You are on page 1of 292

John Reed

Balkanlarda Sava

John Reed getiimiz yzyln balannda ABD 'nin en reva


ta olan ve en iinin ehli muhabiriydi. Birinci Dnya Sava sra
snda sava muhabirlii yapan Reed, birok Balkan lkesinden
sonra Trkiye'ye de gelmi ve elinizdeki kitapta bu anlarna da
yer vermitir. John Reed 1917' de, o dnemde Rusya 'nn baken
ti olan Petrograd 'da da bulunmutur. Dolaysyla Bolevik Dev
rimi 'nin snrl sayda Batl tanklarndan birisidir. Komnist fi
kirlerden derinden etkilenmi, Komintem yesi Amerikan Ko
mnist Partisi 'nin kuruluunda nde gelen isimlerden birisi ol
mutur. Savatan sonra Rusya'ya geri dnen yazar 1920 ylnda
Moskova'da lm ve Kzl Meydan'da gmlmtr.

Bu kitabn Yayn haklar


Pencere Yaynianna aittir
ngilizce

Orion Books

1994 basksndan ve Ectitions du Seul 1 996 Franszca

basksndan karlanlarak evrilmitir.


Birinci Bask: Ekim 2006
Kapak: Hseyin Yolda
Kapak Bask, Bask, Cilt: Kilim Mathaclk
Maltepe mah. Litros Yolu Fatih San. Sit. No: 1 2/204
Zeytinbumu-stanbul Tel: (02 1 2) 612 95 59
Yayn Ynetmeni: Muzaffer Erdodu
ISBN 975-8460-96-X
PENCERE YAYlNLARI:

211

....-.
.
yaytnlan

Osmanaa Mah. Pavlonya Sok. Nuholu han No. 1 0/6


Kadky 1 STANBUL TEL ve Faks: (02 16) 4 I 4 64 4 1

John

Reed

Balkanlarda Sava

eviren:

F.

Burak Aydar- Sevgi Tamg

Orijinal adyla The War in Eastern Europe'n birinci basks,


1916'da, Amerika Birleik Devletleri ve ngiltere'de ayn anda
yapld. Amerika Birleik Devletleri'ndeki basky yapan Char
les Scribner's Sons ve ngiltere'deki ise Eveleigh Nash Com
pany yaynevleriydi. 1919'da, kitabn ikinci basks yaynland.
Ikinci baskda, on bir blm karlmt kitaptan. Amerikal edi
tr, John Reed'in "insanln" takdir etmekle birlikte, bu blm
lerio kitaptan kanlmasnn nedeni olarak, baz blmlerin ok
"kiisel", bazlarnnsa ok "genel" olduunu, kendisinin zel bir
seri hazrladn ve kitabn ilk biiminin bu ereve iine girme
diini belirtmiti. zellikle, Rusya'da tutuklanmasna ve Ameri
kan Bykelisi'nin olaya karmasyla ilgili "Gutevo ve Ceset
ler Vadisi" blm kitaptan karlmt. Sonsz yerine yazlan
blm, John Reed'in lmnden sonra yaynlanan Daughter of
the Revolution adl derlemeden yararlanarak hazrlanmt
(Kitabn A Phoenix Paperback 1994 ngilizce basksnda da yok
tu. Franszca Editions du Seuil 1996 basksnda ise atlan on bir
blm olduu gibi bunlar anlatan Francois Maspera 'nun
yazd ayr bir nszde bulunmaktadr. Kitabmzn eksik olma
mas iin atlan on bir blm Franszca basksndan ayn kitab
esas alarak yerletirdik. Franszca olan on bir blm de Sevgi
Tamg'ten rica ederek ve F ranois Maspero'nun yazd
nsz de bir baka arkadann evirisiyle bu kitaba eklerlik ve
eksiksiz bir Balkanlarda Sava bylece ortaya kt. Bu kitabn
evirisinde emei geen Sevgi Tamg, F. Burak Aydar ve
Rikkat abiama teekkrlerimle) .
Pencere Yaynlar

NDEKLER

nsz
zgn Metne Yayncnn Notu
1 Gz Dikilen ehir
2 Saan Dou Kaps
3 ller lkesi
4 Savan Bakenti Ni
5 Cepheye Doru
6 Belgrad Avusturya Atei Altnda
7 Sava Hattnda
8 Yok Edilmi Bir Ulus
9 Gucotchevo e Cesetler Vadisi
lO Rusya'nn Arka Kaps
1 1 Novosielitsa'da Yaam
1 2 Bukovina Srtlarnda
3 Korkun Zalechik
14 Ruslar Geri ekiliyor
1 5 Almanlar Gelmeden nceki Lemberg
1 4 iyimser Bir Hac Yolculuu
7 Rus Usul Tutuklama
18 Cholm'da Tutukianma
9 Tutsaklk Servenimizin Devam
20 Rusya'nn ehresi
2 1 Ulusal Sanayi
22 Yurtsever Bir Devrim
23 Yahudilerin "haneti"
24 Petrograd ve Moskova
25 imparatorlar ehrine Doru: stanbul
26 Almaniann Ynetimindeki stanbul
27 stanbul'un Kalbi
28 Sultanla Tanma
29 Zorluklar erisindeki Romanya
30 Bulgaristan Savaa Giriyor
3 l Srhistan 'a Dn ve Yunanistan
32 Sondeyi: Yitirilmi Dnya

7
39
42
52
60
70
76
86
94
1 04
o
9

129
135
142
1 47
1 59
1 65
72
so

187
1 94
202
207
213
216
223
229
239
250
256
267
282
287
5

N SZ
John Reed sarn, mavi gzl, iri yapl, gl kuvvetli bir
adamd. Uzak Bat'nn en uzak snrnda, Pasifik Okyanusunun
kysnda, Kayalk Dalarn te yannda domutu. Ozan ruhlu
ve ok duyarlyd. New England' n en iyi niversitesi Har
vard'n disiplinsiz rencisiydi.
"Beyaz, Angio-Sakson ve Protestan" olan bu burjuva kkenli
yazar, 1920'de, Azerbaycan'da Dou Halklar Kurultaynda l
kesini temsil ederken yakaland tifsten ld. Henz otuz
yandayd. rnek bir Bolevik olarak, Kremlin'e gmld.
Otuz yllk, tutku dolu yaamnda, insanlar ve nesneler
hakknda her eyi bilmek istedi. Kadnlan severdi, erkeklerin s
cak dostluundan, sert ikilerden, dnyann yeniden yapland
rlmasyla ilgili sohbetlerden, sabahn erken saatlerinde yaplan
tartmalardan, Walt Whitman'n iirlerinden holanrd. lkesi
nin devasa boyutlarna ve muazzam zgrlk potansiyeline hay
rand. Amerika /918 adl iiri, kendisi gibi gezgin olan ada
Blaise Cendars'n nesir yazlarna nazire niteliindedir:
Usuz bucaksz Batdaki gamsz ocukluumdan,
Gl ve aldayan byk nehirlerden,
Deirmen ve sallardan,
Kozmopolit tayfalaryla
Denizar diyariardan gelen gemilerden,
Garip gonklarn nlad Chinatown'dan,
Dalgalan kylaravuran Mavi Pasifik'ten
Gnbatmnn insan sarp sarmalamasndan
7

cra kumsallardan, kamp atelerinden,


Avianan aslanlarn kkremelerinden,
Da tepelerinden ve gnein kavurduu llerden,
Chinook'a yaylan buday okyanusundan,
Enginlere uzanan, cmert meyve bahelerinden,
Onurlu ve marur, gen ve kaygsz,
ln ortasnda bitiveren cesur kentlerden,
Tanrm seni, Amerika'n benim.
Tm meslekler, tm rklar,
Tm karakterler, tm felsefeler...
Tm tarihiy!e, sunduu tm olanaklarla
ve tm maceralarla,
Amerika'm ... benim dnyam!
Gerek anlamda klasikleen kitab Dnyay Sarsan On Gn
Ekim devriminin tekrar tekrar baslan tarihesidir ve Stalin d
neminde temel kitaplardan biri saylmtr. Tm komnist parti
ler tekrar basmtr bu kitab. Amerika'nn snr blgesinden ge
len ve komnizmin zgrlk demek olduunu savunan bu gen
adamn eserlerinin, yazarn lmnden sonraki kaderi bu mu ol
malyd? Hemingway kadar uzun mrl bir ne sahip olan bu
fkeli Amerikal, lmnden sonra saHaba kuaklarn okumak
zorunda brakld bir yazar m olmalyd?
*
**

B'u kitabn balad 1915 baharn da, John Reed, New


York'tan bir gemiyle talya'ya geldi. Oradan Kanadal desinatr
Boardman Robinson'un eliinde Selanik'e geti. Daha o za
manlarda bile nl bir yazard. Gemi yolcular arasnda, bir yl
nce yaynlanan kitab Viva Meksika'y okumayan kalmarln
safa bir gururla fark etti. Rudyard Kipiing bu kitap iin, "Mek
sika'nn yeniden kefi" demiti.
New York'ta Village'i gerek anlamda kuran kuaktand. lk
edebi almalarna, The Masses (Kitle) dergisinde balad. Y8

netmen Max Eastman'n yan sra, dergi kadrosunda Walter


Lippmann, Cari Sandburg, Sherwood Anderson, Upton Sinclair,
Waldo Frank, Emma Goldman ve yabanclardan Bertrand Rus
sell, Eugene O'Neill, Maxime Gorki, Romain Rolland ve Pablo
Picasso vard. Baka birok kii gibi, o da zorunlu Avrupa ve Pa
ris yolculuunu yapt. Her eyi grmek ve anlamak iin bitmek
tkeornek bilmeyen bir susuzluk duyuyordu. "Dnceler benim
iin pek fazla bir ey ifade etmiyor. Gzlerimle grmem lazm"
diyordu.
Grmekle ve grdklerini aktarmakla yetinebilirdi. Daha
uzaklara, her zaman daha uzaklara gitme hrsn kimden almt?
Belki de, Theodore Roosevelt'in dostu olan babasndan. The
odore Roosevelt, Amerika Birleik Devletleri bakan olunca, C.
J. Reed'den kangrenlemi yerel ticaret ilerini tasfiye etmesini
istedi. C. J. Reed o zamanlarda, Oregon'un gzel Portland ken
tinde, zengin bir kapitalist olarak yksek dzeyde saygn bir ki
iydi. C. J. Reed drst ve namuslu bir iadam olarak kazand
saygnl yitirmedi, tam tersine g kazand, ama eski dostlan
ona srt evirmiti, klp yeliinden kanld ve yksek sosyete
den dland. Gen John, Tle Masses dergisi iin bir bildiri pro
jesi kaleme aldnda acaba bu olaydan m esinlenmiti?
"Eski sisteme, eski ahlak kural kalntlarna, eski zorla
malara aralksz saldrmalyz. [ . .] Kstaha, cretkar ve
zevksiz davranabiliriz ama asla adilememeliyiz. Hibir re
formist doktrin ve teoriye bal hissetmiyoruz kendimizi,
ama devrimci olduklan srece onlar da dile getirmekten geri
kalmayacaz. [ . ] Tle Masses iin dilediimiz ideal tutum,
btn dnce akmiarna kar duyarllk gstermek ancak
hibir zaman gerein tek bir ynne saplanp kalmamaktr.
Zamanla dncemizi deitirecek miyiz? .. Elbette, neden ol
masn?"
.

..

Bu genlik heyecanyla yazlm bir bildiriydi ve pek yle


devrimci grler iermiyordu. Yazma tutkusuna kaplan yazar,
az ok parlak bir bohem hayat yaamakla yetiniyordu. Bu ne
denle, ilk kitabnn ad da Vie de boleme (Bohem Hayat) idi.
9

iir yazmak -bunu lene kadar yapm, sular seller gibi iirler
yazmt-, renkli kaleminin ona n kazandrd gazete ve dergi
lere yazlar gndermek, Manhattan sokaklannda dolamak, yol
culuk yapmak, New York doklarnda ve batakhanelerinde gezin
mek, son moda partilere katlmak, hem Ritz gibi kocaman bir el
mas hem de dnyay deitirmeyi hayal etmek ve zaman zaman
"dncelerini deitirmek". Bu, onun gibi yetenekli genler
iin iyi bir programd. O yllarda ok vard bu gen insanlardan
ve amzn en byk yazarlar bunlar arasndan kmt.
1913'te, New York'a birka saat uzaklktaki, Paterson ipek
dokuma fabrikas alanlarndan yirmi be bin iinin grevi
onun hayatnda dnm noktas oldu. I.W.W. radikal sendikasnn
bakan, onu grev hakknda rapor yazmakla grevlendirmiti. ki
gn sonra, John greveilerde grd dayanma ve cmertlikten
sarho, kendiliinden ortaya kan sempati taknlklarndan a
kna dnmken, gstericilerin yry srasnda tutukland ve
hapse kondu. Hapistekilerin ou, Avrupa'nn drt bir yanndan
gelmi gmenlerdi, bunlar arasnda konumalar yapt. Hapisten
ktnda, unlar yazyordu:
"Paterson'da (New Jersey) sava var. Ama tuhaf bir sava
bu . iddet kullanan yalnzca savaan taraflardan biri, fabrika
patronlar. Yardmclan polisler, hi kimseye zarar vermeyen
insanlar coplad, yasalla kesinlikle uyan kalabalklarn
zerine atlar srd. Parayla tuttuklar zel dedektifler, su
suz insanlan tfekle ldrd. Bu kapitalistlerin gazeteleri, in
sanlar sendika liderlerine kar katliam ve iddete itiyor. [ ... ]
Patronlar, polis, basn ve mahkemeler zerinde mutlak bir
kontrole sahip."
Bir anda, Viiiage grevi desteklemek iin harekete geti. John
Reed, La Marsei/laise ve Enternasyonal marlarn syleyen bir
koroyu ynetiyordu. Sonra, kitleleri galeyana getirecek bir gs
teri dzenledi. yi niyetli ajitasyonun can damaryd, arkadalar
bir kargaalk ktnda onun kalabaln ortasna atldn,
kavgaya kartn anlatrlard. Amac, tm dnyay birlemeye
ikna etmekti. Ama grev baarszlkla bitti ve Amerikan sendikalO

cl iin byk bir felaket oldu. Yazar artk, sendikaclardan


uzak durmaya balamt. John Reed iin bundan byle, hibir
ey eskisi gibi olmayacakt. "Dramatik bir olay, toplumsal sar
snty, ilerleyen demokrasiyi, halkn mcadelesini" kefetmiti.
Ezilenler arasnda yer almadn, onlarn safndan olmadn
aniayacak kadar ak dnceliydi. Hangi sfatla ezilen kitlelerin
savana dorudan doruya katlacak, onlarn aclarn paylaa
cakt? Zaten, bozgun ve umutsuzluun ortasnda, grevcilerle son
randevusunu karmam myd? nk baka bir randevusu,
ak randevusu vard. Yaam boyunca, ideale ulama ve eylem
susuzluunu, ak tutkularyla badatrmt... Btn bunlar,
1913 baharnda, kendine yeni bir yol' izmesine engel olmad,
hem davranlarn hem de yaz stilini deitirmeyi i g edine
cekti . Annesine unlar yazyordu:
"IWW yesi olduumu ya da baka gruplarla birlikte ha
reket ettiimi yazan gazetelere inanma. Anglikan olduum
dan daha fazla sosyalist deilim. Hayatm zgrce yaamak
ve yazmak iin yaratldn biliyorum. i hareketi iinde
olsun, baka bir yerde olsun, grdklerimi, yaanan hayat
betimlemekten baka amacm yok. Bir takm kliklere kar,
babamdan daha sabrl deilim. Onun gibi, ben de program
ne olursa olsun, herhangi bir partiye ye olmay dnmyo
rum."
Sosyalist deil miydi? Sosyalistti ve yaad ann harikala
rndan kendini yoksun etmeden yarnlar kurmak, kendi kkenini
ve kltrn unutmadan proJeterierin mcadelesine katlmak is
teyen bir heveskarn sevin dolu heyecanyla, giderek daha da
inanm bir sosyalist olacakt. Beyaz Rusya'nn ta snr ucuna
kadar Harvard kravatn, Kazaklan artan golf pantolonunu
karmamt. Gazeteci miydi? Modem zamanlatn tarihisiydi de
mek daha doru olur. Bir yl sonra, n yeterince yayldnda,
Metropolitan Magazine, Meksika Devrimini izlemeye gnder
mek zere onu semiti.
Yazd makalelerde ve bunlardan yararlanarak 1914 'te ya
ynlad bir kitapta gerek "John Reed" slubunu yakalad. O

zaman, dostu Walter Lippmann yle dedi: "Rportaj sanat,


John Reed ile balamtr. Onun yazlan edebiyatn ta kendisid.r. "
Meksika' daki devrim Francisco Villa'nn liderliinde snrla
n ama tehlikesi gstenni, Amerika Birleik Devletleri'nde en
die yaratmt. Amerika Birleik Devletlerinin ilkel bir vahet
ten baka bir ey gnnedii bu lkeden, John Reed renk ve duy
gusallk dolu anlatlar, yaanm olayiann canl ve merakl yk
lerini getinniti. Birinci snf siyasi analizler yoktu kitabnda,
ama ilesini paylat, anlad ve toprak ve zgrlk uruna
giritikleri mcadeleyi anlatt insanlarla dosta konumalar
vard. Francisco Villa, kiilik olarak onu bylemiti -onun an
larn kaleme almay planlyordu- ama yazar iin nemli olan,
kamp ateinin evresindeki scaklk ve gven ortamyd. Bu
duygu birikimi, kitabnda anlatt, demokrasinin ne olduu ko
nusundaki dncesini ona zetleyen gen kylnn yaratt at
mosfere benziyordu:
arkc arknn yarsna vardnda, btn grup corri
do'ya katlmt. Bilirdiinde ve yanklar da yitip gittiinde,
bir an sessizlik oldu:
- zgrlk iin mcadele ediyoruz, dedi sidro Amayo.
- Peki, "zgrlk"ten ne anlyorsunuz?
- zgrlk istediim eyi yapabilmem anlamna gelir.
- Ya yaptklarn bir bakasna zarar veriyorsa?
Isidro, Benito Juarez'in nl bir szyle cevap verdi:
- Ban, bakalarnn haklarna sayg demektir.
Bu kadarn ummuyordum. Yaln ayak bir melezin zgr
lk konusunda byle net bir gre sahip olmas beni art
mt. Benim amdan da zgrln en doru tanm istedi
imi yapabilmemdi. Amerikallar ise bunu bana Meksikalla
rn sorumsuzluuna bir rnek olarak anlatmlard. Ama ben
ce bu, bizdekinden daha iyi bir zgrlk tanmdr. Bizde, z
grlk diye adaletin emrettii eyleri yapma hakkna denir.
Oysa, Meksika'da ocuklar bile zgrln doru tanmn
bilir...
12

John Reed'in "Viva Meksika" adl kitabnn yeni basksna


nsz yazan yk yazar Alvaro Mutis "Eski forml, grdkleri
ni bir kelime bile eklemeden aynen aktannaktr, her ey nasl
olup bittiyse, olay ylece aniatma zevkidir ve tek kayg, asl
nemli dnceleri, satr aralarna yerletinnektir." Temel d
nceler, nemli kiilerle yaplan rportajlarda, ne pahasna
olursa olsun sansasyonellik araylarnda yer almaz. Kendiliin
den "satr aralarna" szar bu dnceler. Viva Meksika ve Bal
kan Savalar'nda bunlara, yollarda ad bilinmeyen insanlarla
yaplan diyaloglarda, not edilen halk trklerinde rastlanr. Ki
taplarnda bunlar sk sk aktanr yazar, nk bu aktannalarn bir
halkn tarihi ve ruhu hakknda, kendi izlenimlerinden daha fazla
bilgi verdii kansndadr.
Asla ylmaz, geri ekilmez, asla hibir eye souk bakmaz.
stelik, gelip getii her yerde, kendini kabul ettirir, sevdirir
herkese. Birlikte iki iilen, ark sylenen her yerde, dierleriy
le birlikte ier ve ark syler. Karde gibi kabul gren bir ya
bancdr, bu kabule kendisi de candan karlk verir. Onun yaz
dklarn okuyan okur, birdenbire kendini anlatcyla zdeleti
rir, yazarn karlat insanlar capcanl karsnda bulur. Mek
sika'da savaanlar, Meksika halkna yakn ve karde klmak,
halkn gvensizliini ve nyarglarn krmak, byk bir baar
dr. Yalnzca edebi bir baar deildir bu, ayn zamanda politik
bir baardr da. Giderek bir sonuca varlr eserinde: Amerika
Birleik Devletleri, Meksika'daki karklkta "dzeni salamak
iin" mdahalede bulunmamaldr. John Reed, Bakan Wilson'la
bile karlam, onunla rportaj yapm, tarm reformuna ve ta
rm reformu iin Pancho Villa gibi savaanlara duyduu sempa
tiyi Bakana kabul ettinnitir. Ancak, rportaj yazldktan sonra,
Beyaz Saray bunun yaynianmasna kar kmtr.
John Reed, kazand baarnn tesinde, ilk kucak dolusu
vglerin ardndan, onun yolunu izlemeyen arkadalarn endie
ye drebilir ve kzdrabilir. Byk bir gazeteci olarak, The
New Republic'teki karyerine balayan Walter Lippmann, ksa
bir sre sonra "John Reed, efsanevi kahraman" balkl, ac sz
lerle dolu bir makale yazar. "John Reed, hayal ettii ideal dnya
gerekletii gn, adaleti yerine getiren halk kitleleri tarafndan
13

aslacak" der yazsnda. Metropolitan'n saygn yazar kadrosun


da yer alan Theodore Roosevelt'e gelince, Reed'in babasna kar
duyduu dostlua ramen, aka unlar yazmtr: "Villa z
grlk, adalet ve demokrasi adna savunulduunda, eskiden apa
eflerinin savunulmasnda yapld gibi, bu kelimelere uygar bir
lkede tad anlamlar yklenmi olur."
*
**

1914 Austos'unda, Avrupa'da Birinci Dnya Sava patlak


verdiinde, yepyeni ve kendine zg bir g olan sosyalizm or
dusuyla birlikte, Viiiage'liler ve John Reed de yerin dibine ge
mitir. Ama hangi cephede arpacana birden karar veremez.
Ona gre bu sava, Almany'nn endstriyel karlarnn, smr
geci gler olan ngiltere ve Fransa'nnkilerle atmasndan do
lay kmtr. "Rakip dkkanclarn kapmas" der bu sava
iin. lk vurumalar bitince, Avrupa'daki ii partilerinin snfn
birliini salayacana inanr. John Reed, savala ilgili olarak,
"Bu ykc dehetten, sonulan ok ar olan toplumsal sarsnt
lar doacak" diye yazmtr. Mttefklere duyulan belli belirsiz
sempatiye ve birtakm dayanma giriimlerine kar karak, sa
vaan taraflar bir kefeye koyar. Prusya militarizmi iin "kaba
kuvvet idealleri... salt demir ve kan" der. Mttefikler kampn da
barbarla kar savaan kltr ve uygarln karnpyla zdele
tirmez. Onun kansnca, "Mttefkler, oburluklarnn olanaksz
kld bir barn peinde koan kstah ve ikiyzl glerdir."
Sonuta, "Bu sava bizi ilgilendirmez" deyip iin iinden syrlr.
"Derin bir hayal krkl dnemiydi bu. Uluslarn artk ol
gunlua eritiine inananlarmiz iin, ac bir yenilgiydi. G
nn birinde Dnya Birleik Devletleri'nin, yeryznden zen
gin dncelerin fkrmasn, bir ilkbahar tarlas gibi iek
amasn salayacan sanyordu bu insanlar. Oysa uluslar,
vahi kpekler gibi birbirlerinin boazna sarld...
Bu sava, Avrupa uygarlnn ne olduunu aka ortaya
kard."
14

Fakat bu sava grmezden gelmek olanakszd, ne olup bitti


inin renilmesi gerekiyordu. John Reed, Metropolitan ve
World'un zel sava muhabiri olarak, Napali'ye gitmek zere
yola kt. Niin N apo li'ye gitmiti? Amac, btn dnyann
bekledii gibi, talya'nn savaa girmesini grmek miydi? tal
ya'nn Ul Antlamayla bal olduu Orta Avrupa imparator
luklarn safnda savaa katlaca sanlyordu o sralarda. Yoksa
yazar, o gnlerde sevgilisi talya'da yaad iin mi gitmek isti
yordu Napoli'ye? talya geici bir sre iin savata tarafsz kal
dndan, sevgilisini yanna alan yazar, Paris'e doru yola kt
ve tam Mame savann arifesinde oraya vard.
Fransa yolculuu baarszlkla sonuland. John Reed'e, cep
leye gidebilmesi iin gerekli izin katlar verilmedi. Yazar ba
nlyla nlyd, oysa bu kelime o zamanlarda hainle e an
lamlyd. Yabanc lkelerle yazmalar kontrol eden Fransz giz
li polis servisleri, John Reed'in bar kimliinden haberdard.
Kendi olanaklaoyla ve zellikle Tommie denilen ngiliz askerle
riyle dayanmas sayesinde Mame'a gitti. Sava alan henz ce
set doluydu. Fakat ate hatt, imdi baka bir noktaya kaymt.
ki kez tutukland ve sava sonuna kadar hapse atlmakla tehdit
edildi. Artk, savan cephe gerisinden baka bir ey gremiyor
du. Yeni askere alnm erlerle dolu trenler kuzeye gidiyordu.
Askerlerin mar sylediini ve "Berlin'e! Berlin'e! " diye bar
tklarn iitiyordu. Gneye giden trenlerse yarallar tayordu,
bundan byle sava muhabirierinin zerine sinecek olan l ko
kusunu duyuyordu. Paris'te evinde kapal kalan yazar, gvenli
bir yerde bulunaniann "son damla kan dklene kadar savama
ya devam" diye lklar atmasndan nefret ediyordu. O sralar
da, sevdii kadn terk etti. Sonra, hemen yeni bir sevgili buldu.
Yitirdii zaman telafi etmek iin, onunla evlendi. Ama yarnsz
bir evIiiikti bu.
Fransa'daki savata neler olup bittiini anlamak olanakszd.
John Reed, svire zerinden Almanya'ya gitti. Orada, daha
akllca bir kabul grd. Alman sava aygtnn ileyiini yakn
dan grebilmesi iin, her ey gzlerinin nne serildi. Elbette ki
Alman subaylarnda halkn scakl, dostluu yoktu, ama tume
si bir "saat dzeniyle" organize edilmiti ve yolculuu igal al15

tndaki Fransz topraklarna kadar uzanyordu. Yazar, kimi za


man hayranlk, kimi zaman da fke duyuyordu. yi yalanm
sava makinesine hayrand. Fakat savan insanlar robotlatr
masna, insanlktan karmasna fkeleniyordu. Almanlarn gs
terdii kr krne itaate katlanamyordu. "Savaa girdik bir ke
re. Vatanmz iin dveceiz. Niin ve nasl balad bu sava,
bunu bilmek hibir eyi deitirmez. Btn insanlar, btn para,
btn dnceler imparatorumuzun emrindedir" diyordu Alman
lar. Keke kin olsayd bu adamlarda, bu hi deilse insanca bir
duyguydu. gal altndaki topraklarda yaayan Franszlarda vard
bu kin. Yazar Almanlarn istila ettii yerlere ulanca, Paris'in
umursamaz havasn unuttu. Ayaklar altnda inenmi onurun
en ak ifadesiydi grdkleri: "Krsal blgelerde yol alyorduk.
Grdmz kyllerin yzleri yoksulluk yznden ask ve kin
doluydu. Son arabalarda bulunanlar, arkamzdan domuzlar, Al
man uaklar diye kfr edildiini iittiler." John Reed, bozgunu
kabul etmeyen bu halkn "umut ve inancnn" "harika" olduunu
yazyordu.
iekli krlarda bira ve naps imekten bkan yazar, Ypres
yaknlarndaki gerek siperlere gitmek iin izin kopard. New
York Post muhabiri Robert Dunn ile bir gece ve bir gn n hat
larda kald. Orada grdkleri onda ok zc ve korkun bir an
brakmt: "Saanak altnda srlsklam, arnuriara yapm ya
tan insanlar. Kapkara amurlar iine yar bele kadar batm, yir
mi drt saat, durmadan ate eden askerler, son saldrda len
Fransz askerlerinin cesetlerinden oluan birka metre yksekli
indeki tmsek, topu dellosunun bitmez tkenmez gmbrt
s ve aydnlatma fzelerinin btn bu kyametin zerine lgn
k..."
Korkular ve aclar bir an iin paylalyor, sigaralardan sray
la birer nefes ekiliyor ve alkoll ikilerden birer yudum iili
yordu. Bu iten duygular, bu basit hareketler, Meksikal sava
lar arasnda ylesine youn yaad dostluu mu hatriatmt
ona? Alman siperlerinde, bir ukurda mevzi alan askerlerden bi
ri, mavzerini nce Reed'e, sonra Dunn'a uzattnda, ikisi de hi
16

dnmeden silah almaya davranyor, ard ardna "dmana" ni


an alp tetii ekiyorlard.
Bu Avrupa yolculuunun bilanosu hazindi: Fransz milliyet
ilii onu Prusyallarn kstahl kadar bktrmt. Her yerde,
Ingiltere'de bile, savan ldrtt, mantkl dnme yeteneini
yitirmi insanlara rastlyordu. Baz istisnalar vard elbette, byk
Alman sosyalisti Karl Liebknecht de onlardan biriydi. Mecliste,
sava kredilerine kar oy kullannt o, farkl bir gelecek umu
dunu temsil ediyordu. John Reed, Berlin'de onu grdnde,
byk dnr uluslararas ii snfnn "geici teslimiyetleri
ne" ramen, savan sonunun kesinlikle Almanya'da devrime
varacan bildirdi. Fakat Liebknecht, onun bu iyimserlii pay
lamasn salayamad. Avrupa ona en kt gnnde, irkin bir
k altnda grnmt: "Sava duygularla, kin ve intikam hr
syla, milliyetilikle dolu bir amur yn". Dpedz kabile a
tmalarnn srp gittii bu kk kta, geni ve zgr Ameri
ka'nn ocuuna anlalmaz grnyordu. John Reed, sosyaliz
min insanln gelecei olduuna inanrd, onun gznde "Avru
pa'daki dnceler lmt", Avrupa uygarlnn sonu gelmiti.
Bu "sanayi" savann fabrikalan siperlerdi, "lm fabrikalany
d". Hayr, bu barbarlk Amerika'ya bulamamalyd.
Gazete, onun rportajlanndan memnun deildi. Kendisi bile
"ok kt" diyordu yazdklar iin. "iren bir sava bu, yle yi
ite, heyecan verici bir yan yok, ylesine de anlamsz ki nasl
anlatacan bilemiyorum buradaki arpmalar." 1915 bala
rnda New York'a dnd, fakat orada da huzur bulamadndan
yeni bir giriimde bulunmak zere tekrar yola kt.
Aslnda, Metropolitan onu bat cephesine gndermek istiyor
du. Fransztarla Almanlar arpyordu burada, Alman ordusu
nun iterteyii durdurulmutu ve herkes, o ilkbaharda son ve be
lirleyici savalarn yaplacana inanyordu.
Alman siperlerindeki olay unutnaya alyordu, tfei kav
ray, sisterin ortasna ate edii, hareketli yaamnn anekdotla
rndan biriydi sadece. Fakat yol arkadann durumu farklyd.
Robert Dunn, yaptklarndan pimanlk duyuyordu. Bu duygu
nun arlndan kurtulmak iin, gazetesinde her eyi itiraf et
miti. Kendini affettirmek iin ileri srd tek mazeret, bar,
17

nl idealist arkada John Reed'in de bu kt olayn iine s


rklenmesiydi. "Allah bizim belamz versin yaptklanmz iin...
iddete ve militarizme kar duyduu kine ramen Reed'in bunu
yapabilmesini, hakl deilse bile yeterli bir mazeret sayarm."
Bu makale gzden kamad, Paris'teki Amerikal gazeteciler
dernei desteini ekti ve bu hareketin, meslein en basit ahlak
ilkelerini inemek anlamna geldiini aklad. Bu protestolarn
yanks olarak, Le Temps Reed'i hain ilan etti. Fransz hkmeti,
yazann Fransa snrlanndan ieri girmesini yasaklad. Washing
ton'daki Fransz elisi, Theodore Roosevelt bizzat mdahale
ederse, belki bu yasan kaldrlmasn salayabileceini akla
d. Her zamanki gibi arbal amca pozlan taknan Roosevelt,
mdahale etmeyi kabul etti, John Reed'in yannda bir mektup
yazd. .. ve mektubunu u szlerle bitirdi: "Ben General Joffre ol
saydm, Reed de benim elime dseydi, onu harp divannda yar
glatr ve kuruna dizdirirdim."
*
**

te bu yzden, John Reed Selanik yollarna dt. Batdaki


sava anlamaz olmutu, douya gidiyordu. Ne de olsa, 1914'te
ilk tabanca bu blgede patlat1m, sonra bu silah sesi tm ktaya
yaylmt. Daha kesin bir ifadeyle, Saraybosna'da patlak ver
miti sava. O gnden beri, tm dnya nefesini tutmu bekliyor
du, ok olmutu herkes. Fransa'da Alman ordusunun ilerleyii
imdilik durdurulmutu, Dou'da ise, Rus ordusu arpa arpa
Polanya'dan geri ekiliyor, Karpatlar'n gerisine kadar pskrt
lyor, burada bir nefes alp taparlanmaya alyordu. Bir sre
Avusturya ordusunun igali altnda kalan Srbistan, dman Tu
na nehrine doru srmt. 1915 ubat'nda, zayf bir askeri g
saydklar Trkiye'ye saldrarak, Orta Avrupa imparatorluklarn
arkadan evirmeye ve mttefikleri olan Rusya ile yaamsal bir
balant kurmak iin boazlardan yararlanmay amalayan mt
tefikler, Fransz ve ngilizlerden oluan bir orduyu anakkale'ye
gnderdiler. Fakat sonu, mttefikler iin byk kayplar ve kor
kun bir bozgun oldu. Bu blgede mttefiklerin ss yoktu, Yu18

nanistan tarafszd. Orta Avrupa imparatorluklarnn, Trk mt


tefikleriyle balants da azd ve zorlukla srdrlyordu. Bu du
rum, lm iin elverili bir denge salyordu. Taraflardan her bi
ri zafer kazanmak iin, o gne kadar savaa katlmam Avrupa
lkelerinden talya, Yunanistan, Bulgaristan ya da Romanya'y
savaa srklemek zere mttefiki yapmak zorundayd. Bu du
rumda, Balkanlardaki sava belirleyici olacakt. te, savan ka
derinin belirlenrnek zere olduu o aylarda, John Reed Selanik'e
ayak bast. Bu kent, iki yldan beri, henz tarafsz olan Yunanis
tan'n snrlan iindeydi.
Yolculuk plan belliydi ve bu kitapla anlatlanlar gibiydi: n
ce Makedonya'dan Srhistan 'a gidilecek, oradan Avusturyallar
dan yeni kurtulan Belgrad'a geilecekti. Sonra Moldavya, taraf
sz Bulgaristan ve Romanya zerinden Bukovin'e geilecek ve
oradan Rusya snrna varlacakt. Kafkasya'ya kadar yolculuk
devam edecek, oradan Trkiye'ye geilecek ve yine Selanik'e
dnlecekti. Kanadal olup ngiliz vatandalna getii iin,
Trkiye'de dman bir lkenin uyruu saylacak olan arkada
Robinson'dan tam zamannda ayrlmt. Bu blgelerde bir ba
ka Avrupa ile karlaacan umuyordu. Baka halklarla, daha
ak yrekli, "sanayi sava"na bulamam, geni topraklarda,
Meksika'nn zgr insanlar arasnda karlatklarna benzer ki
ilere rastlayacan sanyordu. Annesine yazd mektubunda da
anlatyordu bu duygularn:
"talya'ya yaklatm u sralarda, kendimi gerekten ok
zgn hissediyorum. Avrupa'dan nefret etmeye baladm. Bu
yolculuktan sonra, bir yl kadar Amerika' da kalabilmeyi
umuyorum. Sava bitmeden, Avrupa'ya dnmek istemiyo
rum. Yine de, Dounun bambaka ve ilgin olduunu sanyo
rum. Kafkasya, biraz Meksika'ya benziyor galiba, kukusuz
orada yaayan insanlardan holanacam. Cengiz Han'n Av
rupa'y igale geldii yollarda, sarp da geitlerinde at ko
turmak harika olur benim iin."
Bu program, bu kitapta sz edilmeyen, beklenmedik iki
olaydan dolay tam anlamyla uygulanamad. Birincisi, kiisel

bir durumdan kaynaklanyordu. Srbistan'da gezdii srada, ok


iddetli arlar hissetmiti. Bkre'e vardnda yatmak zorunda
kald. Tehisler birbirinden farklyd ama hastalk tkal damar
lardan birinden kaynaklanyordu. New York'a dndnde bu
tehis doru km ve yazar ameliyat geirmiti. Demek ki, bu
kitapta neeli bir hava iinde anlatlan maceralan yaad sra
da, John Reed hastayd.
kinci olay suskunlukla geitirmesi anlayla karlanabilir.
Ama yolcularn Moldavya snrndan Petersbourg'a gitmelerine,
oradan da yine gneye inmelerine ve Romanya'ya gemelerine
neden olan byk dn kitabnda aklamtr. Bu aklama
snda, aptalca bir yanl anialma ve Rusya'daki Amerika Birle
ik Devletleri elisinin beceriksizlii yznden bu olayn bek
lenmedik kt sonular vermesinden sz eder. Yolcular dzenli
pasaportlara sahipti, fakat lkeye girmeye alan Alman casus
lann zamannda tespit edememi olan Rus subaylar bu hatalan
n affettirmek iin, kt niyetli davranarak ellerine geirdikleri
ilk yabanc gazetecileri kurban diye semi ve bunlar dman
ajan olmakla sulamlard. Bu konuda fazla aklama yaplma
d, nk basit bir yanllk olmad belliydi. Rus haber alma
servisleri, ne kadar rgtsz olurlarsa olsunlar, Alman sperlerin
den ate etme olayn ortaya karmakta gecikmediler. Paris'te
Le Temps'n yazdklar, Petersburg'da da geerliydi. Fransz as
kerlerinin katili olan John Reed, Alman casusundan baka bir
ey olamazd. Grandk Nikala, nerdeyse Theodore Roosevelt'in
Joffre'a verdii grevi yerine getirecek, John Reed'i kuruna
dizdirecek tL
Bu beladan sa kurtuldu, ama artk hibir zaman Rus ate
hatlarn ziyaret edemeyecekti. Bat cephesindekinden fazla bilgi
sahibi olamayacakt sava konusunda.
John Reed, her eyden nce iyi bir anlatcyd. Yerini baka
hibir yaznn tutmayaca iki byk eser kald ondan. Birincisi,
Osmanl ynetiminden yeni kan, byk bir deiim iindeki,
zerlerinde "etnik temizlik" yaplan eitli halklarn bir arada
yaad Balkan blgelerinin betimi. kincisi, arlk rejiminin
son gnlerini yaayan Rus halknn betimi. John Reed, ne kadar
ngrl olduunu kendisi de farkna varmadan, Rus halkna
20

ilikin u soruyu ortaya atmt : "Eer kyller gerekten birile


rine kar savamak istiyorduysa [baz Rus subaylan kylleri
miz dvdr diye vnd zaman sormutu bunu yazar] ni
in bunu kendi yurtlarnda yapmyorlar, kendilerini ezenlere kar
dvmyorlar?" 9 5 ylndayz, diyor (kitab 9 6 'da ka
cakt) ve unu ekliyordu: "Daha sonra, gerekten savamaya
balayp balamadklarn greceiz."
Yazar da katlyor bu savaa. Rusya ile ilk temasnda, bu b
yk lkede, bu byk halkn sahip olduu gcn her eye yete
cei izlenimi edinmiti. Meksika'daki gibi b urada da hi kulla
nlmam taze beyin gc, kuvvet ve potansiyel vard. sterneye
rek b u yol c u l u u yapmasay d , b yk b i r o l a s l k l a ubat
1 9 1 7 ' de Petrograd' da b ulanamayacak, geleceini hissettii ve
kendisine "b ir tr doa gc" gibi grnen devrimi yakndan iz
leyemeyecekti.
*
**

"Salgn hastaln kol gezdii lkeden yazyorum . . . " Ara


gon 'un bu dizesi , John Reed' in kitabnda, B alkan lkelerindeki
yokuluunu anlatt blmn bal olab ilirdi. 1 9 1 5 yl nda,
Balkanlar sava ve tifs gib i iki byk felakete birden uramt.
Tifs, btn bir blm oluturan sayfalarn temel konusuydu.
Okurun bunlar okurken, yazarn da o tarihten be yl sonra tifs
ten leceini bilmesi, o ac olaylar okumann verdii hzn da
ha da arttrr. Bu iki felaket 1 9 1 4 Austos 'undan ok nce lkeyi
etkisi altna alm, Balkanlarda ilk sava 1 9 1 2 'de patlak vermi
ti .
Saraybosna'daki suikast, tarih iinde uzun sreli, kanl olay
lar arasnda bir andr sadece, atmalarn balangc ok eskilere
dayanr. Ksaca, XIX. yy balarnda, Karageorge'da ilk Srp is
yan ve Yunanistan bamszlk savayla baladn ve gn
mze kadar sregeldiini syleyeb iliriz. Bosna'daki sava da,
belki son sayfas deildir bu kanl tarihin. Avusturya Aridk
Franois-Ferdinand'n, Bosna'l renci Gavrilo Princip tarafn
dan ldrlmesi, 1 9 1 2- 1 9 1 3 yllar arasnda, Balkan lkelerinde-

21

ki korkun katliamlarn sonucunda meydana geln i a c bir olay


dr. O yl larda, hem savaan iki taraf, hem de sivil halk, son
damla kanna kadar arpmtr. Birinci Dnya Savan bala
tan suikast olay, Balkanlar'da ve bu civardaki yerlerde ortaya
kan btn siyasi olaylarn Avrupa iin yalnzc a bir ban ba
olmakla kalmayp, tm ktay yreinden vurac ak kadar tehlikeli
boyutlara ulaab ileceini b ize daima hatrlatmal dr.
John Reed'in tan kl n deerli klan, ok can alc bir anda,
blgenin durumunu ve halklarn yaamn anlat:n asdr. Be yz
y llk Osmanl ynetiminin zorunlu kld dzen in ve bu yneti
min hogryle karlad ya da kulland oku luslu toplumla
rn kaybolmaya yz tuttuu bir dnemdir bu. Or tadan kalkan bu
uygarlk, yerini terre, snrlan hemen hemen bu gnk gibi izi
len , "ada" ulus devletlerine b rakmt. John Reed u gerei
ok ak b iimde gryordu : Kozmopolit stanbul ve Selanik,
yerlerini Trk stanbul ve Yunan Selanik'e brakmak zereydi .
Bu kentler uzun sreden beri ve etkili b iimde, ok saydaki et
nik bileenlerinden "arndrlmaktayd".
Balkan bamszlk savalarnn tarihi, Avrupal byk gle
rin sistematik bir dnmyle ve blge halktannn zgrle
kavuma zlemleriyle b irleir. XIX. yy boyunca, b ir yandan ulu
sal kltrlerdeki byk Rnesans, devrimcilerin 1 789 Fransz
devrimi aydn lanmaclarndan ve I 848 ilkbah arnda, yeni tip
okullarn yaratcs, dil reformcular olan halk hareketlerinden ,
halkn arasndan kan karizma sahibi nderlerden etkilenmesi
sonucu Avrupa'da yaanan dnmler, B alkan halklarn etkile
miti. te yandan, Avrupa lkelerinden b irinin, Trklerin yenil
gisinden yararlanp Balkan larda egemen lik kurm as konusunda
endieye kaplan Avrupal gler arasndaki atmalar da srp
gidiyordu . ngiltere ve Fransa, Akdeniz havzasnda egemenlik
konusunda ekiiyor, Rusya her zaman daha gneye doru ya
ylma eilimi gsteriyor, Avusturya-Macaristan snrlarnda ra
kip istemiyor, talya bir "deniztesi" hayali kun yordu . Avrupa
gleri iki li oynuyordu: Osman l mparatorl uu 'nu zayflatmak
ama ortadan kaldrmamak istiyorlard, ayaklan anlar destekle
mek istiyor ama iktidar almalarna ve ellerinde tutm alarna izin
vermeye yanamyorlard. Bamszlklarn kaz anacak olan bu

22

halklarn, byk ve tehlikeli bir birlik kurmak zere uzun sre


cek bir anlama iine girmeleri, Avrupa lkelerinin hi iine gel
miyordu. Yunanistan 'daki ayaklanma srasnda, X. Charles'ten
I. Alexsandre 'a kadar Viyana Antlamasyla birbirine bal olan
btn Avrupa krallklan, yeni bir cumhuriyet ortaya kacak di
ye korkudan titriyorlard. Btn yzyl boyunca, Londra, Berlin,
Viyana, Saint-Petersbourg ve Paris bakanlar kabinelerinde, Bal
kan federasyonu hayaleti dolayordu. Halklarn bedelini o kadar
pahal dedii bamszlk, demek ki yakndan izleniyor, frenie
niyor ve kontrol altnda tutuluyordu. Bu bamszlk hareketleri,
S rhistan dndaki B alkan lkelerine yab anc hanedanlklarn
dayatlmas, her zaman olabildiince dar tutulan snrlarn yapay
biimde tespitiyle lkeleri blme gibi nlemlerle bask altna al
nyordu. Yunanistan'da nce Savyeral bir kral hkm srm,
onu attklarnda yerine bir baka yabac, Danimarkah bir kral
tahta gemiti. Bulgarlan ynetenler, nce Battenberg daha son
ra Saxe-Cobourg-Gotha hanedanyd, Romanyallar ise Hohen
zolem' lerin ynetimindeydi.
Avrupal gler, ancak kendi karlarna uygun geliyorsa, ba
mszlklan kabul eder ve desteklerdi. Bylelikle, Fransa ve n
giltere, nce Yunanistan ' n daha sonralan da Romanya'nn ba
mszlna taraftar olmutu. Rusya, ayn nedenle, Srhistan ve
Bulgaristan ' n bamszlndan yanayd. I 854 'te, III. Napoleon
tarafndan gnderilen 200.000 kiilik Fransz ordusu, Rus yayl
maclna kar arpmak zere Y ama'da yeniden gemilere b i
nip Knmda konulanmadan nce, Ege Denizi ve Karadeniz k
ylarndan dolaarak ileriedii nde, Osmanl mparatorluu 'nu
savunmu ve bu ordunun geii Balkan halklarnn zgrlk m
cadelesine hib ir katkda bulunmamt. Paradoksal grnmekle
b irlikte, Rus subaylan 1 877 'de B ulgaristan 'n kurtarclar ol
mu, dinsel ya da laik eitim konusundaki misyonlarn yerine
getirmeden nce, halkn kaymak tabakasna Fransz dili ve kl
trn alamlard.
Jandanna Avrupa tarafndan ift ynl bir srtme dayatl
maktayd : Halktan kopuk krallk karikatrleri ve halklar birbi
rinden ayran snrlar. Yunanllar, Romanyallar, Bulgarlar, Srp
lar, Trkler ve Arnavutlar, o gne dek aralarnda snr olmaks-

23

zn, bir arada yaamlard. 1 82 1 'de, Byron Missolonghi' ye var


dnda, Yunanistan 'n bamszl iin en iyi arpanlarn Ar
navutlar olduunu grmt. Bulgar devrimci leri, Srhistan 'da
n kazanmlard: Belgrad'ta Le Cygne du Danube (Tuna Kuu
su) dergisini kartan G. Rakovski, Vasil Levski ve Hristo Botev
gibi, Balkan federasyonu dncesini savunuyordu. (Srplarda
ise, bunun tam tersine, batan beri fetih ya da smrgecilik yo
luyla yaylmaclk egemendir.) I 877 Plevne kuatmasnda, Rus
ve Bulgarlarn Trklere kar kazand zafer ve Bulgarlarn ba
mszlklarn elde etmesi, Romenierin gelii olmasayd olanak
szd. 1 903 'teki baarsz ayaklanmann nderi, Makedon ulusal
kahraman Goce Delcev, Balkan federasyonuna bal b ir Make
donya Cumhuriyeti kurmak uruna dvmt. Bugnse, Bal
kan blgesi paralandktan sonra, bir lkenin snrlarn iinde,
herkes lke dnda kalan kardelerini dnyor. Avrupa'nn
dayatt dzene uymak adna, b u geni topraklarda, halklarn
gerek dalmna uymayan dar snrlar iine hapsedilmi ulus
devletler halinde yaamaya mahkum edilen bu halklar, hep lke
olarak byrneyi hayal ediyor. dealler de yerini baka dnce
lere brakyor: Byk zgrlk ve bamszlk idealleri terk edi
lip herkesin kendi ulusal kimliiyle, ya da bugn daha ok kulla
nlan sevimsiz kelimeyle ifade edilecek olursa, herkes kendi et
nik kimliiyle yetinmek zorunda kalyor.
Bu anlatlanlardan, Balkan tarihinin bu byk glerin mda
halesiyle zetlenebildii ve yalnzca bununla akland sonucu
karlmamaldr. Tarihsel olaylar, hibir zaman tek bir etkenle
aklanamaz. Fakat Balkanlar iin, yukarda anlatlan olaylarn
zellikle belirleyici bir etken olduu kesindir. Balkan halklarna
zg doutan zalimlik ve "vahilik" masallarn unutturmak ba
kmndan, b u gereklerin bilinmesi nemlidir. Bu vahilik, ayn
koullar altnda, baka halklar iin de sz konusu olabi lirdi. An
cak her ey bu kadar mekanik bir determinizmle aklanamaz.
nsanlar ve halklar, hibir zaman tarihin basit piyonlar deildir,
byle b ir deerlendirme, onlar her trl zgr irade ve onurdan
yoksun etmek demektir.
XX. yzyl balarnda Bulgaristan, 1 878 'de kendisine eski

24

topraklarnn iki katnn verildii Aya Stefanos anlamasyla elde


ettii haklardan yararlanmaktan yoksun edilmesini hazmedemi
yordu. Hele Makedonya'nn kayb bu lkeye ok ar geliyordu.
Trkiye'ye geri verilen Makedonya zerinde, Yunanistan ve Sr
histan da hak iddia ediyorlard. Bu lkelerden Yunanistan, Epir,
Trakya ve Ege Adalarn Trkiye'den geri almak ve Srbistan, en
azndan Bosna-Hersek topraklarn Avusturya ynetiminden kur
tarmak istiyordu.
9 2 'de, blgenin bir ksm, douda Osmanl mparatorlu
u 'nun ve batda Avusturya-Macaristan 'n egemenlii altnday
d. S rbistan, Montenegro, Yunanistan ve Bulgaristan'n birle
mesini salayan Balkan Antlamas, ilk bata Trklerin oradan
uzaklamasn salad. Avrupal gler de pasif kalmyordu bu
durum karsnda. Silah sat konusunda, aralannda kran krana
bir rekabet srp gidiyordu. S rplarn Trklere kar kazand
ilk belirleyici sava olan Kumanova sava, 75 ' lik yeni Fransz
toplan sayesinde onlar iin zafede sonulanmt. Bu toplar, ilk
kez bu sava alannda denendi. 1 9 1 3 'te ise, Balkan Antlamas
na bal lkelerin dalmas, Yunanllada Srplar, Bulgadara
kar kard. zellikle Makedonya'da anlamazlklar youndu,
bu lke iki galip ulus olan Srplada Bulgarlar arasnda ekiili
yordu. Yunanllar zoraki bir Helenizm ve teki taraf zor kullana
rak Srplatrmayla Makedonya Rnesans ' hareketinin (ilk "ko
mitaclar") yaratt eseri ortadan yok etmeye alyordu. Tabii,
Bulgarlarn btn eitim ve kltr abalar boa gitmiti. ste
lik, Srhistan ve Yunanistan, her biri Arnavutluun birer paras
n igal etmi, bu lke de yeni kazand bamszln kabul et
tirmeyi baaramamt.
lk Balkan sava bir bamszlk sava saylabilir. kinci
Balkan sava ise blcyd. Her iki savata da, sivil halklar ok
aclar ekmi, dzenli ordulardan daha ok kayp vermitir.
1 9 1 4 baharnda, bu blgede inceleme ve aratrma yapmak
zere, Amerikan Carnegie Kurumunun finanse ettii bir ulus
lararas misyon almas balatld . Misyona bakanlk eden,
Nobel bar dl sahibi Fransz senatr, Paul d' Estournelles de
Constant'd. Misyanun iki amac vard. Birincisi, Balkanlarda
savaan taraflarn iledii sava sularn, yaptklar vahice zu-

25

lmleri ortaya karmakt. Bu vahet konusunda, savaan taraf


lardan ikisi de karsndakini suluyor, bu konuda youn b i r
kampanya srp gidiyor, galipler bundan karl kyordu. B u ga
lipler, batl kamuoyunda, barbarl yalnzca Bulgarlarn yapt
grnn yerlemesini salayan Yunanllar ve Srp lard. kinci
ama, savan yeniden balamasn ve yaylmasn nlemek iin,
hakemlik etme frsat yakalamakt. Paul d 'Estoumelles de Cans
tant mrn bar uruna hakemlie adam, uygar dnyadan sa
valarn kalkmas iin u raan biriydi. Avrupa Topluluunun
atas olan La Haye uluslararas mahkemesinin kurulmasnda en
byk rol o oynamt. Amerika ve Fransa'da yaynlanan rapo
ru, b izim iin ac vericidir, nk Birinci Dnya Savann pat
lak vermesinden tam ay nce yaynlanm, bu barnn "b
yk dncesi" gme gitmiti. Dnceleri hem ileri grl
hem de iyimserdi. leri grlyd, nk Balkan savana son
veren ve Bulgarlan yenik ilan eden Bkre Antiamasnda gele
cekteki savalarn tohumlarn grmt. ok uluslu topraklarn
yeniden paylam ve ulus-devletlerin glendirilmesi gereke
cekti. "Snrlarn belirlenmesi doal b iimde yaplmamtr ve
halklarn ulusal eilimlerine uygun deildir. Balkan topraklar,
8 5 Viyana Antlamasnn Avrupa' daki topraklan paralad
gibi, Balkan topraklar paralanmtr. [ .... ] Bu tarihi olaydan r
nek alnrsa, o adaki diplomatik ve siyasi rutinin sonucunda
ortaya kanlara benzer ulusal tepkiler kanlmazdr" diye yaz
yordu raporunda. Yine de, o anki zc geree kar kacak
bir baka mantn yrtleb ileceini umut ettii lde iyim
serdi: "Burada ortaya kan sorun, manevi deerler sorunudur ve
bu Balkan halklannn gelecekteki kaderine baldr. Snr sorunu
arab uluculukla halledileb ilirse, imdi halklar aras dnce al
verii, ticaret ve dosta ilikilerin lehine, bu halklar karlarnn
ortak olduunu, kelimenin en insanca anlamyla b irlik olduklar
n, birbirlerini yaralamaya alrken znde kendilerini yarala
dklarn anlayacaklardr.
Balkan Savalarnn (geici) bilanosunu Camegie Komisyo
nu kelimeyle zetledi: " mha, g, asimilasyon".
.

"Vardmz ilk sonuca gre bu savalarn amac, itiraf

26

edilmi ya da yalnzca ima edilmi, aka anlalm ya da


hayal meyal hissedilmi biimiyle, yerli halkn toptan yok
edilmesidir. Baz durumlarda, bu amaca ulamak iin igal
edilen blgelerdeki btn erkek nfusu ldrn diye kesin ve
kategorik bir "emir" verilmitir. Yunanl askerlerin yazd,
otantikliinden hi kuku duymadmz mektuplar var eli
mizde: "Az sayda esir aldk ve hepsini ldrdk, nk ald
mz emir byleydi. Bu pis Bulgar rk bir daha domasn
diye yok ediyoruz hepsini..." Irk srdrme yeteneini henz
kazanmam olanlar, bu imha ileminin dnda tutma amac
apak anlalyordu. Bu ocuklar, Yunan kltrne gre ei
tilebilirdi, bunlara milliyetleri kaybettirilebilirdi. [ ... ] S lav or
dularna verilen emirler belki daha az barbarcayd. Fakat b u
nun anlam, b ir kez topraklar ele geirildikten sonra, yerli
halktan kurtulma niyetinden vazgeildii deildi. Trakya'da,
komisyon delegelerinin ziyaret ettii kentlerde, Trk mahal
lelerinin batanbaa yaklp yklm olmas, bunun en iyi ka
ntyd. Srplara gelince, zgn bir tanmz var. Bir Srp as
kerinin, sosyalist S rp gazetesi Radnitchke Novine'de yayn
lanan mektubunda unlar okuyoruz: Liuma (ayn adl nehir
boyunca uzanan Arnavutluk blgesi) yok artk. Cesetlerden,
toz ve klden baka bir ey kalmad orada. 1 00, 1 50, 200 ev
lik kylerde imdi tek bir insan yaamyor. Sivil insanlar,
40-50 kiilik gruplar halinde topluyoruz ve en sonuncusu le
ne kadar snglerinizi saplyoruz onlara." [ ... ]
Balkan Savalarnn ikinci karakteristik izgisine ulayo
ruz bylece. Bu nitelik de, birincisinin sonucunda ortaya k
yor. gal edilecek lkelerin halklar, dman ordularnn on
lara neler yapacan igdleriyle bildiklerinden, hi vakit
kaybetmeden b ulunduklar yerden kayorlar. Ordular bu yar
ssz kylere vardklarnda, yok etme emrini yerine getirmek
iin bo evleri atee vermekle yetiniyorlar. Sonunda, blge
halklarnn tam bir g balyor. [ ... ] yle tek tek deil, kitle
haline yollara dklyorlar. B alkanlarda her yerde grd
mz tablonun bir paras bu. Trkler, Hristiyanlardan ka
yar; Bu lgarlar, Yunanl ve Trklerden kayor; Trkler ve
Yunanllar Bulgarlardan kayor, Arnavutlar Srplardan ka-

27

yor. . . S rplarla Bulgarlar arasnda bylesi b ir kama yoksa


bunun nedeni, bu iki u lusun kendi topraklar nda arpmama
sndandr. Bu halklarn ikisi de, kendi rklanndan insanlarn
ounlukta olduunu var saydklar Makedonya'ya gz dik
mi bulunuyor.
Bu nedenle, b urada, ayn ilkenin yumuam bir b iimini
gryoruz. Yunanllarn Bu lgarlara kar, T rklerin Slavlara
kar, Srplarn Amavutlara kar kulland yntem yok etme
ya da g ettirme deil; dolayl bir yntem fakat ayn sonucu
veriyor : nsanlar din deitirmeye zor lanyor ve asimilasyona
uratlyor lar.
te, John Reed byle b ir panorama iinde dolayor. Sava
sonras manzaras bu. Sava manzaralar da var, sava ncesi g
rntleri de var bu blgede. Neler gryor?
- Yunanistan fethettii topraklar, zellikle Selanik ' i ynet
mekte ok glk ekiyor. Ama yine de, katl m mttefiklerin
Yakndoudaki askeri operasyonlar nda belirleyici olaca iin
B irinci Dnya Savana girmek istiyor.
- Makedonya, ister Yeni Yunanistan adna olsun, isterse S r
histan adna olsun, bugn geriye kalanlardan hareket ederek, Yu
nanistan ' la bamsz Makedonya ar asndaki snr belir liyor.
Srplar n zavall Makedonlara ulusal kimliklerini deitirmeler i
iin yirmi drt saat sre ver diini, bu insanlar n, kendiler inin
Srp olduunu kabul etmek zorunda b rakldn, Yunanllar n
da ayn eyi yaptn yazyordu John Reed. O blgelerden hzla
getii halde, Yunan tar afnda etnik ar ndrmann tamamland
yazar n gznden kamamt. Bugn her ey ve herkes Yunanl
burada, yeni bir Yunan blgesi buras, diye yazyordu.
- Srhistan savan tam ortasnda. S rplan baka toprak isteme
davasndan vazgeiren Balkan Sava, Avusturya-Macar istan 'n
i ine geliyor. Yalnz, ok ksa vadeli b ir hesap bu, nk Saray
bosna'daki suikast b ir bumer ang etkisinin sonucuydu : Douda
muzaffer olan Srb istan, hrsiar daha da artm olarak batda sa
vaa gir iti ve Bosna zerine yrd. John Reed' in oradan geii
srasnda, ilk Avusturya saldrsn ger i pskrmt Srplar. Sr
bistan'da , Or ta Avr upa imparatorluklar na ait ordularn, Macar -

28

larn ve Hrvatlarn saldrlaryla ta ta stnde kalmamt. Yer


li halklar yok etme uygulamasndan hi de geri kalmyorrlu bu
saldrlar. Reed bir yandan Srpl da kyllerinin cesaret ve da
yankllna, bamszlk geleneklerine hayran oluyor, bir yan
dan da "byk Srplarn" agzllnn artmas onu korkutu
yordu. Yazar, kitabnda: "Byle bir miras ve byle bir tarihi do
kuyla, kyl askerler arasnda, gnden gne, saatten saate by
yen yaylnac iradeyle, Srplarn hrs bu lkeyi kim bilir nasl
korkun savalara srkleyecek ! " diye yazyordu.
- Bulgaristan, aalk duygular iinde kvranyor ve yarala
rn sarmaya urayordu. Arnavut ve Ermeniler saylmazsa, be
yz binden fazla Makedonyal snnac vard burada. Gerek
demokratik partiler kurulmutu Bulgaristan' da ve bunlar eski
ataerkil geleneklerle bir arada varln srdryordu. Bulgaris
tan'da, "zgn kamuoyu" vard, "Balkanlara zg" bir kralla bir
arada varln srdryordu bu da. ar Perdinand de Saxe-Co
bourg, ulusal karlarla emperyalist egemenlik hayallerini birbi
rine kartryordu. Bulgaristan, savaan taraflardan biriydi ve
mezatlar gibi, bir takm pazarikiara girmekten ekinmiyordu .
"Zulular bize Makedonya'y vermek isteseler, Zulularla ibirlii
yaparz" diyordu Bulgarlar.
- Romanya'nn krallk biimindeki oluumu, batl gler ta
rafndan desteklenmiti; nk bu lkeyi, Tuna Nehrinin sa k
ysn ele geirmek isteyen Ruslarn ezeli agzll ve yine
Ruslarn, Slav kardeleri olan Bulgar ve Srplara ka geleneksel
sempatileri arasnda tampon olarak kullanmak istiyorlard. Ro
manya komusundakine benzer hrslar besliyordu. Savaa girip
girmeme konusunda henz duraksama halindeydi, Rusya'ya il
hak edilen Besarabya'y ve Avusturya' nn bir paras olan Tran
silvanya'y yeniden ele geirmeyi hayal ediyordu Romanya.
- Kuzeyde Moldavya, Avusturya tarafndan ksmen igal edil
dikten sonra, "Rus kurtarclarna" kavumutu. Oysa Ruslar, fa
tihler ve yamaclar gibi davranyorlard. Geri ekilen Ruslar,
Polanya'da ve Beyaz Rusya'da yaptklar gibi soykrmlar d
zenlemeye vakit bulmulard. Bu soykrmlar, "direnen blgele
rin", "ihanetle" sulanan Yahudi halkna kar yaplyordu.

29

- Rusya'da rme hakimdi. Bu lkede arlk rejiminin sonu


gelmiti artk; Rusya'daki atmosfer bunu gsteriyordu.
- Trkiye'de ise, kimse gemiteki gibi yaamak istemiyordu,
ama gelecek de henz belirlenmi deildi. John Reed, Osmanl
mparatorluu 'nun atalardan kalan geleneklerini ykan ve gerek
bir iktidar elinde bulunduran, gcnn doruundaki Enver Pa
a' yla deil, Boaz kysndaki saraynda yaayan, ehzadeler
arasnda yedinci srada gelen, kimsenin tanmad bir prensle
rportaj yapmt. "Osmanl mparatorluu 'nun mr tamamlan
d" diyordu prens, "B irinci Dnya Savan hangi lke kazanrsa
kazansn bizim iin bir ey deimez, savan sonu, imparatorl u
un da sonu demek olacak."
*
**

John Reed iin her yerde ayn ekilde b ylenme ve ayn


korkular sz konusuydu.
Bu kadar eitli halklarla karlamaktan, Meksika'da olduu
gibi bu blgede de savan neden olduu had safhadaki ykmn
ortasnda, bylesine dosta karlanmak, bylesine misafirper
verlik grmek ve arlanmak onu artmt. Yola kmadan n
ce annesine yazd mektupta, "O blgede yaayan halklarn ho
uma gideceinden eminim" demi ve yanlmamt.
Fakat blgede, "milliyeti hrslarla", "agzllkle" birlikte
kinin hkm srdn grmek onu korkutuyordu.
Burada onun grlerini, tepkilerini, yine byk bir yazarn
Albert Londres ' nkilerle kar latrmak ilgin olacaktr. Albert
Londres, 1 9 1 5 Nisan ' nda Selanik 'e gelmi ve Srp-Yunan snr
n amtr. Reed, yazan kendisini Selanik'e gtren gemide gr
m ve ondan "La Boheme 'deki Rodolphe gibi giyinmi Fransz
yazar" diye sz etmitir. ki yazar da Balkanlar ' a ilikin yazdk
lar kitaplarda, ayn sahneleri, hemen hemen ayn kelimelerle an
latrlar.
Ama snrsz ktalar hayal eden, geni alaniann ocuu Reed,
sama bulduu bir savata grtlak grtlaa gelen halklar arasnda,
durmadan kardelik belirtileri arar. O, tarafsz bir lkeden gel-

30

mitir, her eyin nedenini, nasln merak eder, bu savan kken


lerini anlamaya abalar. "Avrupa'dan nefret etmeye baladm"
diye yazan John Reed, Amerika 'y Avrupa'dan korumaya al
yordu. Bu anlamda, onun ruh hali, Camegie misyonuna katlan
larnkine benziyordu. Burada sz konusu olan, "btn genili
iyle bir manevi deerler sorunu" idi. nsanln lm kalm so
runuydu bu. Bu halklar, bir ve ayn halklar ailesinin bireyleri ol
duklarn niin anlayamyorlard? Ona gre savan k noktas
karlard. karlarsa, onlar kullanacak olaniann iradesine gre,
ayn insanlar iyi ya da kt yapab ilirlerdi.
Albert Londres ise farkl dnyordu. Fransz askerlerinin
kahramanikiarn ve ve b ilirerneyen yazar, yolculuk ettii
topraklann halkianna kar John Reed gibi duyarl deildi. Her
zaman, "bunlar bizden", "bunlar b izden deil" gibi aynnlar ya
pyor, karlat insanlardan kimine iyi, kimine kt diyordu.
Merak ok bykt, ama gr snrlyd. Reed iin, Balkanlar
insanlk ailesinin yaad alanlarn bir paras, Londres iinse
tiyatro sahnesiydi. Albert Londres, Yunanistan 'a gelir gelmez,
Londres Venizelos 'u grmeye komu, krala muhalif ve mtte
fiklerin sempatizan olan bu babakaola rportaj yapmt; umut
lanmak iin ilk destei orada aryordu. John Reed ise, Yunanis
tan 'da hi kimseyle rportaj yapmam, "Selanik'in yedi dlge
ri" ile liman meyhanesinde sarho olmu, Dou Akdeniz'in drt
bir bucandan gelen denizcilerle "Ewiva Costantinopoli inter
naziona/e" arklar sylemiti.
Franszlar, "zgrlemi" yani Srbistan'a geri verilmi Ma
kedon kenti Manastr 'a girdiinde, Albert Londres'in yrei se
vinle dolup tamt. " te, Fransz askerleri geliyor, darack so
kaklarda, kafeslerin arkasndaki kadnlar onlar alkl yor, asker
lerin zerine iekler atyor" diye anlatyordu kentin istila edili
ini. Oysa, Reed 'in anlattklarnda igalcilerin zerine yadrlan
iekler yoktu, hibir zaman da olmamt. Bir Srp. siperinde,
eski b ir sosyalist yneticiyle karlatnda hop etmiti John Re
ed' in yrei. Bu adam unlar sylyordu: "Sfrdan balamal,
uygarl yeniden kurmalyz. Topra srmeyi, ayn ynetim al
tnda bir arada yaamay, snr tesi hlklarla dost olmay yeni
den renmeliyiz. Bu halklar b ugn b izim iin ktln sem-

31

bol oldu, bizimle ayn dili konumuyorlar diye dmanlk bes


Iiyoruz onlara kar. Dnya yeniden kaosa dnt."
Adaletli olalm ve on yedi yl sonra, Landres korkun korni
taclar hakknda aratrma yapmak iin Sofya ve Skopje kentle
rine geldiinde, Balkanlar'daki baz durumlar hakkndaki gr
n dzelttiini de belirtelim. Kitab, kurulacak bir Balkan fe
derasyonu iin ak ve cokulu bir aryd. Onun dncesine
gre, Balkan federasyonu kurmak, durup durup tutuan bu yan
gn adan sndrmenin tek aresiydi. Londres, yle yazyordu
kitabnda:
"Makedonya' daki kprdanmalar srasnda, 1 893 'de, o za
manlarda hepsi Bulgar olmayan komitaclar, lkelerinin ba
mszln istiyorlard. Ne Bulgaristan, ne Yunanistan, ne de
Srhistan iin alyorlard, Makedonya iindi btn urala
r. Ne oldu bu dnce? Blgeyi silindir gibi ezip geen iki
sava yznden un ufak oldu' gitti. Bugn, Balkanlarn en
gl devleti olan Yugoslavya, iinden kt eylemi, Make
donya'nn bamszl lehine, bir sava durumu olarak kabul
ediyordu. Buna ramen, Balkanlar iin ideal bir zm plan
var. En kk bir bulut bile bunun fark edilmesini nlyorsa
bunun nedeni, henz insan kafalannn ok ykseinde olma
sdr. Bu zm, btn Gney Slavlarnn kuraca bir fede
rasyondur."
Bunlar bo laflar
*
**

John Reed, 1 9 1 5 sonbaharnda, Amerika'ya dndnde,


stratejik satran tahtasnda oyun netlemi, yani "kaos" daha da
bymt.
Yunanistan'da, Yenizelos bir darbe ile, zorla iktidara geti.
Selanik, artk mttefik ordularnn operasyon ss olacakt. Ro
manya, mttefiklerin tarafn seti. Bulgaristan, Orta Avrupa im
paratorluklarnn kampna geti. Bunlar uzun pazarlklar, eki-

32

meler sonucunda gerekleti. Avusturya ordular, Srhistan' ye


niden istila etti. Avusturya ordularyla Bulgar ordulan arasnda
skp kalan Srp askeri gleri, savaa savaa Adriyatik kyla
nna kadar geri ekildi. Srplar, Korfu adasnda toparlanp, yeni
den kuvvet topladlar. Bu kez askere alnanlar, Makedonya'da
yerlemi olan yz bin Yunanlyd. Bu insanlar, Fransz ordular
nn Selanik'ten yola karak, kran krana savalar ve ar insan
kayplan pahasna, Bkre antlamasna uygun bir toprak payla
mn salamasndan nce, yerli halkiann yok ediliini, Bulgar
lar tarafndan zorla g ettiriliini yaamlard. te yandan, Rus
ordusu da ar yenilgilere uram, bu da Rusya'daki arlk reji
minin yklmasn abuklatrmt.
1919' da yaplan antlamalar, mttefiklerin grmeler sra
sndaki vaatlerinin -Amerika'nn ve Wilson'un himayesi altnda
yerine getirilmesini zorunlu klyordu. Mttefikler, "Srplarn,
Hrvatlarn ve Slovenlerin krallm" kurarak "Byk Srbis
tan"n agzlln doyurmak zorundayd. Byk Yunanis
tan' n talepleri de ksmen yerine getirilecekti. Romanya' nn,
Macaristan ve Moldavya topraklarndan alaca bir pay olacakt.
Bulgaristan ise, yeniden hayal krklna urayacak ve dar snr
lar iinde skp kalacakt, hibir zaman Byk Bulgaristan diye
bir lke olmayacakt dnyada. Trkiye'ye gelince, milliyetiie
rin devrimiyle kozmopolit Osmanl ynetimine son vererek
ayakta kalacakt.
Blge halklan hibir zaman birleemedi, tek bir halk olama
dlar. Y z yl nceki Versailles anlamas gibi Viyana Antlama
s da halkiara dirlik dzenlik getirmiyordu. Balkan tarihisi Ge
orges Castellan'n deyiiyle "bu, ulus-devletlerin hem zaferi
hem de yenilgisidir". Zaferdir, nk bu halklar zorunlu olarak
ve kesinlikle kendi snrlan iinde, lkelerinin efendileridirler.
Yenilgidir, nk bu zafer ardnda kzgn yenikler brakmtr ve
galipler, bundan byle "aznlk" denilen gruplarla kar karya
gelmek durumunda kaldklarndan, tatmin olmu deillerdir.
1920'de, Yunanistan Trkiye'ye tekrar saldrdysa da, bu giriim
I 922 ' de feci bir bozgunla sona erdi ve Anadolu'da yaayan b
tn Yunan kkenlilerin Yunanistan' a gmesine neden oldu.
Eer Selanik, John Reed'in ngrd gibi haritadan silinmedi,
33

liman kapanmadysa, bunu A nadolu'dan gen Yunanltarla n


fusunun yeniden artmasna borludur.
John Reed, Srplarn hrslannn yol at tehlikeyi, Osmanl
mparatorluu'nun kn ve Rus otokrasisinin ykln n
ceden bitmiti. Orta Avrupa'da yaayan Yahudilerin de gece
ini ya da giderek ortadan kaldnlacaklann -"son zmn" ka
bulne kadar srecek olan soyknmlar- Trkiye'de Ermeni soru
nunun ortaya kacan sezmi, birok kez bu konulara dein
miti.

Blge tarihini gnmze kadar incelemek burada sz konusu


deildir. Yalnzca bu tarihin, iki dnya sava arasnda, otoriter
milliyetiliin deer kazandn, hatta bunun totalitarizme kadar
vardn, John Reetl'in karlat sosyalist Srp'n dedii gibi
"snrlann tesindeki halklarta dost olmay yeniden renmek"
iin her yerde krallk ve askeri diktatrlk boyunduruklanndan
kurtulma giriimlerinin nlendiini yazacam belirtmekle yeti
neceiz.
John Reed, 1915 'te, Bulgar kral Perdinand' la ilerici tarm
partisi efi Stamboliski arasndaki anlamazlk konusunda da n
grlyd. Kral, savaa girmek gibi bir lgnlktan korumak
isteyen Stamboliski -daha ok Orta Avrupa imparatorluklannn
safnda savaa girmeye kar kyordu- halkn isteklerine kar
kmann tahtn kaybetme riski yarataca konusunda onu uya
rnca, Perdinand yle demiti: "Benim ihtiyarm... Siz iyisi mi
kendi kelleniz iin endielenin!" Tarih, kral hakl kard,
1919'da sava Bulgaristan iin tam bir bozgunla sonulandn
da, Stamboliski galiplerin talepleri karsnda halk temsil edebi
lecek tek kii olarak ortaya kt. Bar koullarnn tartlmas
na katld ve Balkanlarda srekli bir denge kurmann yollarn
arad. Ksa bir sre sonra, askerler tarafndan ldrld. Krala
gelince, o eceliyle ld, yalnz lmeden nce yenik den halkn
fkesi yznden yurttan kovulup tahtn olu Boris'e brakmak
zorunda kald dorudur. Halklarn snrlar tesi ilkelere gre
birletiini grmeyi hayal eden, yani Balkan Federasyonunun
gereklemesini isteyen tm sosyalist liderler zamanla elimine
edildi. Bu koullarda, Mussolini faizminin ve nasyonal sosya
lizmin hemen yerde, iktidardaki devlet adamlar arasnda kendi34

ne uygun zemin buluunu, demagojilerinin Hrvatistan'daki gibi,


ulus devl:tlerinin kzgn milliyetilerini ayartn anlamak ko
laydr.
I 944 ' te, Churchill ile Stalin tarafndan imzalanan kk bir
kat paras, bir kez daha, kinci Dnya Sava sonras iin, bl
ge halklarnn kaderini onlarn tepeleri stnde belirledi. Yuna
nistan, ngiliz blgesinde, teki B alkan lkeleri ise Ruslarn
kontrol ettii blgede kalacakt. O dnemde, sosyalist gelenee
uygun olarak, Balkan lkelerinin komnistleri bir tr federatif
birlik kurmay dnyorlard. Bu nedenle, Yunanistan toprakla
nnn Makedonlan, kitle halinde ELAS 'a, Yunan komnist ordu
suna katldlar. Stalin'in terk ettii bu ordu, ngiliz birlikleri ve
onlarn danman olan Amerikan gleri tarafndan ezildi. Tito,
Yugoslavya Federasyonunu kurdu, fakat onun daha geni bir
Balkan Federasyonu kurma projesi Stalin tarafndan geri evril
di. S nr kaps dibinde, byle bir birleik g istemiyordu Stalin.
Yugoslavya Federasyonu elli yl yaad, halklarn kendi aralann
daki bar gvence altna ald, fakat znde Sovyet modeli te
meline dayandrlarak, kr krne taklit yoluyla kurulmak gibi
bir kusur banndnyordu. Kurucusunun lmnden ve modelinin
baarszla uramasndan sonra yaayamad . Bunun sonucu
olarak ortaya kan bunalm yznden, eski Yugoslavya halklar,
gelecek planlar yapmaktan aciz kalp yeniden ar milliyetilik
eytannn penesine dtler. Bunun acsn en ok eken, oku
lusluluun korunduu ve yeni kuaklara aland Makedonya,
Bosna, Kosovo gibi Yugoslavya cumhuriyetleri ve blgelerinde
yaayan insanlar oldu.
*
**

John Reed, l 9 1 5 sonlarna doru Amerika Birleik Devletle


ri 'ne dndnde, lkesinin Avrupa' daki sava lgnlndan
uzak durmas gerektiine her zamankinden daha iyi ikna olmu
durumdayd. Amerika Birleik Devletleri 'nin, Avrupa'daki sava
a mdahale etme perspektifi, onun u satrlar yazmasna yol

35

at: "Bu samala biz de bularsak, aklm kanrm. Bir asker


grdmde, tiksinti duyuyor ve fkeye kaplyorum."
Amerika Birleik Devletleri savaa girdiinde delirrnedi, ama
byk bir umutsuzlua kapld. Otuz yana basmt, hayatnn
bilanosunu kard:
"Hayatmn bir dneminin kapandn hissediyorum;
genliim bitti artk. Sanki btn dnyann genlii de sona
ermi gibi geliyor bana. [ . . ]
Dnyay dolatm, yaama, savana, sevme, karma
kan her eyi iitme ve tatma hevesi duyuyordum. Dou snr
larna kadar, btn Avrupa'y dolatm. Birok macerann be
ni bekledii Meksika' ya gittim. nsan larn katledildiini, za
fer lklar atan galipleri grdm; derin dncelere sahip
insanlarla, esprili insanlarla karlatm. Bir uygarln dei
liine, genilediine, yumuadna tank oldum ve bu uygar
la katlmak iin elimden geleni yaptm.
Yine bu uygarln salland ve kendisini savaa srkle
yen kanl darbeler altnda yklp gittiini grdm.
Bugn de gzlemlemekten tam anlamyla b km deilim,
ama gnn birinde usanacam biliyorum . Gelecekteki haya
tm, gemiteki gibi olmayacak.
.

Rusya'da 1 9 1 7 ubat devrimi patlak verdiinde, John Reed


dnyaya barn oradan geleceini ve halkiann kendi hkmetle
rine bar dayatacaklarn ummaya balad. 1 9 1 7 yaznn sonla
rna doru Petrograd' a vard. The Masses dergisi hesabna yol
culuk yapyordu, yol masraflarn kendisinin karlamas olanak
szd. Yan nda, hayatnn en byk ak, Louise Bryant vard.
Kerenski hkmetinin son gnlerinde ve Sovyetlerin iktidar al
mas srasnda Petrograd ' daydi. Grdklerin i Dnyay Sarsan
On Gn adl kitab nda anlatt ve kitap derhal byk bir edebi
baar kazand. Gazetesine gnderdii bir makalede, duyduu
heyecan dile getiriyor ve "proletarya hkmetinin sonsuza dek
insanl aydnlatacak bir ant olarak kalmas umudunu" dile ge
tiriyordu.
Birleik Devletler 'de, Bolevik devrim lehine yapt propa-

36

ganda giderek byyen nne ramen, ya da tam da kazand


bu n yznden, mahkemede yarglanmasna neden oldu. Artk
yazd makaleler byk basn kurumlarnca reddediliyordu. Mi
tingler dzenlerneye balad. ..Geen gn Philadelphia'da, so
kaktaki insanlara konuma yaparken tutuklandrn. Halk isyana
kkrtrnakla sulanyorurn." Arnerikan komnist partisinin ku
ruluunda katkda bulundu, ama Lenin 'in istedii gibi parti ba
kan olmay reddetti . 1 9 1 9 'da, Rusya'ya yeniden yolculuk yapt,
Yazmay planlad fakat yazamad "De Kornilov a Brest-Li
tovsk" adl kitab iin malzeme toplamak ve partisini komnist
enlemasyonale tantmak istiyordu. Bu kez bir yk gemisinin am
barnda yolculuk etti ve Finlandiya'y kzakla at. Rusya'dan
kmak istediinde, tutuklanp aylarca Helsinki hapishanesinde
tutuldu, sonra yeniden Petrograd 'a gnderildi. Arkada Emma
Goldmann, Amerikal bir anaristti, bir sre Rusya' daki devrime
bal kalmt. Bu kadn, John Reed ' i ..hastalkl, sska, uyuza
yakalanm ve iskorbt hastalndan dolay derisi solgun" ola
rak betimliyordu. Ama inanlarndan asla vazgemiyordu yazar,
devrim davasn benimsemiti. "Rusya'da her ey iyi gidiyor de
mek deil bu," diye yazyordu John Reed, .. halk alk ekiyor,
yoksulluk var, hastalklar kol geziyor ve umutsuzluk kemiriyor
insanlar ... Ama btn bunlara ramen, devrim yayor, Avrupa
kapitalist toplumunun alev almaz temellerini yalayan sakin bir
alevle yanyor."
1 920 Temmuz' unda, John Reed kinci Komnist Enternasyo
nal Kongresine Amerikan temsilcisi olarak katld. B urada b
yk bir hayal knklna urad kesindir, nk Rus ynetim
aygtyla karlamt burada. "Solcu" tavrlar yznden Yrt
me Kornitesi sekreteri Zinovyev ' in imeklerini zerine ekmi
ti, nk Amerikan sendikalarna ynetici roln yaktram
yordu bir trl. Sonra, sendikal sorunlarla ilgilenen komisyonun
bakan Radek'e att. ylesine keye skmt ki, Rus yol
dalarnn yntemlerinden ve Radek ' in "artc taktiinden" i
kayet etmek zere Lenin'e bir mektup yazd: .. Komisyon al
malarn sabote etmeye kalknakla bizi sulayan Radek' i pro
testo ediyorum. Yolda Radek, kant da gstermiyor, bir takm
imalarda bulunuyor; nk sendika sorunlar konusunda hibir

37

ey bilmediinden konuyla ilgili herhangi bir gr bildiremi


yor." Ama mektubu gndermedi , nk sz konusu takliin Le

nin' in ta kendisi tarafndan dikte edildiini renmiti. Zinovyev


ise, ok ksa ve basit bir hkmle olay sona erdirdi: "John Reed
kUUk burjuvadr" deyip kt iin iinden.

John Reed 'in hayatnn son sahnesi, 1 920 Ekim'inde oynan


d . Dou Halklar Kurultayna kat ld B ak u ' den dnerken,

Moskova'da onunla buluan Louise Bryant yazarn "daha yal

ve daha zgn" olduunu fark etmiti. "Tuhaf bir biimde yu


muak huylu ve halsizdi." Kendi lkesinde istenmeyen adam
ilan edilen, yeniden hapse dme tehlikesini gze almadan Rus

ya'y terk etme olana da bulamayan yazar, davasndan vazge


meyi mi dnyordu acaba, Rusya Devriminin geleceinden
kuku mu duyuyordu? lk genlik anda ileri srd gibi
"dncelerini deitirme hakk"n m kullanyordu? Yoksa;
Amerikan ii hareketi tarihisi Theodore Draper ' in dnd

gibi, her eye ramen ve her eye kar, "hayatna anlam kazan
dran hareketin iinde kalmak" m istiyordu? Bu soru da cevap
sz kald, nk yazar hastanede, yolculuu srasnda yakaland
tifsten ld. B irka ay nce u iiri yazmt:
Bilirim, lm byle gelir:
Yumuak ve souk, kar gibidir.
Elle tutulmaz sis tabakalan ier birer birer, yavaa
Grltleri yutar ar ar, bouklatrr.
Eskiden efkatliydi sesin, gm gibi berrak,

Bak, nasl da derinden geliyor ve nasl uzak.


Ikl yzn karanyor, basyor hzn.
El ele tutuuyoruz ama, yalnzm, tek bama.
Franois Maspero

Ocak 1 996

38

ZGN METNE YAYINCININ NOTU


Dou cephesinde olup bitenler savan imdiye kadarki en

karmak ve belirsiz ksmn oluturmaktadr - Rusya'da, Bal

kanlarda ve Trkiye' de sregelen siyasi veya askeri gelimeleri


aklayan bir kitap, yayma hazrland dnemde ne kadar geer
li olursa olsun, matbaadan ktnda artk tamamyla yanl

ynlendinci bir hale brnm olabilir. Ancak, fiziksel koullar

deise de, kanmca, insan doas pek deiiklik gstermez. Ni


tekim John Reed ile arkada Boardman Robinson'un Metropoli
tan Magazine iin bu lkeleri dolarkenki esas derdi de insanlar
idi. Nasl bir roman veya biyografi yazan yaratt karakterin ki
iliini gzler nne sererse, onlar da ayn ekilde bize bir ulu

sun "kiiliini" sunmaktadrlar.


"yle bir dnp geriye baktmda," diyor John Reed, "sa
va hakknda bilinmesi gereken en nemli olgu deiik halklarn

nasl yaadklar; bunlarn muhitleri, gelenekleri ile yaptklan ve


syledikleri eylerdir gibime geliyor. Bar zamannda geri plan

da kalan birok beeri vasf, keskin bir kriz dneminde su yz


ne kar; te yandan, byk bir toplumsal gerilimin yaand

zarnanlardaysa, birok kiisel ve rksal vasf suyun altnda yz


meye terk edilir. te bu kitapta Robinson ve ben, 9 5 ylnn
Nisan ve Ekim aylan arasnda Dou Avrupa lkelerinde insania
nn o dnemki durumlan hakknda edindiimiz izlenimlerimizi

aktarmaya altk yalnzca."

Dolaysyla bu yolculuun ardndan, fiziki koullar siyasi ve


askeri mcadeledeki dalgalanmalara kout olarak birtakm dei
imler geirmi olsa da, aktarlanlar deerini korumutur ve hat-

39

bu uluslarn ne olduunun, niye ve nasl savatktarnn anla


t lmuylu beraber deerini daha da arttrmaktadr."
Kitp "o dnemde perian bir vaziyette" olan Srhistan seya
hutiyle balyor. Yazarn szleriyle, "tifsn krp geirdii ve
Ron Avusturya igalinin korkun yaralarn yeni yeni sarmaya
balayan" Srhistan 'a evrilmitir rota. John Reed'in bu gezisi
tum da byk Rus Ricat (Geri ekilii) zamanna denk gelmiti.
Sz konusu geri ekili baladktan sonra, John Reed Bkre 'te
ki Amerikan Nazrndan aratrmak zere Amerikal yurttalan
nn listesini alm ve ayn gerekeyle Robinson ile beraber bir
gece kk bir sandata atlayp Prut Nehri zerinden Rus snrna
ayak basmlard. "Bu yaptmzn tek bir rnei bile yoktu.
ncesinde bu blgeye hibir muhabirin alnmamas ynnde
ok sk talimatlar vard, ancak talimatlar kuzeyden gelen muha
birler iin geerliydi. Bizse gneyden geliyorduk; dolaysyla ne
yapacaklann bilemediklerinden bizi kuzeye gnderdiler. Rus s
nrnn te yakasndan Bukovina, Galiya ve Polanya zerinden
yolumuza devam ettik."
Tabiatyla yetkililer birok zorluk kanyorlard. Reed ve Ro
binson birok kez tutuklanp serbest brakldktan sonra, en niha
yetinde kapa Petrograd' a atmay baarrlar. Asker ve subaylar
dan geilmeyen, geni ve grkemli bir manzaraya sahip blgede
geen yolculuun tasviri okuyucunun zihninde kalc bir etki b
rakacaktr. yle ki Rusya her aklna geliinde zihninde ister iste
mez bu sahne canianacaktr diye dnyorum.
"Bkre'te bir kez daha," diyor John Reed, "gzme hi ol
mad denli huzur dolu ve gvenlikli grnen stanbul'a (Kons
tantinopolis'e) gemeye karar verdim. Robinson 'un gelme imka
n yoktu, nk o ngiliz pasaportu tayordu. Enver Paa Geli
bolu cephesine geme talebime ilk nce olumlu cevap verdi, fa
kat iki haftalk bir bekleyiten sonra, orduda artk Amerikallarn
bulunmasna izin verilmeyeceini syledi. nk muhabirierden
birisi Paris'e geri dnp orada, Trk istihkamlarn uzun uzadya
anlatan bir kitap yaynlamt. Yine ayn dnemde, resmi olma
yan kanallar araclyla Trkiye'yi terk etmemin iyi olaca, zi
ra polis tarafndan birok Ermeni ile konuurken grldm
bildiri Idi ."
lll

40

Bkre 'e geri dndkten sonra, Bay Reed ve Bay Robinson


tekrar buluurlar ve bu kez de Bulgaristan seyahati iin paalar

svarlar. Savan arifesinde bir kez daha Srhistan zerinden ve


birka gn de Selanik'te kaldktan sonra deniz yoluyla Ameri
ka'ya evlerine geri dnerler.

Belki Rus ricat dnda, ahit olduklar askeri operasyonlar


ok byk apl deildi "ve tam da bu nedenle," diyor Bay Re
ed, "bu uzun sreli savan daimi basnc altnda Dou uluslar

nn gnlk yaantsn ok daha iyi gzlemlerne imkan bulduk


diyebilirim. Beklenmedik bir saldrnn, umutsuz bir direniin,

ehirlerin zaptnn ve ykmnn sca ierisinde, sanki insanlar


ayrt edici kiisel ve rksal zelliklerini kaybediyorlar ve savan

llgn demokrasisi

ierisinde birbirlerine benziyorlar. Bizzat

ahit olduumuz gereklik u ki, insanlar sava artk bir i gibi


grmeye, kendilerini bu yeni hayat tarzna altrmaya ve dolay
syla baka eyler dnp konumaya balamlard."

Dou Avrupa'daki savaa ilikin bu kesitler, Bay Reed ve


Bay Robinson 'un tutuklanmas , Kazaklada yaadklar deneyim
ler ve Petrograd ' daki diplomatik giriimlerinde brokrainin ip
liine dolanmalar gibi kiisel maceralara vs. ilikindir.

1916

41

I
GZ DKiLEN EHR
ngiliz gizli ajan kfrederek parasn sayarken, talyan host

da cebinde kalan bozuk paralan teker teker kararak homurda


nyor, szlanyordu:
"Ah,

signore!

Ben yoksul bir adamm! Benden davac olma

nz gerekmiyor! Yine de her eyimi alyorsunuz ! "


B u srada, ngiliz, soukkanl, anlatmasn srdryordu:

"Bu, savan ilan edilmesinden bir hafta nce oluyordu. ngil

tere elilii beni Kk Asya'da iki Trk kolordunun yerini bil


dirmekle grevlendirmiti. Karadeniz zerinden Kili 'ye giden
gemiye bindim, sonra da iki gn atl arabayla yolculuk ettim.

Yerleim blgelerinde kendimi, yeni pazarlar arayan bir ngiliz


ticaret temsilcisi gibi tantyordum. Trklerle pirinten, buday
dan, yollardan, Kalkta kenevirinden konumakla saatler geir

dim -srekli Kalkta kenevirinden konumann ne kadar skc


olduunu bilemezsiniz- ve sonunda aradn buldum. Yeterin

ce ilgin eyler yakalaynca stanbul eliliine telgraf ektim


-hep Kalkta keneviri maskesinin arkasna gizlenerek-. Kolor
dulann yerini belirlemitim; cebri yryle Ermenistan' a gn
derilmilerdi. Sava ilan beni Pera'da yakalad. Srekli at araba

syla giderek lkeden, ama bu kez bir Amerikan pasaportuyla


ktm."
Anlatrnn ardndan oluan sessizlikte, krk Polonyalnn ce
hennem amatas her eyi bastrd. zellikle kadnlar ve ocuk
lar vard; henz ak olan Varova'ya tek ulam yolu Selanik,
Ni, Sofya ve Bkre 'ten yurtlarna dnmek iin Avrupa' dan ge-

42

liyorlard. Bordada Ruslarmz, Napolili geinen ve talyancay


kaba bir Tton aksanyla konuan bir Avusturyal, ya da kabul
edildii ekliyle, yanaklarnda Heidelberg ans olan kesik yaras
i zleri bulunan bir Almanmz, tahmin edilecei gibi yannda
metresi olan bir Parisli, La Bohem operasndaki Rudolf gibi gi
yinmi bir Fransz gazeteci, bakalil ereveli gzlyle oyna
yan bir Bulgar diplomat vard; paymza, betimlemenin vz gel

dii ve hangi ulus topluluundan olduu kesin belirlenmesi ola


naksz olan Balkanllarmz da dmt.

Torino

iyi bir gemiydi: Brindisi 'den yola kmamzdan

gn sonra, gemi Yunanistan ' n Pire kys boyunca gidiyordu .


Kahve saatinde liman v e onun tesinde Ege denizinin sularn

ayran, bembeyaz k halkasyla evrilmi Sunion bumunu, tap


nann ykntlarnn ta gibi ssledii ve orak dalardan ayr
lan ho bir sar lktaki tepeyi fark edebildik. Sancaktan, puslu g

rnen adalar denizde mavi bulutlar gibi yaylyorlard; bunlarn

arasnda yan yatm, kocaman yelkenler, teknelerinin ortas dal


galara gmlm ve siyah tombarlar arpan dalgalar geri itmek
iin yan taratlara sabit bir ekilde tutturolmu gibi grnen, pro

vas, pupas havaya dikilmi, canl renkli gemilerin stnde ka


nat am kocaman martlar gibi krmz, beyaz dalgalanyorlar
d.
Sava ilan etme sras kimdeydi? Romanya yedeklerini bay
rak altna aryordu. talya yara balama izgisinde yerinde
duramyordu. Btn yolcularn tartt tek bir skntl konuy
du: .Yunanistan ve Bulgaristan ne zaman ie karacak ve hangi

tarafta yer alacak? Her an yurtlaryla balan kesilebilir ve yansz

denizlerde srekli dolamaya mahkum edilebilirlerdi; karaya


ktklarnda tutuklanp, toplama kamplarna gnderilebilirlerdi;
dman bir kruvazr gemiyi durdurup, dman uyruklu oldukla

n iin, kendilerini gemiyi terk etmeye zorlayabilirdi. Bar ve


uygar bir Avrupa'nn rahat yaamna alk bu insanlarn, yolcu

luklarnn ortaaa yaraan koullarna hi armadan uyum


salamalar olaanst bir manzarayd. Vebann krp geirdii
Selanik'ten sonra, nc snf ahap vagonlarda altm saat ge

irerek tifsn mahvettii Srbistan' bir utan tekine aacaklar


ve her zaman ldrmeye hazr yasad komiteci etelerinin i

43

grd Bulgar snrn boydan boya geeceklerdi; Sofya'da alt


saatlik konaklama srasnda salk ekipleri onlar, vagonlarnda,
davar gibi balk istif tutacak , sonra da Bulgarlann ve Romenie
rin Tuna zerinden titizlikle gzledikleri dman snrna doru
gitmeleri iin brakacaklard; bir gn, bir gn daha derken, ver
elini Rusya: Avusturya ' nn ilerlemesi gibi srekli tehlike altnda,
lkede ar aksak giden askeri trenlerin ekilmez belirsizlii.

imdi stanbullu bir Ermeni tccar konuuyordu. Kendini,


Dou'da dnyadaki hibir kurumun retnedii kadar maliye da
hisi ve gzn budaktan saknnayan politikac karan Ameri

kan misyonerlerinin okulu -Robert College- mezunu olarak ta


ntmt. Taklarla dolu, sucuk gibi parmaklannn arasna sktr

d sigarasn evirip evirirken, yllar boyu dinsel nyarglarn


tiye ald Trklere ilikin kiisel grn sergiliyordu.

"Doru, ben Trk uyrukluyum, kuaklardan beri ailem de y


le. Trl_{ler ok iyidir: konuksever, sevimli ve drsttrler. On
lardan yakmacak bir yanm yok, yine de ben Mttefiklerden ya

naym. ngiltere anakkale 'yi alsa, ah ! iler asndan gerekten


iyi olur! B ir yn para kazanlr ! "
Yemyeil yamalarnda damlan krmz kiremitli, her birinde

bir gri minare bulunan Trk kylerinin yerletii burnu getik.


nmzde, Selanik krfezinin amurlu sular kuzeye, tepeleri
para para dalara: Balkaniara kadar yaylyordu.
Uzaklarda beyaz duvarlar, yuvarlak kuleler ve bir sra gz
kamatrc yap, krfez kysnca uzanyordu; yava yava, de
nizden fkran yaln yamac inen, damlan kiremitlerle dzensiz
bir ekilde rtlm, yz minarenin ykseldii yuvarlak kubbeli,
gri ve san bir ehir orak manzaradan koptu; Frank imparatorlu

u dneminde yaplm, mazgall, byk kale duvarlannn ara


snda hapsedilmi bir kent: Selanik, savan dou kaps !

Doklarn nnde kocaman bir Fransz sava gemisi demir at


mt. Geminin vinleri, kk kuleterin toplann limana kart
mak iin kendi ekseni etrafnda ar ar dnerken, bek bek

Fransz denizci de, solgun alevlerinin grld dkmhanede


alyordu.

Ermeni dostumuz glmseyerek onlan gsterdi:

44

"anakkale'den geliyorlar. Dokuz gn nce, anakkale 'den

geerken oradaydlar. B ir de Selanik ' in tarafsz liman olduunu


sy !erler! "

Rzgar Arap hamallarn barmalarn, pazarn seslerini, n

taraflarnda ekli tarihten neeye dayanr gibi grnen gz re

simlerinin izildii gemilerinin Latin yelkenlerini aan Kk


Asya ve Karadeniz kysndan gelen gemicilerin garip trklerini

bize kadar getiriyordu; bir mezzin ezan okuyordu; merkepler


anryordu; Trk mahallesinde bir yerlerde, bir evin panjurlu

pencerelerinin ardnda davullar ve zurnalar tizce bir dans mzii


alyordu. Yz metreden daha yaknmzda, yaz ve plak

ayakl korsaniann altrd bek bek gemiler, kulaklar sar


eden barmalar ve terslerneler konseri arasnda itiip kakyor
lard.

Yunan bandral bir alupa shhiye subayn getiriyordu. Su

bay bordaya atlarken bard:

"Karaya inecek herkes burada kalacak. ehir karantinada.

Veba var ! "

Sar bayrak imdiden ana serenimize ekilirken. b u srada

rengarenk kayklar da bize doru atlyorlard; her kaykta; fesli


ve trbanl yar plak esmer adamlar rakiplerini gemeye al

rken bararak rpnp duruyorlard. Pupasnda Rus bayra

asl byk bir sandal bodoslamasna stroze geldi; iri yar bir

Kazak, kenar krkl, koyu krmz kaftan iinde dimdik duru

yordu; yine krkten yaplma, krmz ve sim eritli uzun bir ba


lk kocaman kafasn rtyordu; gm dmeleri, gm, koca

man bir haneri ve kuann arasna sktrd, gm sapl ta

bancalar vard. Bulgar bandral bir baka gemi B ulgaristan

konsolosluunun kavaslann getiriyordu, onlar deniz mavisi giy

milerdi, onlarn da gm kllan ve eritleri vard. Eyalar


mz becerebildiimiz gibi srkleyerek iskeleden indik: agzl
yirmi el, eyalar almak iin aralarnda kavga etti, sonunda en

gls kazand ve bir zafer naras atarak kayyla ne atld.

Gney rzgar esmeye balamt; geminin gvdesinden aynld

mz sra barnamz sar-gri , kk bulutlar istila etti ve bizi


sulad. Ardndan, gzlerimizin neredeyse yuvalarndan frlama-

45

11n1 yoi iDCilk giri vergileri dedik ve bitek toprakta kendimi


H yol ak.
Sarkl Araplarn srd, lastik tekerlekli lks gezinti araba
lar, TUrk horemlerinin peeli kadnlarn ok modem tramvaylar
1r111ndn gezdiriyordu; gemici Sinbad ' n dillere destan kuan
dan 11arm ve onun gibi gln giyinmi harnallar yaz makine
lerinin ve gramofonlarn arl altnda iki bklm koturuyor
lard. Selanik 'teydik, Pierre Loti 'nin Aziyade'yle tant, Do
Au 'ylu Bat 'nn kar karya durduu Selanik'te.

Buras eski Selanik'ti. skender gemileriyle oraya kartma


yapm t. Selanik Roma imparatorluunun zgr sitelerinden bi
riydi; Istanbul 'dan sonra ikinci gelen B izans metropol ve boz
guna urayan Hal ordularnn, nce kazanp sonra da kaybet
tikleri bu Dou ehrine umutsuzca sanldklar dnemde Frank

imparatorluunun son ssyd. Sarazenler1 ve Franklar bu gn


sararm, yklan bu duvara aknlar dzenlemiler, ylan gibi kv
rla kvnla uzanan bu yollarda talan etmiler ve kymlar yapm

lard; Yunanllar, Arnavutlar, Romallar, Normandlar, Lombard

lar, Venedikliler, Fenikeliler ve Trkler art arda kentin bana


gemiler, Aziz Paul ise oray ziyaretiere ve havarilerine bo

mutu. kinci Balkan Sava srasnda Avusturya'nn oray snr


larna katmasna ramak kalmt, Srhistan ve Yunanistan oray
ele geirmek iin Balkan Pakt 'n bozmu, B ulgaristan ise oray
elde etmek iin ykc bir savaa atlmt.

Selanik hem hibir ulusun kenti deildi, hem de btn ulusla


rn kentiydi: dilleri farkl, gelenekleri ve grenekieri farkl yz

halkn yaad, yz kentti. S arp tepenin yar yksekliinde Trk

ehrinin dolambal yollar ve panjurlu balkonlar vard; kuzey


batda yknt halindeki Bulgar mahallesi grlyordu; onun al

tnda Romenler, krfezin kysnda da Srplar yayordu. Douda


Hipodrom sitesinin evresinde kmetenmi otantik Yunanllar,
Helen ve Bizans geleneklerini hi deitirmeden bin be yz yl

dr koruyordu ; batda da, H itit imparatorluklarnn dmesinden


1 Sarazenler: Ortaada Batllann genellikle Mslmanlara verdikleri ad.

(.N. )

46

sonra Asya'y terk ettikleri sanlan u gizemli halk: Arnavutlar

yerlemiti.

Ne var ki, kentin tm merkezi Femando 'yla Isabella'nn s

panya'dan kovduu kalabalk Yahudi cemaati tarafndan igal

edilmiti. Yahudiler XV. yzyldaki eastilla dilini konuuyorlar,


branice harflerle yazyorlard, sinagoglardaki dualar da ayn e
kilde eastilla dilindeydi; ama Trklerin houna gitmek iin, n

fusun yars yzyllar nce Mslmanl semiti, onlann git

tikleri u srada kalanlar kara by ve tm dinlerin srekli dei


en karmasn uygulayan mistik tarikatlar labirentinde yayor
lard.

Erkeklerin tm arptka ses karan pabular, uzun bir ga

bardin ve trban dalanm uzun bir hasr apka giymiti. Kadn

Iarsa bol iekli etekler, beyaz patiska gmlekler, stne kenar

lan krkl, ince ipek ceketler giymiler, altn kolyeler ve kpe

ler, salann gizlemek iin kenarlar inci ili, yeil ipek boneler

takniard ve ar bakr taklarn yan sra, gen kz, evli ya da


dul gibi medeni hallerini gsteren canl renkli eritler tayorlar
d. Yahudilerin evleri de bakalarnnkine benzemiyordu. Be

yz yl nce Toledo' daki varlkl juderia' daki gneli mahalleyi

anmsatyorlard.

Dar, grltl ve tklm tklm dolu sokaklarda Bat dnyas

nn btn deyimleri kullanlyordu; ispanyolca yerliler arasnda

ki ticaret diliydi; Franszca uluslararas dildi; Almanlarn dou ya

doru itilmesi, Alnaneay sokmutu; talyanca yksek tabakann

kibar diliydi; Arapayla, Trkeyi de anlamak gerekiyordu, n

k uaklar Arap ve Trkt; Yunanca genel geerdi, Srpa, Ama


vuta, Bulgarca yaygnd, nk Selanik uzun sre tm Balkan
Iann liman olmutu.

Bir gece, bir mzik-holde oturmu, bir tr Yunan raks olan

Mastika 'mz iiyorduk. Programn banda Yunanl bir

antz

(szck Franszca sylenmiti) vard, Ramence ve ispanyolca


ak arklar sylyordu; onu Rus danslar izledi, sonra da Vi

yana'dan gelmi bir Alman komedyen yklerini Franszca an


latt. Bir de Amerikal gezgin komedyen vard, st ste yedi

gmlek giymiti; adam gmleklerini arka arkaya karyor, her

47

kezde srtnda yazl komik bir cmle grlyordu ve bunlarn


tm brani harfleriyle yazlmt.

zgrlk alannda kafeteryalann kk masalar gnete yol


ortasna kadar uzanyordu; orada, tarihin ve savan Selanik'e
bol bol bahettii, grlmeye deer ekrinin tm bir Yunan as

keri orkestrasnn mziiyle iiyor, geziniyordu. Yunanltarla

yan yana yryen, kllan yana aslm, yksek rtbeli nifor

mal Fransz, ngiliz, Rus ve Srp subaylan, sava ve salgn has

talktarla Belgrad'tan kovulmu k delikanllar, btn konsolos


luklarn barbar

kavaslar -baldr plak harnallan iten- Bin Bir


Gece Masallar ndan frlam balklar, Ortodoks papazlar,
Mslman hac/ar, balklar ve dinlerine uygun sakallan olan
'

hahamlar, peeli kadnlar, Trkler ve Alman casuslar vard. Ku

zeyde, zgrlk soka arya'ya kyordu; bar r bu


pazar yerinde bada kurmu Trkler eski kehribar, ikinci kalite
zmrtleri ve Buhara, Semerkant kumalann parmaklannn ara
snda eviriyorlard. st rtl, Dou paletinin tm renkleriyle
ve hurda altn ynlannn ve damarl turkuvazlann yld par
layan dar sokan aasnda, sola doru, Kuyumcular Soka
uzanyordu; orada sakall yallar dkkanlannda, yksek tezgah
larda, kk ve saf gm paralarn ekite dverek iliyorlar

d. Ban n pazann kk sokaklannda akam saatlerine


kadar srd; balyalann ve sandklarn altnda neredeyse yere y
klacak olan Arap hamallarn seslenmeleri; beyazlar giymi,
boynunda altn toplardan bir zincirin asl olduu, stnde knn
zl mavili koum takm bulunan bir dii katra binmi zengin
bir aaya yolu aan uak ; srtlarnda bakrdan ibrikli gmler
ve yannda tngrdayan bakr marapalar tayan, fesli limonata

satclar, kardan karya bararak konuan dkkanclar, bara


bara son haberleri ilan eden kk gazete satclar.

Bir zamanlar Adriyatik'ten Dou ' ya uzanan byk Roma yo


lunun bir paras olan sokak boyunca, Yunanl savalann, de

velerin, fillerin ve nds ' n tesindeki yabanc halklarn resme

dildii menner zafer taknn ykntlar arkasnda, dolambal,


kk sokaklar labirenti arasnda kaybolduk. B irden kendimizi,
dzensiz, birbirine yapk dkkanlar ve evler arasna skm
bir pazarda bulduk. Dev gibi nariarn altnda yrtk prtk tente-

48

!erin koruduu kck tezgahlarn oluturduu anlatlamaz bir


karklkta, mavi, altn ve gm renkli balklar yeil yaprakla
rn stnde, yumurta sepetleriyle, yeilli kahverengi sebzelerle,
krmz biber piramitleriyle yan yana yl duruyordu. Aalarn
alt daliarna aslm pili kafeslerinden zayf sesler duyuluyor,
ayaklan smsk balanm domuzlar baryor, kenarlar renkli
motifler ilenmi keten gmlekli Makedonyal kyller, solgun

tenlerini parlak ipeklerle rtm Musevi kadnlar, Trkler, in

geneler pazarlk ediyorlar, tartyorlar, satc arkasn dner dn

mez sebze alyorlar ve balarnn stnde dengede duran tka

basa dolu sepetin arl altnda sendelerierken kalabal yarp

geiyorlard.
Pazara alan kk bir Yunan tavemasnda kahve itik. B ir

sredir bizi izleyen Yunanl asker bizimle konumaya karar ver


di:
"Nereden geliyorsunuz? Ne yaparsnz?"
Durumu anlattk. Askerin yz aydnland ve tek tek elleri
mizi skt.
" Ben sekiz y l m Amerika ' da geirdim. Kardeimin lo

wa'da, Mason City'de ekerci dkkan var. Her taraf gezdim:


Kansas 'ta, Colorado 'da, New York 'ta, llinois'da. Springfield 'in
salonunda ayakkab boyacsydm."

"Oraya tekrar gidecek misiniz?"


Yapmack bir glmsemeyle:
"Elbette dneceim! dedi. B uraya Balkan Savalarnda ar
pmak iin geldim, askerliimin bitmesine yalnz ay kald.
Ondan sonra zgrlk! zgr lkeye, gzel lkeye, lkeme geri

dneceim, Amerika'ya!"
"Bizimle bir eyler iin."
Kafasn sallad:

"Hayr, siz benimle bir eyler iin. Buras babamn lokantas


dr. Amerika'da Amerikallar beni her zaman ho karlad, ben
de Amerikallar ho karlamaktan mutluluk duyarm. Adm
Constantin Ch akiri s."
Yanmza iki asker daha geldi, hep birlikte oturduk. Askerler
Constantin 'Je tartmaya baladlar, sonra heyecanla bize ynel
di ler, tam bir konuma seliydi. Constantin :

49

"Bu ocuklar ngilizce bilmiyorlar, diye aklad. Ama onun


Amerika'da alt erkek kardei var, tekisinin de kz kardeiyle,
babas Amerika'da. Her ikisi de Amerika' nn byk bir lke,

gl bir lke olduunu ve savatan sonra oraya gideceklerini


sylyorlar."
"Yunanistan ' n savaa girmesini ister misiniz?"
Constantin kafasyla hayr iareti yapt:

"Makedonya sava istemiyor; Yunanistan ' da bar istiyoruz."


"Venizelos hakknda ne dnyorsunuz?"

Gld:
"Venizelos sava istiyor. Yenizelos ' tan yana olsaydm imdi

ye kadar oktan lmtm. Venizelos' u severiz; bizi zgrl


nze o kavuturdu. Ama sava istemiyoruz. Kral m? Ha! Onu

umursamyoruz, o hibir ey deil.


"Bizim Yeni Yunanistan'da siyasetten hi anlamayz. Henz
hi oy kullanmadk, bu durumda siyasetten ne kadar anlamamz
bekliyorsunuz? Ah! Amerika'y seviyoru m ! "
Sesi hayranlktan kendinden gemi b i r tona brnd:

"Amerika'da tm arkadalarm kardeim gibidir; buradaki

yaamak deil, kazanlacak para yok."


B ir an sustuktan sonra u yargda bulundu:
"B izler Makedonyalyz. B yk skender'in ocuklaryz."
Otele dnerken Yunanl iki askerle daha karlatk. imdiden
peimize taklmlard, o srada biri dnerek: "Bu iki tipin Ame
rikal olduuna seninle bahse girerim," dedi. Onlara seslendik :
"Hello Bill! "
"Hello!"
Bize doru geldiler.
"Sizin kesinlikle Amerikal olduunuzu sylyordum. B irle

ik Devletlerde yedi yl yaadm. ki yl da orduda askerlik yap


tm, orada yeniden yola ktm."
"Yunanistan'n sava ilan etmesini istiyor musunuz?"

"Sen, biz stersek konu! Konstantinopolis'i alacaz. Kral


mzn ad Konstantin ve Konstantinopolis Yunanlyd! Anlyor
musunuz? Konstantinopolis 'e Konstantin' le dneceiz. arpa
caz! Tabii ki arpacaz. . . ve Srbistan ' , Bulgaristan' , Ro
manya'y, talya'y ... btn dnyay yeneceiz, tamam m ! "

50

"Nerelisiniz?"
"S partal ! "

Selanik'in drt bir yann gezdiimiz o gnlerde dzinelerce

insan: askerler, dkkanclar, hatta kk gazete satclar bile k


t bir Amerikancayla bize seslendi. Otelin altnda yeil hal kap

l, grkemli bir losra salonu vard, salonu korkun bykl bir


Yunanl ynetiyordu, bizi u szlerle karlad:

"Hel/o, boys! Glad to see you! New York, 42. Sokaktaki


Chez George' un ubesine ho geldiniz! George, benim karde
imdir."
Ve para almay kabul etmedi.

Dkkanlar Amerikan ayakkablaryla, olmadk yerlerde d

melerle dolu, omuzlan vatkal, Amerikan kolej niformalanyla,


bir dolarlk Amerikan kol saatleriyle ve Amerikan mal gven
likli tra makineleriyle doluydu.

Grnre b ak l rsa, Selanik ' i n erkek nfusunun tamam


Amerika'ya gitmiti. "Amerika, zengin olunacak zgr lke!
Evet bir Yunanlyz. Yunanl olmaktan gurur duyuyoruz." B i r
omuz silkme: "Ama Yunanistan 'd a yaanamaz." Ve sava biter
bitmez, askerlik hizmetleri sona erer ermez hepsi oraya dnecek.
Srbistan'da, Bulgaristan' da, Romanya'da da, Selanik'tekiler
gibi Amerika'ya gitmi ve ayn atei getirmi bakalaryla kar
latk. Yurtseverlik ad verilen bu yrtc ve akld duygu onlar
da ok glyd: lkelerini seviyorlar ve onun uruna can ver
meye hazrlard - ama artk orada yaamak istemiyorlard. Ame

rika 'nn tadn almlard; orada yeni bir dnya geleceinin, her
zaman yaanacak yeni bir servenin bulunaca bir uygarln
deneyini yaamlard.

51

Il
SAVAIN DOGU KAPISI
Arnerikan Kzl-Ha, yabanc tp grevlileri: tehlikeye glp

geen ve gelecekteki baarlaryla vnen katlam doktorlar,

gl kuvvetli hasta bakclar tifsn krp geirdii S rbistan' a


ulamak iin buradan geiyorlard, ama sa kalanlar da .vard,
zincirden boanmasna, titreyerek gelip arkadalannn lm
lerini anlatyorlard.
Bu hep oluyordu. Selanik'te kaldmz srede, toplam yz
on dokuz kii olmak zere ngiliz yeni kurul gemiti. En k

k eitimi, en az tehizat, neyle karlaaca konusunda en

kk bir fikri olmayan tazecik gen kzlar grlmeye deer so


kaklar ve pazarlar kefediyorlard.
"Hayr, diyordu biri, hasta bakclk deneyimim hi yok. Ama
zor olmasa gerek, deil mi?"
Onu duyan, Kraliyel Sal H izmetlerinden bir temen umut
suzlukla kafasn sallad.

"ngiltere'de, onlarn gitmesine izin vererek, keileri hepten


karmlar! Hemen her kezde kesin lm. stelik, biliyor mu
sunuz yalnzca yararsz deiller, hastala ilk yakalanacak onlar
dr ve bu da bizim iin iyiletirilmesi gereken daha ok insan de

mektir."
Kesinlikle her be dakikada bir yeni bir sylenti dolayordu.
Bir gnlk gazeteler cafcafl balklaryla gece gndz sokaklar
ve kafeteryalar dolduruyorlard:
KONSTANTNOPOLS ALINDI !
YARIMADADA KIRK BR NGLZ LDRLD!

52

TRK DEVRMCLER ALMANLARI BRE KADAR KI


RIYOR !
Bir akam, galeyana gelmi bir asker gruhu bayraklar hava
da, "Hurra!" diye bararak ve "Yunanistan sava ilan etti ! " diye
brerek deniz cephesinde boydan boya gitti.
Her yanda casuslar kaynyordu. talyan olduklarn iddia
eden, kafalan tral, yzlerinde ustura kavgas yaralarnn izleri

olan Almanlar; Trk geinen, kafalarna yeil Tyrol apkas tak


m Avusturyallar; yalnzca kendilerini ilgilendiren alt dilli

sohbetleri gzlernek iin kahvelerde oturmu, salak tavrl ngi


lizler; kuytularda komplolar kuran Eski-Trk Partisinin Msl

manlan ve gizli polisin gnde on be kez klk deitiren, byk


lannn eklini deitiren Yunanl ajanlar.
Bazen, doudan gelen bir Fransz ya da ngiliz sava gemisi

ar ar mazotlu sular yaryar ve onarm iin daklarda demir


atyordu. O zaman ehir gece gndz kafay bulmu bahriyeliler
le doluyordu.
nk Selanik her eydi, yanszlk dnda. Sokaklarda su
baylarn srekli varlnn dnda, her gn S rp cephesi iin
malzeme ykl ngiliz gemilerinin limana girii grlebi lirdi.
Her gn ngiliz, Fransz ve Rus toplaryla dolu vagonlar karanlk
kuzey dalan ynnde gzden kayboluyordu. zel vagonun s
tndeki ngiliz hcumbotunun Tuna'ya doru uzun yolculuuna
baladn grdk. Yzlerce pilot ve makinistin elik ettii
Fransz uaklar, tpk ngiliz ve Rus tfeki deniz erlerinin yap
t gibi limandan transit geiyordu.
Snnaclar her gn akn akn geliyordu; Konstantinopo
lis 'ten ve zmir'den siyasi mlteciler, Trkiyeli Avrupallar, im

paratorluun yklmasnn ardndan grlecek infilak dnce


siyle deliye dnen Trkler, Doulu Yunanllar. Limni ve Tene
dos 'tan (Bozcaada- ev.) kaak gemileri, Hint birlikleriyle gelen

vebay da getiriyorlard- ve hastalk aa ehrin kalabalk ma

hallelerinde ortaya kmay srdryordu. Zavall durumdaki bir


yn insann sokaklardan getii sk sk grlyordu : bir kyl
kulbesinden geriye kalan eyalarn yld, birbirine benze

meyen yk arabalarnn yannda topallayarak, glkle yryen,


ayaklar kan iinde kadnlar, erkekler, ocuklar. Kk Asya'da-

53

ki manastrlardan, siyah giysileri yrtk prtk, sar takkeleri toz


iinde, ayaklar bezlerle sanl ve btn mallan omuzlanna attk

lar kenevir uvalda, yzlerce Yunanl papaz ... Eski camiierin


inenen avlularnda, krmzya ve maviye boyanm kemerierin
altnda, balarn skca saran siyah rtl, yarm peeli kadnlar,
ordunun ald erlerini, bo baklarla, sessiz sessiz alayarak,

sabrla bekliyordu; ocuklar haclann yabani ot brm mezar

lar stnde oyun oynuyordu; azck eyalar bir kede yl


mt.
B ir akam, gnn grltl hay huyundan sonra ssztam

doklar ve antrepolar mahallesinde geziyorduk. Zayf bir n

szd pencereden arklar ve ona elik eden ritim vurulan geli


yordu, kararm camdan baktk. Alak tavanl, toprak demeli

bir denizci meyhanesiydi, kaba tahtadan bir masa ve sandalyeler,


st ste ylm siyah ieler, flar ve tonoza asl, tten bir
Iamba vard. Masann evresinde sekiz adam oturmu, kadehle
riyle ritim tutarak dertli bir dou ezgisi sylyorlard. Pencere

deki yzlerimizi biri anszn grd; hemen sustular ve ayaa


kalktlar. Kap birden ald, eller uzand ve bizi ieriye ekti.
Kendimizi odada bulduumuzda:
"Girin! Pasen Ustedes! Hereinf Herein!" diye bararak, ev
remizi sardlar.

Burnunda et beni bulunan, kel kafal, ufak tefek bir adam eli
mizi brakmyor, eitli dillerden oluan szckleri aznda yuta
rak konuuyordu:
"iki ! iki ! Size ne ikram edeyim dostlanm?"
"Ama biz sizi davet ediyoruz. . . " deyiverdim.

"Burada benim mekanmdayz! Benim dkkanmda hibir


yabanc para demedi ! arap m? Bira m? Mastica m?"
"Kimsiniz? diye sordu bakalar. Fransz m? ngiliz mi? Ah!

Amerikal ! Califomia 'da yaayan bir kuzenim var. Ad Georgo


poulos. Tanr msnz?"

Biri ngilizce konuuyordu, teki bir tr Franszca denizci ar


gosu, ncs Napoli talyancas, drdncs Dou lkelerinin

spanyolcas, tekiler de baka dillerle kark Almanca konuu


yordu; hepsi Yunanca ve Akdeniz denizcilerinin garip dilini biJi-

54

yordu. Savan azizlikleri onlar kadim denizin drt bir yanndan


Selanik daklannn bu karanlk hanna getirmiti.

"Garip, dedi ngilizce konuan adam. Rastlant sonucu bura


dayz, nceden hi birbirimizi tanmyorduk. Ve yedimiz de do
ramacyz. Ben Karadeniz ' de KiJi 'den Rumum, o da Rum, u

ikisi de - Efes 'ten, Erzurum ' dan ve kodra'dan. u adam tal


yan -Suriye'de Halep 'te yayor- u da zmirli Fransz. Geen
akam imdi olduu gibi oturmutuk ve o da sizin gibi pencere
den bakt."

Hi konumam olan yedinci daramac yerel A lnaneay

andran bir iki sz syledi. Patran tercme etti:

"O Ermenidir. Ailesinin tm yelerinin Trkler tarafndan l


drldn sylyor. Sizinle Badat demiryolunda alrken
rendii Alnaneayla konumaya alyor."
"Karm ve iki ocuumu orada braktm, diye bard Fran
sz. Bir balk gemisinde gizleneceim... "
"Erkek kardeimin nerede olduunu tanr bilir -talyan ban

zntyle sallad.- Askerler onu aldlar. Birlikte kaamadk."


Meyhaneci ikileri getirdi. Kadehlerimizi onun onuruna kal
drdk: yz l ld.

"Byle, diye aklad talyan el kol hareketleriyle. Paramz


yok. O, bize yiyecek, iecek verdi ve biz zavall snmaclar,
burada toprak stnde yatyoruz. yi yreklilii iin tanr onu
kesinlikle dllendirecektir! "
"Evet, evet. Tanr onu dllendirecektir," diye onayladlar

ierken, bu srada patran da bilinli bir ekilde Ortodoks tarz


-sadeliin dnda her ey- istavroz karyordu.

"Tanr biliyor ya, arkadalan seviyorum, diye aklad. Ve u


zamanda ihtiya iindeki insanlann, zellikle de bu insanlarn
gzel yetenekleri varsa, suratma kap kapatlmaz. Bir daramac
iyi para kazanr, alt zaman: ileride der."

"Yunanistan 'n sava ilan etmesini istiyor musunuz?" diye

sorduk.
"Hayr! " diye bard biri.
tekiler skntl bir tavrla balann salladlar.

ngilizce konuan Yunanl ar ar:


"Bu byle, dedi. Bu sava bizi evimizden ve iimizden etti.

55

Daramaclara i yok artk. Sava her eyi ykyor ve hibir ey


ina etmiyor. Bir doramacysa inaattan baka bir nesne bil
mez."
Sylediklerini orada konumadan duranlara da evirdi, deniz
ciler onu itenlikle alklad.
Peki ya Konstantinopolis?

"Konstantinopolis Yunanistan ' ndr! Yunan Konstantinopo-

lis ! " diye bard iki doramac.

Ama dierleri ateli bir tartmaya dald.

talyan ayaa kalkt ve kadehini kaldrd:

"Evviva Costantinopoli internazionale!2"

Koro halinde yinelemek iin hepsi ayaa kalkt:

"Costantinopoli internaziona/e! "

"Haydi! dedi patron. Yabanclar iin bir ark ! "

"Biz geldiimizde n e sylyordunuz?" diye sordu Robinson.

"Bir Arap arksyd. imdi size gerek Trk arks syleye-

ceiz! "

Kafalarn geriye attlar, kadehler tokuturulurken parmaklar

masada ritim tutmaya balad ve tm topluluk uzun hava syle


di.
"Bir baka tur! diye bard meyhaneci coku iinde. ikisiz

baka ark yok ! "

"Tanr onu dllendirecektir!" diye mnldand yedi darama

c heyecandan sesi boazna kam bir halde.

talyan 'n gl bir tenor sesi vard; La donna e mobile'i sy


ledi, tekiler de oryantal doalamalarla ona katld. B izden de
bir Amerikan arks istediler; Robinson 'la ben kafa gz yara ya

ra bir John Brown's


kez tekrarlatld.

Body'yi

sylemek zorunda kaldk, ark drt

Ardndan arklarn yerini oyunlar ald. Lambann can eki

en titrek nda, patron, btn Balkanlarda popler olan

ko/o

iin yerinde duramayan bir ly ynetti . Kaba batlar yeri d


vyor, kollar hareket ediyor, parmaklar aklatlyor, hrpani giy
siler kahverengi Iolukta ve donuk sar kta dalgalanyordu . . .

Bunu bir Arap dans izledi, btn bedenler sallanyor, ksa ara2 Yaasn uluslararas Konstantinopolis. (.N.)

56

lklarla szlyor, sonra da gzler kapal bir halde olduu yerde


dnyordu. Sabahn birinde gruba bostan dans ve turkey trot
retiyorduk. Selanik'teki yedi doramacyla sei.ivenimiz bu e
kilde sona erdi.

Ertesi sabah, valiliin -beyaz balerin etekleri ve yeil pon


ponlu sivri ulu pabu giymi devriyelerin nbet tuttuu yerde

te yannda ariya 'nn gi.ilt patrts iinde dola tk, sonra da

Trk ehrinin dik ve dolambal yollarn trmandk. Upuzun bir


servi aac ve gri minaresi olan, pembe boyal kk camiyi
getik; arkasnda gizemli kadniann -hepsinin ayn ekilde gi

zemli bir gzellikte olduuna hi kuku yoktu- kkrdad, hl


hl sesler kard shanishar'lann sraland kk sokaklan

izledik. Ranlarda, srtna ykler vurulmu, ieriye giren kan

merkeplerin uzun bir sra oluturduunu, ylm semerleri, ka


ranlkta bada kurmu, kahveleri nlerinde kylleri ve Trkle
ri fark edebiliyorduk. Avlunun demesindeki karaltlar birden

kesiliyor, kadnlar, omuzlarnda boyal bir toprak testi gnete


geiyorlard. Daha uzakta isiz gsz ve sakin kalat alyla

Trk pazan bulunuyordu. Kasap dkkanlannn, balk sepetleri


nin, manav tezgahlarnn sraland bir sokakta satclarn u

buk/arn tttrdkleri kahvehaneler v ard. Orada, Mekke'ye


hacca gitmi, yeil sarkl, kutsal adamlar olan hac/ar, kylerin
den gelen krem renkl i gmlekler, gocuklar, soluk krmz giysi
ler, kl rengi bol etekli giysiler ve gri, uzun balklar takm
Mevleviler, peeli sarayl kadnlan izleyen tysz harem aalar
gi.ilebilirdi.

Daha uzakta Arnavut kaldrm demeli sokak sakin bir bl

geye ulayordu. Orada pancurlu pencereler fsldayor, sessizli


i yalnzca gezgin satcnn eeinin tesadfen geii bozuyordu;
peeli ok az sayda kadn, testileri bellerinde emeye gidiyor

du. Birden, yoku dzenlenmemi, kk bir alana alyor, dev


gibi bir ant aacn glgelendirdii bu yerde iki ya da kk
kahveye Trkler geliyor, dneeli bir tavrla sigara ierlerken,

dierleri de girite, sakin bir sesle usul usul konuuyordu. B ize


ilgilenmeyen, kaytsz baklarla bakyorlar, hemen ardndan da

kendi ilerine dnyorlarlard.

57

Yukarda, byk, sar surlar her eye tepeden bakyor, V bii


minde oyulmu mazgallar scak leden sonrasnn mavilikle

rinde ortaya kyordu. Orada oturanlarn kendi evlerinin yap


mnda kullanmak zere ald talarla, yzyllar boyunca gerek
letirilen bir yarktan getik, yeil tepelerin, koyunlarn otlad
uzak yamalarn manzarasn seyrettik. Ufukta, kuzeye doru,

kzl renkli dalar parldyor, onlarn tesinde sava ve salgn

hastalklar tm iddetiyle sryordu. Daha yaknda, dank bir

ekilde konulanm ingene adrlan ve ayrn bir kesinde

krmz ortlu ve sar trbanl, ayaklan plak adamlar top oyna


yarak hoplayp zplyordu. Arkasnda bez giymi kyllerin ava
relik ettii ngr ngr sesleri gelen, art arda diziimi katrlar,

ufuk izgisinin arkasnda bir yerlerde, grlmeyen kylere gt

ren belirsiz yollan izliyorlard. Sur dibine yaplm izbeden bir


Eski Trk kt. Bizi selamlad ve yeniden gzden kaybolmadan

nce iki tahta sandalye getirdi. Onu ancak gitmek zere ayaa
kalktmzda yeniden grdk: izbesinden kt, bizi selamlad
ve sandalyelerini toplad. Ona birka kuru vermek istedim; o

ise glmseyerek kafasn sallad ve anlamadmz bir eyler

syledi...
Gne ayrlar ve bulutsuz gkyzn altn renkli klara

boarak alalyordu. Sefalet iindeki kerpi evler arasnda kvn


lan kk bir kei yoluna saptk, ak bir alana geldik; taraalar
halindeki ehrin gz kamatrc manzaras oradan denize kadar
uzanyordu. Sonsuz sayda soluk krmz damlar, kma balkon
lar, beyaz, yuvarlak kubbeler, kuleler, stnde soan kubbeleriy
le Ortodoks kuleler, uzun serviierin yannda gk yzne doru

uzanan minareler; grnmez sokaklardan ykselen, bir dou


kentinin tebelle olan uultusu. Suyun kysnda Venedik kalesi
nin yuvarlak ve beyaz kulesi dikiliyor, onun tesinde in'in ye
im ta renginde, yana yatm san, beyaz ve krmz yelkenierin
lekeler halinde gzkt puslu deniz uzanyordu. Gneyde,

karl kapl ve her zaman bir bulutla glgeleneo Olympos dann


gl silsilesiyle talanm Yunan topraklarnn girintili knl
kitlesi krfezi kesiyordu. Sada altn renkli duvarlar vadiye gz

kamatrc bir ekilde dalyot ve Batya doru kilometrelerce


uzanarak, dan yamacn trmanyorlard. Gm renkli Vardar

58

nehri st ovasnda tembel tembel akyordu; onun tesinde


Makedonya'nn kurtuluu iin savaan Bulgar kornitaclarn bir
ka yl nce bir Trk ordu birliini kstrd bataklk uzanyor
du; gr snnnda da belli belirsiz ekilleriyle Thessalia dalan
sralanyordu.

Karanlk birden bastrd. B ir an, Olympos ' un beyaz doruu


doast bir pembelii yanstt ve bu pembelik yava yava sol

du. Sonsuz gkyznde milyonlarca yldz birden yand; gecenin

iinden bir hilal ykseliyordu. Altmzda, mezzinler titreen


minicik fenerlerle on yedi minarenin korkuluk duvanna ktlar
ve fenerlerini direkiere astlar. Onlarn mrninleri namaza a
ran tiz ve uyumsuz seslerini bulunduumuz yerden duyabiliyor
duk: Allah ekber! Allah ekber ! . .

imdilerde Trk ehir geriliyor v e dingin akl Trk yaam,


hareketli ve teklifsiz Yunanllann giderek artan aknlar halinde

gelmesiyle yldan yla azalyor. Camiler bir biri ardna yknt


haline geliyor ve her ay, mezzinin yzyllardr ezan okuduu
yeni bir minare daha susuyar ve sszlayor. Mekke uzak ve
gsz olmutu; savan sonucu ne olursa olsun, stanbul artk

hibir zaman Selanik'te hkm sremeyecekti; Selanik Trkleri


can ekiiyordu. Kentin kendisi de can ekiiyordu: art lkesin
den koparlmt, Vardar bataklklarndan dzenli aralklarla
ateli hastalklar ykseliyordu, amurlu blge grkemli limann
yava yava istila ediyordu, rman doymak bilmez ak kenti
imdiden paralayp yutuyordu. Selanik yakn bir gelecekte sa
vamaya demeyecekti.

59

III
LLER LKESi
Bedenimizi tepeden tmaa kafurlu yala ovalam, salan
mza gazya srm, ceplerimizi naftalin toplanyla doldurmu

ve eyalanmzn olduu bagaj enikonu naftalinlemitik. Kiisel


tedbirlerimiz yetmezmi gibi, bindiimiz tren de ylesine forma

line bulannt ki gzlerimiz ve cierlerimiz feci halde yanyor


du. Selanik'teki Standard Oil brosundaki Amerikallar, son bir
kez bize gle gle demek iin yanmza gelmilerdi.

"ok kt," dedi Wiley. "stelik ok da gen. Cesedin mem


lekete gnderilmesini ister misiniz, yoksa burada m gmelim?"

Bunlar tifs lkesi Srhistan 'a giden yolcularn sradan n


lemleriydi - abdominal tifs, mkerrer ate ve kurbanlarnn ya

rsn ldren ve hi kimsenin bakterisinin ne olduunu zeme


dii gizemli ve iddetli lekeli humma. ou doktor bit yoluyla
getiini dnyordu, fakat bizimle birlikte yolculuk eden ngi
liz R.A.M.C. temeninin bu konuda pheleri vard.
" aydr orada kahyorum ve ok uzun zamandr, her gn

banyo yapmak haricinde ihtiyati bir tedbir almaya gerek duymu

yorum. Bitlere gelince - insan bir saatten sonra bunlar ldre


rek huzurlu bir akam geirmeye alyor." Naftalin konusuna

deinince biraz homurdand. "Biliyorsunuz, bundan olduka

hazzelliklerini syleyebilirim. Tifs hakkndaki hakikat u: Hi


kimse bir ey bilmiyor! Tek bilinen Srp ulusunun altda birinin
bu sebepten ld . . .
"

Salgn bahar yamurlarnn sonlanmas ve scak hava saye

sinde imdiden bir nebze de olsa denetim altna alnabilmiti.

60

Nitekim virsn etkisi de gn getike zayflyordu - tm Sr


histan 'daki hasta says gnde yz bine, l says da bine inmi
tL Ancak, bu saynn iine korkun tifs-sonras kangren vakala
r dahil edilmiyordu. Anlalan o ki ubat aynda durum iler
acsyd - sokaklarda amur ierisinde yzlercesi srf hastane
yokluundan tr leyazm ya da akln yitirmiti.

Yabanc salk ekipleri ar darbe yemilerdi. Elli papaz l

mekte olanlara kar grevlerini ifa ettikten sonra, hastala ye

nik derek son nefesini vermiti. Srp ordusunun savan ban


da sahip olduu drt yz ksur doktordan geriye iki yz tane ya
kalm ya kalmamt. stelik tek dert tifs de deildi. iek

hastal, kzl, kzl humma, difteri tm lkeyi cenderesine al

m, krp geiriyordu. Aynca daha imdiden kolera vakalarna

da rastlanyordu. phesiz ki sava alanlarnda, kylerde, yollar


da lalettayin gmlm llerin dayanlmaz bir koku yayd,

dereterin at ve insan cesetleriyle xkand bu harap topraklara


yazn gelmesiyle birlikte, kolera lkenin gri kalanna da yayla
cakt.
Temenimiz buraya kolerayla savamak zere gnderilmi
ngiliz Ordusu Salk Ekibine balyd. Tam tekmil niformal
geziyor ve bacaklan arasnda tuttuu ve kendisini korkun ekil
de rahatsz eden byk bir kl tayordu.
"Bu kahrolas eyi ne yapacam bilmiyorum," dedi, bir k
eye doru savurarak. "Biz artk orduda kl tamyoruz. Fakat
burada tamamz lazm, nk S rplar kl tamadn mddet
e subay olduuna inanmyorlar. . .
"

Kra tepelerin arasndan Vardar Nehrinin taknca akan sar

sular hizasnda yavaa yukar doru trmanrken bize, ngiliz


lerin hastaln yaylmasn engellemek iin tm tren hizmetini

bir ay boyunca durdurmaya Srp Hkmetini nasl ikna ettikleri

ni ve sonrasnda da pis kentlerde shhi nlemler aldrdklarn,

zorla kolera as yaptklarn ve nfusun her kesimini mikrop

lardan arndrmaya baladklarn anlatt. Srplar dudak bkyor


lard - hakikaten amma da korkak adamard bu ngilizler. Kla
y temiz tutmay baaramayan Albay Hunter adamlanndan birisi

ld takdirde Srbistan ' terk edecei tehdidini savurduunda,

bir ironi saanana tutulduk. Bu Albay Hunter korkan tekiy-

61

di ! Keza birimlerinin yars ifay kaptnda Gievgieli 'yi terk


ettiklerinden tr Amerikallar da korkaktlar. Srplarn gzn
de tedbirler almak bir rkeklik gstergesiydi. Srplar sz konusu
salgnn yol at toplu lmleri kasvetli bir gururla deerlendi
riyorlard - tpk ortaa Avrupa'snn Kara Veba karsndaki
tutumu gibi.
Yunan Makedonya's ile Yeni Srbista n ' n yksek vadileri

arasnda ksr bir hudut blgesini andran Vardar geidi, dorukla


rnda tek tk kar birikintilerine de rastlanan daha yksek daia
nn eteklerindeki talk tepelerle evrili geni bir vadiye alyor
du. Her kanyondan deli aylar fkryordu. Vadide hava scak ve

nemliydi; byk st aalaryla evrili su hendekleri, gen t


tn fideleriyle dolu tarlalardan, yzlerce dnm dut aalarnn

arasndan geerek, pamuk diyann andran ar, zengin killi top

raktan szlyordu. Buradaki her tarla, her toprak paras ilen


miti. Daha yukarda, kayalklar arasndaki plak hayrlarda ko
yun postuna brnm sakall kyller koyunlarn ve keilerini

otlatyorlard. Kk kzlerin ve siyah mandalarn ektii yk


arabalannn tekerlek izlerini braktklar yol boyunca dzensiz
bir halde krmz-atl beyaz evler sralanmt. Her an eski reji
min zengin Trklerinden birine ait, san-yeil st veya badem
aalan arasna yerlemi bir konaa rastlamak mmknd. Ni
tekim bu kk kentin semalarnda, gri ince bir minare grnt
s veya bir Yunan kilisesinin kubbesi de gze arpabiliyordu.
stasyonlarda her trl insana rastlamak mmknd - sankl
lar, fesliler veya koni biiminde kahverengi krkl apkal

adamlar, Trk tarz pantolonlu veya uzun gmlekli ve vcudu


saran el ii keten giysiler ierisindeki insanlar. zerlerinde son
derece zengin iek ve ark desenleriyle ilenmi deri yelekler

ya da siyah eritleri olan koyu kahverengi yn giysiler vard.

Bellerine birka kat krmz kuak sarm, ayaklarna ise deri a


nklar geirmilerdi. Kadniarsa Trklere zg yamak ve alvar
tr pantolonlar giymiler ya da ak renkli ilemelerle sslen
mi deri ve ynl ceketler, kylerde dokuduklar ham ipekten
bluzlar, ilemeli keten i etekler, iek ilemeli siyah nlkler,
canl renklerde ve arkadan birleen st-etekler giymilerdi. Ka

falarndaysa sar veya beyaz renkte ipek bartleri vard. Yine

62

yas gstergesi olarak birounun siyah barts takt gze


arpyordu. Ve her an her yerde ingeneler vard - erkekleri bir
nevi parlak renkte sark takan; kadnlar ise altn paralan ve
canl renkli paavralar takp takran plak ayakl ingeneler,
kervanlanyla beraber yollarda gezinirler ya da kamp kurduklar
yerlerde siyah adrlarnn etrafnda aylak aylak dolarlard.

Siyah kyafetler ierisinde, uzun, sakall bir adam kendisini

Franszca takdim etti. Bir Srp gizli tekilat mensubu olduunu

ve grevinin bizi gzetim altnda tutmak olduunu syledi. Bir


keresinde k, gen bir subay bulunduumuz vagona geldi ve ba

yla bizi iaret ederek kim olduumuzu sordu. Dieri topuklar


n vurup selamlayarak,
"Dobra! Gzel ! " diye cevaplad.

Tren yeniden harekete getiinde gizli tekilat alan, "Bu

istasyon hudut blgesidir," diye aklamada bulundu. "Artk Sr


histan snrlan dahilindeyiz."
Peronlarda birka uzun sska adam gzmze arpmt. Sn

gs ekik tfeklerini omuzlarna atmlar, bir o tarafa bir bu ta

rafa gidip geliyorlard. zerlerinde niformadan sayacamz tek


ey kafalarndaki asker kepiydi.

Yznde inceden bir glmsemeyle, "Ne yaparsn," diye


omuz silkti Srp dostumuz. "Biz Srplann artk srtiarna geire
cek niformalar yok. ylda tam drt savaa girdik - Birinci
ve kinci Balkan Sava, Arnavut ayaklanmas ve imdi de bu ...
yle ki, yl var ki, askerlerimiz daha zerlerindeki giysileri
deitirmediler."
imdi yaklak birer metre aralklarla kk tahta halarn di

kili olduu kk bir tarlann yanndan geiyorduk. Saf safa,

zm ktkleri olsa gerek, diye dndk. Be dakika boyunca


bu grnt devam etti.

"Gievgiel i'nin tifs kabristan," dedi ksaca. Sanrm bu k

k halardan neredeyse binlerce vard ve iin ac taraf bunlarn


her biri bir mezar demekti !

tedeki yamata kmelenmi amur yl oyuklann olduu


bir alan belirdi. Bu ukurlara srtiarna trl eit yar-niforma

geirmi, st ba berbat vaziyette adamlar girip kyorlard.


Palaskalann Meksikal devrimciler gibi gslerinin zerinden

63

aprazlama takmlard. Arada toplar ve tfekler ylyd, yan


taraftaysa elli kz arabas vard, ama akas kzlerin adm
atmaya mecali yoktu. B iraz tedeyse aksak kzler otluyordu.
amurdan barakalarn aa snda tepenin dibinde insanlar eil
mi, vadinin yukarsndaki hastalkl kylerden akp gelen sar
nehirden su iiyorlard. B ir atein etrafnda yirmi ksur insan
melmi, koyunun alevlerin zerinde evrilen cansz bedenini iz
liyorlard.

"Bu alay hudut blgesin i savunmak iin buraya gnderildi,"


diye aklad arkadamz. '' Bulgar kornitaclarn geen hafta de
miryolunu kesmeye altk lar yer tam burasyd. Tekrardan gel
meleri an meselesi... Bulgar Hkmeti mi sorumlu yoksa Avus

turyallar parayla m tuttul ar? B alkanlarda hibir ey iin kesin


olarak u udur diyemezsin ."

imdi her kilometrede b ir, amur ve ince dallardan yaplm


derme atma bir barakaya rastlyorduk. Her barakann nnde
pejmrde, avurtlar km , st ba kir pas iinde ve genel g
rntsnden azna ne zamandr doru dzgn bir ey koymad
anlalan, omzunda tfe iyle bir asker bekliyordu. Srbistan'n

hangi kesine giderseniz gidin, azck ayla ve berbat kyafet


leriyle amur iinde yaay an, ka zamandr ssz kalm demir

yollarn bekleyen bu ins anlara - lkenin erkekl ik adna son


mitsiz baaklar- rastlamanz mmknd.
lk bakta bu lkeyle Yunan Makedonya's arasnda hibir
fark yok gibiydi. Kyler ayn kylerdi, ama birazck daha da
nkt - atlarn kiremitleri umu, duvarlarn svas dklmt.

nsanlar desen o da aynyd , ama saylan daha azd ve ounlu


unu kadnlar, ihtiyar erke kler ve ocuklar oluturuyordu. Fakat
ok gemeden farkllklar insann dikkatini ekmeye balyordu.
Dut aalar kaderine terk edilmiti; geen yla ait ttn bitkileri

ryp sararmt; msr saplar yabani otlarla dolu tarlalarda on


iki veya daha fazla aydr ayn ekil bekliyordu. Yunan Makedon
ya'snda ekilebilir her toprak paras ilenmiti; halbuki burada
on tarladan yalnzca biri ek ildii izlenimini veriyordu. Arada s

rada birka kz grmyor deildik, ak sar bartl, parlak


renk etek giymi bir kadn n ektii. kzler oyulmu mee da-

64

lndan yaplma sabaniara koulmutu. Bunlarn bandaysa bir

asker omzunda tfeiyle komutlar veriyordu.

Gizli tekilat alan o taraf iaret ederek, "S rbistan ' daki

btn erkekler u anda ya askerde ya da l. Ayrca toplan ve

trenleri ekebilmek amacyla kzterin hepsine hkmet tarafn


dan el konuldu. Fakat Avusturyallar kovduumuz Aralk ayn

dan beri hi muharebe olmad. Bu nedenle, hkmet asker ve


kzleri ift srlmesine yardm etmek iin istek olan blgelere
gnderi yar."

Ara sra bu gibi ayrntlar vesilesiyle, gzmzn nnde

,.

ller lkesinin resmi canlanyordu : genliinin baharn soldu

ran iki kanl sava, iki ay sren ar bir gerilla mcadelesi ve ar

dndan yeryzndeki en byk askeri gce kar verilen bu kor

kun mcadele ve bir de bunlara adeta tuz biber eken ba belas

salgn. Yine de tm bir halkn ykntlar arasndan daha imdi

den emperyal arzular ba gsteriyordu, ki bu bir gn tm gney


Avrupa'y tehdit edebilir.

Gievgieli ile Valieva Srbistan'daki en bela yeri olma ayrca

ln aralarnda paylayorlard . Aalar, istasyon ve tm bina

lar kire kayma ile dezenfekte edilmiti. Silahl askerler hali

perian yz kiinin m zmzlanarak dayand parmaklklarn

nnde nbet bekliyorlard - zira Gievgieli karantina altna aln

mt. amurlu, bozuk kaldrm talarnn gze arpt, dezen

fekte edilmi beyaz tek katl binalarn olduu geni bir sokaa

bakyorduk. Hemen her kapnn nnde, o evden l kt an


lanuna gelen siyah bir bayrak dalgalanyordu.

Giysisinin yakas kirli, Panama apkasn gznn stne ka

dar indirmi, bykl, iri kym bir adam etrafn eviren askerler
le peronda bekliyordu. Elinde kk bir iek vard. Heyecanl

bir ses tonuyla gizli tekilatya seslendi.

"Bak bak," diye bard. "Bu iei nehrin te tarafndaki

tarlada buldum. ok tuhaf! Ne olduunu bilmiyorum! Besbelli


ki

arkide ailesinden bir iek ! " Kalarn att ve tehditkar gzle


"Orkide ailesinden deil mi sence?"

rini gizli tekilatya dikti.

"Hakikaten de baz benzerlikler var," dedi dieri ekinerek.

"u az blgesi. . . Fakat diiorgan -"

65

iman adam iei sallad: "Ne alaka! Bu iek orkide aile


sinden ! "
Etrafndaki askerler d e b u sk tartmaya ortak oldular: "Da!
Orchida!" "Ne je orchida!" "Besbelli bu bir orkide ! " "George
Georgevitch,

sen

ne anlarsn orkideden? Senin geldiin yerde,

Ralya'da ot bile bitmez! " Bu laf zerine glmeler oldu. An

cak, iman adam glmeleri bastran heyecanl bir sesle srar

n srdrd: "Size arkide olduunu sylyorum! Bu elimdeki

yeni trde bir orkide! Botanik biliminin bile haberi yoktur -"

Tartmann mikrobu Robinson'a da bulamt. Bana dne

rek, "Orkide mi?" dedi, rludan bkerek. "Elbette arkide falan


deil!"

"Evet,

bu bir orkide ! " dedim hararetle.

"ekli tpk Amerikan

ormanlarnda rastlanan vens ar ieine benzer."


iman adam olduu yerde dnerek, bozuk bir ngilizce ile
lafa atlad. "Evet, evet ! " dedi ateli ateli. "Gerekten de ayns.
Sizler Amerikal msnz? Ben Amerika'da kalmtm. Kansas ve
Missouri 'de bulunmuluum var, orada buday tarlalannda a

lmtm. Keza iftlik ii iin Teksas 'ta da bulundum. Yaya ola


rak Seattle zerinden San Fransisco'ya, oradan S acramento'ya
gittim; Sierralan getim ve Arizona'daki Yuma'ya giden l Yuma'y biliyor musunuz? Hayr m? Deneyimlerimi Srhistan
iftliklerinde uygulayabilmek amacyla her trl iftilik ynte
mini birinci elden renmeye alyorum. Adm Lazar Obichan.
Tarm bilimci yi m ve ayn zamanda Belgrad 'taki hkmetin Ta
rm Bakanlnda grevliyim. Evet." Boazn temizledi, kalaba
lkta kendisine yer amak iin dirsekierini sallad ve ikimizi de
klapadan yakalad.
"Buraya Yeni Srbistan 'n topran, iklimini ve ekin koulla
rn incelemek zere gnderildim. Uzmanm. Herhangi bir lke

de, herhangi bir toprakta ne yetitirilebileceini syleyecek yeni


bir yntem kefettim. Bu yntem otomatik, ayn zamanda olduk

a da basittir. Herkes tarafndan uygulanabilir - yeni bir ilim.


Bakn dinleyin ! Siz bana rutubet satyorsunuz - Onu uraya

koyuyorum." Robinson ' u arnzundan serte drtkledi. "Sonra


sen bana ortalama scakl veriyorsun - onu da uraya koyuyo
rum." Robinson 'un bu kez bbrek tarafna doru bir drt.

66

"Rutubetten aaya doru dikey bir izgi iziyorum, tamam m?


Ortalama scaklktan da yatay bir izgi iziyorum." Azyla elle

ri uyumlu bir ekilde alyordu. Sesini ykseltti. "Ta ki iki iz


gi birleene kadar! Ve birletikleri noktada, aln size bir gnlk
buharlama rakam ! " Bir yandan da syledii her szc vur
gulamak iin bizi drtkleyip duruyordu. Ve tekrar etti: "Bir
Gnlk Buharlama! " ki elini de salverdi ve ne anlattnn iyi

ce anlalmas iin durup, nee ierisinde glmsedi. Ne yalan


syleyeyim, etkilenmitik.

"Ancak, aklmdan geenler yalnzca bununla snrl deil," diye

devam etti. "Aklmda muazzam bir ticari ve mali proje var - ok


byk! Bakn dinleyin! Sava bittikten sonra Srhistan ' n ok para

ya, ok fazla yabanc sermayeye ihtiyac olacak. Nereden gelecek


bu para? ngiltere'den mi? Hayr. ngiltere'nin bunlara bizzat ken
disinin ihtiyac olacak. Fransa ve Rusya desen, onlar savatan ta

mamen perian bir halde kacaklar. Yani Avrupa'dan bize hayr


yok. O halde bu deirmenin suyu nereden gelecek? Syleyeyim si
ze. Amerika' dan! Amerika zengin. Ben orada bizzat bulunmu biri
olarak ne kadar zengin olduklann gzlerimle grdm ve biliyo
rum. Bakn dinleyin! Amerikan sermayesi ve Amerikan yneticile
rinden oluan bir S rp-Amerikan bankas kuracaz. Merkezi
Belgrad'ta olacak bu banka Srplara dn para verecek -byk
kar! Srp yasalan yzde on iki faize izin veriyor- yzde on iki !
Banka iftilere byk faizle bor verecek. Yoksul kyllerden

toprak satn alacak, kk paralara blecek ve sonra yzde drt


yz karta geri satacak. Srplar imdi fakir olduklanndan topra
ucuza satacaklar. Ancak, Srplarn topraa ihtiyac var, ellerinde

toprak olmadan yapamazlar. imdi iflas etmi durumdayz -satn


alabilirsiniz- yani nasl syleyeyim, tm Srbistan ' yok fiyata ka
patabilirsiniz! Sonra bu banka, Belgrad'ta daimi bir Amerikan

rnleri sergisi aacak ve sipariler alacak -Amerikan ayakkabla


n, Amerikan makineleri, Amerikan kyafetleri- ve daha sonra bir

sergi de New York 'ta Srp rnleri iin alacak ve o da sipariler


alacak. Sonra gelsin paralar! Gazetelerinizde yazacaksnz. Serma
yeniz varsa bu bankalara yatnn ! "
istasyonda bir zil sesi duyuldu. stasyon grevlisi ddk al

d, motor tt ve tren hareket etmeye balad. Klapalarmz Bay

67

Obichan ' n pannaklar arasndan kurtarp komaya baladk. Ko


numay srdrerek o da bizimle beraber kotu.

"Srbistan doal kaynaklar bakmndan ok zengin," diye ba

ryordu. "Buradaki toprak pamuk, ttn, ipek iin gayet msait


- ok verimli alvyonlu topraklar var. Gneydeki hayrlar zm
yetitirmek iin birebir! Daha yukarda dalarda buday, erik,

eftali, elma. Machva'da kuru erik-" Trene atladk. "Yeralt zen


ginlikleri-" diye ryordu arkamzdan. "Altn-bakr - Ucuz

igc -" Ve sesi havada kayboldu. Sonrasnda S rp memura

sorduk, neyin nesi kimin fesidir diye.

"Lazar Obichan m?" dedi. "Ha, evet. Tanmaz mym, tan

yorum elbette. Kendisi nezaret altnda tutuluyor - askeri srlar

Avusturya Hkmetine sattndan pheleniliyor!"

kindiye doru askeri bir trenin gemesi iin bir yan-hatta du

rakladk. Paralanm niformalan ierisinde, renkli battaniyelere


sarlm askerlerin bulunduu on iki ak yk vagonuydu bunlar.

Hafiften yamur yamaya balamt. ingene bir kemanc byk

bir akla algsn alyordu; at kafasna benzeyecek ekilde oyula

rak yaplm tek telli bir algyd bu. Etrafnda askerler uzanm,
Avusturya bozgununun en yeni baladn sylyorlard:
..

"Swabo' lar Ralya'ya kadar geldiler,


Ama daha ileri geemediler Hey, Kako to?

Yoy, Sashto to?


"Rashko Pol 'u kolay kolay unutamazlar,
Srplada tam orada karlatlar nk !
Hey, nasl oldu?
Yoy, niye oldu?

"Ve artk Swabolar iyi biliyorlar

Srplarn igalcileri nasl karladklarn !


Hey, Tako to !

Yoy, ite byle imi ! "

"' Swabo'lar: Avusturyallar (.n.)

68

Her alayda mutlaka askerlerle birlikte yryen, Srp keman


veya gayda alarak askerlerin durmadan besteledikleri arklara
-ak arklar, zafer kutlamalar, epik nameler- elik eden iki
veya tane ingene de oluyordu. Onlar tm Srbistan 'da blge
den blgeye seyahat eden, dans edilip arklar sylennesi iin

sanatlarn konuturan halk mzisyenleriydi. Dorusu tuhaf bir


deiiklik! Eski zamaniann kadim ulusal destanlan kuaktan ku
aa aktaran gezgin azanlarnn

(goosslari)

yerini ingeneler al

mlard. Gelgelelim Srbistan 'da sz hakk olmayan tek toplu

luk da onlard. Ne evleri ne kyleri ne de topraklar vard - tek

sahip olduklar ey adrlan ve viran kervanlaryd, o kadar.


Vagonun iindeki askerlere birka paket si gara attk. B i r

mddet ne olduunu kavrayamadlar. Evirip evirdiler, sonra pa


ketleri ap, dingin ve anlamsz bir yz ifadesiyle bize baktlar.
Yzlerinde bir k belirmiti, glmsediler. Bize doru selam
vererek, kibarca

"Fa/a,"

dediler.

"Fala lepo!

ten teekkrler ! "

IV
SAVAIN BAKENTi
Ni. lmek zere olan iki atn ektii ve kafasnda krkten

balk olan bir ekyann kuiland, oras buras dklen khne

bir arabaya atlamtk. Sivri ulu kaldrm talarnn amurla

kapl olduu geni bir sokaa daldk. Kentin evresinde gzel,

yeni am yapraklann ve trl eit meyve aacnn gze arp


t yeil tepeler ykseliyordu. Trk tipi atlarn ve svalan d

klen Avrupai tarzda binalarn zerinden Yunan katedrallerinin

yuvarlak kubbeleri gze arpyordu. Her an ince sivri ulu bir


minarenin arasndan geen bir telefon kablosuna rastlamak

mmknd. Sokak, etrafn harap kulbelerin evirdii, amur

deryasn andran geni bir meydana alyordu. Meydann br


tarafnda byk modem ark lambalar ve yzlerce kabioyu ta

yan elik direkler dikiliydi. Bir kede kyller bir kz ayak

Ian aacn gvdesine bal bir ekilde srt st yatrmlar, be

yz yldr yaptklan gibi demir levhalarla ayaklarna nal akyor


Iard.

Avusturyal tutsaklar muhafzsz bir ekilde ellerini koilarn

sanayarak ortalkta dolayorlard . Kimileri yk vagonlarn e


kiyor, kimileri hendek kazyordu; yzlercesi ise aylak aylak do
layordu. rendik ki, hkmete eBi

dinar

demek suretiyle,

bu tutsaklardan birini hizmetkar olarak satn alabiliyordunuz. EI


iliklerde ve konsolosluklarda bunlardan geilmiyordu. stelik
tutsaklar da hizmetkar olmaktan mutluydular, nk ne yaaya

caklar dzgn bir yerleri ne de karnlarn doyurabilecekleri bir

70

lokma ekmekleri vard. Zaman zaman belinde klcyla tam ta


km niformal bir Avusturyal subay geiyordu.
"Kap kamadklarn m, soruyorsunuz?" diye sordu bir h

kmet yetkilisi . "Hayr, byle bir eye yeltenmiyorlar. Yollar


metrelerce amura batm durumda, kyler desen nfus bak
mndan dibe vurmu halde, salgnlardan geilmiyor, yiyecek bir
lokma ekmek yok ... Srbistan'da trenle bile yolculuk etmek ok

zor, hele bir de yryerek, mmkn deil. . . Dahas tm snr bo


yunca m uhafz lar var...

"

Pencerelerinden soluk yi,izl tutsaklarn sarkt byk bir

hastanenin nnden getik. Keza yol boyunca kuru amur yn

lannn zerine serilmi tutsaklarn varlna da ahit olduk. El


bette bunlar yalnzca hayatta kalm olanlard , nk savata tut

sak alnan altm bin Avusturyaldan on iki bini zaten tifsten l


mt.
Meydann te tarafnda kt tek katl evlerin olduu bir so
kak vard. Pazaryerine gelmitik. O yreye zg on deiik ulu
sal kyafet -evde rlm, ieklerle ssl keten elbiseler, krk

apkalar, fesler, sanklar ve snrsz eitlilikte Trk pantolonlan


ierisindeki yzlerce sk pazarlk kylnn olduu blgeden
rahatsz edici bir grlt ykseliyordu. Domuzlar cyaklyor, ta
vuklar da nazire yapareasma banyorlard. Kyllerin ayakla
nnn nnde yumurta, ifal ot, sebze ve krmzbiber dolu sepet
ler vard. Koyun postuna brnm heybetli ihtiyarlar, kollarnn
altna aldklan kuzulanyla etrafta dolanyorlard. Kentin merkezi

burasyd. ki- lokanta, kt kokan kafeler, izbe Hotel Orient,


hi eksik olmayan bir Amerikan kunduracs vard. Aynca ucuz
kk maazalarn arasnda, pahal mcevherlerin ve aal ka
dn apkalannn ldad camekanlar dikkati ekiyordu.
Kaldnn boyunca yrrken envai eit insanla karlayor
dunuz: ingeneler, yoksulluun vurduu gariban kyller, byk

kllar, krmz ve mavi niformalaryla jandarmalar, general


gibi giyinmi, yine byk kllar olan vergi tahsildarlar, ma
dalyal zarif subaylar, kirli paavralar ierisinde ve ayaklar bez

paralaryla sarl askerler (topallayan, koltuk deneklerine tutu


narak yryen, kolsuz, bacaksz, ar kalabalk hastanelerden
zorunluluktan tr taburcu edilmi askerler) ve her yerde ama

71

her yerde Avusturyal tutsaklar. Hkmet yetkilileri kollarnn

altnda evrak antalaryla oradan oraya kouturup duruyorlard.


Kirli kahve masalarnda gbekli Yahudi ordu mteahhitleri siya

si tufeylilerle dp kalkyorlard. Kadn devlet memurlar, su


baylarn eleri ve metresleri, sosyete kadnlar renkli uzun arap
lar ve canl parlak etekleri ierisinde kyl kadnlar omuzlaya
rak kendilerine yol amaya alyorlard . Belgrad hkmeti

Ni 'e snm olduundan, yirmi bin nfuslu bir da ky yz


yirmi bin kiilik bir kent haline dnvermiti - tabii lenleri
saymazsak.

nk tifs tm kentin altn stne getirmiti. nsanlar tek


gz odalarda altar onar kii yaamaya alyorlard . Her yerde

siyah bayraklar dalgalanyordu. Kafelerin camlar l ktn

haber veren siyah lm ilanlaryla kaplanmt.


imdi amurlu Niava Nehri zerine kurulu kprden gei

yorduk. Bu yol, heybetli arabesk bir kaps olan eski bir Trk ka
lesine alyordu. Kale Trklerin eline gemeden nce Romalla
rn elindeymi. Ayn ekilde Byk Konstantin ' in doum yeri de

burasdr. Byk duvarn dibindeki imenierde yzlerce asker


sere serpe uzanmt. Kimileri uyuyor, kimileri bir yerlerini ka

yor, kimileri de soyunup vcutlannda bit aryor ve bulduklarn


sinirle frlatp atyordu. Ni 'te nerede bir yeillik paras grse
niz, mutlaka zerinde birbirlerinden haarat toplayan zavall in
sanlar oluyordu.
Kenti tam anlamyla berbat bir koku kaplamt. Yan sokak
larda kaldrm talar arasndan kanalizasyon sular akyordu.
Birtakm shhi nlemler alnmt - rnein her gn saat ikiden
altya kadar kafeler ve restoranlar kapatlyor ve dezenfekte edi
liyordu. Ama haUi daha bir otelde veya umumi bir yerde kald

nzda tifse yakalanma riskiniz vard. Bereket versin ki, Ameri


kal misafirperver konsolos vekili Bay Young bizi konsoloslua
gtrd ve Diplomasi Kulbne takdim etti. Terkedilmi bir lo
kantann st katnda kulbe ait yemek odalan vard. Kentin yar

s alktan kvranrken burada iyi bir yemee ulamak mmkn


d. Yemek odalarna ak bir lam zerinden atlayp mezbelelik
bir yerden geerek giriliyordu. Kulp odasnn kapsn at

nzda aknlktan fal ta gibi alan gzlerinize ieklerle ss-

72

lenmi, bembeyaz ve gm rengi kumalarla rtl masalar ve


zarif bir smokin ierisinde servis yapan bagarson (daha nce

den Londra'da Cariton'da bagarsonluk yapm Fritz adnda bir


Avusturyal tutsakt) arpyordu. ngiliz bakann sanki Picca
dilly 'deymi gibi, tm hametiyle o mezbeleyi geip, kulp mer
divenlerini trmanmasn seyretmek iin kilometrelerce yol tep
meye deerdi dorusu.

te ilk grdmzde Ni ' in hali prmelali byleydi. Biz iki

hafta sonra geri dndk; yamurlar tamamen dinmi, kavurucu

gne ortal resmen kurutmutu. Srbistan'da baharn geliini

mututayan Aziz George festivalinden birka gn sonrasyd. B u


nemli gnde tm Srbistan'da afakla birlikte kalklr, ormanla

ra ve ayrlara klp, tm gn boyunca iek toplanr, arklar


sylenir ve dans edilir. Ve burada, her evde savan yaratt tra
j ik kederin ve salgnn hakim olduu bu kirli, ar kalabalk

kentte bile sokaklar nee ierisindeydi. Kyl erkeklerin srtla


nndaki kirli kaln ynlterin ve pstekilerin yerini, ssl ve gz
alc yazlk kyafetler almt. Kadnlarn hepsi yeni kyafetler

giymiler, iek ve yapraktarla ssl yeni ipek bartleri tak


niard - kzlerin boyun balar ve kafalar bile mor leylak
dallaryla balyd. Sokaklarda aal ve parlak renkli Trk pan

tolonlar giymi lgn ingene kzlar kouturuyorlard. Kyafet


lerindeki parldayan altn eritlerin yan sra, kulaklarndan da al
tn sikkeler sallanyordu. Ve omuzlarnn zerintle kazmalada
be iri yar kadn grdm hatrlyorum. len kocalarnn tar
ladaki yerini almak zere arklar syleyerek iba yapmaya tar
laya gidiyorlard.
Kzl Ha ' n ba sorumlusu olan Albay Soubotitch tarafndan

karargahnda kabul edildik. Bize Srbistan 'da her eit tbbi mal
zeme eksikliinin duyulduundan bahsetti. Ayrca ok deil bir
ay nce Ni sokaklarnda hayatlarn kaybeden insaniann duru

munu anlatt. Yatann zerine serili ho bir kyl battaniyesi


gzme ilimiti.

"Kydeki annem benim iin rmt," dedi. "Kendisi kyl


dr. Srbistan 'da hepimiz kylyz - biz bununla gurur duyarz.

Bakomutan Voyvoda Putnik fukara bir adam; onun babas da

73

kyl yd. Avusturya ordusunu lkemizden defeden o byk


muharebeyi kazanan Voyvoda Michitch de kyldr. Hakeza
Skouptchina'daki, yani parlamentomuzdaki vekillerin ou da
kyldr ve orada bile kyl kyafetleri ierisinde otururlar."
Yataa bakt. "Ve bu yatakta, sizin pek beendiiniz bu battani
yenin zerinde, imdi durduum bu yerde dikilerek biare olu

mun tifsten lmesini seyrettim . Tam iki ay nceydi. N ' apacak

sn? Vazifemizi yapmak zorundayz ... "


Gzle grlebilir bir hareketle omuzlarn silkti. "Demek bir

tifs hastanesi grrnek istiyorsunuz? Ah, imdi pek ilgi ekici


deiller. En berbat dnem geride kald. Fakat size Chere Ku
la'daki Stanoievitch adna bir mektup vereceim."

Kasvetli bir le sonras yaan yamur altnda, kentin birka


kilometre dndaki Chere Kula'ya doru yolumuza devarn ettik.
Bu ad Trkede "Kurukafa Hy" gibi bir anlama geliyor; ke

limenin gerek anlamyla bir kurukafa kulesi. Srp savalann


kafatasianndan oluan bu kule yz yldan daha uzun bir sre n
ceki bir savan yapld alann yanna Trklerin zaferine itha

fen dikilmi. Hastaneden sorumlu Temen Stanoievitch, Srpla


no kutsal mekann zerine ina ettikleri Yunan apelinin kapsn
at. apelin iinde lo n altnda, hala birka sntan kafann
gml olduu ve zeri solmu ieklerle kapl byk bir kilden
kule ykseliyordu.
Bu netarneli antn etrafnda tifs hastanesinin tula binalan
ve ahap barakalar kmelenmiti. Yksek atele terleyen vcut
larn ve rm cesetlerin kt kokulann srkleyen rzgann
peine takldk. Alr kapanr karyolalann birbirine deecek sk

lkta dizildii bir barakaya girdik. Elimizdeki iki fenerin gsz


sayesinde kirli battaniyelerinin altnda kvranan hastalar

grebiliyorduk. Bazlar oturduklar yerde dikilmi, kaytszca


yemek yiyordu; bazlar l gibi yatyordu; keza bazlan homur

tulu homurtulu inlerken, bazlar da ani sayklamalarla yerlerin

den frlyorlard. Avusturyal tutsaklardan oluan hademelerin


hepsi hastalada ayn odada yatyordu.
"Bu hastanenin sorumluluunu alal daha gn olmad," di
ye sze balad temen. "Ben gelmeden nce olduka kt du

rumdayd. Ama artk gnde yalnzca yirmi l veriyoruz. Sekiz

74

yz hasta var - gryorsunuz, bunlar iin bile yeterli odamz

yok."
Ar kokularn dar kadar yayld koulan srasyla do
latk. Bumumuza rm ceset ve l kokular geliyordu. Bu
nun etkisiyle boazmz acmt.

Sonrasnda, Stanoievitch ve onun gen doktorlar ile tp


rencilerinden oluan personeliyle akam yemei yedik. lkenin

gzel krmz arabndan herkese yetecek kadar vard. Savaa


ilikin canl ve renkli bir tartmann glgesinde, bir an duvarn

br tarafnda yatan zavalllan unutmutuk. arapla kendinden

geen Stanoievitch, Srplarn Avusturya ordusunu nasl yerle bir

ettiini bbrlenerek anlatyordu.

"N'apmaya alyor bu Franszlar ve ngilizler?" diye bar

d sabrszlkla. "Neden Almanlan yenemiyorlar ki? Bence tek


ihtiya duyduklan ey kendilerine nasl savalmas gerektiini
retecek birka Srp! B iz Srplar tm ihtiya duyulan eyin l

me kar duyulan isteklilik olduunu biliyoruz - o zaman sava


ok gemeden biter ! "
..

V
CEPHEYE DOGRU
Ertesi sabah erkenden ordu karargah Kruevac ' a doru yolu

muza koyulduk. Trenimiz cephedeki askerlere gtrdmz


Amerikan unuyla ve mhimmatla doluydu. Ayrca zerlerinde
pstekiler, kyl kyafetleri ve Aralk bozgununda ele geirilen
Avusturya niformalar olar (hatta adamlardan birinin banda
Alman kask vard) be vagon dolusu asker gtryorduk. Yal

Kral Peter' in Kolubara Nehri muharebesinde nasl speriere git


tiini anlatan bir balad tutturmular, krk plak gibi dndrp

dndrp bunu sylyorlard:

"Kral Peter kalkt bir sabah yatandan


Ve pek kymetli olu Prens Alexander'e dedi ki,
' Ey babayiit, gzpek prens,

Srhistan ordusunu fevkalade yneten biricik mahdumum,


Swabo' lar Kroupaign ' i getiler, Gl ordular oktan
Valievo 'yu arkada braktlar. . .

Yenmeye y a d a onlarla birlikte lmeye gidiyorum ! '


Ve keskin klcn kuand. . .
"

Demiryolu Morava Nehri 'nin yanndan geiyordu. Burada


her yer yemyeildi. Ongun tarlalarnda kzlerini sabana ko
mu kadnlar bir yandan da rekelerinde yn eiriyorlard. Erik

ve elma aalarnn arasna beyaz, alak, mevzun Trk tarz ke


merli balkonlar olan, keleri renkli bakiava biiminde boyal

76

kiremit evler mevzilenmiti. B iraz tedeki suyun altnda ayrlar


uzanyordu. Binlerce kurbaa kulak tumalayc sesleriyle, trenin
grltsn bastracak denli byk bir vraklama korosu olutur

mutu -Morava'nn sel altnda kalm olmasnn hazin bir sonu


cu. Teshitza'y, Bagdran ' , Dedrevatz' ve ardndan Lapovo'yu

formalin koklaya koklaya geride braktk- mikrop yuvalarnn


tekmili birden ilalanmt.

Kruevac'ta eskiden Belgrad niversitesi 'nde karlatrmal

edebiyat derslerine de girmi olan Basn Brosundan bir grevli

tarafndan karlandk. Geni yz hatlar olan, dalgn gen bir


adamd. Tombul dizlerinin zerine bir svari pantolonu geir

miti. Gznn zerinde ak yeil bir ftr apka ve gzlerinde

haylaz bir lt vard. Bulual iki saat olmamt ki, kendisine

"Johnson" diye hitap etmeye balamtk - isminin harfi harfine


evirisi buydu.

Johnson 'un tanmad bir A llahn kulu yoktu, ayn ekilde

herkes de Johnson'u tanyordu. Grdmz insanlar hakknda


itharn edici yorumlarda bulunmak gibi bir zellii vard. Kimi

zaman arabay uzun sreli durdurur ve iner, grd arkadala


ryla taze dedikodu alveriinde bulunurdu. Biz de dayanamaz,

en sonunda banrdk: "Tanr akna, Johnson, acele et! "

O ise bozuk lisanyla, "Affedersiniz, baym! " diye sakin sa

kin cevap yetitirirdi. "B iraz sabrl olun, rica ederim. Malumu

nuz savatayz ! "

Eskiden Belgrad niversitesi ' nde kamu hukuku profesr

olan Basn Brosu bakann, George Meredith ' in bir romann

okurken bulduk. Johnson, Basn Brosunun ok nemli ve faal


bir rgt olduundan bahsetti.

"Burada nde gelen birok insan hakknda nkteli szler, i

irler dktrrnek adetimizdir. Mesela, Aridk Ferdinand suikas

tna katlan suikastlardan biri ricat srasnda Srp ordusunda su


bayd. Tutsak alnmas durumunda tannacandan korkuyordu.

Bu nedenle sakalm kaztmt. Biz de Basn Brosunda kendisi

hakknda, gze batan bumunu kazyamad mddete sakalm


kazmas nn boa olduu vs. eklinde bir sone beselemiti k !

77

Evet, baym. Basn B rosunda kimi zaman gnde iki yz sone


bestelediimiz olur."
Johnson ayn zamanda kalburst bir oyun yazaryd. Theatre
Antoine'nin Comedie Rosse'sini Srpaya uyararnt ve bu vaka
saygn evrelerce aforoz edilmesine yol amt. "nk," diye
aklad, "oyunum mstehcendi. Fakat Srp yaantsnn gerek
liine uygundu. Nitekim sanatn ideali de bu deil midir?"
Johnson Avrupa kltrn, Avrupa kln, modernizmini

ve sinizmini iselletirmi bir insand. Ancak, kabuu syrd


nzda karnza yine bir S rp kyordu : gc kuvveti yerinde,

da kyllnn yar-yabanlln hala tam olarak zerinden

atamam gen bir rkn dirilii, son derece yurtsever ve son de

rece bamsz.
Fakat Srp "entelektelleri"nin birou Belgrad ehrine ben
zer - o Belgrad ki kyller daha yl nce, amura batm as
faltsz yollarnda gcrdayan kz arabalarn srerken, N i 'teki
gibi tek katl evler ykselirken; imdilerde Paris ve Viyana'nn
binalarn, kaldnmlarn, debdebesini ve ahlakszln barnd

ran bir kenttir. Modern sanata, modern mzie, tangoya ve


fokstrot dansna tene grnrler. Kyl trklerini ve kyafetle
riniyse tiye alrlar.
Ne yalan syleyeyim, bu sahte tavrlar bazen olduka gln
kayordu. Gen bir subayla Gouchevo Dandaki sava alann
da at srtnda tm bir gn yolculuk etmitik. Ayn zamanda fa
klteli de olan subay yl sreyle sava gebe hayat sr

mt, ki bylesi bir yaantya benim diyen bir ngiliz, Fransz


veya Alman eviad dayanamaz. Korkun ricat dnemini ve yine
u k seferinin daha da korkun saldrsn birebir yaamt.
Yamur altnda ya da santarla dolu barakalarda uyumu lar,

kyllerin kaba yemeklerini yemiler (veya onu bile bulamadk

lar gnler olmu) ve bu ekilde ayakta kalmaya almlard.


"Ky yle ok seviyorum ki," dedi yola devam ederken. "y

lesine pasoral ki, yle deil mi? Ne zaman buralara gelsem Beet

hoven ' in Pasoral Senfonisi aklma gelir." Birka mnldand. "Yok


yok, kartrdm. Bu nc Senfoniydi, yle deil mi?"

Daha sonradan babasnn kyl olduunu rendik. Srplar

Macaristan dzlklerinden g ettii gnden bu yana atalannn

78

hepsi kylym ve hepsi de bu kyde -ona yalnzca Beetho


ven ' i artran bu kyde- yaamlar
Ayrca rendiimiz bir ey daha oldu ki, o da Srbistan'da
Bemard Shaw 'un A rms and th e Man (Silahlar ve Kahraman)
oyunu hakknda hala duyarl olunduuydu ...
Akam yemeini genelkurmay yemekhanesinde, Srp kralla

rnn birincisi olan Milw Obrenovi 'in saraynn gsterisiz taht


odasnda yedik. Obrenovi ' in krmz pelt ve yaldzl taht

hala oradayd. Duvarlarda Milo Obili'in ve Srbistan'n frtna


larta dolu tarihinin dier kahramanlarnn, bir de Balkan Sava

'ndan nceki yllarda Makedonya'da Trkler eliyle ldrlen

Srp kornitac liderlerinin resimleri aslyd.


"Bu saray bizim en eski ulusal abidelerimizden birisidir," de

di Johnson. "Yapldndan bu yana elli yl akn sre geti."


Srp krallnn genlii insan artyor. Be yz yllk Trk
boyunduruundan kurtulup bamsz bir devlet haline geleli yz

yldan az zaman gemesine karn bu ksack tarihe neler neler


sdrdlar!
Srp halklannn tamamnn tek ve byk bir imparatorluk al
tnda birlemesi her Srp'n ryalann sslyor: rklan ve konu

tuklan dil bakmndan zde Macaristan Hrvatistan ', Srp ede


biyatnn merkezi Dalmaya, Srp iirinin ve trklerinin kayna
Bosna, Karada, Hersek ve S lovenya. Bulgaristan 'dan Adri
yatik'e ve Trieste 'den, dou ve kuzey, ta Macaristan dzlkleri
ne kadar uzanan ve Srp krallnn delimen halknn enerjisini
aa karacak on be milyonluk bir imparatorluk.
Srbistan 'da her kyl asker hangi gaye uruna savatn

gayet iyi bilir. Mesela anneler ocuklarn yle uyuturlar: "Ho


geldin, Kosova' nn minik intikamcs ! " (Srbistan on drdnc
yzylda gerekleen Kosova muharebesinde Trklerin eline
gemiti.) Keza hatal bir davranta bulunduunda, anne ocu
unu yle paylar: "Byle yaptn srece zor kurtanrsn Make

donya'y ! " ocukluktan erkeklie gei merasimine eski bir iir


damgasn vurur:

"Ja sam Serbin,"

79

diye balar,
"Ben bir Srp' m, asker olmak iin domuum,
liya ' nn, Milo ' un, Yasa' nn, Marko'nun evladym."
(B urada uzun uzadya ulusal kahramanlarn kahramanlklar

anlatlyor)

"Erkek kardelerim zm bandaki zmler kadar saysz,


Fakat hr bir Srbistan'n eviad olan benden daha bahtsz!

Demek ki abucak bymeli, ark sylemeyi ve si lah

kullanmay renmeliyim,
renmeliyim ki, beni bekleyenlere yardm elini uzatabi
leyim ! "

Ayrca Srp okullarnda corafya derslerinde ocuklara yal

nzca eski Srbistan ' n deil, tm Srhistan topraklarnn bilgisi

verilir;

kurtar/ srasna gre,

ilk nce Makedonya, sonra Dal

maya, Bosna, Hersek, Hrvatistan, Banat ve Baka!

u anda Kosova'nn intikam alnm ve Makedonya kurtarl

m durumda. Annelerinin szn dinleyen ve "zm bandaki

zmler kadar saysz" kardelerini asla unutmam olan askerler


Kosova'nn intikamnn alnn ve Makedonya'nn bamszl
kazann grme bahtna eritiler. Buna karn biz S rbistan 'day
ken hala baka zorluklar bahis konusuydu.
Bir hkmet grevlisine, "Ya talya Dalmaya'y alrsa?" di

ye sormutum bir keresinde.

"ok sinir bozucu bir durum olur bu dediiniz," diye cevap

lamt, "nk savan yaralarn daha yeni sarmken tekrardan


savamamz gerekir o zaman ! "
Sonradan rastlatmz yal bir subay kutsal bir evk ieri
sinde unlar sylemiti:

"Byk bir Srhistan ryasnn geree dneceini dn


yorduk - ama yllar sonra, yllarca sonras iindi hayallerimiz.
Halbuki imdi, u an bu rya gereklie brnyor! Bu, insann

uruna cann verebilecei bir ey ! "


Ve "Hr Srbistan ' n Evlad" arksn syleyen ocuk, lke-

80

sini dnya zerindeki en demokratik lkelerden birisi yapver


miti. S rhistan tek meclisli bir parlamento olan Skouptchina ta
rafndan ve nispi temsil yoluyla ynetiliyor - kinayeli bir ekilde
"Mze" diye adlandnlan Senato 1 903 ylnda kaldrlmt. Kral
Alexander otokratik bir ynetim yerletirmeye alm, ancak
bunu canyla demiti. imdiki Kral aslna baklrsa gsterme
lik, yetkileri liberal bir anayasa tarafndan kstlanm durumda.

Srhistan 'da aristokras yok. Yalnzca Kraln erkek kardei ve

Kraln oullan Prens olarak gzkyor. Geri ar-demokratlar


ve sosyalistler Kral Naibine bu sfat bile ok gryorlar ama.
Nitekim kendisi '.'beyannameci" diye anlyor. Vakti zamannda

Prenses Draga bir soylular snf oluturma teebbsnde bulun


mutu, "ama," diyor Johnson glerek, "onu ldrdk."

Romanya'nn byk toprak beyleri, Srhistan asndan ya


banc bir olgu. Burada her kylnn iki hektarlk toprak hakk
var ve bu hak ne bor yoluyla ne de vergilerle devredilebilir de

il. Her kyl oullan-kzlan ve erkek-kz yeenieriyle tarlalan


n birletirmitir ve bu vesileyle tm Srbistan 'da zadrouga diye
bilinen kooperatf mlkler bulunmaktadr. Her aile kuaklar bo
yunca, tm mlkiyetn ortaklaa (komnel) sahip olunduu bir
topluluk halinde yayor. Ancak, Srbistan'da hi snai nfus bu

lunmamaktadr ve zengin insan says ok azdr.


O gece, Aralk ayndaki byk S rp zaferinin arpc yks
n dinledik. Avusturyallar lkeyi iki kez igal etmiler ve iki
kez geri pskrtlmlerdi. Valievo sokaklan yamur altnda ya
tan yarahiann iniltilerine alyordu. Fakat dman ikinci dene
mede Shabatz, Losnitza ve zengin Machva ve Podrigna vilayet

leri ile Gouchevo tepelerini ele geirmeyi baarmt. Srplar


dman sk skya yerletii mevzisinden kartamamlar. Ar
dndan Aralk aynn o iddetli souunda Avusturyallar iki yz
elli bine kar be yz bin askerle nc saldrya gemiler.
Birbirinden geni aralklarla ayrlm ayr blgeden snra

doru saldrya geen igalci gler S rp hatlarn yarmlar ve


karlanndaki kk orduyu dalara geri pskrtmler. Byle
likle B elgrad dmana terkedilmi oluyordu. Srplar iki kez
mitsiz bir kar duruta bulunmular ama ikisinde de geri ekil

mek zorunda kalmlar. Mhimmat azalmaya balam. Dman

81

Krupaign ile Valievo'yu gemi, Srp genelkurmaynn karargah


olan Kruevac ' n yetmi kilometre yaknna kadar i lerlemi.
Ve ardndan, son dakikada, bir eyler olmu. Selanik'ten cep
heye yeni mhimmat ulam ve gen subaylar, sperlerde katle
dilmektense savaarak lmeyi ye tuttuklarn haykrarak daha
ihtiyatl olan kdemlilere kar bakaldrmlar. General Michitch
taarruz emrini vermi. Malup S rplar siperlerinden kp, dar
da geitlerinden geerek saldrya hazrlanan Avusturya asker

lerinin zerine binmiler. Yry halinde, byk yklerle ve

ar yk trenleri amurda akl bir halde yakalanan Avusturyah

lar iddetle direnmise de, geri ekilmek zorunda kalmlar. Hat


yanlm. Michitch ve ilk ordunun paralad merkez panik ie
risinde il yavrusu gibi dalm. antalann, mhimmat ve si
lahlarn brakp kamann yan sra, geride de binlerce l ve
yaral brakmlar, hastaneler tifsle bouan insanlarla dolup
tam. te Macaristan dzlklerinde bir yerlerde balayan tif
sn, Avusturya ordusuyla birl ikte Srhistan ' a giriinin yks

budur. Sol kanat bir mddet Belgrad ' elinde tutmaya altysa
da, perian halde ama cokulu S rplar kelimenin gerek anlamy
la Avusturyallan Save Irmana dkmler ve karya gemeye
alanlan teker teker vurmular.

Voyvoda Michitch 'in marur bir eda ierisinde, "Srp toprak


larnda tutsaklardan baka tek bir Avusturyal asker kalmad ! "
eklinde ksa bir telgrafla bildirdii b u byk muharebeye her
hangi bir ad verilmemi. Kimileri Kolubara Nehri Muharebesi
derken, kimileri de Valievo Muharebesi diye adlandryor. Fakat
belki de tm Birinci Dnya Sava 'ndaki en hankulade kahra
manlk hikayesidir.
Albayn sa tarafnda Yunan Kilisesinin siyah uzun cppesini

kuanm bir papaz oturuyordu. Yunanlar gibi samirniyetsiz ve


sinsi deildi. arabn subaylarla imekte bir beis grmeyen ve

sesli kahkahalar atan kocaman, al yanakl bir adamd. Srp pa


pazlan sz edilmeye deer insanlardr. Kyller arasnda yurt
severliin reticisi onlardr. Ayrca blge vekilieri olarak parla
mentoda da yer alrlar.
"Neden olmasn?" dedi Franszca. "Srbistan 'da rahiplere z
g bir parti yok. Burada hepimiz aynyz, deil mi?" diye sordu,

82

kafasn subaya doru evirerek. O da evetler anlamda ban


sallad. "Tam yldr orduda savayorum - bir papaz sfatyla
deil, bir asker olarak. Evet, biz Devlet Kilisesiyiz, fakat hk
met ayn zamanda Protestan ve Katalik Kiliselerine ve hatta
Mslman haclara da para yardm yapyor. Evet, gerekten de

hi allmadk bir durum. Hkmet Mslmanlarn mftsne


ylda otuz bin dinar dyorken, Srp Kilisesinin metropolitine

yalnzca yirmi bin dyor! Milan Obrenovi Trklere kar yap

lan devrimi bir ky kilisesinde ve yannda papa varken ilan et

miti, halkmz bunu iyi hatrlar. B izler Srp'z ve ilk nce insa

nz, ondan sonra askeriz," diyerek gld. "Srp Piskoposu Duc


hitch'in Londra Piskoposunu nasl akna evirdiini duydunuz

mu? Hayr m? O halde anlataym. "Bunlar ngiltere ' de birlikte


akam yemeindeydiler.
"ok anslsnz," dedi Londra Piskoposu. "Kulama halk
nzn ok dindar olduu sylendi."

"Evet," dedi Bay Duchitch, "Srbistan 'da biz Tanr 'ya pek
gvenmeyiz. Be yzyl boyunca bizi Trklerden kurtarmas iin
Tann 'ya yakardk ama nafile. En sonunda baktk ki olmuyor, si
lahlara sanlp kendi iimizi kendimiz kotardk! "
Belgrad'a gitmek zere trene bindiimizde gece yansn ge
miti. Yz kilometreden daha az yolumuz kalmt, ama sabah ol
duunda haia daha ehre yaklamamtk. Asker ve erzak tayan
kuzey istikametindeki trenler ile gneye yol alan bo trenlerin ge
mesi iin kr hatlarda saatlerce beklediimizden ok yava ilerli

yorduk. nk u anda Tuna Ordusunun snrlan ierisinde yer


alan ve elli bin insana hizmet veren askeri arterdeydik. Buras yk
sek ve engebeli tepeterin olduu bir blgeydi. Aynca Trkler za

manndan kalma, bir Dahee derebeyinin enkaz halindeki atosuyla

talanm byk bir da vard. Blgede artk tanm yapldna dair


hibir iz yoktu. Savan zellikle iddetli getii noktalarda, mee
aalannn kertikli ktkleri, zerlerine yaan kovanlar ve tfek
merrnileri yznden dalsz ve yapraksz dmdzlak kalmlard.
Belgrad tren istasyonu bombardman sonucu yerle yeksan ol

mutu. Keskin Avusturya toplan yakndaki istasyonlan birer en

kaz ynna evirdiinden, Rakovitza'da trenden inmek mecburi-

83

yetinde kaldk ve geri kalan on kilometrelik yola arabayla devarn


ettik. Yol gzel ve bereketli bir vadinin iinden geiyordu. Sra s
ra kestane aalannn nn beyaz viiialar ve iftlik evleri kes
miti. Belgrad sosyetesinin yain en k arabalann ve en yeni k
yafetlerini sergilemek zere arz- endarn ettii, byk bir meyda
nn iindeki bir yola girdik. Artk yollar yabani otlarla dolu, yeil
liklerse cansz ve dankt. Bir mermi kovan yazlk kameriyeyi

enkaza evirmiti. Byk aalann altndaki ss fskiyesinin ke

nannda bir svari birlii sraya dizilmiti. Biraz tedeki tenis sa


has iki Fransz topu iin tabyalar oluturmak maksadyla yeniden
dzenlenmiti. Silahl ble bal Fransz bahriyeliler imenlerin
zerine uzanmlar, bize doru nee ierisinde banyorlard.

Arabamz Sava Nehrine uzanan bir yola doru ynelmiti ki,


birdenbire uzaklardan gelen iddetli bir patlamann etkisiyle sar
sldk. Bu olaniann herhalde dnyada ei menendi yoktur: byk

toplarn st ste patlamas ve kovanlann havadaki kulak trmala


yc seyri. Ve imdi, hemen dibimizde, sol cenahta byk silah

lar iade-i ziyarette.bulunuyorlard. Kede drtnala giden iki atn


ektii bir araba belirdi. iko bir subay kafasn arabadan dan
doru sarktarak,

"Bu tarafa doru gitmeyin," diye bard. "Putzaiyu! Yolda


atma var! ngiliz topu birlikleri de karlk veriyorlar! "
Keyi dnp, uzun ve dolambal bir yoldan saa doru yo
la devam ettik. Yaklak bir eyrek saat boyunca uzaktaki at
ma devam etti. Ardndan durdu. Derin ve daimi bir uultu gittik

e daha duyulur hale geliyordu. Nitekim bir mddet sonra btn


havay kaplad ve birdenbire kafamzn stnde bir grlt duy

duk. Kafamz yukar doru kaldrdmzda, uzamlamayacak


denli yukarda, gne altnda solgun bir yusufuk gibi panlda

yan bir uak szlyordu. Aa kanatlar emerkezli krmz ve


rriavi emberlerle boyanmt. "Fransz!" dedi Johnson. Uak ya

va yava douya ve gneye doru yol ald. Grnt itibaryla


ta atlasn yz metre mesafede patlayan bir arapnelin beyaz
duman szlyordu arkasnda. Uzakta baka bir silah daha ve
bir bakas daha. Aalarn arkasnda bizim menzilimizden
karken arkasndan kovanlar frlyordu.

Sarp bir tepeye trmandk ve asfalt olmayan, dz, beyaz bir

84

yoldan dier tarafa ktk. nmzde, Tuna ile Sava arasnda


yksek bir burnun zerine tnemi Belgrad - Srplarn Beog
rad' duruyordu. Onlar Macar dalarndan aa indiklerinde
ok yal olan Beyaz eh!f yine de u an dnya kentleri ierisin
deki en genlerinden birisidir. Tepenin eteinde Rakovitza'dan
yaptklan uzun yry sonrasnda pestilleri km Avusturyal

tutsaklar vard. ki Srp subay gne altnda metanetle bekleyen

bu tutsaklar sorguluyorlard.
"Hangi millettensiniz?"

"Ben Bosnal bir Srp ' m,

s n tarak.

gospodine,"

diye cevaplad tutsak,

"Ya sen?"
"Dalarn Kratti'si Hrvat '."
"Peki, ocuklar," dedi subay, "Swabo 'lar iin savayor ol
mak sizin iin ho bir ey olmal."
"Ah ! " diye yantlad Hrvat. "Sizinle birlikte savamak iin
msaade istedik, fakat izin vermeyeceklerini sylediler. " Herkes
gld.
"Ya sen hangi millettensin?"
"Trieste 'den bir talyan."
"ek yan i ! "

Soluk yzl, bodur b i r adam nefret dolu b i r bakla, "Ben


Macar'm ! " diyehrldad.
"Ya sen?"
"Ben

Rumaniassi'yim"

(Romanyal), dedi en sonuncusu gu

rurla.
Birka yz metre tede ordu iin her trl erzak, yem, saman

ve hububat depolanm byk bir silo vard. Avusturyal tutsak


lar kz arabalarn un torbalaryla daldururken kzgn gne al
tnda kan ter iinde kaldklar gibi, niformalan, elleri ve yzleri
de undan bembeyaz olmutu. Sngs ekili tfeiyle bir nbet

i, tutsaklarn balarnda bir ileri bir geri volta atyor, bir yandan
da tilavetle dua ediyordu:
"Tanrm, sen krk yl nce Srhistan 'a yerlemi olan byk

babam Vladislav Wenz'i koru. Eer buraya yerlememi olsayd,


ben de imdi bu tutsaklarla birlikte un paketliyor olacaktm ! "

85

VI
BELGRAD AVUSTURYA ATEi ALTINDA
Belgrad 'n lm sessizlii km sokaklannda tngr mngr
yolumuza devam ediyorduk. Alt aydr stnden tek bir araba
gemeyen kaldnn talannn arasnda imenter ve yaban otlan
bitmiti. Silah sesleri tamamyla susmutu. Evlerin beyaz duvar

lan arasndan szlen kavurucu gnein yan sra kendini hisset


tiren hafif lk bir rzgar asfaltsz yolun stndeki tozlan havaya
kaldryordu. Avusturya ar toplannn insafna kaldmz ve

daha nce dzinelerce kez yaptklan gibi her an ehri bombard


mana tutabileceklerini bilmek katlanlmazd. Topu ateinin izle

rine her yerde rastlamak mmknd. Sokak ortasnda be metre


apnda byk delikler olumutu. Bir mermi kovan askeri oku
lun atsn paralayarak ieri girmi ve orada patiayarak tm
camlan tuzla buz etmiti. Keza Harp Dairesinin batya bakan du

van da top atei altnda yerle bir olmutu. talyan eliliiyse a


rapnel parasnn izlerini tayordu. talyan bayra yrtk prtk
haliyle krk gnderde dalgalanyordu. Ortalkta kapsz, atlar
d a l m , p e n c e re l i ama c a m s z ev ierden ge i l m i yordu .

Belgrad' n en nemli ve tek asfalt soka olan o dolambal bul


vara uzandnzda savan yol at hasann daha vahim oldu

unu gzlemleyebiliyorduk. Kraliyet Saray 'nn atsn delip


geen mermi kovanlan binann iini yakp kl etmiti. Bir d
nem Saray bahesini ssleyen tavuskuu, artk ykk bir pencere

nin zerinde cyaklyordu. B ir grup asker de pencerenin altnda

ki kaldrrnda durmu, hayvancazn taklidini yaparak kkrd


yorlard. Bu ate fezeyanndan kurtulabiimi hemen hemen hi-

86

bir ey yoktu; evler, barakalar, ahrlar, oteller, lokantalar, dk


kanlar ve kamu binalan. Aynca daha on gn nce gerekleen
son bombardmann izlerini tayan duman stnde ykntlar
vard. En st iki kat 30.5 santimetrelik bir topu mermisiyle ha
vaya uan be katl bir handa, bir odann yans grlyordu. De
mir bir yatak tehlikeli bir ekilde havada sallanyordu; resim er
evelerinin ssledii iekli duvar kad patlamadan pek nasibi

ni almam gibiydi. Belgrad niversitesi artk salt bir kuru enkaz

ynndan ibaretti. Avusturyallar buray zel olarak hedef se


milerdi, nk Belgrad niversitesi Pan-Srp propagandasnn

kalesi konumundayd. Ayn ekilde Aridk Franz Ferdinand'

ldren gizli cemiyet, bu niversitenin rencileri arasndan filiz


vermiti.

Bu cemiyetin yesi olan bir subayla tantk. Kendisi Franz


Ferdinand'n suikastsnn snf arkadayd. "Evet," dedi, "h

kmet bunu biliyordu. Bizi bu iten caydrmaya alt, fakat ya


pabilecekleri bir ey yoktu. Elbette hkmet bizim propaganda
mza tevecch gstermiyordu. " Gld ve ardndan gz krpt.

"Nasl nne geilebilirdi ki? Anayasamz toplanma ve rgt

lenme hakkn sakl tutmaktadr... B iz zgr bir lkeyiz ! "


Johnson eski niversite binasnn enkazndan etkilenmemie
benziyordu.
"Yllarca bu eski binann iinde tklp kalm ve onca zah
met ekmitik," dedi. "Fakat niversite yeniden ina edilemeye

cek denli kt durumdayd. Halbuki imdi bar artlan ierisine


-ktphaneleri, laboratuarlar ile drt ba marnur bir Alman

niversitesinin de- sokulmasn talep edebileceiz. Onlarda ni


versite bol, fakat bizde yalnzca bir tane var. Ancak, Heidel
berg ' i mi isteyelim yoksa Bonn 'u mu ite ona henz karar vere
bilmi deiliz ... "

nsanlar daha imdiden alt ay nceki ilk bombardmanda


terk ettikleri ehre geri dnmeye balamlard. Her akam gne
batana yakn, sokaklar daha da kalabalklayordu. Birka dk
kan ufaktan ufaa kepenk amaya balamt - baz lokantalar ve
gerek Belgradllarn biralann yudumlayarak zaman geirdikle

ri kafeler. Johnson masada oturan veya sokaktan geen insanlar


hakknda yorumlann aktarmaya devam ediyordu.

87

"u mhim grnl, kk, gzlkl adam gryor musu


nuz? Kendisi Bay R- 'dir, acayip hrsl bir adam olup ken!lisini

ok byk bir insan telakk eder. La Depeche adnda nemsiz bir


gazetenin editrln yapyor. Bombardman esnasnda gazete
nin her gn baslmasn salad ve dolaysyla kendisini byk
bir kahraman o larak gryor. Fakat kendisi hakknda tm

Belgrad ' n dilinde olan ksa bir ark var ki . . .

'"Bir Avusturya topu havada szlyordu.

Dedi ki, ' imdi Belgrad ', o Beyaz ehri havaya uuraca

m ' ;

Fakat bakt ki bizim R'ye arpacak Bumunu tuttu ve ' Pff! ' deyip ynn deitirdi ! "

Kede bir Yahudi siyaseti grnmnde iri yar v e st ba

kirli bir adam duruyordu.


"Bu grdnz adamn ad S-'dir,

Mali Journal gazetesinin

editrln yapyor. Bunlar kardeler. Kardelerden birisi

bisikleti. Bu adam ve dier kardei nl kiilere antaj yaparak


ayakta duran kk bir gazete kurdular. Fevkalade para sknts

iindeydiler. Hi kimse antaja prim vermiyordu. Bunun zerine


onlar da iki hafta boyunca her gn boynunda madalyalar olan
plak hacakl ve plak kollu bir bisiklet srcsnn fotoraf
n yaynladlar. Bylelikle milyonlarca dinara sahip bir miras
kadn onun gzel fiziine vurulup kendisiyle evlenecekti ! "
Sava v e Tuna Nehrinin birletii yerdeki sarp bir burnu ta

landran eski Trk kalesini ziyaret ettik. Srp silahlarnn yerle

tirildii bu blge Avusturya bombardmannn en youn hissedil


dii yerdi. Abartmadan sylyorum, yerle bir olmam neredey
se tek bir bina yoktu. Yollarda ve ak alanlarda byk topu
mennilerinin yol at ukurlar grlyordu. atmann etki

siyle aalar dmdzlak kalmt. ki ykk duvarn arasndan,

nehre yukardan bakan tepenin zirvesine tnnandk.


Bizden sorumlu olan yzba , "grnmemeye aln," diye
uyard bizi. "Swabo ' lar ne zaman burada kprdayan bir eyler
grseler, tepemize bomba yadryorlar."

Kenardan bak l dinda Tu na 'nn harikulade bir grnts

88

vard. Sular altnda kalm adalarda aalarn tepeleri gzkr


ken, Macaristan 'n geni dzlkleri denizin sars iinde kaybol
mutu. B irka kilometre tede, Sava' nn br tarafnda, Avus
turya'ya bal Semlin kenti parlak gne klar altnda uykuya
dalmt. Bat ve gneye doru yer alan bu alak tepelere gzle

grnmeyen tehditkar toplar yerletirilmiti. Sava' nn kvrmh


akn gneybat ynnde takip ettiinizde karnza, soluk gk
yzne nazire yapareasma Bosna'nn mavi dalar kyordu.

Hemen altmzda, ncesinde stanbul ' u Bat Avrupa'ya balayan


uluslararas demiryolu kprsnn paralanm elik raylan ya
tyordu. Rayn payandalan sarmtrak suyun bulank derinlikleri
ne gmlmt. Suyun yukarsndaysa yan yarya suyun ieri

sinde kalan Tzigalnia adas bulunuyordu. Srp nc kuvvetleri


nin mevzilendikleri sperler buradayd. Bu adadan, suyun tesin
de yaklak drt yz kilometre uzaklkta bir baka adadaki d
mana ate amlard. Yzba, Tuna'nn kilometrelerce uzan
da yatan birka siyah noktaya iaret etti.
"Bunlar Avusturya zrhl gemileri," dedi. "u grdn ky
ya yakn duran siyah ara ise ngiliz gambotu. Dn gece karan

lktan istifade bir Avusturya zrhl gemisini torpilledi. B izim a


mzdan u an ehrin bombalanmas bir an meselesi. Avusturyah
lar olup bitenlerin acsn genellikle Belgrad'tan kartrlar."
Fakat gn bitti ve dmandan hi ses seda kmad, yalnzca,

o da bir defaya mahsus olmak zere, Sava zerinde bir Fransz


ua dolamt. Uakla beraber kafamzn stnde arapnet

sesleri duyuldu. Epey sonra ift sathl uak tekrardan douya


doru ynelirken arkasndan hala silahlar ateleniyordu.
Johnson halinden memnun bir ekilde, "derslerini aldlar,"
dedi. "Belgrad ' son bombaladklarnda byk ngiliz, Fransz

ve Rus gemi toplanyla karlk verildi. stelik bunlarn burada


olduundan haberleri yoktu. Semli n ' i bombaladk ve iki Avus
turya mevzisini susturduk."

Ertesi gn yabanc bataryalar ziyaret ederken yzba da bi

ze elik etti. Fransz silahlan ve deniz kuvvetleri Sava'ya yukar


dan bakan yksek ve aatarla kapl bir tepedeki aalarn ara
snda konulanmt. Biraz daha tede imenlerin zerine Rus

89

denizcileri yaylmlard. Belgrad ayrlarnda ise ngilizler mev


zilenmiler ve Avusturya gemilerine kar Tuna nehrinin n bl
gesini mdafaa ediyorlard. Trklere gtrecekleri silah ve m
himmatla dolu batlar Tuna nehrini gemek iin frsat kolluyor
du. S rp bataryalan garip bir sava gereleri karmndan oluu

yordu: Fransa'da Creusot tarafndan B irinci Balkan Sava'nda


kullanlmak zere yaplm eski salra toplar, Trk Sava ' nda

Kral Milan iin dklm eski bronz toplar ve Avusturyallardan


ele geirilmi her trde ve kalibrede silah - Alman salra toplar,
Viyana ' da Sultan iin retilmi ve Trk simgelerle bezenmi

ar silahlar ve Yuan Shi Kai tarafndan buyrulmu, namlusunun


arka taraf in karakterlerle kapl yeni toplar. . .

Penceremiz kenti boylu boyunca kaplayan atlarn zerinden


Sava'y ve hemen arkasnda dman silahlannn bulunduu ne
tameli dalk blgeyi grebiliyordu. Geceleri byk Avusturya

lda aniden suyun ve kentin zerinde parldar, adalardaki


aalarn arasnda kvlcmlar akar snerdi. Bu renk cmb
ierisinde, ayaklar amura batm ileri karakol askerlerinin ka
ranlkta birbirlerini ldrrken kardklan rktc silah sesle

rini iitirdik. Bir gece kentin gerisinde ngiliz silahlarnn neden


olduu korkun sesleri duymutuk. Avusturya zrhl gemilerini

geri pskrtrken kullandklar topu merrnilerinin uultusunu


kafamzn zerinde hissetmitik. Ardndan Sava'nn karsnda
bulunan dalk arazideki grnmez silahlar kzla ald; merrni
ler bir saat boyunca havada uutu. Bulunduumuz yer resmen
zangr zangr sallanmt.

"Demek sperieri gezmek istiyorsunuz," dedi yzba. Kentin


dnda, Sava boyunca uzanan ve her daim Avusturya silahlar

nn tehdidi altnda bulunan yolda birka kilometre ilerledik. Ara


balarmz arasnda iki yzer metre mesafe braklmt, nk
yan yana iki tat grlmesi ate almasna yol aabiliyordu.

Durduumuz noktada ky, nehirden ieriye doru knt yapt


ndan Avusturyallar bizi gremiyorlard. "ok gvenli deil.
Bir kaya atlayp Avusturya toplarnn denetimindeki yz

metrelik ak alan gememiz gerekiyor."


Karya gemek iin yllanm bir zrhl ikampaviyeye bine-

90

cektik. Sandaim motor ukuru kalayla kaplyd. Korunmamz


salayan aa beklerini dner dnmez, dmencimiz ve ayn za
manda arkmz olan asker ayaa kalkt ve Avusturya silahlan
nn olduu noktaya doru yumruunu sallad.
"Korkaklar! Korkak olu korkaklar ! " diye bard. "Hadi,

ate etsenize, korkak Swabo 'lar sizi ! Silahsz Srplar grnce


bacaklannz birbirine vurmaya balyor, deil mi?"
kampaviye, s iyah bcJal, tfekler iin mazgal delikleri

olan, kocaman bir yk rlubasnn yanndan Pruvasnda byk sa


r harflerle (Srpada

diretnot

anlamna gelen)

Neboysha,

yaz

yordu. Tzigalmia'nun arkasna, menzilden kana kadar bar


may srdrd .
. "te Srp donanmas," diye gld kaptan. "Bununla byk

bir savaa tutumutuk. Ocak aynda karanlk bir gecede, ii as


kerlerle dolu bir halde nehirden aaya doru saldk. te bu
aday ele geirmemiz byle oldu."
Neboysha'dan su yzndeki ktkterin zerine oturtulmu

dayanksz tahta bir kpr, yars suyun altnda bulunan st


aalarnn arasndan neredeyse otuz metre geniliinde ve iki
yz metre uzunluunda dar bir toprak parasna uzanyordu. As
kerler sperlerini buraya kazmlard. Yz trasz, ykanmam,

paavra kyafetler ierisinde ve yetersiz-kt yemek sonucu bir


deri bir kemik kalm askerler amurlu toprak setin zerine y
zkoyun uzanmlard. Askerler batan aa amura bulanm
lard. Hendekierin ou sel seviyesinin altndayd ve suyun gir
mesine izin vermiyordu; burada topu topu iki gn nce nehir su
yu, askerlerin bel bizasma gelecek kadar tamt.
S a sakalna karm, kuaklarn omuzlarnn zerinden

apraz bir ekilde geirmi ve el bombalan tayan kalpakl bir


ka adam silahl bir birliin denetiminde ie koyulmular, gni
szlklerini surat ifadelerine yanstm bir halde kerhen siper ka
z yorlard. Yzba nn dediine gre bunlar komitac ' I ard;

Trk, Bulgar ve Yunanlara kar Makedonya'da yllarca gerilla


sava yrten yar devrimci, yar-ekyalardan seilen nifor
masz ve babozuk gnlllerdi.

"Tevkif edilmi durumdalar," diye aklad. "S iper kaznay


da yollarda almay da reddettiler. "Biz Swabo 'larla savamaya

91

geldik," dediler, "kuyu kazmaya deil. Biz savayz, arnele de

il ! "
apkalarmz kartarak tfekler iin yaplm deliklerden

dikkatle baktk; aalarn tepesinden drt yz metre ileride o


rak bir toprak paras gze arpyordu. Tm bu arazi zerinde
zamannda Avusturyallar vard. Yanmdaki asker homurdand
ve ardndan ate etmeye balad. Demeye varmadan dmann

savruk yant geldi. Kulamzn dibinde mermiler vzldyor, ye

. ii yapraklar tutunduklan aalardan yere dyordu.

Dmencimiz hemen sandal iskampaviyeyi Neboysha ' dan


uzaklatrmaya giriti. ok gemeden birka kilometre tede bu
lunan Avusturya topulannn silip sprd kanala girmitik.

"Daha da yaklaacaz," dedi, "belki bu onlar harekete ge

irtir."
Hantal, ar aksak giden tekne tamamen aktayd. Dmenci

teknenin knda ayaa kalkt, ellerini gs bizasnda birletirdi


ve askerlerin terennm ettii hicivli bir iiri okumaya, daha do
rusu haykrmaya balad:

"mparator Nikola'nn siyah bir at vardr,


mparator Franz Joseph ise katra biner -

Ve kafasna vuracana kna gem vurduundan


Gemiler ola, geldi Avusturya'nn sonu ! "
iiri yeni bitirmiti k i tekne snd adann 60 metre kadar
aklanndayd - ani bir patlamayla sarsldk. Bamzn birka
metre stnde bir eyler lk la banrken ayn anda san
datn kn bir yerlere arptk. Kydaki bir binann ats byk
bir dadaayla havaya utu. Havada kiremit krklar ve arapnet
paralan uuuyordu.

"Hoop ! " diye bard serdmen. "ok kr, yeltenmeye kal

kacak babayiidi alt edecek kadar topumuz var!"

Artk bize korunaklk yap&n aalarn arkasndaydk. Ky


dan askerlerle dolu bir patalya almt.
"O tarafa gitmeyin," diye bard kaptan. "Ate ediyorlar! "

"Biz d e tam bu yzden gidiyoruz ya ! " diye ocuklar gibi hep

bir azdan cevap verdiler. "Kimbilir belki bize de isabet ettire-

92

cekler!" Ban anlar ve krek sesleri eliinde adann etra


fn dndler...

le yemeimiz adann komutasn elinde tutan albayn ka

rargahnn bulunduu, enkaz halindeki byk bir eker fabrikas


nn iinde hazrlanmt. Yemeimize ulaabilmek iin kahve

rengi eker bataklnn zerine kurulmu kalas kpry gemek


zorundaydk. Tonlarca ama tonlarca eker Avusturya taburlarnn
binay atee vermesi sonucu erimiti.

Yemekte bize albay ve beraberindeki iki yzba, drt te


men, bir onba ve iki er de katlmt. Srbistan 'da amirlerle me
murlar arasnda yaknlk olmasnn disiplini bozaca gibi sama
bir gelenek yok. Lokantalarda bir erin veya bir astsubayn albay
larn oturduu bir masaya yaklap, asker selarnn aktktan son

ra tek tek herkesin elini skarak bir sandalye de kendine ekip


oturduuna birok kez ahit olmuumdur. Ve burada da servis

yapan avu kahvesini aldktan sonra gelip aramza oturdu ve


takdim edildi.
Erlerden birisi savatan nce Srhistan Ulusal Tiyatrosu 'nun
sekreterliini yapmt. Bize bir sezonda en az elli Shakespeare
oyununun programa koyulduundan ve Srplann en ok da Cori
olanus oyununu tuttuundan bahsetti.

"Ham/et ok poplerdi. Fakat on be yldr bu oyun hi oy


nanmad, nk bu rol kotarabilen yegane aktr I 900 ylnda
ld," diye ekledi.

93

VII
SAVA HATTlNDA
ki bin feet ykseklikte iki Fransz ua bat ynnde yava
a ilerliyordu. Sabahn ilk klan altnda pnl pnl gkyznde
szlen uaklan grebiliyorduk. Uan sol alt tarafnda bir a

rapnel parasnn patlarln grdk. B irka dakika gemeden

patlarnalann grlts ve motorun kard vzlt azald. imdi

arabamz yeillikterin ve iek am meyve aalannn arasnda

kamp kurmu villalann bulunduu bir tepeyi ar aksak trm_an


yordu. Geriye dnp Beyaz ehir Belgrad' n siluetine doru son
bir kez seyre daldk. Ardndan, dallan havada birleen aalarn

glgesinde kalan ve tekerlek izlerinin olduu dolambal, dar bir


yola saptk. Aa tarafta, atlan ar Trk kiremitlerinden ya
plm beyaz ky evlerinin yan banda bulunan tarlalarda, ile
meli set kyafetler ve kadife etekler giymi kadnlar tarlalann
sryorlard. Sabana koulacak kzleri ordu emanet olarak ver
miti. Askerler saban sren kadniann tepesinde yine zabitlik ya

pyorlard. itterin zerine ve ipiere aslm amarlar, sarkan


uzun ipleriyle gnete aarmaya terk edilmiti. Askerler dnda
ortalkta baka tek bir erkek yoktu.
Rotamz lkenin i ksmlarna doru evirdik. Patikadan

pek de farkl olmayan kasaba yollannda ilerliyorduk, nk neh


rin 300 yarda tesindeki Avusturya sperlerinin dorudan gr
alan ierisindeki anayollan kullanmak pek akl kan deildi. S

rcmz birok kez yolunu arp kayboluyordu. Kah da etek


lerinde akan aylarn azizliine uruyoruz ve yklerimiz slam
yar, kah amur iinde bataklklara saplanyoruz, kah kurumu

94

sel yataklar srasndaki derin ve bir o kadar da dolambal vadi


leri trmanyoruz. Ve yeri geliyor devasa mee korulannn glge
sinde kalan, yan-yabani domuz srlerinin atlarn nnden ge

tikleri ac ac bararak sarp yokulardan aa uzanyoruz. B ir


keresinde, insan boyundan da byk tane kocaman mezar ta
nn yanndan getik. Tepesinde haclarn ant mezarlarn ssle

yen oyma sarklar vard. Mezarn taban ksmna kocaman tek

utu kavisli kllar oyulmutu. Johnson merakn yenemeyip


yoldan geen kyllerden birkama bu mezarn neyin nesi oldu

unu sordu. Kyller umursamaz bir edayla "kahramanlar ite,"

cevabn yaptrdlar. Daha ileride, bir ukurun iinde sere serpe

yatan tatan yaplma beyaz bir lahit grdk. B i r zamanlar iinde


sakland Roma mezar krlarak alm ve kyller tarafndan
gtrlmt; bu hadise gerekleeli belki de yzyllar oluyor
du. Ardndan eski bir ky kabristannn ortasna dt yolumuz.

Kabristann yosun tutmu Yunan halan sk fundalklara doru

dehetengiz bir grnt ierisinde yan yatmt. Getiimiz her


yerde kk damlann altna san, yeil ve krmz renge boyan
m tatan halar dikilmiti. "Bunlar," diye izahata giriti John
son, "kasabann bilinmeyen yerlerde lm ve cesetlerine hibir
ekilde ulalamam insanlannn ansna dikiliyor." Tepeler ze
rinde trl ieklere, aalara ve yeilliklere rastlamak mm
knd. Geen sene ekilmi ve ylece kalm tarlalarda yabani
otlardan geilmiyordu. Bakmsz asmalarn ortasnda, kaplar
yan ak, pencereleri sonuna kadar dayal evler uzanyordu. Ba
zen kyn ihtiyarlannn bizi grmek iin kaplara kadar ktkla

n sessiz bir kyn geni sokandan geiyorduk. ocuklar toz


topran iinde hain koyun kpekleriyle oynarken, kadnlar da
kazmalar omuzlarnda gruplar halinde tarladan dnyorlard.
B uras rak (rackia) memleketiydi; yresel bir iki olan erik

brendisinin hammaddesi buradan geliyor. Enfes erik ve kuru erik


bahelerinden havaya usulca tatl bir koku yaylyordu.
Yanmzda getirdiimiz nevalelerimizden oluan le yeme
imizi yemek iin bir mehana ' da (ky hannda) konakladk.
Herkesin nevalesi kendine aitti nk tm kasahada burann sa

kinlerine yetecek kadar bile yemek yoktu. Lo ve bir o kadar da


serin odada toprak zeminin zerine tahta masalar konmutu. e-

95

ri girdiimizde ya gekin kyller ocuklara has sadelik ieri


sinde apkalarn karp kibarca bize selam verdiler: "Dobar
dan, gospodine! " "yi gnler, beyler! mit ediyoruz ki, yolculu

unuz iyi geiyordur." Yal han sahibi toprak frnn zerine


eilmi, pirin fincanlarda Trk kahvesi yaparken, bir yandan da
Avusturyallann nasl geldiini anlatyordu:
"Tfekli sngl bir asker tam u kapdan ieri girdi. "Skl
paralan," dedi; "ne var ne yoksa dkl - abuk!" Ben de hi pa
ram olmadn syledim. "Ne demek para yok, olmal. Sen han
c deil misin?" Ben yine ayn cevab verdim ve yok dedim; ar
dndan bana sngsyle vurdu - tam uras, gryor musun?"

Titreye titreye gmleini syrd ve daha iyilememi olan derin

yarasn gsterdi.
"Tif s ! " Johnson yolun her iki tarafndaki evlerin nnde
uzanan itleri iaret ediyordu. Evlerin hemen hemen hepsinin s

tnde beyaz boyayla izilmi ha iareti vard, hatta bazlannn

kinde iki veya tane vard. "Her ha o evde bir kiinin tifsl
olduunu gsteriyor." Yaklak bir kilometrelik bir mesafede
yzden fazla iaretli ev saydm. Grnd kadaryla, bu kayg

sz, verimli topraklarda lmden veya llerin anlarndan baka


hibir ey tutmuyordu.

kindiye doru bir tepenin zirve noktasna trmanmtk. Ala


bildiine geni akan Sava'y ve te tarafnda dizi dizi kmelen
mi yemyeil Bonak sra dalann grebiliyorduk. Bu noktada
nehir byk bir kavis yapyor ve bir ksm aalarla kapl bir
ovann ortasna saklanyordu. Uzakta krmz atlan, beyaz a
lml burlar ve ince minareleriyle Obrenovatz grnyordu.
Tepeden aa indik ve nehir seviyesinin ok az stndeki ana
yola ktk. Sanki su atklarnn zerinden geen bir geit-yol gi
biydi. Her iki taraftaki bataklklarda kutsal beyaz leylekler tm
arballklanyla balk kovalyorlard. Beyaz kk bir Srp ka
sahasnn tal, asfaltsz sokandan tngr mngr geerken, ye
illiklerin arasna gml evlere denk geldik. Evler vampirler
den korunmak amacyla ift pencereli yaplmt.

Bizi bin bir debdebe ierisinde postane mdr Gaia Ma


titch' in evine gtrdler. Yznde hafiften bir glmseme olan
bu zayf, tedirgin adam bizi kapda karlad. Kocasnn arkasn-

96

da durmu ve heyecan yznden okunan karsnn, yabanc ko


nuklan arlyor olmann verdii gururla etekleri zil alyordu.

Aile kendilerinden nce bizi yatak odasna buyur etti. Odaya en


temiz araflar, en gzel ilemeli ipekler serilmi ve bilumum
yerlere bataklk iekleriyle dolu vazolar konulmutu. Blge ka

rargahndan iki subay bizi nasl rahat ettirtebileceklerinin tela

na dmler, ayakta kara kara dnyorlard. Kk bir kz


kaseler dolusu elma, erik reeli ve ekerli portakal getirdi yeme

miz iin. Askerler dizleri zerine kp izmelerimizi karma

ya yeltenirken, bir dieri de lavabonun banda ellerimize su


dkmek iin bekliyordu. Gaia Matitch ise elinde bir ie rackia
odann iinde bir o tarafa bir bu tarafa kouturuyordu. B ir yan

dan bize iki ikram ediyor, bir yandan da masalan ve sandalye


leri dzeltip hizmetkarlara tiz sesiyle fkeli emirler yadryor

du.

"Bizleri ziyadesi y le ereflendirdiniz," diye sze balad Fran


szca, Almanca ve Ingilizce kanm bir dille. "Srbistan'da en
byk eref yabanc bir konuun evimizi ziyaret etmesidir."
Srplarn yabanclara gsterdikleri bu ho misafirperverlie

birok kere ahit olduk. Bir keresinde hi unutmuyorum, yolu


muz tuhaf bir kasahaya dmt. Kasahaya haftalar boyunca

hi erzak ulamad gibi, bir gram ttn de yoktu. S igara bul


mak amacyla bir bakkala gittik.
"S igara m?" dedi bakkal ellerini havaya kaldrarak. "Beyim,
sigara imdilerde arlnn iki katnca altn ediyor." Sonra bir
mddet bizi, yle bir yukandan aaya szd. "Sizler yabanc
msnz?" diye sordu. Evet, cevabn verdik. Bunun zerine, g

zmzn nnde demir bir kasa at ve ikimize de birer paket si


gara uzatt. "Parann laf m olur, ne de olsa sizler yabancsnz,"
dedi.
Dostumuz Matitch gzlerinden yalar szlerek duvarda asl
iki fotoraf iaret etti. Birisi beyaz sakall yal bir adamd, di

eri ise gen bir kz.


"Bu adam benim babam olur," dedi. "Yetmi yedi yandayd

rahmetli. Avusturyallar Shabatz ' ele geirdiklerinde onu sava

esiri olarak Budapete 'ye gnderdiler ve Macaristan 'da hayatn

kaybetti. u dier fotorafta grdnz kz kardeimi ise, yine

97

onlar gtrd. Ve Austos 'tan beri kendisinden hibir haber ala


madm. Hayatta m deil mi onu bile bilmiyorum."
Avusturyallarn bat snrnda yaptklan zalimlikleri ilk kez

burada duyduk. Anlatlanlara ilk nce inanamadk; fakat sonra


dan, Belgrad ' ta, Shabatz ' d a , Losnitz a ' da kanay baarm
olanlardan, yaknlar lm veya hapiste olan ailelerden, yeminli

ifadelerden ve Srp Kzl Ha 'na gnderilen Avusturya resmi tu

tuklu listelerinden bunlar tekrar tekrar duyma ve grme frsat


mz oldu. Avusturyallar snr kylerini ele geirirken sivil nfu

su kadn erkek gen yal dinlemeden toplayp sava esiri olarak

Avusturya-Macaristan ' a gndermiler. Belgrad 'tan bu ekilde


getirilen esir says yedi yz, Shabatz'dan getirilenlerin says

ise be yz buluyordu. Avusturya hkmetinin resmi sava

esirleri listelerinde alay eder gibi unlar yazlyd: on Touphec


hitch, ya 84; Darinka Antitch (kadn), ya 23; Georg George

vitch, ya 78; Voyslav Petronievitch, ya 1 2; Maria Wenz, ya


69. Avusturyal subaylarn bunu aklarken kullandklan gerek
e, giritikleri eyin bir sava deil, S rplara yaplm misilierne
operasyonu olduuydu!

Shabatz'a seyahatimizi gece yapmamz sylendi, nk nehir


yata boyunca uzanan yol dman sperlerinin menzili dahilin

deydi. Dolaysyla yemekten sonra tm erkan bizi Matitch 'e g


trmek zere seferber oldu. Kyn soka boyunca kol kala ar
klar syleyerek ilerledik. Matitch geceyi onun evinde geirme
yeceimizi duyduunda handiyse alyordu .
"Ltfen kaln ! " diye bard kollarmz skarak! "Yoksa evim

kalnanz iin yeterli bir yer deil mi? B ir eksiimiz mi oldu ki?"

Matitch allem etti kallem etti ve en sonunda bizi yemek oda-


sna sokmay baard. Biz orada vedalamak iin otururken, Ma

titch ve ei Bayan Matitch arap ve bizi susatmak iin tuzlu et


ikram ettiler. Kibar bir subay Johnson'a, Franszcada nasl erefe
iildiini sordu. Ancak, tek anlad

"A votre sentir!"

laf oldu

ve durup durup bunu tekrarlad. Bayan Matitch ' in salna ka


deh kaldrdk. Kadncaz bu jestimiz zerine utanm, kpkrm
z olmutu. Kzica kyamet koparan alklar eliinde Amerikan

arklar syledik. Tm bunlar olup biterken, ilerinden birisi


Robinson ' un ceplerini kuru etle tka basa doldurmu. Bunu bir-

98

ka gn sonra etler birer ikier dtnde rendik. Velhasl


vakit epey ilerlemi, gece yansna yaklamt. Saat onda oktan
yola koyulmu olmamz gerekiyordu. Birdenbire Matitch ayaa
frlad. "Pobratim! " diye bard ve dierleri de hep bir azdan
"Pobratim ! " diye Matitch 'e elik ettiler. "imdi seninle pobra

tim

yani kan karde oluyoruz," dedi. Gzlerinden adeta dostluk

akyordu. "Bu bahsettiim eski bir Srp merasimidir. Kolunu be


nim koluma atyorsun, hah yle ! "

Kollanmz birer birer birbirine kenetledik ve bu vaziyette i

kilerimizi yudumladk: Ardndan yine kollarmz birbirimizin

boynuna dolarlk ve skca sanldk. Orada bulunanlar vaveylay

kopard ve masay yumrukladlar. Olmutu, Matitch ile kankar


de olmutuk ve biz bugn hala daha Gaia Matitch ile pobra

tim' izdir.
En sonunda arabalannza dolutuk, srcler krbalarn
aklattlar ve "S Bogom ! Gle Gle! Laku Noch! Mutlu geceler! "
banlar ierisinde yola koyulduk.
Ay l l parlyordu. Ky civarnda yol alrken, at stnde
iki silahl ahs bize tehlikeli blgenin kna kadar elik etti.

Ardndan talarn zerinden atlayarak, amura bata ka yolumu


za devam ettik. Atlar tekerlein poyrasna kadar gelen suyun

iinden geerken su sratyorlard. nk tm yolu nehir suyu


kaplamt. Artk srcler krbalarn aklatmay da atlara ba
rmay da brakniard - yalnzca ufak sesle alttan alta sv

yorlard. Bunun nedeni artk Avusturya sperlerine duyu mesa


fesi kadar yaklam olmamzd. Atlarn toynaklarndan gelen
ses ve arabann kard gcrt haricinde hibir ses duyulmu

yordu.
Ay yava yava gzden kaybolup gecenin derinliine doru
yol ald. Atl muhafzlar da tpk geldikleri gibi esrarengiz bir e
kilde gzden kayboldular. Hala yolumuza devam ediyorduk. Yl

dzlarla dolu engin gkyz yava yava renk deitirmeye ba


lamt. Doudan, Srplarn ilk saldry koyuverdikleri byk

Tser dalarnn arkasndan, beyaz ve gms afak skmek

zereydi. imen kapl bir tepenin stnde topu at sonucu


yerle bir olmu beyaz bir Yunan kilisesi vard. Tepenin aasn

daki tarlaya yze yakn kan arabas yaylmt. Srclerden

99

bazlar rengarenk battaniyelere sarlm el ense uyurken, bazla


r da yzlerini al al yapm atein etrafna melmilerdi. Bunlar

Belgrad yolcusuydu ve bu uzun yolculua km olmalarnn


nedeni, bizim biraz nce terki diyar ettiimiz alk iinde kvra
nan blgeye yiyecek gtrinekti.
Gne dalarn zerinden scak ve gz kamatran yzn
gstermeye balyordu. Daha kasaba uykudan uyanmamt. Yer

le bir olmu, yamalanm, bo evlerin hakim olduu Shabatz

sakaklanna daldk.
Soluu ak bulduumuz bir kafede aldk ve hemen scak bi

rer kahve syledik. Yiyecek bir eyler var myd acaba? Kurt gi

bi ackmtk. Kadn ban sallad. "Shabatz'da yiyecek bir par


a ekmek bile yok ! "

"Peki, y a yumurta?" diye bardk. Johnson kollarn cevap


bekler ekilde havaya kaldrd.

"S aygdeer beyler. Beni mazur grn. Hi yumurta yok.

Malum savatayz! "


"Fakat sokan te tarafnda tavuk grdm, o n e i?" diye s

teledim. Neyse ki en sonunda kadna gidip sormas konusunda


Johnson ' u ikna etmeyi baardm.

"Burada satlk yumurta yok," diye cevaplad kadn. "Fakat


madem gospodine yabanc, size birka tane vereyim."
Shabatz nceleri zengin ve nemli bir kentmi. Srbistan ' daki
en zengin merkez olan Machva' nn bakenti ve ayrca byk
meyve, arap, yn ve ipek ticaretinin kalbiymi. B urada tam yir
mi be bin ev varm. Kimisi alan ate sonucu yok olmu ve en
az bir iki kat kadar ev de sebepsiz yere yaklm. stelik evlerin

her birine zorla girilmi ve yamalanm. Sokak boyunca kilo


metrelerce ilerliyorsunuz ama manzara hep ayn : yamalanm

evler. Yamaclar araflardan resimlere, ocuklarn oyuncakla


rndan mobilyaya kadar her eyi kaldrmlard. Kendilerince pa
hada hafif ykte ar grdklerini veya kullansz bulduklarn

da baltalarla paralamlard. Gzel grdkleri evlerin odalarn


ahr olarak semi ve atarn buraya balamlard. Kiisel ki
taplklardaki tm kitaplar yere salm, pislik ierisinde yatyor

du. Hepsinin kapaklar, cltleri itinayla sklmt. Bu ekilde

muameleye maruz kalmam yalnzca birka ev vard, onun hari-

1 00

cinde hepsi ayn barbarlktan nasibini almt. Tek kelimeyle,


korkuntu.
lk saldr olduunda insanlar emniyette olacaklarn dn
dklerinden Shabatz' terk etmemiler. Fakat askerler ehrin g
beinde ipini koparm hayvanlar gibi her taraf yakp ykmlar,
mallar talan etmiler ve bulduklan insanlara tecavz etmiler.

Yamalanm Avrupa Hotelini ve bin erkek, kadn ve ocu


un drt gn a susuz bir halde kilitlendikleri kiliseyi grdk.

Avusturyallar bu insanlan iki gruba ayrrnlar, bir grubu Avus

turya'ya sava esiri olarak yollamlar, dier grubu da gneyde

S rplara kar ilerlerken ordunun nnde kalkan olarak kullan

mlar. Bu bahsettiklerim, Fransa'da veya Belika'da genelde ol


duu trden, desteksiz atlm bir dedikodu veya histerik bir su

lama deil. Tm bunlarn gerekletiine yemin eden ve bu y


rye reva grlen bir dolu insann tankl var. Birkayla biz

zat konuma ansmz oldu. B irisi ok yal bir kadnd. Sngy


le ite kaka Valievo'ya kadar elli kilometreden fazla bir yolu y
rmek zorunda brakldn anlatmt. Ayakkablar anp,
ayakkab olmaktan knca onbe kilometrelik tal yolu plak

ayak yrmek zorunda kalm.


Karargahta madurlann isimlerini, yalarn, adreslerini be

lirten ve Avusturyallarn yapt iren eylemlerin ayrntlarn


geen yzlerce rapor, yeminli beyan ve fotoraf inceleme frsa
tmz da oldu. Lechnitza kynde ekilmi bir fotoraf hatrl

yorum. Elleri bal yzden fazl a kadn ve ocuun kafalan uu


rulmu ve ayr bir tarafa ylmt. Kravitza'da yal erkekler,
kadnlar ve ocuklar acmaszca ikenceden geirilmiler ve in

sanlk d muameleye maruz kalmlar. Ardndan da hunharca


katledilmiler. Yvremovatz'da elli kii bir mahzene tktnlp di

ri diri yaklm. Be savunmasz kent yerle bir edilmi - krk iki


ky "boaltlm" ve ky sakinlerinin byk ounluu toplu k

ymdan geirilmi. Avusturya ordusunun lkeye soktuu tifs

Shabatz'da ve tm blgede hala etkisini srdryordu. Ve bura


da ne doktorumuz ne de hastanemiz vard.
Hi eip hkmeden drste konumak gerekirse, gittiimiz
her yerde bize sylenen, bu vahilikleri yapanlarn Avusturyal

Almanlar deil, gerek Hrvatistan 'da gerekse de burada Srplarn


her daim dman olarak belledikleri Macarlar olduuydu. Avus
turyallarn olabildiince iyi davrandklan anlalyor; aldklar
eylerin karln demiler ve masum sivillere dokunmam
lard .

Fakat Macarlar gemiteki o vahi atalar Hunlarn ruhunu


yeniden canlandrmlard: Aralk aynda Shabatz'tan geri eki
lirken, sava esiri olarak aldklan yz kiiyi Gachitch eczane
sinin avlusunda toplamlar ve bunlar aheste aheste kurunlayp
boyunlarn krmlar. yle ki Belika'da olup bitenler bu i

renliklerin yannda solda sfr kalr... Bu reziliikieri ilemi duy

gusuz, insanlktan nasibini almam canavarlar gereke olarak

kent halknn kornitaclara yataklk etmi olmasn gsteriyorlar


d. Komutanlarnn sylediine gre, kornitaclar vahi bir hay
dutlar gruhuydu ve grldkleri yerde tez elden vurulmalar
gerekiyordu. Gel gr ki bu blgede hibir yerde

kornitaclar

yoktu ve hibir zaman da olmamt. Gya Srp kyl kyafetini


kornitac niformas ile kartrmlard. Ve her sivil, erkek, ka
dn ve ocuk bu kyafetleri giydiine gre, onlar da hepsini kat
letmilerdi. Sava esirlerinin ldrlmesinin hibir aklamas

yoktu.
Bir zamanlar l l olan bu gzel ehirde artk iki yz insan
bile yaamyordu. Enkaz halindeki evlerinde ok kt koullar
altnda ve yiyecek sknts iinde barnmaya alyorlard.
leye doru kavurucu gne altnda kimseciklerin olmad so
kaklarda dolamaya ktk. Yolumuz bir zamanlar kuzeybat Sr
histan ' n en byk pazanna ev sahiplii yapm olan meydana
dt. Meydanda toplanm parlak giysileri iindeki kyller,
yzlerce kilometre uzaktaki zengin vadilerinden ve verimli top
raklarndan geliyorlard. Kentin pazar gnne denk gelmitik.

Yrtk dkk kyafetler iinde birka perian kadn, rk sebze


lerini daldurduklan sepetlerinin yannda mahzun bir surat ifade

siyle bekliyorlard. Ve talan edilmi merkez karargahnn basa


maklannda gzleri Macar sngleri tarafndan yuvalarndan s
klm gen bir delikan l oturuyordu. Uzun boylu ve geni

omuzluydu, al al yanaklar vard. zerinde kyllerin yaz kya

feti olan gz kamatrc bir rme keten giysi, kafasnda da sar

1 02

(arahindibalar olan bir apka vard. Elindeki kemanyla hznl


0ir name tutturmu, bir yandan da kendi kendine sylyordu:
"zgnm, nk Gnein ve yeil tarlalarn ve meyve veren

erik aalarnn grntsn kaybettim ben. Tanrnn rahmeti


bana bir grosh (drt sent) verenin zerine olsun. Ufak bir yar
dmda bulunan herkesin zerine olsun ... "
ehrin ykk binalarma nazr merkez karargahnn nndey

dik. "Sava bittiinde yeni bir Shabatz yaratacaz," dedi. "H


kmet imdiden hi kimsenin yklm evlerini tamire kalkma

mas emrini verdi. Evlerin hepsi yeniden yaplacak."

VIII
YOK EDLM BR ULUS
Ertesi sabah, Machva 'nn en bereketli blgesini kat eden ve

Drina ile Sava vadilerini birbirine balayan bir trene bindik. B i


zim treni zavall mltecilerle ykl drt furgan daha takip edi

yordu. zellikle de ocuklardan ve kadnlardan oluan mlteci

ler, bundan alt ay nce Avusturyallardan -yryerek ve a bi


ila- kaarak terk ettikleri evlerine dnyorlard. iek am
meyve bahelerinin, yemyeil imenlerin ve yapraklarn renga

renk bir hava verdii geni verimli bir ovaya paralel olarak yolu
muza ar ar devam ediy9rduk. Yabani otlarla tka basa dolu
ilennemi tarlalarn arasndan ve dumandan kapkara olmu be
yaz evlerin yanndan getik. Tm lke yaklm, yamalanmt;
insanlar ldrlmt. Ortalkta tek bir kz bile yoktu, brak
tm kz kilometrelerce yol gidiyorduk da, tek bir insana bile
rastlamyorduk. Sokaklarnda ot bitmi ve tek bir insann bile
yaamad kk kasabalardan getik. Tren baz baz mltecile
rin inmesi iin duruyordu; yolun kenarnda durup, tm ykleri
omuzlarnda, harap olmu evlerine bakyorlard ...

Blge valisi de bizimle birlikte geldi. Grlmesi gereken yer


leri gstennek iin treni farkl kylerde belli aralklarla durduru

yordu. Bunlardan birisi Pmjavor kyyd. B ir zamanlar bin


kiinin ikamet ettii zengin, kk, nezih bir yerdi. imdilerdey
se ykk dkk, yanm evlerin olduu bir enkaz ynndan ba
ka bir ey deildi. istasyonda kaba kahverengi ynden yaplm
kyl kyafeti ierisinde uzun boylu bir iftiyle tantrldk:
Skouptchina mebusu Bay Samourovitch. Raylarn altndaki a-

1 04

murlu su birikintisini iaret etti; zerinde iki tahta han olduu


bir toprak yn gzkyordu.

"Bu benim rahmetli babamn ve annemin mezan," dedi duy

gusuz bir ekilde, "Swabo'lar tarafndan kornitac olduklar iin


ldrdler." Kente doru yrdk. Bir zamanlar yerinde bir evin
bulunduu, imdiyse kara kl yn ve yanm kerestelerden

baka hibir ey gremediimiz bir yere geldik. "Tam burada,"


diye devam etti, "Macarlar Prnjavarlu yz yurtta bir araya top

ladlar -hepsini bir eve sktramadklar iin geri kalanlar bir


birlerine iyice yanatnp iplerle baladlar- ve ardndan evi atee
verdiler. Kamaya alanlan da vurarak ldrdler. . . u uzun,

alak toz yn onlarn mezar oluyor." Nereden bakarsak baka


lm korkun bir hikayeydi bu anlatlan. Dolaysyla bu konuda

zellikle sorup soruturdum. Anlatlanlar harfi harfine doruydu.


svireli doktorlar olay mahallini incelemiler ve gmlmeden
nce cesetlerin fotoraflarn ekmiler. lenlerin hepsi yal,
kadn ve ocuklarm.
Sokak ortalannda son dnemde yaan yanurlann neden ol

duu, st yapkan amur kapl glckler olumutu. Ceset ko


kularnn ve sokak ortasna braklm plerin etrafa yayd pis

kokuyu duymamak mmkn deildi. Hemen her evin nnde


itlerin stne en az bir tane beyaz ha iareti yaplmt; bu o
evde ncesinde veya u anda tifs olduuna delaletti. Bu evier
den birinin bahesi birok insana yetebilecek kadar byklkte
bir mezara dntrlmt. Yznde knklk dolu ve hafif to

paHayan bir kadn etrafnda hepsi de on be yan altnda dokuz


ocukla bahede dikilmi duruyordu. ocuklardan ikisi ayakta

durmakta feci halde zorlanyordu ve yzleri bembeyazd . Hum


maya yakalanmlard. Dier nn, ki birisi daha bebek ya
tayd, vcutlar yara bere ierisindeydi. Kadn mezar beini ia
ret etti,

"Bu bebecikler haricinde kimim var kimim yok hepsini kay

bettim. Kocam, kz kardeim, babam ve kaynbiraderim ve onun


ei, hepsi burada yatyor. Maalesef bu hasta ocuklar doru dz

gn beslemek iin hibir eyimiz yok. Hkmetin ocuklar iin

datt ekerli konsantre st kent bakan, o sahtekar sosya


list, yalnzca kendi semenlerine verdiriyor!"

1 05

Pislik iinde bir yerde yaayan bu kadn ve yanndaki ocuk


lar gl bir zadrouga'dan ayakta kalan tek eydi. Bir sonraki
duramz uzun, tek katl iki beyaz ev oldu. Evin nnde uzanan
geni bir imenlik, onun zerinde de yabani iekler vard . Yal
bir mee aacnn glgesi evin zerine vuruyordu. Evlere bahe
den giriliyordu ve arkada alma odalar, ahrlar ve rak damt
mevleri vard; aile burada kendi erik brendisini kendisi imal edi

yordu. Burada kuak bir arada yayordu; kadnlarla kocalan,


erkeklerle karlar, ocuklan - kuzenlerden, amcalardan ve tey

zelerdense hi bahsetmiyorum. Ksacas, krktan fazla insan top


raklarn ve mlklerini ortaklaa kullanp birlikte yayordu. Bi

nalar harap olmu veya yanmt; insaniann kimisi muharebe es


nasnda lm, kimisi Macarlar tarafndan ldrlm, geri ka
lanlar da tifs alt etmiti.
"Korkun eyler yaptlar," diye anlatyordu ihtiyar Samouro

vitch, trenimize dnerken. "krler olsun ki, Aralk ayndaki


ezici zaferle Avusturyalllara tm bu yaptklarn detmi olduk."
Srbistan'da gittiimiz her yerde benzer duygulan tayan insan

larla karlatk; insanlar Avusturya'ya tattnlan hezimetin, yap


lan tm bu reziliikierin -kardelerinin ldrlmesi, tifs salgn
intikamn aldn dnyorlard sanki.
Mor bezaren iekleri ve dn iekleriyle dolu ayrlarn,
hepsi de dal dal meyve vermi eftali, elma, kiraz ve erik aala
rnn arasndan geiyorduk. Burada Trklerin etkisi hi kalma
m ve amur evler tamamyla Srplamt. Artk tepesinde kr
mz kiremitler yerine, tahta yarma kiremitler vard. Ardndan
batdaki dzlklerin arkasnda yeniden Bonak dalar yzn
gsterdi. Losnitza ' daydk. Tabii yine Drina' nn karsndaki
Avusturya namlular altnda.
Burada bir tifs hastanesini ziyaret ettik. Bu bina bir zaman

lar okulmu. Srp doktor, odalarn kaplarn birer ikier atka


etraf bunaltc bir pislik, havaszln yol at berbat bir koku
saryordu. Btn pencereler kapalyd. Hastalar -ounlukla ya

ralandklannda zerlerinde olan kirli kyafetleri ierisinde yatan


askerler- yere serilmi kirli saman yn zerinde tk tk bir
halde yatyorlard. Herhangi bir dezenfektan izine rastlamadk.
Askerlerden bazlar mecali olmamasna karn dirsekieri zeri-

1 06

ne yaslanm, haaratla bouuyorlard. Dier bir ksm saykia


ma halinde bir yandan ileri geri salianyor bir yandan da ene a
lyordu. Ve bir ksm da gzleri yar ak, yzleri l gibi bem
beyaz sere serpe yatyorlard.
"Gn etike daha iyiye gidiyor," dedi doktor ellerini ovu
turarak. "Iki hafta nce burada drt yz hasta vard - imdi yal
nz seksen alt tane . . . " Dneeli dneeli hastalarna bakt. O
denli skk bir halde yatyorlard ki, neredeyse birbirlerinin

zerine kmlard: "O zamanlar olduka kalabalktk."


Akam olduunda Losnitza'nn byk meydannda bir kafe

ye oturduk ve Trk kahvesi iip siyah ekmek ve

kaymak

(yani

leziz sar renkli tereya) yedik. Akam karanl bastrmt.


kzler arabalarnn yanna km, beyaz kyafetler ierisinde

ki kyller de bir araya toplanm, sohbet ediyorlard. Meydanda


on iki dkkan vard. Bunlardan dar doru sar k huzmeleri
akyordu ve keman eliinde sylenen arklar kulamza kadar
geliyordu. Kalkp seslerin geldii mekanlardan birisine doru
yrdk. San sal sska bir kadn olan ev sahibesi bizi grd ve

kulak trmalayc bir sesle bard: "Ne diye orada yle duruyor
sunuz? Buraya gelip masamza oturmak istemez misiniz? Her
eit kaliteli arap, bira ve konyak bulunur ! " Sessizce arya
u yduk.
"Biz Amerikalyz," diye akladm elimden geldiince, "ve
sizin dilinizi bilmiyoruz."
"Bu iki imemeniz iin geerli bir mazeret deil ! " diye ba
rd pikin pikin ve srtma bir aplak patlatt. "Hangi dilde i
ki i tiiniz beni pek rgalamyor ! "
Ieri girdiimizde iki ingene yan yana oturmu, biri keman
br de kornet alyordu. Kyllerden birisi kafasn geriye

doru atm, burnundan kan sesiyle "Belgrad Bombardman"


adl balad okuyordu:
BELGRAD BOMBARDlMANI
"Bir ryas vard Madame Georgina'nn

Mehur Srp babakan Nicola Pachitch'in


O vefakar hayat arkadann.

1 07

Belgrad'n gbeindeki saraynda


Bir ryas vard ve yleydi ryas :
"Dnya kuzeye doru sarslyor
Sarslyor Srem, Batchka ve Macaristan
Ve korkun bir karanlk
Kol geziyor Belgrad zerinde

Sularn zerinde gezen Beyaz ehir' de.

nce kasvetli imekler akyor


Ve ardndan gk grltleri,
Vuruyor evleri, saraylan,

Mahvediyor otelleri ve yallan

Ve Belgrad ' n gzel maazalarn.


Sava'dan ve Tuna'dan
Su ejderhalan hayknyor-

Belgrad zerine, Beyaz ehir' e


imekler ve yldnmlar frlatyor;
Sokaklan ve evleri yerle bir ediyor,
Otelleri ve saraylan enkaza eviriyor,

Ahap demeleri para para ediyor,


Gzelim dkkanlan yakyor,
Ve kiliseleri ve apelleri ykyor;

Her yerde ocuklann ve sakatiann lklarHer yerde yal kadniann ve yal erkeklerin fganlar !
Sanki o son korkun Kyamet Gn
Belgrad' a gelmi gibi !

"Ardndan geceleyin Madarne Georgina uyand,


Sordu kendisine ne oluyor diye,
Ve balad alamaya,

nk bilmiyordu ryasn neye yoracan.


Sonra Nicola Pachitch de uyand
Ve sordu vefakar eine:
"N' oldu sana vefakar kadn
Niye kalkarsn gecenin bir yars

Ve yanaklarn gzyalarnla slatrsn?

1 08

Nedir seni byle korkutan?


Syle bana, vefakar e, syle,

Tann seni korusun"

"Sonra cevap verdi Madame Pachitch:


"Efendim! Pachitch, Nicola!

Bu gece korkun bir rya grdm.

Rya grdm ve ryamda birok ey grdm.

Ama bunlan neye yoracam bilmiyorum,


Bu nedenle perianm ve zgnm."
Ve balad ryasn anlatmaya. . .

"

(Bu ekilde devam eden ve ounlukla Bay Pachitch'in ola


caklar harfi harfine ngrd yz msra daha vard.)
Sivri ulu, ykk atlann te tarafnda, batya doru bir Yu
nan Kilisesinin marur kubbesi ykseliyordu. Ve snk yldzla

rn parldad gkyzne dantel gibi yaylm byk aalar


vard. nce, hilal eklindeki ayn avk, Srp arksnn kalbi ve
dou yeri olan lo Bonak dalannn zerine vuruyordu: vata

nm ka zamandan beridir uzaktaym senden . . .

109

IX
GUOUTCHEVO VE CESETLER VADS
Ertesi sabah afak skerken, Loznitza'dan, birka bin metre

rakml doruklar bir dizi ormanlk zirveyle son bulan Goutchevo


dana giden yolda, gneye doru drt nala at koturu yorduk.

Avusturyallar ikinci istilalar srasnda Goutchevo'nun zirvesin

de siper a::nlard. Avusturyallann cokular azalmaya balad


nda, Srplar darack zirvede kendi sperlerini kazabilecekleri
ana kadar yamalar metre metre trmanmlard: dolaysyla

vahi bir dan zirvesi boyunca, bu on be kilometrelik cephede,


"bulutlarn zerinde" garip bir sava yaplm, sava krk be

gn srm ve Srplann geri ekilmesiyle sonulanmt - nk


bu arada Avusturyallann nc saidms onlann Krupajn yne

timindeki hatlarn bozmutu. Avusturyallarn Goutchevo'yu di

renmeden terk etmeleri ancak Valjevo bozgunundan sonra ger


eklemiti.

Bize elik eden gen ve sempatik yzba balangta

kornita

subaylardanm; nce M akedonya'daki, sonra da Avusturya

Bosna'snda ve Hersek 'te isyan rgtlernesi iin hkmet tara

fndan gnderilmiti. Bize aklamada bulundu:

"Komitaclar

iin gnll olmadan nce, devrimierin rgt

lenmesini, zell ikle de talyan Risorgimento 'sunu 1 incelemek


amacyla Berlin ve Viyana niversitelerine gnderildik. . .
"

1 Risorgimento: Yeniden dou ya da diritme anlamnda. Ulus birliini


oluturmak, ulusal duygun u n gerek bilincine vararak talyan devletinin ger
ek kuruluu gibi siyasal anlamlar ierir. (N.)

1 10

amur iinde, sert ve dolambal bir ky yolunda, sonra da

basit bir yolda at stnde gittik; yalnzca yayalarn ve katrlarn


geebilecei, devasa dibudaklarn ve meelerin arasnda kvrla

rak ilerleyen, selierin kestii ve allklarn tkad yol kvnla

rak uzanyordu. Zorlu bir saatlik k bizi birinci zirveye ulatr


d; oradan, dalar arasna sokulmu kk vadinin zerinde diki

len, ilkbahar bitki rtsnn yeilliinde ve kapkara kayalannn

parlayan kntlaryla grmeye deer ve mkemmel kaygan

Eminove Vade tepesi -Trklerin adlandryla "Sular Da"

grlebiliyordu.

Vadinin yukansnda bir kyn beyaz evleri erik iekleri de

nizine boulmutu. Evlerin pencereleri ardna kadar almt,

ak kaplar arpyordu. Bir duvann arkasnda -oray gremiyor

duk- bir kadn sesi isterik klarla, tek dze ve tiz bir sesle l

lerin uzun atn okuyordu. Yzba atn durdurdu ve gl bir

sesle seslendi; sonunda ok zayf bir kadn meyve bahesinde


ar ar ilerledi.

"Rakijan var m hacm? "


"mam. Var."

Kadn tatan bk testiyle ve uzun boyun lu bir ieyle geldi, i-

eden itik.

"Buras neresi?"

"Gzelim Rakija - ekicileri ky."

"Peki kyller nerede?"

"Hepsi kara lekeden (tifsten) ld."

Altn renkli sessizlik iinde, erik aalarnn ar kokusu ve

aniann vzlts arasnda ilerlemek iin atlarmz mahmuzladk.

At kesildi. Yol orada sona eriyordu: bir zamanlar yalnzca av


clarn ve Goutchevo'daki kei obanlarnn sk sk gittii, imdi

ise binlerce insann geiiyle ve allklar, kayalklar arasndan


srklenen ezici arlklarla inenmi, ukur dolu bir kei yo

lundan bakas yoktu.

Yzba: "Ordu Goutchevo'ya buradan kt, diye aklad,

bu izler de yukar kardmz toplann izleri dir."


Eminove Vade 'nin doruunu gsterdi:

"Burada koum atlar kullanlamyordu, kzler de yorgunlll

luktan geberiyordu. Bu yzden toplan insanlar ekti: top bana


yz yirmi adam."
Kei yolu dan yamacnda kvnla kvrla ilerliyor ve s ye

rinden getiimiz bir selden geiyordu; ondan sonra da tam ola


rak kesiliyordu; ama te yanda yzlerce metre dik yama ykse
liyordu.

Soluu kesilmi, sendeleyen, ufak yapl da atlanmzdan indik,

bir toprak dzlnden tekine zilezaklar izerek ve un ufak olan


kayalan ezerek, yaya devam ettik. Yzba soluk solua:
"Toplar karabilmek iin gn gerekti" dedi.

Biraz mola veriyor, sonra yeniden yola koyuluyorduk, baz

dz zeminleri amak iin yeniden ata biniyorduk; yaklak

yz metre yukandaki zirveye kadar uzanan ormana daldk: yer

bakr fek kovanlanyla, mein koum takmlanyla, S rp askerle


rinin parampara olmu niformalaryla ve top arabalarnn ye

rinden km tekerlekleriyle kaplyd. Orrnann her yannda dal


larla, yapraklarla gizlenmi asker barnaklar ve Srp ordusunun

kar altnda iki ayn geirdii topraa kazlm ukurlar grl

yordu . Daha yukarda aalarn alt ksmlarnn yaprakl, ama


st ksmlarnn lm olduu dikkatimizi ekti; biz trrnandka
gvdenin l ksm giderek topraa daha ok yaklayordu, ok

gemeden de orman yitirmi bir blgeye geldik; gvdeler knl


m, obs merrnilerinin ldrc esintisiyle krlan st dallar y
znden tepelerinden yoksun kalmlard; ardndan dalsz aalar
grnd. Bir zamanlar kendisi de aalkl olan ama imdi kur
un paralarnn parlad otuklardan baka bir nesnenin grl
medii Goutchevo tepesine kmak iin iki derin siper hattn a
tk.

Srp siperleri bu ak alann bir kysnda, Avusturyallann si

perleri teki kysnda bulunuyordu. Aralarndaki uzaklk ancak


yirmi metre kadard. Her iki siper de aralklarla, dmann dinarnit

Iedii ve maynlad yerleri gsteren dev gibi kraterlerle izgi ha

linde uzanyordu. Onlann arasndaki alan dzensiz ta ynlanyla


engebeli olmutu. Yakndan baktmzda kanmz donduran bir
grnle karlatk: bu kk tepeciklerden niforma paralan,
saann ve et paralannn halii dklmedii kafataslan, ulan bo
zulmu ellerle beyaz iskeletler, askerlerin bollanndan uzanan kanl

1 12

kemikler fkryordu. Dayanlmaz bir koku dalgalanyordu. Orma


nn kysnda yabanilemi kpek srleri dolayordu, onlann az
ilerisinde de topraktan yan yarya km bir l iin kran krana
kavga eden iki kpek grdk. Yzba tek kelime etmeden tabanc
sn kard ve ate etti. Kpeklerden biri sendeledi, bir iki saliand
ve kaskat yere dt; teki, havlayarak aalann altna doru ka
t; ve birden, evredeki arnann derinliklerinden, cephe hatt bo

yunca kilometrelerce uzayan, yrtc ve uursuz, uzun bir havlama


cevap verdi.

Kaln bir ceset hals stnde yryorduk: zaman zaman

ayaklanmz rmekte olan et ukurlarna gmlrken, kemik


lerio atrdamasna yol ayordu. Anszn, derin ve beyaz kurt

uklann kaynad ukurlar alyordu. Cesetlerin ou yamu

run da ksmen srkledii, yalnzca ince bir toprak tabakasyla


rtlyd, ou ise hi gmlmemiti. Orada yatan Avusturyal
ynlar umutsuz bir saldnya uram gibiydiler, tam eylem ha

lindeyken korkun durularda donmulard. S rplarla kanm


lard. Bir yerde, bir Avusturyalyla bir Srpn yan yanya yenmi
cesetleri i ie girmi, kollan ve bacaklan zlmesi olanaksz,
lmcl bir kucaklamayla birbirine kanmt. Avusturya sper
lerinin ardmda dikenli tellerden bir engel uzanyor, bu lm tu

zana yneltilen insaniann ruh halini yanstyordu: ou, kar


delerine kurun skmak iin tabanca tehdidiyle oraya getirilen,
Avusturya'nn S lav eyaletlerindeki Srplard.
ller bu ekilde Goutchevo doruklarnn on kilometresinde

ylmt: yzba, on bin diyerek kesin say verdi. Oradan, sek


sen kilometreye kadar uza grlyordu: Drina'nn tesinde

Bosna'nn yeil dalar, beyaz, kk kyler, yeni budaylarn


baaklanyla yeil, san, srlm topraklaryla kahve rengi uza
nan tarlalar, rman kysnda muhteem koruluklaryla lda

yan, Avusturya kenti Zvomik 'in esiz evleri, kuleleri; gneye


doru devinimli, neredeyse canl gibi duran, uzun bir erit olu

turan Goutchevo tepelerinin ve geitlerinin oluturduu silsile


,dalgalanyor, onun stnde iki sra siper ve onlarn arasnda
uursuz alan usuz bucaksz uzanyordu.
Kestane aac, mee, grgen ormanlannn arasnda iekli mey
ve bahelerinden geerek yeniden aaya indik; ormanlk daiann

13

eteinde, gne, ark syleyerek akan yzlerce derecii ipek gibi


harelendiriyordu. Her yanda alayanlar fknyor, etleri ryp

dalmakla olan llere doymu Goutchevo dalanndan gelen ber


rak sulan, yeiller iindeki boazlara doru akyordu. Srbistan 'n
bu blgesinin tm Goutchevo' nun sulanyla sulanyordu; teki ya
mata ise sular Sava'ya ve Tuna'ya kavumak zere Drina'ya do

ru akyor, kylannda oturan milyonlarca insan bu sulan iiyor, bu


sularla ykanyor ve bu sularda balk avlyordu. Goutchevo'nun

zehri Karadeniz'e kadar akyordu . . .

kindi sralannda Avusturyallann lkenin ierilerine ilerledi


i Valjevo ana yoluna ulatk; gece karanl ktnde atlan
mzn nallar beyaz, kk bir ky olan Krupajn 'n anayolunu
dvyordu; kyde vali yardmcs, emniyet mdr, belediye

bakan ve tmen kurmay heyetinin subaylan en gzel nifor

malanyla bizi karlamaya geldi. Akam yemeinde bizi para


lanm ve kzartlm st domuzu, bira, arap, rakija, konyak ve
yal bir hamur iinde kzartlm kyma olan pita s mesom bek
liyordu.

lkbahar akamnn lklnda bir gaydann tiz sesi, yeri d


ven admlar ve ksa, vahi anlar kulamza ulat. Pencereye
kotuk. iman bir igan, koltuunun altnda bir Srp gaydas,
ta denmi yolu trmanyor, el ele tutumu, kaba bir tr polka
admlaryla: yeryznn bu blgesinde her yerde grlen ko/o

dansyla i lerleyen yzlerce asker onu izliyordu. Bar r


sallanyorlard ve tm ky alann kaplamlard; ingene ortala
nnda, skk ve dzensiz bir daire oluturmulard. Ritim daha
hzlanm ve vahilemiti. Oyuncular bacaklann kaldnyorlar,
her tr eitlerneyle -her biri farkl bir ky temsil ediyordu- gi
derek daha yksek zplyorlar ve dans ederken de, gl kahka
halar arasnda, koro halinde ksa bir ark sylyorlard.
Yzba : "Her Pazar gn, diye aklad, Srbistan' n btn
kylleri kylerinin meydanlannda toplanp, ko/o oynarlar. D
n ko/olan, vaftiz ko/olar, her frsatta kololar vardr. Her siyasi
partinin de seimler iin kendi kolosu vardr. u anda oynarlkla
r radkaBerin (halen hkmette olan parti) kolosu, syledikleri
ark da radikal ark:

14

Vergilerimi dersen benim adma


O zaman oy veririm sana! ...
Sabah bee eyrek kala, kahvaltmz grnd: bir kadeh kon

yak, bir bardak ay ve bir fincan Trk kahvesi. Byk olaslkla


gn boyu tm yiyeceimiz bu olacakt, nk lke Krupajn'dan
Valjevo ' ya kadar tmyle yaklp yklmt. Saat bete B at
Amerika'daki ova arabalarn andran, st yay biiminde hasr

la rtl, ancak eilerek oturulacak kadar alak bir kz arabas

na bindik. Saltanat arabamz sspansiyonsuz olmakla kalmyor,


adeta her sarsny yz kat arttrmak ve bunu bedenimizin her
tarafna yaymak iin yaplm grnyordu. Gzergahmz Sr

histan 'n en kt yolundan geiyor, yol, k ortasnda iki byk


ordunun ifte geiiyle bsbtn kullanlamaz hale geliyordu.
Yolculuun byk blm dipsiz bucaksz arnuriara gmlm
iri talar stnde sarsla sarsla giderek gemek zorundayd:
Krupaj n ' Valjevo'dan seksen kilometre ayryordu.
"Hayde!" diye bard arabac, atlar kamlayarak.

Arahac acnacak kadar yoksul giyimli, pis ve bit iindeydi,

bitler benim ve Robinson'un srtndan geinerek ziyafet ekmek


te sabrszlanyorlard. Ta denmi yolu cehennem bir hzla,
tavana kadar srayarak, kemiklerimiz arabann talar stndeki

grlts arasnda, birbirine arparak indik. Asker gururla bar


d:
"Atlarmn nasl gittiini grn ite! Onlar Btn Srbistan'n
en iyi atlardr. Aygra Voyvoda Michitch, ksraa da Kral Pedro
adn verdim."
Arahac kyn son kahvesi nnde birden durdu, arabadan
indi, bir masaya oturdu, bir kadeh arap getirmeleri iin gl

bir sesle seslendi. Orada yarm saat kalarak garson kzlar pt,
ocuklarn kafasn okad ve yapt her akaya kikirdeyen kz
lar arasnda arabn yudumlad. Kendimizi daha fazla tutama
yp, Johnson 'u sere azarlayarak arahacy armasn istedik.

"zr dilerim,
din. Savatayz ! "

sirs,

diye yant verdi rehberimiz. Biraz sabre-

Arahac tatan taa atlayarak v e amurlar ineyerek geldi.


"Ge kaldm! Acele etmek gerekecek ! "
"yleyse kahvede niye o kadar uzun zaman kaldn?"

1 15

B ize akn akn bakt:

"nk bir tek atmaya ihtiyacm vard, ne yani ! stelik, bi


razck sohbet etmek de yasak deil, deil mi? "
Sonunda amurlar, kocaman ta ynlar arasnda tkenen at
lar yryemeyecek hale geldi; yol o kadar kt oldu ki, arabac
lar bararak ve hayvanlar kam\_layarak dizginleri ekerken,
biz yryerek gitmeye baladk.

Yolun iki yan Avusturyallarn geri ekilirken braktklar

paralarla kaplyd: yzlerce kamyon, top kundaklar, bir alay


pasianm tfek ve kullanlmam kurun, niformalar, kamalar,

dana derisinden srt antalan ve mein fieklikler. Yol, aasn

da derenin akt bir boazdan geiyordu. Mide bulandnc bir

koku ykseliyordu. Geri ekilme srasnda len atlar ve insanlar

derenin yatana atlmt. Orada dere geniliyor, sonra da gk


grltsn andran bir sesle baraj ayordu; eildiimizde i
mi cesetlerin ve niformalann oluturduu siyah bir ynn s
tnden akan duru suyu grebiliyorduk; birden, su aknn orta
snda para para etlerle ve doku paralanyla bir kemik dikildi,
sonra da suyun akyla yzerek gitti.
Karabasan andran bu yolculuk be saat, iren bir ekilde
yklm ve talan edilmi Zavlaka kyne ulancaya kadar srd. Ackarak, Johnson' a yiyecek bir eyler bulmas iin yalvar
dk. Johnson uykusundan uyand ve balad :

"zr dilerim sirs, ama bu . . .


"Sava olmas ya da olmamas hi urourumda deil ! diye pat
lad Robinson. Git bize yumurta bul ! Hayde!"
"

Yumurtalarmza kavutuk ve yeniden yola koyulduk. Gn

boyunca, artk yalnzca len Avusturyallarn mezan olan, elli


kilometre uzunluundaki vadide srndk.
Gecenin ge saatlerinde, 1 . Ordunun kamp atelerinin yand
, atelerin evresinde askerlerin sava destanlarn syledii,

aalkl, yksek bir alann evresini dolandk ve kendimizi ye

niden Valjevo sokaklannda bulduk.


Valjevo btn Srbistan 'da en korkun tifs yuvalarndan biri

olmutu. Salgnn olduka geriledii imdi bile, sokaklar salt


. hastaneler zinciri halindeydi. Hastanelerden birine girdik.
Hastaneyi yneten Srp doktor: "Burada iyi bir Srp hastanesi

1 16

greceksiniz, dedi. u ana dein en ktlerini grdnz, oralar


da temel ihtiya malzeme yokluunun kurban olduk. Ama be
nim hastanem Belgrad Amerikan hastanesine eittir."
Kirele beyazlatlm bir hale girdik, koullar gz nne aln
dnda olabildiince temiz ve mikrop knc kokuyordu. Kou
larda, her yatakta bir hasta yatyordu; yatan stndeki rt,

hastann gecelii temizdi ve btn pencereler gnee ve temiz

havaya alyordu. Doktor, niformasnn stne beyaz bir gm


lek giydi, ellerini sblimeyle ykad, ayn ilemi bize de yaptrd.

Gzlerimiz kamamt. Ama hastanenin ortasnda, nekahet d

nemindekilerin yava yava gezindii, duvarlar kire badanal


bir avlu vard. Bir kedeki kk garajda be l duruyordu,

hala hastaneye geldikleri andaki pis, yrtk prtk giysilerleydiler.


ki gndr orada bekliyorlard, nk Srplar tabutsuz gmmeyi
kabul etmiyordu ve Valjevo 'da marangozlar tabut sipariinden
bunalmt. Avlunun dier tarafnda ak hava tuvaleleri vard.
Avlunun zemini huni biimindeydi ve ortada

ime suyu kuyusu

vard!

Orada tifs sonras kangren olmu -tifs vakalarnn yzde elli


sinde grlen, etierin itii ve kemik.Ierin un ufak olduu ok kt

bir hastalk- adamlarla dolu rktc bir kou bulunuyordu. Has


tal durdurmann tek yolu kangren olan yeri kesmekti; bu nedenle

de kou, kolunu, hacan yitirmi insanlarla, rm yzlerle ve


bedenlerle doluydu. Hastalar inliyor, banyordu: "Kuku Mayka!
Aziz Anamz yardn edin bana!" ou lme mahkumdu. Etleri

beyne ya da kalbe ulancaya kadar dklyordu ve korkun bir


can ekimenin ardndan lm geliyordu.
ki gn boyunca Valjevo 'yu boydan boya dolaarak, salgn

hastal durdurmak iin alnan salk nlemlerini saptadk. n

lemler genellikle her nesneyi mikrop knclarla siatmaktan olu

uyordu. Sokakta ve avlularda pler tepeleme ylmt. Buna


zm bulmak iin ciddi bir i yaplmyordu: srekli yeni p

ynlar geliyor, eskilerin stn kaplyordu - ama yakn bir za


manda kirelenmi olarak. Srplarn salk nlemleri karsnda
davranlarnn anahtar burada yatyordu. Bu nlemleri hibir

zaman anlamlard, bunun ne anlama geldii konusunda en k


k fikirleri yoktu. Onlara gre ada, Batl bir eyler, uygar

17

dnyann ykmlarn nne gemek iin yararland bir eyler


sz konusuydu, dolaysyla her yere mikrop krc koyarlarken,
bir yandan da korkaklk kant gzyle baktklan bu tr nlemle
re kar tiksintilerini aa vuruyarlard - ve plerini yartreas
na ynay srdryorlard.
Gece Ni ve Rusya trenine binrnek iin gara gittik. Uzun kuy
ruklar halindeki Avusturyal tutuklular, kemer lambalannn mavi
altnda, yaklp yklm lkenin, yeniden ekip dikebilmeyi
beklerken yiyecek gereksinimini salamaya ynelik unlan boalt
yorlard. Rhtma gelerek, bu Srplan, aniann kkenlerini, yazgla
nn hayranlkla dndm. Sekiz yz yl ncesine kadar blgeye
gelilerinden bu yana, baka halklarta kanmam ve kimsenin de
itiremedii kendi uygarln kurmu tek Balkan halk Srplard.
Romatlann dalarda bir dizi kaleleri vard, ama kolani kurmam
Iard. Hallar oradan yalnzca gemiti. Srplar kck topluluk
Iann Bulgaristan Tatarlanna, Romanya Dayallanna, Hunlara ve
Kuzeydeki ekiere kar ayakta tutmulard ve komulan, Trkle
rin boyunduruundan kurtulmak iin Avrupa uluslannn silah yar
dmn alarak savarlarken, Srhistan zgrlne tek bana kavu
uyordu. Avrupa Bulgaristan'a, Romanya'ya ve Yunanistan'a ya
banc hanedanlan zorla kabul ettirirken, Srhistan gerek Srp kral
lar tarafndan ynetiliyordu. Bylesi bir miras ve bylesi bir tarih
le, asker kyllerinin yreinde gnden gne, saatten saate artan
emperyalist istenle, Srp hrs lkeyi ne korkun atmalara s
rklerdi!
Rhtmda bir asker nbet tutuyordu, iri yapl, sakall, kasl bir
adamd, takm saylmayacak, para para niformalar giymiti,
ayanda deri sandallar, kenarlan iek ilemeleri uzun oraplar
vard. Bir Avusturya tfeine yaslanmt, gzleri, karanla boul
mu, da gibi yl ticaret eyalannn stnde alrken ter iinde
kalan iilerin kafalannn zerinden evreyi tanyordu. Bir yandan
onlan gzlerken, bir yandan da ritmi tutturmak iin hafife sallana
rak, ok eski arklardan birini sylyordu:
Nereye gidersin Srbistan, sevgili anacm?

1 18

X
RUSYA'NIN ARKA KAPISI
Mays aynn sonunda Rus ordusu tm dnyay akna evi
ren bir hareketle, Karpatlardan yaklak 350 kilometrelik muaz
zam bir ricat gerekletirdi. B ukovina 'da Czemowitz ' i gl
Avusturya saldrsna ak halde terk ederek Prut Nehrinin geri
sine kadar ekildi. Biz de Romanya Moldova's, Avusturya Bu
kovina's ve Rus Besarabya'snn birletikleri nehrin kvrmnda
ki snn gemeye ve Rus cephesini hareket halinde "basmaya"
karar verdik.
Romanya demiryolunun kuzeydeki biti noktas olan Dorohoi
ile cephe aras, tepeterin zerindeki yoldan gidildiinde yirmi
mil mesafedeydi. Drt atl bir arabayla pazarla tututuk; fakat
Dorohoi polis efi glmseyerek, amaz anlamna kafasn salla
d:
"Yksek merciierin izni olmadan kati suretle snn geemez
siniz," dedi. "Romanya gmrk binas u anda kapal." Dn
eeli dneeli yzmze bakt. "Ancak, ben kendim bu akam
Rusya yolcusuyum ve dilerseniz siz de otomobilimde bana elik
edebil irsiniz. Sizi nc Ordu Karargah olan Nova Sielit
za'nn kumandamyla tantrabilirim . . . Kendisi yakn arkadam
olur, sk sk ziyaretine giderim. Ruslar misafirperver insanlardr.
Ha, bu arada unutmadan syleyeyim, eer onlara yannzda al
koll bir eyler gtrrseniz size minnettar kalacaklardr."
Nee ierisinde dar frlarlk ve bir ie konyak satn aldk.
Ardndan buraya kadar bizi getiren at arabasn yolladk. Gri
gkyz bir gnlk yamurun ardndan yzn gstermeye ba-

19

Iamt; bulutlar perde gibi bir bir geri ekiliyorlard. Motorlu


aracmz Hetza'nn nemli ormanndan gmbrdeyerek yola ko
yuldu. Kk bir kyn beyaz duvarlarnn ve saz damlarnn
tesinde, buday ekilen tepeler ve yamurdan sonraki ar topra
n kokusunu iine eken siyahn hakim olduu ormanlar gz
kyordu. Biraz daha tede, sol tarafa doru ynnz evirdi
nizde yeil, altn sars ve kahverenginin deiik bir ambiyans
yaratt Bukovina'y, sa tarafa meylettiinizde ise Prut'un te
sindeki dzlkte, kk ve daha byk tepeterin arkasnda Rus
Besarabya'sn seebiliyordunuz. Yznz Avusturya tarafna
doru evirdiinizde, biraz uzakta beyaz dolarnbal yollar, ye
illikler ierisine gml gz kamatrc villalar, yer yer parl
dayan bir kent, yani dzen ve gnen grebiliyordunuz. Rus ta
rafndaysa yn halinde ahap barakalann kalaydan yaplma a
tlan ve yol niyetine kullanacanz babo arnurlu bir patika
vard yalnzca. Tm bu geni manzarada hareket eden yalnzca
tek bir ey vard: bir tepenin arkasndan, ki bu Czemowitz idi,
ykselen gizemli siyah bir duman ve Novo Sielitza'da ten tren
ddnn elik ettii istim. Ancak, yine de havay sarsan baka
bir ses, derin, uyuuk bir bnlt vard: Prut boyunca gr alan
mzn dnda kalan topu at.
Hemen nmzde tepeterin arasnda, gzmze yle cansz
ca akan bir nehrin parlts arpyordu. Tren dd eliinde
Hetza kynden geerek yolumuza devam ettik. Kyller hepsi
ieklerle ssl beyaz keten kyafetler iinde imenlerin zerine
yaylm, akam trklerini syleyerek dans ediyorlard. Geni
kenarl, siperi emsl i apkalarn kararak bizi selamladlar.
zm balanndan ve msr tarlalannn arasndan amurlu nehrin
kysndaki Mamomitza'ya doru ilerledik.
Batmakta olan gnein son demleri bat blgesini yakp ka
vuruyor, tarlalarn zerine yeil-san bir grnt veriyordu. G
nein parlakl azalmaya balamt, nitekim nehir kysna var
dmzda epey karanlk olmutu. Gkyznn yalnzca kuzeye
bakan ksmnda geni kzl bir izgi uzanyordu. Bunun karsn
da orak bir kum, ta ve amur ynnn iine kurulmu -tam
Prut'un baharlar tat noktadayd- viran bir baraka gzk-

1 20

yordu. Buras Rusya'yd, o arbal, grkemli, usuz bucaksz,


tutarsz, kendisi iin bile bir muamma olan Kutsal Rusya.
Terkedilmi gmrk binasnn, uzun zamandr insan eli de
memi olmaktan kaynakl ktlenmi bir odasnda pejmrde k
lkl ksa bir adam pasaportlanmz kontrol edip onaylad. ki as
ker eliinde nehirden aaya doru yolumuza devam ettik. Alt
dz, yar su dolu bir mavna suyun iinde dinlenirken, kyya
bal bir halat karanla doru gerilmiti - Rusya'ya doru ! Di
er taraf gremiyorduk; kendimizi kahverengi akntya braktk
tan sonra, Romen kys geride kald ve gzden kayboldu. Bir an
usuz bucaksz denizde babo kalmtk, sonra kzl gkyz
nn karsnda bir ey belirdi ve tekrardan kayboldu: uzun sn
gl tfeiyle dev gibi bir askerdi bu. Siperli apkasn Rus as
kerlerine zg bir ekilde takmt. Askerin arkasnda iki atn
ektii bir arabann glgems grnts vard.
Nbeti er tek bir kelime bile etmeden bagaj mz arabaya
koydu, biz de kendisini takip ettik. Src koltuuna atlad kamnn aklamas duyuldu ve derin kuma bata ka yola ko
yulduk . . . Derken karanln iinden birdenbire bir bam sesi
duyduk. Sesin sahibi olan kocaman bir asker gecenin o karanl
nda arabamzn yannda beliriverdi. Nbeti er kendisine bir
kat paras uzatt, o da evirip evirerek okur gibi yapt - her ne
kadar hava gz gz grmeyecek kadar kararm ve kendisi de
pek okuma yazma bilmiyor olsa da!
"Koracho! Gzel ! " diye homurdand ve bizi uurlad. "Pa

jal'st! "

Gecenin son kzl d a gkyznden kaybolmutu. stira


hata ekilmi bir ordunun karmak sesleri arasnda ve yldzsz
gkyznn altnda gecenin karanlna doru yolculuumuza
devam ettik. Uzakta sa tarafmzdan skc akordeon sesleri ge
liyordu. Ayrca gl bir koronun derinden gelen bir makamla
elik ettii yava ama kuvvetli bir ark sesi de duyuluyordu.
Sol taraftaki ayrda birdenbire alevler grlmeye balad. n
sanlar atlan kurtarmaya alyordu - bir kede iki damzlk at
ac ac bararak iplerini koparnay baard. Yerde semerler, ren
garenk hattaniyeler ve pirin semaverler vard. Ayrca alevlerin
zerinde bakr kaplarn duman ykseliyordu. Yass suratl , ya-

121

z adamlar kk gruplar halinde atein banda melmiler ve


doululara zg tarzda oturuyorlard. Adamiann inlilerinkine
benzeyen gzleri ve tik aacna benzer yanak kemikleri vard.
zerlerine uzun kaftanlar, baianna da kaba tyl krk apkalar
geirmilerdi. Konumalannn genizden gelen ar, uyuuk sesi
bize kadar ulayordu. lerinden birisi atein banda dikilmiti.
Alevlerin kemerinin gm kabartmaianna ve bellerine tak
tklan altn kakmal uzun kavisli yataanlanna vuruyordu.
'Trkmen," diye aklad nbeti er.
Hazar Denizinin tesinden - Avrupa'y byk Mool istilala
ryla kasp kavuran kaynak gayzer; insanln o gizemli beii
Asya steplerinden gelen Trkmenler. B u savalarn atalar
Cengiz Han, Timurlenk ve Attila'nn takipileriydi. Kuzenleri,
stanbul ' da Sultanlk etmiler ve Pekin' deki Dragon Tahtna
oturmulard. Rusya'nn gl srler halinde Bat 'ya sald bu
insanlarn kk bir nvesini ksa bir sre de olsa grme ans
yakaladk. ok gemeden o blgeden aynidk ve biraz sonra es
ki snr olan Avusturya Novo Sielitza'snn ykntlan arasnday
dk.
Burada atsz evlerin ak pencereleri, yklm ve kmre
dnm duvarlar ve gmrk ardiyeleri ate altnda kalmt.
Ruslar savan balangcnda her eyi harabeye evirmilerdi insaniann akbetinin ne olduunu ise dnmek bile istemiyor
duk. Byk bir otel topu mermisiyle vurulmutu. eriden alev
lerin parlts gze arparken, kap aralnda durmu byk iz
neli askerlerin siluetleri gzkyordu. Devarn ettiimiz yol dz
ve aydnlkt. Hayal meyal glgesini grdmz svariler tkr
tkr seslerle yanmzdan getiler. leride gzmze arpan parl
dayan beyazlk Moldoval kyller olmalyd, talyan leheleriy
le glp kibarca konuuyorlard.
Bir kprnn stnde bir baka nbeti er, beyaz kadn pa
rltsn grnce bize el sallad. Rus Novo Sielitza 'sna gelmitik.
Burada hibir tahribat yoktu. Yolumuza geni ve uzayp giden
amurlu su birikintileri ile kurumu oluklar arasnda devam edi
yorduk. Sokan her iki tarafnda da lam ve drenaj iin derin
bir ukur vard. Geni, dank ahap evler ile kk Yahudi
dkkaniar bir aradayd . Burada barp ararak pazarlk
1 22

eden insanlar toplamt. Orada grdklerimiz New York 'un


aa Dou Yakasm hatrlatyordu. Uzun paltolu, melon apka
larn kulaklarna kadar ekmi, dzensiz sakallar olan, elleri
kollar srekli oynayan yal Yahudiler -talamalardaki korrik
Yahudilerden- k altnda ernekleyen pasakl bebekler ve kap
nnde bebeklerini emziren ve branice dedikodular eviren
kahverengi perukah anneleri . . .
Zifiri karanln olduu bir yan sokaa daldk. Sokan her
iki tarafndaki itlerin arkasnda uzun ahap evler sralanmt.
" te geldik," dedi rehberimiz. "imdi gerek bir Rus evi ve
ailesi ile tanacaksnz."
Kap ald ve iri yan, sakall bir adam eikte kafasnn ze
rinde bir lambayla bizi buyur etti. Nova Selitza kumandan Yz
ba Vladimir Constantinovitch Madji idi. Onun arkasnda uzun
beyaz bykl ve kei sakall, kafas kel bir adam ve onun arka
snda da, omzunun stnden grdmz kadaryla, aznda si
gara, alnna sk skya beyaz ipek bir tlbent sarlm, kk i
man bir ocuun yzn andran glen bir yze sahip bir baka
adam vard.
"Ltfen! Ltfen! Povtim!" dedi kaptan Ramence ve ho gel
diniz jestleri yaparak. "Paja' /st! " diye yineledi dierleri Rusa.
Polis efi (Amerikanska) Amerikal iki dost getirdiini syle
di; bir kez daha gelsin "Povtim ! "ler gitsin "Pajal 'st"lar . . . B izi
grebilmek iin birbirlerini itiyorlar, hepsi de hzl hzl Rusa
bir eyler sylyorlard.
"Misafirlerimiz ne Rusa ne de Ramence konuabiliyorlar.
Yalnzca Franszca."
Yzba Franszcay yeni renmi bir insann aksanyla,
"Entrez ! " diye bizi buyur etti. Sonra bir o kadar amatrce bir Al
manca ile, "Kommen Sie herein, meine HeTen! " dedi.
" Voili! Comment! Comment! Voili! " diye bard kel adam.
Biz ieri doru geerken Madji, "Burada yalnzca kardeim
adamakll Franszca biliyor!" diye aklama yapt. Kapda gr
dmz iman yzn, inanlmaz derecede tombul ve korkun
neeli bir kz ocuuna ait olduu anlald. Sigarasn hiddetle
fledikten sonra, ikimizin de elini skt, paltolarmzn yakalarn

1 23

tuttu ve bizi yle bir sallad. Ardndan Rusa bir eyler syledi
ve anlarnadrnz grnce kahkahalarla glrneye balad.
Yzba ikrarnda kusur olmamas iin rpnyordu: "Ale
xandra Alexandrovna, semaveri getir! "
Kadn bir kou frlad. Bizim grernediimiz hizmetkarlara
emirler yadryordu. "Antonina Feodorovna! Prinissitie samo
varou! " Ve demeye varmadan kafasna dolad sar renkli yeni
bir tlbent ve durnann havaya savurduu yeni bir sigara ile
kageldi .
Madji eliyle onu iaret ederek, "Mon mari! Kocam ! " dedi k
t Franszcasyla.
Erkek kardei kk yal bir ksrak gibi hoplayp zplyor,
bir yandan Madji 'nin yaptklann taklit ediyordu. "Kocam ! " de
di ve ardndan ekledi: "Tres jo/ie ! Tres jolie ! " Tekrar tekrar
"Tres jolie! " dedi, baka bir Franszca kelime hatrlyor olmann
verdii mutlulukla...
iman kza gelince, onun "koca"snn kim olduunu hibir
zaman renemedik ... Ve tabii bir de Alexandra Alexandrovna
vard. Rusya'daki tm kk kzlarda olduu gibi, yetikin bir
kadnda olan karmak gzlere sahip on yalannda kk, ha
nm hanmck bir kzd. Onun evdeki konumunun ne olduu da
bizim iin bir muamma olarak kald. Her neyse, bu tr eylerin
ok fazla nemi yok, nk buras byle eylerin pek bir anlam
ifade etmedii Rusya idi.
Yemek odasnda ay imeye baladk, fincann biri boalyor
biri doluyordu. Masa sigara paketleriyle doluydu. Bir kede
oturmu olan Alexandra Alexandrovna, bir sigaray sndrup bir
dierini yakyor, kahkahalaryla hem kendisini hem evi inietiyar
ve nne gelene, kim olursa olsun baryordu. Dier kede o
yal adam oturuyordu. Durup durup nee iinde glmseyerek,
"Voila! Comment! Tes jolie! " diye baryordu. Evin hizmetkar
Antonina bir ieri bir dar mekik dokurken muhabbetten de ge
ri kalmyordu. nanlmaz bir gayretle her seslenene, her ie yeti
iyordu. Semaverin suyunu tazeleme grevi de buna dahildi. s
telik bunlarn hepsini ayn kusursuzlukla yerine getiriyordu.
Robinson yal adama, kendisinin Gorki 'nin Kazak kahrama
n Taras Bulba'ya tpatp benzediini syledi. Adamcazn ok
1 24

houna gitmiti. Bundan byle kendisine hep "General Taras


Bulba" diye seslendik.
Ara sra baka subaylar da gelip gidiyorlard - dmeleri bo
azna kadar ilikli, beli kemerli niformalar ierisinde ve salar
ksa kesim subaylar. Alexandra'nn elini ptkten sonra isimleri
ni bahedip masann etrafnda yuvarlak oluturuyorlard. ou
Almanca ya da Franszca konuuyordu ve hepsi de genel durum
hakknda artc derecede drstt.
"Uuruma doru son hzla gidiyoruz. Bunun asl nedeni m
himmat yetersizlii. Ancak, baka eyler de var. Yolsuzluklar,
rgtszlk."
Bir temen araya girdi : "Albay B hakknda anlatlan hikaye
yi duydunuz mu? Kendisinin Japonya savandan dolay baan
sz bir sicili vard, fakat bu sava patlak verdiinde General lva
nov 'un yanna atanm. Karpatlar' dan geri ekilme emrini zorla
veren ta kendisiydi. vanov ' un yokluunda tm kolordunun geri
erekilmesi emrini o vermiti ve bunun iin geerli nedeni yoktu.
Insanlar ldrm olduunu dnyorlar . . . Ancak, bu hadise
smen alt edildi ve gel zaman git zaman General Dimitriev 'e
kurmay subay oldu. Ve ne oldu dersiniz? Ayn naneyi orada da
yedi ! Bu hareketiyle artk kendi ipini kendisinin ekmi olaca
n dnyorsanz, fevkalade yanlyorsunuz. nk kendisinin
Petrograd'da hatrl, hatrl olduu kadar da nfuzlu arkadalan
vard. Dolaysyla u an baka bir generalin kurmay subayln
yapyor! "
B ir dier temense unlar syledi: "i ler tam d a b u minval
zere yryor. Taarruz, sonra ricat. Taarruz, sonra bir daha ricat.
imdi ricat etsek - sonra bir bakmsn tekrardan taarruza kalk
mz."
"Fakat sava daha ne kadar devam edecek?"
"Ne fark eder ki?" dedi bir yzba glerek. "Bizim iin ne
fark eder ki - ngiltere'de para, toprakta insan bol olduktan son
ra! "
Saat ona gelmek zereydi ki Alexandra aniden yemek yen
mesine karar verdi. Onlar Antonina ile beraber sofray hazrlar
larken, Taras Bulba da birbiriyle elien emirler yadrarak orta
l velveleye veriyordu. Zakouska iin sardalye, hem fme hem

1 25

de i olmak zere ringa bal, orkinos, havyar, sosis, yumurta


ve salatalk turusu vard. itah amas iin bunlar yedi deiik
likrle ykanmt : konyak, benedikten, kmmel, ahududu ve
erik brendisi ve Kiev ve Besarabya araplar. Ardndan byk
seVis tabaklarnda msr unlu polenta geldi. Ondan sonra srada
byk domuz eti paralan ve patates vard. Masada toplam on
iki kiiydik. Yemek ziyafetimiz konyak dolu arap kadehlerinin
srayla elden ele dolatnlmasyla balad, birka fincan Trk
kahvesi ve tekrardan yedi farkl likrn yudumlanmasyla sona
erdi. Ardndan semaver geldi ve kendimizi esiz ayn lezzetine
braktk. Saat gece yansn bulmutu.
"Ah, keke imdi votkamz da olsayd," diye i ekti subay
lardan biri.
"Rusya' da votkann yasaklanm olduu gerekten doru
mu?"
"Doru, fakat Kiev, Odessa, Moskova gibi byk ehirlerde
ki birinci snf restoranlar bu yasaa diihil deil. Yabanc ikilere
de ulama ansnz var, ama fiyatlan olduka tuzlu ... Malumu
nuz, ukase 'nin amac alt snflan alkolden uzak tutmakt; zengin
lerse hala iebiliyorlar..."
Amethystov adnda, Krm Tatar alaynda temen olan bir
gen, B ismarck Denkmal'n hikayesini duyup rluymadn sor
du.
"Tannenberg ' in ardndan, Dou Prusya'dan geri ekildirniz
dnemdeydi," diye sze giriti, beyaz yzn aydnlatan bir te
bessmle, "ve benim alaym B ismarck'n 3,5 metre uzunluunda
bronz bir heykelinin bulunduu -Almanya'da bunlardan yzler
eesi vardr- Johannisberg 'de konulanmt. Benim Tatarlar hey
keli devirmek ve zafer nianesi olarak yanlarnda gtrmek iste
di ler, fakat komutan kati bir dille bu istei geri evirdi. "Bu
uluslararas boyutta bir olay olur sonra," dedi, sanki savan ken
disi yeterli derecede bir uluslararas hadise deilmi gibi ! Neyse,
biz heykeli aldk - geceleyin nce devirdik, sonra tayaca
mz araca dik bir ekilde yerletirdik ve stn bir muambayla
rttk. Gelgelelim Bismarck'n koskocaman bronz ayaklar yine
de darda kalmt. .. Tilsit'e kadar sorunsuz bir ekilde gittik.

! 26

Ancak, bir gn komutan bizim yanmza geldiinde Bismarck' n


o kocaman gm ayaklarn grd !
"Bu eyi kim getirdi buraya?" diye barp armaya bala
d. Aman yarabbi, hatrlyorum da, resmen deliye dnmt !
"Sabah olunca sululan tek tek ortaya kartacam, tm alay
askeri mahkemeye kartnama mal olsa bile bunu yapacam!
Bu eyi burada brakacaksnz, vakit kaybetmeden anlald m?"
Elbette, sinirlenmekte haklyd, nk o eyi ekebilmek iin
orduya ait drt at kullanyorduk ve ara yokluundan tr eya
lanmzdan bir ksmyla vedalamak zorunda kalmtk ...
"Bylece o gece Bismarck' arabadan karttk ve tarlann bi
rine dik bir ekilde koyduk. Hatrlyorum da son bir kez etrafn
da veda kutlamas gerekletirmitik. Konumalar yapm ve s
tnde ampanya ieleri krmtk. Ama gel gr ki gn aard
nda, al bana belay, heykel srra kadem basmt - daha do
rusu Sibirya piyade alay tarafndan alnmt. Kim bilir B is
marck imdi nerelerdedir?" diye dndkten sonra, "Belki de
Sibiryallarla birlikte Galiya'dan geri ekiliyordur! " diye kvrak
bir cevap verdi.
Masann dier ucunda Ataman Kazaklarnn banda bulunan
bir yzba oturuyordu. Kk gzbebekleri konuurken panld
yordu: "Kabzasz Kazak kllanndan grdnz m hi?" Kendi
sininkini karp gsterdi. "Bu kllar Kazaklarn elinde kor
kun bir hale brnor. Yan bir vurula, ft! nsan ortadan
ikiye aynyor. Ho ! Oldrmeyi seviyorlar. Tutsaklar teslim al
dklarnda, albaylarna hep ayn eyi sylyorlar: ' Aga! Hadi
unlar keselim ! Tutsak diye gtre gtre bu bebekleri gtrr
sek memlekette bizi tefe koyarlar! "'
Ne vakit sebebi ziyaretimizi aklamaya alsak, yzba i
ten bir glmsemeyle lafmz balla kesiyor ve:
" stediiniz yere gidebilirsiniz, dostlarm. Hele yarn olsun,
bunlarn hepsini ayarlar, hal yoluna koyanz... imdi yiyin iin,
yiyin iin." diyordu.
Alexandra Alexandrovna bir duman halesi iinden lk
la bararak birilerine taklyordu :
" nsann, dostlarn ziyarete geldiinde gitmekten bahis a
mas hi de nazik bir davran deil dorusu ! "

1 27

"Tres jolie! " diye bard Taras Bulba. "Bana Franszca, Al


manca, i spanyolca, talyanca ve ince retmeden hibir yere
gidemezsiniz. Dil renmek iin yanp tutuuyorum !"
Saat biri geiyordu. Yorgunluktan haatmz kmt.
"Voyons ! " diye kt Madji. "Geceyi uyuyarak geirmek
bence ok sama bir yol..."

XI
NOVOSELTSA'DA YAAM
Gece kalacamz bir yer bulundu, oraya bir askerin srd

at arabasyla gittik. Kentte subaylarn konakladklar ok az say


da evin dnda hibir k grlmyordu. Birbirine yapk Ya
hudi dkkaniarnn arasnda skm kalm, svasz, tuladan

bir evin nnde durduk, lam kokan bir birikintiyi atk. Asker
kapya vurdu, aralktan bir k szld, szianan bir kadn sesi
duyduk. Asker ona bir Yahudiye davranrcasna ard: "Ger
-"Yabanclar!"- diye seslendi. Zincirler, srgler ekil
di ve buram buram mide bulandrc kokular boald. Kahveren

manski!"

gi, kaba bir peruu kafasna ters takm kadn, zayf bedeniyle
iki kat eildi; koridorda geri ekilirken, yalak glmseyii di
siz, dietlerini aa kard. Bizi Paskalya'dan beri sprlme
mi bir merdivenden yukar karrken, bouk bir Yidiceyle ge
vezelik etmeye balad:
"Asil

Herren

kimdir? Burada ne yapyorlar? Nereden geli

yorlar? Amerika'dan ! "


Birden durdu v e aknlkla yzroze bakt.

"Wun-der-bar!

Amerika ' da dostlarm var: rnein, Jozef

Hertzovoci. Onu tanr msnz? Tabii ki hayr. Oras byk bir

lke, buradan byk . . . Amerika'da yaam nasl? ok para, ha?

Ya

Neu Yorch 'un kocaman evleri. Elli katl m? Grosser Him


me/! . Peki ama Amerika'dan neden ayrldnz, Rusya'ya neden
.

geldiniz?"

"Ya siz, neden byle diyorsunuz? diye sordum. Burada ya

am iyi deil mi?"

1 29

Bana kuku dolu bir bak frlatt ve sziannaya balad:


"Burada, altn ok az asil beyefendiler ve yoksullar iin etin
bir lke . . . Ama ok ho . . .
Kadn kapnn rezesine ivilenmi dua yazl kada dokun
duktan sonra kapy at, ayaklarnn ucuna basarak ilerlerken
onu izlernemizi iaret etti. B ir kede, siyah giysili, terliklerinin
topuklan anm, takke takm, masaya oturmu, mum nda
Torah okuyan yal bir Mu sev i duruyordu. Baa ereveli gz
lnn arkasndaki gzleri nemliydi ve ak sakal kutsal szck
leri mnldan ritmine uyarak titriyordu. Yal adam yann dne
rek, bizi baklaoyla taltif etmeden saygl bir tavrla selamlad ...

Gerek ve aziz bir Rebbe


Odamz dipteydi, morgdaki teneir salamlnda ve grn
nde iki yatak konmutu. Dorusunu sylemek gerekirse rt
ler temizdi ama keskin bir gefl/tsfich kokuyorlard ...
Balkonumuz kocaman bir alana bakyordu; alan amur, p
ve inenmi saman iindeydi, kyller ehre indiklerinde ykl
arabalann oraya brakyorlard. Alan pis kokulu ve irkef suyun
akt derin ukurlarla evriliydi ve drt bir yannda Musevilerin
yaad sefalet iinde ykk dkk ev ler sralanmt. Buras gn
boyunca eitli rklarn -kimi zaman anlalan, kimi zaman da
anialamayan ve tannmayan- srekli devinim sahnesiydi. Be
yaz pamuklu giysiler giymi, geni kenarlkl, yass apkal ve
omuzlarna dklen dalgal uzun sal, uysal Moldavyal kyl
ler; yanlarnda, salan topuzlu, kadniann evli olduunu belirten
iaret, bir alla rtl eleri -kaln hacaklar dizlerine kadar p
lak, yerinde duramayan, iri yan yaratklar- grlyordu. Gm
lek giymi mujikler, sivri klahl, yzleri yaln ve ifadesiz bu sa
kall devler ar izmelerinin tok admlaoyla yollar arnlyor
lard; giysileri alaca bulaca earplarla ve baka renkli bluzlarla
-sanyla, kiraz krmzs ya da nar ieiyle elma yeili ve bebek
giysisi mavisi yan yana duran- korkun bir karrndan oluan,
deirmi yzl Rus kadnlar da yle. urada burada kurnaz su"

* Torah: Musevilerin Kutsal kitab (.N.)


Rebbe: Haham, Musevi din adam. (.N.)
* * "' Geflltfische: Kt bir telaffuzla sylenmi, kzarm balk. (.N.)

**

1 30

ratl, hesap bakl, uzun sal, gsnde kocaman bir ha sal


lanan bir Rus papaz grlyordu. Pantolonlarnn alt ksmlarn
da uzun, krmz bir eritten, gm kakmal, kabzas akta ka
malarndan, ho bir ekilde sola eilmi balklarndan baka
niformalar olmayan Don Kazaklar; bir zamanlar kutsal Mos
kova'ya aknlar dzenleyen Altnordu soyundan gelen -imdi ise
Rus ordusunun mzrak demiri- iek bozuu izi damga gibi du
ran, tmnn dar krmz bir erit tad Tatarlar; siyah ya da
beyaz ay gocuklarna sarnm, mor ya da mavi, solmu kaftan
lar, ark giymi, altn kstekleriyle, kakmal kemerleriyle, fiek
likleri ve yataanlaryla olaanst grnen Trkmenler vard.
Ve her yerde Yahudiler, kamburu, c lz, aa uymayan melon
apkal, ya iinde uzun redingotlu, kank ve uzun sakallsyla,
jandarmalara, askerlere ve rahiplere bakmamaya alan umut
suz baklaryla, kyllere kfredeniyle yine Yahudiler vard av hayvan gibi kovalanan, yolsuzluklar ve zulmlerle, Direni
blgesinin an youn nfuslu eitlilii iinde sa kalabilmek
iin lmne savala kinci edilmi bir nfus. Kaba peruklar ve
iren taraklar takm, sinirli ve szianan Yahudi kadnlar; say
gn ravar , koltuklarnn altnda kocaman kitaplarla, erdemleri
nin ve geen yllarnn arl altnda ezilmi bilgeler; heder"
yolundan derslerini tekrarlayarak geen, yzleri duyarl ocuk
lar: babadan akrabala mahkum ve sa'nn bayran kaldranla
rn soykrmiara uratt, "kendi batl inanlannn ikencesine
uradklar iin" dar grt bir eitimle zehirlenen btn bir
halk ...
Kiremit damlarn zerinde bir Rus kilisesinin devriimi so
an kubbesi ykseliyordu. Gzleri grmeyen, ksa boylu bir
kyl balkonumuzun altndaki amurda diz km, srekli ha
kararak dualar mrldanyordu. Yandaki sokakta bir pazar en
hareketli ann yayor, heyecanl tartmalarn ve barmalarn
yanks bize kadar ulayordu. Mahmuzlu izme, san uzun gm
lek giymi jandarmalar boyunlarndan kocaman tabancalarna
kadar uzanan krmz kordonla oynayarak, gzleriyle evreyi ta* Rav: Musevi din adam (. N.)
* * Heder: Musevilerin kutsal kitab olan Torah retme kursu. ( .N.)

131

rayarak dolayorlard - Yahudilere kt davranyorlar, btn


dnyada polisin gszlere yapt gibi, kylleri itip kakyor
lard. Ve pis kokan hava, yaklak on be kilometre tedeki top
atlarnn sesleriyle, kimsenin en kk ilgisini ekmeden s
rekli sarslyordu.
Madj i 'nin evinde, aile yeleri ayaklan n sryerek, gzlerini
ovuturarak arka arkaya ortaya kyordu. Saat onu gemiti. Gi
rite, Antonina semaverin hamurdanan ocana koymak iin k
k tahtalan krmaya urayordu. Sonra, semaveri odun km
ryle doldurdu, yukan ksmna da tepeleme taze ay koydu ve
biz btn Rus evlerinin gecelerini gndzlerini ssleyen, sonu
gelmeyecek ay dizisinde ilk bardamz itik.
Ustalkla yzbann dikkatini tasanlarmza ektik.
"Cepheye elbette gidebilirsinizi Ama asl sorun, orada ilgin
bir ey olmaddr - topulann karlkl atianna meraklysa
nz, o zaman baka. u anda burada tam bir dinginlik var. imdi
lerde Kuzey snyor. Kuzey' e gitmek ister misiniz?"
Frsat ganimet bildik.
"Nereye gitmek istersiniz?"
Bkre'teki B irleik Devletler elisinin, Ruslann igali altn
daki Bucovine ve Galiya blgesindeki eitli Amerikan yurtta
lannn yazgsn soruturmak zere bize izin verdii ortaya kt:
dolaysyla listeyi inceledim. Cephenin nerede yer aldn kimse
tam olarak bilmiyordu, ama Ruslarn her gn geri ekilme sra
snda kat ettii kilometreleri hesaplayp, haritay inceledikten
sonra, Amerikal yurttalarn yaad kent olan Zalestchiki 'nin,
arpmalann tam ortasnda olmas gerektiini grdk.
Generalle grebilmemiz iin Madji bizi kurmaya gtrd,
general bize hemen izin verdi; izinden g alan komutan bize
Zalestchiki iin izin kad yazd. Daha da gzeli, bir Yahudiyi
artt; adam, bir kylye sahip -bedeni ve ruhu da iinde ol
mak zere atyla, arabasyla- ansl mlk sahiplerindendi; bizi
gtrrnek iin pazarlk etti. Saptanan fiyata gre nceden yirmi
be ruble denecek, bunun iki ruhiesini kyl alacakt; ertesi sa
bah altda yola kmay kararlatrdk.
Trkmenlerin kolsuz komutan albay Dochodovski, Saint-

1 32

Georges nian, bunun yan sra birinci ve ikinci dereceden Vla


dimir liyakat nian tayordu -o gerek ve tam bir kahramand
rktc klc da altn kakmal Farsa dizelerle kaplyd. Albay
la birlikte adamlannn kampn tefti ettik. Savalar, atlannn
tutulduu alanda ak bir bannakta yayordu - her at, tekinden
ayr tutulmak amacyla kaza balanmt, nk hepsi vahi ;
damzlk aygrd. Onlar kadar gzel at hi gnnedim: esnek, sa
lam yapl, kasl, boynu yay biiminde ve yar atiarna zg
zellik olan kk kafahydlar. Baz yerlerde, binicileri onlar t
mar ediyordu: atiann toynaklarn cilalyorlar, temizliyorlar, ye
lesini taryorlar, ok ksa ya da ok uzun tyleri yolmak iin
cmbzlar ustalkla tylerin arasnda dolatnyorlar, atiann rt
lerinin kaymasn engelleyen nlemler alyorlard.
"Atlann kendileri salamak zorundalar, diye aklad albay,
bu onlann gururudur. ou zaman atlar tek servetleridir. Devri
yeler arasndaki bir arpmada at lrse, zavall adam iflas
eder. Trkmenler yaam boyu askerlik hizmetindedir."
ou, uzun kaftann kannt, bedenlerini iyece saran ve
krmz alvarn stne kadar inen ince, siyah fanilalar akta
grlyordu. Bir ksm da kaln krk balklann karm, tepe
de kk, ipek bir takkeyle rtlen topuzlannn dnda tmyle
tra edilmi, esmer kafalan aa kmt. evrede gmle de
erli klnm yksek semerler, Khiva'dan, Buhara'dan ya da Se
merkant'tan kuma balyalan, renginin ve motiflerinin gizini sa
hibinin mezara gtrecei seecadeler ve sedir hallar saa sola
salmt. Srtlarnda kark ve dotanm gm zincirler, par
lak ipekten geni kemerler, deerli madenlerle kakmal haner
ler, Timurlenk' in byk bir olaslkla gnn olduu, klflar
zengin bezemeli kllar vard. Moollarn badem gzleriyle ka
ytszca, dnya fatihlerinin u sakin stnlyle bize bakyorlar
ve aralannda alayc yorumlarda bulunarak ereti glmsyorlar
d. Neyse ki Robinson portrelerini yapp datarak buzlan eritti:
birden, sabrsz ocuklar gibi hepsi evremize t.
Madji 'de gn boyunca oluk oluk ay akt, yemekler byk
bir dzensizlik iinde birbirini izledi ve insanlar geldi, gitti. Ale
xandra Alexandrovna baryor, glyor, hi dunnadan sigara

1 33

iiyordu, yirmi kez earp deitirdi. Taras Bulba ayn anda Fran
szcay, Alnaneay ve ngilizceyi renmek iin diretiyor, dil
baansndan byk gurur duyduu halde, en kk bir sonuca
ulaamyordu. Yzbaya gelince zmlenmesi gereken bir s
r olayla bunalm ve dalgnlamt; kurmaydaki subaylar to
mar tomar katla giriyorlar, hepsi ayn anda ve yksek sesle ko
nuarak brosunda ylyorlard. Grne baklrsa bir yntem
yoktu. Herkes odadan odaya dolaarak, ay iip, uradan bura
dan gevezelik ediyordu. Madj i almaya balayacakm gibi,
kararl bir tavrla kad, kalemi alyor, sonra da her eyi unuta
rak yemek odasna gidiyor ve byk tezahratlarla anlatlan g
ln bir yky dinliyordu. Akam karanlnda yemek yemek
iin yeni bir subay kalabal kartma yapt; yarm saat sonra
-bizim ok erken kalkmamz gerekiyordu- bu konuksever eller
den kopmak zorunda kaldk. Alexandra, yzba ve yal Taras
Bulba bizi kapya kadar geirdi. Madji btn yzne yaylan bir
glmsemeyle bize iyi yolculuklar diledi. Alexandra azck an
bir heyecanla elimizi skt ve sa salim gelmemiz iin yreklen
dirdi. Yal Taras Bulba'ya gelince, dzgn bir Franszca cmle
kurma abalannn altnda ezilmi gibiydi. Tam arabaya binece
imiz srada aradn buldu. Yz aydnland; bir hatip gibi dur
du, grkemli bir hareketle kolunu uzatt ve syleve younlam
bir tavrla:
"Sizi seviyorum! Size tapyorum!" dedi.

1 34

XII
BUKOVNA SIRTLARlNDA
Ertesi sabah erkenden, branice edilen serzenile kank du
alar eliinde gecelediimiz yerden ktk. kar kmaz da kar
mzda srlarak ellerini ovuturan bir Yahudi bulduk.
Daha fazla para szdracandan phelenerek, "Gideceimiz
araba neyin nesi?" diye sordum adama. Yahudi bize zerinde
bezgin-grnml bir mujik'in oturduu, artezyen kuyularn
kazmak iin kullanlan trde bir yap iskelesini iaret etti. Daha
yakndan incelediimizde kabiolarta ve iplerle balanm teker
lekleri olduunu grdk. Aynca gvdeye salam bir ekilde tut
turulmad anlalan iki yal ve meyus at birbirlerine yaslan
mlard.
Mujik, "B-r-r-r-r-r-r!" diye bard hayvanlara, byle yapma
sa kaacaklarm gibi sanki. "B-r-r-r-r!"
Biz arabaya binerken, mujik de arabacya kfrl bir azia
bizi Boyan ve Zastevna zerinden Zalezchik'e gtreceini bel
Ietmeye alyordu. Ayrca bizden ne kadar verirsek o kadar pa
ra almasn da sk kya tembih etti... Tiradnn sonunda, kyl
oturduu yerde diktendi ve bir sopann ucuna balad uzun ip
le atlan kaytszca karnlad: "Deh, deh ! " Atlar aplan etkisiy
le kendilerine geldiler ve nefes alp vererek ilerlemeye balad
lar. Tekerlekler kesinlikle bir mekanik mucize sayesinde dn
yordu. Dorusu iimizi bir rperti kaplamam deildi ama, yle
ya da byle, gidiyorduk ite.
*

Mujik: arlk Rusya'snda yoksul kyl. (.n.)

1 35

Avusturya Novo Sielitza'sna giden kprden tangr tungur


yolumuza devam ettik. Yolda giderken, askerlerin srd ve
mhimmat dolu kz arabalarnn yanndan geiyorduk. Bu
uzun konvoyu geride braktmzda artk Bukovina'daydk. Sol
tarafta, Prut Nehri boyunca taze ekinierin ssledii yemyeil tar
lalar uzanyor, onun arkasndaysa zengin Romanya tepeleri yk
seliyordu. Sa tarafmzda ise alabildiine geni bir vadi vard.
Hankn gnei rzgarsz, nemli bir hava ile daha imdiden
varln hissettiriyordu. Arahac yavaa geriye doru kaykld.
Atiann hz yava yava azald ve bir mddet sonra da tmden
rahvan rahvan ilerlemeye baladlar. stmz bamz toz du
man iinde kalmt, tpk bulutun iinde gizlenmi Zeus 'a dn
mtk.
"Hey ! " Srtna vurduk. "Kprdan biraz, Dave ! "
Bize doru dnp, bumunun ucundan sert bir bak att. Mat
lam tylerinin arasndan bakan gzlerini grebiliyorduk. Kor
kutucu ama tandk bir ekilde dilerini skt - belli ki yiyecek
bir lokma ekmek istiyordu. Kendisine o an Korkun ivan lakab
n verdik...
"Deeehh!" diye bard, dzmece bir vahilikle ve ipi salla
yarak. "Deh! Deh! "
Atlar bu numaray yutmu gibi davrandlar. Ancak, o n daki
kaya varmadan ivan yeniden ebediyeti dnmeye dalm, atlar
neredeyse hareketsiz durumda ve biz de toz topran bulanm
bir halde yolumuza devam ediyorduk . . .
Yava yava top seslerinin geldii yere doru yaklayorduk.
Novo Sielitza'da yanklanan tm griiltnn ierisinden top ses
lerini ok net bir ekilde ayrt edilebiliyorduk. Tepesine dank
bir kyn kurulu olduu sarp bir yamac trmandktan sonra artk
bataryalan grebiliyorduk. Topran zerinde uzun kzl bir rah
nenin gze arpt inili kl bir tepenin te tarafna siperlen
milerdi. Yarm dakikalk aralarla ar patlama sesleri duyulu
yorrlu ama ne bir duman ne de ate grebiliyordunuz. Mermi ko
vanlar frlatldka bir tnlama sesi duyuluyorrlu ve ardndan
nehrin karsndaki yapraklarla kapl tepelerin zerinde havaya
duman kmeleri ykseliyordu. Beyaz Czemowitz'in kuleleri g
nein alnnda inci gibi parldyordu. inden getiimiz ky tka

1 36

basa kahverengi kyafetli askerlerle doluydu. nlerinden geii


mizde sornurkan bir tavrla ve mtecessis gzlerle bizi szdler.

Bir geidin zerine Kzl Ha bayra aslmt. Yol boyunca on


larca yaralya rastlyordunuz - kimisi arkadann omzuna yas

lanm, kimisinin kafas bandajla sargl veya kolu askda. Ve


kyllerin kanlar inceden ineeye inildeyen bacak ve kol y

nlarn tayorlard . . .

arpan bataryalara gelinceye kadar yol yoku aa devam

ediyordu. Yolculuumuza saatlerce devasa bir topu savann

glgesinde devam ettik. Silah stne silah, silah stne silah

patlyordu . . . Uaklarn gr alanndan karmak amacyla hep


si de bir ukurun ierisine konulmu ve zerieri allklarla r

tlmt. Mermi saana altnda kan ter iinde kalm insanlar

cephane sandnn evresinde dne dolaa sersemlemilerdi.


Topular ufak engeli falya ipini ekince, fkeli bir sis duman
havaya pskryor, silah geri tepiyor ve topu mermisi asil bir
uyum ierisinde millerce teye frlyordu...
Topu bataryalarnn olduu tarlada kyller hi urourlarnda

deilmiesine kzlerini sahana komu, topraklarn sryor

lard. Patlayan silahlarn ortasnda, beyaz kyafetli bir delikanl


hayvanlarn nehir boyunca uzanan ayrlara otlatmaya gtr

yordu. Uzun sal, apkalarnda turuncu renkl i gelincikler olan


iftilerle karlatk. Dou ynnde, sert rzgarlara kar duran,
yeni ekilmi kavisli buday tarlalarnn olduu uzun bir hayr
uzanyordu. Tepenin ba kazlar sonucu alan ukurlarla delik
deik olmutu. Dikenli tellerle evrili bu siperlerde saysz mini
minnack adam mevzilenmiti. Bu ikinci hat, kesin gzyle ha
klan geri ekili iin hazrlanmt.

Topulardan uzaklaarak, yolumuzu byk bir tepenin ze


rinden kuzeye doru evirdik. Rzgarn etkisiyle mi bilinmez,

dnya burada sanki parldayan yeil, kahverengi, sar tarlalarn


oluturduu harikulade dalgalarn tepesine oturtulmu gibi duru

yordu. Yan ksmlar kuun aniden ini yaparkenki kanatlarn


andran vadilerin arasndan seilen rengarenk allklarn ve a
yrlarn manzaras grlmeye deerdi. Kafanz batya doru e

virdiinizde, Karpatlarn tm ufuk boyunca uzanan belli belirsiz


izgisi seilebiliyordu. Aaca boulmu kyler birbirleriyle i

1 37

ie gemi bir halde kurulmulard. Titizlikle ve. gayri muntaza


man kalp verilmi balk evlerin zerine bembeyaz bir boya e
kilmiti. Ayrca tabannn evresinden parlak mavi bir erit gee
cek ekilde bir boya da atlmt. Damlar ise incelikli bir ekilde
sazla kapatlmt. Evlerin birou terk edilmi ve alan ate so
nucu parampara olmutu - zellikle de Yahudilerin oturduu
evler. Hepsi de keyfekerler yrtlm bir talann izlerini ta
yordu, nk burada hi muharebe yaanmamt. Kaplar zorla
narak knlm, pencereler yerlerinden sklmt. Yerlerde da
nk halde yrtk kyafetler ve parampara edilmi mobilyalar
vard. Savan balangcndan beri Avusturyallar buraya adm
atmamlard. Dolaysyla bu fecaat Ruslarn bann altndan
kmt. ..
Kyller, nlerinden geerken hemen o yumuak-dosta te
bessmlerini takmyarlar ve apkalarn kartarak bizleri selam
lyorlard. Minnack bebeini kollannn arasnda sk skya tut
mu sska bir adam kendisine bir para ikolata ikram ettiimde
ne doru atld ve elimi pt. Yol boyunca, eski Slav dilinde
kutsal ayetler kaznm eski ta halara rastladk. Kyller bun
larn nnde apkalan ellerinde istavroz kanyorlard. Ve yine,
tpk Meksika'da olduu gibi, insanlarn ldrld yerleri im
lemesi iin dikilmi kaba tahta halar olduunu grdk . . .
Bukovina'nn inili kl ovalarna v e bir rnaa nazr yk
sek bir ayrlkta Trkmenler kamp kurmulard. B iz geldiimiz
de ate yakmlar ve semer vurulmu atiarn otlatmak zere
balamlard. Sert grnml ve ekik gzl Trkmenlerin bir
ksm yemek piirdikleri mleklerinin etrafnda melmiken
bir ksm da atlarn arasnda amaszca geziniyordu. Kimbilir
belki de atalan bundan bin yl nce bu kuzey yeilliinde Attila
ile birlikte adr kurmulard. Irman te yakasndaki dman
sperlerinde bunlarn kuzenleri yatyordu - bat tarafndaki se
mavi daiann tesinde Macaristan, yani Asya'da Tanrnn gadri
ne urayanlarn en nihayetinde stirahata ekildikleri o zengin
topraklar vard. Yolun tekrardan vadiye doru indii yerde tatan
yaplma eski bir apel vard. Bu yuvarlak apelin etraf sra s
tunlarla evriliydi. iyse yanp kl olmutu ve artk Trkmen
subaylannn atlarnn karargah konumundayd ...

1 38

Ne zaman bir kavaa gelsek, hangi yne doru gitmemiz ge


rektiini biliyorduk: ivan 'n setii tarafn tam tersi istikamet!
Novo Sielitza'da yinni kilometre uzaklkta doup bym
olmasna karn, bu kadar uzaa daha nce hi seyahat etmemi
li. Daha da kts, unutkanl yznden gittiimiz yerin adn
bile (ne kadar tekrarlarsa tekrarlasn nafile) hatnnda tutmakta
glk ekiyordu. Bize her dnp baknda, ne olduunu tah
min ederek, hep bir azdan "Zalezchik!" diye baryorduk. O
da buna mahsuben, kaba banlar eliinde atlan kamlamaya
giriiyordu. Kimi zaman duraklyordu, o zaman biz de orann bir
yerlisini iaret ederek yolu sonnasn sylyorduk.
"yi gnler," diye mnldanyordu ivan. "Biz eye gidiyorduk
da, eye ite?"'
"Neresi dedin dostum?" diye soruyordu adam haliyle.
ivan bu kez baiard kafasn kamaya.
"Yolculuk ne tarafa?"
ivan utana skla glerdi. Biz de dayanamaz,
"Zalezchik! " diye hayknrdk!
i van da pei sra tekrarlard:
"Ah, evet evet, Zalezchik'e gidiyoruz biz!"
_
lenleyin am aalaryla dolu bir annann ierisinden zig
zaglar ize ize sarp bir daa tnnandk. Yolda bizden ters istika
mette giden uzun bir kamyon konvayuna rastladk. Kamyonlarn
ii tombaz kprler iin kullanlan elik dubalarla doluydu.
Konvoyu ince midillilerin zerinde yolculuk eden Byk Don
Kazaklan koruyordu. Uzun salarndan sarkan peremlerini kas
ketlerinin altndan gnnek mmknd.
"Aie, Barin! " diye bard arabaetiardan birisi gneybat y
nn iaret ederek. "Eto Pruth? Prut o tarafta m?"
Kafan salladm.
"ki gn! " diye bard dubasn okayarak. "ki gne nna
geeriz ... Czemowitz! "
Onlar da zirvesi boyunca yollarna devam ededursunlar, biz
ormann iine daldk. Burada ban anlar ve akrdayan

1 39

kamlar eliinde ekilmeye allan byk vagonlara rastla


dk. Yol gittike daha da dikleiyordu. Ayn ekilde yukan doru
ktka aalar inceliyor, ardndan birdenbire kayboluyar ve or
taya Dniester vadisinin muazzam grnts kyordu - verimli
tarlalann oluturduu trl eit renkte ve ekilde bir doa man
zaras. Hep bir azdan baran yirmi askerin ittii ve her biri se
kiz at tarafndan ekilen dubalar arabalan yoluna zar zor devam
ediyordu. Bir millik mesafe boyunca yol hantal hantal ilerleyen
byk dubalarla doluydu. Kan ter iinde kalm atlar kna kna
ilerlerken, ayn durum insanlar iin de geerliydi. Orada grd
mz geni omuzlu adarolann adeta adm atacak mecali kalma
mt ...
imdi yeni bir toprak parasna ayak basmtk. Kyllerin
zerinde hala beyaz keten elbiseler olmasna karn, artk kafala
rndaki balklar farklyd. K imisi siyah renkli, uzun yuvarlak
krk balklar takarken, kimisi de Galli kadnlarn takt trden
yksek silindir apka kullanyordu. S lav halarnn yerini bu se
fer Katalik sa ' l halar (armh) almt. B unlarn zerinde
sa'nn ilesini ifade eden trl trl aksesuar vard: karg, sn
ger, eki vs. Tek kelime Ramence bilmeyen insanlarla karla
tk; Ramencenin yerini Lehe almaya balamt. Baba tarafn
dan tm slalenin bir arada yaam olduu byk iftlikler uza
nyordu yol boyunca. erisinde oturma odalarnn, ahrlarn,
hepsi tek bir at altnda toplanm ambarlarn bulunduu ok
geni evierdi bunlar. Ayrca binann ortasndan bir yol geiyordu
nnden arkasna doru uzanan. Blge tam anlamyla mahvol
mutu, savan sillesini yemi bir yer demek yanl olmaz, nk
iki byk orduya hem de kez ev sahiplii yapmt. Tarlalarda
kirli sar renkteki inenmi tahllar rmeye terk edilmi bir
halde yatyordu. Yknt ierisindeki kyler boalmt; Rus as
kerleri saymazsak, adeta in cin top oynuyordu, bir tek yal ve
ktrm kalmlar ile kaamak bakan gzleri ve kk yzleri
ile kadnlar ve ocuklar vard etrafta. rn ekilmi tarlalarn orta
yerine siperler kazlm, budayiann arasndan pasl dikenli-tel
ler ekilmiti. Yolun sol tarafnda kilometrelerce mesafe boyun
ca adeta yangndan mal karr bir hzla yeni ve byk siperler
ve topu mevkileri oluturuluyordu. Ortalkta alan binlerce

1 40

asker vard. Bunlar bellerini indirip kaldrdka le gnei zer


lerine vuruyordu. Alet edevat ve dikenli-tel dolu vagonlar yolu
kaparnt. Zastevna yaknlannda astsubaylann denetiminde kaz
almalanna itirak eden kyl kadnlara ve ocuklara ahit ol
duk. Bunlardan byk bir ksm kazp kartlan amuru kafala
nnda kovalarla baka bir yere tamakla meguld. Yalnzca bir
ay nce Ruslann igal ettii blgenin 20 kilometre tesindeki bu
hummal faaliyetin esbab mucibesi neydi acaba? ...

XIII
KORKUN ZALEZCHIK
Avusturyal tutsaklarla ilk kez Zastevna'nn dier yakasnda
birka ykk evin yan banda bir eyler imek zere mola ver
diimizde karlatk. Yaklak otuz tutsak kavurucu scan al
tnda ar aksak bize doru yryorlard. Kendilerine gri nifor
malar toz ierisinde kalm, sakall suratlar yorgunluktan k
m iki Don Kazak' elik ediyordu. Tutsaklardan birinin yz
nn sol st taraf sarlyd ve bu blge kan toplamt. Bir dieri
nin kafas bandajlyd ve kimileri de uyduruk deneklere yasla
narak hareket edebiliyordu. Atlarndan inen Kazaklarn verdii
iaretle yolun kenanna doru yneldiler ve kendilerini sere serpe
glgenin koynuna braktlar. Ba yaral adam acyla inlerken,
kafas bandajl olansa titreye titreye gazl bezi skmeye giriti.
Kazaklar, sa olsunlar, onlarla konumamza izin verdiler. Biz
de elleriyle yaptklar arya uyarak, avu dolusu sigarayla yan
larna gittik. Tutsaklar bunlar uzun zamandr ttne hasret tirya
kilerin alyla elimizden kaptlar - ilerinde yalnzca kibirli bir
gen cebinden fltreli sigaralacia dolu gzel bir kutu kard ve
bizim uzattklanmz souk bir ekilde geri evirdi. inden bir
sigara ekip yakt ve kimseye ikram etmeden tttrmeye balad.
"Kendisi Kont," diye durumu aklad kyl suratl bir gen
korkuyla.
Kafas yaral adam en sonunda bandaj karmay baarnt
ve bytenmi bir ekilde kanl avularna bakyordu.
Kzl Ha paz band takm olan iri yan ve sornurkan gr
nml adama doru yzn dnerek, "Sannm tekrardan sarsak

1 42

iyi olacak," dedi . Grevli miskin bir bak frlatt ve omuzlann


silkti.
"Bizde birka tane bandaj olacakt," diye araya girdim ve bir
tanesini kanp uzattm. Ancak, Kazaklardan birisi kalann a
tp kafasn saliaya saliaya yanmza geldi. Kzl Hal adam
hiddetle kenara iteledi ve eliyle dierini iaret etti. iri yan adam
bir eyler mnidanarak kzgn kzgn kendi antasn kantrd ve
iinden bir bandaj ekip ald.
Otuz tutsak vard ama bunlann ierisinde otuz be ayr mil
letten temsilci vard: ekler, Hrvatlar, Macarlar, Polonyallar ve
Avusturyallar. Bir Hrvat, iki Macar, ek kendi dillerinin d
nda baka bir dil konuamyorlard ve elbette Avusturyallarn
hibiri ne Bohemce veya Hrvata ne de Macarca veya Lehe bi
liyordu. Avusturyallann arasnda Tirolller, Viyanal lar ve ayn
ca Pola'dan bir yan-talyan vard. Hrvatlar Macarlardan nefret
ediyorlard, Macarlar da Avusturyallardan; ekiere gelince, ver
dikleri selam bile alan yoktu. Aynca sosyal stat asndan da
aralannda blnmlk vard, hepsi kendi altndakini hakir g
ryordu ... Bu grup, Franz Joseph' in ordusunun kk a.na ger
eki bir numunesi olmas bakmndan olduka manidard.
Bunlar Prut'taki bir gece saldrs sonucu tutsak dmler ve
iki gnde yirmi milden fazla yol kat etmilerdi. Fakat sz ald
nda hepsi de Kazak muhafzlarndan sitayile bahsediyordu.
"ok dneeli ve nazikler," dedi bir adam. "Gece durduu
muzda Kazaklar tek tek herkesin yanna gelip iyi olup olmadk
larn sanyorlar. Ayrca bize sk sk dinlenme frsat tanyorlar."
"Kazaklar iyi askerler," diye lafa girdi bir bakas; "Onlarla
bizzat savamlm var ve olduka cesur olduklann sylemeli
yim. Dorusu onlar gibi svarlerimiz olsun isterdim !"
Polonya alayndan gen bir gnll Romanya 'nn "arkadan
geliyor" olup olmadn sordu. Biz de yle gzkt cevabn
verdik ve aniden titreyerek haykrd:
"Tanrm ! Tanrm! Ne yapabiliriz? Bu korkun sava daha ne
kadar devam edecek! Tek istediimiz bar, skunet ve huzur!
Evet, yenildik, erefimizle yenildik! ngiltere, Rusya, Fransa,
talya, tm dnya bizim karmzda. Artk erefli bir ekilde si-

1 43

lahlarmz brakma zamandr! Bu sebepsiz kym neden devam


etsin ki?"
Ve geri kalanlar orada oturmu, tek bir sz bile sylemeden
zgn bir halde adam dinliyorlard...
Akama doru yksek kayalklann arasndaki dik bir vadiden
aa iniyorduk. Yol kenanndan bir dere akyordu. Bu dere, de
irmenleri topu ateleri sonucu parampara olmu yz su ark
nn dnmesini salyordu. Su yata boyunca ksmen harabe ha
l indeki kulbeler sralanmt. Dou tarafndaki uurumun tepe
sinde boaltlm sperieri ve bklm, i ie gemi dikenli tel
leri grebiliyorduk. Ruslar bir ay nce buradaki Avusturya sa
vunma mevzilerini bombalamlard. Yzlerce insan kalan enka
z temizlemek ve yenilerini ina etmek zere ie koyulmutu.
B irdenbire bir keyi dndk ve kendimizi Dinyester rmann
kysnda bulduk tam o uzun demiryolu kprsnn dinarnitten
mi kirilerinin ve kablolarnn suyla balantsnn olduu yerde.
lrmak burada, otuz be metre yksekliindeki toprak uurumla
rn aasnda byk bir kavis yapyordu. Topu birliinin kapa
d bir dubal kprnn br tarafnda, aalarn ierisine g
mlm bir zamaniann o ok sevilen kenti Zalechik yatyordu.
Bizim getiimiz srada plak Kazaklar akntda atlanyla bera
ber barp, birbirlerine su sratarak yzyorlard. Bu sayede
csseli beyaz vcutlan da gne na doymu oluyordu . . .
Zalechik iki farkl ordu tarafndan kez zapt edilmi, yakp y
klm ve yamalanmt. On be gn boyunca ate altnda kalan
ehrin nfusunun byk ksm iki kesim tarafndan da temizlen
miti, nk dmana yardm ve yatakhkta bulunmulard. Yksek
binalarn ok edici enkaz altndaki pazar meydanna vardmzda
karanlk neredeyse bastrmt. Yamuk, derme atma barakalarda
kerhen bir alveri srdrlyordu. Askerler gruhunun orta ye
rinde, yznden den bin para kyl kadnlar snrl miktardaki
sebzelerini ve ekmeklerini nlerine yaymlar, satmaya alyor
lard. Birka Yahudi ke balannda sinsi sinsi dolayordu. ivan
kalmak iin bir otel sordu, ama adam glmsedi ve zerinde boy
dan boya kaln harflerle "Grand Hotel" yazl, dklmekte olan
uzun bir tula duvar iaret etti - otelden tm geriye kalan bundan
ibaretti. Peki, nerede bir ey atrabitirdik acaba?

144

"Bir eyler attrmak m? Bu kentte karm ve ocuklarm


doyurmaya yetecek kadar bile yemek yok."
Blgede sanki bir dehet havas hakimdi, bunu yakndan his
sedebiliyorduk. Ha ykld ha yklacak duvarlarn nnde
melmi, sinsi sinsi etraf kolaan eden Yahudilerde; kyllerin
apkalarn kartp selamiayarak arabarmza yol verirkenki tavr
larnda; askerlerin her geiinde korkudan dleri patlayan ocuk
Iann yz ifadelerinde bu ruh halini sezinlemek mmknd.
Karanlk bastradursun, biz de arabann iinde oturmu hara
retli hararetli ne yapacamz tartyorduk. van'a iki ruble bo
zukluk verdik, nce dileyip bir kontrol etti, kalite kontrol bitin
ce minnettarln belirten sesler kartarak cebine att. Kendisini
meydann ortasnda arabann iinde brakarak aa indik.
Kede bir "Apteka" Eczane vard. Nispeten hasar grmemi
bir binayd. Ik yanan dkkann iinde eczac tek banayd.
Kendisi Almanca konuan bir Yahudi 'ydi.
Beni szerek, "Sen kimlerdensin?" diye pheyle sordu.
"Arnerikahym ! "
"Burada otel bularnazsnz," diye haykrd aniden. "Ne kala
cak bir yer var ne de yiyecek bir lokma bir ey. B ir ay nce Rus
lar buradayd - Yahudileri kltan geirdiler, kadnlar ve ocuk
lan srdler," dedi bat ynn gstererek. "in z kalacak bir
yer yok burada."
"O halde bizimle buradaki kumandan ilgilenecek. Nerede bu
labilirim kendisini?" diye sordum.
"Yardmcm yannza vereyim," diye cevaplad. Yz korku
dan sertlemiti. "Onlara size sylediim hibir eyden bahset
meyeceksiniz, yle deil mi sayn baym? Bunu yapmazsnz de
il mi?"
Szn bitirmek zereydi ki ieri giren iki Rus askeri szn
kesti. Ayaa kalkt ve kaba bir slupla bana doru konumaya
balad:
"Sizi dkkanmdan zorla dar kartamam. Sonuta buras ka
muya ak bir dkkan. Fakat hatriatm olaym, sizinle ilgili hibir
mesuliyeti kabul etmiyorum. Sizi buraya ben armadm. Aynca
tanmarn etmem." Neme lazm, sakncal kiiler olabilirdik!
Apteka'dan ktmzda ivan braktmz gibi arabada oturu-

145

yordu. Bir saat sonra albayn karargahndan dndmzde de ye


rinden hi kmldamamt, stelik karanlk da iyiden iyiye varl
n hissettiriyordu. Zihninden neler geiyordu acaba? Belki de No
vo Sielitza'nn, yani evinin ismini hatrlamaya alyordu - belki
de kara kara oraya nasl gideceimizi dnyordu, kimbilir...
Arkada canis albay ve kurmayyla yemek faslmz olduka
uzun srd. at pat Almancamzla politikadan konuup, dediko
du yaptk. Dier subaylar arasnda Finli bir temen ile buruuk
Mool surat Li Hung Chang' n resimlerini andran yal bir Ka
zak binbas da vard. Lusitania 'nn batm olmas kendisini ol
duka heyecanlandrmt ve Amerika' nn savaa gireceinden
ad gibi emindi.
"Sizin iin ne yapabiliriz?" diye sordu albay.
Biz de eer devam etmekte olan bir muharebe varsa, cephe
nin bu ksmn gezmek istediimizi syledik.
"unu syleyebilirim ki, bu isteiniz iin buradan izin kopar
nanz imkansz," dedi zlerek. "Ancak, Tamapol'a, genel ka
rargaha giderseniz, oradan izin vereceklerine eminim. Ardndan
buraya dnersiniz ve ben de size zevkle elik ederim. Bu gece
on birde Tarnapol yolcusu bir tren var."
Cephede ne olup bittii konusunda bize biraz bilgi verebilir
miydi?
"Memnuniyetle anlatrm," dedi istekle. Emireri olan askere
haritalar getirmesini emretti. Haritalar masaya serdi:
"imdi, burada, Zadagora yaknlarnda konulanm on ar
topumuz var. Bunlar Prut tarafndan yan taarruzda bulunabilecek
Avusturyallan durdurmak iin bekletiliyor. urann yukansnda,
Kaluz yaknlarnda, Avusturyallar atllardan baka hibir gc
mzn olmadn dnyorlar. Fakat gne kalmadan u k
k derenin oradaki noktadan alay asker gndereceiz."
Masadakilerin tmnn Avusturya veya Alman haritalar gibi
durduunu syledim.
"Ah, evet," diye yantlad. "Savan banda bir tane bile Bu
kovina veya Galiya haritamz yoktu. Hatta yle syleyeyim,
bir ksmn ele geirene kadar bu toprak parasn pek tand
mz da syleyemem . . . "

1 46

XIV
RUSLAR GERi EKiLYOR
Sabahleyin nc snf trenin koltuklarnn azizliine ura
m bir halde uyandk: her yanmz tutulmutu. Pencereden kafa
mz dar doru uzattmzda, gzmz ineelikle srlm
buday zengini Galiya bozkrlanna takld. Denizde nasl gemi
lerin u ksm ufukta seilirse yel deirmenlerini de ayn ekilde
semek mmknd. Dokuz saat ierisinde otuz dokuz mil yol
gelmitik.
Tren ddn muzafferane bir ekilde alarak dik yokular
iniyar ve millerce mesafe boyunca uzanan da yamalann tr
manyordu. Tren bir araya geldiklerinde her zaman grgr amata
yapan Rus subaylarla doluydu. Aynca arkamzdan takip eden as
kerlerle dolu on marandizden akordeon eliinde sylenen ark
sesleri, ban ve tezahratlar duyuluyordu. Yass suratl, i bu
naltan kyafetler giyen Polonyal kyller ve onlarn ak renk
barts takan ve kocaman kalalar olan elerinin trenlere
duygusuzca bakt kk stasyonlarda, yzlerce asker ve subay
ellerinde demliklerle kipiatok (Rus tren istasyonlarnn istisnasz
hepsinde bulabileceiniz byk kaynar su deposu) iin itiip ka
kyordu. Dorusu Rusya'da ay hibir zaman eksik olmuyor
du. Emrinde bir er de bulunan yksek rtbeli bir subay yan korn
partmanda kk pirin bir semaver kurdurtmutu.
Omzunun zerinden geirdii kaynda altn sapl bir Kazak
klc aslyd. Bu kl gstermi olduu stn kahramanlktan
tr ar tarafndan kendisine bahedilmiti. Kl cn Vladimir
rtbesini simgeleyen saaklar da vard. Byk ihtimalle kendi

147

toprandan bir mujik olan emireri, kendisine samimi bir ekilde


" ivan vanovi" diye hitap ediyordu. Gerek bir Rus misafirper
verlii gstererek yanmza geldi ve Franszca konuarak bizi bir
fincan ay imeye davet etti.
Sava hakknda konumaya baladk.
"Ancak, Rusya'y dize getirmek olanaksz," dedi.
Rusya'nn daha nce birok kez yenilmi olduunu belirterek
ilirazda bulundum.
"On yl nceki Japon savan kastediyorsunuz. O savata
ben bizzat Manurya' da grev bandaydm ve yenilmemizin ne
denini size syleyebileceimi sanyorum. Her eyden evvel o za
man kyller savan nedenleri hakk nda hibir bilgiye sahip de
illerdi ve kimse de ltfedip bunlar anlatmamt. Japonlar hi
ama hi tanmyorlard. 'Japonlara kzgn deiliz, artk her kimse
onlar, ' diyordu mujikler. ' Ne diye savaalm ki onlarla? "'
"Ve stne stlk her ey ok kt ynetildL Yetersiz iaeyle
krk gn tren yolculuu yapan, ypranm, yar-a askerlerin
trenden iner inme'z, bir saat bile dinlenmeden savaa yolland
na ahit oldum. Ve tabii bir de bugn hesaba katmak zorunda ol
madmz votka meselesi var. Mukden muharebesinden nce
tm bir alayn sarho bir halde yerde yattn bizzat gzlerimle
grdm . . . Halkn istemedii bir savat - kyller arasndan
yurtseverlik duygusundan eser yoktu.
"Peki, imdi yurtseverlik duygusu var m?"
"Evet, olduka yurtsever olduklarn syleyebilirim. Alman
lardan nefret ediyorlar. Tarmda kullanlan makinelerin ou, bi
liyorsunuz, Almanya'dan geliyor ve bu makineler ayn anda bir
ok insan: yapaca ii yapabiliyor. B u da birok kylnn
iinden olmasna ve Petrograd 'a, Moskova'ya, Riga'ya ve Odes
sa'ya fabrikalara srlmesine yol ayor. Almanlar Rus mallarn
dan daha ucuza mal ettikleri ucuz mallara bouyorlar Rusya'y.
Bylece fabrikalarmz kapanyor ve binlerce ii isiz kalyor.
Baltk eyaJetlerinde de Alman toprak sahipleri tm topra elle
rinde tuttuklarndan kyller sefalet iinde yayorlar. Almanlara
kar hibir ey hissetmedikleri her yerde onlara bunlar anlat
yoruz. Ah, evet, Ruslar bu kez niin savatklarn biliyorlar! "

148

"O halde kyller Almanlar yenerek yoksulluktan ve bask


dan kurtulacaklarn dnyorlar, yle mi?"
Keyifli bir ekilde ban sallad. Robinson 'un da benim de
aklmdan ayn soru geiyordu: Eer kyller birilerini alaa
edeceklerse, neden bu ie ncelikle ieride balamasnlar? Son
radan gerekten de dman danda deil, ieride aradklarn
rendik.
Sabah ge saatlerde Tamopol kulelerini grebildiimiz bir
yerde durakladk. Hemen yan bamzda, zerindeki imparator
luk arnas gze arpan byk bir hastane treni vard. stnde
"Hastane Treni, mparatorie Alexandra Feodorovna'nn Hedi
yesi" yazlyd.
"Hadi gelin," dedi yol arkadamz, bagajnn indirilmesi em
rini vermiti. "Tren deitirsek iyi olacak. Bizimki sannn le
ye kadar burada kalacak."
Hastane trenine atladmzda hareket etmek zereydi. Ken
dim izi iki kampartmana ayrlm kk bir vagonda bulduk.
Kenarlara doru ahap ranzalar koyulmutu. Bir kede kirli a
nak mlek dolu bir oc_ak vard. Hortumlar, duvara tutturulmu
bir sandn zerirteKl kalay lavabo ve duvara tutturolmu ivi
lerden sallanan kyafetler buraya bir gemi gvertesi grnts
vermiti.
Kampartmanlarn birinde iki orta yal subay, dierindeyse
tombul, rahat grnl bir kadn ve gen bir kz oturuyordu. ki
adam ve kadnlar sigara iiyorlar ve kln de zaten kirli olan
demeye atyorlard. Buhar stnde aylar bardakiara doldu
rulmu halde masadayd; pencereler sk skya kapalyd.
Kz Almanca ve biraz da Franszca konuabiliyordu; yann
daki kadn annesiydi, kr sal salk uzman temen babas ,
arklarn ikinci kaptan d a amcasyd. On ay nceki savan
balangcndan beri bu vagonda yayorlard. Vilna ve Kiev ile
cephe arasnda yarallan getirip gtrmek suretiyle mekik doku
yorlard.
"Annem, babamn savaa onsuz gitmesine izin veremezdi. O
denli yaygara kopard ki babam ikimizi de yanna almak zorunda
kald. Babamn kaynatas niversitede grevli ve ayn zamanda

1 49

Minsk hkmetinde bilirkii olarak al..yor. B ize de bu arabada


yaama iznini o ald."
"Hi muharebede yer aldnz m?"
" ki kere," diye yantlad. "Getiimiz k Varova yaknla
rnda bulunduumuz trene bir Alman topu mermisi arpm ve
tren parampara olmutu - tm gn top atei altnda kalmtk.
B i r de daha geen hafta, Kalusz'u getikten sonra tm tren
Avusturyallar tarafndan ele geirildi. Fakat daha sonra brakt
lar... u an yarallarla tka basa dolu Vilna'ya gidiyoruz. ki gne
kalmadan geri dneriz. . . "
Geleneksel Rus misafirperverliinin bir rnei olarak, hemen
ay ve sigara ikramna geildi. Biz de o esnada srekli seyahat
ederek geirilen bir tatilin gzellikleri zerine keyifli bir sohbete
daldk - sonuta tpk atalar gebe Rus kabileleri gibi, oras se
nin buras benim dolayorlard.
Tarnapol istasyonu tam bir kemeke iindeydi. Uzun bir as
keri trenin ierisinden askerler ellerinde aydanlklarla kipi
atoh 'a hcum ediyorlar, bu arada olan da binrnek zere bir baka
trene gitmeye alan arptklar piyade askerlerine oluyordu. Si
nirlenen subaylar kllarnn tersiyle vuruyor, bir yandan da s
vp sayyorlard. Lokomotifterin dd lgnca tyordu, yol
culara hareket iaretini veren borazan sesleri duyuluyordu. Baz
lar tereddt ediyor, ileri mi geri mi gideceini bilemedinden
dururken, dierleri daha da hzl kouyorlard . .Scak su tanklar
nn evresinde kaynaan, baran bir kalabalk bekliyordu. Mus
luklardan havaya buhar bulutlar yaylyordu. Yzlerce kyl
mlteci -Polonyals, Moldovals, Macan- yanlarnda bohalar
ve rulo yaptklan dekleriyle kaytsz ve akn bir halde
melmi etraf seyrediyorlard. Geri ekildiklerinden tr Ruslar
blgeyi her trl canldan temizliyor, evleri ve rnleri yok edi
yorlard. stasyon efi oradan oraya baran subaylarn ve siville
rin ortasnda kalm, pasaportlarn gsteren ve trenlerinin ne za
man kalktn renmek isteyen yolculara beyhude yere el kol
iaretleri yapyordu . .
Silahl bir asker bizi kapda durdurmaya alt ama biz yine
de getik. Tfeiyle yan bir hamle yapt, bir adm att ve ardn.

1 50

dan kararsz bir ekilde durdu. Pasaportlar hakknda bir eyler


gevelediyse de yolumuza devam ettik. Tamapo'ya yz casus sz
nay baarmt...
"Na Stap!" diye bardk arabacya. "Kurmaya ek ! " Yol bo
yunca her iki tarafta, boylar evierden de byk uval ve kutu is
tifleri dikkatimizi ekti. Tamapol modem Alman binalarn ya
nnda Polanya mimarisinin ar bast bir kentti. Dar kalabalk
caddeler boyunca yzlerce dkkan yan yana sralanmt. Hepsi
de sattklar . mall ar resmeden iaretlerle boyanmt. Etrafta
uzun siyah paltolan, balarnda kenarlar kvrml apkalaryla
Yahudiler kol geziyorlard . .Burann Yahudileri Nova Sielitza'da
grdklerimizden her a-dan daha iyi durumdaydlar. Her yerde
olduu gibi Galiya'da ve Polanya'da birbirine karm "kos
her", ksele ve "Polak" kokusu vard. Bu kark koku ha... ay
kaplam, yediimiz yemekiere bulam, uyuduumuz yatak ta
kmlarna kadar sinmiti.
Sokakta tek kol drtl sra halinde yryen askerlere rastgel
dik. Yaklak te biri silah tayorrlu bunlarn.
Kafalan dik, kollan hareketli bir ekilde ar, sakin bir tem
poda yryariard - sakall, carsz, kiremit rengi elleri ve yzle
ri, kirli kahverengi kayl niformalan, omuzlannda batariye
rulolaryla dev gibi askerlerdi. Onlar yrrken sarki dnya ayak
larnn altnda sallanyordu. S ra sra gl, bo ve merakl surat
lar, nedenleri kendileri asndar anlalmaz olan mehul muha
rebelere katlmak zere batya doru gidiyorlard. B ir yandan
yryor bir yandan da ark sylyorlard - bir brani ilahisi ka
dar hankulade ve sade bir name tutturmulard. Askerlerin ba
n eken bir temen belirli bir lyle sylemeye balyor, son
ra avu saz eline alyor ve en sonda da bir rmak nasl ykselir
se bin insann sesi ayn ekilde coarak elik ediyordu :
"Sizlerle son kez yryorum dostlarm
Sizlerle son kez!
Ve yarn, sabah erkenden,
Gzya dkecek arnem ve kardelerim,
nk ben savaa gidiyorum!
Tabii yllardr, uzun yllardr sevdiim

151

Canm sevgilim de alayacak arkamdan . . .


Bir gn el ele kiliseye gitmeyi umduum kz...
Ant olsun ki seveceim onu lene dek ! "
te bu ekilde geip gittiler. Koronun sesi gittike daha belir
sizleti ve sonunda da tamamen kesildi. imdi camlarndan bit
kin, beyaz giysili insanlarn kaytszca sarktklar hastanelerin
olduu bir blgeden geiyorduk. Sokaklar asker doluydu - de
nekle yryen yaralla:r, yal muharipler, erler ve ya on yediyi
gemeyen delikanllar. Her sivile karlk asker dyordu;
bunun nedeni belki de Ruslar kente girdiklerinde birok Yahu
di 'nin kentten "srlm" olmasiyd - iin oras akas mual
laktayd. Ancak, her kede silahl bir nbeti asker duruyor,
bunlar yoldan geenleri evhaml bir kylnn tehditkar bakla
nyla szyorlard. ansszlk bu ya, bizim zerimizde de Stetson
apkalarmz, Amerikan tarz bol pantolonlarmz ve dolaklar
mz olduundan -ki bu lkede daha nceden hi grlmemi bir
eydi- azlan ak akn akn bize bakyorlard. B ize kar
duyduklar pheyi yzlerinden rahatlkla okuyabilirdiniz - fa
kat neyse ki biz o zamana kadar oktan oradan uzaklam olu
yorduk.
Genelkurmay karargahnn nndeki muhafz, sngsn in
direrek "Stowi!" diye homurdand. "Dur! Shto takoi?"
Franszca veya Almanca konuabilen bir subay olup olmad
n sorduk.
"Siz Niemetski misiniz?" diye sordu, Almanlar iin kullanlan
bu eski kyl szc "dilsiz" anlamna geliyordu, nk Rus
ya'daki ilk Almanlar Rusa konuamyorlard.
"Biz Amerikalyz!" dedik. Dier askerler dinlemek iin ba
mza toplanmlard.
lerinden birisi kurnaz bir glmsemeyle "Amerikanska! "
dedi. "Madem Amerikalsnz, o halde syleyin bakalm Ameri
kallar hangi dili konuurlar."
"Angliiski konuurlar."
Bunun zerine hepsi yzn bu mrekkep yalam askere
doru evirdiler, o da ban olumlu anlamda sallad. Tm bunlar
olup biterken bir subay geliverdi. nce olduka sert bir ekilde

1 52

yukardan aaya bizi szd ve Almanca konuarak kim oldu


umuzu ve burada ne yaptmz sordu. Biz de akladk. Kafa
sn kad, omuz silkt gitti. O gitti, ardndan bir dieri, bu
sefer uzun sakall bir tanesi geldi ve Rusa, Lehe ve bozuk bir
Franszca ile bizi snad. B u durum onun iin de artc bir du
rum olsa gerek, dneeli dneeli bir aa bir yukar gidip
geldi sakalyla oynayarak. En sonunda kendisini takip etmemizi
syledi. nceden tiyatro olduu anlalan byk bir odaya gir
dik. Tahminimiz bu yndeydi, nk odann bir ucunda cafcafl
bir perdenin asl olduu bir sahne vard. niformasz yaklak
otuz kii sralarn zerine doru eilmi, bilindik brokratik i
lemlerle ilgili belgeleri kada geiriyorlard. lerinden birisi,
kendileri asndan yeni bir icat olan daktiloyla dikkatli bir dene
ye girimiti. Belli ki daha nce hibiri daktilo grmemiti ve bu
durum onlar asndan olduka elenceliydi.
erideki odadan gen bir subay kt ve hzl konutuu
Franszcasyla bizi soru bombardmanna tuttu. Kimin nesiydik?
Burada n'apyorduk? Buraya nasl gelmitik? Biz de anlattk hi
kayemizi.
"Bukovina ve Galiya'dan geerek ha!" diye bard hayret
ler ierisinde. " yi de hibir sivilin Bukovina veya Galiya 'ya
girmesine izin verilmiyar ki !"
Pasaportlarmz karttk.
"Muhabirsiniz, yle mi? Fakat hibir muhabirin Tamapol ' a
gelemeyeceini bilmiyor musunuz?"
Yant olarak aslnda tam da oradan geliyor olduumuzu be
lirttik. ok armt.
"Ne iiniz vard orada?" diye sordu pheyle.
Dokuzuncu Ordu cephesine gitmeyi ve Bkre'teki Ameri
kan maslahatgzarnn ricas zerine orada bulunan kimi Ameri
kal vatandalar hakknda haber almay amaladmz syle
dim. Listedeki isimlere gz gezdirdi.
"Peh peh peh! Yahudiler ha! " diye tepki gsterdi, yznde
tiksinti dolu bir ifadeyle. " lkeniz neden Yahudileri vatandal
a kabul ediyor ki? Veya hadi diyelim ki vatandala geirdi,
niye orada yaarnalanna izin veriyor? Siz nereye gitmek istiyor
sunuz? Strij mi? Kalusz mu? Bu tmyle olanaksz ! "

1 53

"O halde Strij ve Kaluszu u anda birinci hat konumundalar,


yle mi?"
Gld. "Hayr. kinci hatta; Alman ikinci hatt?
Almanlarn iledeyiinin abukluu karsnda aknla d
mtk.
"Bu yalnzca bir zaman sorunu," diye devam etti kaytsz bir
tavrla. "Yaknda burada olurlar." Ve aniden esas durua geti.
"General ! "
Otuz katip tek bir hamleyle ayaa frladlar.
" yi gnler evlatlarm," dedi ho bir sesle.
" yi gnler komutanm ! " diye yantlad katipler hep bir az
dan ve yeniden ilerinin bana dndler.
General Lichisky canl, gleryzl, orta yal bir adamd. Sa
mimi bir ekilde elimizi skt ve bizi selamlad.
Durumu akladktan sonra, "Demek cepheye gitmek istiyor
sunuz?" diye sordu. "Buraya kadar nasl geldiinizi anlayabilmi
deilim, nk Tamapol 'da hibir ekilde muhabiriere izin veril
miyar. Ancak, belgeleriniz yeterince tatmin edici. Gel gr ki yi
ne de birinci hatta gemenize izin veremem; bunun iin Grand
kn kesin emri var. En iyisi Lvov 'a -Lemberg- gitmeniz ve Ga
liya valisi Prens Bobrinski zerinden bu ii halletmeye alma
nz ... Ben size pasaport temin edeceim. Siz de bu arada istedi
iniz kadar burada kalabilirsiniz . . . "
ngilizce bilen gen bir astsubay bizimle ilgilenmesi iin g
revlendirdi. Ayrca genelkurmay grevlilerine tahsis edilmi
olan otele yerletirilmemiz ve orduevinin tokantasnda yemee
alnmamz talimatn verdi.
Kentte dolamaya ktk. Tamapol 'da her yer askerlerle do
luydu - cepheden dintenrnek zere dnenler, cepheye gidenler,
Rusya'dan daha niformas sava yz grmeden dnm olan
lar. Ancak, askerlerden ok aznn silah vard. Muazzam miktar
larda un, et, konserve yiyecek dolu yk trenleri rotasn batya
evirmiti, fakat hi mhimmata rastlamadk.
Gen bir temen bize neler olup bittiini anlatt. Masurian
Glleri muharebesinde yer alm, o felaketi tatmt. Ayrca Kar
patlarda bulunmuluu da vard.
"Geri ekilme olayndan nce bile," diye balad, "ihtiyac-

154

mzn yars kadar tfek ve mhimmatmz yoktu. Mesela benim


blm n ve geride olmak zere iki siperde mevzilenmiti.
Adamlanmn te biri ilk siperdeydi ve tfekleri vard. Geri ka
lanlarn hibirinin tfei yoktu - onlarn grevi birer birer ilerle
mek ve ldrlm olanlarn tfeklerini almakt."
Biz yrmeye devam ederken, kebalanndaki muhafzlar
toplanm, bize bakp fsr fsr konuuyorlard. En sonunda Al
man casusu olduumuzda karar kldlar ve bizi tutuklayp karar
gaha gtrdler. Hi kimse ne yapacan bilmiyordu. Dolaysy
la doru kurmay dairesine gtrldk ve orada Franszca konu
an subay arkadamz bizi tutuklayanlara svp sayarak serbest
kalmamz salad. Zavall muhafzlar afallam bir halde taban
lan yaladlar. Kendilerine verilen grev, pheli grlenleri tu
tuklamakt, ama bunu yaptklannda aldklar dl krba ceza
syla tehdit edilmek olmutu. O gn dzenli aralklarla baka as
kerler tarafndan da alkonulduk ve ayn komedi gn boyu de
vam etmiti.
"Hayvan herifler!" diye nledi subay, yumruunu aknlk
ierisindeki zavall askerlere doru sallayarak. "Aptal herifler!
Sizi cezalandrmazsam ne olaym !"
Kendisine yumuak bir slupla, bize bir pasaport vermesini
ve yoldan eviren askerlere onu gsternemizi nerdik, fakat bu
na yetkisi olmadn syledi . . .
kindiye doru klalann evresinde durup, muhafzlar eli
inde yryen soluk benizli Avusturyal tutsaklann geiini izle
dik. Nbeti askerlerden birisi uzun bir sre zerimizdeki dolak
lara bakt, gzlerini ar ar kyafetlerimiz zerinde gezdirdi ve
elbette en sonunda bizi tutuklad ! Kolumuzdan tuttuu gibi bizi
kedeki gzlkl binbann yanna gtrd.
Binba bizi Almanca sorguya ekti ve ben de yantladm.
Gzlklerinin zerinden kukulu gzlerle bizi szd.
"Pasaportlarnz nerede?"
Otelde braktmz syledim.
"Sannm sizi kurmay dairesine gtrmem gerekecek," dedi.
"Biz zaten oradan geliyoruz," dedim.
"Hmm! " diye dnd ve "o halde doru polis merkezine!"
" yi de bunun ne yarar olacak. Biz oraya da gittik zaten."

155

"Hmm ! " Dorusu kafa kartrc bir durumdu. Dolaysyla


konuyu deitirdi:
"Muhabirsiniz yle mi? Hangi lkelerde bulundunuz u ana
dek?"
"En son S rbistan 'daydk."
"Srbistan'da durum nedir?"
Hastaln had safhada olduunu syledim.
"Hastalk m? Ne hastal?" diye sordu. Tifs salgnndan
haberdar deildi. "Gerekten mi?" dedi ilgisizce. "Sylesenize,
sizce talya savaa girecek mi?''
" talya zaten alt aydr savata! "
"Ne diyorsun ! " diyerek esnedi. "Peki baylar, sizi yalnz b
rakmak zorundaym. Tantma ok mesut oldum- sehr ange
nehm . . " Ve bayla selam verip yanmzdan ayrld.
.

Lemberg treninin ne zaman kalkln kimse bilmiyordu. Ya


nmzdaki grevli bilgi almak iin levazm subayna telefon at;
o da ulatrma amirini arad, o da demiryollar mdrl amiri
ne sordu. Gelen cevap her eyin fevkalade karm olduu ve
kesin bir ey sylenemeyecei ynndeydi: be dakika iinde de
kalkabilirdi, yarn sabah da.
Bunun zerine biz de kendimizi istasyondaki korkun henga
menin iine braktk. antalarmz ylece duvara yasiayp otur
duk ve beklerneye koyulduk. Sedyelerin zerindeki inleyen has
talar sra sra hastane trenlerine tanyorlard. Kouan askerler
birbirlerini iteliyorlar, subaylar bouk sesleriyle banyorlar, kan
ter iinde kalm kondktrler tkanm yola ilikin el kol iaret
leri yapyorlard. iman bir albay saatlerdir bekleyen askerlerini
iaret ederek yorgun istasyon efine feveran etti.
"Nerede u lanet olas tren?" diye banyordu. stasyon efi
omuz silkti.
Yeil pantolonlu, kll svari subaylar da oradayd. Keza
kl yerine kr, fildii sapl bir haner tayan otomobil ve uak
birlikleri astsubaylar; sivri ulu botlar, n ak belden balan
m uzun kaftanlar, tepesi sar ve krmz izgili uzun krk ba
lklar, bellerinde zerinde deerli metaller ve gm kakmal
yataanlar olan kemerleri ile Ural ve Kaban'dan gelen Kazak

1 56

atamanlar; eitli rtbelerde generaller de oradayd. Ayrca


yumru ayakl subaylar, okuyamayacak denli miyop subaylar ve
tek kollu ve saral subaylar da vard. Posta servisinin ve demir
yollannn ast memurlar mareal gibi giyinmilerdi ve bellerinde
kl tayorlard. Hemen hemen herkesin zerinde altn veya g
m omuz kayiar olan bir niforma vard; niformalaro says
ve eitlilii ise artcyd. Gsnde Politeknik veya Mhen
dislik Okulunun altn ve gm nianlan veya Vladimir Nian
nn parlak eritleri olmayan bir subay neredeyse yok gibiydi.
Keza altn kabzal onur klianna da ok sk rastlyorduk. Ayr
ca herkes devaml olarak birilerini selamlyordu.
Nihayet yedi saat sonra Lemberg'e hareket eden trene bindik.
Hrpani kyafetli, orta yal iki temenle ayn kompartmanday
dk. Temenler tipik alt kademe Rus brokratlarnn onda doku
zu gibiydiler. at pat bir Almanca ile sohbet ettik. Kendilerine
votkann yasaklanmasna ilikin grlerini sordum.
"Votka!" dedi temenlerden biri. "una emin olabilirsin ki,
votkadan kaybedecekleri paray baka bir yerden karacaklarn
garanti altna almasalard bu yasa hayatta getirmezlerdi. Sava
zaman iin anlalr - biliyorsunuz, I 905 'teki Devrim tamamy
la kyllerin votka ierek sarho olmalarndan kaynaklanmt.
Fakat savatan sonra votkaya tekrardan kavuacaz. Bunun
nne geemezler."
Yanndaki arkada Amerika'da zorunlu askeri hizmet olup
olmadn sordu. "Hayr," cevabn verdim.
" ngiltere'deki gibi," diye ban sallad. "Bu sizler asndan
ok iyi, fakat Rusya'da bu pek ilemez. Byle bir durumda ky
ller asla savamayacaklardr. "
"Ben halkn savamak iin can attn dnyordum?"
"Peh ! " diye yantlad kmser bir tavrla. "Rus kyls ol
duka aptaldr. Ne okuma bilir ne de yazma. Kylye gnll
olmasn syle, sana "vallahi, ben byle ok iyiydim ya!" diye
yant verecek ve ldrlmekten pek hazzetmediini syleyecek
tir. Yok, ama eer emir verirsen, ite o zaman tp tp gider! "
Savaa kar rgtl bir muhalefetin olup olmadn sordum.
lki kafasn sallad.
"Duma'daki on be [Bolevik] milletvekili orduda devrimci

1 57

propaganda yaptklar gerekesiyle u anda hapis yatyorlar Duma temsilcilerini infaz edemezler. Askerler arasnda devrimci
propaganda yapanlarn hepsi ldrld. Ve bunlarn ounluu
nu da Yahudiler oluturuyordu."
Hepi topu altm be kilometrelik mesafeyi gitmek tam on drt
saatimizi ald. nk makasiara geldiimizde askeri trenlerin ve
iyodoform kokan uzun beyaz aralann gemesi iin saatlerce bek
liyorduk. evremizde yine millerce mesafe uzunluundaki sapsan
buday tarlalan vard - mthi bir hasat alnacakt. Blge askerler
le doluydu. Her istasyonda kalabalk gruplar halinde bunlan gr
mek mmknd. Yan silahl bir alay peronda boylu boyunca yayl
m, trenlerinin gelmesini bekliyordu. nmzde ve arkarruzda s
variler ve onlann atlann tayan trenler ile erzak dolu ak yk va
gonlan gidiyordu - veya dier ynden geliyorlard. Her yerde tam
bir dzensizlik, bir hercmer hakimdi. Mesela, bir tabur asker tm
gn boyunca a biita yan hatta beklemiti, ama, ok deil, biraz
ilerideki byk yemek kulbelerinde binlerce kap yemek birileri
gelip yemedii iin pe atlyordu. Lokomotifler yolun almas
iin sabrszca ddk alyorlard. .. nsan orada burada muazzam
kaynaklann dikkatsizce savrulduu, byk lekli bir adamsende
ciliin, ok byk bir arurun var olduu izlenimini alyordu.
Kuzey Fransa'da igalden drt ay sonra ibanda grdm
Almanlarn hatasz ileyen mekanizmasndan ne kadar da fark
lyd ! Fransa'da da milyonlarca insan oradan oraya tamak,
orada da insanlara silah, mhimmat, iae ve kyafet yetitirmek
nemli bir meseleydi. Fakat Galiya'nn aksine, kuzey Fransa
demiryollanyla kapl olmasna karn, Almanlar tm lkeyi ba
tanbaa dolaan ve ehir iinden geen salam yeni demir raylar
demilerdi, stelik on sekiz gn ierisinde. Alman Fransa'sn
da trenler hi ge kalmyordu ...

158

xv

ALMANLAR GELMEDEN NCEKi LEMBERG


Lemberg'teki -veya Lehedeki adyla Lvov'daki- byk is
tasyon oradan oraya barp kouturan veya yerde kir pas ieri
sinde uyuklayan askerlerle ve etrafta aval aval dolaan akn
mltecilerle hncahn doluydu. Lemberg en yasakl blgelerden
birisi olmasna karn, burada bizi kimse ne durdurdu ne de bir
eyler sordu. Bir zamanlar dnyann en marur soyluluuna ev
sahiplii yapm olan Roma ve Floransa saraylarn andran b
yk ta binalarn kasvetli duvarlar arasndan geerek, eski ve
azametli Polonya ehrini geride braktk. Ortaadan kalma kar
mak sokaklarn arasndaki kk meydanlarda uzun ince at
lar, harikulade ta sslemelerden oluan sivri ulu tepeleri ve
zengin gl-pencereleri ile o byk dneme ait Gotik kiliseler
vard. Devasa modern Alman binalan gkyzne paralel uzan
yordu. nsann dikkatini ilk planda gz alc dkkanlar, restoran
lar, kafeler ve byk kentlerde grdmz geni yeil meydan
lar ekiyordu. Hrpani giyimli Yahudilerin oturduu semtler k
sokaklada i ie gemiti; bunlar pislik iinde ve grltc bra
nilerle doluydu, ama bulunduumuz dier yerlere kyasla Yahu
dilerin evleri ve dkkaniar daha geniti, daha fazla glyorlard
ve daha zgr davranyorlard . Askerler - her zamanki gibi yine
askerler; ayaklarn sryerek yryen Yahudiler ve aceleci, el
leri kollar durmayan Polonyallar -dnyann en irkin milleti
kaldrmlar andryorlard. Her yerde nekahet dnemlerinde
hastalara ve yarahiara rastlyordunuz. Ev ler her yerde geici ola
rak hastaneye evrilmiti. yle syleyeyim, sava boyunca Rus

159

cephesinin gerisinde grdm kadar yaraly baka hibir lke


de grmedim.
Hotel Imperial eski bir saraydan devirmeydi. Odamz sekiz
metreye on metre boyutlanndayd, tavan ykseklii drt buuk
metre, ayrca d duvarlar da metre kalnlndayd. Bu byk
apartmann sszlnda kahvaltmz yaptk ve ardndan gei iz
nimizde, " bu belgenin hamillerinin vakit geirmeksizin Gali
ya valiliine mracaat etmeleri . . . " diye yazl olduundan, Po
lonya krallannn eski sarayna doru, daha lokmalarmz yeni
yutmutuk ki, yola koyulduk. Yerel Rus brokrasisi tm o hantal
hamhalatlyla burada alyordu.
Giriteki katibin masasnn ba, siviller ve mlteciler yzn
den ana baba gnyd. B ir vakit bekledikten sonra nihayet gei
iznimizi ald, dikkatlice iki kez okudu, evirip evirdi ve om
zunu saliayarak geri iade etti. Bunun dnda bizimle pek muha
tap olduunu syleyemem. Kendi bamzn aresine bakaca
mz anladmzdan, birka nbeti eri atiatarak daha ierideki
bir odaya daldk ve masann banda bulunan yaz yazmakla
megul grevliye gei iznimizi uzattk. Bakt ve sevimli bir g
lmsemenin ardndan,
"Ya nisnayo!" dedi. "Bu konuda hibir bilgim yok."
Franszca veya Almanca konuabilen birilerinin olup olmad
n sorduk. Aramaya gittikten krk be dakika sonra geri geldi
inde yannda at pat Almanca konuabilen, olduka yal bir
yzba vard. General Lichisky'nin bize valilik makamna git
memiz gerektiini sylediini anlattk ve cepheye gemek iste
diimizi syledik.
"Ben size yardmc olaym. yle buyurun."
Eliyle koridoru iaret etti. B ir mddet yrdk ve bir ara d
np batmzda o yoktu, adam adeta kala gz arasnda srra ka
dem basmt. Nitekim bir daha da kendisini grmedik.
Hemen karmzda, zerinde "Valilik Personeli" yazl bir ka
p vard. eri girdik ve emirerine doru yaklaarak Franszca
veya Almanca bilen birisiyle grmek istediimizi syledik.
Hemen canayakn bir albay belirdi ve elimizi skp kendisini ta
ntt:
"Piotr Stefanovitch Verchovsky, emrinizdeyim."

1 60

Hikayemizi anlattk.
"Baylar, ltfen birka dakika bekleyin, sizin iinizi tez elden
halledeceim."
zin katlarmz ald ve kayboldu. Drt saat sonra bir emireri geldi ve gayet rahat katlar elime geri tututurdu.
"Albay Verchovsky nerede?" diye sorduk.
"Ne poriiemayor! "dedi, "Sizi anlamyorum!"
Kapya gittim ve emirerinden albay bulmasn istedim. Bir
ka dakika gememiti ki albay kardan grnd. Her zaman
kinden daha da kibar ama bizi hala burada grdne fevkalade
arm bir ifade vard yznde.
" zin kadnzda valilik makamna bavurmanz gerektiini
belirtiyor aka," diye syledi, "fakat ilgili blm bulma ala
larm sonusuz kald. Dorusunu sylemek gerekirse, bu sabah
gelen haberlerden tr muazzam bir tela ierisindeyiz. Size
tavsiyem Prens Bobrinski ' nin hususi karargahna gitmeniz ve
yaveri Prens Troubetskoi ile grme talebinde bulunmanzdr . . .
Fakat benim gnderdiimi sylemeyin !"
Val ilie giderken yolumuzun stnde, baka hi derdimiz
yokmu gibi, drt kukucu emirerine arptk! Katlarmz sun
duk ve hemen bir odaya alndk. Odada k giyimli subaylar si
gara iiyor, konuup glyor, gazete okuyorlard. zerinde eski
Macar niformas olan atlgan bir gen, etrafnda toplanm ne
eli bir kalabala Franszca olarak kendisi ve Nice'de bulutuu
bir Polonyal kontes hakkndaki hikayesini anlatyordu ... zerin
de uzun siyah ipek cppesi, boynunda gm gerdanlktan salla
nan byk gm hayla Rus kilisesinin kibar yzl, sakall pa
paz, ensesi kaln ve madalyas bol bir albayla kol kola volta at
yordu . . . Bu ehlikeyf, latif grup kadar. savatan uzakta hibir ey
yok gibiydi.
Parldayan dileri ve kaln byyla yakkl bir gen yakla
t ve elini uzatt.
"Bendeniz Troubetskoi," dedi ngilizce. "Nasl oldu da bura
lara gelebildiniz? Muhabirierin Lemberg'e gelmeleri mmkn
deildir!"
Generaller ve kurmay bakanlan tarafndan imzalanm bir
ton kad kendisine uzattk.

161

"Amerikallar ! " dedi , glmernek iin dudaklarn srarak.


"Amerikallar! Amerikallar sz konusu olduunda ynetmelik
Ierin esamisi okunur mu ki? Benim burada olduumu nasl
rendiniz veya niye bana geldiniz, dorusu pek anlayabilmi de
ilim."
New York 'ta heykeltra Troubetskoi ile grm olduu
muz trnde bir eyler geveledik.
"Ah, evet," dedi. "Yabanc olan. Rusa konuamyor san
rm . . . Fakat sonuta u an buradasnz. Sizin iin ne yapabili
rim?"
"Biz cepheye gemek istiyoruz." Kafasn ikilli bir halde
sallad. "Valinin en azndan Przsemysl 'yi ziyaret etmemize izin
vereceini dnmtk."
"Eminim verir idi," diye gld prens, "fakat bu sabah gelen
zc haber u ki Avusturyal lar sekiz itibaryla Przsemysl 'ya
girdiler! "
Dorusu Przsemysl 'nin b u kadar abuk deceini dnm
yorduk. "Lemberg'e kadar ilerleyebileceklerini dnyor mu
sunuz?"
"Byk ihtimalle," diye yantlad aldnsz bir edayla. "Artk
ikisi de stratejik bir neme sahip deil. Biz savunma hattmz
dzeltiyoruz." Ardndan konuyu deitirdi; valiyi bizzat grece
ini ve bizim iin neler yapabileceini soracan syledi. Sa
bahleyin tekrar gelebilir miydik?
Bu arada kulak misafiri olan Papaz ok iyi bir ngilizceyle
Amerika'nn neresinden olduumuzu sordu.
"Amerika'da on alt yl kalmlm var," dedi glmseyerek.
"Sekiz sene New York 'ta Yonkers, Yunan kilisesinin papazln
yaptm. Sava knca elimden gelen yardm sunabilmek iin
geri dndm. imdi tekrardan dnmek iin savan bitmesini
bekliyorum."
Sokaa ktmzda bir manga dev gibi asker keyi dn
m, akam yemei iin mutfaa doru yola koyulmulard.
Tam sarayn nne gelmilerdi ki, n sra arkya balad ve pei
sra dierleri katld:
"Hi unutnarn ben gen bir kzken

1 62

Ordunun manevralar srasnda


Gen bir subay gelmiti bizim kye askerlerle
Ye "bir bardak su verir misin?" demiti bana
Suyu itikten sonra, atndan inmi
Ve beni pmt.
O giderken yle kalakalmtm arkasndan
Ye tm gece uyuyamamtmTm gece ryamda gezinip durmutu ...
Yllar sonra, ben artk dul bir kadnken
Ye drt kzm evenniken
Bizim kye yal bir general geldi;
Ye sakatt, birok yerinden yaralanmt.
Acyla inliyordu. Ona baknca kalbirn hzla arprnaya balad
Bu o gen subayn ta kendisiydi, nasl unutabilirdim:
Her zamanki gibi cesur - ayn ses tonu,
Her zamanki gibi cesur - ayn gzler,
Ama byklarna aklar dmt.
Ye yine, yllar nce olduu gibi, o gece de uyuyamadm,
Ye ben her gece yalarmda onu grrm . . .
"

Tm sokaklarda askerler rmak olmu arktarla alyorlar


d. Caddenin dier ucu boyunca, ufak bir ykseltinin zerinde
apkalarnn sra sra dizildiini gryorduk. Yksek binalarn
arasnda bu byk korolarn syledikleri arklarn yanks birle
iyordu. Tm ehir derin bir metodinin etkisi altndayd. Bu
Rusya'nn bitmek tkenmek bilmez gcyd, damarlarndaki
kuvvetli kan erkekliin dipsiz kuyularndan dikkatsizce dar
akyordu. G toplayan bir malup ordu ile geri ekilii fatihle
rine lmcl gelen ricat halindeki evsahibi arasndaki paradoks.
zerimizdeki Rus paras bitmek zereydi, dolaysyla sabah
leyin altn bozdunnaya gittik. Ancak, gel gr ki kimse ngiliz al
tn kabul etmiyordu. Herkes ksk bir sesle ayn soruyu soruyor
du, tabii etrafta duyu mesafesinde bir askerin olup olmadn
kontrol ettikten sonra: " zerinizde Avusturya paras m var?"
nk imdiden Avusturyallarn tekrardan geldiine ilikin bir
dedikodu al p ban yrmt.

1 63

Troubetskoi ile olan randevumuza yetitik. Bizi sarayn eski


taht odasndan geirerek vali yardmcsnn ofisine gtrd. Su
bay cana yakn birisiydi; zerindeki ceket madalyalarla pan! pa
ni parldyordu.
"Prens Troubetskoi ve ben sizin iin elimizden geleni yap
tk," dedi dostane bir tebessmle. "Fakat vali cepheyi ziyaret et
menize izin veremeyecei iin duyduu znty bizzat belirt
memizi istedi. Bunun iin askeri yetkililere bavurmanz gereki
yor - biliyorsunuz, kendisi yalnzca sivil bir grevli ... Ancak, as
keri yetkililerin bavurunuzu kabul edeceine phem yok. Bu
durumda, buraya dnn ve sizinle ilgilenmekten mutluluk duya
rz."
zin iin nereye bavuracamz sorduk.
" ki yol var. Ya Petrograd' a kadar uzanrsnz ve bykelile
riniz araclyla konuyu Ekselanslan Grandk Nicolai Nicolaie
vitch ile halledersiniz ya da Polanya'ya Cholm'a gidersiniz, ora
da General vanov ' un karargah var. Kendisi gneybat cephesi
nin bakumandandr. Gerek Prens Troubetskoi gerekse de ben,
General lvanov 'a bavurmanzn daha verimli olacan d
nyoruz ve Ekselanslan vali de bizlerle ayn kany paylayor.
Ben imdi Cholm' a gitmeniz iin size gei izni temin edece
im."
Gece yars Cholm trenine yetirnek zere otelden ayrldk.
Ortalkta tek bir araba bile olmadndan istasyona giden bir su
bay -Franszca konuuyordu- bizi gtrmekten memnun olaca
n syledi. Oval, yan Sami ehresi Asurlulara ait bir duvar res
minden kopyalanma benziyordu sanki. Kafkaslardan gelen bir
Grc olduunu syledi.
"Grc alaylar gsterdikleri kahramanlktan tr Trk cep
hesinden buraya ar ldlar. Grandk doru olan yapt; biz Gr
cler u ana kadar orduda bulunan en cesur askerleriz," dedi.
"Avusturyallar Lemberg' i ele geirebilecekler mi?"
"Ah, evet," dedi rahat bir ekilde. "Bugne yarna kalmaz ge
lebilirler diye dnyoruz. Fakat pek bir nemi yok akas.
Gelecek k geri dneceiz - ya da ondan sonraki k."

1 64

XVI
YMSER BR HAC YOLCULUGU
Cholm ile Lemberg aras normal artlar altnda yz kilometre
bile ekmiyordu, ama bu ikisini dorudan doruya birbirine ba
layan bir karayolu yoktu. Cholm'a gidebilmek iin nce uzun ve
dolambal bir yoldan Rusya'ya gemeniz ve oradan geri Polan
ya'ya gelmeniz gerekiyordu, ki bu toplarnda yz kilometre
den daha fazla yol kat edeceiniz anlamna geliyordu.
Drt kiilik bir kampartmanda seyahat ediyorduk. Yol arka
dalanmzdan biri ayanda izmeleri, aznda sigarasyla rana
snda yatan sessiz sakin bir temen, dieri de sakatlktan tr
evine geri dn yapan aksi, yal bir generaldi. General kap ve
pencerelerin sk skya kapal tututmasn istiyordu, nk tpk
dier kta halklan gibi Ruslann da temiz havaya kar ar bir
korkulan vard. Tm gece boyunca Amerikal cesur yiitler ile
ann niformal takipileri arasnda pencereyi kapatp kapatma
mak zerine kran krana bir muharebe yaanmt. Ancak, afak
skene yakn devreye demiryolu polisinin girmesiyle, pencereyi
ama hamlemiz baanszlkla sonulanmt.
Beyaz Rusya. Saatlerce hu ve am aalar dolu el deme
mi bir blgenin iinden getik. Ne tek bir ev ne de tek bir insan
vard; ortalkta sessizlii bozan tek ey lokomotifn ddyd.
Kimi zaman orman iindeki bir boluktan, budaylarn arasnda
siyah aa ktklerinin belirdii geni sar dzlkler gzmze
iliiyordu. Hkmete ait ve imdi kapal olan votka dkkannn
evresinde hali perian kyler sralanmt. Domuz ve kaztarla

1 65

dolu amurlu yollarn ierisine, dzenli dzensiz ats sazdan


ahap kulbeler yerletirilmiti . . .
Kadnlar tarlalarda alyorlard. Byk ihtimalle uzaktaki
bir Kadn Trpanclar Loncasna mensup bu geni omuzlu ka
dnlar trpanlarn, oraklarn bir kaldrp bir indiriyorlard. Her
yerde saysz gen, kuvvetli mujik vard. Aalarn arasnda bal
ta sallayanlar m ararsnz, yollarda trk syleyerek gidenleri
mi, orduya ait da gibi birikmi erzaklann bulunduu kilometre
ler boyunca uzanan kul belerin etrafnda toplaanlan m? Ne a
re ki sava bir an olsun aklmzdan karmamz mmkn deil
di. Kentler baran askerlerle doluydu. Bat ynne ard arkas
na asker dolu trenler gidiyordu. Ve biz de rampa hatlarnda duru
yor, pencerelerinden soluk, strapl yzleriyle bandajl insanla
rn bakt beyaz salk arabalarnn sonu gelmez geit trenini
seyrediyorduk. Her kyn kendine ait bir askeri hastanesi var
d. . .
Dokuz saatlik bir bekleyiin olduu Rovno' da tren deitir
dik. Yeni trenimizde, Tarnapol ' da bize yardmc olmu, u ngi
lizce bilen kk dereceli memur Miroshnikov ile rastlatk.
Resmi bir i iin kuzeye gidiyordu.
"Birlikte turlayalm," teklifinde bulundu. "Size buradaki tipik
bir Yahudi kasabasn gezdirmek istiyorum."
Yolda yrrken, arnzundaki apoletlerde bulunan krmz, be
yaz ve mavi renkteki eritlerin ne anlama geldiini sordum.
"Bunlar gnll olduumu gsteren eritler, zorunlu hizmet
ten muaf olduum anlamna geliyor," diye yantlad. Ve ardndan
sinsi bir glle ekledi: Rusa'da "gnll" szcnn karl
, "Volnoopredielyayoustchemusia"dr! "
Bu dili renmek iin kalan ne kadar umudumuz varsa onu
da o an orada yitirdik!
Pale Yerleim Blgesinde grdmz o Yahudi kasabas
Rovno 'yu mrm olduka unutamani O ekilsiz bykl, ya
r yarya arnavutkaldrm kapl geni sokaklar, bakmsz kald
rmlar, dzensiz yerlemi ahap evleri ve etrafta drt dnen alt
kademe grevlileriyle tam bir Rus beldesini andnyordu. Her ta
rafta Rus atlarn ektii kk tekerlekli arabalardan vard. Pa
muklu kadife kyafetleri ve frapan ekilli apkalar olan arabac-

1 66

lar dnda evredeki herkes Yahudi idi... Sokak plerle dolu ol


duundan etrafta ok kt bir koku hak:imdi. Aynca sokan or
tasnda olumu su birikintileri her geenin zerinde kendinden
bir hatra brakyordu. nsan snp kan imekten imi sinekler
havada drt dnyordu. Sokan her iki tarafnda da dank bir
biimde saysz kk dkkan sralanmt. Sattklan kalemiere
ait resimlerin olduu parldayan tabelalar uzaktan bakldnda
i ie gemi grnts veriyordu. Kt kokan dkkan kaplan
nn nnde durmu yapkan dkkan sahiplerinin her biri, yolun
karsndaki dalandnc rakibinden deil de kendisinden bir ey
almamz iin bas bas baryordu. Rusya'da yalnzca Yahudile
rin yaamasna izin verilen bu dar dnyaya bir sr arabac, s
rsne bereket dkkan, berber, terzi smt. stelik polise r
vet vermek suretiyle bir mddet kaldklar yasakl ehirlerden
geri toplanan kalabalklarla, bu say dzenli bir ekilde artyor
du. Gerekten de bir Yahudi'nin Pale'de nefes almas stn bir
baan olarak grlmeliydi.
Dnyorum da, Galiya ehirlerinde yaayan en fukara, en
kt durumdaki Yahudilerden bile ne kadar farklydlar. Burada
ki Yahudiler solgun, kamburu km ve aptallk snrna gelip
dayanm bir rk grntsndeydi. Uzun pahalarnn altndan
gsterdikleri "kutsal pskl"leriyle -Polonyal Yahudilerin k
k siperli serpular taktklarn ilk kez Rovno'dayken grm
tk- korkudan sinmi yetikin erkekler, salksz grnen yzle
rindeki hafif sakallaryla delikanllar, erken yatan ar bir al
maya ve ac bir aalanmaya mahkum edilmi kck kz o
cuklar, buruuk yzl yetikin kadnlar. nsanlarn suratiarna
baktnzda, size sitemkar ve nefret dolu bir yz ifadesiyle kar
lk veriyorlard. Ve tm bunlarn orta yerinde, ak kapsndan
dan mavi ttsler szan bir Rus kilisesi vard - altnlar, mcev
herler ve mum arasndaki ikonlann nnde zerinde altn
ipliklerle ilenmi etaller olan papazlar yava, ulvi ezgiler mrl
danyordu.
Ruslar ve onlarn kilisesi bin yl akn sredir Yahudileri ve
onlarn dinini ortadan kaldrmak iin ellerinden geleni yaptlar.
Peki, sonuta ne derece bir baan elde ettiler? Burada Rovno 'da
binlerce Yahudi kendilerine ait zapt edilemeyen dnyaianna ka-

1 67

patlm, dinlerinin vecibelerince hareket ediyor, kendi gelenek


lerine sadk bir ekilde yayor ve kendi dillerini konuuyordu.
B irbirinden farkl iki ahlaki kurallan vard - biri kendi aralann
da geerli olan, dieri de gayri-Yahudiler arasnda geerli olan.
Ruslara yneltilen eziyet Rus halknn bnyesinde yalnzca bir
zehir ve ac dourmutu. Kk bir Yahudi hannda kvass ier
ken Miroshnikov'un syledikleri doruydu: tm Yahudiler Rus
ya iin vatan hainidirler. Elbette yleler.
Trende daha nceden tanklmz olan bir subay girdi ieri.
Havay koklad, bayla bizi selamlad ve hizmet eden korkmu
kzlara nefret dolu bir bak atarak aleni bir ekilde, "Pis Yahudi
ler! Onlardan nefret ediyorum!" dedi ve ekip gitti.
Neredeyse tm gnmz Rovno istasyonunun etrafnda ge
irdik, fakat polis bizi anca akama doru tutuklama karar ver
di! Dierleri dnda, Bolatov adnda haval bir albaya da ba
vurduk. Seyahatlerimiz boyunca kendisiyle birka kez karla
mtk. zerinde tad birok madalyann yan sra, altndan
yaplma bir onur klcna da sahipti. Ayrca gsnde fodra oldu
u ibi, kendisini hain gsteren byklarn da hafiften boyam
t. Ulke apnda gerekletirdii beyhude yolculuklarn hangi
amaca hizmet yapldn hibir zaman renemedik. Miroshni
kov, Robinson 'un mehur bir sanat olduunu syledi.
"Greceiz!" dedi Balatav sinsice. Robinson 'a doru yakla
t. "Madem sanatsnz, o halde benim bir portremi izin de g
relim!" dedi.
Balatav ark lambasnn altna geip gs darda, eli kl
kabzasnn stnde, by yukan doru kvnk bir asker duruu
taknd, Robinson da hayatnn balanmas karlnda izime
koyuldu. Portre tam bir dalkavukluk rnyd. Albay Balatav
portresine bakarken o kadar memnundu ki polise el sallad:
"Bu beyefendileri serbest brakn," diye emretti. almndan
yanna yaklaabilene ak olsundu. "Kendileri tannm muhabir
lerdir . . . u resmi imzalar msnz acaba?"
O gece asker tayan arabalarn birinde sabahladk; Kavel'de
araba deitirdik ve yedi saat bekledik ve her ne kadar var sa
atini kimse bilmese de son dura Cholm olan bir trene atladk!

1 68

leden sonramzn tmn byk Polanya dzlklerinden bat


ya doru yava yava trmanarak geirdik. Kenarlar gelincikler
le ssl engin buday tarlalar aa burunlarna ve neeli sazl k
ky evlerine kar ilgin bir grnt sergiliyordu. iek am
akasya aalannn arasna yar yanya gml ahap istasyonlar
da herkese ak semaverler kaynyordu ve tngr mngr hareket
eden kaln yzl kyller yle hareketsiz bir ekilde trene bak
yorlard. Erkekler kaba ynden yaplm uzun gri bir ceket giy
miken, kadniarsa parlak renkli etekleri ve earplaryla renkli
bir grnm sergiliyorlard. Ve gnn son saatlerine doru, g
ne yzn son bir kez bize gsterirken ve yeryzndeki tm
krmz, yeil ve sanlar canl bir birliktelik ierisinde parldarken
kum rengi bir am kerestesinin yanndan getik: aalada kapl
Cholm tepesi tam karmzdayd. Yeil yapraklarnn zerinde
altn kabarcklar gibi yzen Yunan kmbetleri parldyordu.
Yeni tanmamza ramen arabuk kaynatmz Yzba
Martinev, gerek bir Rus ak yrekliliiyle orduyu eletiriyor
du.
"-Korkun bir israf," diye veryansn ediyordu. "Durun size
bir hikaye anlataym. Ekim aynda Almanlar Varova zerine
saldnya getiklerinde ben Tilsit'te kendi alaymdaydm ve tez
elden Polanya'ya hareket etmemiz ynnde acil bir emir gelmi
ti. yi de, Tilsit'ten en yakn demiryolu istasyonu olan Mittau
"
aras yz verst tutuyordu. Bu yolu gnde kat ettik kat etmesi
ne ama vardmzda askerlerin de pestili kmt. B ir eyler
ters gitmiti - mesela, peronda tam yirmi drt saat uykusuz bir
halde beklemek zorunda kalmtk, nk ok souktu. Oradan
trenle iki gnde Varova'ya gittik, alktan neredeyse lyorduk;
ancak, bize iae temin edilmesi iin kimse bir hazrlk yapma
mt! Nihayet biz vardmzda Lodz oktan dmt. Oraya
ulatmzda vakit gece yarsn bulmutu ve muharebenin de
vam ettii Teresa' ya giden bir trene binrnek zere ehrin br
yakasna getik. B iraz mesafe kat ettikten sonra grdk ki, raylar
den bir topu mermisi sonucu parampara olmutu. Sabah iki* 1 vel'st

1 ,067 kilometre (.n.)

1 69

de trenden indik ve Teresa'ya giden 5 saatlik yola koyulduk yryerek.


"Saat sekizde General M ' nin komutasndaki karargaha var
dk. Kendisi Manurya'da yle hayati hatalar yapmt ki! As
kerlerimizin durumu ise periand; gecedir adam gibi uykuya
hasrettiler ve stelik iki gndr boazlarndan neredeyse tek bir
lokma gememiti. Kendimizi trene zar zor atmtk ki, yarm
saat sonra general, kurmay bakanyla birlikte kageldi:
Aksi bir tavrla, "Burada ka tane adammz var?" diye sordu.
"Sekiz bin."
"Gzel. Bunlar nbeti devralmak zere siperlere gnderin."
Albaymz itiraz etti. "Fakat benim adamlannn siperlere gitmesine imkan yok. Dinlenneye ve yemek yemee ihtiyalar
var. Tam be gndr-"
"Zarar yok! Senden akl alacak deilim. Mar mar ! " diye
bard general.
"Ardndan general yatana geri dnd. Askerlere onca dil
dktk, rica ettik, tehdit ettik, krbalarlk -onlarn yemek ve uy
ku iin yakariarn duymak, bu korkun bir sahneydi- ve as
kerler siperlere doru yola koyuldular...
"Sabah onda alana girdik ve tm gn boyunca youn bir sal
drya maruz kaldk - ylesine yaundu ki yemek vagonlan ak
ama dek bize ulaamad, dolaysyla yiyecek hibir ey bulama
dk. Almanlar gece iki kez saldrdlar, dolaysyla bize o gece
uyku da haramd. Ertesi sabah ar topu bombardman altnda
kaldk. Adamlarmz adeta sarho gibi ortalkta fnl frl dn
yorlard, ne bir nlem ne baka bir ey. stelik onlar ate eder
ken bizimkiler yatmaya gidiyorlard. Gzlerinden ate saan su
baylar, uyurgezer insanlar gibi bir eyler mnldanarak bir aa
bir yukar gidip geliyor, askerleri kllannn tersiyle dvyorlar
d . . . Ben ise ne yaptmn farknda deildim artk ve sanrm
herkes de benimle ayn durumdayd; gerekten de, sonrasnda ne
olduunu hi hatrlamyorum - yalnzca orada drt gn drt ge
ce kaldmz biliyorum. Her gece bir vagon bize orba ve ek
mek getiriyordu. Ve yine en az kez Almanlar sngleriyle
lmne saldryorlard. Bizse o siper senin bu siper benim orta-

1 70

lkta drt dnyor, kaacak delik anyorduk - her ne kadar ou


muz kendimizde olmasak da...
"Nihayet beinci sabah bizi braktlar. Sekiz bin adamdan sa
dece iki bini geri dnebildi ve bunlardan bin iki yz dorudan
hastaneye sevk edildi.
"Fakat iin asl gln taraf tm o drt gn boyunca biz ora
da ldrlrken, hepi topu kilometre tede alt tane diri, tap
taze alay yedekte bekletil iyord u ! Allah akina sizce General
M- kafasndan neler geiriyordu?"

XVII
RUS USUL TUTUKLAMA
Martinev bumunu vagonun penceresine dayayarak: "Cholm!
dedi. Geliyoruz!"
Bir yerlerde dam ynlar ve klallar arasnda, neredeyse
grandk Nicolas Nicolaievitch' inki kadar byk gce sahip, b
tn Gney-Bat Rus ordulannn bakomutan general vanov'un
kurmay bulunuyordu. Her halkarda, cepheyi ziyaret etmemize
izin verecek yetkeye sahip insan oydu. Cholm 'un ylan gibi kv
rlan yollannda, kupa aramzda sarsla sarsla ilerlerken, Robin
son 'la ben grmek istediimiz arpma eidi stne iddetli bir
tartmaya girdik. Robinson bir piyade saldnsn grmekten ya
nayd, bense Kazak sotniasyla 13 bir baskndan vazgemek iste
miyordum.
Karargah nbetisi herkesin yatmaya gittiini syledi.
"Loutche gostinitza!" diye bardk arabacya.
Annda tepki vererek, seimimiz Bristol Oteli 'nden yana ol
du, nk btn kentlerde ve Eski Kta'nn btn yerleim yer
lerinde bir Bristol Oteli vard; buradaki de Bristol Otellerinin ge
nelindeki kalite dmesinden kurtulamamt. Belki Cholm 'un
en iyi gostinitza'syd ama alt st, ar kalabalk bir Yahudi
mahallesinin ortasnda, dik bir bayrda, ahap ve al sval iki
katl bir binayd, stnde Rusa: NG i LiZ OTELi yazl bir ta
bela vard. Elbette, orada ngilizce konuan kimse yoktu - ngi1 3 Sotnia. Kazk tmenlerini alt blmleri. 1 00-2500 asker arasnda oluur.

(. N. )

1 72

lizce konuan hibir yolcu buralara gelmedii iin. Ksa boylu,


kara bykl bir Polonyal ter iinde, oflaya puflaya dan ka
rak, bizim sabrsz "Nomernoi!" lanmza cevap verdi, Franszca
yalnzca iki laf biliyordu: "ok gzel!" ve "Hemen!" Hashein,
ya da otelci -besbelli, Yahudiydi- Yidi dilinde konuuyordu.
Ertesi sabah, biz giyinirken kafas tral bir subay zuhur etti
ve kibarca, kendisiyle birlikte genel karargaha gelmemizi istedi.
En az drt kii, dedi, bizim Almanca konutuumuzu duymu ve
hemen Cholm 'da casus olduunu ihbar etmiti. Kk bir odaya
sokulduk, orada kk bir masann arkasnda, yz sevimli bir
adam oturuyordu; adam glmseyerek elimizi skt, Franszca
biliyordu. Yazl gei izinlerimizi ve Prens Troubetskoi'nin gi
ri mektubunu verdik.
"Galiya genel valisi buraya gelmemizi ve General v a
nov 'dan cepheye gitme izni istememizi syledi."
Adam dosta bir tavrla onaylad.
"Mkemmel. Ama nce grandke telgraf ekmemiz gerekir.
Tabii ki basit bir formalite. ki saat iinde cevab alrz. O za
mana kadar otelinize dnme ve size haber verilene kadar orada
bekleme nezaketini gsterin."
Odamz ikinci katta, tam da eimli atnn altndayd, Yahudi
evinin plerinin yayld, ssz bir avluya bakan eimli iki pen
ceresi vard. Avlunun ardnda, manastnn altn renkli kubbeleriy
le ve kuleleriyle talanm, ormanlk dan eteinde, Yahudi ma
hallesinin pasl ve yamal sac damlar uzanyordu. Sada kald
nn denmi bir yol, ii Yahudi dolu ta binalann ve viranelerin
arasndan geerek manastnn bahe kapsna kadar tepeyi trma
nyordu . Soldaysa manzara damlarn tesinde, kuzeye doru
ykselen engin ovalara kadar uzanyordu: dama tahtas gibi par
a para sk ormanlar, tarlalar, kyler ve ok yaknlarda, youn
bir trafik iindeki demiryolu.
Btn gn bekledik ama kimse gelmedi. Ertesi sabah, yatak
larmzdan henz kalkmamken, kafas tral subay ieri girdi,
eildi ve kararsz, net olmayan bir tonda:
"Grandk henz cevap vermedi; ama gn iinde muhakkak
cevap verecektir. . . ya da yarn," dedi.

1 73

Biz koro halinde: "Ya da yarn ha! diye bardk. Ama bu iki
ya da saatlik bir iti ! . .. "
Subay gzlerini karyordu.
"Altesleri ok megul..."
"Altesleri sorunumuzu zmlernek iin birka kck da
kikay dinlenme tasarsndan karamaz m?"
Huzursuz olan subay, telal bir tavr taknd :
"Biraz sabr beyler. Bu yalnzca bir saat sorunu. Sizi geciktir
memek iin imkansz yerine getireceimize sz veriyorum . . . Ve
imdi , ayrm yapmadan btn katlarnz vermenizi isteyece
im."
Alman casusu olmamzdan m kukulanlyordu? Subay ra
hatsz bir ekilde gld ve belgeleri teslim alma tutanan verir
ken hayr dedi.
"imdi de, cevap gelmeden nce otelden ayrlmayacamza
dair bana eref sz vermenizi isteyeceim."
"Tutuklu muyuz?"
"Yapmayn sevgili dostlarm, tabii ki hayr. Kesinlikle ser
bestsiniz. Ama, anlarsnz ya, ok nemli bir askeri blgedesi.
nz ...
Anialmayan birka sz syledi ve cevap vermek zorunda
kalaca baka sorularla karlamamak iin ortadan kayboldu.
On be dakika sonra Hashein hibir incelik kuralna gerek
grmeden odamza Kazak ', krk balklar, sivri burunlu iz
meler ve gs ak uzun kaftanlar giymi, insan aznan sok
tu; Kazaklarn her biri kuann arasna dikey ekilde yerleti
rilmi, telkarl sslemeli uzun bir haner, onun yannda da, kab
zas gm kakmal kocaman bir kl tayordu. i fadesiz gzle
rini zerimize dikerek karmzda dikildiler.
"Ne istiyorlar?" diye Almanca sordum.
Hashein bizi rahatlatmak istercesine glmsedi.
"Yalnzca bu beylere bakmak istiyorlar. . . "
Daha sonra aaya inmek istediimde, kapmzn nnde gi
dip gelen bir Kazak bana yol vermek iin ekildi, ama hemen ar
dndan trabzandan sarkarak Rusa bir eyler bard; aada,
halde duran bir bakas karma kt; k kapsnda da nbet
tutan bir ncsn grdm.
"

1 74

General vanov 'a hitaben fkeli bir mektup yazarak, Ruslarn


"eref sz" anlayn protesto ettik ve bu tr davrann nedeni
ni sorduk. Gece yars albay gelerek Kazaklann hemen geri eki
leceini syledi ve generalin zrlerini iletti. (Ertesi sabah, ger
ekten de ekilmilerdi. . . merdivenin arkasnda konulandrl
mak iin; oradan kuku dolu baktarla bize bakyorlard.) Tu
tuklanma durumumuza gelince, albay durumun ciddi olduunu
syledi. Uygun gei-izin katlan olmadan askeri harekat bl
gesine szmtk.
"Onlarn ' uygun ' olup olmadn nereden bilebilirdik ki?
Gei katlarmz generaller tarafndan imzalanm ve Lem
berg ' de prens Bobrinski tarafndan onaylanmt. Ne ktlk
yapmtk?"
"En bata, gazetecilere yasak olan Cholm'e geldiniz. Ardn
dan Cholm'un general vanov ' un genel kurmay merkezi olduu
nu rendiniz ve bu, askeri bir srd."
"Ama vali yardmcs ... "
Albay szmz kesti:
"Baz subaylarmzn boboazlklar yznden suL. duru
muna dtklerinin bilincindeyim. Bu olay byk rezalete yol
at: sizi bu ehre ynehen btn subaylar... -Eliyle, anlamamz
salayan bir iaret yapt.- Ama bu hibir ekilde sizi hakl karmaz."
Ve albay yamur gibi yaan protestolarmzn karsnda kat.
Cumartesi sabah, kafas tral temen dostumuz yeniden or
taya kt, surat hi olmad kadar omdu.
"Baylar size kt bir haberim var, diyerek sert bir sesle sze
balad. Grandk telgrafmza cevap verdi: "Tutuklular sk gz
hapsinde bulundurun," diyor.
"Peki cepheye yolculuumuz iin ne diyor?"
"Baka bir konuya cevap vermemi."
Ve subay szlerine aceleyle devam etti:
"Ne yazk ki, bu koulda sizi, yeni bir emre kadar odanzda
tutacaz. Kapnzn nnde bekleyecek nbetilere isteklerioizi
yerine getirme emri verildi."

1 75

"Dinleyin, diye patlad Robinson. Lanet olas grandk,


.
n uz ...
"Ha ! " diye bard ok geiren subay.
"Bizden neyi gizliyorsunuz? Grandkn bizi casus zannetti
ini mi?"
Subay bir an dnd:
"Pek ala! Bakn... dedi. nk katlarnda garip, aklan
mas g yanlar var. nce, u adlar listesi . . .
Sabnmz yitirerek, bunlarn, Ruslann igal ettii Bucovin ve
Galiya blgesinde yaayan Amerikal yurttalar olduunu, sa
va nedeniyle onlardan haber alnamarln ve B kre 'teki B ir
leik Devletler elisinin aratrmamz iin bize bu listeyi verdii
ni yznc defa akladk.
Subay bize sevecen ama ayn zamanda anlamayan baklarta
bakt.
"Sorun birok Yahudi adnn bulunmasnda."
"Ama onlar Amerika yurtta ."
"Ha? Yahudilerin Amerikan yurtta m olduunu sylemek
istiyorsunuz?"
Bu olaanst durumu doruladk; subay yalanlamaya al
mad, ama bize inanmad ok ak grlyordu.
Ardndan bize emirlerini sralad. Herhangi bir gerekeyle
odadan kmamz yasakt.
"Holde gezinebilir miyiz?"
Omuzlann kaldrd:
"Kusura bakmayn."
"Ama bu sama, dedim. Bize atfedilen su nedir? Telgraf e
kerek eliliklerimize ulamak istiyorum."
Kafasn kad ve mnidanarak efine danacan syledik
ten sonra yanmzdan ayrld. Hemen ardndan, iki Kazak merdi
veni kt ve kapmzn nndeki sahanhkta volta atmaya bala
d; bir dieri alt katta kazk gibi dikildi; drdncs k kap
sndayd; beincisi ise Yahudi evinin avlusundaki araba konan
yerin damna, kat altmza kt ve duygusuz baklarn pen
ceremize dikti.
Aramzda grtkten sonra Robinson ' la oturup, Rus hk
metine, bugnden sonra otel cretini demeyi kesinlikle kabul
.

1 76

etmediimizi belirten diplomatik bir nota dendik - alclarn


evinnekte glk ekecekleri bir ngilizceyle. Kazaklardan bi
rini ardk ve onu, mektubu genel kurmaya gtnnekle grev
lendirdik.
Artk le saatleri olmalyd. Usuz bucaksz Polonya ova
snda Haziran gnei yava yava ykseliyor, nlan tepemizde
ki eimli damn inkolanna vuruyordu. Yahudi mahallesinde ge
ilmeyen plerden tuhaf kokular ykseliyor, penceremize geli
yordu. Giysilerimizi bir biri ardna kardk ve pencereden aa
ya sarktk, bouluyonnu gibiydik. ngiliz Oteli 'nin en st katn
da ok kaliteli tutuklular olduu haberi yaylmt; kar evde
oturan Yahudi ailesi kapya km, az ak bizi seyrediyordu;
kamburu km, yzleri krk, gzleri apakl yal kadnlar,
peruk takm, kendini salm anneler, kk kzlar, uzun, beyaz
sakall saygn hahamlar, olgun yata adamlar, gzlkl, zayf de
likanllar, kafalarnn tepesindeki ilgin taklee ve bir tr redingot
lanyla, tm ayn giyinmi kk erkek ocuklar. itin te ya
nnda, hemen hemen hepsi Yahudi olan kent sakinlerinden olu
an sessiz bir kalabalk penceremize bakyordu. Alman casusu
olmamz nedeniyle tutuklandmz sanyorlard. Btn Ruslar
Yahudilere hain gzyle bakard - Rusyal bir Yahudi olup da,
hain olmak istemeyen kim vard dorusu? ou bize heyecanla
bakyor olmalyd, bu srada, kurtarc Alman toplannn uzaktan
ve hi kesilmeyen sesleri duyuluyordu!
Gece, kafas tral subay yeniden gelerek, kendi eli lerimize
telgraf ekme iznini ve general vanov'un diplomatik notamza
cevabn getirdi: general, grandkn bizi hapis tutma emrini ne
den verdiini bilmiyordu. Otel parasnn denmesine gelince,
onu askeri ynetim stlenecekti. Bunu bildirdiimizde Hashe
in ' in rengi att.
"Rus ordusu deyecekse, asla metelik alamayacam demek
tir!"
Bunun zerine telgraflarmz bilinmezlik ve onun enginlii
iinde yitip gitti: sekiz gn getii halde hala cevap alamamtk.
Sekiz gn, ate gibi yanan inko dam altnda, le gibi kokan bu
odada... Oda be adm uzunluunda, drt adm geniliindeydi.

177

Tek kitaplarmz bir Rusa- Franszca szlk ve Yakar/ar Bah


esi ydi ki altnc okumadan sonra tm hevesimiz kat. Beinci
gne doru Hashein ehirde bir yerlerden bir kutu iskarnbil bu
lup getirdi, ve biz ikimiz lmne bri partilerine atldk: o za
mandan beri tek bir iskarnbil kad grmek bile beni ldrtr.
Zaman geirmek iin Robinson bir ehir eviyle, bir kr evi plan
lan iziyordu; Kazaklar iin grkemli malikane resimleri, port
reler yapyordu. Ben dizeler yazyordum; olanaksz ka tasan
lar hazrlyordum; roman temelleri kurguluyordum. Yahudi
evindeki a kadnla pencereden flrt ediyorduk; sokakta topla
nan halka sylevler veriyorduk; hep birlikte beddualar ediyor ve
ak sak arklar sylyorduk; uyuyorduk, ya da uyumaya al
yorduk. Her gn ara, Duma' ya, arlk konseyine aalayc
mektuplar yazarak ho bir saat geiriyor, bu arada grandk, ge
neral vanov ' u ve genel genelkurmayn da unutmuyorduk sonra da bir Kazak ' onlar hemen karargaha gtrmesi iin g
rev lendiri yorduk.
Her gn, gn r maz Hashein -ifadesiz, esmer suratnda
ayva ty sakallar km gen bir Yahudi- kukucu bir Ka
zak' la kageliyordu. Kt bir Almancayla:
"Morgen!" diyordu, biz de bamz rtlerin altndan kanyorduk. "Was wollen sie essen heute?"
B i z d e hi deitirmeden soruyorduk:
"Yiyecek ne var?"
'

"Spiegeleier. . . Biftek ... Kartoffeln . . . Schnitzel . . . Brot... But


ter... Tchai'...
Gnden gne, yeni menler bulmak amacyla Rusa-Fransz
ca szle gmlyorduk, ama o Rusa okumay bilmiyor ve bi
zim telaffuz ettiimiz szleri anlamamakta direniyordu. Dolay
syla biz de gnde alt kez yiyeceklerin srasn deitirerek yu
murta ve et, iecek olarak da sonsuza kadar srecek ay istiyor
duk. Penceremizin altndaki halkonda bir semaver srekli kayn
yor, zaman zaman ikimizden biri sahanla atlyor, Kazak' bir
yana itiyor, kafesi andran merdiven trabzanndan eiliyor ve
sesleniyorduk: "Hashein!" Tedirgin Kazaklarla ve merakl otel
mterilerinin kaplarn ap bakmalaryla srekli bir hareket

1 78

oluuyordu, ardndan bir ses yank halinde kulamza ulayor


du:

"Chto? "
"Tchai"! diye cevap veriyorduk. Dva tchar.. . skorrie!"

Breakfastmzda yumurta istemeye almtk ama Hashein


kabul etmeyerek cesurca aklad:
"le yemeinde yumurta, akam yemeinde yumurta, ama
sabah yumurta olmaz... Sabah yumurta, salk iin iyi deil."
Bir saatlik abalamadan sonra, yumurtalarmzla birlikte kav
mimu domuz ya istediimizi ona anlatabildim. Otelci ellerini
havaya kaldrarak, dehet iinde:
"Domuz ya! Evet, domuz ya bulunabilir! Ama yalnzca
Soylular domuz ya yer! Ben size domuz ya vermem ! "

XVIII
CHOLM'DA TUTUKLANMA
Bize bekilik etmesi iin, Cholm 'da yedek tutulan ve atlann
gezdirmekten baka bir i yapmayan Kuban Kazaklanndan bir
sotnia verildi. Tek sanat savalk olan, on be yandan altm
yana kadar ara hizmet eden bu ilgin Slav halknn ezelden
beri deimeyen giysileri: uzun krk balk, belden kemerli uuk
pembe, mavi ya da yeil uzun kaftan, gsnde apraz takl fi
eklikler, altn ve gm kakmal yataan, ilennemi deerli
talar monte edilmi haner ve sivri burunlu izmeleriyle yze
yakn, yar vahi dev. Balangta, tutuklulara gardiyanlk etmek
onlar asndan yepyeni bir elenceydi. Bizi tanyanlar gn bo
yunca arkadalarn getirip bizi gsteriyorlard; gndz geleme
yenler de gece, ara ara grltyle odamza dalyor, yakyor
ve knlarla vurarak bizi uyandryordu.
Kocaman ocuktan farklan yoktu. Bazlan nbet tutarken si
nirli bir ekilde kllarnn topuzlarn dvyor ve arkadan sal
drmamz korkusuyla tedbirli davranarak, odadan geri geri gide
rek kyordu. Bazlan utanga ve gvenir, arkadamz olmaya
hazrd; yaamlarn anlatmaya almak iin saatlerce Rusa
Franszca szle gmlyorlard. Bu dost Kazaklardan zellik
le biri, zamann Robinson 'la geiriyor, her ikisi de evini ve o
cuklarn amnsamay bitiremiyordu. Bu sekiz gn boyunca, b
tn sotniann geit resmi yaptn kezlerce grdk. Askerler
portrelerini yaptnyorlar, doymaz bir merakla eyalanmza bak
yorlar, giysilerimizin kuman yokluyorlar, sigaralarmz ii
yorlar, Robinson 'un izdii New-York 'un genel grnmne
so

hayran oluyorlar ve aralarnda hi durmadan bizim Alman casu


su olup almadmz sorununu tartyorlard. Hibiri bat Avru
pa'da bulunmamt, bu yzden ne dneceklerini bilemiyorlar
d.
ounluk yle dnyordu: Alman olsun ya da olmasn
fark etmez; ama ilerinde zayf, ksa boylu, sar bykl, kt su
ratl biri vard; bize hi sevilmeyen bir ulustan tutuklular gibi
davranyordu. Ona i van adn koymutuk. ivan grevdeyken ka
py vurmadan, paldr kldr odamza giriyor, sigaralanmz ii
yor ve ortadaki btn paray alyordu. Kimi zaman kitap okuyor
dum (Yakarlar Bahesi), gelip kitab elimden alyordu. Biz n
gilizce kar kyor, bu davranianna son vermesini istiyorduk.
O da Rusa, kstaha karlk veriyordu. Ve bu gnlerce srd.
B ir gn ivan yine geldi, kabaday bir tavrla masaya yneldi,
bir avu dolusu sigaray olduu gibi ald ve yere tkrd. Robin
son dayanamayp, patlad : "Get out, Ivan!" ivan dalga geti ve
Rusa cevap verdi. Robinson sinmedi: "Defol ivan, yoksa biz
seni def edeceiz! "
Kazak bana srtn dnd, kap akt. Artk hi barmadan
onu pantolonundan yakaladm, merdivene kadar srkledm ve
bir yumruk salladm. Hanerin ve yataann kard byk g
rlt arasnda basamaklardan yuvarland; aaya ulanca kudu
ruk bir haykrla ayaa kalkt, silahlarn toparlad, saldrya
gemek zere yukar kt. B izse kapy kapamakta gecikmemi
tik. i van klcn kapnn aralna soktu ve fkeyle brerek
kapy kanrtmaya alt. Sahanlkta duran Kazaklarsa doya do
ya glrnek iin duvara dayanmakla yetindiler: sonunda ivan gitti
ve bir daha da gelmedi...
Kazaklar gnde kez at stnde dik yokulu soka iniyor,
soldaki sokaa sapmak iin otelin nnden dnyor ve drt nal
giderken eski ve sert bir mar gibi ykselen gl bir ark sy
lyorlard. Onlarn getikleri her kezde pencereye yorduk,
bizim hizamza geldiklerinde hepsi srayla bize bakyor, selamla
mak iin ellerini kaldrarak glmsyordu - hepsi, tehdit eden
bir ifadeyle yzn buruturan ve bize yumruk sallayan i van d
nda; biz de o zaman daha ok eiliyor, ona doru yumruk sall
yorduk.

181

Bazen bunaltc akamlarda, aada, avluda nbet tutan Ka


zak bizi gzetiernekten bkarak bir kadeh iki imeye gittiinde,
tavan arasndan geerek otelimizin atsna kyor, kentin ar
kalabalk, insan seli akan sokaklarn ve uzanan inko damlar
seyrediyorduk. Gneyde, tepede, Jan Poniatowski 'nin Polonya
kral olduu anl dnemden sa kalan byk Katolik kilisesinin
iki antik oku gkyzne doru uzanyordu. Onun altnda, karan
lk bir sokakta, sinagogu ve hederi -Musevilerin din okulu- ba
rndran, ayrt edici bir iareti olmayan hantal yap bulunuyor, bu
yapdan gece gndz kutsal metinleri okuyan erkek ocuklarn
dua uultular ve Yasa'nn karmak sorunlarn heyecanla tart
"
an ravlann, rebbe lerin tiz sesleri ykseliyordu. Rus gel-gitleri
ykseliyor ve bu eski Polonya kentini istila ediyordu. Dammz
dan kialar ve dev gibi askeri enstitleri -n cepheleri Petrog
rad'dakiler gibi yz metreyi bulan, ucu buca grnmeyen
yaplar- grebiliyorduk; aynca yapm halinde, ya da yapm bit
mi sekiz kilisenin insanda ferahlk duygusu uyandran ekenar
drtgenlerle sslenmi, ya da krmzya, maviye boyanm soan
biimindeki kaba grnl kuleleri dikiliyordu. Penceremizin
tam nnde Kutsal Tepe ykseliyordu. Kaln bir yeillik tabaka
sndan manastro dlere yarar alt altn soankule fkryor
du: her akam ve her Cumartesi tok sesli, byk anlar ve billur
sesli kk anlar alyordu. Papazlarn sabah akam sokaa
inip ktn grebiliyorduk: sakall, uzun salar omzuna dk
len, yobaz suratl adamlar, yerlere kadar inen siyah ya da gri el
biseler giymilerdi. Kaldrmlarda Museviler boyun een bir ta
vrla onlara yol veriyordu. Manastr imdilik askeri hastane ol
mutu. Rus Kzl-Hann beyaz baln takm gen kz birlik
leri, srekli iki askerin nbet tuttuu ana kaplardan giriyorlar
kyorlard; kaplarn nnde her zaman demir kanatlarn aral
ndan sessizce merakla bakan insanlar bulunuyordu. Arada bir
cankurtarann tiz l duyuluyor ve cankurtaran yaklatka
ses de ykseliyordu: yaral subaylarla dolu bir otomobil, tm h
zyla dik soka trmanyordu. Bir keresinde st ak bir otomo
bil grnd, arabada iri yan bir adam kvranyor, drt hastabak
c da onu tutmaya alyordu. Karnnn olduu yerde, kan iinde

1 82

etlerden ve barsaklardan oluan bir yn grlyordu, adam


yol boyunca boazlanan bir domuz yavrusu gibi bard, ta ki
aalar otomobili, ayn zamanda da sesi yutana kadar.
Gn boyunca insan kaynayan kentin grlts teki btn
sesleri rtyordu. Ama, akam olduunda, otuz kilometreden da
ha az bir mesafeden at yapan dman toplannn homurtusunu
duyabiliyor ya da hissedebiliyorduk.
Rusya' daki Yahudi yaamnn dram her gn gzlerimizin
nnde srp gidiyordu. Kazak gardiyanmz aadaki evin av
lusunda kasla kasla dolayordu, ocuklar onun yanndan ge
erken yollarn deitiriyorlar, gen kzlar ay getiriyorlar ve
onun densiz senli benli davraniarna glmserneye alyorlar,
yallar onunla konumak iin nazike duruyorlar, o, srtn dn
d zaman da kin dolu baklar frlatyorlard. Rus askeri me
kanizmasnn en mtevaz klelerinden biri olan o, bir lort gibi
kaslyordu; Yahudiler onun karsnda alalyorlar, egemen rk
mensubundan ltuf dileniyorlard. Yal olsun, gen olsun btn
Yahudilerin her iki gnde bir, gslerine kattan kk bir
madalyon taktklarn gzlemledik. B ir sabah Hashein kendi ma
dalyonuyla odamza girdi: arn kz, grandes Tatiana'nn par
lak basml, kt bir portresiydi. Parmamzla iaret ederek sor
duk:
"Bu nedir?"
Otelci ac dolu bir sesle omuz silkti:
"Bugn grandesin doum gn."
"Ama bu hafta iki defa onu taktklann grdk."
"Her iki gnde bir grandesin doum gndr. Her hal
karda Kazaklar yle der. Kazaklar btn Yahudileri, doum g
n iin grandesin resmini satn almaya ve gslerine takma
ya zorlarlar. Bunun fiyat be rubledir. Bizler yoksul Yahudileriz,
grandesin doum gnn bilemeyecek kadar cahiliz. Ama Ka
zaklar Rus 'tur, onlar bilirler."
"Peki, almay kabul etmezseniz ne olur?"
Otelci parman boaznda gezdirip, bir hrlt kararak an
lalmaz bir iaret yapt.

1 83

Bu avlu Yahudi evlerinin ve otelde kalanlarn pencereden at


tklar plerle, gerekten iren bir yerdi. stne tahta konul
mu kocaman ahap iki kapyla, yksek bir it onu sokaktan ay
ryordu. Giriler ve alt katn pencereleri de ayn ekilde ierden
srglenen kaln kanatlarla koruninutu. Btn bunlar pogrom
ngrlerek yaplmt. itin karsna tahtalarn eik konmasy
la bir kaydrak yaplmt, kir pas iindeki ocuklar btn gn
bara gle kaymak iin kaydran tepesine kyorlard; ya
da yukarda kalarak yz koyun yatyorlar, burunlarn duvara
dayayarak Kazaklarn geiini seyrediyorlard. amura batm
bebeler zrlyorlard. Ak kaplardan ve pencerelerden ezeli
"Kaer" mutfann kokular, st ste ylm ve temizleneme
yecek kadar yoksul olan insanlarn kokular ykseliyordu - Do
u Yakasnn baldr plaklarnda grlebilenlerin tm.
Ama her Cuma len, ev, ehirdeki btn Yahudi evleri gibi
byk bir hareketlilikle karlard: abbat iin hazrlk yap
lrd. Kadnlar hafta ii giydikleri eski giysileri kanrd, tuvalet
kovalan avluda boaltlr ve kap giriine konan inko bir banyo
kveti, ierden kovalarla tanan, duman stnde scak suyla
doldurulurdu: fra ve sprge sesleri, siatlan tahta bezlerinin
al).<.aland ve kadnlarn, almann ritmine uyan arklan du
yulurdu. Sonra, yeniden pis suyla dolan kovalar inko banyoya
doldurulurdu; banyodaki suyun grn kahverengi ve koyu
bir orbay andrdnda, ailenin btn kap kaca : tencereler, ta
haklar, atallar, baklar, fncanlar, bardaklar ona daldrlm ve
ykanm olurdu. eme suyun boa harcanamayaca kadar
uzaktayd. Bu i bittikten sonra, ocuklar banyodan srayla bir
kova su alr, bu srada tekiler de minr bir arknn vurgularyla
sallanarak kap ve pencere diplerini, kapnn nndeki tatan iki
basama ovard.
i piere asl amarlar kaldrlmt. Bir nee ve rahatlama
esintisi duyuluyordu; haftann geri kalan gnlerindeki terr orta Kaer: Mslmanlarda olduu gibi Musevilerde de, dini kurallara gre
yasaklanan ya da yenebilen yemekler ve bunlarn piirilme yntemi. (.N.)
"'* abbat: Musevilikte haftann yedinci gn olan Cumartesi almak g
nahtr. Cumartesi tatildir. ( .N.)

1 84

m buhar olup umu gibiydi. B tn Yahudi dkkaniar erken


den kapanr ve erkekler ilerini bitiren insanlar gibi, kk arka
da gruplar halinde evlerine dnerlerdi. Her biri en gzel redin
gotunu giyer, en iyi takkesini takar, en cilal pabucunu ayana
geirir ve sinagoga doru akan, batan aa siyahlara brnm
kalabaln her zaman yenilenen seline karmak zere dar
kard.
Evde, kirli hallar, ahbat gn ve byk dini bayramlar d
nda her zaman kapl olan beyaz zemini aa karmak ama
cyla, rulo haline getirilerek kaldnlrd. Arndrlm evden ka
dnlar, gen kzlar, takm taktrm bir halde tek tek, arkalarn
dan ocuklar, gle oynaya karlar ve baka kadnlarn oluuyla
ocuuyla gezdii sokaa giderek, orada aralarnda sohbet eder
ler ve caka satarlard.
Penceremizin bir kesinden evin saygn yal dulunun fn
nn kapan kontrol ettiini grebiliyorduk; kutsal gn boyunca
gzden uzak tutulan ve Mum duas iin yaklan daire eklindeki
mumlarla, rtlerle kapl ahbat ekmeiyle, arap iesiyle ve
kiddoush kupasyla yemek odasnn masasn aa kan n anah
tarlarn tngrtsn duyabiliyorduk.
Erkekler ar ar sinagogdan dnyor ve cokuyla tartarak
yolda gidip geliyorlard, alabildiine ince, soluk benizli gen ay
dnlar gn batnn sonuna kadar Yasa'nn zellikle ince nokta
larn tartarak geziniyorlard. Aile sessizce masasnn evresin
de toplanyor, arap duas okunurken ve kutsal ekmek kesilirken
balarn ne eiyorlard: mumlarn sar, donuk zeytin yei
line alan ve doulu yzlerinin garip evrelerini aydnlatyor
du ... Hafif akam yemeinden sonra, ocuklar sakin sakin oyun
oynuyor, kadnlar da evlerinin evresinde ksa bir tur atyorlard;
tam karanlk ktnde, Allah ' n ruhunun bu damn stnde
dalgalandn gstermek iin her Yahudi evinin penceresinde
bir k yanyordu. Ve ikinci kat pencerelerinden hafta boyu bo
olan, erkeklerin masada ak duran kocaman ci ltler nnde top
lanp, gecenin ge saatlerine kadar oryantal bir makamla, ar bir
ses tonuyla ilahileri birlikte syledikleri eyasz, uzun bir odann
iini grebiliyorduk.
ahbat gn erkekler sabahtan sinagoga gidiyordu. Bu, ab-

1 85

bat giysileriyle aileler arasnda sonu gelmeyen ziyaretler gny


d; tm evin koro halinde, el rparak tekrarlad neeli ark
tarla akama kadar sren, sonu gelmeyen bir yemek gnyd;
son doan da dahil olmak zere, prensler gibi giyinmi aileler,
Kutsal Tepe'nin eteinde kye doru uzanan yolda geziniyorlar
d . . . Sonra gece oluyordu ve frn alyordu, hallar yeniden seri
liyor, kk Yakub yakar dolu uzun bir ilahiden oluan dersini
retmenle birlikte okuyordu, dkkanlar yeniden alyor, eski
giysiler yeniden giyiliyor, pislik ve korku yeniden ortaya k
yordu.
Her gn, ya da hemen hemen her gn manasrn arkasndaki
hapishaneye gtren acnas bir alay geiyordu; uzun redingotlu
ve geleneksel balkl iki ya da Yahudi soluk solua, ifadesiz
yzlerle, km eilmi, nde giden omuztarla sokaa trman
yar ve onun ardndan ayak sryen, el ayasnda sngl bir t
fek tayan iri yar bir asker gidiyordu. Hasheine bu insanlarn
kim olduunu kezlerce sorduk; ama o, her zaman bilmediini
syleyerek cevap veriyordu. Onlar nereye gtryorlard? "Si
birya'ya... ya da belki..." diye mnidanmaya raz oldu. Ve bir t
fein tetiine basma iareti yapt. Hashein son derece tedbirli bi
riydi. Ama, bir gn, sanldndan daha fazlasn biliyormuas
na, srayla Robinson'la bana bakmak zere odamzda daha ok
kald. Sonunda, kafasn sallad ve kapnn rezesine tutturolmu
dua kadn saygyla ellerneyi unutmadan, akgz Kazak ' n
nnden geerek gitti.
Orada kalmz uzuyordu ve ltimatomumuza hala cevap al
mamtk; kafas tral subay da artk gelmiyordu : protestolar
mza cevap vermek besbelli ok zor bir grevdi! Kazaklara ge
lince, penceremizin altndan geerken avaz avaz bararak bizi
selamlamaya devam etseler de, darda daha ilgin bir ura
bulmu olmalydlar; yle ki, sonunda Hasheinden, nbeti Ka
zak'tan ve frsatn yakalad zaman btn Rus Musevilerinin
yapt gibi Hasheinin de smrd ve altrmaktan cann
kard surat buruturan ve irkin iki Polonyal hizmetiden
-Fred ve Annie- bakasn grmez olduk.

1 86

XIX
TUTSAKLIK SERVENMZiN DEVAMI
Bir gn, ciyak renkli bir .iforma giymi postac, gsteriyi
merak eden dostlar grubuyla birlikte odamza girdi, topuklarn
birbirine arpp, eilerek selam verdi ve Birleik Devletler Eli
lii 'nden gelen telgraf verdi:
"zel izin olmadan arpma blgesine girdiiniz iin tutuk
lanmsnz. Dileri Bakanl elimize, Petrograd'a gnderil
meniz gerektiini bildirdi."
Hepsi buyda. Sonra yeniden sessizlik oldu ve d dnya bi
zim yazgmzla ilgilenmemeyi srdrd. Gnler, her biri, bir n
cekinden daha tekdze olarak gemeye balad. B izi unutmular
d.
Sonunda, daha sonraki gecelerden birinde, bir mahmuz kr
ts nlad ve kapmzda hafif bir trmalama sesi duyduk. ki su
bay grkemli bir tavrla ieriye girdi; birincisi, ksa boylu, i
man ter iinde olan kendini vanov, Gneybat ordusunun leva
zm subay ve generalin kuzeni olarak tantt; teki olak, kel ka
fal ve zayft, hastalkl bir grn vard, madalyalada kaply
d: temen Potemkine. Bedeni ve yz kaslar bir tr horon tepen
temen sze balad; Bir an sonra anlalmaz bir ngiliz azyla
konutuunu fark ettik. Yine de syledikleri akt .. zgrdk.
"Bkre 'e dnebiliyor muyuz?"
"Evet beyler."
"Peki cepheye gitmek iin ne yapmak gerekir?"
"Ne diyor? Ne diyor?" diye homurdanan bir sesle endiekndi
levazm subay.

1 87

Temen tercme etti, ikisi de kahkahalarla gldler.


"Bu koulda, diye sze balad temen kekeleyerek -adeta
konuan bir iskeletti-, bu koulda, Petrograd 'a gidip elinizi g
rerek, grandkten istekte bulunmasn sylersiniz: Evet, diplo
matik yntemler var."
Kafasn iddetle sallad.
Robinson 'la ben d tuttuk: Petrograd 'a gitmek, belki de,
sonunda Rus cephesine ulamamz iin bir olanakt.
ingilizeesi dakikadan dakikaya dzelen temen konumasn
srdrd: "Genel karargaha gelmek isterseniz, katlarnz size
geri verilecektir."
Ona elik ettik; o da bize pasaportlarmz, mektuplarmz,
eski izin katlanmz, yan sra kukulu Yahudi yurttaiann lis
tesini geri verdi. Yolda tutuklanmamarnz iin Petrograd'a gidi
izin kad istedik. B ize bunun gerekli olmadn, kimsenin bizi
tutuklamayacan syleyerek cevap verdi. Biz yine de srar et
tik, o da bir kat vermeye raz oldu. Doruyu grmtk: en az
yirmi kez durdurulduk.
Otele girdiimde Amerika Birleik Devletler elisi George T.
Marye yemek salonundayd; beyaz bykl, gzlkl, titiz, ksa
boylu bir adamd. Titrek ve kuru bir sesle bana seslendi:
"Bay Reed, sizi burada, Petrograd 'da grmekten ok memnu
num. Servislerimizde ok byk kaygya neden oldunuz... Evet,
gerekten, ok byk kayg. Nihayet! Kukulu silah olaylarnz
yorumlamak istemiyorum, ama size bir tavsiyede bulunmarn is
terseniz, o da Rusya'y hemen ve en ksa yoldan terk etmeniz
dir."
ok armtm.
"Rusya'y terk etmek mi? Peki ama neden?"
Sorum onu iyice sinirlendirecek nitelikte olmutu.
"nk ok ak. Buraya askeri eskortla gnderildiniz... "
"Hi de deil ! Serbest brakldk ve Bkre 'e geri dnmemize izin verildi."
Yznde inanmayan bir ifade belirdi:
"Bkre ! Ama Dileri 'nden bana verilen bilgiye gre bura
ya tutuklanmak ve Rusya'dan snr d edilmek iin getirildiniz.

1 88

Durum byle deilse, lkeyi olabildiince abuk terk etmekten


baka bir ey salk veremem."
"Peki ama ne yaptm?"
"Bay Reed, Dileri 'nden sizinle ilgili aldm telgraflar ala
bildiine tehlike iareti dolu ... Evet, sizi temin ederim, alabildi
ine tehlike iareti dolu. Cephede sizi inceleyen subaylar st
nzde sahte bir pasaport ve Ruslara kar Yahudi devrimci der
nek bakanlar iin giri mektuplar bulduklarn belirtiyorlar.
stelik, zel izin kadnz olmadan Rus askeri blgesine szdn z."
"Ama, pasaportum Washington' dan verildi ve hibir parti
den, hibir Yahudi ' ye hitaben mektubum yok. Btn katlanm
Cholm' da geri verildi : grmek isterseniz yanmdalar. Ordu bl
gesine izin katsz szmaya gelince, elimde bulunan izin iki Rus
generali tarafndan ve Galiya genel valisi tarafndan imzaland,
aynca prens Troubetskol'un mektubundan ve Bkre 'teki B irle
ik Devletler elisinin grev emrinden sz etmeye gerek yok."
Marye'nin baklan batan aa kuku doluydu. Sonunda so
uk bir sesle:
"Pekala, bay Reed, diyelim ki olaylan sizin aniat eklinizle
Rus hkmetininki rtmyor!"
te yle olmutu: Gei izinlerimizi grnce, Cholm'de bizi
tutuklayan subaylarn can ok sklmt. ok yakn bir tarihte,
Alman casuslar blgede etkili bir ekilde alm ve sz edi
len subaylara ok byk ktlk yapmlard. Onlar da ne paha
sna olursa olsun birinin, ya da ikisinin yuvasn yapmak gerekti
ini dnyorlard. Biz de tam srasnda gelmitik. Arnerikah
Yahudi yurttalarn listesi, katlarmz inceleyen adamn ku
kulu baklarn ekmiti ve adam ngilizce bilmediinden, ekli
belgeleri okuyamamt. Belki de Cholm genel karargahnda i
gzarlk yapldn sezmilerdi: sorumlular bir Kanadaly - n
giliz yurtta- ve bir Amerikahy alkoymaktan knama cezas al
maktan korkmulard. Bu nedenle birileri byk sular uydur
mu ve bizden kurtulmak iin onlan grandke iletmiti. Rus d
ncesinin mant byleydi.

1 89

Gerekten, sonradan, Cholm 'da bizi dorudan doruya kur


una dizmeye karar verdiklerini rendik. Ama Amerika ve n
giltere elileri Petrograd'a gnderitmemiz iin diretmilerdi.
Ertesi sabah ne yapmam gerektiini renmek iin elilie
gittim. Basekreter bana yalan sylediimi dndn hisset
tirdi - benim aklamalarml a Dileri 'nnki uyumadndan.
"Stockholm ya da Vladivostok yoluyla snr d edilme duru
munda olduunuzu anlayabilirim. Bu arada, sakin sakin oteliniz
de beklemeniz tercih edilir."
"Ama eli lkeyi terk etmemi syledi."
Sekreterin tavn kesindi:
" lkeden keyfinize gre ayrlmaya almayn: hibir gerek
eyle! "
Kar ktm:
"Ama Bkre 'e dnmek zorundaym Eliniz yanl sulama
larla Stockholm 'e ya da Vlad ivostok 'a gnderilmem iin fikir
birliine mi vard?"
Sekreter buz bir ses tonuyla elinin hibir ey yapamayaca
n syledi.
Robinson 'a elik etmek iin gittiim ngiliz eliliinde ba
sekreter yalnzca gld.
"Ama bu ok gln! Rusya'dan snr d edilemeyeceiniz
ok aktr! Bana hikayenizi yazn ve sizin aniattnz ekil, bi
zimki olacaktr. Bay Reed de ayn ekilde hareket etmek isterse,
onun lehine araya girmekten mutluluk duyanm."
ki saat sonra ngiltere eliliinden, susuzluumuza kefil ol
ma ve gven belgesiyle birlikte bir nota, Dileri Bakanlna
gidiyordu. Ertesi gn otelin halnde Bay Marye'yle yeniden kar
latm.
"Nasl olur bay Reed, hala Rusya'da msnz?"
"Ba sekreteriniz gitmek iin hibir ey yapmamarn emret
ti."
Elinin kararsz bir havas vard.
"Ah! yle mi yapt? Bununla birlikte sizi bu lkenin dnda
bilmekten mutluluk duyardm Bay Reed: sizin iiniz canm ok
skyor.

1 90

Rusya'da Senyrlerin yollar ar ve grnmezdir. hafta


nn sonunda her iki elilikte de bir nota zuhur etti: Bay Reed ve
Bay Robinson Rusya'da istedikleri kadar kalmakta zgrdrler;
ama, lkeden ayrlmaya karar verdikleri zaman bunu Vladivos
tok 'tan yapmak zorundadrlar.
"Yaplacak bir ey yok, dedi Marye. Hibir ey! Ama benim
Bay Sasonov 'la konuacaklanm olacak."
ngiliz eliliinin sekreteri bsbtn fkelenmiti:
"Dert etmeyin. Eli ahsen Bay Sasonov 'un nezdinde hemen
protesto edecektir."
B izim olaymz ngiltere elisi Sir George Buchanan ' ok
elendiriyordu. Ayn akam konuyu Dileri bakanna at :
"Adamlarnzn tmyle yanl yolda olduunu sanyorum.
Bu insanlar Amerika basnnda Mttefiklere son derece deerli
hizmetlerde bulundular ve dosta makaleler yazmak amacyla
Rusya'ya geldiler. Siz ise Birleik Devletlerdeki Rusya imajna
yalnzca glge dreceksiniz."
"Yine de, dedi Sasonov, Rusya'ya bu ekilde girmekle byk
aptallk ettiler."
"Sizin askeri yetkililerden daha az aptalca," diye cevab ya
ptrd Sir George.
Bir hafta sonra, otelin halnde bay Marye benimle bulutu ve
elimi sevgiyle skt.
"Pekala bay Reed ! dedi glmseyerek. iniz ne durumda?"
"Onunla ilgilendiinizi sanyordum, bay Marye. Bu konudan
bay Sasonov 'a sz etmeyecek miydiniz?"
"Bay Sasanov ' la konutum, bana yaplacak bir ey olmad
n syledi. Bay Reed, g durumda kaldysanz, bunun benim
hatarn olmadn hatrlatrm. stelik, size Rusya'dan hemen
ayrlnanz drste tavsiye ettiimi kabul edin - ve bunu bir
kez daha tavsiye ediyorum. Vladivostok'tan."
On gn kadar sonra embere alnmay kaldrmak iin giriim
de bulunduk. Pasaportlarmza "istedii snrdan kmakta z
grdr" resmi damgasn vurmas iin gnlmzden kopan otuz
be ruble ba, Petrograd polisini kandrmaya yetti; ve bir ak-

191

am, kezlerce at arabas deitirerek Kiev ve Bkre trenine bin


rnek zere tm hzmzia gittik. Ama ertesi gn, Vilna'da bir jan
darma subay glmseyerek kompartmanmza girdi ve bizi uy
kumuzdan uyandrd. Kim olduumuzu ve nereye gittiimizi bi
le sormadan:
"ok zr dilerim, dedi. Telgrafla size trenden inmenizi ve
Petrograd 'a dnmenizi rica etme emrini aldm, oradan Vladivos
tok yoluyla Rusya'y hemen terk edeceksiniz."
Petrograd'a dnebilmemiz iin bize bir buuk gn gerekti.
Tam otele gelmitik ki, gizli polisten iki subay kendini tantt ve
efleriyle karlamak zere genel karargaha gitmemiz gerektii
ni bildirdi.
Tuhaft, yine de, ka giriimimizle ilgili burada hibir ey
denetlenmemiti. Suratsz, iko yanakl ve ask suratl ef Altes
leri grandkten ald emri okudu. Not iki gn ncenin tarihini
gsteriyordu -kamzdan bir gn nce- yle yazlmt: "Bay
Boardman Robinson, ngiliz yurtta ve Bay John Reed, Ameri
kan yurtta mevcut mektubun alnmasn izleyen yirmi drt saat
iinde Vladivostok'a gitmek zere Petrograd 'dan ayrlmak zo
rundadr; bu emre uyulmamas durumunda askeri mahkemeye
sevk edilecekler ve ar bir ekilde cezalandrlacaklardr."
"Ar bir ekilde cezalandrlmak m? dedi Robinson. Ya ak
landysak?"
"Ar bir ekilde cezalandrlacaksnz," diye cevap verdi ef
inatla.
Bu srada tercmanmz tren saatlerine bakyordu: nmz
deki yirmi drt saat iinde Vladivostok'a tren yoktu! stelik pa
ramz da hi kalmamt. Bu, efin hi urourunda deildi; trenle
ya da trensiz, paral ya da parasz gitmek zorundaydk.
Her trl kla girmi bir dedektif srs peimizde, ikimiz
de kendi lke eliliklerimize gittik.
Bay Marye beni kabul etmiyordu, ama ikinci sekreter bay
White' grebildim.
"Size parasal olarak yardm edemeyiz bay Reed, dedi souk
bir tavrla, ama kurulun yoksun Amerikallar iin bir fonu oldu
unu zannediyorum."
Umutsuza, yirmi drt saat iinde Vladivostok'a gitmek zo-

1 92

runda olduumuzu ve tren olmadn anlattm. Kaytsz bir e


kilde, fazla bir ey yapabileceini sanmadn syledi. Bana,
olabildiince abuk tarafndan Robinson 'la bulumaktan baka
bir zm kalmyordu.
Allahtan ngiltere elisi ikimiz iin de devreye girdi. Ekse
lans grandkn genelkurmay nezdinde Altesleriyle konumas
iin ngiliz ataesini sktrd. Daha da gzeli, Sir George kendi
si Dileri Bakanl 'na gitti ve hkmeti adna bunu protesto
etti. Dileri sekreteri grandke telgraf ekerek emrin iptal edil
mesini istedi; telefonla da, gizli polise bizi taciz etmeyi kesmeyi
emretti.
Bir saat sonra, polis efi bizden zr dilemek ve adamlarnn
geri ekildiini sylemek iin telefon ayordu.
Ertesi gn genelkurmaydan bir subay bizi ard ; an kibar
lkla, grandkn snr d etme emrini kaldran ve Bkre'e, is
tediimiz zaman dnmekle tmyle zgr olduumuzu belirten
notu, emir subaynn yardmyla bize iletti.
Uzun zaman beklemedik: ters-yz dnten korkarak, gne
ye giden ilk trene bindik. Snra geldiimizde, posta kumandan,
drt askerin bekiliinde bizi, garn bir kesine gtrd; asker
ler orada eyalanmz inceden ineeye inceledi, czdanlarmz ve
ceketlerimizin astarlann didik didik arad, teki yolcularn ba
ktan altnda bizi resmen soydu. Btn katlarma, btn not
tarma, hatta Robinson'un resimlerine bile el kondu. Ama artk
snn geiyorduk ve Rus ordusunun gl penelerinden kurtul
mak iin bu ok ar bir bedel deildi.

193

xx

RUSYA' NIN EHRES


Ruslarn uzun yol demiryollarnda seyahat etmemi birisi,
zlerek sylyorum, Amerikan trenleri kadar geni yataklan
fevkalade byk ve geni, tavan ranzann st katnda ayaa kal
kabileceiniz kadar yksek trenlerin tadna varamam demektir.
Gzel kokulu hu aac duman saarak ve kvlcm "iseleri"
sratan tahta lokomotifler tarafndan ekilerek hareket eden bu
trenler raylarda adeta kaymak gibi kayyordu. Her zaman gzel
lokantalann bulunduu kk istasyonlarda uzun molalar veri
lirdi. Bu molalarda, by terlememi ocuklar trende ay, sand
vi, sigara ve ekerleme satarlard. Bir yere gideceinizde, belir
lenmi bir var saatinin olmadn bilmeniz gerekiyordu, hake
za yemek ve _uyku iin de kesin bir vakit yoktu, teaml byleydi.
Birok seyahatimde gecenin bir yarsnda yemek vagonunu "za
mansz" ziyaret ettiim ok olmutur. Gel gr ki, kimse bu duru
mu yadrgamaz ve gayet doal bir ekilde yemee gidilir ve kah
valt saatine dek srecek koyu bir muhabbete giriilirdi. Bir ks
m grevliden yatak takmlarn alr ve kampartmanda herkesin
gzleri nnde soyunur; dierleri plak iltenin zerine kvnlr
yatar; ve geri kalanlar da ay ve tartmalar eliinde sabah
ederlerdi.
Rusya'da pencere ve kaplar mutlaka sk skya kapaldr.
Youn sigara duman yznden sk sk duman alt olmanz ve
st ranalardan devaml horlama sesleri duymanz mmkndr.
Srekli bir insan ak vardr, biri iner biri kar, biri yatar biri
kalkar. Rusya'da her konuma dner dolar, gelir insan ruhuna

1 94

dayanr. Neredeyse her konuma insana bir Dostoyevski roma


nndan alnd havasn verir. Ruslarn ilgin bir dier zellii
de konuarak sarho olabiliyor olmalardr. Konumaya bala
dktan bir mddet sonra sesler atallanmaya, gzlerde imekler
akmaya balar, adeta bir vecd halinde kerameti kendinden men
kul bir vahiyle sarslrlar. Petrograd 'da sabahn ikisinde tka basa
dolu bir kafe grdm hatrlyorum - elbette likr iilemiyor
du, ama insanlar fikirlerle mest olmu bir ekilde baryor, ar
klar sylyor ve masalara vuruyorlard.
Trenin pencerelerinden dary seyrederken, lkenin enfes
manzarasna hayran olmamanz mmkn deildi. Balta girme
mi eski ormaniann gizemli ve kasvetli grnts saatler boyun
ca devam ediyordu. Aalarn kenarlannda ar tatlarn hantal
hantal ileriedii tozlu bir yol uzanyordu. Yz derileri sakatdan
dolay sarkm kaba grnml ve geni omuzlu mujikler byk
tahta bir boyundurua kotuklan kaln derili hayvanlarnn ekti
i arabatarla bu yollan andnyorlard. Bu hayvanlar hareket et
tike boyunlanndaki pirin anlar sallanp duruyordu. Hemen
yaknnda saz damlar olan kk ahap evlerin bulunduu kasa
balar uzanyordu. B udanmam aalardan yaplm evler, ak
renkli kubbeleri olan ahap kilisenin ve u anda kapal olan res
mi votka dkkfuunn (ok rahatlkla syleyebilirim ki civardaki
en grkemli bina buydu) etrafnda kmelenmiti. Ahap kald
nmlan, amur deryasn andran asfaltlanmam patika gibi yol
lar, lokomotif iin kullanlacak odun istifleri ile buras gerek
ten de tam bir trenyolu kasabasyd.
Baianna baladklan rengarenk earplan ve parldayan di
leriyle iri yan kadnlar, sperli serpular ve sakallaryla izmeli,
dev gibi adamlar ve uzun, siyah cppe giyip silindir apka tak
m papazlar. Peronlarda sar kyafetleri, krmz revolver kay
lar ve kllanyla uzun boylu polisler dikkati ekiyordu. Ve el
bette her yerde ve saylan on binlerce olan askerler. . . Ve birden
bire manzara deiiyor ve aalarn yerini altn sars grnt
syle geni buday tarlalan alyor.
Kanaatnce Ruslar dier milletler gibi yurtsever deiller. On
larn gznde ar, hkmetin ba deil; o bir ilah. Hkmetin
kendisi -yani brokrasi- kitleler nezdinde bir itibara sahip deil;
1 95

Rus halkna dardan dayatlan ayr bir ulus gibi. Genel olarak
sylemek gerekirse, bayraklarnn neye benzedii konusunda bir
fikre sahip deiller; bilenlerin gzndeyse bu bayrak Ruslarn
simgesi olarak grlmyor. Ayrca Ruslarn ulusal mar, bir
martan ziyade, yan-gizemli bir arky andrr. yle ki mar
duyduunda hi kimse ayaa kalkmak veya apkasn kartmak
ihtiyac hissetmez. Bir halk olarak Ruslarn emperyalizmle aras
hi iyi deildir - Rusya'nn fetihler sonucu byk bir lke olma
sn istemiyorlar. Aslnda Rusya'nn dnda herhangi bir lke
olduunun bile pek farknda deiller; dman bir lkenin toprak
lar igal edildiinde fevkalade kt savamalarnn nedeni tam
da budur. Fakat dman bir kez Rus topraklanna ayak basmaya
grsn, m ujikler vahi c anavarlar h a line dnrler, tpk
1 8 1 2 'de ve 1 9 1 5 'te olduu gibi. nk iftlikleri, evleri, orman
lar, topraklar ve kutsal ehirleri dman boyunduruu altna
girmitir; savunma sz konusu olduunda bu denli iyi savama
lann nedeni de budur.
Ruslann topraa kar, geni dz ovalara, engin ormanlara,
gl rmaklara, Rusya'nn zerinde uzanan muazzam semaya,
atalannn fi tarihinden beri ikonlara dokunduklan altn ve m
cevherlerle kapl kiliselerine kar, btn kyleri kutsal bir rmak
arayna srkleyen muazzam ikilere kar, kuzey knn vahi
souuna kar, iddetli sevgiye ve vahi neeye ve korkutucu
kasvete ve sylencelere ve efsanelere kar - Rusya'y Rusya ya
pan tm bunlara kar bir Yunan hissiyatma sahip olduklarn
syleyebilirim. B ir keresinde gen bir subayla ayn kampart
manda seyahat etmitik ve tm gn boyunca pencereden dan
bakp karanlk aalklar, geni tarlalar ve kk kasabalar
seyretmi, seyrederken de alayp durmutu. "Rusya kudretli bir
annedir; Rusya kudretli bir annedir," diye tekrarlayp duruyor
du ...
Bir baka seferinde orta yal bir sivilde de benzer bir duru
ma ahit olmutuk. Yass kafasndaki salar ksa kesilmi, geni,
sabit ve ak mavi gzleri kendisine bir mistik grnts veren
bir adamd .
"Biz Ruslar ne kadar byk olduumuzu bilmiyoruz," demi
ti. "Milyonlarca insann bir arada yaadndan haberdar deiliz.

1 96

Ne kadar ok topramz olduunun, ne kadar ok zenginlie sa


hip olduumuzun farknda deiliz. Ya, yle syleyeyim, Mos
kova'da Bay Yousoupov diye birisi var, adam kendi toprann
hesabn bilmiyor, yani o kadar ok. Keza herhangi bir Alman
kralndan da daha ok mlke sahip. Aynca hibir Rus, bu devlet
ierisinde ka tane milletin temsil edildiinden de haberdar de
il. Ben kendim bile yalnzca otuz dokuz tanesini biliyorum ...
Fakat yzyllar boyunca ezilen ve zalimce ynetilen bu bar
bar halklann, ok snrl bir iletiim ierisinde geen ve herhangi
bir ideal tamayan karmakark birliktelii derin bir ulusal bir
lik duygusunun ve dncesinin ve kendi gcyle ilerleyen z
gn bir uygarln domasna sebep oldu. Gevek, rahat ve gl
bu lke uzak blgelere yaylm yabanl Asya kabilelerini istila
ediyor; snrlar Romanya'ya, Galiya'ya, Dou Prusya'ya dek
uzanyor, stelik rgtl direnile karlamalarna ramen. Ya
adklan her lkede ve her koul altnda genellikle kendi hayat
tarzarna sk skya ve inat bir biimde bal kalan ngilizler
bile, Rusya'nn gc karsnda boyun emektedirler; Moskova
ve Petrograd 'daki ngilizlerin yan yanya Ruslatklann rahat
lkla syleyebiliriz. Ve bunun insanlar etkisi altna almasnn ne
deni en rahat, en zgrlk yaam tarz olmasdr. Rus fikirleri
en coturucu, Rus dncesi en serbest ve Rus sanat en verimli
olandr. Benim nazanmda Rus yiyecek ve iecekleri kadar iyisi
olmad gibi, Ruslann kendisi de belki de yaayan en ilgin in
san topluluudur.
Ruslarn kendilerine gre bir zaman ve mekan alglaylar
var. Biz Amerika'da byk bir imparatorlua sahibiz, fakat ya
aymza bakan uygarlmz da alm olduumuz ngiltere gi
bi kalabalk bir adada yayoruz zanneder. Sokaklanmz dar, e
hirlerimiz tk tktr. B irbirlerine yapk evlerde veya kat kat
stne klm aparlmanlarda yayoruz. Her aile kendi kabu
unda yaayan, kendinden menkul ve gzlerden alabildiine
uzak kk gz bir oda gibidir. Ayn ekilde Rusya da byk bir
imparatorluk olmasna karn, orada insanlar bunun farknday
m gibi yayorlar. Petrograd'da baz sokaklar beyz metre ge
niliinde, hele baz meydanlar var ki bir ucundan bir ucuna iki
kilometre uzunluundadr. Binalarn n cephesi bir kilometre
"

1 97

uzar gider. Evlerin kaplar her zaman sonuna kadar aktr; in


sanlar gece gndz hangi saatte olursa olsun birbirlerini ziyaret
ederler. Yemek, ay ve muhabbet ak grladr; herkes gnln
den nasl geiyorsa yle davranr ve ne isterse onu syler. Yata
a gitmek veya yataktan kalkmak veya yemek yemek iin sap
tanm belirli bir saat yoktur. Keza birisini ldrmenin veya biri
sine ilan- ak etmenin geleneksel bir yolu da yoktur. insaniann
ou Dostoyevski romanlannn bir akl hastanesi vakaynarnesi
ni andrdn dnmektedir; fakat bence bunun nedeni Rusla
nn dnyann geri kalan blmnde hkm sren gelenek ve g
reneklerden azade yayor olmasdr.
Bu durum yalnzca byk ehirler iin deil, kk kentler
ve hatta hatta kyler iin bile geerlidir. Rus kylsne saate ba
karak zaman sylemesini retemezsiniz. Yerkreye o denli ya
kndr, topran o denli bir paras olmutur ki, makine ii saat
onun gznde hibir anlam ifade etmez. Hibir ekilde kendi d
zeninden taviz vermez, aksi takdirde rnlerini yetitiremez; do
laysyla yamur, rzgar, kar ve mevsimler sayesinde topran
srer, ekinini eker ve hasadn alr. Ve yine gnee, aya ve yldz
lara gre hayatn yaar. Kyl bir kez kynden ehirlere posta
lanp, fabrikalarda almaya mecbur braklnca, doadan ald
tkr tkr ileyen o dzen resmen irazesinden kar. Ve fabrika
saatlerinin zorunluluu bir kez kendisini dayatt m, kendisi a
sndan artk dzenli bir hayat yaamak iin bir neden kalmaz.
Bu hayat tarzn bir Rus evinde birebir gzlemlerne frsatmz
olmutu. Semaverierin srekli kaynad, hizmetkarlann taze su
ve ay yapraklar getirip gtrdkleri ve hi bitmeyen muhabbe
te glp elenerek onlarn da dahil olduklar bir evdi. Srekli
olarak bir akraba, arkada veya grece yabanc diyeceimiz kim
seler evin paspasn andryorlard. Hazrda her zaman ay bu
lunuyordu, keza zakouska yl uzun bir servis masas, hikaye
ler anlatan yzlerce kk grup (bunlar yksek sesle tartr,
kahkahalarla glerlerdi) ve at oynayan onlarca ekip de hibir
zaman eksik olmazd. Ne zaman birisi acksa hemencecik yemek
hazrlanrd - veyahut da yemek fasl ilanihaye devam ederdi di
yelim. B irileri yataa gidip, vurup kafasn yatarken, birileri de

1 98

uzun bir uyku ektikten sonra sk bir kahvalt yapard. Gece


gndz hi dur durak bilinmezdi.
Petrograd 'da gece on bir ile afak skene kadarki saat arasn
da misafir kabul eden bir eve ahit olmutuk. Bu hane halk a
fak sktnde yataa gidiyor, akam olana kadar uyuyordu.
Bylelikle yl boyunca -yaz aylannn o beyaz geceleri hari
gn grmeden yayorlard. Bu evi birok ilgin insan ziya
ret ederdi, ki bunlarn arasnda yllarca polisten dokunulmazlk
zrh satn aldn syleyen bir Yahudi de vard. Bize syledii
ne gre, be ciltlik bir Rus siyasi dnce tarihi kaleme almt
ve bunun drt cildi halihazrda yaynlanmt - u anda da bein
cisi zerinde alyordu. Bu zatn bir zellii her zaman yksek
sesle politika tartmasyd, ama ikide birde lafn yanda keser
ve polis var m yok mu diye camdan dan bakard. nk bir
keresinde "sosyalizm" szcn azna ald iin kodesi boy
lam. Konumaya balamadan nce bizi bir keye ekmi ve
sessiz bir ekilde "papatya" dediinde bunun "sosyalizm" anla
mna geldiini aklamt; eer gelincik derse, o da "devrim"
demekti. Ve yaradana snp balamt konumaya; odada bir
ileri bir geri turlayarak her trl ykc retiyi bara bara an
lattn hatrlyorum o gece.
amamak gerek, nk melodramlardaki ve ngiliz popler
dergilerindeki Rusya hala daha varln srdryor. Trenimizin
durduu bir istasyonda grdm tutsaklar hatrlyorum: aptal
grnml, ksa sal iki veya mujik, kambur yar-kr bir
adam, bir veya birka Yahudi ve birka kadn, birisi bir kzcaz
dieri de bebekli bir kadn. Etrafiarnda da klflarndan kar
dklan kllanyla ember oluturmu polisler.
Kondktre, "Nereye gidiyorlar bunlar byle?" diye sordum.
Aznn ucuyla, "Sibirya," diye fsldad.
"Ne yaptlar ki?"
"Soru sorma," diye tersiedi kzgnca. "Rusya'da soru sorar
san senin de bana gelecek olan pek farkl olmaz."
Petrograd'da mantk d birok sava ynetmelii yrrlk
teydi. Telefonda Almanca konutuunuz takdirde, bin ruble
para cezasna arptnlyordunuz. Yok, eer sokakta Almanca ko
nutuunuz duyulursa, bu sefer istikamet doru Sibirya oluyor-

1 99

du! Yetkili bir azdan yle bir olay duymutum. ki Dou Dil
leri profesr Morskaia'da yrrken birbirleriyle eski Ermenice
konutuklar iin tutuklanmlar. Fakat polis konutuklan dilin
Almanca olduuna dair yernin billah edince, o gnden bugne
bir daha kendilerinden haber alnamam.
Ancak, buna ramen, paras olan her Alman Petrograd 'da ve
ya Moskova'da gayet rahat yaamn srdrebilir ve yurtseverli
ini diledii tarzda belli edebilir. rnein, Moskova'da yaayan
geni bir Alman topluluu Kasm 1 9 1 4 'te ehrin en k otelinde
bir yemek dzenlemiti. Bu yemekte Almanca arklar sylen
mi, ar ve mttefiklerinin "canlarnn cehennemde" tecelli et
mesine ynelik zehir zemberek konumalar yaplm ve sk sk
"H och der K ai ser ! " tezahratlar duyulrnu. Yine de tm bu
olaylara ilikin hibir yaptrm uygulanrnam; fakat polis alt ay
sonra, ok da fazla gze batnamaya dikkat ederek, bir ders ver
mek istemi olacak ki, bunlar Alman iradndan mahrum braka
cak bir nlem alm. Yeraltndan bol miktarda votka kartlm,
kiliselerin ikonlar alnm ve polisin kkrtmasyla, ehrin
ayaktakm Almanlara ait evleri, dkkaniar ve otelleri yamala
m. Bunlardan ilk birka yerle bir edildikten sonra, halk bu kez
dikkatini Franszlara, ngilizlere ve Ruslara ait binalara evir
mi: "Zenginlere lm ! " diye banyorlarrn . "Yeter bizim pa
ramzla sernirdiiniz!" isyan bittiinde Moskova'daki hemen he
men her byk dkkan alaa edilmi ve yamalanm vaziyet
teymi. Ayrca birok zengin Rus da kadn erkek demeden oto
mobillerinden, arabalarndan indirilip kanala atlm. Ancak,
Rusya'daki st snflar da kendi alarndan bakldnda bu du
rumdan yararlanmak hususunda bir beis grmemiler. Yamaya
ortak olmak adna uaklarn ve hizmetilerini seferber etmiler
ve artk ne kapabildilerse -ipekliler, parnuklular, krkler- cebe
indirmiler . . . Sonuta vali, eyalet valisi ve polis efi bu yurtse
ver nmayiten tr grevlerinden uzaklatrlmlar.
Almaniann Moskova'dan nasl karttidklar da Rus yntem
lerine ilikin bir dier karakteristik olaydr kanaatindeyim: Nasl
yaptlar bu ii? Srgn m ettiler? Tutsak kamplarna m tktlar?
Hayr. Polis el altndan, Moskova'daki Almanlarn isterlerse
kentten ayrlabilmelerinin bir yolunun bulunduu eklinde bir

200

yem atm ortaya. Eer Sibirya snnnda Ural Dalarnn eten


deki Perm hkmetine bavururlarsa, orada bir pasaport temin
edilebilecei ve ayrlmalarna izin kaca haberi yaylm.
Yzlerce Alman bu zakay yutmu ve Perm istikametindeki
trenl ere hcum et m i . O A l m anlar o gn bugndr hala
Perm 'deler . . .
Rus gizli polisi drt ayn gruptan mteekkildir ve bunlarn
asl grevi dzenli polisleri denetlernek ve birbirlerine kar ca
susluk yapmaktr. Ayrca bir de dvornik'ler vardr ki bunlar kap
nlerinde concierge grevi grrler ve hepi de hkmete ait de
dektiflik birimine baldrlar. zellikle de imdikine benzer du
rumlarda en ufak bir phelenme bile sizin askeri mahkemeye
kmanz ve nfuzlu birisi de deilseniz, palas pandras Sibir
ya'ya srlmeniz iin yeterlidir.

XXI
ULUSAL SANAY
Zalestchiki ile Tarnopol arasndayd : kompartmanmzda
yalnzdk, yandakindeyse drt ya da be albay, kafas tralan
m, izmeleri iyice cilalanm ve ceketi madalyalarla dolu bir
binba vard. Pencereler kapalyd, kemerler gevetilmi, kl
lar bir yana braklmt. Kk, yuvarlak bir masann stnde
kocaman bakr semaverden buharlar fknyordu ve tahta masa
nn st sigarayla doluydu. Sigara ve ay ierierken kendilerin
den sz ediyorlard.
Rus meraknn ve konukseverliinin harekete geirdii, kt
bir Franszcayla konuan binba kompartmanmza girdi, ken
dini tantt ve hemen bize bildii btn askeri srlar vermeye
balad: alaynn nerede bulunduunu, ka adamdan olutuunu,
Avusturya bataryalarn hazrlksz yakalamak iin karanlktan
yararlanarak ertesi gece Prut'u nasl geirmeyi ngrdn.
Bu, onun asndan hi boboazlk yoktu: yalnzca, bunlar za
ten bilen insanlarla konumay skc buluyordu ve grnre ba
klrsa, ilgilenen yabanclar bulmaktan kesinlikle honuttu. Bizi
kompartmanna gtrd, orada, tekiler bize yer verdiler ve bizi
aya, sigaraya boarak bir alay soru sordular: ne i yaptmz,
cretimizi nasl aldmz, Amerika'da ok viski iiJip iilmedi
ini, Newport'un Riviera kadar gzel olup olmadn ve sava
hakknda ne dndmz. Ardndan gelen, gittike daha k
t, her ikisi de iren olan Franszcayla ya da Almancayla yap
lan, tartmay kendimizi gre ksa kestik. Sonra her biri ilk duy
gusal deneyimini anlatmaya koyuldu; oradan ak psikolojisinde,

202

sanatsal yaratclkla ilikileri, cinselliin bir insann yaam ze


rindeki gc zerine karlkl gr alverilerine giritik.
Grevlerinin ne olduunu ancak akama doru anlayabildik.
Bu subaylar general Dimitriev tarafndan, alnan on yedi mil
yon uval unun bulunduu yeri bulmakla grevlendirilmiti.
On yedi milyon uval un yan yana konsa btn bir Poughke
epsie kentini kaplayacak bir da olutururdu. Ve bu da doa
iinde yok olmutu! Anladmz kadaryla, Rus ynetimi G
ney-Bat ordularnn bir yllk erzak ihtiyacna edeerde on yedi
milyon uval satn alm, stoklam ve kullanma elverili duru
ma getirmiti. Un, baka demiryollarn yalnzca iki noktada ke
sen bir demiryoluyla Kiev 'den Tarnopol 'a gnderilmiti; ve bu
koullarda, iki yz yirmi kilometreyi gemeyen bir yolda, un
ykl otuzdan fazla tren yeryznden silinmiti.
armtm:
"Ama nereye gitmi olabilirler?"
Saianna ak dm albay glmseyerek omuz silkti:
"Unun Romanyallara satldn, sonra da Avusturya'ya gn
derildiini dnmemiz iin baz nedenler var."
iini ekti:
"Bunlar baa gelen eyler... "
Rusya'da dolandnclk o denli geni dzeyde ve o denli ma
sumane yaplyordu ki bu neredeyse kaba gldri.i haline gelmi
ti.
Rus Japon sava srasnda, Fransz hkmeti Rus ordusuna
75 ' lik elli top gnderdi. Snr geiinde bunlar kayda alnd, ama
hayret! Rusya'ya resmi olarak hibir zaman ulamadlar. Alt ay
sonra, Brezilya'da grevde olan bir Fransz askeri ataesi Cre
usot'ta retilmi belli sayda 75' lik paralarn varln bildiri
yordu. Creusot'tan kan her para kesinlikle kayda getiinden
Schneider servisleri hayret iinde kaldlar, nk Brezilya' ya
hibir top satmamlard. Seri numaralan karlatnldktan son
ra, durumu anlar gibi oldular: 1 905 'te Rusya'ya gnderilen top
lard bunlar.
Yine, deniz inaat zerine byk bir yabanc irkette alan
bir Rus temsilcisinin tankln anlatabilirim: temsilci, bana

'l03

planlarnn Rus hkmeti tarafndan zel olarak izildii bir sa


va gemisinden sz etti. Bu planlar kabul edilmi, elik sipari
verilmi, Odessa'da bir ii ordusu toplanm ve belli bir sre
den sonra geminin tanllaca ilan edilmiti. Eyalet valisi gemi
de bir ie ampanya patlatmak iin bizzat gelmiti ve bir ay
sonra gemi, ilk denemeler iin denize indirilmiti. Sonra Karade
niz'de bir yerlerde tehizatnn ve gvdesinin kaybolduu haberi
geldi. Yine de kukulananlar oldu, soruturma ald ve bunun
sonucunda ortaya kt ki gemi hibir zaman ina edilmemiti!
I 909'da ar ziyarette bulunan bir Fransz generali, Varova
yaknlannda yakn bir tarihte yaplan son derece modem bir ka
leyi tefti etmek zere Polanya'ya gitmesi iin Majesteleri tara
fndan davet edildi. Onu karlayan askeri ynetici blgenin g
venli olmadn ve tutarl bir askeri eskort olmadan oraya gide
meyeceini aklad: oysa, talihsiz koullar gerei, gerekli asker
lere sahip deildi. Her trl engelle ve olas kaytarmayla kar
latktan sonra rndan kan general kaleyi tek bana grme
ye gideceini syledi. Elbette ortada kale diye bir nesne yoktu.
Ruslarn geri ekildii en kritik dnemde, tm tmenler, top
u snfna gereken obs mermisi yokluundan dolay lavedil
miken, arapnet dolu bir kargoyla ay nce Rusya'ya gelen
bir ingilizle karlatm. Bana kargonun Arkhangelsk'te yzst
brakldn, nk cepheye gtrmek iin demiryolu grevlile
rine ve ynetime rvet vermeyi kabul etmediini syledi...
Moskova'daki bir demir dkm fabrikasndaki Fransz usta,
Rus topular iin milyonlarca obs siparii almt. Yzlerce va
gon cepheye gnderildi, ama geldiklerinde bu obs aplarnn
Rus toplannn apianna uymad fark edildi; dolaysyla bir k
ede brakld ve tahmin edilecei zere, Almanlar bundan baa
nh bir ekilde yararland. Soruturma komisyonuna kmak ze
re davet edilen Fransz, Milli Savunma bakan bay Soukomli
nov ' un kendisi tarafndan kaleme alnm ve imzalanm anla
mann zel artlarn gsterdi.
Savatan nce grece yoksul olan Soukomlinov ' un, sava
ilan edildikten sonra Petrograd 'da blok apartmanlar almaya ba
ladn bilmek gerekir: halk onun Almanlara yalnzca askeri sr
lan satnakla zenginlediini fsldyordu. Gemite gerici parti-

204

nin bakanlarndan qiri olduu iin Soukomlinov, ayyuka km


grnen sylentilerin basksyla istifa etmek zorunda kald.
Bir albayn otomobil tekerlekleri satan arkadann maaza
sna geldii gn Petrograd'daydm. Albayn elli motorlu cankur
taran vard -tam da cephede en ok ihtiya duyulduu srada
ari(adamdan, hepsini yeni lastiklerle donatmann kaa mal ola
can sylemesini istiyordu. Satc ayrntl bir gider listesi ha
zrlad.
"Peki ben ne kadar komisyon alacam?" diye sordu albay.
"Her zamanki gibi yzde on."
"ok iyi. Pazarlk bitmitir."
Satc tekerleklere bakmaya kt ve ard :
"yi ama bu arabalarn tekerleklerini neden deitirmek isti
yorsunuz? Neredeyse yepyeniler! "
"Siz kendi iinize bakn ! diye bard albay. Tekerlekleri bu
arabalara takn ve aptalca sorular sormayn ! "
Rus ynetiminin ihtiyalarn karlayan Amerikal iadamla
rnn, sat servis grevlilerinin doymak bilmezlii stne hi
bitmeyecek ykleri vardr. Onlar rnn kalitesini hi umursa
mazlard; sorduklar tek soru uydu: "ondan ne kadar komisyon
alacam?" B irok koulda irket rvet demeyi kabul etmedi
inde, Ruslar hkmetlerine detecekleri fyatlan kendileri artt
nyorlard.
Kamyon satacanz varsayalm. Bu kamyon bir koroisyana
gsterildi, komisyon levazm grevlisine gizli bir rapor gnder
di, o da danma iin sizi ard. Eh ite, yirmi ya da otuz dolar
lk kk bir armaan, raporun uygun olduunu anlamanz, ya
da en azndan komisyonun dier yelerine ayn sadaka aracl
yla bunu elde etme garantisini salar!
Levazm grevlisinin brosuna girdiinizde, size yle der:
"Otomobiliniz bize yeni smarland. Ama baka nerimiz yok.
Sizinkini yeniden deerlendirmek zorundayz." Saatine bakar:
"Bir dakika zr dilerim, kmak zorundaym. Beklerken bir si
gara ier misiniz?" Sigara kutusunu verir ve sizi orada eker. Ku
tuyu atnzda onun muhtemelen bo olduunu grrsnz.
Rusya'da uzun zamandr yayorsanz, cebinizden be yz ruhle
lik bir kat para karr ve kutunun iine koyarsnz. Dnte

205

grevli size yle diyecektir: "imdi rakamlardan konualm.


Benim komisyonuro ne olacak?" Onun koullann kabul edersi
niz ve cevab beklemek iin otele dnmekten baka yapacanz
bir i yoktur.
Elbette, bu oyunun da tehlikeli yanlan vardr. B ir bakas si
gara kutusuna bin ruble brakabilir. . . Ve elbette ki, bir satcya
"paralar sklmesi" gerektiini anlatmann baka yollan da var
dr. rnein sonsuz sayda "arac" Amerikallann gittii otelie
rin evresinde dner ve bir memuru grmeye yardm etmek
amacyla hizmet nerirler, vs. Ama btn bu trafik o denli a
gzlcedir ve ylesine ak yaplr ki, dnyann en iyi niyetleriy
le bile gizli polis her iki gnde bir devasa bir dalavere siste
miyle karlamaktan kanamaz. Keif stne keif derken, tm
Levazmn ivisinin km olduu ortaya kar; gel gelelim ki
ipler o kadar uzaklara uzanr ve yle yukanlara trmanr ki, bu
olaylan hasr alt etmek gerekir. Prensler, baronlar, maliyeciler,
st rtbeli subaylar, bakanlar iin iindedir. Hatta topuluk Leva
zm servisinin bakan olan grandk bile zan altndadr, sua bu
latrmada ann evi de dta braklmaz. Bankalardaki hesaplar
yakalanr ve kasalar zorla alr; btn belgeler hastaln hemen
hemen tm brokrasiye bulat kantn gsterir. Gn geme
den st dzeydeki bireylerin yerine bakalan getirilir. Kimi za
man, Levazmda saat nce konuulan biriyle grmeye gidi
lir, ama onun yerinde baka bir grevlinin oturduu grlr. So
rulur: "Albay Verchovsky nerede?" ve yeni gelenin omuz silke
rek: "Sibirya'da," diye kestirip attn duymak az grlen olay
lardan deildir; grevli bunun stne bir kibrit akar, birka sa
niye yanmasna izin verir ve zenle sndrr.

206

XXII
YURTSEVER BR DEVRM
Bu sava zamanlarnda lkeyi Almanya 'ya balayan ticari
bamllk durumu, Rusya'dan geen bir yolcunun hemen dikka
tini eker. Petrograd 'da antiseptik bir gargara almak istedim.
"Ah! dedi satc -zaten kendisi de Almand- bu tr nesneler Al
manya'dan geliyor ve artk bulunamyor." Ayn durum fotoraf
makineleri, film, stl ikolata, giysi, otomobil, yaz makinesi
iin de geerliydi. Petrograd'da tek bir iyi cerrah olmad gibi,
mide hastalklar uzman da yoktu; cevap hi deimez olarak:
"Bu tr vakalarda hep Berlin 'e bavuruyoruz" oluyordu.
Bu son on yl boyunca Rusya bir Alman smrgesi olma du
rumuna gelmiti. mparatorluun her yeni zorda kal, Almanya
asndan oradaki ticari varln arttracak bir frsatt; gerekten
de I 905 'te Alman karlar, aktan aa devrimcilere yardm
etme tehdidinde bulunarak ok byk kazanmlar elde etmiti.
Almanlar ynetime, hatta ordu hizmetlerine de szmlard. Al
man snrndaki stratejik Rus demiryollarnn planlarn onlar ha
zrlamt. Ve Almanlar arienin -kendisi de Almand- evresi
nin bulunduu imparatorluk saraynda gl ve zarar verici bir
nfuz uyguladlar.
Rus tccarlar, sanayiciler ve bankaclar, lkelerindeki Al
man gcne kar uzun ve zorlu bir mcadele srdrdler; bu
nedenle Rus ynetiminin -Almanlarda dolu- yozlamasnn ve
zorbalnn dman, devrimcilerin mttefki oldular. Bu sava
ta, her ikisi de alabildiine yurtsever ve her ikisi de lkesinin h
kmetine kar birlik kuran bir orta snfla, proletaryadan oluan

207

ilgin manzaraya tank olundu. Bugnk Rusya'y anlamak iin


Almanya'yla savamann, Rus brokrasisiyle savamak anlam
na geldii bu paradoksu kabul etmek gerekir.
Bu 1 9 1 5 ylnn Hazirannda ben Rusya'dayken ierideki kar
k en st dzeyine kmt. ok geni bir rgtlenme vard,
bu rgtlenmeye, Rusya'y Almanya'ya teslim etmek amacnda
olan hkmetin st dzeydeki mevkileri de dahildL Askeri me
sajlan alan ve bunlan Almanlara ileten kk bir salra telefonu
istasyonu bulunmutu ve btn bu dorudan doruya Klk sa
rayn minesindeydi. Soukomlinov rezaletinin arkasndan, so
nunda ihbar edilmeden nce, Rus kalelerinin planlarn ok ka
zanl bir pazarlk karlnda veren general Masdeiev olay iz
lemiti.
Tannenberg savandan sonra, general Rennenkampf ac sz
lerle, subaylarn kendisini satnakla sulamt; ve onun komu
tanlktan alnmasnn nedenlerinden birinin de bu olduunu Rus
ya'da herkes biliyordu. Grandk Nicolas' n Kafkasya'ya aktarl
masn aklamak iin ayn gereke ileri srlyordu; imparator
luk saraynda ve ynetirnde Almaniann varlna ilikin ac ele
tirileri herkese malumdu.
Bu durumda ar ne yapt? Rusya'da onun hakknda ne kadar
ok ey duyulursa, o o kadar efsanevi ve d rn oluyordu.
Petrograd'da imparatorun arkada olduunu syleyen Amerikal
bir falc vard: sylediklerinin doru olduunu kantlamak iin
stnde elmaslarla ili imparatorun monogramnn ve altndan
ak bir elin bulunduu byk bir platin sigara kutusunu gsteri
yordu; bunun, Varova'nn deceini nceden syleyerek hiz
mette bulunmasnn karlnda ann verdii bir armaan oldu
unu belirtiyordu. Bu olaydan bir hafta nce ar onu kez
Tsarskoie Selo'ya ararak imparatorun avu izgilerini okuma
sn ve Almaniann Varova'y ne zaman alacan sylemesini
istemiti. Falc gazeteleri izliyordu: cevap vermekte zorlanmad.
arla konuanlar bana, onun imparatorlukta olup bitenlerden
pek haberi olmadn ve gerici danmanlarnn ona sylemek
istediinden bakasn bilmediini belirttiler.
Szn ettiimiz falc imparatorluk sarayyla ok ilgin ili
kileri olduunu anlatt. Gerekten, dedi, bundan birka yl nce

208

Viyana'dayken, aceleyle Sivastopol ' a arlm ve imparatorluk


yatyla hemen limann aklarna getirilmiti; orada cerrahlann,
horneopat uzmanlarnn, iyiletiriciler ve Avrupa 'nn drt bir
yanndan arlan dier arlatanlann byk syleviyle karla
mt. Devrimci bir denizcinin, kalasna haner soktuu gen
arevii kurtarmak sz konusuydu. areviin gizemli hastal
hakknda daha sonra dolaan tm hikayeterin kkeni buydu, di
ye de anlatt.
Ayn ekilde, arie zerindeki etkisinin ok gl ve ok za
rarl olduu sylenilen uursuz kii u papaz Rasputin 'den de
ekmiti. Falc bana neredeyse okunmaz hale gelmi, kt bir
Franszcayla karalanm bir kat gsterdi; bunu geen hafta al
mt ve unlar okunabiliyordu:
"Peder Rasputin, Tsarskoie Selo 'ya ziyaretinizi tandn si
ze sylemem iin yaz yazman istedi. S izi imparator olarak
grmeye kar kmyor; ama eer imparatorie tarafndan a
rlr ve onu grrseniz, Rusya' daki varlnzn sona ereceini
bilin."
Mektuptakilerin hepsi elbette doru olamazd; ama bu tr hi
kayeler bu dou hiyerarisinin yaamnda ok iyi bilinen dier
birok ayrntdan daha sama deildi: rnein, Duma yelerinin,
siyasal sorunlan zmek iin ayn falcya el fal baktrd ok
iyi biliniyordu.
Ad Rusya olan, durolmayan ve bu deryada her yanda karan
lk ve gl akmlar alkalanyordu: hal seferleri, devrimler,
blnmeler, korkun halk hareketleri... ok ender olarak gn
na kyorlar, grnmez kahyariard ama herkes onlarn varl
nn bilincindeydi. 1 905 devrimi onlarn yzeyde patlak verme
sine yol amt ve imdiki sava ilan srasnda da bir baka
devrim patlak vermeye hazrd; bu devrim genel grevle balaya
cakt. arlar seferberlik kargaasyla, imparatorluk ilanlannn
kulak trmalayc tumturakhlyla ve bunun yan sra arn: en
liberal hkmet, Polanya'ya zerklik, Yahudilerin toplumsal ko
numunda reform vaatleriyle kaplanmt. Seferberliin devrimci
leri vaatlerden daha ok etkilernesi muhtemeldir; nk l 905
imparatorluk manifestosuyla yaplan vaatlere yalnzca uymakla

209

kalnmad, ieriinin birok yan asndan olaylar daha nce hi


olmad kadar ktyd. Duma varln srdryordu ama h
kmet, ileyi kurallarn deitirerek ve semenleri rktrnek
iin polisten yararlanarak zorlu mcadeleler sonucu kazanlan
tm ayncalklan geri almt. Basn zgrl vaat edilmiti, ne
var ki byk bir gazete olan Russkoie Slovo, Beiliss davasnn
duruma raporlarn yaynlad iin binlerce ruble cezaya arpt
rldn gryordu. En azndan o zengin ve glyd; dier ga
zeteler ise byle bir lks iin kendilerine izin veremezlerdi. i fa
de zgrl vaat edilmiti, ama polisten halka ak toplantda
bulunma hakkn isternek gerekiyordu - ve Rus polisi her eydi,
balayc olmak dnda. i badet zgrl, vicdan zgrl
de vaat edilmiti; ama yine yakn bir tarihte ileri bakan, imar
planna aykn olduu gerekesiyle Petrograd'daki ve dier ehir
lerdeki Rum Katalik kiliselerini kapatmt. Kiinin dokunul
mazl, bunun yan sra hukuki haklan gvence altna alnmt,
neyle suland bile bilinmeden Sibirya'ya gnderilmek zere
evinden alnan insan says bu dnemdeki kadar olmamt.
Merkezi ynetimin satn alma blmnn alabildiine yoz
lamas karsnda, Zemstvolar B irlii, ya da blgesel kurullar
ordu gerelerini, hkmet adna satn alma ilemini kendileri
yapmaya karar verdi - bu grevi gerek bir beceriyle yerine ge
tirdi. Bu nemli bir noktadr, nk Birlik Rus orta snfnn b
yk bir blmn temsil ediyordu.
Bu srada, Duma ne kadar kstlanrsa kstlansn, eletirileri
ni giderek daha ak dile getiriyordu. Gerekten, rnein bir Rus
konumac Rusya hkmetinin kesinlikle ok yeteneksiz, ok
yozlam ve ok hain olduunu syleyebiliyordu. B u konuda
hainterin ve dolandrclarn adlan verilmi, ak ve kesin izler
gsterilmiti; Zemstvolarla egdm halinde gerelerin satn
alnmasn ve levazm retimini stlenecek Duma komisyonlan
nn kurulmas tavsiye edilmiti. Buna kout olarak, halkn ho
nutsuzluu btn imparatorlukta grnyordu. stelik buna
Rusya 'nn sava kazanmasn isteyen yurtseverlerin fkesi de
ekleniyordu.
8 Eyll'de grandk Nicolas ar tarafndan bat cephesi komu
tanlndan askya alnd. Halk bu manevray kukuyla karlar-

210

ken altnda neler yattn anlamaya alt; nk grandk en


azndan drstt ve ar, kimsenin gven duymad Soukomli
nov ' un tm isteklerine boyun eiyordu. st dzeyden bir gene
ral arn ayr bir bar imzalamak zere olduu varsaymn ge
tirdi; Mttefiklerin elisi, hafta boyunca komutanl ken
disinin yapmas iin Majestelerini ikna etmek amacyla glerini
birletirrniti.
yi haber alan ortamiann srekli yayd l'ir sylentiye gre,
gklerden bu emri verenin grntsnden esinlendiini dnen
Rasputin ar koroutay almaya zorlamt.
15 Eyll'de Petrograd'daki Poteelov silah fabrikasndaki otuz
bin ii greve gidiyor, ertesi gn sokaklarda iilerin yan yana
gelmesini yasaklayan ilanlar grlyordu. Dileri Bakanl
'nn gizli haberleriyle uyanlan yabanc kolani mensuplan Rus
ya'dan aceleyle ayrlmaya balamt. Ertesi sabah, 15 Eyll'de
Duma'ya bir dileke sunan Poteelov fabrikalanndan otuz iinin
aileleriyle birlikte Sibirya'ya srld reniliyordu. atma
lar olmu, atmalar srasnda askerler greveilere ate am ve
ayn gn ar Duma'y datmt. Petrograd'da gerici babakan
Goremykine dnda, kabine yelerinin tmnn Duma'nn la
vedilmesine kar olduunu biliyordu. Ayn zamanda, afiler ye
ni snflan bayrak altna aryordu -bu da genel honutsuzluu
arttrmaktan baka bir i yapmyordu- ve 1 8 ' inde dier afiler bir
sonraki sal gn iba yapmayacak ve emirlere uymayacak
olan greveileTin hemen speriere gnderileceini, yaam boyu
Sibirya'ya srleceini bildiriyordu.
O gnlerde, demiryollarnda ara ara grevler Petrograd'da er
zak salanmasnda ve gazda kopukluklar yaratm, bu da halk
ok youn etkilemiti. Kolera salgn olduu bildirilmiti. Gaze
teler her gn st rtl olarak "barsak hastalklar nedeniyle
lmlerden" oluan uzun listeler yaynlyorlar, resmi organlar
k iin, un dnda her eyde kstlama yapacan bildiriyorlar
d.
20'sinde grevierin Kiev 'e, Odessa'ya ve dier ehirlere yayl
d, Moskova'da tramvaylann ve elektrik datmnn fel edil
dii reniliyordu. Zemstvolar Birlii ve Kentler Birlii, ara,
hkmeti serbest brakmad takdirde devrimci hareketin yann-

21

da yer alacaklarn ve Duma karsnda sorumlu liberal bir hk


metin mutlaka gerekeceini grkemli bir ekilde aklayacakla
rn bildirmek zere, dorudan doruya kendisiyle grme g
reviyle bir delegasyon gnderdi. ar bu delegasyonla grmeyi
reddetti.
Rusya'nn ilerinde ykc ve gl bir ate mi douyordu,
yoksa bu ate sndrlm myd? Youn bir sansr ve impara
torluun iinde haber alma ann silinmesi olayn cevabn ok
gletiriyordu; ama Duma'nn ertelenmesine karn, Levaz
mat'taki memurlann topluca istifasna ve Bat ordusunun batan
aa yeniden rgtlenmesine tank olundu. Bu satrlar yazd
m saatlerde, bu gl ve soukkanl tehdit an, Duma'nn gr
kemli bir ekilde almasna bakanlk etmeye mecbur kld. Ye
ni babakan Boris Sturmer, gericilerin en kt olmasna kar
n, Duma'ya "sava zaman bile iteki yeniden rgtlenme ese
rinin srdrlmesi gerektiini" belirtti.
B ielorusya'daki Rovno ehrinde, savatan nce Petrograd
bankasnda grevli olan gnll, gen bir assubayla konutum.
Bana 1 905 devriminin asla devrim deil, kocaman bir rezalet ol
duunu syledi: batan aa sama bir zorbala ve yozlamaya
kar milyonlarca insann gdsel bakaldnsyd bu.
"Btn bunlar, gemi zamandr, diye ekledi, nk o, ne de
olsa ynetici snftand. Ama sava bitince yeni bir anayasa iste
yeceiz."
"Ya elde edemezseniz? Devrim olacak m?"
"Ah ! Elde edeceimizi sanyorum. Ama olmazsa, onu elde
etmek zorundayz."
"Ya Yahudiler?"
"Yahudiler ne? diye bard. Demokrasinin Yahudilerle ne il
gisi var? Rusya'da Yahudileri istemiyoruz. Hepsi neden gitmiyor
Amerika'ya... ya da cehennemin dibine?"

212

XXIII
YAHUDLERN "HANETi"
Savan balangcnda ngiliz, Fransz ve Amerikan gazetele
ri ann ve grandkn "sadk Yahudi tebalarna" ilanlann akla
d. lanlar btn Rusya'da ikamet zgrl, yurttalk haklan,
ibadet zgrl ve hepsinden de te, ordunun st kademelerine
alnma ve soyluluk unvanianna erime sz veriyordu.
Byk ve derin bir deiiklik anlamna gelen bu haberlerin
ilan edilmesiyle, yzlerce Yahudi ar ordulannda hizmet etmek
amacyla srgnden dnd, Yahudi kadnlan da Rus Kzl-Ha
na hizmet sundu. dl olarak tek elde ettikleri erkekler asn
dan d knkl ve ac iinde, kendilerini ezenlerin siperlerinde
can vermek, hastanelerde hemirelik yapan kadnlar asndan
da, baktklan askerler tarafndan aalanmalarla karlamak ol
du. nk iin dorusu Rusya'nn kendisinde bu tr ilanlarn hi
olmadyd. Hepsi uluslararas liberal dncelerin sevgisini ka
zanmak isteyen Rus hkmetinin ajanlan tarafndan Paris 'te ve
Londra'da uydurulmutu.
S nra yakn Besarabia'nn kk bir kynde, Ataman Ka
zaklannn karargahnda bir yzbayla le yemei yiyordum.
Yzba bana alayn anlatyordu:
"ocuklar ate gibi, subaylar onlan her zaman dizginleyemi
yor: rnein Yahudilerin olduu bir kye girdiklerinde. Ah! yi
itler! ldrlecek Yahudi olduu zaman hi duramazlar! "
Masann br ucundaki b i r piyade yzbas sze kart :
"Yahudiler hakknda aklma elendirici bir hikaye geldi, bizim
blk Brest-Litovsk'ta konaklamt. Gen bir Yahudi asker ya-

213

l bir baharnn elini pyordu. Adamiarm deliye dndler; onu


iyice siattlar ve kafasn bir sre p ynna soktular."
Robinson kar kt. Ama masay yneten albay kolunu ar
ar yukan kaldrd:
"Ah ! siz Amerikallar... Bu halkn nelerine katlanmak zorun
da kaldmz anlayamazsnz. Rusya'da btn Yahudiler hain
dir."
Bunun ilgin olduuna, nk Avusturya'da ve Almanya'da
onlann son derece drst olduklarna ve gerekte, Avusturya sa
valarnn son iki borlarnn byk ksmn demeyi onlarn
sttendiine dikkat ektim.
"O ok farkl, diye kararl bir sesle cevap verdi albay. Alman
ya'daki ve Avusturya'daki Yahudiler yurttalk haklarna sahip;
dolaysyla bu onlan yurtsever klyor. B uradakiler bu yzden bi
ze ihanet ediyorlar. Ve bu yzden onlar ldryoruz ... "
Muhakemesinden son derece honut grnyordu, dierleri
de yle ...
Bucovine 'deki ve Galiya'daki Rus snrnn ardnda boydan
boya gittiimiz yz kilometrede, Yahudilere yaplan canavar
Ikiann ak kantlann grdk. Ky ky, kire badanal ve canl
renklerle boyanm kerpi, kck evler -zellikle Yahudilerin
ki- Kazaklar ve Rus askerleri tarafndan yamalanm ve ykl
mt. Bir zamanlar binlerce Yahudi 'nin yaad Zalestchiki y
kntlar yn haline gelmi ve Rus saldrsnn nne katt Ya
hudi nfus, dman ynne doru kovulmutu. Rovno 'da Yahu
di kart ayaklanmalar olmu, Polonya' daki Kielze 'deyse usul
ne uygun ekilde hazrlanm bir pogrom -Kazaklarn yrtt
soykrm- uygulanmt. Cholm'deki Yahudi otelciden ve Za
lestchiki' deki Yahudi eczacdan, yerleim blgesindeki kk
bir kentte yaamn nasl olabileceinden daha nce sz ettim.
Vilna'da topluca komployla sulanarak, kadn, erkei, ocuu,
yirmi bin Yahudi yuvalarndan koparlp, Sibirya'ya srlmt.
Yine Vilna'da iki ngiliz sava muhabiri casusluk suuyla tutuk
lanm ve emniyet mahkemesine karlmt. Polis yanlarnda
bulunan siyah, kk antay amalarn istemiti. Onlar da ka
bul etmemilerdi. Polis elleri bal ve kaba eti plak bir Yahu
di ' yi getirtmi ve krbalamaya balamt.

2 14

"Bu Yahudi 'ye neler yapldn gryor musunuz? diye sor


mutu emniyet mdr. Madem yle ! antanz aarsanz iyi
edersiniz. . .
Yahudiler iin her yanda ayn kadim rk, ayn kin, papazla
rn ve Ha'n sa adna yayd ayn korku sryordu.
B izi Lemberg 'e gtren trenin kompartmannda, dev gibi
Rus brokral kitlesinin tipik iki kk posta memuru bulunuyor
du.
"Yahudilere yurttalk haklan m! diye aknlkla bard bi
ri. Siz delirmisiniz! Rus halk bunu hibir zaman kabul etmeye
cektir. Orduda Yahudi subay m? Gln olurdu! Verecekleri ilk .
emirde adamlan onlara ate ederdi. Ben yalnzca iki Yahudi su
bay tanyorum ve onlar hala Milli Savunma Bakanlnn yaz
malar dairesinde grevliler. Anlarsnz ya, ebeveynleri zengin.
Ama aktif greve aktarlacak durumda deiller."
"

XXIV
PETROGRAD VE MOSKOVA
Rusya'ya giden birok insan Moskova'y Rusya'nn kalbi di
ye nitelendirirken, dier Avrupa bakentlerinin kt bir kopyas
olarak grd Petrograd' ise hemen skartaya kartr. Hiilbuki
ben temel zellikleri bakmndan -hkmet binalannn ve kla
larn alabildiine geni n cepheleri, hacimli sokaklar ve ak
alanlar gibi- Petrograd ' n daha fazla Rus zellikler tadn
dnyorum. Neva kysndaki byk ta nhtmlarn, sarayla
rn, katedrallerin ve amavitkaldnml i mparatorluk caddelerinin
harcnda, bir zorba hkmdarn emriyle bataklkta zincirlenmi
saysz serfin emei ve kan bulunmaktadr. nk bugn kilo
metrelerce alana yaylan devierin ehri Petrograd, bir zamanlar
yani bundan bir yz elli yl kadar nce yalnzca bir batakl ktan
ibaretti. Ve Byk Petro paytahtn burada, hibir yerle balan
ts olmayan bu ssz bucaksz bataklkta, Rus mparatorluu 'nun
bu en korunmazsz ve herhangi bir doal merkezinden en uzak
noktasnda ina etmeye heves etmiti. On yl sreyle her yl yir
mi bin emeki Petrograd ' n inasnda telef olmutur. Saray soy
lular bu nefret edilen ehri mahvetmek iin tam dokuz kez
komplo giriiminde bulunmu ve Moskova'ya geri dn sa
lamaya almlar. Ayrca kez de kundaklama giriiminde
bulunulmu. ar da yine kez zorla ina ettirtt bu saraylarn
avlusunda bunlar astrtm. rticac cenahn gl bir kesimi
Moskova'nn tekrardan bakent olmas iin uzun bir mddet tan
tana yapmtr. yle ki unun urasnda yalnzca son yirmi yldr
Petrograd' n nfusu yapay yntemlerle desteklenmemektedir.

216

ehrin her yerinden byk, derin su kanallar gemektedir.


Bu kanallarda onlarca metre uzunluunda olan ve yakmak iin
kullanlan hu aac ykl ahap mavnalada tamaclk yapl
maktadr. Bu hu aalan eski ormaniann zifiri karanlnda an
sesi karan baltalarla kesilmektedir. Her gece onlarca adsz san
sz, huzursuz ve zavall fukara kendisini bu karanlk suya brak
maktadr. Bedenleri akntyla birlikte srklenip sokaklann altn
daki inierden geip, san ve kan krrnzs renginde aal sarayia
nn nlerinden, o muhteem kmbetlerin ve cihannmalarn ve
devasa abidelerin nnden denize dklmektedir.
nsann Petrograd'n o byk ve sessiz meydanlannda ve ge
ni sokaklarnda dolarken kaybolmamas mmkn deil; yak
lak iki milyon insan yayor olmasna karn Petrograd tama
myla bomu izlenimini verir. Yalnzca yaz akamlannda byk
lunaparklarda, ak hava tiyatrolarnn, manzaral demiryollan
nn, atlkanncalann ve kafelerin arasnda yz binlerce insan b
yk kitleler halinde arklar syleyerek gler elenir - bu insan
seli, denizi andran durdurolamaz bir g hissiyle amasz bir e
kilde bir o yana bir bu yana akar durur. Devrim srasnda veya
nemli dini bayramlarda kitleler byk sokaklan insan kalabal
na boduklannda, o dank koronun kkreyii, kendiliinden
istenlerinin gc ve ayak sesleri i mparatorluk ehrini bile sar
edecek gtedir.
Kazanskaya Yortusu diye tabir edilen gnde Nevski Prospekt
ve Morskaia'da kayda deer bir kalabahn ellerinde apkalan,
yzleri nee ierisinde ve basit ilahiler mnidanarak aheste ahes
te katedrale doru akn ettiine ahit olmutum. Kafalannn s
tnde mcevher kapl parl parl parldayan ikonlar tayorlar,
hepsi de altnla kapl cppeler giymi ba ak, sakall dev gibi
papazlar da onlara yardm ediyorlard. Kk korocular buhur
danlklar tarken, kadnlar tren alaynn yannda el ele yr
yorlar ve anlamsz ama mutlu yzlerle ikonlan koruyorlard. Er
kek ve kadnlar tek sra halinde kutsal imgelerin altndan ge
mek iin birbirlerine baryor, vurup iteliyorlard. Ve her birka
dakikada bir papazlar ellerindeki ikonlar aa indiriyorlar, yz
lerce insan da bu'resimlere dudaklarn dedirebilmek iin birbi
rini eziyordu. Geit alaylan bu korkun insan seli ierisinde dur-

217

madan ayn hareketleri tekrar ederek ilerliyordu. Yaklak bir


buuk millik bir etten duvar Nevski Prospekt'i ve Kazan Kated
ralinin nnde birleen sokaklan saatler boyunca trafie kapa
mt. nsanlar dua ediyor ve arklar eliinde vecd iinde ha
kartyorlard.
Ruslar nezdinde din fevkalade canl bir olgudur. Sokaklarda
sk sk ha kartan insanlar grebilirsiniz, zellikle de kiJisele
rin nnden geerken. Arahaclar ne zaman bir ikon grseler
apkalann kartrlar ve aln, gs ve omuzlarna dokunurlar.
Kk apeller (k dkkaniann bulunduu semtlerdekiler de
buna dahil) tm gn boyunca aktr ve oradan geerken kutsal
imgelerin nnde diz kp pmek iin duran insaniann hibir
zaman sonu gelmez. Belli bal mukaddes kiliselerde ve tapnak
larda ister gece ister gndz mutlaka birilerini ikonostas nnde
eilmi, bir eyler mnldanrken bulabilirsiniz. Fakat benim alg
layabildiim kadaryla, Rusya' da din dnyevi bir g veya bir
politika malzemesi veyahut da ahlaki veya etik bir kurallar silsi
lesi olarak kavranmyor. Papazlann hepsi huysuz ve kindar gr
nml tipler. Byk manastrlarda yaayan keiler her yerde ol
duu gibi burada da msrif ve sefih bir yaant srdryorlar. Ve
kilise, btn gl kiliseler gibi, olduka palazlanm durumda.
Yoksullarn en karanlk hurafelerini kamak suretiyle ardklar
paralarla altn sunaklar yaptrrnlar, yaptryorlar. Sradan bir
Rus kyls asndansa din tinsel bir g kaynadr, hem kendi
teebbsleri zerinde kutsal bir takdis hem de tann ile gizemli
bir paylam ilevi grr. B ir hrsz ve katil bir ev soymadan ve
ya adam ldrmeden nce kiliseye gidip ikonlan per. Devrim
ciler kortejlerinin nnde ikonlar tarlar. Keza bunlan ldren
aynasziarn da bu hususta devrimcilerden farkl olduunu syle
yemeyiz. Her Rus evinde odann bir kesinde mutlaka ikon as
ldr, ayn ekilde otellerde ve tren istasyonlannda da bu byle
dir.
Byk dini cokular Yahudileri ve Araplan olduu gibi Rus
lar da eitli gizemli tarikatiara ayntrrntr. Sk sk mucizelere
tank olunur; kutsal kiiler ve kendine ikence eden azizler lke
nin drt bir kesinde dolar ve ilgin kerametler vaaz eder,
hastalara ifa olmaya alrlar. Dinin en az etkili olduu Rus

218

kenti Petrograd'da bile her an karnza bir papaz veya kei


kabilir. Bunlardan birisi olan Gregory Rasputin 'in imparatorlu
un gerek hkmdan olduuna i likin dedikodular bile kmt
bir zamanlar.
Geceleri -Haziran ayndaydk- gne alabildiine yava bat
yordu. Hava akam dokuz olduunda yazn son gnlerindeki ka
dar aydnlk oluyordu; on buukta gne ufka ulayor ve yavaa
batdan douya doru hareket ediyordu, ta ki saat iki buukta ye
niden ykselene kadar. Eer olur da gece yansnda uyanrsanz,
gece mi gndz m olduuna karar veremezdiniz - zellikle de
Ruslarn yataa gitmek hususunda belirli bir saatleri olmadn
dnrsek bu byledir. Pencerenzin dnda insanlar Aziz lsaac
(St Isaac) Meydannda banklarda oturmu gazetelerini okuyorlar,
kap nlerinde dolaan dvornikler dedikodu yapyorlar; arabalar
bir o yana bir bu yana gidip geliyor ve birileri de kaldnnlan an
dnyordu. Hatta ak olan dkkanlar bile vard.
Bazen arabayla dolamaya kardk. Sokan ortasnda "Is
tovsschik" diye bard m, birden bire yirmi otuz kk araba
adeta hilikten nmze kverirdi. Srcler kvrml sperieri
olan koni eklinde apkalan ve paltolannn altndaki vatkalaryla
olduka iman gsteriyorlard. Etrafmzda drt dnerek rahat
sz edici bir ekilde ikna etmeye alrlard. Arabalar iin bele
diyenin belirledii bir cret tarifesi vard ve bunun bir nshas
ofr koltuunun arkasna yaptrlmt. Fakat yine de en az
bunun iki katn demek mecburiyetindeydiniz. nk polis de
her zaman arahaclarn tarafn tutard .
Alacakaranlkta ehrin etrafnda dolamaya ktk. Kiann
nnde kk bir kalabalk toplanmt. Bir askerin etrafn e
virmiler, akardeanun kulaklan trmalayan znlts eliinde diz
lerinin altna vurup zplayarak bir tr kyl dans ediyorlard muhtemelen Sibirya yresinden bir danst. Askere yeni alnm
tertipler Aziz lsaac Meydannda toplanmlar, izmelerini ses
karta karta yere vurarak gnlk talimlerini yapyorlar, bir yan
dan da kumandann selamma harcalem asker cevaplan veriyor
lard.
"Gnaydn, evlatlarm ! " diye baryordu yksek ama ruhsuz
bir ses.

219

"Gnaydn Kumandanm ! " diye yz tane kocaman adam hep


bir azdan grlyordu.
"Tebrikler evlatlanm!"
"Bu frsat bize tandnz iin mteekkiriz kumandanm ! "
Gnde veya drt kez Aziz Isaac Katedralinin kocaman
kmbetinde kilisenin an alclan an halatlarn balyorlar ve
ardndan kkl bykl tm anlar ayn anda lgn, ahenksiz
ve kesik bir tempo eliinde almaya balyordu - otuz bei bir
den:
Ding! Dong! Ding-ding-dong dong! Bum! Bom-tik tok Ding
dong-tik tak bum ding dong . . .
Srtlannda byk numaralar yazl, zerlerinde hala kyl k
yafetleri bulunan yzlerce, binlerce acemi asker geiyordu. As
ker selinin ucu buca yok gibiydi. Gnlerce, haftalar boyunca
Petrograd'a aktlar ve bu insan seli bir yldan beridir sryordu.
Askerler birbiri pei sra kalkan trenlere bindirilerek batya veya
gneye doru postalanyorlard ... Ama yine de her yerde, sokak
larda ve tm Rusya'da, niforma altna alnmam binlerce taze
beden vard.
Moskova veya tm Ruslann severek kullandklan o adla sy
lersek, Matuschka Moskva, yani "Kk Ana Moskova" o eski
ve grkemli barbar Rusya'nn son kalesi, Kutsal Kenti ve de en
telektel bakenti olmay srdryor. Ancak, Rusya'nn deiim
merkezi ve kalbinin att yer olmaktan artk bir hayli uzak. Bu
na karn, Ortaa Avrupa'snda Moskoval tccarlan bir efsane
haline getirmi olan ve o gnden beri sregelen zengin ticaret
bymeye devam ediyor. Aynca ada Alman mimarisine ait
binalarn saysnn fazlal insann daha ilk anda dikkatini eki
yor.
Petrograd'a, savaa ve Rusya'ya zg grnen o genilik, en
ginlik ve insan yaamna dair savurgan aldrmazln Kremlin'de
de gze arptn syleyebilirim. Sonuta buras binyllar bo
yunca Rus halknn umutlarnn, zlemlerinin ve inanlarnn
kalbi konumundayd. Kzl Meydan yeni bakentteki herhangi

220

bir meydan kadar muazzam ve bir o kadar da eski. Tepesinde


fantastik kuleler bulunan, kaplannda byk hareketsiz ikonlann
asl olduu byk kzl duvarlar nehir kys boyunca uzanyor
ve dnyadaki en alml kapitoln etrafn evreliyordu. eride,
bir meydann zerinde, birbirlerine yz yarda kadar mesafede
drt katedral diziliydi ve hepsinin de altn ve mcevherlerden
(bu mcevheratlar ariann mezarlannn olduu taraftan korkun
mozaiklerle kapl tavan rten mavi buhur kmesine dek parl
panl panldyordu) oluan sunak perdesi vardr. Byk antarla
dolu Ivan Yeliki an kulesi de oradadr. Odalan altn demeler
le kapl, ikinci derecede kymetli talardan stunlan olan sra s
ra saraylar . . . B irbiri pei sra imparatorluun taht odalan - Kor
kun ivan 'n yaad oda ve Pers Kralnn Tavuskuu Tahtn ve
Tatarlarn Altn Tahtn ve ariann Elmas Tahtn besleyen hazi
ne odas. Manastrlar, klalar, nyznde Napoleon'un brakt
binlerce topun yl olduu eski cephanelikler. Boris Godo
unov'un yerde yatan, paralanm byk an; arln kullan
lamayacak kadar devasa topu ve Halaskar konunun altndan ge
erken apkanz karp kartmadnz kontrol etmek iin
Spasskya Kapsnda nbet tutan askerler . . .
Pazar gn nehir yoluyla Sere Tepesine ktk, hani u Na
poleon 'un Moskova'y yanarken seyredald mehur tepe. Ne
hir boyunca kadnl erkekli gruplar halinde su kenannda ykanan
insanlar grdk. Tepenin her taraf tatil gnlerini deerlendir
mek zere ehirden biraz uzaklamak isteyen insanlarla doluydu.
imenlere yaylanlar, koup oynayanlar, aalann altnda ark
lar syleyip gruplar halinde dans edenler . . . Ayrca kulamza
akordeon tngrtlan geliyordu. Akordeon eliinde vahi danslar
edenler olduu gibi, etrafna byk bir kalabalk toplayp nutuk
eken sarholar da vard, keza kendinden geip elinde sk skya
tuttuu iesiyle uykuya dalm olanlar da. Ortalk adeta bir orta
a panaynn andnyordu. Salan yznn nne den, paav
ralar ierisinde yal bir kadn topallaya topallaya tepeyi inerken,
yumruklarn skp ellerini kafasnn zerine kaldrd ve histerik
lklar atmaya balad. Kadn avaz avaz baryordu. ift ol
duklarn tahmin ettiim bir adam ve bir kadn bir yandan al
yorlar, bir yandan da birbirlerini yumrukluyorlard. Tepenin nis-

221

peten yksek bir noktasnda iki dirhem bir ekirdek giyinmi bir
adam ellerini arkasnda kenetlemi, aasndaki huzursuz kala
bala konuma yapyordu. Nasl syleyeyim, bir pervaszlk ve
kasvet havas vard, sanki her an her ey olabilirmi gibisinden...
Uzunca bir sre tepenin zirvesindeki kafede oturduk. Biz
nehrin byk bir eri izdii geni dzln zerinden seyredal
mken, gne de Moskova ' nn drt yz kilisesinin arpan
renkleri, altn sars, yeil, mavi, pembe kmbetleri ve klar
zerinden batya doru uzaklayordu. Ve orada oturduumuz
yerde, bu kadar uzakta bile Moskova'nn tm o derin arball
n ve lgn neesini tayan ritmi bastran saysz kilise an
nn sesini duyabiliyorduk.

XXV
iMPARATORLAR EHRNE DOGRU: STANBUL
Byk ve gsterili yatakl vagonlann zerinde Trk harfle
riyle yazl pirin levhalar aslyd ve Franszca "Dou Ekspresi"
yazyordu - savatan nceki tarihncesi gnlerde Paris 'ten direk
olarak stanbul'a uzanan dnyann en mehur treni yani. B ulgar
ca bir levhada "Tsarigrad" yazlyd. " imparatorlar ehri" anla
mna gelen bu szc, aslen kendilerine ait grdkleri dounun
bakentini nitelernek iin kullan yorlard . Ayrca Almanca bir
Ievhann zerinde "Berlin-Konstantinopolis" yazyordu -Kons
tantinopolis treninin bat ynnde Sofya'dan ileriye geemedii
ve Srhistan seferlerinin daha balamad o gnlerde, tabelada
yazanlar olduka cmert bir iddiayd dorusu.
Kafilemiz uluslararas bir karaktere sahipti: Dedeaa yolcu
su sivil kyafetli ngiliz subay; i grmesi iin Philipopo
lis'e (Filibe 'ye) giden bir Fransz mhendis; Trkiye ile bar
artlarn mzakere etmekle grevli bir Bulgar askeri komisyo
nu; Surgaz'daki evine dnen bir Rus retmen; Trkiye'de Ka
radeniz kylannda ttn alm seyahatine kacak olan Amerika
l bir ttnc; uzun etekleri kalasn kapatacak uzunlukta bir
frak giymi ve kafasnda fes olan siyahi bir haremaas; Pera'da
ki kafe konserlerinde sahne almak iin stanbul'a giden Viyanal
bir salon danss ve onun adam; iki Macar Hilal-i Ahmer (Kz
lay) temsilcisi; ve saylar yz bulan trl eit Alman. Bunun
dnda Trkiye'deki mhimmat fabrikalarnda alacak Krupp
ii leriyle dolu zel bir vagon ve Unterseeboot mrettebatna
tahsis edilmi iki kompartman daha vard. On yedi on sekiz ya-

223

larnda erkek ocuklardan oluan mrettebat U-54 ekiplerinin


nbetini devralmak zere trendeydi. Yanmzdaki koropartman
da yedi st snf Prusyaldan oluan bir grup hi durmadan
"bri" oynuyordu. Grup hkmet grevlilerinden, i adamlarn
dan ve elilikte, Rejide, Osmanl Dyununda veya Trk niver
sitelerinde grev almak zere giden entelektellerden oluuyor
du. Bunlarn her biri son derece nemli "sa kollar" idi; tam da
Dou 'daki (Tton) Alman mparatorluu ' nun kusursuz makine
sine uyacak ekilde eitilmi kimselerdi.
Hayatn ac ironisi savata tarafsz kalm lkelerde de pei
mizi brakmyordu. Mizah duyusu iyi alan muzip bir bileti
iki ngiliz ile iki Alman elilik ataesine ayn koropartmanda bi
let satmt. ki atae birbirlerine an derecede kibar davranyor
lard. Fransz ve dier ngiliz doal olarak gzel Avusturyalya
meylediyorlard. Aynca Viyana'daki rencilik yllarndan bah
sederek glp eleniyorlard. Gece ge bir saatte Alman diplo
matlanndan birini koridorda Rus retmenle Moskova hakknda
dedikodu yaparken yakalamtm. Bu adamiann hepsi ate hat
tnda faallerdi, deyim yerindeyse, Rus olan hari; ve o, elbette,
bir Slav ' d ve nyarglardan muaft . . .
Fakat sabah olduunda ngiliz, Fransz ve Rus oktan gitmi,
dolaysyla nefret snrlan arasndaki nefes alma blgesi de geri
de kalmt. Bizse Trk mparatorluu 'nun hudutlanndaki yolcu
luumuza devam ediyorduk.
Etraf kocaman stlerle evrili s, arkanl, sar Maritza
Nehri kurak bir vadiyi suluyordu. Karmza yamalarnda bir
otun bile bilmedii suya hasret kahverengi tepeler kyordu.
Kavurucu bir scak vard. Dank msr tarlalannda siyah ya
nakl kadnlar ellerinde silahlar, dizlerinin zerine eilmi karga
kovalyorlard. Karmza nadiren bir ky kyordu - perian
haldeki amur sval kulbeler zeri at niyetine pis samanla r
tlm kk bir cami ile onun ypranm minaresi etrafnda k
melenmi oluyordu. Bat ynnde, bir mil tede, bayrdan yuka
r doru evlerinin krmz kiremitleri gzken bir kasaba vard.
Bulgarlar 1 9 1 2'de buray bombalayp, iki minarenin ucunu ha
vaya uural beri terkedilmi ve sessizdi. Unufak olmu minare
lerio yalnz grnts bir zamanlar birilerinin yaad ve bizzat

224

kendisi yaayan, ama imdi tm izleri kaybolmu bu ky veya


kasabann durumuna iaret ediyordv. Trklerin ksa mrl ev
leri ok abuk skartaya ksa da, minareler yerli yerinde kal
yordu, nk bir camiyi ykmak yasaklanmt.

Kimi zaman kk bir istasyonda mola veriyorduk; birka


kulbe, . bir minare, kerpi barakalar ve gnete kurumaya bra
klm kerpi tulalar. Cvl cvl renklerde bir dzine araba m

teri bekliyordu. Peeli alt yedi kadn bir arabaya dolutular, ya

banc gzlerden korunmak maksadyla arabann perdelerini e

kip kk.rdaya kkrdaya gzden kayboldular. Hepsi de cart yeil


ler iinde, plak hacakl kyl hanm/ar, kucaklarnda ryan be

beleri tek sra halinde yolda yrrken, fettanlk.larn konutura


rak tren pencereleri ynnde hafiften peelerini kaldrmay da
ihmal etmiyorlard. Peronun bir kesinde kyller memleketle
rinden getirdikleri kavunlar sergiliyorlard - sra sra tatl, yeil
renkli eker-kavunlar ve tad dnyada baka hibir eye benze

meyen iek kokulu san kavunlar. stasyonun yanndaki yal


aacn zmrt yeili glgesi kyn trbanl, alvarl ihtiyarlar
nn kahve iip nargilelerini tttrdkleri kk kahvenin zerine

dyordu.
Ate hatt iin uygun olmayan yal kyllere demiryolunda
nbet tutma grevi verilmiti. plak ayaklar, zerlerinde eski
psk kyafetleri, ellerinde pasianm eski tip tfekler ve belle
rinde daha da eski yapm kurunlarla bekliyorlard. Biz nlerin
den geerken, fiyakay bozmamak iin kendilerine askeri bir e
kidzen verdiler. . . Fakat dzenli Trk askerlerini grmek iin

Edirne'ye kadar beklememiz gerekti. zerlerinde bol gelen haki

renkli niformalar, dolaklar ve Almanlarn tasarmlad ama


Araplarn sarkiarna benzeyen yumuak kasklar vard. Kasklarn
aln ksm o ekilde ayarlanmt ki bir Mslman ibadet eder
ken kaskm karmadan temenna edebiliyordu. Uysal, ciddi, ar

hareket eden insanlara benziyorlard.

Edirne'de trene binen evik, gen Prusyal ise dierlerinden


gzle grlr ekilde farklyd. Trk ordusuna ait bir Bey nifor

mas giymiti, altn hilal ilemesi olan uzun kahverengi bir astra
gan apka takm, gsndeyse Hamidiye alaylar ve Demir Ha

eritleri vard. Yznde iddetli bir arpmann rn bir yara


\\ ,

225

gze arpyordu . Zaman zaman koridorda "Gottverdammte


dummheit!" diye mnidanarak bir aa bir yukan gidip geliyor

du. lk durakta trenden indi. nce bir dikkatlice etrafna baknd,


ardndan peronda itiip kakan, st ba lime lime iki yal de
miryolu grevlisine Trke olarak barmaya balad.
"Tchabouk! (abuk). Domuzun dlleri sizi ! Sesienince abuk
olun !"
ki grevli aknlktan neredeyse kk dillerini yutacaklar
d. Koarak geldiler. Prusyal asker nce yukandan bir edayla
bunlara bakt ve ardndan bir araba dolusu kfr savurdu. ki
adam geri ekildiler ve kaz admyla yrmeye ve Prusya selam
vermeye altlar. Adam tekrardan yzlerine kar hakaretamiz
szler savurdu. Onlar da karlk olarak sngs dk bir ifa
deyle deminki manevralann tekrarladlar. izlemesi hem gln
hem de ackl bir sahneydi . . .
"Gott in Himmel!" diye yumruklarn skarak ortaya bard.
"Byle hayvan herifler mr hayatmda grmedim. Tekrar! Tek
rar! Tchabouk! Koun, Allah kahretsin sizi !"
Bu arada, evredeki dier askerler ve kyller de, arada kay
namamak iin, adamn menzilinden uzaklamlar ve biraz tede
kmelenerek, sessiz sakin bir ekilde bu alas insanlk grn
gsn izliyorlard . . . Birdenbire kk bir Trk onbas kala
baln arasndan synlp, Prusyal askere doru ilerledi ve selam
verip konumaya balad. Dierinin surat fkeden pancar gibi
olmutu. Adamn adeta iine girerek barmaya balad.
"Beyefendi-" diye szn kesti onba. Ve "Beyefendi" diye
tekrardan izah etmeye alt. Fakat o konumaya altka Bey
daha da kzard, saldrganl daha da artt ve nihayetinde eski
Prusya tarz bir geri ekiliin ardndan onbann suratma okkal
bir tokat patlatt. Trk asker rknlsnden bir iki adm geri e
kildi ve ardndan olduu yerde kalakald. Yananda be parma
n izi kmt. Anlamsz bir ifadeyle Prusyalnn gzlerinin ii
ne bakyordu. Tarifi imkansz, az duyulmu, snk bir ses izle
yenierin zerinden geip gitti . . .
Tm leden sonramz dou ynndeki lanet olas bir arazi
vi trmanarak geirdik. Scak hava insan gerekten bunaltyor226

du, yle bir arlk vard ki sanki saysz l kuann nefesini


zerinizde hissediyordunuz. Yine, inceden bir sis gr alann
azaltyordu. Bakmsz msr tarlalar, kkl bykl kavun tar
lalar ve kuru st aalar - etraftaki tm bitki rts bunlar
dan ibaretti . Ara sra harman yerlerine rastlyorduk. Tarlalarda
genler gle oynaya kzlerini baladklan kzaklar sryorlar
d. Bir keresinde yanmzdan aheste aheste ilerleyen bir deve
kervan gemiti. Banda cmb ocuun bulunduu de
velerin hrglerinden aa tozlu balyalar sallanyordu. Etrafta
in cin top oynuyordu. yle ki kilometreler boyunca ne bir canl
ya ne de bir insan kalntsna (eski harap ehirlerin ykntlar ha
ri) denk geliyorduk. ncesinde bu ykk ehirlerde yaayan in
sanlar topraklarn terk ederek lkenin daha ierlerine doru
gmlerdi... Fakat her eye karn, bu topraklar sava ncesin
de de bugnk gibi bo ve sszd; B izans mparatorluu 'nun en
grkemli dneminde bile kent ile huzursuz barbariann yaad
kr arasnda hamhalat topraklar brakmak tercih edilen bir politi
kayd ...
Yanmzdan asker taburlarn tayan trenler geiyordu. Mar
mara Denizi 'ndeki ngiliz denizaltlan Gelibolu ' ya giden deniz
yolunu fel etmiti. Dolaysyla askerler Kulel i ' ye trenle gidi
yorlar, Bolayr'a oradan karayoluyla geiyorlard. Yk vagonu
nun kaplannda esmer yzl adamlar dikilmi duruyorlard; ku
lamza kaval ve davut sesleri eliinde syledikleri arklar a
lnyordu. Vagonlardan birisi Halep llerinden gelen yabanl
gzl Araplarla doluydu. zerlerinde Araplara zg gri ve kah
verengi kaftanlar vard. nce, gergin yzleri etraflarndaki istifler
yznden daha da akn bir hal almt.
atalca hummal bir kouturmaca ierisinde gibiydi. Bir
Bulgar istilasna kar siper kaznakla uraan insanlarla dolu
plak, kahverengi hayrlarn ve tepelerin yanndan duman ka
ra kara kk dar-hat trenleri geiyordu. Bunlar silah, elik si
perlikler ve bir yn alet edavatla tka basa doluydu . . .
Gne, orak tarlalara altn yzn son b i r kez gstererek
gzden kaybolmutu. Gece aniden bastrvermiti; gkyznde
ayn eksiklii yldzlarn bolluuyla kapatlmt. Makasiarda
dura kalka yava yava ilerleyebiliyorduk; yanmzdan inleyen,

227

ark syleyen taburlan tayan trenler geiyordu. Gece yansna


doru uyuyakaldm ve birka saat sonra bir Alman 'n drtkle
mesiyle uyandm.
"Konstantinopolis," dedi. "Geldik."
Surlardaki geni bir yanktan geiyorduk ki, akp giden deva
sa bir duvarn karanlk glgesini fark ettim. Sada ykk dkk
mazgallar -Bizans deniz surlan- anszn kesiliyor ve demiryolu
ykseltisine kk dalgalarla arpan deniz gzkyordu; br
yanda, ehrin ykselen tepesinin eteinde, kasvetli azlar gibi
duran dar sokaklardan frlayan bir sr derme atma atnn al
tnda, birbirlerinin stne yklacakm gibi duran uzun, boyasz
ahap evler vard. Aralanndan bir imparatorluk camiinin koca
man kubbesi ve gkyzn sanki mzrak gibi delen minareleri
yldzlara doru ykseliyor, stnde Yunan Akrapolu'nu destek
leyen dimdik siyah duvann ve belli belirsiz kk suretlerinin an
lk grntleriyle, Topkap burnundaki aalar araya giriyor, im
paratorluk mutfaklannn dizi dizi hacalan ve eski Topkap Sara
y 'nn geni, dz ats uzanyordu ... te dnyann ineisi stan
bul.

228

XXVI
ALMANLARlN YNETiMiNDEKi STANBUL
Hicri bin utchyze otou utch, Temoosun yigirmi utch chi
harshenbi gn, Trkiye saatiyle tam drtte (veya a la franque

dokuzu gee), inanlmaz eitli likte seslerin birleiminden


oluan bir gmbrtyle uyandm - ban anlar, erilerin
yksek ve bet sesli nidalar, ilgin bir yntemle ve grlmedik
bir saatte insanlar ibadete aran mezin'in genizden gelen
feryad, kpek havlaylar, eek anrtlar ve sannm, cami bah
elerindeki binlerce okuldan gelen Kuran sesleri. Balkonum Pe
ra'nn sarp eteklerine rkeke tutunmu uzun Grek apanmanlar
nn atsna bakyordu. Bu apartmanlar Kasmpaa vadisine ka
dar uzanan saysz Trk evleriyle kesiiyordu. Bunlarn evre
sindeyse aalarn arasndan seilen temiz beyaz bir cami ve iki
minaresi duruyordu. Kk evlerin hepsi ahapt ve ok aznn
ats krmz kiremitlerle kaplyd - badanasz, rengi bouk bir
mora kam, mteahhidin gnlnn istedii yere kondurulmu,
labirent eklinde sokaklar oluturan ve kk pencereleri gne
alan konutlar. Pencerelerin hepsi l l olan bu evler vadinin
arkasndaki tepenin yamacna toplanmt. Gze arpan bir dier
zellikleri de bunlarn akla gelebilecek her trl ayla karmaka
nk bir ekilde diziimi olmalaryd. Grkemli Piyale Paa Ca
misi kuzeyde kalyordu - m inaresi, B yk Kaptan Paa' nn
(kendisi on altnc yzylda Venedik donanmasn dize getirmi
bir denizcidir) gemisinin direine benzeyecek ekilde ina edil
miti. Fatih Sultan Mehmed 'in gemilerini karadan kzakla yrt
t yer bu vadinin aa taraf oluyordu. Gemilerini imdi Pe-

229

ra'nn bulunduu srttan ardktan sonra Hali'e indirmiti. Sa


tarafta Yunan Aziz Dimitri; Kasmpaa zerindeki tepe boyunca
uzanan servi aalar ve biraz ilerisinde Okmeydan denen (bura
daki beyaz talar okuluk konusunda usta olan byk Sultanlarn
rekor bir uzakla den atiarna iaret etmektedir) orak tarla;
rengi siyaha alan nezih ahap evlerin kasvetli bir hava verdii
Hasky doruklan - eskiden, o tehlikeli zamanlarda burada b
yk Ermeni parababalar otururmu, imdiyse Yahudiler tarifi
imkansz bir pislik ierisinde srn4yorlard. Yine kuzey istika
metine ynnz evirdiinizde, plak bir tepenin zerinde, y
kk bir ehir kadar korkun durumdaki bir brani mezarlnn
olduu aasz, allklarla kapl bir tarla gze arpyordu.
Hali'in ufak bir kavis yapt ynde Sultann ve Msr Hdi
vi 'nin zel gezinti gemisi (k tarafnn zerinde mavi sfenksier
boyalyd) ve Alman subaylannn uyku karargahiar olan Gene
ral adl vapur demirlenmiti. Ayrca oktan beridir Hali 'e kapa
atm olan Trk donanmasnn medar- iftihar ikinci-snf
kruvazrler, iinde kannca srs kadar ok fesli Alman bahri
yeiiierin bulunduu kk Hamidiye kruvazr ve su bcekleri
gibi saysz kayk vard.
Bulunduum yerden Hali Kprsnn stanbul ayan ve
ticaret limannn kk bir blmn grebiliyordum. Kprnn
stnde, hala "Yeni Roma Piskoposu" diye imza atan Patrikin
saraynn olduu Fener bulunuyordu. O Fener ki yzyllar bo
yunca milyonluk "Rum milleti"nin yaam ve lm emesi ol
mutur; o Fener ki, ehrin dmesinden sonra Bizans imparator
luk ailelerinin sna ve servetleri ve kt damaklanyla Rne
sans Avrupa 'sn artan u tccar prensierin yuvas olmutur; o
Fener ki, be yz yl boyunca Trklerin ynetiminde yaayan
Yunanllarn kalbi olmutur.
B iraz daha ileride B alat -Romallarn Palatium' u- ve onun
yukarsndaki Ayvansaray boyunca, B izans saraylannn enkazla
rn grmek mmknd. Suyun iinden kan Manuel Comme
nus 'un duvarlar ehrin iinde gzden yitiyordu. Daha tede
Eyp vard. Buradaki gz kamatrc caminin etrafnda yer alan
ve mezarlklarn olduu kutsal blgeye Hristiyanlarn girmesi
yasakt. Bu en kutsal kabristann civarnda usuz bucaksz servi

230

dizileri uzanyordu. Manzaramzda neler yoktu ki: Yunan ve Ro


mallardan kalma duvarlar; drt yz minarenin ge uzanan sivri
ular; bir ksm eskinin muhteem Sultanlar tarafndan bir aza
rnet gsterisi olarak hazinelerce para alctarak yaplm camiler,
bir ksm da mparatorie rene'nin dneminden kalma Hristi
yan kiliselerinden devirilmi camiler, ki bunlarn duvarlan so
maki ve kaymaktandan olup mozaiklerinin zeri de san ve mor
renkliydi; kemer paralar ve bir zamanlar imparatorlarn altn
heykellerine ev sahiplii yapm yan deerli talardan stunlar
ehrin siluetine muhteem grntsn veren aatarla rtl su
kemerinin ifte kemerleri.
Otelin kap grevlisi bahi almaya tene akll bir talyan'd.
Kahvaltm yaparken gayet saygl bir ekilde eilip, ellerini
ovuturdu.
"Ekselans," dedi Franszca, "gizli polis Ekselanslarn soru
turmak zere buradalar. Ekselanslar kendilerine zel olarak bir
ey sylememi isterler mi. ?"
Davud Bey beni bekliyordu ve beraber Tramvay Caddesine
ktk. Elektrikli arabalarn alt cadde boyunca gazeteci o
cuklar bara bara son bask Fransz gazetelerini satyorlard .
Akas aparman tr evleri, hediyelik eya satan dkkanlar,
kafeleri, bankalar ve konsolesluklaryla bu sokak bir talyan
kentinin fersude bir kesini andnyordu. Burada tek tek herkes,
kadnyla erkeiyle, Avrupai kyafetler ierisindeydi - neredeyse
son moda diyebileceiniz, zerlerine cuk oturan, sanki nc
Cadde 'den satn alnm eylerdi. Tramvay Caddesinde yetmi
iki milletten insana rastlamak mmknd: aklls, anlamsz an
lamsz bakan, vicdansz, s olan. Konsolosluk binalannn ok
az akt ve bunlarn da kapsnda geleneksel Karadal kapc
lar vard. Bunlarn zerinde eski psk geni pantolonlar, kk
ceketler ve silah tadklar kocaman kuaklan vard. Konsolos
luklarn ve eliliklerin kavaslar (koruma grevlileri) ise altn e
rit kapl niformalan, kafalannda parldayan fesleri ve bellerin
de kllaryla diplomatlarn kapsnda volta atyorlard. Yan
mzdan, o da bir defaya mahsus olarak, k bir araba geti. Sr
cnn ve arabann iindeki piyade erlerin, diplomatik bir hizme. .

23 1

te mensup olduklarn gsteren ad kyafetleri vard. Grand


Rue veya Tramvay Caddesinden hangi sokaa girerseniz girin,
pencerelerinden yar-plak davetkar bayanlarn sarkt uzun
sarkk binalara denk geliyordunuz. Bu dar, dnemeli ara sokak
larda katlar, hrszlar ve Hristiyan aleminin tutunamayan
lar cirit atyorlard. Yollar pislik iindeydi, ayanzn altndan
ne id belirsiz sv karmiar akp gidiyordu. Kilometreler
boyunca bu tr sokaklar uzanyordu, her keba baka trde
bir sefahat alemine ayrlm gibiydi. Ancak, Avrupal nfustan
kltrl beyefendilerin ve ince hanmefendilerin hareket saha
snda yalnzca oteller, kulpler ve konsolosluklar vard.
Varova'nn Almanlarn eline getii gnn ertesiydi. nceki
gn Almanlara ait yerlerde bu olay kutlamak iin Alman ve
Trk bayraklan gndere ekilmiti. Dik sokaktan aa doru,
ada uygarlklara zg bir acmaszlkla eski bir Trk kabris
tannn ortasndan geerek inerken, Davud Bey sonrasnda olan
lara ilikin nemli aynntlar aktard bize.
"Trk polisi," diye bir hevesle sze balad, "Alman bayrak
larnn indirilmesi talimatn verdi. Nitekim kzica kyamet kop
tu, nk Alman konsolosluu buna kar iddetli bir itirazda
bulundu."
"Neden bunu yaptnz? Onlar sizin m ttefikiniz deil mi?"
Kafasn evirmeden bana bakt ve mstehzi bir tavrla g
lmsedi.
"Tton kardelerimize kimse benim kadar muhabbet besleye
mez (nk biliyorsunuz ki halkmzn Mslman olmas Al
manlar nezdinde bir sorun yaratmyor). Almanlarm dncesine
gre, belki de, Varova'nn alnmas da Trklerin bir baansyd.
Fakat ehirde Alman bayraklannn yaylmas bizi endieye sevk
edeceinden bu konuda olduka hassasz."
B irok dkkan ve otelde yeni boyanm Franszca iaretler
olmasna karn, birounda Avrupa dillerinin devre d brakl
m olduu dikkatimi ekti.
"Size komik geleceine eminim," dedi Davud Bey. "Biliyor
sunuz sava baladnda, hkmet dman bir ulusun dilinin
konuulmasn kati suretle yasaklamt. Fransz gazetelerinin
kapsna kilit vuruldu, Franszca ve ngilizce tabelalarn indiril-

232

mesi emri kartld; keza ngilizce, Franszca ve Rusa konuma


yasa getirildi; ve bu dilde yazlan mektuplar bir bir yakld.
"Gel gr ki, ok gemeden Hali'in bu tarafnda yaayan n
fusun byk ounluunun yalnzca Franszca konuabildii ve
hi Trke bilmedii anlald ! Dolaysyla yasak kaldrld.
Mektuplara gelince, o i daha kolay halledildL Amerikan konso
losu bir protesto ekti ve i halloldu. B ir hafta nce gazeteler h
kmete ait u resmi karar getiler: 'Franszca, ngilizce ve Rus
a yasa hala devam etmesine karn, Amerikanca mektup yaz
labilir! "'
Davud Bey tannm bir aileden gelen varlkl bir Trk't. Bu
bahsettiim olaanst bir durumdu, nk Trkiye'de ailelerin
mr hepitopu bir kuaktr ve soyad diye bir kavram olmama
sndan dolay aile gelenei denilen bir kurum da mevcut deil
dir. Hamid olu Davud: Onun hakknda bildiimiz tek bilgi buy
du; tpk Trk polisinin de beni Charles olu John diye biliyor
oluu gibi. Trklere zg gailesiz tutumun bir sonucunda Da
vud, on dokuz gibi erken bir yata donannada amirallie kadar
ykselmiti. Ancak, bundan birka yl sonra talep zerine ngiliz
Donanma Komisyonu Trk donanmasn yeniden organize et
mi. Bylece varlkl zengin Trkleri ilerinden koparp donan
maya ekmek daha zor hale gelmi. Bu nedenle donanma Davud
Bey'den -gayet kibar bir dille- amirallie dvam etmesini rica
etmi. O da cevap olarak: "Bunu yapmay ben de ok isterim,
ancak tek bir artla: Gemiye ayak basmak zorunda braklnama
y istirham ediyorum. zerinize afiyet, deniz grmeye tahamml
edemiyorum da!" Dolaysyla artk donannada deildi.
Kendisine neden Gelibolu ' da yurttalaryla beraber omuz
omuza arpmadn sordum.
"Elbette, siz Batllarn bunu anlamasn beklemiyorum," di
ye yant verdi. "Burada krk lira demeniz durumunda askerlik
ten muaf klnyorsunuz. Eer bu bedeli demezseniz, krk lira
nz olmadna kanaat getiriliyor; bu son derece kk drc
bir durum. Bir meslek olarak st rtbe kadrolarda grev almak
hari cinde, orduda bul unmak tan nm ailelerden gelen bir
Trk 'n asla iine gelmez. Deerli dostum, eer bu savata yer
alm olsaydm, pederim bunun verdii utanla ok yaamazd.

233

Bizdeki teaml sizin lkenizdekinden farkllk arz ediyor. Bura


da, askere alan avular askerlikten muafiyet cretinizi deme
niz iin adeta size yalvarrlar, deyemediiniz takdirdeyse arka
nzdan teneke alarlar!"
Tepenin eteinde birka sokan birlemesinden kaynaklanan
bir karmaa vard - Yksekkaldnn Soka dedikleri bu sokak
Pera' ya kabileceiniz tek yoldu. Uzun, kir pas iinde evlerin
bulunduu bir Yunan mahallesinden denizci semti Galata'daki
bednam be kuru ve on kuru sokaklarna kan dar, kvrml
ara sokaklar vard; bu yolu takip ettiinizde karnza Tnel geli
yordu. Burada yerin altndan tepeye, Karaky Meydan 'na ula
m salanyordu. Arka tarafnzda da stanbu l ' a alan, n
uzak diyariara kadar yaylm Valide Sultan Kprs kalyordu.
Beyaz frakl biletiler tnelin banda durmu, yolculuk etmek
niyetinde olanlardan para topluyorlard. Bu insan selinin ieri
sinde her rktan her dinden insan vard. Kyafetler desen ayn, ne
ararsan var gibiydi: pek Arap balklar olanlar, miferliler, sar
ve krmz sarkllar, k fesliler, evresi yeil sarkl fesliler; ki
bu Peygamberin akrabas olduuna delaletti, evresi beyaz sark
l fesliler -din adamlar ve retmenler- Acem ii tarbouche'lu
lar, Fransz apkallar, panama apkallar . . .
Erkeklerin yzlerine bakmamaya dikkat ettikleri peeli ka
dnlar kk gruplar halinde telal telal bir yerlere kouturu
yorlard. zerlerinde siyah, gri ve ak kahverengi araflar,
ayaklarnda da olduka byk gelen yksek topuklu Fransz pa
bular vard. Arkalanndan yal siyahi bir halayk geliyordu.
Bir baka tarafta Suriye llerinden beyaz cppeli Araplar gze
arparken, bir dier taraftaysa sakallar tm yzn kaplam bir
ermi dua mnidana mnidana gidiyor, arkasndan da bir grup
mridi elini pebilmek, bir hayr duasn alabilmek iin yrtn
yordu. plak bacakl Ermeni kapclar byk paketleri srtla
mlar, gelene geene yol amalar iin "Destur" diye bararak
yryorlard; yeni tfekleriyle at stnde drt asker; Bulgar bir
piskopos; mavi renkli kaln yn pantolon ve gm ilemeli ce
ket giymi Arnavut; kendilerine Kapalar'da Mslman ta
cirler tarafndan hediye edilmi olan kk eek arabalarnn
nnde yryen iki Katolik rahibe; kafasnda uzun koni biimin-

234

de ftr apkas, zerinde de gri kaftan ile bir Mevlevi, Tirol ap


kal, ellerinde rehber kitaplar, balarnda bir Ermeni rehber eli
inde bir grup Alman turist ve her biri eskinin byk istilalann
dan sonra Avrasya'nn bir kesinde kalm saysz milletten
temsilciler. Pera Avrupai bir yer - Yunan m dersiniz, Ermeni mi
dersiniz, yoksa talyan m, nasl adlandrrsanz adlandrrn,
Trk sfat mstesna her nitelernede bulunabilirsiniz. Peki, Pe
ra'ya akan bu egzotik kalabalk nereye gidiyor? O da bir muarn
ma, nk bunlan asla orada gremezsiniz.
En olaanst trde kalemler satan binlerce satc mallarnn
ismini bara bara insaniann arasnda dolayordu. Ne yoktu
ki! Angora (Ankara) bal, helva, gll lokum, kaymak (karanlk
bir ahra kapatlm manda stnden yaplr), mstehcen kart
postallar, Alman ii sigara azl, Edirne kavunlar, engelli i
ne, New Jersey, Newark'ta dokunan hallar, tespihler. . . Baran
baranayd: "Yalnzca on para, be paraya."
Sa tarafta gemilerle dolu ticaret l iman, onun tesinde de
Galata Kprs vard. Liman ngiliz denizaltlanndan korumak
iin kprnn d tarafna tombazlar yerletirilmiti. Balk sr
leri gibi denize yaylm kaykiann arasndan Boaz irketi hay
riye vapurlan ddklerini ttrerek denize alyordu. Denizin
ak mavi sulannn te yakasnda, Asya kysnda skdar be
yaz bir nokta gibi gze arpyordu. Saraylarla ve aalarla kapl
bu hankulade noktada stanbul denizle btnleiyordu ... Soldan
saa ehrin hankulade manzaras ve byk camiler vard: B in yl
nce mparator Justinyen tarafndan yaplm Ayasofya; Mek
ke' yi fetheden Sultan Selim adna yaplan Sultan Selim Camisi;
Sultanahmet Camii; kprnn ucundaki Yeni Valide Camii; Sul
tan Sleyman, ki kendisi Franois Premier'in dostuydu; Sultan
Bayezid . . .
Asma kpr anakkale Baaz'ndan gelen Alman denizalt
snn geiine izin verecek kadar almt. Kumanda kulesi be
yaz ubuklu mavi bir renge boyanm olan gemi suyun iinde
hareket ediyordu - bu berrak denizde en zor seilecek, dolay
syla da en iyi kamufle edecek olan renk seilmiti. Fakat bulu
tun bir anlk manevra ile gnein nne gemesi sonucu, denizin

235

rengi aniden griye dnm ve gemi de denizin ortasnda ayan


beyan ortaya kmt.
"Kpry kapatmak yaklak on dakikalarn alyor," dedi
Davud Bey ve beni ta binalann arasndaki bir ara sokaa gtr
d. Sokak arasndaki duvann dibine birka masa sandalye atl
mt. Ayaklannda ank, kafasnda fes olan yal bir Trk otu
ranlara buzlu meyve suyu; yani erbet servisi yapyordu. Sn
dmz yerin dnda yorucu bir harala grele ve yakc bir g
ne olmasna karn, buras sessiz sakin ve glge bir yerdi.
"Davud Paa" diye glmeyle kark bir ses duyduk. Soluk
yeil bir feridje (ferace) ierisinde dal gibi bir kza aitti ses. p
lak kahverengi ayaklan vard ve enesinin altna bir al tutturol
mutu - pee almaya paras olmayanlarn takt trden. Kz ta
atlasn on be yandayd; buday rengi bir teni vard ve kara
gzleri haylaz haylaz panldyordu.
"Eli ! " diye nledi Davud kzn elini tutarak.
"Biraz para versene bana," dedi kz ernredercesine.
"Hi bozukluum yok."
"O zaman byk paradan ver!"
Davud gld ve kza bir mecidiye verdi, kz da memnuniye
tmden tr l bast ve ellerini rpa rpa uzaklat.
"Bir ingene," diye aklad Davud, "ve tm stanbul 'daki en
gzel kz. Hikayesi ilgintir. Benim Harndi adndaki bir arkada
m buna ak oldu ve haremine almak istedi. Bylece kz da
Eyp'e tand. Fakat daha iki hafta gemiti ki, bir gn yine bu
raya erbet imeye geldiimde, kularnn dibinde bir ses iittim:
"Davud Paa, biraz para versene !" Eli idi. On drt gn boyunca
evli ve saygn bir hanmefendi olmaya altn, nk Harn
di ' yi gerekten sevdiini syledi. Harndi 'nin kendisine kar ok
nazik davrandn, kyafetler ve mcevherler aldn ve sevgili
gibi davrandn anlatt. Fakat ne are ki bu yaantya daha faz
la dayanarnam, nk sokaklarda dilenrnek daha elenceliymi
- kalabalktan o denli hazzediyormu ki. Dolaysyla bir gece
harem kapsndan kap, kendisini Hali sulanna brakarak kar
ya gemi ! " Davud gld e omuzlann silkerek, "ingeneyi
altn saraya koymular yine sokam demi," dedi!
erbederin parasn dedik ve kalktk. Dkkann sahibi, "Al-

236

lah bereket versin beyim ! " dedi kibarca. Bizimle ayn masada
oturan bir Trk kafasyla selam verdi ve "Afiyet olsun! " diye
mnldand. "Yarasn."
Danda kaykiann bekledii iskelede kayklar boazlann
yrtarcasna banyorlard. Siyah paavralar iinde, gzleri gr
meyen yal bir kadn duvarn yanna melmi ve el amt.
Davud bakr paralardan verdi kadna. Kadn grmeyen gzlerini
bize doru kaldrd ve ho bir sesle: "Mekannz cennet olsun!"
dedi.
Davud, "Ka para?" diye sordu kaykya. Akas sar edi
ci bir grlt karmaasndan baka bir ey duyduumu syleye
mem.
"u yal adam olsun," dedi arkadam. Uzun beyaz sakallan,
turoneumsu renkte bir takkesi ve krmz kua vard. Pembe
gmleinin st dmeleri, yal tyl brn gsterecek kadar
akt.
"Ka lira efendim?" diye seslendi, snf veya mertebe fark
olmakszn her Trk'n birbirine kar kullandklan sayg belir
ten o szc kullanarak.
"Be kuru," dedi adam.
Davud, "Bir buuk kurutan fazla vermem," diye cevaplad,
bir yandan da kaya doru hamle yapmt. Kayk cevaplama
dan avara etti.
"Adn ne baba?" diye sordu D'avud.
"Adm Abdl, evlat," diye yantlad ihtiyar. Gnein altnda
krek ekrnekten kan ter iindeydi. "Trabzon ehrinden Ksaha
cakl Muhammed'in oluyum. Denizde dnyaya gelmiim. Elli
iki yldr stanbul l imannda, aha bu grdn kaymda krek
sallanm."
Sava hakknda ne dndn sormasn rica ettim Da
vud'dan.
"Hayrl bir sava," dedi Abdl. "Gavura kar verilen her sa
va hayrldr. Kuran'da yazmyor mu, her kim ki kafiri ldre
rek lr, Cennete girmeye hak kazanr diye?"
"Kuran ' hatim etmiliin var herhalde? Kimbilir belki de sen
bir eyhsin ve camide namaz kldrtyorsun?"

237

"Benim beyaz sarm m var ki? Ben hoca deilim. Fakat


genken mezzinlik yaptm ve minareden ezan okurdum."
"Sava hakknda ne biliyor olabilir ki?" dedim. "Savan
onunla kiisel olarak bir alakas yok ki! "
Davud dediklerimi evirdi.
"Savaa drt olumu ve iki torunumu verdim ben," dedi Ab
dl arballkla. Sonra bana dnerek, "Siz Alman msnz, hani
bizden tek farklan dilimizi bilmemeleri ve fes taknamalan olan
kardelerimizden? Sylesene, sizin camileriniz ne renk, neye
benziyor? Sizin sultannz da bizim sulatanmz kadar hametli
mi?
Geitirrnek iin olduka hametli olduu cevabn verdim.
" inallah bu sava kazanacaz! " dedi Abdl.
" inallah ! " diye destek kt Davud. Onun bu hafif Avrupai
sinikliinin, sekiz asrlk derin bir inancn stn rten ince bir
al olduu kans uyannt bende.

238

XXVII
STANBUL'UN KALBi
Kaymz barp aran kayklarn olduu blgeye
doru yanat. Abdl kayn iinde diklenmi, baryordu:
" Verdah! Yol an be hayvan olu hayvanlar! Yolculara yol verin
de gesinler Bir tane bile mteriniz yok, ne diye yolu tkyor
sunuz? Sizin yznzden millet inemiyor?" Bir buuk kuruu
kayknn oturduu tahtann zerine brakp, kyya adm attk.
Kavun ve dier sebzelerle tepeleme dolu, su flannn olduu
dar ve dolarnbal sokakta hamallarla, mollalarla, tacirlerle, ha
clarla ve seyyar satclarla arpa arpa ilerlemeye alyor
duk. nanlmaz bir kalabalkt ! Douya zg bir durum kabilince
hi kimse birbirine yol vermiyordu - biz de mecburen tasiaya
tasiaya ilerliyorduk.
Kar sokakta askerlerin yannda bir grup erkek ocuk ve
gen adam yryordu. Her birinin kucanda birer ekmek vard.
"Acemi askerler," diye aklad Davud Bey. Yannda iki si
lahl adamla kalabalm ortasnda yryen ve genlerin suratia
rna dikkatle bakan bir astsubaya rastlyorduk sk sk. Bunlar he
nz askere alnmarn, ama alnabilir trde erkekler anyorlard.
Ban ve ayak sesleri, kzgn haykrlar ve ac dolu lklar
dikkatimizi yan taraftaki bir ara sokaa younlatrmamza ne
den oldu. Bir dkkfuun nnde eitli milletlerden kadnl erkek
li yze yakn insan toplanmt; fes psklleri havada dans edi
yor, sanlm eller bir inip bir kalkyor, bouk ban sesleri rlu
yuluyor ve bunlarn etrafndaki polisler de ellerine kimi geirir
lerse srtna srtna vuruyarlard - ak ak!

239

"Ekmek almak iin bekliyorlar," diye aklad Davud. "Tm


stanbul 'da bu ekilde yzlerce yer var. Anadolu 'da ok fazla ta
hl yetimesine karn, ordunun bunlar kente tayacak yk ara
balanna ihtiyac var - diyorlar."
Kente iae salamann kolay bir i olmas gerektiini syle
dim.
"Muhtemelen," diye ironik bir yant verdi. "Kentteki grevli
lerin gnderilen iaeyi sonradan daha pahalya satmak zere sak
ladkianna ilikin dedikodular dolayor, bilmiyorum duydun
mu? Elbette klliyen yalan -ancak, daha ncesinde byle eyler
olmad deil. Bu konuda Alman kardelerimiz de az ya da ok
mesuliyet tayorlar. Hkmelimizi kentte bir nfus saym ya
plmas konusunda ikna ettiler- ki bu on beinci yzyldan bu
yana gereklemesi nasip olmam bir hadiseydi. Fakat Alman
Iann bir hal aresini bulacana bel baland. Nitekim hkmet,
frnlan kendi ynetimine ald ve gnlne kapatt; aynca
ekmek almak isteyen herkesin ekmek karnesi almas iin anda
bulundu. Bylelikle peyderpey hepimizi kayda geirmi olacak
lar, nk insan dediin yemeden yaayamaz. Geen akam, Pe
ra'nn arka sokaklarnda, son ekmeklerin datld bir frnn
nnden getim. Fnnn dansnda hala daha ekmek alamam
uuldayan bir kalabalk vard. Bunlar nce cam ereveyi aa
indirdiler, stelik polisin coplamalanna karn, ardndan Novo
Georgievks'in dn kutlamak zere her evde asl bayraklan
alaa etmeye baladlar. B ir yandan da var gleriyle bar
yorlard : 'Zaferiniz sizin olsun! B ize ekmek verin! "'
Msr ars'nda Hoca Yusuf Efendi 'nin dkkanna gittik.
Burada adet olduu zere bada kurarak oturduk. Kendisi ila
satyordu. Pazarn stn rten kemer atnn rmcek a kapl
pencerelerinden ieri snk bir k huzmesi szlyordu. Par
fm, ila, ifal ot ve ilgin oryantal ilalar, Aden kahvesi ve g
ney ran' dan gelen ay kokularyla birbirine karmt. Tepe
mizdeki badanalanm kemerin zerine byk siyah harflerle
Arapa dualar yazlmt. Dkkann zerinde oyma tahtadan bir
komi vard ve onun zeri de rmcek alanyla kaplyd. B u
mphem alacakaranlktan aa, trl eit ilgin nesne sallan
yordu: deniz hayvanlannn derilerinden yaplan dervilerin di-

240

lenci kaseleri, devekuu yumurtalan, kaplumbaa kabuklan, iki


insan kafatas ve at enesine benzettiim bir ey. Tezgahta ve ar
kadaki raflarda cam ieler ve kehribar, kafur, toz halinde ve par
a para haha, Hint ve in afyonu, hastalara ifa olsun diye
kullanlan kurutulmu otlar, ak iksiri olarak kullanlan kara ba
rut, afrodizyak iin ya, kem gzlerden saknmak ve dmanlan
artmak iin muska, glya, sandal aac paralan ve sandal
ya dolu toprak kaseler diziliydi. Keza dkkann arkasndaki
kk karanlk oda da, balyalarla ve kavanozlarla doluydu. By
lelikle Yusuf Efendi lambasn yaktnda oda Krk Haramilerio
maarasn andnyor ve yle kokuyordu.
B izi durdurdu ve sa elini tekrar tekrar pp alnna gtrmek
suretiyle selamlad. Gri ipek kaftanl uzun, vakur ve kafasna din
hocalannn takt festen takm, pinpak bir adamd. Parlak si
yah sakal aznn tamamn ve l l dilerini rtyordu. Ko
yu, keskin bakl ama bir o kadar da mfk gzlere sahipti.
"Selamn aleykm Davud Bey," dedi usulca. "Allahn sela
meti zerinize olsun."
"Ve aleykm selam, Yusuf Efendi," diye mukabele etti Da
vud ve byk bir hzla o da ayn jesti yaparak elini dudaklanna
ve alnna gtrp getirdi. "Kendisi Amerikal bir dostumdur,"
diye takdim etti beni.
"Ho geldiniz." dedi Hoca kibarca ve ellerini dudaklanna ve
alnna getirip gtrerek. "Selamn aleykm ! " demedi, nk bu
yalnzca Mslmanlar arasnda kullanlan bir selamiama try
d.
Hoca yalnzca Trke konuabiliyordu. "Bedri ! " diye seslen
di ellerini kenetleyerek. Dkkaniann arasndan bir yerlerden yel
yepelek gen bir ocuk kverdi. "Bize kahve syle, hadi baka
ym ! ..."
Tatl koyu bir svdan yudumlayp, aatan yaplm uzun u
buklardan kaliteli Samsun ttnnden sardmz sigaralanmz
itik. Oda ok gzel kokuyordu.
Doululara zg nazik bir slupla, "Efendim iyiler mi?" diye
mnldand Hoca. Her yudum almzda, her sigara fleyiimizde
dudaklarna ve alnna dokundu ve biz de mukabele ettik. "Afiyet
olsun! "

24 1

Hoca stanbul' da nfuzlu bir adamd. Eskiden Aziz sa Pan


tocrotor Kilisesi olan Molla Zeyrek Camii 'nde yirmi yl mez
zinlik yapmt; ardndan byk camilerde Cuoa namazlan kl
drtm; ayn zamanda halk hocalarndan olup muskaclk da
yapm. Son olarak Abdlhamit ' in suikast korkusuyla kendisini
Yldz Kk 'ne kapatt o uzun yllar boyunca namaz kldr
mak zere zel olarak Yldz Kk'ne gidermi.
"Amerika'daki kerametler hakknda pek ok hikaye biliyo
rum," dedi Yusuf Efendi sohbet ac bir tarzda. "Eski zamanlar
da cinlerin yapt o saraylardan bile daha byk binalar vann.
Aynca Graft adnda bir kt ruh olduunu duydum."
Konumasnn bu annda parldayan gzlerini krprnaya ba
lad.
"Sokaklarda gezer, insanlar yutarm. Baka memleketlerde
de bilinmez grlmez bir mahliikatm. B ir gn inallah oraya
gideceim, nk anladm kadanyla orada afyon demek arl
nca altn demek."
Davud Bey'den yzn bana doru evirdi: "S izler yani Ba
tl milletler bizden ok farklsnz," dedi. "Davud Beyin eli yz
dzgn, yakkl, fakat an kibar ve ok fazla dnyor. B u
gidile bir gn sinir sistemi bozulacak. S igara imemesi v e aksi
ne bol bol yumurta yiyip st imesi gerekiyor. Amerikal beye
fendiye de ki, bence o ok fazla dnmyor ve ok mutlu. Di
yeceim budur."
Davud'dan kendisinin ka tane hanm olduunu sormasn
istedim. Hoca, bu merakl sorumdaki fesatt sezdi ve glmse
di.
"Peki ! Beyefendinin ka tane hanm var?" diye soruyla kar
lk verdi. "Bir Mslmann iki kadn idare etmesinin, bir H
ristiyana nazaran daha m kolay olduunu zannediyor? Allah ko
rusun! Kadnlar masariflidir. Birden fazla hanm olan toplasan
alt tane arkadam sayabilirim, o kadar. Ermeni kle tacirleri
skdar 'dan ho bir odal haremime katmam iin gece kapm
aldklarnda, kendilerine bir ataszyle yant veriyorum: Bir

koltua iki karpuz smaz!


"Peki, Yusuf Efendi sava hakknda ne dnyor?"
"Sava m?" diye yantlad. Yzndeki kaamak bak kendi-

242

si asndan olduka scak bir konuya temas ettiime iaret edi


yordu. "Olum u an Gelibolu 'da siperde. Allah 'tan hayrls,
bakalm. nsan savaiann iyi mi kt m olduunu dnmyor.
Biz sava bir kavimiz, biz yani Osmanllar."
"Trkler. . . " diye soruya balayacaktm ki, Hoca palas pand
ras szm kesti.
" B izi 'Trkler ' diye adlandrmamalsnz," dedi Davud.
"nk 'Trk' d(KJ)ek tara/ hdk veya soytan gibi bir anlama
gelir, siz nasl diyorsunuz ' kaba' yani. Bizler Orta Asya' nn
Trkmen, barbar, hunhar yabanllan deiliz; bizler kadim ve uy
gar bir kavim olan Osmanllanz."
Hoca Almanlar hakknda dobra konuuyordu.
"Almanlan sevmiyorum. Adap erkandan yana pek nasiplerini
almamlar. Bir ngiliz veya Amerikal Trkiye'de bir yl kalsn,
dkkanma elleri dudaklannda ve alnnda geliyor ve yle selam
lyor beni: 'Sabah- erifleriniz hayr'ola!' diyor. Bir ey almadan
nce, kahve ve sigara ilcramm kabul ediyor, farkl konulardan
hobe ediyoruz ve ne alacaksa, ancak ondan sonra alyor. Doru
olan da budur. Fakat Almanlar geldi mi, ordularnda nasl selam
veriyoelarsa yle selarnlyorlar, kahve ikramm geri eviriyarlar
ve bir an nce ne alacaklarsa alp gitmek istiyorlar. Ahbaplk fa
lan hak getire. Dolaysyla benim artk Almanlara satacak malm
yok, onlara hibir ey satmyorum ! "
Daha sonradan ehirde birok Alman' gnlk hayatn ieri
sinde gzlemlerne frsatm oldu; gerekten de kentte yzlerce
Alman vard - izinli subay, turist veya sivil grevli. Mslman
Iann hayatn idare eden o hassas adab muaeret kurallann sk
lkla ihlal ediyorlard. Sokak ortasnda peeli kadnlarla konuu
yorlar; kapal arda satclara dikleniyorlar; hibir Avrupalnn
girme izninin olmad Cuma gnlerinde ve de ibadet saatinde
grlt karta karta camide dolayorlard. Ve hatta bir kere
sinde ben Derviterin tekkesinde ziyareti blmndeyken, iki
Alman subayn insanlar ibadet ederken Almanca Kuran 'dan sesli
sesli blmler okuduklarna tank oldum - bu durum hocalann
hiddetini zerlerine ekmelerine neden olmutu.
stanbul 'un o dolambal karmakark sokaklarnda Yusuf

243

Efendi ile birlikte dolamaya ktk. Eski Sultanlarn valideleri


tarafndan yabanclarn elenmesi iin yaplan hisar andran
hanlarn duvarlar ierisinde bulunan, kk Ermeni dkkaniar
nn yan yana dizili olduu pasaj lara daldk. B yk camiierin
meskun avlusundaki gizli yollardan getik. Aalann glgesinde
ocuklar nee ierisinde oyun oynuyorlard. Ardndan yeil as
malarn damlardan alayan misali uzand ve tespih satclar
nn olduu kk sokaklardan kendimizi aa doru braktk.
Bir baktk ki gne maduru geni bir meydandayz. Buras Bi
zans zamanndan kalma ve aslna baklacak olursa Roma'daki
lerden de byk kolezyum sahalar idi. Ardndan ahap evlerin
olduu dolambal ara sokaklardan getik ve tm yol boyunca
hemen hemen kimseye rastlamadk, yalnzca eeini dven tiz
sesli bir eri, ciddi grnml bir imam ve onun yan sra hzl
admlarla yryen kaamak bakl kadnlar vard.
Kadnlarn yanndan geerken Davud sesli bir ekilde Al
manca konumaya balad.
"Senin bir Alman subay olduunu dnecekler," dedi gle
rek. "Bu ekilde tumay gznden vurmu oluyoruz. Btn ha
remler u anda Almanca reniyor, nk u anda birok Trk
kadnn hayalierindeki beyaz atl prens Berlinli veya Hannoverli
bir temen."
Karlatmz insanlarn yars Hacaya selam verdi - kendi
sini muhterem ve nfuzlu bir zat gibi tevazu ile selamladlar. Ka
palar 'nn sonu gelmez sokaklarnn oluturduu Iabirentn
ierisinde dolarken kendimizi ift tarafl bir ablukaya alnm
gibi hissettik. Baran baranayd: "Yusuf Efendi, benden al
benden. u gzel ubua hele bir bak, sen yine alma! Dkkan
mz ereflendirmek ltfunda bulunmaz mydnz Hoca Efendi ! "
Mcevherlerin, kymetli metallerin, altn v e gm kakmal si
lahlarn ve eski hallarn satld, "Bechistan" diye adlandnlan
o byk kasvetli meydanda tezgah tezgah dolatk.
"Nedir bunun fiyat?" diye sordu Hoca otoriter bir havada.
,
"Bir lira efendim."
"Gndz vakti adam soymak denir buna! " diye yaptrd laf
rehberimiz. "Be kuru veririm, iine gelirse." Vazgeip ilerledi
ve arkas dnk, "Seni Yahudi kpek, bir daha bekle geliriz! "

244

"On kuru! On kuru!" diye avaz kt kadar baryordu


adam. eyh ise, Yusuf Efendi hazrederine kar saygszlndan
tii adam halyordu . . .
Benim iin hiddetle baran satcya iki buuk liralk mal
yirmi kurua indirmeye didindi.
"Gzn seveyim beni barttrma, Yusuf Efendi ! " diye ba
nyordu adam. Sesi ha ksld ha kslacakt, zar zor kyor, al
nndan aa terler szlyordu. "Sen bana inme indireceksin
yemin ederim."
Hoca hi istifini bozmadan, "Yirmi kuru!" dedi.
Sabah ge saatiere doru, Bab- Ali civanndaki kk bir Yu
nan kitapsnn arkasndaki karanlk ama nezih bir yerde otur
mutuk. Davud Bey ve akll, hosohbet dkkan sahibi ile bera
ber el yazmas Kur ' an'tan inceledik. Bu arada zerinde krmz
apoletleri olan gri ceketli gen bir polis memuru ieri girdi. Ka
fasnda gri astragan fes vard. B ize doru yanat, derin bir i
ekti ve melankolik bir sesle uzun bir hikaye anlatmaya balad.
O Trke anlatyor, Davud da tercme ediyordu.
"Yer yanld da sanki yerin dibine getim. Kendimi o kadar
aalanm hissediyorum ki. B irka gn evvel Ferid Bey ile
Mahmud Bey' i bir kahvede peesiz bir Yunan sokak kzyla ko
nuurken grdm. Ferid Bey yanma geldi ve "Mahmud Beyi tu
tuklaman gerek," dedi. "Ne iin?" diye sordum. "Tutuklaman
gerek, nk bir kzla mstehcen eyler konuuyor." ok ar
mtm. "Bir kzla mstehcen eyler konumann yasalara aykn
olduunu bilmiyordum," dedim. "Ben polis efi Bedri Bey ' in
ahbabym," dedi Ferid Bey, "ve senden Mahmud Beyi bu kzla
mstehcen eyler konumak mnasebetiyle tutuklaman talep
ediyorum." Dolaysyla ben de Mahmud Beyi tutukiadm ve g
tiip ieri tktm.
" gn boyunca ieride kald, nk herkes Mahmud Beyi
unutmutu; fakat en sonunda gardiyan, Bedri Bey'e telefon a
yor ve Mahmud Beyi ne yapacaklann soruyor. Bedri Bey ise ne
adam hakknda ne de bu mesele hakk nda hibir bilgisinin olma
dn, dolaysyla tutuklu kalmasnn da bir nedeni olmadn
sylyor. Velhasl kelam, Mahmud Beyi salveriyorlar ve o da

245

hi vakit kaybetmeden telefona sarlp Bedri Beyi aryor ve tu


tukluluu hakknda ikayette bulunuyor. ' Mstehcen eyler ko
numak yasalara aykr deildir. ' Ardndan Bedri Bey beni arad
ve verip veritirdi. Ne demedi ki, kfrn bini bir para: ' Hayvan
olu hayvan. ' Ve beni iten atmakla tehdit etti. Ferid Beyi tutuk
lamaya Mahmud Bey ile beraber gitmitik ama o kirii krd,
hem de kzla beraber! Olansa bana oldu, Mahmud Bey kula
rnn stne yumruu indirdi. Kendimi o kadar aalanm hisse
diyorum ki. Yer yarld da sanki yerin dibine getim."
Yemeimizi kesik tempolu bir mzik eliinde Pera'da Petit
Champs' n Belediye bahesinde yedik. Terasn zerindeki iz
gili tente san klarta rengarenk bir grnm arz ediyordu. ze
ri silme yaprak kapl aalarn tepelerine asl elektrik lambalar
demir masalarda oturmu ikilerini yudumlayan insaniann zeri
ne Io, damal bir glge brakyordu. B yk sar ayn dumanl
parlakl altnda, gemilerin krmz yeil klanyla Hali renga
renkti. Hali ' in arkasndaysa stanbul 'un melmi bir hayvan
andran belli belirsiz ktlesi gze arpyordu.
Yemek yiyenlerin ounluunu Almanlar ve Avusturyallar
oluturuyordu - izinli subaylar, Seraskerat'ta grev banda olan
tam takm Trk niformal yaverler, sivil grevliler ve Krupp
fabrikalarn yksek maat alanlar. B irou eleri ve ocukla
ryla gelmiti, tpk Berlin restoranlarnda verilen mreffeh bur
juva davetleri gibiydi. Fakat yemekte sk giyimli eleriyle Fran
szlar, ngilizler, talyanlar ve Amerikallar da vard. Darda
aalarn altnda ar ar yryen kalabaln arasndaysa Yu
nanlar, Ermeniler, Levanten talyallar ve Trkler vard; Alman
denizalt bahriyelileri, Trk donanmasna mensup fesli Almanlar
ve Scorpion gemisinin grbz Amerikal denizcileri, ki bunlar
uzun boylar ve beyaz yazlk niformalanyla kalabaln iinde
hemen seiliyorlard. Dorusu, hemen birazck temizde, Geli
bolu 'nun te yakasnda gece gndz durmamacasna devasa si
lahlarn patladna inanmak gt . . .

"' O dnemde Petit Champs (Kk Mezarlk) diye bilinen Tepeba bl


gesi (.n.)

246

Keke u Amerikal bahriyetilerin giritikleri destans muha


rebeleri anlatacak kadar yerimiz olsayd! Alman askerlerinin ve
harp gemisi askerlerinin dostane olduunu syleyebilirim, fakat
iiler ve sivilleri olduka kavgac, huysuz kimselerdi. Bazen al
koll veya uyarlm bir Tton, Amerikallarn bulunduu bir
masaya gelir ve sava mhimmatlar veya Lusitania meselesi
zerine bir tartma balatrd. Veya Trk niformal bir Alman,
Amerikallan sokan ortasnda evirir ve selam verin diye tuttu
rurdu. Bahriyeliler bunlara hibir zaman yant vermezlerdi, an
cak hakaretler hari ! O zaman verdikleri yant Angio-Sakson
tarznda olurdu: yumruklaryla giriirlerdi.
Gemici Williams 'n Alman temenin kafasn ta bira barda
yla krd ve ardndan "diplomatik grev iin uygunsuz" ol
duu gerekesiyle ABD'ye geri gnderildii gece hakknda an
latacaklarm bal bana bir blm tutard herhalde. Keza bir
kahvede kendilerine saldran on yedi Alman hacamat eden iki
denizcinin dillere destan hikayesi de yle. Bu iki denizci sonra
snda polis tarafndan -tebrikler eliinde- Amerikan bahriyeli
ler kulbne geri gnderilirken, yaral dmanlar gn neza
rette tutulmulard . . . Amerikal bahriyeliler ile Trk polisi ara
snda hrmet ve arkadalk duygulan karlklyd. . .
Yemekten sonra bir arabaya atladk ve dik, karanlk sokaklar
dan geerek Hali Kprs 'ne geldik. ofr kprye geldii
mizde zellikle lambalarn sndrd, nk ngiliz denizaltla
rn saldrs ihtimaline kar kpiiden geerken lambalarn yakl
mas yasaklanmt. stanbul kapkarayd; kmrden tasarruf edi
liyordu. Kk dkkan ve kahvelerin iinde yanan lo lambalar
titrek klanyla o an oradan sessiz sedasz gemekte olan Dou
nun byk geni kyafetleriyle rtl gizemli ahsiyetlerinin
zerine vuruyordu.
Yusuf Efendi bizi Beyazt Camiinin arkasndaki bir sokakta
bulunan gzde kahyesine gtrd. Orada bir yandan konuurken
bir yandan da kahvelerimizi yudumlayp, tembel tembel nargile
lerimizi tttrdk ierken insann alnndan ter fkrtan o gri du
mandan . . . Sonrasnda yalnzca kendisinin bildii yollardan gee
rek ehrin iinde turladk. Kemerli pasajlar, ykk duvarlar ve ca-

247

mi avlulan getiimiz yerlerin yalnzca birkayd. Mezzinler


byk minarelerden ayn tempoda ve cansz bir makamla birbiri
ard sra okuduklan ezanlarla gecenin dinginliini bozuyorlard.
Eski bir dinin ve ypranm bir kavmin son ilahisi gibiydi.
Hoca nezaket icab Pera'ya kadar bize elik etmek istedi. Biz
de kendisini Petit Champs'ta kahve imeye davet ettik. Ak ha
va sahnesinde her akam olduu gibi bir vodvil oynanyorrlu ark syleyen, dans eden gen kzlar, Amerikal avare komed
yenler, Macar akrobatlar, Alman kuklalar, yani kaln sesler, eh
vetli jestler, davetkar kostmler ve yine Bat 'nn inceliksiz kv
ranlan. Trk yaantsnn ince nezaketi, stanbul ' un arbal
skunetini grdkten sonra buras ne kadar da kaoa gelmiti ba
na!
Anadolu'dan gelmi ve daha nce hi kamuya ak bir yerde
peesiz ve bacaklan ak kadn grmemi olan baz Trk subay
lar en n srada, gzlerini falta gibi am "gsteriyi" seyredi
yorlar ve uygar Batnn akla hayale smaz edepsizlii karsn
da k3.h kzgnlk ve utantan kzanyarlar k3.h zevklenip kahkaha
larla glyorlard. Hoca gsteriyi dikkatli bir ekilde seyretti, fa
kat kendisinin parlak nezaketi hibir utanma emaresi gsterme
di. ok gemeden gsteri sona erdi ve Hoca'nn itirazlanna kar
n kendisine tepeyi inerken elik ettik. Gsteri hakknda hi ko
numad. Fakat ne yalan syleyeyim, gerekten ne dnyor
merak ediyordum.
"Gerekten ok hotu," diye yantlad Yusuf Efendi o kendin
den emin ve ho nezaketiyle: "Kk torunumu da seyretmesi
iin mutlaka getireceim ... "
Karanlk kprye geldiimizde kmr ve ya ykl bir kaak
mal gemisinin gemesi iin kprnn alm olduunu grdk.
Geceleri yksek rtbeli subaylar dnda kimsenin kaykla Ha
li ' i gemesine izin verilmiyordu, dolaysyla kprnn kapan
masn beklemekten baka aremiz yoktu. Ancak, Davud Bey
kendinden emin bir ekilde bizi iskeleye doru srkledi. Glge
nin ierisinden yel yeperek bir devriye askeri zuhur etti.
"Dur!" diye bard. "Nereye gidiyorsunuz?"
Davud kaba bir ekilde, "Wir sind Deutsche offizieren! " diye

248

bard. Adam alelacele bir selam akt ve geldii karanlk yn


de gzden kayboldu. "Almanlar her zaman byle yapyor!" diye
kkrdad Davud . . .
Gece ge saatlerde bir kez daha Pera Tepesinden yukan tr
mandk. Karanlk bir yan sokaktaki fnnn nnde insanlar daha
imdiden toplanmaya balamlard. Hepsi de sabah alana ka
dar ylecene fnnn nnde bekliyorlard. Tramvay Sokanda
otomobillerin ve arabalarn karlkl ttrdkleri koma ve zil
sesleriyle yolumuzdan alkonduk. Karanlk pencerelerinden ban
dajl beyaz yzler dany seyrediyorlard - bir dier Hilal-i Ah
mer (Kzlay) gemisi cepheden geri dnmt ve hzla yarallan
hastanelere yatnyorlard.

XXVIII
SULTANLA TANIMA
O Pazar gn, Boaz'n kar kysndaki Kadky'e gitmek
iin irket-i Hayriye vapuruna bindik, amacmz Ahmet Efen
di' den gilme talep etmekti. Ahmet Efendi imparatorluk hane
danndan geliyordu, Abdlhamit'in oluydu ve tahta kacak va
ris aday listesinde yedinci sradayd. Trkiye'de, len padiahn
yerine, hanedann en yal yesi tahta kard; bu nedenle de tah
ta kan her sultann kuzenlerini, erkek kardelerini ve amcalar
n boduTtmas ve tac takacak ehzade dnda btn oullarn
zehirletecei -ehzade de halifelie eriinceye ve zehirteyerek
ya da bodurarak kardelerinden kurtuluncaya kadar- zaman
uzak deildi. Sultan Ahmet dneminde aile yelerinin ldi.il
mesi slalenin elencelik ii olmay kesmiti ama oullarn ze
hirlenmesi hala geerliydi. Dolaysyla Ahmet Efendinin kendisi
de, yirmi yln Boaz 'a bakan Dolma Bahe saraynn bir kana
dnda, duvarlar arasnda geirmiti - kadnlar ve klelerle, ziya
retiden, gazeteden, haremin iine kapanm ortamnn arln
azck azaltmak iin d dnyadan en kk bir yaam iaretin
den yoksun durumda. Jn Trklerin ihtilali babasn tahttan in
dirdii zaman, yal ve soluk benizli, okuma yazmay zar zor be
ceren sultan zgrlne kavutuunda ada yaamn korkun
girdabnda rkm ve kaybolmutu.
Ahmet Efendi sava ilannn ardndan kaan bir ngi liz'in
terk ettii malikanesinde oturuyordu. Kapdaki kk an al
nnca, eski, ypranm bir redingot giymi, surat oynayan Afri
kal bir harem aas gelip, Davut Paa'nn nnde eildi ve bizi

250

biimsiz, kk bir salona gtrd; buras az ok Victoria stilin


deydi: saten eritH kahverengi duvar kad, parlak mavi pel
rtl ceviz mobilyalar, bir resim sehpas stnde Douvres'un
yalyarlannn ve sradan bir kayk modelini evreleyen erelti
otlarnn resmedildii korkun bir suluboya tablo duruyordu.
Srgnde bir ngiliz ailesinin burada yeniden bir yuva olutur
maya almas gln, ayn zamanda dokunaklyd da. Ama
sultan oraya alameti farikalarn eklemiti: sedef kakmal, iyi
cins tahtadan tabureler, "art nouveau" stilinde, gl aacndan
Morris bir kanepe, stnde yeil kadife yastklar ve Alman kim
ya endstrisinin en ciyak renkleriyle boyanm bir sr kirli hal.
ilerleyen zaman iin sultan onlara bakmamz istedi ve Davud'a,
daha ok sevdii bu hallan satn almak iin, hapishane-sarayn
ssleyen eski in ve ran hallarn sattn syledi.
ok sekin, uzun bir merasime hak kazandk. nce, harema
as gidip, Alteslerine, kendisiyle grmek istediimizi bildir
di. Sonra bir terifat geldi, koltuklanmzn nnde eilirken,
elini dudaklarndan kalbine doru gezdirdi. Ortadan kayboldu,
st katta belli belirsiz bir tela hissettik. Yaklak on be dakika
sonra haremaas geri geldi: Altesieri bizi kabul edecekti. Uzun
bir bekleyie girdik. Kolal, prens Albert stili yakasndan Adem
elmasnn knt yapt, iri yar, sakall bir adam olan terifat
glmseyerek ieri girdi, eildi "Selamn a/eykm, selam efen
dim"Ierle dolu szler mnidanarak selam verdi. Ellerini rpt,
byl bir denee dokunulmuasna, kahve ve sigaralar ortaya
kt, kahvelerin konduu minicik fincanlar yle irkin ve yle
ciyak renklerle doluydu ki, gzlerime inanamadm.
Terifat sofu bir ballk iinde: "Altesleri tarafndan bo
yand . Altesieri manzara resimleri de yapar," dedi.
Ardndan, bir ocuun ilk boya kutusuyla yapt trden da
nk lekelerle dolu bir dzine tuvali gstermek amacyla, bizi
bir odaya gtrd.
Kalkyor, oturuyor, yine kalkyorduk, kahvenin her yudu
munda gzel iltifatlar ekleniyordu. Az sonra fincanlar gtrld
ve terifat ellerini karnnn stnde kavuturarak eildi. Davud
bacak bacak stne atmamam iin fsldayarak beni uyard, bu
hareket Trkiye'de ok byk terbiyesizlik saylyordu.
25 1

Yann saat geti. Bir haremaas grnd ve kendisini izle


rnemizi rica etti; baheye ktk, evin arkasnda, sultann salcsda
ieklerle ve sorgun aacndan koltuklada dzenledii imenli
n dibine kadar gittik. Orada terifat eilerek, bizi iltifatlarla
karlad. B ir eyrek saat daha geti. Uzaktan bir el rpmas da
ha duyuldu. Dev gibi kaplardan iki haremaas karak, aalk
l yolun iki tarafnda dikildi; terifat bir tarafna ine batnlm
gibi yerinden hoplad, sultan efendisini karlamak zere koa
rak ne atld. Ve Ahmet efendi grnd.
Sultan Ahmet tknazd, fes altnda, teni kara sar ve solgun
yzlyd. Sert, kk bir byk st dudann stnde kirpi dike
ni gibi dik duruyordu. An bol bir takm elbise giymi, sert ya
ka ve mavi kristalden at nal biiminde bir inenin tutturduu gri
ipekten Ascot marka kravat takmt, koca ayaklan mor stne
san eritli cilal terlikler iinde sktnlmt. Aznda sinirsel
tikler oluuyordu; saygyla ayakta durduumuz yere geldiinde,
sultan parmaklarn ktrdatmaya balad. Elini dudaktannda ve
kalbinde hzla gezdirdi ve fazla uzatmadan, Bat adabna gre
skmak iin elini uzatt, birden dncesini deitirdi, elini arka
ya gizledi ve kendini bir koltua brakt. B iz de oturduk; hemen
ardndan kalkt, bize de aynn yapmak dt; bir baka koltuk
istedi. Bundan sonra bize kuku dolu bir bak frlatt ve bakla
n kafamzn zerinde yitip gitti.
Davud gereken selamlamalan yerine getirdi, Altesieri buna
Davud 'un sylediine gre, okumam insanlarn Trkesiyle
karlk verdi.
"Size Charles 'n olu, arkadam John 'u getirdim, Amerikal
gazetecidir, Altesierine sayglarn sunmak istiyordu," dedi Da
vud.
"Ben gazetecilerle asla konumam! " diye souk bir sesle ce
vap verdi Sultan Ahmet. - Pot krdn fark edince kpkrmz
kesilerek, hemen arkasndan konumasn srdrd: "Ziyaretiniz
benim iin byk ereftir. Yabanclan ok severim. Geen sene
ngilizce renmeye altm, nk ngilizlere baylyorum.
Ama ngilizce zerinde dikkatimi toplayamadm."
Birden bana doru dnd:

"Piyutifilde!"
252

Davud' a bakarak bana tercme etmesini bekledim, ama o


sultann arkasndan el kol iaretleri yapyordu.
"Piyutifilde! Piyutifilde!" diye banyordu Ahmet efendi ty
ler rpertici bir sesle.
"Aptal adam, diye bana fsldad Davud, size havann gzel
olduunu sylediini anlamyor musunuz? Beautiful day!"
Sultann surat pancar gibi o lmaya balamt. Davud fke
dolu baklar frlatyordu, bense bitkin duruyordurn. Sknt dolu
on dakika geti.
"Sultan New York 'un nasl olduunu soruyor," diye tercme
etti Davud.
Hava ve yeralt rnetrosundan, yanlardaki yirmi, otuz, krk
katl gkdelenler yznden gne nn yalnzca bir saat g
rld, dz ve dar sokaklarda kouturan insanlardan sz ettim.
Ben anlatrken, sultan da gzlerini havaya dikmi, az ak, an
lattklanrn gzlerinin nnde canlandrmaya alyordu. B irden
uyand, silkindi ve bana glrnsedi. Konuma kesilrniti. Sultan
hnltl bir ses kard, parmaklann ktrdatt. Sonunda bir tr si
nirli bir glmsemeyle:
"Gazeteci olduunuza gre, dedi, bana baz haberler verebi
lirsiniz."
"Altesleri bilmelidir ki, bu savata en son haber alan gazete
cilerdir... ama Altesieri lraydevlet'te st dzeyde bir Osmanl
dr. Altesieri bize baz haberler vermeye tenezzl buyururlar
m? ... "
"Ne, diye szm kesti fke ve kibirle. lk karlarnamzda
bunu isterneye cret ediyor musunuz? B ana en az iki yldan nce
soru soramayacanz bilin! "
Hemen ardndan bayalndan v e kukucu sinirliliinden
utanarak sklm pklm bir hal ald. zntl bir tavrla konu
masn srdrd:
"Sava hakknda hibir bilgim yok. lraydevlet toplantlan
na katlnyorum."
Gsz ve terk edilmi, lkesine saldran acmasz dnyadan
nefret eden, babasn iflas ettiren, tahttan indiren, zehirleyen ve
belki de ldren Trklerden nefret eden zavall insan ... En kk
nemi kalmam, maddi kaynaklarndan yoksun kalm, rnate-

253

matik renmekten ya da otomobil kullanmaktan aciz -her ikisi


ni de denemiti- kck dnyasnda hi dunnadan aylak aylak
dolaan ve insanlar dnyasyla iliki dleri kuran: bir ehzade!
Selarnla gittim; orada ak sakall, zavall bir ekilde glm
seyen, bunam yal padiahn, Trkiye' nin gerek bakan En
ver Paa' yla -yakn tarihe kadar sokaklarda iportachk yapan,
otuz yanda, Harbiye Nazr- namaza gitmek zere, Yldz Sara
y 'ndan ktn, bu srada imparatorluun st dzeydeki grev
lilerinin arabann yannda yrdn ve grkemli knnz ni
formal saray bekilerinin "Padiahm ok yaa!" diye bard
n grdm. Harbiye Nazrlnn, Seraskerliin usuz bucaksz,
kirli koridorlannda dolatm ve bol bol dolap konmu evraklan
gizlice inceledim: Bakanln gnderilmek zere olan gizli bel
gelerini ve katlann kez grdm, bu srada ngilizlerin a
nakkale 'de zafer kazand sylentileri ehirde hzla yaylyor
du . . . Kuku uyandnnayan at katlarnda ve tavan aralannda
"techir'den" kamak iin -Kk Asya 'nn llerinde kesin
lm anlamna geliyordu- be ay ya da daha fazla zamandr giz
lenen Ennenilerle karlatm. American Sailor's Club pencere
lerinden, baklannda bozgunlannn ve bir sr kann bo yere
dkldn gnnenin izlerini tayan, solgun benizli, tken
mi, hasta, gerek insan korkuluklan haline gelmi ngiliz tutuk
lulan selarnladm. st dzeydeki Trk yetkilileri zel konuma
larmzda Almanlara kar duyduklar byk kini ve savatan
sonra onlarn "Trkiye'yi Trklere brakarak" evlerine gnderi
lecei konusundaki saf kanlann akladlar.
"Biz Hristiyanlardan nefret etmiyoruz, dedi Yusuf efendi.
Biz yalnzca kt insanlardan nefret ediyoruz. yi Osmanllarn
ve kt Osmanllarn olduu gibi, iyi ve kt Hristiyanlar da
var; ama grne baklrsa, kt Hristiyanlarn ou Trki
ye'ye yerlemek istiyor. Bugn ar'da bir kolyenin hakiki arn
herden olup olmadn sordunuz; Enneni satc size hakiki oldu
unu syledi, oysa ben yle olmadn biliyordum. Bir Trk bu
nu hibir zaman yapmaz. Ermeniler ve Rumlar size drt kat para
detirler, nk yabanc olduunuzu bilirler; bir Trk ise teki
Trklerden ne fiyat isterse onu ister ve sizin pazarlk etmenizi

254

bekler. Pera 'daki ve Galata'daki hayat kadnlarnn hepsi Hristi


yandr; Trk hayat kadn yoktur.
Misyonerler mi? Bizden oturma izni istemezler ve bize Bat
dncelerini kabul ettirmeye alrlar. Sizinkilerin Pera'da na
sl yaadn grdk, onlarn yaam tarz, gerekten, bizimkin
den daha iyi gzkmyor. Sizin sa iyiliin, sevginin ve hayrse
verliin kaba kuvvetten daha iyi olduunu retiyor, oysa sizin
bize btn getirdikleriniz bir alay katil ve macerac, savatan
sonra onlardan da Almanlar gibi kurtulmamz gerekecek. Benim
kadar siz de biliyorsunuz: bu Trk imparatorluunun sonu geldi.
Evet, sonu geldi, kazanan kim olursa olsun ...

XXIX
ZORLUKLAR ERSNDEK ROMANYA
Bkre 'teki Athenee Palace H oteli 'nin gz kamatnc neo
Fransz alnacnda st katlarda yer alan pencerem tropik aa ve
ieklere boulmu ufak bir parka bakyordu. Parkta nemsiz di
yebileceimiz nl Romanyallarn mermer stun zerine bst
leri vard, her biri de nlerinde eilmi takatsiz perinin sunduu
elengi ta kalplilik gstererek reddediyordu. Tm Fransa'da
bunlardan milyonlarcasn grmek mmkn. Sol tarafta Louvre,
Pantheon ve Trocadero'nun zelliklerini kendinde toplartu olan
ve Paris Operasnn mimarisini hatrlatan Atheneul vard. Barok
kubbesinde yaldzl lirlerden ve yine gemite yaam byk in
sanlarn yaldzl harflerle yazl isimlerinden oluan bir efriz var
d. Bu nller Shakespeare, Cervantes, Pukin, Camoens, Beet
hoven, Racine ve Batda pek bilinmeyen iki veya Romanyal
idi. Dou ynnde krmz kiremili atlar ve beyaz ta damla
lklar ile bunlar blp geen canl aa ktleleri vard - ada
Fransz tarznda ve ou zaman Oryantal bir kubbesi olan aal
saraylar, kianeler ve oteller. Buras sanki Franszlar tarafndan .
gneyde ina edilmi bir zevk ehri gibiydi. Nitekim bu kk
"Balkanlarn Paris'i"nin Romence ismi olan Bucureshti de sz
ck anlam olarak "Haz ehri" anlamna geliyor.
Gn batmyla beraber kent bulutsuz bir yaz gnnn kavuru
cu scandan yakasm syrmaya balyordu. Sa taraftaki High
Life Hoteli (Hig-Lif diye telaffuz ediliyordu) ile Jokey Kulb
binas (ki bu bina Haussmann Bulvanndan alnp buraya tan
m olabilir) arasnda kentin en k ve en nemli soka Calea

256

Victoriei uzanyordu. Bois de Boulogne ve Champs Elysees ka


rm bir hava veren Chausee 'deki yarlarda ortam ana baba
gnyd. Muhafazakar Partinin Alman sempatizam kesiminin
ba olan Bay Alexandre Marghiloman' n atlar her zamanki gibi
derbiyi ak ara kazanmt. Ardndan, her akam dzenli olarak
gerekleen geit treni balad. Muhteem atlarn ektii araba
lardan oluan kortej dar ve dolambal sokak boyunca her iki is
tikamette sallana sallana gidip geliyordu. Bu arabalar srcleri
nin kolektif olarak sahip olduu kamusal aralard. Bu srcler
kendi lkelerinden kovulmu, ilgin bir Rus tarikatna ye kim
selerdi. nanlarna gre evlendikten ve bir ocuk sahibi olduk
tan sonra hadm olmalar gerekiyordu . . .
Her araba b i r veya i k i kadna tahsis edilmiti - k i bunlar
Fransz tasanmclann hayal ettii en vahi poster kzlarndan bi
le daha fantastik giyinmi, rujlar srnmlerdi. Kaldrrnlara bi
le smayan maher kalabal sokaklara tam, kk admlarla
Kraln saraynn yanndan geerek Atheneul 'dan yukan bulvar
lara doru yryorlar ve oradan gerisin geri dn yapyorlard.
Kimler yoktu ki: Fransz dekadan airleri anmsatan genler ve
abartl giyimli kadnlar, soluk renk niformalan, altn backl,
pskll izmeleri ve st mavisi ve sornon pembesi balklan
olan subaylar (eminim bir komik opera yneticisi bu renk cm
bn grse iinde derin bir kskanlk hissi hasl olurdu). Ka
bank yanaktan ve gzlerinin altnda yuvarlaklar olduu dikkat
ekiyordu, bazlannn yanaklarysa boyalyd. Subaylar zaman
lannn tamamn yanlarndaki hanmlarla Calea'da bir yukar bir
aa mekik dokuyarak ya da Capsha'nn pastac dkkannda
kremal pasta yiyerek geiriyorlard. Capsha 'nn pastac dkkan
mehur bir yerdi, tm sekin veya gelecein sekini Bkreliler
burann mdavimiydi. lkenin hayati meseleleri, her gn arz-
endam ettikleri bu mekanda karara balanrd. Dnyorum da
ne byk bir tezat vard ordunun subay kadernesiyle erat arasn
da - gl, tknaz ufak kyller tam tehizatl ve eitimli kimse
lerdi. Saysz kafe ve pastac dkkan vard. yle ki korocu kz
lar gibi giyinmi kadnlarn ve sefih grnml erkeklerin dolu
tuu bu masalar kaldrrnlara ve sokaklara kadar tamt. Ak
baheli mekanlarda ingene orkestralar, sert iki gibi iptila hali-

257

ne gelen sert havalar alyorlard; etraftaki yze yakn lokanta


egzotik kalabalklarla doluydu. Iklarn parlts gz kamatrr
cinstendi. Dkkan camekanlar mcevherlerle ve erkeklerin met
reslerine aldklar dier pahal eyatarla ! ld. Geit trenin
de tam on bin kadn vard - gerek Bkreliler, ehirlerinin dn
yadaki herhangi drt ehrin toplamndan daha ok fahieye ev
sahiplii yapmasyla vnyorlar. . .
yle bir baktnda insan Bkre ' in Sofya veya Belgrad ka
dar eski bir ehir olduunu dnyor. Kuru, yakc bir gne
var; petrol bakmndan olduka zengin olan toprak yle bol eit
rn veriyor, hayat o denli karmak ve kank ki . . . Gelgelelim
daha bundan otuz yl nce burada perian halde bir ky, birka
eski kilise ve daha da eski bir manastrdan baka hibir ey yok
tu. O gnk Bkre hepi topu bir prens ailesinin zel yaam ala
nyd.
Halbuki bugn Bkre bir zengin-ol ehri, tpk ada Ro
manya uygarl gibi - otuz ylda yerden bitmi bir mantar gibi.
B kre geni dzlkleri sayesinde dnyann en byk hububat
yetitirilen blgelerinden biri konumunda. Aynca kerestelik or
manlarla kapl dalar var. Fakat zenginliin asl kayna petrol.
ehirde abuk ve muazzam bir zenginlik elde eden petrol kralla
n, toprak krallan ve kereste krallar var. te yandan Bkre 'te
yaamak New York'ta yaamaktan daha pahalya mal oluyor.
ehrin hibir zgn, hibir nevi ahsna mnhasr yan yok;
her ey ereti, her ey dn. Kk bir Alman kral, etrafndaki
kk maiyetiyle bir Fransz polis merkezini andran kk bir
sarayda yayor. Hkmet Belika modeli rnek alnarak olutu
rulmu. Kraln yakn aile efradnn sahip olduklar hari tm
soyluluk u(lvanlar yllar nce kaldrlm olmasna karn, atala
r Moldoval ve Efiakl boyarlar olduundan birok insan kendi
sini "Prens" veya "Kont'' diye adlandryordu; ecerelerini B i
zans mparatorlarna kadar dayandran ailelerdense hi bahset
miyorum! Hepsi de Paris'te eitim grri son zamanlardaysa
Viyana, Berlin ve Mnih kkenli airler, sanatlar, mzisyenler,
doktorlar, avukatlar ve siyasetiler sz konusuydu. Romanya'da
kbizm kendi vatannda olduundan daha kbik, ftrizm daha
ftrist. Fransztam kk polisler, Calea Victoriei'nin tesine

258

gemeye ve kapatma kadnlarn geit trenini blmeye cret


eden pazara baml kylleri eziyorlard. Kabareler ve mzik
holler Montmarte'deki elence fukaras yerlere benziyordu. Ke
za skc Fransz emsallerine mstenit Revler izleyebilirdiniz bunlarn hepsi Theatre Antoine veya National Theatre'deki ak
sak komedilerin kt birer kopyasyd. Her eyin te, anlam
dan ve albeniden yoksundu ve Fransz hoppalnn yzeysel bir
taklidi olmaktan teye geemiyordu.
Bir Romanyaly hiddetlendirmek istediinizde, lkesinden
bir Balkan devleti diye bahsetmeniz yeter, fazlasna gerek yok.
"Balkan m?" diye vaveylay koparr o zaman. "Balkan ha!
Romanya bir Balkan devleti deildir. Nasl olur da bizi yan-ya
banl Yunan veya Slavlarla kartrmaya yeltenirsiziniz! Bizler
Latiniz Latin."
B unu bir an olsun unutmamza izin verilmez; gazeteler her
gn Romanyallarn Latin olduunu yazar -her gn "kardeleri
miz, Franszlar veya spanyollar veya talyanlar"dan bahsedilir
ama bu "kardeleri"nden daha safkan olduklan da eklenmeden
geilmez elbette. nk Romanyallar Transilvanya'ya mpara
tor Trajan tarafndan yerletirilen Romal muhariplerin soyundan
geliyorlar. Baz yerel ya.Zarlar gerinerek Romanya'nn Roma m
paratorluu 'nun mirass olduunda srar ediyorlar. Bkre 'te
bir meydanda Romulus ve Romus ' un bir kurt tarafndan emziril
diini gsteren bir eme vardr. Ayrca baz kamu binalar Fas
ces: Kartal ve "S.P. Q .R." nianlaryla donatlm. Fakat bu
Romal yerleirnciler lejyonlarna Tarsus'tan veya Kuds'n ve
ya Gney Almanya'nn varolarndan getirilmi olabili rler. Buna
bir de Oacian yerlilerinin kann, gl bir Slav soyunu, Macar,
Slav ve bir o kadar ingeneyi ekleyin, aln size Romanyallar.
Konuulan dil Slav ve Asyatik kklerden sk skya beslenen bir
Latince - konumas zor ve kulaa melodik gelmeyen sert bir
* Fasces: Eski Roma'da hakimlik simgesi. Ortasnda cellat baltas bulu
nan denek demeti eklindedir. (.n.)
* * SPQR: (Senatus Popu/usque Romanus): Roma Halk ve Senatosu anla
mna gelen ksaltma. (.n.)

259

dil. Ayrca Latin zellikler de barndryor: Kolay tahrik edilebi


lirlik, itenlik, nktedanlk ve kritik durumlarda histerik arg
man gelitirme esneklii. Romanyallar spanyallar gibi miskin
ve marurlar, fakat spanyallarn sahip olduu o tattan yoksun
lar; talyanlar gibi melodramatik ve duygusallar, fakat halyalla
rn sahip olduu o albeniden yoksunlar. yi bir gzlemci Roman
yallarn "kt Franszlar", bir dieri de " talyanlam ingene
ler" olduu tespitinde bulunmutu. Belgrad 'tak i dkkan sahiple
ri, arahaclar ve lokantalardaki garsonlar hrszl huy edinmi
nezaketsiz kimselerdi. Seni dolandramadklar zaman mthi bir
fkeye kaplyor ve kzgn maymunlar gibi barmaya balyor
lard. Romanyal arkadalarmn beni birok defa uyardklarn
anmsyorum: "u u dkkana aman ola gitme; sahibi Romanya
ldr ve seni dolandrr. Bir Fransz veya Alman dkkan bul."
Bu satrlar okuyanlar arasnda, Romanyallar yalnzca Bk
reiileri baz alarak kantara vurduum ve Romanya'nn salt B k
re'ten ibaret olmad itiraznda bulunanlar olacaktr. Yine de
ben bir lkenin metropol kentinin o ulusun baat zelliklerini
yanstt konusunda srar edeceim - Paris demek esas olarak
Fransa, Berlin demek esas olarak Prusya ve Bkre demek tam
anlamyla Romanya demektir. Kimi zaman sokaklarda dolar
ken kyllere rastlyorsunuz; beyaz keten pantolonlar ve dizleri
ne kadar gelen iek ilemeli gmlekler giymi erkekler ve ssl
kadife etekler, rengarenk elbiseler giymi boyunlarndan altn
zincirler sallanan kadnlar. Bu durum dndm komik opera
grntsne ok iyi uyuyordu. Bkre'ten otomobille bir saatlik
uzaklkta bir ky vard ve buradaki insanlar zeri toprak ve sa
mandan atyla kapl oyuklarn iinde yayorlard. Oyuklarn
kazld toprak Fransa'da yar atlar yetitiren bir boya'a (top
raksahibi soyluya) aitti. Kyller topra bu boyar adna iliyor
lard. Nfusun yalnzca yzde ikisi okuma yazma biliyordu ve
kyde hi okul yoktu. Topraksahibi birka yl nce bizzat bir
okul yaptrm, ancak hkmetin devralp desteklemesini art
komu. Sonu: bina yldr ambar olarak kullanlyordu !
Bu kydeki insanlarn boazndan aa msr haricinde hi
bir ey inmiyordu - vejetaryen olduklar iin deil, et yiyemeye
cek denli yoksul olduklar iin. Kilise sk sk halinden memnun

260

topraksahiplerinin tutumluluk ve tasarruf zerine methiyeler


dzd oru gnleri dzenliyordu. Kyller dinlerine (veya hu
rafelerine mi deseydik, artk siz hangisini tercih ederseniz) ok
ballard. Mesela, bir adamn elinde, lmn karanlk koridor
larnda kendisine k tutacak bir mum olmadan lmesi duru
munda cennete ulaamayacana inanyorlard. in nirengi nok
tas u ki, gnmzde birok insan tam da elinde yanan bir mum
olmadan lyor. te burada Kilise devreye giriyor. Ky papaz
len adamn ailesine mteveffann mum olmadan da cennete
ulaahilmesi iin seksen franklk bir fatura kesiyor ve ilaveten,
bir kez cennete vardktan sonra orada tutunabilmesi yllk czi
bir mebla sylyor. Bylece i tatlya ba/anyor! Papazlar
varnpir efsanesinden de kendi karlar dorusunda faydalanma
sn iyi biliyorlar. Bu efsane B alkanlarda, Macaristan'da ve G
ney Rusya'da ok fazla tutulan bir hurafedir. Buna gre, bir ky
l ldkten hemen sonra kendi ailesinden veya kynden bir
bakas daha lrse, papaz l adarnn cesedinin bir varnpir ol
duu ynnde kanaat belirtiyor. Bu katil hayaletin icabna bak
mak iin, ceset gecenin kr karanlnda (nk br trls
Romanya medeni hukuku tarafndan kesinlikle yasaklanmtr)
mezarndan kartlp, kalbi bir papaz tarafndan aa ivisi gei
riterek deiliyor. Ve papaz bu hizmet karlnda yz franklk
banknotu cebe indiriyor.
Bir keresinde Veliaht Prensinin zel arabasn tayan bir ge
ce treniyle kuzeye yolculuk etmitim. Souk bir geceydi, rzgar
adeta insann kemiklerine iliyordu. B una ramen tm gece her
birka kilometrede bir yol kenarnda diziimi bekleyen kyller
grmemiz akas bizi olduka artmt. Meer bu perian
haldeki kyllerin, kafalannn zerinde fenerlerle yle titreye
titreye bekliyor olmalarnn altnda yatan neden prenslerine olan
hrmetleriymi . . . .
Devrim iin bu denli olgunlam baka hibir lke grme
dim. Ekilebilir topraklarn yzde ellisinden fazlas, oran yzde
onu bulmayan bir topraksahipleri gruhunun elinde bulunuyor,
ki byk topraksahipleri sekizde yedisi rgat olan yedi buuk
milyonluk nfusun yalnzca drt bin be yzn oluturuyor.

26 1

stelik hkmet 1 864 'ten bu yana byk mlkleri paralayp,


halka toprak satyor ve buna ramen duru m buydu. Roman
ya'daki boyar'lar ve byk arazi sahipleri nadiren kendi toprak
lanndan geinirler. Aslnda, Paris ve Viyana'daki otel masrafla
rna, Bkre'teki evlerine, Nice, Constanza ve Sinaia'di viiia
lanna ve klar geirdikleri Riviera'da sanat galerilerine, at ya
rlanna ve dnyann drt bir kesindeki dier arurianna para
yetitirmek iin tek yapabilecekleri bu. Karlatm ailelerden
birisi kyllerine amurdan kulbeler hsan eyledikleri ve gn
lk hepi topu yirmi sent (ki New Jersey 'de bu parayla geinmek
ne kadar zorsa orada da en az o kadar zordur) yevmiye baladk
lar iin kendilerini ok insansever olarak telakk ediyorlard. Bu
mitsiz tabloya bir de Romanya'da tm semenierin gelirlerine
gre ayn snfa ayrlm olmalarn ekleyin. Buna gre yakla
k yz kylnn ataca oy, tek bir zengin topraksahibinin oyu
na denk dmektedir. Romanya'da bu zamana kadar pek ok kez
devrim oldu. 1 907 ' de gerekleen en sonuncusu salt tarmsal bir
devrimdi. Fakat Romanya'da zorunlu askerlik sistemi yrrlkte
olduundan, gneydeki kyllere kuzeydeki kardelerini ve ku
zeydekilere de gneydeki kardelerini vurmalar emrini vermek
gayet kolay. Romanyal kylleri isyan etmeye iten basncn ne
denli korkun olduunu anlayabilmek iin onlar kibar, itaatkar,
hani nerdeyse efemine diyebileceiniz kyafetler ve tavrlar ie
risinde -yle ki ulusal marlar ve danslar bile ho ve yumuak
grmeniz yeterli olacaktr.
Romanya'da kamuoyunun genel eilimi ne durumda diyecek
olursanz, size Romanya'da kamuoyu diye bir eyin olmad ce
vabn veririm. Kyller, efendileri neyi uygun grrlerse onun
iin savaacak durumdalar. Bu da lkeyi onlarn emrine komak
anlamna geliyor. Bu durum, askeri hizmetin bir lkeyi nasl eli
aya bal bir ekilde agzl siyasetilerio sultasna soktuu
nun bir baka kantdr. Dolaysyla siyasetilere sormak gereke
cek ve onlar da Romanya'nn "ulusal ihtiraslar" neyi gerektirir
se o tarafn yannda savaa gireceklerini beyan edeceklerdir;
Balkanlar 'da agzlle bu ad veriliyor.
Romanyallar aslen Transilvanya' dan gelmiler ve douda
Karadeniz'e kadar uzanan ve Besarabya' y da iine alan Tu-

262

na' nn kuzeyindeki dzlklere yerlemiler. oban ve ifti bir


kavim olduklarndan dolay zamanla daha da ilerilere yaylm
lar. Gney Bucovinia Romanyallada doludur. Keza Bulgaristan,
Srbistan, B anat, Makedonya ve Yunanistan'da da kk gruplar
halinde yaadklarn grrsnz. En uygar kesim olan Transil
vanya daha nceden Macar krallna balym; Bukovina Trk
Sultannn mparator Joseph'e bir annaanym; iki kez Roman
yallarn ele geirdii Besarabya, Plevne savandan sonra Ro
manya'nn bamszln kazanmasnn mkafat olarak Rus
ya'ya verilmi. Her ne kadar u an hayatta olan birok insan Ro
manya'y Trklerden temizleyen Rus ordulannn geiini unut
mam olsa da, Rus boyunduruu altna giren iki milyon Roman
yaly da ayn ekilde unutamyorlar. Romanya'nn 1 9 1 3 'te Bul
garistan' arkadan vurup, tek bir Romanyalnn bile yaamad
Silistre'yi almasnn bir nedeni de bu byk vilayetin kaybn te
lafi etmekti. Toprak ilhak etmek iin hibir geerli sebep bula
maynca, Balkanlardakiler tarafndan bu tr "ulusal ihtiraslar"n
stratejik nedenlere yorulmas ise kkl bir alkanlktr.
Besarabya zor yoluyla Ruslatnlm bir blgedir. st snflar
elbette kolaylkla Ruslam olsalar da, okullarda ve kiliselerde
Ramence 'nin yasaklanmas kylleri ikisinden de uzaklatr
mak, vahilemi ve alalm, anavatanyla tm ban kopann
veya buna dair tm bilgisini yitirmi bir millet ortaya kannak
gibi bir sonu yaratmtr.
Bu milletin doum yeri olan Transilvanya'da ve te tarafn
daki Sanat'ta milyona yakn Romanyal yaamaktadr. Fakat
Macarllann yrtt (tpk Rusyallarn Besarabya'da yaptk
lan gibi) halk Macarlatrma kampanyalarna karn ulusal duy
gular gl durumda ve gn getike de glenmeye devam edi
yor. Transilvanyallar zengin ve uygar insanlar; Ramence yksek
okullarda ve kiliselerde yasaklandnda, eitim iin dan te
tarafna, Romanya 'ya geerek ve gerek ierde gerekse de dar
da milliyeti propaganday srdrerek inat ve baarl bir m
cadele yrtmler. yle ki her Romanyal Karpatlarn te yaka
snda bask altnda yaayan kardelerinden haberdar ve onlarla
ayn duygulan paylayor. Bugn Budapete' ye hatta Budape-

263

te'den de tesine Romenceden baka bir dil bilmeden rahatlkla


seyahat edebilirsiniz.
Dolaysyla Romanya'nn "etnografik temellere" dayanan
"ulusal ihtiraslar" Besarabya, Bukovina, Transilvanya ve B a
nat ' a kadar uzanyor. Hatta Bkre ' teyken, Makedonya 'nn
"haddizatnda Romanya'ya ait olduu"nu iddia eden bir haritaya
bile denk geldim. Gereke olarak da nfusunun ounluunu
Romenierin oluturmas gsteriliyordu.
Tm bunlarn kylleri sava konusunda heyecanlandrdn
sylemek pek doru olmaz. Fakat Alman yanls siyasetilerle
Mttefiklerden tarafa siyasetiler arasnda lmne bir bilek g
rei sryor. Kimbilir ka tane ne id belirsiz avukat, siyasi
n ekimesinde semirip palazland ! B alkanlarda siyasetin daha
ok hususi bir mesele olarak algland gze arpyor. Gazeteler
trl desiselerle parti liderlii mertebesine ulam bireylerin ya
yn organlar durumunda. yle bir lke ki, her saat en yakn ka
fede tokuturulan bira kadehleri eliinde yeni bir parti douyor.
rnein, La Po/itique milyoner Marghilohoman' n yayn organ
dr. Kendisi Muhafazakar Partinin bakan olup, yakn zaman
nce grevlerinden ksmen azledilmitir. Bir dnem ylesine
Fransz yanls bir tutum taknnt ki, amarlarn bile ykat
mak iin Paris'e gnderdii sylenir - ama onu kapan Almanlar
olmu. Mttefiklerden yana olan semenleri, Journal des Bal
kans' n sahibi ve iddetli bir Alman kart olan B ay Filipes
cu ' nun ynetimi altnda blnme yaamt ... Ve tabii bir de
Babakan Bay Bratianu'nun ailesine ait lndependence Roumaine
gazetesi var. Bay Bratianu savan banda Alman yanlsyd,
ama ilerleyen srete lml bir Mttefik taraftar olup kt. u
anda ise iktidardaki Liberal Partinin bakandr. La Roumanie
Bay Take onescu 'nun szcln yapyor. Kendisi lkenin ti
laf Devletlerinden yana en gl partisi konumunda olan Muha
fazakar Demokratlarn lideri. Muhafazakarlar byk topraksa
hiplerinden, Liberaller kapitalistlerden oluuyor; Muhafazakar
Demokratlar ise bizdeki ilericilerle ayn hamurdan. Kyllerin
Sosyalist Kyl Partisi 'nin ise pek esamisi okunduu sylene
mez. Fakat tm partilerin programlarnda u soru havada kalm
oluyor: Romanya kimin yannda savaa girecek?

264

Kral Carol iki yl nce Sinaia'da bakanlarn ve parti liderleri


nin arld bir toplant tertipiedi ve derhal Merkez Glerin
yannda savaa girilmesi ynnde bir konuma yapt. Fakat oy
lamaya geildiinde, Kral destekleyen yalnzca bir kii olduu
ortaya akt. Hametmeaplanna ilk kez kar geliniyordu; nite
kim Kral birka gne kalmadan hayata gzlerini 'yumdu. u anki
Kral Ferdinand da ayn engelle kar karya ve dahas bir de n
giliz kralieyle evli . . . Gl mali karlar ve siyasi hokkabazla
nn hrsiar oynanan oyunun ba aktrleri konumunda.
Bu arada, iini bilen kimselerin cebine Rus altn transferi ke
silmeksizin devam ediyor. Bu konuda yol yordam bilen Ttonlar
kendi bildikleri yntemlerle halk arasnda sempati uyandrmaya
almlar. B inlerce Alman ve Avusturyal yazlk kyafetleri
ierisinde ve cepleri para dolu bir halde Bkre'e gelmiler. Tm
otelleri doldurmular. Her oyunda en iyi koltuklan satn almlar,
Almanya ve Romanya ile alakah her eyi lgnlar gibi alkla
m, Fransz ve ngilizlere dair olanlar ise yuhalamlar. Keza
Alman yanls gazeteler basm ve bunlar kyllere bedavaya
datmlar. Romanyallann ok sevdii tokantalar ve oyun sa
lonlarn satn almlar. Dkkaniar indirimli Alman mallaryla
doldurmular. Tm kzlan desteklemiler, tm ampanyalan sa
tn almlar ve ellerinin ulaabildii her hkmet grevlisine r
vet yedirmiler... Dikkatleri Transilvanya'dan uzaklatrmak ve
Rus kart duygular uyandrmak maksadyla "Rus Besarab
ya'sndaki ezilen zavall kardelerimiz," diye tm lke apnda
ajitasyon yapmlar.
Romanya hkmetine Almanya ve Avusturya tarafndan Be
sarabya (Odessa da dahil) nerilmi, hatta srarc olunmas duru
munda Bukovina bile verilecekmi. Mttefik Devletler Transil
vanya, B anat ve Bukovina Platosunu nermiler. Basnda "yitir
diimiz Besarabya ' y yeniden kazanmak" hususunda epeyce
tantana koparlm olmasna karn, Besarabya meselesi aslnda
ok da nemli deildi. Halbuki Transilvanya meselesi fevkalade
yakc bir meseleydi. Ayrca Romanyallar Rusya'nn ilerlemek
te olan bir lke olduunu biliyorlar, bu savata yeniise bile bun
dan krk yl sonra da bugnk gibi gl bir lke olacaklar. Hal
buki Avusturya-Macaristan mparatorluu yal ve yklnaya

265

yz tutmu bir devlet ve artk douya doru ilerleyii gibi bir


durum sz konusu deil.
Romanya sava baladndan beri Mttefik Devletlerle sava
a girrnek iin tam kez geici olarak anlamaya vard ve
kez de bu kararndan cayd. B irisi gz banda Rusya Karpat
lar'dayken, dieri talya savaa girdiinde ve sonuncusu da Bul
garistan' n Trkiye ile anlama imzalad gnn akamnda
Bay Take onescu 'yu grdmde.
"Bence Bulgaristan safn belirledi," diye konumutu gayet
arbal bir ekilde. "Trkiye ' nin bir hi karlnda toprakla
rndan vazgeeceini dnecek kadar ocuk deiliz. Merkez
Gler Srbistan'dan dalacaklar - ki bunu bir tek biz durdurabili
riz. Ve size unu syleyebilirim, Srhistan saldrya maruz kal
mas durumunda bizim yardmmz alabilir. Avusturyallar snr
larn bize kapam durumdalar, drt bin askerin hazr kuvvet
B kre zerine yrmek zere bekletildii syleniyor. Bu bir
blf - Bratianu kabinesini istifaya zorlamak ve Bay Marghilo
man'n bir hkmet oluturmasn salamak iin bavurulan ve
arkasnda Almanlarn olduu bir blf. B ratianu kabinesi dse
bile -ki bu konuda phelerim var, nk kendisi sava yanls
deil- yalnzca Bratianu ve Kral 'n ibirlii Marghiloman'n yo
lunu aabilir. Ve bu da mmkn deil."
hafta sonra Almanlar Srbistan' a saldrdlar. Fakat Ro
manya bir kez daha uzak durmay tercih etti.

266

. xxx

BULGARiSTAN SAVAA GiRiYOR


Fakat Balkanlarn kilidi Romanya' da deil, Bulgaristan' da
sakl . Bkre 'i kirli kk bir trenle terk edip, scak dzlkler
zerinden gneye doru ar ar trmanmaya baladk. Perian
durumdaki kk kylerin iinden getik. amurdan ve saman
dan yaplm evlerin olduu bu kyler Orta Afrika'daki aa bir
kabilenin yaad yerleri andnyordu. zerlerine beyaz kadife
kyafetler geinni nazik, itaatkar grnml kyller aptal ap
tal geen treni seyrediyorlard. Tren her kk istasyonda duru
yordu, sanki Romanya hkmeti Bulgaristan 'a giden herkese
kar di biliyormu gibi. Giurgiu 'da despot gmrk grevlileri
nin igzarl yznden yle sk bir kontrolden geiyorsunuz
ki, lkeyi terk ettiinize edeceinize bumunuzdan getirmeye a
lyorlar gibi bir kan uyanyor insanda.
Fakat sar Tuna'nn te tarafnda bambaka bir dnya var.
Vapurun kyya varmasna daha yz yarda olmasna karn, y
znde scak bir tebessmle birisi selamlyor sizi - daha nce
Amerika'da bulunmu ve iki ay nce bu yoldan getiinizde
grm olduunuz byk esmer bir polis memuru. Hogrl
askerler dostlar alverite grsn tarz bagajlarnz kontrol edi
yorlar ve size tebessm dolu bir ho geldin sunuyorlar. Orada
beklerken, Franszca konuan k giyimli bir yabanc, "Siz ya
bancsnz, yle deil mi? Sizin iin yapabileceim bir ey var
m?" diye soruyor. Rehber falan deil ha, o da sizin gibi bir yol
cu sadece, fakat o bir Bulgar ve dolaysyla arkada canls . Da
llarn ve hr insanlarn yass, drst yzlerini tekrardan grmek

267

ve Slavca szcklerin sertliiyle kulaklarnzn pasn silmek ok


hotu. Bulgaristan, sokakta her kimle konuursanz konuun i
ten bir cevap alabileceiniz benim bildiim tek lke. yle bir l
ke ki bakkal eksik para st verdii takdirde sizi otelinize kadar
takip ederek bulur ve hatasn telafi eder. Tekrardan byle insan
larn olduu bir lkede olmak huzur vericiydi.
Minareleri, kiremit atlar ve bol pantolonlar giyen, krmz
kuaklan ve sankiar olan kylleri ile yar yarya Trk diyebile
ceiniz Rusuk'tan geerek, gneydeki dalara yaklatka daha
da dikleen yayialar trmanyorduk. Yanmzdan bir dn alay
geti; kat serpantinler sallayan, beyaz kadifeler ierisinde, bo
yunlarnda altn zincirleri, ak renkli yelekieri olan cvl cvl
kzlarla ve glp elenen erkeklerle tka basa dolu drt kz ara
bas. Katrn zerinde bir adam davul alarken, at stndeki
genlerse baryorlard. Gece yksek rakml blgelere has
ayazyla zerimize kyordu. Sabah olup kalktnzda kendi
nizi kayalklar ve fundalklar arasnda bir sradaa paralel do
lambal bir geitten inerken buluyorsunuz. El ii kahverengi
giysiler iindeki srtmalar keilerini otlatyorlar. Yolumuz
zerinde evlerin krmz renkli atlannn meyve aalarnn ii
ne gml olduu dzensiz Trk kyleri grdk. Ama nihaye
tinde dalar sonlanyor ve Sofya'nn silueti kyor karnza.
Bkre ile Sofya kadar birbirinden farkl iki ehir daha bula
mazsnz. Kullanl ama irkin binalar ve tula rl temiz so
kaklar olan kk arbal bir kent. Kafanzn stnden telefon
kablolan geiyor; sokaklarda arabalar bir o yana bir bu yana gi
dip geliyorlar. Sofya arada srada denk geldiiniz eski bir cami
veya Bizans kalns ve sarkl kyllerle dolu meydanlar hari
cinde, Pasifik Kuzeybatnn yeni hareketli ehirlerinden birini
andryor. Szcn gerek anlamyla herkesin gittii bir otel
var: Grand Hotel de Bulgaria. Hemen yannda Grand Cafe de
Bulgaria. Burada gazeteciler haberlerini hazrlyor, iadam ko
damanlar i kotanyor, avukatlar antaj yapyor, siyasetiler h
kmet deviriyorlar. Babakanla veya bakanlardan biriyle -hatta
bizzat bildiim bir defasnda, Kralla- mlakat yapmak isterse
niz, Grand Hotel ' in grevlisine telefon atrtmanz yeterli. Yok,

268

eer bu yolu tercih etmiyorsanz, gein Grand Cafe'de bir masa


ya oturun, gn iinde hepsi mutlaka bir bir damlayacaklardr...
Sofya her istediiniz yere rahatlkla eriebileceiniz kk
bir yer. Gsterisiz Kraliyel Saray sokan hemen karsnda;
National Theatre bir blok aada; Parlamento binas (Sobranie)
dier ynde iki blok tede Dileri B akanlnn yannda. Ka
tedral ve Kutsal Sinod da hemen yannda. Kentte nemli bir ah
siyet kim varsa bu civarda, toplasan be blokluk alan ierisinde
yayor.
Akama doru ehirdekiler en iyi kyafetlerini giyip Tsar Li
berator Caddesinden Prens Boris Park ' a doru salma salma do
lamalar adettendi. nsanlar eleri, kzlar, sevgilileri ve ocuk
lanyla birlikte mtevaz bir geit treni havasnda yryorlard.
Kadnlar pek de dert etmedikleri gsterisiz ve geen yln krsal
modasn takip eden kyafetler ierisindeydiler. Kalabaln ie
risine pek ok subay da kanmt - k, askeri operasyonlar iin
tasarmianm pratik niformalar giymilerdi ve grnlerinden
nasl savalacan bildikleri anlalyordu. izmeli, asker ap
kal iri kym erler dimdik yryorlar, bir yandan da ortal inie
te iniete arklar sylyorlard - hani u Rusya ordusunda duya
canz yava, ilahi tarz arklar...
Karanln kmesi beraberinde ayaz da getirmiti. Ne de ol
sa Sofya yz metre ykseklikte bir alana kurulu. Saat sekizi
vurduunda hava o denli keskinleiyordu ki, kalabalk yemek
iin evlere dalyordu. ehirde kaldnz otelinki dnda resto
ran olmad gibi, orann yemeinin de pek vlecek bir yan ol
duunu syleyemem - Bulgaristan mutfann gzde yemekleri
olan jambon, yumurta ve spanak. Sonrasnda Public Gardens 'te
ki National Casina 'da oturup ho bir askeri banda mzii eli
inde biranz yudumlayabilirsiniz. Olmad, Belediye Tiyatro
sunda sonu gelmez Bulgarca diyaloglar dinleyebilirsiniz. Yalnz
ca tek bir mzikbol var: New America. Olduka gln komed
yenlerin ve ekilsiz danslarn efkar datmak iin ehre inmi
kylleri kahkahalarla gldrdkleri kasvetli bir mekandr.
ngilizce konumay bilen insan says inan lmaz derecede
oktu. Siyasetiterin tamamna yakn stanbul 'da bir Amerikan
misyoner okulu olan Rrtbert Kolejde tahsil grm. Robert Ko-

269

lejin Bulgaristan zerinde o denli byk bir etkisi olmu ki, l


kenin birlemesinden ve 1 885 ylnda kralln ilanndan sonra
buras "Bulgaristan'n zgrlnn beii" diye adiandnimaya
balanm. Sofya'nn bu denli Amerikan olmasnn ve Bulgaris
tan siyasetinde Amerikan yollanna bu denli ok bavurulmasnn
(yolsuzluk yntemi bile bizdekinin ayn ! ) arkasnda bu gerek
yatyor. Ancak, daha gl etmenler de yok deil. Bulgaristan
stanbul'a en yakn lke ve herhangi bir Balkan lkesinden ok
daha uzun sre Trklerin boyunduruu altnda kalmtr. Dilleri
ynla Trke szckle dolu olup gnlk hayatta birok Trk
gelenek grenei de hala daha yaatlmaktadr. Fakat Rusya'nn
1 876 ylnda Bulgarlara bamszln kazandrmas, Bulgar d
nn yzn tamamyla Slav kardelerinden tarafa evirmesine
yol am. Bunun dnda, Fransa'daki cumhuriyeti grleri
benimsemi ve Makedonya'nn bamszl iin mcadele eden
bir grup entelektel de vard. Ve son olarak, Bulgar subaylannn,
bilim-insanlarnn, retmenlerin, gazetecilerin ve siyasetilerin
neredeyse tamam son on be yldr Almanya'da tahsil grm
lerdir.
Sofya'dan otomobille bir saatlik uzaklkta tipik bir Bulgar
ky bulunuyor. Tepenin bandaki manastr topraklar haricin
de, kyn etrafndaki tm tarlalar orada yaayanlarn kolektif
mlkiyetinde olup yine kendileri tarafndan srlmektedir. Da
n iinden akp gelen takn dere suyu sayesinde kyller deir
menlerinde msrlarn tebiliyorlar. On drt deirmen de ayn
paraya geldiinden ky ahalisi ile keiler kafa kafaya vermiler
ve tm deirmenleri kaldnp yerine elektrik gcyle alan ve
kyn ortak mal olacak byk, tek bir deirmen yapmakta karar
klmlar. Kiremit atl, ahap, ta veya balktan yaplm ge
ni, rahat evler amavutkaldnm sokaklar arasnda rastgele sra
lanm. Herkes mutlu ve hayatndan memnun gzkyor, nk
Bulgaristan' da her kylnn be akre 'lik devredilemez toprak
hakk var ve stelik burada S rbistan 'da olduu gibi varsllar
yok. Sokan sonuna byk, gzel bir devlet okulu yaplmt.
Okulda her renciye yetecek kadar derslik vard ve retmenle
ri tahsillerini Almanya'da tamamlamlard. Telgraf ve telefon

270

hizmetleri ile tren ve otomobil yolu ky ehre balyordu. Bu


rgtlenme ve ilerleme belirtilerini Bulgaristan ' In her kesinde
gzlemleyebiliyordunuz. Tm bunlarn en bata gelen sorumlu
su olarak Kral Ferdinand ile onun evresine toplad bir grup
uzman bilim insann gstermemiz gerekir. Bulgarlar drst, sa
dk ve kolay disipline edilebilir olmalaryla, anarist zellikler
tayan Srplarla tam bir tezat tekil ediyorlar. Yzyllar sren
Trk zorbalnn Bulgarlara byle bir katks olmu diyebiliriz.
Bulgarlarn karakterleri halknda bir eyler renmek isteyen
birisi iin, dier Balkan halklar arasnda yedi yzyldr anlatla
gelen komik hikayeden daha iyi hibir kaynak bulunamaz ka
naatindeyim.
Bulgar'n biri bir gn omzunda trpanyla ge bir saatte tarla
sndan dnyormu. B ir kuyunun yannda dinleornek iin dur
mu ve o anda kuyunun stnde ayn yans masn grm.
"Aman Tanrm ! " diye barm, "ay kuyuya dm. Hemen
kurtarmalym ! " Dolaysyla daldrm trpan ve ekmi. Gel
gr ki trpan kuyunun talarna taklm. ekmi, bir daha ek
mi, tekrar tekrar ekmi ama nafile. En sonunda son t ir hrsla
bir daha ekmi ve bu kez kaya krlm. Nitekim kayann knl
masyla beraber adam da srtst yere kapaklanm. Kafasn
kaldrdnda gkyznde ay grm ve, "Aha! " demi marur
bir ekilde, "ite kurtardm ay ! "
Drt Bulgar bir gn tarlada yrrken zerinde st aac
olan bir su birikintisi grmler. Aacn yapraklan rzgarn etki
siyle hrdyormu. Kyller de bakmak iin durmular. "Aa
konuuyor!" demi bir tanesi. "Ne diyor ki?" diye sormu br
leri kafalarn kayarak. "Sanrm iecek bir eyler istediini
sylyor," diye cevaplam bir dieri. Susuzluktan kurumu za
vall aaca acyan kyller aacn dalna trmanm ve dallar
suya daldrarak zavall aacn susuzluunu gidermeye alm
lar. Ancak, aa doal olarak krlm ve kyller de suya dp
boulmular.
Bu lgar ordusu, hikaye bu ya, iki yldr hem de en ufak bir so
nu almamasna ramen stanbul ' u kuatma altnda tutuyormu.
Ne yapalm ne edelim diye oturup stiare etmiler ve kale duva
rn iterek ykmaya karar vermiler. Bylece btn askerler srt-

27 1

lar duvara dnk ehrin etrafna dizilmiler ve var gleriyle


balamlar ittirmeye - o denli sert ittirmiler ki ayaklar yerin
iine gemi. B ir eyler olduundan ikillenince tm ordu bar
maya balam: "Ha gayret, biraz daha! itin itin, brakmayn!
Hareket ediyor galiba!"
Bulgarlar kken olarak Mool kavminden geliyorlar. Yedinci
yzylda B alkan Yanmadasn istila etmiler ve oradaki Slavlarla
karmlar. Nitekim efsanevi ar Simean 'un ynetiminde fetih
yoluyla geici bir "imparatorluk" ina etmeyi baarrn lar. Snr
lan Edirne'den Tuna' ya kadar, kuzeybatda Transilvanya'ya ve
Macaristan ' n tamamn kapsayacak ekilde, gneyde B osna,
Hersek, Karada, Srbistan, Arnavutluk, Epirus ve Tesalya'y
iine alacak ekilde Adriyatik'e ve gneyde de Trakya'ya kadar
uzanyormu. ki yzyl sonra, ar Dushan'n ynetimindeki bir
Srp " mparatorluu" ayn blgeyi fethetmi ve Bulgarlar bo
yunduruu altna alm. On nc yzylda Bulgarlar yeniden
stnl ele geirdilerse de, bir yzyl sonra S rplar tekrardan
baskn kmlar. Bu sre zarfnda Bulgarlar iki kez Bizans' ku
atmlar. Bunlardan Bulgar "ulusal ihtiraslar"nn "tarihsel te
mellerini" aklamak iin bahsediyorum - tm Balkan "ihtirasla
r" gibi bu da pratikte snr tanmyor.
Fakat Bulgarlar hakikaten ok sade insanlar, hal ve tavrlarn
da en ufak bir hinoluhinlik gremezsiniz. O halde, diyeceksi
niz, neden Almanya ve Avusturya'nn yannda savaa girdiler?
Ve daha da geriye gidecek olursak, neden Balkan ttifakn boz
dular ve kinci Balkan Savan kkrttlar? Bu da yine bir "ihti
raslar" meselesi.
Makedonya meselesi son elli yl iinde gerekleen tm Av
rupa savalarnn sebepleri arasnda yer almaktadr. Ve bu sorun
zlene kadar da ne Balkanlarda ne de Balkanlarn dnda ba
r ummak hayal olur. Makedonya akla hayale gelebilecek en
korkutucu milletlerden oluan bir karm konumunda. erisinde
Trkler, Arnavutlar, Srplar, Romenler, Yunanlar ve Bulgarlar
yan yana ama birbirleriyle karmadan yayorlar - Aziz Paul za
manndan bu yana bu byle devam etmekte. Be alt kilometre
karelik bir alanda alt ayr milletten alt ayr kye rastgelebilirsi-

272

niz. Bunlarn hepsinin de kendi gelenek grenekleriyle ve kendi


dillerini konuarak yaadn grrsnz. Ancak, Makedonya
nfusunun byk ounluunu Bulgarlar oluturuyor. B irinci
Balkan Sava zamanna kadar akl banda hibir Yunan veya
Srp veya Romen bunu inkar etmiyordu. Bulgaristan'daki byk
adamiann neredeyse tamamna yakn Makedonya'dan gelmedir.
Makedonya henz bir Trk eyaletiyken, orada ulusal okullar ku
ran ilk ahslar bunlarm. Bulgaristan Kilisesi stanbul 'daki Yu
nan Patriine kar bakaldrdnda -bu arada unu da belirte
lim, hibir Balkan Kilisesi bamsz deildir- Trkler onlara
kendi piskoposluklarn kurma iznini tanmlar, nk Make
donya'nn Bulgar olduu konusunda hibir kuku yokmu.
Hrsl Srp milliyetileri Bulgar rneini izleyerek Makedon
ya'da kendi okullarn amlar ve Bulgar nfuzunu krmak ze
re komitaclann oraya yollamlar. Fakat Srp bilim-insanlan ve
siyasi liderleri bir yzyl boyunca Makedonya halknn Bulgar
lardan olutuunu reddetmediler. Srplar gneye doru yaylma
dlar; kuzeyden geldiler ve Bosna, Hersek, Dalmaya ve Tries
te 'nin te tarafndan dou ya doru yayldlar. Nitekim kendi
mantklar da bu yne doru meyletmektedir.
Balkanlar Osmanllarn ynetimindeyken burada ortaya kan
karkln son yllannda, Byk Devletler Avrupa vilayetlerin
de reform olmas iin bastrrlarken ve Trk mparatorluu son
demlerini yaarken; Yunanistan S rplarla ve Bulgarlarla yeraltn
da haydut savam yrtsnler diye kornitaclarn Makedon
ya'ya yollant Amac en nihayetinde kendine de pastadan bir
dilim almakt. Fakat Balkan Sava patlak verene dek, hibir so
rumluluk sahibi Yunan Makedonya zerinde -tarihsel temellere
dayandrmak haricinde- baka herhangi bir nedenle hak iddia et
miyordu. stanbul, Trakya, Anadolu 'nun belirli blmleri ile Ege
ve Karadeniz kylar zerinde hak iddia edilmesinin nedeni, bu
rada Yunanllann yayor olu uydu. Hepsi bu.
l 9 1 2 'den nceki Balkan Ittifak anlamalannda bile, Srhis
tan Makedonya 'nn Bulgar olduunu kabul ediyordu. Srplann
anlamalardan ekilmesinde rol bulunan Srp babakan Bay
Milanovitch unlan sylyordu: "Aramzda tartlmasna lzum
olmayan hususlar var. Bir defa Edirne Bulgarlarn olmal. Char

273

Planina'nn (Bulgar Dalar) kuzeyinde kalan eski Srhistan Sr


histan'n olmal. Makedonya'nn ounluu Bulgadara kalacak.
Fakat dou Makedonya'nn bir blm Srbistan' a verilmeli. Ve
en iyi yol payiamda hakem roln Rusya mparatoruna brak
mak olacaktr." Nitekim bu madde anlamaya eklenmi, Yuna
nistan da Bulgar hakimiyetini kabul etmiti.
B alkanlardaki anlamazlk patlak verdiinde, B ulgaristan
gl ordusuyla Makedonya'da bir askeri kuvvet ymak ve ge
rektiinde de Srbistan 'a daha fazla askerle yardm etmek niye
tindeydi. Fakat aksine, Trakya'daki Bulgarlara yardm eden Sr
histan oldu; Srhistan bunu "anlamann ilk ihlali" diye adlandr
d. Edirne dnce, Bulgarlar bastrmaya devam ettiler ve kazan
dklar baan kendilerini de artt. Syledikleri ey, Karade
niz'de Midia'dan Ege'de Enos'a uzanan bir snrda i ledeyilerini
durduracaklan ynndeydi. Ancak, Trkler ille de bar diye y
le bir tutturmulard ki, atekesi bozup dorudan stanbul zeri
ne yrdler. Onlar durduran atalca oldu ve eer arkalanndaki
olaylar rahatsz edici boyutlara ulamam olsayd durum ok
daha farkl olurdu.
Tm bunlar olup biterken, btn Makedonya'y, Epirus'u ve
Tesalya'y igal etmi olan Srplar ve Yunanlar Bulgarlarn snr ta
nmayan hrsar karsnda rahatszlk duyuyorlard. Balkan ittifa
kndaki hibir madde Bulgaristan'a Dou dnyasnn paytahtn
ele geirme hakkn tanmyordu. Yunanistan ve Srhistan birlikte
Bat vilayetlerini fethetrnilerdi ve bileklerinin hakk yla kazandk
lar topraklar gl bir Balkan mparatorluu'na vermek iin orta
da pek bir sebep gremiyorlard - anlamalar ne sylerse sylesin.
Dolaysyla aralannda gizli bir anlama yaptlar ve ele geirdikleri
toprak paralarn sessiz sedasz Yunanlatrmaya ve Srplatrma
ya baladlar. Bine yakn halkla ilikiler uzman siyaseti dnya a
pnda propagandaya giriti: sahip olduklan farkl toprak paralann
daki nfusun esas olarak Yunan veya Srp zellikler tadna ili
kin ortal velveleye verdiler. Srplar Makedonyallam milliyetle
rini reddedip, S rp olduklarn ilan etmeleri iin yirmi drt saat
mhlet tand. Keza Yunanlar da ayn yolu izlediler. Ret demek
lm ya da topraklanndan atlma anlamna geliyordu. gal ettikle
ri yerlere Yunan ve Srp yerleimcileri doluturdular ve kaan Ma-

274

kedonyallarn mal mlkleri bunlarn zerlerine geirildi. Bulgar


retmenler hi acmarlan ldrld, Bulgar din adamlarna da ya
lm ya da Ortodoks dinine dnmeleri seeneini sundular. Yunan
gazeteleri yalnzca Yunanlardan oluan bir Makedonya hakknda
yazp izmeye balad. Tek bir Allahn kulunun bile Yunanca ko
numuyor oluu gereinden ise, bu insanlarn Bulgarca konuan
Yunanllar ve Slavca konuan Yunanllar olduu eklinde bir teori
yaratarak syrlmaya altlar. Srplar ise daha diplomatik bir tarz
tutturarak bunlar Makedonyal Slavlar diye adlandrdlar. Yunan
ordusu Yunanca konuan tek bir insann bile olmad kylere gir
di. "Bulgarca konuarak ne ima etmeye alyorsunuz?" diye ba
oyordu subaylar. "Buras Yunanistan ve siz de Yunanca konumak
zorundasnz!" tiraz edenin sonu ya lm ya da terk-i diyar eyle
mek oldu.
Bulgaristan Trklerle alelacele bir anlama imzalad ve dik
katini bat ynne evirdi. Yunanlar ve Srplar yan iziyorlard Balkan ittifak 'nn, mttefikleri tarafndan bozulduu iddiasn
daydlar. Bunun zerine Bulgaristan hakemlik yapmas iin Rus
an 'nn kapsn ald, fakat Srhistan ryasnda grp grece
inden bile daha fazla toprak elde etmi olduundan, gl dost
lara sahip olduunun farkna varmt: Vasisinin muazzam a
gzll karsnda etekleri tutuan Rusya ve Balkanlarda g
l bir devletin varlna tahamml olmayan Avusturya. Nihayet
ar Nicholas meseleyi halletmeye karar verdi; fakat iki delege
tam St Petersburg'a doru yola kmak zereydi ki, Bulgaristan
Byk Devletlerin korkularn hakl karan, dnyann verdii
destei ve yetmezmi gibi Makedonya'y kendisine kaybettiren
bir adm att. Bulgar ordular hibir ihtarda bulunmadan aniden
Srplara ve Yunanlara saldrd ve Selanik zerine yrye geti.
Bu hamleden nce Bulgar halknn gr sorulmamt. Saldn
haberi uzlama ve ban politikas gden kabinede ok etkisi ya
ratt. Sofya'da fke ve aknlk bir aradayd. Kim vermiti bu
emri? Bunu yapabilecek tek bir kii vard ve o da Kral Perdi
nand 'dan bakas deildi.
Kral Perdinand sradan, romantik bir Balkan kral. Kendisini
mtemadiyen beyaz bir atn srtnda stanbul surlanna doru gi
derken hayal ediyor - byk, sava bir imparatorluun yce

275

ar. Ve ben bu satrlar yazarken bir kez daha halkn onlarn is


tekleri dnda ve hezimetten baka anslannn olmad bir sa
vaa doru zorla srklemekteydi.
Bunlarn hepsine ahit oldum. Antant Kuvvetleri nerilerini
sunduklannda, sonrasnda ve sonuna kadar Sofya' day dm. tilaf
Dev Jetleri mdahalenin karl olarak Srp Makedonya 'snn
tamamnn verilmesi ve de Yunan Makedonya'snn ve Silst
re'nin iadesi iin destek nerisinde bulundular. Merkez Gler
Makedonya'y, Srhistan 'n bir blmn, S ilistre 'yi verecekler,
Cavalla ve Selanik' e cretsiz gei salayacaklar ve ayrca vakit
kaybetmeden Trkiye' nin bir blm braklacakt. Almanya
Bulgaristan'a Srp Makedonya's konusunda Alman kuvvetleri
ne yardmda bulunmasn ve ondan sonra tm dikkatini bu top
raklarn igaline evirebileceini syledi; tilaf Devletleri ise,
Trkler 'e saldrnalarn ve ondan sonra da sava sonuna kadar
tazminat iin beklemelerini istedi. Bulgarlar ille de hemen igal
etmek istiyorlard . . . tilaf Devletleri ise Vardar hattn Mttefik
ordulan araclyla igal etmek suretiyle istedii lkeleri onun
adna garanti altna alacaklan yantn verdi. Fakat Bulgar hk
meti savatan sonra tutulacak szler konusunda ikilliydi.
Babakan Radoslavov 15 Temmuzda u aklamada bulundu:
"Bulgaristan kendisine mutlak garantiler verildii anda savaa gir
meye hazrdr... Bylelikle ulusal ideallerini elde etmi olacaktr.
Bu ihtiraslarrnzn zn bir buuk milyonluk Bulgar nfusuyla
Srp Makedonya's tekil etmektedir. Birinci Balkan Savann so
nunda buras bize vaat edilmi ve braklmt. Nitekim milliyet
esas uyannca buras hala bize aittir. l Antant Kuvvetleri bize
bu blgeyi verirlerse ve Yunan Makedonya'sndaki ve dier yerler
deki kk taleplerimizi karlarlarsa, onlarla omuz omuza yrye
ceimizden kukulan olmasn. Ancak, bu garantiler mutlak ve ger
ek olmaldr. Kat zerinde kalacak olan vaatler bizi ikna etme
yecektir. Bu noktada halkmz bir kez daha kann dkmeye ikna
edecek olan ey yalnzca kesinlik olacaktr."
Bu noktada lkeyi arkasna almt, nk Bulgar kylleri
arasnda ok kararl bir kamuoyu var. ncelikle yann milyon
dan fazla B ulgar Makedonya'da Trklerin, Yunanlann ve Srpla
rn zulmnden kam ve Bulgaristan kylerine yaylmt. Bu

nedenle srekli lkelerinin bamszlndan dem vuruyorlard.


Yazn Sofya nfusunun yars Makedonyal mltecilerden oluu
yordu ve ehrin dolaylarnda on alt bin mlteci adrlarda ya
yordu. Bu durum hkmete olduka pahalya patlyor ve bir o
kadar da cann skyordu. Ben Eyll aynda Sofya'dayken Srp
ordusunda zorla kullanldktan sonra Avusturyallar tarafndan
tutsak alnm be bin Bulgar geri dn yapmt. Basnda her
gn sayfa sayfa mltecilerin anlatt ac hikayeler ve Srplara
ynelik nefret dolu ifadeler kyordu. Srp basn da ayn hain
likle cevap veriyordu, Bulgarlar snrn tesine akn etmiler, ya
kp ykp ldrmlerdi. Her ikisi de doruydu. Bu nefreti den
gelemek iin Kurtarc Rusya'ya kar duyulan ve kyller ara
snda ok yaygn olan geleneksel sevgi ve minnettarlk ile Trk
lerin hezimete uratldn grm kuan ans vard.
Bulgar devlet adamlannn Romanya'daki muadilierinden zer
rece fark yok. Tpk onlar gibi kiisel hrs ve kiisel kar oyunu
nu oynuyorlar. Belki tek fark u ki, B ulgaristan'da halkn azn
dan girip burnunda kmalan gerekiyor. Aynca gerekten krali
yet gcne sahip olan vicdansz ve sorumsuz bir krala tabi du
rumda olduklarn da unutmayalm. Tm Bulgarlar Makedon
ya'nn yeniden ele geirilmesi konusunda gr birliine sahip
ler; ayrtklar tek nokta hangi tarafta yer alrlarsa bu istedikleri
ni elde edecekleri . Bay Joseph Herbst' in bir keresinde bana sy
ledii gibi: "Eer Makedonya'y bize Zululand verirse, biz de
savaa Zululand'n yannda gireriz! " ki taraf arasnda (Srplara
duyulan nefret ve Rusya'ya duyulan muhabbet arasnda) sk ve
hummal bir mcadele balad. Radoslavov hkmeti kendisini
Merkez Glere kar bin bir ekilde allayp pullad - rnein,
askeri sansrn alt Mttefik yanls gazeteyi kapatmasna izin
verdi, bunlarn Rus altn ile karldn gereke gstererek.
Avrupa'daki sava patlak verdiinde tm siyasi partilerin or
tak karar uyarnca, yrtme yetkisi hkmetin ellerine brakl
m ve Sobranie sresiz olarak tatil edilmiti. Fakat hkmetin
tavr belli olunca, lke iindeki trmanan muhalefet durumu g
rmek zere Parlamentonun toplanmasn talep etmiti. Kral
bunu kesin bir dille reddetmiti, nk lkenin ounluunun
hala, Mttefiklerden yana olduunu biliyordu . Liberal hkmet

277

baka kar yol bulamaynca bir dalavereye bavurmak zorunda


kald. Yeni Bulgaristan 'da eyaletler ilk temsilcilerini seiyordu
ve seimlere yle bir hile bulatrld ki yirmi koltuun yirmisi
de Liberallere gitti. Gizli bir grevli, kyllerin hangi tarafta sa
vamak istediklerini renmek zere gneye yolculuk ettiinde
semenierin bu konuda hissettikleri net bir ekilde ortaya kt:
"Siz hele bir silahlar verin bize, o zaman grrsnz hangi ta
rafta savamak istediimizi ! " eklinde tehditkar bir cevapla kar
latlar. Ancak, yirmi koltua karn, Bulgaristan savaa girdi
inde dahi Almanlara kar olan byk bir ounluk vard.
Austos aynn ortalanna doru Sofya'dan geerken Mttefik
Devletlerini destekleyenlerin etekleri zil alyordu. Stamboulo
vist kanadn lideri Bay Guenadiev Srhistan tarafndan da artl
rza gsterilen tilaf Dev !etlerinin son nerisini B ulgaristan ' n
kabul edecei gibi grnyordu. Milliyeti cenahn ban eken
Bay Guechov, Sobranie'nin toplanmasn salamak amacyla d
zenleyecekleri bir gsteriden bahsediyordu. Ve Demokratik ce
nahtan Bay Malinov Almaniann douya doru ilerleyiinin, l
kesinin blgedeki hakimiyeti asndan ne kadar lmcl olabi
leceini bildiini sylyordu.
Ancak, iki hafta sonra geri dndmde her ey deimiti.
Mecklenburg Dk, Krala iki kez ziyarette bulunmu, Trkiye
ile Bulgaristan arasnda gizli bir anlama imzalanm ve Alman
larn verdii muazzam altn kredisinin ilk taksidi yerine ulam
t. Ayrca Bay Guechov'un bana sylediine gre Merkez G
ler, Avusturya ve S rhistan arasndaki mzakere giriimlerinin
kesilmesi ihtimaline kar, B ulgaristan ' n Romanya'ya saldrma
s iin bastryordu! "Eer Almanlar Srbistan' geip snnmza
yaklarlarsa," diyordu B ay Guenadiev, "bizim kk ordumuz
onlar karsnda ne yapabilir ki? Yeni bir Belika olmak istemi
yoruz! " Bir keresinde bir siyaseti bana kyllerin Rusya'y ne
kadar ok sevdiini sylemiti, imdiyse aralar nanemollayd.
"Kyller ok basit insanlar," diyordu; "Kurtarcmz Rusya de
yip duruyorlar, ama Bulgaristan 'n bamszln kazanmasnn,
Rusya'nn stanbul'a yrmesinin nndeki engellerden birini
kaldrmaktan baka bir anlam ifade etmediini anlamyorlar. Siz
ve ben daha iyi biliyoruz: Kyller kendilerine ne sylenirse onu

278

yaparlar ve bir halk dneeli lideriere gereksin9nin duyar." Sin


si bir bak atarak yanmdan tam gaz uzaklamt.
Eyll aynn ilk haftas Opoltchenie, yani mltecilerden olu
an Makedon Lejyonu "krk be gnlk bir eitime" tabi tutul
mak zere silah bana arld. Doal olarak kimse yememit
bu numaray. Hkmet gazeteleri Srplara kar ifte bir nefret
besliyordu: "Makedonyallar! lkenizi sizi ezenlerin ellerinden
kurtarma vakti geldi." Tam on alt bin Makedonyalya celp git
miti; bunlardan alt bini ve ayrca on be bin kadar Arnavut ve
Trklerin zulmnden kaarak snma talep etmi olan on bin
Ermeni celbe yant vermiti. Tam bir Bulgar titizlii ierisinde
byk bir gsteri tertip edildi. Yeni gnlller, sava yorgunu
bayraklarn arkasna dizilerek, ulvi grnmleri ierisinde ark
lar syleyip bararak sokaklar arnladlar. Makedonya 'nn
B ulgaristan ' igaline ortak olacaklarn biliyorlard. Nitekim
Askeri Kulbn balkonundan, Sobranie'nin basamaklanndan ve
Kurtarc ar antndan yaplan toplam yirmi konumada da sy
lenenler bu minval zerineydi.
Ertesi Pazar gn, yani 6 Eyll resmi tatildi. Bulgaristan
krallnn birliinin salanmasnn on nc yldnm kutla
nyordu. Geit treni programna gre Opo/tchenie ve Sofya gar
nizonu taburlan da meydanda hazr bulunacakt; fakat Bulgar bir
odun tccan, Cumartesi gecesi hkmetten kereste dolu on iki
kamyonunu drt saat ierisinde boaltmas ve hkmete teslim
etmesi ynnde bir emir aldn syledi. Akam ge saatiere
doru ehirdeki at arabalannn ouna hkmet levazm subay
lar tarafndan el koyulmutu. Yine o gece Makedonyallar bilin
meyen bir ekilde ortalktan kaybolmulard. Ayrca sabahleyin
geit treni baladnda Sofya gamizonu da -atllar, top.ular,
piyadeler- srra kadem basmt, yalnzca iki blk hari. Ole
den sonra siviller tarafndan gerekletirilen ve sava rtkanl
yaplan konumalarn damgasn vurduu byk bir yurtsever
gsteri dzenlendi. Akamieyin rencilerin dzenledii ve Ma
kedon arklarnn sylendii fener alay geidi oldu. Heyhat,
Grand Cafe de Bulgaria o gece siyasetilerle ve gazetecilerle na
sl da dolmutu. Fakat ulusal tatil olmasna ve olayiann hassas
durumuna karn, en ufak bir heyecan yoktu. Zaten Sofya' da

279

hibir zaman heyecan olmamtr - Bulgarlarda duygusallktan


eser yoktur. Gsteriler bile alelusul, rgtl ve hatta ayn koyun
srs ynetir gibiydi. Parti liderleri ve siyasetiler mlakat is
teklerini geri evirdiler - Bulgaristan 'da byle bir ey olduunda
bilin ki gerekten nemli bir eyler vardr. Muhalefet liderlerinin
olaylan engellemek iin etraftaki rpnlar artk beyhudeydi,
ok yaydan kmt.
Hkmet darbesinin son perdesi ksa ama dramatik oldu. 1 8
Eyll Cuma gn muhalefet liderleri on bir muhalefet partisin
den altsn temsilen Kral ile bir toplant yaptlar. Tsanov iki Ra
dikal Partiyi temsilen, Danev ilerici Liberalleri, Stamboliisky
Kylcleri, Guechov Mill iyetileri ve Malinov da Demokratlan
temsilen Kral tarafndan huzurunda kabul edildiler. Davette ayn
ca kraln yardmcs Doktor Dobrovitch ve Prens Boris de hazr
bulundu. Malinov konumasnda Avrupa'daki mevcut askeri du
ruma ve lkesindeki siyasi duruma bakldnda, Bulgaristan' n
hangi tarafta olursa olsun savaa girmesini kendileri asndan
olduka tehlikeli bulduunu belirtti. Tarafszln devam ettiril
mesi gerektiine tm kalbiyle inandnn altn izdi. Ancak, di
ye de ekledi, eer hkmet savaa girmemizin ulusal idealleri
mizin gereklemesine yardmc olacan dnyorsa, semen
lerinin tilaf Devletlerinin yannda savaa girilmesi gerektiine
inandn da ekledi. Ardndan Stamboliisky kendisi ve arkada
lar tarafndan imzalanm olan bir muhtra sundu. Muhtra da u
ricalarda bulunuluyordu:
Bir. Hkmetin Sobranie'ye danmakszn ve halkn istei
sorulmakszn hibir eyleme girimemesi.
ki. Herhangi bir eyleme kalklmadan nce, ( ngiliz ve
Fransz sava hkmetleri modeli uyannca) bir koalisyon hk
metinin kurulmas ve bunlarn on bir siyasi partiyi temsil edecek
geni.likte tutulmas.
U. Kraln iktidardaki hkmete Muhalefetin taleplerini bil
dirir ve Kraln onayn tayan bir belge sunmas.
Guechov sz . ald. Rakamlarla ve hesaplamalada tilaf Dev
letleri 'nin zaferinin kanlmaz olduunu gsterdi. "Mevcut du
rumun savaa girmemiz iin yeterli olgunlua eritiini syleye
mem." Ayn minval zere bir konuma da Tsanov yapt . Ve muh-

280

trann ayrntlarn netletiren bir grmenin ardndan Kral,


Prens Boris ve Doktor Dobrovitch zel bir istiarede bulunmak
iin msaade istediler.
Geri dndklerinde, Doktor Dobrovitch' in sylediklerinden,
hkmetin kaynan aklayamayacaklar bir bilgiye istinaden
eylem karar ald anlalyordu.
"O halde," diye parlayverdi Bay Stamboliisky, "bu lke hal
kn en ok ilgilendiren husus sakl kalacak, yle mi?"
"S izin bu lke halkn temsil ettiinizi bilmiyordum, B ay
Stamboliisky," diye cevap yetitirdi Kral. "O halde zatiHileriniz
neden bunca zamandr beni grrnek iin terif buyurrnadlar?"
"Eer gelmediysem, partimin demokratik ilkeleri bunu yap
mam engelledii iindir," diye altta kalmamaya alt B ay
Stamboliisky; "fakat lkem tehlikede olduu zaman benim g
zmde ilkeler ikinci plana itilir. Ayrca Majestelerine unu hatr
latmak isterim ki, halkn iradesini es geen hanedanlann mr
pek de uzun olmayacaktr! "
"Benim kafa kadm yeterince eski," diye yantlad Kral,
"dolaysyla pek bir kymeti harbiyesi de yok artk. An::ak, siz
kendi kellenize dikkat etseniz fena olmaz."
Malinov ve Guechov 'un ortam sakinletirrne abalan beyhu
de yereydi. Tsanov oktan irazesinden kmt ve Bay Stambo
liisky 'nin yaylm ateine o da katld ve verdi veritirdi. "Bir
mddet," demiti hayal gc yksek bir gzlemci, "birbirlerinin
neredeyse salarn balarn yoldular."
Nihayetinde Kral ayaa kalkt ve ok sert bir ekilde unlan
syledi: "Baylar, taleplerinizi hkmete ileteceim. Size unu
syleyebilirim ki, her ne pahasna olursa olsun arkasnda durabi
leceimiz bir karar aldk. Bay Stamboliisky, ge de olsa sizinle
tanm olduuma hakikaten merref oldum ! "
ki gn sonra Ni'e hareket etmek zere Sofya'dan ayrldk.
Ve gn sonra da B ulgaristan'da seferberlik ilan edildi.

28 1

XXXI
SIRBSTAN' A DN VE YUNANSTAN
Sofya'dan on be dakika uzaklatktan sonra, tren tekrardan
kocaman tepeterin arasndaki dar geitiere dalyor, tnel stne
tnelden geiyordu. zerinde hayvanlarn odad talk zirveler
krmz, gri ve kahverengiye boyanm gibiydi. Balkanlar gne
ye doru i lerledike iyice mavi gkyzne doru ykseliyordu.
Buraya sk adamlarn ve dvlerin beii demek yanl ol
maz. ki saat geiyor ve dan br tarafndayz. Kurak, bir o ka
dar da scak kk bir vadi alyor nmzde; etraf scaktan
atlam datarla evrili. Son B ulgar istasyonu olan Tsaribod bu
blgeye dyor. Ordu erzaklarnn dizili olduu istasyonda as
kerden geilmiyordu. Salam, byk evlerin, kamu binalarnn
ve iki fabrikann yan sra, batya ve kuzeye doru iyi yollarn,
okullarn, elektrik lambalarnn ve kanalizasyon sisteminin bu
lunduu nezih bir kentteyiz. Bu kk, temiz, beton deli istas
yonda drt ay nce durduumuzda bize ok scak davranm
olan bilei pencereden uzanyor ve el skyoruz. Tren bir t
nelden geiyor ve sarp tepeterin arasndan kvnlyoruz. Bu enge
li atlattktan sonra artk ilk Srp kenti Pirot'tayz.
Bu iki kuzen arasnda -Bulgarlar ve Srplar- ne byk bir
kartlk sz konusu ! Kent dzensiz bir tarzda kurulmu; Trk
tarz kiremitlerle kapl geni evlerin olduu bu kent iin, daha zi
yade geniletilmi bir ky demek yanl olmaz. Grnrde tek
bir okul yok. Ykk ahap istasyonun nndeki kirli peronda bir
gmrk grevlisi, altn eritH niformasnn altnda kl tayan
istasyon amiri, yine kl tayan bir polis memuru ve iki subay

282

kendilerini hararetli bir tartmaya kaptrmlard ve trenin far


knda bile deillerdi. Srp dilinin evik, esnek belagati kulaklan
mz adeta delip geiyordu. Bunlann etrafnda gri renkli hrpani
kyafetler ierisinde kyl askerler toplanm, gayet rahat tart
may dinliyorlar ve zaman zaman gr beyan ediyorlard. Kafa
larnda S rp ordusunun alameti farikas diyebileceimiz apka
lardan vard.
"Bay Pachitch mi?" diye bard istasyon efi hiddetli bir e
kilde: "Hi de bile, Bay Patchich gerek bir Srp deildir. Bir de
fa, onun babas B ulgar, annesi de Trk't. Gen bir radikalden
daha iyi babakan nereden bulacaksn?" Gerine gerine gsn
yumruklad: "Ben ahsen ... "
Gmrk memuru binbann omzuna hafif bir aplak indirdi
ve ardndan kahkahay koyu verdi . Bunun zerine askerler de hep
bir azdan gtmeye baladlar. stasyanun en u tarafnda son
tertip yedekler tek sra halinde kapdan ieri girerken, bir avu
da srayla bunlarn isimlerini okuyar ve izelgede yanianna en
tik atyordu. Yal erkeklerden ve gen delikanllardan oluuyor
du askerlerin zerlerinde irticalen giydikleri niformalar, ayakla
nnda da lime lime arklar vard. Ancak, hepsi de asker kepi tak
m ve yeni silahlar tayordu. On alt yandan byk gsterme
yen bir delikanl o denli imiti ki yerinde durarnyor, kendisini
dik tutmaya alan kyl annesine meyledip duruyordu. Kad
nn gznden yalar szlyordu; slak yanaklann mendiliyle
sildi, yakasm dzeltti ve olunun gsne iki tane aplak vurdu.
Kendine gelen ocuk yatakl vagona doru yeltendi. Anta bir po
lis memuru ocuu kolundan tutarak, "Ileri ! " diye bard.
"Doru kapal yk vagonuna, mar mar! " ocuk daha tek keli
me ederneden kollarn polisin boynuna dolad ve birlikte yere
kapaklandlar. Kollar bacaklan birbirine karmt. Herkes g
lyordu. Tek kollu, inanlmaz yal bir adam hastonuna tutun
mak suretiyle topallaya topallaya yrd ve biraz ilerisinde dur
mu ak sal, tfek tayan bir adama dokundu. Adam dnd ve
birbirlerini dudaktan ptler. Yal adamn gzlerinden yalar
szlyordu. "Aman ola, u Bulgarlarn ilerlemesine izin verme. ,,
yn.

283

Gmrk memuru kompartmanmza geldi. Pasaportlarmza


yle bir lalettayin gz gezdirdi, bagajmza ise dokunnad bile.
"Sofya'dan m geliyorsunuz?" diye sordu hevesle. Yanmza
oturdu ve sigara ikram etti. "Son havadisler nedir? Ortalkta he
yecan verici rivayetler dolayor. Bulgaristan savaa giriyor mu?
Girmemeleri kendi haklarnda iyi olur - iki gn ierisinde Sofya
zerine yrrz!"
"Peki ya Avusturya ve Almanya size saldrrsa?"
"Peh! Bunu bir kere denediler Hepsi bir olup gelsinler, ne
yazar! Srbistan 'n karsnda kimse duramaz ! . .."
nmzdeki tren hareket edince, askerlerle dolu be yk va
gonundan ark sesleri duyulmaya baland. Bulgarlar hakknda
yeni uydurolmu bir hallad okuyorlard. yle balyordu bal
lad:
"Bulgar Kral Ferdinand
B ir gn Sofya'daki saraynda
Uyanr ve camdan dar bakar
Ve olu Prens Boris'e der ki:
' Mahdumum ve veliahdm,
Bugn gzel bir gn ve
Srp ordusu olduka hareketli,
Dnyorum da kadnianna ve
ocuklarna saldmsak
B izi asla alt edemezler. . . '
"

Yunan snrn geerken insann dikkatini ilk eelbeden nokta


sarraflardan, ayakkab boyaclanndan, ikolata, meyve ve geen
haftann gazetelerini satanlardan oluan bir kalabalk oluyor. Ka
ba ve hzl konuan, gzleri frdl frdl dnen kurnaz, esmer k
k simsariard bunlar. sene nce gney Makedonya'nn ku
ru vadisinde tek bir Yunan yoktu; imdiyse her yerde Yunanlar
var. Romanyallar neeli ve zariftiler; Bulgarlar drst ve cana
yakn, Srplar ise nktedan, cesur ve sevimliydiler. Bunlardan
sonra Yunanlar gzme gdk, yavan, souk nevale kimseler
olarak grnmt.
Sanrm yze yakn Yunan askerine sava hakknda ne dn-

284

dklerini sormuumdur. B alkan halklarnn en dikkati eken


zellii, en yakn komularna kar duyduklar fkeli nefrettir
diye dnyorum. Genel olarak Yunanlar Srplardan nefret edi
yorlar, fakat Bulgarlardan bahsettiklerinde i ok daha ileri bo
yutlara varyor. Venezelos ' u adeta bir idol haline getirmilerse
de, ona kar olaniann bile varlna ahit oldum, nk kendile
rini zorla savaa soktuunu dnyorlar - ve Yunanlar sava
mak niyetinde deillerdi. Fakat Yunanlar iin ok duygusal ol
duklann syleyebilirim. nlerinde bir bayrak sallayp, "zafer"
diye barnanz yeterli, iyi veya kt hangi nedenle olursa olsun
hemen savaa girieceklerdir. Yunanlarn hrslan snr tanmyor.
Kendilerini Perikles 'in Atina 'snn, Bizans mparatorluu 'nun
Byk skender ' in fetihlerinin ve eski Yunan ehir devletlerinin
dnyann drt bir tarafndaki kolonilerinin mirass sayyorlar.
Bir Yunan gazetesinin editrnn yazsndan aldm aadaki
paragrafn, genel ruh halini ok iyi yanstt dncesindeyim:
"Be bin yllk bir tarihe sahip ve Bat uygarlnn beii
olan Yunanistan, -Piedmont'un talya'ya, Prusya'nn Alman
ya'ya hkmettii gibi- ocuklann egemenlii altnda topla
may baarm olan uluslar tarafndan geride braklnay ka
bul etmemelidir. Helen ulusu kudretsiz, aciz ve yeni devletle
rin ast olduu grntsn vermemelidir. Avusturya-Maca
ristan, Bulgaristan ve Trkiye gibi bu uluslar Orta Asya'dan
gelen barbarlarn Avrupa'da oluturduu mozaiklerdir."
Ve stne stlk tm bunlar yazlp iziledursun, yeni Yunan
vilayetlerinin ynetimi verimsiz ve verimsiz olduu kadar da
rme ierisinde; Atina ise tam bir yalan ve fesat kumkumas du
rumunda. Yunan ordusunun seferberliini nlemek iin Alman
lar tarafndan rvet verilen demiryolu grevlisi bunun en tipik
rneklerinden birini oluturuyor. Ve hatrlamakta yarar var, Yu
nan-Srp anlamasnn casus federis'i ilk kez gnderrie geldiin
de, Yunanistan ykmllklerini yerine getirmeyi reddetmiti...
Selanik'teki son gnmde krfez kysn byk siyah bir du
man bulutu kaplamt; kk bir destroyer son srat geldi ve k
yya demir att. Ardndan tekne yanat. inde k niforma-

285

lanyla ngiliz subaylar, yirmi be kutu ve sandk vard. Ayrca


tfek dolu bir ift de ngiliz gemisi gelmiti. Ykler sokan or
tasna istif edildi ve subaylar Hotel de Rome'e gittiler. On be
dakika gemeden Sir ian Hamilton 'un Selanik 'te olduu dediko
dusu tm kente yaylmt. Dorusu Yunan grevlileri mthi bir
heyecan kaplamt. Tedirgin polis memurlar ykleri koruyan
iki muhafzn evresinde etraf kolaan ediyorlard. Etrafta in
sanlar toplanm, ses kannadan olan biteni izliyorlard. Nite
kim scak haber Atina'ya da hemencecik ulamt. Grevliler
rkm bir halde baryorlard: "Bu ne anlama geliyor? Ne ya
pacaz imdi?"
Bu arada biz de yolda ngiltere Kralnn ulana rastlamtk.
le yemei iin Hotel de Rome'a gidiyorduk, o ise viski soda
imi ve de endazeyi karm olduundan akas biraz gzel
lemiti.
Bizden be masa tede General ve tm kurmay oturuyordu.
ngiliz general uzun, bronz tenli, byklarna ak dm mazbut
bir adamd. Kraln ulayla selamlatlar. Birka dakika sonra
masamza bir garson geldi.
"General Harnilton Kral ulayla grmek istiyor." Arkada
mz kalkt, hafif yalpalayaraktan Generalin yana gitti. ok ge
meden, sandalyelere tutunarak ve yolunu g bela bularak geri
geldi. Masaya oturdu ve glmeye balad.
"ok, ok komik," dedi halsiz bir ekilde. " htiyar benim
derhal Atina'ya gitmemi ve ngiliz elisinin talimatlarn ren
men istedi."
"Lanet olsun, ne diye gnderdiler bizi buraya? te burada
ym ama tek bir direktif yok. Ne halt etmemi istiyorlar benim
burada?" diye sylendi.
O gece eve dnmek zere Piraeus'tan gemiye atladk. Ve er
tesi sabah denizin zerinde bulutlar gibi asl duran adalann ara
snda Selanik'e gitmek zere yola km ngiliz askerleriyle do
lu on iki askeri arala karlatk.

286

XXXII
SONDEY: YTRLM DNYA
S rbistan'da, Obrenovatz'daydk. Yemek sona ermek zerey
di. Sofradakilerden biri, bir konyak iesi ve gerek Havana pu
rosu kutusu kard. Iovanovitch glerek, bize bunlar on be gn
nce Avusturyallardan aldn syledi. Ve bataryalar gezmek
zere dar ktk.
Bat ynnde Bosna dalannn zerinde, yeil turkuvaz gk
yznde lgn bir gne batmak zereydi. Kk bulut izgileri
akkor halinde, lal rengine krmzya, soluk pembeye, griye boya
nyordu. Kular uykuya dalnadan nce cvldap duruyorlard;
batdan hafif bir esinti geliyordu.
Iovanovitch bana doru dnd.
"Bir Srp sosyalistiyle karlamay istemitiniz. te! ans
nz var. B irazdan greceimiz batarya komutan Srp sosyalist
partilerinin nderidir -ya da yleydi, bar zamannda. Hayr
doktrinini bilmiyorum- gld ben gen bir radikalim. Biz byk
Srp imparatorluunu tutuyoruz"
"Btn sosyalistler Takits gibi olsayd, sosyalizme kar sy
leyecek hibir szm olmazd," diyen albay, purasundan honut
lukla bir nefes ekti.
Bir tarlann kesinde, yarm ay biiminde kazlm derin bir
hendekte, gen st aalarnn ardnda 1 50'1ik drt top gizlen
miti. Tam tarlann seviyesinde, bir at onlar rtyorrlu ve bu
topraktan at onlar uaklardan gizlemek iin otlarla, al rpy
la kaplanmt. Albay nbetinin ksa yoklamasn yantlad ve
bard: "Takits ! " snaktan dizleri amur iinde, ba ak bir
287

adam doruldu. iri yar ve glyd. Burumu niformas sanki


ar zayflam gibi zerinden dyordu; sk ve bakmsz sakal
yanaklarn kaplyordu, insann dorudan yzne bakan gzle
rinde sakin bir ifade vard.
Birbirlerine Srpa bir eyler sylediler ve gldler.
"Demek yle," dedi adam bana doru dnerek, baklannda
muzipe bir prlt vard. Demek yle, sosyalizmle ilgileniyorsu
nuz?
Uzun zamandr konuma frsat olmamasna, Franszcay
duraksayarak konuuyordu.
Ona evet diye cevap verdim:
"Sizin bir sosyalist lider olduunuzu sylediler."
"yleydim," dedi di'li gemi zaman vurgulayarak. "imdi..."
"imdi ise, diye szn kesti albay, bir yurtsever ve iyi bir
askerdir."
"Kesinlikle iyi bir asker, diye dorulad Takits; sesinde ac
bir ton sezer gibi oldum. Kt Franszcam iin zr dilerim. Ya
banclarla konumayal uzun zaman oldu. Eskiden Franszca
sylevler verirdim ... "
"Ya sosyalizm ! " diye sordum .
. "Pekala! size anlataym, diye sze girdi yavaa. yle kp
azck dolaalm."
Koluma girdi, baklan yerden aynlmyordu. B irden, ban
evirdi ve snakta grnmeyen birine bard:
"Peter! bir numaral topun kama payn yala!"
Dierleri, iyi bir yemekten sonra mutlu insanlar gibi gle
oynaa nden gitmilerdi. Batdan akam ykseliyor ve gk kub
bede kuyruklu yldzlar saarak bulutlarn parltsn sndryor
du. Uzak siperlerden, imparatorluun ve ar Etienne Duchan' n
zaferlerinden sz eden bir Makedonya ezgisinin titrek mzii,
bir igan gous/ar' nn kemannn gcrtlarna elik eden sesler
geliyordu. Kardaki, dman topraktaki rman te kysnda
bir alevin krmz yanp snyordu. "Gryorsunuz ya, l
kemiz sizinkinden ok farkl, diye yeniden sze balad Takits.
Burada zenginlerimiz ve sanayi nfusumuz yok: bu nedenle sa-

288

nyorum, emekilerin sermayenin birka kiinin elinde toplan


masna kar byk lde seferber edilmesine hazr deiliz."
B ir an durdu ve hafife gld:
"Beni btn bunlan yeniden sz etmeye iten garip duyguyu
tasavvur edemezsiniz. . . "
Partimiz bu lkede sosyalizmin i lkelerini uygu lamak iin
oluturulmutu: herkesin kendi toprana sahip olaca bir kyl
lkesi. Srplar doutan komnisttir. Her kyde zengin zadruga
lann evlerini grebilirsiniz; ayn ailede kuaktan kuaa, mlk
lerini ortaya koyan ve birlikte ileyen, evlilik yoluyla soy aac
nn btn kk salmalanyla. Dolaysyla zamanmz Enternasyo
nal ' le kaybetmemiz gereksizdir. Enternasyonal bize ket vurmak
tan te, her eyi reten ve retim aralarnn sahibi olan halka
leim aralarn da vermek olan programmz engeller. Siyasal
program daha da yalndr: olabildiince geni seim yoluyla ger
ek bir demokrasi istiyorduk: girikenlik haklar, referandum ve
itiraz haktan. Gryorsunuz ya B alkanlarda hrsl siyaset adam
laryla onlan seen kitleleri ayran derin bir hendek var. Siyaset,
dalavereci avukatlar dnda herkese kapal bir meslek haline
gelmek zere. Bizim ortadan kaldrmak istediimiz bu snft.
Genel greve inanmyorduk ve yeryzndeki ezilen byk sanayi
iileri kitlesinin bizden bekleyecei hibir ey yok, o, Srhistan
koullaryla hibir ilikisi olmayan ekonomik programn hayata
geirmek iin bizden yalnzca yararlanabilir."
"Savaa kar mydnz?"
Ban evet anlamnda sallad.
"Savaa karydk ... -birden durdu, sonra yeniden gld.- Bi
liyor musunuz, btn bunlar unuttum . . . kyllerin, Srhistan
halknn yalnzca savamay reddederek, sava istedikleri zaman
durduracaklann sanyorduk. Tannm ! saymz fazla deildi -Al
manya'daki ve Fransa'daki ii snf gibi byk ve salam bir
hareket deil-, ama her eyin mmkn olduunu sanyorduk."
"Peki imdi? Ne dnyorsunuz?"
Takits ar ar bana doru dnd, baklarnda ac dolu ve
trajik bir ifade vard .
"Bilmiyorum. Bilmiyorum. u anda sizinle konuan kii, sa
vatan nceki ben olan insand . Bu eski, alm meseleleri dile

289

getiren sesimi duyduumda hissettiim oku bir bilseniz! Bu


meseleler bugn iin tm anlamlarn yitirmiler. Sonunda her
eye yeniden balamak gerektiine: uygarl yeniden kurmak
gerektiine inandm. Topra srmeyi, ayn hkmetin ats al
tnda birlikte yaamay, snrlarn tesindeki halklarla, bugn bi
zim iin ktln yz haline gelen ve bizimle ayn dili konu
mayan halktarla dost olmay yeniden renmeliyiz. Dnya ge
mi alardaki gibi bir kaos haline geldi; yine de yayoruz, ya
pacamz bir iimiz var, hava gzel olduunda mutlanyoruz,
yamur yadnda hznleniyoruz. imdilik nemli olan tek
ey bu. Sonrasnda ise bu barbarlktan kurtulmak ve insanlarn
dnebilecekleri, akl yrtebilecekleri, yaamn bilinli bir bi
imde dzenleyecekleri bir dneme yeniden kavumak iin uzun
zaman savam vermek gerekecek ... Ben bunu grerneden lp
gideceim. B ir zamanlar sevdiimiz ve yitirdiimiz o dnyay
yeniden gremeden."
Bana olaanst bir heyecanla, gzlerinde zntl bir parl
tyla bakt ve kolumu kuvvetle skt.
"Size hikayenin traj ik yann syleyeceim. Eskiden avukat
tm. Geen gn albay basit bir hukuk konusunda bana dant ve
ben her eyi unutmutum. u srada size partimden sz ediyorum
ve her eyin belirsiz... bulutlar arkasnda olduunu yeniden anl
yorum. Bunun genel ve anlalmas g bir tutum olduunu ke
sinlikle fark etmisinizdir, deil mi? Evet: gerekelerimi unu

tum ve inancm yitirdim.


Drt yldr Srp ordusunda savayorum. Balangta kaldra
myordum, bir son vermek istiyordum, btn bu akl d yanlan
kafan kurcalayp duruyordu . Bugn ise bu benim iim, yaa
mm. Her sabah yataktan toplarm dnerek kalkyorum; ak
amlar bataryadaki her adam tefti etmek iin dolayorum :
Untel 'in, btn tedbirleri alarak devriye nbetini tamamlamasna
gz kulak olmak, yorgunluktan can km atlarn dizginlerini
yerletirmek, numaral topun sapmasn dzeltmek iin ne ya
plmas gerektiini grmek. Bu benim ekmeim, yatam, gne
im: bu benim btn yaamm. Karm ve ocuklarm grmek
iin izne gittiimde onlarn varl bana ylesine yavan, ylesine
gerekten uzak geliyor ki . . . Hemen sklyorum ve buraya dn-

290

me, arkadalarma, iime, toplarma yeniden kavuma ann bek


liyorum... Korkun bir ey bu."
Sustu, yolumuza konumadan devarn ettik. Alaklardan uan
bir leylek geti, yuva yapt evin dauuna kondu. Nehir ynn
de, ok uzaklardan nedeni bilinmez birden youn bir silah sesi,
srek at sesleri geldi, sonra da youn sessizliin iinde yitip
gitti.
****

JOHNREED
Balkanlarda Sava
Kan ve soykrm, terr ve alk; bugnn Bosna'snn
korkun gerei. lenen bu sular 1915'de de aynyd
ve halklarn halklara kar uyguladklar zulm ve barbarlk
ayn ekildeydi.
Birinci Dnya Sava'nn scak gnlerinde arkada
Robinson ile birlikte sava ve sert ihtilaflardan ac eken
Balkanlar dolaan John Reed, Trkiye'ye de gelir.
Tifsten krlan askerleri, Avusturya birliklerinin altst
ettii ky ve kasabalar, Dou'dan gelen Kazakl an,
gettolardaki Yahudileri, Rus ordusunun subaylarn,
hayatta kalma mcadelesi veren her rktan kylleri, kent
halklarru ve bugn de ciddiyetini koruyan korkun etnik
blnmeleri aktaryor.

,\2.00

You might also like