You are on page 1of 219

PIERRE LOTI

Fransz romanc 1850'de dodu, 1 9 2 3 ' t e ld. Bir deniz subay


olarak Ortadou ve Uzakdou'da bulundu. Buralarda an ki
taplarnda iledii yabanc kltrleri yakndan tanma frsat
buldu. Yetenekli bir gzlemci olan Loti, yolculuklarndan
edindii izlenimleri saf ve mzikal bir dille yaptlarna yanst
mtr.
lk roman Aziyad'nin ( 1 8 7 9 , Aziyade) yaymlanmasyla
hem eletirmenlerin vgsn h e m de geni bir okur kitlesinin
hayranln kazand. Pcheur d'Islande ( 1 8 8 6 ; zlanda Balks)
ve Madam Chrysanthme ( 1 8 8 7 ; Madam Krizantem) adl baa
rl romanlaryla 1891'de Acadmie Franaise'e kabul edildi.
Loti, yaptlarnda hayatn geiciliinden duyduu umutsuzluk,
ak ve lm gibi temalar insanlara duyduu efkat ve acmay
la yumuatr.
Birok kez stanbul'a gelen Loti Osmanl hayat tarzndan
etkilenmitir. 1920'de "stanbul ehri fahri hemerisi" olarak
kabul edildi ve onun adn tayan bir cemiyet kuruldu. stan
bul'da Divanyolu'nda bir caddeye ve Eyp'te bir kahveye ad
verildi.
Balca Yaptlar: Les Dsenchants ( 1 9 0 6 ; Bezgin Kadnlar),
Le Koman d'un Enfant ( 1 8 9 0 , Bir ocuun R o m a n ) , Prime
Jeunesse ( 1 9 1 9 , lk G e n l i k ) , Le roman d'un spahi ( 1 8 8 1 , Bir
Sipahinin Roman), La Turquie agonisante ( 1 9 1 3 , Can ekien
Trkiye).

OLAK

KLASKLER

Aziyade/ P i e r r e Loti
Franszca aslndan eviren: Birsel U z m a
Olak Y a y n c l k ve R e k l a m c l k L t d . ti., 2 0 0 3
B u e v i r i n i n b t n h a k l a n sakldr. T a n t m iin y a p l a c a k
ksa alntlarn d n d a y a y m c n n yazl izni o l m a k s z n
hibir yolla o a l t l a m a z .
K u r u m s a l kimlik d a n m a n : S e r d a r B e n l i
K a p a k t a s a r m : Il D n e r a y
Kapak uygulama: M. Deniz orbacolu
K a p a k r e s m i : "stanbul'da H a r e m H a y a t " c . 1 8 5 7 , J o h n
Frederick Lewis
Dizgi dzeni: Melior, 9 , 7 5 / 14 pt.
Ofset hazrlk: Olak Y a y n l a r
B a s k : Olak Bask H i z m e t l e r i
Tel: ( 0 - 2 1 2 ) 6 1 2 7 3 0 5

Olak Yaynclk ve Reklamclk ltd.

ti.

Genel y n e t i m : S e n a y H a z n e d a r o l u
Y a y n y n e t m e n i : Rait a v a
Z a m b a k S o k a k 2 9 , Olak B i n a s , 8 0 0 8 0 Beyolu-stanbul
Tel: ( 0 - 2 1 2 ) 2 5 1 7 1 0 8 - 0 9 ,
Faks: (0-212) 2 9 3 65 50
e-posta: o g l a k @ o g l a k . c o m
B i r i n c i bask: 2 0 0 3
ISBN 9 7 5 - 3 2 9 - 4 1 8 - 2

Aziyade

10 Mays 1876'da Trkiye hizmetine girerek


27 Ekim 1877'de Kars istihkmlar iinde
lm olan bir ngiliz bahriye temeninin
notlarndan ve mektuplarndan derlenmitir.

Aziyade'nin orijinal Franszca basksnda T r k e ve


italik olarak geen btn kelimeler bu baskda da ita
lik olarak dizilmitir. A n c a k , yazarn, bir kelimenin al
tn izmek iin asl metinde italik olarak brakt ok
az saydaki kelimeyi de italik olarak braktk.

BR

SELANK

LOTI'NN GNL

.
16 Mays 1 8 7 6

... Ho bir Mays gn, gzel bir gne, bulutsuz bir gk


yz... Yabanclarn kayklar geldiinde, rhtmdaki cel
latlar eserlerini son bir kez kontrol ediyordu: Aslan alt
kii kalabaln nnde son korkun rpnlarn ya
yordu... Pencereler, atlar izleyicilerle doluydu, yakn
lardaki bir balkonda, Trk yetkililer onlar iin allm
olan grnty glmseyerek seyrediyorlard.
Sultan'n hkmeti idam treni iin fazla para har
camamt. Daraalar o kadar alakt ki, mahkmlarn
plak ayak parmaklar topraa deiyor, kaslp kvrlan
trnaklar kumlar kazyordu.

II
idam sona erdiinde, askerler ekildi ve ller gn bata
na kadar halkn seyrine brakld. Ayaklar zerine dikil
mi gibi grnen alt ceset, umursamadan gelip geenler
ve sessiz gen kadn gruplar arasnda, Trkiye'nin gzel
gnei altnda lmn dehet verici glmseyii gibi
beklediler.

III
Bu toplu idamlarn yaplmasn, Dou buhrannn ban
da Avrupa'da ok ses getiren konsolos cinayetlerinin
karl olarak Fransa ve Almanya hkmetleri istemiti.
Btn Avrupal milletler Selanik Liman'na gr
kemli zrhllar gndermiti. ngiltere, ilk temsilci gnde
renlerdendi. Bylece ben de Majesteleri'nin korvetlerin
den birinde gelmitim blgeye.

IV
Gzel bir ilkbahar gn, idamlardan gn gibi ksa bir
sre sonra Makedonya'nn Selanik ehri sokaklarnda
dolamamza izin verildii ilk gnlerden birinde, saat
akam zeri drde doru, iki leylein kavgasn izlemek
iin eski bir caminin kapal kaplar nnde duraksadm.
Sahne Mslman mahallesinin eski bir sokanda

11

yaanyordu. Kvrml yollarn kysnda kk dknt


evler sralanmt. Evlerin yars, her yan kafeslerle r
tl byk balkonlarla donatlmt. ahniin denilen
bu gizemli gzetleme kmalar, ieridekilerin dardan
fark edilmeden sokaktan gelip geenleri izlemelerine
olanak salard. Sokak demesini oluturan siyah yass
akl talarnn arasndan otlar fkryor, atlarn ze
rinden taze yeil dallar sarkyordu. Aralardan para par
a grnen gkyz bulutsuz ve masmaviydi. Mays'n
lk havas ve ho kokusu drt bir yan sarmt.
Selanik halk bize kar rahatsz ve dmanca davran
maya devam ediyordu. Bu nedenle stlerimiz, sokaklarda
dolarken kllarmz ve btn askeri donanmmz ta
maya zorluyorlard bizi. Ara sra duvar kenarlarndan
yryp geen birka sarklya rastlyordum ama haremle
rin ar parmaklklarnn ardnda hibir kadn ba grn
myordu. l bir ehirde gibiydik.
Orada ylece yapayalnz olduumu dnrken,
hemen yan bamdaki kaln demir parmaklklarn ar
dnda bir insan bann st ksmn ve zerime dikilmi
iki kocaman yeil gz fark edince garip bir duyguya ka
pldm.
Kalar siyah, hafif atk, birbirine bitiik denebile
cek kadar yaknd. Bu bakn ifadesi cesaret ve masumi
yet karmyd. ylesine taze ve genti ki, bir ocuk ba
k sanlabilirdi.
Gzlerin sahibi gen kadn ayaa kalkt, uzun ve
sert pilileriyle feracesinin sard bedenini beline kadar
gsterdi. Giysisi yeil ipektendi. Gm ilemelerle ss
lyd. Ban beyaz bir rtyle zenle sarm, yalnzca

12

alnn ve gzel gzlerini akta brakmt. Gzleri, bir


zamanlarn Dou airlerinin anlatmaya doyamad o de
niz yeilindendi.
Bu gen kadn Aziyade idi.

V
Aziyade dimdik bana bakyordu. Bir Trk karsnda olsa
saklanrd ama bir gvur erkek saylmazd. Daha ok uzun
uzun seyredilebilecek bir merak nesnesi gibiydi. rkt
c demir makinelere binip lkesini tehdit etmeye gelen
yabanclardan birinin ona itici ya da dehet verici gelme
yen gen bir adam olabilmesine arm grnyordu.

VI
Rhtma dndmde filolarn btn kayklar gitmiti.
Beyaz bartsnn altnda gizlenen yz hl bir yaban
cyd ama yeil gzlerin tutsa olmutum. Leylekli ca
minin nnden kere, tekrar tekrar gemitim. Saatler
ben farkna varamadan akp gitmiti.
Bu gen kadnla benim aramda olanakszlklar san
ki kasten ylm gibiydi. Birbirimize dncelerimizi
aktarmamz, konumamz ya da yazmamz olanaksz
d, akamn altsnda rhtm silahsz terk etmem yasakt,
sekiz gn iinde bir daha geri dnmemek zere ehri
terk etme ihtimalimiz vard, en beteriyse, harem bekile
rinin acmasz denetimiydi.

13

ngiliz zrhllarnn uzaklamasn seyrettim. Gne


gzden kaybolmak zereydi. Bir Trk kahvehanesinin
tentesi altnda ne yapacam bilemeden oturdum kal
dm.

VII
Az sonra evremde insanlar toplanmaya balad. Geceyi
Selanik rhtm zerinde geiren kayk ve hamallardan
oluan bir grup, neden karada kaldm renmek isti
yor ve hizmetlerine ihtiya duyabileceim umuduyla ya
knmda bekleiyorlard.
Bu Makedonyallar grubu arasnda, lkenin eski a
heykellerindeki gibi kk buklelere ayrlm komik sa
kall bir adam fark ettim. nmde yere oturmu, byk
bir merakla beni inceliyordu. Giysilerim, zellikle de
ayakkablarm fazlasyla ilgisini ekmi gibi grnyor
du. Byk bir Ankara kedisinin sevilmek isteyen geriniiyle, inci gibi parlayan iki di srasn gstererek esni
yordu.
ok gzel bir ba vard. Drstlk ve zekyla parla
yan gzlerinde byk bir tatllk okunuyordu. st ba
yrtk prtk, ayaklar plak, gmlei lime limeydi ama
bir dii kedi kadar temizdi.
Bu adam Samuel idi.

VIII
Ayn gn karlatm bu iki varlk ksa zaman sonra va
roluumda byk bir yer edinecek ve ay boyunca ha
yatlarn benim iin tehlikeye atacaklard. Bunu o srada
syleseler ok arrdm. Her ikisi de benim ardmdan
gelmek iin lkelerini terk edeceklerdi. K stanbul'da,
ayn at altnda geirmek kaderimizde yazlyd.

IX
Samuel cesaretini toplayp bana bildii ngilizce sz
syledi: "Do you want to go on board?" [Gemiye gitmek
istiyor musun?]
Ve karma bir dille srdrd: "Te portarem col la
mia barca." [Seni kaymla gtrrm.]
Samuel Dou lkelerinde konuulan Arapa, Fars
a, Franszca, talyanca ve spanyolca karm bu karma
dili anlyordu. Belli belirsiz aklmdan geen lgn pla
nmda bildiim bir dili konuan bu zeki ve kararl gen
ten nasl faydalanabileceimi dndm hemen.
Bu baldrpla kendime balamak iin altn iyi
bir ara olurdu ama bende fazla saylmazd. Zaten Samu
el drst birine benziyordu ve byle bir gen altn uru
na gen bir adamla gen bir kadn arasnda araclk yap
maya raz olmazd.

X
LONDRA'DAK 3. PYADE TABURU TEMEN
WILLIAM BROWN'A
Selanik, 2 Haziran

...lk bata hayal gcmn ve duygularmn sarholu


undan baka bir ey deildi. tesi sonradan geldi: Bir
ak ya da onu gibi bir ey. ardm ve bylendim.
Keke dostunuz Loti'yi bu eski ama esiz mahalle
nin sokaklarnda yrrken, garip grnml bir evin
merdivenlerini trmanrken grebilseydiniz. Kap zeri
ne gizemle kapanyor. Buras, klk deitirmek iin se
tii snak. (Hatrlarsanz bir zamanlar yldz Isabelle
B... iin de byle eyler yaplrd: Sahne kiralk bir ara
bada ya da Hay-Market Soka'nda, byk Martyn'in
metresinin evinde geerdi. ok eskilerden beri uygula
nan bu klk deitirme ii, ona biraz daha ekicilik ve
yenilik katard).
Melodramn ba - Birinci Tablo: Eski karanlk bir
apartman dairesi. Olduka sefil bir grnm, Dou'ya
zg renklilik. Yerde silahlarla birlikte nargileler gr
nyor.
Dostunuz Loti tam ortaya oturmu ve yal Yahu
di kadn tek kelime etmeden evresinde kouturuyor.
Gzel grnml giysileri, engel burunlar, payetlerle
ssl uzun ceketleri, altn sikkelerden gerdanlklar ve
balk olarak da yeil ipekten hotozlar var. Loti'nin as
ker giysilerini karmak ve Trk klna sokmak iin
acele ediyorlar. Eilip yaldzl tozluklar ve orap bala-

16

rndan balyorlar ie. Loti, lirik bir dramn kahramanna


yakr hznl ve kaygl havasn koruyor.
ihtiyar kemerine, kabzalar mercan kakmal ve
telkari ii sslemeli birka haner sokuyorlar. Srtna ge
ni kollu ve srmal bir ceket giydiriyor, bana fes tak
yorlar. Btn bunlardan sonra el hareketleriyle Loti'nin
ok gzel olduunu sylyor ve byk bir ayna getirme
ye kouyorlar.
Loti, fena grnmediini dnyor, ok kt so
nular dourabilecek olan bu klk onu kaygyla glmsetiyor, sonra bir arka kapdan kaybolup Dou arlar
ve camileriyle dolu garip bir ehri batan baa kat ediyor.
Trkiye'de pek sevilen canl renklerdeki bu giysiler iin
de kalabaln arasnda fark edilmiyor, yalnzca beyaz
bartl baz kadnlar yanndan geerken, "ite iyi gi
yimli bir Arnavut! Silahlan da ne kadar gzelmi!" di
yorlar.
Azizim William, dostunuz Loti'yi daha sonrasnda
izlemeniz ihtiyatszlk olacaktr. Bu kouturmann so
nunda, bir Trk kadnnn ak var. stelik bugnn ko
ullarnda davranlarna anlam vermek olanaksz olan
bu kadn, bir Trk'n kars. Loti onun yannda cann
riske atarak, birok diplomatik karkla yol amay g
ze alarak bir saat geirecek.
Bu kadar ileri gitmek iin korkun bir bencillik d
zeyine erimek gerektiini syleyebilirsiniz. Ben de aksi
ni iddia etmiyorum ama artk insann hayatta houna gi
den ne varsa yapmas ve hayat denilen bu tatsz yemee
mmkn olduunca baharat katmak gerektiini dn
yorum.

17

Bana sitem edemezsiniz azizim William: Size uzun


uzun yazdm. Kimsenin dostluuna inanmadm gibi,
sizinkine de fazla inanmyorum. Ama dnyann drt bir
yannda karlatm onca insan arasnda birlikte yaa
mak ve fikir alveriinde bulunmaktan zevk aldm sa
yl insandan birisiniz. Mektubumda dertlerimi biraz
fazla ortaya dktm dnrseniz, beni knamay
nz. Biraz Kbrs arab imitim.
imdi geti. Serin akam havasn iime ekmek
iin gverteye ktm. Selanik hi de ihtiaml grnm
yordu. Minareleri, Sodom dknlnn yceltildii
pis ve karanlk bir ehrin zerine yerletirilmi bir yn
eski muma benziyor. Nemli hava buz gibi bir duasna
zerime kapandnda ve doa donuk ve acnas bir hal
aldnda, kendime kapanyorum. imde mide buland
rc bir boluk ve yaamaktan duyduum sonsuz skn
tyla karlayorum.
Yaknda Kuds'e gitmeyi dnyorum. imde ka
lan birka inan krntsn yakalamaya alacam.
imdilik dini ve felsefi inanlarm, ahlaki prensiplerim,
sosyal teorilerim ve benzerleri u byk kiilikle simge
leniyor: Jandarma.
Sonbaharda mutlaka Yorkshire'a geleceim. Bu ara
da elinizi skyor ve iten dostluumu sunuyorum.
LOTI

XI
1876 Mays'nn bu son gnleri varlmn alt st olduu
dnemlerden biri oldu.
Uzun sre bitkin, kalbi ac ekmekten bo, kprtsz
kalakaldm. Ama bu geici durum sona erdiinde, iim
deki genlik gc uyanmam salad. Hayata yalnz ba
ma uyanyordum. Son inanlarm da uup gitmiti ve ar
tk beni tutacak hibir engel kalmamt.
Bu ykntlarn zerinde aka benzer bir ey dou
yordu ve Dou, benliimin uyan zerine duygular
mn alt st oluuyla ifade bulan dayanlmaz ekiciliini
aktyordu.

XII
Efendisinin dier karsyla birlikte, Manastr yolun
daki bir koru iinde ahap bir yalda oturmaya gelmiti.
Burada daha az gzetim altndayd.
Gndzleri silahl olarak karaya iniyordum. Her za
man kpr kpr olan denizin zerinden bir kayk beni
rhtma, kayklarla balklardan oluan bir kalabaln
ortasna atyordu. Tesadf gibi yoluma kan Samuel ak
am iin iaretlerle verdiim emirlerimi alyordu.
Manastr yolu zerinde bir aa bir yukar dolana
rak gnler geirdim. Gz alabildiine eski mezarlarla be
zeli plak ve hznl bir kyd buras. Krk dkk me
zar talarndaki gizemli yazlar likenler kemiriyordu.
Granit talarn dikildii tarlalar uzanyordu gz alabildi-

19

ine. Yunan, Bizans, Trk mezarlar gemiin en byk


halklarnn tozlarn tayan bu Makedonya topran
kaplyordu. Uzaklarda bir servinin ya da Arnavut oban
larla keilerinin glgesine sndklar devasa bir narn
silueti grnyordu. imdiden yakc gne altnda kav
rulan topraklar zerinde geni leylak iekleri soluyor,
evreye ho bir hanmeli kokusu yaylyordu. Bu lkeye
ait en kk ayrntlar bile hafzama kaznp kalyordu.
Geceleri austosbceklerinin grltlerine karan,
lk, esintisiz, yaz kokan temiz bir hava vard. Deniz ha
reketsizdi. Gkyz bir zamanlar yaadm tropik gece
lerimde olduu kadar aydnlkt.
Henz bana ait deildi ama aramzda yalnzca mad
di engeller, efendisinin varl ve pencerelerdeki demir
parmaklklar vard.
Geceleri bekleyerek, korkun parmaklklarn ardn
dan kollarna dokunabildiim ve karanln iinde Dou
yzkleriyle ssl beyaz ellerini pebildiim, bazen ok
ksa olan o n bekleyerek geiriyordum hayatm.
Sonra, sabaha kar belli bir saatte, gn domadan
nce, binlerce tehlikeye gs gererek, muhafz subayla
rn ayarlad bir arala gemime dnyordum.

XIII
Gecelerim Samuel'le birlikte geiyordu. Kayklarn
meyhanelerinde onunla birlikte ok garip eyler gr
dm. Trkiye Yahudileri'nin mucizeler umarak yaptk
lar toplantlar ve ayinlerde ok az insann grd gele-

20

neklere ahit oldum. Bu batakhanelerde dolarken giy


diim giysiler, geceleri Selanik rhtmnda dolamak iin
en az tehlikeli olan, Trk denizcilerinin klyd. Samuel byle yerlerle garip bir kartlk oluturuyordu.
Gzel ve yumuak yz bu karanlk suratlarn yannda
zemzemle ykanm gibiydi. Ona gitgide balanyordum.
Aziyade konusunda hizmet etmeyi reddetmesi onu daha
fazla takdir etmeme neden olmutu.
Bu serseriyle, mastika ve raknn sarholuun son
raddesine kadar tketildii mahzenlerde, ok garip ey
lere, garip bir fuhua ahit oldum...

XIV
Ilk bir Haziran gecesinde, ikimiz krlarda yere uzanm
sabahn ikisinin, kararlatrlm saatin gelmesini bekli
yorduk. Durgun denizden hafif rpnt sesinin duyuldu
u o gzel yldzl geceyi hatrlyorum. Serviler tepenin
zerinde kara gzyalar iziyor, narlar karanlk ktle
ler oluturuyordu. Uzaklarda asrlk mezar talar bir za
manlar yaam dervilerin unutulmu mezarlarnn ye
rini iaret ediyordu. Kuru otlarn ve yosunlarn gzel
kokusu duyuluyordu. Byle bir gecede krlarda olmak
byk mutluluktu. nsann iine yaama sevinci dolu
yordu.
Ama Samuel bu gece angaryasna memnuniyetsiz bir
ifadeyle katlanyor ve szlerime cevap bile vermiyordu.
O zaman elini bir dostluk belirtisi olarak ilk kez eli
me aldm ve spanyolca olarak yaklak yle bir sylev

21

ektim: "Benim iyi kalpli Samuel'im, her gece bu sert


topran ya da tahtalarn zerinde uyuyorsunuz. Burada
ki ayrlk hepsinden iyi, stelik yaban kekii kokuyor.
Uyuyun. Uyandnzda kendinizi ok daha iyi hissede
ceksiniz. Benden memnun deil misiniz? Ben size ne
yapm olabilirim?"
Elimin iindeki eli titriyordu ve elimi gereinden
fazla skyordu.
Allak bullak olmu, bouk bir sesle, "Che volete,
che volete m?" [Benden... Benden ne istiyorsunuz?] di
ye sordu.
Zavall Samuel'in aklndan olaand, karanlk d
nceler gemiti. Yal Dou'da her ey mmknd!
Sonra kollaryla yzn kapatm, orada ylece, kendin
den bile rkm bir halde kalakalp titremeye balamt...
Ama bu garip andan sonra, bedeniyle ve ruhuyla
hizmetime girdi. Her gece Aziyade'nin oturduu eve gi
rerek zgrln ve hayatn tehlikeye atmaya balad.
Karanln iinde, onun iin llerin hayaletleri ve dehetiyle dolu bu mezarlktan Aziyade'yi almaya gidiyor.
Bizim kaymz gzetlemek iin sabaha kadar kendi ka
ynda krek ekiyor ve Selanik rhtmnn beinci ta
zerinde, elli kadar serserinin arasnda yatp btn gece
beni bekliyor. Kendini bana adam gibi grnyor. Her
yerde glgem gibi. Setiim yer ve klk ne olursa olsun,
kendi hayatn tehlikeye atma pahasna koruyor beni.

XV
LOTI'DEN DENZ TEMEN PLUMKETT'E
Selanik, Mays 1 8 7 6

Sevgili Plumkett,
Banzdan geen btn hznl, garip ve hatta ne
eli olaylar ekinmeden anlatabilirsiniz bana. Benim
iin "baya sr"nn dnda yer aldnzdan, yazdk
larnz her zaman keyifle okuyacam.
Mektubunuz bana spanya arab itiim bir akam
yemeinin sonunda verildi. zgn ieriiyle ilk bakta
biraz serseme dndm hatrlyorum. Aslnda biraz
"garip bir tip "siniz ama bunu zaten biliyordum. Bir d
nce adam olduunuzu daha nce fark etmitim. Ama
inann uzun mektubunuzla fark ettiim eyler bundan
ibaret deil.
ok fazla ac ektiinizi sanyorum. te aramzdaki
ortak nokta bu. Ben de, on alt yamda Londra'da haya
ta atlmdan beri geen on uzun yl iinde aa yukar
btn hazlar tattm ama yaamadm bir ac kaldn
da sanmyorum. Eskrim ve akrobasi sayesinde son dere
ce gen grnmeme ramen, kendimi ruhen fazlasyla
yal buluyorum.
Srlar paylamak bir ie yaramaz. Aramzda bir ya
knlk kurulmas iin ac ekmi olduunuzu bilmem ye
terlidir.
Sizde bir miktar dostluk duygusu yaratm olduu
mu grmekten olduka memnun oldum. Bunun iin te
ekkr etmek isterim. Siz de isterseniz, sizin entelektel

23

dostluk olarak adlandrdnz bir arkadalk kurabiliriz.


Bu iliki hayatn i karartc dnemlerini atlatmamza
yardmc olacaktr.
Mektubunuzun drdnc sayfasnda "snrsz bir
dostluk ve sadakat" yazarken eliniz biraz hzl kouyor
du phesiz. Bunu dndyseniz sevgili dostum, ii
nizde hl genlik ve tazelik var, henz her eyinizi yitirmemisiniz. lene kadar devam edecek bu gzel
dostluklarn ekiciliini benim kadar kimse bilemez.
Ama grdnz gibi bunlar on sekiz yandayken yaa
nyor, yirmi bee gelindiinde bitiyor nk insann
kendisine bile sadakati kalmyor. Bu sylediklerim z
c eyler ama maalesef gerektir.

XVI
Selanik, Haziran 1 8 7 6

nsan gne domadan nce karaya ayak basmak zorun


da brakan u sabah angaryalarn yapmak Selanik'te bir
zevkti. Hava ylesine hafif, serinlik ylesine hotu ki,
yaamak sorun olmaktan kyor, insan kendi varlna
gmlm gibi oluyordu. Daha yeni yeni aydnlanmaya
balayan arlarn kubbeli sokaklarnda krmz, yeil
ya da portakal rengi giysileriyle birka Trk dolamaya
balyordu.
Mhendis Thompson yanmda opera-komik'in sr
da gibiydi ve bu yal ehrin sokaklarnda, en yasak sa
atlerde ve en aykr klklarda ok koturduk.

24

Akam, seyrine doyulmaz, bambaka bir hazd: Her


ey kzla ya da yaldza bulanrd. Olimpos'un ate ya da
kzgn demir tonlar birbirine karr, ayna gibi dmdz
olmu bir denizden yansrd. Havada en ufak bir sis ol
mazd. Sanki atmosfer yokmu, dalar bolukta ykseliyormu gibi, en uzak doruklar bile son derece net ve be
lirgin grnrd.
Akamlar genellikle, kalabaln akn ettii sakin
rhtmlardan birinde olurduk. Dou'nun Barbar Orglar
[laternalar], ziller eliinde garip havalar alard. zerle
ri hep dolu kk masalaryla kahveciler yollar kaplar,
mterilerine nargile, lokum ve rak yetitiremezdi.
Samuel kendisini masamza davet ettiimizde mut
lu olur, gurur duyard. Aziyade'yle bulumamza dair
iaretlerimi almak iin hep evremde gezinirdi. Bense
gelecek olan geceyi dnrken sabrszlkla titrerdim.

XVII
Selanik, Temmuz 1 8 7 6

Aziyade, Samuel'e bu gece yanmzda kalacan syle


miti. Davranlarn aknlkla izliyordum: Aralarna
oturmam rica etmi ve Samuel'e dnerek Trk dilinde
konumaya balamt.
Bu aramzdaki ilk konumayd ve Samuel bize evir
menlik yapacakt. Bir aydan beri birbirimize tek bir d
ncemizi aktaramadan duygularmzn sarholuuyla
balanm, o geceye kadar yabanc ve bilinmez kalmtk.

25

"Nerede dodun? Nerede bydn? Ka yanda


sn? Annen var m? Allah'a inanr msn? Siyah adamla
rn lkesine gittin mi? ok metresin oldu mu? lkende
nemli biri misin?"
O, kendi yanda baka bir kk kzla birlikte is
tanbul'a gelen kk bir erkes kzyd. Bir tccar onu
satn alp oluyla evlendirmek zere yetitirmek isteyen
bir ihtiyara satmt. nce olu lmt, ardndan ihti
yar adam. On alt yanda ve son derece gzeldi. S o m a
onu istanbul'da grp beenen ve Selanik'teki evine ge
tiren bu adamn mlkiyetine girmiti.
Samuel evirerek "Allah'nn seninkiyle ayn olma
dn ve Kur'an'a gre, kadnlarn da erkekler gibi bir
ruhu olduundan emin olmadn" sylyor, "sen gitti
inde, hatta ldkten sonra bile bir daha gremeyeceinizi" anlatyor demiti. Samuel glerek eklemiti:
"Onunla birlikte dnmeden kendini suya atp atmaya
canz" soruyor. "Birlikte suyun dibine kadar ineceksi
niz, sonra ben kay geri gtrecek ve sizi hi grmedi
imi syleyeceim."
Cevap verdim: "Yeter ki o alamasn, her eye raz
ym. Hemen gidelim. Ne olacaksa hemen olsun."
Aziyade anlad. Titreyerek kollarn boynuma dola
d ve ikimiz birden suya doru eildik.
Korkan Samuel demirden bir peneyle ikimizi bir
den yakalayarak bard: "Yapmayn. Hi de gzel bir
pck olmaz bu. Boulurken insan birbirini srr ve
yznzde korkun bir ifade oluur."
Btn bunlar kendi dilinde, Franszca'ya evrile
meyecek vahi bir aklkla sylemiti.

76

Aziyade'nin gitme saati gelmiti ve bir dakika sonra


bizden ayrld.

XVIII
PLUMKETT'TEN LOT'YE
Londra, Haziran 1 8 7 6

Sevgili Loti,
Getiimiz ay size ipe sapa gelmez, ba sonu belli
olmayan bir mektup yazdm hatrlyorum. Anlk duy
gularn yazdrd, kalemin ihtiyar bir kiralk beygir gibi
hayal gcnn hzna erimeye alt mektuplardan
biriydi bu.
Bu tr mektuplar zarf kapatmadan nce bir daha
okumaz insan, okursa da gndermez zaten. Aralarnda
iliki kurmaya almann bouna olduu, Tintamarre'a
layk iren ve aptalca szlerin izledii kibirli szckler
yn. Sonrasnda da, tuz biber olsun diye sanki, gn
derme ltfunu gsterdiiniz iltifatlar toplamak iin ken
dini acndrmaya alan "anlalamam adam" safsata
s. Sonu: fazlasyla gln bir btn.
Ve tabii sadakat yeminleri! Ah! htiyar beygir zel
likle de bu konuda gemi azya almt! Mektubumun bu
blmne milattan nce 16. yzylda yaam, her eyi
denemi, byk bir kral, byk bir filozof, byk bir mi
mar, her ey olmu, alt yz kadn alm ve sonunda
btn bunlardan sklarak, eski gnlerinin bo hevesler-

27

le dolu olduuna karar vermi biri gibi cevap veriyorsu


nuz.
Bana kilise adam slubuyla cevap verdiiniz nok
tay ben de biliyordum. Her ey hakknda, hatta syle
mediklerinizde bile sizinle o kadar ayn grleri payla
yorum ki, bir gn Pandora'nn askeriyle yaptndan
farkl bir tartma yapabileceimizden phe ediyorum.
Manevi dzeyde birbirimize retecek hi bir eyimiz
yok.
"Srlar paylamak bir ie yaramaz" diyorsunuz.
Her zamankinden daha fazla eiliyorum nnzde:
Kiiler ve olaylar zerine btnsel bakmay, geni boyut
ta dnmeyi severim ben. Ayrntlar her zaman tiksindirmitir beni.
"Snrsz bir dostluk ve sadakat!" Ne diyeyim! insa
nn kendisini olduundan daha iyi gibi grd o mut
luluk anlarndan birindeydim, insann bunlar yazd
anda samimi olduundan emin olabilirsiniz. Bunlar an
lk duygulardan ibaretse, kime kzabiliriz?.. Doamzdan
gelen byk kusurlarda herhangi bir sorumluluu olma
yan sizi ve beni mi? Bizi en yksek tutkularla donatan
ama bunlara eriecek gcn yarsn veren, stelik d
nceleriyle iliki kurma konusunda yeteneksiz klan
yaratana m? Kimseye, deil mi? Bu konuda duyduu
muz kararszla baklrsa en iyisi de bu sanrm.
Duygularmdaki tazelik konusunda sylediklerini
ze teekkr ederim. Yine de buna inanmyorum. ok
kullandm, kullandrttm onlar, stelik kullan bii
mimle tazeliklerini olduka yitirmi olmallar. Frsatn
bulunca ortaya kan duygular bunlar ve ok gzel frsat-

78

lar yakaladm da sylemeliyim. unu da ekleyebilirim,


baz eyler parlaklklarn ve tazeliklerini yitirmelerine
neden olan kullanmlar sonucunda salamlk kazanyor
lar. kimizin de u anda yapmakta olduumuz meslekten
bir rnek verecek olursak, eski halatlardan sz edebili
rim.
Sizi ok sevdiim anlalmtr sanrm. Bunun ze
rinde daha fazla durmaya gerek yok. Bir daha lafn a
mamak zere sylyorum, ok yetenekli bir insansnz
ve iinizdeki en deerli paray akrobasiyle bastrmaya
almanz yazk olacaktr. Bunlar ifade ettikten sonra,
kendimle ilgili birka ayrntya girmek zere size olan
duygularm ve hayranlmla cannz skmay bir kenara
brakyorum.
Fiziksel adan salkl, manevi adan ise tedavi al
tndaym. Tedavi yntemi zihnimi bo ve duygularm
denetim altnda tutmaya dayanyor. Bu dnyada her ey
hem ite hem dta denge salamaktr. Duygular ar bas
tnda, ezilen her zaman mantk oluyor. Ne kadar ok
air olursanz, o kadar az geometri uzman oluyorsunuz
ama hayatta biraz geometri ve fazlasyla da aritmetik ge
rekiyor. Tanr beni balasn, sonunda size biraz anlam
l bir mektup yazabildiime inanyorum.
Btn sevgimle,
PLUMKETT

XIX
27 Temmuz gecesi, Selanik

Saat dokuzda, gemideki subaylar teker teker odalarna


gider. Bana bol ans ve iyi geceler dileyerek ekilirler:
Srrm herkes tarafndan kabul grmtr.
Frtna ve iddetli yamur habercisi bakr rengi dev
bulutlarn kt yal Olimpos tarafndaki gkyzne
skntyla baktm.
Bu akam o taraf tamamen tertemiz ve mitolojik da
n doruu derin gkyzn net bir ekilde kesiyor.
Kamarama indim, giyindim ve yukar ktm.
Her akamki skntl bekleyi balad: Bir iki saat
geti, dakikalar srklendi ve geceler gibi uzad.
Saat on birde, dingin deniz zerinde hafif bir krek
sesi duyuldu. Uzak bir nokta glge gibi kayarak yaklat.
Bu Samuel'in kayyd. Nbetiler her seferinde nian
alr ve parola sorard. Samel cevap vermezdi. Buna ra
men tfekler inerdi. Nbetilere onun hakknda zel bir
talimat verilmiti ve sonunda gverteye kard.
Ona benim iin balk alar ve deiik av gereleri
verirlerdi. Bylece grn kurtarr, uzaklamakta olan
kaya atlardm. Trk kyafetimi rten kaftan kard
mda dnm tamamlanm olurdu. Altn renkli ceke
tim karanln iinde hafife ldard. Ilk bir esinti
olurdu. Samuel karaya doru sessizce krek ekerdi.
Burada kk bir kayk beklerdi, iinde mavi bir
arafa brnm irkin, yal bir zenci kadn, iyi giyim
li ve tepeden trnaa silahl ihtiyar bir Arnavut uak ve

beyaz bir ktleden baka bir ey alglanamayacak biim


de rtnm bir kadn bulunurdu.
Samuel ilk ikisini kayna alr ve tek sz etmeden
uzaklard. Beyaz bir hayalet kadar sessiz ve hareketsiz
bu rtl kadnla yalnz kalrdm. Kree geer, ters y
ne doru ekmeye balardm. Aklara doru uzaklar
dk. Gzlerim zerine akl, skntyla bir hareket ya da
iaret yapmasn beklerdim.
Yeterince uzaklatmza karar verdii bir anda kolla
rn bana uzatrd. Bu, yanna oturmak iin beklediim ia
retti. Ona dokunduumda titrerdim. Bu ilk temasla iime
lmcl bir gszlk kerdi. Barts Dou kokular
na bulanm olurdu. Vcudunun temas diri ve souktu.
Daha nce, artk grmeye hakkm olmayan baka bir
gen kadn ondan daha ok sevmitim ama bedenim
bylesi bir kendinden geii hi tatmamt.

XX
Aziyade'nin kay Anadolu'dan gelme ipek hallar, yas
tklar ve rtlerle kaplyd. Douya zg gevekliin
btn inceliklerini barndryordu. Bir kayktan ok, su
yun zerinde salnan bir yataa benziyordu.
Bizimki garip bir durumdu: Birbirimize tek bir sz
bile sylememiz mmkn deildi. Btn tehlikeler, de
rin denizde bilinmeyen bir yne srklenen bu yatan
evresinde bulumu gibiydi. zerinde birleen iki var
lk, olanakszln sarho edici nazlarn birlikte yaa
mak istiyordu sanki.

31

saat iinde, Byk Ay sonsuz gkyznde ters


yne dtnde gitme zaman gelmi olurdu. Her gece
ayn dzenli hareketini izlerdik. Haz anlarmz saymak
iin yaratlm bir saatin yelkovan gibiydi.
Bu geen srede, dnya ve hayat unutuyorduk. Ak
am balayan tek bir pck sabaha kadar sryordu
sanki. Afrika'nn kumlar lkelerinin, serin sular itike
artan ve kanmakla yatmayan kavurucu susuzluu ile
karlatrlabilir bir durumdu.
O gece saat birde, gecenin sessizliinde beklenme
dik bir grlt oldu: Kavga ve kadn sesleri duyuldu. Bi
ze uzaklamamz sylyorlard. ekilecek zaman g
bulduk. Maria Pia'nn bir botu kaymzn yanndan
tam gaz geti. i ou sarho talyan subaylarla doluy
du. Neredeyse zerimizden geip batmamza neden ola
caklard.

XX/
Samuel'in kayna ulatmzda, Byk Ay belirledi
imiz son noktay da amt. Uzaklarda horoz sesleri
iitiliyordu.
Samuel, arkada, kayn ucunda kaftanma sarnm
uyuyordu. Zenci kadn bir makak gibi ne doru melip uyuyakalmt, ihtiyar Arnavut ikisinin arasna uza
np szmt.
iki yal ziyaretimiz hanmlarnn yanna getiler
ve Aziyade'yi tayan kayk sessizce uzaklat. pck
lerle snan, sabahn iyleriyle nemlenen gen kadn onu

32

braktm yere hareketsiz uzanmt. Beyaz siluetini


gzlerimle uzun sre takip ettim.
Alman zrhllarnda saat vuruyordu: Doudan
gelen beyaz k kara da ktlelerinin evresini aydnla
tyor, etekleri glgede kalyordu. Glgeleri olduu gibi
durgun suya yansyordu. Dalarn kendi karanlklarnda
uzaklklarn kestirmek imknszd, yalnz oralarda yl
dzlar solgunlamaktayd.
Sabahn nemli serinlii denizin zerine kmeye
balamt. Samuel'in kaynn zeminine sk damlalar
halinde iy yayordu. Tam olarak giyinmemitim. Yal
nzca omuzlarma ince muslinden bir Arnavut gmlei
almtm. Yaldzl ceketimi aryordum. Aziyade'nin ka
ynda kalmt. lmcl bir souk kollarmdan yukar
kayyor, yava yava gsme yaylyordu. Nbetilere
yakalanmadan gemiye girmek iin bir saatim vard daha!
Krek ekmeye altm. Kar konulmaz bir uyku kolla
rm arlatryordu. Bunun zerine rastlant sonucu
edindiim dostumu uyandrmadan yanna uzanmak iin
byk dikkat gstererek zerindeki rty kaldrdm.
Fazla dnmeden, bir saniye iinde, birlikte kar
konulmas olanaksz bir uykuya dalp gittik. Kayk sa
hipsiz srkleniyordu.
Yaklak bir saat sonra Almanlar'a zg bouk bir
ses bizi uyandrd. Almanca olarak "Hey kayk!" gibi bir
eyler baryordu.
Alman zrhlsnn yanna kadar srklenmitik ve
kreklere aslp uzaklatk. Nbetilerin tfekleri hl
zerimizdeydi. Saat drt olmutu. Henz belli belirsiz
olan afak, Selanik'in beyaz siluetini ve sava gemileri-

33

nin karanlk ktlelerini aydnlatyordu. Gemiye fark


edilmediim iin son derece mutlu bir halde, hrsz sessizliiyle szldm.

XXII
Sonraki (28'i 29'a balayan) gece ryamda, Selanik'i ve
Aziyade'yi aniden terk etmek zorunda kaldm grdm.
Samuel ve ben, en azndan bir veda edebilmek iin Aziyade'nin oturduu Trk mahallesinin sokaklarnda kou
yorduk. Ryalarn hareketsizlii komamz engelliyor
du. Zaman geiyordu ve gemim yelkenlerini ayordu.
"Sana siyah salarndan uzun bir rg gnderece
im" diyordu Samuel.
Ve hl komaya alyorduk.
Sonra birileri gelip nbet iin uyandrd beni. Gece
yars olmutu. Dmenci odamda bir mum yakt. Halnn
altn yaldzlarnn ve ipek ieklerinin parldadn gr
dm ve iyice uyandm.
O gece bardaktan boanr gibi yamur yad ve ilik
lerime kadar slandm.

XXIII
Selanik, 29 Temmuz

O sabah saat on gibi u beklenmedik emir geldi: Gemim


den ayrlmam ve Selanik'i terk etmem gerekiyordu. Bir
gn sonras iin stanbul vapuruna yer almam, Boazii
ve Tuna sularnda dolaan ingiliz stasyoneri Deerhound'a katlmam syleniyordu.
Bir tayfa srs odama dalmt. Ortal topluyor,
bavullarm hazrlyorlard.
Princes-of-Wales'in

en dibinde, cephane ambarna

bitiik bir kamarada kalyordum. Gne nn girme


dii bu delii zgn bir biimde demitim. Demir du
varlar garip iekleri olan krmz ipekli bir kumala
kaplam, zerine de koyu zeminde parldayan seramik
ler, yaldzl nesneler, silahlar asmtm.
Bu odann karanlnda hznl saatler geirmitim,
insann kendisiyle ba baa kald, pimanlklarla, gemi
e dair vicdan azaplaryla kvrand kanlmaz saatler.

XXIV
Princes-of-Wales'de birka iyi arkadam vard. Biraz da
geminin mark ocuuydum ama artk kimseye aldr
myordum ve onlar da terk etmek umurumda deildi.
Varoluumun bir dnemi daha sona eriyordu. Sela
nik, dnyann bir daha grmeyeceim kelerinden bi
riydi.

35

Bu byk rhtmn sakin sular zerinde, birok er


kein uruna ok ey verebilecei byleyici saatler ge
irmitim ve zel bir holuu olan bu gen kadn sevdi
im bile sylenebilirdi!
afan ilk klarnn bizi akla sarho olduumuz
ve sabahn iyiyle slandmz bir kayn zerine uzan
m yakalad lk geceleri ksa zamanda unutacaktm.
Samuel'den, benim iin hayatn dnmeden teh
likeye atan ve ayrlrken bir ocuk gibi alayacandan
emin olduum Samuel'den ayrlacama da zlyor
dum. te byle srkleniyordum ve ilgisiz ya da kt
cl birinden bile gelse btn ateli duygulara teslim olu
yordum. Gzlerimi kapayarak hayatmn korkutucu
boluunu bir saatliine bile olsa dolduracak her eye,
dostluk ve ak gibi grnen her eye brakyordum ken
dimi.

XXV
30 Temmuz, Pazar

le vakti, yakc bir gnde terk ediyorum Selanik'i. Samuel son anda kayyla geliyor ve vapurun zerinde ve
da ediyor bana.
ok rahat ve memnun bir hali var. te beni abucak
unutacak biri daha!
"Au revoir efendim, pensia poco de Samuel!" [Gle
gle efendim, Samuel'i biraz dn!]

XXVI
I

"Sonbaharda, efendim Abeddin Efendi evi ve karlarn


istanbul'a tayacak. Eer olur da o gelmezse, senin iin
ben yalnz bama geleceim" dedi Aziyade.
istanbul'a gelsin. Onu orada bekleyeceim. Her eye
yeniden balamak ve bilmediim bir sre iin, yeni bir
lkede, yeni yzlerle, yeni bir hayat tarzn semek.

XXVII
Princes-of-Wales, kurmaynn usul gerei mendil salla
masnn ardndan, lke gne iinde yitip gidiyordu. Ge
celeri Aziyade'nin kaya bindii Beyaz Kule ve karanl
n iinde dolatm, her bir yannda yal narlar olan
talk krlar uzun sre seilebiliyordu.
Selanik sar ve orak dalarn zerinde uzanan, mi
narelerin oluturduu beyaz kntlar ve servilerin olu
turduu siyah kntlarla bezeli gri renkli bir leke olarak
kalmt.
Sonunda gri leke de Karaburun'un yksek kayalk
larnn ardnda phesiz sonsuza kadar kayboldu. Make
donya'nn oktan uzaklarda kalm kysnn zerinde
drt byk mitolojik doruk ykseliyordu: Olimpos,
Atos, Pelyon ve Ossa!

YALNIZLIK

stanbul, 3 Austos 1 8 7 6

gn ve etaptan oluan bir deniz yolculuu: Aynaroz, Dedeaa ve anakkale Boaz molalar.
Grubumuzun yeleri yleydi: Gzel bir Rum kadn,
iki Yahudi gzeli, bir Alman, bir Amerikal misyonerle
kars ve bir dervi. Olduka komik bir topluluktuk! Yine
de iyi anlatk ve syletik. Konumalar genellikle Latin
ce ya da Homeros dnemi Rumca'snda geiyordu. Mis
yoner ve benim aramda Polinezya dilinde sohbetler bile
yaanyordu.
gnden beri Majesteleri ngiliz Kral'nn kesesin
den, Pera'da bir otelde kalyorum. Komularm, akamla
rn Beethoven alarak geiren bir lord ile ho bir leydi.
Bir yerlerde dolanan gemimin Marmara Denizi'ne
dnn hi de sabrszlanmadan bekliyorum.

II
Samuel sadk bir arkada gibi izledi beni. Bundan ok et
kilenmitim. Messagerie'nin bir vapuruna atlamay ba
armt. Bu sabah yanma geldi. ten ve drst yzn,
yaayan tek bir canly tanmadm bu ehirde bana son
derece yakn gelen yzn grnce btn kalbimle ku
cakladm onu.
"te efendim, her eyi, dostlarm, lkemi, kaym
brakp sizin peinizden geldim" dedi.
Hibir yerde bulunmayan bu mutlak ve iten sada
katin yalnzca bu zavall insanlarda olduunu deneyim
lerimle rendim. Onlar uygar insanlara tercih ettiim
kesin, dierlerinin egoizmine ve soysuzluklarna sahip
deiller nk.

III
Samuel'in kulland btn fiiller ate ile sonlanyordu.
Grlt karan her eye fate boum " [bum yapt] diyordu.
"Samuel ata binerse, Samuel fate boum" [bum ya
par] diyordu.
Dnceleri kk ocuklarnki kadar anlk ve bir
biriyle balantszd. Temiz yreklilii ve safl l
snde dindard. Kendine zg batl inanlar ve garip
yorumlar vard. Ama en ok ciddi bir adam gibi davran
maya altnda komik oluyordu.

IV
KIZKARDENDEN LOTI'YE
Brightbury, Austos 1 8 7 6

Sevgili aabeyim,
Kouyor, denizler ayor, deiiyor, yerleiyorsun...
imdi de asla elde tutulamayacak kk bir ku gibi
uup gittin. Narin, bitkin, rzgrlarla yorgun dm,
seraplara oyuncak olmu ban, titreyen kanadn din
lendirecek kovuk bulamam zavall kk ku.
Selanik'te serap, her yerde serap! Bu amasz uu
tan bkp gzel, taze bir dala konana kadar dne dne,
dne dne u... Hayr, kanatlarn krlmayacak ve uuru
ma srklenmeyeceksin nk kk kularn tanrs
buyurmu bir kere, bu ty hafifliindeki tatl ban ev
resinde dolanan koruyucu melekler var.
Sanrm bitti! Bu yl hlamur aalarnn altnda
oturmaya gelmeyeceksin! K, sen imenlerimize ayak
basmadan gelecek! Be yl boyunca, ikimizi aralarnda
greceim konusundaki tatl, ho dnceyle izledim i
eklerin an, glgeliklerimizin sslendiini. Her mev
sim, her yaz mutluluumdu bu benim... Artk senden
baka kimsem yok ama birbirimizi de gremeyeceiz.
Gzel bir Austos sabah, sana Brightbury'den, yaz
lk evimizin hlamur aalarnn bulunduu avluya ba
kan salonundan yazyorum. Kular tyor ve gne n
lar drt bir yandan neeyle szlyor. Gnlerden

40

Cumartesi ve talar, yeni ykanm zemin senin de kayt


sz kalamadn o bildik, rustik ve scak kk iiri sy
lyor. Boucu byk scaklar geti, insan hayatnn ikin
ci dnemine benzetilebilecek u huzurlu, fazlasyla
ekici dneme giriyoruz. iekler ve bitkiler, yazn
btn nazlarndan yorgun l l bir yeilliin ortasnda
daha parlak tonlarla btn gleriyle ayorlar. imdi
den sararm birka yaprak ikinci bir kez canlanan bu
doann gl ekiciliine ekleniyor. Cennetimin bu k
k kesinde her ey seni bekliyordu sevgili aabeyim,
her ey senin iin byyor gibi grnyordu... Ve bir kez
daha sensiz yaayacaklar. Artk kesinleti, seni greme
yeceiz.

V
Pera'nn yukarsndaki grltl Taksim semti, douya
zg araba ve giysilerle tam bir ztlk gsteren Avrupal
l a r n araba ve giysileri, mthi bir scak, yakc bir g
ne, toz ve sar Austos yapraklarn kaldran lk bir rz
gr, mersin aalarnn kokusu, meyve satclarnn
grltleri, zm ve karpuzla dolu sokaklar... stan
bul'daki ilk anlarmda hafzama kaznan grntler bun
lard.
leden sonralarm Taksim yolunun kenarnda,
aalarn altnda rzgra kar oturup geiriyordum. Her
eye yabancydm. Geride braktm zaman hayal eder
ken, bu kozmopolit kalabaln geiini dalgn baklarla
izlerdim. Dncelerimin derinliklerine bu kadar sa-

41

lam yerlemesinin aknl iinde Aziyade'yi ok d


nyordum.
Bu semtte Trk diliyle ilgili ilk bilgilerimi edindi
im bir Ermeni papaz tandm. Bu lkeyi henz daha
sonralar seveceim kadar sevmiyordum. Bir turist gibi
inceliyordum. Ve Hristiyanlar'n rkt istanbul be
nim iin neredeyse tamamen yabancyd.
ay boyunca Halic'in dier kysna yerleerek,
bir Mslman gibi yaamak, gn boyu Aziyade'yle bir
likte olmak, onun dncelerine szmak ve anlamak, Se
lanik gecelerinde ancak sezinleyebildiim taze ve vahi
duygularn kalbinin derinliklerinden okumak ve tama
men benim olmasn salamak gibi olanaksz bir projeyi
gerekletirmenin yollarn arayarak Pera'da oturdum.
Evim Pera'nn arka taraflarndayd. Yukardan Ha
lic'e ve Trk ehrinin uzak bir panoramasna hkimdi.
Yazn grkemi kaldm eve ekicilik katyordu. Ak
byk pencerenin nnde Mslmanlar'n dilini ren
meye alrken, gne iinde yzen eski istanbul'a
bakyordum. En dipte, serviler ormannn ortasnda
Eyp duruyordu. Onunla birlikte gidip varoluumu ora
da, hayatmzn garip ve cazip bir ereve bulabilecei
bu gizemli ve bilinmeyen noktada gizlemek ho olacakt.
Evimin evresinde stanbul'a hkim, serviler ve me
zarlarla dolu geni bir alan uzanyordu. Ermeni ve Rum
kadnlarla baz ihtiyatsz maceralara dalarak geceler bo
yu dolandm bo topraklard bunlar.
Kalbimin derinliklerinde Aziyade'ye sadktm ama
gnler geiyor ve o gelmiyordu...
Bu gzel yaratklardan yalnzca bedenimi yakp ka-

42

vuran nazlarn byl ansndan baka bir ey saklama


dm. Beni ilerinden herhangi birine balayan baka bir
duygum olmad ve ok abuk unutuldular.
Geceleri bu mezarlklarda ok dolatm ve bir gn
ok can skc bir olay yaadm.
Bir gece saat gibi servilerin arkasndan bir adam
kp nm kesti. Bu bir gece bekisiydi. Uzun bir de
mir sopas ve haneri vard. Oysa ben silahszdm.
Bu adamn ne istediini hemen anladm. Planlarn
dan vazgemektense beni ldrebilirdi.
Onu izlemeye raz oldum: Ben de kendi planm
yaptm. Pera ve Kasmpaa'y ayran elli metre yksekli
indeki uurumun kysndan yryorduk. O tam kenar
dayd. Uygun zaman kolladm ve zerine atldm. Bir
aya bolua geldi ve dengesini kaybetti. Tok bir ses ve
iniltiyle en dipteki talarn zerine yuvarlann iittim.
Arkadalar olmalyd. D bu sessizliin iinde
uzaklardan bile iitilmiti mutlaka. Gecenin iinde hava
y yara yara, herhangi bir insann bana yetiemeyecei
bir hzla komaya koyuldum.
Odama ulatmda gkyz doudan aarmaya
balamt bile. Hastalkl haz dknl beni sk sk
gecenin bu saatlerine kadar darda tutuyordu. Yeni
uyumutum ki, ok ho bir mzikle uyandm. Pencere
min altnda, afak vakti gibi taze, neeli bir dou ezgisi
syleyen insan seslerine harp ve gitarlar elik ediyordu.
Koro geip gitti ve uzaklaarak kayboldu. Sonuna
kadar atm penceremden sabah sisi, gkyznn u
suz bucaksz boluu grnyordu. Sonra uzaklarda k
zl bir grnm, bir kubbe ve minareleri belirdi. Trk

43

ehrinin havada asl gibi grnen silueti yava yava be


lirginletik. te o anda stanbul'da olduumu, onun da
gelmeye yemin etmi olduunu hatrladm.

VI
Bu adamla karlamak bende korkun bir etki brakm
t. Geceleri yaptm serserilikleri terk ettim ve Yahudi
Mahallesi olan Piripaa'da kendimi Marketo adyla ta
nttm Rebecca adl Yahudi kzdan baka metres edin
medim.
Austos sonu ve Eyll'n bir ksmn Boazii'ni
kefederek geirdim. Hava lk ve ihtiamlyd. Altn yal
dzl kayklarn doland durgun ve mavi sularda saray
lar ve yallarn glgesi yansyordu.
stanbul'da Sultan Murad'n tahttan inii ve Abdlhamid iin yaplacak trenlere hazrlanlyordu.

VII
istanbul, 30 Austos

Gece yars! Trk saatlerine gre bete, gece bekileri


ar demir sopalaryla yere vuruyordu. Galata semtinde
ki btn kpekler ayaa kalkmt ve iler acs lklar
atyorlard. Benim mahallemdekiler sknetlerini koru
yorlard ve bundan dolay onlara minnettardm. Kap
mn nnde st ste uyuyorlard. evremde her ey b-

44

yk bir sakinlik iindeydi. Ak penceremin nnde ge


irdiim saat iinde klar bir bir snmt.
Eski Ermeni evleri ayaklarmn altnda karanlkt,
uykuya dalmlard. Arkasndaki ok derin uurumun
dibinde kapkara bir ktle oluturan bir asrlk servi aac
grlyordu. Bu hznl aalar ok eski Mslman
mezarlarn glgeliyordu. Gecenin iinde balsam kokusu
yayyorlard. Sonsuz ufuk sakin ve lekesizdi. Btn l
keye tepeden bakyordum. Servilerin zerinde Hali
parlak bir rt gibi yaylyordu. Onun da zerinde, en te
pede, dou kentinin, stanbul'un silueti uzanyordu. Mi
nareler, camilerin yksek kubbeleri, ince bir hilalin asl
olduu bol yldzl bir gkyzn deliyordu. Ufuk, gece
nin solgun rengi zerinde mavimsi siluetler halinde bel
li belirsiz kuleler ve minarelerle bezeliydi. Camilerin
birbiri zerinde ykselen byk kubbeleri aya kadar
uzanyor ve hayal gc zerinde grkemli bir etki brak
yordu.
Tam da o srada, uzaklarda seilen saraylardan bi
rinde, Seraskerlik Dairesi'nde, kayg verici bir komedi
oynanyordu. Byk paalar Sultan Murad' tahttan in
dirmek bir araya gelmilerdi. Ertesi gn Abdlhamid
tahta karlacakt. ay nce padiahl iin byk
kutlamalar yaptmz ve bugn hl bir Tanr gibi hiz
met edilen byk sultan, belki de bu gece sarayn bir k
esinde bodurulacakt.
Yine de stanbul'da her ey sessiz... Saat on birde,
svariler ve topu birlikleri koarak getiler stanbul'a
doru. Sonra uzaklardan toplarn tok sesleri iitildi ve
her ey tekrar sessizlie gmld.

45

Servilerde baykular lkemdekilerle ayn sesle t


yorlar. Beni Yorkshire ormanlarna, ocukluumun
Brightbury Korusu'nun aalar altnda geen gzel ge
celerine gtren bu yaz grltsn seviyorum.
Bu dinginliin ortasnda, aklma btn canllyla
gemiin grntleri yor. Tamamen yklan ve geri
dnmemek zere ortadan kaybolan eylerin grntleri.
Zavall Samuel'in bu akam yanmda olacan sa
nyordum. phesiz onu bir daha gremeyeceim. Bu
kalbimi sktryor ve zerime bir yalnzlk duygusu
kyor. Sekiz gn nce gidip biraz para kazansn diye Selanik'e giden bir gemiye bindirdim onu. Geri dnebilece
i gemi de onsuz geldi, sonuncusu bu akamd ve
gemide adn iiten yoktu...
Ay, stanbul'un, Sleymaniye'nin kubbeleri arka
sndan ar ar batyor. Bu byk ehirde bir yabanc
ym. Zavall Samuel'im, adm ve varlm bilen tek in
sand, stelik onu sevmeye balamtm.
O da m terk etti beni? Bana bir ey gelmi olabilir
mi?

VIII
Dostlar da kpekler gibidir: Sonu her zaman ac biter ve
en iyisi hi sahip olmamaktr.

IX

Selanik ve stanbul arasnda gidip gelen Trk vapurla


rnda alan Saketo adl bir arkada, sk sk ziyaretimize
gelirdi. lk balarda ok ekingendi ama ksa srede ken
dini evinde gibi hissetmeye balad. Samuel'in ocuk
luktan beri tand namuslu bir delikanlyd. Bize lke
sinden haberler getirirdi.
Selanik'teyken Trk klna girmeme yardm eden,
caro piccolo lakabn borlu olduum ihtiyar Yahudi Est
her, Saketo araclyla iyi dileklerini ve selamlarn gn
dermiti.
Saketo'yu Aziyade'nin zenci hizmetisiyle gnder
dii haberleri getirdiinde daha ho karlyorduk.
"Hanm Msy Loti'ye selam sylyor. Onu bekle
mekten vazgememesini, ktan nce geleceini bildiri
yor" diyordu.

X
LOTI'DEN WILLIAM BROWN'A
Hzn dolu mektubunuzu ancak iki gn nce aldm.
Prince-of-Wales'e gndermisiniz, beni aramak zere Tu
nus'a ve daha birok yere gitmi.
Benim zavall dostum, siz de ok znt ektiniz
hayatta. stelik bunlar baka insanlardan daha derin
yayorsunuz nk benim gibi siz de kalbinizi ve du
yarllnz gelitirecek bir eitim almsnz.

47

Sevdiiniz gen kadnla ilgili verdiiniz szleri tut


tuunuza phem yok. Peki zavall dostum neden, hangi
erdem adna? Birbirinizi bu kadar seviyorsanz, toplum
sal kurallara ve kuruntulara aldrmaynz. Ne pahasna
olursa olsun sevdiinizi yannza aln, bir sre iin bile
olsa mutlu olursunuz. tesi nemli deil, doacak so
nular ikinci planda kalr.
Sizden ayrldmdan beri, yani be aydr Trki
ye'deyim. Selanik'te srgn dnemimi geirmeme ok
yarar olan Aziyade adnda son derece ekici bir gen ka
dnla ve sonradan dost olduum bir serseriyle, Samuel'le
tantm. Deerhound'da mmkn olduunca az kalyo
rum. Drt be gnde bir, grevim gerei mecbur oldu
um zamanlarda ortalarda grnyorum (Gine'de gr
len baz ateli hastalklar gibi). stanbul'un kimse
tarafndan tannmadm bir kesinde evim var. Burada
keyfimce bir hayat sryorum ve on yedi yanda kk
bir Bulgar kz da metresim.
Dou'da hl bir ekicilik var, dndmzden
daha oryantal kalm. ki ay iinde Trke'yi renmek
iin byk bir aba harcadm. Fes ve kaftan giyiyor, o
cuklarn askercilik oynamas gibi, ben de efendi'yi oynu
yorum.
Bir zamanlar baz gzpek insanlarn yaadklar
bir felaket sonucu duyarllklarn ve ahlak duygularn
yitirdikleri romanlara glerdim eskiden. Belki benim
durumum da biraz byle. Artk ac ekmiyorum, hi bir
ey hatrlamyorum: Bir zamanlar taptklarmn yann
dan klm kprdamadan geebilirim.
Hristiyan olmay denedim, olamadm. Baz erkek

48

ve kadnlarn -rnein annelerimizin- cesaretini kahra


manlk lsne ykseltebilen bu yce d beni reddetti.
Dnyadaki Hristiyanlar beni gldryor. Eer H
ristiyan olsaydm, gerisi gzmde hi bir ey ifade et
mezdi. Bir misyoner olur, sa'nn hizmetinde bir yerler
de kendimi ldrtmeye koardm...
nann bana zavall dostum, zaman ve haz dkn
l iki byk ilatr. Sonunda kalp uyuur ve ac ek
memeye balar. Bu gerek yeni deil, Alfred de Musset'nin bizden ok daha iyi ifade ettiine de phem yok
ama insanlarn kuaktan kuaa aktardklar btn o es
ki ibret ykleri arasnda sonsuza kadar varln srd
ren bu olacak. Hayalini kurduunuz o saf ak da dostluk
gibi bir yanlsama. Sevmekte olduunuz kadn brakp,
yoldan km bir kadn sevin. Gzel vcutlu bir sirk k
zna k olun.
Tam yok, ahlak yok, bize sayg duymamz gerektii
retilen hi bir ey yok aslnda. Geip giden bir hayat
var ve lm denilen rktc sonu beklerken olabildi
ince zevk almaya bakmak gerekiyor.
Asl sefalet hastalklar, irkinlikler ve yallk. Ne
siz ne de ben bu sefaletlere maruz kalmadk. Hl saysz
metresimiz olabilir, hayatn tadn sonuna kadar kara
biliriz.
Size kalbimi aacak, inanlarm aklayacam:
Ahlak kurallarna, toplumsal uzlamalara ters bile olsa,
her zaman canmn istediini yapmay ilke edindim. Ne
bir eye ne de bir insana inanyor, kimseyi de sevmiyo
rum. Ne inancm ne de umudum var.
Bu noktaya gelmek iin yirmi yedi ylm verdim.

49

insanlarn ortalamasnn altna dtm ama daha yk


sekten yola kmtm.
Hoa kaln, sizi kucaklarm.
LOTI

XI
Halic'in sonunda bulunan Eyp Camii II. Mehmed tara
fndan, Peygamber'in dostu Eyp'n mezarnn bulun
duu yerde yaptrlmtr.
Hristiyanlarn girmesi, hatta evresinde dolamas
bile yasaktr.
Bu ants yap beyaz mermerden ina edilmitir, kr
larn ortasnda tek bana durmaktadr. Drt bir yan me
zarlklarla evrilidir. evresini saran devasa narlar ve
asrlk serviler arasndan kubbeleri ve minareleri belli
belirsiz grnr.
Bu mezarlklarn yollar glgeli ve lotur, ta ya da
mermer delidir, genellikle sszdr, iki tarafnda, be
yazlklar hl bozulmam, servilerin kara renkleri ze
rinde ldayan ok eski mermer talar sralanr.
Bu patikalarn glgeliinde yzlerce yaldz sslemeli ve ieklerle bezeli mezar barnmaktadr. Bunlar
saygdeer kiilerin, eski paalarn, byk Mslman
alimlerin mezarlardr. Bu hznl yollardan birinde
eyhlislamlarn mezarlarnn bulunduu bir trbe var
dr.
Sultanlar padiahlk klcn Eyp Camii'nde kua
nr.

XII
6 Eyll'de, sabahn altsnda, Eyp Camii'nin ikinci av
lusuna girme frsat buldum.
Eski ant bo ve sessizdi, yanmda, gsterdiimiz c
retkrlkla titreyen iki dervi vard. Mermer demelerin
zerinde azmzdan tek sz kmadan ilerliyorduk. Ca
mi sabahn bu saatinde kar beyazlndayd. Yzlerce ya
bani gvercin ssz avlularda yemleniyor ve uuuyordu.
Aba giymi iki dervi, caminin mein kapsn kal
drdlar ve imdiye kadar hibir Hristiyan gznn demedii, stanbul'un en kutsal yeri saylan bu saygdeer
mekna bakma frsat buldum.
Sultan Abdlhamid'in kl kuanmasndan bir gn
nceydi.
Yeni sultann, padiahlk sarayn devralmak iin
byk bir atafatla geldii gn hatrlyorum. Trki
ye'de tahta kma ihtimali olan veliahtlarn tutulduklar
eski saraydaki o lo inziva evinden ayrln ilk gren
lerden biriydim. Byk tren kayklar onu almaya gel
miti ve kaym kayna deecek kadar yaknd.
Bu birka gnlk iktidar sultan yalandrmaya yet
miti. O zamanlar yznde imdi yitirdii bir genlik ve
dirilik vard. Giysilerinin ar sadelii evresini sardk
lar Dou atafatyla eliiyordu. ok yksek bir iktidara
ulatrlmak zere grece karanlktan karlan bu adam
kaygl bir dalgnla dm gibiydi. Zayf, solgun, z
gn ve dnceliydi. Byk siyah gzlerinin evresinde

halkalar olumutu. D grn zeki ve farkl olduu


nu ortaya koyuyordu.
Sultann kayklarndan her birini yirmi alt kreki
ekerdi. ekilleri Dou'ya zg zarafeti yanstrd. Son
derece ihtiaml olan bu kayklarn her yan ilemeler,
yaldzlarla sslyd ve en nde altn bir mahmuz bulu
nurdu. Saray uaklarnn giysileri yeil ve kavuniiydi,
zerleri srmalarla kaplyd. Sultan, birok yerinde g
ne iareti bulunan, taht krmz ve altn bir sayvann al
tnda oturuyordu.

XIII
Bugn, 7 Eyll'de, sultann padiahlk klcn kuand
byk tren gerekleti.
Sylendiine gre Abdlhamid, halifelere gsteri
len itibar kazanmak iin acele ediyordu, iktidara gelii
nin islamiyet iin yeni bir a amas, Trkiye'ye ise bi
raz daha itibar ve son bir parlt getirmesi mmknd.
Abdlhamid,

byk bir atafat iinde

Osman

Gazi'nin klcn kuanmak zere Kutsal Eyp Camii'ne


gitti.
Sonra ardnda uzun ve muhteem bir kortejle, det
olduu zere yolunun zerindeki her cami ve trbede
durup dualar ederek btn stanbul'u batan sona ap
eski saraya ulat.
Balarnda iki metre uzunluunda tyleri, her yan
altn ilemeli gz alc giysileriyle mzrakllar alay yolu
ayordu.

52

Abdlhamid, altn ve deerli talarla sslenmi ok


byk beyaz bir at zerinde, ar ve grkemli bir ifadey
le tam ortalarnda ilerliyordu.
Yeil cppeli eyhlislam; kamir sarkl emirler,
altn srmal beyaz sarkl ulema, byk paalar, ileri ge
lenler yaldzlarla parldayan atlar zerinde garip simala
rn birbirini izledii ar ve bitmek tkenmek bilmez bir
kortej olarak sultan izliyordu. Sakin atlarn zerinde
uaklar tarafndan desteklenerek duran seksenlik ulema,
halka fanatizm ve yobazln izlerini beyaz sakallar ve
karanlk baklarla sunuyordu.
Yol boyunca inanlmaz bir kalabalk vard. En par
lak Batl grubun bile yannda irkin ve hznl kalaca
bir Trk gruhu toplanmt. Kilometrelerce uzanan
peykeler merakllarn arl altnda bel veriyor, Avrupa
ve Asya'nn her eit giysisinin birbirine kart gr
lyordu.
Trk kadnlarndan oluan hareketli bir topluluk
Eyp'n yksek ksmlarna yaylmt. Her biri tepeden
trnaa canl renklerde ipek kumalara sarlm btn bu
kadn bedenleri, kapkara gzlerin frlad yamak katla
r altnda gizli btn bu beyaz balar, servilerin altndaki
zerlerinde tarihler yazl boyal mezar talaryla kar
yordu. Manzara o kadar renkli ye garipti ki, gerek oldu
undan ok bir arkiyatnn hayal rn olduu sanlabilirdi.

XIV
Samuel'in dn hznl evime biraz olsun nee getir
di. Pera kumarhanelerinde ans yzme glyor. Dou'da sonbahar muhteem. Dnyann en gzel lkelerin
den birinde yayorum ve snrsz bir zgrlm var.
Asya ve Avrupa kysnn kasabalarnda, dalarnda ve
ormanlarnda istediim gibi koabiliyorum. Bir gn iin
de yaadm duygular ve olaylarla birok zavall insan
bir yl avunuyordur.
slam'n byk dini bayramlarn, ihtiamn tekrar
yaatan Sultan Abdlhamid'e Allah uzun mrler versin.
stanbul her gece aydnlatlyor. Boazii Bengal kla
ryla ldyor. Dou'nun son klaryla phesiz bir daha
grmek mmkn olmayacak byk bir gsteri yeri gibi.
Siyasete aldrmamama ramen, yok edilmek istenen
bu gzel lkeye sevgi duyuyorum ve farknda olmadan
yava yava Trk oluyorum.

XV
...Samuel ve uyruu zerine bilgiler aldm: ans eseri
Trk kt, Atalar spanya'dan gelmi bir Yahudi.
Selanik'te kayklk ve hamallk yapan bir serseri
gibiydi. Burada da rhtmlarda srdryor mesleini. Di
erlerinden daha dzgn bir tipi olduundan, ok m
terisi oluyor ve gzel gnler geiriyor. Akamlar biraz
zmle bir para ekmek yiyor ve hayatndan memnun
evine dnyor.

5-1

Artk kumarda kazanamyorum. Artk ikimiz de fa


kiriz ama bunu umursamyoruz. Bakalarna ok pahal
ya mal olan tatminleri bedavaya elde edebilecek kadar
genciz henz.
Samuel alrken iki delik pantolonu st ste giyi
yor. Delikleri st ste gelmediinden, durumu kurtard
n dnyor.
Her akam, iki gerek Doulu gibi bir Trk kahve
sinde oturup nargilemizi tttryor ya da bizi fazlasyla
etkileyen bir Trk glge oyunu olan Karagz izlemeye ti
yatroya gidiyoruz. Her trl kargaann dnda yayo
ruz. Siyaset bizim iin yok sanki.
stanbul Hristiyanlar' arasnda panik var. Bu ehir,
Pera'nn insanlar iin dehet anlamna geliyor. Kpr
lerden korkudan titreyerek geiyorlar.

XVI
Dn akam zzeddin Ali'nin evine gitmek iin stanbul'u
atla getim. Byk bayram gnyd. Ramazan'n son g
nnde Dou'ya zg tam seyirlik bir manzara vard.
Btn camiler klandrlmt. Minareler en tepe nokta
larna kadar l ld. Kur'an'dan baz ayetler kl harf
ler halinde havada asl duruyordu. Top sesiyle birlikte,
binlerce insan ayn anda Allah'n adn haykryordu.
Bayram giysileri iindeki kalabalk sokaklarda ellerinde
meale ve fenerlerle dolayordu. pek giysiler, altn ve
gmle donanm rtl kadnlar gruplar halinde dola
yordu.

55

zzeddin Ali'yle birlikte btn stanbul'u arnla


dktan sonra, sabah gibi keif gezimizi gen Asyal o
lanlarn engi klnda dans ettii bir gizli meknda bi
tirdik. Osmanl adaletinin btn kaknlar nnde
ehvet uyandran danslar yapyorlard. Bu yeni moda
lgnlk pek tiksindiriciydi. Sodom'un en abartl za
manlarna yarar bu gsterinin sonuna kadar dayanama
dm ve gn doarken eve dndk.

XVII
KARAGZ
Karagz Efendi'nin maceralar ve bencillikleri saysz
Trk neslini elendirmitir. stelik bu kahramana duyu
lan sevginin tkendiini gsteren bir belirti de yoktur.
Karagz eski Fransz kuklalaryla byk benzerlik
ler gsterir. Kars dahil herkesi dvdkten sonra kendi
si de eytan tarafndan dvlr ve seyircilerin mutluluk
gsterileri arasnda gzden kaybolur.
Karagz, kartondan ya da tahtadan yaplr. Gsteri
lerde kukla ya da inliler'e zg glge tiyatrosu eklinde
kullanlr. Her ikisinde de komiktir. Guignol'n bile akl
na gelmeyecek sesler ve durular bulur. Karsna ettii il
tifatlar dayanlmaz lde komiktir.
Karagz'n seyircilerle konutuu ve att anlar
olur. Bazen mnasebetsiz laflar eder ve herkesin nnde
bir Kapusen'i bile utandracak hareketlerde bulunur.
Trkiye'de bunlar mmkndr. Burada sansr ilemez
ve her akam birok Trk ailesinin, ellerinde fenerler

56

kk ocuk gruplarn Karagz gsterisine gtrdkleri


grlr. Bebeklerle dolu bu salonlarda, ingiltere'de bir
asker alaynda bile utanca neden olacak bir gsteri sunu
lur.
Dou geleneklerinin ilgi ekici bir zelliidir bu
ama bu durumdan hareketle Mslmanlar'n bizden ok
daha ahlaksz olduu sonucuna varmak son derece yan
l bir karsama olur.
Karagz tiyatrolar Ramazan'n ilk gnnde alr
ve otuz gn boyunca dolup taar.
Ay sona erdiinde, malzemeler toplanr, sklr ve
kaldrlr. Karagz bir yllna kutusuna dner ve hibir
koulda kmasna izin verilmez.

XVIII
Pera beni skyor, rahatsz ediyor. Gidip eski istanbul'a,
hatta daha da tesine, kutsal Eyp semtine yerleeceim.
Orada Arif Efendi adyla biliniyorum. Adm ve ko
numumu bilen yok. Komularm olan iyi Mslmanlar
milliyetim hakknda fikir sahibi deiller, stelik bu du
rum ne onlar ne de beni rahatsz ediyor.
Deerhound'dan iki saat uzakta, krlarn ortasnda,
yalnzca bana ait olan bir evdeyim. Buras son derece gzel
bir Trk semti: Gndzleri kendine zg bir hareketlili
in hkim olduu bir ky caddesi var, pazarlar, kahveci
ler, adrlar ve badem aalan altnda bada kurmu
nargilelerini tttren arbal derviler.
Beyaz mermerden abidevi bir eski emeyle sslen-

57

mi meydan ingeneler, cambazlar, ay oynatclar ve


btn semt sakinlerinin buluma yeri gibi. Bu meydanda
tek bana dikilen ev de bizim ev.
Altta, kirele boyanm, kar gibi beyaz bir giri b
lm bo duruyor. (Buray, yatmadan nce ieri girip
saklanan biri olup olmadna bakmak iin ayoruz yal
nzca. Samuel cinli olduuna inanyor.)
Birinci katta penceresinden sz geen meydana
bakan benim odam, Samuel'in kk odas ve dou tara
fndan Halic'e bakan Harem bulunuyor.
Bir kat daha klnca, Arap tarz bir teras eklinde
ki atya ulalyor. Ne yazk ki Kasm rzgryla oktan
sararm bir asmann glgesinde kalyor.
Evin hemen yannda kyn eski camisi duruyor.
Arkadam olan mezzin taraamn hizasna kyor ve
ezan okumaya balamadan nce bana dostane bir selam
gnderiyor.
Yukardan manzara ok gzel. Halic'in en dibinde
Eyp'n karanlk manzaras, gizemli bir noktada, ok es
ki aalardan oluan bir koruluun iinde bembeyaz
mermerleriyle ykselen kutsal cami ve ardnda karanlk
renkleri ve her yerinde mermer mezar talar, gz alabil
diine uzanan mezarlklaryla gerek bir ller ehri.
Sada, binlerce yaldzl kayyla Hali. Uzaktan s
tanbul, kubbeleriyle minareleri birbirine girmi i ie ca
miler.
tede, ok uzaklarda, beyaz evlerle bezeli bir tepe;
Hristiyanlar ehri Pera ve ardnda da Deerhound.

XIX
Bu bombo ev, plak duvarlar, aralk pencereler ve kilit
siz kaplar karsnda iime bir huzursuzluk dolmutu.
Buras gerekten ok uzak ve sszd. Deerhound da ok
uzaktayd...

XX
Samuel sekiz gnn ortal ykayp paklamak, delikleri
tkamakla geirdi. Btn zemini beyaz rtlerle kaplyor
duk. Bu temizlik ve rahatlk salayan bir Trk geleneiy
di. Pencerelere perdeler asm, geni bir divan zerinde
aa dallar ili krmz bir rtyle kaplayarak evimizin
mtevaz grnmn imdilik tamamlamtk.
Evin hali imdiden deimiti. inden rzgr geen
bu yapy evim haline getirebileceime inanmaya bala
m ve artk ok da ssz bulmamaya balamtm. Ama
yine de yeminlerine uyup bu evde yaamaya gelmesi ge
rekiyordu, nk belki de yalnzca onun iin bu kadar
uzaklamtm btn dnyadan!
Eyp'te biraz da semtin mark ocuu gibiydim.
Samuel'e de fazlasyla deer yeriliyordu.
nceleri benden ekinen komularm Allah tarafn
dan gnderilen, nereden geldiini bilmedikleri, her eyi
gizemli bu sevimli yabancy benimsemeye balamlard.
Dervi Hasan Efendi iki saatlik bir ziyaretin sonun
da u sonulara varmt: "Ei benzeri olmayan bir deli
kanlsn. Yaptn her ey garip! ok gensin ya da en

59

azndan yle grnyorsun ama olgun adamlarn bile


salayamad byk bir bamszlk iinde yayorsun.
Nereden geldiini bilmiyoruz. Neyle geindiin hakkn
da hibir fikrimiz yok. Dnyann be ktasn batan sona
dolamsn. Ulemamzdan daha byk bir bilgi biriki
mine sahipsin. Her eyi biliyorsun, her eyi grmsn.
Yirmi, yirmi iki yandasn ama gizemli gemiine bir
mr yetmez. Pera'daki Avrupallar arasnda el stnde
tutulurdun ama sen garip bir Yahudi serserisiyle birlikte
Eyp'te yaamay seiyorsun. Seni grmekten mutluluk
duyuyorum ve aramza ho geldin diyorum."

XXI
Eyll 1 8 7 6

Surre-i Hmayun treni. Padiahn hediyelerinin Mek


ke'ye hareketi.
Sultan her yl kutsal ehre hediyelerle dolu bir ker
van gnderir.
Dolmabahe Saray'ndan yola kan alay, skdar'a
gemek zere Tophane'den gemiye biner.
nde bir Arap grubu, altn eritler sarlm uzun s
rklarn havada sallayarak, davul sesleri eliinde raks
ederler.
Altn ve deerli talarla ssl byk balklarndan
tyler ykselen develer ar ar ilerler. Srtlarna en de
erli hediyeleryklenmitir.
Halifenin balarnn kalan ksm, altn ilemeli

60

krmz kadifeden sandklar iinde arkadan gelen katr


lar tarafndan tanr.
Ulemayla, ileri gelenler atlarla arkadan gelir ve yol
boyu iki kenarda askerler dizilidir.
istanbul ve kutsal ehir arasnda yaya olarak krk
gnlk yol vardr.

XXII
Eyp, Kasm gecelerinde son derece yasl bir dnyayd.
Bu inziva evinde geirdiim ilk gecelerde kalbim skn
tyla ve garip duygularla doluyordu.
Hava kararp, kapm ilk kez kapattmda, zerime
derin bir hzn kefen gibi kapanmt.
Dar kmak istedim. Fenerimi yaktm. (stan
bul'da fenersiz dolaanlar tutukluyorlar.)
Ama akam saat yediden sonra Eyp'te her yer ka
panyor ve sessizlie brnyordu. Trkler gn batnca
yatyor ve kaplarn srglyorlard.
Uzaklarda, bir pencere kafesinden szan bir k kal
drm talarna yansyorsa, kap aralndan bakmamak
gerekirdi. Bu lamba zerinde sarklarn bulunduu b
yk mezarlar aydnlatan bir trbe lambas olabilirdi an
cak. Kafesli pencerenin nnde boazlansanz kimsenin
ruhu duymazd. Sabaha kadar titreyen bu lambalar bile
karanlkta insann iini rahatlatrd.
istanbul'da her sokan bir kesinde byle bir tr
beye rastlanrd.
Oralarda, hemen yan banzda, sokaklarn bittii

61

yerde, sizi soyduklar yere gmveren ve Trk zaptiyesi


nin kllarna dokunmad haydutlarn yaad mezar
lklar balard.
Bir gece bekisi, kendisine anlamsz ve hatta garip
grnen gezintimin nedenini sorduktan sonra evime gir
mem gerektiini syledi.
Allah'tan gece bekileri arasnda babacan adamlar
vard. Bu rastladm zellikle iyi biriydi. Zamanla evi
me gizemli ziyaretler olduunu grdnde de inanl
maz bir hogr gsterecekti.

XXIII
Bir arkada bulunur ama sadk bir dost bulmak ko
lay deildir.
Btn dnyay dolasanz da, tek dost bulamad
nz olur...

Eski bir Dou iirinden alnt

XXIV
LOTI'DEN BRIGHBURY'DEK KIZKARDENE
Eyp, 1 8 7 6

...Sana kalbimi amak git gide gleiyor nk her ge


en gn bak alarmz birbirinden daha da uzakla
yor. Hristiyanlk dncesi uzun sre aklm kurcalad,
artk ona bile inanmyorum. Oysa belirsiz ama rahatlat-

6?.

c bir ekicilii vard. Bugn ise tamamen anlamn yitir


di. O kadar bo, o kadar yalan, o kadar kabul edilemez
bir ey daha dnemiyorum.
Hayatmda ok korkun anlarm oldu, ok dehetli
aclar ektim.
Sana sylemi olduum gibi, evlenmek istemitim.
Ailemize ve yal annemize layk bir gen kz bulma iini
sana brakmtm. Artk bu konuyu dnmemeni rica
ediyorum: Evleneceim kadn da mutsuz edeceime, haz
peinde kotuum bu hayat srdrmeyi tercih ederim.
Sana Eyp'teki hznl evimden yazyorum. Ken
dimi konuma zahmetinden kurtarmak iin hareketlerle
anlamaya altrdm Yusuf adl kk bir olan dn
da, evimde tek bir canlyla tek kelime konumadan uzun
saatler geiriyorum.
Kimsenin sevgisine inanmadm sylemitim sa
na, bu gerek. Fazlasyla sevgi gsteren birka arkadam
var ama onlara da inanmyorum. Yakn zamanlarda beni
terk eden Samuel belki ilerinde bana en bal olanlar.
Yine de fazla hayale kaplmyorum. Onunki de byk
bir ocuksu heyecan olmal. Gzel bir gnde, her ey du
man olup uacak ve ben kendimi yapayalnz bulacam.
Senin sevgine gelince kardeim, buna belli lde
inanyorum. En azndan alkanlk var, zaten bir eylere
de inanmam gerekiyor. Sylediin gibi beni gerekten
seviyorsan, gster bana... Birine balanmaya ihtiyacm
var. Sevgin gerekse, inanabilmem iin bir ey yap.
Ayaklarmn altndan topran ekildiini hissediyorum
ve dipsiz bir sknt iindeyim...
Sevgili yal annemiz hayatta olduu srece, bugn-

63

k durumumu grntde de olsa korumaya devam ede


ceim. O ldkten sonra, sana da veda edecek, ardmda
en ufak bir iz brakmadan ortadan kaybolacam...

XXV
LOTI'DEN PLUMKETT'E
Eyp, 15 Kasm 1 8 7 6

Varoluumu evreleyen bu Dou'ya zg grntlerin,


Arif Efendi'nin arkasnda, kalbinde sklkla lmcl bir
souk hisseden hznl bir delikanl var. Doas gerei
fazlasyla iine kapal bu gencin iini dkebildii ok az
insan var ve bunlardan biri de sizsiniz. ok abaladm
Plumkett ama mutlu deilim. Hi bir ey beni avutam
yor. Kalbim bezginlik ve ac dolu.
Bu inziva hayat iinde, Selanik rhtmlarndan bu
lup getirdiim bu serseriye, Samuel'e ok balandm.
Kalbi son derece hassas ve tertemiz. Rahmetli Raoul de
Nangis'in deyiiyle, demirle kapl ilenmemi bir elmas.
stelik o kadar deiik biri ki, birlikteyken daha az sk
lyorum.
Size k gnbatmlarnn hznl saatinde yazyo
rum. Yaknlarda bir yerlerde Allah adna asrlk arksn
syleyen mezzinin hznl sesinden baka bir ey du
yulmuyor. Gemiten grntler kalbimi deen bir net
likle geliyor gzmn nne. evremdeki nesneler acnas ve zc. Eyp'n bu kayp kesinde ne yapmaya
geldiimi soruyorum kendi kendime.

64

Ama o burada olsayd... O, Aziyade!..


Hl onu bekliyorum ama ne yazk ki karde Anne'n bekleyii gibi...
Perdelerimi kapatyor, lambam ve atei yakyorum:
Dekorla birlikte dncelerim de deiiyor. Mektubuma
bir krk kaftana sarlm, keyifli bir atein bana kurul
mu, ayam uzun tyl bir Trk halsna uzatm halde
devam ediyorum. Bir an iin de olsa kendimi bir derviin
yerine koyuyorum ve bu durum beni ok elendiriyor.
Sizi elendirmek iin hayatma dair ne anlatabili
rim bilemiyorum Plumkett. Konuacak ok ey var ama
semek zor. Zaten gemi gemitir deil mi? Sizi ilgi
lendirmez artk.
Hi birini sevmediim birok metres, birok olay,
atla ya da yaya klm, dalar, vadiler alm birok se
yahat, birok yabanc, umursamaz ve sevimsiz yz, bir
ok bor, peimde Yahudiler, tepeden trnaa altn ile
meli giysiler, ruhta lm ve bo bir kalp.
Bu akam, 15 Kasm'n saat onunda, ite durumum:
K vakti, souk bir yamur ve iddetli bir rzgr
hznl evimin camlarn dvyor, onlarn grltsn
den baka bir ses iitilmiyor ve bamn zerinde asl
duran eski Trk lambas bu saatte Eyp'te yanan tek k.
slam'n kalbi Eyp karanlk bir lke. Sultanlarn kl
kuand kutsal cami burada. Dierlerinden daha Ms
lman ve daha tutucu olan bu semtin sakinleri ekingen
yal derviler ve kutsal mezarlarn bekileri...
Dostunuz Loti'nin evinde yalnz, tilki krk kafta
nna sarlm bir dervi olduunu hayal etmekte olduu
nu sylemitim.

Kaplarnn srglerini srm, kendi evinde olma


nn bencilce keyfini sryor. Bu frtnada, pek gvenli
ve dost olmayan bu lkede darda olmaktansa evde ol
mak olduka rahatlatc.
Btn olaanst eski eyler gibi, Loti'nin odas da
garip dler ve derin dncelere srklyor insan. Oy
mal mee tavan bir zamanlar ok zel konuklar barn
drm, birok drama tank olmu olmal.
Genel grnm ilkel rengini koruyor. Zemin, mek
nn tek lks olan kaln rtler ve hallar altnda kaybol
mu ve Trk gelenekleri gerei, eve girerken ortal kir
letmemek iin ayakkablarmz karyoruz. ok alak
bir divan ve yerlere atlan minderler, Dou halklarnn
ehvete olan dknln yanstan odann yegne mo
bilyalarn oluturuyor. Duvarlarda ok eski silahlar ve
dekoratif nesneler asl. Her yerde iek ve garip hayvan
desenleri arasnda Kur'an'dan ayetler yazl.
Yan taraf harem, yani kadnlarn dairesi. Bo duru
yor. O da, szn tutmu olsa, imdi oktan yanmda ol
mas gereken Aziyade'yi bekliyor.
Benimkinin yanndaki bir baka kk oda da bo
duruyor: Buras yeil gzl gen kadndan haber getir
mek iin Selanik'e gitmi olan Samuel'in odas. Ve haber
gelmedii gibi, kendisi de ortalarda yok.
Aziyade gelmezse, bugnlerde yerini bir bakas
alabilir. Ama o benim iin ok farkl. Seviyorum sanrm
onu, onun uruna Trk oldum.

XXVI
KIZKARDENDEN LOTI'YE
Brightbury, 1 8 7 6

Sevgili aabeyim,
Dnden beri mektubunuzun neden olduu bir
umutsuzluktan kurtulamyorum... Ortadan kaybolmak
istiyorsun!.. Bir gn, sevgili annemizin bizi brakaca
gnde ortadan kaybolmak, beni sonsuza dek terk etmek
istiyorsun. Btn anlarmzn silinmesi, gemiimizin
yok olmas, Brightbury'deki topraklarn satlmas, gz
mz gibi baktmz eyalarmzn datlmas ve senin
aslnda lmemi olman... Bilmediim bir yerlerde blis'in penesinde srnmeye devam edeceksin demek.
Yalandn ve ac ektiini hissetmeyi srdreceim!..
Tanr'dan dileim seni bundan nce ldrmesi! Bylece
senin iin alarm, bylece yokluunu hisseder, kabul
eder, acm eker, boyun eerim.
Sylediklerin beni isyan ettiriyor ve iimi paral
yor. Demek bu sylediklerini yapacaksn. Byle korkun
ve lanetli bir yol izlemek istediine, senin varoluunda
bir anlamm kalmadna gre, souk bir ifade, katla
m bir kalple yapacaksn bunu... Senin hayatn benim
hayatmdr. Benim varlmda-kimsenin szamad, sa
na ait bir yer var ve sen beni terk ettiinde buras bo ka
lp, beni yakp kavuracak.
Aabeyimi kaybediyorum. stelik bu konuda uyarldm. Bu bir zaman meselesi, birka ay daha var belki.
Aabeyim zaman ve sonsuzluk iinde kaybolmu, imdi-

67

den binlerce kez lm sanki. Ve her ey kyor, her


ey paralanyor, ite o sevdiim ocuk dipsiz bir uuru
ma, uurumlarn uurumuna srkleniyor! Ac ekiyor,
nefes alamyor, ktan, gneten mahrum ama gc yok,
gzleri ve ayaklar dibe akl kalm, artk ban da kal
drmyor, yapamyor, karanlklarn prensi engel oluyor...
Yine de bazen direnmek istiyor. Uzaklardan bir ses iiti
yor, ocukluundan kopup gelen bir ses ama prens ona
yle diyor: "Yalan, bo vaat, lgnlk!" Zavall ocuk
balanm, iplerle sarmalanm, uurumun dibinde kan
lar iinde, lgna dnm, efendisinden ktye iyi ve
iyiye kt demeyi renmi ne yapyor?.. Glmsyor.
Ezilmi ve yklenmi zavall ruhundan gelen hi
bir ey, eytan'n glmseyii bile artmyor beni...
Byle olmas gerekiyordu!
Zavall kardeim, bana szn ettiin drstl
bile kaybettin. ocuklarnn annesi olacak tatl, mteva
z, gen, efkatli, gzel, sevimli ve sevebilecein kk
bir arkada bile istemiyorsun artk. Onu eski salonda, es
ki portrelerin altnda otururken grebiliyordum...
Yozlamayla dolu bir rzgr esmi zerinden. Kalbi
sevgi olmadan arpamayan, sevgiye ackan, sevgiye su
sayan aabeyim artk saf ve temiz duygular istemiyor.
Yalanacak ama onunla ilgilenecek ve neesini yerine
getirecek kimsesi olmayacak. Metresleri onunla alay
edecek, onlardan daha fazla bir ey istenemez zaten. Ve
sonra terk edilmi, umutsuz halde ylece lverecek!
Ne kadar mutsuz, alt st olmu, sarslm, vazge
mi olursan o kadar seviyorum ben seni. Ah! Sevgili aa
beyim, canm, keke tekrar hayata balanmak istesen!

68

Keke Tanr istemeni salasa! Keke kalbimdeki umut


suzluu grsen, dualarmn scakln hissetsen!...
Ama korku, dinden dnmenin sknts, Hristiyan
leminin garip korkular... Dinden dnme, ne iren sz
ck!.. Skc vaazlar, garip insanlar, can skc bir kuralc
lk, renksiz, ksz bir ciddiyet, byk szler, Kenan l
kesi! Btn bunlar senin akln elebilir mi? Ama btn
bunlarn sa olmadn ve senin inandn sa'nn bildi
in ve taptn k saan efendi olmadn gryorsun.
Ona kar ne korku, ne sknt ne de uzaklk duymaya
caksn. ok ac ekiyor, yanp kavruluyorsun... O senin
le alayacaktr.
Srekli dua ediyorum canm. Kalbim hi bu kadar
seninle dolu olmamt... ster on yl, ister yirmi yl al
sn, sonunda bir gn senin de inanacan biliyorum.
Belki ben hi gremeyeceim -belki yaknda leceimama her zaman umut ve dua edeceim!
Biraz fazla uzun yazdm sanrm. Bu kadar sayfa!
Okumas zor olacak! Sevgili aabeyim beni umursama
maya balad. Mektuplarm okumayaca gnler de ge
lecek mi?...

XXVII
"htiyar Hayrullah, bana kadn getir!" dedim.
htiyar Hayrullah tam nmde yere oturmutu. K
tcl ve tiksindirici bir bcek gibi tortop olmutu. Kel ve
sivri kafas lambamn nda parlyordu.
Saat sekizdi, bir k gecesiydi ve Eyp semti bir me
zar kadar karanlk ve sessizdi.

69

ihtiyar Hayrullah'n gznden saknarak bytt


, Joseph adnda, on iki yanda, melekler kadar gzel
bir olu vard, ihtiyar, olu dndaki konularda son
derece sefil bir adamd, istanbul'da dkn bir ihtiyar
Yahudi'nin yapabilecei her trl pis ii yapar, bu saye
de Yzba Sleyman ve birok Mslman dostumla
balantsn korurdu.
Bununla birlikte, herkes tarafndan tanndndan
her delie girip kar ve her yerde ho grlrd. Sokak
ta rastlayanlar, "yi gnler Hayrullah!" der, hatta uzun
kll parmaklarnn ucuna dokunmay bile gze alrlard.
ihtiyar Hayrullah isteimi uzun sre dnd ve
yle cevap verdi: "Msy Marketo, u aralar kadnlar
ok pahal. Ama daha az pahal elenceler de var. Hemen
bu gece byle bir elence dzenleyebilirim sizin iin...
rnein biraz mzik hounuza gidecektir sanrm..."
Bu gizemli konumadan sonra fenerini yakt, krk
n ve ayakkablarn giyerek kp gitti.
Yarm saat kadar sonra, odamn kaps krmz, ma
vi, yeil ve turuncu krkl kaftanlara brnm alt Ya
hudi olan iin almt. Yanlarnda Hayrullah ile ondan
daha da iren bir baka ihtiyar vard. Hepsi selamlar ve
rerek yere oturduunda ben bir Msr tanrs kadar tepki
siz ve hareketsiz kalakalmtm.
Bu ocuklarn altn yaldzl kk harplar vard,
yalanc yzklerin ldad parmaklarn mzik aletle
rinin zerlerinde gezdirmeye baladlar. Birka dakika
sessizce dinlediim deiik bir mzik yayld odaya.
"Hounuza gittiler mi Msy Marketo?" diye sordu
Hayrullah kulama eilerek.

10

Durumu oktan anlam, herhangi bir aknlk be


lirtisi gstermemitim. Yalnzca insan mizac zerine
olan gzlemlerimi biraz daha ileri gtrmek istiyordum.
"ihtiyar Hayrullah, senin olun bunlardan daha g
zel" dedim.
ihtiyar Hayrullah bir an dnd ve cevap verdi:
"Msy Marketo, yarn tekrar konualm..."
... Bu kalabal uyuz hayvanlar srs gibi kovala
dktan sonra, ihtiyar Hayrullah'n kapmn perdesini
sessizce kaldrarak kafasn uzattn grdm.
"Msy Marketo! Merhamet edin bana! Evim ok
uzak ve herkes zerimde altn olduunu dnyor. Be
ni bu saatte kapya koyacanza kendi ellerinizle ld
rn daha iyi. zin verin evinizin bir keciinde uyuya
ym. Gn domadan gitmi olacama yemin ederim"
dedi.
Kimse ldrmezse, souktan ve korkudan lecei
belli olan bu ihtiyar sokaa atacak cesareti bulamadm.
Ona evin bir kesini gsterdim. Buz gibi geceyi, yal
bir tespihbcei gibi tortop olup, eski krkne sarnarak
geirdi. Titrediini duyabiliyordum. Gsnden hrltya
benzer ksrk sesleri ykseliyordu. O kadar acdm ki,
rt niyetine kullanaca bir seccadeyi zerine attm.
Gkyz aarmaya baladnda yok olmasn, bir
daha da kapmn nnden bile gememesini, yoluma
kmamasn emrettim.


EYP'LE BRLKTE

I
Eyp, 4 Aralk 1 8 7 6

"Geldi!" demilerdi. ki gnden beri bekleyi ateiyle ya


np kavruluyordum.
Hatice (Selanik'te Aziyade'ye kaynda elik ede
rek, hanm iin hayatn tehlikeye atan zenci kadn) " B u
akam bir kaykla Eyp iskelesine, senin evin nne ge
lecek" demiti.
Saat ten beri bekliyordum.
Gn ok gzel ve aydnlkt. Hali'te allmn d
nda bir hareketlilik vard. Eyp iskelesine binlerce ka
yk yanayor, ileri gerei stanbul'un kalabalk merkez
lerine, Galata ya da byk arya giden Trkler'i sakin
semtlerine geri getiriyordu.
Eyp'te beni tanmaya balamlard.
"yi akamlar Arif, kimi bekliyorsunuz byle?" diye
soruyorlard.

72

Admn Arif olamayacan, Bat'dan gelen bir H


ristiyan olduumu biliyorlard ama Dou fantezim kim
seyi endielendirmiyor, beni setiim adla armakta
saknca grmyorlard.

II
Hadi! Gklerin mealesi! Hadi! Senin elin benim!
ALFRED DE MUSSET, Portia!

Azapkap'dan hareket eden son kayk yanatnda g


ne batal iki saat olmutu. Krekte Samuel vard. Arka
da, minderlerin zerine ba kapal bir kadn oturuyor
du. O olduunu anladm.
Kyya ulatklarnda cami meydan ssz, gece so
uktu.
Tek sz etmeden elini tuttum ve eve doru srkle
meye baladm. Olduu yerde ylece kalakalan zavall
Samuel'i unutmutum...
Ve olanaksz d gerekletikten sonra, orada, kendi
si iin hazrlanm odada, demir parmaklkl iki kapnn
ardnda benimle yalnz kaldktan sonra, kendimi yere
atp dizlerini pmekten baka bir ey yapamadm. Onu
lgnca istediimi hissediyordum: Tkenmi gibiydim.
te o srada sesini duydum. lk kez o konuuyor ve
ben anlyordum. Bu da bilmediim bir mutluluktu!
Onun iin rendiim Trk dilinde syleyecek tek sz
ck bulamyordum. Ona ngilizce olarak kendim bile an
lamadm karmakark cevaplar veriyordum!
"Severim seni Loti'm!"

diyordu bana.

73

Bu sonsuzluk szlerini Aziyade'den nce de syle


yenler olmutu ama akn bu tatl mzii ilk kez Trk di
linde arpyordu kulaklarma. Unuttuum bu ho mzik,
bir gen kadnn masum kalbinin derinliklerinden yle
sine bir kendinden geile kopup geliyordu ki, daha n
ce hi duymadm dndryor, bezgin ruhumda ila
hi bir ezgi gibi yanklanyordu.
Bunun zerine onu kollarma aldm, doya doya
bakmak iin ban n altna getirdim ve bir Romeo
gibi, "Bir daha tekrarla! Tekrar syle!" dedim.
Ve ona anlamas gerektiini dndm bir eyler
sylemeye baladm. Trke cevap veriyordu. "Cevap
ver bana!" diyerek ard ardna saysz soru yneltiyor
dum.
O kendinden gemi gibi bana bakyor ama aklnn
banda olmadn, bolukla konutuumu gryor
dum.
"Aziyade, beni iitmiyor musun?" diye sordum.
"Hayr" diye cevap verdi. Ve tatl ama yabanl bir
sesle ekledi: "Loti! Senin laf yemek isterim!" (Azndan
kan szleri yutmak isterdim!]

III
Eyp, Aralk 1 8 7 6

Aziyade az konuuyor, sk glmsyor ama hi glm


yor. Yrrken hi ses karmyor, hareketleri yumuak,
uyumlu, sakin ve sessiz. Gn dounca ortadan kaybolan,

gecenin cinler ve hayaller saatinde getirdii gizemli k


k bir yaratk ite.
Biraz hayali grntlere benziyor, getii yerleri ay
dnlatyor sanki. ocuksu ama ciddi yznn evresin
de kutsal bir hale aryor insan ve her trl ekillendirme
abasna ayak direyerek yanaklarn ve alnn tatllkla
evreleyen salarnda buluyor gerekten de.
O ise ksack salarn uygunsuz bir ey kabul edi
yor ve her sabah bir saatini onlar yatrmaya abalayarak
geiriyor. Bu ve trnaklarn portakal krmzsna boyama
ii balca iki uran oluturuyor.
Trkiye'de yetimi btn kadnlar gibi tembel. Bu
nunla birlikte nak ilemeyi, glsuyu hazrlamay ve
adn yazmay biliyor. Duvarlarn her yanna, ok ciddi
bir i yapyormu edasyla adn yazyor ve kurunka
lemlerimin ularn tketiyor.
Aziyade dncelerini azyla olduundan ok gz
leriyle aktaryor. Yz ifadesi artc derecede deiken
ve hareketli. Baklaryla ortaya koyduu pantomim o
kadar gl ki, ok daha az konuabilir, hatta tamamen
sessiz kalabilir.
Baz durumlara Trke arklardan pasajlar syle
yerek cevap verdii oluyor. Bir Avrupal kadnda tatsz
olacak bu ifade biimi, onda Dou'ya zg bir ekicilie
kavuuyor.
Sesi ok gen ve taze olmakla birlikte ciddi, oun
lukla bas tonlar kullanyor ve Trk dilinin syleyi bi
imleri bazen iyice bouklamasna neden oluyor.
Aziyade on sekiz ya da on dokuz yanda. Kendi
kendine ve aniden son derece nemli kararlar alma ve
bunlar lm pahasna uygulama kapasitesine sahip.

IV
Bu lgn d, bir zamanlar Selanik'te, Aziyade'yle bir
saat geirebilmek iin Samuel'le hayatlarmz tehlikeye
attm zamanlarda kurmutum: Dou'nun bir yerinde,
zavall Samuel'in de bizimle gelecei unutulmu bir k
ede, onunla birlikte yaamak istiyordum. Mslman
larn dncelerine her adan aykr olan bu ryay ne
redeyse geree dntrdm.
stanbul byle bir eyin denenebilecei tek yerdi.
Bir zamanlarn Paris'i gibi gerek bir insan lyd. Her
kesin kendi istedii gibi ve kontrol edilmeden yaad,
Loti, Arif ve Marketo gibi deiik kiiliklerin bir arada
var olabilecei birok byk ehir gibiydi.
...Brakalm k rzgr esip gesin. Brakalm Ara
lk frtnalar kapmzn srmelerini, pencerelerimizin
parmaklklarn sarssn.
Ar asma kilitlerin korumasnda, dopdolu bir silah
ambar ve Trk evlerinin girilmezliiyle, bakr mangaln
nnde, evimizde nasl da rahatz kk Aziyade!

V
LOTI'DEN BRIGHTBURY'DEK KIZKARDENE
Sevgili kk kardeim,
Sana daha nce yazmamakla acmaszlk ve nankr
lk ettim. Sylediine gre sana ok ac vermiim, sana
inanyorum. Ne yazk ki dndklerimi yazmtm ve
hl da byle dnyorum. Sana verdiim ac konu
sunda bir ey yapacak durumda-deilim. Yalnzca kalbi
min derinliklerini sana amak konusunda hata ettiimi
dnyorum ama sen talep etmitin.
Beni sevdiine inanyorum. Baka kantlar olmasa
bile, mektuplarn yeter. Ben de seni severim bilirsin.
Bir eylerle ilgilenmem gerektiini sylyorsun. yi
ve drst bir eylerle ilgilenip ona balanmam gerektii
ni. Benim zavall ihtiyar annem var zaten. Bugn hayat
mn anlam, kendimi adadm ama yalnzca odur. Biraz
neem, biraz cesaretim varsa onun iindir. Varoluumun
yapc ve mantkl ksmn onun iin koruyor, onun iin
Deniz Subay Loti olarak kalyorum.
Ben de seninle ayn grteyim. Yorgunluktan ve
ypranmlktan bitmi, terk edilmi bir ihtiyar ehvet
dknnden daha itici bir ey dnemiyorum hayatta.
Ama ben bu noktaya gelmeyeceim. Bann aresine bakamayan, genliini ve ekicilii kaybetmi biri haline
dntmde ortadan kaybolacam.
Bu konuda beni anlamamsn: Kayboluum l
mm olacak.
Dnmde sizin iin, senin iin, son bir kez aba
gstereceim. Sizinle birlikte olduumda dncelerim

77

deiecek. Benim iin bir gen kz seerseniz, size olan


sevgimden dolay onu sevmeye ve ona balanmaya al
acam.
Sana Aziyade'den sz ettiime gre, buraya geldii
ni de syleyebilirim. Beni btn kalbiyle seviyor ve onu
sonsuza kadar terk edebileceimi dnmyor bile. Samuel de geldi. kisi beni ylesine bir sevgiyle sarmalyor
ki, btn gemii, nankr insanlar, yanmda olmayanla
r unuttum.

VI
Arif Efendi'nin evi yava yava mtevaz olmaktan kp
atafatl hale gelmeye balad: ran hallar, zmir kap
perdeleri, fayanslar, silahlar. Btn bu eyalar tek tek,
olduka byk zahmetlerle geldi ve bu ekilde bir araya
gelmeleri daha da ekici bir hal almalarna neden oldu.
Rulet sayesinde Saray'dan kma, krmz gller ili,
mavi saten perdeler edindim. Bir zamanlar plak olan
duvarlar artk ipekle kapl. Bir inziva evinde sakl bu
hal, lks dler lemi grnts yaratyor.
Aziyade her akam yeni bir ey getiriyor. Abeddin
Efendi'nin evi eski ama deerli eyalarla dolu bir ft
ars gibi ve Aziyade kadnlarn haremden istedikleri
ni alp kullanmaya haklar olduunu sylyor.
Rya sona erdiinde hepsini alp geri gtrecek ve
bana ait olanlarsa satlacak

VII
Dou hayatm, zgr ve ak havada geen hayatm,
amasz uzun yrylerimi ve stanbul'un grltsn
bana kim geri verecek?
Gece Eyp'e ulamak zere sabah Atmeydan'ndan
yola kmak, elde tespih camileri dolamak, btn kah
velerde, trbelerde, kabirlerde, hamamlarda ve meydan
larda durmak, bakr ayakl minicik mavi fincanlardan
Trk kahvesi imek, gnete oturmak ve nargilenin du
manyla ar ar sarho olmak, dervilerle, gelip geen
lerle sohbet etmek, hareket ve k dolu bu tablonun bir
kesinde kendin olmak, zgr, kaygsz ve yabanc ol
mak, akam sevgilinin sizi bekleyecei evi hayal etmek.
Neeli ve hep hayal leminde olan, halkn iinden
gelen ve son derece air ruhlu, her koulda glen ve ba
na lecek kadar bal dostum Ahmed nasl da tatl bir
yol arkada!
Eski stanbul'un ilerine girdike, kutsal Eyp sem
tine ve byk mezarlklarna yaklatka tablo kararyor.
Mavi Marmara'nn, Asya adalar ve dalarnn manzara
lar kyor karmza ama ortalktaki insan says azal
m ve evler hznleniyor. Eski psk, gizemli yaplar
ve yal Trkiye'nin yabanl yklerini anlatan grnt
ler arpyor gze.
Herhangi bir yerde, Ahmed'in mutfaa girip kulla
nlan malzemelerin temizliini ve hazrlan biimini
bizzat denetledii kk Trk lokantalarndan birinde
akam yemeimizi yiyip Eyp'e vardmzda gece tama
men km oluyor.

79

Eve, ekici olmas biraz da uzaklndan gelen, o


kaybolmu gibi grnen, huzurlu eve ulamak iin fe
nerlerimizi yakyoruz.

VIII
Dostum Ahmed, ihtiyar babas brahim'in hesabna gre
yirmi, ihtiyar anas Fatma'nn hesabna gre yirmi iki
yanda. Trkler yalarn bilmiyor. D grnyle, k
sa boyuna ramen Herkl gibi yapl oluuyla komik bir
ocuk. Onu tanmayan, zayf ve gne yan yzne, ga
gaya benzeyen kck burnu ve kck azna baka
rak narin bir yaps olduunu sanabilir. Zaman zaman
hznl bir yumuaklkla bakan ya da nee ve zekyla
parldayan kk gzleriyle kendine zg bir ekicilii
vardr.
Bu zel ocuk bir ku kadar neelidir. En komik d
nceleri bile farkl bir biimde ifade eder. Drstlk ve
eref kavramlarn abartr. Okumay bilmez ve hayatn
hayal leminde geirir. Kalbi gibi eli de aktr: Kazanc
nn yarsn sokaktaki yal dilencilere datr. Btn ser
veti kiraya verdii iki atdr.
Ahmed'in kim olduumu anlamas iki gn srm
t ve gerektiinde onun hibir eyden haberi olmadn
sylemem kouluyla, srrm saklayacana sz vermiti.
Zaman getike kendini dostum olarak grmeye bala
m ve evde kendine bir yer edinmiti. Tapt Aziyade'nin hem ua hem koruyucusuydu. Onun adna, on
dan daha fazla kskanlk gsteriyor ve beni yal bir
polis ustalyla izliyordu.

80

Bir gn bana "u pis hrsz Yusuf'un yerine beni al


hizmetine. lla para demen gerekiyorsa, ona verdiini
bana verirsin. Uaklm biraz yalandan olacak ama se
nin evinde kalacam ve bu da houma gidecek" dedi.
Ertesi gn Yusuf'a yol verdim ve Ahmed onun yeri
ni ald.

IX
Bir ay sonra, deta bir sabr timsali olan Ahmed'e, biraz
da utanarak iki mecidiye aylk verdim. fkeden mosmor
kesildi. Hemen iki cam krd ve ertesi gn paralarn
deyerek yaptracan syledi. cret sorunu bylece
zlm oldu.

X
Onu bir akam, odamda ylece dikilmi, ayaklarn yere
vururken buldum.
"Sen

ok eytan

Loti!..

Anlamadm

seni!"

Geni kollu beyaz gmleinin iinde kolunu fkeyle


sallyordu. Kk kafas fesinin ipek pskln delice
dans ettiriyordu.
Kalmam salamak iin Aziyade'yle kafa kafaya ver
mi, unu planlamlard: Servetinin yarsn, yani atlarn
dan birini bana balayacakt. Bu teklifi glerek reddet
tim. Bu nedenle de, "ok eytan" ve anlalmaz olmutum.
O akamdan itibaren onu itenlikle sevmeye bala
dm.

81

Sevgili kk Aziyade! Btn mantn ve btn


gzyalarn beni stanbul'da tutabilmek iin harcamt.
Gideceim fikri, mutluluunun zerinden bir kara bulut
gibi geiyordu.
Btn yollar denedikten sonra, "Benim can senin
Loti! Ruhum senindir. Sen benim Allah'm, kardeim,
dostum, sevdiimsin. Sen gittiinde Aziyade iin her ey
bitmi olacak. Gzleri kapanacak, Aziyade lecek. imdi
ne istiyorsan yle yap. Sen, sen biliyorsun!" dedi.
Sen, sen biliyorsun! Bu evrilmesi olanaksz cm
leyle sylemek istedii aa yukar uydu: "Ben seni an
layamayacak kadar kk, zavall bir yaratm. Kararn
nnde eiliyor ve sana tapyorum."
Sen gittiinde, ben de dalarda uzaklara gidecek ve
senin iin syleyeceim arkm:
eytanlar,

cinler,

Kaplanlar,
Aslanlar

dmanlar,
vb.

eytanlar, cinler, kaplanlar, aslanlar, dmanlar dostu


mun uzandan gesin... Ve senin iin arklar syleye
rek, dalarda alktan lp gideceim.
Ve her gece tatl bir sesle syledii ark, uzun, tek
dze, garip bir ritm arasnda garip aralklar ve Dou arklarndaki hzn verici sonlanmlarla oluturulmu
ark geliyordu ardndan.
Ben istanbul'u terk ettiimde, ondan sonsuza kadar
uzaklatmda, Aziyade'nin arksn uzun sre iitme
ye devam edecektim.

XI
KIZKARDENDEN LOTI'YE
Brightbury, Aralk 1 8 7 6

Sevgili kardeim,
Mektubunu tekrar tekrar okudum! u an iin syle
yebileceim tek ey bu ve bir de Sunam'n kars gibi
"Her ey yolunda!" diyebilirim.
Pusulasz srklenen btn kalpler gibi, senin kal
bin de elikilerle dolu. Umutsuzluk lklar atyor, her
eyin elinden kayp gittiini sylyor, hararetle efkat
diliyorsun benden. Ama sevgim hakknda gvence ver
diimde, yannda olmayanlar unuttuunu ve cennet ha
yatnn sonsuza dek srmesini dilediin Dou'nun bu
kesinde ne kadar mutlu olduunu sylyorsun. Ama
ben buradaym, yerimden kmldamyorum. Bu tatl l
gnlklarn unutup yerine yenileri geldiinde de beni
burada bulacak ve belki u anda dndnden daha
ok deer vereceksin.
Sevgili kardeim, sen bana, sen Tanr'ya, sen bize
aitsin. Belki de yaknlarda bir gn cesaretine, gvenine
ve umuduna tekrar kavuacan hissediyorum. Bu hata
nn ne kadar tatl ve ho, deerli ve iyi olduunu gre
ceksin. Ah! Beni yaatan, pimanlk ve korku duymadan
ldrecek olan, asrlardan beri dnyay yneten, ehitler
alan, byk halklar yaratm olan, yas neeye dnt
ren, her yerde "Ak, zgrlk ve merhamet!" diye ba
ran bu binlerce kez kutsanm yalan!

XII
Bugn 10 Aralk. Padiah ziyaret.
Dolmabahe Saray'nn avlularnda her ey, hatta
toprak bile kar gibi bembeyaz: Mermer rhtm, mermer
yol, mermer merdivenler. Bu inanlmaz beyazlk zerin
de sultann lal rengi niformal muhafzlar, altn srma
l gk mavisi giysileriyle bando takm, elma yeili zeri
ne latiniei sars elbiseleriyle uaklar garip bir ztlk
yaratyor.
Sarayn eitli yerlerindeki kntlar martlar, kara
bataklar ve gvercinler iin tnek oluturuyor.
erideyse byk bir ihtiam.
Merdivenlerdeki mzrakllar takm, byk tyl
apkalar altnda yaldzl mumyalar gibi dizilmi duru
yorlar. Biraz da Alaaddin gibi giyinmi subaylar iaret
lerle emirler yadryor.
Sultan ciddi, solgun, yorgun, sanki yklm.
Ksa bir kabul treni, arbal selamlar, yere kadar
eilip geri ekiliyoruz.
Boazii'ne bakan byk bir salonda kahve ikram
ediliyor.
Diz ken uaklar sedef ve deerli talarla ssl
yaklak iki metre uzunluundaki ocaklar uzun ubuk
larla yakyor.
Zarflar (kahve fincanlarnn ayaklar) gm ile
meli. Byk kzl elmaslarla ve birok deerli tala ssl.

XIII
Abeddin Efendi'den daha talihsiz bir kocay arasan
btn islam aleminde bulamazsn. Bu ihtiyar hep uzak
larda Asya'da bir yerlerde. Garip de olsa, birbirleriyle
usta hrszlar kadar iyi anlaan ve olan biten her eyi sr
olarak saklayan, en by otuz yanda drt kars var.
Aziyade, en genleri ve en gzelleri olmasna ra
men tepki toplamyor, bykleri onu ele vermiyor.
Aslnda bu benim anlayamadm bir gelenek. O da
dierleri gibi kar ve e sfatn tayor ve dierleriyle eit
konuma sahip.

XIV
Aziyade'ye, "Efendinin evinde ne yapyorsun? Harem
deki uzun gnleri neyle geiriyorsun?" diye sordum.
"Ben mi?" diye cevap verdi. "Sklyorum. Seni d
nyorum Loti. Senin portrene bakyorum. Salarna
dokunuyorum. Bazen de yanmda gtrdm sana ait
eyalarla oyalanyorum."
Birinin salarna ve resmine sahip olmak Aziyade
iin ok zel, imdiye kadar benden baka kimse iin ha
yal etmedii bir eydi. Resim Mslman inanlarna ay
kr, gvurlara zg bir yenilikti ve Aziyade bunda deh
etle kark bir ekicilik buluyordu.
Salarndan bir tutam almama izin vermesi iin be
ni ok sevmesini beklemek gerekmiti. Bu tutam tekrar
uzamadan lme ve bir kfir tarafndan kesilmi salarla

85

teki dnyaya gitme dncesi onun tepeden trnaa tit


remesine neden oluyordu.
"Peki ben Trkiye'ye gelmeden nce ne yapyordun
Aziyade?" diye sordum.
"O zamanlar Loti, kck bir kzdm ben. Seni ilk
grdmde, Abeddin'in haremine gireli on ay olma
mt. Henz sklmaya balamamtm. Kendi dairemde
kalyor, divann zerinde oturup ttn ya da haha ii
yor, hizmetim Emine'yle kt oynuyor ya da Hatice'nin
anlatt siyah adamlarn lkesine ait garip ykleri din
leyerek eleniyordum.
Fenzile Hanm bana nak ilemeyi retirdi. Baka
haremlerin hanmlarn ziyarete gitmemiz ve onlar ka
bul etmemiz gerekirdi.
Efendimiz iin yapmamz gereken iler de vard.
stelik bizi gezdirecek bir araba emrimize amadeydi.
Kocamzn arabas her gn birimize aittir ama biz birlik
te kmay ve hep beraber gezmeyi severiz."
"Gerekten ok iyi anlayoruz.
"Beni ok seven Fenzile Hanm, haremin hem en
yal hem de en saygn hanmdr. Besme fkelidir, ba
zen byk olaylar karr ama kolay sakinleir, fkesi
uzun srmez. Aye aramzda en hainidir ama bizlere ih
tiyac olduundan, stelik aramzda en sulusu oldu
undan hep yumuak davranr. Bir keresinde sevgilisini
kendi dairesine getirecek cesareti bile gstermiti!.."
Yalnzca ve yalnzca sevdiimin yaad yer hak
knda bir fikir edinmek iin Aziyade'nin dairesine gire
bilmeyi ben de sk sk hayal etmitim. Bu proje zerinde
ok tartm, hatta Fenzile Hanm'n grn bile al-

86

m ama gerekletirmeye yeltenmemitik. Trkiye'nin


geleneklerini rendike, bunun ne kadar lgnca bir
plan olduunu daha da iyi anlyordum.
Aziyade, "Haremimiz, karlkl sabrmz ve birbiri
mizle ok iyi anlamamz nedeniyle her yerde rnek gs
teriliyor" diyordu.
"Yine de hznl bir rnek! stanbul'da bu tr ok
harem var m?"
Bu hareme ktlk ilk olarak gzel Aye Hanm ara
clyla girdi. ki yl iinde o kadar hzla yayld ki, bu
ihtiyarn evi btn hizmetilerin dahil olduu entrikalar
yuvas haline geldi. Sk parmaklklarla rl, son dere
ce dayankl grnen bu byk kafes, gizli kap ve merdivenleriyle bir tr hileli kutuya dnt. inde hapis
olan kular kimseye fark ettirmeden dar kabiliyor ve
gkyznde istedii yne kanat rpabiliyordu.

XV
stanbul, 25 Aralk 1 8 7 6

Son derece aydnlk, yldzl ama souk, gzel bir Noel


gecesiydi.
Saat on bir gibi, Deerhound'dan zerinde ayn hilal
ekliyle parldad eski Fndkl camisinin rhtmna
ayak bastm.
Ahmed orada beni bekliyordu. Elimizde fenerlerle
Trk mahallelerinin biimsiz sokaklarndan Pera'ya
doru trmanmaya baladk.

87

Kpekler tela iindeydi. Gustave Dor'nin izdii


fantastik bir masalda dolayor gibiydik.
lkenin drt bir yannda dzenlenenlere benzer bir
Noel lenine katlmak zere Avrupa ehrine davet edil
mitim.
Ah ah! ocukluumun Noel geceleri... Nasl da ke
yifli anlar hatrlyorum!...

XVI
LOTI'DEN PLUMKETT'E
Eyp, 27 Eyll 1 8 7 6

Sevgili Plumkett,
te zavall Trkiye, Merutiyet ilan ediyor! Nereye
gidiyoruz? Size soruyorum; Hangi asrda yayoruz?
Merutiyeti bir sultan. Bu konudaki btn dncele
rim alt st oluyor.
Bu olay Eyp'te znt yaratt, btn inanl Ms
lmanlar Allah'n onlar terk ettiini ve padiahn akln
yitirdiini dnyor. Her trl ciddi olay, zellikle de
politikay alaya alan ben, bu olayn zgnlne, Trki
ye'nin bu yeni sistemle varolan dzenini kaybedecei
dncesine taklp taklyorum.
Bugn, Kanuni Sultan Sleyman'n trbesinde bir
ka dervile oturuyordum. Sze Kur'an'dan balayp, bi
raz politika konutuk ve ne olu Mustafa'y boduran bu
byk hkmdar ne de burnu kalkk ei Hurrem Sultan'n Merutiyet'i ilerine sindiremeyeceinden sz et-

88

tik. Trkiye, parlamento rejimiyle mahvolacak, buna


phe yok.

XVII
istanbul, 27 Eyll.
7 Zillice 1 2 9 3 Hicri

Saanan gemesini beklemek iin Beyazt camisi yak


nnda bir Trk kahvesine snmtm.
Bu kahvede ihtiyar sarkllar ve beyaz sakalllar d
nda kimse yoktu. Bu ihtiyarlardan (hac babalar) baz
lar gazete okuyor bazlarysa buulanm camlarn ar
dndan yamur altnda kouturanlar izliyordu. Aniden
bastran yamura yakalanan Trk kadnlar kayan terlik
leri ve pabular izin verdiince hzl kayorlard. So
kakta byk bir kargaa yaanyor, herkes birbirini itip
kakyordu. Yamur bardaktan boanrcasna yayordu.
evremdeki ihtiyarlar inceliyordum: Giysi tarzlar
ok eski zamanlardakinin aynyd. Byk gm gzlk
lerine, yzlerindeki ihtiyar izgilere kadar, her eyleri es
kiydi. Antik anlamna gelen ve biraz da saygyla sylenen
bu eski szc, Trkiye'de eski gelenekler iin olduu
gibi, eski giysi ya da eski kumalar iin de kullanlyordu.
Trkler gemie, hareketsizlik ve duraanla kt.
Birden Seraskerlik tarafndan top atlar duyuldu.
htiyarlar anlaml ifadeler ve glmseyilerle birbirleri
ne baktlar.
"Mithat Paa'nn Merutiyet'i ad olsun!" dedi ile
rinden biri alayc bir edayla eilerek.

89

Bir baka yeil sarkl mrldand: "Mebuslar! Bir


Kanun-i Esasi! Bir zamanlar halifeler mebuslara ihtiya
duymazd."
"Voy voy voy! Allah'm! O zamanlar kadnlarmz
sokaklarda effaf rtlerle koumazd. Mminler iba
detlerine daha balyd. Moskoflar da daha az kstaht!"
Bu top atlar Mslmanlar'a padiahlarnn onlara
btn Avrupa merutiyetlerinden daha geni ve daha li
beral bir merutiyet bahettiini bildiriyordu. Bu ihtiyar
Trkler hkmdarlarnn bu hediyesini ok isteksiz kar
lyordu.
Rusya Elisi Ignatiev'in btn gcyle direnerek ge
ciktirdii bu olay uzun sreden beri bekleniyordu. O
gnden itibaren Babli ve ar arasnda tek sz edilmese
de sava ilan edilmi kabul edildi ve sultan iddetle si
lahlanmaya balad.
Alaturka saate gre saat yedi buuktu (le vakti),
ilan Topkap'da okunmutu ve ben de bir insan tufan
arasnda oraya kotum.
Vezirler, paalar, generaller, btn memurlar, btn
yetkililer, hepsi niforma ve yaldzlar iinde, saray mz
kaclarnn da bulunduu byk Topkap meydannda
toplanmlard.
Gkyz karanlk ve frtnalyd. Durmadan yamur
ve dolu yayor ve herkes slanyordu. Bu sanak altnda
halka Kanun-i Esasi okunuyordu ve sarayn tabloyu ev
releyen eski mazgall duvarlar istanbul'un ortasnda bu
ihtilalci szleri duymaktan ok akn grnyordu.
Bu garip tren lklar, "yaasn" barlar ve m
zka takmnn grltleriyle sona erdi ve iliklerine ka
dar slanan katlmclar byk bir hzla dald.

Ayn saatte, stanbul'un bir baka ucunda, Bahriye


Saray'nda, uluslararas konferans yeleri toplanyordu.
Bu zellikle planlanm bir akmayd: Top sesleri
Saffet Paa'nn delegelere sylevi srasnda iitilecek ve
sonuca balamasna yardmc olacakt.

XVIII
- Dou! Dou! Ne gryorsunuz orada airler?
Ruhlarnz ve gzlerinizi Dou'ya evirin!
"Yazk!" diye cevap verdi uzun sre iitilmeyen sesleri,
"Esrarl bir gn gryoruz orada!"
Belki de akam afak sanyorlar."
VICTOR HUGO,

Alacakaranlk Ezgileri

stanbul'un tam ortasnda ykselen, Saray bahelerinin


zerinden uzaklardaki Asya tepelerine kadar manzaras
olan byk Seraskerlik Meydan'nn o geceki grnm
n hibir zaman unutmayacam. Arap tarz kemerler,
garip grnml yksek kule byk bayram akamlarn
da olduu gibi klandrlmt. Gndz yaanan frtna
meydan tm bu ate izgilerinin yansd bir gle e
virmiti. Geni ufkun evresinde camilerin kubbeleri ve
sivri minareleri, zerlerinde k talar bulunan uzun
dallar gibi ge ykseliyordu.
Meydanda lm sessizlii hkimdi, gerek bir le
benziyordu.
Belli belirsiz bir rzgrn yalad aydnlk gky
znden iki kara bulut kmesi geiyor, ay gelip zerlerine

91

mavimsi glgesini brakyordu. Doann halklarn tari


hinde byk bir olay meydana geldiinde ald olaan
d grnmlerden biriydi.
Byk bir grlt, ayak ve insan sesleri iitildi. Or
ta kapdan ellerinde fenerler ve bayraklarla bir softa s
rs giriyordu. "Yaasn Sultan! Yaasn Mithat Paa!
Yaasn Merutiyet! Yaasn sava!" diye haykryorlard. Bu adamlar kendilerini zgr sanarak deta sarho
olmulard, ancak gemii hatrlayan baz yal Trkler
bu heyecanl kalabaln kouturmasna bakp omuz silkiyordu.
"Hadi gidip Mithat Paa'y selamlayalm!" diye ba
rd softalar.
Ardndan, birka hafta sonra srgne gitmek zorun
da kalacak olan ama o sralarda son derece gl byk
vezirin mtevaz konutuna gitmek zere sol taraftaki
tenha dar sokaklara saptlar.
Yaklak iki bin kadar softa hep beraber byk ca
miye (Sleymaniye Camii) giderek dualar ettiler ve Ha
lic'i geip Dolmabahe'ye, Aldlhamid'i alklamaya
kotular.
Sarayn parmaklklar nnde, btn topluluklarn
temsilcileriyle byk bir halk grubu merutiyeti h
kmdar heyecanla kutlamak zere toplanmt.
Bu gruplar byk Pera Caddesi'nden stanbul'a in
mi, yol boyunca, ksa bir sre sonra poplerliini yitire
cek olan Lord Salisbury'yi, ngiliz ve Fransz Bykeli
liklerini selamlamlard.
"Atalarmz bu lkeyi bundan drt asr nce birka
yz kiiyle fethettiler! Biz yz binlerce kiiyken, yaban-

92

clarn istilasna izin mi vereceiz? Ey Mslmanlar ve


Hristiyanlar, onursuz koullarda yaamay kabul etmek
tense, hepimiz Osmanl vatan iin lelim" diyordu sy
levler eken hocalar.

XIX
Fatih Sultan Mehmed'in camisi bizi, Ahmed ve beni, gri
tatan byk kaplarnn nnde, gnein altnda, insan
larn konutuu hi bir dille ifade edilemeyecek kararsz
dler iinde otururken gryordu sk sk.
Eski stanbul'un yukar ksmndaki Sultan Mehmed
Meydan'nda, kamir kaftan giymi, banda beyaz sark
lar tayan adamlar dolard. Tam ortada ykselen cami
stanbul'un en byk ve en kutsal camilerinden biriydi.
Geni meydan, ar kovan sralarna benzeyen ta
kubbe sralarnn ykseldii gizemli duvarlarla evrelen
miti. Bunlar kafirlerin asla ieri alnmad, yalnzca
softalarn kalabildii konutlard.
Bu semt Dou'ya zg hareketin merkeziydi: Deve
ler tekdze ngraklarn ngrdatarak sakin sakin aar
d meydan. Derviler dini sohbetler yapmak zere gelip
otururdu kenarlarnda. Bat'nn hibir paras ulama
mt henz buraya.

XX
Bu meydann hemen yannda, lo, kimsenin gelip ge
medii, yeil otlar ve yosunlarn yetitii bir sokak vard.
te Aziyade'nin evi de buradayd. Burann ekiciliinin
srr buydu. Varlndan yoksun olduum uzun gnleri,
bu sokaklarda dolaarak, ondan daha az uzakta, kimseye
gzkmeden ve her trl pheden uzak geirirdim.

XXI
Aziyade ou zaman olduu gibi sessizdi, gzleri hzn
l bakyordu.
"Neyin var Loti? Neden hep karamsarsn? Sen gitti
inde leceime gre, asl benim neesiz olmam lazm"
dedi.
Sonra gzlerini iine ilemek istermiesine benim
kilere dikti ve bu baklarn srar karsnda bam e
virmek zorunda kaldm.
"Sevgilim! Sen burada olduun srece hibir ik
yetim olamaz. Bir kraldan bile mutluyum ben" dedim.
"Senden daha ok sevilen var mdr Loti? Kimi ks
kanabilirsin? Sultana bile imrenebilir misin?"
Bu doruydu: Sultan, Osmanllar iin yeryzndeki
en mutlu kii olmas gereken adam, kskanabileceim bi
ri deildi. Yorgun ve yalyd, stelik bir merutiyet h
kmdaryd.
"Dnyorum da Aziyade, padiah benim zgr
lme ve genliime sahip olmak iin her eyini, hatta

94

Kanun-i Esasi'sini ve parlamentosunu bile verirdi" dedim.


" S a n a sahip olmak i i n ! " demek istiyordum ama
kukusuz padiah, ne kadar ekici olursa olsun, bir gen
kadna fazla nem vermezdi. Bir opera-komik nakarat
sylemekten korktum. Zaten giysilerim bu i iin yete
rince uygundu. Aynaya baktmda kendimi olduka iti
ci buluyor ve bir Auber parasyla hayranlk toplamaya
hazrlanan gen bir tenora benzetiyordum.
Kendimi Trk rolmde ciddiye alamadm zaman
lar oluyordu. Arifin sarnn altndan Loti kendini gs
teriyordu ve i karartc, dayanlmaz bir skntyla kendi
me dnyordum.

XXII
Setre ve siyah apka tayan herkese kar sert ve kstah
davranrdm. Bu kiiler benim iin yeterince parlak yete
rince soylu deildi. Eitlerimi fazlasyla aalar, arka
dalarm ince eleyip sk dokuyarak seerdim. Burada
ise halktan bir kii, Eypl bir yurtta haline gelmitim.
Kayklar ve balklarn mtevaz yaam, onlarn top
lum kurallar ve zevklerini benimsemitim.
Akamlar, Samuel ve Ahmed'le birlikte kahveci
Sleyman'n kahvesine gittiimde, atein evresindeki
halkay geniletiyorlard. Srayla herkesin elini skyor
ve k geceleri masallar (sekiz gn sren ve cinler ve pe
rilerle dolu hikyeler) anlatan meddah dinlemek zere
oturuyordum. Kendimi onlarn arasnda rahat hissedi
yor, lkemden ok uzakta olduumu unutuyordum.

95

Arif ve Loti ok farkl iki kiilikti. Deerhound'un


yola kaca gn, Arifin evinden kmamas yeterli ola
bilirdi. Kimse gelip de burada aramazd onu. Yalnzca
Loti kaybolmu, sonsuza dek kaybolmu olurdu.
Aziyade'ye ait olan bu fikir zaman zaman garip bir
biimde cazip grnyordu gzme.
istanbul'da deil ama deniz kysndaki kk bir
Trk kasabasnda onunla birlikte olmak, gne ve ak
havada, alacakllar ve gelecek kaygs olmadan yaamak!
Yaadmdan ok bu hayat iin yaratlmtm. Beden ve
kasla yaplmayan her trl iten, bilimden ireniyor, her
trl geleneksel ykmllkten, Bat lkelerinin top
lumsal zorunluluklarndan nefret ediyordum.
Trkiye'nin gneyinde, gkyznn lekesiz ve g
nein her zaman scak olduu bir yerlerde yaldzl ceket
giyen bir balk olmak...
Bu gerekleebilir bir dt ve orada, baka bir yer
de olduumdan daha az mutsuz olacama phe yoktu.
"Sana yemin ederim Aziyade, adm, mevkiimi ve
lkemi senin iin hi pimanlk duymadan terk edebili
rim. Dostlarma gelince, zaten dostum yok! Ama yal bir
anam var" dedim Aziyade'ye.
Aziyade aslnda bunun hi de imknsz olmadn
anlamt ama beni tevik etmek iin tek kelime etmedi.
Hi sahip olmad bir evladn kaybnn bir anne iin ne
anlama geldiini hissetmiti. Cmertlik ve fedakrlk
duygular onun iin her eyden daha deerliydi nk
bunlar kendi kendine, kimsenin basks olmadan edin
miti.

XXIII
PLUMKETT'TEN LOTI'YE
Liverpool, 1 8 7 6

Sevgili Loti,
Figaro bir dahiydi: O kadar ok glerdi ki, alamaya
hi zaman olmazd. Temel prensibi, olabileceklerin en
iyisiydi. Bunu gayet iyi biliyorum, nk ben de uygula
maya alyor ve iyi kt baarl da oluyorum.
Ne yazk ki ok uzun sre ayn kii olarak kalmak
hep zor oldu benim iin. Figaro'nun neesi ok sk terk
ediyor beni ve bahtszlklar peygamberi Yeremya ya da
Davud ele geiriyor. Konumak yerine, lklar atyor,
kkryorum! Yazmyor, kalemimi krmaktan ve mrek
kep hokkam frlatmaktan baka bir ey yapamyorum.
Hayali bir varla, ideal bir gnah keisine yumruk gs
tererek byk admlarla yryor, btn aclarmn
nedeninin o olduuna inanyorum. Olabilecek her trl
samal yapyorum. Kapal kaplar ardnda anlamsz
szler haykryor, sonra sakinleip belki daha ok yoru
lup duruluyor, aklm bama topluyorum.
Yine garip bir adam olduumu, belki de deli oldu
umu syleyeceksiniz, kim bilir? Buna tek cevabm:
"Evet ama sandnz kadar deil. rnein sizin kadar
deil" olabilir.
Hakkmda bir yargya varmadan nce beni biraz da
ha tanmanz, biraz olsun anlamanz ve akl banda bir
insan u anda olduum garip yarata dntren ko-

97

ullar renmeniz gerekiyor. Grdnz gibi kaltm


sal iki enin rnyz biz: Hayat sahnesine karken
beraberimizde tadklarmzla, dokunduu her eyin
izini tayan plastik bir madde gibi, bizi deitiren ve bi
imlendiren koullarn bir rn. Bu koullar benim
iin hep acl oldu. u bilinen tanmyla, ben felaketler
okulunda yetitirildim. Bildiim her eyi kaybettikle
rimden rendim. O yzden de ok iyi bilirim ve bazen
biraz fazla sert bir biimde ifade ederim. Bazen ok kesin
konuuyorsam, ok ac ekmi olduum iin benden da
ha az ac ekenlerden daha ok ey bildiimi ve bu konu
larda onlardan daha iyi konuabileceimi dndm
iindir.
Bu dnyada benim iin umut yok. lahi bir yaratc
nn adaletine gvenerek, hayattaki mcadelelerin orta
snda onlar gl klabilecek ateli bir inancn huzuru
na sahip olanlardan da deilim.
Ama yine de, lanetler okumadan yaayp gidiyo
rum.
Bu ard arkas kesilmeyen atmalar ortasnda
genlik hayalleri, heyecan ve tazeliini koruyabildim
mi? Siz de biliyorsunuz ki, hayr. imdiden bana uygun
olmaktan kan, yama yarar hazlar reddettim. Gen
bir adamn grnmn, davran biimini kaybettim ve
artk amasz, umutsuz yayorum... Sizinle ayn nokta
ya dtm, hibir eyden zevk alamaz hale geldiim,
erdemi inkr ettiim, dostluu inkr ettiim, bizi ilkel
bir varlktan ayrdeden her eyi inkr ettiim sylenebi
lir mi? Birbirimizi tanyoruz dostum. Bu noktalarda siz
den farkl dnyorum. Bu dnyadaki deneyimlerime

98

(umarm bu kadar ok deneyim yaamazsnz nk in


sana pahalya patlyor!) ramen, hl btn bunlara ve
daha birok eye inanyorum.
Londra'dayken Georges bana sizden ald bir mek
tubu okuttu.
Mektubunuza ayrntl ama ho tanmlarla bir Trk
kadna olan aknz anlatarak balyorsunuz. Georges ve
ben, Dou'ya zg byk bir karnca yuvasnn grnt
oyunlaryla dolu dehlizleri arasnda izliyoruz sizi. iz
diiniz tablolar karsnda azmz ak kalyor. han
erinizi Akhilleus'un Homeros tarafndan zenle anlat
lan kalkan gibi hayal ediyorum! Sonunda, belki de
gznze bir toz paras katndan, belki mektubunu
zun sonuna doru lambanz ttmeye baladndan, bel
ki de daha basit bir nedenden, geen yzylda kullanlan
allagelmi bir seri szle tamamlyorsunuz mektubu
nuzu! Varolan her eyin yok olmasyla sonulanacak ma
teryalizmin safsatalarndansa cahil beyinlerin bo szle
rine inanmay tercih ederim. Bu materyalist grler 18.
yzylda kabul gryordu: Tanr bir nyargyd, ahlak
becerikli adamlarn geni bir pazara dntrd iyi ta
sarlanm bir kar aracyd. Btn bunlar yenilii ve en
ahlaksz edimlerin bile kabul edilmesini salad iin
insanlar fazlasyla batan karyordu. Hibir engelin
bulunmad, herkesin her eyi yapabildii mutlu bir
ad o. Her eye, hi de komik olmayan olaylara bile glnebiliyordu. Sonunda Devrim bayla o kadar ok
kelle uuruldu ki, kellelerini kurtarmay baaranlar d
nmeye baladlar. Nihayet ahlak veremine tutulmu,
merutiyet hastalna yakalanm, tanmad bir gemi-

99

in zlemini eken, anlamad o gne lanetler okuyan,


tahmin edemedii gelecei pheyle bekleyen bir kua
n ortaya kt bir gei dnemi geldi. Hayatlarn g
lerek, alayarak, dua ederek, kfrler savurarak, bir gn
beyinlerine bir kurun skmak zere can skc ikyetle
ri her tondan haykran kk delikanllar kua.
Dostum, bugn insanlar daha mantkl, ok daha
pratik: Adam olmak iin acele etmiyor, nce bir tr
adam ya da zel bir hayvan haline geliyorlar. Her ey
zerine kendi durumuyla balantl grler ya da n
yarglar gelitiriyorlar. Belli bir toplulua dahil oluyor, o
topluluun fikirlerini benimsiyorlar. Bylece iinde ya
anlan evreyle uyumlu bir dnce biimine kavuu
yor ve baka bir ifadeyle, bir tr aptallk gelitiriyorlar.
nsanlar onlar anlyor, onlar insanlar anlyor, bylece
zel bir birlik oluturuyor ve btnn gerek bir paras
oluyorlar. nsanlar byle banker, mhendis, brokrat,
bakkal, asker... ya da bir eyler oluyor. Bylece bir eye
balanyorlar, sonusuz hayallerin peinde kaybolup git
miyorlar. Hi bir eyden phe etmiyorlar, nk kendi
lerine verilen rol yerine getirmek iin izlemek zorunda
olduklar bir yol oluyor. Felsefe, din, politika hakknda
ki kukular, ocuksu ve drst uygarlk kibarlklar akl
larn megul etmek iin bulunuyor. Uygarlk insan ii
ne alyor, byk toplumsal makinenin bin bir ark
insan yakalyor, uzayda savrulup gidiyorsunuz. Zaman
iinde yalanarak sersemliyorsunuz. En az sizin kadar
aptal olacak ocuklar yapyorsunuz. En sonunda, Kilise'nin kutsamalaryla donanm halde lyorsunuz.
Kutsal suyla ykanm tabutunuzun evresinde mum

100

klar arasnda ar vzlts gibi Latince bir eyler okunuyor. Sizi grmeye alkn olanlar, hayattayken iyi bir
insansanz sizi zlyor, hatta birka itenlikle alyor.
Ama sonunda, mirasnz kaplyor.
Hayat byle devam edip gidiyor!
Btn bunlar dostum, dnya zerinde yrekli in
sanlar, her eyiyle drst, yaps gerei iyi, yalnzca ken
di kiisel tatmini iin iyilik yapan insanlar olduu gere
ini deitirmiyor. Bu insanlar ceza almayacaklarndan
emin olduklarnda bile almyor, ldrmyor, nk
tutkularnn hkim olamayaca eylemlerini srekli ola
rak kontrol altnda tutan bir vicdanlar var. Bu insanlar
sevebiliyor, bedenlerini ve ruhlarn adayabiliyor. Tanr
ya inanan ve Hristiyanlk kurallarn uygulayan rahip
ler, birka zavall hastay kurtarmak iin salgnlarn ze
rine yreklilikle giden doktorlar, zavall yarallar tedavi
etmek iin ordularn ortasna dalan iyiliksever rahibeler,
servetinizi emanet edebileceiniz bankerler, servetinin
yarsn size balayabilecek dostlar, fazla tede arama
ya gerek yok, btn kfrlerinize ramen mesela ben, si
ze sevgi ve snrsz bir sadakat sunabilirim.
Dolaysyla brakn bu ocuksu ikyetleri. Bunlar
dnmek yerine hayaller kurmanzdan, mantk yerine
tutkunun peinden gitmenizden kaynaklanyor.
Byle konutuunuzda kendinize de iftira ediyorsu
nuz. Mektubunuzun sonundakilerin doru olduunu ve
sizi kendinizi anlattnz biimde kabul ettiimi syle
yecek olsaydm, bana yalnzca itiraz edecek, btn bu
korkun dncelerin bir tek szcne bile inanmad
nz, dierlerinden daha duyarl olan bir kalbin mey-

101

dan okumalarndan, acyla sarmalanan duygularn kat


lamak iin gsterdii acl abadan ibaret olduklarn
yazacaktnz.
Hayr, hayr dostum, size inanmyorum. Zaten siz
bile inanmyorsunuz kendinize. yi kalpli, sevimli, has
sas ve naziksiniz. Yalnzca ac ekiyorsunuz. Sizi affedi
yor ve seviyorum. Dostluk, kar gzetmeme, sadakat ko
nularndaki umutsuzluunuza canl bir itiraz olarak
varolmaya devam edeceim.
Btn bunlar inkr eden kendini beenmi yan
nz, siz deilsiniz. Yaralanan gururunuz hazinelerinizi
saklyor sizden, "gururunuz ve skntnzn yaratt sah
te yaratk" keyifle kendini gsteriyor.
PLUMKETT

XXIV
LOTI'DEN WILUAM BROWN'A
Eyp, Aralk 1 8 7 6

Sevgili dostum,
Size hayatta olduumu hatrlatmak isterim. Arif
Efendi adyla, Eyp'teki Kurueme Soka'nda oturuyo
rum. Bana hayatta olduunuzu gsterecek birka satr
yazarsanz ok sevinirim.
Konstantiniye'ye stanbul tarafndan karsanz,
drt kilometre, kadar pazarlar ve camiler arasndan y
rr, ocuklarn ta atarken onlara yabanc gelen takkeni
zi nian aldklar kutsal Eyp semtine gelirsiniz. Kuru-

102

eme Soka'n kime sorsanz gsterir. Bu sokan so


nunda, badem aalar altnda mermer bir eme bula
caksnz. te bu emenin hemen yanndaki ev benim
evimdir.
Burada, bir ara size szn ettiim ve fazlasyla sev
mekte olduum Selanik'teki u gen kadnla, Aziyade'yle birlikte yayorum. Gemii ve nankrleri unut
mu halde, neredeyse mutlu bir hayat sryorum.
Beni Dou'nun bu kesine getiren koullar ya da
Trk dili ve geleneklerini, hatta bu ipek ve srmadan g
zel giysilerini nasl benimsediimi anlatmayacam.
Yalnzca, bu 30 Aralk akamnda, durumumu tas
vir edeceim. Darda souk ama gzel bir hava, dolu
nay var. Derviler tekdze bir sesle bir eyler okuyorlar.
Bu allm ses her gn kulaklarmda nlyor. Kedim
Kedi Bey ve uam Yusuf, biri dierinin kucanda yan
daki dairelerine ekildiler.
Bir Doulu kz gibi hallar ve minderler zerine otu
ran Aziyade trnaklarn portakal krmzsna boyuyor,
bu onun en nemli ura. Ben ise sizi, Londra'daki
hayatmz, btn o aptallklarmz dnyor ve bana
cevap vermeniz umuduyla bu mektubu yazyorum.
Mektubumun ba ksmndan dolay dnebilece
iniz gibi henz Mslman olmadm. Yalnzca iki farkl
kiilii birlikte yayorum. Resmi olarak ama mmkn
olduunca az sreyle Deniz Temeni Loti'yim.
Adresimi Trke olarak yazmak size zor gelebilece
inden, Deerhound ya da Britanya Bykelilii'ne ger
ek admla yazabilirsiniz.

XXV
istanbul, 1 Ocak 1 8 7 7

'77 yl artc bir gnle, bir bahar gnyle balad.


Gndz Pera'daki yabanc topluluk arasnda Bat gele
neklerinden iimde kalanlar yerine getirip birka ziya
ret yaptktan sonra, akam Mezarlklar ve Kasmpaa
zerinden Eyp'e atla dnyordum. Peinde ok sayda
Hrvat korumayla Konferans'tan dnen korkun Ignatiev'in arabasyla karlatm. Az sonra Lord Salibury ve
ingiliz Bykelisi geti, ikisi de birbirinden heyecan
lyd. Toplantda kavga etmiler, her ey ok kt gidi
yor.
Zavall Trkler onlara dayatlan artlar umutsuzlu
un verdii bir enerjiyle reddediyorlar. Ceza olsun diye
yasa dna srklemeye alyorlar zavalllar.
Btn bykeliler Avrupal halka "Cann kurta
ran kasn!" diye bararak ekip gidecekler. Bundan
soma korkun olaylar, byk bir kargaa yaanacak, ok
kan dklecek.
Tanr bu felaketi bizden uzak tutsun!
Belki de hemen yarn Eyp' bir daha dnmemek
zere terk etmek zorunda kalacam.

XXVI
Muhteem bir gecede Unkapan yokuundan aa ini
yorduk.
istanbul'un allmadk bir grnts vard. Hoca
lar btn minarelerden garip makamlardan bilinmedik
dualar okuyorlard. Gecenin bu sessiz saatinde ok yuka
rlardan yanklanan bu tiz sesler insan kaygya dr
yordu. Kaplarnn nnde toplanan Mslmanlar gk
yznde korkun bir eye bakyor gibiydiler.
Ahmed de onlarn baklarn takip etti ve dehet
iinde elime sarld: Az nce Ayasofya'nn kubbesi ze
rinde olanca parlaklyla grdmz ay neredeyse s
np gitmi gibiydi: Artk krmz, snk, kanl bir lekeye
benziyordu.
Gkyznden gelen iaretlerden daha etkileyici bir
ey dnemiyorum. Yldrm hzyla aklma den ilk
duygu dehet oldu. Uzun sredir takvime bakmay ih
mal ettiimden bu olay beklemiyordum.
Ahmed bunun ne kadar vahim ve korkun bir du
rum olduunu anlatmaya abalyordu: Trk inanlarna
gre ay bu srada onu yok etmeye alan bir ejderhayla
savamaktayd. Ancak Allah'a yalvararak ve canavar
zerine kurun yadrarak yardm edilebilirdi.
Btn camilerde durumla ilgili dualar ediliyordu,
istanbul'da yaylm atei balamt. Btn pencereler
den, atlardan, bu korkun olay mutlu sona kavutur
mak iin aya doru ate ediliyordu.
Eve gitmek zere Fener'den kaya bindik. Yolda
durdurulduk. Hali'te, yar yolda, zaptiyelerin kay

105

nmz kesti. Ayn tutulduu gecede kaykla dolamak


yasakt.
Sokakta yatamazdk. Konutuk, tarttk, yukardan
tavrmz ve kstah szlerimiz sayesinde bir kez daha
olaydan baaryla syrldk.
Sonunda Aziyade'nin hzn ve korkuyla bizi bekle
dii evimize vardk.
Kpekler durumu daha da vahimletiriyor, balarn
aya dikmi yrekler acs bir ekilde uluyorlard.
Ahmed ve Aziyade, mistik bir havaya brnerek,
kpeklerin baz zel durumlarda onlara verilen ve insan
larn gremeyecekleri gizemli bir ekmei istemek iin
Allah'a seslendiklerini anlatyorlard.
Yaylm ateine ramen ay tutulmas normal seyrini
izliyordu, dolunay, atmosferdeki zel durum nedeniyle
olaanst bir krmzya brnmt.
Olay okullarda kullanlan eski yntemle, bir mum,
bir portakal ve bir ayna yardmyla anlatmay denedim.
Aklma gelen her yola bavurdum ama rencilerime
bir ey anlatmay baaramadm. Dnyann yuvarlak ol
duu gibi tamamen kabul edilemez bir varsaym kar
snda Aziyade sessizce durdu ve beni ciddiye almay ke
sinlikle reddetti. Kendimi bir pedagog gibi grmeye
balamtm. Bu korkun dnce karsnda deli gibi
glmeye koyuldum. Portakal yedim ve aklamalarma
bir son verdim.
Bu salak bilim aslnda ne ie yaryordu? Onlar bu
kadar sevimli klan batl inanlarndan kurtaracaktm da
ne olacakt?
Biz de pencereden, prl prl yldzlar arasnda,

106

gklerin en gzelinde kanl grntsn koruyan aya


el ate ettik!

XXVII
Ahmed, tedavinin baaryla sonulandn bildirmek
iin saat on bire doru uyandrd bizi. ay eyu yaplm
(iyi olmutu).
Gerekten de bsbtn iyileen ay Dou'nun gzel
gkyznde muhteem mavi bir lamba gibi parldyordu.

XXVIII
"Behice Annem" eski paalardan birinin kz, bir dieri
nin dul eiydi. Kur'an'dan, hatta Mslman ve eriat ya
salarndan daha sert dnceleri vard. Seksen yanda
yatalak bir ihtiyard.
Behice Hanm'n ei merhum evket Davud Paa,
Sultan Mahmut'un gzdelerinden biriymi ve bir yenie
ri katliamna katlm. O dnemde padiah huzuruna
kan Behice Hanm btn gcyle onu bu konuda tevik
etmi.
htiyar Behice Hanm Taksim'in yksek kesimlerin
deki bir Trk semti olan Cihangir'in dik yokularndan
birinde oturuyordu. Uurumlarn kysndaki evinde,
dibudak aalarndan zenle yaplm kafeslerle evrili
iki cumba vard.
Buradan Fndkl mahalleleri, Dolmabahe ve ra-

107

an saraylar, Sarayburnu, Boazii, mavi bir rt zeri


ne konulmu bir ceviz kabuuna benzeyen Deerhound
ve btn Asya yakas grnyordu.
Behice Hanm gnlerini bir koltua oturup bu man
zaray seyrederek geiriyor ve Aziyade de sk sk ayakla
r dibinde oluyordu. Aziyade, ihtiyar dostunun en kk
bir hareketini bile gzden karmadan, szlerini bir ke
hanetin tanrsal kararlar gibi dinliyordu.
Bu gen kadnla, soylu bir aileden ve zengin bir ev
den gelen, ehirli, sert ve gururlu yal kadnn yaknl
nda garip bir yan vard.
Behice Hanm' bana anlatlanlardan tanyordum:
Kfirler evine kabul edilmiyordu.
Aziyade'nin sylediine gre, seksen yanda olma
sna ramen hl "gzel k geceleri kadar gzeldi".
Aziyade'nin her yeni dnce, tamamen bilgisi d
ndaki olaylar zerine net ve derin bir yorum ifade etti
i gnler ona sorardm: "Kim retti bunlar sana sevgi
lim?" Aziyade cevap verirdi: "Behice Annem."
"Annem" ve "Babam" Trkiye'de yal insanlardan
sz ederken kullanlan sayg szleriydi. Bu insanlarn si
ze tamamen yabanc ya da sizi hi tanmyor olmalar
durumu deitirmezdi.
Behice Hanm aslnda Aziyade iin bir anne gibi de
ildi. Belki yalnzca, ocuunun krpe hayal gcn
korkun bir biimde galeyana getirmekten endie duy
mayan ihtiyatsz bir anne olabilirdi.
ocuunu ncelikle dini konularda kkrtyordu.
yle ki, zavall kz yalnz kaldnda bir kfire duyduu
aktan dolay zehir gibi gzyalar dkyordu. Sonra ha-

yal gcn kkrtyordu. Aziyade'nin o sevgili krpe


dudaklaryla bana aktard, zek ve atele yorulmu
ykler anlatyordu. Bunlar uzun fantastik ykler, Cen
giz Han'n ya da eski l kahramanlarnn maceralar,
cinlerin ktlk ettii gen prenslerin sadakat ve cesa
retle mucizeler yaratt Pers ya da Tatar efsaneleriydi.
Ve hayal gc her zamankinden daha canl olan
Aziyade akam geldiinde, gayet kendimden emin,
"Sevgili kk dostum gn Behice annesinin yannda
geirmi!" diyebiliyordum.

XXIX
Ocak 1877.

Boazii'nin yukar ksmnda, Karadeniz giriinde, Bykdere'de sekiz gn. Deerhound muhafz kpekleri gibi
Rusya'nn karsnda pusuya yatan Trk kruvazrlerinin
yannda demir att. Deerhound'un beni stanbul'dan
uzaklatran bu konumu ihtiyar Abeddin'in evinde ge
irdii bir dnemle akt. Bylece her ey yolunda gitti
ve bu ayrlk sayesinde ihtiyatl davranm olduk.
Hava souk. Yamur yayor. Gnler Belgrad or
manlarnda geiyor. Ormanda yaptm bu gezintiler be
ni ocukluumun mutlu gnlerine gtryor.
Yal aalar, obanpsklleri, yosunlar ve ereltiotlar sanki Yorkshire'n bitkileri. Bir de aylar olmasa,
insan kendini vatannn yal ormanlarnda sanacak.

XXX
Samuel kedilerden korkuyor. Gndzleri kediler aklna
garip fikirler getiriyor, kedilere glmeden bakamyor.
Geceleri ise daha saygl oluyor ve mesafeli duruyor.
Elilik balosuna katlmak iin giyiniyordum. Uyu
mak zere yanmdan ayrlan Samuel birden geri dnerek
kapma vurdu.
"Bir

madame

kedi

qui

portate

ses

piccolos

dormir

com Samuel!" [Bir anne kedi yavrularyla birlikte Samuel'in yannda uyumaya geldi] diyordu korkmu bir sesle.
Ve tarifsiz bir ciddiyetle evresine bakp "Bizim ev
de kedileri rahatsz edenler o ay iinde lrler. Msy
Loti, ne yapacaz?" diye ekledi.
Hazrlanmam bitince, arkadama yardm etmeye
karar verdim ve odasna gittim.
Gerekten de Samuel'in yastnn tam ortasna bir
hanm kedi yerlemiti. ok gzel sar tyleri olan, i
man, salkl grnmde bir kediydi. Byk bir vakar ve
zafer edasyla malum yeri zerine oturmu, bir kaskat
kesilmi Samuel'e bir de rtnn zerinde oynaan yav
rularna bakyordu.
Bir keye ken Samuel uykudan bitkin halde ka
derine boyun emi, bu aile sahnesini izleyerek yardm
na komam bekliyordu.
Bu hanm kediyi tanmyordum. Bununla birlikte
boynuma asld ve ocuklaryla birlikte dar karrken
glk karmad. Sonunda Samuel yatan zenle sil
keledi ve yatmaya hazrland.
O gece geri dnmemeyi planlyordum. Yine de saat
iki civarnda eve dnmeye karar verdim.

110

Samuel odasnn penceresini ardna kadar am ve


yatak takmlarn kedi kokusundan arndrmak iin ipe
asmt. Kendisi de benim yatama yerlemi, ocuklara
ve lekesiz vicdanlara zg derin bir uykuyla uyumaktayd.
Ertesi gn bu hanm kedinin fes kalps bir Yahu
di komunun fazlasyla sevilen ama olduka srtk ke
disi olduunu rendik.

XXXI
Rumlar'n Noel'iydi. Eski Fener mahallesi bayram hava
sndayd.
ocuklar ellerinde rengrenk eit eit fenerler ve
amdanlarla gruplar halinde dolayorlard. Srayla
btn kaplar alyor, davul eliinde korkun serenat
lar yapyorlard.
Benimle birlikte dolaan Ahmed, kfirlere zg bu
elencelere byk bir aalamayla bakyordu.
Eski Fener, bu grltnn ortasnda bile hznl
havasndan kurtulamyordu.
Yine de, zamann etkisiyle ypranm Bizans stili
kk kaplarn teker teker ald, azametli eiklerinde
Parisliler gibi giyinmi gen kzlarn mzisyenlere bakr
paralar attklar grlyordu.
Galata'ya vardmzda ok daha beteriyle karla
tk. Dnyann hibir lkesinde, bundan daha lsz bir
grlt patrt, bundan daha sefil bir manzara grle
mezdi.
ounluu Rumlar'dan oluan hayal etmesi g bir

III

kozmopolit kaynama sz konusuydu. Rum halk kala


balk kitleler halinde drt bir yana saldryordu. Btn
genelev sokaklar, btn kahveler, btn tavernalar on
larla dolup tayordu. Ne kadar ok sarho erkek ve ka
dn olduunu, her birinin nasl da esrik naralar, i skc
lklar attklarn tasvir etmek olanakszd.
Bir kenarda durup Hristiyanlarn bu haline gl
mek, o dokunakl sylevleriyle Avrupa'nn kaderlerine
zlmesini salam olan bu halkn peygamberlerinin
doumunu nasl kutladn grmek iin gelmi birka
iyi Mslman da vard.
Merutiyetin hak etmedikleri vatanda sfatn ver
mesiyle Trkler gibi savamak zorunda kalmaktan delice
korkan btn bu adamlar, ark sylemek ve imek iin
btn varlklarn ortaya koyuyorlard.

XXXII
Baykuun Hali boyunca kaymz takip ettii o geceyi
hatrlyorum.
Souk bir Ocak gecesiydi. Dondurucu bir sis stan
bul'un azametli glgesini puslandryor, zerimize ince
bir yamur olarak dyordu. Bizi Eyp'e gtren kayk
ta Ahmed ve ben nbetlee krek ekiyorduk.
Zifiri karanlk gecede, kazklar, enkazlar ve kyya
balanm binlerce kayn arasndan Fener iskelesine
yanatk.
Bizans istanbul'unun o saatte tek bir canlnn ayak
basmad eski surlarnn eteklerinde bulunuyorduk. ki

I 12

kadn, bize tandk olan karanlk bir keye, harabeye


dnm bir evin balkonu altna gizlenmi, beyaz bal
iki glge, iki kadn bizi bekliyordu. Bu Aziyade ve ihti
yar, sadk Hatice'ydi.
Aziyade kaymza oturur oturmaz yola koyulduk.
Fener iskelesinden Eyp'e hl uzun bir yol vard
nmzde. Uzaklardan, Rum evlerinden szan nadir
klar suya sar bir erit gibi yansyordu. Onun dnda
her yer kapkaranlkt.
Demir parmaklkl eski bir evin nnden geerken
bir orkestra ve balo grlts duyduk. Eski Rumlar'n,
Fenerliler'in d siyah ii ihtiaml, zenginliklerini, el
maslarn ve Paris'ten aldklar tuvaletlerini sakladklar
byk konaklardan biriydi.
...Sonra elence grlts sisin arasnda yitip gitti
ve yeniden sessizlik ve karanln ortasnda kaldk.
Kaymzn evresinde bir ku ar ar uuyor,
tekrar tekrar zerimizden geiyordu.
"Bu fena!" dedi Ahmed ban sallayarak.
"Bayku mu?" diye sordu Aziyade her yann rt
m, sarp sarmalanm haliyle.
Batl inanlar ya da dini inanlar sz konusu oldu
unda, ikisi beni hi hesaba katmadan kendi aralarnda
konuurlard.
"Bu

ok fena Loti! Ama sen

bilmezsen!"

dedi

so

nunda benim elimi tutarak.


Bu hayvann bir k gecesinde utuunu grmek en
azndan garip bir durumdu. stelik Fener iskelesinden
Eyp'e gelene kadar geen bir saat boyunca aralksz bizi
izlemiti.

113

O gece Hali zerinde korkun bir aknt vard. S


rekli olarak ince ve dondurucu bir yamur yayordu.
Fenerimiz snmt. Devriye gezen babozuklar tara
fndan tutuklanabilirdik ve bu mzn de sonu olurdu.
Balat nlerinde Yahudilerle dolu kayklara rastla
dk. Halic'in iki kysnda, Balat ve Piripaa'da oturan
Yahudiler akamlar birbirlerini ziyarete gider ya da b
yk sinagogdan dnerlerdi. Hali boyunca geceleri hare
ket olan tek yer burasyd.
Yanlarndan geerken Yahudi dilinde ackl bir
ark sylediklerini duyduk. Bayku bamzn zerinde
umaya devam ediyordu ve Aziyade hem souktan hem
de korkudan alyordu.
Derin karanln iinde sessizce Eyp iskelesine ya
natmzda nasl da rahatladk! Tahtalarn zerinden
sekerek (zemini ezbere biliyor, gz kapal gidebiliyorduk) amura basmadan ilerlemek, kk ssz meydan
gemek, srgleri ve kilitleri sessizce amak ve m
zn ardndan tekrar kapatmak; giri katndaki geni oda
lar, merdiven altn, mutfa, frnn iini kontrol etmek,
amur iindeki ayakkablarmz ve slak giysilerimizi
kartmak, beyaz rtler zerinden plak ayakla k
mak, odasna ekilen Ahmed'e "iyi geceler" dilemek,
odamza girmek ve anahtar kilitte evirmek, beyaz ve
krmz Arap ii perdeyi zerimize kapatmak, sabahtan
beri yanan ve tatl bir scaklk, saray macunlaryla amber
kokusu yayan bakr mangaln nnde kaln hallar zeri
ne oturmak... En azndan yirmi drt saat iin, birlikte ol
mann gvenlii ve sonsuz mutluluu anlamna geliyor
du!

Ama bayku bizi izlemi ve penceremizin altndaki


narn zerinde tmeye koyulmutu. Ve yorgunluktan
bitap den Aziyade scak gzyalar dkerek, baykuun
yasl sesiyle uykuya dald.

XXXIII
"Madamlar" btn Avrupa'y dolam, her trl mesle
i yapm yal bir yosmayd. "Madamlar" (Samuel ve
Ahmed'in madamlar, bu kadn bizim madam diye a
ryorlard) birok dil konuuyor ve Galata semtinde ba
takhane tarz bir kahve iletiyordu.
"Madamlar"nn kahvesi grltl bir caddeye a
lyordu. Derinlemesine uzanyordu, olduka da geniti.
Galata rhtmlarnn ad ktye km ssz sokaklarn
dan birine alan bir arka kaps vard. Birok batakhane
bu sokaa alrd. Bu kahve zellikle de hrszlk ve ka
aklk yaptklarndan phe edilen baz talyan ve
Maltal denizcilerin urak yeriydi. Birok i burada ba
lanrd. Akamlar silahsz gelmek ihtiyatszlk saylrd.
"Madamlar" bizi, Samuel, Ahmed ve beni ok se
verdi. leri nedeniyle sklkla bu mahallede dolanan iki
dostumu hep o doyururdu. "Madamlar" bize kar ana
duygularla doluydu.
"Madamlar"nda, ilk katta, benim klk deitirmek
iin kullandm kk bir oda ve bir dolap vard. Bura
ya byk kapdan Avrupal giysileriyle girer, kk ka
pdan Trk giysileriyle kardm.
"Madamlar" talyan'd.

XXXIV
Eyp, 20 Ocak

Konferanslarn uluslararas oyunu, dn farenin san


dourmasyla sona erdi. Hibir ey beceremeyen Ekse
lanslar ekip gitmeye karar vermiti. Bykeliler ba
vullarn topluyor ve Trkler yasad ilan ediliyordu.
Herkese iyi yolculuklar! Biz kalanlar mutluyuz.
Eyp'te insanlar, son derece sakin ve kararl. Akamlar,
en mtevazlar dahil btn Trk kahvelerinde, zengin
ve yoksul ayrm gzetilmeden, paalar ve halktan insan
lar, herkes bir araya toplanyor... (Ey Eitlik! Bizim de
mokratik ulusumuzca, bat cumhuriyetlerince bilinme
yen eitlik!) Bir bilge gnlk gazeteleri okuyor, herkes
sessizlik ve inan iinde dinliyor. Bizim kk ky kah
vemizde, biral ve absentli grltl tartmalar yaan
myor. Eyp'te politika samimiyet ve saygyla yaplyor.
nanlarn ve drstln bu kadar iyi korumu
bir ulustan umudumuzu kesmemeliyiz.

XXXV
Bugn, 22 Ocak itibariyle, bakanlar ve imparatorluun
yksek memurlar Babali'de muhteem bir toplantda
bir araya gelerek, Avrupa'nn yapt ve altnda kutsal
Rusya'nn penesini grdkleri teklifi reddetmeye oybir-

116

ligiyle karar verdiler. mparatorluun drt bir yanndan,


bu umutsuz karar alan devlet byklerine tebrikler gn
derildi.
Daha nce grlmemi bir olayn yaand bu top
lantda milli coku ok bykt. Hristiyanlar, Msl
manlarn yan banda oturuyordu. Derviler ve eyhlislam'n yannda Ermeni papazlar bulunuyordu. Muhammed'e inanan azlardan ilk kez "Hristiyan kardeleri
miz" gibi olaanst szler dkld grld.
Osmanl mparatorluu'nun farkl dini gruplar ara
snda, ortak bir tehlike karsnda, bir kardelik ve birlik
ruhu douyordu. Katolik Ermeni papaz toplantda u ga
rip sava sylevi verdi:
"Efendiler!
Atalarmzn kemikleri be asrdr bu vatan toprak
larnda yatyor. En nde gelen grevimiz bize miras ka
lan bu topraklar korumaktr. lm doa kanunlar gere
idir. Tarih, dnya sahnesine kan ve kaybolan birok
byk devletle doludur. Tanr vatanmzn varlnn so
na ermesine karar vermise, bu karar karsnda boyun
emekten baka yapacak bir eyimiz yoktur. Ama, utan
iinde yok olacamza, erefli bir son yaratrz. Bir katil
kurunuyla lp gideceksek, srtmzdan deil gs
mzden vurulma erefinden mahrum olmamalyz. En
azndan lkemizin adn tarihe zaferle yazdrm oluruz.
Yakn zamana kadar cansz bir varlk gibiydik. Bize bah
edilen Kanun-i Esasi bu cansz bedeni canlandrd ve
glendirdi. Bugn, bu tr bir toplantya ilk kez arl
m bulunuyoruz. Hametli Sultan'a ve Yce Divan'a te
ekkr ederiz! Bundan byle din konusu vicdan alannn

117

dna kmasn! Mslman camisine, Hristiyan kilise


sine gitsin! Ama ortak karlarmz, halkmzn dman
lar karsnda, bir ve birlik olalm!"

XXXVI
Mmin Mslman kadnlarn giydii topuksuz, sar ma
roken deriden kk pabu giyen Aziyade haftada
ift eskitiyordu. Evin her kesinde yedek bir ift bulu
nuyordu. Ahmed ve benim alabileceimiz bahanesiyle
hepsinin iine adn yazyordu.
Hizmetini tamamlam pabular korkun bir cezaya
mahkm ediliyordu: Gece yars, terasn zerinden bo
lua frlatlyor ve Halic'e yollanyorlard. Bu ie pabu
larn kurban edilmesi adn veriyordu.
Aydnlk ve souk gecelerde, ayaklarmz altnda g
crdayan tahta merdivenlerden at katndaki terasa k
mak ve ay nn altnda, mahitapta, herkesin uyuduu
na ikna olduktan soma kurban trenini gerekletirmek
ve mahkm edilen pabular birbiri ardna havaya frlat
mak byk bir keyifti.
Suya m decek, amura m saplanacak yoksa hr
szla km bir kedinin bana m isabet edecekti?
Derin sessizliin ortasnda duyulan dme sesi han
gimizin doru tahminde bulunduunu ve bahsi kazand
n gsteriyordu.
Burada, bu kadar ykseklerde, evimizde yalnz, in
sanlardan uzak, bu kadar sakin, sklkla beyaz bir kar r
tsnn zerinden geerek ve uyuyan stanbul'a yukar-

118

dan bakarak yaamak gzel bir duyguydu. Gn nda


kol kola dolamak gibi insanlarn deerini bilmedikleri
rahatlklarn keyfini karmaktan mahrumduk. Bizim ge
zinti yerimiz bu terast. Gzel k gecelerinin saf ve te
miz havasn solumak iin buraya trmanyor, bazen k
firlerin lkeleri zerine ar ar inen, bazen doudan
kpkzl ykselerek uzaklarda skdar ya da Pera'nn si
luetini ortaya karan ay izliyorduk.

XXXVII
Bu bir son mu baym yoksa balang m?
VICTOR HUGO,

afak ezgileri

Boazii zerinde byk bir hareketlilik vard. Savaa


gidecek askerlerle dolu aralar gelip gidiyordu. Her yer
den, Asya'nn derinliklerinden, ran snrlarndan, hatta
Arabistan'dan ve Msr'dan askerler ve redifler gelip gi
diyordu. Tuna zerine ya da Grcistan kamplarna gn
derilmek iin aceleyle silahlandrlyorlard. Her gn
bando ezgileri, tyler rpertici "Allah Allah!" sesleri
arasnda selamlanarak kyorlard. Trkiye bu kadar si
lahl insan, bu kadar kararl ve cesur adam bir arada
grmemiti. Bunca insann sonunun ne olacan bir Al
lah biliyordu!

XXXVIII
Eyp, 29 Ocak 1 8 7 7

Hayatm alt st etmi olsayd, Ekselanslar'nn diploma


tik safsatalarn affetmezdim.
Bu kk inziva evinde kendimi bulmaktan mutlu
yum ve bir an bile ayrlma dncesi beni korkutuyor.
Gece yars, kdmn zerinde ayn mavi ge
ziniyor ve horozlar gece arklarna balyorlar. Eyp'te
insan hem benzerlerinden uzak hem fazlasyla huzurlu
oluyor. Arif Efendi'nin ben olduuma bazen kendim bile
glkle inanyorum ama yirmi yedi yl iinde kendim
den o kadar bkmm ki, bakas gibi davranmaktan ho
lanyorum.
Aziyade Asya'da. Haremiyle birlikte zmit'teki bir
baka haremi ziyarete gittiler, be gn soma dnecekler.
Samuel yanmda, yerde, kk bir ocuunki kadar
huzurlu bir uyku uyuyor. Gndz boulmu bir adam
grm, adam o kadar irkinmi ki bizimki ok korkmu.
Her ihtimale kar iltesini ve yorgann benim odama ta
mak istedi.
Yarn sabah, savaa giden redifler afakla birlikte
tantanaya balayacak ve camide byk bir kalabalk top
lanacak. Seve seve onlara katlp, Sultan'n hizmetinde
lme gidebilirim. lmek istemeyen bir halkn mcade
lesi ok gzel ve srkleyici bir ey; Trkiye iin, kendi
lkem yok olma tehdidi altnda olsa duyacam heyeca
n hissediyorum,

XXXIX
Ahmed'le birlikte Sultan Selim Camii'nin meydannda
oturuyorduk. Gri minareler boyunca kvrlarak ykselen
eski ta arabeskleri ve tertemiz havaya sarmallar izerek
ykselen nargile dumanlarn gzlerimizle takip ediyor
duk.
Sultan Selim Meydan birbirine uzak sivri biimli
kaplarn ald eski bir duvarla evrilidir. Fazla gelip
geen olmaz. Servilerin altnda birka mezar vardr. Bu
ras gerek bir Trk semtidir ve iki asr ncesinin havas
n solumak insan artr.
Ahmet sinirli bir tavrla, "Sen gidince ne yapaca
m biliyorum Loti. Kendimi elenceye verecek, her gn
kafa ekeceim. Arkamda hep bir laternac olacak ve sa
bahtan akama kadar benim iin mzik alacak. Param
tketeceim ama zarar yok. Ben de Aziyade gibiyim,
sen gittiinde Ahmed iin her ey bitmi olacak" diyordu.
Akln bana toplamas iin yemin ettirdim ama bu
hi de kolay olmad.
" S e n de bana bir yemin eder misin Loti?" diyordu.
"Evlendiinde ve zengin olduunda, gelip beni bulacak
sn ve orada senin uan olacam. Bana Istanbul'dakinden daha ok para vermene gerek.yok ama senin yannda
olacam, ite btn istediim bu."
Ahmed'e atm altnda ona da yer ayracama ve
ocuklarm ona emanet edeceime sz verdim.
Bebeklerimi bytme ve kafalarna fes geirme fikri
bile onu keyiflendirmeye yetti. Btn akam son derece
ilgin eitim yntemleri tasarlayarak geirdik.

XL
PLUMKETT'TEN LOTI'YE
Sevgili dostum,
Size yazmyordum nk syleyecek bir eyim yok
tu. Byle durumlarda susmay tercih ederim.
Zaten ne anlatabilirdim ki? Hi de ho olmayan ey
lerle uratm, gerek hanm tarafndan iinden kl
mas olduka g bir ekilde sarmalandm, denizlerin
ve smrgelerin efendilerinin ortasna olduka ackl bir
biimde srndm, sevimli ve gzel olan her eyle
aramdaki gizemli balarn kopmu olduunu anlatabilir
dim belki.
Bu durumu ok iyi anladnzdan eminim, nk
sizi birok kez benzer durumlarn ortasnda grdm.
Mizacnz bana ok benziyor. Sizi neredeyse ilk gr
dmde hissettiim byk sempati de buradan kaynak
lanyor. Kural: nsan bakalarnda en ok kendini sever.
Bir baka benle karlatmda, iimdeki g artyor,
benzer gler birleiyor ve benim iin sempati, mutlulu
un eanlamls olan bu g birlemesine duyulan istek,
eilim haline dnyor. sterseniz buna byk sempati
paradoksu adn verebiliriz.
Biraz edebi bir stille konuuyorum sizinle. Bunun
gayet farkndaym. yi yazarlarnkinden farkl, dinamik
ve gl bir szck daarc kullanyorum ama u an
daki dncelerime bu uygun dyor.
nsan sevgiyi ok deiik biimlerde hisseder. Siz

122

mzisyenler, syler misiniz siz nasl hissediyorsunuz?


Bir ses nedir? Havann kulak zarmza ve duyma siniri
mize ilettii titreimden doan bir duygu deil mi? Bey
nimizde neler oluyor? u garip olaya bakn: Bir dizi ses
sizi etkiler, hounuza giden melodik bir cmle duyars
nz. Peki neden hounuza gider? nk dizinin olutur
duu mzik aralklar, baka bir deyile ses karan titre
imlerin saysal oranlar belli rakamlarla ifade edilir.
Rakamlar deitirdiinizde sempatiniz tahrik edilemez
artk, bu kez uyumsuz sesler dizisinden baka bir ey ol
madn dnrsnz. Ayn anda birok ses duyar,
mutlu olur ya da hzne kaplrsnz. Sizin dnzda bir
olgunun gzellik oranlar olan bu rakamlar arasndaki
durum sizde duyarllk yaratr.
Siz ve baz ses dizileri, siz ve baz ltl renkler, siz
ve baz kl yansmalar, siz ve baz satrlar, baz biim
ler arasnda gerek bir zaaf sz konusudur. Btn bu
farkl eylerle aranzdaki bamllk oranlar, ayn mzik
gibi ifade edilmesi olduka karmak bir durumdur ama
vardr.
Bir kadn neden severiz? Sklkla burnunun kvr
m, kalarnn izdii yay, yznn ovali nedendir deil
mi? Herhangi bir eyi sizdeki herhangi bir eye denk d
er ve hayal gcnzde eytans bir etki yapar. tiraz et
meyin! ounlukla aknz sizde bundan tesine ula
maz.
Bu kadnda aknzn gerek nedenini oluturan
manevi bir ekicilik, ho bir duygusallk, salam bir ka
rakter olduunu sylyorsunuz... Yazk! Onda olanlarla
kendinizde olanlar kartryorsunuz. Btn yanlsama-

123

nz bu: Aslnda kendi iinizde olan hounuza giden


baka birine atfediyorsunuz. Sevdiimiz bir kadn y
celtmek ve dostunuz sanmak gibi.
Milo Vens ve Corregio'nun bir perisine k ol
mutum. Beni ona ekenin konumalarnn holuu ve
entelektel alveriimizden aldm zevk deildi phe
siz, hayr, eskilerin bildii tek ak, sanatlar sanat ya
pan fiziksel ekimdi. Gnmzde her ey o kadar kar
mak bir hal ald ki, neye balanacan bilemiyor
insan. nsanlarn onda dokuzu neler olup bittiini anla
myor.
Btn bunlar aka ortaya koyduktan sonra, sizin
tanmnza geelim Loti. Dnyann dzeni ve sizin ara
nzda bir balant var. Sanatsal ve entelektel zevklere
a yaratlnz ve sonsuz ihtiyalarnz tatmin edebile
cek her eyle mutlu olabilirsiniz. Btn bu heyecanlarn
ortasnda, sizin iin mutlu olmak mmkn deil. Bu he
yecanlar salayabilecek ortamlar dnda, zavall bir
srgnden baka bir ey olamazsnz. nsanlarn byk
ounluunun hissedemedii bu yksek heyecanlar
hissetme yeteneine sahip olan kii, bu isteklerin altnda
olan eylerden pek de etkilenmeyecektir. Bu durumda
iyi bir akam yemei, bir av partisi, iirler okurken ken
dini tatl bir melodiye kaptrp hayranlkla gzya d
ken, dnce iermeyen, yalnzca szcklerle ifade edi
lemeyecek bir duygu dnyasna dalan gzel bir kzn
ekicilii ne olabilir?
O halde aptalln btn nanslarnn izildii, ba
ya yzlerin siyah pantolonlar ya da elbiselerin iine t
ktrlm orantsz bedenlerin kirli duvarlar, amurlu

124

kaldrmlar, pencereler ve butikler evresinde dolama


larn grmek ne zevk verebilir?
Aklnz skr ve dnce beyninizde hareketsiz
hale gelir...
Dnceleriniz ve ifade edilenler arasnda uyum
yoksa, evrenizdekilerin konumalar sizin zerinizde
nasl bir etki yapar?
Dnceniz zaman ve uzayda salnrsa, gnein
evresinde dnen bir gezegen deil, uzayn ortasnda
kendine zel bir merkez oluturan bir dnya zerinde
geen olaylarn sonsuz zamandalyla rtrse, bu zamanda sonsuzluk bulunduunuz noktadan bakla size
farkl grnen sonsuzluktan farkl bir sonsuzluk anysa,
btn bunlarn nedeninin, btn bunlarn znn size
yabanc olduunu dnyor ve aklnz bu sonsuzluk
problemlerine yoruyor, "btn bunlar nedir?", "bu son
suzluun ortasnda neyim b e n ? " diyorsanz, evrenizi
saranlarla entelektel iletiimde olmanz olduka zor
demektir.
Onlarn konumalar, ann bir ksmn mahveden
bir toz sprgesini anlatan bir rmcekten ya da kolay
lkla iine snabilecei bir al ynn miras ald ha
berini veren bir karakurbaadan daha fazla etkilemeye
cektir. (Bugn bir adam bana hasadn kt gittiini ve
kendisine kyde bir ev miras kaldn sylyordu.)
ktnz, belki hl ksnz. ok zel bir hayat
tarz olduunu, her eyin sizin iin yeni bir grnme
brnd, yalnzca size zel bir durum yaayabilecei
nizi hissediyorsunuz.
Bir tr alm olumu gibi, ikinci bir kez dnyaya

125

geliniyor sanki, nk insann varl yaadka fonksi


yon kazanyor. imizde dnce, duygu namna ne var
sa uyanyor ve alevlenen bir pun atei gibi canlanyor
(gelecek edebiyat!).
Ksacas insan kendini ortaya koyuyor, mutlu olu
yor ve bu mutluluun ardnda kalan her ey bir tr gece
de kaybolup gidiyor. nsan kendini cennette hissediyor,
gen bir adamdan ok kk bir ocuk gibi yayor.
nsan k olduunda iinden geen duygular an
cak hissettii anda tanmlayabilir ve ben u anda buna
benzer hi bir ey hissetmiyorum. Ama yine de, btn
bu dncelerle sarmalandmda heyecanlanyorum,
aklm bamdan gidiyor, nerede olduumu bilmez hale
geliyorum!.. Sevmek ve sevilmek ne kadar gzel bir ey!
zel bir doann sizinkini anladn bilmek, bir insann
btn dncelerini, btn eylemlerini size ynelttiini
bilmek, sizinki kadar karmak bir yapya sahip bir ba
kas iin yaanacak, dnlecek ve hareket edilecek bir
merkez, bir ama olmak! te bu insan gl klar. te
bu insan bir dahi haline getirebilir.
Bir de, gerekten ok hayal gcmzn yaratt en
saf rn olan sevdiimiz kadnn tatl grnts, daha
nce hissettiimiz ruh hallerinden hatrladmz tarifi
olanaksz etkiler, maddi ve manevi duygulanmlarn bir
karm, gizemli bir birletirme sonucu sevdiinize ait
en kk bir nesnenin, adn iitmenin, yalnzca bir par
a kt zerinde yazl grmenin bile tekrar ortaya ka
rabilecei duygular ve belki de dnyadaki bin bir gzel
sersemlik daha.
Ve daha ciddi, daha salam temellere dayanan, ii-

126

mizdeki en yksek duygulan, tamamen entelektel yan


mz temel alan dostluk. Birinin sizi belirli bir yere kadar
deil, sonuna kadar anladn syleyebilmek, birinin
cmlenizi dudanzn ucuna gelen szcklerle tamam
lamas, bu szlerin dncelerinizde frtnalara, dn
celer tufanna neden olabilmesi ne byk bir mutluluk.
Dostunuzun tek bir sz bile size cmleler ifade edebilir
nk onunla birlikte dnmeye almsnzdr. Bu
szc sylemesine neden olan btn duygular anlar
snz, o da bunu bilir. Birbirine eklenen ve birbirini ta
mamlayan iki zek gibisinizdir.
Size btn bu szn ettiklerimi bilen ve eksiklii
ni hissedenlere phesiz acmak gerekir.
Sevgi yok, beni dnen kimse yok... Kimseye syleyemeyeceksem dnceler gelitirmek neye yarar?
Dnyann kalan ksmndan daha ok nemsediim biri
yoksa neye yarar yetenekli olmak? Anlamayacak kiile
rin arasnda zek neye yarar?
Her eyi oluruna brakmak gerek. Hayal krklklar
yaadk, her gn yenilerini yayoruz. Bu dnyada hibir
eyin kalc olmadn, kesinlikle hibir eye gvenemeyeceimizi grdk: Her eyi inkr ettik. Sinirlerimiz
gergin, artk daha az dnyoruz, kiiliimiz o kadar
zayflad ki, yalnz olduumuzda uyuyor muyuz uyank
myz diye sormak zorunda kalyoruz kendi kendimize.
Hayal gcmz duruyor. O halde atolar yok artk ispan
ya'da. Dolaysyla umut da yok. Bo vnlere kaplyor
insanlar, bir ok ey anlatlyor, kimisi glyor kimisi
alyor.
Hi bir ey sevilmiyor ve yine de, hepimiz sevmek

127

iin yaratldk: Hi bir eye inanlmyor ama belki de her


eye inanlabilir. Her ey iin iyi olabilirdik ama hi bir
ie yaramyoruz.
insann iinde her trl yetenei barndrmas ve
buna ramen baarszlk hissi yaamas, ar duyarllk,
duygu yklenmesi hissetmesi ve ne yapacan bileme
mesi. Bu korkun! Bu koullar altnda hayat, her gn
yepyeni bir acdan baka bir ey deildir: Baz hazlarn
bir an iin oyalayc (akrobat kadnnz, odalnz Aziyade ve dier Trk kaltaklar) olabilecei bir ac ama hep
yeniden decek ve hep biraz daha yaralanacaksnz.
ite inanlarnzn size yazan bu garip adam tarafn
dan ayrntlandrlm, gelitirilmi ve fazlasyla ycel
tilmi hali.
Anlalmas olduka g bu uzun laf kalabalnn
z u: Belki de olduunuzdan daha fazlas olabilecei
nize inandm iin size kar byk bir ilgi duyuyorum.
Sizi kurtarabilecek tek yannz ldrecek bu beden
gcnzle alma iinin acnz dindireceine nereden
karar verdiniz? Siz bir palyao, bir akrobat, bir keskin ni
ancsnz. Byk bir sanat olmanz daha iyi olurdu
sevgili Loti.
inandm bu dnceye sizi de ikna etmek ister
dim: aresi olmayan bir manevi ac yoktur. Sorunun ni
teliine ve kiinin mizacna uygun areyi bulmak ve uy
gulamak bizim mantmza der.
Umutsuzluk bsbtn anormal bir durumdur. Ba
ka hastalklar gibi, onun da tedavi edilmesi mmkndr.
Ne kadar kt durumda olursanz olun, felaketin istila
etmesine izin vermediiniz kk bir ke bulundurun

128

iinizde. Bu kk ke sizin ila kutunuz olacaktr. Amin!


PLUMKETT

Bana stanbul'dan, Boazii'nden, kuyruklu paalar


dan vb sz edin. Odalklarnzn ellerinden pyorum.
Sizi seven dostunuz.
PLUMKETT

XLI
LOTI'DEN PLUMKETT'E
Size mutsuz olduumu sylemi miydim sevgili dos
tum? Sanmyorum. stelik bunu sylemisem bile, ya
nlm olmalym. Aksine bu akam eve dnyadaki en
mutlu varlklardan biri olduumu ve bu dnyann da
fazlasyla gzel olduunu dnerek geldim. Gzel bir
Ocak le sonrasnda atla dnyordum eve. Batan gne
kara servileri, stanbul'un eski mazgall duvarlarn ve
Aziyade'nin beni bekledii ssz bir diyardaki evimin a
tsn yaldza boyuyordu.
Glsuyu dklm bir mangal odam styordu.
Kapmn srgsn srdm ve bada kurup oturdum.
Siz bu oturuun keyfini bilmezsiniz. Uam Ahmed
hem kendisi hem benim iin birer nargile hazrlad ve
iinde saray baharatlar yanan bir bakr mangal ayakla
rmn dibine yerletirdi.
Aziyade metal ziller takl tamburuna vurarak, ciddi
bir sesle cinler arksn sylemeye koyuldu, duman ha-

129

vada mavi sarmallar izmeye balamt. Bu dost ve


sevilesi yze, metresimin, uamn ve kedimin yzne
bakarken, yava yava, hayat bilincimi, hznl hayat
m unuttum.
Dardan kimsenin rahatsz etmesi, beklenmedik
ya da istenmeyen ziyaretiler gelmesi mmkn deil.
Baz Trkler davetim zerine ziyaretime geliyor, arka
dalarm ise evimin yolunu kesinlikle bilmiyor. stelik
dibudak dallar pencerelerimi o kadar zenle koruyor
ki, gnn herhangi bir saatinde merakl bir bakn ieri
szlmesi mmkn grnmyor.
Doulular dostum, evlerinde yalnz olmay biliyor
lar. Siz gelen geen herkese ak Avrupal evlerinizde,
burada sokakta gezenler gibi, kzgn ve saygsz arkada
larnzn gz nnde olursunuz. Ev ilerine kimsenin
ulaamamasnn huzurunu, bu gizemin ekiciliini bile
mezsiniz.
Mutluyum Plumkett. Size gndererek komik duru
ma dtm btn ikyetlerimi geri alyorum... Ama
yine de kalbimde krlanlardan dolay ac ekiyorum:
Bugnn yazgmda bir soluklanma n olduunu, gele
ceimin lmcl bir eylerin glgesinde kaldn, bug
nn mutluluunun korkun bir yarn getireceini biliyo
rum. Burada, o yanmdayken bile, ocukluumda gece
yaklarken kapldm aklamas olmayan bountulara
benzer, derin hzn anlarm oluyor.
Mutluyum Plumkett. Hatta kendimi genlemi his
sediyorum. Artk o her eyi tketmi, her eyi yaam
ve aklna gelebilecek her lkede olabilecek her trl ser
serilii yapm yirmi yedi yandaki gen deilim.

130

Ahmed, Aziyade ya da Samuel'den hangisinin daha


ocuk olduuna karar vermek zor olurdu. Ben ise yal
ve pheciydim, onlarn yannda, yznde yllarn izini
tamadan on insan hayat yaayan ve yirmi yandaki
bedenlerinde yorgun bir ihtiyar ruh tayan Buldwer'lere
benziyordum.
Ama onlarn genlikleri benim kalbimi de tazeledi
ve haklsnz, artk hi bir eye inanamayacan sanan
ben, belki yine de bir eylere inanabilirim.

XLII
Ocak aynda bir leden sonra, stanbul zerinde gky
z kapkaranlkt. Souk bir rzgr ince k yamurunu
kovuyordu ve hava ngiltere'deki kadar soluktu.
Ata binmi, kenarnda otuz ayak yksekliinde,
dz, parlak, hapishane duvarlar kadar almaz bir duva
rn uzand uzun ve geni bir yoldan ilerliyordum.
Yolun bir noktasnda, tam zerimden, gri mermer
den kubbeli bir kpr geiyordu; garip bir biimde oyul
mu mermer stunlarn zerinde ykselen kpr, sa ve
sol taraftaki hznl binalar arasnda balant salyordu.
Anlattm duvarlar raan Saray'na aitti. Bir ta
rafta baheler, dier tarafta Saray ve kkler vard. Bu
mermer kpr gzel sultanlarn dardan kimse tarafn
dan fark edilmeden bir taraftan dierine gemesine ola
nak salyordu.
Sarayn d duvarlarnda aralarnda uzun mesafeler
bulunan kap vard yalnzca, zerlerinde altn yaldz-

131

l ve oymal demir kanatlarn bulunduu, gri mermerden


yaplma kap.
Bunlar, duvarlarn tekdzelii ardnda nasl bir zen
ginliin gizli olduunu tahmin etme olana veren yk
sek ve ihtiaml kaplard.
Bu yasak giriler, askerler ve siyahi harem aalar
tarafndan korunuyordu. Kaplarn slubu bile bu eii
amann tehlikeli olduuna iaret eder gibiydi. Arap s
lubunda oyulmu mermer stunlar ve frezler garip i
zimler ve gizemli sarmal bezeklerle kaplyd.
Kubbesi ve altn hilalleri bulunan beyaz mermer bir
cami srtn yabani otlarn yetitii karanlk kayalara da
yamt. Bu kardan beyazl evresindeki kr grnts
ve sert doa karsnda saygyla eilen bir perinin, tek bir
ubuk dokunuuyla yaratt dnlebilirdi.
Tanmadm Trk kadn tayan grkemli bir
araba geti, ilerinden biri, effaf rtsnn altnda ei
ne az rastlanr bir gzellie sahip gibi grnyordu.
Arkalarndan atla gelen iki harem aas, bu kadnla
rn kibarlar leminden olduuna iaret ediyordu.
Sokaklarda Avrupallar'a son derece cesaret verici
ya da son derece alayc baklar atmaktan kanmayan
dier kibar hanmlar gibi, bu Trk kadn da olduka
edepsizce davranyordu.
zellikle de gzel olan bana yle bir rahatlkla glmsemiti ki, pelerine taklmak iin hemen atm e
virdim.
Bylece, gzel hanmn arabasnn ak penceresin
den bana olabildiince tatl glmseyiler gnderdii iki
saatlik uzun bir gezinti balad. Araba tam hzla ilerli-

132

yordu ve ben de yol boyu bazen atm drt nala koturup


ne geerek bazen yavalatp biraz arkada kalarak elik
ediyordum. Haremaalar (opera-komiklerde korkun
olabilen) bu oyunu anlayla ho gryor ve tam bir al
drmazlkla yollarna devam ediyorlard.
Dolmabahe, Salpazar, Tophane, grltl Galata
semti ve tabii stanbul Kprs, hznl Fener semti ve
karanlk Balat' getik. Sonunda Eyp'te, eski bir Trk
sokanda, zengin ama i karartc grnml eski bir
konan nnde durduk, kadn arabadan indi.
Gzel Seniha (adn ertesi gn rendim) evine gir
meden nce bana son bir glck atmak iin arkasna
dnd. Cesaretimden etkilenmiti ve Ahmed bu macera
m hi de hayra yormad....

XLIII
Trk kadnlar, zellikle de kibarlar leminin kadnlar
elerine borlu olduklar sadakati ok hafife alyorlar. Bu
kadnlarla baa kabilmek iin baz erkeklerin uygulad
ciddi denetim ve dehetli cezalar bouna olmayabilir.
i gc olmayan, skntdan kvranan, haremlerin yal
nzlnda fiziksel olarak hasta den kadnlar ilk gele
ne, elleri altnda bulunan uaklara ya da gzelse ve ho
larna gitmise, kendilerini gezdiren kayklara teslim
olurlar. Hepsi Avrupal genlere fazlasyla merakldr.
Avrupal genler bunu bilse, cesaret edebilse ya da daha
uygun koullar yaratabilse denemekten ekinmeyecek
lerdir. stanbul'daki konumum, dillerini ve Trk gele-

133

neklerini biliyor oluum -eski kilitleri t karmadan


dnen, gzlerden rak evim- bu tr giriimler iin olduk
a elverili eylerdi, isteseydim evim, haremlerin isiz
gsz gzellerinin urak yeri olabilirdi.

XLIV
Birka gn kadar sonra huzurlu evimin zerinde, benim
le hl sevmekte olduum kadn arasnda byk bir frt
na bulutu dolayordu. Aziyade ona sunduum ahlaksz
teklife iddetle isyan ediyordu. Benimkini etkisi altna
almak isteyen bir irade gcyle direniyor, gzlerinde tek
bir gzya sesinde en ufak bir titreme grnmyordu.
Ertesi gn iin kendisini istemediimi, birka gn
lne yerini bir baka kadnn alacan sylemitim.
Daha sonra geri gelebilir ve bu olay olmam gibi davra
narak beni sevmeye devam edebilirdi.
Skandallar ve bunlardan dolay ceza grmeyiiyle
nl Seniha'y tanyordu. Behice Hanm'n byk eleti
riler ynelttii bu yaratktan nefret ediyordu. Bu kadn
yznden kovalanyor olma dncesi bile iini ac ve
utanla dolduruyordu.
"Bu konuda karar verildi Loti" diyordu. "Bu Seniha
geldiinde, i bitmi olacak ve ben artk seni sevmeyece
im. Ruhum senindir, ben sana aidim, istediin gibi dav
ranmakta serbestsin. Ama Loti, her ey bitmi olacak,
belki kederimden lecek ama seni bir daha asla grme
yeceim.

XLV
Ve bir saatin sonunda, bu akld plana ak yznden
boyun emek zorunda kalmt. Gidiyor ve teki gittik
ten sonra ve ben artr artmaz geleceine yeminler
ediyordu.
Aziyade yanaklar al al, gzleri kuru halde gitti. Ar
kasndan yryen Ahmed bir daha geri gelmeyeceini
sylemek zere son bir kez arkasna bakt. Odamn kap
sn oluturan Arap stili rt zerlerine kapand ve ter
liklerinin hallar zerinde merdivene kadar srklendi
ini duydum. Aziyade basamaklara km gzyalarna
boulmutu ve hkrklarnn sesi gecenin sessizliinde
bana kadar ulayordu.
Yine de odamdan kmadm ve gitmesine izin ver
dim.
Ona, kendisine taptm ve Seniha'y hi sevmedi
imi sylemitim ve bu doruydu. Yalnzca aklm elinmiti ve beni esrimelerle dolu bir bilinmeze srklyordu. Yine de sknt iindeydim. Beni bir daha grmek
istemezse, haremin duvarlarnn ardna ekildi mi, son
suza kadar kaybederdim onu. Hibir insan gc onu geri
almama yardm edemezdi. Evin kaps zerlerine kapa
nrken tarifsiz bir i sknts duydum. Ama kanm atee
verecek o yaratn dncesiyle orada ylece kaldm ve
onlar geri armadm.

XLVI
Ertesi akam evim, tamamen iyi niyet gsterisi olarak
mtevaz evimi ziyaret etmek isteyen kibar hanmefen
diyi arlamak zere sslenmi ve kokulara boulmutu.
Gzel Seniha, stanbul iin ok ge bir saat olan sekizde
byk bir gizlilik iinde geldi.
Ba rtsn ve ihtiyaten giydii, halktan sradan
bir kadn gibi grnmesini salayan gri yn feracesini
kard ve grnts hi de houma gitmeyen bir Fransz
tuvaletini yere brakt. Zevkli olduu pheli ama son
derece pahal ve modern olan bu tuvalet Seniha'ya hi
yakmamt. Dncelerimi fark etti. stedii etkiyi ya
ratamam olmasna ramen kendinden emin bir biim
de oturdu ve konumaya koyuldu. Sesi ekicilikten yok
sundu. Gzleri merakla odamda dolayor, holuunu ve
zgnln vyordu. zellikle de hayatmn olduka
garip olduu konusunda srar ediyor ve bana cevap ver
mekten kandm bir sr soru soruyordu.
Bense Seniha Hanm'a bakyordum...
Krpe ve kadife tenli bedeni, aralk, krmz ve nem
li dudaklaryla muhteem bir yaratkt. Dik tuttuu gu
rurlu ban hkim gzelliinin bilinciyle arkaya doru
atyordu.
Aznn glmseyiinde, kirpikten saaklar altnda
yar kapal duran kara gzlerinin ar hareketlerinde ya
kc bir ehvet vard. Kokular iindeki odamn lk yal
nzlnda, hemen yan bamda, isteklerime amade, da
ha gzel bir kadn grmemitim daha nce. Yine de,
iimde beklemedik bir mcadele vard. Duyularm, ta-

136

nmlanmas daha g olan ruhla savayor, ruhum duyu


larma direniyordu. O srada, kovmu olduum sevgili
kme tapyordum. Kalbim onun iin efkat ve pi
manlkla dolup tayordu. Yan bamda oturan bu gzel
yaratk ise aktan ok tiksinme yaratyordu. stemitim,
o da gelmiti. Ona sahip olmak tamamen bana kalm bir
iti. Artk istemiyordum, varl bile beni rahatsz edi
yordu.
Konuma uzuyordu. Seniha'nn komik tonlamalar
vard. Git gide kendime kar daha da sertleiyor, bu ka
dnn iimdeki mcadeleyi kazanamayacana iyice ikna
oluyordum.
Trke olarak, "Madam, ok daha ge olmasn um
duum zc ayrlma n geldiinde, size elik etmeme
izin verir misiniz?" diye sordum.
"Teekkrler. Bir adamm var" dedi.
htiyatl bir kadnd: Hanmnn kaamaklarna al
kn olduuna phe olmayan babacan bir haremaas her
ihtimale karn evimin kapsnn nnde bekliyordu.
Hanmefendi evimin eiinden geerken kanm
beynime karan kt bir kahkahasn duydum ve kendi
sini durdurmak iin koluna yapacak gibi oldum.
Yine de kendimi skmamam gerektiini dnerek
sakinletim. stelik oynadmz roller arasnda asl ko
mik olann benimki olmadna phe yoktu.

XLVII
Bir daha geri dnmeyeceini syleyen Ahmed ertesi gn
saat sekiz gibi grnd.
Yzn fena halde asmt ve beni souk bir edayla
selamlad.
Az sonra Seniha Hanm'n hikayesiyle fena halde
keyiflenmiti. Her zamanki gibi ok eytan olduuma ka
rar verdi ve daha rahat glmek iin bir kenara kt.
Sonralar atla dolarken Seniha Hanm'n arabasy
la karlatmzda, Ahmed ylesine alayc bir tavr al
maya balad ki, onu azarlamak ve davrann dzeltme
si konusunda yemin ettirmek zorunda kaldm.

XLVIII
Ahmed'i Unkapan'na Hatice'nin yanna gnderdim. G
revi, bu gvenilir maymuna Seniha Hanm'n nasl ar
landn anlatmak, Aziyade'ye affn dilediimi ve bu
akam deerli varln rica ettiimi sylemesini ilet
mekti.
Ayn zamanda ocuu krlara yollayp bana yeil
dallar, iekler, nergis ve fulyalarla dolu sepetler getir
mekle grevlendirdim. Eski evin o gn allmam bir
nee ve bayram havasna brnmesini istiyordum.
Aziyade akam eve ayak bastnda, kapnn eiin
den odamzn giriine kadar ieklerden yaplma bir ha
lyla karlat. Saplarndan koparlm fulyalar zemini
kaln bir kokulu rtyle kaplamt. Bu tatl kokuyla sar-

138

ho olmutuk. zerinde alad basamaklar grnmez


olmutu.
Pembe azndan ne bir sz ne bir sitem duyuldu. i
eklere bakarken glmsyordu yalnzca. Szckler kul
lanmadan sylemek istediklerimi ilk bakta anlayacak
kadar zekiydi ve yalarla dolan gzleri derin bir sevinle
ldyordu. ieklerin zerinden kaybettii krallna
kavuan kk bir kralie ya da Hint tanrlarnn yitik
cennetinde dolaan Apsara gibi ar, sakin ve gururlu
yryordu.
Gerek Apsaralar ve huriler bile ondan daha gzel
ya da krpe, daha ekici ya da sevimli olamazd...
Seniha Hanm konusu kapanmt, stelik bizim
birbirimizi daha ok sevmemize neden olmutu.

XLIX
Bir k akam, akam namaz vaktiydi. Mezzin ilahi
arksn sylyordu, ikimiz Eyp'teki gizemli evimize
kapanmtk.
ite yine sevgili kk Aziyade, bizden sonra Yahu
d i l e r i n olacak kzl mavi halnn zerine, Asya ipei
pantolonuyla bada kurmu, dik ve ciddi bir edayla
oturuyordu. Son derece gen yz ve dncelerinin
saflyla fazlasyla elien, peygamberlere zg bir ifa
desi vard. Bu, sklkla sorgulanmaz ve kar klmaz ol
mas gerektiine inanlan bir Dou inanna dayanan,
kendine zg bir manta beni de ikna etmek istedii za
man ald ifadeydi.

139

"Bak Loti'm!" dedi gzlerini gzlerimin iine dike


rek "Ka

tane parmak burada

var?"

Parmaklarn am, elini gsteriyordu.


Ben glerek cevap verdim: "Be Aziyade."
"Evet Loti, yalnzca be. Ama yine de hibiri birbiri
ne benzemiyor. Bu bundan bir para kk. Bu ba par
mak dierinden biraz daha ksa, ikincisi ncsnden
ksa ve sonuncusu hepsinden ksa."
Gerekten de Aziyade'nin kk parma ok k
kt. Trnann dibi, etten kan ksm, dier trnaklar
gibi knayla boyanmt.
"te bunun gibi, hatta daha da belirgin olarak, Al
lah'n saysz yarat da birbirine benzemez. Btn ka
dnlar, btn erkekler ayn deildir..."
Amac, bir zamanlar bana k olan kadnlar beni
unutabilmi, dostlar beni aldatm ya da terk etmise bi
le, bunlardan yola karak btn kadnlar ve btn er
kekleri yarglamamn hata olacan sylemekti. Aziyade
bakalar gibi deildi, beni unutamazd. Ahmed de p
hesiz sonsuza kadar sevecekti beni.
"Demek ki Loti, bizimle kalacaksn..."
Sonra gelecei dnd, dncelerini bulandran
bilinmez ve karanlk gelecei.
ok uzak olan yall pek hayal edemiyordu...
Ama neden birlikte ve birbirimizi sevmeye devam ede
rek yalanmayacaktk. Bu hayatta ve tesinde birbirimizi
sevebilirdik...
yle diyordu: "Sen koca (ihtiyar), ben koca..."
Bu son cmleyi yarm brakyor ve her zamanki gibi
konumaktan ok mimiklerle ifade ediyordu kendini.

140

"Ben ihtiyar olacam" demek iin gen sesini atallandryor, birka saniye iin gen ve krpe bedenini ne
eerek ihtiyar bir kadn gibi iki bklm oluyordu. Vard
sonu uydu: "Zarar yok Loti. Birbirimizi her zaman
seveceiz."

L
Eyp, ubat 1 8 7 7

Dnrsek hikyemizin balangc olduka garipti!


Bir ay boyunca imknsz bir sona ulamak iin st
ste yaplm bir dolu ihtiyatszlk, bir dolu beceriksiz
lik.
Selanik'te, biraz dikkatli bir gzn, en azndan ay
rntlarn mkemmellii yznden fark edebilecei bir
kyafetle bir Trk gibi giyinmek, yoldan geen birinin
yneltecei herhangi bir soruyla kfirliim ortaya kabi
lecek ve mahvma neden olabilecekken sokaklarda do
lamak, Trkiye'de benzeri grlmemi bir cesaretle bir
Mslman Trk kadnna cumbasnn altndan kur yap
mak, stelik btn bunlar Tam biliyor ya, ak iin cesa
ret gstermekten ok hayattan duyulan sknty gider
mek, isiz gsz arkadalarn gzne ilgin grnmek,
varoluunla meydan okumak iin yapmak.
Ve bu son raddedeki ihtiyatszln, maceray traje
diye dntrecek aralarn kullanlmasna ramen ba
aryla talandrlmas.
Bu durum son derece lgn eylerin de iyi sonla

141

noktalanabileceim, lgnlar iin de bir ans olduunu,


gz peklerin de bir tanrlar olduunu kantlyordu.
...Onun kalbinde ilk uyanan duygular merak ve en
die olmutu. Balangta aktan ok aknlk ifade
eden o koca gzlerini balkonun parmaklklarna daya
masna neden olan merakt.
ncelikle, Proteus'un biim deitirmesi gibi klk
deitirerek, Arnavutlar gibi srmalar iinde gelip pence
resinin altna yerleen bu yabanc iin ilk onun ii titre
miti.
Ve sonra onu, satn alnm bir kle olan hazin kaderli Aziyade'yi yalnzca hayranlkla izleyebilmek iin haya
tn gzn krpmadan tehlikeye atan bu adam sevmesi
gerektiini dnmt. Zavall kk kz yz bu kadar
gen olan bu delikanlnn hayatta her eyi fazlasyla s
mrm ve zgn bir yeniliin peinden koan bezgin bir
kalp tadndan hi kukulanmamt. Bu biimde sevil
menin iyi bir ey olacan sylemiti kendine ve yavaa
kaymt gvurun kollarna gtrecek yola.
Kendini kendisine kar korumasn salayacak her
hangi bir ahlak ilkesi retilmemiti ona. Yava yava
yzne okunan bu ilk ak iirinin ekiciliine, bu tehli
kenin rktc ekiciliine kaptrmt kendini. Manas
tr yolundaki yalnn parmaklklar arasndan elini uzat
mt nce, sonra da penceresini aarak dudaklarn, en
sonunda, genliine ve krpe masumluuna sahip oldu
u Marguerite gibi baheye inmiti.
Marguerite'in ruhu gibi, onun ruhu da saf ve bakir
di. Bir ihtiyar tarafndan satn alnm bedeni el deme
miti.

LI
Artk btn Trk geleneklerini, stanbul'un dolambal
yollarn, gizlenme sanatnn btn inceliklerini biliyor
ve daha gvenli ve dnceli davranyoruz. Hl randevularken titriyoruz. Selanik'teki o ilk aylarn ans rya
gibi geliyor.
Sk sk atein nnde oturup, byyp akln bana
alan ocuklar gibi konuuyor, Selanik'teki o lgn za
manlarmz, tek bir dncemizi birbirimize ifade ede
meden, tek sz syleyemeden, nereye gideceini bileme
yen sulular gibi krlarda ya da denizde dolatmz o
frtnal gnlerden sz ediyoruz.
yknn en garip yan da u ki, onu seviyorum.
"Masum akmn kk mavi iei" bu gen ve yakc
tutkuyla birlikte yeniden at kalbimde. Ruhumun daha
derinlerinde, onu seviyor ve ona tapyorum...

LII
Ocak aynn gzel bir pazar gn, keyifli bir k gnei
altnda eve dnerken, bizim mahallede be yz kiinin
ve tulumbalarn toplandn grdm.
"Neresi yanyor?" diye sordum sabrszlkla.
Her zaman evimin yanacana ilikin bir nsezim
olmutu.
"abuk ko Arif!" diye cevap verdi ihtiyar bir Trk,
"abuk ko Arif! Senin ev yanyor!"

143

Byle bir heyecan daha nce hi yaamamtm.


Yine de birbirimiz iin, onun benim, benim onun
iin onca akla hazrladmz bu kk eve aldrmaz bir
havayla yaklatm.
Getiim yerlerde dman ve tehditkr bir kalabalk
aralanp bana yol ayordu. fke iindeki yal kadnlar
erkekleri kkrtyor ve bana lanetler yadryordu. K
krt kokusu duymu, yeil alevler grmlerdi, beni b
yclkle suluyorlard. Eski kukular yalnzca uykuya
ekilmiti. imdiyse kimse tarafndan tannmayan, endi
e uyandran ve tuhaf bir adam olmann meyvelerini
topluyordum.
Evimize yava yava yaklatm. Kaplar km, cam
lar krlm, atdan dumanlar ykseliyordu. stanbul'da
kargaa dnemlerinde ortaya kan o korkun kalabalklar
dan biri tarafndan istila edilen evimde her ey yamalanmt. eri girdim, isle kark siyah bir su, yanm al ve
alevli tahtalardan baka bir ey grnmyordu...
Aslnda ate sndrlmt. Bir oda, bir zemin, iki
kap ve bir duvar tamamen yanmt. Byk bir souk
kanllkla durumu gzden geirdim. Babozuklar, ya
maclarn elindeki mallar geri alm, meydan boaltm
ve kalabal datmt.
iki silahl zaptiye krlan kapnn nnde nbet
bekliyordu. Eyalarm onlara emanet ettim ve Galata'ya
gitmek zere kaya bindim. Ahmed'i bulacaktm: O ne
yaplacan bilirdi, stelik bu kargaa ortasnda dost bi
rinin varl benim iin ok deerliydi.
Bir saat kadar sonra, bu grlt patrt ve kahveler
merkezine ulatm. Bo yere Madamlar'na ve btn ba-

144

takhanelere baktm: O akam Ahmed'i bulmak mmkn


deildi.
Kapsz penceresiz odamda, lmcl bir soukta, is
kokan nemli rtlere sarlp uyuyacak gc buldum ken
dimde. Az uyudum. Dncelerim ok karamsard. O ge
ce hayatmn en kt gecelerinden biri oldu.

LIII
Ertesi sabah Ahmed'le birlikte hasar tespiti yaptk. Yine
de fazla zarar olmad sylenebilirdi. stelik onarlma
s kolay bir hasar sz konusuydu. Harap olan oda botu
ve kullanlmyordu. Laf olsun diye bir yangn karsak
ancak byle olurdu. Ufak tefek eyalar drt bir yana sa
lm ama kirlenmekten baka bir ey olmamt.
Ahmed hummal bir almaya giriti. ihtiyar
Yahudi her eyi temizleyip yerine yerletiriyor ve ok
komik sahneler yaanyordu.
Ertesi gn her ey sprlm, ykanm, kurutul
mu ve tertemiz yerli yerine konmutu. ki odann yerin
de dev bir kara delik vard. Bu ayrnt bir yana, ev ve be
nim odam her zamanki zgn zarif grnmn almt.
Evim, hemen o akam dzenlediimiz byk bir da
vet iin hazrd. ok sayda tepsinin zerine nargileler,
lokumlar ve kahve konulmutu. Bir orkestra, iki mzis
yen, bir davul ve bir obua bile vard.
Btn bu ileri Ahmed istemi ve bir mizansen ha
zrlamt: Saat yedide, kaderime karar verecek olan yet
kilileri ve ileri gelenleri arlyordum.

145

Kimliimi aklamak ve ngiliz eliliinden yardm


istemek zorunda kalmaktan endieleniyordum: Ziyaret
ilerimi beklerken aknlktan ne yapacam bilemi
yordum.
Bu macerann sonunda elilie bavurmak, yukar
dan gelen bir emirle stanbul'daki hayatmn sona erdi
rilmesi anlamna gelebilirdi ve bu sonutan, Osmanl
adaletinden daha ok korkuyordum.
Hl btn o insanlar, ev sahibim, semtin ileri ge
lenleri, komular, yarglar, polis ve dervilerden oluan
on be yirmi kiiyi byk bir ciddiyetle hallarmn ze
rinde otururken grr gibi oluyorum. Orkestra grlty
le alyor, Ahmed kadehleri azna kadar mastika ve
kahve ile dolduruyordu.
Kundak ya da byc sulamasndan kurtulup
kendimi aklamam, hapse girmem ya da Eyp' yakmaya
kalkmaktan dolay byk bir para cezas, ev sahibime
tazminat deyip, evin onarm masraflarn karlamam
sz konusuydu.
Trkiye'de insann kendinden baka gvenecek
kimsesi yoktur ama genellikle cesaretle balanlan her
eyde baarl olunur ve beceri her zaman bir baar ara
cdr. Btn bir akam, nemli bir kii gibi tavr taknp
saldrgan ve gz pek davrandm. Ahmed kadehleri hi
bo brakmyor, insanlarn karlarna ve gizli sorunlara
omak sokuyordu. Rolnde mkemmeldi. Orkestra b
yk bir grlt yapyordu. ki saatin sonunda, durum
iinden klmaz bir hal ald: Konuklarm birbirlerini an
lamyor, kendi aralarnda kavga ediyorlard, ben konu
d kalmtm.

Ahmet, "Bak Loti! ite hepsi kvama geldi. Bu be


nim eserim. Koca istanbul'da Ahmed gibisini bulamaz
sn. Ben senin iin gerekten bir nimetim" dedi.
Durum olduka karmak ve komikti. Ahmed lgn
ve bulac bir nee iindeydi. Bir akrobasi numaras
yapmak iin duyduum dayanlmaz istee yenildim ve
hi beklenmedik bir anda ellerimin zerinde zplayarak,
aknlk nidalar arasnda iki cambaz numaras yaptm.
Bu fikirle iyice heyecanlanan Ahmed bu aknlk
anndan yararland, herkesi ayr ayr selamlayarak, ayak
kablarn, krklerini, fenerlerini datt ve toplant hi
bir karar almamadan sona ermi oldu.
Sonu ve kssadan hisse: Hapse gnderilmedim ve
herhangi bir ceza demedim. Ev sahibim yarsn kendi
sine brakt iin Allah'a krederek evini onartt ve
ben mahallenin mark ocuu olarak kaldm.
iki gn soma, Aziyade eve geldiinde her eyi yerli
yerinde ve ieklerle bezenmi halde buldu.
Kapal bir evin kendi kendine nasl ate ald ak
lanmas g bir olayd ve yangnn balang nedeni hep
gizemli kald.

LIV
Dinin z unututur...
Okyanus'un ortasna dalanlar bu yok olu
iinde huzur bulurlar. Kalp burada varolmamak
dnda bir ey bulamaz...
FERDETTN ATTAR, ranl air

stanbul'un bir ucunda, zzeddin Ali Efendi'nin evinde


kabul treni vard: Parfm kokusu, tmbeki duman, ba
kr pullarla ssl tef ve dalgn bir edayla garip Dou ez
gileri syleyen erkek sesleri.
nceleri bana garip bir barbarlk gibi gelen bu ak
amlar yava yava alkanlk haline gelmi ve daha son
ralar benim evimde de tef sesi, parfm ve dumanlarla
sarho olunan benzer geceler dzenlenmiti.
zzeddin Ali Efendi'nin davetlerine akam gidilir,
gn doarken klr. stanbul'da mesafeler karl bir gece
iin fazla uzundur ve zzeddin'in konukseverlii geni
anlamda yaar. zzeddin Ali'nin evi dardan eski ve harap gr
nr. Kara gizemli duvarlar Dou'ya zg lksn ihtia
mn barndrr. zzeddin Ali eski olan, gemiteki zlem
duyduu zamanlar hatrlatan, bir zamanlarn izlerini ta
yan her eye ar dkndr.
Ar demir kapya vurulur. ki kk erke cariye
sessizce gelip kapy aar.
Fenerler sndrlr, ayakkablar karlr. Bu Trk
geleneklerine gre ok nemli bir uygulamadr. Dou'da
ev ileri darnn amuruyla kirletilmez. amur kapda
braklr ve atalardan torunlara miras kalan deerli hal
lara yalnzca terliklerle ve plak ayakla baslr.

148

Bu iki cariye sekiz yandadr, satlktr ve bunu bi


lirler. Aydnlk yzleri dzgn ve sevimlidir. Balarnn
zerinde toplanan bebek salarna iekler ilitirilmitir.
Saygyla elinizi tutar ve alnlarna gtrrler.
Bir zamanlar kendisi de kk bir erke cariye
olan Aziyade bu itaat ve ak ifadesini srdrr.
ran hallaryla kapl, eski, lo merdivenler klr;
haremlik yavaa alr ve sedef kakmal bir kapnn ara
lndan kadn gzleri size bakar.
Hallarn, bir Kamir koyununun srtnda yrd
nz dndrecek kadar kaln olduu bir byk
odada be alt delikanl mutlu bir geveklik ve dler
lemine zg bir sakinlikle bada kurarak oturmutur.
Kz dolu, ilemeli bakrdan byk bir mangal, insan
uykuya daldracak kadar ar, lk bir hava verir. Oymal
mee tavandan sarkan amdanlarda ok sayda mum
yanmaktadr. Pembe, yumuak ve gizemli bir renk
renk yansmalarla szdran lale biimli camlara kapatl
mlardr.
Trk gecelerinde kadnlar gibi, sandalyeler de g
rlmez. Zengin Asya ipekleriyle kapl ok alak divan
lardan baka bir ey yoktur; ayrca brokar, saten ve srma
kaplama yastklar, uzun yasemin ubuklarnn yerleti
rildii gm tepsiler grlr. Sekiz keli kk sehpa
larn zerinde ucunda altn kakmal byk amber toplar
bulunan nargileler durmaktadr.
zzeddin Ali'nin evine herkes kabul edilmez. erdekiler seilmi insanlardr. Paris bulvarlarnda srn
m, yapkan ve alklam paa ocuklar yoktur ama
Bat'dan esen maden dumanyla kirlenmi eitliki rz-

149

garlardan korunmu; yaldzl yallarda bym, iyi ye


timi eski Trkiye'den ocuklar vardr. Bu gruplarda
atelilik ve genlikle dolu baklaryla sempatik yzler
grlr.
Gndzleri

Avrupal

kyafetleriyle

dolaan bu

adamlar, akamlar dokunulmazl olan ev ilerinde


ipek gmlek ve ii krkl uzun kamir kaftanlarna geri
dnerler. Gri palto, Asyal yaplarna yakmayan, geici
olarak giydikleri, zarafeti olmayan bir klk olarak kalr.
...Kokulu duman lk havada srekli deien, kar
mak biimler izmektedir. Alak sesle sohbet edilmek
te ve sklkla da Ignatiev ve endie verici "Moskof'lar
dan, Allah'n Halife ve slam iin hazrlad korkun
kaderden sz edilmektedir. Arap stili kahve fincanlar
defalarca dolup boalmaktadr. Kendilerini gstermenin
hayalini kuran harem kadnlar kap aralklarndan bak
makta ve gm tepsileri almak iin bizzat ieri girmek
tedir. Parmaklarnn ular, bazen bir gzleri ya da ace
leyle geri ekilen bir kol grlr zaman zaman ama
hepsi bundan ibarettir ve Trk saatine gre bete (onda),
haremin kaps kapanr, gzeller bir daha grnmez.
Kur'an'n yasaklamad beyaz zmit arab tek bar
dak olarak ikram edilir ve gelenee gre herkes srayla
ier.
O kadar az iilir ki, bir gen kz bile daha fazlasn
isteyecektir. Zaten arabn bundan sonra olacaklarla hi
bir ilgisi yoktur.
Bununla birlikte kafalar yava yava arlar ve git
gide belirginliini yitiren dnceler bir d leminde
birbirine karr.

zzettin Ali ve Sleyman elleriyle temenni alr nere


deyse yar uykulu bir sesle Asya'ya zg arklar sylerler. Ykselen dumanlar, donuklaan baklar, parldayan
sedefler, meknn zenginlikleri git gide daha belirsiz grnr. Ve yava yava sarholuk, btn insan e y l e r i n
unutulma n gelir!
Hizmetiler yataklar getirir, herkes uzanr ve uyuk
lamaya balar...
...Sabah edilir; dibudak aalarnn ve ipek perde
lerin aralklarndan gn szmaya balar.
zzeddin Ali'nin konuklar, ngiltere'de kullanlma
ya zor cesaret edilecek ilemeli ve srmal havlularla, be
yaz mermer tuvaletlerde srayla gne hazrlanr.
Bakr mangaln evresinde toplanlarak bir sigara
iilir ve vedalalr.
Uyan keyifsizdir. nsan kendini sabah vakti stan
bul'un amurunda, sokaklarn ve pazar yerlerinin hare
ketlilii iinde bulduunda Binbir Gece Masallar'nda
bir ryaya gidip geldiini hayal eder.

LV
stanbul gecelerinin btn bu grltleri, hafzamda ba
na her zamanki garip aklamalarn yapt sesiyle ka
rm halde kald.
Hepsinden daha kts bekilerin yangn haber ve
ren o korkun "yangn var!" lklaryd. stanbul ma
hallelerinin o derin sessizlii iinde tekrar edip duran,
ylece uzayp giden, i karartc bir lk.

151

Sonra, sabahlar horozlarn mezzinlerin dualarn


dan az nce gelen tan arklar. Gn haber verdii iin
ve yarn, tekrar baa dnlecei, her eye, hayata bile ye
niden balayaca iin hznl bir ark!
Eyp'teki bu inziva evinde geirdii ilk gecelerden
birinde, eski evin merdivenlerinden gelen bir grlt
ikimizi birden rpertmiti. ikimiz de kapmza bir cin
grubunun dayandn ya da ellerinde knlarndan ka
rlm byk hanerler ve yataanlarla rk basamakla
r trmanan sarkl adamlar gruhunun sesini duyduu
muzu sanmtk. Birlikteyken her eyden korkabilirdik
ve titrememiz gayet doald.
Ama ses biraz daha belirgin ve daha az korkutucu
bir halde tekrarlanmt. Yanl anlalacak bir yan kal
mamt:
"San!" dedi glerek ve tamamen rahatlam bir
halde...
Byk ev gerekten de sanlarla doluydu ve gece
leri ok sayda lmle sonulanan byk savalara giri
iyorlard.
Aziyade sk sk, "ok san var senin evde Loti'm!"
diyordu.
Bunun zerine, gzel bir akam bana yavru Kedi
Beyi hediye etti.
Daha sonra devasa ve ok etkileyici bir kediye d
necek olan Kedi Bey, kocaman yeil gzleri olan, son
derece obur, kck sar bir yn yumayd.
Bir akam, okula giden Trk ocuklarn kulland
srma ilemeli kadife keselerden birinin iinde bana
srpriz olarak getirmiti onu.

152

Bu, Boazii'nin Asya kysndaki bir ky olan Kanlca'da, plak ayaklarla, ba ak halde okula gittii za
manlarda kulland kendi cz kesesiydi. Aziyade bu
hocann derslerinden ok ksa sre yararlanabilmiti ve
yazs ok ktyd. Ama bu durum, ocukluundan ka
lan dostunu, rengi atm bu zavall keseyi sevmesine en
gel deildi...
Kedi Bey, bana hediye edildii gn, bir ipek havlu
ya sarlmt ve yolculuun korkusuyla iine her trl
mnasebetsizlii yapmak zorunda kalmt.
Kedi Bey iin altn pullarla ssl bir tasma ileyen
Aziyade, rencisini bu kadar kt bir durumda grnce
byk hayal krklna urad. Ama kedinin o kadar ga
rip bir hali vard ki, o kadar can sklan Aziyade bile, bu
paketten k karsnda Ahmed ve benimle birlikte
kahkahalara bouldu.
Kedi Bey'in sunuluu hayatm boyunca unutamaya
cam anlardan biri haline geldi.

LVI
La ilahe illallah

ve Muhammeden resulullah! [Allah bir

dir ve Muhammed de onun peygamberidir!]


Asrlardr her gn ayn saatte, cami minarelerinin
zerinden, ayn notalarla iitilen bu cmle bizim eski
evin zerinde nlyor. Tiz sesiyle mezzin, kendiliin
den gelien bir tekdzelikle, lmcl bir dzen iinde
yayyor bu cmleyi drt bir yana.
Artk bir avu klden ibaret olanlar gibi, biz dn

153

domu olanlar da ayn cmleyi, ayn yerden dinliyoruz.


Aralksz asrdan beri, k sabahlarnn puslu tan vak
tinde, yaz gneinin gzel dou anlarnda, islam'n kut
sal cmlesi horozlarn arklarna ve uyananlarn ilk g
rltlerine karyor, ite o anda beyaz gecelerimizden,
ak gecelerimizden hznl bir uyan, lmcl bir ayr
lk yaanyor. O srada aceleyle vedalaarak, bir daha g
rp gremeyeceimizi bilmeden, ertesi gn bir ey
lerin ortaya kp kmayacan, drt kars tarafndan
aldatlan bir ihtiyarn intikamyla birbirimizden ayrl
mak, hibir insan elinin uzanamayaca haremlerin h
znl dramlarna maruz kalp kalmayacamz bilme
den gitmek gerekiyor.
Sevgili kk Aziyade, alt tabakadan bir kadn gibi,
evde dikilmi gri yn rtsne sarnarak, esnek bedenini
iyice eerek, bazen bir bastona dayanp, yz kaln bir
yaman altnda gizli kp gidiyor.
Bir kayk onu pazarlarla dolu o kalabalk semte g
tryor ve Hatice'nin evinde kendi giysilerini giyinip,
gn iyice aarnca efendisinin haremine gidiyor ve bu
gezintisinden, grn biraz olsun kurtarmak iin biraz
iek ya da kurdele gibi bir eylerle dnyor...

LVII
...Ahmed ok ciddi ve ar bir tavr iindeydi: Birlikte gi
zemli bir sefere kmtk ve Aziyade'nin srar sonucu,
beni istedii yere gtrmesine izin vereceime ve her
sylenene itaat edeceime yeminler etmitim.

154

Eyp iskelesine geldiimizde Ahmed, Azapkap'ya


gitmek zere bir kaykyla pazarla giriti. Fiyatta an
latklarnda, beni kaya bindirdi. Ciddi bir edayla,
"Otur Loti" dedi.
Ve yola ktk.
Azapkap'ya geldiimizde katran, eski makaralar ve
tavan derisi satclarnn doldurduu amurlu, karan
lk, izbe sokaklarda ardndan gitmek zorunda kaldm.
Kap kap dolap ihtiyar Dimitri'.yi soruyorduk. Sonun
da karmakark bir dkknda bulduk adam.
Bu, beyaz sakall, haydut klkl, st ba param
para yal bir Rum'du.
Ahmed ona zerinde Aziyade'nin ad yazan bir k
t paras verdi ve aralarnda Homeros'un dilinde, anla
madm uzun bir konuma geti.
htiyar pis bir kutudan bir deste kk kama kard
ve aralarndan en sivri ulularn semeye balad. Yap
tklar pek gven verici grnmyordu.
Ahmed'e artk anlayabildiim u szleri syledi:
"Bana yerini gsterin."
Ahmed gmleimi kaldrarak parman sol tarafa,
kalbimin tam zerine koydu...

LVIII
lem ok fazla ac vermeden tamamland ve Ahmed sa
natya Aziyade'nin kesesinden gelen on kuruluk bir
banknot verdi.
Yal Dimitraki Rum gemicilere dvme yapmak gibi

155

garip bir ile urayordu. Eli ok hafifti ve izimleri b


yk bir kendine gvenle gerekletiriyordu.
Gsmn zerinde, kapanp kabuklar dkldk
ten sonra gzel bir mavi renkle Aziyade'nin Trke ad
n ortaya karacak olan, binlerce ine batyla olutu
rulmu acl, krmz bir plaka tayordum.
Mslman inanna gre, bedenimin herhangi bir
yerinde tadm iaretler ya da kusurlar gibi, bu dvme
de beni sonsuza kadar izleyecekti.

LIX
LOTI'DEN PLUMKETT'E
ubat, 1 8 7 7

Ah, ne gzel bir geceydi... stanbul o kadar gzeldi ki


Plumkett!
Deerhound'dan saat sekiz gibi ayrlmtm.
Uzun sre yrdkten sonra Galata'ya vardmda,
geerken Ahmed'i de almak iin Madamlar'na uradm
ve birlikte, ssz Mslman mahallelerinden geerek
Azapkap'ya vardk.
Orada Plumkett, nmze iki yol kyordu, Eyp'e
ulamak iin birini sememiz gerekiyordu.
istanbul'a giden byk vapur kprsn geerek
Fener, Balat ve mezarlklar arasndan yryerek gitmek
dolaysz ve kolay bir yoldu ama buras ancak yanmzda
dostumuz Samuel'in de olduunda getiimiz, geceleri
tehlikeli olan bir yoldu.

156

O akam, huzur iinde evimize ulamak iin Karaky'den kaya binmitik.


Havada en ufak bir esinti, suda bir kprt, kck
bir ses bile yoktu! stanbul kardan devasa bir kefenle r
tlmt.
Gne ve mavi gkyznn kentinde beklenmeyen,
grkemli bir kuzey manzarasyd.
Binlerce kk kara evle kapl btn bu tepeler g
zmzn nnde tekdze ve korkun bir beyaz renge
karm, suskun uzanyordu.
Kar altnda kalm bu insan yuvalarnn zerinde
gri camilerin grkemli yaplar ve minarelerin sivri ula
r ykseliyordu.
Bulutlar ardnda kalan ay, belli belirsiz mavi n
her eyin zerinde gezdiriyordu.
Eyp'e vardmzda, pencerelerimizi rten kaln
perdelerin, vitraylarn ve kafeslerin ardndan k szldn grdk: O oradayd; evimize ilk o gelmiti...
Gryorsunuz Plumkett, size olduu kadar bakala
rna da ak olan Avrupal evlerinizde, btn yorgunluk
lar ve btn tehlikelere deecek bu ulama mutluluunu
tahmin bile edemezsiniz...

LX
Bir zaman gelecek, bu ak ryasndan geriye hibir eyi
kalmayacak, bir zaman gelecek, her ey bizimle birlikte
dipsiz geceye gmlecek, talarn zerine kazdmz
adlarmza kadar, bize ait olan her ey kaybolacak...

157

Sevdiim ve grmek istediim bir lke var: Karanlk


dalar ve devasa ormanlaryla erkezistan. Bu lkenin
hayal gcmdeki ekicilii Aziyade'den geliyor: Sevdi
im kann ve cann oradan alm.
Hayvan krklerine sarnm yar vahi, acmasz
erkesler'in geiini seyrederken, bir eyler beni bu ya
banclara ekiyor nk damarlarnda sevgilimle ayn
kan tayorlar.
O ise, kysnda doduunu dnd byk bir
gl, adn hatrlamad, orman iinde kaybolmu bir
ky, ak havada dal ocuklaryla birlikte oynad bir
plaj hatrlyor...
insan zaman ap sevdiinin gemiine dnmeyi,
ocuk yzn, her yataki yzn grmek istiyor. K
k bir kzken de sevmeyi, baka kimse tarafndan ok
anmadan, baka kimseye ait olmadan, dokunulmadan,
grlmeden kollarnda byyn izlemeyi diliyor.
Gemiini, sizden nce bakalarna verdii her eyi ks
kanyor, kalbindeki en kk bir duyguyu, azndan d
klp de sizden nce bakalarnn duyduu her trl s
z kskanyor. Bugn yetmiyor, btn gemi ve btn
gelecee de ihtiya duyuyor. Orada onunla el ele, gs
ler ve dudaklar birbirine dokunur halde dururken, ayn
anda bedeninin her noktasna dokunmak, btn hcre
leriyle hissetmek, tek bir varlk olmak ve onun iinde
eriyip gitmek istiyor...
'Aziyade, ocukluundan ufak tefek hikyeler anlat
bana, Kanlca'daki okuldaki yal hocandan sz et" diyo
rum.
Aziyade glmsyor ve akln megul eden yeni

158

dnceler ve garip ayrntlar arasndan bana anlatacak


bir hikye bulmaya alyor. Genellikle hocalarn ba
rollerde olduu bu hikyeler arasndan en ok en eskile
rini, yars hafzasndan silinmek zere olan, ilk ocuk
luun uucu anlarn seviyor.
Sonra, "Sra sende Loti! Devam et, on alt yanda
kalmtk" diyor.
Heyhat!.. Ona Cengiz dilinde sylediklerimi, daha
nce bakalarna baka dillerde sylemiim! Bana syle
diklerinin hepsini, ondan nce bakalarndan iitmiim!
Ard arkas gelmeyen, ho ama anlamsz, glkle duyu
lan bir sesle aktarlan btn bu szleri, Aziyade'den n
ce bakalar tekrarlam bana!
Kalbimde anlar lm dier gen kadnlarn eki
cilii altnda, baka lkeleri, baka ehirleri, baka me
knlar ve btn bir gemii sevmiim!
Bu sonsuz ak dn baka biriyle grmtm:
Birbirimize taptktan sonra, damarlarmzda kan akt
srece birlikte olacamza, sonunda ayn mezara gm
leceimize ve zerimizi ayn topran rteceine, klle
rimizin sonsuza dek birbirine karacana yeminler et
mitik. Ama btn bunlar geti, silindi, yok oldu!.. Hl
gencim ve onu neredeyse hatrlamyorum bile.
Bir sonsuzluk varsa, orada kiminle yaayacam?
Onunla m seninle mi kk Aziyade?
Bu aklanmas olanaksz esrimelerde, bu insan alt
st eden kendinden geilerde, neyin ehvetten neyin
duygulardan geldiini kim syleyebilir? Yeniden yaratl
mak ve yeniden yaamak isteyen ruhun tanrya dnk
abas m, doann kr gc mdr? Yaayan herkesin

159

kendine sorduu bu soru o kadar ok tekrarlanmtr ki,


yinelemek sayklamaya benzer.
Birbirimizi sevdiimiz iin madde d ve sonu ol
mayan bir birlemeye inanyoruz. Ama kuaklar boyu
binlerce yl kim bilir ka bin insan inand buna, ka bini
birbirini sevdi ve umutla ii aydnlanarak, lmn alda
tc serab iinde birbirine gvenerek uykuya dald?
Heyhat! Yirmi yl soma, hatta belki iki yl sonra, kim bi
lir nerede olacaz Aziyade? Topraa gmlen iki adsz
ceset olacaz belki. Belki de mezarlarmz arasnda yz
lerce kilometre olacak, peki kim hatrlayacak birbirimizi
sevdiimizi?
Bir zaman gelecek, bu ak ryasndan hibir ey
kalmayacak. Bir zaman gelecek, ikimiz de gecenin derin
liinde kaybolacaz, bizden hibir iz kalmayacak,
adlarmz kazdmz taa kadar her ey silinip gidecek.
Kck erkes kzlar doduklar dalardan stan
bul haremlerine gelmeye devam edecek. Mezzinin h
znl arks k sabahlarnn sessizliinde nlamaya
devam edecek, ama artk bizi uyandramayacak!

LXI
Kedilerin baehri Ankara'ya yolculuk uzun sreden be
ri konuuluyordu.
stlerimden, orada eliliin mdahalesini gerekti
recek herhangi bir olaya karmamam kouluyla izin ala
bildim (on gnlk bir izin).

16

Kafile bulutsuz bir gnde skdar'da topland. Der


vi Rza Efendi, Dervi Mahmut Efendi ve stanbul'dan
birok dost katlyordu bu yolculua. Trk hanmlar,
uaklar ve bir sr de yk vard. Bu gz alc kervan g
nein altnda, byk skdar mezarlklarnn arasndan
geen servili meydan boyunca ilerlemeye balad. Sem
tin mezarlklara zg bir arl vard. Buradaki tepeler
den stanbul'un grnts esizdi.

LXII
Dalar arasnda ilerledike, kar yrymz daha da
engeller oldu. Kediler baehrine iki haftadan nce ula
mak imknsz.
gnlk yryten sonra, yol arkadalarma ve
da etmeye karar verdim. Ahmed ve setiimiz iki atla
birlikte zmit ve znik'i ziyaret etmek iin gneye ynel
dik. Bunlar eski Hristiyan ehirleri.
Yolculuun ilk blmnden, lo ve vahi doa g
rntleri, serin emeler, derin vadiler, yeil meeler, i
ek am taflan ve zakkumlar, muhteem bir kar havas
hatrlyorum.
Hanlarda, ad ktye km baz hanelerde yatyo
ruz.
lerinden en ilginci Mudurnu'daki. Mudurnu'ya
gece varyoruz. Toz duman iindeki eski bir hann, in
geneler ve ay oynatclarnn birbiri zerinde yatt bi
rinci katna kyoruz. Karanlk, insann ban eerek
yrmek zorunda kalaca kadar bask tavanl, devasa

161

bir mekn buras. Bir yemek masas var, bir de iinde ne


olduu belirsiz nesnelerin yzd youn bir svyla do
lu orba kazan. Kazan yere konuyor ve herkes evresine
bada kurup oturuyor. Birka metre uzunluundaki tek
bir havlu elden ele dolayor ve herkes tarafndan kulla
nlyor.
Ahmed bu izbeliin pislii iinde uyumaktansa, d
arda souktan lmeyi tercih edeceini sylyor. Yine
de bir saatin sonunda, yorgunluktan bitkin ve souktan
donmu halde yatyor ve derin bir uykuya dalyoruz.
Sabah gn domadan kalkyor, yola kmadan nce,
rzgra ramen, bir emenin temiz sularnda tepeden
trnaa ykanyoruz.

LXIII
Bir sonraki akam, gn batarken zmit'e varyoruz. Pasa
portlarmz [mrur tezkeresi] olmadndan durdurulu
yoruz. Baz paalar merhamet gsterip szmze gve
niyor ve bize birer pasaport hazrlyorlar da uzun
pazarlklardan sonra karakolda sabahlamaktan kurtulu
yoruz. Yine de atlarmza el konuluyor, onlar klada ge
celiyorlar.
zmit hayran olunacak gzellikte bir krfezin ky
snda, byk ve olduka uygar bir Trk ehri. ars pa
zar olduka hareketli ve renkli. ehir sakinlerinin ak
am sekizden sonra, yanlarnda bir fener olsa bile
sokakta dolamalar yasak.
Bu ehirde geirdiimiz sabah, gzel mavi gky-

162

znde daha o mevsimde stmaya balam gneiyle o


ilkbahar sabahn gayet iyi hatrlyorum. kimiz de gzel
bir ky kahvalts yapm, tazelenmi ve dinlenmi hal
de, tamamlanan ktlarmzla Orhan Camii'ne doru tr
manmaya balamtk. Patikaya benzeyen, kenarlarnda
yabani otlarn bittii dar sokaklardan trmanyorduk.
evremizde kelebekler uuuyor, bcekler vzldyor,
kular akmalaryla ilkbaharn geldiini haber veriyor
du. Rzgr lkt. Eski, harap ve biimsiz ahap evlerin
zeri iek desenleri ve arabesk motiflerle sslenmiti.
Leylekler atlara o kadar rahat yerlemilerdi ki, kur
duklar yuvalarla birok pencerenin almasn engelli
yorlard.
Orhan Camii'nin bulunduu tepeden grnm, ma
vi sularyla zmit Krfezi'ne, Asya'nn verimli ovalarna,
Bursa'daki Olimpos'un byk karl doruuna kadar uza
nyordu.

LXIV
zmit'ten Tavancl'a, Tavancl'dan Karamrsel'e
getik. Yolumuzun ikinci ksmnda yamura yakalandk.
Karamrsel'den znik'e, karl havada karanlk da
lar arasndan atla getik. Yannda diten trnaa silahl
zeybekle birlikte bizi soymaya kalkan smail adn
daki bir haydut yznden deiik heyecanlar yaad
mz bir yol oldu. Beklenmedik bir anda babozuklarda
karlamamz sayesinde olay tatlya baland ve znik'e
amura bulanm halde ulatk, izmit paas tarafndan
hazrlanan pasaportumu byk bir gvenle gsterdim.

163

Hl phe uyandrc seviyede olan iveme ramen yet


kili, tespihime ve klk kyafetime kand. Artk tartma
sz bir efendi olmutum.
znik'de, Bat kiliselerinin en eskilerinin bile atas
saylabilecek Ayasofya da dahil olmak zere, ilk Hristi
yan tapnaklar bulunuyor. Oda arkadalarmz yine ay
oynatclar.
Bursa ve Mudanya yoluyla dnmek istiyorduk. Pa
ramz tkenmeye baladndan Karamrsel'e dndk
ve cebimizde kalan son kurularla le yemei yedik.
Babaa verip ne yapacamz tarttk ve sonunda gm
leimi karp satmas iin Ahmed'e verdim. Bu para ge
ri dnmz karlamaya yetecekti. Bylece kalbimiz
gibi cebimiz de hafiflemi halde dn gemisine bindik.
stanbul'u yeniden grmek bizi neelendirdi. Bu
birka gnde doann grnm epeyce deimiti. Evi
min atsnda yeni bitkiler bitmiti, kapmn nnde bir
sr yeni domu kpek yavrusu baryor ve kuyruk
sallyordu. Anneleri bizi byk bir sevinle karlad.

LXV
Aziyade akam geldi ve bana ne kadar endielendiini,
benim iin ka kez "Allah selamet versin Loti!" dediini
anlatt.
Ondan gelen her ey gibi buram buram gl suyu ko
kan kck bir kutunun iinde, ar bir ey getirmiti
bana. Elbisesinin iine byk bir zenle saklad bu gi
zemli nesneyi verirken yz sevinle ldyordu.

164

"Al Loti, bu benden sana hediye" dedi.


zerinde ad yazl olan, dvme altndan ar bir
yzkt bu.
Uzun sreden beri bana, zerine kaznm adn
kendi lkeme gtreceim bir yzk vermenin hayalini
kuruyordu. Ama zavall kn paras yoktu. Byk
bir refah, snrsz bir lks iinde yayordu, kontrolsz
sahip olduu nakl ipek rtler, yastklar ve eit eit
deerli eyay alp evime getirmedi mmknd ama ona
ancak ok kk paralar veriliyordu. Bunu da hizmeti
si Emine'nin azn sk tutmas iin harcyordu ve biriktirdikleriyle bir yzk satn almas olduka gt. Ken
dine ait mcevherleri satmay da dnmt ama
bunlar satlmak ya da takas edilmek zere kuyumcuya
gndermeye korkmu ve baka bir are aramas gerek
miti. Bana getirdii, skdar'daki bir demirci tarafn
dan dvlerek fazla dzgn olmayan, iri bir yzk hali
ne getirilen kendi mcevherleriydi.
stei zerine bu yz asla yanmdan ayrmaya
cama, hayatm boyunca tayacama yemin ettim...

LXVI
Ikl bir k sabahyd. Dou'nun o tatl klarndan bi
riydi.
Bizden bir saat kadar nce Eyp'ten ayrlp, gri elbi
sesi iinde Halic'e inen Aziyade, efendisinin MehmedFatih'teki haremine gitmek zere pembe bir elbiseyle
tekrar geiyordu Halic'i. Beyaz bartsnn altnda ne
eliydi ve glmsyordu; ihtiyar Hatice de yanndayd

165

ve ikisi de n taraf inciler ve yaldzlarla ssl kayn


arka tarafna rahata yerlemiti.
Ahmed ve ben, ift krekili uzun bir kayn kr
mz minderleri zerine uzanm aa doru iniyorduk.
stanbul sabahlarnn en grkemli anyd, yeni do
an gnein altnda hl pembeliini koruyan saraylar
ve camiler Halic'in durgun sularnn derinliklerinden
yansyorlard. Karabataklar balk kayklarnn evre
sinde muhteem numaralar yapyor, srayp, souk ma
vi sularda ba nde kayboluyorlard.
Rastlant ya da kayklarmzn isteiyle yaldzl
kayklarmz birbiri yanndan o kadar yakn geti ki, ne
redeyse kreklerimiz birbirine deiyordu. Kayklar
mz bu frsatla birbirlerine her zamanki kfrlerini sa
vurdular: "Kpek! Kpekolukpek! Kpein torunu!"
Hatice kara aznn iinde ldayan uzun beyaz dilerini
gstererek gizlice glmseme ihtiyac hissetti.
Aziyade ise aksine bizim tarafmza bakmad bile.
Yalnzca karabataklarn oyunlaryla ilgili gibi gr
nyordu: "Ne eytan hayvan!" dedi Hatice'ye.

LXVII
"Gzel mevsim bittiinde, kimbilir hangimiz hayatta ka
lacaz?
Neeli olun, keyifle dolun nk ilkbahar abuk ge
er, uzun srmez.
Blbln arksn dinleyin: lkbahar yaklayor.
lkbahar her alnn arasna bir nee beii kurar.

166

Badem aalar gm ieklerini yayar.


Neeli olun, keyifle dolun nk ilkbahar abuk ge
er, uzun srmez."
...Hl bahar, badem aalar iek veriyor ve ben,
her mevsimin beni gecenin daha da derinlerine srkle
diini, her yl uuruma daha da yaklatm dehetle
fark ediyorum. Nereye gidiyorum Tanr'm? Sonrasnda
ne var?.. lm erbetini imek gerektiinde yanmda
kim olacak?!
" B u nee ve haz mevsimidir. lkbahar geldi.
Benimle birlikte dua etme ey papaz, o iin zaman
ayr."
[Eski bir Dou iirinden]

DRT

MAN, T C E L , F A R E S

istanbul, 19 Mart 1 8 7 7

Yola kma emri yldrm darbesi gibi gelmiti: Deerhound Southampton'a arlmt. Bu emri iptal ettirmek
ve stanbul'da kalm uzatmak iin yeri g inlettim.
Btn kaplar, hatta neredeyse atrmay baaracam
Osmanl ordusunun kapsn bile aldm.
ok dzgn bir ngilizce ve kibar Trklere zg m
kemmel nezaketiyle Paa, "Sevgili dostum, Mslmanlk' kabul etmeyi de dnyor musunuz?" diye sordu.
"Hayr Ekselanslar, Osmanl uyruuna girmek, ad
m ve vatanm deitirmek benim iin nemli deil ama
resmi olarak Hristiyan kalmay tercih ederim" dedim.
"Gzel, bylesi daha iyi. slamiyet gerekli deildir.
Biz din deitirenleri sevmeyiz" diye cevap verdi paa
ve ekledi: "Sizi geici hizmete alamayacamz syle-

168

mek isterim. Zaten hkmetiniz de buna kar kacaktr


ama ordumuza kesin olarak katlmak isterseniz kabul
edilirsiniz. Burada kalmak isteyip istemediinizi iyi d
nn. imdilik geminizle gitmek zorunda kalacanz
sanyorum nk ilemler iin yeterli zaman yok. Bu
durum byle ciddi bir karar almadan nce uzun uzun
dnme imkn verecektir size. istediiniz zaman geri
dnersiniz. Ama yine de srar ederseniz hemen bu ak
am dilekenizi Yce Sultan'a sunarm, cevabnn olum
lu olacan sanyorum."
"Ekselans, mmknse hemen karar vermenizi iste
rim nk araya zaman girerse beni unutursunuz. Siz
den yalnzca annemi grmeye gitmek iin bir izin isteye
ceim" dedim.
Yine de bir saat izin rica ettim ve dnmek iin
oradan ayrldm.
Bu bir saat bana ok ksa geldi. Dakikalar saniyeler
gibi uuyor, dncelerim birbirini kovalyordu.
Taksim srtlarnda, Pera ve Fndkl arasnda kalan
eski Mslman mahallesinin sokaklarnda rasgele yr
yordum: Renkleri koyu gri, siyah ve kzl kahve arasnda
deien eski ahap evler arasndaydm. Kaldrmlar ze
rinde Trk kadnlar sar terlikleriyle, yalnzca gzleri
darda kalacak biimde krmz ya da turuncu, srma
ilemeli ipeklere sarnm halde dolayordu. Beyaz sa
ray ve karanlk baheleriyle, mavi bulutlarla yar rtl
m skdar ve Boazii'nin zerinde yz metre yu
kardan szlen k huzmeleri vard.
lkeni terk etmek, adn deitirmek, acil karar ge
rektiren bir gereklik haline geldiinde dnldn-

169

den daha ciddi oluyordu. Oysa sonsuza kadar geerli


olacak bir karar iin bir saatim vard. Hayatm boyunca
buraya aklp kaldmda da sevecek miydim stan
bul'u? ngiltere'yi, Britanya'daki hayatn tekdze srk
leniini, fkeli arkadalar, nankrleri, btn bunlar
vicdan acs ve pimanlk duymadan brakyordum. B
yk bir kriz iindeki bu lkeye bir anda balanyordum.
lkbaharda patlayacak sava hem bu lkenin hem benim
kaderimi belirleyecekti. Artk Yzba Arif olacaktm.
Majesteleri'nin donanmasnda olduundan daha ok iz
nim, sevdiimi grmeye, Brightbury'deki yal hlamur
aalarnn altnda oturmaya gitmek iin daha ok zama
nm olacakt.
Tanr'm evet! Neden bir yzba, bir Trk olup, son
suza kadar onun yannda kalmayaym?..
Ve u kendinden gei ann dndm: Gzel bir
gnde, Yzba niformasyla Eyp'e dnmek ve ona bir
daha gitmeyeceim haberini vermek.
Bir saatin sonunda kesin kararm verdim: Gitmek
ve onu terk etmek iimi paralyordu. Beni sonsuza
kadar Trkiye'ye balayacak kesin bir "evet" cevab ver
mek iin paann yanna dndm. Hemen o akam di
lekemi Sultan'a sunmasn rica edecektim.

II
Paa'nn karsna ktmda, bacaklarmn titrediini
hissettim ve gzlerimin nnden bir bulut geti.
"Size teekkr ederim ekselans ama teklifinizi ka-

bul etmiyorum. Yalnz ltfen beni unutmaynz, ngilte


re'ye vardmda, belki size yazarm..."

III
Gitmeden nce yapmam gerekenler vard.
Hemen o akam kap kap dolaarak, Pera ziyaretle
rimi yaptm, gerisini dnmeden veda kartlar dat
tm.
Bayram giysilerini giyinen Ahmed beni adm ge
riden takip ediyor, kaftanm tayordu.
"Ah aah Loti! Bizi terk ediyorsun, bunlar veda ziya
retleri, anladm ben. Ama bizi gerekten seviyor, dierle
rinden gerekten sklyorsan, dierlerinin gelenekleri
nin sana uygun olmad doruysa, brak onlar. Bu
irkin kara giysileri ve bu komik apkay brak. Bizimle
birlikte stanbul'a gel ve at bandan bu insanlar" dedi.
Ahmed'in bu szleri zerine birok kiiyi ziyaret et
mekten vazgetim.

IV
stanbul, 20 Mart 1 8 7 7

Samuel ile son bir gezinti. Zamanmz sayl. Acmasz


zaman, sonsuza kadar ayrlacamz son saatlerimizi de
yiyip bitiriyor! Mart frtnalaryla dolu, gri ve souk k
saatleri.

171

Ben ingiltere'ye doru yola kmadan nce, Samuel'in vatanna gidecek gemiye binmesine karar vermi
tik. Son bir dilek olarak, vapurunun kalk ddn
iitene kadar st ak arabayla gezdirmemi istemiti
kendisini.
Hayatmda nemli bir yeri olan ve gelecekte beni
ingiltere'de de izleyecek olan Ahmed'in acs da git gide
artyordu. zntden hasta olmutu. Zavall Samuel,
kendisinin o zaafa yakn karmakark sevgisiyle Mihran-Ahmed'in duru ve kardee sevgisi arasndaki uu
rumu ve Samuel'in oralarda, sessiz atmn altnda yeti
mesi imknsz bir scak sera bitkisi olduunu anlaya
myor du.
Arabac drt nala srd atlarla, byk bir grlt
iinde dolatryordu bizi. Samuel ona verdiim krk
kaftanma paalar gibi sarnmt. Gzel yz solgun ve
hznlyd, istanbul'un iki yanmzdan akan sokaklar
na, otlar ve yosunlarn bittii geni ve ssz meydanlar
na, devasa minarelerine, svalar dklm eski camile
rine, gri gkyznn altnda ykselen beyaz, eski ve
islam gibi ypranmaya balam antlarna hi sesini
karmadan bakyordu.
stanbul bu son k rzgrnn altnda zgn ve l
gnd, mezzinler ikindi ezann okuyordu, gitme za
man gelmiti.
Zavall Samuel'imi gerekten seviyordum. Bir o
cukla konuur gibi, yalnzca onu grmek iin bile olsa
Selanik'e geri dneceimi syledim ama o beni bir daha
gremeyeceini anlamt ve gzyalar kalbimi fena hal
de paralyordu.

V
21 Mart

Zavall sevgili kk Aziyade! Ona "br gn gidiyo


rum" deme cesaretini bulamamtm.
Akam eve dndm. Batan gne odam gzel kzl
bir kla aydnlatyordu. lkbahar havasyd. Kahveciler
yaz gnleri gibi darya yaylmt. Btn komu erkek
ler sokaklarda oturmu, beyaz iekler aan badem aa
larnn altnda nargilelerini iiyorlard.
Ahmed gideceimi biliyordu. Her ikimiz de konu
urken ok dikkat ediyorduk ama Aziyade durumu sez
mi ve sorularla dolu koca gzlerini zerimize dikmiti.
Gece geldiinde, zerimize lm sessizlii kt.
Trk saatine gre birde (saat yedi), Ahmed ters evi
rip masa gibi kullandmz eski kasay getirdi ve zeri
ne mtevaz yemeimizi koydu. (Yahudi zak'la yapt
mz son iler bizi parasz brakmt.)
Babaa yediimiz yemek her zamanki gibi neeli
geti: Sefaletimizle dalga geiyorduk: Trk hallarnn
zerine kurulmu ipek ve altnlara brnm iki kii, es
ki bir kasann zerinde kuru ekmek yiyorduk.
Aziyade de benim gibi oturmutu ama onun pay el
demeden duruyordu; gzlerini garip bir sabitlikle ze
rime dikmiti ve bu sessizlii blmekten ikimiz de kor
kuyorduk.
"Anladm Loti" dedi. " B u son kez deil mi?"

173

Ve tuttuu gzyalar kuru ekmein zerine dkl


meye balad.
"Hayr Aziyade, hayr sevgilim! Yarn da birlikte
yiz, sana yemin ederim. Ama sonrasn bilmiyorum..."
Ahmed orbann gereksiz olduunu grd. Tek sz
sylemeden eski kasay, toprak kaplar kaldrd ve bizi
karanln iinde babaa brakp ekildi...

VI
Ertesi gn, akla adm adm oluturduumuz, her bir e
yann ans olan bu sevgili kk evi datma, paralama
gn gelmiti.
Tuttuum iki hamal ie koyulmak iin emirlerimi
bekliyordu. Zaman kazanmak ve ykm geciktirmek iin
adamlar akam yemeine yollamay akl ettim.
"Loti!" dedi Ahmed. "Neden odann resmini yap
myorsun? Yllar sonra, ihtiyarlk gnlerin geldiinde,
bu resme bakar ve bizleri hatrlarsn."
Bu son saati Trkiye'deki odamn resmini yaparak
geirdim. Yllar bu anlarn gzelliini silmekte glk
ekecekti.
Aziyade geldiinde duvarlar plak ve her eyi alt
st edilmi buldu. Bu sonun balangcyd. Artk kasalar,
paketler ve kargaadan baka bir ey yoktu. Sevdii b
tn grntler sonsuza kadar yok edilmiti. Sedirleri
kaplayan beyaz rtler ve zerinde yaln ayak yrd
mz hallar Yahudiler'e gitmi, her ey hznl ve se
fil bir grnm almt.

174

Aziyade neredeyse neeli bir edayla ieri girdi. Na


sl olduunu bilmiyorum ama kendini toplamt. Yine
de bombo odann grntsne dayanamad ve gzya
larna bouldu.

VII
lm mahkmlarnn son isteinin yerine getirilmesi gibi,
son gn istedii her eyi yapma hakk rica etmiti benden.
"Bugn Loti, istediim hibir eye hayr demeye
ceksin. Aklma esen her eyi yapacam. Hibir ey sy
lemeyecek, her eyi kabul edeceksin."
Akam dokuzda Galata'dan kaykla dndmde
evde alkn olmadm bir grlt iittim: arklar ve
garip bir mzik darlara tayordu.
Ksa zaman nce yanan odada, bir toz ynnn or
tasnda halka olunmu, ancak oynayanlarn btn gc
n yitirmesiyle son bulan Trk danslarndan biri oyna
nyordu. Hali'ten rasgele toplanm Rum ya da Trk
denizciler lgnca dans ediyordu. Onlara rak, mastika
ve kahve ikram ediliyordu.
Evin mdavimlerinden Sleyman, ihtiyar Rza,
Dervi Hasan ve Dervi Mahmut bu gsteriyi aknlkla
izliyorlard.
Mzik odamdan geliyordu: Aziyade burada u ku
laklar sar eden makinelerden birinin, anlar ve kukla
lar eliinde tiz seslerle Trk danslarnn ezgilerini a
lan bir laternann kolunu bizzat eviriyordu.
Aziyade rtl deildi ve danslar aralk kapdan

175

yzn grebiliyorlard. Bu durum hem btn detlere


hem de en basit ihtiyat kurallarna aykryd. Kutsal
Eyp semtinde ne byle bir sahne ne de byle bir skan
dal grlmt ve eer Ahmed, onun bir Ermeni kadn
olduunu sylemese, oktan mahvolmutu.
Bir keye oturan Ahmed her eye boyun emi,
olan biteni izliyordu. Durum hem komik hem i burku
cuydu. Glmek istedim ama Aziyade'nin baklar kalbi
mi sktrd. Haremlerin loluundan anasz babasz b
yyen zavall kk kzlarn her trl garip fikri
balanmalyd: Onlarn hareketleri Hristiyan kadnla
rnn kurallaryla yarglanamazd.
Laternann manivelasn deli gibi eviriyor ve bu
byk aletten dengesiz sesler karyordu.
Trk mziini "yrtc bir nee nbeti" olarak tanm
layanlar vard. O akam, bu paradoksal tanm anlayarak
hayran oldum.
Az sonra yaptklarndan, yaratt grlt patrt
dan rahatsz olan ve kendini bir dolu erkein nnde r
tsz bulunca utanan Aziyade, evin kalan tek mobilyas
olan geni bir divana oturdu ve laterna algcsna ie de
vam etmesini emrederek, dierleri gibi kendisine de bir
sigara ve kahve verilmesini rica etti.

VIII
Allm renk ve biim tekrarlanarak, Aziyade'ye bakr
ayaa yerletirilmi, bir yumurtann yaklak bir buuk ka
t byklnde mavi bir fincanda Trk kahvesi getirildi.

174

Daha sakin grnyor ve glmseyerek bana bak


yordu. Berrak ve hznl gzleri bu kalabalk ve tantana
iin benden zr diliyordu. Aptallk yaptnn farkna
varan ama sevildiini bilen bir ocuk gibi, her trl sz
ckten ok daha ekici ve ok daha inandrc olan gz
leriyle balanma diliyordu.
Bu gece iin onu ok daha gzel klan bir kla gir
miti. Giysilerindeki Dou zenginlii evimizin bu yeni
zc ve sefil grntsyle kartlk oluturuyordu. G
nmz Trk kadnlarnn unutmaya yz tuttuu uzun
etekli bir ceket giymiti. Eflatun ipekten ceketinin st
pembe gllerle sslyd. Sar ipekten bir pantolon, yal
dzl terlikler iindeki kk ayaklarnn bileklerine ka
dar iniyordu. Lame Bursa bezinden gmlei, glsuyu ko
kan amber rengi dolgun kollarn akta brakyordu.
Esmer salar sekiz para halinde rlmt. Bu rgler
o kadar kalnd ki, ilerinden ikisi Parisli zarif bir kad
nn mutlu olmas iin yeterli olurdu. Ularnda sar kur
deleler ve Ermeni kadnlarnn kulland altn tellerle
balanm salar divann zerine yaylmt. ok daha
ksa ve daha asi bir sa ktlesi, scak ve yaldzl bir sol
gunluktaki dolgun yanaklar evresinde bir hale olutu
ruyordu. Gz kapaklarnn evresi daha koyu amber
renkleriyle evrelenmiti ve birbirine zaten ok yakn
olan kalar, o gece derin bir ac ifadesiyle birlemiti.
Gzlerini yere indirmiti ve gzkapaklarnn altn
da, su yeili gzlerinin yere akl olduu anlalabiliyordu. Dilerini skmt ve krmz dudaklar onda gr
meye alkn olduum sinirli kaslmayla aralanmt. Bir
kadn irkinletirebilecek bu hareket onu daha da ekici

177

klyordu. Bu durum ne kadar endieli ya da ac dolu ol


duunu gsteriyor ve iki kk inci srasna benzeyen
dilerini aa karyordu, insan bu inci tanelerini, bu
kaslm krmz dudaklar ve olgun bir kirazn etinden
yaplma benzeyen di etlerini pmek iin ruhunu sata
bilirdi.
Metresime hayranlkla bakyordum. Bu son saatte
sevdiimin izgilerini belleime kazmaya alyordum.
Mziin kulaklar yrtan grlts, kokulu nargile du
man yava yava sarholua neden oluyordu. Gemiin
silinmesi ve hayattaki kt anlarn unutulmas anlamna
gelen Dou'ya zg hafif sarholuk yaylyordu.
Ve u lgn d aklm eliyordu: Her eyi unutmak
ve by bozulana ya da lmn soukluu gelene kadar
onun yannda kalmak...

IX
Grlt patrtnn ortasnda porselenin belli belirsiz k
rlma sesi duruldu: Aziyade hareketsiz kalakalmt; elin
de skt fincan krmt, paralar yere dklyordu.
Hasar fazla deildi, youn kahve parmaklarn kirle
terek yere dkld. Kimse kazann farkna varm grn
medi.
Bununla birlikte yerdeki leke bymeye devam edi
yordu. Aziyade'nin kapal elinden koyu renkli bir sv
nce damla damla, sonra ince siyah bir sicim gibi dkl
meye devam ediyordu. Bir fener oday ancak aydnlat
yordu. Bakmak iin yaklatm: Yan banda bir kan gl

178

olumutu. Krlan porselenin bir paras korkun bir


biimde etine gmlm, kemie kadar inen derin bir
kesik olumutu.
Sevdiimin kan, durdurmann bir yolunu bulama
dmzdan yarm saat kadar akt durdu.
Kanla kpkrmz olmu taslar tayp duruyorlard.
Yarann zerine bastrarak elini souk suyun iinde bek
letiyorlard: Hibir ey kan durduramyordu ve l bir
gen kz gibi bembeyaz kesilen Aziyade gzlerini kapa
m, olduu yere ylp kalmt.
Ahmed koup ihtiyar byc kadn uyandrm,
kadn bitkiler ve kllerle nihayet durdurmutu kan.
Kolu btn gece dik tutmamz syleyen ihtiyar
otuz kuru cret istemi, yara zerinde baz iaretler ya
parak gzden kaybolmutu.
Sonrasnda btn bu insanlar gndermek ve hasta
ocuu yatrmak gerekti. Bir mermer heykel kadar so
uktu, bsbtn kendinden gemiti.
Gece ikimiz iin de uykusuz geti.
Ac ektiini hissediyordum. Btn beden, acyla
kaslyordu. Yaral kolunu dik tutmak gerekiyordu, kor
kun ihtiyarn nerisi byleydi, stelik bu halde daha az
ac ekiyordu. Ate basan bu plak kolunu ben havada
tutuyordum, btn hcreleri kaslyor ve titriyordu,
bunlarn az ak duran derin yaraya kadar ulatklarn
hissediyordum. Kemie kadar kesilen onun deil benim
etimmi gibi ac hissediyordum.
Ay plak duvarlar, plak zemini, bo oday aydn
latyordu. Olmayan mobilyalar, ipek rtleri karlm
kaba zeminli masalar, sefalet, souk ve yalnzlk duygu-

179

su uyandryordu. Fransa'da olduu gibi Trkiye'de de


lm habercisi olarak kabul edilen ulumalar iitiliyor
du kpeklerin. Rzgr kapmzda slk alyor, lmekte
olan bir ihtiyar gibi belli belirsiz inliyordu.
Onun umutsuzluu bana ac veriyordu. Umutsuzlu
u ylesine derin, ylesine kabullenilmiti ki, karsnda
ki ta olsa yumuatrd. Ben onun her eyiydim, hayatta
tek sevdii bendim ve ben de onu bir daha dnmemek
zere terk ediyordum.
"Parmam keserek sana sknt verdiim iin affet
beni Loti!" diyordu. "Uyuman engelliyorum. Ama uyu
Loti, varlm sona erdiine gre, ac ekmem de nemli
deil artk."
"Dinle Aziyade, sevgilim, geri gelmemi ister mi
sin?" diye sordum.

X
Az sonra ikimiz de yatan kenarna oturmutuk, yaral
kolunu ve bitkin ban tutmaya devam ediyor, Mslmanlar'a zg byk yeminlerle geri dneceime sz ve
riyordum.
"Evlenirsen Loti, nemli deil. Artk metresin deil,
kzkardein olurum. Evlen Loti, bu tali bir ey! Ben se
nin ruhunu seviyorum. Allah'tan tek dileim seni gre
bilmek. Bundan sonra yine mutlu olacam. Yalnzca se
ni beklemek iin yaayacam. Bylece Aziyade iin her
ey bitmemi olacak" dedi.
Sonra tatl bir uykuya dald. Gn domaya bala-

180

mt ve onu her zamanki gibi, gn domadan nce, hu


zurlu bir uykunun ortasnda braktm.

XI
23 Mart

Gemiye gittim ve alelacele geri dndm. Gidi geliim


saat srd. Aziyade'ye yola kmn iki gn ertelen
diini haber verdim.
Varoluun son gnleri olarak yaanacaksa ve sonun
da lecekmi gibi haz almaya allacaksa iki gn ok
azd.
Gidi haberim yaylmt ve stanbul'daki komula
rmdan birou veda ziyaretine geldi. Bu ziyaretler sra
snda Aziyade, Samuel'in odasna kapanyordu. Alad
n iitiyordum. Ziyaretiler de bir eyler iitmiti ama
bir kadnn sk sk bu evde kald haberi yaylmt ve
hi sz edilmeden kabul grmt. Zaten Ahmed bir
gece nce onun bir Ermeni kadn olduunu aklamt
ve bir Mslman tarafndan verilen bu gvence onun
kurtuluu olmutu.
Dervi Hasan Efendi, "Sizin yer yarlp iine girece
inizi ya da sihirli bir denek darbesiyle ortadan kaybo
lacanz dnmtk hep. Gitmeden nce bize Arif ya
da Loti, kim olduunuzu ve burada aramzda ne yapma
ya geldiinizi syleyecek misiniz?"
Hasan Efendi iyi niyetliydi. O ve arkadalar kim ol
duumu bilmeyi gerekten istemi ama renememiler-

181

di nk beni rahatsz etmek istememilerdi. Trkiye'ye


Fransz polisinin saat iinde kimliinizi ortaya ka
ran komiserleri ithal edilmemiti henz, insan kimliini
kimseye aklamadan, huzur iinde yaamakta zgrd
burada.
Hasan Efendi'ye adm ve iimi akladm ve birbi
rimize yazmak konusunda szletik.
Aziyade saatlerce alamt ama gzyalar daha az
aclyd. Beni yeniden grme fikrine almaya balamt
ve bu durum daha sakin durmasna olanak salyordu.
"Geri dndn zaman" demeye balamt.
"Dnp dnmeyeceini bilmiyorum Loti, bunu an
cak Allah bilir! Ama her gn, 'Allah selamet versin Loti!'
diye dua edeceim. Sonuta Allah ne derse o olur" diyor
ve daha ciddi bir edayla devam ediyordu: "Ama bir yl
nasl beklerim ben Loti? Seni bir gn, hatta bir saat bile
grmemeye dayanamazken, bir yl nasl geer. Senin n
bette olduun gnler, Deerhound'u uzaktan da olsa gre
bilmek iin, Taksim srtlarnda dolatm ya da Behice
Annem'in evinde kaldm bilmezsin sen Loti. Gryor
sun olacak i deil Loti, sen dnsen bile Aziyade lm
olacak..."

XII
Ahmed, Aziyade'nin mektuplarn bana ulatrma ve be
nimkileri Hatice araclyla ona iletme iini stlenecek
ti. Bunun iin zerinde adresinin yazl olduu birok
zarf hazrlanmas gerekiyordu.

183

Oysa ne Ahmed ne de ailesinden biri yazmay bili


yordu. Aziyade de postaya verilemeyecek kadar kt ya
zyordu. mz birlikte, Doulu klklara brnp bir
arzuhalcinin adrna gittik.
Ahmed'in adresi ok zordu, sekiz satr tutuyordu:
"Yedikule'de, Arabaclar Mahallesi'ne kan yol
zerinde, caminin yannda oturan brahim olu Ahmed'e. Ttncden sonra nc ev. Yannda ila satan
ihtiyar bir Ermeni kadn ve karsnda bir Dervi vardr."
Aziyade de kendi parasyla be kurua sekiz benzer
zarf yazdrd, sonra sra bunlar kullanacama yemin et
meme gelmiti.
Yalarla dolan gzlerini yamann altna saklad:
Bu yemin onu rahatlatmamt. Tek bana yola kan bir
kt o kadar uzaktan kendisine nasl ulaabilirdi? ste
lik "Aziyade ok gemeden sonsuza kadar unutulacak!"
diyordu.

XIII
Akam kaykla Hali'ten yukar kyorduk. stanbul'da
gpegndz bu kadar uzun dolatmz olmamt daha
nce. Onun iin her ey bitmi ve kimse umurunda de
ilmi gibi hi ihtiyat gstermiyordu.
Unkapan iskelesinden bir kaya binmitik. Gn
batyor, gne frtna habercisi bir gkyznn ardnda
yok oluyordu.
Bu kadar skntl, bu kadar karanlk bir gkyz
Avrupa'da nadir grlrd. Kuzeyde, byk Afrika fr-

183

tnalarn haber veren, tufan grnml, korkun bulut


lardan biri vard.
Aziyade'ye, "Bak! Kaybettiim erkek kardeimle bir
yl yaadm kara adamlar lkesinde her akam ite bu
gkyzn gryordum" dedim.
Aksi ynde stanbul, sivri tepeleriyle, parltl ve
koyu renkli bir sar zemin zerinde beliriyordu. Bu k
garipti, neredeyse yaslyd.
Birden Halic'in zerinden rktc bir rzgr yk
seldi, karanlk basyordu ve biz souktan titriyorduk.
Aziyade'nin kocaman gzleri benimkilere dikilmi
ti. Garip bir biimde daha derinlere bakyor gibiydi. Gzbebekleri akam yla genilemi ve ruhumun derin
liklerini okuyordu sanki. Bu bakn hi grmemitim.
zerimde anlayamadm bir etki yaratmt. Sanki iim
deki en gizli noktalara ulayor ve neterle her yerimi
yarp inceliyordu. Baklar bu son saatte u nemli
sorular soruyordu: " B u kadar sevdiim sen kimsin? Her
hangi bir metres gibi ksa srede unutulacak mym, yok
sa beni seviyor musun? Bana doru mu syledin, geri
dnecek misin?"
Gzlerimi kapadmda hl bu bak, yaman
kvrmlar altnda ancak belli olan bu beyaz ba ve ar
kasnda, frtnal gkyz zerinde izilen stanbul
siluetini grebiliyorum...

XIV
Bir kez daha oraya, Eyp'n ertesi gn gremeyeceim o
kk meydanna yanatk.
Evimize birlikte son bir kez gz atmak istemitik.
Giri kasalar ve paketlerle doluydu ve oktan gece
kmt. Ahmed bir kede eski bir fener buldu ve
znt iinde eski bo odamzda dolatrd. Gitmekte
acele ediyordum: Aziyade'nin elini tuttum ve dar
srkledim.
Gkyz hl karanlkt, tufan geliyor gibiydi. As
lnda kapkara olan evler ve kaldrmlar bu gkyz al
tnda aydnlk grnyordu. Sokak sszd ve her eyi
titreten sert rzgrla sprlyordu. ki Trk kadn bir
kapnn eiine snm, merakla bizi inceliyordu. Bir
daha gelemeyeceim bu eve, biraz olsun mutluluk bul
duum bu yeryz parasna son bir bak atmak iin ar
kama dndm...

XV
Yeniden kaya binmek iin kk cami meydann
geiyoruz. Kayk bizi nce Galata'ya, ardndan Tophane,
Fndkl'ya geeceimiz Azapkap'ya gtryor. Deerhound'a buradan bineceim.
Aziyade beni yolcu etmek istedi. Sakin duracana
yemin etti. Bu son saatte beklenmedik bir sakinlik iin
de.
Galata'nn btn o kalabal iinden geiyoruz. Bu

185

Avrupa mahallelerinde birlikte dolatmz gren ol


mamt. "Madamlar" bizi selamlamak iin kapsnn
nnde. Ba rtl bu gen kadnn varl uzun sredir
merak ettii bilmecenin cevabn vermi gibi grnyor.
Tophane'ye geiyor, Salpazar'nn sessiz mahal
lelerine, byk haremlerin bulunduu geni caddelerine
dalyoruz.
te sonunda birbirimize veda etmek zorunda ol
duumuz Fndkl.
Ahmed'in ayarlad bir araba burada Aziyade'yi
evine gtrmek zere bekliyor.
Fndkl hl stanbul'un ayr bir ucunda gibi
grnen, eski Trkiye'nin bir paras. Deniz kysndaki
kaldrm ta deli kk meydan, dervi mezarlaryla
ve ulemann lo barnaklaryla evrili, altn hilalli eski
cami.
Frtna dindi, hava aydnlk, uzaklardan gecenin
sessizliini blen kpek seslerinden baka bir ey
iitilmiyor.
Deerhound'da ddk, saat sekizi, gitmem gereken
saati alyor. Bir ddk sesi bir kayn beni almak zere
yola ktn bildiriyor. te koyu bir ktle gemiden ay
rlyor ve yava yava bize

doru yaklayor.

te

vedalarn hznl, kar konulamaz saati!


Dudaklarn ve ellerini pyorum. Elleri hafif tit
riyor. Bu bir yana, benim kadar sakin grnyor, bedeni
buz gibi.
Kayk geldi: O ve Ahmed caminin karanlk bir
kesine ekiliyor, gidiyorum ve onlar gzden kay
bediyorum!

IHA

Bir an sonra, sevdiimi benden sonsuza kadar uzak


latran arabann hzla hareket ettiini iitiyorum!.. Sev
diinin mezarna den topran sesi gibi korkun bir
grlt.
Artk kesin olarak bitti! Yemin ettiim gibi bir gn
dnsem bile, yllar btn bunlarn zerine kllerini
savurmu ya da bir baka kadnla evlenerek aramza bir
uurum am olacam ve o artk bana ait olmayacak.
Arabasnn arkasndan komak, sevdiimi kollan
ma almak, birbirimizi ruhumuzun btn gcyle sevme
ye devam ettiimiz srece ve lm bizi ayrana kadar
kollarmla sarmak iin delice bir istee kaplyorum.

XVI
24 Mart

Yamurlu bir Mart sabah, ihtiyar bir Yahudi, A r i f i n


evinin eyasn tayp gtryor. Ahmed yaplan ileri
zgn baklarla izliyor.
Sabah erkenden kaplarnn nne kan komular,
"Ahmed, efendin nereye gidiyor?" diye soruyorlar.
"Bilmiyorum" diye cevap Veriyor Ahmed.
Islak kasalar, yamura batm paketler bir kaya
ykleniyor ve Hali'ten bilinmeyen bir yere doru yola
kyor.
te Arifin sonu. Bylece bir adamn varl sona
eriyor.

187

Bu Dou d sona erdi. Varlmn bu dnemi,


phesiz bys olan son dnemi geri dnsz olarak
gemite kald ve belki de zaman anlarn bile silip
sprecek.

XVII
Ahmed bagajlarn yannda gemiye kadar geldiinde, yir
mi drt saatlik yeni bir ertelemenin haberini verdim.
Marmara tarafndan bir frtna geliyordu.
"Hadi gidip stanbul'da dolaalm!" dedim. "lm
den sonra yaplm bir gezinti gibi olacak. Ama o... Onu
bir daha gremeyeceim!"
Avrupal giysilerimi

"Madamlar"nn

evinde brak

tm. Arif Efendi son bir kez daha ortaya kp, elinde tes
pihi, ciddi tavrlar ve kendini nemseyen ve sadakatle
ibadete giden iyi Mslmanlar'n dik durularyla kp
rleri geti. Ahmed en gzel giysilerini giymi halde
yanmda yryordu. Bu son gnn programn bizzat
yapmak istemiti ve imdi sessiz bir yas halindeydi.

XVIII
Eski istanbul'un btn tandk kelerinde dolatktan,
ok sayda nargile itikten ve btn camilere uradktan
sonra, akam Eyp'e, bir kez daha, yaknda ans bile
silinecek, evi bark olmayan bir yabanc olduum
mekna geri dndk.

188

Sleyman'n kahvesine giriim bir sansasyon yarat


t: Beni ortadan kaybolacak, bir daha asla grmeyecek
leri biri olarak kabul etmilerdi.
Bu akam kahvede kalabalk ve kozmopolit bir top
luluk vard. Birok tanmadk, nereden geldii belli ol
mayan insan bir aradayd. Mucizeler sarayndan frlam
bir topluluk gibiydi.
Bu srada Ahmed benim iin bir veda kutlamas
dzenledi ve bir algc grubu ard: ki tulumlu flavta,
bir org ve bir tef.
Hibir eyi krmayacaklarna ve kan dkldn
grmeyeceime yemin etmeleri zerine ben de hazrlk
lara katldm.
O akam kendimizi unutacak kadar sarho olacak
tk. Ben kendi hesabma, tesini istemiyordum zaten.
Nargilem ve bir ocuun her on be dakikada bir
tazelemekle grevlendirildii Trk kahvesi fincanm
getirildi. Ahmed yakaladnn elinden tutarak bir halka
oluturdu ve herkes dans etmeye balad.
Fener klarnn lo nda, tuhaf yzl adamlar
dan oluan uzun bir zincir nmde kvrlmaya balad.
Kulaklar sar eden bir mzik, iinde bulunduumuz
eski yapnn demelerini sarsyordu. Simsiyah duvarla
ra aslm bakr eyalar titriyor ve metalik sesler kar
yordu. Flavtalar tiz seslerle inliyor ve yrtc bir nee ta
knlkla yaylyordu.
Yaklak bir saatin sonunda, herkes hareketten ve
grltden sarho haldeydi. Elence kvamna gelmiti.
Bir duman bulutunun ardndan kendimi bile gremiyordum. Bam garip ve tutarsz dncelerle dolup

189

tayordu. Bitkin ve nefes nefese gruplar karanln iin


de tekrar tekrar nmden geiyordu. Dans aralksz de
vam ediyordu ve Ahmed her turda elindeki bir barda
kryordu.
Krlan bardaklar teker teker yere dyor ve dans
edenlerin ayaklar altnda paralanyordu. Ahmed'in
derin kesimler iindeki elleri zemini kana boyuyordu...
Trkler'in aclarna grlt ve kan gerekiyordu bel
li ki.
Kutlamadan sklm, Ahmed'in gelecekte bu tr
aptallklar yapmas ve szlerini tutmakta pek ciddi ol
mamas konusunda endieye dmtm.
kmak iin ayaa kalktm. Ahmed anlad ve sessiz
ce arkamdan geldi. Dardaki souk hava sakinle
memizi ve kendimize gelmemizi salad.
Ahmet, "Loti, nereye gidiyorsun?" dedi.
"Gemiye" diye cevap verdim. "Artk seni tanyam
yorum. Ben de sana verdiim szleri, bu akam senin
tuttuun kadar tutacam. Beni bir daha grmeyecek
sin."
Biraz ilerideki bir kaykyla Galata'ya gemek
konusunda pazarlk etmeye gittim.
Ahmet, "Loti affet beni. Kardeini byle brakamaz
sn" dedi ve alayarak yalvarmaya balad.
Ben de onu byle brakmak istemiyordum ama bir
cezayla d hak ettiini dnyordum ve yumuamadm.
Sonunda kan iindeki elleriyle beni tutmaya alt
ve umutsuzca asld. Onu iddetle ittim, bir odun yn
na doru frlattm. Odunlar grltyle devrildi. Oradan

190

gemekte olan babozuklar bizi serseri sanp bir fenerle


yaklatlar.
ehir dnda ssz bir noktada, stanbul surlarndan
uzakta, bir suyun kenarndaydk ve kpkrmz eller pek
iyi grnmyordu.
"Bir ey olmad, yalnzca bu delikanl fazla iti, ben
de onu evine gtryorum" dedim.
Sonra Ahmed'i elinden tuttum ve kzkardei Eriknaz'n evine gtrdm. Eriknaz, Ahmed'in ellerine pan
suman yaptktan sonra uzun bir nutuk ekti ve yatmaya
gnderdi.

XIX
26 Mart

Bir gn daha. Gidiimiz son kez erteleniyor.


Bir gn daha. "Madamlar"nda bir kere daha klk
deitirip istanbul'a dnyorum.
Frtna havas var, hava aydnlk ve yumuak. Sul
tan Selim sokann Marip slubu kemerlerinin altnda
iki saat kadar nargile iiyoruz. Zaman iinde biimleri
bozulan beyaz stunlar, trbeler ve mezar sralarnn
arasnda uzanyor. Aa dallar, krmz iekler gri
duvarlarn zerinden tayor. Drt bir yanda taze yeil
bitkiler kutsal eski mermerlerin zerinden kouyor.
Bu lkeyi seviyorum. Btn bu ayrntlar houma
gidiyor. Seviyorum nk bu onun lkesi ve o bana var
lyla can verdi; hemen urackta, yukarda ve yine de
onu bir daha gremeyeceim.

191

Gn batm bizi Fatih Camii'nin nnde, bir zaman


lar uzun saatler geirdiimiz bankn zerinde yakalyor.
Usuz bucaksz meydann urasna burasna yaylm
Mslman gruplar sohbet ederek ttn iiyor ve bir ilk
bahar akamnn gzelliklerini ar ar iine ekiyor.
Gkyz dingin ve bulutsuz. Buray seviyorum,
Dou hayatn seviyorum. Bunun bittiini ve gitmek
zere olduumu dnmekte zorlanyorum.
Biraz uzaktaki eski siyah kapya ve sonu karanlk
tan gzkmeyen ssz sokaa bakyorum. O, orada oturu
yor, birka adm ilerlesem evini greceim.
Ahmed baklarm takip ediyor ve endieyle beni
inceliyor: Ne dndm ve ne yapmak istediimi
tahmin etti.
"Ah Loti! Onu seviyorsan merhamet et! Ona veda
ettin. Artk brak onu!"
Ama onu grme isteime engel olamyordum.
Ahmed gzyalar iinde mantkl ve saduyulu ol
mam iin yalvaryor: Yal efendisi Abeddin orada ve
onu grmek iin yapacam her trl giriim akld
olacak.
"Zaten ksa bile, onu gtrecek evin yok. stan
bul'da seni ve bir bakasnn karsn arlayacak kimi
bulacaksn? Seni grrse ya da teki kadnlar orada ol
duunu sylerse, lgna dnp mahvolacak ve yarn
onu sokakta brakacaksn. Senin iin hava ho, sen gide
ceksin, ama Loti, bunu yaparsan, senden nefret ederim
ve kalpsizsin demektir."
Ahmed ban eiyor ve istemedii bir konuda di
rettiim her zaman yapt gibi ayan yere vurmaya
balyor.

192

Onu ylece brakyorum ve byk kapya yneliyorum.


Gzlerimi lo ve ssz sokaa dikerek bir diree
dayanyorum: l bir ehrin bir soka sanki.
Tek bir aralk pencere, tek bir insan, tek bir ses yok.
Yalnzca sokak talarnn arasndan byyen otlar ve
kenarda iki kpek iskeleti...
Aristokrat bir mahalle buras: Koyu renkli ahaptan
yaplma eski evler byk bir servet gizliyor; kapal bal
konlar, hznl sokaa taan fazlasyla kk cumbalar,
demir parmakllar arkasnda, zerinde eski zaman sanat
larnn aalar ve kular resmettikleri dibudak dal
larndan ince kafesler var. stanbul'un btn pencereleri
bu ekilde resimlerle ssl ve kapal.
Dou ehirlerinde, ierideki hayat dardan tahmin
edilir. Gelip geenler, pencerelerin aralndan gen ya
da yal, irkin ya da zarif insan balar grrler.
Bir Trk evinin iine kimse gz atamaz. Bir ziyaret
inin ieri girmesi iin kap alyorsa bile, yalnzca
aralanr, arkasnda duran kii hemen kapatverir. erisi
asla tahmin edilemez.
lerideki koyu krmz byk ev Aziyade'nin evi.
Kapsnn zerinde tamam kurtlarn kemirdii bir
ahaptan yaplma bir gne, bir yldz ve bir hilal
duruyor. Cumbalarn kafeslerini ssleyen resimlerde
sar kelebeklerle karm mavi laleler grnyor. eride
canl bir varln bulunduuna iaret edecek tek bir
hareket yok. Bir Trk evinin pencerelerinden birinin
size bakp bakmadn asla bilemezsiniz.
Arkamda, yukarda, byk meydan batan gnele
yaldzl. Burada, sokakta her ey oktan glgede kalm.

193

Bir duvarn dibine snp bu eve bakmaya ba


lyorum. Kalbim delice arpyor.
Selanik'teki evin parmaklklarn arkasndan, onu
ilk grdm gn hatrlyorum. Artk ne istediimi ya
da buraya ne aramaya geldiimi bilmiyorum. Dier ka
dnlarn bana glmesinden korkuyorum, komik duruma
dmekten ve zellikle de onu kaybetmekten korkuyo
rum...

XX
Mehmed-Fatih Meydan'na geri dndmde gne b
yk camiyi, Arap slubu kaplarn ve devasa minareleri
altn rengine boyamt. Akam namazndan kan ule
malar eikte, gne nn ortasnda byk merdivenler
zerinde ylece duruyorlard. Onlara doru koan kala
balk evrelerini saryordu. Grubun ortasnda, hayranlk
uyandracak gzellikte mistik bir ba bulunan gen bir
adam gkyzn gsteriyordu. Gzel alnn ulemalara
zg beyaz sark evreliyordu. Yz solgun, sakal ve b
yk gzleri abanoz kadar karayd.
Yukarda grnmeyen bir noktay gsteriyor, mavi
gkyzne esrimeyle bakarak, "ite Allah! Hepiniz ba
kn! Allah' gryorum! Yaradan' gryorum!" diyordu.
Orada bulunan halk gibi, Ahmed ve ben de Allah'
gren ulemann yanna kotuk.

XXI
Ne yazk ki biz bir ey gremedik! Oysa ok ihtiyacmz
vard. O srada byle ilahi bir grnt, gkyznden
gelecek tek bir iaret, olaanst herhangi bir belirti iin
canm verebilirdim.
Ahmed, "Yalan sylyor. Daha nce Allah' gren
olmu mu?" diyordu.
Ulemadan zzet, "Ah! Siz misiniz Loti? Siz de mi
Allah' grmek istiyorsunuz?" diye sordu ve glm
seyerek devam etti: "Allah kfirlere grnmez."
Derviler, "Bu adam deli" dediler ve hayaller gren
adam odasna gtrld.
Ahmed beni Marmara'ya bakan bir srta, olabil
diince uzaa srklemek iin bu kargaadan yararlan
mt. Gece kt ve bizi yar yarya yolunu kaybetmi
halde yakalad.

XXII
Sultan-Selim Soka'nn sundurmalar altnda akam
yemei yiyoruz, istanbul iin vakit ge. Trkler gnele
birlikte yatyor.
Tertemiz gkyznde yldzlar birbiri ardna yan
yor, ay geni ve ssz soka, Arap slubu kemerleri ve
eski mezarlar aydnlatyor. Uzaklarda hl ak olan bir
kahvehane gri kaldrm talarnn zerine krmz bir k
yanstyor, nadiren insan geiyor ve geenler de ellerin
de fenerlerle dolayor, etrafa yaylan trbelerden kk

195

hznl klar szyor. Altm bu manzaralar son kez


gryorum.Yarn, ayn saatte bu lkeden ok uzaklarda
olacam.
Bu akamki program belirleme iznini koparan Ahmed, "Unkapan'na kadar ineceiz. Balat'a kadar ata bi
necek, oradan kaykla Piripaa'ya geecek, Eriknaz'da
kalacaz. Bizi bekliyor" dedi.
Unkapan'na giderken yolu aryoruz. Fenerleri
mizi gren kpekler havlyor. stanbul'umuzu iyi tanyo
ruz ama yal Trkler bile geceleri bu labirentlerde kay
boluyor. Bize yolu tarif edecek kimse yok ortalkta. Hep
ayn inen, kan, bir labirent gibi anlamsz yere kvrlp
duran sokaklar.
Unkapan'nda, Fener giriinde, iki at bizi bekliyor.
ki metre yksekliinde bir fener tayan bir koucu
nmzden gidiyor ve rzgr gibi yola koyuluyoruz.
Karanlk ve bitmek bilmeyen Fener uykuya dalm,
her ey sessizlie gmlm. Kotuumuz sokaklarda,
le gnei bile inmekte tereddt eder ve iki at yan yana
gemekte glk eker. Bir tarafta eski istanbul surlar
vardr, teki taraf ise demir parmaklkl evlerle snrlan
mtr. Bunlar yukarda genileyen ve nemli sokan
zerinde kubbe oluturan, slam'dan bile eski yaplardr.
Derin karanln iine kaln ta kollarn uzatan Bizans
evlerinin balkonlar altndan atla geenlerin balarn e
mesi gerekir.
Her akam Eyp'teki evimize giderken getiimiz
yoldu bu. Balat'a vardmzda evimize ok yaklamtk
ama artk byle bir yer yoktu...
Buras ehir dyd ve narlar arasnda byk kara
serviler ykseliyordu.

196

Fenerlerimizle Eriknaz'n evine giden yollardan in


meye baladk.

XXIII
Eriknaz Hanm'n ho bir irkinlii, balmumu kadar
beyaz bir teni, karga kanad kadar kara kalar ve gzleri
vard. Bizi bir Frenk kadn gibi bartsz kabul ederdi.
Evinde her ey dzen, rahatlk ve derin bir temizlik
kokuyordu. Onunla birlikte yaayan dostlar Murrah ve
Fenzile biz gelir gelmez yzlerini saklayarak kayorlar
d. Ular kvrk krmz terliklere kk altn payetler
ilemekle urayorlard.
Eriknaz'n kz ve Ahmed'in yeeni lemah benim
arkadamd ve her zaman koup dizlerimdeki yerini
alr, burada uykuya dalard. Kocaman simsiyah gzleri,
bebek narinlii ve temizliiyle yanda gzeller gzeli
bir yaratkt.
Kahve ve sigaradan sonra, hepsi kar gibi beyaz iki
beyaz yastk, iki beyaz yatak, iki beyaz ayak rts
getirildi. Eriknaz ve lemah bize iyi geceler dileyerek
ekildiler ve derin bir uykuya daldk.
Sabah erkenden prl prl bir gnele uyandk ve
Halic'e inen merdivenleri drder drder indik. Erkenci
bir kayk bizi bekliyordu.
Piripaa'nn piramit gibi yerletirilmi ok saydaki
kara evi portakal rengi gnele ykanyor ve btn cam
lar l l yanyordu. Eriknaz ve lemah doan gne
altnda evlerinin atlarna km krmz elbiseleriyle
gidiimizi izliyorlard.

197

ite Eyp'ten geiyoruz, ite Sleyman'n kahvesi,


kk cami meydan ve sabah nn ortasnda Arif
Efendi'nin evi. Deniz kysnda kimse yok. Her yer kapa
l ve uykuda.
Kar ve kuzey rzgr altnda her zaman karanlk ve
hznl grdm evim, gz kamatrc gne al
tnda son bir grnt brakyor aklmda.
Bu son gndoumu allmam bir ihtiam yaat
yor. Eyp'ten Saray'a, btn Hali boyunca kubbeler ve
minareler effaf gkyznde kzl ve sedefli tonlarla izi
liyor. Kibar giyimli yolcular ve ba rtl kadnlar ta
yan yzlerce altn yaldzl kayk gidip gelmeye balyor.
Bir saatin sonunda gemideyiz. Burada her ey st
ste ve bu kez gidiimiz kesin.
leyin yola klmas kararlatrlm.

XXIV
Ahmet, "Gel Loti! Bir kez daha stanbul'a inelim, son bir
kez birlikte gzel bir nargile ielim" dedi.
Salpazar, Tophane, Galata'y koarak getik, ite
istanbul kprsndeyiz.
Yakc gne altnda kalabalk acele ediyor. B e n
giderken ilkbahar gerekten gelmi gibi. Yksek le
gnei, istanbul tepelerini talandran surlar, kubbeler
ve minareler zerinden akyor. Gkkuann en gzel
renklerini giyinmi alacal bulacal bir kalabalk zerine
yaylyor.
Gzel grnml bir halkla dolu vapurlar gelip gi-

198

diyor. Seyyar satclar bir yandan kalabal itip kakarak


avaz avaz baryor.
Bizi Boazii'nin her bir kesine gtren btn bu
vapurlar tanyoruz. stanbul kprs zerindeki btn
kk dkknlar, gelip geenleri, hatta krler, olaklar,
duda patlaklar ve topallar gruhundan oluan btn
dilencileri biliyoruz! Trkler'in btn ayak takm or
tala dklm bugn. Herkese sadaka datyor, bir
sr dua ve selam topluyorum.
stanbul'da, byk Yeni Cami Meydan'nda, cami
nin nnde duruyoruz. Son bir kez, Trkiye'de olmann,
arkadam Ahmed'in yannda oturmann, bir Dou deko
ru ortasnda oturup nargile imenin keyfini karyorum.
Bugn gerek bir bahar bayram, bir giysiler ve
renkler sergisi. Herkes dar frlam, narlarn altna,
mermer emelerin evresine ve ksa zaman sonra krpe
yapraklarla kaplanacak asma ardaklarnn altnda otu
ruyor. Berberler sokaklara tezgh am, ak havada sr
dryorlar ilerini. yi Mslmanlar, Muhammed'in
kendilerini yakalayp cennete gtrecei tutam dnda
kalan yerleri, ciddi bir edayla tra ettiriyorlar.
...Beni herhangi bir cennete kim gtrecek? Beni s
kan ve yoran bu eski dnyadan baka herhangi bir yere,
artk hibir eyin deimeyecei, artk sevdiimden ya
da sevmi olduumdan ayrlmak zorunda kalmayacam
herhangi bir yere kim gtrecek?
Biri bana Mslman inancn alayabilse, sevin
ten alayarak koar peygamberin yeil bayran per
dim!
Balarnn zerinde braktklar kuyrua ilikin
konu d ve aptalca szler...

XXV
Ahmed, "Loti! Yapacan yolculuu anlat bana biraz"
dedi.
"Ahmed, Marmara Denizi'ni atktan sonra, Akde
niz'e, sizin deyiinizle yal denize geeceiz. Yunanis
tan'a gitmek iin ok daha byk bir deniz, senin "Ma
damlar''nn lkesi olan talyanlar'n lkesine gitmek
iin daha da byn ve spanya burnuna ulamak iin
ondan da byn aacaz. En azndan bu masmavi
denizde, Akdeniz'de kalabilsem, sizden daha az uzakta
olacam. Hl sizinle ayn gkyznn altnda buluna
cam ve Dou'ya gidip gelen gemiler Trkiye'den ha
berler getirecek bana! Ama senin hayal bile edemeyece
in kadar geni olan teki denize karsam, lkeme,
gzel havalardan ok yamur ve gneten ok bulut gr
dmz lkeme ulamak iin kuzey yldzna

doru

gnlerce yol almam gerekecek.


Orada sizden ok uzakta olacam. lkem seninkine hi benzemez. Orada her ey solgun, her ey donuk
tur. Burada sis bastndaki gibidir ama bu sis bile daha
saydamdr.
lkem o kadar dzdr ki, benzerini hi grmemisindir. Peygamberinin mezarn ziyaret eden her iyi
Mslman gibi Mekke'ye gittiinde grecein Arabistan
gibidir. Yalnzca kum yerine, yeil otlar ve ekilmi geni
tarlalar vardr. Orada evler karedir ve hepsi birbirine
benzer. Manzaran komunun duvarndan ibarettir ve bu

dzlk insan boar, teleri grmek iin yksee kmak


istersin.
Trkiye'deki gibi atlara kmak iin merdivenler
de yoktur. Ben bir gn atya kp dolmak istediim
iin, mahallede garip bir ocuk olarak

anlmaya

ba-

lamtm.
Herkes niforma gibi gri paltolar giyer, apka ya da
kasket takar. Pera'dakinden de beterdir. Her ey nceden
belirlenmi, dzenlenmi, numaralandrlmtr. Her
eyin bir dzeni, herkesin uymas gereken kurallar var
dr. yle ki, en basit insan, rnein bir tuhafiyeci ya da
berber ra bile seninle ya da benim gibi zeki ve kararl
bir genle ayn yaama haklarna sahiptir.
Ama inan sevgili Ahmed'im, stanbul'da her gn
yaptklarmzn drtte biri iin bile, benim lkemde
polis komiseriyle bir saat tartmaya girmen gerekir!"
Ahmed, Bat uygarl hakkndaki bu genel zeti
gayet iyi anlad ve bir an iin dalp gitti.
"Neden, savatan sonra aileni Anadolu'ya getirmiyorsun Loti?" diye sordu ve "Loti! Bana babam bra
him'den kalan bu tespihi alman istiyorum. Hibir zaman
yanndan ayrmayacana sz ver" dedi. Konumasn a
layarak srdrd: "Seni bir daha gremeyeceimi biliyo
rum. Bir ay iinde savaa gireceiz. Zavall Trkler'in, s
tanbul'un sonu geldi. Moskof bizi, mahvedecek. Sen geri
dndnde Loti, Ahmed'in lm olacak.
Cesedi Kuzey'de bir yerlerde kalacak. Kasmpaa
Mezarl'nda, servilerin altnda, gri mermerden kk
bir mezar bile olmayacak. Aziyade, Anadolu'ya gitmi
olacak ve bir daha izini bulamayacaksn. Ondan sz
edildiini bile iitmeyeceksin. Loti, kardeinle kal!"

201

Heyhat. Bu Moskoflar'dan en az onun kadar kor


kuyorum. Aziyade'nin izini kaybedebileceim ve yer
yznde ondan haber verecek kimseyi bulamayacam
fikriyle titriyorum...

XXVI
Mezzinler minarelerine kyor, le namaz vakti. Git
me zaman geldi.
Galata'dan geerken "Madamlar"na uradm. Bu
yal kalta neredeyse pyordum.
Ahmed beni gemiye kadar geirdi. Ziyaretilerin ve
makine grltlerinin ortasnda veda ettik birbirimize.
Gidiyoruz ve istanbul uzaklayor...

XXVII
Denizde, 27 Mart 1 8 7 7

Marmara Denizi'nin zerinde soluk bir Mart gnei


batyor. Aklarda hava ak ama ayaz. Hznl plak
kylar akam pusu iinde uzaklayor. Tanr'm bitti mi?
Onu bir daha gremeyecek miyim?
istanbul gzden kayboldu. Olabilecek en yksek ca
milerin o en yksek kubbeleri, hepsi uzaklarda kaybol
du, hepsi silindi gitti. Onu bir an iin olsun grmek, yal
nzca eline dokunabilmek iin canm verirdim. Onunla
olmak iin lgn bir istek duyuyorum.

Aklmda, geride kalan Dou'nun, istanbul'un kala


balnn, yola k kargaasnn grltleri var ve bu
dingin deniz canm skyor.
Giderken alayamadm ama o orada olsayd mut
laka alardm. Bam dizlerine dayar, bir ocuk gibi a
lardm. Aladm grr, gven duyard. Oysa ona veda
ederken nasl da sakin, nasl da souktum.
Ama yine de tapyorum ona. Her trl esrimenin
tesinde, onu son derece efkatli, son derece saf bir ak
la seviyorum. Bana ait olan ruhunu ve kalbini seviyo
rum, bizi ihtiyarla ve lme gtrecek gelecekte, gen
liin, duyularn ekiciliinin tesinde de seveceim.
Bu sakin deniz, bu soluk Mart g kalbimi sk
tryor. Tanr'm, ok ac ekiyorum, onun lmn gr
m gibi ac iindeyim. Ona ait her eyi pyorum. A
lamak isterdim, onu bile yapamyorum.
Sevdiim bu saatte hareminde, o karanlk, o par
maklklar iindeki geni evin bir kesinde, hi konu
madan, gzya dkmeden, teslim olmu halde geceyi
bekliyordur.
Ahmed, Fndkl Rhtm'nn zerinde, gzleriyle
gidiimizi izleyerek ylece kalakald. Her akam Samuel
ya da onun beni beklemeye geldikleri bu altmz is
tanbul kesiyle birlikte gzden kaybettim onu.
O da bir daha gremeyeceimizi dnyor.
Ahmed, zavall kk dostum, onu da o kadar ok
seviyordum ki. Dostluu nasl da scakt, bana nasl da
iyi gelmiti.
Dou bitti, bir d sona erdi. Vatanma gidiyorum.
O kk, huzurlu Brightbury'de beni mutluluk bekliyor.

203

Oradaki her eyi de seviyorum ama yuvam hzn de


mek.
ocukluumun getii o eski duvarlar ve sarma
, ilk ryalarma ve dnyada hibir eyin bana geri vere
meyecei o ilk mutluluklara tanklk eden Yorkshire'n
gri gkyzn, eski atlar, yosunu ve hlamur aalar
n yeniden grr gibi oluyorum.
Buraya, bu yuvaya sklkla alt st olmu, paralan
m bir kalple geri dndm. Hep tutkularm, krlm
umutlarm tadm. Kalbimi deen anlarla dolu artk.
Kutsanm dinginlii bende saaltc bir etki yapamyor.
Orada boulacam, gneten yoksun braklm bir bitki
gibiyim artk...

XXVIII
KIZKARDENDEN LOTI'YE
Brightbury, Nisan 1 8 7 7

Sevgili kardeim, ben de lkemize dnmeni ok istiyo


rum. Kendimi adadm Tanr'mdan burada daha iyi his
setmeni ve efkatimizin aclarn dindirmesini diliyo
rum! Bunun iin elimizden geleni yapacaz. Geri dn
haberinin sevinci iindeyiz.
nsann bu kadar sevilirken, bu kadar ok kiinin
kalbinde ve dncelerinin odanda bulunurken, bu
hayatn lanetli olduuna ve kendisinin de sefil bir insan
olduuna inanmasnn bir anlam olmadn dnyo
rum sk sk. istanbul'a uzun bir mektup yazmtm ama

204

phesiz hi bir zaman alamayacaksn. Skntlarn, hat


ta aclarn nasl paylatm ve Aziyade'nin hikyesini
dnerek nasl defalarca gzya dktm anlatm
tm sana.
Sevgili kk kardeim, mtevaz varlnn bir
parasn drt bir yana sayor olmann tam olarak da
senin hatan olmadn dnyorum. Aslnda ok uzun
olmayan varoluunu ok tarttk... Ama yaknda bunu
btnyle dolduracak ve senin de dnyada her eyden
stn tutacan birini bulacamza inandm biliyor
sun.
Blbl ve guguk kuu, tleen ve krlanglar gelii
ni selamlyor. Daha iyi bir mevsim seemezdin. Seni ne
kadar sreyle burada tutup martabileceimizi Tam bi
lir.
Hoakal! Seni pyoruz ve yaknda grmeyi
diliyoruz!

XXIX
istanbul Eminn'nde, meydanda duran arzuhalcilerden
birine Ahmed tarafndan yazdrlm ve Loti'nin Brightbury'deki adresine gnderilmi Trke bir mektup.

ALLAH!

Sevgili Loti'm,
Ahmed sana ok selam eder.
Midilli'den gnderdiin mektubu Hatice aracly
la Aziyade'ye ulatrdm. Elbisesinin iine saklad ama

205

sen gittiinden beri sokaa kmad iin henz okutturamad.


ihtiyar Abeddin phelenmi ve her eyi tahmin et
mi nk son gnlerimizde ok ihtiyatsz davranyorduk. Hatice'nin sylediine gre Aziyade'yi ok seven
Abeddin fazla sitem etmemi ve onu kap dar et
memi. Ama artk odasna girmiyor, onunla ilgilenmiyor
ve konumuyormu. Haremin dier kadnlar da terk et
mi, yalnz Fenzile Hanm onun iin bir hocaya gitmi.
Sen gittiinden beri hasta. Onu gren byk hekim
bir eyi olmadn sylemi ve bir daha da gelmemi.
Ona, u elinin kanamasn durduran yal kadn
bakyor. Sanrm onu para karl ele veren de btn
srlarn bilen bu kadndr.
Aziyade sensiz yaamadn sylememi istedi; is
tanbul'a dnecein gn hayal edemediini, bir daha
yz yze gelip gzlerine bakabilmeyi ummadn ve ar
tk gnein hi domadn sylyor.
Loti, bana sylediin szleri, verdiin szleri hibir
zaman unutma! Sensiz stanbul'da bir an bile mutlu
olabileceimi dnyor musun? Ben sanmyorum. Sen
gittiin zaman kalbim parampara oldu.
Babam ok yal olduundan, beni henz savaa a
rmadlar. Yine de yaknda aracaklarn sanyorum.
Selam ederim.
Kardein
AHMED

NOT: Geen hafta Fener mahallesinde yangn kt.


Btn Fener yanp kl oldu."

XXX
LOTI'DEN STANBUL'A ZZEDDN AL'YE
Brightbury, 20 Mays 1 8 7 7

Sevgili zzeddin Ali,


Artk sizinkinden ok farkl olan lkemdeyim! s
tanbul'dayken szn ettiim u' kk Brightbury'de,
yeil mee ormannn ortasnda, ocukluumda altna
sndm eski hlamur aalarnn altnda oturuyorum.
Mevsim ilkbahar ama solgun bir ilkbahar: Yamur ve
sisiyle, biraz sizdeki ka benziyor.
Tekrar Batl giysilerime, apkama ve gri paltoma
dndm. Bazen benim asl giysilerimin sizinkiler oldu
unu, u anda klk deitirmi olduumu dnyo
rum.
Yine de bu kk vatan parasn seviyorum. Bunca
zamandr ssz braktm bu aile ocan seviyorum. Bu
radaki beni seven ve duyarllklaryla hayatmn ilk yl
larn gzel ve mutlu klan insanlar seviyorum. evrem
deki her eyi, hatta kendilerine zg ekicilikleri, size
tanmlamakta glk ekeceim gemileri, eski zaman
lara ve eski obanlara zg byk pastoral ekicilikleri
olan bu kasaba ve eski koruyu seviyorum.
Haberler birbirini kovalyor aziz efendim, sava ha
berleri geliyor, olaylar birbirini izliyor. ngiliz halknn
Trkiye yannda tavr alacan umut etmitim. stan
bul'dan bu kadar uzakta, yar l haldeyim. Sizi ok sev-

207

diimi bilirsiniz, lkenizi seviyor, onun iin itenlikle


dualar ediyorum. Yaknda greceimizden hi p
hem yok.
Tabii tahmin ettiiniz gibi, onu seviyorum. Varln
tahmin ettiiniz ve hogryle karladnz o kadn.
Kalbiniz byktr, siz her trl yanl anlamann, n
yargnn zerindesiniz. Size onu sevdiimi ve zellikle
de onun iin en ksa srede geri dneceimi syleyebili
rim.

XXXI
Brightbury, Mays 1 8 7 7

Brightbury'de, yal hlamur aalarnn altnda oturu


yordum. Mavi bal bir ar kuu bamn zerinde kar
mak ve olduka uzun bir ark sylyordu. arksna
btn ruhunu koyuyordu ve iimdeki anlar dnyasnn
uyanmasna neden oluyordu.
nceleri eskilerde kalm anlar karmakark belir
di, sonra yava yava daha net ve daha belirgin grn
tler geldi. Kendimi ilerinde buldum.
Evet orada, stanbul'da, en ihtiyatsz gnlerimizden
birinde, deta okul krdmz gnlerden biriydi. Zaten
stanbul ok bykt!... stelik yal Abeddin de Edir
ne'deydi!...
Gzel bir k leden sonrasyd ve ikimiz, o ve ben
babaa dolayorduk. Gn nda birlikte olduumuz
iin ocuk gibi mutlu krlarda koturup duruyorduk.

208

Yine de setiimiz gezinti alan olduka hznly


d: Eski stanbul surlar boyunca ilerliyorduk, buras
son Bizans imparatorlarndan beri donup kalm gibi
grnen olduka ssz bir blgeydi.
Byk ehir hep denizle i ie yaar ve bu eski du
varlar evresinde sessizlik bir nekropoldeki kadar derin
dir. Bu kaln duvarlarda ara sra gze arpan kaplarn
hi almadn, kimselerin gemediini ve yok edilse
kimsenin fark etmeyeceini herkes bilir. Bunlar, zerle
rinde yaldzl yazlar ve garip sslemeler bulunan k
k, alak, gizemli kaplardr.
ehrin yaanan ksmyla bu kalntlar arasnda r
ktc kulbeler, tarihin her dnemine ait kalntlarla
dolu geni topraklar uzanmaktadr.
Dardan gelen hibir ey bu duvarlarn tekdzeli
ini bozamaz. Uzaklardan bir minare beyaz gvdesini
glkle gsterir. Hep ayn mazgallar, hep ayn kuleler,
asrlarn getirdii hep ayn karanlk renk, ufka doru
kaybolan hep ayn dz ve lm artran izgiler.
Bu dev duvarlarn dibinde babaa yryorduk.
evremizde, glgesinde binlerce Osmanl'nn mezarnn
kaynat katedraller kadar yksek dev servi ormanlar
vard. Bu lkedeki kadar mezarl, bu kadar mezar
dnyann hibir yerinde grmedim.
Aziyade, "Azrail buralar sever, geceleri gelip dola
nr. Kanatlarn kapar ve bu korkun glgeliklerde nor
mal bir insan gibi yryerek dolar" diyordu.
Bu krlar son derece sessiz, ortam etkileyici ve ar
balyd.
Biz yine de neeli, yaptmz kaamaktan, gen ve

209

zgr olmaktan, bir kere olsun, bu rzgr ve mavi gk


yz altnda aklmza estii gibi dolamaktan dolay ok
mutluyduk.
Aziyade'nin fazlasyla kaln olan yama btn al
nn gizleyecek kadar yaknd gzlerine.

rtnn

aralndan o berrak, o hareketli gz bebekleri glkle


grnyordu. Birilerinden emanet ald feracesi koyu
renkliydi. Gen ve zarif kadnlarn kullanmad sradan
bir kesimi vard. Yal Abeddin bile tanyamazd onu bu
haliyle.
Esnek ve hzl admlarla yryor, beyaz papatyalar
ve Ocak aynda ksa olan otlar arasnda, gzel k gn
lerinin temiz ama souk havasn cierlerimize ekerek
dolayorduk.
Birden, bu sonsuz sessizliin ortasnda bir ar kuu
nun muhteem ezgisini iittik. Bugn iittiime benzi
yordu. Ayn trden kk kular dnyann her kesin
de ayn arky tekrar eder.
Aziyade akn duraksad, komik bir aknlk
ifadesiyle, ucu knal parman uzatarak yan bamz
daki servinin bir dalna konmu kk arkcy iaret
etti. Bu kck, yapayalnz ku btn bu grlty
yapabilmek iin o kadar ok aba harcyor, o kadar canla
bala ve o kadar canl bir edayla rpnyordu ki, gl
meye koyulduk.
Kuyruklarndan birbirine balanm, aptal gr
nml alt byk deveden rkp uana kadar, uzun sre
durup onu dinledik.
Sonra.... Sonra, bize doru gelen bir yasl kadn
grubu grdk.

210

Bunlar Rum kadnlaryd. Bata iki papaz ilerliyor


du, kadnlar geleneklerine uygun olarak bir sedyeye
yz ak olarak yatrlm kk bir l tayorlard.
Ciddileen Aziyade "Bir gzel ocuk!" dedi.
Gerekten de drt be yalarnda gzel bir kz ocu
uydu. Yastklar zerine yatrlm balmumumdan muh
teem bir bebee benziyordu. Beyaz muslinden zarif bir
elbise giydirilmiti ve bann zerinde altn yaldzl i
eklerden bir ta tayordu.
Yolun kenarnda yeni kazlm bir ukur vard.
lleri byle yol kenarna ya da duvar diplerine rasgele
gmyorlard...
Yeniden ocuklaan Aziyade, "Yaklaalm, bize
bonbon ekeri verirler" dedi.
Bu ukuru kazarken pek de eski olmayan bir baka
cesedi rahatsz etmilerdi. kan toprak, kemiklerle ve
deiik kuma paralaryla doluydu. zellikle de dik
ayla kvrlm bir kol vard ki, kemikleri topran
henz yutmay baaramad krmz bir bala balyd.
Kadnlar gibi uzun salar olan, pis ama srmal giy
siler iinde iki papaz ve yanlarnda pek de gvenilir
grnmeyen, duahanlk yapan drt ktcl grnml
ocuk vard.
l ocuun zerine bir eyler serpiyorlard ve so
nunda anne iekli tac kard ve ocuun sar salarn
byk bir zenle bir gece bonesinin iine tktrd. Bu
i, anne tarafndan yaplmam olsa, insan glmsetebilirdi.
ocuk tahtasz ve tabutsuz halde nemli topran
zerine ylece yatrld ve pis toprak dorudan zerine

211

atld. Eski kemikler ve eski dirsek dahil, her ey bu


gzel balmumundan yzn zerine dolduruldu. Ve
ocuun zeri hzla kapatld.
Gerekten de bize bonbon ekeri verdiler. Bu Rum
geleneini bilmiyordum.
Meyve ekerleriyle dolu beyaz bir antaya elini dal
dran gen bir kz, trene katlan herkese bir avu eker
datt. Trk olmamza ramen bize de verdi.
Aziyade kendi payn almak iin elini uzattnda,
gzleri yalarla doluydu...

O yasl ortamda yaamaktan bu kadar mutlu ve bu


derece neeli olan o kk ku gerekten garipti!...

BE

AZRAL

20 Mays 1 8 7 7

...Dou'nun lekesiz gkyz ve mavi denizi bu. Uzaklar


da bir eyler beliriyor, ufuk camilerle ve minarelerle ss
leniyor. Kalbim arpmaya balyor, istanbul bu!
Karaya ayak basyorum. Yeniden bu lkede bulun
mak beni fazlasyla heyecanlandryor...
Ahmed artk orada, her zamanki yerinde deil,
beyaz atnn zerinde Tophane'ye doru koturmuyor.
Galata bile l. Bir milletin kkn kazmaya ynelik
savalar gibi korkun bir eyin yaand anlalyor.
...Trk kyafetimi giydim. Azapkap'ya kotum.
Geen ilk kaya bindim. Kayk beni tand.
"Ahmed nerede?" diye sordum.
"Gitti, savaa gitti!"
Kzkardei Eriknaz'n evine vardm.

2H

"Evet gitti. Batum'dayd ve sava balayal beri


haber almadk" dedi.
Eriknaz'n kara kalar acyla atlmt. insanlarn
kendisinden koparp aldklar kardeine alyordu. K
k lemah da annesinin alamasna alyordu.
Hatice'nin evine gittim ama ihtiyar tanmt ve
yeni evini kimse bilmiyordu.

II

Sonra yalnz bama Mehmed-Fatih Camii'ne, Aziyade'nin evine doru yrdm. Karmakark olan aklm
da herhangi bir plan yoktu, ne yapacam dnmemi
tim, tek istediim ona yaklamak ve grebilmekti!...
Bir zamanlar zenginlik iinde yzen Fener'in kaln
tlar ve klleri arasndan getim. Byk bir yknt, yanp
yklm, kararm kalntlarla dolu yasl sokaklar silsile
sinden baka bir ey kalmamt. Her akam sevdiimin
beni bekledii Eyp'e gitmek zere nee iinde getiim
Fener'di buras...
Sokaklarda insanlar baryordu. stnde banda
doru dzgn bir ey olmayan, savamak iin ayaklan
m, yar silahl, yar vahi adamlar talar zerinde yata
anlarn biliyor ve zerinde beyaz yazlar bulunan eski
yeil bayraklarn sallayarak dolayorlard.
Uzun sre yrdm. Eski istanbul'un ssz mahalle
lerinden getim.
Gitgide yaklayordum. Mehmed-Fatih'e kan ssz
sokaa, onun oturduu sokaa gelmitim!...
evremdeki nesneler gnein altnda kalbimi sk-

215

tiran korkun grntler sergiliyordu. Bu hznl so


kakta kimsecikler yoktu. Byk bir sessizlik hkimdi ve
benim ayak seslerimden baka bir ey iitilmiyordu...
Kaldrm talar, yeil otlar zerinde duvara sinmi
ilerleyen yal bir kadn fark ettim. Kaftannn kvrmlar
arasndan zayf, plak, abanoz karas bacaklar grl
yordu. Ban yere emi yryor ve kendi kendine ko
nuuyordu... Bu Hatice'ydi.
Hatice de beni tand. Zenci kadnlara ya da makak
lara zg tiz bir sesle, alay edermiesine bir "ah!" ekti.
"Aziyade nerede?" diye sordum.
Tatar dilinde lm anlatan, garip bir biimde yaba
nl szcklerle iyice vurgulayarak, "l! lm!" dedi.
Anlamayan birine sylyormu gibi "l! lm!"
diye baryordu.
Biraz nefret biraz tatmin dolu bir alayla, acmaszca
ayn szckleri tekrarlayarak peimden geliyordu:
"l! l!.. lm!"
Yldrm darbesi gibi beklenmedik bir anda inen
byle bir szck ilk duyulduunda anlalamyor, insan
sarmas ve kalbini parampara etmesi iin biraz zaman
gerekiyor. Durmadan yryordum. Bu kadar sakin dav
ranmak beni bile dehete drmt. htiyar, korkun
"l! l!" lklaryla deli gibi arkamdan geliyordu.
Hemen ardmda lmne neden olduum hanm
na tapan bu yaratn snrsz kinini hissediyordum. Ar
kama dnp yzn grmekten, sorular sormaktan, her
hangi bir kant ya da kesinlemeden korkuyor, sarho bir
adam gibi durmadan yryordum...

III
Kendimi Aziyade'nin oturduu, zerinde lale ve sar ke
lebek resimleri bulunan evin yaknlarnda, bir emeye
dayanm halde buldum. Olduum yere kmtm ve
bam dnyordu. Karanlk ssz evler gzmn nnde
lm dans yapyordu. Alnm mermere vuruyordum ve
kanlar akyordu. emenin souk suyuna batm kara bir
el bama yastk oluyordu... O srada yan bamda ala
yan Hatice'yi grdm. Maymunun kr kr ellerini sk
tm. Alnma su dkmeye devam etti...
Gelip geenler bize dikkat etmiyordu. Sokaklarda
datlan kt paralarndan Kars'taki ilk atmalarla
ilgili haberleri okuyorlard. Savan balad kt gn
lerdi ve slam imdiden kaybetmi gibi grnyordu.

IV
Albayd'nin gzel gazel gzleri mezarna kapatlal
Gece gndz uykusuz,
Ateler iinde yanarak bekliyorum,
Yanaklarmdan sel gibi ya boanyor.
VICTOR HUGO, Dou

Kollarmn arasnda sktm sert nesne topraa aklm


souk bir mermer parasyd.
Mermer laciverde boyalyd ve stnde yaldzl
iek kabartmalar vard. Kurulmu bir makine gibi bak-

217

tm bu iekleri ve yaldza boyanm harfleri hl


hatrlyorum...
Trkiye'de yalnzca kadnlar iin kullandklar
mezar talarndand. Byk Kasmpaa Mezarl'nda
yere oturmutum.
Kzl renkli yeni kazlm toprak bir insan bedeni
uzunluunca tmsek yapmt. Yerlerinden karlm
kk bitkiler kkleri havada duruyordu. evre yosun
lar, kk otlar ve kokulu yabani ieklerle doluydu.
Trk mezarlarna iek ya da elenk getirilmezdi.
Bu mezarlk Avrupa'daki mezarlklarmzn dehet
verici grntsne sahip deildi. Douya zg hzn,
daha yumuak ve ok daha grkemliydi. Rasgele dikil
mi kara serviler, hznl sszlklaryla plak tepeler,
uzaklarda devasa aalarn glgesinde daha yeni ters yz
edilmi toprak tmsekleri, eski Trk mezarlarnn ba
larnda fesler ve sarklaryla garip mezar talar.
yice uzaklarda, ayaklarmn altnda Hali, stan
bul'un allm silueti ve tesinde de Eyp!
Bir yaz akamyd. Toprak, kuru otlar, kollarmla
sardm halde souk kalmaya devam eden bu mermer
dnda her ey lkt. Tan dibi topran iindeydi ve
lye dokunarak souyordu.
evremdeki nesneler, insanlarn ya da imparator
luklarn hayatlar son bulurken dtkleri byk kriz za
manlarnda her eyin brnd olaanst grnm
deydi.
Uzaklardan kutsal savaa katlmak iin yola kan
topluluklarn bando sesleri, bizim Avrupa nefeslileri
mizden kmayan o keskin ve yksek ses birliiyle o ga-

218

rip Trk bandolarnn sesleri duyuluyordu. slam'n ve


Dou'nun son zafer lklar, byk Cengiz rknn
lm sarkyd sanki.
Yan tarafmdan bir Trk yataan sarkyordu. Yz
ba niformas giymitim. Buradaki adamn ad Loti de
il Arifti, Yzba Arif-Ussam. Cepheye gitme emri al
mtm, ertesi gn yola kyordum...
slam'n bu kutsal topraklar zerine sonsuz ve ses
siz bir hzn yaylmt. Batan gne mezarlarn yeile
alan eski mermerlerini yaldza boyuyordu. Dev servile
rin, asrlk gvdelerinin, melankolik gmi dallarnn
zerinde kzl klar dolanyordu. Bu mezarlk Allah'n
dev bir tapna gibiydi. Gizemli bir dinginlii vard ve
insanda dua etme istei uyandryordu.
Bir yas rtsnn ardndan gryordum evremi ve
btn hayatm ryalarn belirsiz kargaas iinde gei
yordu aklmdan. Yaadm ve sevdiim yerler, dostla
rm, aabeyim, taptm deiik renklerden kadnlar ve
tabii, ne yazk ki sonsuza kadar brakp gitmi olduum
sevgili yuvam, hlamurlarn glgesi ve ihtiyar annem...
urada yatan kadn iin her eyi unuttum!.. O beni
seviyordu. Beni olabilecek en derin, en saf, stelik en
mtevaz akla seviyordu: Bana tek bir yaknmada bu
lunmadan, hareminin yaldzl parmaklklar ardnda ya
va yava, aclar iinde ld. O ciddi sesinin bana, " B e n
kk bir erke kleden baka bir ey deilim... Ama
sen, sen biliyorsun, istiyorsan git Loti. Ne istiyorsan onu
yap!" dediini iitir gibi oluyordum.
Uzaklarda Kitab Mukaddes'in kyamet gnnde a
lacan syledii borulara benzer sesler iitiliyordu.

219

Binlerce insan tek bir azdan yce Allah'n adn hayk


ryor, uzaklardan gelen grltleri bana kadar ulayor
ve byk mezarl garip uultularla dolduruyordu.
Gne Eyp'n kutsal tepesinin ardnda batmt ve
Osmanl miras zerine saydam bir yaz gecesi iniyordu...
...Bu tan altndaki zavall eye bu kadar yakn olu
umla titriyorum. imdiden topraa karan ve hl sev
mekte olduum zavall ey... Hepsi bu mu Allah'm?
Yoksa hl tanmlanmam bir kalnt, akamn tertemiz
havasnda buralarda uuan bir ruh, beni bu topran
zerine kapanm alarken grebilecek bir ey var m?..
Allah'm, onun iin dua bile edebilirim. oktan
sertleen ve hayat komedisine kapanan kalbim insanlk
dinlerinin gzel hatalarna alyor artk ve gzyalarn
acsz dklyor bu plak toprak zerine. Bu karanlk
toz ynnda her ey bitmediyse, yaknda renirim bel
ki. Bunu renmek iin lmeyi deneyeceim...

V
SONU
stanbul gazetesi Ceride-i Havadis'te yazanlar:
"Kars'taki son atmann lleri arasnda, yakn
zamanlarda Arif-Ussam Efendi adn alarak Trkiye'nin
hizmetine giren gen bir ngiliz deniz subaynn cesedi
bulunmutur.
Gen subay (Muhammed onu korusun!) Karacaemir
ovalarnda, Kzltepe eteklerinde, slam'n cesur koruyu
cular arasna gmlmtr."

You might also like