamam. Son nefesini verdikten


sonra, hastalk bana bulamamsa, sizi Kimya Fakltesi'nde
bulurum. B eni grdnze ieri aln."
Onu karsnn son anlarna elik etmesi iin yalnz brakp
koarak grubuma yetitim. Kimya Fakltesi 'ne son giren grup
biz olduk. Daha sonra, otomatik tfeklerimizi kuanp binann
evreden yaltlmasn saladk. Planmz, bu snaktaki altm
kii iin gerekli dzenlemeleri yapmakt. Ne var ki, bu al tm
kiinin nerdeyse hepsi yaknlarn ve ailelerini de yanlarnda
getirdikleri ii n , snaktakilerin says drt yze ulamt.
Kimya Fakltesi byk bir binayd, kentteki yangnlardan
uzakta bir konumda bul unduunu da gz nne alrsak, bina
da gvende olduum uzu varsayabilirdik.
Yanmzda pek ok yiyecek ve dier malzeme getirmitik,
bunlarn paylatrlmas, ailelerin gnlk istihkaklarnn eit
datlabilmesi iin bir ekip kuruldu. Dier konular iin de
benzer ekipler oluturuldu ve gndelik ilerin etkin biimde
srdrlmesi saland. Epeyce yiyecek getirmitik. B unlarn
datm iin bir ekip oluturduk hemen . B aka konular iin de
byle ekipler kurduk. Ben savunma ekibindeydim. lk gn bi
naya yaklaan bir yamac grlmedi. Onlar grmememiz ol
madklar anlamna gelmiyordu; evrede adrlar kurmulard,
yaktklar ateleri ve dumanlar pencereden gryorduk. ip
sarho oluyorlard, barp aryor, mstehcen arklar syl
yorlard. kp giden dnyamzn zehirleyici havasnda kendi
lerini kaybediyor, vahileiyor, birbirlerini ldryorlard. Fa
kat ne fark ederdi ki? Nasl olsa bir biimde leceklerdi, g
ls de zayf da, yaam seven de sevmeyen de ayn yaam t a
rafndan ufalanacakt. Geecekti, her ey geip gidecekti.
Aradan yirmi drt saat getikten sonra hibirimize Kzl
Veba'nn b ulamam okluunu grdk, kendi kendimizi kut
ladk ve bir kuyu kazmaya karar verdik. O grdnz byk
demir borular, o gnlerde kentlerin su gereksinimi karlamak
amacyl a kullanlrd. Kentte kan yangnlarda bu borularn
47

ou patlam ve su depolar boalmt. B iz de Kimya Fakl


tesi 'nin ortasndaki avlunun imento zeminini deldik ve kaz
m aya baladk. Pek ok gen vard aramzda, renciler de var
d, bizimle birlikte gece ve izleyen gn boyunca altlar. So
nunda korktuumuz bamza geleli. Suya ulatk ama borular
da hi su kalmadn gz nne almak zorundaydk.
kinci yirmi drt saat de geti, hala hibirimizde veba belir
tisi grlmemiti. Kurtulduumuzu dnmeye balamtk.
Fakat hastalkla ilgili bilgimiz ok kstlyd, hastalk abuk l
drdne gre b ulama sresi de ksadr gibi bir akl yrt
meye inanmtk. Yakaladn ksa srede ldrdne gre,
bulama etkisinin de ksa srede olacan dnyorduk. ki
gn gemesinin yeterli olduunu sanmtk, hastaln etkile
rinden uzaklatmza seviniyorduk.
nc gn tm hayallerimiz ykld. O geceyi unutmam
m mkn deil. Saat sekizden on ikiye kadar sren gece nbe
tini tutuyordum, atdaki terasta beklerken i nanlmaz bir g
rntye tank oldum. San Francisco kenti, altndan bir volkan
patlam gibi havaya alevler fkrtyordu. Bu alevler saatler
ilerledike byyor, gz kamatrc bir parltyla g aydnla
tyordu. Bu yle bir parltyd ki, oluan ayd nlkta en kk
p untolu harfler bile okunuyordu. Ayrca Oakland'dan, San
Leandro 'clan,(*) Haywards'tan(*"l kan alevler birl eiyor, ku
zeye yryor, Richmond Burnu'ncla(***l yeni bir ate halinde
kendini gsteriyordu. Dnya alevden bir kefen iinde yok olu
yordu. Saat on sularnda, Pinole B urnu'ndaki<****l barut depo
lar art arda patlamalarla havaya utular. Korkun bir grl(*)
(**)

San Francisco Krfezi blgesinde, Alameda i line bal yerleim yeri.


Hayward ve Haywood adlaryla da bilinen, San Francisco Krfezi'nin
dou yakasnda, Alameda iline bal yerleim yeri.
(***) San Francisco Krfezi yaknlarnda, Riclmond yerleim blgesi snr
lar iindeki burun. Gnmzde R iclmond-San Rafael Kprs ile
San Francisco'ya balanmaktadr.
(****)San Francisco Krfezi'nin kuzey kolu olan San Pablo Krfezi iinde
bir burun. Gnmzde ulusal park olarak ilan edilmitir.

48

tyd. inde bulunduumuz Kimya Fakltesi salam bir ya


pyd ama bu patlamalarla temellerinden sarsld . Sanki dep
rem oluyordu. B inann tm camlar krld. O anda nbet yeri
mi braktm, koridorlardan getim, odalara girerek durumu
herkese anlattm. Korkmu kadnlar yattrdm.
Bir saat sonra, giri katnn penceresinden, yamaclarn
konak yerinde bir kyamet koptuunu iittim. Kfrler edili
yor, tabancalar ateleniyordu. B u grltnn, hastalk bula
mam olanlarn hastalanmaya balayanlar aralarndan uzak
latrmak, onlar kovmak istemelerinden ktn anladk. Ko
vulanlardan birka yamac binamzn kapsna kadar geldiler.
Kendilerini ieri almayacamz, gitmelerini bararak syle
dik. Karlnda bize kfr edip ate etmeye baladlar. Bu s
rada pencereden bakmakta olan Profesr Merryweather alnn
dan yedii bir kurunla ld. Biz de karlk olarak yaylm ate
i atk, saldrganlar katlar, ilerinden biri kadn olmak zere
kii yerlerinde kald. ele Kzl Veba'lycl . lmleri ya
kn olduundan korkuyla ileri kalmamt. Havay saran ay
dnlkta yzlerinin kzll belli oluyordu, bize kfrederek ate
etmeyi srdrdler. Tfeimle birini ldrdm. Az sonra bir
kadn ve erkek pencerenin altnda benim kurunl armla devril
diler, can ekimelerine tank olduk.
Durumumuz tehlikeliydi. Patlamalar yznden camlar
krlan pencerelerden Kzl Veba mikropl ar kolayca girebi
lird i . rgtmzdeki salk ekibine gerekli nlemleri alma
sn syledik. B u i iin tm cesaretlerini gsterdiler. B i nann
nndeki cesetleri gtrmek iin iki kii seileli. Bu i onla
rn hayatna m alolacak bir zveriydi. nk grevlerini yap
tktan sonra yeniden okula sokulmayacaklard . B ekar bir
profesrle bir renci gnll oldular. Vedalatktan sonra
dar ktlar. G nn kahramanlar onlard. Drt yz kiinin
yaamas uruna yaamlarn tehlikeye atmaktan ekinmedi
ler. Okulun kapsndan knca nce iki cesedin yannda
ayakta durdular, d nceli gzlerle bize son bir veda iareti
49

yaptlar, birer ceset srt l ay p yanmakta olan kente doru


uzak latlar.
Ama b unlar ie yaramamt . Ertesi sabah Kzl Veba ii
mizden ilk kurbann yakalad. Profesr S tout ailesinden gen
bir hizmeti kzda hastalk b elirtileri grld. D uygulanacak
zaman deildi. Aramzdan ayrlmasn syledik, onu dar at
tk. Zavall kz sesini karmadan syleneni yapt. Yava adm
larla uzaklat. U mutsuzlukla ellerini ovuturuyor, hkrarak
alyordu. Bu kaba davranmzdan dolay zlmemi deildik
ama elden gelen baka bir ey yoktu. Dier insanlar kurtar
m ak iin bir kiiyi gzden karmak gerekiyordu.
Okulun laboratuarlarndan birinde aile b arnyordu. O
gn leden sonra aralarnda drt ceset ve hastaln eitli ev
relerinde yedi kii grld.
B undan sonra tm binada korku hkm srmeye balad.
Bu aileleri cesetleri orada b rakarak baka bir odaya gemeye
zorladk. aileye de Kzl Veba bulamt . Aralarnda hasta
lk b elirtileri gsterenleri bir tecrit odasna kapatyorduk. On
lara yanamyor, dokunmuyorduk. Zaten kendiliklerinden tec
rit odasna gidiyorlard. Hepimiz zntlydk. Ama Kzl Ve
ba salgn sryordu. B tn tek odalar ller ve can ekien
lerle doluyordu. Henz sala m kalm olanlar, binann birinci
katndan ikinci katna ekiliyorlard. lm denizi odalar ve
katlar ele geirdiinde, sa kalanlar nc kata g ettiler.
Bina ksa srede her yanndan kemik fkran bir mezarl
a dnt. Ertesi geceden itibaren, biz hayatta kalanlar, silah
lar, cephaneler ve yiyecek konserveleriyle okuldan ayrldk.
nce yerlekenin yamacl ar a gre dier yannda kamp kur
duk, sonra birkamz yiyeceklerin banda nbet tutarken , di
erleri kenti aratrp at, otomobil, araba gibi tat aralarn
kamp yerine getirmek zere gittiler. Amacmz buradan g
etmek, yanmzda olabildiin ce ok yiyecek gtrmekti. i
gruplarnda grdmz uygulayacak, silahl armzla kendi
mize bir yol aarak krlara doru ilerleyecekt ik .
50

B e n de nclerden biriydim . B u srada Doktor Hoyle, oto


mobilini garajda braktn anmsad, gidip ona bakmam sy
ledi. kierli sralar halinde yryorduk. Yanmda gen bir
renci olan D ombey vard. Doktor Hoyle'un evine gitmek iin
kentin iinden yarm millik bir yolu amamz gerekiyordu.
Oras aal baheler iinde mstakil evlerden kurulmu bir
mahalleydi ama yangnlar yznden evler yknt haline gel
mi, bitki namna tek bir ey kalmamt. Kimi yerde evlerin
ou yanm, kimi yerlerde tek tk evler yangndan zarar gr
memiti. Yamaclar burada da i bandaydlar. Otomatik ta
bancalarmz uzaktan grlecek biimde tayarak yryor
duk, baklarmz kararlyd , bize saldran olursa kendimizi ko
ruyacaktk. Doktor Hoyle'un evi yangndan zarar grme
benzemiyordu ama evin bahesine girdiimizde evremizi bir
duman b ulutu sard.
Korunmaya altmz adamlardan biri yangndan kap
ieri girmi. Ceplerine evdeki deerli eyleri doldurmu, bul
duu viskiden iip epeyi sarho olmu. B iz bahedeyken sarho
bir halde yalpalayarak garaj n nndeki araba yolunda ilerle
meye balad. lk aklma gelen ona ate etmekti ama bugn bi
le nedenini bilmediim bir ruh halinde vazgetim. Adam hala
sendeliyor, az dolusu kfrederek syleniyordu, gzleri kan
anana dnmt; yznde viski sarhou bir insanda grebi
leceiniz o dkn ifade yerlemiti. ki yana yalpalayarak, i
menlere basa basa yrdkten sonra bizimle karlat . Bir
aaca dayand ve gemek iin bize yol verdi. Tam bu anda t a
bancasn ekerek birdenbire Dombey'e ate etti. Zavall deli
kanl alnndan vurularak ld. B en de otomatik tabancam
ateleyerek onu ldrdm ama artk ok geti. D ombey ses bi
le karamadan lmt. Kendisine ne olduunu anladndan
bile pheliyim.
ki cesedi orada brakp yanmakta olan evin garaj n a do
ru kotum. G arajda Doktor Hoyle'un otomobilini buldum.
Deposu benzin dolu, kullanlmaya hazr haldeydi. Otomobili
51

harabeye dnm kentin sokaklarnda srerek yerlekedeki


sa kalm arkadalarmn yanna dndm. Kefe kan dier
arkadalar da dndler. Onlar fazla bir ey elde edememiler
di. Prefesr Fairmead, yalnzca Shetland tr bir midilli(*) bu
lup getirmiti. Zavall hayvan ahrnda bal kalm, kim bilir
ka gndr beslenmedii iin zayflamt. Yk tayacak du
rumda deildi. Onu b urada b rakmay nerenler oldu ama ben
kar ktm, hayvan yanmzda gtrmemizi, et gereksinme
mizi gidermek iin onu kesip yiyebileceimizi syledim.
Yola ktmzda krk yedi kiiydik, iimizde kadnlar ve
ocuklar da vard. Bizimle birlikte gelen i htiyar faklte dekan
iyice elden ayaktan dm gibiydi, onu kk ocuklar ve
Profesr Fairmead 'in annesiyle birlikte otomobile yerletirdik.
Ayanda kurun yaras olan gen ngilizce retmeni Waltho
pe da direksiyona geti. Geri kalanlar yryor, Profesr Fair
mead midilliyi yedekte gtryordu.
Aslnda gneli bir yaz gnndeydik ama her yandaki yan
gnlar yznden duman tabakas gkyzn rtyor, gne bu
dumanlar arasndan snk bir kre gibi grnyordu; kan kr
mz uursuz bir kre. Birka gndr gnei byle grmeye
almtk . Ancak burun deliklerimizden, gzlerimizden giren
duman bizi rahatsz ediyordu. Gneydou ynnde, kenti ev
releyen sonsuz sosyal konutlarn arasndan yryorduk. nce
kentin hemen dndaki kk yeil tepeleri atk.
lerleyiimiz ok yavat. Kadnlar ve ocuklar hzl yrye
miyorlard . Yrmeyi ryalarnda bile grmemilerdi, torunla
rm , bugnk gibi yrmeyi bilen insanlar deildik o gnlerde.
Vebadan nce yrmek bilinmezdi. Birbirimizle balanty yi
tirmemek iin yava yrmemiz gerekiyordu. Yamaclar azal
maya balamt. Zaten ou Kzl Veba'ya yakalanp lmt
ama kalanlar yine de tehlikeliydiler. Yaknlarndan getiimiz
gzel konutlarn kimilerine yangn hala ulamamt ama du(*) Kkeni Shetland Adalarna dayanan bir midilli tr. Arla dayankl ve
zeki bir trdr. Boyu 1 metreyi nadiren geer.

52

man kokusu her yerdeydi. Yamaclarn lgnlnn yangnla


yakn balants var gibiydi, evremizdeki evler yangnla birlik
te yamaclardan da korunmua benziyordu.
B unlara rastladka garaj larda kalm otomobiller ve ben
zin aryorduk ama elimiz bo kalmtk. nk ie yarar her
ey gtrlmt. B u aratrmalar srasnda Calgan adl bir
gen ld. Bir alln arkasnda pusu kurmu yamacnn bi
ri tarafndan ldrld. Bu lm bamzdan geen aclarn so
n uncusu oldu. Geri az sonra da bir serseri kafilemize ate etti
ama lgnlktan silahn dorultamyor, rasgele ate ediyordu.
B ize zarar veremeden onu ldrdk.
B a nliynn en gzel yerlerinden biri olan Fruitvale'de()
iimizden birinde veba belirtisi grld. Bu kurban Profesr
Fairmead 'di. Hastala yakalandn fark eder etmez bize ia
ret ederek otomobildeki annesine durumu belli etmememizi
syledi. Bizden ayrld, umutsuzlukla yakndaki bir villann ka
p sna oturdu. Ben kafilenin en arkasndaydm. Bir el iaretiy
le veda ettim. O gn aramzdan be kii daha hastaland. G ece
yolumuza devam etmedik ve akamst Fruitvale'in tesinde
kamp kurduk. O gece on kii daha vebaya yakaland. Onlardan
uzaklamak iin birka kez kamp yerimizi deitirdik. S abah
otuz kii kalmtk. Dekan asla unutmayacam. Sabah yola
koyulduumuzda, yaya ilerleyen karsnda vebann belirtileri
kt ve kafileden kendi isteiyle uzaklat. Dekan da otomo
bilden inip karsyla kalmak istedi. Onu vazgeirmek iin her
eyi yaptk ama kararnda srar etti. Sonunda boyun emek zo
runda kaldk. Bu yce bir davrant; biz onlara ne olduunu
bile renemeden kamay srdrdk.
Yolculuumuzun ikinci gecesinde, kentten uzaklam ve
Haywards'da konaklamtk. S abah sadece on bir kii hayatta
kalmtk. O gece, ayandan yaralanan Profesr Walthope,
(*) Oakland' dousunda, Merritt Gl'nn gneydousunda yerleim yeri.
Ad, XIX. yzylda blgenin e n byk meyve retim merkezi olmasndan
kaynaklanmtr.

53

annesi ve kz kardeiyle bi rlikte otomobili karm, yiyecekle


rimizin hemen hepsini gtrmt. Konak yerimizde dinlenir
ken son uan stmzde uup gittiini grdm. Krlardaki
d uman daha azd . Uak zerimizden iki yz metre yksektey
di, saa sola dnler yapyor, b abo yol alyora benziyordu.
Bir arza m olmutu? B unlar b il miyorum ama bir dakika son
ra uak aniden alalmaya balad. Sonra benzin deposu alev al
d ve patlama oldu. Uak kurun gibi yere akld. O gnden
sonra hi uak grmedim. Yllar boyu gzlerim umutla uak
arad . Eski uygarlktan hala bir parann kaldn, orada in
sanlarn yaamakta olduunu hayal ediyordum. Ne yazk ki
bounayd. California'da bamza gelenler, dnyadaki btn
i nsanlarn bana gelmiti.
Ertesi gn Niles'e(*) ulatmzda sadece kii kalmtk.
O gnk yry srasnda Profesr Walthope'u ve otomobili
grdk. Otomobil paralanmt, yere serili battaniyenin s
tnde Walthope, annesi ve kz kardei l olarak yatyorlard.
Bu almadmz, yorucu yryten sonra, ar bir uyku
ya daldm. Sabah uyandmda, dnyada tek bamaydm . Can
field ve Parsons, bu son iki yoldam da vebadan lmlerd i .
Kimya Fakltesi'ne s nan drt yz kii ve y o l a kan krk ye
di kiiden geriye sadece ben kalmtm, ben ve bir de S hetland
cinsi midilli. Olaylarn neden byle gelitiini aklayamyor
dum. Vebaya yakalanmamtm , hepsi buydu. B aklm
vard . Milyonlar iindeki tek ansl adamdm; orana vurursak,
vebadan kurtulmak milyonda bir, hatta milyonlarda bir ans
t."

(*)Alameda ilini oluturan yerleim yerlerinden biri. San Francisco Krfe


zi'nin gneydousundadr. 1 956'dan beri, kendisi gibi kk yerleim yer
lerinin birletirilmesiyle oluturulan Fremont'a baldr.

54

"ki gn btn llerden uzakta, bir ardakta yaadm. B u


i k i g n h e r an lmle bulumaktan korksam d a , dinlenip g
kazandm bir devre oldu; midilli de baya canlanmt.
nc gn mtevaz konserve daarcm midilliye ykleye
rek, zgn bir halde yrye baladm. Ne bir adama, ne ka
dna, ne de bir ocua rastladm; lm her yere yaylmt. Do
al yiyecekler elbette vard. O ada toprak imdiki halinden
farklyd. Gereksiz aa ve all ardan temizlenmi, tarma elve
rili hale getirilmiti. evremde milyonlarca canly besleyecek
kadar yiyecek vard. Ne var ki bu olgunlam meyveler yok
olup gidiyord u. stediim kadar meyve ve sebze topluyordum.
Terk edilmi iftliklerde taze yumurtalar buluyor, tavuklar ya
kalyordum. Kimi zaman depolarda bulduum konserveleri
alyordum.
una armtm: Evcil hayvanlarda garip bir deiim ba
lam, vahileip birbirlerini paralar olmulard. nce tavukla
r, rdekleri yok ettiler. D omuz, kedi ve kpekler yeni yaama
hemen uyum saladlar. Kpekler oktu, ksa zamanda sorun
yaratmaya baladlar. Cesetleri paralyor, gece gndz uluyor
lard. lk gnlerde kpekler tek balarna dolayor, birbirlerine
saldrmyorlard. Bir sre sonra bir araya toplandlar, srler
halinde saa sola komaya baladlar. Kpek doal olarak top
lumcu! bir hayvandr, insanlarla birlikte yaamaya almtr.
Ancak insan kalmadndan yeniden vahi soyuna dnmt.
Dnyann son gnlerinden nce pek ok kpek tr bulunu
yordu: Yatk tyller, uzun tyller, finolar, aslan gibi gl k
pekler. Kkler, ksa srede irileri tarafndan yok edildiler.
ok iriler de vahi yaama uyu m salayamadlar. Sonunda sa
dece orta boy kpekler hayatta kalmay baardlar. B unlar kr
larda dolaan kurt kpekleridir, onlar siz de gryorsunuz."
Hou Hou kar karak, "Dede , kediler neden srler ha
linde saa sola koumadlar?" dedi.
55

" Kediler toplumcu! hayvanlar deildir. XIX. yzylda yaa


m bir yazarn kitabnda unlar okuduumu anmsyorum:
Kedi tek bana yaayan hayvandr, uygarlklar boyunca i nsan
onu evcilletirinceye kadar kedi yalnz yaarm. te o uygar
lk ortadan kalknca bu h ayvan zgrln kazanm, yeni
den yalnz yaar olmutu.
Bu arada atlar da yeniden vahiletiler. nsanlarn bir za
m anlar terbiye ettii btn at cinsleri soysuzlat, sizin de tan
dnz, m ustang(*) dediimiz bir at cinsi ortaya kt. Yine
inekler, koyunlar, evcil kulardan gvercinler de soysuzlatlar.
Tavuklar eskiden kmeslerde yaayanlara hi benzemiyordu.
Fakat ben ykm srdreyim. Issz bir dnyada yryor
dum. Zaman getike yok olan insanlar dnyordum.
zntm giderek artyordu. Kimseye rastlamadmdan, yal
nzlmn verdii ac gn getike iime kyordu. nce Li
vermore Vadisi'ni(**) getim , San Joaquin Vadisi'ni(***) ayran
dalar atm. Siz bu vadiyi hi grmediniz, ok geni bir v adi
dir, bugn oras vahi atlarn evidir. Orada binlerce, on binler
cesi bir arad a yaamaktadr. Otuz yl nce o vadiye gitmitim.
evredeki vadilere gittiinizde yabani atlar gryorsunuz. An
cak bunlar, S an Joaquin Vadisi 'ndeki byk srlerle kyasla
nacak gibi deildir. O dnemin bir gariplii de, i nekler vahi
letikten sonra alak lman vadilere yerletiler. Bylece kendi
lerini souktan koruma olana buldul ar.
Byk kentlerden uzaklatka, yamalanmam kyler bu
luyordum. Yamaclar buralara kadar uzanmamlard. Ama ne
yazk buralarda ela sa kalm kimse yoktu. Tm insanlar Kzl
(*)

Kuzey Amerika ktasnn batsnda yaayan yabanl atlara verilen, s


panyolca kkenli ad
( * * ) San Francisco Krfezi blgesinde, Alameda iline bal vadi. araplk
zm balaryla nlenen blge, Amerikan Baclk Blgesi resmi ady
la da anlr.
( * * * ) San Francisco Krfezi'nin dousunda, California'nn merkez vadi siste
mini ol uturan iki byk vadiden biri. B u vadilerden kuzeydeki Sacra
mento Vadisi, gneydeki San Joaquin Vadisi'dir.

56

Veba'dan lmlerdi. Cesetleri grnce uzaklayor, evrelerin


den dolaarak gidiyordum. Lathrop yaknnda iki oban kpei
ne rastladm. Evcildiler. Yalnzlm gidermek iin onlar yan
ma aldm. Zaten onlar da babo kalmann sknts iindeydi
ler. nsana iten ballklar yznden yanma kendiliklerinden
yanamlard. Sonra yllarca yanmdan ayrlmadlar. gdleri
sizin kpeklerinizinki gibiydi. Ama altm yldr gemiteki ig
dlerini yitirdiler, imdi evcillemi kurtlara benziyorlar. "
htiyarn bu aklamasndan sonra, Yark D udak ayaa
kalkt, obanln yapt kei srsnn gvende olup olma
dna gz att . Sonra gnein ufka yaklam akla olduunu gr
d, i htiyarn daha fazla uzatmadan szn bitirmesini istedi.
Edwin de dedesinin yky abuk anlatmasndan yanayd.
"Anlatacak pek az ey kald. ki kpeim ve yk tayc
olarak kullandm midilliyle yola koyulduk. San Joaquin Va
disi'ni getim. Bu arada bulduum bir at da yanma almtm.
Onu binek h ayvan olarak k ullanyordum. Sierra<*l D alarn
dan Yosemite Vadisi ' ne<**J ulatm. Oradaki byk otelde bir
ok konserve yiyecek buld um. evredeki otlakta av hayvan
boldu, rmakta alabalklar doluydu. yl burada tek bama
yaadm. Dnn torunlarm, uygarlk iinde doup yetimi
bir insann dnyada tek bana kalmas ne kadar ackldr! Bu
ilkel koullarda, zlerek yaadm. Uygarln btn nimetle
rinden yoksun kalmtm. Sonra bir an geldi ki, yalnzla daya
namayacam anladm. ldracam sanyordum. Kendimi
kpek gibi toplumcu! bir hayvan olarak gryordum. Keneli
soyumdan yaratklardan ayr yaayamayacaktm. Ben vebadan
kurtulduuma gre, benim gibi hayatta kalm baka insanlar
da vard. Yrttm akla gre, aradan geen yl iinde ve
ba m ikroplar etkisini yitirmi ve salgn sona ermi olmalyd.
(*) Sradalar anlamnda spanyolca kkenli szck. Metinde kastedilen,
San Joaquin Vadisi'nin dousundaki Sierra Nevada Dalardr. Bu da
lar adn spanyolcadan almtr ve . . Karl Dalar" anlamndadr.
(**) Sierra Nevada Dalar arasnda doal gzellikleriyle nl bir vadi. San
Francisco'nun 240 km dousundadr.

57

B ylece, atm, midillim ve kpeklerimle birlikte yola k


tm. San Joaquin Vadisi'ni yine getim, dalk blge geride kal
d. Livermore Vadisi'ne indim. ylda her ey inanlmay acak
lde deimiti. Yaadmz yerler tmyle bakalamt;
ekili yerleri yabani otlar brm, iftilerin alarak elde et
tikleri meyveler yok olmutu. Nefis meyvelerin, besleyici seb
zelerin yerlerini yabani otlar, dikenli kk aalar almt.
Oysa insanolu bu yabani bitkilerle uzun yllar boyunca sava
mt . imdi insan eli ekilince, bu otlar ortal kaplamlard.
Yolculuum devam ederken ayr kurtlarna da rastladm.
Kurtla tilki melezi hayvanlard. Saylar ok artmt. Ayrca
bildiimiz kurtlara rastladm. kierli erli gruplar halinde,
dalardan eskiden kovulduklar topraklara iniyorlard .
Eskiden Oakland adn tayan kente yakn Temescal G
l'nde yaamakta olan insanlar b uldum. O anda duyduum he
yecan size anlatamam torunlarm . Atmn srtnda giderken
gl n uzaklarnda, aalarn arasnda bir kamp ateinin yand
n grdm. ldracak, kalp krizi geirecek gibi oldum. B iraz
yaklanca bir bebek alay duydum; insanlar n ocuuydu
bu. Kamp yerindeki kpeklerin havlayna kpeklerim yant
verdiler. Tam bilemesem de , uzun sre boyunca Kzl Ve
b a'dan kurtulan tek insann kendim olduunu sanmtm. im
di bir bakasnn yakt atein dumann kokluyor, bir bebek
alay duyuyordum.
Gln yaknlarnda, tam orada, yz elli metreden daha ya
knda, iman bir adam grdm. Gl kysnda bir kayann s
tne oturmu balk tutuyordu . B aarmtm. Atm durdur
dum . Adama seslendim ama yant vermedi. Elimi salladm.
Beni gryor ama karlk vermiyordu. O zaman ellerimle y
zm kapadm. Yeniden bakmaya korkuyordum. Bir sanrya
kapldm, gzlerimi yeniden atmda adamn ortadan yok
olduunu anlayacam sanyordum. Sanr beni yle etkilemi
ti ki onu yitirmekten korkuyordum. Gzlerim kapal kald
srece o adam dmde varln srdrecekti.
58

Byle hareketsiz beklerken, kpeklerimin hrlamalar arasn


dan adamn sesini iittim. B an a ne sylediini biliyor musunuz?
Hemen aktaraym: 'Hangi cehennemden geliyorsun?' diyordu.
ittiim sadece bu szcklerdi. Senin dier bykbabann
Yark Dudak , elli be yl nce Temescal Gl yannda bana
ho geldin demek iin kulland szckler bunlard. Bu kaba
szcklerdi yllar sonra iittiim ilk szckler. Gzlerimi a
tm. Karmda iri yar, esmer, uzam sal, iri eneli, kk aln
l ve sert bakl bir adam grdm. Atmdan nasl indiimi bil
miyorum. Gzlerimden yalar boanarak adamn ellerine sarl
dm. Onu kucaklamak istiyordum. Adam kendisine gsterdi
im bu yaknla karlk hi hareket etmedi. Kukulu gzlerle
bakt. Sonra ekip gitti. Yine ellerine sarldm, heyecandan h
krarak alyordum."
B un lar anlatrken ihtiyar adamn gzlerinden yalar geli
yordu. ocuklar ona glerek bakyorlard. htiyar, " B u kadar
alamak yeter!" diyerek anlatmaya koyuldu: "Onu kucakla
mak istesem de bu ofr bana izin vermedi, kabaca bir davra
nla beni itti; byle tiksindirici bir davranla daha nce hi
karlamamtm. Ad da . . . bir garipti. imdi unuttum adn.
Onu herkes ofr diye arrd; bu onun mesleinin adyd
ama kt bir lakap olarak zerinde kalmt. O gnden beridir,
onun soyundan gelenler ofr Oyma adyla arlrlar.
iddet dkn, adalet nedir bilmez bir adamd. Kzl Ve
ba ona nasl bulamamt bir trl anlayamadm. Onu grdk
e, evrendeki adaletin, bizim inandmz metafizik ahlaki de
erlerin varlndan pheye dyordum . Neden h ayatta kal
mt? Acmasz, ahlak d bir canavard, doann yz karas
bir yaratkt, insafszd, hayvan gibi yaayan bir dzenbazd.
Otomobillerden, makinelerden, benzin ve garaj lardan sz
ederdi; bir de zellikle, veba salgn ncesinde yapt kk
hrszlklar ve iren dolandrclklar . . . yzlerce milyon,
evet, m ilyarlarca insan vebadan krlrken bu adam hayatta
kalmay baarmt.
59

Onun peinden kampna gittim ve kampta o kadn gr


dm; Vesta. Muhteemdi ve . . . zavallyd. Evet oydu, bankac
J ohn Van Warclen'in gen kars Vesta Van Warcle n 'cli. imdi
paavralara brnm, ar iler yapmaktan yz handiyse ir
kinlemi, elleri nasrlardan biimsizlemiti. Konakladklar
yerele, atein stnde akam yemei piirmekteycli. Vesta,
dnyann tank olduu en byk zenginliin ihtiaml dnyas
na domutu. Kocas John Van Warden bir milyar sekiz yz
milyon dolarlk servet sahibiydi, Amerika'claki i yaam kural
larn koyan Sanayi verenleri Senclikas 'nn ela b akanyd.
Ayn zamanda, tm dnyay elleri altnda tutan U luslararas
Denetim Birlii'ni yneten yedi kiiden biriydi. Vesta ela ayn
lde zenginlik ve asalet sahibiydi. Babas Philip Saxon l
mne dek Sanayi verenleri Senclikas'nn b akanln yrt
mt. B u grev kaltsal olarak alt soylara clevreclilircli ama Sa
xon'un bir erkek ocuu yoktu. Tek ocuu olan Vesta, bu ge
zegende grlm en yksek kltrel dzeye km kuakla
rn verdii mkemmel bir iekti. Vesta Van Warclen mstak
bel eiyle nianlanana elek, Saxon yerini alacak kiiyi aklama
d. B u evlilik, eminim ki, poli tik nedenlere dayanyordu. Elde
ettiim kantlara gre, Vesta kocasn gerekten sevmedi, ili
kileri birbirlerine arklar syledikleri lgnca bir tutku dze
yine asla kmad. Sanayicilerin egemen olduklar gnlerde,
zenginliin kalabalk ellerde dalmasn engellemek iin by
le pek ok evlilik yaplyordu.
te o kadn imdi, eski ve islenmi kapta balk yahnisi pii
riyordu, rzgarn savurduu d uman gzel gzlerini kan ana
na evirmiti ! B u kadnn yks zcyd. ofr gibi, benim
gibi Kzl Veba'clan kurtulanlarclancl. B ay Van Warclen San
Francisco Koyu'na bakan bir tepede yazl k bir villa yaptrm
t. Drt yan geni bir baheyle evriliydi. Kzl Veba ortaya
knca B ay Van Warclen kzn bu villaya yollamt. Silahl n
betiler konutu koruyor, kimseyi ieri sokmuyorlard. Daha
nce konutun ii ilalanmt. Yine ele Kzl Veba oraya girmi
60

ve nbetileri, hizmetileri, kahyalar ldrmt. Sonunda


Bayan Vesta, villasnda tek bana kalmt.
ofr, veba salgnndan kendisi gibi birka kiiyle birlikte
kap kurtulmadan nce, bu ailenin uaklarndan biriydi. ki ay
kadar krlarda dolam, sonra villaya gelmiti. Gen kadn bah
edeki kk bir odaca tek bana yerlemi olarak buldu.
Adam ok glyd. Ondan korkan gen kadn kap aalarn
arasna saklanmt. O gece yaya olarak yola koyulan kadnn
dalarda yrmekten tabanlar yarlm, otlara tutunduu elleri
nin ayalar paralanmt. Adam onu takip etti ve hemen o gece
yakalad. Kadn dvd. Anladnz, deil mi? O kadna acmasz
tokatlar atm ve klesi haline getirmi. Kadn yemek piirmek
iin gereken al rpy toplamak, ate yakmak, yemei piir
mek ve dier kamp ilerini yapmak zorundaym. Ayrca en ba
ya ve aalk ileri de Vesta yapyormu. Oysa bu kzcaz bu
ileri yapmak zere yetitirilmemiti. O bu ileri yapmaya aba
larken, onu kleletiren adam kampn evresinde dolanp ileri
nasl yaptna bakyordu. Adam kesinlikle hibir i yapmyor
du, yapt tek ey et iin avlanmak ve balk tutmakt ."
"Aferin ofr'e ! " Yark Dudak dier ocu klarn bile iite
meyecei bir sesle ihtiyarn anlattklarn yorumlamt. Sonra
yksek sesle devam etti: "ofr' lmeden nce tanmtm.
Olaanst bir adamd. Ama baz eyler yapard, ilerleyip gi
den eyler. B iliyorsun, babam bu ofr'n kzyla evlenmiti;
adam onlar dvmekten hi geri kalmamt. ofr, kpolu
nun tekiydi. B iz ocuklar evresinde susta durdururdu. Cana
varlatnda elinin uzanaca yerden uzak dururdum; bir kere
sinde, hep yannda tad sopalardan biriyle kafam yarmt."
Yark D udak anmsayabildii birka eyi anlatp bitirmit i, o
cuklar yeniden ihtiyara dndler; o da kendinden gemi hal
de, ofr Oyma soyunun dayand Vesta hakknda sayklar
gibi konumaya balad.
"Sizlere karlatm o durumun korkunluunu anlatabil
mem olanaksz. ofr bir uakt, anladnz m, bir uak. Yaa61

m, tpk o kleletirdii kadn gibi, emirlere boyun emekle


geerdi. O kadn doumundan ve evliliinden gelen haklar
dolaysyla, yaamn efendisiydi. imdi kendi yazgsn elinde
tutan efendisi gibi, o da zamannda milyonlarn yazgsn pem
becik ellerinde tutmutu. Veba salgnnn ncesinde, o kadn
iin ofr gibi birinden emir almak akla bile getirilemeyecek
bir utan nedeniydi . te tank olduum durum byleydi. Ah!
B yk sanayicilerden birinin kars B ayan Goldwin'i anmsa
dm. Uana binerken emsiyesini drmt. Uaklarndan
biri emsiyeyi alarak dorudan B ayan Goldwi n ' e vermek gibi
yanl bir davranta bulundu, dnsenize, dnyann en soylu
kadnlarndan birine! Uan bu davrann kadn ho grme
di, czaml bir adamdan kaar gibi geri ekildi. Her zaman ya
nnda olan sekreterine iaret yaparak emsiyenin onun tarafn
dan alnp kendisine verilmesini bildirdi. B ayan Goldwin bu
kendini bilmez, yol yordamdan haberi olmayan uaa yle kz
mt ki , hemen orackta iine son verdi. B ayan Vesta Van
Warden de bu cinsten bir kadnd . imdi ofr onu dverek
hizmeti olmaya zorluyordu.
Bill, evet, anmsadm, ofr'n ad Bill'di. Sefilin biriydi,
cahildi, ince duygulardan ve kltrl bir ruhun valyece il
hamlarndan tamamen yoksundu. Hayr, burada kesin bir yar
gda bulunacam , kadn ruhunun inceliklerinden, hele Vesta
Van Warden gibi bir kadn anlayabilmekten acizdi. Bu du
rumdaki zorluu anlamanz mmkn deil torunlarm, nk
sizler de onun gibi kk cahil vahilersiniz, kendi vahiliiniz
dnda hibir eyi zerre kadar nemsemiyorsunuz. Vesta ne
den benim olmamt? Ben i nce zevkli ve kltrl bir adam
dm, byk bir niversitede profesrd m. Vebadan nce, ya
ad snf itibariyle benden ok yukarlarda olabilirdi ama ar
tk benimle birlikte olmas alakgnlllk saylmayacakt. So
nuta, acmasz bir ykmn ardndan ofr'n ellerine d m
durumdayd. D nyordum da, onu anlayabilir, gzlerine ba
kabilir, sohbet edebilir, ellerine dokunabilir, onu sevebilir ve
62

ince duygularmla onu kuatabilirdim; bunlar yaptmda o


andaki durumundan daha kt bir h al e decei yoktu. Beni
sevebileceinden emindim, eer dnya zerinde ofr'den
baka erkek kalmam olsayd! Neden sekiz milyar can alan bu
Kzl Veba bir can daha almam da ofr' sa brakmt?
B ir keresinde, ofr'n balk tutmaya gittii bir gn, onu
ldrmem iin bana yalvard. Gzyalar iinde onu ldr
mem iin beni ikna etmeye abalad. Fakat adam ok gl ve
iddete dknd, kalkmam gereken iten korktum. Sonra,
adamla konutum. Ona atm, midillimi, kpeklerimi, sahip
olduum tm mal varlm teklif ettim, sadece Vesta'y bana
versi n diye. B an a gld ve ban olmaz anlamnda sallad.
ok kstaht. B ana eski gnlerde bir uak olduun u, benim
gibi adamlar ve Vesta gibi kadnlarn gznde pten baka
bir ey olmadn ama imdi, yeryzndeki e n gzel kadnn
kendisine hizmet ettiini, yemeini piirdiini ve ileride o
cuklarn a bakclk yapacan syledi. 'Senin iyi gnlerin ve
ba salgnndan nceydi, ' dedi bana, 'ama bugn benim gnm,
bu lanet gn benim. B ana verebilecein hibir eyle o eski
gnlerle imdiki gnlerin dei tokuunu salayamazsn.' Sy
ledikleri bunlard ama tam olarak bu szcklerle deil. B asit,
yarm akll bir adamd , dudaklarndan b u szcklerin dkl
mesi olanakszd.
Bana gzlerimi kadnndan ekmezsem kafam koparaca
n ve kadna kopard kafayla dayak atacan syledi. Ne
yapabilirdim? Korkmutum. ok glyd. Kamplarn ke
fettiim o ilk gece, Vesta ve ben yok olup giden dnyamz ze
rine uzun uzun konumutuk. Sanattan, kitaplardan ve iirden
sz etmitik, ofr bizi glerek ve esneyerek dinlemiti . B yle
anlayamad konularda konumamzdan sklyor ve sinirleni
yordu. Sonunda yle dedi: 'te bu Vesta Van Warden, sana
yici Van Warden'in bir zamanlardaki kars, gzellik timsali
kadn, imdi benim kadnm. Zaman deiiyor, Profesr Smith,
zaman deiiyor. imdi, bana bak kadn, arklarm kar ve
63

bundan keyif al, Profesr Smith'in nasl deitiine tank olma


sn istiyorum.'
Kadnn dilerini nasl sktn, yznde alan isyan bay
rann nasl dalgalandn grdm. Adam bana doru biim
siz yumruunu sallar gibi yapnca korktum, kalbime bir sknt
kt. Ona kar bir h arekete girie medim. Hemen kalktm, bu
gurur krc sahneyi grmek istemiyordum . Ama adam gle
rek, eer kalmaz ve izlemezsem beni de dvmekle tehdit etti.
aresiz kaldm , orada, Temescal Gl'nn kysndaki kamp
yerinde Vesta 'y , Vesta Van Warden'i diz km, srtp du
ran yar maymun bir adamn arklarn karrken grdm.
Siz bunlarn ne demek olduunu anlayamazsnz torunla
rm, anlattklarmn anlamn kavrayamazsnz!
ofr, kadnn bu adice hizmetilik grevini yerine getir
mesini sinsice izlerken, " psiz gibi kement at ve byc gibi
sk ! ' dedi. 'imdi ardan alyor profesr, ardan alyor. Ama
enesine sk bir yumruk patlattm m, iini hzla ve koyun gibi
boyun eerek yapacaktr.'
Bir baka gn, yle demiti: 'Dnyay yeniden kurmak ve
oalmak iin bir eyler yapmak zorundayz. Fakat, sen ie ya
ramazsn profesr. Bir kadnn yok, biz de sana cennet bahe
lerine aykr decek bir teklifte bul unacak deiliz. Ama ok
gururlu bir adam olduumdan deil ha, neden olduunu syle
yeyim.' B unlar sylediinde, kk kz bir yanda ya var ya
yoktu. 'Bu senin kadnn ite, onun bymesini beklemen ge
rekecek. Cmerte, deil mi? B urada hepimiz eitiz, ben de bu
amur deryasnn iindeki en byk karakurbaasym. Fakat
kendini beenmi deilim, asla deilim. Sana bu onuru veriyo
rum Profesr Smith, sana benim ve Vesta Van Warden'in k
zyla nianlanma onurunu veriyorum."

64

VI

"ofr'n konaklad yerde, zntler iinde hafta ya


adm. Bir gn . ya bana iyilik olsun diye ya da Vesta'y kt et
kilediimi dndnden olacak, geen yl Contra Costa Te
peleriyle(*) Carquinez Boaz<**) arasnda, boaza yakn bir
yerde bir duman grdn anlatt. B u . o tepelerde yaamak
ta olan baka insanlarn varl anlamn a geliyord u. hafta
dr bu deerli haberi benden saklamt . Kpeklerimi ve atlar
m alarak o gn Contra Costa Tepelerinin boaza bakan tara
fna doru yola ktm. Oraya vardmda duman gremedim.
Costa limannda elikten yap lma kk bir tekne buldum.
H ayvanlarmla birlikte bu tekneye hindim. Kyda bulduum
byk bir bez parasn yelken yerine kull and m. O srada g
neyden esen bir rzgar bizi Val lej o( harabelerine kadar ge
t irdi. Orada kentin kenar semt inde yeni terk edilmi bir ko
naklama yerinin izlerine rastladm. Kzl Veba'dan kurtul mu
baz insanlarn San Francisco Krfezi'ne kadar geldiklerini an
ladm. Daha sonra re ndiime gre . hunlar Santa Rosa oy
man kuranlard . Bir deniryo lu hattn takip edip tuzlalardan
geen dar bir yolda izlerini buldum, bu izler beni Sonoma Va
disi'ne(****l getirdi. Sonunda Santa Rosa oymann yerini bul
dum. B u ras eskiden Glen Ellen ' in<*****l tula fabri kasyd.
Oymakta on sekiz kii vard. kisi ihtiyard; biri eski banka
c Jones, tekisi eski tefecilerden Harrisson 'du. H arrissm,
(*)

Ssn Francisco Krfezi'ndcki ilk yerleim yerlerinden biridir. Ad spanyolcada " Kar Ky"' anlamdadr. Corafi olarak Golden Ga
te"in tam karsna dt iin bu adla anlmaktadr.
Sacramcnto ve San Joaquin rmaklarnm San Francisco Krfezi'ne
(**)
dkld blge. Boaz iindeki gelgitleriyle nldr.
( * * * ) San Francisco blgesinde, Solao iline bal en byk yerleim yeri.
San Pablo Koyu'nun kuzeydou kysnda yer alr.
( * * * *) San Pablo Koyu'u kuzeyinde, gnmzde araplk zm balaryla
nlenmi blge.
(***** )Sonoma iline bal yerleim yeri. London hayatnn son yllarn, bura
da ina ettirdii Wolf House (Kurt Yuvas) adl iftliinde geirmitir.

65

Napa'dak i(*) Devlet Akl Hastalar Hastanesi mdiresine rast


l am ve bu kadnla evlenmiti. Napa kentinin snrlar iinde ya
amakta olan tek kadn buydu. Oymakta iki ihtiyardan baka
delikanl vard. Bunlar Cardiff ve Hale adl iki eski iftlik sahibi
ve Wainwright adl gndeliki bir iiydi. Kzl Veba'dan kurtul
m u olan bu gen babo dolatklar srada kendilerine birer
kadn bulmulard. Cahil bir ifti olan Hale'e byk piyango
vurmu, California'nn Vesta'dan sonra en gzel kadn olan Ba
yan sadore'ye rastlam ve onu kendisine e olarak almt. Bu
kadn dnyaca tannm bir arkcyd. Kzl Veba San Francis
co'da konserler vermek amacyla bulunduu srada ortaya k
mt. Onunla drt saat boyunca konutuk, bana bandan ge
enleri anlatt , kendisini Mendocino Orman Blgesi'ndeyken(**)
Hale'in kurtardn syledi. H ale, cahildi ama iyi ve namuslu bir
adamd. Adalet duygusuna ve saduyuya sahipti. Bayan sado
re, ofr'n kars Vesta'dan ok daha mutluydu.
Cardiff'le Wainwright'n eleriyse halktan gelme kzlard.
S alam yapl , salkl, ev ve el ilerine alkn, Kzl Veba fela
ketinden sonraki yaama elverili tiplerdi. Bunlardan baka,
E ldredge 'dekiC***l akl hastanesinden kam geri zekal iki er
kek ve oyman kuruluundan sonra domu alt kk ocuk
vard . Bir de Bertha adnda kadn vard. Bertha iyi bir kadnd,
Yark Dudak, b abann kmseyici alaylarna ramen iyi bir
kadnd. Onu e olarak setim. O senin babann annesidir Ed
win, ve seninkinin de Hou Hou. Bizim kzmz Vera, senin b a
banla evlenmitir Yark Dudak. Baban S andow da, ofr ile
Vesta Van Warden 'in en byk oullardr.
Bylece Santa Rosa oymann on dokuzuncu kiisi oldum.
Benden sonra oymaa yeni katlmlar oldu. ki kii daha katl
mt. Bunlardan birisi Mungerson'dur. Byk sanayicilerden
(*)

Adn iinden geen Napa lrma'ndan alan, California eyaletine bal il


merkezi.
(**) California'nn kuzeybatsnda, gnmzde ulusal doa park olarak ilan
edilmi ormanlk blge.
(***) Eldredge ya da Eldridge adyla bilinen, Sonoma iline bal yerleim yeri.

66

olan bu adam, sekiz yl boyunca Kuzey California'da tek ba


na yaam, daha sonra gneye inerek b izi bulmutu. D aha son
ra, kzm Mary ile evlenmek i i n on iki yl boyunca bekledi.
kincisi, daha sonra Utah Oyma 'n kuran Johnson adl biriy
di. ok uzaklarda, dou ynndeki lleri geince ulalan bir
yerdir, U tah. Johnson, California'ya ancak Kzl Veba'dan yir
mi yedi yl sonra ulaabilmiti. Johnson 'un bize anlattna g
re Kzl Veba'dan sonra btn Utah eyaletinde yalnzca kii,
kendisiyle birlikte erkek hayatta kalmtr. Uzun yllar avla
narak birlikte yaamlar, sonunda aresizlik iinde, insanolu
nun remesi gerektiini dnerek batya ynelmiler. Bu yol
culuu California'da sa kalm kadnlar bulmak umuduyla
yapmlar. Byk lde yaptklar bu yolculukta yalnzca John
son hayatta kalm, iki arkada lmler. Johnson bize katld
zaman krk alt yandayd. Hale ve sidore'nin nc kzy
la evlendi. Onun en byk olu halanla evlendi Yark D udak,
halan Vesta ve ofr'n nc kzlaryd. Johnson gl ve gi
riken biriydi. Santa Rosa Oyma'ndan ayrld ve San Jose 'de
yeni Utah Oyma 'n kurdu. Kk bir oymakt bu, nce sade
ce dokuz kiiydiler. Ama Johnson ldnde, ocuklar ve to
runlar onun zeka ve enerj isini tadlar. Gelecekte dnyada
oluturulacak yeni uygarlkta bu soyun nemli katklar olacak.
Benim bildiim iki oymak daha vard; Los Angelitos ve
Carmelitos.(*) kincisi bir adam ve bir kadn tarafndan kurul
mutu. Adamn ad Lopez'di, Meksikalyd ve ok esmerdi.
Carmel(**) evresindeki iftliklerde srtmalk yapard, kars
da Del Monte Oteli'nde(***) orta hizmetisiydi. Bu Los Angeli
tos oymayla karlaana dek yedi yl gemiti. Daha gneyde,
verimli bir lkede yayorlard; nk orasnn iklimi scakt.
Bu oymaklar adlarn Los Angeles ve Carmel kentlerinden almaktadr
lar.
(**) Monterey Krfezi'nin gneyinde, Monterey iline bal yerleim yeri.
Romann yazld yllarda gzde bir sayfiyeydi.
(***)Del Monte San Francisco'nun gneydousunda, San Jose ile Salinas
arasnda, otelleriyle nl bir yerleim yeridir
(*)

67

Tahminime gre, u anda dnya zerinde yz ila drt yz


elli arasnda insann yayor ol mas gerek. Elbette Kzl Ve
ba'dan geriye kalanlar dier kk h astalklarn perian etme
mesi kouluyla. Onlardan haber alp tahminimi dorulamak da
mmkn deil. Johnson 'un l geip Utah'tan b uraya ula
masndan beri, ne doudan ne de baka bir ynden haber gel
di. ocukluk ve ergenlik alar mda bildiim dnya yitip gitti.
Veba gnlerinin ncesinden sa kalan ve o gnlerin harikala
rn anmsayan son kiiyim ben. Gezegenimizin toprana, su
yuna, havasna hkmeden o tanrsal soydan gelip de, bugn
California'da rzgarn nnde srklenen vahilere dnen
biziz ite.
Yine de hzla oalyoruz; kz kardein, Yark Dudak, im
diden drt ocuu var. Hzla oalyor ve yeni bir uygarln
basamaklarn trmanmaya balyoruz. u anda yaayanlardan
hibiri bu yeni uygarla tank olamayacak. belki de yz kuak
sonra torunlarmz Sierralar ap douya ilerleyebilecekler ve
yeni koloniler oluturacaklar; yeni bir Ari rk dnyaya hakim
olacak.
Fakat imdi ok yava ilerliyoruz, t rmanaca mz daha pek
ok basamak var. Umutlanmak iin henz ok erken. Ah, sa
dece bir fiziki ve bir kimyac hayatta kalabilseydi! Olmad,
tm bildiklerimizi unuttuk. ofr demirle almaya balam
t. B ugn kullandmz demir ocan o yapt. Ama ok tem
beldi, stelik metaller ve m akinelerle ilgili tm bildiklerini
kendisiyle birlikte mezara gtrd. Ben tm bunlar nasl bile
bilirdim? Klasik eitim almtm, kimyac deildim ki. Dier
sa kalanlar ise, hi eitim grmemilerdi. ofr'n becerdii
iki i daha vard: Sert iki imalat ve ttn ekimi. B ylece sar
ho ol uyordu, zaten sarho bir annda Vesta 'y ldrd. O,
Vesta'nn sarhoken gle d p boulduunu iddia etmiti
ama ben Vesta 'y ofr'n ldrdne inanyorum .
imdi, torunlarm, sizi ifa datclardan uzak durmanz
kon usunda uyaraym. Onlar kendilerini doktor diye adlandr68

yorl ar, soylu bir uzmanla sahipmi gibi davranyorlar ama


gerekte ifa datcsndan baka bir ey deiller; yaptklar
eytanca, batl inanlarn karanln besliyorlar. Hepsi yalan
c, dolandrc. Ama yle alaklar ki, bizi yalanlarna inandr
yorlar. G n getike yalanlarn arttryorlar ve bizim zeri
mizde daha ok bask kurmaya alyorlar. B unlarn tm ar
latan. a Gz adl genci anmsayn. Doktor havalarnda dola
yor, hastalklardan korunma, avda baarl olma, sorunlardan
uzak kalma ve gzel havalarda yaamaya yardmc byler ha
zrladn iddia ediyor, yiyecek karlnda bu bylerini sat
yor; kendisine kar kanlar ela lm deneiyle tehdit ediyor.
Size syleyeceim u ki, bu adam bunlar sylediinde yalan
sylyor. Ben Profesr Smith . Profesr J ames Howard Smith,
yalan sylediine dair yemin ederim. Yzne kar yalanc ol
duunu syledim, neden bana da lm deneini yollamad?
nk yalanlarna inanmadm biliyor. Ya sen, Yark Du
dak, bu batl i nanlara yle kaptrmsn ki kendini, gece uyan
dnda yannda lm denei eledikleri sopay bulsan, korku
dan lrsn. Ama denein lm getiren etkisinden dolay l
mezsin, sadece bu hurafelere inanan yarm akll bir vahi ol
duun iin lrsn.
Bu szde doktorlar yok etmeli ve yitirdiimiz bilgileri ye
niden kefetmeliyiz. Bu yzden, imdi size syleyeceim eyle
ri ciddiyetle dinleyip aklnzda tutun ki, gelecekte keneli ocuk
larnza da tekrarlayabilesiniz. Onlara suyun atete tutulup s
tldnda buhar denen mkemmel bir eyin aa ktn sy
leyin; bu ey on bin adamdan bile gldr ve hepsinin yapa
bileceinden fazla i yapar. B aka yararl eyler de var. im
eklerin iinde yaayan ey de insanl n hizmetine girebilecek
bir gtr, gemite bu g insana hizmet ederdi, gelecekte de
edecektir.
Bir baka nemli ey de alfabedir. Alfabenin ne olduunu
bildiim iin iaretlerin anlamn skebilmekte, sizin resim-ya
zy okuyabildiiniz gibi okuyabilmekteyim. Telgraf Tepe69

si'nden(*l denize inen kayal ktaki kuru bir maaraya, pek ok


kitap sakladm. Sizin gibi resim-yazy bilenlerin alfabeyi da ra
h atlkla skebilmesi iin yard mc kitaplar da var m aarada.
Bir gn insanlk okumay yeniden renecek. Eer bir kaza o
m aaray yok etmezse, Profesr James Howard Smith'in ge
mie dair brakt o kltr hazinesini bulup eski zamanlar
renecekler.
nsanlarn gelecekte baka eyleri de kefedeceklerine ina
nyorum. B unlardan biri de barut. B ununla ok uzak mesafe
lerden baka canllar ldrebilmeniz mmkn olacaktr. Han
gi m addelerde, nas l bir kar mla barutu hazrlayacanz, ma
aradaki kitaplarn iinde yazldr. B unun nasl yaplacan
unuttum, belki de hi bilmiyordum. Fakat yeniden renmeyi
isterim. Eer barut yapabilseydim, kesi nlikle a Gz'e atar
ve lkemizi batl inanlardan temizlerdim . . . "
"B ydmde a Gz'e tm keilerimi, etlerimi ve de
rilerimi vereceim, sadece bana doktorluu retmesi iin tm
varlm feda ederim," dedi Hou Hou. " Doktorluu rendi
imde herkes benden korkacak, saygdeer biri olacam .
Dnya nmde eilecek."
htiyar ban sallayarak syl e n eli: "Ari rktan birinin, belki
de ilevsiz kalm son sylevinin, byle derilere brnm k
k bir vahinin azndan kan szlerle kesilmesi ne kadar tu
haf! "
"Beni kandramazsn," dedi Yark Dudak ifa datcs ol
mak isteyen arkadana, "lm deneini kullanman iin sana
deme yaparsam ve o denek ie yaramazsa, kafanda krarm
o sopay , anladn m Hou Hou?"
"Dedemin barutl a ilgili sylediklerini unutmamaya ala
cam," dedi Edwin. "Barutu yapmaya alacam ve hepini
zin efendisi olacam. Benim iin avlanp bana et getireceksin
Yark D udak, ve sen Hou Hou, ifa datcs olduunda lm
deneini benim istediim gibi kullanacaksn , bylece korku( * ) San Francisco kentinde, deniz kysnda bir tepe.

70

lan adam sen deil ben olacam . Yark Dudak dediini yapar
da sopay kafana vurursa, cezasn barutla ben vereceim. D e
dem sandnz gibi aptaln teki deil, onun dediklerini dinle
yecek ve gnn birinde hepinizin efendisi olacam."
htiyar ban zntyle sallayarak, "Barut bul unacak," dedi. "B unu kimse engelleyemez; ayn hikaye de yeniden bala
yacak. nsanlk ykacak, insanlk savaacak. B arut milyonlarca
insann ldrlmesine araclk edecek, ancak bu yolla, ate ve
kanla yeni bir uygarlk kurulacak, ok uzak gelecekte uygarlk
yeniden geliecek. yi de, bundan karmz ne olacak? Sadece
eski uygarln snmesi ve yeni uygarln kurulmas. B un un
iin de elli bin yln gemesi gerekecek ama o uygarlk da yk
lacak. Her ey yklacak.
Evrensel g ve maddeden arta kalan, etki ve tepkinin bir
birlerini izledii sonsuz bir ak iinde, sadece egemenlik ti
pi olacak: Din adam, asker ve kral. B u bebeklerin azndan
gelecek alarn bilgelii kyor. B irisi savaacak, birisi kural
koyacak , birisi de dua edecek; dierleri yaralarndan kanlar
akarcasna zahmet ekip aba harcayacaklar ve sonuta. uy
garlam lkelerin mkemmel ve artc uygarl belirece k.
Ben maaradaki kitaplar yok etsem bile gerekleecek, o bil
giler yok olup gitse de yeniden kefedilecekler, eski yalanlar
daima yaayacak. Bizim bundan karmz ne olacak? "
Yark D udak ayaklarnn zerine kalkt, otlayan keilere
ve leden sonra gneine ksa bir gz att.
"Vay be! " diye homurdand Edwin, " bizim moruk da b
raksan btn gn konuacak. Kampa dnmenin zaman geldi ."
D ier ikisi, kpeklerin yardmyla keileri topladlar ve de
miryolunu izleyerek ormana daldlar. Edwin ihtiyarl a birlikte
kalmt, dierlerinin keileri gtmesi gibi o da dedesini yolda
srklyordu. Konakladklar yerden ayrldklar srada, Ed
win birden durdu ve geriye bakt. Yark D udak, Hou Hou, k
pekler ve keiler oktan uzaklamlard. Edwin az nce ayrl
dklar kumsala kk bir vahi at srsnn geldiini grd.
71

Saylar yirmi kadard, gen taylar, daha yallar ve ksraklara


gzel bir aygr nderlik ediyordu. Dalgalarn sahile vurup krl
d yerdeydiler. Aygr kavisli bacaklar ve p arlak vahi gzle
riyle havadaki ve denizdeki tuzu kokluyordu.
htiyar, "O da nesi?" diye sordu.
" Atlar," oldu yant. " Onl ar ilk kez sahilde goruyorum.
Da aslanlarnn nnden kap buraya dek inmi olmallar."
Gne batarken son krmz klarn yolluyor, ufukta d
np duran b ulutlar rengarenk boyuyordu. Ayn anda, dalgala
rn sahili boa dvp durduu yerde, denizaslanlar o eski ar
klarn sylemeye baladlar, savaacaklar ve seviecekleri
kayalara doru ilerlediler.
Edwin, "Haydi dede," dedi.
htiyar adam ve ocuk, h ayvan postlar na sarnm bu iki
vahi, dndler, keilerin peinden ormann ilerine doru
ilerlediler.

72

GNEY l)ENZ HiKA YELER

MAPUH 'N N EV (*)

A orai gemisi, hantal grnmne ramen hafif rzgarda


kolaylkla i lerliyordu. Geminin kaptan kyya arpp atlayan
dalgalarn oluturduu anaforun biraz tesinde rzgar baa
alp gemiyi durdurmadan nce, gemi hzla ilerliyordu. Suyun
azami kabarma noktasndan ila be ayak ykseklikte, yz
metre geniliinde, evresi yirmi millik bir mercan kr em
beri, Hikueru'nun mercanadas, denizde uzanyordu. B yk,
cam gibi lagnn dibinde epey istiridye vard. Iskunann g
vertesinden , mercanadasnn nari n emberinin karsndan,
dalglar alrken grlebiliyordu. Fakat mercanadasna tica
ri bir skuna bile giremezdi . Rzgar iyi eserse, bu etrefil ve s
kanaldan filikalar geebilirdi, ama skunalar uzakta demirler,
adaya sandallar yollanrd.
K u mral , yalnzca krmz petamala brnm alt denizci
nin iine atlad k bir sandal indirildi A orai gemisinden. De
nizciler kreklere asld, k tarafta, Avrupal olduunu belli
eden beyaz tropik apka giymi gen bir adam duruyordu . Po
linezya adalarnn altn soyu, delikanlnn gnele yaldzlanan
ak teni ve parldayan mavi gzlerinde toplanm altn hare
lerle klarda kendisini ele veriyordu. Ad Raoul'du. Alexand
re Raoul, A orai benzeri yarm dzine ticari skunann sahibi ve
iletmecisi zengin Marie Raoul 'un en kk oluydu. Sandal,
giriin hemen dndaki burgacn bandan sonuna dek, kayna
yan girdabn iinden, arasndan, stnden geerek lagnn ay
na gibi sakinliine doru zorlukla ilerledi . Gen Raoul beyaz
kumsala atlad , uzun boylu bir yerliyle tokalat. Adamn g
s ve omuzlar m uhteemdi, ama sa kolundan geriye kalan k-

(*) B u hi kaye ilk olarak McClure's


saysnda yaynlanmtr.

Magazine

75

dergisinin Ocak 1 909 tarihli 32.

sm, etin dnda kalan, yllar n aartt kemiin oluturduu


birka santimlik knt, adamn dal gnlerine son verip onu
bir dalkavua, kk hesap lar peinde koan bir entrikacya
dntren bir karl amaya, adamn bir kpekbalyla bo
utuuna tanklk ediyordu.
" D uydun mu Alec? " old u ilk sz. "Mapuhi bir inci buldu,
yle bir inci ki ... Ne Hikueru'da, ne Paumotus'ta, ne de dnya
da yle bir inci karld imdiye dek. Satn al onu. nci imdi
onda. B un u sana ilk benim sylediimi de unutma. Aptaln te
ki o, inciyi ucuza alabilirsin. B iraz ttnn var m?"
Kumsaldan dosdoru yukarya, pandanus aacnn altnda
ki bir barakaya ilerledi Raoul . Annesinin yk memuruydu, ii,
yerlilerin verdikleri kurutulmu hindistancevizi , kabuk ve inci
ler iin btn Paumotus'u taramakt.
Gen bir yk mem uruydu Raoul, ikinci keredir bu apta
bir yolculua kyordu ve inci lere paha bimedeki deneyimsiz
liinden kaynaklanan gizli bir endie duyuyordu. Fakat Mapu
hi inciyi gsterince aknln gizlemeyi, yzne k aytsz bir
tcca r ifadesi taknmay baard.
Aslnda inci onu arpmt. G vercin yumurtas kadar b
yk. mkemmel bir kreydi bu. Civarnda rengarenk yan
btn klar yanstacak bir beyazl ktayd. Canlyd . Daha n
ce byle bir ey grmemiti. Mapuhi inciyi Raoul 'un eline b
raknca, incinin arlna ard kald. Ard, b u kaliteli oldu
unu gsteriyordu. Bir cep byteci yardmyla inciyi yakndan
inceledi. Herhangi bir kusuru ya d a lekesi yoktu. Safl nere
deyse el inden havaya karacak gibiydi. Glgede yumuak bir
k sayor, narin bir ay gibi parldyordu. O k adar effaf bir
beyazl vard ki , inciyi bir bardak suyun iine attnda b ul
makta glk ekti. nci o kadar dzgn ve hzla batt ki bar
dan dibine, Raoul incinin arlnn mkemmel olduunu
anlad.
" Pekala, bunun iin n e istiyorsun?" diye sordu kay tsz bir
ifadeyle.
76

"Ben . . . " diye sze balad Mapuhi, arkasnda kendi esmer


yzn evreleyen esmer yzl iki kadn ve bir kz, Mapu
hi'nin isteini onaylarcasna ayn anda balarn sallad. B ala
r ne eikti, bastrlm bir istekle hayat buluyorlard, gzleri
hrsla yanp snyordu.
"Bir ev istiyorum," diye devam etti Mapuhi. " inko kapl
demirden ats ve sekiz kenarh sarkal duvar saati olmal . Al
t kula uzunluunda ve etrafnda da sundurmas olmal. Tam
ortasnda byk bir oda, odann ortasnda da yuvarlak bir ma
sa ile duvarda da sekiz kenarl sarkal duvar saati olmal . B
yk odann iki yannda ikier t ane olacak ekilde drt tane ya
tak odas , her yatak odasnda da demir bir yatak, iki sandalye,
bir de lavabo olmal. Evin arka t araf mutfak , kap kacak ve f
rnyla gzel bir mutfak olmal . Evi de benim adama, yani Fa
karava 'ya yapmalsnz."
" Hepsi bu mu?" diye sordu Raoul kukuyla.
" B ir diki makinesi ele olmal," eledi Mapuhi'nin kars Te
fara.
'" Sekiz kenarl sarkal duvar saatini ele unutmayn," diye
ekledi Mapuhi ' nin annesi Nauri.
"Tam am, hepsi bu," dedi Mapuhi.
Gen Raoul gld. Uzun sre adamakll gld. Ama g
lerken ele zihninde hesap yapt gizlice. Daha nce hi ev ina
etmemiti, ev yapmak kon usundaki fikirleri belirsizdi. G ler
ken bir yandan da gerekli m alzemeler iin Tahiti'ye yaplacak
yolcuun, malzemelerin, Fakarava'ya yaplacak yolculuun,
malzemeleri karaya karmann ve evi ina etmenin maliyetini
hesaplad. Emniyet pay b rakt nda drt bin Fransz dolarna
mal olacakt, drt bin Fransz dolarysa yirmi bin franka ede
erdi . B unun imkan yoktu. Byle bir incinin deerini o nasl
bilebilirdi? Yirmi bin frank ok parayd, hele annesinin paras
sz konusu olunca .
" M apuhi," eledi , "sen ahman tekisin. Ka para istiyorsun
onu syle."
77

Fakat Mapuhi ban sallad, arkasndaki kii de onunla


birlikte balarn salladlar.
" Ben evi istiyorum," dedi. "Alt kula uzunluunda v e et
rafnda sundurmas. . . "
"Tamam, tamam," diye araya girdi Raoul. "Nasl bir e v is
tediini biliyorum, ama bu ie yaramaz. Sana bin Afrika dola
r veririm."
Drt ba da koro halinde susarak olmaz dedi.
"Alveriin sonunda yz Afrika dolar daha veririm. "
" B e n evi istiyorum," diye sze balad Mapuhi.
"Evin sana n e yaran olacak?" diye steledi Raoul. "lk ko
pan frtna evi alp gtrecek. Bunu biliyor olmalsn .
Kaptan Raffy bugnden tezi yok frtna kopacan syl
yor."
"Fakarava'da deil," dedi Mapuhi. "Orada toprak ok da
ha yksekte. Bu adada, tamam, herhangi bir frtna Hiku
eru'yu sprp atabilir. Ben evi Fakarava'ya yaptracam. Al
t kula uzunluunda ve etrafnda sund urmas . . . "
Raoul evin hikayesini b i r d a h a dinledi. Saatlerce Mapu
hi ' ni n aklndaki ev saplant sn karmaya alt , fakat Mapu
hi'nin annesi, kars ve kz Ngakura, ev konusundaki kararn
da onu destekledi. Raoul istenen evin ayrntl tarifini yirmin
ci kez dinlerken, kap aralndan , skunasndan gelen ikinci
bir sandaln kumsala yanatn grd. Denizciler, gitmek
iin acele etmesi gerektiini bildirecek ekilde kreklere da
yanyorlard. A orai'nin ikinci kaptan karaya kt, tek kollu
yerliyle konuup Raoul'a doru seirtti. Gn, f rt nann ans
zn gnei karartmas gibi, aniden karard. Raoul lagnn kar
snda, yaklaan rzgar esintisinin uursuz izgisini grebili
yordu.
" Kaptan Raffy bir an nce buradan kmanz gerektiini
sylyor," dedi ikinci kaptan karlama olarak. "Herh angi bir
kabuk varsa onu daha sonra alma riskine girmeliymiiz, yle
diyor kendisi. B arometre 29.70'e dt."
78

Ani bir rzgar balarnn stndeki pandanus aacn vur


du ve yarm dzine ergin hindistancevizini byk bir grlty
le yere drerek tedeki palmiyeleri yrtp get i .
Sonra uzaklardan yamur geldi, iddetli b i r frtnann kk
remesiyle yaklaan ve lagnn sularnn srlm rzgar dizi
lerinde ttmesine neden olan bir yamur. lk damlalarn kes
kin tprts, Raoul ayaa frladnda, yapraklarda duyuldu.
" Bi n Afrika dolar, pein para Mapuhi," dedi. "ki yz A f
rika dolar da alveriin son unda."
" B en bir ev istiyorum ... " diye balad teki.
" Mapuhi," diye bard Raoul sesini duyurabi lmek n.
"Aptalsn sen ! "
Kendini evden dar att, ikinci kaptanla yan yana sandala
zorlukla ilerlediler. Sandal gremiyorlard. Tropik yamur et
raf yle bir kaplamt ki sadece ayaklarnn altndaki kumsal
ve lagnn kumlara arpp paralanan kk kindar dalgalar
n grebiliyorlard. iddetli yamurun iinde bir karalt belirdi.
Gelen H uru-Huru idi, u tek kollu adam.
" nciyi aldn m?" diye bard Raoul'un kulana.
"Mapuhi aptaln teki ! " diye bir haykr duyuldu cevap ola
rak, bir dakika sonra alalan suyun iinde birbirlerini kaybettiler.
Yarm saat sonra mercanadasnn deniz tarafndan bakan
Huru-Huru, iki sandaln yukar ekildiini ve A orai 'nin burnu
nu denize evirdiini grd. Aorai ' nin yannda, frtnann ka
natlarnda denizden gelmi baka bir skunann durup denize
sandal indirdiini grd. Onu tanyord u. Orohena idi. Sahibi
Toriki, kendi kendisinin yk memurluunu yapard ve hi p
hesiz sandaln k tarafnda da o vard. Huru-Huru kkrdad.
Mapuhi'nin bir nceki yldan avans verilmi ticari mallar iin
Toriki'ye borcu olduunu biliyordu.
Frtna gemiti. Yakc gne ortal kavuruyordu ve la
gn bir kere daha ayna gibi olmutu. Gel gr ki hava zamk gi
bi yap yapt, arl cierlere yk oluyor, nefes almay zor
latryordu .
79

"Haberleri duydun m u Tariki?" diye sordu Huru-Huru.


" Mapuhi bir inci buldu. Ne Hikueru'da, ne Paumotus 'ta, ne de
dnyada yle bir inci karld imdiye dek. Mapuhi aptaln te
ki. Ayrca sana borcu var. Sana ilk ben syledim, unutma. Bi
raz ttnn var m ? "
Toriki, Mapuhi'nin ottan yaplm barakasna gitti. B uyur
gan ama olduka da aklsz biriydi. Gz kamatrc i nciye ba
tan savma bakt, sadece azck bakt ve inciyi pervaszca cebine
att.
"anslsn," dedi. " G zel bir inci. Hesaplara bakp sana
hakkn veririm."
"Ben bir ev istiyorum," d iye sze balad Mapuhi aknlk
iinde. "Alt kula uzunluunda olmal. .. "
"Alt kula anand r ' " diye kar lk verdi tccar. "B orcunu
demek istiyorsun sen, baka bir ey istediin yok. B an a bin iki
yz Afrika dolar borcun vard . Pekala, artk borcun kalmad.
detik. Ayrca sana iki yz Afrika dolar prim veriyorum. Ta
hiti'ye vard mda inciyi iyi fiyata satarsam bir yzlk daha ve
ririm. Toplam yz eder. Ama demedi deme, sadece inciyi iyi
fiyattan satarsam byle olur. Yoksa bu iten para bile kaybe
debi lirim."
Mapuhi zntyle kollarn kavuturdu, ba ne eik otur
du. ncisini alml ard ondan. Borcunu demiti evin yerine.
nci diye gsterecek bir eyi yoktu artk.
"Sen aptaln tekisin," dedi Tefara.
''Sen aptaln tekisin," dedi annesi Nauri. " Neden i nciyi ona
verdin?"
"Ya n e yapsaydm?" diye kt Mapuhi. "Ona borcum
vard. ncinin bende olduunu biliyordu. nciyi grmek istedi
ini sylerken duydunuz onu. Ben sylememitim ama o bili
yordu. B i risi sylemi. Hem ona borcum vard."
"Mapuhi aptal n teki ," diye tekileri taklit etti Ngakura.
On iki yandayd ve yapacak daha iyi bir ey bi lmiyordu.
Mapuhi, kzn kulana bir t ane patlatp kz sersemletince s80

kntsn hafifletti, te yandan Tefara ile Nauri gzyalarna bo


uldu ve kadnlarn yapaca ekilde ona kmay srdrdler.
Kumsalda etraf izleyen Huru-Huru, l agnn giriinin d
nda durup denize sandal indiren tandk nc bir skuna
grd. Aralarndaki en byk inci alcs Alnan Yahudisi
Levy 'nin skunas Hira'yd bu. Hira, herkesin bildii zere, Ta
hitili balklarn ve hrszl arn tanrsyd.
iman, eci bc bir adam olan Levy kumsala karken,
" Haberleri duydun mu?" diye sordu Huru-Huru. " Mapuhi bir
inci buldu. Ne Hikueru'da, ne Paunotus'ta, ne ele dnyada y
le bir inci grld imdiye elek. Mapuhi aptaln teki. nciyi To
riki 'ye bin drt yz Afrika dolarna satt , darda dinlerken
duydum. Tariki de onun gibi ahman biri. Ondan ucuza al abi
lirsin inciyi. Sana ilk ben syleclin, unutma. B iraz t tnn var
m?"
"Tariki nerede? "
" Kaptan Lynch'in evinde apsent iiyor. Bir saattir orada."
Levy ile Tariki apsent iip inci iin pazarlk ederlerken,
Hun-Huru yirmi be bin franklk m uazzam bir fiyatta anlal
dn duydu.
Ayn anda hem Orohena hem de Hira , kumsala yakn bir
yerde motorlarn altrp toplarn atelemeye ve lgnca ia
ret vermeye baladlar. adam da vaktinde dar kp iki s
kunann da acele acele kydan aklara doru gittiini, beyaz
lam suyun ok yukars nda, skunalar yana yat ran frtn a
nn dileri arasndan kamaya alrken ana yelkenlerle flok
yelkenlerini indirdiklerini grdler. Sonra yamurda tamamen
gzden kayboldu skunalar.
" Frtna dinince geri dnerler," dedi Toriki. "Biz ele bura
dan gitsek iyi olacak."
" B arometre biraz daha dt galiba," dedi Kaptan Lynch.
Ak sakall, almak iin ok yal ve astmyla sorunsuz bir
hayat srmenin Hikueru 'da mmkn olduunu bilen bir kap
tand Lynch. Barometreye bakmak iin ieriye girdi.
81

Lynch 'in, "Aman Allah m! " diye bardn duyan dier


leri 29.20'yi gsteren kadrana bakmak iin ieri dolutu.
Tekrar dar ktlar, bu kez denizle gkyzne bakmak
iin. Frtna dalmt ama hava kapalyd. ki skunann, bir
ncs de pelerinde, yelkenler ak geri geldikleri grn
yordu. Rzgarn yn deitirmesi skotalar gevetmelerine ne
den oldu, be dakika sonra da k omuzluundan esen rzgarn
aniden ters ynde esmeye balamas skunay da geriye s
rkledi . Kumsaldakiler, seren palangalarnn serbest brakl
masn veya alarga edilmesin i tedirginlikle izliyorlard. Kyya
arpp atlayan dalgalar grltl, azgn ve tehditkard, stelik
deniz kabaryordu. Gzlerinin nnde akan korkun bir im
ek karanl k gn ayd nlatt ve b alarnn stndeki gk vahi
ce grldedi.
Tariki ile Levy sandallarna doru bir kou tutturdu, Levy,
telaa kaplm bir su aygr gibi kouyordu. Her ikisinin sanda
l da lagnn giriinden srklendiinden, gelen sandaln A o
rai'ye ait olduuna hkmettiler. K tarafta krekileri yrek
lendiren Raoul'du. ncinin grntsn aklndan karamayan
Raoul, Mapuhi' nin bit ii fiyat, yani evi kabul ettiini syle
mek zere geri dnyordu.
ok iddetli, youn bir saanan ortasnda kumsala kt,
H uru-Huru ile birbirlerini gremeyip arptlar.
"ok ge," diye bard H uru-Huru. "M apuhi inciyi Tori
ki'ye bin drt yz Afrika dolarna satt, Tariki de yirmi be bin
franka Levy'ye. Levy de inciyi Fransa'da yz bin franka sata
cak. B iraz ttnn var m?"
Raoul kendini rahatlam hissetti. nci konusundaki skn
ts sona ermiti. nciyi alamam olsa bile daha fazla endielen
mesine gerek yoktu. Ama yine de Huru-Huru'ya inanmad.
Mapuhi inciyi bin drt yz Afrika dolarna satm olabilirdi,
ama inciden anlayan Levy'nin yirmi be bin frank demi ol
mas biraz zorlamayd. Raoul meseleyi Kaptan Lynch ile g
rmeye karar verdi; fakat, eski denizcinin evine vardnda,
82

denizciyi gzleri fal ta gibi alm barometreye bakarken


buldu.
"Ne gryorsun?" diye sordu Kaptan Lynch endieyle, bir
yandan da gzlk camlarn siliyor, yeniden alete bakyordu.
"29.10," dedi Raoul. "Daha nce hi bu kadar dtn
grmemitim."
" B u olamaz ! " diye homurdand kaptan. "Denizlerde tam el
li ylm geirdim ve hi bu kadar dtn grmedim. Dinle! "
Bir an durdular, kyya arpp atlayan dalgalar grleyip
evi sallad. Dar ktlar. Frtna dinmiti. A orai'yi bir mil te
de, rzgarszlktan hareketsiz, kuzeydoudan, muazzam alay
lardaki gibi oluk oluk akan heybetli dalgalarda ba k vurur
ken grebiliyorlard; kendilerini telala mercanadasnn kum
salna attlar. Sandaldaki denizcilerden biri, geidin azn gs
terdi ve ban sallad. Raoul bakt, kpklerle dalgalarn be
yaz kargaasn grd.
"Galiba bu gece sizde kalacam kaptan," dedi; sonra de
nizciye dnp sandal kyya ekmesini, kendisi ve dierleri
iin snak bulmasn syledi .
"Dz yirmi dokuz," diye haber verdi Kaptan Lynch, baro
metreye bakm geri geliyordu , elinde bir sandalye vard.
Oturdu, denizdeki gsteriye dikti gzlerini. G ne, gnn
bouculuunu a rttrarak meydana kt, durgunluk sryordu.
Dalgalar ise gittike byyordu.
" Dalgalar bu kadar byten her neyse beni endielendiri
yor," diye mrldand Raoul huysuzca.
"Hi rzgar yok, yine de una baksana ! "
Millerce uzunlukta, on binlerce ton yk tayan denizin bir
darbesi, krlgan m ercanadasn deprem olmu gibi sarst. Kap
tan Lynch afallamt.
" Hayre t ! " diye bard Lynch oturduu sandalyeden hafif
e srayarak, sonra yeniden yerine oturdu. "Fakat hi rzgar
yok," diye srar etti Raoul. "Rzgar olsayd anlayabilirdim bu
durumu . "
83

" Merak etme, pek yaknda rzgar da balayacak," diye tat


sz bir yant verdi kaptan.
ki adam suskun oturdular. Derilerinde, bir araya gelip n
ce daha byk kabarcklar, sonra onlarn birlemesiyle yere
damlayan derecikler oluturan binlerce kk damlack gze
arpyordu. Nefes almak iin yanp tutuuyorlard, zellikle de
yal adam ok aba sarf ediyordu. Bir dalga, hindistancevizi
aalarnn gvdelerini yalayp neredeyse ayaklarnn dibinde
alalarak kumsal sprd.
" Suyun azami kabarma noktasn hayli geti," dedi Kaptan
Lynch; "on bir yldr buradaym . " S aatine bakt. "Saat ," de
di.
Bir adamla bir kadn, pelerinde oluk ocuk ve sokak k
peklerinden oluan karmakark bir gru hla ackl bir halde
ilerledi. Evin biraz tesi nde durdular, epeyce tereddt e ttikten
sonra kumlara oturdular. Birka dakika sonra aksi ynden
baka bir aile onlar izledi, erkekler ve kadnlar baka baka
eya t ayorlard. Ksa sre ii nde her yatan ve cinsten yzler
ce insan kaptann yaad yerin etrafnda topland. Kap tan ,
kucanda bebeiyle yeni gelen bir kadna seslendi, kadn evi
nin az nce lagne sprldn syledi.
B uras millerce uzunluktaki adann en yksek noktasyd
ve adann her iki yannda pek ok yerde m uazzam dalgalar
mercanadasnn incecik halkasnda imdiden yarklar ayor ve
zorla lagnn iine giriyordu. Mercanadas emberinin e traf
yirmi mil kadard ama adann h ibir yeri elli kulatan geni de
ildi. D al sezonunun en civcivli zamanyd , civardaki btn
adalardan, Tahiti'den bile gelen yerliler burada toplanmlar
d.
" B urad a kadn, erkek ve ocuk toplam bin iki yz kii var,"
dedi Kaptan Lynch. "Yarn sabah ka kii olacak merak ediyorum . "
" yi de neden rzgar esmiyor? B un u bilmek istiyorum
ben," diye steledi Raoul.
84

"Dert etme delikanl, dert etme; yaknda greceksin gn


n."
D aha Kaptan Lynch konuurken byk b ir su ktlesi mer
canadasna arpt.
Sandalyelerin altnda, drt be parmak derinliinde deniz
suyu alkaland. Hafif bir feryat ykseldi kadnlardan. Ell eri
birbirine kenetlenmi ocuklar yuvarlanan devasa eylere ba
kyor, yrek paralarcasna alyorlard. Tavuklar, kediler s
suyun iinde perian bir halde bata ka yryordu, ortak bir
kararla insanlar itiip kakarak kaptann evinin atsna sn
d. Bir Paumota'l, iinde yeni domu kpek yavrularnn ol
duu bir sepetle bi hindistancevizi aacna trmand ve yerden
yirmi ayak yukarya sepeti balad . Yavrularn annesi aada
suyun iinde batp kyor, inliyor, kesik kesik h avlyordu.
Yine de gne prl prl parlyor ve durgunluk sryordu.
Oturdular, dalgalarla A orai'nin ldrm gibi ba k vurmasn
izlediler. Kaptan Lynch, daha fazla bakamayacak hale gelene
dek ortal spren muazzam su ktlelerini seyretti . Dah a faz
la bakmamak iin yzn elleriyle kapatt; sonra da eve girdi.
'28.60," dedi usulca geri dndnde.
Koltuunun altnda kk bir halat vard. pi iki kul alk
paralara bld, bir parasn Raoul'a verdi, bir parasn da
kendine ayrp kalann trman acak bir aa b ulmalarn t
leyerek kadnlara datt.
Kuzeydoudan hafif bir rzgar esmeye balad, rzgarn
esintisini yznde hissetmek Raoul 'u keyiflendirmie b enzi
yordu. A orai'nin skotalarn rzgara gre dzeltip kydan
uzaklatn grebil iyordu, gemide olmad iin piman oldu.
A orai ne olursa olsun yakasn kurtarabilirdi bu durumdan
ama ya mercanaclas. .. Bir dalga karya bir yark at, neredey
se ayaklarn yerden kesecekti, kendine bir aa seti Raoul.
Sonra barometreyi hatrlayp gerisingeri eve kotu. Kaptan
Lynch 'e rastlad, ayn ey iin oradayd o da, birlikte ieri gir
diler.
85

"28.20," dedi ihtiyar denizci. " Cehenneme dnecek buras,


o da neydi yle?"
Hava, bir eyin telayla dolmu gibiydi. Ev sallanp sarsl
d ve gl bir sesin uultusunu duydular. Pencereler zangrda
d. ki cam birbirine arpt, bir rzgar akm yrtp geti arala
rndan, insanlara arpp sendelemelerine neden oldu. Kar ta
raftaki kap arpp kapand , kap mandal parampara oldu.
Beyaz kap topuzu yerde kk paralara ayrld. Odann du
varlar aniden iirilen bir balon gibi iti. Sonra, bir dalgann
serpintisi evin duvarna arpnca tfek patlamas gibi bir ses
daha duyuldu. Kaptan Lynch saatine bakt. Saat drtt. Laci
vert bahriye uhasndan bir kaputu srtna geirdi, barometre
yi kancasndan kard ve byk ceplerinden birine saklad.
Dalga eve kt diye tekrar v urdu ve hafif bina, temelinin etra
fnda eildi, bkld ve taban on derecelik bir a yapacak e
kilde kt.
Evden dar ilk kan Raoul oldu. Rzgar onu yakalayp
telere savurdu. Douya doru srklendiini fark etti. me
lip kendi kendine tutun arak zar zor kumsala att kendisi ni. Bir
deste saman gibi savrulan Kaptan Lynch, Raoul'un zerine se
rildi. A orai'den iki denizci, tutunduklar hindista ncevizi aac
n brakp yardmlarna kot u; geldikleri yolun her karnda
olmayacak alarda eilip bklerek ve topra trmal ayarak
rzgara kar sava vermilerdi.
h tiyarn eklemleri kaskatyd ve trmanamyordu, bu yz
den denizciler, halatn arta kalan paralarn birbirine balaya
rak her seferinde birka ayak kadar yukar ektiler ihtiyar, ta
ki yal adam yerden elli ayak yukarya, aacn tepesine ka
rana dek. Raoul kendi payn a den halat bitiiindeki bir
aacn dibine dolayp olanlar izlemeye balad. Rzgar rk
tcyd. Bu kadar iddetli esebileceini aklndan bile geirme
miti Raoul daha nce. Bir dalga mercanadasnda bir gedik a
t, lagnn iine doluan sular Raoul'u dizlerine kadar slatt
nce. Gne gzden kaybolmu, yerine kuruni bir alacakaran86

!k kmt. Yatay olarak den birka yamur damlas arp


t Raoul'a. Den damlalar, kurundan yaplm sama tanele
ri gibi etkilemiti. Yzne bir tuz serpintisi arpt. Tokat gibiy
di. Yanakl ar ine batm gibi acyor, yanan gzlerinden yalar
szlyord u kendiliinden. Yzlerce yerli aal ardayd. Baka
zaman olsa, aalarn tepelerinde toplanm meyvelere benze
yen bu insan demetlerine glebilirdi. Oysa u durumda, Tahi
ti'de domu biri olarak, tutunduu aacn gvdesini iki bk
lm biimde elleriyle kavrad, tabanlarn aacn yzeyine ba
sarak aaca trmanmaya balad. Aacn tepesinde iki kadn,
iki adamla iki de ocuk vard. Kk bir kz evcil bir kediyi
kollarnda sk sk tutuyordu.
Raoul tnedii yerden Kaptan Lynch'e el sallad, cesur de
nizci de ona karlk verdi. Raoul gkyzne baknca dehete
dt. Gk yere ok yaklamt, adeta bann hemen zerin
deydi, rengi de kuruniden siyaha dnmt. Buna ramen
yerde pek ok insan aa diplerinde toplanm, aalara tutu
nuyordu. nsan kmelerinin birou dua ediyordu, bunlardan
bir tanesinde Mormon misyoneri insanlar yreklendirecek
eyler sylyordu. Uzaktaki bir crcrbceinin en zayf crlt
s gibi t uhaf, ritmik bir ses duydu Raoul bir an ii n, bu ses ona
cenneti ve ilahi mzii hatrlatt belli belirsiz. Etrafna baknd,
baka bir aacn dibinde iplere ve birbirine tutunan insan kala
baln grd. Yzlerinin ve dudaklarnn hep birlikte h areket
ettiini grebiliyordu. Hi ses duymasa da il ahi sylediklerini
anlamt .
B tn bunlara ramen rzgar hzn arttryordu. Herhangi
bir ekilde rzgarn hzn lemiyordu nk bylesini grme
miti daha nce, ama her naslsa rzgarn daha hzl estiini bi
liyordu. Biraz uzakta bir aa kknden sklm, stndeki
insanlar yere dmt. Bir dalga ky eridini sprd, insan
lar ortadan kayboldu. Her ey ok abuk oluyordu. Lagnn
beyaz kpklerinin arasnda kahverengi bir omuz ve siyah bir
ba silueti grd. Bir sonraki saniye o da gzden kayboldu. Di87

er aalar da azalyordu, kibrit pleri gibi yere dyor veya


aprazlama birbirlerine yaslanyorlard. Rzgarn gc kar
snda dili tutulmutu Raoul'un. Kendi aac iddetle sallan
yordu, aataki kadnlardan biri hem feryat ediyor hem de ke
disine yapm kk kz skca tutuyordu. Dier ocuu tu
tan adam Raoul'un omzuna dokunup bir yeri iaret etti. Raoul
bakt ve Mormon kilisesinin yz ayak tede sarho bir adam
gibi son srat gittiini grd . Kilise temelinden sklmt,
rzgarla dalgalar onu lagne doru srklyordu. Devasa bir
su dalgas kiliseyi yakalad, yana yatrd ve yar m dzine hin
distancevizi aacnn stne frlatp att. Aalarda, meyvelere
benzeyen insan kmeleri ergin hindistancevizleri gibi yere d
kld. D alga ekilince yerde bazlarn n hareketsiz yattn.
bazlarnn da kvranp bkldn grd Raoul. Tuhaf bir
biimde ona kar n c a lar h a tr l a t yorlar d . S arslmamt gr
dkleri karsnda. Korkunun da tesine gem iti. Doal ob
rak bir sonraki dalgann kumsaluaki bu insan en kazn spr
dn grd. imdiye kadar grdnuen ok daha muaz
zam nc bir dalga kiliseyi lagne frlatt. kilise oradan yar
yarya suya batm bir lalck boca ynne bilinmezlie yzd.
Olup bitenler ona Nuh'un gcm isini hatrlatmt.
Kap tan Lynch'in evini a ra d gzleri, bulamaynca ard .
Her ey ok abuk olup bi tiyordu gerekten. Hala aaJara tu
tunan insanlarn pek ounun yere indiini fark etti. Ama rz
gar bir kere daha hzl and. Kendi aacndan rnlayabiliyordu
bunu. Aa artk sallanmyor ya da ne arkaya eilip bkl
myord u. Aksine, rzgrdan dolay tuhaf bir ayla bklm,
hemen hemen sabit bir biimde duruyor ve sadece sarslyor
du. Fakat sarsnt berbatt. Diyapazon veya az tamburas gi
biydi. S arsnty bu kadar kt klan ey ok hzl olmasyd.
Aacn kkleri tutuyordu tutmasn a ama bu zorlamaya daha
fazla dayanamazd . Bir yerden krlrd mutlaka.
te, aalardan biri krlmt bile. Krldn grmemiti
ama ortasndan krlm aacn kalnts ylece duruyordu orada.
88

Grmeden ne olduunu anlamak mmkn deildi. O gl se


sin iinde aalarn krlmasn n ya da insan haykrlarnn bir
nemi yoktu. Tam da Kaptan Lynch ' in olduu yne bakarken
oldu ne olduysa. Aacn gvdesinin ortadan paralanp sessizce
ayrldn grd yarm yamalak. Aacn tepesi, zerinde ihtiyar
kaptan ve A orai'den denizciyle birlikte lagnn zerinden
aa doru szld. Yere dmedi, bir saman p gibi havada
srklendi. Yz metre kadar uup suya dt. Raoul gzlerini
drt at ve Kaptan Lynch'in hayata veda ettiine emin oldu.
Raoul daha fazla beklemedi. Yerliyi drtp yere inmeleri
gerektiini belirten iaretler yapt. Adam inmek istiyordu ama
kadnlar kork udan kmldayamyordu. bu yzden adam da on
l arla kalmay tercih etti. Raoul ipini aaca dolayp aa kayd.
B ann stnden tuzlu su hcum etti. Nefesini tutup umarsz
ca ipe tutundu. Su alalnca aac siper edip bir kere daha ne
fes ald. pi daha sk balad ve tam o srada bir dalga daha gel
di. Kadnlardan biri aa kayp ona katld, yerli ise teki ka
dnn, iki ocuun ve kedinin yannda kalmt .
Raoul dier aal arn dibin de tutunan larn srekli olarak
eksild iini fark etti. Ayn sre hemen yan banda da gelii
yordu imdi. Tutunmak iin btn gcn harcyord u RaouL
ona katlan kadn ise gittike gten dyordu. Dalgadan her
kurtulduunda nce kendisini, sonra da kadn orada bulduu
na aryordu. Nihayeti nde sudan ktnda kendini tek ba
na buldu. Yukar bakt. Aacn tepesi de gitmiti. Eski yksek
liinin yans kadard imdi, paralanm ucu sarslyordu. O
kurtulmutu. Aacn rzgara maruz kalan ksm gitmiti ama
kkleri hala yere tutunuyord u. Trmanmaya balad. O kadar
halsizdi ki ok yava ilerliyord u, o aacn tepesine varana dek
dalga stne dalga gelip arpt. Sonra kendisini aacn gvde
sine b alad ve geceyi karlamak iin g toplad . neler olaca
n bilemezdi.
Karanlkta ok yalnz hissetti kendisini. B azen dnyann
sonu gelmi de tek hayatta kalan kendisiymi gibi geliyordu
89

Raoul 'a. Rzgar hala artyordu . Saatler ilerledike de artt.


Hesaplarna gre saat on bir sularnda rzgar inanlmaz bir hal
almt. Dehet verici, korkun bir eydi bu, lk la bir f
ke, btn gcyle vurup geen ; gene de btn gcyle vurup
gemeye devam eden, sonu o lmayan bir duvard bu. Sanki ha
fifleyip incelmiti Raoul; hareket eden kendisiydi, akl almaz
bir hzla sonsuz bir katln iinde srkleniyor gibiydi. Rz
gar artk h areket eden hava olmaktan kmt. Su veya cva gi
bi kat bir ey olmutu. Rzgar l bir danann etiymi de,
uzansa onu kocaman paralara ayrabilecekmi gibi hissedi
yordu. Bir adamn sarp bir kayala tutunmas gibi rzgar ya
kalayp ona smsk tutunabilecekti sanki.
Rzgar onu bouyordu. Rzgara kar duramyor, nefes
alamyordu nk rzgar azndan burnundan ieri doluyor,
cierlerini sanki mesanesiymi gibi iiriyordu. Byle anlarda
vcudu azna kadar hncahn toprakla doldurulmu gibi his
sediyordu. Yalnzca dudaklarn aacn gvdesine bastrarak
nefes alabiliyordu. stelik durmadan esen rzgar onu yormu
tu. Hem zihni hem de bedeni yorgundu. Daha fazla etraf g
recek ya da dnece k durumda deildi ama bilinci yar yarya
akt. Zihnini tek bir dnce megul ediyordu sadece: BU
B R FIRTINA. Bu tek dnce dzensiz biimde srp gidi
yordu. Ara sra alazlanan clz bir ate gibiydi. Bir an kendin
den geip sonra yine bu dnceye dnyordu ... BU BR FI R
TINA. Sonra yine kendinden geiyordu.
Frtnann en iddetli olduu zaman gece on bir ile sabah
arasyd , Mapuhi ile ailesinin tutunduu aa gece on birde k
rld. Mapuhi lagn n yzeyine kt, kz Ngakura'y sk sk
tutuyordu hala. Sadece Gney Denizi Adalar'ndan bir yerli
byle iddetli bir felakette hayatta kalabilirdi. Kendisini bala
d pandanus aac kpklerde alabora olup alkaland; za
man zaman tutunup bekleyerek, zaman zaman da tutunduu
yeri hzla deitirerek kendi bayla Ngakura'nn ban nefes
almalarna yetecek kadar sk aralklarla suyun yzeyine kara90

biliyordu . Gel gr ki havann byk bir ksmn uuan su ser


pintileriyle dikine inen sicim gibi yamur kaplyordu.
Lagnn on mil karsnda, kum emberinin ilerisinde, sav
rulan aalarn gvdeleri, kalaslar, filikalarn ve evlerin enkaz
lar lagnden gemeyi baaran on zavallnn dokuzunu ldr
mt. Neredeyse boulmak zere ve bitkin insanlar, bu ku
durmu tahta paralarnn meydana getirdii harca savrulmu,
bedenleri ezilip biimsiz etlere dnmt. Mapuhi anslyd.
B u on kiinin iinden kurtulan tek kii oydu; bu ona kaderin
oynad garip bir oyundu. Kumsal a kt, vcudundaki izi kler
kanyordu.
Ngakura 'nn sol kolu krlm, sa elinin parmaklar ezil
miti, yanann ve alnnn derisi kemiine kadar syrlmt .
Hala ayakta duran bir aaca yapt , lagnn sular diz boyu ya
da bazen bilek hizasnda al kalanrken, Mapuhi bir yandan k
z tut uyor bir yandan da nefes almak iin hkra hkra al
yord u.
S abah saat te frtnann iddeti azald. Saat be sularnda
sert bir meltem esiyordu sadece. Saat altda ise ortalk stli
mand ve gne parlyordu. Deniz alalmt. Lagnn hala
dalgal ksmnda Mapuhi karaya kamam insanlarn para
lanm vcutlarn grd. Tefara ile Nauri de aralarndayd hi
phesiz. Mapuhi kumsala, yerde yatan bedenlere bakmaya
gitti ve karsn grd, kadnn vcud unun yars suyun iinde
yars da dndayd. Oturdu, alamaya balad, ilkel bir insann
zlmesi gibi kula trmalayan hayvans sesler karyordu.
Sonra kadn zorlukla kmldayp, inildedi. Mapuhi kadna daha
yakndan bakt. Kars hem yayordu, hem de yaralanmamt.
Sadece uyuyordu. ans ona da glmt.
Evvelki gece hayatta olan bin iki yz kiiden geriye yz
kii sa kalmt. Mormon misyoneriyle j andarma nfus saym
yaptlar. Lagnn her yan cesetlerle doluydu. Ne bir ev ne de
bir kulbe kalmt ayakta. B tn mercanadasnda t a ta s
tnde kalmamt . Elli hindistancevizi aacndan biri hala
91

ayaktayd, geriye kalanlar e nkaza dnmt, hibirisinde de


tek bir hinclistancevizi bile yoktu.
me suyu ela yoktu. Yamur sularnn szmasyla oluan
s kuyular tuzlanmt. Lagnn dnda birka slanm un u
val bulundu. Kazazedeler krlm hindistancevizi aalarnn
iini karp yedi. Kumda ukur ap stn metal saclarla ka
patarak oraya buraya yaptklar ufack kulbelere ar ar
ilerlediler. Misyoner derme atma bir imbik yapt ama yz
kii iin su clamtmas m mkn deil di. kinci gnn sonunda,
lagnde ykanan Raoul, bir ekilde susuzluunun yattn
fark etti. B u haberin yaylmasnn hemen ardndan yz
adam, kadn ve ocuk. boyunlarna kadar lagnn iinde deri
lerinden su imeye alyordu. Suyun dibine batmam ller
etrafta yzyor, diptekilerin ise zerine baslyordu. nc
gn insanlar llerini gmp kendilerini kurtaracak bir gemi
beklemeye balad lar.
Bu arada ai lesi nden frtna yznden ayrlmak zorunda b
lan Nauri, keneli bana bir maceraya srklenmiti . Vcudunu
yaralayan, morartan ve kymk iinde brakan bir payandaya
tutunan Naur i . nercanadasndan uzaa, dt:nize srklenmiti.
te, su dalarn n hayret verici tokatlar altnda payandasn
kaybetti. Neredeyse altm yana gelmi ihtiyar bir kadnd;
ama Pau mota'da domutu ve hayat boyunca denizden hi
uzaklam amt. Karanlkta yzerken boulacak gibi oluyor, t
kanyor, nefes almaya alyordu ki omzuna sert bir darbe al
d, omzuna arpan ey bir hindistanceviziycli. O anda kararn
vermiti, hinclistanccvizini yakalad. Bir saat iinde yedi hinclis
tancevizi daha yakalad. B irbirine bal bu hindistancevizleri
bir yandan kadnn yaamn kurtaran bir can simidi grevi g
rrken br yandan da onu pelteye evirmekle tehdit ediyor
du. imand ve vcudu abucak ryordu ama frtnalar ko
nusunda tecrbeliydi, kpekbal tanrsna dua ederken rz
gar n kesilmesini bekledi. O kadar sersemlemiti ki saatin
olduunu fark etmedi bile. Saat altda ortaln tmyle dur92

gunlatn da fark etmedi. Deniz onu kumsala attnda bilin


ci yerine geldi . plak, kanayan elleriyle ve ayaklaryla dalga
lar ona eriemeyinceye kadar deniz onu geri ekmesin diye
kumsal trmalad.
Nerede olduunu biliyordu. Bu kara paras kk adack
Takokota 'dan bakas olamazd. Lagn yoktu, kimse yaam
yordu burada.
Hikueru on be mil uzaktayd . Gremiyordu ama Hiku
eru'nun bu adann gneyinde kaldn biliyordu. Gnler ge
ti, suyun stnde kalmasn salayan hindistancevizleriyle bes
lendi Nauri. Hem ime suyu hem de yiyeceiydi bu hindistan
cevizleri. Ama ne diledii kadar iiyor ne de diledii kadar yi
yordu. Yardm gelecei pheliydi. Ufukta kurtarma gemileri
nin dumann grebiliyordu grmesine de , bu yalnz, kimsenin
yaamad Takokota'ya hangi kurtarma gemisi gelirdi ki?
B atan itibaren etrafndaki cesetler eziyet ektirdi Na
uri 'ye. Deniz, cesetleri inatla kadnn yaad ufack kara p ar
asna atyor, kadn da gc tkenene kadar cesetleri kpek
balkl ar paralayp yesi n diye denize itiyordu. Kadnn gc
tkenince, sahili dehetli bir korkuyla bezedi cesetler. Nauri,
pek ele fazla olmamakla birl ikte, olabildiince uzaklat ceset
lerden.
Onuncu gn son hindistancevizi de tkenmiti ve susuzluk
tan titriyordu. Kumsal boyunca kendini srkleyerek hindis
tancevizi arad. Bu kadar ok cesedin yzp ele ortalkta hi
hi ndistancevizinin olmamas tuhaft . l insanlardan daha faz
la hindistancevizi vard hi phesiz! En sonunda pes etti , bit
kin biimde kumsala uzand. Sonu gelmiti. lm beklemek
ten baka aresi yoktu.
Bili nci yerine gelir gibi olduu bir anda bir cesedin sarya
alan kzl salarna baktn fark etti. Deniz, cesedi ona do
ru att, sonra geri ekti. Cesedi tersyz etti deniz, kadn, cese
din yznn olmadn grd. Yine de o sarya alan kzl sa
parasnda tandk bir ey vard. Bir saat geti. Cesedin kimin
93

olduunu anlamaya almakla uramad. lmeyi bekliyordu,


bu yzden o korkutucu eyin kim olduu onu pek de ilgilendir
miyordu. Ama bir saatin sonunda yavaa doruldu ve cesede
bakt. Fevkalade byklkteki bir dalga onu daha kk dal
galarn eriemeyecei bir yere frlatmt. Evet, haklyd; o k
zl sa paras Paumotus'ta sadece bir kiinin olabilirdi. Alman
Yahudisi Levy idi bu, hani u inciyi satn alp Hira adl gemiy
le gtre n adam. Pekala, u durumda tek bir ey barizdi: Hira
kaybolmutu. Balklarn ve hrszlarn tanrs , inci alcsn
terk etmiti.
Nauri l adama doru emekledi. Adamn gmlei yrtl
mt, iinde paralarn tad deri kemeri grebiliyordu Na
uri. Nefesini tutup kemer tokasn ekitirdi. Umduundan da
ha kolay oldu, acele acele kumsaln te yanna emekledi, ke
meri de peinden srklyordu. Kemerin ceplerini bir bir at
ve hibir ey bulamad. Nereye koymu olabilirdi? En son cep
te buldu onu, yolculukta ald ilk ve tek inciydi bu. Kemerden
kendisine ldrc hastalk bular korkusuyla birka ayak
teye emekledi ve inciyi dikkatle gzden geirdi. Mapuhi'nin
bulduu ve Toriki'nin ondan ald inciydi . Eliyle tartt inciyi,
sonra avucunda ne arkaya yuvarlad okayarak. Ama incide
kendine zg bir gzellik gremedi . nciye baknca Mapuhi,
Tefara ve kendisinin birlikte kafalarnda ina ettikleri evi g
ryord u. nciye her baktnda sekiz kenarl sarkal duvar sa
ati de dahil olmak zere btn ayrntlaryla evi grd. Bunun
uruna yaamaya deerdi.
Elbisesinden bir erit ayrp inciyi boynuna smsk balad.
Sonra sahil boyunca nefesi kesilerek, inildeyerek ama kararl
lkla hindistancevizi arad. abucak bir tane buldu, etrafna ba
knd, bir tane daha buldu. B irini krp suyunu iti, kflenmiti
ama son zerresine kadar yedi hindistancevizini. Biraz sonra,
aa ktnden yaplm bir kayk buldu. Avara demiri git
miti ama o umutluydu, gn bitmeden avara demirini de bul
du. Her yeni bulduu ey bir iaretti. nci uur getirmiti. 94

leden sonra ge vakitte suyun ii nde yzen tahta bir sadk gr


d. Sand kyya kardnda iindekiler ngrdad, on kutu
somon konservesi buldu. Konservelerden birini kanoya vura
rak at. Konserveden sznt balaynca kutunun iindeki sv
y aktt. Sonra somon baln kartmak iin saatlerce urat,
konserveyi vurarak ve skarak her seferinde bir lokma kara
biliyordu.
Sekiz gn daha yardm gelsin diye bekledi. Bu arada avara
demirini kanonun arkasna balad. Bunun iin hindistancevizi
liflerini ve elbisesin i n geri kalann ip olarak kulland. Kano fe
na ekilde atlamt ve su szdryordu ama hindistan cevizin
den elde ettii su kabn kayn suyunu boaltmak iin sakla
d. Krek bulmak iin akla karay seti . Bir teneke parasyla
salarn kknden kesti. Sonra bu salardan bir sicim rd, si
cimle de, iinde somon balklarnn olduu tahta sandn bir
tasna ayak uzu nluundaki sprge sapn balad .
Kamay dileriyle inedi, onunla da sicimi sklatrd.
On sekizinci gnn gece yars kanoyu dalgalarn iinden
denize i ndirdi ve Hikueru'ya doru yola kt. htiyar bir ka
dnd. ektii skntlar yznden bir deri bir kemi k kalmt.
Kano bykt ve aslnda krekleri ekmek iin gl adam
gerekiyordu.
Bunu ela tek bana yapt, hem de elindeki derme atna
krekle. Beri yandan kano ciddi biimde su szdryordu, za
mannn te biri kanoya dolan suyu boaltmakla geiyord u.
Gndz vakti bo yere arad gzleri H ikueru'yu. Geride Tako
kota ufuk izgisinde batt. Gne plak bedenini kavuruyor,
vcudunun nemini tketmeye zorl uyord u. Geriye sadece iki
kutu konserve somon kalmt, gn iinde kutular delip ile
rindeki svy iti. Eti karmakla kaybedecek vakti yoktu. Ba
t ynnde bir aknt balamt, gneye gitmeye almasna
rame n batya doru ilerliyordu.
leden sonra, kanoda dimdik durarak Hikueru'yu gre
bildi. Hindistancevizi aalar gitmiti. Orada burada geni
95

aralklarla duran hrpani aa kalntlarn grebiliyordu. Yine


de bu m anzara onu neelendirdi. Tahmin ettiinden de yakn
dayd. Aknt ise onu batya srklyordu. Akntya direnip
krek ekti. Krein sicimindeki kama gevedi ve sk sk onu
skmaya almakla epey vakit kaybetti. Sonra bir de suyun bo
altlmas vard. Suyu boaltmak iin krek ekmeye ara ver
mek zorunda kalyordu saatte bir. Tm bu zaman zarfnda
batya srklendi.
G nbatmnda Hikueru mil gneydousundayd. D olu
n ay vard gkte, saat sekizde ada iki mil dousundayd. Bir sa
at daha abalad, ama ada hala ayn uzaklktayd. Akntnn
tam ortasndayd; kano gereinden fazla bykt; krek ok
yetersizdi, bir de ok fazla zamann ve gcn suyu boaltma
ya harcamt. B undan baka zayft ve gittike de gten d
yordu. Btn abalarna ramen kano batya s rkleniyordu.
Kpekbal tanrsna dua edip kanonun kenarndan ken
dini denize brakt, yzmeye balad. Su onu kendine getirmi
t i , kanoyu geride brakt abucak. Bir saat sonra adaya gzle
grl ecek ekilde yaklamt. ok gemeden korkt uu ban a
geldi. Tam gznn nnde, aa yukar yirmi ayak tesinde,
byk bir yzge suyu kesti. N auri ona doru yzmeye devam
e tti ve kpekbal yavaa kayd suyun iinde, saa doru kv
rlp kadnn etrafnda daireler izmeye balad. Gzlerini k
pekbalnn yzgecine dikip yzmeyi srdrd. Yzge kay
bol unca suyun iine bakp izl edi. Yzge tekrar belirince kal
d yerden yzmeye devam etti. Canavar tembeldi, Nauri bu
n u grebiliyordu. Frtnadan beri karn iyice doymutu phe
siz. ok a olsayd saldrmak iin bir an bile tereddt etmeye
ceinden emindi. On be ayak uzunluundayd ve Nauri ok
iyi biliyordu ki bir srta kendisini ortadan ikiye blebilirdi .
Ama bunl ar dnerek kaybedecek zaman yoktu . Y zse
de yzmese de aknt onu adadan uzaklatryordu. Y arm sa
at geti , kpekbal daha d a cesur bir hal almaya balad.
Kendine zarar vermediini grerek daha da yaknlat , izdii
96

daireleri kltyor, yanndan geerken gzlerini kstaha


kadna dikiyordu. Nauri, kpekbal nn er ya da ge kendisi
n e saldrma cesaretini gstereceini ad gibi biliyordu. Ondan
nce davranmaya karar verdi. Yapm ay dnd eyin
u mutsuz olduunu biliyordu. Yal bir kadnd, denizde tek
banayd, alktan ve cefa ekmekten gcn yitirmiti ama
yine de bu kana susam canavarn karsnda, ona saldrarak
bekleyecekti kendine saldrmasn. Frsat kollayarak yzmeye
devam etti. Nihayetinde kadnn yanndan, neredeyse sekiz
ayak tesinden aygn baygn geti canavar. Nauri saldryor
mu gibi yaparak aniden hcum etti. Kpekbal kaarken
vahice kuyruun u sallad ve zmpara gibi derisi Nami 'ye ar
pp dirseinden omzuna kadar derisini yzd. Kpekbal
gittike genileyen daireler izerek hzla yzd, e n sonunda da
gzden kayboldu.
Kumda, stleri metal saclarla kapatlm oyuklardan birin
de Mapuhi ile Tefara uzanm tartyorlard .
"Dediim gibi yapsaydn," diye yklendi kocasna Tefara
bininci defa "inciyi saklayp kimseye sylemeseydin imdi
elinde olurdu."
" Ama kabuu atmda H uru-Huru yanmdayd, sana bu
n u daha ka kere sylemem gerek ? "
" imdi bir evimiz olmayacak. Raoul bana bugn dedi ki
Mapuhi inciyi Toriki'ye satmasayd ..."
" nciyi satmadm. Toriki onu benden ald."
"nciyi satmasaydn sana be bin Fransz dolar, yani on bin
Afrika dolar, vereceini syledi."
"Annesine sz etti b u durumdan," diye aklad M apuhi.
" Kadn inciden anlyor. "
" imdi d e inci kayp," diye yaknd Tefara.
"Toriki'yc olan borcumu dedim ite. Bu da her halkarda
bin iki yz eder. "
"Toriki ld," diye bard Tefara. " Iskunasndan hi ha
ber yok. A orai ve Hira gibi kayboldu o da. Toriki san a sz ver97

dii yz dolar deyecek m i ? Hayr, nk Toriki ld. Sen


inciyi b ulmam olsaydn bugn Toriki'ye bin iki yz dolar bor
cun olacak myd? Hayr, nk Toriki ld ve llere p ara
denmez."
"Ama Levy Toriki'nin parasn demedi ," dedi Mapuhi.
"Ona Papetee'de para yerine geecek bir kat paras verdi;
imdi Levy ld ve borcunu deyemez; Toriki ld, kat da
onunla kayboldu ve inci de Levy ile kayboldu. Haklsn Tefa
ra. nciyi kaybettim, karlnda da hibir ey almadm. imdi
brak da uyuyalm."
Mapuhi aniden elini sus der gibi kaldrp dinledi. D ardan
bir ses geliyordu, sanki birisi ar bir ekilde ve aclar iinde ne
fes alyordu. Kap yerine kullandklar hasra bir el uzand.
"Kim var orada?" diye bard Mapuhi.
"Nauri," dedi dardaki cevap olarak. "Olum M apuhi nerede syler misiniz?"
Tefara bir lk atp kocasnn koluna yapt.
"Bir h ayalet ! " dedi dileri birbirine vurarak. " B ir hayalet ! "
Mapuh i ' nin beti benzi att. B itkin bir biimde karsna t utundu.
"yi kadn," dedi tereddtle, sesini gizlemeye alarak,
" olunu iyi tanrm. Olun l agnn dou tarafnda oturuyor."
Dardan bir i ekme sesi duyuldu. Mapuhi sevindi. Hayaleti kandrmt.
" Peki sen nereden geliyorsun ihtiyar kadn?" diye sordu.
"Denizden," dedi mahzunca.
"Biliyordum, biliyordum," diye bir lk att Tefara ne
arkaya sallanarak.
"Tefara ne zamandan beri bir yabancnn evinde yatyor?"
diyen sesi geldi Nauri 'nin hasrdan.
Mapuhi korkuyla bakt ve karsna yaklat. Kadnn sesi
onlar yanltmt aslnda.
"Hem ne zamandan beri olum Mapuhi yal annesini in
kar ediyor? " diye devam etti ses.
98

"Hayr, hayr inkar etmedim, yani Mapuhi seni inkar etme


di," diye bard. ''Ben Mapuhi deilim. S ana syledim ya, o la
gnn sa yakasnda."
Ngakura yataa oturdu, alamaya balad. Hasr sallanma
ya balad.
"Ne yapyorsun ? " diye sordu Mapuhi. "eri giriyorum,"
dedi Nauri.
Hasrn bir ucu havaya kal kt. Tefara battaniyelerin altna
saklanmaya alt ama Mapuhi onu brakmad. Bir eye tutun
mas gerekiyordu. B irlikte, bouarak, korkudan titreyen v
cutlar, takrdayan dileri ve yuvalarndan dar uram gz
leriyle havaya kalkan h asra baktlar. zerinden sular damla
yan plak Nauri 'nin yavaa ieriye girdiini grdler. Geriye
kap yzlerini rtmek iin Ngakura'nn battaniyesini almaya
altlar.
"htiyar annenize biraz su verebilirsiniz," dedi h ayalet hzn dolu bir ekilde.
"Ona biraz su ver," diye emretti Tefara, sesi titriyordu .
"Ona biraz su ver," diye emri Ngakura'ya iletti Mapuhi.
Kar koca Ngakura'y battaniyenin dna attlar. Bir dakika sonra gizlice bakan Mapuhi hayaletin suyu itiin i grd.
Hayalet titreyen elini uzatp olunun elinin stne koyunca
Mapuhi elin arln hissetti ve onun hayalet olmadna ikna
oldu. Sonra Tefara'y peinden srkleyerek ayaa kalkt ve
birka dakika iinde hepsi Nauri'nin bandan geenleri dinli
yordu. Levy'den bahsedip inciyi Tefara'nn avucuna brak nca
Tefara bile kaynvalidesinin gerek olduuna inand.
"Sabahleyin," dedi Tefara, "inciyi Raoul'a be bin Fransz
dolarna satarsn."
"Peki ya ev ne olacak?" diye itiraz etti Nauri.
"Evi yapacak ," diye yantlad Tefara. "Drt bin Fransz do
larna mal olur diyor. B undan baka bin Fransz dolar daha
verecek, bu da iki bin Afrika dolar ediyor."
"Ev alt kula uzunluunda olacak m?" diye sordu Nauri.
99

"Hh," diye yantlad Mapuhi, "alt kula olacak."


"Ortadaki odada sekiz kenarl sarkal saat de olacak m?"
"Hl, yuvarlak masa da."
"yleyse bana yiyecek bir eyler verin, am," dedi Nauri
kendinden memnun bir ekilde. " Sonra da uyuruz, nk yor
gunum. Yarn da inciyi satmadan nce ev hakknda biraz daha
konuuruz. O bin Fransz dol arn da nakit alsak daha iyi olur.
Tccarlardan mal alrken para almak krediden ok daha iyi ."

1 00

BALN A D <

Avrupallarn Fiji 'ye ilk yerletikleri zamanlarda, Rewa


kyndeki cemaat evinde John Starhurst adl bir misyoner or
taya kp btn Viti Levu'da Hristiyanln esaslarn yayma
niyetinde olduunu syledi. Viti Levu, " B yk Toprak" anla
mna gelir ve ok sayda byk adadan o luan bir adalar top
luluunun en bydr, buna dahil olan yzlerce kk ada
y saymaya gerek bile yok. Kylarda oraya buraya dalm bir
halde, tehlikeli iler yaparak geinenler, yani birka misyoner,
tccar, beche-de-mer(**) balks ile balina avlayan gemilerde
alan kaaklar otururdu. Yerlilerin pencerelerinden yanan
ocaklarn duman tterdi, ldrdkleri insanlarn bedenleri
kaplarnda asl dururdu ziyafet zaman .
Lotu, veya Tanrya t ap n ma, ok yava, yenge misali iler
liyordu . Kendilerini Hristiyan ilan eden ve apellerde itenlik
le karlanan kabile reislerinin zc bir alkanlklar vard, en
gzde dmanlarnn etinden pay almak iin dinden uzakla
yorlard. Av ya da avc olmak adann kanunuydu ve daha uzun
bir sre de adann kanunu olacaa benziyordu. Gerekten de
kendi trnden yzlerce adam yemi olan Tanoa, Tuiveikoso
ve Tuikilakila gibi kabile reisleri vard. Ama bu obur adamla
rn arasnda en bata Ra Undreundre geliyordu. Ra Undre
undre, Takiraki 'de yayordu. Tadna bakt adamlarn etele
sini de tutuyordu. Evinin nndeki sralanm talar yedii
adamlar gsteriyordu. Bu t a sras iki yz otuz adm uzunl u
undayd ve tam tamna sekiz yz yetmi iki tatan oluuyor(*) Bu hikaye ilk olarak The Mission of Jolu Starlurst adyla, ngiltere'de
yaynlanan 7/e Bornemouth Visitor 's Directory dergisinin 29 Aralk
1 909 tarihli saysnda yaynlanmtr.
(**) Bir tr deniz hyar

101

d u . Her ta bir bedeni temsil ediyordu. Ra Undreundre, Somo


Somo 'yla allarn arasnda arprken ansszlk eseri srtnn
e n dar yerinden mzrakla yaralanp alelade ta srasnda sade
ce krk sekiz ta olan Naungavuli'nin akam yemei olmasay
d, kendi evinin nndeki t a sras ok daha uzun olabilirdi.
Dursuz d uraksz, hummaya tutulmu gibi alan misyoner
ler inatla grevlerinden ayrlmyor, bazen mitlerini yitirip pek
ok ruhu birden kurtaracak bir gl paskalyas ateini, olaa
nst bir alameti drt gzle bekliyorlard. Ama yamyam Fiji
bir trl boyun emiyordu. Kvrck sal yamyamlar, insan ha
sad bereketli olduu srece bu bolluktan vazgemeye gnl
szd, hasat ok verimli olduunda, karar verilen bir gnde av
lanlacan ve zgara yaplacan azlarndan kararak mis
yonerlerin zaafndan da yararlanyorlard. Misyonerler kur
banlarn hayatlarn hemen birka dal ttn, uzun basmalar ve
incik boncukla satn alyordu. Yine de kabile reisleri ihtiya
fazlas canl etlerden bu ekilde kurtularak olduka karl bir i
yapyorlard. stelik her zaman gidip daha ounu avlayabilir
lerdi.
J ohn Starhurst ite byle bir zamanda Hristiyanln esas
larn B yk Toprak'n bir ucundan teki ucuna yayacan ve
bu ie, Rewa Irma'n besleyen kaynaklarn olduu cra da
balarna kadar giderek balayacan duyurdu. nsanlar onun
szlerini dehetle karlad.
Yerli retmenler sessizce alad. ki misyoner kardei onu
fikrinden caydrmaya alt. Rewa Kral, dalarda yaayanla
rn onu kesinlikle kai-kai edecei, yani "yiyecekleri" konusun
da uyard ve bu durumda, Tanr 'ya t apnd iin kendisinin de
dalarda yaayanlarla savamak zorunda kal acan syledi.
Onlara kar zafer kazanamayacann son derece farkndayd.
Nehirden aaya gelip Rewa kyn talan edebileceklerinin
de son derece farkndayd . Ama ne yapabilirdi ki? John Star
hurst kyden dar kp av olmakt a srar ediyorsa yzlerce ki
inin cann alacak bir sava olmas kanlmazd.
1 02

Gnn ilerleyen saatlerinde Rewa reisleri John Starhurst'


ziyarete geldi. John onlar sabrla dinledi, tartt onlarla, ama
yine de yolundan bir ad m bile geri dnmedi. Misyoner karde
lerine, ehit olmaya karar vermediini; Viti Levu'da Hristi
yanln esaslarn yaymas iin kendisine ar geldiini ve
kendisinin sadece Tanr'nn emrine uyduunu izah etti.
Ziyarete gelip e n iddetli biimde kararna itiraz eden tc
carlara yle dedi: " tirazlarnzn bir nemi yok. S adece iiniz
zarar grecek diye itiraz ediyorsunuz. Siz para kazanmak der
dindesiniz bense insanlarn ruhlarn kurtarmaya alyorum.
B u kara toprak dinsizlikten kurtarlmal."
John Starhurst banaz deildi. Byle bir itham ilk redde
decek adamd. Son derece akl banda ve gerekiydi.
Grevinin sonunun hayrl olacandan emindi, dallarn
ruhlarnda gl paskalyas kvlcmn tututuracana ve dalar
dan gelip B yk Toprak' denizin bir ucundan br ucuna ve
hatta denizin ortasndaki adalara kadar epeevre kaplayacak
bir uyan balatacana ynelik gizli dleri vard. Yumuak,
kuruni gzlerinde vahi prltlar yoktu, sadece ve sadece ar
bal bir kararllk ve kendisine rehberlik eden o Yce G ' e
duyduu amaz gven vard.
Yalnzca bir kii kararn destekledi, o da Ra Vatu idi, ken
disini gizlice cesaretlendirmi ve ilk dalarn eteklerine kadar
rehberlik edecek birilerini bulmay teklif etmiti. John S tar
hurst'e gelince, Ra Vatu'nun bu davranndan son derece ho
nuttu. Yaptklar da kalbi kadar kara, iflah olmaz bir kafirden,
Ra Vatu'dan k yaylmaya balamt. Tanr'ya t apnmaktan
sz etmeye bile balamt. B undan yl nce de buna niyet
lenmiti ama John Starhurst onun drt karsn birden kiliseye
getirmesine itiraz ettii iin kiliseye girememiti. Ra Vatu 'nun
hem ekonomik hem de trel itirazlar vard tekelilie. stelik,
misyonerin kl krk yaran i tiraz arna gitmi, o da onurlu,
zgr bir adam olduunu kantlamak iin devasa sava topuzu
n u S tarhurst 'un bana frlatmt. Starhurst, eilerek topuzu
1 03

savuturmu ve yardm gelene dek onu brakmamt. Ama


imdi bunlarn hepsi affedilip unut ulmutu. Ra Vatu imdi sa
dece dine dnm bir kafir olarak deil , ayn zamanda da dine
dnm bir okeli olarak kiliseye geliyordu. En yal ve hasta
karsnn lmn beklediine ikna etmiti Starhurst'.
John Starhurst, Ra Vat u'nun kanolarndan birinde Re
wa'nn durgun akl suyunda rman yukarsna doru yol al
yordu. Bu kano onu iki gn gt recek, gidecei yere varnca
onu brakp geri dnecekti. Uzaklarda gn yukarsnda, B
yk Toprak 'n belkemii azametli, dumanl dalar grnyor
du. John Starhurst b tn gn zlemle dalan seyretti.
Bazen sessizce dua etti. Dualarna yerli retmen Narau da
katld ara sra. Dr. James Ellery Brown'un yz dal ttn, iki
yn battaniye ve byk bir ie ar kesici gibi czi bir bedel
deyerek onu yanan ocaktan kurtarmasndan bu yana Narau
Tann'ya tapnmaya balayal yedi yl olmutu. Giderayak, yir
mi saat boyunca tek bana niyaz ve dua ettikten sonra, Na
rau'nun kulaklar John Starhurst ile dalardaki greve gitme
sini bildiren ary duydu.
"Efendim, ben de sizinle geliyorum,'' diye haber verdi.
John Starhurst onu arya kamayan bir memn uniyetle se
lamlad. Bu kadar bozuk huylar olan birini tevik e ttii iin
demek ki Tanr sahiden de onun yanndayd .
Narau kanodaki ilk gn, " Aslnda benim maneviyat m pek
salam deil , Tanr 'nn arac lar arasnda en zayfy m " diye
izahat verdi.
"Tanr'ya olan i nancndan phe etme," diye paylad onu
msyoner.
O gn, bir baka kano daha Rewa Irma'nn yukarsna
seyrediyordu. Ama bir saat geriden gidiyor ve grnmemeye
alyordu. Bu kano da Ra Vatu'nun malyd. Kanoda Ra Va
tu' nun ilk kuzeni ve gvenilir yardmcs Erirola vard; elinden
drmedii kk sepette de bir balina dii. On be santim
uzunluunda, son derece dzgn, yl larn gemesiyle fildii
1 04

rengi sarya ve mora dnm enfes bir diti bu_ B u di de Ra


Vat u'nun malyd ve Fij i 'de ne zaman byle bir di ortaya k
sa bir eyler olurdu. B alina diinin zelliiydi bu: Dii kabul
eden arkasndan gelecek talebi geri eviremezdi. Bu talep biri
nin canndan kabileler aras antlamaya kadar her ey olabilir
di ve hibir Fijili, di bir kere kabul edildikten sonra talebi red
dedecek kadar haysiyetsiz deildi. Kimi zaman talebin bekle
tilmesi veya yerine getirilirken gecikmesi ho olmayan eylerle
sonulanrd.
John Starhurst ikinci gnn sonunda Rewa'nn yukarsn
da, Mongondro adl reisin kynde mola verdi. Sabah Narau
ile birlikte, imdi yakn olduklar iin kadife gibi bir yeile b
rnm dumanl dalara doru yaya yola kmay umuyordu.
Mongondro iyi huylu, yumuak bal , ufak tefek ihtiyar bir re
isti. M iyoptu, fil hastalna t utulmutu ve savamaya heves
etmiyordu artk. Misyoneri scak karlad, ona kendi masasn
da yemek verdi ve hatta onunla dini konul arda syleti. Mon
gondro renmeye merakl bir adamd, eylerin varl ve ba
langcna bir aklama getirmesi iin kendisine soru sorm as
John S tarhurst' memnun etti. M isyoner, Eski Ahit ' e gre
Yaradl' anlatp bitirdiinde, Mongondro'nun derinden et
kilendiini grd. Ufak tefek ihtiyar reis bir sre sessizce u
b uunu tttrd. Sonra ubuu azndan ekip ac ac ban
sallad.
"Olamaz," dedi. "Ben, Mongondro, genliimde iyi bir us
taydm, stelik bir de keserim vard. Yine de kk, ok kk
bir kanoyu yapmam ay srd. Sen de btn bu topran ve
suyun bir adam tarafndan yapldn. .. "
" Yok, adam deil, bir Tanr , tek gerek Tanr ," diye sz
n kesti misyoner.
" Ayn ey," diye devam e tti Mongondro, "btn bu top
rak , sular, aalar, balklar, allar, aalar, gne, ay ve yldz
lar alt gnde yapld ! Hayr, olamaz. Sana genliimde bece
rikli bir adam olduumu syledim, yine de aym harcadm
1 05

kk bir kano iin. Senin anlattn ocuklar korkutmak iin


dzlm bir hikaye, ama buna hibir adam i nanmaz."
"Ben bir adamm," dedi misyoner.
"Doru, sen bir adamsn . Ama cehaletim neye inandn
bilmeme msaade etmiyor."
"Sana sylyorum, her eyin alt gnde yaratldna inan
yorum."
"yle diyorsun, yle diyorsun," diye mrldand huzur ve
ren bir sesle.
John S tarhurst ile Narau yattktan hemen sonra Erirola re
isin evine girdi , diplomatik bir konuma yapp balina diini
Mongondro'ya uzatt.
Yal reis dii elinde uzun sre tuttu. Gzel bir diti, onun
iin yanp tutuuyordu. Dier yandan, diin ardndan gelecek
talebi de tahmin ediyordu. "Hayr, hay r; balina dileri gzel
di," ve aznn sular akyordu ama binlerce kez zr dileyerek
dii Erirola'ya geri verdi.
afan ilk klaryla John Starhurst yola dt, kocaman
deri izmeleriyle allarn arasndan uzun admlarla yryord u,
arkasnda sadk Narau, nnde de Mongondro'nun bir sonra
ki kye kadar yolu gstersin diye yanlarna verdii plak bir
rehber vard. le vakti kye varmlard. B urada baka bir
rehber yol gsterdi onlara. Bir mil gerilerindeki Erirola ar
admlarla ilerliyordu, balina diini sepetiyle beraber omzuna
asmt. ki gn daha misyonerin arkasndan balina diini ky
lerin reislerine sunarak yoluna devam etti. Misyonerin hemen
ardndan varyordu kylere, bu yzden de reisler isteyecei e
yi tahmin ediyor ve dii kabul etmiyorlard.
Gittike dalarn i ksmlarna doru ilerliyorlard , Eriro
la gizli bir keiyolundan gidip misyonerin nne geti ve G ato
ka'l B uli 'nin kalesine vard. John S tarhurst 'n ok yaknda ge
leceinden haberi yoktu Buli'nin. Ayrca di ok gzeldi, tr
nn olaanst bir rneiydi, rengi de en az bulunan cinsten1 06

di. Di, herkesin nnde sunuldu reise. En iyi hasr deinde


oturan G atoka'l B uli'nin etrafnda en nemli adamlar v ard,
arkasnda da sinekleri kovmakla grevli kii duruyordu. Ra
Vatu tarafndan sunulan ve onun kuzeni Erirola ' nn dalarn i
ksmna getirdii balina diini kendi h abercisinin elinden alma
ya tenezzl etti Gatoka 'l Buli. Hediye kabul edilince el rp
malar duyuldu ve bir araya gelmi kabile reisleri, h aberciler
ile sinekleri kovmakla grevli adamlar koro halinde yksek
sesle bard:
"A! Vua! Vua! Vua! A! Vua! Vua ! Vua! A tabua levu!
Vua! Vua! A mudua, mudua, mudua ! "
" Yaknda bir adam gelecek, beyaz bir adam," diye sze
balad Erirola yeterince bekledikten sonra. "O bir misyoner,
bugn gelecek. Ra Vatu onun izmelerini istiyor. izmeleri iyi
arkada Mongondro'ya hediye e tmek istiyor ama izmeleri i
lerinde ayaklarla gndermek istiyor; nk, Mongondro yal
bir adam ve dileri artk kesmiyor. Ayaklarn izmelerin iinde
olduundan emin olun B uli. Geriye kalan burada kalabilir."
B alina diinden ald haz, B uli 'nin gzlerinde zayflayp
kayboldu ve etrafna kararszca baknd. Oysa dii oktan ka
bul etmiti .
" Misyoner gibi ufak bir eyin nemi yok," diye anmsatt
Erirola.
" Hayr, misyoner gibi ufak bir eyin nemi yok," diye ya
ntlad B uli. "Mongondro izmeleri alacak . Siz, genler, iiniz
den drt kii, misyoneri yolda karlasn. izmeleri de mu
hakkak geri getirin."
" ok ge," dedi Erirola. " B akn, geliyor."
John Starhurst, allarn arasndan hemen ardnda Narau
ile birlikte uzun adml arla yanlarna geldi. Akarsuyun amu
ruyla dolmutu u mehur izmeler, misyonerin her admnda
su fkrtyorlard . S tarhurst etrafna parlayan gzlerle bakt.
Gzlerinde endieden veya korkudan eser yoktu, duyduu sar
slmaz inanla grdklerinden haz duydu. Zamann b alang1 07

cndan beri G atoka'nn dadaki kalesine giden ilk beyaz adam


olduunu biliyord u.
Saz evler dan dik yamacnda veya hzla akan Rewa'nn
yannd ayd. Her iki yanda da muazzam derinl ikte uurumlar
uzanyordu. O dar boaza en iyi ihtimalle sadece saat g
ne giriyordu. Tropik bitkiler her yeri kaplamt, uu
rumlarn sarp kenarlarndan havai iek dizileri akyor, kuytu
daki kayalarn taban larnda dal budak salp her yeri saryor
lard ama etrafta hi hindistancevizi veya muz grnmyordu.
Boazn dibinde Rewa Irma tek bir seferde sekiz yz ayak
sryor, kayadan kalenin kalbi ise elalenin ritmik grleme
siyle atyord u.
J ohn Starhurst, B uli'nin evinden B uli ve yandalarnn k
tn grd.
"Size gzel haberler getirdim," diyerek selamlad onlar
msyoner.
"Seni kim gnderdi?" diye serte sordu Buli.
"Tanr."
"Bu ad Viti Levu 'da yeni," diyerek srtt Buli. "Hangi ada
larn, kylerin veya yollarn reisidir o?"
"O, btn adalarn, kylerin, yollarn reisidir," diye yant
lad John Starhurst arbal bir ekilde. "Cennetin ve dnya
nn Efendi 'sidir, size ondan haber getirdim."
''Balina dii gnderdi mi?" diye sordu kstaha.
" Hayr, ama balina diinden daha deerli olan . . . "
"efler arasnda balina dii gndermek gelenektir," diye
szn kesti Buli.
"Ya senin reisin cimri, ya da sen dalara eli bo geldiin
iin ahman tekisin. Dikkat et, karnda senden daha cmert
biri var."
Byle syleyerek Erirola'dan ald balina diini gsterdi.
Narau i nledi .
"Bu Ra Vat u'nun balina dii," diye fsldad Starhurst'a.
"ok iyi biliyorum . imdi mahvolduk."
1 08

" nce dnceli bir davran," dedi misyoner uzun sakaln


svazlayp gzlklerini dzeltirken. "Ra Vatu iyi karlanm a
mz salam."
Ama Narau bir kere daha i nledi ve peinden ayrlmad
adamdan geriye doru uza klat.
"Ra Vatu yaknda Tanr 'ya tapnacak," diye aklad S tar
h urst , "hen ele size Tanr inancn getirelim."
" Senin Tanr 'n istemiyorum," dedi B ul i gururla . "Hem
bence sen bugn leceksin."
Buli dallardan birine iaret etti, adam ileri kt, elindeki
topuzu sallyordu. Narau en y akn eve kap kadnlarla h asrla
rn arasna sakland; ama, John Starhurst kenara atlp topuz
dan kurtuldu ve kollarn cellad n n boynuna dolad . Bu stn
lkl durumda savunmasn srdrd. Can pahasna savunu
yo rd u inancn, bunu biliyordu ama ne heyecanlyd ne de
korkmutu.
" B eni ldrmen kt bir ey," eledi adama. " Ne sana ne ele
Buli've bir ktlk ettim."
Adamn boynunu o kadar sk tutuyordu ki topuzlaryla ona
vurmaya cesaret edemediler. Adamn boynunu skm aya devam
ederken kendi lmn isteyenlerle tartmaya devam etti.
"Adm John Starhurst," diye srdrd konumasn sakin
ce. " yldr Fij i 'de hizmet ediyorum, bundan da hibir kar
elde etmedim. yilik etmek iin buradaym. Neden biri beni l
drsn ki? Beni ldrmek kimseye kar ettirmez."
Buli balina diine bakt. Yapaca iin karln fazlasyla
almt.
Misyonerin etraf plak v ahilerle evriliydi, hepsi de ona
ulamaya alyordu. Ocan arks olan lm arks yksel
di, misyonerin itirazlar duyul m az oldu. Ama o kadar kurnaz
ca bklp kendi bedenini tutsak ettii adamn bedeniyle rt
t ki ldrc darbe almad. Erirola gld, Buli fkelendi.
"Hadi oradan siz de ! " diye bard Erirola. " Kyya dnd
mde anlatacak gzel bir hikayem oldu, bir dzine adama
109

kar silahsz, bir kadn kadar gsz bir misyoner, hepinizin


hakkndan geliyor."
"Bekle B uli," diye seslendi John S tarhurst allarn oradan,
"senin de hakkndan geleceim nk benim silahlarm Ger
eklik ve Doruluk, hem hibir adam bunlara kar koyamaz."
"k karma yleyse," dedi B uli, " nk benim silahm
yalnzca zavall sefil bir topuz ve senin de dediin gibi, sana
kar koyamaz."
Kalabalk dald, John Starhurst ayakta, tek bana, d
ml, dev gibi bir topuza yaslanan B uli'yle kar karya kal
d.
"Yakla misyoner, hadi h akkmdan gel , " diye meydan oku
du B uli.
"yle de olsa senin hakkndan gelecei m," diye yantlad
John Starhurst, nce gzlklerini silip yen i den takt sonra B u
li'ye doru ilerlemeye balad .
B uli topuzunu kaldrp bekledi.
"ncelikle , benim lmem sana hibir ey kazandrmaya
cak," diye konutu Starhurst . .
" Cevab topuzum ve rece k , " diye yantlad B ul i .
Syledii h e r eye de ayn yant verdi, b i r yandan da h ava
ya kalkm topuzlardan kurtulan bu kurnazdan nce davran
mak iin onu yakndan izliyordu . ok gemeden, hayatnda ilk
defa lmnn yaklatn hissetti John Starhurst. K ar koy
m ad. B a ak, gnein altnda durup yksek sesle dua etti.
akn vahinin her kalesinde ncil 'le, kurunla veya rom ie
siyle karsna kan kanlmaz beyaz adamn gizemli endam.
John Starhurst de Gatoka 'l B uli 'nin tatan kalesinde ite by
le ayakta duruyordu.
"Ne yaptklarn bilmedikleri iin onlar bala," diye dua
etti . "Yce Tanrm ! Fiji'ye ac . Fij i 'ye merhamet et. Ey Yeho
va, yce sa'nn adna duy bizi, o ki Senin Olun, onun sayesin
de btn i nsanlar Senin ocuklarn olacak yeniden. Senden
geldik, sana dnmek isteriz. Toprak kara ulu Tanrm , toprak
1 10

kara. A m a sen kudretlisin, ycesin . Elini uzat yce Tanrm ,


kurtar zavall yamyam Fiji'yi ! "
Buli 'nin sabr tkeniyordu.
"imdi sana yant vereceim," d iye homurdand, ayn za
manda da iki eliyle topuzunu savurdu.
Kadnlarla hasrlarn arasn a saklanan Narau darbenin se
sini duydu ve tyleri rperdi. Hemen ardndan lm arks
duyuldu, sevgili misyonerinin bedeninin ocaa srklendiini
biliyordu, u szleri d uydu:
"Beni usulca srkle. Beni usulca srkle."
" B e n bu topraklarn en iyisiyim nk."
"kredin! kredin ! kredin! "
Sonra bir ses grledi, soruyordu:
"Nerede o cesur adam?''
Yzlerce ses haykrarak yantlad:
"Ocaa pimeye gitti. "
" Y a korkak nerde? " diye sordu ses.
" Anlatmaya gitt i ! " diye haykrd yzlerce ses. "Anlatmaya
gitti ! Anlatmaya gitti ! "
Narau ruhunun ektii acyla inledi. Kadim arknn szle
ri gerekti. O korkakt ve ona geldii yere dnp olanlar an
latmaktan baka bir ey kalmamt.

111

1 12

MAUKJ(*l

Elli kiloydu. Sa zencilerinkine benziyordu, kvrckt. De


risi karayd, allmn dnda kara. Maviye ya da mora alan
bir karalk deildi onunki, kapkarayd. Ad Mauki 'ydi, bir ka
bile reisinin oluydu. tambo 'su vard. Tambo, tabu szc
nn Melanezya dilindeki karldr ve tabu'nun Polinezya
dilindeki karlyla da akrabadr. Mauki 'nin tambo'su un
lard: lk olarak. asla bir kadnla tokalamaz, bir kadn ona ya
da eyasna dokunamazd; ikincisi, asla istiridye veya stnde
istiridye pimi bir atete piirilen herhangi bir yiyecei yemez
di; son olarak da asla bir timsaha dokun maz, di bykln
de bile olsa iinde timsaha ait bir para olan bir kanoyla seya
hat etmezdi.
Dileri baka trl karayd , ok koyu kara, belki de is ka
ras. Annesi, Port Adams'n arkasnda meydana gelen gk
ten karlp toz haline getirilmi madeni azna bast rdnda
bir gecede bu hale gelmiti dileri. Port Adams, Malaita'da de
niz kenarnda bir kydr, Malaita da Solomon Adalarndaki
en yabanl ad adr. yle ki burada ne bir tccar ne de bir s
mrgeci ayak basacak yer edinmitir, ilk beche-de-mer balk
laryla sandal aac tccarlarndan tutun ela, gnmzde oto
matik tfekler, benzi nle alan tatlarla donanm en yeni i
i toplayclarna kadar bir sr maceraperest beyaz, sava bal
talar ve yumuak burunlu t aklit mermileriyle ldrlmtr.
Malaita bugn de, yirminci yzylda da hala byledir. Civarda
ki daha uygar adalardaki iftliklerde ylda otuz dolar kar l
nda almay kabul edip anlama imzalayacak adamlar b ul
mak iin kylar gezen ii toplayclarnn urak yeridir bura( * ) B u hikaye ilk olarak Hampon 's
23. saysnda yaynlanmtr.

Magazine

113

dergisinin Aralk 1 909 tarihli

s. Civardaki daha uygar adalarn yerlileri de iftliklerde ala


mayacak kadar ok uygarlamtr elbette.
M auki'ni n kulaklar delikti, hem de bir iki deil, birka d
zine yerden. Grece daha kk deliklerden birinde toprak bir
pipo tayordu. Daha byk delikler byle bir eye uygun de
ildi. Piponun llesi aa dverirdi. Aslna baklrsa, iki ku
l andaki e n byk deliklere iki buuk santimetre apnda tah
t a t palar takyordu. Kabaca sylemek gerekirse, bu deliklerin
evresi otuz be santim kadard . Mauki evrensel bir zevke sa
hipti. Daha kk eitli deliklere bo fiek, nal ivisi, bakr vi
da, ip paras, kordon rgs, yeil yaprak paralar ve gnn
serinliinde krmz glhatmiler takard. B uradan da cep deni
len eyin onun iin gerekmediini anlamak mmknd. Hem
zaten cebinin olmas da pek olanakl deildi, nk giysi nam
n a sadece birka santim geniliinde bir patiska vard zerin
de. Dolak bir bukleyle azn rtecek ekilde bir cep ba
tard sanda. En kymetli mal ise kaplumbaa kabuundan
elde e ttii porselen bir fincan kulpuydu. Bunu da burun delik
lerini ayran kkrdaktan geirmiti.
B tn sslerine ramen t atl bir yz vard Mauki 'nin.
Herhangi bir lt alnarak b akldnda ho bir yzd gerek
ten de, Melanezya'l biri iinse dikkat ekecek derecede gzel
bir yzd. Tek kusuru sert bir yz olmamasyd. Hafif kadns
bir yan vard bu yzn, neredeyse kz gibi denebilirdi. nce,
dzgn ve gzel yz hatlar vard. enesi de az da n arindi.
Aznda, alnnda ve burnunda ne sertlik ne de herhangi bir
zellik vard. Yalnzca gzlerinde bakalarnn anlayamayaca
ve Mauki'nin doasnn ok b yk bir parasn oluturan
bilinmezliklerin bir izi grlrd. Bu bilinmezlikler cesaret,
azim, korkusuzluk, hayal gc ve kurnazlkt; bunlar, yerinde
ve arpc bir davranta ifade bulduunda M auki'nin etrafn
dakiler hayretler iinde kalrd.
Mauki'nin babas Port Adams'taki kyn reisiydi, dolay
syla Mauki de doutan deniz adamyd, hem suda hem de ka1 14

rada yaayabilirdi. Balklarla istiridyeleri iyi tanr, mercan ka


yalklarn avucunun ii gibi bilirdi. Kanolarclan da anlard. Bir
yandayken reneli yzmeyi. Yedi yanda bir dakika boyun
ca nefesini tutup dibe doru otuz ayak derine yzebiliyordu.
Yzmeyi bilmeyen, hatta deniz suyundan korkan orman
adamlar onu kardnda da yedi yandayd. Ondan sonra
Mauki denizi sadece uzaktan, balta girmemi ormanlarn ara
sndan ve yksek da yamalarndaki ak alanlardan grebil
di. Malaita'nn eitli kenarlarndaki dank, yirmiden fazla
orman kynn reislerinin ba ihtiyar Fanfoa'nn klesi oldu.
B u kylerden sakin sabahlarda tten dumanlar, beyaz adamla
rn i blgelerdeki nfusun bolluuna dair sahip olduklar tek
kantt, nk beyazlar Malaita'ya giremezdi. Altn aradklar
zamanlarda bir kere denemilerdi ama gerilerinde orman
adamlarnn kulbelerindeki dumanl merteklerde srtan ba
larn braktlar.
M auki on yedi yanda bir deli kanlyken Fanfoa'nn ttn
bitti. Elinde tek bir dal bile kalmamt. B tn kyler sknt
dayd o sralar. B u ite Fanfoa'nn da hatas vard elbet. Suo,
byk bir skunann demir atamayaca kadar kk bir liman
d. Derin suya sarkan Hindistan sakzaalar ile evriliydi et
raf. Bu bir t uzakt ve iki beyaz adam iki direkli kk bir yel
kenliyle bu tuzaa doru yola kt. e alacak adam aryorlar
d ve yanlarnda bol miktarda ttnle ticari m al vard, tfek
le bol miktarda mhimmat ela cabas. Suo'da deniz adamlar
yaamyordu, bu yzden de burada orman adamlar deniz ky
sna gelebiliyorlard. ki direkli yelkenli fevkalade bir i yapt.
lk gn yirmi adam ii kabul etti. Hatta ihtiyar Fanfoa bile.
te o gn ie yeni alnan bu yirmi adam iki beyaz adamn kelle
lerini uurdu, teknedeki t ayfay ldrd, yelkenliyi ele yakt.
Ondan sonraki ay boyunca btn orman kylerine yetecek
kadar bol miktarda ttn de vard ticari mal da. B unun zeri
ne, tepelerin millerce iine glleler yadran, insanlar kyle
rinden edip daha ierilerdeki ormanlara sren sava gems
1 15

geldi . Sonra sava gemisi kyya karma birlikleri gnderdi.


Ttn ve ticari mallarla birlikte kyleri de yaktlar. Hindistan
cevizi aalar ve muz aalar kesildi, gulgas baheleri talan
edildi, domuzlarla tavuklar katledildi.
Bu Fanfoa'ya ders oldu ama b u arada ttn bitmiti. s
telik kendi himayesindeki adamlar ie adam almak iin gelen
gemilerle anlamaya korkuyorlard. Bu nedenle Fanfoa, klesi
Mauki'nin oraya gtrlp, avans olarak yarm sandk ttn
ve sonrasnda baklar, baltalar, patiska ve boncuklar karl
nda ie verilmesini emretti. B tn bunlarn karln Mauki
iftlikte alarak deyecekti. Mauki skunann gvertesinde
getirildiinde feci ekilde korkmutu. Kurda teslim edilmi ku
zuydu dpedz. Beyaz adamlar kudurmu yaratklard. yle
olmasalar, her birinde on-on be siyahtan oluan tayfa ile alt
m yetmi kadar ie yeni alnm siyahn olduu iki skunayla
btn Malaita kylarnda her limana girmeye cret edemezler
di. B una ilaveten, her zaman iin kydaki nfus gibi bir tehli
ke de mevcuttu, ani bir saldryla skunalar da mrettebat da
yok edilebilirdi. Beyaz adamlar sahiden ele ok kt yd. ste
lik, byler vard ellerinde, bir kereden fazla ate edebilen t
fekler, rzgar yokken skunann yol almasn salayan demir ve
pirinten eyler ve tpk insanlarn konuup gld gibi konu
up glen kutular. Kendi bys ok gl olduundan istedi
i zaman dilerini az ndan karp istedii zaman geri takabi
len bir adamdan bahsedildii bile duymutu Mauiki.
Mauki 'yi aaya kamaraya gtrdler. Gvertede beyaz
bir adam belinde iki revolverle nbet tutuyordu. Kamarada
teki beyaz adam nnde bir defterle oturmu iine tuhaf ia
retler ve izgiler iziyordu. Mauki 'ye bir domuza, tavua bakar
gibi bakt, kollarnn altndaki boluktan bakp deftere yazd .
Sonra yazd ubuu uzatt , Mauki daha doru drst dokun
mamt bile ubua ama Moongleam Soap Company 'ye ait
iftliklerde yl alacana dair taahht vermi oldu. Kudur
mu beyaz adamlarn iradelerinin bu taahhdn yerine getiril1 16

mesi iin kullanlabileceini ve bu ama dorultusunda B yk


B ritanya'nn btn gcnn ve sava gemilerinin btn bunla
rn arkasnda olduunu sylememiti kimse ona.
Gemide bilinmeyen, uzak yerlerden gelmi baka siyahlar
da vard. B eyaz adamlar onlarla konuunca Mauki'nin san
dan uzun bir tel koparyor, o teli ksaltp bileine de parlak sa
r patiskadan bir lava-lava(*) doluyorlard.
Iskunada epey zaman geirip hayal edebileceinden ok
daha fazla kara ve ada grdkten sonra Yeni Georgia'da indir
diler Mauki 'yi. B alta girmemi ormanda tarla ama ve bambu
lar kesme iinde almaya balad. Hayatnda ilk defa al
mann ne olduunu rendi. Fanfoa'nn klesiyken bile byle
almamt. Sevmedi almay. afakla kalkyor, karanlk
kene kadar alyordu, stelik sadece iki n yemek veriyor
lard. Verdikleri yemekten de bkmt. Haftalarca sadece tatl
patates vermilerdi, sonraki haftalarda da sadece pirin. G n
lerce hindistancevizlerini kabukl arndan ayklad, gzleri i lti
haplanp aa kesme iine verilene dek hindistancevizlerini ku
rutmak iin yak lan atei besledi gnler. haftalar boyunca. yi
balta kullanyordu, daha sonra kpr yapm ekibine verdiler
onu. Bir keresinde de yol yapm ekibine vererek cezalandr
mlard. Uzak sahillerden kurutulmu hindistancevizi getiril
diinde veya beyaz adamlar balklar dinamitlemeye gittiinde,
balina avnda kullanlan gemilerde tayfa olarak da alt ara
sra.
rendii eyler arasnda B eche-de-mer ngilizcesi(**) de
vard. Bu dil sayesinde btn beyaz adamlarla ve aslnda bin
lerce farkl lehe konuan kendisi gibilerle konuabiliyordu.
stelik, beyaz adamlar hakknda da baz eyler rendi. Ver
dikleri sz tutuyorlard. Bir delikanlya bir dal ttn alaca
n sylerlerse ocuk t tn alyordu. Yine bir delikanlya bir
(*) Lava-lava Polinczyallarn giydii bir tr giysidir.
( * * ) G ney Denizi'nde ticaret yapmak amacyla konuulan. yerel diller ve n
gilizce'nin melezi dil.

1 17

eyi yaparsa karlnda iinden yedi zili karacaklarn syle


dik lerinde, ocuk o davranta bulun ursa iinden yedi zili ka
ryorlard . Mauki bu yedi zilin ne olduunu bilmiyordu ama
bunlarn Beche-de-mer'de olduunu ve hu yedi zil karlrken
bu srece elik eden kan ve diler olabileceini dnyordu .
Dier b i r rendii ey i s e h a t a yapmad srece b i r ocuun
dvlmedii ve cezaya arptrlmadyd. Beyaz adamlar sar
ho oldu klar zamanlarda hile, ho ou zaman sarhotular ya,
bir kural ihlal edilmedii srece kimseye vurmazd.
Mauki iftlii sevmedi. almaktan nefret ediyordu , bir
kabile reisinin ol uyd u o. Dahas, Fanfoa'nn o n u Port
Adams'tan almasnn stnden on yl gemiti ve evini zle
miti. Fanfoa'nn klesi olmay hile zlemiti. H al byle olun
ca firar etti. allarn arasna vurdu kendini, gneye sahile va
rp Port Adams'a gidebilecei bir kano almak niyetindeydi.
Ama yolda atelendi, yakalayp geri gtrdklerinde lden
beterdi.
Bir kere daha firar etti, bu sefer yannda Malaita'l iki o
cuk daha vard. Yirmi mil aadaki sahile ulap o kyde yaa
yan azat edilmi Malaita'l bir klenin evinde saklandlar. Ama
gece nin krnde, kyllerden korkmayan iki beyaz adam gel
di. kaan iinden yedi zili kardlar, onl ar domuzlar gibi
balayp balina avnda kullanlan gemiye tktlar. Gel gr ki
evine saklandklar adamn bana gelenler onlarn bana ge
lenlerin yannda hi kalrd. Akan kana, uuan salara, derile
re ve dilere baklrsa adamdan yedi kere karmlard o yedi
zili. Bylelikle mrnn geri kalannda bir daha kaaklar ba
rndrmaktan vazgeirdiler onu.
Mauki bir yl alt. Sonra uak yaptlar onu, iyi beslenme
ye ve rahat yaamaya balad. Evdeki ii, evi temiz tutup beyaz
adama gnn her saati ve zellikle de geceleri viski ve bira ser
vis etmekti. B uray seviyordu ama Port Adams' daha ok se
viyord u. ki yl daha almas gerekiyordu ama iki yl ok
uzundu, hele zlemle birlikte bu iki yla dayanlmazd. alt118

sre iinde daha da akllanmt ve uak olduu iin imdi


elinde frsatlar da vard. Tfekleri o temizliyor, kilerin anahta
rnn nerede olduunu da biliyordu . Mauki ka planlad ve
bir gece, on Malaita'l ile bir San Cristoval'l gen barakalar
dan kap balina avnda kullanlan gemilerden birini kyya s
rklediler. Teknedeki asma kilidi aan anahtar temin eden
Mauki'ydi; tekneyi bir dzine Winchester marka tfek, bol
miktarda mhimmat, fitil ve fnyeleriyle bir kutu dinamit ve
on uval ttnle donatan da Mauki'ydi.
Kuzeybat m uson u esiyordu, gndzleri terk edilmi, kim
senin yaamad adacklarda gizlenerek veya byk adalarda
ise teknelerini ormana gizleyerek gece vakti gneye katlar.
Bu ekilde G uadalcanar'a kadar geldiler, burann yarsn dola
p Indispensable Straits'i geip Florida Adas 'na vardlar. Bu
adada San Cristoval 'l genci ldrdler, ban gvdesinden
ayrdlar, kalann piirip yediler. Malaita kys sadece yirmi mil
telerindeydi ama nceki gece gl bir aknt ve srekli dei
en rzgarlar yol almalarn engel lemiti. Gndz varmak iste
dikleri yerden hata millerce uzaktaydlar. Gel gr ki gndz be
raberinde bir filika getirmiti. Filikada on iki tfei olan on bir
Malaital'dan korkmayan iki beyaz adam vard. Mauki ve arka
dalarn Tulagi'ye, btn beyaz adamlarn en byk efendisi
olan beyaz adamn yaad yere gtrdler. B yk beyaz efen
di bir m ahkeme kurdu, sonrasnda kaaklar baland, yirmier
krba vuruldu ve her birine on be dolar para cezas kesildi.
Sonra da Yeni Georgia'ya geri gnderildiler, orada beyaz
adamlar o nlardan yedi zili kartp onlar ie kotular. Ama M a
uki artk uak deildi. Yol yapm ekibine verilmiti. On be do
larlk cezay kendisinden kat beyaz adam demiti, imdi bu
paray alarak demesi gerekiyordu, bu da alt ay fazladan
orada olmas demekti. B undan baka, alnan ttnden onun
payna den de bir yl daha almasn gerektiriyordu.
Port Adams imdi buuk yl uzaktayd, byle olunca bir
kano ald bir gece, Manning B oazlar stndeki adacklara
1 19

sakland, Boazlar'dan geti ve Ysabel'in dou kys boyunca


i lerlemeye balad. Yolun te ikisini almamt ki beyaz
adamlar onu Meringe Lagn ' nde yakaladlar. Bir hafta sonra
onlardan kap ormana snd. Ysabel'de ormanda yaayan
yerli yoktu, sadece deniz adamlar vard, onlarn da hepsi H
ristiyand. B eyaz adamlar Ma uki 'nin bana be yz dal ttn
dl olarak koydu ve Mauki kano almak iin her denize in
meye cesaret ettiinde deniz adam lar kovalad onu. Byle
drt ay geti, dl bin dal ttne karlmt ki Mauki yakal an
d ve Yeni Georgia'ya yol yap m ekibine gnderildi. Bin dal t
tn elli dolar ediyordu ve Mauki ' nin dln bedelini ele de
mesi gerekiyordu , bu da sekiz ay daha almas demekti. By
lelikle Port Adams be yl uzaktayd artk.
imdi evi ok daha fazla zlyordu, akll uslu durup drt
yl alp eve gitmek ona gre deildi. Bir sonraki denemesin
de sust yakaland. Moongleam Soap Company irketinin
ada yneticisi B ay Haveby 'n karsna karld bu sefer. Bay
H aveby onun iflah olmayacana hkmetti. irketin Santa
Cnz Adalarnda, denizin yzlerce mil tesinde de iftlikleri
vard , buraya Solomon Aclal ar 'nn iflah olmazlar gnderilir
di. Mauki'yi de oraya gnderdiler, ho o hibir zaman oraya
varmad geri. Iskuna Sa nta Anna'da durmutu, M auki gece
kyya yzd, tccardan iki tfekle bir uval ttn almt , bir
kanoyla Cristoval ' a gitti. Malaita imdi elli altm mil uzakta,
kuzeydeydi. Ama boazdan gemeye kalktnda hafif bir fr
tnaya yakaland ve S anta Anna'ya geri dnmek zorunda kal
d. B u sefer tccar onu zincire vurdu ve Santa Cruz' dan dnen
skunaya bindirdi . Tccar iki tfeini geri ald ama bir uval t
tn Mauki ' ni n hesabna bir yl olarak yazld. imdi irkete
toplam al t yl borcu olmutu.
Yeni G eorgia'ya dn yolunda skuna G uadalcanar'n g
neydou ucunda yer alan Marau Sound'cla demir att. Mauki
bileklerinde kelepelerle kyya yzd ve ormana kat. Iskuna
yoluna devam etti ama Moongleam tccar kydakilere bin dal
1 20

ttn teklif etti ve Mauki ona orman adamlar tarafndan hesa


bna bir yl sekiz ay daha yazlm olarak gtrld. Iskuna a
rlmadan nce Mauki balina avnda kullanlan bir gemiyle
kat yine, bu kez tccarn bir uval ttnn de yanna alarak.
Ama kuzeybatdan gelen bir frtna onu Ugi'de karaya oturttu.
B urada H ristiyan yerliler ttnn aldlar ve Mauki'yi <le
orada yaayan Moongleam tccarna teslim ettiler. Yerlilerin
ald ttn Mauki iin bir sene daha demekti, imdi toplam
sekiz buuk yl vard denecek.
"Onu Lord Howe'a gndereceiz," dedi B ay Haveby.
"Orada Bunster var, brakalm da kendi aralarnda halletsin
ler. Mauki mi B unster'n hakk ndan gelir yoksa I3unster m
Mauki'nin bi linmez ama her iki artta da birinden kurtulmu
oluruz."
Meringe Lagn'nden ayrlp Ysabe l zerinden kuzeye,
manyetik alana doru ynel irseniz yz elli mil sonra Lord Ho
we 'un denizin stndeki ezi lmi mercan sahiline varrsnz.
Lord Howe, en geni yeri birka yz metre, baz yerlerde de
niz seviyesinden on ayak kadar ykselebilen, evresi yz elli
mil uzunluunda halka eklinde bir kara parasdr. B u halka
nn iinde yer yer mercan paralar olan muazzam bir lagn
vardr. Lord Howe, Solomon Adalar 'na ne corafi ne de et
noloj i k olarak bal dr. Solonon Adalan byk adalar iken
buras bir mercanadasdr; burada yaayan insanlar Polincz
ya'ldr ve kendi dillerini kon uurlar. Solomon Adalar 'nda
yaayanlar ise Melanezyal'dr. Lord Howe ' a bugne dek s
ren bat ynl Polinezya ak nts yoluyla, gneydou ticaretiy
le sahiline vuran skarmozlar vastasyla yerleilmitir. K uzey
bat nusonu dneminde kk bir Melanezya aknts olduu
da aktr.
Lorcl Howe'a, ya da eski adyla Ontong-Java'ya, kimse gel
mez. Thomas Cook & Son(*) buraya bilet satmaz ve turistler
( * ) Dzenledii turlara bilet satan ilk seyahat irketi. Kurucusu, Thomas Co
ok'tur ( 1 808- 1 892).

121

burann hayalini kurmazlar. B eyaz bir misyoner bile kysna


ayak basmamtr. B urada yaayan be bin yerli, il kel olduu
kadar da barldr. Ho, her zaman yle deillerdi. Sailing Di
rections adl kitapta onlardan saldrgan ve gvenilmez olarak
bahsedilir. Ama Sailing Directions' derleyenlerin yerlilerin
kalbindeki deiiklikten haberi yoktur. Yerli ler bundan az bir
zaman nce byk bir gemi yok etmi, nc kaptan h ari
herkesi ldrmlerdi. Bu felaketten kurt ulan tek kii olan
nc kaptan haberi kardelerine ulatrd. ticari skuna
nn kaptanlar onunla birlikte Lord Howe'a geri dnd. Gemi
leriyle doruca lagnn iine yol aldlar ve beyaz adam yalnz
ca beyaz adamn ldrebilecei, daha aa trlerin byle bir
eye kal kmamal ar gerektii gereini telkin etmek iin iler
lediler. Iskunalar l agnde yukar aa yol alyor, her eyi ya
kp ykp kl ediyorlard. Dar kum emberinden ka yoktu,
saklanacak orman yoktu. Grr grmez vuruyorlard insanlar
ve grlmemenin imkan yoktu. Kyler yakld, kanolar pa
rampara edildi, tavuklarla domuzlar ldrld ve deerli hin
distancevizi aalar kesildi. B u bir ay bylece srd, skuna
uzaklatnda beyaz adamn korkusu adal larn ruhuna ile
miti ve bir daha asla birine zarar verecek kadar ihtiyatsz dav
ranmadlar.
M ax Bunster, Lord Howe'daki tek beyaz adamd. Her yer
de eli kolu olan Moongleam Soap Company iin alyordu.
irket onu Lord Howe 'a gndermiti, ondan kurtulmak iste
melerinin yan sra buras bulunmas neredeyse imkansz bir
yerdi. irketin ondan tamamyla kurtulmak istememesinin ne
deni, onu yerini doldurabilecek bir adam bulmann ok zor ol
m asyd. riyar, devasa, aklndan zoru olan bir Almand B uns
ter. Ona yar deli demek iyimser bir ifade olurdu. Belann, y
reksizin tekiydi ve adadaki h erhangi bir vahinin kat b
yklnde bir vahiydi. Korkakt , gaddarl da korkakln
dan ileri geliyordu. irkette ilk ie girdiinde Savo 'ya yerleti
rilmiti. Yerini almas iin msrif bir smrgeci gnderildiin1 22

de adam yumruklayp geldii skunayla enkaz halinde gen


gnderdi.
B unun zerine Bay Haveby B unster'a are bulmak iin
Yorkshire'l gen bir devi seti. Bu adam yumruklaryla nly
d ve dvmeyi yemek yemeye tercih ettii sylenirdi. Ama
B unster dvmedi. On gn boyunca kk bir kuzu gibiydi,
on gnn sonunda Yorkshire 'l adam dizanteri ve hummann
ortak saldrsndan sonra halsiz dt . B unster hundan sonra
ona saldrd, adam yere ykp zerine bindi yirmi kere, belki
de daha fazla. Kurban kendine geldiinde olacaklardan kor
kan B unster bir filikayla G uvutu'ya kat. Burada olduunu da
kalalarndan yedii bir Boer kurunuyla ktrm olmu gen
bir ngilizi dverek belli etti.
te bundan sonra B ay Haveby B unster' Lord Howe 'a
gnderdi. B unster geliini yarm sandk cini silip sprerek ve
kendisini getiren skunann hrldayan kaptanyla adadaki ya
llara dayak atarak kutlad. Iskuna yola knca yerlileri sahile
arp kendisiyle gre ma yapmalar iin meyd an okudu.
Kazanana bir uval ttn sz verdi. yerlinin hakkndan
geldi ama drdncsne yenildi. Kazanan yerl i buna karlk
olarak ela ttn almak yerine cierlerine bir kurun yedi.
B unster'n Lord Howe'daki saltanat byle balad. En b
yk kyde bin kii yayordu ama B unster yoldan geerken
gpegndz bile tenhalard ortalk. Erkekler, kadnlar ve o
cuklar onu grnce il yavrusu gibi dalrlard. Hazret yukar
da bir hasrn altnda gneten saklanmyorsa, kpeklerle do
muzlar bile onun yoluna kmazd. ki bavekil ele herhangi bir
konuyu tartmak yerine yumruklarn kullanmay terci h eden
B unster'n korkusuyla yayordu.
Lorcl Howe'a B unster'n emri nde sekiz yl almak zere
geldi M auki. Lord Howe 'dan ka yoktu. yle ya ela byle
Bunster ve o artk bir aradaydlar. Bunster doksan kiloydu,
Mauki ise elli. B unster aalk bir hayvand ama Mauki ilkel
bir vahiydi. Her ikisinin de kendine gre yourt yiyii vard.
1 23

Mauki 'nin ne mene bir efendi iin almaya geldii hak


knda en ufak bir fikri bile yok tu. Kimse onu uyarmamt, o da
B unster'n teki beyaz adamlar gibi ok viski ien, szn tu
tan, hak etmedii t akdirde kimseyi dvmeyen bir amir, kanun
koyucu olduu sonucuna vard. B unster avantaj l yd. Mauki
hakkndaki her eyi bi liyordu ve ona sahip olmaktan vahi bir
zevk alyordu. En son gelen anm bir kolu krlm, omzu da
kmt, bu yzden Mauki 'yi a ve evin ua yapt Bunster.
Mauki ksa srede beyaz adamn da eit eit olduunu
rendi. lskunann yola kt gn B unster ona yerli Tongan
misyoneri Samisee'den tavuk almasn emretti. Ama Samisee
lagnn te yanna gemiti ve gn geri dnmeyecekti. Ma
uki bunu renip geri dnd. Dik merdivenleri trmand (ev
yerden on iki ayak yksekteki kaz klarn stne yaplmt) ve
durumu bildirmek iin oturma odasna girdi. B unster tavuu
istedi. Mauki misyonerin olmadn sylemek iin azn a
mt ama B unster aklamalar umursamad. Bir yumruk sa
vurdu. Darbe Mauki' in azn a denk gelmiti, onu havaland r
d. Mauki kap aralndan ut u , dar verandaya arpt, parmak
l krp yere ak ld. Dudaklar rk, biimsiz bir ymd
imdi ve az da kanla, krk dilerle doluydu.
"Bu sana bana kar lk vermemeyi retir," diye bard
B unster krk parmaklktan ona bakarken, sinirden mosmor
kesilmiti.
Mauki daha nce byle bir beyaz adamla tanmamt,
kk admlar atmaya ve asl a onu kzdracak bir ey yapma
maya karar verdi. Teknede alanlarn tartaklandn, hele
ilerinden birinin krek ekerken skarnozu krd diye gn
yiyecek hibir ey verilmeden zincire vurulduunu grd.
Sonr a B unster'n neden nc kansn aldna dair kydeki
dedikodular duydu. Bu karsn da zorla alnt elbette. Birin
ci ve ikinci karlar beyaz mercan kumunun al tnda, ayak ula
rnda ve balarnda mercan kayalarndan talarla mezarda ya
tyorlard. Yedikleri dayak yznden ldkleri syleniyordu.
1 24

Mauki'nin de grebildii zere ncs de kt kullanlyor


du.
Gel gr ki hayatn kendisine kzan Bunster' k zd rma
mann yolu yokt u . Mauki sessiz kald nda somurtkan ol
makla sulanp dayak yiyor; konutuunda ise karl k verdi
i iin dayak yiyordu . Arbal davrandnda B unster onu
entrika evirmekle s ulayp peinen ktek atyor; Mauki ne
eli olmay a ve glmsemeye abaladnda ise efen disine s
rt m akla itham edilip sopann tadna bakyordu. B unster bir
eytand. Kyller skunann onlara verdii dersi unutmu
olsalard B unster'n iini oktan biti rirlerdi. Ho, kaabile
cekleri bir orman olsa onun iini yine bitirirlerdi. Gemite
de o lduu gibi bir beyaz adamn ldrlmesi, herhangi bir
beyaz adamn ldrlmesi bu suu ileyenleri ld recek bir
sava gemisinin gelmesi v e kymetli hindistancevizi aalar
nn kesilmesi demekti. Sonra bir de gemide alanlar vard ,
ilk frsatta filikay alabora e d i p o n u kazara bomay kafala
rna koymulard. B unster sadece teknenin alabora olmama
syla ilgilen iyordu .
Mauki'nin hamuru bakayd ve Bunster hayatta olduu s
rece kamasna imkan yoktu. B eyaz adam alt etmeye kararly
d. Sknts buna asla frsat bulamamasyd. Bunster her zaman
tetikteydi. Gece gndz revolverleri yanndayd. Kimseyi ar
kasndan geirmezdi, Mauki bunu adamn yumruuyla defalar
ca yere serildikten sonra rendi. B unster, bu iyi huylu, tatl
yzl M al aita'l ocuktan Lord H owe'daki herkesten daha faz
la ekinmesi gerektiini biliyordu, bu da Mauki 'ye ettii iken
ceye daha da bir keyif veriyordu. Mauki kk admlar atma
ya devam etti, cezalarn ekti ve bekledi.
teki btn beyaz adamlar Mauki 'nin tambo' larna sayg
gstermiti ama B unster onlar gibi deildi . Mauki 'nin haftalk
iki dal ttn hakk vard. B unster bunlar karsna verip Ma
uki'den ttnn karsnn elinden almasn emretti . Ama b u
imkansz olduundan Mauki ttnsz kald. Ayn ekilde pek
125

ok nnden olmasna da neden oldu B unster, Mauki pek


ok gn a gezdi. Lagnde yetien byk istiridyelerden balk
orbas yapmas emredildi ama yapamazd nk istiridyeler
tambo idi onun iin. Pe pee alt kere istiridyelere dokunma
y reddetti ve alt kere kendinden geene dek dayak yedi.
Bunster, M auki'nin bu isyanndan vazgemektense lmeyi ter
cih edeceini biliyordu ve onun yerini alacak baka bir a ol
sayd Mauki'yi ldrrd.
Tccarn en sevdii oyunlardan biri Mauki'nin dolak
buklelerini yakalayp kafasn duvara vurmakt. Dier bir oyun
da Mauki'yi bo bir annda yakalayp vcudunda sigara sn
drmekti. Bunster buna a diyordu ve Mauki bir haftada de
falarca alanyordu. Bir keresinde B unster kzgnlkla Ma
uki'nin burnundaki fincan kulpunu burun deliklerini ayran k
krdaktaki delii yrtarak skt.
Verdii hasara bakarken, "Ne biim bir surat bu byle ! "
dedi .
Kpekbal derisi zmpara kadna benzer, vatozun deri
si ise ee gibidir. Gney De nizi civarnda yaayan yerliler va
toz derisini kanolar ve krekleri tesviye ederken ee olarak
kullan rlar. B unster'n vatoz derisinden parmaksz bir eldiveni
vard. B u eldiveni Mauki ' n in zerinde ilk denediinde, B uns
ter elinin bir hareketiyle Mauki 'nin derisini boynundan koltuk
altna kadar yzd. Bunster'n houna gitmiti. Kars da eldi
venin tadna bakt, sonra eldiveni teknede alanlarn zerin
de denedi adamakll. Bave killer de paylarna deni aldlar
ve bunu akadan sayp glmsemek zorunda kaldlar.
B unster'n buna dair verdii ipucu, " G lsenize Allah ' n be
lalar ! " idi.
Eldivenden e n ok pay M auki ald. Eldivenle okanmad
tek bir gn bile yoktu. B az geceler derisi ok fazla yzld
iin uyuyamyordu , stelik henz tamamen iyilememi yer
ler de alayc B ay B unster tarafndan tekrar taze yara haline ge
tiriliyordu. Mauki sabrla beklemeye devam etti, er ya da ge
1 26

srann kendisine geleceinden emindi. Vakti geldiinde de ne


yapacan e n kk ayrntsna kadar biliyordu.
B i r sabah B unster btn d nyadan yedi zili karacak bir
ruh haliyle kalkt yataktan. e Mauki'yle balad, onu yarala
d, sonra arada karsn yere serdi ve teknede alanlarn t
mn dvd. Kahvaltda kahvenin bulak suyu gibi olduunu
syleyip fincan Mauki 'nin bandan aa boca etti. Saat on gi
bi B unster stma tutmu gibi ti triyordu, yarm saat sonra ise
ateten yanyordu. Gelip geici bir nbet deildi bu. Nbet a
bucak lmcl bir hal ald ve karasu h ummasna evirdi. Gn
ler geti, her gn daha da gten d t, yataktan kamaz oldu.
Mauki derisi iyileene kadar bekledi ve izledi. Teknede al
anlara skunay karaya ekip fralamalarn ve elden geirme
lerini emretti. Emrin Bunster'dan geldiini sanan tayfa bu em
ri yerine getireli. Aslnda Bunster kendinden gemi bir halde
yatyordu, emir verdii falan ela yoktu. Mauki 'nin eline frsat
gemiti ama yine ele bekliyordu.
H astaln en zor ksm gemiti, Bunster kendine gelmi
iyilemekteydi ama bir bebek kadar gszd, Mauki porselen
fincan kulpu da dahil olmak zere pl prtsn bir sanda dol
durdu. Sonra kye gidip kral ve iki bavekille grt.
" B u B unster' ok sever misiniz?" diye sordu.
Hep beraber anlamasna B unster' katiyen sevmedikle
rini sylediler. B avekiller uradklar hakaretlerin ve h aksz
lklarn hepsini sayp dkt. Kral kendini t utamayp alad.
Mauki aniden araya girdi.
" Siz beni buradan kurtarn, ben kendi lkemde byk
efendiyim. Siz bu beyaz efendiyi sevmiyorsunuz. Ben ele sev
miyorum. Iskunann yanna bolca, iki yz yz hinclistancevi
zi getirin. iniz bitince ele gidin uyuyun. B tn yerliler uyusun
hep beraber. Evden onun sesini duyarsanz sakn kurtarmaya
gelmeyin. Hep beraber ok derin uyuyun . "
Mauki teknede alanlara da ayn eyleri syledi. Sonra
B unster'n karsna ailesinin yanna dnmesini syledi. Kadn
1 27

evine dnmeyi reddetseydi ii zorlaacakt, tambo 'su kadnla


ra dokunmasn yasaklamt nk.
Evde kimseler yoktu, B unster'n uyuklad yatak odasna
girdi. Mauki nce revolverleri ald, sonra vatoz derisinden el
diveni giydi eline. B unster'n ald ilk uyar burnunun derisini
boylu boyunca yzen eldiven darbesiydi.
"Gzel deil mi?" diye srtt Mauki ilk darbeden sonra. lk
darbe alnn, ikincisiyse yzn n bir yann yzd. "G lsene
Allah'n belas, gl! "
Mauki gzelce iini grd , evlerinde saklanan yerliler bir
saat kadar B unster'n kard sesleri duydu.
i bitince Mauki skunaya pusulay, t fekleri ve m h im
m a t tad . G e miyi uval uval t tnle doldurdu. Mauki
bylece urarken evden d ar derisi yzlm korkun
b i r ey frl ad. lklar atarak sahil boyunca kot u , sonra
kumlara d t, kavurucu g n ein altn da yerleri t rmalayp
k o numaya benzer anl amsz sesler karyordu. Mauki ona
doru bakt, duraksad . Sonra y a n n a gidip kafasn kop ar
d . bir hasra sarp skuna n n k tarafndaki kilitli dolaba
koydu.
O uzun scak gn yerliler o kadar derin uyudular ki skuna
nn boazdan geip gneye yneldii ni, keileme ynnde
alabildiine orsa yol ald n grmediler. Ysabel kylarna
uzun sre tiramola ederek varan, oradan da Malaita'ya meak
katli bir yolculuk eden skunay gren o lmad. Mauki daha n
ce kimsenin sahip olmad kadar ok tfek ve ttnle Port
Aclams'ta karaya kt. Ama orada durmad. B eyaz bir adamn
kafasn koparmt ve onu sadece orman saklayabilirdi. Bu ne
denle orman kylerine geri dnd, ihtiyar Fanfoa'y ve yarm
dzin e reisi ldrp kendisi btn kylerin reisi oldu. B abas
lnce Mauki 'nin kardei ynetmeye balamt Port Aclams'.
ki kardein bulumasyla deniz adamlar ve orman adamlar
bir araya geleli; bylece iki yz sava ile Malaita kabilesinin
en gls ortaya kt.
1 28

Mauki ngiliz hk metinden ok gl Moongleam Soap


Company irketi'nden korkuyordu. irkete sekiz buuk yllk
alma borcu olduun u hatrlatan bir haber geldi bir gn or
mana. O da mnasip bir cevap gnderdi geriye, sonra o ka
nlmaz beyaz adam grnd, skunann kaptan, Mauki'nin h
km srd dnemde ormana girip sa kalan tek beyaz
adam . Bu adam sadece ormandan sa kmakla kalmayp sekiz
buuk yln, birka t fein ve t t nn parasn karlayacak ye
di yz elli ngiliz altnn yannda g trd.
Mauki artk elli kilo deil. Midesi eskisinin kat ve drt
kars var. B aka eyleri ele var, tfekleri, revolverleri . porselen
bir fincan kulpu ve orman adamlarnn kafalarndan ol uan
m kemmel l:rir koleksiyonu. Ama hepsinden daha deerli ba
ka bir kafa var. Kusursuzca kurutulmu, korunmu, saman sa
rs sal, sar mtrak sakall ve en iyi iplerden elde edilmi lava
lava '!ara sarl biimde saklanan bir kafa. Mauki keneli ege
menlik alan dndaki kylerle savamaya giderken bu kafay
dar karr. ottan saraynda tek bana uzun uzun kutsal bir
ekilde izler. Byle zamanlarda kye bir lm sessizlii ker,
ocuklar bile t karmaya cesaret edemez. Bu kafa Mala
ita 'daki en gl b ys olarak addedilir ve buna sahip olmak
Mauki'nin yceliine yoru lur.

1 29

130

"HAH! HAH ! HAH !"<

F gibi viski ien bir skoyalyd , dzenli olarak ierdi,


sabah t a m altda ilk kadehi yuvarlar daha sonra yatana kadar,
ki bu da genellikle gece yarsn bulurdu, gn boyu dzenli ara
lkl arla imeye devam ederdi. G nde sadece be saat uyurdu,
kalan o n dokuz saat ise sessiz ve adamakll sarhotu.
Oolong Mercanadas 'nda onunla geirdiim bir buuk ay
boyunca onu hi ayk grmedim. Aslna bakarsanz o kadar az
uyuyordu ki aylmaya frsat olmuyordu. O zamana dek grd
m en gzel ve daimi sarhotu.
Ad McAllister'd. htiyar bir adamd, bacaklar titriyordu.
E lleri de inme inmi gibi titriyordu, viskisini koyarken zellik
le fark ediliyordu titremesi ama yine de bir damla viskiyi bile
yere dktn grmedim. Yirmi sekiz yldr Melanezya'day
d, Alman Yeni Ginesi' nden(**l Alman Solomonlar ' na(***l ka
dar pek ok farkl yerde bulunmut u ve dnyann bu ksmyla
o kadar h ar neir olmutu ki alkanlktan bu B eche-de-mer
ad verilen melez dili konuuyordu. Bunun iin benimle konu
urken kulland GNE YUKARI GELD ifadesi gne
dodu, KA-KA DURDU ifadesi yemek servis edildi ve
KARN I M DOLAIYOR ifadesi midem bulanyor anlamna
geliyordu. Ufak tefek, prsm bir adamd, yakc alkol ve ya
kc gnele hem iinden hem de dndan kavrulmutu. Kld
sanki, insandan geriye kalan crufun bir parasyd, tamamen
soumam, hala biraz canl, kendiliinde n hareket eden bir
(*)

B u hikaye ilk olarak Colwnbian Magazine dergisinin Aralk 1 9 1 0 tarih


l i 3. saysnda yaynlanmtr.
( * * ) Bugnk adyla Papua Yeni Gine.
( * * * ) Gnmzde Kuzey Solomonlar ya da en byk adas olan Bougainville
adyla bilinir.

131

makine gibi zorlukla, geliigzel kmldayan bir cruftu. Ani


bir rzgar uuracakt sanki onu. Krk kiloydu.
Ama yaad yere muazzam bir iktidarla hkmediyordu.
Oolong Mercanadas'nn evresi yz krk mildi. Lagnn iin
de pusulayla dmen kullan lrd. Be bin Polinezyal yaard
burada. ou alt ayak uzunluunda ve seksen-doksan kilo
arlnda dalyan gibi kadnlarla adamlard. Oolong'a en yakn
toprak paras iki yz elli mil uzaktayd. Ylda iki kere bir s
kuna urard kurutulmu hindistancevizi toplamak iin. Oo
long'ta yaayan tek beyaz adam, kk tccar ve muntazam
iici M cAllister idi. Oolong'u ve orada yaayan alt bin vahiyi
kat bir ekilde ynetiyordu. Gel dedi mi geliyor, git dedi mi gi
diyordu yerliler. Ne isteklerini ne de verdii hkmleri sorgu
l uyorlard. htiyar bir skoyalnn olabilecei kadar aksiydi ve
srekli olarak kiisel meselelerine mdahale ediyordu. Kraln
kz Nugu mercanadasnn teki ucunda yaayan Haunau ile
evlenmek istediinde kzn babas olur dedi ama McAllister ol
maz dedi ve evlilik gere klemedi . Kral. lagndeki adacklar
dan birini bapapazdan satn almak istediinde McAllister yi
ne olmaz dedi. Kraln irkete yz seksen bin hindistancevizi
borcu vard ve bu denene kadar tek bir hindistancevizi bile
baka bir eye harcanmayacakt.
Hal byleyken kral ve tebaas McAllister'clan pek holan
myorlard. Dorusunu isterse niz ondan nefret ediyorlard ve
bildiim kadaryla ada halk n n tamam, balarnda papazlarla
ay boyunca lsn diye bo yere dua etmilerdi. Yapt klar
byler dehet vericiydi ama McAllister bylere i nanmad
ndan stnde ie yaramamt bunlar. sarho skoyalya
gelince btn abalar boa kmt. Ondan kalan yiyecek c r
tklarn, bo bir viski iesini, stn itii bir hindistancevizi
ni ve hatta tkrn toplayp bunlarla her trl byy yap
tlar. Ama McAllister lmedi. Sal yerindeydi. Ne atei k
t, ne ksrk tuttu, ne de souk ald; dizanteri yanna urama
d; o iklimde yaayan siyahlara da beyazlara da bulaan kt
1 32

huylu lserlerle deri hastalklar hibir zaman ona yanamad .


Alkol vcuduna o kadar ilemi olmalyd ki mikroplar bile
yaklamyordu yanna. Bu durum, viskiden sarho duman bu
lutuna arpar arpmaz yere yamur gibi dklen ok ufak kl
ler eklinde gelirdi hep gzmn nne. Ondan kimse holan
myordu, mikroplar bile, o da sadece viskiden holanyor ve yi
ne de yaamaya devam ediyordu.
Afal lamtm. Alt bin yerlinin bu kurumu kalm bodur
despota katlanmasna anlam veremiyordum. Uzun zaman n
ce aniden lmemi olmas bir m ucizeydi. Korkak Melanezyal
lardan farkl olarak burann yerlileri marur ve savayd. B
yk mezarlkta, mezarlarn baucunda ve ayakucunda kanl ta
rihin kalntlar vard. Kaln top arabas mahmuzlar, pasl eski
sngler, palalar, bakr mekanizmalar, dmen inecikleri, zp
knlar, bomba mhimmat , sadece balina avnda kullanlan ge
milerin kalorifer kazanndan gelmesi mmkn tulalar ve ilk
spanyol denizcilerinin geleneklerini dorulayan on altnc
yzyldan kalma eski pirin paralar vard. Ard ardna Oo
long' a gelen gemilerin hepsi belasn bulmutu. ok deil otuz
sene nce, tamir edilmek zere lagne gelen Blennerdale, iin
deki tm mrettebatla birlikte imha edilmiti. Yine benzer e
kilde sandal aac tccar Gasket'n mrettebat da telef olmu
tu. Toulon adnda byk bir Fransz gemisi vard, rzgarszlk
tan tr lagnn dnda hareketsiz kalmt . Keskin bir m
cadele sonunda adallar gemiye binmi ve Lipau Boaz'nda
gemiyi enkaza evirmilerdi, kaptanla bir avu dolusu denizci
bulabildikleri en byk sandalla kamt. Ad geen btn b u
gemiler tarihin meselesidir, South Pacijlc Sailing Directory ad
l kitaptan baklabilir. Ama h enz yazlmam bir hikaye daha
vard reneceim. Bu sre iinde alt bin ilkel vahinin neden
soysuz sko bir despotun yaamasna izin verdiini anlayam
yord um.
Scak bir akamst McAllister ile birlikte verandada otur
mu kymetli t alarla sslymesine renklerle bezenmi
1 33

m uhteem lagn seyrediyorduk. Arkamzda, hurma aala


ryla kapl doksan metrelik alann karsnda, mercan kayalk
larna arpp atlayan dardaki dalgalar grlyordu. H ava
ok scakt. D rdnc derecede gney enlemindeydik ve gne
ye yapt yolculukta daha birka gn nce ekvatoru geen g
ne tam tepemizdeydi. Hi rzgar esmiyordu, ufack bir esinti
bile yoktu. G neydou ticareti mevsimi sona ermek zereydi
ve kuzeybat musonlar henz esmeye balamamt.
"Dans etmekten bir bok anlamyorlar," dedi McAllister.
Polinezya danslarnn Papua danslarndan daha stn ol
duunu sylemek gafletine dmtm ve McAllister da bunu
inkar ediyordu, bunun iin tek sebebi de kendi aksiliiydi.
Ama o kadar aksiydi ki tartmaya gelmezdi, ben de hibir ey
demedim. stelik, Oolong hal knn n asl dans ettiini de bilmi
yordum, daha nce grmemiti m .
" S a n a kantlayacam," dedi, evin h e m as h e m de ua
olan Yeni Hanover'l siyah bir ocua bayla iaret etti. "Sen,
baksana, syle onlara kral beni grmeye gelsin."
ocuk haber vermeye gitti, geriye baveki lle dnd. adam
tedirgin ve huzursuzdu, zrl er dileyerek aklamaya alyor,
konuuyor ela konuuyordu. Ksacas, kral uyuyordu ve rahat
sz edilmemeliydi .
" Kral o ok derin uykud a," dedi son olarak.
McAllister yle fkelendi ki bavekil kral getirmek i in
hemen oradan ayrld. zellikle bir doksan boyundaki kralla
m uh teem bir ift olmulard. Kraln yz bir kartal nkini an
dryordu, bu Kuzey Amerika yerlilerinde de sklkla grlen
bir zellikti. Hkmetmek iin dnyaya gel miti. M cAllister'
dinlerken gzleri birden parlad ama McAllister'n kadn er
kek kydeki en iyi birka yz dansy topl amas iin verdii
emre hi ses karmadan uydu . Sonra bu insanlar o kavurucu
gnein altnda iki saat boyunca lmne dans ettiler. Bu yz
den ondan holanmyorlard a m a onun pek ele umurunda de
ildi, sonunda hakaretler yadrd, alay etti ve hepsini kovdu.
1 34

B u grkemli vahilerin sefil itaatkarl korkutucuydu. B u


nasl olabiliyordu? B u hkmranln srr neydi? G nler ge
tike aknlm daha da artyordu, bu tartlmaz hkmran
l n rneklerine devaml ahit olmama ramen bunun nasl
olabildiine dair en ufak bir ipucu bile yoktu ortada.
Bir gn bir ift portakal rengi tabceini alamadmdan
bahsetmi bulundum. Tabceklerinin gerek deeri bir sent
ise Sydney'de be sterline satyorlard. Tabceklerinin sahibi
ne iki yz dal ttn teklif ettim ama o yz dalda ayak dire
di. D urumu tesadfen anlattmda McAllister derhal adam
artt . kabuklar ondan alp bana verdi. Adama da sadece el
li dal ttn dememe izin verdi. Adam elli dal ttn kabul et
ti, bu iten bu kadar kolay yakasn syrmaktan olduka mem
nun grnyordu. Bana gelince, gelecekte azma gem vurma
ya karar verdim. Hala da McAllister'n iktidarnn srr stne
kafa patlatyordum. Bir keresinde dosdoru ona sormaya ka
dar vardrdm ii ama bana verdii tek yant bir gzn krpp
kurnaz bir bak atmak ve kendine yeni bir iki koymak oldu.
Bir gece Oti'yle. u tabcekleri elinden alnan adamla la
gnde balk tut uyorduk. Ona gizlice yz elli dal ttn daha
vermitim , o da bana neredeyse hrmet denilecek kadar sayg
l davranyordu; bu adamn benim yamn en az iki kat yan
da ihtiyar bir adam olduu gz nne alnrsa bu tuhaf bir du
rumdu.
"Neden hepiniz ocuk gibisiniz?" diye baladm sze. " B u
tccar, t e k kii o . S i z ondan oksunuz. Siz kpek gibisiniz, ok
korkuyorsunuz bu tccardan. Onu yemiyorsunuz. Diinizi ge
irmiyorsunuz etine. Neden bu kadar korkuyorsunuz?"
"Onu ldrecekler mi var ki?" diye sordu.
"O lecek," diye yaptrdm cevab . "Siz ok beyaz adam
ldrdnz uzun zaman nce. Neden bu beyaz adamdan kor
kuyorsunuz ki ? "
" yle, biz ok ldrdk, " diye cevap verdi. " Am an tan
rm ! Ka kii hem de! ok oldu. Bir kere, ben ok genken b1 35

yk gemi geldi durdu. Rzgar yoktu. Bir sr adam kanolara


dolutuk, ok kano vard, gemiyi yakalamaya gittik. Aman tan
rm! Yakaladk, byk sava oldu . ki beyaz adam ok hzl
ate etti. Biz korkmadk. Gemi bordasna ktk, ok adam var
d, belki on elli adam. Bir beyaz Meryem (kadn) vard gemi
de. Hi grmemitim daha nce beyaz Meryem . Sonra ok be
yaz adam ld. Bir kaptan vard, o lmedi. Be alt beyaz adam
lmedi . Kaptan bard. B az beyaz adamlarla dvt. B az
beyaz adamlar sandal indirdi. Sonra hepsi denize atlad. Kap
tan, Meryem ' i gemiden sarktt. Sonra ok krek ektiler. Ba
bam , o zamanlar gl bir adamd. Bir mzrak att . Mzrak
Merye m 'in bir yanndan girdi , durm ad, br yanndan kt .
ld. Ben korkmadm. ok adam vard, onlar da korkmad."
htiyar Oti'nin gururu okanmt, aniden lava-lavasn
karp bana kurun yarasn gsterdi. Daha azm amamtm
ki aniden misin as tkendi. Misinaya bakt, salya etmek istedi
ama baln bir mercan dalnn etrafndan dolatn fark etti.
Dikkatini dattm iin bana knayan bir bak att ktan sonra
denize atlad , suya nce ayaklar girdi, denizin iine girdikten
sonra dnd ve dibe doru misinasn takip etti. Su on kula
derinliindeydi. Kydan sarktm , soluk yakamozlar hayale
timsi alevlere kartran ve giderek belirsizleen ayaklarnn
hareketini izledim. On kul a, yani altm ayak, misina ve kan
cann ederiyle kyaslandnda onun gibi ihtiyar bir adam iin
hibir eydi. B ana be dakika kadar gelen bir sre sonra, ho
bir daki kadan pek de fazla olam azd, beyaza alan bir renkle
parlayarak yukarya doru geldiini grdm. S u yzne kt
ve kanoya drt buuk kilo civarnda bir morina bal brakt.
Misina ve kanca salamd, kanca baln azndayd hala.
"Belki de," dedim insafszca. "nceden korkmuyordunuz.
imdi o tccardan ok korkuyorsunuz."
" yle, korku ok," diye itiraf etti, konuyu deitirmeye a
lr gibi bir havas vard. Yarm saat sessiz sedasz nisinalar
mz ekip bir daha attk denize. Kk balklar vurmaya ba1 36

! ad, sonra ikimiz de birer kancadan olunca salya edip kpek


balklarnn uzaklamasn bekledik.
"Sana doru sylyorum , " diye konutu Oti, "sen de gr
dn imdi korkuyoruz. "
Pipomu yakp bekledim , Oti'nin bana Beche-de-mer dilin
de anlatt hikayeyi dzgn bir ngilizceyle aktaryorum. B u
nun dnda hikaye ruhen ve anlat srasn a gre t pk Oti ' nin
azndan kt gibidi r.
"Ondan sonra bizler ok gururlandk. B izler denizde yaa
yan tuhaf beyaz adamlarla ok defa savam ve hep onl ar
yenmitik. Birkamz lmt ama gemilerde bulduumuz
binlerce eit zenginliin yannda bu neydi ki? Sonra bir gn,
belki yirmi, yirmi be yl nce, bir skuna dosdoru boazdan
geip lagnn iine geldi. direkli byk bir skunayd bu.
Be beyaz adam ile Yeni Gine ve Yeni B ritanya'dan gelen si
yahlardan oluan krk kiilik bir mrettebat vard, beche-de
mer avlamaya gelmilerdi. Lagnn karsnda Pauloo'da de
mir att ve filikalar her yere dald , beche-cle-mer konservele
clikleri kumsallara kamplar kurdular. Blndkleri iin gle
ri azalmt nk burada avlananlarla Pauloo 'da skunada av
lananlar arasnda elli mil vard ve bundan ok daha uzakta da
adamlar vard.
Kralmz ve reisler topland, ben btn leden sonra ve
akam kanoda krek ekip lagnn karsna geenlerden bi
riydim, Pauloo'da yaayanlara sabahleyin avlanan kamplara
bir kerede saldracamz, skunay da onlarn halletmesi ge
rektiini sylemeye gitmitik. Bu ii stlenen bizler, krek ek
mekten yorgunduk ama yine ele saldrda yerimizi aldk. Isku
nada iki beyaz adam vard, kaptan ve nc kaptan, yanlarn
da da yarm dzine siyah delikanl .
nc kaptanla delikanly karada yakalayp ldrdk
ama bundan nce nc kaptan iki revolveriyle iimizden se
kizini ldrmt. Biz dirsek temas savayorduk, gryorsu
nuz, hem de plak elle.
137

Kaptan grltmzden olan biteni anlad ve kk bir pa


talyaya yiyecek, su ve yelken koydu, patalya ok ufakt , on iki
ayaktan daha uzun deildi. B iz, bin adam, l agn kanolarla
kaplayarak skunaya saldrdk. Iskunaya byk deniz kabukla
r atyor, sava arklar sylyor ve kanolarn yanlarna krek
lerimizle vuruyorduk. Bir beyaz adamla siyah delikanlnn
bize kar nasl ans olabilirdi ki? Hibir anslar yoktu, kap
tan da bunu biliyordu.
Beyaz adamlar felaket. ok izledim onlar, artk ihtiyarla
d m ve beyaz adamlarn denizdeki btn adalar kendilerine al
dklarn nihayetinde anladm. Felaket olduklar iin. Sen imdi
burada benimle kanoda oturuyorsun. Bir delikanldan biraz da
ha byksn. Bilge deilsin, nk sana her gn bilmediin ye
ni eyler anlatyorum. Ben kk bir ocukken bile senin imdi
bildiinden daha ok ey biliyordum balklar hakknda. Ben ih
tiyar bir adamm, lagnn dibine kadar yzyorum ama sen ar
kamdan gelmiyorsun bile. Ne ie yaryorsun sen? Savamak d
nda ne ie yararsn bilmem. Seni savarken hi grmedim
ama senin de teki kardelerin gibi olduun u ve cehennem gibi
savaacan biliyorum. stelik sen de kardelerin gibi aptalsn.
Ne zaman yenildiini anlamyorsun. lene kadar savayorsun,
o zaman da yenildiini anlamak iin ok ge kalm ol uyorsun.
imdi bu kaptann yaptna bak. Biz denizi kaplayp b
yk deniz kabuklar frlatarak ona saldrrken o skunay bra
kp patalyaya bindi teki del ikanlyla ve boaza doru k
rek ektiler. B urada da aptallk etti nk akl banda bir
adam o kadar kk bir tekneyle denize almaz. Teknenin ke
narlar suyun yzeyinden on santimetre ykseklikte ya vard
ya yoktu. inde iki yz delikanl olan yirmi kano onun pein
den gitti . Onun siyah delikanllar bir kula ilerlerken b iz be
kula i lerliyorduk. Hi ans yoktu, aptaln tekiydi. Patalyada
ayaa kalkt, elinde bir tfek vard, pek ok kez ate etti. yi bir
atc deildi ama biz yaklatka oumuz yaraland veya ld.
Ama yine de kaamazd.
138

Bu sre zarfnda hep sigara itiini hatrl yorum. Aramzda


krk ayaklk bir mesafe kalm ve bizler hzla yaklayorken t
feini brakt, sigarasyl a bir dinamiti ateledi ve bize frlatt.
Bir tane, bir tane daha ateleyip hepsini stmze abucak at
t. Artk biliyorum, o zaman fi tillerin ucunu ayrp aralarna
kibrit p yerletirmi nk dinamitler ok abuk ate al
yordu. stelik, fitiller de ksayd. Bazen dinamitler daha hava
dayken patlyordu ama ou kanolarn iinde patlyordu. Ka
noda patlayan bir dinamit o kanonun iini bitiriyordu. Yirmi
kanodan yars parampara olmutu. Benim iinde o lduum
kano ve yanmda oturan iki adam da. Dinamit aralarna d
mt. teki kanolar kat . Kaptan bize 'Hah! Hah ! H ah ! ' di
ye b ard . stelik yeniden tfekle ate etmeye balad, kaan
larn pek ou srtndan vurul up ld. Btn bu sre zarfnda
patalyadaki siyah delikanl lar krek ekmeye devam etti. te,
sana gerei sylyorum, kaptan felaketti.
Hepsi bu kadarla da kalmad. Iskunadan ayrlmadan nce
btn barutu ve dinamiti bir kerede patl ayacak eki lde yerle
tirip gemiyi atee verdi. Gemi infilak ettiinde gemide iki yz
adammz vard, denizden su ekerek atei sndrmeye al
yorlard. Bylelikle uruna savatmz eylerin hepsini yitir
dik, bunun yannda pek ok da adammz ld. Baz baz, im
di bu ihtiyar yamda bile, kaptann 'Hah! Hah! Hah ! ' diye bi
ze bardn grrm ryamda. Kkreyen sesiyle 'Hah! Hah !
Hah ! ' dediini. Ama avlanmak iin kamp kuranlarn hepsi de
ld, bunu da sylemi olaym.
K aptan boazdan patalyasyla geip gitti, biz de sonunun
geldiine emin olduk, nasl olur da o kadar kk bir tekne
iinde drt adamla okyanusta salam kalabilirdi? Bir ay geti,
sonra bir sabah, iki saanak arasnda bir skuna boazdan ge
ip kyn nnde demir att. Kral ve reisler toplanp konutu
l ar ve iki gn iinde skunay ele geirmeye karar verildi. B u
arada, dosta grnmek geleneklerimizden o lduu iin, alnp
satlmak zere elimizde hindistancevizleri, kmes h ayvanlar,
139

domuzlarla kanolarmza binip skunaya gittik. Ama biz gemi


ye yaklanca gvertedeki adamlar bize tfeklerle ate etmeye
baladlar ve biz krek ekerek uzaklarken patalyayla denize
alan kaptann kpeteye srayp dans etmeye baladn ve
'Hah! Hah! Hah ! ' diye ba rdn grdm.
O leden sonra skunadan kk tekne indirdiler deni
ze, de beyaz adamlarla doluydu. Doruca kye girip nle
rine kan herkesi vurdular. Kmes hayvanlaryla domuzlar
da ldrdler. Sa kalanlar kanolara doluup lagnn dna
doru krek ektik. Arkamza baktmzda btn evlerin yan
dn grd k. Akamstne doru kuzeydoudaki Nihi B oa
z'nn yanndaki kyden, yani Nihi 'den gelen kanolar grdk.
B u da onlardan geriye kaland, Nihi B oaz'ndan geen ikinci
bir skuna kylerini yakp ykmt.
Pauloo'ya ulamak iin karanlkta batya yol almaya de
vam ettik ama gece yars kadnlarn alamalarn duyduk, he
men sonrasnda da kanolardan oluan bir filoyla karlatk.
B unlar da Pauloo'dan geriye kalanlard. Pauloo da kller iin
deydi, nc bir skuna Pauloo Boaz 'ndan geip oraya var
mt. ite o kaptan, siyah delikanlyla boulmamt. Solo
mon Adalar'na varm, Oolong'd a ona yaptkl armz anlat
mt. Kardeleri de gelip bizi cezalandracaklarn sylemit i ,
skunayla geldiler, kymz y o k oldu.
Ne yapabilirdik ki? Sabahleyin iki skuna rzgar n estii
ynden lagnn ortasnda stmze doru yelken at. Serin
alize rzgar esiyordu, ok sayda kanoya arpp batrdlar. T
fekler hi susmad. Palamut balnn nnden kaan uan
balklar gibi daldk, o kadar kalabalktk ki binlerce kii mer
canadas halkasndaki adalarda oraya buraya katk.
Ondan sonra skLinalar lagnde bir aa bir yukar bizi av
lad. Geceleyin onlar atlatyorduk ama ertesi gn, veya iki
gn iinde skunalar geri gelip lagnn teki tarafna doru bi
zi avlayacakt. Bu bylece srd. Artk ne llerimiz sayyor
ne de hatrlyorduk. Aslnda sayca biz oktuk, onlar azd .
1 40

Ama ne yapabilirdik ki? Ben lmden korkmayan adamlarla


dolu yirmi kanodan birindeydim. En kk skun aya saldrdk.
Bizi kme kme vurdular. Kanolar m za dinamit attlar, dina
mit tkenince de ba mzdan aa kaynar su dktler. Tfek
ler hi susmuyordu. Kanolar paralannca yzerek uzaklama
ya alanlar da vurdular. Kaptan ise kam arasnn stnde
dans edip ' Hah! Hah ! Hah ! ' diye baryordu.
En k k adadaki btn evler yakld . Ne bir domuzu ne
de bir tavuu sa braktlar. Kuyular mz llerimizin bedenle
riyle kirlendi veya azna kadar mercan kayalaryla doldu. Bu
skuna gelmeden nce Oolong'da yirmi be bin kiiydik.
B ugnse be bin kiiyiz. Iskuna] ar gittikten sonra geriye bin
kii kalmt sadece .
Nihayeti nde skuna bizi bir ileri bir geri koval amaktan
yoruldu. birden kuzeydouya Nihi 'ye gitti . Sonra da bizi
srekli ol arak batya srdler. D okuz filikalar da denizdeydi.
lerledike, yanndan getikleri her aday yerle bir ettiler. Gn
den gne bizi srdler. srdler, srdler. Her gece skuna
ve dokuz fi lika lagnn bir kenarndan br kenarna uzanan
bir hatta tetikte duruyorlard kaamayalm diye.
Bizi o ekilde sonsuza dek sremezlerdi, lagn o kadar b
yk deildi, iimizde hala h ayatta kalanlar batdaki son kara
parasna srdler. tede ak denizden baka bir ey yoktu.
On bin kiiydik. lagnn kenarn dan teki tarafta arpp atla
yan dalgalara kadar s kumsaln her yerini kapladk. Kimse
uzanamyordu. Yer yoktu. Omuzlar mz birbi rine deiyordu.
B izi iki gn ylece t uttular orada. B undan bir ay nce ona ve
gemisine zarar verdiimiz iin yeterince piman olana kadar
kaptan gemin i n armas na trmanp bizimle alay e tt i ve ' Hah!
Hah ! Hah ! ' diye ba rd . Y iyecek hibir eyimiz yoktu, iki gn
boyunca ayakta durduk gece gndz. Bebekler, yall ar, g
szler ve yaral lar ld. En kts, susuzluum uzu di ndirecek
suyumuz yoktu ve iki gn gne tepemizdeydi, glge tek bir
yer bile yoktu. ok kadn ve erkek okyanusa saldrd ama bo141

uldular, dalgalar cesetlerini sahile vurdu. Sonra sinekler mu


sallat oldu bamza. Birka adam skunalara yzd ama hepsi
ni tek tek vurdular. Hayatta k al an bizler beche-de-mer avla
maya gelen direkli skunay ele geirmeye altmz iin
ok piman olduk.
nc gnn sabahnda skunann kaptanlaryla o
kaptan, kk bir filikayla geldiler. Hepsinin tfekleri, revol
verleri vard, konutular. Yalnzca bizi ldrmekten bktklar
iin b un a bir son vermilerdi , yle dediler. Biz de onlara pi
man olduumuzu, bir daha asla bir beyaz adama zarar verme
yeceimizi syledik ve itaatimizin bir gstergesi olarak ba
mzdan aa kum dktk. Kadnlarla ocuklar su iin korkun
bir alama tutturdular, bir sre kimsenin ne dedii duyulmad.
Sonra bize cezamzn ne olduunu sylediler. skunay da
kurutulmu hindistancevizi ve beche-de-mer ile dolduracaktk.
Kabul ettik, suya ihtiyacmz vard, kalbimiz krlmt, cehen
nem gibi savaan beyaz adamlarla karlatrdmzda yanla
rnda ocuk gibi kalyorduk. Konuma sona erince kaptan aya
a kalkp bizimle alay etti ve 'Hah! Hah ! Hah ! ' diye bard.
Sonra kanolarmza binip su aramaya ktk.
Haftalarca beche-de-mer yakalayp konservelemek ve hin
distancevizlerini toplayp kurutmak iin uratk. B iz iledii
miz suun cezasn ekerken Oolong adalarnn sahillerinden
gece gndz dumanlar ttyordu. O lm gnlerinde beyaz
bir adama zarar vermenin ok yanl olduu aklmza kaznd.
ok gemeden, skunalar kurutulmu hindistancevizi ve
beche-de-mer ile dolup aalarmzda hindistancevizi kalma
ynca kaptan ile teki kaptan byk bir konuma yapmak
iin bizi toplad. Dersimizi aldmza memnun olduklarn sy
lediler, biz de belki bininci defa piman olduumuzu ve byle
bir eyi bir daha yapmayacamz syledik. Bir de bamzdan
aa kum dktk. Kaptanlar her eyin yoluna girdiini ama
bizi unutmadklarn gstermek iin, beyaz bir adama zarar
vermek istediimizde hep hatrlayacamz, asla unutmayaca142

mz bir b y gndereceklerini syledi. Sonra o kaptan bizim


le bir kere daha alay edip 'Hah! H a h ! H ah ! ' diye bard. Son
ra, uzun zaman nce ldn sandmz alt adammz sku
n al arn birinden getirip karaya kardlar ve skunalar yelken
ap boazdan geti, Solomon Adalar 'nn yolunu tuttu.
Karaya braklan alt adam kaptan larn peimizden gn
derdii byye ilk yakalananlar oldu."
" Korkun bir hastalk geldi," diye kestim szn, oynanan
oyunu anlamtm. Iskunada kzam k salgn vard ve alt esir
kasten m aruz braklmt bu hastala.
.,
"Evet, korkun bir hastalk, diye devam etti Oti. " ok
gl bir byyd. En ihtiyar adam bile byle bir ey grme
mit i . H ayatta kalan papazlarmz ldrdk byy bozama
dklar iin. Hastalk yayld. S kumlukta omuz omuza duran
on bin kii var demitim. Hastalk getiinde bin kii sa
kalmt. stelik btn hindist ancevizlerini kuruttuumuz iin
bir de ktlk ba gsterdi."
"O tccar," diye tamamlad szn Oti, " kimse ondan ho
lanmyor. stiridye gibi, lse daha rmeden le gibi kokar.
Kpek gibi o, e trafnda pireler uuan hasta bir kpek gibi . B iz
o tccardan korkmuyoruz. B eyaz adam olduu iin korkuyo
ruz. B eyaz adam ldrmenin iyilik getirmediini grd k. O
hasta kpee benzeyen tccarn ok kardei var, beyaz adam
lar cehennem gibi savayor. O aalk tccardan korkmuyo
ruz biz. B azen yerlileri ok kzdryor ve ok adam onu ldr
mek istiyor ama sonra yerliler o b yy ve 'Hah ! Hah! H ah ! '
diye b aran kaptan hatrlayp onu ldrmyorlar. "
Oti oltasna bir para kalamar yem olarak takt; canl, kv
ranan canavar dileriyle blmt, kanca ve yem beyaz alev
ler iinde dibe batt.
"Dolap duran kpekbalnn ii bitti," dedi . "Bence ok
balk tutacaz."
Misinas aniden ekildi. Misinay el altndan abucak yuka
r ekti ve byk bir morina baln kanoya brakt.
1 43

" G ne dounca o adi tccara bu byk bal hediye ede


ceim . "

1 44

K A F R<

Onunla frtnada tantm. Frtna sresince ayn skunada


ol mamza ramen, onu skuna parampara olduktan sonra gr
dm . Onu gemide dier adallarn arasnda grmtm kuku
suz, ama varlndan haberdar deildim nk gemimiz Petite
Jeanne bir hayli kalabalkt. Gemi, adallardan oluan sekiz on
kiilik denizcinin yan sra beyaz kaptan, iki nci kaptan, yk
memuru, alt kamara yolcusu ve seksen be gverte yolcusuy
la Rangiroa'dan yola kmt. G verte yolcularnn arasnda
Paumotua'dan. Tahiti 'den gelmi kadn, erkek, oluk ocuk
her birinin elinde satacak mallarla dolu birer kutu vard, uyu
mak iin kullandkl ar hasr deklerden, battaniyelerden ve
amar denklerinden bahsetmiyorum bile.
Paumotus'ta inci av sezonu sona ermiti, herkes Tahiti 'ye
dnyordu. Alt kamara yolcusu olan bizler inci alclarydk.
imizden ikisi Amerikalyd, biri benim grdm en beyaz
inli olan Ah Choon'du, biri Alman, biri ele Polonyal bir Ya
hudi idi, benimle birlikte alt kii oluyorduk ite. Sezon iyi git
miti. Ne bizim ne de gvertedeki seksen be kiinin ikayeti
vard. Herkes iini iyi yapmt ve Papeete'de dinlenip elen
meyi bekliyordu drt gzle. Petite Jeanne elbette ar yklen
miti, sadece yetmi ton ekiyordu ve gvertedeki kalabal
tama yetisi yoktu. Ambar kapann alt , inci kabuklar ve ku
rutulmu hindistancevizleriyle hncahn doluydu. Denizcilerin
onu altrabilmesi bile mucizeydi. Gvertede kimse hareket
edemiyordu. Denizciler sadece kpetede ileri geri trmanabi
liyor, geceleyin, uyurken gverteyi iki kat hal misali kaplayan
larn stne basyorlard. Gvertedeki makul her yer hindis(*)Bu hikaye ilk olarak Landon
ysnda yaynlanmtr.

Magazine

1 45

dergisinin Eyll 1 909 tarihli 23. sa

tancevizi ve muz hevenkleriyle bezenmiken oradaki domuzla


r, tavuklar, tatl patates uvallarn da unutmamak lazm el
bette. B a ve ana arm k arasn a , her iki yana da n bomu in
direcek kadar alak ipler gerilm i ve bu iplerin her birine e n az
elli salkm muz aslmt.
ki gn iinde t amamlasak bile zor bir yolculuk olacaa
benziyordu, ho bu srede yolculuu tamamlamamz iin g
neydou ticaret rzgarlarnn serin esmesi gerekiyordu ama
yle esmiyordu ite. Rzgar, yolculuun ilk be saatini t akiben
insann nefesini daraltan esintiler arasnda yitip gitti. D urgun
luk o gece ve ertesi gn de devam etti. Bu, daha gzn ap
bakar bakmaz insann ban artan o gz kamatrc, p arlak
durgunluklardan biriydi. kinci gn Easter Adas 'ndan bir
adam ld, o sezon lagndeki en iyi dalglardan biriydi. i
ekten lmt, ama biz Rangiroa'dan ayrlrken kyda hi i
ek vakas grlmemiti, bu h astaln gemiye n asl geldii ko
nusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. Ama gelmiti ite, bir
adam lmt, tanesi de yorgan dek yatyordu. Yapacak
bir ey yoktu. Ne hastalar ayr bir yere koyabiliyor ne de on
lara bakabiliyorduk. Sardalyeler gibi sk sktk gemide. l
mekten baka yapacak bir ey yoktu, yani ilk lmden sonraki
gece artk yapacak bir ey yoktu. O gece ikinci kaptan, yk me
muru, Polonyal Yahudi ve drt yerli dalg byk filikayla giz
lice katlar. Bir daha onlardan haber alan olmad. Kaptan sa
bahleyin gecikmeden kalan filikalar batrd, gidecek yer yok
t u artk.
O gn iki kii ld, bir sonraki gn kii, sonra aniden se
kize kt l says. Bu durumu nasl karladm z grmeye
deerdi. Mesela yerliler suskun, hissiz bir korkuya kapld.
Kaptansa Franszd, ad da Oudose idi, sinirli ve geveze bir hal
ald. Alman, iki Amerikal ve ben gemideki btn sko viski
sini satn alp imeye baladk. Teori gzeldi, bedenimizi alkol
le doldurursak bize yaklaan her iek mikrobu kavrulup kle
dnecekti. Teori ie yarad, yine de n e Kaptan Oudouse'a ne
1 46

de Ah Choon 'a hastalk bulatn itiraf e tmeliyim. Kaptan hi


imiyordu, A h Choon ise gnde sadece bir bardakla yetiniyor
du.
Bir hafta byle srd, sonra viski tkendi. yi de oldu yok
sa imdi hayatta olamazdm. G elien olaylar ancak ayk biri
atlatabilirdi, bu gemiden sadece iki kiinin sa kurtulduunu
syleyince sanrm siz de benimle hemfikir olacaksnz. Kurtu
lanlardan biri bendim, teki Kafir idi, en azndan ben Kafir'in
varlndan haberdar olduumda, Kaptan Oudouse ona byle
diyordu.
Konuya dnecek olursak, o h aftann sonunda gverteye
alan koridorda asl duran barometreye bir gz attm. Pa
umotus'ta normalde 29.90' gsterirdi ve 29.85 ile 30.00, hatta
30.05 arasnda gidip geldiini grmek mmknd; ama baro
metreyi benim grdm gibi, yani 29.62'ye dm grmek
Okyanusya'daki herhangi bir inci alcsnn kann dondurmak
iin yeterliydi.
Kaptann dikkatini barometreye ekmeye altmda al
dm yant kaptann barometrenin dn saatlerdir izledi
i oldu. Yaplacak ok az ey vard, ama artlar gz nne aln
dnda kaptan yaplacak o ok az eyi ok iyi yapt. G abya yel
keninin stndeki btn yelkenleri at, frtnada kullanlacak
boya getirdi, cankurtaran halatlarn yayp rzgar beklemeye
balad. H atay rzgar baladktan sonra yapt. Tiramola edip
iskele ynnde orsa alabanda elendi, Ekvatorun gneyinde
yaplacak tek doru harekettir bu, tabii dosdoru frtnann
geldii yolda olmak gibi bir mahzurunuz yoksa. Tam frtnann
yolu zerindeydik. Rzgarn devaml artmasndan ve baromet
renin de ayn hzda devaml dmesinden anlayabiliyordum
bunu. Barometrenin dmesi kesilene dek rzgarla birlikte ge
ri dnp limana kadar gitmek ve daha sonra orsa alabanda e
lenmek istedim. Histerikleene kadar kaptanla bu konuda tar
ttk ama kln bile kmldatmad. Ama en kts, geri kalan
inci alclarnn desteini alamamamd. Onun gibi iin ehli bir
147

kaptann yannda ben kim o luyordum da denizden anlyor


dum?
Elbette rzgarla birlikte d algalar korkun bir ekilde yk
seldi, Petite Jeanne'a arpan ilk dalgay asla unutmayaca
m. Ors: a labanda elenirken, yere den fl ar gibi dm
t gemimiz ve ilk dalga gemide kusursuz bir delik at. Cankur
taran h alatlar sadece gc kuvvet i yerinde olanlar iindi ama
kadnl a r, ocuklar, muzlar, hindistancevizleri, domuzlar, kutu
lar, hastalar, lmek zere olanlar yekpare, crlak, inleyen su
ktlesiyle birli kte sprlrken gc yerinde olanlara da pek
bir faydas dokunmuyordu halatlarn.
kinci dalga Petite Jeanne'm gvertesini kopard kpete
lerle doldurdu ve geminin k taraf suya batp ba taraf ge
doru atlnca, gemiye istiflenen btn sefil hayatlar ve eyalar
k tarafa doru dkld. nsan seliydi bu. B alklama, ivile
me, yanlamasna, st ste yuvarlanarak, bklp kvranarak,
eci bc ekillerde dyorlard. Arada srada bir ikisi bir
p ayandaya veya halata tutunuyordu ama onlara tut unan b a
kalarnn arl onlar da t utunduklar yerden koparyordu .
Olacaklar fark etmitim, kamarann stne sradm , oradan
da ana yelkene. Ah Choon ve Amerikal l ardan biri arkamdan
gelmeye alt ama onlardan nce davranmtm. Amerikal,
yelkenin stnden bir saman p gibi savruldu. Ah Choon
dmenin parmaklklarna tutunup arkasna geti. Ama Tahiti
li, yz on be kilo civarnda irjyar Ratoronga'l bir kadn Ah
Choon'la kar karya geldi ve bir kolunu onun boynuna dola
d. A h Choon da teki eliyle adal dmenciye yapt. Tam o
esnada skuna sancak taraf n a devrildi. Hzla srklenen in
sanlar ve iskele tarafndaki kamarayla parmaklklarn arasn
daki geitten gelen sular aniden dnp sancak tarafna dkl
d. Hepsi uza klara srklendi, Tahitili kadn, Ah Choon ve
dmenci; parmakln stnden ap dibe batarken Ah Cho
on'un bana teslimiyeti kabullenen kalender bir glmsemeyle
baktna yemin ederim.
1 48

nc dalga, aralar nda en bykleriydi, o kadar hasar


vermedi. nc dalga geldiinde neredeyse herkes gemi ar
masndayd . Gvertede zorlukla nefes alan, boulmak zere,
sersemlemi hemen hemen bir d zine biare yuvarl anyor ve
ya gvenli bir yere doru emeklemeye alyordu. Geriye ka
lan iki filikann enkaz gibi onlar da suya dt. Dier inci al
clar ve ben, on be kadn ve ocuklar dalgalarn arasnda ka
bine doldurup frtnaya hazrlanmay baarmtk . Ho, bunun
da o zavalllara pek bir faydas dokunmad nihayetinde.
Rzgar m ? Btn deneyimlerime ramen rzgarn bu ka
dar sert esebileceini dnmemiti m . B un u tarif etmenin im
kan yok. Bir kabusu nasl tarif edersiniz ki? B un un gibi bir
eydi o rzgar. stmzdeki giysilerimizi yrtt. Size gerekten
de giysilerimizi yrttn sylyorum. B una inanmanz bekle
miyorum sizden . S adece grp hissettiim bir eyi sylyorum
size. B azen ben bile inanamyorum bu olanlara. Sadece byle
bir eyi yaadm ve bu kadar yetti. O rzgarla kar karya ka
lp hala h ayatta olmak imkanszd . ok korkuntu, onu bu ka
dar korkun klan srekli olarak artmasyd. Milyonl arca, mil
yarlarca ton kumu dnn . Sonra bu kumun saatte doksan,
yz, yz yirmi mil hzla ilerlediini dnn. stelik bir de bu
kumun grnmez, elle tutulamaz olduunu; ancak, kumun b
tn arln ve younluunu m uh afaza ettiini dnn. B
tn bunlar yaparsanz belki rzgarn neye benzedii hakknda
belli belirsiz bir ipucuna sahip olursunuz. Ya da amur olarak
d nn, grnmez, elle tutulamaz ama amur kadar ar.
Yok, bunun ok daha tesinde bir eydi. Havadaki her mole
kln amu r yn olduunu dnn. Sonra da bu amur y
nlarnn m uhteem etkisini gznzn nnde canlandrma
ya aln , yok bu beni ayor. Dil, hayatn sradan koullarn
ifade etmekte yeterli olabilir ama bu kadar iddetli bir rzga
rn koullarn ifade etmek iin kesinlikle yeterli deil. Esasn
da rzgar tarif etmemeye niyetlenmitim, bu fikrime sadk
kalsam ok daha iyi olurdu .
149

u kadarn syleyeyim : lk ykselen dalga rzgardan t


r yere serilmiti. Daha ok, btn okyanus frtnann tam a
zna ekilmi ve daha nceden havann kaplad bu yere do
ru atlyormu gibi grnyordu. Yelkenimiz mahvolal ok ol
mutu elbette. Ama Kaptan Oudouse 'un daha nce herhangi
bir Gney Denizi skunasnda grmediim bir eyi vard Petite
Jeanne'da, bir deniz demiri. Koni biiminde yelken bezinden
bir antayd bu, byk demirden ember antann azn ak
tutmaya yaryordu. Deniz demiri bir uurtma gibi dizginlen
miti, bylelikle uurtma n asl havada duruyorsa o da suyun
iinde yle duruyordu ama bir farkla. Deniz demiri okyanus
yzeyinin hemen altnda dey pozisyonda duruyord u. Uzun
bir halat deniz demirini skunaya balyordu. Sonuta, Petite
Jeanne su stnde ba rzgara ve dalgalara dnk biimde gi
diyordu.
Frtnann yolu stnde olmasaydk durumumuz lehimize
olabilirdi. Rzgarn salmastralardan yelkeni yrtt, gabya di
reklerini aniden ekip kopard ve seyir dilimizi piyango e
kil iine evirdii doruydu ama yine de bunu atl atabilirdik,
yaklaan frtna merkezinin tam nnde olmasaydk elbette.
Sonumuzu getiren bu oldu. Rzgara katlanmaktan afallam,
donakalm ve fellilere dnmtm. Frt nann merkezi bizi
vurduunda her eyden vazgeip lmeye hazrdm. Aldmz
darbe m utlak bir rzgarszlkt. Bir nefeslik bile hava yoktu.
nsann stndeki etkisi korkuntu. Hatrlayacak olursanz
drt saattir mthi kuvvetli bir gerilime maruz kalm, o rzga
rn korkun basncna kar koymutuk. Sonra birdenbire bu
basn ortadan kalkt. Patlayacakmm gibi hissettim kendimi,
sanki parampara olup btn ynlere doru savrulacakt m .
Vcudumu meydana getiren her atom dier atomlar itiyor ve
kar konulamaz biimde uzaya hcum etmek zereydi sanki.
Ama bu ok ksa srd. lm stmzde kol geziyordu.
Rzgarn ve uygulad basncn yokluunda deniz ykseldi. Srad , atlad, dosdoru b ul utl ara ykseldi. Unutmayn, o
1 50

akl almaz rzgar pusulann her ynnden merkeze doru esi


yord u. Sonu, pusulann her ynnden srayan dalgalar oldu.
Bu dalgalar kontrol edecek bir rzgar yoktu. Bir kova suyun
dibinden frlayan mantar tpalar gibiydiler. Herhangi bir d
zenleri veya istikrarlar yoktu. Derin, lgn dalgalard bunlar.
En az seksen ayak yksekliindeydiler. D alga denemezdi
bunlara. nsanolunun grd herhangi bir dalgaya benze
miyorlard nk. Srayan sulard onlar sadece, korkun, sek
sen ayak yksekliinde sular, hepsi bu! Seksen ayak ! Seksen
ayaktan da ykseklerdi. Direklerimizin tepesinden geiyorlar
d. Pskren sulard, patlamalard. S arholard da. Oraya bu
raya geliigzel dyorlard. B iri tekini itiyor, birbirleriyle
arpyorl ard. Hep beraber hcum edip biri dierinin stne
yklyordu veya binlerce elalenin bir kerede dkl gibi
dalyorlard. Daha nce hibir i nsan, okyanusu, frtnann
merkezini ryasnda bile grmemiti. Kat be kat akna dn
m karklkt bu. Kargaayd . ldrm denizin cehennem
ukuruydu.
Petite Jeanne'a ne mi oldu? B i lmiyorum. Daha sonra, Kafir
de gemiye ne olduunu bilmediini syledi. Kelimenin tam an
l amyla lime lime olmu, alabildiine yrtlarak alm, un ufak
olmu, ra gibi ufak paralara ayrl m ve tamamen yok ol
mutu. Kendime geldiimde suyun iindeydim, boulmama ra
mak kald halde istemsiz yzyordum. Oraya nasl geldim
bilmiyorum. En son Petite Jeanne'm paralara ayr ldn hatr
lyorum, o anda da bilincimi yitirdim sanrm. Ama hayattay
dm ite, elimden gelenin e n iyisini yapmaktan baka arem
yoktu, ho bunu yapsam bile pek umut yoktu ya. Rzgar yeni
den esmeye balam, deniz klm ve biraz daha sakinle
miti, merkezden getiimin farkndaydm. Neyse ki civarda
kpekbal yoktu. Frtna, lm gemisinin etrafn saran gz
dnm kpekbal srsn datmt.
Petite Jeanne paralara ayrldnda vakit lendi, bundan
yaklak iki saat sonra ambar kapaklarndan birini buldum. O
151

esnada iddetli yamur devam ediyordu, beni ve ambar kapa


n ayn yere frlatmas tamamen tesadft. Kapan h al at ba
lanan kulpundan ksa bir halat sarkyordu ve kpekbalklar ge
ri dnmedii takdirde en az bir gn daha yaayacam biliyor
dum . saat, belki ondan biraz daha fazla bir sre sonra kapa
a dayanm, kapal gzlerle hayatta kalmam salayacak kadar
nefes almaya ve boulmama neden olacak kadar su yutmama
ya konsantre olmutum btn ruhumla. Sesler duyduumu san
dm. Yamur durmutu, rzgar ve deniz fevkalade biimde ya
tmt. B enden yaklak yirmi ayak tede baka bir ambar ka
pann stnde Kaptan Oudouse ile Kafir'i grdm. Kapak
iin kavga ediyorlard, yani en azndan kaptan ediyordu .
" Kara kafir! " diye bardn duydum, ayn anda adaly
tekmeledi kaptan.
Kaptan Oudouse ayakkablar hari btn kyafetlerini
kaybetmiti, ayaklarndaysa ar kaba kunduralar vard. ok
acmasz bir tekmeydi savurduu; nk, Kffir'in tam azna,
enesine denk gelmi ve adam sersemletmiti. cn almas
n bekledim ama o on ayak tede perian bir halde yzmekle
yetindi. Ne zaman bir dalga onu yakna frlatsa, elleriyle kapa
a tutunan Fransz iki ayayla onu tekmeliyordu. stelik her
tekme atnda da adalya kara kafir diye baryordu.
"Oraya gelirsem seni gebertirim beyaz hayvan ! " diye ba
rdm.
Gitmememin tek nedeni ise ok yorgun olmamd. Yzme
ye almann dncesi bile mide bulandrcyd. Yerliyi bana
doru gelmesi iin ardm ve ambar kapan paylamak iin
ben de ona doru ilerledim. Adnn Otoo olduunu (O'm
to'm-o ' m diye okunuyordu) ve Sosyete Adalar 'nn<*l e n bat
sndaki B ora B ora Adas'ndan olduunu syledi. Sonradan
rendiime gre ambar kapan ilk bulan oydu, bir sre sonra
Kaptan Oudouse 'la karlanca kapa paylamay teklif etmi
ve yaptnn karl olarak tekmeyi yemiti.
(*) Dier adyla Fransz Polinczyas.

1 52

Otoo ile ben ilk defa byle bir araya geldik. Sava deil
di. B atan ayaa tatllk ve nezaket akyordu her yanndan, al
t ayak uzunluunda ve bir gladyatr gibi kasl olmasna ra
men sevil meyecek gibi bir adam deildi. Sava deildi ama
korkak da deildi. Aslan gibi bir yrei vard, sonraki yll ar
da, benim gze alamayaca m risklere girdiini grdm. De
mek istediim, sava deildi ve kavga balatmaktan kanr
d ama bir kere balad m da hayatta kavgadan kamazd.
O too bir kere harekete gemeye grsn karsnda kimse du
ramazd. Bili King'e yapt klar bugn gibi gzmn n nde .
Olay Alman Samoas 'nda meydana geldi. Bili King, Ameri
kan donanmasnn arsiklet ampiyonu olmutu. ri yar, hay
van gibi bir adamd, goril gibi bir eydi; kaba saba, derisi kaln
bir adamd, yumruklarn da iyi kullanrd. Tartmay o ba
latt ve Otoo kendini dvmek zorunda hissedene kadar
Otoo'yu iki kere tekmeleyip bir tane de suratna indirdi. Drt
dakika bile srmeyen kavgann sonunda Bili King krk drt
kaburga, krk bir n kol ve km bir krekkemii sahibi ol
du. Otoo teknik dvmenin ne olduunu bi lmiyordu. O sade
ce bir i nsan terbiyecisiydi ve B i l i King'in o akamst Apia
sahilinde Otoo'nun ona verdii terbiyeden sonra iyilemesi
ay srd.
Hikayeyi anlatrken nden gidiyorum. Neyse, ambar kapa
n aramzda paylatk. Sra ile birimiz kapan zerine uzanp
dinlenirken tekimiz boynuna dek suya batm bir halde elle
riyle tutunuyordu. gn gece nbetlee, kapan stnde
veya s uyun iinde okyanusta amaszca srklendik. S onlara
doru iyice lgna dnmtm, Otoo'nun da anadilinde anla
lm az szler sylediini ve abuk subuk konutuunu duyuyor
dum. Deniz suyu ve gnein bamza tuz ve gne yan bile
iminden oluan belay amasna ramen , srekli olarak suyun
iinde olmamz bizi susuzluktan lmekten kurtard. Nihayetin
de Otoo benim hayatm kurtard; nk, kendime geldiimde
sudan yirmi ayak tede sahil de yatyordum, tepemde de beni
1 53

gneten korumak iin konmu hinclistancevizi yapraklar var


d. Beni oraya Otoo 'clan bakas srklemi ve glge olsun di
ye yapraklar toplam olamazd. Yanmda yatyordu. Tekrar
bayldm, bir daha kendime geldiimde hava serinlemiti, gk
yznde yldzlar vard ve Otoo imem iin bir hindistancevizi
ni dudakl ar ma dayamt.
B iz Petite Jeanne 'clan tek kurtulanlardk. Kaptan Oudouse
yorgunlua yenik dm olmal yd, gnler sonra, t utunduu
ambar kapa kyya vurdu ama grnrde kaptan yoktu. Otoo
ve ben bir hafta mercanadasnn yerlileriyle yaadk, sonra bir
Fransz kruvazr bizi kurtard ve Tahiti'ye gtrd. Bu arada
biz isimlerimizi dei toku ettik. Gney Denizi 'nde byle bir
tren iki adam kardelikten de te bir bala birbirine balar.
B una ben nayak olmutum ve Otoo bu teklifi ona sunduum
da kendinden geecek kadar memnun olmutu.
"Bu iyi," eledi Tahiti dilinde. " nk lm'n aznda
gn dost kaldk."
"Ama lm kekeledi," deyip glmsedim.
"Yaptnz cesurcayd efendim , " diye cevap verdi. " lm
konuacak kadar kt deildi."
"Neden bana 'efendim' diyorsun?" diye sordum kalbimin
krldn ima ederek. " simlerimizi dei toku ettik. Ben se
nin iin Otoo'yum. Sen de benim iin Charley'sin. Seninle be
nim aramda sonsuza dek sen Charley olacaksn ben de Otoo.
Gelenek byle. ldkten sonra da yeniden canlanacak olursak
yldzlarn ve gn tesinde bir yerlerde sen h ala benim iin
Charley olacaksn, ben de senin iin Otoo."
"yle, efendim," diye yantlad, gzleri sevinten k sa
yordu , sevgi doluydu.
"Yine efendim dedin! " diye bardm kzgn bir ekilde.
"D udaklarmn ne dediinin ne nemi var?" dedi. "Onlar
sadece b enim dudaklarm. Ama ben Otoo'yu dneceim. Ne
zaman kendimi dnsem sizi hatrlayacam . Ne zaman biri
bana admla seslense sizi hatrlayacam. Yldzlarn ve gn
1 54

tesinde sonsuza kadar siz benim iin Otoo olacaksnz. Byle


iyi mi efendim?"
Gldm sakladm ve byle iyi olduunu syledim .
Papete e 'de ayrldk. Ben eski salma kavumak iin k
yda kaldm, o ise bir skunayla kendi adas B ora Bora'ya gitti.
Alt hafta sonra geri dnd. armtm, nk bana karsn
dan sz edip ona dneceini ve uzak yolculuklara kmaktan
vazgetiini sylemiti.
"Nereye gidiyorsunuz efendim ? " diye sordu selamlatktan
sonra.
Omuzlarm silktim. Zor bir soruyd u bu. " Btn dnyaya,"
diye cevap verdim. "Btn dnyaya, btn denizlere ve o de
nizlerdeki btn adalara."
"Ben de sizinle geleceim," dedi basite. " Karm ld."
Hi erkek kardeim olmad ama bakalarnn kardelerin
den grdm kadaryla, hi kimsenin Otoo ' nun bana gster
dii yaknl gsteren bir kardei olduunu sanmyorum. B a
na hem karde, hem baba hem de anne oldu o. unu biliyorum
ki Otoo sayesinde daha dzgn bir hayat srdm ve daha iyi
bir adam oldum. Otoo'nun gznde dzgn bir yaam srme
liydim. Onun sayesinde keneli adm lekelemedim. Galiba ken
eli sevgisinden ve hayranl ndan tr beni kendi amac kld,
tamamlad; yle zamanlar oldu ki Otoo'nun dncesi beni
engellemeseydi , cehennem uurumunun kysndayken hi d
nmeden atlardm. Ben onun gururunu eksiltecek hibir ey
yapmayacak hale gelinceye k adar onun benden duyduu gu
rur bana geti. Elbette bana kar hislerini bir anda renme
dim. Beni hi eletirmedi, hi yasaklamad; onun gzndeki
soylu yerimi yava yava sezdim ve olabileceimin e n iyisinden
daha aada o larak onu n asl incittiimi giderek anlamaya
baladm.
On yedi yl birlikteydik. On yedi yl boyunca omuz bam
dayd, uyurken beni izlerdi, atelendiimde ve yaralandmda
bana bakar, benim iin dvp yara alrd. Benimle ayn ge1 55

milerde ie girerdi, ikimiz birli kte Hawaii 'den Sydney Head'e,


Torres Boaz 'ndan Galapagos 'a kadar btn Pasifik'i dola
tk. Batdaki Yeni Hebridler(*l ve Line Adalar'ndan Louisi
ades, Yeni Britanya, Yeni rlanda ve Yeni Hanover'a kadar
pek ok yere siyah adam tadk. kere gemimiz enkaz hali
ne geldi; Gilbert Adalar'nda, Santa Cruz grubunda ve Fij i'ler
de. Para kazanmak iin inci, inci kabuu, kurutulmu hindis
tancevizi , beche-de-mer, deniz kaplumbaas kabuu gibi ey
ler alp sattk ve karaya oturmu gemileri kurtardk.
Her ey Papeete 'de balamt, btn denizlere ve deniz
lerdeki adalara benimle geleceini syledikten sonra. O za
manlar Papeete 'de bir kulp vard, orada inci avclar, tccar
lar, kaptanlar ve G ney Denizi maceraperestleri toplanrd.
Deli gibi oyun oynanr, ikiler de su gibi akard ve ne yazk ki
ben uygun olandan daha ge saatlere kalrdm. Kulpten ne
zaman ayrlrsam ayr laym Otoo'yu benim sa salim eve girdi
imi grmek iin beklerken bulurdum. Balangta glmse
dim. Sonra ona ktm. Bunun zerine, ona kesinlikle bakc
ya ihtiyacm olmadn syledim . Bu olayn zerine onu bir
daha kulpten karken grmedi m . Yaklak bir hafta sonra
tesadfen, Otoo 'nun sokakta hintkiraz aalarnn altnda giz
lenmi bir halde eve gitmemi beklediini grdm. Ne yapabi
lirdim? En azndan ne yaptm biliyorum. Kulpten bilinsiz
ce daha erken saatlerde ayrlmaya baladm . Yamurlu ve fr
tnal gecelerde, lgnln ve elencenin en heyecanl yerinde,
hintkiraz aalarndan damlayan yamur damlalar altnda
nbet t ut an Otoo gelirdi aklma. Gerei sylemek gerekirse,
Otoo kesinlikle beni daha iyi bir adam yapmt.
Yine de dar grl deildi. Herkesin bildii Hristiyan ah
l akndan da habersizd i . Bora Bora'daki herkes Hristiyand.
Ama o bir kafirdi, adadaki tek inansz oydu, ld zaman
her eyin sona ereceine inanan bariz bir maddeciydi. Sadece
adil o lmaya ve drstle inanrd. Ucuz tamahkarlk, onun
( * ) B ugnk adyla Vanuatu.

156

kanununda cinayet kadar ciddi bir ahlakszlkt ve eminim ki


ucuz hesaplar peinde koan bir adamdan ok bir katile daha
ok sayg duyard. Benimle ilgili olarak ise, kiisel olarak, ken
dime zarar verecek herhangi bir d avranta bulunmama kary
d. Kumar oynamak mesele deildi. Kendisi de sk bir kumar
bazd. Ama ge saatlere kadar oturm ak salk asndan kty
d. Kendilerine bakmayan adamlarn hummadan ldklerini
grmt. Azn a iki koymayan biri de deildi, teknelerde
yamurlu havalarda altnda biraz ikiye hayr demezdi.
te yandan, likrn ll iilmesi gerektiini dnrd. Li
kr veya sko viskisi yznden pek ok adamn kepaze oldu
unu veya ldrldn grmt.
Otoo hep benim iyiliimi dnrd. Benim iin ileriyi d
nr, planlarm tartar ve benden daha ok ilgilenirdi bunlar
la. nceleri, onun ilerime duyduu ilginin farknda deilken,
ne yapacam tahmin etmek zorunda kalyordu, tpk ben Pa
petee'de dolandrc bir hemeri mle doal gbre iine ortak ol
may t asarladmda olduu gibi. Adamn dolandrc olduunu
bil miyordum. Papetee'deki teki beyazlar da bilmiyordu bu
nu. Otoo da bilmiyordu aslnda; ama samimiyetimizin arttn
grnce bana sormadan renmiti adamn ne mal old uun u.
Uzak denizlerden gelen yerli denizciler Tahiti'de kyya kar
l ard , Otoo sadece merakndan, phelerini dorulayacak bil
gileri edinene kadar onlarn arasna gidip geleli . Randolf Wa
ters 'n hikayesi ne de gzeldi! Otoo ilk anlattnda inanama
mtm ama Waters'a bundan bahsedince tek bir sz bile etme
den teslim oldu ve Auckland 'a giden ilk buharl gemiye binip
uzaklat.
lk zamanlar, itiraf edeyim, Otoo'nun iime burnunu sok
masna kzyordum. Ama kesinlikle bencil olmadn biliyor
dum ve ksa sre iinde onun bilgeliini ve saduyusunu kabul
etmek zorunda kal dm. Gzlerini drt ayordu karmza
kacak frsatlar iin, stelik hem gz keskindi hem de i leri g
rlyd. Benim iime dair benden daha fazla ey bilene ka1 57

dar, zamanla benim danmanm haline geld i . Gerekten de


benden d ah a fazla dnyordu benim karm. Benimkisi
genliin m uhteem dikkatsizliiydi sadece; nk, ben ak
paraya, maceray da btn gece kalabileceim rahat bir yere
tercih ediyordum. Bu yzden beni gzetecek birinin yanmda
olmas ok iyiydi. Otoo olmasayd bugn burada olamazdm,
bunu biliyorum.
Yaadmz pek ok eyde n birini anlataym . Paumotus'ta
inci avcl yapmaya gitmeden nce bir sre skunal arla siyah
lar tamtm. Otoo'yla ben Samoa kumsalndaydk, iki direk
li yelkenli bir gemiye ii toplamakla grevli memur ol arak
alndmda gerekten de kumsalda oturuyorduk. Otoo sere
nin nnde att ie girmek iin imzasn, sonraki alt yl boyun
ca pek ok gemiyle Melanezy a ' n n en vahi yerlerini gezdik.
Otoo hep teknemde krek ekme iine bakyordu. iin adam
topl arken, adamlar toplayan memurun karaya kmas adeti
mizdi. Gemi kydan birka yz ayak uzakta, krekler hazr
beklerken adam toplayan memurun filikas da sahilde su ze
rinde krekler hazr vaziyette dururd u . Ben dmeni dik olarak
brakp alp satacam mallarla karaya knca, Otoo krekleri
brakp yelken bezinin altnda duran Winchester marka tfein
olduu k tarafa gelirdi. Teknedeki tayfa ela silahlyd, yelken
bezlerinin altnda sakl duran Snider tfekler filika kpetesi
boyunca uzanrd. Ben yn gibi salar olan bu yamyamlar
Queensland iftliklerine gelip almaya ikna etmeye alr
ken, Otoo etraf gzetlerdi. Ksk sesiyle phe uyandracak
hareketlere ve yaklaan ihanete kar beni uyarrd. B azen t
feinden gelen abuk bir patlama ve yere serdii bir zenci olur
du aldm ilk uyar. Ben filikaya koarken beni tekneye ekip
oradan bir an nce uzaklamak iin bana uzanan eli hep ora
dayd.
Bir keresinde Santa Anna'da filika kyya kar kmaz i
ler ters gitmiti. Gemi yardmmza kouyordu ama o bize ula
ana dek oradaki yzlerce vahi bizi oktan ldrm o lurdu.
1 58

Otoo uarcasna kumsala atlad, alnp satlacak mallarn oldu


u sanda iki elini birden daldrp ortala ttn, boncuklar,
sava baltalar, baklar ve patiskalar sat. Yn kafalar iin
bunlar bile ok fazlayd. Onlar hazineleri kapadursunlar fili
ka kydan uzaklat, onlardan krk ayak tedeydik artk. n
mzdeki drt saat iinde o kydan otuz adam ie aldm.
zellikle anlatmak istediim o lay Malaita'da, doudaki
Solomon Adalar 'nn e n vahisinde gerekleti. Yerliler dik
kat ekecek kadar arkada canlsyd; btn kyn beyaz bir
adamn kafasn almak iin iki senedir para biriktirdiini nere
den bilebilirdik? Dilencilerin hepsi kelle avcsyd ve beyaz
adamn kafas onlar iin ok daha deerliydi. Kafay alan b
tn paray da alacakt. nceden de sylediim gibi, ok dost
canls grnyorlard ve o gn ben kydaki fi likadan yakla
k yz metre uzakta, adann iindeydim. Otoo beni uyarmt
ve ona kulak asmadm her zaman olduu gibi bu sefer de be
lam bulmutum. lk grdm ey Hindistan sakzaacndan
zerime yaan mzrak yamuruydu. E n az bir dzinesi e time
sapland . Kom aya baladm ama baldrma saplanm bir mz
raa taklp dtm . Yn kafalar stme saldrd, hepsinin
elinde kafam koparmak iin kullanacaklar uzun sapl , stn
de t avuskuu ty olan sava baltalar vard. dl iin o kadar
istekliydiler ki birbirlerinin yoluna kyorlard. Bu karmaa
da kendimi saa sola frlatarak doranmaktan pek ok kez
kurtuldum. Sonra Otoo geldi, insan terbiyecisi Otoo. Bir e
kilde ar topuzu eline almt ve topuz yakn mesafede tfek
ten daha etkili bir silaht . Tam kalabaln ortasndayd, mz
raklarn kullanamyorlard ona kar, sava baltalarysa bra
kn ie yaramay bir de engel o luyormu gibi grnyordu.
Otoo benim iin savayordu ve fkeden ldrmt. Topuzu
kullanma biimi insana parmak srtyordu. Kafataslar fazla
olgun portakallar gibi eziliyordu. Onlar geri p skrtr ps
krtmez beni kucaklayp komaya balad, bylelikle de ilk
yaralarn alm oldu. Filikaya vardnda drt mzrak saplan1 59

mt etine, Winchester tfein i ald ve etine saplanan her mz


rak iin bir adam yere serdi. Sonra skunann gvertesine
kp yaralarmz sardk.
O n yedi yl boyunca birlikteydik. Beni bugnk halime o
getirdi. O olmasayd bugn belki de bir yk memuru, ie adam
alan bir memur veya bir hatra olacaktm oktan.
" Paranz harcyorsunuz, sonra gidip daha fazlasn kazan
yorsunuz," dedi bir gn. "imdi para kazanmak kolay. Ama
yalannca paranz tkenecek ve daha fazla kazanamayacaks
n z. Biliyorum efendim. B eyaz adamlarn yaamn inceledim.
Kumsallar genken tpk sizin gibi para kazanan adamlarla do
lu. imdi ihtiyarladlar ve hibir eyleri yok, sizin gibi genlerin
kyya kp onlara iki smarlamasn bekliyorlar.
Siyah ocuk iftlikte alan bir kledir. Ylda yirmi dolar
kazanr. ok alr. iftliin k ahyas ok almaz. Ata biner
ve siyah ocuun almasn izler. Ylda bin iki yz dolar kaza
nr. B e n skunada alan bir denizciyim. Ayda on be dolar al
rm. O da ben iyi bir denizci o lduumdan. ok alrm. Kap
t ann gneten korunmak iin ift katl tentesi vardr ve uzun
ielerden bira ier. Ne bir halat ne ele bir krek ektiini gr
dm imdiye kadar. Ayda yz elli dolar alr. Ben bir denizci
yim. O bir dmenci. Efendim, sanrm dmencilii renmeniz
sizin iin yararl olacak."
Otoo beni bu konuda tevik etti. lk defa bir skunayla kap
tan o larak denize aldmda nc kaptan olarak benimle
geleli ve skunay benim idare etmemden benden ok daha faz
la gurur duyuyordu. Daha sonra ise yle eledi :
" Kaptann maa yksek efendim ama gemi onun gzeti
minde, bu yzden kaptan gemiden ayrlamaz. Aslnda geminin
sahibi daha ok kazanr ve kyda pek ok hizmetkaryla otu
rup parasn evirir."
"Haklsn ama bir skuna be bin dolar eder, o da eski bir
eyse," diye itiraz ettim. "Be bin dolar biriktirene kadar ihti
yarlarn ben . "
1 60

" Beyaz adamn para kazanmas iin kolay yollar var," diye
konumay srdrd kyda kenarlar h indistanceviziyle evrili
kumsal gstererek.
O sralarda Solomon Adalan 'ndaydk, G uadalcanar'n do
u kys boyunca h urma kozala yk alyorduk.
"Bu nehir azyla tekisinin aras iki mil," dedi . " Dz alan
ok arkada kalyor. imdi be para etmez. Ama gelecek yl, ve
ya br yl, kim bilir o toprak ka para eder. Gemilerin demir
leyebilecei msait yerler var. Byk buharl gemiler oraya ya
naabilir. O toprak parasn n drt mil ieriye kadarn ihtiyar
kabile reisinden on bin dal ttn, on ie likr ve bir Snider t
fek karl nda satn alabilirsiniz. B u ela size yz elli dol ara
mal olur. Sonra komisyoncuya senetle devredersiniz ve bir bel
ki iki sene sonra oray satp bir gemi satn alrsnz. "
Gsterdii yolu izledim v e syledikleri doru kt, sadece
bir yl yanlmt. iki deil yl sonra oldu dedikleri. Srada
G uadalcanar'daki otlaklar iin yaplacak anlama vard, h k
met buray nemsiz bir mebla kar lnda dokuz yz doksan
dokuz yllna kiraya veriyordu. Bu topra serveti min yans
na karlk Moonlight Soap irketine sattmda buray kirala
yal tam olarak doksan gn olmutu. Gelecee bakp frsatlar
gren hep Otoo oluyord u. Doncaster ' ela o kurtarmt, ak
arttrmada be yz dolara satn alp her trl masraf karlan
dktan sonra on be bin kar etmitik. Savaii iftliine ve Upo
l u 'daki kakao iine beni srkleyen ele oydu.
Artk eski gnlerdeki kadar sk denize almyorc!uk. Ha
lim vaktim epey yerindeydi. Evlenelim ve yaam standartlarm
artt ama Otoo o eski Otoo olarak kald, evde veya ofiste a
znda ahap piposu, srtnda bir iline alnm fanila ve drt i
line alp beline dolad lava-lavasyla dolayordu. Ona para
h arcatamyordum. Ona olan borcumu onu sevmekten baka
ekilde deyemezdim, Tanr biliyor ya, bunu da hepimizden
tam layyla alyord u. ocuklar ona tapyordu ve Otoo batan
kacak biri olsayd eminim ki karm bunu da yapard .
161

ocuklar! Gerek dnyada ayaklarn yere nasl salam


basacaklarn o retti onlara. nce yrmeyi retti. Hasta
olduklarnda balarn bekledi. Daha yeni yrmeye baladk
larnda on lar tek tek lagne gtrp hem suda hem karada
yaayan canllar haline getirdi. Onlara bal klarn yaay ve
nasl balk avlanaca konusunda benim bildiimden ok ey
retti. Orman iin de ayn ey geerli. Tom yedi yandayken
benim hayal bile edemeyeceim kadar ok ey biliyordu avc
lk hakknda. Mary alt yandayken kl bile kmldamadan
geiyordu Kayan Kayalar'n zerinden , cesaret isteyen bu ii
yapamayan bir sr gl adam grmtm. Frank altsna
bastnda ise suyun kula dibinden demir para karabili
vordu.
" Bora Bora'da yaayanlar kafiri sevmezler, hepsi H risti
yandr, ben de Bora Bora'h H ristiyanlan sevmem," dedi bir
gn, ben onu hakk olan paray h arcatmak amacyla kendi ada
s B ora Bora'ya bizim sku n alarnzdan biriyle gitmeye ikna
etmeye alrken. zel bir yolculuk olacakt, bu cmert harca
mayla rekor krmay umuyordum.
O zaman hepsi yasal olarak bana ait olsa da bizim skuna
larmzdan biriyle diyorum. Ortam olmas iin onunla ok
uramam gerekmiti.
" Petite Jeanne battndan beri ortaz,'' dedi e n sonunda.
"Ama siz yle istiyorsanz kanunen de ortak olabiliriz. Yapa
cak bir iim yok ama harcamalarm fazla. Bol miktarda yiyip
iiyorum, stelik ttn de iiyorum, ok tutuyor farkndaym.
Bilardo oynamak iin de para demiyorum nk sizin m asa
nzda oynuyorum ama yine de para gidiyor. Mercan kayalkla
rnda balk tutmak ise sadece zengi n bir adamn elencesidir.
Oltalarn ve misinalarn fiyatlar insan artyor. Haklsnz,
kanunen ortak olmalyz. Paraya ihtiyacm var. Ofisteki baka
tipten alabilirim.''
B ylece evraklar hazrland ve kaydedikli. Bir sene sonra
ikayet etmek zorunda kald m .
1 62

" Charley," clcclim, 'sen aalk ih tiyar bir sahtekarsn , se


fil bir pinti, sefil bir kum ycngecisin. Bak, ortak lmzdan se
nin payna den ylda binlerce dolar. B akatip bana bu kad
verdi. Buna gre yl boyunca sen sadece seksen yedi dolar yir
mi sent ekmisin."
"Borcum mu var?" diye sordu kaygyla.
" Sana binlerce dolar eliyorum ," diye cevap verdim.
Yzn mthi bir rahatlama sard.
"Bu iyi," eledi. " Demek ki bakatip hesab doru tutuyor.
Ne zaman istersem o zaman alrm, bir sent bile eksik olr,rnma
l . Eksik olursa," diye ekledi kzgn bir biimde, bir saniye du
raksadktan sonra. "katip kendi maandan der. "
Sonradan rendiime gre, Carruthers'n kaleme ald
ve beni tek hak sahibi yapan vasiyeti Amerikan konsolosunun
kasasnda duruyormu.
Btn insan ilikilerinde olduu gibi bunun da bir sonu var
d elbette. Solomon Adalar'nda, deli dolu genliimizde en g
zel ileri yaptmz yerdeydik, bir kere daha buradaydk ite, as
lnda tatil iin gelmitik ama hazr gelmiken de Floricla Ada
s ndaki arazilerimize ve Mboli Boaz'nda inci avcl yaplp
yaplamayacana bakyorduk. Savo'ya demir atmtk, nadir ve
deerli eyalar alp satacaktk. Savo kpekbal kaynyordu.
Yn kafalarn llerini denize gmme adetleri kpekbalklar
nn yakn sularda dolanp durmalarna engel olm uyordu. Kk,
yerlilerin yapt , ar ykl bir kanoda olmak da benim ansm
d ite, kano alabora oldu. Drt yn kafayla bir de ben vardm
kanoda, ya da daha ok ona tutunan demeliyim. Iskuna doksan
metre uzaktayd. Yn kafalardan biri lk atmaya baladnda
skunadakilere bir fil ika gndermeleri iin seslenmeye alyor
dum. Adam kanonun ucuna tut unuyordu, o ve kanonun o ksm
ok defa suyun iine ekileli. Sonra adam daha fazla tutunamaz
oldu ve gzden kayboldu. Kpekbal onu yemiti.
Geriye kalan zenci sudan kp kanoya trmanmaya a
lt . B ardm, kfrettim ve bana en yakn olanna bir tane pat1 63

!attm ama ie yaramad. Dehete dmlerdi. Kano bir tane


sini zar zor tayabilirdi. nn arlnn altnda daha fazla
dayanamayp yana devrildi, onlar ela suya dt yeniden.
Kanoyu brakp skunaya doru yzmeye baladm, oraya
varmadan bir filikann beni almasn umuyordum. Zencilerden
biri benimle gelmeyi seti ve yan yana, sessizce, arada srada
yzmz suya daldrp kpekbalklarn kolaan ederek yz
dk. Kanonun yannda kalan adamlarn lk lar, kpekbalk
larnn onlarn da iini bitirdiini haber verdi bize. Devasa bir
kpekbal tam altmdan getiinde suyun iine dikkatle bak
yordum. Tam on alt ayak uzunluundayd. Her eyi grdm.
Yn kafay belinden yakalad ve uzaklat, zavall adam b a,
om uzlar ve kollar suyun dnda yrek paralayc lklar
atyordu. Kpekbal adam birka yz ayak byle srkle
dikten sonra onu dibe ekti.
natla yzmeye devam ettim, bunun botaki son kpekba
l olmasn diliyord um. Ama bir tane daha vard. D aha nce
yerlilere saldran myd yoksa baka bir yerele karnn iyice do
yurmu bir tane miydi bir fikrim yok ama ne olursa olsun te
kiler kadar acelesi yoktu. imdi o kadar hzl yzemiyordum,
onu takip etmeye harcyordum gcmn byk bir ksmn.
B ana ilk hcum ettiinde onu izliyordum. amsm yaver gitti
de iki elimi burnuna koydum, hz beni dibe doru itse de onu
kendimden uzak tutmay becerdim . Yn deitirip e trafmda
daireler izmeye balad. Ayn m an evrayla ikinci kere de on
dan kurtuldum. nc saldrs ise iki taraf iin de baarsz
lkla sonuland. Tam ellerimi burnuna koyacam zaman ba
ka bir yne sapt ama zmpara kadna benzeyen derisi, ze
rimde kolsuz bir gmlek vard sadece, dirseimden omzuma
kadar derimi yzd.
Bitkin dm ve umudumu yitirmitim . Iskuna hala iki
yz ayak uzaktayd. Yzm suyun iinde, kpekbalmn bir
daha harekete gemesini bekliyordum ki aramzdan esmer bir
vcut geti. Otoo'ydu.
1 64

'' lskunaya yzn efendim , " dedi ve neeli bir biimde, san
ki yapt m uziplikmi gibi konumasn srdrd. "Kpekba
lklarn tanrm, kardeim olurlar."
Szn dinleyip yava yava yzdm , bu srada Otoo ev
remde yzyor, benimle kpekbalnn arasnda durup onun
hcumlarn boa karrken beni de yreklendiriyordu.
'' M atafora palangalarn topladlar ve tirentileri donatyor
l ar . " diye aklad bir iki dakika sonra ve bir hcumu daha en
gellemek iin suya dald.
I skunaya varmamza otuz ayak kamt ki tkenmitim.
Zar zor kmldayabiliyordum. Gverteden bize halat atyorlar
d ama bunlar ksa kalyor, yetmiyordu. Zarar grmediini an
layan kpekbal arszlamt. Pek ok kere neredeyse beni
yakalyordu ama her seferinde ok ge olmadan Otoo yetii
yordu imdadma. Otoo kendini kurtarabilirdi elbette ama be
nim yanmda kalmay seiyordu.
"Hoa kal Charley, benim iim bitti," dedim zorlukla.
Sonum um geldiini, bir sonraki an her eyden vazgeip suyun dibine batacam biliyordum.
Ama Otoo yzme kar glp yle dedi:
"Size yeni bir hile gstereyim. Kpekbal uyuz olacak."
Tam arkamda. kpekbalnn bana saldrmaya h azrland yerde bitti.
"Biraz daha sola," diye bard. "Suda bir halat var. Sola
efendim, sola gidin . "
Ynm deitirdim ve sert b i r darbe aldm. Kendimde
deildim. Elimi halata uzattmda gverteden bir bart duy
dum. Dnp baktm. Otoo grnmyordu ortalkta . Sonraki
an suyun yzne kt, iki eli de bileklerinden kopmutu, ko
pan yerden kan fkryordu.
"Otoo," dedi yavaa, titreyen sesindeki sevgiyi gzlerinde
grebiliyordum. Sonra, birlikte geirdiimiz o son anda bana o
adla seslenmiti.
"Hoa kal Otoo," dedi .
1 65

Sonra suyun dibine ekti kpekbal onu, beni de gverte


ye ektiler, kaptann kollarnda bayldm.
Beni kurtarp adam eden Otoo, nihayetinde hayat m kur
tarp yle gp gitti bu dnyadan . Bir frtnann aznda tan
tk ve bir kpekbalnn aznda ayrl dk, daha nce biri beyaz
teki siyah iki adamn bana gelmemi on yedi yllk bir dost
luktu yaadmz. Tanr yukardaki mekanndan bizleri izli
yorsa, O'nun krallnda Bora Borarn tek kafiri Otoo 'nun
yeri daim olsun. O krallkta Otoo 'ya yer yoksa benim de ora
da iim yok demektir.

1 66

KORKUN SOLOMONLAR(*)

Solomon Adalar ' n n belal bir yer olduunu kimse inkar


etmez. te yandan, dnyada oradan daha kt yerler de var.
Ama hayatn ve insanlarn sert yzn esasl olarak tanmayan
biri iin Solomonlar gerekten de korkun olabilir.
Hummann ve dizanterinin kol gezdii, iren deri hasta
lklarnn kaynad; havann, her gzenei, kesii veya syr
actan bir zehirle dolu olduu ve kt huylu yaralar at do
rudur ve orada lmden kurtulan pek ok salam adam lke
sine enkaz halinde dner. nsan etinin Solomon yerlilerinin i
tahn kabartt ve yerlilerin insan kafalar biriktirmeye heves
li vahiler olduklar da dorudur. Centil menlikten anladklar,
kendilerine srt dnk bir adam yakalayp, beyniyle omurga
sn ense kkiinden ayracak kurnaz bir sava baltas darbesiy
le ldrmektir. Hatta Malaita gibi baz adalarda topl umsal ili
kilerin ldrlen adam saysna gre belirlendii de dorudur.
Kafalar birer deiim aracdr ve beyaz kafalar ayrca deerli
dir. Genellikle bir dzine ky byk bir dl koyar ve bu dl,
cesur bir sava kp da beyaz bir adamn taze, kanl kafasn
sunup dl talep edene kadar her ay arttrlr.
Yukarda anlatlanlarn hepsi dorudur ama yine de Solo
monlar'da uzun yllar yaam ve oradan ayrldnda Solomon
lar'a zlem duyan beyaz adamlar da vardr. Bir adamn Solo
monlar'da yaamas iin sadece dikkatli ve ansl olmas gere
kir; tabii bir de iyi bir soydan gelmesi. Kanlmaz beyaz ada
mn alamet-i farikas ruhuna damgalanm olmaldr. Gerek
ten de kanlmaz olmaldr. Eitsizliklere kar kaytsz, ken
dinden son derece memnun olmas; her Allah'n gn bir beya( * ) B u hikaye ilk olarak Hampto11 's
saysnda yaynlanmtr.

1Vfagazi11e

1 67

dergisinin Mart 1 9 1 0 tarihli 2-1-.

zn binlerce zenciden ok daha iyi olduuna kendini inandra


cak kadar rkyla vnmesi ve bir Pazar gn iki bin zenciyi o r
tadan kaldrabilmesi gerekir; nk, beyaz adam kanlmaz
klan zellikler bunlardr. Bir ey daha var, kan lmaz o lmak
isteyen beyaz adam , sadece daha aa trleri hor grp kendi
ni stn tutmakla kalmaz, byle bir adamn fazla hayal gc de
o lmamaldr. Siyahlarn, sarlarn ve esmerlerin hislerini, gele
neklerini, zihinsel sreleri n i de anl amamaldr; nk, beyaz
rk dnyadaki asi l yolunu bu ekilue tamamlamam tr.
Bertie Arkwright kanlmaz deildi. ok d uyarlyd , ku
ma ok ince dokun mutu ve ok fazla hayal gc vard. Dn
ya ona fazla geliyordu. evresindekilerle ancak onl arn duya
bilecei kadar yksek bir sesle konuurdu. Bu yzden ele dn
yada gidecei en son yer Solomonlar'd . Solononlar'a kal mak
iin gitmemiti zaten. B inecei vapurlar arasnda be haftalk
bir konaklamann , varlnn tellerini titreten o i lkel ary tat
min edeceine karar vermit i. En aznd an baka bir ekilde ifa
de etmi olsa da Makem bo 'daki kadn turistlere bunl ar syle
di; kadn lar ise ona bir kahrama nasna hayran lk duydular:
nk, Solomonl ar'dan geen vapurun gve nli gvertesi nden
baka bir ey bilmiyorlard.
Yolculukta kadnlarn farkna varmad bir adam daha
vard. Ufak tefek buru buru bir adamd, kurumu yz maun
rengiydi . Yolcu listesindeki ad nemsizdi ama teki ad olan
Kaptan Malu, zencilerin by yapmak ve yaramaz ocuklar
korkutmak iin Yeni Hanover'dan Yeni Hebridler'e kadar her
yerde kullandkl ar bir add . Vahileri ve vahilii dzene sok
mu, hummadan, cefadan, Snider tfeklerin p atlamalarndan
ve k ahyalarn kamsndan zorlukla elde ettii beche-de-mer,
sandal aac , inci kabuu, kaplumbaa kabuu, hurma kozala
, kurutulmu hindistancevizi , otlak, alveri yerleri ve iftlik
ler be milyon dolar ediyordu. Kaptan Malu'nun krk kk
parma bile B ertie Arkwright'n tamamndan ok daha ka
n lmazd. Ama o zamanlar kadn turistlerin d grn dn1 68

da deerlendirebilecekleri bir ey yoktu ve Bertie de kesinlik


le yak kl bir adamd.
Bertie sigara odasnda Kaptan Malu 'yla konutu , ona Solo
monlar'daki kzl kana boyanm h ayat grmek istediini sy
ledi. Kaptan Malu bunun tutkulu ve yce bir istek olduunu
belirtti. Kaptan birka gn sonra ke ndisine 44 kalibrelik oto
matik bir silah gstermekte srar eden gen maceraperestle il
gilenmeye balad. Bertie mekanizmay anlatt ve dolu arj r
bo kabzaya kadar ekerek gsterdi .
.. ok basit," dedi. D namluyu i namlunun iine srd.
" B u , arj r doldurur ve horozu eker, gryorsunuz ya. Son
ra yapmam gereken tek ey tetii en hzl biimde sekiz kere
ekmek. Bu gvenlik kilidini gryorsunuz ya, en ok bu ho
uma gi diyor. Gvenl i . Kesinlikle m kemmel." arjr kaydr
cl . "Ne denli gvenli olduunu gryorsunuz."
Silah elinde tutarken silahn azn Kaptan Malu'nun kar
nna dorulttu. Kaptan Malu kaytszca mavi gzleriyle silaha
bakt.
'"Rica etsem silah baka bir yere dorultur musunuz?" di
ye sordu.
"Tamamen gvendesiniz," diye Bertie ona gvence vereli.
"arjr geri ektim. imdi dolu deil, biliyorsunuz."
"Bir silah her zaman doludur . "
" A m a bu deil."
'"On u olduu gibi baka bir yne evirin."
Kaptan Malu 'nun sesi metalik ve kskt ama silahn az
kendisinden uzaa, baka bir yne ekilene dek gzlerini on
dan ayrmad.
"Be dolarna bahse girerim ki dolu deil," eledi B ertie sa
mimi bir ekilde.
tekisi ban sallad.
" ylevse
size b
crsterevim
."
,
,
Bertie silahn azn tetii ekme niyetiyle keneli akana
dayad.
1 69

'"Bir saniye," dedi Kaptan Malu yavaa, elini uzatt. "Bir


bakaym una."
Silah denize dorultup te tii ekti. Gvertenin kenarna
scak ve dumanlar tten bo bir kovan frlatan mekanizmann
sert tklamasnn hemen ardndan byk bir patlama duyuldu.
B ertie 'nin aknlktan az ak kald.
'"Namluy u bir kere geri srdm, deil mi?" dedi. "Benim
aptall m, kabul ediyorum."
Ruhsuzca gld ve bir sandalyeye oturdu. Kan ekilmiti
yznden, gzlerinin altnda mor halkalar grnyordu. Elleri
titriyor, sigaray bir trl azna gtremiyordu. Dnya ona
fazla geliyord u ve kendisini gvertede beyni paralanm bir
halde gryordu.
'Gerekten," dedi, "gerekten de ...
"Gzel bir silah,'' dedi Kaptan Malu silah ona geri verirken.
ube mdr de Makembo'dayd, Sydncy'den dnyordu,
onun verdii izinle bir misyoneri brakmak zere gemi Ugi'de
durdu. A rla adndaki iki direkli yelkenli ve Kaptan Hansen de
oradayd. A rla. Kaptan Malu'nun sahip olduu pek ok tekne
den biriydi ve Kapt an Malu'nun teklifi zerine Bertie, A rla ile
Malaita kysnda drt gnlk bir seyahate kt , alacak adam
toplanacakt bu yolculukta. Ondan sonra A rla, Bertie 'yi bir haf
talna Reminge iftlii'ne (buras da Kaptan Malu'nundu) b
rakacakt. Oradan da hknet merkezinin bulunduu Tulagi'ye
gidip burada ube mdrnn misafiri olacakt . B unun dnda
Kaptan Malu iki ey syledi, bunlar da belirttikten sonra bu hi
kayede Kaptan Malu'dan sz etmeyeceiz. B iri Kaptan Han
sen'e tekisi de B ay Harriwell'e yaplan ricalard. Her ikisi de
ayn anlama geliyordu, demem o ki, Kaptan Mula, onlardan Bay
Bertram Arkwright 'a Solomonlar'daki hayatn zorluunu ve
kan krmz rengini gstermelerini istemiti. stelik, Bay Arkw
right'n yaayaca grkemli bir deneyim karlnda Kaptan
Malu 'nun bir sandk sko viskisi gnderecei syleniyordu.
"

1 70

''Aslnda, Swartz hep dik kafalyd. Gryorsunuz ya, tek


nedeki t ayfadan drt kiiyi alp Tulagi ' ye onlar krba cezas
vermeye gitti , resmi olarak yani, sonra da onlarla bir filikada
geri dnd. Frt na vard ve filika biraz tede alabora oldu.
Swartz boulan tek kiiyd i . Bu elbette bir kazayd."
" yle mi? Gerekten mi?" diye sordu Bertie, pek ilgilen
memiti, dmendeki siyah adama bakyordu dikkatle.
Ugi geri de kalmt ve A rla imbatla Malaita 'nn aalk
alanlarna doru kayp gidiyordu. Bertie'nin bu derece dikka
tini eken dmenci burnuna byke bir ivi geirmiti. Boy
nunda bir dizi pan tolon dmesi vard. Kulakla rndaki delik
lerde bir konserve aaca, bir di frasnn krk sap, toprak
bir pipo, bir alar saatin pirin dilisi ve ok sayda Winchester
tfei kovan vard.
Gsnde boynuna aslm bir porselen bir taban yars
vard. Onun gibi sslenmi krk kadar siyah gvertede dolan
yordu. B unlarn on bei geminin tayfas, geri kalanlar da yeni
ie girecek adamlard.
Tabii ki kazayd," dedi A rla 'nn ikinci kaptan Jacobs,
ufak tefek , kara gzl bir adamd. denizciden ok retmene
benziyordu. 'Johny Bedip de neredeyse benzer bir kazaya
kurban gi diyordu . ok sayda adam krba cezasndan geri ge
tiriyordu tekne alabora edildiinde. Ama onlar kadar iyi yze
biliyord u, adamlardan iki tanesi bouldu. Yarm kay k ot ura
ve bir revolver kullanmt. Elbette bu bir kazayd."
" Kazal ar olduka yaygn," diye fikrini syledi kaptan.
" D mendeki adam gryor m usunuz B ay Arkwright? O bir
yamya m. Alt ay nce o ve tayfann geri kalan A rla'nn o za
manki kaptann bodular. Burada, gvertede yaptlar bunu,
mizana direinin arkasnda."
" G verte berbat bir duru mdayd," eledi ikinci kaptan.
" Doru m u anladm ? " diye sze balad Bertie.
''Evet, tam da yle oldu," dedi Kaptan Hansen. " Kazayla
bouldu."
171

''Peki ya gvertede?"
"Tahmininiz doru. Size sylemekte bir saknca grmyorum, size gveniyorum, balta kullandlar. "
"u an gemideki t ayfa m yapt bunu ? "
Kaptan Hansen bayla onaylad.
"teki kaptan ok dikkatsizdi," diye aklad ikinci kap
tan. " Darbeyi aldnda srt onl ara Jnkt.''
"Burad a kendimizi gsteremiyoruz," diye ikayet etti kap
tan. " H kmet her seferinde zencileri koruyor beyazlara kar
. lk ate eden siz olamyorsunuz. nce zencinin ate etmesi
gerek yoksa hkmet bunu cinayet sayyor ve sizi Fij i 'ye gn
deriyorlar. Bu yzden ok fazla boulma kazas var . "
A kam yemei balayacakt, Bertie ve kaptan aa indiler,
ikinci kaptan gvertede nbete kald.
'" kara eytana, Auiki 'ye. dikkat et." diye uyard kaptan
gi derken. " Son gnlerde bakl arn pek beenmiyoru m . "
"Tamamdr," dedi ikinci kapt an.
Yemein bir ksm bi tmiti , kaptan sko Reisleri 'ni nasl
ortadan kaldrdn anlatyordu. hikayesinin ortasndayd .
''Ya," diyord u, "kydaki e n iyi tekneydi ama ti ramola ede
mediinde mercan kayalklarna vurmadan nce kanolar h
cum etti. Be beyaz adam, Santa Cruz ve Samoal lardan oluan
yirmi kiilik bir mrettebat vard, sadece yk memuru kat.
stelik yeni ie aldmz altm adam da teknedeydi. Hepsi
kai-kai edildi. Kai-kai ne mi? Affedersiniz, hepsini yediler de
mek istiyorum. Sonra bir de James Edwards vard , yaman bir
adamd ..."
Tam bu srada gvertedeki ikinci kaptandan sk bir kfr
ve vahi lklar duyuldu. Bir revolver kere ate ald sonra
da biri grltyle suya dt. Kaptan H ansen annda gverte
yoluna sramt, yerinden kalkar kalkmaz revolverini eken
kaptan n grnts Bertie'nin azn a k brakmt.
Bertie saknarak yukar kt . gverte yoluna kan kap a
zndan ban uzatrken d uraksad . Ama hibir ey olmad.
172

kinci kaptan heyecandan titriyord u, revolveri eli ndeydi. Bir


kere irkilip etrafta hoplayp zplad, sanki arkasnda ona zarar
verecek bir ey vard.
"Yerlilerden biri denize dt," dedi tuh af, gergin bir ses
tonuyla.
" Yzemedi . "
"Kimdi?" diye sordu kaptan.
"Auiki ."
"Ama siz de biliyorsunuz, ate edildiini duydum," dedi
Bertie sabrszlktan titreyerek. macerann kokusunu almt,
bereket versin ki macera sona ermiti.
kinci kaptan stne yrd, fkeyle:
"Bu yalan. Hi ate edilmedi burada. Zenci denize dt,"
dedi.
Kaptan Hansen kprtsz. donuk gzleriyle B ertie'ye hakt.
"Ben sandm ki . . . " diye konumaya balamt Bertie.
" Ate mi edildi?" eledi Kaptan Hansen sersem sersem. "Siz
hi ate edildii ni duydunuz mu Bay Jacobs? "
"Tek b i r e l bile ate edilmedi," diye cevap verdi Bay Ja
cobs.
Kaptan misafirine zafer kazan masna bakp yle dedi:
"B unun bir kaza old uu apa k. Haydi B ay Arkwright , aa
inip yemeimizi bitirelim . "
B ertie o geceyi kaptann kamarasnda geirdi, ana kamara
nn haricinde zel bir kamarayd buras . n taraftaki blme
dik duran tfeklerle donatlmt. Ranzann stnde tfek
daha vard. Ranzann altnda <la byk bir ekmece vard,
anca iinin mhimmat, dinamit ve ok sayda fnye kutusuy
la dolu olduunu grd. Kar taraftaki ekyatta yatmay ter
cih etti. Kk masann zerinde A rla'nn seyir defteri dikkat
ekecek biimde duruyordu . Bertie bunun Kaptan Malu tara
fndan zel olarak kendisi iin hazrlandn bilmiyord u ve
defterden 2 1 Eyll'de ge mi mrettebatnn denize dp bo1 73

ulduunu okudu. Satr aralarn okud uka daha da ok ey


anlad. A rla 'nn filikasnn S u 'u 'da nasl p usuya drlp
adamn yit irdiini; kaptann , Fui'de teknenin mrettebatnca
satn alnan insan etini mutfakta piiren ay nasl kefettii
ni; iaret verirken kazara ate alan dinamitlerin bir dier tek
nenin mrettebatn nasl ldrdn; gece basknlarn; iki
afak arasnda terk edilen limanlar; ormanda yaayanlarn
H i ndistan sakzaac bataklklarnda yapt saldrlar ve deniz
adamlarnn daha geni boazlarda yaptklar saldrlar okud u .
Yeknesak karsna kan bir dier e y d e d izanteri sebebiyle
lmd. A rla 'da iki beyaz adamn, kendisi gibi iki misafirin de
b u sebepten ldn dehetle fark etti.
"Sanrm farkndasnz," dedi Bertie bir sonraki gn Kap
tan H ansen'e. "'Seyir defterinize gz gezdiriyorum.''
Seyir defteri ortalkta brakld iin kaptann can skld .
" B tn o dizan teri, biliyorsunuz, tpk kazayla boulmalar
gibi samalk," diye devam etti Bertie. "D izanteri aslnda ne
yin yerine geiyor? "
Kaptan misafi rinin basiretine aka hayran oldu, fkeli bi
imde inkar etmeye hazrland ama sonra bir anda incelikle
teslim oldu.
"Gryorsunuz Bay Arkwright, iler byle. B u adalar ad
lar kadar ktdr. Her geen gn beyaz adamlar ie almak
zorlayor. Bir adamn ldrldn farz edin. irket baka
bir adamn ii kabul etmesi iin ok daha fazla para demek
zorunda kalyor. Ama bir adam hastalktan lrse sorun olmu
yor. Yeni gelenler hastal pek umursamaz. Ama i ldrl
meye gelince dururlar. A rla'nn kaptannn d izanteriden ld
n sanyordum onun yerini aldmda. Ama artk ok geti.
oktan szlemeyi imzalamtm."
" stelik," dedi Bay Jacobs, "btnyle bakldnd a ok
fazla kaza eseri boulma vakas var. Hi gereki deil . B h
kmetin hatas. B eyaz bir adamn kendini zencilere kar sa
vunma ans yok. "
1 74

" yle ya, Princess adl gemiye ve o Amerikal ikinci kap


tann bana gelenler var bir kere," diye balad kaptan anlat
maya. " Gemide be beyaz adamla bir hkmet grevlisi var
d. Kaptan, hkmet grevlisi ve yk memuru iki filikayla k
yya kmlard. Hepsi ldrld. kinci kaptanla lostromo.
Samoal ve Tongal adamlardan oluan on be kiilik mrette
batla birlikte gemideydi. Kydan kalabalk bir zenci gruhu
kt . kinci kaptann ilk fark ettii ey lostromonun ve mret
tebatn daha ilk saldrda ldrldyd. kinci kaptan fi
eklii ve iki Winchester tfei kapt gibi kurcataya trman
cl . Oradan tek kurt ulan oydu ve del irdii iin onu sulaya
mazsnz. Tfeklerden nce birini snp d a tutamayacak hale
gelene dek pompalad, sonra da tekini. Gverte orada bulu
nan zencilerden kap karayd. Hepsini temizledi. Kpeteden
atlarlarken ve olabildiince abuk kreklerine aslrken ldr
d onlar. Sonra denize atlayp yzmeye baladlar ve delirdi
i iin yarm dzine adam daha ldrd. Peki bunun kar l
nda ne ald ? "
" Fiji 'de yedi yl . " diye sylendi kaptan.
" Hkmet, adamlar denize atladktan sonra ate etmesini
haksz buldu," d iye aklad kaptan .
" imdi bu yzden dizanteriden l yorlar," diye ekledi
ikinci kaptan.
" Moda olsa gerek," ded i Bertie, yolculuun sona ermesini
istedi derinden.
Daha sonra gn iinde kendisine yamyam olarak tantlan
siyahla konutu. Ad Sumasai idi. Queensland iftliinde yl
almt. Samoa'ya, Fij i 'ye ve Sydney 'e gitmiti; Yeni B ritan
ya, Yeni rlanda, Yeni Gine ve Deniz Kuvvetleri Komutanl
'na giden skunalarda tayfa olarak alyordu. stelik aka
c biriydi, kaptann bir davranyla dalga bile gemiti. ok
adam yemiti, bu doruydu. Ka t ane mi? S aysn hatrlam
yordu. Beyaz adamlar da yemiti; hasta olmadklar srece on
larn da tad iyiydi. Bir keresinde hasta birini yemiti.
175

" Aman ! " diye bard anl ar gozunun onune gelince.


" Onun yznden ok hasta oldum. Midem ok ar d . "
Bertie rperdi ve kafalar sord u. Sumasai kyya p e k ok
kafa saklamt, iyi durumdayd lar, gnete kurutulmu ve tt
slenmilerdi. lerinden bir t anesi bir skunann kaptanyd.
Uzun favorileri vard. Bunu iki sterline satard. Siyahlarn ka
falarn bir s terline satyord u. E linde kt durumda birka si
yah ocuk kafas da vard, onlar da tanesi on iline brakrd.
Be dakika sonra B ertie kendini gverte yoluna alan ka
p aznda otururken buldu, yanndaki yerli nin korkun bir de
ri hastal vard. Oradan ayrld ve sorusu zerine czaml ol
duu syl endi. Aceleyle aa indi ve antiseptik sabunla ykan
d. Gn iinde antiseptikl e pek ok kez ykand, nk gemide
ki her yerlinin yle ya da byle kt huylu yaralar vard.
Arla, Hindistan sakzaac bat aklnn iinde demirleyebi
lecei bir yere yaklatka kpetesinin e trafna ift kat diken
li tel ekildi. Bu nemli bir eye benziyordu, Bertie kyda mz
rakl ar, oklar, yaylar ve Snider tfeklerle dolu kanolar grn
ce yolculuun cidden sona ermesini istedi.
O akam yerliler gnbatmnda gemiden ayrlmaya aheste
davranyorl ard. kinci kaptan kyya kma larn emrettiinde
birka tanesi ikinci kaptana yle bir bakt. " B over, ben onla
r yola getiririm," dedi Kaptan Hansen aa inerken .
Geri geldiinde Bertie'ye o lt aya gei rilmi bir dinamit gs
terdi. unu sylemek gerek ki, ucunda bir para zararsz fitille
kada sar l bir iedeki eter ve kloroform zeltisi herkesi
kandrabilir. Bertie'yi de kandrd, yerlileri de. Kaptan Hansen
fitili ateleyip bal yerli lerden birinin petamalna salland
rnca o yerli kyya kmak iin yle bir istekle doldu t at ki
petamaln karp atmay bile unuttu. Yerinden frlad, fitil
arkasnda czrdyordu, yoluna kan yerliler dikenli tellerin s
tnden suya atl yorlard . B ertie dehete dmt . Kaptan
H ansen de. Her biri iin nceden otuz ilin dedii ve yeni ie
ald yirmi be adam unutmutu. Onlar da tekiler gibi deni176

ze atlad ve czrdayan ieyi srkleyen adam ela pelerinden


ayn yolu izledi.
B ertie ienin patladn grmedi ama ikinci kaptann
kimsenin zarar grmeyecei k tarafta uygun bir yerele gerek
bir dinamit atelediini grd, bahriyeli mahkemesinde bir
zencinin paralara ayrldna yemin edebilirdi. Yeni ie alnan
yirmi be adamn kamas A rla 'ya krk sterline mal olmutu ve
ormana katklar iin de onlar bulmann im kan yoktu. Kap
tan ve ikinci kaptan aclarn souk ay ierek dindirmeye ka
rar verdi.
Souk ay viski ielerincleydi, bu yzden Bertie silip s
prdkleri eyin souk ay olduundan habersizdi. Btn bil
dii iki adamn ok sarho olduu ve patlatlan zencinin dizan
teriden mi yoksa kazara boularak m ldn syleyecekle
rini uzun uzadya ikna edici bir ekilde tarttklaryd. Szclk
larnda geriye kalan tek beyaz adam kendisi oluyordu ve ky
dan gelecek bir saldrdan veya mrettebatn ayaklanmasndan
korktuu iin afak skene dek nbet tutuyordu.
Arla kyda gn daha geirdi, gece daha kaptanla
ikinci kaptan deliler gibi souk ay iip nbeti B ertie'ye brak
tlar. Ona gvenebileceklerini biliyorlard, Bertie de hayatta
kalrsa onlarn sarho olduklarn Kaptan Malu 'ya syleyece
inden emindi. Sonra Arla Guadalcanar'daki Reminge iftli
inde demir att ve Bertie kyya ayak bastnda rahat bir ne
fes ald, mdrle tokalat. B ay Harriwell onu bekliyordu.
"Baz dostlarmzn moralini bozuk grrseniz telalanma
yn," dedi B ay Harriwell onu kenara ekerek. "Bir isyan k
masndan sz ediliyor, iki ya da pheli iaret de var bu yn
de, kabul ediyorum ama bence bunlar samalk."
" iftlikte ka siyah var? " diye sordu Bertie skntyla.
"imdilik drt yz kii altryoruz," diye yantlad B ay
Harriwell neeyle , "ama biz mz sizinle birlikte, tabii A r
la 'nn kaptan ve i kinci kaptan da olursa kolayca hepsinin h ak
kndan geliriz."
1 77

B ertie ambarc McTavish'le tant. Adam kendini t ant


maya pek gerek grmedi nk istifasn vermekle meguld.
"Ben evli bir adam olduum iin burada daha fazla kala
mam B ay Harriwell. Felaket yaklayor, bu apak. Zenciler is
yan edecek, baka bir Hohono deheti yaanacak burada."
" Hohono deheti de ne?" diye sordu B ertie ambarc ayn
sonuna dek iftlikte kalmaya ikna edildikten sonra.
" Ysabel'deki Hohono iftliinden bahsediyor," dedi m
dr. " Zenciler kyda be beyaz ldrdler, skunay ele gei
rip kaptanla ikinci kaptan ldrdler ve Malaita'ya katlar.
Ama Hohono'da dikkatsiz olduklarn hep sylerim. Bizi bura
da gafil avlayamazlar. Gelin B ay Arkwright, verandadan man
zaramz grn. "
Bertie, Tul agi 'ye ube mdrnn evine nasl gideceini
dnmekle meguld, bu yzden manzarayla pek fazla ilgi
lenmedi. ok yaknnda arkasnda bir tfek patladnda da
hfila dnyordu. B u srada Bay Harriwell onu ieri yle bir
ekti ki az daha kolu kyordu.
" Kl pay kurtuldun koca adam," eledi mdr, yaralanp ya
ralanmadna bakarken. "Ne kadar zr dilesem az. Ama g
pegndz byle bir ey olaca n tahmin edemezdim."
B ertie'nin rengi atmaya balamt.
"teki mdr yle ldrdler," diye aklad McTavish
tenezzl edip. "ok iyi bir adamd. Beyni patlad verandada.
Merdivenlerle kap arasndaki koyu lekeyi fark ettiniz, deil
mi?"
B ertie B ay Harriwell 'in kendisi iin hazrlad kokteyli i
meye hazrlanyordu ki ieriye stnde binici pantolonu ve do
laklar olan bir adam girdi.
" B u sefer ne oldu?" diye sordu yeni gelenin yzne baktk
tan sonra. " Nehir mi kabard yine?"
"B over nehri, mesele zenciler. B ambularn arasndan k
tlar, on iki ayak temde ya var ya yoklard, bana ate ettiler.
Elinde bir S nider vard, alaktan ate etti. O Snicler tfei ne178

reden aldn bilmek istiyorum. Affedersiniz, tantmza


memnun oldum Bay Arkwright.''
''Bay B rowr benim yardmcm," diye aklad Bay Harri
well. " Haydi imdi bir eyler ielim.''
"Ama o Snider tfei nereden buldu?" diye steledi B ay
Brown. 'O silahlar binada tutmaya hep kar kmmdr."
''Hala oradalar, " dedi B ay Harriwell kzgnlkla.
B ay Brown pheyle glmsedi.
''Gel de bak," dedi mdr.
B ertie ofise giden kafileye katld , Bay Harriwell tozlu bir
kedeki byk sand gsterdi zafer kazanmasna.
" Pekfla. o zaman Snider tfei nereden buldu o dilenci?"
diye srar etti B ay Brown.
O srada McTavish sand kucaklad. Mdr kapa at .
Sandk botu. Birbirlerine korkun bir sessizlik iinde baktlar.
Harriwell bitkin bir halde yere kt.
McVeigh bir kfr sallad.
"Hep sylemiimdir, uak lara gvenilmez."
"D urum ciddi grnyor," diye kabul etti Harriwell, "ama
abucak stesinden geliriz. Kana susam zencilerin biraz sar
slmaya ihtiyalar var. B eyler akam yemeine gelirken tfek
lerinizi de yannzda getirin ve Bay Brown siz de ltfen krk el
li dinamit hazrlayn. Fitilleri ksa t utun. Onlara derslerini ve
receiz. Beyler, imdi yemek vakti."
Bertie krili pilavdan nefret ederdi, bu yzden cazip gr
nen omletten yedi sadece. Harriwell omletten yemeye balad
nda Bertie neredeyse tabandakini bitirmek zereydi. Bir
lokma ald ve grltyle tkrd.
"Bu ikinci defadr oluyor," dedi McTavish uursuzca.
Harriwell half boazn temizleyip tkryordu.
"Ne ikinci defadr oluyor?" diye sordu B ertie.
"Zehir. A aslacak," oldu ald cevap.
"Cape March ' taki muhasebeci byle lmt," dedi
B rown . " Korkun bir ekilde ld. Jessie 'de lklar nn
1 79

mil teden duyulduunu sylyorlard."


"Onu zincire vuracam," eledi Harriwell tkrerek. "Ney
se ki zamannda fark ettik. "
B ertie fel geirmi gibiydi, kmldamyordu. B e t i benzi at
mt. Konumaya alt ama azndan sadece ilgisiz bir ses
kt. Herkes endieyle ona bakyordu.
" Sakn syleme, sakn syleme," diye feryat etti M cTavish
gergin bir sesle.
" Yedim, hem ele ok yedim, tam bi r tabak! " diye aniden su
yzne kp nefes alan bir dalg gibi patlad Bertie.
Korkun sessizlik yarm dakika daha srd, bana gelecei orada oturanlarn gzlerinde grebiliyordu.
" Belki ele zehir deildi," eledi Harriwell skntyla.
"Ay arn," dedi Brown.
A ieri geldi, srtan siyah bir genti, burnunda ivi, ku
landa ela tpa vard.
'' te buradasn Wi-wi, bu ne?" diye bard Harriwell su
larcasn a taba gstererek.
Wi-wi doal olarak korkmu ve utanmt .
"Sizin akam yemeiniz efendim," diye mrldand zr di
lercesine.
"Tadna baktrn," diye nerdi McTavish , "anlamann tek
yolu bu."
Harriwell omletten bir kak ald ve ann stne atlad,
adam telala kat.
"Bu her eyi aa karyor," diye vakurca bildirdi B rown.
" Yemeyecek."
"Bay B rown rica etsem ay zincire vurur musunuz?" ele
di Harriwell neeyle B ertie'ye dnerek. " in rahat olsun koca
adam, ube mdr onunla ilgilenir, hem lrsen onun aslaca
nclan emin olabilirsin. "
" B unu hkmetin yapmasn bekleme , " diye itiraz etti
McTavish.
"Ama beyler, beyler," diye bard Bertie. " Biraz ela beni
1 80

dnn. "
Harriwell acyan bir ifadeyle omuzlarn silkti.
" Kusura bakma koca adam ama bu yerli bir zehir, bu tr
zehirler iin bilinen bir panzehir yok. Kendini topla eer..."
Konumay i ki keskin tfek sesi bld ve Brown ieri girip
tfeini yeniden doldurdu, sandalyesine oturdu.
"A ld," dedi . "Humma. Aniden nbete tutuld u . "
"Ben d e imdi B ay Arkwright 'a yerli zehirlere kar panze
hir olmadn..."
"Cin hari," dedi Brown.
Harriwell kendisinin aptal bir dalgn olduunu syleyerek
aceleyle cin iesini getirmeye gitti .
B ardaktaki sek ikinin te ikisini bir seferde yuvarlayp
ikinin keskinliinden gzlerinden yalar boalana dek ks
rp tkanan B ertie'yi, "Yava i, yava, " diye uyard.
Harriwell Bertie'nin nabzna, ateine bakp onu di kkatle
inceledi, omletin zehirli olduundan pheleniyordu. B rown
ve McTavish de endielendiler ama Bertie seslerinde samimi
olmayan bir ey sezdi . tah kamt . masann altnda gizli giz
li nabzn lyordu. Nabz ykseliyordu, bundan emindi ama
bunun itii cin yznden olduunu fark etmedi. McTavish
elinde tfekle verandaya kefe kt.
" Mutfakta toplanyorlar,'' diye haber verdi. " Snider tfek
leri bitmek bilmiyor. Benim fikrim te yandan gizlice geip
yanlardan saldrmak. Yumruu ilk atan kavgay kazanr, bili
yorsunuz. Geliyor musunuz Bay B rown? "
Harriwell durmadan yiyordu, Bertie nabznn b e k a t hzl
attn fark etti. Yine de tfekler atelenmeye balaynca ye
rinde sramadan duramad. Snider tfeklerin patlamalar ara
snda, Brown'un ve McTavish ' i n Winchester tfeklerini dol
durm al ar, eytani lklarn, bartlarn arasnda duyul uyor
du.
"Onlar kaarken yakaladlar," dedi Harriwell insan ve t
fek sesleri uzakta yava yava yok olup giderken .
181

B rown ve McTavish geri gelir gelmez McTavish yeniden


kefe kt.
"Dinamitleri var," dedi.
" yleyse biz de onlara dinamitle karlk verelim," diye
nerdi Harriwell.
ki ceplerine de yarm dzin e dinamit doldurup azlarnda
yanan sigaralaryla kapya yneldiler. Ne olduysa o anda oldu.
Sonradan bunun iin McTavish'i suladlar, o da verdi kleri
karln biraz fazla olduunu kabul etti. Her ne ol ursa olsun
evin altnda patlad, evi aprazlamasna havaya kaldrd ve
sonra ev yeniden temelleri stne oturdu. Masadaki porselen
lerin yars savrulmu, sekiz gnlk saat durmutu. ntikam
lklar atan adam gecenin karanlna saldrdlar ve bombar
dman balad.
Geri dndklerinde B ertie 'yi bulamadlar. Srklenerek
ofise gitmi, kendine barikat k urmu ve yerde itii cin yzn
den srlsklam sarho bir halde kabus gryordu, etrafndaki
ler yiite savarken o grd kabusun iinde binlerce kez
lyordu. Sabah midesi bulanyor. ba aryordu, srnerek
olduu yerden kt, darda gne gkyzndeydi hala, Tanr
da byk olaslkla cennetteydi, nk ev sahipleri hayattayd
ve yaralanmamlard .
Harriwell biraz daha kalmas iin srar etti ama B ertie bir
an evvel A rla'ya binip Tulagi'ye gitmek iin steledi, orada bir
sonraki buharl gemi gelene dek ube mdrnn evinden ay
rlmad. Kalkan vapurda kadn turistler de vard, Bertie yine
kahraman olmutu, Kaptan M alu'nunsa her zamanki gibi kim
se farknda deildi. Ama Kapta n Malu Sydney 'den en iyisin
den iki kasa sko viskisi gnderdi geriye; nk, Bertie'nin
Solomonl ar'daki hayat daha derin bir ekilde kavramasn
Kaptan Hansen'in mi yoksa Bay Harriwell'in mi saladndan
emin olamamt .

1 82

KAINILMAZ BEY AZ ADAM<

" Siyahlar siyah, beyazlar da beyaz olduklar srece ne si


yahlar beyazlar anlayacak, ne de beyazlar siyahlar ."
Byle dedi Kaptan Woodward. Apia'da Charley Ro
berts'n birahanesinin salonunda oturuyor, Charley Roberts 'n
bizim iin h azrlayp sunduu Abu Hamed'leri uzun bardaklar
dan iiyorduk. Charley ikinin tarifini dorudan Stevcns'tan,
bir keresinde Nil 'de susuz kald iin Abu Hamed'i icat etme
siyle bilinen bir adamdan aldn sylyordu. Stevens " With
Kitchcner to Kartoun"dan(**l sorumlu, Ladysmith kuatmasn
da(***) len adamd.
Kaptan Woodward ksa boylu, olduka ihtiyar, tropik g
nein altnda elli yl kavrulmu bir adamd. imdiye kadar gr
dm en saydam kahverengi gzlere sahipti, engin deneyimi
ne dayanarak konuuyordu . pl ak bandaki apraz yara izle
ri, siyahlarn sava baltasyla samimiyetinin bir kantyd, ayn
samimiyet boynunun sa tarafnn n ve arkasnda da grle
biliyordu . Bir ok delip gemiti buray. Anlattna baklrsa,
ok komasna engel olmutu ve okun ucunu krp kalann gir
dii yerden kartacak vakti yoktu. Bu sralar Samoa'daki Al
man iftlikl erinde altrlmak zere adam toplayan byk bu
harl geminin, yani Savaii'nin kaptanyd.
Roberts ikisinden bir yudum almak ve Samoal garsona
sayp svmek iin durakladnda, "Belann yars beyazlarn
Bu h i kaye i lk olarak ngiltere'de yaynlanan Bristol Observer gazetesi
r.i n 14 Mays 1 9 1 0 tarihli saysnda yaynlanmtr.
(**) London'un Kartoun derken amac, Lord K i tchener'in grev yapt
Hartum kentine gndermede bulunmak.
(***) Gney Afrika'da ngilizler ve B oerler arasnda yaplan kinci Boer Sa
va'nda, Boerlerin Natal eyaletinin nemli kenti Ladysmith'i kuatma
s kastediliyor.
(*)

1 83

aptall yznden, " dedi . "Beyaz adam siyah adamn zihninin


ileyiini birazck anlamaya alsa kar klklarn pek ou n
lenebilir."
"Zencileri anladn iddia eden birka kii tandm," diye
serte yantlad Kaptan Woodward, "grdm ey ilk ol arak
onlarn sofraya yemek olarak geldii oldu her zaman. Yeni Gi
ne ve Yeni Hebridler'deki misyonerlere, ehitler adas Erro
manga 'ya, tekilere bir bakn. Solomon lar'da, G uadalcanar'da
paralara ayrlan Avusturyal 'nn keif gezisine bakn. Yl larn
deneyimiyle kendilerini hibir zencinin ele geiremeyeceini
syleyip vnen tccarlara bakn, imdi kafalar yerlilerin ev
lerindeki mertekleri sslyor. ht iyar Johnny Simons adnda
birini tanrdm , Melanezya'nn ayak baslmam kylarnda
yirmi alt yl geirmiti, zencileri ad gibi bildiini ve asla ken
disine zarar vermeyeceklerini sylerdi. Yeni Georgia ' da Maro
vo lagnnde ld, dinamitlenmi balklar almak iin suya da
l arken b acann birini kpekbalna kaptrm tek bacakl ih
tiyar bir siyah Meryem (kadn ) onun kafasn kesti . Sonra Billy
Watts vard bir de, zenci katili diye nlenmiti, eytan bile
korkuturdu. Yeni rlanda'da, Cape Little'da demirlemiken,
sataca bir sandk ttnn almt zenciler. buuk dola
ra mal olmutu ona. ntikam almak iin alt zenciyi vurdu, sa
va kanalarn parampara etti ve iki ky yakp ykt . B undan
drt yl sonra yannda B uku'dan elli kiiyle beche-de-mer av
lamaya gelmiti Cape Little'a. Bir kanoyla kamay baaran
kii hari hepsi be dakika iinde ld. Bana zencileri anla
maktan bahsetmeyin. Beyaz adam n grevi dnyay ilemektir,
bu da ona biilmi yeterince zor bir i. Zencileri anlamaya za
man m var sanki ?"
"Aynen yle," dedi Roberts. " Her naslsa zencileri anla
mak pek de gerekli grnmyor. B eyaz adamn aptallyla
dnyay ilemedeki baars doru orantl . . . "
"Tanr korkusunu zencinin yreine yerletirmek de beyaz
adamn grevi," diye azndan kard Kaptan Woodward.
1 84

"Belki de haklsn Roberts. Belki de baarmasn salayan ey


aptal olmasdr ve aptallnn bir safas da zencileri anlaya
mamak phesiz. Ama kesin olan bir ey var, beyazlar anlasa
da anl amasa da zencileri alt rmak zorunda. B u kanlmaz.
B eyazl arn kaderi bu."
''Tabii ki beyaz adam kanl maz, o da zencilerin kaderi,"
diye lafa kart Roberts. "Beyaz adama uluyan on bin yamya
mn istila ettii bir lagnde inci kabuu olduunu syleyin, o
da tek ba na, yannda yerli dalglar ve kronometre yerine
kulland teneke bir alar saatle, hepsi balk istifi yerletiril
mi bir halele be tonluk geni bir yelkenliyle oraya gitsin. Ku
zey Kutbu 'nda altn bulunduun u fsl dayn kul ana ve o ayn
beyaz derili yaratk bir an nce elinde kazma krek, bi raz do
muz pastrmas ve son moda kum ykama beiiyle yola ksn,
daha da nemlisi oraya varsn. Cehennemin kan krmz surla
rnda mcevher olduunu tlatn ona ve B ay B eyaz Adam sur
lar yksn. bir de koca eytann eline bir kazma krek tututur
sun. Aptal ve kanlmaz olmaktan anlalan bu."
"Acaba siyah adam beyaz adamn ka nlmazl hakknda
ne dnyor?" dedim .
Kaptan Woodward ac ac gld. Gzlerinde gemii anm
sad n gsteren bir par l t vard.
" B en sadece Malu'lu zencilerin biz onlar D cless gemisiy
le ziyaret ettiimizde gemimizdeki o tek kan l maz beyaz
adam hakknda o zaman ne dndklerini ve hala da ne d
nyor olduklarn merak ediyorum ," diye aklad kaptan.
Roberts, Abu Hamed daha hazrlad.
" Yirmi yl nceydi. Saxtorph adnda biri vard. Tandm
en aptal adamd ama lm kadar da kanlmazd. O adamn
yapabildii bir tek ey vard, o d a ate etmekti. Onunla ilk ta
nmamz hi unutmuyorum, buradaydk, Apia'da, yirmi sene
evvel. Senden ok nceydi Roberts. Hollandal Henry 'nin ote
l inde, imdi marketin olduu yerde kalyordum. Adn hi duy
mu muydun? syanclar iin sil ah kararak hatr saylr bir
185

kazk att , otelini satt ve bundan sadece alt hafta sonra


Sydney'de bir bar kavgasnda ldrld.
Ama ya Saxtorph, bir gece henz yatm tm ki bahede bir
ka kedi avazlar kt kadar barmaya balad. Y ataktan
kalkp pencereyi atm, elimde de su srahisi vard . O anda
yandaki odann penceresinin aldn duydum. ki el ate
edildi sonra da pencere kapand. Sizlere hey eyin ne kadar
hzl olup bittii ni anlatmakta glk ekiyorum. Ta atlasa
on saniye iinde oldu her ey. Pencere ald, silah tak tak de
di ve pencere kapand. Ate eden skalayp skalamadna
bakmad bile. B iliyordu. Beni anlyor musunuz? B L YOR
DU. Kedilerin konseri sona ermiti, ertesi sabah iki sulu ora
da ta gibi yatyorlard, lmlerdi. Hayret vericiydi bu. nce
likle, geceyi sadece yldzlarn aydnlatyordu ve Saxtorph
nian almadan ate etmiti; sonra, o kadar hzl ate etmiti ki
iki patlama da ayn anda olmu gibiydi ve son olarak da hedef
lerini vurduunu biliyordu, bakmaya bile gerek grmemiti.
ki gn sonra gemiye beni grmeye geldi. Duchess'te, ko
caman yz elli tonluk zenci avcs bir skunada ikinci kaptan
dm o zaman. O zamanlar zenci avclarnn da zenci avcs ol
duunu sylemem gerek hani. ABD 'liler iin hkmetin hima
yesi de mevcut deildi. Zor iti, biz lrsek al glm ver glm
oluyor, hibir ey sylenmiyordu, biz de nallar dikmediimiz
her G ney Denizi adasnda zencileri altryorduk. Saxtorph
gemiye bindi, bize syledii ad John Saxtorph idi. Kum rengi
bir adamd, sa da, teninin rengi de ve hatta gzleri de kum
rengiydi. G ze arpan herhangi bir zellii yoktu. Ruhu da de
risinin rengi gibiydi, belirli bir zelii yoktu. Meteliksiz oldu
unu ve gemide tayfa olarak almak istediini syledi. Kama
rot, a, yk memur u veya alelade bir denizci, ne olursa kabul
d. leri bilmiyordu ama renmeye istekli o lduunu syledi.
Onu istemiyordum aslnda ama ate etmesi beni o kadar etki
l emiti ki onu alelade bir denizci olarak ie aldm, ayda ster
lin veriyordum.
1 86

renmeye istekliydi, ama o kadar. Hibir ey renemi


yordu, bnyesi msait deildi. Ben nasl burada Roberts gibi i
ki hazrlayamyorsam o da o kadar rota izebiliyordu. Dmen
tutmak derseniz, bunu ona retene kadar salarm aard. B
yk bir dalgaya arpacaksak asla ona brakmazdm dmeni;
nk, pupa yelken ile karaya yakndan seyretmek onun iin
zlemeyecek gizemlerdi. skotayla palanga arasndaki fark bile
syleyemezdi, beceremezdi. n mastar ile flok yelkeni mastan
onun iin ayn eylerdi. Uskuta halatn laka etmesini syleyin,
siz daha farkna varmadan pik yakasn alaltsn. kere deni
ze dt ve yzemedi. Ama her zaman neesi yerindeydi, onu
hi deniz tutmazd ve tandm en gayretli adamd. Ketumdu
da. Hi kendinden bahsetmezdi. B ize gre gemii Dchess' e
girdii gn balad. Nerede ate etmeyi rendiini Tanr bilir!
Kuzey Amerikalyd, bunu ela genizden konumasndan anla
mtk. Onun hakknda btn bildiimiz bundan ibaretti.
imdi asl can ahc yere geliyoruz. Yeni Hebridler'de an
smz yaver gitmemiti, be haftada sadece on drt kii topla
yabilmitik ve gneydouya Solomonlar'a yneldik. Malaita o
zaman da adam toplamak iin iyi bir yerdi, kuzeybat kenarn
daki Malu'ya ulatk. Hem d tarafta kayalklar vard hem de
sahil kysnda, bir de muazzam bir demirleme yeri; ama biz
her eyi yoluna koyduk ve aaya gelip ie girmeleri iin zen
cilere bir uyar olarak dinamitimizi patlattk. gn kimseyi
ie alamadk. Zenciler kanolarla gemiye geldiler ve biz onlara
boncuklar, patiska, baltalar gsterip Samoa'daki iftlik iinde
almann zevkinden bahsedince glp gemekle yetindiler.
Drdnc gn bir deiiklik oldu. Elli ksur adam ie gir
di ve ana ambara yerletirildiler, gverteye de kabiliyorlard
elbette. G eri dnp baktmda bu toplu ie girme epey phe
li grnyor, ama o zaman gl bir reisin ie girme konusun
daki yasa kaldrdn dnmtk. B einci gnn sabahn
da iki fil ikamz her zaman olduu gibi kyya gitti, bir ey olur
sa biri tekini korusun diye, bilirsiniz. Yine her zaman old uu
187

gibi gemideki elli zenci gvertecleydi, aylakl k ediyor. ene a


lyor, sigara iiyor, uyuyorlard. Gemide sadece Saxtorph. ben,
bir ele teki drt denzci kalmtk. ki filikada G ilbert Ada
s'ndan adamlar vard . B irinde kaptan, yk memuru ve ie al
makla grevli memur vard . Kydan yz metre aktaki koru
ma fi likas ndaysa ikinci kaptan vard. Ortaln karmas pek
beklenmiyordu ama iki filika da silah l arla donatlmt.
Saxtorph ile drt denizci k taraftaki kpeteyi temizliyor
lard. Beinci denizci de elinde tfekle ana direi n hemen
nnde, su deposunun yannda nbet tutuyord u. Ben n taraf
taydm, velestralya iin yeni dilinin son kat boyasn sryor
dum . Braktm yerden pipomu almak iin uzan mtm ki k
ydan ate edildiini duydum. B akmak iin doruldum. Ba
mn arkasna bir ey arpt, beni sersemletip gverteye serdi.
Aklma ilk o larak yukardan bir eyleri n dt geldi ama,
daha yere derken gverteye arpmadan nce eytann filika
l ardan gelen tfek seslerin i duydum. Yana dndm , nbet tu
tan denizciyi grdm bir an iin. ki devasa zenci kollarn tu
tuyor, bir ncsyse arkasnda durmu sava baltasyla kafa
sn yaryordu.
Yattm yerden cayr cayr yanan gnein altnda su depo
sunu. mayistray, nbetiye yapm brakmayan eteyi, ba
nn arkasna i nen el baltasn grebiliyordum. l mn gittike
byyen tasavvuruyla bylenmit im. Sava baltas inmek bil
medi bir trl. Baltann adamn kafasna iniini ve bacaklarn n
daha fazla dayanamayp adamn kn grdm. Kafasn
keserlerken adam btn gleriyle kaldrdlar. Sonra bam a
i k i darbe daha aldm v e ldm sandm. Bana vuran vahi d e
ldm sanmt. Kmldayamayacak duru mdaydm, oldu
um yerde nbetinin kafasn koparmalarn izledim. ara
buk bitirdiler ilerin i. Bu iin ustasydlar ne de olsa.
Fili kalardaki tfek sesleri kesilmiti. hepsinin ldnden
ve benim de sonum un geldiinden phem kalmamt. B am
kesmek i in gelmeleri an meselesiydi. nce denizcilerin kafa1 88

! arn alyorlard anlalan. Malaita'da kafalar, zellikle beyaz


olanlar deerliydi. Deniz adamlarnn evlerinde eref konu
uydu bu kafalar. Ormanda yaayanlar ss olarak nasl kulla
nyorlard bilmiyorum ama en az deniz adaml ar kadar deer
veriyorlard bu kafalara.
Bir ara kamaya kalktm, emekleyerek yk vincine gittim,
zorla ayaa kalktm. K taraf ve aylardr emrimde alan
denizcinin kafalarn kamarann stnde grebiliyordum. Zen
ciler benim ayaa kalktm grp stme saldrdlar. Elimi
attm, revolverim yerinde yoktu, almlard. Pek korktuumu
syleyemem. Daha nce yzlerce kez lmle b urun buruna
gelmitim ama hibirisi bunun kadar yakn deildi. Yan ser
semlemitim, hibir eyin nemi yoktu.
Bataki zenci mutfaktan bir satr almt eline ve beni do
ramaya h azrlanrken tpk bir maymun gibi suratn burutur
du. Ama beni asl a dorayamad. Bir anda kle gibi gverteye
yld ve azndan kan fkrdn grdm. Bir tfein art ar
da patladn d uyuyordum belli belirsiz. Zenciler ard ardna
yere ylyorlard. uurum biraz yerine gelmiti ve atlarn hi
s kalamadn fark ettim . Her ate ediliinde bir zenci yere d
yordu. Yk vincinin yannda gerteye ot urup yukar bak
tn. Saxtorph kurcataya tnemiti. Nasl becerdi bilmem ama
yannda iki Winchester tfekle ve sayamadm kadar ok fi
eklikle kmt oraya, imdi de yapabildii tek eyi yapyordu.
Daha nce ate ve katliam grmtm ama byle bir ey
grmemitim. Yk vincinin yannda oturup gsteriyi izledim.
G sz ve baygndm, hepsi bir d gibiydi. Tfek tak, tak, t ak
ediyor ve zenciler kt, kt, kt diye yere dyorlard. Onlarn
bu ekilde eksildiklerini grmek hayret vericiydi. Beni ele ge
irmek iin yaptklar h am lede bir dzinesi lnce felce ura
m lard ama Saxtorph tfeini pompalamaktan vazgemiyor
du. Bu srada kanolar ve iki filika da yetimiti, filikada ele ge
irdikleri Snider ve Winchester tfekler vard yanlarnda. Sax
torp h ' un stne atklar yaylm atei muazzamd. Neyse ki
1 89

zenciler sadece yakn mesafede iyi ate ediyorlard . Silah


omuzlarna koyup ate etmeye alkn deillerdi. Bir adamn
tepesinde gelene kadar bekleyip sonra alaktan ate ediyorlar
d. Saxtorph, elindeki tfek ok snnca onu brakp tekini al
d. Oraya trmanrken yanna iki tfek almasnn sebebi buydu.
Ate etmedeki hz parmak srtyordu. stelik hibirini de
skalamyordu. Kanlmaz olan bir ey varsa o da bu adamd .
Gereklemesindeki hzd katliam bu kadar dehet verici ya
pan. Zencilerin durup dnecek vakitleri yoktu. D urup d
ndklerinde can havliyle denize atlyor, kanolar alabora
ediyorlard. Saxtorph durmak bilmiyordu. Denizin yzeyi on
larla kaplanmt ve tak tak t ak kurunl uyorclu onlar. Bir tane
bile skal am ad, insan etine saplanan her kurun sesi ni b ariz bi
imde duyabiliyordum .
Zenciler alp kyya yzmeye baladlar. Deniz, batp
kan kafalarla hal gibi kaplanmt, ben dteymiesine ayaa
kalkp olanlar izledim. B atp kan kafalar ve daha fazla yola
devam edemeyen kafalar. Uzun atlarn bazlar mkemmeldi.
Kyya sadece bir kii ulat ama yrmek iin ayaa kalknca
S axtorph onu ela yere serdi. ok gzeldi. Birka zenci yere d
en adam sudan karmak iin yanna kounca Saxtorph onla
r ela vurdu.
B ir tfek patlamas daha duyunca her eyin sona erdiini
sandm . Kamaraya giden gverte yolundan bir zenci gelmi ve
yolun ortasnda yere serilmiti. Kamara onlarla dolu olmalyd.
Ben yirmi kii saydm. Hepsi bir anda gelip kpeteye saldrd
lar ama asla oraya ulaamadlar. B u, bana trap atcln anm
satmt. Gverte merdiveninden siyah bir beden kyor, Sax
torph'un tfei patlyor ve siyah beden yere dyordu. Elbette
aadakilerin gvertede olan bitenden haberleri yoktu, bu yz
den sonuncu adam ela lene dek oradan kmaya devam ettiler.
Saxtorph emin olmak iin bir sre bekledi, sonra gverte
ye indi. Btn Dchess'te geriye o ve ben kalmtk ve benim
durumum olduka ktyd, o ela artk ate etmesine gerek kal1 90

mad iin ne yapacan bilemiyordu. B enim tarif ettiim e


kilde kafamdaki yaralar ykayp dikti. B yk bir bardak viski
oradan gitmek konusunda aba gstermemcle beni canlandr
d. Yapacak baka bir ey yoktu. Herkes lmt. Yelkenleri
amaya altk, Saxtorph'la srayla yelkenleri ekiyorduk. Bir
kere daha aptal b ir beceriksiz olmutu. Yelken ekmeyi bece
remiyord u, ben de baylnca her ey yarm kald.
Kendime geldiimde Saxtorph aresizce kpetede oturu
yor, ne yapmas gerektiini sormak iin bekliyordu. Yarallar
gzden geirmesini ve emekleyecek durumda adam olup olma
dna bakmasn syledim. Alt kii bulabildi. Birinin baca k
rkt ama Saxtorph kollarnn salam olduunu syledi. Glgede
yatp en sinekleri kovalyor ve manevralar ynetiyordum,
Saxtorph da hastaneden devirdii eteyi idare ediyordu. Yel
ken halatn bulmadan nce o zavall zencilere armadordaki b
tn halatlar ektirmezse ok mesut olacaktm. Adamlardan bi
ri tam ekerken halat brakt, gverteye dp ld; ama Sax
torph tekilere saldrp ii brakmamalarn salad. n ve ana
yelkenler alnca, kilidi krp apa zincirini serbest brakmasn
syledim . Zorla kendimi dmene srkledim, dmene yn ve
recektim. Nasl becerdi bilmiyorum ama kilidi krmak yerine
ikinci apay da denize att ve iki kere demirledi bizi oraya.
En nihayetinde iki kilidi de krmay ve velestralyayla flok
yelkenini amay baard, Duchess girie doru yol ald. G ver
temiz grmeye deerdi . Her yerde l veya lmekte olan zen
ciler yatyordu. B azlar akla hayale gelmeyecek yerlere skp
kalmlard . Kamara, gverteden kap orada lenlerle doluy
du. Saxtorph'u ve mezardan devirdii eteyi lleri denize at
makla grevlendirdim, canl, l hepsi denize atld. O gn k
pekbalklar ziyafet ekti kendilerine. ldrlen drt denizci
yi de ayn ekilde denize attk elbette. Yine de balarn bir u
vala koyduk, uvaln iine de arlk koyup yle denize attk.
B ylelikle hibir ekilde kyya vurup zencilerin eline geme
yecekti balar.
191

Ben be esirimizi tayfa olarak kullanmaya karar vermitim


ama onlar aksi ynde karar verdiler. Bir frsatn bulup denize
atl adlar. Saxtorph ikisini havada vurdu revolveriyle, durdur
masaydm sudakileri de vuracakt. Katliamdan bkm usan
mtm, stelik skunay altrmamza da yardm etmilerdi.
Ama merhametimiz boa gitti nk n de kpekbalkl ar
yedi.
Karadan uzaklatktan sonra beyin hummas veya ona ben
zer bir ey geirdim. Her neyse , D uchess hafta boyunca rz
gar baa alp durmutu, b e n kend ime geldikten sonra
Sydney ' e doru sakince yol aldk. Her halkarda Mal u ' l u zen
ciler beyaz bir adamla oyun oynanmayacam ebediyete kadar
rendiler. Bu meselede Saxtorph kesinlikle kanlmazd."
Charley Roberts uzun bir slk koyuverdi ve yle dedi:
' Sanrm yle olduunu kabul etmeliyim. Peki S axtorph'a
ne oldu? "
"Fok avclna dald ve alannda uzman birisi oldu. Alt yl
boyunca Victoria ve San Francisco filolarnn varagele halaty
ch. Yedinci ylda skunasn B ering Den izi 'nde bir Rus kruva
zr ele geirdi, mrettebat Sibirya'daki tuz madenlerine s
rld."
'Dnyay ilemek , " diye mrldand Roberts. 'Dnyay i
lemek. Ite burada. B irinin bunu yapmas gerek, dnyay ile
meyi kastediyorum."
Kaptan Woodward kel bandaki apraz yara izlerini ovdu.
"Ben zerime deni yaptm," dedi. " Krk yl. Bu son yol
culuum. Sonra evime dneceim."
"arabna bahse girerim ki dnmeyeceksin," diye meydan
okudu Roberts. "alrken leceksin, evde deil."
Kaptan Woodward iddiay gecikmeden kabul etti, ama
bence iddiay Charley Roberts kazanacak.

1 92

MCCOY'UN SOYU(*J

Demirden bordalar, t ad buday yknden iyice deni


ze yaklam Pyrenees gemisi uyuuk uyuuk yalpa vuruyordu,
kk bir skarmozdan gemiye trmanan adam iin kolaylk ol
du geminin bu hali. Gzleri kpete hizasna geldiinde gemi
nin iini grebiliyordu ve belli belirsiz, neredeyse fark edile
meyecek kadar ince bir duman grdn sand. Daha ok, bir
gz yanlmas, gzlerini aniden saran bulank, ince bir rtyd
bu. Gznden silkip atmak istedi bu perdeyi ve o anda artk
yalandn, San Francisco 'dan bir ift gzlk almas gerekti
ini dnd.
Kpeteye knca yukardaki uzun direklere sonra da
pompalara yle bir b akt . ylece kprtsz duruyorlard. Or
tada herhangi bir aksaklk grnmyordu , neden tehlike bay
ra ekildiini anlayamamt . Kendi adasnda halinden mem
nun yaayan adallar geldi aklna ve gemideki tehlikenin h asta
lk olmamasn diledi iinden. B elki de geminin suyu veya yiye
cei tkenmiti. Kaptanla tokalat ama kaptann kuru yz ve
endieli gzleri tehlikenin ne olduuna dair herhangi bir ipucu
vermedi. Tam da o esnada gemiye yeni gelen adam hafif, tarif
edilemeyen bir koku duydu. Y anm ekmek gibi kokuyordu
ama ondan biraz deiikti.
Merakla etrafna baknd. Yirmi ayak tesinde yorgun
yzl bir denizci gverteyi k a lafat ediyordu. G zleri adama
taklp kalmt, aniden, adamn ellerinin altndan belli belir
siz, ince bir dumann dne dne ykselip ardndan k aybo l
duunu grd. G verteye ulamt artk. K a l n nasrlarna
abucak ileyen b i r scaklk yaylmt ayaklarna. imdi a n ( * ) B u h ikaye i l k olarak Centry Magazine dergisinin Nisan 1 909'da yaynla
nan 77. saysnda yaynlanmtr.

1 93

lamt gemideki tehlikeyi . G zleri sratle ileriyi, yorgun


yzl denizcilerin kendisine dikkatle bakt klar yeri tarad.
effaf, kahverengi gzlerinden dklen baklar kutsarcas
n a zerlerinde dolat, yattrc bir etkisi vard , sonsuz bir
huzurun rts altndaymasna rahat ve serbeste konu
t u . "Gemi n e zamandr yanyor kaptan?" diye sordu, sesi o
kadar yumuak ve sakindi ki b i r gve rci nin t n andr
yordu.
Kaptan balangta huzuru ve yava yava gizlice iine yer
leen mem nuniyeti hissetti; sonra yaadklarnn ve yaamakta
olduklarnn bilinci onu rahatsz etti, ierledi. Kaba pamuklu
kumatan pantolonu ve pamuklu gmleiyle bu hrpani lodos
u kim ol uyordu d a h uzur ve memnuniyet hissini veriyordu
onun bitki n, yorgun ruhuna? K aptan bunun zerine uzun uza
dya dn memiti; duygular o farknda olmadan ierlemesine
neden olmutu.
"On be gn," diye cevaplad ksaca . "Sen kimsin?"
"Adm McCoy," cevab , sevecenlik ve efkat kokan bir t
nyla duyuldu.
"Yani, sen klavuz musun?"
McCoy kutsayan baklarn kaptann yanna gelen uzun
boylu, geni omuzlu, trasz, bezgin yzl adama yneltti.
" Be n de herkes kadar klavuzum," dedi McCoy cevap ola
rak. "Burada hepimiz klavuzuz kaptan, bu sular kar kar
biliyorum."
Kaptan sabrszlanyordu.
"Ben iinin erbab birini istiyorum, onunla konuacam .
Yapt iten sorumlu tutabileceim biri olmal bu."
"yleyse ben iinizi grrm."
Gemisi ayaklarnn altnda fkeli bir yangnken yine orta
ya kan o sinsi h uzur hissi ! Kaptann kalar sabrszca ve sinir
li bir ekilde kalkt, sanki bir tane patlatacakm gibi yumruk
lar sklyd.
"Sen de kimsin peki?" diye sord u.
1 94

"Ben b u adann bakany m," dedi h ala hayal edilebilecek


en yumuak ve en sakin sesle.
Uzun boylu, geni omuzl u adam birden deli gibi glmeye
balad. Glnn bir ksm elendii iin olsa bile byk bir
ksm histerikti. O ve kaptan, McCoy'a kukuyla ve hayretle
bakyorlard. Bu plak ayakl lodosunun bu kadar yksek bir
mevkiye sahip olmas akl alacak gibi deildi. D melenmemi
pamukl u gmleinden krl gs grnyordu, iinde atlet
yoktu.
Eskimi hasr bir apka krlam hrpani salarn gizleme
ye yetmiyordu. Neredeyse gsne kadar uzanan, tralanma
m, hrmete deer bir sakal vard. zerindekileri ucuz elbise
satan herhangi bir dkkanda iki iline satn alabilirdiniz.
"Boun ty 'deki McCoy 'la akrabalnz var m?" diye sordu
kaptan.
" Dedemin babasyd."
" yle mi?'' dedi kaptan, sonra bir an durup dnd. " Be
nim adm D avenport, bu da ikinci kaptanmz B ay Knig. "
Tok alatlar.
" imdi iimize bakalm." Kaptan aceleyle konutu, ok
acele etmesi konumasn zorlatryordu. " ki haftadan fazla
bir sredir yanyoruz. Her an kyamet kopabilir. Bu yzden ge
miyi Pitcairn'de alkoydum. Gemiyi karaya ekmek veya batr
mak istiyorum, bylece gemi nin omurgasn kurtarabilirim."
" yleyse hata etmisiniz kaptan," dedi McCoy. "Mangare
va'ya gitmeliydiniz. Orada, suyun araf gibi olduu bir l agn
de gzel bir kumsal var."
" Ama biz buradayz, deil mi?" diye sordu ikinci kaptan.
"nemli olan da bu. B uradayz ve bir eyler yapmamz gerek."
McCoy dosta ban sallad.
" B urada hibir ey yapamazsnz. B urada kumsal yok. Ge
miyi demirleyecek yer bile yok . "
" Samalk ! '' dedi ikinci kaptan. " Samalk b u ! " diye ba
rrken kaptan daha yava konumasn iaret etti. "Bana byle
1 95

samalklar anlatmayn. Kendi tekneleriniz, mesela senin sku


nan, filikan veya her neyin varsa ite, nerede duruyor? Cevap
versene."
McCoy, konumas kadar sakin bir ekilde glmsedi. G
lmsemesi, yorgun i ki nci kaptan sarmalayp h uzura ve
McCoy'un sakin ruhuna eken bir okay, k ucaklamayd.
"Bizim skunamz veya filikamz yok, " diye cevap verdi.
" Kanolarmz da uurumun tepesine tarz."
"Bana kantlaman gerek," diye fkeyle burnundan sol udu
ikinci kaptan. "teki adalara nasl gidiyorsunuz peki? B un a
cevap ver. "
"Biz bir yere gitmeyiz. Pitcairn 'in bakan o larak arada s
rada ben giderim. Daha genken uzun sre gider gelmezdim,
bazen ticaret yapan skunalara binerdim, ama daha ok gemi
hapishanesine bindim. Artk o yok, biz de geen teknelere ba
lyz. B azen ylda alt ar alrz, yksek bir rakam bu. teki
zamanlarda, ylda bir kere bile hi kimsenin gemedii olur bu
radan. Sizin geminiz yedi aydr geen ilk gem i . "
" Yani s e n bana unu sylemeye mi . . . " diye sze halad
ikinci kaptan.
Ama Kaptan Davenport onun szn kesti.
"Bu kadar yeter. Zaman kaybediyoruz. Ne yapabiliriz Bay
McCoy ? "
htiyar adam, b i r kadnnkiler kadar tatl kahverengi gzle
rini kyya doru evirdi; hem kaptan hem de ikinci kaptann
gzleri, McCoy'un yalnz Pitcairn kayal ndan, ileride kme
lenmi, verilecek karar endieyle bekleyen mrettebata doru
k ayan baklarn takip etti. McCoy acele e tmiyordu. Daha n
ce hayatn hi zmedii veya kt davranmad bir akln ke
sinliiyle saat gibi, aheste ve adm adm dnyordu.
Nihayetinde, " Rzgar imdi hafif," dedi. " B atya yol alan
gl bir akm var. "
"Bizi boca ynne getiren de o," diye szn kesti kaptan,
denizciliini temize karmak istiyordu.
1 96

" Evet . sizi boca ynne getiren o," diye konumaya devam
etti McCoy. "Bugn bu akma kar yol alamazsnz. Yol alsa
nz bile varacanz bir ky yok. Gemiyi tmden kaybedersi
niz."
D urdu, kaptanla ikinci kaptan birbirlerine umutsuzca bak
tlar.
"Ama size ne yapabileceinizi syleyeyim. Bu akam, gece
yars civarnda rzgar serinleyecek, rzgar ynnde u nokta
nn tesindeki bulut kmelerini gryor musunuz? O ynden
esecek ite veya gneydoudan, alabanda. M angareva bura
dan yz mil uzakta. Oraya gidin. Geminiz iin gzel bir yer
var orada."
kinci kaptan ban sallad.
" Kamaraya gelin, harit aya bakalm," dedi kaptan.
McCoy kapal kamarada boucu, zehirli bir h avayla kar
k arya kald. Rastgele esen grnmez gazlar gzlerini
yakyor, actyord u. Yerler ok daha scak t , plak ayakla
rnn dayanamayaca kadar scakt neredeyse. Bedeninden
ter fkryord u . E t raf n a neredeyse korku deni lebilecek bir
ekilde bakyordu. erideki b u uursuz scak hayret veri
ciydi. Kamarann alevler iinde kalmamas bir m ucizeydi .
Scakln h e r a n mthi biimde artp kendisini b i r t ut a m
o t gibi yakp kavuraca devasa b i r fr ndaym gibi h issedi
yordu.
Ayaklarndan birini kaldrp snm tabann pantolonuna
srtnce, ikinci kaptan zalimce, hrlarcasna gld.
" Cehennemin bekleme salonu," dedi. " Cehennem de he
men ayanzn altnda zaten."
"Scak ! " diye bard McCoy farknda bile olmadan, byk
bir mendille yzn siliyordu.
" te Mangareva," dedi kaptan masann stne eilerek,
haritadaki beyaz boluun ortasnda siyah bir noktay gsteri
yordu. " B urada, Mangareva ile bizim aramzda baka bir ada
daha var. Neden oraya gitmiyoruz? "
1 97

McCoy haritaya bakmad.


"Oras Crescent Adas," diye cevap verdi. " Orada kimse
yaamyor, sudan sadece iki ayak ykseklikte. Lagn ama
girii yok. Olmaz, sizin amacnza uygun en yakn yer Mangareva."
" yleyse Mangareva'ya gidiyoruz," dedi Kaptan Daven
port ikinci kaptann homurdanarak itiraz etmesini yarda kese
rek. "Tayfay k tarafa arn B ay Konig."
Denizciler gvertede yorgun argn ayaklarm sryerek ve
g bela acele etmeye alarak verilen emre uydular. Yorgun
olduklar her hallerinden belliydi. A, sylenecekleri duy
mak iin m utfandan kp geldi, kamarot da onun yannda
dolanyordu.
Kaptan D avenport durumu izah edip Mangareva'ya gitme
niyetinde olduunu syleyince bir grlt koptu. Homurdan
malar arasnda orada burada tek tk fke lkl ar , tek bir k
fr, sz veya cmle olarak ak seik ykseliyordu. Tiz b ir Do
u Londral sesi bir an iin hepsini bastrd: "Tanr m ! O n be
gn cehennemde yaadktan sonra imdi hu yzen cehennem
le denize almamz m istiyor bizden?"
Kaptan onlara sz geiremiyordu ama McCoy'un sakin
varl sitem edip onlar yattryormu gibiydi ve orada bura
da kaptana endieyle bakan birka kii hari mrettebatn hep
si Pitcairn 'in yeillere brnm zirvelerine ve sarkan kylar
n a suskun bir zlem duyana dek homurtularla kfrler yava
yava kesildi.
McCoy'un sesi lk bir bahar rzgar kadar yumuakt :
" Kaptan, bazlarnn alktan midelerinin kazndn duy
dum . "
"yle," dedi kaptan, "biz de alktan kvranyoruz. ki
gndr bir peksimet ve bir kak somon balyla duruyo rum.
Asgari erzak payn aldk asl nda yanmza. Ama gryorsu
nuz, yangn fark ettiimizde sndrmek iin derhal tiriz ek
tik. Sonra da kilerde ne kadar az yiyecek kaldn grdk.
1 98

Ama artk ok geti. Kumanyah amaya cesaret edemedik.


Alar m? B en de en az onlar kadar a m . "
Ad amlaryla tekrar konutu ve yine homurdanm alarla k
frler ykseldi, yzleri fkeyle hayvans bir hal alyor, sarsl
yordu. kinci ve nc kaptanlar kaptann yanna gelmi, pu
pada onun arkasnda dikiliyorlard. Yzleri birb irinin ayn ve
ifadesizdi ; her eyden ok b u tayfann isyanndan bkm gr
nyorlard. Kaptan D avenport ikinci kaptana sorgularcasna
bakt, o da elimden ne gelir dercesine omuzl arn silkti .
" te," dedi kaptan McCoy'a, " gvenli karay brakp ya
nan bir gemide denize almalar iin denizcileri zorlayamazs
nz. ki haftadan fazla bir sred i r onlarn yzen tabutlar oldu
bu gemi . ok bitkin dtler ve ok a kaldl ar, bu kadar on
lara yetti. Pitcairn'e varmak iin uraacaz."
Rzgar hafifti, Pyrenees'nin alt taraf yosun bal a mt ve
bat ynndeki gl akntya kar koyamad. ki saatin so
nunda mil kaybetmiti. Denizciler aksi yndeki artlara kar
Pyrenees'yi zorlayabileceklermi gibi gayretle alyorlard.
Ama gemi iskele ve sancak t araflarnda durmadan bat yn
ne sarkt. Kaptan huzursuzca bir aa bir yukar volta atyor,
arada srada durup babo duman demetlerini inceliyor, g
vertenin neresinden ktklarn takip ediyordu. Marangoz dur
makszn gvertenin duman kan yerlerini aryor ve buldu
unda da onl ara sk sk tiriz ekiyordu.
" Pekala, ne dnyorsun? " diye sordu kaptan nihayet
McCoy'a, o ise gzlerinde bir ocuun ilgisi ve merakyla m a
rangozu izliyordu.
McCoy kyya doru bakt, kara, kalnlaan sisin iinde
gzden kayboluyordu.
" Bence Mangareva'ya gitmek daha iyi olacak. Bu gelecek
rzgarla yarn akam orada olursunuz."
"Ya yangn karsa? Her an olabilir bu."
"Filikalarnz tirentide hazr tutun. Geminiz alev alrsa ay
n rzgar filikalarnz da Mangareva'ya gtrr."
1 99

Kaptan D avenport bir dakika dnd, sonra McCoy duy


mak istemedii ama sorulacandan da phesi olmad soru
yu duydu .
"Bende Mangareva'nn haritas y o k . Genel haritada ise si
nek kadar grnyor. Lagnn neresi nden gireceimi bilmiyo
rum. Siz de bizimle gelip gemiyi lagne sokmamda klavuzluk
eder misiniz? "
McCoy'un skunetini korudu.
"Gelirim kaptan ," dedi b ir akam yemei teklifini kabul
ederkenki sessiz kaytszlkla. "Sizinle Mangareva'ya gelirim . "
Mrettebat yine k t arafta topland v e kaptan onlarla pu
padaki yerinden konutu.
"Onu hareket ettirmeye altk ve ne kadar gerilediimizi
kendiniz gryorsunuz. ki milli k hzla giden bir akmla hare
ket ediyor. B u beyefendi Sayn McCoy, Pitcaim Aclas 'nn ba
kan. B izimle Mangareva'ya gelecek. Gryorsunuz, demek ki
durum o kadar da tehlikeli deil. leceini dnse bizimle
gelmezdi. stelik ne tr bir tehlike olursa olsun, o kendi irade
siyle geliyorsa biz de ondan daha azn yapamayz. Mangare
va'ya gitme konusunda ne diyorsunuz?"
B u sefer kimse isyan etmedi. McCoy'un varl, ondan ya
ylan gvence ve sakinlik etkisini gstermiti. Alak sesl e ara
l arnda konutular. Pek zorlama yoktu. Hemen hemen ayn fi
kirdeydiler, Londraly szc ol arak gsterdiler. Kendisinin ve
kaptanlarn kahramanlnn bilinciyle akna dnmt ve
parlayan gzlerle bard:
"Tanr akna! O gidiyorsa biz de gideriz. "
Mrettebat onaylarcasna mrl dand v e harekete geti .
"Bir dakika kaptan," dedi McCoy, kaptan emir vermek
zere ikinci kaptana dnerken. " nce kyya gitmem gerek."
B ay Konig yldrm arpma dnd, McCoy 'a delinin bi
riymi gibi b akyordu.
" Kyya gitmek mi?" diye b ard kaptan. "Ne iin ? Ka
nonla oraya varman saatini alr."
200

McCoy uzaktaki karayla aralarndaki mesafeyi lt ve ba


yla onaylad.
" Evet, saat imdi alt. D okuzdan nce orada olamam . n
sanlar da ondan nce toplanamaz. Rzgar bu gece artacan
dan hazrlnz yapp beni yarn sabah gn r maz alabilir
siniz."
"Biraz mantkl olun. saduyu gsterin," diye patlad kap
tan, "neden insanlar toplamak istiyorsunuz? Gemimin ayakla
rmzn altnda yandn grmyor musunuz?"
McCoy denizin yaz mevsimindeki hali kadar durgundu ve
tekinin fkesi en kk bir dalgalanma bile yaratmamt .
"Tamam , kaptan," diye konutu gvercinin tn and
ran sesiyle. '"Geminizin yandnn farkndaym. Bu yzden si
zinle Mangareva'ya geliyorum. Ama sizinle gelmek iin izin al
mam gerek. Bu bizim geleneimiz. B akann adadan ayrlmas
nemli bir meseledir. nsanlarn karlar tehlikeye girer byle
bir durumda, bu nedenle de izin verme veya vermeme hakkna
sahipler. Ama izin verirler, biliyorum."
"Emin misiniz?"
"Az ok eminim . "
" Madem izin vereceklerini bihyorsunuz, neden i z i n almak
iin cannz skyorsunuz? Ne kadar gecikeceimizi bir d
nn, btn bir gece. "
"Bu bizim gelenei m iz," diye cevap verdi istifini bozma
dan. " stelik ben bakan olduum iin gitmeden nce yoklu
umda adann ilerinin yrtlmesiyle ilgili baz dzenlemeler
yapmak zorundaym."
''Ama bu Magareva yolu sadece yirmi drt saat srece k,"
diye i tiraz etti kaptan. " Farz edin ki rzgar ynne dnmeniz
bunun alt kat uzun srd; bu da sizi bir haftann sonunda ge
ri getirir."
McCoy o kocaman cmert glmsemesiyle gld.
" Pitcairn'e ok az gemi gelir ve geldikleri zaman da ya S an
Francisco 'dan ya da Hon B urnu civarndan gelirler. Alt ay
201

iinde geri dnebil irsem anslym demektir. Bir yl dnemeye


bilirim, beni geri getirecek bir gemi bulmam iin San Francis
co'ya gitmem gerekebilir. B abam bir keresinde Pitcairn 'den
ayl na ayrld ve geri gelmesi iki yl srd. steli k sizin yiye
ceiniz de yok. Filikalara binmek zorunda kalrsanz ve h ava
da ktleirse yakn karalarda birka gn geirmek zorunda
kalabilirsiniz. Size iki kano yk yiyecek getirebilirim sabah.
Kurutulmu muz en iyisidir. Rzgar serinledike ona k ar iler
leyin . Ne kadar yakn olursanz o kadar ok yiyecek getirebili
rim . Hoa kaln."
Elini uzatt. Kaptanla tokalatlar, kaptan brakmak iste
medi gitsin. B oulmak zere olan bir denizcinin can yeleine
tutunduu gibi sarlmt McCoy'un eline.
"Sabah geri geleceinizi nereden bileyim ? "
" o k hakl ! " diye bard i kinci kaptan. " Postunu kurtar
mak iin svmadn nereden bilelim?"
McCoy konumad. Onlara nazike ve sevecenlikle bakt,
b u ruhun m uazzam gvencesinden bir haber almlar gibi gel
di onlara.
Kaptan onun elini brakt ve mrettebata son bir kere o
kutsayc bakyla hepsini kucaklayarak bakan McCoy kpe
teden atlad, kanosun a indi.
Rzgar artt ve Pyrenees gemisi, alt tarafn yosun balam
olmasna ramen, bat ynnde ki akntdan alt mil uzakla
mt. Seherle birlikte Pitcairn'e rzgar ynnde mil uzak
t aydlar . Kaptan D avenport gemiye yaklaan iki kano fark et
ti. McCoy geminin bordasndan trmand ve kpetenin stn
den scak gverteye ayak bast. Pei sra, her biri kuru yaprak
lara sarlm birok kurutulmu muz paketi gel di.
"imdi kaptan," dedi, "serenleri dndrn ve tatl cannz
kurtarmak iin gemiyi srn. " B i rka dakika sonra k taraft a
kaptann yannda dururken, "G ryorsunuz b e n dmenci de
ilim," diye aklad , kaptan ise Pyrenees'nin hzn tahmin
ederken baklarn armadadan geminin br tarafna gezdiri202

yordu . " G emiyi Mangareva'ya gtrmelisiniz. Oraya ulat


m zda ieri girmeniz iin klavuzluk edeceim . Sizce hzmz
nedir?"
"On bir," diye cevaplad Kaptan Davenport son bir kere
daha altlarndan geip giden suya baktktan sonra.
"On bir. Dur bakaym, bu hzda ilerlemeye devam ederse
yarn akam sekiz dokuz civarnda Mangareva'y grrz. E n
ge o n , bilemedin on birde k araya karm ol urum gemiyi.
Ondan sonra btn sk ntlarnz sona erer."
McCoy 'un syledikleri o k adar ikna ediciydi ki sanki o
mutlu ana oktan erimiler gibi geldi kaptana.
Kaptan Davenport iki haftadan fazla bir sredir yanan ge
misini idare etmenin korkun b asks altndayd ve usanmaya
baladn hissediyordu.
Ensesine sert bir rzgar arpt ve kulaklar uuldad. Rz
garn arln lt ve abucak geminin yan t arafna bakt.
" Rzgar srekli artyor," diye bildirdi. " htiyar kz u anda
o n birden ok on iki ile gidiyor. Bu ekilde devam ederse, bu
gece baz yelkenleri indiririz."
Pyrenees btn gn yanan ate ykyle, kpkl denizi ya
rarak ilerledi . Akam vakti babafingo serenleriyle babafingo
yelkenleri almt; gemi, arkasnda devasa, ykseklere sra
yan, kkreyen dalgalar brakarak karanla doru uuyordu.
E lverili rzgar etkisini gstermiti ve batan ka kadar gzle
grlebilir bir parlaklk vard . ki nci ksz vardiyasnda tasa
sz biri bir ark sylemeye balad ve saat sekiz gibi btn m
rettebat ark sylyordu .
Kaptan D avenport iltelerin i yukarya getirtip kamarasnn
stn e serdi.
" Uykunun ne demek olduunu unutmuum," diye aklad
McCoy'a. "Ben yatyorum. Ama ne zaman ihtiyacn olursa ses
len."
Sabah saat te koluna n azik bir dokunula uyandrld.
abucak doruldu, kaportaya dayand, ar uykusundan dola203

y mahmurdu hala. Rzgar, sava arksn alyordu geminin


armasnda ve vahi bir dalga Pyrenees 'yi rseliyordu. Geminin
tam ortasnd a , bir kpeteden brne yuvarlanyor, ou za
man geminin belini sular altnda brakyordu. McCoy bar
yor, bir eyler sylyordu ama kaptan onu duyamyordu. Ona
yaklap omzundan t uttu, kendisine ekti, bylece kendi kula
n tekinin azna yaklatrd.
'Saat ," dedi McCoy'un gvercin tn andran sesi ,
bu zelliinden hibir ey yitirmemiti, uzun bir yoldan gelir
miesine bouluyordu sadece . " ki yz elli mil yol aldk. Cres
cent Adas sadece otuz mil temizde, dosdoru orada bir yer
de. Hi k yanmyor adada. B u hzda gitmeye devam edersek
adaya bindiririz, hem gemiyi hem de kendimizi ziyan ederiz. "
" Peki, ne yapacaz? Orsa alabanda elenelim mi?"
" Evet, gn yana kadar orsa alabanda elenelim. Sadece
drt saat kaybederiz. "
Bylelikle Pyrenees, ate ykyle orsa al abanda elenme
ye brakld, k uvvetli rzgarn dileri actyor ve gemi, bordala
nn dven dalgalarla bouup arpyordu. B yk bir y angn
la doldurulm u bir kabuktu gemi ve o kabuun dnda, tehli
keli bir ekilde kabua yapm insancklar lava ve vira ederek
verdii savata gemiye yardm ediyorlard.
"Bu pek grlmedik bir rzgar," diye aklad McCoy kap
tana kamarann rzgaraltnda. " Aslnda yln bu vaktinde by
le kuvvetli bir rzgar olmamas gerek. Ama havaya dair ok
ey olaanddr. Ticaret rzgarlar kesilmiti, imdi de k
omuzluktan esiyor." Elini, sanki kendi grnts yzlerce mi
l i belirsiz bir biimde delip geecekmi gibi karanla doru
sallad. " B at ynnde balad. O tarafta bir yerde nemli bir
eyler oluyor, frtna veya baka bir ey. Bu kadar douda ol
duumuz iin anslyz. Ama bu sadece kk bir esinti," diye
ekledi. "ok fazla srmez. Size bu kadarn syleyebilirim."
Gn dnda kuvvetli rzgar normale dnmt. Ama
gn beraberinde yeni bir tehlike getireli. Deniz sisle, daha
204

dorusu . grmeyi engelledii kadaryla younluk olarak sise


benzeyen sedefsi bi r dumanla kaplanmt ama ince bir rt
den farkszd; nk gne iinden geip parlak bir aydnlkla
kaplamt ortal.
Pyrenees'nin gvertesinde nceki gnknden daha ok du
man vard, kaptanlarla mrettebatn neesi uup gitmiti. Kama
rotun kilerin rzgaraltnda alad duyuluyordu. lk defa gemiy
le yola kmt ve lmekten korkuyordu. Kaptan aralarnda ka
yp bir ruh gihi dolayor, sinirli bir ekilde byn ekitiriyor,
kalarn atyor, ne yapacana hir trl karar veremiyordu.
Kurutul mu muz ve bir bardak suyla kahvaltsn eden
McCoy'un yannda durup, "Ne dnyorsun ? " diye sordu.
McCoy son muzunu da bitirdi, suyu iti ve aheste aheste e t
rafna baknd. Gzleri sevecenlikle parlyordu, yle dedi :
"Pekala, kaptan, yolumuza devam edebiliriz veya yanabili
riz. Gverteniz sonsuza dek dayanmayacak. Bu sabah yerler
ok daha scak. Giyebileceim bir ift ayakkabnz yok, deil
m i ? Ayaklarm plak, gittike rahatsz oluyorum."
Pyrenees ark ederken gemiye iki ar dalga daha arpt ,
ge mi bir kere daha dayand, ikinci kaptan gemiye arpan b
tn o suyun gem inin ambarnda olmasn dilediini bel i rten
szckler sarf etti, keke ambar kapaklarn amadan bunu
yapmak mmkn olsayd. McCoy eilip drbn ald ve gidi
at izledi.
"Ben olsam gemiyi biraz evirirdim Kaptan," dedi. " Orsa
alabanda elendiimizde akntya kaplyor."
" oktan bir kerte yukar ayarladm," dedi kaptan, "bu yet
mez mi?"
" Bence iki kerte yukar ayarlamalyz kaptan. B u rzgar
bat ynndeki akm tahmin edebileceinizden daha i leri itti."
Kaptan Davenport bir buuk kertede karar kld, sonra ya
nnda McCoy ve ikinci kaptanla birlikte armadaya kara var m
yok mu diye bakmaya gitti. Sefere klmt , Pyrenees gemisi
on mille gidiyordu. Geminin gittii ynde hareket eden aknt205

nn gc hzla azalyordu. Sedefsi siste herhangi bir aklk


yoktu ve saat on gibi Kaptan D avenport si nirlenmeye bala
mt. Herkes yerini almt, karann grmlne dair verile
cek ilk iarette Pyrenees'yi rzgara kar durdurma grevi iin
atmaca gibi hazr bekliyorlard. lerideki kara, atlayan dalga
larn ykad mercanadas , byle bir sis iinde grndnde
tehlike yaratacak kadar yaknlarnda olabilirdi.
Bir saat d aha geti . Yukardaki gzc dikkatle sedefsi
parlakla bakyordu. "Ya Mangareva'y ka rrsak?" diye sor
du Kaptan Davenport aniden.
McCoy bakt ynden ban evirmeden aheste aheste ce
vap verdi:
"Brakn da gemi yoluna devam etsin kaptan. Btn yapa
bilecei miz bu. Btn Paumotus nmzde . Mcrcanadalarnn
ve mercan kayalarnn arasnda bin mil yol alabiliriz. Eninde
sonunda bir yere varacaz nasl olsa . "
"yleyse yola devam." Kaptan D aveport , gverteye inme
niyetinde olduunu belirtti. "Mangareva'y kardk. Bir son
raki karann nerede okluunu Tanr bilir. Keke o yar m ker
teyi de arttrsaydm," diye itirafta b ulundu bir dakika sonra.
"Bu kahrolas akm bir dmenciyi darmadan ediyor."
" htiyar dmenciler Paunotusa Tehlikeli Adalar derler
mi," dedi McCoy k tarafa geldiklerinde. "" B u akm da o adn
sorum! ularndandr. "
"Bir keresinde Sydney'de denizci bir ahbabmla konuu
yordum," dedi B ay Konig. "Paumotus'ta ticaret yapyordu . Si
gortann yzde on sekiz olduunu sylemiti. B u doru m u ? "
McCoy glmsedi, bayla onaylad.
"Sigorta etmedikleri hari," diye aklad. "Gemilerin sa
hipleri, skunalarnn her yl giderlerinin yzde yirmisini siler. "
"Aman Tanr m ! " diye inledi Kaptan Davenport. " B u , bir
skunann mrn sadece be yla drr ! " zgn bir biim
de ban sallad, "Kt denizler ! Kt denizler! " diye kendi
kendine sylendi.
206

B yk haritaya bakmak iin kamaraya girdiler ama zehirli


buharlar, ksrerek ve glkle sol uyarak kendilerini gverte
ye atmalarna neden oldu.
"te Moerenhout Adas," diye bir yeri gsterdi Kaptan
Davenport kamarann stne serdii haritada. " Rzgaralt y
nnde yz milden uzak olamaz . "
"Yz on." McCoy pheyle ban sallad. " Olabilir, ama
ok zor. Gemiyi karaya karabilirim ama kayalara da binclire
bilirim . Kt bir yer, gerekten kt bir yer."
"ansmz deneyelim," diye karar verdi Kaptan D aven
port ve rotay belirlemek iin almaya balad.
Gece aday grmeden geip gitmemek iin leden sonra
baz yelke nleri indirdiler; ikinci ksz vardiyasnda mrettebat
kaybettii neesini yeniden kazand . Kara ok yaknd ve sa
bahleyin b tn skntlar sona e recekti.
Sabah aydnlk ve ortal kavuran tropik gnele geldi.
Gneydou ticaret rzgarlar ela douya dnvermiti ve Pyre
nees'yi sekiz millik bir hzla ilerle tiyordu. Kaptan D avenport
parakete rota hesabna bakt. cmert bir akntya kaplma pa
y brakt ve Moerenhout Adas 'nn on milden uzak ol mad
m duyurdu. Pyrenees b u on millik yolu ald; stne bir on mil
daha gitti; gzclerle direin tepesi sadece ve sadece plak,
gnein ykad denizi grdler.
" Kara orada, size sylyorum," diye bard Kaptan Da
venport k taraftan.
McCoy sakinletirici bir biimde glmsedi ama kaptan ona
deli gibi dik dik bakt, sekstantn eline alp kronometreye bakt.
nc"elemesini bitirince, " H akl olduumu biliyordum," diye
bard neredeyse. "Yirmi bir, elli be, gney; yz otuz alt, iki,
bat. te burada. Rzgar ynnde sekiz mitimiz var h fila. Siz
ne buldunuz B ay Konig?"
"Yirmi bir, elli be tamam, ama benim boylamn yz otuz
alt, krk sekiz. Bu da bizi byk lde rzgaralt ynne ko
yar. .. "
207

Kaptan Davenport onun rakamlarn o kadar kk gren


bir sessizlikle grmezden geldi ki Bay Konig dilerini gcrda
tp fsldarcasna svd.
Kaptan dmendeki adama, " Gemiyi alarga tut," diye em
retti. " kerte, yola devam ederken o ekilde sabit t ut ! "
Sonra kendi bulduu rakam larn bir daha stnden geti .
Yznden terler boand. By klarn ekitirdi, dudaklarn,
kalemini srd, rakamlara hayalet grm gibi bakyordu. Ani
den, acmasz bir kzg nlkla karalanm kad avucunda bu
ruturdu ve ayann altnda ezdi. Kaptan Davenport kamara
ya yaslanp yarm saat boyunca tek bir sz bile etmedi, umut
suzl ukla rzgaralt ynne bakmakla yetindi, bu esnada B ay
Konig kindarca glmseyip arkasn dnd.
"Bay McCoy," diyerek bld sessizliini aniden. "Haritada
bir grup ada grnyor, ka tane bilmiyorum ama kuzey, ku
zeydou ynnde krk mil uzakta, Acteon Adalar. Onlara ne
dersiniz? "
" Drt a d a var, hepsi d e s," diye cevaplad McCoy. " lki
gneydoudaki Matuerui Aclas'dr. K imse yaamaz, lagne
giri de yok. Sonraki Tenarunga 'dr. Eskiden orada on iki kii
kadar vard ama imdi orada olmayabilirler. Neyse, bir gemi
nin girebilecei yer de yok zaten, sadece bir kula derinliinde
su var, ancak bir filika girebilir. Vehauga ve Teua-raro da ka
lan iki ada. Ne giri var ne de insan, ok s adalar. O adalarn
arasnda Pyrenees iin bir yer yok. Orada enkaz haline gelir."
"Duydunuz mu?" diye bard, Kaptan Davenport ldr
m gibiydi. " Kimse yaamyor! Girii ele yok ! B u adalar ne ie
yaryor peki ? "
"Madem yle," diye havlad birden heyecanl bir a v kpe
i gibi, "haritada kuzeybat ynnde bir dizi ada daha var. On
lara ne dersiniz? Hangisinin gemimi sokabileceim bir girii
var?"
McCoy sakince dnd. H aritaya bakmad. Btn bu
adalar, mercanadalar, kumsallar, lagnler, giriler ve mesafe208

!er onun aklnn haritasn a kaznmt . ehirde yaayan birinin


binal ar , caddeleri ve ara sokakl ar bildii gibi biliyordu onla
r.
"Papakena ve Vanavana bat veya bat-kuzeybat ynnde
yz milden biraz uzakta," dedi. "Biri ssz, tekinde yaayanla
rn da Cadmus Adas 'na gittiklerini duymutum. Her neyse , iki
lagnn de girii yok. Ahunui de kuzeybat ynnde yz mil
daha uzakta. Girii yok, orada da kimse yaamyor."
McCoy ban sallad.
''Paros ve Man uhungi, ne girileri var ne de orada yaayan
birileri. Nengo-Nengo onlardan krk mil tede, onun da duru
mu tekilerden farksz. Ama Hao Adas var. Oras ok uygun .
Lagn otuz mil uzunluunda ve be mil geniliinde. Orada ya
ayan pek ok insan var. Genellikle su bulabilirsiniz. Herhangi
bir gemi de giriten rahatlkla geebilir."
D urdu ve elinde bir pergelle haritann stne abanm, k
sk bir inilti koyuveren Kaptan D avenport'a merakla bakt.
" Girii olan ve Hao Adas 'ndan daha yakn bir ada var
m ? " diye sordu.
" Hayr, kaptan, en yakn o."
" Pekiila, oras yz krk mil . " Kaptan D avenport yava
yava dnerek konuuyordu. Rotay deitirdikten sonra,
" B uradakilerin hayatlarn tehlikeye atamam. Gemiyi Acte
ons'da bat racam . Gzel de bir gemi aslnda," dedi esefle, bu
sefer bat ynndeki aknt iin daha ok pay brakmt.
Bir saat sonra gkyzn bulutlar kaplamt. Gneydou
ticaret rzgar hala esiyordu ama okyanus ani ve iddetli rz
garlarla dolu bir dama tahtas gibiydi.
"Saat birde orada oluruz," diye haber verdi Kaptan Da
venport kendinden emin bir ekilde. "En ge ikide . McCoy,
gemiyi insanlarn olduu yerde karaya karrsnz."
Ne gne bir daha grnd ne de saat bir civarnda kara.
Kaptan D avenport geminin k tarafndan Pyrenees'nin ani bir
hareketle arkasnda brakt dmen suyuna bakyordu.
209

" U lu Tanr m ! " diye bard. " Doudan gelen bir akm m ?
u n a bakn ! "
B ay Konig inanmamt. McCoy ekimserdi , yine d e Pa
umotus'ta doudan gelen bir akm olmamas iin hibir sebe
bin olmadn syledi. B irka dakika sonra bir kasrga Pyrene
es'nin btn rzgarn geici olarak ald, gemi de dalgalarn
arasndaki ukurda ar ar yalpa vurmaya balad.
" Nerede o iskandil kurunu? Sen oradaki, at onu aaya ! "
Kaptan D avenport kurunun h alatn tuttu ve kuzeydouya
doru eildiini grd. " te, bakn ! Kendiniz grn."
McCoy ile ikinci kaptan halat ellerine aldlar ve gel-git akm
nn penesindeki halatn vahi bir ekilde sarsldn hissettiler.
''Drt mil hznda bir akm," dedi B ay Konig.
"Batdan deil de doudan gelen bir akm," dedi Kaptan
D avenport, McCoy'a sularcasna b akyordu, suu ona ykmak
ister gibiydi.
" B u sulardaki sigortann yzde on sekiz olmasnn neden
lerinden biri de budur kaptan, " dedi McCoy neeyle. " Asla bi
lemezsiniz. Akmlar her zaman deiir. Casco adl yatta kitap
lar yazan bir adam vard, adn unuttum imdi.
Otuz mille Takaroa'y kard ve Tikei 'ye vard, hep bu de
ien akmlar yznden. imdi rzgarn estii yndesiniz ve
birka kerte uzak dursanz iyi olur."
''yi ele bu akm beni n e kadar ayrd ki yolumdan ? " diye
sordu kaptan kzgnca. " Ka kerte uzak duracam nereden
bileceim?"
"Bilmiyorum Kaptan," eledi McCoy byk bir nezaketle.
Rzgar geri clncl, parlak kuruni kta gvertesi tten v e
balkyan Pyrenees aniden rzgaralt ynnde ilerlemeye bala
d. Sonra, iskele ve sancak geminin gidecei hatt aprazlama
keserek ve denizde geminin direklerinin tepelerinin gremedi
i Acteon Adalar'n tarayarak yeniden yol ald.
Kaptan D avenport kendini kaybetmiti. fkesi kasvetli bir
sessizlik halini ald, leden sonray k taraf admlayarak ve210

ya armklara dayanarak geirdi. Akam olunca McCoy 'a bile


danmadan geminin bumunu kuzeybatya evirdi. Gizlice h a
ritaya bakan , drbn kullanan B ay Konig ile ak ak ve m a
sumca drbne bavuran McCoy Hao Adas'na gittiklerini an
ladlar. G ece yars kasrgalar dindi ve yldzlar kt ortaya. Er
tesi gnn ak olacan anlaynca Kaptan D avenport'un ne
esi yerine gelmiti.
"Sabah bir inceleme yapaca m," dedi McCoy'a, " bulun
duumuz enlemin ne olduu merak konusu ama Yaz metodu
nu kullanacam. Yaz hattn b iliyor musunuz? "
B unun zerine McCoy'a ayrntlaryla Yaz hattnn ne ol
duunu aklad.
Hava akt, rzgar dzenli olarak doudan esiyordu ve
Pyrenees de dokuz mile ulamt. Hem kaptan hem de ikinci
kaptan Yaz hattndaki yerlerini belirlemek iin urat ve ayn
fikirde anlatlar, le vakti sabah iaretleriyle le iaretlerini
dorulayp ayn fikirde karar kldlar.
"Yirmi drt saat sonra oradayz," diye temin etti Kaptan
Davenport McCoy'u. "htiyar kzn gvertesinin bu kadar da
yanmas bir mucize. Ama yine de daha fazla dayanmaz. D aya
namaz. B aksanza, her gn daha da ok ttyor. Yine de Fris
co 'cla yenice kalafat edilmi sk bir gverteydi, yangn ilk k
tnda ve yerlere tiriz ektiimizde armtm. una da ba
kn ! "
Aniden sustu, gverteden yirmi ayak yksekteki mizana
direinin bacasndan bklp kvrlarak dne dne ykselen
dumana az bir kar ak bir ekilde bakyordu.
" Nasl oldu ela oraya vard o?" diye sordu kzgnca.
Alt tarafnda duman yoktu. G verteden yukar ar ar
gitmi, gem i direinin rzgardan korumasyla ykseklerde aca
yip bir ekilde ekil ve grnrlk kazanmt. Direkten uzak
ta kvrld ve bir an iin uursuz bir alamet gibi kaptann ba
nn stnde asl kald. Sonra rzgar onu sprd, kaptan da
den enesini toplad.
211

"Dediim gibi, ilk tiriz ektiimizde armtm. Sk bir


gverteydi ama yine de elek gibi duman szdrd. O zamandan
beri de tiriz ekip duruyoruz. Bu kadar duman yukar itmek
iin aada m uazzam bir basn olmal."
O leden sonra yine gkyzn bulutlar kaplad ve frt
nal iseleyen hava bastrd. Rzgar gneydou ile kuzeydou
arasnda deiip durdu ve gece yars Pyrenees gneybatdan
gelen sert bir kasrgaya tutuldu, ondan sonra da rzgar kesik
kesik esmeye devam etti.
Gkyznn dousu puslu bulut kmeleriyle kaplanp da
ksa sreli gne vaadi sabah saat yedide iyiden iyiye ortadan
kalknca, " Ondan, on birden nce Hao'ya varamayacaz, " di
ye ikayet etti Kaptan D avenport. Hemen arkasndan da h
zn dolu bir ekilde sordu: "Akmlar ne durumda? "
Gzcler de direklerin tepeleri de herhangi bir k a r a gr
medi; gn, iseleyen rzgarlar ve vahi kasrgalarla get i .
Akam o lunca batdan byk bir dalga gelmeye balad. B a
rometre 29.SO'ye dmt. Hi rzgar yoktu ve uursuz dal
ga bymeye devam ediyordu. Ksa bir sre sonra Pyrenees
batdaki k aranlktan bitmek tkenmek bilmeden gelen deva
sa dalgalarn arasnda yalpa vuruyord u . ki vardiyann idare
edebilecei ekilde baz yelkenler i ndirilmiti ve yorgun m
rettebat iini bitirdiinde, karanlkta zellikle h ayvanlara
benzeyen , tehdit edici, h uysuz, ikayet eden sesleri d uyulu
yordu. Sancak t araf vardiyas gemiyi balayp gvenli hale
getirmek iin k tarafa arldnda, adamlar somurtkanlk
larn ve gnlszlklerini ak ak belli ettiler. Her yava
h areket bir p ro testo ve tehditti. Hava zam k gibi yap yap,
nemliydi ve rzgar n yokluunda gemideki herkes nefes ne
fese kalmt , zorlukla soluyordu. Yzlerinden ve plak kol
larndan terler boanyordu, yz nceki halinden ok daha
zay fl am, k aygl ve tedirgin, sabit baklaryla K aptan D a
venport felaketin yaklatn seziyor, b u hissin altnda ezili
yordu.
212

" B at ynne dnmeye balad," dedi McCoy yreklendi


recek ekilde. 'En kt ihtimalle frtnann kenarnda olaca
z. "
Kaptan D avenport kendini rahatlatm hissetmek istemedi
ve bir fenerin altnda kendi kitabnda alak basn frtna
larnda kaptanlarn uygulayaca stratejilere dair blm oku
du. Sessizlik, geminin ortalarnda bir yerde kamarotun alak
sesle alamasyla bozuldu.
Kaptan D avenport aniden ve yle bir gle, " Kes sesini ! "
diye bard ki suu ileyen d e dahil gvertedeki herkes korku
dan dili tutulacak hale geldi.
"Bay Konig," dedi kaptan fkeden ve sinirden titreyen bir
sesle, " rica etsem gidip u pi kurusunun azn paspasla tkar
msnz ? "
Kamarotun yanna giden B ay Konig deil McCoy oldu,
birka dakika iinde ocuk sakinlemi ve uykuya dalmt.
Gn aarmadan ksa bir sre nce gneydoudan ilk esin
ti geldi ve hzla artarak gl bir rzgara dnt. B unun arka
sndan neyin gelecei bilinmedii iin herkes gvertedeydi.
"Bir ey yok kaptan," dedi McCoy, kaptann omuz bandayd.
"Frtna bat ynnde ilerliyor bizse gneyindeyiz. Bu rzgar
yetersiz. Daha sert esmeyecek. Yelkenleri amaya balayabi
lirsiniz."
"yi de bu ne ie yarayacak? Nereye yelken aacam ? Bu,
gzlem yapmadan geirdiimiz ikinci gn ve dn sabah Hao
Adas'n grm olmalydk . Ne ynde kalyor, k uzeyde m i g
neyde mi, douda m nerede? B ana bunu syleyin ben de e n
ksa zamanda yola kaym."
''Ben dmenci deilim kaptan," dedi McCoy uysal bir e
kilde.
'Ben de dmenci olduumu sanyordum," diye serte ce
vap verdi kaptan, "Paumotus'a gelmeden nce yani . "
len , " leride dalgalar krlyor! " diye bard gzc.
Pyrenees akta tutuldu ve yelkenler srayla gevetildi, yerleri213

ne sarld. Pyrenees suyun iinde kayyor ve kendisini krlan


dalgalara srklemekle tehdit eden bir akntyla bouuyordu.
G eminin kaptanlar, t ayfalar, a ve kamarot deli gibi al
yorlard, Kaptan D avenport ile McCoy da ie el atmlard.
Ucuz atlattlar. S bir kumsald buras, dalgalarn durmadan
dvd, hi kimsenin yaamad, deniz kularnn bile din
lenmek iin uramad sevimsiz ve tehlikeli bir yerdi. Rzgar
gemiyi aa tamadan nce Pyrenees bu s kumsaln yz
m etre kadar yaknna srklenmiti ve o anda nefes nefese
olan mrettebat ilerinin bittiini dnp birden McCoy'a
az dolusu svp saymaya balad. Gemiye binip Mangare
va'ya gitmeyi teklif eden, kendilerini gvenli Pitcairn Ada
s'ndan alp bu durmadan deien ve dehetli sularda lme
srkleyen oydu. Ancak McCoy'un sakin ruhu bu durumdan
rahatsz olmamt. Onlara basit, balayc bir iyilikle bakt ve
her naslsa, McCoy'un asil erdemlilii mrettebatn karanlk
ve karamsar ruhlarna ileyip onlar utandrd, ettikleri k fr
ler boazlarnda tkanp kald.
"Kt denizler! Kt denizler! " diye syleniyordu Kaptan
Davenport gemisi aa ilerlerken; geminin k tarafnda kal
m olmas gereken kumsala b akmak iin aniden yerinden
kalkt, kumsal Pyrenees' ni n k omuzluunda kalmt ve hzla
rzgarn estii yne kayyordu.
Oturdu, yzn avularna gmd. Onun grdn ikin
ci kaptan, McCoy ve tayfalar da grmt. Kumsaln gneyin
deki dou ynl bir akm onlar bu yne srklemiti; kumsa
ln kuzeyinde de bat ynnde ayn hzda bir akm gemiyi kav
ram uzaklatryordu.
"Bu Paumotus'u daha nce duymutum," diye szland
kaptan bembeyaz olmu yzn avularndan ekerken. " Kap
tan Moyendale gemisini Paumotus'ta kaybettikten sonra, bana
buradan bahsetmiti. Ben de arkasndan glmtm. Tanr be
ni affetsin, gldm ona. Hangi kumsal bu?" diye aniden sordu
McCoy'a.
214

"B ilmiyorum Kaptan."


"Neden bilmiyorsun?"
"B uray daha nce hi grmedim, adn da duymadm . H a
ritaya gemediini biliyorum sadece. B u sular hibir zaman
batan baa incelenememitir."
" yleyse nerede olduum uzu da bilmiyorsun ? "
"Sizin bildiinizden fazlasn bilmiyorum," dedi McCoy ki
barca.
leden sonra saat drtte hindistancevizi aalar grn
d, suyun iinde byme benziyorlard . Az sonra bir merca
nadasnn s topra ykseldi denizin stnde.
"imdi nerede olduumuzu biliyorum Kaptan." McCoy
drbnleri gznden ekti. "Buras Resolution Adas . Hao
Adas 'nn krk mil tesindeyiz ve rzgar da tam istediimiz gi
bi."
"Gemiyi karaya karmaya hazrlann o zaman. G iri nere
de?"
"Giri, sadece bir kanonun geebilecei byklkte. Ama
imdi nerede o lduumuzu bildiimize gre B arclay de Tolley'e
gidebiliriz. B uradan yz yirmi mil uzakta, kuzey-kuzeybat y
nnde. Bu rzga rl a yarn sabah dokuzda orada ol uruz."
Kaptan Davenport haritaya bakt, dnp tand.
"Onu burada batrrsak ," diye devam etti McCoy, "yine de
filikalarla B arclay de Tolley'e gitmek zorunda kalrz."
Kaptan emirl erini verdi ve Pyrenees, b u misafirperver ol
mayan denizde bir kere daha yola kt.
Ertesi gn leden sonra btn gverteyi u mutsuzl uk ve
isyan kaplamt. Akm hzlanm, rzgar azalm t ve Pyrenees
batya doru bel vermiti. Gzc, B arclay de Tolley'in dou
ynnde kaldn haber verdi, direin tepesinden zar zor sei
liyordu ve Pyrenees saatlerce oraya varmaya alt bo yere.
Hindistancevizi aalar hep birer serapm asna ufukta bek
leyip durdu, sadece direin tepesinden seilebiliyorlard. G
verteden grlmesine dnyann ikinlii izin vermiyordu.
215

Kaptan D avenport haritaya bakp McCoy 'a dant. Make


mo Adas gneybat ynnde yetmi be mil uzaktayd . Lag
n otuz mil uzunluundayd ve girii de mkemmeldi. Kaptan
D avenport emirlerini sral ad ama mrettebat uymay reddet
ti. Ayaklarnn altnda yanp kavrulan bu cehennemden bktk
larn sylediler. Kara oradayd ite. G emi oraya varmasa ne
fark ederdi ki ? Filikalara binip gidebilirlerdi. Madem yle, b
raksalard da yansayd. Hayatlar nemliydi. Gemiye sadakat
le hizmet etmilerdi, imdi de kendilerine hizmet edeceklerdi.
nc ve drdnc kaptanlar yoldan sprerek filikala
ra hcum ettiler ve iine atlayp fil ikalar denize indirmeye gi
ritiler. Kaptan D avenport ile ikinci kaptan ellerinde revolver
leriyle geminin k tarafna yaklayorlard ki kamarann st
ne trm anm McCoy konumaya balad.
Denizcilere seslendi, onun gvercinin tn andran se
sini duyar duymaz ne diyeceini dinlemek iin durdular.
McCoy onlara kendi tarifsiz sakinliini ve huzurunu sundu.
Yumuak sesi ve basit fikirleri onlara byl bir ekilde akt ve
iradeleri dnda onl ar teskin etti. ok uzun zamandr unut
tuklar eyler yeniden canland anlarnda, bazlar ocukluk
ninnilerini, o zamanlar ne kadar mutlu olduklarn ve gnn
sonunda annelerinin kollarnda geirdikleri vakitleri h atrlad
lar. Dnyada hibi r dert, tehlike, can sknts kalmamt. Her
ey olmas gerektii gibiydi ve karaya srtlarn dnp ayakla
rn n altnda cehennem scayla bir kere daha denize alma
l ar kanlmazd.
McCoy ok sade konumutu ama nemli olan n e syledi
i deildi. Azndan dklebilecek herhangi bir szckten ok
daha ikna edici konuan onun kiil iiydi. Esrarengiz biimde
narin ve ok derin bir ruhun simyasyd bu. Ruhun gizemli bir
ortaya kyd, batan karan, alakgnl l ve son derece b u
yurgan. Onlarn ruhlarndaki kara mahzenlerde bir aydnlan
mayd , kaptanlarn parldayan, lm saan revolverlerirden
ok daha etkili bir eydi, safln ve gzelliin zorlamasyd bu.
216

Adamlar durduklar yerde istemeden duraksadlar, halat


lar gevetenler yeniden balad. Sonra hepsi birbiri ardna te
reddtle gverteye sokuldu.
McCoy'un yz kamarann stnden inerken ocuksu bir
mutlulukla parlyordu. Kendisi iin sknt yoktu. B u yzden de
herhangi bir skntya meydan vermemiti. Aslnda hibir za
man hibir sknt olmamt, onun yaad mutlu dnyada
byle eylere yer yoktu.
" Onlar hipnotize ettin," dedi ksk sesle Bay Konig sn tarak.
"Onlar iyi ocuklar," diye cevaplad. " lyi yrekliler. Zor
zamanlar geirdiler, ok da altlar, sonuna kadar da ok a
lacaklar."
B ay Konig cevap vermeye vakit bulamad. n n ten se
siyle em irler yadryordu, denizciler ele verilen emirlere uy
mak iin yerlerinden frl yordu ve Pyrenees de ba taraf Ma
kemo'ya dnene kadar yava y ava rzgardan faydalanyordu.
Rzgar ok h afifti ve gn battktan sonra neredeyse kesildi. Dayanlmayacak kadar scakt, bataki ve ktaki adamlar
bo yere uyumaya abaladlar. Gverte , stnde yatlamaya
cak kadar scakt ve armuzlardan szan zehirli buharlar gemi
nin stnde kt ruhlar gibi dolayor, gafillerin burun delikle
rine ve nefes borularna sessizce girerek aksrp tksrmalarna
neden oluyordu. Gkkubbede yldzlar tembel tembel gz kr
pyor; doudan ykselen dolunay, gvertede, kpe telerde, di
reklerin ve armklarn tepelerinde birbirine dolanp k vrlan
duman demetlerine, dumans ipliklere ve rmcek an a ben
zeyen duman rtlerine yla dokunuyordu.
" Anlatsana," dedi Kaptan D avenport yanan gzlerini
ovuturarak, " Bounty'dekilere ne oldu Pitcairn'e vardktan
sonra? Okuduklarm Bonty gemisini yaktklarn, sonra da
yll arca ortaya kmadklarn sylyor. Ama bu arada ne ol
du? Hep merak etmiimd ir. Aslmak zere olan adamlard o
u, birka da yerli vard. Kadnlar ela vard aralarnda stelik.
B u da e n bandan beri sknt yaratm gibi grnyor. "
217

"Sknt vard," diye cevaplad McCoy. "Kt adamlard. He


men kadnlar yznden kavga etmeye baladlar. Asilerden biri,
Williams, kansn kaybetmiti. Gemideki btn kadnlar Tahiti
liycli. Williams'n kars deniz kuu avlarken aatan dmt. O
da yerlilerden birinin karsn ald. Yerliler buna ok kzd ve ne
redeyse asilerin hepsini ldrdler. Sonra, bundan kurtulmay
baaran asiler yerlileri ldrd. Kadnlar da yardm etti. Yerliler
birbirini de ldrd. Herkes herkesi ldrd. Rezil adamlard.
Timiti, arkadalk gstergesi olarak san tarayan iki yerli
tarafndan ldrld. O yerlileri beyaz adamlar yol lamt.
Sonra beyaz adamlar kendi yoll adklar yerlileri de ldrd.
Kendi kars, Tullaloo'yu ldrd nk beyaz bir adamn ka
rs olmak istiyordu. ok ahlakszdlar. Tanr onlardan yzn
evirmiti. ki yln sonunda btn yerliler ldrlmt, beyaz
adamlardan ela sadece drt tanesi sa kalmt. Sa kalanlar
Young, John Adams, benim dedemin babas olan McCoy ve
Quintal idi. O da ok kt bir adamd. Bir keresinde. srf kar
s yeterince balk tutamad diye kadnn kulan srmt . "
"Gerekten de b e para etmezlermi ! " diye h aykrd B ay
Konig.
"yle, ok fenaydlar," diye ona katld McCoy ve gver
cin tn andran sesiyle sakince kanl, ehvetli, gnahkar
atalarn anlatmaya devam etti . "Dedemin babas cinayete kur
ban gitmekten kurtuldu ama kendi kendini ldrd. B i r imbik
yapt ve alkol damtt ti bitkisinin kklerinden. Quintal onun
ahbabyd, beraber iip sarho ol urlard hep. En sonunda
McCoy alkol zehirlenmesi sonras bir titreme hezeyan geirdi
ve boynuna bir h alat balayp kendini denize att.
Quintal 'n kars, hani u kulan srd kadn, o da uu
rumdan dp ld. B unun zerine Quintal , Young'a gidip
onun karsn istedi, Adams 'n karsn da istedi. Young ve
Adams Quintal 'dan korkuyorlard. Kendilerini ldreceini
biliyorlard. Bu yzden onlar Quintal' ldrdler bir baltayla .
Sonra Young ld. B alarna gelen felaket bundan ibaret."
218

"Herhalde yledir," diye homurdand Kaptan D avenport.


"ldrecek kimse kalmam geriye. "
" te, Tanr yzn onlardan evirmiti , " dedi McCoy.
Sabah doudan hafif bir rzgar esiyordu ve bununla gne
ye doru kayda deer bir yol alamayan Kaptan Davenport is
kele tarafnda yelkenlerin hepsini at. Kendisini pek ok s
nacak yerden eden bat ynndeki o felaket akmdan korku
yordu. B tn gn boyunca sakinlik devam etti, ayn durgunluk
gece de srd, az miktarda kurutulmu m uzla beslenen deniz
ciler ikayet ediyorlard. stelik gten dyor ve sadece muz
yemekten ektikleri mide arlarndan yaknyorlard. Akm
Pyrenees'yi btn gn batya doru gtrd, onu gneye gt
recek rzgar yoktu. lk ksz vardiyasnn ortasnda gneyde
hindistancevizi aalar grnd, kmelenmi tepeleri suyun
stnde ykseliyor ve aadaki s mercanadasn gsteriyor
lard .
" B u Taenga Adas ," dedi McCoy. " B u gece rzgar kma
s gerek yoksa Makemo 'yu karrz. "
"Gneydou ticaret rzgarna ne oldu?" diye sordu kap
tan. "Neden esmiyor? Sorun nedir?"
" Byk lagnlerdeki buharlama yznden byle oluyor,
ok fazla byk lagn var," diye aklad McCoy. "Buharlama
rzgarlar etkiliyor. Hatta rzgarn glenip gneybatdan fr
tna estirmesine neden oluyor. B uras Tehlikeli Adalar, kap
tan."
Kaptan Davenport ihtiyar adama bakt, azn at , kfre
decekti ama durdu, tuttu kendini. McCoy'un varl beyninde
alkalanan ve boaznda dmlenen kfrlere sitem niteli
indeydi. McCoy'un etkisi bir araya geldiklerinden beri srek
li artyordu. Kaptan Davenport denizde bir diktatrd, kimse
den korkmaz, dilini tutmazd ve imdi, kahverengi kadns gz
leri, gvercin tn andran sesiyle bu ihtiyarn karsnda
kfredemiyordu. B unu fark ettiinde Kaptan Davenport ciddi
bir darbe ald. Bu ihtiyar adam McCoy'un soyundand, Bo219

wty'de, ngiltere 'de kendisini bekleyen daraacndan kaan


asi McCoy'un, Pitcairn Adas'nn ilk zamanlarndaki kan, eh
vet ve vahi lm dneminde kt bir g olan adamn soyun
dand.
Kaptan D avenport dinibtn biri deildi ama o anda te
kinin ayaklarna kapanmamak iin kendini zor tuttu, nedenini
o da bilmiyordu. Bu, t utarl bir d nceden ok, kaptan derin
den etkileyen bir duyguydu ve belli belirsiz bir ekilde, bir o
cuun basitliine ve bir kadnn nezaketine sahip bu ihtiyar
adamn karsnda kendisinin deersizliinin ve kklnn
farkna varyordu.
Elbette kendisini teki kaptanlarn ve adamlarnn kar
snda kk dremezdi . Hal byleyken kfretmesine sebep
olan kzgnlk hflf sryordu iinde. Birdenbire kamaraya
yumruuyla vurdu ve haykrd:
"Bana bak ihtiyar, yenilmeyeceim ben. B u Paumotus be
ni kandrd, aldatt, benimle alay etti. Yenil meyi reddediyo
rum. Bu gemiyi srmeye devam edeceim, gerekirse in'e ka
dar giderim ama bu gemiye bir yer b ulaca m . Gemideki her
kes gitse bile ben kalacam. Paumotus'a gnn gsterece
im. B eni aptal yerine koyamaz. Gemi iyi bir kz, stnde
ayakta durabileceim bir tahta paras olduu srece ben de
onun yannda olacam. Beni duydun mu?"
"Ben de sizinle kalacam, kaptan," dedi McCoy.
Gece boyunca gneyden hafif, srekli deien rzgarlar es
ti; fkeli kaptan, geminin ate ykyle bat ynnde akntya
kaplm izleyip lt ve McCoy'un duymayaca kadar alak
bir sesle kfretmek iin tekilerden uzaklat .
Gnyla birlikte gneyde daha ok palmiye grnd .
" Oras Makemo'nun rzgaralt yn," dedi McCoy. " Katiu
sadece birka mil batda. Oraya gidebiliriz. "
Ama iki ada arasnda souran akm onlar kuzeybatya s
rkledi ve leden sonra saat birde, Katiu'nun palmiyelerinin
denizin stnde ykselip tekrar denize battn grdler.
220

Birka dakika sonra, kaptann kuzeydoudan gelen yeni


akmn Pyrenees'yi yakaladn kefettii anda, direklerdeki
gzcler kuzeybatda hindistancevizi palmiyelerini grdkleri
ni sylediler.
" Oras Raraka," dedi McCoy. " Rzgar olmadan oraya vara
mayz. Akm bizi gneybat ynne ekiyor. Ama dikkatli olma
lyz. Birka mil tede bir akm nce kuzeye gidiyor sonra da bir
daire izip kuzeybatya dnyor. Bu bizi Fakarava'dan uzakla
trr, Fakarava Pyrenees iin yer bulabileceimiz bir ada . "
" B tn gn can nasl isterse srkleyebilir bizi ," dedi
Kaptan Davenport hiddetle. "Yine de ona bir yer bulacaz."
Gel gr ki Pyrenees'de iler son kerteye varmak zereydi. G
verte o kadar snmt ki scaklk birka derece daha artarsa
gemi alev alacakt. Gvertenin pek ok yerinde kaln tabanl
ayakkabl ar bile adamlar korumaya yetmiyordu ve ayaklarn
yakmamak iin srayarak yrmek zorunda kalyorlard. Du
man artm, daha da keskin bir hal almt. Gemideki herkesin
gzleri iltihaplanmt, herkes veremli hastalar gibi ksrp
nefes almakta zorlanyordu. leden sonra filikalar hazrl an
m, denize sallandrlmt. Kalan son muz paketleriyle kap
tanlarn alet edevatlar filikalara yklenmiti. Kaptan Daven
port, her an patlar korkusuyla kronometresini bile en byk fi
li kaya koymut u.
Btn gece bu korku ilerine dert oldu ve gnn ilk kla
ryla, Pyrenees 'nin hala tek para olduuna ve kendilerinin de
hayatta olduklarna inanamayarak birbirlerine km gzler,
hayalet gibi solgun yzlerle baktlar.
Ara sra hzla yryerek, sk sk da atlayp srayarak gemi
sinin gvertesini kolaan etti Kaptan Davenport.
K tarafa dndnde, "Birka dakika iinde deilse bile
birka saate kalmaz geminin alev a lmas," dedi.
Geminin ana direinden, " Kara grnd ! " haykr d uyul
du. G verteden karay grmek mmkn deildi, McCoy yuka
r trmand, bunu frsat bilen kaptan iindeki yakclktan kur22 1

tulmak iin svd sayd. Ama sayp svmesi suyun stnde ku


zeydouda grd bir karaltyla kesildi. iddetli bir rzgar
dan ok o blgede srekli esen bir rzgar, kesil mi ticaret rz
garyd, dorultusundan sekiz derece sapmt ama bir kere da
h a eski halini alyordu.
" Yola devam edin kaptan," dedi McCoy k tarafa varr
varmaz. "Bu Fakarava'nn dou taraf ve boazdan tam hzla,
apazlama ve btn yelkenler ekilmi geeceiz. "
B i r saatin sonunda hindistancevizi aalar ve deniz seviye
sinin altndaki kara gverteden seilebiliyordu. Pyrenees'nin
daha fazla dayanamayaca hissi herkese dert olmutu. Kaptan
Davenport filikay denize m ayna etmi ve geminin gerisine
indirmiti, filikalar birbirinden ayr tutabilmek iin de her bi
rine bir adam yerletirmiti. Pyrenees kyya dokunmadan ke
nardan gidiyordu, kpklerin beyazlatt mercanadasyla ara
snda iki gomene mesafe vard.
Kara, bir dakika sonra, dar bir boaz ve gerisinde de otuz
mil uzunluunda, on mil geniliinde devasa bir ayna olan la
gn aa vurarak ikiye ayrld.
"imdi Kaptan."
Pyrenees dmene itaat edip boaza girerken geminin se
renleri son bir kez ark etti. Adamlarla kaptanlar korkuyla k
tarafa katnda dnler g bela yaplmt ve hibir ey ro
da edilmemiti. Hibir ey olmamt ama yine ele bir ey ola
can d nyorlard. Nedenini bilmiyorlard. Sadece eli kula
nda olduunu biliyorlard. McCoy, gemiyi ieri sokacakt, bu
yzden pruvadaki yerini almak iin ilerledi ama kaptan onu
kolundan yakalayp kenara savurdu.
"Burada yap," dedi. "Gverte gvenli deil." Hemen ar
dndan, " Ne oluyor?" diye sordu , "k mldamyoruz."
McCoy gl msedi.
"Yedi millik bir akmla mcadele ediyorsunuz kaptan," de
di. "B uras, denizden ekilen suyun bu boazdan karken izle
dii yol . "
222

Bir saat sonra Pyrenees hemen hemen hzn kazanmt,


rzgarn sertlemesiyle hzla ilerlemeye balad.
" Birkanz filikalara binin," diye emretti Kaptan Daven
port.
Sesi hala nlyordu, adamlar i taatkarca kmldanmaya ba
lamlard ki Pyrenees'nin gvertesinin ortas, alev ve duman
yn olarak yelkenlere ve armaya kadar atld, bir ksm yerin
de kald , kalan da denize dt. K tarafta toplanm adamla
r kurtaran ey, rzgarn apazlama esmesiycli. Deliler gibi fili
kalara hcum ettiler ama McCoy'un engin sakinlik ve sonsuz
zaman tayan ikna edici sesi onlar durdurdu.
"Sakin olun," diyordu. " Her ey yol unda. Biri u ocuu
aa indirsin ltfen."
Dmendeki adam korkudan dmeni terk etmiti ve Kaptan
Davenport atlayp tam zamannda dmenin parmaklklarn ya
kalad ela gemi akma kaplp karaya oturmaktan kurtuldu.
"Filikalarn sorumluluunu stlensen daha iyi olacak," de
di B ay Konig'e. "Birini tam k omuzluun altna ek . . . Atla
dmda tam orada olsun."
B ay Konig duraksad , sonra kpeteden atlad ve filikaya
indi.
"Yarm kerte daha uzak tutun kaptan."
Kaptan Davenport ard. Gemide tek bana olduunu
sanyordu.
" Evet, yarm kerte daha," diye cevaplad.
G eminin ortas iinden alevler kan ak bir frnd, bura
dan muazzam dumanlar kyor, direklerin ok stne kadar
ulayor ve geminin n ksmn tamamen grnmez hale getiri
yordu. Mizana armklarna snm McCoy, gemiyi karmak
boazdan geirmek iin zorl u kumanda etme grevini srdr
yordu. Mayistrada szlen yel ken bezi ykselip bir alev taba
kas halinde yok olurken yangn , patlamann olduu yerden k
tarafa doru gvertede yaylyordu. n taraf gremeseler de
ba taraftaki yelkenlerin salam olduunu biliyorlard.
223

"eri girmeden btn yelkenleri yanmasa bari," diye ho


murdand kaptan.
McCoy kendinden emin bir ekilde, "Baaracak," diye ona
gven verdi . " Yeterli zaman var. B aarmak zorunda. Bir kere
ieri girdi mi gemiyi ters eviririz, bylece hem duman kendi
mizden uzak tutarz hem de yangnn k tarafa doru ilerleme
sini engellemi oluruz. "
Bir alev mizana direini yalad , yelken bezinin aadaki
katna uzand ama yakalayamayp gzden kayboldu. Yukar
dan yanan bir halat dosdoru Kaptan D avenport 'un ensesine
dt. Kaptan, elini uzatp cann yakan alevi derisinden silker
ken ar sokmu birinin hzyla davrand .
" Ne ynde gidiyor kaptan? "
"Kuzeybatdan bat ynnde."
"B atdan kuzeybat ynnde tutun gemiyi . "
Kaptan Davenport dmeni evirip doru yola getirdi.
"Batdan kuzeye , kaptan."
"B atdan kuzeye gidiyor. "
"imdi batya . "
Pyrenees lagne girerken, yava yava, btn ayrntlaryla
rzgarn kendisini soktuu daireyi izdi; McCoy bin yln verdii
dingin kesinlikle, deien rotay en ince ayrntsna kadar akd.
"Bir kerte daha kaptan."
"Bir kerte , tamam."
Kaptan Davenport dmenin parmaklklarn byk bir hzl a eviriyor, aniden geri dndryor ve kontrol ediyordu.
"Sabit."
"Sabit, yle devam ediyor."
Rzgar geminin k tarafndan esiyordu ama scaklk o ka
dar fazlayd ki kaptan D avenport drbnle yandan bakyor, su
toplayan yanaklarn ovuturmak iin dmeni bir o eliyle bir
bu eliyle t utuyordu.
McCoy'un sakal scaktan kvrlp bzyordu ve kokusu
burun deliklerinde arlanca kaptan aniden e nd ieyle
224

McCoy'a doru bakmak zorunda hissetti kendini . Kaptan Da


venport ellerinin su toplayan ksmlarn pantolonuna srtmek
iin ellerini deitirerek tutuyordu dmenin parmaklklarn.
Mizana direindeki btn yelkenler, iki adam da yere me
lip yzlerini elleriyle kapatmaya mecbur eden bir alev hcu
muyla yok oldu.
"imdi," dedi McCoy s kyya yle bir bakarak, " drt
kerte yukar Kaptan, brakn yle gitsin."
Yanan hal at ve yelken bezi paralar dyordu stlerin e .
Kaptann ayann dibinde iin iin yanan b i r halat parasn
dan kan katranl duman, kaptann iddetli bir ksrk nbe
tine tutulmasna neden oldu, bu esnada hala dmenin parmak
lklarna tutunuyordu .
Pyrenees karaya vurdu, geminin ba kalkt v e nazike ka
raya ot urdu. arpmann etkisiyle yerinden kopan yanan para
lar yamur gibi yad stlerine. Gemi bir kez daha hareket et
ti ve ikinci kere kyya vurdu. Krlgan mercanlar omurgasnn
altda ezip yoluna devam etti ve nc bir kere daha vurdu.
"Alabanda," dedi McCoy. Bir dakika sonra , "Alabanda et
miyor mu?" diye sordu.
"Yok, alabanda etmeyecek,'' diye cevaplad kaptan.
"Tam am, ark ediyor." McCoy yan tarafa bakt. " Yumu
ak, beyaz kum. D aha iyisini isteyemezdim. Gzel bir yer."
Pyrenees k tarafm rzgardan te yana ark ederken ok
byk bir duman ve alev patlamas oldu k tarafta. Kaptan
D avenport vcudunda oluan kabarcklarn acsyla terk etti
dmeni. K omuzluurur altnda duran filikann pruva h ala
tna uzand, sonra yannda onun aa inmesini bekleyen
McCoy' a bakt.
" nce sen,'' diye bard kaptan, onu omzundan yakalayp
neredeyse kpeteden frlatarak. Ama alevler ve duman ok
fenayd, McCoy 'un hemen ardndan gitti o da, iki adam halata
tutunmu sallanyorlard, h alattan birlikte kayp dtler fili
kaya. Ba tarafta bir denizci emir verilmesini beklemeden h a225

lat bayla kesti. Hazr durumda bekleyen krekler suya dal


d ve filika ok gibi frlad.
"Gzel bir yer, kaptan, " diye mrldand McCoy arkasn a
bakarak.
"yle, gzel bir yer, senin sayende," diye cevaplad kap
tan.
filika ezilmi mercanlardan oluan beyaz kumsala do
ru ilerledi, kumsaln tesindeki hindistancevizi aac korusu
nun kenarnda sazlardan yaplm yarm dzine evle karaya vu
ran yangna heyecanla, gzleri fal ta gibi alm bakan yirmi
kadar yerli grnyordu.
Filikalar karaya ulat, adamlar beyaz kumsala ayak bast.
"imdi de," dedi McCoy, " Pitcairn'e geri dnmenin bir yo
lunu bulmal ym."

226

NDEK LER

Kzl Veba 9
Gney Denizi Hikayeleri 73

Mapuhi 'nin Evi 75


B alina D ii 10 1
Mauhi 113
"Hah! Hah! Hah ! " 131
Kafir 145
Korkun Solomonlar 167
Kanlmaz B eyaz Adam 183
McCoy'un Soyu 193

227

YANAN G N I I G I @
N SAN I N SADAKAT @
BEYAZ D
KIZI L VEBA G N EY DEN Z H KAYE LER
VAH ET N AG RISI @
ELSIN ORE ' DA SYAN @
ADEM DEN NCE BAL I K D EVRYES H KAYE LER @
J O H N BARLEYCORN @
UURUM N SAN LARI @
DEN Z K U R D U @
ATALARI N I N TAN RISI @
K U R D U N OG LU @
DEVRM VE D G E R YAZI LAR
SOG U G U N OCUKLAR! @
MART I N EDEN @
DEM R KE @
YOL @

btn eserleri
ato
Dava @
Kayp (Amerika)
H ikayeler
B i r Sava n Tasviri
Deiim
Tarada Dn Haz rl klar
B tn yk ler
G n lkler
Babama Mektup
M i l ena'ya Mektuplar
Yeni B u l u nmu Mektuplar
Ottla'ya ve Ai lesine Mektuplar
zdeyiler
kafka zerine
Kafka'da nan ve U m utsuzluk
Fel ice'ye Mektuplar zerine
Kafka ile Syleiler
Yaamyks

iner Mnrin

ilke
r
. .

iyi ruh lara adak


dten ta @
advent @
bana tren @
beyaz p renses / sancaktar @
kei yaam zerine @
hac zerine @
yoksulluk ve lm zerine @
imgeler kitab @

yk
tanr 'dan yk ler @
beyaz mutluluk
sonuncular @
nk zordu r sevgi @

mektup/deneme/yaamyks
cezanne zerine mektuplar @
gen bir aire mektuplar @
sanat stne @
auguste rodin @
kalbin ii

ANTON EHOV
btn ese rleriyle t rkede

B T N YK L E R
byk yazarm
btn yk leri ,
mehmet zg l ' n
rusa aslndan
tari h sra h tam
evi risiyle 8 ci lt
bi r arada

BT N OYU N LAR
ehov ' u n btn oyu n lar ,
meh met zg l ' n rusa
ash ndan tam evi ri siyle
3 ci lt bi r arada
her ci ltte yer alan ve
oyu n l a rm trkiye' deki
serve n lerini a ktaran
bl m lerle btn oyu n lar,
nem li bi r kaynak
nitelii n dedir

ZONGULDAK HALK KTPHANES

1 111111 1111 1 1111111Jll llll


828.33 LQN 2010

You might also like