Professional Documents
Culture Documents
t~,.1~~ b t
FEI.~EFE. YE GR
Z(arl Jaspers
Dergah
Yaynlar:
79
Bat dncesi
Dergah
Yaynlar'na
aittir.
Karl Jaspers
Trkesi: Mehmet
Akaln
FELSEFEYE GRS
tltP/}. -7L
bat
dnces
DERGAH YAYINLARI
P.K.1240-sTANBUL
Felsefee
giri, Emek
Matbaac.lk
tesislerinde
hazrlanmtr
i!ldekiler
Egzistans felsefesi ve Jarpers (M. Bochenski) /7
,Felsefe nedir/27
Felsefenin mene'leri/35
epeevre kaplayan/44
Tanr fikri! 53
Kaytsz :;;artsz talep/65
nsan"
'r
Dnya/85
nan
vc aydnlanma/g5
Egzistal1s
fesefesi"'~e deildir
Bu yaz, 1. M. Bochenski'nin, Europaische Philosophie der Gegenwart (ada Avrupa Felsefesi), Francke Verlag Bern und
Mnchen, .adl eserinin 1954 tarihli ikinci basksndan alnmtr.
1. Varlk ve hilik.
7
FELSEFEYE GR
1926) gibi belirli modern yazarlara da egzistansiyalist denemez. Geri bu yazarlar, eitli insan problemlerini ed~
bi olarak tarttlar veya air olarak ortaya koydular, fakat bunu yaptlar diye, onlara egzistansiyalist denemez.
Klasik mana-ia, egzistans veya egziste edenvarlkla
megulolan
filozoflara da egzistansiyalist denemez.
Bundan dolay, baz thomistlerin Thomas von Aqliin'i
egzistanEiyalist olarak gstermeye alimalar da tamamiyle yanIttr. Husserl'i egzistansiyalistlere byk tesiri
oldu diye. egzistansiyalist sayn1ak da byk hatadr.
nk bizzat kendisi egzistans parantez d brakr.
Nihayet egzistans felsefesi, herhangi bir filozofun,
mesela Sartre'n retisiyle de bir deildir. nk bu
filozoflarn herbiri ayr bir yne sahiptir.
Btn bu yanl anlamalarn yannda, egzistans felsefesi, amzda teekkl eden, en ok Kierkegaard'a
kadar gtrlebilen, eitli retlerden ibaret oluasna
tum
ramen. temelde birleik izgileri olan, bir felsefi
ve yndr.
tu.
Temsilcileri
. Bu yaz erevesinde, nce bu okula giren filozoflar tesbi,t etmek, sonra da mterek noktalarn gstermek'
yerinde olacak. En azndan amzn drt filozofu, tartmasz, egzistansiyalist olarak
gsterilebilir: GABREL MAReEL, MARTN HEDEGGER, . KARL JASPERS ve JEAN PAUL SARTRE. Hepsi de byk zaman
aralna ramen, halabugn tesirini devam ettiren Kierkegaard'a dayanrlar. Yukarda ad geen drt filozofun
dnda, birok filoz~fun egzlstansiyalizmin tesiri altnda
kalmasna ve onunla ilgilenn1esine ramen, pek fazla g~r
ek egzistansiya1ist filozof yoktur. Yukardakilerin ara(
snda Sartre'n alma arkada SMONE de BEAU-vOR, fakat her eyden nce ada Fransz felsefesinin
MARLEAU-PONTY saylabilirdi.
Franszca yazlm eser leriy le tannan iki Rus yazar NKOLA B~RDJ AJEV (1874-1948) ve LEO SCHES--TOV da anlabilir burada. Ayrca Kierkegaard'n tesiri
altnda ~alm
protestan teolog KARL BARTH (1886)
da buraya katlabilir. Mkemmel bir varlk filozofu olan
L. LA VELLE'i egzistansiyalist saymak, byk br hata
olur. Burada biz, sadece yukarda anlan be filozofun
'mterek yanlar zerinde duracaz.
belirli
kafalarndan
, Egzistansiyalizmin belli
bal basamaklar
Kierkegaard'n
lm: 1885
Karl J aspers'in . Psychologie der. Veltanscha ungen
(Dnya grlerinin psikolojisi) nin neri 1919.
Gabriel Marcel'in Journal Metaphysique (Metafizik
gnlk) ve Heidegger'in Sein und Zeit (Varlk ve zaman) nn neri 1927.
J asper'in Philosophie (Felsefe) si 1932.
Jean Paul Sartre'n L'etre et le Neant (Varlk ve
Hilik) i 1934.
una dikkatedilmelidir: Egzistansiyalizm,
Alman-.
ya'da daha 1930 larda kuvvetli tesirini gsterirken, latin
memleketlerinde bilhassa, talya ve Fransa'da yakn zamanlarda anlam k.zanr.
Kaynaklar
Egzistansiyalistler ~n Sren Kierkegaard'n eserlerinin byk neminden bahsetmitik. Danimarkah filozof yaarken, hibir tesire sahip deildi. Yirminci asrda
yeniden kefinin sebebini, trajik ve sbjektif dncesile~
9
FELSEFEYE GR
an
Mterek ynler
a) eitli egzistansiyalist filozoflarn ortak yan,
hepsinin de, herbirinde ayr olan, ve tarifi g egzist~n ..
siyalist bir yaantdan hareket etmelerindedir. Bu, Jas10
pers'te varln krk dkk oluunun anlalmas, Heidegger'de lme kou un tecrbesi, Sartre'da bulant
(Nausee) dr. Egzistansiyalistler, felsefelerinin byle bir
yaantdap. -yola ktn hibir zaman inkar etmezler.
Bundan dolay egzistans felsefesi ok ahsi bir yaantnn damgasn tar.
.
b) Egzistansiyalistler' iin aratrmann belli bal
konusu egzistans denen eydir. Bu kelimeye verdikleri
manay izah etmek ok gtr. Fakat her ne halolursa
olsun, burada bahis, insani ol.-ekilIeridir. Sadece in~an (geri n~diren byle denir. ok kere var-olu, egzistans, ben, kendisi iin olmakta-olan denir) egzistansa sahiptir. Doru sylenmek gerekirse, '0, egzistansa sahip
deil, egzistanstr. Eer herhangi br varla sahipse, bu
varlk onun egzistans~~r yahut egzistansn takip eder.
c) Egzistans aktelolarak kavranr.. Hibir zaman
olup bitmemitir, kendisini hrriyeti iinde yapar, olur
0, bir plandr. Her an oldundan az veya oktur. Tez,
egzistansiyalistlerce, .egzistansn zaman iinde var oluuy la kuvvetlendirildi.
d) Haya~ felsefecilerinin akta1izmiyle egzistansiyalistlerinkinin arasndaki fark, 'egzistansiyalistlerin insan. clier bir koznik hayat dalgasnn ortaya kyla
deil, tamamiyle sbjektif olarak mahede etmelerindedir. Sbjektiflik de yaratc manada anlalmtr. nsan
kendini hrriyet iinde yapar, 0, kendi hrriyetidir.
e) Btn bunlardan, egzistansiyalist1ere gre, insa-,
nn kendi kendine olduu, kendi iine kapa11 nejce-'
sini karmak yanl olur. 9lup bitmemi, ak bir gerek olarak, sk'.. kya dnya ile, bilhassa dier insanlar
ile baldr. Bu i "'.li bamllk, egzistansiyalistlerin hepsi tarafndan kabul edilmitir. Bir tarafta dnyaya ilave
11
F~LSEFEYE GR
edilmi
KARL JASPERS
Karakteristik ve tesirler
Karl Jaspers, egzstansiyalist olarak ortaya kan filozofIat!l ilkIerindendir. Fakat onlarn metafizie en ya12
kn olanlarndan, kapallarndan
arama
Geri, Jaspers rasyonel bir ontolojiyi reddeder, fakat tutumu, ontolojik ve metafiziktir. Ona gre felsefe,
mahiyeti itibariyle metafiziktir. Varln ne oldu!-, sorusuna cevap arar. Fakat varlk, ok kimselerin sand
gibi, verilmi deildir. r Varln herkesin bildii bir ey
olduunu sanmak,
delilik olurdu. B~ grle dnr.
13
FELSEFEYE GR
Kant'n
iki
temeldncesini alr
Dnyaya ynelmede, egzistans aydnlanmasnda, metafizikte. ::ier nde de obje ve suje elikisini yenip, gerek varla ulamak bahis konusudur. Jaspers felsefesinde suje ve objenin demir att noktay arar. Burada kavram yoktur. Kelimelerin manas yoktur, artk. Bir ey
ifade etmeyen fikirlerle konuur insan; kelimeler gidilecek yol? gsteren iaretlerden bal'~ bir ey deildirler.
Dnyaya ynelme, felsefi ynelme ve amprik ynelmedeki dnyaya kapanp kalmay, delip gemek ister.
Zaruri hudutlar gsterir nce. Matematikte aksiyomlar,
tecrbi ilimIerde gereklerin teorilere ball, dnya
grnde bildirme (anlatma) gl ve sistematik mkemmelliin e~siklii; her yerde meydana gelen Anti.
nomielere iaret eder. Bir dnya tasavvuru birliine ula
mann imkanszln gsterir. nk dnyada drt gereklik sahas vardr: Madde, hayat, ruh ve mana. Drd de gerektir. Nesnelliin heterojen ekilleridir. Fakat
aralarnda bir srama vardr.
B.asamak .dnceler, dnyay anlatmak iin tabiidir.
Fakat ruhu anlatamazlar. Geri insanlarda ruhu yahut
da tabiat mutlaklatrma baka bir gerei inkar etme
eilimi mevcuttur, fakat felsefi manada bir ynelme, fiili
durumda kalr ve drt gereklik sahas'.nn egzistansn tanr. Bunlar bir birlje getirilemezler - hatta anorganik
varolular bile.Bir birliin noksanl, teknik ilerde, terbiyede ve
politikada da grlr; her yerde alinaz hudutlarla karlar, insan. Jaspers bunu bir hekimin, bir hastaya kar hibir zaman baanya ulamayan eitli tutumlaryla
karlatrr. Sonra tabii ilimIerin mana ve deerini ara
tran; onlara kar yaplan eletirileri takip eder.' Sonra
da manevi ilimIeri ve ilimIerin: tasnifin imtihana eker.
15
FELSEFEYE GiR
Grlyor, ki her ilim tasnifi nisbidir, ve gerek bir tasnif olmak iste:rlerse iflas ederler. Dnya kendi iinde
kapal deildir. nk kendi iinde bir temeli yoktur. O
halde, ilimIerin yardmyla d\inyada bir yn bulmak imkanszdr.
Egzistans
Mitoloji dilindeki ruha-, felsefe dilinde egzistans"
denir. Egzistans, btn dnya-varlnn karsnda duran bir varlktr. Var deildir, fakat var olabilirve var
16
F: 2
FELSEFEYE GR
Komnikasyon
Egzistans geri kendi kendine oluur, fakat sadece
kendi kendine ve kendiyle deil: Eg~istans kendi uuru
na vakf komnikasyon olarak vardr, ben daima komnikasyon iindeyim. J aspers, insann .var-olu olarak ilerinde egziste ettii birok var-olu komnikasyonlar.
ortaya koyar. Hepsinin hudutlar var, ve btn bu hudutlarn tesinde egzistansiyel komnikasyon bulunur.
Bu benin kendisi olarak gereklemesi ve huruc etmesidir. Bu durumda bizzat kendimiz, bizzat ke:..dimiz iin
karlkl yaratma halindeyiz. Komnikasyon, sevgi dolu
br Savatr. Egzistans bu sevgi iinde ta:'.. ,. bir akla
erimek iin savar. Fakat bu savan husus bir yan
var: stnlk ve galibiyet istenmez; herkes her eyi karsndakinin tasarrufuna verir. Sevgi, komnikasyon deil, fakat onun kaynadr; egzistansiyel kemnikasyon
18
Durum ve tarihllik
~gzistans
daima bir durum iindedir. Durum deyince, Jaspers, onun iinde onunla ilgilenen bir sjeyi anlar. Durum sre iin bir ereve: veya oyun sahasdr.
Durumlar deitirilebilir veya onlara yan izilebilir, fakat mutlak durumlar da var. Bunlar, deitirmemize imkan olmayan, kesin, karlatmzda iflasa uradmz
hudut durumlardr. Bu durumlar bilinemez, hissedilir.
19
FELSEFE YE GR
Bu durumlar On ardr: lm, ztrap, sava ve su. Hudut d:urumlara, bizde mmkn egzistarisn var lamas suretiyle reaksiyon gsterebiliriz. Hudut durumlarn iine
ak gzlerle girdiimizde, bizzat, biz, oluruz. Egzistansn
btnnn gereklemesi ancak bir hudut durumda
mmkndr. Baka trl ifadE: edilmek gerekirse, gerek egzistans konumaya son veren tarihi gerekliktir.
nk egzistans, tarihiliktir. Tarihilikte, .uururnun
ikilii' aydnla kar: Ancak, zaman var-oluuyuffi,
f-:.
kat zamana ait deilim. Fakat bu iki grn, egzistansiyel uurda mene'ce ayndr. Tarihilik v~r-olu ve egzistans, zaruret ve hrriyetin birliidir (bir oluudur).
Mutlak zaruret olduu kadar, engelsiz hrriyet de tarihi
uurda ortadan kaldrlmtr. Var~olu olarak var olmasaydIr. . , egzistans hibir eydi; fakat ben hibir eydim,
eer egzistans olarak var olmasaydm. Bunda! ~'.01ay tarihilik zaman ve ebednin birliidir. Bu manad~. egzistans ne zamanllk ve de zamanszlktr, birbirinin iinde birdir. Egzistansn bu karakteri anda zuhur. eder:
Bu zamana ait oluY.n ve zamanszlin zdei, mevcu t
ann ebedi imdiye kk salmasdr.
Tarihi uurda hibir zaman' genel deil, ferdi varln kavranld aydnlanf . NetLe )larak tarihilik dnlemez. Fakat bundan dolay da tarihtlik akl d
dr denHemez, nk mutlak tarihi olan, tamamiyle pozitif olduu halde, akl d biraz- negatiftir. Egzistans u
urunun taycs, hudut deil, kaynak; kalnt deil,
mene'dir.
Hrriyet ve su
Egzistans hrriyettir. Bu hrriyet determinizm ve
en determinizm meselesi olarak ok baka bir sahadadr.
20
nk bu her ikisi de objektif varl. tn varln yerine alyor ve bu yolla hrriyetle a .. y ediyorlar. Egzistansiyel hrriyet objektif deildir, :. e isbat ne de inkar
edilebilir. Ne bilgi, ne keyfilik,
de kanunla ayn manadadr; gene de bilgisiz keyfilik olmadan ve kanunsuz
hibir hrriyet yoktur. Hrriyetimin, egzistansiyel seimde, yani kendi kendim olma kararmda, farkna vannm.
Hrriyet egzistansla zde olduundan, anlalmas imkanszdr. Her ikisini de dnerek deil, egziste ederek farkn'.. varrm. Bunun iin hrriyet zarfiri olu ile
keyfiliin zd bir Iii olarak ortaya kar. Semek suretiyle, setiime balanrm, yaarm ve neticelerinden
de sorumluyum. Bu tecrbi gerekIere bakarak balan~
mayla .bir deildir, seim annda kendini yaratarak ba
lanmadr. Bundan u netice kar: Nasl var-olu olma-o
dan hrriyet olmazsa, mutlak hrriyet de yoktur.
Kendirnin hr olduuma kani isem, kendimi sulu
bilirim. Su hrriyetin .Yabancs deildir: Hrriyetimin
iinde ve hr-oluUIn vastasiyle vardr. nk bir faaliyet iinde yayoruz, bu faaliyet yegane sebebidir onun.
Yaamak iin faaliyet gstermek ve isternek zorundaym.
Faaliyetsizlik te bir faaliyettir aslnda, seim ve faaliyetimle bir olan yani dier bir imkan yakalarm. Fakat dierleri insanlardr. Var-oluumla, yani egziste eden insann kararyla su ilerim. Bu su, olmaya devam eden
her egzistansn hakl oluunu yere vurur. Bu mene'den
gelen su, dierlerini malveder. Bu, reddedilemez, bu
egzistansn kendisidir.
ne
Transandans
Var-olu dayanakszdr
sonuz
bir kifayetsizliktir.
ve paramparadr; egzistans
Egzistans ya trasandansa da21
FELSEFE YE GR
yanarak
vardr
22
,"
iindedir. Jaspers'in
izler tasr
... .
releri
okumak
ifreler
teorisi de Eflatun'dan
ve iflas
Metafiziin
olmayan hibir ey yoktur. Btn var-olu, tabiat ve tarih, balbana uur; bizzat insann kendisi, tabiat ve dnya ile birlii, hrriyeti transandansn ifrele
ri olabilirler. ifreleri, okumann dili, bir sanattr. Felsefi speklasyon da, bir ifre okumadr. Tanr isbaUar da
speklatif ifre okumalardr, kaynaklar egzistansn uu
rundadr. Fakat transand:ans, hibir zaman isbat edilmez,
ondan emin olunur. Transandansn nemli ifresi, varoluun kaybolmasdr. flasta, varlk.
23
FELSEFEYE GR
..
sonlunun iflasn yegane gerek varlk olan tanrnn tasdiki olarak grmek istiyor. Bu, toptan bir bakla grlebilir. Onun iin de Jaspers felsefesinin esas udur: Fel:sefe, lmeyi renmek demektir. Parola yle seslenir:
flas ederken tanry renmek .
I. M. B04:benski
24
FELSEFEYE GRS.,.
Felsefe nedir
27
FELSEFEYE GiR
bu ekilde men-'
e'den hareket ederek dndne dair bir iarettir. n
sann ocuk
azndan man~ bakmndan felsefe yapma28
FELSEFE NEDR
nn
29
FELSEFEYE GR
ce
yokmu
varr.
gibi
bakalatnn,
geip
gittiinin farkna
Faka~
..
rr.
FELSEFE NEDR
u cmlelin
31
FELSEFEYE GR
felsefe, canl dncenin yaa.nmas ve bu d-ncelerde kendini bulma, yahut i ve onun zerinde konumadr.
Ancak, nefis tecrbesinden geerek felsefede
kar karya olduumuz eyi idrak edebiliriz.
Felsefenin manasndan, baka ekillerde de bahsede- .
biliriz. Hibir ekil, bu ~.nay bitirip sonuna kadar izah
eden1ez ve kendini yegane olarak gsteremez. Eski a
dan duyarz: Felsefe, ilahi ve insa i eylerin, olmakta-olann olmakta-olan olarak bilgisi, erdemin dnen gayreti, ilahi olana benzeme ve nihayet kaplayc yn ile btn ilimIerin' ilmi, sanatlarn sanat, bir tek sahaya ynel-
mi tek ilimdir.
Bugn felsefeden belki aadaki ekillerde bahsedilebilir:
- Gerei mene'inden seyretmek.
- Gerei, dnerek kendi tecrbelerine. bakarak
nasl paylatm nazara alarak kavramak.
- epeevre kaplayann btn geniliine kendimizi
amak.
- Hakikatin her manasyla, sevgiye dayanan bir mcadelede insanlar arasnda da.komnikasyona cesaret etmek. Akl salim ve srarla en yabancnn, hatta kendi baarszlnn karsnda dahi uyank tutmak.
Felsefe insan bizzat kendi yapan, onu hakikate ortak eden teksifidir.
'
Her ne kadar felsefe herkesi, hatta ocuu bile basit
ve messir dnceler halinde harekete geirebilirse de,
zerinde uurlu bir ekild~ uramak, hi bir zaman t-o
kenmeyen, ve her zaman kendini tekrarlayan, daima hal-i
hazr olarak kendini gerekleti;en bir vazifedir. Bu vazife uuru, insanlar insan kaldka, hangi ekilde olursa
de
ksaca
32
FELSEFE NEDR
Felsefe, yalnz bugn hcuma uramad, ve btUn'ijyle lzumsuz ve zararldr diye, reddedilmedi. Felsefe" n
in vardr, tehlike an,nda bize 'Yardm~ olmadktan sOo-'
ml
tarz,
bamsz
felsefeyi,
bizi' tanrdan uzakatrd, dllyevilie gtrd, - hi:..
likle ruh; ifsat ettii i,jp ~.tledi. ..Politik tot~liter d-'
:nce, u ekilde ith am etti: Filozoflar, sadece kainat:
baka. baka izah ettiler, fakat nemli olan, onun dei
tirilmesidir. ki dnce tarz da felsefeyi tehlikeli grd, nk felsefe nizarn paralyor, ruhu bamszlJ;a dolaysyla isyan ve bakaldrmaya aryor.
Vahiy yolu
ile varl bildirilen t;::p.;r.: tarafpdan . aydnlatlm b~r
taraf, yahuther eyi kendisi iin talep' eden allahsz bir
kuvvet, ikisi de felsefeyi yok durumuria getirmek lstiygr....
lar.
" '\,.""4; ,'.
, . .,:'
."
F: 3
FELSEFEYE GR
34
Felsefenin
mene'leri
FELsEFEYE GR
Felsefe yapma, h'U',at. gai~elerineba11ktan bir' uyan gibidir. Uyan, ~yay~,ge 've' dnyaya btn bunlarn neolduu, btn bunlarn nereden geldii sorularyla, . menfaa.ta 'dayanmayan bir mahedede
yaanr.
Bunlar, cevaplar hibirfayda getirmeyen, fakat cevaplandrlmalaryla tatmin olduumuz sorulardr.
2. Olmakta olann bilinmesiyle, h~yr~nl:mn ve
aknlmn tat,:rr~,il!ie ulat:rr; anda, ~uphe kendim
gsterir. Geri bir' yn bilgiler elde ediiIllitir~ fakat tenkid szgecinden geirince, hibir ey bellideildir. DuyularmlZn alglar, duyu, organlarmzla snrlanm ve
aldatcdrlar, . hi deilse, ~ kendi . dnda, alg11a~adan
uzak, bizza~ kendisi~olana tekabl etmiyorlar. Dndk
lerimiz insan-aklrnza gredirler, 9~lmesi .g .elikiler
iinde gerekleirler.' Felsefeyaparak, jpheyi yakalarm
ve onu radikal srdrmeyi denerim, fakat ne hibir eyi
yrrl~te grmek istemeyen ve asla bir adm ilerlemeyen reddetme arzusuyla, ne de phegtrmeyen ve her
tenkide dayanabile~e!t kesinlik nedi~' ohal~e? sorusuyla.
Descartes'in' rrt~hur emiesi, dnyorum, o halde
varm. lt DeSeartes, her eyden phe etse 'de, kesin idi;
nk bilgimde farkna varrriad~n yanlm olmam, var
olmam hususunda da' beni yanltmaz.
, . phe, metodlu, phe olarak her bilginin tenkidi
tahldki olur! Bundan dolay, racikal phe olmadan, fel
sefe mmkn deildir. Fakat, nemli olan, phe yoluyla
emin-oluun temellnin nerede ve nasl kazanlaeadr.
3:' Akla giden yolu gsteren ph~ sayesinde, dnyadaki nesnelerin bilinmesine kendimi vermekle, .~ese.
lenin zerin~eyim, kendimi, \gayelerimi, mutlul~umu, .
salmi' dnmyorum. Daha ziyade bu bilgilerin elde
edilmesiyle kendimi unutmuum, memnunum.
36
FELSEF-ENN MENE'~:E.~i
Ee~, . kendi
-durumumda kendirnin
uuruna varrsam,
37
FELSEFE~.T!: G fRi
nsan oluuIIluzu bir baka ekilde, btn dnya oluun bir gvenilmezlii olarak aklyalm.
Meselesizlik, dnyay alelade bir varlk olarak ka-
bul eder, mutlu durumlarrp.zda dnyay btn gcmzle kut1arz~ sorusuz sualsiz' gvenimiz vardr. u anda,
oluumuzdan /baka bir ey tanmayz. Acl iken, gsz
olduumuzda, aresizlik anlarmzda ye'se deriz. Ve bu
zor1ukhu yenilmise ve biz hala yayorsak, yeniden kendimizi unutur, mutlu gnlerin iinde kayboluruz. Fakat
insan byle tecrbelerle aklland. Tehdit onu, kendini
emniyete almas iin sktryor. Tabiata hakimiyet ve
insanlarri
birbirlerini' destekleyen bir topluluk ha~ine
gelmesi, var-oluu garanti altn'a almaldr.
nsan tabiata kar, onli kendi hizmetinde kullan-'
mak iin, kuvvetleniyor; tabiat bilgi ve teknikle gvenilir hale getirilmelidir.,
Yine :de tabiata hakimiyette hesaplanamayan eyler
kahyor, dolaysyla devaml tehdit, netice olarak da btnde iflas: Ar yorucu i, yallk, hastalk ve lm ortadan kaldrlamaz. Hakimiyet altna alnan tabiatn btn gvenilirlii, toptan gvenilmezliin erevesine aln
m bir hususiliktir;
Ve insan, herkesin herkese kar savan, azaltmak,
ve sonunda bertaraf etmek iin cemiyet haline geliyor;
karlkl yardmla emniyet kazanmak istiyor.
, Fakat burada da bir hudut kalyor. , Sadece her va-'.
tandan, g~rek' dayanmann istedii gibi,
dieri iin
kendini . koyan bir iurumda olduklar memleketlerde,
adalet ve. btnyle hrriyet, emniyet altnda olabilirdi.
nk, bu takdirde, birisine hakszlk vaki olduunda
dierleri, tek insan gib~ hakszla kar koYar1~r. Bu,
hibir zaman byle olmad. Daima, aka, aresizlik an38
FELSEFENN MENE'LER
larnda
lm, tE!s~~f, su ve dny~nn gvenilmez olu~, bana iflas gsterir. Drst -ibir muhasebe sonunda kendimi ekip karamayacaffi toptan iflas
;
karsnda ne yapaym?
Stoac'nn nasihat, dncenin ba"Q.1szlnda
kendi hrriyetine ekilmek, bize fazla bir ey getirmez. Stoac, insann aresizliini, kkten yeteri kadar grmediin
den yanlyordu. Kendisine verilenle yetiniyor, dnce
nin kendi iinde bamszlnn bir ey ifade etmeyeceini. ve delilik imkann tanmyordu. Stoac, bizi dn
ceninl alelade bamszlnda tesellisiz brakyor, nk
bu dncenin muhtevas eksik. Sevgi iin kendimizi vermenin getirecei doluluk; iimizi yenmenn kendiliin39
FELSEFEYE GR
~.~
.~
..
tini ..
. zntnn herbiri haki atine, dilinin ve tasavvurlarnn tari~i elbisesinde sahi . Bu hakikat sayesinde tarihi tanr, biz de mevcut olan kaynaklara ineriz.
Bu ini gvenilen temele, varln derinliine, ebedilemeye gider.
40
FELSEFENN MENE'LER!
Fakat belki de bu kaYllak&rn hibiri, bizimiin ilkkaynak deiJdir, kaytsz artsz deildir. Varln hay-o
ranla al, bize nefes a~drr, fakat. bizi alda~r, bizi
insandan uzaklarr. aya sevkeq~r, byl bir metafizie:
drr. Zaruri belirlilik sahasna; ilmi bilgi vastasyla.
dnya-tanziminde, sahip. Stoachkta ruhun sarslmaz tutumusarlece tehlikeyi "'tlatmak iin nemlidir, . fakat
muhtevasz ve hayatszdr.
)3izi felsefe yapmada harekete getiren, bu mes....
sir motif. (hayranlk 've bilgi, phe ve eminIik, kaybedi.
ve bizzat-kendisi-olm'l) bitip tkenmez.
itilmemi blnmelerden ve yalnz karanlk- gr-
imdi fii1~n
FELSEFEYE GR
d~!p.al!~ kar koydurur. Btn bunlar geici; ve grl- meyecek eyler deildir.
Eer
inzivada kendisiyle iktifa edebileceimbir kainat mevcut olsayd, bu mmknd. Eer inzivada hakikate ulatmdan emin olsaydm, eksik _ komnikasyon. daki ac ve gerek, komnikasyondaki fevkalade tatmin
felsefi ynden byle yakalamazd beni. Fakat ben, yalnz
bakalanyla varm, yalnz bama bir ey deilim.
Akldan akla, ru tan ruha deil, egzistanstan egzistansa komnikasyon, btn ahsi olmayan muhteva ve
geerliliklere bir l' olarak sahip. O halde, pheden
uz~k olmak, hc,urp.. etmek, kuvvet kazanmann deil,
kendimize yaklamann vastasdrlar. Sava, herkesin
birbirine sitahlar verdii sevgi dolu bir savatr~ Alelade varln bilinmesi, ancak u komnikasyondadr:
Hrriyet iinde hrriyetle- birlikte birbirine kar ve birbiri vastasyla durmak. Bakalaryla olan mnasebet,
sadece bir balangtr, ama karar verirken kklere ininceye kadar sormaya cesaret edilir. nce her hakikat, komnikasyonda kendisini gerekletirir, ben hakikat iinde benim, sadece yaamyor, hayatm manaland.:yo
rum. Tann sadece dolayl olarak gsterir kendini ve in-sandan insana sevgi olmaynca, imkanszdr grnmesi.
Aklk ve eminlie zaruri olarak varma, paral ve nisbdir, btnn emrindedir. O halde, stoaclk bo ve kat bir tutum olur.
Fikri ifadesini anlatacam felsefi genel tutum, gerek komnikasyona itilite ve kendi kendisi-olmay kendi-kendi si-olma ile derinde balayan sevgi dolu mcade-:
le imkamnda, komnikasyonun darda kalmasnn sari
sntsnda k~:_Jeir.
yle:
Felsefenin
-merre'i,
42
p-
FELSEFENN MENE'LER
he de, snr-durumlarn tecrhesindedir, fakat btn bunlar iine alan gerek, komnikasyona arzudadr. Batan
beri sylenenler unu gsterir: Her felsefe, kendini bildirmek, kendini ifade etmek, iitilmek ister, ki btn
bunlarn mahiyeti hakikat olutan ayrt edilmesine imkan olmayan l?akalarna. da anlatmadr.
Netice olarak felsefenin gayesine, her eyden nce,
bt~ . gayelerin temellendii
komnikasyonda ulala
cak: Varln bilinmesi, sevginin aydnlanmas, huzurun
kemale erm~si.
43
epe-evre
kapay~n
;' .. "1'.-.
FELSEFEYE GR
EPE-EVRE KAPLAYAN
koyar.
yin ne
olduunu
drr.
epe-evre kaplayann
daha atmay deneyelim .
aydnlanmas
iin bir
adm
FELSEFEYE (;iR
,."... ".,
uttadr.
Eer
qikkatle inceleyip. emin 9J:n~k . istersek,. epeevre kapkyan olmann ei.tli ekierind'en taazzuv' ettiini gr~z, ve uzuv, obje-sjeyarlmasIln esa.sn
dan,ilkin herkeste
eit olan'uur olarak akl, ikincisi her.....
kesin hH,.1:;!i' .fert olduucanl var;.olu, i).ncs tarihi1iimiz iinde egzistansdap. ibarettir.
Byle bir .incelerneyi kis~~a ariatarnam. epe-evre
kaplayann "bizzat varlk, transandans olarak dnilld
n ve dnya diye adlandrldn, .bizzat biz olduu
muzu sylemek kafidir: Var-olu, uur ve ruh ve egzistans.
Temel operasyonumuzla, bizi objeye, allm varl
a balayan kskalar znce,' mistiin manasn da anlarz .. Binle~ce senedenberi, in'deki,
Hindstan'daki' ve
batdaki filozoflar, anlat ekilleri ayr' da olsa, her yerde ve her zaman sylediler: nsan, sje-obje yarlmasn,
sje-obj~nin tamamiyle birolmasnda,
nesnelliin kaybolmas ve ben'in zlmesinde amaya muktedir olabilir. te o zaman, ger.ek varlk kendini gsterir ~e uya,
48
EPE-EVRE KAPLAYAN
:tta
./
49
F: 4
FELSEFEYE GiR
ve
varlk retileri
Metafizik yoluyla transandansn epe-evre kaplayann iitiriz. Bu metafizii, ifre yazs olarak anlar::.
Fakat kendimizi bu dncelerin estetik tad na kaptrrsak, manasn anlamakta hataya deriz. nk muhtevas, eer gerei ifrelerde iitirsek, bize' grnr. Ve
bu. huusta 'hibir ey grmek istemeyen akl yoluyla deil, egzista~smzn gereKlii yoluyla iitiriz.
Fakat gerein ifelerini (sembollerini) tutup yakaladmz, kullandmz, yiyip itiimiz eyler gibi, mcessem bir gerek olarak kabul e~emeyiz. Objeyi bu haliyle asl varlk olarak kabul etmek, domatiin ve.' sembolleri maddi mcessem eyler olarak kabul etmek de
batl itikadn hususiyetidir. 'nk batl itikad,
objeye
bal kalma, inan ise epe-evre kaplayanda temellen.
.
medir.
...--epe-evre kaplayan felsefi bir alma olarak tasavvur edersek, mahiyeti itibariyle konu olmayan? konu
yapyoruz demektir.
Bundan dolay, syleneni konulu
muhteva olarak terketmek, dolaysyla da, artk ifade
50
EPE-EVRE KAPLAYAN
var lk, bizim iin vardr, ve suj e-obje yarlmasnda tecrbe yoluyla karanlk, ruh iin de
hal-i -hazr duruma geli. Her sadece hal-i hazr, konulu
. bir biimde ve kendin: gerekletiren ben'in mahiyetiyle
kavranabilir. Bizzat varlk, her eyi temellendiren, kayt
sz artsz oluu dolaysyla, kendini yeniden paralayan
ve ep~evre kaplayann u anda var~oluunun duru
akln geride braksa da; konululuuyla gznne dikilmek istiyor ~
Dnen var-oluumuzun ve obje-s~je yarlmasnda
ortaya kan, epe-evre kaplayann anlalmas, her ey
den. nce, bize felsefe yapma hrriyetini getirir.
Dnce bizi, her olmakta-:olandan zer. .Bizi herhangi bir saplanp kalmann kmazndan ekip karr.
Eyann mutlaklnn kayb ve konulu bilgi teorisi,
orada, kafidir deyip kalan iin, nihilizmdir. Dil ve konu
olu yoluyla belirlilik ve hudutluluk kazanan her ey
iin gerek
hakikat olmak iddias azalr.
. Bundan
dolay
ve
51
FELSEFEYE GR
Felsefi dnce tarzmz, ok kere, . asl varla ynelmi bir kurtulu ade eden bu nihilizmden geer. .
Felse:fi~ yapmada, va):'lmzn yeniden douuyla her hudutlu mana ve btil~, sonlu eylerin deeri ortaya kar.
Dolaysyla yollarn onunla gidilmesi zarureti belirlenir,
fakat, ayn zamanda, bu eylerle serbest temas mmkn
klan zemin kazamIm olur.
Aslnda, aldatc olan' salam
dayanaklarn ykl,
muallAkta kalmay getirir, uur~,~ olarak grlen hrriyetin sahas ~lur, - grnen hilik, asl varln bizehitap
ettiieye dnr.
52
Tanr
fikri
ncil
ve Yunan felsefesi.
J eremias, mr boyunca yapp meydana getirdii
her eyin yklni grd :z;~man,." memleketi ve halk
kaybolunca, Msr'da, kavminin son kalntlar Jahwe'ye
inanlarna sadakat gstermeyip, sis'i kurban edince, ve
havarisi Baruch mitsizlie dp,' inlernekten mahvolCum, hibir huzur bulamyorum deyince, yle sesleniyordu: Jahwe yle der: Hakikat diye ne yaptmsa, hepsini parampara ederim, ve ne dikHmse skerim, ve hala
kendine pyk ey ler mi istiyorsun? steme!
Byle duru~larda,
bu szlerin u.' manas var: tanr
, ..
var, bu kafidir.' Olmszln olup olmad sorulmaz
'artk.cAcaba tanr af eder_ pi?, byle bir soru, n planda deildir~ nsan, kendi arzusuni,ln, olduu kadar" acs
nn da, cenneti ~lde etnek iin oldugu hususu, i1~ilen.,
dirmez. Ve yine dnyann, kendinde tamamlanan bir. ma~
nas olduunq, herhangi bir biimde bir varlk olduunu
, anlamak imkanszdr; nk her ey, tanr tarafndan
ve onun elinde yokluktan yaratld. Her eyin kayboluu halinde, sadece u kalr: tanr var.' Eer insan tamamiyle kendinden ve gayelerinden geerse, bu gerek, on,a
kendini yegane gerek olarak gstermeye kafidir~ Fakat
nce ortaya koymaz kendini, mcerret ortaya koymaz,
yalnz dnyann var-oluuna dalta ve her eyden nce
hudutta gsterir kendini. J eremias'n szleri, ac szler-,
dir. Artk onlar hayat boyunca nde giden ve sonunda
.
53
FELSEFEYE GR
tam iflasta manas"n mmkn klan, tarihte tesir arzusuna bal deildirler. Onlar l;>asit, fantezisiz konuuyorl~r
ve ifadede mnderecattan, dnyada tesir etme arzusundan ' feragat ettiklerinden de isbat edilme endisesinden
uzak bir hakikat ihtiva ederler.
Yunan felsefesinin dile getirileri de baka ve fak:: t
bunlara uygun bir biimde 'seslenirler. '
Xenophanes, M. . 500 de, yle diyordu: Bir tek
tanr hkm sryor, ne dncede, ne de gornte
lmllere benzer.- Eflatun, ulilhiyeti..ona iyilik adn
verr",,: btn bilgilerin mene'i olarak dnyordu. Bilinebilen' sadece uluhiyetin altnda bilinmekle 'kalmaz; ayn zamanda varln, harnet ve kudrette varli!i
dna kan" ondan alr.
Yunan filozoflar anladlar: Sadec~ geleneklere gre
birok tanr vardr, aslnda pir. nsan tanry. gzle gremez, tanr kimseye benzemez, hibir biimde tasavvur
edilemez.
Ulilhiyet dnya akl, yahut dnya kanunu, yahut
talih ve kader, yahut dnyay kuran usta o~arak d
nlr.
Fakat Yunanl dnrlerde, d!inlen bir tanr bahis konusudur, Jeremias'n yaayan tanrs deil. Her ikisinin manas da ayndr. Bat teoloji v'e felsefesi, bu ikili
kkten hareket ederek dnd: ta~r vardr ve tanr
nedir?
Zamanmzn filozoflar, tanrnn var olup olmad
sorusuna yan izmek istergrnyorlar. Ne var-oluunu
iddia ed!yor, ne de onu inkar ediyorlar. Fakat felsefe ya, pan, hesap vermek zorundadr., Tanrdan phe ediliyorsa,
filozofcevap vermeli, yoksa hibir ey iddia etmeyen,
hibir eyi tasdik veya reddetmeyen pheci, felsefeyi,
'.
!,"
.>
54
TANn FKR
terketmiyor demektir. O zaman, konulu belirli bilgi, yani, ilmi bilginin erevesi iinde u cmle ilefelsefe yapmaya son verir: nsan, bilmedii ey hususunda susmaldr.
i.
Tanr
problemi, imdi srasiyle gre,ceimiz birbirinin zdd olan kaziyelere dayanarak mnakaa edildi.
Teolojik hkm udur: t~nry yalnz peygamberlerden sa'ya kadar kendini vahiy yoluyla ortaya koyduu
iin bilebiliyoruz. Vahiy olmadan, insan iin hibir tanr
gerei yoktur, tanr dnce yol"y la deil, in:nta gsterilensadakatla. anlalabilir.
Fakat I?-cil'den nce ve onun dnda da, uluhiyete
erimi 'olanlar var. ,Ve ,hristiy.an bat dnyasnda, birok kimseler, herhangi bir vahiy garantisi olmadan, tanry yaadlar.
Teolojik olana kar eski felsefi bir kaziye var:. tanry biliyoruz, nk isbat edilebqir. ilk adanberi. sregelen tanr isbatlar, "Qtnyle fevkalade vesikalardr.
Fakat tanr isbatlarn matematik ve tatbiki ilimle-"
rink gibi zaruri isbatlar olarak kabul edersek,' yanltr
lar. En kkten ekilde Kant, bunlar rtt:
imdi de aksi geliyordu:
Btn tanr isbatlarI?-ln
yanll, tanrmn yokluu manasna gelir.
Byle bir netice yanltr. nk tanrnn var-oluu ne kadar az isbat edilebilirse, var-olmay da .0 kadar
az isbat edilebilir. sbatlar ve .bunlitrn -teddi, sadece u
n,u gsterir: Varl isbat edilen tanr, tanr deil, dnyada alelade bir eyolurdu.
.
Tanrnn
var-oluunun
isbatlar ve red~erine kar
hakikat u olmak gerekir: tanrnn varlnn isbat denilen eyler, asl~nda katiyyen isbat deil, aksine, d
nerek kanaata varma yollardrlar. Binlerce yl dnl-
riLSEFEYE
m
GR
TANRI FKR
Mhim olan, dnyann mkemmelliine eriemez oluundan ne anladmzdr. Dnya sonuna gelmi deildir,
daimi deime halindedir-dnya hakkndaki bilgimiz asla son bulamaz-, dnya kendinden ha:eket edilerek anla..
, lamaz. " .
.
Btn bu isbat .denilen eyler, sadece tanrn)) var-olmayn g'stermekle kalmazlar, tanry dnya hudutla..
rnda tesbit edilmi, orad~ tesadf edilebilen bir dnya
realitesine dntrdkleri iin de yanltrlar. Bundan
dolay da tanr fikrini bulandrrlar.
57
FELSEFEYE GR
TANR FKR
'59
FELSEFEYE GR
TANR FKR
ve tarihi tanrya, muhatap olmadaki vastaszlk tanry bilmeyi alyorsa, herhangi bir bilgi yerine,
tanryla tem~s, ~tmemiz talep eq.U~y<?~ ~~mek..
.
.
.
"
. .,.
~iF ..Ote<i~nberi tanr dnya-olu biimlerinden, insana bakarak "ahsiyet 'biimine kadar, birok biimlerde d
nld. Ve ite byle bir tasavvur, ayn zamanda bir ya;.
mak gibidir. Tanr daIma gzlerimizin nnde duran ey
ler gibi de deildir.
, Tanrryla olan ger~~ mi.inasebetimiz, derin ifadesini,
ncil'in u cmlelerinde' bulur:
' .,
Kendine, hibir ekil ve tebih yapmamahsn. Bu, u
demektir bir defa: tanrnn grnmez oluu ona, on~ tanr resimleri, putlar, 'oyma eserler biimine getirip tapmay yasaklar. Bu elle tutulabilir ya~ak, tanrnn s,adece g~
rlemez deil, ayn 'zamanda tasavvur edilemez ve d
nlemez oluu manasna gelir. ,Hibir tebih, ona uymaz
ve hibiri onun yer~e geemez. Btn te~hler, istisnasz mittirler v~ tebih, alelade tebih olmann kaybolucu
karakteri iinde, bu halleriyle manaldrlar, eer tanr
realitesi yerine alnmak istenirlerse, batl itkaddrlar.
ekil halin'deki her ta~avvur, dorudan doruya bir
anlatma demektir, bu yzden de tanrya yaknlk, herhangi 'bir ekle bal olutan uzak kalta mmkndr. Ahd-i
Atik'in bu gerek istei, bir defa da olsa, yerine getirilmedi: tanrnn ekil olarak kiilii, hiddeti,. sevgisi, ,ve'
keremi, hala mevcut. Bu istek yerine getirilemez. Her';'
hangi bir ekil olmayan, tam gerek tanr, elle tutulamaz oluuyl~, Eflatun'un ve Parmenides'in speklatif varlk fikrinde, Hint Atman-Brahman ve in Tao fi.krinde
anlamaya alld, fakat btn bunlar da isteklerine ulaamadlar. nsan gr ve dn tarz iin daima bir
ekil mevcut. Fakat eer felsefi fikirlerde gr tarz' ve
."~
-,'
,~
61
FELSEFEYE GR
TANRI FKR
n~,pyaca,
yl
ncesi gibi.,
imdi
de
mevcut.
ncil'in nc bir cmlesi u:
63
FELSEFEYE .G~R
64
Kaytsz artsz
talep
fiiller, akta, mcadelede, yksek grevler yklenildii zaman vukubulur1ar. Kaytsz arts
. zn ayrca aUtmet-i farikas odur, ki fiil, bir ey zerine
oturtulmutur, karlnda hayat artlanmtr ve son deildir.
halinde, var-olu, fikrin, akn, sadakatiri maddesi olur. Hayat ebedi bir anlamn iine alnr, ana paralanm ve .aleade hayatn tesadnliine braklmadan, ilkin hudutta,
mstesna durumIarda, artl, nce ve her zaman ne pahasna olursa
olsun, var-oluta kalmak, yaamak istedii halde, kaytsz
artszn talep ettii fedakarlk, var-oluun yok olmasna,
kanlmas
mmkn olmayan lmn ste alnmasna
kadar gtrr.
nsanlar, mesela, dayanma iindeki bir savata, dnyada beraberce bir var-olu iin hayatlaru koyarlar. Dayanma
artsz
kendisini
durur.
artlandran
hayat
nnde,
kaytsz
aslnda
65
F: 5
FELSEFEYE GR
amak
yapmalym
67
FELSEFEYE GR
. Kaytsz-artszlk,
deildir,
. dnce
KAYITSIZ
ARTSZ
TALEP
FELSEFEYE GR
Kaytsz-artsz karakterize eden ikinci cmle u
Kaytsz-artszlk, sadece gerekten kendisini mey-
2.
dur:
dana getiren
inantadr
Alelade
beseri temaylde ve cazibede,' al s. Mesela:
..
..
kanlk ve ahde
vefada .deil, kay tsz-artsz manada
sevginin olup olmad; phelidir bu. Sevgi dolu bir sava iinde komnikasyonun mevcudiyeti inkar edilebilir~
Varl gsterilebilen, gsterilebildii iin artldr.
3. nc bir cmle yle der: Kaytsz-artsz, zaman iinde zamanszdr.
nsana, kaytsz-artszl, var-oluu, gibi verilmemi
tir. Onunla birlikte, zaman iinde nev-nema bulur. 0,
insan kendini atnda, kaytsz artsz kararn kanl
maz olduu yola gelinliinde, kar gelir. Buna karlk,
balang~tan itibaren mevcut bir nihai-olu, ruhun mcerret sarslmazl, mnhasran devaml olan, kendi kay tsz-artszlnda inanlr insan hissettiFmezler.
Kaytsz-'lrtszlk, zaman iinde,
hudut durumlarn
tecrbesinde ve' kendi kendine adakatsz olunduunda
ortaya kar.
Fakat, kaytsz artszn kendisi, asla zamana bal
dei~dir. Ortaya kt anda, zamana apraz der. Elde
~dildii yerde, varln ebedilii olarak her yeni anda,
70
KAYTSZ ARTSz
TALEP
her' seferinde yenilenen, yeniden douun m,eydana getirdii mene'-olu gibidir. Bunun ,iin, zamana bal teka~,iiI4n bir eye sahip grnd yerde, her ey bir anda
ihanete il:rayabnir. Aksine insan, gemii, sadece byle-olu olarak sonsuz artlar altnda, mahvna varncaya
,kadar eitli ykler altna soktuu zaman, insan, birdenbire kaytsz-artszn farkna varrsa,. yeniden bahya
bilir.
Geri, bu tartmalarla, ka:ytsz-artszn etrafnda
-dolatd, fakat muhtevas anlatlamad.
Bu, her eyden
;nce yi ve ktnn mukayesesi ile ortaya kacak.
Kaytsz-artszda, bir seme, bahis konusudur.
Bir
'karar, insann z olur. nsan, iyi ile ktye karar verirken, iy diye :anladn seer.
yi ve kt, basamak la birbirinden ayrt edilebilir:
. Kt heva-v-hevese ve igdlere, hazza ve dnyann zevkine, mevcut haliyle var-olua kendimizi kap p
koyuvermektir. Ksaca: artlda kalan, bundan dolay da
,hayvanlarn hayat gibi akp giden, edepli veya edepsiz,
'baka trl olmak istemenin huzursuzluu iinde, ve bir
-.trl karar veremeyen insann hayat kJtdr.
. Buna karlk, var-olu mutluluul.u inkar etmeyen,
'fakat onu ahlaki bakmdan geerli olann emrine veren
hayat iyidir. Ahlaki' bakmdan geerli olu, ahlaki hare'ketin genel kanunu olarak anlalr. Bu deer hkm, kai
:ytsz artszdr.
FELSEFEYE GR
klacak verahatsz
72
KAYITSIZ
ARTSIZ
TALEP
Karar, basama n her birinde k.endine has bir karaktere sahip. Ahlaki ynden, insan, kararn dnerek,
doru, diye temellendirmek istiyor. Etik ynden, iyi, iradesinin yeniden douu vastasyla yanltan kyor,
73
FELSEFEYE GR
kendisini yeniden kuruyor. Metafizik ynden, sevme imkan iinde, kendisinin, kendisine lftfedildiinin farkna
varyar. nsan, doru olan seer, kendi hareketinin esaslar iinde h~*~~at olur, sevgiyle yaar. te, her eyden
nce, kaytsz artsz bu lnn birlii iinde meydana
gelir.
.Sevgi ile yaamak, bu btn dierlerini iine alr
grnyor. Gerek sevgi, ayn zamanda, fiilinin ahlaki
hakikatini kesinletirir. Bunun iin Augustin, yle diyordu: Sev ve ne istiyorsan yap! Fakat biz insanlar iin
sevgi ile, sadece bu nc basaman kuvvetiyle yaa
mak imkanszdr; nk durmadan sapmalara ve yan 1malara du~r oluruz. Bundan dolay, kendimizi, sevgimize krkrne ve her an i.in terkedemeyiz, onu aydnla kavuturmalyz.
Ve .yine bundan dolay, bizim
gibi sonlu yaratklar iin, vastasyla ihtiraslarmz gemlediimiz . mecburi disiplin, kanlmaz; hareket noktalanmzn saf olmayndan dolay, itimatszlktan da ka
nlmaz. Eer kendimizi emin hissedersek, yanlrz.
Her ~yden nce, iyinin kaytsz artszl, alelade
grevleri muhteva ile doldurur, ahlaki motifleri temizyebilir, kinin tahrip etme arzusunu zer.
Fakat kaytsz artszn ykseldii sevginin temeli,
asl hakikate duyulan arzuda vardr.
Neyi seviyorsam,
onun var-olmasn istiyorum. Ve gerekten var-olan,
sev gisiz anhyamam.
74
nsan
FELSEFEYE GR
ya ondan kamak elimizdeciir. ~\~F. ~ye., b}upn~; da kendi hakkmzda, karar verdiimiz hususunu,'
sorumlu
oluumuzu ciddi bir ekVde mnakaa edemeyiz.
ve
Bunu .reddetmeyi dnen, sonu olarak baka , insanIardan' da hibir ey talep edemez. Bir sank, savunmasn~ mahkeme nnde, byle doduu ve baka trl yapamyaca, bundan dolay da tevkif edilemiyecei
eklinde temellendirince, keyfi yerinde. hakim, yle 'cevap veriyordu: Kendisini cezalandran hakimin anlay
da. ayn idi; yani, .
o da.
baka trl...;n yapamazd, n' .
... ' ,
';' 1' .
k o da yleydi ve mevcut kanu.lara gre, bu ekilde
hareket etmek zorunda idi.'
H rriyetim~zden eminsek, kendimizi tanmak iin r
bir adm daha atm oluyoruz: lsa:, tanrya dnk bir
varlktr. Bu ne demektir?
I{endimizi biz yaratmadk. Herkes, kendisi hakkn
da, var-olmayabilirdim, diye de dnebilir. Bu, bizim
hayvanlarla bir olan yanmzdr. Fakat, buna ilaveten
kendi kendimize karar verme yeteneimiz var. Hrriyetimizle varz v~ otomatik olarak herha~gi bir tabiat kanununun emrinde deiliz, biz, bize hrriyetimizle birlikte hediye edildik. Eer mecbur olduumuz eyi bilmez.
ve sevmezsek, hrriyetimizi zorlayamayz. Tesir altnda
kalmadan karar veriyorsak ve hayatmz anlam dolu ise,
gene kendimize teekkr borlu olmadmz biliyoruz.
Tabiat kanunlarnn kanlmas mmkn olmay.an bir
basksyla deil,
asla baka trlsn istemeyen bir' i
anlamann meydana getirdii fiilimizi zaruri klan hrriyetimizin en yksek noktasnda, hrriyetimizle birlikte biz olarak yaratldmz biliyoruz. Aslnda, insan ne
kadar htirse, tanr da onun iin o kadar kesindir. Hr 01:76
NSAN
duum
..
yerde, kendi
kendime
var-olmadmdan
emi-
nim.
Biz insanlar, hibir zaman, kendi kendimize yeter
deiliz.
Kendimizi amak isteriz ve kendi hiliimiz
iinde bizi bize nfuz ettiren t~nrya, uurumuzun derinliiy le birlikte yetiiriz. .
nsann tanrya dnk oluu, doutan bir hususiyet
deildir.
Tanrya dnklk hrriyetle iie olduundan,
kendi var-olu iddiasndan hareket ederek amay icra
ettii yerde, yani dnyadan kopup, dii,ryaya ald y~r
de, tanrya bal olarak yaadnda-i, ~'nya ile balar
n kestii yerde, her fer:di aydnlatr. Tanr egziste ettiim lde benim iin vardr.
Bir kere daha tel!;.:rar ediyorum: nsan, dn.yada varolu olarak, bilinebilen bir nes,nedir. Mesela, rk teorilerinde, bilhassa eitli neviler eklinde; psikanalizde,
uur-alt ve onun tesirleri;
marksizmde retim 7ttikleleriyle, tabiata ve topluma hakim olan, birbirini tamamlyarak ekillendiren emekle retici,
canl olarak anlald. Fakat btn bu tip bilgi yollar, insanda baz ey
leri, hayatta olan baz eyleri anlarlar, fakat btnyle
insan asla. Bu gibi aratrma teorileri, kendilerinin insan btnyle anladklar
iddiasn ykselttikleri takdirde - ve hepsi bunu yapyorlar -, gerek insam gzden 'kaybederler ve bu teorilere inananlarda insan uu
runu ve nihayet bizzat insanl snn hududuna kadar getirirler. nsan olma, h~rriyet ve tanrya ynelme
, demektir.
ns'an hakkndaki bilgileri izlemek, fevkalade alaka
ekici, ve eer sonular ilmi tenki;lleelde edilmise, zahmete deer. Bylece, insan metodIu olarak, ne, nasl ve
hangi erevede bildiini ve mmkn olan -btnyle.
71
FELSEFEYE GR
lerse, bilinenin ne kadar az ve bu bilginin gerek insam anlamaya ne kadar yetersiz olduunu kavrar. Bu
suretle de insann kendisi hakknda elde ettii zahiri bilgilerden gelen tehlikeler ortadan kalkm olur.
Bilginin hudutlarn tayin etmek hususunda, eer
tanrya ynelmisek, hrriyet yoluyla hrriyetimizi bul:'
. duumuz iradeye teslim oluruz.
nsamn kimin tarafndan' idare edildii, insanln
byk problemielir. Fakat kesin olan udur: Hayat hayvan1annki gibibirbirini izleyen kuaklar biiminde, sadece tabiat kanunlarna uygun tekrarlarla gemez, insann hrriyeti, varlnn tehlikesiyle birlikte, ne olabilecekse, onu olma anslarnn kaplarn da aar. . nsan,
hr-oluu dolaysyla var-oluuna bir maddeyle urar
gibi muamele edebilir. Bndan dolay, her eyden nce,
0, tarihi ola~ varlktr,' yani sadece biyolojik mirasyla
yaamak yerine gelenekleriyle de yaar. nsan var-oluu, sadece tabiat hadiseleri gibi cereyan etmez. Hr oluu, baka bir idareyi davet eder.
darenin zorbalkla
insandan insana aktarlabilece
ini burada mnakaa etmiyoruz. n~ann son idaresini
soruyoruz biz. Felsefi tezin konusu udur: nsan,' tanr
idaresinde yaayabilir. Bunun ne olduunu akla:yalm.
Kaytsz-artszda,
tanr tarafndan
sezdiimize inanrz.
ynetildiimizi
Fakat tanr mcessem olarak, hibir ekilde tanr olarak bizzat karmzda deilse} nasl
mmkn olur? Eer tanr ynetiyorsa; insan tanrnn ne
istediini nasl anlar? nsan tanryla, karlaabilir mi?
Bu nasl. vaki olur?
Otobiyografik yazlarda, uzun phelerden sonra, hayat yolunun karar problemlerinde, nasl kesinlie ulald haber verilir.
Bu kesinlik aresiz_ sallantlardan
78
NSAN
G~rekte
insan,
hibir
FELSEFEYE GR
NSAN
F: 6
FELSEFEYE GR
Psikolojik ynden tanrnn sesi, ancak yksek anlarda idrak edilebilir. Bu sesle:le ve bunlara doru yaarz.
nsan, ynetimi transandans yoluyla ogreniyorsa,
transandans onun iin gerek midir? Onunla mnasebeti naslolur?
Varlmzn transandansa dayanmas, grmzn
ksrl iinde, yine her eyi tayin eden ciddiyette olabilir. Fakat dnyamzda insan olarak akla varmak
iin, kesinliimize baka dayanak noktalar ararz.Dn
yada, en l;>'i,yt aklk, kiilikten kiilie komnikasyon11
dur. Bundan dolay, transindansa dayanma' - llemeyeni yaasak da - kii tanr ile temasmzda aka hal-i
hazr olur. Tanr bize, kii olma grnnde gelir, ve
hemen kendimizi tanryla konuabilecek bir varla ykseltiriz.
Dnyada pizi yer ~e bir ed~: ~uvvetler, bize hakim
olmak istiyorlar: stikbal 'korkisu, mevcut mlkmze
korku dolu ballk, korkun imkanlar karsnda duyulan endie. Bunlara kar, belki insan lm asndan,
nihayet olsa olsa, bilmeden, manasn anlamadan; huzur
iinde lme srrna ulalabilinir.
Varlk-sebei\lerine "inan, gayesiz kran,
tanrnn
varlna inanmadaki huzur olarak ifade edilebilir.
Hayatta tanrdan hrriyetimize yardm alp alam
..'
~ ,.;
.--;.
1-
1,
".
"
yacaInlz karanlktr.
ok
tanrclk, tanrlar
ve
eytanlarda
yardmclar
NSAN
FELSEFEYE GR
dna t
fert tarafndan yaa~an tanr istei karsnda, objektif- merciler konu~ursa, o zaman da, tanrya itaat etme hususunda cr'et gstermekten dnme, kendi istei
n~ uymak suretiyle bizzat gerekten kamak bahis konusu olur.
Bir otoritenin emirlerine,. ihanlan kanunlarna
. uyup, Qna gre hareket etmede bir aresizlik var. Buna
. karlk, gerei btnyle duymada, ferdin sorumlulua ykselen enerjisi var.
nsan olmann yeri, nsann iradesini kazand derinliktedir.
nsan-olma, insan oluma demektir.
84
Dnya
FELSEFEYE GR
Dnya tasavvuru ke:Q~ iinde insicaml bilginin btnn iine almaldr. Dnya tasavvurlar, insan bilgisinin balangcnda vardr; ve bilen, btnn birinde emin
olmak iin bir dnya tasavvuru ister.
te, dnyay bir btn olarak' gren ve kendi iine
kap~l, her eyi iine alan bir dnya tasavvuru.- aramann, toptan bir dnya g,:iine duyulan byle bir arzunun, son zamanlard~ ,tamamiyle ortaya kan, bir yanlila (layanm olmas,' dikkate deer ve ibret vericidir.
nk tenkidi ilim, ilerledike, sadece, imdiye ka'dar srp gelen her dnya tasavvurunun, yanl olarak
kp gittiini deil, ayn zamanda, - gerekte ilimler~n
grevi olan bilginin sistematik birliinin de ok ynl
ve aslnda kklerinde deiik olduunu retti. Bilgi arttka, bu, daha ok akla k,!v~UI. tr~iteler evrensel
olduka - her eyden nce, fiz:ikte -, niteler arasnda
ki, fizik dnyas, hayat dnyas, ruh dnyas, manevi
dnya (geist dnyas) arasndaki sramalar da kendilerini o kadar kesin gsterirler. Geri bu dnyalar, birbirlerine sk skya baldrlar. Bunlar, birbirlerine o
elsilde zincirleme kenetlenmilerdir ki, ncekinin realitesi, sonrakininki olmadan, var-olabilir grnd halde, daha sonraki halkann realitesi, var-oluu iin daha
ncekini art koar. Mesela: Maddesiz hibir hayat, ber- .
ki, fakat hayatsz madde. Sonrakini ncekinden. ~sticUal
etmek iin bo yere denemeler yapld, bu denemelerde
~e, her sefer sray sonunda daha ak bir ekilde gn
nc.t kt. Biliriebilen, aratrlp bulunmas mmkn
olan, nitelerin ait olaca dnyanr btn, aratrma
nn bir fikri olarak nmz aydnlatabilecek, her eyi
izah eden bir teoride birleen bir nite olamaz. Asla
dnya 'tasavvuru yoktur, ancak, sadece ilimIerin sistem'~r'
letirilmesi vardr.
88
DNYA
87
FELSEFEYE GR
terr.
nk, btn varla sadece manalandrmada sahibiz. Varl ifade etmeye kalktnuz anda, konuula~
manada sahibiz ona; ve her eyden nce, dilde ifadesini
bulan eyi, bilinebilirlik sahasnda kavramz demektir.
Fakat bizim konumamzdanok nce, pratik hayatn
dinnde, varlk, bizim iin, eya ile manas olan bir ey
dir; bir bakasna atf yapmak suretiyle tayin edilir. Varlk, bizim iin manalandrlmas ile ilgisi nisbetinde var. dr. Varlk ve varlk bilgisi, olmakta-olan ve olmaktaolan dile getiren dilimiz, eitli manalaidrmalarn bir
rgsdr. Her varlk, bizim iin bir yorumlanm olmadr. Eer varlk yorumlanm manada anlalm ise, bu
ekliyle aynInu olmak mecburiyetinde' grnyor:' Yorum bir eyleri yorumlar; yorumumuz yorumlanm olan .varln karsna koyar. Fakat bu ayrma, baar ka.,.
zanamaz. nk, bize, yorumlanm bir varlk, tabiri
caizse, yorumun konusuna uymayan bir bilinebilirlik kalr. Bildiimiz her ey, sadece, varla, yorumlamamzn
gnderdii bir huzme, yahut da bir yorumlama imkan
mn yakalanmasdr. Btnyle varlk o ekilde bu.lunmaldr, ki btn bu yorumlar bize grlmeyeni iaret
etsin.
88
DNYA
Fakat yorum keyfi deildir. Doruluk ynnden objektif bir karakterdedir. Varlk, bu yorumlar zorunlu
klar. Btn varlk biimleri, geri,
manalandrma biimleridirler, fakat yine de kanlmaz manalandrma biimleridirler. Varln yapsndan bahseden retiler,
bunun iin varlk biimlerini, manfdandrma biimleri
olarak, mesela, zde1ik, ilgi, temel, ve neticede, konu
olabilen eylerin kategorileri, yahut hrriyet, yahut ifade v.s. olarak dile getirir.
Kendi manas iinde btn' varlk, bizim iin l<endini her yana genileten bir yank gibidir.
Realite biimleri de yorumlanma biimlerielir. Yorum u demektir, 15i yorumlanm olan varln bizzat
kendi gerei deil, varl temsil eden bir varlk biimidir. Mutlak gerek, bir yorumla, isabetli olarak anlablamaz. Eger yorumun muhtevas bizzat gerein kendisi olarak alnmak istenirse, bu sefer de bilgimizin bir
yanlmasdr bu.
~
Dnya realitesini. var-oluun yansmas olarak ifade
.edebiliriz. imdiye kadar tart.tmz realitenin sa11antda oluu, dnya tasavvurlarnn karakteri, sadece nisbi
bak tarzlar olarak, bilginin karakteri yorumlama, varln obje-sje yarlmasnda verilmi olmas, bizim iin
mmkn olan bu bilginin esaslar, unu ifade ederler:
Konu olan her ey, sadece grntdr; bilinebilen bir
varlk esas ve btnyle varlk deildir. Var-oluun grnt olduu, Kant tarafndan tamamiyle akla kavuturuldu. Zaruri olmasa da, nk konu olarak deil,
srama ile anlalabilir,
sramay baaran hibir akl,
kanamaz ondan. imdiye kadar bilinene, yeni bir bilgi katmaz, btnyle varlk' uu~unu sarsar. Bundan dolay da dnya-varlnn felsefi dncesinde doan an-o
8!J
FELSEFEYE G :rd
lk~ fakat kaybolmayan bir k hasl :ur. Bu, darda
kalrsa, cmleler anlalmaz, muallakta kalrlar, nk
yaanmamtrlar.
n.NYA
FELSEFEYE GR
DNYA
kendisine, kendimi eksiksiz teslim ettiim egzistansn asl biimi olan varlktr.
Dnyada, kendimi,
hayatm pahasna; neye verirsem,
0,
tanrnn inanlan,
buyruunun art altnda,
daimi imtihan iinde tannya
dayanarak durur. nk, krkrne teslimiyette insan,
dncesizce, fiilen, hibir aydnlk getirmeyen,
kendinin stnde olan kuvvete, sulu-grme, soru ve dn
cede eksikliinden dolay, belki de ueytan a hizmet
eder.
Dnyada realiteye teslimiyette - tanrya teslimiyetin kanlr:paz vastas, ayn zamanda teslim olduu ve
kendi var ln. iddia eden kendi kendine var-olma kar
ortaya. Fakat, eerbtn var-olu, realite, aile, millet,
meslek, devlet ve dnya iinde eriyip gider ve sonra. bu
dnyann realitesi ihanet ederse, o zaman hiliin ye'si,
sadece tanrdan gelen ve tanr nnde duran karar verici kendi kendini iddia etme vastasyla yenilebilir.. Bizzat kendi kendisi olmay iddia etmek iin 7 dnyaya deil, tanrya teslim olmak suretiyle, bu kendi kendisi oLma, bizzat teslim olabilir ve hrriyet olarak kabul edilebilir. '
Kay bolucu, tanr ile egzistans arasnda vukubulan
dnya varlnda, - ncil kategoriler~nde olduu gibidnyay transandans, bir tar~hjn grn olarak d
nen bir mitos var~ Dnyann yar_adlndan dne
ve sonra kurtulu hadisesinden dnyann sonuna ve her
eyin yeniden var-oluuna kadar. Bu mite gre, dnya
kendiliinden deildir, dnyast bir hadis~nin yrngesinde gelip geici bir var-olutur. Dnyann gelip ge..
93
FELSEFEYE Gi'R
ici
olmasna
mukabil, gerek,
ve egzistanstr.
Ebedi olan ne varsa, dnya zaman iinde grnr.
Fert olarak kendi hakknda da bildii budur, insann.
Bu grnt, kendisi iinde ebedi olann ne olduuna,
kendisi iinde, kendisi iin .karar verileceinden de, paradoksal bir karaktere sahiptir.
tanr
94
nan
ve aydnlanma
FELSEFEYE GH
veya hataya deriz. Bundan dolay pozitif ifadelerle. yanlmann mukavemeti birbirine baldr, dnlenin nizama uygun inas yannda, yanllk da vaki' olur. ~ozi
tif olann gelien anlatm bundan dolay, negatif yarg
lar, hudutlandrrna ve kar koyma vastasyla sktrl
m olmak zorundadr. Felsefe; yapld mddete, kuvvet elde etmek hedefinde olan bir sava deil, zekann'
btn silahlarn kendi inancmzn o~duu kadar muar
zn da emrine vermek suretiyle, probiemleri aydnlatma
ya, hakikatin aydnlanmasna yarayan bir savatr.
Felsefe yaparken tabiri caizse, direkt ifadeye geliyorum: Tanr var m ?Var-olu iinde kaytsz artsz talep
var m? nsan kemale erebilen bir varlkmdr? Tann m
ynetiyor? Dnvarl sallantda ve kaybolucu mudur?
Aa yukar u ekildeki inansizlk ifadeleri kar
karlar;
,
. Tanr yoktur, nk. sadece dnya ve olaylarnn
kanunlar var; dnya tanrdr.
2. Kaytsz-artsz talep yoktur, nk kendilerine
uyduum talepler, sonradan ortaya kmlardr ve deiirler. Alkanlk, ~gzersiz,
gelenek, itaat duygusuyla
artlanmtrlar; her ey sonsuz iinde arta baldr..
3. Kemale ermi insan' vardr, nk insan, hayvan
gi1?i terbiyeli bir varlk olabilir. Eitebilirler. onu. Esasisann temelli bir eksiklii, paralanm1 yoktur. n
san, iki eyarasnda bir varlk deildir, tamam ve btndr. Geri, dnyadaki her ey gibi geicidir, kendine has bir yapda, bamsz ve kendi dnyasnda kendine yeterlidir.
4. Tanr ynetimi yoktur. Bu ynetim, bir hayal ve
. bir kendi kendini aldatmadr. nsan kendini izleyecek
bir gce sahiptir ve kendi gcne gvenebilir.
96
NAN VE AYDNLANMA
o'
F: 7
FELSEFEYE GiRi
NAN VE AYDNLANMA
teyi iine alan bir kabiliyeti yoktur. Ksaca: nsan bizzat kendi bana durdurmak ister, o ekilde, ki insan,
haJdkate ve kendince mhim olana, akln kavraylyla
ulaabilir. Sadece bilmek istiyor ve nanmak istemiyor
o.
Buna ka,rlk gerek ?ydnlanma, geri dnceye
ve sorma imkanna dardan ve baskyla bililtzam bir
hudut gstermez, fakat fi'li hududun farkndadr. nk cevab alnmayanlar, nyarglar ve szm ona tabiilikleri. deil, kendini de aydnlatr. Akln yollaryla insan olmann icabettirdiklerini birbirine kartrmaz. Bunlar mantki, ileyen bir. aklla aydnlanma iin akla
kavuturucu grnrler, fakat akla dayandrlamazlar .
. Aydnlan:naya yneltilen birka nemli saldry gre~im: Ona, sadece tanrnn ltfu olarak verilerti, bizzat
kendisine borlu olduunu iddia eden insann keyfilii
dir, -itham yapld.
Bu muaheze, tanrnn baka insanlarn vahyi veya
emirleriyle deil, insann kendi varlnda, hrriyeti vastasyla, dardan deil,
ieriden konutuunu bilmek
iste~iyor. Tanrnn yaratt, tanrya dnk insan hrriyeti tecavze urarsa, tanr '0 zaman iolayl olarak kendini duyurur. Hrriyete, gerekte aydnlanmaya kar,
srdrlen bu savala birlikte, btn beeri eylerde olduu gibi, delilik ve hikmetin iie girdii, ilahi olduu
sylenen insanlar tarafndan dnlp ortaya konulmu
inanlar, ~mirler ve yasaklarn, insanlar tarafndan kurulmu nizam ve hareket tarzlarnn lehine tanr ya bir
i~yan husule gelir. Eer bunlar, sorgu ::iualden kayor
larsa, insani vazifedentaviz istiyorlar demektir. nk,
aydnlanman~n reddi, insana ihanetle birdir.
Aydnlanmann bata gelen
llerinden biri, ilim
99
FELSEFEYE GR
ve hem de arta bal o~~~yan yani irisanln icabettirdii insan zerinde yaplan denemeler gibilerine kar
oan ahlaki kstlamalarn dnda -:' pru: ve aratrma
larnda nceden tesbit edilmi gaye ve gereklerle k
s tlanmayan bir ili~dir.
~ ar "ok duyuldu: t~~, inanc ykar. Yunan ilmi henz inancn iine yerletirilebiliyor ve aydnlan
masna yaryordu. Fakat .modern H~m tahrip edicidir.
Uursuz dnya krizinin alelade tarihf"bir olgusudur. Sonu yakndr ve bu son, kuvvetleri nisbetinde yaknIaa
caktr. Onda, daima aydnlatc bir hakikatin var olduundan phe edilmektedir. lmi bir tutuma sahip olma~
dan, bugn artk mmkn olmayan insann liyakat, in-o
kar ediliyor.
Aydnlanmaya kar klr ve aydnlanmann akln
geniliinde deil, sadece zekann slnda mevcut olduu grlr.
Aydnlanma, liberalizme. kar klr ve
brakn gesin de donmu hal ve sathi ilerleme inancnda grlr, liberalolann derin gc grlmez. Toleransa lanszlarn kalbsiz kayt:nzl diye kar klr
ve evrensel beeri komnikasyona hazr yan grlmez.
Ksaca insan haysiyetimizin, bilme imkanmzn ve hrriyetimizin temeli reddediliyor, felsefi- egzistansn intihar isteniyor.
Btn bunlara kar, bizimiin kesin gerek udur:
lmi gr, an'anede ve bizzat insann }{endi iinde potansiyel olarak var-olduundan, gerek ilmilik olmadan,
hibir:" hakikat olu, hibir akl ve hibir insan haysiyeti
yoktur. lim kaybedilirse, gne batar, alaca karanlk,
belirsiz, rahata erdiren hisler ve ben byle istiyorumun
krlnde fanatik kararlar kar ortaya. Engeller kurulur, insan yeni' mahbeslere. srlr.
J
100
NAN VE AYDNLANMA
Aydnlanmaya kar
bu
savalar niin~
Bu savalar, sama olana, tanrnn terc~an oldu na inamlan bir insana kar itaat duygusuna duyulan
bir ihtiyatan kmazlar. Bunlar, ekseriya artk gndzn kanunlarna uymayp, yaanlan babolukta, kurtarc sanlan bir aldatc dzeni temelsiz ina eden geceye kar duyulan tutkudan gelirler. Aslnda, inansz
lkta, inanmak isteyen ve buna kendini ~na etmeye alan bir bask var. Ve :Q.anlar, zorbaln bir vastas_
haline gelen otoriteye krkrne uyduklarmddete,
kuvvet istei onlar istedii ynde kullanmak ister.
E~r
bununla beraber, ahdi ceditten gelen bir vazife yerine getiriliyorsa, hakldr, sadece binlerce yln dini ve teolojik olgularna gre, ha,kszdr, eer ncil dininin hakikati ve mene'i kastedilmi ise. ~unlar, gerek
aydnlanmann iinde yaarken, yeni teknik dnyada, insann insan olarak var-olmas iin, belki de, muhafazasnn gerekletirilmesine. itirak eden felsefe tarafndan
akla kavuturulurlar.
Aydnlanmaya kar
yaplan
manal
hc.umlarn,
yeniden
FELSEFEYE GR
NAN VE AYDINLANMA
~ELSEFEYE GR
104
nsanlk tarihi
*
baz
zerine~
adl
kitabm.
FELSEFEYE GR
bulula~n alma tarzna, alma -tarznn
NSANLK TARH
. lk adm,
107
FELSEFEYE GR
baka
Di?ya
NSANLK TARH
n uurla
idrak edince,
Bizzat var~olmann
FELSEFEYE GR
olann baladn,
110.
INSANLK
-.
TARIHI
FELSEFEYE GR
bebin yl
Eer amzn
realitelerini kara gryorsak ve btn insanlk tarihini kaybolmu kabul etmek eilimin
deysek; byle ufuklarda ynmi-'i tayin etmeliyiz. n
san-olmann gelecek imkanlarna inanmalyz. Ksa gre gre, her ey bulank bugn, rak gre gre deiL. Buna tam kanaat hasl etmek iin,
dnya tarihinin
llerine btn halinde ihtiyacmz var.
Ne kadar imdi gerekleir, hakikati arar ve insanolmann llerini grrsek, o kadar,
gelecee kararl
inanrz.
Tarihin anlamn sorarsak, tarihin bir hedefi olduuna inanan bir kimse iin, hedefi yalnz dnmeyip,
planlayarak gerekle-tirmenin daha yakn olduunu grrz.
Fakat eer btnyle ayarlamak istersek, kudretsiz1iimizi anlarz. Tarihi, tamamiyle bildiini sanarak. hareket eden kuvvet sahiplerinin zaptedilemeyen planla;.
r, felaketle biter. Fertlerin planlam~lar, kendi dar ereveleri iinde baarszla urarlar; veya planlanm'
mana -birliklerinin neticeleri de bambaka olurlar. Tarihin gidii, ne kimsenin . karkoyamyaca bir silindire
benzer, ne de sonsuza doru manalandrlabilen, kendini yeni olaylar vastasyla beklenenin tersine izhar ed~n
.bir hasse gibidir, daima eer kendimizi teslim edersek,
112
NSANLK TARH
hibir zaman
bilemeyeceimiz
bir z, ok
anlaml olara~
kalr.
;:>nyada ulalabilen
mesut bir son duruma o.turtuyorsak hedefi, bunu bizim iin drilebilen hibir tasavvurda ve imdiye . kadarki tarihi.n hibir iaretinde
bulamayz. Byle bir anlama kar, insanlk ~arihi, kaotik gidiinde, bu v~sat baarlarn ve toptan tahriplerin
yolunda konuur. Tarihin anlamna yneltilen soru, bu
anlam gaye olarak ifade eden bir cevapla zlemez.
Bu gaye, hususi, ge,ici, geride braklabilen bir gayedir. Btn tarihi, bir defaya mahsus olmak zere toptan bir tarih karar olarak ina etmek, bu, daima esas
ihmal etmek demektir.
Tanr, insanlardan ne istiyor?
Belki, uzak, belirsiz
. mana tasavvuru mmkn: Tarih, insann ne olduu, ne
olabilecei ve ne hale gelecei, ve ney~muktedi:' olacann ortaya konulma
sahasdr.
nsan varlna ynel.
... __
.-.
.
tilmi bir vazife, ayn zamanda en byk tehdittir. Yksek insan olmann gereinde, sadece, emniyet ls,
geerH deildir.
Kald, ki tarih, daha ok ey ifade eder:. Tarih, tanrnn varlnn vahy olulma sahasdr. Varlk, insanda, baka insanla ortaya kar. nk, tanr, tarihte bir
defa ve son ekliyle grnmez. Her insan imkannag
re dorudan doruya dikilir tanrya kar. Tarihi eitli
lik iinde, her yerde yerine konulamayan, ve baka. bir
eyden itikak ettirilemeyenin z hakk var.
Hibir ey beklememeHdir, eer elle .tutulabilir saa'deti, dnyada bir tamamlanma olarak, nsani durumlarn bir cenneti olarak nceden grmek istersem; her ey
beklemeli, eer tanr ya inanmak suretiyle ortaya kan
. insan varlnn derinliiyle ilgiliyse.Hibir ey. umma-
..--_
113
F: 8
FELSEFEYE GRi
mal,
eer mutluluun dardan gelmesini beklersem,
her. ey ummal, eer transandansn mene'inde teslim
olursam.
Tarihin son hedefi deil, fakat insan varlnn en
yksek imkanlarna ulamay art koan bir gaye, ek
len, tarif edilebilir: nsanln birlii.
-Birlie henz ilmin aklc bir genellemesiyle ula
lamaz. nk, ilim sadece akl birliini getirir, btn ...
insannkini deil. Birlik, din kongrelerinde mzakereler
~luyla, ittifakla tesbit edilen genel dinlerde de bulunmaz. Shhatli insan aklnn, aydnlk bir dilinin anla
mJyla da gereklemez. Birlik, bilinebilen, herkesi
birletii bir muhteva olarak deil, aksine sadece yksekte, saf, birbirini seven savaa dnen kesiksiz, birbiriyle konumada, tarihi eitliliin snrsz komnikasyonunda, tarihiliin lerin1iinden kazanlabilir.
Bu, insana yakr birbiri yanndalk iin, zorbalk
kabul etmeyen bir ortam arttr. Byle bir ortam kazanmak, insanln bir lii demektir, ve byle bir birlik~
ancak var-olu esaslarnn nizamnda dnlebilir ve
biroklarnn da zaten gayretlerinin hedefidir bu. Sadece
var-olu temellerini iine alan, genel ve herkes iin geerli olan bir inan istemeyen, bu birlik hedefi, zorlay
c durumlarn tesri altndaki mevcut kuvvet ilikileri ortamnda sert manevi bir sava tamamiyle topik grnyor.
Bu birliin art, herkesin zerinde birleebilecei,
hrriyet anslarn herkes iin en yksek lde getiren
bir politik var-olu eklidir. Ksmen, sadece, batda gerekletirilen ve temelden dnlen bu ~ekil, hukuk devleti, seimler ve kanunlarla temin edilen meruluk, kanunlann yalnz kanuni '-yollara dayamlarak deitiril114
NSANLIK TARH
mesidir. Burada zekalar, esas meselenin renilmesi, efkar- umumiye, mmkn mertebe biroklarnn en berrak gr tarafna ekilmesi ve haberler YOl'!lyla tam bilgi' sahibi olmak iin savayorlar.
Hibir dev letin, artk stnle sahip olamyaca,
daha ziyade, sadece insann, hukuk nizarn ve onun fonksiyonlarnda birbirine yaklat bir hukuk nizamna ulalmasyla harplerin sonuna erilebi1irdi.
. Fakat, eer, komnikasyonu, ve henz daima haksz
da olsa, gittike hakl olmaya devam eden bir hukuk nizamnn lehine zorbalktan vazgemeyi istiyorsa, bu durumda, byle bir zihniyetin ikna kuvvetinden hareket
ederek istikba1i aka salkl gren hibir iyimser liin
faydas yoktur bize. Daha ziyade, aksi iin sebeplerimiz
var.
Herkesin iinde kaprisin, kendi kendini aydnlatma
ya kar direnm,enin var olduunu, felsefeyi dahi gerekleri rtmekte kullanan sofistii gryoruz, ' komnikasyon yerine, yabancy reddeden kuvvet ve kudret istei
ni, kazanmann kr midi iinde harp, kazanlar uru
na, ve vahi, her eyi mahvetmeye, ldrmeye hazr maceralar uruna kalabalklarn srkl,eniini goruyoruz,
bunlara karlk, ktlelerin feragat, baka bir gne brak
ma~ sabr ve salam durumlarn itina ile- kurulmasna
hazrlnn az olduunu gryoruz ve ruhun btn kulisleri boyunca gemsiz, kendi yolunu zorlayan ihtiraslar
gryoruz.
nsann k;arakter .izgilerinin tamamiyle dnda, btn kurumlarda, yok edilemeyen adaletsizlikler gryoruz, nfus oalmas ve taksiminin, yahut, herkesin, ihtiyac olan, fakat taksim edilemeyen mstesna mallarn
115
FELSEFEYE GR
ortaya kard neticelerde olduu gibi, adaletle zlemeyen durumlarn hasl olduunu gryoruz.
. Bundan dolay, herhangi bir biimde, yine kuvvetin
delip getii hu~udun kaldrlmas, tamamiyle imkansz
grnyor. Soru yeniden dJ>.nyor, acaba, dnyay tanr
m, yqksa eytan ~ idare ediyor? Ve, nihayet, eytann
da tanrnn emrinde olduu temelsiz bir inantr .. Sonu
gelmi ve sadece geriye kaos brakaca sanlan tarih
karsnda, fert olarak 'hayatmz
imdi-oluta kaybolmu, kar konulamaz olaylar ve tesadfler iinde par~alanm gr9rsek, o z~man, hayatmz yksetmeye
btn tarihi yenmeye gayret ederiz.
Muhakkak, amzn ve d~rumumuzun uurunda
olmalyz.
Modern bir felsefe, zaman iinde belirli bir
yerde kendini vermi o-lmay aydnlatmadan nev nema bulamaz. Fakat,. eer an artlar altnda kalrsak,.
bundan dolay bu artlardan hareket ederel~felsefe yapamayz, aksine, her zaman olduu gibi, epe-ev:re kaplayandan hareket ederek felsefe yaparz. Ne olabilecei
mizi amzn omuzlarna yklememeli, amza boyun
ememe1iyiz, daha ziyade, an izah edi1rne~i suretiyle,
derinden yaayabileceimiz yere ilerleyip gitmeyi denemeliyiz.
Tarihi tanr mertebesine de ykseltemeyiz. Dnya
tarihinin, dnya mahkemesi olduunu iddia' eden tanr
tanmazn szn kabul etmeye ihtiyacmz yok.
Tarih
hibir zaman son merci' deildir. flas, kendini transan. dans .olarak temellenmi bulan hakikate kar, bir kar
delil deildir. Tarihi renmekle, tam onun iinden ebediyete demr atarz.
ve
116
Felsefe yapan
nsann bamsz1
FELSEFEYE GR
oyununu
srdrebildiinden
FELSEFEYE GR
klardan
120
anlalmaz, aslnda
121
FELSEFEYE GR
olarak,
komnikasyonla her' ikimizin de kendimize geldiinizbaka bir ben'e balyz. Soyut bir hrriyet yoktur. Hrriyet neredeise, orada, hrriyetsizlikle savar,
hrriyetsizliin stesinden gelinirse, btn mukavemetler krldndan dolay, bizzat hrriyetin kendisi yok
olabilir.
Bundan dolay, ayn zamanda, eer dnya ile iie
isek, ancak o zaman bamszz. Bamszlk dnyay terketmekle kazanlamaz. Dnyada bamszlk, dnyay.
kar zel bir tutumu ifade eder: Orada, ayn zamanda
orada olmamak; iinde, ayn zamanda dnda olmak. Aa
daki byk dnrlerin szlerinde, btn anlam ayrlklarna ramen, birleen bir taraf var.
Aristipp, btn yaantilara dayanarak, mutluluk ve
mutsuzluk durumlarn, zevkleri yle anlatr: Sahibim,
fakat sahip olunmadm; Paulus, dnyevi hayata itirak
etmenin zaruri olduunu syler: Sanki benim deildi, diye sahip olmak. Bhagavatgita'da yle denir: i yapmak,
fakat meyvelerine el uzatmamak; Laotse'de u iddia var:
Hibir ey yapmamak suretiyle bir ey yapmak.
Btn bu kavranmas g felsefi cmleler, aklan
maya muhtatrlar, fakat bununla da sona gelinmi deildir. Burada bizim iin yeterli olan, bunlarn i bam
szl ifade etme biimleri oluudur.
Dnya karsnda
bamsz oluumuz, dnyaya bal oluumuzun bir ei..:
didir.
Bamszln. ikinci bir hududu,
bamszln tek
bana bir hi olacadr:
Bamszlk, korkudan kurtulu, mutluluk ve mutsuzlua kulak asmamak, apak dncenin hataszh,
his ve igdler karsnda sarslmazlk diye negativ an122
FELSEFEYE GR
.....
gileriyle ideolojilerden, psikolojide, bize hkmeden kOrriplekslerden bahsedilir. Gerekten bamsz1mza kavumak iin, ihtibas ve unutmamza, .gizleme ve rtmemize, hareketlerimiz~, hakim olabilir miyiz? Paulus, bizim gerekten iyi ol~m~y',ac~rnz gterqi. n,~, bilmeden iyi davranmak imkanszdr, iyi hareket ettiim
kansnda isem, oktan marurum ve emniyet iindeyim.
Kant, iyi davranlanmz esnasnda, .bunun ~izli motivi
nasl kendi art haline getirdiini' gsteriyordu, ki bu,
saadetimize pek fazla zarar vermez ve 1)undan dolay da
saadetimizin safln bozar. Bu kkten kty yenemeyiz.
Bamszlm~~'bizzat yardma muhta. Sadece gayret edebiliriz, bizi yanllktan ekip karacak eyin ite
ve elle tutulup gzle grnmeyecek ekilde yardma geleceini mit etmeye mecburuz. Mmkn bamsz11
mz, daima transandansa bamllktr.
, Felsefe yapmann bugnk mmkn bamszl nasl ereveye oturtulabilir?
Hibir felsefe okuluna balanmamak, ifade edilebilen hibir hakikati, son, tek ve yegane olarak kabul et~
memek, dncelerinin hakimi olmak;
Felsefe mlkiyeti kurmayp, felsefeyi hareket olarak
~
derinletirmek;
Kaytsz-artsz
Kendi
tarihiliimiz
yoluyla
insan-:oluun. tarihiliine
125
Hayatmzn danklk
iinde kaybolup gitmesi istenmiyorsa, bir dzen iinde bulunmas gere~:dr. Gnlk
yaayta bir kaplayic tarafndan desteklenmeli, i, gerekletirme ve yksek ,anlarn yanyana getirilmesiy le
ahenk kazanmal, tekrarlamada kendini derinletirroeli
dir. O zaman hayat, durmadan ayn hareketi yapmay gerektiren ilerde de, kendini bir anlama bal bilen bir
ne'eyle dolar. O zaman sanki bir dnya ve kendi uuru
muz iinde gizlenmi' gibi oluruz, ait olduumuz tarihte
ve hahra ve sadakatle beslenmi bir hayatta, bir temelimiz var demektir.
Bylebir dzen, ferde, iinde doduu dnyadan,
doumdan lme kadar byk admlar ye gnlk yaa
yn kk ey lerini ekillendiren ve ruhlandran kiliseden gelebilir., Sonra fert kendiliindenliiyle evresinde
kendisi iin her gn grlebileni ve hal- hazr olan el:.
de eder. Baka trl, tarihten gelene olan inancn gittike azald krk bir dnyada, ve sadece d dzen olarak
mevcut, semboliksiz ve transandanssz kalan, ruhu bo b
rakan, insana kafi bir' ey ifade etmeyen, aksine insan
saadet ve skntda, korku ve hepsi bir de kendi bana
brakan bir dnyada, fert kendi
kendine braklmtr.
F~lsef hayat-srme tarznda, fert, evrenin ona artk getirmediini bizzat kendi kuvvetlerinden aldklaryla kurma imkanlarn arar.
Felsefi hayat:'srme arzusu, ferdin iinde bulunduu
bolua bo gzlerle dik
karanlktan, aksz ve sevgisiz
126
Bu kendini unutmak, teknik dnyann ortaya koyduu bir eydir. Saatla dzenlenmi, insan insan olarak
gittike daha az muhtevalandran, zmleyc ve bo yere
akp giden iler tarafndan ayarlanm, insan, kendini,
kah orada, kah burada e koulan makine paras hissettii ekstreme. getirir, serbest braklrsa, hibir eydir ve
. hibir eyden balayamaz. Ve eer kendine gelmeye ba
laYverirse, bu dnyann dadaas, her eyi yutan bo
i ve serbest zamann bo elenmesi iine yeniden ekilir.
Fakat kendini unutma temayl, insanda, ok eskiden bu ekliyle vardr. Dnyada, alkanlklarn iinde,
herhangi bir irdelemeye tabi olmayan tabiilikler, salam
sandmz yollarda kaybolup
gitmemek iin, yle bir
silkinip kendimizi ekip karmaya ihtiya var.
Felsefe yapma, mene'i uyank tutma, kendini yeniden bulma ve i murakabede, kuvvetlere gre, kendine
yardm etme karardr.
Geri, var-oluta, elle tutulan ilk ey, udur: Pratik
grevleri, gnn isteklerini takip etmek. ;Fakat bununla
yetinmeyip, daha ziyade katksz almay, gayelerde
kaybolup gitmeyi, kendini unutmann yolu
dolaysyla
kayp ve su olarak grmek, ite, felsefi, hayat-srme arzusu budur. Ve, sonra, insanlarla olan tecrbelerimizi,
saadeti ve hastal, ve mulak olan ciddiye alrpak. Unut. mamak, aksine kendinemaletmek, glklerden ylna
mak, stne varmak, halledildi diye brakmamak, aydn
latmak, ite budur felsefi. hayat-srme.
ve
127
FELSEFEYE GR
linin dourduu murakabe ve insanlarla kar1kli temaslar, konuma ve susmad~ birbirini anlamann h~r eklinin doUf9uu komnikasyon.
Derin tefekkrn, gnlk yaaytaki anlar, biz n
sanlar iin vazgeilemez. Bununla gnn k;anlmaz dankl iinde mene'in varlnn ta-mamiyle kaybolmadna kanaatgetiririz.
Dinlerin duada yaptklar ey ler, felsefi benzerlerine
derinlemede, kendinqe varla dnte sahiptir.
Byle
bir ey dnyada, dnya ileriyle megulolmadmz, ayn zamanda bo kalmadmz, gnn balamas, bitmesi
veya bu arada esasl olanla temas ettiiny.z anlarda vaki
_olmaldr..
Felsefi tefekkr, kltsel olandan farkl olarak, hibir
mukaddes nesneye, hibir mukaddes yere, hibir belli ek
le sahip deildir. Byle bir tefekkr iin, meydana getirdiimiz dzen, kaid~ haline getirilemez, serbest hareket
imkanolarak kai~. Kltsel toplumdan farkl olarak tek
bana bir dnce eklidir.
Byle bir tefekkr, neleri kapsayabilir?
lkin, kendi kendini yoklama. Bt-n gn ne yapt
m, ne dndm gznne getiririm. Yanl olan,
nerede kendi kendime samimi olmadm, terede kaytarmak istediimi, nerede dtirst olmadm yoklarm.
Nerede kendi kendime uyduumu, nerede kendimi stn
saymak istediimi grrm. Yapacam kohtrol ve- bunu
gn boyunca nasl tatbik edebileceim husus nda uuru
klarin kendimi. Benim iin kavranlmas g olan ben
e, btn olan bana deil, eitli davranlarma bakarak
yarglarm kendimi. Ynm tayin edebilecek ilkeler bulurum; belki, kzgnlk, mitsizlik, sknt, ve dier ken.'-:0.'
128
nm.
Pisagor'culardan balayp, Stuac ve Hristiyanlar
zerinden Kierkegaard ve Nietzshe'ye kadar devam eden,
kendi kendini yoklamann istekleri ve tamamlanma imkan olmayan ve daima yanltma kabiHyeti olan tecrbeleriyle, tarihin getirdiklerinden bir eyler renirim.
kincisi, var aan tefckkr: Felsefi dnce yollarnn temel kitab vastasyla, gerek varln,
tanrnn
ne olduu hususunda kesin bir kanaata varnn. Varlk
ifrelerini sanat ve edebiyat vastasyla zerin. Felsefenin ortaya koyduklarn gznnde bulundurarak, ifre
leri anlalr hale getiririm. Zamana bal olmayann yahutzaman iinde ebedi olann ne olduu hususunda kanaat sahibi olmaya alrm, hrriyetimin mene'i ile,
dolaysyla varln kendisiyle temas kurmay, sanki yaratan benmiim gibi temele inmeyi denerim.
nc olarak, imdi ne yapmak lazm geldiini d:nrz. Bir hedefe. ynelmi dncenin dayanlmaz younluu iinde, her eyi iine almas gereken anlam yitirdiim z~man; cemiyet iindeki z hayatmn ne olduunu dnrsem, bahis konusu gnn en ince noktalarna. kadar, karmda bulunan devin. ne olduuna ak
lk kazandran dayanak noktasn bulurum.
Dnerek
ka~andm. - hepsi de olsa kazanl
mam gibidir.
Komnikasyonda gereklemeyen, mevcut deildir,
komnikasyonda temelini bulmayan, sal.am bi r temele
sahip dei~dir.
Bundan dolay felsefe, unu talep eder: Durmadan
129
F: 9
FELSEFEYE GR
Bunun iin daima phe iinde olmalym, emin 01ma mal yn , kendimi bende mevcut, aydnlattm sand
m sabit bir noktada tutmamalym. Byle bir kesinlik~
hakikate uymayan kendi bana bir iddiann en yanltc
bir eklidir.
Tefekkr ekilli - kendimi yoklama, varl aan.
tefekkr, deyin gznne getirilmesi - yaarsam ve s~
nrsz komnikasyona alrsam, hibir zaman zorla u~a~
amayacama, farknda olmadan kavuurum: Sevgimin
aklna, tan . .nn gizli ve daima belirsiz kalan isteine,
varln aklna ve belki bununla hayatmzn daimi~
huzursuzluunda,
huzura, korkun felaketlere ramen r
temele inanmaya, ihtiraslarn sarsntlar iinde son kararn doruluuna, bu dnyamn batan karc anlk hadiseleri iinde sadakatn varlna.
Kendisiyle yaadm ve daha iyi yaayabileceim
kaplaycy dnerek kendime gelmisem, beni gn bo- ,
yunca, sonsuz iler ve teknik dnyada paralanp gitmekten koruyan temel duygular, prl pnl ortaya karlar.
nk, ayn zamanda, kendime dndm anlarn anlamdr bu. Bu suretle gnn btn hareketi ve dadaa- .
s arkasnda, var-olmaya' devam eden, balayan, ve beni
tkezlemeler, yanlmalar ve heyecanlar esnasnda teme. li rk olana brakp koyuvermeyen bir temel tutum elde ederim. nk, bu temel tutum sayesinde, imdi de,
gemi ye gelecek, ayn derecede birbirine bal ve devamldr.
130
FELSEFEYE GR
Her eyi tarriamiyle grdn syleyen kimse, artk felsefe yapmyor. lim yoluyla varl btnyle ak
a bildiini kabul eden, bir -ilim-b at i inancnn iine -d
mtr. Hayret etmeyen sQrma~.
Hibir sr tanmayan,
aramaz. Felsefe yapma, bilme imkanlarnn hudutlannn
bilinmesiyle, bilginin hudutlarnda, kendini bilinmeY,en
olarak gstereni btn aklyla tanr.
Geri bu hudutlarda bilme sona erer, fakat dnme
deiL. Bilgimle teknik tatbikatta aka hesaplaabiHrim,
-fakat bilmerne halinde, ~endimi deitirdiim bir i hesaplama mmkndr.
J?urada, - artk ayrlp bir baka
konuya gitmeyen, aksine dnce ve varln ayn eyi
ifade ettii varlnn en iinde bir tatbikat demek olan
dncenin, daha derin ve daha baka bir gc kendini
gsterir. hesaplama olarak bu dnce, teknik dnyannkine nazaran bir hi gibidir,
bilginin tatbik edilmesi
ile kazanlmaz, grmz~ ve plana gre yaplamaz, fakat gerek aydnla kavuma ve nem kazanma, iiedir burada.
Akl, nesneleri tesbit eden, olmakta olann gerilimlerini geveten, aklla kavranamayacaklar ortaya koyan
byk bir genileticidir. Akln akl hudutlarn akl
n mmkn klar ve dnme ve faaliyet, i ve d hesaplamann iie olduu gerek itesinin uyarcs olur.
Filozoftan retisine gre .yaamas isteniyor. Bu
cnle, kendisiyle sylenmek isteneni, fena ifade ediyor.
nkil filozofun tecrbeyle bilinen snflamalar, r.ukuki
norm~ar altndaki hadiseler gibi, reel var-oluun tek tek
hadiselerini bir ereve iine sokabilecei bir retisi yoktur. Felsefi fikirler tatbik edilmezler, onlar, daha- ziyade
kendisinden aadaki ekilde bahsedilebilecek gereklerdir: Bu dncelerin icras halinde insan, bizzat yaar,
132
FELSEFE YE GR
Eer
kendi
olarak ya-
Ykselmeyi, dnya gr diye bize bildirilen cmlelerden birini semekle deil, yc;lnz hayatmzn tari~i
somut seim aktlarnda kazanrz.
Zaman iindeki felsefi durum, nihayet bir benzetme
ile yle karakterize edilebilir:
Filozof, karamn salam topranda - gereki tecrbede, ilimIerden birinde, kategori ve metod bilgisi nde - ynn tayin ettikten ve bu topran hudutlannda
fikirler dnyas rahat yollar boyunca kotuktan sonra,"
. birdenbire, Okyanus sahilinde bir sere gibi, suya doru,
egzistansnda mevcut olan birini, transandans aratrmak
iin bir gemi arayarak kanat rpar. Gemiye, - felsefi
dncenin ve felsefi
hayat-srmenin metoduna - grd, fakat tamamen ulaamad gemiye bakar; bylece
yorar kendini ve olaanst sarho "hareketleri yapar.
Byle kelebekleriz biz, ve salam t?praktayz diye
yn aramaya son verirsek, .kaybolmuuz demektir. Fakat
orada kalakalmaktan memnun deiliz. Bunun iin, kanat
rpnamz, belki, salam toprakta oturan ve tatmin olmular iin gln, huzursuzluu yakalam~ olanlar iin
de anlamldr. Dnya, her eyin bahis konusu olduu, herkesin kendiliinden giritii ve cemiyet iinde cesaret etmek zorunda. olduu, ve bu haliyle asla gerek bir re
tinin konusu olamayan bu uu iin bir k noktasdr.
135
Felsefe tarihi
Felsefe, dinler kadar ve btn kiliselerden daha eskidir. Felsefe, her zaman deilse bile, ok kere, ruhunun
gereklii ve :ek tek insani grnlerinin safl ve ykseklii sayesinde, felsefe yi bir bakas olarak kabul eden
kilise dnyasnn stesinden geldi. Aslnda felsefe, kendine has sosyolojik bir ekli olmay yznden, kilise
karsnda zayftr. Felsefe, dnyadaki eitli kuvvetlerin,
hatta kiliseninkilerin rastgele himayesiyle yaar. Kendini
eseriyle gsterebilmesi iin, msait sosyolojik durumlara
ihtiya gsterir. Asl gerei, her insana, her zaman ak
tr; insanlarn yaad her yerde, herhangi bir ekilde
vardr.
FELSEFE TARH
eyolmak istemedii
FELSEFEYE GR
gibi, her art ve durum iinde, insann, esrin olduu kadar, hakimin de iidir bu. Gerein hakiki tecellisini, nce bu tecellinin ortaya kt dnyada, ve dnen insann kaderinde anlarz. Bu tecener,
bizimkine uzak ve
yabanc iseler, bunun iin de bizim iin aydnlatc olurlar. Felsefi dnceyi ve dnr kendi etten kemikten
gerei iinde aramaya mecburuz. Gerek olan, soyut ve
babo, kendi kendini tayarak havada,
nuallakta kalamaz.
Bir eserin incelenmesiyle, meydana geldii dnya ile
bir likte felsefe tarihi ile de temas ederiz. .
Buradan hareket ederek, pheli olmasna ramen,
geni alanlarda yn tayininin alfabesi olarak, felsefe yapmann tarihi btnln bir bnye iinde gznne seren grler ararz.
kibinbe!,z senelik felsefe tarihi, insann kendi
uuruna varmasnn biricik byk bir a gibidir. Ayn
zamanda, sonsuz bir mnakaadr bu an, birbiriyle arpan gleri, zlemez grnen meseleleri, yksek eserleri, sapl1alar, derin hakikati ve yanImann girdabn
gsterir.
Felsefe tarihi bilgisinde, felsefi fikirlerin tarihi yerlerine sahip olduu bir erevenin emasn ararz. Bir
dnya felsefe tarihi, felsefenin eitli sosyal ve siyasi durumlarda ahsi tutumlarda nasl tecelli ettiini gsterir.
Dncenin bal bana tekaml, in'de, Hint'te ve
batda ortaya kt. Tesadfi balara ramen, sa'nn dou zamanlarna kadar, bu fark o kadar belirli, ki herbiri
kendi bana anlalabilir. Sonralan, Hindistan'da mey
dana gelen bUdiznin, in zerine gl tesiri, hris.tiyan
ln batya tesiriyle karlatrlabilir. Tekamln her
dnyada, benzer bir dnemeci var. Tarihin zor aydnla138
FELSEFE TARH
tabildi.
bir tarih ncesinden sonra, her tarafta, temel dnceler eksen ada meydana gelirler. (M.. 800-200).
Sonra bir zlm.e ve arkasndan da byk 'kurtanc dinlerin takviyesi balar, tekrar tekrar balangca dnen yenilenmeler, her eyi' iine alan, sistematik bir ekilde
planlanm sistemler (skolastik) ve bilhassa katksz metafizik manada en sonuna kadar gtrlm mantk spekUasyonlar takipeder.
Bu czl tarihi tekamln senkronik tiplerinin teekkl, batda ilkin krizler ve tekamllerle kendini yenileyen hareketi, ikinci olarak fikirlere ifade veren milletlerin ve dillerine eitlilii, nc olarak ilmin kendine
has tekamlnn ayr bir zellii var.
Tarihi olarak, bat felsefesi, birbirini takip eden drt
erevede teekkl eder:
./
Efsaneden sze geti, batnn temel kavramlarn, kategorileri ve varlk, dnya ve insann, btnn dnlmesiyle mmkn olan temel pozis1. Yunan felsefesi:
yonlar yaratt.
FELSEFEYE
gtan ber~
GR
FELSEFE TARlfI
ve Nietzsch~ manen onlardan ok uzak, yl1lara tesir etme hususunda herkesi geen Marx, a aan filozoflardr.
En derin mene'e varmak iin, her eyi sorguya eken,
teknik an kkten deitirdii bir dnyada, imdiyi,
egzistans,
kaytsz-artsz serbeste ele alabilmek iin,
olsa olsa, her eyi sarsan bir dnce baarya ulaabilir.
Byle zetler, felsefe tarihinin topuna gz atarak planlanrlar. Fakat sathta kalrlar.. nsan, btn~e daha dern balar hissetmek ister. Mesela,
aadaki meseleler
denendi:
.
birlii
FELSEFEYE GR
rini kendi yaratan, fakat bunlarn iinde yok olup gitmeyen ebedi bir felsefeyi isbat etmek isterdi?
2. Balangc ve anlam meselesi. Balang zaman
iinde bir defaya mahsus olmak zere balayan dnce
dir. ~ene' her zaman iin temeldeki hakikat.
Dncenin yanl anlamalarndan ve yanlnalanndan
her zaman mene'e geri dnmek zorundayz. Muhteva dolu,
bize gelmi metinlerde, kendi mene'imize dayanan felsefe
yapma yolunda bunu aramak yerine bir yanllk ortaya
loyor: Zamana bal bala!gta mene'in bulunulaca
sanlyor; yani Sokrat ncesi filozoflarda, hristiyanln
ilk zamanlarnda, Buda retisinin balangcnda. Her zaman mene'e kar zarur yol yanllkla ulalmas henz
kefinin yolu eklini alyor.
.
Bi~im iin ulalmas henz mmkn olan balang
lar ytksek seviyede byleyicidirler. Fakat gerekte mutlak bir balangc bulmak mmkn deildir. Eskilerden
bize kadar gelen metinler bakmndan, balang rlatif
bir balangtr ve baz artlarn meydana getirdii bir
netice olmutur.
~nun iin bize gelen metinlerde gerek mevcut olana
tutunmak, tarihi imdiye intikal ettirmenin temel prensibdir. Tarihi gr mevcut olanda derinlemeyi baheder.
Kaybolan tamamlamak, ncekin~ yeniden ina etmek,' delikleri doldurmak, bo bir abadr.
)
3. Felsefede tekam ve ilerleme ncseles. Felsefe tarihinde, Sokrat'tan Eflfltun ve Aristo'ya, Kant'tan Hegel'e,
Locke'dert Hume'a kadar giden yoldaki gibi, birbirini takip eden ahsiyetler grlebilir. Fakat her sonra gelen,
ncekinin ortaya kard. hakikati muhafaza etti ve onu
ati anlamnda alnrsa, boyle sralamalar oktan yanltr.
Her zaman yeni, birbirine bal ve birbirini izleyen ne142
FELSEFE
'r ARH
FELSEFEYE GR
siz bir
gr tarzdr.
Her byk felsefe kendi iinde tamamlanr, tamar:p.yla tarihi ihata. hakika4-f: dayanmadan,
kendine has yaar. Bilim her admn sonradan gelen tarafndan geildi i 'bir yolda yrr.
Felsefe ifade ettii
manaya gre her defasnda bir tek insanaa btnlenmek
zorundadr.
Bunun iin, filozoflar, bir yoldaki admlar
olarak grmek manaya aykr der.
4. Mertebelenme meselesi. Felsefe-yap"ma, tek d
nrde ve tipik, muayyen zamanlara ait dnya grlerin
de bir mertebelenmenin var olduunun farkndadr. Felsefe tarihi, ayn derecedeki saysz dnr ve eserlerin
tesviye edilmi arazisi deildir. - ok az knse tarafndan
ulalm ifade ilikileri vardr. Her eyden nce yksek
ioktalar; yldzlar yn arasnda gneler vardr. Fakat
bun" arn hi biri, yegane, herkes iin geerli son mertebe
olarak mevcut olacak ekilde deildir. Bir ada herkesin
syledii ile aym zam~nda yaratlm felsefi. eserin arasnda byk bir uurum vardr. Byk filozoflarn eserle-.
rinin ok kere isbat ettii gibi, her akln tabii bulduu
eyler de felsefe olarak kabul edilebilir. Kendisi vas"ta" syla grdmz dnyadan memnuniyetin snrl bilgisinin verdii huzur, sonra' tzak olana duyulan itki, sonra
hudutta soru sormaktan zevk alan duru, bunlarn hepsine felsefe denir.
Felsefe tarihine, dinin getirdii otoritenin benzeri demitik.
Ama felsefe kitaplarnda, dinlerin sahip olduu
kaide kitaplarnz, izleyecek otoritemiz, mevc~t son hakikatirniz yok. Fakat felsefe yapma ananesinin btn,
bitip tkenmez hakikatin bu depoziti, mevcut felsefe yapma imkanlarna giden yollar gsterir. Anane, hi bitmeyen bekleyiiyle, oktan dnlen hakikatin grlen de144
FELSEFEYE GR
rinlii,
'
eder.
F : 'lA
.'
.
FELSEFEYE GR
rnn olduu
dierinin
146