Professional Documents
Culture Documents
1.Gn
nar Aacnn Alt
lka Yunan felsefesinde, evrenin sonlu ya da snrl olduuna inanan Platon, Aristoteles gibi filozoflar dnda, evrenin snrszln savunan Anaximandros, Anaximenes,
Ksenephanes, Melisson ve Demokritos gibi filozoflarda geen snrszlk dncesini
ifade eden Yunanca terim.
Aperion, ayrca evrenin kendisinden meydana geldii ilk maddeyi, ya da arkeyi arayan
Milet Okulunda, suyu arke yapan Thalesi, su gibi nicelik bakmndan snrl, nitelik bakmndan belirli bir maddenin doadaki okluu aklamaya yetmeyeceini ne srerek
eletiren Anaximandrosun nicelik bakmndan snrsz, nitelik bakmndan belirsiz anlamna gelen arkhesini, ilk maddesini, maddi nedenini ifade eder. Paradigma Felsefe Szl
Gney talyada ne olmu? Bir Pisagor var, bir Ksenefones var, Parmenides
var, Empedoklas var. Yani orada da muhteem, gz kamatrc bir felsefe
gelimi. Daha sonra bu sofistler, Sokrat, daha sonra Platon, Aristo yoluyla
anakaraya tanm. Demek ki iki ayak bu.
yonya ayanda nesnelerin doas, fizik daha ar basyor, tekinde dinsel
bir hava var. Pisagor bir tarikatt. Adamlar vard, elemanlar vard, yaam
tarzlar vard, yemekleri, yataklar, gezmeleri, tozmalar, dnyaya baklar
ok ayryd. Sz gelimi bir vatanda kpei dverken gryor Pisagor.
Diyor ki; bak o senin bir dostunun ruhu olabilir. Senin dostun, sen grmyorsun. Neye inanyorlar, ruh gne. Ruh g olunca, yle de bir ey
oluyor; lmsz. Yayorsa srekli, senden ona, ondan ona, lmsz demektir, deil mi? Kanlmaz bir ekilde. Platon ruhun lmszln
getirecek, o mehur Phaidon diyalounu yazacaktr. Oradan Aristoya geleceiz, Ruh zerine o gzel kitab yazacaktr. Akl, evrensel akl, lmszdr, diyor. O damar oradan geliyor. Bu felsefe tarihini bilmeden, felsefeyi
renemezsiniz. Ne nereden geliyor, bunu bilmeniz gerekiyor.
Leibniz, Descartesa kzar. ok hzl kouyor, der. Gerekten yle. Belki
nermeler arasnda baka nermeler de olmalyd. Meditasyonlarda atlayarak gitmi. Okuyorsunuz, soruyorsunuz; bu ne demek istedi? Bakyorsunuz hakikaten arada baka nermelerin olmas gerekiyor. Bizim Descartes, atlayarak gitmi. Niye atlayarak gitmi, o tarihi atlad iin. Leibniz,
iyi gibi bilirdi Grek felsefesini. Spinoza gibi, Descartes gibi falan deil,
adam gibi bilirdi. O avantaj hep kitaplarnda da kulland.
***
imdi yle balayalm, yava yava. Bilim disiplinleri var, fizik, kimya,
biyoloji, tarih, corafya, astronomi vesaire. Yzlerce Tabi bir de felsefe
var. Bunlarn hepsi sonuta bilgi ile urayorlar. Ama bilgiyi edinmek.
Bilginin neliine geleceiz, konumuz o olacak. Bir genel giri anlamnda
sylyorum bunu, bunu bilmemiz yararldr. Tarih tarihle urar, gemi
olaylar anlatr. u tarihte u sava oldu der, u tarihte bir bar oldu der,
u tarihte yle bir toplum yok oldu gitti der. Tutar, Yunanistandaki o
muhteem Peleponnes Savalarn anlatr, birisi kar Hal Seferlerini
anlatr. Bakyorsun tarihin bir konusu var, tarihsel olaylar bize sunuyor.
Bu bir tarih bilgisidir, tarih bilimi bununla urar. Fizik, hz aratrr,
5
doksa (Yun.) lka Yunan felsefesinde gerek bilgi anlamnda kullanlan gnosis ya da
epistemeye karlk oluturulan; san, kan ya da inanca dayal bilgiye karlk gelen
terim.
Gerek bilgi (episteme) ile daha aa dzeyde, duyulara dayal, deiken bilgi tr
(doksa) arasndaki bilgikuramsal ayrmn kkleri Sokrates ncesi felsefede Ksenophanes
ve Parmenidese kadar gider. Sonralar Platon ile Platoncu gelenekte bu bilgikuramsal ayrm incelikle ilenmi, nesneleri duyular yoluyla alglanan tek tek varlklar olan doksa
karsnda, nesneleri dealar olup bizi tmelin bilgisine ulatran episteme her zaman,
stn tutulmutur. (Devlet, 476e-480a; Theaitetos, 187c-200d), Aristotales de benzer bir
tutumla doksay baka trl de olabilecek kesin olmayan bilme tr diye tanmlar (Metafizik, 1939b). Aristoteles baka bir yerde de doksann olumsallk hakknda, epistemenin ise zorunluluk hakknda konutuunu; ses verdiini syler (kili zmlemeler 1,
88b-89b). Bilim ve Sanat Felsefe Szl
imdi Platonun ilk dnem diyaloglarnn hemen hepsi bu Sokratik diyaloglarla tka basa doludur. Burada neyi gryoruz? Grekler, beensinler
beenmesinler, younluklu bilimle uramlar. Daha sonra disiplinler
ayrlm, u olmu bu olmu, ayr bir mesele. Ama Grekler epistemeden
dorudan doruya bilimsel bilgiyi anlyorlardr. Ve orada disiplinler ayrlmamt. Fizik, kimya, biyoloji, felsefe, tarih ayrlmamt. Onlar iin her
bilgi bilimdi.
Bugn iin konuuyoruz, demek oluyor ki birinci ayrmmz, felsefenin
urat bilgi ile teki bilimsel disiplinlerin urat bilimsel bilgi ayrdr.
Felsefe dorudan doruya bilgi nedir diye soruyor. Epistemolojinin konusu bu. imdi episteme, doksa, bir de metis3. Metis nedir?
M- Deneyimsel bilgi.
Evet. imdi ay iiyorsun, ayran iiyorsun, deil mi? Niye ay yava yava
iiyorsun, scak da ondan. Dilin, azn yanmasn diye. Ayran da sallyorsun deil mi? Biliyorsun ki ayran azn yakmayacak. Bu bir metistir. Bilimsel bilgi deil, doksa gibi palavra da deil. Gnlk yaamdaki bir pratik
bilgi. imdi sakal uzar, ilk gnler kanr deil mi? Tra olaym dersin veya
uzataym da u kantdan kurtulaym dersin. Metistir. Terlersin, alrsn,
vcut arlar, banyo yapaym dersin. Bu bir metistir.
unu da bilelim: Yunanlar Yunanllar demiyorum. Beni ldrtan eylerden birisi. Herkl Millas gibi Trkeyi ve Yunancay ana dili gibi bilen
adam Yunanllar diyor. Kardeim Yunanllar diye bir ey yok, Yunanlar.
Yani Msrl der gibi, Lbnanl, Suriyeli der gibi, Yunanl diyor. Yunan bir
etnik yapnn ad, bir ulusun ad. Trk gibi, Bulgar gibi Trkler diyorsun,
Bulgarlar diyorsun, Yunanlar demen lazm. Milletin de azna geiyor,
herhalde eviren de buna taklm.
academy (n.) late 15c., "the classical Academy," from Fr. Acadmie, from L. Academia,
from Gk. Akademeia "grove of Akademos," a legendary Athenian of the Trojan War tales
(his name apparently means "of a silent district"), whose estate, six stadia from Athens,
was the enclosure where Plato taught his school.
iine giriyor. Zaman iinde onlar reddediliyor, kabul ediliyor vesaire. Bakyorsun ki koskoca bir din douvermi. Kiliseler tremi, devlete meydan
okumu. Peki diyorsun burada Musevilik olmadan bir sa olabilir miydi?
Yani bir sreklilik olmadan bir patlama, balang, fkrma olabilir miydi?
Tarih felsefesi bunu soruyor. Arkadan geliyor slamiyet douyor. Diyorsun
ki acaba bu Yahudi dini olmadan, sa dini olmadan, slamiyet doabilir
miydi?
Her alana kaydrabilirsiniz. Mimar Sinan Osmanlnn ordularyla gitti,
istilalara gitti, kprleri inceledi, kiliseleri inceledi, btn yaplar inceledi,
o deneyimi yaad. Ama sonuta da bir Mimar Sinan olay var. Onunla
giden bir sr mimar vard, niye onlar olmad da o oldu? Burada insan
beyni nereye gideceini hemen kestiremiyor, sreklilik mi ar basyor,
balanglar m ar basyor. te felsefe olarak konu bu. Tarihten ayr bir
konu.
Felsefe, konunun zne inmek istiyor. O bir disiplin, kendi alann anlatmaya alyor. Hangi alana gidersen git, felsefe ile teki disiplin arasndaki ayrm devam ediyor. Mesela dilsel felsefe, bir dil bilimi var, bir de dil
felsefesi var. Sen diyorsun dary nasl temsil ediyorsun? Dilci bununla
uramaz. Dilci nermelere bakar, yklem nedir zne nedir, ona bakar,
dilin yapsna bakar, atsna bakar. Bazen dilcilerle yan yana gelince byle
bakarlar, siz de mi dille urayorsunuz, derler. Ya dille esas uraan biziz,
siz rahatsnz, derim ben. Dilin temsil gc nedir? Mesela John Locke diyor
ki: Dil, anlmzdaki, zihnimizdeki dnceyi darya aktarmaya yarar.
Peki, dnce nasl olumu? Yani dnce orada cuk diye duruyor mu?
imdi felsefe diyor ki; bir dakika arkada, sen ok ileri gittin, hemen hazr
buldun, aktarmaya baladn. Dncenin orada olumas iin dil gerekli
deil mi? Sen elma diyorsun, e yarn da elma diyeceksin, sen ona bir ad
vermeden olutursaydn elmay unutacaktn yarna kadar. Demek ki sen,
elma dncesini dil olmadan kuramamsn. O zaman sen dil, dnceyi
darya, tekine aktarma aracdr, dediin zaman, dilin ok sonrasndan
balam oluyorsun. Oysa dil, usla birlikte kurucu bir ge. Felsefe yle
diyor. te bir tartma da bu. Dilci baka bir alanda urar, dil felsefesi
baka bir alanda urar. Ne yapyor, dilsel felsefe? Diyor, dil zmlemesidir felsefe. Peki, o zaman evreni ne yapacaz? Felsefeci gene drtyor,
her ey dile dklm mdr, diyor. O zaman bilimler bitmi olacak, orada
11
duracak, biz dilleri zmleyip ii bitireceiz. zlmedik alanlar ne olacak? te bir sorun daha sana. Demek oluyor ki dil her eyi zmyor. Yani,
dil analitiklii zebilir ama sentetiklii nasl zecek? Nesnelerin yeni
niteliklerini nasl zecek?
Baba erkektir. Babaya ne demisin, cinsiyetinden dolay erkek demisin,
her baba erkektir. Ama her erkek baba deildir. Dil bunu zyor. Diyor
ki; ben bir baba grdm. Oradan birisi ksa dese ki; erkek mi dii mi?
Gldrme adam kardeim, erkek olmasa baba olmazd, dersin. yi de bu
baba hrszlk yapyorsa o zaman ne yapacaksn? Nasl dile getireceksin
bunu? Demek ki sentetik geler de var. Baba bir ey yapacak, yeni bir
eyler retecek, iyi baba olmayacak.
Bakyorsun yklemler Ta serttir. Bir yklem mi var? Taa bakyorsun,
yapda kullanlyor, adam ldrmede kullanlyor, tala ilgili milyonlarca
yklem kacak nne. Demek ki dilsel felsefenin de bir snr var. Orada
kalyor. Sen yine felsefeye devam edeceksin, yeni zmler getireceksin,
dilsel felsefenin yeterli olmadn syleyeceksin ki ona geleceiz. Demek
istediim, ikinci ayrmmzda, felsefenin i disiplininde bile konu, kesin
olarak felsefe iin ayr bir nem tayor. Felsefe nesnelerin zne yneliyor. Yani teki disiplinlerden ayrlyor. Bu da ikinci ayrmmz.
e balarken unu sylememiz gerekiyor: Gelenek olarak, ada gelenei,
ngiliz gelenei, deneyci gelenek, ya da duyumcu gelenek, John Locke,
David Hume, Berkeley, ada felsefeleri, bir de kara felsefeleri Descartes,
Spinoza, Leibniz, usu felsefe, orada orada. Deneyci taraf der ki: Felsefe, epistemoloji Locke ile balad. nsan Anl zerine Bir Denemede
tabula rasa diyor, insann zihni bombo levhadr, btn bilgilerimiz duyumdan gelir5. Ksaca sylyorum. David Hume kacak diyecek ki; bir
kantlama var, bir de duyum var, deney var. Bunun dndaki kitaplarn
hepsini yakn, atee atn, uydurmadr, diyor. Kafanzdan uydurduunuz
yleyse zihnin, btn zniteliklerden yoksun, hi bir idesi olmayan, zel deyimiyle beyaz
kt olduunu dnelim; bu zihin nasl donatlacaktr? nsann o devingen ve snrsz
imgeleminin, hemen de snrsz bir deiiklik iinde ona iledii bu geni birikim nereden
geliyor? Zihin usun ve bilginin btn gerelerini nereden edinmitir? Bunu tek szckle
deneyden diye yantlayacam.
John Locke, nsan Anl zerine Bir Deneme, ev: Vehbi Hackadirolu, Ara Yaynclk,
1992
12
nane mollalar bilgi deildir. Ya kantlayn, ya dorulayn. Piskopos Berkeley6, d dnya diye bir ey yoktur, btn her ey zihnimizde diyor. Zihnimiz de deneyle elde eder o bilgiyi, diyor. Doru yanl, ona sonra gireceiz.
Usular da diyorlar ki, sizin o deney dediiniz, duyum dedikleriniz, gvensizdir, aldatr insan. Bir denei denize sokarsn, suya sokarsn, krk
gzkr. Bir nesne, kardan bakarsn yuvarlak olduu halde kare gzkr. Koskoca, dnyann ka kat olan gnei grrsn, bir top sanrsn,
vesaire. O nedenle usumuzla edindiimiz bilgiye bakalm. imdi, sknt u:
O mu doru, bu mu doru? Ya da ikisi de yanl.
M- Ya da ikisi de doru.
Ya da ikisi de doru. Ya da ikisini birletirdiimiz zaman doru olacak.
M- Hah. kisini birletirdiimizde.
imdi bunlar tartacaz. Duyum diyorsun, duyumda sen ne durumdasn? Buradan bisikletine bindin gidiyorsun iine, dkknn amaya. Oradan bir araba geldi, geti gitti. Bunu sen alglar msn acaba, yoksa sadece
duyumsar msn? Duyumla alg bir midir? Senin her duyumsadn eyi,
sinirlerin beynine tayor mu? Eer tayorsa mthi bir beyin var demektir sende ya da her insanda.
M- Burada bilim devreye giriyor. Geen bir yerde okudum. Duyumlarmzla algladmz eyleri, on saniye sonra unutuyormuuz. nk milyarlarca duyum var. On saniye sonra unutmazsak, devam edemiyoruz.
Ben bir seminerde syledim. Benim alg dediim, batllar alg demiyorlar,
duyum deyip kyorlar, ok ayrlar. Eer btn duyumlardan gelen verileri ki terim, hakkn vermek adna sylyorum, Russelndr, duyu veriler
diyor sinirlerimiz beyne tayorsa, beynin ii ok zor. Himalaya kadar
byk olsa yine ba edemez. Def ediyor, benim iim deil. Davul alyor,
bana ne diyor, biri evleniyordur. Beyin bunu der, alglamaz, unutur. imdi
burada iki gelenek var: Duyumcu ya da deneyci gelenek, usu gelenek.
ada olmak bakmndan ikisi de 17. yzylda balad.
Din adamdr. Batnn byle bir zellii de var. Batnn din adamlar felsefe de yapmlar.
Augustinus, Thomas Berkin vd. ok nl filozoflar var.
13
Felsefe nyargy sevmez. Yok sen u millettensin, bu millettensin, u dinden, bunlarla uramaz felsefe. Felsefenin ii o deil. Dnyorum ben,
bir kere unu grmemi bu batllar: Her disiplin, ncelikle bir bilgi disiplinidir. Ontoloji yapyorsun, ne demektir ontoloji? Logi, var olann bilimi.
Var olann zerine dndn, yazdn, konutuun snrlar, ncelikle
bir bilgi kuram ierisindesin. Etik Erdem nedir, diyorsun, sonra cevaplar veriyorsun. Mantk Dnmenin yntemleri nedir, diyorsun. Estetik Gzellik nedir, diyorsun ve bunlara yant veriyorsun. Her felsefe, her
disiplin, ncelikle bilgidir, bilgi disiplinidir. O nedenle sen tutup bilgi felsefesi 17. yzylda balam dersen, zrvalamsndr. Felsefe ne zaman balamsa, bilgi kuram da o zaman balamtr. Thalesle balam. Kald ki
sen 17. yzyla damgalandn, odaklandnda, Platonun salt bilgi kuram
zerine yazd kitaplar ne yapacaz? Mesela Kriatlos, Teototos, ne yapacaz? Akl bilgisi mi, deney bilgisi mi Teototosda tartlr. Teototos bir
matematikidir. Aristonun Ruh zerine, bir bilgi kuramdr, onu ne yapacaz? Salt bilgi kuramdr bunlar.
Daha derine inelim, demin sz ettiimiz Herakleitos, ne diyor? Barbar
ruhlar iin gzler ve kulaklar kt tanklardr7. Yani dikkat edersen, duyuya saldrmyor Herakleitos, duyu bilgisine saldrmyor. Aptallarn grne saldryor. Milattan nce 6. yzylda km, bunu o Efes yamalarnda
sylemi. Bu fragmanlarn te ikisi elimizde deil. Ne mutlu ki o te biri
var. Efendim urada u kitapta yle Adamcaz onu sylemi vaktinde,
niye alp baka yere yamyorsun? Bak ben duyu verisi diyorum, terimin
bana ait olmadn zellikle aklama ihtiyac duyuyorum, hakk Russeln.
O sylemi bu terimi. Bunu kendimden neet etmi gibi sylersem ayp
olur, felsefeye yakmaz.
Diyeceim u: Ta yonyada, ta gney talyada bilgi felsefesi balam.
Hem de ok youn bir ekilde. Ontoloji olarak, etik olarak, estetik olarak,
mantk olarak, her ey olarak balam. Yani hatrlatmak istediim u:
Avrupaya odaklanmayalm. Felsefe ne zaman balamsa, bilgi kuram da
o zaman balam. Herakleitos duyulara ok nem verir ama Parmenides
ok souk. O duyulardan gelen bilgi varsa tabi, o geldiini sanyor, biz
14
greceiz ki hepsi bir arada olmadan bilgi olmayacak, onu geni olarak
aklayacaz.
Demek oluyor ki Grekler, bunun stnde durmular. Aristo, Platon bal
bana durmu. Sofistlerin ii buydu, bilgi retmek, ar pazar bilgi satmak. Sen hala bilgi felsefesi 17. yzylda balam niye diyorsun? Sofist ne
demek? Bilgici demek. Sophia, philia-sophia Felsefe, bilgi sevgisi, sophia
bilgelik demektir, philia sevgi demektir. Erosla ayrm belirtmek istiyorum. Eros8, biraz seksi bir terimdir. Yani biraz cinsellik kokar. Greklerde
vardr eros, bol bol da kullanlr. Kimi der ki ilk kullanan Pisagor, kimi der
ki Herakleitos. Ben u kullanmtr diyemiyorum, nk konu tartmaldr.
Demek ki nc nokta olarak, bilgi felsefesinin felsefeyle baladn
bilmemiz gerekiyor. Ortaada stnkr olmu, ona bir ey diyemeyiz
ama kesin olarak 17. yzylda balam deme hakkna sahip deiliz. Bu,
gemii silip sprmek olur, yanl olur. Ellerine kollarna salk, bunlar
da bal gibi tartmlardr. John Lockea da Descartesa da borcumuz byktr. in bir yan da o. Onlar da greceiz. Ama tekilerin hakkn da
yememek gerekiyor. Bu konuyu bugn belirtmi olalm. Soracanz ey
varsa
- Peki, hocam daha ncesi, mesela Hint felsefesi, Msr felsefesi
Gzel bir soru. imdi yle bir ey, Hint felsefesini ben derinlikli olarak
inceledim. Taktm kafama dedim, sen nesin, bir bilelim seni. Felsefe tarihileri var, Hint felsefesinde yazarlar var, din tarihileri var. Mircea Eliade
gibi, Dumezil gibi, Basignon gibi, Max Mller gibi. Burada unu grdm,
felsefeciler iin iine girememiler. Yani Hint felsefesi zerine yazanlardan
benim beendiim kmad. Vardr belki, ben yakalayamadm. Ama Eliade
ve Dumezil, zellikle ikisi gzel girmiler. imdi orada bizim zamanla gireceimiz bir konu var; boyut-dzey. Hintler bunu yakalamlar. Yani evrenin boyutu olduunu, bir de dzeyi olduunu ok gzel yakalamlar. Ama
8
Eros god of love, late 14c., from Gk. eros (pl. erates), lit. "love," related to eran "to love,"
erasthai "to love, desire," of uncertain origin. Freudian sense of "urge to self-preservation
and sexual pleasure" is from 1922. Ancient Greek distinguished four ways of love: erao
"to be in love with, to desire passionately or sexually;" phileo "have affection for;" agapao
"have regard for, be contented with;" and stergo, used especially of the love of parents
and children or a ruler and his subjects.
15
bunu ben alp Dumezilin yapt gibi, Dumezil yle diyor, Greklere tayamadm. Ama Dumezil ok rahat bir ekilde tayor, Greklere tayor,
Romaya tayor, Avrupaya tayor, ben yapamadm. Bunu tartrz, gzel
bir tartma. Dumezilin Mit ve Destan9 diye ok gzel bir kitab, birinci
cildi kt ve hemen de okudum. Grlerindeki temel yap, bizim geen
sene ontolojide grdmz, Platonun Herakleitosta gremediini sylediimiz boyut, logos dncesini, Hintler yakalam. Sayg duymak gerekir. imdi mesela, diyor ki Dumezil, Hintlerdeki tanrlarn hepsinin, mesela
diyelim Indra, Indra bir sava tanrsdr yeryznden dzeylerde Yani
boyut olarak tanry alyor Hintli, sava tanrs diyor. Sonra, bunun trevi
ne, dnyadaki grn ne, ortaya k ne? Biz onu nasl tanyacaz?
Diyor ki kahramanlar olarak karmza kar. Arjuna, kahramann ad. te
diyor, geldi savayor. Her tanrnn bir dzeyi var. Onu ok gzel gelitirmi. Yani Hintlerdeki o boyut-dzey, olaanst gzel.
- Ama sreklilik
Evet katlyorum. Ama ben unu vurgulamak istedim, onda da srar ediyorum. Grek felsefesinin Hintlerden dorudan etkilendiini ortaya koyacak
bir belge yok bende. O ayr o ayr gelimi. Ama Dumezil diyor ki: Bu Romada da oldu diyor, btn Avrupada da oldu diyor. Hintlerin felsefesi
oralara yayld diyor. Ben gremedim.
- Kara Athena10 vard. Onun yle bir iddias vard.
Kaynak yaynlarndan.
- Evet.
Ben kantlayamyorum. Neden diyeceksin, ben diyorum ki eer sreklilik
adna oradaki ey, Greklerde de var ise, neden tanr kahraman eklinde
deil burada? Burada evrenin bir boyutu var, aperion eklinde karmza
kyor, logos eklinde karmza kyor, bir ksmlar ate eklinde de
kartyor. Herakleitosun boyutu logos mudur, ate midir? Bakyorum,
Hint felsefesinden gelmek gibi gzkmyor bana. Ama bunu tartrz.
Bakn, nyargy sevmiyorum, tartmak ok gzel. O fragmanlar nm9
10
16
ze koyacaz, tartacaz. Diyor ki; belli bir lye gre yanar ve sner ate.
imdi burada ate karmza bir boyut gibi kyor. Ate, oysa ki bir ge,
nasl boyut olabiliyor? Logos ne oluyor o zaman? imdi Burnett, Karl Popper bunu iddetle tartmlar. Daha baka kaynaklar da var. Bunlar nmze serer konuuruz. Ama ben u kanaatteyim: Kesin olarak Grek felsefesi, Grek topraklarnda domutur, gelimitir ve dnyaya yaylmtr
ama bu Neptn yldzndan inmitir deil, kesin olarak deil. En azndan
unu syleyeyim, bir Hint etkisini kukulu grsek bile, unu kukulu gremiyoruz Thales, Msra gitmi, Babile gitmi. Bu kesin, bunu kimse
tartmyor. Biliyorsun Thales gkbilimciydi, matematikiydi de. Bir gne
tutulmasn gn gnne bilmi bir adamdr. O gn bir sava da vard,
tanrlar istemiyor diye bar yaptlar Medler ve Lidyallar. Bunu Thales
nceden grm, sylemi. Thales bants var biliyorsunuz. Bir ikizkenar
genin taban alar eittir. Biraz yalnca, basite ama bir bulutur. Bir
ap, daireyi ikiye bler. Thalesindir bu. Pisagorunki gibi, hipotenstn
karesi teki iki kenarn karesine eittir gibi incelikli deil fazla.
Pisagor daha byk bir matematikiydi, ok byk bir matematikiydi.
Msrda Nil Nehri tayor. Alinin Velinin tarlasn birbirine kartryor.
Geometriyi gelitirmiler. Oradan gide gide geometri bir ekil alm. Alar renmiler, kenarlar renmiler. Thales bunlar renmi oldu. Grekler, bu para blk bilgileri bir yasa haline getirdiler. Yani bir Msrl geni bilir, kareyi bilir, ay, kenar da bilir ama genlik nedir bilmez. O kavram yok onda. Onda eitli genler var, gen kavram yok. Kareler var,
kare kavram yok.
- Yani soyutlayamam.
Soyutlayamam, somut. te Greklerin stnl bu, almlar kendilerine
mal etmiler. Zaten Nietzschenin sz de budur, Grekler ok aldlar. Greklerin zgnl hi almamalarnda deil, almalarnda ama zmsemelerinde, diyor.
Brahmanizm, Budizm pek kafam sarmyor. Diyorum ki bir iki Guru km, bir eyler, orba imi falan, kafam sarmyor, o hikye. Ama onun
dnda bir felsefeleri var. Olmasa zaten byle bir kltrleri olamazd.
Saygyla karlyorum, onu kavramak gerekiyor. Ama oradan oraya bir etki
gitti mi, ben bunu kantlayamyorum, en ufak iaret yok. Yani Thalesten
17
18
19
2.Gn
Temel ilkeler
I willfully admit that it was David Hume that woke me from my dogmatic slumber.
tiraf ederim ki, beni yllar nce dogmatik uyuklamamdan ilk defa uyandran ve aratrmalarma kurgusal felsefe alannda bambaka bir yn vermemi salayan, David Hume'un
bu hatrlatmas olmutur. Onun kard sonulara kulak vermekten ok uzaktm; ama
Hume kendi sorununun tmn deil, bir parasn grd iin, bu sonular beni harekete geirdi; nk bu para, btn gz nnde bulundurmadan hibir bilgi veremez.
Eer insan baka birinin bize brakt, bir temele oturtulmu ama sonuna kadar gelitirilmemi bir dnceden ie balar ve bu dnce zerine dnmeye devam ederse,
kendisine bu n ilk kvlcmn borlu olduu o keskin grl adamn ulat yerden
daha ileriye gitmeyi umabilir.
Immanuel Kant, Prolegomena, Trkiye Felsefe Kurumu, 2002 s. 8
22
er, buna benzer binlerce doa yasas sylyorsun. Peki, bunu deneyledin
mi? Yarn gnein doup domayacan, deneyledin mi? Her eyden nce
yarn yaamadn. Gnein doacan nereden bildin? Ya yarn ate yakmazsa. Korkun bir eletiri getiriyor. Beenirsin, beenmezsin ama eletiri
ok tutarldr. Diyor ki; sen yarn deneylemedin, bugne kadar konutun,
yarn bu deneyin boa kabilir. Bu adam bir kalemde sildik attk, hadi
palavra kesiyorsun dedik ama bakyorsun ki nesnel dnyada adam bir
sr rneklerle karna kveriyor. Ya da rnekler onun adna kar kyor. Mesela Newton fizii bugn yok. yi de iki yz yl mhendisler
Newton fiziine gre yazdlar, izdiler, ev yaptlar, kprler yaptlar. Baka biri geldi, eksikleri var, tamamladm, dedi. Demek istiyor ki David Hume; sen doadaki yasalar bir kalba sokup dayatma bana. Deiebilir,
kesin deildir. Sen mantkla oraya gidiyorsun, deneyle deil, seninki bir
karm. Ate yakar, yarn da yakacak. Bu bir mantktr, mantkla bilim
yapamazsn. te Kant, bu yzden beni dogmatik uykumdan uyaran David
Humedur, diyor. Tabi mantn o konudaki grlerine geleceiz. ok
uzun olduu iin yerinde greceiz. Biz imdi mantk yasalarna dnelim.
Mantkta ilkeler var. Bu, Alinin, Velinin, Selaminin ilkeleri deil, mantn
ilkeleridir, zorunludur. Benim kanaatim yle, demeye hi gelmez. Bu iki
arp iki drttr. Biri kar der ki, byle samalayanlar vardr, be efendim. Bunu nereden icat ettin, i olsun diye niye sylyorsun? ki arp iki
drttr, iki art iki drttr. genin i alar toplam 180 derecedir. Byk
alanlarda, Lobaevskinin, Riemannn geometrileri baka ey sylyor.
Ama kk mekanlarda gen aldr ve 180 deredir, kenarldr.
Yani mantk ve matematik son derece yakn akrabadrlar. Hatta biliyorsunuz Russel, matematii mantklatran kitaplar da yazmtr. Whiteheadla
mantn matematikletii bir kitap yazmlardr, Matematiin Temel
lkeleri12 diye. Sonuta matematik manta dnmtr. kisi de zorunludur, ikisi de kanaatlere hrmet etmezler. Mantkta yasa var. Dnme
yasalar dnce demiyorum dnmenin yntemi, doru dnme
deil, tutarl dnmenin yntemi.
A, Adr. Mjdat, Mjdattr. Buna mantklar, zdelik yasas diyorlar,
bizde kendilik yasas. Neden zdelik demiyoruz? -de eki, Latincedeki
12
Principia Mathematica
23
13
Geneleme. (Os. Haiv, Tekriri abes, Tekrar, adei mn, Tekrr lfz, Tatvil, Tekriri
merdd; Fr. Al. Tautologie, ng. Tautology, t. Tautologia) Ayn sz ayn anlamdaki eitli
szcklerle syleme... Mantk asndan konusu ve yklemi ayn kavram olan bir nermeyi dile getirir. zellikle tantlanmas istenenin tant olarak kullanlmasn dile getirir.
Tanr vardr, nk dnyay yaratan Tanrdr gibi nermeler byledir. Mantkta sav
kantsama (Os. Msadere alelmatlp, Fr. Ptition de principe)nn bir biimidir ki mantksal kusur (Os. Naksei mantkye) olarak nitelenir. Ayn eyi sylemek anlamndaki Yu. touton legein szcklerinden alnmtr (Ayn anlamna gelen Yu. to auton ve sz anlamna
24
25
diyor ki Parmenides iin; ontologtan bir mantk yarattlar. nk Parmenides diyor ki: Bu var olandr. Var olan, vardr. Var olan, vardan geliyorsa, o imdiden var, o zaten gelmi. Var olann vardan gelmesinin bir
szel anlam yok. Peki, var olan yoktan gelmise, bu elikidir, diyor. Var
olan yoktan gelemez. Parmenides, gerekten mantn babasdr. Diyor ki
olan, vardr. Ben antrparantez unu da syleyeyim: Bunu hep yapyorum,
bunu anlayla karlayacanz umuyorum. Var olan terimini ben ho
grmyorum. nk olan dediimiz zaman, var olandan sz ediyoruz.
- Hem var hem olan.
Evet, hem var hem olan. Dii anne der gibi, erkek baba der gibi. Yani bildiimiz totolojidir bu, samalktr, fazla terim kullanmaktr. Olan, vardr.
Kald ki Aristo, kategorilerde bunu ok gzel anlatr, kimi olanlar diye
balar. Oraya geleceiz. Aristo kolayca savuracamz bir adam deildir.
Diyor ki; kimi olanlar kendi ile olurlar ve kendi ile bilinirler, buna tz denir. Kimi olanlar da diyor, kendi ile olmazlar, bakalar ile olurlar. Neden
bahsediyor? zellikten bahsediyor. Renk, koku Sen dersen ki ben bir
kokuya rastladm. Glerim deil mi? Bir eyin kokusu olur. Kendilik bir
koku olmaz, kendilik bir renk olmaz. Ben yeil grdm, olmaz. Bir yaprak
grmsndr, yeil bir bez grmsndr, yeil bir arazi grmsndr.
te Aristo diyor ki; kimi olanlar kendi ile olur. Elma grdm, tamam kabul. Armut yedim, tamam. Ama ben yeil grdm, koku grdm, renk grdm dedin mi olmaz. Bu, bir eyin rengi, bir eyin kokusu, bir eyin sertlii, yumuakldr. Bunlara biz felsefede ilinek ya da zellik diyoruz. te
Parmenides diyor ki; olan, vardr. (evirilerde hep var olan getii iin
srar ediyorum, gereksiz kullanyorlar diye. Sizi de aldatmasnlar diye.)
yleyse diyor, deimez o. Geiyor o teki Efesoslu stadn karsna.
Parmenides, Herakleitostan yirmi ya kkt. Birisi Efesosta dodu,
byd ve ld. Birisi de Eleada. Parmenides, 69 olimpiyatlarnda Atinaya gelir. Sokrates o zaman ok gentir, yirmili yalarndadr. Platonun
Parmenides diye ok gl, yallk dneminde yazd bir diyalou var,
orada bu yk anlatlr. Sokrates ile Parmenidesin tartmas anlatlr.
Hep de bu idealar zerine, mantk zerine. Orada bir ara Parmenides der
26
ki Sokratese; sen daha felsefenin byl toprana girmemisin14. Parmenides; Herakleitos, iki kafallar der. Bir nesneyi iki trl gren, demek
istiyor. elikili dnenler diyor. Ne kadar gzel!
Demek ki biz gnlk dnmelerimizde, mantk yasalarna uyduumuz
zaman, tutarl dnrz. Doru dnme demiyorum. Doruluk, bir
nermenin nesne hakkndaki, evren hakkndaki bildirimidir, tasarmdr.
Tutarllk, arz ettiimiz, belirttiimiz gibi, elerin birbirine uymasdr.
Tutarl dnme ayrdr, doru dnme ayrdr. Buraya kadar bir soru
varsa, yantlamaya hazrm.
- Bu olmak, yardmc fiil olduu iin mi acaba, herhalde o yzden kullanlyor. Yardm fiil olarak srekli kullanrz onu.
ok gzel bir soru. Arkadalar, alar kardeimizin dedii u: Bizim Trk
dilimizde, birka terim var. Eylem terimi olarak geer. Gelmek, okumak,
yemek gibi anlamn bir bakta bir duyuta kavradmz eylem szckleri
deildir bunlar. Yardmc eylem szckleridir. Ona baka bir ek vermezsek
onun ne dediini anlayamayz. Etmek, eylemek, olmak, klmak. Drt tanedir. ktnz siz dediniz ki ben eyledim. Ne eyledin kardeim? Belirsiz.
Ettim. Ne ettin? Hata m ettin, baka bir ey mi ettin, belli deil. Oldum.
Ne oldun? Adam m oldun, doktor mu oldun, tccar m oldun, belli deil.
Demek ki ne olduu kendinden nce gelen terimle belli olan eylem szcklerine yardmc eylem szc deriz. Olmak da bunlardan birisidir.
Yalnz u var. Onu ben de dndm, gerekten. Acaba dedim, ondan dolay m var olmak deniyor, illa bana bir nitelik szc eklemek zorunda kalyoruz? Var olmak, iyi olmak, kt olmak gibi. yle bir ey var: Biz
olan demisek, var olan deme hakkna sahip deiliz, diye dndm.
Neden? Var olmayan olamaz zaten. Yani u ya da bu kipte olmas nemli
deil, o var zaten. Olmu o.
- Yani istisna oluyor.
14
Henz pek gensin de ondan Sokrates demi Parmenides, felsefe henz ileride saraca
gibi sarmam seni kanmca; o zaman bunlardan hibirine aldrmayacaksn, imdilik yan
gerei insanlarn sanlarna pek nem veriyorsun.
Platon, Parmenides, ev: Saffet Babr, Ara Yaynclk, 130e
27
Evet, istisna oluyor. Olay o. stisna oluyor ama iyi bir soru. Yani dille de
balants bakmndan gzel bir soru. Kald ki Aristonun Kategorilerde,
hibir itiraza uramamtr, terimleri byle. Kimi olanlar diye balar,
kimi var olanlar diye balamaz.
M- imdi Hocam, Parmenidesin Herakleitosa iki kafallar demesinin sebebi olan, elimezlik ilkesine ters den eliki ilkesi mi?
Evet.
M- Dolaysyla, Herakleitosa mantksz diyemeyeceimize gre, buradaki
balanty
Nasl yapacaz.
M- Geri dn dediniz ki: Herakleitosta bir eliki yok. Bir birlik var, ztlarn birlii. Birlik olarak sz ettiiniz zaman zaten, kendilik ilkesiyle
uyumlu bir durum sz konusu.
Gzel. Bu Hegelciler var. Biraz acele ediyorlar, sk sk sylyorum. Mantk
bilimi var Hegelin. Herakleitosu ve Parmenidesi alm, eline yzne
srtm, orbalam. Bu kadar acele sonulara gidemezsin kardeim sen.
Varln ne olduunu bilmiyorsun bir, yokluun ne olduunu bilmiyorsun
iki, oluun ne olduunu bilmiyorsun . Tez, antitez, sentez. Bakn Herakleitos, evrende bir tez, bir antitez olup onlarn savandan bir sentez doduunu sylemiyor. Herakleitosta duraklar yok. Sen bir duraa gelmisin,
orada demisin ki efendim bu bir sentezdir. O sentez kendi antitezini douracak, yeni bir diyalektik balayacak vesaire. Asla! Herakleitos onu demiyor. Diyor ki; nesne, kart gelerin savann srmesidir. Durmas demiyor, dikkat et. Hegelde ne var? Bir bar, bir sava. Herakleitosta hem
sava, hem bar var. Fark bu. Yani Herakleitos diyor ki, bir nesne bar
iinde ve sava iinde. Bir bar, bir sava iinde deil. Bir sava var iinde,
bir bar var. Peki bu bar ne, ite o sava diyor. O senin sava dediin var
ya diyor, ite o bartr. Yani atklar ierisindeki o srece biz, u ya da
bu nesne derken, o srecin adn bir duraanla verme hatasna dyoruz. Ad verme ona diyor.
M- Byle olunca, olu szc Herakleitosa uyuyor.
Evet uyuyor.
28
M- Yani, sreklilik, bir sre olarak bakld zaman, olu anlam kazanyor.
Ama durma sz konusu olduu zaman, bir durak sz konusu olduu
zaman olu, anlam kazanmyor.
- Olu, devinimi ifade ediyor gibi geliyor bana.
Ontolojiye dnmemiz gerekiyor. Batllarn bir trl anlamad, bata
Platon ve Aristonun hi anlamad bir ey var. Gidip saplanmlar Pisagora. Onu da ren, yadsmyorum. Ama imdi sen eer idealar kuramn
gelitireceksen, nnde Efesoslu ok daha gzel bir rnekti. rlplak.
Boyut Dzey imdi dikkat et. Thales diyor ki; temel tz sudur, her olan,
ondan tremitir, onun bir trevidir. Bir su var, evrenin temel gesi olarak.
Thales byle diyor. Bu su dnm, toprak olmu, ta olmu, hava olmu,
ate olmu, teki gelere dnm. Bir nesne, temel de olsa yok oluyor,
baka nesneye dnyor. Bir dnmeden, deimeden sz ediyorsak
artk, deimeye dnmeye balayan nesnenin kaldndan sz edersek
tutarsz dnrz, o gitmitir. imdi sen yumurta diyorsun, deiti, civciv
oldu. E yumurta nerede? Senin yumurta hala duruyorsa, bu dnme olmaz. O civcive dnmse, yumurta yok artk. Burada bir nesne baka
nesnelere dnyor, deiiyor. Ne alanndayz? Duraanlkla devingenlik,
duraanlkla deime, duraanlkla olu alanndayz. Thales, duraan bir
nesne yoktur, diyor. Temel nesnemiz sudur, o da hep deiiyor, baka
nesnelere dnyor. Her olan, tanrlarla doludur diyor. Greklerde, hele
hele yonyada, bir tanr anlay yok arkadalar. Yani Hesiodos, Homeros
gelmi gemi. O ok tanrl dzen yaam. Buraya geldiimizde, adamlar
ktk gibi durmular. Thaleste bunu gryoruz, Anaksimandrosta, Aneksimeneste, hele hele Herakleitosta, hele hele Ksenophanesta. Ne diyor
Ksenophanes? Trakyallarn tanrs, tam da bizim Mjdata benziyor. Mavi
gzl, kumral Trakyalarn tanrs, nk Trakyallarn kendileri yle. Bunu
Ksenophanes sylyor, ben espri olsun diye sylyorum. Araplarn tanrs
siyah diyor, nk kendileri siyah. Benzetmeyi biraz daha ileriye tayor,
diyor ki; aslanlarn, kzlerin, atlarn elleri olsa, resim yapsaydlar onlarn
da tanrlar at, kz ve aslan olurdu. Yani insanbiimci. Thales diyor ki, her
ey tanrlarla dolu. Tabi szn ettii, bizim, unun, bunun, tanr deil.
Diyor ki, evren canldr, devinir. Herakleitos, nl bir adam, btn Efeste
yaylm kral ailesi, kral olacakken reddetmi bir adamdr. Ne yapyor, ak
oyunu oynuyor, Artemis tapnann nnde, gelene gidene svyor. yle
29
biri. Kyller duymu Herakleitosun nn, bunu ziyarete gitmiler. Evine varmlar, oturmu ocan banda snyor Herakleitos. Kyller bakmlar, koca Herakleitos bu mu? Ocan banda oturuyor. Klk kyafet
Heidegger gibi. ok zeki, byk bir beyin. Demi, gelin gelin burada da
tanrlar var. Siz her yerde tanr ararsnz, grkemli eyler ararsnz, burada
da var. yonya kavray bu.
Demek ki Thaleste bir boyut yok, hep dzeylerde olup bitiyor. A, B oluyor;
A, C oluyor; C, bilmem ne oluyor, dnp gidiyorlar, dzeylerde. Btn
sava dzeylerde. Boyut yok.
Getik Anaksimandrosa. Aperion Snr. Bizansllar, Beyoluna pera
derler. Niye? Snr, te. Bu kadar basit. Snrda olan yer. Bizansllar orada
oturmamlar, orada zm ba, bahe, yazn piknie gittikleri bir yer. O
zaman diyorlar ki te, snr, pera. Peros, Platonda ve daha ok da Parmenideste nemli bir terimdir. Peros, Anaksimandrosta ok nemli bir terimdir, a-perion, snrsz demektir. Snrsz olan, belirsiz demektir. Boyutta
bu var. Nietzsche, Anaksimandrosu anlatrken ki yonya ncesine ok
gzel bir kitap ayrmtr: Trajik anda Felsefe15. Muhteem bir kitaptr
diyor ki, Thalesten sonra Anaksimandrosun yapt o kadar grkemli bir
srama ki karsnda ne yapsak azdr. Gerekten yle. Thalesten Anaksimandrosa gemek mthi bir eydir. Boyutta, aperion var. Evrenin temel
dzenei snrszdr, belirsizdir. Dzeylere ineceiz, senin soruna ancak
byle cevap verebilirdim, pat diye veremem. imdi dzeylere indii zaman, ne oluyor? Diyor ki, nesneler olua geerler. u olur, bu olur, elma
olur, armut olur, aa olur, deniz olur, insan olur, kz olur. Aperion snrsz, snrlanr. Snrlanmak ne demek, ite Mjdatn snrlar var. st, alt,
bel. Diyor ki snrlanmak, ok kt bir eydir, sutur. Aperiona ihanettir.
M- Herakleitosta bir fragmannda bunun tam tersini sylyor.
Geleceiz.
M- Her ey snrldr diyor.
15
Friedrich Nietzsche, Yunanllarn Trajik anda Felsefe, ev: Grsel Ayta, Say Yay.
Friedrich Nietzsche, Yunanllarn Trajik anda Felsefe, ev: Turan Erdem, Arya Yay.
F. Nietzsche, Yunanllarn Trajik anda Felsefe, ev: Nusret Hzr, Kabalc Yay.
30
Acele ediyorsun. Zaten senin o dediini anlatmak iin girdik buraya. Diyor
ki sen olua geldin, snrlandn, bedelini dersin. Bedelini der, aperiona
dnersin, senin yazgn budur. Dzeylerde olup bitenler nemli deil, boyutta diyor. Buradaki gibi aperion, snr konduunda yok olmuyor. Burada
su yok oluyordu, baka bir ey oluyordu. Burada aperion duruyor, kalyor.
Kalclk adna aperion yerinde duruyor. Daya yiyen geliyor oraya. Ot
kuruyor, dnyor. Peki gelecek sene ot olmuyor mu? Oluyor. te Anaksimandros onu diyor. Sen gittin ot oldun, biraz bydn, ite bak bir rzgr
geldi kavurdu gitti. Senin kartn seni yok etti. Sen gittin, cezan ektin.
Gelecek sene bakalar gelecek. te, evren byle dnp duracak. Ama
aperion hep var, dikkat edin. Baka bir eye dnmyor. Yumurtann
civcive dnt gibi deil. Anaksimandros, olua gemeyi, kara bir gzle
gryor. Diyor ki snrlanmak bir felakettir. Daha sonra greceiz.
Snr, Pisagorcularda kutsaldr. Bakn burada, suludur. Pisagorcular da
diyor ki snrlanm ey belli eydir. Haddini hududunu bilir, ne olduunu
bilir, bakasna tecavz etmez, ok kutsal bir eydir. Sabahleyin kalktnda yatan yap, orada yatak izin kalmasn, seni tanrlar. Seni tanynca
ldrrler, diyor. Nesneler kendi snrlarnda oluyorlar.
Herakleitosa dndmzde, Herakleitos aperion demiyor ama boyut
diyor. Nedir onun boyutu? Logos16. Her ey logosa gre olup biter. Herak-
16
Logos (Yu. Herakleitos) Ussal yasa... Logos szc Yunancada usla kavrama anlamndadr ve duyguyla kavrama anlamndaki pathos szc karlnda kullanlr. Yunanca
kavrama ve seme anlamlarm veren leg kknden tremitir. Kk anlamyla ilgili olarak
us ve bu usa dayanan sz, yasa, dzen, bilgi, bilim anlamlarm da dilegetirir. (Emile Meyerson, Du Cheminement de la Pense adl yaptnda dnceyle dil arasndaki uygunluun logos szcnn bu ikili anlamnda sakl bulunduunu ileri srer, s. 563-4). Yu. legein szc sylemek anlamndadr, bu yzden Hristiyan ve slm tanrbilimcileri logos
deyimini tanrsal sz (L Lxis; Ar. Kelm) anlamnda kullanmlardr. Logos deyimini terimletiren antika Yunanllarnn en sekin dnr Herakleitostur. Herakleitosun
dilinde logos, doa yasasdr; evrendeki dzenlilii, yasall, uyumu o salar. Bundan da
te o, Herakleitosun aklkla belirttii gibi bir deime yasasdr. Herakleitos onu evrensel deimenin, srekli oluun yasas olarak ileri sryor ve bir anlamda tanrsal deimezlie kar kyor. Herakletosun verdii anlam, Anaksagorasm bakavram olan nous
(Tr. Anlak, Os. Zek, Fr. Intelligence)dan da farkldr. Nous bir dzenleyici olarak evrenden nce de vardr ve evrene dardan gelir, logossa evrenle birliktedir ve bizzat evrensel
oluun iindedir (Bk. Nous). Platon ve Aristoteles logos deyimini mantksal temel anlamnda kullanmlardr (Bk. Logike, Logistikon). Platona gre bilgi, logosta te temellenir.
Idealar, hem dnceler (Yu. Logoi) hem de bu dncelerin ilksiz ve sonsuz nesne (Yu.
Onta)leridir. Dnceyle nesne arasndaki zdelik bu yzdendir, yni dnce nesnesine her ikisi de idealar da temellendii iin uygundur. Antika Yunan felsefesinde bu te-
31
rime tanrsal bir anlam veren Stoaclar olmutur, onlara gre doada ikin bulunan tanrsallk koinos logos (Tr. Evrensel us, Os. Kll akl, Fr. Logos universel ya da raison commune)tur. Yeniplatoncular, zellikle Philon, bu anlam glendirmiler ve onu tanrsal
sz (Fr. Parole divine) ve evrensel g (Fr. Force cosmique) deyimleriyle nitelemilerdir.
Hristiyan tanrbilimcilerinin sz (Fr. Le verbe) anlay, Stoa ve Yeniplatoncular yolundan
gelmektedir. Hristiyan inancna gre logos, insan klna giren sada gerekleen tanrsal szdr (Bk. Hipostas). Bylelikle evrensel deiirlik yasasm dile getiren Herakleitosun ba kavram logos, tam kart bir anlama dnm olmaktadr. Her ey akar, geer, deiir der Herakleitos; evrende kalc olan hi bir ey yoktur. Bu srekli evrensel deiirlik logosa dzenlenmitir, logos yasasna gre olup bitmektedir. Ortaa skolstii,
zellikle Augustinus, logos kavramn tanrsal k (edeyile bilgi kayna, yni bizzat
tanr) anlamnda kullanr. Hegel vb. gibi yeni idealistlerin evrensel us anlamndaki kullanmlar da gerekte bundan baka bir ey deildir; edeyile evrensel us, evren ruhu, saltk dnce, kavram vb. gibi deyimlerle bizzat tanry dile getirirler.
32
3.Gn
Yanardan az
Ousia17 Bu terimin Grekede yazl bu: . Tabi biliyorsunuz Greklerin harfleri deiik. Bunu iki profesrmz z diye evirmi. Siz o kitab Ousiay ki ousia onun temel konusudur z olarak evirdiinizde okuyucu bitmitir. O kitab asla anlayamaz. Arkadamz z ile tz arasnda
hibir fark grmyor, o da olur, o da olur diyor. Ama olmaz. Bu, bizim
felsefemizde, tz dediimiz terimin Greke karldr. Buna niye girmek
gerei duydum? z diye de bir ey var. Ama ousia deil eidos () olarak var. Nedir bu eidos, nedir bu ousia ve eidos arasndaki temel ayrm?
Tz ile z arasndaki temel ayrm nedir? nsan birleik bir nesnedir deil
mi? Kaya, ta, toprak, ot, aa, at, katr gibi. Btn nesneler birleik olmak
bakmndan en yaygn ilke. Demek ki birleik olmayan bir insan olamaz.
nsandan gidelim. nsan diridir. Ta, kayay koyduk orada kaldlar. Bitki
gibi, hayvan gibi, insan diridir. Diri olmayan insan olmaz, olamaz. nsan
duyumludur, duyu organlar vardr. nsan dnr. nsan ister, yani seer,
17
35
36
nndaki koyunlar yok ama koyun var. Buday, onlarn ekip bitii buday
deil ama var. Demek ki boyut, kalc olarak Herakleitosun kalclktan
anlad anlamda var. Ama dzeylerdeki o deiime urayan, devingenlik
ve duraanlk ya da deiim ve duraanlk arasndaki, atkdaki nesneler, bir biimde doal mrlerini bitirip geip gitmiler. lmler, yok
olmular ya da evrenin btnne karmlar. Anaksimandros anlayyla
Aperiona geri dnmler.
Demek ki z, z olarak kalyor. Betl otuksken diyor ki, bir eyi o ey
yapan zdr. O nedenle bu eviri, ousia deil, tz deil zdr. Tz; bir nesneyi tanyorsak, zellikleriyle, kendinde ve kendinde olarak tanyorsak, o
yapc zelliklerini stnde tutmu olarak bir tzdr. Siz dersiniz ki, ben
bir insan grdm, bunu anlarz. Bir elma grdm, bir deve grdm, anlarz. Dersen bir renk grdm, anlamayz, ilinektir. Bir eyin rengi olur. Yani
tz kendi olan ve kendi ile tannandr, ilinek bakasnda olandr. Renk,
koku, sertlik, yumuaklk, tat, bir eyindir. Aristo, Kategorilerde onu ok
gzel sylemi, kendi ile olan ve bilinenler. Hakkn vermek adna sylyorum, bakas ile olanlar, kendi bana bir beyaz renk gremeyiz. Maksim
Gorki ile ehov bir gn bir parkta oturmular banka. ehov demi ki ben
ryamda, usuz bucaksz bozkrda, tek ve bo bir izmeyi yryp giderken grdm. Leninin izmesini dnn. Rusya bozkrlarnda yrm
gidiyor. Gorki diyor ki; bu ok muhteem bir ey. Burada u var, bizim
felsefemiz bakmndan, izme kendi bana yryemez. Birinin ayanda
olmak zorundadr. linektir, temel zellik deildir.
Herakleitos, umarm zamanla tam rendiimizde, sizlerle ayn dncede oluruz, gelmi gemi en byk filozoftur. Bunu u balamda syleyeyim: Martin Heidegger bir felsefe profesryle, yle 300 sayfalk bir syleide, karlkl zmlemede bulunmular. nann, tek cmlesi doru
deil. Bu ok ac! Martin Heidegger, ontolog, ok byk bir ontolog. O bile
toslamsa kayaya. Diyalektiin kurucusu malum, Hegel. Herakleistostan
tek szck anlamam. O uvallamann nedeni u: Mantk bilimi, Byk
Mantk, bir de paras var onun. Byk Mantktan okudum diyalektii, asl
su Hegelde. Bal gibi uvallam. Diyor ki; benim logicime logic almadm Herakleitosun hibir sz yok. Ben de okuyunca, dedim ki, iyi ki almsn. Ya almasan halin nice olurdu.
Evet, sizden dinliyoruz.
38
39
Evet, deil. Bir nehre iki kere giremezsiniz. kinci kez girdiinizde o sular
oktan akp gemitir. Bu bile, Herakleitosun anlatmak istediini, bana
gre, tam anlatmyor. Herakleitosun anlatmak istedii; sen, u masaya iki
kere bardak koyamazsn. Bir kayann stne iki kere oturamazsn. Birinci
oturdun, gittin dolatn geldin, geldiinde o kaya deimitir. Bu dorudur,
yanltr, tartlr. Herakleitosun sylediini anlamak, ayr bir konu. Yanl anlamamak nemlidir. Onu yanl anladnz m, ipin ucu elinden gider.
Herakleitosun dedii udur: Bardak, bu ay ka, teki, teki, kendi iindeki kart gelerin savan yayor, o bir sretir.
E- Bu deiimi srdren de atklar.
atk Hegelde bir uyuma gelir. Tez, antitez, sentez. Sentez bir uyumdur.
Herakleitos bunu iddetle reddediyor. Harmonia uyun yok diyor. Evrende harmonia yok, lr o zaman evren. Parmenides de madem yle de
ne diye ad verdin, diye soruyor. Eer sen bir nesneden sz ediyorsan, o
vardr.
Parmenides, Elealdr. Elea, gney talyada bir kentin addr. Herakleitos,
yonyaldr. Kara Atinasnda, kara Yunanistannda felsefe, Sokrates, sofistler, Platon, Aristo ile fkrmadan nce bu iki blgede patlak verdi. kisi
de grkemli idi. Bir tarafta Thales, Anaksimandros, Aneksimenes, Herakleitos gibi devler vard. br tarafta da en azndan Pisagor vard, Ksenefones vard, Xenon vard, onun retmeni Parmenides vard, Melisos vard,
daha tesi Empedokles vard. Empedokles, Etna dana atlam, lmek
iin. Etna da sandaletini geri atm, kendisini de yutmu18.
18
lmyle ilgili sylentiler elikili. Nitekim, Herakleides baygn kadnn yksn, Empedoklesin l kadn canlandrp gnderdikten sonra nasl nlendiini anlatrken, Peisianaksn tarlasnn nnde kurban kestiini syler. Dostlarndan bazlar bu trene arlmt, aralarnda Pausanias da vard.
lenden sonra, tekiler sofradan kalkp dinlenmeye ekildiler: Kimi yakndaki tarlada
aalarn altnda, kimi can nerede isterse orada; o ise lende oturduu yerde kald. Ertesi gn kalktklarnda, bir tek o yoktu. Aradlar, kleleri sorguya ektiler, ama onlar da
bilmiyordu; yalnz bir tanesi gece yars Empedokles diye baran ok yksek bir ses duyduunu, kalkp baknca gkyznde bir k ve bir meale lts grdn, baka bir ey
bilmediini syledi; hepsi bu olanlar karsnda arp kaldlar, Pausanias gelip onu aramaya birilerini gnderdi. Ama sonra, istenen bir eyin gerekletiini, ona tanrlardan biri
gibi kurban kesmek gerektiini syleyerek fazla uramamalarn istedi.
Hermipposun anlattna gre , hekimlerin umut kestikleri Pantheia adnda Akragasl bir
kadn iyiletirince, kurban kesmi; lene arlanlar yaklak seksen kiiymi . Hippobo-
40
tos da onun sofradan kalkp Etna dana gittiini syler; alev kraterinin bana gelince,
tanrlat sylentisini pekitirmek iin, iine atlam ve gzden kaybolmu; ama sonradan ayakkablarndan biri kraterden dar pskrtlnce nk hep bronz ayakkab
giyerdi durum anlalm. Bu anlat Pausaniasn szleriyle eliiyordu.
Ephesoslu Diodoros, Anaksimandros zerine yazd eserde Empe-doklesin tragedya
sahnesine zg ar davranlara ve giysilere brnerek ona zendiini syler. Selinuslular yaknlardaki pis kokulu bir rman veba salgnnn penesine dnce (hem kendileri
lp gidiyor, hem kadnlar doum yaparken lyorlard), Empedokles harcamalarn
kendi cebinden karlayarak o yaknlardaki iki rma oraya getirmeyi dnm; ve rmaklar birletirip sularn tatlanmasn salam. Bylece veba salgm son bulup Selinuslular rmak kysnda enlik yaparken Empedokles ortaya km; bunun zerine yerlerinden frlayp bir tanr gibi nnde eilmiler ve dua etmiler, ite Empedokles bu kany
pekitirmek iin kendini atee atm.
Timaios onun (Sicilyadan) ayrlp Peloponnesosa gittiini ve bir daha dnmediini
syleyerek bu anlatya kar kar; dolaysyla nasl ld de karanlktr. Drdnc kitapta ad vererek Herakleidesin anlatsna kar kar; nk Peisianaks Syrakusailyd ve
Akragasta topra yoktu; ayrca, byle bir sylenti yaylm olsayd, Pausanias dostunun
bir heykelini diker, ona tanr gibi bir heykel ve kk bir tapmak yapard: nk zengin
bir adamd. O yaknlarda bulunduu halde hi anmad kratere nasl atlad ki? diyor
Timaios.
Demek ki Peloponnesosta lmtr. Mezarnn bulunmamas da artc deildir; nk
daha birok kiinin mezar bulunmamtr. Timaios bunlar syledikten sonra yle ekliyor: Ama Herakleides zaten her zaman byle samalklar anlatan biridir: Aydan bir adam
dtn syleyen de odur.
Diogenes Laertios, nl Filozoflarn Yaamlar ve retileri, Yap Kredi Yaynlar
19
Werner Jaeger, lk Yunan Filozoflarnda Tanr Dncesi, ev: Gne Ayas, thaki Yay.
41
ruhum bir zamanlar bu idealarla yan yana yayordu. Onun tezi bu. Been
beenme, doru yanl, ayr bir konu. Ben Platondan sz ediyorum. Diyor
ki, benim ruhum, bir zamanlar idealar evreninde, idealarla komuydu.
Onlara bakt, onlar tand, varolua geldi ya da olua geldi, bizim deyimimizle, imdi eski bilgilerini anmsyor. Greke anamnesis20. Eer alar, bir
ey biliyorsa, bu rendiinden deil, anmsyor. Platon, sk bir ideacdr.
Byle bir adam, Herakleitos gibi korkun bir dev nnde iken neden Herakleitosu olmam da gitmi Pisagorcu olmu, ayorum. Guthrie, Aristo
hi anlamamt Herakleitosu, diyor, Platon biraz anlar gibi olmutu. Dnyann en byk felsefe tarihisi Cornford var, Mthi bir Platon devi. Kk bir kitab evrildi. O kitabnda diyor ki, Aristo, Platonu idealar kuram bakmndan eletirir. Tam da bu noktada iyice aptallar.21 ok ar bir
dil kullanyor. Whitehead, ngiliz filozofu, diyor ki; batan baa, btn
felsefe, Platona dlm dipnotlardan ibarettir. Platonsuz bir felsefe
olmaz, yapamazsn. Hani bu iin ar uca tanm rneklemesi ama bir
grtr sonuta.
Demek ki bizim evrenimizde boyutlar var, soylar var ve olua gelmi bireyler var. Tekil nesneler var. Ya da daha ileride, daha rahat kavrayacamz gibi tikel nesneler var. Soyu olann tikeli olur. Gne, tekil nesnedir,
bir tanedir. Ama alar, tikeldir. nk bir soyun bireyidir. Bir tane deildir, o bir soya baldr. O bir insandr. Bir gneten bahsedemeyiz, gne-
20
anamnesis. (Yu. Platon) Anmsama... Atitika Yunan dnr Platon, orphik dnceden
yararlanarak, insan bilgisini anamnesis kavramyla dile getirmitir. Gerek bilginin, elle tutulup gzle grlen nesnelerde deil dea'larda bulunduu savunulunca bu idea'larn nasl bilindii sorusunu karlamak zorundayd. Platon bunu ruhun lmszl varsaymyla zmeye almtr. Orphik inantan gelen bu varsayma gre ruh lmszdr,
dnyaya tekrar tekrar gelir. yleyse hem bu dnyada, hem de dnyaya geli aralarnda
oturduu teki dnyada (Yu. Hades) grp rendiklerini hatrlayacaktr. Bilgi, anamnesistir... Bu terim, ruhbilimde ve psikopatolojide (Fr. Anamnse), geri arma (Fr. Rappel)
ve anmsatma (Fr. Remmoration) anlamlarnda kullanlr.
21
Platon ldnde Akademia'nn basna, Platon'un arpc bir zgnl olmayan yeeni
Speusippus geti. Aristoteles'in kendisinden lsz derecede asada olan bir meslektann terfii zerine duygularn aktaran kaytlar mevcut deil. Yalnzca, daha sonra Speusippus'u izleyecek olan Ksenokrates ile birlikte Atina'y terk ettiini, Akademia'ya ve hatta Platonculua kar tavrnn artarak muhalifletiini biliyoruz. Aristoteles'in modern
okuyucuya aptalca hatta bilerek aptalca geldii yerler onun Platon'un retilerini eletirmeye ihtiya duyduu yerlerdir. Bu tonu herhangi bir kiisel dargnla balamak iin
hibir neden yoktur.
F. M. Cornford, Sokrates'ten nce ve Sonra, s.87
42
ten bahsederiz. kinci bir gne yok nk. alar kardeime soracam,
dille urat iin. Nasl oluyor da gndelik konumalarda, bal gibi herkes,
dilbilgisi, tarihisi, fizikisi, kimyacs, felsefecisi, akr akr insanlar diyebiliyor, hayvanlar diyebiliyor. Doru mu? Bitkiler diyebiliyor. Peki, bir ey
soraym: Evrenimizde ka tane insan var?
- Tr olarak yok. Bir tane.
Niye oul eki kullanyorlar.
- Herhalde bir insana da insan dendii iin.
Bu yanl. Tabi ben dille de uratm iin, insan olanlar nsanlar dersem ben yanl bir dil kullanrm. Aa olanlar, hayvan olanlar Karlar
m sizce?
- Belki felsefede.
Tabi ben de felsefeden sz ediyorum. Gndelik dilde zaten yanl kullanlyor. nsanlar, deyip kyor adam. Bir trn oulu olmaz. Ama bal gibi
kullanlyor. Tekili nasl anlatacaksn? Bir insan diyor. Bir insan ama ou
kez de onu diyorsun. Peki, kategori22 ne demek?
- Snflandrma?
Acaba? Mjdat karde, sen ne dersin? imdi bir yanl kullanma geleceim.
M- Snflandrma dediimiz zaman, bir trden sz ediyoruz.
Elbette.
22
category (n.) 1580s, from M.Fr. catgorie, from L.L. categoria, from Gk. kategoria, from
kategorein "to speak against; to accuse, assert, predicate," from kata "down to" (or perhaps "against;" see cata-) + agoreuein "to declaim (in the assembly)," from agora "public
assembly," from PIE root *ger- "to gather" (see gregarious). Original sense of "accuse"
weakened to "assert, name" by the time Aristotle applied kategoria to his 10 classes of
things that can be named.
cata- from Gk. kata-, before vowels kat-, from kata "down from, down to." Its principal
sense is "down," but with occasional senses of "against" or "wrongly." Also sometimes
used as an intensive or with a sense of completion of action. Very active in ancient Greek,
this prefix is found in English mostly in words borrowed through Latin after c.1500.
43
M- Aa, bir tr. Aacn iinde, kavak aac var, mee var. Biz onlar ayrabilmek iin snflandrma yapyoruz. Ama asl snflandrma, aa, insan, hayvan, bunlar arasnda olan.
Temel ayrmlar onlar arasnda. Kk ayrmlarla da onlar ayrlyor. Kk
ayrmlar diyelim, ben yle diyorum nk. Bunu tartacaz ileride. imdi
aa olmaklk nedir? Uzun mrl bitki olmaktr, deil mi? Kays da uzun
mrldr, elma da Bir ot gibi deil. Onun temel ayrm, diri olmas,
birleik olmas, bir de kk ayrm olarak uzun mrl olmas. Ottan ayrdmz nokta o. Fakat ben onu demek istemiyorum. Her gn kullanyorlar,
sokakta. Diyor ki, bu kategoriye girer. Bu doru mu? Terim olarak kategoriden ne anlyoruz? Grek toplumunda yarg nne kan bir birey sulanyor. Sen aldn, sen ldrdn, sen yalan syledin. Ona ne yapyor? Bir
eylemler yklyor, deil mi? Kategori budur. Kategori yklem demektir.
Meslein olur, doktorsundur, o bir yklemdir. Spor yapyorsun, futbolcusundur, o yklemdir. iek seviyorsun, iek seversin, yklemdir. Sinirlisin, o bir yklemdir. Say sayabildiin kadar. Kategori, yklem demektir. O
zaman niye biz kategorilere ayrld diyoruz?
- Yklemlere ayrld.
Oldu mu bu? Olmad. Demek ki Mjdat kardeimizin dedii bekler, snflar, soylar, yklemlerle oluur. Kabul m? imdi daha somuta inelim. Beyaz gmlek, siz de beyaz, siz, siz. Ne yaptk? Dedik ki, beyaz gmlekliler bu
tarafa. te bir snf. Peki, o bei nasl belirledik? Yklemlerimizle, beyaz
gmlekli yklemiyle. Beyaz gmlekli yklemi, bek deildir. Ama onunla
oluan ortak kmeye biz snf diyoruz.
M- Yklem, bir eyi anlatyor, bir eyi tanmlyor. Snf ise tanmlananlarn
oluturduu kme.
Sen benden gzel ifade ettin. imdi onu ben kardelerimize ksaca aktaraym da zorluk ekmesinler. Diri olmak, senin ikin yklemindir, senin
iinde. Sen o yklem olmadan bir insan olamazsn. kin yklem, kurucu,
yapc yklemdir. Masa baca, st tablas, ikin yklemdir. Bacaksz masa
olmaz.
E- Cansz nesnelerin de yklemi var. Yani sadece insanlara ait bir ey
deil. Varlkla ilgili.
44
23
45
bilge olanlar, oralara bakacaz. Bilge olanlarn karsnda ne olabilir alar karde?
- Cahiller olabilir.
E- Kart m?
Evet kart. Ya da olumsuzu diyelim, kart demeyelim.
- Bilgisizler.
Bilge olmayanlar diyelim.
E- Peki, bilge olmayanlar, kart m oluyor? nk bilge olmayanlarda bir
sr ey var. Bilge olanlar bir tane, bilge olmayanlar bir sr.
Ona geliyorum zaten. Bilge olanlar diyor, o bilici kadn, her eyi bilenlerdir. Yani yle bir ey olabilirse, tanrsal. Saltk bilgiye sahip olanlar varsa,
bir yanda onlar. Platon diyor ki, bunlarn renmeye gereksinimleri yoktur. Niye yoktur, belli deil mi? Her eyi biliyorlar. Soruna iyi cevap vermek iin yle ksa bir somut rnek vereyim ki konumuz o. Ona cevap
vermeden konuyu zemeyiz. urada oturuyoruz, bir bayan orada gidiyor.
Kendini bilmez bir haydut da kt nne, balad satamaya. Diyorsun ki,
bu adam ahlaksz. Gitti elin kadnna saldrd. Oradan bir delikanl geldi, bu
sataana birka tane indirdi. Geriden izliyoruz. imizden diyoruz ki, helal
olsun, bu adam ahlakl, erdemli. Bak, hakszla kar kt. Bir sr de
adam seyrediyor, film seyreder gibi. Onlar iin ne diyeceiz? Bir ahlaksz
var saldran, bir sahip kan ahlakl var, bir de izleyenler var. Ne yapacaz
onlar, ne diyeceiz?
M- Onlara da ahlaksz diyeceiz.
Bilemiyorum. Sizce.
202a Bilgin olmayan mutlaka bilgisiz mi demektir? Bilginlikle bilgisizliin bir ortas yok
mu sence?
O da ne imi?
nsan hesabn veremeden de doru dnebilir. Buna bilgi diyebilir misin, diyemezsin, (nk bilgi manta dayanmad m, bilgi olmaz) bilgisizlik de diyemezsin, (nk bilgi rasgele de olsa bilgisizlik saylmaz) demek ki bilmekle bilmemek arasnda doru dnmek diye bir ey vardr.
Haklsn, dedim.
Efltun, len, ev: A. Erhan S. Eyubolu, Remzi Kitabevi, 1958
46
Garibinize gitmesin, bunu syleyen Platon kardeimiz. Cahiller ve filozoflar, bunlar bilge olmayanlar. Cahiller sizin sylediiniz, kartlklar. Beyazn kart nedir, siyahtr. Ahlaklnn kart nedir, ahlakszdr. Scan
kart nedir, souktur. Bu cahiller, kartlar. Filozoflar da eliikler. Kartlk elikili olmann en ar ucudur. eliki yle olmayandr. Mesela
beyaz dedik deil mi, bunun kart siyahtr. Ama yeil, onun elikili halidir. Mavi, sar, teki renkler, siyah hari eliiklerdir. Yani beyaz deiller
ama siyah da deiller. Demin syledik, birisi saldrd, birisi koruyor, gerisi
de seyrediyor. Seyredenler eliik olanlar.
E- Arada olanlar m yani?
Arada olanlar.
E- Biraz nce o ayrm ben yapacaktm da, souk ile scak arasnda ok
ztlk yok. Aslnda souk, az scak demektir. Ya da beyaz ya da siyah
Siz nicelikten, dozdan, derecen gidiyorsunuz. Doru, fizik ona dnt.
Ben felsefeden konuuyorum.
E- O yzden arada olanlar mantkl yani.
Katlyorum. Yani niceliksel fizik var, o tamam. Bir derece fark var, yoksa
souk scak, tabi ona katlyorum. Ama biz, yapsal olarak konuuyoruz,
ahlakl ahlaksz, kart retmek adna sylyoruz. Sosyal alanda ahlaksz, ahlaklnn derece fark deildir.
E- Tamamen farkl.
ok farkl. Dorudan, tam cepheden, kar. unu ksaca syleyebiliriz: Her
kart olan, ayn zamanda eliiktir ama her eliik olan kart deildir.
Ahlaklnn karsnda ahlaksz var, saldran ahlaksz, koruyan ahlakl. Peki
bunlar ne oluyor? Orada oturuyor, hi karmyor. Ahlakl olmayanlar. Sen
ahlaksz deilsin ama ahlakl da deilsin. Yakandan tutup gtrmyorum,
ceza veremiyorum ama sen de kafan kaldrma, stten km ak kak
deilsin. Orada oturdun, seyrettin, sen ahlakl olmayansn. Toplumumuz
% 99 ahlakl olmayanlardan oluur, seyreder. Kavgay seyreder, olumsuzluu seyreder, svr. Martin Heidegger diyor ki; herkes gibi dnrz,
herkes gibi ksrrz, herkes gibi koklarz, herkes gibi de svrz.
48
24
Burada asl sz konusu olan, tm bak tarznn doal tavra geri dndr. nk doal
tavrla, ancak bilginin dorudan darya ynelmesiyle (intentio recia) nesneye ynelmesiyle "varolan olarak varolan" kavranabilir. Bu, bilim ncesi bilincin tavrdr, ayn
zamanda da birok bilimin, en bata da doa biliminin tavrdr. Ontolojik tavr bu tavrn
dorudan doruya srdrlmesidir.
Nicolai Hartmann, Ontolojinin Inda Bilgi, Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar, ev:
Harun Tepe, s. 15-16
51
Ben kitap saraynda, Tyap eskiden Taksimin altnda idi. Ontolojinin Inda Bilgi kitabn aldm, felsefe kurumunun standndan. yle 22-23
yalarnda bir delikanl, 14. Gnyd o zaman 15 gn oluyordu fuarlar
imdi 10 gn bey abi dedi, bir ey syleyebilir miyim? Tabi dedim. u
aldnz kitab ilk alan sizsiniz dedi, uraya bakar msnz? Baktm, uzun
bir kuyruk. Dedi ki; abi Fsun Erbulak kitap imzalyor da o kuyruk dedi.
Trkiyenin resmi olmas bakmndan
52
4.Gn
Tz devleti, devlet tz
llar hep adn yazar, baka da bir ey yapmaz. Bizim Nuin Ayiter, medeni
hukuk profesr. Ehliyet alrken polis demi ki; hoca hanm imzalamadnz. mzaladm demi, yazdm oraya. Hoca hanm adnz soyadnz yazmsnz, imzalamamsnz. te diyor o benim imzamdr. Olur mu hocam?
yi de bu iin profesrym ben olum. ocuklara ders veriyor. Yani ben
doruyu yaptm, sen de uyaydn. O diyor ki, benim dorum bu kardeim.
Doruluk baka, geerlilik baka. Hukukta geerlilik vardr, doruluk yoktur. Geerli yasa
Bu hakikat terimi bizim Trkede fazlaca boy gsteren bir terimdir. Anlamn ben dhil hi kimse bilmiyoruz. Hakikat ne demektir, ben bu gne
kadar renemedim. Hele hele sokaktaki kullanna gre hi bilmiyorum.
O zaman yine kendi dilimize dneceiz, doruyu bulacaz. Hakikat, gerek demek midir, doru demek midir? Onu hi kimse bilmiyor.
Doruluk terim olarak, epistemolojik bilgi kuram alann z oludur. Bir
ey syleyebildim mi? Buradan u kacak hakl olarak. Diyeceksiniz ki
doruluk teriminin vey oul olduu alanlar da m var? Fazlaca var, onlar
da greceiz. Epistemolojide doru, terim olarak kendi evinde oturuyor,
konuk deil. imdi onu tanyalm. Doruluun teki anlamlarna da kapy
aralayalm. Doruluk, bir nerme sorunudur, nerme dmdr, yarg
dmdr. Bizim nesne ile ilgili nermemiz ya da yargmz, kafamzdaki
imge ile dtaki nesne, uyum ierisindeyse bu nerme dorudur, bu yarg
dorudur.
Her tmce, her cmle nerme deildir. Bana bir kalem verir misiniz?, bir
bildirimdir. arya gitmeni istiyorum, bu bir tmcedir ama nerme
deildir. nerme; ay scaktr. Nesne ile ilgili bir kategori ortaya koyan
cmledir. Yarg ya da nerme, ikisi de Trkedir. Nesne, udur diyoruz.
Nesneye iinde olan, dnda olan, stnde olan bir zellii yaptryoruz.
Yarg budur, ok da basittir. Mjdat, bir amcadr. Mjdatn iinde dirilik
gibi, duyumluluk gibi, dnme zellii gibi, birleiklik gibi bir zellik
deildir amca olmak. Dkn bir yargdr. Yarglar greceiz, ok da gzel
bir konu. Eer Mjdatn erkek kardei varsa, erkek kardeinin de ocuu
varsa, Mjdat amcadr ve bu nerme dorudur. Dedik ki Mjdat bir amcadr. Dkn yargdr, amcalk darda. Kardei olmasayd ya da kardei
evlenmemi olsayd, evlenmi ocuu olmam olsayd, Mjdat amca ol-
55
mayacakt. Amca olmaklk, bir bant yargsdr, dtaki bir yargdr. Bizim
iimizde deildir amcalk.
Demek arkadalar, doruluk dediimiz zaman, ortaya koyduumuz, nesne
ile ya da tz ile ya da olan ile ya da olgu ile ilgili nermemiz, nesnesine
uyuyorsa bu nerme dorudur. Doruluk tamamen, yarglarmzla ilgili bir
durumdur.
Gereklik nedir? Gerek olmann nerme ile uzak yakn ilgisi yoktur. Nesnenin yaps ile ilgisi vardr. Onlar da rnekle gsterelim. Kardeimiz,
alm yle bir kilo arlnda, sar renkli bir metal. Gitmi, usta bir kuyumcuya. Arkadam, bu altndan bana bilezikler yap. Birileri kardeime
bunu satm. Elinde gere yok, meslei o deil, giyim kuamdan anlyor,
altn iinden anlamyor. Altn, kkrtc bir nesne, ucuz da bulmu alm.
imdi de bunu bilezie evirmek istiyor. Kuyumcu alyor, aletlerini kullanyor, diyor, bu altn deil. Gerek altn deil der kuyumcu ama ben felsefeci olarak altn deil diyorum. Bu ne demektir? Sahte. Sahte altn da olmaz, sahtedir bu. Altnsa sahte olmaz. Demek oluyor ki sen, altn diye sahtesini yutmusun. Senin elindeki nesne, gerek anlamda bir altn deil.
Senin sandn, uyduruk bir metal. Sana deniyor ki, arkadam bu gerek
deil, sen bunu al gtr, p tenekesine at. alar kardeim, bir arkadayla srekli i yapyor, koturuyor, eyliyor. Bir gn birileri drtyor, ya alar ben seni severim, o senin arkadan gerek dost deil diyor. Neden,
diyor alar. Ya sada solda seninle ilgili dedikodu ediyor, dost etmez.
Burada gerek olma, nesnenin zelliiyle ilgilidir. Cebinde dolar var, para
var, Trk liras var, gtrdn, bir ey alyorsun. Diyor ki, beyefendi bu
sahte, gerek deil. Nesnenin doas ile ilgili bir eydir, gerek olmak.
Onun iin sokakta, gerekleti gibi laflar doru deil. Gerek olmak nesnenin doasyla, o nesne ne ise o olmaktr.
Her alana bunu kaydrp anlatabiliriz. Gittin tarlaya, kavun toplayp yiyeceksin, ekmisin. Alyorsun birini, kesiyorsun, kelek diyorsun. Demek ki
gerek kavun olmam daha. Karpuzu kesiyorsun, daha yemyeil, kzarmam. Her eyde bu byle. Gerek olma, o nesne ne ise, btn zelliklerini tam tamas demektir. Dikkat edin, dorulukla uzak, yakn ilgisi yok.
Hi ilgisi yok.
56
57
anlamna gelmez. Hatta bazen, bir sr deney yapsan bile anlayamayacan ok nesneler vardr.
E- Kavun rneinden gidersek, olmam kavunun gereklii yok mudur?
Onun gereklii nedir?
Gereklikle, yine geleceiz biraz sonra, olgusall kartrmayalm.
E- Belki de ben kavramlar kartryorum.
Sanyorum. imdi, anakkale sava, Hocaefendi anlatyor. Efendim diyor,
orada gkten melekler indi, gvurlarn stne savurdu kurunlar, ykt
devirdi gitti. Siz diyorsunuz ki, arkadam o sylediin olgusal bir olay
deil, atyorsun. Melek inip Trklere de yardm etmez, tekine de etmez.
Demek ki bunlarn olgusallklar yok. Olsayd duyu organlarmza arpmas gerekirdi. Senin annen sana, baban sana byle bir ey var dedi diye, ben
senin annenin babann dediklerine uyacak mym der, keser atarm. Olgusal deil. Yani olgusal olmak, dsel olann kart. Gerek olmak, sahte
olann kart.
E- Melee, gerek deil demek yanl o zaman.
Gerek de deil, olgusal da deil.
E- Ne diyeceiz ona? Melek
mgesel, hayal, dsel. Olgusal alanmzda yok yle bir ey. Olgusal demek,
zaman ve uzayda bulunmak demektir. Tam olmakla, gerek olmakla, uzak
yakn ilgisi yok. Bir ocuk domutur. Sakat domutur, kr, topal domutur. Olgusaldr o. ocuk tamlna sahip deil ama olgusal. O baka.
Biraz sonra biraz daha aydnlanacaz, dorulua devam edeceiz, daha
netleecek konular. Ama bir kavun olmamsa gerek kavun diyemeyiz
ona.
E- Baka bir ey deriz.
Baka bir ey dersin. Demek oluyor ki bizim nesneyle, imiyle im de denir,
imge diyoruz ya imgenin d dnyadaki bulunuudur. min anlmzdaki
yanss. Bir gstergedir, iarettir. mgeyi dile getirmiim, dnceyi dile
getirmiim. Daha ileride greceiz arkadalar, dnce asla bize batmaz.
Diken dncesi batmaz, gl dncesi kokmaz, greceiz bunlar.
58
25
dynamic 1817 as a term in philosophy; 1827 in the sense "pertaining to force producing
motion" (the opposite of static), from Fr. dynamique introduced by German mathematician Gottfried Leibnitz (1646-1716) in 1691 from Gk. dynamikos "powerful," from dynamis "power," from dynasthai "to be able, to have power, be strong enough," of unknown
origin. The figurative sense of "active, potent, energetic" is from 1856 (in Emerson). Related: Dynamically. Online Etymology Dictionary
~ Fr dynamique 1. gce ilikin, 2. gl, atak ~ EYun dynamiks < EYun
dnamai muktedir olmak, gc yetmek +ikos << HAvr *deu- yapmak, etmek, hayrl olmak. Benzer szckler: aerodinamik, dinamizm, elektrodinamik, termodinamik.
Szlerin Soyaac, Sevan Nianyan
26
actual (adj.) early 14c., "pertaining to an action," from O.Fr. actuel "now existing, up to
date" (13c.), from L.L. actualis "active, pertaining to action," adjectival form of L. actus
(see act (n.)). The broader sense of "real, existing" (as opposed to potential, ideal, etc.) is
from late 14c. Online Etymology Dictionary
~ Fr actuel 1. fiili, eylemli, 2. gncel << OLat actualis fiili, eylemsel < Lat actus fiil, eylem
+alis < Lat agere, act- eylemek aksiyon. Benzer szckler: aktalite, aktalize. Szlerin
Soyaac, Sevan Nianyan
27
popular late 15c., "public," from L. popularis "belonging to the people," from populus
"people." Meaning "well-liked, admired by the people" is attested from c.1600. Popular
Front "coalition of Communists, Socialists, and radicals" is from 1936. Online Etymology
Dictionary
~ Fr populaire halka ait, halka uygun, halka sevilen << Lat popularis a.a. < Lat populus
halk, kamu, cumhur. Latince szcn yaps mulaktr E&M 924. Sfat hali publicus (halka ait, kamusal) eklini alr. Benzer szckler: poplarite, poplist, poplizm. Sevan Nianyan, Szlerin Soyaac
59
ken, bir nerme sylemi olmuyor mu? Oluyor. Bunun doru olduuna da
inanmyor mu? nanmasa sylemez. Demek ki, felsefe ontolojiyle balam
demektir. lla da stne bilgi felsefesi yazman gerekmiyor. Mesela, batllar derler ki, John Lockela, Descartesla balad. Srf Platonun tane
kitab br kitaplarnda para blk var bilgi stne. Dorudan doruya
bilgi stne, baka hibir konuya dokunmadan. Aristonun yorum zerine
diyebildiimiz kitab, dorudan doruya bilgi kuram ile ilgili. Daha buna
bir sr rnekler verilir. Mesela Gorgiasn laf; hibir ey bilinemez, bilinse
bile dile getirilemez, dile getirilse bile bakasna anlatlamaz28. Protagoras,
byk bir sofisttir. Diyor ki; her eyim sana gre, olanlar n bilgisi, olmayann olduu, olann olduu, olmayann olmad bilgisi insana hastr.
Daha sonra grecelik, izafiyet diye, bilgi kiiye gre deiir ekline dnmtr. Ama yle ama byle sylenmitir. Evrenlerle ilgili tasarmlar
dile gelmitir. u tarihte balad. Tarih dersi grmyoruz. Buna herkes bir
katkda bulunmu. Ama daha arlkl olarak, falan stnde durmu olabilir. Onun da stnde yeri geldiinde dururuz.
Bilgi, doruluk, evrensel bir konudur. Sadece felsefenin deil btn bilim
dallarnn arkasndan kotuu bir konudur. Doruluun bir epistemolojik
konu olduunu ve yarglarmzla ilgili olduunu bilelim. Bir zihinsel tasarm olduunu, nesne ile ilgili olmakla birlikte bir de zneyi gerekli klar.
nk onun hakknda bir nerme syleyen zne olmaldr. Yoksa kaya ne
kadar sert olursa olsun, biri kaya serttir demiyorsa, o nerme deildir. O
nerme doru ya da yanltr diye mtalaa edemeyiz.
niversite giri imtihanlarnda her sene yaplr bu hata; doru bilgi hangisidir?. Arkadalar bir tasarm doru ise zaten bilgidir. Yanl bilgi olmaz, yanlsa bilgi deildir. Bilgi, doru olan tasarmn addr. Doru bilgi,
yanl bilgi totoloji yapm oluyoruz. Dii anne der gibi, erkek baba der
28
l argman:
1. Bilinecek bir ey yoktur,
2. Bir ey varsa bile bilinemez,
3. Bilinse bile bakalarna bildirilemez.
Trilemma
i. Nothing exists
ii. Even if existence exists, it cannot be known
iii. Even if it could be known, it cannot be communicated.
60
otobs iyi olur mu? Ama diyorsun. Hatta gzel diyorsun, otobs geliyor.
Otobsn nesi gzel? Satan yaplm, boyanm, metal bir cisim. Ama
kullanyoruz. Demek ki estetik, etik, epistemolojik terimler dans ediyor.
Byk ak diyor, Fsun Erbulak. Byk ak yaam. Desene biz bou bouna yaadk. Neden byktr, akn by nasl oluyor? Kullanyor.
Sper bilmem ne, diyor. Kardeim, nereden kt bu terimler? Amak iin
bunlar kullanyorum: Doruluk terimi asla etik bir terim deildir. Orada
konuk olarak kullanyoruz. Biz iyi adama doru adam da deriz. Kt adama da eri adam deriz. Etik alandaki doruluun kart terimi eriliktir.
Epistemolojide doru-yanl, orada doru-eri Deriz ki, eri br bir
adam. Ahlaksza, sznde durmayana, ktya eri deriz. ini gcn
doru drst yapan, sznde duran, ileri dzgne, doru deriz. Buradaki
doruluk, tekrar ediyorum, gmen bir terim olarak i gryor, gezgin bir
terim olarak. Etik alanda da geziye kyor bizim doruluk terimi. Oysa
orann gerek sahibi, iyiliktir. yi ve kt, iyi eylem kt eylem. Etik alanda
bizim doruluk terimimiz, bol bol kullanlr. Hatta iyilikten de daha ok
kullanlr. Ama orada kesin olarak konuktur.
imdi terimlerdeyiz. Terimleri iselletirmeden yol alamyoruz. Benim
deneyimlerim bana onu sylyor, ezbere gidiyoruz. Terimleri bilmemiz
gerekiyor. Terimleri bilmeden olmuyor. Mesela duygu denen insansal
olguyu olgu diyorum, insansal bir olgudur tanmlayan bir kiiye rastlamadm. Etikte greceiz, duygu filozoflarmzn bildii olay deildir.
M- Duygu, duyularmzla edindiimiz bilgi, fikir, ya da veri Duyumlarmzla edindiimiz verilerin bizde oluturmu olduu durum. Yani duyu
ile duygu birbirinden ayr.
Bu rnei geen sene de verdim, ok houma gidiyor. Bir arkadanzla bir
k gn, eksi on derece, buz kesmi her taraf, ardan evinize doru hzla
gidiyorsunuz. Evde sobanz ya da kaloriferiniz var. Einiz orba yapmtr,
byle beklentilerle gidiyorsunuz. Tam kede seksen yalarnda bir ihtiyar, mendil sermi dileniyor. Oturmu betonun stne, sakal donmu
kan tkrklerle, para dileniyor. Bir nesne gryorsunuz, bunun tartlacak hibir yan yok, dilenen bir nesne. Ve bu bir insan, sizin gibi, duygudasnz stne stlk. Diyorsunuz, eyvah be, seksen yanda adam burada dileniyor. Arkadanza iinizdeki bu dnceyi aktaryorsunuz. Niin
63
bana zarar verdiini dnmeye balyorum. Spinoza tam bunu sylyor hocam. Nesne ayn olsa da eylemler, bende tesir eder ve ben o tesire gre farkl duygulanmlar ierisine girerim.
yle bir ey yalnz: Spinoza, daha bir nesne arlkl dnyor. Eylemi
fazla dnmyor. Oraya dikkat etmeni arzu ederim. Tanm tamamen
nesneler eliindedir, eylemler deil.29 Ondan sonra duygular zerine
David Hume yazmtr ve iyi de etmemitir. Hatta ben oray okurken, Spinozadan sonra keke bunlar yazmasaydn, dedim. Spinozann duygu
zmlemesi houma gitti, yalnz bu ek yaplmak lazm. Yani kesin olarak
Spinoza, eylemler demiyor.
M- Kk kzma, Spinoza eittir eylem olduu iin, Eylem ismini verdim.
yi etmisin. yi etmisin de sadece o nermeye bir daha dikkatini ekerim.
Bir de sen bak. yledir, nesneler eliinde diyor. Dikkat edin. O felsefe
adna bir kayptr. Eylemler eliinde Neden bunda srarlym? Biz etie
geerken, duygular kullanacaz. Duygusuz etik yapamayz. Duygulara
gireceiz ki bu giri ok ok eksik kalr. Keke Spinoza dursayd. Kant, ok
ac bir eydir, duygulara neredeyse hi srtnmeden, koca etik kitaplarn
yazmtr. Pratik Akln Eletirisi. Yazk etmilerdir, biz yle girmeyeceiz,
etik o deil. Etik kesin olarak eylemle ilgilidir. Kiilerle ilgili deildir. Ama
epistemoloji yani bilgi kuramn bilmek zorundayz. Etie biz bugn niye
girdik? Doruluk olgu ve teriminin etikte de kullanldn ama orada ko-
29
65
nuk olarak bulunduunu, gezgin olarak bulunduunu syledik. Onun kart da eri olmaktr. Bu da ikinci alan.
imdi ok ksa olmakla birlikte, bizi fazla da ilgilendirmiyor, doruluk bir
de geometride vardr. Biliyorsunuz iki nokta arasndaki en ksa yol dorudur. Bu fiziksel bir olaydr. Bizim felsefemizle dorudan bir iliii yoktur,
ona da biz doru deriz. Deriz deil mi hocam?
E- Fizikte de vardr. Bir parack, baka bir noktaya en ksa yoldan gider.
Gider. imdi dorunun baka bir alanna geiyorum. Uzun yllar Sabahattin Eybolu evirisi olarak Platonun Devlet adl Grekesi Politeia
kitabndaki bir terim adalet olarak evrildi. Daha sonra ok
yerinde olarak Eybolu bunu doruluk olarak dzeltti. Peki, Platon kardeimiz doruluktan ne anlyordu? Epistemolojik olarak nesnesine uygun
yargy m, etik olarak bakasna zarar vermeyen, iyi eylemi mi, ya da baka neyi anlyordu?
Platon, Philebos Diyalogunda bir psikoloji yapar. Yaz bir at vardr, arabasna komu bir arabac, bir de baka bir at ve arabac. Atlardan biri
korkun ekilde komaya alr, arabay yanla doru srklemek ister.
teki at dengelidir, arabac da onlar dengeler. nsandaki unsur; yani
ihtiras, akl ve saduyu unsuru, seni gdlerin bir yere doru kkrtyor,
akln da diyor ki gitme. Saduyunla da diyorsun ki, akln dedii doru. Ya
da diyorsun ki bu beriki yol daha iyi, yr, kendini at uurumdan. Devleti
kurarken, insan psikolojisindeki ynetici unsur, bekleyici unsur, bir de
retici unsur. Bunlar insanda var. nsan hem retir, hem bilir, hem de
ihtirasldr. rade terimi pek yok Platonda. Bizim sandmz, bugn anladmz, isten dediimiz ya da isteme dediimiz yeti, pek vurgulanmyor.
O bir biimde, biraz u vererek Aristoda karmza kacak. Hatta unu
syleyebilirim; bat felsefesinde pek isten yoktur. Mesela Kant. Koca koca
etik kitaplar yazmtr, isten diye bir ey pek gremezsiniz. sten, akln
yasalarna uyan bir yetidir, gelince greceiz. Oysa bizim istenten anladmz udur: Bilgi nmze konur, bilen bir zne haline geliriz. Ondan
sonraki karar biz, istencimize gre veririz. Akl orada kalr. Nitekim akl
konusunda herkes hemfikirdir. Kahramanln, yiitliin, erdemli olmann
herkes iyi olduunu bilir ama kimse oraya yanamaz. Bunu iradenle isteyeceksin, kahramanl isteyeceksin. Yani bildiin zaman kahraman olur66
sun diye bir kural yoktur. Bat felsefesinde, gariptir ben anlam deilim,
isten olgusu ok az miktarda ilenmitir. Schopenhauerda biraz, Aristoda biraz var. Kierkegaardda var. Ama onun dnda fazla ilenmemitir.
Hatta Nikolay Hartmann etii, epey eli yz belli bir etik, onda da fazla
ilenmemitir.
Platona dn yaptmzda, Platon diyor ki; doru devlet, devletteki gelerin yerinde bulunduu devlettir. Nedir bu yerinde bulunmak? Bir insanda nasl eitli ge ve zellikler varsa, bir toplumda da bu zellikleri temsil
eden yaplar var, hatta snflar, katmanlar, bilgeler var. Bir insanda bilme
yetisinin karl olarak toplumda da bilgeler, bekiler, yiitler, kahramanlar, retenler, iftiler, zanaatlar vardr diyor. Bu devlet yapsnda
her ge kendi yerinde ise o devlet dorudur. u gzl alalm, u gzln bir sap var deil mi? Platon buna diyor ki, bu gzln yap dzeni
var Greke karl taxis () Eer taksisi yerinde ise, iyi dizayn
edilmise, iyi dzenlenmise bu gzlk ergonunu ilev demektir
yerine getirecektir. Nedir, gzn korunmas ve iyi gstermesi. Peki, bunu
salarsa biz bu gzle ne diyeceiz? Areteli30 ( erdem demektir)
diyeceiz. Grekler, bizim bildiimiz erdemi anlamyorlard. Baary, beceriyi anlyorlard. Ar bir rnek verecek olursak, bir hrsz, kapy iyi yarmsa, kasalar iyi delmise, paralar iyi aktarmsa, polise yakalanmamsa, aretelidir. Becermitir iini.
- Ama kendi alannda.
Aynen yle. Areteden Greklerin anlad baar, beceriydi.
- Yani olmas gerektii gibi olmak.
Drstlk doruluk deildi, baaryd. Demek ki; taksisi, dzeni iyiyse,
bilgeler ynetiyorsa, bekiler orduyu temsil ediyorsa, tekiler ibanda
ise, yani iiler, ustalar, zanaatlar, biz de ynetici olacaz demiyorlarsa,
koruyucular isyan edip yneticileri devirmiyorsa, herkes kuzu kuzu ergo-
30
erdem [Aim. Tugend] [Fr. vertu] [ng. virtue] [Lat. virtus] [Yun. arete] [es. t. fazilet]: 1
stencin ahlaksal iyiye ynelmesi. 2 nsann tinsel ve ruhsal yetkinlii. / / Felsefe tarihi
boyunca erdem kavramna deiik anlamlar verilmitir. Filozoflarn ahlak retileri, genellikle erdeme ahlaksal iyiye verdikleri anlamla birbirinden ayrlrlar. Platondan
beri temel erdemler olarak unlar saylr: bilgelik, yiitlik, doruluk, lllk. Bedia
Akarsu, Felsefe Terimleri Szl
67
nunu, ilevini yerine getiriyorsa bu devlet doru devlettir, diyor. Bir ontolojik yaklam, politik alana aktaryor. Bir insan benzetmesi, insandaki
geler, zellikler, topluma tanyor. Toplumdaki katmanlara bir temel
hazrlanyor, bir oligarik yap savunuluyor. Bu iyidir, ktdrde deilim
ben. Aristo ve Platon, korkun derecede demokrasi dmanydlar. Yani
okursun, yazarsn, edersin. zgrlkdr, felsefecidir, unu bilir, bunu
eder, o ayr konu. Ama ikisi de srlere, karabalklara, toplumlara ate
pskrrler. Bunu bylece bilesiniz. Hatta Aristo klelere; kle domu
olanlar, doas kle olanlar, zanaatlar der, aalar. Bize birileri bu gibi
eyleri anlatmaya balad zaman, bilmemiz lazm. yle gklere kartmamal, bilmeliyiz. Bunlar, bilginin ynetici olmasn isteyen insanlard.
Diyeceksiniz ki, biz bunu istemez miyiz? Biz de bunu isteriz ama kaytlarla.
Cahiller tarafndan ynetilmek bir ykmdr, gerekten ykmdr. Cahilin,
kylnn, iinin bir reyi olsun, profesrn on reyi olsun meselesi deil.
in pratiine dndmz zaman, palavra kesmeyi braktmz zaman,
bilgi bilgidir. Sen ameliyat olacaksn, gidip bir salk memuruna ameliyat
olur musun? Paran varsa profesre gidersin. Kahramanlk olsun diye bir
hemireye kalp ameliyat olamazsn. Demek ki bilen gerekir. Traktr ofr senin Amerikaya gidecein ua kullanmak istiyorsa, gider misin?
Gitmezsin, bilen istersin. Her alan, tpta, bilimde, tekinde bilen gerekli de
politikada neden hemen cahiller gklere kacak? Yok yle bir ey, ynetenler bilmelidir.
imdi gelelim Grekler acaba bunu doru mu sylediler? Grekler, soylu
ailelerden bahsediyorlard. Platonun syledii st katman. Bilge olanlar,
ayn zamanda asil olanlard ya da kendilerini asil sayanlard. Katmanl bir
toplumdu Grek toplumu. Mesela Platonun ben size kabataslak, demokrasi
ile ilgili szlerini syleyeyim: Pazar yeri ynetimi, alaca bulaca, hangi rengi
istersen var orada, bir panayr Demokrasi iin syledii. Cahiller srs,
bir vururlar bir krarlar. Demokrasiye ynelttii saldr bu. Aristonun ok
ilgin bir gr var. Aristo, ok iyi eyler sylemitir diye bir kural yok,
bizim iimiz o deil. Onaylamak deil, bilmek.
Platonun Devlette savunduu doruluk, bir nesnenin yap dzeni ile ilgili.
Eer o yap dzeni ergonuna, ilevine uygun ekilde tanzim edilmise,
yaplmsa, bunu her eye uygulayabilirsiniz. Diyelim ki bir bak. Tutacak
yeri, el tarafndan kavranmal, bir de ona uygun bir az olmaldr. Diyelim
68
iki metre bir az var, tutacak yer kck. O bakla hibir i gremezsin.
Gittin terziye, elbise diktirdin. Aldn elbiseni, baktn kollar ksack. Dersin;
kardeim ben bununla dne gidecektim bugn, byle kol mu olur? Bir
nesnenin bir yap dzeni vardr. Yap dzeni eer iyi kurulmusa ergounu,
ilevini iyi yerine getirecektir. Ba bayla ba budanr, der Platon.
Baktn zaman bir toplumda bunu nasl yorumlarsan yorumla, Platonun
demeye getirdii, herkes yerinde olmaldr. Buna ben de katlyorum arkadalar. Yani bir toplum eer adam gibi yaamak istiyorsa, efsanelerle,
sylencelerle yaamamaldr. Demokrasidir, unun dedii olur, bunlarn
ls olmaldr. Nasl ls olmaldr. Turistik bir yer buras. Getiriyorsun, bu iten hi anlamayan bir belediye bakan seiyorsun, eh ite gryorsun ehrin halini. Bunun savunulacak taraf da yok, hi yok arkadalar,
bu bir seviye meselesi. Demek istediim, tamam arkadam senin de grn olsun da bizi de tutuklama kardeim. Dnyay dnya yapan bilim
adamlarn sayn, sizin alannzdr hocam, say fizikileri, ellide taklr kalrsnz. Dnyay kuranlar bunlardr, kalabalklar deildir. Tpta bak, fizikte
bak, kimyada bak, elli kiiyi geemez. Bilenler yapmaldr ama bunu soya
dkmek, kesin olarak dndm deildir. O katmanlar felakettir. Toplumda herkes, fakir ocuu da zengin ocuu da ynetici olabilmeli, aslan
gibi kp lkeyi ynetmeli, lkede sz sahibi olmal. Ben yle dnyorum. Yani Platonvari kalplanm bir eyi kabul etmiyorum. Platon, ii
snfndan beki snfna, beki snfndan ynetici snfna gei olabilir,
diyor. Nasl olur kardeim, kesmisin nn.
Devleti batanbaa okuyun, gz kamatrc bir kitaptr, byk bir ontoloji
var. ok yetkin bir bilgi kuram var orada. Orada bir gne eretilemesi
var. dealar alemindeki iyi ideas ile gne benzetmesi yapar. Der ki; gne
nasl her olann bilinmesini ve olmasn salyorsa, iyi ideas da her nesnenin, teki idealarn olmasn ve bilinmesini salar. Bizim, etikte grdmz iyi ile Platonun ontolojik iyisi arasnda en ufak benzerlik yoktur.
Dorudur yanltr ayr ama bunu bilmek ayr. O diyor ki, benim idealar
evrenimde ba idea, iyi ideasdr. O teki idealar yapar, eder, eyler. Hem
onlarn yaplmasn salar, hem de bilinmesini salar. O gnetir, gnee
benzer. Gnein teki nesnelere gre durumuna benzer. Platondaki doruluk anlay da zet olarak bu. iftilere ok vgler dzer. Bakn der,
krlara gideceiz, reklerimizi budaydan yapacaz, nohutlardan yapa69
caz, incirler olacak, zeytinler olacak, masamza koyacaz. Mthi dktrr. Yeri gelmiken syleyeyim, Platon ok da byk bir yazard. Mesela
Aristo byk bir yazar deildir, Kant byk bir yazar deildir. Ama Platonun kalemi de ok gzeldi. Bir edebiyat gibi, ok da gzel anlatm
biimi vardr, ozanca bir anlatm biimi. Onda filozoflukla ozanlk hep yan
yana olmutur. O diyaloglarn okuyunca, bir roman okumu gibi de holanrsnz. Ama Platonu Platon olarak bileceksiniz, felsefesini o gzle greceksiniz. Onlarn adalarna baktnz zaman, inannz ki iiniz burkulur. yle karanlkta yrm gibi olursunuz. Greklere geldiniz mi ne kadar
monarici olurlarsa olsunlar, ne kadar katmanc olurlarsa olsunlar, aydnlk. Dnyay klandrmlar, hi tartamayz. Mesela Herakleitos, korkun bir oligaricidir, srlere sver, alabildiine, derinliine. lerine
girmez, siz busunuz, der. imdi kesip atmaya gelmez arkadalar. arya
kyorsunuz, siz de balyorsunuz svmeye. Kimi omuzunuza vuruyor,
kimi ayanza basyor. Siz de balyorsunuz Herakleitoslamaya.
Doruluun ok ksa birka tanmn yaptk. Teknik olarak epistemolojiye
girmedik. Doruluktan biz bunlar anlyoruz. Gerekliinden onu anlyoruz, ne olduunu syledik, nesnenin yaps ile ilgilidir.
Bir de tutarllk var, onu da ekleyeyim. Bu epistemolojide, buna biraz daha
girmemiz de gerekir. Nesneye uygun olmak, tasarmzn anlmzdaki,
yani zihnimizdeki ikisini de sylyorum Arapasn da Trkesini de.
Trkesi anlk, anlamaktan geliyor nesnenin imgesi ile dtaki nesnenin
yklemleri, zellikleri uyutu mu, uydu mu, biz buna doru diyoruz. Baz
filozoflar, diyor ki, uymayabilir ama tutarl olursa, yani imge ile nesne
tutarl olursa bu nermemiz doru diyorlar. Byle bir gr de var. Ben
ona fazla itibar edemiyorum. Yani tutarll da fazla izah edebilmi deiller. Mesela hocamn alan ile ilgilidir, tutarl olmak adna yanl da olabiliriz. Mesela, metaller sndnda genleir. Doru deil mi? Souduunda da
bzlr. Buradan karma gidebilir miyiz? teki nesnelere kaydrabilir
miyiz bunu? Diyelim suya kaydrdk, su donunca geniler. Yani soumak,
bzlmeyi gerektirmiyor. Tutarl olmak adna o zaman suyu donduu
zaman kldn dnmemiz gerekiyor. Orada ben salkl bir sonu
gremiyorum. nsan fazla zorlanm olmaldr, nesnelere bakta, olaylara
bakta, karmlarda. Hep byle bir kural koyamayz diye dnyorum.
Tutarllktan ziyade uyum diye dnyorum.
70
5.Gn
inde - erisinde
72
31
Sokrates devam etti: Ruh, gerekler hakknda bir bilgi edindii vakit bunu dnmekle
elde etmiyor mu?
Simmias: Evet, diye cevap verdi.
Sokrates: Fakat ruh, dedi, kendisini ne iitme, ne grme duyusu, ne ac ne haz, hibir ey
bulandrmad zaman daha iyi dnr; bylece kendi iine ekilerek teni uzaklatrr ve
onunla her trl ilikiyi elden geldii kadar keserek gerei kavramaa alr.
Sirnmias: Doru, dedi.
Sokrates: O halde burada da filozofun ruhu, tene hi deer vermiyor, ondan kayor ve
kendisi ile ba baa kalmaa alyor.
Platon, Phaidon, ev: Suut K. Yetkin, Hamdi R. Atademir, MEB 1989, 65c
73
32
[213] ONE day Columbus was at a dinner which a Spanish gentleman had given in his
honor, and several persons were present who were jealous of the great admiral's success.
They were proud, conceited fellows, and they very soon began to try to make Columbus
uncomfortable.
"You have discovered strange lands beyond the seas," they said, "but what of that? We do
not see why there should be so much said about it. Anybody can sail across the ocean; and
anybody can coast along the islands on the other side, just as you have done. It is the simplest thing in the world."
Columbus made no answer; but after a while he took an egg from a dish and said to the
company:
"Who among you, gentlemen, can make this egg stand on end?"
One by one those at the table tried the experiment. When the egg had gone entirely
around and none had succeeded, all said that it could not be done.
Then Columbus took the egg and struck its small end gently upon the table so as to break
the shell a little. After that there was no trouble in making it stand upright.
"Gentlemen," said he, "what is easier than to do this which you said was impossible? It is
the simplest thing in the world. Anybody can do it,after he has been shown how!"
James Baldwin, Adaptasyon;
74
33
Nature likewise teaches me by these sensations of pain, hunger, thirst, etc., that I am not only
lodged in my body as a pilot in a vessel, but that I am besides so intimately conjoined, and as it
were intermixed with it, that my mind and body compose a certain unity. (VI-13)
Doa bana ayrca bu ac, alk, susuzluk vb. duyumlar ile yalnzca bedenime bir teknedeki kaptan gibi yerletirildiimi deil, ama dahas, onunla iie gemi ve deyim yerindeyse
onunla tek bir btn olutururcasna karm olduumu da retir. nk eer byle
olmasayd, bedenim yaraland zaman salt dnen bir ey olan ben ac duymaz ama bu
yaray yalnzca anlak yoluyla alglardm, tpk kaptann teknesinde bir ey krld zaman
bunu gr yoluyla alglamas gibi; ve bedenim iecek ya da yiyecek gereksiniminde olduu zaman, bunu kark alk ve susuzluk duygularn tamakszn alglardm. nk
tm bu alk, susuzluk, ac vb. duygular gerekte belli kark dnme kiplerinden baka
bir ey deildirler ki, anlk ve bedenin birlii ve grnrdeki kaynamalar yoluyla retilirler.
Rene Descartes, lk Felsefe zerine Meditasyonlar, ev: Aziz Yardml, dea Yay. 1996
75
ve anlamada baat bir rol var, tamam. Grme, dokunma, koku alma,
bir sr baka vasflarmzla birlikte dnyoruz.
Ontolojik bak bunu gerektirir. Platon gibi ruhun kendi kendine konumasdr, diyemiyoruz. Ruh kendi kendine konuursa, boa dner. Anlmzn dnme edimini gerekletiren bir baat ge, unsur olmas tek
bana dnyor anlamna kesin olarak gelmez. Bu felaket olur. Sz gelimi, gz grmeyen bir insan dnn. Ne yapsn o, isterse Einstein gibi,
isterse Arimet gibi beyni olsun. Ne yapsn onu? Evreni duyumsayamyor.
Gz en nemli organdr. Btn felsefeciler gzn baat duyum organ
olduunda ittifak iindedirler. Gzn olmadn dndmzde, anlmzn ne duruma deceini bir dnn. Renk alglayamyor, biim
alglayamyor, boy, en alglayamyor. O m insanlar vardr, onlarn dnyalar kopuktur. Bana gre onlar, yaamlarnn yzde beini yayorlar,
yzde doksan beini gz alm gtrm. Onun iin duyu organlar, yalnzca yaamnzn dier ilevleri asndan deil, bilgi asndan da son derece
nemlidir. Onlar evreni, insan zneye tamadklar srece, znenin yapaca fazla bir i yoktur.
Biz, duyu organlarndan balayalm. Burada bat felsefesinin pek stnde
durmad bir incelikten sz edeceim. Batl felsefeciler alg der karlar.
Alglama, alglaman, senin alglaman yle, algladn, alglamadn
yle gider. Yani bir duyu ve alg ayrm yapmazlar. Ben bunu kabul etmiyorum. Bunu tartmak da isterim. Duyu organlar, ilevlerini bir nedenetki bants ierisinde gerekletirirler, olutururlar. ifti sabahleyin
kalkt, kzlerinin koumlarn hazrlyor, tarlay srmeye gidecek, iyi de
uyumu. O arada dar kyor, nndeki baheye bakyor, ya, amur.
Diyor, yamur yam, ift sremem, her taraf amur. Yamur nedendir,
slaklk, amur olmaklk, yalk da etkidir. Bu kadar basit.
Bir ormancsnz, burada oturuyorsunuz. Dan arkasndan duman kyor,
kafanz karyor. Eyvah diyorsun, i kt bize, orman yangn olabilir. Anz
yangn da olabilir ama temmuzda anz yok daha, gidip bakaym. Burada
gznz, yangn grmese de oradaki bir olay size aktaryor. Siz bunu bir
neden-etki bants ierisinde gryorsunuz. Ate ve duman. Ate, yand
m duman kar. Biri neden, biri etki. Siz bu etkiyi duyuyorsunuz. te
Bertrand Russelln syledii duyu verisi, bu nedenlerin etkileridir. Biz,
duyu organlarmzla bu etkiyi duyarz. Ate yanar, duman grrz; ya77
mur yaar, amuru grrz; top patlar, ses duyarz; lam taar, kokuyu
burnumuz duyar. Ya da ok gzel bir koku, bakarsn bir akasya aac? Bir
koku nesnesinin koku samas, burnunuzun da bunu duyumsamas olaydr. Duyum, kesin olarak bir neden-etki olaydr. Neden olmadan, hibir
etki olamaz. Masal olur. Hele hele bizim Herakleitosun, Anaksimandrosun dnyasnda her ey deiiyor, deien nesneler her zaman bir neden olarak bir etki yaratrlar. Biz de onu duyu organlarmzla duyarz.
Geldik algya. Biz, diyelim ki duman grdk. Dedik ki, orman yangn var.
Nasl var diyeceiz? Duyu organmz, gzmz, oradaki duman gryor,
altta ate herhalde vardr, diyor. Peki, gz ne yapyor ki biz orada bir yangn vardr diyebiliyoruz? Gz grmyor onu. Gz bu etkiyi, anlmza
tar. Anlmzn, tanarak kendisine gelen etkiyi almasna, alg deriz.
Duyumda neden-etki ilikisi; algda, alma-tama ilikisi, alma-aktarma
ilikisi var. urada ate varsa, beyniniz snmaz. Burada souk bir ey var
diyelim, her taraf donduruyor, beynimiz tmez arkadalar. Alglarsnz,
duyumsarsnz, organnz der ki dokunma duyunuz beyninize aktarr,
souk bir nesne var. Aktarm olarak gider beyne, neden-etki bantsndan
uzaktr beynimiz. Buraya kadar bir soru var m acaba?
- Beynin ilevini Grekler biliyorlar myd, gerek ilevini, o dnemde?
Grekler beynin ilevini genel olarak biliyorlard.
- Yani ne ie yarayan organ olduunu
O kadar derinlikli olmasa da Grekler ok eyi sezmiler. Aristonun Ruh
zerine, Anima diye evrildi bu Trkeye, nedense Latincesini setiler,
yle evirdiler, yle de yaynladlar orada var bunlar, stnkr de olsa.
Hatta der ki orada; faal, etkin aklmz var. Ebediyen lmeyecek olan, bilgi
edinen, gnlk kullanmmzla elimizin altnda olan, usumuzun dnda,
sonsuza dek yaayacak bir usumuzdan da sz eder. Hatta onu Afrodisyasl
Alexander var, onun en iyi yorumcularndan birisidir ki Trkeye evrilmedi o, byk bir eksikliktir bu faal akl, ok gzel aklar. Bu faal akl
zerine, Gazali de durmutur, etkin akl, bni Sina da fazlaca durmutur.
Onlar kendilerince, lmszlmze zg bir gr diye sunmulardr.
Ama Greklerde var bu. Usun ilevi biliniyordu.
78
na gerek kalmazd. ok ksaca syleyeyim. Byle sislerin iinden, denizden, bakyorsunuz, grnr grnmez bir nesne gidiyor. ok bulank ama
gmbr gmbr duman pskryor, gznz onu gryor. Sen bunun
gvdesini grmyorsun, gvertesini grmyorsun, motorunu grmyorsun, yap dzenini grmyorsun, kaptan kkn ayrt edemiyorsun ama
diyorsun ki, bu bir gemidir. E duyu verisi olarak bir tek duman grdn,
nasl gemiye getin? Bir duyu verisinden tze nasl atladn? Gittin, ormanda geziyorsun, Kalaharilisin sen, bir Afrikalsn. nne de katmsn on, on
be tane dana, onlar otlatyorsun. Keyfin de yerinde tabi. Tam bu srada
sesler duyuyorsun. Bir Kalaharili olarak bu sesi ok iyi tanyorsun, kulana geldi. Diyorsun ki yandn, danalar gitti, aslan srs bu. Aslan grmedin, daha eylemlerine tank olmadn ama bir ses geldi sen hemen bu aslan
srs dedin.
M- Ben bu konuda bir ey diyeyim. Para, btn meselesi sz konusu. Ben
daha nce eer aslan duyu bilgisi olarak zihnimde, anlmda oluturmasaydm, o sesi anlayamazdm. Benim zihnimde, aslan imgesi var.
mge deposu zihnimiz bizim.
M- Zihnimde o imge olduu iin, o imgeyle
Birletirdin.
M- O imgenin kk bir parasn grmem bile o imgeyi oluturmama
yetiyor.
Bir filmde izlemitim. Kara Mamba ylan34, ok tehlikeli, korkun bir ylanm. Arabalarn camlarna vuruyor, paralyor. Soktuu da annda l-
34
Erikin kara mambalarn ortalama boyu 2,5 metre civarndadr. En bykleri ise 4,5
metre kadar olabilirler. Kara mambalar isimlerini zeytin yeiline alan vcut renklerinden deil, azlarnn iindeki siyah renkden alrlar. Kara mambann karada yaayan en
hzl ylan olduu bilinmektedir. ddialara gre saatte 20 km. civar bir hza ulaabilir.
Kara mambann tek bir sr 100 civar insan ldrmeye yetecek kadar zehir ierir.
Gerekli panzehir uygulanmad zaman lm kesindir. lm oran yzde yz olan tek ylandr. Kara mamba son derece agresif bir ylandr. Kendini tehdit altnda hissettii zaman ou ylann aksine kamak yerine saldracaktr. Kara mamba saldr pozisyonu ald zaman boynunu dzletirir, yksek sesle tslar ve siyah az ile dilerini gsterir. Vcudunun te biri kadar uzakla saldrabilir. Bu da yaklak olarak 1.20 metreye denk gelmektedir. Bu sayede bir ok ylann aksine kafa ve vcuda saldrr.
Rahatsz edilmedikleri srece inlerinde uzun zaman kalrlar. Kara mambalar hem gndz
hem gece aktif olarak avlanan ylanlardr. Kara mamba kk hayvanlar avlarken bir kez
80
yor. Hindistanda iftiler onu grd m almyorlar, btn aileleri sesliyorlar, gelin Kara Mamba arayacaz, bir tane gzkt. Eer onu bulup
ldrmemilerse, girmiyorlar tarlaya, bedelini biliyorlar. Grdkleri, sonuta akp giden siyah bir ylan. O korkun ldrcl, aka tanmazl... Demek ki o imgeyle birletiriyor. Yoksa akp giden ylan, zehirli de
olmayabilir dersin, ama deil. Birletiriyorlar. Ona geleceiz.
- Bir de nsel bilgi var. Sadece insanlarda deil, dier hayvanlarda da
vardr. Yabanc, ne olursa olsun, ilk tepki, ka. Genelde yle yapar. Ku
bilmez, ama ona yaklaan her nesneye kar ilk tepkisi budur. Uzakla,
ka.
Refleksif.
- Tabi. Tanmaya da ihtiya yok. Bu bilgi onda hazr olarak var.
Alman hayvanbilimci Uexkll diyor ki, hayvann balca iki alan var, dost
ve dman alan. Kimi mevsimlerde de reme alan ama baat iki alan.
Diyelim bir otobur, gryor bir yeillik, dost alan. Aslan gryor orada.
Filmde bile seyrediyorsun, antiloplar o aslan grnce birisi ona gelip, seni
yiyecek, mi diyor? Ama hep kayorlar. O dediin senin. Diyor ki, bu dman alann senin, ka. Aslan srs dalyor, bir tane antilop yiyor, tekiler
de rahatlyor. Tamam diyorlar, bunun karn doydu, daha bir ey yapmaz.
Szleme mi yaptlar bunlar ama o dediiniz hayvans igd iliyor. Bir
mekanizma olarak.
M- Elias Canetti, kurban mekanizmasnn buray taklit ederek olutuunu
sylyor.
E- Bana bilgiymi gibi gelmiyor ama.
srr ve geri ekilerek avnn fel geirmesini bekler. Fakat av bir ku olduu zaman srr
ve avnn umasna engel olmak iin avn brakmaz.
Nrotoksik zehri doadaki en etkili zehirlerden biridir. sinir sistemini etkiler ve kiiyi
paralize eder. birey bilek ya da parmaktan srldysa, zehir insan drt saatte ldrebilir.
ama yz ya da gvdeden alnan bir srk insan 20 dakikada ldrebilir. tek bir srkta
zerk edilen zehir devasa boyutlarda olabilir. acilen panzehirle tedavi edilmezse, 10 ila 20
mg. aras insanlar iin ldrc olabilir. ama kara mamba bir srta 100 ila 400 mg. aras
zehir zerk edebilir. yol kenarnda duran bir kara mamba, seyahat halindeki arabalara saldrabilmekte, ara srcs cam ak seyahat ediyorsa ne olduunu bile anlamadan srlabilmektedir. (National Geographic Chanel)
81
35
Toplam tr saysnn 2.000.000 olduu kabul edilmektedir. Tr, cins, familya gibi taksonomik kategoriler bakmndan 6-10 milyon sayya ularlar ve Dnyadaki hayvanlarn
%90 kadarn olutururlar. (Vikipedia, bcek maddesi)
82
36
Ertann burada anlatmak istediini sonra daha iyi kavradm sanyorum. Aa rneinin
sonularna dair tm olaslklar ve parametreler bilinebilseydi ya da karya geerken
dmemize neden olacak hibir sorunla karlamayacamz bilseydik, karya sa-salm
geebileceimizi bilseydik geerdik, diyor. Aa gvdesi yerde iken bunu bilir ve tereddt
etmeyiz. Aa gvdesi yksekte iken durum deiir. Fakat bizi eylemden alkoyan, bilmemek deil bilmek gibi geliyor yine de. nk bir ekilde aaya dersek, leceimiz
bilgisine sahibiz.
85
86
bir ounlukla. Be yz tane adam kyor, hibir suu yok, sen zehirliyorsun bizi, ocuklarmz. dam. Bu adamn iinde Atinallk yok, Atinann
deerleri yok, o bo deerler yok.
Spinozay aforoz etti Yahudiler. ok ilgin bir aforoz metni vardr.37 Kimse Spinozayla, szl ya da yazl bir iliki kuramaz. Kimse ona yardm eli
uzatamaz ve drt dirsek boyundan fazla yaklaamaz. Kimse onunla ayn
at altnda bulunamaz ve yazdklarndan hibirini okuyamaz. Upuzun bir
metin. Dnebiliyor musunuz? Kendi cemaatinin hibir deeri Spinozann iinde deil, ama Spinoza onlarn ierisinde.
Bize derler ki, demokratik bir lkede yayorsunuz. Sonra da gece yars
gelir evinizi banza ykarlar. Churchillin bir sz var. Sabahn erken saatlerinde, evimin zili aldnda gelenin st olduundan emin deilsem,
demokratik bir lkede yaamyorum demektir38. ok gzel bir sz. Churchill
iyi bir beyindi, o da u: Kukusuz ki gaflet, ihanet anlamna gelmez. Ama
uluslar iin gafletin sonular, hep ihanetinkinden ok daha ar olmutur.
Demek istedii u, bir lkenin ynetiminde gafil adamlar vardr, ngilizler
gelecek, manda olacaz, bizi koruyacaklar, ite bu gaflettir. Bu istese de
sana bundan daha byk ktlk yapamaz. Bir ofr, uyuyup da seni uurumdan atsa ne olur, bilerek atsa ne olur, ikisi de ayn deil mi? Ama diyor,
bak gafletin sonular, uluslar iin hep ihanetinkinden daha ar olmutur.
37
38
"Democracy means that if the doorbell rings in the early hours, it is likely to be the milkman."
88
6.Gn
Kazanlm ikin
Dedik ki; anlk, bilmek iin dar, evrene kar. Bu sylem Nicolai Hartmanna zgdr, o diyor. Duyularmzla kar, veriler alnr, deerlendirilir. Platonun dedii gibi anlk, ya da onun sylemiyle ruh, kendi kendi ile
konuarak bilgi edinemez. Bu gereksiz saray yapmaya benzer, mmkn
deil. Darya kacak, gere edinecek, onu deerlendirecek ve biz buna
bilgi diyeceiz. Nicolai Hartmann akn eylemler diyor ama biz buna takn diyoruz. Akn biraz baka anlamda kullanyoruz, biraz metafiziksel,
dinsel ierii var, eriilemeyen bir yapy dile getiriyor. Ama tamak, kendinden darya kmak anlamna geldii iin, takn edimler diyoruz.
Dn belirttik, duyular tz oluturamyorlar, nitelikleri tayorlar. En fazla
yapabildikleri bu. Gz bir nesne gryor, siyah renkli. El gidip dokunuyor,
ok sert. Burun hibir koku almyor. Deney yapyor, krmaya alyorsunuz krlmyor. Bu veriler anla geliyor, anlk diyor ki, bu granit. Granit
yledir, ya da byledir gibi yarglar ancak anlk verebiliyor. tekiler bu
nitelikleri tayor. Hepsinde bu byledir, kanlmaz bir biimde. Diyelim
ki dokunma duyusu sertlii getirdi, neyin sertlii olduunu syleyemez.
nk onun grevi deil. Tan, aacn, demirin sertlii olabilir. O sertlii
getirir. Hepsi iin byle.
ok uzaktan sisler arasndan gemiyi grdk, duman grdk. Duman
alglyoruz, biz buna gemi diyemiyoruz. teki nesneleri alglamakta zorluk
ekiyoruz. Gvdesini, kaptan kkn gremiyoruz. Duyu organlarnn
ulam alannn dnda. O zaman imge deposunu devreye sokuyoruz. Bu
duman nereden kyor? Denizde giden byk aralardan kyordu, biz
buna gemi diyoruz. te nerme kt, bunu anlk sylyor. Gz sadece
bacadan kan dumanda kalyor. Duyu organlarmz bize asla tz vermezler. O nedenle de, kestirmeden syleyebiliyoruz, batllarn duyu bilgisi,
hikyeden ibaret kalyor. Duyu bilgisi olmaz. Us bilgisi de hikyeden kalyor, gelmesi gerekiyor. Bilgi, bilgidir.
- sel bilgi olmaz m ya da ussal?
Elbette, imgeler zaten bilgidir. Kantn var, imgeyi bilgi edinmede kullanr,
ok yanl bu. mgeyi nceden edineceksin ki var olsun. Kafada imge nasl
olur? Bir bilgi ediminin sonucudur. Resim iziyorsun, bir tablo iziyorsun
oraya, beyne diyorsun ki al bunu sakla.
90
92
39
Tz, nicelik, nitelik, yer, zaman, durum, sahiplik, etki, edilgi, bant
1.Substance (, ousia, essence or substance).
2.Quantity ( poson, how much)
3.Qualification or Quality (poion, of what kind or quality)
4.Relative or Relation (pros ti, toward something)
5.Where or Place (pou, where)
6.When or Time (pote, when)
7.Being-in-a-position, posture, attitude (keisthai, to lie)
8.Having or state, condition (echein, to have or be)
9.Doing or Action (poiein, to make or do)
10.Being-affected or Affection (paschein, to suffer or undergo)
93
ocuu, ya kardeinin ocuu, yeen deyince onu anlyoruz. alarn iinde amcalk, daylk yok. likiler olarak kurulmu, kardeleri evlenmi
ocuk yapmlar, olay bu. Bantlar domu, biz bunu saptyoruz. Buna
dkn yklem diyoruz. Nenenin dndan gelen yklemler.
Analitik yarg deyince, felsefeciler yle bir tanm srerler. Yklemde anlatlan, znede ierilmitir. Bunu aaym: Baba erkektir. Nedir yklem,
erkektir. Erkektir demeden, baba dediimiz zaman, bir erkei anlarz.
Demek ki znede ierilmitir. Oradan yola karak, insan dediimiz zaman
da diri bir nesneyi anlam oluruz. znede ierilmitir. nsan diridir, dersek, analitik bir yarg sylemi oluruz.
liki, bant yarglarna devam edelim. Diyoruz ki, Marmara denizi, Karadenizden kktr. Ar da, Himalayalardan kktr. Ar da kk
mdr? Canavar gibi bir da. Marmara denizi kk olur mu? Git git bitmez ama Karadenizden kktr. Mukayese yapyorsun, o ondan kktr, diyorsun. Ali, Ahmetten kk. Ne olarak kk? Boy olarak m, ya
olarak m? Diyor ki, boy olarak kk. Ali bir metre yetmi santim, Ahmet
de bir metre doksan santim. Demek ki nesnelerin birbiriyle karlatrlmasndan kan sonular, bizde bir ksm yarglar sylemeyi gerektirir.
Bunlar kesin olarak dkn yarglardr ve bunlar bir saptamadr. Biz evrendeki bu olgular sadece saptarz. Nesnenin iinde deildir, dndadr
ve nesneye hibir ey eklemez, kartmaz da. Onun toplumsal ierii hakknda bize bilgi verir. Biz buna dkn yarg diyoruz.
imdi alar kardeimin merakla bekledii konuya geliyorum. Diyoruz ki,
Mjdat stanbula gitti. Peki, gitme edimi Mjdatn iinde var m, yok.
Dnda var m, yok. Ama kafasna esmi, otobse binmi, gitmi, yaya da
gidebilirdi. Bir edim var. Biz o eylemi Mjdatla birletiriyoruz. Birleik
yarglar bunlardr. Nesne, daha dorusu zne ile nesne her zaman zne
olmayabilir, eylem yapt zaman znedir, biz zne diyelim eylemi birletirdiimiz yarglar kesin olarak takn yarglardr. zne, kendi dna kmtr, bir eylem yapmtr, takn bir edimde bulunmutur. Plotinos sdurculuu40, fkrmay anlatrken, gne eretilemesine bavurur. Gne,
40
"Bir'den ... baka bir ey ... niin varla gelir ve o, neden dolay kendisinde kalmaz?..
Hareket eden her eyin kendisine doru hareket ettii bir erei olmak zorundadr: Bir'in
ise byle bir erei yoktur ... O halde eer ondan sonra bir ey varla gelmise, zorunlu
94
gne olarak kalr, der. Hem aydnlatr, hem str. Aydnlatma ve stma
ondan fkrmtr. Sdur etmitir, Arapasyla. yle olduu iin sylyorum, holanmadm halde, sdur felsefesi, fkrmadr, tamadr. Nesne
tamtr, kendinin dna kmtr. Mjdat da burada para edinmitir,
daha ok para kazanaym diye tamtr. Gitmi stanbuldan mal alyor.
stanbula gitti deriz, mal alyor deriz. Bunlar hep yklemlerdir ve biz
Mjdatla birletiririz bunu. Mjdatn iinde yok bu.
Sizinkine daha bir yaklaalm. Bir ksm edimlerimiz de, Mjdatn stanbula gitmesi, mal almas, tecimle uramas gibi, kendi iinde bir edim
olarak kalvermez. Bir ksm kazanmlar salar. Kitap okuyorsun. Diyoruz
ki, alar kitap okuyor. Bilgi ediniyorsun. Peki, bilgi nasl bir yklem? Bilgi
edindin, bilgilisin. Bu nasl yklem, imdi anlattklarmza gre? kin yklem mi, dkn m, takn m?
- Dkn.
olarak, Bir'in srekli olarak kendi kendisine dnk olarak kalmas sz konusu olmasna
ramen bu eyin varla geldiini dnmek zorundayz. Ezeli-ebedi gerekliklerden sz
ettiimizde zamanda varla gelmenin dncemiz iin bir engel oluturmasna izin vermemeliyiz. Burada varla gelmek derken kastettiimiz nedensel iliki ve dzendir. Bundan dolay Bir'den varla gelen eyin Bir'in kendisinde herhangi bir hareket olmakszn
varla geldiini sylemek zorundayz ... O halde eer Bir'den sonra gelen bir ikinci ey
varsa, onun Bir'in kendisinin herhangi bir hareketi, arzusu, istei veya eylemi olmakszn
varla gelmi olmas gerekir. Peki o nasl varla gelmitir ve Bir'i hareketsizlii iinde
kuatan ey hakknda ne dnmeliyiz? Onun Bir'in kendisinin deimeden kalmasna
karlk O'ndan yaylan bir ma olmas gerekir, nasl ki Gne de kendisinde hibir deime olmad halde srekli olarak etrafna parlak bir k gnderiyorsa. Bylece var olan
her ey varlkta kald srece, zorunlu olarak, kendi tznden ve kendi gcnn eseri
olarak dnda bulunan eye ynelik bir varlk meydana getirir... rnein atein kendisinden kan scakl meydana getirmesi gibi kar da soukluu yalnzca kendisinde tutmaz
ve kokulu eyler de zel olarak bunu ak bir tarzda gsterirler: Onlar var olduklar srece etraflarna bir ey yayarlar ve onlara yakn olan eyler onlarn varlklarndan yararlanr. Mkemmel olan her varlk, (bir ey) meydana getirir. Bir, her zaman mkemmeldir;
dolaysyla ezeli-ebedi olarak meydana getirir ve onun rn kendisinden daha az mkemmel bir varlktr. O halde en mkemmel ey hakknda ne demeliyiz? Ondan, kendisinden sonra en mkemmel olandan baka bir ey kamaz. Akl, byklk bakmndan Bir'e
en yakn olan, ikinci eydir. nk Akl, Bir'i grr ve onun sadece Bir'e ihtiyac vardr.
Buna karlk Bir'in Akl'a ihtiyac yoktur. Akl'dan daha mkemmel olan eyden kan bir
ey, ancak Akl olabilir ve bu ey kendisinden sonra gelen btn eylerden daha byk bir
eydir. Nasl ki Akl, Bir'in bir tezahr ise Ruh da Akl'n bir tezahr ve onun bir tr etkinliidir. Ancak Ruh, Akl'n bir hayali olduu iin onun grnts karanlktr ve bundan
dolay onun Akl'a bakmas gerekir. Fakat te yandan Akl'n kendisinin de Akl olmak iin
Tanr'ya (Bir'e) bakmas gerekir" (V. Ennead, Kitap 1, 6).
Aktaran: Ahmet Arslan, lka Felsefe Tarihi 5, stanbul Bilgi niversitesi Yay, 2010
95
- Takn.
Takn, edimlerle ediniyor. Dorudur o. Takn yklemle ediniyoruz, dorudur. Ama ben imdi zmlemek istiyorum. Acaba ne diyeceiz buna?
kin desek, o bizim doamzda olmal, doamzda yok. Edinebilirlik ayr.
imdi siz kadn diidir diye, gebe diyebilir misiniz? Her kadn gebe mi?
Dourabilir tamam, anne olabilir ama hamile ayr.
- Kadn dourabilir diyebiliriz ama hamile diyemeyiz.
Gebe olabilmesi iin takn edimde bulunmas lazm. Burada ne olmu,
bilgiyi edinmiiz. Bu yklem nasl bir yklem olmu? Dkn yklem deil,
takn da deil. kin, ikin olmasna da nasl ikin? Edinilmi ikin, kazanlm ikin.
M- nk ters geliyor. kin olmas gerekiyor diye dnyorsun. Oysa
insan yaayan varlk. Tarih okumak, felsefe okumak gibi bir ey deil.
ocuk doar domaz bilgi ediniyor. Bilgi edinmezse yaayamaz.
Oradan gitmeyelim de yle diyelim; yani o garanti vermiyor bize.
M- Bir kadn istemezse hamile kalmayabilir. Ama insan bilgi edinmezse
yaayamaz.
unu demek istiyorum. Herhangi bir bilgiden bahsettiimiz zaman, bu
edinilmi bilgidir. O kadar. Yani doal ikinliimizde yoktur bizim. Onu
vurgulamak istiyorum. Bir ayrm var yani. Edindik biz onu, iimizde yoktu.
yle diyelim; dem ve Havvaya eytan der; ki bu meyveden yiyin. eytan
der ki ona; bunu yerseniz lmszl reneceksiniz, yani bilgi edineceksiniz. Tanr ise bilgi edinmelerini istemiyor. Hele hele lmsz olmalarn hi istemiyor. Bunu duyunca fkeleniyor. Siz artk her eyi bilir oldunuz. Yedin, onun tadna baktnz, onu tandnz, diyor. Burada ne var? Edinilen bir bilgi var. demin ve Havvann doasnda bilgi yok. Onu, yemi
yiyerek renmi oluyor, bir deneyle. Tatl bir ey yediklerinin, en azndan, ayrdna varyorlar, ediniyorlar yani. Hatta o kadar ediniyorlar ki, o
ana kadar plak olduklarn bile bilmiyorlar.
Ruh zerineyi, Anima, Aristonun o gzel eserini mutlaka okuyun. Bayaptlarndandr felsefenin, onu okumalyz. Okuduunuzda greceksiniz,
Aristo orada bir hexis durumundan sz eder. Her bilen, bilgisini kullanmaz, heksis durumunda durur o der, retmez. Bir Smer atasz var, ok
98
41
In Locke's philosophy, tabula rasa was the theory that the (human) mind is at birth a
"blank slate" without rules for processing data, and that data is added and rules for processing are formed solely by one's sensory experiences.
tabula rasa [Lat. - Bo, zerine hi bir ey yazlmam kt]: Deneyci ve duyumcu retilerin, her trl deneyden nce ruhun durumunu gstermek iin kulland kavram. // Bu
retiler, bilen znede doutan kavramlar ve nsel bilgiler olmadn, her bilginin yalnzca dtan gelen duyu izlenimlerinden olutuunu savunur.
Bedia Akarsu, Felsefe Terimleri Szl
99
usumuz var, istencimiz var. Ondan sonra anne seni bir beie beler, beikle sen uzamda bir parasndr artk. Douncaya kadar sen, uzamda bir
para deildin. Annenin karnnda olarak paraydn ama o, bamsz varlk
anlamna gelmiyordu. Dediler ki, falan bayann gzel bir olu olmu, beie koymu. Sen o zaman parasn. Uzam dediimiz teki btnln senden ayrcal yok, dikkat et. Byk olmak dnda hibir ayrcal yok.
Hepimiz bir parayz, uzamn bir parasyz, uzayn bir parasyz. O da
para, ben de paraym. te yer deiti, yok. Yer deitirmeyiz, balammz deitiririz, o kadar. Aristo bunu grememitir. Sokrates Atinadadr,
yok yle ey.
M- Annenin karnnda uzaml deildir dediniz. Bana uzamlym gibi geliyor.
Bamsz olarak, dedim. Anne balamyla uzamldr.
M- Peki bir eyin iinde, bir evi dnn hocam, evin iindeyiz ama uzamlyz. Sadece evin iindeyiz.
Doum olmadan, annen stanbula gitti, ya doacak olan kyde brakaym,
diyebilir mi? Yk olmasn, sekiz aylkken, geldiinde geri alrm, diyebilir
mi? Diyemez. Demek ki o, bamsz uzaml deil. Zorlamayalm.
M- Bamsz uzaml deil ama uzaml.
Annesiyle birlikte.
M- Annesiyle birlikte.
Ben onu kabul ettim. Bakn, ocuklarla otobse binerler, deil mi? Annesi
der ki, ocuk bu. Otobsn muavini der, yenge bunun nesi ocuk? Demek
istiyor ki, uzamda, uzayda bir para, bir koltuu igal edecek. teki, annesinin kucanda olacak. Bamsz bir birim deil, onun gznde, muavinin
gznde. Annesi diyor ki, bu daha ocuk. teki de diyor ki, kazk gibi olmu, ben bilet isterim. Mesele uzay meselesi.
103
7.Gn
Ana katilleri
- Gerek ve doru rneini veriyorduk. Dedik; adam diyor, ben sana bin
tane koyun satacam, sen bana parasn imdiden ver. Bakyorsun daha ortada koyun yok. Adam diyor ki, z bende, tzn satabilirim.
Kuzu burada tz m?
Tabi, kesin olarak. Tz dediimiz, bizim tek bana anlmzda canlandrabildiimiz bir nesnedir, kendi bana olan, bakasyla olmayan. Derseniz
ki bir renk grdm, gleriz. O bir eyin rengidir. Otomobil grdm, otomobil tzdr, doru. Otomobil kendi ile olan ve bilinendir, bakas ile olan
deildir. Ama otomobilin rengi, diyelim krmz renkli araba, o otomobil
olmayan bir eydir. Kendi bana olamayan. Tz dediimiz zaman bizim
bilmemiz ve tanmamz salayan, bamsz bir nesnedir.
- Yava yava kafamza daha iyi oturacak. Hem kullanmadmz iin,
hem de belki yanl kullandmz iin
Aristo diyor ki, form ve zdein birleimi tzdr. Formdan ne anlyoruz
Mjdat karde?
E- Biim deil mi form?
Ben de onu soruyorum zaten.
M- Heykel rneini hatrlyorum. Heykeltra bir kaya parasn yontuyor
ya da amuru youruyor, ona bir ekil veriyor. O ekil verilmi kaya
parasnn bir biimi olduunu sylyoruz.
Grekede bir form var. Zaten Platon da idealara formlar der42. Nasl formlardr? Bir aa formu vardr. Bir aa ideas var. E terim olarak kullanr.
42
105
106
107
43
108
E- Tabi. Buna gre her alana elik eden bir parack vardr, elektromanyetik. Higgs de bunlardan bir tanesidir. Btn evreni kaplar.
Bu uzun yllar tartld, dalga m, para m, halen de tartlyor.
E- Ondan te bir ey. Artk btn paracklar alanlarla aklanyor. Onlarn bir ekilde uyarlm hali, yani daha fazla enerji kazanm hali. Alanlar bir yerde uyarldnda parack oluuyor. Onu ok gzel aklamlar aslnda. Belki ileride biraz deiniriz, higgs de yle bir ey. ok ilgin.
Maddenin ktle zellii yok. Bir cisim temel paracklarla, elektron
mesela, ktlesi yok, tek bana aldnzda. Ama o alann higgs alannn
iinde hareket ettiinde, var olduunda, higgs alan ile etkileime girdiinde higgs bozonlaryla etkileime girdiinde ancak ktle kazanyor.
Ktlesi olmayan, enerji formunda, mesela foton, higgs alanyla ilikiye
girmiyor.
Kendi bana karnza kamyor.
- ekim yasasn da aklyor mu?
E- Henz ktle ekim yasas ile kuantum birletirilemedi. yle teoriler
var ama graviton denilen o parack gzlemlenemedi mesela.
Bu yasalar Heisenberg daha ok Max Planckn radr diyebiliriz. Niels
Bohr, bunlar byk beyinler. te yanda Broglie var, Max Bohr var, Einstein var Heisenberg anlarnda ilgin bir ey sylyor. Almanyada iken,
ikisi de Almanyadayd biliyorsunuz, teki Yahudiliinden dolay, teki
baka bir biimde, ayr dtler. Almanyada iken sormu Heisenberg,
Einsteina; evren belirlenmi mi, yoksa rastlantsal m, olumsal ve rastlantsal m? nanmad halde, tabi onun tanrs baka bir tanr, diyor ki Einstein, tanr zar atmaz44.
44
110
E- Einstein, kuantum mekaniine iddetle kar. Onu rtmek iin inanlmaz deneyler neriyor, Bohr karlkl tartmalar var ama her zaman Bohr yeniyor.
imdi Bohr byk beyin, ben syledim.
M- Einsteinn yanlnn temel kkenlerinden biri, tanrs baka dedi ya,
Einsteinn tanrs Spinozann da tanrs. Her ey belirlenmitir diyor,
zorunluluk dhilindedir, tanr bile. Einstein buna o kadar inanyor ki,
her eyin bir zorunluluk dhilinde gerekletiine.
Yirmi sene sonra diyor, gittim Amerikada ziyaret ettim. stat ne dnyorsun, tanr hala zar atmyor mu, demi. Tanr zar atmaz, demi. Byle
bir diyalog. Max Planckn nsan zgrl45 diye bir kitab var, biliyor
musunuz, rade zgrl diye?
E- Max Planckn sadece bir evirisi yok mu? Bir tane var, o.
- O deil baka bir kitab var.46
Dorudur. Ben irade zgrl zerine olan biliyorum. Einstein teki
tartyorlar. yle syleyeyim, ondan sonra zaten biz bu konuya gireceiz.
En azndan bir altyaps olsun. Leibniz diyor ki, bir nesnenin iinde, ikin
sonu ilikilerini daha iyi kavradm zaman, keskinlii biraz azalsa da bu tavr beni bir
daha hi terk etmedi."
Bir baka deyile, Einsteinn bilimle ilikisi onun dinsel otorite de dahil her trl otoriteyi
sorgulamasna neden oldu. Bu dindar bir insan olmad anlamna gelmiyor; ama belki
manevi yan glyd demek doru olabilir. nl olduktan sonra Einsteina sk sk Tanrya inanp inanmad soruldu. Bu soruyu yantlarken her seferinde dualarmz dinleyen
ve yantlayan kiisel Tanryla, evrenin dzeniyle -yani evrenin belli yasalara uyuyor gibi
grnmesi olgusu ve bu yasalarn insanlar tarafndan anlalabilmesi- simgelenen Tanr
arasnda ayrm yapt. Bu ayrmn nda Einstein kiisel bir Tanrya inanmyordu, ama
evrende byk bir dzenleyici ruhun varlna kuvvetle inanyordu. Einstein bazen "Yal
Adam diye adlandrd bu ruhtan ska bahsederdi. Sk sk fiziin asl iinin Yal
Adam'm srlarn kefetmek olduunu sylerdi; sonunda bu srlarn ok basit ve evreni
yneten yasalarn da ok gzel olduunun anlalacan dnyordu. Tanrnn irkin
yasalar yapacak kadar fena olmayacana inanrd; bir keresinde Tanr kurnazdr, ama
kt niyetli deildir. demiti.
Jeremy Bernstein, Albert Einstein, Tbitak
45
Kausalgesetz und Willensfreiheit, Publisher: Berlin: Verlag von J. Springer, 1923. (Nedensellik Yasas ve zgr rade / Fakat kitabn evirisini bulamadm)
46
Modern Doa Anlay ve Kuantum Teorisine Giri, Belge Yaynlar, ev: Ylmaz ner.
(Planckn Trkeye evrilmi tek kitab bu. Kitabn iinde Nedensellik Yasas ve rade
zgrl diye bir blm var.)
111
yklemler var, kurucu yklemler var. Biz dedik ki, kurucu yklemler, kurucu geler nesnenin iindedir. Biz onu rendiimizde sadece saptam,
bilmi oluruz. Bir ey eklemeyiz nesneye. Biz imdi aacn diri olduunu
rendiimiz zaman aaca bir ey eklemiyoruz. Dn de verdik bu rnei.
Hayvann duyumlu oluunu sylediimiz zaman bir ey eklemiyoruz
hayvana, hayvan duyumlu. Grr, duyar, koklar vesaire. Bizim yaptmz
hibir ey yok saptamak dnda. O nedenle hayvan diridir, dediimizde,
gen i aldr demi gibi oluruz, dedik dn. Bugn de ayn eyi tekrar
edebiliriz. nk diri olmayan, duyumlu olmayan bir nesne nasl hayvan
olabilir? Onun iinde var. Leibniz, bu ikin yapy bir adm daha teye
tar, takn yklemlerin de ikin olduunu syler. ok ilgintir. Mesela
Fatih Sultan Mehmet kavramnn iinde, stanbulu fethetmek vardr Leibnize gre. Mehmet, anasndan doarken onun iindedir stanbulu fethedecei. Ben Spinozann sylediini sylyorum. sve dalarnda demir,
sktn oradan. Onu hangi ustann skecei, hangi motorun kullanlaca,
hangi gemi ile denizde tanaca, nereye gidecei, diyelim ine gitti,
inde ine yapld, oya ilerken kzn parmana ine batt, kanatt, hepsi
o demirin iinde yazl. O demirin urayabilecei, ya da yapabilecei, birilerinin eliyle, btn eylemler onun iinde yazl, diyor. Pes denir buna.
Kmldayacak bir yer yok, belirlenmiiz. Buz kalb gibi donmuuz, yle bir
evren izer. Bu adamda biz zgrlkten nasl bahsedebiliriz? Diyor ki,
evrenimiz nceden tanrca kurulmu uyum yznden belirlenmitir. Bu,
illa iyi bir ey kt bir ey demiyor, dikkat edin. Yani nceden kurulmu
evrende ok kt eyler de var. O da gerekli diyor. En iyi eyler bir araya
gelmitir demiyorum. Ben generallerden bir ordu kurmuyorum, benim
ordumda topal, kr asker de var. Ama nemli olan, onlarn, btnn yaamas iin saladklar uyumdur, nemli olan odur diyor. yidir, ktdr
demiyor. Byle dondurulmu bir dnya. Tabi oradan Einsteina, tekilere
giden damar, bu damar. Senin Spinozadan da bu damar gider. Pek seim
yok. Spinozann dnyas belirlenmi bir dnyadr. uradan bileceiz, tz
almtr, o kadar. Kendinin nedenidir tz, causa sui, z varolu ierendir. Zorunlu olarak olandr. Aacn z varolu ierir mi, iermez. Eer
birisi aacn tohumunu ekerse, doa ya da sen ekerse biter, yoksa bitemez.
Ama Spinozann tanrs kendi kendinin nedenidir, causa sui. Byle bir
evrene dnm, zorunlu tanrda zgrlk olabilir mi? Olamaz.
M- O zaten tanrda zgrlk olduunu iddia etmiyor.
112
sal diyoruz varlk alan ile ideal varlk alann nermelerini buluruz, dile
getiririz ve anlatrz. Anlk bunu yapar? Gelen duyu verileriyle kendisine
aktarlan duyumlarn dardan neden-etki bantsyla duyumsad eyleri deerlendirir ve bu bilgiyi ediniriz.
inde olmad halde bant yklemleri de vardr. Mjdatn yeenini
grdk. Kimdir bu? Dediler, o bizim Mjdatn yeeni. Peki Mjdatn iinde yeeni olmas var m? Yok. yle bir zellii yok Mjdatn. Kardei vardr, erkek ya da kz, o ocuk sahibi olmutur, Mjdat bir day ya da amcadr. Demin syledik, nerede olduumuz, hangi balamda olduumuz, hangi
zaman konumunda olduumuz yine dkn yklemlerle dile gelir. imizde
zaman yok bizim, asla yok. imizde uzam yok arkadalar. Biz deriz ki
Mjdat 2011 ve devam yllarnda yaamtr, esnaflk yapmtr. te bu
bir nermedir. Mjdatn bulunduu zaman konumunu dile getirmi olduk.
Bantlarn dnda bir de takn yklemleri konu etmitik. nsann eylemleri, iinde deildir. Dn siz nereye gittiniz?
E- Gye gittik.
imdi Gye gitmek sizin iinizde yoktu. Bir biimde sonradan dndnz,
gittiniz. Gitme eylemi sizin iinizde deildi. Birazdan kalkp gideceiz,
iimizde deil. Bir g gelir bizi denize sokmaya da zorlayabilir deil mi?
Demek ki takn eylemler, takn yklemler, bizim asla iimizde deildir.
Biz yaparz, ederiz. alar kardeime sormak istiyorum. Peki, bu eylemler
nedir? Tz mdr, zellik midir, nitelik midir, nedir? Bu eylemleri bir
zmleyelim.
- Bir eylem sonuta. Eylem oldu iin tz diyemeyiz. Kendi bana var
olabilecek, kendinde olabilecek bir ey deil. O zaman tz deil. z de
deil. O zaman sadece eylem diyebiliyoruz.
Mjdat karde, siz ne diyorsunuz? Sk bir soru, ak syleyeyim.
M- Soruyu biraz kolaylatrsak olmaz m?
Hayhay. Hukuktan gidelim. Bir inaatn bekisi, inaattan bir ksm nesneleri alm, evine gtrm. naatn sahibi bunu anlam, gitmi savcya
dileke vermi. Diyor ki, savc bey, bu benim inaatn bekisi, benim nesnelerimi alm. Beki de diyor ki hayr, ben orann bekisiyim, yle eve
gtrdm, almadm. Tanklar dinleniyor, bu adam kimseye haber verme114
eylemler kesin olarak tzdr. yle olmasayd, neyin iyilik, neyin ktlk,
neyin yiitlik, neyin korkaklk olduunu nasl bilecektik.
- Geri yine bilemiyoruz.
O iin baka bir boyutu. Zaten Sokratn problemi de bu. dealar leminde
her erdemin bir ideas vardr. Erdem, bir midir ok mudur? Yiitlik nedir,
tartacaz.
Demek ki eylemler kesin olarak birer tzdr.
- Hepsi mi hocam, btn eylemler tz mdr?
Etikte greceiz, hibir nesneye ynelmez insan. Bakn, nesneye ynelmi
gibi olursunuz.
- Btn eylemler diyoruz, altn izerek. Sigara imek, kediyi okamak,
kolumuzu kamak, bunlarn hepsi tz.
Evet. Eylemlerin hepsi tz ve biz asla nesnelere ynelmeyiz, bunu unutmayalm. Bizim yneldiimiz ey eylemlerdir. Biz bir arkada seerken
onun boyuna posuna hi bakmayz. Yakklym, bana ne? Adam gibi
adam olsun, sznde dursun, yapt ettii belli olsun, beni utandracak bir
eylemi olmasn. Hep bunlara bakmaz myz?
Olaylara ok dikkat edeceiz, olaylar, edimler, eylemler. Austini hi duydunuz mu? John Searle var, onlara da geleceiz.
M- Dilbilimci deil mi hocam.
Evet. Sz edimleri. Biz, szlerimizle ok eylem gerekletiririz, diyor. Mesela, tren dzenleriz, gelir vali ya da ulatrma bakan, bir gemiye ad
verir, Elisabeth. Veya sen gidersin, belediyeye bavurursun, gelir, cbbesini giyer, seni kar koca ilan eder. te bir edimdir. Sen kar koca ilan edilmeden nce bakasn, sonra bakasn.
M- Oradaki evet szc, kabul ediyorum szcnn bir eylem olduunu sylyor.
Evet, bir eylem ve bir edim. Bir ey yapm oluyorsun. Biz diyor, szlerimizle taahhtte bulunuruz, sz veririz. O sz edimleri, ok gzel bir akmdr. ok hotur. Demek ki eylemler, brak sen szler bile bir tz oluyor.
Diyorsun ki, tamam ben yarn geleceim, ben sana unu getireceim. Ta117
ahhtlerin hepsi bir szdr. Demek oluyor ki, zihinsel alanmz, anlksal
alanmz bizim, duyularmzn snrlarna kamyor. Grdmz, duyduumuz, kokladmz, dokunduumuz, tattmz evrenimizi bilebiliyoruz.
Bizim felsefemizde akn yklemler yok, metafizik yok. Gryorsan, duyuyorsan, kokluyorsan var. nk o evrene bizim aklmz ermiyor.
Eylemler ok nemlidir. Eylemsiz ceza hukuku olamaz, eylemsiz erdem,
ahlak alan asla tartlamaz. Mjdat kardeimizin herhalde epey de houna gidiyor, biz belirsizlie belirlenmiiz.
M- Zorunluluk alan ya da belirlenme alan, Herakleitosun dedii grnmeyen uyum alanna dhil edersek, insann belirsizlik alann da onun
hem iinde hem dnda. Diyebiliriz ki bir belirlenmilik alan var, evrensel yasalar diyoruz ama insan, ruh belirlenmilii bilemez. Usu snrldr, bilmesi snrldr. Dolaysyla bilmesi snrl olduu iin de yle diyebilir; ben belirsizim, evren belirsiz, nk nedenlerin bilgilerini
belli bir yere kadar takip edebilirim. Ama nedenlerin zincirini sonuna
kadar ve btnyle takip edebilse, o zaman tanr zar atmaz diyebilir
miyiz?
Ben evrenimizdeki, yaammzdaki eylemleri bilerek, isteyerek setiimize kesin olarak inanmyorum. Geriye u kalyor. Onu etikte tartmamz
gerekiyor. Yaptklarmz var, bamza gelenler var. Uradklarmz var,
hani maruz kalmak denir ya Arapada. Mesela benim okuduum ilkokulda
bir retmen be snfa ders verirdi, bir tane kz renci yoktu. Okumamak, cahil kalmak benim mahallemdeki kzlarn bana gelmiti, uramlard, yle diyeyim. Yapacaklar hibir ey yoktu. Onlarn seecekleri hibir
ey yoktu. Ama bakyorsun, bir ilkokul retmeni Marie Curie, bir biimde
okumaya alm. Seime bak Marie Curienin yaam ok ilgin. Ablasna
demi ki, bak abla biz yoksul bir aileyiz, bu da bir seim, ben retmenlik
yapaym, sen git oku. Ablasn okutuyor, ablas hekim kyor. Abla sen
hekim ktn, ben ilkokul retmenliinde kalmak istemiyorum, daha iyi
bir retmen olmak istiyorum, liselere, bir kademe atlayaym. Ablas balam hekimlie, o harlyla Marie Curieyi okutmu. Zaten fizii kimyay
ok seviyor. Derken ei Pierre ile tanmlar, evlenmiler. Arka arkaya,
blnmeden nk bir Nobeli iki kiinin de paylat var, yle bir yntemleri var, Nobel kurulunun bamsz olarak iki Nobel alan bir kadndr
Marie Curie. Radyumu, Polonyumu bulan odur. Bu seimdir. Bu bayan, ok
118
119
8.Gn
Doru yere bak
E- Bir adamn boyunun, insann boyunun olmas ilineksel, yoksa 2,5 metre olmas m?
Boyu zaten var. Ka metre olduu ilineksel.
E- Boy, zsel bir ey.
Boy, zaten uzamsal yapmz. O boy olmasa, bedenlilik olmasa zaten o insan
olmaz. Bedenlilik var ama ne kadar olduu ilineksel. O kadar.
E- Kokuda da ayns Kokunun olmas, zsel ama kokunun byle olmas
ilineksel.
Evet. Renk de yle. Esmer, bakyorsun gnete yanyor. Yani ilineksel
olmak, yle ya da byle olmasdr. O bir nesnenin kurucu gesi deil.
Gittiniz bir ey alyorsunuz, bakarsnz hep. Meyve, sebze, kuma alrken,
zsel nitelikleri var m? yle ya bir koyun satn alyorsunuz, kurucu geleri var m, ayaklar salam m, gz salam m? Onun kanlmaz zelliklerindeki eksiklik onu eksik yapyor. Hukukta da var bu. Hukukta sen, hatal
mal vermi olursun. Mahkemeye verir, der ki, efendim bana hatal mal
verdi. At satmt, atn dilerinin dkk olduunu sonra fark ettim. Akdi
bozma sebebidir bu.
imdi soyut ilikiler alanndaki yarglara geelim. Buradaki yarglar zorunludur. Nesnenin ikin yaps gibi zorunludur. gen, aldr. Be arp
be, yirmi betir. Hipotensn karesi, teki iki kenarn karesine eittir.
Burada hangi rnee bavurursak vuralm, bu sahann uzman deiliz,
orada unu grrz; kesin olarak yarglar zorunludur. zsel yarglar karmza kar ve biz bunlar yasalar eklinde dile getiririz. A, Adr. Mantk
yasas. A, A olmayan deildir. A ya Adr ya A olmayandr, nc halin
olmazl ilkesi. Peki, acaba bu alanda ilineksel bir nokta bulabilir miyiz?
Dnebilir miyiz bu alan iin, geometri, aritmetik, mantk alannda ilineksel durumlar olabilir mi? Demin bedenli tzlerde, uzaml ve zamanl
tzlerde grdmz, renk gibi, koku gibi, sertlik gibi, bedensellik gibi
ilineksel nitelikler var mdr, olabilir mi?
- Yarn yamur yaacak ama yarn ok yamur yaacak, az yamur yaacak.
Yarn ok yamur yaacak dersek, meteorolojiden bilgi almz demektir.
Bir mantk yargs deil de olgusal bir yargda bulunuyoruz demektir.
123
Uzman demi ki yarn ya var, u u verilerimiz var. Biz olgusal bir yargda bulunuyoruz, mantksal deil. Yarn yamur ya yaacak ya yamayacak. Bu mantksal bir yargdr. Bize hibir bilgi vermiyor. Ya yaacak ya
yamayacak, doru. Baka hal var m?
- Yok.
Yok. Mantk yasas bu. Meteoroloji yaacak veya yamayacak diye bilgi
vermitir, bu olgusaldr.
yle diyebilir miyiz? genin as var bu zorunlu. Ama alarn nasl
a olaca zorunlu mu? Mesela biri dik al olabilir. Demek ki ilineksel bir
durum olabiliyor. Dedik ki, ekenar gen. Yani alarn hepsinin eit olduunu syledik. Bu gen iin zorunlu deil. allk zorunlu, alarn
kaar derece olaca zorunlu deil. in pratiinde, nesnel dnyada bir
gen izdiimizde, genin al ve kenarl olmas zorunlu ama bu
alarn kaar derece olduu zorunlu deil. Baka? genin bykl,
kkl de zorunlu deil. Konya ovas kadar bir gen izebiliriz. Avcumuzun iine de bir gen izebiliriz. Demek ki genin bykl kkl, ilinekseldir, gen olmasna etki etmez. Baka? gen dediimiz
nesneler, madenden olabilir, tahtadan olabilir, kttan olabilir? Kttan
bol bol gen yaparz ilkokulda, daire yaparz, kare yaparz. Bu evrende de
bir sr, kaplar, pencereler, kprler yaplyor, gene, geometrisine,
una buna gre yaplyor. Bazen tahtadan, bazen demirden yaplyor.
E- Ama son sylediiniz matematiin dna kyor. Sanki matematiksel
yarglarn dna kyor.
Elbette.
E- Matematik daha ok
Soyut ilikilerle ilgili. Ben de onu diyorum zaten. Tahtalk genlie zarar
vermez. Tahtadan da olsa, demirden de olsa gen gendir. Onun soyut
ilikisine, ne art ne eksi bir zarar vermez, fayda vermez. Demek ki soyut
ilikiler alannda da byle basit bir ilineksellik olabiliyor. Ders sonras
anlattk o gn. Osmanl ordinarys profesr, genin i alar, byklne gre deiir deyivermi.
imdi geldik eylemler alanna. Eylemler alannda kesin olarak zsel ve
ilineksel yarglar bulabiliyoruz. Bir eylem, bizim nitelediimiz biime
124
uygun hale gelmi olabilmek iin, o zsel nitelikleri tam olmas lazm.
Ceza hukukunda, erdemde bu hep byledir. ok klasik rnek olduu iin
sylyorum, biraz da aklda kalmas kolay. Kantn bakkal rnei... Diyor
ki, bakkal evrensel ilkeler, erdem adna drste tartyorsa biz ona erdemli deriz. Ama evrede ben iyi tannaym, drst bakkal desinler ve bylece
de biraz mterilerimi oaltaym hesabyla doru tartyorsa bu ktnn tekidir, erdemli deildir. Dikkat ederseniz, sonuta bir tartma eylemi
var. zsel olarak sen onu koyduun maln karsna kilo koyup tartyorsun, mteri de alp gidiyor. Grnrde erdemli bakkalla, dierini bu biimsel hareketlerinden ayrt etmemize imkn yok. Ama Kant diyor ki,
onun iindeki niyetli ynelimi, birinde byle, birinde byle ise biri erdemli, biri de ahlaksz ktdr. Demek ki niyet olacak ve o eylem yasalara
uygun ekilde gerekletirilecek. Gerisi bunun, bu eylemde, ilinekseldir.
Sartre sorar; annesine bakmakla ykml bir ocuk, savaa m gitmeli,
annesine mi bakmal? Bunun bir tartmasn yapar. Bir yanda vatan ykmll, toplumsal ykmllk var, bir yanda annesi, kendisini douran kadn. Byle bir i elikide kalr. Ne yapmas gerektiini bir trl
biimlendiremez. Hakikaten bizim de yaammzda, yle mi byle mi
yapsak diye ortada kaldmz binlerce olayla karlarz. Burada u vardr;
zsel olan yapacaksn. Senin anne ne kadar salkl olursa olsun, ne kadar
onu tedavi edersen et, eer Paris Alman igalindeyse, annen de sen de
mutlu olamayacaksnz. O halde git, Alman kovala nce. zsel olan odur.
tekiler hep ilinekseldir. Kardeime bakaym, anneme bakaym, teyzeme
bakaym, onlar varken ben cepheye nasl giderim, yok. Oradaki temel tehlike dtan gelmi tehlikedir. Btn insanlar tehdit etmektedir, annen de
dhil. Orada zsel olan, gidip dmanla savamandr. Eylem, onu gerekletirmeni bekliyor senden.
Hep konuuruz. Koullar uygun olmadnda herkes drsttr. arda
geziyorsun, ok gzel bir kz grdn, kafan evirip gidiyorsun. Ne yapabilirsin? Adam dolu etraf. Be yz metre tede polis karakolu var. Ama bu
kz biz ok tenha bir yerde grdmzde ayn eyi yapabilir miyiz? Eer
biz bunu da banda grdmzde de hi dokunmadan, ne kadar gzel
bir kzmsn, ben seni koruyaym, annene babana gtreyim, diyebiliyorsanz, o zaman buradaki davrannz da drstedir. zsel olarak senin
bu hareketin, o zaman mutabakat salar, dersin ki hareketimde de ben
125
drstm, ben drst bir adamm. Ama burada demisen ki, demi olma
olasln bir hayli fazladr, ya u kz tenhada grsem pek affetmezdim, o
zaman sen arl bir insan olma iddiasn yitirmisin demektir. Byle ok
rnekler var hayatta.
- Ahlakllk, erdemlilik biraz imknszlkla ilgili.
Sylyorum. mknszlkla erdemli olur karz.
imdi bugn bu yarglarla yetinelim. Uzayl ve zamanl nesnelerin zsel
ve ilineksel niteliklerini belirten yarglar dile getirdik. Soyut ilikilerin
yarglarn dile getirdik, eylemlerde az durduk nk etikte zaten duracaz. Bant yarglarna, teki yarglara daha sonraki dersimizde geelim.
Kanttan bir iki rnek vereyim. Kant diyor ki, be art yedi, eder on iki. Bu
birleik yargdr, sentetik yarg. Kant, anlalmaz bir ekilde btn matematiksel ve mantksal yarglar, birleim iareti olarak gryor. Galiba bu
byk filozofu yanlgya dren, nenelerin iindeki yaplar, sanki biz
oraya yaptrmz gibi deerlendiriyor. Biz yaptrmamz, iinde var
onun. Biz onu sylemiiz sadece. Ona niye sentetik diyelim? Biz, nesne ile
bir eyi birletirmiyoruz. Nesneyi zmlyor, analiz ediyoruz. Kant, bunu
kartrm. Ona sanki bir ey ekliyoruz. Mjdat aklldr. Mjdat akllysa,
neyi neyle birletirmi oluyorsun? Mjdat kavramnda var o, insan kavramnda var. Konuyu daha iyi kavramak adna sylyorum. Be art yedi, on
iki. Hangi matematikiye sorsan bu analitik yargdr. On iki saysn, on iki
kavramn zmlyorsun. inde be de var yedi de var, ya da sekiz ve
drt, dokuz ve . zmlyorsun, neden birleik yarg olsun, ona bir ey
eklememisin.
br derslerde de buna bir para gireceiz. Yanmzda bir de doa bilimcisi, fiziki arkada var. Dnya kuruldu kurulal u soyut ilikilerle ortaya
koyduumuz yarglar hep kantlamayla ortaya koyarz. Bir ocuk doar
domaz geni nereden bilsin? retiyoruz. Bu da sonuta insann saydmz duyu verileriyle ilgili. Ama yle de olsa tekiler gibi deil. Bu iliki
bir kere kafamza girdikten sonra, artk onun yapsal durumunu tekilerle
kartrmayz. Burada kantlama egemendir, dorulayabilmek iin kantlayacaz, tekinde deney yapacaz demeye balarz. Yoksa doutan kimsenin kafasnda ne say bilgisi vardr, ne biim bilgisi. Platon hep byle
yapar. Bir Menon Diyalou vardr, orada bir kleyi matematiksel, geomet126
47
For if it exists only in the understanding, it can be thought to exist in reality as well, which
is greater. So if that than which a greater cannot be thought exists only in the understanding, then the very thing than which a greater cannot be thought is something than which a
greater can be thought. But that is clearly impossible. Therefore, there is no doubt that
something than which a greater cannot be thought exists both in the understanding and
in reality. Anselm, Proslogion, Chapter 2
Bir ressam, yapaca eseri tasavvur ettiinde, bunu idrakinde tar, bunun varln
bilmez, nk onu henz gerekletirmemitir; bunun tersine tablosunu gerekletirdiinde eseri idrakinde mevcuttur ve bunun varln da bilir, nk bu eseri gerekletirmitir. Bundan dolay aklsz, en azndan zihninde, daha ycesi dnlemez bir varln
varolduuna dair ikna edebiliriz; nk bu ifadeyi duyduunda bunu anlar ve anlayabildiimiz her ey idrakimizde mevcuttur. Ayn ekilde daha ycesini tasavvur edemediimiz ey, yalnzca idrakte varolamaz. Gerekten varolmak, yalnzca idrakte varolmaktan
daha ycedir. Bylece eer daha ycesini tasavvur edemediimiz ey yalnzca idrakte
mevcutsa o zaman daha ycesini tasavvur edemediimiz ey, daha ycesini tasavvur ettiimiz eydir; ki bu da tezat oluturur. Demek ki daha ycesini tasavvur edemediimiz varlk hem idrakte hem de gerekte mevcuttur.
Etienne Gilson, Ortaada Felsefe, ev: Aye Meral, Kabalc Yay. 2003 s.244,
127
Onun dnda, Hristiyanlar, Etienne Gilson var, okuduka bunlara gireceksiniz. Etienne Gilson, ok byk bir ortaa filozofudur, Hristiyanlk felsefesi der. Onun paralelinde yzlerce, binlerce slam felsefesi diye kitap
okursunuz. Hristiyanlk felsefesi, slam felsefesi olmaz. Bir sylem ya
teolojidir ya felsefedir. Hem teoloji hem felsefe olmaz. Teolojiyse felsefe
deildir, felsefe ise teoloji deildir. Bir yanda sorgulama varsa, bilgiyi
edinmek iin bin tane yol denemek varsa, te taraftan da srf inanmak
varsa, bunlar nasl yan yana gelebilir? nanyorum, ben byle inanyorum dedin mi, tartma biter. Bana ya deneyle dorulayacaksn ya kantlayacaksn. nc bir kkn yok.
Mjdat kardeimiz geen gn, gzel syledi. Biz bir toplum ierisindeyiz,
ona geleceiz. Hani sreklilik ve balanglar ksmnda biraz sylemitik.
Romaya gidiyorsun herkes Katolik, stanbula geliyorsun herkes Mslman, Pekine gidiyorsun herkes Budist. nsan dt ortamn kulu klesi
olmu. Oradaki yapya teslim olmu. Balang adna, ayr dnme adna,
devrim adna kim var? Yok, ok az. Bir kii, bin sene geiyor da kyor.
Dnn, biz on sekiz yanda semen olabiliyoruz, on sekiz yanda reit
olabiliyoruz, on sekiz yanda szlemeler yapabiliyoruz, evlenebiliyoruz.
Ama cumhuriyetin kuruluundan beri nfus kdmzda bizim Mslman
yazld. Doar domaz, babamz gider, doum kdn uzatr. Onun nfus
kd verilir, kaydn yaptrr, oraya da slam yazar. Doal on dakika
oldu, daha alamay bile bilmiyor. Nasl yazdn bunu? Nasl olsa Mslman
olacak, bu ortamda dodu. yle de oluyor. Bu ortamda gerekten zgr
dnmek, evrensel dnmek ne kadar mmkn, bunu iyi tartmak
gerekiyor. Senin erdem llerini bu kanonlar, kanun demiyorum, yani
kurallar btn, yani din belirlemi. Bana dokunmayan ylan bin yl yaasn, bir sr numara retmi sana. Sen nasl erdemli olacaksn? Bir sr
dmen retmi. Bizim o biimsel ahlakllk numaralarna hi ihtiyacmz
yok. Adam gibi adam olmay becerebiliyorsak, alakgnll, sakin, yava
M- Hocam erdem, toplumsal ilikilere gre ve tarihsel duruma gre farkllk arz etmiyor mu?
Ediyor.
M- Mesela Antik Yunanda, Greklerdeki erdemle, ortaadaki erdem, birbirinden farkl. nk erdem, bir soyutlamadan ziyade, bir ilikiler a
128
129
9.Gn
Dnyor, o halde?
131
49
50
What then is time? If no one asks me, I know: if I wish to explain it to one that asketh, I
know not: (Confessions, XI. kitap, ev: E. B. Pusey)
Peki o halde zaman ne? Kim bunu yle kolayca ve ksaca aklayabilir? Kim bunu dncesinde kavrayabilir ki kelimelere dkp aklayabilsin? Oysa konumalarmz esnasnda
ska geen u zaman kelimesinden daha aina olduumuz, hemencecik tandmz baka
bir kelime var m? Sahiden de hemen anlyoruz, hem kendimiz sylediimizde anlyoruz,
hem bir bakasnn sylediini iittiimizde, her iki ekilde de anlyoruz. Peki o halde zaman ne? Hi kimse bana sormazsa biliyorum da, biri sorup da ona aklama yapmam gerektiinde bilmiyorum.
Augustinus, tiraflar, ev: idem Drken, Kabalc Yay. 2010, s. 374
132
51
Orta Asya 'da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar, Kabalc Yaynlar, ev: Aykut Kazancgil / Lale
Arslan zcan
133
Ahmet Yaar Ocak, Sar Saltk (Popler slam'n Balkanlar'daki Destani ncs), Trk
Tarih Kurumu Yaynlar
134
rz. Her eyi oradan alrz ve bizim iin anlatlmas nasl olursa olsun, hangi ekilde dile gelirse gelsin, onu biz de normal yaantnn ayrdnda olamadmz bir ikinliini tar. Byye kaplrz, duygulanrz. Ben doduum yerlere gittiim zaman cokuya kaplrm. Bir kavuma duygusu,
uzamsal balantda ayr dmsn, kavumusun, seviniyorsun. yi diyorsun, bir kere daha grdm, grmeden leceimi dnyordum, ok
mutluyum.
Yani uzay, bizim dkn yklemimizdir, fiziksel olarak iimizde deildir
ama baka her ey olarak iimizdedir. Onu vurgulamak istiyorum.
- Uzamllk, bizim ikin yklemimiz olmuyor mu?
Olmuyor.
- Dkn oluyor.
Bakalm, uzamllk bizim ikin yklemimiz midir?
- Her nesnede zorunlu bir yklem. Her tzde deil belki ama
Bir birleik nesneyiz. Birleik nesne olmamz nedeniyle, bir ktlemiz var
diyelim, daha kaba terimleri kullanarak. Bu nedenle de uzamsalzdr,
uzayda bir parayzdr. Dikkat ederseniz, bizim o nesne olmamza uzaysal
olmann hibir katks olmuyor. O nesne olduktan sonra uzaysallk balyor. O nedenle ikin yklemimiz deil. Ama tartrz.
M- Bu konuda ben bir ey syleyeyim. Yoktan var olmuyor, varlk kazanlmyor. Varlk kazanmadan nceki durumu hayal ediyorum. Uzamsall varlk kazandktan sonra elde ediyoruz. Ondan nce bir uzamsallmz yok. O halde, uzamsallk bir yerden geliyor olmal. Varlk kazanmann bir ncesi olmal. Onun ncesi nedir? Ben varlk kazanmadan
nce neredeydim, nasldm, var mydm, yok muydum, uzamsal mydm, deil miydim? Benim tabi kafamda bir cevap var.
Ben kendi cevabm syleyeyim istersen. Bunu biraz aalm. Mee palamudu. Nedir bu?
M- Meenin tohumu.
Attn topraa, ortada bir aa var m?
M- Aa yok.
135
Yok. Ne yaparsak yapalm yok. Mee palamudu vard topraa attk. Baharn baktk filiz vermi. On sene sonra geldik ki u kadar aa olmu, varlk
kazanm. Aa olarak varlk kazanm.
M- Ama aa olarak varlk kazanmak var, bir de tohum olarak varlk kazanmak var.
Dorudur.
M- Tohum olarak varlktan bahsedebiliriz.
Ederiz.
M- O zaman soruyu teleriz. O onun varlk kazanmadan nceki
- Byle gidiyor.
E- Tavuk ve yumurta olayna dnyor.
Metafizie saplanrz, kurtulamayz.
M- Benim aklamam u: Varlk kazanmadan nce ya da uzaml olmadan
nce, btn nesneler
Deiik kiplerde
M- uzayn iindedirler.
Doru, deiik kiplerde.
M- Daha dorusu uzamldrlar fakat bant kmesi deildirler.
Amenna. Buna bir ey demedik.
M- Ama bir bant kmesi olarak yoktur.
Dorudur.
M- Ben ancak annem ve babamn birlemesi sonucunda olurum. Doumdan sonra varlk kazandm. Ondan nce yok deildim. Sadece bant
kmesi olarak yoktum. Ama paracklar olarak, uzaml paracklar olarak vardm. Ama Mjdat deildi onlar. Ancak onlar bir kme oluturunca onlara Mjdat diyoruz.
Evet.
136
53
Doymak bilmeyen itah sadece aklyla snrl deildi. Srekli ve ok miktarda yemek
yiyordu. Zaten uzun boylu biriydi ve bu imanlk onu bir dev gibi ar hareketlere mahkum etmiti. Hocas ile kyasland zaman epeyce gen saylacak bir yata olduu halde
artk gnlk yaantsn srdrmek konusunda bir hayli zahmeti vard. Yanndakiler geri
139
oradaki gzel yaam da anlatyor. Ne gzel, geliyor dardan, bol miktarda cinsel nesne var, her ey elinin altnda, byle bir yaam. Bunlar bol
zaman da bulmular, derler ki, ata yklesen Thomas D'aquinin yazd
kitaplar tamaz. O kadar ok kitap yazm.
Rnesans54 derler. Nereye girsek, nmze bir bataklk kyor. Rnesanstaki dnrleri dnyorum, hepsi koyu Hristiyan. O Erasmusu
dnn, tam bir papaz, zaten Cizvit okulu mezunudur. Descartes Belki
en dzgn biraz Machiavellidir. Campanella, Montaigne, hepsi sk Hristiyan. Bana soruyorsanz, Rnesans niye denmi ben bilmiyorum. Ortaan
devam gibi geliyor bana, bir balang gremiyorum. Hocamn meslektalar var, yerden ge sayg duyduum. Kopernik, Kepler, Galile Rnesans
onlar, Rnesans balatanlar Koperniktir, Galiledir, Keplerdir, tekiler
deildir.
Reform diyorlar. Ne reformu? Reform deyince, anlanan u; iyi bir deiiklik. Luther kim iyi deiiklik kim. Katolik kilisesinin, Hristiyanln douundaki zgn halinden saptn iddia ederek, o zgn haline dnmeyi
salayan bir tezdi bu. Yani cennet kitaplar, biletleri, Kilise zulm yapt,
soygun yapyordu, buna kar kt. Ama kp da bir devrim adna devrim,
reform adna reform yapmad. Hayr dedi, biz saya geri dneceiz. Bunun
neresi reform? Luther, sk gerici bir adamdr. Ayrca dengesiz de bir
adamd. alma masasnda ikide bir saa sola boya okkalarn vururmu.
M- ok bilmiyorum ama Rnesanstaki deiiminin altnda, ekonomik,
ynetsel yapda deiimin bir yeniden yaplanmadan sz edebilir miyiz?
O zaman Rnesans anlatrken, bu dediini syle. Buna katlyorum.
ona yardm etmek konusunda birbirleriyle adeta yar halindeydiler; fakat o gerekten bir
deve benziyordu ve vcudu kendisini tamakta zorluk ekiyordu.
54
Renaissance from Fr. renaissance des lettres, from O.Fr. renaissance, lit. "rebirth," usually
in a spiritual sense, from renatre "be born again," from V.L. *renascere, from L. renasci
"be born again," from re- "again" + nasci "be born" (Old L. gnasci; see genus).
Yeniden domak anlamna geliyor ve genellikle sprital anlamda kullanlyor. Yklendii
anlam bakmndan kelime, dinsellik tayor. Burada sormamz gereken soru, bizde neden
yenilik benzeri bir karlk bulduu.
140
M- Aslnda Rnesansn olmadn aklayacak bir ey bu. Yeniden uyarlamaya ihtiya duyuldu.
O zaman gidip onlara diyeceiz ki siz yanl yerdesiniz.
M- nk o papazlarn gcn azaltmak zorundalar, kraln gcn azaltmak zorundalar, aristokrasinin gcn azaltmak zorundalar. Yeni bir
snf balyor. Burjuva snf ortaya kyor ve yeni bir dzenlemeye ihtiyalar var. Yoksa hadi biz reform yapalm da aydnlanalm da
O zaman o baylara diyeceksin ki, arkadam bunu syleyin. Rnesans zerine neyi asanz bu papazlarn dncelerini anlatr. Erasmusu anlatr,
yarm bir dnrdr. Campanellay anlatr, gne lkesi falan. Ben Rnesansta bir dnr grmediimi syledim. Bu dediine katlyorum.
Zaten syledik, fizikiler adna byk bir deiiklik olmutur. Dediin
siyasal deiime katlyorum. unu unutma, cad avcl vardr. Cad avcln kiliseler yapmtr. Sorarm bazlarna, cad avcl ne zaman balad? Sanrsn ki ortaada. Yok, ortaan bitiminde balad.
M- Yzyln bana kadar Amerikada devam etmi. En son cad vakas
1920lerde Amerikada yaanm.
Beyler cad avcl milattan sonra drdnc yzylda balar, drt yz yl
srer. Rnesans da o zaman balyor. Rnesansn balad yerde cad
avcl olur mu? Olmaz, demek ki balayan Rnesans deildi.
- Bir de reform dendiine gre, eski formuna dnmeyi anlatyor.
M- Yeniden organize etmek anlamna da geliyor ya. Yeni biim vermek.
Re, yeniden.55
Onu kabul edeceiz de o zaman bunu kutsamamza ne gerek var.
- Yenilik anlamna gelmiyor.
55
re- prefix meaning "back to the original place, again," also with a sense of "undoing,"
c.1200, from O.Fr. and directly from L. re- "again, back, against." Often merely intensive.
Yeniden asl yerine dnmek anlamndaki nek.
Kimi szlklerde slahat, yeniden biim vermek karlklarn veriyor. Bu karlklarla
da yeniyi, devrimi anlamamz mmkn deil. Hele Rnesans kelimesi ile birlikte dnrsek, tmyle olanakszlayor.
141
Gelmiyor. O zaman biz yutmamalyz bunu. Kitaplar da byle, aman Avrupa reform yapt, Rnesans yapt. Yok arkada, yok yle bir ey. te sylyorum, cad avcl drt yz yl srd. Keplerin anasn da hapse attlar. O
garibin anas da cad yargland.56 Canlarnn skldna cad diyorlard.57
M- Bir tarihi yle diyor hocam: Cad avcl dneminde yaayan insanlar iin, bunun bir safsata, bir bo inan, samalk olduunu anlamak ne
kadar zorsa, imdiden baktmzda o koca koca bilim adamlar, koca
koca filozoflar kolay bir ey diyebiliyorlar. Cad diye bir ey yok, insanlar cad diye ldrdler. Hadi bakalm o dnemde syleyin bunu.58
Bugn iinde bulunduumuz samalklar daha byk. ki dnya savanda,
birinci ve ikinci dnya savanda, bugnk ngiltere, Fransa ve talyann
nfusuna denk nfus ld. Dnebiliyor musun, tarihte byle bir ey
olmam. amz vecek halde deiliz. Bu kara bulutlarn iinden, alaca
bulaca bir k doar. Descartes onun iin nemli. Yoksa Descartes, neresinden baksan elinde kalacak bir filozof. Grekleri bilmez, doru drst
ortaa da bilmez. Ama batllarn bir huyu var, bizim yaptmz byk,
yani bizim yaptmz gzeldir, kendileri iin. Hele de Franszsan. Sylyorum, bat felsefesi, ta Platondan beri nesnesiz dnlmeyeceini ok
iyi biliyordu. Ama bu adam kt, cogito ergo sum, yapamazsn kardeim.
stediin kadar grlt yap, istediin kadar ge k, l bir dngdr bu.
Syledim, ontolojisi de sama sapan bir ontolojidir.
Madem atk syleyeyim; Descartes, iki tz var der. Birisi uzaml tz, birisi
ruh tz. Biz grdk ki, ruha ne derlerse desinler, bu bedenliliin ierisin-
56
Yetmi drt yandaki zavall kadn zincire vurulmutu ve paralarn kendisinin dedii
iki gardiyan tarafndan gzaltnda tutuluyordu. () Yaad byk skntlar nedeniyle
ruhsal knt yaayan Katharina Kepler alt ay sonra, 13 Nisan 1622'de ld.
James R. Voelkel, Johannes Kepler, ev: Nuri zlk, Tbitak Yay. s. 111-2
57
Tarihte cad ve dinsizlerin ikence grerek yaklmasn eletiren tek bir aziz yok. Neden? Neler olup bittiinden habersiz iniydiler? lenmekte olan insanlk suunun nn
alamazlar myd? Meryem, yetkililere haber gndermek iin neden yoksul kylleri kullanyordu? Neden dorudan yetkili kiilere grnmyordu? Kral'a ya da Papa'ya gitse daha
etkili olmaz myd?
Carl Sagan, Karanlk Bir Dnyada Bilimin Mum I, Tbitak Yay. Blm 7
58
zleyen yzyllarda, bata gelen Protestanlar da Katolik Kilise ile farkllklar gstermekle
birlikte, ayn grleri benimsediler. Desiderius Erasmus ve Thomas More gibi hmanistler bile cadlara inanyordu. Metodizm mezhebinin kurucusu John Wesley, cadln olmadn sylemek, bir anlamda ncil'i inkr etmektir, diyordu a.g.e.
142
Kitap 1 nerme 18
Tanr tm eylerin geici deil ama ikin nedenidir. (Aziz Yardml)
Tanr her eyin ikin nedenidir, geici nedeni deildir. (idem Drken)
60
Kitap 1 nerme 25
Tanr yalnzca eylerin varolularnn deil ama zlerinin de etker nedenidir. (A.Y.)
Tanr eyhtin hem varoluunun hem de zlerinin etkin nedenidir. (.D.)
143
146
10.Gn
Zaman Zaman
61
Gerek evren, edeyile var olan her ey, u holde, deimez ve. devinimsiz bir zdek
ktlesi olmaldr ve o ebedi ve deimez bir durgunluk iinde, her zaman kendi kendisiyle
ayn kalmaldr. Onun byle grnmedii sylenebilirse de, bu Pormenides'in cesaretini
azaltmaz. nsanlarn yaadmz dnya hakknda tasarlad her ey, onlarn grdklerini, iittiklerini ve duyduklarn (hissettiklerini) syledikleri her ey, diyordu Parmenides,
bir yanlsamadan baka bir ey deildir. Dorulua duyular deil de, yalnzca us ulaabilir, ve us tm soyut dnrlerin ilki yaln kendini beenmiliiyle byle diyordu
gerekliin tmyle farkl olduunu, deitirilemez bir biimde kantlar.
W.K.C. Guthrie, lka Felsefesi Tarihi, ev: Ahmet Cevizci, Gndoan Yay, 1999, s.55
148
Yok. Newton, her biimde saltk olarak bir uzaydan, saltk olarak bir zamandan bahseder. Yani bir tzdr ona gre. una, buna gre deildir,
kendinde vardr, uzay ve zaman. Zaten Einstein
E- Kendinden bir ey diye tanmlyor zaten.
Gzel.
E- Tz olarak tanmlyor, sizin dediiniz gibi. Esas tanmnda o var. Mutlak, deimeyen, kendinden bir ey olarak, hem zaman hem de uzay
yle tanmlyor.
Einsteinn att adm onu sfrlad, hiledi. yle bir uzaymz ve zamanmz yoktur, dedi.
E- Sizin tanmz daha ok Leibnizin tanm gibi.
Aa yukar.
E- O da byle tanmlyor galiba, uzay zellikle. Nesnelerin ya da sizin tz
dediiniz eyin ilikisel tanmlan.
Kesin olarak. Bir yapsal dzende uzaymz olmasayd, zaman da olmazd.
Nesneler, deviniyor, deiiyor. Biz o devinme ve deimeyi bir ksm mekanik aralarla lyoruz. Parametreler var, saatler var, takvimler var.
Diyoruz ki, u kadar zaman geti. Askere gider olumuz, diyoruz ki, ay
var. Biri seninle randevulayor, yarn saat onda bulualm. Bunlar hep,
senin benim koyduumuz parametrelerdir.
- Yani zaman ilineksel olarak var. Ama zaman bizim tzmzde bulunan
bir ey. Belli bir zaman kesitinde var olmamz gerekiyor, u tarihten u
tarihe. O zmzde var, her nesnede var.
Biz yle diyelim. Zaman bizim iimizde deil, biz zamann ierisindeyiz.
- Ama belli bir zaman kesitinde olmak zorunluluk.
Dorudur. Biz zamanlyz. Heideggerin nl eseri de Varlk ve Zaman62.
Orada gzel aklamalar yapar.
62
149
Zaman bylece bizim yaamsal alanmza giriyor. Hem de ok mthi giriyor. Zaman sandmz gibi fiziksel zaman gibi fazla temiz de deil, ak
yzl de deil, eli tertemiz deil zamann. nmze gelip ktnda, sra
dalar gibi nyarglar, gelenekler, treler koyar. Zamann eli temiz deildir. Zaman diyor ki, bana uyacaksnz. Zaman grnmeyen bir tirandr.
Kirli bir musluk nasl dalardan gelen sular kirleterek nmze korsa,
zaman da yle bir boru ki, btn gemii nmze yle kirlenmilikle
getirir yar. Biz onunla bir mr bouuruz. Yzde doksan dokuzumuz da
zamana teslim olur. Aman ha onu aarz demeyin.
Zaman kendi iindeki yaps bakmndan grdmzde, imdiki zaman
vardr, yan yanalk. Bir gemi vardr, bir de gelecek vardr. Gemii takvimlerle, tarihlerle leriz, deriz ki, bu gemi idi, u tarihte stanbul alnd, u tarihte Fransz devrimi oldu. Gelecekte de 3000 ylnda yle bir
Trkiye umut edebiliriz. Her biimde bunu ad, belirttiimiz gibi, parametrelerle llebilen, birbiriyle mukayese edilerek llebilen, devinmenin,
deimenin lleridir. Bir memurun, iinin alma saati, gnde sekiz
saati belirlenmi. Sekiz saat diye bir olgu var m, yok. Saatle ltmz
bir durumdur bu, olanaktr, konumdur, ortamdr. Ama asla tz deildir,
dilim varmaz ona. Bizi engelleyen bir ey yok, sekiz saat alabiliriz, sekiz
saat uyuyabiliriz, sekiz saat yle ya da byle davranabiliriz. Eylemlerimizi lmeye, nesnelerin deiimini lmeye yarayan bir ldr zaman.
Bunu biz bulmuuz. Zaman bizim icadmzdr.
E- Norbert Eliasn bir kitab vard63. Orada ayn eyi sylyordu. Zaman
toplumsaldr. Toplumun kuruluundan ta ilk zamandan beri, rahiplerin
ya da yneticilerin, insanlarn ne zaman ekeceini, ne zaman dikeceini
sylemesiyle oluan, tamamen toplumsal ve insann yaratt bir ey.
M- Ve toplumlar karmaklatka, zamann inceldiini syler. Mesela ilkel
topluluklarda saat yoktur, saniye, dakika yoktur. Gn falan da yoktur.
Onlarda, falan zamanda, harman zamannda, ktlk zamannda Zaman
l birimleri daha geni, nk toplum karmak deil. Ama karmaklatka, o ilikileri daha iyi dzenleyebilmek adna, lme iini daha
ince yapmaya baladk.
63
Norbert Elias, Zaman zerine, Orjinal isim: ber die Zeit, Ayrnt Yaynlar, ev: Veysel
Atayman
150
152
Acaba? Syle demek istiyorum ben. Birey, sosyolojik bir terim. Bir toplum
var, toplumun bir paras olarak Mjdat var. Mjdat o toplumda birey.
Syleyebilir miyiz bunu?
M- Evet.
Demek ki, etin, bir insan olandrda, demin ok gzel syledin, bir tmel-tikel iliki var. Birok ilikisi var. Burada, para-btn ilikisi var.
Birey ve toplum dediimiz zaman, birey toplumun bir parasdr. Uyrukla
devlet dediimiz zaman, uyruk devletin bir parasdr. Bunu kabullenebiliyor muyuz? Yerletirebiliyor muyuz?
M- Dinlerken ok kolay. Ama bunu iselletirmek
Ben de ondan sz ediyorum.
M- Bu ezberleniyor.
Ezberlenmesin.
M- Para-btn zerine belki de binlerce sayfa yaz yazlmtr, fizikiler
ve felsefeciler tarafndan. Kavramlar tam olarak oturtmak iin bunlar
zerine eylemek gerekiyor.
Bir yere gideceiz buradan. Hem de ok nemli bir yere gideceiz. etin
insan olandr, o bir insan soyunun, insan trnn bir tikelidir. Varolua
gelmi biimidir, trevidir. Konutuk bunu, bir buday tohumu buday
soyunun olua gelmi bir gesidir, tanesidir. Tikeldir bu, tekil deil. Bir de
u var; biz insan olarak milyonlarca, milyarlarca insan, evreni doldurmuuz. Bunlarn her biri, birer insan olandr. Bunlarn kendi aralarnda da bir
ilikisi var. O nedenle etin, bir insandr, insanlardan biridir. O yaylm
olan insanlardan biridir. Tpk toplumdaki bir birey gibi, onun bir paras
olarak, bir tz olarak. nsan, btn insanlardan bir tanesi olarak, bir tz
olarak evrende yer alr. Yani sen, Afrikadaki, Asyadaki, Amerikadaki
insanlardan bir insan olarak onlardan birisi olarak bir tzsn. Onlarla
eitsin, insansn. Bir yandan da senin boyutunda insan olmaklk var, etinin, insan olan dediimizdeki durum gibi. Tabi etrefil bir konu.
Devletin uyruu var, devletle ilikiler var. Ne olarak, uyruk-devlet ilikisi
var. Ama sonuta uyruk, devletin bir parasdr. Birey-toplum ilikisi var.
Sonuta birey, toplumun bir parasdr. yi de biz insan olarak, bir insanlk
153
kendisi besler, bytr. Derken ona kar tepki byr byr. Bir gn oba,
ellerinde sopalarla reislerinin evini evirirler. Balarlar barmaya; onursuz adam, tremizi yktn, erefsiz adam, yktn bizim gemiimizi, gnder
piini daysna, onun yeri oras. Gryor musunuz arkadalar? Bu, olmu
bir vaka. Gnder piini yerine, daysnn yanna, anasnn kannn akt
yere, soyunun olduu yere, sen onu sadece rettin, o kadar. Derler herkes
uyruk, eer olabilirse tabi. Eer olabilirseden kastm u benim; yasalar
nnde eitse, yasalar birini kollamyorsa, ya da yasalarn ynettiini
syleyenler birilerini kollamyorsa. Uyruk olmak ok zordur arkadalar.
Demek ki uyruk olmak da kolay bir ey deil. Geri uyrukluk, pozitif hukuk
asndan herkesin eit sayld bir statdr, devlet ierisindeki bir stat.
Birey olmak, uyruk olmak, vatanda olmak, devlette, bir de insan soyunda
bir tikel olmak ve yine insanlar arasnda bir insan olmak ve kii olmak
birbirinden ok ayrdr.
Kiiye niye vurgu yapyoruz? Kiiden sz ettiimiz zaman, kiinin balants yoktur. Kii olmak iin bir topluma gereksinme yoktur, bir devlete
gereksinimin yoktur, bir soya gereksinimin yoktur. nsan, uyruk, birey
olduun gibi, hibir balantya ihtiyacn yok. Birey, uyruk, insan, greli
terimlerdir. Birisi insan soyuna gre bir tzdr, bir gedir, ne dersen de,
birisi bir topluma gredir, birisi bir devlete gredir. Kiinin hibir bants yok arkadalar. Bunu ahlakta bol bol ileyeceiz. Kii olmak, tanr olmaktr, zaman silmektir, toplumu silmektir, ben olmaktr, zgr olmaktr.
Tarih, gemi, grenek nmze byle tsunami gibi yuvarlanarak gelmiyor ama onun taycs var: Toplum. Sen bir ey yaptn zaman, oradan
sorgulama balar. Konumaya balarken syledim, bugn 21. yzyla girmi Avrupann en nemli filozoflar teologdur. Dnyann yzde doksan
dokuzu, tarihin kuludur, klesidir. Tekrar ediyorum; zaman, masum deildir.
M- Buradan bir ey sylemek istiyorum. Kii kavram ok nemli bir kavram. Biz, diyor Spinoza, insandan bile ok kolay sz edemeyiz. Daha
dorusu Deleuze onu konuturuyor. nk diyor, Kolomb, Amerikay
kefettiinde ve ardndan Amerika igal edildiinde, grdk ki oradaki
insan hi Avrupal insana benzemiyor. Hepsi, basit bir grip yznden
sapr sapr ldler, vcuda bakn. Siz nasl insan diye hemen toptan bir
dnceyi ortaya atp iin iinden kabilirsiniz. Bakn grip mikrobu
155
hepsini ldrd. Silahtan ok hastalktan lmler. Her tarafa bez aputlar atmlar
- Hastalkl battaniyeler.
M- Bunlar gripten lyor, silaha gerek yok ya!
Bu da insand deil mi? Eklemek adna sylyorum, penisilin yeni ktnda, ok dk dozlarda kullanld. imdi onun kat kat st kullanlyor.
Yani ilk ktndaki kullan bugnk dozda olsa ldrr. Ama bugn
kimseyi ldrmyor. Ne oldu peki? Dediine aynen katlyorum.
M- Dolaysyla kii, ontolojik bir kavram.
Evet. Ona geleceiz zaten. Kii, seen bir olandr. O, seen bir tzdr, esizdir. Einsteinn gzel bir sz var: nyarglar yok etmek, atom ekirdeini paralamaktan daha zordur. Gerekten gz kamatrc bir sz. Bir
fizikinin bunu sylemi olmas ok ilgin. Yaam, grm. Bir toplum
ierisindesin, toplum, tarihinin kulu klesi, tarihten retilmi gelmi bir
sr ba olan nesne, senin karna dikiliverir. Anan olarak, baban olarak,
arkadan olarak, toplumun, devletin, polisi, hkimi, subay olarak dikilir.
Karna dikilir ve kullar balar dayatlmaya. Geen gn alar kardeimiz,
bugn de acaba gemi gibi mi, diye hakl bir soru sormutu. Dedik ki,
daha da vahimiz ama biz farknda deiliz. Mslmanlar hicri takvimi kullanr, yani peygamberin bir yerden bir yere gittii Btn dnya sann
doumu milat olarak alm. Bundan iyi nyarg m olur? Tutuklam seni.
Niye aldn kardeim? Ben zorunlu muyum bunu milat kabul etmeye? Ama
tm dnya benimsemi. Sen istediin kadar rpn, yazacan ey udur;
bugn 2012 ylndayz. Bunlar delip detike, nyarglar bizi ylesine
sarm sarmalam ki, korkun bir ey bu.
- nsan o yzden herhalde, doduu dnyay pek gremiyor. Onun iinde doduundan gremiyor. Sanki zaman onla balam.
M- Toplum ve kiiyi ayrmaya altk, ayrdk. Bu bir tartma, toplum
ncesi tartmas. Toplum ncesi, bireyler vard, kiiler vard. Bireyle
kiiyi ayrmamz lazm ama
Birey diyelim.
156
157
nasl zgr olur? Sorun burada. kinlik evreni, ontolojik olarak zgrl
dlar. Bunu kafamza koyalm.
M- Ama hocam
Tartmaya hazrm.
M- kinlii eer kabul etmezsek, o zaman aknl kabul ediyoruz.
kinlii kabul etmezsek, aknl kabul etmeyiz, yok. nk o bizim zgrlmze ters olur, aknl kabul etmeyiz, kendiliindenlii kabul
ederiz. Biz evrenimizi neden tanrnn alm olarak kabul etmek zorunda
olalm? O bir sreti, o bir evrim sreciydi, bir olu sreciydi, kendiliindenlik sreciydi, bugne geldik. Bir tanr niye yaratsn onu, bir. kincisi,
bir tanrnn deikesi niye olalm?
M- Ben nce bir anladm syleyeyim. Hoca nk kendi yorumunu syledi, Spinoza ile ilgili.
Elbette ki kendi yorumum.
M- Hayat zorunlu mudur, zorunlu deil midir? Elimizde olan tek ey, hayatn varoluudur. Demek ki zorunludur. Zorunlu olmasayd, hayat diye
bir eyden sz edemezdik. Tanrnn varl zorunlu olarak varolu ierir.
z diyelim.
M- u ayrm iyi koymak lazm. Tanr ya da doa, der Spinoza. Bu ya da
ok nemlidir. Tanry atn, doa deyin, fark etmez. Ben o yzylda yayordum, o yzylda tanr diyorduk. Felsefi bir kavramd orada tanr,
ben o kavram kullandm. Yirminci yzylda yaasaydm, tanr kavramn kullanmaz
Evren ya da doa derdim.
- Doa da zorunlu varolu ierir mi?
M- Doa, kendi kafasnda, ben olaym da aalar olsun, kular olsun, her
ey olsun, o uraya gtryor; bir tanr var, kafasna gre ben insan
yarataym, ben aac yarataym Bunlar hayatn zorunluluundan gelen deikelerdir, evrenin deikesi. Evren diye bir btnden bahsediyor. Ama btn, yle bir btn ki, unun btnl gibi deil. Para da
158
var, aa paras, insan paras ve dier btn paralarn birbiriyle srekli etkileiminden oluagelmi bir evren. Bu ikincilikte zgrle
yer vardr, diyorum.
Zevkle dinledim. yi de bir alm yaptn. Acaba anmsayacak myz? Ethicann bir blmnde, natura naturans ve natura naturata diye bir ikilemden sz eder.
M- Doalayan doa, doalanan doa.
Bak. Ben Spinozaya kzyorum. Niye biliyor musun? Arkadam diyorum,
sen baya da yetenekli olmana ramen bu terimleri niye kullanyorsun?
Bana gre ikincilik evreninde natura naturans yok, natura naturata var.
Yani, bir yumurta var o civcive dnm gibi konuuyor. Oysa ki natura
naturans diye bir ey yok. Ne var? Evrene dnm bir ey var. Tanr
iken evrene dnm deil. Bizim evren olarak grdmz, evrendeki
nesneler olarak grdmz bir yap ile kar karyayz. Yani o nce tanryd da sonra evren oldu diye bir olay yok. Spinoza onu demek istemiyor.
M- Etkileimden sz ediyor hocam? Doalayan, doalanan.
Doayalan yok.
M- Onu ortadan kaldralm deniyor nk kavram karkl yaratyor.
Yaratyor. Yaratlm evren, yani olumu evren var. Onu oluturan yok, iki
tane yok. Yaratan tanr, yaratlan evren olur. Spinozann o dili, kafa karklna neden oluyor.
M- Ben hep yle anladm. Aacn olmas, bir doalanan doa rnei. Aa,
insan ve bunun gibi tzlerin bireimi de dieri.
Zorlam oluruz. Spinozay ben, teki nermeleri de gz nne alarak
sylyorum Bizim tanrmzn iki temel zellii var, doru mu? Ona baktn m bilmiyorum. Dnce ve uzam. Kimi zaman biz bir nesneyi, bir deikeyi, bir modusu dnce yklemiyle, dnce bir yklem deildir,
Spinoza gene kt dil kullanyor, dnce bir rndr bazen de diyor,
uzam yklemiyle uzam da bir dkn yklemdir, ikin yklem deildir
ama diyor, sonsuz sayda onun nitelii vardr. Peki diyorum, sen burada
Kantn dilini kullanmyor musun? Kant, biliyorsunuz noumenal alandan
sz eder. Der ki, biz bu alan bilemeyiz. Peki, bilemezsin de niye var diyor159
160
M- Spinoza da diyor ki, hocamn kar kt, biraz hakllk var sanki, evrenimizin bilmediimiz boyutlar var, diyor.
- Onunla ilgili nasl konuabiliyor?
M- Hoca diyor ki, konuamaz.
Ben felsefi bulmuyorum.
- Adam bir forml kurmu. O formle gre diyor ki, u parack var. Ama
ikinci bir aama gerekiyor, ispat. Formlden bunu kardn, ama bunu
bir ispata dayandrmamz gerek. Sen bunu kendi mantnla aklamsn, onu nasl ispatlayacaksn? Mmkn deil. Yine ayn ekilde; bilinmezi, bilinemeze dayamak mant bu.
Ben ve bat felsefesinden, bat ekininden, ekini, kltr anlamnda kullanyorum bat gemiinden, bat tarihinden, bu zel bir duygudur ama tiksiniyorum, gvenmiyorum. Efendim ortaa, ortaa karanlk a. Batnn
kendisi bunu sylyor. Ne olmu? Aydnlk aa gemisin, sen sylyorsun bunlar. Ne demisin? Rnesans, reform. E balamsn cad avna!
Arkadam, Rnesansn reformunu brak, aydnlk olduunu sylediin,
aydnlanma anda bile cad avna devam etmisin. Rnesans brak,
usun egemen olduu bir a yakalamsn. 17. yzyln sonu, 18. yzyl
batanbaa 19. yzyla tmyle aydnlanma demisin. Rnesansn yaadn, aydnlanman yaadn, reformunu yaadn, hadi cad avlarn da ho
grdk, cadlar brak, sen 20 ve 21. yzylda btn insanlarn avna yneldin. Cinayet a balad, hangi ortaa? Sen Birinci ve kinci Dnya
Sava ile tm dnyay kana boyadn. Eline aldn tfei, gittin dnyay
istila ettin. Ondan sonra bana akl veriyorsun. Bu batlya ben salkl yaklaamyorum, kt gibi gryorum. Senin aydnlanman kanl, Rnesansn kanl, reformun kanl, kanl olu kanl. Ortaa yapmsn gnah
keisi, svdrp duruyorsun insanlar. Senin her an ortaa.
Bir notumda yle demiim: Spinozann Ethikasnda, Yahudi tanrs Yahve,
salna salna geziyor. Tek tanrc bir kitap, ikinlik pek gremiyorum, demiim. Bunu bugn de yineliyorum, kurtulamam Yahvecilikten. Dost
Yaynevinden kt, onu okuduktan sonra tartmak gerekiyor, iki tane
161
politik zerine kitab var, bu sende var galiba. A oku; Spinoza, Yahudilie,
Musevilie inanyor mu, inanmyor mu?64
M- Kesinlikle inanmyor.
Kesinlikle inanyor. Kesin olarak Musevilii kurtarmak iin ok zenli
cmleleri var. Spinoza, kafas ok kark bir insan. Onun da tesinde, bir
felsefenin aya yere basacak. Sylediin sz bir eye varacak. Sen bunu
dorulayacaksn ya da kantlayacaksn, nc bir k gremiyorum. Batllar bunu sk sk yapyor. Hegel efendi, evrenimiz saltk geistin almym ve biz znel tin, znel geist imiiz. Bu ortam, kltr, tarih, siyasi yap,
hukuki yap da nesnel tinmi. Biz nesnel tinde kiilie erermiiz. Tam da
dvldmz bir yer oras. Kim syledi sana? Dnyann en iyi hukuku
olsa, benim koymadm hukuk iyi deildir. Ben doruda yanlta deilim,
ben koymadm. Birileri koymusa, o benim ayrdna varamadm bir kazk atacaktr bana. Niye koymu ki onu? Bana diyor ki, sen koyamazsn,
ben koyarm kural. Niye? te i orada atallayor. yi kural, kt kural
deil, benim koyduum ve koymadm kural. Kardeim, ben kt kuralla
ynetilmek istiyorum, sana ne?
Siyaset felsefesine girdiimizde greceiz, bir bireyin yerine baka bir
birey geemez ya da daha dorusu kiinin.
M- Sanki bu zmsz bir soru. Her zaman, devleti merulatrmak iin,
ynetimi merulatrmak iin, una bavurulur. Kiiler, tutkularyla ha-
64
1-XXII. Din sz konusu olduunda, insann Tanr'y ve yetkin bir ruhu ne kadar ok
severse o kadar zgr ve o kadar kendiyle uyumlu olaca kesindir. Bununla birlikte,
grmezden geldiimiz doann dzenini deil de yalnzca akln dinle ilgili buyruklarn
gznnde bulundurduumuz srece, ve ayn zamanda akln dinle ilgili bu buyruklarn,
Tanr'nn bizde de sesini duyurduu anm olarak ya da yasalar biiminde ortaya km
peygamberler olarak dndmz srece, insani bir dille konumak gerekirse, u insann, kendisini btnsel bir ruhla seven Tanr'y dinlediini, ve tersine, kendini kr arzuya
kaptran bir baka insann da gnah ilediini syleyebiliriz. Ama ayn zamanda unu da
anmsamalyz: nasl kil mlekinin gcne boyun eiyorsa biz de Tanr'nn gcne yle
boyan eiyoruz; mleki, ayn topraktan kimiyle onurland kimiyle utand kaplar yapar, ayn biimde insan da, ruhumuza yasalar gibi ya da peygamberlerin yasalar gibi baslm olan Tanr'nn bu buyrultularyla tersleen bir biimde davranabilir, ama tm evrene kazlm olan ve tm doann dzenini ilgilendiren lmsz buyrultuyla tersleen
bir biimde davranamaz.
3-X Demek ki her birey, nerede olursa olsun, Tanr'ya gerek bir dinle sayg gsterebilir
ve dinin esenliini gzetebilir, bu da her yurttan grevidir.
Teolojik-Politik nceleme, Spinoza, Dost Kitabevi, 2009
162
reket ettikleri iin tek bana karar verirlerse bir kaotik ortamda yaamak zorunda kalrz.
yle olacaklarna inanrlar.
M- nanrlar. Onlarn kafasnda bir sopal adam kurallar dayatmak zorundadr. Bunu diyor Rousseau da, biz birlikte karar alarak yaparz. Dolaysyla bu bizim zgrlmze ok ters deildir. nk buna beraber
karar verdik. O sopal adam biziz aslnda, diyor. Sopay yiyen de biziz,
sopal adam da biziz.
Doru. Paradoks.
M- Zaten Rousseau paradokslar eklinde kurmu toplum szlemesini.
Devlet dediimiz ey, hem benim hem ben deilim. Ama ie yaramyor.
e yaramad ok aikr. Hocann itiraz bence bu anlamda. Ama dierini de ok net ve aydnlk bir ekilde anlatmak, biimlendirmek,
kurmak benim rastlamadm bir ey.
Rastlamam olabiliriz. Ben unu diyorum; bir elitilik var. Okumular,
bilginler, nemli adamlar ynetir, tekiler de ynetilir, ta Platondan beri
bilinen. Hala bu demokrasi dediimiz ey, demokrasi diye bir ey yok,
cumhuriyet kardlar. Terimlerle oynayp bizi dolana getirmek, olay bu.
Cumhuriyet Arapa, toplum demektir cumhur, demos da Greke toplum
demektir. Yarm yamalak siyaset bilimciler, felsefe bilmez, ter dururlar.
Cumhuriyet varm ama sertmi, demokrasi daha dzgn. Kim syledi
sana bunu? Terimleri bu kadar alet etme. Trkiyede ve dnyann birok
lkesinde yarg sistemi var. Yarglar hukuk bitiren, hukuk zerine uzmanlk edinen kimselerdir. Bunlarn verdii kararlarn, dnyann her tarafndaki ortalama bu ve buna yakndr, yzde otuzu bozuluyor, yzde yetmii onaylanyor. Halkn, ofrn, kasabn, ayakkab boyacsnn, kuafrn
oluumuyla meydana gelen jri sisteminde kararlarn yzde doksan sekizi
onaylanyor, ikisi bozuluyor. unu sylyorum: Ne yaparsanz yapn, tartma ok nemlidir. Kamuya alm konu ok nemlidir, kamu tartmsa zor kt karar verir. Birileri oturmu karar vermise kt karar verir.
Ne demek elit, u ynetir bu ynetir? Biri diyecek ki, profesr, ben de diyeceim ki be dil bilen profesr. ls ne bunun? Yok. Birisi ilkokul
mezuna elit diyecek, biri ortaokul, biri lise mezununa vesaire. Ben ne zaman birilerinin kararlarna bal oluyorum, kt ynetiliyorum. Kural
163
kitap, Ethica ile pek badamaz. Ethicada, Spinozada zgrlk gremediimi syledim, bunda srar ediyorum. Biz almz, orada evrenin bir kipi
olarak, modus olarak, belirlenmiiz, bilgi edinebiliriz, bilgi edinirken, niye
ediniriz? Bamza gelenlerin neden bamza geldiini reniriz. Bamza
gelmesini nleyemeyiz. Ben yle anlyorum. Yani kafama bir tula dyor. Bunu reniyorum. Usta orada beceriksiz alm. Ya uca koymu
rzgr esmi, ya da alrken elinden kaydrm, kafama tula dm,
gitmiim. Gitmemisem, anlyorum ki tula bama o ustann beceriksizlii
yznden dm. Bu zgrlk deil. zgrlk u: Ben yolda giderken
orada tangr tungur bir alma grmsem, inaat denen olguyu az ok
biliyorsam, oradan bir ksm tehlikeli nesnelerin, isteyerek ya da istemeyerek dtn kestirebiliyorsam, zgrm. Yolun ortasndan giderim
ya da kar kaldrma geerim. zgrlk budur, benim grm. Yani dibinden gideceim, tulay yiyeceim, oy kafam diyeceim, ondan sonra
diyeceim ki, ben bu zorunluluu anladm, yer ekimi var, orada ustann
beceriksizlii var, kafama tula dt.
M- Ben de yle anlyorum. u an bir rzgr var ve rzgrn maddelilii ile
benim maddeliliim bir etkileime giriyor. Rzgr bana deiyor. Bu zorunludur, nk ben bunu yayorum. Bama gelen bir ey bu benim.
Ama benim zgrlm urada balyor. Bama gelen bu eyle nasl
iliki kuruyorum? Yani rzgrn beni etkilemesini nasl belirliyorum.
Ben burada iin iine kendimi nasl dhil ediyorum. Rzgrn bana dokunmas zorunlu. Tpk iimde kanserli hcrenin olmas gibi. Tpk,
arabamla gidiyorum, arkadan bir adam geldi bana arpt. zgr deilim, arpt. zgrlm urada balyor: Ne yapacam, ne yapabilirim.
Spinoza hep zgrl syle tanmlyor. Ne yapmalym eklinde deil,
ne yapabilirim. Ne yapabilirim diyorsa bir filozof, orada mthi bir zgrlk var. Bizim maruz kaldmz eyler vardr, diyor, bunlar zorunludur. Ama u zorunlu deildir diyor, maruz kaldklarmla gireceim
ilikiyi ben belirlerim.
Dediklerin doru ama bunu Spinozann demedii de doru. Uyanklk
yapp bize Deleuzen dediklerini aktaryorsun. Mjdatm akmayaym
diye rzgrdan gitti, Deleuze, dalgalardan bahseder. Der ki, dalga vuruyor
bana, of dayak yiyorum, dvlyorum, dvyor beni dalga. Eer ben yzme renmisem, dalgann ilikilerini renmisem, o ilikiye kout iliki165
65
Max Scheler, nsann Kosmostaki Yeri, Ayra Yaynlar, ev: Harun Tepe
66
Bedia Akarsu, Kii Kavram ve nsan Olma Sorunu (Max Scheler Felsefesi'nde Kii Kavram
ve nsan - Olma Sorunu), nklp Kitabevi
67
166
hareket eder, ufak tefek yetenekleri vardr ama insan, seer. Onun iin
sulu olan insandr.
M- Ben kiiyi yle anlyorum. Kii, tek. Tek olmasn, o zaman bizim bir
ekilde kantlamamz lazm. Neden tek?
Tabi. Kantlayacaz.
M- Neden Mjdat tek, Ertan tek, alar tek? Onu tek yapan, sadece seimleri olmasa gerek.
Elbette.
M- Spinoza ona g diyor. Var olma gc.
Evrenin yasalar var, onlar greceiz. Bir tan ta olmas kolay, insann
insan olmas ok zor. Ona dikkat edelim. Bir aaca iyi bakarsn, gbresini
iyi verirsin, asn iyi yaparsn, ilacn verirsin, aa en gzel olur. nsan,
ne yaparsan yap, iyi olmayabilir.
M- Burada itiraz edeceim. Aa olmak da, ta olmak da bence bir abay
gerektiriyor. Ta olmadm iin ben kolayca diyebiliyorum ki, ta olmak kolaydr. Aa olmadm iin, aa olmak ok kolaydr diyorum.
Aacn olu hareketini hissetmiyorum. Onun kklerini yaymas, suyu
almas, havayla ilikisi vesaire. Kendini rzgra, yamura, souk havalara, dona vesaireye korumaya kar abas, kim bilir nasl bir mcadele veriyor?
- Oradaki zorluk sre, seme yok.
Bir gln kenarnda bir aa yz metre tede kurumu, bir de hayvan lei
var. Aacn kurumasna nedendir deriz? Susuzluktan diyebiliriz. ok scak
bir iklim, orada aa kurumu. Aa, seimiyle gidip glden su iemezdi.
Hayvan ls iin bunu dnebilir miyiz? Hayvan orada lm, susuzluktan lmtr diyemeyiz. Hayvan igdleriyle suyu grr, gider, ierdi.
Hayvan baka bir nedenle lmtr diyebiliriz. kisinin koullar karsndaki durumu farkl. nsana getiimizde durum tamamen deiiyor. Sadece gln kenarnda olmak deil, insann kuyu kazp suyu bulmas olasdr.
Kazman var, krein var, sen orada yeillik grdn altn kazsan suyu
kartabilirdin diyecek kadar susayan sulayabiliriz. Hayvan sulayamayz, hayvan kaz yapamaz. Hele aac hi sulayamayz, yani seim alanlar
168
ceksin, amenna ama Spinoza dedi diye insandaki zgrlk alann ta gibi,
doa yasalarnn buyruuna terk edemeyiz. Asla edemeyiz. Kesin olarak
direnirim orada. nsan bir ta deildir, ayrca ta dnmez. Dnme
tan ilkelerinde yoktur. O birleiktir.
M- Tabi kesinlikle. Benim sylediim tamamen bu. Taa indirgemek diye
bir ey yok. Kii hocam kii, ta, oradan yola kmaya alyorum. Yani
ben, kiiyi sadece insan olarak deil, bir g olarak aldm zaman, kii
bir gtr, bir g toplamdr. Sizin gcnzle benim gcm farkl olduu iin, siz ayr bir kiisiniz, ben ayr bir kiiyim. Buradaki g, neyi
belirliyor? Seme gc diyebilirsiniz mesela. Seme gc, sizle benim
aramdaki farklar belirtir. Seme, tan bir zellii deildir.
Deildir.
M- Bunu byle koyarsak, o zaman granit, akl tandan fark, onun gc
ile alakaldr. Farkl bir gtedir. Granitle ta ta olmaktan farkllatran, kiiletiren, granit ayr bir kiidir, ta ayr bir kiidir ama ikisi de
tatr. Hatta iki akl ta bile g olarak birbirinden farkldr. Birini
mesela, ekile vurursunuz, tak diye krlr, br drt defada krlr.
O krma, eki vurma, dikkat edersen sen, ben vuruyoruz. Bana vurma
diyen yok.
M- kisine de bir ta dt, daha byk bir ta.
te tatan da saknamyor.
M- Ya da demir dt.
Ne derse dsn, saknamyor. Balarna geliyor bu. Yani yaptklar
ettikleri deil de uradklar ey bunlar. Uramaktan kurtulamyorlar.
Yani daha sert olmu olmas onun bir seimi, usu busu deil, onun yap
dzeni. Benim demek istediim, ona kendinde olmayan nitelikler, ilkeler
yklemeyelim diyorum.
M- Yklemeyelim.
O bamza dert olur.
M- Siz bizim yap dzenimizi aklarken, zincir kullanyorsunuz ya hocam.
te, birleik, dirilik, en sondada seimlilik, semek diyorsunuz. Bu bi170
171
11.Gn
Dil oyunlar
Sert bir nesneye biz ta deriz. Franszlar, baka bir ey der, ngilizler bir
ey der. Ama ngilizler de o dedikleri nesneye serttir derken bizim taa
sert dediimizi anlarlar. Nesne zerindeki yarglarmz keyfi deildir, uylamsal deildir, nesneldir. Ama ad verme nesnel olarak dnemeyeceimiz kadar keyfidir. Ona biz toplumsal bir olgu deriz. Biri ta der, tekiler
de onaylar ite dil olumutur.
Motorlu tatlar yoktu, ulam ne ile oluyordu? Klasik nesnelerle, at, eek,
katr, deve gibi. Motorlu tatlar devreye girdi, derken baka eyler devreye girdi. ehirlerde yoksul insanlarn bindii aralar tredi. Oradan bir
rtkan barmaya balad. Birisi dedi ki o araca, dolmu. Baka dilde yok.
te bir uylam. Dolunca yryen ara, gzel de bir ad. Aracn zelliine
hi dokunan yok, araca u bu diyen yok. Ama diyor ki, bunun ilevinden
dolay, dolunca giden ara, dolmu. Siz dolmu terimini kullanmadan bir
kimseye o dolmuu aktaramazsnz. Kendi anlnzda onu tekrar anmsayamazsnz. O dolmu diye yazlmsa oraya, onun imgesi olumutur.
Nasl olumutur? Bir kapal ara, otobs, minibs cinsinden, yannda bir
rtkan, bir kuyruk olumu, bir levha var, falan yere gidiyor. Tamam
diyorsunuz, bu dolmu. Szckler, bir boluu dolduruyor.
Taklit dendi olmad, yknmeyi Trke olmasna ramen renemedik,
birileri kt dedi ki, akma. Herkes akma diyor deil mi? te bir sz,
kimi zaman tutmaz, kimi zaman da oturur. Muhakeme-i Temyiz, elli sene
nce Yargtay deseniz bir kii anlamazd, bugn Muhakeme-i Temyiz
deseniz bir kii anlamaz. Oysa ikisi de ayn. Bugnk Yargtayn kapsnda
da Yargtay yazld. Nasl oldu bu? ura- Devlet desek, ka kii anlar? Bu
Dantay. Birileri de km, parlamentoya kamutay demi, tutmam.
Orada Trkiye Byk Millet Meclisi yazl, kamutay yazl deil ama onun
Trkesi kamutaydr. Demek ki orada bizim imgemiz kamutay deyince
meclise doru gitmiyor, havada kalyor. Yargtay deyince Yargtaya gidiyor, Dantay deyince Dantaya gidiyor, cbbeli bir ksm adamlar, ktipler, daktilolar, duruma odalar vesaireye gidiyor.
Bizim usumuz, dil olmadan alamaz, mmkn deil. Birisi onu saptamaya yaryor, dil olarak, birisi de onu retmeye yaryor. Ad verme eylemi
olmadan bir ocuu aramayz, o hep X olarak kalr. Ad verdiimiz zaman onu arrz. Augustine, tiraflarda ocukluunu anlatrken yazyor:
nsanlarn baz nesnelere baz adlar verdiklerine ve hangi nesnenin ad
174
sylense ona doru yneldiklerine dikkat ettim ve belli bir nesneyi gstermek istediklerinde kardklar sesin, o nesneye verdikleri birer ad
olduunu anlayp bunu belleime yerletirdim.68 Bu anlatm Wittgensteinn ok houna gitmi69. Wittgenstein gzel bir filozof. 20. yzyln
bata gelen filozoflarnn Nicolai Hartmann, Max Scheler, Martin Heidegger, Ernst Cassirer bir tanesi de odur. Dehetli bir filozoftur. ki dnemi
vardr. Resim dnemi var. Orada diyor ki, d nesneleri alrz, ona ad veririz aynen onu yanstrz. Bu birinci dnemi. ok atlayarak sylyorum,
ikinci dneminde diyor ki, Augustinee sapland yerde, dili konuma
iinde, kullanm iinde deerlendiririz, bir nesnenin ad nemi deildir. O
nesne ile ilgili bizim dncemizi kullanm ierisinde syleriz, o zaman
anlam kazanr, diyor, ikinci dnemindeki Wittgensteinda. Bugn felsefede
arlk kazanm olan, teki dilcileri etkileyen yn budur. Kullanm iinde
dil. Orada der ki, dil ailelerinden ne anlyorsunuz? Oyundan ne anlyorsunuz? Oyundan ok ey anlarz, diyor.70 Futbol bir oyun, kumar bir oyun,
bri bir oyun. Peki, ne var, bu oyun dediimiz zaman? Biz onu nasl kullanmsak yledir, diyor. Oyun diye bir ey yoktur, diyor. Bu onun gr,
aktaryorum sadece. Bana sorsanz, eer o oyun deilse ne diye oyun ad-
68
69
70
Bu benzerlikleri nitelendirmek iin aile benzerliklerinden daha iyi bir ifade dnemiyorum; nk bir ailenin yeleri arasndaki eitli benzerlikler: Yap, ehre, gz rengi, yry, huy, vs vs ayn ekilde st ste gelir ve apraklar. ve yle diyeceim: oyunlar
bir aile oluturur. Ludwig Wittgensten, Felsefi Soruturmalar, ev: Deniz Kant, Kreyel Yay. stanbul 1998
Felsefi Soruturmalarda dili belirlediimiz ey dil oyunlardr. Dil oyunlar ile Wittgenstein yapc eleri deil, dile ilikin btn etkinlikleri ifade eder. Bylece birinci dneminden farkl olarak tek bir kurala dayal olarak ortaya kan, sabit, deimez dil anlayn dilin mozaik yapsn- terk ederek, kullanm ierisinde, kendi kurallar ile eitli ekillerde belirlenen bir dil oyunu kuramn benimser. Ayegl Yldrm, Wittgenstein
Felsefesinin ki Dnemindeki Fikri Farkllklar, Ankara 2008
175
n verdin, diye sorardm. Bir ey var ki ona oyun dedin. At yarna oyun
demisin, brie de oyun demisin, futbola da oyun demisin, birdirbire de
oyun demisin. Bir ortak yn var, bir tz var ki oyun demisin, diye
diretirdim ben. Ama yle demiyor o, kullanm iinde gider, diyor.
Felsefenin gzellii u; binlerce gr bileceksin, duyacaksn, tartacaksn, dneceksin. Krn keyi belledii gibi bir ke ktdr, deil.
Wittgensteinn ok grlerine katlmyorum ama sylediim gibi, ok da
byk bir filozof. Benim beynime de byk katklar olmutur, sizin de
olacaktr. ok gzel iki kitab, brleri de evrildi, yayndadr, onu salarsnz, alrsnz. Birisi Soruturmalar71 diye geen, sylediim kitabn addr,
nl bir kitaptr. teki de Tractatus72 denilen ilk kitabdr. Bir gn ayaa
kalkm, geziyor odada. mezliini Russelln yannda yapt. Bir ara Russella dnm, demi ki, ben dahi miyim, deli miyim? Russell ok zeki
adamd. Demi, ikisi de olma ihtimaliniz ok fazla.
Bu kii kken olarak Avusturyalyd. Gitti, ngilterede felsefe yapt. Bilgi
vermek iin sylyorum Birinci Dnya Harbine girdiinde AvusturyaMacaristan mparatorluu, Osmanllarla balak olarak, bu vatanda da
gider Yahudi kkenli olmasna karn, orduya yazlr, aslanlar gibi gider
vatann savunur, tutsak der, talyaya gtrrler, Monte Cassinoda
yatar, o nl Thomas Aquinasn manastrnn olduu tepede hapis yatar.
Sonra da kurtulur, felsefeyi srdrr. Bir ksm skntl ilikileri vard,
biliniyordu, rahatszd. lrken de btn tandklarna iletilmek zere;
syleyin onlara, muhteem bir yaamm oldu. Byle bir para sunmu olaym. Babas byk bir makine trstnn sahibiydi, zengindi. Be kuru
almad. Gitti kylerde retmenlik yapt. Gerekten de gz kamatrc bir
yaam olmutur, kim ne derse desin. zverili, askerliini yapm, retmenliini yapm, kimseye eyvallah etmemi, felsefesini de yapm, gmbr gmbr gemi gitmi.
Demek ki biz, dil olmadan dnemeyiz. in zeti bu. Lockeu da yok
saymyorum. Tabi ki szler dncelerimizin simgeleridir, iaretleridir
ama dncelerimiz baka bir eyin iareti olduu iin o da iarettir. Ben,
71
72
176
73
Arapa mar ab '" ferahlkla' (karlama sz)" fiilinden alntdr. Arapa fiil Arapa
r b kknden gelen ra ab " ferah ve geni olma" szcnn zarfdr. Sevan Nianyan, Szlerin Soyaac
74
Selam: Arapa slm kknden gelen sal m " 1. sa ve salam olma, gvende olma,
bark olma, 2. salk, selamet, bar, gvenlik" szcnden alntdr. Arapa szck
Arapa salima "sa ve salam idi" fiilinin masdardr. (NOT: Bu szck Akata ayn anlama
gelen al mu veya ulmu szc ile e kkenlidir. Akata szck Sumerce ayn anlama
gelen silim szc ile e kkenlidir.
Teslim: Arapa slm kknden gelen taslm " 1. sunma, tm haklarn birine devretme, boyun eme, 2. selam verme" szcnden alntdr.
178
Mslm (o. Mslman) Arapa slm kknden gelen muslim " teslim olan, islam
olan" szcnden alntdr. Arapa szck Arapa isl m " teslim olma, direnmeme,
islam dini" szcnn ifl vezni (IV) failidir. Sevan Nianyan, Szlerin Soyaac
75
179
76
181
atyor. Bir eylemin iyi olduunu bilmek, onu yapma gvencesine kavuturmaz, ktsn de yapabiliriz. Buradan gidelim bilince.
- Dediim gibi bilin, bilmeyi gerektirmiyor.
Gerektiriyor gibi geliyor bana. Aksi halde bilin olmazd. Bilinlilikten sz
ediyorsak, onu bileceiz. Bilmediimiz bir evrende bilinli olduumuzu
syleyemeyiz. Sokratik bilmeme bilinci var. Sokrat diyor ki, ben bilmediimin bilincindeyim, bilmediimi biliyorum, bilmediklerim var benim. Bilmeme bilinci var onda. Bildiklerim de var diyor ama bilmediklerim daha
ok, ben onlar bilmediimi biliyorum. Atinallara diyor ki, siz bilmediklerinizi bilmiyorsunuz, bilmediklerinizi bildiinizi sanyorsunuz. Aramzdaki
fark bu, gelin bunu tartalm, diyor. Orada syledii odur. Durum bu olunca, nasl bir adm atmamz lazm? Ben Sokratn, Platonun byk admlar
attn dnmyorum. Buna ne diyebiliriz. Bilgi eer nesnesiyle uyumuyorsa, zaten bilgi deildir. Bilgi doru olmak zorundadr, yanl bilgi
olmaz. Onu dilciler kullanyor, atyorlar. Yanl bilgi, doru bilgi olur mu?
Bilgi, bilgidir ve bilgi, doru olandr. Yineleyelim bunu ama bu bizim iin
yeterli olsayd, bilgili adam derdik. Milyonlarca bilgili adamn bilinli olmadn biliyoruz.
M- u olabilir mi? Bilgi var, bu bilgiyi eylem alannda kullanma var. Edimselleme dediimiz ve tamamen kiiye ait bir zellik. Bunun gereklemi haline, edimselletirilmi haline bilinlilik hali diyebilir miyiz?
Diyebiliriz evet. Bilgi-eylem ilikisinde bir eylemde bulunuyoruz. Biz eer
eylemimizi dorudan bir bilgiye dayandryorsak, bu dayandrdmz
biliyorsak, eylemimizi de bu bilgi dorultusunda yaptmza inanyorsak
ya da biliyorsak bilinliyiz demektir. Aksi halde uyurgezeriz demektir.
Syleyelim aka, bir din profesr, adam kyor saatlerce konuuyor.
Tek cmlesi doru deil, olamaz, maval anlatyor. Bu adam insanlara yn
veriyor, eylem yapyor, kitaplar yazyor, konferanslar veriyor. Peki, bu
adama bilinli diyecek miyiz biz? Bilgisi bilgi deil, eylemi eylem deil,
bilinli diyemeyiz biz buna. Biz bu adama uyurgezer diyeceiz. Bir kere
bildii bilginin bilimsel bilgi, evren bilgisi olmas art. Eyleminin ona uymas art, bilinli adam biz buna deriz. Glyorum, ben diyor, falan kitapta
okudum. Trk Tarih Kurumu basm, Nizamlmlk. Byk Seluklu mparatorluunun en byk sadrazam, Acem kkenli adam. Melik aha senin
183
klcn varsa, benim de kalemim var demi. Ben kalemi ekersem senin
klcn tez yklr demitir. Kstaha byle diyebilen bir adam. Bu adam
biliyorsunuz, Melikahn kars Terken Hatun katlettirdi. Sk bir Trk
kzyd o, Karahanl kzyd. Bunun saygsz tutumuna, kstahlklarn gtrmedi, yok etti. Nizamlmlkn yazd bir kitap var, Siyasetname77.
ok nl bir t kitabdr. Bu konuya yeri geldike dokunacam, tarihte
tler vardr. Bunlar padiahlara, byk insanlara tler vermilerdir. Bunlardan bir tanesi de Beydebann Kelile ve Dimne. Padiaha ttr
o, Hindistan padiahna akl verir. Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacibinki.
Tamamen bir bilgelik kitab olduu iddiasndadr. Batan baa da mavaldr, onu da syleyeyim. Baka bir ey olmad iin ona sarlmz. Bakn
diyor ki Nizamlmlk:78 Halife merin lm srasnda olu Abdullah,
babasna diyor ki ka gn sonra bana gzkeceksin? O da diyor ki, gn
iinde gzkrm, yani ryana gelirim. Aradan geiyor on iki yl, baba
ancak o zaman gzkyor. E baba diyor, byle demitin. Bilgelikten bahsedeceim de onun iin sylyorum. Gelememi halife. Neden gelememi?
Halife iken, Badattaki Dicle nehri zerinde bir kpr varm, orda da bir
delik varm, koyun srs geerken koyunun biri basm, aya yaralanm. O yaralanmadan dolay on iki yldr yarglanyormu ve gelememi79.
imdi bu bir bilgi arkadalar. Bu bize ok byk bir siyaset kitab diye
yutturulan bir kitabn bir blm. Bunu yazan adamn her yazd ne olabilir, bilinci ne olabilir? Maval, gazel.
77
Nizaml Mlk, Siyasetname, Trkiye Bankas Yaynlar, ev: Mehmet Taha Ayar
Nizaml Mlk, Siyasetname, Dergah Yaynlar, ev: Nurettin Bayrutlugil
78
79
184
Baknz, bilin dediimiz ey bu. Toplumsal alanda bilin, bir eyi tam
biliyorsak ve bu bilince gre eylemde bulunuyorsak, bilinliyiz demektir.
Deriz ki, bu bilinsiz hareket ediyor, gidiyor kendi snfn tekmeleyerek oy
kullanyor. Bilinsiz deriz. Bilinli kii, kendi snfnn karlarn ngrerek oy verendir ya da siyasal eylemi gsteren kiidir. Yapt iin olgulara
uygun olduunu bilen adama biz bilinli diyoruz. Kabul edebiliyor muyuz?
Bir ii gider, bir patron partisine oy verirse bilinsizlik yapmtr. Topluma bakyorsunuz, ben biliyorum diyor, sylemek de pek gerekmiyor ama
insanlarn yzde doksan dokuzu bu. Hele bir tartn da grn. Toz kondurmuyorlar.
***
imdi evrenin yapsna, ontolojiye dnelim. Onto varlktr, Greke. Sz
edilen bilgi, yani ontoloji, loji (logia) bilgi demektir. Ontoloji, burada evrenin bilgisi demektir. nk onto, varlk dediimiz kipten ibarettir. Bizim
elimizde, 20. yzylda, yeni ontoloji ve temel ontoloji diye iki byk rnek
var. Birisi Nicolai Hartmannn yeni ontolojisi, birisi de Martin Heideggerin temel ontolojisi. Bu ontolojilerin ikisi de benim iin anlalmaz bir
ekilde, Grek ontolojisine dayanyor. Yani katmanl ontolojiye dayanyor.
Bu evrenimizi katman katman gryorlar. Yani ok kabaca sylemi olalm, en altta, temelde bir inorganik tabaka var, bunun stnde canllar,
diriler tabakas var, onun stnde duyarllar tabakas var, bunun stnde
dnenler tabakas, tin tabakas var. Biz, insan olarak diyelim, bir sr
tabakalarn en stnde oturuyoruz. Acaba evrenimiz byle midir? Acaba
evrenimiz bu arkadalarn dnd gibi midir?
rnek olsun diye syleyeyim, Aristo bir tanm teorisi gelitirmitir. Tanm,
Aristoca udur: Cinse ayrm ekleriz. Bu ne demektir? Cins, bir soyun bir
trn addr, mesela hayvan, buna ayrm ekleriz. Nedir ayrm insana geerken, akla, usa sahip olmak. O zaman cinse ayrm eklediimizde yaptmz ey bir tanmdr. Dzenleyelim yle bir: Usu olan hayvana insan
denir. Byle bir tanm. Bu Aristotelesin nl tanm teorisidir, cinse ayrm
ekliyorsun. Ayrm insandan hayvandan ayran temel zelliktir. Aristo us
diyor ona, usu olan hayvana insan denir, diyor. Benim iin ok byk bir
yanl, o ayr bir konu ama Grekler de yle gryordu. Ondan sonraki
batl ontologlar da byle grmlerdir. Bu anlamda, girdiiniz alann ne
denli duyarl olduunu belirtmek adna sylemi olaym. Nicolai Hart185
mann da teki etikilerden birisi Max Scheler de diyor ki, tin en zayf tabakadr. En stte yer alan tabaka, teki tabakalarn stnde oturur, o tabakalar olmasayd o olmazd, gibi bir mantkla ok zayf bir tabakadr diyor.
Hele hele Nicolai Hartmann, ok daha etkili bir filozof, bastra bastra tinsel tabaka ok zayf, diyor. Biz greceiz ki onlarn tinsel dedii tabaka,
yani bizim dnme ve eyleme, isten tabakamz, insan insan yapan zelliklerimiz, en gldr. ok vahim bir eydir bu. O nedenle biz, batan
belirtelim, batdaki byk ontolojilerle temelden ayrlyoruz. Bunu da
kantlayacaz tabi, lafla olmaz. Evrenimiz katmanl bir evren deil. Evrenimiz karmak bir evrendir, nesneler yan yanadr, birbirine hiyerarik
olarak uzak yakn bir ilikiye sahip deildir. Bunu sylememiz lazm, bunu
sylemezsek yaptmz ontoloji havada kalr.
nsanda pek ok zellikler ieriliyor, greceiz bunu, karmak bir yap.
Birleiklik var, dirilik var, duyarllk var, dnme var, isten var vesaire.
Ama bu benim tan stnde oturduumu kantlamaz. Topran stnde
oturduumu, suyun, havann stnde oturduumu da kantlamaz. nk
toprak da benim gibi bir yap dzeni. Neden onun stne oturacam?
Topran da bedeni var, benim de. Batllar bunu anlamamlar. Topran
bedenini tutup benim altma koymular, bu anlalmaz bir eydir. Ben bir
yap dzeniyim, toprak da bir yap dzeni. Ben daha karmam tamam
ama onun stnde oturmuyorum. Problemin bykln anlatmak adna sylyorum bunlar. Bat ontolojisinde ok derin yaralar var. Ben bugn de batnn bu ii zdn, altndan kalkabildiini dnemiyorum.
Bu belki Nietzscheden beklenirdi, ontoloji yapmad. Baka yerlere dald,
etie dald, dinsel bir felsefeye dald, ona saldrd iyi etti ama ontoloji
yapmad. Kim yapabilirdi, Kant yapabilirdi. Yapt ey bir bilgi kuramdr.
imdi ksaca bir Thalese giri yapaym, bugn tamamlansn. nk Thalese giri de zaten, ontolojiye giritir. Thalesi byk yapan, herhangi bir
buluu deildir. Hangi felsefe tarihini aarsanz an, felsefe, Miletli Thalesle balar. Thalesin geometrik bir bants vardr, zayf bir bant.
Ekenar genin kenarlar eitmi, bu bize fazla bir ey sylemiyor bugn,
o gn de sylememi olmaldr. Bir gne tutulmasn gn gnne saptad sylenir, dorudur ya da yanl, doruysa bir baardr. Onun tesinde, ben size sylemi olaym, su ile balam felsefe, Thalesin elinde. Tm
evreni oluturan temel yap, sudur. Byle diyen bir filozofun birok felsefe
186
80
Muazzez lmiye la bir karlamamzda sordum. Dedim ki; hocam, Smerler mi Smerliler mi? Smer bir corafyann m adyd, bir etnik yapnn m adyd, bunu renmek istiyorum. O da dedi ki, kesin olarak bir corafyann adyd, Smerler diyemeyiz, Smerliler
diyeceiz. Mslrllar der gibi, deil mi hocam? Evet, dedi. Onun iin, Smerler diye geer
tarih kitaplarnda, yanl okumadr o.
81
Fritz Hommel, Diemel, Pbel, Falkenstein gibi dnya apnda tannm bilim adamlar
tarafndan okunan ilk szcklerin iinde gnmzdeki Trkmen diline hem yansma, hem
de anlam bakmndan ok yakn szcklerin bulunmas ilgin, anlaml ve dikkate deerdir. rnein DNGR: Tanr (tengri), DU: di (demek), T: diri, K, GR: yer, yurt. Smerlerin
yaad yerlerin kr (gr) olduunu gz nnde tutarsak bu iki szcn aslnda bir olmak ihtimali gldr diye dnlmektedir. Begmyrat Gerey, 5000 Yllk SmerTrkmen Balar, IQ Kltr Sanat Yaynclk
187
188
12.Gn
zgrlk bir yk
82
83
191
Porpyrios, Isagoge84, yani giri, balang anlamna gelen bir kitap yazm.
Orada, Aristo mantndan ok felsefesi yani ontolojisi mevcuttur. Mantkla ontoloji hep rtr. Mantksz ontoloji, ontolojisiz mantk olmaz.
Bunu rnekleyelim. A, Adr. Bu, mantksal bir ilkedir. Mantktaki dnme
yasalarndaki ilkelerden birisidir. A, A olmayan deildir, elimezlik yasas. Peki bunun ontoloji ile ne ilgisi var? Evrendeki bir nesne, baka bir
nesne olamaz, mantkta olamad gibi. Queen Elizabeth Zrhls, Queen
Elizabeth Zrhlsdr, bitti. Atatrk, Atatrktr. Her olan bir tane olur ve
kendiyle bilinir. Ontolojik bir ilkedir yani. Bunu en gzel anlatan, dikkatinizi ekmi olmal, Takiyettin Mengoludur. Bir de Heimsoeth diye
bildiimiz, bu disiplinlerle ilgili kitabnda vardr85.
O Isagogede unu anlatlyor: Evrendeki nesnelerin bir temel emas sunuluyor bize, olanlarn emas. Cinsler, trler, ayrmlar, zellikler, ilinekler
var86, be ses. Kendisi be ses diye onu nitelendiriyor ve kitabn giriinde
de diyor ki, bunlarn gerekten var m yok mu olduunu pek fazla tartmayacam, Aristoyu izleyerek diyor, bunlar anlatmaya alacam. En
yksek cins ve en alt tr diye iki terim gelitirmi kitabnda. En st cins,
zdekli, maddeli tzler diye balam, atda. Zaten Porpyrios Aacdr
ad87. Aa gibi dallanr iner aaya. Kk yukarda olan, dallar aada
olan bir aa. Bunu byle de evirip kkn aaya bal gibi getirebilirdi
84
Porphyrios, Isagoge- Aristoteles'in Kategorilerine Giri, Remzi Kitabevi, ev: Betl otuksken (yeni basks yok)
85
Heinz Heimsoeth, Felsefenin Temel Disiplinleri, Dou Bat Yaynlar, ev: Takiyettin Mengolu
86
87
Porpyrios aac Aristotelesin mantk kitaplarna giri olarak sagoji adnda bir kitap
yazm olan Porphyriosun, gerekliin ve kavramlarn dzenini veya onlarn nasl dzen
kazandklarn gstermek zere tasarlam olduu aygt; en yksek cinsten, trsel ayrmlarla blnemez tre ulaan ve bu arada be tmeli rnekleyen ve aklayan ema.
Aristotelesin kategorilerinin mantksal ve metafiziksel ierimlerinin sonucu olan sz
konusu yap ya da emada, iki yana dal veren bir aa en yksek cinsten yola kar ve bu
cinsi (cisimsel ve cisimsel olmayan tz diye) iki alt cinse bler. Bu ekilde blnme srecinde, en altta blnemez tr olarak insan varl eriilir. Buna gre, insan varl, aacn
aaya doru uzanan sol dallar alt alta birbirine eklendiklerinde, lml, akll, duygulu,
canl ve cisimsel varlk ya da tz olarak tanmlanabilir. (Paradigma Felsefe Szl)
192
ama yle yapm. Ayrm, zdekli tzler ve ondan tretmi, diri tzler,
diri tzlerden duyarl tzlere gemi, duyarldan dnenlere gemi,
insana gemi inmi aaya. Bu zincirleme, kurulan bu yapay hiyerari,
bizi Aristonun dnme evrenine gtryor.
Aristoya gre, cinsi bildiniz mi, ayrm da bildiniz mi btn nesneleri tanrsnz. Daha nce de ufaktan dokunmutuk; insan, akl olan hayvandr.
Hayvan cins, akl olmak ayrm, hayvann akl yok, bir ayrmla ondan kopuyoruz, geliyoruz insana. Bu Aristonun mehur tanm teorisidir. Peki, ben
diyorum ki Aristo stada, sen buradan gidince neden baka tanmlara
girmiyorsun? Sz gelimi, bu dnme yntemi una da gtrr; insan,
akll, duyarl aatr. Niye demiyorsun onu? Ya da hayvan, duyarl aatr,
niye demiyorsun? Birisi cins, ayrm ne? Duyarl olmak, hayvann temel
zellii. Uslu olmak, usa sahip olmak, insann temel zelliklerinden biri
olduu gibi duyumlu olmak. Duyu organlarna iye olmak da hayvann ayrc zelliidir, bitkiden. Niye onu demiyorsun. Tanm teorisini, o yolu
izlediimiz zaman bu kyor karmza. Hayvan duyular olan bitkidir.
Onu demiyor, srtyor da ondan. Aristonun kafas orada basyor, srtyor
nk. Bunu bir adm daha indirelim. Peki, bitki ne? Diri olan tatr, niye
demiyor Aristo? Ya da diri olan inorganik maddedir. Diyemiyor.
Ara ve Porpyriosun, Aristoya dayanan cins, tr, ayrm yoluyla gittii
tanm teorisi bu. Porpyrios, ayrm diye bir eyin olduunu dnyor.
Ayrm, bizim yaptmz bir ey, bunu aka grmek lazm. Bir zellik
nedeniyle bizim dnme edimimizde ortaya kan bir nitelemeden ibarettir. Akl, insanda var, hayvanda yok. Aristo adna konutuumuzda, biz
insana akll hayvan derken, bir ayrmdan yararlanyoruz. Ayrm bir zellik nedeniyle olan bir durumu saptamadr. Cins ve tr gibi bir yap dzeni
deildir. Onu bile kartrmlar. Keke kartrmasalard. Bylece bir tanm teorisi koymular nmze. Buna bakalm arkadalar. Dedik ki tzsel
birlik olarak, Porpyriosun en ste koyduu maddesel tz, maddesel tz
diye bir kendilik yok arkadalar. Diri tz diye bir kendilik yoktur. Ben
hibir ey yoktur demiyorum, hibir nesne yoktur demiyorum. Bir snf
yoktur, onlarn anlad anlamda. nk bizim felsefemizde, greceiz,
diri dediimiz zaman, diri olanlar var ama bu Aristonun, Porpyriosun
anlad anlamda deil. O ktle aatan ibaret deil, hayvan da diri, biz de
diriyiz. Locke bizi gtryor, aac gtryor, bitkilerle ayn bee otur193
194
mzde bunu net bir ekilde siz de greceksiniz, kafamza yatacak, tamam
diyeceiz, bu byle.
Geriye u kalyor; hi mi yok? Her yap kendi iinde beklemeye tabidir,
tamam. Mesela duyarllar, hayvanlar, kendi iinde, baka bir eye tamadan, i blmlenmeleri vardr. Omurgallar, srngenler, uanlar, unlar
bunlar. Siz bunu srf akldan yoksun diye hayvan dediniz mi, insanla onun
arasndaki ayrm hayvana indirgediniz mi, akla indirgediniz mi yanlrsnz. Bu insandan dk anlamna gelmez, hayvansal mekanizma ok gl.
Milyonlarca sene yaam, gryoruz hayvanlar, evrenin eitli oldubittilerine meydan okuyor. Soua, scaa kafa tutuyor, yayor, tryor, kendini koruyor, bir sr zellikleri var. Bir tek akldan eksik olduu iin insan deil denemez. Sonuta felsefede insanbiimcilik dediimiz samala
gidiyor. nsandaki zellikleri tayacaksn, o da yle ya da byle insanlaacak, olmaz. Bu birini kltme, brn de byltme deildir. nemli
olan, onlar grrken tek tek incelemek ve o yanlla bakmak.
Geen gn Mjdat kardeimiz, bu bize yllarca anlattklar Descartes bu
mu, dedi. Frege diye bir Alman filozofu var, ok gl bir filozof. Bu adamcaz bir mr bir kitap yazd, kmeler zerine. Tabi yine o bat kafasyla
yazd. Russell, kitab okumu ve Fregee bir mektup yazm. stat sizin
kitabnz yanl, demi. Siz konuya yanl girmisiniz, yanl deerlendirmisiniz. Frege mektubu alr, okur. Bir daha gzden geirir ve Russella
mektup yazar. Sa ol der, bir mr harcadm emein boa gittiini bana
rettin, yanl yazmm ben. Bu byk yanllar ok da doru gibi gzkr. Aklnz almaz bunun yanl olacana. Oturmusun buraya, her gn
top gibi dnen gne, duruyor diyorsun. Zenonun evren olarak, acun olarak ya da yeryz olarak milyonda bir boyutunda bir gezende yayorum
diyor, Kopernik onu diyor. Gne bizden kkm, olacak ey mi? Futbol
topu kadar bir ey, ite her gn dodu batt diyordu.
ok doru gibi gzkebilir, felsefede de bilimde de ok olmutur. Ondan
sonra birisi km demitir ki arkadam yanlyorsun. Teekkr ediyor
Frege. ok iyi bir filozof, onu da syleyeyim. Eyvah diyor Russella, yanl
yapmm, diretmiyor yani. Biz olsak diretiriz, doulular diretir. Teekkr
ediyor, bir mr emek boa gitse de diyor, bana yanlmz sylediniz.
Demek oluyor ki, bu en yksek cinsten, en alt tre doru insanlar, teki
nesneleri katmanlatran yap, yanltr. Max Schelerin ve Nicolai Hart195
mannn tinsel tabaka zayf demelerinden anlyorum konuyu yanl grdklerini. Nedeni u: Bu iki filozof da baat ilke yasasn bilmiyorlar. Nesneleri baat ilkeleri ynetir. Bizi dnme ve isten ynetir, daha ok isten. Greceiz bunu.
Hayvan bir ot grr, otulsa, koa koa gider. Etilse, bir baka av grr
ona saldrr. stenci yok bu iin. Ackmtr aslan, gider dalar antilop srsne, hi akas yok. nk onu yneten duyumlardr. Duyumlar ona
diyor ki, acktn, orada antilop srs var, penelerini kullan.
nsan bedensel yn ynetmez, asla. lk bata yle gzkr; insan ekonomik bir nesnedir, karn acknca u eylemi yapar, yapmaz arkadalar.
Hibirimiz birinin vitrininde ok ho bir elbisedir diye ekip almayz, alamayz. Kimse olmasa bile alamayz. Hrszlktan korktuumuz iin deil, bu
benim deil deriz. Ertesin gn geliriz, dkkna, gece geerken vitrininizde
yle bir giysi grdm, ok houma gitti, bunu bir denemek istiyorum,
deriz. nk biz eylemi seeriz, nesneyi deil. Baat ilke yasas ok gzel
bir yasadr. Aksi halde, imdi savaa gidiyorlar, evin bir olu, omzuna koyuyorlar tfei, yr diyorlar. Nicolai Hartmannn ve Max Schelerin gerekli olanla nemli olan kartrm olmalaryla kar karyayz. zdeksellik dzeneimizin olduu gereklidir. Bir tane aletimiz iin ne ameliyatlar oluyoruz, ne paralar harcyoruz, ne aclar ekiyoruz, tamam ama gerekli olan ayr nemli olan ayr. nsan kesin olarak, tekrar sylyorum, kutsanacak bir yan yok, insan bir cesettir, onu sylyorum. nsan kadktr,
kendine gelememitir. Ve hep konutuumuz bir ey var, insanla hayvan
arasnda kayp bir yap var ya da onlarla beraber yayoruz. nemli olan o
yapy tanmaktr.
M- Hocam burada bir itiraz edebilir miyim?
Tabi edeceksin.
M- ok itirazm olacak da
ok mutlu olurum.
M- Eer bir nesneyi temel zellii ynetiyorsa, siz temel zellik demediniz
ama
Baat dedim.
196
197
- Biyolojide taksonomi diye bir ey var. Geri Aristonun da biyolog taraf var. Hem de ilgin aratrmalar yapm.
Babas hekimdi. Bcek trlerinin ounu bulan odur.
- Su canllarn incelemi, ok da ilgin sonular da var. Taksonlar var88.
Bir dakika alar, dikkat edersen canllar dedin. te bakn dilimize girmi
oluyor, canllar diye bir snf yok. Aristonun bizi yanltt nokta o. O ruh
zerine bizi yanltt nokta o, canllar diye bir snf yok. Canllar dediimiz
zaman, otu mu anlarsnz, aac m anlarsnz, hayvan m, insan m?
- Hepsini.
Hepsi ama o snf deil.
- Biyoloji bu konuyu, kendi alannda rayna oturtmu gibi. Hala skntlar
yaarlar, bceklere gelirler mesela, hangisini hangisine sokacan arrlar bazen. yi kt halletmi gibi duruyor.
Kendi iinde olabilir. Ben kendi iindeye pek kar deilim. Hayvanlar
kendi iinde ara zellikleriyle blmelere ayrabiliriz. Ama hayvan bitkiye
tamadan, insana aktarmadan, onu syledim. Biyolojinin bu tutumuna
katlyorum.
- Orada bir problem yok.
Ksenefonun insan biimci tanrlar var. Trakyallarn tanrs mavi gzl,
Afrikallarn kara gzl, diyor. Atlarn, kzlerin, aslanlarn elleri olsayd,
resim yapsalard, kendilerine benzeyen tanrlarn resimlerini yaparlard.
Bu tamaktr, kendini nesneye tamak. Evet hocam siz ne diyorsunuz?
E- Doduunda herkes ayndr, doutan yetenei yoksa, gelimeyle de
ilgili nk, sonraki hayatn belirleyen koullar ok nemli. Bir insann
gidip adrda pilav kuyruuna girmesi, kendi ile alakal bir ey deil.
Ama o da insan. nsan yapan lml olmas, istenli olmas ama derecesi var. O duyumlarna gre hareket ediyor, br daha ok istencine
gre hareket ediyor. Daha zgr ama insan.
88
Taksonlar: st Alem, Alem, Alt Alem, Grup, st ube, ube, Alt ube, st Snf, Snf, Alt
Snf, st Takm, Takm, Alt Takm, st Familya (Aile), Familya (Aile), Alt Familya (Aile),
Oymak, Cins, Tr, Alt Tr
198
M- Ben bir ey ekleyeceim burada. Yine ayn konu, baat zellii duyumluluk olan hayvan dediimiz zaman, bir hayvan tekinden sz etmiyoruz. Genel hayvan trnden sz ediyoruz. Byle sz ettiimiz zaman,
yle diyebilir miyiz, hayvanlar ierisinde de bu baat zellie uymayan tekler vardr ya da gruplar, kmeler vardr. Bunu diyemezsek, duyumlu olmazsa bir hayvan yaayamaz. Dolaysyla hayvan yneten baat zellik eer duyumluluksa, hibir hayvan teki iin duyumlu deil
diyemeyiz. nsan yneten baat duygu seme ise, hibir insan teki iin
de unu syleyemeyiz, bu bundan yoksundur diyemeyiz. Ya baat zellik demeyeceiz, ya da btn insan tekleri zeldir.
Gzel bir eletiri ama grmediimiz noktalar var. Gerek olma yasas var.
Bunu ilkeleri bitirdikten sonra greceiz. Nedir o biliyor musun? Bir inorganik nesnenin gerek olmas, gerek olmann ne olduunu biliyoruz artk,
tam olmak, sahte olmamak, bunu biliyoruz. Olgusall, doruk noktasna
tam nesneye biz, gerek nesne diyoruz. Bir tan gerek olmas ile bir
otun, bir hayvann, bir insann gerek olmas ayr yasalara tabi. Konu etmitik, sen bir iftiden, bir obandan yz tane kuzu istiyorsun. Diyor ki,
gelecek sene maysta kuzularn teslimdir. Diyorsun ki kuzular bana teslim
edilirken yirmier kilodan aa olmasn, kabul etmem. Kuzularn karakteri iyi olsun, huylar iyi olsun, yalan sylemesinler, dalgac olmasnlar, kat olmasnlar demiyorsun. Belki u unu dersin, belki o da, ben bu
mallar bana hazrlayacaksn da renkleri mor olursa daha tercih ederim.
Mor olanlar se bana ver, diyebilirsin. Bu da onun iin zel bir zellik
deildir. Kuzu diyorsun, kuzunun gerek olmas, iyi beslenmesidir. Orada
dikkat edersen, bireylii kiilie tayan hibir zellik yoktur. Hayvanda
kii olmaz, hayvan bireydir. Kmesinin bir benzeridir. Baz atlar iyi koar,
bazs iyi kiner, bazs yk vurunca yatar derler, olabilir ama o hayvann
at olmaktan, ya da eek olmaktan, deve olmaktan uzaklatrmaz. ok kk bir zelliktir. nsana geldiimiz zaman ok deiiyor, kabul edin bunu.
Hrsz, hrls, katili, iyisi, kts, binlerce zellii olan var. Evlenirken biz
yetmi kiloluk bir kz getirin mi diyoruz? Gzel mi, irkin mi, huyu suyu iyi
mi, namuslu mu, sinirli mi deil mi, uyumlu mu deil mi, milyonlarca zelliini tanyoruz. Niye sen, yetmi kiloluk bir ktk alr gibi evlenmiyorsun?
Ama itirazna derinliine sayg duyuyorum, kabul. Yalnz ben sadece unu
sylyorum, etie gireceimiz iin n hazrlktr bu. nsana geldiimiz
zaman, bir seme olay vardr, herkes semez. Hep yanl filozoflar bunu
199
89
Bundan dolay hakl olarak denebilir ki, insan hayvandan daha ileri veya geri olabilir,
fakat asla hayvan olamaz. Max Scheler, nsann Kosmostaki Yeri, Yaprak Kitap, s.34.
201
13.Gn
Para - parack
90
monad/monadoloji (ng. monade/monadology; Fr. monade/monadologie; Alm. monade/monadologie) Eski Yunancada bir olan anlamna gelen monastan tretilen monad,
G.W.Leibnizin oka varlk kuramnn tekil tzlerine; blnmez bir birlik olan sonsuz
saydaki tzlerin her birine verilen addr. Monadoloji terimi de Leibnizin monad diye adlandrd tekil-tzlerle ilgili kuramn sunduu evrenin balndan gelir.
Monadolojide Leibniz, dier her eyin yap ta olan tzlerden, yani monadlardan sz eder.
Monadlar temel paralar olmayan, blnmez tzlerdir ve karmak eyler bu yaln tzlerden meydana gelir. Yalnz, monadlar fizikteki atomlardan farkldr. Atomlar blnebilir
oysa monadlar blnmez ve boyutsuzdur, uzamda yer kaplamazlar, bu nedenle de ekil ya
da byklkleri yoktur. Her monadn kendine zgr zellikleri vardr ve bu zelliklerin neler olduu yani bir monadn hangi yklemleri alabilecei- daha yaratlrlarken Tanr tarafndan belirlenmitir. Leibnz buna nceden kurulmu uyum ilkesi der. Leibnize gre Tanr
evreni bir saat gibi kurmutur ve bu sayede her eyin amaz bir ileyii vardr. Btn
monadlarn ortak zelliklerinden biri fiziksel etkileimle yaratlamamalar ve yok edilememeleridir. Monadlar Tanrnn bir mucizesiyle yaratlr ve yok edilirler. Her monad evresindeki monadlar alglar, ama bu alglamada her monadn bilin dzeyi alglamasndaki
ak seiklik- ayn deildir (rnein, insan ruhunu bir monad olarak ele alrsak, onun baka dzeneklerde bulunan monadlara gre, mesela bir bitkideki monada veya monadlara
gre daha bilinli olduunu syleme eiliminde oluruz). Her monadn dnyaya bir bak
as vardr. Bu bak as monadlarn alglar toplamnca veya bilin dzeyince- tanmldr. Monadlar herhangi bir fiziksel deiime uramazlar ama kendi ilerinde deiirler.
Grngdeki deiim aslnda monadlarn kendi i deiimlerinin bir yansmasdr. Bir anlamda her monad deimekte olan dier monadlar alglad ve buna bal olarak deitii iin dnyann geri kalannn bir temsilidir.
Leibnizin Monadolojide yapmaya alt, hayat boyunca savunduu oka gr
dizgeletirmek ve ilka Yunan felsefesinden beri sregelen birlik ve okluk sorununa
Descartesin ve Spinozann zm nerilerinde eksik bulduu yanlar tamamlayarak bir
yant vermektir. (Bilim ve Sanat Felsefe Szl)
91
Wilhelm Leibniz, Monadoloji Ya da Felsefenin lkeleri, Biblos Kitabevi, ev: Ogn rek
Wilhelm Leibniz, Monadoloji, Pinhan Yaynclk, ev: Devrim etinkasap
C. W. Leibniz, Monadoloji & Metafizik zerine Konuma, Dou Bat Yaynlar, ev: Atakan
Altnrs
203
204
Pisagor, bir dinsel yap kurmu. Tarikat diyelim, bugnk anlamda. Orada
mzik retiyor, mziin bugnk hala geerli olan yasalarn bulmu.
Matematiksel nermeler bulmu. Byle bir tarikat. Bakyorsunuz douda
da bir eyler olmu. nsanlar dogmalar nlerine koymu, kafalar sallam
durmular.
Bizde yle bir sz vardr, yangna krkle gitme, derler. Nedir bu? Bir
karmaklk var, orada tansiyon ykselmi, taraflarn sinirleri gergin,
uyumazlk doruk noktasna km. Bari oraya olumsuz gitme, oray daha
da ykseltirsin anlamnda. Pisagor diyor ki, atei bakla kartrmayn.
Cierine byle sng gibi sokuyor. Suriyede bir i kavga var. Ne yapyor
Amerika, atei bakla kartryor, her gn kartryor. Ajanlaryla, taraftar devletleriyle, urayor. Atein bakla kartrlmas o. Bunu unun
iin sylyorum; bakyorsunuz bu adamlar, unla bunla uram, bir
ksm kuramlar sylemiler. Bir ksm fiziksel kimyasal bulular yapmlar
ama yaam grleri de son derece derin. Bak gibi kesiyor, yle bir toplum. Hani imdi bunlarn evrenimizi niteliklerden grmesini bir kalemde
silip atamyoruz. Ama bu zaman ierisinde tz dncesine dnm,
dnebildii kadar o da. Uzun yllar nitelikler, niteliklerin sava, niteliklerin kartl elikisi gzkm.
Nietzsche, Anaksimandros iin, mthi bir atlama diyor. Siz dzeylerden
boyutlara frlyorsunuz, aperion. O, varolua geliyor, nitelik olarak. Bizim
grn alanmza dnyor, bir nitelik olarak ve diyor ki, bu snrlanmak, bir g iin, bir nitelik iin lmdr. Cezasn grecektir. Pisagor,
niteliksel olarak grse bile bu niteliksel dnyay kara olarak grmez,
olumlu grr. Der ki, bir nesne snrlanmsa iyi, belirlenmitir, olumludur. teki snrlanmay lmn balangc olarak grr, Pisagor snrlanmay varoluun balangc olarak. Sonuta biz unu hep syleyebiliriz;
Grekler, genel olarak tz fikrine sahip deildiler. Bu, Demokritosun da
iinde olduu bir yapdr. Demokritos da atomlardan oluan bir evren
dnyordu, boluk var diyordu. Parmenides boluu asla kabul etmez.
Boluu kabul ettii zaman deiimi de kabul edecektir, onun iin etmez.
Parmenides, Abderaldr, Anadoluludur. Atomlar bolukta arprlar,
arpnca bu bizim dta grd evren oluur. Onu yapan eden atomlar-
205
92
atom late 15c., as a hypothetical indivisible body, the building block of the universe, from
L. atomus (especially in Lucretius) "indivisible particle," from Gk. atomos "uncut, unhewn;
indivisible," from a- "not" + tomos "a cutting," from temnein "to cut"
206
- Hep de u on iki
On iki, sann havarileri olmasn.
E- Olabilir bilemiyorum.
- Niyeyse on iki hep ayamza taklr.
Geen gn bir kitap okudum. Diyor, on iki blmden oluturdum, aklnza
bir ey gelmesin. On ikiyi evirip evirip getiriyorlar.
208
14.Gn
Sokrates zehri ier
Bugn Platona girelim. Platon, felsefenin devidir. Whitehead, ngiliz filozofu, tmyle felsefe, Platona dlm dipnotlardan ibarettir93, diyor. Bu
tabii ki yzde yz geerli bir tmce deil ama ok ey anlatyor, Platonsuz
bir felsefe dnlemez, en azndan onu dile getiriyor. Buna katlmamak
mmkn deil. Otuz alt adet diyalogu var. ok mutlu bir rastlant diyelim
buna, kelimesi kelimesine, szc szcne elimizde bu diyaloglar. Aristo
iin bu ans yoktur. Aristonun hibir yapt zgn biimde elimizde deildir. Seminerlerde, eitim srasnda verdii retimin, rencilerince notlarndan ibarettir. Bu koskoca Metafizik iin de geerlidir.
Aristo ve teki filozoflar iin Platonda olduumuz kadar ansl deiliz.
Hele hele Devlet diyalou, Yasalar elimizde zgn biimiyle var, bu bizim
iin byk bir mutluluktur. Platon, Sokratn biricik rencisi deildi. Birok rencisinden biriydi ama ok nemlisiydi. Bugn Sokrattan kalan
renciler var. Ksenofon (Xenophon) var, Anlar diye bir kitab var ama
Sokrat bize yanstan, byk oranda Platondur.
Byle bir giriten sonra unu sormak gerekiyor; Platonu Platon yapan
kkenler, kaynaklar nelerdi, hangileriydi? Dorudan, hem fiziksel anlamda, hem de dnce anlamnda, Platonu Platon yapan kaynak Sokratestir.
Sokrates dediimiz bu Atina gezgini filozof, bir ahlakyd, erdemciydi.
Platonun bir diyalounda, yannda bir kiiyle krlarda gezerken Sokrat
sklr. Der ki, ben ok skldm bu aalardan, derelerden, dalardan, biz
kendi yerimize dnelim. Kant da syler bunu. Bir yerinde, biz insanlardan
iddetle kaarz, bir ynyle de o insanlar bizi iddetle eker, der. ki filozofun yaklam bu. Kantn sylediinde daha byk pay var gibi geliyor.
Bir yandan kalabalktan kamak isteriz, hepimizde bu vardr, imdi krda
olsak, bu hrgrn iinde olmasak, stanbuldan uzak, kalabalklardan
kamak, bir yandan da skldmz zaman, bir kaym da ahbaplarla be sz edeyim, deriz. nsann byle bir iki yn var. Sokratta bu tamamen topluma dnk, topluma mthi gmlm, ondan bir biimde kopamayan, onlarla her gn boumak isteyen bir yaps var. Zaten baka bir
diyalogda konu edilir. Orada da; bu fizikiler bu doa bilimcileri, yani
93
210
yonyallar ne dediklerini bilmiyorlar, bakasnn yapt zerine duruyorlar, der. Biz, daha ok toplumsal alan biliriz, kendi alanmz biliriz
anlamnda bir kar k.
Sokratesin sorduu soru uydu; erdemin z nedir? Erdem bir midir, ok
mudur? Bunlar diyaloglarda zengin bir ekilde Platon tarafndan zmlenmitir. Erdem birdir diyorlar. Yiitlik, cmertlik, sznde durma erdemi, binlerce erdem, kken olarak bir kke dayanr. Erdemli olan kii, her
konuda erdemlidir. Bir konuda yiittir de br konuda da mesela hrszdr
diyemeyiz, diyorlar. Bunlarn, birka kez sylediimiz gibi, ana tezi udur;
bilen, erdemli olur. yinin ve ktnn ne olduunu bilen iyiyi iler, kty
ilemez. Tez bu. Keskin bir koutluk, paralellik. yinin z, ktnn z,
erdemin z, eylemi nasl yapacaz, iyi eylem nasldr, hep sorulan soru
budur. yi yaam, Grekler iyi yaam derler, iyi yaamdan mutluluu anlarlar, mutlu olmak isterler. Mutluluk etii dediimiz etik. Bunun iin de bilmek gerekiyor, ona gre eylemek gerekiyor, ondan sonra da mutlu oluyoruz. Mutluluu doyum anlamnda almyorlard, bireysel ya da biyolojik
doyum anlamnda, bir yaama tarz olarak alyorlard.
Pierre Hadot iddetle tavsiye ediyorum94 Yunanlar sylediklerini, dndklerini yayorlard, der. Buna ben de katlyorum. Bir Yunan tragedyasna bakn, Yunanlarn gnlk yaamyd. Datada Knidos harabeleri vard, kazlar yapyordu, orada Amfi tiyatro, ak hava tiyatrosu, Yunandan kalan btn kentlerde bu var. Tartacak hibir ey yok. Doudaki
ehirlere bakyorsunuz, ykntlarndan ancak belli bal yaam geleri
kyor. Tuvalet, yatak odas, vesaire. Yani polisin tiyatrosu yok, agoras
yok. Ak sylemek lazm, bu adamlar grkemli yaamlar. Bu i svmekle, saymakla olmaz. Ayoruz, Evripides, Aristofanes, Sofokler, halen gz
kamatryorlar. eitli nyarglarla bunlar kmsemenin hibir anlam
yok, yapmlar. Sayg duymamz gerekiyor, renmemiz gerekiyor. Bir
prototip olarak deerlendirmemiz gerekiyor. Birebir taklit demiyorum,
yknme demiyorum ama bir prototip olarak bu yaam gz nne almamz gerekiyor.
94
Pierre Hadot, lka Felsefesi Nedir?, Dost Kitabevi, ev: Muna Cedden
Pierre Hadot, Ruhani Altrmalar ve Antik Felsefe, Pinhan Yaynclk, ev: Kbra Grkan
Pierre Hadot, Yaam in Felsefe, Pinhan Yaynclk, ev: Kaan Kahveci
211
212
95
213
ki kafamzda yer etsin. Tarihsicilik udur: Bu, insanlk yaamnn balangcndan sonuna kadar belli bir amaca dnk, gdmlenmi, koullanm,
kantlanm bir yaan tarz olarak grmek, tarihsiciliktir. Bu ne anlama
geliyor? Diyelim Marx anlamnda, diyor ki, snr savalar kalkacak, herkes
eit olacak, devlet ortadan kalkacak, tarihin sonu. te bugnk tartlan
temel konu, Fukuyama, Amerikal filozof, Japon kkenli. Tarihin Sonu96,
diye nl bir kitap yazd.
M- Bir kitap okuyorum, Althusser. Marxn tarihsici yorumunun ok yaygn
olduunu syler. ki tarafl yaygn, hem Marx kartlar, hem Marx yandalar tarafndan. Nasl bu yanlla dldn alamaya alr.
Marxn kesinlikle tarihsicilikle uzaktan yakndan bir alakas olmadn serimlemeye alr. Bu der, bir yorumdur. Marxn yanllarndan
bahseder, Gramsci bunun nemli temsilcilerindendir. Yine Sovyetlerden rnekler verir. Birok dnya Marksisti dnyay byle yorumlamlar. Tarihin bir amac vardr, snf savamlar belli bir sre sonra ortadan kalkacaktr vesaire. Yok der, hi alakas yok. Marxta byle bir ey
bulmak elbette mmkndr. Yorum sz konusu olduu zaman bir teoride bu tr eyleri de bulabilirsiniz.
Althusser sk bir Marksisttir. unu belirteyim, Karl Popper ok kkl bir
filozof, onu Bryan Mageeden sen de biliyorsun, onun toz kondurmad
bir adamdr. Bir bilgi kuramcsdr daha ok, siyaset felsefecisi olmadan
nce. Yanllama kuramnn da bulucusudur. Sz almken onu da deerlendirmi olalm, ngiliz deneycileri, o dilci okul, Frankfurt Okulunun devamclar ve Frankfurt Okulu, dorulama, bir nermeyi biz dorulayabiliyorsak dorudur, o olanamz yoksa yanltr, derler. Karl Popper de bu
okulla biraz dirsek temas ierisindedir ama tam katlmaz onlara. Der ki,
yok, bir kuram biz yanllayamyorsak, pratikte rn vererek yaamay
srdryorsa o dorudur, dorulamamz gerekmez. Bunlar ksaca sylemi olalm. Tarihsicilik konusuna gelince, Karl Popperin Tarihsiciliin
Sefaleti97 diye bir kitab var, Ak Toplum ve Dmanlarnn yannda onu
96
Francis Fukuyama, Tarihin Sonu ve Son nsan, Profil Yaynclk, ev: Zlf Dicleli
Francis Fukuyama, Tarihin Sonu mu?, Vadi Yaynlar, ev: Kollektif
97
214
da gz nnde tutalm. Karl Popper, ok etili olmu bir filozoftur, Althusser gibi deildir. Olduu iindir ki Fukuyama kmtr. Ne yapmtr, Tarihin Sonu diye bir kitap yazmtr. Amerikaya atlyor. Hegel diyor ki, Alman
monarisi tarihin sonu. Doru kmad. Alman monarisi niye tarihin sonu
olsun? Fukuyama doru mu sylyor? Amerikan demokrasisi niye tarihin
sonu olsun? Eriilmitir, bitmitir, eyitiim bitmitir, diyalektik bitmitir.
Byle samalk olamaz. Alexandre Kojeve var, bu daha ok Hegeli yorumlar. Hegelin bir numaral yorumcusudur. O yorumdan yola km. Kojeveyi anlamam, bir; Kojeve, Hegeli anlamam iki. Hegel de Platonu anlamamtr. i ta Platona kadar gtrmler. Bizim Trkiyeden de, ok
ilgintir, Tarihin Sonu mu, diye bir kitap kt. Yze yakn makalenin derlemesi bu. Bu arkadalar Hegeli hayatlarnda ilk defa Fukuyamann eserlerinden duymular. yle makaleler yazmlar, dktrmler, gz yaartyorlar. Byle ey olmaz. Ben tarihin sonuna inanmyorum. Niye tarih son
bulsun? Bu yaam, bu ekime, itime kakma srp gidecektir, niye dursun? Bunlar kr varsaymlardr. Birileri bir gn ilginlik olsun diye atyor
ortaya. Wilhelm Prusyas kt gitti bir savata. Nesi kald? Almanyada
baka rejimler var bugn. Alman toplumu yaayp devam ediyor. Tarihin
sonunu ilan etme yetkisine kimse sahip deildir.
Yine Platona dndmzde, Karl Popper, Platonun da bir tarihsici olduunu sylyor o kitapta, okursanz karlaacaksnz. Diyor, gelecek deil
de gemii yeniden kurmak istiyordu, Atinann eski gnlerini kurmak
istiyordu. Tek kiinin, krallarn ynettii, apulcularn sz sahibi olmad,
monarik bir devleti savunuyordu, diyor. Arkadalar, bunu okumak gerekiyor. ok zengin bir kitap, dipnotlar neredeyse kitabn yars kadar. Byk bir filozof, emek vermi, ap okumak gerekiyor. Dnyada Karl Popperden sonra da siyasetle felsefeyi birletiren pek kimse kmamtr.
Krk dkk. Belki de o kuan son szcsyd diyebiliriz. Gzel de kitaplar brakt. Bryan Magee, onun rencisidir ve ok iyi anlatcsdr. Onun
Remziden de bir kitab vard98, kk, oktandr kmyor. Yazk oluyor,
Remzi o kitaplar basmyor imdi.
98
Bryan Magee, Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuram, Remzi Kitabevi, ev: Mete
Tunay / ahin Alpay (yeni basks yok)
215
99
Bu logos ki vardr her zaman insanlar uslaryla yabancdr ona, duymadan nce de, bir
kez duyduktan sonra da. Her ey bu logosa gre olup biter oysa, ama onlar ne yaptklarn bilmez grnrler, benim her birini doasna gre ayrarak ve nasl olduunu gstererek ortaya koyduum trden szler ya da eylemlerde. Baka insanlar uyankken ne yaptklarn bilmezler, tpk uykuda yaptklarn unuttuklar gibi. 1. Fragman
Logos ortak da olsa, sanki kendilerine zg bir dnceleri varm gibi yaar insanlar. 2.
Fragman
Ruhun snrlarna ulaamaz yolculuunda, tm yollar denese de insan, ylesine derindir
ondaki logos. 45. Fragman
Beni deil logosu dinlemek ve her eyin bir olduunu uyumla sylemektir bilgelik. 50.
Fragman
Aptal insan akna dner her eydeki logos karsnda. 87. Fragman
Ruhta kendi kendine oalan bir logos vardr. 115. Fragman
Samih Rifat, Herakleitos, Sz Ustasyla Buluma Denemesi, Yap Kredi Yay, Kasm 2004
217
de elikiler, atklar var, eitli geler bouup durur, biz ona bazen u
deriz bazen bu deriz ama hep yanlrz. O, ne udur ne budur, o bir sretir.
Thales, evrenin temel yap ta sudur diyor. Aneksimenes hava diyordu.
teki nesneler bu iki temel eyin, deiimidir, dnmdr. Sen bir toprak m grdn? Tamam, bu suyun bir dnm, katlamas. Buharlama
m grdn? Gne vurdu onu buharlatrd, suydu. Dnnce su diye bir
ey kalmad. Aneksimenes de hava diyor, younlanca kat cisim olur.
Ortada hava diye bir ey kalmyor. Bu, bizim dzeylerde grp gzlemlediimiz durumlar. Gelelim Aneksimendrosla Herakleitosta. Dzeylerde,
zaman-uzay boyutu ierisinde gzlemlediimiz nesneler, bir yansmadr,
bir grngdr. Onun temelde olup bitmesini salayan bir yap dzeni
vardr. Birisi aperion diyor, birisi logos. Dnya bin kere yklp, bin kere
yaplr ama diyor, aperion ve logos durur. Aperion ve logos kalc olan,
teki dzeylerde srekli deiip duran eyler de geici olandr. Bu, geici
olan zerinde Parmenides diyor ki, bir dakika, geicilik diye bir ey yoktur. O geici dediiniz eyler, benim duraan dediim eylerdir. Onlar
olmusa olmutur, deimez, devinmez, durur yle. Heralitos da sen yle
bil, diyor.
E- Bunu gerekten anlayamyorum hocam. nk etrafmza baktmz
her ey devinim iinde. Her ey, hem zaman iinde yalanma, eskime
var, hem mekan iinde yer deitirme, konum deitirme var. Bir ey
devinmez, duraandr dediinizde, bu kavramlara gre dndmz
iin anlayamyorum.
- Bunu nasl iddia edebiliyor, onu mu
Tabi. Mesela her ey devinim halindedir. Durup dururken devinmez geri.
Devinimi hareket ya da zsel bir ey olarak anlyorum. Devinmez dediinde, devinen eylere ne diyeceiz o zaman?
M- Saduyumuz ise hibir eyin devinmez olduu, sylyor. Diyor ki aa
duruyor, insan yle, kl tablas yle, hep ayn dnya.
E- Ku uarken ne diyeceksin? Bir devinim deil mi?
M- Ku diyor, hareket ediyor sadece ama ku olarak bir sabitlik ierisinde.
218
O uma baka bir olay hocam. Ku uar, sen ben yrrz ama Parmenides
diyor ki, tamam yrrsn, oraya gidersin gelirsin ama sen sensin, diyor,
ku kutur. O ku olarak kalr, diyor. devinme ile dtaki yerimizi deitirmeyi kartrmayalm.
E- Ben onu kartryorum, yle anlyorum.
Yok. yle alglama. unu syleyeyim; biz bunu aktarrken, Parmenides
doru sylyor falan demedik.
E- Hayr, anlamaya alyorum.
Duraklarda biz nesneleri yakalayabiliyoruz, elma alyorsun gidiyorsun.
Elma deyince karpuz vermiyor. Parmenides, tamam sen yanlsn deyip
kacaz da, kardeim yleyse ne diye karpuz dedin diyor, ne diye elma
dedin? alar dedin, her gn alar diyorsun. alar diye bir ey yoksa
nasl alar dedin? Oradan da git bakalm.
E- Kavram olarak elma var ama sizin de dediiniz gibi oluan elma, onun
dura. Biz gnlk hayatta hep duraklardan bahsediyoruz. Dier dnyalardaki elma kavram var orada.
- Bir filmin kareleri vardr ya, teker teker onlar hareket ettike biz bir
devinim grrz. Onun gibi mi aklyor acaba, duraklar derken? nk her bir resim bir duraktr.
E- O da olabilir. Filmin zerinde kareler var ama durdurduun zaman
hala var. O filmin hareketini gryoruz ama film var.
- Bilmiyorum tabi byle bir iddias m var? Acaba Parmenidesin iddias
bu mu? Duraklar m vardr?
Hayr duraklardan sz etmiyor, duraklar biz sylyoruz. Diyor ki, evrende hibir boluk yoktur, hibir devinme yoktur, nesneler hibir ekilde bir
deiime, devingenlie uramazlar duraandr. Ad vermi, olmusa olmutur, diyor. Dikkat et, mantktan gidiyor. A, Adr diyor. A diyorsan,
olacaktr diyemezsin. A yoksa niye A diyorsun, diyor. Bir adm atyor, A
senin sandn gibi vardan gelmise, yani deierek gelmise, bu samadr.
O zaten imdiden var, diyor. O yoktan gelmise tmden samadr. Mesele
urada; Nietzsche konuyu incelerken der ki, suyu brakn suyun stndeki
kpr bile akyor. Herakleitos diyor ya her ey akar, orada su rnei iyi bir
219
dokunmaz, iyileri sprp gider. Bu bir yaklamdr, o deiimin yok ediciliini dile getirmek adna. Ben sadece sizlere aktaryorum, deerlendiriyoruz. Deien dnyaya kar, zaten bir yle bir yle olan, ad veremediklerimiz, ne olduun bilemediklerimiz Srekli kmser durur Platon. O
ynyle bir hayli Parmenidesidir. Ama te yandan da idealar kuramnn
kurucu babasdr. Ben derdim ki Platonun yerinde olsaydm, idealar kuramn kken olarak Aneksimendrosun aperionu derdim, Herakleitosun
logosu derdim. nk Platon idealar kuramyla bunu anlatyor.
E- Hala Platonik dnyaya inan var, zellikle matematikiler arasnda. nk matematik ispat ve mantkla iliyor, ayaklar ok salam basyor ve
matematikte bulunan her eyin keif olduuna inanlyor. Yani icat deil keif olduuna inanyor bazlar. Matematikteki o keif de Platonik
dnyada, mkemmel, tam, eksiksiz, iyi ileyen dnya. Bulunan her ey
idealarda var ve kefediliyor. Gerekten de orada bulunan matematiksel bir teoriyi, zaman geliyor bir fiziksel durumu, model aklayabiliyor. O matematiksel keif, o anda olmasa bile sonradan fiziksel bir olay aklamak iin kullanlabiliyor. Platonun kuramna, felsefesine tam
da uygun. Gerekten stte matematiksel bir yap var, matematii yle
grebiliriz, fizikte ya da fiziksel dnya da onunla aklanabilir bir ey.
Doru. Akademia, yani Platonun okulunun giri kapsnda ne yazlyd?
E- Matematik bilmeyen giremez.
Gzel. Platonun matematiksel evrene olan saygs ok derindi. Dedik ya,
l, uyum, Pisagorculardan alnma. Pisagor matematikiydi. O ynyle
matematie olan saygs ok derindi, bir. ki, Devlet diyalounda matematiksel nesneleri idealarla tikel nesneler arasnda grr. Yani salam bir
yerde grr.
E- Onun galiba be tane geometrik ekli vard.
Var. O Timaeus diyalounda vardr. Nesneleri de o geometrik ekillerden
tretir, bu tikel nesneleri. Bir de u var; anmsayacanz umuyorum.
Tanr evreni matematiksel bir dille yazmtr, diye bir bildirim var. Kimindir bu?
E- Galileo.
221
Galileonun. Orada Platondan balayan ya da daha derinlikli olarak sylersek, Pisagorculardan balayan evrenin matematiksel yaps konusunda
itiraz yok.
E- imdi ondan hi kimse vazgeemez.
Zaten sorun orada deil. Ona herkes katlr. Aristo, daha ok bir biyologdu.
Diriler, hayvanlar, bitkiler Ama Platon, derinlikli matematik kafas olan
birisiydi. Hatta diyalounun birisi Theaetustur. Theaetus, byk bir matematikidir. Bilgi kuramn ayrm ona, bilgi usla olur, deney gzlemle
olur, tartlmas o matematik zerinden olur. O idealar kuramna girdiimizde zaten bu deimiz eye gelmi olacaz.
M- Bu idealar kuramna giri mi hocam?
Evet. dealar kuram ok etrefilli bir kuram, greceiz. Ho da bir ey ama
orada karmza u kacak; Platonik felsefenin derin yarklar var. Kendisi
de bunu anlam, Parmenides adl diyalou bir hesaplama diyaloudur.
Orada Sokratla Parmenides tartr dururlar, 69 Olimpiyatlarnda, sylendiine gre yan yana gelmiler, onu konu edinir ve idealar kuram tartlr. Bir ksm yarklar brakm, o yarklar biz kapatmaya alacaz.
Aristonun da ac eletirilerine uram. O eletiriler nedeniyle de Aristo
ac eletirilere uram. Tmeller konusu, o ortaa felsefesini okuduunuz zaman, grtlana kadar tmelleri tartyor. Var mdr, yok mudur,
varsa nedir? Hep o.
M- Platon ve Aristoyu iyi anlamak gerekiyor. Her tan altndan ikisi kyor.
Aristo ok zeki bir insan. Geen gn dedim ya, durup durup adama pat
diye bir laf sylyor. Kalkm diyor ki, aatan yanc olmayan bir nesne
yapamazsn. Gerekten masa da yapsan yanar, kap da, denek de yapsan
yanar. Aristo baka bir ey sylyor. Bir ara ne denli ok i iin uyarlanm ise her bir ii uyarland i says kadar eksik, kt yapar.
M- svire aks. Makas, ba kesemez, atalyla doru drst yemek
yenmez.
Doru. O zaman diyor, bir nesne bir ey yaplmaldr, en iyisi odur. Gzel
deil mi? ngilizlerin de gzel bir sz var; bir kedi yz tane farenin pein-
222
den koarsa hibirini yakalayamaz. Ya da bir taz yz tane tavann hibirini yakalamaz.
M- Yalnz Aristo, yz tane farenin peinden koup neredeyse doksan dokuzunu yakalam bir adam.
E- te yakalayamam. Hepsi yanl u anda.
Hepsi yanl, doru sylyor. Aristo gkbiliminden hibir ey kalmad.
E- Hareketle ilgili syledii, yzlerce yl insanl etkilemi. Onun hareket
teorisi u: Bir cisim, onu hareket ettiren bir ey olmad srece hareket edemez. Mesela kl tablas u anda hareket ediyorsa onu ben hareket ettiriyorum. Hareket ettiren sebep, hareket ettiricidir. Soruyorlar o
zaman, ben alacam bu ieyi atacam, elimden kacak, o nasl hareket ediyor.
M- Sen hareket ettirdin yine.
E- Ama elimden kyor. Dokunduum srece ben hareket ettiriyorum.
Elimden ktnda nasl hareket eder? Dmesi lazm. nk hareket
ettirecek bir ey yok. Bunu yle aklyor. Ben bunu elime aldmda,
bununla beraber bu, havay hareket ettirir, ortam hareket ettirir ve o
ortam bu ieyi tar. Onu hareket ettiren ey, havadr, ortamdr ve belli
bir sre sonra ait olduu yere der. Toprak, her ey ait olduu yere
Yere gider. Yani ate yukar gider. Ta aa gider, kendi yerine.
E- Ve dnyann, hareket edemeyeceini bu ekilde aklarlar. Bir kuleden
bir ta dtnde tam olarak kulenin dibine der. Dnya hareket etseydi, dibine dmezdi, biraz geride kalrd. Ka yz yldr, gne merkezli evrenin aklamas Aristonun bu hareket yasasna gre reddedildi.
Aristonun dizgesi, sistemi tmden yanl ama kendi iinde mthi tutarl,
ona ok ok zen gstermi. O yzlerce yl, hatta Rnesansta bile grtlak
grtlaa geldiler fizikiler, etkili olmasnn nedeni bu. O fizik denen kitapta
birbiriyle elien nermeler pek bulamazsnz.
E- Bir de bence iyi olmasnn sebebi, saduyuya dayanmas. Hep saduyuya dayanarak aklamalar yapyor, gnlk tecrbelere gre.
223
Geriye bizler kaldk ve kendi aramzda, durumumuzu ve sylenmi olan szleri bir kez
daha gzden geirdik, sonra bamza gelmi olan bu uursuzlua verdik veritirdik. Bundan byle, babasn yitirmi bir ksz gibi yaammz srdrmek zorunda kaldmz kansnda birletik.
O ykandktan ve yanna getirilen ocuklaryla grtkten, - iki kk olu, bir de byk
olu vard - ve yakn olan kadnlarla Kriton'un yannda konutuktan, ve onlara syleyeceklerini syledikten sonra kadnlar ve ocuklarn yollad, ve bizim yanmza geldi.
Gne batmak zereydi. nk o ierde uzunca bir sre kalmt. Yanmza gelir gelmez
ykand ve oturdu, imdiye dek pek bir ey sylememiti. Bu srada ieriye On Birlerin
adam girdi. Bu kii ona yaklat ve dedi ki: Sokrat! Yukardan gelen buyrua gre kendilerine zehri imeleri gerektiini bildirdiimde bana kzp sven kimselere iimde duymu
olduum fkeyi sana kar asla duyamam. Senin ise burada karlatm kimselerin en
soylusu, en ycesi ve en iyisi olduunu gryorum ve imdi bana kzmayacan da pek iyi
biliyorum nk sen de seni buraya yollayanlarn kimler olduunu pek iyi bilirsin. Kzacaksan onlara kz. imdi sana ne demek iin geldiimi anlamsndr: Elveda! Artk deitirilemeyecek olan yazgya sknt ekmeden katlanman dilerim. Bu srada alamaya balad, dnd ve gitti.
Sokrat ise onun arkasndan bakakald, ve dedi ki: Sana da elveda! Biz de zerimize deni yapacaz. Sonra bizlere dnp dedi ki: Bu ne kadar ince bir adam. Bana hep iyi davrand. Benimle ho konutu. ok iyi bir insan. imdi de ardmdan nasl da itenlikle alyor. Haydi Kriton! Biz de ona uyalm, iecek hazrlanm ve sklmsa getirsinler, deilse
hazrlansn.
Bu srada Kriton dedi ki: Ama Sokrat, darda dalar grnyor, demek ki gne daha
batmam, hem, bakalarnn bu iecei artk imeleri gerektii kendilerine bildirildikten
ok sonra, ok ge itiklerini; stelik ok iyi yemek yediklerini ve iki itiklerini, yanlarna
istek duyduklar bir gzeli getirttiklerini biliyorum; onun iin acele etme, daha erken.
Bunun zerine Sokrat dedi ki: Senin szn ettiin o bakalar tabii byle yaparlar
Kriton, nk onlar son ana dek bir eyler kazanacaklarn sanrlar. Ben ise onlar gibi
yapmayacam, nk ben artk bir az daha ge kalmakla bir ey kazanmay ummuyorum;
yaama yapr ve artk elde olmayan elde tutmaya alrsam kendi gzmde kendimi
gln bulurum. Haydi bakalm, beni dinle ve dediimi yap.
Bunun zerine Kriton yaknnda duran olana eliyle bir iaret verdi ve bu olan dar
kt ve darda biraz kaldktan sonra daha nce hazrlam olduu iecei bir anakta
sunacak olan adam ieri getirdi.
Sokrat bu adam grnce, iyi, dedi, bunu alnca ne yaplacan pekl bilirsin. Bir ey
yapmak gerekmez, dedi adam, yalnz, bunu itikten sonra burada bacaklarn arlancaya kadar biraz dolarsn, sonra uzanrsn ve bu etkisini gsterir.
Bunu syledikten sonra Sokrat'a ana uzatt ve o da bunu ald. Ve nemli bir ey deilmi gibi, hi eli titremeden, yzn ekitmeden, renk vermeden, her zaman yapt gibi
karsndaki adama gzlerini dikerek sordu: Bu ne kadar? Karlnda ne verelim? Biz,
yalnzca etkili olduunu bildiimiz kadarn hazrlyoruz Sokrat, diye adam cevap verdi.
Anlyorum, dedi Sokrat. yleyse, imdi bir sakncas yoksa Tanrlara yalvarabilirim. imdi, unu diliyorum: Buradan oraya yolculuk rahat olsun ve olacak olan olsun! Bunu der
demez zehri imeye balad ve dipdiri ve korkusuz kalarak iip bitirdi.
oumuz bu ana dek alamamak iin kendimizi tutmay baarmtk; ama onun o eyi
imeye baladn ve iip bitirdiini grnce artk dayanamadk. Benim bile gzlerimden,
damla damla deil, sel gibi yalar boand, yle ki, yzm saklamak zorunda kaldm. En ok
da, byle iyi bir dostu kaybetmenin verdii acyla kendime acyarak alyordum. Kriton
da gz yalarn tutamad iin benden biraz daha nce bir keye ekilmiti. Daha nce-
224
den alamaya balam ve alamas kesilmemi olan Apollodoros ise imdi hkrklaryla
yreklerimizi paralyor, Sokrat dnda hepimizi aclara bouyordu.
O ise dedi ki: Burada ne yapyorsunuz bakaym, ne biim adamlarsnz! Kadnlar bu
hataya dmesinler diye yolladm. Birisi lrken sessiz kalmak gerektiini hep iitirdim.
Onun iin imdi susun ve metin olun. Bu szleri duyunca ok utandk ve hemen alamay
kesip kendimizi toparladk. O ise oda iinde dolayordu ve bacaklarnn arlatn anlaynca srtst uzand; nk ona zehri veren adam byle sylemiti. Bundan sonra o
adam ara sra onun ayaklarn ve bacaklarn yoklamaya balad. Biraz sonra ayana skca bastrp bir ey hissedip hissetmediini sordu. O, hayr, dedi. Biraz sonra dizine bastrd ve yava yava yukar doru karak bize onun nasl souduunu gstermi oldu. Sonra
bir kez daha yoklad ve bize dnp dedi ki, bu kalbine gelince bu i bitecek. Bedeninin
alt blm iyice soumuken o birdenbire zerindeki rty at, nk rtnmt. Dedi ki, ve bunlar da onun son szleriydi: Ay Kriton! Bizim Asklepios'a bir horoz borcumuz
vard. Bunu ona verin. Sakn unutmayn! Bu yaplacak, dedi Kriton, baka bir ey
sylemeyecek misin? Kriton'un bu sorusuna bir karlk vermedi. Biraz sonra titredi ve
katlp kald ve adam onun stndeki rty kaldrd. Gzleri donmutu. Kriton bunu grnce onun gzlerini ve azn kapad.
te, bu bizim dostumuzun sonuydu, ve bizim kanmza gre adalarmz arasnda
grdklerimizin, tandklarmzn ve snadklarmzn en soylusu, en anlayls ve en dorusu o'ydu.
Kaynak: H. J. Strig - lka Felsefesi (Platon, Phaidon). ev: mer Cemal Gngren, Yol
Yaynlar, 1993
225
15.Gn
dealar
dtaki nesneye ihtiyac yok Platonun. Platon, kendi iinde bal gibi tutarl.
Ruhun kendisiyle konumasdr, doru anmsamadr bu. Zaten olamaz,
tenezzl etmiyor, basit, deien, krk kk eyler diyor, bu evrendeki
nesnelere. Kant ne diyor? Biz o alan hi bilemeyiz. Yalnz unda Kant srarl, her nesnenin bir noumeni vardr, her fenomenin bir noumeni.
E- Bir ey soracam. deal dnya var, Platonun alannda. Gerek dnya
onlarn bir yansmas
Olgusal dnya diyelim.
E- Olgusal dnya onlarn bir yansmas, kopyas ya da yknmesi. Bir de
insan var, insan gerek dnyadaki bir nesneyi grdnde o ideal dnyadaki, mesela aa, aac anmsyor ve onu tanyor, o ekilde mi alglyor?
Evet, imgesel. Kafanda senin o var, tanyorsun sen. Askeri okula gitmisin,
bakmsn Ahmet orada, a diyorsun bizim mahalledendi bu. Bizim kyden,
o baka okula gitmiti, Harbiyede birletik diyorsun. Ahmeti grmene,
tanmana, kimliini bilmene gerek yok. Anmsyorsun.
E- Ya da benzetiriyoruz. Mesela aac grdmz zaman ideal dnyada
olduu eye benzetiyoruz.
Anmsasak bile biz sonuta ona yaklatrmaya alyoruz o kadar.
Devam ettiimizde, Kant diyor ki, her bir nesnenin bir noumeni vardr ama
biz noumenal alan bilemeyiz. Daha nce demitik ki, arkadam bilemediin alana niye var diyorsun? Shopenhauer, Kanta ok ar eletiriler yneltir ve der ki, uzay ve zamann dna kyorsun. Doru sylyor. Peki,
yle bir alanda nesnelerin okluu nasl olabilir? Nedensellik ba olmaynca tek nesne olur diyor, bir nesne olur. O da kendi syledii kr isten,
evren onun yansmas. E peki, ona sormamz gerekiyor tekrar, arkadam
senin bu tek nesnen nasl olabiliyor, uzay ve zaman dna ktk m? Uzayn olabilmesi iin olgusal evrenin olmas gerekir. Bir unun, bir bunun,
tikeller btnn olmas gerekir, biz buna uzay diyoruz. Zamann olabilmesi iin sylediimiz tikeller btnnn devinmesi gerekir. Donmu bir
evrende zaman olmaz. Bu iki ey olacak. Uzay ve devinen uzay, sadece
uzay deil. Yani bir Parmenides uzay deil, bir Herakleitos uzay olmal ve
biz demeliyiz ki zaman da var. Deiiyor bu nesneler demeliyiz. Shopen228
hauer da ters yakadan bir yere varmak istiyor, varamyor. Tek nesne, ok
nesne, zamansz, uzaysz hibiri olmaz.
Platona dndmzde, bu idealar evreni, bylesine ontolojik temelden
yoksun gzkyor, bunu tartmak isterim. Byle bir evren, yani idealarn
yurdu bizim srekli zne deitiren ruhlarmzn da bir zamanlar yaad
bir evren, idealar evreni. Bu evren hakknda kitaplarnda fazla betimleme
yapmaz. Yani oralar nasldr, oralar hakknda bir ey sylemez. Sadece
idealar ve bizim ruhlarmz konu eder.
dealar nasl eylerdir? Gzellii, bilgiyi, yiitlii, devleti, matematiksel
nesneleri, eitlii, bykl hemen hemen btn nesnelerin bir ideas
var. nsan m, aa m, elbette. Hatta yapay nesnelerin, masann, koltuun,
divann, kapnn, pencerenin, her eyin ideas var. Parmenides diyalounda, Parmenides Sokrata sorar. Der ki, her eyin ideas var mdr? O da der
ki yok, mesela kln, pisliin ideas yok. Bir tikelse onlar da, neden ideas
yoktur, onu amaz. Ama biz yle diyelim; tikeli olan her nesnenin bir
ideas vardr, Platonun temel iddias bu. Gzellik ideas, gzelliin en yetkini, en tam, gerek olan yani. Yiitliin en tam, erdemin en tam, devletin en tam, her olann en yetkin olan. Bunu da ksaca betimlemi olduk.
Peki, bizim evrenimiz, zaman ve uzay konumlar ierisindeki tikeller evrenimiz, nasl oluuyor? Bizim yanmzdaki, paralelimizdeki, dzeyimizdeki
nesneler evreni nasl oluuyor? Platon diyor ki, bu yknmeyle olur, mimesis, pay alma ile olur. Demek ki tikel nesneler, tmelden, ideadan, zden, yani boyuttan pay alyorlar. Ya da yknyorlar ya da ikisi birden.
Felsefe tarihileri de bunu byle geiyor. Sorgulama, ben sanmyorum.
nk ellerindeki gere, byle bir sorgulamay onlara salamyor. Ama
bizim felsefemiz salyor.
Dedik ki; ikin yarglarla olumu bir tzmz yoksa, onun takn eylemleri olamaz, takn yarglar olamaz. Olmayan bir tz yryemez, dedik.
Olmayan bir insan konuamaz, koamaz, dnemez. kin yarglar temel.
Bunu belki o zaman atlam olabiliriz ama srf nesneye ynelmek bakmndan deil, cogito ergo sum, dnyorum yleyse varm diyebilmen
iin, nce var olman gerekir. nce kendini koy ortaya, bize kantla, ondan
sonra dnmeye bala. Yoksa ezbere olmaz. kin yklemlerle olumu
bir tz olacaksn ve eer sz konusu olan dnme ise, ya da baka edim229
ya da aa denilen tz aklayabiliyorsak, nasl olutuunu, nasl varlk kazandn aklayabiliyorsak, o zaman bu idealar kuramn daha
kolay eletirebileceiz. u an mantk olarak evet
Hocam gzel syledi. nce nasl oldu? Tamam insan var, anladk, aa, her
ey var ama nce? Biz Platon adna konuuyoruz. Yaratmdan, yaratltan,
ktan, tekvinden sz etmiyoruz. Diyoruz ki, evren kuruluyor, kurulurken tikeller oluacak. Tikel pay almadan olamyor, pay almas iin de olmas gerekir. Bir mantksal kmaz. Platon felsefesinin temel yar bu.
M- yle dnemez miyiz? Tmel var, o tmelden paralar olarak gryor tikelleri deil mi? At tmelin bir parasdr.
Diyelim.
M- Bir ynne yknm, at olmu. nsan bir ynne yknm ve insan
olmu.
Nasl yknm yalnz?
M- yknmeyi tmelde aramak gerekiyor, tekilde deil. nk tmel, ona
yknme gc veriyor. tiyor, iterken yknerek itiyor, ykn diyor. Ol
diyor oluyor, ykn diyor, yknyor.
Hayr. Sana ikinci cbbeyi getireyim. Yok yle ey.
M- Yok, ben Platonu savunmuyorum.
Biz batya ykndk deil mi? Bat bizi itti mi yani, yknn diye tekmeledi mi? yknme, yknlen nesneye kar duran nesnenin yapaca bir
eylemdir. Asl olan niye yknsn? Sen dnyann en byk aktr olmusun, Trkiyede de senin bir ykncn km, zart zurt bir aktr, sen ona
niye ykneceksin? O sana yknecek. Senin klk kyafetini takacak stne, eylemlerini yinelemeye alacak. Sen aktrsn, ondan gelecek yknme. yknme aadan gelir.
E- Platon dnyasnda, idealar dnyasn kim yaratt, o nereden vard?
dealar dnyasn var kabul ediyorsak, bu dnyay var kabul etmemizin
hibir mahzuru yoktur, bence.
Onu syledik. O byk yar syledik. Dedik ki, orada ontolojik sknt var.
E- O varsa, o zaman bir ekilde oradan buraya gei ok zor olmasa gerek.
231
M- Ben de onu anlatmak istedim. Tanr varsa, ol der olur. dealar varsa,
ykn der, yknr.
E- Bence buradan gidemeyiz.
O evrenden bu evrene gei, zaten nedensel balantlar asndan mmkn deil. Zamansz bir alandan zamanl bir alana geemezsiniz, mmkn
deil. Uzaysz bir alandan uzayl bir alana geiyor.
E- Orada kavrayamadmz bir ey var.
Tabi, ite sylyorum ya. Diyorum ki, konum yok orada. Konum olmaynca, varlk yok. Bir kere oras yok. Ama dedik ki, Platonun hatrna varsayacaz, devam edeceiz. Gzel, bu tartmalar ok gzel.
- Biz boyutlu bir nesneyiz ama glgemiz iki boyutlu. kisi arasnda
boyut eksiliyor. Biz mesela idealar alemi olsak, glgemiz de bize gre
olgusal dnya olsa, burada bir boyut eksilmesi var. Bu ekilde mmkn
grnyor.
deal nesneler evrenini kuracaz. O dediine katlyorum. Kuracaz da o
problemleri belirtiyorum. Biz Platon felsefesinin stnde duruyoruz.
Onun adna onu eletirmeden yeni bir felsefe kuramayz. Bunu bitirelim
bir, diyelim ki bu arkada, yknme diyor. yknmek iin bir zne olmak
gerekir. At brakaym, senden gidelim. Senin yknebilmen iin insan
olman gerekir. Pay alabilmen iin zne olman gerekir. Deilsin demi,
nasl pay alacaksn, nasl ykneceksin? Alm isen, pay alabilecek, yknebilecek durumda isen almana ne gerek var? Bu iki eyde de mantksal
sknt var.
E- Peki, Platonda tanr inanc var m? Tanrlar var herhalde deil mi?
nsann, doann nasl yaratld ile ya da oluumuyla ilgili
Timaeus diyalounda, evrenin kuran bir tanrdan sz eder.100
100
Gerekten, Tanr her eyin elden geldiince iyi olmasn, kt olmamasn istediinden,
devinimsiz olmayan, kuralsz dzensiz bir devinim iinde olan, gzle grnen eylerin btnn ald; dzenin her bakmdan daha iyi olduunu dnerek onu dzensizlikten dzene soktu. Ama her eyden stn olann yarataca nesnenin, en gzel nesne olmamasna olanak yoktu ve yoktur. Biraz dnnce, ayrmna vard ki, gzle grnecek biimde
yaratlm eylerden, hibir zaman zeks olan bir btnden daha gzel, zeksz bir btn
kamaz. Bundan baka, hibir varlkta ruh olmaynca zek bulunamayacan da anlad.
232
233
miz bir evrene indiriyor. Ama orada kalmyor, diyorum, nesnelerin iine
sokuyor. Sokmasna da bir ey diyemiyorum ama evrenin iinde indirmeden dorudan sz etmiyor. Dosdoru oradan nesnelerin iine aktaryor.
Burada bizi yle bir bolukta brakyor; tamam, yaayan kuak lnce ne
olacak? Biz lnce insan diye bir eyin kalmamas lazmd, Aristonun
dediine gre, soy bitmesi lazmd. Bunu aklar msn, diyorum. Aristo
nasl konumalyd?
E- Aktarlyor. Bizim ocuumuza, baka nesnelere bir ekilde aktarlyor.
te onu demesi iin ne demesi gerekiyor? Doru dediin. Cornford, ok
byk bir Platon uzmandr. Aristo, Platonun idealar kuramn eletirirken, tam da apallat yerdedir, diyor. Ar bir eletiri var. Nedeni de,
nesnelerin iine sokuyor ve indirgemeyle sokuyor, baka yerde yok, diyor.
Nesnelerin iine sokmasna kzmyor.
M- Ben de tam buna itiraz edecektim. Nesnenin iine soktun tmeli, peki,
o tmel neredeydi? Tmel, Platonda ideadayd, o ideadan yknme
dedi, pay dedi, kendisini aklad. Aristo, tmeli tikelin iine soktu. Tikel ld, tmel onun tohumuyla devam etti.
Tohumuyla devam edecek deseydi, o kadar ar eletiri niye alayd?
M- Tmel, uzay ve zamanda tikeller yokken, nasl var? ndirdin tmeli,
imdi ben bilim-kurgu gibi izliyorum, Tmeli indirdik, tmel var.
E- Tmeli bir yerden indirmiyorsun ki.
M- Bir tmel varsayyorsun ya.
E- Sen insann varln, aacn varln kabul ediyor musun? Grdn
u aa var m?
M- Evet.
E- E iindeki aalk tmeli de var ite.
M- Tamam da nereden geliyor o?
E- Aa nereden geliyor?
Gzel, o soruya cevap verdik mi, i bitecek.
E- Kabul ediyorsan aacn varln, iindeki tmeli de kabul edeceksin.
238
gele geleceiz, daha deiik felsefeler var. Batl km diyor ki; zaman,
acaba mutlak olarak m var, nispi olarak m var? Kardeim zaman bir konum. Bedenli tzler olmasayd, hava, su, deniz, da ve devinmeseydi, zaman olmazd. Zaman, bir tz nedeniyle olandr. Tzn srtnda deil dedik,
ok farkl eyler. Platonun bu grne ben apka kartyorum. ok iyi
grm. Bugn bal gibi Platonun dilini kullanyoruz, sama sapan da kullanyoruz. Aalar diyoruz, insanlar diyoruz, hayvanlar diyoruz. Platon
diyor ki, diyemezsiniz. Demiyor da o anlama geliyor. Bir tane aa var, bir
tane insan var. nk insan, aa, hayvan bir trn ad, bir soyun, genosun
ad. nsan olanlar de, aa olanlar de, tikelleri anlatmak adna.
Yapay nesnelerden de rnek verelim. Masalardan bahseder Platon bol bol.
Der ki, masann bir prototipi vardr. Bir yere girersiniz, falann makamna
gittim, prl prl bir masa, yle gzleri vard, yle yuvarlak bir masayd,
adam oturuyor, grev yapmas daha kolay, her tarafa ulayor, telefon, u
bu. Demek ki masann da bir ideal tipi var. Her eyin bir ideal tipi var.
Buradan bir bak aldm, svire taklidi, svirede ok gzel baklar var.
stanbulda bir arkadan nnde grdm, ayn renk, aldm baktm, olaanst gzel. Bu ba nereden aldn, dedim. Av Dnyasndan aldm, dedi,
Avclardan. Orada var m, dedim. Var, ok, dedi. Gittim, elli liradan balamak zere bin liraya kadar bak var. Ama bak arkadam. O da bak,
benim be liraya aldm da bak.
E- Bir maln fiyat arttka ideale yaklar m?
Fiyatndan dolay deil. Yap dzeni, yetkinletike yle olur. Gerekten
nesnelerin en yetkin ekli var. Trk otomobili yapld, keiler gelir kaportasn yer. Marmaristen Mulaya geliyorum, tam o Gkovaya geleceimiz
yerde, bir kprde Mercedesle bir Anadol arpm. Trafik bekleniyor.
Mercedes, Alman imparatoru gibi yolun ortasnda, umuru bile duymam.
Anadol da arampole gitmi, darmaduman olmu. kisi de otomobil, daha
ala ideas var m? te ideal tip bu.
M- Ben yanl m anladm. deal tip, otomobil iin de bak iin de vardr
dediniz. Ben bunu anlayamadm. deal tip nerede var hocam, masann
ideal tipi nerede?
E- Platonun dnyasnda.
240
Platonun dnyasnda.
E- Biz hep onu aryoruz.
Onu aryoruz beyefendi.
M- Var ama bizim dnyamzda yok hocam.
Bizim dnyamzda da yle: Hangimiz evlenirken yetmi kilo arlnda
bir kz var al denilir bize. Setik, baktk, ideal gzeli aradk biz. Her birimiz
aradk bir biimde. Olay bu. Biz Platon dnyasndayz. Platonun felsefesinin temelini, iindeki skntlar, srme talarn ufak ufak grmeye baladk.
O- Masa olayn anlamadm. Masa idealar dnyasnda, masa yknyor
mu idealar dnyasna.
E- Biz, anmsayarak yapyoruz.
O- Yine biz yapyoruz.
E- Yapma olduu iin onu anlamak ok basit.
O- Ta yapmyoruz ama.
E- Ta kendiliinden oluyor.
Bunun da yaps byle. Bir arkada bir gn dedi ki; yap, yapdr. Bir ksmn ok gzel gryoruz. Belediye kenefi de yap, orada duruyor, bembeyaz bir badana yemi, Mimar Sinann yapt yaptlar da. Bunlarla bunlar
bir mi? Kafasndaki en ideal yap dzenine gre. Mimar Sinan, Sleymaniyeyi yaparken, sknt iinde, zaten kalfalm diyor. O gzle de gittim,
baktm, siz de vardnzda bakn stanbula. Bu olay bilirseniz bakarsnz.
Sleymaniyenin kubbesi, Ayasofyannkinden kktr. Ne yaptysa, gece
gitmi incelemi, Ayasofyadan byk kubbeyi yapamam. Kubbe yapmak
deil, onu oturtmak nemli. Selimiyeye bakn, dnyann en byk kubbesidir, brakn Ayasofyay. ylesine korkun bir usta haline gelmi ki. Getirip de bunu bizim evlerimizle mukayese edemeyiz, yapdr diye. Hocam da
bastrarak syledi, bunu biz yapyoruz. Ben Picasso gibi resimler yapyorum diyordu Evren. Picasso kim, sen kim? O da resim yapyor deil mi?
- Bunu ben de yaparm, diyor. Yamuk yumuk bir ey yapm orada.
241
Olabilir. Yalnz u var; Darwin, maymun falan demiyor bizim soyumuz iin.
M- Ayn atadan geldik diyor.
zel bir tip olarak sylyor.
- Biz ondan dntk demiyor.
Orada kt okumalar var. Darwin byle arada ezilecek bir adam deil.
Darwin bir bilim adamyd, soytar deildi.
Platon, hala beynimizi oyuyor. Biz 1500 yl medreseler amz. Sahn-
Semanlar, unlar bunlar, hep maval, batan sona maval. Delme, takma,
uydurma, kadlar, eyh-l slamlar, hazretler
E- Ben Platonu dinlerken, hep dinle balants varm gibi geliyor. Sanki
dinin kkeni, Platonun felsefesinin kkeni hep ya aynym ya da birok anlamda ortak ynleri varm gibi. Dinde de hep uhrevi, her eyin
tesinde, cennet-cehennem, tam Platon gibi deil tabi. Sistematik olarak hibir eyi aklamyor ama dnya d bir ey var sonuta. Platonda da dnya d bir ey var.
Dediklerine belli oranda katlyorum. Platonun a, ok tanrlar a.
Hatta yle de diyebiliriz, ok tanrlarn batt, iflas ettii bir a. Platon,
biraz da ironi olsun diye Zeus hakk iin diye balar konumalara. Platonun diyaloglarnda buna rastlayacaksnz. O gelenek, ta Hesiodostan,
Homerostan beri, ok tanrl evren, da ta tanr, yontularla, unlar bunlar. Ritellerle, bir ksm kavraylarla, nk o Dionysos, Apollon kltr
epey kavray meselesidir. Bunlar birbiriyle savar, birbirinin rzna geer, birbirinin karsn ayartr.
E- nsan gibi yani.
nsan gibi, evet.
E- Platon sanki bunlara bir dzen vermi. Oradaki insan gibi deil, kavga
etmez falan, byle bir idea var, dnya onun yansmas.
Bakarsnz kavga ederler, dvrler. Truva savanda tanrnn biri bir
taraf tutar, br br taraf, o ona haber gnderir. nsan biimci dediimiz olay bu, insana dnm tanrlar. Platon o ortamda yetiti. Tek tanr
fikri asla yoktu. Bunlar hepsi pagandlar, Aristosu da teki de. Aristoda
243
her nesneyi kendine doru eken salt form olan, hibir zdei olmayan bir
tanr fikri vardr. Bir nesne, o nesne olmak iin tanr tarafndan ekilir,
onun ekicilii tarafndan. Hi devinmez, kmldamaz.
E- Aristoda bir tanr inanc var m?
Var.
E- Tek tanr gibi mi?
Gibi. Tabi, ekici tanr. Srekli, her nesneyi kendi ekiciliinden, cazibe
diyor ona Aristo, kendine doru eken, o olmaya ynelten bir tanr. Form,
srf form, maddesi olmayan bir tanr. Zaten maddesi olsa, tanr olamazd,
diyor. Bir de onun ruh zerine olan De Animada faal akl var, etkin akl, o
da lmsz bir yeti. unu aka grebiliyoruz, Platon ve Aristo balamnda. Tanrlar, stn gler, lmszlkler, epey birbirine karm. Dediin
gibi dinsel bir yanlar kesin olarak var.
244
16.Gn
Benim paym nerede?
Gcllk nedir, edimsellik nedir ya da Greklerin syledii anlamda dinamizm, energia nedir ya da potansiellik, aktellik nedir? Bir bilinli bilgisi
yoktur. Ama diyorlar ki bundan bu olur. Evrendeki nesnelerin yapsnda
doasnda, znde, ideasnda, formunda diyebilirsiniz, yani terimlerle
dans ettirebilirsiniz onun ne olduu, ne olabilecei, bellidir. Her bir nesne belli bir oranda bir edimselliktir, belli bir oranda gcllktr. Mee
aac, mee palamuduna gre edimselliktir ama masaya, gemiye, pencereye, kapya, sobamzda yaktmz oduna gre gcllktr. Bir nesne belli
bir konumda kesin olarak u gcll ierir diyemeyiz. O bir edimsellik
olabilir. Yani ikisini de ierebilir. Tan ne gcll var? Eskiden evler
hep tala yaplrd. Temellere, yamur ileyen ksmlara zellikle, temel
tala dklrd, beton yoktu.
Btn gcllkler edimselleirken ayn yolu izlemezler. Bir otun tohumu
yere dt. O, ancak doa tarafndan yeertilebilir. Toprakla ilikiye girecek, su stne damlayacak, gne doacak, ancak yle yeerebilir. Aa
tohumu kayann stne dt, yeermez. Ayrk iin iftiler konuur. Bir
kayann iinde yle arsz, yle direnli bir bitkidir ki ayrk, iftinin canna
okur biliyorsunuz. Krk sene gnete kalm, o srada yere dm, ya
neredeyse kuruyacaktm, demi.
Doa tarafndan retilen diriler, zellikle gcllkler var, edimsele dnmesi doa tarafndan. Kimi edimsellikleri de sen, ben, zneler yaparz.
Gemiyi, masay ustas yapar. Ta kendiliinden bina olmaz, doru, mermer
de olmaz. Mimar gelir yapar. Bir ksm gcllkler bamza gelir, edimsel
oluruz. Nasl olur bu? Bir kzn bana kerler. Tarlada alrken birileri
ona zorla sahip olur, ocuu olur. Kadnda ocuk yapma gcll vardr.
Onun edimselinde gebe kalmak, ocuk yapmak diye karmza kan durum vardr. Edilgenlikte bamza gelmede ya da uradklarmzda bile
gcllk, edimsellik sz konusu olur.
Evrende hangi nesneye baksanz byle bir yapyla karlarsnz. Bu ok
eitli kiplerde karmza kar. Zaten bu felsefede modustur. Yani olumsallk kipi, zorunluluk kipi, gcllkten edimsellie geme durumu hep
modusla anlatlr, kiptir bunlar.
Evrendeki nesnelerde hep byle bir yap dzeni gryoruz. Ne grsek bir
gcllk, bir edimsellik, kimi zaman zorunlu, kimi zaman olumsal, kimi
246
zaman olumsuz. Diyelim bir insan, gcl olarak nedir? Bir profesrdr,
katildir, canavardr, hrszdr, hemiredir, avukattr, esnaftr, retmendir.
Bir insann gcll saylamayacak kadardr, milyonlarca. Aya adamlar
gitti. Demek ki insan Aya gidebilirmi. Birileri alet yapt ama sonuta Aya
ayak bast.
Baz yneticileri, nderleri konu ederler. Niye kzyorsunuz, derim. Sen
gitmi pazardan eek satn almsn, gtrmsn Veliefendiye, diyorsun
ki ben bununla yara katlacam. Spa ile yara katlabilir misin? Spa
byynce eek olur, at olmaz. O, da onu diyor zaten, ben eeim diyor.
Bunda kzlacak hibir yan yok ama sen gremiyorsun, kzyorsun. Bahene gtrmsn, ki var byle iftiler, dikmisin yirmi tane kavak. Kays
diktim, karadut diktim, birka sene geiyor aradan, meyve vermiyor. Kavaa ne kadar iyi bakarsan bak, kays vermez. znde o varolu yok, bu
kadar basit. nsan da yle. Aristonun etiinde greceiz bunu, bugn konumuz o deil. Aristo diyor ki, doadan deil bizim bilmemiz, bizim bilgi
edinmemiz doal durumumuz deil, biz isteriz onu. Bilmeden iyi eylemde
bulunamyoruz, diyor ya, iyi eylemde bulunmak iin iyinin ne olduunu
bilmemiz gerekir. Bir adm daha atyor sen iyinin ne olduunu reneceksin, diyor. renmemisen sulusun, o senin doal durumun deil. Burada
senin gclnde, renme var, renmemisin, diyor. renmemek, mazur grnmeni gerektirmez, sulusun.
M- renmekten ziyade iyinin kriterini belirlemekte deil mi?
Ben Spinoza anlatmyorum, Aristoyu anlatyorum.
M- Aristodan bahsediyorum, tamam. renmek diyor, bizim gcllmzde. Ama iyinin kriterini kim belirleyecek de ben onu reneceim?
yi ne?
Aristo reneceimiz kanaatinde, iyinin ve ktnn ne olduunu. Etikte
greceiz bunu, orada daha gzel tartacaz, yeri deil imdi. u var;
gerekten iyi nedir, gerekten kt nedir? Platon da, Sokrates de, Aristo da
bunu hi sylemezler. Milyonlarca kii, binlerce kii gelmi, bir eyleme
kt demi de mi kt olmu, yoksa baka bir nedeni mi var? Biz niye bir
eyleme kt demiiz? alma eylemine neden kt demiiz? Herkes dedii
iin mi acaba?
247
248
deimenin drt nedeni. zdeksel, etker, formel, amasal neden101. Derinlikli bir felsefe. yle bir kalemde bir tarafa konacak bir felsefe deil.
Mjdat kardeimiz sordu, gcllkten edimsellie nasl geiyoruz? Aristo
diyor ki, bir etker neden vardr, yapc vardr. Altn klesinden ss eyalar yapyor, aatan masa yapyor, kumatan elbise yapyor Gcllkleri
edimsellie dntryor, etker nedenin znesi, insan. Ar, topluyor ieklerden, bal yapyor. Ar, baln etker nedenidir. St, koyunun, inein rettii
bir ey. Onun etker nedeni inektir, koyundur, keidir. Evrene baktnz
zaman bu zenginlikleri ok gzel grrsnz. Ona gzel bakmak lazm.
teki neden, daha nce sylemitim, Aristo burada bir hayli kafa karkl yaratyor; formel neden. Platonun mehur idealar kuram, bir ad da
formlar teorisidir. dea, form demektir. kisi de u anlama gelir; yap dzeni. Aristo kardeimiz bu yap dzeni, idea ve form ile morfe (morphe)
biimi d ekil, biim sk sk kartryor. O sknts var, keke onu asaym. Mesela, bir mermerden yontu yapar. Mermeri zdeksel neden
sayar, o yontuyu formel neden sayar. Oysa ki formel neden deil biimsel
nedendir. Formel neden; eni, boyu, bir eyin o olmas iin tayan ller,
kafa ls, beden ls, u bu. Onun estetik olarak o hale gelebilmesini
salayan llerdir onun formel nedeni. Yoksa d biimi deildir.
Greklerde bir yontu yarmas olur. Katlrlar yontucular, heykeltralar
diyelim. Birisi birinci gelir, dl o alr. Bunlardan birisi kar kar, beni
kandrdnz, der jriye. Siz yontuyu falan tepeye koyacaz dediniz, ben
oradaki perspektifi aldm, mesafeyi aldm, ykseklii aldm oradan baktm, ben ona gre yaptm. Siz nnze koydunuz, not verdiniz, kandrdnz
beni, hileli davrandnz. Jri bu itiraz yerinde bulmu. O tepeye gtrmler heykeli. Oradan bakmlar, o itiraz edenin heykeli en gzel duruyor.
Demek ki formel neden bakmndan onun o lleri tad nokta oras.
Yap dzeniyle d biimi kartrm, morfe ve form. Demek istedii Aristonun, formdur, yani yap dzenidir. Platonun idea dedii eydir. Her
nesnenin bir yap dzeni, eidosu vardr. Ona uymazsa o nesne olmaz anlamnda.
101
249
250
102
Yzyllardr felsefe, drt neden olduunu retir: 1. causa materialis (maddi neden),
rnein kendisinden bir gm ksenin yapld malzeme, madde; 2. causa formalis
(formel neden), maddenin iine girdii form, ekil; 3.causa finalis (ereksel neden), ama,
rnein gerekli olan ksenin formuna ve maddesine gre belirlendii kurban yini; 4. causa efficiens (etki neden, fil neden), bu tamamlanm gerek kse olan etkiyi meydana
getiren, gm ustas. Ara olarak tasarlandnda tekniin ne olduu, arasall, drt
katl nedensellie doru geri izlediimizde kendisini aa karr. ()
() Nihayet, bitmi sadaka toplama ksesisinin nmzde kullanma hazr durmasndan
bir drdnc de birlikte-sorumludur: Gm ustas. Fakat bu, ibandaki gm ustasnn bitmi sadaka toplama ksesini sanki o bir yapp-etmenin etkisiymi gibi meydana getirdii iin deildir; gm ustas causa efficiens deildir. Aristoteles'in retisi ne bu terimle adlandrlan nedeni tanr, ne de ona karlk gelecek Greke bir ad kullanr. Gm
ustas dikkatli bir biimde dnp tanr ve sorumlu ve borlu olmann yukarda anlan
tarzn bir araya getirir. Dikkatlice dnp tanmak (beriegen), Grekede legein, logos demektir. Legein, apophainesthalda, yani grne-kma/karmada kk salar. Gm ustas, sadaka toplama ksesinin ortaya kmasnn ve kendinde kalmasnn ilk hareket noktasn kendisinden ald ve muhafaza ettii ey olarak, birlikte sorumludur. Sorumlu olmann yukarda anlan tarz, onlarn sadaka toplama ksesinin retilmesi iin
grne kp rol oynamalarnn neliinde ve nasllnda, gm ustasnn dnp tanmasna borludurlar.
Martin Heidegger, Teknie ilikin soruturma, ev: Doan zlem, Paradigma Yay. 1998
251
Bakn u aacn bedeni var m, var. Ama aalk beden deil. Neden, diyeceksin. Aa diri, bedenlilik dirilii getirmez, tan da bedeni var. Ayr ayr
ilkeler, kartrmayacaksn. Ben Descartes olmak zorunda mym? Zihin
benim bedenimin dnen bir paras, o kadar. Ayak nasl bedenin yryen paras ise anlk da, zihin de dnen paras. Hem de baat olarak
dnen, tm dnmeyi stne alm da deil. Beden-zihin, yok yle bir
ey. Bu bizim yap dzenimizdir, ikin yklemdir bedenlilik. Dnrz,
bu takn yklemimiz, zihin dnr. Bu yklemlerimiz bizim, ok nemlidir. Bu yklemler kurammz ok eyi skp atyor. Aristonun Kategoriler retisindeki yanllar hep yansyor felsefeye, srp gidiyor. Koca
Nikolay Hartman, Max Scheller katmanl bir dnya dnyor, kurtulamamlar. Katmanl bir dnyay hep yadsyacaz. Evrenin ilkelerini gryoruz, birleikliklerden sonra dirlie, duyarlla, dnceye geeceiz.
Hem yap olarak ontolojiyi, hem de etik olarak istence geeceiz. Yaygnlk
ve daralma ilikilerini zetleyeceiz. Biz daha karmaz.
252
17.Gn
O sav gerekli grmedim
Bir de amasal neden var. Bu konutun amac ne? Barnmak, souktan scaktan korunmak, yemek yemek, dinlenmek, oturmak, vesaire. Aristo
buna da amasal neden diyor. Bu olmasayd, bina niye olsun? Eskiler adr
kurmu yaam, binlerce yl. Bu ileri adrlar grm, bugn de konutlar
gryor. Belki yarn baka yaplar grecek.
Bu nedenleri, dn zdekseli anlattk, bu bir tzsel nedendir. Eer bir
mermerden bir yontu yaplyorsa, mermer artk bir tzdr. Sylediimiz
gibi aatan, tatan, undan bundan ev yaplyorsa bunlar tzdr, zdek
deildir. Daha sonra greceiz, Aristonun Platona ynelttii, idealar kuramyla ilgili eletiriyi ele alrken, Aristonun kendisinin ciddi skntlar
var. Srf bu yzden. Bunu bilmemiz gerekiyordu.
Etker neden. Dn de ok ksa syledik. Siz bir eyi dorudan yaparsnz.
Masay, doramac yapar, ustasdr, etker neden. Yapcdr, eyleyicidir.
Falan usta, elbiseyi diker, terzidir. ifti tarlay srer, eyleyicidir. Bazen,
katlanrz, bamza gelir. Yaamda klenin bana her ey o tip gelir, hibir ey yapmaz. O bir su almaya, yemek almaya, efendisinin ayan ykamaya, bana geldii iin giriir.
Hatta anlatlr; Epiktetos, kleydi, Romal bir bayn bay demek zengin
demektir, efendi demektir klesiydi. Efendisi bir yaratkt, bir biimde
evrenimize gelmi. Bir gn denei alm eline Epiktetosu dvyor ve de
zellikle bacana vuruyor. Epiktetos demi ki; bay, bacam kracaksnz. Bay, dvmeye devam etmi ve bacak krlm. Bak, demi Epiktetos,
ben sana sylemedim mi, bacam kracaksn diye, ite krld. Deheti
gryor musunuz? Bana geliyor, yaamaya uruyor kle.
Hegelin Tinin Fenomenolojisi adl eserinde, efendi-kle diyalou vardr. ki
kii lmne kavgaya giriir, onur iin. Bu girimeyi Kojeve, ok gzel
ilemitir. Hegelle ilgili Kojevenin kitaplar, Yap Krediden yaynlanmtr103. Tlin Bumin diye bir profesr de bunu daha bir amtr104. Haberiniz olsun, ilgilendiinizde almaya altnzda yabanc kalmayasnz diye
sylyorum. Bu Kojevenin almn da Amerikal, Japon asll filozof Fu-
103
Alexandre Kojve, Hegel Felsefesine Giri, Yap Kredi Yaynlar, ev: Selahattin Hilav
104
Tlin Bumin, Hegel (Bilin Problemi, Kle-Efendi Diyalektii, Praksis Felsefesi), Yap Kredi
Yaynlar
255
evrenin etker nedenidir, der. Hoca da etker nedene kar kmt. Demiti ki, ikinse etker dememeliyiz. nk etkerde bir yaratclk var.
Evrenden sz ediyorum ben, tanrdan sz etmiyorum.
M- Doa ya da tanr
yle. Yine bastra bastra syleyeyim, milleti kandrmana izin veremem.
imdi bak. kinlik evreni kesin olarak yaratcl, yapcl, etkerlii yadsr. O, olmu bitmi, zorunlu bir evrendir, olacak da deildir. O nedenle
ikilii kesin olarak yadsyorum. kin evrende her ey olmu bitmitir ve
zgrlk sfrdr, zorunlu bir evren. Hi arama zgrl orada. Spinozann adam kodlanmtr. Onun yap dzeni, u ya da bu olmaya, u ya da
bu olmann tesinde unu ya da bunu yapmaya kodlanmtr. Burada biz
iimizi bitiririz, ben ofisime doru giderim, sen i yerine doru gidersin,
kardelerim kendi alanlarna doru ekilir giderler. Spinozann adam
gidemez. O nereye gitmeye kodlanmsa, buradan kalkar kalkmaz gitmeye
balar.
M- Burada bir itirazm var. Zorunluluk alan, diyor Spinoza, doadan bir
zorunluluktur. Doa, belli bir zorunlulua gre hareket eder, belli yasalara gre hareket eder. Fakat buradan yola ktmz zaman doaya
irade, ahlak, iyi, gzel, bunlar atfedemeyiz, der. Doada byle eyler
yoktur. Dolaysyla zgrlk de yoktur. Ama insanda, iyi, gzel, doru,
irkin, zgrlk vardr. Bunlar farkl farkl alanlardr, bunu iyi ayrmak
gerekir, biz zgrz, der.
Bu senin yorumun ve doru, ben de o grteyim. Doa, kendi yasalaryla
olur, deiir, yaar gider, tamam. Doada zorunluluk vardr, katlyorum.
Evren zerine ise amenna ama Spinoza zerine olduunda yanl. Neden
yanl? nsan doann bir paras. Ontolojik olarak insan, senin de ok iyi
bildiin gibi, krallk iinde bir krallk gibi grmeyin, der Spinoza105. Onu
105
Duygular ve insanlarn yaam tarzlar hakknda eser kaleme alan ou dnr doann
ortak yasalarndan kaynaklanan doal eylerle deil de, doann dnda olan eylerle ilgilenmie benziyorlar, insanolunu doada krallk iinde bir krallk olarak grmler adeta.
() Ama benim savm u: Doada, onun kusuru olarak gsterebileceiniz hibir ey yoktur, nk doa hep ayndr, gc ve etkileme imkn her yerde bir ve ayndr, baka deyile, doann yasalar ve kurallar her yerde ve her zaman ayndr, her ey bu yasalara ve
kurallara gre meydana gelir ve u ya da bu ekilde biim detirir. Dolaysyla aklmza
gelebilecek btn her eyin doasn anlamaya alrken izleyeceimiz yntem de bir ve
257
ayn olmaldr, yani her eyi doann evrensel yasalar ve kurallaryla anlamalyz, yleyse
kendi kendine meydana geldii dnlen nefret, fke, kskanlk gibi duygular da, btn
dier tekil eyler gibi, aslnda doann zorunluluundan ve kudretinden kaynaklanmaktadr. Bu yzden bu duygularn hepsinin belli nedenleri vardr ve hepsi kendi nedenleriyle anlalr hale gelir
Benedictus de Spinoza, Ethica, ev: idem Drken, Kabalc Yay. 2011, s.313-315
258
M- Kipleri bir etkileimi olduu iin, yle bir yerde oturan, emirler veren
bir durum sz konusu deil. Dolaysyla her kipin bir tabiat, doas
var. Tabiat demeyelim de sizin syleminizde yap dzeni var. nsann
yap dzeninde de seme var. Aacn yap dzeninde seme yok ama
aala insan ayn evrenin eleri ya da tavrlar. Bir dal yanyorsa, aa
yanyor diyorsunuz, br dal yanmyor.
Yok yanar.
M- Yanacak.
Yanacak.
M- O zaman aa da istenlidir.
Aa yancdr dedin mi, arkadan da dallar yanc deildir dedin mi bir
bakmdan sakata dersin, mantk bakmndan. Aa yancdr nermesi,
dallarn da kklerini de kapsar, hi zorlama kendini. Aksi halde aa yancdr dememelisin. Aacn bir blm yancdr demelisin, neresi yancysa. Demeye altm, Spinoza u ya da bu demiyor. Btnyle evreni iki
temel z nitelikten tretiyor. Tala insan arasnda bir ayrm yapmyor, yok
yle bir ayrm. Ta dnr. Diyemiyor onu, geri kekelemesi var. Anlatm
gc zayf ama dese onu diyecek. Ta dnr, aa dnr, kendisi sylyor onu, ben sylemiyorum. nk evreni sen iki ilke ile kurmusan,
aa bir tarafa dursun, ben onu odun yapacam diyemezsin.
Eer sen unu anlatmak istiyorsan, buna katlrm. Sen, benim bama
neler gelecek, ben neler yapacam belli ise, kodlanmsa ve ben bu nedenleri biliyorsam zgrm diyorsun. Bana gelecekleri bilmen seni niye
zgr yapsn? Bak, atom bombasn yapmlar. Bu iin uzmanlar enerjiyi
kilitlemiler, vermiler Amerikal bir subayn eline. Git, bunu Hiroimann
zerinde at, demiler. Bunu yapanlar bunun ne kadar enerji tadn
biliyor mu? Biliyor. Ne kadar adam ldreceini aa yukar biliyor. Sen,
Amerikallarn Hiroimaya att atom bombasndan farkszsn Spinozaya
gre. Kodlanmsn, kilitlenmi sana bir enerji, bir yap dzeni, bitmisin
sen. imdi diyorsun ki sen, ya Amerikallar onu nasl biliyorsa, benim de
bilinebilir durumum. Bu seni zgr yapmaz. Senin neler yapabilecein
senin bilincine girdiinde, zgr yapmaz. Mesela gidip bir efendinin emrinde alacan bilmen seni niye zgr yapsn? Kodlanmsn sen. Oray
259
kartryorsun, oray geeceksin. Spinozada zgrlk, isten, seme yoktur. Olamaz da. kin evren, zorunlu evrendir, zgrlk olamaz. Leibniz, ne
diyor? nceden kurulmu bir uyum. Bu kurulmusa, bunun ne olaca
kodlanm. zgrlk neresinde? Mesela, kendi deyimim; Sezar, Rubikonu
geecek. Rubikon bir nehrin ve kprnn ad. Diyor ki o, Sezar kavramnda ierilmitir. Dirilik, dnmelik nasl ierilmise, onun iinde varsa,
Rubikonu gemek de onun iinde vardr, diyor. Bu u anlama geliyor;
Fatih, stanbulu fethetmek zorundadr. Atatrk, Sakaryay kazanmak
zorundadr. Kodlanmlardr onlar. te ben bu evreni anlamyorum.
M- Bunu ben de anlamyorum ve kabul etmiyorum.
Yalnz Spinozann, Leibnizin dedii bu. Biraz sonra amasal nedenleri
aklayacaz. Katlyorum, doada seim yok. Canm isterse derim, canm istemezse dmem diyen bir taa rastlayamayz. Bolukta kalan nesne
der. nsan alanna geldiimiz zaman, esiz ve tartlmaz bir zgrlk
alanna geliriz.
M- ok ayr bir yere koymak
Evet ayr bir yer. Amasal neden, sen stanbula gitmiyor musun? Niye
gidiyorsun? Spinoza eletirmi, teki eletirmi, bu bizi niye ilgilendirsin.
M- Temellendirmemiz gerekiyor.
Tabi, temellendireceiz.
M- Nasl, doadan ayr bir doada grdmz temellendirmemiz lazm.
Btn konumalarmz, insanla doann dier yap dzenleri gibi bir
yap dzenidir diyoruz, sonra da hayr.
Yok, yle demiyoruz.
M- yle dedik hocam.
Hayr, demedik.
M- ahidim olur musunuz?
Arkadalardan medet umma.
- Notlar var, bakarz.
260
Notlar var, doru sylyor. Nesneleri oluturan ilkeler var. Dedik ki, birleikler, diriler, diriler ayn zamanda birleik, duyarllar var. nsana getik,
dnendir insan ve isteyendir. nsan, ister. Ontolojik olarak onu temellendiriyoruz. nsan ok karmak bir nesnedir, btn yap dzenlerinin
temel zelliklerini alr ama kendine gre alr, birleiktir, diridir, duyarldr,
dnr ve ister. Bunu dedik.
M- Tamam, bunda bir sknt yok.
Yoksa, o zaman u var. Sen insana istensizdir diyemezsin, Spinoza asla
istenlidir demiyor. Spinozaya iyi bir al sen.
M- alyorum zaten hocam. Her gn biraz daha alyorum. Daha da iyi
anlyorum. Eskiden bir ve ikinci kitab anlayamyordum, imdi anlyorum. Bu ok mutluluk verici benim iin. Aalar kendi aralarnda toplanmlar konuuyorlar. Mesela, hayvanlar konuuyor. Biz bitki deiliz.
Bitki deiliz ama bu bizim yap dzenimiz olmad anlamna gelmiyor.
Ama biz diyor, farklyz. Tamam, farklyz. Bizim hareket etme yeteneimiz var, bizim duyu organlarmz var, biz duyuyoruz dnyay, kokluyoruz, tadyoruz, vesaire, bitki bunu yapamaz. Balyorlar tartmaya.
Birisi diyor ki, biz hayvanlar zellikliyiz, ayr bir doaya sahibiz diyor,
doann iinde ayr bir doayz. Bitkiler de tabi dier doann zellikleri oluyorlar. Ne fark kald burada hocam? Biz insanlar konutuumuz
iin byle konuuyoruz, hayvanlar konuuyor olsayd byle konuacaklard, bitkiler konusayd, onlar da kendilerini ayracaklard. Elbette
bir ayrm var ki biz hayvan, insan, bitki diyoruz. Ama bunlarn ayr olmas, evrenin paralar olmadklar anlamna gelmiyor ki. Ya da insann
ayr bir doada, doann dnda, krallk iinde bir krallk olduunu anlamna gelmiyor.
Ama sen bana da Spinozaya da sylemediklerimizi syletiyorsun. Bizim
haberimiz yok bu laflardan. Dinliyorum, ya bunlar kim syledi diyorum.
Gerekten, Spinozaya bir daha al. Tabi bu, birilerinin kafasndan byle
geiyor ve saldryorlar demekle i bitmez. Cemal Yldrmn evirisidir
Bilimsel Felsefenin Douu, onu aldk myd? Reichenbach.
M- Artk onlarn basks yok, hocam.
261
Onu bir biimde bulalm. Orada gzel bir eletiri var. Reichenbach, ok
byk bir filozoftur. Orada syledii udur; bilgi erdemdir kavraynn
son temsilcisi Spinozadr.106 Bunlar kodlanm insan anlatr bize der ve
ar ekilde eletirir. Dikkat edersen, Deleuzede de var bu. O deli herifin
Spinozaya mektuplar var, hatrlyor musun?
M- Blyenbergh107.
Spinoza bir noktada kayaya tosladn anlar. O mektuplar bo deildir. O
herif bilinli sorular sorar. Sorduka Spinoza skr, yeter der, brak yakam. Neden der, biliyor musun? Spinoza kamaz. O deli herifin sorular
ok kt sktrr. Biz, kesin olarak kodlanm deiliz, bizi bir ey nedenleyemez. Spinoza bunu sylemiyor, istenci yadsyor. Siz, isten diye bir
yetiyi yadsyan kiiye insana zgrlk veriyor diyemezsiniz, zorluyorsunuz. Buna dair bize bir nerme getir, apkamz kartmaya hazrz. unu
da syleyeyim; Spinoza, kitabnda kendi iyaps bakmndan sk sk elikiye den birisidir, epey rneklerini syledik. Tekil zlerden bahseder,
bol bol da ideadan bahseder. Platonun ideasndan bal gibi bahseder, hem
de olumlayarak. Spinozada bana gre ok fazla dil sknts var. Evreni
oluturan sonsuz sayda z nitelikten sz eder, iki tanesini syler. Bu yanl bir eydir. ki tanesini de yanl syler, ikisi de ilke deildir. Ben Spinozada pek tutulacak bir g grmyorum. Ontolojisi temel skntlarla doludur. Ama senin zel bir sempatin var, onu da anlayla karlyorum.
Dnce, syledik, bir ilke deildir, uzam bir ilke deildir. Sylyoruz,
insan, aac, ta, hayvan, evreni oluturan temel ilkeler belli. Onlar sayyoruz, deneylerimize, gzlemlerimize sesleniyor bunlar. Bitki diri derken,
bunu doruluyoruz. Hayvan duyarl derken, doruluyoruz. nsan dnr
derken, insan seer derken, doruluyoruz. Aya yere basmayan bir dncemiz yok bizim. nsan bal gibi seer. Biraz sonra amasal nedenlere
gideceiz, udur budur demeye lzum yok. nsan, amalar iin yaar.
nsan belki, belli oranlarda nedenlenir, acknca yemee doru ynelir,
106
Onun ahlk anlay stoac niteliktedir. Ona gre, iyi dediimiz ey yalnzca bilginin
verdii entelektel zevktir. Duygusal doyumdan kaynaklanan mutluluk ile yaam sevincini, ahlk d saymamakla birlikte, ahlksal da saymaz; bu tr duygulara, o da l iinde
yer verildiinde, bedenimizin salkl ileyii ve doasndaki gereksinmelerin karlanmas iin gerekli bir tr besin gzyle bakar. Hans Reichenbach, Bilimsel Felsefenin Douu,
Remzi Kitabevi, ev: Cemal Yldrm, 1993, s.44
107
262
vesairedir ama amalar, deerler yaratdr. Bunu hi yadsyamayz. Epikr grrken greceiz, Epikr hi anlalmam bir adamdr. Hazc
olarak tannr, ben neresi hazcdr hi anlayamadm. Epikr, Demokritos
asla bir zdeki deildir, onlarn anlad anlamda. Etikle ilgili en ok kitap
yazanlar bunlardr. Kardelerimiz de tartsn, sen ne diyorsun?
- Konuyu yeterince tarttk diye dnyorum ben. ok da fazla stne
konulacak bir ey yok gibi duruyor.
Ben de yok diye dnyorum.
- Mjdattan Spinozay aldm. Sonra da Mjdata sordum, sen bu adamda ne buldun? Akas merak ettim, ben bir ey bulamadm. Zaten bataki nermesiyle kskaca alyor. Koskocaman bir tanr nermesiyle
balyor. E biz onunla balarsak, dier kitaplarda toparland sylyor
M- Hoca da derse o nermeyle balad.
- Tanr nermesiyle mi?
M- Kendi kendinin nedeni olan, tzle balyorum dedi. Oradaki tanr, tz
demek.
arptyorsun bak. Ben dedim ki, Spinozann tz kavray bu. Causa sui,
kendinin nedeni, z varolu ieren. Ben dinamizm, energia fikrini anlatrken, bu iyi bir rnektir, diye baladm. Spinoza diyor ki, z varolu
ieriyorsa bu zorunludur. Dedim ki; z, zorunlu olarak var olursa, zle
varolu ayrm da yoktur. Benim evrenin kurucu ilkeleriyle, Spinozann
ilkeleri arasnda ad bile benzemez.
M- Tzle baladk. Hatta fazla konuuldu ya. Spinozada ilk nermesinde
tz anlatyor. Tzle balyor yani.
Tz o deil yalnz. Tz, Spinozann dedii deil. Tzden biz onu anlamyoruz. Tz, kendi bana bilinen, kendi ile tannan. Dedik ki ilinekler var,
hatta rnekler verdik, ben koku grdm dersen biz gleriz sana. Koku, bir
nesnenin zerindeki ilinektir, dedik. Ama tz, elma grdm dersen inanrz. Kendi ile bilinendir. Bizi Spinozaya gtrme ltfen. O yanl oluyor.
M- Ben byle arada omak sokacam.
263
Sok, onu saygyla karlarm da tz o deil. Tzn batan beri bir evrimi
olmutur. Onun da bir tz anlay vardr. Mesela Descartes, dedik ya hani,
ruhsal tz, bedensel tz, nasl oluyorsa. Bundan da dedik, Platon sorumludur. Phaidon diyalounda, beden ruhun hapishanesidir, byle diyen bir
adam. Dnme ruhun kendi kendine konumasdr. Ruhla alp ruhla gidiyor, Pisagorculardan alm. Biz bunlarn hepsini yadsdk ve dedik ki, ruh
diye bir ey de yok, varsa gster.
Bugn drt nedenin amasal nedenini de grelim. Evrenin bir amac yoktur arkadalar. Bunu bastra bastra syleyebiliriz. Evrende herhangi bir
nesnenin bir amac olamaz. nk evren dnmez. nsan dnda evrenin
teki gelerinin de bir u bir bu nesne diye dnmesi mmkn deildir.
Dnce dediimiz rn, dnen bir nesnenin rndr. Bunu da sadece
insan yapar. Dnen nesne olmadktan sonra da hibir ynelme olamaz,
evrenin amac olamaz. Dnyadaki birok varlk unun iin olmutur. Deniz
gemileri tamak iin, hava uaklar tamak iin, bitkiler unun iin olmu,
hep bize gre yontulmu bir dnya. Bu, siyasal bir grtr. Evreni bir
ksm yutucular, kendilerine yontmak iin yle dnmlerdir. Her ey
insan iin, dnyada ne varsa insan iin.
M- Neredeyse teolojinin kayna bu. nk insan her eye amallk perspektifinden baknca, unu gryor. Tamam, benim iin retilmi aa,
balklar vesaire. Ama diyor, bunlar ben yaratmadm. Bunlar ben yaratmadma gre bunlar benim iin birisi yaratt. Benim iin biri bunlar yarattysa, o biri, beni de kendisine itaat etmek iin yaratm olmal.
O iin kamuflaj. Onu, tekileri buyruuna almak iin kullanyor. ten
deil son sylediinde.
M- yle bir yanlsamas olamaz m?
Lafta var o.
M- Belki bunu ilk ortaya atan ama insanlarn buna inandklarn dnyorum.
Etikte greceiz. nsanlarn ok byk bir ksm gerekten tepmecidir.
Amac ve tepmecilere geleceiz. Sen amacysan, dersin ki bana bu evrendeki nesneler gerekli. Bunda ayp bir ey mi var? Ben bunlar edinme264
liyim. Bunun neresi kt oluyor? Ben birileri istedi diye niin tepeceim?
Yerim, ierim, doyarm, gezerim, bu evren teki nesneler gibi benim de
evrenim, ben de yararlanacam. Arkadan unu diyorum; tamam ama
senin evren kavrayn hayvannkinden farkl. Hayvan karn doyar yatar
oraya. Sen yatmayacaksn, senin karn doyurmak amacn da deil. O senin
bir gereksinimindi, grdn. Sen onu a, sen o deilsin. Ama bu. Epikre
iddetle katlyorum. Smrclerin canna okuyor. te dnya fetvaclarnn canna okuyor. Burada da yerim, her yerde de yerim, diyor.
Bu dnyann nesneleriyle bizim ok yakn ilgimiz, u ya da bu olmamz
gerektirmiyor. Sen gel ye, biz tede naslsa alacaz. Yok yle! Bir de tepmeciler var. Ben yemeyim birileri yesin, tede daha rahat yeriz. ok yiyen
iyi deildir. Bu dnyann nimetleri lanetlidir, geicidir. Mala dknlk
ahlakszlktr. Yok arkadam. Nietzscheyi de greceiz, bunlara svyor.
Ben gc isterim, gl olmay isterim, diyor, gl olmak yaamaktr.
Demek istediim u: Evrenin bir amac olmayabilir. Yoktur, olamaz da.
Bilinli bir yap deil ama evrendeki bizleri, evrenin bir paras olan bizler
bilinliyiz. Amalarmz var, akama kadar o amalar peinde koar dururuz. Bunun kt yan da hi yoktur. Etikte bunu greceiz.
M- Tekrar ayn konuya dnmek istemiyorum ama tam da u szckleri
kullandnz iin, anlamak adna syleyeceim. Evrenin bir amac yoktur ama evrenin bir paras olan insann bal gibi bir amac vardr ve bu
amall kt bir ey deildir. Cmle bu. Aa yanar ama dal yanmaz,
daln yanmamas kt bir ey deildir, dersem. Nasl bir ey olur, para
btn ilikisi anlamnda.
Aa yukar doru sylersin. Ben insan hemen ayrdm ki kartrmayalm diye. O eletiri doru. Everende biz, bir btnn parasyz, evrenin bir
amac yok, insann da yoktur dememiz, o eletiriye hak veriyorum. Ama
hemen insan ayrdm. Bizim dmzdaki evrenin parasnn amac yoktur.
M- Burada bir ontolojik sknt var hocam.
Yok.
M- Bizim dmzda bir evren dediimiz zaman, ayr bir temellendirmeye
ihtiyacmz var. Bizim dmzda bir evren, bu birazck hani eye benziyor, Platonun idealarn, bir d olmas gerekiyor, o d yaratmas ge265
266
Var.
E- Ama bu dnme insanda var.
O da doru. Potansiyeli insanda var.
M- Hibir eyde yok baka. Tata yok, yldzda yok, dada yok ama insanda
var.
Bunu sylemek iin neden Spinozann dilini kullanacaz onu anlamyorum.
M- O adamn dilini kullanmadm.
Kullanma.
M- Burada kullanmadm. Burada benim kendi itirazm.
Bunu zaten sylyoruz. Evrende dnme, isten var tamam ama bunu
Spinozann diliyle sylememeli. Neden, biliyor musun? Spinozann diliyle
sylediimiz zaman, dorudan doruya ta da dnr yapacaz, yapmak zorundayz. Ontolojik olarak onu sylyor. Orada zorlam olacaz.
Tabi evrenin iinde dnme var.
M- Byle dediimiz zaman problem zlyor. nk o zaman insann
dnmesine akn bir ey aramak zorunda kalmyoruz.
Evrenin ilkelerinde dnme var m, yok mu? Daralm ilke olarak var.
sten, en daralm ilke olarak var. emay getir, var o, yine greceiz. O
emay biraz da dzelteceiz. inde, dedik.
M- O emaya gre problem yok hocam. O evren emasnda istenlilik,
dnme evrenin bir zellii.
inde dedik, o dairenin iinde. Batllardan ok ayr bir ekilde de syledik. Batllar yap dzenleri kuruyorlar, hayvan diyorlar, insan diyorlar,
bitki diyorlar. Biz onu demiyoruz. lkelerimiz var, ilkelerin yaygnl var,
daralmas var. Olay bu.
M- nk bunu byle baladmz zaman insann dnme yetisini, isten yklemini evrensel yasalarla aklayabiliriz anlamna da geliyor.
Zaten yle oluyor.
M- Yoksa olay teolojiye balamak zorundayz.
267
268
Napolyon Laplacee demi ki, senin sisteminde tanr nerede? Benim evrenimde tanr diye bir varsaym yok, demi Laplace108. Sizin tarttnz
konu da deney alanmzn dnda. Varsaym yapyorsunuz. Deney alannn
dna kamyoruz biz. Kantn belki tek hizmeti budur, deney alannn
dna kmayn, alg alannn, duyu alannn dna.
M- Transandantal ne oluyor hocam? O km ama.
Ben Kant savunmam da o kma deil. O, batan kavramlar, yani akn
kavramlar, pein kategoriler var diyor zihnimizde. Dnmenin, anln
kategorileri bir de algnn kategorileri diye batan bir bilgiyi varsayyor.
Ona geleceiz ama o, deney alannn dna noumende km, birok uyarsna ramen. Bizim ilkelerimiz belli. Biri tekinin stndedir, hiyerari
vardr, biri iyidir, teki ktdr, yok. Alanlar vardr, alanlar bileceksin, o
kadar. Evrenimizin dzeni budur. zmlemek kalyor, zmleyince de
kyor karmza.
Ama kategorisi nemliydi, baka alanlara girdik. Olan var, evrenimizin
tm bir olandr. Bir de olmas gereken alan var. Biz, insansal yaama,
kltrel yaama, tarihsel yaama, siyaset yaamna geeceiz. Bir topluma
giriyorsun, diyelim Fransaya gittin. Aklnn kesinden gemeyen eyler
bana gelmeye balar. Adamlarn yap dzeni, toplumsal dzeni, kurallar
bizimkinden ok ok farkl. Bu bizim yaam alanmz, kurallar konmu.
Olmas gerekenler alanmzdr, amasal alanmz. Doada aile diye bir
kurum var m? Yok, kmeleme var, gryoruz. Ama insan evleniyor, yuva
kuruyor, ocuk sahibi oluyor, ocuklarn eitiyor. Demek bir amallk
alan var. Bir hukuk dzeni kuruluyor. Devlet kurmu. Devlet yapay bir
olay. Doada devlet diye bir ey yok. Devleti ileten yasalar yapm, mekanizmalar retmi. Kltr retmi.
Burada insanlarn elbette ki amasal alanyla ba baayz. Sosyoloji, tarih,
hukuk, dil, kltr, hepsi bizim amasal alanmzdadr. Biz, daha iyi yaayabilmek iin, daha dzenli yaayabilmek iin bir sr amalar koymuuz.
Yasay niye koyarsn? Sutan korunmak iin ya da bir ilemi usulne gre
yapmak iin. Bor ilemi vardr, alveri ilemi vardr, bonolar, ticaret
108
269
270
18.Gn
Maaradan selam
Aristonun Platonun karsndaki tutumu sz konusu oldu. Onun iin dedik ki biz, ncelikle Aristonun kendisine girelim, ondan sonra Platona
geldiinde Platonla karlatralm. Aristoya gcllk, edimsellik ve drt
neden retisiyle girmeye altk. Metafizik adl nl notlarnda109 diyor
ki, tz dediimiz olgusal nesne, zdekle biimin, formun birleimidir. zdek, gcl durumda bulunuyor. Bu, formla birletii zaman bir tz karmza kyor. Aristoya dnelim ksaca. Bir formel neden var, eyann yap
dzeni. Dn kullandmz bir paradigma vard; ev, eretileme olarak kullanmtk. Evi yaparken evin bir formel nedeni vardr. Mimar tarafndan
ya da bu ii beceren birisi tarafndan o evin isel dzenini, yap dzenini
dizayn eden bir plan. Aristonun zdek dedii, bizim tz dediimiz eyler
de vard. Aalar, kiremitler, tahtalar, unlar bunlar. Usta, etker neden,
onlar bir araya getirip yapyordu, bu yap dzenine gre. Tahta, kiremit,
imento, demir, dier gereler var. Dikkat ederseniz gcl halde diye bir
ey yok, onlar tz olarak vardr ncelikle. Aristonun bize dedirtmeye alt husus u: Gcl halde olan, bir olmayandr. Arkadalar gcl halde
olmak da olmaktr. te aa, tahta iin gcl halde bir nesnedir. Daha
uzak, bir gemi iin gcl halde bir nesnedir. Ama ncelikle bir aa var.
Aristo bize demek istiyor ki, zdeklilik, gcl halde bir durumdur. yi de
nedir? Eer o yok ise formla nasl birleecek? Varsa o zaman birlemesine
ne gerek var? Bakn yine mantk kt karmza. O koca mantk, manta
tosluyor. Bu nedenle Aristonun Metafizikte bize sunduu teori salkl
gzkmyor.
Platon, o bizim Greklerden, yonyadan getirdiimiz boyut dediimiz evrenin en temel yap dzeninin temel zelliini idealar kuramyla ele alyor.
Bunu uzaysal ve zamansal yoklua tayor. yle bir evren yok. Aristo buna
kar kyordu. Uzaysal ve zamansallktan karsan, byle bir evreni gremezsin. O nesnelerin iinde diyor. Dikkat edin, bir yere geldik. zdekle
birleiyor, nesnenin iine sokmaya alyor Aristo. Biz diyoruz ki; Aristo,
ok indirgemi. Bu boyut dediimiz ilkeler, idealar, z, eidoslar ya da
formlar, evrenimizin iindedir. Yani zamann ve uzayn iindedir. Ayn
109
Notlar diyorum nk kitap deil, fizikten sonra yazld iin fiziin tesi denmi, rencilerinin tuttuu notlardr. Platonun btn kitaplar mot a mot, virgl virgl elimizde,
Aristonun bir kitab bile elimizde deil. Bu dndrc bir ey, neden yle olmu bilemiyorum. Aristodan kalanlar bugn, bilinte az ok biliyoruz.
272
274
110
substance (n.) c.1300, "essential nature," from O.Fr. substance (12c.), from L. substantia
"being, essence, material," from substans, prp. of substare "stand firm, be under or present," from sub "up to, under" + stare "to stand," from PIE root *sta- "to stand" (see stet).
A loan-translation of Gk. hypostasis. Meaning "any kind of corporeal matter" is first attested mid-14c. Sense of "the matter of a study, discourse, etc." first recorded late 14c.
275
unda. Diyor ki; iyi ideas hem nesnelerin olmasn salar, hem bilinmesini
salar, gne gibi. Gne nesneleri aydnlatmasayd biz gremezdik, cinsinden.
M- ncelikle biz, ideay kabul ediyor muyuz?
deay kabul ediyor muyuz, etmiyor muyuz sorununda deiliz. Nesnelerin
yap dzeni dedik, onu kabul ettik, evrenin iindedir dedik, onu kabul
ettik, Platonu yonttuk. Aristoyu tamir ettik. Nesnelerin iinde deil, evrenin iinde vardr, kavram dedik buna. Yap dzeni dedik, var. Ama biz
orada deiliz. Biz Platondayz.
M- yi ideasn, bizim o ideay kabul etmemiz gerekiyor. Platonun dedii
gibi bir idea var, o halde imdi iyi ideasndan
Platonun dedii gibiye zorlamadan, deriz ki evrenin iinde idealar var,
tmeller var, yap dzenleri var.
E- deal iyi, ondan m bahsediyoruz? Platonun dnyasna gemeden.
Gemeden. Sen evrenin iinde kal, yle dn.
E- Herkes iin iyi.
Ben sadece Platonun dediini aktardm, onu tartalm dedim.
M- Benim kafamda idea, tam oturmuyor. deadan ok basit bir ey anlyorum. Evrensel yap dzeninden ziyade ya da Platonun her eyin ortaya
kt eyden ziyade, benim ideadan anladm, ok insani.
Mesela ne?
M- dea, bizim zihnimiz olmasa var olabilir miydi?
Olabilirdi. Bizim anlmz yok. Hayvanlar treyip gitmeyecek mi, iftlemeyecekler mi? Aslan olmayacak m, aslann yavrusu olmayacak m?
M- Bunlar olacak ama bunlarn ideas olmayacak.
Onu konutuk. Aslan diye bir yap dzeni var.
E- Ben bu ideay ok geniletme taraftar deilim aslnda. Her eye belki
uyarlanmaz. Penrose diye bir bilim adam var, Tbitaktan da Kraln
276
Yeni Usu diye bir kitab var111. Tam matematii buraya yerletiriyor.
Popper gibi l dnya sistemi var. Sadece matematiksel Platonik dnya, fiziksel dnya ve dinsel dnya. Diyor ki, her eyin stnde bu matematiksel dnya vardr, oradaki formlar vardr. Hocamn dediine burada katlyorum, insanlar bunu kefederler. Orada objektif bir gereklik var, matematiksel dnya. yle eyler var ki, fraktallar mesela, ilgin
izimler. O aslnda doada var. Biz onun denklemini yazyoruz, bilgisayara verdiimiz zaman yle bir ekil kyor ki ortaya, insann aklnn
hayalinin alamayaca bir ey. O gerekten olmasa, nasl kacak ortaya? nsan yaratm deil o, var. nk insan yapamaz onu. ok basamakl bir sayyla, ok ok basamakl bir saynn arpmn, insan dnebilir mi? Ama var. Bir matematik form dnyas var ve bu matematik
form dnyas, fiziksel dnyay biimlendiriyor. Baktmz zaman doadaki her eyi matematiksel formlle aklayabiliyoruz. Belki ileride,
bu henz baarlabilmi deil ama insann davran, beyni bile matematiin diliyle, belki ok karmak denklemlerle ifade edilecek diye bir
inan var. Matematiksel dnyann btn yapsn henz anlayamyoruz. nsanlar aslnda o matematiksel dnyay kefediyorlar, zihinleriyle.
ki dnya diyor Popper. Doal ve yapay dnya. Dil dzeni, sosyolojik yaplar, deerler sistemi vesaire yapay dzen diyor.
E- Bence burada ideadan ziyade Aristonunki daha yakn. Doada byle
bir potansiyel, gcllk vardr. nsan, sonuta bir ideaya gre olumad
ama doada byle bir potansiyel vard. Cansz madde, bir ekilde bir
araya gelip reme yetenei kazandka ve bilgisini bir sonraki nesle
aktardka, canllar olutu. Doada byle bir potansiyel vard ama idea
yoktu demek bana da daha yakn geliyor. Doa btn olaslklar karmza karyor, aklmza gelen ve gelmeyen. Olas olan her eyin ortaya kmas var. dea yok, sadece olabilecek eyler oluyor. Biz de olaslklardan bir tanesiyiz sadece.
Platon idealarn bir resmini izmi deil. Kardan, idea geliyor diyebileceimiz bir resim yok ama demek istedikleri var. Hangi kitabna girsek, di111
Roger Penrose, Kraln Yeni Usu I - Bilgisayar ve Zeka / Kraln Yeni Usu 2 - Fiziin Gizemi /
Kraln Yeni Usu 3 - Us Nerede? Tbitak Yaynlar, ev: Tekin Dereli
277
yor ki, bu gzellik, uyduruk bir gzellik, gzellik ideasna pek uymuyor.
Yani gzelliin bir ideas var. Devleti iler, byle devlet olmaz der, devlet
ideasna ulamaya almalyz, devletin bir ideas var. En yetkin biim
diyebiliriz, en olgun biim. Olabilecek en gzel, salam, en dzgn eklinde anlatabileceimiz yap dzenleri. Yoksa bir yere ktk, gittik, uzay
yok, zaman yok, idealar orada kendi evrenlerinde oynayp dn yapp
geziyorlar. Yok. Ama evrenimizi tanmak gerekiyor. Trilyonlarca nesneyle
bouup dururduk, eer bu yap dzenlerinde ortaklk olmasa. Bir aa
soyu var, o aatan gelen kendi yap dzenleri ierisinde binlerce tikel
aa var. Meyveli, meyvesiz, ince yaprak, kaln yaprak Bu kavramsal
ekonomi elimizde olmasayd ba edemezdik. Platonu yonttuk, indirdik
aaya. yle bir evren yok, deney alanmzda, gzlemimizde deil. Aristonun syledii gibi, boyutlar iterek, boyutlar bir tarafa atarak sen, tikellerin iine soktuun nesnelerle yaatamazsn. ldnde lr o. Eer lmez diyorsan, benim dediimi diyorsun. lr diyorsan, o zaman evren
diye bir ey kalmaz.
Tr gitmi aalar, bitkiler, hayvanlar olabilir ama evrenin kesin olarak
bir boyutu var. Aksi halde sremezdi. Sren ne, diye sorarlar size. Evrenin
bir kalclk-geicilik boyutu diye dndk, bir de deien-duraan evren.
Duraan evren yok, her ey deiiyor ama bu deien evrenin tepesinde
bir de kalc evren var. Terimler farkl, olgular farkl, yaplar farkl. Biz bir
kalclktan sz ediyoruz. Kalclk kesin olarak var, ama yle yorumlayn
ama byle yorumlayn.
M- deadan yola karsak olay fiziksel olarak anlatmyoruz. Fizikten yola
karak olay anlayabiliyoruz. Evren, bir enerjidir, bu enerjinin biimleri vardr, bir sr cisme dnr. Bunlar belli orantlarda bir yap dzeni oluturur. Buna insan deriz, bitki deriz, hayvan deriz, ta vesaire
deriz. Bunlar ayn cisimlerdir aslnda.
Terimlerin adn deitiriyorsun. Bu, evrenin yapsn deitirmez. Bu
hesaba gre her yzylda ayr nesneler olmalyd. Dediin gibi fiziksele
indirgediimiz zaman, her yzylda ayr ayr
M- Yzyl brakn hocam, u an bir sr nesne yok oluyor ve bir sr nesne oluuyor. Saniyede deiiyor.
278
Grek tragedyas var. Orada anlatr byle, insanlarn evrensel karakterlerini, kskanlk nedir, hrs nedir anlatr. Alp okursunuz, sanki mahallenizdeki olaylar anlatyorlar, onun iin hounuza gider. O zaman anlarsnz bu
eski Yunan sitelerindeki amfi tiyatrolarn neden dolup dolup tatn.
Yakalamlar, insann evrensel doasn anlamaya almlar. Bunlar
yadsyamayz, bunu vurgulamaya alyorum.
Bizim burada yapmaya altmz, bu ok byk insanlarn rnlerini
tartmak. Ben Platonu anlattm, Platon bunu dedi, bunu bileceiz. Benimsemeye gelince, yaam ok eitli koullarda geliyor nmze. Bunu deerlendirirken daha gzel deerlendireceiz. Sorguladmz zaman bu
olacak. Aristodan paasn syramadan bat, bat uygarln kuramad.
Yzyllarca Aristoyla boutu. Hatta o gn sen Eagleton dedin, hala Aristocu. Aristocu bir sr adam var, btn yanllarna ramen. yi de Aristo,
insann ufkunu geniletmitir. Bilimsel bak salayabilmen iin sana bir
ufuk vermitir. Sen git dada tane geri zekl, az soan kokan herifle
tart tart sohbet et, bir gn gel bilimsel ol, olamazsn. Ama gitmi Atinada Platonun, Aristonun dizinin dibine oturmusan bilim adam olmak
adna bilimin dibine gelmisin demektir. O ufuk veriyor sana. Bizim yapmaya altmz o.
- Baladmz yer, iyi idi.
Onu tartalm demitim, onu epey atk.
M- Batan reddettik nk.
Mjdat ayak koydu bize. Onu tartalm istiyorum ben. yi ok ak ki bizim
bugnk dilimiz bakmndan bir etik terim. Ktnn kart olan terim.
yiye ne demitik biz? Doru. Halk arasnda doru eylem deriz. Doru
terimi, bir gmen, konuk sanat olarak etik alanda yer aldnda ona
doru deriz, bu eylem doru. Etik alann temel terimi iyi ve ktdr. Fiziksel nesnelerin tmeli nasl iyi olabilir? Bir eylemin tmeli olan iyi, nasl
olur da fiziksel nesnelerin de tmeli olabilir? Esas onu sormak istedim.
Demek istedim ki, Platonun Devlet diyalounda syledii bu. Btn olanlarn olu nedeni ve bu olanlar bilmemizi salayan gne.
- Soruyu yine soralm. O ayrm iyice koyarsak, insan yoksa iyi de yok
kt de. Bunu syleyebilir miyiz?
279
M- Bence syleyebiliriz.
- nsan yoksa iyi de yok kt de yok.
Ona geleceiz. yi ve kt, birileri ona yle demi diye deildir. Vardr da
asla bilinmeden kalacaktr. Bizim anlmza getirip aktmz zaman
Berkeleyci olup karz. Anlmzda olmayan olmaz. Sen bil bilme, bir iyi
olmal evrende, bir kt olmal. nk iyi ve kt uzlam sorunu deildir.
Bir doa sorunudur, buna geleceiz. nsan var, bunu akll felsefeci tartmaz, onun varsaymsal yokluu zerinden felsefe yapmaz.
M- Ben alarn dediini yle anladm. yi ve kt kavramlarn doaya
atfedemeyiz. Doada iyi ve kt yoktur, sadece insanda vardr. nsan
iin kavramlardr, yapay kavramlardr. Ama yapay olmas, onun uzlamsal olduu anlamna gelmez. nsan doas iin basbaya da doaldr.
Bir insan alan var, iyi ve kt alan var. Yine katk, kayoruz, Platondaym ben. Bu iyi ideas ve kt ideas eylemlerle ilgili. Eylemi deerlendirdiimiz zaman karmza kan bir durum. Bu eylemlerin iyi ya da
kt olmasnn fiziksel nesnelerle ne ilgisi var? yi nesne olur mu? Onu
sordum.
M- Benim anladm syleyeyim. nsan, iyiyi ve kty yayor. Nesnelerin iyiliinden ya da ktlnden deil, nesnelerin onda brakt etkiden dolay yayor. Siz ona eylem diyorsunuz galiba.
Ben eylem demiyorum ona, o bamza geliyor.
M- Bamza gelen bir eye kt diyemeyiz.
Diyemeyiz. Etik anlamda kt diyemeyiz, zararl deriz.
E- nsann yapt eyler iyi ya da kt olabilir.
Zararl var, kt var, yararsz var.
M- Buradan soruyu imdi sorarsak, tartabiliriz. nsanlar arasndaki ilikilerde idealden sz edebilir miyiz? deal toplum yaam, ideal ilikiler,
ideal yaama biimi nsan ilikilerinde iyi ve kty yaratan nedenler
nelerdir? Biz neden bir eylemi iyi ya da kt olarak alglarz. Bence ncelikle bu soruyu yantlamak gerekiyor.
280
Daha oraya gelmedik. O soruya bir saat iki saatte yant veremeyiz. yinin
ne olduu, ktnn ne olduu konusu etiin omurgasdr. Onu yantladn
an etik, konu olarak bitmi demektir. Benim u andaki konum u: Bir eylemin zellii, iyi ideas, bir eylemin nitelenmesidir. yi ya da kt olmas,
o eylemin niteliidir. Buradan iyi ideasndan fiziksel nesnelere Platon
nasl kaym? Onu demek istiyorum, kayabilir mi? Aacn ideas, iyi ideas
olabilir mi?
- Olabilir.
Olamaz.
M- imdi yetkinlikten mi sz ediyoruz?
Hayr.
M- yiden kast etik deil mi hocam?
Etiksel de demiyor. yi ideas, devlette yazlan aktaryorum, teki btn
nesnelerin olularnn ve bilinmelerinin nedenidir, diyor. Olularnn dediine gre, baat idea mevkiine getiriyor. Bu, u anlama geliyor; insann
da ideas iyi ideasdr, diyor. nsann stnde bir iyi ideas var. Bu doru
olabilir mi, onu tartmak istiyorum. Aka syleyeyim ben, Platon burada
bir uua km, fazla abartm gibi geliyor. yi ideas, iyi eyleminin ideas
olabilir. Bir eylem ideasdr, nesnelerle ilgili olmamak gerekir. Aksi halde
terimler yerlerinden edilmi olur.
M- Bana da yle geliyor. Nesnelerle pek alakal deil. Ama sanki Platon,
sizin aktardnza gre, her eyin bir iyiye gre tanmlanmas
Bakn, Plotinosa geerken gerekli olacak. Platon, Timaios diyalounda
diyor ki; Tanr, iyi olduundan dolay, iyilikte dolmutur, tat iin evreni
yaratmtr. nk iyinin doasnda iyilik etmek vardr. Burada bir evren
tasarm var. Bunlar niye sylyorum? Yarn okuyacaksnz bu kitaplar.
Bunlar okuduka, bunlar nasl atlamz, demeyesiniz sylyorum. Bir
biimde Platonda var bunlar112.
112
Timaios - yleyse, olula evreni yaratann, onlar neden yarattn syleyelim. Yaratan
iyiydi, iyi olanda da hibir eye kar hrs uyanmaz. Hrs duymadndan her eyin de elden geldiince kendisine benzemesini istedi. Bilge insanlarn kansna gre oluan evren
dzeninin en esasl ilkesi budur, biz de bu kany gvenle paylaabiliriz. Gerekten, Tanr
281
her eyin elden geldiince iyi olmasn, kt olmamasn istediinden, devinimsiz olmayan, kuralsz dzensiz bir devinim iinde olan, gzle grnen eylerin btnn ald; dzenin her bakmdan daha iyi olduunu dnerek onu dzensizlikten dzene soktu. Ama
her eyden stn olann yarataca nesnenin, en gzel nesne olmamasna olanak yoktu ve
yoktur. Biraz dnnce, ayrmna vard ki, gzle grnecek biimde yaratlm eylerden, hibir zaman zeks olan bir btnden daha gzel, zeksz bir btn kamaz. Bundan baka, hibir varlkta ruh olmaynca zek bulunamayacan da anlad. Bu dncenin
sonunda zeky ruha, ruhu da bedene koydu ve evrene z bakmndan olabildiince iyi
bir yapt yaratrcasna biim verdi. te bu temelin, yakn dne gre gerekten bir ruhu, bir zeks olan bu evrenin, bu canl varln, Tanr kayrasyla yaratldn sylemek
gerekir. Bu iyice anlaldktan sonra, yaratann, evreni hangi canl varla benzeterek yarattn sylemeliyiz. Onun istekleri bakmndan birer btn deil de, ancak birer para
olan eylerden birine benzetilerek yaratldn sanmayalm; nk tam olmayan bir eye
benzeyen herhangi bir ey, hibir zaman gzel olamaz. Ama, birer para olarak teker teker ya da tr tr btn teki canl varlklar iine alan bir eye benzetildiini, evrenin her
eyden ok byle bir eye benzediini ilke edinelim. Gerekten bu rnek, btn kavranabilen canllar iine alr, tpk bu evrenin hem bizi, hem de yaratt gzle grnen btn
varlklar iine ald gibi. nk Tanr dnyay, olabildiince kavranabilen varlklarn en
gzeline ve her bakmdan en kusursuzuna benzetmek istediinden, zleri bakmndan btn canl varlklar iine alan, gzle grlr bir tek canl varlk yaratmtr.
Platon, Timaios, ev: Erol Gney-Ltfi Ay, MEB
282
M- O zaman yle syleyeyim. Eer bir adada domu olsaydn, nce glgeleri grecektin.
E- nce glgeleri deil ama bilgimiz olmayacakt.
M- Glgelerden kastm u; biz, nesnelerin etkisine maruz kalrz ve maruz
kaldmzda zihnimizde oluan bir fikir oluur. Biz o fikri ilk bilgi olarak alrz. te o nesnelerin etkisiyle oluturduumuz o ilk bilgiye, glgeler diyorum.
- lkellerin her nesneye ruh yklemesi gibi mi?
M- Hayr o deil. Biz, bedenli olarak, dnyadaki, evrendeki bir sr nesneden etkilenerek olutururuz ilk bilgileri. Bunun tesine getiimiz zaman o nesnenin zelliini anlarz. Ondan nce nesnenin etkisini, bizdeki etkileimi anlyorum.
Ben toplumu ok ar gryorum. Toplum bizi yzde doksan dokuz, hatta
daha fazla, kalplyor. Geen gn de syledim, doduumuz yer belirliyor.
Batdan aldmz hukuk bile bir sr kadn-erkek eitsizliine neden olmutur. nsan kendini gremiyor, kalplanm. Eskiden kadn ticaret yapamazd, kocasnn iznini gtrp mahkemeden karar alacakt, svire
medeni kanunu. Ben toplumun byk bir felaket olduunu dnyorum.
Toplum bizim bamzn belasdr. Doar domaz kafamza ullanyor.
E- Byk oranda toplum belirliyor. Bu glgeler dnyas, dzenin srdrlmesi iin gereken bir ey. Bu yalanlar her zaman bize pompalanyor.
Televizyonlar, tam bir yalan makinesi. Eitim, okuduumuz gazeteler,
tam bir yalan makinesi onlar. Bu sistem devam etsin, bir ekilde hiyerarik dzen srsn.
M- Eer biz glgeler yardmyla, glgeler iselliinde bir bilgi edinmeseydik, o yalanlar iler miydi? mgelemleriyle hareket ettii iin insanlar,
onlar da o imgelere oynuyorlar.
E- nsann bir zellii var, insan renebiliyor. Bu renme zellii ok
nemli. Toplumda doduumuz zaman biz, baz eyleri reniyoruz.
- Baz eylere de artlanyoruz.
284
ii
[514a] Ve imdi, diye szme devam ettim, doamzdaki (yaradlmzdaki) eitilmilik ve eitilmemilik hali arasndaki fark aadaki olaylara bakarak benzetme (eretileme) halinde kavramaya al. nsanlar yerin altndaki, maaraya benzer bir meknn
iinde kafanda ve gzndecanlandr; bu meknn, n geldii ynde, maarann kendisi
kadar geni bir az (girii) bulunmaktadr. Bu maarann iinde insanlar, ocukluktan
itibaren orada yaamak mecburiyetinde kalm ve sadece karlarna (n tarafa) bakabilecekleri, ama zincirlerden tr balarn (saa sola) eviremeyecekleri ekilde boyunlarndan ve bacaklarndan zincirlenmi halde yaamaktadrlar; ok uzaklardan, arkalarndan ve yksekten bir atein parlamaktadr; bu k ve zincirlenmi insanlarn arasnda, bir yol yukarlara gitmektedir; bu yolun zerinde, tpk kukla oynatanlarn seyircinin
nne ekmi olduklar ve zerindeki sahnede sanatlarn icra ettikleri tahta-perdeye
benzeyen alak bir duvar dn.
Kafamda canlandrabiliyorum, dedi Glaukon.
Bu duvarda, bunu da canlandrmaya al, insanlar (ular duvar hizasndan taan) eitli
ara gereci, insanlarn ve baka yaratklarn tahtadan ve tatan heykellerini, ksaca sanat
yoluyla (yapay yoldan) imal edilmi her eyi tayarak gesinler ve (duvarn arkasndan
yryp giderken) yer yer konuup, yer yer suskun olsunlar.
285
286
Ancak en son, gnei, o da sudaki ya da baka bir cisimdeki yansmasyla deil de, gkteki yerinde grp varln (zn) fark edecektir.
Mecburen!
Ardndan akl yrtme yoluyla mevsimleri ve yllar yaratann ve dnyada grnebilen
her eyi ynetenin ve bir ekilde grd her eyin ilk nedeninin gne olduunu anlayacaktr.
Elbette, buraya kadar getirecektir akl yrtmeyi!
imdi devam edelim. imdi kalkp da biri ona ilk ikametghn, o zamanki bilgilerini ve
onunla birlikte tutsak edilmi olanlar hatrlatacak olsa, yerini deitirmi olduundan
tr bunu mutlulukla karlayp tekilere zlmeyecek mi?
Hem de ok!
Bir zamanlar kendi aralarnda, nlerinden geen nesneleri (glgeleri) en net grm,
nesnelerin hangisinin tekilerden nce, hangilerinin daha sonra, hangilerinin de birlikte
geip gittiini en iyi fark etmi ve bunlar kafasna en kesin ekilde kaydetmi, bu bakmdan da gelecekte ne olacana akl yrtme ile karar verebilecek olanlara onurlu mevkiler
ayrm ve aralarnda dller koymu olsunlar, bu adam o eski yerdekilere zel bir zlem
duyup onlarn arasnda onurlu bir mevkiye sahip olan, iktidarl ve kudretli kimseleri kskanr m, yoksa o Homerosun dedii gibi, Krsalda yoksul bir adamn yannda, cretle i
yapmaya m can atacaktr? O gemiteki bo dnceleri tamak ve o eski tarzda yaamak yerine her eye katlanmay m yeleyecektir?
Bence, o (maarada) yaamaktansa, her eye katlanacaktr.
O zaman unu da bir dn: Byle biri tekrar geri dnp oraya inse ve yerine otursa, az
nce gneli yerden geldii iin gzleri karanlkla dolmayacak mdr?
Hem de nasl!
Ve aada, hl zincirli olanlarla, kendi gzleri henz karanla almadan glgelerin
birbirinden ayrt edilmesi konusunda iddialara girise biliyorsun karanla alma sresi
pek o kadar ksa deildir kendisine glp yukarda gzleri yozlaarak geri dndn
ileri srerek onunla alay etmeyecekler mi? Dolaysyla da trmanmay gze almaya demeyeceini sylemeyecekler mi? Ve (bu kii) kalkp tekileri zincirlerinden kurtarmaya
ve yukarya karmaya alacak olursa onu ellerine geirdiklerinde ldrmeye bile kalkmayacaklar mdr?
Eminim yle yapacaklardr.
287
19.Gn
Yaygnlk ve daralma
Evrenin dzenini srdryoruz. Birleikler alann grmeye altk. Eksikleri tamamlaya tamamlaya ilerleyeceiz. Bileikler alannda eksiklerimiz varsa tamamlayacaz. Birleiklik evrenin temel bir ilkesidir ve en
yaygn ilkesidir. Yaygnl greceiz ne demektir. imdilik bu kadar syleyebiliyoruz. Dirilie gireceiz, birleikliin devam olan bir alan. Yan
yana olan daha tesi i ie olan bir alan. Bir alan brakyor, br alana
geiyor deiliz. Bulunduumuz alandayz, yalnz bulunduumuz alanda
yeni bir nesne eidiyle kar karyayz. ok ak, her bir nesne ayn zamanda birleiktir. Birleiklik ilkesine dirilik ilkesini de eklemi olacaz, o
kadar. Yoksa deiik bir alana gemiyoruz.
nce bir terimden yola kalm. Dn Mjdat kardele konuurken, u olmazsa bu olmazsa evren yine eski evren olurdu olmazd diye bir konu
geti. Bitkiler yok olsun insanolu 48 saat iinde lr. Bunun somut rneini biz yaadk, grdk. Birileri Aya ktlar. Yirminci yzyln son eyrei, Ay fethetme, elde etme kavgasyla doludur. Dediler ki, Ayda yaam
yokmu. Bulduklar toz toprak, ta, kaya ynym. Gtrdkleri ekipmanlar olmasa birka saniye Ayda duracak durumda da deiller. Gireceimiz ilkenin evren iin nemini anlatmak adna sylyorum. Demek oluyor ki evren btnl ierisinde bu ilkelerin bir tanesi eksik olsun, yaam olanakszlayoruz.
Arapa hayat; hayatn kaybetti, hayata kavutu, ite hayat bu, gibi. Trkeye de girmi. Farslar can diyorlar, can Trke deildir. Bu iki Trke
olmayan terimle bir sr deyim tretmiiz. Can boazdan gelir, can kt,
canm skma vesaire. Hayatn kaybetti, Arapa bir terim. Bunun ne anlama geldiini biliyoruz. Can kt bu da farsa sylem. Trke bunu tek
szckle karlam; ld. Nara atmaya gerek yok, bir olguyu anlatyor
musun karndakine, tamam. Telefonu atn, birisinden sz ederken, ld
diyor musun, o anlar. imdi kullanacamz terim de Trkede esiz bir
ekilde yer etmi: Dirilik. Anadoluda sayrl, hasta insanlar dzelince,
dirildi kalkt derler. Dirili deriz, Rnesans bir dirilitir. Yeniden doum
diyorsun, her doum bir dirilmedir. Bir ulusun kalknmas, ilerlemesi,
yeniden patlamas dirilile anlatlr. Kurtulu Sava bir dirilitir. Gryor
musunuz dilin gzelliini? Doadaki bir olay almsn, topluma aktaryorsun. ok gzel bir terim dirili. Bunu anlam olarak birebir karlayan teki
szckleri syleyeyim: Yaam. Ya, slak yere ne yaarm deriz, ya yer
289
deriz. Yaamak Ya olan yaar. Deriz ki aa ya, kuru deil, odun deil.
Dndnz zaman yala anlattnz o kadar olgu var ki, bir anda aklnza gelmeyebilir. Ya, yaamak, dirlik, diri olmak bir anlama geliyor. Hayat, can ne diye aldn? Senin prl prl, tertemiz terimlerin var. Syleyeyim arkadalar, birok profesr, Osmanlcay kullanamyor. -a haiz diyor,
-a havi diyor. nce ren, yanl da olsa ren. Oysa Trkeyi byle skntlarla renmenin gerei yok, prl prl bir dil, kullanm kolay, sylemesi kolay, anlamas kolay. Bizim gireceimiz alan anlatmak iin baka
bir dile gereksinimimiz yok.
Aristonun Latince olarak De Anima, Trkeye Ruh zerine diye evrildi.
Alp okumanz tlerim, gzel bir kitap. Girmek zorundayz. Gideceimiz
yolun stne birileri lam kazm, siz onu gemeden amacnza koyduunuz yere gidemiyorsunuz. Ya soyunuyorsunuz ya kpr kuruyorsunuz,
lamn stnden geiyorsunuz. Niye geiyorsunuz diye eletirmenin gerei yok. Var nk, yolumuzun stne konmu. Bunlar biz sylemeden
geemiyoruz. Aristo, o kitapta ruhu e ayryor. Bir, bitkisel ruh; iki, hayvansal ruh; , insansal ruh. Bugnk konuacamz dille dirilie de duyarlla da dnmeye de ruh diyor. Nasl iinden klr bilemiyorum.
tane ilevi bir olguya bal gibi yklemi bu nl Grek filozofu. Bunlar arasndaki ayrm anlatmaya balam. Biz bunu kesin olarak yadsyoruz ve
diyoruz ki bizim birleiklikten sonraki ilk ilkemiz diriliktir, srmektir,
yaamaktr. Bunun ad diriliktir, diriliin zellii bellidir, duyarlln bellidir, dnmenin bellidir. Birini tekine aktarma ansmz kesin olarak
yoktur. Duyarll grnce greceiz, dnmekle ve dirilikle aralarnda
Himalaya dalar var. Basit gibi gryoruz, demin syledik, grdnz ite,
Ayda yaam yokmu. Nasl basit olabilir, hibir ey yok orada ite. Diyelim
ki ilk kanlar geldi, dnyaya ilan ettiler, Ayda yaam var. Bugn yarm
metre toprak bile kalmam olurdu. Bu dnyay, evrenimizin yeryz dediimiz parasn parselleyen canavarlar, oray da igal ederlerdi. Yaam o
kadar nemli. Baktlar ki toz toprak yn, dndler geldiler. Demek ki bu
ilkeler ok nemli.
Bunun temel zellii nedir, ontolojik olarak nasl temellendireceiz? Nedir
bu dirilik, ne anlyoruz? Anorganik doa diye tandmz ki bunlar kullanrken iime sknt giriyor. Birileri kullanm ve ou kez yanl kullanlm. Bu yanln stnden giderken uyar yaparak gitmek zorunda kalyo290
ruz. Biz, salt birleik olan nesne alannda, birleiklii gryoruz. Neden
dirilerden ayr bir alan, onu greceiz. nce, ayrm nedir? ok nemli bir
felsefi terimden sz ediyorum; ayrm. Bunun zerinde bir duralm.
Bir alanmz var, baka bir alan sz konusu, diyoruz ki bu alan tekinden
ayr. imdi urada on tane kadn var, oturuyorlar. lerinde bir tane de
bykl adam var. Sen diyorsun ki, abi bakma bir tane erkek var orada,
gerisi kadn. Ben de diyorum ki, Mjdat bu erkek tekilerden nasl ayrlyor? Baz zel organlar olduu iin, bir zellii var. zellii olduu iin
tekilere kadn, ona erkek demiiz, ayrmz. Bu ayrmda da bir temel
zellik var. Ayrm dediimiz olgunun temelinde olan, birini tekinden ayr
saymamz gerektiren bir temel zellik var. Biz ne yapyoruz? Anlksal ve
dilsel olarak onu anlatyoruz ve buna ayrm diyoruz. Ayrm, bir temel zellik demek anlamna gelmez. Temel zellik nedeniyle bizim anlksal ve
dilsel olarak yaptmz ilemin addr. Isagogeyi alacak ve okuyacaksnz.
Porphyriosun Aristonun felsefesi, mant zerine olan o nl eserini alp
okuyacaksnz, be sestir: Cins, tr, ayrm, zellik, ilinek. Tabi yanl bu.
Cins ve tr, ses kavram tamam ama ayrm kavram deil. Ayrm, sylediim
gibi, bir zellik nedeniyle bizim anlksal ve dilsel olarak yaptmz ilemin
addr. Bu ynyle de zneldir. Sylediim gibi nesnel bir temele dayanmaktadr.
Ayrm iyi tanyalm. Ayrm, felsefede ok ok geecek olan bir terimdir.
Birleikler, diriler alanna yan yana koyup bunun ayrm budur, diyeceiz
demesine, diriler alannn kendi iinde de milyonlarca ayrmla karlaacaz. Evrene bakn, ne kadar ot var. Ksa mrl diriler diyelim, bitkiler.
Aalara geeceksiniz, saymakla bitmez. Birleiklerden bir temel ayrmla,
dirilikle ayrlm. Kendi ierisinde, batllarn cins ve bireyleri dedii olay.
Nesneler arasnda yok, kesin olarak kabul etmiyoruz bunu. Ama bir yap
dzeninin kendi ierisinde kk ayrmla ayrlan, binlerce, milyonlarca
deikesi var. Onun iin byk ayrmlar da kk ayrmlar da greceiz.
Bu bize gerekli nk insan alanna getiimiz zaman isten de bir ayrm
olacak. Diyeceiz ki, sadece dnen insandan istenli insan ayrdr. Bir
zellik nedeniyle, o da dirilik dediimiz zellik nedeniyle, iki alan arasndaki banty kurmu oluyoruz. Dirilik, diri nesnelerin iinde. Birleiklik
alanna tamyoruz biz, birleiklie sadece dirilii eklemi oluyoruz, ayn
291
alandayz. nk diri dediimiz nesneler de birleik ama salt birleik deil, diri birleik.
Platonun Phaidon ve Yasalar diyalounda113 geer, ruh nedir? Sokrates ve
Platon da kendinden devinme yetisi olarak niteliyorlar. Ta, orada duruyor, altnda gzel dayanaklar var. Birileri geliyor, avadanlk, kazma-krek
ya da baka bir gerele altn oyuyor, dyor. Yer ekimi nedeniyle bunu
fizikiler daha gzel izah ederler. Nesnelerin birbirini ekmesi nedeniyle
bu ta oradan bolukta kalnca dverdi. Demek ki tan bana geldi bu,
biz drdk. Onun altn emeseydik dmeyecekti. Ya da bir deprem,
heyelan olunca kayar. Bu, salt birleikler alanndaki devinmeler, deimeler, evrenin kendi i dzenindeki yaplarla oluyor. Bunlar, neden-etki balants ierisinde, bir d balantyla oluyor. Kendi iinden ta kalkp yryemiyor. Bir etkileim sonucunda oluyor. Doann gleri tarafndan da
olabilir. Gne styor, buhar kyor, yamur yayor. Burada doa bana
gelenleri yayor, uradklarn yayor. Diyelim ki balkonunuzda oturuyorsunuz. Hanmefendi de iek merakls, iekleri koymu balkona. Tam
bu srada ocuunuz yaramazlk yapt, saksnn birisini drd, drt katl
yer, saks paraland. iek de bir biimde orada kald. O saks milyonlarca
sene gese yryerek gelip sizin balkondaki yerine dnemez. Ama o bitki,
oraya bir biimde tutunmusa, orada byyebilir, sara sara sizin drdnc kata gelebilir, nk ya. Balkonu saran iekler yok mu, binlerce var.
Demek ki ya nesneler kendiliinden byyebiliyor, kendiliinden reyebiliyor ve bir gn lp gidebiliyor. Ya nesneler alan, esiz derecede seeneklere sahip. Ya nesneler deyince, bitkide, otta takl kalmayalm, hayvan da ya nesne, insan da. leride greceiz, bitkideki yalk, hayvandaki
yalk, dirilik, insandaki dirilik ayr yasalara tabi. Bunlar ok zel ve gzel
konular.
M- Bir eye itiraz edebilir miyim?
Tabi.
113
292
ni, tutmusunuz iki tane kr bekisi. Her gn krda hrszlk oluyor, siz de
muhtarsnz. Kr bekileri gelip size diyor ki, sen bu kadar araziye iki tane
beki tuttun, tabi olacak hrszlk. Bu kadar geni araziye iki beki az, on
tane tutmalydn. Geni, ok yaygn bir arazi. Beki diyor ki, benim alanm
daralt ki ben grevimi daha iyi yapaym. Diyorsunuz ki doru, oradan o
uca iki gnde gidemezsin, senin alann buras, darald alann. nnzde
bir gl var, gittiniz bir ie mrekkep dktnz iine, Baykal gl gibi bir
gl. Bir ie mrekkep, yaylr gider. Ama o bir ie mrekkebi bir bidon
suya dkerseniz rengini deitirir, daralmtr nk. Kabaca anlatabildim
deil mi? Bu ilkelerde de biz bunu greceiz. Zaten daralmann ok nemli
zellikleri var. Daraldka evrende ok deiik zellikler kyor karmza.
Dnya giderek bizim tanyabileceimiz evrene dnyor.
Bizim sistemimizde kaacak yer yoktur. Aristo der ki, diriliin falan tze
gre daha genitir cins olma, tr olmas. Sknt urada; Aristo, dirilii bir
tz olarak grr. Hala o kafada. Grek felsefesinde zelliin bir tz gibi
grlmesi var. Kategorileri okuyun, orada bir nesnenin diri olduunu
syler. Diriliin bir ilke olduunu, u ya da bu nesnede sadece oluturucu
bir ilke olduunu unutur, tz gibi grmeye balar. Hayvan gibi, aa gibi,
insan gibi bir tz btnl olarak, yap dzeni olarak grmeye balar.
Platon Parmenides diyalounda bunu az-ok konu eder. Parmenidesle
Sokrates arasndaki konumada ilkelerin ideas var m diye sorarlar birbirlerine. Basit ilineklerin, renklerin, kokularn, sertliklerin, yumuaklklarn ideas var m, diye. Biz bunlar tzseldir dedik, bir yap dzenidir. lkelerin ne ideas olabilir dedik ama onu tartmlardr. Bir sonuca da varm
deildirler, onu da syleyeyim. Bu ilkelerin, niteliklerin ya da ilineklerin
ideas vardr ya da yoktur diye bir nokta koyabilmi deildirler.
Geerken onu da sylemi olalm, Platonun diyaloglarnn yzde doksannda tartlan konu bir sonuca balanmaz, tartlr ve braklr. Tartld
ve grld ki u sonuca varld demez. Tartma bir bakmsn ki pat diye
biter. Dersin ki, sen ne diyorsun? Anladk bu diyalogdaki kiiler konuyu
tartt ama bir filozof olarak sen ne diyorsun? Platon onu demez. Parmenides diyalounda bu ilkeler de tartlmtr. Aristo, bu ilkeleri, falan canldr, diye bal gibi tar. Oysa ki canllk bir zelliktir, ilkedir.
Demek oluyor ki dirilik, kendinde devinme gc olan, devinebilen, yaayabilen, reyebilen ve len bir nesnenin addr ya da zelliidir. Yaam
294
gc, reme gc. Burada baa gelmek olarak lme yazgs diyelim, lmeye uramak. nk diri nesneler bir gn lr. Zeytin iki bin sene yayor.
Bir ot, birka sene yayor. Yoncalar vardr mesela, Anadoluda ok ekilir,
dikilir, biilir. On sene, on be sene ayn bitki, bierler gene rer, bierler
gene rer. Bir senelik deildir. Yoncay hi dnmezler, yirmi sene yaayan yoncalar var.
295
20.Gn
Derece mi, z m?
Duyarll duyumluluu biz epistemolojide insan bakmndan incelemitik. Demitik ki, duyumlular zneye tz bilgisi getirmez. Duyu verilerini
sinirlere kadar getirir, sinirler de bu verileri anlmza aktarr. Durum bu
olunca bir soru kyor karmza. Duyumlular biz, hayvanlar denilen,
felsefenin yle dedii blmler iin sz konusu edeceiz. Biz duyarllarn
bir ksm olarak dnyoruz. nk insanlar da duyarl. Hayvanlar asndan bakalm. Problemi ortaya koyuyorum. Bir doa filminde izliyoruz,
antilop srs bir aslan srsyle karlayor. Hi zaman geirmeden
tepki veriyorlar ve kayorlar. Duyum bilgisi, tz bilgisi vermez ise, bu
antiloplar nasl oluyor da aslan denen nesneden korkup kayorlar? Diini,
trnan bile grmyorlar. Kendilerinden biraz deiik bir baka hayvan.
Ama yle olmuyor, grr grmez, o koca sr kamaya balyor. Sadece
duyumlar bir ksm yklemleri, zellikleri alabiliyorsa, yani tz alamyorsa, aslan tzn, yrtc hayvan tzn, ldrc hayvan tzn nasl alglyor da kayor?
in bir yannda u var. Descartes, hayvan soyunu dada, bayrda grdmz kaya gibi, ta gibi, toprak gibi bir fiziksel nesne sayar. O kadar syleyeyim ki bir aa bile, diri bile saymaz. Yani doann edilgenlik yasalarnn egemen olduu alandan sayar. Ne gelirse bana, baa gelmedir, uramadr. Hayvan hibir ey yapamaz. Byle bir Descartesi anlay da var.
Bizim iin problem udur: Acaba bizim duyumlarmz sadece zellii alrken hayvanlarn duyumlar bu zellikleri daha m deiik alyor? Ya da
eer bizim gibi alglyorsa, duyumsuyorsa, tz dncesini edinen bir
dnme mekanizmalar da m vardr? Biz bir aacn altnda yatyoruz,
kra gitmiiz, stten bir grlt geliyor, kulamz bir grlt duyuyor.
Baka duyumlarmz da getirir, uzaktan bir duman gzmz alglar. Ne
dedik, anlmzdaki uak imgesiyle biz o grlty hemen birletiririz ve
deriz ki stmzden bir uak geiyor. Yani bizim btn o nesnenin yklemlerini duyumsamamza, alglamamza gerek yok. Bir tanesiyle yetinebiliyoruz, o nesneyi nceden tanyor isek, demitik. Hayvanda byle bir ey
yok. O srde kaanlarn byk bir ounluu belki aslan ilk kez gryor.
Dil yok, anasndan babasndan o imgeyi renemeyeceine gre, nasl
oluyor da kayor? Ylan yavrusu kar kmaz bceklerin arkasna dyor. Kim syledi bceklerin onun midesine uygun deceini? Burada
problem bu. Yani bat felsefesi, bana gre ok ksmi kestirmi. Tamam
297
298
Bu iindeyi biraz daha amak istiyorum, kavranmas iyi yerlemesi gerekiyor. Marrano; spanyadaki Yahudiler. Araplar gitti spanyay igal
ettiler, Araplar zamannda onlarn Yahudilii kendileri iin ok byk
problem olmad. slam, hukukuna gre, fkha gre Mslman olmayanlar
zimmi hkmndedir. Zimmi korunan demektir. Korunan bir bedel der,
Osmanl hukuk dilinde cizye, bizim kelle, ba vergisi diye nitelediimiz
vergiyi verir. O nedenle Mslmanlar nereyi igal etmilerse ora halkn
slamiyete evirmede ok fazla srarc olmamlardr. Sen dininde kal, bize
de kelle vergisini ver. Baka klfetleri de var. Hristiyanlar geldi aldlar.
1492 yllarnda, bize gelen gten biraz nce, Kurtuba (Cordoba) devletine
son verdiler, Hristiyan gler. Hristiyanlar, Yahudilere ok bask yaptlar,
Portekizde ve spanyada, tabi Avrupann dier lkelerinde de. Dediler ki
onlara, Hristiyanl benimseyeceksiniz. Onlar da dediler ki, yaamak
adna, benimsedik, biz Hristiyanz. Oysa ki benimsemediler. leri yine
Yahudi kald, dlar Hristiyan gibi gzkt. lerinde Hristiyanlk yok,
ama Hristiyanlarn ierisinde yaadlar, belli bir sre. Hristiyanlar geri
ekiliyor, Yahudilerin evlerini dikizliyorlar, Cumartesi gn. Cumartesi
gn Yahudilerin tatil gndr, dinlenme gndr, hibir i gremezler.
Soba yakmazlar, yemek piirmezler. Hristiyanlar bakyor, Yahudinin
evinden duman kyor mu kmyor mu? Ahbap gel bakalm sen, Hristiyan oldum diyorsun ama cumartesi gn yine Yahudi yasana uyuyorsun,
evinden hi duman kmyor. Byle bir dnya. Bizim iin gerekli olan husus u; Hristiyan olmaklk Yahudilerin iine girmemi.
Platonun Devlet kuramnda yle bir ey var: Kadnlar bir, ocuklar iki ve
ok az bir ksm mallar da ortak olsun. Platonun asl derdi, ocuklar ve
karlar kadn demiyorum, karlar diyorum. Sokakta, bayrda, ayrda
kaba bir terim olarak geiyor ama kocas olan kadna denir. Hukuki ve
mehur bir terimdir. Diyor ki, karlar ve ocuklar ve kocalar ortak olacak.
Atinal, soylu, alt snflara tlemiyor bunu, ynetici, bilgeler snf iin
tlyor. Bu gibi nazik konular ortak olursa, kavga en aza iner. Kavga,
benim dediin zaman, zelden doar, zel mlkiyet bir kavga nedenidir.
Ortak olursa herkes buna uyar, gibi bir fikir. Diyor ki, bir kar btn Atinal
erkekleri, belli olan snfn erkeklerini, kocas sayacak. inde btn erkekler bulunacak. Gelecek, birleecek, tohum brakacak, hangisi brakrsa.
Btn Atinal soylu erkekler, btn Atinal karlarn iinde. Doan ocuk
kime baba diyecek? Btn Atinal soylu erkeklere. Atinal soylu erkekler
299
de btn ocuklara, ocuum diyecek. nk onun anas ile yatm olabilir. Aynen anlatyorum, bugnk kavraymza ne kadar sama gelirse
gelsin kuram bu. Hibir ocuk, bu soylu erkeklerden herhangi birisinin
babas olduundan kuku duymayacak. Dnn diyor, byle bir toplumdaki huzuru. Demek ki ocukta, btn babalar ocuun iinde, ocuun
anasnn iinde, ocuk ve anas btn Atinallarn ierisinde. Byle bir
mekanizma, iinde ve ierisinde. Aristo diyor ki, bu sistem, toplumda bar
deil kaos sebebidir. Aristonun gerekesi de u; akam olduu zaman
erkek bir eve gidecek, kim gider irkin bir karnn evine? Tabii ki gzeller
tercih edilecek. Vardn bir tane gzel bir karnn evine, baktn ki kuyrukta
bin tane adam bekliyor. te diyor, kavga. O nedenle, Aristoya borcumuzu
sylemek adna sylyorum, bunu aa snflara tleyelim, onlar birbirini grtlaklasn, bosun, diyor. Politikada anlatt bu.
Evrenin ilkelerini grrken, dedik ki; bu birleiklik tm nesne alanlarn
kaplyor, hepsinin iine giriyor. lave ettik; insanla anorganik doa arasnda birleik olmak bakmndan bir ayrm yoktur. nsanda bir ksm daha ek
ilkeler vardr, o kadar. Batnn o katmerli yapsndan kurtulmak ve dorusunu da sylemek oluyor. Adm adm biz daralmaya baladk. Salt birleiklerden diri birleiklere getik, diri birleiklerden duyumlulara getik. Duyumlular, hayvan alan ve insan alan. nsan alann epistemolojide grdk.
Hayvan alannda acaba hayvan, duyularyla nesneleri nasl alr, tz fikrini
nasl oluturur ve nasl yaar? Alman hayvan bilimci Uexklln tanmlamasyla, hayvann iki alan var, dost alan, dman alan, bir de belli mevsimlerde reme alan. Dostunu nasl bilecek, dmann nasl bilecek?
Otobur, koyun, kei, inek, yeil bir ovaya girdi, bunun ot olduunu nasl
anlayacak? Sadece gryor, kokusunu bile almyor ama oraya doru yneliyor. Bir su ktlesi gryor ileriden, hayvan aa deil, aa kurur burada
oraya gidemez ama hayvan gider, suyunu ier, yaamn srdrr. Tartmak istediim nokta u; hayvan bu dnceyi nasl edinir de bu tepkileri,
bu hareket sistemini gelitirir. Biliyorsunuz hayvanlar, yerlerini deitirebilirler. Yerini demiyorum, yerlerini diyorum, bu balamdan baka balama geebilirler. Binlerce, on binlerce kilometre gidebilirler. Sz gelimi
gmen kular, kalkyor buradan Afrikann gneyine kadar gidiyorlar.
Hocam ne dersiniz, sizden balayalm. Bu hayvanlarda dnce var mdr?
zeti bu.
300
M- Geen biz alarla konumutuk. Hayvanlarda beyin var m, var. Hayvanlarda beynin olmas, bence nemli bir balang.
E- Bir renme var. Sonuta beynin almas, hcreler arasnda iletiim
kurulur. Sinapslar arasnda elektrik balar kullanlr. Demek ki belli
oranda, hayvann beyninde de zamanla ya da yaadka, antilop rnei
belki tamamen doutan ama kedide ya da kpekte zamanla o deiiklikler bir ekilde oluyor. Kokular tanyorlar, sahibinin kokusuyla beyninde oluan iliki onu bir ekilde hareket ettiriyor. renmeyi insan
gibi mi yapyor, bilemiyorum. Fiziksel olarak, kendiliinden olabilir.
Evet, Mjdat kardeim.
M- Ben dnmeyi dille balantlandryorum. Hayvanlarda da dil yok.
Dolaysyla da hayvanlar dnemez diyorum. Ama beyinsel ilemlerini yerine getirebilirler. Yoksa o beynin orada olmasnn hibir anlam
olmazd. Kavramlar bize ait, bizim alanmza ait eler. Biz dnrz,
nk bizim kavramlarmz var, dilimiz var. Bizim dilimiz de toplumsallmzla alakal. Biz toplumsal olmasaydk, dilimiz olmayacakt.
Muhtemelen toplum ncesi, insan ncesi yakn akrabalarmza baktmz zaman, onlarn dilinin olmadn syleyebiliriz. Dil ve dnce,
birbirini yaratarak olumu. nce dil vard, sonra dnme oldu, ya da
tersi deil. Bunlar birbirine eklene eklene olumu. Bunun hayvandan
ok farkl olmadn, bir derece fark olduunu dnyorum. Bu bizim mekanizmamz sadece. En nihayetinde neye yaryor? Yaamaya
yaryor. Hayvandaki, bitkideki, yaamaya. Aralar farkl.
nsann dnme rgtlenmesiyle hayvannki bir derece fark, diyorsun.
E- Ama nitelii ok farkl. Baz durumlarda derece, artk eskisi olmaz, yeni
bir eydir, nitelii deimitir. Hayvanda beyin vardr ama dil devreye
girdiinde o dnce ya da o beyin fonksiyonu, tamamen nitelik deitirmitir. Tamamen farkl bir eydir.
O- Alt derecesi gibi deil yani.
E- Deil. Derede fark deil yani.
M- Dereceyi nasl anlyoruz onu bence belirlemeliyiz.
301
Ben anladm, hocamnki ok net. Hocam diyor ki bir z fark var, diyor.
Yani nitelikleri, zleri ok farkl, insan bilgisi ile hayvan bilgisinin. nsan
diliyle bilgiyi tespit eder, tarihi vardr insann. Hayvanda bu yok, diyor.
Diyorsunuz herhalde.
E- renme oluyor ama tamamen duyumlara gre. Hayvann ald duyumlar beyinde bir eylere uyaryor ve o daha nce olutuu iin ona
tepki gsteriyor.
Yani sentez dediimiz olay oluyor, diyorsunuz. Onu netletirelim. Hayvan,
belli bir duyumu alyor, neden-etki bants ierisinde. Kardan gelen bir
nesneyi duyuyor, sinirler bunu beyne aktaryor. Oraya kadar tamam. Ben
diyorum ki, gelen duyum genelde tek bir duyumdur, grmedir, duymadr.
Aristonun ortak duyular da vardr. Gz, hem biimini grr, hem rengini
grr, hem bykln-kkln grr. Gz epey ortak bir duyumdur. Dokunma birka zellii tayabilir. Sertliini, yumuakln, scakln, soukluunu, nemli mi, rutubetli mi, ptrl m, dz m vesaire.
Aristo buna ortak duyular diyor. Varsayalm ki ortak duyu getirdi bu veriyi. Yine de eer bir imge yoksa, bizde olduu gibi, onu neyle birletirecek,
problem burada.
E- Ben o imgeyi tamamen beyinde kurulan hcreler arasnda bir ken
olarak dnyorum. nsan o geni isimlendiriyor ama hayvan o geni isimlendirmiyor. O gen orada var.
Yani yine imgeden faydalanyor.
E- Olmasa olmaz.
Olmaz, ben onu diyorum.
E- Orada bir renme var. Bir kalp, bir iz brakm sahibinin kokusu.
Sahibinin kokusu iz brakt iin, orada onunla birletirince, bir davran ekli oluyor. nsanda o braklan izin baka bir yere gitmesi, dil
mesela, beyin ok karmak olduu iin o izi isimlendiriyor, baka bantlar kuruyor. nsan daha farkl ama derece fark m, ben orada derece fark olduunu dnmyorum nk nitelii tamamen deiiyor.
Mekanizma, ileyi, birbirine benziyor.
302
Etikte bize gerekecek. Etikte greceiz ki bilgi, iyi eylemi salamyor. Aristonun heksis114 dedii, kazanlm bir veriler, tzler toplam, tzlerin bilgisi toplam. Bu bizi erdemli yapmyor, onu sememiz de gerekiyor. unu
mu demek istiyorsunuz? Bilgi, bir semeyi gerektirmedii halde yine de
bizi hayvandan ayr yapmaya yeterli mi, istenci gz nne almadmz
halde? Bunu unun iin soruyorum; benim felsefemde, yani ben kursaydm hayvanla insan dediimiz nesnelere arasnda bir ara snf sokardm.
Drt ayakl yapmazdm belki ama ayakl yapardm. Dnyor, biliyor
gibi gzkenlerin hi birisi, ne dnyor ne biliyor. O bizim antiloptan
fark olmayanlar byk ounlukta. Byle bir ara snf yaratmak isterdim.
Var da biz gremiyor olabiliriz. Ortaya getirdiin dnce son derece gzel, stnde duralm bunun. z fark m derece fark m? Mjdat kardeimiz diyor ki bir derece farkdr, siz diyorsunuz ki z farkdr, bunu tartmak lazm.
- kisini balayabiliriz. Nicelik, nitelie dnyor. Tavuk rneini vermitik. Tavukta tek mhrlk bir alan bo, o da ilk dakikalarda doluyor, yumurtadan ktktan sonra. Kafasnda bir kod var. Bu kod diyor
ki, ilk grdn ey senin takip edeceindir. O, doann potansiyel akl.
O potansiyel akl, bir ekilde onu buraya kadar getirmi. ok daha nceden edindii bilgi bu, genlerine iliyor. Yumurtadan ktktan sonra
da ne grrse onu takip ediyor. Bazen kaz oluyor, kimi civcivlerin bir
kaz takip ettikleri oluyor, nk ilk grd nesne o. Merak ederdim,
bu civcivlerin derdi ne, ha bire terler, srekli. Onun kafasnda u yok;
ben bu sesi srekli yayaym ki evremdekiler de beni korusun, kabul
etsin. O sesi karmazsam beni baka bir ey zannederler, dman zannederler, ldrrler. Bu dnce yok ama o, bu tepkiyi srekli veriyor,
doutan bir renme, edinme var. Doa ona bunu bir ekilde yaptryor. Bilincinde deil tabi. Tavuk ne yapyor, kmese ald civcivlere
bakyor, bu sesi karyorlar m. karmyorsa onu yabanc sayyor, teh-
114
303
like gryor. Hatta bir deneyde115 kocaman bir gelincik, civciv sesi kartyor. Tavuk tuhaflk hissediyor ama yine de saldrmyor.
115
Deiik canl trlerinin yaant dnyalar, gereklikleri arasnda uzanan geni uurum,
baka bir yoldan gelerek, onun gerekliine mdahale edere de gzler nne serilebilir.
Davranbilimcilerin tanmlamasyla orijinalin elinden, tepkiyi balatc anahtar sinyali alarak, ne olacana bakma yntemidir bu. Hele orijinali harekete geiren asl davran
zc kayna tespit edip ortadan kaldrr ya da daha dorusu bu kaynan tepki gsteren mekanizmasna ulamasn nlerseniz, kimileyin durum baya trajikleebilmektedir.
Deneysel yoldan hayvann gerekliine mdahale edip deitirdiiniz anda, deney hayvannn gereklii onun gereklii olmaktan kp yanl bir gereklik olmaktadr.
Sylediklerimizi bildik bir deneyle daha anlalr klabiliriz. Yumurtalar yeni alm
kuluka bir tavuk biyolojik ynden anlalr nedenlerden tr olduka saldrgandr. Davran bilimcilerin diliyle syleyecek olursak, saldrganlk davrann devreye sokan program eikleri iyice alalmtr. Kmese yaklaan her ey, sert gaga darbeleriyle karlanacaktr. Ama deneycinin kmesten bilerek uzaklatrd civciv, geri dnmek istediinde,
cik cik tmeye baladnda iler deiir. Ana tavuk, civcivi aran seslerle ba ve gaga
hareketleriyle kanat ve tyleri altna sokmaya alr.
Eh bundan da doal ne olabilir ki? Aklamaya bu kadar az ihtiya gsteren ender olay
vardr. Tavuun kendi civcivini karsnda grnce onun dnn desteklemesi ve saldrganln bir yana brakp bu dn kolaylatrp cazip hale getirmesi olaan, anlalr
bir davran deil midir? Gelgeleelim olup biteni byle yorumlamaya kalktmzda, hayvanlarn da biz insanlar gibi grme dediimiz o g soyutlama faaliyetinin stesinden gelebildiini, grd ey ile yavrusunu zdeletirme gibi ok zahmetli bir ii baarabildiini de ileri srm oluruz. Oysa, bu durumda da tavuun grd ey ile bizim ayn durumda grm olacamz eyin birbirine hi benzemediklerini unutmamamz gerekmektedir.
Gerekten de tavuun ve bizim grdmz civcivin birbirine benzemedikleri konusundaki phemizin ne kadar yerinde olduunu bize gene bu tr soyutlama faaliyetlerinin kaynan ve niteliini aratrrken mr tketen bilim adamlarnn deneyler gstermektedir. Civcivin cikciklemesinin kulukadan yeni kalkm tavuu etkileyen tayin edii
sinyal olduunun anlalmasndan sonra Lorenz rencisi Wolfgang Schleidt, basit mi basit iki deney yapt. Her iki deney sonucu da tek szckle trajikti.
lk deneyde, tavuun kulaklarn bantlarla iyice kapayan aratrmac, civcivin sesinin
anaya ulamasn nledi. Tavuk iyice sakinletikten sonra civcivi saldnda, hayvan gene
cikcikleyerek annesine doru seirtti, ama bu kez grd muamele farkl, sonusa bir
felaketti: Annesine yanaan civciv birka gaga darbesiyle yaamn yitirivermiti.
Gene, insan olarak nyarglarmzn nda deerlendirildiinde, ikinci deney de alabildiine trajikomik sonulanmt. Schleidt ii doldurulmu bir gelinciin karnna civciv sesi
kartan bir hoparlr yerletirip bu l gelincii anne tavua yaklatrd. Hoparlrden yolunu arm, annesini arayan bir civciv sesi duyulmaktayd.
Geri tavuk civcive pek benzemeyen, ama civciv sesi kartan bu tuhaf eidi biraz
tedirginlikle karlamt; ama iki farkl davran programnn ayn anda devreye girdikleri
de apak belli oluyordu: Civciv bakm ve kmesi (yuvay) savunma biimindeki birbiriyle elien iki davran, hayvann kafasnn iyice kartn gsteriyordu. Tereddtl, bota, havada kalan birka gagalamann ardndan, sinirli ve kendinden pek emin deilmi gibi grnen tavuk, ba dman, ii doldurulmu gelincii hibir kar koyma davran
gstermeksizin sonunda kmese buyur ediverdi. Ana tavuk iin, kendi civcivi anlamna
gelen ses sinyali, sonunda tavua kendini kabul ettirmiti.
304
305
sek olmaz, ok giyinirsek olmaz. Ama kutup ays yle mi? zerinde
krk var, eksi otuz derecede yaayabiliyor. Baln yiyecei gda, hemen etrafnda.
M- urada bir parantez aaym. Son buzul dneminde buzullama balyor, hayvanlar g ediyorlar. Ondan nceki artlara alm olan kalan
hayvanlar lyor ama insanlar alk olmadklar halde kutuplarda yaama olana buluyorlar. Yani aralarmz farkl bence. nsanla hayvan
aa-yukar tanmlamak yerine, aralarmz ok farkl diyebiliriz.
ok ho bir sohbet yapyorsunuz. Unesco, Eskimolar tamak istedi. Dedi
ki; siz dokuz ay karanlktasnz. On iki ay eksi krk derecede yayorsunuz,
hibir ekipmanlarnz yok, bir iki basit olta, bir iki basit silah. Hibir Eskimo buna yanamad. Buray terk edemem, burada yaamak istiyorum
dedi. Devam edin ben sadece bilgi olarak aktardm.
U- Demek istediim; insan, fiziksel olarak bulunduu koullara hibir
ekilde uymamasna ramen kendini zihinsel gcyle oraya adapte
ediyor. nsann bir habitat yok. Habitat, canlnn doal olarak yaam
evresine sahip olmas anlamna geliyor. Yani balk denizde yaar, kaplan ormanda yaar, ku havada yaar diyelim, insan nerede yaar? Bunun bir cevab yok. Buna benzer bir canl tr daha var, bakteri, virs
gibi eyler. Byle baktmzda
Pardon bir ey syleyeyim, Schelerin fikrini biliyor musunuz? Hani insan
dnyaya ak, hayvan evresine ak, diye bir fikri var.116 Anmsyor musunuz?
U- Evet anmsadm. Doru, zaten bunu sylemeye altm. Bizim dnme farkmz, artk buna derece mi deriz, nitelik mi deriz, kavram retebilen bir sinir sistemimiz var. Yoksa yunustaki beyinle insandaki
beynin, organik yap itibaryla hemen hemen hibir fark yok. ok ya-
116
yleyse bir "tinsel" varlk artk itkiye ve evreye baml deildir, "evrenin balarndan
kurtulmu"tur, ben ona, "dnyaya ak bir varlktr", diyorum: Byle varln artk "dnya"s vardr. Byle bir varlk, bunun tesinde, kendisine en batan itibaren verilmi olan
evresinin kar koyma ve tepki merkezlerini -hayvan da bunlara sahiptir ama kendisinden gemi bir halde kendini bu evre iinde kaybeder- "nesne" haline getirebilir ve - canlya ait itki sisteminin ve ondan nce gelen duyu ilevleri ve duyu organlarnn bu nesne
dnyasnda veya onlarn verilmiliinde meydana getirdikleri snrlamalar olmakszn- bu
nesnelerin nasl olduklarn ilke olarak kendisi kavrayabilir.
307
kn birbiriyle, empanzeyle olduka yakn. Hatta bu sinir sistemi o kadar gerilere gidiyor ki bir jleden ibaret denizanasnda bile bunun temellerini gryoruz. Byle bir yaknlk var dnme anlamnda. Hayvann dnmesi kendi alanna yeterli. O yzden soyut dnme ihtiyac yok gibi.
kinize bir soru soraym. Durum bu ise, on bin yl nceki herhangi bir tikel
hayvanla, bugnk tikel hayvan arasnda bir ayrm yapabilecek miyiz? On
bin yl nceki tikel insan, ok periand. Benim kuamdaki insanlar ok
eyi yapyordu, ok stn baarlara ulatlar. Gkyzne ktlar, gezegenleri buldular. Yaama koullar eskinin kat kat stnde. Bu anlamda ne
diyorsunuz? Tikel hayvan, on bin yl ncekinden bugn farkl m?
M- Ben bir ey syleyebilir miyim?
Tabi. Syleyin diye sordum zaten. Bu nk hocamn z dedii konuyu
bize verecek ya da vermeyecek.
M- lerleme kavrama erevesinde sorulmu bir soru.
Ben ilerlemeden sormuyorum. O terime bal kalmam.
M- On bin yl nce ile imdi arasnda muazzam bir fark var. ok ey baardk, ok ey gelitirdik, her anlamda. Avrupal ilk ilkel kabileyle karlatnda, acmlar onlara. Zavalllar nasl yiyorlar, atallar yok, giysileri yok, hibir eyleri yok, teknolojiden bihaberler, dileri acsa ne yapacaklar, doktorlar yok. Ama yle deil, tam on bin eit bitkinin ilevini biliyorlar, ezbere. Hangi bitkinin zsuyunun hangi hastala iyi
geldiini biliyorlar ve hastalk problemleri yok. Dardan bakld zaman, bunlar karnca srs gibi geberiyorlardr diye dnyorsunuz.
Bizim teknolojimiz var, biz yiyeceklerimizi ok gzel bir ekilde retebiliyoruz. Adamlar drt saat alyorlar ve kesinlikle yaam almadan ayrmamlar. Yaama ve alma ayn. Siz ka saat alyorsunuz
diye sormu birisi, o ne demek demi, alma kavram yok. Yaamn
bir paras almak. Dolaysyla almak bir eziyete dnmemi. u
anki uygarlmza bakn, eziyetin eziyeti bir alma ierisindeyiz. nsan ne yapm? nsan ta buraya kadar getirmi ii. nsann kafas kark.
308
Sevgili Mjdat zel olarak syleyeyim, kendi yaammdan. ocukken bam ard, baya da iddetli arm olmal ki mahallemdeki btn bayanlar topland bamza, kimi anneme diyor ki bunun kulan kesmek lazm,
kan kartalm, kimi kafasn yaralm, kimi bilmem ne diyor. Hibirisinin
bir doktora gtrelim dedii olmad. Ben Atatrkn lmnden alt sene
sonra dodum, yani uygarln ok ok boy att bir dnemde dodum
ama bunu da yaadm. Bir kere kesin olarak onu yadsyorum. Yani ben
insanlar dn geriydi, bugn ilerlediler demiyorum. nk bu ok grece
bir kavram. Ama u var; bu bir gerek, bugn arkadam sen cebine el
atyorsun, bu uygarln erdemi adna sylenmi bir sz deil kesin olarak,
Amerikadaki kardeinle bir saniyede konuuyorsun. Eskiden Amerikadaki kardeinin yanna gitmek iin birka ayn gerekliydi. Ben onu demek istedim. Bunu asla kmsemeyelim.
- Daha tesi de var. Bugn biz insanlar birbirine de baladk. Bu, dnen dnya demek. Bir sinir sistemi kurduk. u an dnya zerinde, belki
fark edilmiyor ama o internet alar, bir sinir sistemi gibi alyorlar.
ki fikir, iki zek, dnyann herhangi bir noktasnda birbiriyle balant
kuruyor. Bu biraz beyne benziyor. Artk dnya, dnen bir yarata
dnm durumda. Onu deerlendirmek lazm. Eer derece farkysa,
burada da muazzam srama yapm durumdayz. Nasl ki matbaann
bulunmas bir srama, elektriin bulunmas bir srama, internetin bulunmas da yle. Gerekten nitelik fark ortaya kyor. Artk dnyann
tamam tmleik zekya dnme yolunda.
Ben unun iin sordum bu soruyu, katlyorum...
U- Bir rnek vermek istiyorum. On birinci yzyl, mam Gazali, bir kitabnda ikyet ediyor. Kendisi o srada Kahire civarlarnda. Endlste
bir kitap km, bu kitap kendisine ay sonra gelmi. Biz diyor, nasl
ilim yapacaz? Endlsteki kitap bize ay sonra gelirse, bizim ilmimiz nasl ilerleyecek.
ok kzyor buna, doru.
U- Endls Kahire aras herhalde drt bin kilometre kadar. Zamann koullaryla ok uzun bir mesafe.
M- Hocam, Kitle ve ktidar yazldktan yirmi sene sonra Trkeye evrildi.
309
U- Gibi. Sonsuz rnek var. Dier taraftan nicelik nitelii son derece rten
ve boan bir ey. Bir eyi saklamann en iyi bana gre onu tam ortaya
koymak. Dn konutuk. Bir kitapya girdiiniz zaman artk on binlerce
kitap gryorsunuz. Bu sizi yle bir ikilemde brakyor; bunlarn hangisine ynelmeliyim. Belki de bunu dnrken skalyorsunuz, ou
zaman skalanyor zaten.
u var; bizim seminerde o trn, kalcln nemi ok ok vurgulanr.
Girmediiniz iin, Herakleitos, Aneksimendros balamndan balayarak,
tikellerle tmeller arasnda, boyut ve dzey arasnda, ok gzel terimlerle
yaklatk. Onu belli bir yere de getirdik. Bir de bizim tartmamzda yle
bir ey var; bizim her nesnemiz pime yolunda. Yani u bitti, aln kullann
yok bizde, o piecek. u tartma srecek. Bu gzel bir tartmadr, bunu
ilerleteceiz.
U- Bu dnce konusunda, hayvanlar, insanlar vesaire... Bence apriori,
aposteriori hikyesinden balamamz gerekiyor. Anln kalplar olarak, siz belki bundan holanmayacaksnz ama
Nereden biliyorsunuz?
U- Kalem izip geiyorsunuz.
M- Bu terimleri hi kullanmad. Belki bir ay getik, daha henz apriori
szcn duymadk. Felsefe kitaplar da tka basa apriori ve aposteriori szcyle dolu.
- Batan.
Batan diyorum tabi, ben Trke olarak kullanyorum. in en kt yan,
benim ona yaklamamam deil, ben yaklarm ama en ok kullananlarn o
terimleri bilmeyii beni delirtiyor. Kant hemen aklmza geliyor. Kanta
senin stat ok da saldrr.
U- Tabi, evet. Onunla balar, onu reddeder.
Onunla balar, onun da amurunu kartr, onu da syleyeyim. Bir kere
Trke terimleri seviyorum. kinci olarak da bu kavramsal yapda ben
apriori bilgi dzenleri gremiyorum. Bundan gcll anlyorsak, amenna. Onu zaten daha ok savunuyorum ama hazr helal, kurunu erittin,
getir kalba dk, kalp orada bekliyor seni, kafada o kalplar var. Yok yle
310
ey. Ben orada, bizim beynimizin fazla mncklanmam olduunu dnyorum. Bilginin son derece zor elde edilebilen, byk aba gerektiren
bir ura olduunu dnyorum.
U- Sizin sylediiniz rafine bir dil. Benim bahsettiim, az nce rneini
verdiiniz ylann doar domaz sinein peinde komas. Ya da kaplumbaann kar kmaz suya doru gitmesi, antilobun aslandan kamas. imdi bu uzay-zaman, sebep-sonu kalplar, insan zeksnn kavraynn bunlarla olutuunu varsayyor Doutan getirdiimiz, apriori yerine, nceden getirdiimiz, nsel diyelim, bu nsel yetiler olmazsa,
zaten dnce ve kavray sz konusu deil. Yani bir mekn algs olmayan bir beyin, byk-kk, iri vesaire, boyutla ilgili zelliklerden
tamamen muaf
imdi arkadalarmz size diyor ki, bu mekn dediin ey, biz Trke uzay
diyoruz, nedir, diyorlar?
U- Atatrk, hangi dili konuuyordu?
Bir gn Falih Rfk Atayla konuurken diyor ki, ben Trke istiyorum.
Falih Rfk Atay da birka Trke nne sunuyor. Evlat, diyor, senin benim
iin demedim, Trk ulusunun geleceini dnyorum. Yani diyor ki biz
naneyi zaten yemiiz. Atatrkn Nutuk diye nl kitabn, dn.
U- Osmanlca bilmezsek anlayamayz.
O zaman sen akla da biz bilelim bakalm.
U- Ama mekn ok ak.
Yok. Baknz, dn konutuk biz. Arapa hayat, Farsa can ama biz karsnda birka tane Trke koyduk. Bal gibi, kr kr. Bu hi lks deildir. Bir
ulusun kendi diline sahip kmas, onu kullanmas, onu diriltmesi, yceltmesi, en doal hakkdr. yle dnyorum. Aksi halde biz, k yapamayz. Benim yam sizden daha fazla. Ben bir kitabn, dede, oul ve torun
tarafndan sadeletirildiini grdm. yle kitaplar okudum. Onu nleyelim diyorum. Her yirmi ylda bir kuak bir dil yaratmasn. Bir ngiliz ap
Shakespeare okuyor. imdi Bkiyi asam ka kelime anlarsn?
311
21.Gn
Dogmatik uyku
Birleiklik, daha daralm, daha az yaygn, daha az srekli bir ilke dirilik,
arkadan duyarlk. Duyarllkta dn bir ksm noktalarda taklmtk. Acaba
duyarl nesneler alannda dnme dediimiz yap dzeni var mdr? Ertan dedi ki, ben bir z ayrm gremiyorum. Mjdat kardeimiz de bir z
ayrm grdn syledi. z ayrmndan sz ettiimizde bir ilkeden sz
etmemiz gerekir. Yani bilinen adyla konutuumuzda, bitkilerden sonra,
diri bileiklerden sonra, duyarlla geerken bir atlama yapmamz gerekir, eer z fark meselesini kabul edecek olursak. Dorudan dnmeye
atlamamz gerekir. Bu ise bizim sistemimize ters. Biz, dirilik, duyarllk,
dnme, isten diye gidebiliyoruz. Doa fazla atlamay sevmiyor. Atlamay seviyor da birinin stnden atlamay sevmiyor. Zaten yaplan deneyler,
gzlemler de bunu byle ortaya koyuyor. Diri nesneler, duyarl nesneler,
uslu ve istenli nesneler. Onun iin ben, hayvan dediimiz yap dzeninde
bir dnme rgtlenmesini gremiyorum. Bir ksm kodlamalar var.
Kendi alanyla ilgili tanmalar var. Onu kabul ediyorum ama bizim bilgi
dediimiz bilgi anlamnda bilgi edindiklerini sylemek ok zor. u ana
kadarki deneyler de bunu doruluyor. Hayvan dediimiz yap dzeninde
yaam koullarna uyma, biraz da kendi bilim alannn syledii gibi igdsel olarak bir uyma var gibi gzkyor. Bu, sylediim gibi felsefede her
konu gibi rahatlkla tartlabilir. Dnme, geen dersimizde grdmz
gibi insana zgr bir yap dzenidir ve insan balatan temel ilkedir. z
fark, derece fark gibi terimler kullandnz dn. Bu z fark dediimiz
bizim, ilkelerin, byk ayrm dediimizin baka addr. Dirilik byk ayrmdr, bir zdr, bir yap dzenin kurucu gesidir. Duyarllk yledir.
teki yap dzeniyle birleip z yaratyor ve ayrm ortaya koyuyor. Onu
ondan ayrmamz salyor. Dedik ki; ayrm, bizim anlksal ve dilsel olarak
yaptmz bir ilemdir. Ontolojik bir temele dayanyorduk, ezbere yapmyorduk.
Dnmeyi grdmz iin, insan bakmndan, burada biraz hzl gemek gerekiyor ama ben en azndan sahibine sayg anlamnda, nl Fregeden sz etmek istiyorum.
U- Gottlob Frege.
Evet. Matematiin lkeleri diye ok nl bir kitab var. Bir derste sylemitik. bekler, kmeler kuramn gelitirmi, mr vermi. O kitaptan bir
tanesini de Russela gndermi. Russel da mektup yazm, stat siz yanl
313
yazmsnz ve iareti de koymu, urada. Frege alp okuyor, tabi saduyulu insanlar bunlar, nyagl insanlar deil. Cevap yazyor, diyor ki, stat
btn mrm yaktn sen, emek boa gitti, dediin doru, yanlmm. Bu
dzeydeki insanlarn bu tutumlar ok gzel. Frege dediimiz kii bu. Tabi
orada yanld baka alanda hibir ey sylemedi anlamna gelmiyor. Felsefeye ok byk katklar olmutur. Bizim bildiimiz dilsel felsefenin balatcsdr. lk temel koyan odur. Fregein ne koyduu bir ksm dnceleri
dile getirmek istiyorum. nk duyum ve dnceyle ok yakndan ilgili.
Dnce nedir? Anlmzdaki nesnelerle ilgili tasarmn teki ad dncedir. Frege diyor ki, bunlarn drt zellii var. Be diyebilirsin, de diyebilirsin, felsefe bu. Ama Frege km, drt zellii var demi.
Birinci zellii, bir d zne herhangi bir anlktaki dnceyi duyumsayamaz. Mjdatn kafasndaki gl dncesini hibirimiz gl diye koklayamayz. Onu diyor Frege. nk diyor, dnce duyumsanamaz. Bunu biraz
daha geniletirsek, anlmzdaki diken dncesi kimseye batmaz. Anlmzdaki engerek ylan dncesi kimseyi sokmaz. Anlmzdaki ate
dncesi sigara yakarken bize hi yardmc olmaz. Duyuma ak deildir.
En yaknnz, ocuunuz, anneniz, babanz, kardeiniz, dii aryor, inim
inim inliyor. Onun arsn, ar dncesini siz duyumsayamazsnz. Kestirimde bulunursunuz. Onun ne durumda olduuyla ilgili bir ksm kestirimlerde bulunursunuz. Dersiniz ki, ac ekiyor, doktora erken yetitirelim. Ama onun ektii ac, ancak oradadr, o dnce oradadr.
kincisi; her dncenin bir sahibi vardr. Biz onun sahibiyiz diyor. Yeil
dncesi, grdm bir ayrlk, orada kurbaalar grdm. Bu benim, iye
olduum, sahip olduum bir dncedir. Onu duyumsayan, dnce haline getiren benim. Benim anlmda, ben onun sahibiyim, baka biri deil.
; hibir dnce taycsz olmaz, diyor. Hani ben onun sahibiyim ama
baka dncelerin de baka sahipleri var. Tamam, nesnel dnya kendinde vardr. Ama dnce, anlksal bir durumdur, diyor. Anlksal bir durum
da ak ki bir anl ve anln znesini gerekli klar. Buradan bir yerlere
gideceim tabi. Bir yerleri deiyorum ben. Frege de demi.
Drt; bunu kiiye zel olarak gryorum, diyor Frege, hepsi birbirine sk
bal ama biraz daha ayrnt vermek gerekiyor. Burada ayrala belirtmek
istiyorum, bizim dillerimizde ar, znt, ac terimleri hep bir orba olur,
314
leyin de grrz. Eskiden bu akam yldz, bu da sabah yldz diye algladlar senelerce. Ama bir gn dediler ki, bu bizim Vens gezegeni dediimiz
gezegen. Sabahleyin de gzkyor, akamleyin de. ki yldz deil bir yldz
var, bugn bu biliniyor. Tabi bunu bulan Frege deil, ok ok nce biliniyordu bu. Frege ald dedi ki, sabah yldz diyoruz ve ekliyoruz akam yldzdr diyoruz. Bunlarn en azndan sylemi ayr. Anlamlar ayr, biri akamleyin gzkyor, biri sabahleyin gzkyor. Ama diyor, gnderimleri
bir, Vens gezegenine gnderiyor. Demek ki gnderimsiz bir sylem olamaz. Bu filozofa sessizce ynelttii eletiri bu. Sen gnderimsiz bir dnceden sz ediyorsun. Bu anlmzda olmu bitmi, gnderimin nedir,
nereye gnderiyorsun, diyor. Veya bizim Trkeyle sylediimiz imlemin
ne? Bir imin var burada, edinmisin, nereden edinmise o da belli deil
ama gnderimin ne, hangi nesneye gnderiyorsun? Gsterge, bir gnderim gerektirir, diyor. Fregein bu dncesini ok zet olarak sizlere sundum. Frege ile ilgili Trkiyede iki kitap yaynland117, vitrinlerde denk
gelirseniz almakta sknt ekmeyeceiniz bir dnrdr. Matematiki
filozoftur.
U- Berkeleyin aslnda yant var gnderim hususunda. Dier ikisinin yok,
John Locke ve David Humeun. Locke ve Hume dncenin taycs
noktasnda bir yere pek varamazlar ama Berkeley ok gzel varr; var
olmak alglamaktr ve alglanmaktr. Biz alglamadmz vakit nesneler
nerede diye bir sorudan yola kar bilirsiniz.
Umarm bizi yukarlara gtrmezsin.
U- Ben gtrmyorum Berkeley gtryor.
Anladm, ayan yerden kesildi de.
U- Sorusu u: Tamam, bir alglayan olmazsa varlktan sz edemeyiz. Biliyoruz ki ben grmesem de kapal bir kapnn arkasnda ofis eyalar
duruyor. Peki, bunun durduundan nasl emin olabiliyoruz. Ben onu
alglamazken orada varoluundan nasl emin olabiliyoruz? O da diyor,
ite Tanrnn her eyi ayn anda alglamasndan, neet eder.
Yani bizim anlmzda deil ama Tanrnn anlnda.
117
Gottlob Frege, Aritmetiin Temelleri, ev: Blent Gzkan, Yap Kredi Yaynlar
316
U- Dn potansiyel akldan bahsettiniz. Berkeley enteresan bir adam, dnceleri ok radikal, bana gre.
Piskopostur biliyorsun.
U- Evet. Tayc olmakla ilgili Berkeleyin elinde bir Tanr imgesi var,
dierlerinin yok. Locke ve Hume, o konuda belirsizler. Zaman zaman
tanrya kayar ikisi de.
Kayar doru. kisinde de var o dnce, biliyorum. Hatta Humeun Din
zerine kitab da var.
U- David Humeu ok beenirim. ok enteresan fikirleri vardr.
Kant diyor ya beni dogmatik uykumdan uyandran adamdr. David Humeun derinlikli olduunu hep konuuyoruz, kabul ediyoruz. Yalnz u var:
Temellendirme bu olunca biz dnemiyoruz. Biz, insan znelerden sz
ediyoruz. Tanrsal znenin zihninde vard yoktu, bunu konu edemiyoruz.
Bu Berkeleyin kendi snd bir ey, o bizi temellendirmiyor. Biz, senin
bulunmadn oturumlarda yklemleri snflandrdk, ikin yklemlerden
sz ettik. Bunu ok zet olarak, sana aktarmamz anlamnda Seni yklemlerin oluturur. Sen bir bileiksin, dirisin, duyarlsn, dnensin, istenli bir nesnesin. Descartesi eletirdik. Dnyorum diyorsun, sen
olmadan nasl dnyorsun. Frege onu diyor zaten, sen nce bir ol, ondan sonra dnrsn.
U- Akas ben Fregei ok nemsememitim. Derhal edineceim.
Edin. Frege ok derinlikli biri. Zihin bir d dnya deil mi? Alglamak iin
ona ihtiyacn var deil mi? O yoksa neyle alglayacaksn. Burada Berkeley
tosluyor. Demek ki anlmzda var diyebilmek iin anlmzn olmas
gerekiyor. Anlmz ise d dnyann bir paras. Oysa sen onu kantlamaya alyorsun. Bir yandan var sayyorsun hem de kantlamaya alyorsun. Bu felsefede yok. Biz buna gzbaclk deriz. Sen nce bir, anlk, zihin,
dnen zne var diye kantlayacaksn, ortaya koyacaksn, ondan sonra
dneceksin. O sz bize havada geliyor. Onun iin benimsemiyoruz. ki;
Fregein eletirisi Descartese yneliyor, dorudan doruya. Bir tayc
olmadan dnce olamaz. Dnyorum diyorsun, ondan sonra dnene
geiyorsun, geemezsin diyor. nce dneni ortaya koy. nk dnme
317
edimi ve dnce rn, bir dnen yoksa yoktur. Bunu tartlacak hibir yan yok.
Bunu epistemolojik blmdeki boluumuza eklemi olalm. Yalnz dnk
tarttmz konuda yle bir ey olabilir mi, diye merak ettim, ediyorum.
Acaba, evrenin yasalar da var, onu da greceiz, evrenin yasalarnda karmza kacak olan bir konu olabilir mi? Her bir nesne alan bir ilke ile
ortaya kyor. Ben biliyorum, insana getiimizde karmza iki nesne
kacak ve bizim Mjdat karma dikilecek. Evet insan iki ilke ile oluuyor,
nasl oluyor, diyecek. Anorganik doa, birleikler, tek ilke. Otlar, aalar,
ikinci ilke ekleniyor, diriler de ekleniyor birleiklie. Hayvan alanna geiyoruz duyum ekleniyor. Ama insana geince iki ilke, dnebilirlik ve
istenlilik, yani us ve isten, yeti olarak konutuumuzda. Aklndan geiyor deil mi, bu iki ilke neden var, diye. Bu byle arkadalar. Bilen insanla
eleyen insan ok ayr insanlardr. Bunu etikte greceiz. Acunumuz bilenlerle dolu, tka basa, herkes biliyor ama isteyen yok. stek deil, isten
gsteren yok.
Dn belki unuttuk, hayvanlar istek duyar. Hayvanlar semez. Acknca
yiyecek arar, susar suyu arar. O gereksinim istektir, plak anlattmz,
bizim de sk sk duyduumuz. Karnmz ackrsa, yemek yememiz bir istein yerine getirilmesidir. Orada istence gerek yok. Ama isten, yeme ilemini gerekletirirken, edimin seiminde gerekli. Yoksa bir ekmee, aa
ynelirken deil, edinirken. Sana diyor ki acktnsa yemek ye ama lokantann camn krarak ye, demiyor. alm olursun. Acaba diyorum, hayvan
lemine getiimizde, dn hocamn da syledii, onu ben dnmemitim,
baz kodlamalar var m, hayvanda bu ikileme balyor mu? nsanda srtr
halde greceimiz ikileme, hayvanda bir gcllk olarak karmza kyor
mu? Yava yava beliriyor mu? nk hayvanlar da bir kenara atamyoruz. Gerekten evreni iyi tanyorlar. Ona bir balang m, diye merak ediyorum.
- Ben yle olduunu dnyorum akas. Bir arkadan kpei var,
teki arkadata da kediler var. Arkada ona gidince kedileri seviyor,
eve dndnde kpek bunu kokluyor, o kedi kokusunu alyor ve patisini vuruyor. Bozuk atyor, kskanyor, bir rahatszlk duyuyor. Demek ki burada ufak tefek var, onu hissettiren.
318
Geen gn bir bakc ocuu dvyordu, televizyon gsteriyor. Kedi bakcnn stne atlyor. Mdahale ediyor yani.
- lgin rnekler var tabi. Baka bir arkadamn Pitbullu vard. Hayvan
eitimine gnderdi. Geldikten sonra bir alkanlk edinmiti. Arkada
bardnda, sert ktnda, arka ayan kaldrp tekletmeye balard.
Hibir problemi yok ama.
U- artl refleks olmu.
- Belki de. Ben merak ediyorum, o numaray yapmay rendi mi acaba?
renme ihtimali var gibime geliyor.
U- reniyorlar. Fakat onlardaki dnce, somut dnce, soyut dnceye gemiyorlar.
- Buna dair de rnek var.
U- pular da yok deil, var. Mesela aylar suyun banda balk avlyorlar
ya, sadece karnn sryor, geri kalann atyor. Hlbuki kocaman balk,
onu yiyip karnn doyurabilir, bir tr keyif yapyor gibi. ok daha farkl
rnekler var.
- empanzeler say saymasn renebiliyor. nlerine bilgisayar koyuyorlar. Ondan dokuza, dokuzdan ona sralayabiliyor. Bu tam bir soyutlama gibi grnyor.
Kargalar cevizi krmz yanarken atyor bekliyor, biraz sonra yeil yanp
arabalar cevizi kracak toplayacaklar.
U- Bir filozofun bir laf var, beni ok gldrr. smini hatrlamyorum,
ada dnrlerden biri szde. Der ki; maymunun biri yukardaki
muzu almak iin bir kam kullanarak onu drtkleyebilir. Sonra drr ve drd vakit de derhal yer. Fakat burada aklla ilgili hibir
ey yoktur, apak ortadadr ki bu itahn zaferidir. Ne yapmas gerekiyor, tabi drdkten sonra muzu yiyecek.
tahn bir tek maymunda olduunu ortaya koymas gerekir ki hayvanlarn hepsinde var.
U- Bir krek bahe topra aldmzda iinde milyonlarca mikroorganizma buluruz. ok kk, nematod denen solucan benzeri eyler vardr.
319
320
tasarmn kendi koyamaz, birileri koymak zorunda. Orada buzdolab bilemez. Birileri onu kilitlemitir.
U- Tabi, buna formel bir bilin diyemeyiz ama durumun deitiini de
ortaya koyuyor.
O tamadr. Yani insanbiimcilik dediimiz, dirilii btn evrene tamlar Grekler. Thales diyor ki, her ey tanrlarla dolu.
- evremize srekli akl yklyoruz. Akll buzdolab, akll frn Onun
tesinde, yava yava programlamaya da baladk. Pek ok endstriyel
alanda kullanlan gelikin bir sistem var; bulank mantk. Olgular rastlantsal olarak da deerlendirmeye balam. nemli bir gelime. Biz
akl ykledike sanrm eya iyice akllanacak.
U- Bu sene epistemoloji zerine sohbetler ediyorsunuz. unu sormak
istiyorum; elimizde hala en net bilgi tanm Platonunki gibi gzkyor
deil mi?
Yok, Platonda deiliz. Platonu konu ettik elbette. Platonun her kitabnda
bilgi ile ilgili eitli paralar var. Theaitetos adl (Theaitetos bir matematikidir), Kratylos adl (Kratylos, Herakleitosun hayrandr), teki kitaplarnda Parmenides dhil, Phedon (Phaidon) Anamnesis, anmsama, zet
olarak sylersek biz ruh terimini ne de karyz ruh diye bir yetimiz
varm, o idealar evreniyle komu imi, oradan idealar tanyormu. Bu
tikeller evrenine indiimizde her bir insanda o ruh olduu iin o anmsyormu, idealar evrenindeki ilk tandklarn. Bilgi demek anmsama demektir. Hatta Phedon diyalounda yle bir sz de var Platonun; dnme ruhun kendi kendisiyle konumasdr. Biz buna karyz nesnesiz
dnemezsin. Biz Platonu biliyoruz ama katlmadmz ok ksm var.
U- Nesnesiz dnrz bence.
Dn bakalm.
U- Soyut dnce, matematik.
Yok. Bu Nicolai Hartmannn real varlk alan, ideal varlk alan dedii bir
ayrmdan yola kalm. Diyor ki, tm dnyadaki gzlemlediimiz, uzayl ve
zamanl nesneler real varlk alandr. Aa, ta, kaya, insan Bir de, ilikiler alan var, mantksal ilikiler, matematiksel ilikiler. Burada nesneler
321
soyuttur, diyor. gen dediiniz zaman aklnza bin tane gen gelebilir.
Sayn hocam fizik retmeni, derse girse dese ki arkadalar siz zaten geni biliyorsunuz, drtgeni biliyorsunuz, anmsama kuramna gre benim
ne gereim var, ben kaym da gideyim, derse ne olur? Mdr kutlar m?
Bizim felsefemizde varsaymlar yok. Oturacaksn, kantlayacaksn ya da
dorulayacaktr. Eer Popperci isen yanllayacaksn. Yoksa biz ona bilgi
demeyiz, diyemeyiz. Diyeceimizi birilerinin ortaya koymas gerekir. Nesnesiz dnemezsin, bu matematik de olsa ocuk deneysel, gzlemsel
dnyasndan rakamlar bilecek. retmenler aylarca ocuklara kerrat
cetvelini retir, rakamlar retir, biimleri retir. Bizim o olgusuz diye
dndmz alanda bile birok veri, bize retilmeden o ilemleri yapamyoruz.
U- Ada filozoflar gibi konutunuz, John Locke gibi. Tabula rasadan bahsediyorsunuz.
Tabi, renmemiz gerekiyor. Aksi halde, girdik snfa, dediim gibi ok
soyut da olsa, siz her eyi biliyorsunuz, hadi eyvallah. Yok yle bir ey.
Onu atlamak istemiyorum, mantk yasalar dnce yasalar deildir, dnme yasalardr. Nasl dneceimiz retir bize. Bir nesne ile yklemlerinin tannmas ileminden ok farkldr. Aldn bir nesneyi, ta, arl
var, bu bir gzlemdir, deneydir. Sert, iine ilenemezliinden anlyorsun.
zgl arl u, rengi u, kokusu u. Bu, bizim bildiimiz bilgi edinmenin
deneysel yoludur. Bir de dnmenin yasalar var. O mantk yasalar dediimiz eydir. Dnme edimi srasnda diyor ki sana mantk, beni saygyla
nne koy, bana uy. Demek istiyor ki; ta diye belirlediin nesneye on
dakika sonra, durum deitike aa deme, dedirtmem sana. Zrvalatmam
sana, diyor. Ta demisen ta, tatr.
U- Durum deiti, fizikiler bunu deitirdi. Tek yarkta giriim olay.
E- ki olaslk var, ya Adr ya A deildir. Mantn nc yasas.
U- Bence felsefenin ne kadar gerekli olduuna dair gzel bir rnek.
E- Burada ikisi de olabilir durumu var.
Ben size somut bir rnek vereyim, onun zerinden alalm. Yamur ya
yaacak ya yamayacak. Bunun klasik rnei budur.
322
Young deneyi olarak da bilinen ift-yark deneyi, madde ve enerjinin ayn anda dalga ve
parack zellikleri sergileyebileceini gsterir. Deneyin basit versiyonunda lazer n gibi koherent (e fazl) bir k kayna, iki paralel yark alm ince bir levhay aydnlatr,
ve yarktan geen k levhann arkasndaki bir ekranda gzlemlenir. In dalga doas
k dalgalarnn iki yarktan da geerek giriim yapmasn, ve ekranda aydnlk ile karanlk bantlar oluturmasn salar, ki bu sonu k tamamen parackl yapda olsa beklenemez. Fakat, paracklardan veya fotonlardan oluuyormu gibi, ekranda her zaman n sourulduu grlr. Bu durum dalga-parack ikilii olarak bilinen prensibi ortaya
koyar. (viki)
119
323
324
22.Gn
sten - Ynelme
120
Bab al-Muzayinn. nternet sitesindeki bilgiye gvenecek olursak, kapya bu ismin verilmesinin sebebi, giriinde rencilerin balarnn tra edilmesi.
So named because students would have their heads shaved outside of the gate.
326
M- Bununla ilgili Lars von Trier bir filmi var. ok da enteresan bir filmdir121. Tiyatro sahnesinde, sinema filmi ekti. Dekor neredeyse hi yok.
Tebeirle alanlar izilmi. Duvarlar, kaplar yok. Bir mafya babasnn
kz var. Bir kasabaya rastlyorlar, kasabada kleler var. Bu kz acl
bir kz. Ben bunlar klelikten kurtaracam, diyor ve onlar klelikten
kurtarmaya gayret ediyor. Hibiri o kadn sevmiyor, tek sulu o kadn
gryorlar. Sen bize ne yaptn? Her eyi biliyorduk, nasl yaamamz
gerektiini, nasl davranmamz gerektiini. Hayat yordammz belliydi,
her eyimiz belliydi. imdi her ey belirsiz, imdi her eyi biz semek
zorundayz.
Hi bilmiyorum ben bunu ama resmi gzel izmi. Ben buna iddetle katlyorum nk gerekten zgrlk, isten bir yk. O yeti beynimizde sanki
bir ur gibi duruyor. nsanlar, eer ellerinde olsayd tmrlerinden nce o
isten denen blm sktrmeye alrlard, rahatlamak iin. Bunu bilelim arkadalar.
M- Tabi burada sorun asl u: nsan zgrlk yetisine sahip bir zne olarak nasl oluyor da klelii seebiliyor?
Sorun o, onu greceiz. Ucundan da dokunduk. Birileri benim yerime e
seiyor, birileri benim yerime ynetim seiyor, birileri benim yerime yaam biimi seiyor, rahatlyor.
- Kolay nk. Hibir sorumluluk yok.
M- Kolay szc burada yine karmza kt. Demitim ya daha nce
kiiolu kolay olan seer. Ursula Le Guin diye bir bilimkurgu yazar
var. Onun zgrlk tanm ok houma gitmiti. Sizin tanmza ok
benziyor. zgrlk, yoku yukar tanan bir yktr, diyor122. Bir u-
121
122
Freedom is a heavy load, a great and strange burden for the spirit to undertake. It is not
easy. It is not a gift given, but a choice made, and the choice may be a hard one. The road
goes upward towards the light; but the laden traveler may never reach the end of it.
zgrlk ar bir yktr, ruhun yklenmesi gereken byk ve garip bir sorumluluk.
Kolay deildir. Verilen bir armaan deil, yaplan bir seimdir; bu seim de zor bir seim
olabilir. Yol, yukarya, a doru kar; ama ykl yolcu oraya hibir zaman yaramayabilir.
Ursula K. Legun, Atuan Mezarlar, ev: idem Erkal pek, Metis Yay.
329
Kemal diyorum, devrim yapm, dnyay ayann altna getirmi, niversitelerin kapsna arkasna kadar am, gel kzm demi. Ben o bantlardan gidiyorum.
M- Be bin yllk klelikten sonra yz yllk bir tecrbeyle ok yol kat ettiler.
Ben etmediler demiyorum. Edemediklerinden sz ediyorum.
- Hazra kondular ama.
Evet hazra kondular, onun iin kymetini bilmediler. Bu kadnlar Atatrkten yz yl getikten sonra bu yolda olmamallar. Kabul etmiyorum,
mazur gremem. Bu insann temel klelii ile ilgili, sylediimiz, ontolojik
yapyla ilgili bir tutumdur. Yoksa evre koullar diyorsun, dnebiliyor
musun, biz orada kzlarn omzuna bir torba takarlard, gnderirlerdi hocaya. Git hoca, gel hoca. Bir gn kz gelirdi ki evde birileri var. Dnr geldiler kzm, seni verdik, bitti. Kz bu konumda m imdi? Getirilen olanaklar
ktye kullandlar, ben yle dnyorum.
- nlerinde bir alternatif var. ocuk yata bahsetmiyorum, o tornadan
geecekler ama yine de bir seme anslar var.
M- Elbette olacaktr ama siz tornann gcn o kadar yadsdnz ki
- Tornann gcn yadsmyorum. stenci ortadan kaldrrsan zaten ona
bir ey diyemeyiz.
M- Zorluun lsn ortaya koymak iin sylyorum.
- Kaldrrsak diyorum, o bizim nesnemiz olmayacak, o baka bir tre
girecek.
M- stenci dnrken, bu iki yapy birlikte dnmek zorundayz.
Ben dnmeyelim demiyorum, dikkat buyurun. Bu olmasayd bile insan
soyu yine de bir biimde ontolojik eilimi ktye doru. yi, zorluyor onu,
houna gitmiyor. nk iyinin bedeli var, iyi olmann bir bedeli var. Erdemde greceiz, oraya girdik zaten. Bedelsiz olsayd, herkes erdemli
olurdu.
M- Ktnn de bedeli var hocam. Sadece iyinin bedeli var deil.
331
333
dnme ile isteme arasnda hibir izgi izmez, o odur der. Burada kesin
olarak o nerme var. Biraz erken girdik o konuya.
M- Etiin temel kavramlarn anlamaya alyoruz ya
stenteyiz daha, istee geleceiz. ok erken girdik. kamayz o zaman
iin iinden, bouluruz.
kinci hususumuz niyet, ynelmek. Bir ksm filozoflar, dinler, nemli olan
niyet, eylem ortada olmasa da olur, der. Ya da eylem nasl olursa olsun,
diyelim ki iyi niyetliyim gerisi nemli deil, gibi son derece sradan bir
dnceye sahiptirler. Neden sradan diyorum? Niyet ve eylem kukusuz
ki ok ayr olgulardr. Birbirleriyle balantlar vardr ama biri tekine
dorudan gitmez. Sz gelimi siz ok iyi ynelimli olursunuz. Ne demektir
ynelimli olmak niyeti kullanmyorum? Anlk, dnme dzeyinde, kp
dersiniz ki falan eylemi yapmak dorudur. Kararnz o eylemin yannda
kurarsnz. yilik etmek iyidir, yalan sylememek iyidir, almamak iyidir,
bu bir ynelimdir.
M- Eylemden yola kyor.
Tabi onu deerlendireceiz. Etik alannda biz, yklemlerin yklemleriyle
uraacaz, dedik. almak bir edimdir, iyi ya da kt diyoruz. Baka bir
alandayz. Anlk dzeyinde bizim ynelimimiz de zaten eylemleri deerlendiriyoruz. almak kendi bana hibir anlam ifade etmiyor. Diyorsun ki
almak ktdr, bu bir ynelimdir.
M- yi niyetle almak. Onu yle tanmlyorlar ya hocam. Ben aldm, almak ktdr ama ynelimim iyiydi. aldm onda ok vard, biri alktan lmek zereydi, ondan alp ona verdim. Ynelimim iyi olduu iin
bu kt deil.
Acele etme, ok acele ediyorsun. Balantlar var diyoruz. Sen, ok iyi ynelim iinde olursun, hibir kt ynelimin yoktur ama kty yaparsn. O
durumlar yaam alanmzda sk sk karmza gelir, sk sk insann bana
gelir. Araba kullanrsn, adam ldrmek diye bir ynelimin var m? stemeden arparsn, ldrrsn.
- Mesela denizde adam boulmu, adam lmeyecek belli, biri de yardm
etmeye kalkyor. Kalp masaj yaparken gs kafesini kryor, adam
sakatlyor.
334
335
Niyeti biraz aalm. ngilizcesi nedir ynelmenin? Intention diye bir terim
var m?
- Evet.
Ynelmeden bir nesneyi dnemeyiz. Daha nce de bu birok filozof
tarafndan konmutur. Bir nesne olmadan o nesne zerinde dnemezsin. Bu ynelmede de herhangi bir eylem sz konusu. Anlmzda bir eylemi sz konusu etmiizdir. Demiizdir ki bu eylem iyi, yaplmas gereken
bir eylem, ben onu yapaym. Ynelme budur, daha hibir eyleme gememiiz. Diyoruz ki Amerika, Irak igal etmitir, ben gideyim orada Irakn
yerli glerine destek vereyim, ben de asker yazlaym, savaaym. Diyorsun ki, bu ynelme iyi. Bir gn birisi geliyor diyor ki, karde biz Irakta
zulm gren askerlere yardm topluyoruz, biraz parasal yardm yapabilir
misin? Her nedense oraya asker gitmeye kafanda karar vermisin ama bu
yardm heyetine elli kuru da vermiyorsun. Byle ynelme, eskilerin iyi
niyet dedii eyi oluturmaz. Yani kuru kuruya bir ynelme olmaz. Byle
bir yardm kurulu gelmise, en byk yardmlardan birisini senin yapm
olman gerekir ki, benim yle bir kararm vard, yle bir ynelimim vard
diyeceksin. Yaam alannda yle de bir ey var; insann usundan neler
gemiyor ki, iyilik yapmak adna. Ama ou elimizin altnda olduu halde
yapmaktan kanyoruz. Ondan sonra diyoruz ki ben ok iyi niyetli bir
adamm. O zaman kt niyet de belli olmaz hale geliyor. Siz birilerini evlatlk edinmisiniz, Trk hukuku buna izin veriyor. Ya demisin evlat kuru
kuruya yaamaz, evlendirmisiniz. Muhteem bir kadn, gz koymusunuz
sizin evlatln karsna. Ya diyorsun toplum ne der buna? Yani kt niyetin en koyusu iimizi igal etmi. Ar namus duygusunu bir tarafa brakmsnz. Dikkat edin gerekletirme henz yok. Belki sonsuza dek de olmayacak ama siz, namussuzun namussuzusunuz. Elinizle byttnz, elinizle
everdiiniz evlatlnzn karsna gz dikmisiniz. Nedeni ne olursa olsun,
bunu aa vuramamsnz, gerekletirememisiniz. Gerekletirseydiniz
ancak bu kadar namussuz olurdunuz. Yani Hristiyanlarn gz zinas denen ey. Sen bakyorsun, u kadn benim olsa. Diyor ki, zina etsen ne olur,
ayn ey. Demek istediim u, btn ynelimler insan aklamaz. Kt ynelim seni o eylemi gerekletirmisin gibi erdemsiz yapar, arsz yapar
ar terimi namusun Trkesidir. Gnlk yaamda bu byledir. Onu ne ka-
336
dar eletirilecek bir eylem olarak dnrseniz dnn, ayr bir konudur
ama onu yapm saylrsnz.
yiyi dndnzde onu yapm olmanz art kotum ama ktde
yapm olman hi gerekmiyor. Onu koullar elverdiinde yapmanz iin
hibir engel yoktur, yaparsnz.
M- Komunun kadnna kt niyetle yneliyorsunuz. Bu bir ynelmedir,
bir de bunu gerekletiriyorsunuz. Gereklemi durumla ynelme durumun ayn olduunu sylyorsunuz. Hukuk asndan ayn deil. Hukuk, ynelmeyi asla cezalandrmaz.
Biz etikteyiz, hukukta deiliz. Ceza alannda elbette ki niyetin byle, gel
bakalm seni yarglayacaz diyemez, eylem kacak. Burada niyeti yarglyoruz, iyi ve kt niyetleri sorguluyoruz. Bunu kavramamz, sorgulamamz gerekiyor. yi niyet eylemle desteklenmeden hibir anlam tamaz.
Tadn syledii znesine bir dl, bir art getirmez. Onu herkes kolayca syleyebilir. Ama kt niyet, eyleme gesin gemesin, taycs iin
utan nedenidir. Bunun herhalde kabul ederseniz. Etmiyorsanz koyun
ortaya tezinizi tartalm.
M- Kabul edilmeyecek bir durum yok.
Btn eylemlerimizde var. Dnyamzda ne kadar eylem varsa, her alanda
bu niyetin eylemle olan ilikisi hep vardr.
337
23.Gn
yinin ve ktnn tesinde
Dedik ki niyetin Trkesi ynelmedir. yiye, iyi bir eyleme ynelme anlksal bir durumdur. Bu hibir zaman dkn eylem deildir. Anln kendi
iindeki bir eylemidir, kesin olarak bizi insan zne olarak harekete geirmeyen bir durumdur. Bunu yle belirtelim. Dnme bir eylemdir sonuta, hem de takn eylemdir. Motoru altrdnz, motor alyor sisteme
vermemisiniz. Sisteme vermek iin anzman devreye sokmanz gerekir.
Debriyaja basmanz, vites kolunu hareket ettirmeniz, motorla anzman
arasndaki balanty kurmanz gerekir. O zaman sistem motora varr. Bu
da ikinci bir eylem. Bizim sylediimiz, iyiye ynelme, ktye ynelme
gibi durumlarda motorun almas var. anzmana vermemisin, sistem o
motorun almasna katlmam. Anlmz dnyor, diyor ki bu eylem
ok iyi, yaplrsa iyi olur. Ya da diyor ki u eylem kt, yaplmazsa iyi olur,
ondan saknmak gerekir. yi ynelimli insan, bakyorsun yaamda hi de
iyi bir eylem gerekletirmiyor. Peki o zaman sormak gerekiyor, o ynelimi benimsememi olan kii ile bunun ayrm ne olacak? Yani dudaklarndan dklecek bir cmle, ben iyi niyetliyim. O zaman bize u kalr: Bir,
bunu nasl anlayacaz? ki, ne yazar? Gznn nnde adam ldrlyor
seyrediyorsun. Senin iyi niyetin o adama hibir ey kazandrmyor. O
adam bara bara gidiyor. yi niyetli kii, eyleme geirmedii srece,
sadece bir korkaktr. Dikkat buyurun, ahlaksz demiyoruz, erdemsiz demiyoruz, korkak. O gn dedik ki btn erdemsizliklerin yzde doksanna
yaknn hibir ey yapmayarak yaparz biz. Svarak, kaarak, sessiz kalarak, tanklk yapmayarak, kendi halimizde kalarak yaparz. Eyleyerek ya
da eylemeyerek yaptmz birok erdemsizlikler vardr ama en ou da
budur.
Kt niyette u var; kt niyeti besleyen kii eyleme gemise kt niyetini gerekletirmi demektir. Bu ahlakszdr. Eer kt niyetini, otomobil
rneindeki gibi eer sisteme geirmemi, kafasnda saklyor ise, bu hem
ahlaksz hem korkaktr. nk en kty dnyor ama yrei yetip onu
gerekletirmiyor, ikisi de var.
Bilgi kuramnda yle bir yoldan gitmitik, Platonun sempozyumunu
ilerken, bilge olanlar bilge olmayanlar. Bilge olmayanlar ikiye ayrmtk;
zr cahiller kartlar, bir de eliik olanlar filozoflar. Burada da ona ok
yakn, ahlakszlar var, gerekletirsin gerekletirmesin kt niyetli olanlar. Onunun karsnda ahlakl olmayanlar var, iyi niyet besleyip de ger339
M- Ya da Orestes, annesini ldryor, bir zarar var ama bir yarar da var.
Bir intikam var. Zararn baland iyi iliki.
Seni oraya getirmek istiyorum zaten. Sonuta Spinozada bu ok zengin bir
ekilde var, ilikilerin birlemesi. Oraya kayarsak Spinozadan yararlanm
olacaz. Bir ana ema kursak daha iyi olur. Akladn ksm doru. Tarihsel boyuta ksaca bir bakmak gerekiyor. n Sokratikler diyebileceimiz
bir akm, sofistler; yonya, gney talya felsefeleri daha ok fizikle, doayla
ilikili idiler. Bunu Cornford, Sokrates'ten nce ve Sonra123 isimli kitabnda
gzel aklyor. Bu, daha nce bu konular hi grlmedi anlamna gelmez. Herakleitosta ok zengin bir ekilde var, hatta Ksenophaneste var.
nanlarmz, deerlerimizi, yaadmz alanlarda uyduumuz kurallar
herkes kendine gre yaratyor, bir grecelik var, onu anlatyordu. Herakleitosta yok, dediin gibi deil, her olan logosa gre olur biter diyor. Burada
anlatacamz konunun kkenleri var. Herakleitostan Platon ve Sokrata
gelen bir kken var, sofistlere gelen var. Protagorasta, olanlarn olduunun, olmayanlarn olmadnn bilgisi, insana gredir; her olann durumu
insana gredir. Nesnelerle ilgili bilgimiz, grecedir, her insan kendine gre
bir insan kurar. Gorgias, bu da tam klasik sofistlerdendir. Diyor ki, herhangi bir ey olamaz, olsa da bilemezdik, bilseydik bile aktaramazdk.
Greceliin doruk noktas, nesne zerine konuamayz bile, o kadar zneliz. Bunlar eskilerin izafi dedii, bizim grecelik dediimiz konunun doruk
noktalar. Sokrata geldiimizde, nesnel bilgi vardr, erdem nedir biz biliriz, diyor. Hatta din konusunu tartt diyalogda Platon, Sokratesi muhatabyla konutururken der ki, sence dindarlk, dindar olan mdr, tanrnn
din dedii midir? O yle ya da byle cevaplar verir, Sokrat da yok, bir din
vardr, dinin z vardr der. Tanr yle buyurduu iin o olmamtr, din
yle olduu iin Tanr ona din demitir. Burada ok kat bir doalclk,
nesnelcilik var. yi ya da kt olurken, u ya da bu olurken, doas onun
yle olmak ya da olmamak durumundadr. Sofistlerden, grecelikten kaydk, saltklara getik. Aristo der ki; mutlu, iyi yaam usa uygun yaamdr,
usun kurallarna uygun yaamdr. Bu tam bir doaclk anlatmdr. unun
bunun verdii karara gre yaamak, toplumun dnd gibi yaamak
demiyor, nesnenin doasna uygun yaam.
123
F.M. Cornford, Sokratesten nce ve Sonra, Ayra Yaynlar, ev: Ufuk Can Akn
341
aslan anne ok mutlu, ilikiler ok iyi. Karnlar doymu, hava gzel, gvendeler. Anne grevli, ertesi gn ava kyor. Dnyor ki srtlanlar yavrular haklam. Kalm orada bir tanecik yavru, kenarda. O herkesi paralarken gznden bir damla ya dmeyen aslan, inim inim inlemeye balyor, ac bir sesle, bunu hissediyorsunuz, nk ilikisi paralanyor. Yavrular elinden gitmi, akamleyin be alt tane yavru ile girecei inine bir
yavruyla girmek zorunda. Acyla titriyor bir hayvan olmasna ramen.
Bunu bir insan alanna aktaralm. Bir anne, baba ie gitti, geldi. nlerinden
bir nehir akyor, ocuklarndan biri boulmu veya birileri ldrm. Aslann hissettiinin belki de aynsn diyeceiz, ikisi de sonuta anne. likiler paralanmtr, evde bir kii yok. Balayacak alamaya, inlemeye, rpnacak. O boluk, sonsuza dek o ailenin yakasn brakmayacak, o boluk
duracak. Diyoruz ki biz, lm ktdr. te bize dedirten, bu yaam deneyimimiz. Bolukta kaldn, elinden en sevdiin para geti gitti, bir daha
kavuamayacaksnz. On tane ocuunuz olsa, o bir tanenin kaybn asla
gidermez. te, lm denen eyin dehet samasn bu. ldrlen yanda,
herkesi titretir, toplumu titretir. lla da gizemli yerlere parmak sokmaya
gerek yok. Bu lmn ktl, kt eylemin ktl bizim yaama
alanmzda ilikilerimizi para para ediyor. Sen ekmisin, bimisin, dalarn enlendirmisin. Kavun, karpuz ekmisin. Kavunlar sararm, karpuzlar kuzucuk gibi olmular, iyi diyorsun. ocuklarn bir gn topluyorsun, kardelerini alyorsun, araba tutuyorsun, diyorsun bunlar derlemeye
gidelim. Biraz yeriz, birazn satarz, konu komuya veririz. Geiminiz
buna yklenmi, baka geliriniz yok. Be dnm tarlay ektiniz, toplamaya
gidiyorsunuz. Gittiniz, hibir ey yok. Ne olursunuz? Darmadan, perian
olursunuz. Mal gitmi ona yanarsnz, birisi haksz olarak gtrm ona
yanarsnz, emeinize yanarsnz. te bunlar gzlem alanmz. Biz olgular
gklerde aramayalm, bunlar hep yayoruz. Eyvah diyorsun, benim emeimi ald gtrd. liki, senin ektiini senin toplaman gerekir. Hukuksal
iliki diyor ki senin maln, o tarla senin, tapusu cebinde, sen ilemisin, sen
toplayacaksn. Birileri geliyor senin ilikini altst ediyor. Kamyonu veriyor
gece, be tane kendi gibi iti kopuu getiriyor, karpuzunu alp gtryor.
Ne diyorsun ondan sonra, hrszlk ktdr. Ya da gelip evine giriyor. Bir
gn geziye gitmisin, dnyor bakyorsun ki deerli nesnelerin gitmi,
masa devrilmi, kitaplarn salm. Diyorsun, hrszlk ktdr.
343
344
misin, emrindeki asker niye vuruldu ld. Bu eylem alan bizim insansal
yaam alanmz tka basa doldurur. Her bir olaya zel bakmak gerekir.
Bu eylemlerin doal olup olmamasna bir diyeceimiz, soracamz ekleyeceimiz var m?
- nsan, sadece eylemden etkileniyor, her durumda. Etkileniine gre de
iyiyi ve kty tanmlyoruz. Oradan yola kabiliyoruz.
Tabi o da doaya gider.
- Bu beni olumsuz etkiliyor, iyi sayamyorum. Toplumsal olarak da byle. Hrszlktan kendimizi korumak iin onu kt diye tanmlamamz
gerekiyor. Bize zarar veriyor, korkutuyor.
Sonuta doa bu. Siz ne dersiniz Mjdat karde.
M- yinin bu doal tanm, ii ok kolaylatryor. ncelikle onu syleyeyim. Bizim toplumsal alanmzdaki iyi ltnde bu doal alan var. Zaten biz nesnel olarak yaadmz iin, onu toplumsal bir lt olarak
belirlemiiz, bunun uzants doa. Ama daha baka bir sr lt belirlemiiz. Bir ynetim biiminin, bir iktidarn, bir gcn demesi var. Bunu byle yapyorum buna iyi diyeceksiniz, bunu deitirebilirim daha
sonra, kt diyebilirim, o zaman da kt diyeceksiniz. Burada biraz karyor olay. nsanlar neye iyi diyecekler, neye kt diyecekler, hangi
eylem iyi hangi eylem kt, bu konuda bir kafa karkl yayorlar.
yi yaam, kt yaam alannda da kafa karkl oluuyor. Acaba iyi
bir yaamm m var, kt bir yaamm m var? Eylemlerim iyi mi, kt
m? Toplumsal alanda bir zorunluluk var. Yani doal alandaki o basit
tanmlar, toplum alann amaya yetmiyor. Basit olgularda ayor tamam, adam ldrme herkes iin kt. Bunda bir anlamazlk yok zaten, hrszlkta da yok. Ama toplum alan sadece bunlardan olumuyor.
Bir sr iliki biimimiz var, bunlarda bir sr iyi ve kt var, eylemlerin eitliliinden kaynakl. Burada lt nasl belirlenecek, kim belirleyecek?
Soru olduka felsefi, ona iddetle katlyorum. Eskatolojik dzenlerde
tartma yetkin sfr, kural bu, uyacaksn. Ya da uymayacaksn gzn kesiyorsa. Doru mu, yanl m tartamazsn. Onun dnda tartabileceimiz
ortamlar varsa, yle bir rejim varsa, ki ben bu bat tipi demokrasilerde
345
346
24.Gn
Bilgiden bilgiye
348
Eylemlerin yap olarak en tam olduklar biimlerinden sz ediyor bu eretilemeler. Aklnza ne geliyorsa syleyin, deyim olarak, o eylemin en dolu
biimini anlatr bize. Burun kvrd deriz, azn edi deriz Kamay anlatrken ipi krd deriz. p nasl krlr, hzla ekersen, kaacaksn nk. Svt derler, yle gizlendi ki kimseye grnmemek iin. Bu bizim iin niye
gerekli? Dedik ki, eylem bir tzdr. Demek ki en olgun biiminde vardr.
imdi eylemleri hukuksal alanda grelim.
Bir alma eylemi var. Bunun tz olarak alma saylabilmesi iin ne gerekli?
Konu yargcn nne geldi, bakyor. Diyor ki yarg, ncelikle ben bunun
almaya yneldiini temellendirmeliyim. Niyet unsuru. Anlkta alma
konusunda bir dnce olumu, gereklemek iin bekliyor. Yarg diyecek ki, ben alma eylemine yneldiini ortaya koymalym. Siz giderken
ackmsnz, bir tarlaya girip bir karpuz yiyorsunuz, bu alma deildir.
Yasa diyor ki; a kalmtr, zorunluluktan bir karpuz kesmi yemitir. Zorunluluk yasalar da vardr nk. yle ise bunda alma ynelimi yoktur.
Ama sen oraya kamyonetini dayamsn, kamyonetin yarsn doldurmusun, o srada yakalanyorsun. Ben karnm doyurdum, yok. Orada yarg
der ki, bir kamyonet dolusu karpuzu yiyemezsin. Ynelimini temellendirmek gerekiyor, alma zn oluturacaz. Bakasnn egemenlik alanndaki bir nesneyi, kendi egemenlik alanmza geirmek. Mjdatn tarlasnda bir prpr var. Hemerisi geliyor, altryor ve kendi tarlasna gtryor, orada bir kulbeye saklyor. Ben Mjdat kardeimi ok severdim de
motorunu yamurdan korumak iin gtrdm, glerler buna. Bizim hukukta birisi kasttr, birisi de suun maddi unsurudur, suun maddi ve manevi unsuru diye geer. Biz felsefi olarak, ynelmek ve gerekletirmek
diyoruz. Bu iki e yan yana geldii zaman bu alma eylemi gereklemi
olur. in iine girdiimiz zaman trl alma biimleri vardr. almak kolay ise ceza daha ardr. Bir kere demitik, bir inaatn bekisi oradaki
mallar kolay alar. nk oralar hep onun, mlkiyet olarak deilse bile,
etkinlik olarak, tasarruf alanndadr.
Demek ki bir eylemin tam olabilmesi iin bu geleri iinde tamas gerekir. ldrme diyelim. Birisi geliyor, bir insan, bir ara kullanarak ya da
daha fiziksel nesnelerle yaamna son veriyor. Bu ldrmedir. Burada
yle bir ey de var; sayn yarg diyor, benim baheme girmiti, elinde
tabanca vard, beni ldrecekti. Gren var m? drt kyl diyor ki elin349
alma duygusu kyor. Daha siz nesneyi grmediniz. Orada zehir kaakl yapan kim olursa olsun sizin duygunuz deimez. nk sizin yneldiiniz ey bir eylemdir, eylemi deerlendiriyorsunuz. Bu sizde bir tavr
uyandryor. Hani toplu linler olur. Hi ilgisiz adam gelir cezaevinin nne. Ne olmu, ok kk bir ocuu kesmi, annesini kesmi bir cani, polis
gtryor. Binlerce kii stne saldrr. O adam tanyor mu, hayr. Ondan
almak istiyor, eyleme yneliyor.
Bu Spinozada daha deiik bir ekilde sunuluyor. David Humeda daha bir
zayfa sunuluyor. Aristoda bir balang var. Duygularla ilgili bir yazn,
felsefe, dnme var ama bunlarn hepsinde bir nesneye ynelme var.
Bunu kesin olarak onaylamyorum. Biz nesnelere dolayml olarak yneliriz, ynelmeyiz demiyorum. Duygu, bir eylem eliinde bir nesneye ynelir.
M- Spinozay dier filozoflardan en ayrt eden zellik, duygular zerine
ok almas, ayrntyla. Ondan sonra duygular zerine alan Nietzsche var, daha da ayrntya inmi. nk eylem alan, sonsuz eitlilikte bir alan, duygu alan yle. Spinozadaki eylem, daha nce de sylediim gibi kzma isim vermemin sebebi. Spinoza nesne demiyor. Kitabnda geebilir, kafas karm olabilir ama bize aktard kadaryla,
ya da baka yorumculara aktard kadaryla, birok yorumcu eylem
grm. Hatta Orestes rnei de tam anlamyla eylemi aklyor. Hatta
Spinozada eylemlere balanma diye bir kavram var. Bir eylem baka
bir eyleme balanarak yorumlanyor. Eylem konusunu ilerken, Spinozann iledii temel kavram, yaama gcnn armas ve azalmas. Btn verdiiniz rnekleri o szle dndm. Prprn baka bir egemenlik alanna gtrlmesi, emek rnnn tamamen ortadan kaldrlmas, bedensel yapsnn kertilmesi, bunlarn hepsinde yaama gcnn
azalmas veya yok edilmesi var. Ya da artmas, bunda da iyi eylemlerden bahsedebiliriz.
Dediklerine katlmak istiyorum da bizim ama alanmz tmyle
Spinozann deyimiyle conatus her nesne, insan iin deil btn nesneler
iin sylyor, var kalmay srmek isterler. Doru mu?
M- Doru.
351
Ta iin de bu geerli, hava, toprak iin de geerli. Ama biz bunu daha ok
insan biimci bir yorum sayyoruz. nk tan yle bir abas olamaz. O
kendi yasalarna bal deil, evrenin genel yasalarna bal. nsan zne bizi
ok ilgilendiriyor, hele de bulunduumuz alanda. Bu yaama gcnden biz
neyi anlayacaz? Fiziksel terimlerle Buna ok dikkat etmeliyiz.
M- Biraz nce sylediniz ya hocam. Mesela televizyonda bir eylem gryoruz ve bu bizde bir duygu uyandryor. Bu duygu bizi harekete geiriyor, eyleme geiriyor. Bu eylemin kkeninde yaama gcnn artmas ve azalmas var. Baz eylemler bizim yaama gcmz arttryor,
bazlar da azaltyor. Bu erevede biz ona nefret duygusu veya sevgi
duygusu diyoruz.
Duygu ve kiple konuuyoruz deil mi? Yani bir karla konumuyoruz.
M- Hayr, kar deil. Yaama gcmz azaltmasayd eer o zehir satclardan nefret etmezdik. Bir duygudalktan ziyade kendimizle ilgili. Biz
o toplumda yayoruz, insanlarla beraber yayoruz.
Buna ben katlyorum. Nietzsche, Ahlakn Soyktnde der ki Hristiyanlar bizim dnyamza, acunuma svdler. Srekli karaladlar, gzmzden
kartmak iin ellerinden geleni yaptlar, diyor.124 Hn diye bir olay var.
Evrenimize hn duymamz iin ellerinden geleni yaptlar bunlar. Konumuzla dorudan ilgili deil ama ben syleyeyim. Nietzsche burada biraz
yanl grm. Btn metafiziksel sistemler, kesin olarak bu dnyaldr,
te dnyal deildir. Grnrde te dnya iin savarlarm gibi yaparlar,
bizim bu acunumuza sverler, bizi oraya yneltmek isterler ama dertleri
kesin olarak bu deildir. Haham ve papaz, mthi yaamay severler, boyunlar kalndr.
Nietzsche g istenci diyor, gc isteme. Oradaki isten, bunu nemle
vurgulamak istiyorum. Nietzsche en ok okuyacanz filozof olacak, ok
gzel yazar. Gzel yazma deyince bu zel bir anlatm biimi midir? Elbette.
124
Biz modern insanlar, bizler binlerce yllk bir vicdan-didiklemesinin ve amansz bir kendine-ikencenin miraslaryz: bu alandadr en uzun altrmamz, hatta belki de sanatlmz, ama her halkarda incelmiliimiz, g beenirliimiz. nsan doal eilimlerine
ok uzun bir sre kt gzle bakt, yle ki bu eilimler sonunda vicdan rahatszlyla
eleti onun iinde.
Friedrich Nietzsche, Ahlakn Soykt, ev: Zeynep Alangoya, Kabalc Yay, s.94
352
rica, o kadar ok takm ki, hep idealarla aklamaya allan, bunu yere indirmek istiyor. Duygular bedenseldir, fizikseldir. Bizim eylemlerimiz de fiziki ve bedenseldir.
O deerlerle ilgili nermeleri biz grmek istiyoruz. Spinoza ok zorlar,
renin, bilin der. O bilgiye vurduu vurdu son derece anlamldr. Buna
katlyorum. Bilmek, istemektir der. Ama ben deerler alanyla ilgili nermelerini bilemiyorum. Seimle ilgili bir nermesini bilemiyorum. Bunu
yineledim, yineliyorum. Bir eylemin iyi ya da kt olduunu bilmek, onu
semeyi ya da sememeyi Spinozada gerektirmez. Asla. Seni gtrdler
mezara tktlar, bu sana ne yarar salar? Spinoza bize kazma vermez, yarn
da kn demez. Orada olmann bilinci bana ne yarar salyor? Skntmz
orada.
M- Bilgi ile eylemi balyor. Eylem bilgisiz sz konusu bile olamaz. Biz,
insan tzn dnen ve istenli bir tzdr, dedik. Dnmek, bilmek
eylemden kopuk olmad gibi onun nkouludur. Bilmek eylemek iin
yeterli deil. Eylemek bir yklemse eer, o yklemin zellikleri ayr
olmak zorunda.
Bende oradaym. Anlk, bilme yetisi olarak neyin iyi neyin kt olduunu
bize syledi, altn tabakta sundu, biz iyi eylemi hangi yetimizle seeceiz
ve iyi eylemi gerekletireceiz? Skntmz bu, Spinozann yantlamad
bu. Sen tutup anl onu seen yeti haline getirirsen, bu felaket olur. Anln yle bir zellii yok, o dnr.
M- imdi biz anl nasl dnrz? Genelde beyin yordamyla dnrz.
Biz anl bilme yetisi olarak dnrz. Yaam alanmz tka basa bunlarla dolu. Benim grdm u: Orta boy bir dnya gr olan kimse, yuvarlak diyelim, derin demeyelim, iyi ve kty bilir. Sz gelimi dadaki oban,
ldrmenin kt olduunu bilir. almann kt olduunu bilmeyen hrsz
olamaz. Niye alar? Spinozann hesabna gre almamas gerek. Benim
hesabma gre almas, seim olayyla balar ve biter. Zihin semiyor.
M- Spinoza diyor ki; insan anlnda nesnelerin, eylemlerin, eylerin
upuygun bilgilerine ve upuygun olmayan bilgilerine sahiptir. Upuygun
olmayan bilgiler bizi almaya ynlendirir. Ancak upuygun olmayan bil354
giye sahip bir kii alar, ldrr, tecavz eder, zehir satar. Burada
upuygun olmayan bilgiden sz ediyor. Upuygun olmayan bilginin ynelttii eylem, burada kt eylem.
Upuygun olmayan bilgi, bize almann kt olduunu syler mi?
M- Syler.
Sylemez. Sylyorsa uygun bilgidir. Sylemiyorsa bilgi deildir. Hep
sylyorum. Spinozann terimlerine zen gsterelim, bizi kandrmasn.
Upuygun olmayan bilgi olmaz, bu totolojidir. Dii olmayan kadn olmaz,
dii olmayan kadn diyor Spinoza bize. Dikkat et totoloji var orada.
E- Siz bilgiyi yle tanmladnz deil mi? Tam olan. Upuygun olmayan bilgi
olmuyor o zaman. Bilgiyi byle tanmlarsak.
Mecburen yle tanmlayacaz. Bilgi, doru olandr.
E- Bilgi ama eksik bilgi olarak, gnlk hayatta hep kullanyoruz.
Eksik bilgi olabilir. Birini tam renememi olabilirsin. Ama yanla bilgi
demen baka. Eer sen uygun dnceye sahipsen, bilgiye sahipsin, o da
dorudur.
E- Ama doru olduunu bilmiyoruz ki bir bilginin.
Bilmemiz lazm.
E- Mesela gazetede okuyoruz, bilgiyi alyoruz. Gerekte o
O baka bir boyut. Biz u zmdr diyorsak, bu nerme dorudur. Upuygun olmayan diyorum, bilgi olmaz. Neden upuygun yleyse?
M- yle aklayabilirim. Diyor ki Spinoza, zene ve nesne bir iliki iindedir. Ben zm grrm, zm bende bir etkiye yol aar, bu etkilenmede zmn zn bilmem. Etkilenmenin derecesini bilirim. Ancak
daha sonra usumla zmn zn bilirim. Birinci bilmeye upuygun
olmayan bilgi diyor. Btn nesneler bizi etkiler ve bu bizde bir bilgi yaratr. Yanl bilgi, ya da eksik bilgi, etkilenme bilgisi diyor ona. Etkiledi
beni, bana arpt. Mesela hep u rnei verir. Bir kpek grdm, kpekle ilgili bir bilgim yok. Havlyor ve beni srd. Sonra arkadama anlatyorum, kpek havlayan ve sran bir canldr. O da diyor ki kpek
ayn zamanda yalayan bir canl. yle yle diyor ve ben ortak kavram355
lar sonucunda kpein tam bilgisini oluturuyorum. Tam bilgisini oluturmadan nce kpekle ilgili bilgilerim var benim, srmas. Ama sran
ve havlayan birinci trden bilgi. Havlamak, duyuyorum; srmak, hissediyorum. Bende bir bilgi oluuyor.
Affectio.
M- Etkilenme sonucunda oluan bilgi. Sonra znenin ve nesnenin ortak
kavramlarndan yola karak o nesnenin zn anlad zaman da ona
ikinci tr bilgi diyor, aklsal bilgi.
ncye ne diyor?
M- Sezgisel bilgi.
Ben bu bilgi kuramna pek katlmyorum. Bir yerinde z bilgisi der, deil
mi? nc boyut bilgi. Bir yandan zn ne olduunu yadsr, ideay kavram yadsr. Bunlar hep totolojidir. Biz aacn znden sz ederken trilyonlarca aacn o yapda olduunu sylemek iin znden sz ederiz.
Totolojilere ok dikkat etmeniz gerek. Ben upuygun bilgi dediinde de
upuygun olmayan bilgi dediinde de ayn totolojiyi gryorum. Bilgi ise
upuygun olmasna ve upuygun olmamasna gerek yoktur. Burada diretirim ben, bilgi bilgidir. Nesnesine uygunsa bilgidir, deilse onun ad bilgi
deil, yanltr.
E- Ama eksik bilgi olabilir hocam.
Eksik bilgi demeyelim de bilgi sandmz yanllar diyelim.
M- Ama hocam havlyor ve sryor, onlarda bir yanllk yok ki.
Spinoza rnek verir. Der ki girdin denize. Dalgalarla hibir yaknlm yok,
denizin dalgalar bana vuruyor beni her seferinde ykyor. Ne zaman yzmeyi renirim, o dalgalarn ritmini renirim, yzmeye balarm, o dalgalar bana dayak atmaz. Burada, yzmeyi renmi artk. Bilgi kuramn
altst eder. u yaklam, Spinozac yaklam bilgiyi altst eder. Bunu zorladk m nereye oturtacaz?
M- uraya. Biz, duyularmzla dnyay alp zihnimize tayoruz ve dnceler oluturuyoruz. Biz nce duyularmzla alyoruz hocam, sonra aklla iliyoruz, Spinoza bunu demeye alyor bence. nce duyularmzla
alrz, buna duyusal bilgi diyoruz. Duyularmzla aldmz verilere o
356
bilgi diyor, duyusal bilgi. Aklla ileriz, ilediimize de aklsal bilgi deriz.
Orada dur. Duyu verileri dediimizde sen bilgiyi nasl ediniyorsun? Bunu
bana anlat.
M- Nesnenin beni etkilemesi suretiyle.
yi de bunu sana yap dzenindeki hangi merkez sylyor?
M- Bizim yap dzenimiz byle olumu hocam. Duyu verilerini ilemeyle
oluuyor.
Nere iliyor bunu? Duyu verilerini neren iliyor senin?
M- Bedenim.
Bedeninin neresi.
M- Anlm.
O zaman us bilgisi oluyor.
M- Anlk eittir us mudur?
Tabi.
E- Alg her zaman anla gitmiyor mu? Anlkta ileniyor.
Duyu verilerini bilgisini kestik attk. Bat felsefesi bunu demi, yanl. Duyu verisiyle bilgi edinemezsin sen. Dedik ki ortak duyu var. Gz, biimi,
rengi, bykl, kkl vesaire; dokunma sertlii, scakl, soukluu, yumuakl alr. Ama sana bilgi vermez. Bunu onlar yapm, bana ne?
Duyu verisinde sinirlerle bulutuu an grevi biter. Onu anla aktaracaksn, anlk onu dzenleyecek. teki duyu organlarndan gelen verileri toplayacak ya da imgeden, nceden hazr olan bilgilerle ileyecek. Anlksal
bilgi diyorsun, duyu bilgisi diyorsun, bu ayrm yapamazsn. Ben yapamam.
M- Burada u sorun kyor o zaman. Btn insanlar, anla sahip olduklar iin doru bilgilere sahipler, sonucu kyor.
yle bir ey yok, yle bir ey demedim.
357
M- nsanlar duygusal davranyorlar diyoruz, duyularna gre hareket ediyorlar diyoruz. Bir etkilenme sonucunda hareket ediyorlar. Mesela bir
eyden etkileniyorlar, nefret ediyorlar, etkileniyorlar sevin duyuyorlar. Srekli bir etkilenme sonucunda oluan anlksal bilgi var.
Terimleri ktye kullanyorsun, cezalanacaksn. Duyu bilgisi olmaz nk
ad stnde o duyudur. Verirsin tamam, gz verir. Gzn grevi dnmek
deildir. Anlktan gememi bir bilgi olmaz, onu kesin olarak reddettik.
Sen bir ses duydun, nasl top sesi diyeceksin bana? Diyemezsin, ses duyarsn, sesi topun sesi olsa da. Kular gibi frlar uarsn havaya. Neden-etki
bants. Onun top grlts olduunu bilmen iin topu bilmen gerekir.
- Acaba reflekslerle mi kartrlyor. nk top patlad vcut bir tepki
verir. Ama bir reflekstir bu. Sradktan sonra deriz, a top patlad. Ondan sonra deerlendirir ve korkmayz.
E- ok az bir sre var ikisi arasnda. nce korkarz, sonra dnrz.
M- Gne dodu, gne batt deriz mesela. nk grdmz odur. Ama
bu doru deildir. Bu bir bilgidir ama doru bilgi deildir.
Bilgi deildir diyelim.
M- Gzmz yle gryor ve yle diyor. Buna ne diyeceiz, bu bilgi deilse
ne?
- zerine bir sr bilgi ekledik.
M- Ben ilk diyorum, gnei grdk, dodu.
- Yanlt.
Gk grlts vard. Gk grltsnden ok korkuyordu insanlar. Tanry
kzdrdk diyorlard. Gkten geliyor, onu bir tanr yapt, bard ard gibi
alglyorlard. Kulak duyuyor, gz de gryor, imek akyor. Zamanla
rendi ki bu bir elektriklenme olaydr. O bilgiyi edindikten sonra biz onu
tandk. Daha nceki bilgi deildi.
M- Ben sizin ayrmnz orada kabul etmek durumundaym. Gne douyor demek bir bilgi deil. Ya da gk grlts, tanr alyor demek
yamur demek deil.
358
25.Gn
Biraz daha Spinoza
361
363
125
364
M- Artk o nc bireydir. Sadece bunu adamlara da balamyor. ki nesne birleiyor, mzik ve ben. Mozart dinliyorum, Mozart ok seviyorum. Birletik, artk Mozart ve benden oluan bir birey, ncekinden
daha gl. nk o mzik, o ses, o banty yle bir hale getirdi, glendirdi, ileriye tad ki o, ondan ncekiyle kyaslanamaz.
Buraya kadar ok gzel. Problemler var, onlar zelim. Ben yle dnyorum: Ksa dnemde keder, insan gcn azaltr, doru. Sevimsiz bir
adam, sinirlerin bozuldu. Pislik, cann skt, diyorsun evrenin kiri. Orada
Spinoza doru sylyor. Ama uzun vadede insan toparlyor kendini. Bu
gibi kederler karsnda devinmeye balyor. Bedenin bir kar koymas
var. Diri bir nesne yara alr. Gelir kzn biri atn balar aaca, at aac
kemirir. Benim evimin nndeki st aacnn dibindeki arabaclarn
atlar kemirdiler. Aa ne yapacak, sava verecek, teslim olmayacak. Onu
onarmaya alyor onarabildii kadar. Hayvan yara alyor, yalamaya balyor. Uzun vadede o Spinozada sylenmiyor. Syleniyor bantsz syleniyor. Conatus, her olan olmaya abalar. Tamam etkilendin, keder seni
zayflatt ama te yandan da o var. Onu da syleyen yine Spinoza. Keke
bir balant kursayd.
M- Zaten onu yle sylyor: Keder bir abadr. Kederlendiimiz zaman
yaptmz ey aslnda bizi kederlendiren, yani bantmz bozan eyi,
bantmz bozmamaya ynelik uzaklatrma eylemidir. Mesela zehirlendim, vcudumun belli bir blgesinin bants bozuldu. Vcudum
mcadele ierisine girer o zehirden kurtulmak iin. Ayns dierleri iin
de geerli.
Durum bu ise o zaman gcmzn azaldndan deil, oalmaya baladndan sz etmeye de balamamz gerekiyor.
M- Gcmzn azald da deil, bloke olmas diyor. G azalmaz da oalmaz da.
Ya bu Spinoza illa kurtaracak paay. Oray anladm. Diyor ki zayflatr bizi,
onu diyor. Sevin gcmz arttrr. Diyorum ki ben, uzun vadede keder
bizi glendirebilir. Bak glendirir demiyorum, glendirebilir. Sevin
bizi kertebilir.
M- Sevin ve kederi nasl tanmladmza bal.
365
yle deeriz de genel felsefe, Spinoza bakyla o size rekabet iin kurulmu tecim evi sizi kederlendirir, hi hounuza gitmez. Onu daha iyi olmam
iin bir diyalektik e olarak kullanrm, diyorsunuz. Zaten benim dediim
de o. kp kalmazsnz. Dikkat ederseniz, o beni kederlendirmez diyorsunuz ama ona are de dnyorsunuz.
M- Arseniin vcuduma verdii, bantma verdii Spinoza diyor ki blgesel bozulmalar vardr, btnsel bozulmalar vardr. Benim karma
bir rakip dkknn almas, bana blgesel bir keder verecektir. Dneceim, bu adam eer benden daha baarl olursa ben yaayamayacam. Ya baka bir alanda almak zorundaym ya da ben bu adamla
savaacam. Burada devreye baka eyler giriyor. Eer o adam Zara
olsayd ben onunla savamazdm bile. Baka bir i yapalm derdim. Burada keder nerede? ekiliyorsunuz.
Spinoza dedi ve olduya girme. O yanlmz oluyor galiba. Gnbirlik yaamda gerekten olumsuz eyler ne olursa olsun her insan etkiler. Bizim
kabaca moral bozuntusu dediimize urarlar. Can sklr, kederlenir, zlr buna katlyorum. Ama yine Spinozadan k yaptnzda, bakn diyor, rnek verdim, her insan yaamda kalmaya alr, savar. Bu keder
beni boar demenin ok tersidir, tam kartdr. Burada diri olan nesneler
zellikle, sava veriyor. Hem de ok kt sava veriyor. Bir aa bile yarasn mthi saryor. Kendini kurtarp yaamn srdrmeye alyor. Yani
ona gelmi, Spinoza adna bir yaralama, kederdir. Orada onarma var. Burada doa yasalar iindeki gibi kesin noktalar aramayalm. Bu dediiniz,
ksa vadede dorudur. Spinozaya orada ben de katlrm. Ben de yaadm,
yayorum.
M- Eksik anlattm bir konu var, onu tamamlayaym. Spinoza, donuk bir
kederden ya da donuk bir sevinten sz etmiyor. Varyasyon diyor.
Varyasyon, eitleme, eitlilik, srekli akan bir durum var. Spinoza asla znt, ya da asla sevin demiyor. Her zaman ikisini birlikte kullanyor. Diyor ki biz, srekli karlamalar yaarz, sonsuz. zlrz seviniriz, zlrz seviniriz. Varyasyon bu. Yani sadece zlyor olsak,
hibir ey yapamayz. Sadece zlmyoruz, ayn zamanda seviniyoruz
da. Bizim bedenimize uyan bir sr karlama var. Bu bizde dediiniz
gibi bir mcadele etme, yaralarmz sarma, kederden kurtulma olana
veriyor.
367
368
370
Bedenden bahsetmiyoruz.
M- Ama insan bedendir.
nsan beden deildir. nsan bedenlidir Mjdat. Bu kadar yoldan sonra
bunu syleyemezsin. Seen de bedeninin bir parasdr tamam ama insan
bir beden deildir. Batllarn diliyle konumayalm. Aa da bedenlidir, u
masa da bedenlidir. Bunlar konutuk. Spinoza beinci kitapta bir eyler
sylemeye balyor. unu da syleyeyim: Tekil insanlar, tekil hayvanlar,
bal gibi idealardan bahsediyor. Yani tmellerden bahsediyor, nasl tekilde
kalr, kalmaz. Bir yerde tekil zlerden bahseder, g merkezlerinden bahseder, bir yandan tmellerden idealardan bahseder. Bir yanda ikincilikten bahseder, bir yandan der ki tanr evrenin etker nedenidir. Etker neden
yaratcdr, yaratc yukardadr, iinde deildir evrenin. A Muhiddin Arabiyi bir zrvalamalar klliyat. Sen ne diyorsun kardeim? Tanr iimizdedir. Peki, u sizin yukardaki ne oluyor? Benim zelliim u; kaacak yer
brakmam ben sana. Yakalarm ben seni. Spinozann evreninde zgrlk
yoktur. Bir kere temelden sylyorum, ikin evrende zgrlk olamaz.
Donmu bitmi o. Spinoza Yahudiydi biliyorsunuz. Oradayz biz. Spinoza
diyor ki, tanr almtr, z varolu ierendir. Bitti, dondu dnya.
M- Deleuzeun bir arkada varm, Spinozann ikinciliini yle betimlemeyi seviyor. Bir orkestra dnn, orkestra alyor, mthi bir senfoni. Evren ite bir senfonidir, ikincilik de budur, diyor.
Onu syledik. Hepimiz belli oranda ikinciyiz ama boyutumuz var. Biz
yitip gitmiyoruz bu evrende. Biz lyoruz, deiiyoruz, deviniyoruz, insan
soyu sryor. Aa soyu, hayvan soyu sryor. Gryoruz, gzlemliyoruz.
Ama sen diyorsun ki ben getirdim.
M- Niye tuhaf olsun, insan soyunun srmesi, hayvan soyunun srmesi?
Ben tuhaf demedim. Bunu yadsmak tuhaf dedim, Spinozann yaptna.
Ben srdn sylyorum.
M- Burada ince bir nokta var. Benim kafama tam oturmuyor ama yle:
Kilit bir noktaya getirdiniz Spinozada hi gemiyor. Kalclk hi gemiyor. Sadece bir olu var, sadece bir hareket. Cisimler birleiyorlar,
insan oluturuyorlar, insan devam ediyor. nk doa yasalarna gre
her ey devam etmek ister. Tohum brakr devam eder. Sadece insana
373
da ok da gzel syledikleri var. Bengi dn var Nietzschede. Peki, kardeim nedir bu, evrenin sonsuz dn. Geldin mi boyuta? Geldin. E niye
saklyorsun? Kaamadn. Bengi dn o. Evren yinelenir durur.
E- Konuurken hep unu dndm. Btn filozoflarda ortak bir yn var.
Platonda idealar, Leibnizde monadlar, Schopenhauerda kr isten,
Kantta noumenler Benim aklma u geldi: Evreni yneten, ben onu fiziksel yasalar, maddeyi hareket ettiren fiziksel yasalar olarak dnyorum. ki madde arasndaki kuvvet, ya da o hareketi, dinamizmi salayan evrenin yasalar. Kimisi buna noumen demi, idea demi, bizim
boyut dediimiz evrenin dna atm. Ama orada bizim kavrayamadmz o evrenin yasalarndan bahsediyoruz gibi geliyor bana hep. Evrenin yasalar ama bu evrene ikin, bu evrenin iinde. Aslnda btn
felsefede bu ortak yn var. Birbirinden ok kopuk deil. sten diyorsunuz ama insan merkezli bir yaklam. Doaya isten yklemek, onu
merkeze yerletirmek. Gerei belki de ok yanstmyor.
M- ok gzel konutun ama ok kt baladn.
Evet, kt balad.
E- Amatrz daha.
Onu gzden kartmak istemiyorum. O benim iin ok eriilmez bir gr.
stenci gzden karmak istemiyorum. tekiler yerden ge doru. Arkadam in u evrene, evrenin iine in. Bu evren bizim de iimize girsin.
E- Biz ikinciyiz.
Syledim. Ama bu dnyaya in. u metafiziksel katmandan bizi kurtar. Yani
zamann ve uzayn olmad yere bizi gtrme. Bizim kar ktmz o.
Tamam indik ama o kadar da ok fazla indirme. Bizim bir boyutumuz var.
Koca Herakleitos bara bara sylemi, her ey logosa gre olur ve biter.
Nietzschenin yasalar, sizin sylediiniz fiziksel yasalar. Ondan sz ediyor.
O yle demi byle demi. Nietzsche ile Schopenhauera girmemin sebebi
u: Tamam boyutundan kayorsun, kama yle olmaz. Schopenhauer
Kant eletirdi. Diyor ki, uzay ve zamann olmad yerde okluk olmaz.
Peki birlik nasl olur? Orada m yayorsun sen, sizin muhtarlk orada m?
Sen nerede grdn? Deney alanmn dnda diyorsun ama var diyorsun.
Olmaz. ok olmazsa bir de olmaz. Nietzschenin Schopenhauera sylemesi
375
gereken bu. Ama tutuyor diyor ki, kr isten yoktur. Canm kr isten
olabilir. Boyut olarak vardr, evrenin boyutudur, bu dnyann iindedir
derse olur. Bengi dn de o. imdi katn, gene geldin oraya. Eletiriyi
temelli yap, o kaacak korkacak bir ey deildir. Bengi dn, Herakleitosun boyutu. Nietzsche bir de ok koyu bir Herakleitosudur. Bir evrenimiz var, biz evrenimiz var. Biz bu evrenin dzeylerinde yaarz ama
boyutlar vardr ve boyutlar olmasayd evren olmazd. nemli olan bilimsel olarak bunlar bulmak, metafizie girmemek, ayan yere basmak.
- Galiba biraz da unda yanlyorlar. Tartmalarn iinde geiyor bazen.
Akl diyoruz, genelde de byle bakyoruz, kozmosa baktmzda da
bizde varsa niye onda yok, onda da olmas gerek, diyoruz. Bir isten
var, kozmosa baknca onda da olmas gerek. Bizdeki kk ondaki mutlak, bizdeki kk ondaki daha byk. Bu ekilde aranyor, o zaman
deniyor ki evren dnr, evrenin iradesi vardr, evren retir.
Burada insan biimci konuuyoruz.
M- Senfoni orkestrasnda bir viyola, eer dnyaya viyola gzyle baksayd, viyolann zelliklerini n plana karacakt. Ama viyola orkestrada
farkl bir ses. Ben de farkl bir sesiz diyorum. Siz de yle mi diyorsunuz acaba? O farkl sesin bir zellii olarak istenten sz edelim.
Dedik ki, insan belirlenmitir. Nereye, belirsizlie.
M- Belirlenme var yine de.
Belirlenme var. Ama belirsizlie.
M- Bu paradoks deil mi hocam.
Deil. Japonyaya atom bombasn atan pilotlar, subaylar, atom bombas
attklarn bilmiyorlard. Kendilerine bunun bir atom bombas olduu
sylenmemiti. Sadece bomba, atacaksn zarar vereceksin. Yani onlarn
yzbinlerce insan katledeceini sylememilerdi. Neden? Atamazlar,
elleri titrer, vicdanlar szlar, baaramazlar endiesiyle onlar kodlamlar,
unu gtrp atacaksnz. Ama arkadam o bombaya bir dzenek yklemi mi Amerika? Yklemi. ine korkun bir enerji kilitlemi, ona bir ayar
vermi. Bunu yle alalm. Sen birisine dedin ki komutan olarak, unu
gtr falan yere at. Yalnz dedin, on saatten fazla gecikme. Diyelim o saat
krk iki saat alyor, sonra duracak. Saat belirlenmi. Ama o onun krk iki
376
saatte patlayacan bilmiyor. Sadece belirsiz diyor. Senin benim belirlenmem byle bir belirlenme. Evet biz bir eyleri yapmaya belirlenmi. Ama
bunu ne zaman yaparz, yapar myz, yapmaz myz, yapp yapmamak
bizim elimizde. Biz potansiyel olarak istenliyiz. urada birisi ldrlrken kafamz evirip gidebiliriz. nsanlarn da yzde doksan bei yle yapar. Bir ksmnn can sklr ama onlar da gider. Belki iinden bir tanesi ne
oluyor der. te bu istentir. Yani isten ok gldr ama bize ok zarar
veren eylemleri de yaptrr. stencin kazanla ilgisi yok.
M- sten havada kalyor. Nasl bir ey ki bu bize yaptryor, yaptrmyor
E- Daha zlm bir konu deil. Beynin yaps, bu zgr irade hala tartlyor.
Siz beynin iine fiziksel, olarak ya da tp olarak giremezsiniz. Girersiniz de
kadavra zerinde alyor olursunuz. Biliyorsunuz canllar zerinde o
deneyleri yasakladr. Bir ksm doktorlar kaak yapyor. Yapmalar gerekir
mi gerekmez mi, onu bilmiyorum. Organ nakline izin verilince buna da izin
vermek gerekir, o da ayr bir konu. Ama biz gzlem alanndayz, felsefe
olarak. Gzlem alannda seim var m, yok mu? Var. Ben derdim ki dnyamz seimden ibaret.
M- Tabi seim var. Az nce dedim ki nmze iki ey koysak. Bir kavun
olsun, biri arsenik olsun. Biz gider kavunu seeriz. Seimlerimizde belirleyici olan nedir, sorusu. Neye gre seeriz? Biz, bizim bantmza
uyan seeriz, bantmza uymayan semeyiz. Ama diyorsunuz bu
adam bantlarna uymad halde onu seti. Fani bir rnek veriyorsunuz, sanki o teori gme gitmi gibi oluyor. Hayr o teori ilemeye devam ediyor. Herkes, her canl kendisine uyan seiyor, uymayan semiyor.
E- Sen de bantya dayandryorsun. Her eyi banty srdrmek olarak
dnyorsun. Bant nedir? Bedenin bants nedir, onu oluturan
nedir? Banty niye srdrmek istiyorsun? Banty aklaman gerekiyor o zaman. Sen istenci anlayamyoruz diyorsun, belirsiz diyorsun.
rnek verelim. Sahil boyu yrye ktn, yalnz gidiyorsun. lerledin.
Orada bir adam denizde yzyor. Barmaya balad, bouluyorum diye,
ne yaparsn?
377
M- Yapabileceim yaparm.
Ne yaparsn mesela?
M- Yapabileceimiz. ok ak deil mi hocam? Eer gcm onu kurtarmaya yetiyorsa kurtarrm. Gcm onu kurtarmaya yetmiyorsa kurtarmam.
kinci soru. Bunun tm insanlk asndan alrsak, yzde ka bunu yapar?
M- Yzde yz kurtarmaya gc yetiyorsa kurtarr.
Garanti bir durumdan bahsediyorsun sen yalnz. ok garanti. Mjdat bu
adam gider kurtarr, bunu gc yeter, yap yleyse.
O- Risk.
Risk var beyefendi, onu soruyoruz. Bu herif senin grtlana yapabilir,
senden gl bir pehlivan olabilir, boar atar seni iki dakikada. Gcn
yetiyorsa, orada bir aa kt deil ki kurtarasn.
M- Tamam da hocam, o gcn iinde o risk de var.
Bu riski tm insanlarn tm alr diyorsan, ben orada yokum.
M- Hayr. G o riski de ierir diyorum. O gc hesaplarken o riski de hesaplyor diyorum.
- O zaman risk olmaz ki.
M- Biz risk hesab yapmadan hareket etmeyiz. Harekete geeriz, riski var
ama geeyim. O risk gerekleir ya da gereklemez.
O- Gcn ona gre belirliyorsun ama.
- in iinde risk varsa, dersin ki gcm yetmeyebilir ama yine de deneyeceim.
Erdem budur. Ben ne olursa olsun bir insan olarak grevimi yapaym demek bir erdemdir.
M- Kant alanndayz. Ne yapmalym, grev, dev.
Kant alannda deiliz. Erdemli kii orada kurtarp kurtarmayacan bilemez. Gereki olalm. Herif baryor, arl ka kilo, kafasndan lemezsin. Sen de yzmeyi biliyorsun, u insan lm gidecek yazk, gideyim kur378
379
26.Gn
Gnderimin nereye?
126
Spinoza'nn "Etik" adl Latince yazlm temel kitabnda iki kelimeye rastlyoruz: Affectio
ve Affectus. Baz evirmenler ok tuhaf bir ekilde ayn szckle karlyorlar bu ikisini.
Bu tam bir felakettir. Bu iki terimi, affectio ile affectus'u ayrt etmeksizin "affection" (duygulan) diye eviriyorlar. Bunun bir felaket olduunu sylyorum, nk eer bir filozof
iki farkl kelime kullanyorsa, ilke olarak, bir nedeni vardr bunun. stelik Franszca da affectio ile affectus'u tercme edebilecek iki kesin szc kolayca sunuyor bize: Affectus
iin affect (duygu) affectio iinse affection (duygulan). Baz evirmenler affec-tio'yu affection diye, affectus'u ise "sentiment" (his) diye tercme ediyorlar. Ayn szckle evirmekten daha iyi bu; ama Fransz-cada affect szc dururken "his" szcne bavurmaya bir gerek grmyorum. Demek ki, affect (duygu) szcn kullandmda, Spinoza'nn affectus'undan bahsediyorum. Affection (duygulan) szcyle ise, affectio'yu
kastediyorum.
Gilles Deleuze, Spinoza stne 11 Ders, ev: Ulus Baker, teki Yaynevi
381
Onun yerine benzerini vereyim mi der. Tarlada alyor Mjdat. Bir vatandatan da yz lira alaca var. O srada geliyor komu, diyor ki benim
sana yz lira borcum var, onun yerine iki gn pr pr srsem olur mu? Elbise giyiyordun, onun yerine tirt giyiyorsun. Binlerce uygulamas var ve
ok tatl bir terimdir.
Affectio alannda, duyu verileri, bilgi alannda biz nesnenin yklemlerini,
duyu organlarmzla, neden-etki bantsyla alyoruz. Bunu sinirler beyne
aktaryor, beyin bunlardan bir tz oluturuyor. Bastra bastra dedik ki
anlk, tzlerle urar. Duyu verilerini birletirir, tz oluturur, der ki;
benim yardmclarm olan duyu organlarnn getirdii verilerle ben u
tz yarattm. te bu, dncedir. Dedik ki, aslan dncesi. Aslanla ilgili
btn verileri getirdi organlarmz, aslan dncesini edindik ve dedik ki
bu bir aslandr. Bizim Trkede, gsterge terimi var, gsterge-gsteren
ikilisi, gsteren-gsterilen biiminde de syleyebiliriz. m-imlem, iaretnesne, imge-nesne, tasarm-nesne. Gryor musunuz, hi de sknt ekmiyoruz. Bunlar prl prl Trke szckler. Bizim anlmzda, evrendeki bir
nesneyi diriltiyoruz. Krdan geldik, eimize ocuklarmza diyeceiz ki ben
bir aslan grdm. Ormandan getirdik koyduk mu nlerine? Anlmzdaki
o imgeyi, tasarm, iareti, gstereni ya da imi kullanarak nesneye gittik.
Bu saydklarmn hepsi, bizim yerine dediimiz durumdur. Nesne yerine
imge, gsterilen yerine gsteren, nesne yerine iaret, imlem yerine im.
Bunlarn hepsi yerinedir, nesnenin yerine. Onun yerine anlmza onun
eitli yklemlerinden oluturduumuz bir imge yerletiririz. Deleuze,
burada biz bilgide, affectioda bir nesneye, nesnenin tasarmna gideriz
diyor, nesnenin tasarmna. Bir temsil vardr demek istiyor.
M- Nesnel gereklik dediimiz.
Evet. Aslann yklemlerini edindik. Nasl edindik? Serengetideki, Kalaharideki bir yemi toplaycs gibi mi edindik? Ya da orada bir konakta oturuyoruz, eimiz dostumuz gelmi, bayanlar ieride le yemei hazrlyorlar, biz de darda ay iip tavla atyoruz. Aada da aslanlar yavrularyla
oynayorlar. Kalaharili kylnn, ormann altndaki yemileri topladnda aslanla karlanca kendisine gelen duyu verileriyle ok baka duyu
verileri geliyor bize. Dedik ki, alg seicidir, balkondayz. Aslann yelesi
geliyor, aslann yavrularn sevmesi geliyor, aslann kuyruu geliyor, rengi,
382
127
Kayg, d gren tinin nitelik kazanmasdr, bylece psikolojideki yerini edinir. Uyankken, kendim ile tekim arasndaki ayrm vaaz edilir; uykudayken ertelenir; d grrken
ise bu ayrm, dolayl olarak haberdar olduumuz hiliktir. Tin, etkinlik halindeyken, kendi
olanan cezbeden bir biim olarak srekli ortaya kar, ama bu olana elde etmek iin
arayna balar balamaz gzden kaybolur; arad, kaygy dourabilecek tek ey olan
hiliktir. Ortaya kp kendini gstermekten tesine gidemedii srece, daha fazlasn da
383
384
385
mikrobuna kar etki alma gleri yok. Olmad iin de lyorlar. tekinin var, alyor ve ortadan kaldrabiliyor.
Duygu, hibir nesneye gndermez, dedik ve orada kaldk. Bir adm daha
atacaz; eylem. Sonuta biz insan zneler olarak hayvan alannn ok ok
dna kmz, eylem alanna ynelmiiz. Bunlar ilk anda pek onaylanr
gibi gzkmyor. Sen ackyorsun, cann yemek istiyor. Krdaym, karnm
iyice doyuraym, tarlamda alacam, diyorsun. Burada ilk bakta suya
ynelmi gibi oluyoruz. u ya da bu yemee ynelmi gibi oluyoruz. Dikkat
edin, eer dzgn bir adamsak biz bunlar tarlamzda dnrken, yanmzda ok rahat yiyebileceimiz eitli nesne bekleri olabilir. Meyveler,
sebzeler, vesaire ama oralara dalmayz. Hele hele oras bizim fazla tanmadmz, deiik bir alansa. Diyelim Belika, Belikada bir tarladayz,
haddine mi sen komudan gidip karpuz alacaksn. Seni yakalatp hapse
attrr. yle ortamlar da dneceksin. Sen acktn, bisikletin varsa, araban varsa bin, arya in, bir markete gir, oradan ihtiyacn al gel, karnn
doyur. Hepsinde eyleme yneliyoruz. ok erken sylenmi bir szd, syledik; her eylem etik eylemdir. nsan hep seerek eyler.
386
27.Gn
Se seebilirsen
ayrm deil. Bunlar biimsel farklar. Gnete durursun sen de siyah olursun. Onlar ayrm deil, renk bir temel zellik deil ki ayrm olsun. Dahas,
unu syleyeyim; at cinsi ile dier memeliler cinsini iftletirin yavru
yapmazlar. Kendi iinde hayvan olmasna ramen trde olmalar gerekir.
Gvercinle karga birleemez, iftleemez. Ama kuzey kutupta yaayan
Eskimo ile Afrikada yaayan bir inan evlendirin, ocuklar olur. nk
insan alannda teki alanlarda grdmz tr ayrm yok. u ulus, bu
ulus, bunlar zorlanm yaplardr. Belli alanlarda bir ana-babadan byyenlere ulus demiiz, tekine baka ulus demiiz ama bunlar kkeninde
hibir temel zellik ayrm salamyor. yi de, bakyoruz yedi milyar insan
var, hepsi de ok ok ayr. teki alanlardaki tr ayrm yok ama ylesine
korkun tekillikler alan ki iki kii birbirine benzemiyor. Yapca, karakterce, dncece, istene Ka insan tipi var dersek, ka tane insan varsa o
kadar. Lokantaya gittin, seslendir, dana pirzola dedin. Bekledin, yarm saat
sonra yemek geldi, kuzu pirzola. Garson yanl anlam, ya da garsonun
sylediini usta yanl anlam bir biimde geldi. Ne yaparsnz? ok titiz
bir adam deilseniz saplarsnz atal. Ama gittiniz kz istediniz. Ayeyi
beenmisin. Dn oldu, dernek oldu, dn alay gitti getirdiler Fatmay sana. E canm Ayenin yerine Fatma olsun der misiniz? Siz insan
semisiniz, tekil insan. Fatma, Zeynep, Aye ne fark eder, diyemiyorsunuz. e adam alyorsunuz, gvenlik aratrmas yapyorsunuz, boyu, kilosu yetmiyor size. Demek ki insan alannda esiz bir eitlilik var, milyonlarca, milyarlarca. Oysa ki trsel ayrm yok. Garip bir durum olmuyor mu?
Peki bunu yaratan ne? Bugn bunu tartmak gerekiyor.
M- Biz kedilere bakarz, hepsi ayndr. Bu biraz Japonlara bakp, ya bunlarn hepsi ayn, demek gibi. Kedilerin hibiri ayn deil. Kedi tr kendi
iinde tekillik barndryor ve bu tekillik ierisinde hibir kedi, hibir
kedi ile ayn deil. Bunu sinekler konusunda bilmiyorum, sinekler daha
kolay gzlemlenmiyor ama btn hayvanlarda byle. Aalar konusunda bile byle. Onlar da kendi aralarnda bir tekillik ayrmna dayanyorlar.
Bu dediin, yerden ge kadar hakl. O zaman sen bize varlk alanlarnda
bandan bala, de ki tekillemelerden insana kadar bir gel bakalm. Girmemiz gereken bir konu. Gerekten dediin gibi, pazara getirmi bir at.
Ka kilo bu, iki yz kilo. Boyu ne kadar, almyoruz deil mi? Huyunu soru389
M- nsan ayr bir varlk alan olarak kabul ettik ama bunun temellendirmesini onun tekillii zerinden yapamayz diyorum ben.
Yapacaz. Daha yapmadk yalnz. Daha oraya yeni giriyoruz. Ben u dediine katlrm ama onu biraz aman isterim. nk alacak yer var. Gittin,
kurbanlk ko alyorsun, bir kz ister gibi alamyorsun. Yannzda bu iten
anlayan bir kasap varsa ne gzel, kasap bir iki dokunuyor, bunu al gtr
diyor. Kz alr gibi almyorsunuz. Bir sr aratrma yapyorsunuz. Yine de
bir sr hatalarnz kyor. Burada duyarllar alannda olsun, diriler alannda olsun, nesnelerin birbiriyle ayrmnda yap dzenlerinde ufak tefek
ayrmlar var, onu syledik. nsan alannda esiz bir tekillikler alan var.
- Kiiselletirdiimiz hayvanlar dnyasnda, eer evimize bir kpek
alacaksak karakterine bakyoruz. Av kpei alacaksak niteliklerine bakyoruz, iyi kosun, uysal olsun. Ceviz aac dikeceksek bol yemi vermesine bakyoruz. Onun dnda pek bakmayz. Oradaki kiiselleme
bizden ona. Sokak kedisinin bir karakteri var, hepsi farkl. Ama bizim
iin pek fazla ilevi yok.
Ben de onu diyorum. Bu, abartlacak noktada deil. Sonuta kedi kedidir
diyorsun, ufak tefek ayrmlar olabilir diyorsun ama insana geldiin zaman
ayrmlar ok korkun. Biri tehlikede olan adam kendi yaamn hie sayarak kurtaracak kadar zverili, biri de hi gznn yana bakmadan katledecek kadar namussuz. Biz bir alana gireceiz.
M- Biz insan aleminden kedilere baktmz iin insan kavramlaryla baktmz iin onlardaki tekillikleri trplemek eilimindeyiz.
O kadar grmyorum ben, abartyoruz. ocukluum krsalda geti. O eekler dnyasn dnyorum, pek orada bizi artacak ayrmlar olmaz.
ifte atarlar, yellenirler, yk vurursun tarlar.
M- Biraz iinde yaamayla ilgili. Bizim kei oban amca keilerin iinde
yayor. Bana keileri anlatyor. Hepsine isim vermi, hepsini tanyor
anlamnda. Diyor ki, u kei yle zelliklere sahip, hatta bakasnn
yedii ottan yemez, hep yalnz taklr. br unu yapar, br bunu
yapar. Senin keilere baktm zaman hepsini ayn gryorum. Hepsi
de yaylm otluyormu gibi gryorum. Bunlarn hepsini fabrikadan
391
393
394
397
128
Kaynaklarn ortak ifadelerinden anlald kadaryla, ulemadan kalabalk bir grup bizzat
II. Bayezid'in huzuruna karak Molla Ltf'nin bir sapkn olduu, kendisinde "katli mucip
akvl ve efl mahede ettikleri", bununla da kalmayp halk da sapknla tevik ettii,
dolaysyla din ve devlet iin vcudunun zararl olup ortadan kaldrlmas gerektii yolunda ihbarlarda bulundular. () Sonunda bata zamann eyhlislam Efdalzde Molla
Hamdeddn olmak zere, Divan- Hmyun'da Hatipzde, Molla zr, Molla Arap ve Molla Ahaveyn'den ve dier yksek ulemadan oluan bir mahkeme kuruldu. Ayrca, iinde
Molla Ltf'nin talebesinden bazlarnn da yer ald iki yz kadar ahit de mahkemeye
celbedildi. () Molla Ltf'nin bu savunmas, ahitlerin ifadeleriyle cerhedildi. Bunlar ahidi olduklarn syledikleri birtakm olaylar ve szleri nakl ve kendisinin ilhadna ahadet ettiler. Bu ahadetlerin ne derece gerei yanstt konusunda kaynaklara bakld
zaman, hemen hepsinin de, bunlarn garaz ve haset evkiyle verilmi ifadeler olduu konusunda birletikleri grlr. () Molla Ltf ahitlerin ileri srdkleri her iddiay reddetmeye, her frsatta salam bir mmin ve Mslman olduunu defalarca tekrarlamaya
ve Takprlzde'nin ifadesiyle onlarn ahadetlerini "t-i tekzb ile cerh eylemeye" altysa da, mahkeme heyeti, ahitlerin okluunu ve verilen ifadeleri gz nne alarak bu
savunmay kabule yanamad. () Sonunda, akyk- Nu'mniyye'dcki kesin tarihe gre,
25 Rebulhir 899/2 ubat 1494 (pazar) gn, At Meydan'nda (bugnk Sultanahmet),
399
trdler. Bedreddin, ufak bir ba kaldrd, gitti. Ama sen tutup dersen ki
efendim karanln iinde domutur ama onu isten yetisi dumura uramtr, deil. O almamtr ya da o yine nne konan gereler dahilinde
seimler yapmtr. Nasl semitir? Dindarln bir derecesi yok mu? Biri
be vakit namaz klyor, biri sabaha kadar ibadet ediyor. O da sabaha kadar ibadet etmeyi seiyor. Ben bir karyla yaama yaamam, on tane karyla yaamay seiyorum, diyor. Haremi seiyor, semi. Sememitir diyemeyiz. Oba toplumu demitik, obada birey vardr, kii yoktur. Onun ierisinde dtn m, oba kurallarn koyar. Oran buran keser, istediiyle
evlendirir, istediiyle savaa sokar, istedii av yaptrr, istedii orman
toplaman emreder. Biz zaten oradayz. Biz bundan kurtulmann yolunu
aryoruz.
M- Burada sizin sylediinizi yle anladm. Semek bir yetidir, kullanlr
ya da kullanlmaz. Ama o yeti onu kullansa da kullanmasa da onda vardr. Toplum ne kadar onu koullandrsa da ne kadar belirlese de ve o
belirleni iinde ne kadar yaasa da onda o yeti vardr ve pat diye ortaya kabilir.
yiyi seebilir, kty seebilir, hibirini semeyebilir dedik deil mi?
Zaten dedik ki, hibirini sememe yetkisinde deilse, zaten isten deildir.
Eer herhangi birini semek zorunda ise o isten olmaktan kar. Yine
dayatlyor nk. Binlerce de olsa seenek, birine zorladnda yine isten
olmaktan kar.
Kierkegaarda girecektik, biraz girelim. Dedik Danimarkal. Babas ok
koyu bir teolog, papaz. Onun bir teolog olmasn istiyor, teoloji fakltesine
gndermi. ocuun da o tarafta bezi yok gibi. Bu takm kafay baka
alanlara, yazna, edebiyata, felsefeye, sosyal bilimlere taklm. Almanyaya
gitmi Schellingi, Hegeli dinlemi, Alman felsefesini tanm. Hegeli ok
beeniyor, grkemli bir metafiziksel sistem yaratmtr, diyor. Ama yanl
bu sistem, nereden kardn bunu, diyor. Sonuta Hegel ve sistemini yadsyor. Sen bir biimde aktrmadan, arkasndan dolanarak Hristiyanl
kurtarmaya alyorsun, benim gibi ak ol, diyor. Kierkegaard, dinden de
bu deerli, hrn, byk, byk olduu kadar da kendini beenmi Osmanl limi, hkm
gerei klla boynu vurularak idam edilmitir. Ahmet Yaar Ocak, Zndklar ve Mlhidler, Tarih Vakf Yurt Yaynlar
400
vazgeer belli bir sre. Sonra korkun bir sevinle, lklar arasnda tekrar Hristiyanla dner. ok ksa olarak bu. Kierkegaardn felsefe bakmndan nemi nerededir? Bizim isten, seme yetisi dediimiz insansal
yetiye vurgusu. Bunu nasl yapm? Diyor ki, insan seer. Bilincin dzeyler
ya da varolu alanlar, dzey ya da alan, diyor. Bir, estetik; iki, trel;
, dinsel. Bizim bilincimizin ya da varoluumuzun dzeyi, alan var. Bu
dzeyler karsnda isten ne i grr, bu dzeyler nedir? Estetik dzeyde
bu filozof kesin olarak bizim estetikten anladmz sylemiyor. Estetik,
gzellikle ilgili, gzel nesnelerle ilgili bir durumdur, onu sylemiyor. Syledii, bir ksm filozoflarn Epikre sylyor dedii, haz, holanma. Diyor
ki, insan bir holanma, haz alannda yaar. Burada isten, Don Juan olmay
semitir. Onu rnek veriyor. Kahraman onun Don Juandr. Bedensel
yapmzn yaamsal gereklerini karlarz, bu bizim bilincimizin bir dzeyidir, varolusal bir alanmzdr. Seimimiz hep nesnelerin elde edilmesiyle ilgilidir, diyor. Bir nesne-eylem ayrm yapmadan bunu kullanyor.
Sokratik okullar vardr, keke zaman olsa da bunlara da girsek. ki dala
ayrlr. Birisi stoalara giden yol. Diyor ki; Mutlu olmak, erdemli olmaktr.
Sen erdemliysen, zulm iinde de olsan, en kt fiziksel koullarda da
olsan mutlusundur. Bu stoaya giden yoldur. Daha sonra stoaclar bununla
yatp bununla kalkacaklardr. Erdemli ol, gerisi nemli deil. Sokrattan bir
yol daha kar: Yaamaya bak. Diyojen var arkadalar. Eline ne geirirse
yiyor, gemezse yemiyor. Gidiyor mezbelelikte yayor. Kalabalklarn
iinde istimna yapyor. Ben byle istiyorum, diyor. Sokrat da perian hayat
yaad, hi tenezzl etmedi una buna. Bana att pelerinini, yalnayak
Atina sokaklarnda dolat, diyor. Byle de bir balang var. Her ey erdemdir diyen kanaldan stoaya gitmek bana gre kolay gibi gzkyor, bir
yol var. Ama byle bildiim gibi yaarm, her tr bana uygundur. Byk
skenderle karlat sylenir, Sinopludur bu adam. Ne istiyorsun diye
sorunca, glge etme yeter der, kpnn iinde.129 Diyeceksiniz ki bu hazz
yadsmaktr, deildir. Ben byle bir haz duyuyorum, diyor.
129
gerekten de Evsiz barksz, yurdundan yoksun, dilenci, avare, gnlk geiminin derdinde bir insand. Talihin karsna gz peklii, yasann karsna doay, tutkunun karsna da akl koyduunu sylyordu. Kraneionda gnelenirken, skender bana dikilip
Dile benden ne dilersen dedi. O da Gneimi engelleme yeter diye karlk verdi.
401
Buradan da Epikre doru bir yol gidiyor, biraz ince de olsa stoalarnki
kadar geni bir yol olmasa da. Ne diyor Epikr? Hazlarmz ok nemlidir.
Hazlarmz yaamalyz, holandmz eyleri yemeliyiz, imeliyiz, kullanmalyz. Burada kalmyor, burada kalmayn diyor. Korkmayn, korkulu
yaam ktdr. lmden de korkmayn. lm varsa siz yoksunuz, siz
varsanz lm yok, bu kadar ak.130 Korkarsanz, yaayamazsnz diyor.
Bunu diyen adam, unu diyor: Bir insansal alannz var, korkudan da
korkmayn, eksiklikten de korkmayn, elinize geerse yiyin, gemezse
yemeyin. Yedikten sonra, doyunca, baka insansal eylere bakn. Epikr,
gerekten ok derinlikli bir adam. Btn felsefesi asndan savunduu
tezi bizim Kierkegaard, birinci dzeyde dile getirir. Ama onu aarak deil
de bunu yaayarak, daha teye ge, birinci blmde yok. Birinci blmde
sadece Epikrn yaayn haz aln dediini yineliyor. kinci blme geiyor, ikinci blmde tam Epikrlemeye balyor. Sen birinci aamada yayorsun, bir sknt balayacak sende, mutsuzluk. Sen mutsuz olacaksn,
umutlarn yitirecek, umutsuzluk iindesin, bu seni doyurmaz. nsansal
ynn bu deil. Grdn ki kendini bitiremedin, baka eylerin de var onu
aryorsun. te buna srama diyor. Trajik alana, ikinci alan, trel alan.
Burada Sokrates var, diyor. Sokrates evrensel erdemin peindeydi, trajik
bir kahramand ve yle olduu iin de iti zehri geti gitti. Byle bir yaam
srd. Erdemin yasalar vard, o yasalar uydu. Orada birincide olduu gibi
umutsuzluk yerine baka eyle karlat, gnahla. Onu bu defa gnah
keye sktrd, bundan nasl kurtulurum. Trajik alandan, yani trel
alandan kurtulmann yollarn arad o. Yine seerek. Bir srama daha
yapt, dinsel alana geti. Kierkegaard byle sylyor. Trajik kahraman
at, dinsel kahramana geti. Burada inann tanr ile bir olmas, tanrya
kavumas, artk onun evrenseli ahlak ilkeleri, haz ilkeleri deil, tanr ile
bir olmak, tanr ile btnlemek. Bunu baardnda sen erdemli olacaksn, mutlu olacaksn, insan olmana ulaacaksn, kendini bulacaksn. Burann kahraman, model insan kim? brahim Peygamber. Olunu kurban
etmeye sz verdi, gn geldiinde de ba ald eline, kesmeye gtrd.
lm bizim iin bir hitir, nk dalan bir eyde duyarlk yoktur, duyarl olmyan da
bizi kayglandrmaz. Maksim 2
402
131
yiyle kt, bir ve ayn. Kesip bien, yakan, trl aclar veren hekimler, bouna suluyorlar hastalarn hak ettikleri paray vermediklerinde. nk hastalkla ayn ey, verdikleri
iyilik. 58. Fragman
403
404
28.Gn
Masadan nce masa
eylem rza gemedir, diyor. Biri kyor, u geyi eksik braktn diyor.
Madur, raz olmusa bu yine rza geme olur mu? Diyor olmaz, gnll
olmutur. Oradan biri parmak kaldryor, olmaz diyor reit deil, bu rza
gemedir, o neyin iyi neyin kt olduunu yasal olarak bilecek durumda
deil, fizik olarak bilse bile. bizim pratiimize geliyor.
Hartmann byk bir filozof. Takiyettin Mengolu hocann birebir retmeniydi. ok deerli bir felsefeci yetitirmi, gndermi. Katlmadm
ynleri ok. Hartmanndan nce de benim kafamdan geen buydu. Bu
evrenimizde var, uzaysz zamansz olmas nemli deildir. Onun varlk
tarzyla ilgilidir. Bir de zneye verili tarzyla ilgilidir. Olgusal evrenimiz,
zdekli dediimiz, somut dediimiz, bedenli tz diyelim, bunun verili
tarz ile bir matematik ileminin verili tarz ok farkldr. Matematik iin
sayy reneceksin, sayy rakamlarla yazacaksn ki biz ona simge diyeceiz.
Kendimizde ktlk-iyilik, ona bir yer bulmak gerek. Yer bulamayz. Anlmz, dnme yetisidir, eylemleri alglar, bir kipe brnr. ster, karar
verir, eyleme geirir. Onun dnda, evrenin ilkeleri buna izin vermiyor.
Baktm ontologlara, gerekten ok fazla sz etmiler. Occamn Usturas
alsa iyi olur. ok yanllar gryorum, benimseyemiyorum. Madem ruh
diye kafanda bir imge var, o zaman gnder bakalm nereye gnderiyorsun? Duyu organlarnn hepsini ykle gnder, nereye gidecek, olmayan bir
eye gidecek. O zaman ruhtan sz etme. O bir kara kutudur.
Erdem dediimiz olay byle bir deerler alandr. Mesela Hartmann bir
ara deerler ve ama deerlerden bahseder. Diyelim ki sen geimin iin
alyorsun. Buna ara deerler diyor, sonuta sen buday edineceksin,
elma zn edineceksin, satacaksn, geimini salayacaksn. Bir de yksek
deerlerden sz ediyor. Yolda gidiyorsun, bir insann grmemesi, duymamas, uramamas gereken bir olayla karlayorsun. Biri birisine saldryor. Varacaksn, mdahale edeceksin, onu kurtaracaksn. Yksek deer bu.
Bizimle arasal olarak hibir ilgisi olmayan deerlere diyor.
M- Bir yeri yanl anladm m acaba diye sormak istiyorum. Masa, kafamzn iinde var dediniz, ben bunu anlamadm.
Dnce olarak var.
407
408
Terimleri meru kullanmak gerek. Var demek u; sen ben var diyemiyoruz
ama o vardr. Bizden bamsz, dikkat et. Pisagordan nce Pisagor bants yok mu diyecektik? Bilmiyoruz, sz edemiyoruz ama var.
M- Onu diyorum. Ancak Pisagor o banty kefettikten sonra biz varm
diyoruz.
Sz etmek ayr, var olmak ayr. Kartrmayalm. Berkeleyin felsefesini
anmsayalm. kp diyor ki, bizim anlmzda olmayan var deil. Peki
senin anlnda olmayan trilyonlarca ey var, ok iyi biliyoruz, onu ne
yapacaz? Berkeley byle dedi mi diyeceiz? stne konumak sz konusu olduunda Berkeley hakl. Sen grmediin, duymadn, alglarna gelmemi eyler hakknda konuma diyor, dorudur. Berkeley de bize o yoktur demesin. kamam, biz alglamyoruz ama tanr alglamtr diyor,
btn evren iin. Daha baka yanllar var da Bakn, tanrnn srtna
binerek felsefe yaplmaz. Yryerek yaplr.
E- Mesela bu masa, yaplmadan nce ya da her hangi bir nesne yaplmadan nce
Yap dzeni olarak var. Yaplabilir olarak anlayalm.
E- Dolaysyla var olan her ey, yaplmadan nce, bir ekilde yap dzeni
olarak var, biz onu yapabiliyoruz. O zaman siz yle diyorsunuz; insanlar olmayan nesneleri kefediyor.
Evet, diyorum.
E- Mjdat da icat ediyorlar diyor. Olmayan var olanlardan icat ediyorlar
diyor.
Diyorum ki bizim kafamzdan Trke bile uydurduumuz, hep var deildir. Dedim ki, uan at. Ne kadar imgende var olursa olsun, reelde yle bir
nesne olmad iin onu yapamazsn. Olgusal evrende onun yaplabilir
olmas gerekir.
E- nsan devreye girdiinde iler biraz karyor.
Sokratik bir diyalogda diyor ki; din tanr yaratt iin mi vardr, din diye
bir olgu var m? Tartt kii der ki, tanr yaratt iin var. Sokrates de
der ki, olmasayd tanr nasl yaratacakt. Onun bir ideas, tasarm var.
Cesareti tartr, cesaretli olmak ne demek diye. Platonun kitaplar bunlar.
409
Cesaret diye bir olgu olmasayd, sen ben nasl cesur olacaktr? Niye birine
cesur diyecektik de brne korkak diyecektik? Bir eylemler btn var.
Bunu byle anlamaya alalm. Bu, benim aklamam son aklamadr
anlamna asla gelmiyor. Tartyoruz. Ama bunu insana indirgediimiz
zaman bize eletiri gelir. Ontolojik olmaz bu. Varlk tarz ve verili tarzlarn kartrmayalm, ben orada bastryorum. Zamanla bunu gelitirirsiniz, belki tarttmzdan iyi bir noktaya geliriz, felsefe bu.
***
Bugn anlama dediimiz edime de gemek istiyorum. Aklama vardr,
sizin fiziinizde bu aklanr. u dmeyi aklayacam ocuklar dersin,
dersimiz yer ekimi. Doa yasalar ne ise senin biliminde, aklarsn, rakamlarla ortaya koyarsn. Ama u var: Kalkarsn bazen, konuurken, ben o
erefsizin bana kt kt baktndan neyi dndn anlamtm. Burada hangi yasaya uyacaz? Her gn kullanyoruz benzerlerini. Onun kt
dnceleri yznden belliydi, anlamtm. Herkes anlad, deriz. Greklerin
mitsel grlerini anlyorum. Neyi anlyorsun sen? Bu bizim bildiimiz,
bilme edimindeki bilme gibi mi anlyorsun, aklayabilecek ekilde mi
anlyorsun, yoksa baka bir bilme tarz m bu anlama? Demek ki anlama
diye bir edim var. Zaten duygular biz bilmeyiz, anlarz. Senin yz hatlarndan, baklarndan, beden dilinden, btn eylemlerinden senin ilgili
kiiye kar yakn m, uzak m, dman m, dost mu olduunu yle anlayacaktr. Fizik yasalarndan anlamayacak. Bu da bir dnme edimidir. Anlmz tarafndan gerekletirilen bir edimdir. Bu anlama, yasal olmayan,
tarzlar, kipler, davranlar ngrerek bizim bir bilme tarzmzdr. Duygular yle anlyoruz. Duygu bir bilgi deildir, hibir gnderimi yoktur. nsann eylemlerini de etkiler.
***
Kantn etiine de bakalm. Kant, noumenal alan, yani fenomenlerin alann
atk, uzaysz ve zamansz bir alan setik, kendinde olan bir alan, orada
koulsuz bir ahlak olabilir diyor. sten orada yrrlkte olabilir. Burada
bir vurgu yapmak istiyorum. Kant demek istiyor ki hava olmasayd gvercin daha iyi uard, kanatlarna engel olmayacak ya. Hava olmasayd, biliyorsunuz, gvercin uamazd. Ben koulsuz alana, zgrlmn hibir
kstlamayla bal olmayaca bir alana getikten sonra zgr olmuum,
410
411
412
29.Gn
Sre mi, birey mi?
Varlk tarzlar Trkesi kip. Mjdat yryor, yrmek onun kipi. Oturuyor, oturmak onun kipi. Kip, biraz benzetebilirsek eer, duruma benzer.
Biraz konuma benzer. Tarz, bana gre kullanldn alann anlamn tam
veriyor gibi gzkmyor. Bizim Trkemizdeki kip, daha uygun gibi geliyor bana.
Kyde araziyi srmeye balyorsun, orada bir yaam alan var. Ekeceksin,
bu toprak senin ektiini yeertecek, rn verecek. O bir kip, bir tarz ierisinde, bunlar verebilir durumda. Gsterilen yer deniz deil, denizde traktr koamazsn, topraa koarsn. Onun gclnde o belli nesneleri retme gc var. Anmsayalm Aristoyu, gcllk ve edimsellik, yani kendi
deyimiyle dinamizm ve energia. Bir de sz gelmiken onu da sylemi
olalm. Aristoda bir de erectia terimi var. Energiadan daha te bir ey
olabilirlii, hani bizim gerek olma dediimiz, ona doru ynelme. Yine
anmsayalm, Aristoda nesnelerin amac var. Amacna doru gider, nedenler etkilemez de amalar etkiler, srkler. Ate ge doru gider nk
onun yeri yukardadr. Ta yere doru der, nk onun yeri aadr.
Ama onu srkler, eker. Bir adm daha atalm, Aristonun tanrs da
zaten srkleyen bir tanrdr. unu yap, bunu et diye buyruklar veren,
kurallar dikte eden bir tanr deildir. Onu btn nesneler ok sevdii iin
srklenirler, onun arkasndan koarlar. zdei olmayan bir form, diyor
Aristo. Daha sonra Latincede potansiyellik, aktellik dediimiz, bugn de
kullandmz terimler.
Tarlamz bize bir kip olarak sunuluyor, sen bunu ek, bi, gein. Tarlamzda
bu g var, biz bunu yapyoruz. Bu ite bizim, btn felsefecilerin varlk
tarz dedii, bizim de varlk kipi dediimiz durumdur. Evrende bu kipler
tka basa doludur. Yaammzda bu deime dediimiz olay da zaten bundan dolay vardr ve geliir. inde vardr onun deimeye doru ynelme.
Bat felsefesi bu konuda epey de sknt ekmitir. En ok da ileyen, Aristodan sonra, Nicolai Hartmanndr. En ok zerinde kitap yazan ve alan
odur. Ortaada biraz ilenmitir. Bana gre de orta boy bir duru yapmtr.
Nedir evrende durum? Her gn konutuumuz, gnbirlik yaammzda
bize egemen olan bir zorunluluk alan vardr. Zorunluluk vardr deriz, konuuruz. Sen bunu yapmak zorundasn, burada bir zorunluluk var. Oul
dikelmi babasna, beni evlendir. Baba da diyor, tamam da askerlik var.
414
415
bize felsefemiz bakmndan neyi getiriyor? Toplumda da nedenler ve etkiler balamnda acaba bu nedenler zorunlu olarak u sonucu dourur mu,
rastlantlar ar m basyor? Konu bu.
Tarihsel olaylara bakyorsunuz, stanbul yz kere kuatlm ama Fatih
Sultan Mehmet alm. Zorunluluklar var idi ise, neden Yldrm Bayezid
alamad, neden Birinci Murat alamad da Fatih ald? Bu hep konutuumuz, dndmz bir alan. Toplumda ne var diyeceiz, zorunluluk mu,
olumsallk m, rastlant m var diyeceiz? Bizim derdimiz toplumu zmek.
Bizim irademizin dnda m olup bitiyor, bir g m var, sreklilik her
eyi bastryor mu, yoksa bireysel olarak da bir ksm gelerimiz var mdr? Bunu tartalm.
M- Geen sene biz buna biraz balamtk.
Tabi, kipsiz yalnz.
M- Ama yumurta-tavua dnmt. Bir ksmmz balanglar nemli
grmt, bir ksmmz sreklilikleri nemli grmt ve iin iinden
klamamt. Dil, bireyin bir zellii midir, toplumun bir zellii midir? kisi de. Ben biyolojik olarak dilsel bir yetenee sahibim ama ayn
zamanda toplum olmadan da dilim olamaz. Dil, baka insanlar baka
insanlarla ilikileri zorunlu klar. Demek ki hem bireysel bir alan var,
hem toplumsal bir alan var. Toplum bireysel olann kendini ifade ettii,
kendini gerekletirdii bir alan. Toplumsal koullar bireyin kendini
ifade etmesini salyor. simlerini saydklarmzn durumlar buna
uyuyor. Zorunluluk alan var, o koullarn belirledii, koullandrd
bireyler var ve o bireylerin eylemleri var. Bunlar birbirinden ayr deil.
Bu dediinize katlyorum. Yalnz u ayrtrmay yapman da istiyorum.
Zorunluluk var, koullar var, toplumsal ortam ok ok uygun. Ama neden
Lenin, Hitler, Atatrk? Milyonlarca insan vard. Neden onlar, sorun burada.
M- Toplumsal koullanmalar bireyin kendini ifade etmesini salyor. Mustafa Kemal, toplumsal koullanmalarn bir sonucu deil mi? Lenin yle
deil mi? Btn o koullar onlar yaratmad m, uzaydan gelmediler.
Buna katlyoruz.
417
M- Siz neden Mustafa Kemal, diyorsunuz. O koullar farkl isimleri de yaratt. Trokiyi, Stalini, nny Bunun kesin bir yant olduunu dnmyorum. Arimet kaldrma kuvvetini bulmutur, bunun yant
yok. Arimet bulmasa idi baka biri bulacakt. Koullar baka bir Arimeti yaratacakt.
Bu szn ettiimiz toplumlara benzer bir sr toplumlar olmutur. Bugn de vardr. Mesela Irak vardr. 1945ten beri Japonya ordusuzdur, tutsaktr. Buna benzer baka toplumlar da gsterebiliriz. Arap toplumlarn
gsterebiliriz. Bunlar niye kartmyor? Bazen de kartmayabilir mi acaba? Koullar zorluyor, tamam ama bir trl de o doum sancsndan bir
ocuk domuyor, dk yapyor. Dk yapan toplumlar da ok. Bunu
nasl aklayacaz.
M- zdelik kurarsak. Irak ve Trkiye mesela, zde olsalard Irak bir
Mustafa Kemal yaratrd. Ama birebir deiller, koullar ayn deil. Baka bir zaman, belki yz yl sonra.
Bir ortam olmal, ona katlyorum. Fakat bu ortam neden belli bir kiiye
odaklanyor? Sknt orada. Dinler iin de ayn. Neden bir Musa, neden bir
Musa, neden bir Muhammed? Arabistana bakyorsun, bir dinin domas
iin fazlaca da koul yok. Dnyay yle ya da byle etkileyecek bir dinin
domas iin fazla neden yok?
M- sadan nce bir sr sa gibi adam vard. Koullar yeterli deil. Piramitlerle ilgili rnek vereyim. Piramitler birden dikilmedi, piramitlerden nce bir sr mimari deneme var. Onlar arkeolojik olarak tespit
edilebiliyor, deniyorlar. Binlerce yln deneyimleri sonucunda ortaya
kyor, piramitler. Biz ise sadece sonuca bakyoruz. yle baknca birileri kp, uzayllar geldi piramitleri yapt, diyebiliyor. Srece baksalar
bunu syleyemezlerdi.
Yani siz sonuta toplumsal olaylarda da zorunluluk var diyorsunuz.
E- Toplumun insan ve bireyi belirlediine inanyorum. Bir taraftan bireyin rolnn olduunu da dnyorum. Bu bir amaz. Toplum, artlar,
koullar insan belirliyor ama bireyin de bazen ok nemli sonulara
sebep olacak katks var. kisi birden diyorum ben. Ne bireyi ok fazla
418
Lenardm grelilik kuramn yarattn iddia ettii ikinci kii, Schrdingerin Viyana
niversitesindeki en sevdii retmen olan Friedrich Hasenhohrl adnda, gelecek vadeden Avusturyal bir fizikiydi. Hasenhohrl Einstein'n 1905 makalesinden nce kovuk nm zerine biraz aratrma yapmt ve bu nmn enerjisinin ktleyle E=mc2 denklemi
zerinden ilikili olabileceini sylemiti. Lenard Einsteinm aslnda zgn bir alma
yapmadn gstermek iin buna tutundu. Hasenhohrl lm olduu iin bu konuda bir
yorum yapamayacak olmas Lenardn iine geliyordu. Lorentzi sese daha iyi ederdi, ne
de olsa Einsteinn zel grelilik kuramndan trettii dnmleri ilk olarak Lorentz
kda dkmt. Ama 1928de lecek olan Lorentz o srada hayattayd ve Einsteinn en
byk hayranlarndan biriydi ve bu duygusu karlksz deildi. Jeremy Bernstein, Albert Einstein-Fiziin snrlar, ev: Yasemin Uzunefe Yazgan Tbitak Yay.
419
de benim diyemez miyiz? Diyemezsek, o zaman sonuta biz bir uydu oluruz, toplumun uydusu. Toplum beni nereye srklerse oraya giderim.
Toplum u dinden ben de o dinden, toplum ahlaksz ben de ahlaksz, deerlerini yitirmi ben de deerlerimi yitirmiim. Acaba diyorum, zorunluluu doadaki gibi getirtip oturtursak bizim bireysel zgrlmz, kiiliimiz gme gitmez mi? Olay srf devlet kurma, siyaset felsefesi asndan,
savalar asndan grmek istemiyorum. Burada ok kt ortamlarda
insan ben kalabilir mi? Kalmal m? Hatta aka yollu da sylemiimdir, sen
Romada dosaydn Katolik olurdun, Atinada dosaydn Ortodoks olurdun, Berlinde dosaydn Protestan olurdun. Sen toplumun akntsnda
gitmisin, kiiliin silinmi diye ironi de yaparm ben bazen.
E- Zorunlulukla bu pek elimiyor gibi geliyor hocam.
Acaba? Buradan kamayalm, konu bizi yldrmasn. Biraz zmek gerek.
E- Ben burada determinizm olarak anlyorum zorunluluu.
Belirlenmek tabi.
E- Zorunluluk, tamamen tpatp ayn koullarn ayn sonucu yaratmasdr.
Buna kimse itiraz edemez, byledir. lk koullar ayn olduu srece sonu her zaman ayndr, zorunluluktan ben bunu anlyorum. Ayn koullarda iki ta koyduunuz zaman, ayn ekilde davranrlar. nsann durumunu da ayn ekilde, ayn koullara getirdiimiz zaman ayn ekilde
davranacaklardr. nsan sz konusu olduunda koullar hibir zaman
ayn olmuyor. rnek vermitiniz, denizde boulan bir kiiye yardm
mesela. Burada seim var. Zorunluluk u; eer bir kii ayn koullarda
ayn olayla karlasayd hep ayn ekilde davranacakt.
Biraz daha aaym izin verin. A atmz denize, iinde balklar kalm
kamyor. Yakaland gitti, zorunlu. Biraz sonra tavamzda olacak gibi mi
dnelim? Dnrsek u kabilir karmza: Tarihteki bir sr banaz,
geri zekly aklam olmaz myz? Ne yapalm ortammd. Ben buna yanamak istemiyorum. Benim sorumluluum nerede kalyor? Birileri elime
bak tututurmu, kes bunlar diyor. Burada ii u noktasna kadar tamam, daha iyi anlalsn diye. Buradan ben kiisel sorumlulua gitmek
istiyorum. Lenin, Atatrk rnekleriyle baarlardan taarak etik sorumlulua da gitmek istiyorum. Her devirde birilerine, hatta birileri demeyelim
420
bir ksm ahlakszlara kap aralam olmaz myz? Tartyorsun, bir bakyorsun yk srtndan topal eek gibi atveriyorlar. Bunlara bu frsat
vermemek gerekir, keye kstrmak gerekir. Toplumsal alanda kiileri, al
kardeim sen uraya yklver demeyelim, kayklaca bir ke gstermeyelim bunlara. Bu bizim iin vahim olur. Burnuna akalm, ahbap bundan
sen sorumlusun, kvrma.
M- Bu hassasiyet bence iki yere gtrr hocam. Bunlardan bir tanesi bireye gtrr, dieri de topluma gtrr. Ya bireyi eletirmek ve bireyi
yarglamakta kalnr, ya da toplumsal koullar. inde yaadmz toplumsal koullanmalara bakarsak, insanlarn davranlarn ifade etmelerinin zemini. Bu insanlarn davranlarn hakl kartmyor. Davrann belirleyicisi olan koullara younlarsak o zaman bireyin davrann da zm oluruz. Bu koullar ortadan kaldrrsam, iyi bir toplumsal sistem kurarsam, insanlarn ihtiyalarn
Kim kuracak bunu?
E- Aslnda ben de senin sylediine katlyorum. Hocam hep ktlk yapan birey sulanyor. Bireyi sulayacamza toplumu sulayalm.
Sevgili hocam, oraya kadar ok iyi anlyorum. Benim anlatmaya altm
ince bir yerde. Bunu deitirmek iin sahne alacak bay da bu toplumun
iinden geliyor, nasl deitirecek? Sknt burada.
E- Orada bir lider gerekiyor.
O zaman uyanklk yapyorsunuz. Aydan bir adam getiriyorsunuz.
E- Bu toplum o lider de yaratacak galiba.
O toplumdan hrsz kar, sizin anlattnzdan kt kar. Eer bireysel zelliklerde nem yoksa o toplumun ierisinden ancak byle kendi gibi
smkl adam kar. O zaman nasl kacaz biz bu iin iinden? Postmodernleri eletiren bir yazar diyordu ki; eer her sylem doru ise olgu
nemli deilse, yzlerce sylem varsa ki var diyorsunuz, o zaman sizin
syleminize ayrcalk tanmamzn nedeni nedir? O zaman ben baka bir
sylemi benimserim, seninkini niye benimseyeyim ki? O zaman postmodernlik de gme gitmez mi, diyor? Ltfen buraya zen gsterelim. Bu toplumun ierisinden, eer bu toplumu altst edecek, dzeltecek, reforme
edecek bir g birey olarak kmayacaksa, o toplumun iinden ancak ken421
423
424
30.Gn
Son gn
Daha nce anmtk sanyorum, Ernst Cassirer, nsan stne Bir Deneme133
kitab var. Geen sene aradk, bulamadk. Bu sene umarm kar, kmas
gereken bir kitap. Raflara atlacak bir kitap deil. Orada Cassirer diyor ki;
insan, sembol yaratan hayvandr134. Hani insanlar bir alana girerler, o
133
Ernst Cassirer, nsan stne Bir Deneme, ev: Necla Arat, Yap Kredi Yaynlar
134
nsan dnyas, apak bir ekilde tm baka organizmalarn yaamn yneten o dirim
bilimsel kurallar iin hibir ayrcalk tanmaz. Buna karlk insan dnyasnda insan yaamnn ayrc gstergesi olarak grnen yeni bir zellik buluruz: nsann ilevsel evresi
yalnz nicelik bakmndan genilemekle kalmaz ayn zamanda niteliksel bir deimeye de
urar. nsan kendisini evreye uydurmak iin yeni bir yntem bulmutur. Hayvan trleri
arasnda rastlanan alc ve etkileyici dizgeler yannda, insanda simgesel dizge olarak betimleyebileceimiz bir nc halka buluyoruz. Bu yeni halka, insan yaamnn tmn
deitirir. teki hayvanlarla karlatrldkta insan yalnz daha geni bir gereklik iinde
deil, gerekliini yeni bir boyutu iinde yaar. Organik tepkilerle insan yantlar arasnda
yanl anlamaya yer vermeyen bir ayrm vardr. Organik tepkide bir d uyarcya dorudan doruya ve hemen yant verilir; ikinci durumda ise yant geciktirilir. Yava ve karmak bir dnce sreci yant kesintiye uratp geciktirir. Bylesine bir gecikme ilk bakta
kuku gtrr bir kazan gibi grnebilir. Filozoflarn ou bizi bu szde gelimeye kar
uyarrlar. Rousseau, -L'homme qui medite, est un animal deprave- diyor. Yani, organik yaamn snrlarn amak insan doasnn gelimesi deil, yozlamasdr.
Ama, doal dzenin bu tersine dn iin bir are de yoktur. nsan, kendi baarlarndan
kaamaz. Kendi yaamnn koullarn benimsemekten baka bir ey yapamaz. nsan artk
yalnz bir fiziksel evrende deil, bir simgesel evrende de yaamaktadr. Dil, sylence (mitos), sanat ve din bu evrenin paralardrlar. Onlar simgesel a dokuyan deiik iplikler,
insan yaantsnn karmak dokulardr. nsann dnce ve deney alanndaki tm ilerlemesi bu a arndrr ve glendirir.
Artk insan, gereklikle hemen kar karya gelemez. Onunla eskiden olduu gibi yz
yze kalamaz. nsann simgesel etkinlii gelitike fiziksel gereklik bu gelimeye oranla
art alanda kalr gibi grnr. nsan, nesnelerin kendileriyle uraacak yerde, bir anlamda
srekli olarak kendi kendisiyle konumaktadr. Kendisini dilsel biimler, sanatsal imgeler,
sylencebilimsel simgeler veya dinsel trenler iine ylesine kapamtr ki bu yapay ortam araya girmeden hibir eyi grp bilemez. Durumu kuramsal alanda da eylemsel
alandakinin ayndr. nsan eylemsel alanda bile kat bir olgular dnyas iinde veya dorudan doruya gereksinme ve isteklerine gre yaayamaz. Tersine imgesel duygularn,
umut ve korkularn, yanlg ve yanlsamalarn, kuruntu ve dlerin ortasnda yaar. Epiktetos, insan rahatsz edip korkutan nesneler deil, onun nesnelere ilikin san ve kuruntulardr demiti.
Klasik insan tanmn u anda varm olduumuz gr asna dayanarak geniletip
dzeltebiliriz. Modern usdcln (irrasyonalizm) tm abalarna karn, insann dnen hayvan animal rationale olarak tanm gcn yitirmemitir. Gerekten de dnme tm insan etkinliklerinin doasnda bulunan bir zelliktir. Sylencebilim (mitoloji) bile yalnzca bo-inanlarn, byk kuruntularn kaba bir birikimi saylamaz. Dizgesel veya
kavramsal bir biime sahip olduu iin, karmakark (kaotik) olduunu da syleyemeyiz:
Ama, yine de sylencenin yapsn ussal olarak belirlemek olanak ddr. Dil, ok kez usla
veya usun asl kayna ile zdeletirilmitir. Ama bu tanmn tm dilsel alan kapsamayaca kolayca grlr. 0, bir pars pro totodur; yani, bize tmn yalnz bir parasn verir. nk, kavramsal dilin hemen yannda bir de duygusal dil vardr. Mantksal ya da bilimsel dilin yansra poetik imgelemin dilinden de sz ederiz. Dil,-ncelikle dnceleri ya
426
Giambattista Vico, Yeni Bilim, ev: Sema nal Akka, Dou Bat Yaynlar
136
Wilhelm Dilthey, Hermeneutik ve Tin Bilimleri, ev: Doan zlem, Notos Kitap Yaynevi
427
logsa, sosyolojik tarih diyoruz. Tarihi ise tarihsel sosyoloji diyoruz. Bizde
Elisabeth zdalga diye biri var, ne kan tarih sosyolou odur. Bir ksm
ek yazarlar da vardr, aklmzda olsun.
Diltheyn temel tezini zet olarak sylyorum, bugnk konumuz o deil.
Diyor ki; insan yaama alann srekli dzenler, bir kltr yaratr. O kltrn iinde yaar ve o kltrn ierisinde boulur. Bu tezi daha sonra Gadamer daha da ileri gtryor. Diyor ki; insan yetitii ortamn iinden
bklerek Gadamerin terimini kullanyorum bakar gemiine. Tarihine,
tarihinde yaad ortamlara, kltrel alanlara, btn yaratmlarna kendi
ierisinde yaad kltrel ortamn dndan bakamaz.137 Tezi bu, ben
doru demiyorum. Gadamer nemli bir kltr bilimcidir. Martin Heideggerin yetitirmelerindendir. Ondan ders almtr, etkilenmitir. Hatta
imdi yle de bir kitap kt; Heideggerin ocuklar138. Onda Gadamer yok
da, Hannah Arendt, Karl Lwith, Hans Jonas, Herbert Marcuse var.
Bu kitaplarda zet u arkadalar, ikiye ayrlyorlar. Rickert en bata, bu
kii Yeni Kantlardandr. Yeni Kantlar birka ehirde kmelenirler, tek
grup deildirler, bir tanesi de budur. Bu kltr alanndaki olgularn bir
aklama ile zme kavuacan savlayan kiilerdir. Doa bilimlerinde
biz bir yasay aklarz, bir fizik yasasn, bir kimya, biyolojik yasay. Bu
yasann anlam diye bir yan olamaz. Dme yasas varsa biz bunu aklarz. Rickert diyor ki, toplumsal alan, kltr alan doa gibi aklanmaldr,
yasalara baldr. tekiler Vico bata olmak zere, Dilthey, Gadamer, Karl
Lwith biz anlarz diyorlar. Bir anlam alandr buras, burada yasa yok,
yorumlar var. Hermeneutik bir tutum ierisinde olabiliriz, yorumlarz,
deerlendiririz. Byle de bir ikilem var orada. ki taraf da birok gerekeler ileri srmlerdir, tartlan gzel konulardr.
137
Tarih bilincimiz daima gemiin yanksnn iitildii farkl seslerle doludur. O yalnzca bu
tr sesler eitliliinde var olabilir: bu paylatmz ve paras olduumuz gelenein doasn oluturur. Modern tarihsel aratrmann kendisi sadece aratrma deildir, gelenein aktarcsdr da. Ona yalnzca ilerlemeye ve dorulanm sonulara gre bakmayz; tabiri caizse onun iinde, gemiin yeni bir sesle dile getirdii ey her ne olursa olsun, yeni
bir tarih tecrbesine sahip oluruz
Hans-Georg Gadamer, Hakikat ve Yntem 2, ev: Hsamettin Arslan, Paradigma Yay. 2009,
s.31
138
428
Bu ksa giriten sonra dnk konumuza dnmek istiyorum. Onu bir ekle
balayalm, yine tartarak. Mjdat kardeimiz dn dedi ki; toplumsal alan,
kltrel alan, tarihsel alan bir sreklilik eklinde gerekleiyor, sonuta da
bir zorunluluk alandr. Tez ileri srd onu srekli tarttk. Ben katlamayacam, grm belirteyim. Gerekesini sylyorum. Diyelim bir tarla,
buday ya da ayiei tarlas, ekiliyor. Yamur yayor, gne kyor,
iklimsel koullar, bakyorsunuz binlerce ba tryor. Birbirine aa,
be yukar benziyor. Birisi yz metre, birisi bir metre deil. Eit ya da eite
yakn boylarda oluuyor, rn dediimiz de ondan alnyor. Yani ortam,
yetitirdii rnlere neredeyse eit derecede etkide bulunuyor. Onun
bymesini, yetimesini salarken, byk bir ayrm yapmyor. Zorunlulukla onun rettii alan arasn zmlyoruz, dikkat buyurun. Rusyadaki
koullar, Almanyadaki koullar, Trkiyedeki koullar, dnk rneklerimize dndmzde, zorunluluk olsa idi Rusyada milyonlarca Lenin yetimeliydi. Almanyada Hitler yetimeliydi. Ad Hitler olmayabilirdi, fonksiyonel olarak konuuyorum, o ii yapacak zneler. Trkiyede milyonlarca Mustafa Kemal yetimeliydi. Ortam zorunlu olarak bir kurtarc yetitirecek ise bir kiiye dnmemeliydi. Bu benim grmdr. Tartrsnz
dnrsnz, ileride belki benim gibi dnmeye balarsnz, belki kendi
dncelerinizle direnirsiniz. Dn Mjdat kardeimiz dedi ki bu ortam bir
Hitler, bir Lenin, bir Mustafa Kemal yetitirecek idi. Bu deil de bakas,
yine bir ndere dnm oluyordu. Ad farkl olabilirdi, sonuta yine bir
kii ise bu kacak nder, o zaman yine zorunluluktan sz edemeyiz. Yine
bir rastlant var ortada. nk kan bir kii. Bu ortam gm diye milyonlarca Lenin, Hitler, Mustafa Kemal kartt, bunu pek gremiyoruz. Hocamn kendi alan, Einstein kyor. Einsteinn nndeki veriler, birok fizikinin elinde idi. O kt grelilik kuramn buldu. Hocam, oradan gidelim,
fizik dersi veriyor. Tahtada emalar, formller, anlatyor. Sonra yazl yapyor bakyor biri on, biri sfr alyor, biri bir, biri be alyor. Ayn dersi
verdii halde insan denen ge bunu pek bize yanstamyor. Her yazlda da
bunlar srekli yineleniyor. Birinci srekli iyi not alyor, tembel kt not
alyor. Hocam bir ksm talebesinin kulan tkamyor, ders verirken. Ben
ortamn gerekli olduuna inanyorum. Ama bu ortamn mutlaka bir nder
kartaca konusunda kukuluyum. karsa ok az kyor ve bu bir kii
oluyor, toplum olmuyor. Burada srarlym. Yunan igali varsa neden btn Trkiye ayaklanmad?
429
Buradan cumhuriyete siz nasl atlayacaksnz? Tanzimattan Mustafa Kemal dnda her ey kar. Arkadan Abdlhamit ynetimi gelmitir otuz
yl. O tarihsel ortamdan ancak teokratik rejim doar. Mustafa Kemal asla
domaz.
- Ama o da o ortamn iinden km. Abdlhamit dneminin ocuu.
Sreklilii konuuyorsak dedim. Nereden bakarsak bakalm, bir bilgi olay
var. Bir ksm insanlar an kalabalktan ok farkl yorumlayabiliyor. Bir
kii, iki kii kyor, az kyor. Sizin dndnz yanl diyor. Mustafa
Kemal bunlardan birisidir. O ortamn ok ok aykrsnda duran bir tip. Bu
bir. ki; isten asndan belki Mustafa Kemal gibi grenler vard, birka
kii diyelim. Ama kp da ben bunu yapacam diyen ok kii yoktu. Bilgi,
isten bir de deha var. Dehay kmsemeye imkn yoktur. tekilerin hem
gc hem dehas bu ii yapmaya uygun deildi. Toplumsal alandaki olaylarda ne gibi ilkeler var, ne gibi yasalar var ya da yok, bunlar tartmak
istiyorum. Kiisel bir ksm gelerin ortama ramen ortaya kabileceini
dnyorum. Sfrdan ortam yaratr demiyorum ama ortam bir ksmlar
ok daha gzel deerlendiriyor. Niye tuhaf karlyorsunuz? Ta 1923te
cumhuriyet kurmuuz, 1924te halifelii kaldrmz, bugn yz yl sonra,
gidin sand koyun, Abdlhamit ya da Vahdettin mi Mustafa Kemal mi
diye oylama yapn, onlar kazanr, Vahdettin kazanr. O zaman dnmek
gerekiyor.
M- Benim anlamakta zorluk ektiim bir temel var. Bu gr neye dayandryoruz ve hangi amala ne sryoruz? Bireyi anlamak iin mi,
bireyin snrlarn belirlemek iin mi, toplumla ilikisini belirlemek iin
mi, yoksa toplumun etkisini anlamak iin mi? Asl meselenin insanlarn
tarih yaparken bireysel elerin mi n palana kt yoksa toplumsal
koullanmalarn n plana kt ise, ben tarihin bireyler tarafndan
yaplmad dnyorum. Ama toplum dediimiz, btn bireylerde
bulunuyor. Birey demek toplum demek, toplumdan bamsz bir bireyden sz edemeyiz.
Cumhuriyetin ilan edildii gn, yani 29 Ekim 1923, Mustafa Kemal faktrn bir kenara koyarak, meclisi, toplumu kartrma, toplum dnden
Vahdettini seerdi de, Atatrkn oluturduu bir oylama olsayd, padiahln, halifeliin lehine mi olurdu aleyhine mi?
432
139
encmen, bir odada itima etti. Riyasetine Hoca Mfit Efendiyi intihap eyledi Meseleyi
mzakere etmee baladlar. er'iye Encmeni mensup hoca efendiler; hilafetin saltanattan mnfek olamyacan, maruf safsatalara istinat ettirerek, iddia ettiler. Bu mddeayatn cerh ve nakznda serbest idarei kelam edenler, ortaya kar grnmediler. Biz ok kalabalk olan ayni odann bir kesinde mnakaay dinliyorduk. Bu tarzda, mzakerenin
maksut neticeye iktiranna intizar etmek, beyhude idi. Bunu anladk. Nihayet; mterek
encmen reisinden sz aldm. nmdeki srann stne ktm. Yksek sesle, u beyanatta bulundum: Efendim, dedim. Hkimiyet ve saltanat hi kimse tarafndan hi kimseye,
ilim icabdr diye; mzakere ile, mnakaa ile verilmez. Hkimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alnr. Osmanoullar, zorla Trk milletinin hkimiyet ve saltanatna, vazulyet olmulard; bu tasallutlarn alt asrdan beri idam eylemilerdi. imdi de, Trk milleti
bu mtecavizlerin hadlerini ihtar ederek, hkimiyet ve saltanatn, isyan ederek kendi eline, bilfiil, alm bulunuyor. Bu bir emrivakidir. Mevzuubahs olan; millete saltanatn, hakimiyetini brakacak myz, brakmyacak myz? meselesi deildir. Mesele zaten emrivaki
olmu bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehal, olacaktr. Burada itima edenler,
Meclis ve herkes meseleyi tabii grrse, fikrimce muvafk olur. Aksi takdirde, yine hakikat
usul dairesinde ifade olunacaktr. Fakat ihtimal baz kafalar kesilecektir.
in ciheti ilmiyesine gelince; hoca efendilerin hi merak ve endielerine mahal yoktur. Bu
hususta ilmi izahat vereyim dedim ve uzun uzadya birtakm izahatta bulundum. Bunun
zerine Ankara Meb'uslarndan, Hoca Mustafa Efendi, affedersiniz Efendim; dedi biz me-
433
sylesin Mjdat? Bugn ksa bir adam, bunu sylese mecliste, ne derler?
ldrm, derler. Ama Mustafa Kemal syledi bunu. Niye syledi? Gvenmiyor. Bunu inceltmenin hibir gerei yok. Bir eyi kurtarmayz biz. Bilimsel olmaktan uzaklarz. Siz bu dinsel yapdan nasl bir Mustafa Kemali
tretebilirsiniz, sreklilik adna? Soru bu. O dediiniz tamam, dtan ok
etkilenmitir.
- Nedenlerin de bir zgn taraf var. anakkale direnii olmasayd, o
cephede baar kazanlmasayd Lenin olmasna ramen Sovyet devrimi
de olmayacakt. Bunu da katalm, kafamz biraz o kartryor gibime
geliyor. Evet hakikat bir yerde duruyor, kefedecei insann bekliyordur. u an bile binlercesi vardr.
E- Platonun dnyas.
- Evet. Yine de nedenler zgn, o nedenlerden biri eksildii zaman da
ayn sonu gereklemeyebiliyor. nsan o ortamda mevcut olsa bile.
Byle bir durum var o biraz kafamz zorluyor.
Zaten zorlad iin tartyoruz ya. Dn konutuk, mantksal zorunluluk
dedik, ontolojik zorunluluk dedik, hi stnde durulmad, getik. nk
bizi ilgilendiren toplumsal zorunluluk. Acaba orada durum ne, hep takldk
oraya, hakl olarak. Ben o alanda urayorum. Umarm bir sene frsat
bulur, oraya da gzelce gireriz, siyaset felsefesine. Batl diyor ki, ben demokratm. Ben arkadalara anlatyorum. Diyorum, siz baty gklere kartyorsunuz. Avrupay bir ey zannediyorsunuz. Bat bir mezarlktr. On
tane padiahlk var diyorum. O kral diyor, sen padiah diyorsun.140
seleyi baka noktai nazardan mtala ediyorduk; izahatnzdan tenevvr ettik. Mesele,
Mterek Encmence halledilmiti.
Sratle kanun layihas, tespit olundu. Ayni gnde Meclisin ikinci celsesinde okundu.
Tayini esami ile reye vaz', teklifine kar, krsye ktm. Dedim ki, buna hacet yoktur,
memleket ve milletin istiklalini ebediyen mahfuz klacak esasat Meclisi Alinin, mttefikan kabul edeceini zannederim (Reye sesleri) ykseldi. Nihayet, reis, reye koydu; ve
mttefikan kabul edilmitir, dedi. Yalnz menfi bir ses iitildi; ben muhalifim !... Bu sada
( sz yok! ) sadalarile bouldu. te Efendiler; Osmanl saltanatnn; inhidam ve inkraz
merasiminin son safhas bu suretle cereyan etmitir. Nutuk, cilt II.
140
Dnyada monari: Avusturalya (Federal Meruti Monari), Antiller ve Barbados ((Meruti Monari), Bahamalar (Meruti Monari), Bahreyn (Mutlak Monari), Belika (Meruti
Krallk), Belize (Meruti Monari), Bhutan (Parlementer Monari), Birleik Arap Emirlikleri
(Monari ile ynetilen 7 emirlikten oluan federasyon), Brunei (Meruti Monari), Byk
434
Britanya / ngiltere (Meruti Krallk), Danimarka (Meruti Krallk), Fas (Meruti Krallk),
Grenada (Meruti Monari), Hollanda (Meruti Krallk), spanya (Meruti Krallk), sve
(Meruti Krallk), Jamaika (Meruti Monari), Japonya (Meruti Monari), Kanada (Meruti
Monari), Kuveyt (Meruti Monari), Lesotho (Monari), Liechtenstein (Parlementer Monari), Lksemburg (Meruti Monari), Monako (Meruti Monari), Malezya (Federal
Meruti Monari), Nepal (Meruti Monari), Norve (Meruti Krallk), Papua Yeni Gine
(Meruti Monari), Solomon Adalar (Meruti Monari), Suudi Arabistan (Mutlak Monari), Svaziland (Meruti Monari), Tayland (Meruti Monari), Tonga (Meruti Monari),
Umman (Meruti Monari), rdn (Parlementer Monari), Vatikan (Seime Dayal Mutlak
Monari), Yeni Zelanda (Meruti Monari)
435