You are on page 1of 199

Haldun Glalp

Kimlikler Siyaseti
T R K Y E fe S Y A S A L SLAMIN TEMELLER

Haldun Clalp

Kimlikler Siyaseti
Trkiye'de Siyasal slamn Temelleri
Haldun Glalp, 1951 doumlu. Trkiye'de, ngiltere'de ve
ABDde ekonomi, siyaset bilimi ve sosyoloji dallarnda ei
tim grd. ODT'de ve ABD'nin eitli niversitelerinde
dersler verdi. Gelime sosyolojisi, siyasal iktisat, devletsnf ilikileri ve sosyal teori konularnda ok sayda al
malar yaymland. Halen Boazii niversitesi, Sosyoloji
Blmnde retim yesidir.
Yaymlanm kitaplar unlardr: Yeni Emperyalizm Teori
lerinin Eletirisi, stanbul: Birikim, 1979; Gelime Strateji
leri ve Gelime deolojileri, Ankara: Yurt, 1983; Kapitalizm,
Snflar ve Devlet, stanbul: Belge, 1993.

Metis Yaynlar
pek Sokak 9, 34433 Beyolu, stanbul
Kimlikler Siyaseti
Trkiye'de Siyasal Islamrn Temelleri
Haldun Glalp
Haldun Glalp, 2002
Metis Yaynlan, 2002
lk Basm: ubat 2003
Yayma Hazrlayan: Semih Skmen
Kapak Tasarm: Emine Bora
Dizgi ve Bask ncesi Hazrlk: Metis Yaynclk Ltd.
Kapak ve Bask: Yaylack Matbaaclk Ltd.
Cilt: Sistem Mcellithanesi

ISBN 975-342-400-0

Haldun Glalp

Kimlikler Siyaseti
TRKYE'DE SYASAL SLAMIN TEMELLER

metis

Anneme ve Babamn Ansna

NDEKLER

nsz 7
1 Tarihsel Perspektiften slamclk 9
2 Islamn Siyasal deoloji Olarak Kullanm 24
3 Kreselleme ve Siyasal slam:
Refah Partisi'nin Toplumsal Taban 41
4 Refah Partisi'nin Ykselii 61
5 Refah Partisi'nin ktidar Dnemi ve Sonras 76
6 Trkiye'de Demokrasi Ktl:
Refah Partisi Dneminin rettikleri 92
7 Modernizm, Postmodernizm ve slamclk 116
8 slamc Toplumsal Kuramlarda Postmodernizm 144
9 ok-Kltrcle Kar Liberalizm?
oulculuk ve Demokrasi Konusunda
slamc Grler 158
10 Sonu: slamclk Bitti mi? 181

Kaynaka 185

Kitaptaki blmlere temel oluturan makalelerin orijinalleri:


2. Blm: "Using slam as Political Ideology: Turkey in Historical Perspective", Cultural Dynamics, 14(1), 2002.
3. Blm: "Globalization and Political slam: The Social Base
of Turkey's Welfare Party, International Journal of Middle
East Studies, 33(3), 2001.
4. Blm: "Political slam in Turkey: The Rise and Fail of the
Refah Party", The Mslim World, 89(1), 1999.
5. Blm: "Political slam in Turkey: The Rise and Fail of the
Refah Party", The Mslim World, 89(1), 1999 ve "Political s
lam and the Culture of Democracy in Turkey: Confrontation or
Accommodation?", Thomas Scheffler (der.), Religion Between
Violence and Reconciliation iinde, Beyrut: BTS Orient Institut, cilt 76 (yaymlanacak).
6. Blm: "The Poverty of Democracy in Turkey: The Refah
Party Episode", New Perspectives on Turkey, No. 21, 1999.
7. Blm: "Islamism and Postmodemism", Contentiony 4(2),
1995 ve "The Eurocentrism of Dependency Theory and the Question of Authenticity': A View From Turkey", Third World
Quarterlyy 19(5), 1998.
8. Bolm: "Globalizing Postmodemism: Islamist and Westem
Social Theory", Economy & Society, 26(3), 1997.
9. Blm: "Multiculturalism versus Liberalism? Islamist Pers
pectives on Pluralism and Democracy in Turkey" (European
University Institute, Robert Schuman enter for Advanced
Studies, Third Mediterranean Social and Political Research
Meeting, Montecatini Terme and Florence, 20-24 March 2002).

nsz

lk ve son blmler dnda, bu kitapta yer alan almalarn orijinal


biimlerini 1990'larn ortalarndan yaklak bugne kadar deiik za
manlarda ngilizce olarak ve uluslararas akademik toplantlara sun
mak veya dergilerde yaynlamak zere kaleme aldm. Yllar sren bu
almalar ve elinizdeki kitabn ortaya kmas srecinde kendilerin
den yardm ve destek grdm ok sayda kii ve kurulua burada
teekkrlerimi sunarken, hem ne kadar ansl ama hem de ne kadar
zorlanm olduumu farkediyorum.
Bu konulan kendileriyle tarttm, deiik ortamlardaki sunu
larmda benimle fikirlerini paylaan, farknda olarak veya olmayarak
almalarma katkda bulunan herkesi hatrlamam ne yazk ki mm
kn deil. Adn burada belirtmeyi ihmal ettiklerimden zr dileye
rek, bu konuyu incelemeye baladm ilk gnden bu yana kendileri
ne grlerini sorduumda bana tevik veya eletiri biiminde za
manlarn cmerte verdikleri iin, en bata getiimiz yllarda kay
bettiim sevgili dostlarm ve deerli meslektalarm David Gray ve
Steve Vieux olmak zere, Engin Akarl, Robert Antonio, Yeim Arat,
Sibel Bozdoan, Aye Bura, Serhat Gven, Reat Kasaba, Nikki
Keddie, alar Keyder, Valentine Moghadam, Aye nc, evket Pa
muk, Gnter Seufert, Sarah Shields, Tamara Sonn, Bonnie Urciuoli
ve Jenny Whitea teekkr ederim.
Ayrca, kurumsal olarak aldm destekleri de belirtmek isterim.
Her eyden nce Boazii niversitesindeki sevgili ve gerekten e
siz rencilerim, derslerdeki ilgi ve dikkatleriyle burada ne srlen
birok grn netlemesine katkda bulundular. Boazii niversi
tesi Aratrma Fonu, 1996-97 yllarnda, nce o zamana kadar bu ko
nuda yaptm almalar deerlendiren bir "yayn dl, ardndan
da yapmak zere olduum almalar destekleyen bir "aratrma pro
jesi destei'1ile nemli katklarda bulundu. 1997-98 yllarnda University of Manchester'da Dr. Pandeli Glavanis ynetiminde Avrupa
Birlii desteiyle srdrlen "Mslim Vices in the European Union"

KMLKLER SYASET

konulu aratrma projesi iin hazrladm rapor, aada 3. Blm


olarak sunulan almann ilk temelini oluturdu. Aada 8. Blm
olarak sunulan alma ise 1999 ylnda, ABD'deki "Turkish Studies
Association" tarafndan, iki ylda bir, ondan nceki iki yl zarfnda n
gilizce literatrde Trkiye aratrmalar alannda yaynlanm en iyi
makaleye verilen M
mer Ltfi Barkan" dlne layk grld. Farkl
biimlerde de olsa, btn bu tevik ve destekler almalarm srdr
mem iin bana g ve cesaret verdi. Nihayet, 2002-03 ders yln ge
irmek zere Washington'daki Woodrow Wilson International enter
for Scholars'dan aldm davet, almamn boyutlarn geniletmeme
olanak tand. Bu kitabn ilk ve son blmleri orada kaleme alnd.
Bu almalarn hedeflenen okuyucuya ulamas iin geilmesi
zorunlu olan iki aamadan daha sz etmem gerekir. lk olarak, oun
luu ngilizce kaleme alnm olan bu yazlarn Trke'ye dntrl
mesindeki yardmlar iin smet Aka ile Ohannes Klda'na teek
kr ederim. Onlarn katland zahmet olmadan bu kitap herhalde or
taya kamazd. Fakat tabii ki, Trke'ye evrildikten sonra yeniden
gzden geirip dzenlediim bu metinlerde, tm sorumluluk bana
aittir. kinci olarak, bu kitabn Metis Yaynlar tarafndan yaymlan
mas konusunda gsterdii ilgi ve yaknlk iin Semih Skmen'e te
ekkr ederim.
Byle bir teekkr sralamasnda hep en sona kalsa da kukusuz
en nemli yere sahip olan destek, insann en yaknlarndan gelen des
tektir. Kendi youn yaz faaliyetleri arasnda benim yazdm her e
yi byk bir ilgiyle okuyan ve artk ona danmadan fazla bir i yapa
mayacamdan korktuum eime ok ey borluyum. Annemin de,
biraz uzaktan da olsa, almalarm scak bir ilgiyle takip etmeye a
ltn biliyorum. Bu kitab ona ve babamn ansna ithaf ediyorum.
Kasm 2002

1
Tarihsel Perspektiften slamclk

Byk ounluu 1990l yllarda kaleme alman ve odak noktas Re


fah Partisi dnemi olan bu almalar kitap halinde toplu olarak ye
niden dzenlemek, bana, bu ilk blmde yapmaya alacam gibi,
slamclk konusunu daha geni bir zaman perspektifi iinde yeniden
ele alma frsatn verdi. Bu konuya 1990h yllarn balarnda ilk eil
diimde, o yllarn lkemizde slamc siyasetin ykselme dnemi ol
duunun ve bu srecin byk bir olaslkla devam edeceinin farkndaydm. stelik bu durum sadece lkemizle snrl olmad gibi, din
lere dayal siyasal hareketlerin ykselii sadece slamclkla da snrl
deildi. Bu almalarn amac, klasik sosyoloji ve siyaset bilimi tez
lerine aykn den bu durumun nedenlerini aratrmakt. Fakat 1990'
larn banda alan bu parantezin 2000'li yllarn banda kapanaca
n, stelik ne ekilde kapanacan, o srada bilemezdim.
imdi geriye dnp baknca net bir ekilde gzken bu tarihsel
paranteze sembolik balang ve biti tarihleri koymak bu dnemi da
ha iyi anlamamza yardmc olacaksa, sz konusu tarihsel dnemin
16 Ocak 1991 tarihinde Krfez Sava ile balayp 11 Eyll 2001 ta
rihinde ABD'ye yaplan saldrlarla son bulduunu syleyebiliriz. Bu
iki tarih arasndaki zaman aral, sadece slamcln deil, daha ge
nel olarak modemitenin eletirisini ieren ve otantiklik (sahicilik) id
diasn tayan "kimlik siyasetlerinin dnya apnda yaygnlat,
daha dorusu sesini her zamankinden daha ok duyurduu bir dnem
oldu. Bu parantezin hemen ncesindeki Souk Sava dnemine ve
hemen sonrasndaki ad henz konulmam olsa da eklinin ne olaca
gitgide daha belirginlemeye balayan (ve imdilik en ok "mede
niyetler atmas" gndermesi ile deinilen) dneme gre bu ara d
nem, ok sayda "doru"lann birbirleriyle yart, ok farkl kltr
ve deer sistemlerinin kendi stnlklerini ortaya att veya en azn
dan evrensellie kar durmaya alt, bu eitliliin kimilerince
zgrlk ve demokrasi ile kartrld, bu birok doru arasndaki

10

KMLKLER SYASET

yarn kendisinin neredeyse kalc bir "doru" olarak kabul edildii,


dolaysyla zihin ve ufuk ac olduu kadar tuzaklarla da dolu bir d
nemdi.
Elinizdeki kitapta bu kadar kapsaml bir iddiay destekleyecek,
yani dnya tarihinde byle bir dnemin gerekten var olduunu, de
inilen zelliklere sahip olduunu ve bu dnemin artk sona erdiini
veya ermekte olduunu dorudan kantlamaya yarayacak malzeme
bulunmasa da, burada ok daha mtevazi bir iddia dzeyinde, sadece
lkemizdeki siyasal slamc hareketin (ve onun da en grnr biimi
nin) durumunu inceleyerek, ayn tarihsel dnemlendirme erevesin
de bir deerlendirme yaplabileceini ne sreceim. Ksaca diyebi
liriz ki siyasal slamclk en yksek noktasna bu zaman aralnda
ulamtr. O dnemden nce de sonra da varolan ve doal olarak
iinde bulunduu tarihsel dnemin koullarna gre deiim ve dn
mler geiren slamclk, bamsz, alternatif ve gl bir siyasalkltrel hareket olarak ortaya kmak iin en uygun koullan o tarih
sel dnemde bulmutur.
slamcln Tarihsel Frsat Aral

Sosyal bilimlere egemen olan Avrupa-merkezci literatrde slam dn


yas genellikle apayn ve kendine zg bir dnyaym gibi, toplumsal
deimenin genel ynelimlerinin dndaki bir takm kurallara gre
ileyen bir yap ve kltre sahip, farkl bir corafi blge olarak ele al
nr. Bu nedenle slam dnyas "egzotik" beldelerin ortak kaderi olan
antropolojik incelemelere konu olur; klasik modernleme kuramnn
oralara uyup uymayaca (o kuramn kendisi doruymu da, uymad
yerler sorunluymuasna) tartlp durur. slamiyet ile modemite
uyumlu mudur, deil midir, konusunun tartlmas yzyllardr sr
mektedir.
Klasik sosyoloji ve siyaset bilimi kuramnda modernleme konusu
hem bir "bilimsel" ngry hem de normatif bir tercihi veya beklen
tiyi (hatta, zorlamay) ierir. Bu kurama gre, modernleme ile seklerleme iie gider (veya gitmelidir). Dolaysyla kalknan, yani sa
nayileen ve kentleen bir toplumda, dine dayal kltr ve siyaset git
gide ortadan kalkacaktr (veya kalkmaldr). Yalnz, seklerleme ku
ramna gre slam dnyas bu sosyolojik genellemeye bir istisna olu
turur: slamiyet seklerlemeye yatkn bir din deildir, Mslman

TARHSEL PERSPEKTFTEN SLAMCILIK

11

toplumlarda dinin etkisi azalma eilimi gstermez. Fakat yine de Tr


kiye buna kar bir rnek olarak gsterilir. Orada slamiyetin kltr ve
siyaset zerindeki etkisinin, modernlemenin doal sonucu olarak de
il de devlet zoruyla bile olsa, ortadan kaldrlm veya hi deilse bir
lde azaltlm olduu belirtilir. Trkiye bu yolla modernlemenin
nndeki engellerden de kurtulma olana bulmutur. Bu nedenle,
yaygn bir tespite gre, Trkiye Mslman dnyann tek sekler, mo
dem ve demokratik lkesidir. Emest Gellner'in muhteem ifadesiyle,
"Trkiye... istisna iinde bir istisnadr" (Gellner, 1998: 191).
Trkiye gerekten bylesine benzersiz bir lke olsayd (resmi kl
trmzde de merkezi bir yere sahip olan bu gre birok kii sami
miyetle inanr), herhangi bir karlatrmal alma iinde ele alnma
snn sosyal bilimler asndan mmkn olmamas ya da hibir re
tici yannn bulunmamas gerekirdi. Oysa elinizdeki almann me
todolojik varsaym bunun tam tersidir. Trkiye'nin herhangi baka
bir toplumunkinden daha fazla benzersiz bir yan yoktur; Trkiye'de
olup bitenleri anlamak iin sosyal bilimlerin evrensel kavramlarn
belli tarihsel zgllkleri dikkate alarak kullanmak yeterli olacaktr.
Bu noktay aklamak iin, bu kitapta savunulacak olan iki ana
nermeyi ksaca zetleyebiliriz. Bu nermelerden birincisi, siyasal
Islamn kreselleme ile ilikisi konusundadr. Ayn tarihsel dnemde
ortaya ktklar gzlenebilecek olan kreselleme olgusu ile siyasal
slamn ilikisi konusuna klasik sosyolojinin yukanda zetlediim
tezleri erevesinde yaklaanlar, genellikle u sonuca varrlar: Kre
selleme, modernlemenin dnya apnda yaylmas anlamna geldi
ine, kltrel ve siyasal slam da tanm gerei modernlemeye kar
eilimleri dile getirdiine gre, bu eilimlerin son zamanlarda yay
gnlamas ile kreselleme arasnda dorudan bir iliki vardr; yani
slamclk, hzla ilerleyen kresellemeye kar bir direnii ifade
eder. Grnrde ok net bir muhakemeye dayanan ve o nedenle ilk
bakta ok inandrc olan bu dnceye ben kendi aratrmalarmda
bir destek bulamadm. Kukusuz, slamc hareket iinde kreselle
meye direni gsterme eiliminde olan unsurlar bulunabilir. Bu un
surlar baka birok siyasal ve dnce akm iinde de var olmutur.
rnein gnmzde Solda da, milliyetiler arasnda da iine kapan
ma yanls olanlar vardr. Baz yer ve durumlarda bu unsurlar n pla
na Lkm da olabilir - rnein, 11 Eyll olay genellikle bu unsurla
ra atfla deerlendirilir.

12

KMLKLER SYASET

Fakat, aadaki blmlerde etrafl olarak grlecei gibi, en


azndan Trkiye rneine baktmzda, siyasal slamn kreselle
meye direniten daha farkl bir ey ifade ettiini grebiliriz. Trki
ye'de siyasal slam kresellemeye kar kn deil, kresel dzene
uyum gstermenin ve onun iinde daha avantajl bir konuma ulama
nn bir arac, bunu salamaya yardmc olabilecek bir dayanma a
nn kurulmas abas olarak belirmektedir.
Bu kitaptaki dier bir temel nerme de yle zetlenebilir: Yine en
azndan Trkiye rneine baktmzda, slamcln kresel apta
egemen olan dnsel ve siyasal akmlara paralel bir seyir izlediini
grebiliriz. Bu aslnda artc bir sonu olmad gibi, ok orijinal
bir gzlem de deildir. Genellikle "takiye" diye adlandrlp km
senen ey, bir bakma, slamcln bu zelliidir. slamcln deiik
dnemlerde ald biim deiikliklerinde belli bir frsatlk unsuru
olduunu kabul etmekle birlikte, ben "takiye nitelemesinin ok an
laml ve ilgin olmad grndeyim. Kltrel gelenein ve top
lumsal kimliin merkezi bir esi olarak Mslmanlk, o kimlie sa
hip olan insanlarn ilham aldklar, dinsel retinin ayrntlarn tam
olarak bilmeseler ve bazen kendi kendilerine ona bir takm zellikler
yaktrsalar bile, felsefi bir referans noktas olarak kabul ettikleri, do
laysyla deer yarglarnda, toplumsal davran biimlerinde ve niha
yet siyasal dncelerinde nemli roller oynayabilecek bir olgudur.
Bu haliyle, slamiyet gibi soyut bir inan sisteminin ok farkl top
lumsal projeleri merulatrmaya yaramas mmkndr ve her tarih
sel dnemin kendine zg sorunlarna farkl gncel zmler dn
mede bir rol oynamas da kanlmazdr. Dolaysyla, byle bir top
lumsal kimlik etrafnda oluacak bir siyasal hareketin, dnemin ege
men dnce ve siyasal akmlaryla alveri iinde olmas bir bak
ma kanlmazdr.
O halde daha ilgin olan soru, bu durum zaten byle iken, nasl
olup da slamcln yukanda deindiimiz tarihsel parantez ierisin
de zellikle glendii ve poplerlik kazand sorusudur. O dnemin
ncelikleri ile slamclk arasnda her zamankinden daha byk l
de veya daha zel bir ekilde bir uyum varolmu olsa gerektir. Nite
kim, bunun gerekten byle olduunu grmek ok zor deil. Bunu,
slamc olarak bilinen siyasal akmn bu dnemdeki sylemiyle bu
dnemin hemen ncesindeki ve hemen sonrasndaki dnemlerde ege
men olan sylemlerini karlatrarak yapabiliriz.

TARHSEL PERSPEKTFTEN SLAMCILIK

13

lk kez 1970li yllarda Necmettin Erbakan'n nderliinde bam


sz bir siyasal parti halinde organize olan slamc hareketin, yani Mil
li Selamet Partisi'nin egemen sylemi, ayn dnemin dier belli bal
siyasal ve dnsel akmlan tarafndan da tartlmaz bir doru olarak
kabul edilen "kalknma ve "sanayileme" ekseni etrafnda oluuyor
du. "Milli Gr hareketinin o dnemdeki iddias, bu davann am
piyonluunu yapmak, gerek bamsz kalknmann ancak kendi y
netimleri altndaki bir "ar sanayi" hamlesi ile baarlabileceini sa
vunmakt. Ne var ki bu tez ayn zamanda bir "manevi kalkmma"dan,
"ahlak ve gelenekM
ten sz eden bir siyasal hareketin sylemine pek
yakmyor, o dnemde varolan dier siyasal akmlarn yannda yete
rince inandnclk tamyordu. Bir kere, en bata, Trkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisi olan Kemalizm kalknmac bir ideolojiydi.
O dnemde kendini bir lde Kemalizm'in gncelletirilmi biimi
olarak tanmlayan sosyal demokrat akm ve yine Kemalizmden ilham
alm olan ve olmayan unsurlaryla Sol hareket, slamclardan ok da
ha temelli ve inandrc bir "sanayileme" ve "kalknma" sylemine
sahiptiler. Kalknma ile gelenek kavramlar bir arada tutarl gzk
myorlard.
Benzer bir gzlemi Refah Partisi'nin kapatlmasndan sonraki d
nem iin de yapabiliriz. Fazilet Partisi ad altnda yeniden rgtlenen
slamc hareket bu dnemde "adil dzen" gibi tezlerini terketti, hatta
"slamclk" nitelemesinden bile uzak durmaya zen gstererek, hem
kresel dzeyde hem de Trkiyede yaylp egemen olmaya balayan
"insan haklan" ve "liberal demokrasi" tezlerine sarlmaya balad. Ne
var ki bu da pek ikna edici deildi. Trkiyede pek ok kiinin insan
haklan ve demokrasi konularnda kayglan olduu halde yine bu ko
nulan slamclardan daha iyi savunabilecek ya da en azndan savuna
bilecei umulan baka evreler varken, aadaki blmlerde de tar
tlaca gibi, bu konular hep kendine yontma eilimi gsteren, hat
ta bir noktada btn konuyu "barts"ne odaklayan Fazilet Partisi
inandrc olamad.
Bu iki dnem arasnda, yani 1980li yllarn sonlarndan 19901
yllarn sonlarna kadar geen sre zarfnda, slamc hareketin ortaya
att tezleri inandrc klan ve onun ortaya att biimiyle bu tezle
ri ondan daha iyi ortaya atacak kimsenin olmad bir dnem yaan
d. Bu dnemde slamclk hem byk bir siyasal baarya kavutu,
hem de, belki konumuz asndan daha ilgin olan, dnce plann

14

KMLKLER SYASET

da sekliler akmlar geride brakan bir canllk ve orijinallik gsterdi.


O dnemde dnyann baka yerlerinde de ortaya kan dnce akm
lar ve siyasal eilimler, hem Bat modelinin hem de ona alternatif
olarak kabul edilegelmi olan sosyalist dzenin, yani bir btn olarak
modernleme ideolojisinin, rasyonalizmin ve pozitivizmin genel ka
bullerini sorguluyor, bunlarn birer hegemonya arac olduunu ne
sryor, o gne kadar itirazsz kabul edilmi olan "ada medeniyet"
kavramn sorunsallatnyorlard. Btn bunlarn yerine, otantik kim
lik ve geleneksel bilgiyi yceltiyorlard. Dier bir deyile, slamc ha
rekete gn domutu. slamc hareket, belki baka hibir toplumsal
muhalefet hareketinin yapamayaca kadar etkin bir ekilde bu ei
limlere katlabilir, bunlara katkda bulunabilir ve bu yolla kendine
yaygn bir destek de bulabilirdi. Otantik kimlikler anda, kim s
lamclardan daha otantik olabilirdi ki?
Aadaki blmlerde, bu tarihsel ortam "postmodem durum"
olarak niteliyor ve bunun sosyo-politik temellerinin kreselleme s
recinde bulunabileceini ne sryorum. Dolaysyla, slamcln
kresellemeye basit bir tepkiden ileri gelmediini, ama kreselle
menin yaratt ortamn bir rn olduunu savunuyorum. O dneme
kadar geerli olan siyasal ve dnsel akmlar ise, braknz modernizmin krizine ve postmodemizmin ortaya kna neden olan orta
m anlaml bir ekilde ele almay veya ona alternatifler nermeyi,
byle bir eyin varln bile kabul edecek durumda deillerdi. Hepsi
modemist olan bu akmlar, belki de doal olarak, modemizmin krizi
ni analiz etmekte zorlanmaktaydlar. O nedenle, modemizmin ege
men olduu dnemde "ilerici" olarak bilinen bu akmlar, "postmo
dem" ortamda, yani "ilerici" kavramnn kendisinin sorguland ve
anlamszlatnld bir srada, birdenbire tutucu, yani statkocu ola
rak grnmeye baladlar. Modemizmin egemen olduu yirminci
yzyl boyunca, Bat toplumlann mek alarak modernlemek iste
yen Bat-d toplumlar iin bu hedefin unsurlar olan "ulusal btn
lk" ve "ekonomik kalknma"ya ulamann yolu, kendi bamsz
ulus-devletini kurmakt. Yirminci yzyln balarnda, ayn yzyln
sonlarna kadar dman olarak kalacak olan ABD ile SSCB devletleri
nin bakanlan (Wilson ile Lenin), ulusal egemenlik fikrinin dnya apmda kutsanmas konusunda ortak davranmlard. Oysa ayn yzy
ln sonlarnda ortaya kan kreselleme ortamnda, nc Dnya
ulusuluunun iki vehesi arasnda, yani "ada medeniyet seviye

TARHSEL PERSPEKTFTEN SLAMCILIK

15

sine ulamak" ile "tam bamsz ulusal egemenlik" arasnda, bir e


liki belirdi. Ulus-devlet zerinde srar etmek "tutuculuk" konumuna
dt; ulus-devleti demode gren ve baka kimlikler etrafnda siyasal
birlikler oluturmak isteyen hareketler meydan kazand.
11 Eyll: ncesi ve Sonras

Souk Sava'm bittiinin en ak iareti, Krfez krizi (1990-91) sra


snda oluturulan geni cepheli uluslararas koalisyondu. kinci Dn
ya Savandan sonra ilk kez bu kadar nemli bir blgesel mdahale
de dnyann iki "sper" gc birlikte hareket ediyorlar, mdahaleye
konu olan blgeyi kendi aralarndaki bir atma alanna dntrm
yorlard. Nitekim ondan ok ksa bir sre nce Dou Bloku zlme
ye balamt, ondan sadece aylar sonra da Sovyetler Birlii devleti
yklp son buldu. Bylece, dnyann allm Dou-Bat blnmesi,
yerini badndrc bir hzla Kuzey-Gney blnmesine brakt.
Dou-Bat blnmesi srasnda dnyann iki sper gc arasnda
ki iliki sadece askeri bir yan deil, ekonomik, siyasal ve ideolojik
bir rekabeti de ieriyordu. Bu rekabetin nemli sonularndan biri,
nc Dnya lkelerine gsterilen ihtimamd. Bloklararas savalar
dolayl olarak bu lkelerin topraklan zerinde yaplyordu, ama bu
nun bir nedeni bu lkelere her iki taraftan da akan askeri ve ekonomik
yardmd. Bloklararas rekabetin son bulduunun ve Kuzey lkeleri
nin Gney'in doal kaynaklan ve serveti zerinde snrsz hak iddia
etmesinin artk aktan aa yaplacann ilk iareti, aslnda Irak
operasyonundan nce gelmiti. ABD'nin 1989 ylnn son gnlerinde
Panama'ya yapt askeri mdahale, ilk kez "komnizmi nlemek" t
rnden bir ideolojik gerekeye sanlmadan, sadece ABDnin szn
dinlemez hale gelmi bir diktatr olan Noriega'y yerinden etmek iin
gerekletirilmiti. Sra, Noriega ile nemli benzerlikler tayan Saddam Hseyin'in denetim altna alnmasna geldiinde, artk uluslara
ras dzende yeni bir sayfann ald belli olmutu. Dnemin ABD
bakan George Bush, Krfez Savann balatld 16 Ocak 1991
akam, ilk kez ak bir ifadeyle, amalannn bir "Yeni Dnya Dze
ni" kurmak olduunu ilan etti.
Krfez Savann 6lgedeki en nemli siyasal etkisi, "anti-emperyalizm" bayrann slamc hareketlerin eline gemesi oldu. Sava s
rasnda hkmetleri ABDnin yannda yer alan Arap lkelerindeki i

16

KMLKLER SYASET

muhalefet hareketleri, arlkl olarak slamclk erevesinde ifade


buldu. yle ki daha nce ran'da yeni kurulr olan "slam devleti"ni
sarsmak amacyla ABD'nin desteini alarak savaa girimi olan Irak
ynetimi bile, bu kez ABD nderliinde kendisine kar oluan ittifa
ka direnebilmek iin slamc duygulara seslenmeye alt. Krfez
Sava sonucunda Irak ynetimi blgede yeni dostlar kazanmad, ama
ABD ve daha genel olarak Bat ynetimleri yeni bir dman kazand.
Artk Bat ittifak asndan "komnizm"in yerini "slamc fundamentalizm" alacakt.
Trkiye'nin kinci Dnya Sava sonrasnda izledii d politika
esas itibariyle hep tek bir dorultuda, jeopolitik konumunu koz olarak
kullanan, fakat onun dnda temkinli ve rkek davranan, sadk bir Ba
t mttefiki izgisi zerinde kalmt. Dou Blokunun kmesi zeri
ne yeni araylara girmek zorunda kalan Trkiye, d ilikilerinde al
lmadk bir faaliyet gstermeye balad; ama yine de bu araylar ie
risinde Bat blokunun nderi ABD ile olan ittifak izgisinden sapmad.
Varova Pakt'nn lavedileceinin belli olmasndan sonra Trki
ye'nin corafi konumu artk NATO iin nemsizlemi, hatta NATO'nun ilevinin son bulabilecei dncesi bile uluslararas tartma
gndemine getirilmiti. Bu arada Trkiye'nin Avrupa Topluluu'na
katlma abalan da sonusuz kalyordu. 1989 sonbaharnda ABD d
ileri evrelerinde Trkiye'ye biilen yeni rol, Ortadou'daki Msl
man lkelerin nderliiydi. Trkiye, Bat Avrupa yerine Ortadou l
keleri ile youn bir ekonomik ve siyasal ibirliine girmeli, blgenin
en gelimi lkesi olarak nc bir rol stlenmeliydi. Gerekirse, bu yol
la glendikten sonra, Mslman olduu iin kendisini aralarna al
mayan Avrupa lkeleri ile yeniden pazarla da oturabilirdi.
O dnemde iktidara yakn olan "Trk-slam sentezi" yanllar ta
rafndan ok benimsenen bu yeni proje, bir tr Osmanl mparatorluunun yeniden canlandrlmas hayalleri ile birleip, Mslman lke
lerin manevi nderliini de kazanmak iin halifeliin yeniden ihdas
nerilerine kadar vard. Bu temalar, bu kadar an biimiyle deilse
de, nihayet 1990 yaznda Trkiye'nin en yetkili azndan ifade edil
meye baland. Fakat aradan ok gemeden Krfez krizi patlak verin
ce, bunun dnyann yeni bir biimde blnmesinin habercisi olduu
nu sezen iktidar, ilk gnden seimini yaparak o srada oluturmaya
alt yeni d politika dorultusunu hzla terkedip lkenin Kuzey
ittifak ierisinde kalmasna aba gsterdi. Krfez krizi ncesinde Or

TARHSEL PERSPEKTFTEN SLAMCILIK

17

tadounun Mslman lkeleri ile Mslman kimlik zerinden ibir


liine hazrlanan, bu nedenle de slami grnmn ve bu nitelii
ar basan kadrolarn n planda tutan iktidar, Krfez krizi srasnda
oluan yeni dengeler ierisinde yer almaya giritiinde, grnmn
deitirmek zorunda kald. ktidardaki Anavatan Partisi'nin ynetimi,
1991 yaznda yaplan kongrede, partinin slamc unsurlarn byk
lde tasfiye etti. slami kimlik tayan siyasal evrelerin iktidara
yakn konumlarndan uzaklatrlp muhalefete itilmesi zerine, Tr
kiye'deki slamc hareketin o dnemdeki rakipsiz siyasal rgt olan
Refah Partisi, Bat'y ve onun ierideki destekleyici ve "taklitilerini
reddeden bir zemin zerinden hzla bymeye balad.
nce Varova Pakt'nn, ardndan da Sovyetler Birlii'nin dal
masna ramen NATO ortadan kalkmad, kimliini yeniden tanmla
yarak varln srdrd. NATO, Dou-Bat blnmesinin yerini Kuzey-Gney blnmesinin almasna uygun olarak, mttefiklerinin
karlarn artk Gney"den gelecek istikrarszlklara, yani slamc si
yasal hareketlere kar koruyacakt. Sovyetler Birlii'nin kmesi so
nucunda dnyada tek bir sper g kalmt ama bunun nasl bir ulus
lararas dzen getirecei belli deildi. Bu sorunun cevab, 11 Eyll
olayndan sonra aklk kazanmaya balad. ABD'nin Krfez Sava
n balatt srada kurulmasn arzuladn ilan ettii "Yeni Dnya
Dzeni" aslmda henz kurulmu deildi. Zaten bu aklamann yapl
d srada hl varolan ve dolaysyla sz konusu yeni dzenin bir
paras olaca beklenen Sovyetler Birliinin ortadan kalkmasndan
hemen sonra bu deyim unutuldu ve onun yerine "kreselleme" deyi
mi dolama girdi. Bu nitelemeye gre artk dnyann her kesi ser
best piyasa ekonomisinin kurallarna alm, bu sayede dnya eko
nomisi tek bir piyasa halinde btnlemeye balamt. Fakat bu
"iyimser tabloda, uluslararas siyasal dzenin nasl olaca konusu
belirsiz kalmt.
O dnemde ortaya atlan iki farkl tez gnmze kadar srmekte
olan tartmann iki zt ucunu tanmlar durumdadr. Bunlardan birine
gre, artk ideolojilerin, siyasal ve ekonomik sistemlerin yarmas ve
atmas son bulmutu; bir anlamda "tarih"in sonu gelmiti. Bundan
byle btn dnya serbest piyasa ekonomisi ve liberal-demokrasiler
ile ynetilecekti (Fukuyama, 1989, 1992). Bu tezin ar 'iyimserlii
karsnda ondan daha fazla ilgi gren ve n kazanan dier teze gre
ise, bundan byle snflar aras ve Souk Sava dnemine egemen

18

KMLKLER SYASET

olan ideolojiler aras atmalarn yerini "medeniyetler aras" at


malar alacakt (Huntington, 1993,1996). Burada medeniyet ile kaste
dilen, esas olarak dindi. Bat'nn kendisine dman olarak artk k
m olan komnizmin yerine slamc fundamentalizmi ald dikkate
alnrsa, bu ikinci tez reel politik duruma ok daha uygundu. Nitekim
11 Eyll olayndan sonra yeniden tartma gndemine tanan (bkz.
Fukuyama, 2001; Huntington, 2001) bu iki tez ve yazarlar arasnda
birincisinden pek sz eden kalmamt. Ya medeniyetler atmas te
zinin gelimeleri daha doru tahmin ettii ne srlyor, ya da bu te
zin geersiz olduunu kantlamak iin zel abalar sarfediliyordu.
Aslnda, ayn Avmpa-merkezci modernleme kuramnn iki var
yantndan ibaret olan bu iki tez de ortak ideolojik temelleri payla
yor, bilimsel adan ok ilgin bir ey sylemiyorlard. Bu iki tezden
birincisi, yukarda yzyllardr srdn belirttiim "Bat-d top
lumlar modernleebilir mi?" tartmasnn, "Evet, Bat dzeni o kadar
mkemmeldir ki ondan ka olamaz" kanadn, dieri ise "Hayr, bu
insanlar zleri itibariyle bizden farkldr, biz ne kadar istesek de bize
benzeyemezler" kanadn temsil ediyordu. ok orijinal bir yan olma
yan bu tartmada her iki tarafn da gzden kard bir baka nokta
vard: Kresel bir ekonomik dzen, kresel bir siyasal ynetim gerek
tirecekti. Ne var ki bunun unsurlar henz olumamt. Dnyada ege
men olan siyasal dzen hl ulus-devlet modeline dayanyor, Fukuyama-Huntington tartmas da bunu aynen veri olarak kabul edip kre
sel dzen ile ulus-devlet modeli arasndaki gerginlii sorunsallatrmaktan uzak kalyordu.
Souk Sava dnemi, ulus-devletlerin refah politikalar ereve
sinde srdrlen ve siyasal kutuplar arasndaki rekabetin krkledii
bir ekonomik kalknma dnemiydi. Kapitalist sistem ile sosyalist sis
tem arasndaki ztlk ve atmaya ramen, ikisinin de paylat or
tak bir devletilik ve ulusal-kalknmaclk platformu vard. Souk Sa
van sona ermesiyle ortaya kan "kreselleme" ne srld gibi
dnyann her tarafna refah getirmedi. Tersine, hem toplumlar arasn
da hem de toplumlarn kendi ilerinde gelir ve servet blmndeki
eitsizlikleri derinletirdi. Bu dnem, siyasal adan da, serbest piya
sann ileyiindeki dzensizlik ve babolua paralel olarak, dnya
haritasnn yeniden izildii, byk karklklar dnemi oldu. Dn
yann drt bir yannda patlak veren etnik ve dini temelli yerel at
malar, Souk Sava dneminin istikrarl ortamn aratr hale geldi.

TARHSEL PERSPEKTFTEN SLAMCILIK

19

Fukuyama'nn, Souk Savan Bat nn zaferiyle sonland anda bi


raz acele ederek "tarih"in de son bulduu tezini ortaya atmasndan sa
dece birka yl sonra Huntington'n ne srd "medeniyetler at
mas tezi, bu karmak dnemin havasn yanstyordu.
Kresellemenin yaratt babolua bir eki dzen vermek ge
rekiyordu, ama bunun nasl yaplaca belli deildi. Bir bakma, 11
Eyll olay bu soruya bir yant oluturulmasna neden oldu. 1990'l
yllarn sonlanna doru balayan ve Dnya Ticaret rgt, Dnya
Bankas ve Uluslararas Para Fonu gibi kurulularn aralarndaki ay
rmlar pek gzetmeden hepsini birden protesto eden "kresellemekart" hareketler, sz konusu kurulularn toplant yaptklan binala
r kuattklarnda, aslnda o binalann iinde yaplan baz tartmalar
da, dardaki protestocularn sylediklerine benzer bir ekilde, ser
best piyasann bu kadar babo ilemesinin uzun vadede srdrle
bilir bir ey olmadn, kresel dzeyde bir refah ve yeniden bl
m politikasnn mutlaka gelitirilmesi gerektii zerinde duruyor
du. Artk kresel ekonominin yaps ulus-devlet dzeyindeki bir d
zenleme politikasnn boyutlarm amt, yine kresel dzeyde bir
dzenleme rejimine ihtiya vard. Fakat dnyann tek sper gc
ABD asmdan ncelik, kresel bir refah rejiminden ok kresel bir
"gvenlik" rejimiydi. Nitekim 11 Eyll olay en azndan "gvenlik"
rejimi asndan ulus-devlet modelinin varsaymlarnn artk ortadan
kalkm olduunu kesinlikle kantlad.
ABD, "uluslararas terrizm"in hedefi olmann da getirdii enerji
ile, kresel gvenlik rejiminin kurulmas iini kendi zerine ald ve
gerekirse bunu tek bana yrteceini ilk gnden ilan etti. Bu role,
ABD, Souk Savan bitiminden beri hazrlanyordu. 1990'h yllarda
Afrikada olduu kadar Avrupa'nn gbeinde de patlak veren i sa
valar sona erdirip bir ban ve istikrar dzeni kurma projelerinde,
NATO veya Birlemi Milletler emsiyesi altnda da olsa, her seferin
de iin hem siyasal ncln hem de askeri olarak en byk yk
n ABD stlenmiti. Hedefler ve amalar bakmndan, szgelimi
1990lann ortalannda dalm olan Yugoslavya'ya yaplan mdahale
ile 2000'li yllarda Afganistan'a yaplan ve Irak'a yaplmas planlanan
mdahaleler arasnda birok fark, hatta ztlklar olduu ne srlebilse de, ABD'nin ilevsel rol asndan bakldnda, bunlarn arasnda
bir sreklilik olduu grlebilir. Bu sreklilik, belli bir evrimi de ie
riyordu. 1991 ylnda, Kuveyt'in igaline son vermek iin Irak'a yap

20

KMLKLER SYASET

lan askeri operasyonun Birlemi Milletler nezdinde merulatrlma


biimi, genel bir ilkeye dayanarak, bir devletin bir baka devletin ege
menliini ve toprak btnln ihlal etmesini nlemekti. Oysa on
dan yaklak on yl sonra ABD yeniden Iraka sava amaktan sz et
tiinde, dnyann drt bir yanndan ykselen itirazlara ramen, bunu
bir tr tek tarafl hak olarak kendisinde grdn belirtiyordu.
Dier bir deyile, "baba" Bush tarafndan ortaya atlan "Yeni Dn
ya Dzeni"ni kurma projesi, ayn kelimelerle anlatlmasa da, "oul
Bush'un ynetimi srasnda olgunlatrld. 11 Eyll, ABD asndan
dnya zerinde hegemonya kurma amacna kap aan bir olay olarak
algland. 11 Eyll'n hemen sonrasnda "terrizmle sava" ad altn
da aklanan bu uzun vadeli plan, ondan tam bir yl sonra, Eyll
2002'de ABD hkmetinin yeni "ulusal gvenlik stratejisi" olarak
dnya kamuoyuna iletildi. "Bush doktrini" olarak adlandrlan bu po
litikaya gre, ABD istedii yere istedii zaman saldrma hakkn ken
dine tanyordu, yeter ki saldraca yerde kendisine ynelik bir tehdit
olduu inancn tasn. Souk Savan bittii aamada bir egemenlik
ihlalini nlemek zere harekete geen ABD, aradan geen zaman zar
fnda istedii lkenin egemenliini ihlal etme hakkna sahip olduu
nu syleme noktasna gelmiti.
11 Eyll olaynn konumuz asndan nemli iki sonucu daha ol
du. Birincisi, bu olay postmodemist dnceyi hsrana uratt. Souk
Sava dneminde, dnyann iki kutbunun konumlan siyasal ve ide
olojik tartmalarn parametrelerini belirliyor, ortak olan baz sorgu
lanmaz hedefler arasnda tartmaya ak olan snrl sayda "doru"ya izin veriyordu. Devletler gibi kiiler de ideolojik olarak bu iki
kutuptan birinin tarafn tutmak zorundayd. kisi arasnda tamamen
tarafsz kalnamazd; ya ikisinden birine daha fazla eilimli olunma
lyd, ya da en iyi ihtimalle, yaratclk grnmne ramen yine bu
iki ana yola atfla tanmlanan bir "nc yol"dan sz edilebilirdi. So
uk Sava sonrasndaki baboluk ise, siyaset gibi kltrde de ken
dini gsterdi. Postmodemist dnce zellikle Marksizmin eletirisi
olarak 1980lerde gelimeye balamt, ama en byk poplarite pat
lamasn 1990'larda yaad. Bu dnce akmnn baz an tezlerine
gre, doru-yanl ayrm yapmak olanakszd, nk gerekliin her
trl yorumu edeerdi. Bu eilim, paradoksal bir biimde, aslnda
kendi amacnn tam tersine yol ayor, bir dizi hogrsz kimlik si
yasetinin oluumuna, yani her isteyen grubun otantiklik iddiasyla

TARHSEL PERSPEKTFTEN SLAMCILIK

21

kendine uygun bir takm mutlak dorular ne srmesine olanak tan


yordu. Bir nceki dnemin snrl saydaki dorusuna karlk bu d
nemin potansiyel olarak sonsuz saydaki dorularndan kaynaklanan
"oulculuk bir zgrlk ortam yaratyor gibi gzkse de, postmodemizme gre bu dorular arasnda muhakeme yoluyla seim yapma
olana yoktu, nk akla gvenilemezdi. Dolaysyla bu dnce
tarz, belki farknda olmadan, salt inanca dayal mutlak grlere
olduka yatkn ya da en azndan hogrlyd. 11 Eyll postmodernistleri savunmada brakt (rn. bkz. Fish, 2002a, 2002b). Bu olay
karsnda tavrsz kalnamazd; artk siyasal ve ideolojik tartmann
parametreleri yeniden daralmt.
kincisi, 11 Eyll sonucunda slamclk, yani siyasal bir proje ola
rak slami bir devlet kurma dncesi byk bir darbe yedi. 11 Eyll', uluslararas slamc hareketin Bat'ya stratejik adan ciddi bir
meydan okuma gcne eritiinin gstergesi olarak yorumlayanlar
olabilir. Ya da tam tersine, 11 Eyll u gerilemekte olan bir siyasal ha
reketin son bir aresizlik hamlesi olarak grenler olabilir. Ne var ki
ilk bakta eit lde akla yakn grnen bu iki zt yorumun her iki
sinde de gereki olmayan baz ortak kabuller vardr. Bu iki yorumda
da 11 Eyll olayn gerekletirenlerin gerekten uluslararas slamc
hareketi (eer byle bir ey var ise) temsil ettikleri, uluslararas sla
mi kamuoyunu srkleyebilecek nderlik vasflarna sahip olduklar
ve en nemlisi, hedeflerine byk zararlar verme yeteneklerinin te
sinde yapc bir alternatif siyasal projeye sahip olduklar varsaymla
r sakldr. Oysa 11 Eyll olaynda bu unsurlarn varlna dair hibir
gsterge yoktur. Sadece olayn, dnyann deiik yerlerinde kendile
rini gerekten aresiz hisseden milyonlarca Mslman arasnda bir
anlk bir intikam sevinci yaratm olduu anlalmaktadr. Fakat ayn
milyonlar arasmda bu olayn aslnda bir komplo olduu inanc da
yaygndr. Dier bir deyile, 11 Eylln Bat kamuoyu zerindeki en
gze arpan etkisi korku ve nefret olmu ise, Mslman dnyadaki en
dikkat eken etkisi de kafa karkl ve hedefsizlik olmutur. 11 Ey
ll olayndan slamclk lehine bir ideolojik kazan ya da bir siyasal
proje kartmann mmkn olmad aktr.
Tam tersine, 11 Eyll olay slami dnrleri ve siyasal nderle
ri slamclk projesini yeniden dnmeye ynlendirdi. Bir anlamda,
postmodernizm iin olduu gibi, slamcl ve hatta Mslmanl
bask altna alarak savunmaya itti. 11 Eyll'n yaratt dehetten

22

KMLKLER SYASET

kendilerini ayn tutmaya alan slamclk yanllar, slamn "liberal"


ynlerini (yeniden) kefettiler. slam'a zg "kimlik siyasetinin artk
geerli bir strateji olamayacan grp, onun dnda bir takm arg
manlar ve direni biimleri gelitirmeye yneldiler. Bu adan, lke
mizde 11 Eyll sonrasna yaktnlan "kresel 28 ubat sreci ben
zetmesi nemli bir gereklie iaret etmektedir. Kendi iinde zaten
balam olan "siyasal slamclk" projesinden uzaklap bireysel d
zeyde slam yaama projesine yneli (rnein bkz. Kepel, 2000;
Stacher, 2002), bask karsnda savunmaya ekilen slamc dnce
evrelerinde daha da n plana kma olana buldu. 11 Eyll sonra
snda slamiyet adna siyaset yapan evreler, en yaygn olarak "libe
ral slam" sylemine sarldlar. Dier bir deyile, savunmalarn kre
sel dzeyde egemen olan liberalizm, insan haklan ve zgrlkler sy
lemine dayandrmaya baladlar.
Sonu

11 Eyll olay, sadece bir "Mslman dmanl" yaratmad. Para


doksal gibi grnse de, Bat dnyasnda slamiyete ynelik daha cid
di bir ilgi ve renme abas da yaratt. Bu tabii ki, baz slamclarn
hayal ettii gibi dnyada birok kiinin Mslman olmay semesiy
le sonulanacak (ve bylece 11 Eylln kazan hanesine yazlacak)
bir durum deildir. Sadece, insanlarn srf Mslman olduklar iin
"terrist" saylmalar trnden bir samaln inandnc hibir taraf
olmadn gsterecek ve liberal-demokrasilerin ana ilkelerinden biri
olmas gereken hogr ve eitlilii kabullenme eiliminin teden
beri dlanan insan gruplarn da kapsayacak biimde yaylmasna
katkda bulunacaktr. Bundan byle farkllk zerinden siyaset yap
mak, kltrel farklann nemini abartarak "otantik" kimlik iddiasn
bir dayatma arac haline getirmek daha da zorlaacaktr. Yakn gemi
e damgasn vurmu olan postmodemizm, slamclk ve ona benzer
dier kimlik siyasetleri tamamen bitmi ve ortadan kalkm deildir.
Bu hareketlerin yeniden Souk Sava dnemindeki gibi marjinal bir
konumda varlklarn srdrecekleri sylenebilir. Dnyada Msl
man topluluklar var olduu srece, insan haklan ve zgrlkler teme
linde bir slami duyarllkla hareket etmek de ortadan kalkacak bir ey
deildir. Ayn ey baka "otantik kimliklere atfla siyaset oluturma
ya alan hareketler iin de geerlidir. Ama artk o tr siyasal hare

TARHSEL PERSPEKTFTEN SLAMCILIK

23

ketler, siyasal mcadelenin kresel normlarnn ana mecrasna dkl


meye balamtr. Merkezin evreyi dlamasna benzer bir ekilde
evrenin de merkeze onun aynadaki yansmas gibi bakmas, gemi
te kalan bir alkanlk olacaktr.
Ne var ki bu yeni dnemde en zor durumda olan kesimin Msl
man toplum ve topluluklar olduu aktr. Oluturmaya allan, ama
ad tam olarak konmam olup u an iin genellikle "medeniyetler a
tmas" kavramna atfla tanmlanan yeni kresel dzende slamiyet
hl "kar-medeniyet" konumunu tamaktadr. slamclk yakn ge
miteki "ara" dnemin ok saydaki otantik kimlik hareketlerinden sa
dece birisi iken, 11 Eyll olay bir anda sadece slamcl deil tm
Mslman dnyay iki kutuplu bir dnyann kar ve stelik zayf kut
bu haline dntrd. Aslnda bir medeniyetler atmasnn sz ko
nusu olmad, olayn basit bir hegemonya projesinin "terrizm" ba
hanesiyle merulatrlmas olduu da sylenebilir. Mslman dnya
da bu tuzaa dp medeniyetler atmasn ciddiye alanlar mutlaka
olacaktr. Ancak gerek Trkiye'de gerek baka Mslman lkelerde
grld kadaryla, liberal eilimler daha ar basacak, imdilerde
balam olan Mslmanln liberal zellikler tad argman da
ha da yaygnlk kazanacaktr.
Bu kmazdan kmann btn yk Mslmanlar zerine brak
lamaz. Yeni bir dnya dzeninin mutlaka "atma" zerine kurulma
s gerekmez. ABD konumundaki bir gcn nnde iki seenek vardr:
ya iddet yoluyla dnyay denetim altna almaya almak ya da k
resel dzeyde refah ve katlm mekanizmalarnn olumasna katkda
bulunarak istikran salamaya almak. Kendi lkesi iinde denetim
kurmaya alan bir ulus-devletin de srekli karlat bu iki see
nekten kincisi, zellikle kresel dzeyde gerekletirilmesi ok daha
zor, zahmetli ve uzun vadeli bir sretir. Ama ksa vadede kestirme
yol gibi gzken birincisinin maliyeti herkes iin ok daha yksek
olabilir. Liberalizmin ve demokrasinin egemen akmlar olduu gn
mzde, bu akmlara kltrel farkllk bahanesiyle kar kmak yeri
ne, bu akmlarn ierdii deerleri onlann doal sahibi olduklarn
ne sren glere bkmadan hatrlatmak iddete dayal projeleri geri
letmenin en etkin yolu olacaktr.

2
Islamn Siyasal deoloji Olarak
Kullanm

Sosyal bilimcilerin ou hl modernlemenin seklerlemeye yol


aacan dnmektedirler Bu dnceye gre, modernleme sre
ci dinselliin dnya apmda azalmasna neden olmutun Ancak siya
sal slamm son zamanlardaki ykselii bu gr savunanlar iin
zm zor bir bilmece gibidir; nk slamc siyaseti dinselliin dere
cesine bal olarak anlamaya alrsak, dinin neden modernlemeye
ramen nemini srdrdn aklamak zorunda kalrz. Bu soruya
verilen klasik yantlardan biri slam dininin zgllnden dolay
modernleme teorisine uymadn ne srmek, dieri ise Batnn et
kisinin olumlu sonularn kantlamak iin Trkiye'yi rnek gster
mek olmutur.
Birinci yantn kaynandaki yaklamda, seklerleme tezinin sa
dece Batl (Hristiyan) toplumlar iin geerli olduu ve slamda din
ile siyasetin birbirlerinden ayrlamaz olmalarndan tr bu tezin
Mslman toplamlara uygulanamayaca gr vardr. Bu 'oryanta
list" gre slamclar da katlrlar. Hi kukusuz, din ile toplumsal
dzen anlay birbirlerinden bamsz deillerdir. Ancak bu durum,
Hristiyanlk ve Musevilik dahil, tm dinler iin tarihsel olarak geer
li olmutur. Din ile siyaset arasndaki sk ban sadece slamiyet iin
geerli olduunu ne srmek, Mslman toplumlarn kendine zg
ve deimez bir yapya sahip olduklar iddiasnn bir yansmasndan
ibarettir. Bu tr zc kartlklar, slamiyet ile Batnn birbirlerine ta
mamen zt olduklar, bu yzden de slamcln ykseliinin iki me
deniyet arasnda yzyllardr sren atmann devamndan baka bir
ey olmad gibi daha mutlak genellemelere yol aar.1
1.
rnein bkz. Lewis, 1993; Gellner, 1981, 1994. Bu yaklamn eletirileri
iin bkz. Ayubi, 1991;Keddie, 1994; Zubaida, 1995. Fundamentalist hareketler ken
di sylemlerinde Islamn oryantalist imgesini yeniden retirler. Bu noktayla ilgili
olarak baknz Arkoun, 1994: 7, 18-23. Rodinson (1987: 60-61), kendine zg ve

SLAMIN SYASAL DEOLOJ OLARAK KULLANIMI

25

Aslnda, Trkiye'yi seklerlemenin gzel bir rnei sayanlar da


slamiyet ile Bat dnyas arasnda ze ilikin bir fark olduu varsa
ymn paylarlar. Trkiye'de seklerlemenin ite bu nedenle ancak
devlet tarafndan tepeden getirilebildiini, tabandaki halkn ise buna
kar koyduunu ileri srerler. Fakat yine de kentleme ve sanayile
menin ilerlemesiyle bu direniin ortadan kalkacan eklerler (bu yak
lamn yakn zamandaki baz rnekleri iin bkz. Balm, 1995). Dola
ysyla Trkiyedeki devlet laikliinin radikallii de yine Mslman
toplumun zgllne balanm olur. Ancak bu dnce tarz ile, r
nein Meksika'daki ulusu rejimin radikal anti-klerikalizminin neden
Trkiyeyi andrd aklanamaz (seklarizm zerine karlatrmal
bir yaklam iin bkz. Keddie, 1997). stelik, kuramsal adan tutar
l olmak iin, seklerleme konusunda Trkiye'nin Mslman lkeler
arasnda bir istisna oluturduunu sylemek gerekir. Emest Gellnerin
ifadesiyle, "slamiyet dnya dinleri arasnda, Trkiye de Mslman
dnyasnda benzersizdir" (Gellner, 1998: 188; ayrca bkz. Gellner,
1994: 199-200).
Ne var ki son yllarda Trkiye'de de Batc/laik gelenee ciddi bir
kar koyu balamtr. Bu dnemde ortaya kan siyasal slamclk
tarihsel olarak da yeni bir olgudur. Dolaysyla, yukarda eletirilen
kuramsal yaklamlar, Hristiyan ve Mslman medeniyetlerin zle
rinde var olduu sylenen farkn neden ancak gnmze gelindiin
de ve gnmzde grld biimiyle ifade bulduu sorusuna cevap
veremezler.
Oysa, konuyu dinsel deil de siyasal dzlemde ele almak bize
farkl bir yaklam olana verecektir. Dine dayal hareketleri ancak
tarihsel bir ereve iinde aklanabilecek toplumsal ve siyasal olgu
lar olarak incelersek, dinselliin artmas ya da azalmas olarak gr
len eyin siyasal mcadelelerin bir ifadesi olduunu grebiliriz. te
bu balamda slam, bir din olmaktan ok farkl bir ekilde, siyasal bir
hareketin hizmetinde bir ideoloji"yi temsil eder. Bu durumun ok net
bir ifadesi, nde gelen slamc aydnlardan Ali eriati'nin, slam bir
siyasal ideoloji olarak Marksizm ile ayn kefeye koyduu u szlerin
de bulunabilir: "slam ile Marksizm... insan yaamnn ve dncesikendi iine kapal bir *Dou medeniyeti kavramnn ancak belirli tarihsel geli
melerin sonucunda 19. yzylda ortaya ktn belirtir. Avrupa-merkezciliin
tarihsel kkenleri iin bkz. Amin, 1989.

26

KMLKLER SYASET

nin tm boyutlarn kucaklayan... [ve] ontolojik ve kozmolojik d


zeyde birbirine tamamen zt iki ideolojidir" (Shari'ati, 1981: 65).
slam'n bir siyasal projenin ideolojisi olarak kullanlmas ilk kez
bu zamanda olmamtr. slam' siyasal bir ideolojiye dntrme ko
nusundaki ilk sistematik aba slami modemistler (reformistler) tara
fndan balatlmtr. lkemizde 19. yzyln ikinci yarsnda Yeni
Osmanllar tarafndan temsil edilen slami modemizm, dini akidele
rin modemlemeci bir siyasal projeyi merulatrmak zere ideoloji
ye dntrld nemli bir akm olmutur. Bu akm, paradoksal da
gzkse, Sultan II. Abdlhamid'in (1876-1909) siyasal uygulamalar
na zemin hazrlamtr.
Mustafa Kemal Atatrk ve Trk ulusal devriminin lider kadrosu,
Batllama projelerini hayata geirebilmek iin slam devlet kontro
lne almaya almlard. Bu giriim slamn bir ideoloji olarak, s
lami yerel cemaat rgtlenmelerinin de siyasal muhalefetin alanlar
olarak bask altna alnmasyla sonuland. Ancak getiimiz yllarda
slamclk, Kemalizme alternatif bir ideoloji olarak yeniden ilgi kay
na haline geldi. Bu kitabn sav, amzdaki siyasal slam'n, mo
demizm ile sekler milliyetiliin kresel apta zayflamasyla ya
kndan balantl olarak ortaya ktdr. slamclk 19. yzylda Ba
tllama projesinin bir balangc niteliindeydi; gnmzde ise bu
projenin sorgulanmasnn bir gstergesi durumundadr.
slamc Modernleme: Yeni Osmanllar

Patrimonyal Osmanl mparatorluunun modem devlete dnme


srecinde nemli bir dnm noktas 1839'da ilan edilen Tanzimat re
formlaryd. Tanzimat, zel mlkiyet hakkn tanyarak ve etnik ve di
ni kkenine bakmakszn imparatorluun tm tebaasnn kanun nn
de eit olduu ilkesini getirerek, yeni bir dzenin kurulduunu ilan et
ti. Tanzimatla birlikte, merkezden dzenlenen bir dizi gayri-ahsi ve
evrensel kural, geleneksel iktidar ilikilerinin yerini almaya balad.
Bu ekilde balayan sre, vergi, askerlik hizmeti ve kamu istihdam
gibi konularda Mslmanlar ile gayrimslimler arasnda eitlik ilke
sini getiren 1856 Islahat Ferman ile daha da ileri gtrld.
Osmanl mparatorluunun dnm Bat kapitalizminin iktisa
di, siyasi ve ideolojik etkisi altnda gerekleti. Bu etkinin bir boyu
tu, Bat Avrupa'da topraa bal milliyetiliklerin ykselmesine kout

SLAMIN SYASAL DEOLOJ OLARAK KULLANIMI

27

olarak, Tanzimat reformlarn yapan imparatorluk brokrasisinin bir


birlik ideolojisi yaratma abas iine girmesi oldu. Bylece "Osmanl ulusu" kavramn ngren, yani farkl dini ve etnik gruplar arasn
da topraa dayal ortak bir ulusal kimlik yaratmay amalayan "Os
manlclk' ideolojisi ne srlmeye balad. Kimlii slami olan Os
manlI mparatorluu'nda, iktidarn kullanmndaki arac kurumlar da
esas olarak dini nitelikteydi. ok saydaki etnik cemaatler (milletler)
merkezi hkmete dini liderleri vastasyla balydlar. Buna karlk
Osmanlclk, dini ve etnik kkene baklmakszn Osmanl toprakla
rnda yaayan herkesin balln salamak amacyla, devleti yeni
den tanmlamay amalyordu (Davison, 1977; Karpat, 1982; Kayal,
1997; Kushner, 1977).
Ekonomik bakmdan evreleme srecine girmenin olumsuz etki
leri ise imparatorluun gayrimslim vilayetlerindeki ayrlk hare
ketleri krkledi. Bat emperyalizmi, etnik ve dini gruplar arasndaki
farkllklar daha da keskinletirmiti. Mslmanlarn krsal alanda
hkim olduu, ticaret ile sanayinin ise gayrimslimler tarafndan
kontrol edildii bir etnik iblm yaratlmt. Avrupa i evreleri ti
caret yapmak iin gayrimslimleri tercih ediyorlard (Issawi, 1982).
Devletler aras ilikiler a iinde de zayf bir konuma gelmi olan
Osmanl devletinin birlik kurma abalar, bu toplumsal gruplar ara
sndaki maddi kar atmalar karsnda yetersiz kalyordu. Byle
ce Osmanl mparatorluu iindeki maddi atmalar etnik ve dini de
yimlerle ifade edilmeye balad.
Toprak birliine dayal bir ideolojiyi hkim klma abas baarsz
olmutu. Ayrca, bir yandan eitlik ilkesi ortaya konurken, dier yan
dan devlet eitli kapitlasyon anlamalaryla Avrupa devletlerinin
korumas altnda olan Hristiyan tebaaya vergi muafiyeti gibi eitli
ayrcalklar vermeye zorlanmaktayd. Osmanl mparatorluu'nda
mlkiyet gvencesi henz tam olarak yerlemi olmadndan ve zel
servetler her an msadereye urayabileceinden, ierideki ortaklar
nn mal gvenliinin salanmas Avrupa sermayesi asndan nemli
bir konuydu. Avrupa devletleri Osmanl devletinden gayrimslim ti
caret burjuvazisi iin zel koruma elde etmeye urayorlard. Sonu
olarak Osmanlclk politikas, imparatorluun gayrimslim unsurla
rnn Osmanl devletine daha fazla ballk duymasn salamaya ya
ramad. Bu "modernletirici reformlar" byk lde dandan daya
tld iindir ki gayrimslimlerin ballk duygular aslnda Avrupa

28

KMLKLER SYASET

devletlerine doru kaymaktayd. Gayrimslim unsurlar, gerekirse,


kendi devletleri yerine yabanc bir devletten koruma isteyebilirlerdi
(Davison, 1977: 41; Issawi, 1982: 273; Kayal, 1997: 18-19).
Yeni Osmanl dncesi bu tarihsel balamda ortaya kt. Bir
yandan bu duruma slamc bir tepkiyi dile getirirken, dier yandan da
Tanzimat reformcularnn modernleme hedefini paylayordu. s
lamc tepki, zellikle, Mslmanlar ile gayrimslimler arasnda bi
imsel eitlii getiren 1856 Islahat Fermam'na kar ktan kaynak
land. Mslman kamuoyu, hakl olarak, bu ferman bir zamanlar
gl olan imparatorlua dardan bir mdahale olarak yorumlad.
Yeni Osmanllar, ayrca, bu fermann kat zerinde eitlik getirmesi
ne ramen uygulamada gayrimslimlere ayrcalklar tandn ne
srerek itiraz ettiler. Bu itiraz belki gereklikten ok, alglamadan
kaynaklanyordu. zetle, Yeni Osmanllar, daha nceki stn konum
larn yitirdikleri iin ikyet eden bir grubun duygularna tercman
oluyorlard (Mardin, 1962: 36-47, 163; Trkne, 1991: 60-70; aynca
bkz. slamolu-nan, 1987). Dolaysyla, ama dinsel gruplar arasn
da Osmanlclk ideali etrafnda bir dayanma yaratmak olduu hal
de, tam tersine, "seklerletirici Tanzimat politikalar, aslnda genel
bir Mslman kollektif kimliin yaratlmasna katkda bulundu (Ka
yal, 1997: 207).
Yeni Osmanllar imparatorluun "modernlemesine" kar deil
lerdi. Onlar sadece, Tanzimat devlet adamlarm, otokratik yntem
leri nedeniyle ve kurumsal yenilikleri merulatrmak iin basit etkin
lik kstasndan daha stn bir ahlaki ilke bulamadklar iin eletiri
yorlard (Mardin, 1962: 118). Bu eksii kapatmak iin de, kurumsal
modernlemenin "slamc siyasal gelenek ve Osmanl ynetim ilkele
riyle" merulatnlabileceini ileri sryorlard (Karpat, 1972: 262).
Yeni Osmanllar'a gre Mslman nfusun toplumsal btnln
salayacak en temel unsur slamiyet'ti. Dolaysyla, Bat'dan kaynak
lanan ama ithal edilmesinin gerekli olduunu dndkleri fikirleri
slami deyimlerle ifade etmeye altlar. "zgrlk", "anayasal y
netim", "demokrasi", "parlamento" ve "kamuoyu" gibi Batl fikirleri
slami ilkeler zerinden sundular. Yeni Osmanllar siyasal kurumlarla snrl kalmayarak, Bat dncesinden felsefi ilkeler de alp bun
lar slam'a uyarladlar. Rasyonel eylem kavram ile dini retiyi ba
datrmaya altlar. 19. yzyl Avrupas'nn egemen dogmas olan
"ilerleme dncesini slami inan erevesinde destekleyecek g-

SLAMIN SYASAL DEOLOJ OLARAK KULLANIMI

29

niler ileri srdler (Trkne, 1991: 27-9, 77-87,99, 102).


zetle, Yeni Osmanl dncesinde slamiyet, siyasal bir projenin
ideolojik boyutunu oluturuyordu. Yeni Osmanllar dnsel bir ihti
yaca cevap veriyorlard. Tanzimatlara kar kmay ve bu kar klannda, kendi algladklar biimiyle, Osmanl toplumunun Ms
lman kesiminin duygularn dile getirmeyi amaladklar halde, as
lnda onlar da Batl dncelerden esinlenmilerdi ve modernleme
ye taraftardlar. Yeni Osmanl dncesinin ilgin yn, Batllama
yanls reformlar slami bir perspektiften yorumlayp benimseme
eilimiydi. Bu yolla, belki de paradoksal grnecek bir ekilde, re
formlarn srmesine ve devlet kurumlannn daha da modernlemesi
ne araclk grevi gryorlard.
Yeni Osmanllann bu paradoksal etkisi, Cumhuriyet dneminin
laik modernleme yanllar tarafndan gerici olarak hor grlmesine
ramen aslnda Osmanl devletinin modernlemesinde nemli adm
lar atan II. Abdlhamidin politikalarnda kolaylkla gzlemlenebilir.
Abdlhamid, Kemalist tarih yazmcl tarafndan "gerici bir despot
olarak nitelenir. Despot olduuna kuku yoktur; nitekim devlet ayg
tnn modernlemesini kendi mutlak gcn artrmak iin istedii
sylenebilir. Ama yine bu nedenle, slamc ideolojiyle zdeletirildiinden dolay yaktrlan "gerici" sfat yanltcdr; nk Sultan
Abdlhamid kendinden nce gelenlerin at yolda devam etmi ve
"genel kannn aksine, Batya pheyle yaklamasna ramen Tanzi
mat'a srtn dnmemitir" (Deringil, 1991: 347). Cumhuriyet Trkiyesi'nin brokratik kurumlannm birou Abdlhamid dneminde ku
rulmutur. Bir bakma, uygulamada Yeni Osmanllar'm nerdii mo
del hayata geirilmi ve Batc modernlemeyi merulatrmak iin
slam kullanlmtr: "slamn siyasal dilini kullanmasna ramen,
devlet aslnda rasyonel bir sekler programn somut politikalann iz
lemekteydi" (Deringil, 1993: 5-6; ayrca bkz. Findley, 1980: 240-79;
Kasaba, 1988: 108-9; Mortimer, 1982: 107-8). Abdlhamid dnemin
de "modernleme" ile "Batllama" zde saylmamtr.2
2.
Karpat, 1972: 262; Choueiri, 1990: 39. Tabii ki Yeni Osmanllar ile Abdl
hamid arasnda nemli bir fark vard. Yeni Osmanllar liberaldiler ve anayasacl
destekliyorlard. Abdlhamid tahta 1876 darbesiyle ve anayasay yrrle koyma
artyla getirilmiti. 1876 Anayasasndaki en nemli unsurlardan biri, bir meclisin
kurulmasyd. Ancak ilk oturumunu 1877'de gerekletiren meclis, 1878'te Abdl
hamid'in emriyle sresiz olarak tatil edildi. Padiahm meclisi tatil etmesi anayasaya

30

KMLKLER SYASET

Abdlhamid'in slamcl bir devlet ideolojisiydi, iktidar meru


latrmak iin bir arat (Deringil, 1993: 12; ayrca bkz. Deringil,
1991: 346; Kayal, 1997: 30-8). 19. yzyln sonlarna gelindiinde,
Osmanl mparatorluu paralanmaya balam ve imparatorluu bir
arada tutmas beklenen Osmanlclk da baarsz kalmt. 1877-78
yllarnda Rusya ile yaplan sava yenilgiyle sonulanm, Balkanlar
da kaybedilen topraklarla birlikte imparatorluun Hristiyan nfusu
nun byk ounluu da yitirilmiti. O zamana kadar byk lde
ihmal edilmi olan Arap vilayetleri, artk yeni ekonomik kaynaklar
yaratlmas iin kullanlabilirdi. Ayrca, "devletin bekas iin geerli
bir toplumsal dayanma taban yaratlmalyd (Akarl, 1986: 75).
Abdlhamidin gznde, yabanc gler tarafndan korunduklar iin,
birok gayrimslim tebaa zaten Osmanl hkmetine ballk duymu
yordu. Oysa Mslman tebaa, dini kimlii nedeniyle sadk olarak ka
bul edilebilirdi. O halde, Trk ve Arap nfuslan birletirmek ve za
yflayan devletin toplumsal temelini yeniden glendirmek iin sla
miyet kullanlabilirdi. Nitekim bunun sonucu olarak, Abdlhamid d
neminde Araplarn Osmanl hkmeti iindeki varlklar gzle gr
lr bir ekilde artt (Akarl, 1986: 76-7; Kayal, 1997).
Pan-slamclk kavram bu sre iinde ortaya kt. Halife nvan siyasal amalarla yine bu zaman dilimi iinde yeniden kullanlma
ya balad (Kayal, 1997: 31-3; Trkne, 1991: 91). Osmanl devleti
nin yabanc gler karsnda g kaybetmesi ve bunun sonucunda
kendi tebaasnn gznde de saygnln yitirmesi endie yaratyor
du. 1869 ylnda Svey Kanal'nn almas sonucunda, ngiltere
Hint Okyanusu'na Akdeniz'den geerek ulama olana buldu. Bu
noktadan sonra ngiltere iin Msr zerinde dorudan kontrol sala
mak, Osmanl mparatorluunun toprak btnln korumaya a
lmaktan daha nemli hale geldi (Pamuk, 1987: 78). 1871debirliiaykn olmamakla birlikte, bu ekilde kapatlan meclis 1908 Jn Trk darbesine
kadar geen otuz yl boyunca kapal kalmaya devam etti. (Bkz. Devereux, 1963:
236-49). erif Mardin'e gre anayasann ilannda Yeni Osmanllarn pay byktr,
nk "anayasann oluumu onlarn propagandas sayesinde gereklemi ve ierii
de onlarn dncelerini iermitir."Mardine gre Yeni Osmanllar"Abdlhamid'in
anayasay askya almakla bir su ilemi olduu inanlnn genel olarak yerle
mesine de yardmc olmulardr: "Yeni Osmanllar ortaya kmadan nce pek des
tek bulamayacak olan bu dnce, 1878-1908 arasnda Padiah'a kar yeraltnda
rgtlenen muhalefetin de zeminini oluturmutur (Mardin, 1962:403).

SLAMIN SYASAL DEOLOJ OLARAK KULLANIMI

31

ni salayan Almanya yeni bir emperyalist g olarak ortaya kt. Bu


yllarda ngiltere ve Fransa, Osmanllarm baz topraklarn igal et
meye ve buralarda hak iddiasnda bulunmaya balamt. Bu durum
Osmanl devletini Almanya ile daha yakn ilikiler kurmaya yneltti.
Almanya, OsmanlI'daki slamc ideolojinin Bat-kart unsurlarna
arka karak "halifelik nvann tanmaya istek gsterdi. Bu arada
birou AvrupalI glerin smrge ynetimleri altnda bulunan dn
yann dier Mslman toplundan da hem Osmanldan bir takm bek
lentiler iindeydiler, hem de ona yaygn olarak destek veriyorlard.
Pan-slamclk baarl bir proje olmad. Abdlhamid, smrge
idaresi altndaki Mslman topluluklara hibir zaman yardmc ola
mad, ama ieride "imparatorluktan ne arta kaldysa onu bir otuz yl
kadar daha" bir arada tutmay becerdi (Deringil, 1991: 354). Abdl
hamid bu proje erevesinde imparatorluun Arap tebaasn devlet
ynetimine katmakta baarl oldu, ama slamc bir ideolojiye daya
narak gayrimslim unsurlarn devlete balln salamak olanaksz
d. Uzun vadede, devletin (farkl dini gruplara ait kiiler arasnda eit
lik ilkesini ieren) modernleme sreci ile slamc ideoloji arasnda
uyumsuzluk olmas kanlmazd.3
Milliyeti Modernleme: Kemalizm

Bir Trk kimlii ile milliyetilik bilinci ilk kez 19. yzyl sonu ile 20.
yzyl balarnda olumaya balad. Dier Mslman gruplarn, yani
Araplar ve Arnavutlarn da ayrlk olduklar ortaya knca Trk
milliyetilii ciddi bir ideolojik alternatif olarak belirdi. Ziya Gkalp'in belirttii gibi, "Milliyet lks ilk olarak gayrimslimlerde,
sonra Amavutlar ve Araplarda, son olarak da Trklerde kendini gs
terdi. Trklerin en sona kalmas sebepsiz deildir: Osmanl devletini
Trkler kurmulard" (Gkalp, [1910] 1976: 2'den sadeletirerek ak
3.
Bkz. Sonn, 1987: 285-6: "Meruiyetini din ile salayan bir devlet, imparator
luk gibi teorik olarak evrensel olan bir siyasal btn iin elverili olabilir... Tannnn
her trl ahlaki ilkenin temeli olarak grld bir yerde, snrlarn genilemesi
sadece meru deil ayn zamanda ahlaki bir zorunluluktur." Oysa modem ulus-devlet snrlar belirli bir btndr ve meruiyeti bu snrlar iindeki iktidanndan kay
naklanr. lke olarak, modem devlette yurttalk toprak ile belirlenir ve topraa ba
l bu topluluun tekil yelerinin dini aidiyetlerine baklmakszn eit kabul edil
meleri gerekir. Aynca bkz. Sonn, 1990.

32

KMLKLER SYASET

tardm). slami bilincin ortaya knda olduu gibi, Trk milliyeti


liinin ykselii de Osmanl'nn Avrupa emperyalizmi karsnda za
yflamasna ynelik tepkinin bir ifadesiydi. B yeni ideolojik eili
min yaratt i politika, sistemli bir ekilde gayrimslim burjuvazi
nin yerine Mslman ve Trk unsurlarn geirilmeye allmas ol
du. Bu politika ilk olarak Jn Trk rejimi dneminde (1908-1918)
balad ve Kurtulu Sava dneminde de srdrld. Kurtulu Sava'nn snfsal temelini Mslman toprak sahipleri ve yeni domakta
olan Mslman ticaret burjuvazisi oluturuyordu (Ahmad, 1984;
Keyder, 1987).
Kemalizm, Trk milliyetiliini topraa bal bir kimlik olarak ta
nmlar. Resmi tanmda Trkiye corafi bir kavram, Trk halk da bu
toprak zerinde yaayan insanlar olarak kabul edilir (Karal, 1981).
Bu, ilke olarak, hem slamc hem de etnik/rk temelli milliyetilik
modellerinden farkldr ve modernleme dneminin balarnda orta
ya atlan Osmanl milliyetilii kavramna ok yakndr. Ama gerek
devlet uygulamalarna gerekse de popler-kltrel varsaymlara bak
tmzda, "Trk" deyince akla Trke konuan (Snni) Mslman
gelir (Kirii, 2000). Dolaysyla, Trk milliyetiliinin Kemalist yo
rumunun, daha nceki Osmanl milliyetiliinin, gayrimslim unsur
larn Trkiye olarak tanmlanan corafyann dna atlm olmas yo
luyla gncelletirilmi bir biimi olduu sylenebilir. Ayn ekilde,
her ne kadar bir adan Sultan Abdlhamid'in slamcl ile Mustafa
Kemal Atatrk'n radikal seklarizmi birbirlerine tamamen zt olsa
lar da, bir baka adan ikisinin de ayn arayn farkl yzleri olduk
lar sylenebilir. Kemalizmin kurduu Trk ulusu", ok sayda etnik
gruba sahip bir devletin birletirici bir kimlik arama abalannn son
dura olmutur.
Ulus-devletin ortaya k 19. yzyl Osmanl modernlemesinin
dorudan bir devam ve sonucu olduu halde, Kemalizm Trkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluunu Osmanl'dan topyekn bir kopu olarak
resmetmitir. Kemalist devrimin getirdii bir yenilik, devletin meru
iyetinin Trk milliyetiliine dayanarak yeniden kurulmas olmutur
(Mardin, 1981). Kemalist milliyetilik ayn anda hem "anti-emperyalist" hem de "Batc"yd. Kemalist ideolojiye gre Trkiye, Bat em
peryalizmini ancak Batllama yoluyla aabilirdi. Yine Kemalizme
gre, modem Trkiye Osmanl gemiiyle btn balar koparmak
durumundayd, nk Osmanl devleti emperyalist glerin bir oyun

SLAMIN SYASAL DEOLOJ OLARAK KULLANIMI

33

ca haline gelmiti. Dolaysyla Kemalizm iin Osmanl gemiin


den kopu, ayn zamanda anti-emperyalist bir eylemdi (bkz. Karal,
1981).
Kemalist devrimin nemli hedeflerinden biri, slamn siyasal bir
ara konumundan karlmasyd. Kemalist ynetim slam siyasal
bir tehdit olarak grp sekler devletin denetimi altna soktu. 1923'te
Cumhuriyetin ilan edilmesinin ardndan siyasal iktidarn slami da
yanaklar ortadan kaldrlmaya balad. Mart 1924'te Halifelik kald
rld ve Osmanl hanedan lkeden uzaklatrld. Nisan 1924 Anaya
sasnda egemenliin ulusa ait olduu belirtildi. Ayn Anayasa balan
gta ulusun dininin slam olduunu sylerken, bu madde 1928 yln
da kaldrld. eyh Said isyannn damgasn vurduu 1925 yl Ke
malist rejimin tarihinde kritik bir dnm noktasyd. syann patlak
vermesinden hemen sonra sratle ve g kullanarak bastrlmas, re
jimin, kendi bekasna ynelik Krt ve slamc tehditleri balantl
algladn ortaya kard (Olson, 1989; Tunay, 1981; van Bruinessen, 1992). Bu olay hkmetin laikleme ve Trk milliyetiliini pe
kitirme abalarna hz verdi. Modernlemeye ynelik reformlarn
ou bu olaydan sonra yasalatrld. zleyen aylar ierisinde (19251926) svire'den Medeni Kanun, talya'dan Ceza Kanunu uyarland;
Klk-Kyafet ve Alfabe Kanunlar karld; tm dini tarikat, tekke ve
zaviyeler kapatld ve yasakland. Bylece Kemalist devrim devleti
slami bir imparatorluktan bir ulus-devlete, devletin merulatnc
ideolojisini de slam'dan milliyetilie dntrm oluyordu. Trki
ye Cumhuriyeti'nin douunda gndeme gelen kimlik sorusuna artk
bir cevap bulunmutu: Trkiye, Bat medeniyetine ulamay hedefle
yen birleik bir ulustu.
Kemalist kadro, ulusal hedefi "muasr medeniyet seviyesine"
ulama olarak tanmlad. Ancak "yerel kltr" ile "evrensel medeni
yet" arasnda bir sentez neren Ziya Gkalp'ten farkl olarak, Kemalistler ilkini kincisine bir engel olarak gryorlard (Toprak, 1981;
Davison, 1995, 1998). Mustafa Kemal Atatrk'n ve onu izleyenlerin
dncesinde modernleme, Batllama anlamna geliyordu. slam
"muasr medeniyet seviyesine" ulamada bir engel olarak grld
iin, yani slam'n "esasen Bat kart bir dizi gelenei, deeri, yasal
kurallar ve normlar temsil ettii [dnld iin], Kemalist anla
ytaki modem ulus-devlete zt" bir ey olarak kabul ediliyordu (Top
rak, 1981: 40; ayncabkz. Oran, 1988: 135-40).

34

KMLKLER SYASET

Aslnda Bat medeniyetine Kemalist yaklam tarz, baz alardan


slami reformcu yaklama benziyordu. Her iki ideolojide de ama,
evrenselcilik ile kendine zg olmay badatrmakt. 19. yzyl s
lamclarnn temel kayglan Bat medeniyetinin ykseliinin yaratt
tehdit ve askeri, iktisadi ve siyasi alanlarda gze arpan stnly
d. slami reformculuk, Batya "yetime" gayretinden kaynaklanm
t. Ele alnan sorular Batnm gndeme getirdii sorulard (Trkne,
1991: 48-50). Ayn ey Kemalist milliyetilik iin de geerliydi. sla
mi reformculuk, Batl kurumlann benimsenmesini slam' yeniden
yorumlayarak merulatrmaya yardmc olmu ve devletin modern
lemesini slami ilkeler nda hakl klmaya almt. slami modemistler, Bat medeniyetinin unsurlarnn aslnda slam'dan kaynak
landn ya da slam'da kolaylkla bulunabileceini iddia ediyorlar
d. Bu iddia, Batllamay, esasen Mslmanlara ait olana yeniden
sahip kma anlamnda merulatrmay amalyordu (Kayal, 1997:
36). rnein Yeni Osmanllar, Bat Avrupa'daki temsili sistemlerin s
lamda bandan beri olduunu iddia ediyorlard (Mardin, 1962: 249).
te benzer trden bir mitolojiyi, rnein tm insanln ve onun fark
l kltr ve dillerinin Trklerden kaynakland iddiasm, Kemalist
milliyetilikte de bulmak mmkndr.
Kemalist tarih yazmnn baz an tezleri, slami modemizme
benzer bir ekilde, otantik olarak hayal edilen, ama kesinlikle slami
yet ncesi olan, baz Trk zelliklerine gnderme yaparak Batlla
may merulatrmaya yardmc olmutur. Hkmet tarafndan 1931
ylnda kurulan Trk Tarih Tetkik Cemiyeti, Trklerin, anavatanlar
Orta Asyay iklim koullan yznden terk ettii ve bylece medeni
yetlerini tm dnyaya yayd tezini ileri srd. Yine 1930'larda,
Trk Dil Kurumu'nun almalarnda, dnya zerindeki tm dillerin
Orta Asya Trkesinden doduu sav ortaya atld. Her iki tez de or
taokul mfredatnn ve ders kitaplarnn demirba haline geldi (Copeaux, 1998: 39-53; Oran, 1988: 155-9).
Bu tezler aslnda bir i elikiye zm neriyordu (Oran, 1988:
215-22). Sz konusu eliki Avrupa-merkezciliin i elikilerinin
bir rn olup muhtemelen btn nc Dnya milliyetiliklerinin
ortak bir zelliidir. Avrupa-merkezci ideolojinin ortaya koyduu Ba
t ile Bat-d dnya arasndaki ikilik, kapitalizmin evrenselci iddia
ve eilimleriyle eliki iindedir. Kapitalizm dnyay ayn anda hem
birletirir hem de bler. Dnyay trdeletirme iddiasnda ve istein

SLAMIN SYASAL DEOLOJ OLARAK KULLANIMI

35

de bulunur, ama tersine, eitsiz gelimeye yol aar. Bu i eliki, Ba


t kltrnn ayn anda hem evrenselci hem de greceliki olmasn
da kendisini gsterir (Amin, 1989). Bir yandan nc Dnya insan*
lanndan Bat'ya benzemeleri istenir, ama bir yandan da bunu yapma
larna olanak tanmayan bir takm zelliklere sahip olduklar ne s
rlr. nc Dnya milliyetilii de ayn anda hem evrenselci hem
grecelikidir. Bat'dan evrensel bir model olarak sunulan ulus-devleti alr, ama onu kendine zg, otantik bir kimlik iddias ile meru
latrmaya giriir. Dolaysyla bu elikili Avrupa-merkezci iddia, ay
n ekilde elikili bir yant ile karlk bulur. Ayn anda hem Bat mo
delini kopya etmek, hem de belli bir z-sayg ve otantiklik iddiasn
korumak isteyen nc Dnya milliyetisi ne yapmaldr? Bu un
surlar hangi dozda birletirmek doru olur? Kukusuz, bu sorulara
verilen yant, durumdan duruma farkl olmutur.
Kemalist milliyetilik riskli bir yolu tercih etti. Gerekte yle ol
mad halde, slami ve Osmanl gemiiyle btn balarn kopard
n ilan etti; idealize edilmi haliyle Avrupa deneyiminin temsil etti
ine inanlan mitik "evrensel medeniyete" toptan katlmay seti; ama
yine de bu medeniyetin yabanc bir dayatma olmadn ne srd.
Trkiye, dier nc Dnya lkelerinde de olduu gibi, Bat dene
yimini yineleyemedi. Bunun nedeni, Avrupa-merkezci yaklamlarn
iddia edecei zere, Trk ulusuna zg yetersizlikler deil, kapitaliz
min dnya leindeki eitsiz gelimesiydi. Ancak, milliyeti varsa
ymlarn ve esasen Bat medeniyetini aynen yineleme projesinin ifla
s, Bat egemenliine ynelik milliyetilik-sonras eletirilerin ortaya
kmasna yol at. Bu eletirel akmlarn arasnda hem Kemalizmi
hem de slamc modemizmi reddeden yeni tr bir slamclk da vard.

Kemalist Modernlemeye slamc Kar k

Kemalizmin hegemonik olduu dnemdeki slamc muhalefet, byk


lde Kemalizm ile ayn modemist varsaymlar paylayordu. Kay
glan aynyd: Nasl modernleeceiz? Ama bu soruya verdikleri ya
nt farklyd; nerdikleri yol, sekler milliyetilie alternatif bir yol
du. Kemalist seklarizmin slamn bastrlmasn savunan kat yorumlanndan farkl olarak, slami modemizmin bak asna gre
Mslman toplumlar gayet gzel modemleebilirlerdi.

36

KMLKLER SYASET

1970lerin slamc siyasal partisi Milli Selamet Partisi'nin (MSP)


savunduu grler buna iyi bir rnek oluturur. MSP'nin kurucusu
Necmettin Erbakan, siyasete atlmadan nce stanbul Teknik niver
sitesinde makina mhendislii profesryd. Hem Mslman gele
neinden hem de ald teknik eitimden her zaman gurur duyan (ve
niversitede popler bir hoca olduu anlalan) Erbakann kamu ya
am boyunca defalarca tekrar ettii u szler ok arpcdr: Bat tek
nolojisinin kayna 7. ile 14. yzyllar arasndaki Mslman dnya
da bulunabilir; dolaysyla, bugn "biz" (yani Mslman dnya) Batya entelektel mlkiyet haklarmzn bedelini detecek olsaydk,
"onlar" kesinlikle iflas ederlerdi. Bu ifade, Bat teknolojisi ve kurumlannn aslen Mslman kaynakl olduunu, dolaysyla da onlan ka
bul etmenin otantiklii bozmayacan iddia eden modemist slamc
ln tipik bir rneidir. Binnaz Toprak'n da gzlemledii gibi, 19.
yzyl sonlar ile 20. yzyl balarndaki slamclar gibi, MSP de Bat
medeniyeti ile teknolojisi arasnda bir birliktelik kurmam," ve dola
ysyla "modernlemeyi Batllama ile ayn ey olarak grmeyi" red
detmitir (Toprak, 1984: 123, 127).
Kemalizmin temel ilkelerine aykr olmasna ramen, bu pozisyon
siyasal kltrn ana damarna da tamamen yabanc deildi. Trk ulu
sunun Kemalist tanmnda bir mulaklk olduunu yukarda belirt
mitik. Her ne kadar Kemalistler bir medeniyet projesi olarak slami
reddetmilerse de, Trk ulusunu Mslman olarak tahayyl etmeye
devam etmilerdir. Cumhuriyet'in kuruluundan bir sre sonra, rejim
artk tamamen yerleince, siyasal iktidar merulatran ideolojiye s
lamn da dahil edilmesi ynnde bir eilim balamtr (bkz. Sakallolu, 1996). Ayn sre iinde, yukarda deinilen Trk tarih ve dil
tezleri de resmi desteklerini ve poplerliklerini yitirmeye balam
lardr (Copeaux, 1998). Kemalist ve slamc modernlik tahayylleri
arasndaki farklarn yakn gemite olduu gibi bir atmaya yol a
t dnemler dnda, bu mulaklk zlmeden srmtr.
Bu atmann 1990'larda ortaya kn anlamak iin, yeni tr bir
slamc eletiriyi de analize katmak gerekir. Bu yeni eletiri, modern
leme iin alternatif bir kimlik nermenin tesine geerek tam da mo
dernleme projesinin kendisini reddeder. slamcln bu yeni tr,
1980lerde ortaya kan bir grup slamc yazarn daha nce grlme
mi lde poplerlik kazanmasyla kendini gsterdi. Ruen akr,
smet zel'in ilk basksm 1978'de yapan Mesele: Teknik, Mede

SLAMIN SYASAL DEOLOJ OLARAK KULLANIMI

37

niyet ve Yabanclama balkl kitabn bu izginin ncs olarak ta


nmlar. akr'n ifadesiyle, bu kitap yaymlanana kadar, "Trkiye'de
mslman aydnlarn amac 'dinlerinden taviz vermeden ada uy
garlk dzeyine varmak, hatta onu aarak Bat ile hesaplaabilmekti.
zel'le birlikte ilk kez gndeme getirilen [ey], modemizmi usul y
nnden deil, esastan sorgulama" oldu (akr, 1990: 252-3). Kuku
suz, gerek slami modemizmin gerekse de Kemalizmin hegemonik
olduu dnemlerde, slamc hareket ierisinde modemiteyi ve tekno
lojiyi reddeden bir akm hep vard. Ancak bu gerici ve iine kapal bir
dnce akm olarak kalm, yaygn bir destek kazanamamt. Buna
karlk, bu yeni literatr sadece slamc kanatta reva kazanp yayl
makla kalmad, 1980 ve 1990'lar srasnda Trk entellektel yaam
na egemen olan, modernleme konusunda nasl tavr alnaca tart
masn da ateledi.
Bunun, kresel bir "postmodem durum"un sonucu ve gstergesi
olduu sylenebilir. Dier bir deyile, Trkiye'nin her zaman ulama
y amalad "evrensel" medeniyet son yllarda dnya apnda sor
gulanmaya ve Bat partiklarizmi olarak ifa edilmeye balamt.
Bat'ya benzeme projeleri dnya leinde gzden dmeye yz tut
mu ve "otantik kltre" dnme fikri daha ekici hale gelmiti. Mo
dernliin eletirisi artk yz geriye dnk bir nostalji olarak alglan
mamakta, tam tersine, otantiklik iddialar Bat hegemonyasna mey
dan okuma olarak olumlanmaktayd.
1990'larn slamc partisi Refah1n bu denli gl bir k yapma
sn salayan ey, slamcln iki izgisinin, yani Kemalist modern
lemeye alternatif neren izgi ile modernlemeyi reddettii iin Kemalizmi de reddeden izginin ayn siyasal hareket iinde bir araya
gelmesiydi. Farkl toplum kesimlerine farkl (hatta, bazen elien)
eyler vaat eden bu iki izginin ayn siyasal hareket iinde istikrarsz
da olsa bir birlik kurabilmelerini salayan ey, ikisinin de Kemalizme
kar olulanyd. Bu kar duru, kresellemenin ivme kazand,
ulus-devletin kalknmac ve refah ilevlerinin zayflad bir tarihsel
balamda Kemalizmin gerilemesinden g kazanyordu.
Kemalizmin gerilemesi, kresel eilimlerin bir parasyd. Gyan
Prakash'm ifade ettii gibi, "ne milliyetilik ne de Marksizm Avrupamerkezci sylemden kopabilmitir; her ikisi de Avrupann tarihsel
deneyimini evrenselletirmi ve "smrgeciliin yerletirdii Akl ve
lerleme dzenine sahip kmlardr" (Prakash, 1994: 1475). Trki

38

KMLKLER SYASET

yede hem Kemalizm hem de devrimci Sol, devletiliin ve kalknma


nn erdemleri zerinde gr birlii iindeydiler ve bunlan "ilerleme
ve "medeniyete ulama"mn yolu olarak gryorlard. Ama artk Bat
medeniyeti kendine zg bir kltr, modernleme de hegemonik bir
proje olarak tam bir yapbozuma uratlmt (rnein bkz. Chakrabarty, 2000; Escobar, 1995). Daha nceleri, emperyalizm karsnda
en radikal tavr milliyetilik, kapitalizme kar en radikal yant Mark
sizm'di. Oysa artk her iki yant da modemlemeci olarak tanmlan
makta, yani modas gemi olarak kabul edilmekteydiler.
slamc duru ite bu balamda gelime olana buldu. Kemalistler Bat medeniyetini "evrensel bir model olarak kabul etmilerdi.
Bat emperyalizminin evrenselcilik iddialarn ciddiye alm, onun
kltrel darlk ve slnn farkna varmamlard. ada slamclar
iin ise milliyetilik sonu itibariyle Batl bir ideolojiydi; bu ideolo
jinin 20. yzylda smrgecilikten kurtulan dnya tarafndan benim
senmesi, otantik benliin inkr anlamna geliyordu. Bu dnrlere
gre slamclk gerekten yerel ve bu yzden de daha radikal ve kk
ten bir ekilde anti-emperyalistti.
Tannm slamc yazar Ali Bula'tan yaplacak birka alntyla bu
noktalan rnekleyebiliriz. Bula (1991: 38), modernlemeyi u sz
lerle eletirir: "yoksul lke insanlar... modemizm, ilerleme, kalkn
ma, refah, ada uygarlk dzeyine ulama/hatta stne kma, a
yakalama, a atlama trnden yalanc vaat ve iletiim aralar ile
politik sylemlerin ar basks altnda acmaszca tketime ve yiyi
cilie kkrtlyor; ama fiilen onlara nerilen mahrumiyet, sknt, sa
br, yksek enflasyon, kemer skma, vb. can skc, umut krc, at
malara yol ac dzenekler oluyor. Bulaa gre (1991: 228) milli
yetilik maddeci bir ideolojidir ve dorudan kalknma sorunuyla ba
lantldr. Baka bir yerde Bula (1995: 201), tm dnyann yeniden
yapland kreselleme anda "siyasi, askeri ve iktisadi bamsz
lk fikrine ok nem veren ulus devletlerin, bu geen yzyldan dev
raldklar yaplarn daha ne kadar koruyabilecekleri sorusunu orta
ya atar. Samuel Huntington'n iyi bilinen "medeniyetler atmas" te
zini anmsatan bir tespit ile, yle der: "Gelecekte dnyann Hristiyanlk/seklerizm, Konfys/Budizm ve slam mihverinde
ana kutba doru evrilecei beklentisi iinde olabiliriz" (Bula, 1995:
214). O halde, 19. yzyldaki reformist slamck (ve yine 20. yzyl
daki modemist slamclk) "Avrupa'nn stnl ile slami kltr

SLAMIN SYASAL DEOLOJ OLARAK KULLANIMI

39

arasnda bir kpr kurup ikisini tek bir medeniyet iinde birletirme
yi hedeflerken" (Choueiri, 1990: 69), modernliin gnmzde gr
len slamc eletirisi Avrupa medeniyetini hibir ekilde stn olma
d gerekesiyle reddeder. slami reformcular Avrupann Aydnlan
ma deneyimini benimserlerdi; gnmz slamclar ise ona kar
karlar. Yeni Osmanllar zellikle Avrupa'nn "ilerleme" dncesin
den etkilenmilerdi (Mardin, 1962: 319). Son dnemin slamclar ise
"ilerleme" dncesini modas gemi ve yanl bir Bat dogmas ola
rak reddederler.
Sonu

slamclk sadece dinselliin ykselmesi olarak anlalamaz. Geri bu


da modemizmin gerileyiinin nemli bir parasdr; ama slamcl
esasen bir ideoloji, bir siyasal mcadeleyi merulatrma arac olarak
ele almamz gerekir. Bu tespit, hem Osmanl mparatorluunda 19.
yzylda ortaya kan slamclk iin hem de 20. yzyln sonunda or
taya kan slamclk iin geerlidir. Osmanl mparatorluu'nda s
lamcln ortaya k, oryantalistlerin iddia ettii gibi slamiyetteki
din-devlet ilikilerinin zgllnden deil, o tarihsel dnemde yaa
nan iktisadi, toplumsal ve siyasi deiimler karsnda devletin me
ruiyet arayndan kaynaklanan bir olguydu. Bu dnemin ardndan
milliyetilik egemen oldu. Yine o dnemde din-devlet ilikilerini be
lirleyen ey, slam dininin kendine zg zelliklerinden ziyade s
lamn siyasal bir ideoloji olarak kullanlmasyd. Gnmzde de s
lamclk, milliyetilik-sonras bir kimlik siyasetini merulatrmak
zere yeniden ortaya kt.
19. yzyln slami reformculuu, Bat kunmlannn ve ideolojile
rinin benimsenmesini kolaylatrmak iin slam yeniden yorumla
mt. Bu kendi iinde elikili bir sreti; slamn siyasal ve kltrel
olarak inkr edilmesi ve bask altna alnmasyla sonuland. Bugn
den geriye bakldnda daha aka grlebilecei gibi, slami re
formculuk bir uzlama hareketiydi; kltrel ve siyasi otantikliin terk
edilmesi anlamna geliyordu. Sonu olarak, milliyetiliin ve bir si
yasal rgtlenme biimi olarak ulus-devletin benimsenmesine giden
yolu ayordu. slamc ideolojinin gnmzde bir siyasal mobilizasyon arac olarak kullanlmas ise, uzun bir modemlemeci siyaset d
neminin ve Bat modeli dorultusunda bir ulus-devlet oluturulmas

40

KMLKLER SYASET

srecinin ardndan ortaya kt. te Bat medeniyeti ve bu medeniye


tin devletilik, kalknmaclk, rasyonalite ve ilerleme gibi modemist
dogmalar sorgulanmaya balaynca, smrgecilikten kurtulmu l
kelerin Bat medeniyetinden devraldklar bir siyasal model olan laik
ulus-devlet modeli de eletiri oklarna hedef oldu. Eer nc Dnya'nn Batya benzeme abalan baanszlkla sonulandysa, otantik
bir benlik tasavvuruna geri dnmekten daha iyi bir zm bulunabi
lir miydi? Eer nc Dnya milliyetilii sonuta ie yaramayan
bir benlik tasavvuru olduysa, belki alternatif bir tasavvur slam'da bu
lunabilirdi.
Son olarak unu da belirtmek gerekir. Eer milliyetilik Bat'nn
stnln tanmay ve onu taklit etmenin gerekliliini en azndan
st rtl bir biimde ima ediyorsa, znde Bat'dan farkl olma id
diasyla otantik bir benlik ileri srmek, kanlmaz ama paradoksal
bir ekilde baka bir Bat dogmasnn, yani oryantalist zcln ye
niden retilmesine yol aar. Sadece, bunu tersinden yapm olur. An
lalan odur ki mesele, btn meydan okumalara ramen, Bat'nn ha
len devam eden hegemonik konumunda yatmaktadr. ktidarn kre
sel sistemin merkezinden kaynakland ve bu merkezin direni ve
tepkilere hedef olduu dikkate alnrsa, evredeki gszlerin kendi
lerini bu merkeze referansla tanmlama ve konumlandrmalarnn ka
nlmaz olduu grlebilir. ster onunla rekabet iinde, ister ona
uyum salama abasnda, isterse de onu reddedip ondan kopma arzu
sunda olsun, gszlerin mcadeleleri gl merkezin izdii ere
ve iinde kalma eiliminde olacaktr.

3
Kreselleme ve Siyasal slam:
Refah Partisi'nin Toplumsal Taban

1990'l yllarda Trkiye'de siyasal slamn nde gelen kurumsal tem


silcisi Refah Partisi olmutur. 1970'li yllarda etkinliini srdrdk
ten sonra 1980'de askeri ynetim tarafndan kapatlan Milli Selamet
Partisi'nin devam olarak 1983 ylnda kurulan Refah Partisi, en b
yk poplaritesine 1990'l yllarda kavutu. 1984 ylndaki belediye
seimlerinde ald yzde 4.4lk oyu oniki yl iinde yaklak be kat
artran Refah Partisi, nce 1994 belediye seimlerinde ald yzde
19'luk oy oran ve hem stanbul hem de Ankara'da kazand bykehir belediye bakanlklar, ardndan da 1995 genel seimlerinden
birinci parti olarak kmasn salayan yzde 21.4'lk oy oranyla
Trkiye'nin kurulu dzeni iin tehlike anlarnn alnmasna neden
oldu. Refah Partisi bu koullar altnda Tansu iller nderliindeki
Doruyol Partisi ile bir koalisyon hkmeti kurarak, ksa bir sre iin
de olsa iktidara gelmeyi baarabildi. Ne var ki ncelikle silahl kuv
vetlerden gelen basklar sonucunda iktidardan uzaklatrld, ardn
dan da Anayasa Mahkemesi tarafndan kapatld. Bu kez Refah Partisinin devam olarak kurulan Fazilet Partisi, hem siyasal kadrolarn
hem de milletvekillerini Refah Partisi'nden devrald halde, ister is
temez Refah Partisinden daha temkinli davranmay ve onun miras
na biraz mesafeli kalmay tercih etti. Bu durum, gerek Refah' destek
leyen rgt ve kurulularn birounun gerekse de semenlerin bir
blmnn bu siyasal harekete yabanclamasna yol at.
1996 ylnn ortalarndan 1997 yl ortalarna kadar sren koalis
yon hkmetinin byk orta olan Refah Partisi'nin bu ksa iktidar
deneyimi, ok eitli slamc kurulu ve rgtlenmelerin desteiyle
gerekleen bir ykseliin tepe noktasyd. Bu kurulular arasnda s
lamc yazarlar bir araya getiren gazeteler, dergiler ve yaynevleri, sa
ysz slami vakf, slamc bir ii sendikas konfederasyonu ve bir Is-

42

KMLKLER SYASET

lamc iadamlar demei saylabilir. Her ne kadar bu kurulular Refah


Partisi'nin siyasal projelerinden farkl, kendilerine zg ama ve ide
allere sahip olsalar da, Trkiye'de siyasal slamn tartmasz lideri ve
temsilcisi olarak grdkleri bu partiyle uyumlu ve ona destek olacak
ekilde almaktaydlar. Bu nedenle incelemeyi Refah Partisi zeri
ne odaklamak, Trkiye'de siyasal slamn dayand geni toplumsal
tabann analizinin yaplmasna olanak tanyacaktr. Refah Partisi'nin
iktidardan zorla uzaklatrlmas ve ardndan kapatlmasyla ortaya
kan srete slamc hareket bir danklk iine girdiinden, burada
ki deerlendirme Refah Partisi dnemiyle snrl kalacaktr.
Refahn temsil ettii biimiyle slamclk, klasik sa-sol ayrmn
karmaklatran, ok-snfl bir siyasal hareketti. Bu olgu, baz y
zeysel benzerlikler tamasna ramen, Latin Amerikadaki "kurtulu
teolojisinden farkl bir eydi. Kurtulu teolojisi sosyalist bir bak
asndan Hristiyanln yeni bir yorumunu gelitirirken, Refahn s
lamcl kltrel kimlik konusuna odaklanmt. Kurtulu teolojisi
esasen toplumsal dzenin deitirilmesini ngrr. Bu nedenle snf
sal kayglar Hristiyanln deyimleriyle ifade eder; yani, halk snf
temelli sorunlar etrafnda harekete geirmek iin dinsel temalar kul
lanr (Berryman, 1987; "kurtulu teolojisinin orijinal manifestolarn
dan birinin ngilizce evirisi iin bkz. Gutierrez, 1982). Oysa bunun
tam tersine Trkiye'de siyasal slam bir kltrel proje etrafnda kurul
mu ve bu projeyi hayata geirebilmek iin insanlarn snfsal kar
larna hitap etmeye almtr. Dier bir deyile Refah Partisi, toplu
mun yaam tarzn deitirme ve kendi kurgulad biimiyle bir "s
lami" toplum kurma projesi iin snf temelli meseleleri bir ara ola
rak kullanmtr. O halde, bu projeye hangi snflar ya da snf kesim
leri destek vermitir?
Kuramsal ereve

Merkez-evre ilikisini Trkiyedeki temel blnme ekseni olarak


gren yazarlar, almalarnda yaam tarzlar, kltr ve ideoloji gibi
stat temelli unsurlar zerinde dururlar. Bu yazarlara gre modem
Trkiye'de merkez, Kemalizm tarafndan temsil edilmektedir; dolay
syla Kemalist devlete uzak ve kart olanlar siyasi, iktisadi ve ideolo
jik dzeylerde dlanm ve evreye itilmilerdir (Mardin, 1973). s
lamcl yok olmaya mahkm geri bir ideoloji olarak tanmlayan mo-

KRESELLEME VE SYASAL SLAM

43

demleme kuramn hakl olarak eletiren bu kuramsal perspektife


gre siyasal slam, Kemalist devlete ve onun ideolojisine yaknlkla
r sayesinde ayrcalkl bir konuma yerlemi olan toplumsal aktrler
karsnda ykselmeye alan "kar sekinler"in hareketidir. Yine bu
yaklama gre, "Cumhuriyeti sekinler ile slamclar arasndaki g
ve iktidar mcadelesi habitus, kltrel kodlar ve yaam tarzlar ala
nnda yer almaktadr" (Gle, 1997: 52; ayrca bkz. Gle, 1996a).
Refah gerekten de kendisini "merkeze" kar "evre"nin, "devle
te" kar "sivil toplum"un partisi olarak sunmutur (Navaro-Yashin,
1998). Ama yine de slamcl stat kavgas temelinde aklamaya
alan tez iki adan yetersizdir. Birincisi, merkez-evre perspektifi
gncel konjonktrn tarihsel zglln hesaba katmaz. Merkezevre blnmesi ve ondan kaynaklanan atmann kkenleri Osman
lI mparatorluundan beri var olmu, deien koullar altnda Cum
huriyet dnemi boyunca da srmtr (Mardin, 1973). stelik, Cum
huriyet dnemi ierisinde eitli slamc unsurlar sk sk Kemalist
devletin ideoloji ve pratiine dahil edilmilerdir (Toprak, 1990; Sakallolu, 1996). Durum bu ise, slamcln Kemalizme kar muha
lefeti neden ancak son yllarda bu kadar gl hale gelmitir?
kincisi, "kar sekinler" tezi esas olarak, hatta belki sadece, pro
fesyonel orta snflar ve niversite rencileri zerine odaklanmakta
dr. rnein Nilfer Gle (1996b), barts gibi slamc sembolle
rin kullanmn toplumsal ykselmenin, yani evreden merkeze do
ru hareketlenmenin bir arac olarak kavramlatnr. Ancak bu kavram,
esas olarak, u anda egemen olan kimlik karsnda kendi alternatif
kimliklerini ortaya koyma mcadelesindeki profesyonel orta snftan
kiiler iin geerli olabilir. Oysa burada, dier snflar zerinde dura
rak, siyasal slamn toplumsal tabannn bymesini 1980'lerin ve
1990'larn zgl tarihsel konjonktrne bal olarak ele almaktayz.
1980'ler ve 1990'lar, ulus-devletlerin dnya apnda geriledii bir
dnem olmutur. 20. yzyln daha balarnda ulusal ekonomilerini
dzenlemeye ve yurttalarnn refahn korumaya balayan modem
devletler, imdi kreselleme karsnda g kaybetmektedirler (Mittelman, 1996). 20. yzyl, refah devletinin ve onun etrafnda kurulan
toplumsallamann ykseli ve dne sahne olmutur. Bylece
hem birbirleriyle yaran alternatif kimlik iddialar ve toplumsalla
ma biimleri, hem de modemizm, ulus-devlet ve milliyetilie yne
lik postmodemist eletirilerin belirmesine olanak domutur (Har-

44

KMLKLER SYASET

vey, 1989; Dirlik, 1994). Ulus-devletin bysnn kresel apta bo


zulmas, ilk bakta zt ama aslnda paralel olan iki eilime, bir yanda
ulus-alt (yani etnik, vb.) ayrlk hareketlere, dier yanda da ulusst (yani din veya medeniyet temelli) yeniden-uyan hareketlerine
yol amtr.
Buradaki ana tez, siyasal slamn Kemalizme muhalefet iinde
ykseliinin kreselleme ve postmodemlemeye (veya postmodem
duruma gei srecine) bal olarak anlalabileceidir ("postmodemleme" kavram iin bkz. Crook, Pakulski ve Waters, 1992; ayr
ca bkz. Harvey, 1989). Bu yaklam, ekonomik gelime sonucunda
dinin gerileyecei ynndeki modernleme tezini reddeder ve yaygn
kanmn aksine siyasal slamn kresellemeye mutlaka kar olmad
n ne srer. Aada greceimiz gibi, Trkiye'de siyasal slam
tam da kreselleme koullan altnda serpilip gelimitir. Kreselle
me ile slamclk arasndaki ban anlalmas, daha genel planda, li
teratrde "McDonalds'lama ile kabileciliin" elikili birliktelii
olarak ifade edilen (bkz. Barber, 1992) olguyu anlamamza da yara
yacaktr.
Ancak unu da belirtmek gerekir ki slamclk farkl snftan in
sanlara farkl eyler vaat etmitir. Bu adan Refah Partisi, kentli yoksullann, st ve orta snflann baz kesimleri tarafndan statkoya kar
harekete geirilmesi olarak tanmlanan (Di Telia, 1997) "poplist"
hareketlerin bu klasik tanmna uygun bir yapdayd. (Buradaki kav
ramn, lkemizde yaygn olarak kullanlan "poplist" kelimesinden
farkl bir anlam tadna dikkat edilmelidir). Aka saptanabilir
ama birbirlerine zt karlara sahip olan bu farkl toplumsal snflar ve
snf kesimleri, yine de karlarn Kemalizm kartl gibi ortak bir
tema etrafnda dile getirmekteydiler. slamc hareket, bu farkl karlan Kemalizm kartlnn ve slami yaam tarzna ynelik taleplerin
ifade edildii bir sylem iinde baaryla eritebildi.
Kreselleme, hracata Ynelme ve Siyasal slam

Trkiye'de 1960'lar ve 1970'ler ithal ikameci sanayilemeye (S) da


yal ekonomik bymenin yaand bir dnemdi. 20. yzyl boyun
ca nc Dnya lkelerinin modernlemesinde yaygn olarak kulla
nlan ithal ikameci sanayileme, devlet merkezli bir kalknma mode
liydi. S, milliyeti bir ideoloji erevesinde, refah devletinin temel

KRESELLEME VE SYASAL SLAM

45

ilkelerini hzl sanayileme hedefiyle birletirmeyi amalyordu. Pra


tikte S, teknolojinin, yatrm rnlerinin ve snai girdilerin ithal edil
dii, nihai rnn ise devletin korumas altndaki i piyasaya sunul
mak zere yerel olarak retildii bir sreti (S zerine klasik bir a
lma iin bkz. Hirschman, 1968). Trkiye'de S'ye dayal byme
dneminde slamc muhalefet yok olma tehdidi altnda yaayan k
k ve bamsz i sahiplerini temsil ediyordu. 1970te ilk slamc si
yasal parti olan (ve Anayasa Mahkemesinin kapatma kararndan son
ra Milli Selamet Partisi olarak yeniden alan) Milli Nizam Partisi'nin
kurulmas, Sye dayanan kentli byk sanayiciler ve dier iadamlan ile taradaki geleneksel, kk ve orta boy iletmeler arasndaki a
tmann bir sonucuydu. MNP/MSP'nin tabann byk lde tarikat
lara bal muhafazakr kesimler ile bu taral, kk lekli i sahip
leri oluturuyordu (Ycekk, 1983; Alkan, 1984; Toprak, 1984; Sanbay, 1985).
Trkiye'de siyasal slamn gerileyeceini ngren yazarlann al
lm tezi, ilerleyen ekonomik gelime ve kltrel seklerleme so
nucunda siyasal slamn tabannn eriyecei grdr. slamcl
ncelikle muhafazakr bir siyasal hareket olarak gsteren bu yazarla
ra gre "slam, Trkiye'nin dnya piyasalanna entegre olmasyla sa
nayiye dayal ekonominin neminin daha da artmas sonucunda karlan sarslan kk tccar, kk iadamlan ve zanaatkrlann tep
kisini dile getiren bir ideoloji olarak ilev grmektedir" (Birtek ve
Toprak, 1993: 199. Ayrca bkz. Toprak, 1995; Ycekk, 1997). Bu
tespit MSP dnemindeki siyasal slamn toplumsal tabann doru ta
nmlyor olsa da, bugn iin artk geerli deildir. Ekonominin sz
edilen kesimleri nemini yitirmemekte, tam tersine kreselleme ile
birlikte nem kazanmaktadr. Devleti dnemin korunakl ortamnda
gelien geleneksel ithal ikameci sanayi sektrlerinden farkl olarak,
bu kesimler serbest ticaret ve ak piyasa ortamndan beslenmektedir
ler. Dnya ekonomisinin bugnk yapsna bal olarak, nc
Dnya'da bu sektr serpilmekte ve gelimektedir.
Dnya ekonomisinin gnmzdeki yapsn anlamak iin en ya
rarl kuramsal ereve, kresel apta Fordizmden post-Fordizme ge
i srecinde bulunabilir (bkz. Amin, 1994). "Fordizm" kavram, bel
li bir smai rgtlenme biimini ve bunun siyasal ve kurumsal yaplar
zerindeki etkilerini ifade eder. Smai rgtlenme tarz olarak Fordizm, standart rnlerin kat montaj hatt teknolojisiyle ve byk l

46

KMLKLER SYASET

ekte retilmesini ierir. Makro ekonomik dzeyde ise, refah devleti


nin dzenleyici mdahaleleri yoluyla kitlesel retim ile kitlesel tke
tim arasnda oluan birliktelii tanmlar. Baz yazarlar tarafndan
"sermaye-emek uzlamas olarak adlandnlan refah devleti, ii sn
fnn karlarn sermayeninkilerle badatrma iini stlenmi ve bu
yolla istikrarl ekonomik bymeyi de desteklemitir (Bowles and
Gintis, 1988).
Ancak kreselleme tekil ulus-devletlerin gcn azaltmaya ba
lamtr. Artk ulus-devletler kendi balarna tam istihdam salamak
ta, ekonomik bymeyi srdrmekte ve reformcu refah politikalarn
korumakta glk ekmektedirler. Ayn zamanda, Fordizmin kendi i
elikileri nedeniyle, kat montaj hatt teknolojisinin yerini esnek ser
maye birikim biimleri almaya balamtr. Bu yeni biimler arasnda
en nemlilerinden biri fason retim, yani retimin taeron firmalara
yaptrlmas eilimidir. Bu yolla sendikalarn basksndan kurtulma
ve ii karmann veya cretleri drmenin nndeki engelleri or
tadan kaldrma olana doar. Bu tr post-Fordist "esnek birikim" bi
imlerine doru kresel dzeyde glenen eilim, kk lekli re
tim birimlerinin ve kendi hesabna alanlarn saysnn artmasnda
da gzlenebilir. Kendi hesabna alma 1970lere kadar ileri kapita
list lkelerde dme eilimi gstermi, ancak bu tarihten sonra yeni
den ykselmeye balamtr (Steinmetz ve Wright, 1989). Bu eilim
ksmen sanayi-sonras hizmet sektrlerinin bymesine bal olsa da,
geleneksel imalat sektrlerinde de grlmektedir. Son yllarda kendi
hesabna alanlarn saysndaki bu artn, fason retimin yaygnla
masnn bir sonucu olduu anlalmaktadr. retimin fason olarak k
k iletmelere, yani kk giriimci kisvesi altnda aslnda iilik
yapan imalatlara yaptrlmas, kulaa ho geldii iin "saysal es
neklik" diye adlandnlan, ama aslnda istedii zaman ii karma z
grl anlamna gelen stratejinin en temel yntemlerinden biri hali
ne gelmitir (Crook, vd., 1992: 177-90; Pollert, 1988).
Gelimi kapitalist lkelerde grlen bu eilimler, retimin kre
sellemesi yoluyla imalat faaliyetlerinin nemli bir blmn stne
alan nc Dnya lkelerinde daha da belirgindir. Kresellemede
egemen bir tarz, nc Dnya'da yer alan ok sayda kk ve ba
msz iletmenin ticaret alan araclyla uluslaram firmalar hesa
bna almasn ierir. Bu yntemde, uluslaram firma retimi rgt
lemez, hatta retime ya da kullanlan teknolojiye bile dorudan do-

KRESELLEME VE SYASAL SLAM

47

rya karmaz. Firma sadece rnn tasarm ve pazarlamas ile ilgi


lenir ve kendi tasarmna uygun rnn retilmesini de azgelimi l
kedeki fason irketlere havale eder (bkz. Gereff, 1994, 1995). Fason
retim yapan bu irketler genellikle emek-youn teknoloji ve buna ek
olarak "ev ii ve aile emei, zanaat ve patemalist... emek sistemleri"
gibi ilkel yntemler kullanrlar. Bu tr kk atlyelerin dnya apn
da oalmas,'sendikal rgtlenmeleri zayflatr ve "giriimcilik, patemalizm ve zel sektrclk gibi ideolojilerin" ykselmesine katk
da bulunur (Harvey, 1989: 152, 192). te siyasal slam Trkiyede
klasik ii snf siyasetinin gerilemesi ve kk giriimciliin yk
selmesiyle olduka verimli bir zemin yakalamtr.
Trkiye'de kk ve orta boy imalat sanayileri son zamanlarda
hzla gelimilerdir. Bu sanayilerin be tara kentindeki (Denizli, Ga
ziantep, Konya, orum ve Edime) durumu zerine yakn bir tarihte
yaplan bir aratrma u bulgulan sunmaktadr. Ankete dahil olan fir
malarn yzde 80'inden daha fazlas 1980 sonrasnda, yaklak yars
da 1990 sonrasnda kurulmutur. Aratrmann yapld tarih itibariy
le, yeni kurulan* frmalann en ok tekstil ve konfeksiyon sektrlerin
de yer ald grlmektedir. Bu iletmelerin yaklak yans fason re
tim yaptklarn ve fason siparilerinin hem yerli hem de yabanc ir
ketlerden geldiini ifade etmilerdir. Bu kk giriimcilerin snfsal
kkenlerinin dolayl bir gstergesi olarak, yaklak te birinin ilko
kul, dier te birinin ise ortaokul veya lise mezunu olduu saptan
mtr (Kiolu, Kse, nc ve akar, 1997).
1980 sonras dnemde hkmet politikalan bu gelimeyi destek
lemi, kk ve orta boy iletmeler iin organize sanayi blgelerinin
kurulmasnda aktif bir rol oynamtr. 1996 yl itibariyle birka bin
iyerini banndran 36 sanayi blgesi bulunmaktayd. Bunlardan sade
ce alts 1962-1987 arasndaki yirmi be yl boyunca, otuzu ise 1987
sonrasnda ina edilmiti. Yine bu tarihte de birok yeni sanayi blge
sinin kurulmas gndemdeydi. Sanayi blgelerindeki iletmeler baz
vergi avantajlanndan yararlandklan halde, buralardaki kk giri
imciler yaygn olarak hkmetten yeterli destek grmediklerinden
yaknrlar. Bu yaknma devletilik kart bir sylemle kendini ifade
eder. Oysa tersinden sorulduunda, ankete katlan kk sanayiciler
devletin kendilerine verecei olas yardm ve korumay ok da mem
nuniyetle karlayacaklann belirtmektedirler. Organize sanayi blge
lerinde yaygn bir ocuk ve kadn emei smrs vardr; buna kar

48

KMLKLER SYASET

lk sendikal rgtlenme ise hemen hemen hi yoktur (Oyan ve Konukman, 1997).


Bu sektrn yandalar, Trkiye'nin toplam ihracat potansiyelinin
yaklak drtte birininin kk ve orta boy sanayi iletmelerinden
kaynaklandn tahmin etmektedirler (ahin, 1997: 35). Trkiye
ekonomisinin ihracata ynelmesinin bir sonucu olarak 1980'ler ve
1990'larda hzla byyen bu sektr, kente yeni g etmi ancak Fordist sektrde (yani formel sanayi sektrnde) gvenceli bir istihdam
olana bulamam geni kitleleri de emmeye yaramtr. Bu kk
giriimcilerin alma koullar "cretli el emei ile byk benzerlik
ler gsterebilmekte" ve faaliyetleri enformel ekonominin bir ok un
surunu barndrmaktadr (Nichols ve Suur, 1996: 250).
Enformel ekonomi ile kresel ihracat pazarlan arasndaki bala
rn kurulu biimine ilgin bir rnek, stanbul'un baz yoksul gmen
mahallelerinde kadnlann ev ii olarak yaptklan ve/veya aile emei
ne dayal atlyelerde gerekletirilen para ba retimin kresel eko
nomiye bir ka farkl dzeydeki taeron firmalar araclyla eklem
lenmesinde bulunabilir. Dardan gelen rn siparileri (rnein el
rgs kazaklar) mahalledeki (erkek) bir giriimcinin oradaki ailele
rin emeklerini organize etmesi yoluyla karlanr. Bu adam ile emek
sarfeden kadnlann (ve bazen de ocuklann) arasndaki i ilikileri,
"gerek ya da kurgusal akrabalk" olarak alglanp dile getirilir. Bu
yolla, retken emein deerinin drlmesi salanr. Bu deersizletirme bazen o llere varr ki, i ister evde ister yerel bir atlyede
yaplm olsun, mahallede oturanlar arasndaki yaygn k a r lk llk
bahanesiyle hibir parasal demeye bile gerek duyulmad olur
(White, 1994: 105-31).
Anadolu'daki kk lekli sanayicilerin ya da stanbul'un yoksul
semtlerindeki yerel giriimcilerin hepsinin mutlaka slamc olduu
sylenemez. Ancak iveren smfnn slamc kesimi, ncelikle bu k
k giriimcilerin arasndan kmaktadr. Bunun nedenleri, devlet ile
kk sermaye arasndaki ilikiye bakarak aklanabilir.
Sanayi ve finans faaliyetlerini bnyelerinde banndran byk hol
dingler dahil olmak zere, Trkiyede iveren snfnn en baanl ve
yerleik kesimleri bile, devlet karsnda kendilerini gsz hisseder
ler. Varlklarnn kkeninin ve servetlerinin bekasnn devlete bam
l olduunu bilirler (Bura, 1994: 4-5). Trkiye Cumhuriyeti'nin ku
rulu aamasnda var olmayan burjuva snf, daha sonra devlet eliy

KRESELLEME VE SYASAL SLAM

49

le yaratlmt (bkz. Keyder, 1987). thal ikameci sanayileme (S)


dneminde, "kr ve birikim, piyasalardan ok izlenen politikalara ba
ml [idi]. ...Bu nedenle, [giriimciler] piyasadaki frsatlar deerlen
dirmekten ok dikkatlerini brokrat ve siyasetiler ile yakn ilikiler
kurmaya ynlendirirlerdi" (ni, 1999: 244). 1980 sonrasnda S po
litikasna son verildi ve serbest piyasa ekonomisinin kurumlann ge
litirme abalar balad; ama devlet yine geri ekilmedi. Devlet ile
iadamlar arasnda klientalist ilikiler hl egemen i yapma tarz
olarak devam etti ve dolaysyla iadamlar iin devlet merkezi konu
munu korudu (Bura, 1994: 264; ni, 1999: 253).
Devlet ile i evreleri arasndaki bu iliki biiminin srmesine
ramen, 1980 ylnn ncesi ile sonras arasnda nemli bir fark var
dr. 1980'li yllarda ekonomik konularda karar alma g ve yetkileri,
geleneksel brokratik sekinlerden alnp siyasal sekinlerin eline ve
rildi (ni, 1999: 255). Yetkilerin byk bir blm babakanln
elinde toplanarak, yasamann, yargnn ve brokratik devlet kuramla
rnn gc azaltld. Bu deiiklik, iadamlarnn devlet ile ilikileri
bakmndan nemli sonulara yol at. Devlet, S dneminde, dzen
li brokratik yntemlerle mdahalelerde bulunuyor, hkmet politi
kalar sonucunda ortaya kan "rant" i evrelerine grece kiiden ba
msz ltlere gre datlyordu. 1980 sonras dnemde ise
"rantn datm bile olduka seici bir ekilde ve ahsi ilikiler ze
rinden yaplmaya balad. "Giriim zgrl", "piyasa liberalizmi",
vb. kavramlar ieren syleme ramen, devlet srekli ve kiiye zel
mdahalelerde bulunmaya balad (Boratav, 1991: 92-7).
Son dnemlerde siyasal alann yolsuzluk skandallan ile sarslma
snn bir nedeni buydu ve yine bu durum Refah Partisi nin bu dnem
de kazand poplaritede de ksmen etkili oldu. 1980ler ile 19901ann ilk yansnda hkmet grevi almam olan Refah Partisi, birok
semen tarafndan belli bal siyasal partiler arasnda en temizi olarak
kabul edilmekteydi. Her ne kadar herhangi bir mahkeme karar ile ka
ntlanm (hatta mahkemeye kadar bile gitmi) somut bir olay bulun
masa da, iktidar koltuuna oturmu dier btn byk partilerin li
derlerinin, dorudan ya da dolayl olarak, bir ekilde yolsuzluklara
bulam olduu dnlmekteydi. Daha genel bir dzlemde ele al
nrsa, yine bu durum, Refahn zel giriimcilii gerekten destekle
yen tek siyasal parti olduu iddiasnn da nereden kaynaklandn
aklar. Gerekte Refah, yeni yeni gelimekte olan ama henz merke

50

KMLKLER SYASET

ze srayamam sanayici kesimin karlarn dile getirmekteydi. Bu


byk lde tara kkenli giriimci smf, ihracata dnkt, ok di
namik ve baarlyd; ama ayn zamanda siyasal iktidarn kaynakla
rndan uzakta durmakta ve devlet tarafndan korunup desteklenmedi
ini dnmekteydi.

slami bir Kapitalist Kltr

Sermaye snfnn merkez ve evre kesimleri arasnda bln, "modemist" (TSAD) ve "slamc (MSAD) iadamlar demeklerini
karlatrarak da grlebilir. TSAD (Trkiye Sanayici ve adam
lar Demei), siyasal otoriteyle srekli olarak yakn ilikiler iinde
bulunan ve bu sayede hem birikimlerini artrma frsatna kavuan
hem de bu ynde tevik edilen byk sermayedarlarn oluturduu
kk bir grup tarafndan 1971 ylnda kurulmutur. Gnmzde TSADn bir ka yz yesinin byk ounluu, stanbul merkezli b
yk irketlerdir (Bura, 1994, 1998). MSAD (Mstakil Sanayici ve
adamlar Demei) ise Trkiye ekonomisinin ihracata ynelmesi so
nucunda 1980 sonras dnemde hzla oalan, taeronluk ilikileri
yoluyla byk sermaye tarafndan smrlmeye ak olan, ama dev
letin korumasndan da mahrum kalan kk ve orta boy iletmeleri
bir araya getirmek zere 1990da kurulmutur. Bu iverenler Sanayi
ve Ticaret Odalarnda veya Esnaf ve Zanaatkr Odalarnda kendileri
ne temsil olana bulamadklar iin, gnll bir rgtlenme ereve
sinde birlemek zere MSAD kurmulardr. MSADn kendisini
resmen slamc eilime sahip olarak tanmlamasndan anlalaca gi
bi, bu yeni giriimci snf Refah Partisinin nemli desteklerinden bi
rini oluturmutur.
yelerinin ounluunun 25'ten daha az sayda ii altrd
MSAD, "bnyesindeki iverenlerin teden beri devlet tarafndan
haksz muameleye tabi tutulduunu" iddia etmektedir (Bura, 1998:
525). MSADn dile getirdii bu yaknma kk iverenlerin kendi
leri tarafndan da yinelenmektedir. Kk sermayedarlar, kendileri
nin "devletin vey ocuklar" olduklarn, nk "devlet politikalar
nn her zaman byk irketlerin lehine ilediini" ifade etmektedirler.
Ayrca resmi istatistiklere gre de "devlet kurumlan ve bankalar ta
rafndan kk iletmelere verilen kredilerin toplam kredilere oran

KRESELLEME VE SYASAL SLAM

51

son on yl iinde yzde ila drt civarnda olmutur (Suur, 1997:


99-100). Kredilerin bu kadar ufak bir yzdesini alan bu kk ilet
meler, 1990 rakamlarna gre, Trkiyede retim yapan irketlerin
yzde 90'dan daha fazlasn oluturmakta ve imalat sektrnde al
anlarn te birinden daha fazlasn istihdam etmektedirler (Nichols
ve Suur, 1996: 231).
Gnll bir kurulu olarak MSAD, yelerine devletten alamaya
caklar hizmetleri sunmaya almaktadr. Bu hizmetler arasnda kon
feranslar dzenlemek, dergiler yaymlamak, teknoloji yaymak ve pi
yasaya dair bilgiler ulatrmak gibi faaliyetler yer almaktadr. MSAD, yelerinin yabanc iadamlanyla tanp ithalat-ihracat balant
lar kurabilmeleri iin uluslararas fuarlar dzenlemekte; yabanc l
kelerdeki fuarlara turlar hazrlamakta; yelerini ilgilendiren konular
da aratrmalar yapp raporlar halinde siyasal otoriteye ve kamuoyu
na sunmakta; yelerinin i yapmay dnecei lkelerle ilgili iktisa
di, hukuki ve pratik bilgiler ieren raporlar hazrlamakta; yelerine
yabanc dil, modem iletme teknikleri ve d ticaret yntemleri gibi
konularda eitim hizmetleri sunmakta; son olarak da yeleri arasn
daki dayanma duygularn ve alarn glendirmektedir (MSAD
tantm bror, tarihsiz). Bu dayanma alar, piyasada bir ke
kapma veya yatnm kaynaklan salama gibi sonulara yarayabilmektedir. Dolaysyla MSAD, slami kimlii, gerek lke ii gerekse
uluslararas dzeyde iverenler arasnda ibirliini gelitirmek ama
cyla kullanmaktadr (Bura, 1998). zetle, yeleri iin evrede yer
almay bir dezavantaj olmaktan karp bir dayanma ana dn
trmeye almaktadr.
MSAD, 1998 ylnn ilk eyrei itibariyle, 10,000 kadar irketi
temsil eden ve toplam olarak yaklak 500,000 kiiye istihdam sala
yan 3,000 yeye sahip bir kurulutu. MSAD yelerinin byk o
unluu, 1980 ylndan sonra, yani kalknmann S-sonras evresin
de kurulmu ve Trkiye ekonomisinin ihracata ynelmesinde dina
mik bir rol oynam olan irketlerdir. On yl aan bir sredir yrr
lkte olan ihracata dnk strateji sonucunda, kk ve orta lekte ie
balayan bir ok iletme byme olana yakalam durumdadr. Bu
noktada, MSAD'n yeleri arasnda ok sayda byk lekli ve b
ymeye devam eden irketler de vardr. Ancak bunlarn hepsi ok k
sa bir sre nce kurulmu olup, hl devlete yaslanan ve Kemalizmi
destekleyen geleneksel byk sermayeden kolaylkla ayrt edilebilir

52

KMLKLER SYASET

ler. zetle, MSAD, sermaye snfnn siyasal slami destekleyen ve


evreden ykselen yeni kesimini temsil etmektedir.
Refah Partisi'nin ne srd "adil ekonomik dzen" projesi, bu
snfsal temele uygun bir ekilde, bireysel giriimcilerden oluan eit
liki bir kk burjuva toplumu topyasm dile getirir (Erbakan,
1991a). Bu topyay somutlatran bir bak as, MSAD'n eski
bakan Erol Yarar'n Trke ve ngilizce olarak yaymlad bir ki
tapkta nerdii, slami deerler ile post-Fordizm arasndaki sentez
de bulunabilir: "bugn ii-iveren ilikisi asndan deerlendirdii
mizde tarm toplumundan sanayi topiumuna, oradan da bilgi toplumuna getiimizde, ayn tarm toplumundaki zelliklerin tekrardan
olumaya baladn, aile deerlerinin ne ktn, kk ve orta
lekli iletmelerin ne ktn ve nihayet gnll kurulularn ne
ktn gryoruz" (Yarar, 1996: 14). MSAD bakan ayn kitap
kta Max Weber'in "Protestan Ahlak"nm slami versiyonunu da su
nar: "Bir Mslman iin hedef, Allah'n nzasm kazanmaktr. Bu yol
da ekonomik kalknma ana hedef deil, hedefe gtren bir aratr"
(Yarar, 1996: 49).
Refah, ardndan Fazilet, MSAD ve dierleri de dahil olmak ze
re slamc evrelerin syleminde deimeyen temalardan biri, siyasal
iktidarla yaknlk iinde olan "rantiye" sermayenin karlar ile mtevazi kkenli, temiz ve alkan giriimciler arasmdaki atmadr. Re
fah, 1995 seim zaferine ramen iktidarda kalamamasmm sorumlusu
olarak "rantiye" evreleri sulamtr. Ayn ekilde MSAD da, 1997
tarihli Trkiye ekonomisi raporunda, Refah'n liderliindeki hkme
tin iktidardan drlerek demokrasinin kesintiye uramasndan, la
ik rejimin tehlikeye dt yaygarasn koparan "rantiye" evreleri
sorumlu tutmutur (bkz. MSAD Blteni, no. 22, Austos-Eyll,
1997: 7-11). Ayn temalar, tannm slamc iktisat Mustafa zel'in
rant evrelere ynelik eletirilerinde de bulunabilir. zel'e gre bu
rant kesimler Kemalizm emsiyesi altna snarak ve devlet koru
macl sayesinde halk smrmeye devam etmektedirler. Birka bin
kiiyi gemeyen bu evreler tekelci sermayeden, tefecilerden ve ithal ikameci sahte sanayicilerden olumaktadr. Bunlarn hepsi devletin
gcne dayanarak i piyasay smren kompradorlardr. zele gre,
ulusal karlara hizmet eden, gerekten rekabeti, ihracata ynelik sa
nayiciler Kemalist ideolojiye kar kmakta ve Refah Partisi'nin "s
lami liberalizmini" desteklemektedirler (zel, 1997).

KRESELLEME VE SYASAL SLAM

53

Bu sylem Refah'n ii snfndan ald destei anlamak asn


dan da kilit neme sahiptir. Biraz aada greceimiz gibi, refah
devletinin kt, gelir blmnn daha da ktletii, kronik
yksek enflasyonun srd ve yolsuzluklarn ayyuka kt bir or
tamda, smrenleri devlete ve onun Kemalist ideolojisine srtn yas
layanlar olarak tanmlayan sylem, ii snfndan da nemli bir des
tek almtr. Siyasal slam'n poplist sylemi, 1980 sonras dnemde
kresellemeden ve ekonominin "neo-liberal" yaplanmasndan ka
zanl kanlar ile kaybedenleri ortak bir kimlik siyaseti etrafnda ba
aryla birletirebilmitir (ni, 1997).
1993'te yaplan bir aratrmaya gre, enformel sektrde kendi he
sabna alanlar da dahil olmak zere, kk giriimciler, sosyal ve
kltrel konularda slamc eilimlerle hkmetin ekonomi politikala
r konusunda "liberal" tavrlar birletirmekteydiler (Boratav, 1995:
104). Siyasal slamm poplist retorii, kente yeni g etmi ve top
lumsal hiyeraride yukar trmanma arayndaki bu kk iadamla
rna ekici geliyordu. Yine ayn aratrmaya gre, stanbul'da statko
ya kar (sanayide alan ii snfn da ieren) halk muhalefeti, sos
yal demokratlardan ziyade slamc partiyi desteklemeye ynelmiti
(Boratav, 1995: 94). Dolaysyla Refah Partisi hem iadamlarnn
"evre"de kalan kesimlerini hem de ii snfndan insanlar ayn at
altnda toplayarak onlar ortak bir slami kimlik etrafnda birletirme
ye almtr. Aada da greceimiz gibi, ii snf asndan siya
sal slamn ykselii, sosyal demokrasinin gerilemesi ve yerini kim
lik siyasetine brakmas anlamna gelmitir.
Kresellemeye Refah Devletinin k

Trkiye'nin yeni ekonomik stratejisi ve siyasal slamm poplist bir


hareket olarak ortaya k alarndan 1980lerin kritik bir dnm
noktas olduunu yukarda belirtmitik. Bu dnemdeki sosyo-ekonomik eilimler ile siyasal slamn bir muhalefet hareketi olarak gnde
me getirdii temalar arasndaki ba, baz toplumsal ve ekonomik gs
tergelere bakarak anlalabilir.
1980 sonras dnemde kentleme daha nce grlmemi boyutla
ra vard. 1960'taTrkiye'nin kentlerinde nfusun sadece yzde 32si
yaarken, otuz yl iinde (yani 1990da) bu oran yzde 59'a kt.
Kentli nfusun oran krsal nfusunun orann ilk kez 1980'lerde ge

54

KMLKLER SYASET

ti. Yine ayn zaman diliminde krsal nfus mutlak rakam olarak da
azald. Hele 1980-1990 arasnda kentli nfus yzde 70 gibi akl almaz
bir hzda byd (DE, 1996).
Daha nce de belirttiimiz gibi, hzl kentleme enformel sektrn
ve fason retim yapan kk imalat sektrnn bymesine katkda
bulundu; ama bu durum ii snfnn ekonomik refahnn artmasna
yol amad. Gerek cretler 1980'ler boyunca srekli d gsterdi.
Kentsel cret ve maa gelirlerinin ulusal gelir (gayri safi yurtii has
la, GSYH) iindeki pay 1970lerin ortalarnda (1974-77) yzde 32.7
iken 1980lerin sonlarna gelindiinde (1988-91) yzde 20.8e d
mt. Buna karlk ayn dnem iinde "rantiye" gelirlerinin ulusal
gelir iindeki artan pay, toplam "faiz" gelirlerinin GSYH'ye orannda
ki artta gzlemlenebilir. Bu oran 1980de yzde 1.9 iken 1988de
yzde 14.1e frlad. Son olarak, hane halk gelir dalm da bu d
nemde ktleti. En st gelir dzeyinde yer alan bete birlik kesimin
toplam gelirler iindeki pay 1987 ylnda yzde 49.9 iken, bu pay
1994'te yzde 54.9a kt. En alttaki bete birlik kesimin pay ise 1987
ylndaki yzde 5.2lik dk dzeyinden, 1994 ylnda daha da azala
rak yzde 4.9'a indi. Dalmn dengesizlii toplam gelirin yarsndan
fazlasn alan en st bete birlik kesimin kendi iindeki dalmna ba
knca daha da iyi anlalabilir. 1994 ylnda Trkiye nfusunun en st
gelir dzeyindeki yzde 5'lik kesimi toplam gelirlerin yzde 30.3 un
alrken, en stteki yzde 1lik kesim ise gelirlerin yzde 16.6sn al
yordu (bu paragraftaki veriler iin bkz. Boratav, 1991; Kirmanolu,
1997; DE, 1994).
Bu veriler "adalet" ve "refah" kavramlar zerine oturtulmu po
plist bir sylemin ve (Erbakan'n deyimiyle) "rantiyecilerin" eleti
rilmesinin yoksullara ve mlkszlere neden ekici geldiini akla
maktadr. Benzer bir syleme bavurabilecek olan sosyal demokrat
lar, Trkiye'de sosyal demokrasi geleneinin tepeden inmeci bir mo
dernleme ve Batllama yanls olan Kemalist ideoloji ile tarihsel
balan nedeniyle, slamc syleme baskn kamadlar. Refah Parti
si'nin ykselii, Kemalist mirasn taycs olarak sosyal demokrasi
nin gerilemesi anlamna geldi.1
1.
Bu noktada, ska duyulan bir teze, siyasal slamn 1980 askeri rejimi srasn
da generallerin Solu bastrmak iin dine bavurmalar nedeniyle byd tezine
ksaca deinebiliriz. Generallerin solculara kar slamclar destekledii doru ol
makla birlikte, bu tezin gz ard ettii nemli noktalar vardr. Birincisi, geleneksel

KRESELLEME VE SYASAL SLAM

55

Bu durumu daha net bir ekilde grmek iin, sosyal demokratlar


karsnda Refah Partisi'nin 1980ler ve 1990lardaki seim perfor
mans ile MSPnin 1970lerdeki seim performans arasndaki farka
ksaca baklabilir (daha ayrntl bir analiz iin bkz. 4. Blm).
1970lerde kentlerin gelimilik dzeyi ile MSP'nin greli gc
arasnda ters bir orant, CHP'nin greli gc arasnda ise dz bir oran
t vard. Kentlerin byklne gre bakldnda da, MSP byk e
hirlerde zayf, CHP ise ak farkla ndeydi (bkz. Sanbay, 1985: 15570). Oysa 1990'larda, tam tersine, Refah zellikle byk ehirlerde
ok baarl oldu.
Refah'n 1990'lardaki ykselii sosyal demokrat partilerin pahas
na gerekleti. Refah'n semen taban en byk hzla ehirlerin yok
sul evre mahallelerinde, yani 1970'lerde sosyal demokratlarn kalesi
olan yerlerde artt. Refah Partisi kentlerdeki yoksul mahallelere sosyo-ekonomik adalet ve eitlik sylemi ile gitmiti. Devletiliin ve
onun zerinde ykselen milliyetilik ve sosyalizm gibi modemlemeci ideolojilerin krizi nedeniyle oluan boluu doldurmaya alan
Refah, milliyetilik-sonras ve sosyalizm-sonras bir "adalet anlay
n temsil ediyordu. slami adalet anlay sadece ideolojik sylem
dzeyinde kalmad. Daha somut dzeyde de, 1980'lerde kntye
urayan refah devletinin baz ilevlerini yerel dini rgtlenmeler ve
vakflar stlenerek, kentlerin yoksul mahallelerine yardm almala
r yaptlar. Bu kurulularn almalar, slamc siyasal hareketin kitlesellemesine katkda bulundu. Refahn zellikle yerel seimlerdeki
baarlarnda bu almalar nemli bir rol oynad (akr, 1990; Okutucu, 1996: 76-84).
Dolaysyla, Refah Partisi'ne verilen destek snfsal bir nem ta
yordu. Refah'n ykseli gsterdii dnemde yaplan bir aratrmaya
gre, partiyi destekleyenlerin ou, partinin "adil dzen" program
konusunda fazla bilgi sahibi olmadklarn, ama bunun "eitliki ve
"sosyalizme yakn" bir toplumun yaratlmasyla ilgili bir ey olduu
nu dndklerini sylyorlard. Refah' destekleyenlerin ou, dini
deil siyasal talepler zerinden hareket ediyorlard (ARA, 1994: 247, 34).
sol siyasetler, braknz generaller tarafndan ynlendirilmeyi, onlann da scriularn
da tam olarak anlayamadklar bir sre iinde, stelik dnya apnda, gerilemitir.
kincisi, yine ayn dnem iinde, sadece slamclk deil, dnyann deiik yerlerin
de baka din temelli siyasal hareketler de yeermitir.

56

KMLKLER SYASET

Kemalizme slamc Kar Koyu ve Profesyonel Orta Snflar

Son olarak, ncelikle stat konularyla ilgilenen, profesyonel orta s


nftan slamclar ele alabiliriz. Siyasal slami destekleyen ve saylan
gnden gne artan bir aydn kesimin varl, 19801er ve 1990larda
hzla oalp eitlenen slamc yaynlarda kendini gsteriyordu. Si
yasal slami aktif olarak destekleyen niversite rencilerinin ve top
lumsal ykseli iindeki gen profesyonellerin ortaya k, "aydn"
ile "Batllam kelimelerinin geleneksel olarak zde kabul edildi
i Trkiye iin yeni bir olguydu. Bandan beri Trkiyenin modern
leme projesinin nderliinde, modernleme ile Batllamay bir tu
tan "aydn" bir brokratik sekinler grubu yer almt.
Ancak, modemizmin kresel apta krize girmesi ve Bat medeni
yetinin evrenselcilik efsanelerine yneltilen eletirilerin oalmasy
la birlikte, Kemalist proje de inandncln yitirmeye balad. Avru
pa medeniyetinin evrensel olma iddialarnn yapbozumu ve onun as
lnda hegemonik bir proje tayan yerel bir kltr olduu dncesi
nin yaygnlamas, alternatif medeniyet grlerinin savunulabilmesine olanak tand. Nasl Batda modemizme dayal ideolojilerin ii
ne dt kriz ok sayda postmodemist kimlik siyasetine yol aty
sa (bkz. Rosenau, 1992), Trkiye'de de modernleme projesinin krizi
slamc kimlik siyasetine yol at. Batclk kartl, merkeze kar
evrenin savunulmas ve slam kltrnn tikelliinin vurgulanmas
gibi slamc temalar, postmodem duyarllklara sahip (rnein, Batdaki benzerlerinin evrecilik ve ok-kltrllk gibi siyasal projele
re sanld) yeni kuak renci ve aydnlann zlemlerine hitap etme
ye balad. Dier bir deyile, postmodem durum (bkz. Lyotard, 1984),
Trkiyenin Batllama projesinin tartlamaz kabul edilen dorulanmn sorgulanmasna olanak salayarak, o gne kadar geni destek
bulamam bir hareketin yaygn kabul grmesine katkda bulundu.
slamclk, dier postmodem kimlik siyasetleri gibi, hem snfsal
hem de ulusal blnmeleri aan talep ve iddialar ierir. slami kimli
e (hayali) bir deimezlik atfedilmesi, paradoksal bir biimde, Avru
palI ile Avrupal olmayan kltrler arasnda zsel bir farkllk olduu
nu ne sren Avrupa-merkezci dncenin kabulne dayanr. Post
modem ada, modem toplumsal yaplardan kaynaklanan snf gibi
kimliklerin yerini "sahicilik" (otantisite) savunuculuu alm, gele

KRESELLEME VE SYASAL SLAM

57

neksel addedilen kltrel kaynaklar eitlilik adna sahiplenilmeye


balamtr.
Post-Fordist balam ile "kltr savalarTmn snf atmalarnn
yerini almaya balamas arasnda bir iliki olduu tespiti, birok gz
lemci tarafndan yaplmtr (bkz. rnein Lash ve Urry, 1994; Antonio ve Bonanno, 1996). Kltr savalar sosyo-ekonomik sorunlarla
ilgili gzkmeyip genel olarak "yeni toplumsal hareketler" olarak ad
landrlan akmlan olutururlar. rnein, retkenliin artmasndan
kaynaklanan nemalarn blm konusunda emek ile sermaye cep
heleri arasnda vanlan Fordist uzlamadan farkl olarak, yeni toplum
sal hareketler, retici paradigmay reddetme eiliminde olur ve ev
renin korunmas gibi maddiyat-sonras deerleri savunurlar (Steinmetz, 1994: 192-4).
Ancak, byle grnmesine ramen, "kltr savalarnn" smfsal
temelini belirlemek olanaksz deildir. Emek ve sermayeden farkl
olarak, orta snf profesyoneller kapitalist retim ilikilerinin iinde
dorudan yer almazlar, dolaysyla toplumsal konumlan retim iliki
lerine gre belirlenmez. Onlarn karlan "stat" hiyerarisindeki konumlanyla ilgilidir. Emek ve sermaye arasndaki aynm retim aralan zerindeki mlkiyet tarafndan belirlenirken, profesyonel ara ke
simin katmanlamasn belirleyen ey "kltrel" sermayedir. Kltrel
sermayeye dayanan stat katmanlamas, genelde toplumsal olarak
iine kapanma yoluyla gerekleir ("toplumsal kapanma" kavram
iin bkz. Manza, 1992). Her ne kadar aydnlar kendilerini bireysel
olarak baka snflarn karlann savunmaya adayabilselerde, aydn
larn ve dier orta snf profesyonellerin snfsal karlan dorudan
retim ilikilerinin dntrlmesini ieren siyasal projelere denk
dmez. Profesyonel orta snfn dier snflara kar ve kendi aralannda verdikleri "stat kavgalan"ndan kaynaklanan kltr savalan,
post-Fordist kreselleme srecinde ii snfnn rgtlenmesinin ve
direniinin zayflamas yznden, snf mcadelelerinden daha gr
nr hale gelmitir. Nitekim bu grnrlk, postmodem an bir gs
tergesi olarak kabul edilir (bkz. Lash, 1990: 4).
Trkiyede profesyonel orta snf iindeki stat katmanlamas,
Kemalist ideolojinin sahiplenilmesi ve Batl yaam tarznn iselle
tirilmesi ltlerine gre gereklemitir. rnein, Kemalizmin "Ba
tllam" ile "aydnlanm" arasnda kurduu zdelik gz nne
alndmda, bugn yaygn olarak kullanlan "slamc aydn" kavram

58

KMLKLER SYASET

yakn bir zamana kadar kendi iinde elikili bir kavram olarak alg
lanrd. Dolaysyla, Kemalizmin postmodem sre iinde zayflama
s sayesinde slamclar asndan daha kolay hale geldiini ne srd
mz stat mcadelesi, taral ve mtevazi bir kkenden gelip de
toplumsal hiyeraride ykselmek ve glenmek isteyen orta snf s
lamc profesyoneller ve aydnlar iin zellikle geerlidir.
Yukanda slamc siyasal partinin ok-snfl poplizminin, hem
ii snfna hem de kapitalist snfa seslenme amac gden mulak ve
elikili ifadelerinde grlebileceini belirtmitik. Benzer bir eliki
li durum, siyasal slam iindeki "postmodemist orta snftan oluan
kanat ile sermaye birikimi mant ile gdlenmi kapitalist snfn
oluturduu kanat arasnda da grlebilir. rnein MSAD bakan
Yarar, "Yksek ahlak ve yksek teknolojiyi ilmi hedeflerimizde bir
btn olarak benimsemeliyiz" demektedir (Yarar, 1996: 51; ayrca
Yarar, 1995). Ancak ileri teknoloji, baz nde gelen slamc yazarla
rn postmodem felsefesinin reddettii bir eydir. Grlerdeki bu
farkllama, zellikle Erbakan'm iktidardayken uygulad politikalar
dolaysyla, slamclar iinde bir blnmeye yol amt. Erbakanm
babakan olduktan sonra yapt ilk icraatlardan biri, Dou Asya l
kelerine resmi bir gezi dzenlemek olmutu. Amac, blgedeki Ms
lman lkelerle ekonomik ve siyasal balar gelitirmek ve bu lkele
ri Trkiyeye ekonomik ve teknolojik gelimeyle "kltrel sahicili
in" badatrlabileceinin rnekleri olarak sunmakt. slamc yazar
lardan Ali Bulan bu geziye tepkisi, Erbakann politikasna kar
kma arzusu ile onu her eye ramen destekleme gerei arasnda kal
m olduunu gsteren bir ton tayordu: "Ben modernlik ve kalkn
ma gibi kavramlarn ykc etkilerine inanan bir insanm; ama bir e
kilde Mslman dnyann ve zellikle Trkiyenin bu ac meyveyi
yemesi gerekir. Bundan dolay ne yaplacaksa bir an nce yaplmal
(Yeni afak, 22 Austos 1996). Bu mek, poplist akmlarn dier bir
zelliini de ortaya koymaktadr. Poplist siyasal hareketler muhale
fetteyken alt snflara dayanrlar, iktidara gelince ise st snflarn
karlarn korumaya alrlar.

KRESELLEME VE SYASAL SLAM

59

Sonu

Trkiyede siyasal slamn toplumsal taban farkl sosyo-ekonomik


snflar ieren dikey bir blok olarak tanmlanabilir. Siyasal slami
desteklemekteki ama ve gdleri farkl olmakla birlikte, toplumun
bu farkl kesimleri Kemalizme kartlk ve bir slami kimlik ile orta
ya kma arzusu etrafnda birlemilerdir. Refah Partisi bu farkl top
lumsal gleri ayn at altnda toplamay baarm ve statkoya kar
gl bir muhalefet hareketi olarak kendini kabul ettirmitir.
Refah' destekleyen dikey blok aadaki snf kesimlerini ieri
yordu:
1. Sermayenin, zellikle taradaki kk ve orta boy iletmeler
den oluan evre kesimleri. Bu kesimin karlar, devletin glgesinde
bym olan stanbul merkezli byk sermayenin karlaryla at
ma iinde olmutur. Ancak son yllarda ekonominin ihracata ynel
mesinden de yararlanan slami sermaye, merkez" sermayesinin bo
yutlarna ve ekonomik gcne ulam olan baz holdingleri de ier
mektedir.
2. Profesyonel orta snfn evre unsurlar. Muhafazakr eilimli
ve genellikle tara kkenli niversite mezunlarndan oluan bu kesim,
Kemalizmin temel dayana olan merkez"deki profesyonel sekinle
rin konumunu sarsmaya balamtr. Son zamanlarda otantiklik iddi
alarn nemseyen eilimlerin g kazanmasndan da yararlanarak,
kendisini meru bir "aydn kategorisi olarak kabul ettirebilmitir.
3. i snfnn evre unsurlar. Bu kesim, ehirlere yeni g etmi
ve byk lde gvenli bir i bulamad iin marjinal faaliyetlere
kaym kiilerden olumutur. Devlet ile kurduu resmi ilikiler saye
sinde "merkeze" yakn olan rgtl ii snfndan farkl olarak,
mlkszler snfnn bu kesimi u siyasal akmlara daha ak olmu
tur. slamc siyasal partinin poplist propaganda araclyla kitlesel
bir hareket kurma abalar zellikle bu kesime ynelik olmutur. An
cak siyasal slam ii snfnn daha rgtl ve yerleik kesimlerinden
de destek almtr.2
2.
Refah' desteklemi, ancak snf konumuyla tanmlanamayacak olan drdn
c bir kesim daha bulunmaktadr: Trk hkmetlerinin Krt meselesine yaklam
tarzndan holanmayan ama ayn zamanda PKK'y da desteklemek istemeyen Klt
ler. Bu konu bir sonraki blmde (4. Blm) daha etraflca deerlendirilmektedir.

60

KMLKLER SYASET

Son yllarda bu gruplarn her biri hem saysal olarak hem de top
lumsal ve ekonomik g olarak bymlerdir. Kreselleme ve
postmodemleme sreleri sonucunda refah ve kalknma ideolojisi
ve uygulamalar zayflayan devlet karsnda bu muhalefet gittike
g kazanmtr. Devletin korumac uygulamalarnn zayflamas,
baskc ynnn daha grnr hale gelmesine yol am ve kurucu
ideolojisi Kemalizme ynelik eletiriler iin bir frsat sunmutur. Bu
durumun ortaya kmas, ksmen evredeki gruplarn bazlannm g
rece glenmesinden, ksmen de yine evredeki gruplarn bazlarnn
zayflamasndan ve bunun sonucu olarak siyasallamasndan kaynak
lanmtr. Kreselleme evre sermayesini ve evredeki profesyonel
leri glendirmi, ama ii snfn olumsuz ynde etkilemitir. Trki
ye'nin Batllama projesinin baarszlklarnn karsna radikal sy
lemi ile kan slamc hareket, 1990larda, bu projeye ball azal
m farkl toplumsal kesimlere seslenerek kendi tabann geniletme
yi baarmtr.

4
Refah Partisi'nin Ykselii

1970 ylnda Necmettin Erbakan nderliinde kurulan Milli Nizam


Partisi, kuruluundan ksa bir sre sonra Anayasa Mahkemesi tara
fndan kapatlm; onun yerini alan Milli Selamet Partisi (MSP) ise
1973 ylndan, parlamenter hayata ara vererek btn siyasi partileri
kapatan 12 Eyll 1980 askeri darbesine kadar eitli koalisyon hk
metlerinde yer almt. Refah Partisi, MSPnin devam olarak 1983 y
lnda kuruldu. Partinin kuruluu 12 Eyll darbesinden sonra yapla
cak ilk genel seimlere yetitirildii halde, dnemin askeri ynetimi
Refahn seimlere katlmasn yasakladndan, parti ilk olarak 1984
ylndaki yerel seimlere katlabildi. O seimlerde ald yzde
4.4lk oy oranyla ie balayan Refah Partisi (RP), daha sonra girdi
i her seimde oy orann artrarak on iki yl iinde yaklak be ka
tma kard.
RP ilk byk seim baansna 27 Mart 1994 yerel seimlerinde
kavutu. stanbul ve Ankara bykehir belediye bakanlklarnn ya
n sra, bata Gneydou blgesi olmak zere, lkenin birok yerin
de il ve ile belediye bakanlklarn kazand. Ald yzde 19luk oy
oran, iktidardaki koalisyon hkmetinin byk orta olan Doruyol
Partisi ile muhalefetteki Anavatan Partisi'nin ald yaklak yzde
20erlik oy oranna neredeyse eit, koalisyonun kk orta Sosyal
Demokrat Halk Partinin ald yzde 13lk oy orannn ise epeyi
stndeydi. Nihayet, hkmet partilerinin biraz da Refah korkusuyla
erkene alarak 24 Aralk 1995 tarihinde gerekletirdikleri genel seim
Refaha iktidar yolunu at. RP, yzde 21.4 oy oranyla bu seimler
den en byk parti olarak kt. Peki, ne olmutu da 1970li yllarda
snrl bir oy potansiyeline sahip, tutucu bir siyasal hareket, 1990lara
geldiimizde radikal grnml, nemli bir kitlesel g haline dnebilmiti? slamc bir siyasal parti nasl bu kadar popler bir hale ge
lebilmiti?

62

KMLKLER SYASET

Trkiye'de slamclk zerine yazanlarn genel olarak bu akmn


gerileyecei varsaymn tadklarn daha nce belirtmitik. Bu var
sayma gre, iktisadi gelimeyle birlikte slamc siyasal hareket top
lumsal desteini yitirecek, yok olacakt. Bu bak as, Milli Selamet
Partisi'ni aklamada yaygn olarak kullanlmtr. rnein Trker Alkan'a gre MSP, "Trk siyasal yaamndaki genel laikleme eilimi
nin" karsnda yer alan "duraan bir sosyo-politik gc" temsil edi
yordu (Alkan, 1984: 99-100). Ayn ekilde, Binnaz Topraka gre de
Trkiye'deki slami hareket "gcn hzla byyen sanayi [ekonomi
sinin] kenarnda kalan gruplardan almaktadr; oysa Trkiye ekonomi
si bu gruplarn oalmasn veya bymesini salayacak ynde gelimemektedir. Dolaysyla... dini temalara dayanan kitlesel bir siyasi
hareketin modem Trkiye'de baarl olma ans ok azdr" (Toprak,
1987: 230; ayrca baknz Ycekk, 1983). Ancak bu gzlemler MSP
ve onun 1970'lerde temsil ettii kesimler iin doru olsa bile, nceki
blmlerde de belirttiimiz ve aada ayrntlandracamz gibi,
1990lann slamc hareketini hl bu erevede ele almak yanltcdr
(bkz. Toprak, 1995; Ycekk, 1997).
Kukusuz, MSP dneminde slamcln Kemalizme ynelttii
kltrel eletiri Refah dnemindekinden ok farkl deildi. Ancak,
aradan geen 25 yl bu eletirilerin kabul edilmesi asndan daha uy
gun koullar yaratmt. Dnyann baka birok yerinde olduu gibi
Trkiyede de sol-sa atmas artk temel siyasi atma ekseni ol
maktan km, yerini kimlik siyasetlerine brakmt. slamclk,
zellikle 1980'ler ve 1990'lar ortamnda, Trkiye'deki kurulu dzene
kar en byk muhalefet hareketlerinden birini oluturuyordu. Bu
durum, marjinal bir parti olan MSP'nin nasl olup da Refah Partisi ad
altnda yeniden ortaya ktnda bu kez iktidarn en byk adaylarn
dan biri haline geldiini ksmen aklar. Aklamann dier bir ksm
ise, MSP ile RP arasnda nemli farklar olduudur. Birok yazar Refah' MSP'nin basit bir devam olarak grmtr (bir istisna iin bkz.
en, 1995). Ancak birok adan benzer grnm tasalar da, iki par
ti arasnda programlar, felsefi kaynaklan ve snfsal temelleri asn
dan nemli farklar vardr.

REFAH PARTS NN YKSEL

63

Refah ile MSP Arasndaki Farklar: Parti Programlar

Parti programlan asndan MSP ile RP arasndaki devamllk en ok


"manevi dzene ulama hedefinde aa kmaktadr. MSP progra
mnda manevi ve ahlaki dzen ekonomik dzenin temelinde yer
alr. Dolaysyla MSP iin manevi ve ahlaki eitim ncelikli konula
rn banda gelir. Ayn ey Refah iin de geerlidir. MSP programn
da, slami ahlak dzeni ile bireysel karlar peinde komaya dayanan
komnist ve maddeci-kapitalist sistemlerin birbirlerine kart olduk
lar belirtilmektedir (Sanbay, 1985). Ayn iddia Refahn adil ekono
mik dzen" nerisinde de bulunabilir (Erbakan 1991a, 1991b).
MSP ve Refah programlannda kapitalizmden kastedilen ey, hem
okuluslu irketleri hem de devlet destekli yerli byk sanayi giriim
lerini ieren tekelci byk sermayedir. Ne MSP ne de Refah progra
mnda zel mlkiyete ya da kr elde etmeye kar herhangi bir mad
de vardr. Kar olunan ey, sadece tekelci kapitalizmdir.1 Her iki
programda da devlet kredilerinin eitsiz dalm, adaletsiz vergi ya
ps veya faizsiz dzenin yararlan gibi, kk i sahiplerinin ikyet
ve zlemlerini dile getiren konular baat konumdadr. Refah'n hedef
ledii "adil dzen" kk i sahiplerini devletin ve byk sermayenin
tahakkmnden korumay amalamaktadr (Sanbay, 1985: 124-5;
Erbakan, 1991a).
Ancak, MSP ile Refah programlar arasnda nemli farklar da var
dr. MSP'yi 1970'li yllarda dier partilerden ayrt eden nemli bir vur
gu, devlet nclnde "ar sanayi" hamlesi konusundayd. MSP'ye
gre bu konu Trkiyenin ekonomik ve siyasal bamszlna giden
bir yoldu; bu nedenle lkenin en acil meselelesiydi (Alkan, 1984: 88;
Sanbay, 1985: 122-3). Oysa Refah Partisinin programnda sanayile
meden bile pek sz edilmez (Erbakan, 1991b). Ulusal bamszln
hl ncelikli bir hedef olduuna kuku yoktur; ama artk buna ula
mann yolu ar sanayi deildir. Seimlerde siyasal partilerin kullan
d kilit kavramlar aratran bir yazara gre, 1973-80 aras dnem
1.
slamc iktisat Mustafa zel (1993), kapitalizm ile tekeller arasnda bir bir
liktelik ve dolaysyla kapitalizm ile serbest piyasa arasnda bir kartlk olduuna
dair teorik aklamalar yapar. zel, bu analizleri iin Femand Braudel ile Immanuel
Wallerstein'i kaynak gsterir.

64

KMLKLER SYASET

de MSP'nin nde gelen slogan olan "ar sanayi", Refah'n propagan


da brorlerinde kk bir ayrnt dzeyindedir. Refah'n kampanya
larndaki kilit temalar sosyal adalet, i bar, blgesel eitlik, din z
grl, etnik tarafszlk, emee sayg, faizsiz ekonomi ve yolsuzlu
a son gibi konulardr (Akgz, 1996: 147). Ayn ekilde, MSP s
rekli olarak devlet mdahalesinin gerekliliini vurgularken Refah
zel giriime vurgu yapar. Yine, MSP i piyasay korumann yararn
savunurken, Refah ekonominin uluslararas piyasaya almasn sa
vunur (bkz. en, 1995: 35-46).
Ar sanayi, 1960'lar ve 1970'lerde nc Dnya'da yaygn ka
bul gren bir dogmayd ve MSP bunu kendi temalaryla baarl bir e
kilde birletirmiti. Kk iadamlarndan oluan taban ile devlet
gdml ar sanayi projesini eklemlemek iin "yaygn zel sektr"
kavramn neriyordu. Bu kavram, "en az 100 orta bulunan ve hi
bir ortann hissesinin %5'i amad bir anonim irket" modelini ifa
de ediyordu (Sarbay, 1985: 125). Bu projeye gre, kk sermaye
darlar, devletin nclnde kurulacak bu irketlerde bir araya gele
rek ar sanayi hamlesini balatacaklard.
Oysa 1980'ler ve 1990'larda kresel ibre evrecilikten, devletilik
kartlndan, sivil toplumdan ve zel giriimden yana dnmt. Bu
temalar, Refah'n, 1993 Ekim aynda yer alan ve partinin kk ama
sadk bir destee sahip marjinal bir partiden bir kitle partisine dn
mn ilan eden 4. Byk Kongresinde baat konular olarak belirdi.
Bu kongrede Refah bir dizi tartmal konuda kendisini dier partiler
den ayran pozisyonlar benimsedi. Bunlarn en nemlilerinin ksaca
gzden geirilmesi, Refah'm yaratcl kadar cazibesinin kaynakla
rn da gsterecektir.
Parti bakan Necmettin Erbakann kongreyi a konumasnn
ekonomi ile ilgili blmnde, Trkiye'yi geri braktran eyin Bat
taklitisi zihniyet olduu iddias vardr. Erbakan'a gre, "asl gerici
bunlardr" (Erbakan, 1993:48). Erbakan, "adil ekonomik dzen" ne
rilerinin slamiyetin adalet ilkesine dayandn ne srer. Bu dzenin
hedefleri arasnda manevi kalknma, evrenin korunmas, yolsuzlua
son verilmesi, ademi merkeziyeti idare, bireysel giriimin desteklen
mesi ve devletin tm iktisadi faaliyetlerden elini ekmesi vardr. Er
bakan'a gre devlet sadece altyap ileri ve dzenin salanmas ile il
gilenmelidir; dolaysyla "Refah Partisi gerek zel sektrc partidir"
(Erbakan, 1993: 69).

REFAH PARTS'NN YKSEL

65

Ayn grler "adil ekonomik dzeni" aklayan, daha nce ya


ymlanm bir kitapkta da bulunabilir (Erbakan 1991a). "Faizci ka
pitalizmin sert bir dille eletirildii "adil ekonomik dzen" kitab,
emek smrs gibi Marksizmi artran temalarn yan sra "Wall
Streette Siyonistlerin egemenlii" gibi rk gndermelerle de dolu
dur. Koyu bir sosyalizan sylemle smry, kapitalizmi, emperya
lizmi ve Siyonizmi knayan bu kitapk, adil ekonomik dzende ka
pitalizm ve komnizmin iyi yanlarnn alnp kt yanlarnn brak
larak her ikisinin de tesine geilebileceini ne srer. Yani, adil eko
nomik dzen, kr deil faizi, serbest rekabeti deil tekeli, devlet d
zenlemesini deil merkezi planlamay reddeder (1991a: 17-18). Er
bakan, "faizci kapitalizmin emperyalistlerin ve Siyonistlerin bir s
mr dzeni olduunu ve bunlarn bir kuruluu olan IMFnin, dayat
t ekonomik programlar yoluyla, yeni-smrgeci politikalar izledi
ini ne srer. Trkiyenin Avrupa Topluluu'na katlmak yerine "s
lam Ortak PazarTn kurmas gerektiini de szlerine ekler (1991a:
91-3). Erbakan'n her zamanki gibi ierikten ziyade renkli slubunun
n planda olduu bu aklamalara gre, adil ekonomik dzenin baz
unsurlar "emperyalizmi ve siyonizrri" ykmak iin "atom bomba
sndan bile daha etkilidir (Erbakan, 1991a: 41). Ancak son kertede,
Refah'n nerdii "dzen", partinin snfsal tabanna da ksmen iaret
eden bir ekilde, bireysel giriimcilerden oluan, ama faaliyetleri yi
ne de totaliter bir devlet tarafndan dzenlenen (bkz. aada 6. B
lm), topik bir toplum, eitliki bir kk-burjuva cennetini akla ge
tirmektedir.
Refah, siyasal yap konusunda, bireylerin kendi inanlarna uygun
den hukuk dzenine gre yaama zgrlne sahip olacaklar
"ok-hukuklu" bir sistem nermekteydi. Devlete kar sivil toplumu
ne kard iddia edilen bu yeni dnce Refah'n 1993 kongresin
de kabul edilmesinin ardndan, anayasann laiklik ilkesini dzenleyen
24. maddesi iin bir deiiklik teklifi olarak meclise sunuldu. Refah'm devlete kar sivil toplumu temsil ettii daha nce Erbakan ta
rafndan defalarca dile getirilmiti. Bu gr, Refaha destek veren s
lamc aydnlarn dncelerini de yanstmaktayd. Bu dnrlere
gre modem devlet, iktidan, hukuku, eitimi ve kltr merkezile
tirir ve tektip bir toplum yaratmay amalar. Dolaysyla, modem
ulus-devlet totaliterdir (bkz. Bula, 1995: 43-8; Dilipak, 1991a: 66).
nerilen alternatif dzen, slamiyette cemaatin devletten nce geldi

66

KMLKLER SYASET

i tespitinden kaynaklanr. Buna gre, ounluun aznlk zerinde


egemenlik kurmasna neden olan "demokrasi" yerine, her cemaatin
kendi inan sistemine gre ynetilecei "oulcu" bir sistemin kurul
mas gerekir. Belli bir toplumda farkh hukuk sistemleri bir arada va
rolabilir. Bu durumda devletin grevi, her bir hukuk topluluunun
zerkliini garanti altna almak olacaktr; her topluluun kanun ve
kurallar ise sadece o topluluun mensuplan iin geerli olacaktr
(Bula, 1993: 34-42).
slamc yazarlara gre, Bat demokrasisine bir alternatif olarak su
nulan bu sistemde, sivil toplum devlet karsnda, aznlk da ounluk
karsnda zerk olacaktr (Bula, 1993: 43-53; zel, 1991: 72-4). s
lamclar, modem devletin belli bir toprak btnl zerinde kurulan
brokratik ve hiyerarik bir egemenlik dzeni, slami devlet modeli
nin ise bir "inanlar federasyonu" olduunu ne srerler (Dilipak,
1991a: 18). slamclara gre, Hz. Peygamberin Medine'deki yneti
mi srasnda hayata geirildii belirtilen bu siyasal model, Bat'daki
ok-kltrclk araylarna da bir cevap oluturur (Dilipak, 1991b:
170; Bula, 1995: 265-9).
Bu karlatrmalar MSP ile Refah'n felsefi kaynaklarndaki fark
lar gstermektedir. Refah Partisi'nin yneticileri byk lde MSP
kadrolarndan gelmitir; ama slamcln bir ideoloji olarak 1980'ler
ve 1990'lardaki ykselii, nemli oranda radikal slamc aydnlardan
oluan yeni bir kuan almalarnn sonucudur. MSP'nin tabam da
ha ziyade dini tarikatlarn yelerinden ve taradaki kk iadamla
rndan olumaktayd. Kk sermayedarlar devlet kaynaklarnn b
yk ehirlerdeki holdinglere aktlmasndan yaknmakta ve kendileri
iin daha fazla koruma ve destek talep etmekteydiler. Trkiye'de ser
maye birikiminin en bandan beri devlete baml olduunu doru
bir ekilde gzlemlemilerdi ve kendilerinin darda braklmalarna
tepkiliydiler. Devletilie kar kmyorlar, sadece kendilerine de
yaramasn istiyorlard. MSP, toplumsal olduu kadar siyasal olarak
da muhafazakrd.
Buna karlk Refah Partisi dnyada ve Trkiye'de ok farkl ko
ullarn hkim olduu bir dnemde ortaya kt. Muhafazakr deil,
radikaldi. Refah'n ideolojisi milliyetilik- ve devletilik-sonras un
surlar tayordu. Refah sadece tarikat desteine dayanmyordu. de
ologlar, sekler niversitelerden mezun, Marksist ve postmodemist
kuramlar iyi bilen kimselerdi. Semenleri arasnda, kk i sahiple

REFAH PARTS'NN YKSEL

67

rine ek olarak, orta snf profesyoneller ve byk kentlerdeki marjinal


iiler bulunmaktayd.
Refah ile MSP Arasndaki Farklar: Seim Sonular

Refahn seimlerde ald sonular, MSPden ok farkldr. MSP, ilk


kez katld 1973 genel seimlerinde yzde 11.8'lik bir oy oranyla
ie balamt. Bu, o dnem iin beklenmedik bir baar olmakla bir
likte, yine de Refahn 1990'larda yakalad destein ok uzanda
dr. MSP 1973 seimlerinde merkez-soldaki Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) ve merkez-sadaki Adalet Partisi'nin (AP) ardndan
nc olmutu. CHP ile MSPnin 1973 seimlerinde aldklar sonu
lar karlatrldnda, illerin gelimilik dzeyi ile MSP'nin baars
arasnda ters bir iliki bulunur. lkenin "gelimi" illerinde CHPnin
oy oran yzde 38.6 ve MSP'nin oy oran yzde 8.4 iken, "orta-gelimi illerde CHPnin destei yzde 30.5, MSP'ninki ise yzde 13.7 d
zeyindeydi. "Azgelimi" illerde ise CHP'nin oylar yzde 27.5e ka
dar derken, MSP'nin oy oran yzde 15.4e kadar ykseliyordu. lle
rin byklne gre bakldnda da, CHPnin byk ehirlerde ga
lip geldii tartmaszd. Bu durum, askeri ynetim tarafndan kapa
tlmadan nce MSPnin katld ikinci ve son seimler olan 1977 yl
seimlerinde de deimedi. MSPnin bu seimlerdeki oy oran stan
bulda sadece yzde 6.1, Ankara'da da yzde 6.3 dzeyindeydi (bu pa
ragraftaki rakamlar iin bkz. Sarbay, 1985: 155-70).
Buna karlk 1990l yllarda Refah zellikle byk kentlerde ba
arl oldu. 1994 yerel seimlerinde stanbuldaki toplam oyun yzde
25ten, Ankara'daki toplam oyun ise yzde 21'den fazlasn alarak her
iki yerde de bykehir belediye bakanlklarn kazand. Refah'n
byk ehirlerdeki baars Aralk 1995 genel seimlerinde de devam
etti. En byk ve en sanayilemi be ehirde (stanbul, Ankara, Ada
na, zmir, Bursa) Refah'n 1994 yl iin oy oranlan ortalamas yzde
16.8 iken, 1995'te bu oran yzde 17.7ye kt (Tosun ve Tosun, 1996:
33-4).
Refah'n ykselii, CHP'nin devam konumunda olan orta-sol par
tilerin 1990'lardaki dne paralel bir seyir izlemitir. Bilindii gi
bi CHP 1980 ylnda dier siyasal partilerle birlikte askeri ynetim ta
rafndan kapatlmt. Siyasal partiler yeniden kurulduunda, CHPnin
miras zerinde hak iddia eden ve adlarnda "halk ya da "sosyal de

68

KMLKLER SYASET

mokrat" gibi deyimler barndran birka farkl parti ortaya kt. Bir
on yl zarfnda bu partiler birleerek, askeri rejimin nce yasaklad,
fakat daha sonra mahkeme karar ile zerindeki yasan kalkt CHP
adn yeniden aldlar. zleyen paragraflardaki analizlerde, darbe nce
si CHP'sinin mirasn 1995'e kadar Sosyal Demokrat Halk Partinin
temsil ettii (SHP), ondan sonra onun yerini yeniden kurulan CHP'nin
ald kabul edilecektir. CHP'nin 1980 ncesi dnemdeki efsanevi li
deri Blent Ecevit'in kurduu ve halen banda olduu Demokratik
Sol Parti (DSP) ise, partinin adna ve kurucusunun kimliine ramen
CHP'nin miras zerinde bir hak iddia etmedii iin aadaki analizin
dnda braklmtr.
Refah'n oylann sadece yzde 10'unu alabildii 1989 yerel seim
lerinde oylann yzde 29'unu kazanan SHP, 1991 genel seimlerinde
yzde 20.8'e, 1994 yerel seimlerinde yzde 13'e ve Aralk 1995 ge
nel seimlerinde yzde 10.7'ye gerilemitir (stelik bu son oran, 1994
seimlerine ayr bir parti olarak katlp yzde 5 oy alan CHP ile bir
letikten sonra elde edilmitir). Bu d sosyal demokratlarn byk
ehirlerde gsterdikleri performansta da gzlenebilir. En byk be
ehirde aldklar ortalama oy oran 1994'te yzde 19.2 iken, 1995'te
yzde 11.2'ye dmtr (Tosun ve Tosun, 1996; Kymen vd., 1996).
1995 genel seimlerinde sosyal demokratlarn stanbul ve Ankarada
aldklar oy oranlar, srasyla yzde 11 ve 16.2 iken, Refahn ald
oy oranlar yzde 23 ve 20'ydi.
Her ne kadar bu son rakamlar, 1994ten 1995'e kadar geen srede
Refah'n bu iki byk ehirde ald oy oranlarnda bir de iaret
etse de, baz eletirmenlerin iddia ettii gibi bunu Refah'n yerel y
netimlerinden insanlarn memnun kalmad gibi bir sonuca bala
mak mmkn deildir. Bu dn nedenini sz konusu iki seim ara
sndaki nitelik farknda, yani 1994'tekinin yerel, 1995'tekinin ise ge
nel seim olmasnda aramak gerekir. Partiye destek verebilecek se
menlerden birounun olas bir Refah zaferinin nnn kesilebilece
inden ekinerek, genel seimlerde daha tedbirli, ama yerel seimler
de daha rahat oy kullanm olduu sylenebilir. Nitekim semenin bu
duyarllndaki hakllk pay da ok gemeden ortaya kmtr.
Sonu olarak, seim rakamlarnn gsterdiine gre, 1990'lara
geldiimizde Refah Partisi byk ehirlerde sosyal demokratlarn ye
rini almaya balamt (bkz. Tosun ve Tosun, 1996; Kymen vd.,
1996; Tuncer, 1996). Tarihsel olarak, Trkiye'de sosyal demokrat ge

REFAH PARTSNN YKSEL

69

lenein yukardan aa modernleme ve Batllama projesinin ta


ycs olarak Kemalist ideolojiyle zdelemi olduu bilinir. Refah'n
ykselii, Kemalist miras srdren "sosyal demokrasinin gerileyii
anlamna gelmitir.
SHP'nin bir dnem koalisyon orta olarak bulunduu iktidardaki
performans da Refah'n bymesine katkda bulunmutur. 1980'ler
boyunca iktidarda kalan Turgut zal'n Anavatan Partisi, refah devle
tini ykan politikalar uygulamt. Bu dnemde muhalefette olan
Doruyol Partisi ile SHP, Anavatan hkmetlerine ve 1980 askeri
darbesinin mirasna kar koyuyor grnmndeydiler. 1991 Eki
minde Anavatan partisi seimleri kaybedince, Sleyman Demirelin
liderliindeki Doruyol Partisi yanna SHPyi de ortak alarak bir ko
alisyon hkmeti kurdu. kinci bir on yllk muhafazakr ynetime
kar muhalefet roln stlenebilecek ve belki de alternatifler sunabi
lecek olan SHP bylece iktidara ortak edildi. zleyen yllarda, IMF
kaynakl istikrar programlarndan Gneydou'da askeri atmann
trmandrlmasna kadar, koalisyonun byk ortann gelitirdii po
litikalarn hepsinin altna imzasntkoydu. Babakanl srasnda yol
suzluk iddialarna hedef olan Tansu illeri korumay tercih etti. Top
lumsal muhalefeti srkleyecek bir konumda olmad gibi, koalis
yon hkmeti iinde de bamsz bir tavr sergileyemeyen SHP, mey
dan Refah'a brakt. sizlik, yoksulluk ve yolsuzluk gibi byk top
lumsal sorunlar karsnda siyasal muhalefeti Refah Partisi temsil et
meye balad.
Bir dnem Refah Partisi'nin ideologlar arasnda olan Abdurrahman Dilipak'a gre, tm dnyada dini ideolojilerin ykselmesine pa
ralel olarak, Refah Partisi de slamc akm ile birlikte bymekteydi.
Refah Partisi, alternatif bak alar gelitiren ve yeni zmler ne
ren Mslman entelektellerin ortaya att fikirlerin Trkiyedeki
tek mirass konumundayd (Nokta Dergisi, RP Eki, 13-19 ubat
1994: 12). Gerekten de Refah'n 1980'ler ve 1990larda bir ksm ra
dikal slamc aydnla kurduu iliki, 1960'lar ve 1970'lerde CHP ile
bir ksm Marksist aydn arasndaki ilikiye benzetilebilir. Bu dnem
de CHP, solda yer alan tek gvenilir kitle partisiydi. O dnemde mil
liyeti ve devleti eilimlere sahip olan Marksist sol, kendisini Ke
malist dnceye de yakn grrd. CHPnin 1970'lere gelindii za
man bir "sosyal demokrat" kimlik kazanm olmasnda, Kemalizmin
bu sol dnceli aydnlar tarafndan yeniden yorumlanmasnn belli

70

KMLKLER SYASET

bir pay vardr. 1980ler ve 1990'lara gelindiinde ise Kemalizm ile


Marksizm inie gemiti ve radikal slamclk ideolojik boluu dol
durmaya adayd. Bylece, yeni bir kuak slamc ideologlar ve ey
lemciler muhafazakr MSP'nin radikal Refah Partisi'ne dnmesine
yardmc oldular.
slamcln Deien Snf Taban

Yukarda anlatlanlar Trkiye'de slamcln snfsal tabannn dei


tiine de iaret etmektedir. pazarn korunmasna dayal ekonomik
kalknma politikalarnn uyguland 1960'lar boyunca, Trkiye hzl
sanayilemeyi srdrebilmi ve bunun meyvelerini de grece eitlik
i bir ekilde databilmiti. Hzl byme sayesinde, devlet farkl s
nflarn karlarn ie dnk ulusal kalknma projesi etrafnda birle
tirmeyi baarmt. Ancak bymenin ileri aamalarnda ilk olarak s
nf karlar ayrmaya balad; ardndan da byme modelinin isel
tkanklklar krize yol anca, snf koalisyonlarn bozarak kalkn
mac toplumsal anlamann dalmasna neden oldu (Keyder, 1987;
Boratav, 1988).
MSPnin ortaya k bu ittifaklarn zayflad ve kapitalist snf
iindeki farklarn derinletii dneme denk gelir. Parti, "ou zellik
le stanbul gibi byk ehirlerde bulunan byk sanayici ve iadam
larnn karlar ile Anadolu'nun kk ehirlerindeki kk iadam
lar ve esnafn karlar" arasndaki atmadan filizlenmiti (Alkan,
1984: 97). MSP'yi destekleyenler, kk ehirlerdeki dindar kiilerin
yan sra, ayn yerlerdeki esnaf, kk tccar ve zanaatkrlard (Top
rak, 1984: 132). 1970 ylnda slamc bir parti kurulmasnn yakn ne
deni, ehir merkezli byk sanayici ve iadamlar ile sk balan bu
lunan Adalet Partisi'nin bakan ve dnemin babakan Sleyman Demirel ile taradaki kk ve orta boy sermayedarlarn temsilcisi ola
rak 1968 ylnda Trkiye Odalar ve Borsalar Birlii bakanlna se
ilen Necmettin Erbakan arasnda yaanan atmayd. Devlet tevik
lerinin zel sektr iinde paylatmlmas konusunda aralannda kan
tartma, Erbakan'm koltuundan uzaklatnlmasyla son bulmutu.
Erbakan, 1969 seimlerinde bamsz aday olarak meclise girmeyi
baard ve 1970 ylnn banda da Milli Nizam Partisi'ni kurdu. Ama
c, "byk sanayicilerin" hkmetine kar tara sermayesinin kar
larn korumaya almakt (Sanbay, 1985: 98-100).

REFAH PARTS'NN YKSEL

71

Trkiyede ulusal kalknmacla dayal geni snf ittifak artk


yoktur. 1980 sonras dnemde, devlet eski refah politikalarn izleye
meyeceini aka ifade etmiti. Genel olarak slamclk, zel olarak
da Refah, bu rekabeti bireycilik dneminin rndr. slamclk, ye
ni bir birlik zemini, etrafnda dayanma alarnn rlebilecei bir
kimlik sunar. Refah Partisi'nin snfsal tabannda, tara kentlerinin k
k burjuvazisine ek olarak, niversite rencileri, profesyonel orta
snftan insanlar ve byk kentlerde marjinallemi ve yoksullam
geni bir kitle vardr.2 Yukarda da belirtildii gibi, bu kesimlere,
1980'ler sonras ihracat ekonomisi ortamnn rn olarak yeni ama
hzla byyen ve u anda MSAD tarafndan temsil edilen bir ia
damlar kesimini de eklemek gerekir.
Yaygn ama yanl bir dnce uyarnca slamclk modernleme
ye kar bir direnii ifade eden, ona kar gelenekleri savunan, gerici
bir tepki olarak yorumland iin, Refah'n byk ehirlerdeki baa
rs genellikle krsal alandan gelen yeni ge balanr. Bu yoruma g
re, gmenler kendi geleneksel yaam biimlerini yoksul kent mahal
lelerine tarlar ve byk kentte yaadklar yabanclama karsnda
geleneksel inan sistemlerine sarlrlar. Dolaysyla Refah, kentte ya
ayan krsal nfusun partisi olarak deerlendirilir (rnein Salt, 1995:
23-4). Bu ksmen doru, ksmen yanl yorumda yle bir sorun var
dr: Kente g de, kentte yoksulluk ve yabanclama da yeni olgular
deildir; ama siyasal slamclk ve Refah Partisi'ne ynelik kitlesel
destek daha nce hi bu lekte olmamtr. Dier bir deyile, gerek
ii snf, gerekse kentteki dier yoksul kesimler belki de her zaman
ncelikle yeni g edenlerden olumutur, ama 1980lere kadar s
lamcla ynelmemi ya da MSPye oy atmamlardr. Kald ki g
menlerin krsal ortam kentte yeniden rettikleri ve yoksul mahalle
lerde dardan yaltlm bir ekilde, kendine yeterli bir yaam sr
dkleri varsaym yanltr. Bir nceki blmde, stanbula g eden
lerin oturduklar yoksul mahallelerin kapitalist kent ekonomisine ve
kresel ihracat pazarlarna nasl entegre olduklarna deinmitik. Ay2.
Dier slamc hareketler zerine yaplan ahmalar bu snfsal tabann tipik
olduunu gstermektedir. Abrahamian (1991: 106) randaki slamcln "arlkl
olarak, kentli yoksullar bata olmak zere alt snflan harekete geiren orta snf bir
hareket olduunu ifade etmektedir. slam'n niversite rencileri ve toplumsal
olarak ykselmekte olan gen meslek sahipleri arasnda revata olmas da yaygn
bir olgudur. Bkz. Ayubi (1991); Fischer (1982); Munson (1988); Keddie (1991).

72

KMLKLER SYASET

m ekilde sanayi sitelerinde fason retim ile itigal eden kk ive


renlerin nemli bir blm de gecekondu mahallelerinde otururlar
(Nichols ve Suur, 1991: 233). slamcln, kente yeni g etmi
olanlardan ve halen kentlerin yoksul mahallelerinde yaayanlardan
byk destek grd dorudur; ama bu durum, slamcln krn
kente tanmas gibi bir yorum erevesinde anlalabilecei anlam
na gelmez.
slamc yazarlara gre de slamclk artk krsal bir olgu olarak d
nlemez. slamclk bugn kentsel bir olgudur. rnein Abdurrahman Dilipak, kylerde yaygn olan slami yaamn yerel det ve ge
leneklere dayandn, entellektel referanslarnn gl olmadn,
buna karlk Mslmanca yaama talebinin (yani slamn kitabi yo
rumunun) kentlerden kaynaklandn belirtir. Son dnemlerde s
lamc hareketin kent merkezli hale geldiine ve entellektel dzeyi
nin krsal kesimin becerebileceinden ok daha yksek olduuna dik
kat eker (Dilipak, 1993: 131).
Refah'n baars, ksmen, 1990'larda, CHP'nin 1970'lerde oynad
rol oynam olmasyla aklanabilir. Refah, eskiden "sosyal demokratlar"n kalesi olan yoksul mahallelerde hzla bymtr (a
kr, 1994: 224-6). Devletilik, kalknmaclk ve sosyalizm gibi modemist ideolojilerin gerilemesiyle oluan boluu dolduran Refah,
modemizm-sonras bir "adalet anlayn temsil etmitir. Bu temsil,
sadece ideolojik sylem dzeyinde kalmam, daha somut olarak, y
klan refah devletinin baz ilevleri yerel dini rgtlenmeler ve vakf
lar tarafndan stlenilmitir. Kentlerin yoksul mahallelerinde halka
yardm iin alan bu rgtlenmeler, slamc siyasal hareketin destek
kazanmasna katkda bulunmulardr (akr, 1990: 281). Bu durum
Refah'n zellikle yerel seimlerdeki baarsnda etkili olmutur.
Refah Partisi'nin Krt Sorununa Yaklam

Son olarak, Refah' desteklemi olan, ancak snf konumuyla tanmlanamayacak bir kesimi daha deerlendirmeye katmak gerekir. Refah
yine 1993 ylndaki 4. Kongresinde hem kendisi iin bir yenilik anla
mna gelen hem de partiyi dier partilerden nemli lde ayran bir
pozisyonu, Krt sorununa yaklam konusunda ald. Gneydou'daki
atmay Krt ve Trk milliyetiliklerinin bir atmas olarak ta
nmlayarak, bu atma karsnda hem PKK'nn hem de hkmetlerin

REFAH PARTSNN YKSEL

73

o zamana kadarki politikalarna kar bir tavr benimsedi. Bu iki po


zisyona alternatif olarak slamiyeti, Trk, Krt ve dier etnik grupla
rn birleecei bir zemin olarak sundu. Bu yaklam tarz Refah Partisi'ni kendi yakn gemiinden de nemli lde ayryordu, nk
parti 1991 ylnda gereklemi olan bir nceki seimlerde, imdi
Milliyeti Hareket Partisi olan, o zamann MP'si ile bir seim ittifa
kna gitmiti.
Refah, ayr bir Krt etnik kimliinin, dil ve kltrel ifade zgr
lnn tannmasn neriyordu. slamclar PKK'mn glenmesinden
Kemalist milliyetilii sorumlu tutuyorlard. Her eyden nce, PKK
nn Kemalist rejimin basklar yznden Krt nfus arasnda destek
bulduunu ne sryorlard. kincisi ve belki de daha nemlisi, s
lamclara gre, yabanc bir dnce olan milliyetilii bu topluma
Kemalizm sokmutu; ite imdi Krtler de ayn ideolojiyi kullanmak
taydlar. Dolaysyla, Osmanl mparatorluu nun milliyetilik y
znden dalmas gibi, imdiki durum da Trkiye Cumhuriyeti'nin
dalmasna yol aabilirdi (Dilipak, 1994: 262-3).
Refahn her iki milliyetilii de amay hedefleyen yaklam iki
taraftan da tepki ekti. Egemen medya organlar Refah' PKKya irin
gzkmeye almakla, PKK'ya yakn evreler ise onu Krt halknn
devrimci mcadelesini krmak iin Trk kapitalizminin kulland
gizli bir silah olmakla suladlar. Oysa Refah Partisi, Trk devletinin
Krt sorununa yaklam tarzndan rahatsz olan ama PKKdan da uzak
duran Krtlere bir alternatif sunmaktayd. Bu tavr, Refah'a, Krt n
fusun youn olduu blgelerde nemli lde destek kazandrd.
1994 yerel seimlerinde Gneydou illerindeki semenlerin nemli
bir ksmnn Demokrasi Partisi'nin ilan ettii boykota uymasna ra
men (DEP'in iddiasna gre, baz seim blgelerinde oy vermeyenle
rin oran yzde 50'nin zerindeydi) sandk bana gidenlerin ou Re
fah Partisi'ne oy att. Dolaysyla Refah Partisi'nin baarsnda nem
li bir etmen, Krt sorununun tad zmszlk grnmyd.
DEP'in veya baka bir Krt eilimli partinin mdahaleye maruz kal
madan varolmasnn olanaksz klnd bir ortamda, Refah, Krt oy
larnn yneldii ilk parti oldu ve ister istemez Krt nfusunun tem
silcisi konumuna dt.
Trkiye'nin Krt blgesinde sren kriz, Saddam rejimi ile ABD
arasndaki gerginliin Irak'n toprak btnl zerinde brakt tah
ribat yznden de arlamt. ABD, Krfez Sava'nn ardndan

74

KMLKLER SYASET

Irak' (ve daha genel olarak blgeyi) karmaa iinde brakm, bir
yandan lke iindeki atmalar kendi seyrine brakrken, bir yandan
da petroln blge dna akn denetlemek gibi kendi ksa vadeli
karlarn kollamaya koyulmutu. Hem Irak'a ynelik ambargo hem de
PKK'ya ynelik operasyonlar, yllar iinde, Trkiye'ye milyarlarca
dolara maloldu. Bu maliyetlerin ekonomik krize katks ve blgede
genel olarak yaanan kaos, sonuta Refahn sahiplendii bir toplum
sal muhalefeti krklemekteydi. Ksmen Batl gler tarafndan ya
ratlan ve ylece ortada braklan Irak ve Krt sorunlar, Bat kartl
temelinde propaganda yapan Refahn poplerliinin artmasnda
nemli bir etken oldu.
Refah, hkmetin Irak politikasn teden beri eletirmekteydi.
Irak'a ynelik ambargoyu ve "eki g" balamnda Trk toprakla
rnda yabanc askerlerin bulunmasn eletiren siyasal partiler arasn
da, Refah her zaman en nde geliyordu. zellikle ambargo Krt y
resinin ekonomisi zerinde ykc etkilerde bulunmu ve hkmetin
politikalarna ek bir g ivmesine yol amt. Devlet zaman ierisin
de ambargoya verdii destek konusunda kararszla dmesine ve
Irak petrolnn Trkiye'deki boru hattndan gemesine izin verilme
si iin ABD'ye bask yapmasna ramen, hibir zaman Bat'ya kar
koyma noktasna gelmedi. Oysa Refah'n savunduu tavr tam da
buydu. 1991 ylndaki Krfez Sava, btn blgede (ve bu arada Tr
kiye'de) slamcln ykselmesinde nemli bir rol oynamt.
Sonu

Refahn bymesi biroklar iin bir srpriz oldu; nk Kemalizmin


geni kabul gren modemist varsaymlarna gre, slamclk gericili
i ya da en azndan geleneksellii temsil ediyordu. Oysa slamclk
modernleme sonucunda ortadan kalmak yerine, tam tersine, Trki
ye'nin kresel kapitalizmle daha da btnletii bir dnemde yksel
di ve zellikle byk ehirlerde g kazand. Refah Partisi'ni tutucu
bir siyasi olgu olarak kabul eden bak as, slamcln Trkiye'de
kazand gcn gerek kaynan, yani onun radikalizmini ve lke
deki deiim ihtiyacn temsil ettiini gzden karyordu. "Devlete
kar sivil toplumu koruma" gibi popler temalar da yedeine alan
Refah, bir dizi konuda alternatif tutum taknd. Baty taklit ederek
ona yetimek gibi gerekletirilememi ama gereki de olmayan bir

REFAH PARTS NN YKSEL

75

vaadin yaratt hayalkrklmn zerine baaryla oynad. Refahl


liderler, defalarca ve stelik ikna edici bir ekilde u iddiada bulundu
lar: Trkiye'de birok deil sadece iki parti vard - Refah Partisi ve
"taklitiler."
Refah'n sadece kendisinin radikal alternatifler sunduu iddias
inandrcyd; ama ilerdeki blmlerde grlecei gibi, Erbakan'n
1993 Kongresinde yapt, Refah'n laiklie ve demokrasiye kar ol
mad yolundaki aklamas ayn lde inandrc deildi. Bu ak
lama, Refah Partisi iin iktidara ilerleme yolunda nemli bir dnm
noktas olan sz konusu kongrede geni kamuoyuna bir gven verme
giriimiydi. Son derece yksek katlml ve enerji dolu bu kongrenin
ardndan Erbakan, ironik bir ekilde, "Atatrk hayatta olsayd, ba
mszl savunan tek parti olan Refah'a katlrd" yolunda bir ak
lama yapt. Refah Partisi'nin izleyen seimlerdeki baarlan, Trki
ye'deki sekler siyasal glerin toplumsal eitsizlik, danya bam
llk ve kstl siyasal katlm gibi temel sorunlar karsnda ne kadar
yetersiz kaldm gsteriyordu.

5
Refah Partisi'nin ktidar Dnemi ve Sonras

Trkiye'nin 1980'li yllarna damgasn vurmu olan Anavatan Partisi


(ANAP), bir yandan kurulu iktidar dzeninin unsurlarn, bir yandan
da serbest piyasa yanls neo-liberallerle baz slamclar bnyesinde
barndrmaktayd. 1989'da Sovyet bloku dalnca, Trkiye'nin ulus
lararas dzen iindeki rolnn yeniden deerlendirilmesi gndeme
geldi. 1987 ylnda Avrupa Topluluu'na yaplm olan bavurunun
olumlu bir yant alacak gibi grnmemesi de hesaba katldnda,
Trkiyenin yzn Douya dnmesi ekici bir alternatif olarak g
rlmeye balad. Byle bir ortamda, Irak'n Kuveyt'i igal etmesi,
Trkiye'nin nnde yeni bir kap at. 1990 yaznda gerekleen bu
igal sonrasnda, Trkiye hzla yeniden Bat cephesinde yerini ald.
zleyen aylarda Irak'n yenilgiye uratlmas ve ardndan Sovyetler
Birlii'nin de ortadan kalkmasyla birlikte, blgedeki slamc hareket
ler Bat kartlnn bayraktarln ele geirdiler. Bu koullar, btn
Souk Sava dneminde ve yeniden Krfez Sava ortamnda Batnn en yakn mttefiklerinden olan Trkiye'de, slamc unsurlarn
hkmet iinde barnyor olmalann zora soktu. 1991 yaznda yap
lan ANAP kongresinde partinin slamc kanad byk lde tasfiye
edildi. Artk toplumsal ve siyasal muhalefet konumuna itilen slamc
lar, yeni dnemin koullarna uygun olarak, emperyalizm ve Siyo
nizm kartl temelinde bir hareketlenme balattlar. Trkiye'de si
yasal slamn rakipsiz rgt olan Refah Partisi, Bat'y ve onun ie
rideki destekleyici ve "takliti'Terini reddeden bir zemin zerinde
hzla byd.
Sovyetler Birlii'nin dalmasnn ve dnyada slamc hareketle
rin n plana kmasnn zerine, NATO dikkatini birinciden kinciye
doru evirdi. Bu yeni ynelim Krfez Savandan hemen sonra ken
dini gstermekle birlikte, ak bir resmiyete NATO lkeleri temsilci
lerinin 8 ubat 1995'te Brksel'de yaptklar toplantda kavutu. Bu
toplantda "slami fundamentalizmin yaratt endie" dile getirildi ve

REFAH PARTS'NN KTDAR DNEM VE SONRASI

77

"Kuzey Afrika ile Orta Doudaki istikrarszlklarla baedebilmek


iin yeni bir fgney stratejisi'nin balatld ilan edildi (Financial Ti
mes, 9 ubat 1995). Souk Savan bitiminden itibaren stratejik ne
mini yitirdii iin Batl mttefiklerinin ondan uzaklamas ihtimalin
den korkan Trkiye, artk komnizm tehdidi yerine slamc tehdit ko
zunu ne srmeye balamt. Refah Partisi'nin Mart 1994 yerel se
imlerinde beklenmedik bir baar elde etmesi, bu tehdidi daha da
inandrc hale getiriyordu. O dnemde Avrupa Birlii'nin Trk hk
metini insan haklan ihlalleri nedeniyle sktrmaya devam etmesine
ramen, Trkiye'nin slamc tehdidi kullanmas zellikle ABD zerin
de etkili olmutu. rnein, zamann ABD Dileri Bakan Yardmcs
Richard Holbrooke, ABD'nin "dnyann kaotik bir blgesindeki" politikalan ve karlan asndan Trkiye'nin "merkezi" bir konumda
olduunu belirtiyordu (,National Public Radio, 12 Nisan 1995 tarihli
mlakat).
Trkiye'nin Avrupa Birlii (AB) ile ilikileri konusunda da ABD'
nin tavn Trkiye'nin resmi gryle uyumluydu: Trkiye AB'ye ka
tlrsa Bat Avrupa ile Mslman dnya arasnda gzel bir kpr olu
turacak, ama darda braklrsa slamclarn eline decekti. Byle
bir durum ise, slam dnyas ile Bat arasndaki atmann derinle
mesine yol amaktan baka bir eye yaramayacakt. Bilindii gibi, o
aamada Trkiye'nin sadece Avrupa "gmrk birliine katlmas sz
konusuydu. Sonu olarak, Trkiye, AB'nin uzunca bir sre ayak sr
mesinden sonra, 6 Mart 1995 tarihinde, yl sonuna kadar baz Anaya
sa deiiklikleri de ierecek bir ekilde yurttalarn sivil haklann ve
demokrasiyi koruyacak yasal dzenlemeleri yapmas kouluyla,
gmrk birliine kabul edildi. Trkiye'nin gmrk birliine kabul
edilmesi, ileride AB'ye de kabul edileceine dair bir gvence ierme
mesine ramen, hem Ankara hem de Washington'da cokuyla kar
land. Trkiye'nin Avrupa gmrk birliine kabul edilmesinde ABD'
nin tevik edici bir rol oynadna dair belirtiler ortadayd. Daha 20
ubat 1995 tarihli bir aklamasnda dnemin Cumhurbakan Sley
man Demirel, Trkiye'nin kabul edileceinden emin olduunu ilan et
mi, bunun nedeni olarak da Bat kamuoyunun Trkiye'nin blgede
ki olas rol zerindeki dncelerinde Cezayir'deki son gelimelerin
yaratt derin etkiyi gstermiti Hrriyet, 21 ubat 1995). Demirel
bu aklamay ABD Dileri Bakan Yardmcs Richard Holbrooke'
un Trkiye'ye ziyareti srasnda yapmt. Ertesi gn Ankara'dan ayr-

78

KMLKLER SYASET

lirken bir basn toplants dzenleyen Holbrooke, ABD hkmetinin


Trkiye'nin gmrk birliine katlmasn desteklediini ve insan hak
lar ihlallerinin nemli bir boyutta olmadna inandn belirtti (Mil
liyet, 22 ubat 1995). Btn bunlara kar olan Refah Partisinin lide
ri Necmettin Erbakan ise, gmrk birlii anlamasnn imzaland
gn verdii demete, iktidara geldikleri gn bu anlamay yrtp ata
caklarn sylyordu (Cumhuriyet, 7 Mart 1995).
Refah Partisibin Seim Zaferi

Bu koullar altnda, DYP-CHP koalisyonunun iktidardaki sresini bir


dnem daha uzatma hayalleri iinde erkene alnarak 24 Aralk 1995
tarihinde gerekletirilen genel seimden Refah birinci parti olarak
knca, Trkiye alkantl bir belirsizlik ortamna girdi. Askeri darbe
sylentileri ve siyasal partiler arasnda sonu gelmez grme turlary
la dolu bir alt ayn sonunda, stelik ANAP ile DYP arasnda "Anayol
diye tabir edilen bir aznlk koalisyonu denemesinin de baarszlkla
sonulanmasndan sonra, nihayet Refah Partisi bakan Necmettin
Erbakann babakanlnda bir RP-DYP koaliyon hkmeti kuruldu.
Hem bu sre boyunca hem de hkmeti kurduktan sonra, Refah, Tr
kiyenin g odaklarn yattrmak, makul ve gvenilir bir merkez
partisi olduunu gstermek iin zel bir aba sarfetti. Refah iin me
ruiyetini kabul ettirmek, kendi potansiyel oy tabanndan olup da di
er merkez-sa partiler arasnda dalm ve hatta sanda bile gitme
mi olan semenleri geri kazanmak asndan ok nemliydi. Seim
lerde sanda hi gitmeyen ve gidip de geerli oy kullanmayanlarn
(yani protestocularn) toplam says, herhangi bir partinin tek bana
ald oy saysndan daha yksekti (Kymen, vd., 1996: 7-8). Bu se
imlerde en byk oy kaybn sosyal demokratlarn yaad ve Refahn da uzun vadeli eiliminin bu bolua kaymak olduu dikkate
alnrsa, Refahn oy potansiyelinin bymekte olduu dnlebilir
di. Gerekten de Refah iktidar geldikten hemen sonra yaplan kamu
oyu yoklamalarnda halk desteinin yzde 30lar civarna ykseldii
grlyordu. Dolaysyla parti iin en byk ncelik, siyasetin mer
kezinde bir yer edinebilmekti. te, Tansu iller bakanlndaki DYP
ile 1996 yaz banda kurulan koalisyon Refaha bu frsat veriyordu.
Refah-Doruyol koalisyonu aslnda tuhaf bir ortaklk grn
mndeydi, nk DYP yllarca kampanyalarn Bat yanls ve Refah-

REFAH PARTS NN KTDAR DNEM VE SONRASI

79

kart laik cephenin nde gelen temsilcisi olma sav zerine kurmu
tu. Bu durumda Refah ile neden bir ortakla gittiinin en net akla
mas ise koalisyonun kurulmasndan birka ay sonra iller'in slamc
bir televizyon kanalnda yapt bir rportajda geldi. iller, kendisi
nin hl laiklik ilkesinden yana olmasma ve Refah Partisi'nden ok da
holanmamasna ramen, toplumsal bar ve demokrasiyi korumann
tek yolunun Refah' Trk siyasal yaamnn iine almak olduuna
inandn syledi (Ahmet Hakan ve Zahit Akman ile rportaj, Kanal
7,27 Ekim 1996).
Bu dnemde illerin inamlrl ciddi yaralar almt; nk kamuoyundaki genel kan, illerin asl amacnn hakkndaki yolsuzluk
iddialarnn nn kesmek iin iktidarda kalmak olduu ve bu ama
la iktidara gelmek iin her koulu kabule yatkn gzken Refah'tan
daha iyi bir ortak bulamayacayd. Ancak yine de illerin yukarda
ki szleri nemli bir siyasal geree iaret ediyordu: Trkiye artk
sa-sol olarak deil, laiklerle slamclar arasnda blnmt. 1980
darbesinden nce bir trl becerilemeyen merkez-sa ile merkez-sol
arasndaki geni tabanl koalisyon 1990'larn ortalarna kadar sren
DYP-SHP ortaklyla zaten gerekletirilmiti. Bu dnem ayn za
manda Refahn bir muhalefet partisi olarak hzla byd dnem
di. Dolaysyla Refahn siyasetin merkez kulvarnn dna itilmesi,
siyasal slam'n Trkiyede daha da radikallemesine yol aabilirdi.
Olaya Refah Partisi asndan baklrsa, Trkiye'de siyasetin mer
kezine oynamak, partinin radikal ularnn yumuatlmasn gerekti
riyordu. Refah Partisi liderliinde kurulan koalisyon hkmetinin
1996 Temmuzu balarnda ilan edilen program, bir nceki merkezsa koalisyonun programndan hemen hemen farkszd. Hkmet
programnda, Refaha zg "adil ekonomik dzen ya da "emperyalist-Siyonist sistemi yok etmek" gibi projelere hi deinilmiyordu.
Tabii ki bu durum Refahn ok ynl karakterini ortaya koyuyordu.
Hl MSP dneminden kalma eski kuak bir lider kadrosuna sahip
olan Refah, iktidardaki ilk aylarnda muhafazakr yzn sergileyebilmiti. DYP ile yaplan koalisyon ve Trkiye'nin dier laiklik yanl
s kurumlanndan gelen basklar, Refahn ynetim kadrosuna daha
gen ve radikal olan kanad kontrol altnda tutmak iin yeterli maze
reti veriyordu. Bu durumun yaratt gerilim, Trkiyedeki slamc
hareketin radikal unsurlarnn srekli olarak Refah eletirmelerinde
gzlemlenebilirdi. Bu eletirilerin gze arpan zellii, Refah' her

80

KMLKLER SYASET

eye ramen desteklemek ile daha cesur tavr almaya zorlamak ara
snda kalm olmalaryd.
Tansu iller, Refah ile koalisyona gitme kararndan, yukarda ak
tarlan "toplumsal bar aklamasn yapacak lde emin oluncaya
kadar geen birka ay zarfnda Refah yneticileri de Trk siyasetin
de kendi partileri iin ngrdkleri yeni rol aklayacak kadar ikti
dara almlard. Artk Refah Partisi, iyice merkeze kayma ve laik
kurumsal yapyla uzlama pahasna da olsa, Turgut zal zamannda
ki Anavatan Partisi'nin yerini almaya adayd. zal zamannn Anava
tan Partisi, Trk siyasetindeki drt farkl eilimi (liberalizm, sosyal
demokrasi, milliyetilik ve slamclk) "muhafazakr modernlik di
ye adlandrlan bir sentez ierisinde bir arada barndrma iddiasyla
tannyordu. lk bakta kendi iinde elikili gibi grnen bu deyim,
modem kapitalizmle muhafazakr bir kltrel kimliin bileimini
ifade ediyordu. Bu bileimin Refah versiyonu, kltrel boyut iin sa
dece slam'a dayanacakt.
Bu ynde nemli bir adm, Ekim 1996'da, Refah Partisinin ikti
dardayken yapt ilk kongrede atld. Refah liderlerinin birok ayk
r neri ortaya attklar, partiyi merkezci siyasetin bir alternatifi ola
rak belirleyen 1993 kongresinin aksine, 1996 kongresi Refah'n radi
kal destekileri iin bir hayalknkl oluturdu. Erbakan konuma
snda "adil dzen" veya benzeri projelere hi deinmedii gibi, bun
lar yerine Trkiye'nin laik g odaklaryla uzlama alanlar zerinde
durdu. Refah'n, Atatrk'n gerek takipisi, laikliin gerek savunu
cusu, silahl kuvvetlerle ok iyi ilikiler iinde olan, zal'm lmy
le ortaya kan boluu doldurmaya aday bir parti olduunu vurgula
d. Erbakan'm konumasn yorumlayan baz Yeni afak yazarlar, in
ce bir eletiriyle, Refahn sahiplenmeye alt yeni imaj Kemalizmin slami versiyonu olarak tanmladlar.

Refah'l Dnemin Sonu

Refah Partisi'nin iktidara geldikten sonra artk Trk siyasetinin mer


kezinde yer almaya hazrland, kongreden hemen sonra, 3 Kasm
1996 tarihinde yer alacak olan yerel ara seim kampanyasnda da or
taya kt. Erbakan semenlere Turgut zalm aslnda kendi partisinin
(MSPnin) yesi olduunu ve o dnemde seilememi olsa da yine ay-

REFAH PARTSNN KTDAR DNEM VE SONRASI

81

m partinin milletvekili aday olduunu hatrlatyor ve 1993'te len


zal'n mirasn artk kendisinin devraldn sylyordu. Erbakana
gre, zaln kendi kurduu Anavatan Partisi imdi Mesut Ylmaz'm
beceriksiz ellerinde kalm ve zaten zal izgisinden uzaklamt.
Refah bu ara seimde oylarn yzde 30'unu alarak birinci parti ol
du. Ara seim yaplan yerlerde Refahn 1995 genel seimlerinde al
d oy orannn da yzde 30 olmas nedeniyle, bu sonu btn lke
iin geerli olacak bir oran saylamasa da en azndan semenin mut
suz olmadna iaret ediyordu. Ne var ki Refah, bu baarsn izleye
rek, ksmen kendini iktidarda daha emin hissetmesinden ksmen de
sabrszlanan yandalarnn artan basklan nedeniyle, slamc sfatn
daha gl bir ekilde siyasal gndeme sokmaya balad. Sosyo-ekonomik konulardan ziyade kltrel konulan hedef alarak, 1997 bala
rnda byk bir hamleye kalkt. Bu hamleyi sembolize eden en ar
pc konu Taksim meydanna cami yaplmas projesiydi. Bu, Refah
Partisi'nin elinde tuttuu stanbul Belediyesi tarafndan ortaya atlan
bir projeydi. lkenin stanbul dnda kalan yerlerini aslnda ilgilen
dirmeyecei dnlebilecek bir konu olmasna ramen, Taksim
meydanna cami yapma projesi Trkiyede laikliin gelecei konu
sunda ulusal apta bir tartmaya dnt.
Bu tartmaya katlanlar arasnda en arlk tayan unsur, silahl
kuvvetlerdi. Yukarda deinildii gibi, Refah iktidardaki aylar bo
yunca muhalefetteki imajyla uyumayan ve ateli destekilerinin
tepkisini eken birtakm hareketlerde bulunmaya zorlanmt. Bun
lardan en nemlileri arasnda srail'le askeri bir anlama imzalamak
ve ok sayda subay "laiklik kart" eylemlerinden dolay ordudan
atmak da vard. Silahl kuvvetlere bu tr nemli tavizler ve stelik su
baylara allmn stnde maa zamm da verdiini dnen Refah
yneticileri, generallerin baz konularda kendilerini rahat brakaca
n umuyorlard. Fakat rnein, Trkiyeyi Mslman dnyada ben
zersiz bir seklerleme rnei gsterdii iin ven nl sosyolog Ernest Gellner'n da doru olarak gzlemledii gibi, Trkiye laiklik ile
demokrasi arasnda sk sk kmaza girme eilimindeydi. Herkes ta
rafndan Kemalizmin koruyucusu olarak kabul edilen ordu, demok
ratik bir seim slamc zaferle sonulanrsa, mdahale etmekten e
kinmeyecekti (Gellner, 1994, 1998). Refah ordudan gelen ilk tepki
karsnda sessizce geri ekilmeye dikkat ettiyse de bir kere ok yay
dan kmt. lke apnda yer alan baz olaylar laiklik kart eylem

82

KMLKLER SYASET

olarak nitelendiren ordu, Milli Gvenlik Kurul'nun 28 ubat 1997


tarihli toplantsnda bir ltimatom yaymlad.
Refah evrelerinin askerlerle sivil hkmet arasndaki anlamaz
l nemsizmi gibi gstermeye almalarna ramen, sonralar "28
ubat sreci" diye adlandrlan dnem bylece balam oldu. Resmi
olarak sadece bir tavsiye makam olan Milli Gvenlik Kurulunun ay
lk olaan toplantlarnn birinde hkmete alnmas gereken nlem
ler konusunda basit bir tavsiyeler listesi sunulmu gibi tantlsa da,
daha nce ei grlmemi bir ekilde dokuz saat sren bu tarihi top
lant sonucunda, Trkiyenin slamc partisinin kurduu hkmete,
halkn kart slamc eylemlerin nn kesmek iin baz nlemler
almas neriliyordu. Kurulun hangi kanadnn ayn kurulun hangi ka
nadna tavsiyede bulunduuna dair bir kuku yoktu. nerilenler, ei
tim reformundan Kemalist kyafet yasalarnn sk bir ekilde uygu
lanmasna kadar uzanan ve lke apnda slamc etkinlikleri krmay
amalayan bir dizi yasal ve idari nlemdi.
28 ubat izleyen aylar ierisinde hkmet tavsiye edilen nlem
lerin uygulanmasn ardan alrken, komutanlar medya temsilcileri
ne, barolara, niversitelere ve dier benzeri kurululara yeni "savun
ma kavram"n aklamak iin brifingler veriyorlard. Bu yeni savun
ma kavramna gre i dmann yaratt tehdit d dmann tehdi
dinden daha tehlikeli hale gelmiti ve bugn bir numaral i dman
"irtica"yd. Youn bask altnda kalan hkmet en sonunda Haziran
1997de istifa etmek zorunda kald. iller'in partisinden Refah kar
t kampa geen baz milletvekilleriyle birlikte Mesut Ylmazn ba
bakanlnda yeni bir hkmet kuruldu. Yeni hkmet hzla ordunun
tavsiye ettii yasalar geirmeye ve nlemleri uygulamaya balad.

Refah'tan Fazilet'e

Baz yazarlar Refah Partisi hkmetinin devrilmesini, kanmca yan


l ve yaratclktan uzak bir deyimle, "postmodem darbe" olarak ni
telediler. Bu nitelemenin nedenleri, anlalan, ordunun klasn dahi
terk etmeden hkmeti drm olmas ("sanal" darbe) ve devirdii
hkmet ile mcadelesini, postmodem zamanlarn ruhuna uygun bir
ekilde, byk lde medya araclyla yapm olmasyd. Bu de
yim o kadar tuttu ki, daha sonralar, 28 ubatta Genelkurmayda

REFAH PARTS'NN KTDAR DONEM VE SONRASI

83

nemli bir grevde olan emekli bir general de bu deyimi benimseye


rek, sz konusu srecin "eski darbelere benzemeyen bir ekilde hi
kan aktmadan, hi kimseyi zmeden, gayet uslne uygun bir ekil
de demokratik uygulamalarla" gerekletirildiini ifade etti (bkz. Cevizolu, 2001: 55-63). Oysa buna benzer bir olay 12 Mart 1971 tari
hinde silahl kuvvetlerin devlet radyosunda bir ltimatom yaymlaya
rak dnemin babakan Sleyman Demireli istifaya, Millet Meclisini
de bir teknokratlar hkmetini desteklemeye zorladnda da yaan
mt. stelik, 28 ubat'tan ok ksa bir sre nce Ankara yaknnda
ki Sincan ilesinin ana caddesinde tanklar yrtlmt. Bunun iin
farkl bir bahane ileri srlm olsa da, olayn asl amacnn laiklik
kart eylemler iinde olduu ne srlen Sincan belediye bakanna
(ve dolaysyla onun lke apndaki yandalarna) bir mesaj yollamak
olduu biliniyordu. Nitekim, Refah Partisi yesi olan belediye baka
n 28 ubat'tan sonra tutuklanp hkm de giydi. Dolaysyla, 1971 ile
1997 arasndaki asl fark baka bir yerde, 1982 Anayasasnn Milli
Gvenlik Kurulunu hkmet ilerini dzenleyen daimi bir devlet or
gan olarak kurumsallatrmasnda, bylece dorudan darbeyi gerek
siz klmasnda yatyordu.
1997
ylnn Mays aynda, daha Erbakan babakanlktan istifa et
meden nce, laiklik kart eylemlerle anayasay ve siyasi partiler ka
nununu ihlal ettii gerekesiyle Refah Partisi aleyhine kapatma dava
s almt. Kurduu bir siyasal partinin kapatlmas Erbakan iin ye
ni bir ey olmayacakt; ama mecliste en ok sandalyeye ve halkn oy
larnn yzde 20sinden fazlasna sahip bir iktidar partisi hakknda ka
patlma istemiyle dava almas, Trkiye tarihinde daha nce grl
memi bir olayd. Daha nceki tecrbelerinden baz sonular kart
m olsa gerek ki, Erbakan, Anayasa Mahkemesindeki dava daha bit
meden, yakn arkada ve avukat smail Alptekin'e Fazilet Partisi
adnda yeni bir parti kurdurdu. Refah Partisi'ni kapatan ve Erbakan ile
partinin baka baz yneticilerine be yl siyaset yasa getiren mah
keme karan, Ocak 1998'de geldi.
Kararn kt Ocak ay ortasndan Refah'n hukuki varlna son
veren yasal ilemlerin tamamlanaca ubat sonuna kadarki dnem
de, Erbakan kendince bir "demokrasi" kampanyas balatt. Parti ka
patmay kolaylatran kanunlan deitirmek ve genel anlamda de
mokrasiyi glendirmek iin gerekli dier yasalar kartmak ama
cyla kendisiyle ibirlii yapmalan iin dier siyasal partilerin yne

84

KMLKLER SYASET

ticilerini ikna etmeye alt. Ancak, Trkiye siyasetindeki demokra


tik kltrn ktln kamtlarcasna, dier partilerden hibirisi Refah'la ortak bir demokratikleme zemini arayna girmedi. Tabii, Refah'n sadece kendi karlarndan dolay demokrasi havarisine dn
me ironisi btn gzlemcilerin dikkatini ekmiti. Refah Partisi y
neticilerinin gerek iktidarda, gerekse muhalefetteki davranlar, ge
mi dnemlerde slamc ideologlarn demokrasiyi slamla elien bir
Bat kurumu olarak nitelemi olmalar ve parti nde gelenlerinin de
mokrasiyi bir ama deil, adil dzen"e giden yolda bir ara olarak
niteleyen aklamalar yznden, Refah'n bu demokrasi k bir
oklar tarafndan inandrc bulunmuyordu (bkz. 6. Blm).
Ama yine de demokrasi, Trkiye'de siyasal slam'n kendini yeni
den tanmlad bir platform halini ald. Refah Partisi'nin kapatlma
sndan sonra, yeleri Fazilet Partisi ne geti. Fazilet'in 14 Mays 1998
tarihinde yer alan ilk kongresinde emaneti bakan smail Alptekin
yerini Recai Kutana brakt. Kutan, Erbakann yakn mesai arkada
ve kdemli bir partili olarak, Erbakan kadar karizmatik olmasa da,
hem askerlerle hem de parti iindeki gen ve radikal kesimlerle iyi
ilikiler srdrebilecek, lml bir kii olarak tannyordu. Recai Ku
tan, Fazilet Partisi bakanlna getirildii gece, Kanal 7'de canl bir
rportaj yaynna kt ve bu yeni partinin Refah Partisinden farkl ol
duunu ilan etti. Yeni partinin birincil amac "adil dzen" kurmak de
il, Trkiye'de demokrasinin, insan haklarnn ve siyasal zgrlkle
rin gelitirilmesiydi. Neden diye sorulduunda, Recai Kutan son iki
ylda geirdikleri deneyimler sonucunda, demokrasinin her eyden
nce geldiini, demokrasi olmadan hibir eyin gerekletirilemeye
ceini rendiklerini syledi.
Refahn kapatlmas Trkiye'de slamc siyasetin sonunu getirme
di; getiremezdi de. Refahn geni meclis grubu, bamsz kalmay
tercih eden birka milletvekili dnda, olduu gibi Fazilet'e geti.
Hatta daha sonralar Anavatan Partisi'nden de baz milletvekillerinin
kazanlmasyla birlikte, Fazilet meclisteki sandalye saysn oaltt.
Ama siyasal slam artk yeni bir grnm tayordu. rnein, Recai
Kutan iadamlar demek ve kurulularm ziyaret ederek Fazilet'in
bundan byle MSAD ile yakn ilikiler iinde olmayacan ve fa
izin kaldrlmas veya "adil dzenin kurulmas gibi projelerden ok
tan vazgetiini anlatyordu (Yeni Yzyl, 18 Temmuz 1998). Refah
dnemi liderleri hep unu sylerlerdi: "Trkiye'de ok partili bir re

REFAH PARTSNN KTDAR DNEM VE SONRASI

85

jim yoktur. Trkiye'de sadece iki tane parti vardr: Refah Partisi ve
Bat taklitisi dierleri." Laik kurumsal dzenin basks, slamc siya
si partiyi Trk siyasetinin kabul edilebilirlik snrlan iine ekmiti
artk. Fakat bu Trkiye'de demokrasinin daha ileri gitmesi anlamna
gelmedi, nk Trk siyasetinin kabul edilebilirlik snrlar zaten ok
fazla demokratik zellikler tamyordu.

Yeniden Erken Seim

Refah'n kapatlmasnn yaratt alkant ve ok sayda siyasi parti


nin desteine dayal, potansiyel olarak istikrarsz bir koalisyon hk
meti ile ilerin gtrlemeyeceinin anlalmas, yeniden erken sei
min yolunu at. Erken seim, 28 ubat sreci nedeniyle "madur"
duruma dm olmasn oya evirmek isteyen Fazilet Partisi ile yi
ne ayn sre sonucunda Trkiye siyasetindeki kartlarn yeniden ka
rlm olmasndan medet uman dier partilerin ortak hedefi haline
geldi. Daha 1998 yaz bitmeden, meclisin byk bir ounluunun
oylaryla, erken seimlerin 18 Nisan 1999 tarihinde yaplmas karara
baland. Fakat seim sonrasnda kurulan meclis daha yemin treni
ni tamamlamadan, Trkiye bu kez Merve Kavak olayyla sarsld.
Fazilet Partisi'nden milletvekili seilen Kavak, meclisteki yemin t
renine her zaman takt barts ile gelmiti. Bylece, Refah Parti
si'nin hem devam olan hem de olmadn iddia eden Fazilet Parti
si'nin yneticileri, Trkiye'nin "laik" g odaklan ile yeniden bir a
tmaya girmi oldular. Ancak, Fazilet Partisi yneticileri bu olayn
Merve Kavak'nn kiisel kararnn bir sonucu olduunu ve bazlar
nn iddia ettii gibi Trkiye Cumhuriyeti'nin laik temellerini hedef
alan bir davran olmadn ne srdler. Onlara gre bu olay asln
da bir insan haklar sorunu, bir Mslman kadnn kamuya ak yer
lerde istedii gibi ban rtme zgrl konusuydu (Milliyet, 3 Ma
ys 1999).
18 Nisan 1999 seimlerinin dikkat ekici bir zellii, kampanya
dneminin ok snk gemesiydi. Bu, yaygn bir kanya gre, asker
lerin siyasi alan snrlam olmasndan kaynaklanyordu. Siyasi par
tiler kendilerini "merkez" dnda bir konuma yerletiremiyorlar, bu
durumda semenlerin de partiler arasnda tercih yapmalarna neden
olacak ok bir fark kalmyordu. Aslnda semenin "merkezci" siyaset

86

KMLKLER SYASET

ten tatmin olmadnn gstergeleri daha 1980lerin sonlarnda ortaya


kmt. O tarihlerden balayarak, merkez partiler srekli gerileme
kaydettiler. Merkez sada, Turgut zal'n Anavatan Partisi 1980 dar
besinden sonra yaplan ilk seimlerde (yani 1983'te) ald yzde 45
oranndaki oydan sonra, 1987'de de geerek, en sonunda 1999'da
yzde 13.2 gibi, baraj zor geen bir oy ald. nce Sleyman Demirel
sonra da Tansu iller ynetimindeki Doruyol Partisi, en yksek oy
orann 1991 ylnda, yani merkez sada Anavatan Partisi'nin yerini
alacakm gibi grnd noktada kazanmt. O yl oylarn yzde
27'sini almay baaran DYP, 1999 ylnda yzde 12'ye raz oldu. Mer
kez solda (bu yllar boyunca yaad deiimler ve birlemeler nede
niyle deiik adlarla beliren) "sosyal demokrat" parti, en yksek oy
orann 1989 yerel seimlerindeki yzde 28.7 ile kazanmt. Ondan
sonra srekli bir dle 1999 ylnda yzde 8.7'ya kadar indi. Yzde
10'luk barajnn altnda kalan bu oy oranyla, Mustafa Kemal Atatrk
tarafndan kurulan ve 1980 darbesiyle kapatldktan sonra yakn za
manlarda tekrar alan Cumhuriyet Halk Partisi, uzun tarihi boyunca
ilk kez bir seim sonucunda meclis dnda kalm oluyordu.
1980'ler ve 1990'lar dneminin ykselen yldz tabii ki Refah
Partisi'ydi. Refah'n bu kadar hzl bymesinin ardnda yatan nem
li bir neden, kendini merkez siyasetine bir alternatif olarak gsterme
deki baarsyd. Fazilet Partisi ise tam tersine kendini "merkezci" bir
parti olarak gstermek zorunda kalmt. Bu durum hem kampanya
dneminin heyecansz gemesine katkda bulunmu hem de (daha
nce Refah'a olduu gibi) iki marjinal partinin, Demokratik Sol Parti
ile Milliyeti Hareket Partisi'nin beklenmeyen ykseliine neden ol
mutu. Sosyal demokrasinin 1970'lerdeki popler lideri Blent Ecevit'in kurduu Demokratik Sol Parti, adnn artrdndan hayli
farkl, Ecevit'lerin evresinde toplanm kk ve marjinal bir grup
niteliindeydi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin mirasn talep etmiyor ve
solun ilgilenecei sorunlara eilmek yerine milliyeti eilimleriyle
tannyordu. DSP, 1995'e kadar yzde 9-10 civarnda oy alyordu. Fa
kat o ylki genel seimlerde bir srama yaparak yzde 14.6 orannda
oy ald; 1999 seimlerinden ise yzde 22.2 oy oranyla birinci parti
olarak kt.
1999 seimlerinin en byk srprizi bir anlamda Refah'n baar
sn tekrarlayan Milliyeti Hareket Partisi oldu. MHP, 1987'de yzde
2.9 olan oy orann 1999'da yzde 18'e ykselterek ikinci parti konu

REFAH PARTSNN KTDAR DNEM VE SONRASI

87

muna gelmiti. Bu baarsndaki nedenler de aa yukar Refah'mkiyle aynyd: merkez siyasetinin semende yaratt tatminsizlik ve
partinin slami konulara duyarl gibi grnmesi. 18 Nisan 1999 se
imlerinden hemen sonra semen tercihleri zerine yaplan aratr
malar, MHP'nin, Refah'n devam olduu halde onun davasn ayn
enerji ile srdremeyen Fazilet Partisi'ne bir alternatif olarak grl
dn gsteriyordu. MHP oylarnn bir blm slamc tabandan
gelmiti (Tosun ve Tosun, 1999; Esmer, 1999). Bu seimlerde Fazilet
Partisi yzde 15.4 oy oranyla nc parti konumuna dt.

Simgeler ve Siyaset

Milli Gvenlik Kurulunun 28 ubat 1997 tarihli toplantsnda tavsi


ye edilen nlemlerin en nemlilerinden biri, 1934 ylnda karlm
olan kyafet kanununun daha sk bir ekilde uygulanmasyd. Hemen
slami mahallelerde ie koyulan Refah arlkl koalisyon hkmeti,
kyafet kanununu ihlal ettikleri gerekesiyle kendi yandalarn tutuk
latmaya balad. Refah Partisi yneticileri artk "laiklik" dilini konu
uyorlar, irticaya kar mcadelede en n saflarda yer aldklarn id
dia ediyorlard. Fakat bunlarn bir yarar olmad; Erbakan babakan
lktan istifa edene kadar ordunun ve medyann basks srd.
slamc siyasal hareketle Trkiye'nin laik g odaklar arasndaki
en byk ekime noktalarndan biri olan barts konusu, slamc
savlarn bir yana brakp kendini sivil hak ve zgrlkler zemininde
tanmlayan Fazilet Partisi ile Refah Partisi arasnda belki de tek
nemli ba idi. Bunun mcadelesi, artk toplumu ve siyaseti slmla
trma projesinin bir paras olarak deil, bireylerin istedikleri gibi giyinebilme zgrlnn savunulmas biiminde yrtlyordu. Fa
kat 1999 seiminin sonulan, Fazilet Partisi'nin barts sorununu
takip etmede yetersiz bulunduunu gsteriyordu. slami duyarllk ta
yan birok semeni ikna edemeyen Fazilet, balangta ayn pozis
yonu alyormu gibi gzken Milliyeti Hareket Partisi'ne oy kaptr
mt. Olasdr ki, bu durum, parti yneticilerinin Merve Kavak ola
yn bir gsteriye dntrmelerine katkda bulunmutu. Fazilet'in oy
kaybna neden olan dier bir etken ise, semenlerin, Refah'a olduu
gibi Fazilete de iktidar izni verilmeyecei ynndeki hakl korkusuy
du. 18 Nisan 1999 seimlerinde yerel ynetimler iin verilen oylarla

88

KMLKLER SYASET

millet meclisi iin verilen oylar arasndaki fark bunun bir gstergesiy
di. Fazilet Partisinin belediye seimlerinde ald oy oram, Refah
Partisi'nin 1995 genel seimlerinde ald oy oranma daha yaknd
(Tuncer, 1999). Fazilet Partisi belediye seimlerinde hem lke apn
da en yksek oy orann ald hem de stanbul ve Ankara belediye ba
kanlklarn korudu.
Barts konusu, zellikle niversite rencilerinin barts
takarak kampslere girip giremeyecekleri tartmas, slamc hareke
tin glendii son on, on be ylda eitli defalar gndeme gelmitir.
Ancak, tartmann taraflarnn konuya yaklamlarnda arpc bir
benzerlik vardr. rnein, ii ayrmcla vardrmadan farkllklar ta
nmann yolu nedir, ya da kamusal alan (karlkl sorumluluklar ala
n) ile zel alan (kiisel zgrlkler alan) arasndaki izgi nerede e
kilmelidir gibi, laiklik ilkesinin siyasal ierii ile klk kyafetin sim
gesel anlam arasndaki ilikinin nemli sorunlar kamuoyunda ok
az tartlmtr. Yaplan tartma daha ziyade iradelerin bir arpma
s grnmn vermitir. Adeta, taleplerinde daha kararl ve inat
olan tarafn, sonunda dier taraf teslim alacana inanlmaktadr.
Bartsn dini bir zorunluluk olarak grenlerin konuya byle
yaklamalarnda alacak bir ey olmayabilir; ama kar taraftaki la
iklik yanls iddialar da kendi iinde ayn lde dini bir grnm ta
maktadrlar. Laiklik yanls olduunu ne sren tarafn fikirlerine
yle bir gz atmak bile niversitelerdeki barts yasann salam
bir siyasi muhakeme veya etik ilkeden ok, baz sorgulanamaz do
rularn varlna ynelik bir inan zerine kurulu olduunu gstere
cektir.
ne srlen bir argman, slamclarn iktidara gelmeleri halinde
barts (veya araf) giymeyi mutlaka zorunlu klacaklar beklen
tisidir. Bu doru olabilir de, olmayabilir de; belki byk olaslkla
dorudur da. Ancak bugn barts yasa koymann ileride doa
bilecek bir barts zorunluluu tehlikesini nasl nleyeceini anla
mak mmkn deildir. stelik imdiki barts yasa, ileride uy
gulanabileceinden korkulan ba ak gezme yasan normalletire
rek tevik de edebilir. Aslnda, yasalar yoluyla kyafet dzenlemeleri,
bize Osmanldan miras kalm bir gelenektir. Sonu olarak, ileride
olaca kesin olmayan ama olabileceinden korkulan sevimsiz bir
olay, bu olayn aynadaki yansmas denebilecek biiminin (yani yine
sevimsiz bir olayn) bugnden uygulamaya konmasn hibir makul

REFAH PARTSNN KTDAR DNEM VE SONRASI

89

nedenle aklayamaz. Dolaysyla, ileride slami kyafet zorunluluu


nun gelebilecei tehlikesi, bugnk uygulamalar aklamada yeter
siz kalmaktadr.
ne srlen bir dier argman, bartsnn basit bir dini inac
deil, aslnda bir siyasal gr temsil ettii iin bir tehdit unsuru
oluturduudur. Bu tespit doru olsa bile, bartsn samimi dini
inanlar nedeniyle giyenler ile rejime kar bir protestoyu ifade etmek
iin giyenleri birbirinden ayrmak olanakszdr. Zaten her iki halde de
barts yasann ne ie yarayaca ok ak deildin Bu yasak, ba
rtsn dini inan nedeniyle giyenlerin kendi dinlerini bildikleri gi
bi uygulama haklarn kstlamakta, bunu siyasal ifade amacyla gi
yenlerin de siyasal ifade zgrln ellerinden almaktadr. Oysa
niversite rencileri, siyasete katlma ve oy kullanma hakkn ana
yasal olarak tayan yetikin kiilerdir. Bu hakkn ellerinden alnma
s, ancak anti-demokratik olarak nitelenebilir. Bu alanda ifade zgr
lnn snrlanmas, ayn tepkinin baka bir alanda ortaya kmas
na neden olacaktr. stelik bu argman, rencilerin davranna "si
yasallk" nitelemesi atfederek, siyasalla olumsuz bir anlam da yk
lemektedir. Bu tanma gre klk-kyafet (ya da daha genel olarak Ba
tllama) politikalar siyasal bir tercih deildir, ama buna kar kma
hareketleri siyasal amaldr.
Bununla balantl bir dier argman, bugn barts konusun
da bir taviz verilmesinin, yarn bir kartopu gibi byyen talepler kar
snda durulmasn zorlatraca ve komu lke ran'da olduu gibi
lkemizdeki rejimin de temellerini sarsaca grdr. Bu grte
de, bir insann suu daha ilemeden nce sulu il^n edilmesi eklinde
bir muhakeme hatas vardr. niversite rencileinin barts tak
ma zgrl iin yaptklar gsterileri bir slamc devrim provas
olarak kabul etmek, bu rencileri bartlerini karmaya zorlamak
iin makul bir gereke oluturamaz. Bu rencilerin barts tak
madaki srarlarnn asl nedeni her ne ise, bu tr bir zorlama sonucun
da dini inanlar da siyasal grleri de hibir ekilde deitirileme
yecektir. Daha kts, onlann niversiteye sokulmamalan ksa vade
de geri teperek onlar inan veya davranlarnda daha srarl hale so
kacak, uzun vadede ise bir eitim olanandan yoksun klarak belki
de onlan Kemalist ya da baka laiklik yanls grlere kazanma ka
psn kapatacaktr.
Aka grlmektedir ki barts yasa, siyasal ya da moral a

90

KMLKLER SYASET

lardan anlaml olduu iin deil, sorgulanamaz bir ilkenin ifadesi ola
rak grld iin uygulanmaktadr. Yukarda da belirtildii gibi, ka
musal alann demokratik bir ekilde dzenlenmesi asndan dini sim
gelerin nerede ve nasl kullanlabilecei tartmas mutlaka yaplma
ldr; ama barts yasa bugne kadar sakin bir ekilde konuulamamtr. slami kesim szclerinin bu dayatmaya insem haklan ve si
vil haklar adna itiraz etmeleri, kar tarafn saiklerinin iyi anlalma
dn gstermektedir. Laiklik yanls olarak ifade edilen g odakla
rnn gznde barts, sosyal ve siyasal bir tercihi gsteren ve bir
kimlik talebinde bulunan bir tr niformadr ve bu nedenle tahamml
edilemez bir eydir. Kukusuz, slamc kadnlar klamak iin deil,
zorunlu olduuna inandklar iin barts takmaktadrlar. Dolay
syla slamclar iin de, bu yasa koyanlar iin de ayn ey geerlidir: stn ve kutsal dorularn olduu yerde insan haklarndan szedilemez. Kyafet dzenlemesi konusundaki tartmay anlamann tek
yolu, tartmann karkl olarak sorgulanamaz dorulara olan inan
lar erevesinde yer aldn bilmektir. Sorgulanamaz dorulara da
yandklar iin, bu tartmann iinde olan her iki tarafn da epistemo
lojileri dikkat ekici derecede birbirine paraleldir.
Trkiye'de Kemalizm ile slamclk arasndaki ekimenin bir
kaynann slamiyetin siyasallatrlmas olduunu daha nce belirt
mitik. Fakat bunun bir dier kayna da Kemalizm'in bir tr din gibi
yorumlanmasdr. Trkiyede ulus-devletin yaratlmas srasnda din
kamusal alann ve siyasetin merkezinde yer alyordu. Kemalizm ken
dini din tarafndan igal edilen bu merkezi alana sokmaya ve dini de
zel alanla snrl tutmaya alt. Kemalizm'in din ile ilgili projesi,
inanc kiisel bir konu haline dntren Protestan devrimini Trkiye
artlarnda yinelemekti. Kemalizm bunu, dinin siyasi roln bask al
tna alp kamusal grnmn devletin dzenleyici eline brakarak
yapmaya alt (bkz. Keddie, 1997). Dolaysyla Trkiye'de siyasal
seklerleme, dnsel seklerlemeyi dlayan bir biimde gerek
leti; nk kutsal ve sorgulanamaz olan slami dorularn yerini yi
ne kutsal ve sorgulanamaz olan Kemalist dorular almt. Bu durum,
Trkiye'de demokrasinin kurulmas ve srdrlmesi konusunda so
runlara yol amtr.

REFAH PARTSNN KTDAR DNEM VE SONRASI

91

Sonu

slamc siyasal hareketleri inceleyen akademisyenler, genellikle siya


si srece katlmn yumuatc, dlanma ve basknn ise radikalleti
rici bir etkiye sahip olduuna deinirler (Nasr, 1994:219-23; Kramer,
1994: 222-3; Esposito ve Voli, 1996: 198-201). Oysa Trkiye'de bas
k, yumuamay getirmi gibi grnmektedir. Merkezi siyasete alter
natif sunduunu iddia eden bir eilim, sonuta dierleriyle ayn iz
giye ekilmitir. Fakat siyasal sistemin kendisi demokratik deilse di
erleriyle ayn izgiye ekilen bir partinin veya siyasal hareketin de
mokratik olmas nasl beklenebilir? Olaya tersinden de baklabilir.
Gerekten de Trkiye'nin demokrasi tarihi, seim yanna girmenin,
siyasal slam dahil olmak zere, birok merkez d eilim ve hareket
zerinde yumuatc bir etki yapt sylenebilir. Hem Refah Partisi
hem de Fazilet Partisi Trkiyedeki seim yarlarna maharetle ayak
uydurmulardr.
Dolaysyla bu gzlemler bizi daha kritik bir tespite gtrr; sy
lendiinde ok barizmi gibi grnen ama slamc siyaseti "nevi ah
sna mnhasr" bir olgu olarak ele alan birok yaklamda unutulan
bir noktay bize gsterir: Doktriner konular bir yana braklrsa, siya
sal slamc bir parti ancak o toplumdaki egemen siyasal yap kadar
demokratik olabilir. Dier siyasal partilerle ayn kltrel evreyi pay
lar, ayn gelenekten gelir ve ayn aralar kullanmaya alr; sonu
olarak, dier partilerle, ayn iktidar koltuunu kapmak iin ayn kul
varda yarr.

6
Trkiye'de Demokrasi Ktl:
Refah Partisi Dneminin rettikleri

slamc siyasal hareketlerin serbest seimlerde kazandklar baarlar,


birok Ortadou lkesindeki egemen siyasal rejimleri zora soktuu
gibi, slam ile demokrasinin uyumlu olup olmad sorusunun da ye
niden dnlmesine neden olmutur. rnein, slam dnyasndaki
aratrmalaryla tannm olan John Esposito ile John Voli (1996: 1934), birok kii slamiyet ile demokrasinin birbirlerine tamamen zt
eyler olduunu hi sorgulamadan kabul ettii halde, "ok sayda
Mslmann, [siyasal] rejimlerin meruiyetleri ve gvenilirlikleri ko
nusunda, siyasal partiler ve muhalefet iin, demokrasiyi bir turnusol
kad olarak grdklerini" belirtirler.
Refah Partisinin seim baars, koalisyon deneyimi, silahl kuv
vetlerden gelen siyasi basklarla hkmetten ayrlmak zorunda bra
klp ardndan kapatlmas, retici bir deneyim olmutur. Trkiye'nin
bu dnemi, siyasal slam ile laikleme, sivil toplum ve demokrasi ara
snda uyum olup olmad konularnda ipulan verebilir. Baz yazar
lar, slamc siyasetin "devlete" kar "sivil toplumun" ykseliini ifa
de ettiini, bu nedenle Trkiye'de demokrasinin gelimesine katkda
bulunduunu ne srmlerdir. rnein Nilfer Gleye gre "Trki
ye'de genel olarak slamcln zel olarak da Refah Partisi'nin varl
[slamc profesyonel kesimler iin] geni bir frsatlar yelpazesi sun
maktadr... Eitimli ve kentli yeni gruplarn nndeki frsatlar btn
ve yukan doru toplumsal hareketlilik olana, Trkiyede katlmc
bir sre olarak demokrasinin derinlemesine katkda bulunmaktadr"
(Gle, 1996: 41). Ayn ekilde Hakan Yavuz'a gre de "Trkiye, sla
mi kesimin sesine yer aarak ve katlmn snrlarn genileterek, de
mokrasisini ve sivil toplumunu korumu ve salamlatrmtr" (Ya
vuz, 1997: 63).
Oysa bu iyimser yaklamlarn tersine, ktmser bir yorum daha
doru olacaktr. Trkiyede laiklik ile demokrasi arasnda potansiyel

TRKYEDE DEMOKRAS KITLII

93

bir atmann olduunu bir kez daha teyit eden Refah Partisi dne
mi, Trkiye'de demokrasinin gelimesine bir katk yapmaktan ok,
Trkiyede demokratik kltrn ne kadar kt olduunu gstermitir.
Blgedeki dier lkelerde olduu gibi Trkiyede de siyasal slamn aktrleri, seim kampanyalar ve iktidara gelme mcadeleleri s
rasnda "demokrasi kelimesini ska kullanmlar, stelik bu durum
Refah'n iktidar kaybetmesinin ve kapatlmasnn ardndan daha da
artmtr. Ancak bu kullanm sorunsuz deildir. Baka gzlemcilerin
de belirttii gibi, slamc hareketler ou zaman totaliter eilimler
sergilerler (Kramer, 1993). Refah buna bir istisna oluturmamtr.
Eer programn rahatlkla uygulayabilecei bir ounlukla iktidara
gelmi olsayd, Refah Partisinin totaliter politikalar izleyebileceine
dair gl gstergeler vard. Ayrca Trkiye rnei, dier partilerle
ayn kltrel evrenin ve siyasal gelenein iinden gelen slamc bir
siyasal partinin en iyi ihtimalle yine ancak egemen siyasal sistem ka
dar demokrat olabileceini de gstermektedir. Bu iddialar destekle
mek zere aada sunulacak olan kantlar, Refah Partisi programn
dan, siyasal slamn hem genel hem de Refah Partisi'ne zg doktri
ninden ve son olarak Refahm hem iktidarda hem de muhalefetteyken
ortaya koyduu performanstan derlenmitir.
Trkiyedeki laik kurum ve aktrlerin Refah Partisi ile mcadele
yntemlerinin demokratik olmadna kuku yoktur. Zaten bu durum,
siyasal slam'a, Trk siyasal yelpazesinde yeni bir konum kazanma
olana vermitir. Bilindii gibi, Refahn kadrolar iktidardan uzak
latrlmalarndan hemen sonra Fazilet Partisi emsiyesi altnda, bir
"demokrasi platformu temelinde yeniden biraraya geldiler. Ancak
aada gsterilecei gibi, bu yeni kefedilen demokrasi dknl,
salam bir ilkeden ziyade yarataca siyasal avantaj nedeniyle benim
senen bir klf grnmndeydi.

slamc Aklamalarda Demokrasi

Baka yerlerdeki slamclar gibi Trkiye'deki slamc yazarlar da de


mokrasiyi, "Allahn hkimiyeti" kavramna ters den, Batl bir sis
tem olduu gerekesiyle reddetme eiliminde olmulardr. rnein
siyasal slamn tannm isimlerinden Abdurrahman Dilipak'a gre,
"Demokrasi, bat kltr emperyalizminin adeta bir turuva [Truva] at

94

KMLKLER SYASET

haline getirilmitir" (Dilipak, 1993: 93; benzer grler iin baknz


Bula, 1993, 1995; zel, 1991, 1992). Peki, doktriner katla bal
kalmak zorunda olmayan ve/veya seimlere dayal bir siyasetin ge
reklerine kendilerini uyarlamak durumunda olan slamc siyasal par
tinin yneticilerinin bu konudaki tutumlar nedir? Aada meklendirilecei gibi, hem iktidarda hem de muhalefetteyken, slamc parti
liderlerinin eylem ve aklamalarnn birounda totaliter bir eilim
gze arpar.
Demokrasi: Hangi Ama in?
stanbul bykehir belediye bakanlna adayl srecinde slamc
hareketin yeni ve gen yldz olarak ykselen ve "demokrasi ama
deil aratr" szleriyle kamuoyunun dikkatini eken Tayyip Erdo
ann aklamalar, retici bir rnek oluturur. Erdoan, slamc ol
mayan evrelerden gelen tepkiler sonucunda ifadesini dzeltmeye a
larak szlerinin yanl anlaldn ve yanl aktarldn belirtmi
ti. Ancak aklamas kendi balam iinde deerlendirildiinde, ilet
tii mesajn gerek anlam kuku brakmayacak kadar aktr. stan
bul bykehir belediye bakan seilmeden nce yaplan bu mla
katta, o srada Refah Partisi'nin stanbul il bakan olan Erdoan un
lar syler:
"Demokrasi bugne kadar bazen ama bazen ise ara olarak g
rlmtr. Hem ama hem ara olarak yorumlayanlar da olmutur.
Bize gre ise de demokrasi ancak bir aratr. Hangi sisteme gitmek is
tiyorsanz, bu dzenlerin seiminde bir aratr. Yani demokrasi ile d
zenler gelir, dzenler gider. Tabii bunun demokrasiyle gereklemesi,
halkn iradesinin tecelli etmesi gzel bir ey. Ve bu noktada demokra
siyi halkn iradesinin tecellisi eklinde tanmlayabiliriz. Fakat bugn
lkemizde demokrasi bir ama olarak yorumlanyor. Ve bir ama ola
rak grlen demokrasi, ne yazk ki bugn Trkiyede totaliter bir ya
py gndemde tutuyor. Bugn Trkiye Cumhuriyetinde demokrasi
adna bir dikta rejimi gryoruz. Ne yazk ki demokrasi kavram biz
de tam olarak yerine oturmamtr" (Erdoan, 1993: 419-20).
Buradaki akl yrtmede semptomatik bir karklk vardr. De
mokrasinin Trkiyedeki uygulan biimi yanl veya yetersiz olabi
lir. Fakat bundan demokrasinin dzen deiiklii iin kullanlmas
sonucu nasl kartlabilir? Acaba Erdoan bu mantkla, eer halk is

TRKYEDE DEMOKRAS KITLII

95

terse demokrasi yklabilir savn m ortaya atmaktadr? Nitekim bu


ifadeler gerek kendisinin gerekse genel olarak slamclarn sklkla
manz kald bir itiraz, yani demokrasiyi sadece iktidara gelinceye
kadar istedikleri dncesini akla getirmektedir. Mlakat yapan kii
bu olaslktan hareketle, eer halk, demokrasiyi sadece kendi iktida
rn oluturmak iin kullanan totaliter bir rejimi iktidara getirirse ne
olacaktr sorusunu yneltir. Eer demokrasi sadece iktidara gelmenin
bir arac olarak grlrse o zaman byle bir rejimi iktidardan uzak
latrmak imknsz olmayacak mdr?
Erdoan bu soruya doyurucu bir cevap vermekte zorlanr: "Eer
halk totaliter bir rejimi istiyorsa buna sayg duymalyz. Ama rejim
geldi ve halk bundan memnun deil, bunu deitirecek olan yine
halktr" (s. 420). Mlakat yapan kii ayn dorultudaki sorulannda
srar eder ve ona gre byle bir rejimin hangi yntemle deitirilebi
leceini sorar. Erdoan yle cevap verir: "Yine halk. Rejimlerin hi
biri halka ramen orada duramaz" (s. 420). Oysa bu yant, Erdoan'n
deitirmek istedii "dikta rejimi"nin nasl olup da yetmi seneden
beri halkn destei olmakszn ayakta kalabildii sorusunu akta b
rakmaktadr. Yok eer sz konusu rejimin iktidarn hl srdryor
oluu halkn onu destekledii anlamna geliyorsa, o zaman neden bu
rejimden yaknmaktadr?
Erdoan bu dnceleri dile getiren tek slamc siyaseti deildir.
Bu mlakattan en az iki yl nce yaymlanan ve Refah Partisi'nin si
yasal program olarak tantlan kitapkta, parti bakan Necmettin
Erbakan'n demokrasi konusundaki u yorumu bulunabilir: "Hi
unutmamak lazm gelir ki demokrasi bir vastadr. Gaye deildir. Ga
ye 'Saadet Nizam'nn kurulmasdr" (Erbakan, 1991b: 46). Saadet
Nizam kavram ile kastedilen, slamiyetin balang dnemindeki al
tn aa, yani "Saadet Asn"na atf ile, o dnemi yeniden kurma top
yasdr.
Demokrasi mi, Hukuki oulculuk mu?
Erbakan'n kurmay tasarlad Saadet Nizam'nn somut bir tasanm
iin Refah'n nerdii siyasal modele baklabilir. Baz slamc yazar
lara gre Hz. Peygamber tarafndan Medine'de hayata geirilmi olan
bu model, imdi Batl demokrasiye bir alternatif olarak ne srl
mektedir. "ok-hukukluluk" olarak adlandnlabilecek bu siyasal mo

96

KMLKLER SYASET

delde, insanlar ayn toplum iinde bir arada var olan birden ok hu
kuk dzeni arasndan kendi inanlarna uygun denine gre yaama
zgrlne sahip olacaklardr. Bu fikir Refah Partisi tarafndan
1993 yl kongresinde kabul edilmi, sonra da halen yrrlkte olan
anayasann laiklik ilkesinin yerine gemek zere anayasa deiiklii
teklifi olarak Meclis'e sunulmutur (Refah Partisi, 1994).
"Demokrasi"ye alternatif olarak ne srlen bu model, Trki
yenin nde gelen slamc yazarlar tarafndan ayrntl olarak ilen
mitir. Buna gre sz konusu model, cemaatin devlete stn olduu
nu vaaz eden slami ilkeye uyarak, demokrasilerde rastlanan oun
luun aznl ynetmesi ilkesi yerine her topluluun kendi inan sis
temine gre ynetilecei bir "oulculuk" dzeni getirmeyi ngrr.
O halde toplumda ok sayda farkl hukuk sistemi bir arada var olabi
lir ve bu durumda devletin grevi her bir hukuk topluluunun zerk
liini gvence altna almaktan ibaret olacaktr. Her topluluun kanun
ve kurallar sadece o topluluun yeleri iin balayc olacaktr. s
lamc kuramclara gre, bu sistemde sivil toplum devlet karsnda,
aznlk da ounluk karsnda zerk olacaktr (Bula, 1993, 1995;
Dilipak, 1991; zel, 1991). Ne var ki, aada, 9. Blmde ayrntl
bir ekilde tartlaca gibi, toplumu inan topluluklarna blp her
biri iin farkl bir hukuk dzeni kurmak aslnda kiilere istedikleri gi
bi yaama zgrl vermeyecek, tam tersine bu hakk ellerinden
alacaktr; nk byle bir yapda kiiler bamsz bireyler olarak de
il, trde topluluklarn yeleri olarak kabul edileceklerdir (ayrca
bkz. Kker, 1996: 51-2).
Her ne kadar nerilen siyasal modelin "baskc" modem devlete
kar sivil toplumu ne kard iddia edilse de, slamclarn kendi
hedefledikleri dzeni totaliter bir ekilde algladklarna ilikin ak
belirtiler vardr. rnein Ali Bula, ayn toplum iinde birden ok hu
kuk dzenini bir arada barndran bu modelde slami kurallarn sade
ce Mslmanlar iin balayc olduunu aklarken, bu durumu net
bir ekilde ifade eder: "slam sadece mslmanlar iin ve mslman
blokla snrl olarak totaliter zellikler tar" (Bula, 1994: 80). Top
lumdaki dier gruplara gelince, "Dinde zorlama yoktur" (s. 81; Kuran, II/256'dan). Ancak unutmamak gerekir ki slamclar genellikle
Trk toplumunu yzde 99 Mslman olarak tanmlamaktadrlar.
Btn bunlar slamclarn sivil toplum anlaylarna da k tutar.
Baz yazarlarn, siyasal slamn katksyla gelieceine inandklar si

TRKYE'DE DEMOKRAS KITLII

97

vil toplum, ok bir demokratik zellik tamaz. rnein Ali Bula,


OsmanlIdaki millet sistemini savunarak, unu iddia eder: "Modem
devletle mukayese edildiinde Osmanl pratiinin ok daha gerek si
vil ve hukuki oulculua dayandnda kuku yok (Bula, 1995:
239). Osmanl mparatorluundaki millet sisteminin (btn modemite ncesi toplumlann stat dzenine dayal katmanlama sistemlerin
de olduu gibi) oulcu bir yapya sahip olduu gerekten tartl
mazdr; ama buna hibir ekilde demokratik denemez. Bula yle
devam eder: "Muaviye ile balayan ve II. Mahmut'a kadar sren uzun
dnem, iyi kt sivil toplumun resmi topluma kar kendini eriat sa
yesinde koruduu bir dnemdir. ...Tanzimat Ferman (1839), dengeyi
resmi toplum lehine bozan bir giriimdir. Bu giriim, devletin eriat
tamamen ilga ederek sivil toplumu zaptetme amacyla nce Meruti
yet, ardndan Cumhuriyet ile mantki sonulanna ulam ve tamam
lanmtr" (1995: 278-9). Dier bir deyile, slamclar iin sivil top
lum ile eriat ynetimi zdetir. Buna gre, "sivil toplumu baskc
bir devletten kurtarp zgrletirmenin yolu, totaliter bir dzenin ku
rulmasdr.
Totaliter Eilimler
Demokrasi konusunda Necmettin Erbakan'n MSP dnemindeki g
rleri, RP dnemindeki grlerinden farkl deildi. MSP dnemin
de de demokrasi, esas olarak slamiyete aykr olduu ve ilahi emir
ler yerine sradan insanlarn oylarna nem verdii iin eletiriliyor
du (Alkan, 1984: 92-3). Ancak bu allm grn yan sra, Erba
kan iin zgrlk de nemliydi. Yalnz burada kastedilen, sadece
'"inananlar iin zgrlk"t (Alkan, 1984: 92). Yine tek tarafl, ken
dine yarayan bu zgrlk anlay, daha yakn zamandaki slamc ya
zlarda da vardr: "Mslmanlarn zgrlkten anladklar ey, dinle
rini eksiksiz yaar ve tebli ederlerken, nlerindeki farkl mahiyette
ki engellerin ortadan kaldrlmasndan baka bir ey deildir" (Bula,
1995: 263). Erbakann dlayc tavrnn baka bir arpc rnei 13
Mays 1990 tarihinde Refah Partisi yandalarna hitaben yapt ko
numada bulunabilir. Taraftarlarnca "mcahit" diye tezahrat yap
lan ve renkli slubuyla hakl bir ne sahip olan Erbakan, kalabalk bir
kitleye yle seslenir: "Sen Refah Partisine hizmet etmezsen hibir
ibadetin kabul olmaz. ...Btn ehli snnet ve cemaat olarak Refahn

98

KMLKLER SYASET

emrine itaat edeceiz, bu orduya dahil olacaz. Olmayanlar patates


dinindendir. ...Refah, bu ordudur. Btn gcnle bu ordunun by
mesi iin alacaksn. almaz isen patates dinindensin. Cihat em
rine uymak farzdr." Bu konumadaki metafor ne kadar renkli ise ifa
de edilen tehdit de o kadar rktcdr. Bu konumada ok ak bir
otoriter hogrszlk sergilenmektedir.
Totaliter eilim Refah Partisinin rgtlenme tarznda da belirgin
di. Kapatlmadan nce, Refah en ok sayda kaytl yeye sahip siya
sal parti olmakla vnrd. 1995 yl itibariyle Refahn alt milyon
semeninden drt milyonunun kaytl ye oluu gerekten dikkate de
er bir olaydr. Ekim 1996da, partinin iktidardayken gerekletirdii
ilk kurultaynda, Erbakan, pek yaknda seim yaplmasn gereksiz
klacak kadar ok sayda yelerinin olacan ve bu durumda yapla
cak tek eyin notere giderek partinin iktidarnn tescil edilmesi olaca
n ifade etti (Yeni afak, 14 Ekim 1996). Aslnda, parti ile toplumun
(dolaysyla da devlet ile toplumun) btnlemesi biimindeki totali
ter ama Erbakanm gnlnde herhalde o kadar n plandayd ki Re
fah Partisi 1995 seimlerinden oylarn sadece yzde 21.4'n alp da
birinci parti olarak kar kmaz, partisinin altm milyon Trkn
karn temsil ettiini iddia etmeye balad. Bununla yetinmeyip, yer
yznde yaayan alt milyar insann sorunlarnn zmnn de Re
fah Partisi'nden getiini szlerine ekledi.
Seim sonular Erbakan'n beklentilerini hakl karmaktan ok
uzak olsa da, bu totaliter bak as aslnda Trkiyedeki siyasal s
lamn kendine atfettii bir gten, en ak ifadesini Tayyip Erdoan
n u szlerinde bulan bir varsaymdan kaynaklanyordu: "Biz inan
yoruz ki Trkiye'de insanlarn hemen hemen tamam gerek varlk ola
rak ftratlar gerei, gerekse zerinde yaadklar corafya ve tarihi
misyon gerei zaten mslmandrlar. Ancak bu zelliklerini ortaya
koymalar engellenmitir. Cebri yollarla bastrlmtr. Eer insanlarn
beyinlerindeki ipotekleri kaldrrsak onlar kendiliinden slami see
cektir. nk zlerinde inan vardr" (Erdoan, 1993: 431-2).
Totaliter eilimler, Refah Partisi'nin "adil dzen nerisinde de
bulunabilir. Adil dzenin serbest piyasa ekonomisini tevik ettii ne
srld halde, nerilen program dikkatle okunursa grlecektir ki
gvenilir olmalar iin bankalarn devlete ait olmalar, mallarn al
ve sat ilemlerinin bir bilgisayardan fiyatlar okuyan hkmet g
revlileri araclyla gerekletirilmeleri, hangi i iin ka sayda ve

TRKYE'DE DEMOKRAS KITLII

99

hangi cret dzeyinde ii gerektiinin bile korporatist yaplar tara


fndan belirlenmesi ngrlmektedir. nerilen bu sosyal ve ekono
mik dzende belki de en dikkat ekici nokta, olas giriimcilerin her
hangi bir ie balamadan nce mensup olduklar "ahlak topluluun
dan bir "tezkiye (ahlakllk) belgesi almak zorunda olmalardr (Er
bakan, 1991a: 30-6).
Irk Eilimler
Son olarak, siyasal slamclarn hogrszl rk dnce ve ei
limlerinde de grlebilir. slamc yaz ve beyanlarda Bat medeniyeti
genellikle toptan reddedilir, ama zellikle Siyonizm btn ktlklerin kayna olarak anlatlr. Bu durum hem Milli Selamet Partisi d
neminde (bkz. Alkan, 1984: 94-7) hem de Refah dneminde geerli
olmutur. Szgelimi, Erbakan 1980lerin sonlarnda Trkiye'nin Av
rupa Birlii'ne girme abalarna kar yrtt muhalefeti yle
aklyordu: Eer Trkiye Avrupa'ya katlrsa srail'in bir vilayeti ko
numuna decektir, nk byle bir durumda Trkiye egemenliini
yitirip eninde sonunda srail'in egemenlii altna girecek olan Avrupa
Birlii'nin kurallarna tabi olacaktr (Erbakan, 1991b: 14-5). Erbakana gre Birlemi Milletler de Siyonist bir rgttr, nk daha ilk
kararlarndan birisi srail devletinin kurulmas olmutur (1991b: 323). Erbakan'n "adil ekonomik dzen" konusundaki kitab da bu tr
rneklerle doludur. Kitabn daha en banda, Siyonizm'in merkezinin
Ne w York'taki Wall Street olduu iddias yer alr (Erbakan, 1991a: 1).
Doksan sekiz sayfalk bu ince kitap, Trkiye'nin ekonomik sorunlar
nn kayna olarak Siyonizm'e saysz gnderme yapar. Sadece, top
lam alt sayfay amayan giri ve sonu blmlerinde bile bu dorul
tuda onbir atf bulunabilir. Byle Bat kart syleme sahip bir slam
c liderin nc Dnyada mttefikler arama konusunda ulusal o
venizme pay vermemesi beklenirdi. Oysa Erbakan'n ulusal snrlar
ama ve slami mmeti birletirme gereine srekli olarak yapt
gndermeler, Trkiye asndan milliyeti, hatta emperyalist bir pro
jenin arac grnmndedir. Erbakann ngrd slami temelli
uluslarar birlik, Trkiyeye egemen bir konum verir. rnein, adil
ekonomik dzen nerisinde Erbakan unlar syler: "En ucuz retim
Trkiye'de olacak, ihracat artacak, Mslman lkelerle Ortak Pazar
kurularak onlarn ihtiyalar Trkiyeden karlanacak ve bylece

100

KMLKLER SYASET

Trkiye, ok ksa bir zamanda dnyann en gl lkelerinden birisi


olacaktr" (Erbakan, 1991a: 13-4). Bu egemenlik projesi Tayyip Er
doan tarafndan daha da ak bir ekilde dile getirilmitir: "Trkiye*
nin emperyal bir vizyon tayacak bir gc vardr. Hatta... emperyal
bir vizyon stlenmeye mahkmdur" (Erdoan, 1993: 430).
Erbakann rk ifadeleri Afrika zerine syledii baz szlerde de
bulunabilir. 1994 ylnda anayasann baz maddeleri zerine lkede
tartmann srd gnlerde yaplan bir parti meclis grubu toplant
snda, Erbakan hkmet politikalarna u szlerle saldrr: "Bunlar
ancak Ruanda'nn Tutu [sic.] kabilesinin anayasasn alabilirler. Bun
lar gulu-gulucu, tamtamc, bunlar Afrikal." Gazete haberine gre bu
szler dinleyiciler tarafndan kahkaha ve alklarla karlanr (Sabah,
25 Temmuz 1994). O zaman belki ok dikkat ekmeyen bu ifadeyi
Erbakan yllar sonra ok daha ciddi ve tehdit ieren bir balamda, ya
ni babakan olarak demokratik bir halk hareketini eletirmek amacy
la yeniden kullandnda, artk kimsenin gznden kamayacak, hi
de komik bulunmayacakt.
slamc hogrszlk ve arlk bazen korkun sonulara da yol
ayordu. 2 Temmuz 1993'te, Pir Sultan Abdal kutlamalar iin Si
vasta bulunanlar arlayan Madmak Oteli protesto gsterilerinin
hedefi haline geldi. slamc sloganlar atan birka bin kiilik bir gruh
otele saldrp atee verdi. Yangn sndrldnde krka yakn kii
yaamn yitirmi, onlarcas da yaralanmt. Kurbanlar arasnda s
lamclk kart ya da sol eilimli grleriyle tannan nemli yazar
lar ve airler vard. Sank avukatlarndan biri ise, daha sonralar, yani
1996-97 dneminde iktidara gelen Erbakan hkmetinin Adalet Ba
kan olarak grev yapacak olan evket Kazand.

slamc Siyasal Pratikler

Deiik dnemlerde deiik parti kalplarnda ortaya kan slamc si


yasal hareket, dikkate deer bir pragmatizm gstererek, genel olarak
Trkiyedeki egemen siyaset normlarna uygun bir ekilde yaamn
srdrebilmitir (bkz. White, 1997a). Dier bir deyile, Trkiyenin
demokratik olmayan siyasal yapsna uyum salamak, slamc hare
ket ve partiler iin zor olmamtr. Yukarda, hem slamc yazarlarn
doktriner tespitlerinde hem de slamc parti liderlerinin siyasal de

TRKYE'DE DEMOKRAS KITLII

101

melerinde otoriter eilimlerin yaygn olduunu grdk. Ayn eilim


lerin slamc partinin siyasal pratiklerine de egemen olduunu gre
biliriz. Refah Partisi'nin gerek iktidarda gerekse muhalefetteki davra
nlarndan baz rnekler, partinin kendi i ileyiinde frsatlk ve
otoriterliin egemen olmas gibi, kritik siyasal karar anlarnda da de
mokratik ilkelerden ne kadar uzak dtn ortaya koyacaktr.
"Sivil Toplum1' Sylemi
Refah'n demokrasi sylemi ile fiili uygulamalar arasndaki ztlk,
belki de en iyi ekilde "sivil toplum" konusunu alglay biiminde
grlebilir. slamc aydnlar tarafndan dile getirilen, slamiyetin bas
kc devlet karsnda sivil toplumu temsil ettii iddias, Refah Parti
si yetkilileri tarafndan da sk sk yineleniyordu. Refah, Mart 1994 ye
rel seimlerinin ncesinde, byk bir baaryla kendini "merkeze"
kar "evreyi", "devlete" kar "sivil toplumu" koruyan parti olarak
sunabilmiti (bkz. en, 1995: 63). stelik, seim zaferinin ardndan
baz Refahl belediye bakanlan bu sylemi hayata geirmeye kalk
p "dorudan demokrasi" diye adlandrdklar bir uygulamay balat
mak zere yerel "halk meclisleri" kurdular. Ancak, antropolog Navaro-Yashin'in (1998: 14) tespitlerine gre, bu halk meclisleri "grevli
lerin iddia ettii gibi bir kendi kendini ynetme uygulamasndan ok,
patronaj ilikilerinin bir yansmas" biiminde oluyordu. Yazar, gz
lemci olarak katld bir toplantda resmi grevliler ile halk arasnda
kat bir hiyerarinin bulunduunu aktarr. Ayrca, toplantya hibir ka
dnn katlmam olmas da ciddi bir cinsiyet ayrmcln gsterir.
Toplant, demokratik bir ortamda gerek bir halk katlmn gerek
letirmekten ok, byk lde nceden sahnelenmi bir propaganda
olay grnm tar. Baka bir aratrmacnn bu gzlemleri doru
layan tespitlerine gre de, Refah Partisi asmdan "sivil toplum rgt
lenmesi" demokratik olmayan ve yukardan aaya ileyen bir sefer
berlik anlayna dayanr (White, 1997b). Refah'n mahalle rgtlen
melerinde kulland yntem, "sivil kurulular" zerk yaplar olmak
tan karp toplumsal kontroln aralar haline dntrmtr (ayr
ca bkz. White, 1996).

102

KMLKLER SYASET

nsan Haklar, Kimin in?


Refah Partisi iktidara gelmeden nce Kemalizme kar aka eleti
rel bir tavr sergiliyordu. rnein Tayyip Erdoan, yukarda deini
len mlakatnda, "Trkiyenin yarnnda artk 'Kemalizme veya ba
kaca herhangi bir resmi ideolojiye yer yoktur Kemalizmin yeniden
kendini retmesi sz konusu deildir" demiti (Erdoan, 1993: 425).
Ancak iktidara doru ykselme srecinde Refah bu konumunu terk
ederek, Erbakann, "Atatrk bugn hayatta olsayd kesinlikle bize
katlrd" gibi iddialarda bulunduu bir konuma evrildi.
Refahn ulusal dzeyde iktidara aday olduunun ilk kez belirgin
bir ekilde ortaya kt 27 Mart 1994 yerel seimlerinin hemen n
cesinde, gazeteler Refah Partisi milletvekillerinden Haan Mezarc'nn "uygunsuz davranlarn" haber yapmaya baladlar. Mezarc,
Atatrk'e suikast giriiminin iinde yer almakla sulanp idam edilen,
dnemin milletvekillerinden Ziya Hurit'in onurunun iade edilmesi
iin bir kanun tasars hazrlamt. Mezarc'ya gre sz konusu lm
cezas haksz yere verilmiti. Mezarc'nn Ziya Hurit'in itibarn iade
etme abalar ve bu srete verdii saldrgan beyanlar Atatrk'n ha
trasna hakaret olarak, yani 1951 ylnda karlm olan ve Ata
trk'n hatrasna ynelik saldn sularm dzenleyen kanun kapsa
mna giren bir davran olarak deerlendirildi. Bu sutan dolay yar
glanabilmesi iin Mezarcnn milletvekili dokunulmazlnn kaldnlmas gerekiyordu. 1994 yl Mart aynn ilk gnlerinde, Refah'n
muhalefetine ramen, Meclis'teki oylama ile Mezarc'nn dokunul
mazl kaldnld (Sabah, 3 Mart 1994).
Ayn gn Meclis'te oylanan bir konu daha vard. 1991 ylnda ku
rulan Halkn Emek Partisi (HEP) 1993'te Anayasa Mahkemesi tarafn
dan kapatlm ve kuruculan blclk sulamasyla Devlet Gven
lik Mahkemesi'nde yarglanmaya balamt. ler daha bu noktaya
varmadan partiden istifa eden HEP milletvekilleri, Demokrasi Partisi
(DEP) adl yeni bir parti kurmulard. Tansu iller, 1993 Temmuz
aynda, babakan olarak yapt ilk icraatlarndan birinde, orduyla bir
anlama yaparak Krt sorununun "zmn" onlann inisiyatifine
terk ettiini aklad. Hkmet, "terrizm" yok edilene kadar hibir
siyasi zmn sz konusu bile edilemeyeceini ilan etti. lkede
bylece artan gerilim, DEP milletvekillerinin tutuklanmasna kadar

TRKYE'DE DEMOKRAS KITLII

103

vard. te yine 1994 Mart aynn balarnda, blclk propagandas


yapmakla sulanan yedi DEP milletvekilinin dokunulmazlklarnn
kaldrlmas oylanarak kabul edildi. Bu milletvekilleri devletin ar
bir g gsterisiyle TBMMnin hemen kapsnda tutuklandlar. Ayn
yln Haziran aynda Anayasa Mahkemesi DEPin de kapatlmas ka
rarn verince, DEP yesi olan ve Mart ayndaki tutuklamalardan kur
tulan baz milletvekilleri lkeyi terk ettiler. Devlet Gvenlik Mahkemesinde grlen dava 1994 Aralk aynda sonra erdi ve tutuklu mil
letvekillerinden her biri 15 yla kadar varan hapis cezalarna mahkm
edildiler. Refah Partisi bu olayda Sosyal Demokrat Halk Parti dn
daki tm dier partilerle birlikte hareket ederek dokunulmazlklarn
kaldrlmas ynnde oy kullanmt.
Siyaset mi, lkeler mi?
Refah Partisi'nin 24 Aralk 1995 seimlerinden birinci parti olarak
kmas, siyaseti bir sre belirsizlik iine soktu. Hibir parti tek ba
na hkmeti kuracak milletvekili saysna sahip olmad iin bir ko
alisyon kurulmas zorunluydu, ama kimse de Refah ile ortakla gir
meye yanamyordu. Bir yandan olas bir askeri darbe sylentileri ya
ylrken, bir yandan da siyasi partiler arasnda hi bitmeyecekmi gi
bi grnen koalisyon grmeleri sryordu. Bu arada, Anavatan ile
Doruyol arasnda ok ksa mrl olan, Refah-kart bir aznlk ko
alisyonu bile kuruldu. Nihayet, aradan alt ay getikten sonra, Refah
Partisi ile Doruyol Partisi anlaarak Necmettin Erbakan'n baba
kanlnda bir koalisyon hkmeti kurdular.
Refah asndan en byk ncelik, parlamenter siyasetin merke
zinde kendine bir yer edinebilmekti. Bu frsat, 1996 yaznda Tansu
iller bakanlndaki Doruyol Partisi ile koalisyon kurabildiinde
yakalam oldu. Doruyol Partisi o zamana kadar yllarca seim kam
panyalarn Batc, laik ve Refah-kart olmak zerine kurmutu; do
laysyla birok gzlemciye gre, illerin esas derdi, kendisine yne
lik yolsuzluk iddialarnn stn rtmeye devam edebilmek iin ikti
darda kalmakt. iller'in bir takm finansal faaliyetleri hakknda mec
lis soruturmalar balatm olan Erbakan, koalisyon anlamas kar
lnda bu dosyalar rafa kaldrma sz verdi. Gerekten de koalisyon
hkmeti kurulur kurulmaz Refah tm iddialarn geri ekti ve mec
listeki soruturmalar bir anda son buldu.

104

KMLKLER SYASET

Refah yneticileri hem bu dnemde hem de hkmeti kurduktan


sonra, yerleik g odaklaryla atmamak, makul ve gvenilir bir si
yasi parti olduklarn gstermek iin zel bir aba sarfediyorlard. Re
fah nderliindeki koalisyonun Temmuz 1996 balarnda ilan edilen
program bir nceki merkez sa koalisyonun (ANAP-Doruyol) prog
ramndan ok farkl deildi. Ne "adil ekonomik dzen"den, ne de
"emperyalist-Siyonist sistemi ykmak"tan sz ediliyordu. ktidarda
kald aylar boyunca Refah kendi imajm ciddi bir ekilde zedeleyen
eitli tavizler vermek durumunda kald ve ekirdek semenlerinin
youn tepkilerine maruz kald. Bu semenler asndan en nemli ta
vizler, srail ile bir askeri anlamann imzalanmas ve "laiklik kart"
faaliyetlere bulatklar gerekesiyle ordudan ok sayda subayn atlmasyd.
Aslnda Refah Partisi'nin bu davran biimi, 27 Mart 1994 bele
diye seimlerinden baarl bir sonula ktktan sonra uygulamaya
konan bir tarzn devamyd. Rize belediye bakanln kazanan ve
sivri dilli bir slamc olan evki Ylmaz ksa srede laik evrelerin he
defi haline gelecek ve Haan Mezarc ile ayn akbeti paylaacakt.
evki Ylmaz bakanlnda toplanan Rize belediye meclisinin, eh
rin caddelerinden birine Ziya Hurit (yani, Haan Mezarc'nn itibar
n iade etmeye alt kiinin) adn verme karan ald duyuldu. Ha
ber byk bir alkantya yol anca, belediye bakan muhtemelen bir
yanl anlamann sz konusu olduunu ve bu durumun hemen dzel
tileceini ilan etti. Yerel savclk olayla ilgili soruturma balattn
da, belediye sokan ismini Ziya Paa olarak deitirmiti bile. Anka
ra'da st dzey Refah yneticileri olayn tamamen dedikodulara da
yandn ve bir karalama kampanyasnn rn olduunu ne srd
ler. evki Ylmaz, savcla verdii ifadede, kendisinin gerek bir
Atatrk olduunu ve Atatrkn asl dmanlannn, Kuzey Irak'l
Krtleri Saddam Hseyin'den korumak zere gerekletirilen eki
G Operasyonu lehinde oy kullanarak, ngiliz ve Fransz askerlerini
Trkiye topraklanna sokanlar olduunu syledi (Hrriyet, 1-9 Eyll
1994). Ne var ki, daha sonra Refah milletvekili olarak meclise giren
evki Ylmaz'n partisi, iktidarda olduu zaman zarfnda dzenli ola
rak eki G'n sresinin uzatlmas ynnde oy kulland.

TRKYE'DE DEMOKRAS KITLII

105

Yolsuzluklar ve Susurluk Olay"


Refah Partisinin gerek demokrasi snav, kk de olsa yeni bir se
im zaferi kazand gn geldi. 3 Kasm 1996 tarihli ara seimlerden
oylarn yzde 30'unu alarak kmt. Her ne kadar bu sonu lke a
pnda bir genellemeye yol aacak nitelikte olmasa da (nk Refahn
ayn ara seim blgelerinden 1995 genel seimlerinde ald oy oran
da yine yzde 30 dolayndayd), semenlerin en azndan mutsuz ol
madklarn gsteriyordu. Fakat Refah daha seim zaferinin tadn
karamadan, Susurluk'taki kaza haberi geldi: kiinin ld, bir ki
inin de yaraland trafik kazasnda ayn arabadan kan kiiler ara
snda stanbulun eski emniyet mdr yardmcs, Doruyol Partisinden bir milletvekili ve nterpol'n aranan kiiler listesinde yer
alan, cinayetten mahkm bir sac militan vard. Bu olay devlet ile
mafya arasndaki girift ilikiler konusunda kamuoyuna ilk kez bir
ipucu veriyordu. Bunu izleyen dnemde azar azar ortaya kan bilgi
ler, son 20-25 yl boyunca baz devlet kurumlarnn, akl almaz bir
ilikiler a ierisinde, PKK, ASALA ve dier i ve d hedeflere kar
yrttkleri yasal olmayan operasyonlarda mahkmiyet giymi
sac militanlan kullandklann gn na kard. Suu sabit katil
lere devlet tarafndan maa balanm, diplomatik pasaport verilmi
ve her trl koruma salanmt. Bu kiiler uyuturucu ticareti ve ku
marhane iletmek gibi ilere bulamlard. Mafyann devlet iinde
ciddi bir uzantsnn olduu anlalmaktayd (Dndar ve Kazdal,
1997; Salar ve zgnl, 1998).
Olayn hemen banda kamuoyunun gsterdii mthi tepki, h
kmete meselenin zerine kararl bir ekilde giderek devleti tm maf
ya balantlanndan temizlemek iin altn bir frsat sunmu olarak de
erlendirildi. Ancak ksa bir sre sonra illerin Doruyol Partisi'nin
de bu ilere bulam olduunu gsterir iaretler belirdi. Biraz nce
belirtildii gibi, kaza esnasnda arabada bulunanlardan birisi Donyol Partisinden bir milletvekiliydi. Ardndan, ortaya kan bilgiler
Doruyol Partili ileri Bakan Mehmet Aar'm olaylarda kilit bir
rol oynadna iaret etmeye balaynca, Aar istifaya zorland. Her
gn yeni bilgiler ortaya dklrken, btn bunlarn ortaya kmasna
neden olan kazann zerinden henz birka hafta gemiti ki iller
kendi asndan konunun artk kapanm olduunu ifade eden bir

106

KMLKLER SYASET

aklama yapt. Kazada len sac militan kastederek "devlet uruna


kurun skan da kurun yiyen de ereflidir. Her zaman onlar saygyla
anlrlar," dedi (27 Kasm 1996 tarihli gazeteler).
Bu noktada btn gzler Babakan Necmettin Erbakana evrildi.
Doruyol, Anavatan ve hatta sosyal demokrat partilerden farkl ola
rak, 1980'ler ve 1990'lar boyunca iktidarda hi yer almadndan, Re
fah Partisi'nin bu olaylara bulamam olduu varsaylyor ve bu kar
mak ilikileri ortaya karmann kendi yararna olaca dnl
yordu. Ne var ki olaylar karsnda Erbakan ilk bata tamamen sessiz
kald (Dndar ve Kazdah, 1997: 47-8; Saybah, 1997: 14). Ksa bir
zaman sonra kamuoyunun olaylara tepkisi yakn tarihimizin en geni
tabanl protesto hareketine dnmt. Balangta, hkmetin
olaylara sratle mdahale edip karanlkta kalm konulan ortaya
karmasn isteyen yurttalar, her akam saat 9'da birka dakikalna
klann kapatmaya baladlar. Hareket hzla byd ve kendiliin
den gelien mahalle toplantlanna, toplu halde arklar syleyip tencere-tava alarak devlet kurumlarnn mafyadan anndrlmas talebi
ni dile getiren gsterilere dnt. Erbakan ite bu durum karsnda
sessizliini bozdu. Artk harekete gemiti; ama hedefi mafya deil
di. Aslmda kendi izledii politikalarla bir ilgisi olmamas gereken bu
girift ilikiler konusunu protesto eden, yani demokratik kayglarla ha
rekete gemi olan toplum kesimlerini kendisine hedef olarak ald.
Erbakan btn olaym "fasafso"dan, protestoculann eylemlerinin de
"fesatlk"tan ve "ocuka eyler"den ibaret olduunu syleyip ekle
di: "Bunlar gulu-gulu dans yapyorlar." Herhalde, demokratik bir
protesto hareketine kar duyulan saygszlk bundan daha etkili bir
ekilde dile getiremezdi. Babakann bu demecinden sonra, polis te
kilat protestoculara kar rastgele basklar uygulamaya balad (Mil
liyet; Yeni Yzyl, 11-18 ubat 1997).
Ayn ekilde, Refah Partili Adalet Bakan evket Kazan da protes
toculann "mum snd" oynadklarn syleyerek Erbakan'n balatt
szl saldr kervanna katld. Bu ifade, Alevi yurttalar hedef
alan bir hakaret de ierdiinden, belki daha da saldrgan bir satamay
d (Milliyet; Yeni Yzyl, 11-12 ubat 1997). stelik, evket Kazan'm
1993 ylnda Sivas'taki Alevi enlii srasnda ok sayda insann l
mne neden olan slamc gruhun avukatln stlendii henz unu
tulmu deildi. Kazan bu demecinden ksa bir sre nce de, yine Ada
let Bakan sfatyla, Kur'an- Kerim'i hatmeden mahkmlara ceza in-

TRKYE'DE DEMOKRAS KITLII

107

dinm yaplmas nerisiyle gazete manetlerine kmt. Bu dn


cenin totaliter bir nitelik tad kamuoyunda dillendirilmeye bala
ynca, Kazan, bir bakma zrii kabahatinden byk bir aklama ile,
bu fikrin esin kaynann Irak ziyareti srasnda grd ve ok baa
rl olduuna ikna olduu bir uygulama olduunu belirtti (Milliyet,
20 Austos 1996).
Bylece, koalisyon hkmetinin Refah kanad, mafya ilerine bo
azna kadar batm gzken kk orta Doruyol Partisini kurta
rabilmek iin zerine deni yapm oldu. evket Kazan, olaylara
dorudan karm olmakla sulanan eski ileri Bakan Mehmet
Aarn dokunulmazlnn kaldrlmasn savsaklamaya yardmc ol
du (Dndar ve Kazdal, 1997: 68; Saybal, 1997: 15). Daha sonra
Babakanlk, olayn zerine gidiyormu izlenimini verebilmek iin
bir rapor hazrlatt; ancak raporda ciddi noktalarn zerine eilmekten
zellikle kanld ve iin zne dair hibir eye deinilmedii g
rlyordu (smet Berkan, Radikal, 16 Mart 1997).

Taviz Politikalar
Erbakan'n yerleik iktidar odaklarna verdii sonsuz tavizler sonuta
boa gitti. Erbakanm babakan olmasndan rahatszlk duyan kurumlarn en gls, Refah Partili hkmeti sona erdirmek zere 1997
balarnda mdahalede bulunan silahl kuvvetlerdi. lkenin deiik
yerlerinde gerekleen baz olaylar laiklik kart faaliyetlerin kant
olarak sunan komutanlar, 28 ubat 1997 tarihinde, Milli Gvenlik Kurulunun aylk olaan toplantsnda hkmete sunulan bir dizi tedbir
nerisi biimini tayan, bir tr muhtra yaymladlar. Bu yasal ve ida
ri nlemler, lke apndaki slamc eylemlerin hzn kesmek zere ha
zrlanm, eitim reformundan 1934 ylnda Cumhuriyet rejiminin ku
rulma aamalarnda karlm olan kyafet kanununun kat bir ekilde
uygulanmasna kadar bir dizi konuyu iermekteydi. zerindeki bask
lar yumuatma abas iine giren Refah liderliindeki koalisyon h
kmeti, stanbul'da slamclarn arlkta olduu mahallelere baskn
lar dzenleterek kendi yandalarn kyafet kanununa uymadklar ge
rekesiyle tutuklatmaya balad (Gazete Pazar, 18 Mays 1997). ok
gemeden Refah Partisi yetkilileri laik g odaklaryla ayn dili ko
numaya baladlar. Artk onlar da "irtica"ya kar verilen mcadele

108

KMLKLER SYASET

nin n saflarnda yer alyorlard. Btn bunlara ramen, askeri evre


lerden ve laik medyadan gelen basklar azalmadan devam etti.
Refah Partisi etrafnda oluan ember daraldka, baka baz ku
rumlar da harekete gemeye balad. Mays 1997'de, laiklik kart fa
aliyetleri nedeniyle anayasay ve siyasi partiler kanununu inedii
iddia edilerek, Refah Partisi'nin kapatlmas iin dava ald.
Bu durum karsnda, Refah yetkilileri hkmetten ekilmeye ve
erken seimlere gitmeye nihayet raz oldular. Bu adm atarak gerili
mi bir lde drebileceklerini, demokratik sreci yeniden iletebileceklerini ve belki de seimleri yeniden kazandklar takdirde ordu
yu zor duruma drerek daha ileri gitmekten vazgeirebileceklerini
dnyorlard. Daha nceki iki kapatma olayndan farkl olarak bu
sefer slamclar geni bir halk desteine sahiptiler. Fakat bu arada siv
ri klaryla tannm iki yelerini, o dnem milletvekili olarak se
ilmi eski Rize belediye bakan evki Ylmaz ile son seimlerde
milletvekili olmadan nce Refah'n halkla ilikiler blmnden so
rumlu popler bir slamc olan Haan Hseyin Ceylan' partiden ihra
ettiler. Bu iki milletvekilinin aklamalar Refah'n yasad konumu
na kant oluturduundan, onlann partiden atlmalar ile Refah'n su
lamalardan bir lde kurtulabilecei dnlyordu; ama sonu de
imedi.
ifte Standart Politikas
Erbakan'n 1997 Haziran'nda babakanlktan istifa etmesinin ardn
dan Mesut Ylmaz'n babakanlnda, DYP'yi terk edip Refah kart
cepheye geen baz milletvekillerinin de destei alnarak, yeni bir h
kmet kuruldu. Refah yneticilerinin buna tepkisi, Trkiye'deki sa
siyaset geleneinin en kadim igdlerinden birine dayanarak, iine
dtkleri durumdan Sol'u sorumlu tutmak oldu. Ordunun solcu oldu
unu iddia ettiler; nk lkenin slami bir rejime kaym durdurmak
iin orduyu mdahaleye aran koronun iinde (bir yandan sosyalist
olduunu ne srerken bir yandan da anlalmaz bir ekilde devletin
gizli istihbarat raporlarna ulama yeteneine sahip olduunu belir
ten) i Partisi genel bakan Dou Perinek vard. Ayn ekilde, ye
ni kurulan hkmetin de solcu olduunu iddia ettiler; nk yeni h
kmetin koalisyon ortaklan arasnda (daha sonralan adna ramen
solculukla pek ilgisi olmad aka grlecek olan) Demokratik Sol

TRKYE'DE DEMOKRAS KITLII

109

Parti vard ve yine bu hkmet sosyal-demokrat kimlik tayan Cum


huriyet Halk Partisi tarafndan dardan destekleniyordu.
Trk Silahl Kuvvetleri'nin sol eilimli olduunu iddia etmek nor
mal artlar altnda akla biraz zor gelecek bir fikir olsa da, Refah Par
tisi yneticileri ve dier slamclar hemen Sol'u sulayarak zaten l
keye her trl belann Soldan geldiini ne srdler. Ancak bu da ok
uzun srmedi. Birka ay iinde, bartl rencilerin niversiteye
rahata girebilmeleri gibi konularda Sol'un kendilerine ilkesel destek
vermeye hazr olduunu grnce tam bir U-dn yaptlar (bkz. Re
cai Kutan ile grme, Radikal, 7 Mart 1998).
Yeni hkmet komutanlarn nerdii yasalar hzla meclisten ge
irmeye balad. Bunlarn arasnda en nemli olan, zorunlu eitimi
be yldan sekiz yla karan yasayd. Bu yasayla, devlet denetiminde
imam ve hatip yetitirmek zere 1940'larda kurulan, ancak daha son
ra slamc kltr ve ideolojinin yeertildii yerler olarak grlmeye
balanan mam-Hatip okullarnn orta ksmlar kapatld. slamc
evreler bu yasann gerek amacnn ocuklarn eitim dzeyini yk
seltmek olmayp onlara kk yatan balayarak resmi ideolojiyi a
lamak olduundan yakndlar. slamclarn bu tespitleri belki doruy
du, ama eletirileri pek tutarl deildi. Daha MSP dneminde, ilk n
ce 1974 ylnda CHP ile koalisyon orta olarak, daha sonra da 1980
darbesine kadar "milliyeti cephe" iinde yer alarak siyasal iktidar
paylaan slamclar, kendileri de yine ayn arac kullanmlard. Bu
yllar boyunca MSP, Milli Eitim Bakanl'n tekeline alm ve lke
nin her bir yannda mam-Hatip okullarnn says hzla artmt. Bu
sre, 1980ler boyunca, zal'n babakanl srasnda da aynen de
vam etti (Akit, 1991: 146-7). slami dnce ve slam tarihi reti
minin yan sra yksek kalitede bir eitim sunmakla da tannan bu
okullar, genel olarak slamclk ve zel olarak da Refah Partisi iin
gerekten byk nem tayordu. 1980'ler ve 1990'lar boyunca yk
selen slamc hareketin birok nde gelen ismi mam-Hatip liselerin
de okumulard. Bunlarn arasnda Ali Bula gibi nemli slamc ya
zarlar ve Tayyip Erdoan gibi politikaclar da vard.
Ocak 1998de gelen Anayasa Mahkemesi karan ile Refah Partisi
kapatld ve Erbakan'n yan sra birka baka nde gelen kiinin de
siyasi faaliyette bulunmalar yasakland. Oysa daha nce ayn Anaya
sa Mahkemesi Erbakan'n iine yaramt. 1995 seimleri sonrasnda
Refah'n iktidara gelmesini engellemek amacyla kurulan ANAP-DYP

110

KMLKLER SYASET

koalisyonu, 1996 Mays'nda, Refah Partisi'nin at bir dava sonu


cunda bozulmutu. Refah Partisi bu davada koalisyon hkmetinin
meclisten ald gvenoyunda teknik bir sorun olduunu ne srm
ve sonuta gvenoyunun geersiz saylmasn salamt. Erbakan bir
yandan da koalisyon ortaklan olan Tansu iller ve Mesut Ylmaz ara
sndaki kiisel srtmeleri de kztrarak, Refah Partisi'nin iktidanna giden yolu amt. te ayn Anayasa Mahkemesi, imdi Anayasa
y ihlal etmek suuyla Refah'n kapatlmasna karar vermiti. Bu du
rum karsnda Refah Partisi yneticileri, Anayasa Mahkemesi'nin bu
karannn hukuki olmaktan ok siyasi olduunu ne srdler.
Kapatma karannm alnd 1998 Ocak ay ortalanndan RP'nin hu
kuki varlna son veren ilemlerin tamamland ubat sonlarna ka
dar geen sre iinde Erbakan kendince bir "demokrasi kampanyas
balatarak, lkede siyasi parti kapatlmasn zorlatracak ve genel
olarak demokrasinin glenmesine katkda bulunacak bir takm yasa
larn kanlmas iin dier parti yneticilerini ibirliine davet etti
(Yeni Yzyl, 24-25 Ocak 1998). Ancak dier partilerden hibiri Refah'la demokratikleme platformunda bir araya gelmeye yanamad.
Bu durumun ironik bir yan vard. RP gerekten demokrasi yanls ol
sayd, bu yasalar oktan geirmi olabilirdi. Erbakan daha nce ko
alisyon orta iller ile glerini birletirerek, RP'nin ihlal ettiine
hkmedilen yasalar dahil olmak zere, istedii yasay deitirecek
kadar sandalyeye sahipti. Aslmda tfyn sayya Anayasa Mahkemesi
karan aklandktan sonra da bir sre iin sahip olmaya devam etti.
Ancak mahkeme karan aklandktan sonra iller, Erbakan ile yolla
rn ayrarak, RP'nin semen tabanma gz dikmeye balad. Sonu
olarak, demokrasi Erbakan'n akima ok ge gelmiti; dier partiler
den de hibiri RP'nin kapatlmasndan dolay gzya dkmyordu.
Erbakan'n "demokratik" alm anlan yantsz kald.

Faziletr Refah'tan Farkl m?

Refah Partisi daha kapatlmadan nce Fazilet Partisi'nin kurulduunu


ve kapatldktan sonra da milletvekillerinin yeni partiye getiini da
ha nce belirtmitik. Yeni parti iindeki gen kuaktan gelen itirazla
ra ramen, Trkiye'de siyasal slamn deimeyen lideri Erbakan, si
yasi yasakl olduu halde, kendi yakn evresini partide kilit konum

TRKYE'DE DEMOKRAS KITLII

111

lara yerletirerek Fazilet'i dardan kontrol etmeye devam ediyordu.


Fazilet'in ilk kurucular kongresi 14 Mays 1998 tarihinde topland ve
kamuoyuna bu tarihin demokrasimiz asndan sembolik bir anlam
olduu akland: Trkiye'de tek parti dnemini sona erdiren ve De
mokrat Parti'nin Cumhuriyet Halk Partisi'ne kar tarihi zaferini sa
layan ok partili seimler gerek anlamyla ilk kez 14 Mays 1950 ta
rihinde yaplmt. Yani, artk Trkiyede siyasal slam kendini de
mokrasi zemininde yeniden tanmlyordu. Ama, gerekten, demokra
tik ilkeler ne lde benimsenmiti?
Demokratik Kltrn Sregiden Ktl
14 Mays 1998 tarihindeki kongrede parti bakanlna getirilen Re
cai Kutan'n ayn akam yapt bir televizyon syleisinde Fazilet
Partisi'nin ncelikli hedefleri arasnda Trkiye'de demokrasinin, in
san haklarnn ve siyasal zgrlklerin gelitirilmesi olduunu, bu
nun nedeni olarak da son iki ylda geirdikleri deneyimlerin onlara
demokrasi olmadan hibir eyin gerekletirilemeyeceini gsterdi
ini ifade ettiini daha nce belirtmitik. Ancak demokrasi kltr
nn yeterince iselletirilmediinin gstergeleri sryordu.
Siyasal slamm totaliter, hatta nefret dolu yzn yeniden aa
vuran bir rnek Ekim 1998de, Trkiye'nin Suriye ile ilikilerinin
calan olay yznden bozulmaya balad bir srada ortaya kt.
Meclisteki ana muhalefet partisi lideri olarak stne den rol oyna
maya alan Recai Kutan, ilk olarak mevcut hkmetin olaya yakla
mn eletirdi ve komu bir lkeyle aramzn almasna neden ola
cak davranlar knadn belirtti. Kutan, kzgn bir tonda, Suriye'nin
calan' koruduu yllardan beri bilinmesine ramen, hkmetin ne
den imdi birdenbire bu lkeyle askeri bir atma riskini gndeme
getirecek bir tavr sergilemeye baladn sordu.
Bu soru ok yersiz olmasa da, Kutan bylesine hassas bir konuda
eletirinin dozunu kardn ve askerlerle yeniden kar karya gel
me riskine girdiini fark edince, daha nceleri birok rnekte grl
d gibi ani bir dnle nceki konumunu terk etti. Fakat bu kez l
y baka trl kararak parti yandalarna seslendii bir mitingde
u ktlk saan szleri syledi: "Her yanmz dmanlarla evrili.
Bat'da Yunanllar: Ortodoks! Douda Ermeniler: Ortodoks! Ku
zeyde Ruslar: Ortodoks! Gneyde Kibns: Ortodoks! Ayrca Suriye

112

KMLKLER SYASET

de var: halkn temsil etmeyen Baas rejimi (Kanal 7, Akam Haber


leri, 5 Ekim 1998). Hi kukusuz, Suriyedeki rejimin "temsil gc"n deerlendirirken, Kutan demokratik normlara deil halkn din
sel tercihlerine gnderme yapyordu. Nitekim, Suriye ile srdrlen
gerginlik politikas konusunda askeri evrelerle uyumsuzlua dme
me abasn ilerleterek, ertesi gn partisinin meclis grubu toplantsn
da bir aklama daha yapt. Bu kez grlerini daha da amaya al
arak, Suriye hkmetini bir grup Nusayri, yani "sapkn bir Alevi
mezhebi" mensubu kimselerden olutuu iin sevmediini ayrntl
bir ekilde anlatt. Tam bu noktada kendisine uzatlan bir uyan notu
nu okuyup ifadesini tekrar dzeltti: Tabii ki btn Aleviler sapkn de
ildi, hele bizim Aleviler iin hi byle bir ey dnmyordu, szle
ri sadece Nusayriler hakkndayd (6 Ekim 1998 akam bu konuma
nn deinilen ksmlar btn byk TV kanallannda gsterilmitir).
Ortak bir Siyasal Kltr
yle gzkyordu ki Fazilet Partisi ne kadar urarsa urasn ger
ekten demokratik bir partiye dnemeyecekti. Geri kurulu laik d
zenin kendilerine ynelik uygulamalarndan yakndklan anlarda, r
nein Kutan kendilerine bu lkenin "zencileriymi gibi muamele
edildiini anlattnda (Radikal, 11 ubat 1999), parti yneticilerinin
kullanmaya alt demokratik anml dil daha bir inandnc ola
biliyordu. Bu yaknmadaki slup ok zarif olmasa da, Kutan'm yakn
d ifte standart gerekten gzlenebilirdi. rnein, ANAPn 18 Ni
san 1999 tarihinde yaplacak erken genel seimler iin tam da Kutan'
m aklamasnn basma yansd gn balatt kampanyasnda kul
land ve miting alanlarnda asl pankartlarda hemen gze arpan bir
slogan "Halka Hizmet, Hakka Hizmettir" idi. Oysa seim kampanya
larnda Tanrya veya dine atfta bulunmak o anda ibanda bulunan
ANAP destekli DSP aznlk hkmeti tarafndan yasaklanmt. Belli
ki bu yasak sadece Fazilet Partisi iin geerliydi.
Yine de demokrasi sylemi Fazilet Partisi yneticileri zerinde
tam oturmayan bir elbise gibi duruyordu. Bunun neden byle olduu
18 Nisan 1999 tarihli genel seimlerin hemen ncesinde iyice belli ol
du. lkemizdeki siyasal kltrn genel olarak paylalan oportnist
yn (yani bask karsnda geri basp, uygun koullar olduunda il
kelere bakmakszn hamle yapma alkanl) Fazilet Partisi'nin se

TRKYEDE DEMOKRAS KITLII

113

im ncesinde giritii ve sonuta parti karlarna zarar veren ma


nevralarnda bir kez daha kendini gsterdi. Bu manevralar Trk Ceza
Kanununun 312. maddesiyle ilgiliydi. Tayyip Erdoan, 1998 Ey
llnde sonulanan bir davada, daha nceleri halka hitaben yapt
bir konumada okuduu bir iir nedeniyle bu maddeden hkm giy
miti. O sralarda Erbakan'n da yine daha nce yapt bir konuma
nedeniyle ayn maddeden yarglanma olasl belirdi. Bu noktada Fa
zilet Partisi yneticileri harekete geerek, dnce ve ifade zgrl
n kstlad gerekesiyle 312. maddeyi kaldrma veya deitirme
giriimi balattlar. Daha nceleri, iktidarda olsun muhalefette olsun
bu konuda herhangi bir giriimleri olmamt; belli ki ucu kendilerine
dokunduu zaman beklemilerdi.
Kukusuz, ilkesiz bir ekilde kendi karlarnn peinden koma,
sadece Fazilet Partililere zg bir tarz deildi. Yine o srada anlald
ki 312. maddenin gzden geirilmesi ibamdaki koaliyon hkmeti
nin gndemindeydi, hatta deiiklik nergesi meclise inmek zerey
di; fakat Erdoan'n bu maddeden hkm giymesi zerine, konu gn
demden kartlmt (.Kanal 7, Akam Haberleri, 25 Eyll 1998). Bu
durum karsnda Fazilet yneticileri koalisyon ortaklarn ziyaret
ederek bu konunun tekrar gndeme getirilmesi iin desteklerini sun
duklarnda aldklar yant, kiiler iin yasalarn deitirilemeyecei
oldu (Yeni Yzyl, 29 Eyll 1998). Bu ilk giriimleri sonusuz kalan
Fazilet yneticilerinin kolladklar frsat, 18 Nisan 1999 seimlerinin
hemen ncesinde ortaya kt.
Bu tarihte yer alacak olan erken seimin karan, 1998 yaznda, en
bata Fazilet olmak zere, meclisteki partilerin byk ounluunun
desteiyle alnmt. Askeri evrelerin ise bundan pek holanmadklan anlalyordu; hatta erken seim karanmn alnmas, "28 ubat s
reci" diye adlandnlan dnemin sona erdiinin bir iareti olarak da
yorumlanmaktayd. Fakat parti bakanlan erken seim aday listeleri
ni aklaynca, listeye giremedii belli olan milletvekilleri bu kez se
imlerin ertelenmesi iin bir alma balattlar. Fazilet Partisi yne
ticileri bunu aradklar frsat olarak kabul edip, "kskn" milletvekil
lerine, 312. maddenin kaldnlmasna karlk seimleri erteleme giri
imini destekleme sz verdiler. Fazilet Partisi'nin bu bir grup opor
tnist milletvekili ile ibirliine girmesi, kendi semenleri asndan
ok moral bozucj bir durum oldu. Her eyden nce Fazilet Partisi,
tam da olmas gerektii gibi, balangta erken seim isteyenlerin en

114

KMLKLER SYASET

nndeydi. kincisi, bu srecin bir noktasnda, komutanlar da erken


seimin daha iyi olacam sylemeye baladlar. Yani, hi beklenme
dik bir ekilde taraflar kendilerini tamamen ncekinin tersi pozisyon
larda, ama yeniden kar karya bulmulard. Seimleri erteleme gi
riimi baarszlkla sonuland ve erken seim daha nce belirlenmi
olan tarihte yapld (bu dnemin olaylar iin bkz. 13-26 Mart 1999
tarihli gazeteler).
Hi kukusuz en azndan ksmen bu son anda kalklp fiyasko ile
sonulanan ilkesiz manevrann da etkisiyle, Fazilet Partisi 18 Nisan
1999 seimlerinde beklenen baary gsteremedi. Refah Partisi
1995'te oylann yzde 21.4n almt; Fazilet ise bu seimlerde an
cak yzde 15.4 kazanabildi. Yitirilen oylann bir blm, o srada s
lami duyarllklar temsile yatkn gzken Milliyeti Hareket Partisine gitti. Semen tercihleri zerine yaplan ilk aratrmalar, MHP'nin
FPye alternatif olarak grldn ve slamc tabandan oy kaptn
gsteriyordu (Tosun ve Tosun, 1999; Esmer, 1999).

Sonu

Trkiye'nin siyasal kltr, slamclar dahil, btn partilerce payla


lmaktadr. Esposito ve Voli (1996: 198) daha genel olarak Ortado
u lkeleri iin yle bir gzlemde bulunurlar: "Otoriteryanizm teh
likesi dini retiden ok, siyaset ve iktidardan, tarih ve siyasal kltr
den kaynaklanr." Refah Partisi kendisini alaa eden sistemin bir
parasyd. DEP Anayasa Mahkemesi tarafndan kapatlrken Refah
bu partiye hibir ilgi gstermemiti; daha sonra Refah kapatlrken ve
yneticileri "demokratik" yasalar kartp mahkeme kararn geersiz
klmak iin dier partilerden destek isterken de kendileri hibir ilgi
grmediler. Refah, kapatldktan sonra daha demokratik bir tavr ta
knmaya alt, ama daha nce devlet iindeki mafyaya kar kan
halkn giriimine destek vermeyerek nemli bir demokratik frsat
karmt.
Refahn stratejisi siyasal yapy deitirmeye deil, mevcut dev
let aygtm ele geirmeye ynelikti. Refah da Fazilet de siyasal hak
lar konusuna oportnist ve ayrmc bir ekilde yaklatlar. Haklar,
kendi yeleri ve destekileri iin isteniyordu, ama kart ya da farkl
grtekilere ok grlyordu. Refah da Fazilet de ne daha katlmc

TRKYE'DE DEMOKRAS KITLII

115

bir siyaset ne de siyasal zgrlkleri geniletme mcadelesine yara


yacak bir dil oluturabildiler. Bunun yerine siyasi oyunlarla devlet ik
tidarnn kurumlann ele geirmeye odaklandlar.
slamiyet ile demokrasi uyumsuz olmayabilir; ama Trkiye'deki
slamc siyasal parti demokratik bir kltrn gelimesine katkda bu
lunmamtr. Refah Partisi'nin ne lde demokratik olup olmad
konusunu deerlendirmek iin bir din olarak slam'n zelliklerinden
ziyade, Trkiye'nin siyasal kltrndeki demokratik bilin yetersizli
ine bakmak daha doru olur.

7
Modernizm, Postmodernizm ve slamclk

1980'li ve 1990h yllar, btn dnyada olduu gibi lkemizde de b


yk dnsel alkantlara sahne oldu. O zamana kadar doru bildik
lerimizi sorgular hale geldik. Altmz yaplar ykld. Bir yandan
dnya hzla klrken rekabeti piyasa sisteminin kolayca deitiri
lemeyeceini kabullenmek zorunda kaldk, dier yandan da siyasi
mcadelelerin srdn, fakat bunlarn kltrel kimlikler temelinde
yer aldn gzlemeye baladk. Dnya hem "kreselleme" kavra
mnn ifade ettii biimde birleiyor gibi gzkyor ve bu yzden de
bamsz bir siyasal mcadele iin bir k yolu yokmu izlenimim
veriyordu, hem de daha nce olmad lde paralanma eilimine
giriyor ve daha nce grmediimiz trden siyasal blnmelere ve ku
tuplamalara gidiyordu. Artk geriye bakp bu durumu ksaca "post
modem" dnem olarak tanmlama olanana sahibiz.
Postmodem dnem, modem dnemden farkl bir toplumsal yap
anlamna gelmiyordu. Postmodemite, ekonomik ve toplumsal yaplar
temelinde deil, kltr ve siyaset temelinde tanmlanr. Dolaysyla
postmodem dnem, postmodemist kltr temelinde anlalmaldr.
Postmodernizm, kapitalizme deil, onun modemist ideolojisine kar
kan bir dnsel ve kltrel akmdr; bir anlamda, kapitalizme kar
kan ama kendisi modemist olan sosyalist akmn tam tersidir. Bu
radan hareketle, toplumsal yapnn deimedii, deitirilebilecei
nin de pek dnlmedii, hatta modem toplumun "kapitalist" olarak
bile alglanmad halde kapitalizmin ilk ve yaygn ideolojisi olan
modemizmin sorguland, modemizmin ortaya att kimlikler ve
kltrler yerine "sahiciliin" (otantikliin) savunulduu ve eitlilik
adna "geleneksel" diye bilinen kltrel kaynaklarn yeniden hareke
te geirildii dnem, postmodem dnem olarak adlandrlabilir. O
halde ksaca, postmodem a, kapitalizmin deil de modemizmin
sorguland ve kar kld adr, diyebiliriz. Modernizm ksaca
Aydnlanma dncesi, amansz bir ilerleme abas ve insan zgr-

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

117

letirme adna doay denetim altna alma projesi ile birlikte anlan
bir dizi inanlar ve deerler btn olarak zetlenirse, postmoder
nizm de kapitalizmin toplumsal erevesi veri iken Aydnlanma he
deflerinden vazgeilmesi olarak tanmlanabilir (Harvey, 1989; Lash,
1990; Tumer, 1990).
Modemizmden Postmodemizme

Postmodemizmin ykselii bazlarnca iyimserlikten ktmserlie


doru dnsel bir gei olarak yorumlanmtr. Gerekten, radikal
bir syleme sahip olsa da, nihilistik yn dikkate alndnda, post
modemizmin aslnda bir karamsarlk ifade ettii sylenebilir. Postmodemizm insann akl ve yeteneklerine olan inancn kn ie
rir. Siyasal adan bu karamsarlk, toplumsal deiimin gerekli ve ola
nakl olduu ynndeki modemist inantan ilerici toplumsal dei
imlerin artk mmkn olmad inancna, dolaysyla bir anlamda bi
reysel rekabete dayal piyasa sisteminin kanlmaz ve deimez ol
duu inancna kayta ifade bulmaktadr. Postmodemistler kapitaliz
mi eletirmezler; kapitalizm kavramn bile kullanmazlar.
Marshall Berman'a (1982) gre, 19. yzyl modemistleri dnyay
diyalektik bir biimde grebiliyor, modemitenin hem olumlu hem de
olumsuz ynlerini kavrayabiliyorlard. Bize hem modemizmin vaat
lerini ve ngrd zgrlkleri, ama hem de modem toplumun ba
rndrd tuzaklar ve baskc ynlerini anlatyorlard. rnein
Marx'a gre sorunlarn kayna modemizm deil, kapitalizmdi. Ona
gre kapitalizmin yaratt sorunlar zmek iin daha fazla modernizme, yani sosyalizme gerek vard. 20. yzyla gelindiinde ise, mo
demizmin ilerici ve dinamik ynleri unutuldu, sadece baskc zellik
leri dikkate alnmaya balad. Modemizmin bir balangc olduu,
onun bir deiim sonucu ortaya kt unutulunca, mevcut durumun
da sonu gelmezmi gibi dnlmeye baland. Max Weberin moderniteyi anlatmak iin "demir kafes" benzetmesi yapmas, modem dn
yann baskc olduu ve stelik bunun nnn alnamaz olduu gr
nn bir ilk anlatmyd. Weberci temalar daha sonra Herbert Marcuseun ve Michel Foucault'nun yazlarnda iyice gelitirildi. Foucault'nun tezlerinin znde u gr yatar: G ve iktidar ilikileri her
yerdedir, bask ve tahakkm insanlk iin deimez bir durumdur.
te bu ynyle, Berman'a (1982: 34-5) gre, "Foucault, 1960'lardan

118

KMLKLER SYASET

gelip de 1970lerde pasiflie ve aresizlie kaplan bir kuak iin ta


rihsel bir kaamak olana sunuyordu: modem yaamn basklarna
ve adaletsizliklerine direnmeye almann bir anlam yoktur, nk
zgrlk dlerimiz bile zincirlerimize yeni halkalar eklemekten ba
ka bir ie yaramaz; oysa bunun hepsinin boa olduunu anlayabilir
sek, hi deilse biraz rahata kavuabiliriz."
Postmodernizm hakknda bu tr tespitler baka yazarlar tarafn
dan da yaplmtr. rnein Alex Callinicosa (1990: 170-1) gre,
"Geen yirmi yln siyasal alkantlar ierisinde Marksizme nce
yaklaan sonra uzaklaan bir kuaa, dnyay deitirmek iin yapa
bilecekleri hibir ey olmadn sylemek kadar gnl ferahlatc ne
olabilirdi?... Postmodernizm, byk lde, 1968-76 yllan arasnda
ki mthi iyimserliin yaratt devrimci umutlarn snmesine kar
verilmi bir yant olarak grlebilir." Ayn ekilde James Petras
(1991), kapitalizme eletirel bir Marksist konumdan balayp sonu
ta kapitalizm ile uzlamaya varan "aydnlann geri ekilmelerinin ku
ramsal yollan arasnda Antonio Gramsci'nin "sivil toplum" kavram
nn liberal yorumu ile son zamanlarda parlayp snen "analitik Mark
sist" dnceyi de sayar. Petras bu gerilemeyi, ii snf hareketinin
zayflamasyla devleti artk tamamen kendi karlarna tabi klan ser
mayenin kazanmlarmn yaratt sosyo-politik ortam erevesinde
yorumlar.
O halde postmodernizm, kapitalizme deil ama onun modernizm
ideolojisine kar olan bir dnsel ve kltrel harekettir. Yzeysel
baz benzerlikler olsa da, Marksizm gibi daha nceki modem toplum
eletirileriyle postmodemizmin radikal sylemi arasnda ok az ortak
nokta vardr. Bir bakma postmodernizm, modemist ama kapitalizm
kart olan Marksizmin tam tersidir. Postmodernizm, modem bir
dnyada modemizmin, kapitalist bir balamda Aydnlanmann ve biliminsanlan tarafndan bilimin reddi olarak tanmlanabilir. Postmodemizm tamamen modem bir ideolojidir, ama kendi modernliklerinin
farknda olmayanlann ideolojisidir (Berman, 1982: 17).
Bu dnsel kaymann temellerini sermaye birikim tarzndaki de
iimde arayan David Harvey (1989), postmodemizmin Fordist biri
kim modelindeki katlklara ynelik bir tepkiden ileri geldiini ve
post-Fordist modeldeki esnek yapyla ideolojik olarak bulutuunu
ne srer. Ancak Harveyin yaklamna genel olarak yakn olmakla
birlikte biraz farkl bir yorumla post-Fordizm ile postmodernizm ara

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

119

sndaki iliki "ideolojik buluma" kavramndan daha dolayl bir ekil


de ele alnabilir. Bu yoruma gre postmodernizm dorudan doruya
Fordizme olan bir tepkiden deil, Fordizmin olanakl kld byme
tarznn sona ermesinden kaynaklanmtr.
Fordizm ve post-Fordizm kavramlar Michel Agliettanin (1979)
"kapitalist dzenleme" kuramndan gelmektedir. Kapitalist gelime
nin aamalarn birer "birikim rejimi" olarak deerlendiren bu kura
ma gre her bir birikim rejiminde retim sreci ile ii snfnn tke
tim tarz arasnda farkl bir eklemlenme vardr. Fordizmde egemen
olan unsur, cretlerin retkenlie baat olarak artmasna olanak veren
"toplu pazarlk" rejimidir. Bir kapitalist dzenleme tarz olarak For
dizm, bir yandan ii snfnn tketim dzeyinin artmasn salaya
rak kapitalizme ynelik snf kavgasnn nn alm, bir yandan da
retimin pazarda gereklemesi sorununa ekonomi ii bir zm ge
tirmitir (Aglietta, 1979).
Fordist rejim 1930'lardaki Byk Kriz dneminde yerlemi ve
kinci Dnya Sava sonras dnemde de ekonomik bymeyi 1970'
lerde dt krize kadar baaryla srdrmtr. Bu krizin unsurlar
Fordist birikim tarznda bandan beri mevcuttu. Fordist i organizas
yonu iinde iinin alma hz teknoloji yoluyla denetlenir ve bylece retkenlik art emek younluunun artrlmas yoluyla salanr.
Belli aralklarla retimin hzlandrlmasnn yolunun bulunmas, ret
kenlie bal olarak cretlerin de artrlmas sayesinde, iilerin di
renmesine konu olmadan emek younluunun artrlmasna olanak
verir. Ne var ki, emek younluunun artrlmasnn doal snrlar
vardr. Bir noktadan sonra, yorgunluk, salk sorunlar, iten kama
ya da bilinli olarak i yavalatma ve benzeri sabotajlar yoluyla diren
me gibi sonulara yol amakszn retimin hzn artrmaya olanak
kalmaz. O noktaya varldnda, i organizasyonu tamamen deitiril
medii takdirde retkenlii daha fazla artrmann yolu bulunamaz.
Fordist dzenleme tarz iinde ii snfnn alm gcnn srekli
olarak ykselmesini salayan bir takm siyasal kurumlar ve sosyal
programlar da vardr. Bunlar, sosyal gvenlik ve isizlik sigortas gi
bi refah devletinin eitli unsurlarnn yan sra yine devletin doru
dan maddi katks olmasa da siyasal olarak destekledii kurumlan,
rnein sendikal rgtlenmeleri ierir. cretlerin srekli olarak yk
selmesini destekleyen bir siyasal ve kurumsal yap varken retkenlik
artndaki bir yavalama ister istemez krize neden olacaktr. 1980

120

KMLKLER SYASET

lerden balayarak bu krize verilen yant, ii snfna ynelik bir siya


sal yldrma politikas ve sosyal refah kurumlarnn birer birer yklp
yedek isizler ordusunun yeniden yaratlmas yoluyla cretlerin aa
ya ekilmesi abalar olmutur (Bluestone and Harrison, 1982; Pollert, 1988).
Fordist rejim, ii snfnn muhalefetini dzenleyerek, talepleri
nin sistem iinde kalmasn salyordu. Ekonomik byme srd
lde iiler sistemin snrlan ierisinde kazanmlarda bulunabili
yorlard. i snfnn kazanmlanmn kapitalist dzeni tehdit etmedi
i, tersine, i pazann genilemesine yardm ederek kapitalist karla
ra da katkda bulunduu gzden kat. Bu kazanmlann hep srecei
beklendi; ama sonuta Fordizmin krizi buna olanak vermedi. Hatta
Fordizm'in snrlann zorlayan dzeyde cret ve sosyal harcama bek
lentileri, dolayl olarak kapitalist krize katkda bulundu. Fordizm snrlanna ulatnda, ii snfnn kazanndan da son bulmaya bala
d. Bylece bir yanda her kede aresizlik bulan Foucaultcu karam
sarlk kuramlarnn yaygnlamas iin, dier yanda da yine sistemin
mant iinde olup da yle olduu belki de tam olarak anlalmayan
yeni muhalefet trlerinin gelimesi iin uygun bir ortam yaratlm ol
du. "Solcu" siyaset, kapitalizme kar snf temelli bir muhalefet ha
reketi olmaktan kp, ya piyasann tm zgrlklerin kayna oldu
u yolunda bir takm grlere doru kayd, ya da eitli "sosyal
gruplamalarn" toplumsal kaynaklar zerinde hak iddia etme yar
nda szclk yapar hale geldi (Petras, 1991).
Bu son durumun aklanmasnda Weberci kuramn "toplumsal ka
panma" kavramndan yararlanlabilir (bkz. Manza, 1992). Kapitalist
piyasa sistemi ilk ortaya ktndan beri, piyasadaki birey aktrler
ezici rekabet koullarndan kendilerini korumak iin bir takm daya
nma alan kurarak piyasa iinde tekeller yaratma eiliminde ol
mulardr. Bu tr oluumlar, katlmclann piyasa sistemine kendile
rini koruyarak uyum salamalarna yaramtr. e kapank koruma
alannn oluturduu tekeller sz konusu korumaya mazhar olanlarn
piyasadaki pazarlk gcn artrarak, esasen danda kalanlan daha
ok ezen piyasa sisteminin faziletlerini de ikiyzl bir biimde savunmalanna olanak tanmtr.
Geleneksel bir dayanma a rnei, kapitalizm-ncesi ekono
mik yapnn nemli bir unsuru olan akrabalk balandr. Kapitalizm
bu dayanma trn ortadan kaldrm olmamakla birlikte, kendine

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

121

zg "modem bir tr de gelitirmitir. Bunun rnekleri arasnda


meslek kurulular, sendikalar ve korporasyonlar saylabilir. Kapita
lizmin birer rn olan bu tr kurulular geleneksel rgtlenmelerden
modem zellikleriyle ayrrlar: bunlar modem devletin korumas ve
dzenlemesine tabidirler; brokratik olarak rgtlenmilerdir; yasalrasyonel otorite yapsna sahiptirler; konumuz asndan en nemlisi
de, bu kurululara yeliin "kaltmsal" deil "edinilmi" konum yo
luyla olmasdr. Dier bir deyile, bir kiinin sendikaya ye olabilme
si iin, her eyden nce ii olmas gerekir. Bu yelikler yoluyla orta
ya kan sendika da kendisine ye olmayan iilere ya da bir ii olma
yan proleterlere hizmet vermekle ykml deildir. Ayn ekilde, bir
kiinin bir mesleki kurulua ye olabilmesi iin ilk nce o meslein
bir ferdi olmas gerekir. Modem demekler (ya da cemiyetler) mo
dem-ncesi akrabalk alan kadar dlayc ve kendi karlarm n
plana alc zelliklere sahiptirler.
Son yllarda ise "postmodem cemiyetler" diye adlandrabilecei
miz bir tr oluumlarn ortaya ktm gzlemlemekteyiz. Bunlar,
modem bir kapitalist ortam ierisinde ilemekle birlikte, "kaltmsal"
zelliklere dayal olarak kurulmu gzkrler. ster (rnein mesleki
kurulular gibi) henz varlklan ve ilevsellikleri son bulmam olan
modem cemiyetlerin yan sra vcut bulsunlar, ister (rnein sendika
lar gibi) gc azalmaya yz tutmu olanlarn yerine gemeye bala
m olsunlar, brokratik olmayan ve gevek denebilecek bir rgtlen
me yapma sahip olan bu postmodem cemiyetler, bu zelliklerine
ramen hzla byme eilimine girmilerdir. Bu cemiyetlere katlma
koulu "edinilmi" deil "kaltmsal" konumdan geer. Son zamanlar
da dnya apnda ykselme eiliminde olan ve rk, din, kltr ve et
nik kimlik temelinde belirmeye balayan, ayn ekilde ilk olarak mo
dem devletin kurulmasyla ortaya km olan ulusal kimlie bir de
etnik kimlii belirleyen bir ek takma yoluyla ya da ulusal kimlii t
myle yok sayma yoluyla ifade bulan yaygn eilimler, postmodem
cemiyetlerin olumasnn rnekleri arasnda saylabilir.
Birok gzlemcinin tespit ettii gibi, "postmodem" durumda "sa
hicilik" (otantisite) kavram gitgide merkezi bir yer almaya balam,
modem dnemde egemen olan kimlikler yerine onlarla rekabet iin
de olan, modemite ortamnda bastnlm ya da ilk kez ortaya atld
halde geleneksel olduu savyla merulatnlm kimlik trlerine
olan rabet artmtr. Bunun kaynak ve nedenlerini incelemek, genel

122

KMLKLER SYASET

olarak postmodemitenin snfsal analizini yapmaya da olanak vere


cektir. Bunu grmek iin postmodemitenin siyasal plandaki iki ifade
biimi olan "yeni toplumsal hareketler" ile "kimlikler siyaseti"ne ve
bu hareketlerin temelinde yatan smfsal dinamiklere bakabiliriz. G
rlecei gibi, postmodemitenin snfsal temeli, orta snf profesyonel
ler ve entellekteller arasnda bulunabilir.

Postmodem Kimlikler Siyaseti

Modem dneme egemen olan, fakat birbirleriyle rekabet iinde olan


iki ana toplumsal kimlik, ulus ve snf kimlikleriydi. i snflarnn
modem devlet iindeki yurttalk haklan, yani siyasal ve ekonomik
katlm haklan iin verdikleri mcadeleler, merkez lkelerde "refah
devleti"ne, baz yan-periferi lkelerde planl "sosyalizme", periferi
lkelerinin ounda da "kalknmac devlet" modeline yol at. Bu
yolla snfsal kimlikler byk lde ulusal kimliklerin denetimine
sokulmu oluyordu. nk btn bu mdahaleci modellerde, devlet
halk kitlelerinin fakirlik ve isizlik gibi ekonomik sorunlarna ulusal
birlik ideolojisi erevesinde sahip kma szn veriyordu. Hepsi
nin ortak hedefi, ulusal kalknmann srdrlmesi ve gelir dalm
nn iyiletirilmesiydi. kinci Dnya Sava sona erdiinde, sosyalizm
adna balayan ii snf mcadeleleri refah devletinin kurulmasyla
bir lde baarya ulam, ama yine bu yolla milliyetilik iinde eri
tilmiti (bkz. Carr, 1945). Ulus-devletler geni kesimlere refah hak ve
gvenceleri vererek "ulusal ekonomiler" ina etmeye, bylece ulusal
birlii ekonomik kar birlii olarak merulatrmaya alyorlard.
Bu merulatrma tuttuu lde, sradan yurtta, kendisini kollad
n varsayd devlete olan sadakatini srdrecekti.
Birbirlerine rakip ama yine de i ie gemi olan bu iki kimliin
paralel olarak gerilemeleri (hatta kimine gre kleri), modemiteden postmodemiteye geiin nemli gstergeleri arasnda saylr. Bu
durumun kreselleme ile balantl olduu aktr. rnein, kresel
leme ortamnda, artk braknz nc Dnyacln "ilerici" olma
sn, nc Dnya'nn anlaml bir birim olarak varln srdrd
n sylemek bile imknszdr (Berger, 1994). stelik, kreselle
menin ierdii uluslaran iblmleri ve ekonomik entegrasyon bi
imleri dikkate alndnda, eskiden nc Dnya diye adlandnlan

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

123

azgelimi lkelerin temel meselesi olan ekonomik kalknma ve refa


ha ulamann yolu, gnmzde dnya ekonomisinden koputan ve
ie kapantan deil, dnya ekonomisi iinde daha iyi bir yer edin
mekten geer (Gereffi, 1996). Bunun bir gstergesi, bir ulusun dier
bir ulusu ezmesi veya smrmesini ifade eden "emperyalizm" szc
nn artk kullanmdan byk lde kalkm olmasnda bulunabi
lir (Patnaik, 1990). Olumsuz bir anlam artran ve ancak ona kar
koyanlar tarafndan sulama amacyla kullanlan bu szcn yerini,
yaygn olarak, ntr, hatta olumlu ierik tayan, "kreselleme" sz
c almtr. Demek ki uluslararas ekonomik dzene ulusal kayg
larla tepki gsterenlerin says ya da siyasal gc azalmtr.
Aslnda, kreselleme ilerleyip ulusal ekonomiler i btnlkleri
ni yitirdike, ulusal kalknmadan sz etmek de glemektedir. "Ulu
sal kalknma" kavram homojen bir oluumu ima ettii lde, artk
geersiz saylabilir. Her bir toplumun kendi iinde gelir ve servet ku
tuplamalar artmakta, uluslar arasnda snfsal benzerlikler daha yay
gn bir tecrbe olmaya balamaktadr. Nasl kapitalizm ncesi d
nemlerde, diyelim ki, Avrupa apnda bir aristokrasi vardysa ve on
larn ortak ynleri kendi toplumlarndaki dier snflarla olan ortak
ynlerinden daha fazla idiyse (ki bu durum milliyetilik dneminde
deimitir), imdi yeniden ona benzer bir yapya gemek zereyiz.
Artk dnya apmda burjuvaziler belli bir ortak hayat tecrbesine sa
hip olmakta ve bu tecrbeleri onlan kendi toplumlarndaki dier s
nflardan ok farkl klmaktadr. Uluslar, kendi ilerinde ortak birer
kayglar ve projeleri olan birimler olmaktan eskiye oranla daha uzak
trlar.
Modemiteden postmodemiteye geiin dier bir gstergesinin de
klasik anlamda snflarn ve snf kavgalarnn neminin azalmas,
hatta snf kavramnn dolamdan bile kalkmaya yz tutmas olduu
kabul edilir. Ama burada elikili bir durum gze arpar. Bir yandan
dnya apnda iileme ve snfsal kutuplama ilerlerken, bir yandan
da snfsal kimliin toplumsal bir varlk olarak erimeye yz tuttuu
sylenmektedir. Kreselleme srecinde ulus-devletlerin refah ve
kalknmac politikalarn terk etmeleri sonucunda ulusal kimliklerin
zayflamaya balamas anlalabilir de, sermayenin artk girmedik k
e brakmad ve kapitalist rasyonaliteyi her yerde egemen klmaya
alt bir durumda snfsal kimliklerin zayflamaya balamas nasl
aklanabilir?

124

KMLKLER SYASET

Bunun da kreselleme ile ilgisi vardr ama bu biraz daha dolayl


bir ilikidir. Refah devletleri snfsal elikileri ulusal birlik ideolojisi
ierisinde eritirken, aslmda snflarn korporatist kimliklerini ortadan
kaldrmyor, onlan rgtl bir ekilde devlete balayarak siyasal bir
uzlama iine sokuyordu. Kreselleme balamnda gerileyen ey s
nfsal oluumlar deil, refah devleti erevesinde uzlam olan rgt
l smfsal kimliklerdi. Daha dorusu, bu gerileme, esas olarak ii s
nf iin geerli oldu. Sermayenin hzl akkanl ve kresel apta
yaylmas, yerel ve ulusal dzeydeki ii rgtlenmelerinin zayfla
masna katkda bulundu (Mittelman, 2000). Bu noktada, retimin k
resel organizasyonunda kullanlan "post-Fordist (ya da "esnek biri
kim" diye adlandrlan) yntemler arasnda en yaygn olarak kullan
lan, Fordist montaj hatt teknolojisinin paralara ayrlp dnya apn
da taeron firmalara aktarlmas konusuna ksaca deinebiliriz. Dn
ya apnda dolaan sermaye bu yolla sendikalarn basksndan, ii
karma ve cretleri azaltmay (veya dk tutmay) engelleyen dzen
lemelerden kurtulma olanaklar buldu (Harrison, 1994). Kresel ser
maye, taeron altrmaya dayal bu birikim tarz sayesinde, kendi
hesabna alan ve kk lekli retim yapan byk bir kesimi ken
disine eklemledi. Dahas, klmeye yz tutmu bu kesimin dnya
nn drt bir yannda yeniden bymesine frsat yaratt. Kk giriim
ci grnm tayan ama aslmda byk sermayenin hizmetinde al
an "bamsz" iilerin oluturduu bu kesim, genellikle emek-youn teknolojiler kullanan, ev ve aile ii emein, ocuk emeinin per
vaszca smrlmesine dayanan atlyelerden oluur. te bu kk
atlyelerin kresel apta yaygnlamalar, sendikalarn gcn kr
makta, bir yandan patemalizm, bir yandan da bireysel giriimcilik
ideolojerinin ykselmesine katkda bulunmaktadr (Harvey, 1989).
Ancak bu, cevabm sadece bir ksmn oluturur. nk kimlikle
rin oluumunun bir de sylemsel (ve kuramsal temsil) boyutu vardr.
rnein, son zamanlarda yaygn olan kuramsal iddialarn tersine, n
giltere'de yaplan ampirik aratrmalar, kltr ile smfsal konum ara
sndaki ilikinin her zamanki kadar yakn olduunu gstermektedir
(Milner, 1999). Oysa hem kuramsal sosyologlar arasnda hem de kl
tr aratrmalar alannda, snfsal konumun artk nemsiz bir dei
ken olduu yaygn bir kabul grmektedir. Acaba, bu yaygn kabuln
kendisi bir snfsal belirlenmenin sonucu olabilir mi? Snf kavramn
dan kuramsal ka, bir ekilde, bu kan szcleri olan profesyonel

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

125

entellektellerin snfsal karlarnn ifadesi olabilir mi? Milner'm bu


soruya verdii yant zetle yledir: Postmodem durum ile snf kav
galarnn azalmasmm arasndaki iliki, kltrel kimlik kavgalarnn
ve "yeni toplumsal hareketlerM
in ortaya kmasnda kendini gsterir.
Bu ikinci tr kavgalarn, entellektel zelliklere sahip, profesyonel
orta snftan kiilerin egemenliinde gerekletii kolaylkla grle
bilir. Bu hareketlerin kayglan, rnein cinsiyete, rka veya cinsel ter
cihe dayal aynmclk ve yasaklamalar gibi, kapitalist rasyonalite a
sndan bile zararl olan eitsizlik biimleridir. Eer postmodemite ka
pitalizmin vard en son noktay ifade ediyorsa, postmodemite ile or
ta snf entellektellerin nderliindeki yeni toplumsal hareketler ara
sndaki iliki anlalr hale gelir. Bu soruyu Milner'dan daha nce ama
hemen hemen ayn ekilde soran James Petras (1991) ise u yorumu
yapar: i snf hareketinin zayflad, sermayenin devleti tamamen
ele geirdii gnmzn sosyo-politik ortamnda entellekteller, dil
ve kltr gibi konularla uraarak, ciddi bir snf savamna hi bu
lamadan byk kavgalar veriyormu grnmn korumaya al
maktadrlar.
Bu her iki yorumda da orta snf entellektellerin sonu itibariyle
sermayenin hizmetine girdikleri ama bunu byle sylemedikleri ya
da belki kendilerinin bile bunun farknda olmadklan ima edilmekte
dir. Milner'm analizinde, biraz mekanik ve ilevselci bir bak ile "ye
ni toplumsal hareketler"in ve onun nderi olan entellektel kesimle
rin adeta kapitalizmin biraz daha gelimesi iin kollan svadklan ne
srlmekte; Petras'n analizinde ise, entellektellerin ii snfnn
kavgasna destek verme konusunda oktan pes ettikleri, ama hl ge
leneksel "misyon" yklenme perspektifinden kurtulamadklan iin
yle yapyormu gibi grnmeye altklan belirtilmektedir.
Oysa kltrel kimlik kavgalan maddi kar temelli olduu halde
ve bu kavgalar kapitalizmin yaygnlatrd deerler zerinden yap
lyor olsa bile, bunlar kapitalizmin rasyonelletirilmesine hizmet ola
rak anlalamaz. Bu kavgalar yoluyla orta snf entellektellerin han
gi snfa hizmet ettii sorusu ise yanltcdr, nk postmodemite,
modemitenin nkoullarndan farkl olarak, entellektellerin (serma
yeye ya da emee) snfsal hizmet verme konumundan kp bamszlklann ilan ettikleri durumu ifade eder. stelik, modemiteden
postmodemiteye gei ile, modemitenin temel unsurlarndan biri olan
"ilerleme" kavram ve tutkusu da sarslm, entellekteller artk bir ta

126

KMLKLER SYASET

rihsel davann szcs olma ykmllnden de kurtulmulardr.


Postmodemite ortamnda artk bir baka snfn veya 'ilerleme" gibi
tarihsel bir davann szcs olmalar gerekmeyen entellekteller,
hem dier snflardan ve onlarn verili ideolojilerinden bamsz bir
takm "dnsel" karlarn savunabilirler hem de dorudan kendi
"maddi" karlarna dnk siyasal hareketler oluturabilirler. "Yeni
toplumsal hareketler" deyimi bunlardan birincisini, "kimlik siyasetle
ri" deyimi ise kincisini ifade eder. rnein, Trkiye'de 1980 sonras
dnemde hem Kemalist milliyetilikten hem de sosyalist ii hareke
tinden bamszln ilan eden (ve ancak bu bamszlk sayesinde
varolabilen) iki hareket olarak evrecilik ve feminizm, sz konusu iki
tr orta snf hareketinin paradigmatik birer rneidir. Bir yeni top
lumsal hareket olarak evrecilik, hem sermaye yanls hem de ii s
nf yanls ideolojilerin benimsemekte glk ekecei, fakat e n te
lektellerin o snflara ramen kendi "dnsel" tercihleri erevesin
de takip edebilecekleri bir harekettir. Feminist hareket ise, tpk rk ya
da etnisite temelli kimlik hareketleri gibi, salt dnsel deil, "mad
di" kar ieren bir "stat" kavgasn ngrr.
Emek ve sermayeden farkl olarak, profesyonel entellektellerin
toplumsal konumlan, retim ilikilerinin iinde aldklan yere gre
belirlenmez. Dolaysyla onlarn maddi karlan stat hiyerarisinde
ki konumlanyla ilgilidir. Ana toplumsal snflar arasndaki aynm re
tim aralar zerindeki mlkiyet anlamnda parasal sermaye tarafn
dan belirlenirken, profesyonel ara kesimin katmanlamasn belirle
yen ey "kltrel" sermayedir. Kltrel sermayeye dayanan stat kat
manlamas, genelde toplumsal olarak iine kapanma yoluyla gerek
leir. Yani, "sizden olmayan" aranza almayarak, sahip olduunuz
kltrel sermayeye dayal statnz korumaya alrsnz. Kimlik
hareketlerinin oluumundaki temel ivme, buna meydan okuyabilecek
bir kar-kltrel dayanma ann rlmesi abasdr. Postmodem
durumun bir gstergesi olarak kabul edilen kltr savalar, en azn
dan ksmen bu stat mcadelesinden kaynaklanr.
Stat mcadeleleri snf mcadelelerinden farkldr. Bireylerin sta
t temelinde dlanmas, retim ilikilerinin niteliinden kaynaklan
maz. Dolaysyla, kavga o konuda verilmez. Kimlik siyasetlerinin ka
pitalizmin temel ilkelerini genellikle sorgulamamasnn bir nedeni budur. Yine ayn nedenle, kimi postmodemist kuramc, toplumun "sylem"den olutuunu ne srer (rnein, bkz. Laclau, 1988). Bu, toplu

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

127

mun geneli iin akl almaz bir sav olduu halde, genel olarak entellek
teller, ama zellikle de kuramclar iin herhalde kendi yaam tecr
belerini dorudan yanstan bir tespittir. Burada, entellektellerin ge
imlerini sylem yoluyla kazanmalarnn tesine geen bir durum sz
konusudur. rnein, rklk ya da cinsiyetilik, ncelikle sylem d
zeyinde yaanan bir dlanma biimidir. Bu gibi syleme dayal dla
malar, kiilerin yaam koullarm belirleme sonucuna yol aan ciddi
bir toplumsal gtr. Oysa snf ilikileri bundan ok farkldr. Bir top
rak aas topraksz kyllere ne kadar iyi davranrsa davransn ya da
bir sermayedar iilerini ne kadar severse sevsin, onlara szleriyle ne
kadar iltifat ederse etsin, aralarndaki ilevsel iliki ve greli konum
lar deimedii srece, eitsizlik ve smr srecektir. Belki de bu
iliki srerken kullanlan tatl dil, smry daha da insafsz klan bir
ara olarak grlecektir.
Kimlik hareketlerine katlm ve destek tabii ki sadece profesyonel
orta snflarla snrl deildir. Kimlik siyasetleri tanm gerei snflan
aan, snflar arasnda dayanma a ieren (ya da onu vaat eden) top
lumsal hareketlerdir. Ama profesyonel kesimlerin bu hareketler iin
de zel bir konumlan vardr. Birincisi, genellikle bu hareketlerin n
cln onlar yaparlar. kincisi, dier snflardan insanlar kendi s
nflan iinde de yer alan stat katmanlamasndan madur olduklar
iindir ki profesyonel orta snflarla bu konuda dayanma iine gir
diklerinde bile, yine de kendilerine zg snfsal kayglar tarlar. Oy
sa profesyonel entellektel kesim iin temel (maddi) kayg, statden
ibarettir. Dier snflann neoliberal kreselleme ortamnda kimlik si
yasetlerine neden destek verdiklerini anlamak zor deildir. Modem
dnemin egemen iki kimlik biimi olan ulus ve snf iin olduu gibi,
ortak toplumsal konuma dayal siyasal gruplamalarnn yapsal te
melleri kreselleme nedeniyle sarslm veya bunlarn ifade yollan
kapatlm ise, bireyler ya hibir gruba ait olmadan kendi balarna
kalacaklardr ya da hem en belirgin hem de deimez olan kimlik tr
lerine ve gruplamalarna, yani doutan belirlenen rk, cinsiyet ve etnisiteye doru kayacaklardr. Bu anlamda, Trkiye'de slamclk tipik
bir kimlik siyasetidir.

128

KMLKLER SYASET

Avrupa-Merkezcilik ve "Gelime" Kavram

Yukarda anlatlanlarn nc Dnya balamndaki izdmnde,


"sahicilik kavram daha merkezi bir konuma sahiptir. Sahicilik iste
me ve o temelde kimlik siyaseti yapma eilimi, Avrupa-merkezcilie
kart bir eilim olarak kendini tanmlad iin, genel olarak nc
Dnya kkenli akmlarda, zel olarak da (oryantalizmin kendine
"teki" olarak ald) Mslman dnyada, Bat medeniyetinin eleti
risi olarak ifade bulmaktadr. Smrgeciliin ilk sona erdii dnem
lerde, yani 20. yzyln balarnda ve ortalarnda, Bat'ya bakaldr
mann en yaygn yolu, modemitenin varsaymlann benimseyip ulus
u bir ideoloji temelinde modernliin nc Dnya'da da mmkn
olduunu gstermeye almakken, ayn yzyln sonlarna gelindi
inde modernleme hedefi, hatta o zamana kadar sorgulanamaz kabul
edilen "gelime" kavram eletirilmeye balamtr. Genel olarak
nc Dnya'da olduu gibi, lkemizde de Bat'nn eletirisi, onun
gcne kar koyma abas, "ekonomik bamszlk" aramaktan "sa
hicilik" aramaya doru evrilmitir.
Yukarda modemizmin bir iyimserlik, postmodemizmin ise belli
bir karamsarlk ierdiinden sz etmitik. Benzer bir geiin nc
Dnya'da da yer aldn ve bunun azgelimiliin alglanma ve ak
lanma biiminde grlebileceini sylemek mmkndr. Dier bir
deyile, azgelimilik literatrnn zellikle nc Dnya perspek
tifinden yazlan kesiminde modemizmden postmodemizme geiin
iaretleri bulunabilir. Azgelimilik literatr reformcu bir iyimser
likle balam, zaman ierisinde sabrsz bir devrimcilie kaym,
devrim hayalleri suya dtnde ise karamsar ve teslimiyeti bir ha
vaya girmitir. Azgelimilik kuramndaki bu deiimler, nc
Dnya'mn gerek deneyiminde geirdii deiimler erevesinde
aklanabilir.
Azgelimilik kuram, kinci Dnya Sava sonrasnda iyimser bir
vaatle yola kt. Buna gre, devletin ekonomiye bilinli ve planl bir
ekilde mdahale ederek rnein d ticareti ve iteki yatrmlar d
zenlemesi, ekonomik kalknmay salayacakt. Bu varsaym en iyi ta
nnan biimini 1950'li yllarda Raul Prebisch'in (1950, 1959) Latin
Amerika balamndaki yazlarnda buldu ve "yapsalc" diye bilinen
gelime kuramna aktarld. Daha sonraki dnemde ortaya kan "ba

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

129

mllk" tezlerinin bir tr ncln yapan bu kuram, ithal-ikameci sanayilemenin balangtaki baarlarnn yaratt iyimser havay
yanstmaktayd.
thal-ikameci sanayileme, ekonomik bymeyi baaryla gerek
letirebildii ilk dnemlerinde, toplumdaki eitli snflarn karlar
n ie-dnk ulusal kalknma etrafnda buluturabilmiti. Fakat daha
ileri dnemlerinde bir takm darboazlara taklarak, hem ekonomik
krize hem de smf ittifaklarnn zlmesine neden oldu (Roxborough, 1979). kinci Dnya Sava sonras dnemdeki uluslararas i
blmnde azgelimi lkeler kendi i pazarlarna ynelik olarak sa
nayi retiminde bulunabilmekte, ama makina-tehizat ile teknoloji
konularnda ithalata olan bamllklarn ve bu ithalat finanse etmek
iin ihra ettikleri geleneksel rnlerde de duraan (ve istikrarsz) bir
d talebe bamllklarm srdrmekteydiler. Sanayilemenin srme
si ithalatn srekli olarak artmasn gerektirdii ama buna karlk ih
racat gelirleri ayn hzla artmad iin, srekli olarak artan bir d
borlanmaya girilmesi de kanlmaz olmaktayd. 1950'li ve 1960'h
yllarn hzl byme dneminin ardndan, ithal-ikameciliin eliki
leri belirginleti: Da bamllk ortadan kaldrlamamt.
Azgelimilik kuramnn bir sonraki aamas ithal-ikameciliin
baarszl zerine ortaya kt. Bu durum zellikle Andre Gunder
Frankn (1969) yaygnlatrd "bamllk" tezinde ifade buldu. Colin Leys (1977) tarafndan "yapsalcln Marksistletirilmesi" diye
de adlandnlan bu teze gre kalknmann tek yolu, sosyalist bir dev
rim araclyla dnya ekonomisinden kopmakt. Bamllk tezi, ya
psalc kuramn varsaymlarndan hareket eden, onun zmlerini
paylaan, ama 1960'lardan sonraki dnemde basanszla urayan
ulusal kalknmac modele kar onun an refomcu olduu ve yeteri
kadar devrimci olmad gerekesiyle gsterilen radikal tepkiyi ifade
ediyordu (Dos Santos, 1973; Halperin-Donghi, 1982). Bamllk ku
ram, reform yanls iyimserliin kmesinin bir rn olsa da, asln
da daha nceki modelin erevesinin dna kabilmi deildi. Dev
rimci bir alternatif olarak ne srlen kuram, hl daha nceki by
me deneyiminin ve zellikle 1930'lar dneminin idealletirilmesine
dayanyordu (Bemstein, 1979). Bu durum, kuramn srarla Byk
Kriz dnemini dnya kapitalizminden bir kopu olarak mek gster
mesinde ve ayn deneyimin bu kez bir "sosyalist devrim" yoluyla ger
ekletirilmesini istemesinde grlebiliyordu. Bylece Raul Prebisch

130

KMLKLER SYASET

ve arkadalarnn reformcu gelime kuram, ulusu varsay unlarndan


annmaksizm devrimci-sosyalist bir kuram haline gelmiti. Dnya sis
teminden kopma kavram, toplumun iteki yaplarn pek dikkate al
myordu; dolaysyla kopmann kendi bana nasl olup da sosyalizm
yaratacan bu kuram pek iyi anlatamyordu (Glalp, 1986). Kopma
denen ey aslnda "ulusal bamszlk" anlamna geliyordu.
Azgelimilik ve bamllk kuramnn nihai k, "dnya sis
temi" kuramnn nclk ettii temel bir paradigmatik kayma ile ger
ekleti. 1970'lerin sonlarna ve 1980'lerin balarna gelindiinde, ar
tk iyice karamsarlk kmt. Gunder Frankn son dnem alma
lar ve Immanuel Wallerstein,in yazlan, sz konusu kaymay kesin
letirdi: artk devrimler yoluyla bile bir kopmann salanamayaca
belirtiliyordu (Wallerstein, 1982). Eskilerin devrimci yazan Gunder
Frankn son dnem almalar baz eletirmenlerce tam bir karam
sarlk belirtisi olarak grlyordu (Bemstein and Nicholas, 1983).
Grne gre Frank artk kapitalizmin sona erdirilebileceinden o
kadar umudu kesmiti ki, kapitalizmin bir balang noktas olduu
nu da unutur hale gelmiti: Daha yakn tarihli bir yazsnda, dnya
sisteminin bebin yllk tarihinden sz ediyordu (Frank, 1990). Do
ru analiz biriminin ulusal birimler olmayp tek ve blnmez bir dn
ya sistemi olduu zerinde srar eden ve siyasal planda da ulusal
zmler yerine uluslararascl savunan Immanuel Wallersteinin
dnya sistemi kuram balangta (yanl bir tespitle) devrimci ba
mllk kuramna bir katk olarak yorumland (bkz. rnein Brenner,
1977; Laclau, 1977). Oysa sk alarla rl bir dnya sisteminin var
lndan sz etmek, bamllk kuramnn zlemini ifade ettii dev
rimci kopulann olanaksz olduunu ya da baarszla mahkm ol
duunu sylemek anlamna geliyordu. Dnya sistemi kuram, ulusal
birimlerin kendi balanna kapitalizmden kaamayacaklarn, bu ne
denle de bamszlk ve sosyalizm abalarnn sonusuz kalacan
sylyordu (Petras & Brill, 1985; Glalp, 1987).
Geriye dnp bakldnda u aka grlmektedir ki bamllk
kuramnn devrimcilii bir ilerleme hareketinin ivmesinden ok, bir
dknklnn ve aresizlik hissinin yaratt acelecilikten kaynak
lanmt. Artk gnmzn kreselleme ortamnda ulusal devletler
iin bamsz gelime politikalan izlemek sz konusu deildir. Ulu
sal kalkmmaclk modeli artk gncelliini yitirmitir. Gelime kura
mnn bir kmaza girdiinin yaygn olarak konuulduu 1980li yl

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

131

lardan (bkz. Booth, 1985; Sklair, 1988) gnmze gelindiinde, artk


"gelime" kavramndan bile tamamen vazgemek gerektii sylen
mektedir. stelik, gnmzde yaygnlaan bu eilime gre, "geli
me kavram Bat kaynakl ideolojik bir kavramdr; artk bu kavram
ap, onun tesine geerek bir "gelime-sonras" (post-development)
a yakalamamz gerekir (rnein, bkz. Escobar, 1992). Azgelimi
lik literatrndeki bu temalar, postmodemist karamsarlk ile arpc
bir benzerlik tarlar. Aslnda daha Wallerstein'in yazlarndan bala
yarak postmodemist temalara rastlamak olanakldr. Eletirmenler
onun kuramnda kat ve deterministik bir aamalar kavram bulsalar
da, Wallerstein, 19. yzyldan kalma toplumsal bilimler geleneinin
dorusal "ilerleme" varsaymna ve ilerlemenin mutlaka iyi bir ey ol
duu inancna kar olduunu sylemektedir (Wallerstein, 1991). Foucault ile Wallerstein,in kuramlarndaki ortak tema, mevcut g ve ik
tidar ilikilerinden kolay kolay kalamayaca grdr.
Yine geriye dnp bakldnda grlebilir ki nc Dnya'nn
gelimesi konusunda yaplan tartmalarn hepsi Avrupa-merkezciydi. Klasik Marksizm, modernleme kuram ve bamllk kuram ay
n gelimeci varsaymlar paylayorlar ve nbu nedenle de de ayn te
mann farkl varyasyonlarn oluturuyorlard" (Pieterse, 1991: 15).
Azgelimilik almalarnn bandan beri ana ilgi odanda Bat Av
rupa'da yaanan modemiteye gei deneyiminin nitelii ve bu dene
yimin baka yerlerde de tekrarlanmasnn mmkn olup olmad ko
nusu vard (Roxborough, 1979). Klasik modernleme kuramna gre
bu deneyimin tekrarlanmas sadece mmkn deil, ayn zamanda ka
nlmazd. Bamllk kuram ise bu iddiaya kar kyor ve sz ko
nusu deneyimin, daha nce gelimi lkelerin emperyalizmi yzn
den engellendiini sylyordu. Ama sonu itibariyle bu kuram da Batnn deneyimlerinden tretilerek idealize edilmi bir gelime kavra
mm ve bu gelimenin baka yerlerde gnll olarak tekrarlanmas
arzusunu paylamaktayd (Bemstein, 1979). Ancak bamllk kura
mna gre Batnn deneyimini yinelemenin tek yolu bamszlkt.
Dolaysyla, modernleme kuramyla bamllk kuram arasnda var
olan grnteki kartla ramen, aslnda ikisinin de ortak kaygs
ekonomik ve teknolojik gelimenin yollarnn bulunmasyd. Oysa bu
her ikisinin tam tersi bir ynde, gelime kaygsn eletirip "gelimesonras" kayglara ncelik verenler, bu soruyu toptan reddetmektedir
ler. nc Dnyann baz yerlerinde ve bu arada, aada grecei

132

KMLKLER SYASET

miz gibi, lkemizde de bu eilimler kendini siyasal ve kltrel slam


clk biiminde gstermitir.
Modemizmin Sorunlar ve slamclk

Trkiye'deki gelime sorunlarna ilikin dnce akmlarn yukarda


anlatlan ereve ierisinde deerlendirmenin getirecei en arpc
gzlem, 1930larda resmi ynetime yakn olmakla birlikte onun tam
da iinde olmayan ama dzenin ideolojisini yazmaya alan Kadro
cu ekol ile 1980'ler ve 1990larda gelien slamc literatrde rastlanan
grler arasnda yukarda anlatlanlara tam anlamyla uyan ztlktr.
Kadrocularn 1930'larda ortaya att azgelimilik kuram, 1970'lerin bamllk tezlerini ok andrmakla birlikte bir yandan 1950lerin
yapsalc tezlerinin iyimserliini de tayordu. Bu herhalde artc
deildi; nk devrim arayan bamllk yazarlarndan farkl olarak
Kadrocular, zledikleri rejime zaten kavumu olduklarn dn
yorlard. Dolaysyla, nc Dnya'nm kalknmas iin bir model
oluturabileceini dndkleri bir tarihsel balamda yazan Kadro
cular, zm olarak bamllk kuramnn "sosyalizm"ini deil, ulus
u bir "devletilii" savundular. Kadro yazarlarnn ulusuluk ve dev
letilik temeline oturttuklar kuramlar, daha sonra tm nc Dn
yac ideolojilerin ortak bir zellii olarak ortaya kt. Bu kurama g
re kalknmann iki koulu vard: kapitalist dnya sisteminden ulusal
bamszlk kazanmak; azgelimi bir lkede bunu yrtebilecek bir
toplumsal snf olmad iin, lkeyi kalkndrma grevini devletin
stlenmesi. Kadrocular o dnemdeki Kemalist uygulamalar kendile
rine zg yorumlaryla dnya tarihinde yeni bir sayfann alnn,
yani sosyalizm iin snf savamlar dneminden bamszlk iin
ulusal kurtulu savalar dnemine geiin simgesi olarak grdler
(Aydemir, 1932). Bamllk kuram iin geerli olduunu grd
mz gibi, Kadrocularn kuram da Trkiye'nin 1930'larda geirdii
deneyimin idealletirilmesine dayanyordu.
1980ler ve 1990'lann slamc literatrnde ise, Kadrocularn ge
lime konusuna yaptklar vurgunun tam tersi grlmektedir. slamc
yazarlar, Bat medeniyetini iflah olmaz bir ekonomik byme tutku
suna sahip olduu gerekesiyle knarlar. Bu tutkunun doal evreyi
ve insani deerleri ykma urattn ne srmekte, retime tutsak ol
maktan kurtulmak iin para ve servete deil, fazilete nem vermek

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

133

gerektiini belirtirler. slamc tavr, Bat'ya kar savamdaki baar


y sanayileme dzeyi ile len ulusal kalknmacln varsaymlar
n tersyz ederek Bat'ya kar koymay kltrel erevede ele alr.
Ulusal kalknmaclk ideolojisinde Bat'nm tahakkmnden kurtulu
un ve ulusal kimliin ortaya konmasnn yolu ekonomik bymenin
ve sanayilemenin gerekletirilmesiydi. Sadece Kadrocu kuramn
gelitirildii I930lu yllarda deil, ok yakn zamanlara kadarki d
nemde de sanayileme tezlerinin reddedilmesi adeta ulusa ihanetle bir
tutulurdu. 1990'lara geldiimizde yaygnlaan slamc gre gre ise
sanayileme tezinin hi sorgulanmadan kabullenilmesi Bat'nn tahakkmc kltrne teslim olmann bir gstergesidir.
zetle, slamc literatrn "ilerleme" ve "gelime" kavramlarn
eletirme ve modemizm ile maddeciliin kmazlarn anlatma tarz
postmodemist literatrle arpc benzerlikler gstermektedir. yle ki
slamclar kendilerini postmodemist olarak nitelememelerine ra
men, eletirilerin paralellii bu akmlarn benzer kaynaklara sahip ol
duklarn akla getirmektedir. Kukusuz, slamclar modemizmin de
erlerini "maddeci putperestlik" ve "ahlaki yozlama" gibi nitelendir
melerle her zaman eletirmilerdir; ama asl dikkate deer nokta bu
tr eletirilerin son dnemlerde artan poplerliidir. O halde, bu du
rumu en iyi aklayan ey, modemizmin iine dt krizin slamc
eletiri iin elverili koullar yaratm olmasdr. slamclk ile postmodemizm arasndaki benzerlikleri ortaya koymak, ikisinin ayn ey
olduunu sylemek ya da slamcln siyasi adan ho ve zaman
mza uygun bir hareket olduunu ima etmek anlamna gelmez. Postmodemizm gibi slamclk da modemizme anlaml eletiriler ynelt
mi ve modemist kabullerin iine dt gzle grlr kriz ortamn
da nemli lde geni kabul grmtr. slamc yazlarn okumaya
deer olmad ynnde yaygm ve slamclar tarafndan hakl olarak
kmsenen "Batc" varsayma karn, aslmda slamc yazlarn bir
ou Bat dnyasnn ve bu dnyay takip eden okurun aina olduu
temalarla doludur. Bu temalarn birou gncel kresel sorunlara ya
nt olarak gene kresel alanda dolam gsteren konu, endie ve
zmleri yanstmaktadr.
Postmodemist dncenin en temel aksiyomatik ilkesi, byk an
latlara kukuyla yaklalmas gerektiidir; nk muktedirler tara
fndan ortaya atlan bilgiler bir hegemonya projesinin doal bir par
asdr (bkz. Rosenau,1992). Bu dnce, modemizmin varsaymla

134

KMLKLER SYASET

rn ters yz eder. Modemizmin ortaya knda, metafizikten poziti


vizme doru epistemolojik bir gei vard. nsann anlama yetisinin
tesinde var olan mutlak bir doruya ynelik inan, yerini bilimsel
yntemlerle toplanp donlanabilen ksmi bilgilerin renilmesi a
basna brakmt. Bylece, insann yaamn ynlendiren mutlak bir
dorunun varlna olan inan terk edilmi, insanlar tarafndan doa
y ynlendirmek zere kullanlabilecek bir takm ksmi bilimsel do
rularn gcne ynelik bir inan gelimiti. Bilimsel aklcln nihai
amac, evrenin gizini zerek en kapsaml bilgiye ulamak olarak ka
bul edilir. Oysa dinler, bu tr bir bilgiye erimenin mmkn olmad
n, nk gizi hibir zaman zlemeyecek mutlak bir dorunun
var olduunu kabul ederler. Postmodernizm de bilimsel aklcln bu
amacm reddeder, ama bunu farkl bir nedenle yapar. Postmodernizm,
"byk anlatlarn peinden gitmenin yanl olduunu, bilimsel yn
temlerle kapsaml bilgiye ulama olanann olmadn ne srer
(Seidman, 1991a). Postmodernizm asndan akl, bilginin gvenilir
bir kayna olamaz, nk akln kendisi bir hegemonya projesidir; ni
hai doruya ulamak mmkn deildir, nk herkesin kendi doru
su vardr. Ne var ki nesnel ve bilinebilir dorular olmad zaman z
nel inanlarla babaa kalrz. Bu da bizi inanca geri gtrr. Byle
ce, dinin modemizmi yadsmas ile postmodemizmin yadsmas ara
sndaki paralellik aa kar.
Modemizmin iinde bulunduu krizin nemli bir unsuru, akln tek
bana galebe alacana ve yine akl sayesinde insanlarn doaya
egemen olup onu denetim altna alabileceine olan inancn yklmas
dr. Modemizmin balangtaki vaadi, insanlar hem doann koulla
r hem de baka insanlarn egemenlii altnda ezilmekten kurtarmak
t. rnein Marx'n kapitalizm eletirisi, modemist bir bak asndan
geliyordu; nk Marxa gre kapitalizm, modemizmin bask ve s
mrye son verme vaadini yerine getirmemiti (Mills, 1962). Yani
Marx iin sorun modernizm deil, kapitalizmdi. Dolaysyla, Marxa
gre kapitalizmin sorunlar ancak daha fazla modernizm, yani sosya
lizm ile zlebilirdi. Marxn nerdii zm daha fazla planlama,
daha bilinli mdahale, daha fazla katlm ngryordu. Marx, kapi
talizmin insanlara doann kstlamalarndan kurtulmak iin daha n
ce benzeri grlmemi olanaklar getirdiini teslim ediyor, bu anlam
da kapitalizmi "ilerici" olarak niteliyor ve retici glere getirdii ge
limeye olan hayranln aka ifade ediyordu. Ama yine de sonu

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

135

ta kapitalizmin retici glerin daha ileri gitmesini engelleyen bir


ayakbana dneceini savunuyor, sosyalizmin btn engelleri kal
drarak retici gleri yeniden zgrlklerine kavuturaca sonucu
na varyordu. Yani sosyalizm savunusunun nemli bir yn, retici
glerin gelimesinin nn yeniden aaca dncesiydi.
evreciliin hem kapitalizmi hem de sosyalizmi ayn anda eletir
mesi bu balamda anlalabilir. evrecilik hakl olarak, doay dene
tim altna alacam derken, aslnda hem doay hem de onunla birlik
te yaayan bir canl tr olarak kendi geleceimizi yok ettiimiz sap
tamasn yapar. Bu akmn postmodemist boyutu, sonu itibariyle ak
ln doay fethedemedii ve stelik doann bizden intikam almaya
balad savmda bulunabilir. Burada, insan zeksndan daha byk
bir gcn varolduu ima edilmektedir. Fakat bu tam da dinin syleyip
durduu eydir. Tarihte burjuvazinin byk atlm, insanl doann
zincirlerinden kurtulma ynnde ileriye itmiti (bkz. Landes, 1969).
Bylece, stn bir gce olan inancn yerini, insann hayalgcnn ya
ratt snrsz olanaklara olan gven ald. Ama imdi insann doaya
egemen olma yetisinin snrl olduunun farkna varlmas, o stn
gce olan inancn yeniden uyanmasna katkda bulunmutur.

Trkiye'deki slamc Literatr

lkemizdeki slamc literatrn postmodemist eletiriye benzer yan


larn gstermek iin ilk olarak nde gelen iki yazarn en temsil edici
yazlarna deineceiz; daha sonra "gelime" konularndaki slamc
literatrden baz rneklere bakarak evreci unsurun nemini gster
meye alacaz. almann gelecek blmnde, postmodemist
eletiri ile slamc eletirinin benzerliklerini modemitenin baka baz
ynleri asndan da ele alacaz. Burada ilk olarak yazlarn incele
yeceimiz iki yazar, smet zel ve Ali Bula, ayn zamanda Trki
ye'deki sol literatr ve siyasal hareketlerle de yakn iliki ierisinde
dirler. zel eski bir Marksisttir ve Marksizmden slamcla geiini
ksa bir kitapta anlatmtr (zel, 1988). Bula ise, kendisi solcu ol
mu olmasa da, hem baz solcu dergilere katkda bulunmu hem de o
dergilerdeki almalar yakndan izlemi bir yazardr. Her iki yazar
da modemizmin Marksist ve post-Marksist eletirilerine tamamen
hkimdirler.

136

KMLKLER SYASET

Her eyden nce, slamc yazarlar slamcln gelenekselcilik ya


da muhafazakrlk olmadn vurgularlar. Onlara gre slamclk
ada sorulara verilen bir yanttr. Mslmanlarn tarihe bir nostalji
iinde deil, gelecek iin uygun zmler araynda birikmi bilgi
nin kayna olarak baktklarn belirtirler (Bula, 1991: 58-9; zel,
1992:23-5). zel, snrsz bir "ilerleme"ye olan inancn modemizmin
en nemli unsuru olduunu belirtir (1992: 151 vd). Bulaa gre modemizm, "burjuvazi ile marxist terminolojinin zerinde anlat
maddi retimde salanan ilerleme inanc ve bu yolla hep daha iyiye
ve mkemmele doru gidildii yolundaki yanlsama"dr (1991: 27).
Her iki yazar da modemizmi ve laik dnceyi "yeryz cenneti" vadetmek ve bunu gerekletirememekle sularlar. zel Marksizmden
slamcla dnn bir bakma bunun farkna varm olmakla ak
lar (1988: 76-90). Bulaa gre de Marksizm baarsz olmutur, n
k kapitalizme gerek bir alternatif oluturamamtr. Marksizm, modemizme zg retim, gelime, ekonomik byme, ulus-devlet, iler
leme, pozitivizm, bilimsel yntem, evrim gibi konulardaki tm varsa
ymlar paylamaktadr (1991: 256).
Bununla birlikte, kendi ortaya attklar eletirel yorumlarn biro
unda Marksist izler de bulunabilir. zel kapitalizmi ve tketimcilii putperestlikle ilintilendirir. Ona gre, modem dnyada insanlar ar
tk putlara, gnee, aya tapmazlar ama siyasetilere, piyasaya, makinaya, kurululara ve teorilere taparlar: "Bugn her yer piyasadr. Alm
satma konu olmayan nesne kalmam gibidir. Piyasa, akl erdirilemeyen mekanizmas, sper tapnaklar, retim ve tketim ordular, ban
kalaryla Dinden uzaklam insanlara tanrlk edebilmektedir"
(zel, 1992: 31-2). Bu ifadelerin Marx'n "yabanclama" ve "feti
izm" kavramlaryla tad benzerlik dikkat ekicidir (Marksizmin
dinsel eletiriye benzer ynleri konusunda bkz. Fromm, 1976).
zel'in teknoloji eletirisi de Marksizmi andrr. zel, Bat teknoloji
sinin akl vcuttan ayrmak amacyla tasarlandn ne srer. Makinalann gelime dzeyiyle insanlarn entellektel kapasitesi arasnda
ki ayrma, bunun bir gstergesidir. Teknolojinin yaps insann akl
n ok snrl bir alanda almaya zorlamaktadr: "Bir uzay projesini
ynetecek teknik kapasitedeki adam, siyasi veya kltrel tercihlerin
de on yandaki bir ocuun seviyesinden yukar kamayabilmektedir" (zel, 1992: 127). Bu gzlemler, ayn dnceyi "tasarmn uy
gulamadan ayrlmas" olarak ifade eden Harry Braverman'm (1974:

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

137

114) kapitalist teknolojiye getirdii Marksist eletiriye ok benzer.


Ama tabii ki zel'in fikirlerini Braverman gibi Marksistlerden
dn aldn varsaymak iin hibir neden yoktur. Bu konu baka bir
adan nemlidir: Kapitalizmin Marksist eletirisiyle slamc eletiri
si arasndaki benzerlikler, slamc eletirinin kapitalizm-sonras nite
liini yanstr. Bu tespit, Bat kltrnn ve teknolojisinin slamclar
tarafndan toptan reddinin geriye dnk bir nostaljiyi ifade ettii yo
lundaki yaygn varsaymn yanl olduunu gsterir. Tam tersine
zel, Baty reddedi biimini, (slamc olmayan) Mslman aydn
lara bir kar koyu olarak belirler. Mslman lke aydnlarnn gr
nte stn olan Bat teknolojisiyle karlatktan zaman duyduklan
aalk kompleksine iaret ederek, Batnn ahlaki ve entellektel de
erlerinin yadsnp sadece teknolojisinin alnabilecei dncesini
knar. Byle bir orta yolun savunulamaz olduunu, nk Bat'da bi
limin gelimesinin ondan en ok yararlananlarn karlanndan ba
msz olmadn savunur. Bat'da modem yaamn aslmda teknolo
ji tarafndan deil, toplumun belli kesimlerine kazan ve iktidar sa
lamak amacyla teknolojik gelimenin ynn belirleyen kurumlar
tarafndan ekillendirildiini ne srer (zel, 1992: 41-6). Burada yi
ne bu grlerle, belirli teknolojilerin belirli iktidar ve retim iliki
lerini kendi iinde tadklarna dair Marksist grler arasndaki ben
zerlikler aktr (rnein bkz. Gorz, 1978; Edwards, 1984: 109-42).
Ne var ki Marksist eletiri kapitalizmi insanln geliiminde ta
rihsel bir aama olarak nitelerken, slamc eletiri kapitalizmi bir uy
garlk konusu olarak ve Dou-Bat arasndaki ze ilikin bir kartlk
erevesinde ele alr. zel, Bat medeniyetini kendini Prometeus ola
rak gren aydnlann bir eseri olarak deerlendirir. Bat'da ateizm, insanlann kendilerini tanr yerine koymalarndan kaynaklanmtr
(zel, 1992: 54). zel'e gre Bat medeniyeti insana kinat tarafn
dan ynetilme yerine onu ynetme rol veren bir deerler sistemin
den gelmitir ve bu durum sonuta teknolojinin hkimiyetine neden
olmutur (s. 123).
Ama yine de yorumda bir belirsizlik vardr. zel, Bat medeniye
tinin parasal ve teknolojik stnle dayanarak kresel apta yayl
masnn 19. yzylda gerekletiini kabul eder. Bu yaylmann kk
lerini "18. yzylda bilimin, felsefenin laiklemesi" dneminden da
ha geriye gtrmez (s. 129). Ancak bu tespit zelin Dou-Bat kar
tln ze ilikin deyimlerle ortaya koyduu, "Bat kltrn do

138

KMLKLER SYASET

ru alglamak iin Hristiyan zihin yapsn iyi tanma zorunluluu'na


deinen szlerinden ok farkldr (zel, 1988: 70). zel, slam' ken
dine yeten ve Bat ile uzlamaz bir kartlk iinde olan bir kltr ola
rak tanmlar. Bat dncesinin "bilimsel" yaklam slam' tarihsel
bir balama yerletirmeye almaktadr; oysa slam btn yer ve za
manlar iin geerli olmak zere vaz edilmi ilkelerden olumaktadr
(zel, 1992: 18-20).
Bu ifadeler zerine iki ayn gzlem yapmak mmkndr. Birinci
si, aka grlmektedir ki slamclk bir tr "tersine evrilmi Avrupa-merkezcilik" (Al-Azm, 1981) olarak nitelenebilir. kincisi, Bat
medeniyeti aslnda "modemizm"inden, yani insanlarn doay fethe
dip denetim altna alabilecei inancndan dolay eletirilmektedir. Bu
iki konuyu biraz daha aabiliriz. Gerek Avrupa-merkezcilik gerekse
slamclk, Dou-Bat ayrmn kltr ve dindeki deimez farklar
erevesinde aklamak isterler. Bu yzden, ne Avrupa-merkezcilik
(bkz. Amin, 1989) ne de onun tersine evrilmi versiyonu Bat dn
yasnn modemizme gemek iin neden 18. ve 19. yzyllara kadar
bekledii sorusuna tatmin edici bir cevap verebilir. kisi de modemizmi Bat'ya zg bir olgu olarak kabul ederler, ancak onun erdemleri
konusunda birbirlerine tamamen zt eyler sylerler.
rnein Bula (1991: 42), modemizmin Bat'nn stnl iddi
asnda bulunduuna deinir ve bu iddiaya kar u itiraz yapar: "Mo
dem kent cesamete inanr. ...Dev bina ve kurumlarn, gkdelen ve
fabrikalarn birbiriyle yart kent, insan yutan azgn bir canavar
grnmndedir" (s. 164); oysa modemlerin "modernlememi" di
yerek kmsedikleri toplumlar basit, dengeli, doayla uyum iinde
daha mutlu bir hayat srerler (s. 74-7). deal bir modemite d yaam
tarzn romantik bir ekilde tarif ederek modemizme yneltilen bu
eletiri, popler postmodem eletirilere ok benzemektedir. zel, Bat-d toplumlarda yaayanlarn kendilerini kinatn efendisi olarak
grmediklerini, dolaysyla doayla uyumlu bir yaam iinde olduk
larn syler. Buna karlk Batllann kendilerine birtakm tanrsal
gler atfederek doay acmaszca smrdn anlatr. Burada kas
tedilen tabii ki Bat'nn Aydnlanma ve sekler dncesidir. Sonu
olarak zel'e gre doann smrlmesini, bir smr olarak deil
sahip olduklarm varsaydklar bir hakkn kullanm olarak deerlen
dirmektedir Batklar (1992: 138). Bu modemist varsaym nedeniyle,
Batllar insann doann bir rn olduunu gzden kararak doa

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

139

dan bamsz olunabileceine inanmaktadrlar. Teknoloji, doay h


kimiyet altma alma niyetinin bir ifadesidir. Doaya hkim olma aba
lar daima snf ve ulus hkimiyetiyle i ie gemitir. slamclk tek
nolojiyi reddeder, nk teknoloji bu hkimiyet arzusunun vcut bul
duu yerdir (zel, 1992: 145).
Modemizmin slamc eletirisindeki baskn konu evrenin iinde
bulunduu kt durumdur. rnein Bula (1991: 7) yle seslenir:
"Yeryznde bir 'Dnya Cenneti' kurma vaadiyle ortaya kan modernizm, btn bir gezegeni cehenneme evirdi." Bula'm eletirisi ev
renin ve ruhun kirlenmesi gibi tandk temalarda odaklanr. rnein
evrenin kirlenmesiyle ilgili detayl aklama "Eko-Sistem ve Srd
rlebilir Kalknma" balkl bir blmde yaplmaktadr (s. 44-5). Bulan evre kirlilii, toplumsal kutuplama, ruhsal boluk konularn
da eletiri yaparken Ivan Illich gibi postmodemist yazarlardan alnt
yapmas tesadf deildir. "Tek boyutlu insan" kavramn hatrlatan te
malar da tandktr: "Endstri olgusunu arkasna alm bu modernle
me srecinin kanlmaz sonucunda 'tek tip insan, tek tip toplum' mo
deli var. ...Bu, zihni, entellektelizmi, kltr ve yaratcl temelden
yok eden ldrc bir sretir" (s. 42). Bunu din ve modemizm ara
sndaki kartlk olarak sunar yazar (s. 7-9). Tarihin bu dnm nokta
snda ya bir canl tr olarak doayla birlikte harap olmay ya da
otantiklie dnmek suretiyle zgrlemeyi semek durumunda oldu
umuzu syler.
Bu tr postmodem temalarn okluunun yan sra, buradaki sav
larmz asndan nemli olan bir baka nokta da Bula'm, iinde bu
lunduumuz dnemi bir dnm noktas olarak tanmlamasdr. Dier
bir deyile, bir dzeyde slam' tarih-tesi bir olgu olarak sunduu
halde bir baka dzeyde slam'a dnn modemizmin iinde bulun
duu krizin zgl bir rn olduunun da farkndadr: "Umut verici
olan, bu mutlakm gibi grnen modemizmin hkimiyetinin imdi
lerde derin bir sarsnt geiriyor olmas; insanolunun rasyonalizm,
pozitivizm, ve ilerleme mitosundan kukuya dp Din'in sahici,
mmkn ve kurtarc paradigmasna ynelmeye balamasdr" (Bu
la, 1991: 9). Bu gzlem yalnz slamcln deil, dnyada "kkten
dincilik" diye adlandnlan dier akmlarn da neden ykseldiine k
tutmaktadr. Ayn ekilde, yine dnya apnda byyen ve modemiz
min varsaymlanna eletirel bakan evreci literatrn de kaynaklann aklamaktadr. Dolaysyla, birok dnsel ve ideolojik akmm

140

KMLKLER SYASET

eitli dzeylerde modemizmin krizine dikkat ektii bu tarihsel ba


lamda slamcln da otantiklik iddiasyla ortaya kp belli bir baa
r elde etmesi artc deildir. Dier bir deyile, slamcln artan
poplaritesi, modemizmin iine dt krizle aklanabilir.
Bu sonuca, dorudan doruya modernleme vaatlerinin baarsz
lna iaret eden slamc eletiriden de varlabilir. Hem sosyalizm
hem de milliyetilik modernizm kaynakldr. Modem ulus-devleti
merulatran ideoloji olarak milliyetiliin modernizm anlay,
dnyann sorunlarn zmek iin insan mdahalesine gerek olduu
nu syleyen sekler inantan ileri gelir. Ulusal egemenlik, kendi ii
ni kendi yapma ideolojisidir. Buna karlk slamclk, sekler milli
yetiliin modemist projesindeki elikilere dikkat eker. rnein
zel, milliyetilii de sosyalizmi de Bat emperyalizmine kar "sah
te mcadeleler" ve "sahte zmler" olarak knar (1992: 82-4). Bula
ise Nasr'n Arap Sosyalizmi'nin, Irak ve Suriye Baas milliyetilii
nin, ah'n Beyaz Devriminin, Trkiye'nin ekonomik liberalizminin,
Cezayir'in Kalknma Program'nn ve Afgan Kmnizmi'nin modernizmin btn temel ama ve kabullerini paylaan eitli versiyonlar
olduunu ne srer (1991: 43-4). Dnsel kaynaklarnn Ali eriati,
Haan el-Benna, Seyyid Kutb ve Mevdudi olduunu syleyen Bula,
zm olarak Humeyni'yi ve slam devrimini gsterir (s. 205-13). s
lam' kutsal dinlerin "son ve en mkemmel" olan olarak tarif eder.
yle der: "slam, ister Dou'da ister Bat'da olsun, bir avu gizli ve
ya ak oligarik g tarafndan maddi, ekonomik, siyasal, ruhsal ve
ya zihinsel alanlarda gszletirilen acl insanlarn kurtulu umudu
dur" (s. 222).
Yukarda, postmodemistlerin kendi modernliklerinin farknda ol
mayan modemistler olarak tanmlanabileceine deinmitik. Trki
ye'deki tipik bir slamc aydn, Michael Meeker'n (1991: 191) gz
lemledii gibi, "laik muadiliyle kavramsal ve semantik olarak nem
li lde rten bir alanda yazmaktadr." Yine Meekern doru bir
ekilde gzlemledii gibi, "Mslman entellekteller, bir kiinin kim
olduu ve neler yapmas gerektii konusunda fazla dnmeye ihti
ya duymadan yaayabilecei ky veya kasaba hayatna geri dnme
zlemi eken gnlsz kent sakinleri deildirler. Onlar da laik mu
adilleri gibi gnmz Trk kentinin rndrler" (s. 217). yleyse,
bu radikal slamclar tam anlamyla modem dnrlerdir ve modernizmi eletirme biimleri postmodemist eletiriyle nemli lde r-

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

141

tmektedir. Ama slamc eletiri modemizmin maddi temellerini


aklayamaz. Avrupa-merkezci mant tersinden ileterek kapitalist
sistemi "Bat zihniyeti'ne atfeder. slamc yorum ok temel bir belir
sizlik ierir: Modernlemenin ve modemizmin tarihsel anlamda d
nemselliini kabul etmekle birlikte, tarihsel kkenlerini saptayamaz.
Ama teslim etmek gerekir ki slamclar ekonomik bymeye olan
ballk ve ilerleme fikrine olan inanlar bakmndan kapitalizm ile
sosyalizm arasndaki ortakl dom tehis etmilerdir. Kapitalizme
ynelik eletirilerindeki baz benzerliklere ramen slamclar bu
nemli noktada Marksistlerden ayrlrlar.
slamclarn modemizme ynelik eletirilerinde postmodernizm
ile aralarnda rtme olmakla birlikte, temel bir fark da vardr. Postmodemizm ilke olarak slamclk gibi hareketlere kar hogrl ol
masna ramen, bunun tersi doru deildir. Modemizmin evrensel il
kelerini reddeden postmodernizm, dnyann btn kltrlerini eit
kabul eder. Bu da "btn gruplarn kendi sesleriyle kendileri iin ko
numaya hakk olduu ve bu sesin otantik ve meru kabul edilmesi"
(Harvey, 1989: 48) gerektii inancn kabul eden oulcu bir durua
yol aar. slamclar kendilerini postmodemist olarak deerlendirmez
ler; postmodemizmi oulcu olduu iin reddederler, nk slamc
lk mutlak doruya inanmay gerektirir. rnein Bula'a gre, "u an
da postmodernizm, determinizm, rasyonalizm ve... pozitivizme kar
kyor ve bizimle bu noktada rtyor" olsa da "yeni bir kaos tasav
vuru tad iin benimsenemez. Postmodernizm evrensellii red
deder ve grecelie sarlr; oysa "slam sonuta kendi iinde total bir
retidir" (Bula, 1991: 199, 201-2).
slam'n ve slamcln Batllar tarafndan (ve slamclar'm be
lirttii gibi, Batllam yerli sekinler tarafndan) oryantalist gz
lklerle alglanmas, slamclar'm gelitirdii ok ilgin modemizm
eletirilerinin genel bir kaytszlkla karlanmasna yol amtr. Bu
nedenle Batl sekinler, slamcln neden bu kadar gl ve inand
rc bir felsefi ve siyasi akm olduunu anlayamamlardr. Batl
postmodemist sekinlerin bir blm maneviyat aray iinde Dou
dinlerine ve felsefelerine ynelirken (rnein "New Age" bu nedenle
ok poplerlik kazanmtr), Mslman lkelerdeki slamclar iin
manevi zm kendi otantik kltrlerine geri dnmekten ibarettir.
Eer slamclk gerekten modemizmin krizinden kaynaklanm ise,
zellikle entellekteller arasnda artarak yaygnlaan cazibesinin ne

142

KMLKLER SYASET

deni sanayicilik, maddecilik ve seklerlik gibi modemist deerlere


getirdii eletiridir.
Bu eletiriler, slamclarn dorudan ''gelime konusuna ynelt
tikleri yorumlarda da grlebilir. Gelecek blmde daha etrafl olarak
greceimiz bu yorumlarda, slamclar, slami hayat tarzn benimse
mi biri iin maddi hazzm hayatn tek amac olamayacan ve slami
hayat tarznda an harcamann ortadan kalkacan ileri srerler. Bu
bak asndan yle bir nerme kar: "Harcamalarmz beslenme,
giyinme ve korunma gibi karlanmas zorunlu olan ihtiyalarmz
amazsa, tedirginlikten uzak, sakin ve verimli bir mr srebiliriz."
Dolaysyla "zm ok basit. Tketimi azalt" (Grdoan, 1991: 154:
158). Bu tr grler, gerekten, yukarda deindiimiz "gelimesonras" literatrn nermelerine dikkat ekici lde benzer. rne
in, bu literatrn tannm feminist yazarlarndan Maria Miesin sz
leri yledir: "Bu gelime denen eyi bir an nce durdurmak ve genel
de yoksul insanlarn, zelde de yoksul kadnlarn, kendi varolular
nn maddi temelleri zerindeki denetimlerini korumalarna ve onlann
ihracat ve sermaye bymesi yerine kendi geimlerini salamak ze
re almalarna izin vermek... ne iyi olurdu" (Mies, 1994: 120).
Sonu

Yukanda, bir grup Trk yazarnn (Kadrocularn) uluslama sreci s


rasnda bamllk ve azgelimilik kuramnn ncln yaptn
grdk. Daha yakm bir dnemde ise, toplumsal kuramn n saflarn
da, dnya apnda yaygnlaan postmodemist dnceyle ortak bir ze
mini paylaan ve Bat medeniyetinin temel zellikleri olarak grdk
leri akln stnl, dorusal ilerlemeye olan inan, insann doa ze
rindeki hkimiyet abalan gibi Aydnlanma dncelerinin arpc bir
eletirisini yapan slamc yazarlan grmekteyiz. Trkiyede ulusu
bamllk kuramnn Trkiye ulus-devletinin inas srasnda kaleme
almm olmas gibi, gelimecilik sonras slami literatr de yine ayn
ulus-devletin kreselleme karsnda yaad kriz srasnda ortaya
kt. O halde bu gzleme dayanarak dnce dnyasnda gelimeci
lik yanls eilimlerden gelime-sonras eilimlere gei zerine sos
yolojik bir tespit yapabiliriz. Bu eilimlerden birincisi modemitenin
ve Batllamann ykseldii dneme denk derken, kincisi "post
modem" durumun hem bir rn hem de bir bileenidir. 1930lardaki

MODERNZM, POSTMODERNZM VE SLAMCILIK

143

modem ulusuluk ile 1980 sonras dnemdeki postmodem kltrclk, sregiden azgelimilik durumuna verilen deiik (ama sosyolo
jik adan dnemsellikle aklanabilecek) yantlar temsil ederler.
Contemporary Sociology dergisinin 1990larm sonlarnda kan
bir saysnda (26/3, 1997) yer alan ve geni bir yelpazeden seilmi
rnekler olarak Arjantin, Brezilya, Hindistan, Trkiye yan sra Fran
sa, sve ve baka baz lkelerdeki toplumsal dncelerin yakn za
manlardaki tarihini konu alan bir dizi yaz, bu farkl rnekler arasn
da artc paralellikler olduunu gstermektedir. nc Dnyadan
rnekleri anlatan birka yazar (zellikle Trkiye ve Brezilya stne
yazanlar) sz konusu lkelerde ortaya kan akmlan anlatmak iin
neredeyse ayn deyimleri (Frank'lktan, Foucault'culua!) kullan
maktadrlar (bkz. nc, 1997; Paoli, 1997). Yine ayn dergide yer
alan Arjantin konulu yazda yer alan ve toplumsal analiz odann
yapdan "zneye ve oradan da "anlam"a (yani simgelere, syleme
ve kltre) kayd yolundaki gzlem (Jelin, 1997: 302), aslnda k
resel bir eilimi dile getirmektedir.
Samir Amin, bundan ok yllar nce (bkz. Amin, 1976), toplum
sal devrimlerin hep evreden balayp merkeze doru ilerledii tezi
ni ortaya atmt. Bu teze gre, nasl ki kapitalizme gei Bat Avru
pada, yani hara (tributary) retim tarznn evresinde baladysa,
sosyalizme gei de nc Dnyada, yani kapitalist retim tarznn
evre lkelerinde balayacakt. Amin'in bekledii dnya apnda bir
sosyalist devrim iin bu formln geerli olduunu henz syleyecek
durumda deilsek de, modemiteden postmodemiteye gei iin bu
nun doru bir tahmin gibi gzkt sylenebilir. Barry Smart (1990)
ok-kltrlln ykseliiyle postmodem durum arasndaki ilikiyi
"Bat Avrupa uygarlnn merkezinde yer alan ama ve deerlerin
bundan byle evrensel addedilemeyeceinin farkna vanlmas teme
linde aklar ve unu ekler: Modemite-postmodemite aynm stn
de bu kadar ok durulmasnn, Bat-sonras deilse bile bir Avrupasonras an ortaya kma olaslna ynelik artan bir kaygy gs
terdii sylenebilir (Smart, 1990: 27). Dier bir deyile postmoder
nizm, Avrupa'nn kltrel hegemonyasna meydan okumay dile geti
rir. Eer postmodemiteyi kltrel temelde tanmlayacaksak, kkleri
ni Avrupal olmayan dnyann kltrel bakaldnsnda bulabiliriz.
Belki de modemiteden postmodemiteye gei gerekten de evrede
balamtr.

8
slamc Toplumsal Kuramlarda
Postmodernizm

Son zamanlarda dnyann drt bir yannda itirazlara konu olan (bkz.
Rosenau, 1992) "Avrupa-merkezci byk anlatya gre, Batnn de
neyimleri tarihsel ilerleme konusunda bir norm oluturur ve dnyann
geri kalan yerleri iin geerli standartlar belirler. Bylece, aslmda ta
rihsel birtakm zgl koullarn sonucunda ortaya kan modem ulus
devlet, evrensel bir gereklilik ve insanln tarihsel gelimesinin ka
nlmaz bir sonucu olarak grlr. Modernleme kavramnn iinde
sakl olan deer yargs, ekonomik ve teknolojik gelimeyi insan so
yunun sorgulanamaz amac, ulus-devleti de siyasal yaplanmann en
mkemmel biimi, uygarln nihai baars olarak betimler. Avrupamerkezci modernleme anlaynn bu iki unsuru (yani ekonomik ge
lime ve ulus-devlet) hem postmodemizmin hem de slamc eletiri
lerin hedefi haline gelmitir. slamcln Bat'da yaygnlaan postmo
demist dnceyle rtt ve att alanlar vardr. Marksizm ve
milliyetilik gibi Bat modernlemesinin ilk dnem eletirilerinden
farkl olarak, slamclk "modemite" temasn amay hedefler. Bu an
lamda slamclk nc Dnya tarih yazmn Hindistan balamn
da inceleyen Gyan Prakash'n (1990: 404) "milliyetilik-sonras" di
ye adlandrd, "Aydnlanma sonrasnn Akl ve lerleme ideolojisini
reddetmesi asndan zgn olan literatrn bir rnei olarak kabul
edilebilir.
Gelimenin slamc Eletirisi

slamc yazarlar, en byk iptila ve yeni bir put olarak knadklar


ekonomik bymeye olan sarslmaz ballndan dolay Bat mede
niyetini eletirirler (Tabakolu, 1987: 244). slamc yoruma gre,
ekonomik byme ve gelime zerinde bu kadar srarla durulmasnn

SLAMCI TOPLUMSAL KURAMLARDA POSTMODERNZM

145

kkeninde Aydnlanma sonrasnda Avrupa'da doan ve oradan dnya


nn geri kalan yerlerine yaylan dorusal ilerleme inanc vardr: "19.
yzyla geldiimizde ilerleme dncesinin btn Avrupa'da yeni bir
din haline geldiini grrz"; "Trkiyede de 'ilerleme bandan beri
bir 'veri' olarak kabul edildi" (zel, 1987: 232-3). retilen maln mik
tarn artrmak balca hedef haline geldii zaman, ortaya tek boyutlu
toplum ve tek boyutlu insan kar. Bu da akln, kltrn ve yaratcl
n yok edilmesi demektir (Hamitoullan, 1987: 10-2). slamc ele
tiri "yalnzca akln egemen olduu, akln dnda bir l tanmayan
bir uygarln elinde makinalarn evreye ve insana dost olmasnn
ok g" olduunu ve bu nedenle 'insan retim tutsaklndan kur
tarmak iin, deer lsnn eyadan ve paradan erdemlere kaydrl
mas" gerektiini ne srer (Grdoan, 1991: 16-7, 20).
slamclar, ekonomik bymeye olan kr krne balln hem
insan ruhu hem de doal evre zerinde ykc etkiler yaptn sy
lerler: "nsanlk vicdann yitirdi. 'Kalbi yok, beyni kurutulmu, mi
desi alabildiine i' yeni bir tr canavar retildi. ...Bamzn zerin
de dolaan havay kirlettik, gkyzn deldik (Dilipak 1991a: 12).
Bu gre gre evre kirliliinin nedeni, retim ve verimlilik fikrine
sorumsuzca saplanp kalmaktr. Buradaki sulu bellidir: "O muhte
em Bat uygarl! ...insanln tarihi mirasnn soygunlar ile zen
ginleen muhteem Bat (Dilipak 1991a: 13). slamc bak as,
materyalizmin evreci eletirisine benzer bir ekilde, doayla birlik
iinde olmay tketim zihniyetinin panzehiri olarak sunar: "nsan
mutlu klan, eya, para ve tketim deil, evrenle uyum iinde yaa
mak ve erdeme ayarlanmaktr" (Grdoan, 1991: 25-6). Gemite hi
sorgulanmadan kabul edilmi olmasna ramen "artk herkes unu
aka gryor ki Bat bitmektedir. O ok gvendikleri akllan, makinalan vadettikleri umudu, mutluluu salayamad (Dilipak,
1991a: 39). nsanlk doay makinalar araclyla egemenlii altna
almaya altysa da, bunda baansz olmutur. O halde zm iin
"kendi kendimizle, insanlarla ve doa ile ban iinde, sonuta Allah'
la ban iinde olmamz gerekir" (Dilipak, 1991a: 15).
slamclar, slami zm ile Bat'nin nerdii zmler arasnda
ki fark iyi anlamak gerektiini vurgularlar: "slam devleti, mslman
topluluklara zenginlik, ikbal vadetmez. [Byle bir ey beklemek] Ka
pitalizmin vadettii hedefe slami metodla da ulalabilecei gibi bir
yanl anlamaya" dayanr (Dilipak, 1991a: 20). Dolaysyla ulusal

146

KMLKLER SYASET

kalknmac grten farkl olarak, slami gr Bat'yla olan yzle


mesini Batya yetime abas erevesinde deil, bir medeniyet soru
nu olarak ele alr. slamc gr, anti-emperyalist mcadeledeki baa
ry ekonomik byme ve sanayileme ile len ulusal gelimecilik
ideolojisinin varsaymlarn tersine evirir: "Ne pahasna olursa olsun
sanayileme gerekletirilmelidir diye bir yol tutturmak, tartma g
trr hale gelmitir"; "slam lkeleri iin sorun, bir medeniyet kavga
sdr; sanayileme deildir" (Grdoan, 1991: 23: 31). Bat'y yakala
mak diye bir kayg yoktur; zaten bu savunulabilir bir ama da olamaz:
"Hibir uygarlk kendi silahlaryla tesirsiz hale getirilemez (Grdo
an, 1991: 31). stelik Bat bugn bir kmaza girmitir: "Batnn
toplam 200 yllk iktidar hsranla sona ermektedir. Bat siyasal plan
da akm retti: Faizm, Komnizm ve Kapitalizm. ...Faizm 25 yl
iinde, Sosyalizm 70 ylda bitti. Kapitalizm ise bitmek zere" (Dilipak, 1991a: 69).
slamclarn Bat'y ve kapitalizmi eletirme tarznn hem ulusu
hem de Marksist eletiriden farkl olduu aktr. Ulusal kalknmac
siyasetler ile onlar merulatran kuramlarn iki ana versiyonu vardr:
Bat yanls modernleme gr ve Bat kart bamllk gr.
Ama bunlarn her ikisi de ortak bir kayg tar; modernleme ve ba
mllk kuramlar, aralarndaki ztla ramen, ortak bir "gelimeci"
modeli paylarlar. kisinin de yantlamaya alt soru, Bat Avrupa
deneyiminin nasl yinelenebileceidir. Her iki kuram da ekonomik ve
teknolojik gelimenin koullaryla ilgilidir; attklar nokta ise, ge
lime deneyiminin, ilk gerekleme noktas olan Bat'dan dnyann
dier yerlerine yaylp yaylamayacadr. Modernleme kuram bu
soruya olumlu yant verirken, bamllk kuram olumsuz yant verir.
Bamllk kuramna gre Bat'nn zgn deneyimi baka yerlerde an
cak tam bamszlk koullarnda yinelenebilir. Btn bunlara kar
lk slamclk ise gelime paradigmasn tmden reddederek soruyu
gndemden kaldrr.
Ulusal bamszlk yanllarnn anti-emperyalizmi, mutlaka kapi
talizm kartlndan kaynaklanmaz; tersine, emperyalizmin kapita
list geliimi engellediine olan inanlarndan kaynaklanr. Bu bakm
dan ulusu tavr Marksist grten ayrlr. Ama slamclarn kapita
lizm kartl da Marksistlerinkinden farkldr. Aslmda, bir din ola
rak slam olsun, bir siyasi ideoloji olarak slamclk olsun, zel ml
kiyete, giriimcilie ya da kr elde etmeye kar deildir (bu konuda

SLAMCI TOPLUMSAL KURAMLARDA POSTMODERNZM

147

ki tartma iin bkz. Tumer 1974,1984). Fakat slamclar, Bat mede


niyetinin zavall bir rn olarak grdkleri kapitalizme kar olduk
larn da belirtirler. Bu ikilemden k yolu, kapitalizmi bir serbest
rekabet sisteminden ziyade tekelci bir smr sistemi olarak tanmla
maktan geer (zel, 1993).
Bu dnceyi ortaya atan yazar onu Femand Braudel'e borlu ol
duunu sylemektedir: "Kapitalizm ile piyasa ekonomisinin zde
deil, tam aksine iki amansz dman olduklarn ondan rendim....
Kapitalizm rekabeti boan bir sistemdi ve hep yle olmutu. ...Kk
insanlarn, zgrln alan olan piyasa, tekellerin basks altndayd
ve tekeller glerini (kapitalistlerin zek ve hilelerinin yan sra) do
rudan doruya devletten alyorlard" (zel, 1993: 7). Yazar unlar
ekler: "Piyasa ekonomisinin belkemii rekabettir; kapitalizm ise var
ln rekabeti mmkn olduu kadar ortadan kaldrmaya borlu
(1993: 18). Dolaysyla, diye srdrr, "sosyal sistemler arasndaki
temel tarihsel kartlk kapitalizm ile sosyalizm arasnda deildir;
nk her ikisi de tekelcidir. ...Gerek kartlk, piyasada serbestlik
ile tekelcilik arasndadr" (1993: 19). slamc yazar, Immanuel Wallersteinn Braudel yorumuna (Wallerstein, 1986, 1991) atf yaparak
unlar syler: "Braudel'in piyasasnn lehinde olmak, eitliki bir
dnyadan yana olmaktr. Hrriyet ve kardelik iin mcadele etmek
demektir" (zel, 1993: 8-9). Bunu u sonuca balar: '^allersteinn
belirttii gibi, eer tekeller ancak devlet destei ile var olabiliyorlarsa, o halde iktisadi, siyasi, kltrel her eit eitsizlie kar mcade
le aslnda tek ve ayn mcadeledir" (1993: 20).
Braudel ve Wallersteinn tezlerini bu lde benimsemenin ardn
daki kritik nokta, piyasann "kk giriimci" ile ve "zgrlk ve eit
lik" ile bir tutulmasdr. Ayn yanl gr, slamc siyasal partinin,
eitliki bir kk burjuva cenneti ve bireysel giriimcilerden olu
mu topik bir toplum olarak tanmlanabilecek "adil ekonomik d
zen" nerisinde de karmza kmaktadr. imdi greceimiz gibi, s
lamclarn sivil toplumu desteklemek adna "modem devleti" eletir
melerinde de yine ayn dnce, yani bireyin baskc devlete kar ko
runmas dncesi vardr.

148

KMLKLER SYASET

Modern Devletin slamc Eletirisi

slamc yazar Ali Bulam kaleme ald Modern Ulus-Devlet balk


l kitabn konusu, yazarn kendi kelimeleriyle, "insanolunun tarihte
tank olduu en ceberrut devlettir; gemite hibir monari, saltanat
veya despotizm insan hayatnn her alanna ve bu kadar derinlemesi
ne nfuz edebilmi deildi" (Bula, 1995: 58). Modem devlet hayatn
her alanna mdahale eder: "Ekonomiden iletiime, hukuktan sala,
eitimden bilgiye, spordan sanata, cinsellikten beslenme, giyinme ve
oturma dzenine kadar modem devletin denetim d brakt alan
yoktur" (s. 57). Modem devlet insanlar tecrit edilmi bireyler haline
evirmitir, onlara ve ait olduklar toplumsal grup ve cemaatlere hi
bir zerklik veya zgrlk alan brakmamtr. Farkl kimlikleri, et
nik ve dini topluluklar ayn at altnda bar iinde yaatmay da becerememitir (s. 8). Bula'a gre bunun nedeni insanlar standartla
maya zorlayan ulusu uygulamalardr. Ulusuluk, olmayan bir ulusun
varedilmesi ideolojisidir. Bireyleri ve yerel zerk cemaatleri tektipliliin potasna atar (s. 54-5). Modem devlet iktidar, kanunu, eitimi
ve kltr tek bir merkezde toplar ve tektip bir toplum yaratmaya a
lr (s. 43-8). Sonu itibariyle modem ulus-devlet totaliterdir.
Bula, eserlerinde, btn deerlendirmelerini devlet ile sivil top
lum arasndaki kartlk eksenine oturtur (bkz. Bula 1993: 34-42).
Uluslar ve ulusuluk ama girdiimize dair yaygn bir inancn oldu
una iaret edip, bu yanl inanca ramen aslnda ulus-devlet ann
sonuna geldiimizi ne srer (Bula, 1995: 63). Bula, kritik bir pa
sajda, modem ulus-devletin karsndaki zorlu ittifak yle tanmlar:
"Kanmca, illzyonik bir ilerleme inancyla tarihin ana amac eklin
de tanmlanan modem devlete (1) yeni kimlik arayna giren birey,
(2) kendine zg zerk alan talebinde bulunan sivil toplum, (3) modemite ile kendini ayrtran din itirazlar yneltiyor" (1995: 167).
Birey konusunda, Bula baka bir yerde unlar syler: Modem
demokrasilerde ilke olarak bireyin haklar devlet tarafndan koruma
altna alnmtr, ama bu sadece devlet gcnn bireyin aleyhine art
mas yoluyla mmkn olmutur. Bylece, devlet bireyin baml ol
duu yegne g durumuna gelmitir. Sonu olarak, aile ve cemaat
gibi dier toplumsal gruplardan tecrit edilmi birey, devlet karsnda
tamamen korumasz hale gelmitir. Bula, modem devletin bilim,

SLAMCI TOPLUMSAL KURAMLARDA POSTMODERNZM

149

teknoloji ve uzmanlam kurumlar sayesinde baskcln rafine et


me, hatta gizleme yeteneine sahip olduunu ekler. Dolaysyla, g
rnte en demokratik Bat devletleri bile baskcdr (Bula, 1993:
30-2).
Din konusuna gelince, Bula slamn modem devletle uyumaya
can belirtir; nk slam'a gre Allahn iradesi devlette deil m
mette tecelli eder (1995: 21-6). Bulaa gre "slam siyaset modelin
de, mmet devletten daha geni hak ve sorumluluklarla korunmu,
bylece birey gl klnmtr (1993: 31). Bula ayrca slamiyet ta
rihi boyunca sivil toplumun da ok iyi korunmu olduunu ne srer.
rnek olarak Osmanl mparatorluunda sivil toplumun eriat tara
fndan korunduunu belirtir. Bula'a gre bu durum 1839daki Tanzi
mat reformlar sonucunda eriatm gerilemeye balamasna kadar
srmtr. Bundan sonra nce Merutiyet, ardndan da Cumhuriyetin
kurulmasyla eriat tamamen ilga edilmitir. Bula, bu sreci, eriatn ortadan kaldrmas yoluyla, devletin sivil toplumu ele geirmesi
olarak anlatr (Bula, 1995: 278-9).
slamclar, ilgin bir ekilde, sivil toplum konusunda kendilerine
yanda olarak nl Marksist Antonio Gramsciyi gsterirler. Baka
bir slamc yazar, Abdurrahman Dilipak yle syler: "Gramsci, yle
sanyorum ki, slami bir yntem aray iinde, Marksist ve Hristiyan
dnya grne bal kalarak bir k yolu aramtr. ...Belki marksist bir ruhani idi. ...ok gariptir, Gramsci'de kltr, ekonomi ve ah
lak nemli dayanaktr. Bunlar Peygamberimizin insanln helaki
ne sebep olan tehlike ile ilgili uyars ile tam bir uyum iindedir.
Yani ahlakszlk, cahillik ve fakirlik.. (Dilipak, 1991a: 66). Gramscinin fikirlerine duyulan bu yaknlk, sadece Peygamberin toplumun
dayanak noktasna ilikin grleriyle tad yzeysel benzerlik
le snrl deildir. Daha temelde, Gramsci'nin "hegemonya" fikri s
lamdaki "tebli kavramnda karln bulmaktadr. Dilipak, kitab
boyunca, iktidara tepeden inmeye almak yerine aadan yukar
doru ulamak iin siyasal mcadeleyi tebli yoluyla, yani uzun va
dede gnlleri ve akllar kazanarak (Gramsci'nin deyimleriyle, ide
olojik hegemonya kurarak) yapmann nemini anlatr (Dilipak,
1991a). Gerekten, slamc siyasal hareketin ilk nce eitim kurumlannda bir yer edinip birka kuak profesyonel meslek sahipleri ve
entellektelleri kazandktan sonra darya doru yayld dikkate
alnrsa, bu stratejiyi baaryla uygulad sylenebilir. Ayn ekilde,

150

KMLKLER SYASET

slamc parti, siyasal almalarnda kendine zg yntemlerle ma


halleleri kap kap dolap semenlerle yz yze konuarak onlan ka
zanmaya almtr.
Devlet ile sivil toplumun bu ekilde bir kartlk iinde ele alnma
s, slamc yazarlarn modem demokrasiyi eletirip onun yerine okhukuklu bir dzen nermelerinin de erevesini oluturur. slamcla
ra gre, modem demokratik dzenin tek kusuru sivil toplumu devle
tin egemenlii altna sokmas deildir, demokraside bir de ounluk
mutlakiyeti vardr. Bu dzende aznln haklar komnamaz, nk
ounluun kararlan evrensel olarak geerli saylr. slamclar, birey
lere kendi inanlaryla uyuan bir hukuk dzeni altnda yaama z
grl veren bu ok-hukuklu dzende sivil toplumun devlete, azn
ln da ounlua kar zerk hale geleceini sylerler (Bula, 1993:
43-53; zel, 1991: 72-4). Bu bak asndan, modem devlet brok
ratik ve hiyerarik bir ulusal egemenlik dzeni olutururken, Hz. Peygamber'in Medine'deki ynetimi srasnda da uygulad belirtilen s
lami devlet modeli ise bir "inanlar konfederasyonu" zerine kurulu
dur (Dilipak, 1991a: 18; Bula, 1993: 167-80, 1995: 265-9).
Benzer temalar, modem brokrasinin Weberci eletirisinden ve si
vil toplumun siyaset kart ideolojilerce yceltilmesinden esinlenen
postmodem literatrde de vardr. slamc yazar Dilipak u gzlemi
yapar: "Bugn Bat, demokrasi aray iinde, multikltr tezi ile as
lnda belki de slam'n 1400 yl nceki ilahi gereini yakalamaya a
lyor. ...slam, Medine'de ilk kez multikltr, farkl inantan insan
larn bar iinde bir arada, zgr ve mutlu bir biimde yaamasnn
teminat olan bir hukuk belgesi ortaya koydu" (1991b: 170). Gerek
ten de bu slamc argmana benzer fikirler modem devletin niter ya
psn sorgulayan Batl siyaset bilimi literatrnde de bulunabilir.
Anahtar kavranlan "farkllk", "oulculuk" ve "grecelik" (bkz.
Philips, 1993) olan bu literatr, William Connollynin (1991) "tart
mac demokrasi" ve Paul Hirst'n (1994) "topluluklar demokrasisi"
gibi nerilerini de iinde barndrr.
Tabii ki burada Batl toplum kuramclannn slamc dnrler
den bir takm fikirler aldklar veya onlara fikirler verdiklerini kaste
diyor deilim. Hatta biraz nce deindiimiz, kapitalizm ile piyasa
sistemi arasnda bir kartlk olduu fikri iin Batl bir sosyal kuram
cya atf yapan slamc yazar rneinde bile, fikirlerin birbirlerinden
bamsz olarak gelitirildikleri aktr. Buradaki gzlemimiz baka

SLAMCI TOPLUMSAL KURAMLARDA POSTMODERNZM

151

bir eydir: Grnen odur ki son zamanlarda lkemizde poplerleen


slamc dnce ile Bat kaynakl postmodernizm, tek bir kresel ak
mn paralel ama farkl iki tezahrdr. Aada, modemizmin yarat
t sorunlara kar benzer duyarllklarn rn olan slamc ve post
modem dnce akmlarnn kimi yorum ve nermelerinin de yine
benzer zaaflar tadn gstereceiz.

AAodernizme Kar slamclk ve Postmodernizm

Baz yorumcularn slamclk ve postmodernizm arasnda bir eliki


olduu grne karlk (bkz. Ahmed 1992; Gellner 1992), postmo
demist bir dnr olan Michel Foucault'nun ran devrimini "zama
nmzn ilk postmodem devrimi" diye heyecanla karlad bilin
mektedir (Mirsepassi-Ashtiani, 1994: 51). Daha nce grdmz
gibi, gelime kavram konusundaki slamc yazlar, son zamanlarda
Batdaki toplum kuramnda filizlenmeye balayan "gelime-sonras"
literatrle paralellikler tar. Bu literatrde de "gelime" kavram an
cak modemite, akl ve rasyonalite balamnda varolan ve antropolo
jik gzle bakldnda "egzotik" olarak deerlendirilebilecek, Batya
zg bir kavramdr. slamclar, smrgecilik andan bu yana Avru
palIlarn kendi kltr, toplumsal kurum ve siyasal sistemlerini uygar
lk, gelime ve modernleme ad altnda dnyann dier yerlerine ih
ra etmekte olduklarndan yaknrlar (Bula, 1995: 95). Ayn gr,
gnmzde Bat niversitelerinde revata olan "smrgecilik-sonras almalar" (post-colonial studies) alannn da zn oluturur. s
lamclar, "ulusuluk" yoluyla Bat egemenliinin arka kapdan sokul
duuna iaret ederler (zel, 1992: 83). "Smrgecilik-sonras" eko
lndeki yazarlar da benzer deerlendirmeler yaparlar.
Escobar (1992: 27), gelime paradigmasn reddederek alternatif
yollar arayan ve saylar gnden gne artan yazarlarn bir takm ortak
zellikleri olduunu syler: "Yerleik bilimsel bilgiye kar eletirel
bir duru; yerel zerklie, kltre ve bilgiye ynelik bir ilgi; ve o
ulcu yerel hareketlerin savunuculuu." Trkiyedeki slamc yazar
larn bu tanma ok iyi uyduklar kolaylkla grlebilir. slamclar gi
bi postmodemistler de devletilik kartdrlar, nk devletin merke
ziyeti eilimlerini modemitenin doal bir sonucu olarak grrler
(Aronowitz, 1992: 256). Postmodemistler (ve dier "sivil toplum"

152

KMLKLER SYASET

yandalan), toplumu tektiplie zorladn dndkleri devletin g


cn snrlamak ve birok farkl kimliin serpilmesine olanak sala
mak isterler. Postmodem devlet-kartl eilimi, slamc sylemde
de aynen vardr: "En iyi devlet, varln en az hissettiren devlettir"
(Dilipak, 1991a: 84).
Postmodemist sylemin kayna, "yeni toplumsal hareketler ol
mutur (Seidman, 1991b: 183). slamclk, "yeni toplumsal hareket
ler iin yaplan u tanma uyar: Bu hareketler, sava sonras dne
min mdahaleci veya refah salayc devletinin vesayeti altnda ser
maye ile emek arasnda vanlan anlamann kapsamad konular ze
rine younlarlar; daha nceki toplumsal atmalarda n planda ol
mayan yerlerde ve toplumsal katmanlar arasnda (niversiteler, kent
mahalleleri) rgtlenirler; ve bir 'analitik zerklik' tarlar, yani top
lumsal sorunlarm ve gerekli grdkleri reformlann analizlerini snf
analizinin geleneksel kategorilerinin dna karak yaparlar" (Hannigan, 1990: 247). Dikkatlerini emek-sermaye kartlndan uzak ko
nulara kaydran postmodem toplumsal hareketler, ele aldklar baz
sorunlarm kaynan oluturduu halde bir sosyo-ekonomik sistem
olarak kapitalizmi sorgulamazlar. Bylece, ya toplumsal yap ve snf
atmasyla ilgili konulan tamamen yok sayarlar ya da zellikle s
nf kavramnn nemini azaltan ve kapitalizm d seenekler aramak
la ilgilenmeyen bir toplumsal kuram oluturmaya alrlar (rnein,
bkz. Laclau ve Mouffe, 1985). Aronowitz'in belirttii gibi, "postmo
demist sylemin ou modemizmin mitlerini ykmaya ynelirken,
kendi eklektik ve eitli faaliyetlerini gelitirebilecei en iyi ortam
olarak moderniteye dokunmaz" (1992: 253). Bu sylemde "kimlik"
ve "otantiklik", "isizlik" ve "smr"den daha nemlidir. Ayn ey
slamc sylem iin de geerlidir. slamclar Batl bir kavram olarak
"kapitalizme" saldnrlar, ama ona alternatif bir sosyo-ekonomik mo
del sunmakta baarsz kalrlar. Son tahlilde devlet gcyle balantlandrdklan tekelcilie kar kmalanna ramen, kapitalizmin ilke
lerini desteklerler. Modemizmin sorunlarn, tpk nerdikleri zm
lerde de olduu gibi, kltrel bir dzlemde alglarlar. slamclar, ya
banclama ile bir tuttuklar modemizmi reddedip "sahicilie (otantiklie) ulamay amalarlar (zel, 1992). ster slamclar ister "kim
likler siyaseti"nin dier yandalan olsun, "otantiklik" kavramn kul
lananlar, bir insann doasnda, onun rk, cinsiyeti veya nc
Dnya'l olmas gibi gze arpan zelliklerinden kaynaklanan, asli

SLAMCI TOPLUMSAL KURAMLARDA POSTMODERNZM

153

bir karakter olduunu varsayarlar. Yani, kltrlerin tarihsel koullara


bal olduunu gz ard ederler.
Kimlik siyaseti postmodemizmle yakmdan ilintilidir. Birok ya
zar tarafndan da belirtildii gibi, postmodernizm sadece varolan g
eitsizliklerini knamann tesinde bir neri getirmemekle kalmaz,
ayn zamanda zgrletirici toplumsal projelerin uygulanma olasl
n da yadsr (Harvey, 1989; Callinicos, 1990; Antonio, 1991; Aronowitz, 1992; Rosenau, 1992). Bu mantn ima ettii sonu, ar bi
reyciliktir: Herkes kendi iin ve kendi bana varolur. Bu durum ise,
postmodemist dncenin amalar arasmda yer almad sylense
de, kimlie dayal siyasetlerin oalmasna yol aar. Postmodernizm,
kimlikleri akkan ve srekli deien kategoriler olarak sunar; ama
eer bu kadar belirsiz ve kaygan temeller anlaml birlikteliklerin olu
masn veya istikrarl bir toplulua ait olma duygusunun gelimesini
engellerse, o zaman geriye sadece sabit kimlikler kalr. Snflar veya
maddi koullar stne temellenmi baka kar gruplar gibi toplum
sal birlikteliklerin yokluunda, biyolojik bir takm zellikler her tr
l toplu hareketin temeli haline gelebilirler. Bunun nedeni aktr:
Toplu kimlik kayna olarak biyolojik zellikler hem en az akkan
lk dzeyindedirler (nk deimezler) hem de en inandrc olan
drlar (nk ou zaman gzle grlebilirler).
Gerek slamc gerekse postmodemist yazlarda, merkeziyeti ve
baskc devlet temas ilenirken, devlet gcnn snfsal temellerinin
ihmal edilmesi devletin bamsz bir aktrm gibi ele alnmasna ne
den olur ve bu baskc devletin kimlerin karlarna hizmet ediyor ola
bilecei sorusu hibir zaman sorulmaz. Bu ihmal baka sorunlara da
yol aar. rnein kltre verdii nemden dolay, kresel kapitaliz
min kumcu niteliini yok sayan "smrgecilik-sonras" literatre z
g dnce tarz, dnyadaki bu kadar ok etnosantrizmin, ben-merkezciliin arasndan nasl olup da zellikle Avrupa-merkezci anlat
nn modem tarihe egemen olduunu ve "kendini o tarihin evrensel
amac ve son [dura]" olarak tanmlayabildiim aklayamaz (Dirlik,
1994: 346-7).
ok nemli konular ele almalarna ve yeni bak alan sunmalanna ramen, ne postmodemist toplumsal hareketler ne de slamc ku
ramclar bu nemli konulann neden tarihin bu noktasnda nmze
geldiini doyurucu bir ekilde aklayabilirler. Dier bir deyile, tarih-d perspektifleri yznden, kendi ortaya k nedenlerini, bu

154

KMLKLER SYASET

nun tarihsel zglln aklayamazlar. Eer ulus-devletler her za


man eitlilii yok etmeyi ve tektiplii kurmay amaladlarsa, neden
Bula'n da (1995: 14) gzlemledii gibi etnik savalar son zamanlar
da daha sklkla patlak vermitir? Ayn ekilde, eer ulus-devletler es
kiden beri merkeziyeti ve brokratiktilerse, "sivil toplum"un zeklii neden gnmzde ok nemli bir hedef olarak grlmektedir? Ay
n konular dile getiren ve ulus-devlete benzer itirazlar ynelten eit
li toplumsal hareketlerin bu belirli tarihsel balamda ayn zamanda
ortaya km olmas bir tesadf olamaz. Bu hareketlerin ortaya k
nn kendisi bir tarihsel balamn iaretidir. Dolaysyla, bu tarihsel
balamn gstergeleri olarak, sz konusu hareketlerin kendileri hak
knda sylediklerinin dnda bir aklamaya ihtiya vardr.
Bat'daki postmodemist dnce Trkiyedeki slamclar arasnda
hararetle tartlan bir konudur. slamc cephede, Bula da dahil ol
mak zere, baz yazarlarn postmodem dnceye doru fazlaca bir
kay yaptklar kaygs vardr. zellikle Mustafa Armaan (1995),
postmodemist dncenin slamclara ekici gelen yanlarm sralar
ve buradaki tuzaklara dikkat eker. Armaana gre (1995: 35-6),
postmodernizm slamclara u nedenlerle ekici gelmektedir: 1) mo
demizmin amazlarn ve yetersizliklerini gsterir, 2) tkenmi olan
modemizmin yerine balayan alternatif araylar, slam'n gndeme
getirilmesi iin bir frsat olarak alglanr, 3) modemizmin sekler tektipliinin reddedilmesi, slamclarn nerdii gelenek ve din unsurla
rndan yararlanmann nn aar, 4) postmodemistler eitlilii ve
deerlerin okluunu nemserler, 5) byk anlatlarn sonunun geldi
inin ilan edilmesi, Mslman aydnlarn sosyalizm, pozitivizm ve
Danvinizm gibi modem izmlere kar olan mcadelesinde ellerini
kuvvetlendirir.
Fakat Armaan postmodemizmin aslnda modemizmin bir uzan
ts ve devam olduunu ekler. ok ilgin bir analizle, postmodemizmi yeni bir seklerleme devresi olarak niteler. Bu argmann, mo
demizmin merkezine bireycilii koyarak ina eder (1995: 37-43). Armaan'a gre, seklerliin znde, znenin kendisine dardan daya
tlan her trl dzeni reddetmesi vardr. Modemist sylemde akl din
ile dorudan atmaya girer ve onun yerini almak ister. Ama modernite bunu yaparken gelenekten tamamen kopamaz ve gelenein "monistik" zelliini devralr. te bu durum onu postmodemist eletirile
rin hedefi haline getirir. Postmodernizm, modemizmde sakl kalan

SLAMCI TOPLUMSAL KURAMLARDA POSTMODERNZM

155

gelenek unsurlarn reddeder: "postmodem dncenin gereklii


'oyunlatrmas', mutlak bir referans noktasnn olmadm syleme
si, oul bir hakikat anlayn savunmas, meta-anlatlann lm
ilamlarm vermesi, modernliin, gelenein dnce yapsn devam
ettirdii yolundaki bir sulamadan" ileri gelir (1995: 41-2). Armaan
bunu "ikinci seklarizasyon" olarak tanmlar. Seklerlemenin modemizm tarafndan gerekletirilen birinci devresinde, zne akl yo
luyla kendi dndaki dnyay (toplumu, devleti, doay, sanat, dini,
vb.) yeniden yaratmt. Seklerlemenin bu ikinci devresinde ise, z
ne yine kendi dncesiyle kurmu olduu d dnya zerinde yeni
den dnmeye balamtr. Armaan'a gre, "Modem yazarlar, seklerlemi de olsa, geleneksel biim-muhteva ayrmn srdryorlar
d. Postmodemler ise byle bir ayrm srdrmek bir yana, biimin
ierii tayin ettii, slubun yazy kurduu ve retoriin kendi bana
bir varlk olduu dncesindedirler" (s. 43). Dolaysyla postmoder
nizm, dini oyuncaa eviren ticari bir putperestliktir ve bu nedenle de
slam'n mttefiki olamaz.
Sonu

slamc yazar Bulaa gre, "Dnya, ...btn sorunlarn Batl para


digma iinde zmlenebilecei yolundaki yaygn kannn geerlili
i ve doruluu konusunda ilk defa ciddi bir kukuya dt" (1991:
246). Bu, Lyotard'm (1984) "postmodem durum" adn verdii eydir.
Burada, slamcln son zamanlardaki ykseliinin bu durumun bir
paras olduunu ne sryoruz.
slamclar, merkeziyeti ekonomik ve siyasal rgtlenme mode
linden dolay modem devlete kar karlar. Bu, "sivil toplumu" savu
nan dier ada hareketlerin gsterdii muhalefete paralel bir ei
limdir. Gemite, modem devletin topluma ilerleme ve refah getire
cei varsaylrd. O devlete bal olan topluluun birlikteliini temsil
eden "ulus", toplumsal kimliin birincil kayna konumundayd. Oy
sa artk kreselleme nedeniyle devlete olan gven kmtr ve ulu
sal birlik fikri ekici olmaktan kmtr. Bunlarn yerine, alternatif
topluluk ve kimlik araylar balamtr. slamcln, zaten bir doktriner sisteme sahip olmann verdii avantajdan da yararlanarak, bu
koullar altnda nemli bir yol katettii sylenebilir.
Ayrca ulus-devletin, nc Dnya lkelerine ya smrgecilik

156

KMLKLER SYASET

ya da taklit yoluyla tepeden indirilmi bir model olarak geldii dikka


te alnrsa, nc Dnya ulusuluunun kendi iinde bir eliki ba
rndrd grlebilir: Bir yandan evrensel olduu sylenen bir mode
li (yani modem ulus-devleti) Batdan dn alma arzusunu, ama bir
yandan da kendi ulusal oluumunu dierlerinden ayrmaya yarayan
otantik bir kimlik iddiasn tar. Modernizm kabullerinin iine dt
kriz, slamcln (veya yerlilii stn tutan dier kimlik hareket
lerinin) ykselmesine olanak vermitir. Ama bu kukusuz slamcl
n sorunsuz bir kimlik tr olduu anlamna gelmez. Nasl ki n
c Dnya ulusuluu Bat emperyalizminin evrenselci iddialarn
ciddiye alr ve bunun baz yerel kklere sahip olduunu fark etmez
se, slamclk da bunun tam tersini yaparak Bat'nn tamamen kendi
ne zg olma iddialarn ciddiye alr. Dier bir deyile, eer Avrupamerkezcilik Bat'nn kendi dar grl kltrclnn bir ifadesiy
se, slamclk da slami dar grl kltrcln bir ifadesidir. s
lamcln Bat kltrne verdii cevap, slami kltrn zglln
ne srmektir. Bu mantk oryantalizmin temel varsaymlarn yeniden
retir - tek farkla ki slamclk, slamiyetin stnln iddia eder.
Eer bu tespitler doru ise, bundan birtakm sonular kar. Birin
cisi, slamclk konusundaki allm gr yanltr. Bu gre gre,
slamclk modemite ncesi bir ideolojisidir; sanayileme ve kentle
meyle ortadan kalkacak bir kalntdr. Ama grlyor ki sanayileme
nin ve Bat'ya yetime kavramnn slamc eletirisi, slamcln geliememiliin bir sonucu olduu ve gelimeyle birlikte ortadan kal
kaca yolundaki yorumu geersiz klmaktadr. stelik, bu allm
yorumun modemlemeci bir zm ima ediyor olmas, tam da s
lamclarn eletirisini hakl karan bir noktadr. rnein Bula, fark
l ekonomik gelimilik dzeylerinde olsalar bile, hem Amerika Bir
leik Devletleri'nin hem de Trkiye'nin teknokrat ve brokratlar tara
fndan ynetilen ayn modem dnyann birer paras olduklarn ve
benzer sorunlara maruz kaldklarn hatrlatr (1991: 29-31).
kincisi, geleneksel yorumda slamclk modemite ncesine denk
dt iin, slamcln postmodernizm ile sahip olduu ortak zel
likler sadece ikisinin de modemizme kar olmasndan kaynaklanyor
gibi gzkebilir. Ama buradaki deerlendirmeler, slamclk ile post
modemizmin ortak bir dmandan fazlasn paylatklarn gster
mektedir. Modemist kabuller zerine ina edilen ideolojilerin krizi,
btn dnyada postmodemist kimlik siyasetlerinin ortaya kmasna

SLAMCI TOPLUMSAL KURAMLARDA POSTMODERNZM

157

neden olmutur. Ancak postmodernizm, modemizme gl bir eleti


ri yneltse de, ierdii inanszlk ve nihilizm dolaysyla, alternatif
bir toplumsal ve siyasal proje oluturmaz. Oysa slamclk, postmo
demist eletiriyle nemli temalar paylamakla kalmaz, ayn zaman
da ulusuluun ve modemizmin kmazlarn gstermenin tesine
geerek alternatif bir ideoloji nerir. Bunun slamcl zellikle etki
li kld sylenebilir.
Son olarak, karlatrmal erevede yaplan bir slamclk al
mas, bize Bat'daki postmodernizm hakknda da baz eyler retir.
slamcl postmodemist bir kimlik siyaseti olarak ele almak, onu
Batl entellektele bir ayna olarak tutmak anlamna gelir. Bylece,
postmodernizm ve kimlik siyasetleri iindeki baz "kktenci eilim
ler daha iyi grlebilir. Karlatrmal bir ereve hem son zamanlar
da Batya ynelmi anlalmaz bir tehdit olarak grlen slamcln
kaynaklarn, hem de Bat'da son zamanlarda yaygnlam olan post
modemist ilkelere dayal kimlik siyasetlerinin kaynaklarn ve snr
larn aydnlatmamza yardmc olur.
Bu tr bir karlatrmann kuramsal temeli partiklarizmi aka
reddeder ve ada slamcln hem felsefi ilkelerinin hem de tarih
sel kkenlerinin evrensel kavramlar ve analitik erevelerle anlala
bileceine ngrr. Bylece, Bat dnce dnyasnda bazlarnn
akl ermez (veya egzotik) diye niteledikleri slamclk, anlalmaz bir
olgu olmaktan kar. Ayn mant srdrrsek, evrensel kavramlar
kullanarak, slamclk ile Bat postmodemizminin yine evrensel s
relerin paralel sonulan olduunu gstermeye almak, postmodernizmin evrenselliin geersiz olduu grn daha batan reddet
meyi gerektirir. O halde karlatrmal bak, toplumsal deneyimle
rin her halkrda zgl ve benzemez olduu yolundaki postmodemist
varsaymn yanlln gstermeye de yarayacaktr.

9
ok-Kltrcle Kar Liberalizm:
oulculuk ve Demokrasi Konusunda
slamc Grler

Baka yerlerde olduu gibi Trkiye'de de, 1980'lerden balayarak


ykselen slamc hareketin demokrasi asndan bir tehdit mi olutur
duu yoksa tam tersine oulcu bir "sivil toplum"un gelimesi yoluy
la demokratik gelimeye katkda m bulunduu konusunda bir tart
ma srmektedir. Bu konuda slamc hareketlerin kendi tavrlar genel
likle ikircikli olmutur. slamclar bir yandan liberal demokrasinin
kltrel olarak Batya zg bir model olduunu sylemilerdir. ste
lik bu grlerinde yalnz da deildirler (rnein bkz. Parekh, 1992;
Kalberg, 1993). Ama te yandan, slamc hareketler artan meruiyet
iddialarn dnyann drt bir yannda kazandklar seim sonularna
dayandrmaktadrlar. Dolaysyla slamclar bir yandan demokrasiye
eletiriler yneltirken, dier yandan da st ak ya da kapal bir e
kilde demokratik deerlerin neminden sz ederler (Kramer, 1993).
Bu tavr onlar paradoksal bir konumda brakr: slamclar Bat usul
hkmet biimlerine kar olduklarn syleyip slami alternatifler
gelitirme aray iinde olurken, grlerini genellikle Bat kaynakl
olarak bilinen "evrensel" deer ve ilkelere atf yaparak savunurlar. Bu
durum Trkiye'deki slamclar iin de geerlidir.
1990'l yllarn balarnda Trkiye'deki slamc yazarlar, liberal
demokrasiye bir alternatif gelitirmeye altlar. Bu alternatifin, a
da toplumun en nemli sorunlarndan biri olan "ok-kltrllk" so
rununa da zm getireceini ne srdler. Modem devletin btnlk yapsn eletiren bu yazarlarn nerdikleri ok-hukuklu dze
ne gre, ayn toplum iindeki her bir topluluk kendi inanlar ere
vesinde ynetilebilecek, toplumdaki her birey de kendi inanlarna
uygun hukukun egemen olduu toplulukta yaama hakkna sahip ola
cakt. Bu neri, Refah Partisi'nin 1993 ylndaki kongresinde parti g

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

159

r olarak benimsendi ve izleyen yllarda da anayasa deiiklii


nerisi haline getirilerek savunuldu.
Buna karlk, daha yakn zamanlarda, Trkiye'deki slamc d
nce hem felsefi hem de siyasal adan liberal demokrasi ile uzla
maya doru admlar att. Bylece, balangta Bat kkenli tartma
lardan yararlanarak Bat demokrasilerinin eletirisini hakl klmay
amalayan ikircikli yaklam, sonuta liberal demokrasinin slami bir
paradigma iine alnmasyla son buldu. Ayn ey siyasal parti syle
minde de oldu. Refah Partisi'nin kapatlmasndan sonra ortaya kan
partiler, amalarn insan haklan ve liberal demokrasi temelinde ta
nmlamaya baladlar. slamclann demokrasi konusunda deien ta
vrlarnn eletirel bir gzle incelenmesi, modem devlete ynelik s
lamc muhalefette siyasal zgrlkler yanls bir sylem bulmaya a
lan baz grlerin deerlendirilmesine de yarayacaktr.

"nanlar Konfederasyonu": oulculuk mu Demokrasi mi?

Trkiye'de slamc yazarlar genellikle demokrasiye kar kma ko


nusunda ak szl olmulardr. Bu durum zellikle 1990lann ban
da siyasal slamcln ykseli dneminde geerliydi. O dnemde
egemen olan slamc gre gre demokrasi, Allahn hkimiyeti d
ncesine kar kan Batl bir sistemdi. rnein, konuyu daha genel
olarak din ile modemitenin kartl balamnda ele alan Ali Bula'a
gre (1992a: 24), demokrasinin varsaymlarn aamayan herhangi
bir dinsel hareket kanlmaz olarak modemiteyle uzlama tuzana
decektir. Oysa slamc hareketler genel olarak Allah ve dini redde
den bir toplumsal dzenin kabul edilemez olduu konusunda gr
birlii iindedirler (s. 25). smet zelin ifadesiyle (1992: 89), "ku
ku yok ki biz bir slam toplumu, Kuran ve Snnet'in yegne otorite
kabul edildii bir toplum iin elimizden geleni yapmaya ynelmiiz.
O dnemde demokrasiye kar ne srlen alternatif, ok-hukuklu toplum modeliydi. slamc gre gre, bu modelin temelinde, top
luluun devletten daha nemli olduu inanc yatar. Bu nedenle, o
unluun egemenlii anlamna gelen demokrasi rejimi yerine her
topluluun kendi kurallaryla yaayabilecei bir oulculuk rejimi
getirilmelidir. Bu dnceye gre, yasalar ve toplumsal kurallar din
ve kltrden bamsz olamayaca iin, ok-dinli ve ok-kltrl bir

160

KMLKLER SYASET

toplum ayn zamanda ok-hukuklu olmaldr. Byle bir toplumda


devlet her topluluun zerkliini korumakla ykml olacak, her bir
topluluun yasalar ve treleri topluluun kendi yeleri iin balay
c olacaktr. slamclara gre bir "inanlar konfederasyonu olan bu
ok-hukuklu devlet modeli, Peygamber'in Medine'deki ynetimi sra
snda da uygulamaya konmutu. Farkl dinsel topluluklarn zerklik
lerini korumak ve i ilerini dzenlemek zere kendi aralarnda var
dklar bir szleme sonucunda, slamc yazarlarn ilk "slam Anaya
sas olarak andklar vesika ortaya kmt (Dilipak, 1991, 1993;
zel, 1991; Bula, 1993c, 1995).
Tarihsel kaynaklar, "Medine Vesikasnm Peygamber ve berabe
rindeki Mslmanlarn Medineli Yahudi ve putperestlerle birlikte ba
n iinde yaamaya karar verdikleri zaman imzalandn belirtirler.
Bu szleme, her dinsel ve putperest topluluun kendi kamu dzeni
ni, ban ve gvenliini ve i ilerindeki zerkliini koruyordu. Ancak
Yahudiler ile ilikilerin bozulmas sonucunda szlemeye son verildi.
Ondan sonra ne Peygamber ne de herhangi baka bir slami devlet bu
tr bir szlemeye girdi. Artk slami devletlerde Mslman olma
yanlar ancak ehl-i kitap (yani Musevi veya Hristiyan) iseler zimmi
statsnde yaayacaklard. slami bir devlette gayrimslimler Mslmanlara eit kabul edilmeyecekti (bkz. Hamidulllah, 1966: 118-34;
Hourani, 1991: 17-8; Ayubi, 1991: 6).
Bu tarihsel balam dikkate alndnda, gnmzn sorunlarna
zm bulmak iin Medine szlemesi modeline bavurulabilecei
ynndeki slamc iddiann ierdii ikircikli tutum, yani Batl fikir
lere kar kma eilimi ile, meruiyet kazanmak iin yine o fikirlere
atf yapma eilimi, aka grlebilir. Her eyden nce, Medine sz
lemesini bir "anayasa" olarak tanmlamak modem bir olguyu Pey
gamber zamanna gnderen bir anakronizmdir. stelik bu tanm s
lamc argman iin ciddi bir sorun da yaratmaktadr. Medine Vesika
s nerisinin ilk ortaya atlmasn takiben kaleme alman belki de en
derinlikli eletirilerden birinde belirtildii gibi, bu neride devlet ege
menlii iin birbirleriyle atan iki farkl meruiyet kayna ngrl
mektedir: ilahi vahy ve gnll szleme. Bu ikisi bir araya geldiin
de, birincisinin ar basmas kanlmazdr (nsel, 1992: 30; benzer
bir eletiri iin bkz. Ege, 1993: 38). Ayrca Peygamber dnemindeki
sorun herhalde "ok-kltrllk" sorunu deildi. Bu konunun mo
dem ulus-devletlerin deneyimlerinden kaynakland ve ulus ile dev

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

161

let arasnda tam bir rtme olduu (ya da ideal olarak olmas gerek
tii) iddiasna -k i bu iddia en iyimser yorumla yanl bir dnce, en
ktsyle ise bir soykrm projesidir- bir karlk olarak ortaya atld
bilinmektedir. Teritoryal egemenlii merulatrmaya yarayan bu
iddiaya kar meydan okumalar zellikle ulus-devletlerin zayflama
ya balad kreselleme anda ortaya km, bunun sonucunda
da ulus-devletler iinde oul kimlik talepleri ve dolaysyla ok-kltrllk tartmalar gndeme gelmitir.
ok-kltrllk kavramnn ierdii oulculuk bazen yanl bir
ekilde demokrasi olarak anlalr. Siyasal oulculuu savunanlar,
otoriter ulusulua alternatif olduu iin slamcl ho karlayarak,
slamcln ilerlemesinin "sivil toplum"un geliimine hizmet ettiini
ne srerler. Bu gr u tr bir akl yrtmeyi ierir: Demokrasi si
vil toplum kurumlannn gelimesine dayaldr; slam da halk kltr
nn nemli bir esidir; o halde slamc siyasal hareketin gelimesi
ni desteklemek, znde demokrasiyi ilerleten bir hareket olacaktr.
Devlet karsnda "sivil toplumu" ycelten literatre (eletirel deer
lendirmeler iin bkz. Seligman, 1992; Wood, 1995) benzer bir ekil
de, Trkiye balamnda da Kemalist modernleme projesinin otoriter
ynlerinin eletirisi, baz aratrmaclarn slamcl desteklemek ile
demokrasiyi desteklemeyi edeer grmeleri sonucuna yol amtr
(rnein bkz. Mardin, 1989, 1995; Gle, 1996a, 1996b).
Kreselleme balamnda ulus-devletin zayflamasyla ayn anda
ykselen ok-kltrc kimlikler siyasetinin postmodem bir kayg ol
duu sylenebilir. Trkiyede 1990'larn balarnda ortaya atlan s
lamc dnce ile ayn dnemde Bat'da yaygn olan postmodemist
dnce arasnda dikkat ekici benzerlikler olduunu yukarda gr
mtk. Bu benzerlikler demokrasiye bak konusunda da vardr. s
lamclk da postmodernizm de, modemizmin devletiliine karyd
lar. Hem slamc hem de postmodemist eletirinin hedefi modem
ulus-devletin niter ve merkeziyeti yapsyd. Refah devleti, kalkn
mac devlet ve devlet sosyalizmi gibi ideoloji ve uygulamalarn k
sonucunda, bu hedefe yaplan saldrlar kukusuz daha da meru
hale gelmilerdi. Batdaki siyaset ve toplum kuramlarna ilikin lite
ratrde ok-kltrllk ve farklla dayal grup haklar zerine sren
tartma bu dnemde zellikle younluk kazanmt (bkz. Gutmann,
1994; Goldberg, 1994; Hirst, 1994; Phillips, 1993; Kymlicka, 1995;
ayrca bkz. Aronowitz, 1992; Moghadam, 1993).

162

KMLKLER SYASET

Ayrca bir "kimlik siyaseti" olarak slamclk, modemizmin evren


selci ilkelerini reddeden ve tm dnya kltrlerini edeer kabul eden
postmodemist oulculuk tarafndan olumlu karlanmaya uygundu.
Sonuta slamclar her zerk topluluun kendi normlarna gre ynetildii oulcu bir siyasal model nerirken, postmodemistler de her
kltrel grubun kendine zg deerlere sahip olabilecei ok-kltrl
bir oulculuu savunmulardr. Postmodemist konum u argman
ierir: "Toplumsal failleri homojen ve btnsel birer varlk olarak ta
savvur edersek, bir bireyi etkileyen ok saydaki farkl tahakkm ili
kilerini nasl kavrayabiliriz?" (Mouffe, 1988:34; ayrca bkz. Laclau ve
Mouffe, 1985). Bu itiraz dorudur, ama hakl ile haksz ayrmnn ucu
da ak braklamaz. Eer bireyleri (toplumsal failleri) tanmlanabilir
toplumsal ilikiler temelinde var olan ve evrensel dzeyde geerli hak
ve ykmllkler tayan kiiler olarak tasavvur etmezsek, elimizde
bireylerin znel duygulan, sezgileri veya yorumlarndan te herhangi
bir kstas kalmaz. Buna verilen yant, postmodemist dncenin grecelikiliini ve partiklarizmini ok ak bir ekilde ifade eder: "Hak
l ile haksz ve meru ile meru olmayan arasnda bir aynm yapmak her
zaman mmkndr, ancak bu ayrm sadece veri olan bir gelenek er
evesinde ve bu gelenein salad standartlarn yardm ile yaplabi
lir; aslnda, tm geleneklerin dnda kalan ve evrensel bir yargya vardrabilecek bir bak as da zaten yoktur" (Mouffe, 1988: 37).
Bu yaklamn kkeni, Lyotard'n (1984: 66) "konsenss artk mo
das gemi ve kuku uyandnc bir deerdir," eklindeki aklama
snda bulunabilir. Lyotardn konumunu "demokratik oulculuk" ola
rak niteleyen postmodemist toplumsal kuramc Steven Seidman, un
lar syler: "Eer nesnel ve genel bir bak asndan vazgeersek, be
lirli (zgl) yaam biimlerini savunmak iin hangi normlara bavu
rabiliriz? Benim yantm, ksaca, bir bak as oluturmak iin, sade
ce ait olduumuz toplumun kltrel geleneklerini ve toplumsal te
amllerini esas alabileceimizdir. Her eyin stnde duran bir akl
kavramna yda evrensel olduu varsaylan bir etik bak asna da
yanmaya almak yerine, ahlaki tartmann yer ald toplumun ken
di kltrel gelenek ve uygulamalarnda sakl olan deerler, normlar ve
ideallere bavurarak belirli yaam biimlerini hakl klabiliriz" (Seid
man, 1991b: 189). Burada aka ilan edilen greceliki tavr, gelenek
adna, demokratik ve eitliki olmayanlar da dahil olmak zere her tr
ahlaki deeri kolayca merulatrabilir. Verili kltrel erevenin d

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

163

nda bir ahlaki bak as yoksa, herhangi bir otoriter gelenek veya
uygulamaya kar koyma olana bulunamaz. Ama bu durum, postmodemistlerin kendi "demokratik oulculuk" zlemlerine en byk
zaran verecektir. Seidman, kendi iinde yaad ve eitliki olduu
nu dnd geleneksel ortam erevesinde byle bir sonucu (zm
nen, ama byk bir rahatlk iinde) ihtimal d gryor olabilir; ama
kendisinin de sahip olduu "demokratik" beklentileri ekillendiren
ey, tam da yine kendisinin evrenselcilik diye beenmedii eitliki
deerlerdir. Seidman yle bir sonuca varr: "Postmodem ahlaki sy
lemde kanlmaz olarak gelinecek nokta, ne tr bir topluma sahip ol
duumuz ve ne tr bir toplum istediimiz konularnda yaplacak arg
manlarn nihai bavuru erevesinin, Rorty'nin dedii gibi, etnosantrik olacadr" (Seidman, 1991b: 190). Bu tr bir sonucun bizi otori
ter etnosantrizmlere kar tamamen savunmasz brakaca aktr.
slamclarn bir "inanlar konfederasyonu" kurmak iin yaptklar
neri deindiimiz bu tehlikenin bir rneini oluturur. Aada s
lamc kurama ilikin deerlendirmemizde, oulculuk ile demokrasi
arasnda kavramsal bir ayrm yapyoruz. Bu ayrm bize otoriter ei
limler tayan grup kimlikleri siyaseti ile eit haklarla donanml va
tandalk kavramna dayanan katlmc demokrasinin evrenselcilii
arasndaki ztl gsterecektir. Toplumu inan topluluklarna blp
her biri iin farkl bir hukuk dzeni kurmak, bu modeli savunanlarn
iddia ettii gibi kiilere istedikleri biimde yaama zgrl verme
yecek, tam tersine bu hakk ellerinden alacaktr; nk byle bir ya
pda kiiler bamsz bireyler olarak deil, trde topluluklarn yele
ri olarak kabul edileceklerdir. Bu modelde nerilen oulculuk anla
y her bir toplulua kendi kurallarn belirleme olana tanmakta,
ancak toplumun btn asndan bakldnda bu kendine zg ku
rallar hakknda genel bir mzakere olasl bulunmamaktadr. Gerek
slamclarn savunduu "Medine Szlemesi" modelinde, gerekse
postmodemistlerin grlerinde, grup haklarnn tannmas projesi ile
demokratik vatandaln temel ncl olan bireysel haklar arasnda
ki gerilimin zmsz kald grlebilir (bkz. Marshall, 1955; genel
bir tartma iin bkz. Benhabib, 1996). Dolaysyla slamc kuramn
aadaki eletirisi, daha genel olarak postmodemist kimlik ve okkltrclk siyaseti iin de geerli saylmaldr.
lahiyat eitimi de grm bir sosyolog olan Ali Bula, Medine
modeli ve daha genel olarak modernizm eletirisi zerine yazan s

164

KMLKLER SYASET

lamc dnrler arasnda hem kuramsal adan en sofistike hem de


grlerini en ak biimde ifade eden kii olarak kabul edilebilir.
Aadaki deerlendirmeler, arlkl olarak, onun Birikim dergisinin
eitli saylarnda yer alm bir dizi yazsyla, daha sonra yaymlan
m iki kitabna gndermede bulunuyor. Daha nce de belirtildii gi
bi, Bula'm almalarnda temel unsurlar aynntlandrlan Medine
modeline ilikin grler, dier slamc yazarlar ve Refah Partisi ta
rafndan da savunulmutur.
Bula'a gre Medine deneyiminden kartlabilecek en temel ku
rucu ilke, insanlar arasnda adaleti, gerek bar ve istikrar ve baka
larnn haklarna saygy hedefleyen ideal bir projenin, "farkl gruplar
(dinsel, hukuksal, felsefi, siyasal, vs.) arasnda bir szleme temelin
de ortaya kmas" gerektiidir (1992b: 108). Bula ayrca, Medine
szlemesinin Rousseau ve dier Aydnlanma dnrleri tarafndan
kuramlatnlm "toplumsal szleme" dncesinden sadece tarihsel
olarak daha nce gelmekle kalmadn, ayn zamanda Aydnlanmann
toplumsal szlemesi hipotetik bir varsaym iken Medine szlemesi
nin gerek bir deneyim olduunu ileri srer (1992b: 111, dipnot 27).
Ancak bu iki tip "toplumsal szleme" arasmda, Bula'm gz ard
ettii ok nemli bir fark vardr. Aydnlanma modeli, ortak bir yne
tim kurmak zere biraraya gelmi bamsz bireyler arasnda bir sz
leme yapldm varsayar. Kukusuz bu varsaym tarihsel bir yanl
samadr; nk insanlarn bir szleme yapabilmek iin her eyden
nce birer birey olarak bu siyasal ve hukuksal yetkiye sahip olmalar
gerekir. Ancak bu varsaym, dnemin (yani modernliin oluma d
neminin) bireyci varsaymlarn ifade etme ve aa karma bak
mndan anlamldr. Buna karlk Medine szlemesi modelinde ne
rilen ey bamsz bireylerin deil, zaten var olan yerleik topluluk
larn bir konfederasyon biiminde bir araya gelip ortak bir ynetim
kurmalardr. O halde Aydnlanma modelinde bireyin zgr ve szle
me yapma yetkisine sahip bir kii olduu varsaylrken, Medine mo
delinde szleme yetkisi topluluklara (daha dorusu, zmnen bu top
luluklarn sekinlerine) verilmektedir. Dier bir deyile, Medine mo
deli mevcut topluluklar iinde var olan hiyerarilerle ilgilenmez. Kl
trel kimliklerin tannmas, bireyler arasnda deil, topluluklar ara
sndaki eitlie atfta bulunmaktadr.
Aka grlebilir ki, nasl Aydnlanma varsaymlar kendi tarih
sel dneminin siyasal ve felsefi kayglarn dile getiriyorduysa, Me

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

165

dine deneyiminin yeniden kefedilmesi de kendi dneminin kaygla


rndan, yani "kltrel kimliklerin tannmas" ve "grup haklarnn sa
lanmas" gibi gncel konulardan kaynaklanmaktadr. Ancak oulcu
luu topluluk temelinde tanmak, yani haklar bireyler zerinden de
il de topluluklar zerinden tanmlamak ve bu yolla topluluk kimlik
lerini glendirmek, sadece bireylerin birey olarak haklarn yok say
makla kalmaz, dahas bu haklarn kolaylkla bastrlmasna da katk
da bulunur. Bireyi trde bir topluluun yesi olarak tanmlayp top
lulua zerklik hakk tanmak, topluluk hiyerarisinin baskc uygu
lamalar karsnda bireyi koruma yollarn kapatr.
Bula, temsili bir demokraside aznln haklarnn ounluk tara
fndan kolayca yok edilebileceini ne srer (benzer bir gr iin
bkz. Hirst, 1994: 28). Bu sorunun zm, "herkese ve her sosyal
gruba - her ne sayda olursa olsunlar, annda, yani hemen ve imdi kendi temsil alannda iktidar imknn vermek ve bunu temel bir ya
sa ile gvence altna almaktr... En genelde bunun mmkn yolu, her
bir sosyal bloka dini, hukuki ve kltrel zerklik hakk tanmaktan
geer. Bu oulcu ve katlmc bir modeldir" (Bula, 1992c: 61). Bu
model gerekten oulcu olabilir, ama bunu katlmc olarak nitele
mek olanakszdr.
Her eyden nce, herkese ve her sosyal gruba iktidar imkn ver
mek bireyci bir anari ile sonulanabilir. Bu postmodemizme de i
kin, hatta belki de postmodernizm tarafmdan olumlu karlanacak bir
sonutur. Ragp Ege'nin Bula'n makalesine ynelik yorumunda be
lirttii gibi, bu tarz bir dzenlemede, tanm gerei iki taraf arasnda
ki anlamazlklara nc bir tarafn mdahale yetkisi anlamna ge
len "hukuk" rejimi kurulamaz. Hukuk dzeninde hi kimse, kendi ki
isel tercihleri ve inanlar dorultusunda, istediimi yaparm, diye
mez (Ege, 1993: 35-7).
Bula, kuramsal olarak, hukuki ve kltrel zerklie sahip toplu
luklardan herhangi birisinin lek olarak tek bir birey dzeyine inme
olasl olduunu kabul eder; ancak u farkla ki, belki de kendi ata
erkil kabullerini aa vurur bir ekilde, birey dzeyine inmeden aile
dzeyinde kalr: "Topluluun ok kalabalk olmas gerekmez... hukuk
da ocuksuz kan ve kocay aile kabul eder. Bu ok atomik bir toplum
tanm da olsa, teorik olarak mmkndr" (Bula, 1993b: 54). Bu tes
piti izleyerek devam eder: "Her topluluk kendi tanmn kendisi yapa
cak ve ne ise o olacak. Her tanm bir kimlik beyandr. Kimlikler, di

166

KMLKLER SYASET

ni, etnik, sosyal, kltrel, felsefi vb. kriterleri temel alabilir. Bunlar
nemli deil; nemli olan, kendini tanmlam bir topluluun kendi
hukukunu deklare etmesi, standartlarn beyan etmesi. ...Burada ko
lektif gruplar esas gibi grnyorsa da gerekte esas olan bireyin ter
cihidir. nk dini ve sosyal grubu birey seer. Yine de kendi 'kafas
na gre' grup bulamayan srad bireyler olabilir. Bunlar szlemeye
katlamaz, ama onlarn doutan sahip olduklar temel haklar koru
nur" (Bula, 1993b: 56, dipnot 17).
Bu ifadeler bizi ikinci bir soruna getirmektedir. Hi kimse tek bo
yutlu bir kimlie sahip olmadna gre, insanlar farkl gruplar iin
de snflandrmak iin birden ok kstas kullanmak gerekir; ama o za
man kendilerine uygun bir grup bulamayan ok sayda "srad" birey
ortaya kabilir. Buna karlk, eer insanlar darda kalmamak iin
kendilerine bir grup seerlerse, o zaman da o kiiler tek bir boyuta in
dirgenmi ve bylece onlara sabit birer kimlik verilmi olacaktr. s
telik her sosyal grubun iinde o grubun yelerini birletiren o tek bo
yut dnda baka alardan farkllaan ok sayda birey de bulunaca
iin, her grup kendi iinde aznlklar da barndryor olacaktr. Oy
sa bu model tam da aznlk sorununu zme iddiasndadr. Fakat, eer
bizim Durkheimc bir varsaym ile her topluluk iinde tanm gerei
ortak duygularn var olduunu kabul etmemiz isteniyorsa, o zaman ta
bii ki bu sorunlarn hibirinin ortaya kmayacan dnebiliriz de
mektir. Ali Bula ile dier slamclarn nerdikleri dinsel kimlik teme
linde topluluklar oluturma giriiminin kabul ettii varsaym bu olsa
gerektir. Ne var ki bu varsaym sorunu zmez, sadece yok sayar.
Ayn sorunun postmodernizm iin de geerli olduunu daha nce
grmtk. Postmodemist felsefenin yol at siyaset biimi sonu
itibariyle "kimlikler siyaseti" ise, bu siyasetin bireyler iin anlaml ol
masnn tek yolu, kimliklerin kalc olarak tanmlanmasdr. Bu da is
ter istemez doutan gelen kimliklerin tek boyutlu olarak n plana
kmasna neden olur. slamc yorumlarn postmodemist tavrlarla rtme biimlerini gsteren bir dier nokta ise, Bulam yukarda ak
tardmz bir itiraza, yani nerdii siyasal modelde birbirleriyle at
an iki farkl siyasal meruiyet kayna (ilahi otorite ve kiisel tercih)
olduu yolundaki tespite verdii yantta bulunabilir. Bu yant sonu
suz ve totolojiktir: "Birok insan, bir ve tek olan Hakikatin nasl olur
da oulculua temel olabileceini soruyor... Hakikat tektir, fakat
kendini ifa ve ifade edi biimi tek de oktur .... Btn gereklik

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

167

lerde hakikat vardr, objelerde fenomenlerde, sylem ve kavramlarda


ikindir" (Bula, 1993a: 41). Yine Bula: "Nasl ki Hakikat, kendini
tekil bir varlk ve formda ifa etmiyorsa, dinler de tekil bir yorumda
ifade edilemez. Bundan dolay slami reti, kiiye kendini olduka
eitli biimlerde yorumlama imknn bir hak olarak tanmtr. Bu
hak genel 'itihad' kavram iinde kullanlabilir" (1993a: 43).
Bula bunu ok-hukuklu toplum nerisiyle ilikilendirir: "Hakikat'i ve Doru Bilgiyi hem hep arayacaz, bilgi elde etmeye ala
caz ve hem hibir zaman nihai bilginin elimizde olduundan emin
olmayacaz. Bu durumda, ...her bilgi merudur, her itihad izlenme
ye deerdir... Hayatn pratikleri, bilgi ve hukuk oulcu iken, siyase
tin tekil bir yap ngrmesi evrensel yasaya aykrdr" (Bula, 1993b:
51). Bu akl yrtme, sonuta postmodemizminkine ok benzeyen bir
Aydnlanma eletirisine varr: "Eer insan abasnn rn olan bilgi,
...mutlak kesin, evrensel doru, tek Hakikat kabul edilirse bu mutlaklatrmadr ve her mutlaklatrma totaliter ve despottur... Aydnlanma
felsefesi, Batl insann evrensel akl, bilimsel bilgi ve pozitif gerek
lik gibi silahlar eline tututurup onu dnya zerinde egemenlik kur
maya yneltti. Aydnlanma, kendini mmkn olan tek felsefe, Bat bi
limini ve kltrn mmkn olan tek bilim ve kltr olarak dayatt
..." (Bula, 1993b: 51). Bylece slamclk, ilgin bir argman yoluy
la, Aydnlanmann postmodemist eletirisinin bir arac olarak i grr.
Baka bir yerde Bula (1993c: 64; 1995: 88), demokrasinin, tarih
leri snf mcadelelerinin tarihi olan Bat toplumlar iin uygun bir
ey olduunu, ama tarihi dinsel cemaatler arasndaki blnmeler ze
rine kurulu Trkiye iin uygun olmadn ileri srer. Bu ifade de, s
lamc temalar ile modem devletin baskc ve tektipletirici olduu y
nndeki hem postmodemist hem de "sivil toplumcu" tezler arasnda
var olan rtmeyi ortaya koyar: Smfsal temelleri yok sayarlar, dev
leti bamsz bir aktr konumuna koyarlar ve modem brokratik dev
letin kimlerin karlarna hizmet ediyor olabilecei sorusunu sormaz
lar. Modem devletin bu ekilde tiranlkla zdeletirilmesi, devletkartlnn da demokrasi ile zdeletirmesine yol aar.
Ne var ki slamc tezler bu zdeletirmenin yanl olduunun en
gzel kantdr. nerilen slamc dzen, braknz modem devlete kar
sivil toplumu gelitirmeyi, aslnda daha kurgulannda totaliter
zellikler tamaktadr. oulculuk ilkesi nedeniyle gayrimslimlere
kar cmert bir grnt iinde olan slamclar, ok-hukuklu toplum

168

KMLKLER SYASET

modelinde slami kurallarn sadece Mslmanlar iin balayc oldu


unu belirtirler. Ama bu hogrl grnme ramen, slamclar yek
pare olarak kabul ettikleri Mslman blok konusunda tavizsizdirler,
Mslmanln kendi iinde hibir farkllk yokmu gibi tavr alrlar.
Ali Bula'm kelimeleriyle: "slam sadece mslmanlar iin ve mslman blokla snrl olarak totaliter zellikler tar" (Bula, 1994: 80;
1993c: 52). Toplumdaki dier gruplara gelince: "Dinde zorlama yok
tur" (1994: 82; Kur'an, 11/256). Ne var ki bu noktada slamclarn
Trkiye toplumunu yzde 99 Mslman olarak tanmladklarn ha
trlamak yerinde olacaktr.
Bula'm Trkiye tarihinin ounlukla dinsel topluluklar aras b
lnmeler zerinden gerekletiine ilikin yorumu, Osmanl mpara
torluu konusundaki tespitleriyle de balantldr. Osmanl millet sis
teminin devlet karsnda "sivil toplumu" glendirmenin iyi bir r
nei olduu yolundaki iddiasna (1995: 222) daha nce deinmitik.
Ayrca Bula'm unu ileri srdn de belirtmitik: "Modem devlet
le mukayese edildiinde Osmanl pratiinin ok daha gerek sivil ve
hukuki oulculua dayandnda kuku yok" (1995: 239). Bu nokta
da bir baka tannm slamc yazann yine nde gelen bir slamc ga
zetedeki kesinde, herhangi bir espri amac gtmeden unlar yazd
n da belirtebiliriz: "Trkiye'nin etnik sorunlarn zmek iin post
modem bir yaklama ihtiyacmz vardr. Bu yaklamn kayna Os
manlI Devletinin millet sistemi'nde bulunabilir. Osmanh devleti
postmodem bir devletti" (Grdoan, 1998). Stat temelinde toplum
sal tabakalama ieren btn modernlik ncesi toplumsal dzenler gi
bi Osmanl millet sisteminin de oulcu olduuna herhalde gerekten
kuku yoktur, ama bu dzen ne lde katlmc idi? Yerel topluluk
lar ve onlara ait bireyleri ne kadar siyasal g ile donatmt?
Tarihi lber Ortayl (2000: 7), Osmanl millet sisteminin dinsel
topluluklar aras evliliklere izin vermediini ve her topluluun kendi
kapal evresi iinde yaamn srdrdn belirtir. Ama buna ra
men, biraz da hayret ifadesiyle, kltrel ve ailevi benzerliklerin ok
yksek olduunu saptar. Bu artc durumun aklamas, Najwa alQattan'n (1999), Osmanl ve slam tarihinde zimmilerin hukuki ve
kltrel zerklie sahip olduuna dair yaygn kabul gren varsaymn
pek doru olmadn gsteren almasnda bulunabilir. Mslman
larn egemen olduu bir imparatorlukta gayrimslimlerin hangi ko
ullarda yaadklarn aa karan al-Qattan, Osmanl mparatorlu

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

169

u'nun gayrimslim tebasna hukuki zerklik tand ve yine bunlar


tarafndan kullanld genellikle kabul edilen kiisel stat ve aile hu
kuku alannda bile, braknz sradan insanlar, haham ve papazlarn
bile kiisel davalarn eriat mahkemelerine gtrdn gsterir.
Hi kukusuz, hukuki zerkliin bile tam anlamyla olmad bir du
rumda, farkl dinsel topluluklarn koruma altnda ve kltrel zerklik
sahibi olduklarn tahayyl etmek ok zordur. Dier bir deyile, mil
let sisteminin oulculuu muhtemelen topluluklarn birbirleriyle
kaynamasna engel olmu, ama kltrel zerkliklerini gvence alt
na almamtr. Farkl dinsel topluluklara ait kiiler arasna engeller
koymu, ama ok-kltrll muhafaza etmemitir. Millet sistemi,
esas olarak, Mslman bir ynetimin egemenlii altnda ileyen bir
teokrasiler konfederasyonuydu.
Bu noktada, ok-hukuklu toplum projesine kar ynelttiimiz iti
razlar u ekilde zetleyebiliriz:
1.
Bir kiinin "kimlii,fnin ne olduu ve dolaysyla o kiinin han
gi hukuk dzenine tabi olaca nasl belirlenecektir (ve bunun nasl
belirleneceini kim belirleyecektir)?
a) Bu kimlik gruplarn ve bireylerin farkl kimlik gruplarna da
lmn belirleyen merkezi bir mekanizma olmad takdirde, bu iin
mantki sonucu, potansiyel olarak her bir bireyin kendine zg ayr
bir hukuk dzenine tabi olmas olacaktr.
b) Yok eer byle bir merkezi mekanizma olacaksa, bu mekaniz
ma sadece daha balangcndan itibaren demokratik klnmakla kal
mamal, daha sonra bireylerin kimliklerinin deiebilmesine olanak
tanyan ve bireylerin istediklerinde topluluk deitirme zgrlkleri
ni de koruyan bir esneklie sahip olmaldr. Ne var ki, daha byk bir
olaslkla, kimlikler demokratik olmayan yntemlerle tepeden inme
saptanacak ve bir kez saptannca da bir daha deitirilemeyecektir.
Bu durum, slamclar tarafndan srekli olarak yzde 99u Mslman
diye tanmlanan Trkiye toplumu iin zellikle kstlayc bir manza
ra sunmaktadr. Mslman olmayan bir kimliin pek fazla olmad
kabul edilen bir ortamda kurulacak olan dine dayal bir ok-hukuklu
toplum modeli, herhangi bir oulculuk bile salamayacaktr.
Bu topluluklarn sekinleri arasnda bir szleme yapld an, top
luluklara ye bireylerin siyasal kimlikleri topluluun kollektif tan
myla snrlandrlm olacaktr. Bireyler artk sadece grup aidiyetleri
zerinden tanmlanacak, sahip olabilecekleri dier siyasal zellikler

170

KMLKLER SYASET

yok saylacak veya ihtiya duyduklarnda oluturmak isteyebilecekle


ri ama konfederasyon anayasasnda yazl topluluk tasavvurlarnn s
nrlarn kesen baka siyasal birliktelikler olanaksz klnacaktr.
Aslmda ok-hukuklu sistem tipik bir kapitalizm ncesi toplumsal
ve siyasal dzenlemedir ve zel olarak slam'a zg de deildir. Ya
salarn herkes iin evrensel ve deimez bir ekilde geerli olmas,
modem ulus-devlet ile birlikte bir norm halini almtr. Siyasal iktida
rn bu klasik modernlik ncesi dzenlemesi, imdi ok-kltrllk
vaatleriyle ballandnlmakta ve bunun modem toplumun ihtiyalarna
cevap verdii ileri srlmektedir. Bunun bir oulculuk modeli oldu
u doru olsa da, modem toplumun bireyci nclleriyle veya katlm
c demokrasinin ilkeleriyle hibir ilgisi yoktur.
2. ok-hukuklu bir toplumda, bu hukuk dzenlerinden herhangi
birisinin veya hepsinin otoriter olma olasl vardr. Nitekim, ayn ay
r kurulacak hukuk dzenleri modeli, ok kolaylkla otoriter uygula
malar iin bir ruhsat anlamna ekilebilecektir. Her bir hukuk dzeni
nin kendi iine kapal olmas, toplumun geri kalan kesimlerinden ko
runmann ve sz konusu hukuk dzeni iinde demokrasinin gelime
sine engel olmann yolunu oluturabilecektir. Byle bir durumda ne
yaplacaktr? Ali Bulam bu konudaki gr aktr: "Her topluluk,
kendi bireyleri ve sosyal gruplan arasndaki ilikileri dzenleyen bir
hukuk kurma, seme veya ithal ve iktibas etme hakkna sahiptir. u
halde, btn topluluklar i hukuklarnda zerktirler, kimse onlara dandan dini inan ve dnya grlerinden neet etmeyen hukuk em
poze edemez" (1993b: 54). Bu, topluluk hiyerarisine istedii gibi y
netme zgrl verilmesi anlamna gelir.
3. Ayn toplum iinde yer alan ayn ayn topluluklar arasndaki ili
kiler nasl dzenlenecektir? Toplumun ortak sorunlar, yani farkl hu
kuk dzenlerinin smrlann aan konular nasl ele alnacaktr? Bu ko
nuda birka som sorulabilir:
a)
ki farkl hukuk dzeninden gelen bireyler arasndaki ilikiler
nasl dzenlenecektir? Bu bireylerden hangisinin hukuku, duruma
egemen olacaktr?
Bulam bu konuya yaklam udur: "Bana gre, atan hukuk
sistemleri karsnda maduru hukuk semede zgr brakmak en iyi
zmdr (1992b: 109). Ancak bu yeterli bir zm olamaz, nk
kimin hakl kimin haksz olduu hukuk dzenine bal olarak deie
bilir. Aynca, yukanda Osmanl mparatorluu rneinde grd

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

171

mz gibi, belli bir dava iin kendisine daha ok avantaj salayacak bir
mahkemeyi semek gayrimslimler iin mmkn olduu halde, ayn
ey Mslmanlarn egemen olduu bir devlette Mslmanlar iin ta
hayyl bile edilemez. Bula'n kendisinin de belirttii gibi, slam di
ni ve hukuku, Mslmanlar balar... (1992b: 109).
b) Ya da herkese egemen bir hukuk dzenine dayal ortak bir ka
mu alan olacak ve zerklikler bunun tesinde mi yaanacaktr? Yu
karda zel alan iin var olduunu grdmz hukuk dzenleri hi
yerarisinin ister istemez kamu alannda da ortaya kaca sylene
bilir. Nitekim Medine deneyiminde de byle olmutur. Szleme uya
rnca, geici de olsa, iktidar konumuna getirilen kesim Mslman ce
maatiydi.
c) Byle bir ortak kamu alannn snrlan ne olacaktr? Eer sorun
zel hayatn gelenek ve greneklerindeki farkllklar ise, bunun iin
ok-hukuklu bir dzen kurmaya gerek yoktur. zel yaam alanlan za
ten farkl kltr ve kimlik gruplannm zerkliklerini tadabildikleri (ya
da zel yaamn korunmas kaydyla tadabilecekleri) alanlardr. Do
laysyla, nerilen ok-hukuklu modelde zel alann nerede bitip ka
mu alannn nerede balad sorusuna doyurucu bir yant verilme
mektedir.
Son olarak, bu anlatlanlardan grlebilir ki ok-hukuklu toplum
modeli dncesinin hibir yerinde siyasal karar verme sreleri, top
lumsal katlm ve ortak sorumluluklar gibi konulara atf yaplmamak
tadr. oulcu yap, her bir topluluk iin farkl bir kurallar dizisine
olanak tanmaktadr ama topluluklann kendilerine zg kurallan top
lumun btnnn ortak konulan asndan mzakereye ak deildir.
Aka grlmektedir ki oulculukla demokrasi ayn ey deildir.
ok-kltrclkten Liberal Demokrasiye:
slamclarn Kamusal Alan Kefi

Refah Partisi liderliindeki koalisyon hkmetinin 28 ubat 1997 ta


rihli MGK bildirisiyle devrilmesinden ve zellikle de partinin Anaya
sa Mahkemesi karanyla kapatlmasndan sonra, Trkiye'deki slamc
dnce bir deiim geirdi. Artk demokrasiye bir Bat sistemi oldu
u iin kar kmak yerine ona slamc paradigma iinde bir yer bul
ma abas balad. Yukanda incelenen ikircikli tutum, yani bir yandan
Batl diye binen dnceleri reddetme arzusu, dier yandan da me

172

KMLKLER SYASET

ruiyet kaygsyla onlara atf yapma ihtiyac, artk ok daha ak bir e


kilde liberal demokrasiyi kabullenmeye dnt. nde gelen slam
clar, kamuya ak toplantlarda, gemite srdrdkleri projenin, ya
ni devleti ele geirerek slami bir dzeni tepeden aa kurma dn
cesinin yanlln aklamaya baladlar. O projenin, tpk askeri
basklar sonucunda kendi partilerinin iktidardan srlmesinde olduu
gibi, Trkiye'de genel olarak siyaset yapma tarznn bir benzeri oldu
unu teslim ettiler. Daha nceleri "Medine Vesikas" modelini neren
yazarlarn imdiki yazlarnda, liberal demokrasinin ilkelerini "okkltrcln" slami yorumuyla badatrma eilimi gze arpma
ya balad.
Fazilet Partisi ile balamak zere, Refah Partisinin mirasn pay
laan tm partiler slamc siyasetlerini demokrasi, insan haklan, siya
sal hak ve zgrlkler platformunda srdrmlerdir. rnein, Refah
Partisi politikalannm tamamen tersi bir biimde sz konusu partilerin
tm, lkede demokrasiyi gelitirecei gerekesiyle Trkiye'nin Av
rupa Birlii'ne katlma abalarn desteklemitir. Refah Partisinin ka
patlmasndan sonra slamc siyasal hareket bir danklk iine girdi.
Refah'n ardndan kurulan Fazilet Partisi, zellikle i atmalar ve
zayf liderlik sorunlanyla bouurken, Refah'n bana geldii gibi,
yine Anayasa Mahkemesi tarafndan 2001 yazmda kapatlnca, onun
yerine aralanndaki ideolojik farkn tam olarak ne olduu pek belli ol
mayan iki yeni parti dodu. Refah'n daha geleneksel tabanna dayan
d anlalan Saadet Partisi, Necmettin Erbakana yakm kiilerin y
netiminde, daha eklektik bir grnm tayan Adalet ve Kalknma
Partisi ise, Tayyip Erdoan'n genel bakanl altnda, Refah'n 1990
l yllarda byk ehirlerde yapt oy patlamasn srkleyen gen
kadronun ynetiminde kald. Her iki parti de liberal demokratik bir
havaya geii oktan beri gerekletirmi olduklan iin, 11 Eyll ve
onu izleyen olaylardan pek fazla etkilenmediler. Trkiyede, ABD'nin
11 Eyll'e tepkisi, mstehzi bir ifadeyle "kresel apta 28 ubat sre
ci" diye adlandnld.
slamc kuramsal sylem dzeyinde gzle grlr bir tkanma
vardr. Daha nceki yllarda hummal bir kitap ve dergi yaymlama
faaliyeti iinde olan, niversite rencilerini ve gen meslek sahibi
profesyonelleri kendi saflarna kazanan ve eitli tartma programlannda modemizmin ve zellikle de sosyalizmin krizi nedeniyle syle
yecek yeni ve ilgin bir ey bulamayan sol eilimli ve dier laik ko

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

173

numaclar karsnda kolayca hkimiyet kuran slamclar, 28 ubat


sonras dnemde yaptklar zeletiri sonucunda kuramsz kalmlar
dr. zeletirilerinin hedefinde, tepeden bir slamc rejim kurmak iin
devleti ele geirmeye ynelik kendi siyasal faaliyetleri olduu iin,
geriye syleyebilecekleri sz olarak "insan haklarnn nemini vur
gulamaktan baka pek bir ey kalmamtr. Ne var ki "insan haklan"
Bat kaynakl olup slamclarn Avrupa ve dnya kamuoyuna sesle
nirken yararlanabilecekleri, ama pek de otantik olduu sylenemeye
cek bir kavramdr.
Aslnda daha geni bir tarihsel perspektiften bakldnda, 1980
ler ve 1990lar istisnai bir dnem olarak belirmektedir. Trkiye'de Kemalizmin hegemonik dnemlerindeki slamc muhalefet, genel ola
rak Kemalizmin modemist varsaymlarn paylard. lgi alanlar
benzerdi: Modernlemenin yolu nedir? Sadece nerdikleri yol sek
ler milliyetilie alternatif bir yoldu. Kemalist laikliin kat yorumla
rndan farkl olarak, slami modemist bak asna gre, Mslman
toplumlar modernleme yeteneine tamamen sahiptiler. 1980'ler ve
1990'larda ortaya kan slamc grte ise, modernleme iin farkl
bir yol nermenin tesine geip modernlemenin kendisini reddeden
bir yorum vard. Kukusuz, Kemalizmin hegemonik olduu dnem
lerde de slamc hareket ierisinde modemiteye ve teknolojiye kar
kan bir akm hep vard. Ancak bu gerici, geleneki ve iine kapal
bir dnce akmyd. Buna karlk, bu alma boyunca ne srd
mz gibi, 1980'li ve 1990'l yllardaki slamclk, kresel bir "postmodem durum"un bir parasyd.
lkemizdeki yerel koullarn bir sonucu gibi gzkse de, aslnda
radikal bir ok-kltrclkten liberal demokrasinin sahiplenilmesine
doru kay da kresel bir eilimin parasdr. Daha nce de belirtti
imiz gibi, Bat kaynakl toplumsal karamda ok-kltrllk ve fark
l grup haklan konularnda yaplan tartmalar zellikle 1990'lann
balannda younluk kazanmt. Oysa gnmzde, ok-kltrclk
yanls grlerin baz sorunlar ierdii ve eitli toplumsal gruplarn
kendilerine zg ihtiyalan ve meru taleplerini liberal demokrasinin
evrensel ilkeleriyle badatrmak gerektii gittike daha fazla kabul
grmektedir. Bu kabul ksmen "farkllk" kavramnn, "snf gibi or
tadan kaldrlmasn isteyeceimiz farkllklarla "dil" gibi devamn
isteyeceimiz farkllklar arasnda ayntnlmasndan ileri gelmitir
(bkz. Phillips, 1999). Bu kabuln dier bir nemli unsuru da ok-kl-

174

KMLKLER SYASET

trcln tehlikeli bir zclk varsaym barndrdnn anlalma


s olmutur (bkz. Antonio, 2000; Appiah, 2001). ok-kltrllk tar
tmalarnda unutulan nokta, kimliklerin toplumsal olarak ina edildi
iydi. Eer toplumsal kimlikler deiebiliyorlarsa, o zaman ok-ktiltrclk siyasetinin dayatt gibi onlan siyasal yapya kazyarak sa
bitletirmek, "ok-kltrlMdiye adlandnlan gruplara hizmetten ok
zarar vermi olacaktr.
Bunlarn aklk kazanmas, postmodemizmin zgrletirici va
adinin snrlarn da ortaya kard. Postmodemist eletirinin, modernitenin tek boyutlu ve baskc ynlerini aa karm olduu kabul
ediliyordu. Postmodernizm, "evrensel dorular" diye kabul edilen
eylerin hegemonik bir projenin deiik ynleri olduunu gstermi
ti. Modemist kesinliklerin sorgulanmas, ok eitli znelerin kendi
otantik sesleriyle konuma ve ona uygun "kimlik siyaseti" izleme
haklann talep etmelerinin yolunu amt. Ancak nasl modemizm
sadece baskc olarak okunamazsa, postmodernizm de sadece zgr
letirici olarak grlemez. Yukandaki gibi karlatrmal ve eletirel
bir bak, postmodemist alternatifin banndrd otoriter potansiyeli
aa karabilir.
Otantik kimlie ve farklla ynelik taleplerin oalmasnn k
resellemeyle balantl olduu konusuna birok aratrmac dein
mitir (rnein bkz. Barber, 1992; Wilmsen ve Allister, 1996; Guehenno, 1999). Bu konuda yle bir hipotez ne srlebilir. Kresel
lemenin ilk aamalannda, birok talep ve beklentiye konu olan ulusdevlet erevesinin sarslmas, kimlik siyasetleri biiminde baz yeni
dayanma alan arayna neden olmutu. Bu kimlik alan, birer
"postmodem cemiyet" olarak, modem dneme egemen olan fakat birbirleriyle de rekabet iinde olan "snf' ile "ulusu" yerinden etmeye
ynelmiti. Kreselleme ilerledike, ilgi oda da ulus-st refah ve
demokrasi kurumlannn kurulmas araylanna kayd. Kreselleme
bandan beri neoliberalizmin ykseliiyle balantl olmutur (Mittelman, 2000). Piyasaya dnk liberalizm, "farklla" kendi bnyesi
iinde yer bulabildii lde (ki byle bir iddias vardr), kresel d
nemin ihtiyalanna kendisini rahatlkla uydurabilir. Trkiyede, libe
ral demokrasiyi daha nce reddeden slamclann imdi slami kimlik
leri iin liberal demokrasi erevesinde bir yer bulmaya dnk aba
lan, kresellemenin etkileri konusunda yeni bir yol ayrmna iaret
etmektedir.

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

175

Geenlerde yaymlanan bir kitabnda, Bula (2001), her ne kadar


ok-hukuklu dzen nerisini aka terk etmese de, slam ile liberal
demokrasinin mkemmel bir uyum iinde olduklarn gstermek iin
zel bir aba sarfetmektedir. Bula, slamn bir din, liberal demokra
sinin ise sadece bir siyasal rejim olduunu belirterek, aralarnda bir
uyum olup olmad sorusunun bile anlamsz olduunu ifade eder:
"Mesela ku ile ta mukayeseye konu olamaz" (2001: 30, 67-8). Da
ha nceki yazlarnda, ana unsurda -bireycilik, temsil sistemi ve
ounluk egemenlii- bulduu sorunlar nedeniyle demokrasiyi red
deden Bula (1993c: 19-60), imdi bu unsurlarn hepsini kabul ediyor
gibidir: "Belki de Mslman vicdann kabul edip iselletirebilecei
en uygun demokrasi tam da budur. Yani eit oy hakkyla btn insan
larn siyaseti tayin etmede eit haklara sahip olmas fikri" (2001: 57).
Osmanl mparatorluu konusundaki dncelerini de yenileyen Bu
la, kendi sorduu "Bir Mslman zihin demokratik kltr iselletirmede niin glk eker?" sorusunu yle yantlar: "Nihayet bizim
genel tarihi tecrbemiz siyasi katlm ve rgtl muhalefete kapal
olan saltanat rejimlerine dayanr ve bu rejimler, devleti ve ynetim
aygtn halkn aktif ve zgr inisiyatif sahibi olduu deiken bir s
re deil, iktidar ve ynetim zerinde hak iddia eden ve bu hakkn
kullanlmasnda hi kimseyi ortak etmeyen bir hanedann mlk ka
bul eder" (2001:71).
Bula'n bu fikir deiikliklerinin daha ilgin bir rnei, daha n
ce Medine Vesikas konusunda ortaya att kuramlarn temelinde ya
tan dnce, yani kiinin kendi inancna gre yaama hakkna sahip
olmas dncesi ile liberal demokrasinin ilkelerini birletirmek iin
giritii yeni kuramsal abalarda grlebilir. Habermas fikirlerden
etkilenmi olduu anlalan Bula (ki daha nce Foucault, Illich, vs.,
gibi yazarlara atfta bulunurdu), kendi dncesi asndan kavramsal
bir yenilik olarak, zel alan ile kamusal alan ayrm yapar ve bu iki
alan arasndaki ilikilerin nasl dzenlenebilecei konusunu inceler.
Devleti ele geirme projesi olarak siyasal slamdan artk vazgemi
ve sadece Mslman olarak yaama hakkn kazanmak gibi daha mtevazi bir hedefe ynelmi olan yazar, ok-kltrl (veya ok-dinli)
bir toplumun ynetimi konusunda kamu-zel ayrmna dayal bir mo
del nerir.
Bu modele gre, her din (dolaysyla her dinsel topluluk) neyin
doru veya yanl olduu, neyin iyi veya kt olduu, neyin adil ve

176

KMLKLER SYASET

ya adaletsiz olduu hakknda bir dizi deer yargsna sahip olduu


iin, bu topluluklar arasnda ortak bir ynetim hepsinin paylat de
erler zerine ina edilebilir. Bylece, farkl topluluklarn deerleri
arasndaki rtme noktalan kamusal alann kurallann belirleyecek
tir. Bu durumda hkmetin grevi, btn dinsel topluluklar tarafn
dan iyi addedileni desteklemek, kt saylana ise engel olmaktr. An
cak bu sadece kamusal alan iin geerli olacaktr; nk bunun te
sindeki her tr hkmet dzenlemesi belirli bir yaam tarznn dayatlmas anlamna gelir. Eer farkl topluluklardan insanlara istedikle
ri gibi yaama hakk tannacaksa, farkllklarn zgrce yaanp ifade
edilebilecei bir zel alann varl, kanlmaz bir gerekliliktir (Bu
la, 2001: 94-100).
Daha nceleri nerilen ok-hukuklu dzen, en azndan Mslman
topluluk iin slami bir kamusal alan ve ynetim biimi yaratlmas
kaygsndan kaynaklanyordu. imdi nerilen model ise, her ne kadar
ilk bakta liberal demokrasinin normlan (ve dili) ile ok-hukuklu d
zen dncesi arasnda ilgin bir uzlatrma abas olarak grlebilse
de, aslnda nceki modelden ok fazla teye geememekte ve o mo
del konusunda yukarda dile getirilen aprak sorunlann hibirini zememektedir. Hl her bir topluluun kendi iinde homojen olduu
varsaylmakta, hl topluluklarn kendilerine zg normlan sabit ve
deimez olarak kabul edilmekte, hl bireylerin birey olarak kendi
aralannda mzakerelerde bulunmalan tahayyl d braklmakta,
hatta, belki deer yarglan arasndaki rtmelerin neler olduunu
belirleyecek "teknik" bir oturum dnda, topluluklar arasnda bir m
zakere yaplmas dncesi bile sz konusu edilmemektedir.
Bu yeni model, sadece, Medine modelinin gndeminde bile olma
yan bir soruya, yani zel ile kamu alanlan arasndaki izginin nere
den ekilecei sorusuna bir yant sunuyor gibidir (bkz. yukardaki
3c.). Ancak nerilen yant, topluluklann deer sistemleri arasnda bu
lunabilecek farkl rtme dzeylerinin farkl sonulara yol aabile
ceini dikkate almayan, totolojik (yani, tanmsal) bir yanttr. Dier
bir deyile, eer bu topluluklar arasnda yeteri kadar ortak noktalar
varsa, o zaman kamusal alanda ban iinde bir arada yaama olana
bulunabilir (geri "yeteri kadar"m ne kadar olduu da belirlenmi de
ildir); ama eer bu yoksa, o zaman toplumsal yaam byk lde
zel alana hapsedilmi olacaktr. Bu nokta Bula'n kendisinin verdi
i iki rnekle aklanabilir.

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

177

Bula, "bizim" (yani Mslmanlarn) inancmza gre, kadnlarn


balarm rtmeleri gerektiini belirtir. Ama, diye devam eder, bu bize
baka dinlerden olan kadmlann da balarn zorla rtme hakkn ver
mez, nk slam dier inanlar ve insanlarn inanlarn seme z
grln tanr. Ayrca, diye ekler, btn kadmlann balann rtme
sini istemek, btn inanan kadnlan balanm amaya zorlayan laikle
rin tavrndan farkl bir ey olmayacaktr (Bula, 2001: 96). Ne var ki
bundan sadece birka sayfa sonra, Bula, hi de bu kadar hogr
iermeyen bir baka rnek verir. Hristiyan inanna gre, der Bula,
arap sa'nn kann temsil eder. Bu yzden "biz bir Hristiyana arap
imeyi yasaklayamayz. Ama biz alkol tketmeyi bir gnah sayd
mz iin, bu hareketin kendi kamusal yaammz bozmasna veya
tehdit etmesine izin veremeyiz. Eer kamusal alan sadece btn top
luluklar tarafndan iyi olarak kabul edilen eyleri ierecekse, hk
metten bizim gnah olarak grdmz faaliyetleri engellemesini ta
lep edebiliriz. Ama eer, diye ekler Bula, "onlar" bizim gnah say
dmz bir faaliyeti kamusal alana tamakta srar ederlerse, o zaman
bar iinde bir arada yaama projesini ihlal etmi olurlar (Bula,

2001: 100).
Bu iki rnek arasmda gze arpan ilkesel tutarszlk, birka farkl
noktay aa karmaktadr. Birincisi, kadnlarn giyimi konusunda
hogrl bir tavnn benimsenmesi ve nerilmesi, slamclarn siyasal
mcadelelerini bir insan haklar platformunda srdrmek istedikleri
ni ve "barts" konusunu da bu mcadelenin son kalesi olarak gr
dklerini gstermektedir. Bu durum, daha nce grdmz gibi, Re
fah Partisi'nin kapatlp hemen hemen ayn kadrolarla Fazilet Parti
si'nin kurulmasndan sonra slamc siyasal platformda yaanan dn
mle zaten ortaya kmt. Fazilet Partisi, parti programnda ve ge
nel siyasal platformunda Refah'n radikalliine hi sahip olmad
ialde, barts konusunda uzlamaz bir tavr iindeydi. Nitekim,
Anayasa Mahkemesi tarafndan kapatlmas da byk lde bu ne
denle olmutu. Dier siyasal partilerden bu konu dnda ayrt edici
nemli bir zellii olmayan Fazilet Partisi, halk arasnda "Barts
Partisi" olarak anlmaya balamt.
nsann diledii gibi giyinme zgrlnn rastgele snrlanamayacak temel bir insan hakk olduu kukusuzdur. Ancak slamc tale
bin liberal bir konumu temsil ettii de sylenemez. Blent Tanr'n
uzun zaman nce belirttii gibi, "inanan rtnr, inanmayan rtn

178

KMLKLER SYASET

mez" eklindeki slamc sylem aslnda dlayc ve tehditkr bir sy


lemdir, nk ban rtmeyenlerin Mslman saylmayacan ima
eder (1987: 179). Nitekim, dikkatle okunduu zaman grlmektedir
ki, Bula'm ba ak kadnn kamusal alanda grnmesine ynelik
hogrs, sadece gayrimslimler iin geerlidir.
kinci ve belki de daha nemli olarak, kendi ncelikleri bakmn
dan giyim konusunda gayrimslimlere hogr gsteriyormu gibi
grnmek zorunda olan Bula, kamusal alanda iki tketimi sz ko
nusu olduunda bu hogrsn hzla geri eker. Bu da onun liberal
demokrasinin temel ilkelerini iselletirmesindeki snrlar aa
kartr.
Baz Kuramsal Sonular

Yukardaki deerlendirmelerde ele alman kuramsal sorun, Emesto


Laclau'nun yakn tarihli bir yazsnda dile getirdii ikilem erevesin
de ifade edilebilir:
"Demokrasi, bir yanda, siyasal mekn hiyerari ve farkllklardan
annm bir ekilde, topluluun evrensellii etrafnda rgtleme giri
imiydi. Jakobenizm, tek bir halk ina etme abalarnn en eski ve en
u rneklerinden birine verilen isimdi. Demokrasi, dier yanda, eit
lik mantnn, toplumsal ilikilerin daha geni alanlarna yaylmas
olarak da alglanmaktayd - toplumsal ve ekonomik eitlik, rklar ara
s eitlik, cinsiyetler aras eitlik, vs. Bu adan bakldnda demok
rasi yaps gerei farkllklara saygy iermektedir. Bu iki eilimden
herhangi birinin tek yanl olarak kabul edilmesinin, bir siyasal rejim
olarak demokrasiyi yolundan saptracan sylemeye gerek bile yok
tur. Birinci eilimin karlaaca paradoks, dolaymsz bir evrensel
lii ileri srmesi, ama bunun da ancak topluluk iindeki baz tikelliklerin evrenselletirilmesi yoluyla elde edilebilecei gereidir. Ev
rensel akl grltl bir ekilde savunan bir ok kiinin sylemlerinin
aslnda zmnen etnosantrizm ile dolu olduu iyi bilinen bir eydir.
Ama demokrasi sadece farklla sayg olarak algland takdirde de
yine hzla kendi snrlarna ulaacak ve hatta tam tersyz edilme teh
didi ile karlaacaktr - yani, halen var olan topluluklar hi bir ele
tiri getirmeksizin aynen kabul ederek, onlarn iinde yer alan ve dar
grl ve tutucu kltrel iddialar krmaya alan glere srtn d
necektir" (Laclau, 2001: 4).

OK-KLTRCLE KARI LBERALZM

179

Demokrasi kavramnda evrensel ile tikel arasnda yer alan gerili


mi net bir ekilde zetleyen bu paragraf hakknda birka yorum yan
labilir. Birincisi, daha nceki almalarn bilen okurlarn hemen fark
edecei gibi, Laclau'nun bu grleri, radikal ok-kltrcln bir
lde gerilediine dair yukarda deindiimiz eilimlerin bir rne
idir. kincisi, postmodemizmin nemli bir katks, Laclaunun bura
da deindii gibi (en azndan baz) "evrenselci" iddialarn zmnen etnosantrik olduunu gstermi olmasdr. Laclau'nun makalesinin de
vamnda ne srd gibi, demokrasiyi kavramlatrmann en iyi yo
lu, onu evrensel ile tikel arasndaki gerilimden doan hegemonya m
cadelesi olarak anlamaktr. Ama ncs, eer yle ise, Jakobenizmi demokrasinin evrenselcilii ile bir tutmak yanltr. Modem dev
let Jakobenci bir trdelie sahipmi gibi grnmek veya byle bir
trdelii oluturmaya almak isteyebilir, ama bu demokratik olma
yacaktr. Bu yanllk, devletin gerekten Jakoben bir yol izledii
Trkiye'de slamc eletirinin nemli hedeflerinden biri olmutur.
Ama ayn hatann, genel olarak postmodemist yaklamda olduu gi
bi, Laclau'nun yazlarnda da yapld sylenebilir. stelik bu du
rum, Laclau'nun "demokrasi, iktidar ve hegemonya" kavramlarn
birbirlerininin yerine geecek ekilde kulland makalesi iin de geerlidir (2001: 14).
Demokrasinin slamc ve postmodemist eletirileri zerine yapt
mz karlatrmal deerlendirme de zellikle iki nokta zerinde
durduk: Birincisi, postmodernizm, otantik kltrel deerlerin birbir
lerine eit saylmalar gerektiini kabul ettii iin, demokrasinin s
lamc eletirisinin barndrd otoriter eilim karsnda sadece taraf
sz bir tavr taknmakla kalmaz, ondan da te, sz konusu otoriter ei
limi kltrel otantiklii kabullenme adna zmnen savunmak duru
munda kalr; nk slamcln bu eilimine kar tavr almak yerel
kltr ve siyasal eilimlerin Avrupa-merkezli bir bak asndan bas
trlmasyla bir tutulur. kincisi ve daha ilginci, postmodemistlerin ve
slamclarn demokrasinin devlet-merkezli varsaymlarna ynelttik
leri eletiriler arasnda paralellikler vardr. Modemizm, insan akima
ve (bu dnyann) sorunlarnn zmnde bilinli insan eyleminin et
kinliine olan temel bir inanca dayanr. Oysa slamclk insan aklnn
stnln reddederken, postmodernizm de hegemonik karlar
temsil ettii gerekesiyle akla gvensizlik gsterir. slamclk da
postmodernizm de modem devlete kardrlar. kisi de demokrasinin

180

KMLKLER SYASET

modemist varsaymlarna kar benzer itirazlar yneltirler.


Sunduklar alternatif, kimlik siyasetine dayal radikal bir ok-kltrclktr. slamc dncedeki neri, bir ok-hukuklu dzen mode
lidir. Ancak deerlendirmemiz boyunca grdmz gibi, bu neride
en gze batar bir ekilde eksik olan konu, gerek her bir topluluun
kendi iinde olsun, gerekse de toplumun btnnde, yani topluluklar
arasndaki ilikilerde olsun, bir siyasal katlm projesi olarak demok
rasi fikridir. ok-hukuklu toplum modeli dncesinin hi bir yerin
de, kendiliinden demokratik olan bir neri yoktur. Bu modelin hi
bir yerinde siyasal karar alma srelerine, katlm konusuna veya kollektif sorumluluk zorunluluuna atf yaplmamaktadr. Dolaysyla,
oulculuk ile demokrasi arasnda zorunlu bir iliki yoktur. Dier bir
deyile, grup haklarnn tannmas, demokrasiyi mutlaka glendir
mez. Genel bir tespit olarak u sylenebilir ki, toplumsal gruplarn
grup haklan elde etmek iin mcadeleye girimelerinin nedeni, o gru
ba ait bireylerin sadece ve sadece (tipik olarak kaltmsal zellikler ta
yan) o gruba ait olmalanndan dolay aynmcla uram olmalandr. O halde zm, kiileri grup kimliklerinden bamsz olarak ta
nmlamak ve onlara bireysel haklar tanmaktan geer. Haklar evren
sel olmaldr ve bireylere grup aidiyetleri ne olursa olsun ayn ekil
de verilmelidir.
Son olarak demokrasi, ideal olarak devlet tarafndan temsil edilen
ve denetlenen bir ortak sorumluluklar dzenidir. Her devlet tabii ki
demokratik deildir, ama demokrasi devleti gerektirir. Kapitalizmin
ortaya k devlet ile sivil toplumu (yani zel giriim alanm) birbi
rinden ayntrmtr. Sivil toplum, atomize olmu bireylerin kendi karlan iin rekabet ettikleri mlkiyete dayal bireyciliin alandr
(Macpherson, 1964). Bu haliyle, toplumsal sonmluluklann olmad
bir eitsizlikler alandr. Buna karlk devlet, vatandalk alandr. Va
tandalk, bireylerin karlkl hak ve ykmllkler tad bir top
lulua ait olma anlamn tar. Sivil toplum ierisinde rekabet etme
(ve bunun sonucunda oluan eitsizlikler ve smf katmanlamasndan
yararlanma veya zarar grme) serbestlii de dahil olmak zere, her
trl siyasal hakkn ardnda devletin bu haklan tanmas ve koruma
s yatar. Siyasal katlm ve ortak karar verme sreleri ancak devlet
araclyla gerekleebilir. Dolaysyla demokrasi, sivil toplum iin
de deil ancak devlet dzeyinde gerekleebilir.

10
Sonu:
slamclk Bitti mi?

Bu kitapta buraya kadar yaplan tespitler doru ise, bundan yle bir
gncel sonucun ktn syleyebiliriz: Bu satrlarn kaleme alnd
anda yeni sonulanm olan 3 Kasm 2002 seimlerini byk bir fark
la kazanan Adalet ve Kalkmma Partisi (AKP), kken olarak slamc
bir hareketten gelse de, yneticilerinin de srarla vurgulad gibi s
lamc bir siyasal parti deildir. Yukardaki blmlerde ne srd
mz gibi, son yllarda gerek lkemizde gerekse dnyann baka yer
lerinde slamc hareket ciddi bir dnmden gemitir, halen de ge
mektedir. Kkenleri "Milli Gr" hareketinde olsa da, ideolojisi ve
programnda slamcl barndrmayan, Milli Gr hareketi ile sa
dece yneticilerinin iyi bilinen "Mslman" kimliinden kaynakla
nan (ve bu nedenle ok nemli) bir ba tayan, ama kendisini liberal
demokrasinin normatif deer ve kurallarna bal sayan AKP, slam
dnyasndaki bu yeni eilimin baarl olmaya aday, nde gelen bir
mei olarak kabul edilebilir.
AKPnin bir siyasal hareket olarak gerek kimlii, dayand top
lumsal glerin nitelii, Trkiye'nin toplumsal ve siyasal gelimesin
de oynayabilecei tarihsel rol gibi konular incelemek hem ayn bir
alma gerektirir hem de bunu anlamak iin vakit henz ok erkendir. Fakat bu aamada, AKP'nin parti program, seim bildirgesi ve
yneticilerinin aklamalan gibi kaynaklara dayanan bu gzlemlerin,
seim sonular hakkndaki ilk bilgiler tarafndan da desteklendii
grlmektedir.
nceki blmlerde Refah Partisi ile Milli Selamet Partisi arasn
daki en nemli farklardan birisinin dayandklan snf dinamikleri ol
duunu* belirtmitik. MSP ncelikle taral kk burjuvaziye daya
nrken, Refah buna ek olarak byk kentlerdeki ii ve yoksullar ile
yine byk kentlerdeki mtevaz veya taral kkenden gelen profes-

182

KMLKLER SYASET

ynel orta snflarn nemli lde desteini kazanm ve bu yolla ik


tidara kadar uzanabilmiti. Yine yukarda belirttiimiz gibi, Refah
Partisinin byk kentlerde yaad bu oy patlamasn ayn snfsal
zelliklere sahip olan Tayyip Erdoan ve evresindeki gen kadro s
rklemiti (bkz. Pamuk, 2001; Ylmaz, 2001). Refah Partisi'nin yeri
ne geen Fazilet Partisi'nin blnmesi sonucunda ortaya kan iki si
yasal partiden Saadet Partisinin "Milli Gr" geleneini srdrme
ye alarak eski tabanna dnmekten de teye giden lde kld
n, AKP'nin ise Refahn kavrayabildiinden ok daha geni bir kit
lenin desteini kazandn gryoruz. Seimler dolaysyla yaplan
kamuoyu aratrmalarnda AKP'nin kazand destein "slamclk"
tan ok, "snfsal" bir nitelik tad ortaya kmaktadr (bkz. Nee
Dzel'in Necat Erder ile syleisi, "iler Solu Sevmiyor", Radikal,
30 Eyll 2002; Tarhan Erdem, "Semen Profili", Radikal, 6-7 Kasm
2002).
AKP'yi "slamc" olarak tanmlamann yanltc olduunu kabul
etsek bile, partinin geni kitlelere ekici gelmesinin en azndan yne
ticilerinin Mslman kimlik tamalarndan, slamc bir siyaset izle
meseler de bu kimliklerini kamusal yaamda rahatlkla tamak iste
melerinden, dolaysyla Mslman kimliin bask altndan kurtarl
masnn bir siyasal hedef olarak ortaya konmasndan kaynakland
sylenemez mi? Bu sorunun cevab kukusuz "evet"tir. Fakat bu du
rum kendi bama sz konusu siyasal hareketi mutlaka slamc yap
maz, sadece Mslman kimliin toplumsal ve kltrel olarak geni
kitlelerin gznde nemli olduunu ifade eder. Trkiye'de smfsal ko
num ile Mslman kimlie yaknlk veya uzaklk i ie geer; yle ki
bazen Mslman kimlik, snfsal konum iin bir gsterge nitelii bi
le tar. Bunun nedenlerini anlamak iin ise baka bir yere, Trki
ye'nin modernleme projesine ve bu proje iinde "laik" devletin ya
ratt toplumsal kategorilere bakmamz gerekir.
Her eyden nce, Trkiye'nin ulusal kimliinde ve dolaysyla
"Trk'n tanmnda slamiyet merkezi bir yere sahiptir. Resmi ide
olojiye gre Trkiye corafi bir kavram, Trkler de bu corafyada ya
ayan halk olarak tanmland halde, gerek devletin siyasal pratikle
rinde gerekse de yaygm kltrel varsaymlarda, "Trk" saylmak iin
Mslmanlk bir nkouldur. Trkiyede devlet, "laik bir toplumda
olmamas gereken bir ekilde, her vatandan nfus czdanna, hem
de vatandaa fazla bir seim imkn brakmadan, "dini slamdr diye

SONU: SLAMCILIK BTT M?

183

yazmaktadr. zetle, Trkiye toplumunda slamiyetin merkezi bir


kimlik zellii tamasmda "laik" devletin nemli bir pay vardr.
Toplumun yzde 99unun Mslman olduuna iaret ederek "Mslmanca yaayalm" talebinde bulunan slamclar, devlet tarafndan ya
ratlan bu istatistik! tespite atf yaparlar.
Fakat konumuz asndan daha nemli olan, Mslmanlk ile s
nfsal konum arasnda "laik" devletin laiklik anlay nedeniyle kum
lan ilikidir. Bu anlaya gre modernleme, Bat dnce dnyasnn
varsaymlarna paralel bir ekilde, slamilikten uzaklamay ierir.
Trkiye'nin modernleme projesi bandan beri Bat toplumlannn sa
dece ekonomik, siyasal ve toplumsal yaplarn deil, kltrel al
kanlklarn da devlet nclnde benimsetme ve yerletirme hede
fini iermitir. Siyasal kltrmzde modernleme, Batllama ve
ada medeniyet dzeyine ulama deyimleri ayn anlam tarlar.
Toplumun gelimesi, ekonomik olarak kalkmmas ve ehirlemesi so
nucunda halkn kltrel pratiklerinin de Batl bir yaam tarzna do
ru evrilecei varsaylr. Cumhuriyetin kurulu dneminin tarihi, bir
bakma bu dnmn devlet eliyle salanmaya allmasnn tarihi
dir. O dnemde devlet bir yandan planl bir kalknma politikas izler
ken, bir yandan da giyim kuamda, mimaride, mzik ve gzel sanat
larda, ksaca kltrel yaamn ok deiik alanlarnda, yasama ve de
netleme yoluyla toplumu "modemletirme"ye almtr (bkz. Boz
doan ve Kasaba, 1998).
Bu projenin varsaymlarna gre, toplumun btn iin tahayyl
edilen kltrel dnm bireysel dzeyde de geerli olmaldr. Dola
ysyla, szgelimi, "yoksul ve cahil" bir kylnn "geleneksel" bir ya
am tarzna sahip olmas bir lde normal karlansa da, kentli ve s
nf atlamakta olan bir bireyin hl "modem" olmayan zevklere sahip
olmas ve giyim kuamnda veya davranlarnda Mslman kimlii
ni aka belli edecek bir yaam tarz izlemesi, kolayca kabul edile
cek bir ey deildir. Bir bireyin kentlilemesi ve ekonomik dzeyinin
ykselmesi sonucunda, kltrel zevk V6, a l k a n l k l a r n n da Batlla
mas ve slamilikten uzaklamas beklenir.
nceki blmlerde, liberal demokrasinin siyasal kltrmzn
bir paras olmadn, zellikle bireysel haklar boyutunda tepeden
inmeciliin lkemizdeki hemen hemen her siyasal akmn ortak bir
alkanl olduunu ne srmtk. slamclar, Mslman kimliin
tepeden inme yntemlerle toplumsal yaamdan silinmesine kar

184

KMLKLER SYASET

kyor, ama buna zm olarak yine tepeden inme yntemlerle toplu


mun slamiletirilmesini neriyorlard. Bir muhalefet hareketi olarak
bu temelde glenmeleri mmkn olsa da, iktidarda iken siyasetin
merkezine kaymaya altklarnda bir kmaza girmeleri kanlmaz
d. Refah Partisinin iktidara gelince karlat temel ikilemlerden
biri bu oldu. Bir yanda toplumun nemli kesimleri slamiletirme
projesine kar kyor, te yanda ise slamc hareketin siyasetin mer
kezine kayma abalar slamc proje yanllarn kstryordu.
AKPnin bu ikilemi aan bir tasarmla ortaya kt anlalyor. Bu
nun bir lde zaten zorunlu olarak bu kitapta batan beri incelemeye
altmz koullardan kaynaklandn syleyebiliriz. AKP konu
sunda yukarda yaptmz genel tespitler, partinin liberal demokrasi
ltnde nereye oturduu konusunda bize hibir garanti salama
makta, sadece slamclk konusunda "slamclk-sonras" denebilecek
bir noktada olduunu gstermektedir. ok net tanmlanm bir ideolo
jik projesi olmadan, sadece liderlerinin hem Mslman kimlii tad
hem de liberal demokrasiye bal olduklarn beyan ettikleri bir si
yasal hareket, Trkiyede (ve belki de dnyada) teden beri zlenen
sentezin gerekletirilebilecei olaslna iaret etmektedir.
AKP'nin seim baarsnm, en azndan bu satrlarn yazld ana
kadar tank olduumuz ilk gnlerinde, byk bir heyecan ve perfor
mans beklentisiyle karlanmas buradan ileri gelmektedir. AKP z
gn bir ideolojik platform veya siyasal proje ne srmese de, teden
beri tartldn belirttiimiz soruya olumlu bir cevap verilebilece
ini, yani gnmzn kreselleme ortamnda btn dnyada norma
tif olarak kabul edilen liberal demokrasinin Mslman bir lkede
Mslman kimliini yadsmadan da ileyebileceini pratikte gster
meye aday olduunu ilan etmektedir. Bu srecin nasl ilerleyip sonu
lanacan u anda bilmiyoruz. Ancak toplumun her eye ramen z
gr iradesiyle bu seimi yapm olmas, modernleme kuram yanl
larnn houna gidecek bir ifadeyle sylemek gerekirse, o toplumun
demokratik olgunluk ynnde yol alm olduunu kantlamaktadr.

Kaynaka

Abrahamian, Ervand (1991), "Khomeini: Fundamentalist or Poplist?", New


LeftReview, 186.
Akgz, Namk (1996), "Kelimelerin Bys ve 24 Aralk Seimleri", Trkiye
Gnl, 38.
Aglietta, Michel (1979), A Theory of Capitalist Regulation: The US Experience> Londra: New Left Books.
Ahmad, Feroz (1984), "The Late Ottoman Empire", The Great Powers and the
End of the Ottoman Empire iinde, Marian Kent, der, Londra: George Ai
len and Unwin.
------ (1993), The Making of Modern Turkey, Londra: Routledge.
Ahmed, Akbar (1992), Postmodernism and slam, Londra: Routledge.
Akarl, Engin (1986), "Abdlhamid II's Attempt to Integrate Arabs into the Ot
toman System", David Kushner, der., Palestine in the Late Ottoman Period
iinde, Leiden: E. J. Brill.
Akit, Bahattin (1991), "Islamic Education in Turkey: Medrese Reform in Late
Ottoman Times and Imam-Hatip Schools in the Republic", Richard Tapper,
der., slam in Modern Turkey: Religion, Politics and Literatre in a Secular
State iinde, Londra: I. B. Tauris.
Al-'Azm, Sadk Jalal (1981), "Orientalism and Orientalism in Reverse", Khamsin%8.
Al-Qattan, Najwa (1999), "Dhimmis in the Mslim Court: Legal Autonomy and
Religious Discrimination" International Journal of Middle East Studies,
31(3).
Alkan, Trker (1984), "The National Salvation Party in Turkey", Metin Heper
ve Raphael Israeli, der., slam and Politics in the Modern Middle East iin
de, New York: St. Martins Press.
Amin, Ash, der. (1994), Post-Fordism, Londra: Blackwell.
Amin, Samir (1976), Unequal Development, Londra: Harvester Press.
------ (1989), Eurocentrism, New York: Monthly Review Press.
Antonio, Robert J. (1991), "Postmodem Storytelling Versus Pragmatic TruthSeeking: The Discursive Bases of Social Theory", Sociological Theory 9
( 2).
Antonio, Robert J. ve Alessandro Bonanno (1996), "Post-Fordism in the United
States: The Poverty of Market-Centered Democracy", Current Perspectives
in Social Theory, cilt 16.
Antonio, Robert J. (2000), "After Postmodernism: Reactionary Tribalism",
American Journal ofSociology, 106 (2).
Appiah, Kwame Anthony (2001), "Liberalisin, Individuality and Identity", Cntical Inquiry, 27(2).
ARA (1994), Refah Aratrmas, Ankara.

186

KMLKLER SYASET

Arkoun, Mohammed (1994), Rethinking slam, Boulder: Westview Press.


Armaan, Mustafa (1995), Gelenek ve Modernlik Arasnda, stanbul: nsan.
Aronowitz, Stanley (1992), The Politics ofldenity, New York: Routledge.
Aydemir, evket Sreyya (1932), nklap ve Kadro, (2. basm: 1968), Ankara:
Bilgi.
Ayubi, Nazih (1991), Political slam: Religion and Politics in the Arab Worldy
Londra: Routledge.
Balm, idem ve di., der. (1995), Turkey: Political, Social and Economic
Challenges in the 1990s, Leiden: E. J. Brill.
Barber, Benjamin (1992), "Jihad vs. McWorld" The Atlantic Monthly, March.
Barlas, Dilek (1998), Etatism andDiplomacy in Turkey: Economic and Foreign
Policy Strategies in an Uncertain World, 1929-1939, Leiden: E. J. Brill.
Benhabib, Seyla, der. (1996), Democracy and DifferenceyPrinceton: Princeton
University Press (Trkesi: Demokrasi ve Farkllk, stanbul: Demokrasi
Kitapl [WALD], 1999).
Berger, Mark (1994), "The End of the Third World?" Third World Quarterly,
15(2).
Berman, Marshall (1982), Ali That is SolidMelts into Air, New York: Simon &
Schuester (Trkesi: Kat Olan Her ey Buharlayor; stanbul: letiim,
1999).
Bemstein, Henry (1979), "Sociology of Underdevelopment versus Sociology
of Development?", Development Theory: Four Critical Studies iinde, der.
David Lehmann, Londra: Frank & Cass.
Bemstein, Henry ve H. Nicholas (1983), "Pessimism of the Intellect, Pessimism
of the Will? A Response to Gunder Frank", Development and Changey
15(2).
Berryman, Phillip (1987), Liberation Theology, New York: Pantheon Books.
Birtek, Faruk ve Binnaz Toprak (1993), "The Conflictual Agendas of Neo-Liberal Reconstruction and the Rise of Islamic Politics in Turkey: The Hazards
of Rewriting Modemity", Praxis International, 13(2).
Bluestone, Barry ve Bennett Harrison (1982), The De-Industrialization of Ame
rica, New York: Basic Books.
Booth, David (1985), "Manrism and Development Sociology: Interpreting the
Impasse", World Development, 13(7).
Boratav, Korkut (1981), "Kemalist Economic Policies and Etatism", Ergun zbudun ve Ali Kazancgil, der., Atatrk: Founder o f a Modern State iinde,
Londra: C. Hurst and Co.
------ (1988), Trkiye ktisat Tarihi, 1908-1985, stanbul: Gerek.
------ (1991), 1980li Yllarda Trkiye'de Sosyal Snflar ve Blm, stanbul:
Gerek.
------ (1995), stanbul ve Anadolu'dan Snf Profilleri, stanbul: Tarih Vakf
Yurt.
Bowles, Samuel ve Herbert Gintis (1988), "The Labor-Capital Accord", Frank
Heam, der., The Transformation of Industrial Organization iinde, Belmont: Wadsworth.
Braude, Benjamin ve Bemard Lewis, der. (1982), Christians and Jews in the

KAYNAKA

187

Ottoman Empire, New York: Holmes and Meier.


Braveman, Harry (1974), Labor and Monopoly Capital, New York: Monthly
Revievv Press.
Brenner, Robert (1977), "On the Origins of Capitalist Development: A Critique
of Neo-Smithian Mantism", New Left Review, 104.
Bula, Ali (1991), Din ve Modernizm, stanbul: Endls.
------ (1992a), "Dinlerin Meydan Okuyuu: Entegrizm ve Fundamentalizm",
Birikim, 37.
------ (1992b), "Medine Vesikas Hakknda Genel Bilgiler", Birikim, 38/39.
------ (1992c), "Szleme Temelinde Toplumsal Proje", Birikim, 40.
------ (1993a), "Medine Vesikas zerine Tartmalar (I)", Birikim, 47.
------ (1993b), "Medine Vesikas zerine Tartmalar (II)", Birikim, 48.
------ (1993c), slam ve Demokrasi, stanbul: Beyan.
------ (1994), "slam ve Modem Zamanlarda Din-Devlet likisi, Cogito, 1.
------ (1995), Modern Ulus Devlet, stanbul: z.
------ (2001), Din, Devlet ve Demokrasi, stanbul: Zaman Kitap.
Bura, Aye (1994), State and Business in Modern Turkey: A Comparative
Study, Albany: SUNY Press.
------ (1998), "Class, Culture and State: An Analysis of Interest Representation
by two Turkish Business Associations", International Journal of Middle
East Studies, 30(4).
Callinicos, Alex (1990), Against Postmodernism, NY: St. Martin's Press.
Cardoso, Femando H. (1977), "The Consumption of Dependency Theory in the
United States", Latin American Research Review, 12(3).
Carr, E. H. (1945), Nationalism andAfter, Londra: Macmillan.
Cevizolu, Hulki (2001), Generalinden 28 ubat tiraf: "Postmodem Darbe",
Ankara: Ceviz Kabuu.
Chakrabarty, Dipesh (2000), Provincializing Europe: Postcolonial Thought
and Historical Difference, Princeton: Princeton University Press.
Chandra, Bipan (1991), "Colonial India: British versus Indian Views of Deve
lopment", Review, 14(1).
Chatterjee, Partha (1986), Nationalist Thought and the Colonial World: A Derivative Discourse?, Londra: Zed Press.
Choueiri, Youssef (1990), Islamic Fundamentalism, Boston: Twayne Publishers.
Connolly, William E. (1991), IdentitylDifference, Ithaca: Comell University
Press.
Copeaux, Etienne (1998), Trk Tarih Tezinden Trk-slam Sentezine, stanbul:
Tarih Vakf Yurt.
Crook, Stephen, Jan Pakulski and Malcolm Waters (1992), Postmodernization,
Londra: Sage Publications.
akr, Ruen (1990), Ayet ve Slogan: Trkiye'de slami Oluumlar, stanbul:
Metis.
------ (1994), Ne eriat Ne Demokrasi: Refah Partisini Anlamak, stanbul: Me
tis.
Davison, Andrew (1995), "Secularization and Modemization in Turkey: The

188

KMLKLER SYASET

Ideas of Ziya Gkalp", Economy and Society, 24(2).


Davison, Roderic (1977), "Nationalism as an Ottoman Problem and the Ottoman Response", W. W. Haddad ve W. Ochsenwald, der., Naionalism in a
Non-National State: The Dissolution of the Ottoman Empire iinde, Columbus: Ohio University Press.
D'Encausse, H. C. ve S. Schram (1969), Marxism and Asia, Londra: Ailen
Lane.
Deringil, Selim (1991), "Legitimacy Stnctures in the Ottoman State: The
Reign of Abdulhamid II (1876-1909)", International Journal of Middle
East Studies, 23 (3).
------ (1993), The Invention of Tradition as Public Image in the Late Ottoman
Empire, 1808 to 1908, Comparative Studies in Society andHistory, 35(1)
Devereux, Robert (1963), The First Ottoman Constitutional Period, Baltimore:
Johns Hopkins Press.
DE (1994), Hane halk Gelir ve Tketim Harcamalar Anketi Sonular: Gelir
Dalm, Ankara.
------ (1996), Trkiye statistik Yll, Ankara.
Di Telia, Torcuata (1997), "Populism into the Twenty-frst CenturyM
, Govern
ment and Opposition, 32(2).
Dilipak, Abdurrahman (1991a), Sava, Bar, ktidar, stanbul: aret/Ferat.
------ (1991b), Laisizm, stanbul: Beyan.
------ (1993), Sorular, Sorunlar ve Cevaplar ( 1), stanbul: Beyan.
------ (1994), "PKK Kemalizmden G Almaktadr", Mehmet Ali Soydan, der.,
Trkiye'nin Refah Gerei, Erzurum: Birey.
Dirlik, Arif (1994), "The Postcolonial Aura: Third World Criticism in the Age of
Global Capi talisin", Critical Inquiryy 20(2).
Dos Santos, T. (1973), "The Crisis of Development Theory and the Problem of
Dependence in Latin America", Henry Bemstein, der., Underdevelopment
and Development iinde, Penguin.
Dndar, Can ve Celal Kazdal (1997), Ergenekon: Devlet inde Devlet, Anka
ra: mge.
Edwards, Richard (1984), "Forms of Control in the Labor Process: An Historical Analysis", F. Fischer ve C. Sirianni, der., Critical Studies in Organization and Bureaucracy iinde, Philadelphia: Temple University Press.
Ege, Ragp (1993), "Medine Vesikas m, Hukuk Devleti mi?", Birikim, 47.
Erbakan, Necmettin (1991a), Adil Ekonomik Dzen, Ankara.
------ (1991b), Trkiye'nin Meseleleri ve zmleri, Ankara.
------ (1993), RP 4. Byk Kongre A Konusmas, Ankara.
Erdoan, Tayyip (1993), "Demokrasi Ama Deil, Aratr", M. Sever ve C.
Dizdar, der., 2. Cumhuriyet Tartmalar iinde, Ankara: Baak.
Esmer, Ylmaz (1999), "18 Nisan Analizi", Milliyet, 2-6 Mays 1999.
Escobar, Arturo (1992), "Imagining a Post-Development Era? Critical Thought,
Development and Social Movements", Social Text, 31/32.
------ (1995), Encountering Development, Princeton: Princeton University
Press.
Esposito, John ve John Voli (1996), slam and Democracy, New York: Oxford

KAYNAKA

189

University Press (Trkesi: slamiyet ve Demokrasi, stanbul: Sarmal,


1998).
Findley, Carter (1980), Bureaucratic Reform in the Ottoman Empire: The Sublime Porte, 1789-1922, Princeton: Princeton University Press.
Fischer, Michael (1982), "slam and the Revolt of the Petit Bourgeoisie", Daedalus 111(1).
Fish, Stanley (2002a), "Postmodem Warfare", Harper's Magazine, Temmuz.
------ (2002b), "Can Postmodemists Condemn Terrorism? Don't Blame Relativism", The Responsive Community, Yaz.
Frank, Andre Gunder (1969), "The Development of Underdevelopment", Latin
America: Underdevelopment or Revolution iinde, New York: Monthly Review Press.
------ (1990),"A Theoretical Introduction to 5,000 Years of World System History", Review, 13(2).
Fromm, Erich (1976), To Have or To Be ?, New York: Harper & Row.
Fukuyama, Francis (1989), "The End of History?", The National Interest, 16,
Summer.
------ (1992), The End of History and the Last Man, New York: Free Press
(Trkesi: Tarihin Sonu ve Son nsan, Gn, 1999; Tarihin Sonu mu?, Vadi,
1999).
------ (2001), "The Real Enemy", Newsweek (Special Davos Edition, December
2001-February 2002).
Gellner, Emest (1981), Mslim Society, Cambridge: Cambridge University
Press, 1981.
------ (1992), PostmodernismpReason and Religion, Londra: Routledge (Trk
esi: Postmodernizm, slam ve Us, mit, 1994).
------ (1994), "Kemalisin, Encounters With Nationalism iinde, Oxford:
Blackwell.
------ (1998), "Karlatrmal Perspektiften Trk Seenei", Sibel Bozdoan ve
Reat Kasaba, der., Trkiye'de Modernleme ve Ulusal Kimlik, ev. Nuret
tin Elhseyni, stanbul: Tarih Vakf Yurt.
Gereffi, Gary (1994), "Capitalism, Development and Global Commodity
Chains", Leslie Sklair, der., Capitalism and Development iinde, Londra:
Routledge.
Gereffi, Gary (1995), "Global Production Systems and Third World Develop
ment", Barbara Stallings, der., Global hange: Regional Response iinde,
Cambridge: Cambridge University Press.
------ (1996), "The Elusive Last Lap in the Quest for Developed-Country Status", James Mittelman, der., Globalization: Critical Reflections iinde, Boulder, CO: Lynne Rienner.
Goldberg, David Theo, der. (1994), Multiculturalism: A Critical Reader, Oxford: Blackwell.
Gorz, Andre, der. (1978), The Division of Lahor, Brighton: Harvester Press.
Gkalp, Ziya [1910] (1976), " Cereyan", Trklemek, slamlamak, Muasr
lamak, yay. haz. brahim Kutluk, Ankara: Kltr Bakanl.
Gle, Nilfer (1996a), "Authoritarian Secularism and Islamist Politics: The

190

KMLKLER SYASET

Case of Turkey", Augustus Richard Norton, der., Civil Society in the


Middle East iinde, cilt 2, Leiden: E. J. Brill.
------ (1996b), The Forbidden Modern: Civilization and Veiling, Ann Arbor:
University of Michigan Press (Trkesi: Modern Mahrem, Medeniyet ve
rtnme, stanbul: Metis, 1991).
------ (1997), "Secularism and Islamism in Turkey: The Making of Elites and
Counter-Elites", Middle East Journal, 51(1).
Guehenno, Jean-Marie (1999), "Globalization and the International System"
Journal of Democracy, 10(1).
Gutierrez, Gustavo (1982), "Liberation, Theology, and Proclamation", Quentin
Quade, der., The Pope and Revolution iinde, Washington, DC: Ethics and
Public Policy enter.
Gutmann, Amy, der. (1994), Multiculturalism, Princeton: Princeton University
Press.
Glalp, Haldun (1986), "Debate on Capitalism and Development: The Theories of Samir Amin and Bili Warren", Capital & Class, 28.
------ (1987), "Dependency and World-System Theories: Varying Political Implications", Journal of Contemporary Asia, 17(2).
Grdoan, Ersin (1991), Teknolojinin tesi, stanbul: z.
Grdoan, Ersin Nazif (1998), "Postmodem Ynetime Dn", Yeni afak
(1 Aralk 1998).
Hamidullah, Muhammad (1966), slam Peygamberi (ev. Said Mutlu), stan
bul.
Halperin-Donghi, T. (1982), "Dependency Theory and Latin American Historiography", Latin American Research Review, 17(1).
Hamitoullar, Beir (1987), "ktisadi Vahi Bymenin Bunalmlar ve slam
Kalknma Modelinin Vaadettikleri", der. Ahmet Tabakolu ve smail Kurt,
ktisadi Kalknma ve slam, stanbul: slami limler Aratrma Vakf.
Hannigan, John A. (1990)," Apples and Oranges or Varieties of the Same Fruit?
The New Religious Movements and the New Social Social Movements
Compared", Review o f Religious Research, 31(3).
Harris, Nigel (1986), The End of the Third World, Londra: I. B. Tauris.
Harrison, Bennett (1994), Lean andMean: The Changing Landscape ofCorpo
rate Power in theAge of Flexibility, New York: Basic Books.
Harvey, David (1989), The Condition of Postmodernity: An Enquiry into the
Origins of Cultural Change, Oxford: Basil Blackwell (Trkesi: Postmodernliin Durumu, stanbul: Metis, 1997).
Hirschman, Albert O. (1968), "The Political Economy of Import-Substituting
Industrialization in Latin America", Quarterly Journal of Economics,
82(1).
Hirst, Paul (1994), Associative Democracy, Amherst: University of Massachussetts Press.
Hourani, Albert (1991), A History of the Arab Peoples, Cambridge, MA: Harvard University Press.
Huntington, Samuel (1993), "The Clash of Civilizations?", Foreign Ajfairs,
Summer.

KAYNAKA

191

------ (1996), The Clash ofCivilizationsand iheRemaking ofWorldOrder, New


York: Simon & Schuster (Trkesi: Medeniyetler atmas ve Dnya D
zeninin Yeniden Kurulmas, stanbul: Okuyanus, 2002).
------(2001), "The Age of Mslim WarsM
, Newsweek (Special Davos Edition,
December 2001-February 2002).
nsel, Ahmet (1992), "Totalitarizm, Medine Vesikas ve zgrlk", Birikim 37.
slamolu-nan, Huri (1987), "Introduction: Oriental Despotism in WorldSystem Perspective", Huri slamolu-nan, der., The Ottoman Empire and
the World Economy iinde, Cambridge: Cambridge University Press.
Issawi, Charles (1982), "The Transformation of the Economic Position of the
Millets in the Nineteenth Century", Benjamin Braude ve Bemard Lewis,
der., Christians andJews in the Ottoman Empire iinde, cilt 1, New York:
Holmes and Meyer.
Jelin, Elizabeth (1997), "Dont Cry for Me, Argentina, or the Globalization of
Peronism", Contemporary Sociology, 26(3).
Kalberg, Stephen (1993), "Cultural Foundations of Modem Citizenship", Bryan
Tumer, der., Citizenship and Social Theory iinde, Londra: Sage Publications.
Karal, Enver Ziya (1981), "The Principles of Kemalism", Ergun zbudun ve
Ali Kazancgil, der., Atatrk: Founder of a Modern State iinde, Londra: C.
Hurst and Co.
Karpat, Kemal (1972), "The Transformation of the Ottoman State, 1789-1908",
International Journal of Middle East Studies, 3(3).
------ (1982), "Millets and Nationality: The Roots of Incongruity of Nation and
State in the Post-Ottoman Era", B. Braude ve B. Lewis, der., Christians and
Jews in the Ottoman Empire iinde, cilt 1, New York: Holmes and Meyer.
Kasaba, Reat (1988), The Ottoman Empire and the World Economy, The Nine
teenth Century, Albany: SUNY Press (Trkesi: Osmanl mparatorluu ve
Dnya Ekonomisi, Ondokuzuncu Yzyl, Belge, 1993).
Kayal, Haan (1997), Arabs and Young Turks: Ottomanism, Arabism and Islamism in the Ottoman Empire, 1908-1918, Berkeley: University of California Press.
Keddie, Nikki (1991), 'The Revolt of slam and Its Roots", Comparative Political Dynamics: Global Research Perspectives iinde, der. Dankwart A.
Rustow ve Kenneth Paul Erickson, New York: HarperCollins.
------ (1994), "The Revolt of slam, 1700 to 1993: Comparative Considerations and Relations to Imperialism", Comparative Studies in Society and
History, 36(3)
------ (1997), "Secularism and the State: Towards Clarity and Global Comparison", New Left Review, 226.
Kepel, Gilles (2000), "Islamism Reconsidered", Harvard International Reviewy

22(2).
Keyder, alar (1987), State and Class in Turkey, Londra: NLB (Trkesi: Tr
kiye'de Devlet ve Snflar, stanbul: letiim, 1995).
Kirii, Kemal (2000), "Disaggregating Turkish Citizenship and Immigration
Practices", Middle Eastern Studies, 36(3).

192

KMLKLER SYASET

Kirmanolu, Haan (1997), "Refah Partisinin Ykseliinin Ekonomi Politii",


stanbul Bilgi niversitesi Aratrma Merkezi, mimeo.
Kiolu, Sevil, A. H. Kse, A. nc ve G. akar (1997), "Anadolu Sanayisi
Aratrma Raporunun Sunulmas, Makine Mhendisleri Odas, 1997 Sa
nayi Kongresi, Ankara.
Kker, Levent (1996), "Hangi Demokrasi, Hangi Refah?", Birikim, 91
Kymen, Aydn, Necat Erder ve Ahmet Kardam (1996), "TSES Aratrmas,
Seim Sonulan ve Sosyal Demokrasinin Krizi zerine", Sosyal Demokrat
Deiim, 1.
Kramer, Gudrun (1993), "Islamist Notions of Democracy", Middle EastReport,
23(4).
------ (1994), "The Integration of the Integrists: A Comparative Study of Egypt,
Jordan and Tunisia", Ghassan Salame, der., Democracy Without Democrats? iinde, Londra: I. B. Tauris.
Kushner, David (1977), The Rise ofTurkish Nationalism, Londra: Frank Cass.
Kymlicka, Will (1995), Multicultural Citizenship, Oxford: Clarendon Press.
Laclau, Emesto (1977), Politics andIdeology in Marxist Theory, Londra: Verso.
------ (1988), "Politics and the Limits of Modemity?", A. Ross, der., Universal
Abandon? iinde, Minneapolis: University of Minnesota Press.
------ (2001), "Democracy and the Question of Power", Constellations, 8(1).
Laclau, Emesto ve Chantal Mouffe (1985), Hegemony and Socialist Strategy,
Londra: Verso (Trkesi: Hegemonya ve Sosyalist Strateji, stanbul: Biri
kim, 1992).
Landes, David (1969), The Unbound Prometheus: Technological Change and
lndustrial Development in Western Europefrom 1750 to the Present, Cambridge: Cambridge University Press.
Lash, Scott (1990), Sociology of Postmodemism, Londra: Routledge.
Lash, Scott ve John Urry (1994), Economies ofSigns and Space, Londra: Sage
Publications.
Leys, Colin (1977), "Underdevelopment and Dependency: Critical Notes",
Journal of Contemporary Asia, 7(1).
------ (1996), The Rise and Fail of Development Theory, Bloomington: Indiana
University Press.
Lewis, Bemard (1993), slam and the Westy New York: Oxford University
Press.
Lyotard, Jean-Franois (1984), The Postmodem Condition, Minneapolis: Uni
versity of Minnesota Press (Trkesi: Postmodem Durum, Vadi, 2000).
Macpherson, C. B. (1964), The Political Theory of Possessive Individualism,
Oxford: Clarendon Press.
Manza, Jeff (1992), "Classes, Status Groups, and Social Closure: A Critique of
Neo-Weberian Social Theory", Current Perspectives in Social Theory, cilt
12.
Mardin, erif (1962), The Genesis ofYoung Ottoman Thought, Princeton: Prin
ceton University Press (Trkesi: Yeni Osmanl Dncesinin Douu, s
tanbul: letiim, 1996).
------ (1973), "Center-Periphery Relations: A Key to Turkish Politics?", Daeda-

KAYNAKA

193

lus, 102(1).
------ (1981), "Religion and Secularism in Turkey", E. zbudun ve A. Kazancgil, der., Atatrk: Founder of a Modern State iinde, Londra: C. H. and Co.
------ (1989), Religion and Social Change in Modern Turkey, Albany: SUNY
Press.
------ (1991), "The Just and the Unjust", Daedalus, 120(3).
------ (1995), "Civil Society and slam1', John A. Hail, der., Civil Society iinde,
Cambridge: Polity Press.
Marshall, T. H. (1964), "Citizenship and Social Class", Class, Citizenship and
Social Development iinde, New York: Doubleday and Company.
Meeker, Michael (1991), "The New Mslim Intellectuals in the Republic of
Turkey", slam in Modern Turkey, der. R. Tapper, Londra: I. B. Tauris, 1991.
Mies, Maria (1994), "Genderand Global Capitalism, Leslie Sklair, der., Capi
talism and Development iinde, Londra: Routledge.
Mills, C. Wright (1962), The Marxists, Harmondsworth: Penguin Books.
Mirsepassi-Ashtiani, Ali (1994), "The Crisis of Secular Politics and the Rise of
Political slam in Iran", Social Text, 38.
Mittelman, James, der. (1996), Globalization: Critical Perspectives, Boulder:
Lynne Rienner.
------ (2000), The Globalization Syndrome, Princeton: Princeton Univ. Press.
Moghadam, Valentine (1993), "Introduction: Women and Identity Politics in
Theoretical and Comparative Perspective", Valentine Moghadam, der.,
Identity Politics and Women iinde, Boulder: Westview Press.
Mouffe, Chantal (1988), "Radical Democracy: Modem or Postmodem?", Andrew Ross, der., Universal Abandon? iinde, Minneapolis: University of
Minnesota Press.
Mortimer, Edward (1982), Faith and Power: The Politics of slam, Londra: Faber and Faber.
Munson, Henry Jr. (1988), slam and Revolution in the Middle East, New Haven: Yale University Press.
Nasr, Seyyed Vali Reza (1994), The Vanguard of the Islamic Revolution: The
Jamaat-i islami of Pakistan, Berkeley: University of Califomia Press.
Navaro-Yashin, Yael (1998), "Uses and Abuses of 'State and Civil Society in
Contemporary Turkey", New Perspectives on Turkey, 18.
Nichols, Theo ve Nadir Sugur (1996), "Small Employers in Turkey: The OSTTM Estate at Ankara", Middle Eastern Studies, 32(2).
OBrien, P. J. (1975), "A Critique of Latin American Theories of Dependency",
I. Oxaal, T. Bamett ve D. Booth, der., Beyond the Sociology of Develop
ment iinde, Londra: Routledge.
Okutucu, Mustafa Haki (1996), stikamet eriat: Refah Partisi, stanbul: Yer
yz.
Oran, Baskn (1988), Atatrk Milliyetilii: Resmi deoloji D Bir nceleme,
Ankara: Dost.
Ortayl, lber (2000), Osmanl Toplumunda Aile, stanbul: Pan.
Oyan, Ouz ve Aziz Konukman (1997), "Esnek gc Piyasalar, Anadolu
Kaplanlar ve Sendikalama", Makine Mhendisleri Odas, 1997 Sanayi

194

KMLKLER SYASET

Kongresi, Ankara.
nc, Aye (1997), "Crossing Borders into Turkish Sociology with Gunder
Frank and Michel Foucault", Contemporary Sociology, 26(3).
ni, Ziya (1997), "The Political Economy of Islamic Resurgence in Turkey:
The Rise of the Welfare Party in Perspective", Third World Quarterly,
18(4).
------ (1999), State and Market, stanbul: Boazii University Press.
zel, smet (1987), "Kalknma? lerleme? Varolma?", Ahmet Tabakolu ve s
mail Kurt, der., ktisadi Kalknma ve slam iinde, stanbul: slami limler
Aratrma Vakf.
---- - (1988), Waldo Sen Neden Burada Deilsin?, stanbul: dam.
------ (1991), "Demokrasi Kimden Yana?", Cuma Mektuplar iinde, (2), stan
bul: dam.
------ (1992), Mesele: Teknik, Medeniyet ve Yabanclama, stanbul: dam.
zel, Mustafa (1993), Piyasa Dman Kapitalizm, stanbul: z.
------ (1997), Refahl Trkiye, stanbul: z.
Paoli, Maria Celia (1997), "European Theory in Brazilian Sociology", Contem
porary Sociology, 26(3).
Pamuk, Muhammed (2001), Yasakl Umut: Recep Tayyip Erdoan, stanbul:
Birey.
Pamuk, evket (1987), The Ottoman Empire and European Capitalism,
1820-1913, Cambridge: Cambridge University Press (Trkesi: Osmanl
Ekonomisinde Bamllk ve Byme (1820-1913), stanbul: Tarih Vakf
Yurt, 1994).
Parekh, Bhikhu (1992), "The Cultural Particularity of Liberal Democracy", Po
litical Studies, 40.
Patnaik, Prabhat (1990), "Whatever Happened to Imperialism?", Monthly Reviewy42(6).
Petras, James (1991), "The Retreat of the Intellectuals", Socialism and Democ
racy , 12.
Petras, James ve Howard Brill (1985), "The Tyranny of Globalism", Journal of
Contemporary Asia, 15(4).
Phillips, Anne (1993), Democracy and Difference, University Park, PA:
Pennsylvania State University Press.
------ (1999), Which Equalities Matter?, Cambridge: Polity Press.
Pieterse, Jan N. (1991), "Dilemmas of Development Discourse: The Crisis of
Developmentalism and the Comparative Method", Development and Change, 22.
Pollert, Anna (1988), "Dismantling Flexibility", Capital and Class, 34.
Prakash, Gyan (1990), "Writing Post-Orientalist Histories of the Third World:
Perspectives from Indian Historiography", Comparative Studies in Society
and History, 32(2).
------ (1994), "Subaltem Studies as Postcolonial Criticism", American Historical Review, 99(5).
Prebisch, Raul (1950), The Economic Development of Latin America and its
Principal Problems, New York: United Nations.

KAYNAKA

195

------ (1959), "Commercial Policy in the Underdeveloped Countries", American


Economic Review>: Paper s and Proceedings.
Refah Partisi [1994], Refah Partisi'nin Anayasa Deiiklii Uzlama Teklifi,
Ankara (tarihsiz).
Rodinson, Maxime (1987), Europe and the Mystique of slam, Seattle: Univer
sity of Washington Press.
Rosenau, Pauline Marie (1992), Post-Modernism and the Social Sciences, Prin
ceton: Princeton University Press.
Roxborough, lan (1979), Theories of Underdevelopment, Londra: Macmillan.
Roy, Olivier (1994), The Failure of Political slam, Cambridge, MA: Harvard
University Press (Trkesi: Siyasal slamn flas, stanbul: Metis, 1995).
Sachs, Wolfgang, der. (1992), The Development Dictionary, Londra: Zed Press.
Salar, Fikri ve Emin zgnl (1998), Kod Ad Susurluk: Derin likiler, stan
bul: Boyut.
Sakallolu, mit Cizre (1996), "Parameters and Strategies of Islam-State Interaction in Republican Turkey", International Journal of Middle East Stu
dies, 28(2).
Salt, Jeremy (1995), "Nationalism and the Rise of the Mslim Sentiment in Turkey", Middle Eastern Studies, 31(1).
Sarbay, Ali Yaar (1985), Trkiye'de Din ve Parti Politikas: MSP rnek Ola
y, stanbul: Alan.
Saybal, Kemali (1997), "Refahyol Koalisyonu, Kendi-Merkezli Davran ve
Hukuk Devleti", Sosyal Demokrat Deiim, 6.
Schuurman, Frans, der. (1993), Beyond the Impasse: New Directions in Deve
lopment Theory, Londra: Zed Press.
Seidman, Steven (1991a), "The End of Sociological Theory: The Postmodem
HopeM,Sociological Theory, 9(2).
------ (1991b), "Postmodem Anxiety: The Politics of Epistemology", Sociologi
cal Theory, 9(2).
Seligman, Adam (1992), The Idea of Civil Society, Princeton: Princeton Univer
sity Press.
Shari'ati, Ali (1981), Marxism and Other Western Fallacies, Berkeley: Mizan
Press.
Sklair, Leslie (1988), "Transcending the Impasse: Metatheory, Theory, and Empirical Research in the Sociology of Development and Underdevelopment",
World Development, 16.
Smart, Barry (1990), "Modemity, Postmodemity and the Present", Bryan S.
Tumer, der., Theories of Modemity and Postmodemity iinde, Londra:
Sage Publications.
Sonn, Tamara (1987), "Secularism and National Stability in slam", Arab Stu
dies Quarterly, 9(3).
------ (1990), Between Qur'an and Crown: The Challenge of Political Legitimacy in the Arab World, Boulder, CO: Westview Press.
Stacher, Joshua A. (2002), "Post-Islamist Rumblings in Egypt: The Emergence
o f the Wasat Party", Middle East Journal, 56(3).
Steinmetz George ve Erik Olin Wright (1989), "The Fail and Rise of the Petty

196

KMLKLER SYASET

Bourgeoisie: Changing Pattems of Self-Employment in the Postwar United


States", American Journal of Sociology, 94(5).
Steinmetz, George (1994), "Regulation Theory, Post-Marxism, and the New
Social MovementsM
, Comparative Studies in Society and History, 36(1).
Suur, Nadir (1997), "Small Firm Flexibility in Turkey: The Case of OSTIM Industrial District at Ankara, New Perspectives on Turkey, 16.
ahin, Mustafa (1997), 'Trkiye'de Kk ve Orta Boy letmelerin (KOB'lerin) nemi", MSAD Blteni, No.20, Nisan-Mays.
en, Serdar (1995), Refah Partisi'nin Teori ve Pratii, stanbul: Sarmal.
Tabakolu, Ahmet (1987), "slam ktisad Asndan 'Kalknma', Ahmet Tabakolu ve smail Kurt, der., ktisadi Kalknma ve slam iinde, stanbul: s
lami limler Aratrma Vakf.
Tanr, Blent (1987), "slam ve Demokrasi zerine" 11. Tez, 6.
Tapper, Richard, der. (1991), slam in Modern Turkey, Londra: I. B. Tauris.
Tibbs, Dean (1973), "Modemization Theory and the Comparative Study of Socities: A Critical Perspective", Comparative Studies in Society and History,
15.
Toprak, Binnaz (1981), slam and Political Development in Turkey, Leiden: E,
J. Brill.
------ (1984), "Politicization of slam in a Secular State: The National Salvation
Party in Turkey", Said Amir Arjomand, der., From Nationalism to Revolutionary slam iinde, Albany: SUNY Press.
------ (1987), "The Religious Right", Irvin C. Schick ve E. Ahmet Tonak, der.,
Turkey in Transition iinde, New York: Oxford University Press.
------ (1990), "Religion as State Ideology in a Secular Setting: The Turkish-Islamic Synthesis", J. M. Wagstaff, der., Aspects of Religion in Modern Tur
key iinde (University of Durham, Centre for Middle Eastem and Islamic
Studies, Occasional Paper Series, No. 40)
------ (1993), "Islamist Intellectuals: Revolt Against Industry and Technology,
Metin Heper, Aye nc ve H. Kramer, der., Turkey and the West: Changing
Political and Cultural Identities iinde, Londra: I. B. Tauris.
------ (1995), "slam and the Secular State in Turkey", idem Balm, ve di.,
der., Turkey: Political, Social and Economic Challenges in the 1990s iin
de, Leiden: E. J. Brill.
Tosun, Glgn ve Tanju Tosun (1996), "27 Mart 1994 Yerel Seimlerinden 24
Aralk 1995 Genel Seimlerine: Siyasal Corafyaya likin Gzlemler",
Amme idaresi Dergisi, 29(1).
Tosun, Tanju ve Glgn Tosun (1999), "18 Nisan Seimlerindeki Oy Kaymala
rnn statistiksel Yorumu", Milliyet, 30 Nisan 1999.
Tuncer, Erol (1996), "24 Aralk 1995 Genel Seimlerine likin Saysal ve Ge
nel Bir Deerlendirme", Sosyal Demokrat Deiim, 1.
------ (1999), "Kesin Sonular, Radikal, 29 Mays 1999.
Tunay, Mete (1981), Trkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Ynetiminin Kurul
mas (1923-1931), Ankara: Yurt.
Tumer, Bryan S. (1974), Weber and slam: A Critical Study, Londra: Routledge
and Kegan Paul (Trkesi: Max Weber ve slam, Eletirel Bir Yaklam,

KAYNAKA

197

Ankara: Vadi, 1991).


------ (1984), "Middle Class and Entrepreneurship in Capitalism", B. S. Tumer,
Capitalism and Class in the Middle East iinde, Londra: Heinemann.
------ der. (1990), Theories of Modernity and Postmodernity, Londra: Sage.
Trkne, Mmtaz'er (1991), Siyasi deoloji Olarak slamcln Douu, stan
bul: letiim.
TSES Vakf (1995), Trkiye'de Siyasi Partilerin Semenleri ve Sosyal D e
mokrasinin Toplumsal Taban, Ankara, 1995.
Wallerstein, Immanuel (1974), "The Rise and Future Demie of the World Capitalist System: Concepts for Comparative Analysis", Comparative Studies
in Society and History, 16.
------ (1982), "Crisis asTransition", S. Amin, G. Arrighi, A.G. Frank, I. VVallerstein, Dynamics of Global Crisis iinde, New York: Monthly Review Press.
------ (1986), Braudel on Capitalism and the Market, Monthly Review, 37.
------ (1991), Unthinking Social Science: The Limits ofNineteenth-Century Pa
radigms, Ne w York: Blackwell (Trkesi: Sosyal Bilimleri Dnmemek,
19. Yzyl Paradigmasnn Snrlar, Avesta, 1999).
White, Jenny (1994), Money Makes Us Relatives: Women,s Labor in Urban
Turkey, Austin: Texas University Press.
------ (1996), Civic Culture and slam in Urban Turkey, Chris Hann ve Elizabeth Dunn, der., Civil Society: Challenging Western Models iinde, New
York: Routledge.
------ (1997a), "Pragmatists or Ideologues? Turkey's Welfare Party in Power",
Current History, cilt 96, No. 606.
------ (1997b), "Islamists and Civil Society in Turkey, atlye sunumu, M
Islamist Perspectives on slam, State and Society, University of Aarhus, Denmark, December 5-7, 1997.
Wilmsen, Edwin N. ve Patrick McAllister, der. (1996), The Politics of Difference: Ethnic Premises in a World ofPower, Chicago: University of Chica
go Press.
Wood, Ellen Meiksins (1995), "Civil Society and the Politics of Identity, Democracy Against Capitalism iinde, Cambridge: Cambridge University
Press.
Yarar, Erol (1995), "Tekno-ekonomik Paradigma ile Satran, ereve, 15.
------ [1996], 21. Yzyla Girerken Dnyaya Yeni Bir Bak, stanbul: MSAD
(tarihsiz).
Yavuz, M. Hakan (1997), "Political slam and the Welfare (Refah) Party in Tur
key", Comparative Politics, 30(1).
Ylmaz, Turan (2001), Tayyip: Kasmpaa'dan Siyasetin n Saflarna, Ankara:
mit.
Ycekk, Ahmet (1983), Trkiye'de Din ve Siyaset, stanbul: Gerek.
------ (1997), Dinin Siyasallamas: Din-Devlet likilerinde Trkiye Deneyimi,
stanbul: Afa.
Zubaida, Sami (1995), "Is There a Mslim Society? Emest Gellner's Sociology
of slam, Economy and Society, 24(2).

Haldun Glalp

Kimlikler Siyaseti
Trkiye'de slamcln son yllardaki geliiminin nedenlerini aratran
Kimlikler Siyasetinde iki ana nerme savunuluyor: Birincisi, slamcl
hzla ilerleyen kresellemeye kar bir direni olarak deil, tam
tersine, kresel dzene uyum gstermenin ve bu dzen iinde daha
avantajl bir konuma ulamann bir arac, bunu salamaya dnk bir
dayanma ann kurulmas abas olarak grmek neriliyor. kincisi,
bu ynyle slamcln, sosyo-politik temelleri kreselleme srecin
de yatan "postmodern durumun" bir rn, bu ortam iinde etkisi
yaygnlaan "kimlikler siyasetinin" bir rnei olduu savunuluyor.
"1991 Krfez Sava ile balayp 11 Eyll 2001'de ABD'ye yaplan sal
dr ile sona eren dnem slamclk iin byk bir tarihsel frsat dne
miydi. Bu, youn bir modernite eletirisi ieren ve otantiklik iddias
tayan kimlik siyasetlerinin seslerini ok daha fazla duyurduklar bir
dnem oldu. Herkesin otantik kimlikler peinde kotuu bir ada
kim slamclardan daha otantik olabilirdi ki?" - Haldun Glalp

You might also like