You are on page 1of 172

METN ZBEK

DNDEN BUGNE NSAN

Elinizdeki kitap, biyokltrel bir varlk olarak insann canllar dnyasndaki yeri, gemiten
gnmze uzanan deiim sreci ve yeryznde yaayan eitli insan topluluklar konusunda
okura derli toplu bir fikir verebilmek amacyla hazrland.
"Gnmzde antropologlar rklarn kendisinden ok rklk dncesinin neden ve nasl
filizlendiiyle ilgilenmektedir." diyor Michael C. Howard. Gerekten de antropoloji, insann
sergiledii olaanst biyolojik ve kltrel eitliliin, farkl ortamlara uyum gsterme
hususundaki sonsuz kapasitesinin bir rn olduunu gstermitir.
Antropolojinin bu lkenin gen insanlar arasnda artan bir merak ve ilgiye konu olduunu
gzlemliyoruz. Bu kitap, bu gzlemin verdii cesaretin rndr ve bu alandaki kaynak
skntsn byk lde gidermeyi amalyor. Okur, bu kitapta kendisini uzak atalarndan
gnmz topluluklarna kadar uzanan bir "yazg ortakl"nn scak ve sevecen kucanda
bulacaktr.
Unutmamal "Anlatlan, senin hikyendir"...

Metin zbek, 1948 ylnda Mecitz'nde dodu. Liseyi orum'da bitirdi. 1969 ylnda Dil ve
Tarih Corafya Fakltesi Antropoloji (Paleoantropoloji Krss) Blm'nden mezun oldu.
1970 ylnda Milli Eitim Bakanl'nn bursu ile Fransa'ya doktora renimi iin gitti. 1974
ylnda Paris-7 niversitesi'nde hazrlad "La Deformation Cranienne Artificielle Chez Les
Chalcolithiques de Byblos" adl tezi ile (3 eme cycle) doktor unvann ald. 1976 ylnda
Bordeaux I. niversitesi'nde "Hommes de Byblos Etde Comparative Des Squelettes Des Ages
Des Metaux Au Proche Orient" adl tez ile Devlet Doktoras (Docteur es Sciences) unvann ald.
1977 ylnda Hacettepe niversitesi'nde greve balad. Halen Hacettepe niversitesi
Antropoloji blm bakanln yrtmektedir.
zbek'in eserleri:
nsan ve Irk (Remzi Kitabevi, 1979)
Human Skeletal Remains From Akl. A Neolithic Village Near Aksaray, Turkey in: Light on
top of the Black Hill Studies Presented to Halet ambel, eds. G. Arsebk, M. Mellink, W.
Schirmer, Ege Yaynlar, stanbul, ss. 567-580, 1998)

BLM I
Evrende nsan

Uzun ince bir yoldaym,


yryorum alar boyu
nsan
nsan nedir?

nsan nedir ya da ne deildir? Zaman zaman bu soruyu kendimize sorarz. Belki gemiteki
atalarmz da soruyorlard. Hi kukusuz, gelecek kuaklar da soracaklar. nsan nedir sorusu, bir
dizi bilinmezlikleri de beraberinde getiriyor. Hangi lt ya da ltlerden yola karak insan en
iyi biimde tanmlayabiliriz? Gerek olan u ki, insan canllar dnyasnn en karmak, en zor
anlalr yaratdr. Her ne kadar dnyann en zeki, en yetenekli, snrsz yaratma, gelitirme ve
deitirme gcne sahip yarat olsa da, sonuta o bir canldr ve de iinde yaad dnyann
bir paras saylr. Dier canllarla birlikte bir btn oluturmaktadr. Peki, canllar aleminin bir
uzants
olan
insan
yeterince
tanyabiliyor
muyuz?
nsan eskiden beri kendini tanmaya ve gemiiyle ilgili gizem perdesini aralamaya zel bir
merak duymutur. Tarih boyunca birok topluluk, insann yaradl ve onun canllar
dnyasndaki yeriyle ilgili eitli efsaneler gelitirmitir. Biz insanoullar ve kzlar nereden
geliyoruz? Kukusuz, yzyllar boyu insanlar kkenleri konusunda bu soruyu srekli olarak
kendi
kendilerine
sormular
ve
sormaktadrlar.
Her eyden nce, bir canl olarak dier canllarla doada ayn kaderi paylayoruz; evremizde
varolan doa koullarna kar gelitirmi olduumuz zel bir baklk sistemimiz
bulunmamaktadr. Her canl gibi bu evresel etmenlerden biz de etkileniyoruz. Ayrca, her canl
iin geerli olan temel gereksinimler bizim iin de sz konusudur; yaammz devam
ettirebilmek iin nefes alrz, besleniriz, uyuruz. Biyolojik donanmmza baklrsa doann pek
de yle gl bir yarat saylmayz. Ne arslan gibi salam ve gl bir penemiz, ne timsah
gibi paralayc dilerimiz, ne fil gibi iri bir cssemiz ve ne de ceylan gibi hz yapan
bacaklarmz var. Grld gibi, doadaki birok canlnn sahip olduu anatomik
donanmlardan yoksunuz. O halde diiyle paralayan, penesiyle vurup ldren, iri cssesiyle
ezen, evresine korku salan ya da ok hzl koarak avn yakalayan, yeri geldiinde ayn hzla
kap tehlikelerden kurtulmasn bilen bir canl olmadmza gre, bizi doann en gls klan
bir
zelliimiz
olmal.
Snrsz bir potansiyel var, ama bu ne olabilir? Gerekten de organizmamzn bu
mtevazlna karn bizi tm canllar dnyasnn biricik yarat yapan ayrdedici bir
hususiyetimiz var ki, o da beynimizdir. Tabii her canlnn bir beyni vardr, ama biz
insanlardakini ayr bir kefeye koymak gerekir. nsan bu yzden homo cerebralis (beyinli insan)
olarak
tanmlayanlar
vardr.
nsan kimdir derken, aklmza hemen insan doas ne demektir ya da insan olmak ne anlama
gelir sorular da taklr. Eflatun, insan, ho bir tanmlama ile iki ayakl, tysz bir yaratk olarak
grr. Mark Twain ise, insan tanmlarken utanma, ekinme ve sklma gibi tipik zelliklerini n
plana karr. Kimilerine gre insan, sosyal bilinlenmeye sahip tek yaratktr. Kimileri iin de
ackmad zaman dahi yiyen, susamad zaman su ien, uykusu olmad halde yatp uyumaya
alan
ya
da
her
mevsim
ak
yapan
bir
canldr.

nsan beyni sahip olduu soyut dnce potansiyeli ile doada benzeri bulunmayan bir
organdr. Bu balamda, insan en nemli ve en anlaml klan, insanlama srecinde temel ivme
olarak kabul edilen beyin korteksindeki (kabuundaki) muhteem gelimedir. Biz onu doadaki
hibir canl ile paylamyoruz. Her ne kadar beyin dzeyinde bu benzersizlie sahip olsak da,
dier canllardan kopmu doast bir yaratk da saylmayz. Her canl, iinde yaad ortamda
varln srdrme olana salayan karmak ve zgl bir uyum stratejisi gelitirmitir. Bu
uyumsal rnt aslnda insan iin de geerlidir. Tm canllarda olduu gibi, insann da biyolojik
balamda
birtakm
snrlamalar
vardr.
nsan doasna ilikin tm bilinmeyenlere yant bulabileceimizi ileri srmemiz
beklenmemeli. Ancak, son 100 yl iinde insan hakknda olduka ayrntl bilgiler edindik. Her
geen gn bunlara yenileri eklenmekte. Ama yine de kendimizi tam anlamyla tanyor
saylmayz. nsan, dik durma ve yrme gibi ok zel bir hareket sistemine byk lde uyum
salam, bu arada serbest kalan ellerini gelimi bir beyinle ok sk ve retken bir diyalog iine
sokmu yaratktr. Amipten insana tm canllarn ortak stratejisi hayatta kalabilmenin
mcadelesini vermektir. Bunun ileyi biimi de bir canldan dierine deiir. nsan da dier
canllar gibi yaamn srdrmede gereksinim duyduu enerjiyi beslenme yoluyla aldktan sonra
onu yutar, sindirir. Sonra her canl gibi zararl ve gereksiz maddeleri vcudundan atar. Trnn
yok olmamasn salayan srecin bir gerei olarak bir sonraki kuan bireylerini retir. nsan
cinsinde bu ilevi stlenen anatomik donanmlar dier canllarnkinden pek de farkl saylmaz.
Aka grld gibi, insan kimdir? Nedir? tarzndaki sorulara yantlar ararken kendimizi bir
dizi aklamann iinde bulduk. nsan szcyle tam olarak ne anlatmak istediimizi ortaya
koyarken dorusu biraz zorlanyoruz. Anatomik zelliklerini n plana kardmzda insan u
ekilde tanmlayabiliriz: Kala kemikleri ve bacaklar iki ayak zerinde durmaya uyum salam,
kollar bacaklarndan daha ksa, ok iyi gelimi olan baparma dier tm parmaklar ayr ayr
karlayabilme olanana sahip bir canl. nsanda el'in ok hassas bir tutma zellii vardr. Beyin
vcuda oranla iri olup ortalama 600 cc (en eski atalarmzda) ile 1600 cc (gnmzde) arasnda
deiir.
Vcud
kl
sistemi
greli
olarak
ok
az
gelimitir.
nsan davran rnts dier canllardan farkl olarak milyonlarca yl iinde ylesine deiik
bir boyut kazanmtr ki, bu da beyin korteksinde kendini gsteren muazzam deiimin dorudan
sonulardr. Davran rntsn bir yana brakrsak, insan biyolojik olarak tanmlamak aslnda
pek o kadar da zor deildir. Nihayet ou canllarda olduu gibi kemik, kas, sinir ve kandan
ibaretiz; dolaysyla, dier canllar incelerken ortaya koyduumuz biyolojik ablon bir bakma
bizim iin de geerlidir. nsan kimdir sorusuna yle bir yant da verebiliriz: O, tm canllar gibi
molekl, hcre ve dokulardan oluan, ama bunun yansra baarlar, baarszlklar ve kusurlar
bulunan, kendince hayalleri ve vizyonlar olan bir yaratktr (Mc Elroy ve Swanson, 1973).
nsan snrsz bir bilme, renme ve aratrma gereksinimi duyar. Doyuma ulamasnn ve
kendini gven iinde hissetmesinin temel kayna bilgidir. nsan, biyolojik rntsyle kendini
aan bir canldr. Onun varoluu ne reyip oalmasyla gereklemitir, ne de lmekle
noktalanmtr. nsan dier canllardan farkl klan bir yn, gemiten gelecee bir devamlla
sahip
olduunun
bilincinde
bulunmasdr.
nsan enerji tketen, tarih yazan, veri toplayan, karar verip uygulayan, gemiten ald
derslerle (her zaman bunu baaramyorsa da) bugnn kuran, gelecee ynelik plan ve projeler
hazrlayan bir canldr. Kukusuz her canlnn bir yaam stratejisi vardr; insann ayrt edici
zellii, bu adan dier canllardan fark, bu stratejiyi igdsel olarak deil de bilinli olarak
belirlemesidir. nsan kendine zg deerler sistemi yaratmtr. ok zengin ve bir o kadar da
eitli imgelerle karmza kar. Bizim setiimiz bilimsel imge onun sahip olduu imgelerden

sadece bir tanesidir. Bugn insanla ilgili edindiimiz imge bir son aama kabul edilemez; nk
bilim dzenli ve srekli olarak her defasnda yeni mesajlar sunmakta ve biz bunlar
deerlendirdike insan hakknda oluturduumuz imgenin zamanla deitiine tank olmaktayz
(Mc Elroy ve Swanson, 1973). nsan bir bakyorsunuz Salisbury katedralinin mimar ya da
Selimiye camisinin ustas olarak karmza kyor. Zaman oluyor, bir Tac Mahal'e, bir Panteon'a
veya bir Eyfel kulesine damgasn vuruyor. Ama, onu ayn zamanda Eskimo dnyasnda bir iglu
kar evini yaparken, Afrika'nn balta girmemi ormanlarnda ya da Avustralya'nn ok ssz ve
orak yrelerinde ok basit bir kulbe ina ederken buluyoruz. Yaratt her dzeydeki bu
kltrel rnler onun dnyasnn ne denli zengin ve eitli olduunun bir gstergesidir. Aslnda
bu rnekleri daha da oaltabiliriz. Zamanmzdan yaklak 25-30 bin yl ncesinde Lascaux
(Fransa) ve Altamira (spanya) gibi lo ve esrarengiz maaralara gnmz ressamlarn bile
hayrete drecek gzellikte resimler yapan insan, bir baka zaman diliminde, karmza
Rembrandt ya da Mozart olarak kyor. Bazen Einstein oluyor ve hayal gcnn snrlarn
zorluyor. Kimi zaman Mevlana olup engin hogrsyle gnllere sevgi seli gibi akyor. Ne
yazk ki bazen de bir Hitler olup, dnyay felakete srkleyecek kadar azgnlayor.
Kltrel davran rnts altnda ne tr donanma sahip olursa olsun insan, hi kukusuz
doann anatomik adan en zayf yarat olarak kalmtr. Canllar dnyasnn en korunmasz
yarat olsa da gerek doum ncesinde, gerekse doum sonrasnda mkemmel bir korunma
iindedir. Doann bir paras olarak yaayan tm canllarla ayn z paylar. Ancak, yapsal ve
ilevsel benzerlii dikkate alnrsa bitkiler deil de hayvanlar aleminde yer alr. Kukusuz bu
alemin de en stn yaam formlarndan birisi saylr. nsan, evrendeki (ontolojik) yerini
belirlerken cansz (inorganik), canl (organik) ve canlstnn (sperorganik) kesitii yerde
dnebiliriz. nsan, yeryznn hemen her yerine baarl biimde uyum salam ve
yaylmtr. Peki bu baars biyolojik donanmndan m kaynaklanyor? Tabii ki hayr; nitekim,
nl evrimci Simpson der ki, bir gn bir balk ksa ve evrimi incelese, insan denilen ve kendini
stn olarak gren bu canlnn aslnda, kendine gre, suda ne kadar beceriksiz olduuna, yzge
ve hassas duyu organlar gibi mkemmelliin simgesi sayd zelliklerden yoksun bulunduuna
hayretler
iinde
tank
olacaktr
(Simpson,
1951).
Yeryznde, iinde yaad evresine giderek stnlk kurmaya alan, onu kendi
gereksinimleri dorultusunda deiiklie uratan, bylece doal seilimin ayrc basksn en alt
dzeye indiren tek varlk insandr. Hibir canlnn zeks insannki ile boy lemez. Zekmz
ve buna bal olarak gelitirdiimiz karmak ve o lde de eitli davran rntlerimizle her
ne kadar canllar dnyasnda apayr bir konumda olsak da, gnlk yaantmzda kendimizi dier
canllarla srekli zdeletirmeye alr, iimizde adeta onlardan bir para bulmaya aba
gsteririz. Bu bazen belirli nezaket kurallarn asa bile, birok hayvann postunu birbirlerimize
giydirmek iin adeta yar ederiz. Kklmzn d dnyasn zenginletiren sevimli ayy
kabalk simgesi olarak kabul ederiz. nat yanmz kei ya da eekle zdeletiririz. Bazen
karmzdakinin sinsiliini ve kurnazln tilkiye benzetiriz. ok nefret ettiimiz birine akrep
soyundan geliyor deriz. Birisi ar biimde alyorsa inekliyor deriz. Ne tuhaftr ki, gnlk
ilikilerimizde kfr ve hakaret daarcmz tmyle hayvanlar oluturur. Zaman olur, blbl
gibi akyor, ceylan gibi salnyor ya da arslan gibi delikanl diyerek karmzdaki iin
beenimizi dile getiririz. Yaptmz iyilie kar ktln grdmz kimseler iin de
barmzda ylan beslemiiz veya besle kargay oysun gzn gibi gnlk yaammzda adeta
ataszleri haline gelen deyileri ska kullanrz. Aslnda tm bu rnekler daha da oaltlabilir.
nsann canllar dnyasndaki yeri

Varlk zinciri, yeryzndeki yaam formlarn snflandrmak iin ngrlen bir emadr ve
her canl form bu snflama sisteminde biyolojik yaps ve davran rntsne bal olarak

belirli bir yeri igal eder. 17. ve 18. yzyllarda bilim adamlar, canllar yaratldklar andan
itibaren hi deimeyen varlklar olarak gryor ve canllar arasnda varolan ilikiler dizgesinin
de balangta olutuunu ve yle kaldn ileri sryorlard. Bu dizge iinde bitkiler en az
mkemmel olan ve en alt basamakta yer alan yaam formlaryd. Hayvanlar ise bitkilerden
sonraki halkalar oluturuyordu. nsan, doal olarak yeryzndeki yaratklarn en mkemmeli
eklinde grld iin merkezi konumda tutuluyor, dier canllar da insana benzerlik
derecelerine gre konulandrlyordu; rnein lein en alt basamandan yukarya doru
karken bcekleri srngenlerden daha aaya, srngenleri kulardan daha aaya, kular
kurtlardan (memeli) daha aaya ve nihayet kurtlar da maymunlardan daha aaya
yerletiriyorlard. Bu merdivenin en st basamana da haliyle insan oturtuluyordu. Onun yeri
meleklerin hemen bir basamak alt idi (Relethford, 1990).
17. ve 18. yzyl bilim adamlar, ngrdkleri varlk zinciri bir evrimsel ema saylmasa da,
canllar dnyasn ilk kez bilimsel bir yaklamla ele almalar asndan nemli bir adm attlar.
Bu yaklamn zn de tanmlama ve snflama (taksonomi) oluturur. Snflamaclar o
yzyllarda doal dzenin devaml sabit olduunu dnmekte idiler. Onlara gre, her canl
organizma ayr olarak yaratlm; yaplarnda hibir surette deiiklik olmamtr. Bu nedenle,
canllar arasnda yaknlk uzaklk diye bir ey sz konusu deildir. Ancak, doadaki canl yaplar
incelendike ve listeye yenileri eklendike baz snflamaclar artk ellerinde mevcut olan lein
yeterli olmadn ve canllar dnyasnn hi de yle doast aklamalarla anlalamayaca
dncesini benimsemeye baladlar. Bu dncedeki bilim adamlar, dnyay canllar ve
canszlar dnyas eklinde daha evrensel bir bak as iinde alglayabilen doac bir yaklam
benimsediler.
18. yzyl bilim adamlar ounlukla canllar dnyasnda olup biteni aklama yoluna
bavurmaktan ziyade, bu dnyann snrlaycs olma alkanln srdrdler. lk
snflamaclarn almalarn temel alp daha da gelitiren Carolus Linnaeus (Linne) (17071778) adl sveli doa bilgini kendi adyla anlan ve farkl organizmalarn ortak zellikleri
esasna dayal mertebelendirme sistemi'ni oluturdu (Rosen, 1974). Bugn, bilim adamlar hala
Line'nin sistemini ve onun canllar dnyas iin ngrd ikili adlandrma (binomial) dizgesini
kullanmaktadr. Her ne kadar snflama tekniinin bilimsel anlamda gerek ncs Linne olsa
da, aslnda bu bilgin ncesinde Aristo'nun da bir lde canllar snflama giriiminde
bulunduuna tank oluyoruz; hayvanlar stnlk ve karmaklk derecesine gre bir hat zerinde
gsteren Aristo, bu evrim izgisinin tepesine de insan yerletirmitir. Linne'nin hiyerarik
sisteminde tm yaam formlar -mikroorganizmalar, bitkiler ve hayvanlar- bir merdiven
basamaklar dzeninde ve belirli bir kurala gre yerlerini alrlar. Biyologlar, canl organizmalar
ok geni ldeki benzerliklerini temel alarak gruplandrrlar ve sistemin belirli bir yerine
oturturlar. Her basamak bir sttekinden daha az, bir alttakinden ise daha geni kapsamldr.
rnein Linne'nin hiyerarik sistemini yanstan emaya gz attmzda en st kategorinin
bitkiler ve hayvanlar diye iki ayr alem tarafndan temsil edildiini grrz. Hayvanlar alemi,
sngerlerden insana kadar btn ok hcrelileri ierir. Bunun hemen altndaki basamak ise ube
olup kordatalar yani omurga hizasnda yer alan spinal kord'a sahip tm balklar, kurbaagilleri,
srngenleri, kular ve memelileri ierir. Bu sisteme gre aa basamaklara indike her
basaman ierdii organizma says da azalr. Bu ekilde, rnegin bir ube snflara, snflar
ailelere ve aileler cinslere onlar da trlere ayrlacak ekilde sistem ngrlmtr.
Doadaki her canl organizma cins ve tr olmak zere ikili isimlendirme sistemiyle tanmlanr.
Buna gre, insan cins olarak homo, tr olarak sapiens'tir. Bu bir bakma gnmz insannn ad
ve soyad olmaktadr. Bir baka deyile biyolojik kimliimizdir. Dolaysyla, tm insan
toplumlarn ilgilendirdii iin kltrel kimlikten ok daha geni kapsaml saylr.

Linne'nin mertebelendirme sistemine gre, insann canllar dnyasndaki yerini en genelden en


zele doru belirlemeye alalm (Buettner-Janusch, 1966; Rosen, 1974 ve Demirsoy, 1984):
Alem: Hayvanlar (Animalia)
Alt alem: ok hcreliler (Metazoa)
ube: Kordata
Alt ube: Omurgallar (Vertebrata)
Snf: Memeliler (Mammalia)
Alt snf: Plasantal memeliler (Eutheria)
Takm: Primat
Alt takm: Anthropoidea
st aile: Hominoidea
Aile:Hominidae
Cins: Homo
Tr: Sapiens
Alt tr: Yaayan rklar

Bu taksonomik sistem iinde her basamak bir takson olarak kabul edilir. Aslnda, bu sisteme
bal kalarak yalnz insan deil, tm canllar rk dzeyine kadar indirilebilir. Bu taksonomik
dzen olmasa canllar dnyasnda bir kaos yaanr. Taksonomi, biyolojide farkl organizmalar
arasndaki ilikileri belirlemek iin kullanlr. lk bakta basit gibi grnse de, hayvanlar
dnyasndaki iliki durumlar aslnda karmak bir yap sergiler. rnein aadaki canllar ele
alalm: dil bal, yarasa, kpek bal, kanarya, kertenkele, at ve balina. imdi bu hayvanlar
nasl gruplandrabiliriz? riliklerini gz nnde bulundurmak suretiyle snflandrrsak yarasa,
kanarya ve kertenkeleyi "kk" kategoride; kpek bal ve at "orta" kategoride; balinay ise
"byk" kategoride deerlendiririz. Akla gelen bir baka yntem ise bu hayvanlar, iinde
yaadklar ortama gre ele almaktr. Bu durumda, dil bal, kpek bal ve balinay "suda";
yarasa ve kanaryay "havada"; ve nihayet kertenkele ve at "karada" yaayan hayvanlar olarak
gruplandrrz. Bir baka snflandrma trnde ise, bu kez kpek baln apayr bir kategoride
ngrrz; zira kpek balnn iskeleti kemik yerine kkrdaktan meydana gelir. O halde, ele
aldmz ltlere bal kalarak canllar farkl biimlerde gruplandrabiliriz. Bugn geerli olan
taksonomik sisteme gre bu canllar balklar (dil bal, kpek bal), kular (kanarya) ve
memeliler (yarasa, at, balina) eklinde snflandrlmtr (Relethford, 1990).
Taksonomik sistemde sz konusu edilen en kk birim tr'dr. Tr szc her zaman
canllar dnyasndaki organizmalar tanmlarken kullanlmaz; ayn zamanda canszlar
dnyasnda veya insan rn olan nesneleri gruplandrrken de kullanlr. rnein bir mineralog
maden trlerinden, bir fiziki nkleer enerji trlerinden ya da bir dekoratr masa ve sandalye
trlerinden sz edebilir.
Trn biyolojik anlamdaki tanmlamas Eflatun ve Aristo'ya kadar inebilir. Tr kapal bir
genetik birimdir. Herhangi bir trn gen havuzu, evresi ok iyi tahkim edilmi kaleye benzer;
genelde bir baka trn gen havuzuyla birleemez. Her trn kendine zg genetik, ekolojik ve
davran sistemleri vardr. Bir tre mensup yeler aralarnda iftleerek reyip, oalabilme
potansiyeline sahiptirler (Mayr, 1974). Ancak, bu birleme ve remenin doal koullar altnda
olduunu da unutmamalyz. Baz trler vardr ki, birbirlerine ok yakn olup, iftlemeleri
halinde dl verebilirler. Bu alanda sk sk verilen rnek katrdr. Katr, daima dii at ile erkek
eein birlemesiyle elde edilen, dayanklln eekten, iriliini attan alm melez bir hayvandr.
Ne var ki, katr ksrdr; nk anne ve babas ayn tre mensup deildir. Dolaysyla, bir katr
elde etmenin tek yolu daima bir at ile eei iftletirmektir.

Tr tanmlarken, trleme srecinin ileyi mekanizmasn da gndeme getirmek yerinde


olur. Gemite belirli bir zaman diliminde ortak bir ataya sahip olan iki tr dnelim. Bir evrim
aac izdiimizde, bu trlerden her birinin ayrma eiini bu aacn gvde ya da kollar
zerinde haliyle belirli bir noktada gsteririz. Ancak, bu konulandrma ile her ey zlm
saylmaz; rnein (A) trne ait toplumlardan bazlar zamanla (B) trnn baz toplumlarna
doru evrimleirken, hangi aamadan itibaren A trne ait olmaktan kp B trne dahil
olmaktadr? Trleme srecindeki bu durum, bir bakma kendi trmzn (Homo sapiens)
evrimini izlerken de sz konusudur.
Canllardaki trleme srecini ele alrken, simpatrik ve alopatrik tr kavramlar da sk sk
gndeme getirilir (Mayr 1974). Ayn ekonii paylatklar halde, aralarnda iftleip reyebilme
engeli bulunan trler vardr; ite bunlara simpatrik tr ad verilir. Yine yle canl gruplar vardr
ki, ayn trn mensuplar olduklar halde farkl corafi alanlarda yaarlar. Bunlara da alopatrik
tr ad verilir. Trleme srecinin gereklemesinde corafi engeller kadar zaman faktr de
nemlidir. Doal engellerin ortaya kmasna bal olarak ana stoktan ayr den herhangi bir
canl grup iklimi, bitki rts, arazi yaps ve hatta parazitleriyle deiik bir ortamda yaamak
durumunda kalr. Biyolojik uyumlar doal ayklanma denilen srecin ileyiine gre ekillenir.
Bir canl grup, deiik yerel ekolojik koullara uyum salarken, ayn zamanda genetik kkenli
birtakm eitlenmeler de edinir. Bir topluluun iki kolu corafi olarak ne kadar uzakta
bulunuyorsa ve ekolojik koullar asndan birbirinden ne kadar farkl ortamlarda yayorsa
bunlarn iki farkl alt tr olarak gelime olaslklar da o kadar fazladr. Bylece, gelecekteki
trleme srecinin gereklemesine de uygun zemin olumu saylr. Sz konusu gruplar
arasndaki corafi engel eitli nedenlerden tr kalktnda, bu iki topluluk karlama olana
bulur; ancak artk simpatrik trler haline gelmilerdir; aralarnda iftleip reme olana yoktur
(ekil: 1.1.).

ekil 1.1. Simpatrik ve alopatrik trlerin oluumunun diyagramatik ve basitletirilmi emas


(Buettner-Janusch, 1966)

Trlemeyi dorudan gzlemlemek olanakszdr; zira bu sre olduka yava iler. Mayr'a

gre (1974), tr oluumu evrimde bir dirilme, genleme demektir. Bir canl grubun genetik
yapsndaki yeni bir dzenlenme, evresiyle belirli bir denge kurmu olan topluluun gen
havuzunu adeta alt st eder. Bu durumda, ilgili topluluk ya farkl bir evreye gemek ya da
iinde yaad evre ile farkl bir uyumsal iliki kurmakla kar karya kalr. Bylece, ortaya
kan yeni topluluk, artk genetik yaps ve davran rntsyle eskisinden farkl hale gelmitir.
nsan olarak birok zellikleri dier canllarla paylamaktayz. Omurgallarla yaknlmz
olmakla beraber, memeliler snfna dahil olan canllarla daha fazla ortak ynlerimiz
bulunmaktadr. nsan; canllar dnyasnn, daha geni anlamda doann bir paras saylmakla
beraber, giderek doadan kopmu, btnyle doay gzlemleyen bir konuma gelmitir. Doada
biricik olmann bilincine daha ok vardka, iinde yaad ortamn deiim srecini izleme
merak daha da artm, evresinde tank olduu her trl olay anlamaya, aklamaya ve
yorumlamaya almtr. Doa karsnda sadece gzlemci olmakla yetinmemi, onu kendi
amalar dorultusunda etkilemeye ya da bozmaya ynelmitir. Bylece, yaad evre ile
arasnda ortaya kan uyumsuzluun yol at huzursuzluu da giderek artan lde hissetmeye
balamtr. Tm canllara kucak aan ve onlar adeta bir gvenlik kuayla saran evrenin, ne
yazk ki insanla olan barkl tehlikeye dmtr. evresine her geen gn daha da
yabanclaan insan, bunun yol aaca ciddi sonulara da katlanmak zorunda kalacaktr. Ancak,
yine de her eyi kaybetmi saylmaz; belki biraz ge de olsa yava yava yapt yanllklarn
bilincine
vararak
doaya
kar
daha
sorumlu
davranmaya
balad.
nsan, hi kukusuz tm canllar gibi bu doann rn ve onun bir parasdr. Ancak, onun
dier tm canllardan ayr olarak temelde baz ayrt edici zelliklere de sahip olduunu
unutmamalyz. Biyolojik donanmnn tesinde kendine zg baz nitelikleri vardr ki, ite insan
bunlar hibir canl ile paylamak istemez. Gerek olan u ki, insann doadaki yerini ve bu yerin
ifade ettii yce anlam onun hayvanl ile deil de insanl ile alglamalyz.
Antropoloji: insan en iyi anlayan ve anlatan bilim dal

nsan, biyo-kltrel bir varlk alan olarak karmza kmaktadr. O, ne tek bana biyolojik
bir varlk, ne de kltrel bir olgudur. nsann biyolojik ve kltrel eitliliini ve bu
eitliliklerin ileyi biimlerini inceleyen ve gelitirdii kuramlarla bunlar aklamaya alan
bilim dal antropolojidir. Antropoloji, insann biyolojik ve kltrel evrim srelerini geni bir
bak as iinde ele alan tek bilim daldr. Sosyal bilimler iinde konusu insan olan nice ilgi
alanlar vardr; tarih, corafya, siyaset bilimi, ekonomi, sosyoloji ya da psikoloji bunlardan
bazlardr.
Antropoloji insana dier bilim dallarndan farkl bir anlayla yaklar. nsan btnc bir
yaklamla inceler. Byle olunca, antropolojiyi belirli bir bilim evrenine sokmakta da
zorlanyoruz. Gzel sanatlara m, beeri bilimlere mi, doa bilimlerine mi yoksa sosyal bilimler
iine mi? Bugn birok yksek eitim kurumlarnda antropoloji, sosyal bilimler iinde yer alr.
Antropolojinin zellikle sosyal ve doa bilimleri ile olan sk balantsn grmemek olanakszdr
(Relethford,
1990;
Gven,
1991;
Kottak,
1997).
Antropoloji, insann biyolojik ve kltrel benzerlik ya da ayrlklarn sistemli biimde inceler.
Bu bilim dalnn sosyoloji, tarih ve biyoloji bata olmak zere dier birok bilim alan ile ortak
ynleri bulunur. Daha ak bir deyile, bu ilgi alannn dnda psikoloji, istatistik, hukuk,
corafya, felsefe ve tp gibi ok sayda bilim dalnn kapsamna giren konu ve sorunlarla
antropoloji de ilgilenir. yle ki, evre ile kltr arasndaki ilikileri incelerken kendini ister
istemez corafya iinde bulur; ya da kltr, salk, evre ve beslenme rntsn yer ve zaman
boyutlar iinde deerlendirirken, bu kez de tp dnyasna girmi olur. Antropolojinin ilgi alanna

giren konular olduka zengin ve eitlidir. Vaktiyle yaam olan en eski avc-toplayc insan
topluluklarndan, gnmzn en gelimi toplumlarna kadar her dzeyde insan gruplar
antropolojinin
ilgi
alanna
girer.
Antropolojinin bilim dnyasndaki yerini belirlemek ok uc olsa da beeri, sosyal ve doa
bilimleri arasnda adeta kpr vazifesi grdn syleyebiliriz. Sanat, dil, mzik, felsefe ve
tarih ile antropoloji arasnda ok sk etkileim vardr. Antropoloji, tm bu ilgi alanlarna kendine
zg
yntem
ve
tekniklerle
farkl
boyutlarda
yaklar.
Antropoloji, ayn zamanda varoluumuzun tm ynlerine ilikin sonsuz sayda sorular
bnyesinde toplar, bunlara yantlar bulmaya alr. Yeryznn en karmak ve o lde
anlalmas en zor yarat olan insan insan yapan, bir baka deyile onu insanlatran srecin
ileyi
biimi
antropolojinin
ilgi
odan
oluturur.
Antropoloji, insann biyolojik ve kltrel eitlilii ve ok ynllne zellikle dikkati eker.
Niin baz insanlar iri, uzun boylu ve ince yapl olma eilimi gsterirken, dier bazlar ksa ve
bodur bir bedensel yap gsterir? Gnmzde baz topluluklar ayn lde kltrel deiim
sreci geirmeyip, hl avc toplayc yaam biimine bal kalrken, neden dierleri iftilikle
uramakta ya da endstrileme srecini yaamakta? te antropoloji insan ve insanl
ilgilendiren bu gibi ok sayda soru/sorunlara nesnel, tutarl, zmleyici ve evrensel yantlar
bulmaya alr. Bylesine geni bir bak as iinde insan denilen olay incelemeye alan
antropoloji gerekten bir bilim midir? Kukusuz evet. Tm bilim dallar iin geerli olan temel
ilkelerin hepsi antropoloji iin de geerlidir. Antropoloji, ilgi alann oluturan olaylar sistematik
biimde gzlemler, onlar snflandrr ve bunlardan hareket ederek kanunlar oluturur. Btn
bilim dallarnda olduu gibi antropoloji de farkl dnce sistemlerini bnyesinde barndrr.
Antropolojiyi bir insan bilimi (anthropos = insan; logos = bilim) olarak kabul ederken burada,
kendi kendimize yle bir soru da yneltebiliriz: Antropolojinin eitli bilim dallar ile benzer
ynleri var da, hi farkl taraflar yok mu? Daha nce de belirttiimiz gibi tarih, sosyoloji,
psikoloji ve biyoloji de insan temel ilgi alan olarak kabul eder. Burada zerinde durulmas
gereken husus neyin incelendii deil, nasl incelendii'dir. Bir baka deyile incelenecek olan
konuyu ele alrken gdlen ama, izlenen yntem ya da benimsenen bak alardr. te
antropoloji bu noktada kulland yntemleri ve izledii yaklamlar ile dier bilim dallarndan
ayrlr (Gven, 1991). Hibir antropolog insan tek bana her adan ele alp incelemez;
antropologlar arasnda da belirli bir uzmanlama vardr. Zaten, insann biyolojik ve kltrel
alanlarda sahip olduu ve ortaya koyduu karmak rnt bu uzmanlamay gerekli klmtr.
Antropoloji insan yer ve zaman iinde deien dinamik bir varlk olarak alglar. Onun
yeryzndeki olduka karmak ve heyecan verici biyo-kltrel servenini incelemek antropoloji
sayesinde mmkn olmaktadr. Antropoloji, insann varolma koulunu en iyi anlatan bilim
daldr. Tm antropolojik aratrmalarda -insan hangi adan ele alnrsa alnsn- btnsellik,
grecelik ve karlatrma esastr. Antropologlar insanla balantl olan, amzn birok
sorunlar ile ilgilenirler. Son yllarda antropoloji, ilgi evrenine giren konu ve sorunlar
eitlendirerek, bir bakma insan bilimi olmaktan km, adeta insanlk iin bilim olma yoluna
girmitir. Her ne kadar ilgi alann insan olutursa da, antropoloji, zamanla insan eitli
alardan ayrntl biimde inceleyen alt bilim dallarna ayrlmtr. Bu bilim dallarn grupta
toplayabiliriz
(Kottak,
1997).
1. Biyolojik (Fiziksel) antropoloji, 2. Sosyal (Kltrel) antropoloji, 3. Dil (Linguistik)
antropolojisi. Bu ilgi alanlarnn ilk bakta ilgi odaklar ve yntemleri farkl olsa da hedefleri
ayndr; yle ki, her alt bilim dalnn ilgi alanlar nemli lde rtmektedir. Bu alt bilim
dalna ek olarak son yllarda arkeoloji bilim dal da arkeolojik antropoloji ad ile antropolojinin

emsiyesi altnda bir drdnc alt bilim dal olarak dikkate alnmaktadr. Biz bu uzmanlk
alanlarn
ksaca
tanmaya
alalm.
Biyolojik antropoloji (Fiziksel antropoloji): nsanolunun biyolojik evrim srecini inceler ve
yaayan insan gruplar arasndaki antropogenetik farkllklar aratrr. Bu durumda, biyolojik
antropolojinin insanlar iki temel kategori altnda ele ald grlr; bunlardan biri insann doal
tarihi, dieri ise bugnk insan topluluklarnn sergiledii biyolojik eitlilik. nsanlama
srecinin morfolojik deiim ynne ilgi duyan ve bu alanda yorumlar ortaya koymaya alan
aratrclar, insanlarn neden ve nasl deitiklerine dair sorulara yant ararlar (Philip, 1989;
Relethford,
1990;
Kottak,
1997).
Uzak atalarmzn dik duru ve iki ayak zerinde yrme olayn ne zaman gerekletirdikleri,
ya da insan beyninin gnmz insanlarndaki hacim ve yapsn alncaya kadar geirdii
aamalar biyolojik antropolojinin inceleme alanna girer. Atalarmz tanmak ve onlarn
geirdii biyokltrel deiim srelerini daha iyi anlayabilmek iin fizik antropologlar zaman
zaman dier bilim dallarndan da yardm alrlar. Bunlar arasnda paleobotanik, paleozooloji,
jeoloji
ya
da
arkeoloji
saylabilir.
nsan topluluklarnda biyolojik eitliliklerin ortaya k nedenleri, bunlarn kaltm tarzlar ve
nitelikleri bu alt bilim dalnn ilgi evrenini oluturur (Vallois, 1968). Biyolojik zellikler kapsam
itibari ile anatomik, biyokimyasal, fizyolojik ve patolojik zellikler altnda eitli ekillerde
karmza kabilir. Tm bu eitlenmeler temelde iki unsurun etkileimine bal olarak
geliebilir: Kaltm ve evresel koullar. evre burada sadece corafi ortam olarak deil;
topran yaps, evre ss, besin maddeleri ve doal evrenin sunduu kaynaklar da kapsayacak
biimde alglanmal. Bu doal evreden ayr olarak, bir de insanolunun yaratt ve biyolojik
evrim srecini bir lde ekillendiren kltrel evresi vardr. zellikle bu yapay evre insan
zerinde etkisini giderek
artran greli bir
seilimci
bask oluturmutur.
Biyolojik antropoloji, uzunca bir sre, sadece betimsel morfoloji dzeyinde kald (John 1990).
Oysa gnmzde bu alt bilim dalnn en az 10 ilgi alan bulunmaktadr: 1. Anatomik antropoloji
(osteoloji, somatoloji), 2. Fizyolojik antropoloji, 3. Patolojik antropoloji (paleopatoloji), 4.
Beslenme antropolojisi, 5. Paleodemografya, 6. Genetik antropoloji (antropogenetik), 7. Dental
(di) antropoloji, 8. Primatoloji, 9. Paleoantropoloji, 10. Biyososyal antropoloji. Biyolojik
antropolojinin bu saydmz kollar ilk bakta birbirinden bamsz niteler gibi
alglanabiliyorsa da, aslnda bunlar arasnda ok yakn ibirlii vardr. Birinin yardm olmadan
dierini
yorumlayamayz.
eyrek yzyl ncesine kadar biyolojik antropoloji, insan trnn biyolojik eitlilik olgusunu
ok dar bir bak as ile ele alyordu. Gnmzde, artk toplum genetii, nfus bilimi
(demografya), fiziksel byme ve gelime, beslenme, di antropolojisi, tbbi antropoloji,
biyoarkeoloji gibi olduka geni bir yelpazeden oluan ilgi alanlarnn biyolojik antropolojinin
bu geni evreni iinde giderek artan lde yer aldna tank oluyoruz. O halde, modern
anlamda biyolojik antropoloji insanln birok sorunu ile ilgilenir hale gelmitir.
Biyolojik antropolojinin yantn bulmaya alt iki temel soru vardr. Bunlardan ilki evrim
olgusu ile ne sylenmek istedii, bu srecin nasl iledii, genetik ve evrim mekanizmas
arasnda nasl bir iliki olduudur. Evrim mekanizmas trler arasnda farkllklarn olumasna
nasl bir zemin hazrlyor ve bu mekanizma trler iinde ne lde eitlilie yol ayor?
nsanlar biyolojik anlamda niin ve nasl deiiyorlar? Tek yumurta ikizleri bir kenara
braklrsa, herbirimiz biyolojik olarak ayr bir btnz. Sahip olduumuz farkllklarmzdan
bazlar gzle grnr trden (morfolojik) olanlardr. Ancak tm bu farkllklarmza ramen,

insan olarak ortak birok ynlerimiz vardr; her eyden nce hepimiz temel anatomik yapy
paylayoruz; iki kolumuz, iki bacamz var. Bu ortak ynlerimizi istediimiz kadar
oaltabiliriz. Ancak, benzerliklerimiz yan sra bir o kadar da benzemeyen ynlerimiz
bulunmaktadr. Yeryznde dnyann hemen hemen her tarafna yaylm biz insanlar, temsil
ettiimiz aa yukar alt milyar nfus iinde inanlmaz derecede biyolojik ve kltrel eitlilik
gstermekteyiz.
Bedensel yaplarmz, renklerimiz, konutuumuz diller ylesine farkl ve zengin bir dekor
oluturur ki, bir an iin hepimizin ayn tre (homo sapiens) ait olduumuza inanmakta glk
ekeriz.
Biyolojik antropolojinin geni emsiyesi altnda son yllarda nemli bir bilim kolunun
gelimesine tank oluyoruz. O da primatolojidir (Schultz, 1972; Rosen, 1974; Kottak, 1997).
Bugn artk tm bilim evrelerince anlalmtr ki, biz insanlar, yaam ve yaayan tm
temsilcilerimizle primat adl bir takm iinde yer alrz. Primatoloji daha ziyade insan dndaki
primatlar inceleyen bir bilim daldr. Bunlar gerek davran rntleri ve gerekse anatomik
yaplar ile memeli snf iinde insana en yakn canllardr. Bir sonraki blmde primatlar eitli
ynleri
ile
ayrntl
biimde
tanmlanacaktr.
Biyolojik antropolojinin ilgi alannda yer alan insan genetii, insann biyolojik kaltm
mekanizmasn aratrr (Harrison ve ark., 1970). Biyolojik antropologlar, genetik biliminden,
biyolojik evrim srecinin nasl ilediini aratrrken ve gnmzde tank olduumuz biyolojik
eitliliin
oluum
mekanizmasn
yorumlarken
yararlanrlar.
nsan, bugnk yapsna nasl ulat? Kendini canllar aleminde biricik klan davran
rntlerini nasl kazand? Biyolojik antropoloji ite bu sorulara nesnel, evrensel ve tutarl
yantlar bulmaya alr. Kimileri, insanlarn bugn ne ise dn de ayn olduunu dnr. Oysa,
insanlar tpk bitkiler ve hayvanlar gibi zamanla evresel koullarn durumuna uygun olarak
deiime uramtr. Biyolojik antropologun bir amac da bu deimenin kantlarn arayp
bulmak
ve
daha
sonra
bu
konuda
kuramlar
gelitirmektir.
Biyolojik antropolojinin ilgi alanna giren fiziksel byme ve gelime konusunda da eitli
sorulara yantlar aranr. yle ki; neden cinsel ynden baz insanlar dierlerine oranla daha erken
olgunlar? Genetik yapnn dnda zellikle ekolojik koullar, beslenme ve kltrel rnt bu
farklln ortaya kmasnda ne lde devreye girmektedir? te bunun gibi daha birok sorular
biyolojik
antropolojide
geni
bir
bak
as
ile
ele
alnr.
nsan paleontolojisi (paleoantropoloji) biyolojik antropolojinin en heyecan verici ve ayn
zamanda en ok sabr isteyen ilgi alanlarndan birisidir. zellikle tarihncesi alarda eitli
doal ve kltrel ortamlarda yaamn srdrm uzak atalarmzn gnmze kadar fosilleerek
korunagelmi iskelet kalntlar zerinde gerekletirilen bir dizi makroskobik, mikroskobik,
radyolojik ve eser element analizleri sayesinde bu atalarmzn tipleri, davran rntleri, salk
sorunlar ve iinde yaadklar evreye yaptklar biyokltrel uyum srelerine ilikin ok
deerli ipular elde edilir. nsan paleontolojisi, eski atalarmzn yaad dnemlerde canllar ve
canszlar dnyasnda kendini gsteren tm deiim srelerini ok disiplinli bir yaklam iinde
ele alr. Bu amala biyokimya, arkeometri, jeoloji, stratigrafi, paleobotanik, paleozooloji gibi
birok
bilim
kollar
ile
yardmlar.
Biyolojik antropolojinin temel ilgi alanlarndan bir dieri de insan ekolojisi'dir (Olivier, 1975).
nsanla yaad evre arasndaki dinamik ilikinin eitli boyutlaryla incelenmesi bu ilgi
alannn ana temasn oluturur. Bu alanda gerekletirilen aratrmalar dier ilgi
alanlarndakilere
sk
skya
baldr.

Biyolojik antropoloji erevesinde son zamanlarda giderek nemi artan bir baka ilgi alan da
ergonomi'dir (Comas, 1960; Kottak, 1997). Uygulamal fizik antropoloji ad ile de tannan bu
aratrma kolu, insann gnlk yaamnda en elverili, en verimli ve doasna, bedenine en
uygun oluumu gerekletirmeyi amalar. Eski alarda atalarmz zamanlarnn byk bir
blmn avlanarak ya da bitkisel besinleri toplayarak geirirlerdi. Bu geleneksel geim
ekonomileri yeryznn baz yrelerinde hl devam etmektedir. 18. yzyldan itibaren sanayi
devriminin balamas ile birlikte insanlar giderek artan lde vakitlerini fabrikalarda,
maazalarda, brolarda ve buna benzer kapal yerlerde, gemite hi alkn olmadklar tarzda
geirmek durumunda kaldlar. Gerekten de, rnein gnmzde oumuz zamanmzn byk
bir blmn ya bir tezgh arkasnda, televizyon veya bilgisayar ekran karsnda ya da
sandalyede, bir koltukta oturarak geiririz. te, oluan bu yeni kltrel ortamlarda insann kar
karya kald rahatszlklar en aza indirmek, onun en iyi koullarda almasn olanakl
klacak dzenlemeleri gerekletirebilmek, bedensel yapsna uyum salayan ara ve gereleri
yaratabilmek ergonomi'nin uralar arasnda saylr. Unutulmamal ki, insann kullanmna
ynelik ve uygun olmayan tarzda retilen gndelik ara ve gereler dzeltilmesi mmkn
olmayan eitli bedensel deformasyonlara yol aabilmektedir. rnein bu hususlara dikkat
edilmeden imal edilen sandalyeler ve masalar, saatlerce bunlara baml halde hareketsiz alan
bro grevlilerinde kas ve iskelet sisteminde ar zorlanmalara, bacaklarda imelere, varislere,
hatta
kan
basncnn
ykselmesine
neden
olmaktadr.
Eitim kurumlarna ynelik olarak retilen sra, masa ve yaz tahtalarnn fiziksel byme ve
gelime andaki ocuklara uygun olmasna dikkat edilmelidir. Aksi taktirde zellikle
omurgann eitli blgelerinde belirgin duru bozukluklar ortaya kabilir. Kamburluk ve
scoliosis (omurgada saa ya da sola deformasyon) bunlar arasnda saylabilir. Biyolojik
antropolojinin uygulama alan aslnda adli tptan sanayiye, konfeksiyondan eitime kadar geni
bir yelpaze oluturur. Fiziksel byme ve gelime konusunda uzmanlaan biyolojik
antropologlar, insan bedenine ynelik baz lmler gelitirmi, kullandklar rafine yntemler
ve tekniklerle bedensel yaplar belirlemilerdir (Manouvrier, 1911; Comas, 1960).
Antropoloji bilimi ierisinde ou aratrclar tarafndan arkeolojik antropoloji alt bilim kolu
iinde deerlendirilen Arkeoloji'yi burada antropoloji yelpazesi iinde ngrmeyeceiz. nk
ilgilendii konular, izledii yntem ve kulland teknikler itibariyle arkeoloji, en az antropoloji
kadar balbana bir bilim daldr (Thomas, 1989). Ancak, zellikle biyolojik antropoloji ile olan
yakn ilikisi nedeniyle burada bu bilim daln ksaca tantmakta yarar gryoruz. Son yllarda,
her iki alana mensup aratrmaclarn eski insan topluluklarn, allagelmiin dnda bir
yaklamla deerlendirmeye balamas biyoarkeoloji adl ilgin bir ilgi alannn domasna
olanak
vermitir.
Belirli bir blgede vaktiyle yaratlm uygarlklarn gnmze ulaan izleri tm ynleriyle
arkeoloji tarafndan incelenir. Arkeologlar, ilgi odaklarn oluturan gemiin kltr kalntlarn
deerlendirirken belirli bir zaman dilimindeki insan topluluunu simgeleyen yaam biimini de
gzler nne sermeye alrlar (Fagan, 1991). Gemiin izlerini ararken, ayn zamanda deyim
yerinde ise, bir bilmece zer gibi davranrlar. Eski uygarlklarla balantl olarak, arkeologlarn
bulduklar ara ve gereler belirli bir doal evre iinde gerekletirilen kltrel uyumun baar
derecesi hakknda nemli ipular verir. Bu ayn zamanda belirli bir zaman dilimine ait insan
topluluklarnn davran rntsnn de bir gstergesidir. Elde edilen kantlar nda, vaktiyle
varolan bu davran sistemi erevesinde temel sreler, bu sistemin dokusu, ilevi ve biimi
hakknda arkeologlar eitli kuramlar gelitirir. Bunu yaparken de sanki eski alarn kltrel
antropologlar gibi davranrlar. almalarnda sadece kltrel antropolojinin deil, ayn
zamanda sosyoloji, ekonomi, mimarlk, corafya, politika gibi eitli bilim dallarnn kuram ve
kavramlarndan
yararlanrlar.

Uzak atalarmz nasl yayorlard? Dnyay nasl alglyorlard? Yaam biimlerini giderek
neden ve nasl deitirdiler? te arkeoloji tm bu sorulara tutarl, geerli ve evrensel yantlar
bulmaya alr. Bir arkeologun inceleme malzemesi bazen ta ya da kemikten yaplm eitli
aletler ve silahlar; bazen anak, mlek, kimi zaman da tahl kalntlar, ocak klleri olabilir.
Arkeoloji, insanlk tarihinin hemen hemen %99'unu ilgilendiren temel bilgi kaynan bize
kazandrmtr. Bugn yaarken ve gelecee hazrlanrken gemii de gznnde bulundurmak
gerekir. Gemilerine sahip kan ve sayg gsteren toplumlar geleceklerine daha gvenle
bakarlar.
Gemiin,
gnmz
koullarn
deerlendirmedeki
rol
yadsnamaz.
Arkeolojinin ilgi odan oluturan eski eserler tm insanln ayn zamanda ortak maldr. Bu
tr deerlerin bakm, onarm ve gelecek kuaklara braklmasnda sadece onlar topraklarnda
barndranlar deil, tm insanlar sorumludur. rnein Msr'da firavunlar zamanndan kalma,
kumtandan yaplm grkemli Abu Simbel antsal yaplarnn, Nil nehri zerinde ina edilen
Aswan barajnn sular altnda kalmas tehlikesi karsnda tm lkeler soruna bir zm
arayna girdi. Sonunda sz konusu yaplar UNESCO'nun nclnde oluturulan bir ekip
tarafndan daha gvenilir bir yreye nakledildi. lkemizde de birok tarihi eser tm uygarln
ortak
kltr
miras
olarak
kabul
edilmitir.
Sosyal/kltrel antropoloji: Bu alt bilim dalnn ilgi alan, en basit ilkel toplumdan en
karmak sanayi toplumuna kadar geni bir yelpaze ile karmza kar (Gven, 1991; Kottak,
1997). Sosyal (kltrel) antropolojinin temeli bundan aa yukar 100 yl ncesinde atlmtr.
Bu alt bilim dal ile beraber insann asl belirleyici zelliini de gndeme getirmi oluyoruz:
Kltr. Sosyal (kltrel) antropologlarn insan toplumlarn incelerken sorduklar sorulara
getirdikleri yantlar, kltr dediimiz olay anlamamza evrensel bir boyut kazandrr. Sosyal
antropologlara gre insan bir deerler dizgesi yaratan, etik tutum ve davranlar gelitiren bir
yaraktr. Bu alanda alan antropologlar aratrmalarnda, gerektiinde, katlarak gzlem
tekniini kullanrlar. Alan almas, sosyal antropologlarn temel uralar arasnda yer alr
(Bravvn 1994). Aratrclar herhangi bir toplum iine girerek, sadece olup bitenleri
gzlemlemekle yetinmez, ayn zamanda sorular sorar, bu sorulara yantlar bulmaya alr;
irdelemeyi dndkleri sorunlar iin bilgi toplar, eitli varsaymlar ve denenceler gelitirirler
(Gven,
1991).
Sosyal (kltrel) antropologlarn almalar sayesinde, dnyann eitli blgelerinde
geleneksel yaam tarz srdren insan topluluklarnn zgn kltrlerini tanma frsat bulduk.
Gnmzde, sanayileme srecinin seline kaplan birok topluluk geleneksel yaplar ile birlikte
tmden yok olup gitmeseler de ok kkl deimelere uramaktadr. Bunlarn ou bugn zel
koruma
altndadr.
Herhangi bir toplumun bnyesinde varolan sosyal rntler ve sosyal etkileimler
sosyal/kltrel antropologlarn ilgi odan oluturur. Sosyal (kltrel) antropoloji, eitli
topluluklarn besin gereksinimini nasl karladn, nasl giyindiini, nasl barndn, gnlk
yaamda kullandklar ara-gereleri nasl yaptn, politik, ekonomik ve dini adan nasl
rgtlendiini aratrr. Bunun dnda, ocuklarn yetitirilme tarzlar, hastalklar iyiletirme
yntemleri de sosyal antropolojinin yakndan ilgilendii konulardr. Sosyal-kltrel
antropologlarn sk sk kendi kendilerine sorduklar bir soru da, farkl koullarda ve meknlarda
insan toplumlarnn nasl deiik kltrel rntler oluturduklardr. Gnmz toplumlarnda,
hangi dzeyde olursa olsun, sosyokltrel yaam biimleri karlatrmal bir bak as iinde
incelenir.
nsann, doutan beraberinde getirdii biyolojik rntleri olduu kadar, yaad srece
renme yolu ile edindii tm davran rntleri de aratrclarn srekli ilgisini ekmitir.

Yaammzn hemen her kesitinde renilerek kazanlan davranlarmzn izleri vardr. Cinsel
eilimlerimiz bile kltrel sistemimizin nda yorumlanr. Kltr, hayatmzda belirleyici bir
unsurdur, ancak her ey deildir. nsan tmyle bir kltrel yaratk deildir. Yalnz, insan
organizmasn ilgilendiren tm faaliyetlerde kltrn belirleyici bir rol vardr. rnein
dllenmi yumurtadan erikinlie kadar olan tm byme ve gelime evrelerinin temelinde
genetik mekanizma yer alr. Ancak, hastalk ve beslenme gibi kltrel rnt iinde yer alan d
faktrler ise bu geliim srecini olumlu ya da olumsuz ynde etkiler.
Kltr nedir?

Biyolojik donanmmzn, yeryznde varlmz srdrmemizde tek koul olmadn


hepimiz biliyoruz; kltrn de burada nemli bir yeri vardr. O halde, kltr nedir? Kltr ve
kltr dncesi ile ne anlatlmak isteniyor? Her eyden nce, karmak bir rnt olan kltrn
tanmn yapmak olduka zordur; kltr, etimolojik anlamda ilemek, slah etmek yoluyla bir
topra daha verimli klmak, bitki yetitirmektir. Freud, kltr ve uygarl bir gerein iki yz
eklinde alglar; kltr dncesini kltr rnts iinde dikkate alr. Aslnda Freud'un kltrle
anlatmaya alt, insan yaantsnn hayvansal niteliklerden syrlarak insani bir grnm
kazanmasn salayan her eydir. Littre'nin Fransz Dili Szl'nde (1878) kltr, bilgi ve
eitimle
e
anlamda
kullanlr
(Hell,
1981).
Kltr, cultum fiilinden gelir; bu da yetitirmek, korumak ve gz kulak olmak anlamndadr.
Ruth Benedict'e gre kltr, bir topluluun tm faaliyetlerini yanstan ve onu dier tm
toplumlardan ayran eylem ve dnceler dizinidir. Bozkurt Gven'e (1991) gre kltr,
olduka karmak bir rnt olup; toplum, insanolu, eitim sreci ve kltrel muhteva gibi
deikenlerin ve bunlar arasndaki karmak ilikilerin bir btn ve ilevidir. Taylor'un kltr
tanm olduka kapsamldr (Kottak, 1997). Ona gre kltr, bilgi, inan, sanat, ahlak kurallar,
kanun, gelenek ve grenek, ayrca topluluun bir yesi olarak insan tarafndan kazanlan,
gelitirilen daha birok yetenek ve becerileri ieren karmak bir btndr.
Kltr ve kltrl szckleriyle tam olarak ne anlatlmak istenir? Bir kez her ikisinin de
ierdii anlamlar, belirledii snrlar farkldr. Kltrl olarak kabul edilmese de her toplumun
bir kltrel kimlii vardr. Birine kltrsz yaktrmasnda bulunmak pek anlaml saylmaz.
Zira, kltrl ya da kltrsz olmann lleri, bu balamda gelitirilen deer yarglar bir
toplumdan
dierine
deiebilir.
Yaayan Franszca Szl kltr mecazi anlamda ancak iki biimiyle varsayar (Hell, 1981).
lki kltr fizik olup bedeni gelitirmeyi amalar; dzenli, sistemli almalar, sportif faaliyetler
ve oyunlar sayesinde bedenin din, zinde ve esnek kalmasn olanakl klar. kincisi ise, zeknn
kltr olup insann zihinsel yeteneklerini, yaad an uygarl iinde yer alan her eyle
ilgili bilgileri gelitirmek anlamnda ele alnmtr. nsan, kltr sayesinde gerekten insanca bir
yaam srmeyi baarmtr. Kltr, insann varolma sorunsalnn zgl bir ifadesidir. Kltr,
ayn zamanda insann simgeler yaratma ya da simgelere yant verme yeteneinin bir sonucu
eklinde alglanabilir. Simgelerin olmad bir dnyada insan dnemeyiz; zira byle bir
dnyada insan kendi yaam sresinden daha ksa bir gemile snrl kalacak, asla
ngremeyecei ve hazrln yapamayaca bir gelecein de insafna terk edilmi olacakt
(Relethford,
1990;
Kottak,
1997).
Kltr, insan el becerisi ile zekasnn yaratc gc arasndaki diyalogtur. Kltr tanmlarken,
aslnda insann ayrt edici, tanmlayc birok ynn de gndeme getirmi oluyoruz: nsan;
duyan, dnen, olaylar karsnda kafa yoran, bilimi ve sanat yaratan, kendine zg iyilik ve
ktlk kavramlarna sahip, kanunlar yapan, bunlar uygulayan bir yaratktr (Gven, 1991;

Kottak,

1997).

Kltr dncesi dinamik bir olaydr. Zaman zaman bu dnce milli snrlar dna tap,
blgesel olmaktan karak evrensel bir nitelie dnebilir. Kltr; opera, iir, resim, bale ya da
herhangi bir sanatsal etkinlikten daha fazla bir anlam ifade eder. Kltr bir yaama biimidir; bu
yolla insanlar davranlarn rgtler, evre ile olan ilikilerini dzene koyar. Bu anlamda ele
alndnda kltrn temel unsuru da hemen netlik kazanyor: 1. Davran rnts, 2.
Bilisel
sre,
3.
Maddi
unsurlar.
Kltr, renme ile elde edilen deerler yumadr (Wells, 1972). inde yaadmz
dnyann deien durumlar karsnda davran rntmz de deimektedir. renme bir
bakma tm canllar iin geerlidir. Ancak, hibir organizma insan kadar engin bir renme ve
rendiklerini depolama kapasitesine sahip deildir. ou canl organizma hayatta kalabilmek
iin gerek barnma, gerek beslenme ve gerekse tehlikelerden korunma asndan ou kez
igdleriyle hareket ederken, insan giderek en aza indirgedii igdleri, buna karn renme
yoluyla edindii davran rnrleri sayesinde soyunu bir bakma yok olmaktan kurtarmtr. O
halde,
varolabilmek
iin
igd
yeterli
saylmaz.
Sosyal (kltrel) antropoloji, adndan da anlalaca zere kltrn yansra, daha dorusu
onunla i ie, toplumla da ilgilenir. Kltr, zaten bireysel deil toplumsal bir anlam ifade eder.
Dolaysyla, bireyden ok bir toplumun kltrnden sz edilir- Kltr aslnda bir grup iinde
birinin sahip olup da , dierinin sahip olmad bir deer deildir. Kltr herkes farkl biimde
gnlk yaantsnda kullanabilir. rnein bu insanlar yksek sosyeteye mensupturlar, dolaysyla
kltrldrler, diyenlere sk sk rastlarz. Kltr szc bunun tesinde beslenmeden salk
alanna kadar her yerde karmza kar. Nitekim, markete gidip kltr mantar var m diye
sorabilir, ya da boazmzda bir enfeksiyondan pheleniyorsak tahlil laboratuvarna gider,
boaz
kltr
yaptrrz.
Aslnda bylesine i ie yaadmz kltr kavramnn yzlerce deiik tanmlamasnn
olmas da doaldr. Ancak, gnlk yaammzda zaman zaman kullandmz kltr mantar,
boaz kltr gibi zel durumlar bir kenara braklrsa, kltrel antropolojinin ele ald kltr
kavram ana balk altnda ekillenir: 1. Kltr renilir, 2. Kltr tesadfi ve amasz bir
olay deildir, 3. Bireyden bireye, kuaktan kuaa aktarlan ve deitirilen sistematik bir
davran rntsdr. Kltr, doarken beraberimizde getirdiimiz genetik bir miras deildir;
renme yolu ile kazanlr. Bir baka biimde syleyecek olursak, kltrle domayz, ama
kltrel bir ortamda dnyaya geliriz. ster Eskimolarn iglu denilen ve ok ilkel koullar
yanstan kar evinde, isterse tam teekkll bir doum kliniinde domu olsun, bebein dnyaya
gzlerini am olduu yer yine de bir kltrel evredir. Dnyaya gelen her bebek ait olduu
topluluun kltrel deerleri dorultusunda, o ortamn koullarna gre yetitirilir. rnein bir
Eskimo ocuu, kutup ikliminde snn son derece dk olduu bir ortamn; bir Pigme yavrusu
ise Afrika'nn balta girmemi ekvator ormanlarnda tropikal iklimin belirledii gereksinmeler
dorultusunda yetitirilir. Oysa her iki toplumun da temel ekonomik yaps avclk-toplayclktr.
Kltr, biz insanlar adeta bir gvenlik kua gibi sarmtr. Bu kuaktan bir an iin yoksun
kalsak acaba ne yaparz? Bu durumda, savunmasz organizmamz doann her tr acmasz
etkenleriyle
kar
karya
brakrdk,
ki
bu
da
bizim
sonumuz
olurdu.
Kltr uyumsal bir mekanizmadr. nsanda, tm dier canllardan farkl olarak, dardan
gelen bilgi alnr, beyin korteksi-nin ilgili blgesinde depolanr, yorumlanr ve bir baka bireye
aktarlr. O halde burada insan doann biricik yarat klan sre karmza kyor: renme>
depolama>
yorumlama>
retme
(Hell,
1981).
nsan, iinde yaad dnyaya iki biimde uyum salar: Biyolojik uyum ve kltrel uyum.

Kltrel uyum, biyolojik uyumun aksine vcudun dnda (ekstrasomatik) gerekleir. Oysa,
insan dndaki canllar evrelerine genellikle sadece somatik yaplar aracl ile uyum salar.
Byle bir uyum evrenin canly biimlendirmesi olarak tanmlanr. Deien evre koullar
karsnda kltr, insann yetersiz kalan biyolojik uyum kapasitesini adeta takviye eder. Ilman
iklimde yaamn srdren bir grup hayvan kutup blgesine gtrelim; ya da rnein in'de step
ikliminde yaayan panday Afrika'da ekvatorun scak ve nemli ortamna brakalm, yeni ortama
ayak uyduramayan hayvan ksa srede lr. Oysa, ekvator blgesinden aldmz insanlar
kutuplarda Eski-molarn yaad blgeye koyalm. Bu insanlarn ilk yapaca i hemen
kendilerine kardan bir snak yapmak, sonra ate yakmann yollarn aramak, etinden ve
krknden yararlanmak iin ksa srede rgtlenerek, bulunduklar ortam iinde gelitirdikleri
silahlar yardmyla bir kutup aysn avlamak olur. te insanlarn bu davran bir kltrel uyum
srecidir. Gerekten de insan beyninin kltr denilen ekstrasomatik olay gerekletirme
potansiyeli, onun her tr ortama uyum salamasnda anahtar rol oynamtr.
Kltr bir toplumun tarihsel zenginliidir. nsan asndan, iinde yaad dnyada sadece
karnn doyurmak yeterli deildir; o, ayn zamanda resim, mzik, felsefe ve din gibi eitli ilgi
alanlarna da gereksinme duyar. Bu temel kltrel deerlerden yoksun tutulan toplum, topraktan
kkyle sklp karlm bir bitki gibi kendini bolukta hisseder, beslenemez ve yok olur.
Kltr, insann doal evresine yapm olduu uyumsal srece deiik bir boyut kazandrd,
ama onu doast bir yaratk yapmad; sadece doa ile olan ilikilerini farkl bir zemine oturttu.
nsan her zaman doa ile btnleen bir varlk oldu. Bu btnlemeyi srdrdke mutluluu da
devam etti. Ne zaman doaya yabanclat, ona srtn dnd, ite o zaman mutsuz oldu. Ancak,
gelitirdii kltr deitike o da deiti. Binlerce, on binlerce yeni ehresiyle yeniden sahneye
kt (Kottak, 1997). Tpk bir kaleidoskop iindeki renkli nesnelerin, kaleidoskopu her sallayta
yeni
biimler
al
gibi.
Dil antropolojisi (Linguistik antropoloji): Antropolojinin bir dier alt bilim daldr. Dil nemli
bir kltrel edir. Kltr yuman meydana getiren davran rntleri ve fikirler byk
lde dil ad verilen karmak simgelerle da vurulur, nakledilir (zbul, 1984; Kottak, 1997).
Tm canl organizmalarn kendilerine zg iletiim sistemleri vardr. nsanlar ise biricik ve son
derece karmak bir iletiim yolu gelitirdiler. Dil olmasayd, insanolunun, kltrel deiim
srecini alar boyu gelitirerek gnmze kadar getirmesi belki de olanaksz olacakt
(Lieberman,
1975).
Dillerin nasl olutuu, ses ve dilbilgisi gibi eitli elerin tutarl bir iletiim sisteminin
kurulmasnda nasl bir etkileim iinde bulunduklar dil antropologlar tarafndan incelenir.
Dillerdeki gelime, deime sreleri dil antropolojisinin ilgi odan oluturur. Bu alt bilim dal
ayn
zamanda
dil
ve
sosyal
olaylar
arasndaki
ilikileri
de
aratrr.
nsanlar sahip olduklar kltrel rnty bireyden bireye, kuaktan kuaa byk lde dil
araclyla aktarrlar. Dil yetisi ile kltrel ieriin tarihsel sre iinde nasl bir yere
oturtulmas gerektii dil antropologlarnn temel uralar arasnda saylr. nsan dili dier tm
canllarda varolan trl iletiim sistemleri arasnda toplumsal bir biliim/bildiriim rnts
olarak karmza kar. Dil antropologlar insana zg iletiim sistemine sadece ieriden
bakmakla yetinmez; ayn zamanda onu kltr kuramnn oluturduu ereveye oturtarak daha
geni
bir
perspektifle
ele
alr
(zbul,
1984).
Dilin bizzat kendisinin de bir kltr rn olduunu burada vurgulamak gerekir. nsan
trnn dier canl trlerinden syrlp bugnk biricik konumuna ulamasndaki temel unsur
dildir. Dil antropolojisi insan dilinin balangtan itibaren geirdii aamalar inceler; beyin
korteksi ve grtlak blgesinde zaman iinde ortaya kan deimenin nda kltrel faaliyetleri

de gz nnde tutarak dilsel evrimi aklamaya alr; bu konuda eitli kuramlar gelitirir. Dil
antropolojisi ayn zamanda insan dil dizgesi ile hayvanlarn iletiim dizgelerini karlatrmal
olarak inceler; aralarndaki benzerlik, benzemezlik durumlarn davransal, tutumsal ve
balamsal
alardan
ele
alr.
Kltr meydana getiren davran rntleri ve fikirler byk lde dil ad verilen karmak
bir simgeler yoluyla aktarlr (Otu, 1991). nsanlama srecinde badndrc hzyla
gelimesine tank olduumuz kltrel deime ve gelimenin anahtar dil dediimiz karmak
sistem iinde yatar. Dil/kltr dizgesi dil antropologlarnn kuramsal ve meknsal dzeyde
ortaya koymu olduklar nemli bir belirlemeyi iermektedir. Dil, kltr denilen olayn simgesel
dzeyde
ifadesidir
(zbul,
1984).
nsanolu, bir yandan iinde yaad dnyada gerekletirdii deiikliklere damgasn
vururken, dier yandan baka canllarn bu adan ortaya koyduklar edilgen davranlarnn
aksine, giderek evresine egemen olmu, bu mcadelesinde de sadece kendisiyle yarmtr. Her
defasnda artan yeni kltrel etkinliklere paralel olarak yeni yeni biliim-bildiriim dizgeleri
gelitirmitir.
Bir toplumun dil ad verilen en belirleyici zelliinin tarihi ilevi ve fizyolojisini aratrrken
ou dil antropologlar, ilgi odaklarn dilin sosyal ve kltrel rntleri zerine
younlatrmlardr. Sosyal ve kltrel evre genelde dile yansr ve onu etkiler. Dolaysyla bir
toplumun sosyo/kltrel rnts hakknda o toplumun dilini analiz ederek ok ey
renebiliriz. Avrca, dillerin analizleriyle toplumlar arasndaki tarihsel balar hakknda da
nemli ipular yakalanr (Otu, 1991). Kltr ve dil birebir etkileim iindedir. Bir kltr dil
yoluyla gelecek kuaklara aktarlmaktadr ve ayn zamanda kltr, varolan ve konuulan dili de
etkilemektedir. Kltrel deiimin ve eitliliin temel kayna dil ve dnce arasndaki
balantdr.

BLM II
Primat Dnyasnda nsann Yeri

nsan bir primat olarak kabul edilmektedir.


O halde, primat nedir?

Yeryzndeki canllarn yks yaklak 4 milyar yl ncesinde balar. Memeliler snfnn 33


takmndan biri saylan primat ise bugnk bilgilerin nda 65-70 milyon yllk bir gemie
sahiptir (Eimerl ve De Vore, 1969; Romer, 1971; Rosen, 1974). Primat tarihi bir bakma tm
dier memelilerinkiyle ayndr. Mezozoik ad ile bilinen kinci zamann sonlarndan itibaren
(izelge: 1.) arkaik grnml memelilerin yava yava yeryzne yayldna tank olmaktayz.
Bunlardan bir ksm o alarn deiik ekolojik koullarna ayak uyduramayarak ya da evredeki
dier canllarla girdii rekabete yenik derek zamanla yok olup gitti. Mezozoik dnemin son
zaman dilimi olan kretase'den itibaren yeryz iklimi hissedilir derecede deiti; ortam giderek
soumaya balad. klimde grlen bu nemli deimeye, bir varsayma gre, ok byk bir gk
cisminin dnyaya arpmas sonucu atmosferde oluan muazzam toz bulutu ve arpma srasnda
atmosfere dalan ok miktardaki paracklar neden oldu. Atmosferi kaplayan toz bulutu ve

paracklar gne nlarnn dnyaya ulamasna byk lde engel oldu. Sonuta
dnyamzdaki s nemli derecede dt. Bir baka gre gre de, bu belirgin iklim deimesi
yle d kaynakl olamazd; yeryz iklimi birdenbire deimedi. zellikle ikinci zaman
sonundan itibaren bagsteren volkanik faaliyetler, deniz dzeyindeki nemli deiiklikler ve
yeryz kaynakl dier jeolojik olaylar bu iklim deimesinin belli bal sorumlularyd.
Zamanmzdan 65-70 milyon yl ncesinden itibaren bata dinazorlar olmak zere ok sayda
canl tarih sahnesinden silindi. Ortaya kan bu boluu ise dnyann birok blgesinde ok ufak,
genellemi bir anatomik yapya sahip, dileri, beslenme alkanlklar, saysz bedensel ve
davransal zellikleri ile her trl ortamda rahata yaayabilecek bir biyolojik ve fizyolojik
potansiyelde olan arkaik memeliler doldurdu. Bu memeliler yavrularn dourarak dnyaya
getiriyorlar, onlar emziriyorlard. Vcut slarn ayarlama mekanizmasna sahip scak kanl
hayvanlard. Dileri, srngenlerinkinden farkl olarak kesme, paralama ve ezip, tme
ilevlerini stlenecek biimde farkllamt. te bu arkaik memeliler iinde bizi de ok yakndan
ilgilendiren bir takm var ki ona primat ad verilir. Ancak, ilk primatlar senozoik ad verilen
an ilk zaman dilimi saylan paleosende (izelge: 2), hatta ikinci zamann sonlarnda dier
arkaik memelilerden ayrt etmek ok zordu. Bu primat benzeri memelilerin en nemlisi, belki de
primatlarn olas en eski temsilcisi Kuzey Amerika'da Montana'da kretase ve paleosen fosil
katmanlarnda bulunan purgatorius'tur (Genet-Varcin, 1969). Bugn ounluun kabul ettii
gr, ilk primat benzeri memelilerin uzun bir yze, ok kk bir beyne sahip olduklardr.
Bunlar genellikle tarla faresi iriliinde ve bugnk bcekyiyicilere ok benziyorlard. nc
zamann balarndan itibaren artk varlndan kuku duymadmz bu primat benzeri
memelilerden gerek primatlara uzanan evrim izgisinde doal seilim sreci aalarda
yaamaya davransal ve anatomik olarak en iyi uyum salayabilme potansiyeline sahip formlar
avantajl kld ve bunlarn soylar hzla tropik, yan tropik ve zamanla savanlk blgelere
yaylmay baard. Bu canllar, organizmalar ve davran rntlerindeki esneklikleri sayesinde
zellikle aa yaamna ok iyi uyum saladlar. Onlar bu tr ortamn gerektirdii tm
donanmlarla birlikte gryoruz. Artk paleosen'i izleyen eosen adl zaman diliminden itibaren
primat dnyasnda gerek bir patlamaya tank oluyoruz.
izelge: 1. Jeolojik devirler ve canllarn evrimi (Relethford, 1990)
Milyon
Yl
4500Azoik
Prekambriyen
3500
3500Proterozoik
570
570Plaeozoik Kambriyen
500
a

Devir

Ordovisyen
Siluryen
Devoniyen

500430
430395
395345

Karbonifer

345280

Permiyen

280230

Belli Bal Evrimsel


Olaylar
Yaamn balangc
Algler ve ilk omurgaszlar
Yaamn patlamas; deniz
omurgaszlar
lk omurgallar ve enesiz
balklar; trilobitler ve dier
birok omurgasz
lk eneli balklar; kara
bitkileri
Birok balklar; ilk
ambifyenler; ilk ormanlar
Amfibyenlerin oalmas;
memeli benzeri
srngenler
Srngenlerin oalmas;
memeli benzeri

Mezozoik Trias
Jura
Kretase
Senozoik

Tersiyer
Kuvaterner

srngenler
230lk dinazorlar;
180
yumurtlayan memeliler
180Dinazorlarn hakimiyeti;
135
ilk ku benzeri srngenler
Dinazorlarn sonu; ilk
135-65
kular ve plasantallar
Primatlarn ortaya k;
65-1.8
insan ailesinin douu
1.8-0 nsan cinsinin ortaya k

Bedensel irilikleri, beslenme alkanlklar, hareket sistemleri, dileri ve daha birok


zellikleriyle ok zengin bir yelpaze oluturan primatlardan gnmze kalan en nemli belge
fosilleme olana bulan iskeletleridir. Fosillerin mineralleme yolu ile olutuu bilinir. Bu
aslnda ok uzun bir sretir. Bu yolla canlya ait dokular biyokimyasal olarak deiime urar ya
da kalker, demiroksit gibi minerallerin moleklleriyle yer deitirir. Bu durumda canlnn
morfolojik yaps korunur, ama dokusu deiir. Artk bu aamadan itibaren fosilleme sreci
tamamlanmtr. Kukusuz ilk primatlarn tropik ya da yar tropik ortamda var olmalar kendileri
asndan bir anst. Zira byle bir ekolojik ortamda hem iyi korunabiliyor, hem de kolay besin
buluyorlard. Ne var ki fosillemenin gerekleme olasl ise byle nemli ve scak iklimlerde
ok zayft. Ayrca, bunlara ait iskeletlerin fosilleip toprak altnda gnmze kadar korunmasna
frsat kalmadan evredeki vahi hayvanlara yem olma ansszlklar da vard.
lk primatlarn Afrika'da m, yoksa Asya'da m treyip, dier ktalara yayld konusunda son
yllarda nemli gr ayrlklar ortaya kt. Yeni prosimiyen (ilk ufak primatlar) fosillerin
in'de gn na kmas ve bunlarn 45 milyon yl ncesiyle tarihlendirilmesi Asya'nn da en
az Afrika kadar primatlarn beii olabileceini gndeme getirmitir (Culotta, 1995a; Beard ve
ark., 1996).
Primat szc ilk kez sveli doa bilgini Linne tarafndan kullanlmtr. Morfolojik,
fizyolojik, biyokimyasal ve davran rntleri ynnden hayli eitlilik gsteren primatlarn
tmn hibir ayrm yapmadan maymun denilen ok yanl bir szck altnda topluyoruz. Bu
szcn bilimsel hibir anlam yoktur; stelik bir dizi yanl anlamalara da yol amaktadr. Biz
insanlar, eski ve bugnk tm temsilcilerimizle primat dediimiz bu takmn bir paras saylrz.
Ancak, neden insann bu takm iinde yer ald, ya da ne tr bir iliki ile dier primatlara
baland, bunlar arasndan hangilerine dierlerinden daha yakn olduu pek bilinmez. te bu
blmde primatlar anatomik ve davran rntleriyle ele alrken, bu tr sorularn da yantlarn
bulmu olacaz. Her eyden nce, biz insanlar tm dier primatlar gibi ok hcreliyiz. Bir
memeli olarak tpk onlar gibi vcut smz birka derecelik oynama ile sabit tutarz. Dii
primatlar gibi insanolunun diisi de gsnde bulunan bir ift memeden yavrusunu emzirir.
Aslnda, benzerliklerimiz bu kadarla da snrl deildir; gerek fizyolojik, gerekse morfolojik
birok anatomik zellii dier primatlarla paylarz.
izelge 2: Senozoik (III. ve IV. zaman) iindeki alar (Relethford, 1990)
Epok

Milyon Yl Primat Evriminde Belli Bal Olaylar

Paleosen 65 - 53

Primat benzeri memeliler

Eosen

lk primatlar (ilkel prosimiyenler)

53 - 37

Oligosen 37 - 25

Anthropoid evrimi

Miyosen 25 - 5

ri primatlarn yaylmas

Pliyosen 5 - 1.8

lk hominidler ve homo cinsinin ilk yeleri

Pleistosen 1.8 - 0.01 Homo cinsinin evrimi (Homo erektus ve sapiens)


Holosen

0.01 - 0

Tarmn ortaya k, endstri a, uzay a

Primat dnyas aslnda bize pek yabanc saylmaz; hayvanat bahelerinde oumuz onlarn
yar ak kafesleri nnde durur, anlaml baklarla uzattklar ellerine kuruyemi vb yiyecekleri
vermek iin yar ederiz. Yass trnaklarla son bulan be parmakl ve tutucu baparmaa sahip
ellerine bakarak, hayret ne kadar da bizimkilere benziyor, diye aar kalrz. Her tr yiyecei
ayrt etmeden yemelerine seviniriz. Gsterdikleri akrobatik hareketlerle seyircilerin hayranln
kazanrlar. Kulaklar, gzleri, yz mimikleri ile onlar hayvanat bahesinde kendimize daha
yakn hissederiz. Ancak aramzda baz benzerlikler bulunmasna ramen, yine de farkl bir cins
olduumuzu unutmamalyz. nsan dndaki tm primatlar igdsel olarak beslenirler ve
yaamlarn bylece srdrrler. Oysa insan, salt yaamn srdrmek amacyla beslenmez; o
yemek yemeyi bir davran rnts haline getirmi ve beslenme kltr n yaratmtr. te
yandan insan, dier primatlarda olduu gibi salt soyunu srdrmek iin igdsel olarak cinsel
ilikide bulunmaz. Bunu ayn zamanda bir davran rnts haline getirmitir. nsan, yavrusunu
bakp yetitirirken, eer byle davranmazsam lr kaygsn gtmez. Bu endienin tesinde onu,
iinde yaad kltrn icabettirdii biimde, daha iyi koullarda besleme ve yetitirme
yollarn, kendi olanaklar iinde aratrr. Aslnda, tm bu davranlar niin gsteriyoruz?
nk bunlar yerine getirirken bir tr zevk alyoruz, mutlu oluyoruz, ruhsal doyuma ulayoruz.
stelik bunlar, tm dier canllarn aksine, igdlerimizi aarak gerekletiriyoruz. Bir baka
deyile, insan, igdlerini byk lde yitirmi bir primattr.

Primatlarn corafi dalm: Senozoik an eosen evresinden itibaren Asya, Afrika, Avrupa
ve Amerika'da geni bir dalm iinde grdmz primatlara gnmzde ayn ktalarda sadece
tropik ve yar tropik iklim kua iinde rastlyoruz (ekil: 2.1.). Her yerde fosilleri bulunmasna
ramen Avustralya ktasnda primatlar hi yaamamtr. Gnmzde primatlarn %80'i
Brezilya'nn yamur ormanlarnda yaamaktadr (Richard 1985). Ne var ki, son yllarda bu
blgede kan geni aptaki yangnlar sadece ormanlar yok etmekle kalmyor, ayn zamanda
birok deerli Yeni Dnya primat da bu yangnlarda hayatn kaybediyor.
ekil 2.1 Primatlarn corafi dalm (L'ascension de l'homme, 1977)

Prosimiyen olarak tannan ufak primatlar daha ok Gneydou Asya'nn birka adasnda ve
Afrika'nn gneydousundaki Madagaskar adasnda yaarlar. Yeni Dnya primatlar Orta ve
Gney Amerika'nn tropik ormanlarnda yaarlar. Ne yazk ki zellikle Gney Amerika'da
Brezilya'nn Amazon ormanlarnda 1970'li yllardan balamak zere faaliyete geirilen
transamazoni karayolu projesi nedeniyle yok edilen ok sayda aa, iskn amacyla ortadan
kaldrlan ormanlk alanlar, yerst ve yeralt kaynaklarn iletebilmek iin youn biimde

srdrlen doal tahribat Yeni Dnya primatlarnn saylarn da byk lde azaltm, hatta
bazlarnn soylarn tketmitir. Aslnda, burada varolan doal denge insan da dahil tm canllar
olumsuz ynde etkilemitir. leride, yaayan rklar blmnde Amerika yerlilerini incelerken bu
soruna ayrntl biimde eileceiz.
Eski Dnya Primatlar ise daha geni bir corafi dalm gsterir. Onlara Gney ve Dou
Afrika'nn ormanlk ya da savanlk ak alanlarnda, Asya'da, Himalaya steplerinde, Gneydou
Asya'nn baz adalarnda ve Japonya'nn kuzeyindeki adalarda rastlanr. Bilindii zere
Japonya'nn kuzeyinde k uzun ve sert geer. Bu yrede yaayan ve makak adyla tannan
primatlar ayn zamanda kar primatlar olarak da bilinir. inde yaadklar doal ortama ok iyi
uyum salamlardr. Krkleri ak renkte, ok kaln ve sktr. Honshu adas primatlar buna
rnek verilebilir.
ri primatlara gelince, jibon ve orangutan Gneydou Asyaldr. Bu blgede Borneo ve
Sumatra adalarnda yaarlar. Jibonlar zamanlarnn byk bir ksmn aalarn 30 metreden
yksek olan ksmlarnda geirirler. Orangutan sk aalk yerlerde yaamn srdrse de,
Borneo'da dalk blgelerdeki maaralarda barnan hemcinsleri de vardr. empanze ve goril
Afrika kkenlidir. empanzeler daha ziyade Kongo, Uganda, Gabon ve Kamerun'da; goriller ise
sadece Bat Afrika'da yaarlar. Bat Afrika ayn zamanda goril ve empanzenin ortak yaad
alandr. Her ne kadar bu iri primatlar doal ortamlarnda varlklarn srdrseler de, bugn tm
bu blgeler ilgili hkmetler tarafndan doal koruma alan haline dntrlmtr (Richard,
1985).

Biyolojik zellikler: 14 aile, 55 cins ve 170'e varan tr says ile primat dnyas bize son
derece zengin ve eitli rnekler sunar. Primatlar tanmlarken kullanacamz biyolojik
zelliklerin hepsi kukusuz her primatta bulunmaz; varolan zellikler de farkl gelime
dereceleriyle karmza kar (Schultz, 1972). Primat trleri bedensel irilik asndan geni bir
yelpaze oluturur. rnein Madagaskar'da yaayan microcebus'larda (prosimiyen ailesinden) boy
13 cm ve arlk 60 gr kadar olabilir. Benzer ekilde, pigme marmoset olarak bilinen Yeni Dnya
primat o denli ufaktr ki bir avu iine sabilir. Buna karn goril ise primat dnyasnn en iri
csselisi olarak bilinir. Erkek erikin goril 250 kg, dii goril ise 100-120 kg'a kadar kabilir.
ounlukla boylar 170-180 cm olsa da 2 metreye varan gorillere de rastlanmtr. Erkek goril iki
elini yanlara doru atnda bir elinin ucundan dierine uzaklk 3 metreyi bulabilir. empanze
gorile oranla daha ufaktr. Erikin erkek empanze 50 kg arlnda olabilir. Boy ise 1,50 m'yi
gemez. Yalnz pigme empanze trnde boy ok kktr. empanzede dii ve erkek
arasndaki irilik fark gorildeki kadar deildir. Oysa, cinsler aras irilik fark orangutanda olduka
belirgindir. Erkek hemen hemen diinin iki katdr. Hayvanat bahelerinde hareketsiz halde kalan
ve ar beslenen erkek orangutan 150-160 kg'a kadar kabilir. Yeni Dnya primatlar ortalama
bir kedi kadar, Eski Dnya primatlar ise iri bir kpek boyunda olabilir.
Aa yaam primatlarda grme organn yaamsal hale getirmitir. yle ki, sar olan ya da
koku alma duyusundan yoksun bir primat aata yaamn srdrebilir, ama kr ise bu onun sonu
olur. nsan da dahil tm primatlarda beyin korteksindeki koku alma blgesi, ou
memelilerdekinin aksine, zaman iinde nemli bir klme gstermitir. te bu eksiklik, grme
duyusundaki belirgin gelime ile giderilmitir. Gerekten de insan olarak bizim de burnumuz
fazla koku almaz, ama gzmz ok iyi grr. Gzler, primat dndaki memelilerde genellikle
ban her iki yannda yer alr ve gzlerin optik eksenleri ayrktr. Her gz ayr bir grnt
alglar. Grme alanlarnn rtt blge ok ufaktr. Oysa primatlarda, aa yaamna uyum
salamann bir sonucu olarak, gzler, birka rnek dnda, yanlarda deil, bizde olduu gibi
yzn n ksmndadr. Ayn anda ayn yere odaklarlar. Gzlerin optik eksenleri birbirlerine
paraleldir. Stereoskopik gr ( boyutlu alglama) olarak adlandrlan bu grme zellii insan

da dahil tm primatlarda ortaktr. Bu da gzlerimize derinlik kavram vermitir. Bylece


aalarda daldan dala atlayan primatlar mesafeleri doru ayarlayabilirler. Bu grsel alglay
biimi biz insanlar iin de son derece nemlidir; zira, beynimizle ok sk bir koordinasyon
iinde bulunan elimizin becerisine gzmzn bu yetenei de bir baka etkinlik katar.
ekil: 2.2. Tarsius (maymunsu) (Eimerl ve De Vore, 1969)

Gzler, aalarda gece aktif olan prosimiyen primatlarnda ar derecede iridir. Nitekim
prosimiyen gruba giren tarsius'larda (ekil: 2.2.) gz ukurlarnn her biri beyinden daha
hacimlidir. Gece yaamna uyum salayan birok memelide olduu gibi, prosimiyenlerde de
retina gerisinde tapetum cellulosum denilen zel bir doku bulunur; bu sayede primatlar gece
daha etkin biimde grrler (Schultz, 1972). Primatlarda etkin grmenin yan sra koyu ve ak
tonlarn dnda renkleri ayrt etme yetenei de vardr. Dier memeliler gibi evrelerindeki
nesneleri koklayarak tanmaya almazlar; onlara elleriyle dokunur, gzleriyle incelerler.
evrelerindeki her eyi daha ok bu iki organlaryla alglarlar.
ekil: 2.3. Loris (maymunsu) (Schultz, 1972)

Hemen hemen tm primatlarda el ve ayaklarda tutucu be parmak bulunur (Rosen, 1974).


Pentadactylos, dediimiz bu zellik insanda da vardr. Bu atasal zellik ikinci zaman
srngenlerinden arkaik memelilere, onlardan da primatlara aktarlm olup, gnmzde ou
memelide kaybolmutur. Primatlarn prosimiyen ad verilen ufak trlerinde parmaklarn ucunda
genellikle sivri trnaklar yer alr (ekil: 2.3). nsan da dahil tm iri primatlarda ise el ve ayak
parmaklar istisnasz yass trnaklarla son bulur. Madagaskar adasnda yaayan ve gece aktif olan
aye-aye prosimiyenlerinde orta parmak tpk bir tel gibi ince ve uzundur. Bu sivri parma ile
primat, aa dallarna hzl biimde vurur, kabuk altnda gizlenmi olan bceklerin dar
kmasn salar ve onlar yer. Prosimiyen denilen ufak primatlarn ounda parmak ularnda
yastkk diye adlandrlan kabartlar bulunur. Bu anatomik oluumlar primatlarn dallara kolayca

tutunmalarn salar, dz yzeylerde tpk bir vantuz gibi i grrler. Primatlarn hemen hepsinde
el ve ayak parmaklar tutucu zellie sahiptir (ekil: 2.4 ve 2.5).
ekil 2.4. nsan ve iri ekil 2.5. nsan ve iri
primatlarn elleri
primatlarn ayaklar
(LeGros Clark, 1971) (Le Gros Clark, 1971)

nsanda el baparma tutucu yapsn korumu, ayak baparma ise bu ilevini tmyle
kaybetmi, sonuta ayak sadece yrmeye adapte olmutur. nsan dndaki primatlarn
hibirinde elde duyarl ve rafine tutu sz konusu deildir. Byle bir hassas tutmann
gereklemesinde baparmak ve iaret parmann rol byktr. Bu ilev srasnda iki parmak
dierlerinden bamsz hareket eder. Dier primatlarda ise bir nesneyi kavrarken tm parmaklar
devreye girer, baparmak ise bizdekinin aksine pek etkili olmaz. Primat dnyasnda sadece
insanda sklkla iaret parma, zaman zaman da baparmak duygu ve dncelerin dile
getirilmesinde nemli rol stlenir. nsan dnda hibir primat bu yeteneklere sahip deildir
(Napier, 1971).
st primatlar kuyruklu ve kuyruksuz diye iki gruba ayrlr. Kuyruklu primatlardan sadece
Gney Amerika (Yeni Dnya)'da yaayanlarn kuyruklar tutucudur. Kuyruksuz primatlar ise
insanla beraber goril, empanze, orangutan ve jibonlardr. Minik primat grubunu oluturan
prosimiyenlerin kuyruklar olmasna ramen, tutucu deildir. Aa yaamna ok sk uyum
salam olan Gney Amerika primatlar kuyruklarn adeta nc bir el gibi kullanrlar;
kuyruklaryla dallara tutunur, bu arada kendilerini bolua brakr, bo kalan elleriyle de aatan
yiyeceklerini toplarlar.
Primatlar dndaki tm memelilerde kol ve bacaklardaki kemikler aralarnda kaynap bir
blok olutururlar. Oysa, insan da dahil tm primatlarda kol ve bacaklar meydana getiren uzun
kemikler kendi aralarnda sadece eklemleme yolu ile bir balant oluturmulardr. te bu
anatomik oluum sayesinde primatlar aalarda kol ve bacaklaryla her hareketi kolayca
yapabilirler; kollarn yanlara ve yukarya doru kaldrabilirler. Uzuvlarnda bu esneklik olmasa
primatlar aalarda byle rahata hareket edemezlerdi. nsan ise tmyle yer yaamna uyum
salam olmakla beraber, bu anatomik oluumu ok uzak gemiten miras olarak devralm ve
hl srdrmektedir. nsanda, dier primatlardakinin aksine hareket sistemindeki ilevinden
tmyle kurtulan el, greli olarak daha narin bir yap kazanmtr. Aa yaamn srdren
primatlarda tutma ilevinde arlkl rol bulunan elin drt parma insanda ksalm, buna
mukabil baparmak grece nem kazanmtr. ri primatlardan empanze ve gorilde nkol ile
bilek arasndaki kas ve tendonlar bizdekilerden farkl olduklar iin bunlar, bileklerini dz
tutamaz, el parmaklarn da insandaki gibi geremezler, bu yzden elleri adeta kepeye benzer.

Yerde sk sk oturarak dinlenen ve beslenme srasnda bu pozisyonu koruyan, aalarda da


ayn pozisyonda uyuyan Eski Dnya primatlar ve iri primatlarn ounda makat blgesi
nasrlam plak bir grnme sahiptir. Tylerden arnm olan bu ksm, bebek anne karnnda
iken oluur. Dolaysyla, oturma yastk doann bu primatlara sunduu konforlu bir minder
gibidir.
Kprck kemii tm primatlarda var olup ilevsel durumdadr. Bu kemik, kol ve krek
kemiiyle eklemlemek suretiyle hareketli ve esnek bir omuz kemeri meydana getirir. Bu
anatomik yapy biz dier primatlarla paylarz. Aalarda daldan dala hareket eden, bunu tm
hayat boyunca srdren primatlar iin hareketli bir omuz kemeri yaamsal bir kazantr. Oysa,
dier memelilerde bu kprck kemii nemli derecede ufalm, ya da kaybolmutur. Omuz
denilen tipik oluum insan ve dier primatlar iin geerlidir. Aalarda dallara tutunarak hareket
eden primatlarda kollar bacaklara oranla olduka uzundur. Kol uzunluu bazen abartl lde
karmza kar. rnein hava akrobat olarak bilinen jibonlarda, kollarn toplam uzunluu gvde
uzunluunun %243'ne eittir (Schultz, 1972).
Tm primatlar, bizler gibi, balarn 90 derece dndrebilirler. Yalnz, tarsius adl prosimiyen,
boyun blgesinde omurlararas eklemlemenin zel durumu gerei ban 180 derece
dndrebilen tek primattr. Bu zellik gece yaamna uyum salam bu minik primata, her
ynden gelebilecek tehlikeyi her an grebilme olana salar.
Primat dnyas, gerek davran gerekse anatomik alardan olduka eitlidir. Primat
rntsn meydana getiren tm zellikleri eksiksiz her primat yesi paylamaz. Biz insanlar,
birok anatomik zelliklerimizle dier primatlardan ayrlrz. Nitekim, dik durma ve yrmeye
uyum salam insanda, iki kala kemii arasnda yer alan sar kemii dik duru konumunda
arkaya doru belirgin bir bklme oluturur ve omurga ile 60-65 derecelik bir a yapar. Oysa,
bu a empanze gibi dik yrme durumuna anatomik ynden uygun olmayan iri primatlarda 3035 derecedir (Schultz 1972). nsan omurgasna yandan bakldnda, bel blgesinde ie doru bir
kavis vardr. Bu kavis dier primatlarda bulunmaz. nsan kala kemikleri, dik durma ve yrme
esnasnda vcudun tm ykn zerinde tamann bir gerei olarak yanlara doru adeta bir
yelpaze gibi almtr. Bylece, kala kemeri hizasnda oluan bu geni alan insann dik durma
ve yrme konumunda hareketini ve dengesini salayan tm kaslara tutunma olana verir.
nsanda kalann bu greli genilii bel ad verilen oluumun da kendiliinden ortaya kmasn
salamtr. Dikkat edilirse, insan dnda hibir primatta bizdekine benzeyen anlamda bel
yoktur. nsanda bu anatomik zellik, vcud estetiinin deerlendirilmesinde nemli bir lt
haline gelmi; kadnlarn ince bele sahip olma tutkusu, gzellii btnleyen bir unsur olmutur.
Deri alt ya tabakas primatlarda ok az gelime gsterir. Buna karn youn ve uzun tyler
adeta bir manto gibi tm vcudu sarar. Bu tylerin younluu da bir trden dierine deiebilir.
Aslnda primat merdiveninde prosimiyenlerden iri primatlara doru ktka vcuttaki kl sistemi
younluunda azalma gzlenir; insanda ise en aza iner. Hatta bu yzden insana plak primat
diyen aratrclar bile vardr. Ne var ki sanld kadar da yle rlplak saylmayz. Nitekim
ba (sa, ka), yz (byk, sakal), koltuk alt, gs ve cinsel organlar blgesinde hl youn
miktarda kl rtsne sahibiz. Bamzdaki sa kl says asndan iri primatlardan daha kll
saylrz. yle ki bizde 1 cm'ye den kl says 300 iken, empanzede 180'dir. Buna karn,
vcut kl younluu sz konusu olduunda durum tam tersidir. rnein srt blgesinde
empanzede 1 cm'ye 100 gorilde 140 kl girerken, insanda srt blgesindeki kl rts yok
denecek kadar azalmtr. Dii empanzede ya ilerledike beden kllar dklmeye balar. Salar
ise daha hzla dklerek ba adeta kelleir.
Primatlarda kllar siyahtan krmzya doru giden deiik tonlardadr. empanze ve gorilin

krkleri genelde siyahtr. Orangutannki ise kzla alar. Erkek gorillerde srt kllar yaa bal
olarak aarr ve gm rengini alr. Bazen genetiksel olarak renk pigmentleri doutan
olumadnda, tpk insandakine benzer biimde albino iri primatlar ortaya kmaktadr.
rnein Londra ve Barcelona hayvanat bahelerinde byle bir genetik kusurla dnyaya gelmi
beyaz tyl goriller ziyaretilerin youn ilgisini ekmektedir (ekil: 2.6).
ekil 2.6. Albino goril (Barcelona hayvanat bahesi)

Primatlarda gs dzeyinde bir ift meme bulunur. Baz prosimiyenlerde iki yerine meme
vardr. ri primatlarda memeler tpk insandaki gibi gste kolayca fark edilecek kadar
belirgindir. Primatlar, beslenme asndan ne otobur (herbivor), ne de etobur (karnivor) gruba
girerler. Bu durumda her eyi yiyebilen bir beslenme tipiyle karmza kmaktadrlar; bu ekilde
beslenen insan da dahil tm primatlara omnivor adn veriyoruz.
Primatlarda beyin, dier memelilerinkinden greli olarak daha iridir. Bilindii gibi beyin,
genel vcut iriliiyle orantl olarak dikkate alnmaktadr. Primatlar arasnda da oransal olarak en
iri beyne sahip olan insandr. nsann beyin korteksi dier primatlarnkiyle karlatrlamayacak
kadar gelimitir ve karmak bir rnt gsterir. Beyin hacmi, insan sz konusu olduunda,
kadnda ortalama 1330 cm, erkekte 1446 cm iken, dii empanzede 350 cm, erkeinde ise 381
cm 'tr. ok iri gvdeli bir primat olan gorilde erkek 535 cm, dii de 443 cm beyin hacmine
sahiptir (Schultz, 1972).
Yz ve beyin arasndaki irilik ilikisi de insan ve dier primatlar arasnda farkllk gsterir.
rnein iri primatlardaki greli olarak kk bir beyin ve iri bir yze karn insan, kk bir yz
ve iri bir beyinle tanmlanr. nsan beyni 6 yalarna doru erikinlikte alaca hacmin %90'na
ulam saylr. nsan beyni tm vcud arlnn 1/49'una eittir. Gnmz insannda beyin,
vcudun rettii enerjinin %2'sini tketir. Oysa rnein Eski Dnya primatlarnda beynin
kulland enerji oran %9'dur (Schultz, 1972).
Omnivor tipi beslenme, primatlarn di sistemine de yansmtr. tc dilerin ineme
yzeylerindeki kabartlar salt et ya da otla beslenen dier memelilerinkinden daha farkl bir
yapya sahiptir. Diler, bir primat takmnn kendi iinde de farkllklar gsterir. nsanda, kadn
ve erkekte diler biim ve hacim ynnden byk benzerlik gstermesine ramen, baz
primatlarda zellikle kpek dii asndan bu farkllk arpc boyuttadr. rnein erkek babunda
(Eski Dnya primat) kpek dii bir yrtc hayvannki kadar iri ve paralaycdr. Aslnda bu
zellik erkek babuna ayr bir g katar. ri kpek dii zellikle yer yaamna uyum salam
kalabalk srler halinde dolaan Eski Dnya primatlarnda beslenmenin tesinde, sosyal
statnn korunmasnda nemli bir rol oynar. Babun, goril ve empanze gibi primatlarda iri kpek

dilerinden yoksun bulunan dii, daima korunan ve gzetilen konumdadr.


nsanda n diler byk lde sindirim faaliyetleriyle snrl kald halde, dier primatlarda
besinlerin elde edilmesinde ellerin yansra n diler de devreye girer. Aye-aye ad verilen
Madagaskar primatlarnda ise kesici diler tpk kemirici hayvanlardaki (fare, tavan vb.) gibi
andka uzamaya devam eder.
Azdaki di says nc zamann arkaik memelilerinde 44 idi. Memelilerin deiik kollar
farkl evrim izgileri izleyerek farkl uyumsal zellikler ve anatomik rntler edinirken,
balangta varolan di saysnda da giderek nemli azalmalar oldu. Primat takm iinde
kaldmzda, rnein Yeni Dnya primatlarnda 36 olan di says, Eski Dnya primatlarnda, iri
primatlarda ve insanda 32 olarak karmza kmaktadr. Bu durumda her yarm enedeki di
forml 2:1:2:3/2:1:2:3 eklinde gsterilebilir. Bir baka ekilde ifade etmek gerekirse, iki
kesici, bir kpek dii, iki kk az ve byk azdan oluan temel di says insan ailesinin
tarihinde hep ayn kalmtr.
Primatlar arasnda yz kaslar en gelimi olan insandr; dolaysyla yz mimikleri de olduka
zengindir. Bize bu adan en yakn olanlar goril, empanze ve orangutandr. zellikle
orangutanlar az ve burun evresindeki kaslar mkemmel biimde kontrol ederler.
Hareket sistemi: Primat dnyasnda bellibal drt hareket sistemi vardr. Bunlar srasyla
trmanma ve srama, daldan dala kollar yardmyla tutunarak (brakiyasyon) hareket etme, drt
ayak zerinde yerde yrme (kuadrpedal) ve iki ayak zerinde dik durma ve yrme
(bipedal)'dir (Rosen, 1974). Prosimiyen denilen ufak primatlar aalarda tpk kurbaa gibi
srayarak ya da sincap gibi trmanarak hareket eder. Orta ve Gney Amerika'da yaayan Yeni
Dnya primatlar zamanlarn tmyle aalarda geirirler. Uzun kollar ve tutucu olan
kuyruklar sayesinde aalarda byk bir ustalkla daldan dala dolarlar. Bir el gibi tutucu olan
kuyruun son 1/3 ksm plaktr ve bu blgede tpk el ayasndakine benzeyen izgiler vardr.
Primatlarda elin ilevi ok ynldr; beslenirken, aalarda hareket ederken veya etrafndaki
nesneleri tanmaya alrken primatlar hep ellerini kullanrlar. Orangutan ve jibon aa
yaamnda, goril ve empanze ise yerde kendilerini daha rahat hisseder. Orangutan yerde
yrrken pek becerikli deildir. Kkken ok hareketli olan orangutan yavrular erikin hale
gelince eski canllklarn kaybeder, hantallarlar. Baca kaladaki oyua (acetabulum)
balayan ligamentum teres olmad, ayrca bacak ve kala arasndaki kassal iliki yeterince
gelimedii iin orangutan, bacan tpk kolu gibi yukar kaldrp aa dalna tutunabilir. Bu
zellii dier iri primatlarda gremeyiz (Schultz, 1972; Kottak, 1997).
Aa yaamna uyum salayan primatlarn kollar bacaklarna oranla uzundur (ekil: 2.7). Bu
anatomik zellik bazlarnda son derece abartl olarak grlr. rnein jibonlarda kol uzunluu
gvde uzunluunun 2,5 katdr. Bu primatlar uzun kepe gibi parmaklaryla da aa dallarn ok
iyi kavrarlar. Jibon bir srayta 10 metre kadar ykselebilir. Bir daldan dierine adeta
uarcasna hareket eder. Bu nedenle Borneo adas yerlileri jibonlara hava akrobatlar adn
takmlardr. Yere indiklerinde, tam aksine, jibonlar son derece zorlanarak yrrler. Uzun
kollarn yere srnmesin diye havaya kaldrrken, bu sayede dengelerini de salam olurlar.
ekil 2.7 Eski Dnya maymunu, insan, empanze ve goril yavrularnda kol ve bacak arasndaki
iliki (Schultz, 1972)

Goril ve empanzenin el parmaklarnn i yzeyindeki kaslar grece ksa olduklarndan, bu iri


primatlar hibir zaman bizler gibi parmaklarn gergin hale getiremezler. Srekli bklm halde
tutarlar. Yerde yrrken de el ayalaryla deil, parmaklarnn d tarafyla basarlar. empanzeler
ara sra dorulup iki ayak zerinde durabilir. Hatta bu ekilde birka adm da atabilirler.
Dokuzuncu aya doru empanze yavrusu hibir yere dayanmakszn ayakta durabilir. Oysa ayn
pozisyonu, insan yavrusu ancak on ikinci aya doru gerekletirebilir. empanzeler her ne kadar
doal ortamlarnda iki elleriyle besinlerini tarken ya da kendilerini savunurken iki ayaklar
zerinde olsalar da, bu pozisyonu uzun sre koruyamazlar. Bizler gibi adm atarak yryemezler.
Her eyden nce, bizden farkl olan denge eksenlerini koruyabilmek iin devaml koarak girmek
zorundadrlar. Dik durma, adm atarak yrme ve bacaklar diz hizasnda gergin halde tutma
zellikleri insan dnda hibir primatta yoktur. Tm bunlar insana zg hareket ve duru
biimleridir. Dik duran insanda vcudun arl sadece kalalar zerine biner. nsan omurgas
dik durua ve bu konumda dengenin salanmasna yardmc olacak tarzda birtakm kavisler
kazanmtr. Biz insanlarda omurlar boyun blgesinden itibaren aaya indike irileir, vcud
arln byk lde yklenen bel blgesinde ise gl bir yap kazanr, grece en byk
irilie ular. Tm bu rneklerden de kolayca anlalaca gibi, insanlama sreci iinde belirli
bir aamadan itibaren kazanlan bu deiik hareket rnts zamanla, insann tm anatomisine
yansm, nemli deimelere yol amtr. Hareket sistemiyle balantl olarak, ayamz da
giderek bir yandan uzunlamasna, dier yandan enlemesine iki temel kavis kazanmtr.
nsanlama srecinde ayamz, dik yrme srasnda dikey anlamda oluan oklar en iyi
bertaraf edecek ve bacaklar uzun yrlerde fazla yormayacak ekle dnt. Doal olarak bu
anatomik oluum, gnlerinin byk bir blmn av peinde ya da yabani bitkisel besinleri
toplamakta geiren tarihncesi atalarmz iin hayati bir uyumsal zellikti.
Goril, empanze ve orangutan gibi iri primatlar yzmeyi pek sevmezler. Suya dtklerinde
hi aba sarfetmezler ve boulurlar. Buna karn Eski Dnya primatlar doutan usta
yzcdrler. zellikle makaklar tpk tramplenden atlayan usta yzcler gibi yksek bir
yerden suya dalmay ok severler. nsann ise, su ile ne kadar ili dl olduunu burada
belirtmeye gerek bile yoktur.

Fiziksel Byme ve Gelime: Anne karnnda balangta insan ve iri primat ceninleri
birbirlerine ok benzerler. Hepsinde de ba oransal olarak iridir; gvde hacimli, kol ve bacaklar
ksa, el ve ayaklar geni, kulaklar ise ksadr. Doum sonrasnda da bu benzerlik bir lde

devam eder; rnein byme ve gelimelerinin greli uzunluklar dikkate alnrsa empanze ve
insann birbirlerine ok benzeyen tablolar ortaya koyduklar grlr. Gerekten de empanzede
ocukluk evresi toplam mrn %7,5'ini insanda ise %8'ini oluturur.
Primatlar arasnda insan bir kenara braklrsa, ocukluk sresi en uzun sren empanzedir
(Schultz, 1972). Bu uzun evre haliyle anne ve yavrunun daha fazla birarada bulunmalarn
olanakl klar. empanze yavrusu 8 yana kadar annesiyle beraber olur, onunla her eyi paylar.
ri primatlarda (goril, empanze, orangutan, jibon) aa yukar 11 yalarna doru byme
durur. Oysa insanda fiziksel byme ve gelime 17-18 yalarna kadar devam eder. nsan 11
yandan sonra da bymeye devam ettii iin bedeni de irileir. Oysa, empanze bu yalarda
artk erikindir; dolaysyla byme sz konusu deildir. ri primatlarn dnyaya getirdikleri
bebekler iri csseleriyle hi de orantl deildir. rnein 70 kg arlndaki bir dii gorilin
yavrusu doduunda 1,8 kg'dr. Dii bir orangutan 1,4-1,6 kg arlnda bir yavru dnyaya
getirir. Oysa insann ancak prematre olan bebei bu arlktadr; yeni domu insan yavrusu
ortalama 3,2 kg gelir. nsan yavrusu deri altnda nemli miktarda ya dokusu ile doar. Dier
primatlarda bu ya dokusu bizdeki kadar gelimi olmad iin, bu nemli kilo fark meydana
gelmektedir.
Primatlar doal ortamda ne kadar yaarlar? unu hemen belirtmek gerekir ki, primat takm
iinde prosimiyenlerden iri primatlara doru ktka ortalama mr de artar. rnein bir
empanze aa yukar 40 yalarna kadar, bir jibon 30 yana kadar yaayabilir. Bir empanze
ok zel koullarda 50 yana kadar mrn srdrebilir. nsanda ortalama mrn gnmzde
(zellikle gelimi lkelerde) 80'lere ulat dnlrse, insanla dier primatlar arasnda bu
adan derin bir uurumun olduu grlr.

reme ve oalma: Dii primatlar yln 12 ay yumurta olgunlatrrlar (Schultz, 1972; Rosen,
1974). Bir dii primatn cinsel dngsnde rten sre vardr. Bunlar srasyla yumurtlama,
ayba hali ve iftlemeye uygun olma dnemidir. ou primat yumurtlama evresinde cinsel
ilikiye de hazrdr. Oysa dier memelilerde yumurtlama ve iftlemeye hazr olma arasnda ok
uzun bir zaman aral vardr. Yaamnn byk bir blmnde normal bir dii primat, insan da
dahil olmak zere, ya hamiledir ya da ocuk bakar. ri primatlar arasnda cinsel olgunlua erme
ya asndan baz farkllklar vardr. rnein dii empanze doal ortamda 7-8 yalarna doru,
erkek ise 9-10 yalarna doru cinsel olgunlua eriir. Bu fizyolojik deime dii gorilde 7
yana, erkek gorilde 10 yana doru olur. empanzeler insan yavrusuna gre olduka ge
yalarda (5 yana doru) stten kesilir. Bu zaman iinde anne empanze tekrar hamile kalr. ki
doum aras ortalama 5,5-6 yl srer. te yandan 25-30 yllk dourganlk dnemini dikkate
alrsak, empanzenin hayat boyunca ancak 5-6 yavru sahibi olabilecei dnlr. Dii goril her
ylda bir yavru dourur. ri primatlar lnceye kadar dourmaya devam ederler. rnein
genelde 40-45 yana kadar mr olan dii empanze lnceye kadar da dourganln srdrr.
Bir baka deyile, empanze menopoza girdii yalarda bir bakma mr de sona erer. Oysa
insanda menopozla beraber mr bitmiyor. Nitekim aa yukar 45 yalarnda menopoza giren
kadn daha uzunca bir sre yaamaya devam ediyor. Ne ilgintir ki ortalama insan mr
badndrc bir hzla uzamaya devam ederken, dourganlk sresinde ya da bir baka deyile
menopoz yanda kayda deer deime olmamtr. Ortalama mr asndan iri primatlar ve
insan arasnda bu denli uurum bulunmasna karn, menopoz yann hemen hemen ayn
kalmas ok ilgintir.

Cinsel Davran rnts: Primatlarn cinsel yaamlar son derece eitlilik gsterir. nsan
dndaki tm primatlarda iftleme mevsimseldir. nsanda cinsel faaliyet tm yl devam eder.
Tm dier primatlarn aksine, kadnda iftlemeye hazr olduunu gsteren herhangi bir deime

sz konusu deildir.
Bu yzdendir ki, arzu edilmeyen hamilelik durumlar insanda ska rastlanr. Primatlarn
cinsel yaam dnyasna girdiimizde ok ilgin rneklerle karlarz; Eski Dnya primatlarnda
diilerin iftleme evrelerinde ans blgesinde ime, aln blgesinde ya da karn altnda
krmzlama olur. Oysa Yeni Dnya primatlarnda bu grsel deime yoktur. Bunun yerine
idrarla birlikte kokulu bir sv salglanr.
ou primatta iftleme srasnda inisiyatifi dii alr. eitli davranlar ile erkei tahrik eder,
onu adeta batan karmaya alr. rnein erkee arkasn dner, hatta nnde diz ker.
Bununla da yetinmeyip dudak ve dileriyle de iftlemeye davet eder. Jibonlarn iftleme
dneminde cinsel organlarnda kayda deer bir morfolojik deime olmaz, sadece diinin bu
dnemde tyleri geici olarak renk deitirir. Dii empanze eer cinsel ilikiye hazrsa, ans
blgesinde belirgin bir ime meydana gelir. Hatta bu balon gibi ime hamilelik dneminde de
grlr. Dii empanze tek bir erkekle yetinmez, yaam boyunca, menopoza girinceye kadar
birok erkekle iftleir. Doal ortamlarnda uzunca bir sre gzlenen empanze srlerinde ans
blgelerinde ime grlen ve dolaysyla iftlemeye hazr olan diiler zellikle erkek
empanzelerin ilgi oda olur, sr ierisinde daima imtiyazl konumda bulunurlar. empanze
trleri arasnda cinsel davran ynnden dikkati eken farkllklar bulunur. rnein Zaire'de
yaayan empanzeler (pan paniscus veya bonobo adyla bilinirler) sekse olan dknlkleriyle
tannrlar. Bu empanzeler iftlemek iin ok sk biraraya gelirler. stelik ok eitli
pozisyonlar uygularlar. Dii bonobolarn fizyolojik olarak iftlemeye uygun olduklar dnemler
dnda da erkek bonobolarla ilikiye girdikleri grlmtr. Doal ortamda bonobo dii
empazelerinin aralarnda zaman zaman yaknlama olduu da bilinir. Hatta kk erkek
bonobolarn bile anneleriyle arasra cinsel ilikide bulunduklar olur.
empanzeler cinsel ilikiye uluorta akta girerken, goriller bu adan daha kapaldrlar; doal
ortamda gznnde iftleen gorillere hi rastlanmamtr. iftleme konusunda son derece
utanga olan goriller bazen bir diiye sahip olmak iin aralarnda kavga edebilirler. Yalnz bu
arada unu da belirtelim ki, yaa en byk olan goril istedii diiyle kolayca iftleebilir.
ncelik bu durumda yalya verilmi oluyor. Orangutanlarn da cinsel yaamlar hep merak
konusu olmutur. Diinin iftleme mevsimi dnda orangutanlar birbirlerine fazla ilgi
gstermezler. Eer dii iftlemeye hazrsa, o takdirde erkek ve dii orangutan arasnda kar-koca
hayat balar. Diinin iftleme dnemi sona erdikten sonra birliktelik de bitmi olur.
Primat gruplarnda bulu ana eren erkek ya da dii, ayrlp baka gruplara katlr.
Yaamlarnn byk bir blmn yerde geiren Eski Dnya primatlarnda bulu ana gelince
bal olduu grubu terkeden sadece erkeklerdir. Bylece geride diiler kalr. Bu grup iinde
anneler, kzlar, kzkardeler ve henz gruptan ayrlmam erkek yavrular bulunur. Aslnda bulu
ana ermi erkeklerin srden kopup dier baka srlere katlmas bu Eski Dnya
primatlarnda ensest ilikileri de bir bakma nlemi olur. Ancak bu davran rnts tm
primatlar iin geerli deildir.
nsanlar elerini ekirdek ailenin dndan seerler ve en azndan bir e bu durumda bir aileden
kp bir baka aileye girer. Aile ilikileri asndan insan ve dier primatlar arasnda her ne
kadar baz ufak benzerlikler bulunsa da, yine de birok ynden derin farkllklar vardr. nsanlar
genelde ocuklaryla ve eleriyle yaam boyu yle ya da byle balarn korurlar. Oysa, dier
primatlarda bu kesinlikle sz konusu deildir. nsanda bu balarn varln srdren evlilik ve
akrabalk sistemleri insan ve dier primatlar arasndaki temel ve nemli ayrmdr. nsanlar bu
adan hibir primatla karlatrlamaz. Hayat boyu sren kar-koca ilikisi, anne-baba-yavru
geni insan dndaki primatlarda bizdeki gibi bir sreklilik gstermez.

Sosyal davran rnts: Yaadklar blge ve ekolojik koullara bal olarak primat trleri
olduka farkl davran rn-tleriyle karmza karlar (Jolly, 1985). Aa yaamna sk skya
uyum salam olan primatlar, bulunduklar gvenceli ortam iinde ok hareketlidirler. Srekli
bir daldan brne atlar eitli sesler karrlar. Ancak ufak bir tehlike annda adeta lm
sessizliine brnr, dikkati ekmemek iin olduklar verde hareketsiz kalrlar. zellikle
prosimiyenler aalarda uyumak iin hep en yksek dallar tercih ederler. Primatlar dnyasnn
bu en ufak temsilcileri saylan prosimiyenler son derece rkek ve ayn zamanda en savunmasz
yaratklardr. Bunlarn bir blm gece, bir blm de gndz yaamna uyum salamlardr.
Gece yaayanlarda grme duyusu ok gelimi, ama sosyal rnt ok zayftr. Yaamlarn
byk lde yerde srdren makak ve babun tr primatlarn en byk dmanlar leopar,
aslan, kaplan, ita gibi vahi hayvanlar ya da zaman zaman ylan, akbaba ve kartallardr. Bu
tehlikeli hayvanlara kar her ne kadar iyi bir rgtlenme ile kendilerini savunsalar da, sonunda
yine de areyi en yakn aalara trmanmakta bulurlar.
Primatlar srekli tahrik edilmedike ya da barnak ve besin kaynaklar rekabeti
gerektirmeyecek kadar bol ise, birbirleriyle ok iyi geinirler. zellikle ak alanlarda saylar
gndzleri 100, geceleri 700'e kadar varan srler halinde yaayan babun ve makak tr
primatlarn sosyal davran rntleri, insan davran bilimcileri tarafndan son yllarda youn
biimde aratrlmaktadr. Hatta ok uzak atalarmzn, tarihin karanlk sayfalar iinde kalm
davran rntleri hakknda baz ipularnn da bu primatlarn davran rntlerinden
karlabilecei grn savunan davran bilimcileri vardr.
Babun ve makak primatlarnda gl ve egemen erkeklerden oluan bir idareci snf vardr.
Bu snfn yeleri, aralarnda gl bir dayanma gsterirler. Bu egemen snf, sr iinde
dzeni salar, bar korur. Bu snf ayn zamanda soylulardan oluur; nk idareci snfa kabul
edilebilmek iin belirli bir soydan gelmek koulu vardr. Dolaysyla bu, bir bakma kaltsal bir
imtiyazdr. Bu idareci egemen snfn da stnde tm srnn tek sz sahibi bir erkek lideri, efi
vardr. ef, gl erek babunlar arasnda en gz pek, en iri, hrn ve kavgac olandr. ef,
dinlenmek iin kendine istedii yeri seer; srnn bir tr kabadaysdr. Tm dier erkek
babunlar ondan ekinirler ve aralarnda daima belirli bir mesafe brakrlar. Liderlik tahtna
oturmak iin erkek babunlar arasnda bazen ldresiye kavga olur. Zaten hibir ef kendiliinden
pozisyonunu brakmaz. Grup efi srdeki en ekici diilerle beraber olma hakkna sahiptir.
Dier erkek primatlar buna ses karmazlar. ef, bir dii babunla beraber olduu srece, ayn
diiye baka hibir erkek babun yaklama cesaretini gsteremez. Lider eer bir erkek babundan
holanmyorsa, onu srden atmak iin her areye bavurur. lk bakta byle bir otoriter sistem
primat dnyasnda tuhaf karlansa da, srnn selameti asndan bu merkezi hiyerarik yap
ok nemlidir. Srnn nerede konaklyacana, ne tarafa doru g edeceine lider karar verir.
Leopar, aslan gibi tehlikeli hayvanlara kar babun erkekleri hamile babunlar, diileri ve
yavrular ortalarna alr ve bir tr gvenlik emberi olutururlar. Bu ii esas rgtleyen de o
andaki liderdir. Eski Dnya primatlarnda harem hayatnn olduu gruplar vardr. Erkek, birok
dii primat ile beraber yaar. Harem hayat bu primatlar iin temel bir sosyal sistemdir. Eski
Dnya primatlarnda sr iinde erkeklerin belirli statleri vardr. Diiler de kendi aralarnda bir
hiyerarik sisteme sahiptirler. Yalnz, herhangi bir dii doum yaparsa grup iinde anne olarak
ayrcalkl bir konuma gelir. Bundan byle vaktini tmyle bebeine ayrr, sosyal yaamdan
elini ayan eker. Babunlar ok kapal gruplardr. Yaadklar blgeye bir baka babunun
girmesine asla izin vermezler. Her babun srsnn bir yaamsal alan vardr. Babunlarn bu
hogrsz tutumlarna karn, empanzeler son derece ak gruplar oluturur; gruba srekli
katlan, ayrlan olur. Ayrca, bunlarn savunduklar yle yaamsal bir alanlar yoktur.
Gebedirler, nerede akam orada sabah ederler. Her gece bir baka aata geceyi geirirler.
Zaten yaamlarnn 3/4' aalarda geer. Goril ve orangutann da sabit yaam alanlar yoktur.
Onlar da srekli yer deitirirler. empanze dnyasnda saldrganlk ve sava yoktur. Yerde

yaayan birok primatta olduu gibi, srde erkek egemendir.


empanzelerde genelde hogr yaygndr. Aralarnda ok scak ilikiler kurarlar. Doal
ortamlarnda bu iri primatlar birbirlerine zarar vermemeye ar zen gsterirler. Babunlarda
olduu gibi birbirlerine stnlk kurma alkanlklar yoktur. ki empanze birbirlerine krgnsa,
barmak iin bize olduka yabanc gelen yola bavururlar; biri dierinin cinsel organlar
blgesine dokunur, banda veya gvdesindeki parazitleri ayklar.
empanze iri primatlar arasnda en iyi bilinen, bize en irin grnen hayvandr. Onlar hep
hayvanat bahelerinde izleme frsat bulduk; oysa doal yaamlarnda bilmediimiz birok
davran rntleri sergilerler, zellikle yavru empanzelerin taklit yetenekleri, zihinsel
performanslar ve evredeki insanlarla olan diyaloglar ayn yataki bir insan yavrusununkinden
daha ileri dzeydedir. Duygulanrn, mimik ve jestlerle dile getiren tek primat empanzedir. Bize
ok tuhaf gelecek ama, empanzeler ormanda karlatklarnda birbirleriyle selamlar. Kar
karya geldiklerinde sarlp pr; hatta birbirlerine fiske vurur. Goodall (1965) adl
aratrcnn 50 empanzeden oluan bir koloniyi doal ortamlar olan ormanda bkp usanmadan
yllarca izlemesi, hatta aralanna katlarak onlardan birisi gibi yaamas sayesinde bu ilgin
primatlar hakkndaki bilgilerimiz ok zenginleti.
empanzeler genelde yalnz ya da kk gruplar halinde dolamay severler. Aslnda, doal
ortamlarnda dikkatli ve uzun sre izlenen empanzelerin ayr tipte grup oluturduklar fark
edilmitir. 1. Sadece erkeklerden oluan grup, 2. Anneler ve yavrulardan oluan grup, 3.
ocuksuz dii ve erkeklerden oluan grup. empanzeler olduka amatac primatlardr. Ormanda
en ufak bir tahrikte hep bir azdan koro halinde barmaya balarlar. Etraf o srada
empanzelerin lklaryla dolar. Bu sahnelere sk sk tank olan yerliler, yine empanzelerin
karnaval balad derler. empanzeler dnyasna katlarak gzlem tekniini uygulayan ilk kadn
aratrc Goodall, bu yaratklarn zeksna hayran kalmtr. Tabii ki, bu zek dzeyleri sadece
insan dndaki primatlar arasnda bir anlam ifade etmektedir. Yoksa insannki ile hibir zaman
karlatrlamaz. empanzelerin zeksn lmek iin eitli testler uygulanmtr. Bir defasnda,
bir empanzenin yanbana sandk konmutur. Hayvan toplad muzlar bu sanda koymay
akl etmitir. Ancak, ormanda doal ortamda yaarken hibir empanze toplad muzlar
saklamak zere bir sandk arayna girmez. Zaman zaman empanzelerin birok davranlar
insannki ile zdeletirilir. Yalnz burada ok dikkat edilmeli; zira empanze ya da bir baka iri
primatn zihinsel yetenekleri ne kadar ileri dzeyde olursa olsun, insan her zaman, hibir canlyla
karlatrma kabul etmeyecek kadar farkl ve eitlenmi davran rntlerine sahip, doann
biricik yarat olarak kalm ve kalacaktr da.
Goriller, empanzelerin aksine yalnzl severler. ok yumuak huylu, sessiz, ekingen ve ie
kapanktrlar. Birbirlerine hibir zaman zarar vermezler. Aslnda bireyler arasndaki bu dostane
ilikiler tm primatlar iin geerlidir. Goriller ormanda insanla karlanca ona ok duyarsz
kalrlar. Primat dnyasnn bu iki ayakl yaratna kar pek sempati duymazlar. Bir gorilin
dostluunu kazanmak iin her eyden nce ok sabrl olmak ve bir goril gibi davranmak gerekir.
Onun gibi ses karmak, onun gibi yaprak inemek dostlua giden ilk kapy aabilir.
empanzeler arasnda uzun yllar yaam bulunan Goodall (1965), gorillerin de kalbini fetheden
ilk kadn aratrc olmutur. Goriller sinirlendiklerinde, tahrik edildiklerinde kopardklar
yapraklar havaya atarlar, gslerini yumruklar ve bu arada grltl sesler karrlar. zellikle
erkee zg olan bu davran, dii ve yavrulara da bir bakma uyar niteliindedir. Onlarn
aalar arasnda gzden kaybolup gitmelerine frsat salar.
Goriller kendi dnyalarnda ok uyumlu bir tablo sergilerler. Yavru gorillerin yaam olduka
hareketlidir. Goriller zellikle 6 yana kadar bu hareketliliklerini korurlar. Kendi aralarnda
eitli oyunlar oynar, birbirleriyle srekli akalarlar. Bulu ana, daha dorusu 10-11

yalarna gelen goriller zaman zaman arka arkaya sralanp adeta vagonlar gibi dolarlar
(Howell, 1969). Bu oyunlar bizim lokomotif dansn hatrlatr. Erikin hale gelen goril ise o eski
hareket ve canlln kaybeder, arlar ve durgunlar. Yavru goriller anneleriyle beraber
olduklarnda, tpk dier iri primatlardaki gibi, devaml onu izler ve taklit yoluyla annelerinden
birok eyi renirler. Primat dnyasnn bu en iri csseli yaratn biz hep ask suratl, atk
kasl ve etrafna korku salan biri olarak grmzdr. Oysa goriller, doal ortamlarnda tam
aksine yumuak huylu, zararsz ve sessiz hayvanlardr. King Kong tr macera filmlerinde salt
seyircinin ilgisini artrmak ve dolaysyla nemli ticari kazan salamak kaygs iinde lanse
edilen, uaklar havada eliyle yakalayan ya da gkdelenlerin tepesine vurup ezen goril tipi
doada hibir zaman olmamtr. Btnyle hayal rndr. Bat Afrika'nn ormanlk
blgelerinde kendi hallerinde sakin biimde yaayan, tehdit edilmedikleri srece zararlar
dokunmayan gorilleri inceleyen Goodall, onlara derin bir sevgi ba ile balanm ve
dostluklarn kazanmtr. Her goril srsnde srt gm renkli kllarla kapl bir yal erkek
vardr. Srt kllar aarm olan goril, srnn en sayg deer bireyi olup dier gen erkeklere
gre diiye sahip olma ncelii tar.
Orangutan (ekil: 2.8), tpk goril gibi, yalnzl seven bir primattr. Sessiz, iine kapal
melankolik bir yaps vardr. Halbuki, yavru iken, tpk goril yavrular gibi ok hareketli ve
neelidirler. Yalar ilerledike durgunlar, kendilerini yalnzla iterler. Dii orangutanlar
erkeklere oranla biraz daha sosyaldirler. Gl bir sosyal ba, yalnz diiler ve ocuklar arasnda
mevcuttur.
ekil 2.8 Orangutan (iri primat) (Eimerl ve De Vore, 1969)

Tm yavru primatlar aslnda salkl bir ruhsal yap kurabilmek iin yadalaryla birarada
yaamak durumundadr. Gruptan ayr yaayan primat yavrusu, akranlar arasna salverildiinde
onlarla kaynamayp, ayr bir yerde rkek bir ekilde kald ve asosyal bir davran iine girdii
gzlenmitir. Ayn gzlem, bir bakma insanolu iin de geerlidir.
Primatlar gne erken balar; nce kkler, sonra diiler ve ardndan da erikin erkekler
uyanr. Olaan temizliklerini yaptktan sonra, tuvalet ihtiyalarn giderir ve ardndan hemen
yiyecek aramaya koyulurlar, lene doru ise yorulur ve ksa bir uyku ekerler. Primatlar,
aslnda yaamlarnn yarsn uyuyarak geirir. Uyank kaldklar srece harcadklar youn
enerjiyi karlamak iin, insandan ok daha fazla uykuya ihtiyalar vardr.
Afrika, ekolojik yaps gerei her tr parazitin kolayca reyebilecei bir snaktr. Dolaysyla
primatlarda ska rastlanan parazit ayklama temelde hijyenik amaca yneliktir. Bunun dnda,
parazit ayklama davran bireylerin biraraya gelmesi iin de bir vesile olur. Bu sayede primatlar
birbirlerine dokunur, balarnda, karn ksmlarnda ya da anslerinde dakikalarca parazit ayklar.
O halde, bu davran rnts sadece temiz olmaya deil, ayn zamanda sosyal ilikileri
pekitirmeye yneliktir. Paraziti ayklanan primat bundan zel bir zevk alr, yatr. Bu ii
stlenen ounlukla diilerdir. Parazit ayklama bireyler aras yaknlamann nemli bir yoludur.
Primatlarda karlkl parazit ayklama, sosyal ilevi ar basan, hatta trensel yn bulunan

ilgin bir jesttir (Schultz, 1972).


Doal ortamlarnda iri primatlarn sergiledikleri farkl davranlar vardr. rnein
empanzeleri gzlemleyen aratrclar, onlarn ok tuhaf trenlerine tank olmulardr. Ormanlk
alanda yamur yadnda, gk grlts altnda empanzeler bir tr yamur dans yaparlar. Bu
dans zaman zaman 30 empanzenin biraraya geldii bir tr karnavala dnr (Howell, 1969).
Gneydou Asya'da Borneo ve Sumatra'da sk ormanlk alanlarda yaayan jibonlarn sosyal
yaamlar da olduka dikkat ekicidir. Bir jibon, cinsel olgunlua erdiinde aileden uzaklatrlr.
Gruptan ayrlan eer erkek ise, yine ayn gereke ile dlanan bir baka grubun yesi dii ile
hayatn birletirir, onunla yeni bir yuva kurar. Yalanarak elden ayaktan den bir jibon iin de
ayn yola bavurulur. Aile dna karlr ve ssz bir yere braklr.
Primatlarda lm olay pek bir anlam ifade etmez. Her ne kadar len yavrusunu 4 gn
boyunca yannda tayan iri primatlara rastlanmsa da, insan dnda hibir primat lm bizdeki
gibi alglayamaz. nsandakine benzeyen bir tepki gstermez. lsnn ardndan at yakan, ona
zlen, trenler dzenleyen ve gmen sadece insandr. Bu bakmdan insan dier tm primatlar
dnyasnda tektir. Primatlarda, annenin yavrusuna olan ilgisi yavrunun hareketlerine, canllna
endekslidir. Bir primat, len yavrusunu balangta biraz yalar, temizler ve giderek de ilgisini
tmyle keser. Sonuta, herhangi bir tepki almad iin len yavrusunu btnyle terk edip
uzaklar.
Primatlarda anne-yavru ilikisi: Primatlarda ocukluk evresi dier memelilerdekine oranla
uzun olduu iin, anne-yavru ilikisi daha skdr (ekil: 2.9) (Buettner-Janusch, 1966; Schultz,
1972). Yavruyu emzirme sresi uzun olup, st dileri ktktan sonra da bu ilem devam eder.
Anne-yavru ilikisi eitli primatlarda farkllk gsterir. Eski Dnya primatlarndan Afrika'nn
dou ve gneyinde yaayan babunlarda, ilk aylarda anne ve yavru arasnda ok sk iliki vardr.
Bu aylarda yavru, annenin adeta ayrlmaz bir paras olup, onun koruyucu emsiyesi altnda
bulunur. Yeni doan babun, bir sre annesinin karn altndaki tylerine tutunarak yaamn
srdrr. Beinci aydan itibaren de onun srtnda dolamaya balar. 2-3 yalarna geldiklerinde,
yavru babunlar iin anne yeterli olmamaya balar; bu dnemden sonra kkler kendi aralarnda
oynamaya koyulurlar. Saa sola kouturur, kovalamaca oynarlar. Bu davranlar onlarn sosyal
ynlerini gelitirir, ruhsal ynden olgunlamalarn salar. Primatlar dnyasnda, anne her
zaman, ocuun bakcln stlenmez. Nitekim Marmoset ve bayku yzl Yeni Dnya
primatlarnda yavruya doduu andan itibaren baba bakar.
ekil 2.9 Babun (Eski Dnya maymunu) (Eimerl ve De Vore, 1969)

ri primatlarda, anne-yavru ba bir primattan dierine baz deiiklikler gsterir. rnein


anne goril, yavrusu ile adeta btnleir, onu yanndan hi ayrmaz. Yavru aylk olduunda,
annenin srtnda dolaacak duruma gelir. Bebek goril zamannn byk bir blmn annenin
srtnda geirir, orada yer ier, hatta orada uyur; 6-7 aylk olduunda, yavru goril stten kesilir.
Anne style beslendikleri srece goril, empanze ve orangutan yavrular annelerinin verdii

yiyecekler dnda hibir ey yemezler. Bylece, igdsel olarak, zararl saylabilecek


yiyeceklere
kar
da
kendilerini
gvence
altna
alm
olurlar.
ri primatlarda erkek, dii kadar yavruya yakn deildir. rnein erkek orangutan, yavru
doduktan sonra anneyi ve bebei yalnz brakarak aileden ayrlr. Dii orangutan ise, erkein bu
ilgisizliine karn, bebekle devaml birlikte olur; hatta yavrusu yana gelinceye kadar hibir
erkekle
cinsel
ilikiye
girmez.
Anne, baba ve ocuklardan oluan ekirdek aile yaps sadece insanda deil, ayn zamanda
jibonda da grlr. Monogami bu iri primatlarda olduka sk rastlanan bir zelliktir. Bir goril
ailesi genellikle bir yal erkek, gen erkek goriller, erikin diiler ve kklerden oluur. Goril
ailesi doal ortamnda ok mutlu bir aile tablosu izer. empanzeler, yakn akrabalarn dier
hemcinslerinden ayrdedebilirler. Kardeler birbirlerini hatrlar. Aile balar hibir primatta bu
kadar gelimi deildir. Ama insandakine benzer aile yaps hibir iri primatta grlmez.

evreye uyum: Primatlar, ar s deiikliklerine ok duyarldrlar. rnein gnein yakc


scakl altnda daima glge bir yer ararlar. Isnn +40 dereceye ulamas durumunda makaklar
bilinlerini yitirir, hatta lrler. Primatlarn soua kar da direnleri fazla deildir. Primatlarda
deri alt ya dokusu yok denecek kadar az gelimitir. Halbuki insanda, deri alt ya dokusu anne
karnnda olumaya balar. Primatlarn ilk grldkleri paleosen (nc Zamann ilk dilimi)
dneminden balayarak yaadklar evrimsel srecin genelde tropik iklim kuanda cereyan
ettiini dnecek olursak, deri altndaki ya tabakasnn ok fakir oluu bu tr ekolojik ortama
bir lde fizyolojik uyum olarak dnlebilir (Schultz, 1972). Aslnda bu ekocorafya kural
insan iin de geerlidir. Nitekim, Afrika'da ayn iklim koullarnda yaayan siyah derililerin,
kutuplardaki Eskimolara oranla derilerinin altnda daha az ya dokusu bulunur.

Beslenme alkanlklar: Primatlar btnyle vejetaryen (bitkisel besinler yiyen) saylmazlar.


Baz primat trlerinin, bitkisel gdalar yansra bcek, ku, kertenkele, trtl ve hatta kk
memelileri bile yedikleri sylenebilir. Hem bitkisel, hem de hayvansal besinleri yiyen bu tr
canllara omnivor ad verilir. Karma beslenme alkanl, primatlarn di morfolojilerine de
yansmtr.
Primatlar, dier tm memeliler gibi, byme ve gelimeleri, dokularnn yenilenmesi iin
proteine; enerji ihtiyacn karlamak iin ya ve karbonhidrata, ayrca eitli eser elementlere ve
vitaminlere gereksinme duyarlar. Primat dnyasndaki biyolojik eitlilik onlarn beslenme
alkanlklarnda da gzlenebilir. Her primatn kendine gre bir beslenme stratejisi bulunur,
rnein Yeni Dnya primatlar nadiren aalardan inerler; susadklarnda meyve yerler ya da
aa yapraklarnn zerinde biriken yamur damlalarn yalarlar. Hindistan'da yaayan Eski
Dnya primatlar ise su gereksinmelerini yapraklar yiyerek karlarlar. Ayn ekilde gorillerin de
hi
su
imedikleri
sylenir.
Suyu
meyve
ve
yapraklardan
salarlar.
Colobus adl Eski Dnya primatlarnn mideleri adeta bir labirente benzer; ok blmelidir. Bu
anatomik oluum sayesinde sz konusu primatlar ok miktarda yapra bir defada rahatlkla
yiyip sindirebilirler. Mide tka basa dolduunda, vcut arlnn 1 /4'ne edeer duruma gelir.
Primatlar uyandklar andan yatncaya kadar srekli beslenirler. Onlarda, insanlardaki gibi
belirli nler sz konusu deildir, rnein goriller, iri csselerini doyurabilmek iin ok
miktarda yiyecee gereksinim duyarlar; gnde 6-8 saat durmadan, yorulmadan yiyecek peinde
koarlar. empanzelerin beslenme alkanlklar Goodall tarafndan doal ortamda ayrntl
biimde izlenmitir. Genellikle empanzelerin meyve arlkl bir diyete sahip olduklar bilinir.

Oysa, bu iri primatlarn hi de azmsanamayacak lde her gn et yedikleri, stelik bu


gereksinmelerini de avlayarak karladklar ortaya konmutur. empanzelerin 2 ile 5 bireyden
oluan gruplar halinde avland grlmtr. Yalnz erkek empanzeler ava katlr. Gerekten
de et, tpk insanlarda olduu gibi empanze diyetinin bir parasn oluturur. Primat dnyasnda
sadece insann ve empanzenin dzenli biimde avland ve et yedii bilinir. Ancak,
empanzelerin bu tr avlanma alkanln hibir zaman insannki ile kartrmamalyz. Zira
empanzelerin bu amala gelitirdikleri av aletleri yoktur. stelik evrelerindeki hemcinslerine
retecekleri av teknikleri de sz konusu deildir. Avlanmalar, retme ve bilgilendirme
eklinde deil de taklit yoluyla gerekleir. Ortalama 30-35 bireyden oluan bir empanze srs
ylda toplam 150 irili ufakl hayvan avlayabilir. empanzelerin avladklar hayvanlarn %80 gibi
nemli bir blmn colobus adl maymunlar oluturur. Son yllarda srdrlen aratrmalar,
empanzelerin bu avlanma davrannn temelinde gerekten beslenme gereksinmesinin mi
yatt, sorusunu tartr hale getirmitir. Baz aratnclar avlanma olayn salt beslenmeye deil
de, sosyal bir temele dayandrmaktadr. Primatologlarn yaptklar gzlemlere baklrsa, erkek
empanze ldrd bir hayvann etini sadece yaknlaryla paylar. Erkek empanze et iin
evresini saran her diiye pay vermez. Bir dii empanzenin bu ayrcalktan yararlanabilmesi iin
ncelikle fizyolojik adan iftleme dneminde bulunmas ve av eti datan erkekle beraber
olmas gerekir. Bunun karlnda da dl olarak avdan nasibini alm olur. Netice itibariyle,
empanzeler dnyasnda avlanma, erkein yalnzca beslenme gereksinmesini karlamas iin
deil, ayn zamanda iftleme evresinde olan bir diiye ulaabilmesinin de aracdr.

Alet yapma becerisi: nsan dnda hibir primat kltrel sistemler gelitirememitir.
nsanolu, simgesel anlatm sayesinde edindii her tr davran rntsn bir bireyden dierine
ya da bir kuaktan dierine aktarabilir. Bu nitelik hibir primatta yoktur. Doal ortamlarnda
primatlar evrelerinde bulunan ta paralar, aa dallar gibi nesneleri belirli amalar (avlanma,
savunma vb.) dorultusunda kullanabilirler, zellikle besin gereksinmesini karlamak iin, ince
aa dallarn yapraklarndan syrarak kullanan empanzenin bu davrann da pek yle
abartmamak gerekir (Kortlandt, 1986). Bunlarda her eyden nce simgesel anlatm yoluyla, tpk
insandakine benzer biimde, bir bireyden dierine aktarlan alet yapma ve kullanma gelenei
bulunmamaktadr. empanzelerin bir alet teknolojileri yoktur. Alet olarak kullandklar nesneler,
hemen orada varolan ve ihtiya duyulduu anda basit biimde hazrlanan, ii bittikten sonra da
bir kenara atlan aa dallardr. empanzeler bazen bu ubuklar, dileriyle krdklar uzun
hayvan kemiklerinin iinden ilik karmak amacyla da kullanrlar (Goodal 1965).
empanzeleri yaklak 30 yl doal ortamlarnda gzlemleyen Goodall, bunlarn aa
dallarn, el ya da azlaryla yapraklarndan syrdktan sonra termit yuvalarna sokarak termit
yakaladklarna tank olmutur. Bu tr ubuklar hazrlarken empanzeler, ayak baparmaklarn
da en az el baparmaklar kadar beceriyle kullanrlar. Bu avlanma ekli sadece empanzeye zg
deildir; nitekim, capuchin adl Gney Amerika primatlar da dal ve yapraklar kullanarak aa
gvdelerinden bcek larvalarn karp yerler. Gorillerde, empanzelerdeki gibi ubuklar
yardmyla avlanma alkanlna rastlanmamtr. ri primatlarn, zellikle empanzenin bir
baka yetenei de resim yapmaktr. empanzeler bu iten byk zevk duyarlar. Banda tipik
ressam bonesi, aznda piposu ve elinde yal boya fras ile tuval nnde byk bir zevkle
kulland renklerden eitli ekiller yaratan empanzelere hi de yabaca saylmayz.
empanzelerin yaptklar tablolarda renklerin belirli bir dzen iinde kullanld grlr.

letiim sistemi: Primatlar deiik tonlarda kardklar seslerle iletiim kurarlar. Primatlarn
ses tonlar, insan hari tutulursa, 7 ile 26 birim arasnda deiir, iletiim asndan insan, dier
primatlardan ayr deerlendirmek yerinde olur. nsana zg konuma dilinin baka hibir
primatta olmadn biliyoruz. Bu yetenek onun aa yukar 2 milyon yl boyunca fizyolojik ve

nropsikolojik

dzeyde

geirdii

deiim

sreleri

sonunda

gereklemitir.

nsan dndaki primatlara gelince, rnein ok sk ormanlk alanlarda zellikle gece yaamna
uyum salam primatlarda iletiim sesle ya da grsel olarak deil de, ounlukla gs, boyun,
kol ve ans evresindeki salg bezlerince salglanan kokular sayesinde olur. Yeni Dnya
primatlarndan aluattalar, kpek gibi uluyarak iletiim kurarlar. Bu ses onlarn grtlak
blgesindeki anatomik yapnn deiik olmasndan kaynaklanr. Bunlarda dil kemii ar lde
byktr.
Dil
kemiinin
yaratt
titreim
bu
sesin
kmasn
salar.
Jibonlarda enelerin altnda hava ile dolabilen iri ses kesecikleri vardr. Ses karaca srada
bu hava kesecii jibonun ba kadar irileebilir. Ormanlk alanda birbirlerinden uzakta bulunan
jibonlar, aralarnda bu keseciklerden kardklar seslerle haberleirler. Ayn oluum orangutanda
da vardr. ene altnda bu oluum gse kadar inebilir. empanze ve gorillerin grtlak
blgesinde de hava kesecii bulunur. Ancak bunlar, orangutan ve jibondakinin aksine ie doru
gelimitir. Goril, elleriyle gsn yumruklarken bu kesecikler de ier; bylece ses meydana
gelir. Bu ien kesecikler, ayn zamanda, gs kafesindeki kaburgalar da gorilin
yumruklarndan
korumu
olur.
Orangutan ve empanzenin yz mimikleri dier iri primatlarnkine oranla zengindir. zellikle
az evresinde olduka gelimi kaslar bulunur (Buettner-Janusch, 1966). Bu sayede
skntlarn, heyecanlarn ve daha birok duyguyu rahata ifade etme frsat bulurlar.
empanzenin iletiim kapasitesi yaklak 50 yldan beri eitli laboratuvar almalarna konu
olmutur (Lewin, 1991). Laboratuvarda uzmanlarn zel denetimi altnda srdrlen tm
abalara ramen empanzelere konuma retilememi; bu alanda sarfedilen abalar sonusuz
kalmtr. Aslnda empanze ve dier iri primatlarn grtlak ve yutak blgesindeki anatomik
yaplar, nrolojik donanmlar ve beyin korteksleri konumaya yatkn olmadklarn
gstermektedir. Bu durumda, uzmanlar, insanlar iin gelitirilen sar-dilsiz dilini retme
yoluna gitmiler ve bunda baarl olmulardr, ylece empanze ile olan iletiim, konuma
diliyle deil de, sar-dilsizler iin zel hazrlanan ve simgelerden oluan ameslan adl bildiriim
sistemi sayesinde mmkn olmutur. Bu bildiriim sistemi iinde 200 szckten oluan bir
alfabeden yararlanlm; uzun uralar sonucu empanze, ancak bu sistem araclyla insanla
diyalog
kurabilmitir.

Primatlar ve hastalklar: nsan dndaki primatlar da yaamlar boyunca eitli viral ve


bakteriyel kkenli hastalklara yakalanrlar (Schultz, 1972). eitli paraziter hastalklar bunlar
da etkiler. ou Yeni Dnya primatnn bulac hastalklar karsnda bnyesi ok duyarldr;
kapal ve havas temiz olmayan yerlerde uzun sre yaayamazlar. Malarya, sar humma,
pnmoni ve dizanteriye primatlarda da rastlanr. Adi nezle, insandan empanze ve gorile rahata
geebilir. Aynca sinzit, romatizma, di r gibi rahatszlklar biz insanlara zg deildir.
Kalp-damar hastalklar birok primatta saptanmtr. Salksz beslenme ve stresli yaam bizleri
olduu kadar dier primattan da etkilemektedir. Primatlar, hayvanat bahelerinde, doal ortamda
hi yapmadklar davran rntlerini sergilerler. Cinsel sapknlklar, zaman zaman lmle
sonulanan iddetli kavgalar, hatta yeni doan yavruyu ldrmeye kadar giden davran
bozukluklar hayvanat bahelerinde grlr. Kafes arkasna kapatlan bu yakn akrabalarmz
adeta tannmaz hale gelmektedirler. Hayvanat bahesinde ar beslenme ve hareketsizlik
nedeniyle ok kilo alan orangutan, evresine kar son derece duyarsz, umursamaz ve kskn
hale gelir. Doal ortamdaki hareket ve canllklarndan eser kalmaz. Bu durumda bulunanlarda
isteri nbetleri ve ar sinirli hareketler ska grlr. Primatlar bu tr ortamlarda inceleyerek,
bunlarn davran rntleri hakknda genellemelerde bulunmak doru deildir.

Tp Dnyas ve Primat: Genetik, fizyolojik ve psikolojik ynlerden insana dier memelilerden


daha yakn olduklar iin primatlar, bilimsel aratrmalarda ok sk kullanlr. Onlar olmasayd
belki de tp alannda birok keif yaplamyacakt. rnein macacus rhesus adl Eski Dnya
primat, Rh faktrnn insanlarn kanlarnda tesbit edilmesine olanak verdi. Bu primatlar insana
zellikle fizyolojik ynden benzedii iin, ou laboratuvar deneylerinde bilim adamlar bunlar
kullanmaktadr, rnein yalanma sreci ile alnan kalori miktar arasndaki ilikinin niteliini
belirleyebilmek zere Wisconsin niversitesi (ABD) tarafndan be yl sren bir aratrma
gerekletirilmitir. Kalori almnn azalmasna paralel olarak yalanmann yavalayp
yavalamad bu aratrmann temel amacn oluturmutur. Aratrmanlar, izlenen bu tr bir
beslenme rejimine bal olarak, yalanmann yavalad varsaymndadrlar. Laboratuvarda bu
ama iin orta yal 30 macacus rhesus kullanlm, bunlara aratrma sresince %30 orannda
daha az kalori ieren besinler verilmitir. Sonuta, bu hayvanlarn dier karlatrma grubuna
oranla daha zinde ve salkl olduklar gzlenmitir. Az kaloriyle beslenenlerin kanlarnda daha
az ya ve inslin saptanmtr. Bu denek grubu, ayn zamanda, daha az oksijen tketmi ve
bylece metabolizmalar yavalamtr. Daha aka ifade etmek gerekirse, yalanma sreleri
yavalamtr
(Science,
1990).
Biyomedikal aratrmalarda, genetik ynden bize olduka yakn bulunan empanzeler
kullanlr. Gerekten de fizyolojik, biyokimyasal ve baklk sistemleriyle insana olan greli
benzerliklerinden dolay tp dnyas, insana ilikin eitli hastalklarn tedavisinde a
gelitirirken empanzeleri denek olarak kullanr. Bu benzerlii doal karlamak gerekir; zira
genetik
materyallerimizin
%99'unu
empanze
ile
paylarz.
nsan iin nemli bir tehlike saylan hepatitis B virsne kar a gelitirirken empanze
denek olarak kullanlr, te yandan AIDS'e kar gelitirilen alar da empanzelerde
denenmektedir. Her yl Avusturya, ABD ve Japonya'ya ok sayda empanze biyomedikal
aratrmalar iin Afrika'dan gtrlp satlmaktadr. Jane Goodall bunu bir tr kle ticaretine
benzetir. Goodall'a gre, bir empanze yavrusunu canl olarak yakalayabilmek iin en az 6
empanzeyi ldrmek kanlmaz olmaktadr; zira erikinler yavrularn kaptrmamak iin
lesiye mcadele vermektedir. ri primatlardan empanze zellikle uzay aratrmalarnda
olduka sk kullanlr. Nitekim 1961 ylnda Hum adl bir empanze uzaya giden ilk kozmonot
empanze
unvann
ald
(Hovvell,
1969).
Yar tropik ve tropik ormanlk alanlarda yaamlarn srdren primatlar gerek iklim
deiiklikleri, gerekse insan mdahalesinin sonucu bu yaam alanlarnn giderek yok olmasna
paralel olarak sayca azalmlardr. Vaktiyle, Avrupa da dahil olmak zere primatlarn geni bir
alanda yaam olduklarn biliyoruz. Gnmzde Orta ve Gney Amerika, Bat ve Orta Afrika
ile Gneydou Asya ve Japonya'nn kuzeyindeki adalarda primatlar yaamaktadr. zellikle,
Gney Amerika'nn Amazon yresinde yaayan primatlar insanlarn ciddi tehdidi altndadr.
Burada, yerliler her yl binlerce Eski ve Yeni Dnya primatn etleri iin ldrmektedir.
Primatlar krkleri iin avlayanlar da vardr. Vcutlarna ait baz paralar ss ve hatra eyas
olarak satlmaktadr. Amerikal ve Avrupal turistler zellikle colobus primatlarnn krknden
yaplm giysilere ve kilimlere ok rabet ederler. Afrika'da yaayan da gorillerinin bandaki
tehlike ise daha byktr; avclar ldrdkleri gorillerin ellerini kesip kl tablas olarak,
balarn ise koparp hatra eyas olarak turistlere satarlar. Orta ve Ekvatoryal Afrika'da yeterli
koruma nlemleri alnmazsa empanze ve gorillerin ok yakn bir gelecekte yok olacaklarndan
korkulmaktadr. Bir yandan hayvanat baheleri, dier yandan biyomedikal ve ticari amala
avlanmalar
bu
yok
oluun
temelinde
yatan
nemli
nedenlerdir.
Hindistan'da yaayan Eski Dnya primatlar, hemcinslerine gre ansl saylrlar; zira
Hindular, kutsal saydklar iin primatlara asla dokunmazlar. Mslmanlar da temiz olmadklar
gerekesiyle primatlar yemezler. Primatlar aslnda eski Msr'da firavunlar zamannda da kutsal

kabul edilirdi. rnein hamadryas primatlar tanr Thoth'un refakatlar olarak sekin bir statye
sahiplerdi.

BLM III
nsan Ailesinin Biyokltrel Evrimi

nsan ailesi ncesinde ne vard?

Yeryznde 65-70 milyon yl ncesinden itibaren balayan badndrc evrimsel sre aa


yukar 20-25 milyon yl ncesinden itibaren hominoid (insanms) ad verilen yepyeni bir st
ailenin tarih sahnesine kmasyla beraber heyecanl bir dnemece girmitir. Aslnda bu st aile,
bizi de yakndan ilgilendirmektedir. nk insan ailesiyle (hominid) iri primat ailesi (pongid) bu
st aile iinde toplanr. nsan ailesinin oluum biimi ve bu oluumda rol oynayan koullar daha
iyi anlayabilmemiz asndan insan ailesi ncesinde ne olup bittiini bilmemiz ok nemlidir.
Gerek insan, gerekse iri primat ailelerinin evrimsel potansiyelini bnyesinde tayan ortak atasal
formla temsil edilen hominoid st ailesi zaman ve mekn iinde nasl bir dalm gsteriyordu?
Bu amala zaman tneline girerek miyosen can balangcna kadar gidelim. Zamanmzdan
aa yukar 25 milyon yl nce balayan ve 5,5 milyon yl nce de sona eren miyosen a
sadece biz insanolu iin deil, ayn zamanda goril, empanze, orangutan gibi iri primatlarn ait
olduu ailenin de kaderini belirleyen kritik bir zaman dilimidir (Kottak, 1997). nsan ve iri
primat ailelerinin ortak yazgs bundan aa yukar 25-30 milyon yl nce balam
bulunmaktadr (Relethford 1990; Tattersall, 1995).
nc zamann miyosen ad verdiimiz anda, yerkresi giderek soumaya, tropik
ormanlarla kapl olan blgeler kuraklamaya balad. Miyosen bellibal iki nemli st ailenin
gelimesine tank oldu. Bunlardan biri sivapithecus dieri ise dryopithecus'tur. (Genet-Varcin,
1969; Wolpoff, 1980; Binford, 1985). Her ne kadar miyosen an atasal formlar bu iki grup
iinde dikkate alnsa da Avrupa, Asya ve Afrika deiik isimler altnda ok sayda hominoide ev
sahiplii yapmtr. rnein Afrika kkenli prokonsl, limnopitekus (erken miyosen), Avrupa
kkenli oreopitekus (ge miyosen), driyopitekus (orta ve ge miyosen), grekopitekus (ge
miyosen) ve Asya kkenli jigantopitekus (ge miyosen) bunlar arasnda saylabilir. Miyosen
dnemde, driyopitekus izgisinde olan hominoidlerin bugnk iri primatlara doru
evrimletikleri ileri srlmektedir. Davran ve anatomik rntleri de (di sistemi, kafatas, kol
ve bacaklar ile kuyruksuz olma durumu) zaten bunu kantlamaktadr. Bu atasal kkn baz
kollar tmyle aa yaantsna uyum salarken, dier bazlar da yerde yaamay tercih ettiler.
Aralarnda prokonsln de bulunduu driyopitekus izgisinde yer alan hominoidlerin, Afrika'da
gnmzden nce 23-17 milyon yllar arasnda yaadklar belirlenmitir. Di sistemlerindeki
yapsal zelliklere baklacak olursa driyopitekuslarn genellikle meyve ile beslendikleri anlalr
(Genet-Varcin, 1969; Rosen, 1974).
Sivapitekus-ramapitekus evrim izgisine gelince, bu hominoidlerin temsil ettii trler
morfolojik, ekolojik ve corafi dalm asndan driyopitekuslardan ayr yaratklard. Hominoid
atatrlerinin miyosen a balangcndan itibaren ortaya knda ve giderek eitlenmesinde
baz jeolojik ve iklimsel olaylarn oynad rol gzard edilmemelidir. Gerekten de, aa yukar

17 milyon yl ncesinde birtakm jeolojik deiimler ve giderek hzla kuraklamaya doru


srklenen dnyamz, ktalar arasndaki ilikilere de yansd; Afrika ve Avrasya arasnda kpr
meydana geldi. Son 50 milyon yl iinde ilk kez byle bir durumla karlald bilim
adamlarnca ifade edilmektedir. Bylece, aa yukar 17 milyon yl ncesinden balayarak
hominoid st ailesinin baz trleri Avrupa ve Asya'ya yaylma frsat buldular ve deiik ekolojik
ortamlarda yaamak durumunda kaldlar. Arabistan tektonik platosu, zellikle orta miyosende
Asya ile karasal bir balantya kavutu. Ayn dnemde hominoidleri Afrika'nn hemen her
yerinde gryoruz.
Afrika ve Avrasya'nn miyosen adaki hominoidlerine ait bine yakn fosil buluntu bugne
kadar yaplan kazlarda ele gemitir. Ne var ki, bunlarn byk blm di ve enelerden
ibarettir. Baz hominoidler miyosen sonlarna doru uyumsal baarlarn srdremeyip
yeryznden silindiler. Bazlar da baarl bir evrimsel sre geirerek bugn Asya ve Afrika'da
yaayan iri primatlara ve insan ailesine doru evrimletiler (Rosen, 1974).
Tm bu miyosen hominoidlerinin ortaya k ve bu kadar eitlenmesi nasl aklanabilir?
Niin byle bir st aile 15-20 milyon yl ncesinden balayarak dier Eski Dnya primatlarndan
farkl bir deiim srecine girdi? Baz aratrclara gre, miyosen adan itibaren meyve tr
besinlerin temelini oluturduu deiik bir beslenme alkanl, yeni bir davran rntsnn
olumasna yol at. Miyosen an dier primatlarna oranla daha gelimi ve karmak bir
beyin korteksiyle donanm yeni formlar her tr ekolojik ortama hzla uyum yapabilecek
potansiyele eritiler ve giderek hominoid dediimiz st ailenin trlerini meydana getirdiler. Belki
bizim bilmediimiz baka faktrler de hominoid atalarmzn ortaya kmalarna neden olmu
olabilir. Hangi neden ya da nedenlerden tr doa sahnesine km olurlarsa olsunlar,
bunlardan birinin bizim mensup olduumuz aileye doru evrimletii kuku gtrmez bir
gerektir (Coppens, 1981).
Sivapitekus izgisindeki hominoid trler zamanmzdan 14 milyon yl ncesinden itibaren
Afrika, Avrupa ve Asya'da olduka eitli ekolojik ortamlarda karmza kar. Baz aratrclar,
sivapitekus hominoidlerine sadece Trkiye, Hindistan ve Pakistan'da yaam trleri dahil
etmektedir. Bazlar da bunlara Dou Afrika, Gneydou Asya ve in'de yaam olanlar da
eklemektedir.
Son yarm yzyl iinde F. Ozansoy (1970), . Tekkaya (1974), E. Gle (1990; 1991 ve 1994)
ve B. Alpagut ve ark. (1996) tarafndan yaplan kazlar sayesinde Anadolu'da miyosen dnem
hominoidlerine ilikin nemli buluntular elde edilmitir. andr (Ankara, Kalecik), Paalar
(Bursa, Mustafakemalpaa) ve Sinap (Ankara, Kazan) formasyonlar buna rnek tekil edebilir.
zellikle Sinap formasyonu ankarapithecus meteai trnn iki rneini F. Ozansoy sayesinde
bilim dnyasna kazandrd. Ayrca, 1995 ylnda Sinap formasyonunda st miyosenle yat iyi
korunmu bir hominoid kafatas gn na karld (Alpagut ve ark., 1996).
Molekler biyolojinin sunduu bilgilere dayanarak Asya ve Afrika Sivapitekuslarnn
birbirlerinden bamsz olarak evrimletikleri de ileri srlmektedir. Bu balamda, Asya
sivapitekuslarnn aa yukar 16 milyon yl ncesinde orangutana doru ayr bir evrim izgisini
oluturduu, Afrika sivapitekuslarnn ise goril-empanze ve insan ailesinin ortak atasal formlar
olabilecei yaygn lde kabul edilmektedir (Kottak, 1997). nsan ve iri primat ortak atalarnn
ge miyosen ada Afrika'da, hatta byk bir olaslkla Dou Afrika'da yaad
varsaylmaktadr. Byle bir ortak atann fosil kalntlarna henz rastlanmad. Miyosen an
sonlar ve pliyosen an balangc ailemizin ortaya k biimiyle ilgili birok srlar
saklamaktadr. Her ne kadar molekler biyoloji birtakm ilgin ve o lde de karmak yntem
ve tekniklerle bizi zaman tnelinde bir yolculua kararak varsaymsal ortak atamza kadar
gtrse de, iyi korunmu ve iyi tarihlendirilmi fosil buluntularla bunlar desteklenmedii srece

varsaymdan te anlam ifade etmez.


Paleontolojik aratrmalara paralel olarak 1960'larda balayan molekler biyoloji alanndaki
almalar kandaki protein analizi ve hcrelerdeki DNA analizi zerine younlamtr. Bu
alanda gerekletirilen almalar iri primat-insan ailelerinin filogenetik ilikilerine dayal
grlerimize kukusuz yeni boyutlar kazandrd. Gnmzde molekler biyoloji ve paleontoloji
bilim kollar kendi alanlarnda kaydettikleri gelimelerden hareketle bir uzlama aray
iindedirler. Bu arayn temelinde yatan dnce ise bugnk insana ve iri primatlara uzanan
evrimsel yolun ne zaman iki bamsz kol haline geldiidir. Daha doru bir deyile, yol
ayrmnn ne zaman olduudur. nsan ailesinin temeli zamanmzdan nce 14 ile 5 milyon yl
arasnda atlm olmalyd. Ne yazk ki bu kritik dnem fosil buluntular asndan son derece
fakirdir. Kenya'nn Samburu blgesinde bulunan ve 9,5 milyon yl ncesine tarihlendirilen
samburupithecus bu zaman dilimi ierisinde yer alan ilgin bir kilometre ta olarak kabul
edilmektedir (Science et Vie, 1998). Bu anlaml zaman dilimi iinde bir yandan insan, dier
yandan goril-empanze ailelerinin gelimelerine zemin hazrlayabilecek koullar olutu. Baz
spesifik davran rntleri veya biyolojik balamda yeni uyumsal anatomik zellikler bunlar
arasnda saylabilir. Aslnda, bu iki ailenin tarih sahnesine klarnda rol oynayan nedensel
faktrler tam olarak bilinmiyor. Gnmzde yaygn lde benimsenen gre gre, hominoid
st ailesinin temsil ettii ortak atadan ilk kopmann jibon ile balad, bunu orangutann izledii,
daha sonra Afrika iri primatlarna uzanan evrimsel izginin ayrlddr. Goril 10 milyon yl nce
ortak atasal gvdeden ayrlmtr. Bu tarihten aa yukar 100 bin yl gibi ok ksa bir sre sonra
da empanzenin ortak atasal ktkten ayrld ileri srlmektedir (Franklin, 1993). Oysa,
eskiden 2-3 milyon yllk bir aradan sonra empanzenin ortak atadan koptuu kabul edilmekte
idi.
Miyosen ada, belirli bir aamada iki ailenin balatt ortak yolculuun sonlarna gelinmi
oluyor. Grld gibi, orangutan, empanze ve goril grubunda bu birliktelii en son brakan
empanzedir. Baz aratrclar, goril ve empanzenin atasal formlarnn iki ayr cinse
dnmeden nce, bir sre hem ortak ata ile, hem de kendi aralarnda karmaya devam
ettiklerini ve bylece ara formlarn bir sre varlklarn koruduklarn ileri srmektedirler.
Berkeley Kaliforniya niversitesi'nden biyokimyac Allan Wilson ve Vincent Sarich'e borlu
olduumuz molekler saat, bu iri primat-insan ailesi yol ayrmn, gnmzden nce aa
yukar 7-10 milyon yl arasnda bir yere oturtmaktadr. Ne var ki isabetlilii, gvenilirlii ve
hesaplan yntemi asndan bu saat, gnmzde M. W. Wolpoff'un ban ektii birok
aratrc tarafndan eletirilmektedir.
DNA molekl zerinde alma yapanlar son yllarda hayli oald. Bunlardan birisi de
Texas San Antonio Biyomedikal Aratrma Merkezi'nden Jeffrey Rogers'tr. Rogers, zellikle
empanze, goril ve insann DNA molekllerindeki dizilim biimlerine ilikin almalar ile
tannr. Rogers, bu balamda, baz belirsizlikler ve skntlardan sz etmektedir. Ona gre, DNA
segmentlerinden sadece bir ksm doru filogenetik ilikiyi vermektedir. Her ne kadar birok
genetik aratrma empanzenin insana ok yakn olduunu ortaya koysa da, bu konuda daha
salkl bilgi edinebilmek iin DNA segmentlerinden daha biroklarnn incelenmesi
gerekmektedir. Ne tuhaftr ki, genetik analizler empanzenin zellikle (<H-C>) dizilimiyle
insana; (H-<C-G>) dizilimiyle de gorile daha yakn olduunu gstermitir. Farkl DNA
dizilimlerinden farkl sonulara ulaldna gre, goril-empanze ailesi ile insan ailesinin son
ortak temsilcisi olan igolann (terim bu satrlarn yazarna aittir -insan, goril, empanze)
polimorfik bir yapya sahip olduu tahmin edilmektedir. ri primat ve insann farkl DNA
dizilimleri zerinde gnmzde youn almalar yaplmaktadr. Gelecekte, belki de u anda tam
karl verilemeyen birok soruya daha net yant bulunabilecei sanlmaktadr. Pongid ve
hominid ailelerinin ayrlma eiini zamansal olarak belirlememizde bize yardmc olan
molekler saatin geriye doru iletilmesinde temel ilke, DNA moleklnn belirli bir zaman

diliminde deime hzdr (Franklin, 1993).


DNA molekl dnda elektroforez yntemiyle de insan ve empanzenin kanlarndaki
albmin proteinleri karlatrlm ve aralarnda nemli benzerlikler bulunmutur. Burada
unutmamak gerekir ki, empanze ve insan, protein ve DNA molekl asndan benzer olsa da
(ekil: 3.1), bir o kadar zellik de bunlar birbirinden ayrmaktadr. Bu iki cins arasndaki temel
farkllk daha ziyade DNA molekllerinin ve proteinlerin ritm, organizasyon ve
fonksiyonlarndan kaynaklanmaktadr. Baz aratrclarn hakl olarak dile getirdikleri gibi,
empanze ve insan arasndaki %99 orannda grlen protein benzerlii her ey anlamna gelmez;
asl nemli olan %1'lik (az ama z) ayrmdr. Benzerlikler kadar farkllklarn nemi bir kez daha
grlyor.
ekil 3.1. nsan ve iri primatlar empanze, goril ve orangutan) arasndaki genetik uzaklk

nsan ve iri primat aileleri arasndaki filojenetik iliki hibir zaman ayn evrim izgisi zerinde
bir ncl-ardl ilikisi tarznda dnlmemeli. Bu ailelerin her biri miyosen sonu ya da pliyosen
balangcndan itibaren ayrk ve tmyle bamsz evrim izgileri izlemilerdir. Ne insan iri
primatlarn atas, ne de iri primatlar insann atas olmulardr. Bir baka deyile, insan
maymundan tredi diye bir cmle kurduumuzda nemli bir filogenetik, sistematik ve
taksonomik hata yapm oluruz.
nsan ailesi tarih sahnesine kyor

Hominoid st-ailenin yks, III. zamann miyosen ayla birlikte geride kalrken, pliyosen
ad verdiimiz yeni bir aa giriyoruz. Ailemizin tarih sahnesine k ite, 5,5 milyon yl
ncesinde, bu ala birlikte balamtr. Ailemizin ilk temsilcileri nerelerde yaadlar? Nasl bir
yaam biimi srdler? Bize ne lde benziyorlard? Nasl besleniyorlard? Ne tr bir sosyal
rgtlenmeye sahiplerdi? Bu sorulara daha biroklarn eklememiz mmkn olabilir.
nsanolunun yeryzndeki uzun biyo-kltrel evrim servenini daha iyi anlayabilmemiz, onu
yer ve zaman iinde alglayabilmemiz iin ailemizin pliyosende balayan yksn ayrntl

biimde gzler nne sermek gerekir. Bu serven aslnda insanln tarihine de k tutmaktadr.
Zamanmzdan nce 5,5 milyon yl ile 1,8 milyon yl arasndaki zaman dilimi insan ailesinin
yazgsnn belirlendii ok kritik bir adr (ekil: 3.2). Son yllarda, Afrika'da ailemize yeni
katlan fosil buluntularla birlikte, insann bu heyecan verici serveni medyann giderek artan bir
ilgi oda haline geldi. Ailemizin ilk trlerinin yaad blgelerde paleoantropolog, jeolog,
paleozoolog, paleobotanist, ekolojist, nkleer fiziki ve daha birok uzmann katlmyla youn
bir ekilde almalar srdrlmektedir.
ekil 3.2. Evrimaac (M. Leakey, 1995)

Goril ve empanze ile olan ortak servenimizin miyosen an sonlarna doru ya da pliyosen
balarnda sonlanmasndan itibaren, fosil brakmayan birka milyon yllk karanlk bir dneme
gireriz. Burada unu nemle vurgulamalyz ki, insan ailesinin biyokltrel evrim sreci
kanlmaz biimde bugnk insana kadar uzanan tek bir izgi halinde alglanmamaldr.
Balangta, bu ailenin birden ok trle temsil edildii anlalmtr. ou evrimsel srelerini
baaryla srdremeyip yok oldular. Bunlardan ancak bir tanesi, insanlama srecini
gerekletirme baarsn gsterdi (Leakey, 1988).
nsanslarn yer ve zaman iindeki dalm: Yaklak 4,6 milyar yanda olan dnyamz,
gelmi gemi tm canllarn en benzersizini arlamaya artk hazrdr. 20. yzylda hibir keif,
ailemizin en eski cinsi saylan australopitekuslarn bulunu haberi kadar yank uyandrmamtr.
Bylece yeryzndeki servenimizin eksik olan bir halkas daha tamamlanm oluyordu. 4
milyar yllk canllar tarihini gz nnde bulunduracak olursak, kendi tarihimiz bunun iinde
okyanusta bir damla gibi kalmaktadr. Paleontoloji ve molekler biyoloji alannda kaydedilen
gelimeler insan ve iri primat ailelerinin yol ayrmn zamanmzdan 6-7 milyon yl ncesine
kadar gtrmektedir. Afrika'da gn na karlan baz fosiller bu kritik zaman dilimine denk
dse de, bunlar herhangi bir yorum yapmaya deecek kadar yeterli ve korunmu deildir.
Ailemizin ilk cinsi saylan insanslar ise saylar yzleri aan fosil rnekleriyle birlikte ok iyi
tanmaktayz (Wolpoff, 1980). Ailemizin bilinen en eski temsilcileriyle ilk tanmamz 1924
ylna rastlar. Afrika'nn gneyinde Transvaal eyaletinin Taung blgesinde kire ocaklarnda

alan iiler 3-4 yalarnda bir ocuun yz ksmna, tm alt enesine ve doal halde
fosilleerek korunmu olan beyin kalbna rastladlar. Buluntuyu ilk inceleyen Dart adl Gney
Afrikal bilim adam, insandan ok goril-empanze tipine daha yakn bulduu iin bu fosili
australe (gney) ve pithecus (maymun) szcklerinden esinlenerek australopithecus diye
adlandrd. Bu isimlendirme aslnda byk bir talihsizlikti. Bu insanslarn sergiledii biyoloji ve
davran eitliliini hi yanstmyordu. Zaten bilim dnyasnn en byk handikab ok aceleci
davranarak, hemen ilk buluntuyla beraber dn olmayan snflandrma hatalarna dmesidir.
Tm insans fosilleri Afrika'da bulundu. Afrika dnda hibir lkede insans izgisinde olan
buluntulara rastlanmad. Homo cinsinin temsilcisi olan bizler aslnda bu insanslarla ayn aile
iinde yer alyoruz. Birok anatomik zellikleri onlarla paylayoruz. Birok ynden de onlardan
farklyz. Ailemizin bu ilk temsilcilerini sosyal davran rntleri ve biyolojik zellikleriyle
tanrken, bu benzerlik ve farkllklar da kendiliinden ortaya kacaktr. eitli bilim dallar
arasndaki ibirliinin gnmzde daha etkin bir hale gelmesi, yeni tarihleme tekniklerinin
devreye girmesi ve aralksz srdrlen arkeolojik kazlar sayesinde hominid ailesine yeni trler
katlmtr. Bu da ailemizin kkeni ile ilgili grleri yeniden gzden geirmemize neden
olmaktadr. Yeni buluntularn beraberinde getirdii yeni yorumlar, yeryzndeki tarihimizin ilk
aamalarnn yle sanld kadar basit olmadn gstermitir. Bugnk bilgilerimiz,
insanslarn Afrika'da zamanmzdan nce 5 ile 4 milyon yl arasnda ortaya ktn
dorulamaktadr. Bunlarn aa yukar 1 milyon yl ncesine kadar Afrika'nn dou ve
gneyinde yaamlarn srdrdklerini, daha sonra da tarih sahnesinden silinip gittiklerini,
yerlerini ise bir sre ayn ekonii paylatklar ve gerek atamz saylan homo habilis izgisindeki
formlara (yetenekli insan) braktklarn gstermektedir (Saan, 1983).
nsanslarn yaadklar dnem pliyosen ve pleistosen'in balangcn iine alr. lk buluntular
Gney Afrika'da, daha sonrakiler ise Dou Afrika'da ad, Etyopya, Tanzanya ve Kenya'da
karmza kmaktadr (Coppens, 1981; Tattersall, 1995; Kottak, 1997). Anavatanlar Afrika
olduuna gre insanslar, tropik ya da yar tropik bir iklim dnda iklim tanmamlardr. Gney
Afrika'da Transvaal eyaletinde insans fosilleri veren karstik araziler sularn ve dier erozyon
faaliyetlerinin zaman iinde yol at oyuklarla doludur. Ne yazk ki, bu yapdaki oluumlarn
kesin olarak tarihlenmesi mmkn deildir. Bu yzden, Gney Afrika'daki australopitekus fosil
yataklarnn jeolojik yalar, eskilikleri daha nceden bilinen ve ayn seviyelerden karlan fosil
hayvan kalntlar sayesinde nispi tarihleme yoluyla belirlenmitir. Bu blgede radyometrik
tarihleme yaplamamtr.
nsanslarla birlikte bulunan fosil hayvan ve bitki kalntlarnn analizi bunlarn yaam
olduklar dnemde Gney Afrika'nn savanlk bir yre olduuna iaret etmektedir. Ailemizin bu
ilk temsilcileri ister savanlk, isterse sk ormanlk alanlarda yaam olsunlar, mutlaka su
kaynaklarna yakn yerleri tercih ediyorlard. Bu dnemlerde henz tam anlamyla bir maara
yaants sz konusu deildi. Gney Afrika'da karstik arazideki inlerde bulunan insanslara ait
kafataslar vahi hayvanlar tarafndan buralara getirilmiti. Bilindii gibi, leopar ve kaplan
trnden et yiyiciler kurbanlarn genellikle tenha ve gzden uzak kuytu kelerde yemeyi tercih
ederler. Nitekim baz insanslar zaman zaman bu vahi hayvanlarn yemi olmulardr.
Ailemizin bu en eski temsilcilerinin youn biimde yaad blge ad, Etyopya, Tanzanya ve
Kenya'y snrlar iine alan geni toprak parasdr. Sistemli kazlar bu blgede 1930'larda
balad. Dou Afrika ok ilgin bir jeolojik oluum ile tannr. Ktada kuzeyden gneye doru
uzanan ve Rift ad verilen byk bir tektonik knt bulunmaktadr. Rift knt sistemi aa
yukar miyosen aa kadar giden bir tektonik oluumdur. Bu 4000 km.lik uzun knt alannda
ailemizin ilk yazgs belirlenmitir, diyebiliriz. Bu doal barnak boyunca milyonlarca yl
ncesinde saysz gl ve akarsu vard. zellikle Rift vadisinin bugnk Kenya snrlar] iinde
miyosen sonlarnda ve pliyosen balarnda zengin bir bitki rtsnn var olduu anlalmtr.

Yaplan karbon izotop analizleri blgenin tekdze bir ak alan olmadn kantlamaktadr;
dolaysyla, insanslar ge miyosende ilk evrimlerini heterojen bir corafi ortam iinde
gerekletirmilerdir.
Aratrclar australopiteklerin yaad blgelerden birisi saylan Olduvai Gorge'a (Tanzanya),
ierdii zengin bitki rts, bol su kaynaklar ve hayvan trlerinden tr Olduvai cenneti adn
vermilerdir (Tobias, 1971). nsanslar kukusuz bu yrelerin tek sakinleri deildi; bu verimli
alanlar o alarda yaayan birok irili ufakl hayvanla paylamlard. Bunlar arasnda antilop,
at, domuz, eitli maymunlar, dev csseli geyikler, fillerin atalar, kl dili kaplan, leopar gibi
hayvanlar sayabiliriz. Bu hayvanlardan bazlar zellikle Dou Afrika'da zamanmzdan aa
yukar 2,5 milyon yl ncesinden balayarak giderek kuraklaan ve souyan evreye ayak
uyduramayp yok oldular. Rift knt sistemi iinde yer alan su kaynaklarnn da byk bir
blmnden geriye sadece yzlerce metre kalnlnda tortusal depolar ve sekiler, bir de o
alarda aktif durumda olan yanardalarn pskrtt kaim tf tabakalar kalmtr. Ailemizin
tarihi asndan ok nemli saylan fosil kalntlar ite bu oluumlar iinde bugne kadar
sakland. Volkanik faaliyetlerden geriye kalan kller, Gney Afrika'dakinin aksine, radyometrik
tarihleme yapma olana vermektedir. Bu kller insans fosillerini adeta bir yorgan gibi
rtmtr.
Dou Afrika'daki hominid atalarmz Etyopya, Tanzanya ve Kenya snrlar iindeki
oluumlarda gn na kartld. Bunlar arasnda en nemlileri Hadar (Etyopya), Omo
(Etyopya), Laetoli (Kenya), Turkana Lake (Kenya) ve Olduvai'dir. (Tanzanya) (Walker ve
Leakey, 1978).

nsanslarda biyolojik eitlenme: 1924 ylnda ilk kez tesadfen tandmz insanslar,
bugne kadar srdrlen sistemli ve dzenli kazlar sayesinde yzlerle temsil edilir hale geldi.
Balangta, bilim dnyas 1970'li yllara kadar bu ilk atasal temsilcilerimizin kaba ve narin
yapl olmak zere iki farkl trden olutuuna inanmt. Aa yukar 4 milyon yl boyunca,
Dou ve Gney Afrika'da yaam olan insanslarn yakn bir zamana kadar drt trle temsil
edildii sanlmakta idi. Bunlar buluntu srasna gre, 1. Australopithecus africanus (narin yapl),
2. Australopithecus robustus (Gney Afrika, kaba yapl) (ekil: 3.3), 3. Australopithecus boisei
(Dou Afrika, kaba yapl), 4. Australopithecus afarensis (Dou Afrika, arkaik yapl)'tir. Son
yllarda Dou Afrika'da ele geen fosil kalntlar sayesinde tr says imdilik altya kt. Bunlar
srasyla A. anamensis ve A. bahrelgazalia'dr. zellikle ad'n Bahr el Ghazal blgesinde
bulunan ve 3-3,5 milyon yl ncesiyle tarihlenen fosiller sayesinde, insanln beii olarak
sadece Gney ve Dou Afrika deil, ayn zamanda Orta Afrika'y da dikkate almann gerei
ortaya kmtr.
ekil 3.3 Australopithecus boise (Tobias, 1967)

Her ne kadar farkl trler sz konusu olsa da, bunlarn yine de ortak zellikleri vardr. Onca

trsel eitlilie ramen biz, insanslar simgeleyen zelliin kk beyin, iri yz ve iki ayak
zerinde yrme (bipedalizm) olduunu syleyebiliriz. nsanslarn trlerini tanmlarken bunlar
arasndaki filogenetik ilikiye de deinmek gerekir. Ayrca, bunlarn zamansal ve meknsal
dalm da ok nemlidir. Hi kukusuz bu trler ierisinden biri homo adn verdiimiz insana
giden evrimsel izgiyi oluturdu; dierleri yok oldu. nsanslar, insan cinsi ierisinde yer
almazlar; yz ve beyin dzeyinde, daha ziyade goril ve empanzeyi artrrlar. Ama, insan
ailesinin balang kulvarnda yer alyorlard, diyebiliriz.

Narin yapllar: Zamanmzdan nce, 3 ile 2 milyon yl arasnda yaam olduklar tahmin
edilmektedir. Dou ve Gney Afrika'daki kazlarda gn na karlmlardr. Adlarndan da
anlalaca zere narin yapl insanslar ortalama 1.29 metre boyunda, 24-25 kg arlnda
idiler. Beyinleri 450 cm3 hacminde idi. Narin yapl terimi sadece insans iin bir anlam ifade
eder; zira bu trn temsilcileri biz modern insanlarla karlatrldnda yz ve diler asndan
olduka kaba saylrlar. tc dileri bizimkilerin iki kat iriliindeydi. 20 ya dileri de
bizimkiler gibi klme eilimi gstermiyordu. Kpek dileri dier kesici dilerle ayn hizada
olup, iri primatlarn iri paralayc zellii ile uzaktan yakndan hibir ilgisi yoktu. Diler,
irilikleri ve ufak baz morfolojik ayrntlar bir kenara braklacak olursa, temelde modern
insannkilere byk lde benzerler. Zaten insanlama srecinde en hzl deiime urayan
organ, ditir. Narin yapl insanslarda, kafatasndaki kas balant izleri de belirgin deildir. Yz,
beyine oranla iri olup ne doru knt yapar. Bilindii gibi, insanlama srecinde balangta
kk bir beyin ve iri bir yze tank olunurken, zamanla iliki tersine dnm; beyin irileirken
yz ufalm ve sonuta modern insandaki grnmn almtr. Narin yapllarn dii ve
erkekleri arasnda belirgin irilik fark vardr. Erkek ve kadn arasndaki bu belirgin csse fark
evrim esnasnda giderek azalp, bugn en az dzeye inmitir. Gerekten de modern insanda
iskelet dzeyinde kadn ve erkek ayrm yapmak iin uzmanlamak gerekir.

Kaba yapllar: Zamanmzdan nce, 2.6 milyon yl ile 1.2 milyon yl arasnda yaamlardr.
Bu durumda, tarih sahnesine narin yapllardan daha ge km saylrlar. Dou Afrika'da
yaayan kaba yapllar australopithecus boisei tr altnda, Gney Afrika'dakiler ise
australopithecus robustus tr olarak adlandrlmlardr. Boylan 1.50-1.60 metre arasnda
deiir. Beyinleri 500-600 cm3 hacminde idi; ancak iri csselerine oranla olduka kkt.
Kafatasndaki ineme kaslarnn tutunma yerlerinde ek kemiksel kntlar gelimitir. ri diler,
gl ineme kaslar kaba yapllarn enelerine olaanst bir krma, ezme ve tme gc
katmtr. O halde, bu insanslar bizlerden ok farkl besleniyorlard. Kemik, kas ve di sistemi
etkin bir ineme ilevine yant verecek biimde doal ayklanma srecinden gemi ve sonuta
kaba yapllardaki anatomik oluum ortaya kmtr. Kaba yapllar Afrika'da yaadklar
savanlk ve yar savanlk blgelere ok iyi uyum salamlard. Hatta gerek davran, gerekse
anatomik ynden ar zellemi olduklar sylenebilir (Tobias, 1971 ve 1991).
1985 ylnda Kenya'nn kuzeyinde, Turkana gl yaknnda bulunan bir kafatas, kaba
yapllarn 2,5 milyon yl ncesinde bile var olduunu kantlad. Bilim dnyas bu fosili kara kafa
olarak tand. nk topraktaki mineraller onun mavi-siyah karm bir renk almasna neden
olmutu. Buluntu, Dou Afrika'da yaam olan kaba yapllarn atas olarak deerlendirildi.
Kara kafann beyni dier kaba yapllarnkinden daha kk, kafatas genel grnmyle daha
ilkeldi. Elmack kemikleri yanlara o denli belirgin knt yapyordu ki, bu zelliinden dolay
aratrclar ona tabak suratl insans adn taktlar.
lk grldkleri dnem ne kadar eskiye giderse gitsin, gerek olan u ki gerek narin, gerekse
kaba yapl insanslar kendi evrimsel hatlarnn son duraklaryd. Zamanmzdan aa yukar 1
milyon yl ncesinden itibaren deien evre koullarna ayak uyduramayarak yok olduklar ileri

srlmektedir. Bu ekolojik aklamann dnda bir de rekabet olasl akla getirilebilir. yle ki,
ayn blgelerde yaam olan daha yetenekli, zeki ve her ortama rahata uyum yapabilecek
potansiyele sahip trler (rnein homo habilis insan tr gibi) karsnda tutunamamam
olmalydlar.
Dou ve Gney Afrika'daki narin ve kaba yapl insanslar uzun sre ayn ekonii paylatlar.
Peki nasl olmutu da bu iki tr birbirlerini yok etmeden yz binlerce yl bir arada yaamay
baarmt? Acaba bu birlikteliin temelinde ayn blgelerde farkl beslenme alkanlklarn
srdrme olgusu mu yatyordu? 1950'li yllardan beri gndemde olan bu sorun son aratrmalara
bal olarak tekrar gncellik kazand. Dikkatler bu iki trn fosillerinde dilerin ineme
yzeylerine yeniden evrildi. Taramal elektronik mikroskop sayesinde, ineme yzeylerindeki
anma biimleri ayrntl olarak incelendi. Narin yapllarn dilerinde youn biimde iziklere
rastlanrken, kaba yapllarnkinde hem izik, hem de ukurlar birlikte saptand. Aratrclar, di
anma fasetlerinin taramal elektronik mikroskop analizinden hareketle, narin yapklarn daha
ziyade yumuak meyve ve yaprak tr besinlerle beslendiklerini, kaba yapllarn ise arlkl
olarak fndk vb. sert kabuklu yemilerle ve sert bitki kkleriyle beslendiklerini ortaya koydular.
Yaklak yarm yzyldan bu yana, kaba yapl insanslarn otobur olduklarna inanlyordu.
Son yllarda gerekletirilen eser element analizleri bu gr rtt; zira strontium ve
kalsiyum elementlerinin kemikteki oransal ilikileri kaba yapllarn ayn zamanda et yeme
alkanlna da sahip bulunduunu kantlad. Ot arlkl beslenen canllarn kemiklerinde
strontium, et arlkl beslenenlerinkinde ise kalsiyum oransal olarak fazladr. O halde narin
yapllar gibi bunlar da omnivor (hem et, hem otla beslenen)'du (Sillen, 1992). Kaba yapllarn
di minelerinde yaplan C13 izotop analizi de bu sonucu desteklemekte idi. Bylece, kaba
yapllarn yok olmasnda nemli rol oynad sanlan beslenme zellemesi artk geerliliini
yitirmi bulunuyor. Bu durumda, baka neden ya da nedenler aranmaldr.

Arkaik yapllar: nsan ailesinin tarihinin ilk kantlar Dou Afrika'da ad, Kenya, Etyopya,
Cibuti ve Tanzanya geninde bulunmutur. Biz, u ana kadar bu tarihin iinde yer alan kaba ve
narin insanslar tandk. Peki, bunlarn atalar kimlerdi? ite bilim dnyas bu soruya yant
bulmak amacyla 1970'lerden itibaren aratrmalarn bu blgelerde, zellikle Etyopya'da Hadar
yresinde younlatrd. 1973 ylnda nihayet beklenen an geldi ve insanslarn ailesine, arkaik
insanslar ad altnda nc bir tr katld: Australopithecus afarensis. (Kottak, 1997). Fosiller
Hadar'da kurumu bir gl yatanda gn na karld. Burada yaklak 35 afarensis bireyine
ait kalnt sz konusu idi. Afarensis insanslar zamanmzdan nce 3,6 milyon ile 3 milyon yl
arasnda yaamt. Bu durumda, son yllarda ad'n Bahr el Ghazal blgesinde bulunan bir
baka insans tr ile ada oluyorlard. Afarensisler arasnda Lucy adyla bilinen 1 m boyunda
20-25 kg arlnda, 3,4 milyon yl nce yaad saptanan bir de hanm vard. skeleti olduka
iyi korunmutu, ama kafatas tmlenecek kadar iyi durumda deildi. Ancak, daha sonraki
yllarda ayn blgede yrtlen kaz almalar sayesinde Lucy'nin ada olan, iyi korunmu
bir kafatas ele geti (Shreeve, 1994).
Arkaik insanslar kaba ve narin yapllardan daha eski ve doal olarak onlardan daha ilkel
zelliklere sahipti. Bunlarn dileri insandakilerden ok, goril ve empanze gibi iri
primatlarnkileri artryordu. Birinci alt kk az ile alt kpek diinin morfolojisi
insandakine hi benzemiyordu. zellikle kpek dii, kesici dilerin seviyesinden daha yukarda
idi. Beyin 400 cc iriliinde idi. Bu durumda, dier hominid trlerininkinden daha kk saylrd.
Erkek ve dii afarensisler arasnda ok belirgin bir csse fark vard. Afarensis insanslar sadece
Hadar blgesinde yaamadlar; trdelerine ait fosil kalntlar 1977 ylnda Kenya'nn Laetoli
blgesinde de gn na karld. Blgedeki volkanik tfler iinde sertleerek gnmze kadar
korunagelen ayak izleri, dik yryen insanslardan bakasna ait deildi. Dier parmaklarn

yannda yer alan baparmak, topuun brakt iz ve ayak taban kemeri iki ayak zerinde
yrdklerinin en gzel kantlaryd (Relethford, 1990; Kottak, 1997). Yaklak 70 m'lik bir pist
zerinde izlenen ayak izleri bir ocuk ve iki erikine aitti. Sanki birlikte gezintiye km bir aile
ile kar karya idik. Laetoli'de ayrca iki dzineye yakn afarensis bireyine ait fosil kalnt ele
geti. Arkaik insanslara ait bugne kadar gerek Kenya'da, gerekse Etyopya'da ele geen fosiller
bu yaratklarn deiik ekolojik koullara uyum salam olduklarn akla getirmektedir. Ufak
yaplydlar ve kk bir beyne sahiplerdi. Grnm olarak dier insanslarla iri primatlar
arasnda bir yere oturtulabilirlerdi. 3,6 milyon yl ncesinde, bizler kadar olmasa da, dik yryor
ve ellerini serbeste kullanabiliyorlard (ekil: 3.4).
Sekil 3-4 Goril, Australopithecus ve modern insanda pelvislerin karlatrlmas. (Downs ve
Bleibtreu, 1969)

ki ayak zerinde yrme ne zaman balad? nsanlama srecinde, atalarmzn ilk rnekleri
hi kukusuz bir dizi davran rntleriyle, iinde yaadklar doal ortama uyum salamaya
abalyorlard. Bu davransal zellikler baz anatomik yaplar grece daha avantajl klm
olmalyd. rnein hareket sistemindeki deime, yeni bir yaam tarz demekti. ki ayak
zerinde dorulan, adm atarak yrmeye balayan insanslarda eller btnyle hareket
sisteminden kurtulmu saylrd. Buna bir lde ellerin zgrlemesi de diyebiliriz. Bu olay,
aslnda, insanlama srecinde en erken ortaya kan bir davran ve anatomik deimedir.
Hominid ailesini simgeleyen bu spesifik zelliin tam olarak ne zaman ortaya ktn
bilemiyoruz. Hadar ve Laetoli afarensisleri dik yryorlard. Ancak, el ve ayak bilekleriyle
parmaklarndaki anatomik ayrntlar bunlarn aalara da trmandklarn akla getirmektedir
(Leakey, 1988; Kottak, 1997). Kaba yapl insanslarn da aa yaamndan tmyle kopmu
olmadklar el ve ayak anatomilerinden anlalmaktadr. ki ayak zerinde dorulma ve dik
yrme yle birden gerekleen bir hareket tarz olamazd. nsan ailesinin evrimsel sreci
dikkate alndnda, bu deiimin yava bir yol ald anlalr. ki ayakla yrme olgusu,
gereklemesinde bir deil birok faktrn rol ald karmak ve uzun bir sretir. Bu yeni
davran rntsn benimseyen ilk insanslar, evrelerinde yaayan tm canllara grece bir
stnlk kurmu saylrlard. Bir kez, dik duran yaratn gr alan genilemi olur, ellerini
serbest biimde (alet yapma ve kullanma da dahil) eitli ilevleri yerine getirecek tarzda
kullanabilir. Kendini evredeki dmanlarna kar daha iyi korur. Ne var ki, iki ayak zerinde
yrmenin avantaj olduu kadar dezavantaj da vard; iki ayak zerinde yrmeye uyum
salam insanslar evredeki vahi hayvanlar tarafndan kolayca fark edilir ve onlarn boy hedefi
haline gelebilir.
Baz aratrclar, iki ayak zerinde dik yrmenin insanslar iin ok nemli bir ayrt edici
avantaj olduunu ileri srerler. Bu yeni davran rnts, beynin spesifik gelimesinden
yaklak 2 milyon yl nce karmza kar. Bu, zerinde durulmas gereken anlaml bir olgudur.
Kk beyinli, ufak csseli gsterisiz insanslar primat dnyasnda benzeri bulunmayan bu
hareket sistemini hangi koullarda benimsediler? Niin bu yeni hareket tarz insans ve ondan
sonra gelen insan (homo) cinsi iin deimez, yerleik bir davran ve anatomik zellii olarak
korundu? Bu tr sorular eitli aratrmaclarn eskiden olduu gibi gnmzde de tartma
gndemini oluturmaktadr.

Beyindeki gelime: nsanlama srecinde ikinci nemli aama beyin korteksindeki


(kabuundaki) zgn gelimedir (Tobias, 1971). Ailemizin ilk temsilcilerinde, bu deerli organn
iri primatlarnkinden pek farkl olduu sylenemez. Ancak kck bedenleriyle
orantlandnda yine de byk saylr. Erikin insanslarda tesbit edilen en kk beyin hacmi
400 cc dir. Son yllarda, zellikle 2 ve 3 boyutlu bilgisayarl beyin tomografisi sayesinde
insanslarn beyin hacimleri daha gvenilir biimde hesaplanmaya baland. Bilgisayarl beyin
tomografisinin getirdii bir baka nemli yenilik de, insanslara ait kafataslarnn beyne bakan
ksmlarnda kan damarlarnn brakt izlerin ayrntl grnt vermesidir. Kaba yapllarda ve
arkaik insanslarda ska rastlanan bir zellik, genilemi oksipital marjinal sinstr. Bu zellik
modern insanda da bulunur. Oysa narin yapl insanslarda pek yaygn deildir. Bu anatomik
zelliin, iki ayak zerinde durma ve yrme ynnde evrimleen insanslarda omurga-damar
ana daha etkin ve dzenli kan akn salamaya ynelik olduu baz aratrclar tarafndan
ileri srlmektedir. Dik durula beraber, ban gvde ile olan ilikisi yeni bir konuma gemi
olmaktadr. Dolaysyla kan dolam sistemi de, iskeletin dier blgelerinde olduu gibi, ortaya
kan yeni dzene uyum salamtr.
nsanslar, genetik anlamda belki de daha iri bir beyne sahip olmaya yatkndlar. Ne var ki, bu
potansiyeli ceninin gerekletirmesini, anne baseninin boyutlar olanaksz klmtr. Ceninin
beyinsel gelimesi her eyden nce annenin basen geniliiyle de uyum iinde bulunmalyd.
Acaba bir modern insan yavrusu australopitek anneden doabilir miydi? Doum annda bile
ortalama 350 cc beyin hacmine sahip olan (neredeyse arkaik insans erikinlerininkine yakn
saylr) bugnk insan yavrusunun, o ada yaam bir insans annenin baseninden geerek
dnyaya gelmesi dnlemezdi. O halde, beyinsel gelime ile beraber anne baseni de ailemizin
evrim srecinde geniledi. Bunun en gzel rneini, ileride tantmaya alacamz
neandertallerde gryoruz (Trinkaus, 1987).
Baz insans gruplar yeni davran rntleri gelitirdike, gnlk yaamlarnda doal
organlarn yerini giderek aletler alp, vcudun ykn hafiflettike, daha iri ve karmak bir
beyin, doal ayklanma srecinde ister istemez avantajl konuma geti. Gelien beyin de, sras
geldiinde, yeni yaam biimlerine kap ayordu. Bylece bir tr etki-tepki ilikisi ortaya
kmt. nsans kafataslarnn beyni evreleyen yzeyi her ynyle ayrntl biimde
bilinmektedir. Beyin korteksinin farkl ilevlerine ynelik loblar hakknda yeterince bilgiye
sahibiz. rnein Holloway'e gre (Bkz. Tobias, 1971), narin yapllarn beyni temelde
organizasyon asndan insannkine benzer. nsanslarn zihinsel kapasiteleri kukusuz goril,
empanze ve orangutan gibi iri primatlarnkinden fazla idi. Beyin, insanslar iinde balangta
daha kk, sonlara doru daha irilemi olarak kendini gsterir. Ancak yine de insana zg
tipik gelimeyi bu hominidlerde deil de insan cinsi (homo) iinde grmekteyiz. Beyin
dzeyindeki grece karmak yaplanma ve deiim srecinde evre en belirleyici g olmutur.
Aslnda tipik insanlama srecini ekoloji ve davran ilikisi zerine temellendirebiliriz.
Organizmamz spesifik ekolojik etmenlere bir anda bir btn olarak uyumsal tepki
gstermemitir; bu tepki biimini, daha ok, bir tepkiler demeti halinde alglamamz doru olur.
nsanslarda beyin korteksi her ne kadar iri primatlarnkinden daha karmak ve gelimi bir
rntde olsa da, zellikle aln ve akak blgesinde insana gre son derece yetersiz bir gelime
vard. Bu nedenle zek kapasitelerinin bizdekinden hayli dk olduu varsaylmaktadr. Byle
kk bir beyinle de insanslarn konuamadklar kabul edilmektedir (Tobias, 1971).

Byme ve gelime: Yaklak 257 iskelet zerinde gerekletirilen incelemeler, insanslarn


ortalama 17-18 yl yaadn gstermektedir. Eer bu uzak hominid atatrlerin ocukluk

evresinin bizimkiyle ayn uzunlukta olduu varsaylrsa ve de cinsel olgunlua bizimle ayn
yalarda erdikleri akla getirilecek olursa, insanslarda bebek 3-4 yana geldiinde annenin
hayata veda etmesi beklenir. Bu da birok yavrunun kk yata yetim kalmas anlamna gelir.
Acaba insanslar bizler gibi ayn tempoda yalanmyorlar myd? Modern insan ocuklar ve
erikinleri iin ngrlen yalandrma ltlerini, bu uzak atalarmza olduu gibi uygulamak ne
lde geerli olabilirdi?
nsanslarn fiziksel byme ve gelime ritmleri zerinde son yllarda ilgin aratrmalar
gerekletirildi. ri primat, insans ve insan di sistemlerinin bilgisayarl tomografik analizleri
yapld. te yandan, son yllarda zellikle Kanadal ve ngiliz aratrclar di minesindeki retzius
izgilerini incelemek suretiyle, ilk hominid trlerinde genelde modern insandan daha hzl bir
byme ve gelimenin sz konusu olduunu, dolaysyla ocukluk evrelerinin daha ksa
olduunu belirlediler. Hatta kaba yapllar, grece daha hzl byme ritmleriyle narin
yapllardan daha ilkel bir konumdadrlar. Hzl byme ayn zamanda erken cinsel olgunlua
erme demektir. Bireyin ocukluk aamasnda sergiledii fiziksel byme ve gelime ritmi bir
bakma beynin gelimesiyle de doru orantldr.
Di minesinde gerekletirilen bilgisayarl tomografik analizlerin nda son yllarda
insanslara ait ocuk iskeletlerinde lm yalar yeniden gzden geirildi. rnein 1924 ylnda
Gney Afrika'da Taung blgesinde bulunan ocuun eskiden sanld gibi 6 deil de, 3-4
yalarnda ld saptand. Son yaplan aratrmalar ocukluk evresindeki tipik uzunluun, insan
ailesinin biyokltrel evrim srecinde nisbeten ge ortaya kan bir biyolojik deime olduunu
kantlad.
nsanslarn fizyolojik zellikleri iskelet sisteminden anlalamad iin bu ynleriyle onlar
pek tanyamyoruz. Ailemizin bu ilk temsilcilerinde, rnein ilk adet grme ya kat?
Kadnlarn hamilelik sreleri ne kadard? Ka yanda menopoza giriyorlard? ekirdek aile
biimi olmadna gre belirli bir blgede ok sayda aileden oluan srler halinde yaayan
insanslarda akrabalk ilikileri ne dzeyde idi? Ensest yasa o dnemlerde var myd? Burada
nemle vurgulamak gerekir ki, cinsel davran rnts temelde fizyolojik olmakla beraber, ayn
zamanda kltreldir.
Tm insanms trlerinde grlen ortak bir zellik de, dii ve erkek arasndaki belirgin csse
farkdr. Bu biyolojik zellik genelde -primat takmnn baz trlerinde gzlendii zere- bir
erkein birden fazla diiyle birarada yaad gruplarda rastlanr. Bu durumda, insanslarda
monogami (tek elilik) byk bir olaslkla yoktu. Genelde ak savanlk blgelerde kurduklar
geici kamplarda yaayan australopitekuslarda, kalabalk aileler halinde yaamak gvenlikleri ve
besinlerini salamalar asndan kanlmazd. Her grup iinde de birden fazla erkein ve diinin
yer ald varsaylmaktadr.
nsanslar alet yapabiliyorlar myd? nsanslarda bir kltrden sz edilebilir mi? Anatomik
ynden olduka mtevaz bir donanma sahip bu yaratklar varlklarn her tr tehlikeye ak bir
ortamda nasl srdrebildiler? Hem etobur, hem de otobur olduklarna gre, yiyeceklerini nasl
salyorlard? Atei gnlk yaamlarnda bilinli olarak kullandklarna dair hibir bulgu ele
gemedi. O halde, besinlerini i olarak yiyorlard. ri dileri ve gl ineme kaslar da zaten
bunun bir gstergesidir (ekil: 3.5a) (Tobias, 1967; Kottak, 1997). Kck beyinleri, o
aamada, ate gibi nemli bir kltrel olay kefedecek dzeyde deildi. Bitkisel besinleri
evreden toplamak, aalardan elde etmek pek zor deildi. stelik hominidlerin hemen hemen
tmnde aalara trmanma zellii bulunmaktadr (Relethford, 1990). Peki bu insanslar et
gereksinimlerini nasl ve hangi kaynaklardan karlyordu? Bunlarla ayn fosil yataklarndan
kan yz binlerce hayvan kemiinin incelenmesinden anlald kadaryla kertenkele,
kablumbaa ve maymunlar bata olmak zere, kk memeli hayvanlar, bunlarn yavrular en

ok yenilen ve kolayca avlanabilen hayvanlard. Yaplan aratrmalar, insanslarn avlanma


dnda et gereksinimlerini -bize ok tuhaf gelse de- le yiyerek karladklarn akla
getirmektedir (Binford, 1985; Trinkaus, 1987; Larrick ve Ciochon, 1996; Kottak, 1997). Yrtc
hayvanlardan geriye kalan hayvan karkaslarn, yaadklar kamp yerlerine gtrp yaknlaryla
paylatklar tahmin edilmektedir. nceleri hibir silahlar bulunmayan bu kk australopitekler
leopar, arslan ve kl dili kaplan gibi, o dnemin vahi hayvanlarnn sofrasna byk bir
cesaretle el uzatabiliyorlard. Ama hadlerini bilecek kadar da kurnaz ve temkinli davranyorlard.
Ne var ki onlarn besinlerine ortak olurken, bazen onlarn besinleri de olabiliyorlard. Baz
insanslarn bu vahi hayvanlar tarafndan yenildiini biliyoruz (Weaver, 1985).
ekil: 3.5a Modern insan ve australopithecus alt enelerinin karlatrlmas. Kk olan
modern insana aittir.

Arkaik insanslar alet yapmasn bilmiyordu. Bunlarn avc olduu da pek sylenemez. Benzer
ekilde, kaba yapllarn da zeklar herhangi bir malzemeyi ileyip alet-silah haline getirebilecek
kadar gelimi saylamazd. Afarensislerin, empanzelerinkine benzeyen baparmaklar vard. ki
ayak zerinde durup yrdklerine baklrsa evrelerinde var olan ta, aa dal gibi nesneleri
kendilerini savunmak ya da saldrmak iin kullanm olabilirlerdi (Jelinek, 1975; Kottak, 1997).
Acaba, narin yapl insanslar, dierlerinden farkl olarak alet yapp kullanmlar myd? Son
aratrmalar bu soruya yant verebilecek niteliktedir. Narin yapllarn el parmak kemiklerinin
duyarl bir tutua yatkn olduu, yaplan son anatomik incelemelerden anlalmtr. Ayrca, el
baparmaklar da oransal ve ilevel adan arkaik insanslarnkinden ok insannkine yakndr. El
bilek kemikleri de biz insanlarnkini hatrlatr. O halde, bu insanslar alet yapabilecek bir
biyolojik potansiyele sahiplerdi. Elleri, dikkat isteyen nazik ileri rahatlkla gerekletirebilecek
dzeyde idi. Nisbeten gelimi olan beyin korteksi de bu becerikli ellerle sk bir koordinasyon
iinde olmalyd. Yeni davran rntleri, buna bal olarak avantajl konuma geen yeni
anatomik zellikler, ayn zamanda yeni ekolojik koullarn yaratt zorunluluklar insans
atalarmzn alet denilen ve doal organlarn dnda, ama onlarn gdmnde, yeni bir olay
gerekletirmesinde hazrlayc faktrler saylabilir.
Tm bu deerlendirmelerin nda, kltrn homo cinsinin habilis ve daha sonraki trlerine
zg olamayaca, australopiteklerin baz trlerinde de var olduu rahatlkla sylenebilir.
Etyopya'da Omo vadisinde, ayrca Zaire'de ve Malavi'de 2,5 milyon yl ncesine ait ta aletler
bulundu. Bu aletler genelde pinpon topu iriliinde akl ta, kuvartz ve kuvartzitten yaplmt.
Ne var ki narin yapl insanslara mal edilen bu ta aletler, yle sanld kadar biimlendirilmi
ve kolayca tehis edilebilecek mkemmellikte deildi. Baz aratrclar, Dou Afrika'da
zamanmzdan 1,2 milyon yl ncesine kadar yaamaya devam etmi olan paranthropus
boisei'nin (kaba yapl insanms) de ta aletler yapm olduundan sz etmektedir. stelik
bunlar doal faktrlerin biimlendirdii ta paralarndan ayrt etmek de uzmanlk iidir. Dou
Afrika'daki narin yapl insanslarn ta aletlerine karlk Gney Afrika'daki hemcinsleri hayvan
kemiklerini, boynuzlar ve eneleri kullanmtr. Dart'n osteodontokeratik adn verdii kemikdi-boynuz lsnden oluan kltr, byk bir olaslkla ta teknolojisinden nceki aamay
simgeler. nceleri pek taraftar bulmayan bu gr bugn ciddi olarak tartlmaktadr. 3 milyon

yl ncesinden itibaren arkaik insanslar tarih sahnesinden silinmi, yerlerini daha gelimi
insans ardllarna brakmtr. Doal ayklanma sreci bu geen yz binlerce yl zarfnda grece
daha iri beyinli, daha uzun boylu, daha kusursuz dik yryebilen, zeki, yetenekli ve kurnaz
insans formlarn olumas dorultusunda evrimini srdrmtr. Bu arada, Afrika da ekolojik
ynden giderek nemli deimelere sahne olmutur (Stevens, 1993). Aa yukar 3 milyon yl
nce orta pliyosende balayan iklimdeki souma ve kuraklamaya paralel olarak, sk ormanlk
alanlar yerini ak savanlk alanlara brakmtr. Sonuta baz hayvanlar yok olmu, bitki rts
fakirlemi, nemli su kaynaklar kurumutur. Yale niversitesi paleontologlarndan Elisabeth
Vrba (Larrick ve Ciochon, 1996), Afrika'da ormanlk alanlara uyum salam baz otul
memelilerin (antilop bata olmak zere) giderek azalmasnda bu iklim deimesinin birinci
derecede sorumlu olduuna iaret etmektedir. Kimi sr trlerinin de orta pliyosen, yani aa
yukar 3 milyon yl ncesinden itibaren Avrupa ve Asya ktalarna doru ge baladklar ayn
aratrc tarafndan ileri srlmektedir.
Doal olarak, australopitekler de kar karya kaldklar bu yeni ekolojik koullardan
etkilenmi, zamanla yeni araylar iine girmilerdir. Yeni yeni davran rntleri, beslenme
alkanlklar benimsemilerdir. Bu uyumsal beceriyi gelitiremeyenler ise yok olup gitmilerdir.

nsan ailesi tarihi zorluyor: Dou Afrika'daki son fosil buluntular, insan ailesinin bilinen en
eski trleri arasndaki filogenetik ilikiyi yeniden gzden geirmemizi kanlmaz hale getirdi
(Culotta, 1995b). Arka arkaya gn na karlan fosiller, ailemizin bu dnyada ne kadar eski
olduunu gstermektedir. nsans soy aacnn kknde, yaklak 20 yldan beri sadece Lucy ve
adalaryla temsil edilen afarensisler yer alyordu. Yeni fosiller Lucy ailesinin hegemonyasna
son verdi. Gerekten de, Dou Afrika'da Kenya'nn Turkana gl yaknlarndaki Allia Bay ve
Kanapoi blgeleri insans cinsine yeni bir tr daha katt: Australopithecus anamensis; Turkana
dilinde anam szc gl anlamna gelmektedir. Yaklak 21 insansya ait fosil kalntlar
zamanmzdan 3,9 ile 4,2 milyon yl ncesiyle tarihlendirilmitir. Diler, ene paralar, kol ve
bacak kemikleriyle temsil edilen anamensis tr, ilkel ve modern zellikleri birarada
tamaktadr. Bunlarda kpek dileri afarensislerinkinden daha iridir. Di mineleri ise afarensis
ve dier insanslannkilerden daha kalndr. Yaplan incelemeler, ailemizin bilinen bu en eski
temsilcilerinin dik yryebildiklerini gstermektedir. Oysa insan ailesinin en belirleyici uyumsal
zellii olarak kabul ettiimiz dik yrme olayn, aa yukar 3,6 milyon yl ncesine kadar
gtrebiliyorduk. Anamensisler sayesinde, bu ok anlaml anatomik deimenin gemii yarm
milyon yl daha eskiye inmektedir. Yeni keifler her zaman olduu gibi yeni yorum ve
tartmalar da beraberinde getirmektedir. nsans ve homo habilise ortak ata olarak gsterilen
afarensis tr artk sadece insanslara uzanan evrim hattnn bana yerletirilmi bulunmaktadr.
Gnmzden 4 milyon yl ncesinde ailemiz ok sayda trle temsil ediliyordu. ki ayak
zerinde yrme ve elleri serbest kullanabilme, bunlarn en nemli ortak zelliiydi. nsana
uzanan uzun ve ince yolda atlan ilk adm, iki ayak zerinde yrme ve ellerin bu sayede
zgrle kavumas olmutur. Bu yeni hareket tarz ailemizin en anlaml evrimsel kazanc
saylabilir (ekil: 3.5b). Ancak, bu yle sanld gibi ksa bir zaman dilimi iinde
gereklememitir. nsan ailesi, aa yukar 2,5 milyon yl boyunca, aa yaamyla yerde dik
yrmeyi birlikte srdrmtr. Bu karma yaam biiminden tmyle syrlp yerde yaamaya
almamz, ancak homo ergaster aamasnda mmkn olabildi (Larrick ve Ciochon, 1996).
Gerekten de 1,9 milyon yl ncesinde Dou ve Gney Afrika'da tarih sahnesinde yerini alan bu
insan formlar, bedensel orantlar ve homo habilisten daha iri olan beyinleriyle, homo erektus
dediimiz gerek atamza uzanan yolda, homo habilisten bir adm daha ndeydiler.
ekil: 3.5b nsann biyokltrel evriminde belli bal sreler arasndaki iliki

Son yllarda bilim dnyasna ramidus adl yeni bir tr daha kazandrld (Wilford, 1998).
Etiyopya'da Hadar blgesinde (afarensislerin 75-80 km gneyinde) 4,4 milyon yl nce yaam
olduu belirlenen ramidus tr nce, insans cinsi iinde ngrld. Daha sonra bu cinsten
dlanp ayr bir cins olarak tanmland. imdi tm bilim dnyas bu tr ardipithecus rarnidus
olarak (ramidus Afar kabilesinin dilinde kk anlamna gelir) bilmektedir. imdilik insan ailesinin
bilinen en eski cinsidir. Etyopya'nn kuzeyinde afarensislerin yaad yere yakn bir blgede,
yaklak 17 bireyin di, kafatas, ene paralar ve uzun kemikleri ele geti. Ramiduslarn
bulunduu seviyeden alnan hayvan ve bitki kalntlar analiz edilmi ve yrenin 4,4 milyon yl
nce ormanlarla kapl dz bir ova olduu sonucuna varlmtr. Baz aratrclar ramiduslar
australopithecus anamensislerin atas olarak grmekte, hatta daha da ileri giderek ramidus,
anamensis ve afarensis arasnda bir filogenetik iliki kurmaktadrlar. Grld gibi, son yllarda
ad, Kenya ve Etiyopya'nn evreledii corafi alanda insan ailesine son derece deerli fosiller
katlm bulunmaktadr. Aralksz srdrlen kazlarn, gelecekte, insan ailesinin zellikle
balang dnemleri hakknda karanlkta kalm birok noktay da aydnlatacana inanyoruz.
u da bir gerek ki, her yeni fosil buluntu insan ailesinin bu kritik eiindeki evrimsel ilikileri
daha da karmak hale getirmektedir. Bu alandaki tartmalar, gr ayrlklar daha uzun sre
devam edecee benziyor.
nsan cinsinin ilk basama: homo habilis

nsan ailesinin yaklak 6 milyon yl nce balayan yks aa yukar 2 milyon yl


ncesinden itibaren homo ad verdiimiz insan cinsinin ortaya kyla birlikte yepyeni bir
dnemece girmektedir. Drdnc zamann balangcndan itibaren, insanolunun tm dier
hominidlerden arnm, kendine zg uzun, zorlu ve nice tehlikelerle dolu gnmze kadar
uzanan ba dndrc, heyecan verici biyokltrel serveni balamtr. Daha nceden de
belirttiimiz gibi insan ailesi yeryznde iki cinsle temsil edilmektedir: nsans ve insan (homo).
Son yllarda zellikle Dou Afrika'da bulunmu olan insans fosil kalntlar, her iki cinsin
filogenetik ilikilerine yeni yorumlar getirme frsat vermitir. rnein Tim White'a gre, A.
afarensis iki kola ayrld; bir kol 3 ile 2 milyon yl arasnda insan cinsine doru evrimleirken,
ada olan dier insanslarla, genetik izolasyon bata olmak zere, tm kprleri att. Dier kol
ise kaba ve narin insanslara doru geliti. M. Wolpoffun nerdii modelde ise, narin
yapllardan bir kol insan cinsinin atas oldu (Wolpoff, 1980).

Homo habilis, yetenekli ve becerikli anlamna gelen habilis ismi altnda ilk kez 1964 ylnda
Tobias, Leakey ve Napier tarafndan bilim dnyasna tantlmtr. Biyokltrel tarihimizde hi
kuku yok ki nemli ilk adm olmutur. Habilisin sistematik nemi ve filogenetik konumu uzun
sre tartlmtr. nsanolunun bir tr olarak ilk kez habilis tarafndan temsil edildiini yllarca
bkp usanmadan savunan Tobias (1971), bu konuda 50'ye yakn bilimsel makale yaynlamtr.
Homo habilis atalarmz Dou Afrika'da kaba yapl insanslarla bir arada yaad. Bu nedenle,
kaba yapllar insann atasal izgisi iinde dnemeyiz (Relethford, 1990). Kenya'da Dou
Turkana'da her iki insans trn en az 700.000 yl birlikte olduklar kantland. Yz binlerce yl
ayn ekonii paylam olmalarna baklrsa, farkl davran rntlerine sahip olduklar tahmin
edilmektedir. Birliktelikleri olduka heyecan verici olmalyd. Birbirlerine bak tarzlar nasld?
Kaba yapl avlanmay pek bilmiyordu, ama daha nce de deindiimiz gibi ok basit ta aletler
yapt baz aratrclar tarafndan son zamanlarda gndeme getirildi. Habilis ise bu ii gnlk
yaamnn bir paras haline getirmiti. Australopiteklerin bir dier tr saylan narin yapllar da
habilis atamz sahneye kmadan ok nce yok oldular. Dolaysyla, her iki trn adal
hibir zaman sz konusu olmad.
lk atamz olma ansn elinde bulunduran homo habilisler ne tr insanlard? Ne zaman, nerede
ve ne kadar sre varlklarn srdrebildiler? Ne lde bize benziyorlard? Bu sorular bilim
dnyasn hl megul etmektedir. Bugnk bilgilerimizin nda, afarensis izgisinde ufak
yapl ve genellemi bir anatomik yapdaki insansnn zamanla homo cinsine doru evrimlemi
olduu bugn genellikle kabul grmektedir.

lk insanlarn yer ve zaman iinde dalm: Aa yukar 2 milyon yl ncesinde artk kendi
soyumuzu dorudan balayabileceimiz bir atamz oldu: Homo habilis. Zamanmzdan nce 2,5
milyon ile 1,6 milyon yl arasnda, Dou ve Gney Afrika'da yaam olduu fosil kalntlardan
anlalmaktadr. Dou Afrika'da Tanzanya'nn Olduvai Gorge vadisinde 1,8 milyon yl ncesinde
habilislerin yaad bilinmektedir. Bu blgede Louis ve Mary Leakey'nin yrtt kazlarda
1959 ile 1987 yllar arasnda homo habilisin ok sayda temsilcileri bulundu. 1987 ylnda ele
geen, OH-62 etiketiyle tandmz habilis ise bu blgede en son bulunan bireydir. Habilisler
Kenya'nn Dou Turkana blgesinde de yaadlar. rnein Homo-1470 etiketiyle tandmz iyi
korunmu bir kafatas, Koobi Fora'da 2,5 milyon ile 1,6 milyon yl arasnda tarihlenen tf
tabakas iinde ele geti. Fosil kalntlarn Koobi Fora'da gl kenarnda tortusal oluumlar iinde
bulunmas, bu ilk atalarmzn vaktiyle tpk Ha-dar afarensisleri gibi gl kysnda yaam
srdrdklerini akla getirmektedir (Kottak, 1997). Habilis atalarmz, ayn zamanda Gney
Afrika'da da yayorlard. Swartkrans blgesinde kaba yapl paranthropuslarla ada olduklar
da saptand. Ayrca, Sterkfontein ad verilen yrede bulunan habilis fosilleri 2 milyon yl
ncesine aittir. Dou ve Gney Afrika habilisleri arasnda belirgin anatomik benzerlikler vardr.
Her iki corafi blgenin habilis fosilleri tek bir tr altnda deerlendirilir.
Bugne kadar yaplan kazlarda Olduvai, Dou Turkana, Sterkfontein ve Swartkrans'da en az
bir dzine habilis gn na karlmtr. Bu fosillerin bazlar balangta gelimi narin yapl
insanslar diye tanmlanyordu. Buluntularn corafi blgelere gre dalm aada yer
almaktadr:
Olduvai Gorge: OH-7, OH-8, OH-13, OH-16, OH-24,
OH-35
Dou Turkana: KNM-ER 1470, KNM-ER 1472,
KNM-ER 1590, KNM-ER 1813, ER-3951.
Sterkfontein: STW-53.

Swartkrans: SK-847.

zellikle 1968 ylnda Olduvai'de ele geen OH-24, alt enesiyle beraber en iyi korunmu
habilis kafatasdr (Walker ve Leakey, 1978). Dou Turkana'daki habilis fosilleri ok hafif
mineralize olduklarndan gn na karlmalar ve temizlenmeleri de bir o kadar zor olmutur.
l gmme adeti, insanln bu basamanda henz sz konusu olmadndan, birok habilis
fosilleip gnmze ulama frsat bulamadan yrede yaayan vahi hayvanlar tarafndan
paralanm ve yenmitir. Habilis atamzn Gney Afrika'da Makapansgat adl blgede de
yaad bilinmektedir. Etiyopya'da Omo vadisinde ilk insana ait fosil kalntlar, tpk Olduvai'de
ve Koobi Fora'da olduu gibi, ta aletlerle beraber bulundu (Leakey, 1988; Kottak, 1997).
Kenya'da ok sayda habilis atamzn fosillerine rastlanan Koobi Fora'da, 1,8 milyon yl
ncesinde zengin bir bitki rts vard. Turkana glne dklen ok sayda akarsu bulunuyordu.
Burada, akarsular boyunca ormanlk bir kuak olumutu. Yre, hayvan trleri asndan da
zengindi. Fil, su aygn, gergedan, zrafa, aslan, leopar, timsah, srtlan, domuz, kl dili kaplan
ve primatlar habilis atamzla ayn yaam evresini paylayorlard.

Habilis'in fiziksel zellikleri: Habilis atalarmzda zellikle kafatas, beyin ve yz hizasnda


australopiteklerden ok bugnk insanlar hatrlatmaktadr. Kafatas kemikleri ince, ka
kemerleri narin yapllarnkinden daha belirgindir. Beyinde frontal lobun yer ald aln blgesi
dier tm hominidlerinkinden daha gelimitir. Kafatas tm kas balantlarndan arnm olup,
daha yuvarlak bir morfoloji kazanmtr. Alveolar prognatizma adyla bilmen, yzn st ene
hizasnda ne doru yapt knt varln korumakla beraber yz, btn iinde ksalm,
damak uzunluu azalmtr; bu azalma zellikle byk az dilerindeki klmeden ileri
gelmektedir. nsanslarda grmeye altmz gl ineme kaslar ve ok iri az dileri habilis
atamzda sz konusu deildir. Habilislerde di minesi incedir. Dilerin ineme yzeyinde
helikoidal (helis biiminde kvrm) bir anma grlr. Tpk bugnk insanda olduu gibi, st
orta kesiciler iri, yan kesiciler ise kktr. Kpek dii dier komu dilerle ayn hizadadr.
Byk az dileri uzunluklarna oranla daha az genitir. Habilislerin dileri irilik ve form
ynnden insanslarnkilerden ok, ge dnemlerde yaam olan erektuslarnkilere benzer.
Ksacas habilisler yz morfolojileri asndan australopitekus ile homo erektus arasnda yer alr.
ri beyin ve klm yz, habilislerin en belirleyici zellikleridir.
Homo habilis atamz australopiteklerden ayran en belirgin anatomik zellik beyin dzeyinde
tank olduumuz rnt ve irilik farkdr. Zaten insanlama srecinde izlenen en anlaml deime
beyin dzeyinde olmutur. Daha doru bir deyile, bedenimizle deil de beynimizle insanlatk.
Kenya'nn Dou Turkana tortul tabakalarnda gn na karlan Homo 1470'in beyin hacmi
800 cc idi. Frontal lob, bugnk insana uzanan izgide yer almaya hazr bir anatomik yapda idi.
Beynin, kafatasnn i yzeyinde brakm olduu izlerinden anlalaca zere, frontal lob
zerinde fronto-orbital oluk olumutur. Oysa bu oluk insanslarda grlmez. Habilis
atalarmzda beyin korteksinin sol yarsnda orbito-frontal blgenin aa ksmndaki oluun
yaps ve konumu modern insannkini hatrlatr. O halde, bu anatomik ayrnt yaklak 2 milyon
yldan bu yana insan beyninde bulunmaktadr.
Habilis atalarmzda beyin hacmi ortalamas 660 cc idi (To-bias, 1967). Beyin,
insanslarnkinden %50 orannda daha iridir. Zaten habilisin beyni sadece hacim ynnden deil,
yapsal olarak da farkldr. Arkaik ve narin yapl insanslarda beyin hacmi iri primatlar iin
tesbit edilen varyasyon iinde kalrken, homo habilis bu grubun dnda yer alan ilk atamz
oluyor. Habilis atamzn beyin korteksinde fronto-parietal ve temporal blgelerde insanslarda
grmediimiz bir gelimeye tank olmaktayz. Broca ve Wernicke blgelerinin varl habilisin
konuma yeteneini de gndeme getirmektedir. Nitekim, Homo 1470'in beyin ii kalbn

inceleyen Tobias, bu atalarmzn konuma yeteneine sahip olabileceklerini iddia etmektedir.


Habilisin irile-en beyni, evresini daha iyi aratrmasna ve tanmasna olanak verdi.
ncellerindekiyle karlatrlamayacak lde gelien beyin korteksi, habilise daha ileri
dzeyde zihinsel faaliyetler kazandrd. 700-800 cc ye varan iri beyinli bu ilk atalarmz, hi
kuku yok ki adalar olan kk beyinli kaba yapl insanslar karsnda belirgin bir
stnle sahiplerdi. Doada, habilis gibi ufak boylu ama akll olan bir insan, koca gvdeli ve
kk beyinli bir insansdan grece daha avantajlyd. Homo habilis, insanolunun biyokltrel
evrim tarihinde bilinen ilk duraktr. ncellerinde olmayan gelimi bir beyin korteksi ve kltrel
potansiyelin birliktelii habilisin uyumsal baarsnda anahtar rol oynamtr. ri ve gelimi
beynin genetik anahtar da doal olarak doum ncesi ve doum sonras aamalarda beyinsel
gelimenin reorganizasyonunda yatmaktadr.
1986 ylna kadar sadece kafatasyla tanma frsat bulduumuz habilis atalarmz, bu tarihten
itibaren zellikle Kenya ve Tanzanya'da gn na karlan fosiller sayesinde bedensel
zellikleriyle de tanma frsat bulduk (Relethford, 1990; Kottak, 1997). skeletlerden
anlalaca zere habilis erkekleri diilerine oranla daha iridir. Habilisin diisi yaklak 1 m.
boyunda ve 25-35 kg arlnda idi. Erkekler ise 1,30 m. civarndayd. Cinsel irilik fark, o
halde, arkaik australopiteklerdeki kadar belirgindir. Zaten kadn ve erkek arasndaki bu csse
fark, insann biyolojik evriminde uzun sre varln korumutur. Cinsler arasndaki irilik fark,
ister istemez grup iindeki cinsiyete dayal farkl sosyal aktiviteyi de artrr.
Habilislerin ayak iskeleti, dik duruu en iyi kantlayan organdr. Ayakta enlemesine ve
boylamasna olan kavis, modern insannkini hatrlatr. Ancak, bacak kaslar bizlerinkinden daha
glyd. Bacaklardaki dengeyi kurmaya yarayan kaslar bizdekinden daha etkiliydi. Habilis
atalarmz bizden daha glyd ve daha az yoruluyorlard. Eller, ilkel ve modern anatomik
zellikleri birlikte tayan mozaik bir grnmdedir. El parmak kemiklerinin anatomik
ayrntsna baklacak olursa, habilisin ok gl kavrama kaslarna sahip bulunduu akla
getirilebilir, parmak kemiklerinde zaman zaman habilisin aalara da trmandn artran
anatomik zellikler mevcuttur. te yandan, krek ve kol kemikleri de bu alkanln izlerini
tar. Gs kafesi modern insannkinden daha derindir. Gnmz insan topluluklarnda kol
uzunluu bacak uzunluunun %70'ini karlar. Oysa, homo habiliste bu oran %95'e yakndr. Bu
bedensel zellik de habilislerin aa yaantsndan tmyle kopmadnn bir baka anatomik
gstergesidir.
Etiyopya'nn Omo vadisi'nde ilk kez gn na karld iin, Omo endstri kompleksi ad
altnda tanmlanan ve aa yukar 2,5 milyon yl ncesine kadar gtrlen ta alet teknolojisi,
homo ad verdiimiz yeni bir cinsi gndeme getirirken bir bakma arkeolojik tarihin de
balangc olmutur. Sahip olduu genetik potansiyel ona yepyeni ufuklar amaya hazrd. Doal
ayklama sreci bu yeni canl karsnda pek etkin grnmyor. Doa, kendi elleriyle, adeta
kendine kafa tutan bir yaratk dnyaya getirmiti. Onun dizginlerini giderek elinden karyordu.
Habilis atalarmzn nropsikolojik donanmlar, bir bakma gelitirdikleri endstriye de
yansmt. Tanzanya'nn Olduvai vadisinde Leakey ailesinin yrtt kazlarda ta aletlere raslandnda, bunlarn kimler tarafndan yapld merak konusu olmutu. Bed I adyla anlan fosil
yataklar iinde homo habilise ait fosil kalntlarla ayn yerde bulunan ve bilinli olarak ilenmi
ta aletlerin sahibi sonunda anlald; bu, homo habilisin ta kendisiydi. Bu aletleri inceleyen
aratrclar, belirli bir teknie gre yaplan aletleri, buluntu yerinden esinlenerek, Oldovvan
endstrisi diye adlandrdlar (izelge: 3) (Jelinek, 1975; Arsebk, 1995). Kenya'nn Dou
Turkana fosil yataklarnda da benzer aletler bulundu. Koobi Fora adl blgede en azndan 20 yer
kazld ve zamanmzdan nce 1,9-1,4 milyon yl arasnda tarihlenen ta aletler ele geti. Koobi
Fora'nn dere yataklarnda habilis, alet yapmnda kullanaca her tr ta yumruyu kolayca
bulabiliyordu. Bunlar arasnda akl talarn, orta boydaki sertlemi lav paralarn sayabiliriz.
Koobi Fora'da yaam olan atalarmz, zamanna gre, son derece ileri bir rgtlenme ve planl

yaama tarzna sahiplerdi. Turkana Gl'nn kuzeydousundaki bu blgede Richard Leakey,


Glyn Isaac ve daha sonra John W. Harris uzun yllar alt.
izelge 3: Alt ve orta pleistosen (Jurmain ve ark., 1990)

Oldowan ta endstrisi belli bal drt tr aletten ibaretti. Bunlar eki, tek yz ilenmi satr,
iki yz ilenmi satr ve yontulup biimlendirilmi yonga. Gnlk yaamda hizmet veren bu
aletlerin, habilislerin dilerindeki ve ineme kaslarndaki yk byk lde hafiflettii
sylenebilir. Homo habilis atamz, toplad sert kabuklu meyveleri, yemileri ve bitki
yumrularn bu yapt ta aletlerle kryor, eziyor bylece daha kolay yenebilir hale getiriyordu.
Habilislerin yaadklar blgelerde bulunan keskin kenarl ta aletler zerindeki izlerin doal
olarak m, yoksa kullanm sonucu mu meydana geldiini belirlemek zere taramal elektronik
mikroskop analizi yaplmtr. Sonuta, bu talarn insan elinden km olduu, bilinli olarak ve
belirli bir teknie gre biimlendirildii anlalmtr. Ayn yrede bulunan birok irili ufakl
hayvan kemikleri zerinde bu aletlerin brakt izler tesbit edilmitir. Oldowan kltrnde
aletler, akarsularn srkleyip getirdii, srtnmeler sonucu keskin kenarlarn kaybetmi akl
talar, lav kkenli talar ve kuvartz gibi farkl maddelerden ilenerek hazrlanyordu. Burada
tasarmn ilk izlerini gryoruz. nsann belirleyici niteliklerinden biri de bylece, zamanmzdan
aa yukar 2,5 milyon yl ncesinde filizlenmeye balad (Leakey, 1988; Kottak, 1997). Bu ilk
atamz, alet iin ngrd bir yumruyu alyor, eki olarak kulland bir baka sert ta,
yumruya belirli bir adan (byk bir olaslkla dik a iinde) ustalkla vurmak suretiyle bir ya
da iki tarafl yongalar karyordu. Yontma ilemi bittiinde artk, habilisin keskin kenarl satr
hazr demekti. Bu aletiyle habilis atamz, eliyle yapamad ileri yapyordu; hayvan
karkaslarnn derilerini yzyor paralyor, ya da bitki kklerini topraktan karyordu.
Besinlerin ezme, krma ve paralama gibi n hazrlklardan geirilmesi sayesinde di ve enelere
de artk fazla yk binmemi oluyordu. Habilis atamz, tatan yontup hazrlad satrlarla avclk
ve toplayclkta daha etkili olmaya balamt. Artk et ihtiyacn daha dzenli biimde
salyordu. Yumrulardan alet yaparken kard yongalar da ileyip ayrca ak gibi

kullanyordu.
Bu kk kesicileri baparmak ve iaret parma arasnda skca tutarak alyordu. Bu tr
aletleri retirken etkin bir gz-el ibirlii kanlmazd. Aletlerin eitlilii, farkl ilevlerde
kullanldklarn akla getirir; rnein bir yabani hayvan derisini yzmek iin, ilenmemi yonga
en uygunudur. Bir gazelin baca koparlmak isteniyorsa, iki yz ilenmi satr tercih edilmi
olmalyd. Bir srn bacak kemii krlp iinden ilik alnmak isteniyorsa, bu kez de bir ta
yumru kullanlyordu. Gelitirdikleri Omo ve Oldowan ta endstrileri, evresel koullara ayak
uydurmada habilis ve ergaster atalarmza saysz avantajlar salad. zellikle homo ergaster,
madem ki iri beyinliydi, o halde sosyal davran rntsyle de insanslardan farkl olmalyd.
lk atalarmz et ihtiyalarn le toplayarak deil, avlayarak salyorlard. Tatan yontup elde
ettikleri keskin kenarl satrlar, bitki kklerini topraktan karmaya ynelik sivri ulu sopalar
biimlendirmek iin de kullanm olmalyd. Et, aslnda onlarn tek besin kayna deildi; meyve
ve birok bitkisel besinler sofrasnda dzenli bulunuyordu. Avlanmay erkeklerin stlendiini
varsayarsak, bitkisel besinlerin toplanmasnda da diilerin nemli rol oynad dnlebilir.
Gnlk yaamda kadn ve erkek arasndaki i blmnn, insan cinsinin ilk rneklerinde
yerlemi
bir
yaam
biimi
olarak
karmza
kmas
dnlebilir.
Habilisler ok iyi gzlemciydi; doada bulunan her ta alet yontmak amacyla rastgele
semiyorlard. evrelerinde var olan talar aratryor, kendilerine en uygun olanlar tercih
ediyorlard. Bu hammadde kaynaklar kilometrelerce uzakta olsa bile, enmeden oralara gidip
bunlar yaadklar kamp yerlerine tayorlard. Hangi amala kullanacaklarsa, ona gre alet
hazrlyorlard. Keskin ve dzgn kenarl talar doada ender olarak bulunur. lk atalarmz
bunun bilincinde olarak, gerek avlanma, gerekse toplama iinde, doann kendilerine sunamad
teknolojiyi zeklar
ile
yaratmaya
alt
ve
bunda
da
baarl oldular.
Sadece Dou Afrika'dakiler deil, ayn zamanda Gney Afrika'da yaam olan habilis
izgisindeki atalarmz da eitli talardan alet yapp kullanmlardr (Larrick ve Ciochon, 1996).
rnein Swartkrans'da bulunan ve 1,7-1,8 milyon yl ncesine yalandrlan kafatas (Stw 53) ile
ok sayda Oldowan tipinde aletlere rastland. Bunlar arasnda tek ya da iki yz ilenmi satrlar
ve biimlendirilmi yongalar tesbit edildi. Gnlk yaamnda birok ite yararland aletleri
hazrlarken, acaba habilis hangi elini daha arlkl olarak kullanyordu? Bugnk insanlarn
%90 orannda sa ellerini kullandklar yaplan aratrmalarla kantlanmtr. Berkeley
(Kalifornia) niversitesi'nden Toth (1987), Turkana Gl'nn dousunda Koobi Fora'da gn
na karlan 2 milyon yl eskiye ait ta aletleri eitli yntemlerle incelemi ve habilis
atalarmzn tercihen sa ellerini kullandklar sonucuna varmtr. Koobi Fora habilisleri
arasndaki bu sa el yatknl, beynin o dnemlerde sa ve sol yarmkrelerinin farkl ilevleri
stlenecek tarzda bir lateralizasyona girdiinin gzel kantdr. Toth, ayn zamanda, habilislerin
uyguladklar teknii taklit ederek yapt keskin kenarl satr yardmyla, lm bir fili ksa
srede paralara ayrmay baarmtr. Benzer ekilde Louis Leakey de, Olduvai'da bulduu
habilislere ait bir satrla 25 dakika gibi ok ksa bir srede l bir antilobu paralamtr.
Habilis'ler yapm olduklar aletleri bir kez kullanp atmyorlard. Yerletikleri her yeni kamp
blgesine beraberlerinde alet ve silahlarn da tayorlard. Gelitirdikleri ta endstrinin temel
ayrntlarn birbirlerine aktararak, alet yapma geleneinin kuaktan kuaa aktarlmasn
salyorlard. Bu kltrel ilikiler beynin daha da geliip karmak bir yap kazanmasnda itici
g oluturmalyd. Burada renilmi becerilerin fizyolojik anatomiyi etkilemi olabilecei
varsaylmaktadr. nemle vurgulamak gerekir ki, habilis atalarmzn gelitirdikleri ta alet
teknolojisinin, bir gelenek olarak varln koruyabilmesinde temel arac organ konuma dili
olmalyd. Nitekim, Tobias'a gre (1971), bu evrimsel yeniliin habilisin beyin korteksinde
bulunduunu kantlayacak anatomik ayrntlar bulunmaktadr. nsanslarda ellerin

zgrlemesine tank olduk. Habilis aamasndaysa, bu zgr ellerin iri bir beyinle koordinasyon
kurarak,
bir
ta
teknolojisi
yarattklarn
gryoruz.
lk atalarmz kendilerine kamp yeri olarak setikleri blgede aletlerini retiyor, besinlerini
hazrlyor, burada grubun dier yeleriyle birlikte yaama frsatn buluyorlard. Byle gvenceli
bir yuvada, gruptaki yal ve varsa sakat bireylere de baklyordu. Zaten, besin ve ara gereleri
paylama, yardmlama duygusu habilis atamzn temel vasflar arasnda vard. Tm insanl
simgeleyen bu niteliklerin ilk atamz saylan ha-biliste de var olduuna inanlmaktadr. zellikle
erektus fosil insan grubuna daha yakn olan ergaster fosil insanlar, uzun boylar, iri beyinleri ile,
Afrika'da aa yukar 2 milyon yl ncesinde tartmasz ilk ve dorudan atalarmz olarak tarih
sahnesinde yerlerini almlardr. Bunlara ait yeni fosiller gn na karldka, kendi
biyokltrel evrimimizin balang evresine ilikin ok daha ayrntl bilgilere kavuacaz.
nsan ailesinin biyokltrel evrim srecinde cinsimizin ilk temsilcileri saylan homo habilis ve
ergaster topluluklar yerlerini kendilerinden sonra evrim izgisinde yer alan homo erektus
ardllarna brakarak, Afrika'da tarih sahnesinden silindi. Daha iri beyinli, uzun boylu ve daha
gelimi zekya sahip, ayrca alyen adl bir ta teknolojisini yaratmay baarm bu fosil
atalarmz, kukusuz homo habilis ve ergaster izgisindeki fosil formlardan ok daha ileri bir
evrimsel aamay yanstmaktadr. Bir sonraki alt balk altnda homo erektus atalarmz
tanmaya alacaz.
nsan cinsinin ikinci basama: homo erektus

Homo habilis ve ergaster trlerinden homo erektusa doru gerekleen evrimsel srecin Z
1.8 milyon ile 1.6 milyon yl arasndaki ok ksa bir zaman dilimi iinde olduu kabul
edilmektedir. Habilis atamzn ilkel anatomisi ile erektus atamzn grece gelimi anatomisi
karlatrlacak olursa, bu evrimsel dnmn ok arpc olduu anlalr. Dou Afrika'da 1.8
milyon yl nce karmza kan homo habilis ve ergasterin hemen ardndan, cinsimizin ikinci
tr olan erektus tarih sahnesindeki yerini ald. Aradan geen yaklak 200.000 yl iinde
insanolu artk modern insana uzanan biyokltrel evrim izgisinde epey mesafe kat etmitir.
Homo erektus atamzn, insanslarn kaba yapllar ile alt pleistosenin sonlarnda ada
olduklar ve Dou Afrika'da Turkana Gl evresinde Z 1.6 milyon yl ile 1.3 milyon yl
arasnda yan yana yaadklar kazlar sonucunda belirlenmitir (Tattersall, 1995; Kottak, 1997).
Homo erektus ile ilk tanmamz 1890'l yllara gider. Eugene Dubois adl bir Alman
anatomist, Asya'nn insann beii olduu grnden hareket ederek Endonezya'ya gitti. Java'da
Trinil denilen blgede bir kafatas ile bir bacak kemii buldu. ki ayak stnde yryen maymun
benzeri bir insana ait olduunu varsayarak, bu fosile, Pitekantropus erektus adn verdi. Aslnda,
daha sonraki yllarda Java ve in'de bulunan benzer fosiller, Dubois'in bu grn rtt.
nk gerekte, insanlama srecine ok nceden girmi; belirli bir alet teknolojisini yaratm;
beyni, nceki insanslarnkinden ve habilisinkinden ok daha iri olan dorudan atamz sz
konusu idi. Pitekantropus erektus ad bugn artk kullanlmamaktadr. Gnmze kadar
yaplagelen kazlarda, Avrupa, Afrika ve Asya'da yaam olduu tespit edilen erektus
izgisindeki tm fosiller, homo erektus tr altnda birletirilmitir. u son 25 yl ierisinde,
erektusun sistematik ve filogenetik alardan deerlendirilmesinde ok nemli deiiklikler
olmutur (Stein ve Rowe, 1996). Homo erektus buluntularnn byk bir ksm alt pleistosen ile
yattr. Bu ilk atalarmzn st pleistosenin balarna kadar yaam olduklar saptanmtr.
Homo erektusun atasnn homo ergaster olduunu kesinlikle biliyoruz. Homo erektusun evrimsel
baarsn anlayabilmek iin onun biyokltrel uyum srecini ok iyi incelememiz gerekir. lk
grld 1.6 milyon yl ncesinden balayarak, yaklak 1 milyon yl boyunca erektus
izgisinde kayda deer bir biyolojik evrim olmad.

Homo erektusun dalm: Homo erektus zaman ve mekn ierisinde ok byk bir yaylma
gsterir. Geni bir corafi dalm iinde karmza kan homo erektus, o lde de fiziksel
eitlilie sahiptir (Wolpoff, 1980). Bu atalarmz, yayldklar farkl iklimsel koullarda blgesel
dzeyde rksal farkllamalarla karmza kar. Avrupa'nn birok yar tropik alan erektusun
izlerini tar. Erektuslar Dou ve Kuzey Afrika'da da yaamlardr. te yandan, Hindistan'da,
hatta Pakistan'da yaadn gsteren buluntular ele gemitir. Son yllarda, Endonezya
takmadalar iinde yer alan Flores adasndaki kazlarda volkanik tabakalar iinde ele geen ve
800.000 yl ncesine ait olduu belirlenen ta aletler homo erektusun deniz yolculuu
yapabilecek dzeyde olduunu ve bu amala sandal, kayk tr deniz aralar yapm
olabileceini gndeme getirmitir (Gibbons, 1998). Bu tr aralar imal eden erektuslarn
konuma yeteneine de sahip olmalar beklenir.
Erektus ilk kez nerede karmza kyor? Baz aratrclara gre, 1 milyon yl ncesinde el
baltas teknolojisini gelitiren insanolu, anavatan olan Afrika'dan dier ktalara yaylmtr
(Larrick ve Ciochon, 1996). Ancak, homo erektusun bu byk gne ilikin son yllarda baz
kukular ortaya kmtr. Nitekim Berkeley'den Cari Swisher ve Garniss Curtis, Java'daki iki
homo erektuslu yerleim blgesinin en az Afrika kadar eski olduunu ileri srdler. yle ki,
yaplan tarihlemeler Java'da 1.8 milyon yl nce erektusun varln ortaya koymaktadr. Bu yeni
tarih, ister istemez, homo erektus ile ilgili yeni bir sayfa amtr; acaba ilk atamz Afrika'dan
alyen ad altnda bildiimiz ta endstrisini gerekletirmeden ve imdiye kadar kabul edilen
zamandan ok daha nce mi kmt? Eer Java'daki bu tarihleme salkl yapldysa, insan
evrimiyle ilgili baz grleri yeniden gzden geirmek gerekecektir. Son tarihlemelere baklrsa,
Afrika ve Asya gibi birbirinden ok uzak iki ktada ayn jeolojik yata iki erektus tr gndeme
gelmektedir. Bu durumda hangi erektus grubu homo sapiense dnerek varln srdrd?
Afrika'daki homo erektus mu, Java'daki homo erektus mu? Bu ayrcal Afrika homo erektusuna
verdiimiz taktirde, Asya homo erektusunun akbeti ne oldu? Grld gibi, yeni bulgular yeni
sorular da beraberinde getirmektedir. Berkeley niversitesi'nde Curtis'in, argon-argon tarihleme
tekniini kullanarak Java'da Mojokerto ve Sangiran fosil yataklarnn yeniden tarihlendirmesi
sonucunda, rnein Mojokerto ocuu iin 1.8 milyon yl, Sangiran erektus fosilleri iin 1.6
milyon yl sonucuna ulat anlalmaktadr. O halde atalarmz, Afrika'dan balayan byk
g, belki de erektus evrim aamasna ulamadan gerekletirmi olmalydlar. lk atamz
Asya'ya ynelik tarihsel gn balatrken, kltrel ynden olmasa da fiziksel ve dnsel
olarak bu yolculua hazrd. Her eyden nce atalarndan daha iriydi, daha mkemmel
yryordu; beyni grece daha iri ve karmak hale gelmiti (Larrick ve Ciochon, 1996).
Neden atalarmz Afrika'dan dier ktalara dalma gerei duydu? Acaba Dou Afrika'da
giderek oalan savanlk alanlar, azalan su kaynaklar ya da oraklaan evre atalarmz yeni
araylara m itmiti? Aslnda bir ya da birka neden bu byk ge yol am olabilir. u bir
gerek ki Afrika, temel biyo-kltrel evrimini tamamlam ve belirli bir zihinsel olgunlua
ulam olan atamza artk dar gelmeye balamt. stelik insan olarak onun, tpk torunlar gibi
macerac bir ruhu, bitip tkenmek bilmeyen bir merak tutkusu vard. te, bu zellikleridir ki,
atamz yeni ufuklara yneltti. Asya ktasnn ilk kez farkl ekolojik koullar, hayvan ve bitki
trleriyle insanoluna kaplarn amas yeni bir biyokltrel evrim srecini mi balatm oldu?
Java veya in gibi u noktalara varmadan nce, bu ilk atamzn ara konaklama yerleri olmalyd.
Grcistan'da Dmanisi'de bulunan Z 1.6 milyon yl eskiye ait homo erektus alt enesi bu
sorumuza bir lde olumlu yant vermektedir (Wilford, 1991). in'de, paleomanyetik tarihleme
teknii 1 milyon yl ncesinde erektusun yaadn gstermitir (Kottak, 1997). Yine in'de,
Pekin yaknlarnda Chukudien (Zukudiyen) blgesinde homo erektuslarn 450-500 bin yl
ncesinde yaadklar bilinmektedir (ekil: 3.6). Ne yazk ki sinantropus pekinensis ad ile daha
nceden tandmz ve 40 kadar bireyden oluan bu deerli fosil koleksiyonu, Japonlarn in'i

istilas srasnda, Pekin Mzesi'nde Japonlarn eline gemesin diye gizlice sandklara konulmu
ve Amerika'ya gidecek olan bir gemiye yklenmitir (Janus ve Brashler, 1975). Japonlarn Pearl
Harbor basknn gerekletirdikleri srada kaybolmutur. Panik ierisinde, canlarn kurtarmaya
alan Amerikan deniz piyadelerinin, kendilerine emanet edilen, iinde sinantropus iskeletleri
bulunan sandklar ne yaptklar bilinmemektedir. Bugne kadar da bu deerli fosillerden hibir
haber alnamamtr. Fosil buluntulardan gnmze kalan tek hatra, Weidenreich'n vaktiyle ok
byk bir zenle orijinallerinden alm olduu kalplardr. Homo erektus atalarmz, in'de
Hexian blgesinde 150 bin yl ncesine kadar yaadlar (Genet-Varcin, 1979; Kottak, 1997).
Ayn lkede Lantian blgesinde yaplan kazlarda Z 700 bin yl ile yat Homo erektus fosilleri
gn na karld. Bu dnem, Avrupa'da Gnz-Mindel buzuluna e der (izelge: 4).
ekil: 3.6 Pekin adam

Homo erektusun akrabalar Java'da in'dekinden ok daha eski dnemlerde yaamlardr


(Gibbons, 1994). zellikle son 20 yl ierisinde Java'da yaplan kazlarda yaklak 30 erektusa ait
iskelet bulunmutur. Sangiran'da bulunan Pitekantropus 8, bugne kadar bulunmu olan en iyi
korunmu kafatasna sahiptir. Afrika da, tpk Gney Asya gibi, ok zengin homo erektus
buluntular vermitir. Kuzey Afrika'dan Gney Afrika'ya kadar ok geni alanlarda ve farkl
iklim koullarnda homo erektus atalarmz yaamtr (Wolpoff, 1980; Leakey, 1988). Dou
Afrika'da Tanzanya'nn Olduvai vadisinde bulunan homo erektus leakey'i elyen insan olarak
bilinir. Ayrca, homo erektuslarn en eski temsilcileri Kenya'da Koobi Fora denilen yerde ele
gemitir. Etyopya'da, Melka Kunture'de, Omo ve Afar vadisinde de bu atalarmzn temsilcileri
yaamtr. Kuzey Afrika'ya gelince Fas, Libya, Cezayir ve Sudan' sayabiliriz. Tm bu blgeler
homo erektusun daha ge temsilcilerine kucak amtr. Homo erektuslarn, Omo vadisinde 130
bin yl ncesine kadar yaadklar saptanmtr. Kuzey Afrika erektuslarnn Avrupa'daki Mindel
buzuluyla ada olduu bilinmektedir. Kuzey Afrika erektuslar, in'deki Zukudiyan blgesi
hemcinsleriyle byk benzerlik gsterirler. Bugnk bilgilerimizin nda, Avrupa'da homo
habilisin adalarna ait herhangi bir fosile rastlanmadn syleyebiliriz; dolaysyla, homo
erektus, Avrupa'nn en eski insan saylmaktadr. Peki, bu ktada homo erektus atamzn bilinen
en eski temsilcisi hangisidir? Son yllarda yrtlen kazlarda, spanya'da Atapuerka denilen
yerleim blgesinde homo erektusun en eski kalntlar, ta aletler ve fosil hayvan kemikleri ele
geti. Paleomanyetik tarihleme, bu ilk atamzn gnmzden aa yukar 800 bin yl nce
burada var olduunu kantlamaktadr (Gutin, 1995).
izelge: 4. Alplerdeki 4. Zaman Buzul Evreleri (Jurmain ve ark. 1990)
Zaman
Alp Buzullar Silsilesi
10.000
40.000
W

R
75.000
M
100.000
RSS-WRM

125.000
175.000
200.000
225.000
265.000
300.000
380.000
400.000

435.000
500.000

S
S
MNDEL-RSS
M

N
D
E
L
GENZ-MNDEL
G

N
Z

zellikle son yllarda in'de ele geen ta aletler ve insan fosilleri, erektus izgisindeki
atalarmzn, zamanmzdan aa yukar 1,7 milyon yl ncesinde in'de var olduklarn
gstermektedir. Hatta baz aratrclar, daha da ileri giderek, ele geen fosil kalntlarn ve ta
endstrisinin erektus aamasndan daha ilkel bir konumu yansttna iaret etmektedirler. Bu
durumda atalarmzn Afrika'dan, erektus aamas ncesinde km olma olasl
kuvvetlenmektedir (Larrick ve Ciochon, 1996). Gelecekte gn na karlabilecek yeni
buluntularn bu konuda yeni tartmalar aacan samyoruz.
Afrika gibi elverili bir iklimden kp, genelde buzul alarnn hkm srd Avrupa
ilerine ya da Sibirya steplerine doru yaylan atalarmz, hi kukusuz ne yaptklarnn farknda
idiler. Avrupa'ya geite erektus, Cebelitark boaznn yerinde oluan karasal balanty
kullanm olmalyd. Gerekten de jeolojik aratrmalar, alt pleistosende Afrika ve Avrupa
arasnda byle bir balantnn bulunduunu dorulamaktadr. Ayn yoldan fil gibi baz iri otul
memeliler de Avrupa'ya yayldlar. Nitekim Avrupa'da drdnc zaman sresince, buzul ann
adeta simgesi haline gelen mamutlar, bu ilk gelenlerin ardllar saylr.
Atalarmz, Afrika gibi ok elverili bir iklimden ayrldktan sonra Eski Dnya'nn dier
ktalarnda ok farkl iklim koullar altnda yaamlarn srdrmek zorunda kaldlar. Aslnda,
biyokltrel evrim srecimizdeki en belirgin deiimler de bu yeni ekolojik ortamlarda
gerekleti. Java'da, homo erektus atalarmzn yaadklar blgeler gl, akarsu kylar, ormanlk
veya bataklk alanlard. Avrupa'ya gelince, genelde buzul oluumlaryla karmza kmaktadr.
Erektuslarn yaadklar alarda, Kuzey ve Dou Afrika ile Gney-Dou Asya'da scak ve
yal bir iklim hkm srmekteydi. Afrika'da Byk Sahra henz llememiti; yre
ormanlarla ve zengin su kaynaklaryla kaplyd, homo habilis ve ergasterlerin aksine, homo
erektuslar Afrika dnda deiik iklimler bekliyordu. Java'da tropik iklim altnda yaarken,
in'de souk tundra iklimine uyum salamak zorundaydlar. Pleistosen a son derece nemli
iklim deimelerine tank oldu. Kuzey yarm krenin nemli blmn etkisine alan buzul
alar balad. Her buzul dnemini yal ve lman bir iklimin egemen olduu arabuzul
dnemi izledi (Alimen, 1965; Bordes ve Sonneville, 1972). Dnml olarak iklim bir soudu,
bir snd. Hayvan trleri ve bitki rts de buzul olaylarna bal olarak deiti. Buzul
dnemlerinde su seviyelerinde byk miktarda azalma oldu, arabuzul dnemlerindeyse
yumuayan iklimle beraber, buzul ktlelerinin bnyelerinde tuttuklar nemli miktarda suyun

deniz ve dier su kaynaklarna geri dnmesi sonucunda su seviyeleri ykseldi. Deniz


seviyelerindeki bu ykselme ve alalmalar, ky eritlerinin profilini de deitirdi. Bir dnemler,
deniz kysnda yer alan doal maaralar ve kaya snaklar metrelerce derinlikte su altnda
kald.
lk atalarmz ne tr barnaklarda yaadlar? Baz homo erektus topluluklar barnak olarak
doal maaralar kullandlar. Bazlar da ak havada, su kaynaklarna yakn blgelerde, aa
dallar ve evreden topladklan eitli malzemelerle ok basit kulbeler ina ettiler. rnein
Fransa'da Nice yaknlarnda Terra Amata eski yerleim blgesinde, homo erektuslarn ileri
formlar bu tr kulbelerde yaamlardr (Kottak, 1997). Atalarmz, oturduklar maaray bir ev
gibi kullanyorlard. Bu maaralar onlarn gnlk yaamn btn plaklyla gzler nne
serer; maarann bir kesinde genellikle avlanp getirilen hayvanlar paralanr ve bir baka
kedeyse yaklan ocakta yemek piirilir. Daha dorusu, bu ke bir mutfak vazifesini grr. Bir
baka ke ise oturma ve yatma iin ngrlmtr. Demek ki alar farkl olsa da, insanolu
oturduu mekn, ister doal maara, ister adr, isterse gnmzdeki apartman dairesi olsun,
temel gereksinimleri dorultusunda benzer biimde dzenlemitir. Maara iinde ya da hemen
giriinde bir ilik yeri vardr; burada atalarmz kendileri iin gerekli olan aletleri hazrlar.
Erektuslar genelde barnak olarak maaralar tercih etmilerdir. Ancak, uzak atalarmz
btnyle de maara adam olarak grmemeliyiz; ayet evrede uygun maara bulunuyorsa,
iskn ediliyordu. Aksi taktirde, ina edilen mevsimlik kulbelerden yararlanlyordu.
Zamanmzdan 400.000 yl nce ilk izlerine rastladmz ve oval biimde ngrlen bu
kulbeler insanolunun kendi eliyle yaratt ilk evlerdi. Bu kulbe kalntlar iinde ta aletler,
ocak klleri ve piirilerek yenen hayvanlarn kalntlar ele geti. Bu dnemlerde henz ekirdek
aile olumamt. Erektus atalarmz, yaam biimleri gerei kk sosyal gruplar halinde
yayorlard. Kadn ve erkek arasnda avclk ve toplayclk erevesinde gl bir ibirliinin
olduuna inanyoruz.

Homo erektusun bedensel zellikleri: Homo erektuslarda aln blgesi fazla gelimi deildir;
geriye doru ok basktr. Kafatas adeta stten bastrlm gibi yass olup, kafa arkasnda
oksipital kemiin orta hizasnda belirgin bir bklme vardr (Heim, 1986a; Rightmire, 1991). Bu
bklme, kafatasna yandan bakldnda rahata fark edilir. Erektus trne dahil fosil insanlarda
gz ukurlar zerinde yer alan ve ka kemerleri diye tanmladmz kemiksel oluum, adeta bir
siper gibi knt oluturur. Geni olan yz, st ene hizasnda ne doru prognatizma adyla
bildiimiz bir knt yapar. Burun delikleri genitir. Bu atalarmzn ense kaslar ok gelimiti.
Baz erektuslarda kafatasnn tepesinde orta hat zerinde hafif bir tmseklik vardr. rnein
in'de yaam olan Zukudiyen insanlarnda adeta kayk srtn andran bu tmseklik, gnmz
Eskimo insanlarnda da bulunur. Erektuslarn kafatas kemikleri bizimkinden ok kalndr.
Kafatas kemiklerimiz evrim esnasnda, zerlerine tutunmu olan kaslarn ilevlerinin azalmas
sonucu giderek zayflamalarna paralel olarak incelmitir. Erektuslarn alt eneleri olduka iri ve
kabadr. ene zerinde, kas tutunma izlerinin belirgin olmas bunlarn gl ineme kaslarna
sahip olduklarn, sert besinlerle beslendiklerini akla getirir. akaklardaki ineme kaslarnn
belirgin tutunma izleri, bu beslenme alkanlnn bir baka gstergesidir. Alt enenin n-alt
ksmnda, biz modern insanlarda olan menton adl knt yoktur. Di kemeri bizimki gibi
paraboliktir. Gl ineme kaslar ve kaba iri enelerin yansra iri diler de erektus atalarmz
simgeliyordu. Akl dii olarak bildiimiz 20 ya dii, dier tc diler gibi iriydi. Oysa bu
di, gnmz insanlarnda ya yarm kmakta ya da hi kmamaktadr. Biroklarmz da bu dii,
ciddi komplikasyonlar yaratt iin ektiririz. ineme ilevinde, artk etkin bir grevi de
bulunmamaktadr. Belki bir gn tmyle yok olacaktr. Atalarmzda di kkleri
bizimkilerinkinden daha uzundu. ok iri bir yap gsteren kesici dilerden anlalaca zere,
erektus atalarmz bu dilerini beslenme dnda nc bir el olarak kullanm olmalydlar.
Kafatasna arkadan bakldnda, en byk geniliin kaide ksmnda yer ald grlr; oysa

modern insanda en byk kafatas genilii, beynin akak ve parietal blgelerinde hacimce
artmas nedeniyle, daha yukarda parietal kemikleri hizasna rastlar. Beyin bizimki kadar
gelimi deildi. Ama, homo habilis atalar ve australopitekuslarnkine oranla daha iri ve
karmak bir yapdadr. Erektuslar, grnr zellikleri asndan homo habilis ve homo
sapiensler arasnda yer alr. Homo erektus atalarmzda beyin hacmi 727-1225 cc arasnda
deiir. Ortalama beyin kapasitesi 946 cc dir. En kk beyinli erektus (727 cc) Tanzanya'da
Olduvai Gorge'da, en iri beyinli olan ise (1225 cc) in'de ele geti. Beyin korteksi zellikle
frontal (alm kemii), temporal (akak kemii) ve parietal (duvar kemii) blgelerde nceden
benzeri olmayan bir gelime gsterir. Ne var ki, bu beyinsel gelime modern insannkiyle
karlatrldnda, yine de yetersiz saylr. Homo erektusun iri beyni, habilis atalarna oranla,
daha ileri dzeyde bilisel ve kltrel yetenekleri artrr. Zaten beyin hacmi, ortalama olarak
habilisinkinden %44 orannda daha bykt. Homo erektusun atas kukusuz habilisti. Habilis ve
erektus arasndaysa ok ksa, aa yukar 200.000 yllk bir zaman fark olduunu biliyoruz. Bu
durumda, acaba bu ksa zaman dilimi iinde bir evrimsel srama m oldu?
in'de yaam olan erektus atalarmzda boy ortalamas 1.56 m, Java'dakilerde ise 1.70 m idi.
Bu blgede 1.81 m boyunda erektuslar da tesbit edilmitir. Bu irilikteki atalarmzda, vcut
arlnn 80-100 kg civarnda olduu da belirlenmitir. Ayrca, Kenya'nn Dou Turkana
blgesinde Nariokotome denilen yerde, 1984 ylnda bulunan 1,6 milyon yl ncesine ait, iskeleti
ok iyi korunmu olan 12 yalarndaki ocuk, eer erikin oluncaya kadar yaasayd, boyu aa
yukar 1.80 m olacakt (ekil: 3.7) (Walker ve Leakey, 1993). Tm bu rnekler bize, uzak
atalarmzn sanld gibi hi de yle ufak olmadklarn, dolaysyla aa yukar 1.5 milyon
yldan bu yana boyda ok fazla bir art kaydedilmediini gstermektedir. Erektus atalarmz
kafatas dzeyinde ilkel, vcut dzeyinde modern bir yapya sahiplerdi; gerekten de bu fosil
insanlarn bacak kemikleri bizimkilerine ok benzer. Tm bu bedensel benzerlikler yan sra,
erektus atamz bizden ayran birok anatomik farkllk da vardr. rnein leen kemii modern
insannkinden daha dardr. Aslnda bu dar kala ve bizimkine oranla dar doum kanal, yontma
ta a atamzda ceninin beyinsel gelimesiyle dorudan balantldr. Homo erektus kadnlarn,
bu dar kalalaryla iri beyinli bebekleri dourmalar beklenemezdi. Dolaysyla, cenin aamada
izlenen beyin irilemesi, erektusta, doum sonrasndaki ocukluk evresinde de devam etmi
olmalyd.
ekil 3.7 Nariokotome iskeleti, M. erektus (National Geographic, 1985)

Baz aratrclar, homo erektus izgisinde zamanla eskiden yeniye doru farkl evrimsel
dzeyi yanstan formlarn birbirini izlediini ileri srerler. Bunlar srasyla 1. Arkaik homo
erektuslar: Dou Turkana, Melka Kunture, Olduvai ve Mojokertensis (Java) ile temsil edilirler.
2. Klasik erektusar: Orta pleistosende yaam olan Zukudiyen (in) ve Kuzey Afrika erektuslar bu gruba girer. 3. Gelimi erektuslar: Orta pleistosenin sonlarnda karmza karlar;
homo sapiense gei izgisinde yer alrlar. Java'daki Ngandong fosilleri, ayrca Etiyopya ile
in'de bulunan baz fosiller gelimi erektuslara dahil edilirler.

Kltrel zellikler: Homo erektusun, habilis atas gibi alete ihtiyac vard. Kesmek, krmak,
paralamak, bitki kk ve yumrularn topraktan karmak ya da hayvan derilerini yzmek iin
eitli aletler yapmak zorunda idi. Ayrca, kendisini dier hemcinslerine ve yrtc hayvanlara
kar da savunmak durumunda idi. O halde, alet olduu kadar silah da retmesi gerekiyordu.
Elde ettii besinleri yemeye hazr hale getirirken de aletlerden yararlanyordu. Homo erektus
sadece alet deil, ayn zamanda alet yapan aletler de retti. El baltas ve yonga endstrisiyle
beraber balayan paleolitik a (ekil: 3.8) kltr tarihimizin en uzun dnemini kapsar. yle ki,
bu tarihin %99'unu yontma ta a endstrisi meydana getirir. Homo habilisergaster izgisinden
homo erektusa gei, kltrel balamda basit bir ta endstrisinden karmak bir el baltas ve
yonga endstrisine gei demektir. Zamanmzdan aa yukar 1.5 milyon yl nce, simetrik
olarak biimlendirilmi, gen formunda yeni bir el baltas insanolunun alet antasna girdi.
200 bin yl ncesine kadar da bu gelenek devam etti. Alyen el baltas olarak da bildiimiz bu
yeni teknoloji rn, zaman ve mekn iinde geni bir dalm gsterir (Bordes, 1968). Badem
ya da gen biiminde olan el baltas genelde 5 cm ile 35 cm arasnda deien irilikte
olabiliyordu. ster kabaca yontulmu, isterse zenle hazrlanm olsun, bir el baltasnn daima
eksantrik bir merkezi, epeevre keskin kenarlar vardr. El baltas ok kullanl ve ok ynl
bir alet-silaht. Genelde akmakta ya da bazalttan retiliyordu. Erektus atamzn el baltasn,
bugnk svire yapm ok amal akya da benzetebiliriz. Uzun sre hizmet verecek deerli
bir aletin hazrlanmasnda yle rastgele talar kullanlamazd; akmakta ve bazalt en ok tercih
edilen hammaddelerdi. El baltas hazrlarken, arzu edilen biimde bir alet elde edebilmek iin,
ta yumrudan belirli uzunluk ve kalnlkta yonga koparlmas gerekir. Bu tr yongalar da
yumruya hangi ynden ve adan vurulduuna baldr. Herkes el baltas yapamazd; kukusuz
bu ite ustalaan erektuslar bulunmaktayd. Balta elde ederken, kk yongalar koparmak iin,
byk bir olaslkla, geyik boynuzu ya da aatan elde edilen eki biimindeki nesnelerden
yararlanlyordu. Bu sayede yumru zerinden daha kontroll yonga karlm oluyordu. El
baltasn retmek kadar kullanmak da belirli bir deneyim gerektiriyordu. Nasl ki bir Eskimo
ocuu zpknla fok bal avlamay babasndan, ok kk yalarda renmeye balyorsa, ayn
ekilde erektus ocuklar da benzer eitimden geirilmi olmalyd. Elindeki baltay avlanma
srasnda hayvana frlatrken ya da ok yakndan ona vurmay amalarken, avcnn zamanlamay
ok iyi yapmas gerekiyordu. Doal olarak, erektusun iri fiziksel yaps, gl ve etkin biimde
dengeyi salayan kaslar, ama her eyden nce cesareti av hayvann ldrmekte nemli rol
oynuyordu. ri otul memelilerin de bu evrede avlanmaya balanmas tesadf olamazd. El
baltas, zellikle rgtl avlanmada etkiliydi. ri ve hzl koan avlarna eitli ynlerden topluca
saldran erektuslar, onlar adeta el baltas bombardmanna tutuyorlard.
ekil 3.8 Paleolitik a alet-silah tipleri (Jelinek, 1975)

spanya'da Torralba ve Ambrona vadilerinde, zamanmzdan nce 400.000 ile 200.000 yllar
arasnda yaam olan alt paleolitik a insanlar, mamutlar, rgtl avlanma suretiyle rahatlkla
ele geiriyor ve ldryorlard (Howell, 1969). Ellerindeki ate ve el baltalaryla mamut

srlerini, eitli ynlerden saldrarak, yredeki bataklk alanlara doru kovalyor; bylece
mahsur kalan bu iri otul hayvanlarn zerlerine kp balarna ldrc darbeyi vuruyorlard.
Bu sayede, kalabalk bir erektus grubunu uzun sre besleyebilecek eti elde etmi oluyorlard.
Alyen teknolojisi, atalarmza sadece Afrika'da deil, ayn zamanda step ikliminin yaygn
biimde grld Avrupa ve Asya ilerinde de evreye uyum srecinde nemli kolaylk
salad. in'de yaam olan erektuslar, tpk Afrika'daki adalar gibi tatan alet yapp
kullanyorlard. Java'daki erektus atalarmzn da alet yapp kullandklar bilinmektedir (Kottak,
1997). Ayrca, yrede bol miktarda yetien bambu aacndan alet yapmnda yararlanm
olabilirler (Pape, 1989). Ne yazk ki, bu maddelerin gnmze kadar korunagelmeleri ihtimali
ok zayftr. Baz aratrclar, Java erektuslarnn besinlerini saklayacaklar kaplar, mzrak, giysi
ve kulbe yapmak iin bambu kullanm olabileceklerini ileri srmektedir. Asya'da, Afrika'daki
gibi gelimi ve karmak bir el baltas teknolojisine rastlanmamtr. Java ve Pakistan'da homo
erektus fosilleriyle ele geen kuvartzitten yontularak elde edilmi aletler Afrika'daki Oldowan ta
endstrisini artrmaktadr. Yaplan paleomanyetik analiz zellikle Pakistan'daki homo
erektus
ieren
jeolojik
tabakann
2
milyon
yl
eski
olduunu
gsterir.
Alyen el baltalar, zaman iinde giderek daha rafine (ilenmi) hale getirildi. Kenarlar daha
keskin, daha ufak ve kullanm kolay el baltalar yapld. zellikle orta pleistosenin sonlarna
doru ta teknolojisinde kaydedilen baarlarn gze arpar bir dzeye ulatna tank oluyoruz.
Erektus atalarmz, tatan alet ve silah yaptklar gibi, avladklar gergedan ya da fil gibi iri otul
hayvanlarn
kemiklerinden
bu
ama
iin
yararlandlar
(Isaac,
1978).
Homo erektus a olarak bilinen orta pleistosende, iki gelenein alet yapmnda egemen
olduu bilinmektedir (Bordes, 1968). 1. Yonga endstrisi: Yumrudan ayrlan yonga ad
verdiimiz paralarn belirli bir teknie gre biimlendirilip alet olarak kullanlmas, 2.
Yumrunun dorudan biimlendirilmesi suretiyle elde edilen aletlerin temsil ettii endstri. Homo
erektus, sadece ta alet teknolojisinde ortaya koyduu baaryla tannmaz; o ayn zamanda,
kltr tarihimizin nemli bir kilometre ta saylan atei denetim altnda tutan ve gnlk
yaamnda zellikle besinlerini piirmede kullanan fosil atamz olarak da bilinir. Ate, doada
her zaman vard; zeks ve etkin bir gzlem gcyle insan, atei evcilletirdi ve srekli kld.
Atein bilinli kullanm nemli bir kltrel olayd. Doann bu en etkin gc ile insan yz
binlerce yldanberi i iedir. Atein ilk kez nerede, ne zaman ve ne amala kullanld hl
tartlmaktadr. Bu konuda grler bir aratrcdan dierine deimektedir; bazlarna gre
insanolu 1 milyon yldan bu yana besinlerini piirmede, aydnlanma ve souktan korunmada
ateten yararlanmaktadr. Dier baz aratrclara gre de, 200.000 yl ncesine kadar insanlarn
atei kontrol altnda tuttuuna dair elimizde hibir kant bulunmamaktadr. Kontrol edilen atei,
doal olarak ortaya kan ateten ayrt etmek gerekir. Atei kullanmak ve retmek ayr ayr
eylerdir. Fransa'da Menez-Dregan'da zamanmzdan nce 385.000 ile 465.000 yl arasnda
yaayan erektus insanlar atei bilinli olarak kullanyorlard (Patel, 1995). Yanm akl talar
ve kmr kalntlar bu maarada bulundu. Erektus atalarmz avladklar gergedann etini atete
piirmilerdi. te yandan Nice (Fransa) yaknndaki Terra Amata ve in'deki Zukudiyen eski
yerleim merkezlerinde de atein bilinli kullanldna dair izler ele geti (Kottak, 1997).
Fransa'da Escale maarasnda 700.000 yl nce ate kullanlmt. Dou Afrika'da Chesowanja
denilen yerleim blgesindeyse, atalarmz 1.5 milyon yl nce ateten gnlk yaamlarnda
yararlanyorlard. Bugn yaygn olan gr, homo erektusun atei retmedii, sadece kulland
dorultusundadr. Bu durumda erektus, atein doal olarak olumasn bekliyordu, snmeden
uzun sre kalmasn salamak iin de her trl nlemi alyordu. Ate, sadece besinleri piirmekle
snrl kalmad; bu kltrel yenilik insanlarn sosyal yaam biimlerini etkileyerek, insan
karanlktan kurtard. Ate sayesinde erektus atalarmz vahi hayvanlardan ve souktan
korunabildiler.

nsann biyokltrel evrim srecinde, beslenme alkanlklar ve avlanma stratejilerinde de


zamanla deimeler oldu. Bu davran rntlerinin deien ekolojik koullarla yakn ilikisi
vard. Hayvan ve bitki trleri her dnem ayn kalmad. Pleistosen, otul iri memelilerin giderek
yaygnlat bir dnemdi. Erektus atalarmz, bu iri hayvanlar ancak rgtlenerek
avlayabiliyorlard. Piirerek etini yedikleri yabani hayvanlar arasnda bizon, step at, geyik, kll
gergedan, dev geyik, boz ay, antilop, fil, kz ve domuz saylabilir (Alimen, 1965; Soylu, 1978;
Wing ve Brown, 1979). Atalarna oranla sahip olduu iri beyni ve gelitirip standart hale
getirdii el baltas bata olmak zere eitli silahlarla avlanmak suretiyle sofrasndaki
hayvanlarn eitlerini artrd. Taramal elektronik mikroskop analizinden anlalaca gibi, di
anma rntleri erektuslarn youn biimde et yediklerini akla getirmektedir. Avlanma
gnlerce sren youn ve yorucu bir iti. stn bir fiziksel g ve dayankll gerektiriyordu.
Yeryzndeki varlklar, bugnk bilgilerimizin nda, zamanmzdan aa yukar 1.6
milyon yl ncesine kadar uzanan bu ilk atalarmzn dnce dnyalarna girmemiz her ne kadar
zor olsa da, bunlarn baz davran biimlerini kazlarda elde edilen bilgilerden hareketle
yorumlayabiliriz. Homo erektus atamz lsn gmmyordu; bu dnemde henz mezar adeti ve
br dnya kavram yoktu. Bu eski yontma ta ana ait dinsel inann varolduunu kantlayan
hibir belgeye sahip deiliz. Baz aratrclar erektus zamannda kanibalizm olduunu ileri
srerler. rnein in'de Zukudiyen maarasnda yaam olan erektuslarn, hemcinslerinin
beynini yedikleri ileri srlmektedir. Burada bulunan 40 kadar kafatasnn kaidesi bilinli olarak
krlm, iindeki beyin karlmtr. Ne var ki, Weidenreich tarafndan ortaya atlan bu gr,
bugn herkes tarafndan kabul edilmemektedir. Bununla beraber, spanya'nn kuzeyinde
Atapuerca maarasnda bulunan ve aa yukar 800.000 yl nce ldkleri belirlenen alt homo
erektusun kalntlarn inceleyen paleontolog Yolanda Fernandez-Jalvo, Atapuerca erektuslarnn
kanibalist (hemcinsilerini yiyen) olduklar sonucuna vard (Gibbons, 1997). Homo erektusun,
bilisel dzeyde homo habilis ve homo ergaster atasndan ok daha ileri olduu bilinmektedir. El
baltas formundaki sreklilik (gen ya da badem biimi), alet yapmnda belirli bir tekniin
uygulanmas ve bunun on binlerce yl korunmas; kt, kalem ve yasalar olmakszn erektusun
temel matematiksel dnmleri yaptn, geometri bilincine sahip olduunu kantlar. Bu tr
beceri ve deneyimlerin bireyler arasnda paylalmas, kuaktan kuaa aktarlmas gelimi bir
iletiim sistemiyle mmkndr. Dolaysyla, erektuslarn konuma dili olmasa da, ok gelimi
bir iletiim sistemine sahip olduklar dnlmektedir. Bu fosil atalarmzn en fazla 20-30 ya
arasnda ldkleri, ancak %5'inin 50 yana ulaabildii bilinmektedir.
ri beyinli insanlar tarih sahnesinde (homo sapiens)

Homo erektustan Homo sapiense gei: Homo erektusun bizim de dahil olduumuz Homo
sapiens trnn arkaik formlarna doru evrimlemesi orta pleistosenin sonlaryla st
pleistosenin balarnda olmutur (VVolpoff, 1980; Relethford, 1990; Kottak, 1997). Gerekten
de riss-wrm buzul aras dnemde ve wrm buzulu balarnda bu ilk sapiens topluluklara
rastlyoruz. Yaklak 200.000 yl ncesinden itibaren homo erektus atamzn tarih sahnesinden
silindiini gryoruz. Yerini hem kltrel, hem de biyolojik ynden daha gelimi fosil insanlar
ald. Gerekli besin kaynaklarnn aranmas, evrenin, en elverili yaam koullarn salayacak
biimde deerlendirilmesi, verimli bir av iin en etkin silahlarn ve stratejilerin belirlenmesi, en
olumsuz iklim koullar karsnda srdrlen mcadele gibi sonu gelmeyen bir yaam kavgas
ve karlalan nice glkler iinde doal ayklama sreci en yetenekli, en zeki, kurnaz,
dayankl, iletiim sistemi gelimi (byk bir olaslkla konuma diline sahip), iri beyinli insan
gruplarn avantajl klmak suretiyle biyolojik olduu kadar, kltrel ynden de ilevini byk
bir etkinlik iinde srdrd. te, homo erektuslarn ardndan daha gelimi arkaik homo
sapienslerin ortaya kmas bu sre iinde belirlenmitir. Bylece, homo erektusla beraber
ailemizin
tarihinde
bir
sayfa
daha
kapanmtr.

Homo erektus ad verdiimiz atamz, aa yukar 200.000 yl ncesinden itibaren yerini homo
sapiens denilen bir baka insan trne brakt. Yeni fosil buluntular, nceden bulunanlarn
yeniden yorumlanmas ve yeni tarihleme tekniklerinin devreye girmesi sonucu homo erektus ve
homo sapiens arasndaki boluk dolduruldu. Homo erektus, zaman iinde daha gelimi formlara
doru bir evrim geirdii iin, bu trn son temsilcilerini arkaik homo sapienslerden ayrt etmek
ok zordur. Bu ayrmda, anatomik ayrntlar olduu kadar kltrel zellikleri de dikkate almak
gerekir. Homo sapiensi iki grup altnda inceliyoruz: Arkaik homo sapiensler ve modern
grnml homo sapiensler (Kottak, 1997). Orta pleistosenin sonlarndan itibaren tarih
sahnesinde Afrika, Asya ve Avrupa'da eitli blgelerde arkaik homo sapiens atalarmz
karmza kar. Mindel ve riss buzul alar boyunca Avrupa'da Petralona, Vertesszlls,
Steinheim, Swanscombe, Arago, Biache ve La chaise fosil insanlarnn temsil ettii arkaik homo
sapiensler, neandertal ad altnda tantmaya alacamz bir topluluun da atalar olarak kabul
edilir (Genet-Varcin, 1979; Wolpoff, 1980). Asya'daki Solo insanlar, Afrika'daki Bodo,
Saldanha ve Sale buluntular arkaik homo sapienslerin geni corafi dalmn gzler nne
sermektedir. Bugn, birok aratrc homo sapiensin evrimini ok merkezli (polisantrik) grle
aklamaktadr. Ancak, baz aratrclar da, homo sapiensin Afrika'da Byk Sahra lnn
bulunduu blgede zamanmzdan aa yukar 200 bin yl nce ortaya ktn (monosantrik)
ve buradan tm dnyaya yayldn paleontoloji, arkeoloji ve molekler biyoloji alannda elde
edilen bilgilerin nda ileri srmektedir (Vandermeersch, 1997).
Neandertal fosil insanlar

Halk arasnda en ok bilinen, gerek ortaya k biimi, gerekse yeryznden kayboluu


konusunda da en fazla tartlan tarih ncesi atamzdr. Maara devri insanlarn resimlerken
rnek olarak hep neandertal alnd (ekil: 3.9). Tarihncesi alarda bizden farkl tiplerde
insanlarn yaadna vaktiyle kimse inanmak istemiyordu. Neandertal grubuyla ilk tanmamz
1848 ylna gider. O tarihe kadar fosil insanlarn ilkel anatomik grnm hakknda bilgi sahibi
olunmad iin, ilk buluntular veremli, raitik ve tuhaf grnml modern insanlar eklinde
kabul grd. nce Gibraltar'da (spanya), arkasndan 1856 ylnda Almanya'da Neander adl
vadide gn na karlan fosilleri, dier Avrupa lkelerinde bulunanlar izledi (Patte, 1955).
1908'de Fransa'da Paris yaknlarnda La Chapelle aux Saints denilen blgede gn na
karlan olduka iyi durumdaki iskelet, neandertal tipinin netlemesine olanak verdi. Bugne
kadar ortalama 275 neandertal insan ele geti.
ekil 3.9 La Chapelle-aux-Saints (Neandertal, Fransa)

Neandertal ile ayn tre sahip olmakla beraber onu hep dlamzdr. Bize gre ok kaba
saylan anatomisine bir trl alamadk. Gei formlar araclyla homo erektustan
evrimletiini biliyoruz. Riss-wrm buzul aras dneminden itibaren (izelge: 5), bir baka
deyile 130.000 yl ncesinden balayarak neandertal tipi yava yava belirir. Bat Avrupa'da,

zamanmzdan nce 100.000 ile 35.000 yl arasnda yaayan fosil insanlar klasik neandertal
olarak tanmlyoruz (Jelinek, 1975; Heim, 1986b). Wrm buzulunun balarnda, Bat Avrupa'da
tipik grnmleriyle homojen bir yap iinde karmza karlar. Neandertal szc sadece
Ortadou ve Avrupa iin geerlidir (Genet-Varcin, 1979); dier blgelerde yaam olanlar ise
ancak neandertal adalar diye isimlendiriyoruz. Neandertal ve adalar spanya'dan Orta
Asya ilerine kadar geni ve ok farkl iklimlere sahip corafi blgelerde yaadlar. Krm'daki
Kiik-Koba, zbekistan'daki Teikta, srail'deki Tabun, Irak'taki anidar fosilleri neandertal
izgisindeki buluntulard Gohn, 1990). Antalya yaknlarnda bulunan ve Prof. In Yalnkaya
tarafndan kaz almalar srdrlen Karain maarasnda da neandertallerin yaadna dair
bulgular ele gemitir. Bu insanlarn adalar Gney Afrika'da da yaad. Neandertal hakknda
bugne kadar ok ey yazlm ve sylenmi olmasna ramen, kimi aratrclar bu fosil insann
yeniden detayl biimde incelenmesi gerei zerinde durmaktadr. Pleistosen sonlarnda vvrm
buzulu olanca iddetiyle Avrupa'y kasp kavururken, neandertaller yeni gelen bu souk
dalgasnn simgeledii sert ve acmasz iklime kar adeta lm-kalm sava verdi.

Bedensel zellikler: Neandertal tepeden trnaa gl ve kasl bir yapy yanstr (ekil: 3.10).
Kafataslar iri olmakla beraber, stten adeta bastrlm gibi yassdr. Kafa arkasnda bir
yumruluk vardr. Aln bizdeki gibi dik deildir. Neandertale asl heybetli grnm kazandran
oluum, gz ukurlarnn zerinde alnn bir ucundan dierine doru uzanan belirgin ka
kemeridir. Neandertal, bu zellii, atas olan homo erektuslardan devralmtr. Yz iri olup,
zellikle burun ve st ene hizasnda ne doru knt yapar. Burun kntl, burun delikleri
genitir. st ene ve aln blgesindeki sins ad verilen boluklar bugnk insanlarnkine oranla
iridir. Kafatasna yandan bakldnda st ene hizasndaki alveoler prognatizma rahata
grlebilir. Meandertallerden sonra tarih sahnesinde yer alan modern anatomik yapya sahip
kromanyon insanlarnda st ene prognatizmas grlmez; st ene hizasndaki ne doru olan
knt zamanla giderek kaybolmu; yz btnyle beyin kutusu altna ekilmitir. Daniel E.
Lieberman (Bkz. Wilford, 1998), anatomik adan modern saylan insanda yz ve beyin kutusu
boyutlarndaki bu deiiklii sfenoid kemiindeki klmeye balar. Aratrmacya gre,
kafatasndaki 22 kemikten 17'si ile eklemleen sfenoid, beyin kutusunun kaidesinde, daman
arkasnda ve omurgann nnde yer alr. Dolaysyla, bu kemikte zellikle gvdesinde zamanla
meydana gelebilecek bir ksalma ister istemez dier tm kemikleri etkileyecektir. Aratrc, her
ne kadar yz prognatizmasn sfenoid kemiindeki klmeye balasa da, bu sreci hangi
mekanizmann harekete geirdiinden sz etmiyor.
ekil 3.10 Neandertal ve modern insan iskeletleri (Jelinek, 1975)

Neandertallerde gz ukurlar iri ve yuvarlaktr. ineme kaslar ve ense kaslar olduka


gldr. Neandertallerin kesici dileri bizimkilerden daha iri olup, kkleri uzundur. Baz
aratrclar, iri ve geni burnu, hacimli st ene sinslerini, neandertalin sert ve kuru buzul
iklimine kar gsterdii biyolojik uyuma balamaktadr. st solunum sistemindeki tm bu

anatomik oluumlar, alnan havann snmas ve nemlenmesine de uygun bir zemin


hazrlamaktadr. inde yaadklar iklim nedeniyle, ak renk bir deriye sahip olduklar
sanlmaktadr. Yz prognatizmasnn, soua kar ok duyarl olan beyni, olumsuz iklim
koullarndan korumu olabilecei ileri srlmektedir.
izelge 5: st Pleistosen. st paleolitik an kltr evreleri (Jurmain ve ark., 1990)

Neandertallerde, st kpek diine ait kk hizasnda yer alan fossa canina ad verilen ukurluk
st enede olumamtr. Bu durum, gelimi st ene sinslerinden kaynaklanmaktadr. Modern
insanda ise sz konusu bu ukurluk mevcuttur. Neandertaller geni omuzlu, kaln enseli, iri
pazular ve kaln bacaklar olan insanlard. Vcud kaslar ok gelimiti. Ortalama 1.52 m
boyunda, 73 kg arlnda idiler. Bacaklar gvdelerine oranla ksa idi. Bu bedensel yap
Eskimolarnkini hatrlatr. El parmak kemiklerinin morfolojisine baklrsa, neandertaer etkin bir
yakalama, skma ve kavrama yeteneine sahipti. Ancak, ellerinin modern insannki kadar ok
rafine ileri yerine getirebilecek kapasitede olmad ileri srlmektedir. Ayak parmak
kemiklerinden anlalaca zere, bu atalarmz her tr arazide ok hzl koabiliyor, koarken de
dengelerini kaybetmeden saa ya da sola ani dnler yapabiliyorlard. Geni gs kafesi gl
bir solunum kapasitesini artrr. Omuzdaki eklemleme tarz, gl kollar bu fosil atamzn
mzrak gibi silahlar ok uzaklara rahatlkla frlatma alkanlna sahip olduklarn akla getirir.
Neandertallerin kadnlar da erkekleri kadar iri ve gl bir yapya sahipti. Her iki cinsin byme
ve gelime srelerinde de nemli bir fark yoktu. Vcudun her blgesindeki gelimi kaslar
gnlk yaamlarnda neandertallerin ne denli youn ve ar ilerle uratklarn artrr.
Kprck ve krek kemikleri, kol kemikleri neandertallerin ok ar ykleri kolaylkla
tayabildiklerini gsterir. Wrm buzulunun balarnda karlarla kapl usuz bucaksz alanlarda
her gn ava kmak, gerektiinde kilometrelerce yol yrmek stn bir fiziksel kapasiteyi
gerektirmektedir. Bizim iskeletimiz neandertalinkinin yannda ok ince ve zayf kalr.
Neandertallerin ocuklar da modern insan ocuklarndan daha iri ve glyd. Neandertallerin
ok iri tc dileri vard. Bunlarla en sert besinleri rahatlkla eziyor ve tyordu. Kesici
diler de uzun kkleri ve gl talaryla etkin bir krma, kesme ve paralama zelliine sahipti.
Grn itibariyle ne kadar kaba ve ilkel bir yapda olsalar da, bizler gibi dik yryorlard.
Bizden daha az zeki, daha az yetenekli olduklar sylenemez. Ksacas bizden daha az insan
deillerdi.
Arkaik homo sapienslerden evrimletikleri kabul edilen neandertaller, ok zellemi bir
anatomiyle karmza kar (Patte 1955; VVolpoff, 1980; Kottak, 1997). rnein kala
kemiinin pbik ad verilen ksm boyutsal olarak atalarnnkinden farklyd.

Acetabulo-sympyseal uzunluk (kala kemii zerinde femur bann iine girdii acetabulum
denilen yuvarlak ukurdan sympyseal pubis'e kadar olan mesafe) neandertalde fazla idi. Pbik
kolunun uzun olmas, neandertal erkei iin de sz konusudur. Bu anatomik zellik leen kemii
boluuna bizimkinden daha byk bir genilik kazandrmakta idi. Dolaysyla, iri beyinli bir
neandertal yavrusu bu geni leen boluundan herhangi bir skma olmakszn rahata
doabilirdi. Baz aratrclar, neandertallerde bizden farkl olarak 11 aylk bir hamilelikten sz
etmektedir. Erikin neandertallerde beyin hacmi ortalamas 1566 cc olarak hesaplanmtr.
srail'de bulunan Amud neandertalinin 1574 cc lik beyin hacmi vard. Neandertallerin beyin
hacmi ortalamas bugnk insannkinden de fazladr. Baz aratrclara gre, ok gelimi kas
sistemi ve iri bedenle birlikte ele alndnda, iri beyin normal kabul edilebilir. Beyin asimetrisi
neandertal beyinlerinde vard. Oksipital lob bizdekinden daha gelimiti. Bu da gelimi bir
grme duyusunu akla getirmektedir. nsanolunun biyokltrel evrim srecinde aa yukar
120.000 yldan bu yana beyin organizasyonu ve iriliinde bir deime olmamtr.
Kala kemiinin pbik kolu uzunluundaki ksalma, neandertalleri izleyen modern grnml
homo sapienslerde karmza kar (Trinkaus, 1984). Oysa, iri beyin ayn kalmtr. Bu durumda
neandertal sonras homo sapienslerde ve gnmz insanlarnda iri beyinli ceninin, dar doum
kanalna sahip anneden rahatlkla domas beklenemezdi. Bu nedenle anne, doum esnasnda
iini kolaylatracak bir yardmcya (ebe) ihtiya duymu olmalyd.
Neandertallerin yumuak dokular hakknda bilgimiz yoktur. Buzul alarnda donarak
gnmze kadar korunagelen bir neandertal olmadna gre, bu konuda sylenenler tmyle
hayal gcnden kaynaklanmaktadr. Birok tasvirde neandertaller, vcutlar kllarla kapl olarak
gsterilmitir. Oysa vcutlarndaki kl gelimesini, salarnn biimi ve rengini ya da gzlerinin
ak m, koyu mu olduunu bugnk olanaklarmz ierisinde belirlememiz sz konusu deildir.
Neandertallerin bizler gibi her sesi karma kapasitelerinin olmad ileri srlmektedir.
Konuup konumadklar, kafatasnn i yzeyinde beyinlerinin braktklar ayrntlardan, ya da
beyin hacminden dolayl olarak ortaya konulabilir. Organize avcl bilen, atei ok iyi denetim
altna alan, lsn gmen, eitli aletler yapp bunlarn tekniini kuaktan kuaa aktarabilen
neandertalin, konuma dilinden yoksun olduunu sylemek ona biraz hakszlk olur. Bir
tarihncesi atamzn konuup konumad konusunda elimizde kesin bir kant yoktur. Zaten,
konumann gereklemesine olanak veren anatomik sistem olduka karmaktr. Konuma
denildiinde sinir sistemi, beyin korteksinin temporal ve parietal blgeleri, grtlak ve yutak
morfolojisi, gs kafesi, solunum sisteminde rol oynayan kaslar, kafa kaidesi as
(basicranium), az boluu, burun delikleri, dil kemiinin anatomisi ve konumu ve dil
kkndeki kaslar hep birlikte gz nnde bulundurulmaldr. Ne yazk ki bu saydmz
zelliklerin byk ounluu yumuak dokular ilgilendirmekte olup, fosil insanlarda zamanla
ryp yok olmulardr. Aratrclar, neandertallerde grtlak blgesinin her sesi rahata bizim
gibi karabildiine ihtimal vermiyorlar (Liebermann, 1975). Neandertallerin konuup
konumadklarna dair tartmalar her zaman srecee benziyor. Bir neandertal dierine nasl
sesleniyordu, bunu asla renemeyeceiz.
Neandertallerin genetik yaplar belki bir gn ortaya konabilecek; tahribata uramam DNA
moleklleri, onlarn fosillemi kemiklerinden karldnda bu atalarmz hakknda kukusuz
ok ey reneceiz. Akrabalk ilikileri, kaltsal rahatszlklar, aile yaplar bu sayede ortaya
konabilecek. Irak'da, anidar maarasnda neandertalin kulland, akmak tandan yaplm bir
alet zerinde kan izleri tesbit edildi. Bu fizyolojik bulgu bizim iin ok nemlidir. Bylece,
tarihncesi atalarmzn iskeletleri dnda ilk kez kanlaryla da tanm oluyoruz (Victoria,
1985).

Kltrel zellikler: Neandertal ve adalar, orta paleolitik ad verilen ta endstrisini


yaratmlardr (Bordes, 1968; Arsebk, 1995). Musteriyen teknolojisi bu kltrn en iyi bilinen
evresidir. Orta paleolitik endstrisi eitli tipte retilen aletlerle tannr. Homo erektusun alyen
el baltas gelenei neandertal tarafndan devam ettirildi. El baltas dnda, yonga teknolojisiyle
retilen bir ok ufak ve kullanl aletler gnlk yaama girdi. Bak, yan kazyc, u kazyc,
testere biiminde kazyc, delici, sapl ve sapsz gen ular bunlar arasnda saylabilir.
Musteriyen ta endstrisi, gsterdii baz blgesel farkllklarla beraber paleolitik a iinde
uzun sren bir gelenee sahipti. Tm neandertaller ve adalar musteriyen teknolojisiyle alet
yapp kullandlar; ama her musteriyen tipi alet kullanan toplum da neandertal deildi. Nitekim,
Ortadou'da Djebel Qafzeh ve Skhul insanlar, neandertallere oranla daha modern grnmde
olmalarna ramen lvalvazo-musteriyen tipte aletler kullanmlardr. Bu durumda, aka
anlalyor ki, kltrle insan formlar arasnda ok sk bir iliki bulunmamaktadr. Neandertal,
ta aletlerin yan sra kemik ve aatan da aletler yapt. Bunlar genellikle hayvan derisini
kazma, aa kabuunu soyma, eti en kk paralara ayrma, toplad besinleri ezme gibi farkl
ilerde kulland. Ucunu sivriltip atete yakarak sertletirdii sopalar gnmze kadar rmeden
toprak altnda korunabildi (ekil: 3.11). Neandertal anak mlek yapmay bilmiyordu. Kap
olarak kafatasndan ya da bugnk baz yerlilerde olduu gibi aa kabuklarndan yararland
sanlyor. Kimi zaman tahta kaplar yapt. rnein spanya'nn kuzeyinde bir kaya snanda bu
tr kaplar ele geti. Fazla derin olmayan bu kaplar belki su imek ve besinleri saklamak iin
kulland. Bunlar aa yukar 45000 yl ncesine aittir. Tahta kaplar, kaya snann zemininde
olduka slak bir ortamda kalsiyum karbonat ile kaplanm vaziyette bulundu.
ekil 3.11 Neandertal yaamndan bir kesit.

Aletler, doal olarak insan organizmasnn stlendii yk byk lde hafifletmitir. Buzul
ann souk iklimi altnda neandertalin hayvan derisinden eitli giysiler yapt bilinmektedir.
Deri ilemeciliinde olduka uzmanlatklar tahmin edilmektedir. neyi henz
kefedememilerdi. Bu ok kullanl ve faydal kltrel arac yaratmak kromanyon adl modern
insana nasip olmutur. Dolaysyla, neandertaller ineyi tanmadan yaklak 10.000 yl nce tarih
sahnesinden ayrld. O halde, hayvan derilerini dikmeden giysi olarak kullanyorlard. Ne yazk
ki, bu giysiler aradan geen 30-40 bin yl iinde ryp yok oldular. Buzul ann souk k
gecelerinde hayvan postlarn yatak, yorgan olarak da kullandlar. ri maara ays, kll gergedan
ve tundra geyii gibi krkl hayvanlar belki de bu souk iklimlerde onlarn hayatlarn kurtard.
Ne kadar gl yapya sahip olurlarsa olsunlar, yine de sonuta insandlar. Olumsuz iklim
koullarna
doutan
gelen
bir
baklklar
yoktu.
Neandertallerin kesici dilerinde tuhaf anma oluklar saptand. Aratrclar, bu trden
anmalarn beslenme ile ilgisi olmadn; bu atalarmzn n dilerini, giysi amacyla
hazrladklar hayvan derilerini yumuatma iinde kullandklarn saptadlar (Kottak, 1994).
Bugn Eskimolar da dilerini benzer ilerde kullanmaktadr. O halde, diler ayn zamanda bir
alet olarak kullanlmtr. Neandertaller yakacak ve aydnlanma iinde hayvan yandan
yararlanmtr. Atei en etkin biimde nasl srekli klacaklarn ok iyi biliyorlard.
Baarl bir avn ardndan neandertaller, ldrdkleri hayvanlarn geici olarak oluturduklar

kamp yerinde biriktiriyor, daha sonra devaml oturduklar maaraya ya da kaya alt snana
srtlarnda tayorlard. Tama ileminde zaman zaman basit biimde hazrladklar sedyeleri
kullandklar
baz
aratrclar
tarafndan
ileri
srlmtr.
Neandertal iskeletlerini inceleyen aratrclar, erkek ve kadn arasnda, homo erektuslarda
olduu gibi, irilik asndan kayda deer bir farklln olmadn kabul ederler. Dolaysyla,
neandertallerde kadnn iskeleti de en az erkeinki kadar gl bir yapya sahiptir. Bu anatomik
verilerden hareketle, neandertallerin gnlk yaantlar hakknda baz deerlendirmeler
yaplmaktadr; yle ki, kadn her zaman maarada kalp ocuk bakm ya da yemek piirme gibi
gnlk ilerle uramyor, erkeklerle bizzat ava katlyor, onlar gibi av peinde kouyordu. Kadn
ve erkek arasnda belirli bir i blm yoktu, ama sk bir dayanma vard. Grup iinde kadnn
da erkek kadar sz sahibi olduu tahmin edilmektedir. Onun gl bir toplumsal stats vard.
Hibir zaman ikinci planda kalmad. En kaliteli besinlerden eit lde yararlanyordu. lm
ya ortalamas erkeinkiyle ayn idi. Yaam beklentisi erektus atalannnkine oranla fazla olduu
iin,
dourganlk
yana
ulama
anslar
fazla
idi.
Neandertaller, hzl koan ve ayn zamanda tehlikeli step at, kll gergedan, iri maara ays ve
mamut gibi hayvanlar avlamakta ok usta idi. Bu tip hayvanlarla baetmek, gerektiinde gs
gse mcadele etmek, yakn mesafeden ldrc darbeler indirmek gl bir solunum
kapasitesini, dayankl bir yapy ve etkin bir dengeyi zorunlu klyordu. Zeks ve teknolojisi her
tr kara hayvann avlamaya yetiyordu (Binford, 1985). Neandertal ok et yiyen bir atamzd;
besinlerinin % 99'unu et ve dier hayvansal rnler tekil ediyordu. Zamanmzdan 40 bin yl
nce yaam neandertallere ait kemiklerden elde edilen kolajen iindeki nitrojen ve karbon
izotoplarnn analizi, neandertallerin beslenme alkanl hakknda ok deerli bilgiler
kazandrmtr; buna gre, bu fosil insanlarn besin tipi kurt ve tilkininki arasnda bir yer igal
etmektedir (Dorozynski ve Anderson, 1991). Bilindii gibi, kurtlar sadece etle beslenirken;
tilkiler et dnda meyveleri, bitki tohumlarn ve hatta aa yapraklarn da yerler. Neandertaller,
kara hayvanlarn balk ve dier su rnlerinden daha fazla tketmilerdir.
Bu atalarmz gn gnne yaayacak kadar tedbirsiz olamazlard. Maaralarda yiyecek ve
yakacak stoklar yaparak kendilerini gvence altna aldklar arkeolojik buluntulardan
anlalmaktadr. Nitekim, Irak'da anidar maarasnn zemininde, besinlerini sakladklar ok
sayda kk ukurlara rastlanmtr. On kiiden oluan bir neandertal grubun 1 ay boyunca
beslenmesi iin ortalama 400 kg ete ihtiyac vard. Byk miktardaki bu et stoklarn sz konusu
ukurlarda
sakladklar
akla
yatkn
gelmektedir.
Neandertaller kk topluluklar halinde birbirlerinden uzaklarda yaamlardr. Bat
Avrupa'da, belki de bir kabilenin yesi bir baka kabilenin yesini hayatnda hi grme frsat
bulamyordu. Wrm buzulunun yaratt olumsuz iklim koullar, neandertallerin fazla yer
deitirmesine, yaylmasna imkn vermiyordu. Neandertal dnyas aslnda ok tenha bir
dnyayd. rnein neandertallerin en youn olduu Fransa'da bile yaklak 20 bin neandertalin
yaad tahmin edilmektedir. Neandertaller ak alanlarda da yaamlardr. Bunun en gzel
rnei Rusya steplerinden gelmektedir. Burada Rus arkeologlarca yaplan kazlarda, hayvan
derileri ve mamut kemiklerinden yararlanarak ina edilen adrlar saptand. Bunlarn iinde ok
sayda
ocak
izine
rastland
(Jelinek,
1975).

Neandertallerin inan dnyas: Neandertallerle birlikte yepyeni bir kltrel olay kendini
gsterdi. Bu da doast kavramdr. lk mezar adetini neandertallerde gryoruz (Solecki, !975;
Genet-Varcin, 1978; Kottak, 1997). Bunlardan nceki fosil insanlar llerini ldkleri yerde
brakyorlard. lm olay neandertalin gznde bir yok olma deildi; sadece bir mekn
deiikliiydi. Neandertaller oturduklar yerde, maara ya da bir baka mekn olsun, ufak bir

ukur ayor, lsn trenle buraya gmyordu. lye, anne karnndaki ceninin pozisyonunu
vermeye de zen gsteriyorlard. Gerekten de, neandertaller llerini hibir zaman mezara
srtst uzatmyorlard. Elleri ba hizasna getirip, dizleri karna ekili halde gmmelerinin
mutlaka bir nedeni olmalyd. Bazen, br dnyadaki hayatnda lye yardmc olsun ya da onu
korusun diye, yanna hayvan kemikleri koyuyorlard. Kei ve geyik boynuzlar ya da mamut
krek kemii bunlar arasnda saylabilir. lnn ba, yass bir ta zerine zenle yatrlyordu.
ou kez zerine krmz boya serpiliyordu. Krmz boyann canll ve dirilii simgeledii
dnlrse, belki de lnn br dnyada yeniden dirileceine ve yeni bir hayata balayacana
inanlyordu. Neandertallerde ss eyalarna rastlanmad; bu fosil insanlarn sanattan yoksun
olduu kabul ediliyordu. Neandertal kadnlarnn sslenmeyi bilip bilmedikleri hakknda bir ey
sylenemiyordu. Belki de byle bir anlayn onlarda gelimedii sanlyordu. Erkekle ayn
koullarda yaama sava veren, onun gibi ava katlan, erkek gibi gl bir fizie sahip
Neandertal kadnlarnn bu ilere ayracak vakitlerinin olmad dnlyordu. Ancak,
Fransa'da Grotte du Renne'de (Arcysur-Cure) vaktiyle gn na karlm olan ve neandertale
ait olduu bilinen Chatelperronian kltr rnlerinin yeniden incelenmesi (d'Errico ve ark.,
1998) bu grleri rtt; nk buluntular arasnda hayvan dileri, kemikler ve fildiinden
yaplm kadn ss eyalar vard. Neandertal, bu taklar kromanyondan etkilenmeden bamsz
olarak
yapmt.
Baz Bat Avrupa neandertalleri maara aysn, sadece eti iin avlamyor, ona ayn zamanda
sayg duyuyordu. Bu iri ve tehlikeli yarat kutsallatrmlard. svire'de bir maarada
neandertal mezar, st tmyle ay kafataslanyla kapl olarak bulundu. te yandan, Fransa'da
Regourdou (Rgurdu) adl maarada 20 kadar maara ays kafatas bir mezarda lnn stne
ylm ekilde ortaya karld. Mezar, 1 ton arlnda bir yass tala kapatlmt.
Neandertallerin aile mezarlklar da vard. Nitekim, Fransa'da Le Moustier'de (L Mustiye) bir
mezardan ocuk ve iki erikine ait iskelet kalntlar karld. Ayn maarann zemininde
ayrca ok sayda kk ukurlar bulundu. Bunlara yiyecekler ve aletler konmutu. Neandertal,
her insann bir ruhu olduuna inanyordu. ly son yolculuuna uurlarken ona eitli trenler
dzenliyordu. rnein anidar maarasnda, anidar IV no.lu 35 yalarnda bir erkein
iskeletiyle beraber en az 8 tr iein fosillemi bol miktarda polenlerine rastland (Solecki,
1975). Bir bahar mevsiminde len bu neandertal, ya ieklerden hazrlanan bir yatak zerine
yatrlarak defnedilmi ya da iek demetleri lye sunulmutu. anidar maarasnda baka
neandertallerin iskeletleri de bulundu. Ancak neden sadece bir tanesine bu ayrcalk yapld,
bilemiyoruz. Belki din adamyd ya da saygn kiilii olan birisiydi. Aradan 40-50 bin yl gemi
olsa bile, insanolunun davran rntleri ve dnce sistemlerinde pek fazla deime olmad
grlmektedir.
Neandertaller arasnda ok sk dayanma vard. Hasta ve sakat olanlara baklyor, o dnemin
imknlar iinde tedavileri yaplyordu. Buna en gzel rnek La Chapelle aux Saints (La apel o
Sen) (Fransa) neandertalidir; 40 yalarnda len bu erkek hayatta iken baz kaburgalar krlm
ve sonradan kaynam, ayrca ileri derecede eklem romatizmasna yakalanmtr. Neandertalin
bu haliyle aktif bir yaam srmesi, ava katlmas mmkn deildi. O aa gre yal saylan bu
kiiye zel ilgi gsterildii anlalmaktadr. Aslnda bu tr rnekler oaltlabilir. Nitekim
anidar I (Irak) neandertali, salnda ok sayda kaza geirmi; bandan birka yara alm ve
iyilemi, sol gz bir kaza sonucu kr olmu, gz ukuru (orbit) paralanm, kprck, krek
ve paz kemii krlp, sonradan kaynaarak iyilemitir. Kollardan birisi dirsek hizasndan
kopmu, belki de zamannda yaplan cerrahi mdahele ile hayat kurtarlmtr. Bu bulgular
insanolunun on binlerce yl ncesinde bile hastalklar tedavi etmeye baladnn gstergesidir.
Hasta ve yal neandertallere baklmas ve tedavi edilmesi bunlarn 50-55 yalarna kadar
yaamalarn olanakl klyordu. Bu neandertalin kesici dilerinde allmn tesinde belirgin
anma grlmesi, kullanmad sa kolunun yerine sk sk n dilerinden yararlanmasna
balanabilir.

Baz neandertallerin insan eti yediklerine (kanibalist) dair kantlar elde edildi. Nitekim
Krapina (Yugoslavya) ve Vindija'da (Hrvatistan) bulunan neandertaller kanibalistti (Gibbons,
1997). Ancak bu davran rnts tm neandertal topluluklarna maledilemez. Eer Pekin ya da
Atapuerca homo erektuslar gibi, hemcinslerinin etini ya da beynini yemise, bu davrann daha
ziyade bysel/ritel adan yorumlamak gerekir. Yoksa, evresinde her tr hayvann yaad
bu atalarmzn salt et gereksinimi iin hemcinslerini yemesi beklenemez.

Neandertallerin sonu: Neandertaller anatomik ve fizyolojik ynden ylesine zellemilerdi


ki, modern grnml insana (homo sapiens sapiens) doru evrimleecek potansiyelleri yoktu.
Zaten neandertaller bugnk insann atas olamayacak kadar farkl bir anatomiye sahiplerdi.
Ortadou'da yaam olan Djebel Qafzeh ve Skhull izgisindeki topluluklar neandertal deil de,
arkaik homo sapienslere dahil edilir ve daha modern yapy simgeler (Wolpoff, 1980; Kottak,
1997). Son yaplan tarihlemeler bunlarn aa yukar 100 bin yl nce yaadklarn gstermitir.
Ortadou'da bir sre neandertallerin adalaryla birlikte oldular. Aratrclar, modern
grnml bu topluluklarn zamanla Avrupa ilerine yaylarak neandertallerin yaadklar
blgeleri igal ettiini, giderek neandertalleri bnyelerinde erittiklerini ileri srerler.
Bat Avrupa'da, madem ki neandertal ve modern grnml insan topluluklar bir sre
birarada yaadlar, acaba birbirleriyle nasl bir iliki iine girdiler? Kltrel ynden daha ileri,
teknolojik stnle sahip modern homo sapienslerle (Kromanyon) neandertallerin boy
lmesi beklenemezdi. Kromanyonlarn sosyo-ekonomik sistemleri, teknolojik donanmlar ve
yaam felsefeleri byk lde neandertallerinkinden farklyd. Aslnda neandertal kltrleri
birdenbire yok olmad; gelenekleri kromanyon insanlar tarafndan bir sre devam ettirildi. Ayn
hayvanlar kromanyonlar da avlad. Ayn buzul ikliminde onlar da yaad. Belki de souk bir
iklimde nasl yaanacan, beslenme ve barnma sorunlarn nasl zeceklerini, on binlerce
yllk
deneyime
sahip
neandertallerden
rendiler.
Fransa ve spanya'da yaplan kazlarda son yllarda neandertallerin bilinen en son
temsilcilerine rastland; zellikle spanya'nn gneyinde Zafarraya maaras zamanmzdan aa
yukar 33 bin yl ncesiyle tarihlenen buluntular bize kazandrd; bylece neandertallerin
anatomik ynden modern yapdaki kromanyonlarla ada olduklar en kesin biimde
kantlanmaktadr (Vandeermersch, 1997). Bu ge neandertallerin kltrleri ilk
neandertallerinkinden daha gelimi olup, kromanyon komularyla aralarnda belirli bir kltrel
temasn
da
bulunduunu
akla
getirmektedir.
Neandertaller, buzul ann en zor koullar altnda byk mcadele vermiler, souk ve sert
buzul iklimine kar biyolojik ynden tam bir uyum gstermiler, sonuta genetik olarak ylesine
yorgun dmlerdi ki, ne kltrel ne de genetik adan yeni bir yaam biimini balatacak
gleri kalmt. Zihinsel kapasiteleri de belirli bir snrn tesine bunlar tayamam olmalyd.
Anatomi ve davran rntleriyle bize daha yakn olan kromanyon ad verdiimiz modern insan
topluluklaryla temas kurduktan ksa bir sre sonra, aa yukar 7000 yl iinde tmyle yok
oldular. Hzla tarih sahnesinden ekilmelerinde kukusuz bizim dorudan atamz kabul edilen
modern homo sapienslerin rol byk oldu. Tm canllar iin geerli olan doa kanunu
neandertallerin de bir lde yazgsn belirlemiti. Neandertaller, bugn insan ailesinin yok
olmu bir kolu olarak kabul edilirler. Gelen yeni topluluklarla ayn trden sayldn ileri
srenler, bir genetik karmadan sz ederler; bu durumda kromanyonlar kendi bnyelerinde
neandertal topluluunu giderek erittiler. Baz aratrclar ise, dardan gelen istilac
kromanyonlarla neandertallerin farkl trlere ait olduunu savunurlar. Onlara gre, iki grubun
genetik adan karma potansiyelleri bulunsayd kazlarda melez formlara rastlanmas gerekirdi.
Neandertallerin Avrupa'dan silinip gitmesinde birok etken rol oynam olabilir. Bu yok oluun

srr henz zlebilmi deildir. Her ne kadar neandertal, modern insann atas olarak
grlmyorsa da, son yllarda bu gr yava yava yeniden tartmaya ald. Neandertal bizim
atamzd, diyen aratrclar bu dncelerini destekleyen kantlar arasnda neandertal ve modern
insan anatomisini birlikte tayan Mladec (ekoslovakya) (Z 33 bin-31 bin), Vindija
(Hrvatistan) ve Hortus (Fransa) fosillerini gstermektedir.
Kromanyon insanlar (homo sapiens sapiens)

Arkaik anatomik yapdan modern anatomik yapya geiin iyz hl bilinmiyor. Anatomik
yaplaryla bize benzeyen insanlar aa yukar 30 bin yl nce gryoruz. Ancak, kimi
aratrclar modern yapnn ilk kez 150 bin yl ncesinde Gney ve Dou Afrika'da belirdiini
iddia eder (Vandeermersch, 1997). Fransa'da 1868 ylnda Cro-Magnon adl kaya alt snanda
yaplan kaz almalarnda, grnmleri bizden farksz insanlarn iskeletleri bulunduunda
bilim dnyas yeni bir insan tryle, bir baka deyile bizim gerek atamzla, tipleri bizden
farksz insanlarla tanm oldu. Bu tarihten itibaren kromanyon, modern insann simgesi haline
geldi (ekil: 3.12). Kromanyonla birlikte yeni bir beyin, yeni bir teknoloji, yeni bir fiziksel yap,
daha ilginci yeni bir dnce dnyas ile karlayoruz. Orta paleolitik a neandertalle birlikte
tarihe gmlrken, kromanyon st paleolitik a ad verdiimiz yepyeni bir kltr evresiyle bizi
tantryordu.
ekil: 3.12 Cromagnon (H. Sapiens)

Bize benzeyen insanlarn ilk nerede ve ne zaman ortaya kt hep tartma konusu olmutur.
yle ki, UNESCO Paris'te 1969ylnda dzenledii bir sempozyumu tmyle bu konuya
ayrmtr (Thomas,1972). Modern anatomik yapnn ortaya kn belirleyen etmenleri drt
grupta toplayabiliriz. 1. Biyocorafya, 2. evresel dinamikler, 3. Blgesel ekoloji, 4. Uyumsal
nitelikli eitlenme.
Modern insann anavatan hangi kta olabilirdi? Afrika'y medeni insann beii olarak
grenler arkaik yapdan modern yapya dnm mitokondriyal DNA (MtDNA)' daki
mutasyon, hzna dayanarak aklamaya alrlar. Baz bilim adamlar, dnyada yaayan tm
insanlarn ortak atasnn Afrika'da doduunu ne srerler (Lewin, 1996). Hatta tm modern
insanlarn tek bir kadna balanabileceini dnrler. Havva anamzn Afrika'da 200 bin yl
nce yaad, mitokondriyal DNA kuramna gre aklanmaktadr (Stringer, 1990). Kaliforniya
Berkeley niversitesi'nden Alan Wilson ve Mark Stoneking bu kuramn sahipleridir. Sz konusu
aratrclar, yaayan birok rk gruplarnda mitokondriyal DNA'nn varyasyon hzn incelediler
ve modern insan trnn ilk ne zaman arkaik insan trnden ayrldn saptamak amacyla
hcrelerin mitokondriyumlarnda bulunan MtDNA'y dikkate aldlar. Bilindii gibi, MtDNA
hcre ekirdeinde yer almaz ve sadece anne tarafndan kaltm srdrlr. Hibir zaman baba
tarafndan gelen DNA ile karmaz. Dolaysyla cinsel reme srecinden bamszdr. Ayrca,
MtDNA doal seilim basksndan da etkilenmez. MtDNA'daki mutasyon hznn her 1 milyon
ylda ancak %2-4 orannda olduu kabul edilir. Bylece, bu ilkeden hareket eden aratrclar
modern insan trnde molekler saati geriye doru ileterek zamanmzdan 200 bin yl ncesine
kadar inerler.

Afrika'dan dier ktalara yaylan modern insan topluluklar, gittikleri her yerde yerli arkaik
topluluklarn yerini ald, onlarla kart ve bnyelerinde erittiler. Bu genetik karmalar beyin
dzeyinde veni bir yaplanmann olumasna ortam hazrlad. Anavatan Afrika grn
reddeden M. Wolpoff'a gre mitokondriyal saat diye birey olamaz; zira MtDNA'daki mutasyon
baz devirlerde ok hzl, baz devirlerde ise hi olmamtr. Ona gre, eer molekler saat zaman
zaman doruyu gsteriyorsa, bu daha ziyade duran saatin gn boyunca iki kez doruyu
gstermesi ile ayn anlama gelmektedir. Gnmzde, modern insann kkeni sorunu bilim
dnyasn ikiye blm durumda. Bir ksm aratrc, modern insann tek merkezden, yani
Afrika'da izole bir topluluktan gelitiini savunurken, Wolpoff'un ban ektii dier bazlar da
ok merkezli gr desteklemektedir. Onlarn dncesine gre modern insan; Asya, Afrika ve
Avrupa'da farkl blgelerde zamanla yerel arkaik insan topluluklarndan evrimleti. O halde
nmzde iki farkl soru var; anatomisi bize benzeyen insan tek merkezde mi, yoksa ok
merkezde mi dodu? Modern insan ok merkezli dnenlere gre, Asya ktas Sar rka ve
Avustralya yerlilerine; Avrupa Beyaz rka; Afrika ise Zencilere anavatan oldu. Modern rklar bu
ana ktada birbirlerinden bamsz olarak gelitiler.
Avrupa'da modern insan wrm buzulunun ikinci yarsndan itibaren sahnede grlr (GenetVarcin, 1979). Bu ada Avrupa'nn kuzey ovalar ve Alpler blgesi buzullarla kaplyd. klim
neandertallerin yaad dnemdeki kadar souktu. Is srekli 0 santigrad derecenin altnda idi.
Klar 10 ay sryordu (Alimen, 1965). Buzul alarnda okyanus sularnn byk bir kesimi
ktalar zerinde oluan buzul ktlelerinin iinde alkonmutur; bu nedenle deniz seviyelerinde
ortalama 100 m'lik bir alalma olmutur. Bu iklimsel olay da, kylarn profilini nemli derecede
deitirmitir. Avrupa, buzullarn altnda kalrken, Afrika'da lman ve yal bir iklim hkm
sryordu. Bugnk Byk Sahra lnn yerinde gller ve ormanlar bulunuyordu. O halde,
Afrika'daki belirgin lleme son 10 bin yln rndr.
35 bin yl ncesinden itibaren Avrupa'da sert ve souk iklim doruk noktasna ularken,
Avrupa'nn tek hakimi durumuna geen kromanyonlar tanmaya alalm. Bunlarda ilk dikkati
eken zellik uzun boylu olularyd. 1.85 m boyundaki kromanyonlara rastlamak olaand.
Neandertallerdekinin aksine kadn (ortalama 1.67 m) ve erkek (ortalama 1.77 m) arasnda irilik
fark vard. Beyin bizimki gibi bykt. Aln geni ve dikti. Ka kemerleri fazla knt
yapmyordu. n arka ynde uzun olan kafatas geni bir yzle pek uyumlu grnmyordu. Gz
ukurlar dard. Burun dar ve kntl olup, burun srt dzd. Alt enede belirgin bir knt
(menton) olumutu. Bu atalarmzn baz zelliklerini ise hi bilemiyeceiz. rnein salar dz
ve sar, gzleri mavi miydi? Boyu, posu, rengi ne olursa olsun zeki ve gl bir insan
olduundan hi kukumuz yok. st yontma ta anda kromanyon tipi deiik blgelerde eitli
rklarla temsil ediliyordu. Kromanyon izgisindeki topluluklar Rusya steplerinde, Dou
Avrupa'da, hatta Kuzey Afrika'da bile yaad. Avrupa'da bugn yaayan insan rklarnn atalar
da st yontma ta anda ana hatlaryla belirlenmi oldu (Wolpoff, 1980). rnein kromanyon,
giderek nordik rk grubuna dnrken, combe capelle (komb kapel) ad verdiimiz bir baka st
yontma ta a topluluu bugnk Akdeniz rknn ekirdeini oluturdu. Perigordiyen ad
verilen st yontma ta ann yaratcs olan komb kapel insanlar, kromanyonlardan daha ksa
boylu idiler. st yontma ta ann sonlarna doru anslad ad verdiimiz bir nc insan
tipi geliti. Bunlarda da boy ksa idi. Ba, kromanyonlardakinin aksine n arka ynde fazla uzun
deildi. Aln geniti.
st yontma ta a sonlarna doru anatomik yapda hissedilir bir narinlemeye tank
oluyoruz. Kaba yapnn yerini narin bir anatominin almas ile teknolojideki gelime arasnda bir
iliki kurulabilir. Gerekten de kas, kemik ve dilerin ortaklaa stlendii birtakm gnlk ileri,
etkin kullanm olan kemik, ta ve aatan yaplan eitli aletler ald. st yontma ta ann
modern grnml insan topluluklar yeni iskn ettikleri blgelere uyumlarn neandertal gibi
fiziksel deil de kltrel ynden yaptlar.

st yontma ta anda Avrupa'da insann ayak basmad yer kalmad. Nfus nemli
derecede artt. rnein magdalanyen kltr evresinde dnya nfusunun 10 milyon kadar olduu
tahmin edilmektedir. nsann yerlemek iin dnebilecei en son blge olan Sibirya'da bile bu
ada kromanyon insannn adalar yaad (Genet-Varcin, 1979).

Kltrel zellikler: Anatomisi bizden farksz olan bu insanlar, gelitirdikleri teknolojik rnler
sayesinde her tr iklime ok iyi uyum saladlar. Modern grnml st yontma ta a avc ve
toplayclar 25 bin yllk bir sre ierisinde kltrlerini Atlantik'ten Ural Dalar'na, Baltk
Denizi'nden Akdeniz'e kadar yaydlar (Bostanc, 1971). st yontma ta a kendi iinde
perigordiyen (Z 35 bin-23 bin aras), orinyasiyen (Z 35 bin-20 bin aras), soltreyen (Z 20
bin-17 bin aras) ve magdalenyen (Z 17 bin- 12 bin aras) olarak adlandrlan eitli kltr
evrelerine ayrlr (Bordes, 1972). Perigordiyen, neandertalin yaratt musteriyen kltrden izler
tar. Bu kltr ann ilerlemi evresinde burin ad verilen ta aletlerin, olanca eitlilii iinde
retildiini gryoruz. Zamanmzdan nce 36 bin-30 bin aras ile tarihlenen orinyasiyen ise
Avrupa'ya yabanc bir kltrd, dardan geldi. Bu kltr evresinde burin, dilgi, kazyc,
kemikten yaplma karg, mzrak gibi aletleri ve silahlar buluyoruz. Perigordiyen ve orinyasiyen
endstrileri birbirlerinden bamsz olarak evrimletiler. Soltreyen kltr defne ya da st
yapra biiminde yontularak hazrlanm olan, ok byk ustalk gerektiren ta aletlerle tannr.
Adn Fransa'daki Soltre kynden alr. 1971 yl yaznda bu blgede yapm olduumuz
kazlarda bu tr aletlere ok sayda rastladk. Aslnda bunlarn ne amala retildii tam olarak
bilinmiyor. O devirde insanlarn kulland bir eit para myd? Simgesel bir anlam m vard?
Soltreyen insan ok ve yay da buldu. Wrm buzulunun III. ve IV. ara evrelerine e den st
yontma ta ann son kltr evresi magdalenyende ise aletler daha da eitlendi; burinlerin
papaan gagas biiminde olanlar, ok eitli iler iin ngrlen mikroburinler, yldz
biiminde ok tarafl deliciler, trapez ular magdalenyen insannn alet antasna girdi (Bordes
1968; Arsebk, 1995). Baz aratrclar magdalanyen insannn, keskin kenarl dilgi aletleri orak
gibi kullanarak yabani tahllar bitiini, bu tahllarn tanelerini ise ta dibeklerde ezip yediini
kazlardan elde edilen bilgilere dayanarak ileri srmektedir. st yontma ta a genelinde tam
92 tip ta alet tesbit edildi. Fildii veya kemikten retilen olta ve zpkn ilk kez bu ada
karmza kar. Kaburgadan ate kreini, ren geyii boynuzundan kazmay, hatta su bardan,
ku kemiinden tp eklinde aralar ilk kez bu atalarmz yapt. Derileri kazmak iin mamutun
az diinden yararlandlar. Magdalanyen terzileri mamut ya da gergedann krek kemiini tabla
gibi kullanarak zerinde deri kestiler.
st yontma ta a insanlar kemii, boynuzu, fildiini, deriyi, aa ya da yumuak talar
ileyebilecek aletler gelitirdiler. Ta endstrisinde dilgi ad verdiimiz yeni bir teknik icad
ettiler (ekil: 3.13). Dilgi, nceden hazrlanm olan bir akmakta ya da obsidiyen
yumrusundan zel tekniklerle elde edilir (Bordes, 1968). Bir dilgi, geniliinden en az iki kat
daha uzundur. st yontma ta anda alet retiminde giderek etkinleen bir standartlamaya
tank oluyoruz. Bu ada alet yapan aletler imal edildi. Ekolojik koullara ve ekonomik
faaliyetlere gre deiik trde aletler hazrland. Soltreyen kltrnn sonlarna doru, bir
baka deyile zamanmzdan 17 bin yl nce diki inesi icat edildi (Jelinek, 1975). Atlarn bilek
kemiklerinden, kularn bacak kemiklerinden ya da fildiinden yontularak yaplan ineler 2 cm
ile 10 cm arasnda deiiyordu. Magdalanyende bu ineler giderek artt. Herhalde zamanla
souyan iklim karsnda giyinme n plana knca ineye de daha fazla i dt. nsanolu, 13
bin yl nce suda balk avlamak amacyla kemikten ya da boynuzdan tek ve iki sral zpkn icad
etti. Wrm buzulunun ikinci yarsndan itibaren daha da souyan ve sertleen iklime bal olarak
step ve tundra alanlar yaygnlat. Buzul an simgeleyen ren geyii, mavi tilki, step at ve
maara ays gibi hayvan trleri spanya, talya ilerine kadar sokuldular. rnein sayga antilopu
Orta Asya'y simgelese de, biz onu magdalanyen kltr anda Fransa'da gryoruz. Bu geni

alanlarda hzla hareket eden hayvanlar avlamak iin uzaktan frlatlabilecek etkin silahlar
gerekliydi. Aslnda retilen hep alet olmad; ok, mzrak vb. aletler sadece hayvanlar avlamak
iin yaplmad; insanlar bu silahlarla ayn zamanda savat.
ekil: 3.13 st paleolitik a dilgi elde etme yntemi (Jelinek, 1975)

st yontma ta a insanlarnn avlanma stratejileri de ncekilerden farklyd; geni bir


ibirlii iinde ok sayda hayvan belirli bir yere srlyor, tuzaa drlyor ve toplu halde
lmeleri salanyordu. Zek ve kurnazlk gerektiren byle bir avlanma stratejisine soltreyen
avclarnda rastlyoruz. Gerekten de, 1971 ylnda Fransa'nn ortalarnda Macon yaknlarnda
bulunan Soltre kynde Jean Combier bakanlnda, benim de katldm bir ekip tarafndan
st yontma ta a avclarnn yaadklar yer kazlrken, binlerce atn fosil kalnts gn na
karld. Burada en az 100 bin atn kemiklerine rastlanmas nasl aklanabilirdi? Atalarmzn
avlanma zeks ite burada devreye giriyordu. Yrede bulunan ok yksek bir kaya, kurnazca bir
tuzak gelitirmek iin yeterliydi; soltreyen avclar ok sayda yabani at uuruma doru
kovalyorlard. Panie kaplan atlar bylece areyi yksek kayann tepesinden aaya dmekte
buluyordu. st yontma ta a insanlar ileri derecede sosyal rgtlenmeleri sayesinde her tr
hayvan kolayca avlayabildiler. Ancak, evcilletirmeyi henz bilmiyorlard. Hepsi de vahi halde
evrede yaayan ren geyii, mamut, bizon, step at ve srn etleri kromanyon atalarmzn
sofralarnda ba kedeki yerini ald. Bu a insanlar bizden ok daha fazla et yediler. Eti talar
zerinde kzartyor, ya da kzdrlm talar su dolu deri tulum iine atp suyu sttktan sonra
etleri bu suda halyorlard. Maaralarda kazdklar kk ukurlara etlerini saklyor, ktlk
zamannda da karp yiyorlard. evrelerinde yetien birok bitki ve meyveyi de topluyorlard.
yle ki, bugne kadar korunmu kromanyon dklarnda zm ekirdeklerine bile rastland.
Ne denli zor koullar altnda yaarlarsa yaasnlar, bu insanlar hayvansal ve bitkisel besin
asndan yine de bizlerden daha anslydlar. Atalarmz evrelerindeki doal kaynaklar
tketirken biraz da arya katlar; ekolojik dengeyi bir lde bozdular. st pleistosenin
sonlarnda aa yukar 50 otul hayvan tr yok oldu. Bu hayvanlarn nesillerinin tkenmesinde
iklim koullarndaki deimenin yan sra, kukusuz insann da byk pay vard. nsanlar st
yontma ta ann sonlarna doru kara hayvanlarnn yansra youn biimde su hayvanlarn
da avlayp yemee baladlar. Kemikten, boynuzdan ya da fildiinden yaplan olta, zpkn gibi av
aletleri sayesinde her tr bal yakalama olana buldular. Balklk alternatif bir avlanma tr
olarak devreye girerken, bu devir insanlarnn sofras daha da zenginleti. Daha iyi ve dengeli
beslenme insan saln da olumlu ynde etkiledi. Ortalama mr uzad. lk kez insanolu 60
yana kadar yaayabilme ansna kavutu. Kadnlarn dourganlk yana erime anslar artt.
Dourganlk sreleri uzad. Bu da nfus artn nemli derecede etkiledi. Nfus arttka, st
yontma ta a insan topluluklar birbirleriyle daha sk iliki kurmaya baladlar. Birbirlerine
komu oldular. Yaptklar deniz aralaryla denizar seyahatlere baladlar. Yeni yeni dnyalar
kefettiler. 30 bin yl ncesinde Kore'den Japonya'ya getiler. Bering Boaz yoluyla Amerika'ya
ayak bastlar. Avustralya ktas ilk kez insana bu alarda kapsn at.
st yontma ta a yeni kltrler, yeni avlanma teknikleri ile karmza ksa da avclk ve
toplaycla dayal geim ekonomisi deimedi. Henz ne tarm ne hayvanclk ne de yerleik
kyler vard. Kromanyon atalarmz doal maaralar, kaya alt snaklar olduu kadar ak

alanlarda ina ettikleri adrlarda ve kulbelerde de yaamlarn srdrdler. Yuvarlak,


dikdrtgen ya da elips plannda olan kulbelerini yar yarya topraa gml olarak yapyorlard.
Bylece ok souk geen dnemlerde s kaybn en az dzeye indiriyorlard. Sibirya st yontma
ta a insanlar ounlukla bu tr kulbelerde yaadlar. adr ve kulbelerin duvarlarn
mamutlarn fildileriyle ryorlar, daha sonra hayvan derisiyle kaplyorlard. Kulbelerin ap
bazen 42 metreye kadar kabiliyordu. Byle bir kulbenin yapmnda 95 mamutun kemiinin
kullanld tesbit edildi. Birka aile ayn kulbede yayordu. Her kulbe iinde ocak
bulunuyordu; burada snmak iin yal mamut kemiklerini yakyorlard. Yanan ocan dumann
dar atmak iin baca bile ngrlmt. Kulbe zeminine yass talar veya kalker plaketler
deniyordu. Aralar da kumla doldurularak zemin salamlatrlyordu. Kulbenin taban bazen
kille svanyor, zerine de krmz boya serpiliyordu. st yontma ta a insanlarnn yaptklar
adrlar koni biiminde olup, Kzlderililerin tipi denilen adrlarna benzer. zellikle
magdalenyen kltr anda, birok adr ya da kulbeden oluan yerleim birimleri grlr. 2530 bin yl ncesinden itibaren artk insanolu doal maaralardan ziyade kendi eliyle her trl
ihtiyac
ngrerek
ina
ettii
kulbelerde
yaamaa
balad.
st yontma ta anda ok geni bir corafi alanda benzer kltrel olaylara rastlamak, her
zaman toplumlar aras ilikilerle aklanmamal; kltr rnleri gler yoluyla baka blgelere
yaylabilir, ya da baka baka blgelerde benzer ihtiyalar ve ekolojik koullar benzer kltr
rnlerinin gelitirilmesine ortam hazrlayabilir. Kltrel yaratclk bir merkezde ortaya kan
ve
bir
toplumun
tekelinde
olan
potansiyel
deildir.
st yontma ta a insan da llerini neandertal gibi mezara gmyordu (Jelinek, 1975).
Onun gibi, br dnya kavramna inanyordu. ller bazen srtst, bazen de melmi
pozisyonda bulunmutur. Dizleri karna ekilmi vaziyette tutabilmek iin l byk bir olaslkla
balanyordu; belki bu ekilde deri torbalar iine konuyordu. lnn vcuduna okr ad verilen
krmz toprak boya serpiliyordu. Mezara mamut ve ren geyii gibi hayvanlarn kemikleri, bazen
fildiinden yaplm heykelcikler braklyordu. st yontma ta ana ait oklu gmlere de
rastland. rnein ekoslovakya'da Predmost ad verilen yerleim merkezinde ocuk ve
erikinden oluan 29 bireyin iskeleti ayn mezar iinde bulundu. ller iin zel mezarlklar
ngrlmyordu. Henz bu devirde nekropol anlay gelimemiti.
Sanatn douu

st yontma ta anda kromanyon insanyla beraber, aa yukar 30 bin yl ncesinden


itibaren sanat denilen yeni bir olay karmza kyor (Alimen, 1965; Yalnkaya, 1975 ve 1982;
Kottak, 1997). nsanlk kltr tarihinde ilk byk sanat hareketi orinyasiyen adan
magdalanyen a sonuna kadar uzanan 20-25 bin yllk sre iinde yeerdi ve geliti. st
yontma ta a insan, doal maaralarn dehlizlerinde en kuytu ve karanlk kelerindeki
duvarlara resimler yapt (ekil: 3.14 ve 3.15). Bu a insannn, zihinsel adan neandertalden
daha stn olduunu kabul etmek gerekir. O, kltr tarihimizde yeni bir r at; hayranlk
uyandracak derecede sanat rnleri yaratt. Cisimlerin boyutlu olarak alglanmas orinyasiyen
kltr anda 30 bin yl nce balad. Soyut dnme kavramnn kromanyonlarla birlikte
ortaya kt sylenebilir. Duygu ve dncelerini maara duvarlarna izdikleri resimlere,
gravrlere ya da heykelciklere yanstt.
ekil 3.14 Altamira maaras (spanya)

ekil 3.15 Lascaux maaras (Fransa) (Skira Flammarion, 1980)

Maara resim sanat prehistoryann altn adr. Din neandertal ile, sanat ise kromanyon ile
balad, diyebiliriz. Tarihncesi insanlarn hep yanl tandk; bir eliyle el baltasn, dieriyle de
karsn salarndan tutarak srkleyen kaba ve vahi grnml maara adam imaj artk
gerilerde kald. Prehistoryann adeta papas saylan Fransz papaz Henri Breuil, onlardan dhi
yabanllar diye sz eder. Fransa, spanya ve talya bu maara resim sanatnn younlat
blgeler oldu (Jelinek, 1975). rnein Fransa'da 67, spanya'da ise 31 resimli maara belirlendi.
Fransa'daki Les Eysies (Lezeyzi) blgesi resimli maaralaryla tannr. Bunlar arasnda en nls
de kukusuz 1940 ylnda tesadfen bulunan Lasko (Lascaux)'dur. Lascaux maaras birok
dehlizler ierir. Adeta bir sanat galerisi gibidir. st yontma ta a ressamlar, bu dehlizlerin
duvarlarna, tavanlarna ve insan elinin ulaamyaca her yere mavi, krmz ve siyah renkleri
kullanarak grkemli hayvan resimleri izmilerdir. Bazlarnn zerine yenilerini yapm, baz
hayvan resimlerini de yarm brakmtr. Fransa'nn Font de Gaume (Fon d Gom) maarasnda
ise tuzaa drlm bir mamut resmi bulunmaktadr. Bu resimlerin hepsi ayn anda
izilmemitir. Renkler ve izgiler binlerce yl mucizevi ekilde korunmutur. Av hayvanlar
bazen yle gereki biimde ve tm anatomik ayrntlaryla izilmitir ki, bunlarn trlerini hatta
rklarn bile tehis etmek mmkndr. Hayvan resimleri kimi zaman belirli bir dzen ve mantk
iinde karmza kar; bir duvar tmyle atlara ayrlrken, bir baka duvardaki tm bir pano ise
boalarn heybetli grntleriyle donatlmtr. rnein Lasko'da boa panosu 17 m
uzunluunda ve 5 m yksekliinde muazzam bir dekor oluturur. Kromanyon insan, evresinde
yaayan vahi hayvanlar resim ve gravrlerle sanki lmszletirdi. Onlar yceletirdi, onlara
kiilik kazandrd. Bizon ve at en sk izilen hayvanlard. Buzul ann en byk hayvan olan
mamutu, usuz bucaksz step ve tundralarda adeta uarcasna koan vahi at, kll gergedan,
muhteem boynuzlaryla masal dnyalarmz ssleyen ren geyiini hep onun usta kaleminden
tandk. st yontma ta ann resimli maaralar, tarihncesinin bir tr hayvanat bahesi
gibidir. Lascaux'daki resimler orinyasiyen an sonlaryla yalandrlr (Alimen, 1965). 150
hayvan resmi ve 850 gravr ieren Lascaux maaras turizme alnca, duvarlarndaki bu gz
kamatrc hayvan resimleri zamanla tahrip oldu. Bu yzden 1963 ylndan beri halka kapatld;
yaknlarnda bir yere benzeri yapld. Bugn turistler yalanc Lascaux'yu gezmekle
yetinmektedir. 1991 ylnda Fransa'da Marsilya'nn Akdeniz'e bakan ksmnda Cosquer (Kosker)
adl yeni bir resimli maara kefedildi (Simons, 1992; Combier, 1996). Buradaki duvar
resimlerinin Lasko'dakinden daha eski olduu belirlendi. st yontma ta a ressamlar Kosquer
maarasnn kalker duvarlar zerine koan atlar, geyikler, penguenler ve bizonlar izmiler.
Maarada bu resimlerin yapld ada ky 7-8 km daha gneyde yer alyormu. Bugn ise
nemli lde denizin altnda kalan resimli maara sadece dalglar tarafndan gezilip,
grlebilmektedir. Kosquer maarasnn zemininde rastlanan kmrlemi am odunu kalntlar

maaray o dnemlerde ziyaret eden st yontma ta a insanlarnn kulland mealelerden


geriye kalan artklar olabilir. Son yllarda bu resimli maaralara yenileri eklendi. Bu resimlere
bakarken insan kendini isimsiz Van Gogh'larn, Picasso'larn ya da Leonardo da Vinci'lerin
eserleri nndeymi gibi hisseder. Karanlk maaralarn en kuytu kelerinde, bir mealenin ya
da bir ya lambasnn lgn ve titrek nda bizleri hayrete drecek kadar gzel resimler,
gravrler yaparken, st yontma ta a insan aslnda zgrln snrsz meknnda dans eder
gibidir.
Fransa'nn Ardeche blgesinde Ebbou (Ebu) adl maaray 1971 ylnda ziyaret ettiimde, st
yontma ta a insanlarnn gravrlerinin yer ald blmeye ulamak iin srnerek dehliz
iinde ilerlediimi ok iyi hatrlyorum. Islak kil duvar zerinde, belli belirsiz duran da keisini
net biimde grmek amacyla yandan belli bir adan bakmak gerekiyordu. Fransa'nn gneyinde
Pireneler'de bulunan Niaux (Niyo) adl bir dier resimli maara da en az Lascaux kadar nldr.
Maara giriinden birka yz metre ieride karanlk salon denilen blmede insan elinin
ulaamyaca tavana yakn ksmlarda ok sayda av hayvan resimleri yaplmtr. st yontma
ta a insan bu resimleri yaparken merdiven kullanm olmalyd. 1971 ylnda bu maaray
gezerken iinde kaybolmamak iin bir klavuzdan yararlandm. yle ki ok saydaki
dehlizlerden sadece birisi, resimlerin bulunduu salona kyordu. nsan bu tarihncesi sanat
ahaserlerini seyrederken tarif edilmez bir duyguya kaplyor.
Fransa'nn Ardeche blgesinde 1994 ylnda Chauvet (ove) adl yeni bir maara bulundu
(Combier, 1996; Otte, 1996). st yontma ta devri ressamlarnn, 490 metre uzunluunda ve
iinde ok sayda galerinin yer ald bu maarann duvarlarna 30 ile 33 bin yl nce renkli
olarak yaptklar vahi hayvan resimleri, ilk sanat rneklerinin sanld kadar basit olmadn,
perspektif anlaynn daha balangta bilindiini bize gstermektedir. Maarann duvarlarnda
azlarn am halde betimlenen maara aylar, kavga eden gergedanlar ve koan arslanlar yer
alr. Chauvet maaras soyu tkenmi 50 trn resimlerini ierir. Bu maara nl Lascaux
maarasndan ok daha eskidir.
spanya da, sanat tarihi asndan Fransa'dan geri kalmamaktadr; 1878 ylnda bulunan ve
magdalenyen kltr ayla yat olduu belirlenen Altamira resimli maaras bunun en iyi
kantdr. O yllarda bu maaradaki duvar resimleri kuku ile karland; zira 30 bin yl ncesinde
ta devri insannn bylesi mkemmel resimler yapmas inanlacak gibi deildi. Baz
maaralarda hayvanlar doal orantlar iinde resimleniyor, bazlarnda ise hayvan boyutlarna
pek uyulmuyordu. Maara duvar resimleri baz mesajlar vermektedir; rnein Lascaux'da sadece
boyunlarna kadar izilen geyiklerin yzme esnasnda tasvir edilmi olabilecekleri akla
gelmektedir (Jelinek, 1975). Maara duvarlarna hayvanlar bazen stilize edilerek izilmitir.
Stilistik akmn birok rneini resim ve gravrler eklinde Fransa'da bulabiliriz. st yontma ta
a ressamlar maara duvarlarndaki doal oluumlar resimlerinde kullanmasn ok iyi
biliyorlard. Niaux (Fransa)'da ressam, kil zerinde su damlacklarnn brakt deliklerin
bulunduu yere bir bizon izmi, delikleri de ok yaras olarak gstermitir. Ayrca, deliklere
kadar uzanan oklar yapmtr. Maara duvarnda bulunan tmseklii de bazen hayvann karn
ksmna rastlatmtr (Alber, 1980).
st yontma ta devri insan, evresinde yaayan av hayvanlarn tm eitlilii ve canll ile
maara duvarlarna izerken, nedense kendini pek fazla grntlememitir. Gerekten de hayvan
figrleri, insan figrlerinden ok daha fazladr. stelik hayvan zenle, doal boyutlar iinde ve
anatomik ayrntlaryla tasvir ederken, insan ya ku gagasn anmsatan az yaparak izmi, ya
da yar insan yar hayvan eklinde yapmtr. Doal grnm iinde izilen insan figr yok
denecek kadar azdr. Grkemli bir bufalonun ldrc boynuz darbelerine maruz kalm halde
grntlenen insan, elimsiz bir yapda ve ok basit izgilerle adeta karikatrize edilmitir.
Hayvan yceletirirken insan, kendini ok mtevaz boyutlar iinde tutmutur.

Tarihncesi insan, resim yaparken kulland toz boyalar hayvan ya ve kmr tozu ile
kartrd. Maara duvarlar, genellikle gzenekli kalkerden olutuu iin, srlen boya hemen
absorbe oluyor ve kalc hale geliyordu. Boyalar genelde doadan elde edilen minerallerden
oluuyordu. Krmz iin okr, siyah iin manganez dioksidi kullanyordu. Ayrca limonid ve
hematit de renklendirici olarak kullanlmtr. Boyalar tamak iin kemik kaplar ya da deniz
yumuakalarnn kabuklarndan yararlanyordu. Ayn boyalarla belki ritel ya da bysel
amala vcutlarn da boyuyorlard. Karanlk maara iinde resim yaparken tatan oyulmu bir
kap iinde ya yaklarak k elde ediliyordu Jelinek, 1975). Bu tr aydnlatma bugn
Eskimolarda da grlr.
Maara resim sanatnn temelinde by m yatyordu? st yontma ta andan gnmze
kalan sanat eserleri bize o dnemlerin kltrel zenginlii, sosyo-ekonomik yaps ve inan
sistemi hakknda nemli ipular kazandrmtr. unu unutmamak gerekir ki, biz bu atalarmzn
her davrann yorumlayacak bilgiye sahip deiliz. Sanat eserleri bysel, ritel amal eserler,
ksacas st yontma ta a insannn maddi ve manevi dnyasn yanstan deri, aa, aa
kabuu gibi organik maddelerden yapld iin ok ey ryp yok olmutur.
inde saysz gravrler ve resimler bulunan maaralarn o devirdeki ilevi ne olabilirdi? Baz
aratrclar bunlarn tapnak olarak kullanldn ileri srerler. yle ki, rnein magdalanyen
kltr anda bu amala kullanlm olan yaklak 150 resimli maara tesbit edilmitir. Bir kez,
bu resimli maaralarda genellikle hi oturulmamtr. Tarihncesi insanlar maaralarn bu
resimlerle donanm kuytu kelerine belki de ibadet etmek, eitli bysel amal ayinler
dzenlemek iin girmilerdir. Nitekim, baz duvar resimleri dans eden, ayin yapan sitilize
edilmi insanlar gsterir. Bugnk ibadet yerleri ile st yontma ta a maaralarnn ayn
ilevi grm olabilecei dnlmektedir. Maara duvar resimleri, son derece eitli
kompozisyonlar ierir. Bu hayranlk veren gravr ve resimleri tek bir mantk iinde yorumlamak
ne lde doru olabilir? Kald ki hepsi ayn anda yaplmam. Lascaux'da bir duvar zerine
grkemli bir boa resmini izen ressam, bu hayvann hemen nne atal biiminde esrarengiz bir
cisim yerletirmi. Anlam nedir? Dal m, stilize edilen bir tuzak m? Yoksa bysel anlam olan
bir simge mi? Bu kompozisyonu yaratan ta devri ressamnn vermek istedii mesaj ne olabilir?
Aslnda genel anlamda konuacak olursak, st yontma ta a sanatnn temelinde yatan ana
fikir hl tam olarak bilinmiyor.
Baz maaralarda insanlar hayvan maskesi altnda grntlenmitir; bunlar hayvan postuna
brnm bycler miydi? (ekil: 3.16) st yontma ta a toplumlarndaki amanlar ya da
dini liderler miydi? nsan figrleri aa yukar 50 maarada bulundu. spanya'daki Altamira
maarasnda duvarlara bol miktarda geometrik motifler izilmi. Birok maarada da ocuk ve
erikinlere ait el motifleri grld. Bu ellerden bazlarnda parmaklardan bazlar eksiktir
(Alimen, 1965).
ekil 3.16 Tanr m, byc m (Trois Freres Maaras) (Strira Flammarion, 1980)

Maaralarn en kuytu kelerine, girilmesi ok zor ksmlarna gidip resim ve gravrler yapan

bu insanlar oralara eken g ne idi? Gnmzde bu tr maaralar inceleyen eitli


aratrclarn ortak dncesi, bu resimli maaralarn o dnemlerde yln belirli gnlerinde
eitli ayinler yapmak zere toplandklar yerler olduudur. Bu alarda yaz henz yoktu.
Atalarmz dnce ve duygularn genelde resimlerle ya da mzikle dile getiriyorlard. Zaten
gzel sanatlarn bir dier kolu olan mzik de st yontma ta anda karmza kyor.
Gerekten de Ukranya'da bir arkeolojik yerleim merkezinde uzun hayvan kemiinden yaplm,
delikleri bulunan bir kaval bulundu. Dolaysyla flemeli, hatta vurmal alglarn kkenini
orinyasiyen aa kadar gtrebiliriz. Karanlk maarada, heybetli biimde izilmi rengrenk
hayvan resimleri nnde, hayvan derisinden hazrlanan bir davulun ve kavaln ritmik nameleri
eliinde eitli danslar yapmak veya trenler dzenlemek kimbilir ne kadar heyecan vericiydi?
Ama tm bu yorumlar hibir zaman bir tahminden teye gitmiyor. Bu resimli maaralar belki
birer okul, kltr merkezi ya da tiyatro ilevini gryordu. Aslnda gerek nedeni ancak bu
insanlar bilebilir. Onlarsa yazl bir tarih brakmadan bu dnyadan gp gittiler; yaamlaryla
ilgili
nice
srlar
da
beraberlerinde
gtrerek.
Maara duvarlarnda yeterli boluklar bulunmasna ramen, ou kez hayvan resimleri belirli
kelerde st ste izilmitir; bu rnekler ise resimlerin estetik bir duygu ile yaplm
olamayaca dncesini akla getirmektedir. Resimli maaralarn akla gelebilen bir baka ilevi
de, erginlenme (inisiyasyon) trenlerinin dzenlendii yerler olma olasldr. Gerekten de,
Eskimo ve Avustralya yerlileri gibi ou kltrlerde, belirli bir yaa gelen gencin, kiiliini
kantlayabilmesi iin belirli deneyimlerden gemesi gerekir. Byle durumlarda, ocuun baz
ruhlarla iliki kurmas iin sakin ve tenha bir yerde bir sre yalnz kalmas gerekir. te, karanlk,
kasvetli, eitli hayvan resimleri ve geometrik motiflerle esrarengiz bir atmosfere brndrlm
maaralar bu tr trenler iin ideal yerlerdi. Resimli maaralardaki eserlere salt estetik anlay
iinde bakmak ne derece doru olabilir? st yontma ta anda by ve sanatn i ie olduunu
dnyoruz.
st yontma ta a insan resim, gravr dnda ar mobilye ad ile bildiimiz tanabilir sanat
rnleri de yapt (Alimen, 1965; Jelinek, 1975; Kottak, 1997). Boynuz, kemik, fildii ya da akl
talar zerine son derece ayrntl biimde hayvan resimleri izdi. Bunlarn bazlarn delerek
muska ya da kolye yapp boynuna ast. Fildiinden yapt kuu, balk, ay biimindeki
nesnelerin zerinde bulunan delikler, bu amala kullanlm olabileceklerini artrmaktadr.
Atalarmz belki bu hayvanlarn tlsmndan yararlanmay dnyordu. 1971 ylnda Fransa'da
Carcassonne adl ehre yakn Gazel maarasnda Fransz arkeolog Dominique Sacci'nin
bakanlnda magdalanyen kltr katn kazarken, zellikle geyik kemikleri zerine yaplm
ok sayda mamut resimlerine rastladk. Ayrca, hayvan kaburga kemikleri zerinde eit
aralklarla izilmi, belki takvim ya da cetvel olarak tasarlanm nesneler bulduk. Benzer izgiler
tayan kemik eyalar Fransa'da Abri Lartet (Larte) ve Abri Blanchard (Blanar) denilen st
yontma ta a yerleim blgelerinde de ele geti. Baz aratrclar bunlarn o ada ay takvimi
olarak kullanldn ileri sryorlar. st paleolitik a insanlar simgelerle iletiim kuruyor,
bizler gibi konuuyorlar ve belki say saymasn da biliyorlard. Hayvan kemikleri zerine burin
adl akmakta ya da obsidiyenden yaplm kalemlerle kaznan hayvan resimleri, doal
grnmleri iinde olduu kadar stilize de ediliyordu. Kemik ya da akl talarna bazen insan
figrleri de iziliyordu. Magdalenyen aa ait mamut krek kemii zerine srtst uzanm
halde kaznan insan figr perspektiv anlayn gzel bir rneini tekil eder. Tanabilir cinsten
kk
sanat
rnleri
tm
st
yontma
ta
a
boyunca
grlr.
st yontma ta a insan sanatn her dalnda harikalar yaratt. Maara resim sanat, belki
Bat Avrupa'ya zg idi; ama zellikle soltreyen kltr andan itibaren karmza kan
heykel sanat evrensel bir yenilikti (Jelinek, 1975). rnein aratrclarn tarihteki ilk vens
rnekleri olarak kabul ettikleri kadn heykelciklerine spanya'dan, Rusya'da Sibirya ilerine
kadar ok geni bir alanda rastlyoruz (Hovvell, 1969). Bu da kltrel btnln varln

kantlar. ounlukla pimi kilden, topraktan, fildiinden ya da limonit, kalsit ve hematit gibi
eitli minerallerden yontularak hazrlanan bu ilk sanat rnlerinde diilik ve dourganlk n
plana karlmt. Bu heykellerin en k 10 cm en by 23 cm dir. Kadnlar cepheden ya
da ok ender de olsa, Fransa'da Sireuil yerleim merkezinde bulunan venste olduu gibi,
profilden alglanarak yaplyordu. Vensler arasnda Willendorf ok nldr (Howell, 1969). Bu
vensn salar spiral biimde adeta rlm ekilde tasvir edilmitir. Bu tr heykellerde gs,
karn ve kala abartl olarak gsterilmi, kol ve bacaklar gvdeye oranla ok ksa olarak
ngrlmtr. Bunlar genelde o a insanlarnn cinsel fantezilerini, dourganl ve bereketi
yanstm olmalyd. Bu heykellere bakarak o a kadnlarnn fizii byle dnlmemeli. Zira
avclk ve toplaycln gerektirdii hareketli yaam koullar iinde kadnlarn byle iman
olmalar beklenemez. st yontma ta a heykeltra byle tombul venslerin yansra, zayf ve
narin heykeller de yontuyordu. Vcud dzeyinde anatomik ayrntya giren heykeltra, nedense
yzde
gz,
burun
ve
az
gibi
nemli
ayrntlar
yapmyordu.
ok az da olsa erkek heykelleri de kazlarda bulundu. ek Cumhuriyeti'nin Dolni Vestonice
denilen arkeolojik yerleim merkezinde, fildiinden yaplm byle bir heykelcik bulunmutur.
Vensler genellikle st yontma ta a insanlarnn barndklar kulbelerde ele gemitir
(Jelinek, 1975). Bu tr eserlerin aileler asndan ifade etmi olduu bir anlam olmalyd.
Fransa'da Landes blgesinde Brassempouy arkeolojik yerleim alannda bulunan vens en az
Willendorf kadar nldr. 36,5 mm boyunda olan ve sadece boyuna kadar ksm korunmu olan
bu kadn heykelcii ufak bir yz, iri gzler, dzgn bir burun ve rlm gibi omuzlara kadar
inen bakml salarla gz kamatrc bir gzellii yanstr. Kadn, bazen kaya zerine kabartma
eklinde de ileniyordu. Perigordiyen ala yat olan Laussel vens (Fransa) bunlardan biridir.
42 cm boyundaki bu kadn bir elinde belki de bereketin ve dourganln simgesi olan hayvan
boynuzu tutmaktadr. Bu kadn heykelciklerinin bazlar okr adl krmz a boyas srlm
olarak bulunmutur. st yontma ta a insanlar anak, mlek yapmay bilmiyorlard; ama
deriden, aatan ya da bitkilerden kaplar yapm olabilirler. Seramik teknolojisinin kkeni
aslnda bu aa kadar gtrlebilir. Dk atete piirilen kilden ve topraktan nesneler Dolni
Vestonice'de (ek Cumhuriyeti) zamanmzdan 26 bin yl ncesinde piirilerek sertletiriliyordu.
ou ekilsiz paralar olan bu seramiklerin ne amala ngrld de hl bir srdr (Vandiver
ve
ark.,
1989).
neyi bulan atalarmz hayvan postlarn bir kuma gibi yan yana getirip dikiyor ve istedii
modelde giysi hazrlyordu. lk konfeksiyon rnleri st yontma ta anda soltreyenden, yani
aa yukar 15 bin yl ncesinden itibaren balad denilebilir. Tipleri bize benzeyen bu
atalarmz zaten neandertallerden ok farklyd. Giyinmeye, sslenmeye daha ok nem
veriyorlard. Hayvan postundan yaplm giysilerini deniz kavklar, kemikten boncuklar ya da
hayvan dileriyle sslyorlard. Kazlarda buna ilikin son derece arpc rnekler bulundu.
Moskova yaknlarnda yer alan Sungir adl st yontma ta arkeolojik yerleim merkezinde, 25
bin yl nce yaam 55 yalarndaki bir erkek iskeletinin gs hizasnda mamut fildiinden
yaplm yzlerce boncuktan oluan diziye rastland. Bu insan muhtemelen n kapal deriden
bir gmlek giyiyordu ve onunla gmlmt. Ayn yerde ele geen iki ocuk iskeletinin
kafatasnda fildiinden ve tilki diinden yaplm boncuklara rastland. Bunlar, ocuklarn takm
olduklar balklar sslemi olmalydlar. Gmlrken de bu eyalar karlmamt. Giysiye
ilikin ipular kadn heykellerinden de elde edilebilir. rnein Sibirya'nn Malta blgesinde
bulunan bir heykel kapon ve kabanyla yontulmutur. Dolni Vestonice yerleim merkezinde
bulunan ve paleolitik sanatn bayapt saylan kadn heykelcii ise banda bonesiyle
betimlenmitir (Jelinek, 1975). Ayn ekilde Brassempouy kadn heykelcii de kapon
tamaktadr. Ayrca, Sibirya'da baz st yontma ta a yerlemelerinde ele geen kadn
heykelcikleri kala hizasna kadar inen giysi ve kemerlerle tasvir edilmitir. Bu giysiler
Eskimolarn giydii anoraklara benzer. Giyinme her ne kadar kltrel balamda yeni bir
anlayn gstergesi saylsa da, zellikle st yontma ta andan itibaren botlar, kazaklar ve

balklara ska rastlanmas souyan iklime kar insanolunun alm olduu korunma nlemleri
olarak da dnlebilir. Giysi, gerekten de bu yontma ta anda tm eitliliiyle ortaya kar.
Moda anlaynn bu dnemlere kadar uzand anlalmaktadr. Sslenme sanat da moda
anlayyla btnleir. Orinyasiyen ala beraber kadn ss eyalar da oald. 20 bin yl
ncesinden itibaren giysisine, salarna zen gsteren st yontma ta a kadn, belki de
boyanyordu. Toprak boyalardan rimel, ruj ya da fon d ten yapmamas iin hibir neden yok.
Zaman oluyor maara ays ya da tilkinin kpek diini delip boynuna kolye gibi asyor, mamut
fildiinden bilezik veya yzkler yapyordu. Deniz kabuklarn, akl talarn delip ayn ekilde
tak
olarak
kullanyordu.

Maara resim sanatnn sonu: st yontma ta ann son evresi saylan magdalanyen sonuna
doru, bir baka deyile 12 bin yl ncesinden itibaren, duvar resim sanatnda bir fakirleme
gzlenir. Kromanyon insannn yaamnda nemli yer tutan bizon, step at, kll gergedan,
mamut, maara ays ve ren geyii gibi wrm buzulunun tipik hayvanlar, pleystosen sonlarnda
yava yava kaybolurken, maara resim sanat da giderek tarihe kart. Sanki besin kayna ile
birlikte insann esin kayna da yok olmutu. Pleistosenin altn a artk gerilerde kalmt. Bat
ve Kuzey Avrupa'y bir yorgan gibi saran buzullarn erimesi sadece hayvan trlerini deil, ayn
zamanda bitki rtsn ve tm evreyi nemli derecede deitirdi. Ksacas, st paleolitik a
kapanrken, beraberinde maara resim sanatn, bu sanatn modelleri saylan birok tarihncesi
hayvan alp gtrd. Bylece, paleolitik ya da yontma ta a adyla bildiimiz ve yaklak 2
milyon yl sren bir kltr serveni de 12-13 bin yl nce bitiyordu. nsanolu, temel morfolojik
yapsn bu ala birlikte kazanmt; ancak kltrel sre iin ayn eyi syleyemeyiz. Bundan
sonraki blmde, zellikle sosyoekonomik yapy derinden etkileyen kltrel yeniliklere tank
olacaz.
Buzul a sonrasndaki dnya (mezolitik ve neolitik)

Mezolitik kltr a: Olduka ksa sren bu kltr a paleolitik ve Neolitik arasnda bir
gei evresidir (Alimen, 1965; Weiner, 1972; Jelinek, 1975). Mezolitik szc teknolojik,
kronolojik ve sosyoekonomik anlamda alglanmaldr. Yaklak 12.000 yl ncesinde, buzullarn
erimesi ve giderek kuzeye ekilmesiyle birlikte Avrupa'nn nemli bir blmnde step ve tundra
iklimini simgeleyen hayvanlar ya yava yava kayboldu, ya da buzullarla birlikte kuzeye doru
g etti (Kottak, 1997). Kara ve deniz avclyla yaamn srdren, toplaycla dayal bir
besin ekonomisiyle de bunu destekleyen insan topluluklar, buzullarn erimesiyle boalan
topraklara yayldlar. Bylece ilk kez mezolitik kltr dneminde Kuzey Avrupa'da skandinav
blgeleri insanoluna kaplarn at. Buzul a sona ererken bitki rts de deiti; step ve
tundra grnml bodur aalar kayboldu; yerlerini ormanlk alanlar ald. Yakndou'nun baz
blgelerinde evresel koullar o kadar zengin besin trleri sundu ki, ger toplululuklardan
bazlar bu frsat iyi deerlendirdiler; bitki ve hayvan trleri asndan bol eit sunan blgelere
yerletiler. Nitekim, sabit ky yerlemeleri ite bu ekolojik koullarda kuruldu ve geliti.
Zamanmzdan nce 12.000-10.000 arasnda yaam olan natufiyen toplumu bunun en gzel
rneklerinden biridir. Natufiyen insanlar genelde orta boylu, dolikosefal ve narin yapl olup
tipik Akdeniz rknn temsilcileriydi. Bu yrede st yontma ta anda yaam olan insanlarn
soyundan
gelmilerdi
(Genet-Varcin,
1979).
Mezolitik ada, avlanan hayvan eitleriyle birlikte avlanma stratejisi de deiti. Bu da erkek
ve kadn arasndaki gnlk i blmn etkiledi. Avclk erkeklerin tekelinden kt, yerini daha
eitliki bir yapya brakt. Kk kara ve su hayvanlarnn avlanmasnda mezolitik a
kadnlarnn erkeklerine yardmc olduklar sylenebilir. inde yaadklar topluma paleolitik

kadnlarndan

daha

fazla

katkda

bulundular.

Mezolitik ada, scak ve yal bir iklim Anadolu ve tm Ortadou'ya yayld. Bata arpa ve
buday olmak zere birok yabanl bitki elverili iklim sayesinde bu blgelerde bol miktarda
yetimeye balad. Natuf topluluklar drt mevsim oturduklar kylerin evresindeki bu yabanl
tahllar en az 6 ay boyunca toplama frsat buldular. Zaten bu tahllarn toplanmas, ilenmesi ya
da depolanarak ktlk zamanlarnda kullanlmak zere saklanmas ancak srekli yerleim
politikas sayesinde mmkn olabilirdi. Evlerin belirli kelerinde yabanl buday depolamak
iin
alan
ukurlar
kltr
tarihimizin
ilk
buday
silolardr.
Mezolitik a avc-toplayc ky topluluklar, evrede yetien yabanl tahllar ve bu yerleim
merkezlerine ska uramaya balayan baz yabanl hayvanlar daha yakndan tanma ve izleme
olanana kavutular (Reed, 1959). Kylerin evresinde budayn yan sra arpa ve dier tahllar
da yabani halde yetiiyordu. Yksek dalk blgelerde ya da su kaynaklarna yakn dzlklerde
ky kuran Mezolitik a topluluklar, topladklar tahllar ta dibeklerde ezerek, tme
talarnda terek yediler; yaptklar basit frnlarda kavurdular. Natuf kylerinde, aplar 3-9
metre arasnda deien evler yuvarlak bir plan iinde topraa yar yarya gml olarak ina
ediliyordu. Evlerin duvarlar iri talarla rlyor, zemin ise yass talarla deniyordu. Her evde
mutlaka bir kede ocak bulunuyordu. Bu kylerden bazlar Mezolitik a sonlarnda terk
edildi. Bir ksm da giderek tarm kylerine dnt. Suriye'de Frat kysnda kurulmu olan Tel
Mureybet ky, Mezolitik topluluklarnn yaad bir baka kydr. Yuvarlak planl konutlar
iinde fazla derin olmayan, iinde sdan atlam akl talar, yanm kemikler ve kmrlemi
aa paralarnn yer ald ukurlar ele geti (Cauvin, 1977). Bu ukurlarda o yre insanlar
avladklar yabanl hayvanlarn etlerini piiriyorlard. Mezolitik dnem; ta, toprak, kil ve aa
gibi doal malzemelerden yararlanarak insanolunun evlerini kurduu bir dnemdir. Bylece
konutlarn tarihini de zamanmzdan 11.000-12.000 yl ncesine kadar gtrebiliriz. Aslnda tm
Mezolitik insanlar kylerde yaamad; birok mezolitik topluluu yine maara ve kaya
snaklarnda oturmaya devam etti. rnein Antalya yaknlarnda Beldibi ve Belba kltrlerini
yaratan Mezolitik insanlar (Bostanc, 1968) kaya snaklarn mekn edinmilerdi. Bu kaya
snaklarnn duvarlarna tpk atalar gibi krmz a boyas ile hayvan resimleri ve ekiller
izdiler. Ama bunlar hibir zaman st yontma ta andaki kadar zengin ve grkemli olmad.
Mezolitik dnem, aslnda yaam biiminde kkl bir deiiklie yol amad. nsanlar yine
avlanmay-toplamay srdrdler. Ne gariptir ki dnyann birok yerinde avc-toplayc yaam
biimi
genelde
Mezolitik
dzeyde
kald.
Mezolitik a, akmakta ya da obsidiyenden (doal camdan) yaplma gen, trapez,
dikdrtgen, kare, ekenar drtgen eklindeki minik aletlerle (mikrolit) bilinir (Bordes, 1972).
Bunlar balk oltasnda, zpknlarda, yabanl tahllar kesmek iin ngrlen orak yapmnda
kullanld. Genelde 2,5 cm den daha kk olan ok ular, hayvana saplandktan sonra onun
gvdesinde kalarak tad zehiri hayvann vcuduna yayyordu. Mezolitik ada kemik ve
boynuzdan yaplma aletlere de rastlyoruz. Deniz, gl ve akarsu kenarlarnda yaayan Mezolitik
topluluklar youn biimde balk avladlar. zellikle sk ormanlk alanlarda (Orta Avrupa'da
olduu gibi) ky yeri amak amacyla youn biimde aa kesme iinde kullanlan baltalar da bu
dnemde karmza kar. Bu an ta endstrisi, yontma ta ana oranla yine de fakir kald
(Bostanc,
1968;
Bordes,
1972).
Mezolitik an nemli yenilikleri arasnda kpein evcilletirilmesi gelir. Dier hayvanlar
arasnda henz evcilletirilen yoktu. Domuz, geyik, koyun, kei ve iri ba hayvanlar srekli
yerleim merkezlerinin etrafnda otluyorlard. Belki de insanla bu yabanl hayvanlar arasndaki
ilk dirsek temas bu ada balad. Mezolitik ada, 11.000 yl ncesinden itibaren lman ve
yal iklim yerini kurak bir iklime brakt. Yer yer ller olumaya balad. Hayvan trleri de
deien iklime ayak uydurdu. Suriye, Irak, srail, Lbnan ve ran' iine alan geni corafyada

farkl hayvanlar Mezolitik ada yayordu. Ova ve vadilerde gazel ve eekler, dalk blgelerde
koyun ve kei, ormanlarda geyik ve gevi getiren byk ba hayvanlar dolayordu. Bunlarn
hepsi
de
yabaniydi.
Mezolitik a insanlar llerini, oturduklar evlerinde belirli bir yere gmyorlard. Ayn
mezar daha sonra len dier yaknlar iin de kullanlyordu. Alan ukura genelde, melmi
pozisyonda konulan lnn yanna bazen hayvan kemikleri braklyordu. Hayvan dileri veya
deniz yumuakalarnn kavklarndan yaplan kolyeler, bu dnem kadnlarnn da tpk st
yontma ta a atalar gibi sslenmeye zen gsterdiklerine iaret etmektedir (Alimen, 1965).

Uygarla giden ilk admlar

Tarmn balamas: Mezolitik ala balayan ky yaants, Neolitik adn verdiimiz yeni bir
kltr anda daha da geliiyor, karmak bir yap kazanyor. Genelde yaygn biimde
kullanlan Neolitik szc Yeni Ta a anlamna geliyor; ancak Mezolitik adan sonra
insanolunun balatt kltr devrimini tanmlamakta ok yetersiz kalyor. Neolitikten itibaren
insan, bitki, hayvan ve doal evre arasndaki ilikiler bambaka bir boyut kazanyor. Neolitie
damgasn vuran nemli olay vardr. Bunlar srasyla tarm, hayvanclk ve anak mlek
yapmdr. ifti ky topluluklarnn oluum srecini kapsayan bu yeni kltr evresi
Protoneolitik, anak mleksiz (akeramik) ve anak mlekli (keramik) Neolitik olarak bilinen
belli bal gruba ayrlr (Deshayes, 1969; zdoan ve zdoan, 1989; Omay, 1995).
Tarm, insanolunun sabit kyler kurup, topraa balanmasnda belirleyici bir unsur deildi;
aksine insan topluluklar tarmdan ok nce yerleti; kyler kurdu; daha sonra yabanl tahllarn
bilinli olarak ekimini yapmaya balad. Kukusuz, tarmc ky topluluklarnn ortaya kmas,
gelimesi yeni ekonomik ve sosyal-kltrel sistemleri de beraberinde getirdi (ambel, 1996;
Esin, 1996). Besin retiminin insanlk tarihinin en nemli kilometre ta olduu sylenebilir.
Besinlerini reten, bylelikle yaratt art rnle geleceini gvenceye alan tarm topluluklarnn
yaam biimleri, tarmn ilk kez nerede grld, nasl bir seyir izledii, hangi bitkilerin ilk
nce tarma alnd hep merak konusu olmutur. Tarmn ortaya k konusunda ok eitli
kuramlar ileri srld. Baz aratrclara gre, yerleik yaama getikten sonra kaydedilen hzl
nfus art ile geleneksel besin kaynaklar arasndaki dengesizlik insanolunu yeni besin
araylarna yneltti; bunun neticesinde de bire on verecek yeni bir besin retimi tarz, yani tarm
benimsendi. Bir dier gre gre de, holosen'in (Drdnc Zaman'n pleistosenden sonraki
ikinci jeolojik dilimi) balangcnda giderek artan kuraklk insan topluluklarn, hayvanlar ve
baz yabani tahllar belirli su kaynaklarnn etrafnda buluturdu. nsanlar bu yabanl besin
kaynaklaryla ok yakn bir ilikiye girdi; onlar daha yakndan tanma frsat buldu. Bylelikle,
giderek evcilletirme sreci balad. Aslnda evcilletirme tek bir nedene indirgenemiyecek kadar
karmak bir sretir. Bu yeni ekonomik sistemin gelimesinde hi kukusuz birden fazla
unsurun pay oldu (Kottak, 1997).
Gnmzden aa yukar 10.000 yl nce, dnyann farkl blgelerinde besin retimine dayal
yeni ekonomik sistemin birbirinden bamsz olarak gelitii bugn artk kesinlik kazanmtr.
Yakndou ve Anadolu; Orta ve Gney Amerika; Gneydou Asya ve Bat Afrika eitli yabanl
bitkilerin tarma alnd farkl blgelerdir. nsann yaratc zeks, her yerde deien ekolojik
koullara bal olarak devreye girmitir. nsan deitike evresini de deitirmeye balamtr.
Kltrel balamda her yeni gelime, bir lde doal evrede ortaya kan olumsuzluklar,
hissedilen skntlar karsnda insanolunun gsterdii tepki biimidir. nsan, evresinden hibir
dnemde tmyle kopmad, evresinde olup biten olaylar ok iyi gzlemlemesini bildi. Belki
tarihncesi alarda evresiyle bugnknden daha ili dlyd. Zamanmzdan 10.000 yl

ncesinde, Yakndou'da, deien iklime bal olarak ortaya kan geni ovalar ve zaman zaman
kendini hissettiren kuraklk, avc-toplayc ky topluluklarndan bazlarn yeni ekolojik
koullara uyum salamaya zorlam olabilir (Kottak, 1997).
Mezolitik ada yabanl buday tp sofrasnda kullanan insan, bu yaam tarzn Neolitik
dnemde de bir sre devam ettirdi. Yakndou'da Tel Mureybet (Suriye), Anadolu'da ayn ve
Akl, nceleri youn biimde yabanl tahllarn topland ve yendii ky yerlemelerinden
birkadr. nsanlar bu byk kyleri kurarken henz tarmla uramyorlard (Cauvin, 1977).
Uygun toprak, yeterli su, geleneksel bilgi birikimiyle btnleince tarm denilen devrim
gerekleti. Buna biz devrim diyoruz; nk insan emeiyle yaratlan rn, arazi ileme ve a
kavram ve bilinci, mlkiyet anlay, nfustaki belirgin oalma, eitli meslek dallarnn
belirmesi, kyler arasndaki ticaretin geni boyutlara ulamas, sosyal snflarn ortaya k ve
daha birok sosyoekonomik gelimeler besin retimiyle birlikte olmutur. Taylor'a gre besin
retimi; uygarln gelimesinde kamlayc bir rol oynad ve dnyann saysz yerinde bir seri
kltrel deimeye ortam hazrlad. Tarm, yeni bir ekonomik sistem olarak insanolunu
ylesine sard ki, bu yenilii ancak sanayi devrimi glgede brakacakt. Tarmn balamas
insanolunun varolu mcadelesine yeni boyutlar kazandrd. Birok yabanl tahln bilinli
olarak ekilip biilmesine bal olarak, beslenme alkanl da deiti; insanolu ilk kez
ekmeini yapmaya balad. Ne var ki ekmein yapm, evcil budayn mayalanabilecek kvamda
ve dayankllkta hamur verecek kadar glten iermeye balad zaman oldu. Arkeolojik
kazlardan elde edilen bilgiler, dnyada en eski ekmein Anadolu'da ve Yakndou'da yapldn
gstermektedir. Jarmo (Irak) Neolitik kynde evlerde, taban dz ve perdahlanm frnlara
rastland. te yandan, Tel Mureybet (Suriye) ve Cafer Hyk (Anadolu) ky yerlemelerinde
anak mlek ncesi dnemde ekmein piirildii frnlar bulundu. aplar 30-60 cm arasnda
deien ocak-ukurlarda ise Neolitik a insanlar etlerini piiriyor, budaylarn kavuruyorlard
(Mollist, 1986).
Balangta yabanl tahllarn kltr, kim bilir, belki de tmyle tesadfi olmutur. Toplad
arpay, buday oturduu kye tarken yere den tanelerin bir sre sonra yeniden ktn
gzlemleyen insan, tesadfen balayan bu sreci bilinli tarma dntrm olabilir. Tarma
geile balantl biimde kyler daha da byd. Hasat zamannda nfus daha da artt. rnein
Jericho (srail), aa yukar 3000 kiiyi barndran byk bir kyd. Konya'nn
gneydousunda, umra snrlar ferisinde yer alan ve 13.5 hektarlk geni bir alana yaylan
atalhyk tarmc ky toplumunun ise yaklak 10 bin kiilik bir nfusu barndrd ileri
srlmektedir (Mellaart, 1971). Uzmanlarn deerlendirmesine gre, tarma alnan herhangi bir
arazi, uygun iklim koullar altnda ve iyi bir sulama sayesinde hayvansal besin kaynandan 10
kat fazla bitkisel besin kayna salayabilir. Etkinlii giderek artan, modern teknolojinin devreye
girmesiyle glenen tarm acaba bugn badndrc bir hzla artan dnya nfusunun ykn
kaldrabilir mi? Yaplan tahminlere baklrsa, her yrenin ekilip biilmesi, modern tarm
yaplmas, iyi bir stoklama ve datm politikas sayesinde dnyamz 50 milyar insan
besleyebilecek kapasitededir (Mc Elroy ve Svvanson, 1973). Tabii bu oalan milyarlarla
beraber ne tr sorunlarn ortaya kaca ise ayr bir konudur. Topran ilenmesi, yksek verim
alnmas ile birlikte zel mlkiyet kavram anlam kazand; toprak deerlendi. Komu kyler
arasnda arazi kavgalar balad, bu da giderek byk apl savalara dnt. Tarm ncesi
Neolitik evrenin sonuna doru, blgeleraras ticaret ok canland; rnein birok ara ve gerecin
yapmnda kullanlan obsidiyen Anadolu'dan salanrken, Yakndou lkelerinden Anadolu'ya
da karasakz getiriliyordu. Obsidiyen, o alarda, alet retmek iin en sk kullanlan hammadde
idi. Bu deerli volkanik maddenin ticareti rnein atalhyk tarmc ky topluluunun nemli
bir gelir kayna oldu. Obsidiyenden atalhyk insan ayna bile yapt (Mellaart, 1971).
Kimi avc-toplayclar da tarm pek benimseyemedi; zira tarm, her iklim ve corafyada ideal
ve kaliteli bir yaam tarz anlamna gelmez. Yakndou'da zamanmzdan aa yukar 10.000 yl

nce besin retimine geildiinde Avrupa henz avc-toplayc yaam biimini srdryor, insan
topluluklarnn bir ksm hala maaralarda yayordu. Orta ve Gney Amerika'da, insanlar aa
yukar 6000 yl nce tarma baladlar. Msr bata olmak zere kabak, fasulye ve dier baz
bitkileri evcilletirdiler. 8000 yl nce Gneydou Asya'da, 5000 yl nce de Dou Afrika'da
tarm balad. Japonya ve Kore'de pirin arlkl tarm, gnmzden 3000 yl nce grld.
Tarmn bilinen en eski izlerine rastlanan Yakndou, farkl corafi grnmler altnda karmza
kar (Braidvvood ve Reed, 1957). Bir yanda yksek platolar ve dalk blgeler, dier yanda
aasz step alanlar ya da Frat ve Dicle'nin evreledii alvyonlu bereketli ovalar. Bu geni
corafya zerinde dikkatler ister istemez bereketli hilal olarak tarih kitaplarna gemi olan
kesime ynelmektedir. Tarmsal faaliyetler Yakndou'da ok geni bir ekolojik yelpaze iinde
geliti. nsanolu bu farkl corafi blgelerde yabanl tahl kendi istek ve gereksinmeleri
dorultusunda seleksiyona tabi tuttu. Buday ve arpa tarma ilk alnan iki yararl tahld. Bunlar
mercimek, nohut, bakla ve dierleri izledi. Herhangi bir tahl evcilletirmek; o bitkiyi semek,
korumak ve uygun ekolojik koullarda kltrn yapmak demektir. atalhyk tarmc ky
toplumu buday, arpa ve mercimei evcilletirmiti; ama dier tahllar da yabani olarak
kullanmaya devam ediyordu. Bunlar birbirine kartrmyor; evin ayr ksmlarnda depoluyordu. atalhyk insan tarm bilse de, sofrasnda tahl arlkl besinler pek de yle fazla yer
tutmuyordu; nitekim insan kemiklerinin analizinden kan sonuca baklrsa, daha ok et ve
baklagillerle beslendikleri anlalmaktadr.
Evcilletirilmi tahln (rnein budayn) ne gibi avantajlar olabilirdi? Her eyden nce evcil
tahln taneleri iridir; saplar uzundur. Baaklar daha ok rn verir. Bylece evcil budaydan
daha ok randman alnr. nsanolu, tarmn yapt tahllarda her defasnda yeni yeni
meziyetler kefetmi, seleksiyonu da bu dorultuda devam ettirmitir. 10.000 yl nce yetien
yabanl buday ok farklyd; einkorn ve emmer ad verilen buday trlerinin yabanl eitleri
Neolitik yerlemelerin evresinde bol miktarda yetiiyordu. Bunlarn bilinli olarak tarm
yaplrken doal olarak verim ve dayankllk gz nnde bulunduruldu. Bugn ekmeimiz tabii
seleksiyonla randman artrlm buday trlerinden yaplmaktadr. nsan ve budayn binlerce
yl srecek dostluu artk balamt. Evcil budayn varln srdrebilmesi insanla
mmkndr. Evcil budayn taneleri rzgrla uup dalmaz; baak kolayca almayacak kadar
sk bir klf iindedir. Yabanl buday ve arpann baak ve gvdeleri dayankszdr; rzgrn
etkisiyle kolayca krlr ve taneler topraa yaylr. Tohumlarn kapk ve kavuzlar serttir (Omay,
1995; Kottak, 1997).
Tarm dneminde ara gereler daha da eitlendi. Besin retiminin gerei olarak yeni aletler
gelitirildi. Boynuz ya da kemikten hazrlanan aletler zerine keskin kenarl akmakta ya da
obsidiyen paralar akld; sonra bunlar katranla sabitletirilerek orak yapld, yetien tahllar
bimek iin kullanld. apa ve saban gibi aletler bu dnemde karmza kar. Ayrca havanlar,
bazalttan tme talar, ok ular, kenarlar sarp dzeltili dilgiler, yongalanm ta kurslar
Neolitik an ara ve gereleri arasnda saylabilir. rnein Akl akeramik a Neolitik ky
yerlemesinde obsidiyenden yaplma on binlerce eitli alet ele geti. lk tarmc ky topluluklar
aatan da birok alet yapm olmalydlar. Ancak bunlar zaman iinde ryp yok oldular.
nsanolu Neolitik ada madeni de kefetti. Nitekim Akl, ayn ve Nevali ori Neolitik
insanlar zamanmzdan 9000 yl nce bakr tavlayarak iliyor ve bundan ss eyalar yapyordu
(Esin, 1984). Tarm, gnlk yaamda kadn-erkek i blmne de yansd; tahl tme, toplama,
yn eirip ip yapma, evcil hayvanlarn stn sama, giysiler hazrlama, sepet rme,
dokumaclk vb kadnlarn stlendii ek yklerdi.
Yabanl tahllar evcilletiren, bunlarn bilinli tarmn yapan insan, balangta anak mlek
yapmay bilmiyordu. Bu dneme akeramik Neolitik a denir. Aa yukar 7000 yl ncesinden
itibaren birok tarmc ky yerlemelerinde anak mlekli dneme geilmitir. atalhyk
bunun en gzel rneini tekil eder (Mellaart, 1971). Toplumsal yap, bu kltrel yenilikten de

etkilendi. nsanolu artk besinlerini saklayaca, kolayca tayabilecei ve de piirebilecei


kaplara kavumutu.

Hayvanlarn evcilletirilmesi: Tarmn arkasndan, Neolitik kltr devri iinde insanolunun


gerekletirdii ikinci byk devrim hayvann evcilletirilmesi oldu (Reed, 1980).
Evcilletirmenin yle birden olmad kabul edilmektedir. lk evcilletirme tam olarak ne zaman
gerekleti, bunun tarihini belirlemek son derece gtr. Arkeolojik kazlardan elde edilen
bilgilere baklrsa, zamanmzdan aa yukar 9000 yl ncesinde insanolu st, eti ve
postundan her an kolayca yararlanabilecei hayvanlar yava yava kendine altryordu. At ve
eek tr hayvanlarn da daha ziyade tamaclkta kullanld grlr. Tarmda olduu gibi
hayvan evcilletirmesinde de, yl boyu yaanlan srekli kylerin kurulmas gerekiyordu. Bu
sayede ky evresinde dolaan yabanl hayvanlar devaml gzlenebiliyor, bunlarn beslenme
alkanlklar, dier davran rntleri ve reme dngleri daha yakndan izleniyordu. Ayrca
hrn ve uysal olmayan dller kesilip yenirken, insana daha ok snan, uysal olan rklar
damzlk amacyla saklanyordu. Hi phe yoktur ki, baz hayvanlar insana sosyal ve psikolojik
ynden daha yakndr. Yabanl hayvanlar, evcil hemcinslerinin sahip olduu baz meziyetlerden
yoksundurlar. rnein yabani koyunun yn pek ie yaramaz; oysa evcil koyunun yn iplik
yapmaya ok elverilidir. Yabanl sr ve kei yavrularn emzirmeye yetecek kadar st verir.
Dolaysyla, insan bu hayvanlarn stnden yararlanamyordu (Greenfield, 1988). Evcilletirme
srecinde giderek daha ok st, daha kaliteli yn ve daha fazla et veren, dayankl rklar
seleksiyon yoluyla elde edildi. Zamanmzdan aa yukar 7000 yl ncesinden itibaren insan
yavrusu, anne stnden ayr ilk kez bir hayvann style tanyordu. Dengeli ve kaliteli
beslenmede gerekli saylan tereya, yourt ve peynir gibi stten elde edilen yan rnler
insanolunun sofrasnda artk yerini yava yava almt. Neolitik adaki atalarmz birincil
rn olarak evcil hayvann etinden youn biimde yararlanrken, bu arada yabani hayvanlar da
avlamaya devam etti. Ancak, zamanla insann sofrasnda evcil hayvan eti arlkl olarak
tketilirken, yabani hayvan eti daha az tketilir oldu. Gnmzde, zaman zaman eitli
hayvanlar avlayp yememiz belki de tarihncesi atalarmzn baz alkanlklarn hl devam
ettirmemizden kaynaklanmaktadr.
Evcilletirmek amacyla seilen rklar, her trl tehlikeye kar koruma altna alnm, yiyecek
ve su ihtiyalar daha zenle karlanmtr. Bylece arka arkaya evcilletirilen hayvanlar insanla
ayn mekn paylamtr. Tm bu gsterilen zel ilgi karlnda insanolunun da evcil
hayvanlardan baz beklentileri vard. Zaten evcilletirme, insanla hayvann ortak karlarnn
kesitii noktadr. Koyun, kei, domuz ve sr Yakndou tarmc ky topluluklarnn alternatif
besin kaynaklaryd. Bylece, insan, gn boyu av peinde komaktan da byk lde
kurtulmutu. Neolitik an baz tarmc ky topluluklarnda evcilletirme sreci her hayvan iin
ayn olmad; rnein Hallan emi'de domuz, koyun ve keiden daha nce evcilletirildi
(Rosenberg, 1994).
Kpek, tarm ncesi ky topluluklarnn kendilerine baladklar ilk hayvandr (Reed, 1959).
Evcil kpei Yakndou'nun (Jarmo ve Jericho Neolitik yerlemeleri) yansra Kuzeybat
Avrupa'da ve Kuzey Amerika'da (Idaho) da gryoruz. nsan sadece sr, domuz, koyun, kpek
ve kei gibi hayvanlar deil ayn zamanda tavuk, rdek, kaz gibi kmes hayvanlarn da
evcilletirdi. iftilik ve hayvancln arka arkaya gereklemesiyle birlikte Anadolu ve
Yakndou'daki Neolitik ky yerlemeleri daha rgtlenmi, karmak ve zengin byk yerleim
merkezleri haline geldi. Orta Anadolu'da yeeren atalhyk uygarl bunun en gzel rneidir
(Mellaart, 1971). Yine ayn blgede zamanmzdan aa yukar 9000 yl nce kurulmu olan
Akl akeramik Neolitik ky yerlemesindeyse hayvan kalntlarnn incelenmesi sonucunda
evcilletirmenin, her ne kadar hayvann morfolojisine yansmasa da, daha o tarihlerde yava
yava balam olduu grlmtr. Evcil hayvanlarn anatomilerinde hem iskelet, hem de d

grnte zamanla deiiklikler oldu. Bugn bir evcil hayvan yabanisinden ayrt etmek ok
kolaydr. Ama balangta bu ok zor, hatta imknszd.

Konut tipleri: Mezolitik ada balayan kyleme sreci Neolitik ada daha da geliti (ekil:
3.17). Tarm ncesi ky yerlemelerinde 9000-10.000 yl ncesinde bugnk mimarlar bile
hayrete dren yaplama rneklerine tank oluyoruz. Jericho (srail) ve Jarmo (Irak) gibi birok
Neolitik kyn etraf gvenlik amacyla surlarla evriliyordu. Evler, balangta daire plannda
topraa yar yarya gml olarak ina edildi. Ancak, insanolu keler ngrerek oluturduu
dikdrtgen plan bulmakta gecikmedi; gerekten de dikdrtgen plan zerine kurulan yaplara
anak mlek ncesi Neolitik adan itibaren rastlyoruz. Deiik ilevler iin ngrlen oda ve
avlu anlay daha o zamanlar karmza kar. Akl'da olduu gibi (Esin, 1992, 1993), ilev ve
konumlar farkl yaplar yeni bir rgtlenmenin de habercisiydi. Akl mimarisinin 2000 yl
sonraki atalhyk mimarisinin temelini oluturduu dnlmektedir. Odalarn zeminleri
bazen yass talarla kaplanyor, daha sonra kille svanyordu. Duvar ve demeleri rten sva
ierisine saman kartrlyordu. Ta temel zerine kerpi duvar rlyor, at ise aa dallar ve
hayvan postlaryla kapatlyordu. Aslnda, yaplarda kullanlan malzemeler ve mimari yap bir
blgeden dierine deiiyordu. Gerekten de, rnein atalhyk Neolitik kynde evler
yaplrken ta temel ngrlmemitir; kerpi temeller zerine dorudan kerpi duvarlar
klmtr (Mellaart, 1971). Evler bitiik nizam dzeyindedir. Bu gelimi tarmc kyde, her
evde bir kiler bulunmakta idi. Evlerin damlar dz olup, evler arasnda sokak ngrlmemitir.
Ev bloklar arasnda nadiren gze arpan avlular ise plk olarak kullanlmtr. Eve gney
duvarna dayanan bir tahta merdivenle damdan girilir, daha sonra da merdiven damda braklrd.
Akl anak mleksiz ky yerlemesinde, tpk atal Hyk'te olduu gibi evlere damdan
giriliyordu. Bugn bile ayn yrede bu alkanln devam ettii grlmektedir. atalhyk'te,
odalarda oturma, uyuma ve alma iin ayr divanlar yaplmt. ok sayda platform, kiler
olarak ngrlen alanlar, ara ve gerecin yapld ksmlar, frn ve ocan yer ald odalarla
simgelenen byk evler aslnda bugnk konut anlaynn daha o zamanlar yerletiini
gstermektedir. Aradan 9000-10.000 yl gemi olmasna ramen, dnyann birok yresinde
Neolitik adaki temel yap malzemelerinin hl terk edilmemi olmas, dikkati ekicidir.
Yuvarlak planl evler az sayda bireyin yaamasna olanak verirken, dikdrtgen planl evlerde
kalabalk aileler kalabiliyordu. Dikdrtgen planl evlerde deiik boyutlarda ve biimlerde ok
sayda oda ve blme ngrlmt. Neolitik a insan konutlarnda mutfak olarak kullandklar
zel bir keyi de unutmamlard. Cafer Hyk (Malatya) Neolitik kynde iki katl yaplar
bulundu (Aurenche ve ark., 1985). st kata evin dndan bir merdivenle klyordu. Demek ki
daha tarm ncesi ky yerlemelerinde bile dubleks anlay vard.
ekil 3.17 Cafer Hyk Neolitik kynde yaam (Malatya) (Aurenche ve ark., 1985)

Yakndou Neolitik yerlemelerinde, yaplarda sndrlm kire ve alnn duvar ve


demelerde sva olarak kullanlm olmas nemli bir bulutur. ayn'nde anak mleksiz

Neolitik evrede yuvarlak planl, zgara planl ya da hcre planl yaplar belirli bir kronoloji iinde
karmza kar (zdoan ve zdoan, 1989). Konut mimarisindeki bu evrim Yakndou'nun
birok Neolitik ky yerlemelerinde de izlenir. Bugn Atatrk barajnn sular altnda kalm
olan Urfa yaknlanndaki Nevali ori anak mleksiz ky yerlemesindeki ev planlar da
ayn'ndekini hatrlatr (ambel, 1996). ayn'nden 2000 yl daha eski olan Hallan Cemi
Neolitik kynde evler daire plannda ina edilmiti (Rosenberg, 1994). Akl'da yerlemeler
genelde dairesel ve nsal duvar ve duvar aralklar ile birbirlerinden ayrlan odacklardan
oluuyordu (Esin, 1992). Ksacas bu anak mlek ncesi Neolitik kynde belirli bir estetii
yanstan mimariye rastland. ayn'nde halkn yaad mahalle, idari binalar, tapnaklar ayr
olarak ngrlmt. Yerleim iinde kanalizasyon sistemi, p dklen ayr meknlar
bulunuyordu. Neolitik topluluklar daha o alarda bile salk kurallarna ok dikkat ediyorlard;
rnein Akl'da konutlara ait pler, mutfak artklar, yenilen hayvanlarn kemikleri ya da
anak mlek paralar plk olarak ngrlen yere dklyordu. evreyi kirletip, mikrop
retmesin diye de yaklyordu. Ksacas Anadolu'da ve Yakndou'nun birok blgesinde
zamanmzdan 9000 yl ncesinde planl, rgtl ve salkl yaplamann en gzel rneklerini
gryoruz.

l gmme adetleri: Neolitik ada l gmme gelenei olanca eitliliiyle gzler nne
serilir. ller birok ky yerlemesinde evlerin tabanlar altna melmi konumda, sanki ana
karnndaki ftsn duruuna benzer biimde gmlyordu. Bu melmi pozisyon yeni bir olay
deildir; zira zamanmzdan aa yukar 33 bin yl ncesine kadar yaam olan neandertal de
lsn ayn ekilde gmyordu. Mekn ii l gmme adeti tm Neolitik a boyunca izlenir.
Neolitik adan sonra gelen Kalkolitik adan itibaren ller iin metropol dnda nekropol ad
verilen kent d mezarlklar ngrlmtr. Bir ya da birden fazla lnn ayn mezara
konulduu saptanmtr. Neolitik ada birincil gmlerin yansra ikincil gmlere de rastlanr.
Baz aratrclarn ileri srdne gre, ikincil gm durumunda, bazen l bir sre ev dnda
rmeye ve yabanl hayvanlarn paralamasna terkedilir; ardndan kemikleri gmlr
(Mellaart, 1971). Kylerde yaayanlar llerle ayn mekan paylayordu. Evin sahibi, daha nce
taban altnda gml olan dier yaknlarnn iskeletlerini bir kenara ekip, yeni len yaknn
koyuyordu. Bylece evlerin taban altlarnda aile mezarlklar oluuyordu. Bu tr uygulamalara
Anadolu ve Yakndou Neolitik kylerinde ska rastlanmtr. Son yllarda insan kemiklerinde
gerekletirilen DNA analizi sayesinde bu llerin akrabalk dereceleri de saptanmaktadr.
Barcelona niversitesi biyolojik antropoloji blmnden A. Perez-Perez tarafndan Akl insan
kemiklerinde bu dorultuda almalar hl srdrlmektedir. atalhyk'te ller evlerde bir
platform altna gmlyordu. Bu divanlarn stnde de insanlar uyuyordu. Neolitik ada ok
tuhaf gmme adetleri vard. rnein Anadolu'da Kkhyk, srail'de Beisamoun ve Jericho ile
Suriye'deki Tel Ramad Neolitik kylerinde llerin, gmlmeden nce yzleri ortalama 1 cm
kalnlnda kire tabakasyla kaplanyor, bylece yzdeki ayrntlar ceset rdkten sonra da
korunmu oluyordu (Ferembach, 1969).
Tarm ncesi Neolitik dnemden balamak zere yerleim plan iinde ky halknn inan
dnyasn yanstan yaplamaya da tank olmaktayz. Bu balamda ibadetlerin yapld, dinsel
trenlerin gerekletirildii farkl mimari zelliklere sahip yaplar ngrld. rnein
atalhyk'te dokuz yap katna yaylm 40 kadar tapnak veya kutsal mekn ortaya
kartlmtr. Bu tapnaklarda kk heykeller bulundu. Fresk ve kabartmalar tapnaklarn iini
sslyordu. atalhyk insanlarnn ok sayda tanr ya da tanraya sahip olduklarndan sz
edilir (Mellaart, 1971). Son kazlar, atalhyk evlerinin hem ritel amal, hem de gnlk
yaamda kullanlm olduunu gstermitir. Bu iki ilevli evlere atalhyk'n her tarafnda
rastland. badet mekan olarak tanmlanan evlerin duvarlarnda resimler bulundu. Duvarlarda
basz insanlar betimleyen sembolik resimler; ayrca, akbabalarn saldrsna maruz braklan
llerin betimlemeleri grlr. atalhyk insannn dini inanlarna ait nemli bir gsterge de

boa kafatas kltdr. Evlerin ilerinde bazen tek bazen de ya da drt sral boa kafatas
bulunmutur.
Neval ori (Urfa) Neolitik kynde yaayan topluluun da ok grkemli bir tapna vard.
Zemini mozaik kaplama olan yap iinde ok sayda kiretandan yaplm insan heykeli
bulundu. ayn ky yerlemesinde bulunan ve kafatasl yap olarak bilinen antsal bina ise
gerek mimarisi, gerekse ilgin l gmme adetleriyle ayn insannn inan dnyasna k
tutmaktadr (zbek, 1988, 1989a). Gnmze kadar yerleim alannn ancak %20'si kazlan bu
kyde ele geen insan says 600 kadardr. Bu nfusun %65'i ise kafatasl binada gmldr.
Binay asl ilgin klan olay ise, en son kullanm evresinde yer alan kk oda iinde yaklak
75 insan kafatasna rastlanmasdr. Anladmz kadaryla, ayn halk bir dnem insan
kafatasna ayr bir nem veriyordu. Gvdelerinden ayrd insan balarn odalarda zenle
koruyordu. Avlu iinde yer alan yass bir ta zerinden alnan rneklerde bol miktarda insan
kanna rastlanm olmas son derece ilgintir (Loy ve Wood, 1989). nsanlarn balar bu ta
zerinde mi gvdeden ayrlyordu? Bu gzlemleri bir insan kurban etme gelenei olarak
nitelendirebilir miyiz? Ayrca yabanl baz hayvan trlerine ait kan izlerinin de ayn ta zerinde
bulunduu dikkate alnrsa, ister istemez akla yle bir soru geliyor: Acaba o a insanlar zaman
zaman dzenledikleri ayinler srasnda hayvan da m kurban ediyorlard? Tabii bunlar hep
varsaymlar olarak kalyor. Kald ki kafataslarnda ve korunmu olan ikinci boyun omurlarnda
(eksen) hibir kesme izine rastlamadmz da burada belirtmek gerekiyor. ayn halknn
inan dnyasna k tutacak bir baka aratrma Fransz antropolog Franoise Le Mort (Lyon)
tarafndan Hacettepe niversitesi antropoloji laboratuvarnda yrtlmektedir. Henz
almalar bitmemi olsa da, aratrmac (kiisel grme), kafatasl binada bulunan bir erikinin
kafatasnda bilinli olarak gerekletirilen kesme izlerine rastlamtr. lnn kafatasna ynelik
bu mdahalenin temelinde yatan nedeni bilemiyoruz.
Tarihncesi atalarmzn yaadklar dnya ile ilgili nice srlar kendileriyle beraber yok olup
gitti. nsan bann gvdeden ayr olarak zel odalarda saklanmas gelenei (bunu bir kafatas
klt olarak deerlendiriyoruz), ayn dnda, Yakndou'da Ain Ghazal (rdn) ve Jericho
(srail) gibi anak mleksiz Neolitik kylerinde de grld. Baz Neolitik kylerde herkes ayn
tip mezara gmlmyordu; rnein Ganj Dareh'de (ran), kimi mezarlar basit bir toprak ukur
eklinde, kimisiyse ta duvarlarla zenle rlmtr. Bu da topluluk iinde bir snf farknn
olduunu artrmaktadr. Yaarken belirli imtiyazlara sahip olan insanlarn ldkten sonra da
ayrcalkl bir konumda gmlmeleri dnlebilir. Anadolu'da bilinen en eski l yakma
gelenei Akl'da karmza kar; evlerin taban altlarnda bulunan gmlerin bazlarnda (kadn,
erkek ve ocuk ayrt etmeksizin) hafif ya da orta derecede grlen yanma izleri, bu kyde len
baz kiilerin yaklarak gmldn akla getirmektedir. Bu uygulamann gerekesini
bilemiyoruz. Neden sadece baz llerin yakldna ise dorusu geerli bir yant bulmak ok zor
(zbek, 1995b ve 1998). Akl Neolitik a insanlar llerini ayn zamanda bir hasra sarp
yle gmyorlard. 1997 kaz sezonunda gn na karlan orta yalarda lm bir erkein
(No. 114) ise nce yakld, ardndan, vcudu btnyle kirele kaplanarak evin taban altna
gmld tesbit edildi.
llerin yanna zaman zaman eitli armaanlar konuluyordu. Kadnlar ve kz ocuklar,
hayatta iken tadklar kolyeler, kpeler ve bilezikler gibi ss ve ziynet eyalar karlmadan
gmlyordu. Mezarlarda iskeletlerle birlikte ele geen ss eyalar, o alarda sslenmeye ne
kadar nem verildiinin kantlardr. eitli renkte kymetli talardan, deniz hayvanlarnn
kabuklarndan ve bakrdan hazrlanan boncuklar, kemiklerden ve fildiinden yaplan sa ineleri
birok mezarda ele gemitir.
Yakndou'da ve Anadolu'da birok yerleim merkezinde kilden, topraktan yaplm kadn
heykelcikleri ele geti. Bunlar Neolitik ada bereket ve dourganln simgesi tanralard.

atalhyk'te bulunan ana tanra iman ve heybetli bir grnm altnda, yanlarnda birer
panter ba bulunan grkemli bir tahta oturmutur. Bacaklar arasnda da bir bebek ba
durmaktadr. (Mellaart, 1971). Kimi aratrclar gerek anlamda tanr kavramnn besin
retimine gei ncesi Neolitik ada karmza ktn belirtir. Bu da en arpc kltrel
mutasyondur. Yeni din anlay, bir bakma topran ilenmesi ve besin retimiyle balantl
olarak geliti. nsan, topra sadece bir besin kayna olarak deil, ayn zamanda tm yaamn
ynlendiren gizemli bir g olarak alglamaya balad. Neolitik a insannn gznde o, bir
toprak ana olmutu. nsan ile toprak arasndaki sevgi ba alar boyu devam etmektedir. nl
halk ozanmz Ak Veysel'in "Benim Sadk Yarim Kara Topraktr" iirinde bu duyguyu
aadaki drtlnde ne kadar gzel dile getirdiini hepimiz biliyoruz:
Koyun verdi, kuzu verdi, st verdi
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
Kazma ile dmeyince kt verdi
Benim sadk yarim kara topraktr.

Tarm devrimiyle balayan salk sorunlar: nsanolu srekli kyler kurmakla ve giderek
besin retimine geile birlikte, tarihte yeni bir dnemin kaplarn amt; ne var ki her
yeniliin ve gelimenin de bir bedeli vard. Hzla byyen ky yerlemeleri, bu yerlemeler
etrafnda biriken artklar, oalan nfus, evrenin bilinli olarak deitirilmesi birok salk
sorununu da beraberinde getirdi (Cohen ve Armelagos, 1984). zellikle ormanlk alanlarn tarm
yapmak amacyla hzla yok edilmesi, topra korumasz brakm, bitki rtsnn salad
besleyici ve yararl maddeler erozyonla topran yzeyinden silinip sprlmtr. Youn
tarma geile birlikte ekolojik dengeler alt st olmutur. Tarma alnan alanlarn su
gereksinmesini karlamak zere, doal evrede yaratlan glet ve su kanallar baz hastalk
yapc mikroorganizmalar tayan eitli kemirici ve eklembacakllarn reme ve oalmasna
yol at. rnein, Afrika'ya tarmn girmesiyle beraber ldrc stma hastalnda art
gzlendi. retimi artrmak iin topraa hayvan dksnn gbre olarak katlmas da enfeksiyonel
hastalklarn hznda arta neden olmutur (Weiner, 1972). Art rn, kalabalk nfus ve bunun
yaratt atklar byk yerleim merkezlerine srekli fare, kene, pire ve sivrisinek gibi hastalk
tayc zararl hayvanlar ekti. nsanla i ie yaayan inek, domuz, koyun ve kei gibi
hayvanlarn beslenme ve giyinme asndan birok yarar vard. Ancak bu ili dl olmann
sonucu brsellosis ve tberculosis (verem) gibi birtakm hastalklar srlardan insana geti.
Hayvandan insana geen bu tr hastalklar zoonoz olarak adlandrlr.
Neolitiin erken dnemlerinden itibaren insan topluluklar, niastal bitkileri ar tketmeye
balad. Oysa bu tr besinlerin protein, vitamin ve mineral deerleri dktr. Byle dengesiz bir
beslenme ister istemez diren mekanizmasn da olumsuz ynde etkiledi. Gerekten de, beslenme
yetersizliinden kaynaklanan rahatszlklar ifti topluluklarda daha yaygndr (zbek, 1996).
Tarm, her ne kadar, daha fazla nfusu beslemeye olanak salyorsa da, bu yaam tarz eer
hayvansal besinlerle desteklenmemise, hi de yle kaliteli ve dengeli beslenme anlamna
gelmez. Buday, pirin ya da msr gibi tek bir tahla bal kalmak ok dengesiz bir diyettir.
Tarmla gelien yerleim alanlarnda oluan yeni ekolojik koullar, nceden varolan enfeksiyonel
hastalklarn daha da yaylmasna, insan saln giderek tehdit eden boyutlara ulamasna ortam
hazrlad. Baz enfeksiyonel hastalklarn kalc olabilmesi iin nfusun belirli bir younlua
ulamas gerekir. yle hastalklar vardr ki, insandan insana hzl gei zincirinin kurulmas
sayesinde varlklarn srdrebilirler. Bu tr enfeksiyonlara akut enfeksiyonlar denir. Kzl,
iek, kzamk, kabakulak, su iei ve kolera bunlar arasnda yer alr.
Grld gibi tarm, hayvanclk, anak mlek gibi kltr tarihimize damgasn vuran
yeniliklerin simgeledii Neolitik a, zellikle balang aamasnda, insan sal iin hi de

yle olumlu bir tablo izmiyor. Bunun kantlarn zellikle bu a ky yerlemelerinden karlan
iskelet topluluklarnda aka gryoruz (ekil: 3.18). Akl (Aksaray, akeramik Neolitik a)
kynde doan bebeklerin yars 1 yana gelmeden lyordu (zbek, 1995b ve 1998)). rnein
ayn'nde ocuklarn %75'i, Akl'da ise %84' 0-5 ya arasnda eitli nedenlerle yaamn
yitiriyordu (zbek, 1989a, 1996). Grld zere, bebek lmleri birok ky yerlemesinde
son derece yksekti. Bylesine yksek bebek ve ocuk lmleri karsnda topluluun varln
srdrebilmesi iin, doal olarak, dourganln da yksek olmas beklenir. Olumsuz salk
koullar, yetersiz anne bakm, stten kestikten sonra ya da anne stne takviye olarak
ounlukla salksz koullarda hazrlanan, dolaysyla patojen unsurlar ieren ek gdalar
bebekler arasnda yksek oranda lme yol ayordu. ocuklar dzeyinde tesbit edilen salksz
tablo, erikinler asndan da farkl deildi; Neolitik ada insan mrnde bir uzama grlmez;
rnein Ganj Dareh'de (ran) ortalama mr 27, ayn'nde 36, Akl ve atalhyk'te ise 32
idi. Tpk paleolitik alarda olduu gibi erikinler genelde 20-30 ya arasnda lyordu. 50
yan stndeki insanlar parmakla gsterilecek kadar azd.
ekil 3.18 Akl, ayn ve atal Hyk toplumlarnda lm erisi (M. zbek)

Neolitik dnemi medeniyete alan bir kap olarak dnebiliriz. Neolitik'te tarmla balayan
retim a dnyann muhtelif blgelerinde zenginlik ve gcn birikimiyle kendini yanstan bir
dizi deimelerle karmza kt. Kk ve geni lde otonom olan Neolitik ky yerlemeleri
kkl biimde yap deitirdi. Sosyal ve politik sistemler dnlemeyecek boyutlarda
dnme urad. Toplumlarn Neolitik ada srdrd yaam tarz btnyle farkllat.
Madenler anda art retim daha da byd; sosyal snflar ard ardna domaya balad; i
alannda uzmanlama ba gsterdi. Gl bir merkezi otoritenin ynetimi sayesinde grkemli
projeler hayata geirildi. Yaznn icadyla birlikte gnlk yaamdaki tm olaylar kayda
geirilmeye baland. Bata Mezopotamya ve Msr olmak zere Hindistan, Pakistan, in, Orta
Amerika, Gney Amerika, Gney Avrupa, Afrika, Kuzey Amerika ve Gneydou Asya
zamanmzdan 6000 yl ncesinden balayarak byk uygarlklarn yeerdii belli bal
merkezler oldu. Tm bu uygarlklarn kkleri hi kuku yok ki Neolitik ada hayat buldu. te
bu nedenledir ki Neolitik'i kltr tarihimizin ilk devrimi olarak kabul edebiliriz.

BLM IV
Yaayan Irklar

Irk kavramnn tarihsel geliimi

Irk kavramnn tarihsel geliimini izlerken u iki noktann birbirine kartrlmamas gerekir:
nsan toplumlarn, sahip olduklar biyolojik eitliliklerinden tr, snflara, daha uygun bir
deyile rklara ayrmak baka; bu d grnm farkllklarn istismar ederek onlar aa rk,
stn rk gibi bilimsel hibir geerlilii bulunmayan gruplara ayrmak bakadr (zbek, 1979).
nsan topluluklarnn rk kategorilerine ayrlmasnda eer biyolojik ltler gzard edilerek
sosyoekonomik ve ideolojik yaklamlara itibar edilirse rk kavram rk bir boyut kazanm
olur. Irklk yzyllar boyu toplumlar arasnda kin, nefret ve dmanlk duygularn
krklemitir. stn olan topluluk aa rktan olanlar yok eder dncesi, doann bir kural
olarak gsterilmek istenmitir.
Snflama tutkusu, insann iinde ok eskiden beri bulunmaktadr. nsan, yeryznde ilk ortaya
kt dnemden bu yana iinde yaad dnyann srrn zebilmek iin bitip tkenmez bir
enerjiyle devaml bir aratrma halindedir; evresinde var olan her eyi snflandrrken, bu arada
kendini de snflamaktan geri kalmamtr. nsan var olduundan bu yana, kendini
hemcinslerinden ayran zelliklere hep duyarllk gstermitir. Ne yazk ki hemcinslerinin hep
farkllklarn grm; ou kez de bu farkllklar bir aalama unsuru olarak alglamtr.
Doada plak dolama, geleneksel trenlerde tuhaf giysiler iinde dans etme ilkellik, yabanilik
olarak alglanmtr. Yeryznn farkl corafi blgelerinde ve iklimleri altnda yaayan; farkl
bedensel zelliklere, kltrlere sahip insan topluluklarnn, ticaret bata olmak zere eitli
nedenlerle kurduklar ilikiler, bu toplumlarn birbirlerini karlatrmalarna zemin hazrlamtr.
Deri rengi bu snflamalarda en sk bavurulan grnr zellik olmutur. Irk snflamalaryla
ilgili bilinen en eski rnekler Eski Msr'da .. 14-15. yy'a kadar gider (ekil: 4.1) (Vallois,
1952). Krallar Vadisinde yer alan Biban al-Muluk kral mezarlarndaki duvar resimleri, eski
Msrllarn insanlar d grnlerine gre snflara ayrdklarnn en gzel kantdr. Eski
Msrllar, dnyada drt rkn varolduuna inanyorlard ve her rk ayr bir renkle
betimlemilerdi; Msrllar (rot) koyu krmz renkte, stn bir topluluk olarak; Asyallar (na-mu)
sar renkte, burun srt kemerli ve gr bir sakalla; Zenciler (nau) siyah renkte ve yapa sal
olarak; Beyazlar (temahu) ise sar sakall, ak renk gzl, uzun boylu, vcutlar dvmelerle
kapl ve hayvan postuna brnm barbarlar olarak gsterilmitir. Burada, insan rklar Tanr
Horus'a yaknlk derecesine gre sralanm; en ne, beklenecei gibi, eski Msrl kendini
koymutur. Deri rengine gre yaplan en eski rk ayrm, bildiimiz kadaryla Msr'da firavunlar
dneminde karmza kar. Nitekim III. Sesostris ( 1887-1849) tarafndan Nil nehrinin ikinci
alayanna yakn bir yerde dikilen tata u bilgiler yer almaktadr: Msr'n gneyinde yaayan
siyah derili Zencilerden hibiri bu tala belirlenen snrn tesine geip Firavunlar lkesine
giremez. Msrllarn Zencilere kar uyguladklar bu yasak, belki de tarihte bilinen en eski vize
uygulamasdr. nsan toplumlarnn deri rengi gibi grnr zelliklere gre snflandrlmasna
sadece Firavunlar dneminde deil, ayn zamanda M.. 200 yllarnda in'de de tank
olmaktayz; inliler deri rengine bal olarak insanlar 5 rka ayrmlardr: Solgun meneke, ten
rengi, sar, beyaz ve siyah.
ekil 4.1 Eski Msrllarn tand drt rk (Vallois, 1952)

Tarihe bir gz attmzda, birok toplumda etnosantrik (kendi grubunu merkez kabul eden)
duygunun egemen olduu, bunun yaratl efsanelerine de yansd grlr. Gerekten de, baz
toplumlar kendilerini en st ve merkezi konumda kabul etmi, dier toplumlar kendinden aa
seviyelerde grmlerdir. rnein bir Eskimo inanna gre Byk Ruh, insan yaratrken iki
deneme yapar; ilk denemesinde baarsz olur ve ortaya kan kusurlu yarata kob-lu-na yani
beyaz adam adn verir. Byk Ruh, bu baarszlktan sonra daha deneyimli olarak ikinci bir
deneme daha yapar; bu kez in-nu adn verdii kusursuz, mkemmel bir insan yaratr; ite
Eskimolar bu atadan geldiklerine inanr. rokua Kzlderililerinde de Byk Ruh, insan
yaratrken deneme yapar; ilk iki denemeden ok kusurlu ve makbul olmayan iki insan elde
eder; bunlar Beyazlar ve Siyahlardr. nc denemede ise mkemmel insana kavuur, bu da
Kzlderililerin atasdr. Irk szcnn ilk kez Papa I. Gregory zamannda bugnk anlamda
kullanldna tank oluyoruz; S VI. yy'da yaam olan Papa (Bkz. Baker, 1974) Roma'da bir
pazar yerinde satlmak zere getirilen birka Anglosakson ocuunu grdnde bunlardan ak
tenli, sar sal kimseler diye sz eder. Nordik rka dahil ettii bu insanlarn aslnda Akdeniz rk
ierisinde dikkate alnan Romallardan nemsiz baz grnr zelliklerle ayrldn syleyerek
her iki toplumun birbirlerine ok yakn olduklarna iaret eder. Daha sonraki yllarda, rk
szcnn eitli kaynaklarda sk sk rastlandna tank oluyoruz; rnein M.S. XIV. yy'da
slam dnyasnn nl dnr bn-i Khaldun'un (Bkz. Lahbabi, 1968) bu konuya yaklam
biimi zamanna gre olduka ileri saylabilir. Deri renginin iklim koullarna bal kalarak
dalm gsterdiine iaret eden ve "Mademki yeryznde deiik iklimler grlyor, o halde
deiik fiziksel zelliklere sahip rklarn da bulunmas doaldr" diyen nl slam bilgininin
Kuzey Afrika Berberileriyle ilgili baz snflamalar vardr. Irklk yapmadan rk konusuna
eilen bir baka kii XVII. yy'da yaam olan Alman aratrc Ludolfus (Bkz. Baker, 1974) idi.
Aratrcnn Afrika zerine vermi olduu bilgiler aada yer almaktadr: "Ekvator kuann
yakc gnei altndaki blgelerde bugn siyah derili olmayan insanlara da rastlyoruz. Ama yle
toplumlar var ki, Ekvator kuann hayli dnda bulunduklar halde, rnein Afrika'nn
gneyindeki mit Burnu sakinleri gibi, ok siyahtrlar".
Eski Yunanlar, kendileri dndaki toplumlar farkl bir gzle gryor ve dlyorlard.
Kendilerini sekin ve yetenekli bir rk olarak gren eski Yunanlar dier tm insan gruplarn,
hangi renkten ve kltrden olursa olsun, barbar diye tanmlyorlard. Hatta, Yunanlar daha da
ileri giderek baz toplumlarn kendileri gibi doutan hr, bazlarnn ise kle olarak dnyaya
geldiklerini ileri sryorlard. Bugnk kimi Yunanlarn da atalarndan pek aa kalr taraf
yoktur; nitekim 1948'de bir Yunan antropoloji profesr, yazd makalesinde Yunan rkndan
sz etmekte, bu rkn safln koruyabilmesi iin yabanc unsurlardan korunmas, dier
toplumlarla karmamas gerektiine iaret etmektedir.
Amerika ktasn istila eden spanyollarn da Kzlderililere kar youn bir rklk
kampanyas srdrdn gryoruz (Baker 1974; Brues, 1978). MS 1550'lerde Juan Gines de
Sepulveda adl bir spanyol aratrc, yazlarnda yerlileri kle dzeyinde, aptal insanlar gibi
grmekte idi (Comas, 1960). Maymun insandan ne lde ayrlyorsa, spanyollar da
Kzlderililerden o lde ayrlmaktadr, diyen aratrcnn bu davran aslnda Beyazlarn
Amerika'y istila ettikten sonra, giderek iddetini artrdklar rk ayrm politikalarnn bir
parasn oluturmaktadr. Fray Bartolome de Las Casas ve onun gibi dnenlere gre ise,

yeryznde yaayan insanlar aa insan, yar insan gibi anlamsz terimler kullanarak
mertebelendirmeye kalkmak en byk yanlgdr. Avrupa'da MS XVIII. yy'da, insanlar
arasnda ayrm yapan nl dnrleri gryoruz. Montesquieu, Kant, Hume ve Voltaire bunlar
arasndan birkadr. Kanunlarn ruhu adl kitabnda Zencilerden, tepeden trnaa siyah yaratklar
diye sz eden ve burunlarnn sanki bir yere arpm gibi yasslam olduunu belirten, onlara
bu grnmlerinden tr acma hissi duymamann olanaksz olduunu syleyen Montesquieu,
bu dnceleriyle de snrl kalmamakta ve Siyahlar hakkndaki nyarglarn u ifadelerle dile
getirmektedir: "Erdemli bir varlk olan Tanr'nn, iyi bir ruhu simsiyah bir bedene
yerletirebileceini sanmyorum." Tm bu alayl ifadeler, dorusu bu nl kiiye pek
yakmamaktadr. XVIII. yy dnrlerinden Kant, Afrikal Siyahlarn doutan bir zek
eksikliine sahip olduklarn savunurken, hi kimse tanmyorum ki kp da Zencilerin
yeteneinden sz etsin, diye gln ve ayn zamanda gereklere aykr iddialarda bulunmaktan
geri kalmamtr. XVIII. yy'da ve XIX. yy'n balarnda Zencilere kar adeta bir rklk
kampanyas balatlmt. Bu akmn ncleri arasnda Voltaire'i anmadan geemeyiz. 1765'de
yaynlad Tarih Felsefesi adl eserinde nl dnr, Zencileri yass burunlar, yuvarlak
gzleri, kaln dudaklar, yapa salar ve dk zek dereceleriyle dier insan trlerinden apayr
bir topluluk olarak tanmlamtr. XVIII. yy'da rklar arasndaki eitsizlikten sz eden dnr,
tarihi, din ve siyaset adamlarnn yan sra, baz biyologlara de rastlyoruz. Alman asll
Blumenbach da bunlardan biriydi. Etnik sorunlar yaam boyunca srekli gndeme getiren
Blumenbach, balangta Kokazyana adl tek bir toplumun varolduuna inanyordu. Ona gre,
dier tm insan toplumlar belirgin iklim koullarnn etkisiyle bu ana ktkten ayrlmlard.
Kokazyana rk Blumenbach'n gznde stn ve sekin bir rkt. Bu rka o yzden varietas
prima adn vermiti. Baz sylentilere gre aratrc, Kafkas blgesine yapm olduu bir gezi
srasnda grd Kafkas kzlarnn kusursuz gzelliklerinden son derece etkilenmi ve bu
toplumu Beyazlarn simgesi olarak kabul etmitir.
nsan rklarn eitli ltlere gre ayrmaya kalkan bir baka bilim adam Alman anatomist
Petrus Camper (1722-1789)'dir. Ayn zamanda anatomist olan Camper, zellikle yz asn
kullanmak suretiyle zenci, beyaz ve maymunlar karlatrmtr. Camper'e gre yz as
maymunlarda 58 derece, gen bir zencide 70 derece, bir Avrupalda ise 80 derecedir. Bu
deerlerden hareketle anatomist, Zencilerin Avrupallardan ayrlarak maymunlara yaklat gibi
son derece mantksz bir sonuca varmtr.
Aka grlyor ki, XVIII. yy'da insan rklaryla ilgilenen nl kiiler, doal bir kavram olan
rk olgusunu bilimsel anlaytan uzak, tmyle nyargl bir tutum iinde ele almlar; Avrupal
Beyazlar dier btn insan toplumlarndan stn olarak grmlerdir. zellikle siyah derililere
kar yrtlen rklk kampanyas, Avrupallarn XVII. yy'dan itibaren Afrika'y istila edip
ekonomik ynden smrmeye balamasyla birlikte bambaka bir boyut kazanm; zorla ele
geirilen topraklarda yer st ve yer alt kaynaklarnn iletilmesinde Siyahlar kle olarak
kullanlmtr. Ortaya kan bu yeni smr dzeni iinde klelik stats yasallatrlmtr.
Kilise de yaynlad bltenlerde bu staty benimser bir davran sergilemitir. Nitekim, papaz
Thomas Thompson 1772'de yaynlad bir makalede Afrika'daki kle ticaretinin dine hi de ters
dmediini dile getirmitir. Avrupa'da, kapitalizmin douunda kleler nemli rol oynamtr.
Dnyaca nl Paris metrosu 1900'l yllarn banda ina edilirken Afrika'dan getirilen yzlerce
siyah derili karn tokluuna yerin onlarca metre derinliinde altrlmtr. Avrupa endstri
devrimi, Afrika'nn smrlen insan gc ve doal kaynaklarnn stnde ykselmitir.
ktisatlar, XIX. yy' da ngiltere'de balayan sanayi devrimine Liverpool'da kurulan kle almsatm merkezilerinin nemli katkda bulunduuna iaret ederler. ada sanayinin arklar ilk
kez siyah derilinin kan ve aln teriyle dnmeye balad, dersek bir lde gerei dile getirmi
oluruz.
Irklk ve klelik, tarihte birlikte yrmtr (enel, 1984). nl filozof Aristo bile kleliin

savunuculuunu yapmtr. Ona gre, kle eksik bir insand; ruhun ynetici esinden yoksundu.
nsanlarn bazlar doalar gerei dierlerinin altnda olmaya mahkmdu. XIX. yy'da ABD'de
yaayan William Simms adl bir yazar yle der: "Klelik Zenciyi vahi konumundan biraz daha
yukarya karmtr; Karaderililerde sadakat, uysallk ve hizmetkrlk doutan varolan
zelliklerdir".
Kendi adyla anlan paratonerin yaratcs Benjamin Franklin (1706-1790), Zenci; ar yemek
yiyen, buna karlk ok az alan bir hayvandr, derken nyle hi badamayan bir rk
ayrmcl yaptn gstermektedir. Irk konusunda tuhaf ve o lde sama savlaryla XIX. yy'a
damgasn vuran tannm Fransz diplomat ve ayn zamanda gezgini Comte de Gobineau'yu
burada anmsamadan geemeyiz. 1853 ve 1855 yllarnda arka arkaya yaymlad nsan
Irklarnn Eitlii zerine Denemeler adl eseriyle bir bakma Alman siyaset adam Adolf Hitler
dneminde alevlenen tehlikeli rklk hareketlerine adeta zemin hazrlayan Gobineau'nun,
kafasnda yant bulmaya alt sorulardan biri, belki de en nemlisi, neden byk uygarlklarn
zaman potas iinde giderek eriyip yok olduklaryd, dinsel inanlarn giderek zayflayp
kaybolmas, trelerin unutulmas, kltrel yozlama, kt bir ynetim, lks ve grkemli bir
yaam byk uygarlklarn knde sorumlu tutulmamal, diyordu Gobineau. Ona gre, asl
neden rklarn genetik farkllnda yatmaktadr. Gobineau, uygarlklarn gelimesinde evresel
faktrleri hi dikkate almaz; in, Msr ve Mezopotamya'da byk uygarlklarn yaratlmasnda
olumlu doa koullar, topran verimlilii, bol su kaynaklar Gobineau'ya gre fazla nemli
deildi; bu blgelerin insanlarnda uygarlk yaratma potansiyeli batan vard. Gobineau, bir rkn
stnln yaratt uygarla gre ler. Bu szde aratrc, tarihte 10 byk uygarln
yaratldna inanr; bunlardan yedisi Eski Dnya'da, de Amerika'dadr. Eski Dnya'da
kurulanlar Msr, Asur, Bizans, in, Roma, Hint ve Kuzeybat Avrupa uygarl; Yeni Dnya'da
kurulanlar ise Aleganyen (bugnk ABD'nin bulunduu yer), Meksika ve Peru'dur. Gobineau,
Kuzeybat Avrupa uygarlnn yaratcs olarak Cermen rkn grmektedir. Antropolojik adan
hibir bilimsel deeri bulunmayan Cermen rk tanmlamas Gobineau'ya gre stn Aryan
rknn Avrupa'daki uzantsna iaret etmektedir. Oysa, biyolojik anlamda bir Aryan rkndan sz
edilemez. Terim sadece kltrel ve dilbilimsel alardan bir deer ifade eder. Yaplan arkeolojik
aratrmalara baklrsa, kendilerine Aryan ad verilen ve birok leheye sahip kabileler vaktiyle
Hindistan'n Pencap eyaletindeki Ambala blgesinde yaamlardr. Aryan dilinde yazlm ve
II. bine tarihlenen Rigveda adl destanda, Aryan toplumunun stn yeteneklerinden sz eden
arklara rastlanmtr. Oysa, talyan antropolog Cappieri (1970), Hindistan'da II. binlerde
Harappa, Mohenjodaro, anhudaro gibi kentlerde yaratlan uygarla hibir katks bulunmayan
Aryanlarn, steplerde yar gebe halde ilkel bir yaam srdrdklerini belirtmekte, bu byk
yerleim alanlarna sk sk saldrlar dzenlediklerini yazmaktadr. Ne var ki, bugn Arilerin
varln kantlayc birka yazl belgenin dnda herhangi bir belgeye sahip deiliz. Kazlarda
Arilere ait iskeletlere de rastlanmamtr. Fiziksel zellikleri hakknda da bilinen tek ey
derilerinin beyaz olduudur.
XIX. yy sonlarnda Alman asll H. S. Chamberlain adl bir baka aratrcy gryoruz.
Aratrc, Avrupa kltrnn gelimesine Romallarn, Bizansllarn ve Yahudilerin hibir
katks olmadn belirtir. Etnik gruplarn rastgele karmasn hi doru bulmayan Chamberlain,
rksal karmann, baz uygarlklarn knde nemli rol olduuna inanmaktadr. Gobineau
gibi o da, Almanlar stn bir toplum olarak gstermektedir. Chamberlain, bir taraftan Roma
mparatorluu'nun kn rksal karmaya balarken te yandan Germen, Kelto-germen ve
Slavo-germen toplumlarnn karmalarn faydal buluyor. Tm renimini Almanya'da yapm
ve Alman kltr ile yorulmu olan Chamberlain'in yazlarnda (Bkz. Baker, 1974) Yahudilere
de yer verilmektedir. Yahudilerin Alman toplumundan farkl olduunu ileri srmekle
yetinmeyen aratrc, dier tm Hint-Avrupa toplumlarndan ayr bir grup oluturduklarn
savunmutur. Gelitirdii fikirler, Gobineau'nunkiler gibi, ileride Hitler'in rk eylemlerine esin
kayna tekil etmitir. Chamberlain'in yansra, rksal karmaya tepki gsteren baka nl

kiiler de vard. Bunu, insanln gelecei iin son derece tehlikeli bulan Davenport ve Mjen
(Bkz. Comas, 1960), genetik yozlamann bu suretle ortaya ktn, dolaysyla bedenin giderek
baz hastalklara kar direncini yitirdiini ileri srmektedir. Onlara gre, rksal ynden saf
olmayan toplumlarda ahlakn ve birok insani deerin bozulmas gibi durumlara daha sk
rastlanr. Grleri aa yukar ayn dorultuda olan Humprey, Grant ve Stoddaart'n (Bkz.
Comas, 1960) ileri srdklerine baklrsa, herhangi bir toplulua yabanc elemanlarn girmesi
halinde, nceden var olan denge alt st olur. Nitekim, Kuzey Amerika yerlilerinin zamanla
soysuzlap, kendilerine zg kltrel ve biyolojik yaplarn kaybetmi olmalarnn nedeni
ancak bu yoldan aklanabilir, diyor sz konusu aratrclar. Irk kavramn bilimsel
grnmnden saptrp sadece bir ideolojik silah olarak kullanan bir baka aratrc Alman dilci
ve arkeologu Gustav Kossina'dr. Aratrc, 1912'de yaynlad kitabnda Alman toplumunu
eski alardan gnmze bozulmadan kalan saf bir rk olarak grmektedir. Naziler dneminde
Almanya, soykrm bir devlet politikas haline getirmiti. stn rk slogannn ateli bir
savunucusu olan Avusturya asll Adolf Hitler (1889-1945), milyonlarca insann hayatn
kaybetmesiyle sonulanan korkun bir felaketin ba sorumlusu olarak tarihe gemitir. 1925 ve
1927 yllarnda arka arkaya yaymlanm olan Kavgam adl iki ciltlik kitabnda Hitler, Alman
rkn gklere karrken, zellikle Yahudilere kar youn bir aalama kampanyasna
girmektedir. Yahudileri, beslenebilecei uygun bir ortam bulabileceine inand her yere
kolaylkla szabilen zararl bir mikroba benzetir. Uygarlkla ilgili bilim, sanat gibi stn
deerlerin btnyle Aryan rk tarafndan yaratldn savunur. Hitler sadece Yahudilere deil,
ingenelere kar da byk bir nefret duyuyordu. Nitekim, 250 bin ingene Nazi toplama
kamplarnda katledilmitir. Hitler, kitabnda sadece iki yetkiliden sz ediyor: Schopenhauer ve
Goethe. Ama o, Fransz diplomat ve tarihisi Gobineau ile Alman asll Kossina'nn daha ok
etkisinde kalmtr. Hitler'in rk konusuna ideolojik adan yaklam biimini okuyan herkes,
onun zellikle Yahudilere kar tarif edilmez bir kin ve nefret ierisinde olduunu fark eder.
XIX. yy'da insan rklarnn birbirinden farkl kategoriler olduu, rklar arasnda eitlik
aramann ok sama olaca dncesine katlan saysz nl vard. Galton da bunlardan biriydi;
aratrc 1869'da yaynlad Kaltsal Dhilik adl eserinde insan rklarn 16 basamaktan oluan
bir mertebelendirme sistemine tabi tutmutur. Bu sistem iinde Zenciler, beklendii gibi,
Anglosaksonlardan iki kademe daha aada yer alr. Buna karn, Anglosakson rk da ayn
lekte MS V. yy'da yaam Atinallardan iki kademe daha aada yer almaktadr. Grlyor
ki, baz devirlerde rk snflamalar bir liyakat ve mertebelendirme arac olarak kullanlmtr.
(Loehlin ve ark., 1974). Kimi aratrclar da insan rklarn en gzelden en irkine kadar uzanan
bir dizili eklinde ngrmlerdir. XIX. yy'da tank olduumuz bu nyargl snflamada
Avrupallar en gzel, Zenciler ise en irkin rk olarak kabul edilmilerdir. Zencinin siyah derisi,
sadece irkin bir grnm vermekle kalmyor, ayn zamanda ahlaki bir kusurun ve
lekelenmiliin sembol olarak da alglanyordu. Beyaz smrgecilerin gznde Zenci, Nuh
peygamberin ikinci olunun torunuydu, dolaysyla lanetlenmiti. Efendisi olan Beyaz adama
hizmet etmek iin yaratlmt. nsan toplumlarn ilkel, ileri, stn, aa, zeki, aptal, gzel ya da
irkin gibi szcklerle tanmlamak insanla ihanetten baka birey deildir. Zaten bu
yaktrmalar bilinaltnda yatan nyarglarn bir tr da vurmasdr. Gerekten de, XIX. yy'da
Virey, Bory de Saint-Vincent ve Demoulins gibi baz Avrupal aratrclarn insan gruplarn en
gzelden (Avrupallar) en irkine (Zenciler) kadar giden bir mertebelendirmeye tabi tuttuklarn,
hatta bu sonuncular hayvana daha yakn bulduklarn grmekteyiz. stelik bu aratrclar,
fiziksel ynden en gzel olan Avrupallarn ruhsal ynden de en stn bir rk temsil ettiklerini,
stn bir zekya sahip olduklarn vurgulamaktan geri kalmamlardr. Afrika'da smrgeci
Beyazlarn yerlilere kar uygulad ayrmc politikann temelinde hi de siyah deri olgusu
yatmamaktadr. Kald ki siyah deri sadece Afrika'ya zg deildir; Asya'nn gneydousunda,
Avustralya ktasnda ve Gney Amerika'nn Amazon blgesinde nice siyah derili topluluklar
yaamaktadr. Asl sorun, retim ve kaynak smrsnde, daha dorusu ekonomik smrde
gelip dmlenmektedir. Irk ayrmnn tarih boyunca neden olduu atma ve savalarn

brakt kt ve ac anlar, stten az yanan yourdu fleyerek yer ataszne uygun olarak,
bilimsel evrelerde rk teriminin adeta bir tabu gibi grlmesine yol amtr.
Gerek ABD'nin bamszlk bildirgesinde, gerekse 1948 de ilk kez Birlemi Milletlerce
yaynlanan 2 no'lu nsan Haklar Evrensel Bildirgesi'nde tm insanlarn, rk ayrm
gzetilmeksizin doutan eit olduu ilkesi benimsenmise de, uygulamada durum hi de yle
deildir; bugn dnyamzn birok blgesinde ya deri rengi farkl diye, ya da dini, dili ve
genelde kltr farkl diye her trl ayrm yaplmakta, hatta bu ayrm byk boyutlara vararak,
kitle halinde yok etmeye kadar gitmektedir. Beyazlar ne zaman eitlik, kardelik ve adaletten
bahsetmilerse, hemen arkasndan daima tersi gelmitir. Fransa'da 1789 Fransz Devrimiyle
gndeme gelen kardelik ve eitlik sloganlar hi de yle inandrc olmad; zira ayn lkede
kinci Cumhuriyetle beraber insanlarn kardelii dncesinin asla gereklemeyecek bo bir
rya olduu benimsenmeye baland. nsanlar karde olamazlard, nk eit deillerdi.
kinci Dnya Sava'ndan sonra kurulan Birlemi Milletler, rk ayrm dncesiyle youn
biimde savamaya balamtr. Gnmzde rklk felsefesini ad sayan, rk ayrmna
dayal dnce akmlarnn insanlk onuru ve uygarlk kurallaryla badamadn savunan
gr evrensellik kazanm olsa da, rklk ideolojisi dnyann birok yerinde yeniden
canlandrlmaktadr. Birlemi Milletlerin giriimleriyle 1965 ylnda, 100 devlet tarafndan rk
ayrmnn her eidinin tasfiyesine ilikin szleme kabul edilmitir. 1979 ylnda Birlemi
Milletler 21-28 Mart arasndaki haftay rk ayrmyla sava haftas ilan etmitir.
Afrikal Zenci yazar Diawara (1972), Avrupal nl aratrclarn sk sk kullanm olduklar
ilkel dnce, ilkel topluluk ifadelerinin hi de gerei yanstmadn, gelimi bir ekonomiye
ve teknolojiye sahip olmann insancl deerlere de sahip olmak anlamna gelemeyeceini
belirtmektedir.
Tarihin her devrinde rk ayrmna hedef olan Zencilerin, anatomik ynden Beyazlardan farkl
olduklar zaman zaman haksz yere ne srlr. Oysa durum hi de yle deildir; rnein
Zencilerdeki beyin hacmi Beyazlarnkinden farkszdr. Beyin korteksinde zekyla ilgili aln
lobunun arl toplam beyin arlnn %44'ne eittir. Bu oransal deer Zenci ve Beyazlarda
deimez. Beyin korteksindeki girinti ve kntlar asndan Beyazlar ve Zenciler arasnda hibir
fark yoktur. Karlatrmal anatomi ve fizik antropoloji alanlarnda yzeysel bilgilere sanp baz
aratrclar, Zencilerde grlen st ene prognatizmasn ilkel bir zellik olarak kabul eder.
Oysa, gvdedeki kl sistemi'nin genellikle ok az gelime gstermesi, dudaklarn kalnl, alnn
Beyazlardakine oranla daha bombeli oluu, ka kemerlerinin yok denecek kadar az gelime
gstermesi gibi grnr zellikleri ile Zencilerin, nisbeten daha ileri bir evrim dzeyinde
bulunmalar gerekmez mi? Ancak, unu zellikle hatrlatmak gerekir ki, gnmzde hibir
toplum evrim srecinde ileri bir aamay temsil etme ayrcalna sahip deildir.
Beyaz insann kendi dndaki toplumlar kmseme eilimi filmlere kadar yansmtr;
rnein ABD'de XX. yy'in ilk yarsnda evrilen birok Hollywood filminde ynetmenler,
Siyahlar aptal ve kle ruhlu, Kzlderilileri ise masum insanlar ldren, kafa derilerini yzen,
saldrgan ve vahi olarak tantmlardr. Ne yazk ki yeni kuaklar byle bir atmosfer iinde
yetimi, bu etnik gruplara kar kin ve nefret duygusu giderek artmtr. Gemite atalarnn
yaad bu rk ayrm zihniyetinin bilincinde olan gnmz Siyahlar ve Kzlderilileri arasnda
da ayn nefret duygusu bu kez Beyazlara kar grlmektedir. ABD'de, Gney Afrika
Cumhuriyeti'nde, Rodezya'da baz tren ve otobslere Siyahlarn alnmay, eitli kamu
kurulularnda Zenci ve Beyazlara ait ayr tuvaletlerin ngrlmesi, Beyazlarn denize girdii
plajlarn Siyahlara yasaklanmas, baz otel ve lokantalara Siyahlarn girmesine izin verilmeyii
insanlk adna utan verici durumlardr. Gney Afrika'da renk ayrm o denli belirgindir ki,
1924'de birok subay, resmi yazmalarda Beyazlar iin kullanlan kibar dilin Zenciler iin de

kullanlmas gerektiini savunduklar iin ordudan ihra edilmilerdir. Gney Afrika


Cumhuriyeti sadece Beyazlarla Zenciler arasnda deil, ayn zamanda Hindistan'dan vaktiyle
buraya gelip yerleen Hintlerle Beyazlar ve Zenciler arasnda da rk atmalarna sahne
olmaktadr. Hint yerliler, Gney Afrika'nn, beyazlar ve Zenciler kadar kendileri iin de anavatan
olduunu ileri srmektedirler.
ABD'de Zenciler ve Beyazlar arasndaki huzursuzluk her geen yl daha da artmaktadr. Irk
ayrm zihniyeti gnlk yaam byk lde yansmtr. Zenciler arasnda isizlik, ekonomik
sknt byk boyutlara ulam bulunmaktadr. Anglosakson kkenli Beyazlarla Zenciler
arasndaki ekonomik uurum kapatlamyacak kadar bymtr. sizlik, Zencilerde Beyazlara
oranla iki katdr. Bugn Zenci genler arasnda % 60'a varan isizlik vardr. Bu da genleri sua,
uyuturucuya ve hastala itmektedir. ABD'de baz zel okullara Zenci ocuklar alnmaz.
Zenciler, srf derilerinin renginden tr, polis tarafndan ilemedikleri sulardan
tutuklanmaktadr. Aslnda, ABD'nin rk ayrm politikas Zencilerin yansra Kzlderilileri de
hedef almaktadr. Son yllarda, bu iki etnik grup, Beyazlarn rk basklar karsnda dayanma
iine girmiler ve geni apta rgtlenmilerdir.
Hindistan'daki durum bundan hi de farkl deildir; insanlar kast denilen sosyal snflara
ayrlmlardr. Kastlar arasnda almaz bir duvar vardr. st kastlarn mensuplar alt kastlardan
biriyle evlenmez. Kastlar, ayr birer sosyal tabakadr. Bireyin adeta kltrel kimliidir; kii o
kast iinde doar ve mr boyu orada kalr. Kastlar genelde endogam gruplardr. Kastlar aras
evlilik ilikileri pek ho karlanmaz. zellikle yukar kastlarda yer alanlar bu kurala ok sk
uyarlar. Hi kimse kendi arzusu ile bir kast seemez.
1931 ylnda Fransa'da geen bir olay Beyazlarn Siyahlar nasl kmsedii ve
aaladnn bir baka belgesidir (Douin, 1998). yle ki, 1931'de Paris'te alan ve smrge
lkelerine ynelik bir sergiye Yeni Gine adalarndan 91 Kanak yerlisi getirilip timsahlarla ayn
blmede ziyaretilere sunulmutur. Tantc pankart zerinde de insan eti yiyen yamyamlar
ibaresi yer almtr. Aralarnda kadn ve ocuklarn da bulunduu bu talihsiz yerlilerden bir ksm
olumsuz koullardan tr lm, geri kalan 60 kadar Kanak yerlisi daha sonra Almanya'nn
Berlin, Hamburg, Frankfurt ve Mnih ehirlerinde halka poligam ve yamyam plak maymunlar
olarak sergilenmek zere gnderilmitir.
nsanlk asndan yz karas saylabilecek rk ayrm dncesi zaman zaman karsnda baz
nl kiileri de bulmutur; nitekim 106-43 yllar arasnda yaam olan Romal siyaseti
iero, insanlar bilgi ve kltr bakmndan farkllk gsterebilir ama, hepsinin renmeye kar
yetenekleri temelde ayndr, deme yrekliliini gstermitir.
Dinlerin gelimesiyle beraber, grnr zelliklerden dolay insanlar snflara ayrmann doru
olmayaca gr arlk kazanmtr. Hristiyanlkta insanlar birbirleriyle karde ve Tanr
huzurunda eit olarak kabul edilir. ncil'in yeniden gzden geirilmi olan ngilizce basksnda
(Baker, 1974), Tanr'nn tm insanlar ayn kkten yaratt ve yaadklar blgelerin snrlarn
balangta belirlediinden sz etmektedir. te yandan, ayn Kutsal Kitap'ta (acts XVII: 24-26)
aziz Paul, insan topluluklarndan sz ederken, ne Yahudi ne de Yunan diye bir ayrm yapmalyz,
hepiniz sa'nn benliinde btnleen tek bir varlksnz, eklinde dncelerini dile
getirmektedir. Bunun yansra, aziz Paul'e mal edilen ve ncil'de yer alan "Tanr btn milletleri
tek bir kandan yaratt" cmlesinde sz edilen kan kelimesini aziz Paul'n gerekten kullanp
kullanmad tartma konusu yaplabilir; nk Kutsal Kitap'n eski Yunanca metinlerinde bu
kelimeye rastlanmamaktadr. Aziz Jerome zamanndaysa Katolik kilisesi aziz Paul'n, kan
anlamna gelen bir szck kullanm olduunu kesinlikle reddetmektedir. te yandan, Canon G.
W. Wade'in (Bkz. Baker, 1974) Yunanca yazlm Yeni Ahid'deki bu ksmla ilgili cmleyi
"Tanr, insanlar tek bir atadan (kan yerine) yaratt" biiminde yorumladn gryoruz. nsan

gruplar arasndaki yaknln ifade edilmesinde kan szc yerine farkl szckler kullanlmak
istenmise de ncil'in Yunanca ve Latince evirilerinde zellikle kan szcnn kullanldna
tank oluyoruz. Nitekim, 1516'da Erasmus' un (Bkz. Baker, 1974) Latince yorumlam olduu
ncil'de kulland ex uno sanguine tek bir kandan anlamna gelmektedir. Hristiyanln ilk
dnemlerinde egemen olan gr, tm insanlarn en ufak bir ayrm gzetilmeksizin eit biimde
dikkate alnmas ilkesine dayanyordu. Ne yazk ki, bu mesaj zamanla Ona inananlar arasnda
pek taraftar bulmam ve giderek unutulmutur.
slamda da rkln yeri yoktur; insanlar arasndaki stnlk ancak insanla hizmetle
llr. Kutsal kitap Kuran'in bir ayetinde (X:19) yle bir ifade yer alr: "Kukusuz insanlar tek
bir milletten baka bir ey deildi, sonradan ayrla dtler." slam dini, etnik ayrmlarn
tmyle ortadan kaldrlmasn ister. slam'a gre, rk, renk, dil ve lke bir toplumun dierine
stnlk kurmas iin gereke saylamaz. Gibb'in de iaret ettii gibi (Bkz. Ensari, 1967), etnik
gruplar arasndaki anlay ve ibirlii konusunda slam'n ok salam bir gelenei vardr.
slam'da zellikle tasavvuf akmlarnda Tanr sevgisi insan sevgisiyle zdeleir. nl dnr
Mevlana Celaleddin Rumi, slamn hmanist anlayn en iyi biimde baknz nasl dile
getiriyor:
Gel, yine gel, her ne isen yle gel,
Kfir, putperest olsan da yine gel.

te yandan, byk halk ozan Yunus Emre'nin u szlerinde insanlar arasnda olmas gereken
kardelik ve eitliin ne kadar gzel yansdn gryoruz:
Biz kimseye kin tutmayz,
Kamu alem birdir bize.

Bir baka iirinde Yunus yine ayn duygu ile couyor:


Sevelim, sevilelim
Dnya kimseye kalmaz.

slam dini, insan trnn milletlere ayrlmasn doal karlamakta ama, herhangi bir etnik
grubun dierine stnln kabul etmemektedir. Kuran'da (VI:2) insanlar arasnda doutan bir
ayrlk ve stnln olmad aka belirtilmitir. Sonu olarak, iki byk dinin de temelinde
insanlarn en ufak bir ayrm gzetilmeksizin Tanr katnda eit olduu ilkesi yatmaktadr.
nsan rklarnn eit olmadn savunan ya da insan topluluklar arasnda ayrm yapmann
insanlkla badamayaca dncesini benimseyen aratrclarn hepsinden burada sz etmemiz
olanakszdr. Srekli aalanan, kmsenen baz toplumlar bu rklk kampanyalarndan
etkilenmi, aalk komplekslerine kaplmlardr. Yeryznde mkemmel bir toplum yoktur.
Kltrel yaratclk, teknolojik gelime hibir toplumun doutan devrald bir miras olamaz; bu
yetenekler kuramsal olarak btn insan toplumlar iin ayndr. Hibir toplumun bu adan bir
komplekse kaplmasna gerek yoktur. Doal koullarn, tarihsel olgularn, kamlayc bilgi
dolam vb. teknolojik gelimede nemli rol oynad gzard edilmemeli. Baz devirlerde ok
iddetli bir grnm kazansa da rklk, aslnda her zaman varoldu (Edvvards, 1976; enel,
1984). nsanlk d bu davrann yeryznden silinmesi iin daha ok gayret sarfedilmesi
gerekmektedir. svirelinin Sicilyal iiye, Almann Trk iisine, Franszn Kuzey Afrikal

Araba, spanyolun ingeneye ya da ngilizin Jamaikalya kar taknd rk tutumlar, insanlar


arasndaki eitlik kavramn baz toplumlarn hl ilerine sindiremediklerini gstermektedir.
Baz gelimi lkeler nedense bnyelerine yeni insan tiplerinin katlmasna tahamml
edemiyorlar. rnein Kanadal nl bir eitim uzman 1978'de, Kanada'ya giderek artan Zenci
g karsnda, kendi deyiiyle Beyaz rkn aznla dmesi kaygsyla tpte Beyaz bebek
yetitirilmesini nerecek kadar gz kara bir rklk yapmtr. Avrupa kkenli Beyaz
ounluu korumann en etkin yolunun bu olduunu ileri srmtr. Kanada'da Beyazlar
Zencileri kendi refahlar iin bir tehlike saymaktadrlar. Tm bu tutum ve davranlar
gstermektedir ki, Hitler dneminden bu yana pek fazla mesafe katedememiiz.
nsan rklaryla ilgili nyarglar gnmzde hl varln srdrmektedir. Irk olgusunu
anlamak iin, insan eitliliinin bilincine varmak, rklarn farkllamasnda rol oynayan
faktrleri irdelemek nemlidir. nsan rklarnn karlatrlmasnda en ok istismar edilen lt
beyin hacmi, dolaysyla zekdr (Loehlin, Lindzey ve Spuhler, 1975). Zencilerde beyin
hacminin Beyazlardakine oranla ortalama 100 cc daha kk olmas, fazla yank uyandracak bir
olay deildir. Baz aratrclar bunu nedense ok nemli bir farkm gibi grrler ve Zencilerde
bu yzden zeknn daha dk olduunu ileri srerler. Zaten her devirde, baz evreler biyolojik
eitlilikleri davran rntleriyle ilikilendirmek suretiyle insanlar arasnda ayrm yapmlardr.
Eskimonun beyni de Beyaz adamnkinden ortalama 100 cc daha iridir. Eer ayn mantkla
hareket edecek olursak, Eskimolarn Beyazlardan daha zeki olduu sonucuna varrrz ki; bu da
bilimsel hibir temele oturmaz. Kald ki bir rk iinde bile beyin hacmi ok deiir. Zeknn
belirlenmesinde hacimden ok, beyin iindeki nron ann zenginlii ve karmakl rol oynar.
Ne yazk ki iinde yaadmz yzylmzn byk bir blmnde, toplumlarn zeks zek
katsays (IQ) ile belirlenmeye alld (Lynn, 1978); farkl etnik gruplarn IQ'lar farkl deerler
verdi. rnein ABD'de yaayan Siyahlarn IQ'lar Beyazlarnkinden ortalama 11 puan daha
dk kt. Ancak, bu farkllk doutan bir zek eksikliinden deil de iinde yaanlan
evreden kaynaklanmaktadr. Ne var ki tm bu testler brakn farkl etnik gruplar, ayn grup
iinde bile farkl yaam biimi sren kesimler arasnda farkllklar ortaya karmtr. Bir dhinin
bir aptaldan daha kk, ya da daha byk bir beyne sahip olduu kantlanm deildir. O halde,
zek testleriyle ulalan farkl deerler, genelde, farkl sosyal/kltrel yaam biimlerinden
kaynaklanr.
u son yzyl ierisinde rklarn eitsizliini savunan ya da bu gre kar bir tutum taknan
eitli ilgi alanlarna mensup btn aratrmaclarn dncelerinden burada sz etme olanamz
bulunmamaktadr. Yalnz, tarihin eitli devirlerinde, bu tr giriimlerin etkisi altnda baz
toplumlar, izleri kolaylkla silinmeyen tuhaf ve o lde gereksiz bir aalk kompleksine
kaplrken, bazlar da kendilerine an bir stnlk havas vermi, dier toplumlar kk grme,
aalama eilimine girmilerdir. Aka itiraf etmek gerekir ki, rk ayrm ne Hitler ile balam
ne de Hitler ile son bulmutur. Yalnz, vaktiyle kanl arpmalar ve kitle katliamlaryla kendini
yanstan bu eylem, gnmzde adeta biim deitirmi, daha ziyade sosyal ve ekonomik
alanlarda
arln
hissettiren
bir
souk
sava
niteliine
brnmtr.

Saf rk ve ideal rk kavramlar: Doadaki canllar snflama giriiminde bulunurken


aratrclar, nce nominal kategoriler oluturdular; daha sonra bu kategoriler arasnda ne gibi
ilikiler olabileceini aratrdlar. Her kategori bir ideal form olarak algland; bu formlara
uymayanlar da sapkn ve kusurlu olarak grld. Oysa, ne insanlar ne de dier canllar
dnyasnda ideal tip sz konusudur. deal tip kavram, insan topluluklarn rklara ayrrken de
etkin rol oynad. Hibir insan rk iin ideal bir ablon oluturanlayz. Bugn dnyada hi kimse
bir rk tipinin tarifine tpatp uymaz. sve'de askere alnan genler zerinde yaplan aratrmada,
Nordik rkn simgesi saylan zelliklere sadece %10 gibi ok dk orandaki bireylerin sahip

olduu,

geri

kalan

%80'in

ise

bu

tanmlamaya

uymad

gzlemlenmitir.

Baz rklarn dierlerinden daha saf olduunu sylemek hi de gereki bir davran deildir.
30 bin yldan bu yana, insan gruplar dnyann hemen her yerine yayld. Toplumlar iinde
gzlemlediimiz biyolojik eitlilik herhangi bir kesinti oluturmakszn her ynde gelimesini
srdrd. Gler sayesinde insan toplumlar arasnda youn bir gen alverii gerekleti.
Amazon blgesinin balta girmemi ormanlarndaki ya da Okyanusya'daki baz izole adalardaki
yerliler bir kenara braklrsa, dnyada karmayan toplum kalmad. Bu sre kimi blgede
(Avustralya ktas yerlilerinde olduu gibi) ok yava, kimi blgede (Avrupa'da olduu gibi) ise
ok hzl oldu. Japonya'nn kuzeyindeki baz adalarda yaayan Aynular zamanla Japonlarla; ayn
ekilde Afrika'da Kalahari l evresinde yaayan San topluluu evredeki dier topluluklarla
karmaktan kurtulamad. Onlar da bugn artk saf deildir. Genetik balamda hibir topluluk
hayvan yetitiricilerinin setii tarzda bir saf rk olayn yanstmaz. Bireylerin genotipleri eitli
ve zengindir. ABD'de, klelik yllarnda zellikle Zenciler ve Beyazlar arasnda karma ok
oldu. Gnmzde yaplan bir deerlendirmeye gre, Amerikal Zencilerin gen havuzunda aa
yukar %20'ye yakn Beyaz gen vardr. ABD'de yaayan ve Beyaz diye tanmladmz
topluluklarn gen havuzlarnda Afrika, Avrupa ve Asya dndan gelen eitli topluluklarn
genleri bulunur. Grld gibi, Amerikal Beyazlarn gen havuzlar adeta bir mozaik gibidir. O
halde, hibir toplumun gen havuzu tarih boyunca olduu gibi kalmam; aksine, srekli biimde
yeniden yaplanmtr.
nsann biyolojik eitlilii

Irkn biyo-kltrel tanm: nsan trnn en gze arpan yan, gsterdii olaanst
eitliliktir (ekil: 4.2). Ne kadar ayr ve iine kapal olursa olsun, bir toplum iinde bireyler
arasnda saysz denilecek kadar farkllklar bulunur. Irk kavramn artk nyarglardan, rklk
dncesinden tmyle ayrarak bilimsel bir yaklam iinde, insann biyolojik eitliliinin
bilincinde olarak ele almann zaman geldi. Dnyann eitli blgelerinde, grnleri farkl olan
insanlar yaamaktadr. Bunlar gemite de vard, imdi de. Gerek olan u ki, rk kavram geerli
ve ilevseldir (Rensenberger, 1992). nsan cinsinin, yeryznde ilk grld tarihncesi
alardan bu yana eitli rklar eklinde farkllat kabul edilmektedir (Coon, 1959, 1969).
Nfusu son derece youn ABD ve Hindistan gibi lkelerde bile bir kiinin evlenme ans ancak
birka etnik grup ierisinde snrl kalr. eitli sosyal-kltrel elerin evlilik emberinin
daralmasnda oynad rol byktr. rnein ABD'nin Dou eyaletlerinin etnik ynden kark
baz kentlerinde genler eitli sosyal kurumlarn basksyla eer talyansa bir talyanla,
Katolikse bir katolikle, Zenciyse bir Zenciyle ya da Yahudiyse bir Yahudi ile evlenmektedir.
Ancak, ne kadar farkllarsa farkllasn, tm insan rklar gnmzde tek bir tr (sapiens)
altnda toplanr. Sradalar, okyanuslar ve adalar gibi corafi engellerle aralarndaki ilikiler
hayli snrl kalm olmasna ramen, yeryzne geni lde yaylm bulunan insan gruplarnn
hibiri genetik adan tam bir kapal toplum deildir. Genetik karma derecesi corafi
mesafelere gre deitii gibi, kltrel deerlere gre de sk ya da snrl olabilir. Evlilik
ilikilerinde eitli sosyal kurumlarn seilimci basks gzard edilemez. Dnyann baz
blgelerinde hl varln srdren ievlilik adetleri, belirli insan toplumlarnda belirli genlerin
younlamasna olanak vermitir.
ekil 4.2 Eskimo (brevilin) ve Zenci (lonjilin) (L'ascension de l'homme, 1977)

G dalgalar zamanla yeni genetik karmalara ortam hazrlamtr. Bu balamda ABD


nemli bir rnektir; 1845 ve 1854 yllar arasnda Sar, Beyaz ya da Siyah yaklak 3 milyon
insan Yeni Dnya'ya g etmitir. 1800-1924 yllar arasnda da 36 milyon insann Avrupa'nn
eitli lkelerinden buraya geldikleri bilinmektedir. Her yeni g dalgasyla birlikte, ABD'nin
gen havuzu yeniden biimlenmitir. Yal dnyamzda u son 30 bin yl iinde zaten ok youn
bir g hareketi yaanmtr. Genetik karma, sadece gen skln etkilemekle kalmaz, ayn
zamanda baz deer yarglarnn gelimesine de ortam hazrlar. rnein ABD'de bir Siyah
kadnn ocuu, babasnn kkeni ne olursa olsun Zenci olarak alglanr. nk Zenci kan, anne
sz
konusu
olduunda
temel
unsurdur.
Neden insan gruplarn belirli rklara ayryoruz? Daha dorusu nedir bu rk denilen ey? Irk
kavramn; psikolojik, sosyal, kltrel ve siyasal olmak zere birok unsurun etkisi altnda
tanmlayanlar olmutur. Antropologlar ve biyologlar rk, insan eitlilii dncesinden
hareketle ele alrlar. Irk, ayn genetik miras paylaan ve aralarnda reyip oalan bireylerden
oluan bir topluluktur. Bu balamda, rnein bir Eskimo bir Zenci ile evlenip ocuk sahibi
olabilir; ya da bir Beyaz her zaman aalad siyah derili ile evlenir, reyip oalabilir. Bir
baka tanmlamaya gre rk, belirli bir blgede yaayan ve baz genetik zelliklere aa yukar
eit sklkta sahip olan bireylerin oluturduu btndr. Biyolojik anlamda yaplan rk
tanmlamalar,
aslnda
birbirlerini
tamamlar
niteliktedir.
Irk sorunu bilimsel dorultuda, milletleraras bir kurulu dzeyinde ilk kez 1951 ylnda ele
alnmtr; UNESCO'nun 4 ile 8 Haziran 1951 tarihleri arasnda Paris'te yaplan toplants
sonunda dnyaca nl fizik antropolog ve biyologun imzasn tayan bir bildiri yaynlanmtr.
Bildiride yer alan rk tanmlamas Prof. Julian Huxley ve Theodosius Dobzhansky tarafndan
gzden geirilmi haliyle 26 Mays 1952 ylnda tekrar yaymland. Buna gre; rklar, belirgin ve
ayn zamanda kaltsal olan, doal ayklanma, mutasyon, karma ve izolasyon gibi faktrlerin
sonucunda ortaya kan bedensel farkllklarla simgelenen insan topluluklardr. te yandan,
UNESCO'nun 1964 ylnda yaymlam olduu bir nc bildiride, rk tanmlamas ve
snflamalarmn geerlilii yadsnyor ve rk terimi yerini nedense toplum terimine brakyor.
Irk kavramn bir sorun olarak deil de, bir olgu olarak alglamak gerekir. nsanlar rk
kategorilerine ayrrken ou kez biyolojik ve kltrel unsurlar birbirine kartrlr. Dil, din,
kltr ve etnik unsurlardan hareketle rk snflamas yaplamaz. Bu deerler arasnda zaten salt
bir badaklk aranmamaldr. Ayn dili konuan topluluklar ayn rktan olmayabilir. rnein
Hint-Avrupa dil kompleksi, Avrupa stokuna giren her biri farkl grnr zelliklere sahip
toplumlar tarafndan konuulurken; in-Tibet dil kompleksi byk lde Mongoloid toplumun
eitli gruplar tarafndan konuulur. Malezya-Polinezya diliyse ayn zamanda Madagaskar
Siyahlarnn, Dou Pasifik'teki Hawai sakinlerinin ve Gneydou Asyallarn resmi dilidir.
Hamitik diller, Beyazlar ve Zenciler tarafndan paylald halde, Altay dilleri Trkiye'den

Kore'ye kadar olan geni bir alana yaylma gsterir. Dil unsuru, bu rneklerde de grld
zere eitli rk ya da alt rklar kapsayan geni bir emsiye olarak dnlebilir. Kltr ve dil
elerini dikkate aldmzda, rnein Yeni Dnya'da, Uto-Aztek dilleri bir yandan ABD'nin
byk ovalar blgesinde yaam olan Komaniler tarafndan konuulurken, dier yandan Orta
Amerika'da ileri bir uygarln yaratclar olan Aztekler tarafndan konuulmakta idi. Bu rnekte
ise
rk
ve
dil
badayor,
ama
bu
kez
de
kltr
ayrlyor.
Irk biyolojik bir gereklik olarak kabul edilse de, snflama davran eletirilebilir. Irk
snflamalarnda zaman zaman nesnellikten uzaklalm; birok aratrclar birincil rk, ikincil
rk, mikro rk, alt rk gibi kendilerine gre birtakm kavramlar gelitirmiler, insan toplumlarn
150, hatta 200'e kadar giden kategorilere ayrmlardr (Garn, 1964). nsann biyolojik ve kltrel
zenginlii, milyonlarca yl sren bir srecin sonucu olarak alglanp bundan vn duyulaca
yerde, bu farkllklar ayrc birer unsur eklinde dikkate alnmtr. Irk deien bir simgedir, iki
insan nasl birbirine tam olarak benzemiyorsa, insan rklar arasnda da farkllklarn olmas
doaldr (Baker, 1974). Tek yumurta ikizleri bir kenara braklrsa, iki bireyin dahi tamamen ayn
olma olasl sfrdr. Zaten insan trnn en gze arpan yan, gsterdii olaanst
eitliliktir. nsan tr on binlerce zellikten oluan bir koleksiyon gibidir. Ne kadar ayr ve
kopuk olarak bir kede kalrsa kalsn, bir insan toplumu iinde bireyler arasnda saysz
denilecek
lde
farkllklar
bulunur.
Bir rkn bedensel zellikleri bir baka rknkinden farkl olabilir; kald ki bu farkllklar her
toplumun kendi iinde de olur. ki toplumda ayn kan gruplarna rastlanabilir; ama bunlarn
grlme sklklar farkldr (Weiner, 1972; Kottak, 1997). rnein B kan grubu Avrupa'da %020 arasnda bir dalm gsterirken, Asya'ya doru grlme skl %30'lara kadar kar. Baz
spesifik kan sistemleri de baz toplumlar simgeler; rnein kanda bulunan Duffy adl sistemin
Fya tr birok toplumda %75'i gemezken, Avustralya yerlileri ve Mikronezyallarda %100
orannda rastlanr (Weiner, 1972). Tm bu fizyolojik ve bedensel eitliliklerin, insann uzun
biyolojik evrimi esnasnda doal seleksiyonun belirleyici gc altnda olutuunu dnyoruz
(Moullec,
1964).
Seilimci bask ABO kan gruplarnn sklklar zerinde ilevini gerekletirir. Bir iddiaya
gre, iek hastal A ve AB kan gruplarnn youn biimde grld toplumlarda dierlerine
oranla daha iddetli biimde geer ve daha lmcldr. Eer bu iddiada bir gerek pay varsa,
iek hastal, yaygn olarak grld yerlerde A ve AB kan gruplarna sahip bireyleri elimine
etme ynnde bir seilimci etken gibi ilevini yerine getirir. Bu durumda, O ve B kan gruplarna
mensup bireylerin hayatta kalma ans fazla olduundan daha kolayca reyip oalarak, bir
sonraki kuaa daha fazla dl aktaracaklardr. iek hastalnn vaktiyle ok yaygn olduu
yrelerde neden bugn B kan grubunun daha sk grld belki bu yolla aklanabilir. Kan
gruplarnn corafi dalm ile ilgili bir baka inceleme Diego kan antijeni zerinde
younlamtr; bu antijen genelde Asya'daki Mongoloidlerde ve onlarla akraba olan
Kzlderililerde grlr (Weiner, 1972).
nsann biyolojik uyum yetenei - rksal farkllama

Hibir aratrc, insan gibi politipik bir yap gsteren yaratkla ilgili yapt rk
snflamalarnn kesin bir geerlilii olduunu savunamaz; bir aratrcnn nerdii snflama
zaman olmu bir bakas tarafndan reddedilmitir. nsan snflara ayrmak gerekten ok zor;
rnein btn siyah derili toplumlar bir grup altnda topladmzda karmza sa biimi (dz
ve dalgal tipten yapa tipe kadar ), burun yaps (ince dar ve kntl biimden yass ve geni
biime kadar) ve bedensel yaplaryla taban tabana zt insan toplumlar kar. Deri rengi yerine
kafatas biimini, burun, gz ve sa biimini lt olarak alsak bu kez de farkl bedensel yaplar

ve deri renkleriyle insan toplumlarn ayn kategoriye sokmu oluruz. Irklar birbirinden ayrmak
iin kullanlan ltlerin, ilk bakta, kolayca farkedilen deri rengi, gz rengi, sa rengi ve
biimi, yz yaps gibi grnr zellikler olduu anlalr. Gzle grlebilir ok sayda anatomik
deikenlerden hareketle saysz genetik farkllklar ortaya konulabilir. Bu da rk
snflamalarnda tam bir kargaaya yol amtr. Bazen gzlemci tm bu rksal farkllklarn,
insan karakterine de yansm olabileceini dnme hatasna debilir; yaanlan evrede
sonradan kazanlan kltrel deerlerle doutan varolan genetik zellikleri birbirine
kartrabilir. Yzeysel olsun ya da olmasn, rksal eitliliklerin anlamn daha iyi
kavrayabilmek iin insan rklarnn ortaya kmasna zemin hazrlayan baz unsurlar bilmek
gerekir.
Her eyden nce, rksal zelliklerin nemli bir blm insann iinde yaad doal evreye
yapm olduu biyolojik uyumun bir sonucudur. rnein gne nlar, iklim, beslenme biimi
ve yaanlan yrenin deniz seviyesinden ykseklii vb. yoluyla evre, bir toplumun en az uyum
salayan bireylerini elerken, reyip oalmada kendini gsteren farkllk sayesinde farkl
genlerin o toplum iinde oalmasna ortam hazrlar. Belirli bir doal ayklanma sreci ve
mutasyonlar yoluyla insan gruplar, geni bir yelpaze oluturan doal evre koullarna biyolojik
adan uyum yapmay baardlar; ancak bu uyumu kltrel dzeyde gerekletirdikler ve
kendilerine yaadklar blgelerde byk avantaj salayan yenilikler sayesinde de byk lde
kolaylatrdlar. Yeryznde, ok sayda insan toplumu vardr. Sadece Afrika'da Byk Sahra
lnn gneyinde kalan blgede 1000 kadar topluluun var olduu bilinmektedir. Genetik
eitlilik tm canllar iin olduu gibi, insan tr iin de geerlidir. Bu eitlilie yol aan
evrimsel mekanizmalar bellibal 4 grup altnda toplarz. 1. Mtasyon, 2. Doal ayklanma, 3.
Karma,
4.
Genetik
kayma
(Weiner,
1972).
nsan tr iindeki genetik eitlilik biyolojik uyum potansiyelinin temelini oluturur (Neel ve
Schull, 1966). Tm canllarda olduu gibi bu eitlilie zemin hazrlayan faktr mtasyon'dur.
Gen ya da kromozom dzeyinde olabilen mtasyon, nitelii tam olarak aydnlatlamam olan
kimyasal bir deimedir. ou kez, tek bir genin DNA moleklndeki azot kkenli 4 bazdan
birkann ya da birinin yer deitirmesi, birinin dierine eklenmesi veya kopup ayrlmas sonucu
ortaya kar. Deiime urayan kromozom paras ya da gen, yeni bir kaltsal zelliin
kodlanmas demektir. Bylece, yeni genetik zellik gen havuzunda devam etmeye balar. reme
hcrelerinde ortaya kmalar durumunda mutasyonlar kaltsaldr. Yol atklar deiiklikler,
genomdan tm organizmaya kadar eitli dzeyde kendilerini farkettirirler. Mutasyonlarn byk
bir blm organizmann ilevine olumsuz etkide bulunur. Mtasyon her kuakta belirli bir hzda
ortaya kar; biz buna mtasyon hz diyoruz. Mtasyon hz ok dktr; 1/100000, hatta daha
azdr.
Doal ayklanma srecine gelince, bu srecin temel malzemesi mtasyonla ortaya kan
genetik eitliliktir. Bu ekilde meydana gelen yeni herhangi bir genetik zellik bir corafi
blgede birey iin avantajl, bir baka blgede ise yararsz, hatta zararl olabilir. Seilimci
avantaj olan genin, topluluk iindeki skl giderek artar ve o genin belirledii biyolojik zellik
ilgili toplumun genotipinde korunur. Gen ak yoluyla da bu genetik zellik baka yrelere
yaylabilir. Ancak, her genetik zellik her corafi ortamda uyumsal bir avantaj salamaz; bu
takdirde bu genetik zellie sahip olanlar gelecek kuaa daha az dl brakr; bylece giderek
elenip yok olurlar. te doal ayklanma sreci genelde bu ekliyle ilevini srdrr. unu
nemle vurgulamak gerekir ki, hibir bir rk her ortama rahata uyum salayabilecek bir genetik
donanma sahip deildir. Bu adan mkemmel bir rktan sz edilemez.

Bedensel yap ve iklime uyum: Yeryzn yle bir gzden geirdiimizde kutba yakn
blgelerin buzlarla kapl alanlarndan tutun da, Afrika'nn l alanlarna kadar son derece deiik

corafi ortamlarda insanolunun yaadn grrz. Oysa, birok hayvan tr grece dar bir
eko-nie uyum salam ve o blgede snrl kalmtr. nsann birbirinden farkl tm bu corafi
ortamlarda yaayabilmesinde nemli lde kltrel unsurlar rol oynasa da, organizmann
adaptasyon ve uyarlanma mekanizmasn gzard edemeyiz. Adaptasyon, evre koullarnn bir
toplum zerinde yaratt seilimci baskdan kaynan olan gen sklklarndaki deimelerle
yakndan ilgilidir (Weiner, 1972; Relethford, 1990; Kottak, 1997). nsan trnn bir zellii,
temel mikroevrimsel deimeye uramadan geni bir yelpazeden oluan evresel koullara
kendini uyarlamasdr. nsanolunun, evresel koullara, kltrel adan yapt uyuma davran
uyumu
denir.
Uyumsallk srecini yorumlarken karlalan glk, genetik ve genetik olmayan (kltrel)
unsurlarn greli nemini belirlerken gndeme gelmektedir. Biyolojik uyum, fiziksel olduu
kadar fizyolojik dzeyde de olur. Fizyolojik uyumun en iyi belirtilerini kutup, l ve yksek
dalk kesimlerde yaayan toplumlarda rahata gzlemleyebiliriz. Kuzey kutbu, insanolunun en
son iskn ettii yerdir. Bu tr ortamlarda insan toplumlar iin en byk tehlike ok dk olan
sdr. Donma, byle yerlerde sk sk rastlanr. Parmaklar, kulak kepesi ve burun ucu en abuk
donan
ksmlardr.
Normal vcut ss 37 santigrad derecedir. Eer vcut ss 34,4 santigrad dereceye derse,
beyindeki hipotalamusun, vcut ssn kontrol yetenei bozulur; 29,4 santigrad derecede bu s
dzenleme yetenei kaybolur ve lm kanlmaz olur. Aratrclar, vcudumuzdaki fizyolojik
ilevlerin yerine getirilmesine olanak salayan termik dengenin vcut ssnn 33 santigrad
dereceye yaklamasyla birlikte alt st olduuna iaret ederler; nk insan vcudunun soua
kar olan direnci bu snrda artk son bulmaktadr. K mevsiminin ok souk gnlerinde,
zellikle kalp ve damar rahatszlklar bulunan insanlarn kendilerine daha fazla dikkat etmeleri
gerekmektedir, zira miyokard enfarkts ve nabz atlarndaki dzensizlikler k mevsiminde bu
kategorideki
insanlarda
daha
sk
grlmektedir.
Uzun zamandan beri kutup blgelerinde yaayan toplumlar, bu blgelerin souundan giderek
daha az etkilenir duruma gelmilerdir. Bu tr iklimlere vcudun yapm olduu en etkin uyum,
belki de bazal metabolizma hzndaki ykselmedir. Gerekten de, bazal metabolizmann yksek
olmas vcud iin bir ek s kaynadr. Ne var ki, fizyolojik deimenin gereklemesi de
yksek enerji salayan besin maddelerinin fazlaca tketilmesiyle mmkn olabilir. unu
unutmamak gerekir ki, insanolunun dk s karsndaki direnci snrsz deildir; rnein en
ufak bir kltrel ara gere olmakszn -15 santigrad derecenin altnda uzun sre kalamayz;
donar lrz. Hangi rktan olursa olsun, ister kuzey kutbuna yakn yerlerde, isterse Gney
Amerika'da And Dalar'nn yksek platolarnda yaasn, insan sy uzun sre bedeninde
tutabilme gibi bir fizyolojik uyumdan yoksundur. Soua kar insan organizmasnn gstermi
olduu uyumsal tepkinin geici olduunu ileri srenler oktur. Nitekim, Nova Skotia yresinin
zlandal balklar ellerini souk su ierisinde ok uzun sre rahatsz olmadan tutabildikleri
halde, balklk uran brakan, ayn blgenin yallarnda bu direnme yetenei kaybolur.
Aka grld gibi arktik blgelerde yaayan insan toplumlar souun yol at strese
bnye olarak tam bir uyum yapm saylmazlar; insanolu kaln bir krk ya da ok kaln bir deri
alt ya tabakasna sahip deildir. Barnak, giysi ya da eitli stma kaynaklar bu noktada onun
imdadna
yetimektedir.
Bnye olarak, scak ve kurak blgelere souk blgelerden daha iyi uyum salarz. Vcuttaki
kl sisteminin ok az gelimi olmas bu yetenein temelinde yatan nemli bir faktrdr.
Vcuttaki fazla snn terleme yoluyla atlmas da scak ortamlarda en iyi s ayarlama
mekanizmasdr. nsan, herhangi bir hayvandan ok daha fazla terleme kapasitesine sahiptir. Ter
bezleri ok hzl ve byk miktarda sv salglar. Daha sonra buharlaarak uan bu sv, beden
yzeyinde geici bir s dmesine yol aar. nsan d primatlarda ter bezleri insanda olduu gibi

btn beden yzeyine dald halde, bunlarn skl insandaki kadar deildir. nsanda ter
bezlerinin says yaklak 2 milyondur. Ter bezleri asndan rklar arasnda bir fark bulunmaz. 1
saat ierisinde bedenden atlan ter miktar 1 litreyi bulur. Terleme insanolunun gelitirmi
olduu en nemli fizyolojik uyumlardan birisidir. Tropik iklimin hkm srd blgelerde
devaml olarak yaayan insan topluluklarnn, ar scaklara diren gsterebilmeleri iin ok
miktarda ter karmalar gerekir; beden de bu sayede ssn ayarlam olur.
Bugn insanolu, kutuplarda olduu kadar llerde de yaamn srdrmektedir. Acaba insan
vcudunun bu tr bir yaama uyum yapmas ne lde olmutur? Herkes lde yaayabilir mi?
unu hemen hatrlatalm ki, l yaantsna vcudun yapt uyum tam olarak anlalm deildir;
yalnz scak ve kuru l ikliminde birka hafta kalan kii baz uyumsal deimeler gsterebilir;
yle ki zamanla ter bezleri daha hassas hale gelir, daha fazla ter salglar. Ne var ki youn terleme
de beraberinde baz sorunlar getirir; nk ter sadece sudan ibaret deildir; iinde tuzlar da
vardr. Dolaysyla, terleme yoluyla ok miktarda sodyum da kaybedilir. Terleme ayn etkinlikte
devam ettike, idrar miktarnda azalma gzlenir. Sanki vcut, terleme iin ok gereksinim
duyduu suyu tutmaya alr. Fizyolojik dzeyde devreye giren bu uyumsal tepki tm insan
rklar iin geerlidir. Artan evre ssna kar insanolu terleme dnda ok ksa sreli ve
geici saylan baka uyumsal tepkiler de oluturur. Bunlardan birisi vazodilasyon dediimiz
klcal kan damarlarnn genilemesidir. Bu durumda, etkin hale gelen kan akyla beraber vcut
yzeyine daha fazla s tanm olur. Bylece vcud fazla sy bir blgede younlatrmam
olur. Bedensel zelliklerle s kayb arasndaki iliki her zaman gndeme getirilir; eitli
biimlerde vcuttan atlan s miktar byk lde yzey ile kitle arasndaki orana baldr. Biri
kp, dieri kre eklinde iki pirin nesne dnelim; her ikisini de nce stalm, sonra da
soumaya brakalm. Hangisi daha abuk sour? Tabii ki kp. nk kpn ok yz vardr. Bu
yzeyler s kaybn kolaylatrr. nce ve uzun bir kii, yzeyinin daha fazla olmas nedeniyle,
ayn arlktaki ksa ve tknaz bir kiiye oranla vcut ssn daha etkin biimde da atar.
lde yaayan insanlar her eyi, vcutlarnn fizyolojik dzeyde gsterdii uyumsal tepkiye
brakmazlar; nk, insanolunun biyolojik uyum yeteneinin de bir snr vardr (Coon, 1969;
Weiner, 1972). l sakinleri, gnein yakc scandan korunmak iin zel elbiseler giyerler. Bu
giysiler ok bol olup, vcutla giysi arasnda havann etkin biimde akn salar. Bu hava akm
da terin buharlamasyla ortaya kan su buharnn kolayca atlmasn olanakl klar. Giyilen
elbisenin
rengi
l
ortamnda
fazla
nemli
deildir.
ok yksek dalk yrelerde yaayan insanlar da zamanla baz morfolojik ve fizyolojik
uyumlar gelitirmilerdir (Kottak, 1997). Zaman zaman yksek dalara trmanan kiilerde da
rahatszl denilen baz geici rahatszlklar belirir. Bunlar nefes kesilmesi, solunum zorluklan,
zihinsel yorgunluk, hzl nabz at, uykusuzluk, ba ars, sindirim rahatszl, kilo kaybdr ve
yksek yerlere knca meydana gelen semptomlardr. Her insan yksek yerlerde yaamaya ayn
lde rahat uyum salayamaz. Dnya nfusunun ancak %1'i yksek dalk blgelerde yaar. Bu
yrelerin evre koullan kendine zgdr; oksijen basnc azdr, gne nlar daha etkilidir,
souk fazladr, rzgrlar ok iddetli eser. Bu blgelerde de, dier iklim koullarnda olduu
gibi, insanlar hkm sren olumsuz evre koullaryla kltrel ynden mcadele ederler.
Bununla beraber, yksek dalk blgelerde srekli yaayan toplumlarda daha geni bir akcier
kapasitesi vardr. Alyuvarlarn says dier toplumlardakinden fazladr. Dolaysyla, bu hcreler
tarafndan tanan hemoglobin miktar da art gsterir. Yksek yreler insann reme srecini de
etkiler. Doumdaki arlk dktr. Bebek lmleri yksek oranda grlr. Byme ve gelime
daha yavatr. Nitekim bu dalk yrelerin insanlar genelde daha ksa olurlar.
Baz aratrclar sa tipleriyle iklim arasndaki ilikiden sz ederler. Salar da dier grnr
zellikler gibi deiiklik gsterir. rnein dz, dalgal, kvrck, yapa vb. Dz sa ya ince ve
yumuak (Beyazlardaki gibi); ya da kaln ve serttir (Sarlardaki gibi). Yapa sa genelde

Zencileri simgeler. Baz zenci topluluklarnda salar, kafa zerinde adeta karabiber taneciklerini
andrr biimde kmelenmilerdir. zellikle bu tip salarn terleme ve buharlamay
kolaylatrd ne srlr. Yine baz aratrclara gre, cinsel organlarn bulunduu ksmlarla,
koltuk altlarnda gelien kl rtsnn koruyucu, emici ve serinletici ilevleri bulunmaktadr.
Yz yaps ve iklim arasndaki ilikiden de sk sk sz edilir. rnein Eskimolarda, elmack
kemii zerinde ve gz ukurlar etrafnda deri alt ya tabakasnn ar ldeki gelimesi ok
souk iklime kar insanolunun gstermi olduu bir doal uyum olarak dnlr. Ayrca,
devaml kar frtnalarnn olduu Asya steplerindeki Mongoloid toplumlarda ve Kanada'nn
kuzeyinde arktik blgede yaayan Eskimolarda ska grlen ekik gz bu tip iklimlerde bireye
nemli bir avantaj salayabilir. Mongoloid yz tipi sert ve souk bir iklime bnyenin yapm
olduu en iyi uyum olarak gsterilmektedir. Gerekten de, bu tr iklimlerde yaayan insanlarda
en ok rahatsz olabilecek blge, devaml akta olan yzdr. O halde, uyumsal Morfolojik
deimenin de yz dzeyinde olmas doaldr.
Deri rengi ve iklim arasndaki balant
Deri rengi ve iklim arasnda da yakn iliki bulunmaktadr. Dnya haritasn gz nne
getirdiimizde deri renginin genelde ekvatora yaklatka koyulatna tank oluruz (BuettnerJanusch 1966). Deri, alt ve st olmak zere iki tabakadan meydana gelir. Epiderm ad verilen st
deride, kan dolam yoktur. st deri, kendi iinde baz ksmlara ayrlr. Bunlar malpigi isimli en
alt tabaka ve stratum corneum ad ile bilinen en stteki boynuzumsu tabakadr. Malpigi tabakas
canl hcrelerden oluur. Bunun taban ksmndaki hcreler hibir zaman mitoz blnmeye
uramadklar gibi, yukarya doru ktka canllklarn kaybederler. te bu l hcreler
boynuzumsu tabakay oluturur. Bunlar, ekirdei olmayan, yass ve ok sayda keratin ieren
hcrelerdir.
Malpigi
tabakas
4
blme
ayrlr:
1)
2)
3)
4)

Stratum
Stratum
Stratum
Stratum

germinativum
mucosum
granulosum
lucidum.

Alt deri ya da corium adl tabaka ise canl ve blnebilen hcrelerle klcal kan damarlarn
ierir. Deri rengini faktr belirler. Bunlardan birisi, deri yzeyine yakn ksmlarda yer alan
kan damarlardr. Kan iindeki hemoglobin deriye pembemsi bir grnm kazandrr. kincisi st
deri bnyesinde yer alan boynuzumsu tabakay oluturan l hcrelerin ierisindeki ya
tabakasnn bileiminde bulunan karoten maddesidir. Aslnda bunlarn hibiri nc faktr
saylan melanin kadar nemli deildir. Melanin, epiderm ad verilen st derinin en yukar
tabakasnda retilir. 0,1 ile 0,4 mikron apndadr. Bu renk taneciklerini reten zellemi
hcrelere melanosit ad verilir. Melanositler, dandrit adl birok uzantlara sahip olup, bu
uzantlar sayesinde st derinin daha yukar ksmlarna melanin denilen renk taneciklerini
tarlar. ster ak renkli, isterse koyu renkli olsun tm insanlarda belirli bir blgede ayn
miktarda melanosit hcresi vardr. Deri rengini asl belirleyen unsurlar retilen melanin miktar,
melanin taneciklerinin irilii, melanin retim hz ve derideki melaninin konumudur. Melanin
retme hzn beslenme, hormonlarn ilevi ya da ultraviyole nlar etkileyebilir. Melanin
maddesi, derinin yansra saa da renk verir. Salarn kt hcre kmesi, ayn zamanda
deridekine benzer melanositlere sahiptir. Bunlar melanin taneciklerini daha sonra san l
hcrelerini oluturacak hcrelere nakleder. Kumral, altn sars, esmer, siyah vb. renkleri saa
veren madde melanindir. Bir baka deyile, san renginden melanin sorumludur. Yalnz, burada
tek istisna kzl satr. Bu rengi veren phaeomelanin adl farkl maddedir. Kzl sa herhangi bir
rkn
simgesi
deildir.

Deri renginin yeryzndeki dalm nasldr? En youn ultraviyole nlarnn grld


corafi blgeler, ekvatora yakn olan savanlk alanlardr. Bu blgelerin insanlar da ok koyu
deri renkleriyle bilinir. Dou Afrika'daki Nilotik zencileriyle Avustralya'nn l blgelerinde
yaayan yerliler buna rnek gsterilebilir. Tropik ormanlk blgelerde ise ok koyu derililere
rastlanmaz; youn ve sk bitki rts ultraviyole nlarnn byk bir blmnn yeryzne
szlmesine engel olur. Nitekim Afrika'nn Kongo havzasnda yaayan Pigmeler daha ak
derilidirler. Son yzyllarda youn biimde yaanan kitlesel gler ve istilalar yznden farkl
deri rengine sahip toplumlarn her yere yayldna tank oluyoruz. Ancak, burada farkl
blgelerde, fakat ayn iklim koullar altnda yaayan benzer deri rengine sahip toplumlar da
unutmamak gerekir. Gmen toplumlar zaman ierisinde yeni yerletikleri blgelerin yerel
toplumlaryla
karmak
suretiyle
yeni
renk
oluumlar
ortaya
kardlar.
Derinin koyulamasna gne spektrumundaki ultraviyole nlar (UV nlar) neden olur. UV
nlarnn iddeti ekvatora yaklatka artar, uzaklatka azalr. Gnein ufuk zerinde 20
derece ya da daha az bir eimle geldii enlemde yaayanlar, ultraviyole nlarndan
yararlanamazlar. Yeryzne ulaan UV nlarnn miktar sadece ekvatora olan yaknlk ya da
uzaklkla deimez; rnein ykseklik ne kadar fazla ise UV nlar da o denli iddetlidir. te
yandan, sis, duman ya da kaln bulut tabakalar UV nlarn hemen hemen tmyle tutar
(Buettner-Janusch, 1966; Coon, 1969; Kottak, 1997). Dalga uzunluu ksa n, genellikle
metabolizma ilevini bozar. 3200 angstroem'den (A) yukar olan n, protoplazma moleklleri
tarafndan absorbe edilemez. Bundan daha ksa olan n dalgalar absorbe edilir ve meydana
getirdikleri enerji baz kimyasal reaksiyonlarn olumasna yol aar. Bu da molekln
rntsnde deiiklie neden olur. Yksek atmosferdeki ozon gaz, dalga uzunluu 2900 A'dan
daha ksa olan UV nlarn tutar. O halde, yeryznde canllarn faydaland ultraviyole
nlar
2900
A
ile
3200
A
arasndaki
nlardr.
Koyu deri, UV nlarnn derinin d ksmndan daha i tabakalara kolayca szlmesine engel
tekil eder. UV nlarna kar deride kendini gsteren uyumsal tepkilerden birisi, boynuzumsu
tabakada meydana gelen kalnlama, dieri ise bizim bronzlama olarak bildiimiz derinin
koyulamasdr. Her iki uyumsal tepki de UV nlarnn, deride daha i ksmlara kadar inip
zarar vermesine byk lde engel olur. Koyu derili insanlarn, UV nlar karsnda byk
avantajlar vardr. Bu nedenledir ki, iddetli UV nlarnn yol at deri yanklar ve deri
kanseri Siyahlarda son derece azdr. Siyahlarda melanin tanecikleri ok aktif olup, melanositlerin
uzantlar araclyla, taban hcrelerinin, ekirdekleri hari, btn ksmlarna yaylncaya kadar
gemeye devam ederler. Siyah derili insanlarn ceninlerinde melaninler dllenmeden sonra 4. ya
da 5. ayda oluurlar; taban hcrelerine geileri ise 9. aya dorudur. ster albino, isterse koyu
renkli olsun, btn insan toplumlarnda melanosit says aa yukar ayndr.
Deri renginin D vitamini retimiyle olan ilikisine de burada deinmekte yarar vardr. D
vitamini bilindii gibi kalsiyumun barsaklar yoluyla emilmesinde nemli rol oynar. Kalsiyum;
normal kemik gelimesi, daha akas ocuun byme ve gelimesi iin gereklidir. Bu
maddenin eksiklii halinde raitizm denilen kemik hastal ortaya kar. Sz konusu hastalk,
kemiklerin kolayca eilip bkldkleri bir dneme yani ocuun gelime ana rastlar.
Hastala yakalanm olan kzlarda genellikle kala kemeri de biim bozukluuna urad iin,
doum yaparken lm olasl bebek iin olduu kadar, kendileri iin de yksektir. D
vitamininin nemli bir ksm deride retilir. Bu kimyasal tepkime ise UV nlarnn yardmyla
gerekleir. Deri iinde D vitamininin sentezi srasnda devreye giren UV nlarnn miktar bir
bakma melanin younlamasyla da yakndan ilgilidir. Siyahlardaki koyu ve kaln deri, UV
nlarnn derinin i ksmlarna ulamasna engel olan bir kalkan gibidir. Dolaysyla,
Afrika'dan Avrupa'ya ve Kuzey Amerika'ya g eden siyah derililerin, zellikle D vitaminince
zengin besinlerden normal lde yoksun kalm ocuklarnda, derilerinden tr yeterli
derecede gne nlarndan yararlanamadklar iin, raitizm denilen kemik hastal daha

yaygndr.

Irk ve hastalk arasndaki balant: Hangi rkta olursa olsun, organizmann hastalklara kar
gsterdii tepki iki biimde dnlebilir: 1) Genetik yapya bal olarak kendini gsteren doal
diren; 2) Hastalk yapc faktrlerle devaml temasta bulunmann yol at aktif bakanlk.
Bugne dein yaplan aratrmalardan anlalaca zere, baz toplumlar baz hastalklara
dierlerinden daha fazla diren gsterirler. yle hastalklar vardr ki, aratrclar bunlar
istatistiksel olarak deerlendirirken, bulduklar farkllklar rksal farkllklarla yorumlamlardr.
Sz gelimi, Arizona'da yaayan Pima yerlilerinde, ABD'nin dier blgelerinde yaayan
topluluklara oranla dokuz kat daha fazla eker hastal tesbit edilmitir. Beyazlarda ve Sarlarda
ska grlen trahom, Siyahlarda ok az yaygndr. Rahim kanseri Siyahlarda, dier rk
gruplarna oranla daha az rastlanr. Bugn, eitli kanser vakalarnda kaltmn nemli rol
oynad bilinmektedir. Beyazlar, eitli kanserlere Siyahlardan daha ok yakalanmaktadr.
rnein deri kanseri, iddetli ultraviyole nlarna maruz kalan ekvatora yakn blgelerde
yaayan Beyazlarda byk bir tehlike saylr. Oysa, Siyahlarda youn pigmantasyon ve ya
bezlerinin ar salglar sayesinde, deri zerinde ya da st deriye yakn blgelerde koruyucu bir
tabakann olumas ultraviyole nlarnn zararl etkilerini byk lde hafifletmektedir.
ABD'de yaplan aratrmaya gre, baz rklarn baz hastalklara daha sk yakalandklar ortaya
konmutur. rnein difteri, hemofili, anjin ve mide lseri Beyazlarda; kanszlk, nefrit ve
hipertansiyon Siyahlarda daha yaygndr. Bu rneklerden de anlalaca zere baz rklar belirli
rahatszlklara
grece
daha
yatkndr.
Kanserlerin ortaya knda, kaltmn yan sra, hi kukusuz stresli yaam ve kt beslenme
de nemli pay alr (Castagna ve Weisburger, 1977). yle ki, kadnda grlen kanser olaylarnn
yarsndan; erkekte ise 1/3'nden beslenme biimi sorumlu tutulmaktadr. Ar beslenme
zellikle gs, barsak, prostat, pankreas ve rahim kanserlerine yakalanma olasln
artrmaktadr. Ar yal besinlerle gs kanseri arasnda anlaml bir iliki saptanmtr.
rnein gelimekte olan toplumlarda olduka az grlen gs kanseri, ABD'ye gten sonra
art kaydetmitir. Kolestrol ynnden zengin gdalar sz konusu kanserin ortaya knda
nemli lde sorumlu tutulmaktadr. Nitekim, 1975'de Caroll'un (Bkz. Castagna ve Weisburger,
1977) gerekletirdii aratrma sonucuna baklrsa, eitli lkelerde tketilen yal maddelerin
miktar ile gs kanserinin grlmesi arasnda anlaml bir ilikinin olduu kolayca fark edilir.
Baz aratrclar birok tmr trnn olumasnda ar ya tketimini tek sorumlu etken olarak
grmektedir. Kalp ve damar hastalklaryla ilgili farkllklarn nedenini de, benzer ekilde, rktan
ziyade beslenme biimine balamak yerinde olur. Nitekim, Gney Afrika'da yaayan Bantularda,
Avrupal Beyazlara oranla ok az lde damar hastalklarna rastlanmas, bu sonuncularn yal
besin maddelerini daha az tketmelerinden ileri gelmektedir. Balk arlkl beslenen
Eskimolarda da kalp ve damar rahatszlklar ok azdr. Ayn ekilde, ABD'de yerleen ve
Beyazlar gibi beslenen Siyahlarn, damar rahatszlklarna Beyazlar kadar sk yakalanm
olmalar yaam biimiyle aklanabilir. Sava yllarnda ok az kaloriyle yetinmek zorunda kalan
ngiltere bata olmak zere birok Avrupa lkesinde, damar rahatszlklarnda nemli bir azalma
gzlenmitir. Afrika'da kent yaamna gemi Bantu Zencilerinde, krsal blgelerde yaayan
soydalarna oranla yksek tansiyona daha yaygn lde rastlanr. Ksacas, baz hastalklarn
ortaya knda, temelde genetik yapnn pay yadsnamaz; ancak burada beslenme bata olmak
zere dier evresel etmenleri de gz nnde bulundurmakta yarar vardr.
Artan mrle birlikte insanolu, ileri yalarda, genlik yllarnda pek tanmad, baz
hastalklarla daha sk karlamaya balad. Son yzyllarda, insann hem yaam kalitesinde, hem
de genel salk durumunda nemli iyileme oldu. Her ya diliminde yaam beklentisi belirgin
lde artt. Ne var ki, genelde gen yalarda (20-30 aras) ldkleri iin uzak atalarmzn pek
tanmad birtakm hastalklarla da youn biimde ili dl olduk. Bunlar arasnda kanser,

damar hastalklar, parkinson ve alzheimer hastalklar ba srada yer alr. rnein alzheimer
hastalndan her yl ABD'de 100 bin insan lmektedir. lerlemi yala beraber sinir sistemi,
kalp, damarlar ve baklk sistemi nemli lde ypranmaktadr. Baz genetik risk faktrleri,
beklemede olup, ilerlemi yala birlikte ortaya kma frsat bulmakta ve yal kiinin saln
tehdit
eder
duruma
gelmektedir
(Finch
ve
Tanzi,
1997).
Irklar ve hastalklar arasndaki ilikiyi incelerken, zaman zaman aratrclar toplumlarn inan
sistemlerini bilmediklerinden ciddi yanlglara dmektedir. Bunun en gzel rnei Yeni
Gine'deki kuru hastaldr (Relethford, 1990). Bu hastalk, vaktiyle Fore kabilesinde yaygn bir
enfeksiyonel rahatszlkt. Kuru; sinir sistemini etkiliyor, uurun kaybolmasna yol ayor ve
giderek lme neden oluyordu. Aratrclar, hastaln nedenini aklamakta aciz kalrken, Fore
yerlileri de bu hastaln ortaya kn byye balyorlard. Amerikal doktor Gajduzek, bu
enfeksiyonel rahatszln insan eti yeme (kanibalizm) ile olan ilikisini saptamay baard ve bu
da ona 1958 ylnda Nobel Tp dln kazandrd. Fore kabilesinde, len bir yaknn etini
yemek bir tr sayg iaretiydi. zellikle kadnlar, ocuklarn da yardmyla, ly paralayp
yemek iin hazr hale getirirken, bir bakma, len akrabann hastalkl dokusuyla ilk temasa
geen kiilerdi. Kuru hastalna yol aan virs, ite bu yakn temas sonucu kadn ve ocuklara
geiyordu. lnn zellikle beynini yemeyi tercih eden Fore yerlileri, kabiledeki bu kltrel
davrann bedelini hayatlaryla dyorlard. 1960'lardan sonra bu tehlikeli inan, yani
hemcinsinin etini yeme alkanl yasaklannca kuru hastal da yava yava kayboldu.

Yetersiz beslenme ve buna bal hastalklar: Baz rklarla baz hastalklar arasnda belirli
derecede bir ilikinin bulunduu bilinmekle beraber, birok rahatszlklarn ortaya knn rkla
hibir ilikisi bulunmamaktadr. rnein yetersiz beslenmeye bal olarak organizmada kendini
gsteren rahatszlklar, rktan bamsz olarak dnyann herhangi bir toplumunda karmza
kabilir (Relethford, 1990). Aln yol at hastalklar ve kitle halindeki lmler sadece
Afrika'daki Siyahlar deil, Asya'nn birok toplumunu da penesine alabilir. Bugn dnya
nfusunun 1/4' yetersiz beslenmektedir. Birok lke alkla kar karyadr. Bunlar arasnda
Hindistan, Endonezya, Benglade, Irak, Nijerya, Somali, Etyopya, ad, Mozambik, Birmanya ve
Kolombiya ilk akla gelenlerdir. Dnya Salk rgt ve UNICEF tarafndan yaplan
deerlendirmelere baklrsa, gnmzde aa yukar 500 milyon insan kronik beslenme
yetersizlii ierisinde bulunmaktadr. Sadece 1979'da 50 milyon insan alktan lmtr. Bu
saynn
byk
bir
blmn
bebekler
oluturur
(Brisset,
1983).
Alk insanolunu ok eski alardan beri tehdit etmektedir; Nil nehrinin ilk alayanna
yakn bir yerde bulunan, firavunlar dnemine ait dikili ta zerinde rastlanan bilgiler bu durumu
en arpc biimde yanstan elimizdeki en eski yazl kaynaktr. Firavun, lkenin kar karya
bulunduu ktlk felaketini baknz ne gzel dile getirmekte: "... Tahtmda, oturduum yerde bu
byk felaket iin gzya dkyorum. Egemenliim srasnda, tam yedi yl boyunca Nil'in
seviyesinde hi ykselme olmad; buday retimi dt. Yiyecek sknts had safhaya geldi.
Ortalkta hrszlar tredi ve bunlar evleri yama etmeye balad. nsanlarn, brakn komay,
yrmeye bile dermanlar kalmad. ocuklar alyor. Genler, tpk yallar gibi yrrken
sallanyorlar. Bacaklar bklyor ve acnacak durumda, yerlerde adeta srnyorlar. Meclis
binas bombo; erzak sandklar tamtakr; ilerinde rzgrdan baka birey yok. Artk her ey
bitti"
(Brisset,
1983).
Hangi rktan olursa olsun insanolu, yaayabilmek iin her gn belli sayda baz temel
maddeleri yaamnn belirli dnemlerinde, belirli miktarlarda almak zorundadr (Wing ve
Brown, 1979). rnein bir bebek 1 yanda gnde ortalama 820 kalori, 7-9 yalarnda 2190
kalori almaldr. Bulu andaki bir erkek 2900, kz ise 2480 kalori almaldr. Normal bir g
sarfeden erikin erkein gnde 3000 kaloriye, kadnn 2200 kaloriye gereksinmesi vardr. Kadn

hamileyse, bu rakama 350 kalori; ocuk emziriyorsa 550 kalori eklemek gerekir. Hayvansal
proteinlerin yeterli lde alnmamas, organizmada ciddi bozukluklara yol aar.
zellikle Gneyli olarak nitelenen lkelerde, alnan gdalarn ierisinde tahln nemli bir yer
tuttuu bilinmektedir; gerekten de tahllar, ortalama olarak, ancak % 10 ile % 12, sebzegiller
%20 ile %28 orannda protein ierirler. Bitki yumrular ve kkleri ise sadece %1 ile %2 orannda
protein ierirler. Alnan proteinin, az da olsa, bir ksm kesinlikle hayvansal besinlerden
karlanmaldr; zira organizma iin en gerekli amino asitler ancak hayvansal proteinlerden
salanr. Salt bitkisel besinlere dayal bir beslenme eksik bir beslenmedir. Vcudun lipidlere
(yalara) duyulan gereksinmesi son derece azdr. rnein, gnde ancak birka gram gemez.
Glsidlere (niastal besinler) duyulan gereksinme ise hemen hemen hitir. Glsidler, insanlar
iin allm bir besin kayna olup, terkiplerinde ok yksek dozda niasta bulunur. Gnlk
yiyeceklerinin yaklak %99'unu balk ve dier su rnlerinden karlayan Eskimolar, ya da st,
et ve kan gibi proteince zengin gdalardan yararlanan Masailer (Dou Afrika) uzmanlarn
grne baklrsa asla beslenme yetersizlii gstermezler. Vitaminler ise ok dk dozlarda
alnsalar bile organizmamz iin vazgeilmez unsurlardr. Dnya Salk rgt tarafndan
gelitirilen tablolarda, ilk elde en gerekli saylan vitaminler C, Bl, A ve D olarak saptanmtr.
Organizmann, yukarda belirtilen unsurlardan baka, ayn zamanda belirli llerde demir,
kalsiyum, inko, iyod, potasyum, magnezyum gibi minerallere de gereksinmesi vardr. Nihayet,
geriye temel bir gereksinme kalyor ki, o da besin maddelerinden ok daha nemli olan ve her an
eksiklii hissedilen sudur. Gnlk asgari su gereksinmesi 1 litre kadardr. Ancak, bu miktar,
scak, kurak, orak ve rzgrl blgelerde, organik bir nedene bal hastalk halinde ya da fiziksel
gce dayal almalarda ortaya kan nemli su kayb nedeniyle 4 kat, hatta 5 kat art
gsterebilir. Gney lkelerinde, yaamn her aamasnda alktan lenlerin yansra susuzluktan
lenlerin
says
da
az
deildir
(Brisset,
1983).
Yetersiz beslenmenin, uzun ve ksa vadede, ocuklar zerinde yapm olduu olumsuz etkiler
uzmanlar her zaman endielendirmektedir (Relethford, 1990). Yetersiz beslenmenin, ocuun
organik gelimesini olduu kadar zihinsel gelimesini de olumsuz ynde etkiledii bilinmektedir.
Aslnda, bebekteki yetersiz beslenme anne karnndaki dnem iin de geerlidir. Normal
beslenme koullar iinde bulunan bir annenin arl hamilelikte 12-12,5 kg art gsterir. Az
gelimi lkelerde bu art 3-4 kg ile snrldr. Bu gibi durumlarda, besleyici elementlerden ok
az yararlanan bebek, doumda normalden ok daha az arlk ile dnyaya gelir. Cenin
aamasnda yeterli derecede beslenemeyen bir bebein, anne karnnda bulunduu srece organizmasnda ortaya kan gelime gerilii beyinsel gelimesini de etkiler. Emzirme sresince
yeterli
beslenemeyen
annenin
stnde
azalma
olur.
Kt beslenen ocuk her tr virs, mikrop, bakteri ve parazite kar direncini kaybeder.
Nitekim kzamk, bomaca gibi hastalklar iyi beslenen ocuklarda genellikle fazla tehlikeli
olmad halde, kronik beslenme yetersizlii eken ocuklarda genelde lmle sonulanr.
Byme ve gelime sreleri

nsan rklarnn biyolojik eitliliini ele alrken, hi kukusuz, fiziksel byme ve gelime
srelerini de gzard edemeyiz (Olivier, 1971; Tanner ve ark., 1978). Byme olaynn
incelenmesi, insann biyolojik evriminin anlalmasnda da nemli ipular verir. Byme, yap
ve ilev asndan kiisel farkllklarn belirlenmesinde de nemli rol oynar. Sz konusu
farkllklar, bedenin eitli ksmlaryla ilgili byme ve gelime hznn rklara, hatta bireylere
gre deiiklik gstermesinden kaynaklanmaktadr. Byme olaynn tm iki farkl
yaklamdan hareket edilerek analiz edilebilir. Bunlardan birisi morfolojik ve betimlemelidir;
dieri ise fizyolojiktir. Byme, gelime ve yalanma her insanolunun, dier tm canllar gibi,

yaam boyunca geirdii doal srelerdir. Yaam, yeni bir bireyin tm genetik ifresini tayan
ok kk bir dllenmi yumurta (zigot) ile balar. Zigottan kaynan alan hcreler, giderek
byk bir hzla farkl hcre tiplerine dnerek oalrlar. Gelime, hcrelerin farkl ilevleri
yerine getirecek biimde farkllamas ve zellemesidir. rnein kas, sinir, karacier hcreleri
gibi. Yaam dngsnn her basamanda, genetik kodun doal ve kltrel ortamlarla olan
etkileimine bal olarak, bireyin byme ve gelime srelerinin ritmi, morfolojisi ve fizyolojisi
belirlenir. Vcudun tm dokularnda bulunan hcre saysnn aa yukar 100 trilyon olduu
belirtilmektedir. Her birinin kayna se dllenmi yumurtadaki potansiyeldir. Hcre saysndaki
art mitosis ad verilen hcre blnmesi sayesinde olur. Mitoz blnme, embriyonun ilk
aamasnda ok hzldr; bir kez bu hcreler farkllama srecine girdikten sonra, artk farkl
hzlarda blnmeye balar. Erikinlerde, rnein deri hcrelerinde olduu gibi baz hcreler hzl
biimde mitoz blnmeye devam ederler. lm olan deri hcreleri her gn vcudun yzeyinden
atlr; bu nedenle toplam deri hcrelerinin sabit kalabilmesi iin hzl hcre blnmesinin olmas
zorunludur. Sinir hcrelerinde ise, deridekinin tam tersine tank oluyoruz; bunlar doumdan
hemen sonra blnmeyi durdururlar; bir baka deyile, yaam boyu hi yenilenmezler. Byme,
dokulardaki hcrelerin giderek artmas sayesinde olur. Her ne kadar sinir hcreleri ocukta
blnp oalmyorsa da, sinir fibrillerini meydana getiren uzantlar ocuun bymesi
esnasnda giderek daha uzun hale gelirler.
Her hcreyi epeevre saran, matriks ad verilen bir oluum vardr. Bu matriks, kkrdak gibi
zellemi dokularn gelimesinde devreye girer. O halde, byme ve gelime, akresyon denilen
sre araclyla, bir baka deyile hcreleraras maddenin (matriksin) miktarndaki art
sayesinde olur.
Nasl ki farkl tipteki hcreler farkl byme hzna sahiplerse, ayn ekilde farkl doku tipleri
de vcudun farkl blgelerinde farkl byme hzna sahiptir. Bu da sonuta bedenin deiik
blgelerinde farkl oranda byme ve gelimeye yol aar. rnein ocukluk dneminin ilk
aamalarnda, daha dorusu 0-9 ya arasnda, lenfatik sistemde ok hzl bir art gzlemlenir. Bu
tip dokular vcuda giren yabanc cisimlerle savar ve hastalklara kar baklk
mekanizmasnn gelimesinde nemli rol oynar. Sinir sistemine gelince, 5 ile 6 yan sonlarna
doru erikinlikte ulaaca hacmin aa yukar %90'n kazanr; bu yalardan sonra da sinir
sistemindeki byme hz byk lde yavalar. reme sisteminin unsurlar ise, aksine, bulu
ana kadar gelimelerine devam ederler (Comas, 1960; Olivier, 1971).
Byme ve gelime sreleri kz ve erkek ocuklarnda biraz farkldr. Kz ve erkek
ocuklarn byme erileri karlatrdnda, baz ya gruplarnda anlaml farkllklar gzlenir.
Genellikle bulu ana kadar kz ocuklar erkek ocuklarna oranla daha hzl byrler. Her iki
cinste de olgunlama sreci farkldr. Doumda kz ocuklar 4 ile 6 hafta daha olgundurlar. Kz
ocuklar bulu ana, erkek ocuklardan aa yukar 2 yl daha erken ularlar. te yandan,
kz ocuklar erikinlikte alacaklar boyun %50'sine 21. ayda ularken, erkek ocuklar ancak
24. ayda, bir baka deyile 3 aylk bir gecikmeyle ulaabilirler. Bedenin eitli blgelerindeki
byme ve gelime hz rklara gre de deiir. Yeryznde boylar, bedensel orantlar
birbirinden ok farkl nice insan rk yaamaktadr. Boy fark sadece rklar arasnda deil, ayn
zamanda ayn rk ierisinde deiik gruplar arasnda da grlebilir.

Bireyin byme sreci iki aamada gerekleir: Doum ncesi byme ve doum sonras
byme. Bu byme evrelerini spesifik ynleriyle grmeye alalm (Comas, 1960; Olivier,
1971).

Doum ncesi byme ve gelime: Erkek sperma hcresinin dii reme hcresi yumurtay

dllemesi sonucu ortaya kan zigotla beraber bireyin yaam yks balam olur. nce tek bir
hcre olan zigot, dllenmenin nc gnnden itibaren byk bir hzla blnerek oalr.
Embriyon, dllenmenin nc haftasna kadar adeta bir hcre yndr. Embriyoner gelime
esnasnda insan kendi zerine kvrlm, ba ve gvdeden ibaret olan bir cisimdir. Bu aamada
uzuvlar yeni yeni belirmeye balar. Boy lm iin ftus aamasn beklemek gerekir. nsanda
emriyoner aama genellikle 2 ay srer. aya kadar uzadn ileri srenler de vardr. Bu da
doum ncesi srecin yaklak %36'sn kapsar. Rahim iinde nc aydan itibaren byme ve
gelime daha hzl bir seyir kazanr. Grld zere, boyda gzlemlenen byme hz
doumdan ok nce kendini gsterir. Boydaki art drdnc ayda doruk noktasna ular. Cenin
arlnda da ayn ekilde art gzlenir; ancak, en belirgin arlk art rahim iinde deil de,
doumdan sonra 8erekleir. Doumdaki arlk ve boy bebein genotipinden ok annenin rahim
ii ortamn yanstr (Tanner, 1970). nsanda daha uzun ve daha karmak bir grnme sahip
olan doum ncesi geliimin yan sra, doum sonras geliim sreci de maymunlara oranla daha
ge biter. Bu nemli olguyu insanlama olay erevesinde deerlendirmek gerekir. Gerekten de
Bolk ve Devaux (Bkz. Olivier, 1965), insanda sz konusu geliim srelerinin ok uzun olmas
ile beynin daha karmak bir yap kazanmas arasnda paralellik grmektedir. Yava bir seyir
izleyen byme ve gelime sreci, kk bir annenin rahminde, genetiksel ynden csseli
olmaya meyilli bir bebein doum esnasnda rahata dnyaya gelmesine de bir bakma elverili
saylr. Bu gibi ocuklarn bymelerinde, doumdan hemen sonra, yani rahim iinin snrlayc
ortamndan ayrldktan sonra belirgin bir hzlanma gzlenir.
Uzunlamasna byme, ftusun geliim dneminin ilk iki aynda pek gze arpc deildir.
Balangta btnyle homojen bir grnmde olan beden zerinde, bu sre ierisinde, ba, kol
ve ayak gibi eitli ksmlarn gelimesine tank oluruz. Ayn ekilde soma hcreleri de kas ve
sinir hcreleri halinde farkllarlar. Bunun yamsra, her ksm, hcre g ya da hcrelerin farkl
biimde gelimelerine paralel olarak kendine zg yapy kazanr. te bu srece morphogenesis
ad verilir. Bebek, annenin son adet grmesinden 8 hafta sonra nemli lde geliimini
tamamlam, artk insan grnmn almtr. Ftus bydke, herhangi bir dokuda mitoz
blnmeye urayan hcrelerin miktar da giderek artar. yle ki, ftusun 6 aylk olmasyla
birlikte, sinir ve kas hcrelerinin oluumunda da byk bir azalma vardr.

Doum sonras byme ve gelime: Doum sonras byme sreci incelenirken, balang
noktas olarak doum an kabul edilir; zira bu an, baz fizyolojik deiimlerle simgelenir.
rnein akcierler araclyla solunum balar; sindirim sistemi ilerliini kazanr. Yeni doan
bir ocukta henz ftus grnmnn izleri bulunur. Bebein doum sonras byme sre
Ouetelet, Twiesselmann ve Tanner gibi biyolog ve fizik antropologlar tarafndan ayrntl
biimde incelenmitir. Olivier, (19-65), ocuun ya ilerledike byme hznda da azalma
olduunu belirtir. Doumdan drt yana kadar boyda iki kat byme kaydedilir; yani boy yeni
doan ocukta 50 cm iken drt yasnda 100 cm'ye ular (Olivier, 1971). Bu yatan sonra
byme hz grece azalr; sekiz yanda ocuk ancak ortalama 125 cm'ye ular. ocukta 150
cm'lik bir boy iin 13 yana kadar beklemek gerekir. Bu taktirde, 4-13 yalar arasndaki boy
art hz, bir bakma, 0-4 yalar arasndakine eittir. Tm bu verilerin ortalama deerleri
yansttklarn unutmamalyz; zira eitli enfeksiyonel hastalklar, beslenme bozukluklar,
psikolojik stres vb nedenlere bal olarak boy art olumsuz ynde etkilenebilir. Ayrca, bu
deerler rklara gre de deiir. Byme ve gelime sadece boy ve arlktaki deimelerle snrl
kalmaz; bedenin birok blgesinde de baz deimelere tank olunur; iskelet sisteminde kkrdak
blgelerin giderek yerlerini kemie brakmas, dilerin k, i salg bezlerinin ilevsel hale
gelmesi ve sonunda ruhsal olgunlama bu gibi deimelere rnek gsterilebilir.
Aratrclar, doum sonras byme ve gelimeyi (1) erken ocukluk, (2) ara ocukluk, (3)
ge ocukluk ve (4) bulu a diye birtakm evrelere ayrrlar. Her evre kendine zg baz

fiziksel ve fizyolojik deimelerle karmza kar (Bogin, 1988).

(1) Erken ocukluk evresi (0-2,5 ya aras): Azda st dileri btnyle tamamlanr.
Doumdan sonraki ilk iki yl iinde erkek ocukta %143, kz ocuunda ise %157 orannda boy
art olur (Vandervael, 1964). Ba ve gvde bacaklara oranla nemli lde byr. Arlk art
da bu dnemde hayli belirgindir. Doum annda ba, boyun aa yukar 1/3' kadardr; erikinde
bu oran 1/7,5'e varr. Yeni doan bir ocukta ban evresi gs evresinden ortalama 2 ile 3
cm daha fazla olduu halde, yetikinlerde gs evresi ba evresini aa yukar 30 cm geer.
Erken ocukluk evresinde ban bu dikkate deer gelimesi yannda, yzn geliimi bir eliki
oluturur; ama ocuun ya ilerledike yz ksm beyin ksmna oranla daha hzl biimde
geliir. Erken ocukluk an simgeleyen bir baka zellik omurga ile ilgilidir; doumda ne
doru konkav ve tek bir yay biiminde olan omurga, bebein nc aydan itibaren ban dik
tutmaya balamas; altnc ya da yedinci aya doru oturma alkanln edinmesiyle beraber
boyun ve bel blgeleri hizasnda ek bklmeler kazanr.

(2) Ara ocukluk evresi (2,5-6 ya aras): Boy uzama hznda bir nceki evreye oranla
yavalama grlr. Bu an sonlarna doru, bir baka deyile alt yalarnda azda ilk srekli
diler kmaya balar. St ve srekli dilerin birlikte hizmet verdii bu karma dilenme aa
yukar 12 yalarna kadar devam eder. Bu aamada ocuun genel bedensel yaps bir
ncekinden farkb deildir. Ban gvdeye, gvdenin de bacaklara oranlarnda bir deiiklik
olmamtr. Aln olduka diktir. st yz, alt yzn aksine belirgin bir gelime gsterir. Yanaklar
yuvarlak, burun ksa ve geni, alt ene knts ok az belirgindir. Bu evrede ocuun gvdesi
silindirik bir yapya sahiptir; omuz kaslarnn ok az gelimi olmas ve kala evresindeki deri
alt ya tabakasnn fazlal byle bir yapya neden olur.

(3) Ge ocukluk evresi: Alt ya da 7 yalarnda balayp bulu ana kadar devam eden ge
ocukluk evresinde ise boyda bir art gzlenir; bu art 11-12 yalarna doru daha da
belirgindir. zellikle bacaklar gvdeye oranla daha hzl uzar. Bu evre kzlarda aa yukar 11,
erkeklerde ise 12 yalarnda son bulur. Bu zaman ierisinde deri alt ya tabakasnda art yoktur.
Byme, genilemesine olmaktan ziyade uzunlamasnadr. Bu dnemde, gvde boya oranla daha
ksadr. Gs kafesinin enine kesiti byk ekseni yatay olan oval bir yap gsterir. Kafa
hacminde bu evrede art yoktur. Yz, alt ve orta ksmlarnda uzar. Boyun, uzun ve incedir. Ge
ocukluk dnemini bir ncekinden ayran zellikler, her iki aamaya ait ller dikkate
alndnda daha belirgin biimde ortaya kar. Ge ocukluk aamasnn sonunda, boy
uzamasnda nemli bir art gzlenir; bu durum daha ok kol ve bacaklarda kendini gsterir. lk
bakta bedende belirgin bir oranszln olduu gze arpar: ok uzun bacaklar, ksa bir
gvdeye elik eder. Kas sisteminin bu gelimeye ayak uyduramamas nedeniyle, bu yataki
ocuklar dik dururken hayli glk ekerler.

(4) Bulu a: Ge ocukluk evresinden sonra gelen dnem ise bulu adr. Her insan
toplumunda yaam dngs birtakm evrelere ayrlr. Bunlarn iinde belki de en anlamls ve
bireyin yaamnda adeta dnm noktas saylan evredir. Bulu a hem sosyolojik, hem de
morfolojik ve fizyolojik adan nemli bir kilometre tadr (Heintz ve Olivier, 1965). Nitekim
baz toplumlarda, bulu ana erime, bireyin sosyal yaantsnda bir gei dnemi sayld iin
baz trenlerle (rnein erginlenme treni gibi) kutlanr. Erkek ocuklarda bulu ann grece
daha ileri yalarda gereklemesi, erikinlikte bu cinste sahip olunan iri boyun da genetik
nedenlerinden birisidir. Cinsiyetle ilgili hormonlar da bulu a esnasnda byme ve gelime
zerinde nemli rol oynarlar.

Erkek ocukta bulu olaynn en erken belirtileri testislerin irilemesi ve skrotumun renk ve
rntsndeki deimelerdir; bu gelimeleri daha sonra penisin irilemesi ve pbik blgesindeki
kllarn grlmesi izler. Kz ocuklarnda ise adet grme halinin balamas bulu ann
habercisidir. lk adet grme ya aslnda toplumdan topluma, hatta iklimden iklime deiir. Kimi
toplumda 13'n altnda olurken, kimilerinde 18'e kadar gecikebilir. Bulu a erkekte 3 yl,
kzda ise daha az bir sre devam eder. Bu geliim evresi, sadece cinsel organlarn gelimesi ve
ikincil cinsel zelliklerin ortaya kmasyla tanmlanamaz; ayn zamanda u olguyla da
simgelenir: 1) Byme hznda grlen yavalama; 2) Gvdenin enine gelimesi; 3) Kas ve
kemik sistemindeki gelimenin belirginlemesi.
Boy art hzndaki yavalama, erkek ocukta 12 ile 13 yalarna doru; kz ocuklarnda ise
11 yanda kendini gsterir. Bu sreci bulu a ncesi bir byme art izler; bu erkeklerde
genellikle 14, kzlarda 13 yana dorudur. Bulu an, byme hzndaki ani bir d
simgeler (Olivier, 1971). Baz fizik antropologlar bu dnemin hemen ardndan hafif de olsa bir
bymenin olduunu ileri srerler. Bulu ann balama zaman sadece rklara gre farkllk
gstermez; bazen ayn toplumun ierisinde de bu duruma tank olunur. Primat takm ierisinde
byme sreci en uzun ve bulu a balangc en ge olan insandr.

Byme-gelime ve beslenme: Yiyeceklerle beraber vcuda giren baz maddeler, byme


srecinde organizma tarafndan kullanlr. Besin maddeleri, byme ve gelimenin salkl
biimde seyretmesine; vcutta beliren tahribatn tamirine yardmc olurlar; yaamsal sreleri
olanakl klar ve vcudun ilevlerini yerine getirmesinde gereksinim duyduu enerjiyi salarlar.
Besin maddeleri eitli snflara ayrlr; bunlar eker ve niastal maddelerle temsil edilen
karbonhidratlar, vcudun temel yap talar saylan proteinler, mineraller ve nihayet yiyeceklerde
bulunan organik molekller, yani vitaminlerdir. Birok vitamin vcut tarafndan retilmez,
dardan hazr alnr. Mineraller kalsiyum, demir, inko, sodyum, magnezyum ve fosfat gibi
inorganik kimyasal maddelerdir (Ferembach, 1973).
Yukarda sz ettiimiz tm bu besleyici unsurlardan yeterli miktarda alnmazsa, hangi insan
rknda olursa olsun byme ve gelime sreleri olumsuz ynde etkilenir. Protein ve kalori
yetmezlii ile kendini gsteren tm beslenme sorunlar malntrisyon ad altnda toplanmaktadr.
Beslenme yetersizlii zellikle az gelimi lkelerde ok yaygndr. Baz besleyici maddelerden
ok miktarda alnmas da birtakm salk sorunlarn beraberinde getirir; yalar, proteinler,
karbonhidratlar snrl lde alnrsa faydaldr. rnein fazla miktarda D vitamini
hiperkalsemiye yol aar. Ya ve karbonhidrat imanlatr. O halde hereyin az karar, ou
zarardr. Ne demi atalarmz: Ylan bile topra azar azar yer.
Yetersiz beslenmenin bymeyi frenlediine dair en iyi rnekler, sava yllarnda karmza
kar. Stuttgart'da 1911-1953 yllar arasnda okul andaki rencilerin byme ve gelimeleri
incelendiinde, boy ve kilonun 1920'den 1939'a, yani kinci Dnya Sava'nn balamasna kadar
geen srede tekdze dzenli bir seyir izledii gzlemlenmitir. Oysa, sava yllarnda bu trend
bozulmutur. zellikle yetersiz beslenme ve stresli yaam, bu dnemde ocuklardaki byme ve
gelimeyi olumsuz ynde etkilemitir. Alk yllarnda ocuun organizmas gelime ritmini
yavalatr ve sanki beslenme ve yaam koullarnn yeniden iyilemesini bekler. Uzun sre
yetersiz beslenmenin etkileri erkek ocuklarda, kz ocuklarna oranla daha belirgin olarak
kendini hissettirir. Ayrca, beslenme koullar dzeldikten sonra da, erkek ocuklar kzlara oranla
daha ge toparlanrlar. Aslnda her iki cinste de ocuklar, byme ve gelimeleri esnasnda evre
koullarna erikinlerden daha fazla duyarldrlar. Erikinlikte karlalan yetersiz beslenme
iskelet yapsndan ok, ya ve kaslar etkiler. Doduklar ve yaadklar lkelerin farkl olmas
nedeniyle gmenler de, bir kuak sonrasnda bile morfolojik ynden nemli farkllklar

sunarlar. rnein Asya'dan ABD'ye yerlemi olan Sarlarn ocuklar, anne ve babalarnn
benzer yalarda sahip olduklar boydan daha yksek bir deere ulamlardr. Asya'daki atalarna
oranla daha iri ve gl yapya sahip olan ABD'deki Sarlarn bedensel orantlarnda bile
deime gzlemlenmitir. Beslenme faktrnn byme srecine yapt etkiyle ilgili bir
aratrma Tanner'den (1970) gelmektedir; aratrmacya gre, Kuzey Hindistan'da yaayan
Sikhlerin gneydeki Madrassilere oranla daha gl yapya ve stn fiziksel dayanklla sahip
olmalar, st ve et gibi proteince zengin besinleri bol lde almalarndan ileri gelmektedir.
Halbuki Madrassiler bitkiye dayal bir beslenme izlerler. Mc Carriodon'un (Bkz. Tanner, 1970)
ayn dorultuda yapm olduu aratrma hayli ilgintir; aratrc, semi olduu 2 grup fareye
yukarda sz edilen iki tip beslenme kr uygulam, sonuta Hindistan'daki Sikhler gibi
beslenen farelerin (255 gr) dierlerine oranla (155 gr) daha ar olduklarn grmtr.
Beslenme de dahil, farkl sosyo-ekonomik evrelerde yaayan ocuklarn her yata byme ve
gelime farkllklar olabilir. Dzenli uyku, baz sportif faaliyetler ve aile iindeki huzurlu ortam
da bu sreleri olumlu ynde etkiler. Bundan baka, ailedeki ocuk saysnn da bymegelimede etkisi vardr. Nitekim, boy ve arlk ortalamas, ailede ocuk says arttka dme
gstermektedir. Kalabalk ailelerde beslenme, huzur, ocuklara kar sevgi ve ilgi genelde az
ocuklu ailelerdeki kadar yeterli dzeyde deildir. rnein Fransa'da 5101 denek zerinde
yaplan bir aratrmada tek ocuklu ailelerde erikinlikte ulalan boy ortalama olarak 170,3 cm,
arlk 61,3 kg iken; dokuz ocuklu ailelerde bu deerler 167,4 cm ve 58,9 kg'a dmtr. Boy,
meslek gruplarna bal olarak da deiebilir. rnein ifti ve iilerde, genelde iyi bir yaam
sren aile evrelerinden gelen niversiteli rencilere oranla boy daha ksadr. 1971 ylnda
Fransa'da boyla ilgili yaplan bir aratrmada rencilerde ortalama 173,4 cm, iilerde ise 168,6
cm deer bulunmutur. te yandan, Hindistan'da deiik kast ve mesleklerden gen erkekler
zerinde gerekletirilen antropometrik incelemede (Olivier, 1975) deiik meslek
mensuplarnn sadece boy deil, dier baz llerde de farkllklar gsterdikleri ortaya
konmutur. Bu arada, unu vurgulamak gerekir ki, aydn zmre (bro grevlilileri ve renciler)
sadece imtiyazl bir kast olan Brahmanlar tarafndan oluur.
Byme ve gelime, birok hastalktan da olumsuz ynde etkilenir. Phenylketonuria ya da
Down sendromu gibi genetik anormallikler bymeyi olumsuz ynde etkiler.

Byme ve gelime ile kaltm arasndaki iliki: Byme, bir bakma, doal ve kltrel evre
ile genetik faktrlerin etkileimi arasnda belirlenen karmak bir sretir (Twiesselmann, 1969;
Harrison ve ark., 1970). Kaltmn, temelde, bymedeki rol bilinmekle beraber, byme ve
gelimeye ne derecede yansd anlalamamtr. Daha dorusu genetik mekanizma ileyii tam
olarak ortaya konmu deildir; genetik faktrlerin analizleri ok zordur. Bir kii belirli bir boy
iin doutan genetik bir potansiyele sahip olabilir; ne var ki malntrisyon ya da ocukluk
evresinde maruz kald bir hastalk yznden, genomunda kodlanm boya erikinlikte
ulaamayabilir (Vallois, 1968). u unutulmamaldr ki, bir ocuun boyu, arl, daha akas
tm bedensel yaps her zaman evre ve genotipinin ortak rndr. Herhangi bir genin etkisini
gstermesi, her eyden nce genler aras etkileime de baldr. Ayrca, evrenin gelitirici etkisi
genotipin kapasitesininin zerinde bir gelime gstermesine yol amaz; bir baka deyile
beslenmeyi belirli lde daha iyi klmak, btn topluluklarda ayn hzda bir boy art getirmez.
Tanner (1970), byle bir beslenme deiiminin genetik ynden iri yapl olmaya eilimli
kiilerde % 12'lik, ufak yapllarda ise %8'lik bir byme art saladn aratrmalaryla
kantlamtr.
Her organn, geliimini tamamlad esnada alaca biim rahim iinde genetik olarak
kodlanmtr. rnein yeni domu bir fareden alnan bir uzun kemiin, ayn soydan olan erikin
bir farenin srt derisine alanmas halinde, bymesini bitirinceye kadar bu yabanc ortamda

gelimesine devam ettii gzlemlenmitir (Tanner, 1970). Byme srecinin genetik ynden
kontrol edildiine dair en iyi kant kadnlarda ilk adet grme yanda buluyoruz. Gerekten de,
tek yumurta ikizlerinin ilk adet grme gnleri arasndaki fark en fazla 2 ay olabilirken, ift
yumurta ikizlerinde bu fark 10 aya kadar kabilir. Genetik kontrol, aslnda, byme srecinin
tm aamalarnda etkisini hissettirir. te yandan, st ve srekli dilerin k, di kklerindeki
kalkerlemenin balama zaman byk lde kaltsal olarak belirlenir (Legoux, 1966). Tek
yumurta ikizlerinde de iskeletin gelime sreci her yata byk benzerlik gsterir. Bir ocuun
anne ve/veya babasnn tipine ekme ans fazladr. Bouna dememiler atalarmz armut dibine
der diye.
Byme biimi ve hznda rk faktr de nemlidir. Bu balamda grlen farkllklar
erikinlikte farkl bir morfolojinin ortaya kmasyla kendini yanstr. Bu farkllklarn bazlar
genetik adan belirlendii halde, dier bazlarnda iklim ve beslenmenin pay vardr. Ancak bu
faktrlerin de oynad rol pek abartmamak gerekir; nitekim Arizona'da yaayan 6 ile 11 ya
aras Amerika yerlileri, ekonomik ynden olduka zor koullar altnda yaamalarna ramen,
ayn yrede yksek bir yaam dzeyine sahip Beyazlarn ocuklarndan daha uzun boyludurlar.
Bat ve Dou Avrupa ile ABD'de yaayan Zencilerin, doumda ve onu izleyen ilk iki yl
ierisinde iskelet sistemindeki kemiklemenin Beyazlara oranla daha erken kendini gstermesi,
her iki toplum arasndaki genetik farkllklardan ileri gelmektedir. Byme hznda mevsimlerin
de bir lde etkisi vardr; boy genellikle ilkbaharda daha hzl artar. Arlk art ise
sonbaharda daha belirgindir. Tanner (1970) Bat Avrupa'nn birok blgesinde mart ayndan
mays ayna kadarki uzunlamasna byme hznn eyllden ekime kadar olandan yaklak iki kat
daha fazla olduunu belirtir. Ancak, halk arasndaki yaygn grn aksine, iklimin byme hz
zerinde dorudan etkisinin az olduunu ileri srenler vardr. Gerekten, ilk adet grme ya
rnein olduka iyi bir beslenme rejimi izleyen Nijeryal kz rencilerde ortalama 14,3 olarak
saptanmtr. Eskimolarda bu ya 14,4'tr. Farkl iklimlerde ilk adet grme yann her iki
toplumda da hemen hemen ayn olduu kolayca grlmektedir.
Son yzyl ierisinde insan boyunda bir art oldu mu? Her neslin bir ncekinden daha uzun
boylu olduu zaman zaman ne srlr. Bu konu bilim adamlarnn uzun sreden beri dikkatini
ekmektedir (Kherumian ve Schreider, 1967). Bugnk ocuklarn birka kuak ncesi
yadalarna oranla daha iri, daha ar ve daha erken olgunlatklar gzlemlenmitir. Boydaki
yzyllk art evrensel bir olaydr; iinde bulunduumuz yzylda her 10 ylda bir, erken
ocukluk evresinde, ortalama 0,6 cm'lik bir boy art kaydedilmitir. Bu art, ge ocukluk
evresi iin 1,3 cm; 12 ya kz ve 14 ya erkek ocuklar iin 1,9 cm olmutur. 1880 ile 1960
yllar arasnda Avrupa'da 8 cm ile 11 cm arasnda deien bir boy art olmutur (Chamla,
1964). Chamla'ya gre, zellikle 1920'den bu yana boy artnda genel bir hzlanma olmutur.
te yandan, ABD'de 1864 ile 1957 yllar arasndaki boy art ortalama 3 cm'dir. Sekler boy
art ile ilgili olarak Rusya'da da benzer bir alma yaplmtr; Orta Rusya'da Gorki, Vladimir
ve Kelinine blgelerinde yaayan iiler srasyla 1926-1930 ile 1972-1975 dnemleri arasnda
incelenmi ve ortalama 5,4 cm'lik bir boy art bulunmutur. Rusya'da, boydaki hissedilir artn
zellikle kinci Dnya Sava sonrasnda gerekletii gzlemlenmitir (Volkova, 1979).
izelge 6: eitli insan rklarnda kadn ve erkek boy deerleri (Vallois, 1968)
Denek Says

Topluluklar

Erkek Kadn

AVRUPA

1174
200
799
647
11657

315
411
650

Boy (cm)
Erkek Kadn

Norveliler
Laponlar
talyanlar
Beyaz Ruslar
Potekizliler

173,6
153,0
164,0
164,4
164,5

162,4
147,0
152,8
152,8

775
35511
284
3457

430
185
1152

Balkan
ingeneleri
sveliler
Savonyallar
Almanlar

164,9
168,5
168,9
169,2

163,3
158,5
158,0

ASYA

84
838
192
12036
365
207
313

46
312
2050
68
62
154

Samoyetler
Kuzey inliler
Aynular
Japonlar
Kamboyallar
Yakutlar
Ermeniler

155,0
169,0
159,3
158,3
161,3
162,4
168,4

143,0
148
150,7
151,4
154,5

AFRKA

369
296
102
5210
116

369
190
27
379
-

Kamerun
Zencileri
Bumanlar
Hotantolar
Fasllar
Dinkalar

152,6
157,0
161,7
166,9
178,6

144,0
148,6
149,7
153,6
-

AMERKA

216
113
212

139
70

Kolombiya
Yerlileri
Grnland
Eskimo
Apailer

157,3 162,4 152,6


169,31 156,6

128
125
65
69
35

Filipinli
Negritolar
Javallar
Yeni
Kaledonyallar
Avustralyallar
Hawai
Yerlileri

148,8
158,4
166,0
168,3
171,3

248
125
OKYANUSYA 250
239
70

137,9
147,4
156,0
157,5
152,5

Boy uzunluunun bugnk toplumlarda gstermi olduu dalgalanmalar ne olursa olsun,


insann biyolojik evrim srecinde, boyda giderek bir art gzlenmitir. Ailemizin ilk
temsilcilerinde (australopitekus ve homo habilis) aa yukar 120 cm kadar olan boy, homo
erektus atalarmzda adeta bir srama yaparak 160 cm'nin zerine kmtr. Zamanmzdan
aa yukar 30 bin yl nce sahneye kan modern anatomik yapdaki st yontma ta a
insanlarnda boy ortalamas 170 cm'ye ulamtr. O halde zamanmzdan 25-30 bin yl
ncesinde bile bugnk gibi uzun boylu insanlar yaamakta idi. Bugn dnyann eitli
toplumlarnda yaplan aratrmalar gstermitir ki, hangi rkta olursa olsun, eer yaam koullar
giderek
iyilemise,
boyda
da
dzenli
bir
art
gzlenmitir.
Boy uzamas, dnyann her yerinde ayn hzda olmamtr; hatta baz blgelerde zellikle uzun
sren youn savalar, alk ve dier olumsuz yaam koullar nedeniyle geici duraklamalar ve
gerilemeler grlmtr. Son yzyl iinde genel bir olgu olarak kabul edilen boy artndan
eitli etkenler sorumlu tutulabilir: Beslenmenin giderek iyilemesi, tp alannda kaydedilen
gelimeler, alma yann ileriye alnmas, ievlilik alkanlnn giderek azalmas,
toplumlararas tresel engellerin byk lde kalkmas ve genelde yaam koullarnn
iyilemesi vb. Btn bu deerlendirmelerin nda imdi u soruyu sorabiliriz: Bu boy art ne

zamana kadar devam edecek? nsan trnn byk bir boyla hi de uyum iinde kalamyaca;
bu artn giderek metabolizmada baz dzensizliklere yol aacan ileri srenler vardr (Olivier,
1965). Ama btn bunlara ramen, boyun da, beyin hacminde olduu gibi, belirli bir tavana
gelip duraca, ondan sonra da belirli bir ortalama deer etrafnda oynamaktan te gidemiyecei
arlkla kabul grmektedir. Bugnk insan gruplarnda boy deerleri 1,35 m ile 1,90 m arasnda
normal bir dalm gsterir. izelge 6'da dnyadaki farkl insan gruplarnda boy uzunluunun ne
gibi
deimeler
gsterdii
izlenebilir
(Vallois,
1968).
Boyla birlikte, arlk da yzyl iinde deime gsterdi. rnein Kuzey Amerika'da 1960
ylnda 1,6 ve 15 yalarndaki erkek ocuklar 1880'deki yadalarna oranla daha ar hale
gelmilerdir. Aka grld zere, son yzyl ierisinde hem uzadk, hem de arlatk.
Zaten, pek ok gelimi lkede, gnmz ocuklar 50 yl nceki yatlarna oranla daha uzun
boylu ve daha ar olmulardr (Duyar, 1990). zzet Duyar'in da belirttii gibi, sosyoekonomik
gelime giderek byme ve gelimeye olumlu ynde yansmaktadr (Duyar, 1992; 1993). Baz
aratrclar, bu mikroevrimsel deimeyi beslenme koullarndaki giderek iyilemeye, salk
alanndaki gelimeye ve daha elverili yaam koullarna balamaktadrlar.
Bedensel tipler (Biyotipoloji)

Irksal farkllklarn dnda gzlenen bedensel farkllklar o denli karmak bir grnm
arzeder ki, bunlar ayrntl olarak irdelemek iin ciltler dolusu yazmak gerekir. nsan yapsal
ynden incelemek, bir bakma insanlarn birbirlerinden ne lde ayrldklarn ortaya koymak
demektir. Herhangi bir insan grubunda, belirli bir zaman aralnda devaml olarak gzlemlenen
biyolojik bir zelliinin varyasyonu iki trldr:
1. Bireyler arasndaki varyasyon,
2. Tek bir bireyin gstermi olduu varyasyon.
Bu sonuncu tr varyasyonla anlatlmak istenen ey, zamanla tek kiide ortaya kan ve sadece
ona zg deimelerdir. Btn bunlar, birtakm gelitirilmi saysal irdelemelerle saptanp ayr
ayr deerlendirilmektedir. evresel etmenlere olumlu/olumsuz kolayca ve hzla tepki gsteren
zellikler tipolojide pek dikkate alnmazlar. Tipolojide yap ya da bnye denildiinde sadece
grnr zellikler akla gelmez; ayn zamanda fizyolojik ve psikolojik eler de gz nnde
bulundurulur. Daha dorusu morfolojik, fizyolojik ve psikolojik eler insan bnyesinin
analizinde birlikte dikkate alnmaldr. nceleri yapsal tipler tanmlanrken evre ve kaltm
arasnda hibir ayrm yaplmazd; zira grnr farkllklarn incelenmesi genetik biliminden daha
nce balamtr. Grnr zelliklerle ilgili bireysel deimeler olduka nemsizdir. rnein
boy, haftadan haftaya ok az bir deime gsterir; hatta ocukluk ve yallk aamalar hari
tutulursa, yldan yla da pek oynamaz. Bundan baka, yle fizyolojik zellikler vardr ki (kan
gruplar, PTC'ye duyarllk vb.) yaam boyunca ayn kalr. nsanlar arasnda, bedenin eitli
ksmlarnn birbirlerine oranndan parmak izlerine varncaya kadar birok farkllklar
gzlemlenir. Farkl bnyelerin farkl zaman ve koullarda, farkl avantajlara sahip olduklar
bilinmekte olup, doal seilim sreci bunlardan birini, bazen de brn avantajl klar. yle
hastalklar vardr ki, baz bnyeleri daha fazla etkiler. rnein tberklozun ince ve uzun yapl,
gs kafesi dar kiilerde, ksa ve geni gs kafesli olanlara oranla daha fazla lme neden
olduu iddia edilir (Schreider, 1967). Dier yandan, kalp hastalklarnda lm oran, iman ve
kas sistemi gelimi olanlarda daha fazladr. Farkl bedensel yaplarda olan insanlarda baz
fizyolojik farkllklarn olduu bugn artk biyotipoloji alannda alanlarca kabul edilmektedir.
Morfolojik, fizyolojik ve psiik eleri dikkate alarak snflama giriimlerinde bulunan fizik
antropologlar sk sk eitli glklerle karlarlar. Zira, insanolu herhangi bir kalba
sokulamyacak kadar karmak yapda bir varlktr. Yapsal tiplerin incelenmesi, son senelerde

biyotipolojinin gelimesiyle daha bilimsel bir grnm kazanmtr. Aslnda ilk yapsal
snflamalar Aristo zamanna kadar gider.
Tiplerin belirlenmesinde gz nnde tutulan ltler aratrcya gre deiir. Bazlar psiik
zellikleri, dier bazlar ise dorudan doruya beden yapsn lt olarak kabul eder. Zaten tip
soyut bir kavram olup ideal bir rntnn ifadesidir. Baz fizik antropologlar, tip kavramnn
insan zihninde yaratlan bir imaj olduu grndedir. Bedensel tiplerle ilgili snflamalar fizik
antropolojide, zellikle tp alannda kiilerin yeteneklerinin belirlenmesinde, hastalklara kar
olan tepki durumlarnn deerlendirilmesinde eitli faydalar salar. Tipolojik snflamalarda
temelde bir belirsizlik vardr. nk insan bedeni, sadece dtan son derece belirgin eitlilik
gsterir. Her yapsal snflama haliyle baz zelliklerin seimini gerekli klacak, bunun yansra
dier zellikler bilinmezlikten gelinecektir. Bylelikle, alnan ltlere gre istenildii kadar tip
oluturmak olanakldr. Nitekim, parmak izleriyle ilgili snflamalar yaplabildii gibi, yz
biiminden hareket ermek suretiyle de snflama yaplabilir. Tiplerin analiz ve tanmlama
yntemleri olduka karmak bir grnmde olsa da, bugn fizik antropologlar ve
biyometrisyenler belli bal 2 teknik kabul eder:
1. Yalnz betimsel ltler kullanmak suretiyle yaplan snflamalar (Fransz Morfoloji
ekolnce gelitirilmitir).
2. llere dayanarak yaplan snflamalar (talyan ekolnn ncln yapt bir
sistemdir).

Fransz ekol: Bu ekoln ncleri arasnda Sigaud, Mac Auliffe ve Thooris'i sayabiliriz.
Martiny, Fransa'da bu ekoln en son temsilcisidir. Sz konusu aratrclara gre, insan
organizmas belli bal 5 sistemin bir araya gelmesinden oluur. Bunlardan bir tanesi merkezi
durumda olup "kalp-bbrek sistemi" diye adlandrlr. Dierleri ise bu sistemin evresinde yer
alr. Bunlar srasyla "sindirim sistemi", "solunum sistemi", "kas sistemi" ve "beyin sistemi" dir.
Bu sistemlerin her biri evresel etmenlerle devaml bir etkileim iindedir. Bu son drt sistem,
aralarnda uyumlu ve dengeli bir iliki oluturduklar taktirde, kii hi bir tipe girmez. Yok eer,
bu evresel sistemlerden herhangi biri zel bir gelime gsteriyorsa 4 belli bal tipten
(sindirimsel, solunumsal, kassal ve beyinsel) birisi ortaya kar. Her tip ierisinde de ayrca
saysz varyasyonlar bulunmaktadr.
Fransz ekoln simgeleyen tipler zaman zaman eitli eletirilere konu olmutur. nce unu
vurgulamak gerekir ki, kii yaam boyunca ayn tipte kalmaz. rnein ileri ocukluk
aamasnda olan kii solunumsal bir grnme sahip olduu halde, yetikin duruma geldiinde
kassal bir durum alacak; yaland zaman da tpk st emme anda olduu gibi sindirimsel tipe
yeniden dnecektir. Ayrca, yapsal tipler kiinin yaam tarzyla yakndan ilgilidir. rnein
kassal tipe kyller arasnda ok sk rastland halde, beyinsel tip aydn evrelerde yaygndr.
imdi Fransz ekolnn nerdii tipleri srasyla grelim.
Kassal tip
Bu tip, kas sistemi ve uzuvlardaki gelimeyle simgelenir. Gvde, kardan bakldnda
dikdrtgen bir grnme sahiptir. Boy, olduka iyi gelimitir. Omuzlar, yatay durumda olup
asla bask deildir. Normal duruta el bilekleri, kala hizasndan daha aada bulunurlar. Kl
sistemi iyi gelimitir. Yz, drtgen grnmdedir. Aln, burun ve eneler yzde dengeli bir oran
iindedirler.
Solunumsal tip
Gvde, byk taban yukarda olan trapezi andrr. Gerek ykseklik, gerekse genilik

ynnden gs, karn alt blgesine oranla baattr. Omuzlar olduka geni, fakat kassal tipteki
kadar horizontal deildir. Kol ve bacaklar gvdeye oranla ksadr. Kas sistemi az gelimitir.
Yz adeta yamuu andrr. Elmack kemikleri ve ka kemerleri belirgin gelime gsterir. Burun,
kntl ve genitir.
Sindirimsel tip
Alt ene ve karn blgesindeki ar gelime ile ortaya kar. Gvde, kol ve bacaklara oranla
nemli bir durum arzeder. Omuzlar, dar ve dk; boyun kaln ve ksadr. Aln olduka az
gelimitir. Sindirimsel tiplerde yzdeki ifade genellikle yanaklarn ve dudaklarn mimiklerinde
toplanmtr.
Beyinsel tip
Uzunlamasna gelimenin belirgin olduu bir tiptir. Aln ve ba da o lde iyi gelimitir.
Gvde, dikdrtgen biiminde ve uzun olup, kala ve omuzlar dar bir grnme sahiptir. Kol ve
bacaklar olduka uzundur. Yz, aln blgesinin iyi gelimi olmas nedeniyle tepesi aada olan
bir geni andrr. Thooris'in (Bkz. Vandervael, 1964) oluturduu bu tipler llerle deil de
basit bir gzlem sayesinde belirlenmitir. Her ne kadar baz fizik antropologlar, iyi tanmlanm
tiplere giren denekleri baz llerle belirlemeyi uygun buluyorlarsa da, bu yntem her zaman
geerli olamaz; zira yle zellikler vardr ki llebilir deildir.

talyan ekol: Fransz ekol klinik incelemeye ve gzlem yoluyla deerlendirmeye ne kadar
nem veriyorsa, talyan ekol de antropometriye o kadar nem verir. Bu okulun temsilcileri
italya dnda da olduka fazladr. talyan ekolnn tantlmasnda nclk eden aratrclarn
banda Manouvrier gelir. Gzlemci, kol ve bacaklarn nisbeten uzun, ksa ve normal oluuna
gre insanlar 3 kategoriye ayrmaktadr. Aadaki indeks bu amala Manouvrier tarafndan
oluturulmutur:
Ayakta boy-oturur durumdaki boy x 100
Oturur durumdaki boy

Fizik antropolojide skelik indeks ad altnda bilinen bu iliki sistemi bugn


kullanlmamaktadr; onun yerini kormik indeks almtr. Bu da aadaki formlle ifade edilir:
Oturur durumdaki boy xl00
Ayakta boy

Manouvrier'nin indeksine gre 85 ile 90 arasnda deere sahip olanlar mezatiskel (bacaklar
nisbeten orta derecede gelimi), 90 m zerinde bir deere sahip olanlar makroskel (bacaklar
nisbeten uzun) ve 85'in altndakiler ise braiskel (bacaklar nisbeten ksa) olarak adlandrlr.
Kormik indeksin formlne bakacak ursak, bedenin enlemesine gelimesini belirleyecek
herhangi bir lnn kullanlmadn fark ederiz. rnein ksa bacaklar uzun ve narin bir
gvdeye elik ettikleri gibi, uzun ve geni bir gvdeyle de beraber bulunabilirler. Braiskeller
genellikle kk boylu, makroskeller uzun boyludurlar; zira boy uzunluu daha ziyade
bacaklarn uzunluuyla belirlenir.
Tipleri, ideal bir bileimin sapkn formlar olarak gren talyan De Giovanni, boyut ve oran

ikilisinden hareket ederek bir dizi sistem oluturmutur. Buna gre:


Boy=iki kol arasndaki en byk uzunluk;
Gs evresi=l/2 boy uzunluu;
Gs kemii (stemum)=4/5 karn ykseklii;
Kala genilii=4/5 karn ykseklii
Bu eitlik durumlar yerlerini eitsizliklere braktklarnda, birok tipin ortaya kmasn
salayan bileimler elde edilir.

talyan ekol (Viola'nn snflamas): Bir talyan fizikisi olan Viola'nn yntemi amzn
balangcyla yattr diyebiliriz. Her ne kadar kolayca kavranp anlalabilir bir bedensel l
sistemine dayanyorsa da, bugn artk kullanlmamaktadr. Olivier (1971), Viola'nn yntemini
kuramsal ynden ahane bulmakta, uygulamada ise ne yazk ki pek o kadar kullanlma
olanann bulunmadna iaret etmektedir. Viola'nn yapm olduu snflama, Fransz
ekolnnkine tmyle ters dmektedir. Burada asl ama, gvde ile kol ve bacaklar arasnda var
olduu kabul edilen oranszlklarn ortaya karlmasdr. Ona gre, karlatrlan deerler
dorusal deil de hacimsel olmaldr. Ancak, bu sayede uzun bir gvdeyi hacimli bir gvdeden
kolaylkla ayrt edebiliriz. Bedensel hacimleri dolayl yoldan elde etmek iin Viola 3 lnn
arpmn neriyor:
Uzunluk x Genilik x Ykseklik
Viola'nn ncellerinden farkl olarak getirdii yenilik, ara form kavramn dnm
olmasdr. Normotip diye adlandrd bu tip, bedensel lleri ortalama deere yakn olan
bireyleri tanmlamakta kullanlr. Viola, ortalamalarn her blgede ayr ayr saptanmasn; ayrca,
saysal gstergelerin belirlenmesini gerekli gryor. Ayn zamanda, bir kiinin ortalama
deerden ne lde ayrldn renmek iin de, standart sapmann bilinmesinde yarar olduuna
iaret ediyor. Buraya kadar her ey gzel ama, aratrcnn lleri alrken ve onlar arasnda
iliki kurarken uygulad teknik kullanszdr. nk, nce masa zerine yatrlm her kii
zerinde boy uzunluu, sternum ykseklii, karm ykseklii, karnn n-arka ve enlemesine
aplar, kala genilii, ayak ve eli dikkate almakszn kol ve bacaklarn uzunluu llmelidir.
Sonuta, elde edilen ller er er arplarak gs kafesinin, gvdenin (gs kafesi + karn
blgesi) ve uzuvlarn hacimsel deerleri bulunur. Daha sonra da blgesel ortalamalar belirlemek
gerekecektir. Viola'nn bu tekniine gre oluturulan tipleri u ekilde sralayabiliriz:
(1) Normotip: Gvde=uzuvlar; karn=gs kafesi
(2) Brakitip: Gvde>uzuvlar; karn>gs kafesi
(3) Longitip: Gvde<uzuvlar;karn<gs kafesi
Comas, Viola'nn yntemini adeta kapal bir daireye benzetmektedir. Viola, ynteminin
savunuculuunu yaparken zeletiriden de geri kalmamakta ve gerekte, tipoloji sorununun yle
saylarla tam olarak zmlenemeyeceini kabul etmektedir. Bu arada betimsel zelliklerin de
daima yardmc olarak dikkate alnmas gereine inanmaktadr.
Sheldon'un snflamas: Amerikal aratrc Sheldon'un oluturduu tipler, Olivier'ye gre
Fransz ekolnnkine; Tanner ve Comas'a gre ise Kretschmer'in piknik, atletik ve astenik
tiplerine benzerlik gstermektedir. Sheldon, insanlar bellibal 3 tip altnda toplar: Andomorf
(sindirimsel tip), mezomorf (kassal tip) ve ektomorf (beyinsel tip). Ayrca, solunumsal tipten pek
farkl olmayan bir de ortalama tip vardr. Sheldon, sz konusu 3 tipi olutururken 4000 kolej
rencisinin plak halde n, yan ve arkadan ekilmi boy fotoraflarndan yararlanmtr. Bu

sistemde, andomorf, mezomorf ve ektomorf unsurlarn her biri l'den 7'ye kadar
derecelendirilmitir; yle ki ortalama bir tip her kategorinin orta deerleriyle tanmlanr; yani 44-4. Nadir tipler ise, szgelimi 7-1-1 andomorf; 1-7-1 mezomorf ve 1-1-7 ektomorf olarak
gsterilir. Andomorf tipte en ar durum tostoparlak bir grnmle simgelenir. Byle bir kii
yuvarlak bir baa, gs kafesine oranla daha nemli bir yer igal eden iman bir karna
sahiptir. Bacak ve kol hizasnda ya tabakas hayli zengin olduu halde, el ve ayak bilekleri
belirgin biimde incedir. Gs kafesi ve kala yanlamasndan ziyade, n-arka ynde
gelimitir. Bu tr bedensel yapla sahip kii, uzun sre alkla kar karya brakldnda ne
ektomorf ve ne de mezomorf grnm alr; sadece alktan bitkin hale gelmi bir andomorf
olarak kalr. Ar mezomorflar herkl grnmndedir. Kas ve kemik sistemleri nemli gelime
gsterir. Ba, kp biiminde olup, omuzlar ve gs genitir. zellikle kollarda ve bacaklarda
kaslar ok gelimitir. Uzun kemiklerin alt ular st ularna oranla daha kuvvetli bir yap
arzeder. Deri alt ya tabakas son derece az gelimitir. Ar lde ektomorf olan kimse ise
olduka narin ve ince yapldr. Yz ince ve sivri, alt enenin alt ksm geriye doru ekilmi ve
aln yksektir. Gs dar olup n-arka ynde az gelimitir. Karn blgesi de ayn
grnmdedir. Kollar ve bacaklar olduka uzundur. Ar ektomorf olan kimsede ne fazla kas ve
ne de fazla ya vardr. Doal olarak evremizdeki insanlarn byk blm byle ar ular
temsil etmezler. O halde, en sk karlalan somatotipler 3-4-4; 4-3-3 ya da 3-5-2'dir. Somatotip
yaam boyunca bir defa belirlenir ve bedensel llerde ufak tefek deimeler olsa da bu durum
genel somatotipi etkilemez. Hatta, hastaln meydana getirdii etkiler ya da kas sisteminde
ortaya kan anormal bir gelime bile somatotipi deitirmez. Somatotiplerin belirlenmesinde
genel olarak 20-25 yalan lt olarak alnr. Zira, kii fiziksel grnmn normal bir beslenme
rejimi takibettii taktirde ancak bu yalarda alr. Sheldon, tipleri belirleyen ve ok iyi
resimlendirilmi bir atlas hazrlamtr; yalnz, bu sadece erkeklerle ilgili olup kadnlarn
somatotipi hakknda ne yazk ki byle resimli bir atlas yoktur. Ama, Sheldon'un ltlerini
kadnlara uyarladmzda, erkeklere oranla daha fazla andomorfla karlarz.

Kretschmer'in snflamas: Alman tipoloji ekolne mensup olan Kretschmer, psikosomatik


snflamalaryla tannr. Ayn zamanda psikiyatrist de olan aratrc, talyan ekolnden farkl
olarak psikolojik eye daha fazla yer vermitir. Kretschmer, morfolojik tipleri olutururken
kiilerin psiik eilimlerini de gz nne almak gerektiini savunur. Astenik, atletik ve piknik
diye e ayrlan bu tipleri srasyla grelim (ekil 4.3).
ekil 4.3. Kretschmer'in bedensel tipleri (Comas, 1960).

Astenik Tip

Baz aratrclar astenik tipe ayn zamanda leptozom adn veriyorlarsa da, aslnda bu terimle,
astenik tipin ar bir formu tanmlanmak istenir. Astenik tipe girenler genellikle enlemesine az
gelime gsterirler. Ar lde beslenmesine karn kii kilo alamamaktan ikayetidir. Deri
altndaki ya tabakas son derece az gelimitir. Ayrca, kemikler ok narin olup, kaslar zayftr.
Gs kafesi belirgin biimde yassdr; yle ki kaburga kemikleri kolayca dtan farkedilebilir.
Gs kafesinin sternumla yapt a ok dardr. Kol ve bacaklar son derece ince, eller kemikli
ve parmak ular sivrilmi bir grnmdedir. Gvde uzun ve karn gevek bir yap arzeder. Ba,
gvdeye oranla kk, aln hafife geriye meyillidir. Burun belirgin biimde kntl, alt ene az
gelimitir. Kalar geni ve kaln olup, bazen orta hat zerinde birleirler. Astenik bir kii gnlk
hayatta kolayca tannabilir. Bulu andaki astenik tiplerde hacim art olmakszn hzl bir
byme grlr. Ne kadar kas gelitirici egzersizler yaparlarsa yapsnlar, asteniklerin kasl bir
grnm kazanmalar ok zordur. Bu tip insanlar 35-40 yalarna gelince genellikle yal
kiilerin yapsn yanstrlar; rnein salarn youn biimde dklmesi, derinin buruup
kurumas gibi.
Atletik tip
skelet ve kas sisteminin yansra, gs olduka iyi gelimitir. Karn blgesi kaslar belirgin
bir gelime gsterir. Elmack kemikleri ne doru knt yapar. Ka kemerleri iyi gelimitir. Alt
ene kuvvetli ve hacimli bir yapya sahiptir. Yz oval biimde, burun hafife yassdr. Boyun
genellikle uzundur. Atletik tiplerde, omuz-gs-kala ilikisi trapezi andracak bir grnm
almtr. Bel ve bacaklar, gs ve omuza gre incedir. Deri genellikle gergin ve kalndr. Atletik
tipler, zellikle bulu andan itibaren kolayca tannabilir hale gelirler. Bu dnemde elde edilen
yap yaam boyunca korunur.
Piknik tip
Yatay boyutlar dikey boyutlara baattr. Ba, gs ve karn, n-arka ynde ve yanlara doru
iyi gelimitir. Yz ve gvde hizasnda ya dokusu olduka fazladr. Boyun, atletik tipteki-nin
aksine ksa ve kalndr, adeta iki omuz arasnda gmlm bir durumdadr. Mide hizasnda fazla
miktarda oluan ya tabakas, ksa ve derin bir yap arzeden gsten ayrlr ve ne doru knt
yapar. Aln, ounlukla kubbemsi bir grnme sahiptir. Ka kemerleri, atletik tiptekinin aksine,
ok az bir gelime gsterir. Sakal, stte elmack kemiklerine kadar, yanlarda ise boyuna kadar
yaylr. Kprck kemii ve el bilek kemikleri olduka kktr. Piknik tipin yallarnda, karn
hizasnda ya tabakas kalnlamtr. Kretschmer, yukarda szn ettiimiz tm bu tipleri
antropometri tekniine bavurmakszn sadece gzlemle saptamaktadr. Halbuki, antropometriyi
de dikkate alarak yaplan snflamalar daha salkl olmaktadr.
Biyometride, herhangi bir antropometrik deikenle ilgili bulgular ounlukla ortalama deer
etrafnda gruplar; bir baka deyile, herhangi bir dizide, verilen biyolojik zellikle ilgili kk
ve byk deerlere nisbeten az lde rastlanr. Ayn ekilde, betimlemeli antropolojide de
normal grnml tiplere daha sk rastlanacan kabul edersek, zellikle atletik ve astenik gibi
iki u arasnda nc ortalama bir tip dnebiliriz. Kretschmer'in her tipini ayrt etmeye
yardmc olacak en iyi yntem aadaki indekstir:
ki omuz aras mesafe x 100
Gs evresi
Olivier, Kretschmer'in rencileri tarafndan kullanlan bu indeksi biraz deitirerek gs
evresi yerine beden arln kullanmay tercih etmitir. Bu durumda, sz konusu indekse gre
aadaki deerleri bulmutur:

Astenik tip

67

Kassal tip

58-67

Piknik tip

58

Fransz fizik antropolog E. Schreider (1967), Kretschmer'in snflamasn daha da


sadeletirerek piknik ve leptozom diye iki grup oluturmutur.
Baz aratrclarn Nordik, Dinarik ve Alpin rklaryla atletik, astenik ve piknik tipler arasnda
iliki kurmaya kadar gitmi olmalarna karlk, zellikle Kari O. Henckel, von Rohdenvedig ve
insan paleontolojisi alannda almalaryla n yapm olan VVeidenreich sz konusu tiplerin
btn rklarda rastlanabileceini kantlamtr.
Akli dengesizliklerin bedensel yapyla ilikisi olduunu ileri srenler vardr. Bu konuda
Kraepelin'in almalar dikkate deer (Bkz. Comas, 1960). Aratrc, psikoz manik depresif ve
izofreni ile bedensel tipler arasnda baz ilikilerin olduunu aratrmalaryla kantlamtr.
Comas'tan aldmz 7 nolu izelgede, deiik aratrclarn bu iliki konusunda verdii %
deerleri grmekteyiz. Sz konusu izelgeden de kolayca anlalaca zere, hemen hemen
btn aratrclarn bulgular, izofreni hastalnn astenik ve atletik tiplerde ok daha sk
grldn, psikoz manyak depresifin ise en fazla piknik tiplerde rastlandm gz nne
sermektedir.
izelge 7: Psiik kkenli baz hastalklarda bedensel yap arasndaki korelasyon (erkekler iin)
(Comas, 1960)
Gzlemci
izofreni
Psikoz manik depresif
Astetik
Piknik
Astenik
Piknik
Atletik
Kretschmer
70,3 2,9
15,3
84,7
Sioli, Kloth, Meyer 67,4 23,3
16,6
83,3
Verciani
59,3 22,9
15,2
84,5
Henckel
86,0 2,0
30,1
57,6
Jakob ve Moser
54,2 14,9
8,3
87,5
Michel ve Weeber 74,5 18,4
25,8
74,2
Wyrsch
76,0 9,4
0,0
100,0
von Rohdenvedig 72,3 6,8
12,1
84,6

nsan toplumlarnn rklara ayrlmas


Irk snflamas, insanolunun znde varolan benmerkezciliin tipik rneklerinden birisidir.
nsan toplumlarn rk kategorilerine ayrma, aslnda bir zorunluluktan kaynaklanmaktadr. O da,
insann gstermi olduu biyolojik eitliliktir. Snflama bir bakma bu eitliliin doal bir
sonucudur. Ancak bu ii yaparken ou kez gerekten uzaklalmtr. Snflama yaklamnn
temelinde yatan olgu, her toplumun kendini tekilerden farkl klma eilimidir. Byk kentlerde,
bir kii gn boyu deri rengi, boyu ve yz yaps birbirinden farkl birok insanla karlar.
rnein ABD'de byk bir alveri merkezinde mterilere yeryzndeki farkl insan gruplarn
saynz derseniz, o size beyaz, siyah, kzlderili ve arap (bu gruba genelde Trkleri de dahil
ederler) diye ancak kendi dnyasnda yer alan ve ayn mekn paylat topluluklar sayacaktr.
Ne var ki, sokaktaki insann gnlk yaamnda her an tank olduu insan eitliliinden hareketle
oluturduu rk snflamalar, bilimsel dzeyde yaplanlarla pek badamaz. ster Amerika'da
isterse Avrupa'da, sokaktaki ok az insan Aynuyu, Avustralya yerlisini, Pigmeyi ya da Laponu
bilir. Anadolu insannn Yeni Zelandaly, Avustralyaly, Hindistanl siyah ilk tany

anakkale Sava'nda oldu. Trkiye'de Zencilerle Araplar sk sk kartrlr. II. Dnya


Sava'nda Amerikal askerler Melanezyallar ilk grdklerinde onlar, genelde Afrikal zenciler
iin kullanlan Negro szcyle tanmladlar. Beyazlar, Siyahlar, Sarlar ve bir de bunlara
Avustralya yerlilerini eklersek, ite size olanca eitlilii iinde insan manzaralar. Bu byk
insan toplumlar iinde var olan ve kimi aratrclarn rk, alt rk, mikro rk gibi kategorilerle
belirledii blnmelere kadar inecek olursak, iin iinden klmas zor bir durumla karlalr.
Canllar dnyasndaki ilk sistematik snflamann babas saylan Linne, insanlar drt byk
gruba ayrr: Avrupal, Afrikal, Amerikal ve Asyal. Buradaki her grubun bir ktay simgeledii
kolayca anlalr. Ancak, bu snflama yeterli deildi; Okyanus Siyahlarn, Hindistan yerlilerini
kapsamyordu. 19. yy' da yaayan Blumenbach adl Alman anatomist ise insanlar be rka
ayrmt: Kafkas, Mool, Etyopyal, Malezyal ve Amerikal. Etyopyal burada Zencileri
simgeler. nl Fransz evrimci Cuvier insanlar rk altnda toplad: Beyaz, Sar ve Siyah.
Dier birok aratrc ise, dnyann deiik blgelerinde yeni insan topluluklar kefedildike
rk snflamalarnn kapsamn daha da geniletti. Eski aratrclar, botanikilerin dikotomik
yntemini rk snflamalarnda kullanarak kendilerince temel unsur olarak grlen bir biyolojik
zellii lt kabul etmilerdir. rnein Geoffroy Saint-Hilaire (Bkz. Vallois, 1952) yze zel
bir nem vermi ve buna dayanarak drt byk insan rk ayrt etmitir. Ortognat (dik profil),
rignat (geni yz), prognat (ne doru knt yapan yz) ve rignat-prognat. te yandan,
Alman aratrc Haeckel ise insanlar sa biimine gre snflandrmtr. Ona gre yeryzndeki
tm insanlar dalgal, dz, yapa ve karabiber tanecii grnmnde saa sahip olan rklar diye
drt snfa ayrlr. Fransz antropolog Topinard ise insanlar burun tiplerine gre snflandrmtr.
Aratrc, leptoriniyen (dar burunlu), platiriniyen (yass ve geni burunlu) ve mezoriniyen (ara
form) olmak zere rk belirlemitir. nsan rklar zerinde nemli almalar bulunan Garn
(1964) adl fizik antropolog da insan toplumlarn dokuz corafi rka ayrd. Bunlar srasyla;
Kzlderililer, Polinezyallar, Mikronezyallar, Melanezya ve Papuallar, Avustralya yerlileri,
Asyallar, Hindistan siyahlar, Avrupallar ve Afrika siyahlar. Aratrc bununla da yetinmeyip
saylar
32'ye
varan
yerel
rklar
oluturmutur:
1.
2.

Kuzeybat
Kuzeydou
3.
4.
5.

6.
8.

7.
Ormanlk
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.

Avrupa
Avrupa
Alpin
Akdeniz
ran

Dou
blge

Kuzey
Tipik
Gneydou

Kuzey
Orta
Gney

Pasifik

Afrika
Sudan
(Afrika)
Bantu
Trk
Tibet
in
Mool
Asya
Hint
Dravidyen
Amerika
Amerika
Amerika
Fejyen
Lapon
Negrito
Pigme

zenci

rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk

24.
25.
26.
27.
28.

Eskimo
Aynu
Mravyen
Karpenteryen
ve

Bumen
29.

Amerika

30.

Gney

Afrika
Ladino
Hawai

31.
32.

Hotanto
zenci
siyah

rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk
rk

Fransz antropolog Vallois (1967) rk snflamalar yaparken, biroklar gibi, corafya


faktrn dikkate almtr. Ona gre yeryznde bellibal sekiz rk vardr: Avrupal, Kuzey
Afrikal, Gneybat Asyal, Gney Sahral, Hindistanl, Transhimalayal, Okyanus yerlisi ve
Kzlderili. te yandan, Amerikal antropolog Coon (1969), yeryznde yaayan insan
toplumlarn be byk rk grubu altnda toplamtr: Avustralya yerlileri, Hotanto ve
Boimanlar,
Kafkasyallar,
Kongolular
ve
Sarlar.
Grld gibi karmza rk snflamalaryla ilgili geni bir yelpaze kmaktadr. Genetik
biliminde kaydedilen gelimelere paralel olarak aratrclar rk snflamalarnda kullanlan
geleneksel ltleri zamanla terk ettiler. lk rk snflamalarnda arlkl olarak n planda tutulan
deri rengi pek gvenilir bir lt saylamazd; zira bunun kaltm mekanizmas pek bilinmez.
stelik deri rengi doal ve kltrel evrenin byk lde etkisi altndadr. O halde, yle bir
lt bulunmal ki tm bu etkenlerden bamsz olsun ve hayat boyu deimesin. te bu
nedenle, kan gruplar rklar snflandrrken lt alnd. nsan toplumlarnda spesifik kan
gruplarnn gsterdii sklklarn analizi sonucunda alt temel corafi rk belirlendi: 1. lk
Avrupallar (bugn sadece Basklar tarafndan temsil edilir), 2. Bugnk Avrupallar, 3. Zenciler,
4.
Asya
Sarlar,
5.
Kzlderililer,
6.
Avustralya
yerlileri.
Avrupallarda genelde yksek oranda Rh negatif ve A2 faktr bulunur. Asya Sarlarnda ise
Rh- ve A2 ok dk orandadr (Bernard ve Ruffie, 1966). Buna karn Al faktr ve Rh +
yaygndr. Salt kan gruplar skl dikkate alnarak da insan rklarn snflandrmak ne derece
doru olabilir? rnein Kzlderililerde O kan grubu ok yaygndr; yle ki eroke yerlilerinde
%96'ya kadar kar. te yandan, dnyann farkl blgelerinde yaayp da ayn kan gruplarna
sahip olan toplumlar da vardr. Nitekim O, A, B ve AB kan gruplar Tayvan'da ve Yunanistan'da
benzer dalm gsterir. Oysa bu iki toplum dnyann iki u noktasnda yaamakta olup, grnr
zellikleriyle de birbirlerinden ok farkldr. Ne ilgintir ki, yzyllardr aalanp, kmsenen
Zenciler kan gruplarnn dalm asndan Avrupallarla benzerlik gsterirler. Sonu olarak,
grnr zellikler de olduu gibi, kan gruplar da rk snflamasnda pek gvenilir bir lt
saylmaz.
Biz burada u ya da bu rk snflamasnn gvenilirlii ya da geerlilii zerinde duracak
deiliz. Bu konuda imdiye kadar ok ey yazld ve sylendi. Gnmzde hemen hemen her
yere yaylm bulunan insanlar antropogenetik ynden okuyucuya tantmak amacyla, onun
zihnini fazla kartrmadan, elverdiince genelletirici ve sade bir yaklam iinde snflama
yapmay uygun bulduk; tm insan toplumlarn Beyazlar, Siyahlar, Sarlar ve Avustralya yerlileri
diye drt byk corafi dalm altnda ngrdk. nsan topluluklarn bir fizik antropolog
gzyle incelerken, okuyucunun glk ekmeden, daha kolay biimde konular izleyebilmesi
iin snflamaya yer verdik.
Beyazlar

Bu gruba Lkoderm ya da ropid rk diyenler de vardr. Birok yabanc kaynakta beyaz insan
toplumlar Kokazoid olarak geer. Yaylm alanlarnn her ne kadar Avrupa, Gneybat Asya ve
Kuzey Afrika ierisinde snrl kald biliniyor ise de Beyazlar, zellikle XVI. yy'dan itibaren
Avustralya, Gney Afrika, Amerika ve Okyanusya adalarna kadar uzanmtr. Bu adan
dnyann en fazla dalm gsteren toplumu olarak grlebilir. Bu gler iki nemli olguyu da
beraberinde getirdi; birincisi melezleme, daha dorusu yeni genlerin katksyla yava bir
deiim sreci iine girme; ikincisi de kapal bir sistem (izolasyon) oluturma, yani gen
havuzunun zel bir durum almasdr.
Bu denli geni bir corafi dalma sahip Beyaz toplumlarn haliyle deri, sa, gz renkleri ve
bedensel zellikleri belirgin farkllklar gsterir. yle ki, deri rengi Kuzey ve Dou Avrupa'da
yaayan toplumlardaki beyaz ve pembeye kaan renk tonundan Hindistan'daki insanlarn ok
koyu derilerine kadar geni bir yelpaze oluturur. Sar sa Dou ve Kuzey Avrupallarda ok
yaygnken, Akdeniz toplumlarnda salar genellikle koyudur. Kzl sallara ise her toplumda
rastlanr. Gz rengi, iriste bulunan melanin miktarna baldr. Bu madde genetik ynden
olumamsa, iris krmz renk alr, tpk albino kiilerde olduu gibi. Melanin az miktarda
bulunuyorsa mavi, yeil gibi eitli renk tonlar meydana gelir. risin renginden sorumlu olan
genler deri ve sa renginden bamszdr. Dolaysyla, ak renk deriye sahip kimselerin koyu
renk gzlere; koyu derili kimselerin de ak gz rengine sahip olmalar olaandr. Beyazlarda
salar dz ya da dalgaldr. Yalnz, Beyazlar iinde dikkate alnan Kuzey Afrika toplumlarnda
grlen kvrck sa, bunlarn vaktiyle Byk Sahra lnn gneyinde yaayan Zencilerle
karm olabileceini akla getirmektedir. Beyazlarda albinizm ok ender grlr.
Sar lekesinin grlme oran byk deikenlik gsterir; Dou ve Kuzey Avrupallarda %0,3
orannda, Kuzey Afrika Beyazlarnda ise %23 ile %50 arasnda deien bir dalma sahiptir.
Vcuttaki kl gelimesi Beyazlarda bir rktan dierine deiir. Kllarn bedendeki dalm ve
younluk durumu faktrn altnda dikkate alnr:
a) nsan trn ilgilendiren ve rk ile cinsiyetten bamsz olarak belirlenen faktr. Koltuk alt
ve cinsel organlar blgesini kaplayan kllar, kirpik, ka ve burun delikleri ile kulaklarn
ierisinde gelien kllar bu guruba girer.
b) Sadece cinse bal olan faktr; rnein erkein yz ve bedeninde, kadnn ise banda kl
sisteminin gelimi olmas bu faktrle ilgilidir. Weiner (1972), kadnda salarn nisbeten daha
gr olmasn, cinsel hormonlarn etkisi altnda zayf durumda bulunan bedendeki kl sisteminin
organik ynden dengeye kavumas amacyla organizmann yerine getirmi olduu bir ek ileve
balamaktadr.
c) Kl sistemi rka bal bir faktr olarak da kendini gsterebilir. Bilindii gibi, baz insan
toplumlar dierlerine oranla daha klldr (rnein Aynular). Yalnz, bu zelliin iklimle
balantl olup olmad pek akla kavumu deildir.
Beyazlarda sa kllar enine kesitte yass ve kk apl olarak grlr. Salar, dz ya da
dalgaldr.
Gsler, Beyaz kadnlarda ya yarm kre biiminde (genellikle rastlanan tip), ya da koni
biimindedir. Fakat, bu durum kiiye ve yaa gre olduka byk deiiklik gsterir. Zenci
kadnlarda grlen ve kei memesine benzetilen biime beyazlarda asla rastlanmaz. Beyaz
kadnlarda gs ucu kk ve orta derecede bir knt oluturur. Klitoris kk olup, labia
tinora ad verilen kk dudaklar, zenci kadnlardakine oranla az gelimitir.
Beyaz toplumlarda boy byk deiiklik gsterir (Vallois, 1968; Weiner, 1972; Conrad 1975).

Kuzey Avrupallarda, Dinarik toplumlarnda (eski Yugoslavya, Arnavutluk gibi) ve Kuzey


Afrikallarda uzun boy yaygn bir zellik iken, Laponlarda (Norve snrlar iinde yaarlar) ve
ber yarmadas toplumlarnda ortann altnda ve kk bir boy egemendir. Ba endisi
Beyazlarda olduka farkllk gsterir. Baz aratrclar, ba endisinden hareketle Beyazlar
snflandrma giriiminde bulunmulardr. unu hemen belirtelim ki, bu yntemin pek geerlilii
yoktur; zira gemite rastlanan ve bugn daha fazla kendini hissettiren karmalar ba biiminin
dalm durumunda baz dzensizliklere yol amtr. Tm bu karmalara ramen rnein
Avrupa'da ba biimine gre belirli gruplandrmalar yaplmtr. Gerekten de dolikosefal olarak
adlandrdmz geniliine oranla ba uzun olanlar genellikle Baltk ve Kuzey Denizi
evresinde, Akdeniz blgesinde yer alr. Dolikosefal ba tipiyle simgelenen bu alana Balkanlarn
bir ksmn ve Trkiye'nin gney ve gneydousunu da dahil edebiliriz. Bylece, Avrupa kuzey
ve gneyden adeta iki dolikosefal kuakla evrelenmitir. Brakisefal olarak bilinen grece
yuvarlak ballar ise genellikle Alpler ve Massif Santral blgesinde younlamlardr.
Kan gruplarnn grlme skl Beyaz toplumlarda nemli lde deiir. rnein A kan
grubu Kuzey, Gney Avrupa'da ve Yakndou'da yaygndr. Beyazlarda A2 faktrne %80
orannda rastlanr; A2 faktr Avrupa ve Afrika dnda pek grlmez. Yalnz Kuzeybat Avrupa
kkenli Amerikallarda A2'ye rastlanr. Al faktr ise olduka dktr (%10-15). B kan
grubunun grlme skl Avrupa'da batdan douya gittike artar. B kan grubu Avrupallarda
%9 ile %25 orannda bir dalm gsterir. O kan grubu %35-40 dolaynda bir grlme sklna
sahiptir. O kan grubunun en yaygn olduu toplum Basklardr (ekil: 4.4). rnein Fransz
Basklarnda %56'ya kadar kar. spanyol Basklarnda ise %51,2 orannda B kan grubuna
rastlanr (Marker, 1963). Siyasi ve ekonomik ynden btnlemeye alan Avrupa'nn, biyolojik
ynden ise ne denli eitlilik gsterdii aka grlmektedir. Irksal eitlilik sadece Avrupa'da
lkeler arasnda deil, ayn zamanda her lke ierisinde de gzlenmektedir.
ekil 4.4 spanyol Bask (Weiner, 1972)

Rhesus sistemine gelince; Landsteiner ve Weiner, 1937 ve 1940 yllan arasnda insanda ve
maymunda benzer kan faktrlerini aratrdlar. Bu amala, bir tavana macacus rhesus adl Eski
Dnya maymununun alyuvarlarn enjekte ettiler. Sonuta, ilgili maymun trnn tm
bireylerinin kan hcrelerini phtlatrma yeteneine sahip bir antirhesus antikorunu buldular.
Sz konusu antikorun ayn zamanda Kuzey Amerika toplumundan rastgele alnan bir
rneklemdeki bireylerin %85'inin alyuvarlarnda da phtlamaya yol at fark edildi. Bu
durumda, aratrclar, rneklemin %85'inin eritrositlerinde macacus rhesus maymunlarnn
alyuvarlarnda var olan ve rhesus trnn ilk iki harfini kullanarak Rh faktr ad ile bildiimiz
yeni bir faktrn varln saptadlar. Bu faktr tayan insanlar Rh+, tamayanlar ise Rholarak tanmland. Rh faktr, basit ve baskn bir Mendel karakteri olarak insanda bir kuaktan
dierine aktarlr. Rh- Beyazlarda ortalama %12 ile %18 arasnda grlr. Ancak, Basklar gibi
baz izole topluluklarda bu oran %30'a, hatta %50'ye kadar kabilir.

Kandaki proteinler. Kann, ak sar renkteki sv ksm (plazma) zelti halinde ok sayda
protein ierir. Bunlarn byk bir ksm basit bir genetik kontrol altndadr. Laboratuvarda kan
proteinlerinin alternatif formlarnn ounu ayrt etmek mmkndr. Bu amala birok
yntemden faydalanlr. Elektroforez yntemi en etkin ve geni lde kullanlandr. Bilindii
gibi, proteinler, bileim durumlarna bal olarak belirli llerde elektrik ykne sahiplerdir.
Elektrik akmna maruz braklan hafif ldeki alkalin ortamda insan serumunda bulunan
deiik rntdeki proteinler negatif ykl olduklarndan pozitif kutba, yani anoda doru hareket
ederler. Yalnz, serum iindeki proteinlerin hepsi ayn yke sahip olmadklarndan, bazlar
dierlerine oranla daha hzl biimde yer deitirirler. Bylece, belirli bir zaman aralnda
hzlarna gre 4 byk kategori saptanmtr (Moullec, 1964):
(1) Albmin (en hzl olan)
(2) Alfa yuvarc: alfa-1 ve alfa-2
(3) Beta yuvarc: beta-1 ve beta-2
(4) Gamma yuvarc, en yava olan
Kanda belirlenen proteinlerden belli ballarn Beyazlardaki grlme sklklaryla birlikte
inceleyelim:

Haptoglobin: Haptoglobinler alfa-2 yuvarc (globlin) olarak da bilinir. Haptoglobinler


serum ierisindeki serbest hemoglobinle birleirler. Bu durum, serbest hemoglobinin klcal
damarlar kmesi yoluyla bbrek tpcklerine gelmesini engeller; zira bbrek tpckleri
hemoglobin gibi iri molekllerin geiinden zamanla tahrip olabilir. Laboratuvarda haptoglobin
fenotipik olarak pratik yoldan belirlenmek isteniyorsa, elektroforez ynteminden nce seruma az
miktarda hemoglobin ilave etmek yeterlidir. 1953'te Smithies (Bkz. Buettner Janusch, 1966) belli
bal 3 haptoglobinin varln kantlamtr. Bu yap srasyla 1-1 tipi haptoglobin, 2-1 tipi
haptoglobin ve 2-2 tipi haptoglobindir. Baz kimselerin serumlarnda haptoglobin bulunmaz;
bunlara ahaptoglobin kiiler ad verilir. Afrika Siyahlarnda bu duruma sk rastlanr.
Haptoglobinin oluumu genetik ynden kontrol edilir.

Transferrinler: Niastal jelatin zerinde elektroforez yntemiyle belirlenen dier kan


proteinleri, transferrinler olup beta yuvarcmn bir ksmn oluturur. Oksitlenmi demir iyonlar
kemik iliine ve dier dokulara bu proteinler araclyla gtrlp getirilir. O halde, transferrin
proteininin kandaki yklenmi olduu grevinin ne denli nemli olduu grlmektedir. Demir;
hemoglobin, miyoglobin ve sitokrom gibi proteinlerle baz enzimlerin bileiminde nemli rol
oynamaktadr. nsanda, transferrinin aa yukar 12 eit molekl bulunmutur. Bunlarn her
biri ayn loks zerinde, baskn olmayan bir allel tarafndan kontrol edilir. C fenotipi, incelenen
btn insan toplumlarnda en ok bulunandr. B tipi transferrine en ok Avrupallarda rastlanr.
Buna karn D tipi transferrin Beyazlarda nadir grlr. Buettner-Janusch'a gre (1966),
transferrin demir kompleksi, organizmada virslerin oalmasna engel olur. Son yllarda,
Chiarelli (1970) gibi baz aratrclar, transferrin polimorfizmlerinin durumlarn insann
dndaki dier Primatlarda da incelemeye balamlardr.

Hemoglobin: Btn memelilerin eritrositlerinde bulunan bu krmz protein byk


maymunlarn ve insann serolojik ynden karlatrlmasnda dikkate alnan nemli bir lttr.
Hemoglobin, insanda alternatif formlar halinde bulunur ve bunlarn her biri genetik kontrol
altndadr. Dikey bir pozisyonda tutulan niastal jelatin tabakas zerinde saatlerce sren bir
elektroforez sonucunda rneklem iindeki deiik hemoglobinler, anod ve katod elektrodlar
arasnda takibettikleri belirli bir hza bal olarak belirli konumlar alrlar. Hatta bu yntemle iki

kiinin hemoglobinleri arasndaki farkllklar da ortaya karlabilir. nsan dahil btn primat
hemoglobinleri globin ve 4 hemato grubundan oluur. Globin, 20 amino asidin eitli biimlerde
oluturduklar zincirden meydana gelir. Hemato ise, merkezinde bir demir atomu bulunan byk
bir molekldr. Hemato gruplarnda demir, oksijenle reaksiyona girer ve bunu akcierlerden
dokulara tar. Demek oluyor ki, hemoglobinin en nemli ve belki de tek grevi, oksijeni
dokulara tamak ve dokulardan karbondioksidi getirmektir. Normal insan hemoglobini
elektroforez yntemiyle kolaylkla ayrlabilen iki farkl hemoglobinden meydana gelir.
Hemolobin molekllerinin byk bir ksmn Hb-A oluturur. Geri kalan ksm ise Hb-A2
tarafndan meydana getirilir. Her hemoglobin moleklnde iki alfa ve iki beta zinciri vardr.
nsan ftusu ya da yeni domu bir bebein hemoglobini F ad verilen deiik bir hemoglobin
ierir. Doumdan iki ay sonra bu, yerini normal kiilerdeki A hemoglobinine brakr. F
hemoglobini (Hbf) iki alfa zinciri ve iki gamma zincirinden oluur.

Anormal hemoglobinler: Mtasyona uram en ilgin hemoglobinlerden birisi S


hemoglobinidir. Sz konusu hemoglobin ayn zamanda Hbalfa2B2s olarak da sembolize edilir.
Anormal S hemoglobini normal A hemoglobininden elektroforez yntemiyle ayrt edilebilir. S
hemoglobini ayn zamanda bir baka yolla da belirlenebilir; oksijeni alnm hava ierisine konan
alyuvarlar, oksijen basncnn olmay nedeniyle eer anormal S hemoglobini ieriyorlarsa
kvrlp bklr ve oraa benzer bir form alrlar. te bu tip alyuvarlara sahip olan kimseler iin
ngilizceden dilimize gemi olan ve orak anlamna gelen sickledan esinlenerek sickler terimi
kullanlr. Dolaysyla, hastala da sicklemia ad verilir. Sicklemia kaltsaldr ve baskn olmayan
otozom bir allel gen tarafndan kontrol edilir. Bu allel geni homozigot ya da heterozigot olarak
tayan kimseler anemia dediimiz kanszlk belirtileri gsterirler. Yalnz, heterozigot olanlarda
hastalk, hafif bir seyir takip ederken, homozigot olanlarda klinik tedaviyi gerektirecek kadar
ar bir durum ortaya kar. Sicklemia'nn kaltsal mekanizmasn ilk defa 1949 ylnda Neel
(Bkz. Garn, 1964) adl aratrc buldu. Ona gre, hastala yakalanan kimselerin anne ve
babalar kesinlikle ekinik haldeki hemoglobin-S genine sahiptir. Bu anormal geni homozigot
olarak tayan kimselerde oksijenin kan ierisindeki dolam byk lde aksar. Afrika'da ve
Afrika kkenli Amerika Siyahlarnda 3 farkl genotip kendini gsterir:
1) Normal olan homozigot kimseler, anormal S hemoglobini tamazlar.
2) S hemoglobinini heterozigot olarak tayanlar d grnlerinde normaldir.
3) S hemoglobinini homozigot olarak tayanlar.
Dou Afrika'daki bir toplumda ok sayda normal gen ve sicklemia hastalndan sorumlu
genler vardr. Her kuakta anormal S genini homozigot olarak tayanlar lr. Normal
hemoglobin genini homozigot olarak tayan kimseler de bu defa paldizm denilen stma
hastalndan lrler. Hayatta kalanlar sadece heterozigot olanlardr. Bunlarn dlleri ise
homozigot halde anormal genleri tadklar gibi normal homozigot ve heterozigot kimseler de
olabilir.
Sicklemia hastal Afrika'nn deiik blgelerinde %40 ile %100 arasnda deien bir dalm
gsterir. Hastaln, homozigot halde grld taktirde, genellikle ldrc olmasn ve
heterozigot kimselerde ise bu hastaln tehlikeli bir grnm almamasn gz nnde
bulunduran Allison ve yardmclar anormal hemoglobin varlnn malarya hastalnn yaygn
olduu blgelerde yaayan baz toplumlarda doal seleksiyon yoluyla bireyin avantaj
dorultusunda korunduu grn ileri srdler. Bu nedenle, dikkatleri malarya denilen
ldrc stma ile sicklemia arasndaki corafi rtme durumuna ektiler. Anormal S
hemoglobinin en yksek frekans Afrika'nn tropikal blgelerinde bulunmutur. Bunun yan sra,
Yunanistan'da, Trkiye'nin gneyinde ve Hindistan'da bu hastala %5 ile %30 arasnda deien
oranlarda rastlanr. Polimorfizm hemoglobinin grld yerlerde de malarya hastal birlikte

grlr. Bilindii gibi, malarya hastalna yol aan parazit, insana anofel adl bir sivrisinek
tarafndan nakledilir. Malarya hastalnn ok grld yerlerde yaayan insanlar arasnda
heterozigot olanlar bu hastala kar bir dayanklk gsterir. Daha ak biimde ifade edecek
olursak; HbbetaA/HbbetaS biiminde simgelenen heterozigotlar, Malarya hastalna
HbbetaA/HbbetaA homozigotlarndan daha dayankldrlar. Gerekten Afrika haritasna bir gz
attmzda anormal hemoglobin alleliyle malarya hastalnn dalmnn rastgele olmadn
fark ederiz. O halde, Afrika'da heterozigot halde bulunan sicklemia hastal bir bakma
insanolunun bu tr ortamda gerekletirmi olduu biyolojik uyumun en iyi gstergesidir.
Bylece, normal A hemoglobini yan sra anormal S hemoglobini de zaman iinde varln
srdrmtr. Bir toplumda (rnein Dou Afrika'da yaayan baz toplumlarda) malarya ne
kadar ok grlrse anormal S geninin frekans da o lde yksek olur. Bu hastaln tmyle
ortadan kalkt Bat Avrupa ve ABD gibi blgelerde S hemoglobinini heterozigot olarak
tamann artk hibir selektif avantaj kalmamtr.

Hcre enzimleri: Kandaki toplam protein miktarnn yaklak %5'ini zel grevlere sahip olan
enzimler oluturur. Glikoz-6-fosfat dehidrojenaz (G6PD) ite bunlardan birisidir. Weiner (1972)
bu enzimin Beyazlarda %0,l gibi ok dk bir oranda rastlandn belirtmektedir.
Karbonhidratlarn metabolizmasnda katalizr rol oynayan G6PD'nin olmamas ya da ok az
oranda bulunmas halinde baz anormal durumlar ortaya k maktadr. Buettner-Janusch (1966)
bu enzimin hcre ierisinde ki eksikliinden ileri gelen hastaln belirlenmesinde Afrika ve
Asya kkenli ABD vatandalarnn sorumlu olduunu belirtmektedir. Nitekim, malaryaya kar
primakin ya da buna benzer ilalarla tedavi edilen hastalarn bazlarnda hafif bir hernoliz halinin
ortaya kmas yznden yaplan klinik incelemelerinde bu kimselerin alyuvarlarnda G6PD
enziminin olmad ya da ok az olduu grlmtr. Alyuvarlardaki G6PD noksanl kaltsal
olup, X kromozomu zerinde bulunan ve tam baskn olmayan bir gen araclyla
belirlenmektedir.
Beyazlarn snflandrlmas Avrupa'daki Beyazlar
Yal Avrupa ktas yzyllar boyu ok youn toplum karmalarna sahne oldu. Tm bu
karkla ve i ie girmeye ramen, yine de Avrupa'da yaayan Beyazlar be byk gruba
ayrmak mmkndr: Nordik rk, Dou Avrupa rk, Alpin rk, Dinarik rk ve Akdeniz rk.
Ancak, bu rk gruplar arasnda kesin snrlar izmek; hangi rkn nerede balayp nerede bittiini
belirlemek ok zordur (Vallois, 1967; Coon, 1969).

Nordik rk: skandinav Yarmadas'nn byk bir ksmnda, Baltk ve Kuzey Denizi
evresinde, skoya'nn kuzey ve bat adacklarnda, ayrca zlanda'da yaayan toplumlar
kapsamna alr. Nordik rkn temsilcileri Kuzey Amerika, Avustralya ve Gney Afrika'da
yaayan Beyazlarn da temelini oluturur. Birok Avrupa toplumunu kapsamna alan Nordik rk,
baz Alman antropologlar zaman zaman haksz yere Cermen rk diye de adlandrmak
istemilerdir. Oysa, Cermen diye Avrupa'da bir rkn varolmadn, bunun tmyle Hitler
dneminde egemen olan rk zihniyetin rn olduunu belirtmek gerekir.
Nordiklerin en belirgin zellikleri arasnda uzun boy (ortalama 173 cm), genellikle dolikosefal
ba, uzun yz, dar ve kntl burun saylabilir. Nordiklerde deri, sa ve gz rengi aktr. Hatta
baz aratrclar sarnl Nordiklerin tekeline sokarlar, gyle bir genellemenin yaplmas doru
deildir; zira rnein sve'in Kopparberg eyaletinde yaayan Dalofalid adl toplumun bireyleri
Nordik rkn grnmn yanstmalarna ramen bu rk ierisinde dikkate alnmaz. Sar sa ve
mavi gz, Kuzey Avrupallarn dnda Cezayir'de yaayan Kabillilerde ve Irak Krtlerinde de

grlr. Hatta, Avustralya yerlisi baz kabilelerde de rastland bilinir. Kuzey Avrupallarn
derileri, gne nlarna kar son derece duyarldr. Scak gney lkelerine tatillerini geirmek
zere giden skandinav turistlerin Akdenizliler gibi esmerlemedikleri, sadece kzardklarn
hepimiz biliriz. Kuzey Avrupallarda deri aslnda tam beyaz saylmaz; hafif pembe renktedir. Bu
toplumlarda, deriye renk veren melanin tanecikleri son derece az retildii iin, deri yzeyine
yakn klcal kan damarlar dtan rahatlkla fark edilir ve bu nedenledir ki deri pembe bir
grnm kazanr (Weiner, 1972). Baz aratrclar, Nordik kadnlarda cinsel organlarn Alpin
kadnlardakine oranla daha aada ve daha geride yer aldn iddia ederler. Ayrca, labia majora
ve labia minorann da Nordik kadnlarda nispeten daha byk olduunu kaydederler. Nordik
erkeklerde ise, penisin daha uzun olduu sylenir.
Tipik Nordik rkn dalm sahas dnda kalan blgelerde baz yerel gruplara rastlyoruz;
rnein sve'in gneyinde, Almanya'nn baz ksmlarnda, Fransa'nn dousundaki Lorraine
blgesinde yaayanlar ierisine alan Dalik tipi bunlardan birisidir. Weiner'in grne gre
(1972), tknaz bir yap, olduka geni bir yz ve kafa ile tannan Dalik tipi, st yontma ta devri
kromanyon rknn temsilcisi saylan arkaik bir Nordik grubunun bugne dek yaamn srdren
ardllarndan baka bir ey deildir. Nordik rkn kkeni sorunu hl tartlmaktadr. nce una
iaret edelim ki, Kuzey Avrupa'nn yerleim tarihi pek o kadar eskiye gitmemektedir. Baz
aratrclar st yontma ta devri sonlarn ya da mezolitik balarn bu isknn balangc olarak
grmektedir. Baz iklim olaylarnn bunda nemli bir pay vardr. Avrupa'da IV. Zaman'n
sonlarna doru buzul ktleleri artk yava yava gerilemeye balarken skandinav
Yarmadas'nn serbest hale geldii tahmin edilmektedir. Bu durumda iki olaslk karmza
kyor:
1) Ya Kuzey Avrupa'nn iskn, buzullarn ekilmesiyle ortaya kan paleocorafik deimeye
bal olarak gereklemitir. Bu takdirde Nordik rk, Kuzey Avrupa'ya ynelik bir gn sonucu
ya da Asya ynnden gelen eitli topluluklarn meydana getirdii bir rktr.
2) Ya da Kuzey Avrupa'da yaayan grup, ok daha nceden bu blgede var olan topluluklarn
giderek yeni ekolojik koullara uyum salamas sonucu evrimlemesiyle ortaya kan yerel bir
rktr. Bu sonuncusu en ok benimsenen grtr.

Dou Avrupa rk: Ayn zamanda Dou rk ya da Baltk rk gibi isimlerle de anlr. Corafi
dalm Nordiklerinki kadar geni deildir. Polonya'da, Rusya'nn Avrupa'da kalan ksmnda ve
Finlandiya'da yaayan toplumlar genelde Dou Avrupal olarak kabul edilir. Ancak, Dou ve
Orta Rusya'da en iyi biimde temsil edilen Dou Avrupa rkna Finlandiya ve Kuzey Rusya'da
Nordik tiple, Ukrayna'da ise Alpin ve Dinariklerle karm halde rastlanr. Ortann zerinde bir
boya (165-169 cm) sahiptirler. Balar yuvarlak, burunlar genitir. Burun srt Nordiklerinki gibi
dz olmayp, genelde konkavdr. Yz, zellikle elmack kemikleri hizasnda genitir. Derileri
olduka beyazdr. B kan grubu Nordiklere oranla daha sk grlr. Aratrclar, B kan grubunca
zengin olduu bilinen Asya kkenli topluluklarla Dou Avrupallar arasnda muhtemel bir
karmann olduundan sz ederler (Bernard ve Ruffie, 1966; Vallois, 1967).

Alpin rk: Orta Avrupa'nn byk bir ksmnda bu rkn temsilcileri yaamaktadr. Ayn rka
Overnyat, Seltik, Liguryan, Homo alpinus, Selto-slav gibi isimler de verilir. Alpinlerin
Fransa'da, svire'de ve hatta Ukrayna'da yaadklarn gryoruz. Bu gruba giren toplumlarda
ba genelde yuvarlak (brakisefal), kafa endisi ortalamas 85'tir. Ka kemerleri az gelimitir. Yz
elmack kemikleri hizasnda genitir. Boy orta ya da ortann altndadr. Boy ortalamas 1,64 m.
dir. Sa, koyu ve dalgaldr.

Fransa'nn kuzeybatsnda yaayan Brtonlar da Alpin rka girer (Weiner, 1972). Brtonca ad
verilen ayr bir dili konuan, sosyal ve kltrel btnselliklerini bugne kadar koruyan
Brtonlar, bu yaplarn daima canl tutmak iin her yl gelenesel giysileri altnda eitli trenler
dzenler, kendilerine zg ve Franszlarnkinden ok farkl olan mzikleri eliinde folklor
gsterileri yaparlar. Bu zel gnlerde, yreyi ziyarete gelen yerli ve yabanc turistlere dnyaca
nl dantel ilerini de tantma frsat bulurlar. Gen kzlarn giysilerindeki motifler Kafkas
toplumlarnnkini hatrlatr (ekil: 4.5). Bugn Brton kzlar yresel giysileri pek giymedikleri
halde, yallar hl kylerde bu giysilerle dolar. Antropologlar, Brtonlar ortaan balarnda
ngiltere'nin gneybatsndan Fransa'nn kuzeybatsna gelip yerleen bir etnik grup olarak
grmektedirler. Bu yzden Brtonlarn yaad blgeye Kk Britanya (Petite Bretagne) ad
verilir. Ancak, konutuumuz birok Brton aydn bu gre pek katlmamakta; kendilerinin
vaktiyle Avrupa ilerine kadar uzanan Moollarn torunlar olduklarn ileri srmektedir. zerk
bir ynetime ulamak iin zaman zaman merkezi hkmete kar direnen Brtonlarn yaadklar
blgeler Fransa'nn dier ksmlarna oranla biraz geri kalmtr. Brtonlar, Fransann dier
toplumlarndan etnik ynden farkl olduklarn her zaman dile getirirler. zerk bir ynetime
kavumak iin srekli mcadele verirler. 1970'li yllarda Paris sokaklarnda, Bretagne blgesine
zgrlk slogannn Brtonca simgesi saylan (Bzh) kartmasn arabalarnn arkasnda tayan
ok sayda Fransza rastlamak mmknd. Son zamanlarda, Fransa'daki orta dereceli okullarda
Brtonca Franszcadan sonra ikinci dil olarak okutulmaya balanmtr. Brtonlar, Korsikallarn
yansra Fransz hkmetlerinin her zaman ban artan ikinci etnik toplululuktur. Yakn bir
tarihte, Fransz birliine ynelen nemli bir tehdit olmas nedeniyle Brton dilinin tmyle
yasaklanmasn isteyen Fransz Milli Eitim Bakan bile olmutur (Edwards, 1976).
ekil 4.5 Brtonlar (Weiner, 1972)

Alpin rk iinde yer alan bir baka nemli topluluk Laponlardr. skandinavya'nn kuzeyinde
Norve snrlar iinde yaayan Laponlar, ksa boylu olmalaryla tannr. Yuvarlak bal, ok
geni yzl ve koyu renk saa sahiptirler. kntl elmack kemikleri ve hafif ekik gzleriyle
Asya Sarlarn hatrlatrlar. Laponlarda A kan grubu, ortalama %30 orannda grlr. B kan
grubu ise yok denecek kadar azdr. Tm bu zellikler Laponlara orijinal bir toplum hviyeti
kazandrmaktadr. Avrupa'nn klar sert geen ve youn kar yana maruz kalan bu kuytu
kesinde Laponlar, medeniyetten uzak geleneksel yaamlarn srdrrler. Grkemli
boynuzlaryla karl ovalarda salna salna yryen ren geyikleriyle Laponlarn tarihten
kaynaklanan ayrlmaz dostluklar bulunur. Onlar ayn zamanda yk hayvan olarak kullanrlar.
Her yl, dnya ocuklarna hediyelerini datmaya giden Noel Babha'nn, hareket noktas olarak
Lap blgesini aldna ve ren geyiklerinin ektii kzakla yola ktna inanlmaktadr.

Dinarik rk: Adriyatik rk olarak da bilinen bu rkn dalm sahas Balkanlar ve Karpat
blgesidir. Dinarik rkn temsilcilerine ayn zamanda Fransa ve talya'nn Alpler blgesinde,
Yunanistan'da ve Trkiye'de rastlanr. Dinarikler iri yapl ve uzun boyludurlar. Boy ortalamas

1,72 m dir. Balar brakisefaldir. Ban arka ksm yassdr (ekil: 4.6). Aln dik ve geni, burun
iri ve kntldr. Burun srt genelde kemerlidir. Ba, Alpinlerinkine oranla olduka yksektir.
Yz uzundur. Sa ve gzler koyudur. Dinariklerin Yakndou ve Ortadou'daki uzants
Ermenilerdir. Bugn ou antropolog tarafndan benimsenen ortak gr, Dinarik rkn dar
kkenli herhangi bir toplum deil de, yerel bir evrimleme srecinin rn olduudur.
Kherumian (Kherumian, 1943), Dinarik rkn vatan olarak Balkanlar kabul etmektedir.
Ermenilerin de bu atasal stoktan vaktiyle ayrlarak srasyla Anadolu ve Yakndou'yu iskn
ettiini ileri srmektedir. Anadolu'da insan rklarnn tarihsel geliimini ele alrken, bu konuya
tekrar eileceiz.
ekil 4.6 Arnavut (Dinarik rk) (Weiner, 1972)

Akdeniz rk: Akdeniz havzasn evreleyen blgelerde yaayan toplumlar Akdeniz rknn
temsilcileri olarak grrz. Portekiz'den Hindistan ilerine kadar ok geni bir corafyay kapsar.
Msr, Libya, Kuzey Afrika lkeleri bu rk grubuna dahil toplumlarn yaad yerlerdir. Akdeniz
rk, gneyde Siyah Afrika'nn snrna kadar dayanr ve Kuzey Afrika'daki tm Beyazlar iine
alr. Bu blgenin Beyazlar, Akdeniz rknn Sahra alt rk ad verilen grubuna dahil edilirler.
Akdeniz rk, temsilcileri ktaya yaylm olan byk bir corafi rktr; bu yzden olduka
heterojen bir grnme sahiptir. Akdenizlilerde deri esmer, hatta baz yrelerde siyaha yakndr.
Salar siyah ve dalgaldr. Yz ince ve uzun, burun dar ve kntl, ba geniliine oranla
uzundur. Boy, orta ya da ortann zerindedir. Akdenizlilerde, batdan douya gittike burun
srtnn kemerli bir hale geldiine tank oluruz (Brues, 1978). Akdeniz rknn kkeniyle ilgili
incelemelerde bulunan Ferembach (1976), bugnk Akdeniz rknn, st yontma ta anda
Akdeniz havzasnda geni bir yaylm gsteren Combe Capelle insanlarndan yerel bir
evrimleme sonucu tremi olabileceini savunmaktadr. Gerekten, iskn ynnden yerel
devamlla ait rneklere birok yerlerde rastlanmtr. rnein Jawa, Zukutiyen (Pekin
yaknlarnda) ve Olduvai gibi prehistorik yerlemelerde insanolunun yerel biyolojik evrimiyle
ilgili aamalar grmekteyiz. st yontma ta devrinden sonra, Akdeniz rknn en eski
temsilcileri, ki baz aratrclarn protomediteranien diye adlandrdklar, ayn zamanda bugnk
Akdenizlilerin atalar Natufiyen epipaleolitik (srail, G 11 bin) yerlemesinde yaamlardr.
Basklar da Akdeniz rk iine sokulur (Marker, 1963). spanya'nn kuzeyinde ve Fransa'nn
gneyinde yaayan Basklarn Bat Avrupa'ya ok eski alarda Kafkas blgesinden gelip
yerletikleri ileri srlr (Marker, 1963). Bask dilinin, Kuzey Kafkasya dil grubuna byk
benzerlik gsterdiini ileri sren dilbilimciler vardr. Onlara gre, Bask dilinin Kafkas dilleriyle
olan ortakl aa yukar bin yl ncesine kadar gitmektedir. Bu durumda, Basklarn, ana
Kafkas grubundan ayrlarak Akdeniz havzas yoluyla bugnk yaadklar yere kadar gel-jni
olmalar olasl akla en yatkn bir grtr. Basklarda kafatas dolikosefal ya da mezosefaldir.
Yz genellikle uzun, burun dar ve kntl, gzler ve salar koyudur. Boyd ve Irzar'n (Bkz.
Marker, 1963) serolojik incelemeleri, Basklarda O kan grubu ve Rh+ faktr, dier Avrupa
toplumlarndan farkl olarak, olduka yksek olduunu gstermektedir. Fransz Basklarnda O
kan grubu %51,9 ile %66 arasnda; spanyol Basklarnda %51,2 ile %57,2 arasnda

deimektedir. A kan grubuna gelince, spanyol Basklarnda %32 ile %44 arasnda deiir. B
kan grubu spanyol Basklarnda %1,1 ile %4,9 arasnda; Fransz Basklarnda %0,8 ile %5,9
arasnda deien oranlarda rastlanmaktadr.
Ortadou'da yaayan Araplar ve Yahudiler de (son zamanlarda dardan gelen koloniler hari)
Akdeniz rk iinde dikkate alnrlar. Zaman zaman antropologlar bu toplumlar Semitik ya da
Oryantal rk eklinde tanmlamlardr (Baker, 1974). Gneybat Asya'nn l, da ve
vahalarnda yaamlarn srdren Araplar, nceleri sadece Arap Yarmadas'nda snrl
kalmken, Hz. Muhammed'in lmnden sonra ok ksa bir zaman iinde Orta Asya'ya,
Afrika'nn ilerine kadar yaylmay baardlar.
Bugn Ortadou'daki birok topluluk yanl yere Arap olarak adlandrlr. Sz konusu
blgede, Filistin Araplar, Kuzeybat Suriye Alevileri ve Arapa konuan yerleik Irakllarn yan
sra Lbnanllar ve Drziler de yaamaktadr. Suriye ve Lbnan'n dalk yrelerinde yaayanlar,
dilleri ve dinleri ne olursa olsun bir btn olarak kabul edilirler. Suriye'de, am'dan Halep'e
kadar olan l alanda yaayan yerleik Araplar ise bedensel zellikleri ynnden Bedevilerle
demin szn ettiimiz dalk yrede yaayanlar arasnda yer alr. Bunlar daha ince yapl, daha
dolikosefal, daha az youn kl rts ile ak renk gz ve deriye sahip topluluklardr.
evrelerindeki dier topluluklarla pek karmam olan Bedeviler, ayn boya sahip olduklar
halde daha ince yapl, uzun bacakl ve daha dar gs kafesiyle tannrlar. Dolikosefal ve dar
yzl olan Bedevilerin salar koyu siyah ve dalgaldr. Suudi Arabistan'da al-Hasa eyaletinin
vaha sakinleri, uyum salam olduklar nemli ortam ve zengin bitki rtsne bal olarak,
fiziksel ynden Bedevilerden ayrlrlar. zellikle daha yuvarlak yzl, burunlar profilden daha
konkav ve burun delikleri genitir. Suudi Arabistan'n gneyinde, Yemen'den Maskat ve Oman'a
kadar olan ky eridi bol ya alan verimli bir blgedir. Dolaysyla, Arap yarmadasnn en
youn biimde iskn edilen yresidir. Bu yrede yaayanlar l yaam sren Bedevilerden
farkldr. rnein Sana'dan Akdeniz'e doru indike boy ortalamasnda bir d (164 cm'den
161 cm'ye) kafa endisinde bir ykselme (76'dan 81'e), yani daha yuvarlak bir kafa, gzlemlenir.
Filistin Araplaryla beraber Akdeniz rknn dou kolu iinde yer alan Ortadou Yahudilerinin,
yaadklar blgenin yerlileri olarak kabul edilmeleri doaldr. Ama, bugn srail'de, Ortadou
kkenli olandan ok, olmayanlar yaamaktadr. Bylece, dnyann drt bir yanndan gelen her
rktan, ama kendini Yahudi gren insanlar srail'de ok belirgin bir mozaik oluturmulardr. Bu
topluluk iinde spanya'dan gelen dolikosefal Yahudilerin yannda, Rusya'dan gelen brakisefal
Yahudileri buluyoruz. Alman Yahudilerinin %32'si sarn ve mavi gzldr. Kuzey Afrika
kkenli Yahudilerin hemen hemen tm esmer, koyu sal ve gzldr. Vaktiyle Etyopya'da
yaayan ve yakn bir dnemde srail-Etyopya arasnda kurulan bir hava kprs sayesinde
srail'e nakledilen Falalar ise Zenciler gibi siyah derili ve yapa saldrlar. Bu yzden, baz
aratrclar bunlar Etyopid alt rk ierisinde dikkate alrlar. 18. yy'da saylar yaklak yarm
milyon olarak belirlenen Falalar hakknda ilgin bir rivayet vardr; buna gre Saba melikesi
Kuds' ziyareti srasnda Yahudilii benimser ve daha sonra evlenmi olduu Hz. Sleyman'dan
Menilek adl bir oul sahibi olur. Menilek, eitimini Kuds'te tamamladktan sonra, annesinin
lkesine dner; orada zamanla bir Yahudi kolonisi oluturur.
Cezayir'in Ghardaia blgesinde Mzab ad altnda tannan bir baka Yahudi kolonisinden de
sz etmek yerinde olur (Briggs ve Guede, 1963). Saylar yaklak 1500 kadar olan Mzab
Yahudileri Akdeniz rkna dahil edilir. 1492'de spanya'dan kap Cezayir'e snm olan Mzab
Yahudilerinin bir ksm bugn Fransa'ya, bir ksm da srail'e g etmi bulunmaktadr. Son 50
yl iinde, srail'in insan dokusu byk deiikliklere sahne oldu. srail'de biri Bat, dieri Dou
olmak zere iki etnik grup geliti. Avrupa'dan buraya g etmi olanlar Batllar, dier
ktalardan gelenler ise Doulular oluturur. Byle bir etnik ayrlma srail'de evlilik de dahil
birok ilikileri etkilemektedir. zellikle Kuzey Afrika ve Etyopya'dan g eden Yahudiler iin

Avrupal Yahudiler ilkel, kaba, tuhaf yaktrmalarn kullanrlar. Benzer ekilde, Cezayir'in
bamszlna kavumasnn ardndan Fransa'ya topluca g etmek zorunda kalan Cezayir
kkenli Franszlara da pied noir (kara ayakl) ad verilmitir. Bu kesimden olan insanlar
Fransa'da hl ikinci snf vatanda muamelesi grmektedir.
Akdeniz rk, ran'a, Afganistan'a ve hatta Hindistan'a kadar yaylmtr. Hindistan'da sekin
kastlarn temelini Akdeniz rknn kolu saylan ndo-afgan alt rk oluturur (Weiner, 1972). Baz
aratrclar, Avrupa'da igan ya da Jitan adyla bildiimiz ingeneleri de bu ndo Afgan alt
rkna sokarlar. Hindistan'dan Avrupa'ya doru g eden ingenelerin, zamanla yerel
topluluklarla bir lde kartklar sylenir. Avrupa'ya g eden ingeneler, ounlukla
Macaristan'da ve spanya'da yerlemilerdir. spanya'daki ingenelere jitan, Macaristan'dakilere
ise igan ad verilir. Macarlarn nl igan mzii de adn bu topluluktan alr. ingeneler,
Avrupa'nn her yerinde srekli aalanm, dlanmtr. Bu talihsiz toplumun 250 bini Nazi
toplama kampnda katledildi. ingenelere olan nefret Avrupa'da hl devam ediyor.
Bulunduklar her lkede vatanda yerine bile konmazlar. Hrszlk yapyorlar diye, kimse onlar
meskenlerine yaklatrmaz. Yer, yurt tutmayan, srekli dolaan, deiik bir yaam felsefesine
sahip insanlar olarak bilinir. Avrupa'da son yllarda ingenelere, vatanlar olan Hindistan'a
dnmeleri iin uyarlar yaplmaktadr. Oysa, bu topluluk Avrupa'da 600 yldan beri yaamaktadr
ve en az ABD'deki Beyazlar kadar eskidir.
Asya'daki Beyazlar
Aynular

Japonya'nn kuzeyinde yer alan Hokkaido adasnda yaarlar. Aratrclarn kimi Aynular
Beyazlara, kimi Avustralya yerlilerine ve kimi de Asya Sarlarna balar (Vallois, 1967; Baker
1974). Kuzeydou Asya'da Beyaz grubun en u temsilcisi olarak grlen Aynular, grnr
zellikleriyle her zaman aratrclarn dikkatini ekmitir. Ufak yapl, dolikosefal ve gelimi
bir kl rtsne sahiptirler (ekil: 4.7). yle ki, yeryznn en kll insanlar saylrlar; bu zellik
Aynu kadn iin de geerlidir. Aynularn yzleri elmack kemii hizasnda kntl, salar siyah
ve hafif dalgaldr. Ka kemerleri aln blgesinde ne doru knt yapar. Saylar bugn 15 bin
civarndadr. Ancak, saf Aynu bu saynn ok altnda bulunur; ou Japonlarla karm
durumdadr. zellikle son yzyl ierisinde bu karma ok hzland. 1868 ylna kadar
Japonlarn Aynularla evlilik ilikileri ok snrlyd. Hl geleneksel yaamlarn srdrmekte
olan Aynular, Japonlarn yaylmac siyaseti karsnda iyice kuzeye ekilmi bulunmaktadrlar.
Bugn, geimlerini daha ziyade turistlere sattklar hediyelik eyadan salarlar. Aynu
toplumunda 1822-1855 yllar arasnda belirgin bir azalma oldu. Japonlarn bunda nemli pay
vard. Aynulara ait birok yerleim birimi Japonlarca tahrip edildi. Japonlar, nedense Japon
takmadalarnda kendilerinden baka bir etnik grubun varlna tahamml edemiyorlar. Zaman
zaman, kzamk, iek, tberkloz gibi baz salgn hastalklar Aynular arasnda kastl olarak
yaydlar. Aratrclar, Aynularn Beyazlarla olan genetik yaknlklarndan sz ederler.
ekil 4.7 Aynu erkei (Coon, 1969)

Asya Trkleri

Asya Beyazlar iinde dikkate alman Trkler, bu ktann Mongoloid olarak bilinen Sarlaryla
kartrlmamaldr. lk defa Deniker tarafndan tanmlanan Asya Trkleri, baz aratrclara gre
Beyaz-Sar karm melez bir toplumdur (Vallois, 1967). Farsa ya da Trkeye akraba dilleri
konuan Asya Trkleri, Hazar Denizi'nden Moolistan'a kadar olan ok geni bir corafyaya
damgalarn vurmulardr. Asya Trklerinde boy orta, ba belirgin biimde brakisefal, ban
arkas olduka yuvarlaktr. Salar dz ve siyahtr. Yz geni, elmack kemikleri Sarlarda olduu
gibi kntl, gzler ekiktir. Gz kapaklar ikindir. Asya Trklerinin en batdaki temsilcileri
saylan Anadolu Trklerinde Sar rk hatrlatan baz zellikler, bir taraftan yeni ekolojik
koullara giderek gsterilen uyumun sonucunda, dier taraftan tarih boyunca yerel toplumlarla
olan genetik karmalar yznden ya kaybolmu, ya da byk lde azalmtr. Bu
mikroevrimsel sre dnyann her yerinde olduu gibi Anadolu'da da benzer ekilde ilemitir.
Anadolu'nun biyolojik ve kltrel mirasyla yorularak yepyeni bir oluum kazanan Anadolu
Trklerini bu nedenle Asya'daki soydalaryla ayn kalba oturtmaya almak pek gereki
olamaz. Asya Trklerini Trko-Tatar diye isimlendiren ve Beyazlarn doudaki en u temsilcisi
gibi gren aratrclar da vardr. Asya'da yaayan Trk toplumlar Azerbaycan, Kazakistan,
zbekistan, Krgzistan ve Trkmenistan olmak zere bellibal be bamsz cumhuriyet
ierisinde karmza karlar.

Azerbaycan Cumhuriyeti: Azerbaycan ad konusunda eitli grler ileri srlmektedir; bir


gre gre Azerbaycan adnn Byk skender'in lmnden (M 323) sonra buray yneten
komutanlarndan Atropates'ten geldii sylenir. te yandan, Mecusi diniyle ilgili olarak od
anlamndaki azer ve muhafz anlamndaki baygan szcklerden oluabilecei gr de vardr.
Azerbaycan szcnn nereden kaynakland hususundaki grleri dile getirirken burada
hakimiyet sren Hazar Trklerinin ismini de gz ard etmemeliyiz. Azerbaycan Cumhuriyeti,
kuzeyde Dastan zerk Cumhuriyetine, kuzeybatda Grcistan'a, gneybatda Ermenistan'a ve
Trkiye'ye, gneyde ran'a komudur. Doudan ise lke iin nemli bir ekonomik potansiyel
saylan Hazar Denizi ile evrilidir. Bakenti Baku olan Azerbaycan'da bugn yaklak 7 milyon
kii yaamaktadr; bu nfusun % 82,6'sn Azeriler oluturur. Bunlar ounlukla Ouz
boyundandr. Geri kalan aznl ise Ruslar (% 5,5), Ermeniler (% 5,5), Lezgiler (% 2,4) Avarlar
(% 0,6), Yahudiler (% 0,4), Tatarlar (0,4), Ukraynallar (0,4), Grcler (0,2) ve dierleri (% 1,5)
oluturur. Yzlm 86,600 km'dir. Azerbaycan'n bir Trk yurdu olmas XI. yy da
Seluklular zamanna rastlar. Ancak, lke Gney Azerbaycan'n, yani ran'a hakim Trk
hanedanlarnn bir paras olduundan, Trkiye Trkleri ile ilikileri olumlu gelimitir. XVI. yy
sonlarnda zdemirolu Osman Paa Kuzey Azerbaycan' fethederek Baku Beylerbeyliini
kurmu ve lkeyi Osmanl snrlar iine katmtr. Daha nce, Kanuni Sultan Sleyman,

Nahevan'a gelmi, ancak Osmanl hakimiyeti tam olarak kurulamadndan blgedeki hanlklar
Osmanlya tabi olduklarn belirterek varlklarn srdrmlerdir. XIX. yy balarnda Ruslar;
Baku, Kba ve Karaba gibi glenen hanlklar teker teker ortadan kaldrmlar ve 1828'de
Trkmenay Anlamasyla Kuzey Azerbaycan Rusya'ya; Gney Azerbaycan ise ran'a
balanmtr. 1905 Devriminin ardndan Azerbaycan'da siyasal gelimeler hzlanm, 1918'de
Milli Msavat partisi nderliinde ve Osmanl Ordusunun desteiyle bakenti Gence olan
bamsz Azerbaycan Cumhuriyeti kurulmutur. Ardndan, Boleviklerin igali altndaki Baku,
Osmanl ordular tarafndan kurtarlarak bakent yaplmtr. 1920'de ise Kzl Ordu'nun
Azerbaycan' istila etmesi sonucu Azerbaycan'n bamszl sona ermitir. Onun yerine kurulan
Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, 1922'de Transkafkasya Sosyal Federal
Cumhuriyeti'ne katlmtr. 1936'dan beri Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birlii'nin 15
yesinden biri olan Azerbaycan 18 Ekim 1991'de bamszlna kavumutur. Dnyada da ilk
olarak Trkiye tarafndan tannmtr (Torun, 1995).
Genelde orta ya da ortann stnde bir boya sahip Azerilerin salar koyu ve hafif dalgal,
yzleri uzun, burunlar kntl balar brakisefaldir. Koyu olan gzleri dier birok Asya
Trklerinden farkl olarak ekik deildir. Zaten Azeriler Anadolu Trklerine grnr zellikler
asndan en fazla benzeyen topluluktur. Ayrca, Orta Asya Trk cumhuriyetlerinde konuulan
diller arasnda Azerice Trkeye en yakn olandr.

Kazakistan Cumhuriyeti: Eski Sovyetler Birlii'nin Rusya Federasyonu'ndan sonra en geni


topraklarna (2,717,300 km) sahiptir. Kazakistan'n kuzey ve batsnda Rusya, gneyinde
zbekistan, Trkmenistan, Krgzistan ve dousunda in vardr. Kazak ad, hr, bamsz, mert,
yiit ve cesur anlamna gelmektedir. Orta Asya'da yaayan Kazaklardan ilk kez 1534'de Rusa
bir metinde sz edilmitir (Kahveci, 1995; Torun, 1995). Kazakistan'n bakenti 1998 ylndan
bu yana Astana'dr.
1929 ylndan beri eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi iinde yer alan Kazakistan 16
Aralk 1991'de bamszlna kavumutur. Trkiye bu karde lkeyi ilk tanyan lke
saylmaktadr. Bugn Kazakistan'da 16 milyon insan yaamaktadr. Bunlarn %40'n Kazaklar,
%38'ini Ruslar, %6'sn Almanlar, %5,5'ini Ukraynallar, %2'sini zbekler ve %2'sini Tatarlar
tekil eder. Kazaklarn, Altn Ordu Devletinin egemenlii altnda yaayan Kpak oymaklarndan
geldikleri ileri srlmektedir. Etnik bakmdan Kazak hanl ve zbek hanl arasnda bir fark
yoktur; her ikisi de Kpak, Noyman, Ulsun, Kangl, Calayr adlarn tayan Trk boylarndan
olumutur. Mool Kalmuk aknlar ve Hanlk iindeki anlamazlklarndan dolay zbek
Hanlndan ayrlarak Sir-Derya Nehri'nin kuzeyine yerleen kabileler Kazak (Bozkr atls)
adn almlardr. Kazak Hanl 1466'da zbeklerden ayrlan Canbek Han tarafndan
kurulmutur. Kazak hanl 1518'de Kasm Han'n lmnden sonra ayr idareye
blnmtr. Hazar Denizi'nin dousu ile Aral Gl'nn kuzeyinde kalan topraklardan, rti
Irma'nn yukar kesimlerine ve Altay Dalar'nn batsna kadar uzanan blgede devlet
halinde yaayan Kazaklar 1643 ile 1748 yllarnda Cumgarlar ile yaptklar savalar yznden
iktisadi adan zayflamlar ve bu dnemden sonra Rusya'nn Kazakistan' ilhak etme sreci
balamtr. zgrlk iin uzun yllar mcadele veren Kazak milliyetileri 1917 Ekim
Devrimi'nden sonra Sovyet idaresinden tam zerklik istemilerdir. Ayn yl Ala Orda olarak
bilinen milliyeti bir Kazak hkmeti kurulmutur. 1919-1920 yllarnda beyaz Rus kuvvetlerini
yenilgiye uratan Kzl Ordu Kazakistan' igal etmi; 1929'da Alma-Ata'ya girmi ve buray
bakent yapmlardr. Kzl Ordu'nun igalinden sonra Ala Orda'nn faaliyetlerine son
verilmitir.
1986 ylnda Moskova, Kazakistan'daki Rus nfusunun varlndan g alarak, tpk
Balkanlarda olduu gibi, bir Slavlatrma politikas uygulamaya karar vermitir. Ne var ki,

Glastnost'un ateledii milliyetilik uyann dikkate almayan bu hareket Kazaklarn tepkisiyle


karlam ve eski bakent Almat'da kanl olaylarn kmasna neden olmutur. Aslnda, Almat
olaylar giderek tm Orta Asya cumhuriyetlerine yaylm ve bamszlk mcadelelerinin de
habercisi olmutur. 1989'da Gorbaov'un onay ile Nazarbayev Kazakistan Komnist Partisi 1.
sekreterliine getirilmitir.
Kazaklar grnr zellikleriyle Moollara ok benzerler; genelde orta boylu, balar belirgin
lde brakisefal, salar koyu ve dzdr. Yz geni ve elmack kemikleri hafif kntldr. Gz
kapaklar ikin, gzler hafif ekiktir (Weiner, 1972).

zbekistan Cumhuriyeti: Trk Cumhuriyetleri ierisinde toprak genilii itibariyle drdnc


sray alr (Torun, 1995); yzlm 447,400 km'dir. Balangta Semerkant olan bakent,
1930'dan sonra Takent'e tanmtr. 31 Austos 1991'de bamszlna kavuan zbekistan'da
yaklak 20 milyon kii yaamakta olup, bunlarn %71'ini zbekler; %9,7'sini Ruslar, %8,3'n
Tacikler, %4,1'ini Kazaklar ve geri kalanlar ise srasyla Tatarlar, Koreliler, Krgzlar,
Ukraynallar ve Trkmenler oluturur. Nfus itibariyle Orta Asya Trk cumhuriyetlerinin en
byk lkesidir. Kazakistan, Krgzistan, Tacikistan, Trkmenistan ve Afganistan ile evrilidir.
zbekistan, kuzeyde Tanr Dalar'nn ularndan, gneyde Hissar ve Altay Dalar'na kadar
uzanr. Amu-Derya ve Sir-Derya zbekistan snrlar ierisinde yer alan iki nemli nehirdir.
zbek ad, Altn Ordu Beyi zbek'in adndan gelmektedir. zbek halk, Altn Ordu devletinin
kuruluu srasnda Urallarn dousundaki rti rmann kaynana doru uzanan blgenin
Cengiz Han'n torununa verilmesiyle bu blgede 1313-1341 yllar arasnda hkm sren zbek
Han dneminde Mslmanl benimsemi ve zbek adn almtr. zbeklerin Orta Asya'da
kurduklar devletlerden Buhara Hanl 1868'de, Hive Hanl ise 1873 ylnda arlk
Rusya'snn egemenlii altna girmitir. Takent'teki arlk dnemi 1917 ylnn sonlarnda yerini
Sovyet ynetimine brakmtr. Asya Trkleri arasnda Moollara en fazla benzeyen toplumdur.
Yzleri zellikle elmack kemikleri hizasnda genitir. Burunlar kntl deildir. Balar
brakisefal ve gzleri ekiktir (Vallois, 1967 ve Weiner, 1972).

Trkmenistan Cumhuriyeti: 1924'de kurulan ve eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler


Birlii'nin bir yesi olan Trkmenistan 27 Ekim 1991'de bamszlna kavumutur. Bakenti
Akabat'dr. Yzlm 488,600 km'dir. Trkmenistan'n nfusu 3,5 milyon olup, bu nfusun
%68'ini Trkmenler, geri kalann ise bata Ruslar (%12) ve zbekler (%9) olmak zere dier
toplumlar oluturmaktadr. Trkmen adyla ilk kez MS 10. yy'da karlayoruz. Bu ad, yerleik
hayata gemi Trkler iin, zellikle de Mslman Ouz boylar iin kullanlmtr. Trkmen
ad, bugn dar anlamda ran, Irak, Suriye ve Trkiye'deki Trkmen boyuna mensup olanlar iin
geerlidir. Trkmenlerin byk bir blm 10. yy'da Seluklular ile birlikte Hazar ve Aral gl
yrelerinden Maverannehir'e gelmiler ve daha sonra Azerbaycan ile Anadolu'ya
yerlemilerdir. Trkmenler, dier bir deyile Ouzlar, Seluklu Devleti'nin kurucularndandr.
Trkmenler, Seluklulardan sonra Moollarn hakimiyetine girmiler, bir ara Timur'un kurduu
devlete dahil olmulardr. Trkmenler 13. yy'n ikinci yarsndan itibaren bulunduklar
blgelerde Trkmen beylikleri kurmaya balamlardr. 15. yy da ise bu beyliklerin ou
Osmanllar tarafndan bir bayrak altnda toplanmtr (Torun, 1995). Baz aratrclar
Trkmenleri Mool-Beyaz karm olarak grrler. Deiik rk snflamalarnda bazen Kaspiyen
ya da Transkaspiyen ad altnda yer alan Trkmenler (Weiner, 1972), l yaamna uyum
salam toplumlardr. lke topraklarnn %80'i zaten Karakum l ile kapldr. Trkmenistan,
doudan zbekistan, kuzeyden Kazakistan, gneyden ran ile komudur. Trkmenler, dier
Asya Trklerinden farkl olarak uzun ve ince yapldrlar. Balar dolikosefaldir. Asya Trkleri
iinde dolikosefal ba yapsna sahip tek toplumdur. Yzleri uzun olup, elmack kemikleri

kntl deildir. Gzlerinde, zbek ve Kazaklarda grmeye alk olduumuz ekiklik yoktur.
Bu bakmdan Trkmenler fiziksel ynden zgn bir yap olutururlar.

Krgzistan Cumhuriyeti: 1936'da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birlii'nin 15


cumhuriyetinden biri olmutur. 31 Austos 1991'de bamszlna kavumu olan Krgzistan'n
bakenti Bikek'tir. Yzlm 198,500 km'dir. Bamsz Krgzistan' ilk tanyan lke Trkiye
olmutur. 4 milyonluk nfusun %52,4'n Krgzlar, %21,5'ini Ruslar, %1,5'ini Ukraynallar,
%13'n zbekler ve %1,6'sn da Tatarlar oluturur. Krgzistan, kuzey ve kuzeybatsndan
Kazakistan, gneybatsndan zbekistan, gneyinden Tacikistan ve gneydousundan in ile
evrilidir. Binlerce akarsu tarafndan beslenen saysz golleriyle ve Tanr Dalar'ndan olumu
bir yayla lkesi grnmndeki Krgzistan aslnda denizlerden uzak olup, karasal bir iklimle
simgelenir. Krgz ad, Kktrk yazl metinlerinde krkz, Tibete metinlerde girkis eklinde
gemektedir. Krgz adnn kkeni konusunda eitli grler vardr; bu adn kr ile giz
szcklerinden meydana geldii ve krgezer anlamnda bir szck olduu ileri srld gibi,
krk ve yz say adlarnn birlemesinden olutuu da sylenir. Krgzlar eski bir Trk boyudur.
Kendilerini Orta Asya'nn en katksz halk olarak grrler. Krgzlar, ekik gzleri ve kntl
elmack kemikleriyle Asya Sarlarn hatrlatrlar. Balar brakisefaldir. 17. yy'da Krgzistan,
Moollarn hakimiyeti altna girmi ve 1758'e kadar bamszlk iin mcadele etmilerdir.
Ancak, bu mcadelelerinde baarl olamamlardr. Krgzlarn geni lde slam dinine
gemeleri 17. yy'n ikinci yarsna rastlar. 19. yy balarnda Hokand Hanl'nn hakimiyetine
giren Krgzlar, 1865-1876 yllar arasnda hanln Ruslar tarafndan igal edilmesi zerine bu
kez de Rus egemenliine girmilerdir. Ruslar, nfus younluunu kendi lehlerine evirmek
amac ile igal ettikleri blgeye giderek artan miktarlarda Rus gmenleri yerletirmilerdir.
Sovyet rejiminin kurulmasndan sonra Krgzistan, 1921 ylnda Trkistan'dan ayrlarak SSCB
iinde, Rusya Federasyonuna bal zerk bir yap kazanmtr. Krgzistan, 1936 ylnda da
Krgz Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti stats kazanarak Sovyetler Birliinin 15 cumhuriyetinden
birisi olmutur (Torun, 1995).

Macarlar: Ortaalarda Avrupa ilerine kadar uzanan Asya Trklerinin baz kollar, yerel
toplumlarla kaynama sonucunda eitli etnik gruplar meydana getirmilerdir. te Macar olarak
bildiimiz, ayn zamanda Hungarus adyla da tannan topluluk bunlardan biridir. Aslnda
Macarlarn kkeni, bugnk yaadklar yere nereden geldikleri her zaman tartma konusu
olmutur. Macarlar Finlilerle akraba olup, dilleri Fin-Uygur dil grubuna girer. Macarlarn atas
olan gebe kavimin, Hristiyanln balang dnemlerinde Urallardan batya doru kovulmu
olduklar, stepler ierisinden gneybat ynnde ilerleyerek sonunda Don ve Kuban nehirleri
arasndaki topraklara yerletikleri ileri srlmektedir. Sz konusu gebe toplum Onagur olarak
bilinmekte ve Hungarian szcnn de Onagurun slavlam ekli olduu ileri srlmektedir
(Koestler, 1977.
Anadolu'da rklarn tarihsel geliimi

Orta Asya Trklerinin batya doru ilerleyerek anayurt olarak setii Anadolu topraklarnda
yzbinlerce yldan beri eitli insan toplumlar yaam, birok irili ufakl uygarlklar
gelitirmilerdir. Dolaysyla, Anadolu'nun tarihncesine uzanan bir yerleme/kltr tarihi vardr.
Biz Trkler, bu yurdun en son sakinleriyiz (Gven, 1993). lkemizin hemen her tarafndan
yaklak 60 yldan beri dzenli ve youn biimde srdrlen kazlar sayesinde eski Anadolu
toplumlarna ait bol miktarda insan iskeleti gn na karld. Bu iskeletler bizden nce
Anadolu'da yaam toplumlara aittir. Eski ta alarndan gnmze kadar uzanan geni bir

zaman dilimi iinde dalm bulunan yerleim merkezleri Anadolu'da insann zengin bir
biyolojik ve kltrel gemiinin olduunu gzler nne sermektedir (zbek, 1994a).
Anadolu'da insan rklarndan sz ederken, yerli ve yabanc tm antropologlar Avrupa'daki
belli bal rklarla paralellik kurmulardr. Yaplan antropolojik incelemelerden kan sonular
dikkate alrsak, lkemizde en eski insan rknn kaba yapl Akdeniz rk olduunu grrrz
(Ferembach, 1974). Narin yapl Akdeniz tipiyle Alpin rk ise yerel bir evrimsel srecin (lokal
evolsyon) sonucunda ortaya kmlardr. Alpinlerin ve Akdenizlilerin Anadolu topraklarnda
hemen hemen her yerde grlmelerine karn, Dinarik tipi toplumlar ancak Bronz andan
itibaren Anadolu'da boy gsterir. O halde lkemizin en son sakinleri Dinariklerdir. Alpin olarak
tanmladmz rkn dou yeri olarak sadece Bat ve Orta Avrupa'y dnemeyiz; zira bu rkn
tipik zelliklerine sahip topluluklarn vaktiyle Asya'da Pamir yaylasnda yaam olduklar,
kazlar sonucu bulunan insan iskeletlerinden anlalmaktadr. yle ki, zaman zaman Alpin tip
brakisefal yapnn Avrupa'ya yabanc olduundan, bu rkn doudan batya g yoluyla
Avrupa'ya yayldndan sz edildi. Gnmzde arlk kazanan gr; Alpin tipin Orta Asya ve
Avrupa'da birbirinden bamsz yerel bir evrim sonucu olutuudur. Bu srece paralel (biyolojik)
evrim denilir. Acaba Anadolu asndan durum nasld? Bu rkn temsilcileri ilk kez Neolitik
(Cilal Ta a) kltr anda sahneye ktna gre, bu olgu bir g kuram ile mi
aklanabilir? te, Orta Anadolu'da Konya yaknlarndaki atalhyk Neolitik ky yerlemesi
bu konuda olduka aydnlatc bilgiler kazandrmtr. atalhyk'te bulunan insan iskeletleri
zerinde gerekletirilen istatistiksel analiz sonucunda, bu blgede yaam olan toplumun
temelini kaba ve narin yapl Akdenizlilerin meydana getirdii anlald (Ferembach, 1974).
Alpin rkn ise, Akdeniz rkndan itibaren gelien bir yan kol olduu kantland. Bir baka deyile
Alpinler, bu blgeye dardan gelmemi; Akdenizlilerden evrimlemilerdi. Tm Anadolu'da
olduu gibi, atalhyk'te de temel rksal yap Akdenizdi. Anadolu Alpinlerinin Bat ve Orta
Avrupa'daki homologlaryla genetik ynden bir akrabalklar bulunmamaktadr.
ekil 4.8 ayn kadn (Neolitik a) (M. zbek)

atalhyk kadar nemli, stelik ondan daha eski olan ayn (Ergani) Neolitik ky
yerlemesindeki arkeolojik kazlar, bize bu yre halkna ait ok deerli rksal bilgiler kazandrd
(zbek, 1989a). Buna gre, ayn halk kaba ve narin yapl Akdenizlilerden olumaktayd
(ekil: 4.8). Alpinler burada henz temsil edilmiyordu. Orta Anadolu'da, iskeletlerini
incelediimiz bir baka Neolitik ky yerlemesi de Akl hyktr (zbek, 1995b ve 1998).
Burada da, tpk ayn'ndeki gibi, temel rksal unsuru Akdenizliler oluturuyordu. Yontma Ta
a Anadolu insanna ilikin bilgilerimiz, kazlarda bu dnem insan iskeletleri son derece az ve
bulunanlar da ok paral olduu iin, ok yetersizdir. Ancak, Neolitik a Anadolu toplumu,
kurduklar byk kylerde youn ve srekli bir ekilde yaam olmalarna bal olarak bize bol
miktarda iskelet brakmtr. Bu nedenle, Anadolu toplumunu 9-10 bin yl ncesinden itibaren
daha iyi tanmaya balyoruz. Anadolu'da insan rklarnn grlme sras Akdenizliler, Alpinler
ve Dinarikler olarak verilebilir.
Bronz ana kadar Akdeniz rknn yannda nemsiz biimde karmza kan Alpin rk tipi,
zellikle bu adan itibaren Anadolu geneline hzla yaylmtr. Alpin rk Hititlerin de temelini

oluturur. Tabii bu arada her yerden Anadolu'ya ynelik youn g dalgalan da yeni genetik
zelliklerin yerel Anadolu toplumlarnn gen havuzlarna katlmasna olanak vermitir. Bu
sayede, Anadolu toplumlar rksal ynden daha da eitlenmi ve zenginlemilerdir. Vaktiyle,
baz yabanc aratrclar Hititleri, kabartma resimlerdeki tasvirlerden hareketle, Armenoid gruba
dahil etmilerdi. Ne var ki, bu sav zamanla geersiz klnd. Hititlere ait ok sayda iskelet
zerinde yaplan incelemeler, bu toplumun Alpin rk tipine girdiini gsterdi. Anadolu'da en
yaygn rksal tip Alpindir. En az grlen ise Dinarik tiptir. Ortann stnde, hatta uzun bir boya
sahip Dinariklerde kafatas tpk Alpinlerde olduu gibi brakisefaldir. Anadolu'da Dinariklerin
grlmesi, Alpinlere oranla olduka getir. Antropologlar, Dinarik rk ile Armenoid tip
(Ermeniler) arasnda bir genetik yaknln olduuna iaret ederler. Bu rkn bir Dou kolu kabul
edilen Armenoidlere ait en eski izler, Anadolu dnda Yakndou'da grlr. rnein srail'in
Beersheva blgesinde Kalkolitik ada, yine ayn dnemde Irak'n Kish yerleim blgesinde,
Kalkolitik'i izleyen Bronz anda ise ran'n Sialk ve Tepe Giyan blgelerinde Armenoidlere
rastlanmtr (zbek, 1994a). Ermeni szcn ilk kullanan Von Luschan olmutur. Tarihi,
linguistik ve arkeolojik bulgularn nda Kherumian adl antropolog, Dinarik-Armenoid rk
kompleksinin kkenini Balkanlar olarak gstermektedir. Kherumian'a gre (1943), Ermenilerin
atalar M 1300 tarihlerinden itibaren Yakndou'yu iskn etmilerdir.
Son yllardaki arkeolojik ve antropolojik aratrmalarla Anadolu'nun rk ve iskn tarihine
ilikin bilgilerimiz olduka zenginlemitir. unu nemle vurgulamak gerekir ki, Avrupa ile
Asya arasnda bir kpr saylan Anadolu, zaman iinde nice topluluklar kendi gen potasnda
eritmi ve sonuta genetik ve kltrel devamlln bir sonucu olarak zengin bir kltrel ve
genetik mirasn sahibi olmutur. lkemiz, tarihncesi alardan balayp, tarihi alardan
geerek gnmze kadar uzanan biyokltrel evrim srecinde zerinde barndrd zengin
uygarlklar ve eitli toplumlaryla ne kadar vnse azdr. Anadolu topraklarnda yaayan biz
tm insanlar, dil, din, kken ayrt etmeksizin ite bu zengin biyolojik ve arkeolojik mirasn
sahipileriyiz.
Eski Anadolu topluluklarna ilikin ayrntl antropolojik aratrmalara karn, gnmz
Anadolu insann grnr zellikleriyle pek tanyor saylmayz. Bu alandaki geni kapsaml
antropolojik incelemeler ne yazk ki Afet nan'n (1939) Atatrk'n buyruklaryla 1939'lu
yllarda lke apnda gerekletirmi olduu aratrma ile snrl kald. Bu balamda nan, toplam
64000 erikin Trk inceledi ve erkeklerin %75,6'snn, kadnlarn da %77,7'sinin Dinarik ve
Alpinlerin ortak simgesi olan brakisefal kategoriye girdiini belirledi. En belirgin brakisefaller
daha ok Orta ve Kuzey Anadolu'da younlamtr. Erikin Trkler zerinde bu lde geni
kapsaml bir aratrma yaplmasa da, deiik ya kategorilerindeki ocuklar zerinde
gerekletirilen antropometrik incelemeler bulunmaktadr (Bostanc, 1957; Duyar, 1990).
Duyar'n (1992) Trkiye genelini yanstmak amacyla yedi corafi blgeden bir il seerek
gerekletirmi olduu nemli aratrma, buna rnek tekil edebilir. Duyar, ortaokul ve lise
alarndaki 600 erkek ve 600 kz olmak zere toplam 1200 denek zerinde Trk ocuklarnn
optimal byme standartlarn tesbit etmitir. Ayn ekilde Armaan Saatiolu da (1978; 1988)
ilkokul a ocuklarna ynelik bir aratrma yaparak, 7-11 ya arasndaki Trk ocuklarnn
byme standartlarn belirlemeye almtr. te yandan, Neyzi ve ark. nn (1978) Trk
ocuklarnda byme ve gelimeyi ortaya koymaya ynelik almalar da burada anmsanabilir.
zzet Duyar'a gre (1992), Trk ocuklarnn 12-17 ya dilimleri arasndaki temel antropometrik
zellikleri bu aratrmalar sayesinde belirlenmi olmakla beraber, yine de 0-6 ya grubuna dahil
ocuklar iin henz herhangi bir aratrma bulunmamaktadr. Umarz, ok yakn bir gelecekte
gerek Trk erikinlerinin, gerekse Trk ocuklarnn bedensel zelliklerini en iyi biimde
yanstc aratrmalar oalr ve bu alandaki boluklar doldurulur.
Afrika'daki Beyazlar

Afrika, Sahra l ve Sudan'n ayrd iki ksmdan oluur. Bu snrn kuzeyinde Beyazlar,
gneyinde ise Siyahlar yer alr. Siyah kta olarak bilinen Afrika, aslnda ok deiik renklerde
deriye sahip eitli insan gruplarn barndrmaktadr. rnein Magrep, Sahra ve Msr' iine
alan blgede yaayan Beyazlar, Akdeniz rknn Sahra alt rkna dahil edilirler. Arap ve
Berberilerin temsil ettii bu grup ayn zamanda Hamitik olarak da bilinir. Hamitikler iki byk
gruba ayrlr (Weiner, 1972; Baker 1974).

Kuzey Hamitikler: Berberiler, Tuaregler, Tibbular ve Morlar bu gruba dahildir. Bunlarda deri
rengi ak ya da esmerdir. Sa genelde koyudur; ama Berberiler arasnda sar sal mavi
gzllere ska rastlanr. Kuzey Hamitikler ince ve uzun yapllardr. ounlukla hayvanclkla
geimlerini salayan gebe topluluklardr. lgin yaam biimleriyle filmlere de konu olan
Tuaregler l gerleri olarak bilinirler (ekil: 4.9) (Claudot-Howad, 1987). Geimlerini
hayvanclkla salayan bu topluluk, Berberiler ve Araplar arasnda kalm marjinal bir gruptur.
Gnmzde Cezayir, Libya, Mali, Nijer ve Burkina Faso olmak zere be lkeye dalm halde
yaamlarn srdrmektedirler. Bu lkelerde politik, demografik, ekonomik, sosyal, kltrel ve
linguistik adan byk lde aznlk durumundadrlar. Kendilerine empoze edilen yabanc
kltrler altnda kendi kimliklerini kaybetme tehlikesiyle kar karyadrlar. 1920'lerden
1960'lara kadar Fransz smrgesi altnda kalan Tuaregler, kltrel asimilasyona ciddi ekilde
diren gstermilerdir. Yaam olduklar be lkede kltrel kimliklerini kaybetmemek iin
byk mcadele veren Tuaregler birleerek ayr bir devlet kurma hayali iindedirler; 1960 ncesi
Fransz smrgesi altnda, silahl bakaldrda bulunan birok Tuareg erkei Fransz askerleri
tarafndan acmaszca ldrlmlerdir. Libya bata olmak zere, aznlk halde bulunduklar
dier lkelerde Tuareglere kar belirgin bir rk ayrm yaplmaktadr. Gnmzde, Arap ve
Berberilerin dnyasna entegre olmaktan baka kendilerine hibir seenek sunulmamaktadr.
ekil 4.9 Tuareg erkei (Weiner, 1972)

Dou Hamitikler: Msrllar, Somalililer, Nbyallar ve Etiyopya snrlar iinde yaayan Afar
kabileler tarafndan temsil edilir. Msrllar, Mslman Fellahlarla, Hristiyan Kptilerden
meydana gelir. Fellahlar genellikle krsal kesimi oluturur; Kiptiler ise kentlerde yaar ve
ticaretle urarlar. Aratrclar, Msrllar iki grup altnda inceler (Weiner, 1972):
1)

Proto-Msrllar
2)

(Slaleler
Bugnk

ncesi)
Msrllar

Proto-Msrllar orta boylu ve dolikosefaldir. Bugnk Msrllarda boy ortalamas 1,66 m


olup, kafa endisi Proto-Msrllarnkine ok benzer. Msrllarn Asya kkenli olduklarn ileri
sren fizik antropologlar vardr. Bugn en fazla taraftar toplayan gr ise, Msrllarn, Araplar,

Bedeviler ve Zenci soylu olmayan baz Nbya (Yukar Nil) yerli gruplar arasndaki karmalar
sonucu meydana geldikleridir.

Siyahlar

Birok kaynaklarda Negroid olarak geen Siyahlar da, en az Beyazlar kadar yeryznde
yaygn bir dalm gsterir (Vallois, 1967). ok sayda corafi rk ve alt rktan oluurlar
(Weiner, 1972). Siyahlar; sa tipleri, bedensel zellikleri, deri renkleri, burun ve dudak tipleriyle
son derece eitlilik gsterirler. Siyahlar ktaya yaylmtr. Afrika'da yaayan Siyahlar
genellikle zenci olarak bilinir. Bugnk bilgilerimizin nda, kara derililerin Afrika'da ne
zamandan itibaren farkllamaya baladn belirlemek olanakszdr. Yalnz, bildiimiz u ki,
Mezolitik adan balayarak Afrika'nn deiik blgelerinde Zencilere ait iskeletlere
rastlanmtr. Afrika, Zencilerin anavatan olmakla birlikte, 15. yy'dan itibaren Kuzey ve Gney
Amerika'ya, Okyanus adalarna youn bir g olmutur. Siyahlar, gittikleri bu yeni blgelerde
zamanla dier toplumlarla, zellikle Beyazlarla ve Kzlderililerle karmak suretiyle, Brezilya'da
olduu gibi, ok deiik melez tiplerin olumasna yol amlardr. Bu g dalgas bazen de
tersine olmutur; rnein Hint Okyanusu yoluyla Afrika'nn gneydousundaki Madagaskar
adasna gelip yerleen Asya Sarlar burada yaayan Zencilerle karmlardr.
Her ne kadar siyah terimi, incelediimiz toplumlar iin kullanlsa da aslnda, renk, koyu esmer
ya da bakr tonundan siyaha kadar deimektedir. Siyah renk, deri dnda baz organlar da
etkiler. Byle hallerde renk hcreleri beyin zarlar, karn zar ya da gz akna kadar yaylr.
Nitekim, Siyahlara yakndan bakldnda gz aknn bizimkiler gibi beyaz deil de, sar renkte
olduu fark edilir (Weiner, 1972). Siyahlarda, doumda bebek pembe bir deri rengine sahiptir;
ancak bir yana doru, renk hcreleri melanositlerin gelimelerini tamamlamasyla birlikte deri
rengi anne ve babannkine benzer bir duruma gelir. Vcuttaki kllar Beyazlardakine oranla daha
az gelimitir. Afrika'nn gneyinde, Kalahari l evresinde yaayan !Kung Sanlarda
bedendeki kllar yok denecek kadar azdr. Sa biimi Siyahlarda geni bir yelpaze oluturur.
Etiyopya ve Hindistan Siyahlarnda salar, kvrck ya da dalgal bir grnme sahipken, Afrika
Zencilerinde genelde yapadr. Hatta, Afrika'da yle zenci gruplar vardr ki (Mozambik'de
yaayanlar gibi), sa telleri ba zerinde karabiber taneciklerini anmsatacak tarzda
kmelemilerdir. Yapa sal zencilerde salar uzunluk asndan kadn ve erkeklerde pek
farkllk gstermez. Dolaysyla, salt sa uzunluuna bakarak bir zencinin kadn m yoksa erkek
mi olduunu anlayamayz. Siyahlarda sar lekesi, dnldnden daha yksek oranda
grlr; Kamerun'da %67,1, Ekvator Afrika'snda %46,7, Negrillerde %66,6 ve Kap blgesinde
%75'tir. Siyahlarda sa dklmesi ve kellik ok enderdir. Boy, siyahlarda belirgin bir dalm
gsterir; Pigmeler gibi aa yukar 120 cm'lik ccelerin yan sra, Nilotikler gibi boyu ortalama
180 cm'ye ulaan uzun boylular da vardr. Siyah ocuklarda byme hz, Beyazlardakine oranla
biraz farkldr; doumda siyah bebek beyaza oranla ortalama 200 gram daha hafif geldii halde,
bu fark 2 yana doru 300 grama kar. Her ne kadar bu farkllk rksal adan yorumlansa da,
karlatrlan Siyah ve Beyaz topluluklarn beslenme alkanlklar da hesaba katlmaldr. Yz
dzeyinde Siyahlarn, zellikle de Afrika'da yaayan Zencilerin en gze arpan organlar burun
ve dudaklardr. Burun geni ve yassdr. Burun kk iki kan arasna kadar kmaz; ok
aalarda son bulur. Pigmelerde burun, adeta yz btnyle kaplar. Burun delikleri kardan
bakldnda ok iyi grlr. Baz Siyahlarda ise (zellikle Somalililerde ve Etyopyallarda)
burun ince ve kntl olup Beyazlardakini hatrlatr. Zencilerde dudaklar ok kalndr ve dudak
mukozalar da doru belirgin lde dnmtr. Burun kk ile st dudak arasnda ounlukla
prognatizma dediimiz bir knt vardr. Siyahlarda ba geniliine oranla uzundur. Kulaklar

genellikle kktr. Siyahlarda bedensel yap genellikle leptozom kategoriye girer; yani ince ve
uzun bir yapyla simgelenirler. Omuzlar geni, kala ise dar bir yapya sahiptir. Gs kafesi
nden arkaya doru adeta yasslamtr. Gvde vcuda oranla ksadr.
Biyokimyasal zellikler

Kan gruplar: Afrika toplumlarnda O geninin skl olduka yksek olup, bunu srasyla B
ve A kan gruplar izler. B kan grubu Beyazlardakinin aksine belirgin bir art gsterir. zellikle
Orta ve Kuzeydou Afrika Siyahlarnda en yksek yzdesine eriir. Afrika Siyahlarnda B kan
grubuna % 5 ile % 25 arasnda deien oranlarda rastlanr. Her ne kadar A2 ve Rhesus sistemi
Siyahlarda grlyorsa da, sklklar Beyazlardakine oranla daha dktr.

Kandaki proteinler: Siyahlarda transferrin B, transferrin D'nin aksine ok dk bir skla


sahiptir. Weiner (1972) Siyahlarda sadece haptoglobin-2'nin grldn kaydediyorsa da,
Chamla (1971) ayn zamanda haptoglobin-1'e de rastlandn ileri srmektedir.

Fizyolojik zellikler: Siyahlarda glisemi oran nisbeten dktr; glikoz miktar % 00,8'den
daha aa olduu halde hipoglisemi hallerinde genellikle ortaya kan bozukluklara rastlanmaz.
Burada salt rksal zellikten sz etmek yerinde olur; yle ki ayn miktar glikoz Beyazlarda
grldnde, ciddi bir hipoglisemi ortaya kmaktadr. Siyahlarda bu dk glisemi durumu
genetik ynden ylesine sabitlemitir ki, hibir beslenme sistemi deiikliinden etkilenmez.
Her ne kadar Siyahlarn bazal metabolizmas zerine yeterli lde aratrma yaplmam ise de
fizik antropologlar, bazal metabolizmann Beyazlardakine oranla daha dk olduuna iaret
ederler. Siyahlarda beden ssnn ayarlanmas, dier insan toplumlarna oranla en iyi biimde
gereklemektedir. Bylelikle, organizmann retmi olduu s en hzl biimde
kaybedilmektedir. Nabzn dakikadaki at hz Siyahlarda nisbeten dktr; 20-30 ya aras
erkeklerde bu hz ortalama 67 olarak belirlenmitir. Tiroid ve bbrekst bezleri
Beyazlardakinin aksine daha kktr. Hipofiz, paratiroid ve tims i salg bezlerinin Siyahlarda
belirli bir oranda daha aktif olduu sylenir.
Siyahlarda, zellikle Nilotiklerde penisin normal halinde iken uzun olduu Fransz
anatropolog Topinard tarafndan ileri srlmtr. Siyahlar zerinde aratrma yapan Ludwig
Wolf (Bkz. Baker, 1974) ise, sertleme annda Siyahlarda penis uzunluunun Beyazlardakinden
pek farkl olmadn belirtmektedir. Siyah kadnlarda klitoris daha fazla gelimitir; kk
dudaklar iin de ayn ey sylenebilir. Bu sonuncularn ar gelimesi ise Hotanto kadnlarnda
grlmektedir.
Siyahlarn snflandrlmas

Yeryznde yaayan Siyahlar iki byk grup altnda toplayabiliriz: Afrika Siyahlar ve
Okyanusya Siyahlar.
Afrika Siyahlar

Dil unsuru uzun sre Afrikal Zencilerin snflandrlmasnda kullanlmtr. Ne var ki,

Afrika'da, her kabilenin bile kendine zg dili bulunduu gz nne alnrsa, rk snflamalarnda
dilin ne lde gerei yanstt tartlabilir. Afrika Siyahlar bugn bellibal 4 corafi rk
altnda toplanr (Weiner, 1972): 1. Afrika Siyah rk, 2. Etyopyallar, 3. Pigmeler, 4. Hotanto ve
Boimanlar (!Kung San olarak bilinirler). Eskiden Afrikal Siyahlara, hangi rktan olursa olsun,
Negro denilirdi; genelde eski smrgecilik ve klelik dnemlerini artran bu yaktrmaya
zenciler byk tepki gstermektedir. Negro, Zencileri aalayc bir anlam iermektedir.
Siyah rk

Siyah Afrika dediimiz ve Sahra lnn gneyinde kalan kesimin en kalabalk nfusunu
tekil eder. Bildiimiz tm zenci topluluklar bu grup iinde yer alr. Afrika siyah rkn 5 alt rka
ayrarak inceleyebiliriz:

1) Sudan alt rk: Byk Sahra lnden Ekvator'a, Senegal kysndan ad'a kadar uzanan
blgede yaayan Ulof, Malenke, Bambara, Haussa, Sara, Buduma, Kanembu, Bulala ve
Mandeng kabilelerinden oluur. Sudan alt rknda boy ortalamas 1,70 m'dir; hatta 1,80'e kadar
kabilir. Ba dolikosefal ya da mezosefaldir. Deri son derece siyahtr. Dudaklar dier
Zencilerdekinin aksine ince, omuzlar ise olduka genitir.

2) Gine alt rk: Gine krfezi boyunca uzanan alanda yaayan kabileler bu alt rk ierisine
girer. Gine alt rkn oluturan etnik gruplar Kissi, Torna, Yorubas, Assini, Avantis, Bassari ve
Konyagi olarak adlandrlmaktadr. Boy, Sudan alt rkndakinden daha ksadr. Boy ortalamas
1,64 m ile 1,68 m arasndadr. Burun, dikkati ekecek lde genitir. Deri koyu kestane
rengindedir. Beden genel olarak tknaz bir grnme sahiptir. Gs kafesi iyi gelimi olup
bacaklar gvdeye oranla ksadr.

3) Kongo alt rk: Ekvator ve Ekvator'a yakn blgeler bu rkn yaylm sahasn meydana
getirir. Daha dorusu Gabon, Kongo, Angola, Kamerun ve Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki
Zenciler Kongo alt rkna girer. Boy ortalamas 1,60 m ile 1,63 m arasnda deiir. Ba
mezosefallie doru bir eilim gsterir. Yz alak ve geni, elmack kemikleri kk,
prognatizma ise belirgindir. Burun olduka geni ve deri koyu siyahtr. Kl rts, savanlk
blgelerde yaayan Siyahlarnkinden daha fazla gelime gsterir. Dudaklar ar derecede da
dnktr. Beden, genel olarak ksadr.

4) Nilotik alt rk: Dinka, illuk ve Ne kabileleri tarafndan temsil edilen Nilotik alt rk, Viktorya
glnden Nbya'ya kadar Dou Afrika'nn byk bir ksmn kapsar. Yukar Nil vadisinin her iki
yakas bu alt rkn yaad blgelerdir. Afrika Siyahlar arasnda en uzun boya sahip olan
Nilotiklerde boy ortalamas 1,78 ile 1,82 m arasnda oynar. Afrika zencileri arasnda en fazla ilgi
uyandran topluluktur. Nilotikler arasnda boyu 2 metreyi bulan insanlara rastlamak olaandr.
Nilotiklerde bacaklar ve kollar son derece uzundur. Hayvanlarn gderken Nilotikler, dinlenmek
zere bizler gibi oturmazlar; ayakta bir elleriyle uzun sopalarna dayanrken, bir ayaklarn da
dier bacan dizine koyarak dinlenirler. Uzun sre bylece tek ayak zerinde kalabilirler
(Baker, 1974).

5) Gney Afrika alt rk: Ayn zamanda Zambezi alt rk olarak da bilinir. Belika'nn eski

smrgesi olan Kongo'dan Kalahari lne kadar uzanan blgede yaayan Kafridleri, Bazutolar,
Zulular ve Beuanalar kapsar. Ayrca, Madagaskar melezlerinin Zenci unsurunu bu rk
oluturur. Gney Afrika, Hindistan, Malezya ve Avrupa'dan gelen gmenler yznden olduka
kozmopolit bir toplumun barna haline gelmitir. Dolaysyla, Gney Afrika'daki iddetli rk
atmalarna, Zencilerin anayurdu saylan ve zellikle elmas bata olmak zere ok zengin
maden yataklarna sahip bu topraklara gemite Avrupa, Hindistan ve Malezya'dan akn akn bir
sr insann gelip yerlemesine paralel olarak, yeni ve kark bir toplum dokusunun ortaya
kmas yol amtr.
Gney Afrika Siyahlarnda boy ortalamas 1,67 m ile 1,69 m arasnda deiir. Bu zencilerde
prognatizma orta derecede gelime gsterir. Beden tknaz bir grnme sahiptir. Kala olduka
genitir. Ba genellikle dolikosefaldir.
Etiyopya rki

Etiyopyallar Nil nehrinin dousunda Abisini platosunda ve Somali yarmadasnda yaarlar.


Ahmara, Danakil, Somali, Masai gibi yerli topluluklar Etiyopya rknn belli bal temsilcileridir
(Vallois, 1967; Weiner, 1972). Zenciler arasnda, yz hatlar Avrupallara en fazla benzeyen
Etyopyallarda sa, dalgal ya da kvrck, deri esmerle koyu siyah arasnda deien geni bir
yelpaze oluturur; boy ortann zerindedir (1,67 m-1,70 m). Etiyopyallarn burunlar, dier
Siyahlardakinin aksine dar ve kntldr. Etiyopyallarda O kan grubu %60 orannda, A kan
grubu %20 orannda, B kan grubu ise %15 orannda bulunmutur. Etiyopyallar Afrika
Siyahlarnn en gzel topluluudur. Tarihte, bu blgede Zencilerle Beyazlar arasnda youn
karmalarn olduu antropologlar tarafndan ileri srlmektedir. Hatta bu yzden Etiyopyallar,
melez rk diye tanmlayanlar da vardr. yle ki beyaz tenleri, mavi gzleriyle ok ilgin bir
grnt sergileyen Ahmara yerlileri antropologlarn hayranln kazanmtr. Etiyopyallar da bu
gzellikleriyle vnrler. Hatta halk arasndaki bir inana gre, Tanr insan yaratrken
deneme yapm; ilkinde pek baarl olamam, frnda piirdii insan erken karm ve bakm
ki pek dozunda pimemi, o yzden onu Avrupa'ya brakm ve bu soydan Beyazlar tremi.
kinci denemesinde ise, sreyi geirdiinden ok siyahlam bir insan ortaya km; onu da
beenmeyerek Afrika'ya brakm ve bunlar da Zencilerin soyunu oluturmu. Artk son
denemesinde Tanr, daha tedbirli davranarak insan tam istedii dozda piirmi ve bu son eserini
ok beenerek Afrika'nn dousuna brakm; bu insandan da bugnk Etiyopyallar gelimitir.
Pigme rk

ada ilkeller ierisinde yer alan, ilgin yaam biimleri ve grnr zellikleriyle
antropologlarn zel ilgisini eken topluluklarn bir ksm bugn Afrika'da yaamaktadr.
Afrika'da bu sosyo-ekonomik sistemi iki geni kuak iinde gryoruz; biri Gney Afrika'daki
Kalahari l olup, Kung ve Sanlar tarafndan iskn edilmitir; dieri ise Dou ve Orta Afrika'y
kapsayan ekvatoral ormandr. Pigmeler de burada yaamaktadr (Vallois, 1967, 1970; Weiner,
1972). Yeryznde gnmze kadar varln srdregelmi avc-toplayc topluluklar bir elin
parmaklarn gemeyecek kadar azalmtr. nsanolunun aa yukar 3 milyon yllk kltr
tarihini dikkatle izlediimizde, avclk ve toplayclkla simgelenen temel yaam biiminin bu
uzun kltrel tarihin %99 gibi ok nemli bir blmn oluturduunu grrz. Tarihncesi
alardan balamak zere adm adm izlediimiz endstriyel gelime ne yazk ki dnyann her
tarafnda ayn hzda gereklememi; baz blgelerde hzl bir deime sreci yaanrken, baz
cra kelerde de ekolojik koullarn elverili bulunmamas, dier blgelerden kopuk olmann
yol at bilgi alveriinden yoksun kalma gibi nedenlerden tr ilkel avc-toplayc yaam

tarz varln bugne dein srdrmtr. Toplayclk deyip gememek gerekir; zira bu ekilde
elde edilen yiyeceklerin kalori ve besin deeri hi de yle yabana atlacak gibi deildir.
Toplayckla geimini salayan topluluklar evrelerini tahrip etmeden, ihtiya duyduklar protein
ve kaloriyi fazlasyla alrlar. Avc toplayc topluluklarda snflama yoktur; bireyler arasnda
tam bir eitlik bulunur. Aslnda, bu modern avc-toplayclar ticaretten, savatan, ulusal ve
evrensel sorunlardan, ksacas dnyamzda var olan politik ve ekonomik olaylardan tmyle
soyutlanm olarak kabul edilemezler. ada ilkel topluluklar ounlukla kk rgtlenmi
topluluklar halinde yaarlar. Her kabile, aralarnda akrabalk ya da evlilik ilikileriyle balant
bulunan genelde 100 kiiden az bireylerden oluur. Aslnda grubun bykl bir topluluktan
dierine, hatta ayn toplulukta bir mevsimden dierine deiir. lkel yaam kusurlu bir yaam
m? Geleneksel yaam tarzn terk etmemi yerli topluluklar kmsemek, onlar dlamakla
doru mu yapyoruz? lkellik ne ile llebilir? Kim ilkel? Onlar m, yoksa onlara yaam hakk
tanmayan, onlarn kltrlerini her geen gn biraz daha yok eden bizler mi? Gerekten de on
binlerce yldan bu yana, yarattklar bir ekosistem sayesinde evreleriyle gzel bir denge kurmay
baarm ou geleneksel topluluklar, hzla byyen endstri toplumlarnn giderek kskacna
girmilerdir. ok yakn bir gemite Tasmanya yerlileri, Patagonya kzlderilileri yok oldular.
Srada daha dierleri var. Gelien teknoloji, dnyamzda bugn teknolojik insan denilen yeni bir
canavar yaratt. Bu yaratk, kendi halinde ve evresine zarar vermeden yaayan, doadaki yer
st ve yer alt zenginlikleri sap savurmayan ilkel topluluklar ksa zamanda haritadan
silecektir. Asla unutulmamaldr ki, ilkel diye aalanan bu geleneksel topluluklarn yaamlar
bizlerinkinden daha kalitelidir. lkellerde yallara byk sayg duyulur. Onlar, efsanelerin,
hikayelerin, destanlarn ve geleneklerin devamlln salarlar. nsanlar arasnda eitlik vardr.
Bireyler birbirlerini smrmezler. lkellerde genellikle zel mlkiyet kavram yoktur. Zaten,
srekli olarak bir yerden dierine g ederler. Toprak ya da av hayvan kimsenin tekelinde
deildir. Birok mal ortak kullanlr. Hrszlk Bat toplumlarnda ok sk grlen bir olaydr;
nk gelir dalmnda nemli bir sosyal eitsizlik olumutur. Oysa, avc-toplayclarda her
birey, grup iinde, gereksinim duyduu her eye kolayca ular.
Avc ve toplayc topluluklarda nfus art fazla deildir. Besin toplamak amacyla, gn boyu
uzun mesafeler katetmek durumunda kalan annenin, ok ocuklu olmas byk bir engeldir.
Bunun bilincinde olan kadnlar genelde bir ya da iki ocuktan fazla ocuk sahibi olmazlar.
Badndrc bir teknolojik gelimenin bysne kaplp srklenen gnmz insan, ne yazk
ki insanlktan giderek uzaklamaktadr. Oysa ilkel insan, daha insancl bir dnyay
simgelemektedir. Hzl deimenin bir gerei olarak, doal kaynaklar da hzla tketen endstri
toplumlar, lgn bir tketiciliin esiri olmu; youn bir kentlemeye bal olarak evresini
kirletmi, doaya egemen olaym derken doay yok etmi, yaratt p dalarnn iinde
boulmutur. Dnyann birok gelimi toplumlarnda, yaamn kalitesi giderek dzelecei yerde
aksine ktlemitir. Bu gidiin tehlikesini kavrayan birok Batl lke, ciddi nlemler almaya
balamtr. lkel, yabani diye haksz yaktrmalarla tanmladmz topluluklarn dnyalarna
girip, onlarn dnya grlerinden alnabilecek dersler yok mudur? Belki de kaybettiimiz
mutluluumuzun srlarn onlarn kk dnyalarnda yeniden bulabiliriz. Endstrilemi
topluluklarn, dnyann en cre kelerinde sakin biimde doa ile bark halde yaamlarn
srdren bu topluluklara yapaca en byk iyilik, onlar kendi hallerinde rahat brakmak
olacaktr.
Afrika'nn Ekvator kuanda, tropik ormanlar ierisinde yaayan Pigmeleri, ite bu bak
altnda incelemeye alalm. Pigmeler, dou, bat ve merkezi Pigmeler olmak zere gruba
ayrlr (Weiner, 1972). Tm Pigmelerin bugnk saylar 50 bini gemez. Pigmenin szck
anlam ne olabilir? Kimileri bu adn, eski Msrllardaki bir uzunluk ls olan pi-mahi'den
geldiini syler. Bu l 75 cm kadardr. Ayrca, Pigme topluluunun, adn Yunanca ksa boylu
ve irkin yaratklar tanmlamakta kullanlan, masallarda da parmak ocuk anlamna gelen
Pygma veya Pygmaios'dan alm olabileceini ileri srenler de vardr. Pigmeler, eski Msr'da

ok iyi tannyordu. Hatta, Firavunlar, saraylarnda onlara soytarlk yaptrp eleniyorlard.


Pigmeler, Afrika'nn cce Zencileri olarak bilinir; erkeklerde boy ortalamas 144 cm, kadnlarda
ise 133 cm dir (Vallois, 1970). Pigmelerin yzleri geni, elmack kemikleri kntldr. Burun o
kadar genitir ki, adeta tm yz kaplar. Burun genilii burun yksekliinden fazla olan tek
topluluktur. Esmer-sar karm bir deri rengine sahiptirler. Salar yapadr. Gvde ve kollar
bacaklara oranla uzundur. Bu bedensel yap onlara ilgin bir grnm kazandrr. Vcutlarndaki
ya bezleri keskin bir koku salglar ve bu kokuya da ee sinekleri yaklaamaz. Pigmeler bu
sayede bu zararl sineklerden doal biimde korunmu olurlar. ok kk boylar, balta
girmemi sk ormanlk blgede kendilerine byk avantaj salar. ok ekingen insanlardr.
Yabanclarla pek iliki kurmay sevmezler; en ufak bir tehlike annda hzla ormanda gzden
kaybolurlar.
Pigmelerin, komular olan Zenci kabilelerle ticaret ilikileri ok ilgintir. Avc-toplayc
Pigmelerin ifti komularyla yaptklar al-veri bir tr al glm, ver glme dayanr.
Genellikle Bantu ve Sudanllarla ticaret yaparlar. Pigmeler zenci komularna, muz bata olmak
zere, orman meyvalar, et, av aletleri, sepet satarken; onlardan da genellikle tarm rnleri,
ttn, eitli giysiler ve anak-mlek gibi nesneleri alrlar. Ancak bu ticaret, gemite olduu
gibi bugn de takas yoluyla olur. Zira, bu geleneksel topluluklarn al-verilerinde para sz
konusu deildir. Bugn, pazarlk yoluyla gerekletirilen ticaret, yakn gemite sessiz ticaret
yoluyla oluyordu. Pigmelerin, takas etmek istedikleri rnleri iin ormanda belirli yerleri vard.
Buraya maln koyan Pigme, oradan uzaklap gider. Daha sonra Bantu Zencisi ayn yere gelip
Pigmenin brakt rn alp kendisininkini koyar. Bylece iki taraf da birbirlerinin yzn
grmez. Bu tr sessiz ticaret baz Gney Amerika Kzlderililerinde de grlr. Bir inana gre,
Pigmeler, ticaret yaptklar komularna gvenmedikleri iin rnlerini braktklar yere zehirli
oklar tayan silahl adamlarla gelirlermi. Yine, kimi aratrclara gre, Pigmelerin bu dolayl
ticaret yapma adetlerinin temelinde komu kabilelerden enfeksiyon kapma korkusu yatmakta
imi.
Pigmelerin komu kabileleriyle olan evlilik ilikileri ok seyrek ve ayn zamanda tek
ynldr. Pigmeler genellikle komulara gelin vermekte, ama onlardan hi gelin
almamaktadrlar. Bylece gen ak da tek ynl olmaktadr. Bu nedenledir ki, yzyllar boyu
Pigmeler kendilerine zg grnr zelliklerini koruyabildiler (Weiner, 1974). Evlilik ncesi
ilikiler Pigmelerde serbesttir. Bir Pigme erkeinin ok ele evlenmesi yasak deildir. Dul kalan
kadn, kocasnn kardeleri veya yakn akrabalaryla evlenir. Pigmelerin srekli kaldklar evleri
yoktur. Genellikle, bambu dallarndan ve muz yapraklarndan mevsimlik konut ina ederler
(Kottak, 1997). aty o kadar ustalkla yapraklarla kapatrlar ki, ok youn ve uzun sreli
yalarda bile at akmaz. Her ailenin evi ayrdr. Tpk bizlerde olduu gibi, ekirdek aile
dzeni grlr. Pigmeler, ara-gere kullanarak ate yakmay bilmezler; yaktklar kz ise canl
tutar, gerlerken bu kz beraberlerinde tarlar. Topluluk iinde belli bir hiyerari yoktur; ef
ya da reis bulunmaz. Kabile bakan yoktur. Pigmeler, yaadklar blgenin en barl, sakin,
scakkanl topluluklardr. Ne aralarnda ne de dier kabilelerle savatklar grlmtr. Az
alp, ok elenirler. Her frsatta ark syler, mzik aletlerini alar ve dans ederler. Kck
dnyalarnda mutlu bir yaam srerler. Danslar ve syledikleri arklarla bir bakma eytani
varlklar ve ktlkleri kovarlar.
birlii ve yardmlama, zellikle kadn ve erkek arasnda ok yaygndr. Pigmelerde avlanma
trldr; zehirli oklarla yaplan avlanma sadece erkeklere aittir. A ve tuzak yoluyla olan
avlanmada ise kadnlarla erkekler beraber hareket eder Toplayclk sadece kadnlarn grevidir.
Kadnlar, besin toplarken tm yklerini ve bebeklerini srtlarnda tar, bylece ellerini serbest
kullanma olana bulurlar. Muz ve bal, Pigmelerin en sk tkettikleri besinlerdir. Av iin
kullandklar kpek dnda, Pigmelerin evcil hayvanlar yoktur. Dolaysyla, stten kestikten
sonra bebeklerine verecekleri hayvan st sz konusu deildir. Pigmelerin beslenmelerinde,

birok avc-toplayclardaki gibi avladklar hayvanlar nemli yer tutar. Diyetleri, proteince
zengin olup, karbonhidrat ve ya bakmndan fakirdir. Pigmeler ormanda bcek, ku, ku
yumurtas, trtl ne bulurlarsa yerler. Su rnlerinden de ayrca yararlanrlar. Srekli hareket
halinde olan, ya ve karbonhidrata fakir yiyeceklerle beslenen Pigmeler, besin reticilerine ve
endstrilemi toplumlara oranla daha az yaldrlar. Zaten tm avc ve toplayclarda geleneksel
beslenme, eitli ve dengeli bir diyetle simgelenir. Ayrca, byle bir diyet yerliyi kalp ve damar
rahatszlklarndan korur.
Pigme kadnlar sadece belden aasn kapatrlar, stleri plaktr. Pigmelerde her kabilenin
ayr bir dili vardr. Pigmeler say saymay bilmezler; aralarnda ona kadar sayabilenler ok azdr.
Bu yerliler tek tanrya inanrlar. O da ormann gcdr. Kendilerini barndran, besleyen ve
koruyan orman kutsal bir ana olarak bilirler. Sevgi, sayg ve gven duygularnn egemen olduu
bu Tanr-kul ilikisinde korkuya yer yoktur. Pigme anne, ocuunun eitimine ayr bir nem
verir; onu her gittii yere srtnda tar. ki yana kadar bebek emzirilir. Birok ilkel kabilede
olduu gibi, annenin bebeini azdan aza besledii grlr. Ancak, byle bir besleme ekli,
annenin az yoluyla baz zararl bakterileri bebeine aktarmas riskini beraberinde getirir.
Pigme ocuklarnda, ciddi protein eksikliinin yol at kuvaiyorkr hastal grlr
(Brisset, 1983). Hastaln belirtileri olduka tipiktir; bebein kol, bacak ve elinin d ksmnda
demler oluur. Salar dklr; ocuun davranlar anormalledir, evresine duyarsz hale gelir.
Uyarlara tepki vermez, glmez, itah kesilir. Sk sk alar. Karacieri, proteinleri zmseyemez
duruma gelir ve ya hcrelerinin istilasna urar. Karacierin, ar ya yznden yapsnda
ortaya kan bu deime, hepatik i salg bezinin detoksike edici roln oynamasna engel olur
ve dolaysyla sindirim iin gerekli olan enzimleri salglamasna olanak vermez; nk
pankreasn ilevini bozar. Hasta ocuun barsak mukozas tahri olur. ocuk artk antikor
retemez duruma gelir ve her trl mikroba ya da virse kar direncini yitirir.
Pigmelerin yaadklar blgelerde malarya ad verilen ldrc stma ve siklemya ad verilen
kanszlk birlikte grlr. Doal ayklanma sreci asndan bu son derece dikkat ekicidir. Bu
hastalk, baskn olmayan otozom bir allel gen tarafndan kontrol edilir. Bu allel geni homozigot
olarak tayan kimseler bebeklik anda lr; hayatta kalanlar ise sadece heterozigot olan
tayclardr. stelik bu tayclar malarya hastalna da doal bir diren gsterirler.
Dolaysyla, genetik bir anormalliin yol at siklemia'y gizli tayan bireyler ounluktadr.
zetle, tarm ve hayvancl bilmeyen, anak-mlek yapamayan, avlanma ve toplamay
temel yaam biimi olarak srdren Pigmeler ormanla adeta btnlemi, iinde yaadklar
doal evre ile ideal bir denge oluturmulardr.
!Kung (Hotanto) ve San (Bumen) rk
Afrika'nn gneyinde, Kalahari l evresinde dank biimde yaayan !Kung ve Sanlarn
(ekil: 4.10) saylar, her geleneksel toplum gibi, giderek azalmaktadr (Coon, 1969; Weiner,
1972; Kottak, 1997). 1956 saymna gre aa yukar 55 bin kii olduklar saptanmtr. Gney
Afrika'da Gney Afrika Cumhuriyeti, Botswana, Namibia bata olmak zere be lkeye
dalmlardr. !Kung Sanlarn tarihi st yontma ta ana kadar gider. Genelde orta ya da ksa
boylu, salar yapa, derileri koyu esmer, burunlar ok geni ve yass, dudaklar kalndr.
Sanlarda kadnlarn kalalarnda arkaya doru steatopiji ismi verilen belirgin bir tmseklik
olumutur (Baker, 1974). ok fazla ya depolanmasyla oluan bu kntya San (Bumen)
kadn, bebeini bile rahata oturtabilir (ekil: 4.11). Ayn zellik Okyanusya'da Andaman adas
kadnlarnda da vardr (ekil: 4.12). San erkeklerinde bacaklar gvdeye oranla ksadr. Deri alt
ya tabakasnn ok az derecede gelimi olmasndan dolay, deri genlerde bile krk bir
grnme sahiptir. Sakal, byk ve beden kllar ok az gelimitir.

ekil 4.10 Bumen kadn

ekil 4.11 Bumen kadnnda


kala knts (Weiner, 1972)

ekil 4.12 Andaman adas


kadn (Coon, 1969)

Kalahari lnn su kaynaklar, bitki ve hayvan trleri son derece fakir ve geni bir alana
dald iin, bir !Kung San yerlisinin besin ve su gereksinmesini karlayabilmesi uzun ve
yorucu uralar gerektirir. Bu yzden de, kz ve erkek ocuklar hayata hazrlanrken, erikinler
tarafndan bu kaynaklar en iyi tanyabilecek tarzda eitilirler. Bir avc icabnda kck bir
hayvan avlayabilmek iin saatler harcar. Akam olup da tm erkekler kampa dndklerinde,
yaklan bir atein etrafnda toplanlr ve gn boyu yaanlan av maceralar anlatlr. Ate, bu
yzden, grup ierisindeki sosyal ba glendirici rol oynar. Avlanma, her ne kadar erkeklere ait
bir grev olsa da, kadnlar da zaman zaman erkeklerine yardmc olurlar. Bu balamda, kadn ve
erkek arasnda gl bir dayanma bulunur. Erkek ve kadnlar haftada sadece gn alr,
drt gn dinlenirler. Av dn kampta elenceler dzenlenir, danslar yaplr, arklar sylenir.
Yalnz bu tr trenlere kadnlar katlmaz. !Kung erkei gnlk ilerde eine ok yardmc olur,
hatta onun baz ilerini de kendi stlenir. Besin aray iin kamptan gn boyu ayrlan kadn
beraberinde, bitki kklerini topraktan karmaya yarayan ucu sivri sopasn, varsa bebeini alr.
En sk kullanlan av aletleri ok ve yaydr. Oklarn u ksmlarn genelde kemikten yaparlar.
Kullandklar kap kaaklar aa kabuklarndan ya da deniz kabuklarndan retilir. Giysiler
genelde hayvan postundandr. !Kung ve Sanlar kalaya sarlan ve bacak arasndan geirilen
hayvan postlaryla dolarlar. Kadn ve erkeklerde st ksm tmyle plaktr. ocuklar 6-7
yalarna kadar hibir ey giymezler (Weiner, 1972).
Her kabile ortalama 5-6 aileden ve 30 bireyden oluur. Kabileler, kapal bir grup deildir; tpk
Pigmelerde olduu gibi, bireyler srekli grup deitirirler. !Kung ve Sanlarn kampnda lider
olma, n plana kma, otorite taslama tutkusu yoktur. Bireyler arasnda son derece ahenkli bir
dzen kurulmutur. Kavga, srtme pek grlmez. Mlkiyet kavram pek uygulanmaz; kampa
gelen besin herkes tarafndan adil biimde Paylalr. Yal ve sakat kiilere her zaman besinlerin
en iyi taraf verilir. Fazla besinlerin sakland depolar herkese aktr, isteyen gider ihtiya
duyduu kadarn alr, yer. Erkek, kulland srece, av aletlerini kendi mlkiyetinde tutar; eer
bunlara ihtiyac yoksa bakasnn kullanmna sunar. Bu ilkel dnyada uyulmas gereken kurallar
yazl yasalarla belirlenmez; her ey geleneklere bal olarak son derece adil ve dzenli biimde
yrtlr. !Kung ve Sanlarda babaerkil bir aile yaps vardr. Evlenme ya ok dktr; kzlar
ortalama 7-9 yalarnda, erkek ocuklar ise 14-16 yalarnda evlenir. Erkek ve kz ocuklar her

yata birlikte oynarlar. Baba, ocuun yetimesinde aktif rol oynar. Damat, ocuk douncaya
kadar kz evinde i gveysi olarak kalr. Evlilik ncesi cinsel iliki serbesttir. Grup iinde en
byk su, yakn akraba ile cinsel ilikide bulunmak (ensest) ve adam ldrmektir. !Kung ve
Sanlarn dnyasnda mziin ayr bir yeri vardr; azla tuttuklar tempolara, flt ve telli alglar
elik eder. Ayrca, gora adl flemeli bir alglar vardr.
!Kung ve Sanlarda ortalama mr 30-35 civarndadr. Avclk ve toplaycln haliyle
beraberinde getirdii birtakm tehlikeli kazalar, tedavi edilmeyen hastalklar genelde erken
lmlerin balca nedenleri arasnda saylabilir. Doumdaki yaam beklentisi 20 ya gemez. Bu
da zellikle bebeklerdeki yksek lm oranyla yakndan ilgilidir. Kadnlardaki ocuk says
ortalama 2,8'dir. ki doum arasndaki sre 3,5 yldr. Bebek uzun sre emzirildii iin bu sre
zarfnda anne genelde hamile kalmaz; bylece ar dourganlk da doal yoldan snrlanm
olur. !Kung kadnlarnda emzirme adeti Bat toplumlarnda grlenden farkldr. Kadnlar
bebeklerini 15 dakikada bir emzirirler; her defasnda da emzirme sadece bir dakika ile snrldr.
Baz aratrclara gre ok sk emzirme !Kung kadnnn yumurtlamasna da engel olmaktadr.
Birtakm kltrel inanlar da eler arasndaki cinsel ilikiyi snrlayc rol oynayarak, bir lde
dourganlk hzn azaltr. Doum sonras uygulanan tabu nedeniyle, doum yapan !Kung
kadnlar uzun bir sre eleriyle ilikiye girmezler. Hibir !Kung kadn modern doum kontrol
yntemlerini uygulamaz; zaten kendilerine bu olanaklar sunacak yer de yoktur. !Kung gibi
geleneksel topluluklarda, konar-ger zellik ve grubun kkl enfeksiyonel hastalklarn
epidemik deil de andemik dzeyde kalmasn salar. Yal erkekler ava kmazlar; kampta
genlerin eitilmelerinde bilgi ve deneyimlerinden yararlanlr.
Bu geleneksel topluluklarda iki doast gcn varlna inanlr. Bunlar birinci ve ikinci
derecede yksek varlklardr. Birincisi tm topraklarn sahibidir. Dnyay o yaratmtr. Ana
karnndaki ocua, tarladaki tohuma can veren odur. Sper varlk, sevgiden ok, korku ve sayg
ile anlan bir gtr. kinci derecedeki doast varlk daha az gldr; insanlarn da pek dostu
deildir. Kaza ve aksiliklerin sorumlusudur. Onun gazabna urayan kiinin leceine inanlr.
Saylar gnmzde birka bini gemeyen !Kung ve Sanlardan bir ksm bugn yerleik
yaam benimsemi olup, hayvanclkla urarlar; ama iftilik yapmazlar (Kottak, 1997).
Acmasz evre koullar altnda verdikleri lm-kalm mcadelesi ve komu kabilelerin srekli
yaptklar saldrlar ve ldrme olaylar dikkate alnrsa, zgn kltrleriyle tandmz bu
!Kung ve Sanlar gelecekte bekleyen ok ciddi tehlikeler bulunmaktadr.
Okyanusya Siyahlar

Okyanus Negroidleri olarak da bilinen bu topluluklar, Yeni Gine takmadalar ve


Avustralya'nn gneyindeki byk Tasmanya adasndan tutun da douda Fiji adalarna kadar
yaylan ok dank durumdaki adalarda yaarlar. Ayrca, Gneydou Asya'nn Negroidleri diye
bilinen Bengal krfezinin Andaman yerlileri, Malezya'da yaayan Semanglar ve Filipinlerin yerli
halk da bu siyah stok iinde yer alr. Hepsinde ortak zellik, Afrika Siyahlaryla herhangi bir
genetik balar olmasa da, en az onlar kadar siyah tenli, geni burunlu, kaln dudakl ve kvrck
ya da yapa sal olmalardr. zellikle Andaman adasnda Ve Yeni Gine takmadalarnda
yaayan baz kabileler Afrika Pigmelerine ok benzerler. Ancak, Afrika Pigmeleriyle herhangi
bir yaknlklar yoktur. Okyanus Siyahlar iinde Tasmanyallar dierlerinden daha ak deri
renkleri ve kntl ka kemerleriyle dikkati ekerler. Beyazlarn Tasmanya'ya girmesinin
ardndan saylar giderek azalmaya balayan Tasmanyallardan bugn saf halde kimse
kalmamtr. Bu rkn en son temsilcisi 1877'de lmtr (Weiner, 1972).

Okyanusya'daki adalarda yaayan yerlilerin byk bir ksm avclk ve toplayclkla


geimlerini salar. Yeni Gine'nin kuzeybatsndaki yerliler hl ta devrindekini andran bir
yaam srerler. Tm besinlerini tatan yaptklar el baltalar ve birka basit alet yardmyla elde
ederler.
Sarlar
Ayn zamanda Mongoloid olarak da bilinirler. Dnyann en byk topluluudur (Conrad, 1975).
Orta ve Dou Asya'nn tm, Endonezya, Okyanusya ve Pasifik adalarnn byk bir blm bu
grubun dalm sahasn oluturur. Mongoloidler, Amerika yerlileri olan Kzlderilileri de
kapsamna alr. Son derece geni bir corafyaya yaylmas nedeniyle, deiik iklimler altnda
yaarlar; buna bal olarak da grnr zellikleriyle byk bir eitlilik olutururlar. Gney
Amerika ve Endonezya'nn tropik ormanlar blgesinden, Kuzey Asya'nn steplerine kadar olan
geni alan Sarlar tarafndan iskn edilmitir. Sar rkn kkeni byk bir olaslkla Kuzey ve
Dou Asya'dr. Zaten bu rkn en tipik temsilcileri de bu blgelerde yaarlar. st yontma ta
devri sonlarnda veya daha da nceden bu topluluklarn Orta Asya'ya, Amerika'ya ve
Polinezya'ya kadar yaylm olduklar bilinmektedir (Vallois, 1967; VVeiner, 1972). Salar ve
gzler koyu olduu halde, Sarlarda deri rengi Kuzey Mool ve Paleosibirya toplumlarndaki
ak sar veya mat beyazdan, Endonezyallar ve Amazon yerlilerinde grlen san-esmer ya da
kestane rengine kadar geni bir yelpaze izer' Deri rengi, beklendii gibi, ekvator kuana
yaklatka koy"' Yaayan Irklar 319 lar- Bu durum Asya Sarlar iin olduu kadar,
Amerika'daki Kzlderililer iin de geerlidir. Deri renginin koyulamas ya-ninCia, ekvatora
yaklatka burun geni ve yass bir durum alr, dudaklar kalnlar, hatta salar kvrck ve
yapa bir grnm kazanr. Sarlarn vcut kllar ok az gelimitir. Kalar olduka seyrektir.
Kellik yok denecek kadar azdr. Salar genelde siyah ve dzdr. Sanlarda boy byk bir
eitlilik gsterir; uzun boylulara genelde Kuzey in'de, Polinezya, Patagonya ve Kuzey
Amerika'nn ovalar blgesinde rastlanr. Saf halde bugn pek kalmam olan Patagonya
Kzlderilileri, ortalama 180 cm. ye yaklaan boylaryla Mongoloidlerin en uzun boylular
saylrlar. Ufak boylu Sarlar ise Gneydou Asya ile Orta ve Gney Amerika'da yaarlar.
Sarlardaki bedensel yap, blgelere gre deiiklik gsterir. Deri alt ya tabakasnn gelimesi,
bilindii gibi, iklim koullarnn yansra beslenme ile de ilgilidir. Kutup blgelerinde yaayan
topluluklar, bedendeki s ayarlamasn deri alt ya tabakasnn miktarndaki art ve uzuvlarn
ksalmasyla kolaylatrrlar. Bylece, s kayb maksimum lde azalm olur. Bu tr doal
iklim koullar andomorfi adn verdiimiz bedensel yapnn ortaya kmasna yol aar.
Mongoloid gruba giren toplumlarda brakisefal kafa yaps adeta deimez bir zellik halini
almtr. inliler gibi baz Asya Sarlarnda ba o denli yuvarlaktr ki, stten bakldnda adeta
bir daireyi andrr. Sarlarda en fazla dikkati eken zellikler yz dzeyindedir; genelde yz yass
ve elmack kemikleri kntldr. Gzler ekiktir (ekil: 4-13). Baz Amerika yerlileri hari
tutulursa, bu zellii Sar gruba giren btn toplumlarda az ok belirgin lde grebiliriz.
Mongoloid gz tipi biimde belirir (Olivier, 1960): 1- st gz kapa derisinin aa doru
belirgin biimde "klmesiyle ortaya kan tipik gz ekiklii. 2. Gzya beziyle ilgili etii
maskeleyen ve gz kapa yana az ok eik bir yn kazandran orak biimindeki kv-run. 3st gz kapa derisinin altndaki youn ya tabakas- 320 Dnden Bugne nsan nn yol at
ikinlik. Antropologlarn epikantus adn verdii bu kabart Anadolu'da yaayan yrklerde,
Tatarlarda ve As-ya'daki baz Trk toplumlarnda ska rastlanr. ekil 4.13 Mongoloid tip gz
(VVeiner, 1972) Yukardaki her unsurun bir araya gelmesi Sarlardaki tipik ekik gz
zelliini meydana getirir. ekik gzllk baz Sarlarda o kadar belirgindir ki, gz adeta
kapanm gibi bir grnm arzeder. zellikle Japon ve inli gen kzlar, ekik gzllkten
kurtulup Beyazlar gibi badem gzl olma hevesiyle bak altna yatarak estetik ameliyat
geirmektedirler. Mongoloid tipi ekik gzlere sahip olan kiilerin oran Orta ve Kuzey
Mongoloid toplumlarnda %100'e yaklar. Ayn zellik Endonezyallarda %50 ile %80,
Amerika yerlilerinde ise %30 arasnda deien oranlarda rastlanr. Sanlarda damak ounlukla

ok geni olup, kafa geniliiyle dorudan ilikilidir. Kafatas ykseklii toplumlara gre
deiiktir. Eskimolarda ve Polinezyallarda olduka yksek, Moollarda ve Amerika yerlilerinde
ise aksine azdr. st kesici dilerde grlen krek biimi Beyaz ve Siyah-lardakine oranla iki
misli daha fazladr. Ayrca, alt birinci mola-rn ineme yzeyindeki 6. tberkl Sarlarda,
Siyahlara ve Beyazlara oranla drt ya da be kat daha fazla grlr. Ayrca/ akl diinin kma
yzdesi Sarlarda nisbeten daha yksektir. Yaayan Irklar 321 Biyokimyasal zellikler:
Dnyann bu en kalabalk toplumuyla ilgili hematolojik bilgilerimiz henz yeterli deildir. Eski
Sovyetler Birlii snrlar ierisinde olan Sibirya topluluklarnda O kan grubu nisbeten yksek
oranda bulunur. Kuzey Mongoloid-lerinde ise B (% 25) ve A (% 2) kan gruplar art gsterir.
in ve hindicini iin Bernard ve Ruffie (1966) aadaki deerleri verir: A geninin skl
kuzeyden gneye indike azalr. Kamboyallarda O kan grubunun grlme yzdesi olduka
dktr (% 38,5). Ayn kan grubuna inlilerde % 65, Vietnamllarda %69 ve Japonlarda %
66'ya varan oranlarda rastlanr. Gney Amerika yerlilerinde melez olmayan btn kiiler O kan
grubuna girer. Bu zellik gerekten ok arpcdr (Bernard ve Ruffie, 1966). Bu aratrclar
biyolojik ynden saf olarak kabul edilen Gney Amerika yerlilerinde A ve B kan gruplarnn
grlmediini belirtirler. Kuzey Amerika yerlilerinde de durum ayn olmakla beraber, ABD'nin
kuzeybatsndaki baz kabilelerde %60 orannda A faktrne rastlanr. B faktr ise, Gney
Amerika yerlilerinde olduu gibi, hemen hi grlmez. A faktrnn yksek frekans gneye
indike azalr. A faktr Al tipinde olup, bu da Amerika yerlilerinin Asya kkenli olduklarn
hematolojik ynden kantlamaktadr. Eskimolar ise Amerika yerlilerinin aksine A, B ve O kan
gruplarna sahiptir. Geni bir alana yaylmalarna ramen btn Eskimolarda bu grubun
grlme sklklarnda pek farkllk yoktur. Sar rka dahil toplumlarda A2 ve Rh faktrlerine ok
az veya hi rastlanmadn da belirtmek gerekir. D transferrini Sarlarda nisbeten sk
grlmesine karn B tipi transferrin son derece dk oranda grlr. Haptoglobin-1 %20 gibi
dk bir dzeye sahiptir. Amerika yerlilerinde ise ayn protein trne %0,20 ile %0,90 arasnda
deien daha da dk oranlarda grlr. Deiik rklarn bazal metabolizmas hakknda
elimizde ok az veri bulunmaktadr. Yalnz, kesinlik kazanm bir gr var ki, o da, bazal
metabolizmann souk iklimlerde yaayan toplumlarda nisbeten yksek olduudur. Weiner'e
(1972) gre, 322 Dnden Bugne nsan benzer iklimin hkm srd blgelere yerleen Sar
ve Beyaz toplumlara dahil kesimleri karlatrdmzda ayn ya, ayn boy ve arlk iin bazal
metabolizmann ortalama olarak Amerika yerlilerinde, Beyazlara oranla daha yksek olduunu
grrz. Farkl iklim koullarna uyumun sonucu olarak Sarlar, ter ve ya bezlerinin say ve
ilevce artma veya azalmasyla kendini yanstan farkl termoreglasyonlar gelitirmilerdir. Bu
durum, ekvatora yakn olan Endonezya ve Gney Amerika yerlilerinde ektomorf bir tipin ortaya
kmasna yol aarken, Eski-molarda ve Mongoloid gruba dahil dalk blgelerde, souk iklim
koullan altnda yaayan dier insan toplumlarnda nemli bir deri alt ya tabakas ve belirgin
biimde tknaz bir yapyla simgelenen andomorf bir yapnn meydana gelmesine yol amtr. Bu
yap, bir bakma, bedenin scaklk kaybn en dk dzeye indirmek iin gereklidir. Amerika
yerlilerinde nabz hz 57-67 arasnda deitii halde, deniz dzeyinden ykseldike, rnein
And dalarnda yaklak 4000 metre ykseklikte yaayan Aymaralarda nabzn dakikadaki at
hz 70'i bulur. Sarlann Beyazlara oranla daha ok hipotiroid olduklar kabul edilir. Nitekim
tiroid bezinin yaps ve arl her iki grupta da farkldr; Avrupallarda ortalama 30 gr iken,
Sarlarda ortalama 13,8 gr kadardr. D, C ve S hemoglobin tipleri genellikle Sarlarda
bulunmamasna ramen, olduka az olan E adl bir varyete Asya'nn gneydousunda yaayan
Sarlarda grlr. Ayrca, trahom hastalna Sarlarda daha sk rastlanr. te yandan, Sarlar
alkole kar olduka hassastr ve ayn hassasiyeti czzama kar da gsterirler. Sanlarn
snflandrlmas Mongoloid ad verdiimiz Sar rk byk topluluktan oluur: Asya Sanlar,
Okyanusya Sarlar ve Amerika yerlileri. Asya Sanlar Asya Sarlan kendi iinde rkla temsil
edilir: Paleosibirya11' lar, Moollar ve Endonezyallar. Paleosibirya rk Kuzey Sibirya'da,
Urallardan Bering Boaz'na kadar uzanan blgede yaayan yar gebe, yar yerleik toplumlar
kapsamna alr. Sibirya toplumunun bellibal temsilcileri Kuzeybat Si-birya'daki Vogullar,
Dou Sibirya'daki Ostiaklar, Sibirya'nn deniz kysna yakn yerlerinde yaayan ukiler,

Koryaklar ve Yukagirlerdir (Weiner, 1972). Comas (1960), Paleosibirya rkn Mongoloid ve


Kokazoid gruplarnn karmasndan ortaya kan melez bir toplum olarak grmektedir.
Paleosibiryallarda Sar rk simgeleyen yass bir yz, nisbeten az gelimi bir kl rts
grlmesine ramen, dier baz zellikler (ok ak deri rengi, kahverengiye yaklaan ve
genellikle dalgal salar, ekik gzn hemen hemen tmyle kayboluu, dolikosefal ba) bun-lan
Beyazlara daha ok yaklatrmaktadr. Baz fizik antropologlar, Paleosibiryallar ve Ural
toplumlarn, ok eski devirlerde henz Mongoloid tip tam olarak belirlenmeden nce, Asya'nn
merkezi ksmlarnda ve kuzeyinde yaayan arkaik toplumlarn yaltlm bir durumda bugne
dek varln koruyabilmi ardllar olarak grrler. Mool rk Mool rk topluluktan oluur.
Bunlar Kuzey Moollar, Orta Moollar (inli ve Japonlar) ve Gney Moollar (Gneydou
Asya'daki topluluklar) dr. Kuzey Moollar; Dou Sibirya ve Manurya steplerinden Trkistan'a
kadar uzanan blgede yaarlar. Bu grubun belli bal temsilcileri; Pasifik ve Yenisey neh-r
arasnda kalan blgedeki Tunguzlar, merkezi Kuzey Sibirya daki Yakutlar, Transbaykal
blgesindeki yaayan Bryatlar, ayrca Volga nehrine yakn blgelerin Kalmuklar ve Beyaz Deniz'in dousunda yaayan Samoyetlerdir. Orta Moollar iine inliler, Koreliler, Tibetliler ve
Japonlar girer. inliler halk arasnda genellikle ok ksa boylu insanlar olarak bilinir. Oysa, Kuey in'de yaayanlar Asya Sarlarnn en uzun boylulardr. 324 Dnden Bugne nsan Yaayan
Irklar 325 in'de yz tiplerine gre iki toplum ayrt edilir. Bir grupta, yy, elmack kemikleri
hizasnda ok kntl olup, alt ksma doru belirgin biimde daralr; bu yap alt eneye sivri bir
grnm kazandrr. Dier grupta ise aksine, yz hem elmack kemikleri hem de alt ene
hizasnda ok genitir. Dnyann bu en kalabalk toplumunda (son nfus saymna gre 1,2
milyar) deiik insan tiplerine rastlanmas ok doaldr. Hatta in'in gneyinde yaayan
Padunglar koyu renk derileri ve zrafa boyunlu kadnlaryla ok iyi bilinirler (Chippaux, 1961a).
Mool rk kompleksinin nc grubu saylan Gney Moollar arasnda Laoslu, Vietnaml,
Kamboyal ve Taylandllar sayabiliriz. Asya'nn kuzeyinden gneyine doru indike, tm
dnyada tank olduumuz iklime uyum erevesinde, daha koyu derili, daha ksa boylu, daha
narin, salar kvrck, geni ve yass burunlar olan bireylerin simgeledii toplumlara rastlarz.
Endonezya rk Endonezya Takmadalarnn yerli halknn temelini bu rk meydana getirir
(VVeiner, 1972). Borneo ve Sumatra'nn dalk blgeleri de Endonezya rknn yerleim blgesi
iine girer. Sond Takmadalar'nda ise Hollandallarla kararak melez bir toplum
oluturmulardr. Endonezyallarda deri rengi, Gneydou Asyallannkinden daha koyudur;
birok toplumu Afrika Siyahlarndan ayrt etmek bile zor olur. Moollar simgeleyen ekik gz
Endonezyallarda kaybolmutur. Salar koyu ve ou kez dalgaldr. kntl elmack kemikleri
Sarlar hatrlatan tek zelliktir. Yzleri ekenar drtgeni hatrlatt iin, kimi aratrclar
Endonezyallara baklava yzl derler. Okyanusya sarlan Asya ktasna damgasn vurmu olan
San rkn temsilcileri Ok* yanusya'daki birok irili ufakl adada yaamaktadr (ValloiS/ 1967).
Polinezyal ve Mikronezyal olarak bildiimiz topluluklar OkyanUS Sarlarn oluturur. Hawai
yerlileri de Okyanus Sarlarna dahildir. zellikle Polinezyallann Gney Amerika yerlileriyle
akraba olduklar ileri srlr. Her ne kadar Sar rk iinde yer alsalar da derileri ok koyudur
(VVeiner, 1972). Salar siyah ve dalgaldr. Gzler olduka iri ve hafif ekiktir. Genelde tknaz
yapl insanlardr. Polinezyallarda A kan grubu, Mikro-nezyallarda ise B kan grubu yaygndr.
Polinezyal kadnlarn imanla byk eilimleri vardr. Polinezya takmadalarndan Markiz
adasnda yaayan yerliler arasnda bir kadnn birden fazla erkekle evlenmesi (poliyandri) adeti
yaygndr (Kot-tak, 1997). Baz zel koullarda (rnein toplulukta eitli nedenlerle kadn
saysnn ok az olduu gibi) uygulanan bu evlilik tr, daha ziyade Gney Asya'da yaygndr.
Aslnda, poliyandri; bu yrelerde ticaret ya da sava nedeniyle evden uzaklaan erkein yuvada
brakt boluu her an birinin doldurmasn amalayan bir tr kltrel zmdr. Pasifik
okyanusunun ak sular, insanoluna tmyle yeni bir evre ve saysz adalar sundu. Ne var ki,
Pasifik'teki adalarn ve takmadalarn iskn pek kolay olmad; bu uzak yrelerde maceraya
atlanlar byk tehlikeler bekliyordu. nsanlk tarihinde, homo sapiens sapiens'in aa yukar
6000 yl ncesinden itibaren engin denizlerde yolculua koyulduunu, yapt ok basit
kanolarla Pasifikteki birok adalara ulatn gryoruz. Baz aratrclar, insann st yontma

ta a balarnda bile bu Okyanus adalarna geldiini syler; nitekim Malinezya


Takmadalarndan Solomon adalarnda zamanmzdan 28 bin yl ncesine ait insan izlerine
rastlanmtr. Havvai'ye ilk insann gelii ise ok ge olup, MS 600 yllarna rastlar. MS 10001200 yllarnda baz Polinezyallar gneye doru yelken aarak Yeni Zelanda'ya ayak bastlar.
Amerika Sanlar Avrupa'nn birok lkelerinden eitli amalarla 16. yy'n balardan itibaren,
koloniler halinde ve saylar giderek milyonlara 326 Dnden Bugne nsan varan bir sel gibi
Yeni Dnya'y istila etmi olan Beyazlar, aslnda bo ve ssz bir ktaya ayak basmadlar; zira
karlarnda kkl olduu kadar zengin uygarlklar gelitirmi olan, hepimizin kzlderili olarak
tand toplumlarn atalarn, bir baka deyiie bu ktann gerek ev sahiplerini buldular. Peki,
Kzlderiler Amerika'ya nereden ve ne zaman gelmi olabilirlerdi? nsanolunun Eski Dnya'da
trediini gemi blmlerde grdk Amerika'nn iskn tarihiyle ilgili olarak bugne kadar
birok aratrma yapld; arkeolojiden zoolojiye ve antropolojiye varncaya kadar eitli
alanlarda yaplan bilimsel almalar, insann Amerika'ya 20-30 bin yl nce Asya'dan Bering
Boaz yoluyla getiini gstermektedir (Solecki, 1973; Laughlin, 1977). Eski Dnya kkenli
olduklar kabul edilen ve Kuzey Amerika'nn Alaska blgesinde fosilleri bulunan bizon, kll
mamut ve mas-todon gibi iri otul memelilerden bazlar 25-30 bin yl ncesiyle yalandrlrlar.
Bu hayvanlar, Alaska'y Sibirya'dan ayran Bering Boazn insandan nce gemilerdir. Zaten,
Yeni Dnya, sadece insan iin deil, ayn zamanda baz bitkiler ve hayvanlar iin de yeni bir kta
saylrd. ki kta arasndaki Bering Boaz insanolunun bu byk gne nasl geit vermi
olabilirdi? Asya'nn doudaki uzants Sibirya ile Yeni Dnya'nn en batdaki uzants saylan
Alaska arasnda yaklak 80 km mesafe bulunmaktadr. 25 bin yl ncesinde Sibirya ile Alaska
birbirlerine balyd. Kuzey Amerika'da Wisconsin ad verilen son buzul anda byk
miktarda su, buzul ktlesi ierisinde tutulduundan, deniz seviyesinde nemli bir alalma
olmutu. Yaplan jeolojik aratrmalardan anlalaca zere, son buzul devrinde Bering Boaz o
kadar sd ki, rnein deniz seviyesindeki 44 metrelik bir alalma, deniz tabannn su yzeyine
kmas iin yeterliydi. Bylece ortaya kan kara paras, Sibirya'nn iri o*" ul av hayvanlarna
ve bunlarn peinde koan st yontma ta a avclarna Amerika'ya geerken kpr vazifesi
grm o1' malyd. Clovis ve Folsom adyla bilinen ve genellikle bizon' mastodon gibi iri
hayvanlar avlamakta kullanlan mzrak ula ilk Amerika yerlilerinin gelitirdikleri kltrn
rnleridir- H Yaayan rklar 327 ne kadar ilk iskn izleri 25-30 bin yl ncesiyle tarihlense de,
ge-rek Kuzey, gerekse Gney Amerika'da yaplan kazlarda buura kadar gn na karlan
insan iskeletlerinin en eskileri 12-13 bin yldan daha eskiye gitmez. Bunlar modern anatomik
yapda homo sapiens sapiens trnn rnekleridir. Dolaysyla, Amerika'nn ilk sakinleri
kromanyonlarn adalar saylr. Ne-andertal fosil insan aamasnda Amerika henz iskn
edilmemiti- Amerika'ya gler yle byk gruplar halinde ve bir defada olmad; binlerce yllk
bir sreyi kapsayan, yava bir szma sz konusu idi (VVeiner, 1972). G edenler hibir zaman
Sibir-ya'daki akrabalaryla balarn koparmadlar; hatta bir antropologun dedii gibi, Bering
Boaz Alaska ve Sibirya'y birletiren bir otoyol gibiydi. Amerika'ya ilk ayak basanlar ProtoMool dediimiz, henz tipik Mool grnmn almam olan Kuzey Sibirya topluluklaryd.
Yeni Dnya'da Alaska'dan itibaren avc-toplayc gruplar sarp kayalar ve buzullarn izin verdii
geitleri kullanarak hzla gneye doru yayldlar. Buzul devrinin sona ermesine yakn tm
Gney Amerika, Brezilya'nn Amazon ormanlar da dahil olmak zere, insana kaplarn amt.
Mezolitik ve neolitik alarda da Asya'dan Amerika'ya ynelik gler oldu. Artk bu yeni
gelenler, tpk Eskimolar gibi, deniz aralaryla ktaya ulatlar. Bunlar, gneye ynelmediler;
kutup blgesinde, Grnland'da ve Aleut takmadalarnda yer yurt edindiler. Kuzey Amerika'da
birok eski yerleim blgelerinde, bugnk Kzlderililerin atalarna ait, avlanmada kullanlan ve
Clovis diye bilinen akmak tandan yaplm ok ularna rastland (Laughlin, 1977). Aa
yukar 11 ile 12 bin yl ncesiyle tarihlenen bu ok ular ktann bilinen en eski arkeolojik
buluntular olup genelde mamut, mastodon ve bizon gibi iri otul demelileri avlarken
kullanlyordu. Son yaplan arkeolojik ara-"frnalar, Gney Amerika'da Amazon blgesinde de
en az ku-Zeydeki Kzlderililer kadar eski topluluklarn yaadn ortaya ydu. Yalnz, bu
yerliler Kuzey Amerika'daki akrabalarndan arkl olarak daha ziyade toplayclk ve balkla

dayal bir 328 Dnden Bugne nsan yaam biimi benimsemilerdi. Son yllarda, zellikle
Brezilya'da yaplan kazlarda zamanmzdan aa yukar 30 bin yl ncesinde yapld
belirlenen baklar, mzrak ular ve kazyclarla kaya duvarlarna izilmi resimler bulundu.
Ayrca, yine Brezilya'da yerlilerin atalarna ait bir yerleim blgesinde 30 bin yl ncesiyle
tarihlenen ocak izleri ele geti. Gney Amerika'da zaman zaman kuzeydekin-den daha eski
kltr izlerine rastlanmas nasl aklanabilir? Burada ilk akla gelen olaslk, Pasifik adalar
yoluyla bir ikinci g dalgasnn Gney Amerika'ya gemesidir. Yeni Dnya'ya ilk genlerin
kkeni konusunda son yllarda ilgin bir gr tartmaya alm bulunmaktadr (Morell, 1998);
Kuzey Amerika'da Kennewick ad verilen blgede bulunan ve zamanmzdan 9300 yl ncesine
ait insan iskeletlerinde Beyaz rkn zellikleri tesbit edildi. Kemikler zerinde gerekletirilen
genetik analizler, bu fosil insanlarla Avrupallar ve Ortadou toplumlar arasnda bir yaknln
olduunu ortaya koydu. Bu durumda, aratrmay gerekletirenler Amerika'y iskn eden ilk
yerlilerin Avrasya kkenli olabilecei grn savunmaktadr. Ne var ki, byle bir gr
benimsemek iin Kennevvick insanlarnn fiziksel zelliklerine benzeyen daha baka iskelet
buluntularna gereksinim duyulmaktadr. Yeni Dnya'da iki byk topluluk, ev sahibi olarak
karmza kar. Bunlardan birisi Eskimolar, dieriyse Kzlderililer-dir. Kzlderililer Amerika
dediimiz Yeni Dnya'y batan baa iskn eden, avclk ve toplayclk yaam biimini
simgeleyen kk kylerin yan sra, Orta ve Gney Amerika'nn Maya, Aztek ve nka gibi
byk uygarlklarn kuran Kzlderililerdir? Amerika yerlileri dendii zaman ilk akla gelen,
istilac Beyazlarn tarih boyunca kastl olarak yaymaya altklar ilkel ve barbar imajdr.
Oysa, barbar diye tanmlanan Kzlderililerin her iki ktada 16. yy ba- Yaayan Irklar 329
larnda konutuklar dil says bine yaknd. Birok yerli kabile niktografik yaz sistemini
kullanyordu. Buna gre, dnceler eitli resimler ve simgelerle dile getiriliyordu. Yukatan
Yar-inadas'nda yaam olan Maya yerlileri ideografik bir yaz sistemini icat eden ilk topluluk
oldu. Bu Yukatan yazs 1961 ylnda 3 Sovyet bilim adam tarafndan deifre edildi. 1492
ylndan nce Avrupa'da domates, fasulye, patates, msr/ ayiei, fstk, vanilya, ananas, ilek,
ttn, kakao ve kauuk yoktu. Tm bu rnlerle Eski Dnya, ilk kez Kzlderililer sayesinde
tant. Yerlilerin inanlar blgeden blgeye deimekle beraber, hepsinde de u ya da bu
ekilde bir doast g vardr. Bu g Algonkiyenlerde Manitu, Irokuvalarda Orenda, Siularda
ise VVakanda ismini alr. Bu doast yaratk ya somut ya da soyut bir gtr. Yerliler, bireysel
ya da kolektif halde, doast glerle iletiim kurarken eitli dualar okurlar. Beyazlarn ktaya
giriiyle birlikte yerlilerin inan sistemleri de alt st oldu; Hristiyan ideolojisi, yerlilerin
doast gcn ortadan kaldrd. zellikle Gney Amerika'da spanyol misyonerler yle hzl
altlar ki, bir gnde vaftiz ettikleri yerli says 14 bine ulat. Yerlilerde, anne ve baba
genellikle ocuklarn yetitirilmesinde eit derecede sorumludur. Ancak, iki ktada yzlerce
deiik kltrlerden oluan bir yelpaze sunan Kzlderililerde aile ii ilikilerdeki farkllklar da
gz ard etmemeliyiz. rnein rokualarda, ocuklarn eitimini babann yerine annenin erkek
kardei stlenir. Apai yerlilerinde aile, anne soyundan gelen akrabalardan oluur ve bebek, bu
tip bir evde dnyaya gelir. Byle bir evde, en yal kadn ve kocasn, bunlarn oullarn, bekr
ve evlenmi kzlarn, ve bu kzlarn eleriyle, bu evlilikten dnyaya gelen ocuklar
grmekteyiz. Konut tipi, yerlilerin yaadklar blgelere gre deiiklik gsterir. Kuzey
Amerika'nn Ovalar Blgesi yerlileri (Kuzey Pasifik yerlileri) tipi ad verilen konik adrlarda
yaarlar. Tipilerin iskeleti, uzun aa gvdelerinin birbirine atlmasyla elde 330 Dnden
Bugne nsan edilir ve evreleri de hayvan derileriyle kaplanr. adrn tepesi ieride yaklan
ocan duman ksn diye ak braklr. Kzlderililerin giyimi kabileden kabileye, blgeden
blgeye deiir. Bolivya'daki Bororo yerlileri gibi rlplak dolaan yerliler olduu gibi,
tepeden trnaa giyinen yerliler de vardr (Levi-Strauss, 1955). Vaktiyle San Fransisco'da
yaayan Kzlderililer, souktan korunmak iin vcutlarna amur srerlermi. Baz kabilelerde,
sosyal staty belirleyen simgelerin giysiye yansd grlr. rnein Ovalar Blgesi
yerlilerinde, tyl balklar sadece byk savalar giyerdi. nka yerlilerinde, idareci snfndan
olanlar kulaklarna kpe takarlard. Sava ve dinsel trenler ncesinde vcutlarna urucu ad
verilen krmz bir boya sren yerlilere ktaya ilk gelen Beyazlar kzlderili adn vermilerdir

(VVeiner, 1972; zbek, 1983a). Bitki tohumlarnn suyundan elde edilen bu boya zellikle yze
srlyordu. Urucu, gc, dirilii ve kan simgeliyordu. Brezilya'nn Bororo yerlileri urucu
boyasn hayvan yayla kartrp sadece yzlerine deil, ayn zamanda vcutlarna da
sryorlard. Gerek Kuzey Amerika, gerekse Gney Amerika'da yaayan Kzlderili
topluluklarda erkeklerin, salarn omuzlarna kadar uzattklar bilinir. Kzlderililer birok rkla
temsil edilirler (ekil: 4.14). Bunlar Kuzey Pasifik yerlileri, Kuzey Atlantik yerlileri, Gney
Pasifik yerlileri ve Gney Atlantik yerlileridir. Kuzey Pasifik yerlileri, bir baka deyile Ovalar
blgesi yerlileri, Beyazlarn Kuzey Amerika'ya ilk ayak bastklar dnemlerde Missisipi
nehrinden Kayalk Dalara kadar olan geni alanda yayorlard. Bu yerlilere bufalo avclar da
denir. Bufalo kznn bu yerlilerin hayatnda nemli bir yeri vardr. Beyazlarn ktaya
gelmesinden nce, Kzlderililerin ne evcil hayvanlar ne de atlar vard. Ktada yabani halde
yaayan ve mustang adyla bildiimiz at ise hibir zaman evcilletirilmedi. Evcil at, 16. yy da bu
blgeye, ktay istila eden spanyollar tarafndan sokulduunda Ovalar Blgesi yerlilerinin
kaderleri de deiti; bu evcil hayvan yk hayvan ve avlanma dnda, savalarda da kullanmaya
balad' Yaayan Irklar 331 jar ve Kuzey Amerika yerlileri, vahi Bat'nn en usta binicileri
oldular. Bu yerlilerin en nemli temsilcileri arasnda Apaileri gsterebiliriz. Apailerin balar
brakisefal, yzleri geni ve elmack kemikleri kntldr. Asya'daki Sarlara en fazla benzeyen
yerlilerdir. Marur baklar, kartal gagasn andran burunlar ve uzun siyah salaryla ABD'de
yerlilerin simgesi olmulardr (zbek, 1983a). ekil 4.14 Kuzey Pasifik yerlisi (VVeiner, 1972)
Kuzey Atlantik Kzlderilileri ise, Kuzey Pasifik Kzlderili-lerinin dousunda Atlantik kysna
kadar olan geni alanda yayorlard. Gnmzde soylar byk lde tkenmitir. ABD'de ve
Kanada'da oluturulan zel Rezervasyon kamplarnda barndrlmaktadr. Ktaya ayak basan
Beyazlarn ilk boy hedefi olmulardr. rokualar bu grubun en iyi bilinenleri arasndadr.
rokualar ilgin konutlara sahipti; 35 metreden daha uzun evleri ayn anda birok aileyi
barndracak kapasitede idi. rokualar dnda, Siular, filmlerden tandmz Mohikanlar ve
eyenler de Kuzey Atlantik yerlileri arasnda saylabilir. Gney Amerika Kzlderililerinden
Gney Pasifik yerlileri Dalar'nda, Orta Amerika'da ve Yukatan Yarmadas'nda yayorlard.
Beyazlarn yok ettii Aztek, Maya ve nka uygar- 332 Dnden Bugne nsan lklannn
yaratclar olan bu yerli topluluklardr. Aymaralar ve Keuvalar, saflklarn bugne kadar
koruyagelmi Gney pasi-fik yerlileridir. Gney Atlantik yerlilerine gelince, Panama'dan
Amazon havzasnn tropikal blgelerine kadar olan geni alanda yaylmlard. Pampa yerlileri
olarak da bilinen Patagonya yerlilerine gelince, bunlardan gnmze kalan pek yoktur; hemen
hemen hepsi Beyazlarla karmtr. Gney Amerika'daki yerlilerin bir baka temsilcisi
Fejyenlerdir. Bunlar da Patagon-yallar gibi kararak saflklarn kaybetmilerdir. Arjantin'in
gneyinde Ate adasnda, Brezilya'nn dousunda ve Bolivya'da melez olarak yaamlarn
srdrrler (Weiner, 1972). Amerika yerlilerini, grnr zellikleri asndan tek bir kalba
koymak mmkn deildir. Kuzey Amerika'nn yerlilerinde boy, orta ya da ortann biraz
zerinde, salar dz, elmack kemikleri kntl, deri kirli-sar ya da esmer tonda, gzler hafif
ekiktir. Gney Amerika yerlilerinde ise bu zellikler byk lde kaybolmutur. zellikle
Amazon blgesinde yaayan yerlilerin derileri ok koyu, burunlar geni ve dudaklar kalndr
(ekil: 4.15). Gney Amerika'da Gurupi nehri boyunca yaayan Timirukular, tpk Afrika
pigmeleri gibi, 130 cm boyunda cce insanlard. ekil 4.15 Amazon yerlileri (VVeiner, 1972
Yaayan Irklar 333 Amerika'da bir utan dierine nice zengin kltrler yaratan, nemli
uygarlklara ve yeniliklere damgalarn vuran Kzlderililer ne yazk ki, MS 1600 yllarndan
balayarak Beyazlarn Amerika'y istila etmesiyle beraber bir felaketle karlamlardr. Kristof
Kolomb ve tayfasnn Yeni Dnya'ya ayak bas ile birlikte Amerika tarihinde yeni bir dnem
balamtr. 12 Ekim 1492'de Bahama adalarna kan Kolomb, aslnda yeni bir dnyaya ayak
bastndan habersizdi; 1506'da lmne kadar in'e ya da Hindistan'a geldiini sanmtr. Bu
nl gemiciyle balayan ve yaklak 300 sene sren insan akn, nceleri birka yz gemeyen
koloniciler halinde iken, daha sonra milyonlar aan bir sele dnmtr. Avrupa'nn eitli
lkelerinden Yeni Dnya'ya g edenler, ounlukla ekonomik nedenlerle bu maceraya
atlmlard; daha iyi yaam koullarna kavumak temel amalaryd. Bunun yan sra,

lkelerindeki dini basklardan bunalanlar, siyasi basklardan kurtulmay amalayanlar, hkm


giymi sulular ve maceraperestler de Amerika'nn yolunu tutanlar arasnda idi. zellikle
spanyol ve Portekizli gemiciler an, hret ve servet hayaliyle yanp tutuuyorlard. Yeni Dnya'da altm, gm ve dier kymetli madenler ksa srede bu gelen beyaz istilaclar tarafndan
karlmaya baland. Kzlderililer alan madenlerde zorla altrlyor, onlara olmadk
ikenceler yaplyordu. Orta ve Gney Amerika'da Portekiz ve spanyollar tarafndan yerliler
zerinde acmasz bir smr dzeni kurulmutu. Portekiz'in smrgecilii daha da ktyd. 16.
yy'n ikinci yarsndan itibaren Kzlderililer eker kam tarlalarnda Portekizliler tarafndan
kle olarak altrldlar. Bu ar ilerden kaan yerliler yakalandklar yerde ldrld. Kyler
yakld. Yerlilerin yiyeceklerine zehir katld. Kzlderililer topraklarndan kovuldu, kltrleri
yok edildi; kleletirile-rek Beyazlara baml hale getirildiler. Ayn durum Bat Afrika'dan
Atlantik Kle Ticareti ad altnda gemilerle tam 300 yl Amerika'ya tanan Zenciler iin de
geerliydi. Onlar da Beyaz rsana kle olarak uzun bir sre hizmet ettiler (zbek, 1983a).
Amerika ktasn istila eden Beyazlar Kzlderililer karsn- 334 Dnden Bugne nsan da daha
iyi rgtlenmiti. Onlarn her eyden nce ateli silahlar vard. Ne var ki, balangta Beyazlarn
tekelinde olan bu silahlar, zamanla Kzlderililerin de eline geti. nceleri sadece ok ve yaylarla
Beyazlara kar kendilerini koruyan yerliler, artk ateli silahlaryla boy lmeye baladlar.
Yerlilerin Gney ve Orta Amerika'da kurduu byk uygarlklarn temeli bar ve iyi niyete
dayanyordu. Gelitirdikleri teknolojiyi halklarnn mutluluu iin kullanyorlard; rnein barutu
biliyorlard; ama bununla insanlar ldrmek ya da yaplan ortadan kaldrmak akllarna
gelmiyordu. Oysa, bu topraklar istila eden spanyollar, ldrc silah teknolojisini oktan
gelitirmilerdi bile. Kuzey ve Gney Amerika'da Kzlderililerin saysal durumlarn ortaya
koymak iin birok saym yaplmtr. Kristof Kolomb'un Amerika'ya ilk ayak bast
dnemlerde varolan yerli nfusun ancak %5'i gnmze kadar gelebilmitir; geri kalan %95'i ise
hastalklar, savalar yznden yok olup gitmitir. rnein bugn Brezilya'da yaayan tm
yerlileri Rio de Janei-ro'da bir stadyuma toplamaya kalksak, ancak yarsn doldurabilir. Oysa,
yaplan tahminlere gre 1492 yllarnda sadece Meksika'da 4,5 milyon, Gney Amerika'da 6
milyon Kzlderili yayormu. Bugn Kanada'da 440 bin yerli kaytl bulunmaktadr. Bunlardan
%60' kendileri iin ngrlen rezervasyon kamplarnda yaamaktadr. rettikleri geleneksel
eyalann turistlere satarak geimlerini salarlar. Gen kuak, byk lde bat tr yaama
ayak uydurup, geleneklerinden uzaklam bulunmaktadr. Beyazlar, Kuzey Amerika'ya ilk
geldiklerinde, burada 15 milyon kzlderilinin yaad belirtilmektedir. Oysa, bugn ABD'de
sadece birka yzbin yerli kalmtr. Eskiden sahip olduklar topraklann da %96'sn kaybetmi
durumdadrlar. Kzlderililerin youn biimde yaad gneybatdaki Navaho blgesi ve
Dakota'da Kzlderililerin oturduu topraklar, uranyum ve petrol asndan ok zengindir.
Dolaysyla, gnmzde uranyum artklan ve petroln yol at kirlilik, bunlara bir de
Kzlderililerin bilinli olarak ksrlabrlmas katlrsa, ktann bu gerek sahiplerinin aka ne
denli bir soykrmna kur- Yaayan Irklar 335 ban gittii grlr. 1950 ile 1969 yllar arasnda
Ulusal Kanser Enstits tarafndan yrtlen bir anketin sonucuna gre, ABD'de yaayan
Kzlderililerde kanser vakalanna Beyazlardan ke kat daha fazla rastlanmtr. Gney
Amerika'da, Amazon ormanlarnn ekvatora yakn glgelerinde ok yakn bir gemie kadar yeni
yeni bilinmeyen Kzlderili kabileler kefedildi. Bu kabileler, Beyaz insann kendilerini
bulmasndan hi de honut deillerdir. ou kez kendileriyle temas kurmak isteyen
aratrmaclar ldrmektedirler. Amazon ormanlarnn kuytu bir kesinde ilk kez 1956'da
kefedilen VVarani yerlileriyle diyalog kurmak ok zor oldu. Zaten varlklar da be Amerikal
misyoneri ldrnce ortaya kt. Kendi ilerinde ok sakin bir yaam sren bu avc-toplayclar,
d dnya ile her trl temas reddetmektedir. Kat bir ievlilii uygularlar; kardeler kendi
aralannda evlenirler. Bu da kabile iinde baz hastalk yapc ekinik genlerin homozigot olarak
ortaya kma olaslm artrmaktadr. Kuzey Amerika'da, Beyazlarn istilasyla balayan toprak
geniletme siyaseti karsnda, barsever Kzlderililer uzun sre kaytsz kalamazlard; nitekim,
zaman zaman baz kabilelerin bu haksz dzene bakaldrdktan olmutur. 1830'larda Missisi-pi
blgesindeki yerli ayaklanmasnn ardndan, birok kabilenin topraklarna el kondu ve baka

yerlere srld. 1838-39 knda ABD'nin askerleri gzetiminde Georgia'dan srlen 4 bin
eroke yerlisi yolda alk ve soua dayanamayarak can verdi. O yzden, bu yolculua yerliler
gzya yolculuu derler (Lab-rousse, 1981). ABD'nin temel siyaseti Kzlderililerin giderek
siyasal ve kltrel btnlklerini yok etmekti. Bu amala nce topraklarna el koydular. rnein
1887 ile 1934 yllar arasnda Federal Hkmet yaklak 400 milyon dnmlk Kzlderili
arazisini gaspetti. Bugn dnyann en byk sper gc, ne acdr ki, gemii tarihncesine
kadar uzanan zengin ve eitli Kzlderili uygarlklarnn ykntlar zerine kurulmutur. Tarihte,
topraklan ellerinden alnan Kzlderililer isyan ettike zerlerine Zenciler salverildi; bylece
Beyazlarn mutluluu 336 Dnden Bugne nsan iin iki topluluk birbirine krdrld.
Amerikallarn kendi tarih leri olmad iin aratrmalarn hep Kzlderililer zerinde y0,
unlatrmlardr; kurulan birok insan mzesinde, kazlar sonucu ortaya karlan Kzlderili
kltrlerinin rnleri sergile^ mektedir. Birok byk kentteki enstitlerde (rnein VVashirtgton'daki Smithsonian Enstits gibi) ve niversitelerin laboraru-varlarnda bulunan insan
iskeletleri Kzlderililerin atalarna aittir. Bu iskeletler zerinde Beyaz aratrclar eitli
incelemeler ve deneyler yapmaktadrlar. Yaplan tahminlere gre en az 600 bin Kzlderilinin
(sava, kadn ve ocuk) iskeleti ABD'nin eitli blgelerindeki aratrma laboratuvarlarna
dalm haldedir. Bugne kadar birok nemli antropolojik incelemelere konu olan bu iskelet
koleksiyonlarn Kzlderililerin torunlar son yllarda mahkeme yoluyla tekrar alp, trenle
yeniden gmmeye baladlar. 19. yy'n son eyrei, Kuzey Amerika'nn batsnda yaayan
Kzlderililerin ou iin byk bir krizin balangc oldu; bir yandan salgn hastalklar, dier
yandan gvenlik gleriyle olan arpmalar sonucu, byk lde glerini yitirdiler. Eski
Dnya'da bilinen iek, kzamk ve kzl gibi hastalklar yerliler iin yeni saylrd. Sz gelimi,
iek hastal Avrupa, Asya ve Afrika'da binlerce yldan beri vard. Kzl, kzamk ve daha
birok bulac hastalklardan sorumlu bakteri ve virslerin gelitii Eski Dnya'da, insan
toplumlar, bu hastalklara en iyi diren gsterebilecek biimde bir doal ayklanmadan
gemilerdi. Oysa Amerika'da, Beyazlarla ilk kez temasa geen Kzlderililerin, yeni tantklar
bulac hastalklar karsnda hi direnleri yoktu; grip, kzamk, iek gibi birok hastalk
Kzlderililer arasnda youn lmlere yol at. Her enfeksiyonel hastaln Yeni Dnya'ya
Beyazlar tarafndan sokulduu gibi kesin bir nyargda da bulunmak doru olmaz; ok yakn bir
zamana kadar tberklozun Amerika ktasnda ilk kez Kristof Kolomb ile birlikte grldne
inanlrd. Bir baka deyile, Kzlderililere verem hastaln bulatran Beyazlard. Oysa,
Peru'da Ko-lomb'dan 500 yl nce yaam bir yerlinin mumyas zerinde Yaayan Irklar 337
yaplan inceleme srasnda, tberkloza neden olan bakterinin nNA'sna rastland. Aka
grlyor ki, Beyazlarn Yeni Dn-va'ya ayak baslarndan yzlerce yl nce de Kzlderililer
arasnda tberkloz yaygnd. Birok Amerikal antropologun, Kzlderililerin atalarna ait
iskeletler zerinde yapm olduklar incelemeler de bu gr desteklemektedir. Tberkloz da
dahil birok hastaln eski insan toplumlarndaki grlme sklna ilikin ayrntl bilgiler
Blm: VFda verilmitir. Beyaz istilaclar yznden maddi ve manevi birok deerini kaybetmi
olan Kzlderililer, zamanla umutlarn doast glerde aramaya baladlar. Bu arada
peygamberler tredi. Bir gn bir kurtarcnn gelip, eski grkemli gnlere Kzlderilileri
kavuturaca inanc geliti. 19. yy'n sonlarna doru, Kuzey Amerika'da, Ovalk blge yerlileri
arasnda, esasn lm Kzlderililerin ruhlaryla konuma seans oluturan bir din dodu (PiSunyer ve Salzmann, 1978). Yerliler, bu dinin gereklerine uyarak bir yerde toplanr,
kendilerinden geinceye kadar dans eder ve trans halinde iken atalarnn ruhlaryla temas
kurarlard. 1890 knda, Wounded Knee adl blgede byle bir ayin esnasnda gen ihtiyar
yzlerce Siu yerlisi, ABD'nin askerleri tarafndan acmaszca katledildi ve cesetleri orada
donmaya terk edildi. Gney Amerika'daki durum ise kuzeydekinden pek farkl saylmazd;
rnein Brezilya, Kolombiya, Paraguay ya da Uruguay'da vaktiyle yaam olan yerlilerden
bugne sadece birka kk kabile kalmtr. 1500'lerde Brezilya'ya ayak basan Beyazlar, ky
boyunca yaylmaya baladklarnda yerlilerden hi direnme olmad. Aksine, tpk Kuzey
Amerika'da Kristof Kolomb ve daha sonra gelen kafilelere balangta gsterilen yakn ilgiye
benzer biimde, bu blgelerde de yerliler Beyazlar misafir ettiler, onlar eref konuu yaptlar,

beslediler, onurlarna trenler dzenlediler; hatta onlara kadnlarn bile ikram ettiler. Yerliler,
istilac Beyazlarla ilk karlatklarnda onlarn insanst yaratk olduklarna bile inanmlard;
yle ki baz blgelerde Beyazlar yakalayan yerliler onlar suya batrp bouyor, bir s- 338
Dnden Bugne nsan re yanlarnda nbet tutarak, kendi lleri gibi ryp rme-diklerini
kontrol ediyorlard (Huxley, 1980). 16. yy da, Portekizli smrgecilerin, istila ettikleri
topraklarn sahipleri olan Kzlderililere yaptklar ikenceler insanlk dyd; yerlileri
yakaladktan sonra toplarn namlularna bahyOr ve daha sonra toplan ateleyerek
paralanmalarn zevkle seyrediyorlard. Brezilya'da, bugn Amazon blgesi, ierdii yerst ve
yeralt zenginlikleri yznden adeta talan edilmektedir; burada aalar kesilmekte, antiyeler
kurulmakta, byk yollar almaktadr. 1973'de Amazon'un yamur ormanlarn yararak geen
Transamazoni otoyolu inaas balarken, yol makineleri, orman olduu kadar birok yerli
kyn de yerle bir ettiler (zbek, 1983a). Bu arada, sadece bu ormanlarda yaayan baz canllar
( bunlar arasnda Yeni Dnya maymunlar da var) yok oldu. Yol gzerghnda bulunan kylerin
%30'u ortadan kaldrld; Amazon yerlileri ilgisizlik, alk ve hastaln penesine dt.
Amazon ormanlarnda yaayan Nambikwara yerlileri 1915 ylnda 20 bin dolaynda idi. 1929'da
akcier demiyle kendini gsteren grip salgn 300 yerliyi 48 gn iinde ldrd.
Nambikwaralardan 1938 yllarnda kadn ve ocuklarla beraber aa yukar 50-60 kii kalmt.
Nambikwara yerlileri oklar iin eitli bitkilerden zehir hazrlarlar. Bu zehirli maddeyi icabnda
dmanlarndan intikam almak iin de kullanrlar. Beyazlara kar byk bir kin besleyen bu
yerliler, topraklarna sokulmaya alan birok misyoneri ldrmlerdir. nsan eti yemeleriy-le
tannan Amazon ormanlarnn Tupinamba yerlileri anlarda kald; btnyle yok oldular.
Tupinamba yerlileri, sadece tutsak aldklar Beyazlar ldryor ve sonra da piirip yiyorlard.
Amazon ormanlarnda yaayan Timbira yerlileri ilk yok olanlar arasnda idi. Beyazlar, stten
yeni kesilmi Kzlderili bebeklerini alyor ve manastrlara koyuyorlard. Anne ve babalar artk
ocuklarn gremiyordu. Yzyllardr uradklar katliamlar yznden gnmzde sadece 40
kii kadar kalan Amazon ormanlarnn bir baka kabilesi Corubos yerlileridir. Soylar hemen
hemen tkenmi olan bu yerliler, gemite atalarnn yaa- Yaayan Irklar 339 [j aclarn
intikamn bugn nlerine kan her Beyaz acmazca ldrerek almaktadr. Amazon
ormanlarnn derinliklerinde bir snt gibi yaayan Coruboslar, kendilerini ziyarete gelen
antropologlarn bile kafalarn sopalarla krp, vcutlarn para para yapyorlar. Venezella'nn
gneyinde ve Brezilya'nn Venezella'ya komu olan ormanlk alanlarnda yaayan Yanomami
yerlilerinden ise sadece 20 bin kii kalm olup, her yl %10'luk bir hzla lmektedir. 1987-1991
yllar arasnda altn madenlerine hcum eden Beyazlar, her gn bir Yanomamiyi ldrdler.
Yanomamilerin blgesinde bugn aa yukar 50 bin Brezilyal yaamaktadr. Bunlar genellikle
bu topraklarda altn aramaya gelen Brezilyal gmenlerdir. Her Yanomami grubu 40 ile 250
arasnda deien bireylerden meydana gelir. Bu blge son yllarda Brezilya hkmeti tarafndan
koruma altna alnd. Birok avc-toplayc gruplarda olduu gibi, Yanomami kylerinde yetkisi
ok snrl olan tek bir lider bulunur. Yanomami kltrnde erkek stnl vardr. Erkekler,
kadnlardan ok daha saygn bir konuma sahiptirler. Yanomamiler, erkek ocuklar kz
ocuklardan daha stn tutarlar. Eer ilk doan kz ocuu ise ldrlebilir de. Bu yzden,
birok Yanomami kynde erkek says kadn saysndan fazla hale gelmitir. Bir erkee bir
kadn dmesi zordur. Kadna sahip olmak iin, erkekler aralarnda kavga bile ederler (LeviStrauss, 1955; Huxley, 1980). Son 500 yl ierisinde Beyazlar tarafndan topraklarndan atlan,
biyolojik ve kltrel btnlklerini kaybeden, siyasal hibir gleri kalmayan Kzlderililer,
bugn ya akhava hayvanat bahelerini andran rezervasyon kamplarnda, byk kentlerin
varolarnda ya da ormanlk alanlarn kuytu kelerinde birka kk kabile halinde yaamaya
devam etmektedirler. Son yllarda, zellikle Kanada, ABD ve Meksika bata olmak zere birok
devlette kimlik aray iinde bulunan Kzlderililerde, byk bir uyana tank olmaktayz.
Kanada'da 1950'ler-den itibaren yerlilerin toprak talepleriyle bagsteren bir uyanlar oldu.
Bugn Kanada'nn gerek ve ilk sahipleri larak haklarnn iade edilmesini istiyorlar. Yaadklar
blgele- 340 Dnden Bugne insan rin yaknlarnda bulunan petrol, doal gaz gibi rezervleri
kendileri sahiplenmek ve iletmek istiyorlar. Bal olduklar lkenin dier Beyaz vatandalar

gibi eit anayasal haklara sahip olmak iin mcadele veriyorlar. Gney Amerika'nn birok
lkesinde yerliler etnik aznlk konumundadr. Bu yerliler, topraklarm kaybetmek istemiyorlar;
toprak onlar iin sadece ekonomik deil, ayn zamanda atalaryla balarn devam ettirmelerini
salayan manevi bir deerdir; onunla adeta zdelemilerdir. Gney Amerika'da son 20 yl
ierisinde bu balamda ok ey deiti. Ekonomik ve politik nedenlerle tehdit altnda bulunan bir
ok yerli kabile rgtlendi; mcadeleleri iin geni bir dnya kamuoyu oluturdular ve medyay
arkalarna almay baardlar. Eskimolar Arktik ya da yar arktik bir iklim altnda, yln byk bir
blm karlarla kapl alanlarda, son derece zor koullarda yaayan Eskimolar artk dnyada
tanmayan kalmad. Reklamlarda, filmlerde ya da belgesellerde tipik giysileri ve kpeklerin
ektii kzaklaryla kkten bye herkesin ilgi odan oluturmulardr. Zamanmzdan
yaklak 5 bin yl nce, Bering Boa-z'n deniz aralaryla geerek Sibirya'dan gelen
Eskimolarn dnyas Grnland'n Arktik Okyanusu kylar, Alaska ve Kana-da'nn kuzeyindeki
takmadalardr (VVeiner, 1972). Yaklak 9000 km'lik bir ky eridi zerinde kk topluluklar
halinde yaylmlardr. Eskimolarn 1/4' Kanada snrlar ierisinde yaar. Kanada'da 1991
ylnda yaplan nfus saymna gre saylar 30 bin civarnda idi. Yzyllar boyu Kanada
Eskimolar (nuit-ler) hemen hemen dnyadan kopmu halde yaadlar. Ancak, 19. yy'dan
itibaren Avrupallarn ilgi oda oldular. nceleri ksmlarda yaayan Eskimolar, zamanla
btnyle ky eridine yayldlar. 1800'l yllara doru balina avcs Beyazlarla ilk temaslar
oldu. Beyazlarla ilikileri daha ziyade krk ticaretine dayalyd. Beyazlarn Kzlderililere
tadklar bulac hastalk" Yaayan rklar 341 ar Eskimolar iin de tehdit unsuru
oluturmutur. Gerekten je Eskimolar, ticaret yaptklar Beyazlardan birok bulac hastalk
kaptlar. 1800 ile 1900 yllar arasnda Eskimo topluluklar byk lde bu hastalklar yznden
telef oldu. lk kez, 1611 ylnda Biard adl bir cizvit papaz tarafndan kullanlan Eskimo
szcnn isim babas, aslnda bu yerli toplulua komu olan ^Igonkiyen Kzlderilileridir.
Eskimo, Algonkiyen dilinde i et yiyen anlamna gelir. Oysa, Eskimolar kendilerini nuit diye
arrlar. Bunun szck anlam da insan demektir; zira, bu yerli topluluk, vaktiyle yeryznde
kendilerinden baka insan olduunu bilmezdi. Sar, esmer aras bir renge sahip Eskimolarda boy,
ortann altnda, gvde bacaklara oranla uzundur (Vallois, 1967; VVeiner, 1972). Yz, zellikle
elmack kemikleri hizasnda ok genitir. Gzler, dier Sarlarda olduu gibi ekiktir. Salar dz
ve siyahtr. Deri alt ya tabakas ok kaln, bazal metabolizma yksektir. Ancak, Bat tipi
beslenmenin bir gerei olarak diyetlerine daha az protein, buna karn daha fazla hazr konserve
tr yiyecekler girince, bazal metabolizmalar dmeye balad. Fizyolojik ve morfolojik olarak
her ne kadar soua dier toplumlardan daha iyi uyum salam olsalar da, Eskimolarn asl
uyumlar kltrel dzeyde olmutur. Yz haricinde, her taraflarn rten hayvan derisinden
yaplma, vcudu ok scak tutan zel giysileri vardr. Su geirmez bot ve parkalar hazrlarken
deniz arslannn midesini, balinann dilini kullanrlar. plik olarak da balina, otari, mors veya fok
balnn barsaklarndan yararlanrlar. Botlarn iini kaplyan geyik derisi, soua kar
ayaklan korur. Karibu geyiinin derisi, kadnlar tarafndan azda inenip yumuatldktan
sonra eldiven yapmnda kullanlr. Eskimolarda ulam, kpeklerin ektii kzaklarla
gerekletirilir. Usuz bucaksz karla kapl dzlklerde kullanlan bu tr ulam vastalar,
Eskimonun yaad evreye yapt en gzel uyumdur. Ortalama 12-13 eskimo kpeinin
ektii bu Uzaklarn yerini bugn Japonlarn gelitirdii ve Eskimolara satt motorlu kzaklar
almtr. Eskimo erkekleri, karda gider- 342 Dnden Bugne nsan ken gzlerinin kamamasna
engel olmak iin zel kar gzlkleri takarlar. Avlanma Eskimonun temel yaam biimidir.
Yrede bitki rts ok fakir olduu iin hayvansal besinler sofralarnda nemli bir yer tutar.
Eskimolar ve baz Kuzey Amerika Kzlderilileri, kular avlamak iin bola ad verilen ve bir
filenin ucuna aslan talardan hazrlanan zel bir silah gelitirmilerdir. Kulara doru atlan bu
silahn talarndan bazlar mutlaka kularn kanatlarna isabet eder. Kimi eskimo topluluklar,
avladklar balklar i olarak yer; zellikle karibu geyiinin kanndan orba yapp ierler.
Azdan aza beslenme, Avustralya yerlilerinde olduu gibi, geleneksel yaam sren
Eskimolarda da grlr. Anne, aznda ineyerek yumuatt besini dorudan bebeine az
yoluyla aktarr. Ne var ki, byle bir beslenmenin, bebein sal asndan sakncalar

bulunmaktadr. Eskimolar, arlkl olarak deniz hayvanlarn avlarlar. En ok avladklar hayvan


fok baldr. Eskiden zpknlarla avlanan fok bal, bugn Batllarn Eskimolara sattklar
tfekle yaplmaktadr. Vaktiyle her ailenin ihtiyac kadar avlanan fok, bugn ticari amala ok
miktarda avlanmakta, fazlas ise margarin imalatnda kullanlmak zere fabrikalara satlmaktadr.
Diyetlerinde, balk bata olmak zere deniz rnleri nemli yer tuttuu iin Eskimolarda kalp ve
damar hastalklarna pek rastlanmaz. Geleneksel Eskimo yaamnda fok ya, stma ve
aydnlanmada kullanlmaktadr. Gnete kurutulan fok etleri ise tpk pastrma gibi uzun sre
saklanmaktadr. Eskimolar, denizde ok usta avclardr; dalgal ak denizlerde, ok esnek,
manevra yetenei fazla olan ve omurgas balinann dilerinden yaplan kayklarda zpknla her
tr bal kolayca avlayabilirler. Aleut adalarnda yaayan yerliler, tpk akrabalar Eskimolar
gibi, balk avclnda kullanlan ve baydarka ad verilen kayklara sahiptir. Eskimo avclar,
ocukluktan itibaren iri balklar zpkn yardmyla ustalkla avlayabilecek tarzda babalar
tarafndan eitilirler. Eskimolarda botulizm ad verilen bir tr besin zehirlenmesi grlr;
zellikle Alaska ve Labrador Eskimolarnda 1945 ile 1962 yllan arasnda deniz hayvanlarnn
yerel geleneK- Yaayan Irklar 343 lere gre hazrlanmasndan kaynaklanan lm olaylar tesbit
edilmitir. rnein Alaska Eskimolarnda lme yol aan ilgin bir geleneksel besin vardr ve
adna muktuk denir. Eskimolar, ok sevdikleri bu besini hazrlarken deniz kablumbaasmn
kanat, deri ya da deri altndaki ya tabakasn alr, bunlar kk paralara ayrdktan sonra
darda bir gn kurumaya brakr. Daha sonra da scak bir yerde haftalar, hatta aylarca bekletir.
Gl toksik maddeler ieren bu tr besinden yiyen Eskimolar arasnda lm olaylarna olduka
sk rastlanmtr. Birok avc-toplaycda olduu gibi, Eskimolarda da kiisel mlkiyet e ve
ocuklar dnda pek uygulanmaz. Yiyecek bata olmak zere birok nesne topluluun ortak
maldr. Hrszlk, Bat toplumlarnda ok sk grlen bir olaydr; nk gelir dalmndaki
belirgin eitsizlik bunda nemli rol oynamaktadr. Oysa, Eskimolarda byle bir sorun yaanmaz;
nk her Eskimo, topluluk iinde gereksinim duyduu her eye kolayca sahip olur; zel
mlkiyet kavram gelimemitir. Ancak, ttn, giysi ya da ss eyalar kiiseldir. Bunlar o avc
ile btnleir; bu eyalar bakasna verilmez. lrken bile Eskimo bunlarla gmlr. Eskimolar
ok misafirperver insanlardr. Ne var ki, bir zamanlar bu misafirperverlii arya kaacak
ekilde yerine getiren yerliler de vard; rnein bir Beyaz, Eskimo ailesini ziyarete geldiinde,
evin erkei eini ok rahatlkla misafirine ikram etmekte idi. Bu ikram reddetmek ise ev
sahibine hakaret anlamna geliyordu. Gnmzde bu adetin artk terk edildii grlmektedir. Bir
eskimo erkei arkadana karsn mevsimlik de emanet edebilmekte idi. Eskimo erkei birden
fazla kadnla evlenebilir. Bylece, evli olduu her kadn ve ondan olan ocuklaryla ayr bir
ekirdek aile oluturabilir. Danimarka ve Kanada bata olmak zere, birok gelimi lkeye her
alanda kaplarn aan Eskimolarda beslenme alkanlklar, eitim, barnma, salk, sosyoekonomik sistem, ula-1^!, ksacas eskimonun tm dnyas, geleneksel yaamlarn "l
srdren birka topluluk bir kenara braklrsa, kkl bi-imde deimitir. Karbonhidrata
zengin hazr besinler, ma- 344 Dnden Bugne nsan malar, konserveler alan byk
marketlerde kolayca bulunmaktadr. Eskimo, parayla tanmak zorunda kalmtr. Vaktiyle
sadece kendi ailesine yetecek biimde ok zenle rettii botlarn yerini, bugn suni kauuktan
yaplma, salksz izmeler ald. Drt mevsim yerde kalan karl blgelerde yaayan Eskimo-lar,
iglu adn verdikleri ve kerpi gibi biimlendirerek elde ettikleri kardan bloklarla hazrladklar
evlerde kalmakta idiler. Tek bir oda halinde ve kre biiminde ngrlen bu evlerde bir aile
rahata yaayabilir. Bugn birok yrede, Kanada hkmetinin nclnde Eskimolar merkezi
stmal, elektrikli, su tesi-satl betonarme evlere kavutular. Bat yaam biimiyle temasn
olumsuz ynleri de yok deildi; ekerli ve karbonhidratl besinler di rklerinde arta yol at.
Kalitesiz pamuktan yaplan giysiler fazla scak tutmad gibi, olduka da pahaldr. Gnlk
yaamda kullanlan ara ve gerelerin ou plastik ve metaldir. Eskimo yaam, artk tmyle
turistlere hizmet sektr zerine kuruldu. Maddi kltrn yansra, manevi kltrler de yok olup
gitti. Kuaktan kuaa aktarlan masallar, arklar unutuldu. Genler ve yallar arasnda balant
koptu. Bat dnyasyla temasn yol at kltrel yozlamann (dekltrasyon) bedelini Eskimo
ok ar demektedir. zellikle, Eskimo dnyasna motorlu mobil kzaklarn girmesi gnlk

yaam kkten deitirdi; te yandan televizyonun girmesiyle kulaktan kulaa aktarlarak varl
korunabilen kltrel deerler yok oldu. Yerlilerin, geimlerini salayabilmek iin sk sk yer
deitirmeleri yalnzlk ve stresi de beraberinde getirdi; aileler blnd. Hastalk, i kazas ve
iddet olaylar oald. ou Eskimo alkoln esiri haline geldi; intiharlar artt. Ne yazk ki,
Beyaz insan, Eski-molar uygar dnya ile tantraym derken, belki de bilmeyerek onlarn
mutluluuyla oynad. Geleneksel Eskimo dnyasnda ailenin nemi byktr. Bat tipi ekirdek
aile Eskimolarda da vardr. Zaman, zaman anneanne ve dede gibi aile bykleri de ocuklar ve
torunlarla birlikte ayn evde yaayabilir. Oysa, vaktiyle, yalanp, elden ayaktan den bykler
ssz bir yere gtrlp, orada lme terk Yaayan Irklar 345 edilirdi- Yallar da bu davran
kanlmaz bir kader olarak grrlerdi. Bugn, bu tr rneklere artk rastlanmamaktadr. Yallar
evde genlerin yetimesine deneyim ve bilgileriyle nemli katklarda bulunmaktadr. Ancak, bu
ilgin davran bir baka biimde hl baz Eskimo gruplarnda devam etmektedir; syle ki,
yaralanan ya da sakat olan, bylece topluma, ailesine artk yk olacana inanan Eskimo, ya
kendi canna kyar, ya da birine kendisini ldrmesini syler. Bu ii ounlukla olundan rica
eder. Eskimolar, bebeklerine ok dkndr; anne, bebeini be yalarna kadar emzirir. Dayak,
Eskimolarda barbarlk olarak grlr; ocuklar hemen hemen hi dvlmez. Eskimo kadn,
Batllarla temas ncesinde, iglu ad verilen kar evinde genellikle oturarak doum yapard.
Kendisine bu esnada sadece yal bir kadn, yardmc olurdu. Yeni doan bebek hemen hayvan
derisinden yaplm bir giysiye sarlrd. Eskimolarda i amar giyme adeti yoktu. Tabii, tm
bu adetler birok Eskimo topluluunda zamanla kayboldu. Yaadklar iklim gerei, vcutlarn
yz dnda btnyle rten kaln giysilerle dolaan Eskimolar, kapal yerde, stlm bir
meknda, yabanclarn gz nnde bile hi ekinmeden soyunup, rlplak dolarlar.
Eskimolarda lider, ef ya da ynetici gibi kimseler yoktur; topluluk ierisinde tm kararlar ortak
alnr. Besinlerinin nemli bir ksmn, frtnal denizlerde byk tehlikelere katlanarak
avladklar balk ve deniz memelileri oluturur. Kadnlar, sonu zaman zaman lmle sonulanan
bu tr tehlikeli avlanmalara katlmaz. O yzdendir ki, kadn says her zaman erkek saysndan
fazla olmutur. Baz Eskimo topluluklarnda, kadn-erkek arasndaki nfus dengesini korumak
iin yeni doan kz ocuklar ldrlr. Bu davran, topluluk ierisinde su olarak kabul
edilmez. Buna ramen, yine de iki cins arasndaki nfus dengesi pek salanamaz. Bir erkein iki
ya da kadnla evlenmesi de haliyle olaan durumlardr. ou Eskimo topluluunda lm,
katlanlmas zor ve zc bir olay olarak grlmez; lm, bu insanlar iin bir tr uykudur. len
bir kimsenin bir sre sonra canlanacana inanlr. 346 Dnden Bugne nsan Yaamla lm
arasnda bir devamllk bulunur. lm bir olma eklinde alglanmaz. Eskimolar, yeryzndeki
hayata fazla nem vermezler; lmden sonraki hayatn daha ekici ve ho olduu inanc vardr.
lme bu denli normal bir olay gibi bakan Eskimolar, yaamdan zevk almasn da ihmal
etmezler; en kk bir sevinci kutlamak iin biraraya gelir, arklar syler, dans ederler. ark ve
dans, sadece grubun bireyleri arasndaki ba glendirmeye, bilgi al veriine, geleneklerin
srekli canl tutulmasna ya da efsanelerin kuaktan kuaa aktarlmasna hizmet etmez, ayn
zamanda bireyler arasndaki krgnlklarn giderilmesine de yardmc olur.
Avustraloidler
Bu isim altnda Avustralya ktasnda yaayan Avustralya yerlileri ile eski ad Seylan, bugnk
ad Sri Lanka olan adada yaayan Veddalar toplamaktayz. Bu iki ilkel topluluk birok ynden
birbirlerine benzedii iin ayn rk grubu altnda dikkate alnmaktadr. Veddalar Sri Lanka olarak
bilinen ve Hindistan'n gneyinde yer alan byk adann dousundaki ormanlk ve dalk
kesimde yaayan Veddalar, bugn yok olma tehlikesiyle kar karyadr; aa yukar 2 bin saf
Vedda kalmtr. ou da adann dier Siyahla-ryla karmtr. Genellikle ksa boyludurlar.
Ortalama 155 cm boyundaki Veddalarda deri ok koyu, dudaklar kaln, burun geni ve yass, ka
kemerleri kntl, salar siyah, uzun ve dalgaldr. Yz genitir (Vallois, 1967; Weiner, 1972).
Veddalarn ocuksu yz hatlar vardr. Vcut kllar ok az gelime gsterir. Bu topluluu
Hindistan'daki Siyahlarla kartrmamak gerekir-Veddalar avclk ve toplayclk yaam biimini

srdren bir topluluktur. 1893 ylnda, Sarasin adl bir aratnc Veddalarn Avustralya
yerlileriyle olan benzerliklerine dikkati ekmitr- Yaayan Irklar 347 Hindistan'da yaayan
Dravidyen adyla bildiimiz yerli topluluk da Veddalara balanr. Baz aratrclar, Veddalarn
vaktiyle Asya'nn gneyinde geni bir alanda yaadn, hatta Hindistan'daki yerli Siyahlarn
temelini oluturduunu ileri srmektedir. Avustralya yerlileri Son yaplan aratrmalara baklrsa,
bugnk Avustralya yerlilerinin atalar ktaya zamanmzdan aa yukar 50 bin yl nce ayak
basmlardr. Gneydou Asya kaynakl gler aralkl olarak srm, ktaya ilk gelen yerliler
beraberlerinde deniz avcl ve toplayclkla simgelenen bir ekonomik dzeni getirmilerdir.
Yeni Gine Takmadalar yoluyla ilk gelen yerlilerin yanlarnda sadece evcil kpekleri vard. Bu
ilk avc-toplayc-lann kullandklar aletler, kanguru dilerinin ucuna baladklar ve toprak
altndaki bitki kklerini karmaya yarayan sopalar, ayrca tatan keserler ve irili ufakl eitli ta
aletlerdi. Zamanmzdan 20 bin yl nce, bugnk yerlilerin atalar tarafndan kaya duvarlarna
yaplan renkli resimler, Avustralya ktasnn iskn tarihi asndan ok nemlidir; resimlerdeki
boyalarn analizinden ortaya kan sonuca gre, bu resimleri yaparken insanlar, krmz rengi
vermek iin, insan kann kullanmlardr. Avustralya yerlileri ince yapl, gl ve salam bir
bnyeye sahiplerdir. Balar dolikosefal, yzleri uzun, ka kemerleri dier hibir rkta
grlmeyen bir kntya sahip, burunlar geni ve yass, salar siyah ve dalgaldr. Avustralya
yerlileri dnyann en iri dili (makrodont) topluluudur. Avustralya yerlilerinin derileri Afrikal
Zencilerinki gibi ok siyah deildir; zellikle bal, eker kam gibi doal besinlerle beslenen ve
salkl bir grnme sahip kadnlarn derisi son derece przsz ve parlaktr (Thomson, 1983).
Yerli kadnlar, ince ve atletik yaplaryla da hemen dikkati ekerler. Orta Avustralya'nn l
blgelerinde yaayan yerliler arasnda sarn ve mavi gzllere Ska rastlanr. Yerlilerde A ve
O kan gruplar yaygndr (Wei- 348 Dnden Bugne nsan ner, 1972). Geceleri O santigrad
derecenin altna inen, gndzleri ise +50 santigrad dereceye kadar kan belirgin s
farkllklarna ok iyi uyum salamlardr. Buna ek olarak, yetersiz besin ve su kaynaklar,
kuraklk da dikkate alnrsa, Avustralya yerlilerinin ne derece g koullar altnda yaam
mcadelesi verdikleri grlr. lde alnan besin %80 orannda bitkiseldir. Avustralya
yerlilerinin yaamnda suyun nemi byktr. Su kaynaklarnn nerelerde olduuna dair ayrntl
bilgilerin bilinmesi yerliler iin yaamsal bir grevdir. lde bir yerli nerede bir su birikintisi
grse, temiz olup olmadna aldrmakszm hemen eilip ier. Baz blgelerde su imek iin
palmiye yapraklarndan rlm kaplar kullanlr. Yerlilerde ortalama mr ksadr; ok az 50
yan stne kar. Beslenme alkanlklar, yaadklar blgeye gre deiir. Ky kesimlerinde
balk, timsah ve dier deniz rnleri; l blgelerinde ise bcek, ylan ve kertenkele gibi kk
hayvanlar avlarlar. Su kaynaklarna yakn blgelerdeki yerliler timsah yavrularn ska avlayp,
ate zerinde piirerek yerler. eker, Bat tipi beslenme ile tanmam olan Avustralya
yerlilerinde pek bilinmez. eker gereksinimlerini byk lde topladklar baldan ve eker
kamndan salarlar. Kimi Avustralya yerlisinde, kili ttn gibi ime alkanl vardr. Kilden
kek yapp yiyen yerli kabilelerinden bile sz edilir. Avustralya yerlisi kadnlar topladklar bitki
tohumlarn iki yuvarlak ve yass ta arasnda ezip yenilebilir hale getirirler; her anne bu ileri
kzlarna ok kk yalardan itibaren retir. Yerliler genellikle yiyeceklerini saklamazlar;
avladklar ya da topladklar besinleri gn gnne tketirler. St veren evcil hayvanlara sahip
olmadklar iin bebekler en az iki yana, hatta kuraklk dnemlerinde drt yama kadar
emzirilir. Dolaysyla iki hamilelik arasndaki sre de bylece uzam olur. Ailelerde ocuk
says, zor yaam koullar nedeniyle snrl tutulur. Bu adan bilinli olarak birtakm nlemler
alnr; rnein baz dnemlerde cinsel ilikiler yasaklanr, bazen yeni doan kz ocuklar
ldrlr. Fazla ocuk, su ve besin aranrken yapla11 Yaayan Irklar 349 uzun yryler
srasnda gerekten nemli bir engel oluturur. Avustralya yerlilerinin bumerang ad verilen ok
mehur aletleri vardr (Kottak, 1997). Bu sopa, dirsek biiminde bklm bir eiklie sahip,
zel olarak yaplan ve uzaktan frlatlan, hedefe ulatktan sonra da sahibine dnen bir alettir.
Yerliler anak mlek yapmasn bilmezler; su ya da besinleri aa ya da iri yapraklardan
hazrladklar kaplarda tarlar. Avustralya yerlisi atei ok ilkel bir yntemle elde eder. Her
defasnda da ayn ilemi tekrarlar; bu i iin nce uzun bir ubuu avucunun iine alr, sonra

ubuun ucunu tahta zerinde at kk bir oyua yerletirerek, hzla ileri geri evirmeye
balar ve sonunda ubuk tutuur. Yerliler ok ve yay bilmezler. Tarmla uramazlar. Yerlilerin
mzikle aralar pek iyi deildir; sahip olduklar tek mzik aleti deneklerdir. ki denei
birbirlerine vurarak eitli sesler karrlar. Avustralya yerlilerinde tpk bizlerde olduu gibi,
anne, baba ve ocuklardan oluan ekirdek aile sistemi vardr (Thomson, 1983). ocuklar z
veya vey olabilir. Yerlilerin evleri, genelde aa dallarndan yaplma geici kulbelerdir. Her
kulbenin nnde srekli bir ate yanar, aile bireyleri bu ate evresinde oturur, yemeklerini yer
ve uyurlar. Yerliler genelde tek elidirler. Ancak, ok kadnla evlenenler de vardr. rnein
Avustralya'nn kuzeyinde yaayan bir kabilede Wongo adl bir yerlinin tam 22 kars ve ok
sayda da ocuu varm. Aile reisi, bu ekilde kendini daha gl ve itibarl sayarm. Yerliler
az sayda ocuk sahibi olmaya zen gsterir ve bunlar da en iyi biimde yetitirir. Ktann
birok blgesinde yeni doan bir bebein gbek ba, kendiliinden kuruyup dnceye kadar
alkonulur; daha sonra da bu gbek ba alnp zel bir trenle gmlr. Bebee isim verilirken
de bir tren dzenlenir. Gnlk besin aray iin kamptan uzaklara giden anne, bebeini palmiye
yapraklarndan rlme bir sepet ierisine koyar ve bir omu-zuna anta gibi asar. Bylece, serbest
kalan elleriyle rahata besinlerini toplar, ucu sivri sopasn kullanr. Bebein ya biraz 350
Dnden Bugne nsan ilerleyince baba tarafndan omuzda tanr. ocuun yetitirilmesinde
anne ve babann yardmlamas gerekten rnek alnacak bir davrantr. Baba hibir zaman
ocuuna dayak atmaz. ocuklara, bulu ama kadar sonsuz bir hogr gsterilir. Kz ve
erkek ocuklar erikinlie kadar birarada yaarlar. Kz ocuu birok davran rntlerini
anneden renir; gnlk faaliyetleri onunla paylar. Varsa kk kardelerine bakar, onlara
adeta annelik yapar. Kz ocuklarnn evlendirilmesinde geleneksel yollar takip edilir. ou
zaman kz ocuklarna beik kertmesi yapld bile grlmtr. Bebek, doumundan ksa bir
sre sonra mstakbel eiyle nianlandrlr. Bylece, yetikin oluncaya kadar birlikte yaayarak,
onu daha iyi tanma olana bulur. Kz ocuklar bulu a ncesinde cinsel ilikide bulunsalar
da, hormonlar henz geliimlerini tamamlamadklarndan gebe kalmazlar. Doum, Avustralya
yerlilerinde, tpk Eskimo kadmlarndaki gibi, oturur durumda gerekletirilir. Erkek olsun, kadn
olsun tm Avustralya yerlileri rlplak dolarlar. Cinsel organlarn bile rtme gerei
duymazlar (Thomson, 1983). Avustralya yerlilerinde erginlenme (erikinlie adm atma)
trenlerinin zel bir yeri vardr. Kz ya da erkek ocuunun erikinler dnyasna katlmas
birtakm trenler, eitsel faaliyetler ve zorlu geen snavlarla mmkn olur. Erkek ocuklar sekiz
ya da dokuz yana geldiinde, ailesinden alnr ve erkek akrabalarnn himayesine verilir.
Bylece, erkek yaknlarn himayesinde ocuun eitimi balar. Bu erginleim treni sresince,
nce ocuk snnet ettirilir; ancak bu uygulama Avustralya'nn baz blgelerinde grlr.
Kabilenin disiplin kurallaryla ilgili bilgiler erkek adayna retilir. Kutsal deerlere sayg
gstermenin temel ilkeleri tantlr. Yze beyaz boya ile eitli motifler izilir. Trene ilikin
uygulamalar yaklak bir yl srer. Tren bittikten sonra, erkek ocuk bir daha ailenin yanna
dnmez. Kz ocuklarnn ergenlik ana adm atyla ilgili trenler de ayr dzenlenir.
Ailelerinden uzakta bir kampta toplanan adaylara kadn olmann gerekleri retilir; bazen tren
srasnda kz- Yaayan Irklar 351 hk zarlar delinir; vcutlar, tpk Afrikal San kzlarnda
olduu gibi, beyaza boyanr (Chippaux, 1961a). Avustralya yerlileri genellikle 500 ile 1000
kiilik kabileler halinde yaarlar. Her kabile iki eit ksma ayrlr. Bir yarnn yesi kendi
yarsndan deil de, ancak bir baka yardan evlenebilir. Her kabilede, bireylerin uymas gereken
kurallar szl olarak belirlenmitir. Kabilelerin ayr totemleri vardr. Totem, yeri geldiinde bir
kanguru ya da bir kartal olabilir. Totem kabul edilen hayvann eti yenmez. Belirli bir toprak
paras zerinde yaayan tm yerliler totemin koruyuculuu altndadr. Totem olan hayvann
ruhu yerlinin bedeninde yaar; kii ld zaman totem ruhu bedeni terk eder. Avustralyal
erkekler, yln belirli dnemlerinde atalarnn gml olduu topraklara gelir, orada vcutlarna
tepeden trnaa beyaz boya ile eitli motifler yaptktan sonra ayinler dzenlerler (ekil: 4.16).
Her kabilenin motifleri farkldr. Dnyann birok yresinde olduu gibi, Beyazlarn Avustralya
ktasn istila etmesiyle beraber gelien olaylar sonucu, bugn Avustralya yerlileri hem sayca
azalmlar, hem de kltrel kimliklerini ve biyolojik btnlklerini byk lde

kaybetmilerdir. Beyaz istilaclarn ktaya ilk ayak bas, resmi kaynaklara gre 1770 ylna
rastlar. Bu tarihlerde kaptan James Cook, Avustralya'nn dou kylarna demir ekil 4.16
Avusturalya yerlilerinde tren hazrl 352 Dnden Bugne nsan atar. Bu ziyaretin arkasndan
tam 18 yl sonra bir baka ngiliz denizci, bir gemi dolusu tutsak getirir. Daha sonraki yllarda
Fransz ve ngiliz denizcileri ktaya ok sayda gmen tar. Beyazlarn yayldklar her blgede,
getirdikleri bulac hastalklardan, bunlara bakl bulunmayan yerliler byk lde can
kaybna uramlardr. Toprak elde etmek ve yerlemek amacyla yerlilere kar olmadk vahet
rnekleri sergilendi. Yerlilerin kutsal saydklar kayalk, aalk yerler, atalarnn gml olduu
mezarlklar tahrip edildi. Saldrmak, savamak ve yabancya ktlk yapmak Avustralya
yerlilerinin doasnda olmayan zelliklerdi. Yerlilere kar uygulanan soykrmda akla gelmedik
yntemlere bavuruldu. Kullandklar unlara arsenik zehiri bile kartrld. Bile bile bulac
hastalklar yayld. 1840 yl sonlarna doru youn bir rklk kampanyas balatld; yzlerce
yerli, ayaklarndan zincire vurulup, zindanlara atld. Kk ocuklar zorla ailelerinden koparlp
uzaklara gtrld. Beyazlar gelmeden nce, Avustralya'nn bereketli ky eritlerine dalm
halde yaayan yerliler i ksmlardaki besin ve su kaynaklarnca fakir llere srldler.
Yerlilerden gnmze sadece 160 bin kii kalmtr. Bunlarn byk bir ksmnn ise Beyazlarla
karan melezler olduunu sanyoruz. Zira, saf haldeki yerliler 40 bini gemez. Avustralya'da
toplam nfus ierisindeki yerlilerin oran ancak %1'dir. Avrupa uygarlna giderek artan lde
baml hale gelmilerdir. Bat tipi beslenme ile temas sonucu kalp-damar hastalklarnda art
olmu; di r yaygn bir hale gelmitir. Yerlilerin genelde dk olan tansiyonlar, Bat tipi
beslenme ve youn kentlemenin yol at stres sonucu ykselmitir. Ayrca, yerli kzlarn adet
grme ya da dmtr. Gelien tbbi olanaklar sonucu istenmeyen ekinik genleri tayanlar
topluluk iinde sayca artm, bunlarn kusurlu genleri, evlenme yoluyla kuaktan kuaa
aktarlmtr. Her yerde olduu gibi, bu geleneksel topluluk da, en-dstrilemi topluluklarn
istilas sonucu doa ile aralarnda kurulmu olan dengelerini kaybetmiler, byk bir kltr oku
yaamlardr (Thomson, 1983; Kottak, 1997).

You might also like