You are on page 1of 353

T.C.

MARMARA ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
ĠLETĠġĠM BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠM DALI
BĠLĠġĠM BĠLĠM DALI

MOBĠL ĠÇERĠK VE YAYINCILIKTA


ĠZNE BAĞLI BĠREYSEL PAZARLAMA

Doktora Tezi

OSMAN KÖROĞLU

DanıĢman: PROF. DR. ÖZHAN TINGÖY

Ġstanbul, 2009
ÖNSÖZ

1954'de, ilk kitle iletiĢimi ders kitaplarından birisi olan ―The Process and Effects of
Mass Communication‖ adlı kitapta, iletiĢim kuramcısı Wilbur Schramm Ģu soruyu sorar:
Bireyin hangi kitle iletişim mecrasını seçeceğini ne belirler? Bu soruya Schramm‘ca verilen
yanıt fraction of selection-seçimin bölümü olarak adlandırılan durumdur. Ġnsanlar herhangi
bir mecradan veya iletiden elde edeceklerini umdukları ödülü, ödülü elde etmeleri için
harcamaları gereken çabayla tartarlar. Schramm'a göre, bireyler ortam ve içerik seçimlerini
ödül ve bunun için gereken çaba temeline dayalı olarak yaparlar. Schramm'ın 1954'teki
sorusu bugün halen -belki daha da yerinde olarak- geçerli. Çünkü sunulan mecralar ve
içerikler, yeni iletiĢim teknolojileri, özellikle mobil iletiĢim teknolojisi ile 1950'lerdekinden
çok daha çeĢitli ve hareketli. Bir zamanlar Internet yayıncıların alternatif ortamıyken artık
olmazsa olmaz durumdadır. Güncel içerik diğerlerinden çok, anlık elektronik-görsel-iĢitsel
mecrada sunulur. Internet ve sağladıkları yayıncılar açısından güncelliğini yitirmekte. Artık
mobil iletiĢim tartıĢılmakta. Bugünkü tanımıyla ilk cep telefonu görüĢmesi, 13.10.83‘te,
Chigaco'daki Ameritech BaĢkanınca Almanya'daki Alexander Bell'in torunu aranarak
gerçekleĢtirildi. Bir kg. ve 30 cm.lik bir Motorola DynaTAC 8000X'in kullanıldığı
görüĢme, dünyanın ilk pratik cep telefonu görüĢmesiydi. Bugünse dünyadaki 6,7 milyar
insanın 4,3 milyarı mobil iletiĢim donanımı kullanıcısı. Oysa dünyada günlük 480 milyon
gazete basılır, 800 milyon otomobil trafiğe kayıtlı, toplam PC, dizüstü ve netbook sayısı 1,1
milyar, sabit telefon aboneleri 1,2 milyar, internet aboneleri 1,4 milyar, 1,5 milyar
televizyon var, 1,7 milyar tekil kredi kartı kullanıcısı ve 2,1 milyar banka müĢterisi var.

21. yüzyılda teknolojik yenilikler özellikle enformasyona eriĢim, saklama, iĢleme


ve iletmede artan hızda gerçekleĢmekte. Bu sadece donanım ve yazılımları değil, birey ve
toplumları da ilgilendirir; onlar da etkilenip etkilerler. Dünya artık çok kültürlü bir küresel
köy, ama bazı kültürler daha baskın. Bilgi ve düĢünceyi paylaĢma isteği kitle iletiĢimini
doğurdu. Kitle iletiĢiminin en popüler yolu yazıydı. Ses ve görüntü iletme isteğiyle fotoğraf
ve kayıt yöntemleri geliĢtirildi. Telgraf ve telefonun geliĢtirilmesiyle, ses uzak mesafelere
aktarıldı. Telsiz ve radyonun geliĢtirilmesiyle, kabloyla ulaĢılamayacak yerlere ses iletimi
sağlandı. Sesin ardından görüntü de elektromanyetik dalgalarla iletildi ve televizyon ortaya
çıktı. Internet ve mobil ortamla da hepsi ve ötesi ortaya çıktı. ĠletiĢim hızla değiĢmekte.
Medya rolünü yerine getirmekte ancak hedef daha çok insana ulaĢmaktansa, doğru
insanlara her yerde ulaĢmak. Bu noktada mobil iletiĢim önem kazandı.

Ġspanyol sosyolog ve Ģehir bilimci Manuel Castells bugünün toplumunu ağ toplumu


olarak niteler ve onu biçimlendiren birbiriyle iliĢkili üç süreç tanımlar: 70‘lerde baĢlayan
bilgi teknolojileri devrimi, 80‘lerdeki kapitalizm ve devletçiliğin yeniden yapılanması,
60‘larda ortaya çıkan kültürel sosyal hareketler (barıĢ, feminizm, ekoloji, vb.). Castells'in
ağ toplumu tanımı, mobil iletişim ve daha genel olarak bireysel kullanıma yönelik son
kullanıcı teknolojileri ile ilgili gelişmelerle bir arada değerlendirildiğinde, bu doktora
tezinin hedeflediği bakış çerçevesi şu kavram ve konularla anlaşılır: Sanayi sonrası toplum,
enformasyon çağı, biliĢim toplumu, biliĢim ve iletiĢim teknolojilerinin toplum üzerindeki
etkileri, enformasyonun metaya dönüĢmesi, küreselleĢme ve ağır rekabet koĢulları,
ekonomik dönüĢüm, bilginin ekonominin merkezinde konumlanması, ekonominin emek-
yoğun değil bilgi-yoğun olması, sermaye birikimi, küresel deregülasyonlar, özelleĢtirmeler,
kuralsız ve esnek çalıĢma Ģartları, çokuluslu Ģirketlerin küresel ölçekte üretim ve satıĢ
yapması. Küresel ekonomik krizler ve süregelen yapısal değiĢimler, medya ve reklam
sektörlerinin doğasını kalıcı biçimde değiĢtirmekte. Bu alanlarda çalıĢan, araĢtıran ve
düĢünenler kendi medya alıĢkanlıklarını değil, bir sonraki neslinkileri düĢünmelidir. BRIC
ülkeleri ile Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Afrika‘daki tüketiciler güçlenmekte, kredi almayıp
biriktirdiklerinden krizlerden erken çıkmaktalar. Mobil iletiĢim ve internet önemini
korumakta; çünkü kullanıcılar zamanlarının en az yüzde 20‘sini bunlara ayırır. Ancak
reklamların yüzde 12‘si buradadır. Tüketici iletiĢim kanalları gittikçe daha küçülmekte,
parçalara ayrılıp farklılaĢmakta, bireysel medya tüketim örüntüleri ortaya çıkmakta, bu da
Ģirketleri kullanıcıları daha iyi tanımaya, profillemeye ve hedefli bireysel çalıĢmalara
yöneltmekte. Bu da mobil iletiĢime önem kazandırmaktadır. Yeni medya ve mobil iletiĢim

ii
bireylerin hem kullanıcı hem yayıncı olabilmesini sağlar. Buna Yahoo ve Reuters‘in ―I
Witness News‖ giriĢimi bir örnektir. Bazı rakamlar konuyu netleĢtirmekte: Türkiye‘de
mobil iletiĢim donanımı kullanıcısı 70 milyondur. 2005‘te bu pazarın doygunluğu yüzde
52, 2009‘da yüzde 100‘dür. Üç mobil operatörden sadece Turkcell‘in abone sayısı 37
milyondur. Türkiye‘nin yaĢ ortalaması 28, nüfusun dörtte biri 14 yaĢ ve daha gençlerden
oluĢur. Kullanıcılar mobil iletiĢime ilgili ancak ücretlendirmede duyarlıdır. Örneğin üç
aylık ücretsiz MSN Messenger Mobile kullanımına kaydolan 1.5 milyon kullanıcıdan, üç
ay sonunda aylık 6 TL ücretle hizmeti kullanmayı sürdürenler 25 bin kiĢi; yani yaklaĢık
yüzde 98 daha az. Diğer taraftan Turkcell izinli pazarlama veritabanında 7.5 milyon abone
vardır. Abonelere kendilerine uygun reklamlar iletilebilir. Turkcell böylece 5 bin kiĢilik
küçük gruplara bile hedefli pazarlama içerikleri iletip, yüzde 5 ile yüzde 25 pazarlama
kampanya dönüĢü alır. 22 mobil pazarlama ajansı Turkcell ile performansa dayalı gelir
paylaĢımı esasına göre çalıĢmaktadır.

Dünyaca bilinen ve milyonlarca okura ulaĢan basılı yayınlar, internete ve


çalıĢanlarına yaptıkları milyonlarca USD‘lik altyapı ve eğitim yatırımlarına rağmen ayakta
kalmakta zorlanmakta, televizyon kanalları ve radyolar da yayınlarını video ve ses
dosyaları olarak internetten eriĢilebilir kılmaya çalıĢmakta ancak umdukları kadar
kullanıcıya ulaĢamamakta. Tüm bunlar, neden yayıncıların baĢka bir ortama yönelmelerinin
ve içeriklerini buradan sunarak gelir elde etmelerinin, gerekiyorsa da içeriklerini bu ortama
göre yeniden üretmelerinin, varolan alıĢkanlıklarını değiĢtirerek geliĢmelerinin gerektiğini
gösterir. Tüm bunların ardında günübirlik geliĢmeler yoktur. Daha temelde, medya
kullanıcısı ile yayıncı arasında yazılı olmayan bir sözleĢme yer alır. Buna dayalı karĢılıklı
güven ve hizmet beklentisi gitgide daha da fazla aĢınıp yıpranmakta. Bu yüzden verili kabul
edilen tüm medya ve iletişim kuramlarının teker teker yeniden ele alınıp, sorgulanıp, tekrar
üstlerinde yazılıp tartışılması gerekir. Böylesi bir çalıĢma bir doktora tezinden çok, belki
bir dizi kitap üretilerek ancak ortaya konulur. Bunların ardındaki toplum, birey, ekonomi
veya sektör neden ve sonuçları, sadece yeni iletiĢim ortamları ve teknolojileri açısından
değil, çok daha farklı açılardan da incelenebilir.

iii
Hocam ve tez danıĢmanım Prof. Dr. Özhan TINGÖY'e, disiplinlerarası bir
yaklaĢımla mobil içerik ve yayıncılıkta izne bağlı bireysel pazarlamanın irdelendiği bu
doktora tezine sağladığı destekten dolayı teĢekkür ediyorum. Katkıları için hocalarım Prof.
Dr. Ahmet L. ORKAN ve Prof. Dr. Murat ÖZGEN'e, yapıcı eleĢtirileri için Prof. Dr. Murat
TUNÇ ve Doç. Dr. Cem Sefa SÜTÇÜ'ye, paylaĢımları için de uzmanlara ve mobil iletiĢim
kullanıcılarına teĢekkürlerimi sunarım.

Sevgili ailem ve arkadaĢlarıma, yanımda oldukları için teĢekkür ediyor, ilgililere


yararlı olmasını dilediğim bu çalıĢmayı, sevgisi varlık sebebim olan kiĢiye tüm kalbimle
adıyorum.

Ġstanbul, Aralık 2009 Osman KÖROĞLU

iv
ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa No.

ĠÇĠNDEKĠLER .............................................................................................................. Ġ
ġEKĠLLER.................................................................................................................. ĠV
TABLOLAR ................................................................................................................ V
ÖZET........................................................................................................................ VĠĠĠ
ABSTRACT ............................................................................................................... ĠX
1. GĠRĠġ ........................................................................................................................ 1
2. YAYINCILIK, MOBĠL ORTAM VE MOBĠL YAYINCILIK ............................ 4
2.1. YAYINCILIĞIN TEMELLERĠ .............................................................................................. 4
2.1.1. Yayıncılık Kavramı .......................................................................................................... 4
2.1.2. Yayıncılığın Gelişiminde Tarihsel Açıdan Teknoloji ....................................................... 5
2.1.2.1. Yazı, Matbaa ve Posta.................................................................................................................. 10
2.1.2.2. Telefon, Radyo ve Televizyon ......................................................................................................16
2.1.2.3. Bilgisayar, Internet, Uydu ve Sayısal Yayıncılık ........................................................................20
2.2. BAġLICA MOBĠL VE KABLOSUZ ĠLETĠġĠM TEKNOLOJĠLERĠ................................... 24
2.2.1. Donanımlar ................................................................................................................... 26
2.2.2. Yazılımlar ...................................................................................................................... 31
2.2.3. Altyapı Teknolojileri...................................................................................................... 32
2.2.3.1. Ağ Kategorileri ............................................................................................................................. 33
2.2.3.2. Teknoloji Nesilleri ........................................................................................................................ 37
2.2.3.3. Geliştirilen Teknolojiler...............................................................................................................39
2.2.3.4. Yaygın Bilişim ve Düşünen Nesneler .......................................................................................... 43
2.3. MOBĠL YAYINCILIĞIN TEMELLERĠ VE BAġLICA KURAMLAR ............................... 46
2.3.1. Mobil Yayıncılığın Temelleri......................................................................................... 46
2.3.1.1. Mobil Yayıncılığın İçerik Boyutu ................................................................................................ 46
2.3.1.1.1. Mobil Kavramı ...................................................................................................................... 46
2.3.1.1.2. İçerik Kavramı....................................................................................................................... 47
2.3.1.1.3. Mobil İçerik Tanımı ..............................................................................................................49
2.3.1.1.4. Mobil İçerik Koşulları ve Mobil Donanımlarla İlişkileri ...................................................... 52
2.3.1.2. Mobil Yayıncılıkta Tasarım veya Kullanıcı Arayüzü Boyutu .................................................... 52
2.3.1.3. Mobil Yayıncılığın İletim Boyutu ................................................................................................ 58
2.3.2. Mobil Yayıncılıkla İlgili Başlıca Kuramlar ................................................................... 59
2.3.2.1. Yakınsama Kuramı ....................................................................................................................... 62
2.3.2.2. Birey Yaklaşımlı Kuramlar ..........................................................................................................63
2.3.2.2.1. Düşünülmüş Eylem Kuramı .................................................................................................63
2.3.2.2.2. Teknoloji Benimseme Modeli ............................................................................................. 66
2.3.2.2.3. Yeniliklerin Yayılması Kuramı .............................................................................................. 68
2.3.2.2.4. Birleştirilmiş Teknoloji Benimseme ve Kullanım Kuramı ................................................... 69
2.3.2.2.5. Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı .................................................................................... 70
2.3.2.3. Sosyal Bilişsel Kuram .................................................................................................................. 71
2.3.2.4. Etkileşim Kuramı.......................................................................................................................... 72
3. BĠREY, TOPLUM VE EKONOMĠ AÇISINDAN MOBĠL YAYINCILIK ...... 74
3.1. MOBĠL YAYINCILIĞIN BĠREYSEL VE TOPLUMSAL YÖNÜ ...................................... 74
3.1.1. Bireysel Yayıncı veya Medya Kullanıcısının Ürettiği İçerik Kavramı .......................... 82
3.1.1.1. Birey, Kullanıcı, Tüketici, Tekil Hedef Kitle Kavramları .......................................................... 83
3.1.1.2. Kavram Bağlamındaki Kullanıcı Kaynaklı İçerik Türleri ......................................................... 86

i
3.1.2. Toplumsal Yaşamda Mobil İş ve Uygulamalar ............................................................. 87
3.1.2.1. Mobil İş ve Uygulamaların Türleri ............................................................................................. 88
3.1.2.2. Mobil İş ve Uygulamaların Özellikleri ....................................................................................... 89
3.1.3. Mobil Yayıncılığın Güvenlik, Yasal, Sosyal ve Kültürel Etkileri ................................... 90
3.2. MOBĠL YAYINCILIKTA TARAFLAR ............................................................................ 104
3.2.1. Üreticiler ..................................................................................................................... 109
3.2.1.1. İçerik ve Yayın Sahipleri, Geliştiren ve Dönüştürenler ...........................................................109
3.2.1.1.1. Kurumsal İçerik ve Yayın Sahipleri ....................................................................................110
3.2.1.1.2. Bireysel İçerik ve Yayın Sahipleri .......................................................................................110
3.2.1.2. Mobil Bilgi ve İletişim Donanımı Üreticileri ...........................................................................111
3.2.2. Hizmet Sağlayıcılar ..................................................................................................... 112
3.2.2.1. Mobil Hizmet ve Uygulama Geliştiriciler.................................................................................112
3.2.2.2. Mobil Altyapı İşletmecileri ........................................................................................................112
3.2.2.2.1. Mobil Ağ Operatörleri........................................................................................................114
3.2.2.2.2. Mobil Sanal Ağ Operatörleri..............................................................................................114
3.2.2.3. Mobil Reklam ve Pazarlama İşletmeleri...................................................................................117
3.2.3. Kullanıcılar ................................................................................................................. 119
3.2.3.1. Bireysel Medya ve Mobil İçerik Kullanıcıları ..........................................................................120
3.2.3.2. Kurumsal Medya ve Mobil İçerik Kullanıcıları .......................................................................121
3.3. MOBĠL YAYINCILIKTA GELĠR ELDE ETME YÖNTEMLERĠ VE DEĞER AKTARIMI
.................................................................................................................................................................... 122
3.3.1. Başlıca Gelir Elde Etme Yöntemleri ........................................................................... 122
3.3.1.1. Birey veya Kurumdan Ücret Almaya Dayalı Yöntem ..............................................................127
3.3.1.2. Reklam ve Sponsorluğa Dayalı Ücretsiz Yöntem .....................................................................129
3.3.1.3. Sosyal Medya ya da Kullanıcının Ürettiği İçerik .....................................................................131
3.3.1.4. Mobil Ücretlendirme, Faturalama ve Ödeme Alma ................................................................131
3.3.2. Değer Aktarımı ve Örnek Olaylar ............................................................................... 134
3.3.2.1. Yayıncılar ve İçerik Sahipleri ....................................................................................................136
3.3.2.2. Mobil Altyapı İşletmecileri ........................................................................................................143
3.3.2.3. Çevrimiçi ve Mobil Sosyal Ağlar ..............................................................................................150
3.3.2.4. Örnek Olayların Değerlendirmesi ............................................................................................152
3.4. MOBĠL YAYINCILIKTA PAZARLAMA ........................................................................ 154
3.4.1. Pazarlama Kavramı ve Bazı Temel Pazarlama Yaklaşımları ..................................... 162
3.4.1.1. Makro ve Mikro Pazarlama Yaklaşımları ................................................................................167
3.4.1.2. Doğrudan, Birebir ve Sosyal Pazarlama ..................................................................................168
3.4.1.3. İlişkisel ve İzinli Pazarlama Yaklaşımları ................................................................................170
3.4.1.4. Yeni Pazarlama ..........................................................................................................................173
3.4.2. Mobil Yayıncılıkta Bireysel Pazarlama....................................................................... 175
3.4.2.1. Mobil Yayıncılıkta Bireysel Pazarlama Modeli .......................................................................175
3.4.2.2. Modelin İlgili Taraflara İlişkin Olumlu Yönleri ......................................................................180
3.4.2.2.1. Üreticilere İlişkin Olumlu Yönleri ......................................................................................180
3.4.2.2.2. Hizmet Sağlayanlara İlişkin Olumlu Yönleri ......................................................................181
3.4.2.2.3. Kullanıcılara İlişkin Olumlu Yönleri ...................................................................................181
3.4.2.3. Modelin İlgili Taraflara İlişkin Olumsuz Yönleri ....................................................................181
3.4.2.2.1. Üreticilere İlişkin Olumsuz Yönleri ....................................................................................182
3.4.2.2.2. Hizmet Sağlayanlara İlişkin Olumsuz Yönleri ...................................................................182
3.4.2.2.3. Kullanıcılara İlişkin Olumsuz Yönleri .................................................................................182
3.4.3. Mobil Yayıncılıkta İzne Bağlı Bireysel Pazarlama ..................................................... 183
4. MOBĠL YAYINCI, UZMAN VE MEDYA KULLANICILARI
ARAġTIRMASI ...................................................................................................................... 185
4.1. MOBĠL YAYINCI VE UZMAN ARAġTIRMASI ............................................................. 185
4.1.1. Araştırmanın Amaçları................................................................................................ 185
ii
4.1.2. Araştırmanın Yöntemi ................................................................................................. 185
4.1.3. Araştırmanın Bulguları ............................................................................................... 186
4.1.4. Mobil Yayıncı ve Uzman Araştırması Sonucu ............................................................. 188
4.2. MOBĠL MEDYA KULLANICILARI ARAġTIRMASI ..................................................... 190
4.2.1. Araştırmanın Amaçları................................................................................................ 190
4.2.2. Araştırmanın Yöntemi ................................................................................................. 190
4.2.3. Araştırmanın Bulguları ............................................................................................... 191
4.2.3.1. Araştırma Çerçevesinde Yapılan Hipotez Testleri ...................................................................202
4.2.3.1.1. Demografi ve Ortamlara Ayrılan Süre Karşılaştırması .....................................................202
4.2.3.1.2. Demografi ve Kullanıcı Seçimleri Karşılaştırması .............................................................215
4.2.3.1.3. Ortam Süreleri ve Kullanıcı Seçimleri Karşılaştırması ......................................................246
4.2.4. Mobil Medya Kullanıcıları Araştırması Sonucu ......................................................... 268
4.3. ARAġTIRMALARIN GENEL DEĞERLENDĠRMESĠ ..................................................... 272
5. SONUÇ ................................................................................................................. 273
EKLER ...................................................................................................................................... 281
Mobil Yayıncı ve Uzman Araştırması Derinlemesine Görüşme Soruları .........................................281
Mobil Yayıncı ve Uzman Araştırması Katılımcı Demografi Verileri..................................................282
Mobil Yayıncı ve Uzman Araştırması Derinlemesine Görüşme Metinleri.......................................283
Mobil Medya Kullanıcıları Araştırması Anket Formu .......................................................................319
Mobil Medya Kullanıcıları Anket Yorumları ......................................................................................320
KAYNAKÇA ............................................................................................................................ 323
Kitaplar ................................................................................................................................................323
Tezler ...................................................................................................................................................325
Süreli Yayınlar .....................................................................................................................................325
Makaleler ............................................................................................................................................326
Internet................................................................................................................................................329
Diğer ....................................................................................................................................................336
ÖZGEÇMĠġ............................................................................................................................... 338

iii
ġEKĠLLER

Sayfa No.

ŞEKİL 1 - KABLOSUZ TEKNOLOJİLER YOL HARİTASI.......................................................................................................... 39


ŞEKİL 2 - GELİŞEN KABLOSUZ TEKNOLOJİLER................................................................................................................. 40
ŞEKİL 3 - GPRS, EDGE, WCDMA, HSDPA HIZLARI.................................................................................................... 43
ŞEKİL 4 - KAPSAMA ALANLARINA GÖRE BAZI KABLOSUZ İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ .................................................................. 43
ŞEKİL 5 - MOBİL TASARIM EKRAN BOYUTLARI............................................................................................................... 55
ŞEKİL 6 - PC VE MOBİL SİTE TASARIM FARKI ................................................................................................................. 57
ŞEKİL 7 - KULLANICILARIN MOBİL BİLİŞİMİ KABUL MODELİ ............................................................................................... 61
ŞEKİL 8 – YENİLİKLERİN YAYILMASI............................................................................................................................. 68
ŞEKİL 9 - UTAUT KURAM ŞEMASI ............................................................................................................................. 69
ŞEKİL 10 - MOBİL TİCARET YAŞAM DÖNGÜSÜ .............................................................................................................. 88
ŞEKİL 11 - MOBİL İÇERİK DEĞER AKTARIMININ TEMEL BÖLÜMLERİ .................................................................................. 105
ŞEKİL 12 - MOBİL İÇERİK DEĞER AKTARIMI DETAYLI İŞLEVLER ......................................................................................... 106
ŞEKİL 13 - MOBİL İÇERİK DEĞER AKTARIMI ................................................................................................................ 108
ŞEKİL 14 - GELENEKSEL VE KULLANICI MOBİL İÇERİK İŞ AĞLARI ....................................................................................... 111
ŞEKİL 15 - YILLARA GÖRE TEKNOLOJİ VE MOBİL İÇERİK GELİŞİMİ ..................................................................................... 113
ŞEKİL 16 - MOBİL YAYINCILIKTA İZNE BAĞLI BİREYSEL PAZARLAMA MODELİ .................................................................... 179
ŞEKİL 17 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 246
ŞEKİL 18 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 248
ŞEKİL 19 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 252
ŞEKİL 20 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 255
ŞEKİL 21 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 256
ŞEKİL 22 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 258
ŞEKİL 23 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 259
ŞEKİL 24 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 261
ŞEKİL 25 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 262
ŞEKİL 26 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 263
ŞEKİL 27 - DAĞILIM GRAFİĞİ .................................................................................................................................. 266

iv
TABLOLAR

Sayfa No.

TABLO 1 - KABLOSUZ ERİŞİM TEKNOLOJİLERİ ............................................................................................................... 32


TABLO 2 - HÜCRESEL ERİŞİM TEKNOLOJİLERİ ............................................................................................................... 32
TABLO 3 - WPAN, WLAN, WWAN VE UYDU AĞLARININ FARKLARI ............................................................................... 33
TABLO 4 - KABLOSUZ KİŞİSEL ALAN AĞ TEKNOLOJİLERİNİN FARKLARI ................................................................................. 33
TABLO 5 - KABLOSUZ YEREL ALAN AĞ TEKNOLOJİLERİNİN FARKLARI ................................................................................... 33
TABLO 6 - MOBİL AĞ TEKNOLOJİLERİNİN FARKLARI ........................................................................................................ 33
TABLO 7 - NESİLLERE GÖRE MOBİL SİSTEMLERİN ÖZELLİKLERİ .......................................................................................... 38
TABLO 8 - KABLOSUZ TİCARET UYGULAMALARI............................................................................................................. 88
TABLO 9 - ÖDEME, GELİR, ZAMAN KULLANIMI VE MEDYA ............................................................................................. 122
TABLO 10 - MOBİL HABER ODAK ALANLARI ............................................................................................................... 153
TABLO 11 - CİNSİYETLERE GÖRE DAĞILIM................................................................................................................. 191
TABLO 12 - EĞİTİME GÖRE DAĞILIM ....................................................................................................................... 191
TABLO 13 - YAŞ İSTATİSTİKLERİ ............................................................................................................................... 191
TABLO 14 - YAŞANAN ŞEHİR YA DA ÜLKE DAĞILIMI .................................................................................................... 192
TABLO 15 - COĞRAFİ BÖLGELERE GÖRE DAĞILIM....................................................................................................... 194
TABLO 16 - BÜYÜKŞEHİRLERE (İSTANBUL, ANKARA, İZMİR, BURSA) GÖRE DAĞILIM .......................................................... 194
TABLO 17 - MESLEKLERE GÖRE DAĞILIM ................................................................................................................. 194
TABLO 18 - SEKTÖREL MESLEK GRUPLARI................................................................................................................. 195
TABLO 19 - GELİRE GÖRE DAĞILIM ......................................................................................................................... 196
TABLO 20 - INTERNET’E AYRILAN SÜRE ..................................................................................................................... 197
TABLO 21 - TV-RADYO’YA AYRILAN SÜRE ................................................................................................................. 197
TABLO 22 - MOBİL İLETİŞİME AYRILAN SÜRE .............................................................................................................. 198
TABLO 23 - GAZETE-DERGİ-KİTAP İÇİN AYRILAN SÜRE .................................................................................................. 198
TABLO 24 - MOBİL İÇERİK KARŞILIĞI PROFİL PAYLAŞIMI TERCİHİ ..................................................................................... 199
TABLO 25 - MOBİL İÇERİK KARŞILIĞI REKLAM ALIMI TERCİHİ .......................................................................................... 199
TABLO 26 - MOBİL REKLAMLARDA AYRILMA YA DA İPTAL TERCİHİ .................................................................................. 199
TABLO 27 - MOBİL REKLAMLARIN GEREKSİNİME UYGUNLUK TERCİHİ .............................................................................. 200
TABLO 28 - MOBİL REKLAMDA MARKA SEÇİM TERCİHİ ................................................................................................. 200
TABLO 29 - MOBİL REKLAMIN UYGUNLUĞU İÇİN PROFİL PAYLAŞIM TERCİHİ ...................................................................... 200
TABLO 30 - KOPYA YA DA KORSAN MOBİL İÇERİK TERCİHİ ............................................................................................. 200
TABLO 31 - PARAYLA MOBİL İÇERİK ALMA TERCİHİ ...................................................................................................... 201
TABLO 32 - TÜM REKLAMLARDAN HOŞLANMA VE YARARLANMA .................................................................................... 201
TABLO 33 - GÜNLÜK MOBİL REKLAM SAYISI TERCİHİ .................................................................................................... 201
TABLO 34 - GRUP İSTATİSTİKLERİ ............................................................................................................................ 202
TABLO 35 - BAĞIMSIZ ÖRNEKLEMLER TESTİ .............................................................................................................. 202
TABLO 36 - GRUP İSTATİSTİKLERİ ............................................................................................................................ 203
TABLO 37 - BAĞIMSIZ ÖRNEKLEMLER TESTİ .............................................................................................................. 203
TABLO 38 - GRUP İSTATİSTİKLERİ ............................................................................................................................ 203
TABLO 39 - BAĞIMSIZ ÖRNEKLEMLER TESTİ .............................................................................................................. 203
TABLO 40 - GRUP İSTATİSTİKLERİ ............................................................................................................................ 204
TABLO 41 - BAĞIMSIZ ÖRNEKLEMLER TESTİ .............................................................................................................. 204
TABLO 42 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 205
TABLO 43 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 205
v
TABLO 44 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 205
TABLO 45 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 205
TABLO 46 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 206
TABLO 47 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 207
TABLO 48 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 208
TABLO 49 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 208
TABLO 50 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 209
TABLO 51 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 209
TABLO 52 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 210
TABLO 53 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 210
TABLO 54 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 210
TABLO 55 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 211
TABLO 56 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 212
TABLO 57 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 212
TABLO 58 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 212
TABLO 59 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 212
TABLO 60 - KORELASYON TABLOSU ......................................................................................................................... 214
TABLO 61 - MANN-WHİTNEY TESTİ TABLOSU ........................................................................................................... 215
TABLO 62 - SIRALAR............................................................................................................................................. 215
TABLO 63 - MANN-WHİTNEY TESTİ TABLOSU ........................................................................................................... 217
TABLO 64 - SIRALAR............................................................................................................................................. 217
TABLO 65 - MANN-WHİTNEY TESTİ TABLOSU ........................................................................................................... 217
TABLO 66 - SIRALAR............................................................................................................................................. 217
TABLO 67 - MANN-WHİTNEY TESTİ TABLOSU ........................................................................................................... 218
TABLO 68 - SIRALAR............................................................................................................................................. 218
TABLO 69 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 219
TABLO 70 - SIRALAR............................................................................................................................................. 220
TABLO 71 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 221
TABLO 72 - SIRALAR............................................................................................................................................. 221
TABLO 73 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 222
TABLO 74 - SIRALAR............................................................................................................................................. 222
TABLO 75 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 224
TABLO 76 - SIRALAR............................................................................................................................................. 224
TABLO 77 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 226
TABLO 78 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 226
TABLO 79 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 228
TABLO 80 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 228
TABLO 81 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 229
TABLO 82 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 229
TABLO 83 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 230
TABLO 84 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 230
TABLO 85 - ANOVA TABLOSU............................................................................................................................... 232
TABLO 86 - TANIMSAL İSTATİSTİKLER ....................................................................................................................... 232
TABLO 87 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 235
TABLO 88 - SIRALAR............................................................................................................................................. 235
TABLO 89 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 236
TABLO 90 - SIRALAR............................................................................................................................................. 236
TABLO 91 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 237
TABLO 92 - SIRALAR............................................................................................................................................. 237
vi
TABLO 93 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 238
TABLO 94 - SIRALAR............................................................................................................................................. 238
TABLO 95 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 239
TABLO 96 - SIRALAR............................................................................................................................................. 239
TABLO 97 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 240
TABLO 98 - SIRALAR............................................................................................................................................. 240
TABLO 99 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU............................................................................................................ 241
TABLO 100 - SIRALAR........................................................................................................................................... 241
TABLO 101 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU.......................................................................................................... 242
TABLO 102 - SIRALAR........................................................................................................................................... 242
TABLO 103 - KRUSKAL WALLİS TESTİ TABLOSU.......................................................................................................... 244
TABLO 104 - SIRALAR........................................................................................................................................... 244
TABLO 105 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 246
TABLO 106 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 248
TABLO 107 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 252
TABLO 108 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 255
TABLO 109 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 256
TABLO 110 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 258
TABLO 111 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 259
TABLO 112 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 261
TABLO 113 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 262
TABLO 114 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 263
TABLO 115 - KORELASYON TABLOSU ....................................................................................................................... 266

vii
GENEL BĠLGĠLER

Adı ve Soyadı : Osman KÖROĞLU

Anabilim Dalı : Gazetecilik

Programı : BiliĢim

Tez DanıĢmanı : Prof.Dr. Özhan TINGÖY

Tez Türü ve Tarihi : Doktora – 2009

Anahtar Kelimeler : Mobil Yayıncılık, Mobil Ġçerik, Ġzne Bağlı Bireysel Pazarlama
Modeli, Yeni ĠletiĢim Ortamları, Yeni Medya, ĠĢ Modeli

ÖZET

Mobil Ġçerik ve Yayıncılıkta Ġzne Bağlı Bireysel Pazarlama

Yayıncılık teknolojisi geliĢtiği, mobil yayıncılık uygulandığı ve insanlığın yarısından çoğu


mobil iletiĢim donanımı kullandığı halde, mobil içerik ve yayınlar hâlâ diğerlerinden az tercih
edilmektedir. Mobil ortamda en fazla ses tüketilmektedir; diğer verilerin tüketimi daha azdır.
Kullanıcılar, ekonomik, konum ve bağlam tabanlı, kullanıcı dostu ve kiĢiselleĢtirilebilen mobil
içerikleri tercih eder, yayıncılarsa içeriklerini istedikleri zaman ve yerde hedef kitleye ulaĢtırmak,
okutmak, izletmek, dinletmek veya kullandırmak ister. Mobil içerik ve mobil yayıncılık her iki
tarafın isteklerini önceki yayıncılık teknolojilerine göre daha iyi karĢılar. Uygun iĢ modeli
yayıncılar açısından, pahalı mobil içerikler de kullanıcılar açısından önemli engellerdir. ―Mobil
içerik ve yayıncılıkta izne bağlı bireysel mobil pazarlama‖ modeli, yani kullanıcının istediği mobil
içerik karĢılığında profiline uygun, belli sayıda pazarlama unsuru okuması, izlemesi, dinlemesi veya
kullanması çözümdür. Bireysel haklar ve etik çerçevesinde yayıncı ve reklamverenlerin, izne bağlı
bireysel mobil pazarlama modelini tercih etmesi gerekir. Ancak diğer modeller de kullanılır. Bu
doktora tezinde gözlem, literatür taraması ve örnek olayların ardından, bir model geliĢtirilmiĢ,
araĢtırma amacıyla derinlemesine görüĢme için mobil yayıncı, donanım, yazılım, operatör,
pazarlama uzman ve karar vericilerine, anket için ise genel mobil iletiĢim donanımı kullanıcılarına
ulaĢılmıĢtır.

viii
GENERAL KNOWLEDGE

Name and Surname : Osman KÖROĞLU

Field : Journalism

Programme : Informatics

Supervisor : Prof.Dr. Özhan TINGÖY

Degree and Date : Doctorate of Philosophy (PhD) – 2009

Keywords : Mobile Publishing Broadcasting Narrowcasting, Mobile Content,


Permission Based Individual Marketing Model, New Media, Business Model

ABSTRACT

Permission Based Individual Marketing In The Mobile Content and Publishing,


Broadcasting, Narrowcasting

Publishing, broadcasting, narrowcasting technologies are developed and mobile


publishing, broadcasting, narrowcasting has implemented in the world. More than half of the
current human population has used or using mobile communication devices. However mobile
content and publications, broadcasted audio visual material, still used less than other conventional
media. Voice is the most consumed content in mobile medium; the other contents are also less
consumed than voice. Users prefer mobile content that is economical, location and context based,
user friendly and possible to personalise. Publishers and broadcasters wants to send and let their
targeted users read, listen, watch, play, write and interact their contents whenever and wherever
they are available. Mobile content and mobile publishing, broadcasting, narrowcasting is beter than
conventional media technologies in terms of accomplishing both sides desires. Appropriate business
model for publishers and expensive mobile content for users are two important obstacles.
―Permission based individual marketing in the mobile content and publishing, broadcasting,
narrowcasting‖ model, namely, for a user to be able to read, watch, use, interact, play a mobile
content in exchange of his or her profile, is the solution. Within the frame of individual rights and
ethics rules, publishers, broadcasters and advertisers, must choose permission based individual
marketing in the mobile content and publishing. However other business models also be used. In
this study, after observation, literature review and case studies, a model developed, in-depth
interviews conducted for research purposes with mobile publishing, hardware, software, operator,
marketing specialists and decision makers, and a survey conducted for general mobile
communication device users.

ix
1. GĠRĠġ

Gerçek bilim adamı aklındaki bazı sorulara yanıt aramak için yazar. Onun asıl
serüveni budur. Bu sorular da Ģöyle ortaya çıkar: Disipliniyle ilgili temel ve sürekli
yenilenen bilgileri okurken bazı boĢluklar görür ya da boĢluklar olduğunu düĢünür, onlara
yanıt arar. Bu doktora tezinin yazarı konusunu belirlerken aklında Ģu sorular vardı: Mobil
içerik nedir? Yeni medya olarak mobil medyanın arayüz, içerik ve iş sorunları nelerdir?
Mobil içerik ve yayıncılığın toplumsal yönü nedir? Mobil içerik ve yayıncılık, yeni medya
bağlamında internetten sonraki aşama olabilir mi? Mobil medya, medyanın Internet‟ten
sonraki adımı mı? Yoksa sadece farklı bir sunum ortamı mı? Yani, bütün kendisini
oluşturan parçaların toplamından daha fazla bir şey mi? Kullanıcılar mobil içeriği neden
ve nasıl tercih eder? Mobil içerik alanında yapılan uygulamalar ve sonuçları nelerdir?
Mobil içerik ve yayıncılığın diğer yayın ortamlarıyla aynı ve farklı özellikleri nelerdir?
Mobil içeriğin yayıncılıktaki yeri ve “vatandaş gazeteci”lerle ilişkisi nedir? Pazarlama-
reklam-haber herkese seslenmeyen teknolojilerin tüketimini sağlamak için abartılı bir
teşvik içerir mi? Eğer öyleyse, bu durum gerçeği görmeyi engelleyecek bir sis perdesi
midir?

Dünyadaki 6,7 milyar insanın 4,3 milyarının kullandığı ve iletiĢim araçlarının en


popüleri olan mobil iletiĢim teknolojileri ve bunların yayıncılık, birey ve topluma etkileri
bu tezin konusudur. Mobil içerik ve yayıncılıkla ilgili bu doktora tezinde, mobil
yayıncılığın doğuĢu ve geliĢimi, izlediği ve izleyebileceği yollar, dünyadan 28 örnek olay,
42 uzman ve yayıncı ile 1800 kullanıcıdan elde edilen bilgiler çerçevesinde ortaya konulup
pekiĢtirilmiĢtir. Bu doktora tezinde kuramsal altyapının oluşması için öncelikle yakınsama,
düşünülmüş eylem, teknoloji kabul modeli, yeniliklerin yayılması, birleştirilmiş teknoloji
kabul ve kullanım kuramları ile kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı ele alındı, aynı
zamanda sosyal bilişsel kuram da değerlendirildi. Bu doktora tezinde sırayla, bu kuram ve
yaklaşımlar temelinde literatür tarandı, örnek olaylar incelendi, uzmanlarla derinlemesine
görüşmeler yapıldı ve bir model kurularak geliştirilen son kullanıcı anketiyle test edildi. Bu
1
doktora tezinde, mobil iletiĢim ve yayıncılık iliĢkisi ele alındı, bu bağlamda mobil içerik
tüketimi için kullanıcılara ücretsiz içerik, pazarlama firmalarına izinli kullanıcı profil verisi
sunma yöntemi konu edildi. Kavramsal düzeyde ele alınan ―mobil içerik ve yayıncılıkta
izne bağlı bireysel pazarlama modeli‖ yani izne bağlı pazarlamanın mobil ortamda
bireyselleĢtirilmesi ve bunun mobil içerik yayıncılığında kullanımıydı.

Bu doktora tezinin konusu, yukarıda sayılanların ıĢığında ve mobil iletiĢim alanı


özelinde, yayıncılar, kullanıcılar, iletiĢim altyapısı sağlayan operatörler, donanım ve
yazılım üreticileri, reklamverenler ve pazarlama Ģirketlerinin bir arada değerlendirilerek
alternatif bir model çerçevesinde sürdürülebilir bir ekosistemin varolup olamayacağıdır.
Mobil ortamda en fazla ses tüketilmektedir; diğer verilerin tüketimi sese göre az. Bu
yüzden bu doktora tezinde üstünde durulan problem yayıncılık teknolojisi geliĢtiği, mobil
yayıncılık uygulandığı ve insanlığın yarısının mobil iletiĢim donanımı olduğu halde, neden
mobil içerik ve yayınların hâlâ diğerlerine göre çok tercih edilmediğidir. Bu tezde
savunulan düĢünce Ģudur: Mobil içerik ve yayıncılık değer aktarım süreçlerinde, izne bağlı
bireysel pazarlama modelinin kullanımı; kullanıcıların kiĢisel profillerini
denetleyebilmelerinin ve veri güvenliğinin sağlanması kaydıyla; mobil kullanıcı, yayıncı,
operatör, pazarlama ve reklam Ģirketi, reklamveren, yazılım ve donanım Ģirketleri gibi
tarafların gereksinimlerini, alternatif modellerden daha dengeli biçimde karĢılar.

Doktora tezi çerçevesi gereği kullanılan yöntemler, literatür taraması, yurtiçi ve


yurtdıĢından örnek olaylar, uzmanlarla derinlemesine görüĢme ve bunlar ıĢığında
geliĢtirilen anketin kullanıcılara uygulanmasıdır. Doktora tezi beĢ bölümdür: Birinci bölüm
GiriĢ, ikinci bölüm ―Yayıncılık, Mobil Ortam ve Mobil Yayıncılık‖, üçüncü bölüm ―Birey,
Toplum ve Ekonomi Açısından Mobil Yayıncılık‖, dördüncü bölüm ―Mobil Yayıncı,
Uzman ve Medya Kullanıcıları AraĢtırması‖, beĢinci bölüm Sonuç.

İlk bölüm olan giriĢten sonra yer alan ikinci bölümde, yayıncılığın temelleri ve
tarihsel açıdan teknolojinin yayıncılıktaki rolü anlatıldı, yayıncılık ve mobil yayıncılık
iliĢkisi, mobil yayıncılık kavramı, mobil içerik ve iliĢkili konular çerçevesinde kapsamlı
biçimde incelendi. Bu bölümde ayrıca yazılım, donanım ve altyapı bağlamında mobil
2
iletiĢim teknolojilerine iliĢkin bilgiler biliĢim yaklaĢımının unsurlarından donanım ve
yazılımı içerecek biçimde yeni oluĢan kavram ve yöntemlere de değinilerek verildi. Bu
bölümde mobil yayıncılığın benimsenmesi ile ilgili olan, tezin temellendiği teknolojilerin
benimsenmesindeki kuramsal yaklaĢımlara da yer verildi. Bu yaklaĢımların tarihsel süreci
ve dayanak noktaları açıklandı, çeĢitli literatür atıflarıyla ayrıntılı olarak ortaya koyuldu.
Sonrasında bu yaklaĢımları eleĢtiren görüĢlere de yer verildi.

Üçüncü bölümde mobil yayıncılığa birey, toplum ve ekonomi açısından bakıldı,


biliĢim yaklaĢımının unsurlarından birey ve toplum çerçevesinde 28 örnek olayla birlikte
analizler yapıldı. Mobil sosyal yaĢam, kültür, hukuk, kullanıcının ürettiği içerik, mobil iĢ
ve değer aktarımı, mobil iletiĢim alanındaki farklı firma ve bireylerin rolleri, pazarlama
biliminin tez bağlamındaki konularla iliĢkisi, kültürel ve ekonomik etkiler ve iletiĢim
alanına gelen yenilikler de bu bölümde mercek altına alındı. 3.4.2. ve 3.4.3. bölümlerde
savunulan model belirtildi ve bir senteze varıldı.

Dördüncü bölümde çalıĢmanın derinlemesine görüĢme ile anket uygulaması veri ve


bulguları yer almaktadır. AraĢtırma soruları, elde edilen veriler üstünden hipotezlerle analiz
edilerek bulgular ortaya koyuldu. Bu bölümde öncelikle 42 mobil yayıncı ve uzmanla
yapılan derinlemesine görüĢme verileri ele alındı ve incelendi, ardından elde edilen bilgiler
doğrultusunda sorular hazırlandı, bu sorular kullanılarak 1800 mobil iletiĢim donanımı
kullanıcısıyla gerçekleĢtirilen anket sonuçları betimsel istatistik, parametrik ve parametrik
olmayan testler ile analiz edildi.

Beşinci bölümde doktora tezinin tamamı ele alındı, çalıĢmanın bütünü göz önünde
bulundurularak süzülen bilgiler yorumlandı, savunulan modelin tüm zamanlardaki
uygulamalara yönelik eğilimleri ve sınırlılıkları önceki bölümlere atıflar yapılarak tartıĢıldı.
Derinlemesine görüĢme için kullanılan farklı sektörlere ve alanlara ait uzman soruları,
uzmanlara iliĢkin demografik bazı veriler ve son kullanıcı anket formu ile bazı son kullanıcı
anket yorumları da eklerde sunuldu.

3
2. YAYINCILIK, MOBĠL ORTAM VE MOBĠL YAYINCILIK

Bu bölümde yayıncılığın temelleri, baĢlıca mobil ve kablosuz iletiĢim teknolojileri


ile mobil yayıncılığın temelleri ve baĢlıca ilgili kuramlar anlatılarak incelenecektir.

2.1. YAYINCILIĞIN TEMELLERĠ

Bu bölümde yayıncılık kavramı ve yayıncılığın geliĢiminde tarihsel açıdan


teknolojinin rolü açıklanacaktır.

2.1.1. Yayıncılık Kavramı

Yayıncılık, publishing ve broadcasting demektir. Publishing, basılı malzemelerin


satıĢ ya da dağıtım amacıyla üretilmesi (Wordnet Publishing, 2009) ya da enformasyon
üretimi ve dağıtımıyla, yani enformasyonun kamunun eriĢebileceği halde sunumu ile ilgili
bir endüstridir (Wikipedia Publishing, 2009). Bazen kiĢiler kendi içeriklerinin yayıncılığını
da yapar. Broadcasting ise telekomünikasyon teknolojileri, yani mesajları belli mesafelere
elektronik olarak iletebilen sistemler ile yayıncılık ve programları içeren ses ve/veya video
sinyallerinin izleyici ya da dinleyicilere dağıtımıdır (Britannica Concise Encyclopedia,
2009 ve Law Encyclopedia, 2009). Her türlü iĢaret, sembol, ses ve görüntü ile elektrik
sinyallerine dönüĢtürülebilen her tür verinin kablo, telsiz, optik, elektrik, manyetik, elektro
manyetik, elektrokimyasal, elektromekanik ve diğer iletim sistemleriyle iletilmesi,
gönderilmesi ve alınmasına da telekomünikasyon denir (406 sayılı TTK, 1. madde).
Telgraf, telefon, radyo, internet, mobil sistemler ve televizyon gibi araçlarla gerçekleĢtirilen
haber ve bilgi iletiĢimi de telekomünikasyondur (Arslan, 2000). Türk Dil Kurumu (TDK)
yayıncılık karĢılığı yayımcılık sözünü verir. Yayımcılık da basılı yayınları ve radyo-TV
yayınlarını hazırlayıp okuyucu, dinleyici ve izleyiciye iletmektir (TDK Yayım, 2009).
Yukarıdakiler bir araya getirilince yayıncılık, ister basılı, isterse elektronik ortamda olsun,
yazı, ses ve sabit ya da hareketli görüntünün satıĢ amaçlı olsun ya da olmasın insanların
eriĢimine sunulmasıdır. Ġlerleyen bölümlerde anlatılacağı gibi, mobil yayıncılık hem basılı-
metinsel-grafiksel içeriklerin, hem de görsel-iĢitsel içeriklerin aktarılabildiği bir yayın
4
ortamı ve teknolojisi sunar. GeniĢ kitlelere anında iletilebilen bir SMS-MMS, video,
daraltılmıĢ özel gruplara ya da bir kiĢiye de iletilebilir. Bu durumda da broadcast değil
narrowcast denilen dar bir çevreye yapılan yayın da olasıdır. Ama burada seçicilik
sözkonusudur ve aslında gerek altyapı gerekse kullanıcıların ve yayıncıların bireysel
tercihleri yayındaki daralmanın ardındaki nedendir.

2.1.2. Yayıncılığın GeliĢiminde Tarihsel Açıdan Teknoloji

Teknoloji, araç ve hünerle bilgi üreterek çevreye uyum sağlayıp kontrol altına
almakla ilgili geniĢ bir kavramdır. Yunanca aslı technoslogos‘tur (techne-hüner logos-
bilmek). Ġnsanlar için bilim ve mühendisliğin sonucudur (Answers.com Technology, 2009).
Bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri kapsayan
bilgidir (TDK Teknoloji, 2009). Teknoloji belli bir alana pratik bilgi uygulamasıdır
(Webster, 2009). Bu tanımlarla sınırlı kalmamak gerekir. Teknoloji ile sadece insanlara
yararı olan alet kastedilmez, aynı zamanda sistem, organizasyon yöntemi ve teknik de
anlaĢılır. Genelde teknoloji denince bir araç ya da makine, bir teknik, bir kültürel güç ya da
bunların bir birleĢimi anlaĢılır. Ġnsanlar için ateĢ daha fazla yiyecek, ısınma ve günıĢığı
olmadan görme, tekerlek daha uzak mesafelere daha fazla eĢya ile hareket etmeyi sağlar.
Matbaa ve internet de iletiĢimin mesafesini artırıp bunlardan yararlananların iletilerinin
daha çok insana ulaĢmasını sağlar. Matbaanın etkileri aydınlanma çağına yol açar. Internet
yararlı bilgiye eriĢimi kolaylaĢtırır. Her öğrenciye internet eriĢimi kampanyalarıyla,
kütüphaneleri geliĢtirme çabaları baĢa baĢ ilerler. Teknolojinin amaçlanan hedefleri yanında
birey, kurum ve toplumlara olan yan etkileri hemen fark edilemez. Bunlar ilk değerler
sistemini etkiler. Sonuçta dünyaya bakıĢ mekanik, verimlilik ve sosyal ilerleme esaslı olur.
Teknolojiden etik değerler de etkilenir. Internette dosya paylaĢımı ve kök hücre teknolojisi
gibi geleneksel değerlerle çeliĢen yenilikler toplumu zorlar. Teknolojiye sahip olan ve
olmayan, bilgiye eriĢebilen ve eriĢemeyen arasında uçurum oluĢur. Sahip olanlar
avantajlardan yararlanıp diğerlerinin önüne geçer. Teknoloji yaĢam tarzı değiĢtirmeye de
neden olur. Ġnsanlar daha kısa zamanda, daha az emek ve zihinsel çaba ile daha çok iĢ
yapıp, daha kaliteli yaĢar. Bilgili bir toplum olaylara ve eğilimlere daha çabuk ve istediği
5
doğrultuda yanıt verir. Ġnsanlar kendilerini daha kolay geliĢtirir ve aynı anda birçok iĢ
yapar. Küresel iĢbirlikleri, daha uygun fiyatlı ürün ve hizmetlerin bulunduğu pazarlar
ortaya çıkar. Ama aynı zamanda teknoloji yaĢamı daha karmaĢık duruma getirir. Yüksek
teknolojili toplumlarda, diğerlerine göre sağlığa daha zararlı koĢullarda düĢük ücretli iĢçi
çalıĢtırma mantığı yaygındır. GeliĢmekte olan ülkelerin vatandaĢları, çeĢitli nedenlerden
geliĢmiĢ ülkelere göçüp oralarda yukarıdaki koĢullarda çalıĢır. Aynı zamanda bireyin aĢırı
teknoloji kullanımı ĢiĢmanlık, tembellik ve kiĢilik özelliklerinin yitimine yol açar. Postman
kültürün egemen iletiĢim biçiminden ve kullanılan araçlardan kaynaklandığını söyler, tarih
boyu üç farklı kültür sayar: Alet kullananlar, teknokrasiler ve teknopoliler (BatuĢ,
2005:267). Buna göre alet kullananlar aletleriyle su ve rüzgâr gücü ile yaĢamın zorluklarına
çözüm bulur ya da Ģato, köprü inĢa edip sanat, politika, mit ve ritüellere hizmet eder. Her
iki durumda da aletler, içinde bulundukları kültürün onur ve bütünlüğünü değiĢtirmez.
Halkın gelenek, eğitim yöntemi ya da toplumsal örgütün geçerliğini ve adalet anlayıĢını
etkilemez. Amaç, varolan toplumsal ve kamusal düzeni korumak ve yüceltmektir. Bunlar
geleneksel, değiĢime kapalı toplumlardır. Teknokrasilerdeyse aletler kültür dünyasının yapı
taĢına dönüĢür, yaĢamın amacı bu aletlerin geliĢtirilmesine yönelir. Aletler, kültürle
kaynaĢmaz, onu değiĢtirir. Bu toplumlarda gelenek, sosyal ahlak ve politika geçerliliklerini
sürdürebilmek için değiĢime karĢı koyar.

Bilinen ilk iletiĢim sistemi M.Ö. 8. yüzyılda, Yunanlıların alarm vermek, yardım
çağırmak ve bir olayı bildirmek için ateĢi kullanmaları ile kurulur. Bu sistemde alıcı ile
verici arasında önceden kararlaĢtırılan yalnız bir iĢaret gönderilir. M.Ö. 4. yüzyılda iletiĢim
yapılacak yerler arasındaki uzaklık tekrarlayıcı birimlerle arttırılır. M.Ö. 150‘lerde optik
iĢaretler kodlanarak bilgi uzaklara iletilir. Fakat bu sistem geliĢtirilmez. Teknolojik
yetersizlikler; sis, yağmur gibi çevre koĢullarının iletiĢimin güvenilirliliğini azaltması,
iletiĢim hızının alıcı görevini gözün yapmasından dolayı sınırlı olması, alıcı ve vericilerin
birbirlerini görecek biçimde yerleĢememeleri gibi Ģeylerdir. Bu yüzden kurye yollamak
daha verimli ve güvenilirdir (Öztürk, 2002:4). Marshall McLuhan‘ın öncüsü ve ders aldığı
profesör olan Kanadalı coğrafyacı ve siyaset iktisatçısı Harold Adams Innis (1894-1952),

6
iletiĢim teknolojisini siyasal ve ekonomik süreçlerin temeli sayar (Mattelart ve Mattelart,
2003:141). Ona göre iletiĢim sistemleri toplumsal örgütlenmeyi biçimlendirir, çünkü zaman
ve uzam iliĢkilerini yapılandırırlar. Buna göre tarih boyunca iki ayrı nüfuz biçimine yol
açan iki tip medya ya da iletiĢim biçimi ayırt edilir: Mekâna bağlı olan (space-binding) ve
matbaa ve elektronik iletiĢimle simgelenen ilki yayılmaya ve bir bölgenin denetimine yol
açar. Zamana bağlı olan (time-binding) ve sözlü kültür ve elyazmasının neden olduğu
ikincisi, küçük toplulukların ve geleneksel erk biçimlerinin tarih akıĢını ve belleğini
destekler. Birincisi merkezileĢmeyi, ikincisi bunun karĢıtını hedefler. Mobil iletiĢimle
yapılan yayıncılık bunların her ikisini de içerir, bütünleĢtirir ve bunların da ötesine geçer.
Böylece mobil iletiĢim ile yayıncılık adeta üçüncü bir kategori haline gelir. Üstelik sözlü
geleneği yeniden oluĢturmakta da önemli bir baĢarı elde edilir. Neil Postman, iletiĢim
alanında yaĢanan devrimlerin ve farklı kültürel biçimlerin, insanları gelenekçiler ve
yenilikçilere ayırdığını, ancak böyle bir ayırımın bugün geçerli olamayacağını ileri sürer
(BatuĢ, 2005:266). Postman, kültürü toplumlarda geçerli iletiĢim biçiminin belirlediğini
söyler, tarihi süreçte, sözden, yazıya ve basıma geçiĢin, sadece teknik bir ilerleme diye
düĢünülemeyeceğini, her yeniliğin yeni yaĢam biçimlerini ve toplumsal iliĢkileri getirdiğini
belirtir. Sözlü kültürün katılımcı insanları, yazı ve matbaayla, kitapların sessiz ama yol
gösterici dünyasında yalnız bireylere dönüĢür. Günümüzün çok medyalı iletiĢim anlayıĢı,
yarattığı sanal ve yapay ortamda ikinci bir sözlülük çağını baĢlatır. Artık, okumak değil
görmek, anlamak değil bakmak önemlidir. Sınıf, yaĢ, eğitim düzeyi ayırt edilmeksizin,
herkes her Ģeyi, aynı zamanda görmekte ve duymakta, bu da enformasyon kalitesinin
düĢerek, bilgilendirmekten çok, eğlendirmeye yönelik bir nitelik kazanmasına yol
açmaktadır. Postman, teknoloji ve yeni medya dünyasının getirdiği değiĢimlere ayak
uydurabilmenin ancak sorgulamaya, bilimsel düĢünceye, tarih bilincine ve güçlü bir dil
eğitimine olanak sağlayan akılcı bir eğitim süreci ile olası olduğunu ileri sürer. Yazının
bulunmasına kadar egemen olan kültürler sözlüdür. Bu kültürün insanının kendisi ve
baĢkalarıyla iliĢkileri, yazılı kültür insanından farklıdır. Walter Ong ve Massimo Baldini‘ye
göre: Sözlü kültürde en önemli duyu organı kulaktır, bellek gücü ön plandadır, sözlü kültür
tutucu, geleneksel, taĢkın ve katılımlıdır, sözlü kültür insanı salt Ģimdiki zamanın baskısı
7
altındadır, soyut ve çözümsel olmaktan çok, kavramsal bir biçimde düĢünür (Baldini,
2000:11-16). Walter Ong‘a göre insan yaĢamının bir anlatımı olan kültür; sözlü kültür,
ardından önce alfabe, sonra da oynar baĢlı harflerle geliĢen yazı ve elektronik olmak üzere
birbirini izleyen üç farklı döneme ayrılmaktadır (Ong, 1967:17). Ong, uygarlık tarihinde,
geçerli iletiĢim biçimlerine bağlı oluĢan kültürleri; birincil sözlü kültürler, yazılı kültürler,
basılı kültürler ve ikincil sözlü kültürler baĢlıklarında toplar. Ancak bu farklı dönemler
kesin biçimde ayrılamaz, çünkü her yenilik bir öncekini ortadan kaldırmak yerine daha da
geliĢtirerek dönüĢtürür, sonuçta her kültür bir öncekinden beslenir. Elektronik medya
kültürü de, sözlü, yazılı ve basılı kültürle büyük benzerlikler gösterir. Bu nedenle Ong,
insanın yaĢadığı çağı ve gerçekliği kavramasının tek yolunun, yazı ile geliĢen tarih bilinci
ile geçmiĢi tanımak ve anlamak olduğunu belirtir.

ĠletiĢim araçları geçmiĢten bu güne kadar, Ģu anda kullanılan farklı teknikleri


birbiriyle bütünleĢtirir (Lazar, 2001:81-91). Ġlk baĢta sesli iletiĢim kurulur. Ardından ateĢ
ve duman sadece piĢirme, ısınma, baĢkalarıyla görüĢme vb. fırsatları ile bile bir iletiĢim
teknolojisi olur. Zamanla uzun mesafeler için iletiĢim teknolojileri farklılaĢır: Yüksek ses
için boynuzlardan borular, uzaklardan görülebilen farklı renk ve biçimlerde bayraklar ve
sonunda yazı geliĢtirilir. Bundan sonra farklı teknolojik geliĢmelerle birlikte
telekomünikasyon alanındaki geliĢmeler 1830‘larda Ġngilteredeki ve 1840‘larda ABD‘deki
telgraf, hemen ardından 1870‘lerdeki telefon teknolojisini ortaya çıkarır. 1888‘de bilim
adamı Heinrich Hertz, Almanya‘da laboratuarda elektromanyetik radyasyon üstünde
çalıĢmalar yapar. Bu çalıĢmalar, sonuçta 1896‘da Marconi‘nin kablosuz sinyal iletimine
yarayan ve radyo adı verilen donanımı üretmesini sağlar. 1900‘lerin baĢında Titanik gibi
transatlantik gemilerin radyo kullanarak baĢlarına gelen kazaları bildirmesi ve yardım
istemesi, teknolojinin pratik yararının kabulünü sağlar. 1920‘lerde radyo yayıncılığı ticari
olur. 1948‘de Bell laboratuarlarında icat edilen transistör ve aynı yerde çalıĢan Claude
Shannon‘un yazdığı bir makale (Bell Labs, 2007) modern iletiĢim teknolojilerinin
baĢlangıcı sayılır. Her evrede insanoğlu zaman ve uzamda en son iletiĢim teknik ve
teknolojilerini kullanmaya çabalar: yazı, baskı, posta ve telefon, radyo ve TV, biliĢim

8
teknolojileri, internet ve mobil iletiĢim. Yayıncılığın teknolojik süreci iletiĢim tarihinden
anlaĢılır. ĠletiĢim canlıların varlığıyla baĢlar. Ġnsanlarla birlikte jest, mimik ve
kıyafetlerden, karĢılıklı konuĢmaya, bunlardan da kitle iletiĢimine kadar bir süreçte
çeĢitlenir. Ġnsanlar arası sözlü iletiĢimin yaklaĢık 200 bin yıl önce baĢladığı kabul edilir
(Answers.com Speech, 2009). Semboller ile iletiĢim yaklaĢık 30 bin yıl önce, yazıylaysa
yaklaĢık 7 bin yıl önce baĢlar. Telekomünikasyondaysa ancak son birkaç yüzyılda önemli
geliĢmeler yaĢandı. Ġnsan ve hayvanların beyin yapısı farklılığı, konuĢma denen geliĢmiĢ
iletiĢimin nasıl sadece bizde bulunduğunu açıklar. Ġnsan deneyimleri sözlü iletiĢimle
sonraki kuĢağa aktarıldıkça, yaĢamı sürdürmek için yeni koĢullara uyum sağlanıp daha
geliĢmiĢ teknolojiler üretilir. Birlikte hareket ve iĢbirliği için yararının yanı sıra, din, bilim
ve felsefe gibi soyut gerçekliklerin anlaĢılabilmesi için de sözlü iletiĢime gerekir. Ġlk
baĢlarda sözlü iletiĢim, sadece insan sesinin ulaĢtığı yerle sınırlıdır. Mesafeyi artırmak için
iĢaretlerin (ateĢ, duman, bayraklar vb.) kullanılması da iletiĢimi istenen uzaklıklara taĢımaz.
Tüm bu iletiĢim yöntemleri insan hafızasıyla sınırlıdır, eğer bir söz unutulursa ya da
karıĢtırılırsa ileti kolayca aslından farklılaĢır ve bozulur. Eğer bir kabilenin lideri ya da
bilgesi, bildiklerini gençlere aktaramadan ölürse, bu o kabilenin birçok nesil boyu
biriktirdiği bilgilerin kaybolması anlamına gelir.

Ong'a göre, yazıdan önce, sözcük ve ses önemlidir. Sözcükler, sözlü kültür insanları
için gücü temsil eder, bu etkinin göstergesi de insan iliĢkilerinde açık biçimde ortaya çıkar.
GeçmiĢ ve gelecekten çok, Ģu ana ait olan, hareket ve faaliyetin sembolü sesin gücü,
karĢımızdaki kiĢinin psikolojisine uygun, kimi sözcüklerin hece hece söylenmesini gerekli
kılar, doğrudan, yüz yüze iletiĢimin daha kolay gerçekleĢebilmesine olanak sağlar. Ses ve
sözcükler, yazılı metinlerden çok etkilidir ve bu gerçek, eğitimden, politikaya kadar insan
etkinliklerinde görülür (Ong, 1967:112).

9
2.1.2.1. Yazı, Matbaa ve Posta

Ġnsanoğlu fikir ve buluĢların kaybolmaması için farklı iletiĢim biçimleri geliĢtirir.


Hedef daha uzak mesafelerle iletiĢim kurmak ve bilginin kalıcılığını sağlamaktır. Ġlkin
ortaya semboller, yani bir kavramın geleneksel olarak temsil edildiği biçimler çıkar (The
Concise Oxford Dictionary of Literary Terms, 2007). Mağara resimleri, bilinen en eski
iletiĢim sembolleridir. En eski mağara resmi, Fransa‘daki Chauvet mağarasında bundan
yaklaĢık 30 bin yıl önce çizilir (Clottes, 2001:226). Ardından, yaklaĢık 10 bin yıl önce,
petroglif ya da taĢ resim adı verilen kaya duvarlarının oyulmasıyla elde edilen biçimler
görülür (Wikipedia Petroglyph, 2009). Daha sonra ortaya çıkan piktogram ya da resimyazı
ise, kavram, nesne, eylem, yer ya da olayı anlatır ve ilüstrasyon yöntemiyle ortaya konan
sembollerden oluĢur. TaĢ resimlerle aralarındaki belirgin fark, bir hikâyeyi kronolojik
olarak anlatmalarıdır. Aynı zamanda çivi yazıları ve hiyerogliflerin de temellerini oluĢturan
ilk resimyazılar 9 bin yıl önce kullanılır (Nakanishi, 1990:116). Piktogramlar zamanla
ideogramlara, yani bir düĢünceyi temsil eden grafik sembollere dönüĢür. Bir daire
piktogramı sadece güneĢ manasına gelirken, ideogram olarak çizilen bir daire aynı zamanda
ısı, ıĢık, gün gibi anlamlara da gelebilir. Örneğin yan yana iki çizgi ideogramı, hem
bacaklar, hem de yürümek fiilini karĢılar (Wikipedia Ideograms, 2009). Bazı düĢünceler
evrensel olduğundan çoğu farklı kültürde aynı ideogramlar aynı anlamda kullanılır.
Örneğin yanında gözyaĢı bulunan bir göz ideogramı, Kaliforniya Amerikan Yerlileri,
Aztekler, Mısırlılar ve erken dönem Çinliler arasında aynı biçimde üzüntü anlamına gelir.
Ġdeogramlar da logografik yazı denilen Mısır hiyeroglifleri ve Çin yazı karakterlerinin
temelini teĢkil eder. Bunlar güncel anlamıyla bilinen ilk yazılardır (Labarre, 1994:7). Mobil
iletiĢimle birlikte yazı, SMS ile varlığını bu ortamda sürdürmektedir. Yazı ilk kullanımı ve
etkileri düĢünülünce teknolojik bir yenilik, insanın kendi kapasitesinin bilincine varmasını
olası kılan temel bir araçtır. Yazı, analitik ardıĢıklığı, düĢüncenin çizgisel örgütlenmesini
gerektirir ve yazı olmadan, tarih bilincinin kavramlaĢmaz, yoğun bilgi birikimi ayrıntılı
biçimde bir araya getirilemez. Bu nedenle, sözlü kültür insanı için zaman hep Ģimdiki
zamanken, yazılı ve özellikle basılı kültür insanı için zaman hem geçmiĢ, hem Ģimdiki

10
zaman, hem de geleceğin bir ifadesidir. Yazı, özellikle de basım, sadece bilginin
yayılmasını değil, aynı zamanda, ileride yüksek-teknoloji kültürlerinin de yararlanacağı
akla dayalı becerilerin geliĢmesini de sağlar (Farrell ve Soukup, 2002:468). Yazı iletiĢim
teknolojisi üç temel türe ayrılır: logografik, hecesel ve alfabetik. Herhangi bir yazı
sisteminde bu üç tür farklı oranlarda bir arada bulunabilir. Ġlk yazı sistemine M.Ö. 4. binde
Sümer topraklarında rastlanır (UMN.edu, 2007). M.Ö. 2000‘lerde Mısır‘da görülmeye
baĢlayan Ġbranice ve Arapça gibi ilk saf alfabeler abjad-ebced olarak adlandırılırlar ve
sembolleri sesbirimlerine ya da fonemlere atarlar (Rogers, 2005:117). Sümerlilerin ilk defa
kullandığı yazı, zihnin ürünü olan dili kullanır. Hem dil hem de yazı, toplumsal grupların
iletiĢimini karĢılar. Yazının içeriği göstergelerinde yer alır. Gösterge, yazıyı hareketli kılar
ve ona görsellik kazandırır. Ġnsan dilinin kökenine iliĢkin kuĢkular bulunuyorsa da, onu
belirgin duruma yazı getirir. Çivi yazısı olarak bilinen ilk yazı kalıntıları, yaklaĢık üç bin
yıl önce Mezopotamya'da geliĢkin birkaç medeniyet merkezinde, aralarında mesafe
bulunan gruplar arasındaki iletiĢim gereksinimini karĢılaması amacıyla ortaya çıkarılır.
Bazılarına göre yazı sadece, tarım toplumlarında arazilerin ölçülmesi, kayıtların tutulması,
malların kaydedilmesi amaçlarına hizmet etmesi için doğar. BaĢkalarına göreyse
merkezden uzak topraklara hükmetmek için bir hükümetin mecburen kullanmak zorunda
olduğu bir araç olarak ortaya çıkar. Ne olursa olsun yazı, yaklaĢık altı bin yıldır vardır ve
oldukça da geliĢmiĢtir. Halen kullanılan alfabetik yazı, geliĢtirilmiĢ haliyle M.Ö.
1700‘lerde üretilir (UMN.edu, 2007). Yazı ile yazılanları araçlar birbirine bağlar. Zorunlu
olarak kullanılması gereken bağlayıcı bazı teknikler vardır. Bu tekniklerin geliĢmesiyle
yazının geliĢmesi birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Buna göre Mezopotamya'daki kil
tablet, Yunanistan, Roma ve Mısır'daki parĢömen ve papirüs, daha geç dönemlerde,
Ortaçağ'da, doğu ve Çin'den gelen kâğıt izler.

Kültürel, ekonomik ve toplumsal bir bakıĢla yazının tüm uzantıları sayısal


hesapların bir türevidir. Yazı bir keĢiften sonra, onu birkaç asır boyunca kayıt altına alıp
saklayarak güvence altına alır, hatırlanmasını kolaylaĢtırır ve baĢkaları için ayrıntıları
aydınlığa kavuĢturur. BaĢka hiçbir Ģeyin böylesine bir hizmeti yoktur. Yazı ile bilgi

11
biriktirilir, güvenilir biçimde saklanır ve gereksinim duyulduğunda eriĢilir. Yazı, kuĢkulu
durumlarda bilginin tanıklığına baĢvurma olanağı sunar, aynı zamanda da onları korur. Bu
anlamda Latince verba volant, scripta manent, Türkçeye söz uçar, yazı kalır diye çevrilir.
Yazı, anlatımı zaman ve uzamda yayar. Ġletiler yazılı metinlerle somutlaĢır. Yazılı metin
içeriğin yeniden üretimiyle, isteğe bağlı olarak çoğaltılır. Mevsimler gibi tekrarlanan
olaylar açısından, geleceğe iliĢkin olaylardan önceden haberdar olunması ve düzenli
biçimde algılanması olanağı doğar. Bu, bir ırmağın akıĢı, yıldızların hareketi gibi farklı
öznelere iliĢkin genelleĢtirmeler sağlar. Yazı, bilimsel geliĢme için temeldir. KiĢilerin
kendisinin gidemeyeceği yere yazıyla ileti gönderebilmesi, resmi yazıĢmaların artması,
iletiĢimde önemli bir birikim yaratır. Sonuçta yazı, yığınla bilginin bir araya getirildiği
kütüphaneleri, zihinsel teknolojiyi doğurur. Niklas Luhmann, toplumların sırayla arkaik,
yüksek Ģehir kültürü ve teknik-endüstriye dayanan toplum sistemlerinden geçtiğini söyler.
Arkaik toplum, dolaysız etkileĢimi yani katılımcıların varlığını gerektiren iletiĢim biçimi
olarak dil ile biçimlendirilir. Yazının icadı ile iletiĢim süreci, katılımcının varlığına
gereksinim duyulmasından bağımsızlaĢır. Yazı, uzam ve zamanı birleĢtirir, süreç karĢılıklı
etkileĢim ve iyice anlamaktan bağımsızlaĢır (Alver, 2006:152).

590‘larda Çinliler negatif kabartma ile tahta baskı tekniğini kullanırlar. 1400‘lerde
tahta baskı tekniği uzak doğudan Avrupa‘ya ulaĢır. 1450‘de Gutenberg‘in matbaayı icat
eder. Bu önemli bir temel değiĢtiricidir. Ancak dönemin kültürel, toplumsal, tarihi içeriği,
baskının doğuĢundan ayrı düĢünülemez. Bunları bütün olarak düĢünmek gerekir. Yazının
bu yeni çoğaltma tekniği, Batı Medeniyeti'ndeki entelektüel bakıĢı köklü biçimde değiĢtirir.
Etkileri tüm düzeylerde hissedilir. Baskının tarihi, medeniyetin genel tarihini tamamlayan
bir parçadır. Yazılı basının onlar üzerindeki etkilerini hesaba katmaksızın ne kurumsal ya
da siyasi olaylar ne de felsefi geliĢmeler tam anlamıyla anlaĢılır (UCSD, 1997). Matbaa,
belirli bir sermaye ve insan emeği gerektiren bir seri üretim biçimidir. Kapitalist sürecin
baĢlangıcıdır. Ġlk grevleri, çalıĢma koĢullarının düzenlenmesini isteyen matbaa isçileri
yapar. Matbaa, ekonomik, toplumsal ve entelektüel yaĢamı etkiler. Elyazması kitaplardan
daha ufak ve taĢınabilir kitaplar basıldığı için, okur kalabalıktan uzak, kitabı ile baĢ baĢa

12
kalır ve zamanla tamamen sessiz okuma alıĢkanlığı kazanabileceği ruhsal ortam ortaya
çıkar. Ortak ve düzgün yazı dilinin gerektirdiği kapsamlı ve ayrıntılı sözlüklerin basımı
baĢlar. Yazarların, eserleri üzerindeki hakları ve sorumlulukları çoğalır. El yazmasının
geçerli olduğu yıllarda ve matbaanın ilk dönemlerinde, herhangi bir eserin, sahibinin haberi
olmadan çoğaltılması ve basılması olasıdır. Özellikle 18. yy.‘dan sonra düzenlenen
yasalarla kitaplar sahiplerinin ve yayıncıların sorumluluğunda olan birer mala dönüĢür.
Yazarlık profesyonel bir meslek olur. Bir zamanlar herkesin paylaĢtığı sözlü kelime
dünyası, matbaa ile özel mülke dönüĢür. Matbaa ile baĢlayıp yüzyıllar süren sözlü kültür
geleneğinin yerini alan basılı kültürün baĢlıca özellikleri Ģunlardır: Sesli sözün yerini yazılı
söz alır. Modern çağlara özgü özel alan ve mülkiyet anlayıĢı geliĢir. Okuma sessizleĢir,
kitap bir meta olur, dil sadeleĢir, yazı ve konuĢma dili farklılaĢır. GeniĢ kapsamlı ve
ayrıntılı sözlükler basılır. Tarih kavramı ile birlikte geçmiĢi anlama ve geleceği düĢünme
çabası baĢlar. Kitapların baĢlangıç ve sonuç bölümleri arasında kalan ardıĢık ve analitik
ifade biçimi, neden-sonuç iliĢkileri üzerinde düĢünmeyi kolaylaĢtırır. Hümanist
düĢünürlerle baĢlayan insanı ve doğayı sorgulama giriĢimleri, özellikle Rönesans ve
Reform dönemlerinde insan aklının ön plana çıkmasına, eski geleneklerin yerini, daha
çağdaĢ, analitik ve nesnel bilgiye bırakmasına yardımcı olur. Ortaçağda yazılı kültür belirli
bir seçkin azınlığın tekelindedir. Rönesansla birlikte düĢünceler geniĢ bir alana yayılır,
keĢifler hareketlenir. Böylece baskının insan iletiĢimi ve toplumsal yaĢamı üzerinde
sonuçları olur. Alfabenin yayılmasından kaynaklanan standartlaĢma, bilginin
demokratikleĢmesi ve çözümleyici düĢüncenin geliĢmesinin önemli nedenlerindendir.
Baskının geliĢinden sonra kolektif hafıza biçim değiĢtirir ve yerini kısa süreli hafıza alır.
Ağızdan kulağa organik iletiĢim araçları, yazılı dokümanlar gibi güvenli bilgi nakil
araçlarına yerini bırakır. Baskı, bireysel ruhu cesaretlendirip özgür bir düĢüncenin
üretilmesine fırsat doğurur, düĢüncelerin hızla yayılmasına katkı sağlar. Kitle kültürünün
katlanarak artmasıyla manevi ve entelektüel yaĢam değiĢir. Tüm bunlar Ģair, yazar,
denemeci, bilim adamı gibi yaratıcı grupların yetiĢmesine katkı sağlar. Baskı, bilginin
biriktirilmesini kolaylaĢtırarak hem düĢüncelerin korunmasını kolaylaĢtırır hem de bu
alandaki yenilikleri kıĢkırtır. Reklâmın, yayının kurumsallaĢmıĢ biçiminin heterojen kitle
13
bireylerine sunumunu ve yeni yayınların fırsatını getirir. Baskı, sözcük ve görüntü
kültürünü kaynaĢtırıp destekleyerek, köklü bir yapı ve biçim değiĢimine neden olur.
Yazının çoğaltılmasıyla metin bütünlüğünün korunması da gelen ilerlemelerdendir. El
yazması kopyalar çeĢitli hataların, bozulmaların değil, aynı zamanda yıpranma ya da
hırsızlığın, ateĢin ve suyun tehdidi altındadır. Birkaçı güvenli bir yerde saklansa da,
genellikle kaçınılmaz olarak kaybolup dağılırlar. Baskının icadından sonra tüm bu yok
olma tehlikesi ortadan kalkar. Baskıyla korumanın önemi, belgelerin çok daha geniĢ
biçimde yayılmasına olanak tanımasıdır. Daha önceden bilgi, sınırlı sayıdaki bir seçkin
gruba özeldir. Bunun değiĢmesi, bilginin demokratikleĢmesi açısından da anlamlıdır.
ĠletiĢimdeki bu değiĢim, kamusal katılımı da değiĢtirir. Basılı belgelerin büyük ölçekli
dağıtımı, aynı olayların paylaĢılmasını ve birbirini tanımayanlar arasında kiĢisel olmayan
bağ kurulmasını sağlar. Bu topluluk dağınık ve çok daha bireysel ve parçalanmıĢ bir
biçimdedir. Entelektüellerin doğuĢu, basılı ürünlerin üretim ve dağıtımına bağlanır.

McLuhan'a göre tipografi yalnız bir teknoloji değil, pamuk, kereste ya da radyo gibi
bir doğal kaynak veya temel üründür. Bütün temel ürünler gibi, yalnız kiĢisel duyu
organlarına değil aynı zamanda birlikte yaĢamaya dayalı karĢılıklı bağımlılık modellerine
de biçim verir. Ona göre matbaa, insanı daha baĢlangıçta kabile insanı olmaktan ya da
kollektiflikten çıkaran alfabe kültürünün en uç evresidir. Matbaa, alfabenin görsel
niteliklerini en yüksek tanımlama keskinliğine ulaĢtırır. Dolayısıyla matbaa, fonetik
alfabenin bireyselleĢtirme gücünü el yazması kültürünün yapabildiğinden çok ötelere taĢır.
Matbaa, bireyciliğin teknolojisidir. Eğer insanlar bu görsel teknolojiyi bir elektrik
teknolojisiyle değiĢtirmeye karar verdilerse bireycilik de değiĢecektir (McLuhan,
2001:223). Matbaa bütün tarihçilerin de doğruladığı gibi, bireycilik eğilimini Ģiddetlendirir
(Altay, 2005:59). Teknolojik süreç gitgide aynı etkiyi artırır, mobil içerik ve yayıncılıkla bu
durum Ģu ana kadarki en yüksek seviyesine ulaĢır. McLuhan ulaĢılabilirlik ve taĢınabilirliğe
doğru olan son derece doğal eğilimin, bir örneklik ve yinelenebilir harflerle olası duruma
gelen, ama el yazması koĢullarında kesinlikle olanaksız olan, okuma hızındaki büyük artıĢla
el ele yürüdüğünü düĢünür. UlaĢılabilirlik ve taĢınabilirliğe yönelik aynı dürtünün gitgide

14
daha geniĢ okur kitleleri ve pazarlar ürettiğini belirtir (McLuhan, 2001:291). Bu iddialar
tekrar test edilmelidir; teknolojiler tek baĢına değil, birey, toplum, çağ ve diğer
teknolojilerle birlikte birçok değiĢkenle iliĢkileriyle bazı sonuçlar çıkarır.

Yazının tarihinde postanın yeri önemlidir. Postanın yani yazılı belgelerin bir aracı
vasıtasıyla ilgili tarafa iletilmesinin tarihi, neredeyse yazı kadar eskidir (Wikipedia Mail,
2009). Ancak posta iĢletmelerinin kuruluĢu çok daha sonralarıdır. MÖ 2400‘de Mısırda
firavunlar kurye hizmeti kullanılır. Bundan önce de mesajları ezberleyen elçiler bu tür
iletileri aktarır. Posta ile ilgili ilk sistemli çalıĢma Pers hükümdarlarınca Ģimdinin Ġran
topraklarında MÖ 550‘de gerçekleĢtirilir. Bu sistemde süvariler aradaki istasyonlarda at
değiĢtirip durmaksızın kısa sürede uzun mesafelere ileti taĢır. Aynı mantık 12. ve 19. yy.
arasında Osmanlı Devleti‘ndeki posta tatarlarında (Skylife, 2007) ve ABD‘de Nisan 1860-
Ekim 1861 arasında çalıĢan Pony Ekspres‘te görülür (Payment, 2005:4). ABD‘de telgraf ve
trenin ülkenin iki ucunu bağlamasıyla atlı posta taĢıyıcılığı da ortadan kalkar. Bu posta
taĢıma mantığı, bilgisayar ağlarındaki IP iletiĢiminde tekrarlanır. IP ortamında, mesajın
parçaları paketlerle taĢıyıcı katmanda iletilir (Wikipedia Internet Protocol, 2009). MÖ
221‘de Çin‘de, MÖ 62‘de Roma‘da posta teĢkilatları, orta çağda ve sonrasında güvercinler
de ileti taĢımada kullanılır. Alternatif ileti taĢıma yolları arasında pnömatik tüplerle
silindirlerden iletim, kızakla ve balonla gönderim de sayılır (Wikipedia Mail, 2009b). Artık
kâğıt mektup yerine, e-posta, SMS veya anında mesajlaĢmayla ile anında alıcıya ulaĢmak
tercih edilir. ĠĢ dünyasındaki rekabet, en hızlı kurye hizmetinden daha çabuk olan
elektronik ortamda belge iletmeyi gerekli kılar. Metin ile iletiĢim hakkında önemli tarihler
Ģöyledir: MÖ 3000‘ler papirüs, MÖ 59‘lar ilk gazete olan Acta Diurna, MS 100‘ler kâğıt,
1000‘ler mürekkep kullanan kalemler ve Çin‘deki matbaalar, 1400‘ler Gutenberg ve ilk
Avrupa matbaası, 1500‘ler kurĢun kalemler, 1800‘ler daktilo, 1960‘lar metin editörleri ve
bilgisayar.

15
2.1.2.2. Telefon, Radyo ve Televizyon

Telekomünikasyonun tarihi, Amerika, Afrika ve Asya‘nın bazı bölgelerinde duman


ve davul sinyalleri ile baĢlar. 1790‘larda Avrupa‘da görsel telgraf adı da verilen ilk semafor
sistemleri görülür (Williams, 1852:311). Ancak 1830‘lardan beri elektrikli
telekomünikasyon sistemleri ortaya çıkmaya baĢlar. 1792‘de Claude Chappe ilk semaforu
Lille ve Paris arasında haberleĢmek için üretir. Avrupa‘da kullanılan bu teknoloji yetenekli
operatörlere ve pahalı kulelere gereksinim duyduğundan 1880‘de vazgeçilir. Telgraf
çalıĢmalarını 1795‘te de F.D. Salva baĢlatır ve 1800‘de A. Volta, 1809‘da S.T.V.
Soemmering, 1820‘de H.C. Orsted, 1821‘de A. ve M. Ampère, 1825‘te W. Sturgeon,
1828‘de J. Henry, 1832‘de B. Schilling, 1833‘te C.F. Gauß ve W. Weber sürdürür (Coe,
2003:14,26,66). Ġlk ticari telgraf hattını C. Wheatstone ve W.F. Cooke 1839‘da Ġngiltere‘de
kurar. 1838‘de Samuel Morse ve Alfred Vail ABD‘de baĢarılı bir deneme yaparlar. 1851‘de
sadece ABD‘de 32 bin kilometrelik telgraf hattı vardır. Telefon Yunanca tele-uzak ve
phone-ses sözcüklerinden oluĢur ve sesi uzaklara taĢır. 1849‘da Antonio Meucci‘nin ilk
telefonu, elektrofonik etki denilen, konuĢma ve iĢitmenin ağza tutulan parça ile
gerçekleĢtiği farklı bir tasarıma sahip olduğundan pratik bulunmaz. Geleneksel anlamdaki
ilk telefonu Alexander Bell 1876‘da icat eder (Wikipedia Telephone, 2009). 1878 ve 1879
yıllarında ilk ticari telefon Ģebekeleri Ġngiltere ve ABD‘de kurulur. 1880‘lerde hemen tüm
büyük ABD Ģehirlerinde santral görevlilerinin aracılığıyla da olsa telefon iletiĢimi vardır
(Sands, 1973:12). Türkiye'de ilk telefon 1909‘da kullanıma girer (Elektrik Mühendisliği
Dergisi, 2007:66). Kadıköy ve Beyoğlu santralları 1911‘de hizmete açılır. Ġlk otomatik
telefon santrali 1926‘da Ankara'da kurulur. PTT'nin 1970'lerden sonra yaptığı çalıĢmalarla
telefon, Türkiye'de geç ama hızlı yayılır. James Lindsay 1854‘te iki mil mesafeye telsiz
telgraftan ileti aktarır (Wikipedia Wireless Telegraphy, 2009). 1893‘de Nikola Tesla
kablosuz telgraf teknolojisinin detaylarını ortaya koyar ve uygular. Kullandığı aparat,
vakum tüplerinin bulunmasından önce radyo sistemlerinde kullanılan tüm unsurları
içermektedir. 1900‘de Reginald Fessenden kablosuz olarak insan sesini aktarır. 1901‘de
Guglielmo Marconi Ġngiltere ve ABD arasında kablosuz iletiĢim kurar. Radyo iletiĢiminin

16
temelleri Hertz ile atılır fakat 19. yy. sonlarında Marconi‘nin deneyleri radyo iletiĢiminin
baĢlangıcıdır (Erdoğan, 2001:1).

Marshall McLuhan ve Bruce Powers, Global Köy‘de telefonun iĢlevlerini ele alır ve
telefon altyapısını, telli bir ulusun sinir sistemi olarak tanımlar. Telefon, otoyollar ve
demiryolları gibi, özel bir zaman-uzam bağlantısında insanları birbirine bağlar. Ama bir
zaman çevresinde ardıĢık olan otoyollardan ve demiryollarından farklı olarak telefon, anlık
temasın özel bir formunu oluĢturur. Yazarlara göre telefon uzun mesafelerde giriĢim olayını
önlemek, uzamsal uzaklığı gidermek ve insan sesinin hızını artırmak için tasarlanır.
McLuhan ve Powers telefonun bir aygıt olarak insan bedenini ıskartaya çıkarttığının ve bu
anlamda telefonun telepatiye yönelik, çağlar öncesi beynin sağ yarı küresel eğilimini
artırdığını söyler. Telefonun en büyük sosyal etkisi, arayanın kimliğini yok etmesidir.
―Arayan eğer tanımlanmamıĢsa ya da kendisini tanımlamamayı seçmiĢse, coğrafi bir
konumla ve sosyal bir iĢlevle teması olmaz. Gerçekten bedensizleĢir ve bu ruhsal halle de
denetimsizleĢir.‖ (McLuhan, 2001:200). Posta ve telefon sınırlı bütçeye sahip kiĢiler için,
iletiĢimin kapsamını geniĢletir. Posta ve telefon düĢük ücretiyle, iĢbölümü ve sanayileĢme
sonucunda bireylerin ayrı kalmaları ve sürekli yer değiĢtirmeleri sırasında gereksinim
duydukları iletiĢimi sunar. Telefon, 50'li yıllarda bireyler arasında gerçek bir bağ olur. Ama
aynı zamanda da kiĢilerin özel hayatına girilmesi sonucunu doğurur. Telefon aynı zamanda
bireyin anlattıklarını bir baĢkasının kaydetmesine olanak hazırlar ve yüz yüze iletiĢim
alıĢkanlıklarını da değiĢtirir. En uzak yerdeki kiĢiye kavuĢmak için basit bir eylemi yeterli
duruma getirerek, anındalığı sürekli kılıp mesafe algısını değiĢtirir. SanayileĢmiĢ
toplumlarda bireylerin yüzde 90'ından fazlasının telefonu vardır. Gitgide yüz yüze iletiĢim
yerini aracılı iletiĢime bırakır. Diğer taraftan posta ve telefon özel alana doğrudan doğruya
müdahale ettiği için, insanlar arasındaki samimiyeti, özel yaĢamı da değiĢtirir. Sosyal
örgütlere daha duyarlı olma ve daha doğrudan ulaĢma fırsatını kiĢilere tanır. Telesekreter
gibi teknolojiler bireysel alanda ―eĢik bekçisi‖ gibi iĢlev görerek, bu durumu adeta yeniden
dengeler.

17
Mobil iletiĢim donanımları, telefonun bir sonraki aĢaması olarak yukarıda sayılan
etkilerin katlanarak artmasına neden olur, tüm bunlara bir de uzamdan bağımsızlığı da
ekleyip kiĢiler arası iletiĢimde geriye kalan son sınır olan sabit hatlara bağlılık
zorunluluğunu ortadan kaldırır. Radyo, ilkin telsiz telgraf adı ile duyulur. Fransa'da radyo
Eyfel‘in etrafında, düzenli programlara 1922'de baĢlar. Çoğu ülkede radyo istasyonlarını
özel finans kurar. BaĢlangıçta frekans tahsisine iliĢkin Ģiddetli tartıĢmalar yaĢanır. Radyo,
halk arasında hızlı yayılır. ABD‘de, 1932'de yaklaĢık 600 istasyon ve 12 milyon radyo,
1940'da Fransa'da 5 milyon radyo vardır (Lazar, 2001). Radyonun yeniliği tümüyle aracısız
yayın kapasitesine sahip olmasıdır. BaĢlangıçta bu kapasiteden politikacılar geniĢ ölçüde
yararlanır. 1917 Kasım'ında Sovyet devrim komitesi devrimi halka benimsetmek için onu
kızıl kruvazör olarak değerlendirir. Nazi Almanya'sı 2. Dünya SavaĢı öncesi ve esnasında
ideolojisini yaymakta radyodan yararlanır (Encyclopedia of American History, 2008).
GeliĢmekte olan ülkelerde radyo genellikle siyasal iletiĢimin özelleĢmiĢ bir aracı olarak
kalır ama yeni toplumsal davranıĢlara bireyleri alıĢtırıp bunları yaymakta da kullanılır.
Televizyonun geliĢi ve yükseliĢinin, radyonun sonu olacağı zannedilir. Televizyon radyo
izleyicisini bir süre azaltır. Ama aynı zamanda radyo için uyarıcı rol oynar. Televizyon
radyo yayınlarının tarzını değiĢtirip daha seçici olmaya zorlar. Özellikle müzik yayınlarına
meraklı genç kuĢak açısından radyo ağırlığını korur. Radyonun ilk baĢlarda boyutları
büyüktür. Zamanla avuç içine sığabilmesi onu bilgi aracı olarak kullanıĢlı kılar. Ayrıca
insanı televizyondan daha az tutsak alıp, haberleri çok hızlı aktarmaktadır. Müzik ve
kültürel programlar dinleyiciler için vazgeçilmez olur.

Televizyonun doğuĢu doğrudan bilgi aktarımında ileri bir adımdır. Böylece evrenin
doğrudan seyri olasılaĢır. Haber, herkesin katıldığı ve herkesin katkı sağladığı bir olay olur.
Meraklı bir gözden artık hiç bir Ģey kaçmaz. Ancak bunu savunanlar haberi, medyanın
çarklarından bağımsız değerlendirenlerdir. Televizyonun net bir tarihini vermek güçtür.
Çünkü televizyon üç seri buluĢun sonucudur: Elektrik enerjisini ıĢık enerjisine dönüĢtüren
photo electricity, bir görüntünün elektronik olarak çizgi çizgi ve nokta nokta taranması, bu
görüntünün Hertz dalgaları ile aktarılması. C. Francis Jenkins 1922‘de sabit resimleri

18
kablosuz bir mekanik sistemden aktarır. 1925‘teyse hareketli görüntü -bir yel değirmeni-
aktarır. Halka açık ilk televizyon yayını 1936'da Ġngiltere'de gerçekleĢir. 1939 ilkbaharında
Fransa'da, Eyfel etrafında haftada on beĢ saat yayın yapılır. Ġkinci Dünya SavaĢı boyunca
Avrupa'da yayınlar kesilir. 1948'de, artık televizyonun yurdu olan ABD'de 250 bin alıcı
vardır (TVhistory.tv, 2007). Yüzyıllar boyunca bilinen bütün kültürel formların, daha ileri
ve karmaĢık bir bütünü olan bu yeni dönemi, Ong ikinci sözlü kültür dönemi olarak
adlandırır. Bu dönemin temel belirleyicisi olan televizyon, tıpkı birinci sözlü kültürde
olduğu gibi sese ve görüntüye dayanırken, aradaki fark hedef kitlenin niteliğinden
kaynaklanır. Ġlk dönemde konuĢmacı, dinleyicileri ile doğrudan iliĢkiye girip doğal bir grup
bilinci oluĢtururken, televizyon aktörü, aynı sözel taktikleri -sözlü kalıpları, mimik ve
jestleri- kullanarak aynı anda milyonlarca ama hiç görmediği izleyici kitlesine seslenmekte
ve sanal bir grup bilinci oluĢturmaktadır. Ġkinci sözlü kültürün hedef kitlesi, McLuhan'ın
deyimi ile ―dünya köyünün halkıdır‖ (Ong, 1994:161). Bu iki farklı dönem arasındaki bir
diğer benzerlik de Ģimdiki zamana odaklanması, gösteri niteliğinin olması, yazı ve
matbaanın yarattığı özel alan anlayıĢını yıkarak yeniden kamusal alanı ön plana
çıkartmasıdır. Ancak bu kamusal alan, birinci sözlü kültürdeki gibi doğal ve katılımcı değil,
aksine, önceden planlanmıĢ ve kurgulanmıĢ bir alandır. GeliĢmiĢ ülkelerde televizyon en
baĢta gelen iletiĢim aracıdır, toplumsal, eğitsel, siyasal, iktisadi ve kültürel olmak üzere
yaĢamın hemen her alanında ciddi bir rol oynar. Bireylerin günlük yaĢamlarında önemli bir
yer tutar. Televizyon genç kuĢağın toplumsallaĢma sürecinde de, önemi gün geçtikçe artan
bir rol oynar. Önceleri bu sürecin esas aktörleri olan okul ve aile, televizyon karĢısında
etkinliklerini yitirir. Televizyon iĢlevleri, örgütleri, düzenlenmesi radyonun yolunu izler.
Üst sınıflar onu oldukça uzun bir süre reddeder, ama gençler ve alt sınıflar çok çekici bulur.
Televizyonun iĢlevleri eğlendirme, bilgilendirme ve eğitimdir. Ancak eğlence ağırlığının
gitgide arttığı görülmektedir. Sonuçta televizyon, sanayi toplumlarının gündelik
yaĢamlarına tümüyle yerleĢir. Her ülke; finansal, siyasal, kültürel sistemlerine göre bir
televizyon modeline sahiptir. Dünyadaki üç tip televizyon örgütlenmesinin ilki devlet
himayesidir. Bunlar kamusal bir hizmetle yükümlüdür. Ġkinci sistem serbest rekabetten
doğan özel iĢletmelerin televizyon örgütlerini içerir. Bu ikisinin arasında yer alan karma bir
19
sistem de bulunur. Kamusal hizmetlerle yükümlü devletin bir ya da birkaç televizyon kanalı
ile özel kaynaklarla finanse edilen ticari kanallar bir arada faaliyet gösterir. Devlet denetimi
olmayan ülke yoktur. ABD'de de bir kurum televizyonları denetler (FCC, 2009).
Telekomünikasyon ile ilgili önemli tarihler Ģöyledir: Optik sinyaller açısından: MÖ
2400‘ler kuryeler ve ilk posta sistemleri, MÖ 490‘lar helyograf ya da pırıldak, 16. yy
gemilerde kullanılan bayraklar, 1790‘lar semafor ya da görsel telgraf, 19. yy sinyal
lambaları. Ses sinyalleri açısından MÖ 3000‘ler davullar ve borular, MS 1838 telgraf, 1848
telefon, 1896 radyo. Optik ve ses sinyalleri bir arada düĢünülürse: 1822 C. Babbage‘ın
mekanik bilgisayarı, 1927 televizyon, 1969 bilgisayar ağları, 1983 Internet.

2.1.2.3. Bilgisayar, Internet, Uydu ve Sayısal Yayıncılık

ĠletiĢim alanındaki büyük buluĢlardan belki de sonuncusu bilgi iĢlem teknolojisidir.


80'li yılların sonunda bu baĢlıkta yeni iletiĢim teknolojileri görülür. Artık netbook ve
avuçiçi bilgisayar gibi mobil iletiĢim donanımları, Blueray Disk (BD), uydu, kablo TV ve
internet güncel iletiĢim donanım ve altyapılarıdır. Yeni iletiĢim teknolojisi, sinyalleri
iĢlemekte özel sayısallaĢtırılmıĢ bilgi iĢlem yöntemleri kullanır. Bu yeni bir iletiĢim
sistemidir, ama aynı zamanda eski sistemlerin yeni bir kullanımıdır. Yenilik, büyük hızla,
büyük miktarda nicel bilgiyi düzenleme ve bellekte tutmaktır. Internet, etkileĢim getirir.
Alıcı ve verici eskiden ayrıĢtırılabilirken, artık bu ayrıĢtırma neredeyse olanaksızlaĢır.
Medya alanındaki değiĢim, bilgi iĢlemle görsel-iĢitsel araçları bir araya getirir. Bu
teknoloji, üretim, iĢleme, düzenleme ve bilgilenme sürecini alt üst eder. Eski iletiĢim
teknolojisi birkaç kiĢinin çok geniĢ bir kitleye tek anlamlı mesajlar gönderdiği bir süreçtir.
Bu yeni teknolojide kitle sınırlandırılmaz. Uydu, kablolu iletiĢim ve internet ile insan
iletiĢimi küresel ve evrensel boyut kazanır. Güncel yeni medya iki büyük kategoride
sınıflandırılır. Birincisi geleneksel araçların kapasitelerini dağıtmayan ya da sürdüren -
kablo, uydu ve birleĢimleri gibi- son zamanlarda görülen teknikleri, kablolu dağıtım ve
kablolu televizyon, fiber optik ya da kablolu araçlar kullanılarak gerçekleĢtirilen görsel
aktarımı kapsar. 1962'nin sonlarında ilk ABD uydusu Telstar, televizyon sinyallerini
aktarmada kullanılır (NASA Telstar, 2007). 70‘li yılların ortalarına doğru ABD‘de uydudan
20
ilk televizyon yayınları baĢlar, uydular televizyon alıcılarına yayınları doğrudan ulaĢtırır.
Bu teknoloji televizyon izleyicisini artırırken, kablolu sistem ve istasyonları da birleĢtirir
(Wikipedia Satellite TV, 2009). Ġkinci kategori bireyin istediği programı ya da hizmeti
kumanda ile seçmesine izin veren donanımlardır. Bunlara örnek görüntü, ses kaydedip
tekrar izleten video ve kasetçalarlardır. Bunlar kendilerinden sonra gelecek CD, VCD,
DVD, BD çalarlara kullanıcıları hazırlar. Bu arada teleteks ya da videoteks ile görsel
ortamda yazılı bilgi iletimi de geliĢir (Computer Desktop Encyclopedia, 2009). Fakat
sayılan tüm teknolojiler ve yeni medya arasında en öne çıkanı görsel, iĢitsel ve basılı
yayınların bir ekrandan izlenmesine olanak veren internettir. IP ile veri aktaran,
bilgisayarlar arası ağlar topluluğu olan internette, akademik, özel ve kamu bilgi ve
hizmetleri bulunur. Web sayfaları, e-posta, sohbet ve dosya transferi uygulamaları
kullanılır. 20.yy‘ın sonlarında haberleĢme, iletiĢim ve yayıncılık tekniklerinde hızlı ve
önemli geliĢmeler yaĢanır. Özellikle sayısal iletiĢim teknikleri ile yapılan radyo ve
televizyon yayıncılık hizmetlerinde, analog yayın sistemlerine göre ses ve resim kalitesinin
üstünlüğü yanında çeĢitli bilgilerin de eĢ zamanlı ve daha ekonomik koĢullarla program
iletme olasılığı, bu konudaki araĢtırmaları derinleĢtirir. ABD, Almanya ve Ġngiltere gibi
birçok ülkede yapılan çalıĢmalar 21.yy‘ın yeni yayın sisteminin sayısal olacağını gösterir
(RTÜK, 2007). Sayısal yayıncılığa geçmeden analog ve sayısal arasındaki fark
anlaĢılmalıdır. Analog, bir nesne ya da olayın aslına benzeyen bir sunumudur (Von
Eckardt, 1995:118). Sayısal, ayrı durumlar biçiminde sayılabilen fiziksel değiĢkenlere,
sınırlı bir takımdan depolanan ya da aktarılan verilere karĢılık gelir. Çoğunlukla ikili
sistemde, elektronik ya da elektromanyetik sinyallerle sunulan, 1 ve 0‘lardan oluĢan
verilerdir. Örneğin sıfır ya da 5 volt gibi ya bir durumda ya da diğerinde olan voltaj gibi
olayları içerir. Sayısal sistemler ikili sistemi (0-1) kullanarak veri girdisi, iĢlemesi, aktarımı
ve çıktısı yaparlar (American Heritage Dictionary, 2009). Analog sinyaller, sınırsız sayıda
değerleri sunabilen sürekli dalgalardır. Telefonlar ses aktarımında analog anahtarlamalı
hatlar kullanır. Ses hatlarının dar bantgeniĢliği yüzünden, analog hatlardaki veri iletimi
aktarım hızı sınırlıdır. Telefon hatlarından veri iletirken, verileri taĢıyan sayısal sinyalleri
analog sinyallere dönüĢtürmek için bir modem gerekir. Analog sinyaller uzun mesafelerde
21
taĢındıklarında, güçlendirilmeleri gerekir. Bu da aktarılan verilerin değerini bozar
(distortion). Analog veriler sayısal verilere dönüĢtürüldüğünde, daha hızlı ve bozunmalara
uğramadan aktarılır. Sayısal veriler kesinlik taĢır, ama analog ortamdaki enformasyonu tam
aktaramazlar (IBH Net Glossary, 2009). Kısaca analog bir sistem ya da alet, değiĢen
değerleri sürekli değiĢen fiziksel miktarlar olarak sunar. Kadranlı saat tipik bir analog
alettir. Böyle bir saat günün tüm vakitlerini gösterir. Buna zıt olarak sayısal bir saat, sınırlı
sayıdaki vakti, örneğin her saniyenin onda birini gösterir. Ġnsanlar dünyayı analog görür ve
yaĢarlar. Örneğin görme duyumuz, biçimler ve renkler arasında neredeyse sınırsız farkları
anlar. Radyo dalgaları da telefonlarla aynı biçimde çalıĢır. Ses, aynı biçimli elektriğe
çevrilir ve havadan aktarılır. Sayısala dönüĢtürülen analog unsurlar, oransal değerlerinden
yitirseler de, daha kolay depolanıp iletilir. Tüm bu iĢlemler sırasında analogdan sayısala,
sayısaldan analoga dönüĢüm gerçekleĢir. Müzik kaydı sırasında sesi sayısallaĢır, dinlerken
analoglaĢır. Basılı yayınların ardından sırasıyla radyo ve televizyon yayıncılığı, radyo ve
TV programlarının hazırlanması ve yayınında bilgisayar kullanımı, bunun ardından da
bilgisayar destekli masaüstü yayıncılık uygulamaları ile baĢlayan sayısal yayıncılık,
Internet ve iliĢkili teknolojilerle geliĢir. Bunların bir arada görülebileceği mobil mecra da
değerlendirilir. CNN, BBC gibi yayıncılar mobil mecrada yer alır. WAP ile sitelere mobil
eriĢilir. Ardından ODP (on device portal) gibi uygulamalarla daha geliĢmiĢ özellikler
kullanıcılara sunulur. Web, üç aĢamadan geçer (Short, 2007:13): Web 1.0 aĢamasında bilgi
webde yayınlanan belgelerle eĢ değerdir. Web kitap ya da veri deposu gibidir. Kullanıcı
pasif veri deposu olarak webe baĢvurur, gezer, baĢka bir Ģey yapmadan sadece ilgi
çekebilecek ve iĢe yarayabilecek bilgi ve hizmetler arar. Bunun için arama motorlarını
kullanır. Web 2.0 aĢamasında bilgi Web 1.0‘daki anlayıĢla birlikte kullanıcı bilgisini içerir.
Web kullanıcının bilgilerini paylaĢmasını sağlar, kullanıcı webin parçası olur. Web,
kullanıcının varlığını duyurduğu, arkadaĢ ve iĢ çevresiyle iletiĢim kurduğu, bilgi paylaĢıp
iĢbirliği yaptığı ortam olur. Yeni nesil arama motorları, webloglar (Köroğlu, 2005), wikiler
yani sıradan kullanıcıların bilgileri iĢleyip geliĢtirebildikleri online ansiklopedi ya da sözlük
gibi kaynaklar, etiketleme ve folksonomiler yani kullanıcıların bilgi sınıflandırdığı online
ortamlar, favori sayfa, resim ve tartıĢmaların paylaĢımıyla kullanıcılardan gelen bilgileri de
22
sunar. Web 3.0 aĢamasına henüz tam ulaĢılamadı. Bu aĢamada webdeki bilgi Web 2.0‘daki
anlayıĢla birlikte yapısallaĢtırılmıĢ semantik veri ve hizmetleri de içerir. Web yaĢayan bir
ortam haline gelir. Kullanıcıya bilgi ve hizmetler uygun yer ve zamanda sunulur.
Kullanıcının konum, bağlam bilgisi ve mobil içeriklerden yararlanılır. Web günlük özel ve
iĢ hayatının merkezindedir. Birey ve kurumlara mobil olarak sürekli eriĢilir. Hizmet keĢif
protokolleri ağdaki donanım ve sunulan hizmetleri bulur. Webde, ancak sunucu
kapasiteleriyle sınırlı veri depolanıp iĢlenir.

23
2.2. BAġLICA MOBĠL VE KABLOSUZ ĠLETĠġĠM TEKNOLOJĠLERĠ
Bu bölümde baĢlıca mobil ve kablosuz iletiĢim donanımları, yazılımları ve altyapı
teknolojileri anlatılacaktır. Küresel teknoloji rakamları dikkat çekicidir (Ruacan, 2007):
Otomobil kullanıcısı 800 milyon, PC kullanıcısı 850 milyon, telefon kullanıcısı 1.3 milyar,
Internet kullanıcısı 1.1 milyar, TV kullanıcısı 1.5 milyarken, 2007‘de 2.7, 2009‘da 4,3
milyar mobil iletiĢim donanımı kullanıcısı bulunur (CTIA, 2006). 2007‘de internete mobil
iletiĢim donanımından ulaĢanlar ilk kez PC ile ulaĢanları aĢar. 2006 veri hizmet gelirleri
135 milyar USD‘dır. Bu rakam, Internet içerik sektörü, internet reklâm gelirleri, video oyun
sanayi, Hollywood ve küresel müzik sektörünün toplamından büyük. Mobil içerik
sektörünün temellerine inilerek bu büyüklüğün nasıl elde edildiği incelenmelidir.
Teknolojinin geliĢmesi haberleĢmeye yeni boyutlar getirir. Hareket halindeki kiĢilerin
haberleĢmede karĢılaĢtıkları sorunlar, elektromanyetik dalgaların telekomünikasyon aracı
olarak kullanılabileceği fikrinin doğuĢu ve bu yöndeki çalıĢmaların baĢlaması ile çözüme
kavuĢmaya baĢlar ve bu geliĢmeler ıĢığında mobil iletiĢimin ilk meyveleri ABD‘de
1940‘ların sonlarında, Avrupa‘da ise 1950‘lerin baĢlarında tek hücreli analog araç
telefonlarının kullanılmaya baĢlanması ile alınır. Bunu izleyen adım, 1970‘lerin sonlarında
hücresel analog mobil telefonların kullanılmaya baĢlanmasıyla atılır. Bu sistemler, birinci
nesil (1G) analog teknolojiyi kullanır. Kullanıcıların zamanla artan ses kalitesi, kapasite,
kapsama alanı gibi gereksinimlerine yanıt vermekte yetersiz kalınması, ikinci nesil (2G)
sayısal teknolojiyi gerektirir. Kullanılan GSM mobil iletiĢim donanımları, 2G kullanan
sistemlere bir örnektir. Sözkonusu donanımlar, 1991‘de piyasaya sürülür (IEC, 2009).
2000‘den sonra da 3G ve ötesi konuĢulmaya baĢlanır. Mobil haberleĢme sistemleri
yaygınlaĢır ve mobillik kavramı yerel, bölgesel sınırlardan çıkarak küresel boyutlarda
anlam kazanır (Ertekin ve Özbay, 2000). Mobil telefon sistemleri ile haberleĢme ayrı bir
anlam kazanır. Bu sistem iĢ ve sosyal hayatın boyutlarını değiĢtirir, veri iletiminin de mobil
ağ ile yapılmasıyla yaĢamımızın vazgeçilmez bir unsuru haline gelir.

Mobil telekomünikasyon hizmetleri ―karasal mobil istasyonlar ile uydu ve karasal


istasyonlar arasında ya da karasal mobil istasyonların kendi aralarında gerçekleĢtirdikleri

24
telekomünikasyon hizmetleri‖dir (406 sayılı TTK, 1. madde). Mobil telekomünikasyon
sistemlerinde iletilmek istenen ileti (ses ya da veri), taĢıyıcı görevi yapan elektromanyetik
bir dalgayla iletilir. Belli bir frekansta gönderici ile yayınlanan bu dalga, bir anten
vasıtasıyla alıcıya aktarılır. Alıcıda elde edilen mesaj, ses ise bir hoparlöre, ses dıĢı bir veri
ise ekran gibi baĢka bir dıĢ birime gönderilir ve bu yolla iletiĢim gerçekleĢir (Vodafone,
2007). Mobil, kablosuz ve göçebe kavramları farklıdır. Kurumlara ve kiĢilere göre mobil ve
kablosuz teknoloji tanımı değiĢir (Mallick, 2003). Farklı olsalar da çoğu zaman bu terimler
birbirleri yerine kullanılır. Mobil terimi hareket halinde olma kabiliyetidir. Mobil bir
donanım, dizüstülerden mobil telefonlara kadar değiĢen hareketlilik seviyelerinde
kullanılabilen herhangi bir Ģeydir. Bulunulan yer sabit olmadığı sürece, mobil kabul edilir.
Kablosuz terimi ile ses ve verinin radyo dalgaları ile aktarılması kastedilir. Kablosuz aletler
veri almak ya da iletmek için kablosuz bir ağı kullanır. Kablosuz ağa hem mobil hem sabit
bir konumdan eriĢilir. Mobil ile kablosuz arasındaki iliĢki, iki kümenin kesiĢimi
Ģeklindedir. Çoğunlukla kablosuz, mobil kümesinin altında yer alır. Ancak bazı durumlarda
bir uygulama kablosuz olmayıp mobil olabilir. Bir uygulamanın mobil mi kablosuz mu
olduğuna, çalıĢacağı donanımın özelliklerine göre karar verilir. Kısıtlı kaynaklar, düĢük ağ
bant geniĢliği ve sıklıkla kesintiye uğrayan bağlantılar bu uygulamaların tasarımında
dikkate alınır. Mobil olmayan kablosuz uygulamalar sabit kablosuz ağları kullanır. Bunlar
sabit bir konumda ağ eriĢimi sunan kablosuz ağlardır. Örneğin iĢyerlerindeki kablosuz yerel
ağlar (WLAN) bunlardandır. ĠĢyerleri ve ev kullanıcıları, ağ kablolarından kurtulmak için
WLAN veya WiFi teknolojisini tercih ederler. Bir diğer örnek de baĢka eriĢim olasılığı
olmayan uzak yerlerde uydularla ağ eriĢimidir. Hareket halinde kullanılabilen ve kablosuz
bağlantı gerektirmeyen tüm uygulamalar kablosuz olmayan mobil uygulamalardır. Bu
kategoride birçok dizüstü, kiĢisel sayısal yardımcı (PDA) ve mobil telefon uygulamaları
sayılır. Mobil donanımlar için kablosuz veri eriĢimi sınırlıyken, mobil uygulamalarda veri
eĢleĢtirmesi sabit bir bağlantı ile yapılır ve daha sonra kullanılması için donanımda
depolanır. Akıllı istemci uygulamaları olarak da adlandırılan bu uygulamalar kablosuz
eriĢime gereksinim duymasalar da bağlandıklarında bundan yararlanır. Göçebe bilgi iĢlem
(nomadic computing) kavramına da değinilmelidir. Teknolojiler açısından mobil olmak, o
25
esnada hareket halinde olmayı, göçebe olmak ise hareketin çok kısıtlı olduğu ve/veya
tamamlandığı andaki durumdur (Küçükünsal, 2006).

2.2.1. Donanımlar

Mobil bilgi ve iletiĢim donanımları en baĢta cep telefonları, avuç içi bilgisayarlar ve
PDA‘lerdir. Özellikleri mobil ve kablosuz eriĢimi destekleyen mobil medya çalarlar, oyun
donanımları ve ultra taĢınabilir PC‘ler de aynı bağlamdadır. Donanımların gittikçe daha
küçülüp hızlanması tanımı zorlaĢtırır. Bu yüzden genel kapsam belirleyici bir isim olarak
bu doktora tezinde ―mobil iletiĢim donanımı‖ adıyla tüm bu aygıtlar kastedildi. Yeni mobil
iletiĢim donanımları tasarlanırken varolanlar referans alınıp geliĢen özellikler eklenir.
Örneğin, kol saati boyutunda ve dünya genelinde kullanılır bir iletiĢim donanımı, video
kamera, bilgisayar, küresel konum belirleyici, not defteri özellikli bir aygıtın kol saati gibi
yaygınlaĢıp, not defteri gibi kolay kullanılacağı düĢünülmelidir. Ancak bu aygıt sayısal
uçurum ve mahremiyet sorunlarını getirir. Herkes muhabire dönüĢür ve mahremiyet
ortadan kalkar (Holland, 2002). Mobil donanımlar kısıtlı, temel ve geliĢmiĢ veri eriĢim ve
kullanımlarına göre üç farklı kategoriye ayrılır. Kısıtlı veri kullananlarda küçük boyutlu
ekran, metin esaslı kullanıcı arayüzü, SMS ve WAP özellikleri vardır. Temel cep telefonları
bunlara örnektir. GiriĢ seviyesinde veri kullanan mobil donanımlar 120x120 ile 240x240
piksel arasında orta boy ekranlı, imleç ve ikonlarla menülerine eriĢilebilen, SMS dıĢında e-
posta, adres defteri ve temel seviyede bir web tarayıcısı olan aygıtlardır. Akıllı telefonlar
bunlara örnektir. GeliĢmiĢ seviyede veri kullanan mobil donanımlar 240x120 piksel ve üstü
ekran boylarına sahip, stylus kalemleri ile menülere eriĢilip veri girilebilen aygıtlardır.
Temel seviyede veri kullanabilen aygıtlarla aynı özelliklere ek metin editörü, tablolama ve
sunum yazılımı gibi ofis uygulamalarının mobil ortama uyarlanmıĢ sürümlerini içeren bu
aygıtlara örnek PDA‘lerdir (Personal Digital Assistant-kiĢisel sayısal yardımcı). Bunlar
dıĢında geliĢimini sürdüren giyilebilir-gömülü sistemler, sanal gerçeklik uygulama ve
etkileĢim sistemleri ile elektronik kâğıt donanımları da sayılır.

26
1996‘da pazara sunulan PalmPilot‘tan sonra birçok farklı mobil iletiĢim
donanımıyla karĢılaĢıldı. Avuç içine sığan Apple Newton gibi aletler olsa da, PalmPilot
mobilliğe bakıĢ açısını değiĢtirdi. Kullanıcılar artık küçük bir donanımı yanlarında taĢıyıp,
günlük programlarını, takvimlerini, yapılacaklar listelerini, vb. basit uygulamaları taĢır.
Kullanıcı dostu arayüzü, tasarımı, donanım ve yazılım özellikleriyle öne çıkan ve belki de
kendi sınıfını tanımlayan bir mobil iletiĢim donanımı da Apple firmasının iPhone‘udur.
Daha önce benzer iĢlevli donanımlar var olsa da iPhone, çoklu dokunma (multi-touch) ve
jiroskop (gyroscope-dönüölçer) desteğiyle, ortam oynatıcı, internet tarayıcı, oyun ve geniĢ
ekran özelliklerini kullanıcı dostu uygulama arayüzüyle birleĢtirir (Apple.com, 2009).
HerĢeyi bir arada sunan geliĢmiĢ özellikli bir mobil iletiĢim donanımı olan Samsung
Omnia‘daysa WiFi ve 3G eriĢimi, GPS ve Bluetooth desteği, 5MP kamera, FM radyo,
jiroskop ve dokunmatik kullanım özellikleri var (Samsung, 2009). Kullanıcılar kablosuz
telefon ya da basit bir PDA seçmek yerine, artık kablosuz modemli üst uç PDA‘lerden,
kablosuz Web eriĢimli cep telefonlarına kadar küçük uygulama ve oyunları iĢleten çeĢitli
aletler kullanır. Mobil iletiĢim donanımları kullanım biçimlerine göre tek elle kullanılan,
çift elle kullanılan ya da tek elle tutulup kalemle kullanılan aygıtlar olarak farklılaĢır.
Nokia‘nın mobil iletiĢim donanımlarını geliĢtirirken baĢvurduğu yöntemler Ģunlar (Luukka,
2007): Kullanım ürünün tasarımının ve yaĢanan kullanıcı deneyiminin belirleyicisidir.
Sadece okuma ya da izleme esaslı ise, tek elle kullanım için, temel telefon ve sesli iletiĢim
özellikleri, tuĢ takımı ve portre Ģeklinde bir ekran sunulur. Yanıtlama, yazma gibi iĢler için
girdiye ve ekrana bağlı klavye ya da dokunmatik ekran, izlemede orta boy yatay ekran
sunulur. Dosya oluĢturma ve mobil ofis kullanımında iki elle, klavye ya da dokunmatik
ekran ile geniĢ yatay ekran sunulur. Sürekli daha küçük ve daha güçlü bilgi iĢlem özellikleri
barındıran donanımlar üretilmekte. Masaüstü PC‘ler kadar bilgi iĢlem gücü olan ve
avuçiçine sığan aletler sıradanlaĢmakta. Bunlarla kablosuz ağ eriĢimi ve ofis uygulamaları
kullanılmakta. Boyut, güç ve esneklik birleĢimi donanımları çekici kılar. Artan veri
depolama özellikleri, yüksek çözünürlüklü ve renkli ekranlar, kablosuz internet, yüksek pil
ömrü, geliĢmiĢ ergonomi ve sayısal fotoğraf makineleri, küresel konumlama sistemi (GPS),
klavye ve geniĢ depolama aygıtları ile ilgili destek de bunlara eklenebilir. Mobil iletiĢim
27
aygıtları daha az özellik sunan ve ucuz olup çok satılanlardan baĢlayıp, çok özellik sunan
ve daha pahalı olanlara kadar Ģöyledir: Web uyumlu telefonlar, alt uç akıllı telefonlar,
PDA‘ler, kablosuz iletiĢim özellikli PDA‘ler, üst uç akıllı telefonlar, avuçiçi PC‘ler, tablet
PC‘ler ve özel aygıtlar (Mallick, 2003:30). Web uyumlu telefonlar: Kablosuz aygıtlar
arasında en çok kullanılanlardır. Türkiye‘de 2007‘de nüfusun yüzde 60‘ı mobil iletiĢim
donanımı sahibidir (Capital, 2007). Bazı Avrupa ülkelerinde bu rakam yüzde 75‘e ulaĢır.
Genelde ses iletiĢimi için kullanılır. SMS, WAP ve kablosuz internet, veri uygulamalarının
çok daha fazla kullanılmasını sağladı. Bu tür telefonlarda ekran sadece 4-12 satır metin
içerecek kadar geniĢtir ve veri giriĢi için artık standart duruma gelen 12‘li tuĢ takımı
bulunur. EriĢilebilecek ya da girilebilecek veri sınırlı olduğundan cep telefonları Web‘de
dolaĢmak için yetersizdir. Güçlü oldukları nokta ise yaygınlıklarıdır. Özellikle ekonomi
verileri, trafik durumu bilgisi, bilet rezervasyonu/satın alınması ve haber baĢlıkları gibi
temel verilere eriĢim açısından yeterlidirler. Çünkü tüm bunlarda sınırlı veri, istenen sonuç
için yeterlidir. Cep telefonlarında kablosuz modem bulunur. Kablosuz ağlara
bağlandıklarında modem hem ses hem veri aktarımı için kullanılır. Sürekli açık olan cep
telefonları mesajlaĢma açısından da uygundur. Bilgi iĢlem güçleri düĢük olduğundan, pil
ömürleri akıllı telefonlar ya da PDA‘lere göre daha uzundur. İki yönlü çağrı donanımları:
Bunlar kullanıcıların kısa mesajlarla iletiĢimi için tasarlanır. Uygulamaları aygıt üreticisi
yükler ve güncellenemez. ĠĢlevlerini yerine getirseler de daha geliĢmiĢ özellikler içeren
uygulamalar çalıĢtıramazlar. Ġçlerinde internet tarayıcıları olur. Bu tarayıcılar genelde
WAP‘tan WML kullanarak bazı sayfalara ulaĢır ama HTML kullananlar da vardır. Bu
aygıtlar sürekli kablosuz bir ağa bağlıdır. Kullanıcılar uygulamaları hemen kullanır çünkü
bu aygıtlar paket anahtarlamalı ağları kullanır, aktarılan veri miktarı fatura edilir. Seste ise
devre anahtarlamalı bir iletiĢim olduğundan konuĢulan süre fatura edilir. Bu yüzden çift
yönlü çağrı donanımları çağrı, e-posta vb. mesajlar ile kablosuz internet için yararlıdır. Alt
uç akıllı telefonlar: Bunlar sadece ses görüĢmesi yaptırmaz, üstlerinde kiĢisel bilgi
yönetimi uygulamaları da çalıĢtırır. Web uyumlu telefonlar gibi bunlar da ilkin ses içindir.
Depolama, bilgi iĢlem ve ekran geniĢliği kısıtları sebebiyle uygulama destekleri yetersizdir.
Web uyumlu telefonlara benzerler ama ağa bağlı olmadan uygulama çalıĢtırırlar.
28
Basitlikleri ile ortalama bir kullanıcı kapsamlı bir yapılandırma yapmadan birkaç dakikada
telefonunu kullanmaya baĢlar. ĠĢlem gücü ve hafızaları sınırlı olduğundan uzun süre Ģarj
gerektirmezler. Hem mobil iletiĢim donanımı özellikleri sunmaları hem de çeĢitli
uygulamaları desteklemeleri her iki özelliğe gereksinim duyan ve tek aygıt taĢımak
isteyenler için idealdir. Kullanıcılar aygıtın özelliklerini artırmak istediklerinde yeni
uygulamalar indirebilir (Havadan Tedarik-Over The Air Provisioning-OTA). Donanım
üreticileri ve operatörlerin desteklediği sitelerden bu tür uygulamalar indirilebilir. Bu
aygıtlarda, Java 2 Platform Micro Edition-J2ME yazılım geliĢtirme sistemi ile üretilen bazı
mobil iĢ ve oyun uygulamaları daha çok kullanılır. Kişisel sayısal yardımcı (PDA):
PDA‘ler dokunmatik ekranları ile kullanıcıların veri giriĢini kolaylaĢtırır. Avuçiçi PC‘ler ile
akıllı telefonlar arasında bir tasarıma sahiptirler. Tipik olarak renkli ve donanımın bir
yüzünün çoğunu kaplayan bir VGA ekranları bulunur. Anında açılıp kapanırlar; PC‘lerdeki
gibi açılıĢı beklemek gerekmez. Ġçlerinde kablosuz modemler bulunur. Palm ve Pocket PC
en bilinenleridir. Dokunmatik ekranlarda karakter tanıma yazılımları ile el yazısına benzer
biçimde yazı yazılır. Bu aygıtların temel hedef kitlesi kiĢisel sayısal yardımcıya
gereksinimi olanlardır. PDA‘lerde sezgisel kullanabilecek bir arayüz ve takvim, irtibat
listesi ve yapılacaklar listesi gibi yazılımlar bulunur. Üst uçta yer alan ve çokluortam
özellikli zengin arayüz arayanlar Pocket PC seçer. Bunlarla kelime iĢleme ve tablolama gibi
ofis yazılımları kullanılır. Bunu baĢarabilmek için de daha geliĢmiĢ donanım özelliklerine
gereksinim duyulur ve bu da fiyatları artırır. Üreticiler gitgide daha geliĢmiĢ yazılımları
çalıĢtırabilecek kurumsal kullanıcıları hedef alan yüksek performanslı donanımlar
üretmekteler. Üst uç akıllı telefonlar: Kablosuz uygulama pazarı olgunlaĢtıkça daha
geliĢmiĢ donanımlara talep artmakta. Önde gelen üreticiler bireyselden çok, kurumsal pazar
için bu donanımları üretir. Akıllı telefonların biçimleri cep telefonu ve PDA arasındadır.
GeniĢ ekran ve tüm tuĢ takımını ortaya çıkaran açılır bir kapakları vardır. Kapandıklarında
geniĢ bir cep telefonuna benzerler. Açıldıklarında 640×200 ile 320×240 piksel arasında
ekran boyları vardır. Veri giriĢi için genelde klavyeleri vardır. Bilgi iĢlem güçleri geliĢmiĢ
yazılımları çalıĢtırmaya yeter, internet tarayıcıları renkli resimleri ve çokluortam unsurlarını
WML ya da HTML‘den kullanır. Ġki yönlü çağrı donanımları ve cep telefonlarına benzer
29
biçimde akıllı telefonlar da uzun süre Ģarj gerektirmezler. Yakın zamana kadar akıllı
telefonlardaki hizmetler özelleĢtirilemezdi. Kullanıcılar uygulama ekleyip varolan içerikleri
değiĢtiremezlerdi. Ancak güncel akıllı telefonlarda yüklü olan Symbian OS, Palm OS,
Windows Mobile gibi iĢletim sistemleri, dıĢarıdan yazılım yüklenmesine izin verir. Avuçiçi
PC‟ler: Tasarımları ekranları klavye üstüne katlanacak biçimde olduğundan dizüstüne
benzerdir. Bu yüzden avuçiçi PC‘ler istridye kabuğuna benzetilir. 80‘lerin ortalarında,
Psion‘un ürettiği bir aygıt, yazılım çalıĢtırmak gibi o günler için benzersiz bir özellik
sunuyordu. Kullanıcılar finansal, bilimsel ve veriye dayalı uygulamaları çalıĢtırıyorlardı.
Bu özellikler esas kullanım amacı olan hesap makinesi iĢlevlerine ekleniyordu. Fazla
bilinmese de Ģimdiki avuçiçi PC‘lerin temeli budur. 90‘ların baĢında Psion daha iĢlevsel bir
aygıt üretti. Klavyesi ve grafik kullanıcı arayüzü olan bu aygıt daha geliĢmiĢ uygulamaları
çalıĢtırıyordu. Casio gibi firmalar kendilerine özel iĢletim sistemleri ile benzer aygıtlar
ürettiler. Ancak bunlarda baĢka uygulamaların kurulabilmesi olası değildi. Microsoft
Windows CE ürünüyle bu alana yatırım yaptı. Psion dıĢında çoğu donanım üreticisi
aygıtlarındaki kendi iĢletim sistemlerini bırakıp Windows CE‘ye geçtiler. Artık çoğu
avuçiçi PC‘nin, 480×320 piksellik VGA renkli ekranları ve klavyeleri var. Dona nım ya da
web tabanlı birçok uygulamayı çalıĢtırmaktalar. Genelde avuçiçi PC‘ler dizüstü
bilgisayarları tamamlamak için, bilgi iĢlemden çok bilgiye eriĢim amaçlı kullanılır. Tablet
PC‟ler ve Dizüstü Bilgisayarlar: Tablet PC‘ler ile dizüstü bilgisayarlar mobil ve kablosuz
iletiĢim donanımları arasındadır. Ancak bu doktora tezinde dizüstü ve tablet bilgisayarlar
değil, cep telefonu, akıllı telefon, PDA ve avuçiçi PC‘ler temel mobil ve kablosuz iletiĢim
donanımı olarak ele alınmakta. Tablet PC pazarı ağırlıkla saha satıĢ ve hizmet sektörlerini
hedefler. Bir dizüstü bilgisayardan biraz daha küçüktürler ve hem dizüstü hem de tablet PC
olarak kullanılırlar. Dizüstü biçiminde veri girmek için klavye kullanılır. Tablet
biçimindeyse dokunmatik ekranda özel kalemlerle veri girilir. Özel kalemle el yazısıyla
yazılanlar sonradan, standart metne dönüĢtürülür. Böylece elektronik kâğıt ortamı gibi iĢler.
Tablet PC‘ler dizüstü bilgisayar iĢletim sistemleri kullanırlar ve benzer bilgi iĢlem gücü ve
depolama kapasitelerine sahiptirler. Dizüstü bilgisayarlar masaüstü bilgisayarlarla aynı
iĢletim sistemlerini ve uygulamaları çalıĢtırırlar, aynı bilgi iĢlem gücüne sahiptirler. Aslında
30
taĢınabilir masaüstü bilgisayarlardır. Kullanıcılar sabit bir uzamda olmadıklarında masaüstü
bilgisayarlarından bekledikleri tüm gereksinimleri, dizüstü bilgisayarlarından karĢılar.
2000‘den beri dizüstüler hemen her yerde yaygınlaĢtı. Ancak genelde kablosuz ve mobil
iletiĢim özellikleri öne çıkartılmamakta. Donanım üreticileri akıllı telefon ya da avuçiçi
bilgisayarlardaki mobil ve kablosuz iletiĢim özelliklerini öne çıkarır. Mobil uygulamalar
dizüstü bilgisayarlarda da kullanılır.

2.2.2. Yazılımlar

Mobil ve kablosuz iletiĢim yazılımları; iĢletim sistemleri, ofis yazılımları ve üçüncü


taraf uygulamaları baĢlıklarına ayrılır. Mobil İşletim Sistemleri: Symbian, Apple iPhone,
RIM Blackberry, Windows Mobile (CE), Linux, Palm, Quallcom BREW ve Google
Android sırayla en çok kullanılan iĢletim sistemleridir (Canalys, 2008). Mobil Ofis
Yazılımları: PC‘lerdeki e-posta, kelime iĢlemci, tablolama ve sunum yazılımlarının mobil
iletiĢim donanımı ortamına uyarlanan sürümleridir. Bunlara donanımda yer alan
arayüzlerden veya web tarayıcıdan eriĢilir. Üçüncü Taraf Uygulamaları: Sayılanlar dıĢında
iĢ ya da kiĢisel amaçlı yazılımlar da mobil iletiĢim donanımlarında kullanılmak üzere
üretilmektedir. Örneğin sözlük, harita, müzik ve video iĢleme, oyun, farklı alanlarda
hesaplama amaçlı yazılımlar. Ġçerik sunumu için kullanılan ODP‘ler (On Device Portal-
Donanım Üstü Portal) de bu kategoridedir. ODP bir operator ya da içerik sağlayıcının
markasını taĢıyan ve mobil iletiĢim donanımında çalıĢan uygulamadır. ODP‘ler kullanıĢlılık
ve mobil hizmetlere eriĢimi önemli ölçüde artırır (Mobinex, 2009). ODP mobil donanımın
özelliklerini kullanıcıya daha kaliteli ve cazip bir deneyim yaĢatmak, hizmetlerden haberdar
kılmak ve içerik satın alınmasını artırmak için kullanır. Tipik bir ODP, kategorilerle
kiĢiselleĢtirilmiĢ menü yapısı, mobil hizmetlere tek tuĢla eriĢim ve WAP sitelerine
kısayollar içerir. WAP temelli internet gezintilerinin bir sonraki nesli olarak ODP, içeriği
anında eriĢilebilecek, kolayca keĢfedilebilecek biçimde kiĢiselleĢtirerek doğrudan donanıma
aktarır ve veri kullanımını ile hizmet kullanıĢlılığını artırır. Zengin grafik kullanımı, menü
etkileĢimi, animasyonlar ve çokluortam içerik sunumu, geleneksel portal dıĢı kanalların

31
ötesinde cazip bir kullanıcı deneyimini sağlamak için ―wow faktörü‖ denilen çekicilik ve
ĢaĢırtıcılığı sunar (NSW Business Chamber, 2009).

2.2.3. Altyapı Teknolojileri

1954‘de, Harold S. Osborne Ģunu yazar: ―…en sonunda, dünyada herhangi bir
bebek doğduğunda, ileride telefon numarası olacak bir numara verilecek. KonuĢabilmeye
baĢladığında, bir tarafında 10 küçük tuĢ olan diğer tarafında ekran olan saate benzer bir
donanım verilecek. Bu biçimde donanmıĢ olarak, herhangi bir anda dünyadaki herhangi
biriyle konuĢmayı istediğinde, donanımını çıkaracak ve arkadaĢının numarasını girecek.
Ardından, arkadaĢının sesini iĢitecek ve yüzünü ekranda renkli ve üç boyutlu görecek. Eğer
onu iĢitemez ve göremezse, bilecek ki arkadaĢı ölmüĢ.‖ (Conly, 1954). Modern mobil
iletiĢim aygıtları çok daha küçük ve iĢlevseldir (Ling, 2004). Mobil teknolojiler ikiye
ayrılır: Hücresel ve kablosuz (Bulun, Gülnar ve Güran, 2007). Kablosuz teknolojiler, yerel
ağlarda, dar kapsama alanlarıyla, yüksek bant geniĢlikleriyle, genelde ücretsiz eriĢim sunar.

Tablo 1 - Kablosuz Erişim Teknolojileri


(Bulun, Gülnar ve Güran, 2007)
Teknoloji Kapsama Alanı Hız Maliyet Frekans
802.11a 50 m 54Mb/s Yüksek 5 GHz
802.11b 100 m 11Mb/s Orta 2,4 GHz
802.11g 50 m 54Mb/s Orta 2,4 Ghz
Home RF 50 m 11Mb/s Orta 2,4 GHz
Bluetooth 10 m 1Mb/s DüĢük 2,4 GHz

Hücresel teknolojiler çok daha geniĢ alanları kapsar, düĢük bant geniĢliği sunar,
kullanımları hemen her zaman ücretlidir.

Tablo 2 - Hücresel Erişim Teknolojileri


(Bulun, Gülnar ve Güran, 2007)
Teknoloji Frekans Aralığı Bant GeniĢliği
2G (GSM) 900-1800-1900 9,6-28,8 kbps
2,5G (GPRS) 900-1800-1900 171,2-384 kbps
3G (UMTS) 1900 - 2200 2000 kbps

32
2.2.3.1. Ağ Kategorileri

Kablosuz ağlar kapsama alanı, iĢlev, maliyet ve aktarım hızı ile farklılaĢır.

Tablo 3 - WPAN, WLAN, WWAN ve uydu ağlarının farkları


(Wikipedia.org, 2009)
Ağ Kapsama ĠĢlev Maliyet Hız Standartlar
WPAN KiĢisel alan; ~10m Kablosuz donanım Çok düĢük 0.1-4Mbps IrDA, Bluetooth, 802.15
WLAN Bina; ~100m LAN alternatifi DüĢük-orta 1-54Mbps 802.11a/b/g, HIPERLAN/2
WWAN Operatör, ulusal LAN‘a ek Orta-yüksek 8-2Mbps GSM, TDMA, CDMA, GPRS
Uydu Küresel LAN‘a ek Çok yüksek 2-19.2Kbps TDMA, CDMA, FDMA

Tablo 4 - Kablosuz kişisel alan ağ teknolojilerinin farkları


(Wikipedia.org, 2009)
Standart Frekans BantgeniĢliği Kapsama Detay
IrDA 875nm 4 Mbps, 15 Mbps 1-2 metre GörüĢ hattı (LOS).
Bluetooth 2.4 GHz 720Kbps ya da 10 Mbps 10-100m. Otomatik aygıt keĢfi.
IEEE 802.15 2.4 GHz 1-20+Mbps 10-100m. Bluetooth, 802.11 ile.

Tablo 5 - Kablosuz yerel alan ağ teknolojilerinin farkları


(Wikipedia.org, 2009)
Standart Frekans BantgeniĢliği Kapsama Detay
802.11 2.4 GHz 1–2 Mbps 100 metre 802.11 serisinin ilk üyesi.
802.11a 5 GHz 54 Mbps 50 metre OFDM ile veri oranları yüksektir.
802.11b 2.4 GHz 11 Mbps 100 metre En çok kullanılan WLAN standardı.
802.11g 2.4 GHz 54 Mbps 100 metre 802.11b ile geriye dönük uyumlu.

Tablo 6 - Mobil ağ teknolojilerinin farkları


(Wikipedia.org, 2009)
Teknoloji Frekanslar Veri aktarımı Kapsama
GSM 900, 1800, 1900 MHz 9.6 Kbps 218 ülkede.
CDMA 800 MHz, 1900 MHz 14.4 Kbps Amerika ve Asya Pasifikte.
GPRS/HSCSD 900, 1800, 1900 MHz 56-115 Kbps GSM‘de sonraki adım.
CDMA20001x 800 MHz, 1900 MHz 144 Kbps CDMA‘de sonraki adım.
EDGE 800, 900, 1800, 1900 MHz 384 Kbps GSM‘de sonraki adım.
EV-DO 450,700,800,1800,1900MHz, 2GHz 144 Kbps-2.4 Mbps CDMA2x‘de sonraki adım.
WCDMA 2 GHz 144 Kbps-2 Mbps EDGE ve CDMA2000 için.

GSM, 3G, HSCSD, GPRS ve EDGE altyapı için kullanılır. GSM (Küresel Mobil
HaberleĢme Sistemi), bugünkü mobil telefon teknolojilerinin temelini oluĢturan bir
teknoloji ve dünya nüfusunun yüzde 60‘ınden fazla kullanıcıya sahip (GSMA, 2009).
GPRS, ses trafiği için tasarlanan GSM ağında veri transferi sağlar, paket anahtarlama
mantığıyla çalıĢır ve popüler mobil hizmetlerin birçoğunun temelini oluĢturur. WAP, mobil
ağlarda bilgi yönelimli hizmetler sağlayan bir protokoldür. Ġlk kez 1992‘de Almanya ve

33
Fransa'da hizmete verilen GSM ilk sayısal hücresel sistemdir (Pagtzis, 2007). Hücreler,
GSM ağındaki donanımların hücrelerin merkezindeki baz istasyonları ile, oradan da diğer
Ģebeke ve donanımlarla haberleĢtiği alanlardır. GSM, 900 MHz ve 1800 MHz (A.B.D.‘de
1900 MHz) frekans bandında çalıĢır. Mobil haberleĢme sistemlerinin temelini GSM
oluĢturur. Temelde telefon hizmeti, bunun yanında da düĢük hızlı veri iletimi amacıyla
tasarlanan GSM, en hızlı büyüyen iletiĢim teknolojisidir. Çünkü 2002‘de dünyada 750
milyon kullanıcı varken, bu rakam 2004‘ün ilk çeyreğinde 1 milyar, 2007 yılı sonunda ise
3,3 milyara ulaĢır (Zaman, 2008). Küresel mobil iletiĢim pazarının yüzde 80‘den fazlası
GSM‘e dayanır (GSMA, 2009). Türkiye‘deki kullanıcı rakamı ise 63 milyonun üstündedir
(Zaman, 2008b). SMS (Short Message Service-Kısa ileti Hizmeti), mobil telefonlara düz
metin mesajlarının gönderilip alınabilmesi özelliğidir. Ġleti harf, rakam ve alfanümerik
karakter içerir. SMS, GSM‘in parçası olarak geliĢtirilir. Latin alfabesi ile yazılan mesajlar
160 karakter uzunluğundadır. Nisan 1999‘da dünyada aylık SMS gönderimi 1 milyarken,
2001‘in ilk üç ayında 50 milyar SMS gönderilir. 2005‘te dünyada her ay 89 milyar SMS
iletilir (Cellulist.com, 2007). Sadece Çin‘de 2005 yılının ilk 11 ayında 274 milyar SMS
iletilirken (Newsweaver.co.uk, 2006), 2006‘da 461 milyon kullanıcının olduğu ülkede 429
milyar SMS iletilir (Beijing University, 2007). SMS hızlı, kolay kullanılabilen ve tüm
mobil iletiĢim donanımlarınca desteklenen bir teknolojidir. Operatörlerin ücret tarifeleri
farklıysa da SMS genelde sesli arama ve WAP ile bilgiye eriĢmek ve göndermekten daha
ucuz bir araçtır. SMS'in çok kullanımına katkısı olan diğer özellikler de Ģunlardır: Ġleti
gönderildiğinde alıcı hazır olmazsa ileti saklanır, ileti alıcının telefonuna iletilmeden
kaybolmaz ya da silinmez, kullanıcıya, gönderdiği mesajın ulaĢtığı bildirilir, devre
anahtarlamalı bir veri iletim platformuyla iki uç arasında özel bir iletiĢim hattı kurulur;
kullanıcıya bu hattın kurulduğu ve mesajın iletilmekte olduğu bilgisi verilir. SMS'in
dezavantajları ise Ģunlardır: SMS mesajı en fazla 160 karakter içerir, GSM standardındaki
SMS‘in yapısı esnek olmadığından uygulama geliĢtirme senaryo sayısı azalır, SMS‘deki
yoğunluk, sinyal kaynaklarını aĢırı kullanır ve yetersiz bırakır, SMS‘te, tüm mesajlar bir
SMS Merkezi‘ne uğrar, bu yüzden iĢlem gücü hafifletilemez.

34
MMS (Çokluortam MesajlaĢma hizmeti) SMS‘i çokluortam ileti hizmetine
dönüĢtürür. MMS ile GPRS altyapısından fotoğraf, oyun ve ses iletir. 160 karakterlik sınır
MMS‘te ortadan kalkar. Ancak MMS destekli donanımlar birbirlerine MMS‘le diğer
donanımlara SMS‘le ulaĢır. MMS, mobil operatörler, içerik ve hizmet sağlayıcıları için
gelir demek; SMS basit bir hizmetken, MMS iletiĢimi daha anlamlı kılan, duyguları daha
rahat ve özgürce ifade etmeyi sağlayan bir teknoloji. MMS, üçüncü nesil mobil Ģebekelerin
yüksek iletim potansiyelinden yararlanma düĢüncesiyle tasarlanır. MMS‘te bir posta kutusu
yoktur, SMS'teki gibi sakla ve ilet Ģeklinde iletilir. MMS mesajları Internet e-posta
adreslerine ve Internet‘ten de mobil telefonlara gönderilebilir. MMS‘in taĢıyıcı protokolü
WAP‘tır. Kullanıcı bilmediği bir yolda otomobiliyle giderken, mobil iletiĢim donanımına
Ģehir ve yol haritası gönderilebilir, vereceği konferansa iliĢkin yeni bir grafik ya da sunum
sayfası iletilebilir. Ortalama bir SMS mesajı ~140 byte. Buna karĢılık ortalama bir MMS
mesajı ~30 KB. MMS destekli iletiler Ģunlardır: düz metin, zengin metin, SMS‘ten daha
fazla karakter sayısı, çokluortam unsuru, grafik, çizelge, tablo, Ģema, harita, çizim, plan ve
taslak, Ģarkı, ses ya da müzik parçası, XML tabanlı bir protokol olan SMIL ile sunum,
video dosyası.

WAP (Wireless Application Protocol-Kablosuz Uygulama Protokolü), kablosuz


ağlar üzerinde uygulama geliĢtirme ve hizmet verme amaçlarına yönelik açık ve küresel
protokolleri içeren bir standarttır. WAP, Internet protokollerini temel alır ve kablosuz
donanım ve uygulamalarla çalıĢır. Mobil iletiĢim donanımları, avuçiçi PC'ler, çift yönlü
telsiz donanımları ve akıllı telefonlar gibi elde taĢınabilen, sayısal, kablosuz donanımlar
WAP kullanır. Tarayıcı yazılım desteklerse PC‘lerden de WAP sitelerine ulaĢılır. WAP ile
mobil terminallerden ulaĢım ve eğlence için bilet rezervasyonu ve satın alınması, e-posta,
yön tayini ve yer bulma, trafik, haber ve spor bilgileri, e-ticaret ve banka hizmetleri, rehber
bilgileri ve kurumsal intranet eriĢimi gibi hizmetlere eriĢilebilir. WAP, Internet hizmet
sağlayıcılarının kablosuz iletiĢim araçlarına Internet hizmetlerini sunabilmesi için
tasarlanır. Kablosuz donanımlar ile iletiĢimde WAP, XML, UDP ve IP gibi Internet
standartlarını kullanır. WAP mobil donanımların kapasitelerini en verimli biçimde kullanır.

35
WAP, kesintili kapsama alanlarında, çeĢitli kablosuz iletiĢim standartları ile olası olduğu
yerde IP, yoksa diğer protokolleri kullanarak, kullanıcılara kesintisiz bağlantı sağlar. WAP
içerikleri için geliĢtirilen WML (Kablosuz Markup Language) dili, kablosuz iletiĢim
terminallerinin ufak ekranlarına gerekli bilgiyi en verimli biçimde sığdırır ve klavye
olmadan tek el ile bilgi taramasını olası kılar. WAP, ikinci nesil kablosuz iletiĢim
sistemlerinde aktarım protokolü olarak ağırlığını kabul ettirir. 2000‘lerin baĢında uygulama
geliĢtiriciler arasında WAP çözümleri yaygınlaĢır, uzmanlar ve yatırımcılar arasında WAP
bilgisi ve kullanıcı tabanı oluĢur. Bu çözümlerin ve hizmetlerin üçüncü nesil sistemlerin
katkısıyla daha da iyileĢip verimli duruma gelmesi beklenir. WAP mobil Internet‘in
katalizörü ve yaygın bir altyapı teknolojisidir. Ericsson, Nokia, Openwave ve daha birçok
öncü firma birbirlerinden bağımsız kablosuz uygulama standartları geliĢtirmeye baĢlar.
Ancak firmalar ortak bir standardın gereksinimini ve bunun için de iĢbirliği yapmaları
gerektiğini hisseder. Bu gereksinim, bugün artık yüzlerce üyesi olan WAP Forum'un
doğmasına yol açar. 2002‘de, WAP Forum üyeleri, mobil iletiĢimde gerekli standartlaĢmayı
oluĢturma amaçlı kurulan Open Mobile Architecture (OMA) ile birleĢerek Open Mobile
Alliance adlı oluĢumu meydana getirir (Compex Fuarı, 2002).

36
2.2.3.2. Teknoloji Nesilleri

Kablosuz iletiĢimdeki bazıları rakip çok sayıda teknoloji Ģöyledir: 1. Nesil (1G):
Kablosuz iletiĢimin 1979‘da ortaya çıkan ilk nesli. Analog teknoloji kullanılır ve sadece ses
iletiĢimine olanak tanır. Türkiye, 1G mobil telekomünikasyon teknolojisi ile, ―Nordic
Mobile Telephone‖ (NMT) sistemlerinin kullanılmaya baĢlanması ile tanıĢır. 23 Ekim
1986‘da mobil telefon, Ankara ve Ġstanbul'da; çağrı donanımları da Ankara, Ġstanbul ve
Ġzmir'de hizmete verilir (Türk Telekom, 2007). Ġlk yıllarda sadece araçta kullanılması
nedeniyle araç telefonu olarak bilinen NMT, Nisan 1998‘den sonra tüm il merkezleri ve ana
karayollarının yüzde 85'inde, ayrıca o zamanki KKTC topraklarının yaklaĢık yüzde 95'inde
hizmet vermeye baĢlar. 2. Nesil (2G): Sayısal kablosuz iletiĢime olanak veren ikinci nesil
1990‘dan beri kullanılır. 2G iletiĢimi, devre anahtarlamalı (circuit-switched) ve yavaĢ.
Devre anahtarlamalı sistemde her bağlantı sadece o bağlantıya özel bir kanal gerektirir. 2G,
Amerika BirleĢik Devletleri‘nde PCS‘tir (Personal Communications Services). PCS,
bünyesinde birbirleriyle rekabet halinde olan üç ayrı teknoloji barındırır: CDMA (Code
Division Multiple Access), TDMA (Time Division Multiple Access) ve GSM. Bu üç
teknolojinin de iletiĢim trafiğini düzenlemek için farklı teknikleri var. Avrupa‘da GSM
kullanılır ancak bu sistem Amerika‘daki ile uyumsuz. Japonya‘da kullanılan 2G mobil
iletiĢim tekniği ise PDC (Personal Digital Communications). PDC teknolojisinde paket-
anahtarlama tekniği söz konusu. Bu teknikte veriler çok sayıda pakete ayrılıp iletilir. VarıĢ
noktasında tekrar birleĢtirilir. Türkiye 23.02.94‘te GSM ile tanıĢır. GSM ilk kez Ankara,
Ġstanbul ve Ġzmir'de hizmet verir (Türk Telekom, 2007). 2.5‟uncu Nesil (2.5G): Pek çok
mobil iletiĢim operatörü altyapılarında 3G terfisi yapmadan önce 2.5G basamağından
geçer. Tıpkı 3G gibi 2.5G de iletim hızlarını yükseltmek ve ekonomik kapasite kullanımı
amacıyla paket-anahtarlama tekniğinden yararlanır. 2G‘den 2.5G‘ye geçiĢ yapmak,
doğrudan 3G‘ye geçiĢ yapmaktan kolay ve ekonomik. Avrupalı ve Amerikalı operatörler
2002‘de 2.5G‘ye geçer. Japonya ise 2002‘de doğrudan 3G‘ye atlar. 3. Nesil (3G): Üçüncü
nesil ile internet alanında çevirmeli bağlantıdan ADSL bağlantısına geçiĢin bir benzeri de
mobil iletiĢim donanımlarında yaĢanır. Bu teknoloji televizyon, video ve internet

37
hizmetlerinin mobil iletiĢim donanımından kullanılmasını sağlar. Görüntülü telefon, mobil
TV, kiĢiye özel televizyon programı 3G ile gelen yeni özellikler. IMT-2000/UMTS üçüncü
nesil mobil iletiĢim sisteminin Türkiye‘de kurulması yönünde ilk adım ġubat 2007‘de atılır
(Resmi Gazete, 2007) ve 2009‘da ilk uygulamalar baĢlar. ITU ve IMT-2000 standardına
göre bir sistemin üçüncü nesil sayılabilmesi için Ģu veri hızlarını desteklemesi gerekir:
Sabit iĢletimde ve bina içlerinde 2 Mbps, Ģehir içi mobil iĢletimde 384 Kbps, geniĢ alan
mobil iĢletimde 144 Kbps, çok geniĢ coğrafi alanlarda yani uydu iletiĢimindeyse değiĢken
veri hızları. Böylece mobil iletiĢim donanımı kullanıcıları 3G ile GSM‘den 40 kat daha
hızlı internete bağlanır. Bu da mobil ticaret, e-devlet hizmetleri, iĢ yönetimi, sağlık, eğitim
ve güvenlik alanlarında yeni uygulamaların devreye girmesi, internet üzerinden kiĢiye özel
hizmet ve mobil içerikte yenilikler demek. Örneğin mobil iletiĢim donanımından bankacılık
hizmeti alırken müĢteri temsilcisiyle yüz yüze görüĢmek, iĢ ya da özel amaçlı video
konferanslar yapmak olası. Dünyada 3G sistemleri 126 ülkede kullanılır (GSA.com,
28.10.09). 3G iĢleticilerinin sayısı 300. Türkiye'deki üç operatörün de 3G lisansı var.
Dünyada 3G abonelerinin sayısı 500 milyonun üstünde. Yeni nesil mobil iletiĢim
donanımlarının neredeyse tamamı bu standartta üretilir. Türkiye‘de 2007‘de 1,5 milyon,
2009‘da ise MOBĠSAD verilerine göre 4 milyon 3G özellikli mobil iletiĢim donanımı
bulunmakta. 3G altyapı ve hazırlık maliyetleri ise milyar USD yatırım gerektirmekte. 4.
Nesil (4G): LTE-uzun dönemli evrim veya SDR-yazılım tanımlı radyo. Bunun detayları
2.2.3.3. bölümde verilecektir.

Tablo 7 - Nesillere göre mobil sistemlerin özellikleri


(Shneyderman ve Casati, 2003)
Nesil 1G 2G 2.5G 3G
Sistem NMT, TACS, AMPS TDMA, GSM, CDMA, HSCSD, CDPD GPRS, CDMA, EDGE CDMA, EV-DO, UMTS
Veri oranı 2.4–9.6 Kbps 9.6 - 28.8 Kbps 9.6 - 473 Kbps 144 Kbps - 2.4 Mbps
Hız 2.0–9.0 Kbps 9.0–19.0 Kbps 9.0–300 Kbps; 60–1000 Mbps;
Teknoloji FDMA TDMA, CDMA TDMA, CDMA TDMA, CDMA, TD-SCDMA

38
Şekil 1 - Kablosuz teknolojiler yol haritası
(Malik, 2007)

BaĢlıca uydu mobil sayısal yayın teknolojileri Ģunlardır (Gomez-Vinagre, 2005): S-


DMB (Satellite-Digital Multimedia Broadcast). IMT 2000 uydudan UMTS el terminallerine
yayın. MBSAT video ve ses yayını. El terminallerine ve evlere uyarlanması karasal
sistemleri gerektirir, Güney Kore ve Japonya‘da kullanımdadır. S-DAB (Satellite-Digital
Audio Broadcast) Veri ve radyo yayını, uyarlanması MBSAT gibidir. ATSC (Advanced
Television Systems Committed) HDTV yayını. Sabitken yayın alır. Kuzey Amerika‘da
kullanımdadır. DVB-T (Yerel Digital Video Broadcast-Terrestrial) Veri ve radyo yayını.
Sabit ve araç içi mobil yayın alır. ISDB-T (Integrated Service Digital Broadcasting–
Terrestrial) HDTV yayını. Sabit araç içi ve el terminallerine mobil yayın alır. Japonya‘da
kullanımdadır. T-DMB (Terrestrial-Digital Multimedia Broadcast) Mobil el
terminallerinde veri ve TV yayını alır. Güney Kore‘de kullanımda, Avrupa‘da kullanımı
planlanmakta. DVB-H (Digital Video Broadcast–Handheld) Veri ve TV yayını. El
terminallerine yayın. MBMS (Multimedia Broadcast/Multicast Service) UMTS üstüne
geliĢtirilen belli gruplara içerik yayın teknolojisi. BCMCS (Broadcast and Multicast
Service) CDMA2000 üstüne geliĢtirilen belli gruplara içerik yayın teknolojisi.

2.2.3.3. Geliştirilen Teknolojiler

Bu bölümde geliĢimi süren kablosuz ve mobil teknolojilere iliĢkin temel bilgiler


sunulacaktır. BiliĢim ve iletiĢimdeki yakınsama, 2000‘den sonra gerçekleĢir. Her alanda
analogdan sayısala geçilir. Devre yerine paket anahtarlamalı iletiĢime geçilir (Vesa, 2005).

39
Internet Protokolü (IP) önem kazanır ve tek ağdan çokluortam verisi iletilir, ses ve veri için
ayrı yatırım gerekmez ve yeni hizmetler için esnek bir altyapı sağlanır.

Şekil 2 - Gelişen kablosuz teknolojiler


(ECIPTS, 2006:7)

UWB (Ultra-Wideband), WiFi veya ilk nesil Bluetooth‘tan daha çok hızı daha az
enerji ile sunar, 1960‘ların sonunda keĢfedilir, askeri radarlarda kullanılır. UWB ev
ağlarında Wi-Fi‘ın eksiklerini giderir, 480 Mbps hızında video aktarır. UWB ile ev sinema
sistemlerinde kablosuz video aktarımı, kablo TV, otomobil güvenlik ve navigasyon
bilgileri, güvenlik gözetleme bilgileri ve tıbbi görüntüleme gerçekleĢtirilir. Amaç, kablolu
ağlardaki hızı, kablosuz ve düĢük güç tüketimiyle elde etmektir. UWB, diğer radyo aktarım
teknolojilerindeki gibi sürekli bir taĢıyıcı frekans kullanmaz. Çok kısa atımlar (pulse) ile
veri aktarır ve atım aralarında güç kullanmaz. Aynı zamanda kablosuz USB teknolojisinin
de altyapısıdır (WiMedia Platform, 2009). WiMAX (Worldwide Interoperability for
Microwave Access-IEEE 802.16): WiMAX Forum bu teknolojinin standartlaĢtırılmasını
amaçlar. WiMAX, OFDM (Orthogonal Frequency Division Multiplexing) teknolojisi ile
karĢılıklı görüĢ gerektirmeyen NLOS (Non Line Of Sight) koĢullarda yansımalardan
yararlanarak çalıĢır. 40 km kapsama alanı ve 72 Mbps‘lık çıkıĢ değerine sahiptir. Hizmet
kalitesi desteği ile triple-play (veri, ses ve video) uygulamalarına hazırdır (Wimax Forum,
2009). WiBro (Wireless Broadband): WiMAX‘in Güney Kore‘deki benzeri.

40
IEEE802.16e‘yi esas alır (WiBro Update, 2009). RFID (Radio Frequency Identification):
Radyo frekanslı kimliklendirme. Bir kiĢi ya da nesnenin 125 KHz ya da 13.56 MHz, 800-
900 MHz ve 2.45GHz frekansında radyo dalgaları kullanılarak tanımlanmasıdır. En sık
kullanılan frekans 13.56 MHz‘dir. RFID kullanım kolaylıkları, ürün takip, üretim ve stok
bantlarında sağladığı kesinlik ve performans ile popülerdir. (AIM RFID, 2009). HiperLAN
(High Performance Radio LAN): Amerika‘daki IEEE 802.11 standardının ETSI (European
Telecommunications Standards Institute) kaynaklı Avrupa alternatifidir. ETSI standartları
BRAN projesi (Broadband Radio Access Networks) ile tanımlanır (ETSI, 2009).
HiperMAN (High Performance Radio Metropolitan Area Network): HiperMAN, ETSI
BRAN grubunca oluĢturulan bir geniĢbant standardıdır. 2-11 GHz bandında kablosuz ağ
iletiĢimi sunar. HiperMAN, WiMAX ve WiBro alternatifidir (a.g.e.). 802.20/MBWA: IP
tabanlı kablosuz arayüz için resmi bir standarttır. 250 Km ile giden araçlarda 1 Mbps veri
aktarımı hedefler (IEEE 802.20, 2009). 802.15.1/.2/.3/.4: WPAN (Wireless Personal Area
Network) içindir. POS (Personal Operating Space) alanında (her yönde 10 metre); düĢük
güç tüketimi amaçlıdır. 802.15.3 (WiMedia), 20Mbps üzerinde veri hızı ile video
transferinde kullanılır, 802.15.4 (ZigBee), 10Kbps-250Kbps arası veri hızı sunar, üstünlüğü
yönlendirme protokolündedir, eriĢim noktası olmadan ağ eriĢimi sağlar (IEEE 802.15,
2009). WMAN (Wireless Metro Area Network): IEEE 802.16 ile geniĢ bant kablosuz
ağlarda, 2-11 GHz ve 10-66 GHz aralığında 120 Mbps veri hızı sunar (IEEE 802.16, 2009).
3GPP (3rd Generation Partnership Project): WCDMA için Avrupa, Japonya, Güney Kore,
Çin ve ABD‘nin kurduğu iĢbirliği projesidir. CDMA2000 oluĢumu 3GPP2‘dir (3GPP,
2009). IMS (IP Multimedia Subsystem): IP çokluortam hizmetlerini kablosuz ağlarda son
kullanıcılara iletmek için 3GPP kaynalı bir çerçevedir. 3GPP R5 adlı orijinalinde,
GPRS‘ten Internet hizmetlerini taĢımak amaçlanır. GPRS dıĢında kablosuz LAN,
CDMA2000 ve sabit hatları da destekler. Böylece kullanıcının donanım ve eriĢim
teknolojisinden bağımsız ses, video ve veriye eriĢimi sağlanır (Wikipedia
IP_Multimedia_Subsystem, 2009). LTE (Long Term Evolution): 3GPP, UMTS standardını
gelecekteki gereksinimler için geliĢtirmek için üretir. Hedefler verimliliği artırmak,
maliyetleri düĢürmek, hizmetleri geliĢtirmek, yeni spektrum fırsatlarını değerlendirmek ve
41
diğer açık standartlara daha iyi uyum sağlamaktır. LTE standart değildir ama UMTS
standardının geliĢmiĢ sürümünü oluĢturması planlanır (3GPP LTE, 2009). WRAN (Wireless
Regional Area Network): WRAN, IEEE 802.22 standardında, kırsal ve uzak bölgelerdeki
kullanıcılara internet ve çokluortam hizmetlerine eriĢim sağlamak amacıyla tasarlanmıĢ bir
kablosuz geniĢ bant teknolojisidir. 6 MHz bant geniĢliği ve 1.5 Mbps hızı vardır (IEEE
802.22, 2009). SDR (Software Defined Radio): SDR, yazılımla kontrol edilen,
programlanabilen bir donanım ile herhangi bir frekans bandına ayarlanabilen ve geniĢ bir
frekans spektrumundan herhangi bir modülasyonu alabilen bir radyo iletiĢim sistemidir.
SDR, bir bilgisayar ya da konfigüre edilir bir sayısal elektronik donanımda yüksek
miktarda sinyal iĢler. Hedeflenen, yeni bir radyo protokolünü sadece üstündeki yazılımı
güncelleyerek çalıĢtırabilen bir donanım üretmektir (SDR Forum, 2007). NFC (Near Field
Communication): NFC, elektronik donanımlar arasında yakın mesafeli haberleĢme için
kablosuz bir iletiĢim teknolojisidir. ISO/IEC standardıdır. 2004‘te Nokia, Sony ve NXP,
NFC‘nin geliĢtirilmesi ve yaygınlaĢtırılması için NFC Forum‘u kurar. RFID‘ye dayalı olan
NFC, donanımlar birbirlerine dokunacak kadar yaklaĢtığında etkinleĢir ve birbirleri ile
konuĢturur. Böylece kullanıcıya kolaylık ve güven sağlar. NFC e-anahtar (araba, ev, otel ve
garaj kapıları), e-cüzdan (mobil iletiĢim donanımında), e-bilet (uçak, otobüs, konser ve maç
biletleri), kimlik belgesi (hüviyet bilgileri, Ģirket çalıĢanı bilgileri vs. içeren kartlar), mobil
ticaret (elektronik ulaĢım noktaları üzerinden alıĢveriĢ amaçlı) kullanılır (NFC Forum,
2007). HSDPA (High Speed Downlink Packet Access) HSUPA (High Speed Uplink Packet
Access): HSDPA 14,4 Mbps veri transferi sağlar (Holma ve Toskala, 2004). HSUPA (high-
speed uplink packet access) teknolojisi ile 5,76 Mbps veri hızı, VOIP (Voice Over IP), çok
katılımcılı etkileĢimli oyunlar, telsiz sistemlerine benzer bas-konuĢ uygulamaları olasıdır
(HSUPA, 2009). HSUPA 3.75G olarak da anılır (GSA, 2005).

42
Şekil 3 - GPRS, EDGE, WCDMA, HSDPA hızları
(Teknoport Teknobülten, 2007)

Şekil 4 - Kapsama alanlarına göre bazı kablosuz iletişim teknolojileri


(Küçükünsal, 2006)

2.2.3.4. Yaygın Bilişim ve Düşünen Nesneler

Yaygın BiliĢim (pervasive/ubiquitous computing), mobil ve kablosuz teknolojilerle


iliĢkili ancak bunların ötesindedir. Philip K. Dick‘in Ubik romanından esinlenen Xerox
PARC araĢtırmacısı Mark Weiser 1988‘de biliĢim olanakları ve temelde bilgiye eriĢim
olasılığının, sürekli ve görünmez biçimde sunulması kavramını ortaya atar (Amor, 2001).
Ubik‘te kapı kollarından duvarlara her Ģey zekâ sahibidir ve birbiriyle haberleĢir. Yaygın
biliĢimde, bilgi iĢlem çevreyle bütünleĢir. Bunu savunanlar, bu sayede insanların bilgi iĢlem
43
donanımlarıyla, her zaman ve bağlamda Ģu andakinden daha doğal etkileĢeceğini söyler.
Yaygın ağlar, farklı ortamlarla iletiĢim kurup, her yerde, sürekli bilgi akıĢı sağlar. Bu
yüzden yaygın biliĢim kavramı, dağıtık bilgi iĢlem, mobil bilgi iĢlem, algılayıcı ağlar,
insan-bilgisayar etkileĢimi ve yapay zekâ alanlarıyla da iliĢkilidir. Böylesi bir ortamda ana
donanımlarsa elbette akıllı ev veya ofis donanımları, PDA, mobil telefon ve dizüstü
bilgisayarlar. Bu alanda Dick ve Weiser‘ın umduğu kadar olmasa da dikkate değer geliĢim
var. MIT, Hiroshi Ishii öncülüğünde DüĢünen Nesneler konsorsiyumu (MIT TTTC, 2009)
ve Project Oxygen (MIT Project Oxygen, 2009) ile bu alanda önemli çalıĢmalar yürütür.
Yazar Adam Greenfield, 2004‘de yaygın biliĢimi kastederek everyware tabirini kullanır.
Greenfield, sonradan bir kitabında kullandığı bu terimle yaygın biliĢimdeki etkileĢim
paradigmasını, bilgi iĢlemin davranıĢta çözülmesi diye tanımlar. Bu konuda örnek Hong
Kong Octopus Card sistemidir. Octopus Card sistemi, Hong Kong‘da çevrimiçi ve dıĢı
alıĢveriĢte ödeme amaçlı kullanılan bir temassız akıllı kart. 1997‘de karayolu ulaĢımında
geçiĢ ücretlerinde kullanılan kart, sonradan tüm toplu taĢıma sisteminde, market, lokanta,
parkmetre ve otomatlarda kullanılır. Ocak 2006‘da 13 milyon kart, her gün 9 milyon
iĢlemle, 300 kurumdan hizmet alır (Wikipedia Octopus_card, 2009). Bir örnek de Ambient
Technologies‘in üçlü donanım takımıdır. Bunlar bir küre, gösterge tablosu ve hava durumu
ıĢığından oluĢur. Donanımlar güncel verileri kablosuz alır. Küre hisse senetlerini yayınlar.
Küp biçimli ıĢık hava durumunu verir. Analog gösterge tablosu kullanıcının programladığı
bilgileri yayınlar. GPS‘li araçların yönlendirme ve rota sunması, RFID‘nin alıĢveriĢte
kullanımı da yaygın biliĢimdir. Yaygın biliĢimde süreklilik, görünmezlik, kullanıcılar için
altyapı değil iĢlev, sunulan hizmet ve arayüz önemlidir. Bu yüzden amaç, bilgiye ulaĢım
sınırsızlığı ile donanım ve altyapının gizlenmesidir. Gizlenme, yaygın donanımların
kullanıcıyı rahatsız etmeyip görünmeden çalıĢmasıdır. Mobil ve kablosuz teknolojiler bu
altyapıyı oluĢturur. Yaygın biliĢimden önce her yerde farklı amaçla, farklı teknolojiler
kullanılırdı. ġimdilerde teknolojiler alternatif değil, tamamlayıcı oldu. Yaygın biliĢimde,
Bluetooth kablonun yerini alır, 802.11b kablosuz eriĢim sağlar (Korkmaz ve Türkmen,
2005). Mobil ve kablosuz teknolojiler ve donanımlar uyumlu geliĢir. Motorola‘nın
Kesintisiz Mobillik-Seamless Mobility kavramı önemlidir (Motorola.com, 2005).
44
Kesintisiz mobillik, sistem, platform ve medyanın sürekli bağlı olmasıdır. TuĢa
dokunmadan otopark parası ödeyen mobil donanım, günlük programı bilip yol tarif eden
otomobil, kapı açık kalınca uyaran ev akla ilk gelenler. Kesintisiz mobillik,
telekomünikasyonun geleceğiyle ilgili bir vizyon. Çoğu mobil teknoloji iĢletmesi ve Güney
Kore gibi ülkeler yarınlarını bu vizyonda görür.

Burada artırılmıĢ gerçeklik (augmented reality) ve konum etiketleme (geotagging-


geocoding) de anlatılmalıdır. Ġlki gerçek dünya ile sayısal verilerin sanal görüntülerde eĢ
zamanlı, etkileĢimli, semantik ve bazen üç boyutlu biçimde birleĢtirilmesidir (Azuma,
Ağustos 1997). TV futbol maçlarında saha ortasındaki logolar, topun yönünün oklarla
gösterimi, kamera ile bilgisayarda elbise denemek, telefon kamerası veya sanal gerçeklik
gözlüğü ile tarihi yer ve eserler hakkında bilgileri sesli-yazılı görmek, savaĢ uçağı
pilotunun kaskından hedefe bilgilerini görmesi, uzmanlık gerektiren geliĢmiĢ donanımlara
yönelik tamirler sırasında görsel ve iĢitsel yardım almak artırılmıĢ gerçeklik kullanım
örnekleridir (Wikipedia Augmented Reality, 2009). Konum etiketleme ise, özellikle GPS‘li
mobil donanımlarla web sitesi, RSS beslemesi, fotoğraf vb. unsurlara enlem, boylam,
yükseklik ve yöne iliĢkin coğrafi konum bilgisi eklemektir. Örneğin mobil iletiĢim
donanımındaki fotoğrafa konum otomatik eklenip haber sitesine yüklenir, böylece enlem ve
boylama dayalı resim araması yapılır, haritada izlenir, geoblog araçlarıyla site hazırlanır
veya Google Earth gibi uygulamalara resim eklenir (Wikipedia Geotagging, 2009).
Kullanıcı ve firmalar iki teknolojiden de ürettikleri içerikleri geliĢtirmek ve sanal varlık ve
imajlarını güçlendirmede yararlanmaktadır. Bunlar dıĢında iPhone‘daki gibi yenilikçi mobil
kullanıcı arayüzleri, mobil uygulamalar (widget) ve görüntü teknolojileri de dikkate değer
teknolojilerdir (Gartner, 01.28.09).

45
2.3. MOBĠL YAYINCILIĞIN TEMELLERĠ VE BAġLICA KURAMLAR
Bu bölümde mobil yayıncılığın temelleri ve mobil yayıncılıkla ilgili baĢlıca
kuramlar açıklanacaktır.

2.3.1. Mobil Yayıncılığın Temelleri

Bu bölümde mobil ve içerik kavramları incelenip açıklığa kavuĢturulacak, mobil


içerik tanımı yapılıp, mobil içerik koĢullarından bahsedilecektir.

2.3.1.1. Mobil Yayıncılığın İçerik Boyutu

2.3.1.1.1. Mobil Kavramı


Mobil kavramının Türkçe karĢılığı ―hareketli, taĢınabilir‖(TDK Mobil, 2009).
Mobil ağ teknolojilerinden bahseden akademik yayınlarda gezgin de mobil karĢılığında
kullanılır (Körpeoğlu, 2003). ―Hareketli içerik‖, Ġngilizce ―mobile content‖ karĢılığında
kullanarak, hareketli kelimesinin anlamı geniĢletilebilir; ancak tam ―mobile‖ karĢılanmaz.
―Gezgin içerik‖ de aynı sonucu verir. Bu durumda –her ne kadar gezgin kelimesi daha
sıcak dursa da- mobil içerik kavramının tam anlaĢılabilmesi için ‗mobil‘in korunması
gerekir. Türkçe‘de de mobil artık jilet, selpak ya da internet gibi jenerik, yani kendi türünü
tanımlayan kavram durumunda. Dizüstü bilgisayar mobil iletiĢim donanımı mıdır? Ondan
eriĢilenler mobil içerik değilse, bilgisayardan kablosuz internete eriĢmek midir? PC, dizüstü
bilgisayar, mobil iletiĢim donanımı sıralamasında gerçek mobil özellikli araç en sondadır.
Burada mobil ya da hareketli olma seviyelerinden bahsetmeli. Teknolojiler açısından mobil
olmak, o esnada hareketli olmayı, göçebe olmak ise hareketin çok kısıtlı olduğu ve/veya
tamamlandığı andaki durumu kasteder. Buna göre göçebe bir donanımın, örneğin dizüstü
bilgisayarın, her zaman mobil olması gerekmez. Ancak bir mobil donanım göçebedir. Buna
göre sırasıyla teknolojik hareketlilik adımları, hareketsizden daha hareketliye doğru
Ģöyledir: sabit, göçebe, taĢınabilir, basit mobil, tam mobil. Örneğin hücresel teknolojilerde
ilk iki adımda hücreler arası geçiĢ (handoff) yaĢanmazken, sonraki adımlarda yaĢanır
(Küçükünsal, 2006). Mobil olma durumu bakıĢ açısına göre de değiĢir. Teknoloji
seviyesinde bakıldığında mobil olmanın belirgin bir özelliği, kullanıcı terminalinin-

46
aygıtının-donanımının sabit olmayıĢıdır. Bu yüzden bilgi paketlerinin iletiminde
yönlendirme dinamik olmalı ve bir iletiĢim oturumu sırasında değiĢebilmelidir. Bu bakıĢ
açısına göre kullanıcının terminali kablosuz ya da taĢınabilir-portatif olmayabilir. Hizmet
seviyesinde ise, mobil kelimesi kullanıcının hareket edebilme özelliğine karĢılık gelir. Bu
durumda gerçekte mobil olabilmek için, kullanıcı terminalleri de kablosuz ve hareketli
olmalıdır (Pitkänen ve diğerleri, 2003). Bu doktora tezi boyunca odak bu hizmet
seviyesinde olsa da, teknoloji seviyesindeki bazı konulara da yeri geldikçe değinilmektedir.

2.3.1.1.2. İçerik Kavramı


Ġçerik sözcüğünün tanımı (TDK Ġçerik, 2009): 1. Bir Ģeyin içinde bulunanların
bütünü, muhteva, mazruf. 2. Sözlü ya da yazılı anlatımda verilmek istenen öz, düĢünce,
duygu ve imgelerin bütünü. 3. Bir kelimenin ya da kavramın anlamı. 4. (Ruh bilimi)
Herhangi bir ruhsal süreç ya da düĢünsel iĢlevi oluĢturan öğelerin bütünü. 5. (Mantık
bilimi) Bir cümle ya da yargıda açıkça söylenmemekle birlikte var olduğu anlaĢılabilen,
zımni (sıfat). Ġngilizce içerik karĢılığı olan ‗content‘in anlamı Princeton Üniversitesi
WordNet veritabanında Ģöyledir (Wordnet Content, 2009): 1. Bir
derlemde/yığında/külliyatta (collection) bulunan her Ģey. 2. Mesaj: herhangi bir Ģey
hakkındaki iletiĢimin ne hakkında olduğu. 5. Algılanan, keĢfedilen ya da öğrenilen bir Ģeyin
toplam ya da kapsamı. TDK ve WordNet‘in ikinci tanımları bu doktora tezinin kapsayacağı
içerik karĢılığıdır. Böylece içerik, ―sözlü, yazılı, görsel anlatımda verilmek istenen öz,
düĢünce, duygu ve imgelerin bütünü ya da iletiĢime konu olan mesajın kendisi‖dir. WAP
Forum‘un tanımları kavramın mobil iletiĢimde kullanımına ıĢık tutar (WAP Forum, 1999):
Yayıncı (Author): Ġçerik üreten bir kiĢi ya da program. Müşteri (Client): Bir içerik
sunucusuna bağlantı isteği oluĢturan araç ya da uygulama. İçerik (Content): Kaynak
sunucuda üretilen ya da depolanan veriler. Ġçerik kullanıcı isteği sonrasında, kullanıcı
temsilcisince görüntülenir ya da yorumlanır. İçerik Kodlama (Content Encoding): Fiil
olarak kullanıldığında içeriğin bir biçimden diğerine aktarılması kastedilir. Sonuçta ortaya
çıkan biçim ilk halinden daha az yer kaplar, daha kolay iĢlenir ve depolanır ve/veya
ĢifrelenmiĢ olur. Ġsim olarak kullanıldığındaysa belirli bir içerik biçimi, standart ya da süreç

47
kastedilir. İçerik Biçimi (Content Format): Ġçeriğin gösterim biçimi. Alet (Device): Bilgi
paketleri gönderip alabilen ve tekil alet adresine sahip olan bir ağ varlığı, donanım, aygıt.
Kullanıcı (User): Bir kaynağı (içeriği) görmek, iĢitmek ya da kullanmak için kullanıcı
temsilcisiyle etkileĢime giren kiĢi. Kullanıcı Temsilcisi (User Agent): Bir kaynağı
yorumlayan herhangi bir yazılım ya da alet (Internet tarayıcıları gibi). Buna göre, iletiĢim
sürecindeki tüm iletiler içeriktir. Kodlama, yani iletinin aktarılmasından önceki
biçimlendirilme aĢamasında, ileti ya da içeriğin hangi ortamda yayınlanacağı, basılı, görsel,
iĢitsel ya da mobil olup olmadığı belirlenir. Herhangi bir içerik farklı ortamlarda
görüntülenmek üzere biçimlendirilip, kodlanır. Ġçerik bir akıĢkan gibi içine girdiği mecraya
uyar. Hava ve su gibi istenen Ģekle girer. Farklı mecra ve donanımlardan, farklı biçimlerle
eriĢilir, biçim değiĢtirir. Böylece PC'de, PC'ye göre biçimlenen içeriğe, mobil iletiĢim
donanımlarında ise bunlara özel tasarlanan ve biçimlenen içeriğe eriĢilir. Dizüstü
bilgisayardaysa sadece eriĢim Ģekli istenildiğinde kablosuzlaĢır ve PC‘ye göre daha fazla
mobillik veya hareketlilik sağlanır. Lawrence Lessig, içerik kavramı için Yochai
Benkler‘den ve ağ mimarilerinden esinlenerek bir bağlam sunar. Bu üç katmanlı modelde
bir fiziksel katman, bir kod katmanı ve içerik katmanı yer alır. Fiziksel katman, fiziksel
aktarımı yani bilgisayar ya da onu internete bağlayan kabloları temsil eder. Kod katmanı
donanımlardan, protokollerden ve ağ iletiĢimini sağlayan yazılımlardan oluĢur. Ġçerik
katmanının özelliği iletiĢimde aktarılan dosyaları içermesidir: Resimler, sesler, filmler gibi
(Cedergren, 2003). BiliĢim teknolojileri ile iletilen içerik üçe ayrılır: görüntü (resim, video),
ses ve diğer veriler (metin, çizim, vb.). Yakınsama ile bunların tümü sunulur. Ġçerik
hizmetleri çevrimiçi yani ağdan eriĢilen ve çevrimdıĢı yani donanıma indirilip kullanılan
olarak da ikiye ayrılır (Telekom Dünyası Dergisi, 2007:41).

Bir baĢka konu da ―Ġçerik değeri‖dir (content quality). Bir içeriğin değerini
belirleyen unsurların çoğu içeriğin Ģunları ne derece barındırdığı ile iliĢkilidir: Kesinlik,
içeriğin gerçekleri ne kadar tam yansıttığını, Zamanındalık, içeriğin kullanıcı gereksinimi
anında eriĢilebilirliğini, Tamlık, kullanıcı hedefi doğrultusunda içeriğin istenen bilgileri
içerip içermediğini, Konuyla ilgililik, içeriğin istenen bilgileri ne kadar sağladığını, baĢka

48
bir Ģey içerip içermediğini gösterir (Jacaruso, 2006). Juran bilgi kalitesini iki baĢlıkta
tanımlar: a) Hatalardan arınmıĢ, eriĢilebilir, kesin, doğru, yanlıĢsız, tam, güncel, eksiksiz ve
diğer kaynaklarla tutarlı olması, b) Ġstenen özellikleri taĢıması, konuyla ilgili, çok yönlü,
uygun ayrıntı seviyesinde, kolay okunur, kolay yorumlanır olması (Juran, 1998 ve Landor,
2003).

2.3.1.1.3. Mobil İçerik Tanımı


Yedi temel kitle iletiĢim medyası vardır (Ahonen, 2007a): 1400‘lerin sonundan
itibaren basılı yayınlar, 1900‘lerin sonundan itibaren ses kayıtları (plak, teyp, kaset, CD),
1910‘dan sonra sinema, 1920‘lerden sonra radyo, 1950‘lerden sonra televizyon. Önceki beĢ
ortamın yapabildiklerini içeren tek mecra Internet, 1990‘dan sonra geldi. 2000‘den sonra
mobil iletiĢim donanımları ile ulaĢılabilen mobil medya da kendisinden önceki altı
medyanın sunduğu içerikleri sunar. Mobil medya ilk kiĢisel-kitlesel mecra; sürekli açık,
sürekli kullanıcının yanında, ödeme kanalı olarak kullanılır, kullanıcının içerik üretmesini
sağlar, kullanıcı profil ve alıĢkanlık verileri mobil ortamda neredeyse mükemmel biçimde
sağlanır, medya tüketiminin sosyal bağlamını mobil mecra yakalar. Mobil iletiĢim
donanımları da dünya nüfusunun en az yüzde 30‘unca sürekli taĢınan tek ortak aygıt
(Ahonen, 2007b). Ġlk mobil iletiĢim donanımının ortaya çıkıĢının üstünden 26 yıl geçti ve
donanımları dünyada 4,3 milyarı aĢkın kiĢi kullanmakta (GSMA, 2009 ve Ahonen,
30.09.09). Milyarlarca insanın günlük hayatında ses ve metin iletiĢiminde önemli bir
teknoloji olarak, mobil iletiĢim donanımları artık sadece iletiĢim için değil, aynı zamanda
kültürel ve sosyal pratiklerin modern dönüĢümü ile biliĢim, medya, telekomünikasyon,
Internet ve eğlence alanlarındaki geliĢimin merkezi olarak algılanmakta. Donanım
üreticileri, kültür ve içerik sunanlar ve kullanıcı grupları ile fikir üreten topluluklar mobil
medyanın sunduğu olanaklara odaklanmakta. Mobil iletiĢim donanımları ve kablosuz
teknolojiler, platform, hizmet, uygulama ve kültürel biçim halinde tasarlanıp, üretilip
yakınsak medya (convergent media) olarak tekrar yapılandırılmakta: Mobil Internet, yeni
mobil metin biçimleri, mobil müzik, mobil film ve video, mobil oyunlar, mobil öğrenme,
iĢyeri için mobil mecra, videolu görüĢme ve mobil televizyon. Mobil telefon iletiĢiminin bu

49
göreceli kısa tarihi, kullanıcıların yaĢadığı tüketicilerden aktif üreticilere doğru rol kayması
ile eĢ zamanlı gerçekleĢti ve mobil ortam tüketim, demokratik biçimde kendini ifade etme,
bireysellik, vatandaĢlık ve düĢünce üretkenliği açısından yeni bir alan oldu.

Türk Dil Kurumu‘nun ―mobile content‖ karĢılığı kullanılan ―mobil içerik‖ için
tavsiyesi ―taĢınır içerik‖ (bilgi@tdk.gov.tr, 2006). Burada taĢınırlık kavramı üstünde de
durmalıyız. Bu doktora tezi boyunca ―mobil içerik‖ ile eriĢim özelliğini, eriĢilen donanımın
ve içeriğin özelliğini, aynı zamanda içeriğin mobil ortama özel bir biçimle ve mobil iletiĢim
donanımından eriĢilmek üzere biçimlendirilip iletilmesi ve alınmasını kastedilmekte.
Aslında ―içeriğin taĢınabilirliği‖ her zaman söz konusudur. Ġçerik su gibi akıĢkandır. Mobil
içerik eriĢimi ağ dıĢı veya içinde söz konusu olur. Mobil internet de bu içeriklerin
ulaĢabileceği son adımdır. Ele alınması gereken, içeriğe eriĢilen mecra-ortam-medium ve
yukarıda sayılan diğer unsur ve özelliklerdir. Gazete, dergi yürünürken ya da vasıtada
okunurken, TDK tanımına uyan ‗taĢınır içerik‘ söz konusu olur. Ancak kullanıcı, mobil
iletiĢim donanımından haber sitesine girdiğinde, kitap okumaya, TV izlemeye, radyo veya
müzik dinlemeye, oyun oynamaya baĢladığında, bilgisayardan mobil iletiĢim donanımına,
bu donanım için hazırlanan ya da biçimlenen özel bir içerik, örneğin bir mobil sözlük
yüklediğinde bu çalıĢmada incelediğimiz ―mobil içerik‖ söz konusudur. Mobil içerik belli
baĢlıklarda gruplandırılırsa daha iyi çözümlenip anlaĢılır (Wilson, 2006): İndirilebilir
içerik: Mobil iletiĢim donanımı melodileri, logolar, duvar kâğıtları, oyunlar (kiĢiselleĢtirme
gereksinimi). Taramaya uygun (browseable) içerikler: Haberler, spor, hava durumu,
rehberler, elektronik kitaplar, hisse senedi bilgileri, uçuĢ bilgileri vb. (bilgi edinme
gereksinimi). Elektronik alışveriş, yemek tarifeleri, chat ve arkadaĢlık siteleri/yazılımları
(yaĢam stili). Üretkenlik araçları: E-posta, anında mesajlaĢma (iletiĢim). Bankacılık ve
finans (mali iĢlemler). Harita ve yönlendirme (konum içeriği). Kurumsal uygulamalar.
Donanım dıĢındaki mobil ürün ve hizmetler ya mobil iletiĢim ya da enformasyon veya
mobil içeriktir. Bu enformasyon üç iletiĢim biçimiyle aktarılır: ilki iki mobil alet arasında;
örneğin mobil iletiĢim donanımları, ikincisi mobil alet ile internete eriĢebilen bir bilgisayar
arasında; örneğin resim paylaĢım sitesine fotoğraf yüklerken, üçüncüsü mobil alet ile

50
herhangi bir uygun elektronik donanım arasında; örneğin giĢelerden geçiĢ sırasında para
öderken. Mobil içerik aslında enformasyon ürün ve hizmetlerinin adıdır ve metin, ses,
resim ve/veya videodan oluĢur (Landor, 2003). Yukarıda anlatılanlardan yola çıkılarak
aĢağıdaki mobil içerik tanımına ulaĢılır: Mobil içerik, mobil iletiĢim donanımlarında
ve/veya yazılımlarında izlenmek, dinlenmek, okunmak ya da kullanılmak üzere üretilen,
dönüĢtürülen ya da biçimlendirilen herhangi bir unsurdur. Mobil içerik, mobil iletiĢim
donanımlarına uygun biçimlendirilmiĢ içeriğin adıdır. Bu tanıma ilk metin, ses, hareketli-
durağan-vektörel grafik ve video girer. Bu tanımda ―mobil iletiĢim donanımları‖ ile en
baĢta cep telefonları, avuçiçi bilgisayar ve PDA‘ler kastedilmekte. Bu donanımların özellik
ve tanımları bu doktora tezinin ilgili bölümünde incelenmektedir. Bu donanımların
yazılımları da mobil iletiĢim ve içerik yazılımlarıdır.

Mobil Internet içeriği beĢ ana kategoridir: İşle İlgili Hizmetler e-posta, Ģirket ağına
eriĢim. Ticari Hizmetler alıĢveriĢ, bankacılık ve borsa. Konum Tabanlı Hizmetler yol
güzergâhını göstermek, sıkıĢık trafikte kullanılabilecek yolları göstermek veya en
yakındaki restoranı belirtmek. Bilgi Hizmetleri gazete sitelerinden kurumsal dizinlere,
sinema rehberlerinden hava ve yol durumlarına kadar pek çok Ģey. Kullanıcılar bilgiyi en
temel, en öz, en kısa haliyle görmek isteyecektir. Kullanıcının kiĢisel önceliklerini almak
aboneye özel bilgi sunumu açısından önemlidir. Eğlence Hizmetleri Mobil Internet‘in
kullanımını artıracak etkendir. ÇeĢitli eğlence ve oyun hizmet ve uygulamaları ile yeni
oyunların geliĢtirilmesi ve varolan oyunların mobil medyaya uyarlanması, ayrıca elektronik
müzik dağıtımı da kablosuz medyanın büyük güçlerindendir. Örneğin 2006 yılı ses dıĢı
mobil hizmet trafiği yüzde 15 ve bu rakam her yıl giderek artmakta (ĠĢbecer, 2007).

51
2.3.1.1.4. Mobil İçerik Koşulları ve Mobil Donanımlarla İlişkileri
ġu yöntem ve teknolojiler mobil içerik eriĢiminde kullanılır: SMS, MMS, WAP,
mobil web sitesi, indirilebilir-yüklenebilir Java uygulamaları ve WAP push. Bu bilgi ve
önceki bölümlerdeki veriler ıĢığında, bir içeriğin ―mobil içerik‖ olabilmesi için aĢağıdaki
iki özellikten en az birini taĢıması gerekir: 1. Mobil iletiĢim donanımlarından eriĢilmek için
hazırlanır ya da biçimlendirilir. 2. Mobil iletiĢim donanımlarından eriĢilir.

Tez boyunca kastedilen ―mobil iletiĢim donanımları‖ kablosuz çift yönlü iletiĢime
izin veren, kendi içlerinde gömülü sistem ya da iĢletim sistemi barındıran, en ilkel biçimde
SMS alıp gönderebilen ve hücresel yayınları alabilen mobil iletiĢim donanımlarından
baĢlayıp, en geliĢmiĢ biçimindeyse internete ve video, müzik, TV yayınlarına eriĢip, bu
içerikleri kullanıcıya sunabilen tüm donanımlardır. Dizüstü bilgisayarlar, bu tezin bağlamı
gereği mobil iletiĢim donanımı değil, mobil içeriklere eriĢebilen bilgisayarlardır. Ancak
yakınsama sebebiyle bu donanımların da gittikçe daha taĢınabilir, hatta giyilebilir duruma
geldikleri düĢünüldüğünde, uç örnekler açısından bunlar da mobil iletiĢim donanımıdır
(Wikipedia Wearable Computing, 2009). ĠletiĢim donanımlarının özellikleri ve kullanım
amaçları artmakta, boyutları küçülüp hafiflemekte. ĠletiĢim donanımlarının geliĢim çizgisi
(Caslon Analytics, 2009) ve alternatif mobil iletiĢim donanımları düĢünülürse (Wikipedia
Personal Digital Assistant, 2009) teknolojideki yakınsama ve minyatürleĢmeyle mobil
iletiĢim donanımlarının masaüstü bilgisayarlar kadar yüksek özellikli olması beklenebilir.

2.3.1.2. Mobil Yayıncılıkta Tasarım veya Kullanıcı Arayüzü Boyutu

Mobil içerik, kablolu ortamdan veya internetten eriĢilen içerikle karıĢtırılmamalıdır;


ortam farklıdır. Kullanıcı arayüzü, kullanıcı davranıĢları ve kısıtlamalar dayatan teknik
gereksinimler açısından önemli farklar vardır. Mobil ortam içerik açısından yeni fırsatlar da
sunar. Kablolu ortamdan eriĢilen internet içeriği, mobil ortama uygun olmayabileceği gibi
tam tersi de sözkonusudur (Devine ve Holmqvist 2001:36,37). Farklı mobil ekran boyutları,
donanımlar, kullanıcı arayüzleri ve iĢletim sistemleri var. Ancak XHTML ve CSS desteği
hemen hepsinde var. Yine de standartlar yok denecek kadar az (Moll, 2005). Ġyi içerik

52
mobil ortamın kendine has özelliklerini değerlendirir, kullanıcıya gereken enformasyonu
verir. Ġçerik tasarımında Ģunlara dikkat edilmelidir: Kullanıcı hem kısıtlamalar hem de
fırsatlar düĢünülünce nasıl en büyük değeri elde eder? Kullanıcı neden herhangi bir belirli
içeriğe eriĢip kullanmak istesin? Bu içerik hangi gereksinimi doyurur? Bu yüzden mobil
içeriğin belli bir zamanda kullanımı için teĢvik edici sebepler olmalıdır. Değilse kullanıcı
belli bir süre bekleyip iĢe, okula ya da eve gittiğinde baĢka bir mecradan ilgili içeriğe eriĢir.
Herhangi bir sistem kullanıcıya navigasyonda iki tür enformasyon sunar: navigasyonel en,
aynı hiyerarĢik seviyedeki seçenekleri gösterir. Navigasyonel derinlik ise hiyerarĢideki o
anki yeri gösterir (Nielsen, 1998). Ġçerik kullanılan mobil iletiĢim donanımlarının
özelliklerine uyumlandırılmalıdır. Küçük ekran kullanıcıya bir anda ne kadar içerik
gösterilebileceğini sınırlar. Bu yüzden PC‘deki kadar zengin içeriği bir anda mobil ortamda
göstermek beklenemez. Dahası, bir internet sayfası ya da gazetedeki içeriği özetlemek,
donanımın ekranına sığdırıp sunmak ve kullanıcıyı tatmin etmesini beklemek de yeterli
değildir. BasitleĢtirme lâzımdır ama küçük ekrana uydurmaktan fazlası gerekir. Web sitesi
hazırlarken dört temel kurala dikkat edilir: doğal ve basit bir diyalog kullanımı, kullanıcının
dilinin konuĢulması, hafızaya binecek yükün azaltılması, unsurlar arasında ve genel
tutarlılık (Cockburn ve Jones, 1996). Bunlar mobil iletiĢim donanımlarının navigasyon
tasarımında da önemlidir. Bu donanımlarda navigasyon menülerdedir. Menü sistemleri
seçeneklerde kullanıcılara yeterli geniĢlik ve derinliği sunabilmelidir. Enformasyon birçok
katmanın altında gizlenmemelidir. Mobil navigasyonu geliĢtirmek için daha iyi
kategorilendirme, daha az tuĢa basarak iĢlemi tamamlatma ve daha iyi görselleĢtirme
gerekir (Marsden ve Jones, 1998). Sayfada yukarı, aĢağı, sağa ve sola gitmeye gereksinim
olmamalı, mutlaka gerekiyorsa olabildiğince az olmalıdır (Jones ve diğerleri, 1999). Diğer
bir sınırlama, kullanıcı girdisinin kısıtlı olmasıdır. Mini klavye ya da tuĢ takımı en fazla
kullanılan girdi birimidir. Küçük ve kullanımları zor olsa da özellikle gençler çok hızlı
kullanır. 2001‘de Tokyo‘nun alıĢveriĢ ve eğlence bölgesi Shibuya‘da düzenlenen bir
yarıĢmada, genç kızlar mobil iletiĢim donanımlarından dakikada 70 kelime yazar. Ancak
çoğu sıradan kullanıcı bunda yavaĢ kalıp hata yapar. Özetle, mobil ortamda kullanıcıya
fazla içerik sunmak ve ondan fazla girdi beklemek hatadır. Bu, baĢarılı içerik tasarımında
53
önemli bir kuraldır. Mobil içerikler, kablolu ya da sabit eriĢilenlerden farklı kullanılır.
Farklı zamanlarda, durumlarda ve sebeplerle eriĢilirler. Kullanıcı mobil iletiĢim donanımını
sürekli yanında taĢır ve mecraya her zaman ulaĢır. Mobil içerik, kullanıcı baĢka Ģeyle
meĢgul değilken, kısa süreli boĢlukları değerlendirmek ya da zaman öldürmek için de
kullanılır. BoĢluklar bir-iki dakika bile sürse içerik kullanıcıyı tatmin etmelidir; yine de
kullanıcı içeriğe hızlı ve kolay eriĢmek ister. Eğlenceli bir Ģeyi bulmak için zaman
harcamak istenmez. Oysa PC‘den eriĢilen internette sörf yapılır. Mobil içerik eriĢiminde
kullanıcı gereksinimi belirgin ve tatmin etme hedefi vardır. Bu yüzden menüler önemlidir
(Devine ve Holmqvist, 2001:36,37). EtkileĢimi artırmak için kullanıcı merkezli tasarım
etkin bir yoldur. Kullanıcı gereksinimi yol gösterici olursa baĢarılı bir tasarım ortaya
konulur ve kullanıcı dikkati ilgili içeriğe çekilip korunur. Bu tasarım yöntemi mobil ortama
çok uygundur. Bağlam ile baĢlanır. Kullanıcının nerede ve nasıl içerik ya da uygulama ile
etkileĢeceği düĢünülür. Mobil donanımda nasıl bir içeriğe eriĢmek isteyecekleri sorgulanır.
Teknik sınırlar ve kullanıcı dikkat özellikleri mobil deneyim tasarımını belirginleĢtirir
(Cremin, R. ve diğerleri, 2007:11). Örneğin, bir restoran sitesini mobilleĢtirmek için,
kullanıcılar menüyü, adresi, çalıĢma saatlerini, ulaĢım ve iletiĢim bilgilerini görmek ister.
Mobil kullanıcılar harekete geçebilecekleri enformasyona eriĢmek isterler; bu yüzden
günün özel yemeğini sunmak yararlı olur. Ancak anında yer ayırtma, sipariĢ ve PDF ile
menü sunma olasılığında, önce donanımın bunları desteklediği doğrulanır. Mobil içerikler
donanıma indirilen uygulama biçiminde ya da bundan eriĢilebilir olur. Ancak bunların
tasarım özellikleri mobil web ile aynıdır. Bu yüzden mobil web tasarımının önemli
noktaları uyarlanır. Mobil içerik tasarımı, masaüstünden eriĢilen webe göre sınırlayıcı olsa
da kullanıĢlı ve çekici tasarımlar ortaya konur (a.g.e. s.21). Zengin bir mobil denyim
tasarlansa da donanım bunu sınırlayabilir. Siteler, tarayıcı kalitesinden de etkilenir. YavaĢ
yüklenme, donanım uyumsuzluğu ve kullanılan CSS‘in desteklenmediği görülebilir. Mobil
ortam dıĢında çok farklı ekran çözünürlükleri tasarımda esas kabul edilir. PC‘lerde genelde
1024 x 768 piksel sabittir. Ancak mobil ortamda bu durum değiĢir.

54
Şekil 5 - Mobil tasarım ekran boyutları
(Cremin, R. ve diğerleri, 2007:22)

ġekil 5‘teki ekran boyutları farklı donanımlara uyarlanarak tasarımda kolaylık


yakalanır. Ġçeriğin çekiciliği ve kullanıĢlılığı için ekranın uzunluğundan çok geniĢliği
önemlidir. DüĢük özellikli bir telefonda güzel görünüp ekranı kaplayan bir resim, yüksek
çözünürlüklü bir akıllı telefonda ekranın yarısını ya da üçte birini belki doldurabilir ve
yaklaĢılmadan görülemeyebilir. Hedef kitleyi tanımak ve donanımlarını bilmek avantajdır.
Ardından uygun ekran boyu hedeflenir. Mobil tasarımda farklı donanım sınıfları
düĢünülmelidir. Donanım sınıflarının belirgin olmayıĢı iĢi zorlaĢtırır. Sınırlar sürekli
değiĢir. Güncel mobil donanımlar dört baĢlıkta sınıflanır (Cremin, R. ve diğerleri, 2007:23):
Cep Telefonları (Feature Phones): En sık kullanılanlardır. ―Candy bar‖, ―clamshell‖ ya da
―slider‖ biçimlerindedirler. TuĢ takımları standart 12 karakterliktir. Candy bar,
dikdörtgenler prizması biçiminde ekran altı tuĢ takımı olan telefon tasarımıdır. Clamshell,
ikiye katlanabilen, ekran bir yarıda tuĢ takımı diğerinde kalan telefon tasarımıdır. Slider,
kapakları kayarak açılan ve daha geniĢ tuĢ takımı ya da ekran içeren telefon tasarımıdır.
Ses, mesajlaĢma ve temel seviyede veri eriĢimi özelliği sunarlar. Son yıllarda fotoğraf

55
çekme ve ortam oynatma özellikleri de standartlaĢmakta. Cep telefonları pazarda çok
kullanılsa da, akıllı telefonlarla özellikleri her geçen gün daha da benzeĢmekte. Güncel cep
telefonları, en eski akıllı telefonlar kadar geliĢmiĢ özellikte. Akıllı telefonlar: Cep
telefonları ile aynı özellikleri paylaĢır. Ġki farkları uygulama yürütmeleri ve ekranlarının
daha geniĢ olmasıdır. GeliĢmiĢ iĢletim sistemleri içerirler. Çokluortam özellikleri ile
kullanıcılara veya verimlilik için çalıĢanlara pazarlanırlar. Kişisel sayısal yardımcılar
(PDA): Akıllı telefonlarla aynı özellikleri paylaĢırlar. Farkları ses iletiĢiminden çok
kurumsal iĢlevler için tasarlanmalarıdır. QWERTY klavyeleri ve stylus kalemleri ile veri
giriĢ arayüzleri daha geliĢmiĢtir. GeniĢ ekranları portre ya da manzara konumunda
kullanılır. Ucuz telefonlar: Bunlar geliĢen pazarları hedefleyen çok ucuz telefonlardır.

Kullanıcılar, sekmeli tarayıcı ve menü kullanımı, menülerin sayfanın içeriklerinin


yanlarında yer alması gibi Webdeki navigasyon biçimlerine alıĢtı. Bu referanslar,
kullanıcıların o anda sitenin neresinde olduklarını ve istedikleri yere nasıl gideceklerini
bulmalarını sağlar. Teknik sınırlar yüzünden bunu mobil donanımlarda gerçekleĢtirmek
daha zordur. Webdeki aynı navigasyon unsurları kullanılırsa ekran boyutu ve girdi arayüzü
özellikleri kullanımı zorlaĢtırır (a.g.e. s.25). En sık kullanılan mobil navigasyon yöntemi
dikey seçenek listeleri (menüler) sunmaktır. Menü öğeleri aynı zamanda 0-9 arasında
numaralandırılarak tuĢ takımından da kolay eriĢim sağlanır. Bu seçenek listeleri resimler ya
da CSS ile tasarlanır. Daha geliĢmiĢ donanımlarda zengin deneyim sağlamak adına geliĢmiĢ
navigasyon özellikleri de düĢünülür. Kullanıcılara çok seçenek sunulduğundan ve değerli
ekran alanı tüketildiğinden, seçenek listesinde birden çok seviyede navigasyon olasılığı
göstermek iyi değildir. Bulunulan sayfaya iliĢkin seçenekleri sunmak daha uygundur. Ama
ana sayfaya, üst bölüme, diğer bölüme ya da hepsine birden link verilmelidir. Bunlar
genelde en altta daha iyi iĢlerler çünkü kullanıcının tekrar sayfanın üstüne çıkmasına gerek
kalmaz (a.g.e. s.26).

56
Şekil 6 - PC ve mobil site tasarım farkı
(Cremin, R. ve diğerleri, 2007:25,27)

PC Web navigasyonu, sayfaların uzun değil geniĢ olduğu manzara modundaki


tasarımıyla da mobilden farklılaĢır. Mobil içerik tasarımı ise aksine portre modunda tasarım
gerektirir. Bu yüzden yatay sekmeler ve metin sütunları gibi unsurlar mobilde iyi iĢlemez.
Sola dayalı tek sütunluk metin içeriği ve üst ve altta navigasyon unsurları daha uygundur
(a.g.e:27). Nokia‘nın yayınladığı mobil XHTML tasarım kurallarında Ģunlara yer verilir
(Nokia Corporation, 2005:3): Uygulamaları mobil kullanım için yapın, kullanıcı görev
akıĢını serbest bırakın ve resim kullanımını sınırlayın, yapı acemiler için kolay ama ustalar
için de uygun olsun, sayfaya iliĢkin yeterli bilgi sunun, kullanıcıya hareketleri ile ilgili geri
bildirim sunun, resim sayı ve boyutunu en aza indirin, resim boy ve enini belirleyin,
tasarımda tabloları dikkatli kullanın, stil tanımlarında seçenekleri düĢünün, koddaki
gereksiz yorum ve boĢlukları kaldırın, sayfaların HTTP ile önbelleklenmesini sağlayın,
içerikte Unicode 0 karakter takımlarını kullanın, doğru MIME tipleri ve doğrulanmıĢ
XHTML kodu kullanın, sayfa baĢlıklarını ve unsur etiketlerini tanımlayıcı yapın,
kullanıĢlılık testi yapın. W3C‘nin yayınladığı mobil web için en iyi uygulamalar listesinde
teknik uzmanlara çok detaylı adımlarla uygulama ve içerik tasarlanırken dikkat edilecekler
57
açıklanır. Bunlardan kullanıcı deneyimini artırmak için donanım özelliklerinin dikkate
alınması, sayfanın en üstünde en aza indirgenmiĢ navigasyon sunulması, kullanıcının
istediği içerikle sayfanın sınırlanması, sayfadaki gezintinin tek yönle (yukarı-aĢağı)
sınırlanması ve içerik eriĢiminde gereken tuĢ tıklamalarının en aza indirilmesi tavsiyeleri
dikkat çeker (W3C, 2006). Bir tasarım firması olan Little Springs Design iki farklı mobil
tasarım yaklaĢımı tanımlar: minyatürleĢtirme ve mobilleĢtirme. MinyatürleĢtirme mobil
ortama ve teknolojiye masaüstü ortamın bir alt grubu gibi bakar. Bu yaklaĢım mobil
donanımların güçlerini ve zayıflıklarını dikkate almakta baĢarısızdır. Diğer taraftan
mobilleĢtirme, tam mobil kullanıcı gereksinimlerini hedefler, teknolojinin olası olan en iyi
biçimde kullanımını sağlar. Mobil sitenin mimarisini, aslında PC‘den eriĢilen site değil,
bağlamsal kullanıcı görevleri belirler (Little Springs Design, 2005). Mobil tasarım alanında
bilinen ilk kitabın yazarı olan Cameron Moll ise, mobil web tasarımında dört farklı
yaklaĢım düĢünülebileceğini savunur: Varolan siteyi korumak (hiçbirĢey yapmamak), sade
bir HTML ile basit bir site hazırlamak, avuçiçi sistemlere uygun CSS Ģablonları kullanmak
ya da mobile özel bir site hazırlamak (Moll, 2005).

2.3.1.3. Mobil Yayıncılığın İletim Boyutu


Mobil yayıncılığın iletim boyutu yayınların kullanıcılara ulaĢmasından önceki son
adımdır. Ġletimi kullanıcı, mobil operatör veya baĢka bir üçüncü taraf tetikler. Bu adımda
altyapı iĢletmecileri ilgili aktarım teknolojisi (GSM, GPRS, 3G, vb.) üstünden belli biçimde
kodlanan içerikleri iletirler. Kullanıcının mobil iletiĢim donanımı kendisine en yakın baz
istasyonundan iletilen içerikleri alır, ilgili kodu çözer ve ekran, hoparlör vb. arayüzden
sunar. Havadaki her bir atom ve atom altı parçacık, mobil iletiĢim donanımı, telsiz, radyo
ve televizyonlardan yayımlanan içeriklerin, tüm ayrıntılarıyla, karıĢmadan ve aynı anda
iletilip alınmasında görevlendirilir. Ġklim olayları, bitki döllenmesi ve canlı solunumu,
elektrik ve elektromanyetik dalgalar, ısı ve ıĢık, itim ve çekim güçleri gibi tüm olay ve
olgular hava yoluyla gerçekleĢtirilir. Böylece hava uyum ve düzen içinde hem alıcı, hem
verici olur, havadaki her bir parçacık, birçok ayrı görevi aynı anda, bir görev diğerini
engellemeden yapar (Wikipedia Earth‘s atmosphere, 2009).

58
2.3.2. Mobil Yayıncılıkla Ġlgili BaĢlıca Kuramlar

Türkiye‘deki biliĢim teknolojilerindeki tutum ve davranıĢları ve bunlarla bireyin


demografik özellikleri ve temel değerleri arasındaki iliĢkileri araĢtırmak üzere E-kolay.net
Nisan-Mart 2007‘de ―Internet ve BiliĢim Teknolojileri: DavranıĢlar, Tutumlar ve Değerler‖
isimli bir araĢtırma yapar. AraĢtırmada 41 farklı ilden, 15 yaĢ üstü 1579 kiĢiyle görüĢülür.
Sonuçlara göre mobil iletiĢim donanımlarının, konuĢma dıĢı iĢlevleri sınırlı kullanım
alanına sahip. KonuĢma dıĢı kullanımlarda büyük cinsiyet farklılığı yok. Buna karĢılık, yaĢ
ve eğitim düzeyi önemli farklar doğurur. Verilere göre kullanılmayan içerik ve iĢlevlerin
oranları Ģöyle: Yüzde 67 radyo/müzik, yüzde 65 resim çekme, yüzde 88 haber, yüzde 90 e-
posta, yüzde 70 oyun, yüzde 97 borsa, yüzde 95 burç/fal, yüzde 97 ödeme/banka, yüzde 93
internet, yüzde 97 alıĢveriĢ (Medyanet, 2007). AraĢtırma sonucunda Türkiye‘li
kullanıcıların yüzde 37‘sinin hergün SMS gönderdiği, yüzde 8‘inin hergün resim çektiği,
65 yaĢ üzerindeyse hergün SMS gönderenlerin sıfır dolayında olduğu da ortaya çıkar.
YaĢlara göre hergün SMS gönderme oranları ise 15-17 yaĢ yüzde 57, 18-25 yaĢ yüzde 53,
26-40 yaĢ yüzde 32, 41 ve üstü yaĢ yüzde 16‘dır. Bu sonuçlarda birçok değiĢken rol oynar.
Ancak kullanıcının içerik kullanma kararını etkileyen önemli unsurlar arasında elde
edilecek yarar ile bunun karĢılığında katlanılacak bedel her zaman belirgindir. Benimsenme
için, kullanıcılar ve içerik üretenler incelenmelidir. Genelde teknolojilerin, özelde mobil
iletiĢim teknolojilerinin (donanım, yazılım ve içeriklerinin) benimsenmesinde kullanıĢlılık,
kullanım kolaylığı, güven, eğlence, tasarım ve arayüz gibi özelliklerin etkisi vardır (Zhu,
Fui-Hoon Nah ve Zhao, 2003). Örneğin SMS için T9 özelliğini kullanan mobil iletiĢim
donanımı kullanıcıları, MultiTap denilen aynı tuĢa birden fazla basarak istenen karakterin
yazılmasını sağlayan özellikle yazanlara göre iki kat fazla SMS gönderir (Tsuchiyama,
2007). T9 teknolojisi, kelimelerin yazımında donanımın ilgili harfleri içeren tuĢlarına bir
defa basılması, iĢletim sisteminin de olası kelimeleri kullanıcıya sunması ve kullanıcının
uygun olanı seçmesine dayanır. Bu, içerik kullanımını kolaylaĢtırır. Kullanıcının mobil
iletiĢim donanımlarıyla etkileĢimi, küçük ekran, klavye ve fare olmaksızın iĢlem yapma
zorunluluğu, grafiklerin sınırlılığı ve düĢük bantgeniĢliği yüzünden kısıtlıdır. Küçük

59
ekranlarda, bir görevi bitirmedeki etkinlik yüzde 50 düĢer (Jones ve diğerleri, 1999). Mobil
donanımlar için veri giriĢ yöntemleri arasında minyatür klavye yaygındır ama her durumda
uygun değildir. Özellikle hareketli olunduğunda klavye yerine stylus denilen kalemlerin
kullanımı daha ergonomiktir (Kristoffersen ve Ljungberg 1999). Soft klavye denilen
ekrandan tıklanan klavye kullanıcıya esneklik sağlar. Aynı zamanda el yazısını tanımaya
dayalı bazı teknolojiler de alternatiftir. Ancak araba sürerkenki gibi ellerin kullanılamadığı
durumlarda ses tanımaya dayalı arayüzler doğaldır, kolay öğrenilir ve gözle takip
gerektirmez (Graham ve Carter, 1999). Mobil iletiĢim donanımı kullanıĢlıysa: Kullanıcının
gereksinimini gideren hizmetler sunar, kullanıcının mobilliğine uygundur, kullanıcının
çalıĢtığı PC gibi diğer donanımlarla uyumludur, geniĢ bir kapsama alanına sahiptir ve
istikrarlı ve güvenilir bir eriĢim sunar (Zhu, Fui-Hoon Nah ve Zhao, 2003). Operatör ve
donanım satıcısının mahremiyet kuralları, yakınlık/aĢinalık ve saygınlık güveni etkiler
(Siau ve Shen). Güven seviyeleri Ģunlardır: rekabet edilebilirlik, tahmin edilebilirlik ile iyi
niyet ve itibar (Ratnasingham ve Kumar, 2000). Operatör ve donanım satıcısının mobil
hizmet sunumundaki teknik bilgisi ve yetenekleri rekabet edebilirlikte güvendir. Tahmin
edilebilirlikteki güven, operatör ve donanım satıcısına iliĢkin geçmiĢ deneyimler
doğrultusunda yargıya varılabilmesidir. Ġyi niyet ve itibarda güven operatör ve donanım
satıcısının ilgi, dürüstlük ve yardımseverlikteki durumudur. Operatör ve donanım satıcısına
olan aĢinalık ve saygınlık güveni etkiler. Bunlar içerik için de düĢünülmelidir. Mobil
iletiĢim donanımları kullanımında eğlence, diğer yerlerdeki gibi, zevkli deneyimler
hissetme ve en uygun deneyimi edinme süreci olan ―akıĢ‖ kavramı ile ilgilidir
(Csikzentmihalyi ve Csikzentmihalyi, 1988). Bilgisayarla etkileĢimi anlamakta da akıĢ
kavramı kullanıĢlıdır (Csikszentmihalyi, 1990; Ghani, 1991; Ghani ve Deshpande, 1993;
Webster ve diğerleri, 1993). Bilgisayar insan etkileĢiminde akıĢ Ģu özelliklerle iliĢkilidir:
kolay kullanım, eğlenceli kullanım, hızlı, kiĢiselleĢtirilebilir, geniĢ açıdan tam, yüksek
derecede görsel ve taramaya uygun (browsable) olması (Brigish, 1993).

60
Şekil 7 - Kullanıcıların mobil bilişimi kabul modeli
(Zhu, Fui-Hoon Nah ve Zhao, 2003)

Mobil biliĢimin kabulünde Ģunlar gerekir (Zhu, Fui-Hoon Nah ve Zhao, 2003):
Girdi Aracı: Farklı türdeki girdi araçları mobil donanımın kullanım kolaylığını etkiler. Çıktı
Aracı: Farklı ekran boyları ve ses ya da konuĢma kullanımı mobil donanımın kullanım
kolaylığını etkiler. Navigasyon kullanıcıya istediği bilgiyi en kısa zamanda bulması için
yardım etmede anahtardır ve mobil donanımın kullanım kolaylığını etkiler. Bantgenişliği
olası çokluortam etkileĢimini, o da kullanıcının algıladığı kullanım kolaylığını etkiler.
Kullanıcının algıladığı kullanıĢlılığı Ģunlar etkiler: Sunulan hizmetler: Hizmet sağlayıcıların
sunduğu hizmetlerin kalite ve çeĢitleri ile kullanıcı gereksinimlerini ne kadar
destekledikleri. Mobillik oranı: Kullanıcı ne kadar mobilse, mobil biliĢim kullanıcı için o
kadar değerlidir. Uyumluluk: Mobil donanımın kullanıcının diğer donanımlarıyla veri
aktarımı ve yedeklemede uyumu. Kapsama alanı arttıkça, her yerde eriĢim olası olur.
Güvenilirlik: Ġstikrarlı ve kesintisiz eriĢim her zaman gereklidir. Kullanıcının güvenini
Ģunlar etkiler: Güvenlik: Mobil donanım güvenliği ve kullanıcı güveni doğru orantılıdır.
Mahremiyet kuralları ve kullanıcı güveni doğru orantılıdır. Mobil operatör ve donanım
firmalarının özellikleri: TanıĢıklık, saygınlık ve firmanın uzmanlığı kullanıcı güvenini
61
etkiler. Algılanan kullanım kolaylığı: Güvenle doğru orantılıdır. Algılanan kullanışlılık:
Güvenle doğru orantılıdır. Kullanıcının eğlence duygusunu Ģunlar etkiler: Yeteneklere
yönelik algılanan uyum: Kullanıcının yeteneklerine uygunluk akıĢ ya da eğlencenin ortaya
çıkması için gereklidir. Mobil donanımın kullanımı, kullanıcının yetenek seviyesine göre
çok zorsa, kullanıcı donanımı kullanmaktan hoĢlanmayacaktır. Odaklanmış dikkat: Mobil
donanımı kullanmak eğlenceliyse odaklanmıĢ dikkat ortaya çıkar. Etkileşimlilik: Anında
geri bildirim eğlenceyi artırıp sürdürür. Mobil donanımın kullanıcının isteklerine olumlu
tepki vermesi eğlence seviyesini etkiler. Algılanan kullanım kolaylığı: Mobil donanım
kullanımında eğlenceyi etkiler. Algılanan kullanışlılık: Mobil donanım kullanımında
eğlenceyi etkiler.

Mobil yayıncılığın benimsenmesinde yukarıda sayılan değiĢkenler dıĢında, üstünde


durulabilecek farklı yaklaĢım ve kuramlara sonraki bölümlerde sırayla değinilecektir.

2.3.2.1. Yakınsama Kuramı

Yakınsama kuramına göre iletiĢim, biliĢim ve içerik sektörleri birleĢip, birbirine


bağlı biçimde bir araya gelmekte (Jokela, 2001:8). Bu düĢünce NEC firmasının 1977‘de
bilgisayar ve iletiĢim sektörlerinin birleĢeceği söylemini yaymaya baĢlamasına dayanır
(Collins, Bane ve Bradley, 1997). 80‘lerde Nicholas Negroponte ve bazı vizyonerler içerik
kavramını yakınsama kuramı ile iliĢkilendirip bu konularda çalıĢmak için MIT Media
Laboratory‘i kurar. 1994‘te Harvard‘da düzenlenen ―Colliding Worlds; The Convergence
of Computers, Telecommunications, and Consumer Electronics‖ baĢlıklı bilimsel toplantıda
yakınsama araĢtırmaları değerlendirilir ve yeni ekonomi içerisinde özel bir yakınsama
kuramı sürümü ortaya konulur. Ortaya çıkan çerçeveye göre tüketici elektroniği sektörü üç
dikey alandan (kiĢisel bilgisayar-veri, telefon-ses, televizyon-video) beĢ yatay alana (içerik,
paketleme, aktarım, manipülasyon ve donanımlar) dönüĢecektir. Ancak bu yaklaĢımda
içerik kullanıcıya doğru tek yönlü biçimde akmakta, kullanıcıdan kaynaklanabileceği göz
ardı edilmektedir. Yakınsama kuramı çerçevesinde farklı yaklaĢımlar da geliĢtirilmiĢtir:
―Bilişim, medya, telekomünikasyon ve tüketici elektroniği sektörlerinin teknolojik

62
yakınsaması, enformasyon anayolunun yükselişi tek kavramda bir araya getirilen geri
çevrilemez eğilimlerdir: sayısal yakınsama.‖ (Rappaport, 1997) Dowling ve diğerleri
(1998), çevrimiçi hizmetlr ve televizyonun etkilerini tartıĢıp yakınsamayı Ģöyle tanımlarlar:
―Yakınsama, sektör yapılarında yeni ortaya çıkan tüketici gereksinimlerini karşılamak için
teknolojik ve ekonomik yönlerden pazarları biraraya getiren süreç değişimini tanımlar.
Yakınsama ister rekabete dayalı birbirinin yerine geçmeyle, isterse de ürünlerin,
hizmetlerin veya her ikisinin aynı anda birbirlerini destekleyecek biçimde birleşmesiyle
gerçekleşir.‖ Bazı yakınsama kuramı yaklaĢımları içeriğin rolünü vurgularken, diğerleri
iletiĢim ve biliĢimi vurgular. Bu yüzden kimi araĢtırmacılar geleneksel medya dıĢına
taĢacak biçimde içerik sektörü kavramını geniĢletir (Bruck, 1997).

2.3.2.2. Birey Yaklaşımlı Kuramlar

Bu baĢlık altında mobil içerik ve yayıncılıkla ilgili baĢlıca kuramlar arasında birey
odaklı olanlar açıklanacaktır.

2.3.2.2.1. Düşünülmüş Eylem Kuramı


DüĢünülmüĢ ya da mantıksallaĢtırılmıĢ eylem kuramı (Theory of Reasoned Action-
TRA), Martin Fishbein ve Icek Ajzen‘in (1975, 1980) tavır kuramı geliĢtirmek için
önceden yapılan araĢtırmalarından yararlanılarak geliĢtirilir. Bu araĢtırmalarla tavır ve
davranıĢlar derinlemesine çalıĢılır. Kuram, geleneksel tavır davranıĢ araĢtırmalarının
yetersizlikleri yüzünden çıkar (Hale, Householder ve Greene, 2003:259). TRA‘ya göre
kiĢinin ―DavranıĢsal Niyeti‖, kiĢinin o davranıĢa yönelik ―Tavrı‖na ve ―Öznel Normları‖na
bağlıdır (DN = T+ÖN). KiĢi bir Ģeyi yapmaya niyetlendiyse olasılıkla yapacaktır. KiĢinin
niyeti de iki Ģeyden etkilenir: davranıĢa yönelik tavrı ve öznel normları. Tavır, davranıĢı
gerçekleĢtirmenin sonuçlarına iliĢkin inançlar ile bu sonuçlara iliĢkin Ģahsın değerlerinin
iliĢkilendirilmesi sonucunda ortaya çıkar. Öznel norm uygun birey ve gruplarda algılanan
beklentilerin bu beklentilere uygun davranmaya yönelik birleĢimi veya ―kiĢinin kendi için
önemli insanların, o davranıĢı gerçekleĢtirip gerçekleĢtirmemesindeki düĢüncelerine iliĢkin
algısı‖dır (Azjen ve Fishbein, 1975). Fishbein ve Ajzen‘e göre, tavır ve normlar davranıĢın
tahmininde eĢit derecede etkili değildir. ġahsa ve duruma göre, bu etkenler davranıĢlarda
63
çok farklı sonuçlara neden olur. Bu yüzden kuramdaki tahmin formülünde her faktöre bir
etki ağırlığı verilir: ―Örneğin, baĢkalarının ne düĢündüğüne önem vermeyen bir kiĢi
olabilir. Bu durumda, öznel normlar davranıĢın tahmininde az ağırlık taĢır.‖ (Miller,
2005:127). Miller (2005) kuramın üç parçasını aĢağıdaki biçimde tanımlar ve kuramı
açıklarken ―yeni bir egzersiz programına baĢlama‖ örneğini kullanır: Tavırlar: Belirli bir
davranıĢ hakkındaki inançların toplamı. KiĢi egzersizin sağlığına olumlu etkisi olduğuna,
kendini iyi görünümlü kıldığına, çok zaman aldığına ve rahatsızlık verdiğine inanabilir.
Tüm bu inançlar ağırlıklandırılabilir (örneğin sağlık konuları zaman ve rahatlıktan daha
önemli olabilir). Öznel normlar: ġahsın sosyal çevresindeki kiĢilerin, davranıĢ niyetlerine
etkisi. Ġnsanların inançları, kiĢinin her birinin görüĢüne verdiği önemle ağırlıklandırılarak,
davranıĢ niyetini etkiler. Bazı arkadaĢları sürekli egzersiz yapıp onu kendilerine katılmaya
teĢvik ediyor olabilir. Ancak, eĢi daha az hareketli bir yaĢam tarzı seçip spor yapanlardan
hoĢlanmıyor olabilir. Bu kiĢilerin inançları, onun her birinin fikrine verdiği önemle
ağırlıklandırılarak, egzersizdeki davranıĢsal niyetini etkileyecek, bu da egzersiz yapıp
yapmama kararına neden olacaktır. Davranışsal niyet: DavranıĢa yönelik tavırların ve öznel
normların bir iĢlevidir. Gerçek davranıĢın tahminini sağladığı görülür. KiĢinin egzersizdeki
tavrı, bu konudaki öznel normlarıyla birleĢtirilerek, her biri kendi baĢına ağırlıklı olarak,
egzersiz yapma ya da yapmama niyetine neden olacaktır, bu da gerçek davranıĢa yol
açacaktır. TRA, tüketici davranıĢları alanında önemli sayıda ve çoğunlukla destekleyici
biçimde dikkat çekmiĢ, model sadece tüketici niyet ve davranıĢlarını oldukça iyi biçimde
çıkarsamada değil, aynı zamanda, tüketicilerin davranıĢsal değiĢim giriĢimlerinin nerede ve
nasıl hedefleneceğini tanımlamak için oransal açıdan basit bir taban sunmuĢtur (Sheppard,
Hartwick, ve Warshaw, 1988:325). Hale ve diğerleri (2003) TRA‘nın, diyet yapmak
(Sejwacz, Ajzen, ve Fishbein, 1980), prezervatif kullanmak (Greene, Hale, ve Rubin,
1997), genetik olarak değiĢtirilmiĢ yiyecekler tüketmek (Sparks, Shepherd, ve Frewer,
1995) ve güneĢlenmeyi sınırlamak (Hoffman, 1999) gibi farklı alanlardaki sayısız
çalıĢmada sınandığını vurgular. TRA Ģu formülle açıklanır (Hale, 2003): BI = (AB)W1 +
(SN) W2. Burada BI davranıĢsal niyet (behavioral intention), (AB) kiĢinin davranıĢı
gerçekleĢtirme yönündeki tavrı, W deney ya da gözlemle elde edilen deneysel ağırlık, SN
64
kiĢinin davranıĢı gerçekleĢtirmeyle iliĢkili öznel normudur. TRA‘nın sınırları ve
uzantılarında Sheppard ve diğerleri (1988) kurama katılır ama davranıĢla ilgili niyetin
davranıĢtan hemen önce değiĢmesi ve bu niyetin ölçümüyle ilgili aksiyon, hedef, bağlam,
zaman aralığı gibi kıstaslarla ilgili belli durumlar için istisnalar koyarlar (s.325). Egzersiz
örneğini sürdürürsek, eğer egzersiz öncesi tıbbi bir rahatsızlığı olduğunu öğrenirse, kiĢinin
davranıĢ niyeti etkilenir. Sheppard ve diğerleri (1988) tavırların ve öznel normların niyetleri
çıkarsamada ve niyetlerin davranıĢ performansını çıkarsamada kullanımında Ģu sınırlayıcı
koĢulları sayar: Hedeflere karşı davranışlar: Bir hedef niyeti (örneğin 10 kg vermek) ile
davranıĢsal niyet (diyet hapı kullanmak) arasındaki fark. Seçenekler arasından tercih:
Tercihin varlığı, niyetin oluĢması sürecinin doğasını ve davranıĢların performansında
niyetlerin rolünü önemli ölçüde değiĢtiir. Niyetlere karşı tahminler: Gerçekten bazen
kiĢinin niyet ettiği Ģeyle yapmayı umduğu Ģey arasında oldukça fark bulunur. Sheppard ve
diğerleri (1988) ―modeli kullanan Ģimdiye kadarki araĢtırmaların yarısından fazlası modelin
aslında hedeflemediği faaliyetleri araĢtırmıĢtır‖ der (s.338). Beklentileri modelin bu
durumlarda iyi sonuç vermemesidir. Ancak, ―modelin seçenekler arasında tercihe dayalı
hedefleri çıkarsamada ve faaliyetleri çıkarsamada çok iyi çalıĢtığını‖ bulurlar. Böylece,
Sheppard ve diğerleri (1988) modelin güçlü bir çıkarsama aracı olduğunu söyler (s.338).
Hale ve diğerleri de (2003:250) ―TRA‘nın hedefi gönüllü davranıĢları açıklamaktır.
Kapsadığı alan kendiliğinden, alıĢkanlık eseri, büyük bir arzuya dayalı ya da düĢüncesizce
yapılan çok çeĢitli davranıĢları dıĢarıda bırakır (Benter ve Speckart, 1979; Langer, 1989).
Bunun sebebi bu tür davranıĢların gönüllü yerine getirilmemesi ya da bunları yapmanın
bilinçli bir tercihe dayalı olmama olasılığıdır.‖ diyerek kuramla ilgili bazı istisnalardan
bahsederler. Kuram Ajzen‘ce gözden geçirilip geniĢletilip ―planlı davranıĢ kuramı-theory of
planned behavior‖ denmiĢtir. Bu geniĢletme modele bir büyük tahmin unsurunun, algılanan
davranıĢ kontrolünün eklenmesini içerir. Bu eklemeyle kiĢilerin bir davranıĢı yapmaya
niyetleri olduğu, ama gerçek davranıĢın güven ya da davranıĢta kontrol eksikliği yüzünden
ortaya çıkmadığı durumlar ele alınmıĢ olur (Miller, 2005:127).

65
2.3.2.2.2. Teknoloji Benimseme Modeli
Teknoloji Kabul ve Benimsenme Modeli (Technology Acceptance Model-TAM)
kullanıcıların teknolojiyi nasıl kabul ettiklerini ve kullandıklarını modelleyen bir bilgi
sistemleri kuramıdır. Model kullanıcıların yeni bir yazılımla karĢılaĢtıklarında, onu nasıl ve
ne zaman kullanacakları kararlarını almalarını bir dizi faktörün etkilediğini önerir:
Algılanan kullanışlılık (Perceived usefulness-PU) kiĢinin belirli sistemi kullanmanın iĢ
performansını artıracağına olan inancının derecesi olarak, algılanan kullanım kolaylığı
(Perceived ease of use-PEOU) ise kiĢinin belirli sistemi kullanmasının çaba
gerektirmeyeceği yönündeki inancının derecesi olarak tanımlanır (Davis, 1989). TAM‘ı,
DüĢünülmüĢ Eylem Kuramı‘nı (TRA) geniĢletecek biçimde Fred Davis ve Richard Bagozzi
geliĢtirir (Bagozzi ve diğerleri, 1992; Davis ve diğerleri, 1989). TAM, TRA‘nın birçok
davranıĢ ölçeklerini iki teknoloji kabul ölçeği ile değiĢtirir: kullanım kolaylığı ve
kullanıĢlılık. TRA ve TAM‘ın ikisi de güçlü davranıĢ unsurları içerirler ve kiĢi bir eylem
için niyet oluĢturduğunda sınırlamalardan bağımsız hareket etme özgürlüğü olduğunu
varsayarlar. Gerçekte sınırlı kabiliyet, bilinçsiz alıĢkanlıklar, zaman, çevre ya da örgütsel
sınırlar gibi eylem özgürlüğünü sınırlayan birçok kısıt vardır (Bagozzi ve diğerleri, 1992).
Bagozzi, Davis ve Warshaw‘a göre, PC gibi yeni teknolojiler karmaĢık olduğundan ve
bunların baĢarılı biçimde kabulüne iliĢkin bir belirsizlik unsuru karar vericilerin zihninde
varolduğundan, insanlar kullanmaya baĢlamadan önce, yeni teknolojiyi kullanmayı
öğrenmeyi deneme yönünde tavır ve niyetler oluĢtururlar. Kullanıma yönelik tavırlar ve
niyetler kötü biçimde oluĢturulmuĢ ya da yetersiz bilgi içerir ya da teknolojiyi kullanmayı
öğrenme ile ilgili ilk adımlardan hemen sonra ortaya çıkar. Böylece, gerçek kullanım
doğrudan ya da bu tür tavır ve niyetlerin anında ortaya çıkan sonucu olmayabilir (Bagozzi
ve diğerleri, 1992). Erken dönemdeki inovasyonun yayılması konulu araĢtırmalar aynı
biçimde algılanan kullanım kolaylığı için dikkat çekici bir rol önerir. Tornatzky ve Klein
(1982) kabullenmeyi inceler ve çeĢitli inovasyon tipleri arasında bağdaĢım (compatible),
göreli avantaj ve karmaĢıklığın kabullenme ile en önemli iliĢkilere sahip olduğunu bulur.
Eason algılanan kullanıĢlılığı sistemler, görevler ve iĢ profilleri arasında uyum bağlamında
çalıĢır ve ―göreve uygun-task fit‖ terimini ölçeği tanımlamakta kullanır (Stewart, 1986).

66
Bazı araĢtırmacılar Davis‘in asıl çalıĢmasını (Davis, 1989) kullanıĢlılık, kolay kullanım ve
sistem kullanımı arasında varolan iliĢkiler üstüne deneysel kanıt sunmak için kopyalar
(Adams, Nelson ve Todd, 1992; Davis ve diğerleri, 1989; Hendrickson, Massey ve Cronan,
1993; Segars ve Grover, 1993; Subramanian, 1994; Szajna, 1994). Birçoklarının dikkati
Davis‘in anketinin gücünü ve geçerliliğini sınamaya odaklanır. Adams ve diğerleri (1992)
Davis‘in çalıĢmasını (1989) bunun için kullanır. Bu çalıĢmada model farklı ortamlar ve
örnekler ile geniĢletilir. Hendrickson ve diğerleri (1993) yüksek güvenilirlik bulur. Szajna
(1994) bunun ―kullanma niyeti‖ ve ―kullanma yönündeki tavır‖ konusunda tahmin
geçerliliği olduğunu bulur. TAM‘a yönelik eleĢtiriler, yanlıĢlanamaz oluĢunu,
sorgulanabilir ―heuristic-problem çözümü olasılığını artıran soru/sorular‖ açısından
değerini, sınırlı açıklayıcılığını ve tahminsel gücünü içerir. Venkatesh ve Davis asıl TAM
modelinin algılanan kullanıĢlılık ve kullanım niyetlerini, sosyal etkiler ve biliĢsel süreçleri
açıklamak için geniĢletirler. TAM2 olarak anılan geniĢletilmiĢ model, hem gönüllü hem
mecburi koĢullarda sınanır. Sonuçlar güçlü biçimde TAM2‘yi (Venkatesh ve Davis, 2000)
destekler. Kullanıcı kabul modellerini bir araya getirme çabasıyla, Venkatesh ve diğerleri
BirleĢtirilmiĢ Teknoloji Benimseme-Kabul ve Kullanım Kuramı‘nı (Unified Theory of
Acceptance and Use of Technology-UTAUT) formülleĢtirir. Bu modelin diğer tüm
modellerin tek baĢına gösterdiği performanstan daha fazla performansı olduğu bulunur
(yüzde 69 ayarlanmıĢ R kare-Adjusted R square of 69 percent) (Venkatesh ve diğerleri,
2003).

67
2.3.2.2.3. Yeniliklerin Yayılması Kuramı
Yeniliklerin yayılması kuramı (Diffusion of Innovations Theory), yeni fikirlerin ve
teknolojinin nasıl, neden ve ne oranda kültürler arasında yayıldığını inceler.

Şekil 8 – Yeniliklerin yayılması


Rogers, 1962

Everett Rogers inovasyonun toplumda S eğrisi biçiminde yayıldığını savunur.


Erken kabullenenler (early adopters) teknolojiyi ya da inovasyonu ilk seçer ve kullanmaya
baĢlar, ardından çoğunluk takip eder. Bu durum teknoloji ya da inovasyon herkese yayılana
dek sürer (Rogers, 1962). Rogers, yenilikleri kabul edenleri de beĢ temel kategoriye ayırır:
yenilikçiler (innovators), erken kabullenenler, erken çoğunluk (early majority), geç
çoğunluk (late majority) ve geride kalanlar (laggards) (Wikipedia Diffusion of innovations,
2009). Teknolojinin kabul hızını kabulün ilk artıĢ hızı (p), ve daha sonraki büyümenin
ortaya çıkıĢ hızı (q) belirler. Örneğin ucuz bir teknolojinin yüksek bir p‘si olabilir, baĢka bir
teknolojinin de ağ etkisi olabilir ve yüksek bir q‘su olabilir. Modelin eleĢtirisi karmaĢık
gerçekliğin aĢırı basitleĢtirilmesidir. Bir dizi baĢka görüngü inovasyon kabul oranlarını
etkileyebilir. Erken kabul edenlerle kullanıcıların çoğu arasında inovasyonun doğası
değiĢebilir. Bazı etkili teknolojiler rakip ve farklı bir S-eğrisi ile kurumsallaĢmıĢ
teknolojilerin yayılımını değiĢtirebilir. Yayılım yolunun belirleyiciliği QWERTY klavyeler
gibi bazı teknolojilerin geliĢim yolunu kilitleyebilir.
68
2.3.2.2.4. Birleştirilmiş Teknoloji Benimseme ve Kullanım Kuramı
BirleĢtirilmiĢ Teknoloji Kabul ve Kullanım Kuramı (Unified Theory of Acceptance
and Use of Technology-UTAUT) ana bağımlı değiĢkenleri arasında davranıĢsal niyet,
kullanım davranıĢı yer alır. Ana bağımsız değiĢkenleri arasında performans beklentisi, efor
beklentisi, sosyal etki, kolaylaĢtırıcı koĢullar, cinsiyet, yaĢ, deneyim, kullanım gönüllülüğü
yer alır. UTAUT bir bilgi sistemini kullanma yönündeki kullanıcı niyetlerini ve adım adım
kullanım davranıĢlarını açıklamayı hedefler. Performans beklentisi, efor beklentisi, sosyal
etki, kolaylaĢtırıcı koĢullar kullanım niyet ve davranıĢının doğrudan belirleyicileridir
(Venkatesh ve diğerleri, 2003). Cinsiyet, yaĢ, deneyim ve kullanım gönüllülüğü, kullanım
niyet ve davranıĢının dört ana unsurunun etkileri için aracılık etmesi amacıyla konulmuĢtur
(Venkatesh ve diğerleri, 2003).

Şekil 9 - UTAUT kuram şeması


(Venkatesh ve diğerleri, 2003)

Kuram, bilgi sistemi kullanımı davranıĢını açıklamaya yönelik önceki


araĢtırmalarda kullanılan sekiz modelin bir araya getirilmesiyle geliĢtirilir. Bunlar TRA,
TAM, motivasyonel model, planlı davranıĢ kuramı (TPB), TPB ve TAM birleĢtirilmiĢ
kuramı, PC kullanım modeli (model of PC utilization), yeniliklerin yayılımı kuramı
(innovation diffusion theory) ve sosyal biliĢsel kuram (social cognitive theory)‘dir.

69
2.3.2.2.5. Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı
Kullanımlar ve doyumlar bir yaklaĢımlar bütünüdür. Medya izleyici, okuyucu,
kullanıcı veya dinleyicisi üstüne 20. yy.'ın ortalarında baĢlayan deneysel çalıĢmalardan
geliĢtirilmiĢtir. Ana fikri: insanlar medyayı belirli doyumlar için kullanır (Wikipedia Uses
and Gratifications, 2009). Artık geçersiz olan tüketicilerin medyanın kendilerindeki
etkilerinde söz sahibi olmadıklarını savunan hipodermik iğne modelinin karĢıtıdır
(Wikipedia Hypodermic needle model, 2009). Kullanımlar ve doyumlar modeline göre
insan, güçlü medyanın yardıma gereksinim duyan kurbanı değildir. Medyayı çeĢitli
gereksinimleri için kullanır. Bu gereksinimler medyayı kullanmak için insanı güdüler. Bu
yaklaĢımı kamunun medya ve onun ürettiklerinde hiçbir etkisi olmadığını düĢünenler
eleĢtirir. YaklaĢımın klasik dönemi, 1940‘larda NewYork‘taki Bureau of Applied Social
Research‘ün radyo programları ve dizi araĢtırmalarıyla ortaya çıkar. Modern dönem ise
1970'li yıllarda iletici ve mesaja vurgu yapan geleneksel kitlesel iletiĢim araĢtırmalarına bir
tepkidir ve aktif kullanıcıyı vurgular. Medya kullanıcısının psikolojik yönlendirme alma
gereksinimi, güdü ve doyumu ana çıkıĢ noktasıdır (University of Twente, 2009). Temel
varsayım ve açıklamalar yönünden yaklaĢım, medyanın birey, grup ve toplum için kullanım
ve iĢlevlerini açıklar. Üç hedefi vardır: - Bireyin gereksinimini doyurmak için kitlesel
medyayı nasıl kullandığını açıklamak. Soru ―Ġnsan medyayla ne yapar?‖dır. - Bireyin
medya kullanımında altta yatan güdülerini keĢfetmek. - Bireysel medya kullanımının
sonuçlarını tanımlamak. Buna göre bir ortam, o ortamı kullanmak için varolan güdüler daha
fazla doyuma yol açtığında daha çok kullanılır. Mobil iletiĢim donanımlarının kullanımında
mobillik, anındalık ve gereksinimi gidermeye yardımcı olma (instrumentality) en güçlü
güdülerdir. Ardından hoĢlanma ya da sosyalleĢme gibi öz etkenler gelir (Leung ve Wei,
2000). Kitle iletiĢim araçlarının gereksinimlere ve doyumlara yönelik kullanımına iliĢkin
araĢtırmalardan McQuail, Blumler ve Brown (1972) ile Katz, Gurevitch ve Haas‘ınkiler
(1973) değerli veriler sunar. Kullanımlar ve doyumlar yeni medya için önemli farkındalığa
yol açar (Ruggiero, 2000).

70
2.3.2.3. Sosyal Bilişsel Kuram
LaRose, Mastro, ve Eastin (2001:397) kullanımlar ve doyumlar yaklaĢımını
eleĢtirir, formülasyonun sosyal biliĢsel kuramdaki deneyimle öğrenme (encative learning)
kavramından neredeyse ayırt edilemez olduğunu söyler (Bandura, 1986). Sosyal biliĢsel
kuram bakıĢ açısıyla çevreyle etkileĢim, gelecekteki medya tüketimi davranıĢlarının olası
sonuçlarına iliĢkin beklentileri sürekli yeniden biçimlendirerek, medyaya maruz kalmayı
etkiler. Bu da doyumların aranması, medya davranıĢı ve doyumların elde edilmesi
arasındaki iliĢkiyi tanımlayan aynı süreçtir (Palmgreen vd., 1985). Sosyal biliĢsel kuramda
insan davranıĢı, üçlü, dinamik ve kiĢisel etmenler, davranıĢ ve çevrenin karĢılıklı etkileĢimi
ile tanımlanır (Bandura, 1986): Karşılıklı Belirleyicilik: Bireysel faktörler, bireyin çevre ve
davranıĢı karĢılıklı birbirlerini etkiler ve bu etkileĢimler bireyin sonraki davranıĢını etkiler.
DavranıĢ çevreyi; çevre davranıĢı değiĢtirebilir. Sembolleştirme: Ġnsan, dünyanın
kendisinden çok biliĢsel temsilcileriyle etkileĢimde bulunur; biliĢsel temsilciler ile dünyayı
sembolik olarak görür. Ġnsan, düĢünme ve dili kullanma gücüne sahip olduğundan geçmiĢi
kafasında taĢımakta, geleceği ise test edebilmektedir. Meydana gelmemiĢ olaylar da zihinde
temsil edilir. Gelecekteki olası davranıĢlar, zihinde sembolik olarak yapılır, merak edilir ve
test edilir. Öngörü: Ġnsan geçmiĢte yaĢadıklarını, düĢünce ve sembollerle zihninde
kodlayarak ileriye dönük plan yapabilir. Ġnsan beklentilerini karĢılama durumunu dikkate
alarak hedef oluĢturur ve plan yapar. Gelecekte baĢkalarının olası davranıĢlarına nasıl
davranması gerektiğine hazırlanır. DüĢünce davranıĢtan önce gelir. Dolaylı Öğrenme: Ġnsan
baĢkalarının davranıĢını ve o davranıĢın sonucunu gözlemler, öğrenir. Kendi davranıĢının
sonucundan da öğrenir fakat bu öğrenme kapasitesini sınırlar. BaĢkalarının deneyiminden
öğrenmesi, öğrenme kapasite ve hızını artırır. Öz Düzenleme: Bireyin kendini
biçimlendirme potansiyeli vardır. Ġnsan hayatını denetler ve düzenler. Ġnsanın yaptığının
sorumluluğu kendinindir. Öz Yargılama: Ġnsan kendi hakkında düĢünür ve düĢündüğünü
açıklar. Birey fikrini uyguladıktan sonra sonucu değerlendirir ve kendisini yargılar.

71
2.3.2.4. Etkileşim Kuramı
Birden fazla kullanıcı arası iletiĢim sürecinde, iletiyi aldıktan sonra, alıcının ileti
içeriğine etki-tepki vermesi ve durum değiĢtirmesiyle etkileĢim oluĢur. Herhangi bir ileti,
öncekilerle iliĢkisizse etkileĢimsiz, bir öncekiyle iliĢkiliyse reaktif, öncekilerin bir kısmıyla
ve aralarındaki bağlamla iliĢkiliyse etkileĢimlidir. Yazar yazısını okura sunar, okur
geribildirim yapar, yazar sonraki yazısını okura göre düzenlerse etkileĢimlilik baĢlar.
EtkileĢimliliğin ilk seviyesi kullanıcıya içeriğe eriĢimi denetleme izni verir: Televizyonda
kanal seçme, açma, kapatma. Video kaydı etkileĢimliliği artırır. Ġkinci seviye, kullanıcıya
içeriğe eriĢmede kendi yolunu seçme izni verir: Bilgisayarlarda depolama ve eriĢim, iĢleme,
orijinalin yeni sürümlerini depolama. Üçüncü seviye kullanıcıya eyleme devam ettiği
sürece çevresini değiĢtirme olasılığı verir: MUD ve MMORPG oyunları. Bu seviyede
donanım ve yazılım, kullanıcı gereksinimini isteğe göre yanıtlar ve hatta kullanıcının
isteğini sezip önceden eyleme geçer. Bu noktada etkileĢimliliğin kalitesi canlılar
arasındakini taklide dayanır; her iki durumda da süregiden bir iliĢkide sürekli bir değiĢim
vardır. EtkileĢimlilik, yüzyüze iletiĢimin bir özelliğidir ama aracılı iletiĢimde de olabilir.
EtkileĢimlilik örneğin kabloya dayalı iki yönlü iletiĢimin, elektronik metin sistemlerinin ve
video oyunlarının tanımlayıcı özelliğidir. Geleneksel medyada da etkileĢim görülür: Okur
mektupları, radyo ve televizyon tartıĢma programları ve dinleyicilerin katıldığı programlar.
(Rafaeli, 1988:110). 1990‘larda etkileĢim kavramının kullanımı yaygınlaĢır (McMillan,
1999). AraĢtırmalar insanların medya üstünden nasıl etkileĢtiğine, etkileĢimli içeriğin
doğasına, bireylerin etkileĢimli iletiĢimi barındıran telekomünikasyon araçlarına arayüz
kullanımıyla nasıl ulaĢtığına odaklanır. EtkileĢim yeni medya özelliği olarak bilinir. Ancak
yeni medya etkileĢimlidir demek yetmez. EtkileĢimlilikle ilgili araĢtırma odakları insan-
insan etkileĢimi, insan-belge/mesaj etkileĢimi, insan-sistem etkileĢimidir. Ġlki bireyler arası
iletiĢimdir (Bales, 1950). Ġkincisi bireylerin analog veya sayısal belgelerle ve bunların
üreticileriyle iletiĢimidir (Horton ve Wohl, 1956). Üçüncüsü bireylerle bilgisayarlar veya
diğer yeni medya teknolojileri arasındaki iletiĢimdir. Kullanımla anlaĢılır, dıĢtan görünen
tasarımdan farklıdır. Turing bu konuda çalıĢanlardandır (1956). EtkileĢim için yeni medya
incelenir. Yeni medya güncel teknolojileri kapsayan bir Ģemsiye kavramdır. EtkileĢimlilik
72
yeni ve eski medyayı ayırır. Yeni medyada birey iletiĢim sürecinin daha fazla içindedir,
pasif değil aktiftir. Yeni medyayla toplumsal yayıncılıktan bireysele geçilir. Bireysel
medya ve kiĢiselleĢtirme ortaya çıkar. Yeni medya tanımlanırken tarih düĢünülür. Yeni
medya, eski medyadan yola çıkarak geliĢir. Yeni teknoloji ve iletiĢim ortamlarıyla
karĢılaĢan, bunların insanlara etkilerini gözleyen tek insan nesli 20. yy‘dakiler değildir. E-
posta listeleri, telgraf, yuvarlak masa toplantıları ve ateĢ çevresinde bir araya gelen insan
gruplarının durumlarıyla kıyaslanabilir. Yeni medya mikro elektronik, bilgisayar ve
telekomünikasyon teknolojilerinin eski hizmetleri geliĢtirmede veya yeni hizmetler
sunmada kullanımıdır (Williams, Stover ve Grant, 1994). Atomlar yerine sayısal bitlerin
aktarımı yeni medyayı eskisinden ayırır (Negroponte, 1995). Yeni medyada kullanıcı seçim
ve denetimi daha yüksektir (Pavlik, 1998). EtkileĢim, kitlesizleĢtirme (de-massification) ve
asenkronluk yeni medyanın özellikleridir (Williams, Rice ve Rogers, 1988). BeĢbin yıllık
tarihteki tüm büyük gösterim biçimleri artık sayısal ortama aktarılmıĢtır (Murray, 1997:27).
Yeni medya beĢ temel prensiple tanımlanır (Manovich, 2001:27-48): Sayısal temsil
(numerical representation), modülerlik (modularity), otomasyon, değiĢkenlik (variability),
kod çevrimi (transcoding). Sayısal temsil, ortamın kodlardan, matematiksel simge ve
algoritmalardan oluĢmasıdır. Böylece yeni ortamdaki bütün veriler sayılıp,
programlanabilir ve daha tutarlı davranır. Modülerlik, yeni ortamların ortaya konuluĢ
Ģekilleriyle ilintilidir. Bir web sayfasındaki görüntü, ses, yazı ayrı özelliktedir. DeğiĢiklik
istendiğinde her elemanda ayrı ayrı yapılabilir; bu da modülerliği getirir. Otomasyon, yeni
medyanın kullanıcı olmadan üretebildiği etkinlikleri simgeler: Metin editörleri, kullanıcının
tıklamasıyla broĢür üretir ya da bir komutla fotoğrafları albüm yapar. DeğiĢkenlik, sayısal
temsil ve modülerliğin uzantısıdır. Yeni medya, birbirinden katı biçimde ayrılan nesnelerin
de aynı nesnenin uzantısı olarak farklı Ģekillerde sunulmasını olanaklı kılar. Kod Çevrimi,
yeni ortamların iki katmanını temsil eder: Sosyal katman ve bilgisayar katmanı.
SayısallaĢtırılmıĢ verinin bir biçimden diğerine çevrilmesidir. Yazılım kodlardan oluĢur.
Grafik editöründe PNG biçimli dosya JPEG‘e dönüĢtürülebilir. Metin belgesi olan RTF,
istenirse TXT yapılabilir. RTF içine JPEG biçimli görüntü konulabilir. Böylece RTF ile
JPEG arasında kod çevrimi gerçekleĢir.
73
3. BĠREY, TOPLUM VE EKONOMĠ AÇISINDAN MOBĠL
YAYINCILIK

Önceki bölümde yayıncılığın temelleri, baĢlıca mobil ve kablosuz iletiĢim


teknolojileri ile mobil yayıncılığın temelleri ve baĢlıca ilgili kuramlar anlatılarak
incelenmiĢtir. Bu bölümdeyse mobil yayıncılığın bireysel ve toplumsal yönü, mobil
yayıncılıkta taraflar, mobil yayıncılıkta gelir elde etme yöntemleri ve değer aktarımı ile
mobil yayıncılıkta pazarlama incelenerek açıklanacaktır.

3.1. MOBĠL YAYINCILIĞIN BĠREYSEL VE TOPLUMSAL YÖNÜ

Bu bölümde bireysel yayıncı veya medya kullanıcısının ürettiği içerik kavramı,


toplumsal yaĢamda mobil iĢ ve uygulamalar ile mobil yayıncılığın güvenlik, yasal, sosyal
ve kültürel etkileri incelenecektir. Mobil içerik ve yayıncılığın donanım ve yazılım tarafı
bilimsel olarak sıkça ele alınmakta ama sosyal boyutu daha az incelenmekte. Mobil iletiĢim
donanımları, bir nesil önceki geliĢmiĢ bilgisayarlardan daha fazla biliĢim gücüne sahip.
Bireyler sürekli iletiĢim, bilgi ve yetki ağları oluĢturan, akıllı makinelerle yaĢamakta. Ağa
sürekli eriĢen mobil iletiĢim donanımları, GPS ile yol tarifleyen arabalara kadar
teknolojiler, güvenli, basit ve daha akıllı biçimde düzenlenmiĢ bir gelecek için üretilmekte.
Teknolojik değiĢimlerin kalbinde insan deneyimi yatar. Sayısal dünyanın birey, çalıĢan ve
ailelerce nasıl deneyimlendiği anlaĢılıp öngörülerde bulunulmalıdır (Plant, 2001). ĠletiĢim
bir gereksinimdir. Ġnsan, ileti aktarımında çağlar boyu çeĢitli yol ve yöntemler geliĢtirip,
yaĢadığı toplumun yapısı ve teknolojik birikimi doğrultusunda yeniden düzenler. ĠletiĢim
araçları ilgili toplumun yapısına, geliĢmiĢliğine ve iletiĢim istemine göre değiĢir (Zeybek,
2002:418). 90'lardan günümüze iletiĢim ağları dünyayı ördü. Buradan sunulanlarla yeni
ilgiler ve eğilimler doğdu. Önceleri yeni iletiĢim teknolojileri uydu ve telekomünikasyon
hizmetleriyken, bugün sayısal televizyon, mobil iletiĢim ve internettir. Artık bilgilenmek ve
zaman değerlendirmek için yeni iletiĢim teknolojileri var. AlıĢkanlık ve iliĢkiler, bireyin
teknolojiye hayatında ayırdığı yere göre belirlenmekte (AlankuĢ, 2003:34). Yayıncılık,
74
telekom ve bilgi iĢlem kullanıcıyı ve sosyal etkileri merkeze alarak yakınsamaya baĢladı.
Böylece iletiĢim teknolojileri hayata yeni biçimlerle girmekte. Yayıncılık da bundan
etkilenip uyum sağlamakta. Yeni teknolojiler, donanım ve yazılımlar kadar, toplum ve
birey geresinimlerinden de kaynaklanmakta.

Mobil iletiĢim ve bunun sosyal sonuçları farklı zaman aralıklarıyla çevre,


alıĢkanlık, iĢ yapıĢ, beklenti ve rolleri değiĢtirmekte (Haddon, 2000). Önemli olan belli bir
teknolojinin buna katkı veya etkisinin diğer değiĢkenlerden nasıl ayrılacağının ya da
tümünün iĢleyiĢinin nasıl fark edileceğinin bilinmesi. Yeni teknolojilerin etkisi nasıl
belirlenir? Mobil iletiĢim birey ve toplum açısından birçok farklı bağlamda incelenir.
Ebeveyn ve çocuk iliĢkileri ilk fark edilebilecek bağlamlardandır. Gençler maddi
özgürlüklerini bir asır önce çok daha genç yaĢta edinirdi. Artık temel eğitimin uzunluğu ve
iĢe geç baĢlanması sebebiyle çocuklar ebeveynlerine daha uzun süre bağımlıdır. Bu da satın
alma ve tüketimde uzun süre kendi baĢlarına karar almamalarına yol açar. Çocuklar evde
daha çok zaman geçirmekte; kendilerine güvenememekte. Ebeveyn çekici bir ev ortamında
çocukları evde tutmakta. 13-19 yaĢ arası gençlerin kendilerine ait radyo-müzik çalarları, PC
ve internet kullanımının arttığı gözlenmekte. Ebeveynler çocuklarının teknolojiyi nasıl ve
hangi içerikte kullandıklarını takip etmek istemekte. KiĢisel mobil iletiĢim aygıtları, onların
özgürlük ve mahremiyeti için bir jest olur. Mobil iletiĢim ile gençler, herkesin kullandığı
sabit telefon yerine kiĢisel iletiĢim donanımlarını kullanmaya baĢladı. Böylece kontrol
edebildikleri yaĢam alanı geniĢledi. Ebeveyn için çocuklarının eriĢilebilirliği huzur sağlar.
Mobil iletiĢimin bir diğer bağlamı da zaman boyutudur. KiĢilerin kendilerine ait zamanları
sürekli artmakta. Ancak hayat daha yoğun ve meĢgul algılanmakta. Bu bireyin daha fazla
faaliyete katılmasından da kaynaklanmakta. ġehir ve taĢra ile farklı sosyal gruplar arasında
bu durum farklılaĢmakta. Özellikle ebeveynin çalıĢtığı ailelerde çocuklar kendi günlük
programlarını takip etmekte. AlıĢveriĢ merkezlerinin geç saatlere kadar açık olması ve
esnek çalıĢma saatleri farklı zamanlarda alıĢveriĢi sağlamakta. Derin dondurucularla
istendiğinde alınanlar istendiğinde tüketilmekte. BiliĢim aygıtları zamanı esnek
kullandırmakta. E-posta, telesekreter ve mobil iletiĢim donanımlarından ―Nasılsın?‖ demek

75
dıĢında yapılan görüĢmelerle, iyi ebeveyn, eĢ ya da çocuk olunmakta. Sadece zaman değil,
uzamda da sabit bir hatta bağlı olmamak avantajlıdır. Olaylar son anda yeniden planlanıp,
çok daha düzenli ve anlık hayatlara sahip olunmakta. Birlikte yaĢayanların farklı
gündemleri olmakta ve farklı zamanlarda evde bulunup, yemek yeyip eskiden daha çok
birlikte olunurken, Ģimdi bunu da planlamak gerekmekte. Sadece aynı evi değil, aynı sosyal
ortam, iĢ ve arkadaĢ çevresini paylaĢanlar da birbirlerini yakalamak için planlamakta.
KiĢilerin bu koĢuĢturmacada kendilerini dinleyebilecekleri, derin düĢünme (tefekkür)
dönemleri de azalmakta. Ġnsanlar kendileri, aileleri ve arkadaĢları için yine de zaman
ayırmakta. Mobil iletiĢim zaman deneyimini biçimlendiren nedenlerden sadece birisi.
Mobil iletiĢimin bir diğer bağlamı kamusallıktır. Kamusal alanda mobil iletiĢim donanımı
kullanmak, diğer kiĢilerin kullanıcıya bakıĢını olumsuz etkiler (Haddon, 2000). Bu durumu
düzenlemek için özel konuĢma alanları oluĢturulmakta veya kullanıcı sosyal baskı altına
alınmakta. Kullanıcı açısından SMS, titreĢim ve sesli posta özellikleri bu durumda önem
kazanmakta. Kamusal alanda konuĢan bir mobil iletiĢim donanımı kullanıcısı, kendini diğer
kiĢilerden soyutlar ve baĢkalarını dikkate almaksızın iletiĢimini sürdürür. Aynı durum
PDA, dizüstü bilgisayar, sayısal müzik çalar ve internet kullanımında da görülür. Böyle bir
ortamdaki diğer bireyler açısından rahatsız edici unsur sadece dikkat dağıtıcı ses değil, aynı
zamanda konuĢulanların içeriğinin mahremiyetidir. Akla ―Bu görüĢme gerekli mi? BaĢka
zaman/yer/biçimde yapılamaz mı?‖ soruları gelir.

Mobil iletiĢimin yenilikçi potansiyelini anlamak için, yeryüzünde hayatın geliĢimini


iki fiziksel kısıtın biçimlendirdiğini bilmek gerekir (Geser, 2005): Fiziksel yakınlık
organizmaların etkileĢimleri için önemlidir, geliĢmiĢ iletiĢim ve iĢbirliği biçimleri için de
istikrarlı yaĢam alanları gereklidir. ĠĢletme ve Ģehirler bu kıstaslara uygun düzenlenir.
Toplantı ve konferanslar iletiĢimin yoğun gerçekleĢmesi için uygun ortam sağlandığında
ortaya çıkar. Farklı mekânlarda olunduğunda buna uygun kurallar ve mesajlarla iletiĢim
sağlanır. Birey en yakınlarıyla sürekli bir arada olamaz, ama resmi iliĢkide olduklarıyla sık
sık görüĢür. Sabit telefon fiziksel yakınlık gereksinimini azalttı ve belli yerlerde bulunmayı
gerekli kıldı. Ev, iĢ ve sabit telefon kulübelerinde olmak zorunluluğu, yüzyüze iletiĢimin

76
sıcaklığının sadece aynı uzamdayken sağlanmasına yol açtı. Kablosuz iletiĢim uzamda
hareket edebilirliği artırdı. BaĢta radyo ile sadece ileti alındı. Sonra ileti gönderilebildi.
Mobil ortam iletiĢimi güçlendirip fiziksel ve uzamsal kısıtları kaldırdı. KiĢiler mobil
içerikleri boĢ zaman değerlendirmekte, toplu taĢımada kullanır. Mobil iletiĢimin hızlı ve
yaygın kabul nedeni buradan da anlaĢılır.

Sosyal açıdan telefonu ele alan araĢtırmalar yetersizdir (Lasen, 2002:31). Manuel
Castells bile ilk baĢta (1996) internete mobil iletiĢimden fazla önem vermiĢ, ancak sonra
konunun önemini fark ederek önce bir rapor (2004) ardından rapordan yola çıkarak yazılan
bir kitapla üstünde durmuĢtur (2006). Kullanıcılar aylık internet masraflarından fazlasını
mobil iletiĢime harcar, mobil iletiĢim donanımlarını belli aralıklarla yeni ve geliĢmiĢ
modellerle değiĢtirir. Bireyin kendi ve dünyaya iliĢkin algısını derinden etkileyen mobil
iletiĢim donanımlarının sayısı, 2001 yılında dünyadaki TV‘leri geçer (Townsend, 2000 ile
Katz ve Aakhus, 2002:4). Mobil teknoloji kullanım ve kabulü ülkelere ve coğrafyaya göre
de değiĢir. Japonya Avrupa‘dan ve Avrupa da ABD‘den yaklaĢık 1,5 yıl ileridir (Geser,
2005). Yüksek teknolojiyi anlamayan yaĢlı, kullanamayan özürlü ve çok genç kiĢiler bile
mobil iletiĢim donanımı kullanır. Ucuz mobil donanımlarla sayısal uçurum da büyük
oranda ortadan kalkar. Mobil iletiĢim donanımları masaüstü ya da dizüstü bilgisayarların
yerine geçer. Çünkü ses, metin, resim, video ve programlar gibi sayısal ortamdaki her Ģeyi
taĢıyıp çalıĢtırırlar. Yine de sesli iletiĢim, yazılı iletiĢime göre duygu aktarımında daha
verimlidir. Özellikle ayrı yaĢayan ailelerce ses daha çok tercih edilir (Sawhney ve Gomez,
2000). Mobil iletiĢimle ilgili sosyal ve bireysel araĢtırmalar için, sosyal davranıĢ, iliĢki ve
etkileĢimleri sağlamaya yönelik belirli iĢlevsel özellikler çıkıĢ noktasıdır (Geser, 2005).
Bunlar a) bireyin kendine yönelik rehberlik, b) kiĢilerarası etkileĢim, c) yüzyüze toplantılar,
d) grup ve organizasyonlar, e) organizasyonlar arası sistemler ve sosyal kurumlar
baĢlıklarında incelenir. Birey mobil iletiĢimi güvenlik, iĢ, bağlam ve konuma iliĢkin bilme
ve bilinme, yalnızlıktan kurtulma ve sosyal iletiĢimde sıradan gündelik konuĢmalarda da
kullanır (Puro, 2002:28). Bireysel açıdan mobil iletiĢim her yer ve zamanda potansiyel
iletiĢim ortaklarının sayısını artırır, varolan ortamdaki istenmeyen iletiĢim ve

77
etkileĢimlerden uzaklaĢtırır, istenen iletiĢimi artırırken istenmeyeni azaltır, zaman ve
uzamdan olabildiğince bağımsız biçimde bağlantıyı sürdürür, farklı yerde aynı zamanda
bulunmayı gerektiren rolleri kolaylaĢtırır, boĢa geçebilecek zamanın planlama ve içerikle
değerlenmesini sağlar, kesin olmayan gündemlerin rahatlıkla tekrar ayarlanabilmesi ile
spontan yaĢamayı sağlar. Sosyal açıdan mobil iletiĢim uzamsal yakınlığın sosyal etkileĢim
ve bütünleĢme üstündeki olumlu etkisini düĢürür, küçük grupların ya da bireylerin
iĢlevselliğini artırır, bireylerin küçük gruplar, onların da büyük sosyal çevreler biçiminde
organize olmasını sağlar, kurumların konumları bilinmeyen ve sürekli değiĢen çalıĢan ve
müĢterilerine yönelik kapasitelerini artırır, sürekli hareket halindeki emniyet gücü, acil
servis gibi kurumların kapasitelerini artırır, Ģehir ya da okul benzeri üyeliğe dayalı
ayrıcalıkların aile ve etnik gruplarda tekrar üretimini sağlar, örgütlerin katı bürokrasi yerine
esnek zaman ve uzam kullanımına geçiĢini sağlar, postane, kurum sekreteryası vb. merkezi
iletiĢim noktaları yerine iletiĢimi doğrudan bireylerden iĢletir, mesajların baĢkalarına değil,
istenenlere hedefli iletimini sağlar (Geser, 2005).

Mobil iletiĢimin beklenti dıĢı sonuçları da var. ĠĢverenlerin çalıĢanların iĢ dıĢı


zamanlarını denetleyeceği sanılırken, çalıĢma saatinde çalıĢanların özel iletiĢimlerinin
mobil ortama taĢındığı (Harper, 2001; Taylor ve Harper, 2001), ebeveynlerin çocuklarını
daha sıkı denetleyeceği sanılırken, çocukların ebeveyn kontrolünden kaçmalarına yardımcı
olduğu (Green, 2001; Taylor ve Harper, 2001) ve beklenenin aksine kadınların mobil
teknolojileri günlük hayatın daha fazla alanına yayarak daha etkin kullandığı ortaya çıktı
(Ling, 2001; Taylor ve Harper, 2001). Telefon çoğunlukla yazılı iletiĢimin yerini aldı.
Mobil iletiĢim hareket ederken sesli iletiĢimle öne çıktı. MesajlaĢma ve içerik de mobil
iletiĢimle ilgili diğer olumlu unsurlar. Birey ve içerik iliĢkisinin de iki boyutu vardır:
Bireyler kullanıcı ve-veya üretici olur. Bu yüzden kullanıcının ürettiği içerik (user
generated content) kavramı vardır. Bazı uygulamalar belli kültürler içindir. Amerika,
Japonya gibi mobil karaoke'ye ilgi göstermez. Ancak sosyal öğeler içeren, birliktelik ve
grup özellikleri taĢıyan uygulamalar dünyanın her yerinde rağbet görür. Mobil iletiĢim
donanımı, kullanıcının arkadaĢlarından birinin o anda sadece birkaç yüz metre uzakta

78
olduğunu haber verebilir. Kullanıcı da ona bir kısa ileti çeker ve yakındaki bir kafede bir
Ģeyler içmeye davet eder. Bu fikir PC‘lerdeki anında mesajlaĢma yazılımlarından daha
iĢlevseldir. Google Latitude bunu kolaylaĢtırdı. Mobil ve emlak dünyası için konum çok
önemli. Operatör, herhangi bir anda mobil iletiĢim donanımının baz istasyonlarına ne kadar
uzakta olduğuna göre kullanıcının yerini hesaplar. Bu pek çok yeni hizmete yol açar. Ġlk
akla gelen yön bulmadır. Webraska mobil donanım ekranına o bölgedeki trafik durumunu
gösteren haritalar gönderir. 3G ile çok daha detaylı resim ve canlı video görüntüleri iletilir
(Webraska.com, 2008). Önünden geçilen restoranın kampanyasını anlatan bir SMS, etkili
bir pazarlama sağlar. Mobil spam engellenmektedir. Bu sayede sadece istenen mesajlar
alınır. Bu doktora tezinin önerisi olan model de böyledir. Örneğin rötar veya aranan CD'nin
mağazaya geldiği bilgisi kiĢisel izne bağlı profil paylaĢımı gerektirir. Mobil iletiĢimin
kabulü sosyal açısından baĢarısını ispatlar (Deutsche Bank, 2004:26). En büyük etki en az
geliĢmiĢ ülkelerdedir. Mobil ortam bu ulus devletlerde en uzak ve fakir bireye bile temel
iletiĢim sağlar. Mobil iletiĢim, toplum ve birey açısından birkaç yönden ele alınır: a)
Yaygındır ve sosyal sınıf sınırlarını aĢar. b) KiĢisel kullanımdan iĢ amaçlı kullanıma kadar
tüm insan faaliyetlerine uygulanır. c) Toplumun ve bireyin çok çeĢitli gereksinimlerine
uyarlanıp, kiĢiselleĢip yerelleĢir. Mobil iletiĢim iĢ ya da kiĢisel ağ oluĢturmada anahtardır.
Sabit telefon yoksa veya nadirse, aile bağlarının sürmesine yardımcı olur, iĢ iliĢkilerini
güçlendirir, toplumları pazarlara eriĢtirir ve aracısızlaĢtırma potansiyeliyle üreticileri
doğrudan tüketicilere ulaĢtırır, aracılara gereksinimi kaldırır.

Mobil iletiĢim, ses ve veri mesajları ile hızlı enformasyon akıĢına izin verir.
Kullanıcılar kiĢisel, teknik, ekonomik ya da politik, mobil iletiĢim öncesine oranla daha
fazla enformasyona eriĢir. Hatta medeniyetten uzak toplumlar bile küresel ağlarla
bütünleĢip bilgi ve kültüre eriĢir. Mobil küresel iletiĢim, birey ve gruplara her yerde yaĢayıp
çalıĢma kabiliyeti sunar, toplumların kültürel ve dilbilimsel engellerin ötesine geçmelerini
sağlar. Yerel toplumlar bu sayede kimliklerini korur, yurtdıĢında yaĢayan akrabalarıyla ile
iletiĢimlerini sürdürür, aynı zamanda dünyadaki daha büyük insan kitlesiyle de bağ kurar.
Mobil iletiĢim standartları ağların hızla kurulumunu kolaylaĢtırır. Özellikle geliĢmekte olan

79
ülkeler için, GSM öyle kapsayıcıdır ki, kutulanmıĢ telekom hissi uyandırır, potansiyel
birçok uygulama sorunlarına çözüm sunar, aynı zamanda tercih edilen ağ teknolojisi olur,
mobil Ģubesiz bankacılık gibi uygulamalar da sunulur (Gnanapriya ve Puneet, 2006). Mobil
iletiĢim geliĢen ülkelerde ağ teknolojisinde tercih edilir. Sadece Afrika‘da 2004 ġubat‘ında
94‘ün üstünde GSM ağı vardır (Deutsche Bank, 2004:27). Çoğu örnekte, sabit telefonun
düĢük ya da hiç olmadığı yerlerde, GSM ağının varlığı tüm bir insan topluluğunun hayatını
geliĢtirir. Hatta bireyler mobil iletiĢim donanımı edinemediklerinde bile, böyle bir
donanıma eriĢmenin yolunu bulur. Toplum ve birey diğerleriyle irtibattayken daha az
yalıtılmıĢ ve daha çok güvende hisseder. GSM‘in baĢarısının çoğu, kullanıcıya her yer ve
zamanda iĢ yapabilme özgürlük ve uygunluğu sunan mobillik yönetimidir.

Cepten arayıp aranmak toplumu derinden etkiledi. Mobillik sesi mekâna değil
kiĢiye özel kıldı. Sonuçta ağ, kullanıcının yer ya da bağlamını bilir. Bu da duyarlı konum
teknolojisinin geliĢmesine neden olur. Artık kaybolanlara itfaiye, polis ve ambulans daha
hızlı ulaĢmakta. Arabalardaki GPS donanımları arabanın konumunu ilgililere bildirir. Kaza
ya da çalınma durumunda operatörler ekipleri o konuma yönlendirir. Örneğin kaza, hava
yastığının açılmasıyla otomatik SMS ile bildirilir. Mobil iletiĢim çalıĢma biçimini de
değiĢtirir. ÇalıĢanların 7x24 eriĢilir olması beklenmekte. Mobil iletiĢimle ofis sınırları
ortadan kalkar. Bu da bireye esneklik sunar. Böylece önceleri verimsiz görülen seyahatte
bile iĢ yapılır. Fransızcada cep telefonunun karĢılığı le portable ve GSM anlamında le G,
Almancada handy, Fince bir marka ve elin bir uzantısı anlamında kanny, Ġspanyolcada el
movil, Yunancada hareket edebilir ya da mobillik anlamında keeneeto, ABD‘de hücresel
telefon anlamında cell phone, Tayland‘da moto, Japonya‘da taĢınan telefon anlamında
keitai denwa ya da keitai, Arapça‘da taĢınan anlamında telefon seyyar ya da mahmul,
Çin‘de sho ji ya da el makinesidir (Plant, 2001). Adı veya nerede kullanıldığı
farketmeksizin, bu teknoloji bireylerin yaĢamlarını değiĢtirdi. Bireyler mobil iletiĢim
donanımlarıyla kiĢisel bağ kurdu ve kimisi de takıntıyla bağlandı. Neredeyse hiçbir nesne
mobil iletiĢim donanımı gibi her yere taĢınmaz. Kendini ifade, LCD televizyon veya ses
sistemindense, bu donanımlarla daha kolaydır. Ġnsanlar farklı modellerden

80
gereksinimlerine, farklı yaĢam tarzlarına ve bireysel tercihlerine eĢleĢeni seçer.
KiĢiselleĢtirme önemlidir. Üreticiler, tüketicilerin telefonlarının görünümü ve uyandırdığı
imaja, özelliklerine verdiklerinden fazla önem verdiklerini fark etmektedir. Donanımların
dıĢını zebra çizgileri, leopar derisi, bayrak ya da özel iĢaretlerle, hatta yanıp sönen mini
LED‘ler gibi farklı değiĢtirilir kapaklarla dekore etmek kullanıcılar arasında kabul gördü ve
buna iliĢkin bir sektör de ortaya çıktı. Mobil donanımlar kadınlar için mücevherli, gençler
içinse grafiti desenli popüler moda temaları ile tasarlanmakta. Kullanıcılar melodi ve diğer
unsurları kiĢiselleĢtirip kendilerini ifadede bu donanımları kullanır. Standart melodiler
yerine güncel Ģarkılar kullanılır. Bu yüzden, mobil iletiĢim donanımları daha çok iĢlev ve
dikkat çekici tasarımlar kazanır. Mobil iletiĢim donanımlarının baĢkalarına gösterimi
kendini ifadenin bir yoludur. ĠĢlevsellik ve sosyal iletiĢimi geliĢtirme kabiliyeti de etkilidir.
Yazılı iletiĢimde de SMS jargonu özellikle gençlerin iletiĢim doğasını değiĢtirdi. 90‘larda
Avrupa ve ABD‘de mobil iletiĢim önem kazanırken, mobil iletiĢimin tarihî olarak az
geliĢmiĢ toplumları bağlama potansiyeli çok az düĢünülürdü. ÇağdaĢ telekomünikasyona
evrensel eriĢim geliĢmekte olan ülkelerin çoğunda henüz bir hayaldi. Örneğin, New
York‘un Manhattan bölgesindeki telefonlar, Afrika‘nın Sahra çölünün güneyindeki
telefonlardan daha çoktu (Deutsche Bank, 2004:29). Yine de evrensel eriĢim yeterli politik
irade ve uygun teknolojiyle gerçekleĢir. Sahra altı ülkelerin çoğunda mobil hatlar daha
sağlıklı iletiĢim sağladığından tercih edilir. Çin‘in toplam telekom yoğunluğu 2003 baĢında
yüzde 33‘tür. Bu ABD‘nin 1970 ve Japonya‘nın 1980‘deki durumuna benzer. 1995
sonunda Çin‘de 40.7 milyon sabit, 3.6 milyon mobil, toplam 44.3 milyon abone vardı.
Ancak 2004 baĢında Çin pazarı on kat büyüyüp 420 milyon aboneye ulaĢtı. 1990 sonunda
Çin‘de 18,319 mobil abone varken, 1999 sonunda rakamlar her yıl ikiye katlanıp 43.3
milyon, 2000‘de 85.3, 2001‘de 145 ve 2003 sonunda 250 milyon aboneye ulaĢtı. Bugün
Çin‘de 616.02 milyon mobil kullanıcı var (Phonesreview.co.uk, 2008).

81
3.1.1. Bireysel Yayıncı veya Medya Kullanıcısının Ürettiği Ġçerik Kavramı

Mobil içerik kullanımında donanım olması, içerik ve içeriğin keĢfedilirliği ile ücret
önemlidir (Jackson, 2007:20). Ġçeriğin keĢfedilirliği sırayla çoğu insanın sıkça yaptığı
Ģeylere öncelik verip, bazı insanların bazen yaptıklarını ikinci sırada ele alıp, çok az insanın
nadiren yaptıklarını en sona almaktan geçer (Berkun, 2003). Bunlar kullanıcının ürettiği
içerikte de geçerlidir. Kullanıcının ürettiği içerik (User generated/created content-
UGC/UCC) ya da tüketicinin ürettiği medya (Consumer Generated Media-CGM) kamuya
açık ve son kullanıcıların oluĢturduğu medya içeriğidir. Kavram 2005‘de web ve yeni
medya içerik üretimi çevrelerinde ortaya çıktıktan sonra yaygın kullanıma girer. Aslen
medya üretiminin eriĢilir ve ekonomik yeni teknolojilerle kamuya yayılmasını yansıtır.
Ġçinde sayısal video, blog, podcast, mobil iletiĢim donanımlarından çekilen fotoğraflar ve
wikiler yer alır. Kullanıcının ürettiği içerikte açık kaynaklı özgür yazılımların birleĢimi ve
iĢbirliği sınırlarını ortadan kaldırıp, yetenekleri ortaya çıkarıp keĢfettirecek esnek
lisanslama vb. anlaĢmalar da kullanılır. Ġngiltere operatörlerinden 3, 2006‘da Kink
Community adlı bir mobil sosyal topluluk ortamı baĢlatır. Yılsonuna kadar 50 bin kullanıcı
günde 350 bin ileti ve 80 bin MMS iletir. 3‘ün tamamen kullanıcı içeriğine dayalı mobil
video sitesi See Me TV, ilk yılında 14 milyon kullanıcıya ulaĢır (Lane, 2006:27). Kullanıcı
içeriği ile ilgili bilinen örnekler arasında Epinions, Facebook, MySpace, TripAdvisor,
Flickr, YouTube, Outloud.TV, Revver, Friends, Reunited, Wikipedia, Digg ve Piczo vardır.
Sözkonusu içerikler bir web sitesinin sadece bir kısmını oluĢturur. Örneğin Amazon.com'da
içeriğin çoğu site yöneticilerince hazırlanır, satılanlara iliĢkin kullanıcı inceleme ve
yorumları ziyaretçilerce siteye eklenir. Bunlar site yöneticilerince izlenir ve uygunlukları
gözlenir.

OECD‘ye göre kullanıcının ürettiği içeriğin üç temel özelliği vardır. Yayın koşulu:
Ġçeriği kullanıcı üretip asla yayınlamayabilir. Burada üstünde durulanlar yayınlananlardır.
Ġster herkese açık olsun, isterse sadece arkadaĢ grubuna sunulsun fark etmez. Bu madde e-
posta ve anında mesajlaĢma içeriğini dıĢarıda bırakır. Yaratıcı çaba: Belli bir çaba
harcanarak bir çalıĢma ortaya konmalı ya da var olanlar bir araya getirilerek yeni bir
82
çalıĢma üretilmeli, kullanıcı bir değer katmalıdır. Wikilerde birçok kiĢinin katkısı söz
konusudur. Bir TV programının bir kısmı ya da tamamı kopyalanıp siteye yüklenince
kullanıcının ürettiği içerik olmaz. Kullanıcı kendi videosunu yükler, blogda kendi
düĢüncelerini sunar veya yeni bir müzik videosu yaparsa olur. ―En düĢük yaratıcı çaba‖nın
tanımı bağlama göre değiĢir. Profesyonel pratikler dışında üretim: Kullanıcı içeriği genelde
profesyonel rutin ve pratiklerin dıĢında üretilir. Kurumsal ya da ticari pazar bağlamı
bulunmaz. Profesyonel olmayan kiĢiler kâr ve ücret ummaz. Motivasyon sebeplerinde belli
bir gruba girmek, tanınmak, saygı elde etmek ve kendini ifade etmek yer alır. Digg.com,
stumbleupon.com, leaptag.com sitelerindeki gibi bir linkin kopyalanıp iletilmesi de,
tercihlerin açıklanması ve kendini ifade etme açısından kullanıcı içeriğidir. Bu linklerin
toplamı kiĢinin tercihlerini ve toplumdaki konumunu ortaya koyar ve istatistiksel açıdan o
kiĢiyi tanımlar. Kullanıcının ürettiği içeriği kurumsal medya eleĢtirir. Kurumsal medyanın
içerik kalitesinin daha yüksek olduğu ya da olacağı savunulur. VatandaĢ gazeteciliği
kavramına odaklanan siteler burada incelenmelidir. BaĢka bir konu mahremiyetin içerik
paylaĢımıyla özellikle sosyal ağ sitelerinde ortadan kalkacağı endiĢesidir (Soghoian, 2008
ve Vallance, 2008).

3.1.1.1. Birey, Kullanıcı, Tüketici, Tekil Hedef Kitle Kavramları

Internet ve mobil iletiĢim yeni bir birey geliĢtirdi: Hem üreten hem tüketen bir
insan, pro-sumer. Klasik medyanın yayıncı ve okuyucu-izleyici iliĢkisi giderek okuyan-
yazan, izleyen-üreten insana dönüĢmekte. Bu, medyada demokratikleĢmenin yeni evresidir
(Çolakoğlu, 2007). Medya rağbet gören içerikle kazanır. Mobil ortam için de aynısı
geçerlidir. Haber sitelerinin blog sayfaları gibi, medyanın kullanıcıların içerik üretip
yayınlayabilecekleri olanak ve çerçeveyi sunması, kullanıcın ürettiği içeriğin rağbet
gördüğünün iĢaretidir. Bu içerikler konuĢma esaslı (narrative) medya olarak isimlendirilir.
Bunun zıttı ise 'paketlenmiĢ ürün medyası' veya geleneksel medyadır. Ġlki iki yönlü bir
süreç, diğeri tek yönlü bir dağıtımdır. KonuĢma esaslı medya, içerik yayınlama ve
baĢkalarınınkini yorumlamayla birlikte Web 2.0'ın özelliklerindendir.

83
Mobil kullanıcılar bölümler halinde incelenir (McAteer, 2007). Opertör, yayıncı ve
diğer endüstri Ģirketleri mobil içerik hizmetlerini teknoloji ya da aktarım yöntemiyle
gruplar. Ġçerik ve hizmet kullanımı ise kullanıcı bölümlemesinde iĢlevseldir. Tipik bir
operatör ürün yöneticisi, MMS ya da mobil web hizmetini duyurmadan pazarlama
birimiyle iĢbirliği yapar. Tüketici davranıĢ analizi, son kullanıcıların kullanacakları
hizmetlerde farklı perspektifleri gösterir. Film-eğlence tüketenlerin profili, seyahat ve harita
bilgilerine eriĢenlerden farklıdır. M:Metrics araĢtırma firması bu tür hizmetleri
kullananların profilleriyle mobil içerik ve uygulama pazarının bölümlerini üretir. Bu
yöntem istatistik kümelemeye dayalı altı demografik özelliği esas alır ve bunları 45 mobil
içerik kategorisi ile iliĢkilendirir. Bu modelin hedefi için yaĢ, cinsiyet, gelir, iĢ, eğitim ve
etnik köken demografik değiĢkenlerine skalada rakamsal değerler verilir. Modelin üç geniĢ
bölümü ve her birisinin altında da iki alt bölüm vardır. Erken Uyum Sağlayan (The Early
Adopter) bölümü webden mobil videoların postalanmasını içerir, yaĢ açısından en genç
profildir; arkadaĢ bulma hizmetleri ve erkeklere yönelik içerikler sunan hizmetler
revaçtadır. Mobil video beyaz ırktan olmayanlarda çok rağbet görür. Bu bölüm diğer
gruplamalardan daha ufaktır. Grubun üyeleri ay içerisinde yukarıda sayılan hizmetlerden en
azından bir defa yararlanır. Internet Hizmetleri (The Internet Services) bölümündeki en eski
mobil kullanıcılar mobil haberlere eriĢir. Finansal amaçlı mobil donanım kullanan bu grup
üyeleri aynı zamanda en eğitimli kesimdir. Finans ve spor haberlerine eriĢenlerin
çoğunluğu erkektir. Hava durumu ve e-posta eriĢimi iki yaygın hizmettir. Grup üyeleri ay
içerisinde bu hizmetlerden en azından bir defa yararlanır. İletişim ve Eğlence (The
Communications and Entertainment) bölümü metin mesajlaĢma gibi hizmetlerle ayrılır.
Mobil oyunları içerir ve en düĢük eğitim seviyesi bu gruptadır. Melodi indirme kategorisi
daha çok kadınlardan oluĢur. Bu bölüm metin mesajlaĢma, fotoğraf çekme ve oyun
oynamayı içerdiğinden en geniĢ bölümdür. 45 veri hizmetinden en az kullanılan içerik
hizmeti olan FM radyo dinleme de bu bölümdedir. M:Metrics‘in kümeleme analizi, benzer
hizmetlerin farklı hedef pazarlarda ilgi çektiğini gösterir. Örneğin video mesajlaĢma ile
ilgilenenler, foto mesajlaĢma ile ilgilenenlerden çok, online arkadaĢ bulma hizmetleriyle
ilgilenenlere yakındır. Foto mesajlaĢma ile ilgilenenlerse metin mesajlaĢmayı kullananlara
84
benzer. Analizler, yetkililerce hizmetlerin nasıl pazarlandığının düĢünülmesini gerektirir.
Operatörler, çekici gruplara odaklanacak biçimde geliĢtirilmiĢ bölümleme modellerini
sürdürmek için yatırım yapar. Burada sözleĢme tipi, kullanıcı vefası ve ses hizmetlerini
kullanma oranı değerlendirilir. Yukarıdaki bölümleme modeli, bazı hizmetleri kullananların
profili değiĢeceğinden dinamiktir. Bu analiz mobil içerik ve hizmetlerle kullanıcı
davranıĢlarına daha bütüncül biçimde yaklaĢtığından pazarlama açısından da gereklidir.
AĢağıdaki bölümleme fotoğraf kullanıcısı ile video kullanıcısı profilleri bağlamında üç
geniĢ mobil veri tüketim bölümünü içerir (McAteer, 2007:15): “Erken Uyum Sağlayanlar”,
genç, erkek, diğer segmentlere göre daha az beyaz ırktan. Tükettiği içerikler mobil sohbet,
karikatür ve mizah, kutlama mesajları iletmek, telefona video yollamak, e-postaya video
yollamak, Web‘e video yüklemek, film bilgileri, eğlence haberleri, online arkadaĢ bulma,
erkek dergileri, video klipler, kadın dergileri, sağlık bilgileri, canlı ya da akan video, video
için ödeme. “Internet Hizmetleri” ise yaĢlı, erkek, diğer segmentlere göre yüksek gelirli.
Tükettiği içerikler ulusal ve yerel haber, spor haberleri, iĢ e-postaları, finans haberler,
hesaplara eriĢim (banka, borsa, vb.), seyahat bilgileri, hava durumu, kiĢisel e-posta,
restoran rehberleri, alıĢveriĢ rehberleri, haritalar, Web araması, iĢletme rehberleri, trafik
bilgileri. “İletişim ve Eğlence” ise genç, kadın, diğer segmentlere göre beyaz ırk. Tükettiği
içerikler fotoğraf ve e-posta yollamak, fotoğraf ve albüm yüklemek, SMS yollamak,
ringback aboneliği, telefonla resim çekmek, FM dinlemek, video çekmek, anında
mesajlaĢma, Web‘e fotoğraf atmak, burçları okumak, yeni oyun indirmek, duvar kâğıdı
almak, oyun oynamak, melodi satın almak.

85
3.1.1.2. Kavram Bağlamındaki Kullanıcı Kaynaklı İçerik Türleri

Kullanıcı içerikleri forum, blog, sosyal ağ, haber, seyahat planlama, müĢteri Ģikâyet
ve fotoğraf paylaĢım sitelerinde ortaya çıkar. Kullanıcılara bilgi ve ürün ya da hizmetle
ilgili deneyim paylaĢma fırsatı sunan siteler de böyledir. Herhangi bir ürün veya hizmetin
değeri mobilliği ile doğru oranda artar (Mcguireslaw.com, 2009). Mobil ortamdaki içerikler
de benzer biçimde kullanıcılarca üretilip Web ya da Bluetooth‘tan paylaĢılır. BBC kullanıcı
içeriği alanında çalıĢmak üzere Nisan 2005‘te üç kiĢilik bir pilot ekip oluĢturur.
07.07.05‘teki Londra bombalamalarının ve Buncefield benzin deposu yangınının olduğu
sırada, söz konusu takım kalıcılaĢtırılır ve geniĢletilir. Bu durum vatandaĢ gazetecilerin
geleneksel medyaya geliĢini de yansıtır. Buncefield yangını sonrasında BBC‘ye
kullanıcıların çektiği 5 binin üstünde fotoğraf gelir. Üstelik BBC normalde izleyicilerden
gelen içeriğe para ödemez. 2006‘da CNN iReport projesini baĢlatır. iReport ile
kullanıcıların ürettiği içeriklerin gelmesi beklenir. Gönderilen fotoğraf ve videolar online
galeride arĢivlenir ve yayınlanabilecek kadar iyi olanlar TV‘den sunulur. Bunlar 2005 ve
2006‘da vatandaĢ gazeteciliğinin artık yayıncılığın bir parçası olduğunu fark eden tipik
büyük televizyon yayıncıları. Aynı biçimde Sky News televizyonu da izleyicilerinden video
ve fotoğraf göndermelerini ister. Kullanıcıların ürettiği içerik Time dergisinin 2006 Yılın
KiĢisi kapağında da iĢlendi. Yılın kiĢisi ―Siz‖, yani YouTube ve Wikipedia gibi yerlerde
kullanıcı içeriklerine katkıda bulunan herkestir (Wikipedia UGC, 2009 ve Grossman,
2008).

86
3.1.2. Toplumsal YaĢamda Mobil ĠĢ ve Uygulamalar

Mobil iĢ, mobil ticaret (m-ticaret) süreci ve uygulamalarının genel adıdır. M-


ticaret mobil ağda gerçekleĢen ve parasal değer taĢıyan herhangi bir iĢlemdir (Tiwari ve
Buse, 2007:33). E-ticaret tanımlarındaki gibi odak parasal değerle iliĢkili ürün ve
hizmetlerin değiĢ tokuĢudur. Buradaki farklılık teknolojidir. M-ticaret aynı zamanda mobil
donanımlarla iletiĢim kurmak, bilgilenmek, iĢlem yapmak ve veri kullanıp kamusal veya
özel ağa bağlanmaktır (Skiba ve diğerleri, 2000). Bu tanımla sunulabilecek hizmetler
listelenir, ticari özellik iletiĢim ve bilgilendirme hizmetlerine geniĢletilir. ĠĢ modelleri
açısından m-ticaret müĢteri, operatör, e-ticaret sağlayıcı, ödeme sağlayıcı, kullanıcı
taraflarını içerir. Doğru ve hızlı karar önemlidir. Hızlı bilgi akıĢını sağlayan mobil
uygulamalar sistemin can damarıdır. RFID, saha çözümleri ve mobil iletiĢim
donanımlarında gereken veri her yer ve biçimde alınır, merkez ile bağlantı kopmadan süreç
iĢler. Hastane, kamu kurumu, perakende ve otomotive kadar geniĢ kullanımlı mobil
uygulama ve iĢ çözümleri artmakta. Eğilim küçük, bütünleĢmiĢ ve hızlı çözümlere doğru.
Mobil bilgi iĢleme ve geniĢ alanlı haberleĢme sunan donanımlar geliĢip çeĢitlenmekte.
Mobil iĢletim sistemli endüstriyel el bilgisayarları kullanılmakta. Uygulamalar istemci
teknolojisiyle mobil donanıma taĢınmakta. 3G‘yle mobil iĢ çözümlerinin kalite ve çeĢidi
artmakta (Çinioğlu, 2007:21). M-ticaret araĢtırmaları bilimselden çok pazar analizidir.
Gelecekteki müĢteri sayıları ve pazar hacmi gibi bilgiler verir, mobil telefon, SMS ve mobil
internet kullanım rakamları sunarlar. Bu konuda geniĢ analizler yapılmıĢtır (Prasad ve
diğerleri, 2000, Muller-Veerse, 2000, Webb, 1999, Leong ve diğerleri, 1999, Hansmann ve
diğerleri, 2001). Mobil iletiĢim donanımları neredeyse eğitimsiz kiĢilerce bile kullanılır ve
e-ticaret bilgi seviyesi bu alanda gerekmez. Bu donanımlar sesli, dokunsal ve görsel
arayüzlerle çalıĢırken e-ticaret‘te arayüzler sadece görseldir. M-ticaret bilgisayar karĢısında
değil de hareket halinde gerçekleĢir. M-ticaret mobil teknolojilerin kurum ve paydaĢlarınca
kurumun performansının artırılması için iletiĢim ve iĢlemlerde kullanılmasıdır (Watson ve
diğerleri, 2000). PaydaĢlar müĢteri, tedarikçi, devlet, finansal kurum, yönetici, çalıĢan ve
kamudur. Bu alandaki kurumlar m-ticaret yaĢam döngüsü altında ortaya konur:

87
Şekil 10 - Mobil ticaret yaşam döngüsü
(Varshney/Vetter, 2001)

3.1.2.1. Mobil İş ve Uygulamaların Türleri

Mobil iĢ çözümleri sayım, sipariĢ, satın alma, para transferi, takip, bireysel ve
kurumsal bankacılık, faturalama, pazarlama alanlarında kullanılır, konum tabanlı ve
konumdan bağımsız sınıflandırılır (Çinioğlu, 2007:22). Bir baĢka sınıflama Ģöyledir
(Lehner ve Watson, 2001): İletişim/etkileşim: Kısa mesaj, tümleĢik mesaj, e-posta, sohbet,
video konferans. Eğlence: Müzik, oyun, grafik, video. İşlemler: Banka, borsa, alıĢveriĢ,
müzayede, bilet ve rezervasyon, mobil cüzdan. Uzaktan kontrol ve karar destek: Kontrol
aracı olarak mobil donanım, otomotiv uygulamaları. Veri ve enformasyon erişimi: Haber,
Ģehir rehberi, trafik ve hava, kurum ve pazar bilgisi. Diğer: Arama, katma değerli hizmetler,
takip. Bir diğer sınıflandırma da e-ticaret esas alınıp gerçekleĢtirilir:

Tablo 8 - Kablosuz ticaret uygulamaları


(Kannan ve diğerleri, 2001)
Ürünler Hizmetler Ġçerik
B2C Satın alma noktası, açık artırma, otomat. EtkileĢimli oyun, kumar, bilet, rezervasyon, Ortamlar arası içerik, reklam,
bankacılık, e-promosyon-müĢteri sadakat. etkileĢimli sohbet.
B2B Tedarik, üretim, açık artırma, takas. MüĢteri destek. Reklam ve içerik.

88
Tablo 8‘de C2C Ģu anda yer almasa da, bireysel ürün, hizmet ve içerik satıĢını olası
kılacak altyapı ve sistemlerin yaygınlaĢmasıyla bu alanda örnekler ortaya çıkmakta. Sanatçı
kiĢisel mobil sitesinden tanıttığı eseri mobil uygulamalarla sunup satar. BirleĢik ĠletiĢim-
Unified Communications kavramı, uygulamada kullanıcıların konumdan bağımsız birçok
donanımı; masa ya da mobil telefonu, PC‘yi, PDA‘i bütünleĢik kullanabilmesidir.
HaberleĢme maliyetini azaltmak için sabit hat ve mobil yakınlaĢması anlamındaki Fixed
Mobile Convergence-FMC ile amaçlanan tek numara, telefon defteri, sesli ileti kutusu ile
her zaman en düĢük maliyetli hattın kullanımıdır. (Çinioğlu, 2007:24).

3.1.2.2. Mobil İş ve Uygulamaların Özellikleri

Kullanıcının her yer ve zamanda ofisini cebinde taĢıdığı dünyada mobil internet,
mobil e-posta gibi uygulamalar sıradanlaĢmakta. Katma değerli içerik ve hizmetlerin de,
3G ile çok hızlı ilerlemesi beklenmekte (a.g.e. s.28). Mobil iĢ ve uygulamalar incelenirken
Ģu sorulara yanıt aranır: Bir mobil uygulama firmayı yatırım açısından nasıl cazip kılar?
Yatırımcılar mobil ortamda hangi verilere eriĢmek ister? Hükümet açısından mobil
uygulamaların rolü nedir? Politika ve kamuoyu açısından mobil uygulamaların etkisi nedir?
Mobil uygulamalar tedarikçileri nasıl etkiler? MüĢteriler hangi mobil hizmetleri önemser?
Hangi mobil uygulama iĢ modeli geliri artırır? Enformasyonun istenen yer ve zamanda
eriĢilebilmesi için mobil uygulamalar nasıl tasarlanmalıdır? Bu sorular tek bir çalıĢmada
yanıtlanamaz ve hepsi bu doktora tezi kapsamında değildir. 2006 sonrasında yeni mobil
teknolojilerden çok varolanlar geliĢtirildi, Webden sunulan uygulamalar, mobil ortama
taĢındı. Hızlı veri aktarımıyla bilgiler iliĢkilendirilerek sunuldu. 2007‘de mobil çözümler
bilgiye eriĢimin gerekli olduğu her yerde kullanılmaktaydı: fatura ve bilgi (su, elektrik,
doğalgaz), ürün dağıtımı (fast food, elektronik alıĢ veriĢ), sipariĢ, anket (saha çalıĢmaları),
envanter (depo, mağaza, stok sayım), mobil finans (bankacılık), pazarlama (satıĢ noktasında
müĢteri bilgilendirme, emlak, saha satıĢ), sağlık (hasta takip, laboratuvar iĢlemleri) ve araç
takibi ilk akla gelenlerdir (a.g.e. s.32). Bunlar dıĢında mobil ofis uygulamaları ile
çalıĢanların ofis dıĢında e-posta, takvim, tablolama ve kelime iĢlemci gibi verimlilik
yazılımlarını kullanabilmeleri de sağlanmakta.
89
3.1.3. Mobil Yayıncılığın Güvenlik, Yasal, Sosyal ve Kültürel Etkileri

2000‘lerde, mobil iletiĢim donanımı nadir görülen, iĢ adamlarının kullandığı pahalı


araç değil, yaygın, düĢük maliyetli kiĢisel bir unsur oldu. Mobil iletiĢim donanımlarının
sayısı karasal hatlı telefonları geçti. ABD‘de çocukların yüzde 50‘sinin mobil iletiĢim
donanımı vardır (Point.com, 2006). Birçok genç eriĢkinin evinde karasal hatlı telefonun
yerini mobil iletiĢim donanımı aldı ama Kuzey Kore‘de mobil iletiĢim yasak (ITV News,
2007). Sosyal açıdan mobil iletiĢim hizmetleri insanlar için anahtar konumdadır. SMS ile
mesajlaĢma bir alt kültürdür. Kasım 1993‘te, ilk SMS mesajı Finlandiya‘da iletilir.
ġimdilerde en yaygın veri hizmeti olan SMS‘le 2006‘da, 1.8 milyar kiĢiden 80 milyar USD
elde edilir (Ahonen, 2007c). Mobil iletiĢim donanımlarıyla anında mesajlaĢma yazılımları
da kullanılır. Mobil Internet (NTT DoCoMo'nun i-mode‘u gibi), ilk Japonya, Güney Kore,
Çin ve Hindistan‘da e-posta fırsatı sunar. Avrupa‘da, Internet eriĢiminin yüzde 30–40‘ı
mobil iletiĢim donanımlarındandır. Mobil internet bilgisayardakinden çok farklıdır. Alarm,
hava durumu, e-posta, arama motoru, oyun ve müzik gibi mobil içerik, acele ulaĢılacak
biçimde ve kısadır. Mobil iletiĢim donanımları aynı zamanda bir moda unsurudur.
Sahibinin kiĢiliğini yansıtan özel kapaklar ya da telefonlar tercih edilir. Bu mobil iletiĢim
sektöründe özel bir alandır. Informa araĢtırma Ģirketine göre melodi satıĢları 2006‘da 5
milyar USD‘ı geçer. Kullanıcılar mobil iletiĢim donanımlarında sırayla küçük, Ģık ve
yüksek özellikli olanları tercih etse de insan gözü yaklaĢık 350 Megapiksel gördüğünden
donanımlardaki fotoğraf makineleri bu seviyede durur (Tufan, 2007 ve Çelik, 2007). Mobil
iletiĢim, aynı anda hem bireylerin iletiĢim bağlarını güçlendirir, hem de onları bireysel
alanlarında yalnızlaĢtırır. Varolan iletiĢim ağlarına daha sıkı bağlanan birey, ailesi, arkadaĢ
ve iĢ çevresiyle daha fazla anında iletiĢim olasılığına kavuĢurken, farklı sosyalleĢme
fırsatlarından soyutlanarak kısıtlı bir iletiĢim alanına kapanır. Sosyal açıdan mobil
teknolojilerin bireysel ve kurumsal kabul görmesinde, uygun koĢullarda iĢ ve özel yaĢamı
dengeleyerek yaĢamak isteği ile iĢgücünün gittikçe daha hareketli ve sanal duruma gelmesi,
dıĢ kaynak kullanımı ve göçler gibi nedenlerden ülkeler ve kıtalararası iĢgücü
transferlerinin yaĢanması da vardır (Luukka, 2007).

90
Mobil iletiĢim ortamı sivil toplum örgütleri ve politik çevrelerce üye ve
sempatizanlarını yönlendirmekte de kullanılır. Bireyler sivil toplum örgütlerinde mobil
ortamda örgütlenip aktivizm bağlamında eylemler yapmakta, politik çevreler de hedef
kitlelerine birebir ulaĢıp onları harekete geçirmektedir (Köroğlu, 10.10.08). Mobil
iletiĢimde davranıĢ kuralları sosyal nezaket açısından önemlidir. Cenaze ve düğünde,
tuvalette, sinema ve tiyatroda çalan telefonlar, yüksek sesle yapılan görüĢmeler herkesi
rahatsız eder. Kısık sesle konuĢulsa bile kitapçı, kütüphane, bekleme salonu, ibadethane ve
doktor muayenehaneleri mobil iletiĢim donanımı kullanımının yasaklandığı yerlerdir. Bazı
durumlarda sinyal karıĢtırıcılarla mobil iletiĢim kullanımı engellenir. Çoğu ülkede bu
kısıtlama yasal izne bağlıdır. Bazı binalarda, duvarlardaki kablo ağları ve metaller bina
çapında Faraday kafesi oluĢturup sinyal eriĢimini doğal biçimde engeller (Richtel, 2007).
ABD ve Avrupa‘da özellikle uzun mesafelerde seyahat edilen bazı tren vagonlarında mobil
iletiĢim donanımı kullanımı yasaktır. Bu sessiz vagon, sigarasız vagon gibi hizmet verir.
Çok sıkı takip edilmediğinden, diğer vagonlarda yer olmadığını bahane eden birçok
kullanıcı bu kuralı deler. Uçaklardaki kullanım yasağı ise, uçağın duyarlı iletiĢim
sistemlerini olumsuz etkileme olasılığındandır. Kullanıcılar uçuĢta da iletiĢim kurmak
istediğinden, uçaklarda riskleri ortadan kaldırma yolları aranmakta. DüĢük güçlü sistemler,
mobil iletiĢim donanımlarını uçağın ana iletiĢim sisteminden diğer iletiĢim hatlarına aktarır.
UçuĢta ses ve veri hizmetleri kullanılır. Qantas ve Emirates bu hizmeti vermekte. Benzin
istasyonlarında mobil iletiĢim donanımlarını güvenlik açısından kapatmaya yönelik uyarı
sadece Türkiye‘de değil, Ġngiltere‘de de geçerlidir. ABD‘de okulların çoğunda sınıfta mobil
iletiĢim donanımı kullanımı yasaktır. Sınavlarda kopya ya da kiĢilerin izinsiz
fotoğraflarının çekilmesi neden gösterilir. Ġngiltere‘de, sınavda telefon bulunduran bir
öğrencinin yanıtları geçersiz sayılıp diğer derslerden de kalması söz konusu olur (BBC
News, 2005). Finlandiya felaketleri vatandaĢlarına duyurmak için en hızlı yolun mobil
iletiĢim olduğuna 2005‘te karar verir. Japonya‘da, mobil iletiĢim Ģirketleri depremlerden ve
diğer doğal felaketlerden müĢterilerini anında ve ücretsiz haberdar eder. Acil bir durumda,
felaket yardım ekipleri yaralanmıĢ ya da yardıma muhtaç kiĢileri mobil iletiĢim donanımı
sinyallerini kullanarak bulur. Bazı telefonların internet menülerinde yer alan bir link,
91
kullanıcının güvende ya da zorda olduğu bilgisini vermesini sağlar. Finlandiya‘da kurtarma
ekipleri doğa sporları yapanlara acil durumlar için mobil iletiĢim donanımı
bulundurmalarını tavsiye eder. Böylece helikopterli kurtarma ekiplerinde bulunan sinyal
izleme aracı, mobil iletiĢim donanımının bulunduğu yeri verdiği sinyallerden saptar.
ABD‘deki kullanıcılar bulundukları bölgedeki güncel kayıp Ģahıs bildirilerini isterlerse
mobil iletiĢim donanımlarına SMS olarak alır. Arabada mobil iletiĢim donanımı kullanımı
yaygın ama tartıĢmalıdır. Bunu yasaklayan kanunlar olsa da, kullanıcılar dıĢarı ses vererek
veya Bluetooth kulaklığıyla konuĢur. Direksiyon hâkimiyetini gideren mobil iletiĢim
donanımı kullanımı kesin biçimde araba kazalarına davetiye çıkarır. AraĢtırmalara göre
elleri serbest bırakan teknolojiler kullanılsa da kaza oranları normalden yüksek (McEvoy,
Stevenson ve diğerleri, 2005). KonuĢma dikkat dağıtır ve yol hâkimiyetini etkiler (APA
Online, 01.02.06). Bu problem yolcularla yapılan konuĢmalarda geçerli değil. Çünkü
yolcular konuĢma seyrini trafiğe göre ayarlar ve tehlikelere karĢı ikinci bir çift göz olur. Bir
baĢka araĢtırmaya göreyse mobil iletiĢim donanımları sert araba kullanımını düĢürmeye
yardımcı. Ġnsanlar gecikeceklerini önceden bildirince yüzde 66 oranında daha sakin araç
kullanır (Crundall, Bains ve diğerleri, 2005).

Mobil haber hizmetleri yaygınlaĢmakta. Mobil telefonlar aynı zamanda aktivizm


ve kamusal gazeteciliği de kolaylaĢtırmakta. Reuters ve Yahoo bu konuda çalıĢır (Yahoo,
2009). Monster gibi insan kaynakları firmaları iĢ arama ve kariyer tavsiyesi hizmetleri
baĢlatmakta (Monster UK, 2008). Tüketici uygulamaları artmakta ve rehberlerden yerel
aktivitelere, mobil kuponlardan indirim haberlerine kadar çeĢitler içermekte.
Mobilemo.com gibi mobil site oluĢturma araçları da ortaya çıkmakta. Yakınsama,
enformasyonun fark edilmeksizin bir aletten diğerine farklı kanallardan, taĢıyıcılardan,
biçimlerden ve teknolojik standartlardan bağımsız akmasıdır (Chesnais, 2007). Internet,
kablosuz veri uygulamaları, ses hizmetleri ve televizyon hakkındaki sayısal yakınsama,
özellikle 2006‘da makale ve haberlerde ele alındı ve üçlü ve dörtlü oyun (triple-quadruple
play) diye tanımlandı. Günlük yakınsama e-posta ve ofis uygulamalarına sabit ve mobil
ortamlardaki farklı donanımlardan eriĢebilmeyi, bir yarıĢma için SMS atarak televizyonla

92
etkileĢime girmeyi de içerir. TV, mobil iletiĢim donanımlarından ve internetten izlenir,
TV‘den internet ve farklı etkileĢimli hizmetlere eriĢilir, mobil iletiĢim donanımlarıyla video
ve resim çekip webloglardan film yayınlanır, arabalarda sayısal haritalara eriĢip GPS, uydu
ve kablosuz veri hizmetleriyle yön bilgisi alınır, yolcular sayısal TV, radyo, oyun ve araç
içi eğlence sistemlerinden yararlanır, araç kaza, hava yastıklarının açılması, hırsızlık ya da
özel bir tuĢa basılması gibi durumlarda yardım için mesaj iletebilen bir kablosuz güvenlik
sistemiyle de donanır. Mobil iletiĢim donanım sahipliği çoğu geliĢmiĢ ülkede yüzde
80‘lerde ve Almanya gibi bazı ülkelerde yüzde 100‘ün üstünde (Wikipedia List of mobile
network operators of Europe, 2009). Avrupanın yarısından fazlası internete eriĢmekte
(Internet World Statistics, 2009). Avrupa hükümetleri analog TV‘nin sayısal ile
değiĢtirilmesi konusuna da önem vermekte. Dünyada 4,3 milyarın üstünde mobil iletiĢim
donanımı kullanıcısı var (GSMA, 2009 ve Ahonen, 30.09.09). Neredeyse tüm telefonlarda
kamera, müzik çalar, ve mobil internet eriĢimi var. Medya Ģirketleri internet Ģirketlerini
satın almakta, mobil iletiĢim Ģirketleri geniĢbant eriĢim hizmeti ve internet Ģirketleri de
mobil hizmet sunmakta. Elektronik içerik tüketiminde tüketici alıĢkanlıklarında bir değiĢim
var. Arama motoru Ģirketlerinin borsada petrol Ģirketlerinden daha değerli olması bunun
ispatı. Bunlar, tüm elektronik araçlar, makinalar, otomobiller ve medyanın sabit ya da
mobil sayısal kanallardan iletiĢim kurabileceği yakınsak bir geleceğe iĢaret etmekte.
Yakınsama içi boĢ bir kavram değil, hergün hayata dokunan bir gerçektir.

Mobil kullanıcı deneyimi içerik alanındakilerin gündemindedir. Bu konudaki bazı


temel ve güncel düĢünceler Ģunlar (Pawlowski, 2007): Arama ve bulmayı kolaylaştır: Mobil
deneyimde kullanıcıları anlamak ve hoĢlarına gidecek hizmetleri sunmak, son teknolojiyi
sunmak ve pazarlama çalıĢmaları kadar önemlidir. Mobil deneyim ilk baĢta fazla etkin
olmayan arama sistemleri, ses ve metinle sınırlıydı. Bir hizmet, bekleme esnasındaki
ekrandan da eriĢilir olmalı ve telefon aramak kadar kolay kullanılmalı. Kapalı bahçe
(walled garden) sistemini yık: Operatörlerin kullanıcıları sadece kendilerinin oluĢturduğu
içerik sistemlerinde kalmaya zorladığı kapalı bahçe sistemini yıkmak mobil içerik
deneyimini zenginleĢtirir ve mobil içerik değer zincirinde yer alanlara yarar sağlar. Hedef

93
içerik ve uygulamaların sunulacağı, açık standartlara dayalı ve herkesin eriĢebileceği bir
serbest pazar olmalıdır. Ġçerik biçimleri ve eriĢim kanallarının parça parça oluĢu geliĢimi
engellemekte. Doğru fiyatlandır: Mobil reklamcılık eğer uygun ve bağlamla iliĢkiliyse
kullanıcı deneyimini geliĢtirip, dikkat dağıtmadan ona yarar sağlar. Ancak, mobil
ortamdaki hareketliliğe uygun konumlandırma yapılmadan geleneksel reklamcılık
modellerinin doğrudan mobil iletiĢime taĢınması baĢarısız kalır. Hizmet ve içeriklerin
fiyatlandırılmasında kullanıcıların harcama kalıplarına iliĢkin gerçekler dikkate
alınmamakta. Fiyatlandırma mobil kullanıcı deneyiminin tanımlayıcı faktörlerinden ve
kullanıcının mobil iletiĢim donanımı tercihinden, mobil uygulamaları sürekli kullanımına
kadar her Ģeyi belirlemesinde rol oynar. Değer zincirindekiler fiyatlandırmaya dinamik
yaklaĢıp, cüzdanın kullanıcı için önemini değerlendirmelidir. Sosyalleştir: Mobil iletiĢim
donanımı, uygulama ve hizmetler kullanıcıların fiziksel çevreleri hakkında daha fazla bilinç
sahibi olmalı, ses ve görsel koĢullarda en uygun arayüzü sunmalı. Çoklu arayüzler daha
fazla mobil iletiĢim donanımında desteklenirse kullanıcı deneyimi önemli oranda iyileĢir.
Mobil donanımlar topluluklarla etkileĢimde doğal tercihtir. Mobil iletiĢim donanımından
deneyim paylaĢımı bir sesli görüĢme kadar kolay olmalı. Kullanıcıların ürettiği içerik,
sosyal ağ ve mobil iletiĢim donanımlarından topluluk etkileĢiminin baĢarısı, masaüstü
bilgisayar deneyimini kopyalamaya değil geliĢtirmeye bağlı. Mobil reklamcılık: Kullanıcı
deneyiminin performansı geliĢtirilecekse, ölçülmeli. Bu konu nicel ve nitel sürekli
izlenmeli. Mobil içerik değer zincirindekiler kullanıcıları anlamanın önemini fark etmelidir.
Çünkü yatırımın geri dönüĢünün niceliğini belirlemek güçtür. Kullanıcıları anla: Mobil
teknoloji, temel kullanıcı deneyiminin ortaya çıkardığı zor bir durumla karĢı karĢıya. Mobil
iletiĢim donanımları, diğer insanlarla iletiĢim kurduğumuz herhangi bir çevre kadar etkin
olmalı. Kablosuz iletiĢim ağlarına milyonlarca makinenin bağlanması, iletiĢimde verilerin
paketler halinde iletiminden sonraki en önemli nesilsel değiĢim. Kullanıcıları anlamak ve
farklılaĢtırıcı müĢteri hizmetleri sunmak mobil deneyimin en son teknoloji ve pazarlama
bütçesi kadar önemli bir parçası. Bu bir iĢletmenin farklılaĢtığı yerdir. Ürün ve hizmetlerin
pazara etkili değil, hızla çıkarılmasına gereğinden çok zaman ve para yatırılmakta.
Bağlamsal farkındalık: Hedef her bireye en iyi mobil deneyimi sunmak. KiĢiselleĢtirmeyi
94
maliyet etkin sunmak için yonga, yazılım platformu, mobil iletiĢim donanımı ve hizmet
geliĢtirilmesi kullanıcıları sevindirir, sektörü de geliĢtirir. Sektör, eğer değer zincirinin her
seviyesinde kiĢiselleĢtirme için bir yol bulursa büyür.

―Ġnsanların mobil telefonlarına değer verme sebepleri nelerdir?‖ sorusunun yanıtı,


yüzde 89 sevdiklerinin güvenliğinde içlerinin rahat olmasını sağlaması, yüzde 83 kiĢisel
güvenliği artırması, yüzde 68 sosyal yaĢamı organize edebilmesi, yüzde 39 iĢte daha
üretken kılması (Mourik, 2003). Mobil iletiĢim donanımları insanlar arasındaki iletiĢimi
artırdı. Gençlerin yüzde 57‘si mobil iletiĢimin herhangi bir yer ve zamanda diğerleriyle
iletiĢim kurmalarını sağlayarak hayatlarını değiĢtirdiğini düĢünmekte. Mobil iletiĢim
kiĢilerin iĢ, sosyal ve ev hayatlarını dengelemelerine ve sorumluluklarını yönetmelerine
yardımcı olur. Ġnsanlar her yerde çalıĢıp, iki yerde aynı anda bulunup, zamanlarını en iyi
biçimde kullanıp, sabit telefondan ulaĢılması olasılığı az olan kiĢilere bile ulaĢır. Mobil
iletiĢim donanımı kullanımı tüm sosyal sınıflarda sayısal TV ya da PC kullanımına oranla
yüksek. Ön ödemeli telefonların yaygınlığı fakirlikten kaynaklanan sayısal bölünmenin
mobil iletiĢimde geçerli olmadığını gösterir, çoğu insan için mobil iletiĢim sabitten daha
uygun ve sadece mobil iletiĢimi kullananlar artmakta. Algı insanların mobil iletiĢim
donanımları yanlarındayken daha güvende hissettikleri yönünde (yüzde 49). Gece araba
kullanırken mobil iletiĢim donanımları yanında olan kadınlar güvenli hisseder (yüzde 76).
Acil servislere hızlı ve kolayca eriĢilir, suçlar hızla ve güvenle polise bildirilir ve suçluların
yakalanması kolaylaĢır, çocuklar sürekli iletiĢimde kalır ve acil bir durumda arar. Sadece
Ġngiltere‘de, acil servis mobil iletiĢim donanımıyla arandığında, ambulanslar daha erken
olay yerine ulaĢarak yılda 80-100 kiĢinin hayatını kurtarır. DüĢük üretkenliğe neden olan
yolculukların yüzde 10 azalması bile, geliĢen lojistik, hızlı ve etkin karar alma, küçük
iĢletmelerin aynı anda çok iĢ yaparak güçlenmelerini sağlar. Duyarlı konular arasında
sosyal açıdan güvenlik ve huzur, hizmetlere rahat eriĢim, geliĢen sosyal ağlar, iletiĢim ve
mahremiyetin artması, suçlarda azalma, okulda derslere zarar verme ve dikkat dağıtma, iĢ
ve ev hayatının ve rollerinin bulanıklaĢması, artan hırsızlık ve ses kirliliği var. Sağlık ve

95
güvenlik açısından potansiyel sağlık riskleri, manyetik giriĢim (interference), sahte
güvenlik hissi incelenmesi gerekenler.

Mobil iletiĢim kültürünü anlamakta mobil ileti kültürüne bakmak gerekir. Çünkü
mobil ortamdaki iletiĢim kültürüyle ilgili diğer çoğu unsur burada da kendini ele verir
(Goggin, 2004). Sabit telefonu olanlardan çok mobil telefon sahibi var. Mobil iletiĢim
donanımları hızlı geliĢen teknolojilerde önde; Internet‘i geride bırakmakta. Sayısal
sistemlerin geliĢip yaygın kullanımıyla, bu donanımları 1995‘te 91 milyon, 2009‘da da 3.5
milyarın üstünde kiĢi kullandı (GSMA, 2009) ve bu ITU verilerine göre toplam telefon
abonelerinin yüzde 51‘inden çok. Mobil telefonlarla birlikte ortaya çıkan iletiĢim fırsatları
yeni kullanım ve geliĢmiĢ iletiĢim biçimleri üretti (Katz ve Aakhus, 2002; Brown, Green,
ve Harper, 2001; ve Plant, 2001). ÇağdaĢ sesli ortamlar, önceleri sessizliğin hâkim olduğu
kamusal alanlar. Buralar sadece yüksek sesle telefonla görüĢenleri değil, özelleĢtirilmiĢ
polifonik melodileriyle çevrelerine rahatsızlık vererek kendilerini gösterenleri de barındırır.
Mobil telefon modern görsel ve materyal kültürde bir moda unsuru ve statü sembolüdür.
Bir baĢka açıdansa Dünya Ticaret Merkezi‘nden ya da oraya çarpmak üzere olan
uçaklardan ailelerini arayanların kullandığı donanımdır (Galvin, 2003).

Burada mobil telefonların baĢka önemli bir yönünü incelemek gerek. SMS
semiyotik iĢaret ve sembol sistemlerine yeni katılmıĢ bir üye ama her gün milyonlarcası
gönderilmekte ve çok daha fazla önem kazanacak gibi görünmekte. ―Mtn msj 1 kazaydı.
Kms ummyrdu. 1993te Nokia‘da çalıĢan bir mhndslk öğrncisi olan Riku Pihkonen trfndn
ilk SMS gndrldğnde, telko Ģrktlri önm vrmdilr. SMS, GSM‘in önml 1 prçsı sylmdı. 1çok
tekno gibi, SMS‘in gücü de —aslnda, tlfnun gücü— kullnclar trfndn blndu. SMS
msjlĢmsnd, kllnclrn gnç,zngn,fkr,Dğudan/Btdn olms frktmz.‖ (Agar, 2003:105) Mobil
iletiĢim donanımlarından metin iletimi sonradan düĢünülür. Bu donanımlar radyo
dalgalarını kullanır, hücresel bir sistemde çalıĢır. Böylesi bir sistem ilk Chicago‘da Kasım
1978, Ġsveç‘te 1981‘de, Ocak 1985‘teyse Ġngiltere‘de ve 1980‘lerin ortalarında da
Avustralya‘da kullanıma girer. Bu sistemler kısıtlı spektrumun verimli paylaĢımını,
terminallerde geliĢim ve kaliteyi, bilim ve mühendislikte ilerlemeyi sağlar. Ġlk baĢta,
96
teknoloji tasarımcıları, üreticiler ve mobil telefon Ģirketleri, telefon özelliklerini ve
kültürünü mobil iletiĢim platformuna aktarır. 60‘lardan sonra gerçekleĢen veri iletiĢimi
artıĢıyla mobil iletiĢimin veri özellikleri de düĢünülür. Ancak mobil ağlardan veri
iletiĢiminde düĢük kalite ve yavaĢ hızlar özellikle ilk nesil analog ve erken ikinci nesil
sayısal mobil telefonlarda bir güçlüktür. 90‘ların ortalarına doğru internetin hızlı ve yaygın
benimsenmesi, mobil iletiĢim savunucularına internet ve çevrimiçi veri hizmetlerini bunlara
aktarma yollarını düĢündürür. Bilgisayardaki uygulamaların mobil ortama minyatür
biçimde aktarılabileceği düĢünülür ve WAP geliĢtirilir. En azından baĢlarda, Web‘i
uyarlamak ve metin kültürüne destek sağlamak mobil iletiĢimin geleceğiydi. SMS durumu
değiĢtirir. SMS, GSM‘de belirsiz ve ek bir özellikken telekomünikasyon firmaları SMS‘e o
kadar ilgisizdir ki ileti dağıtımı için gerekli sunucular bile tasarlanmaz. Karakter seti sınırlı,
klavye küçük, ekran ilkel ve mesajın alıcıya ulaĢtığına iliĢkin bilgilendirme de yoktur.
Ancak SMS ucuzdur, birebir veya bir kiĢiden çok kiĢiye metin tabanlı iletiĢim sunar ve
anında veya daha sonra okunur. SMS gençlerce beğenilir ve yeni bir kültür oluĢur. Metin
mesajı iletmek, mobil sesli görüĢmeden daha ucuzdur. BaĢlarda, SMS bir alt kültür gibi
görülür. Metin kültürü sıkıĢtırılmıĢ, neredeyse Ģifreli mesajlardan oluĢur ve kullanıcılar
kendi kısaltmalarını ve gramerlerini türetir. Gençlerin metin mesajlarını çekici bulur, çünkü
kendi paylaĢılan kültürlerini ortaya koyma ve biçimlendirme taktiğidir. Buna göre kendi
kültürlerinin karĢısında ebeveynler ve diğer yetiĢkinlerce yönetilen genel kültür yer alır.
Mobil mesajlaĢma, diğer yeni medya teknoloji, biçim ve kültür geliĢimleri ile iliĢkiye
girerek geniĢ çaplı gençlik kültürünü tekrar ortaya koyar (Butcher ve Thomas, 2003).
SMS‘in öncülerinden bir diğer alt kültür de iĢitme engellilerdir. Graham Bell, iĢitme engelli
eĢini düĢünerek telefonu geliĢtirdiyse de o zamandan beri sağırlar sistematik biçimde
iletiĢim ağının dıĢında bırakılır. ĠĢitme engelliler teleks için kullanılan Baudot standardına
dayalı bir metin iletiĢim teknolojisinde öncülük yapar. Uzyazım daktilosu (teletypewriter-
TTY) ya da ABD‘deki adıyla ―sağırlar için telekomünikasyon aracı‖ diye bilinen bu
teknoloji, iĢitme engellilerin telefon ağından bu donanımlarla iletiĢim kurmasını sağlar.
Avustralya‘da 90‘ların ortasında baĢlatılan bir naklen aktarım hizmeti ile de iĢitme
engelliler diğer insanlarla TTY olmadan haberleĢmeye baĢlar (Goggin ve Newell, 2003).
97
Uyumluluk problemleri Avustralya‘da TTY‘leri mobil telefonlara bağlamayı zorlaĢtırır. Bu
ve önceki sebeplerden, iĢitme engelliler SMS‘i çok çabuk benimser (Harper, 2003).
Özellikle Avrupa‘da, katlanabilen klavyesi yüzünden Nokia Communicator rağbet görür.
Kapalı, altkültürel bir ekonomiden genel ekonomiye doğru hareketle birlikte, günlük
hayatın göstergesel dokusu ve sıkıcı uygulamaları mobil metin mesajlaĢmasıyla içli dıĢlı
olur. Çoğu kullanıcı e-posta ile ortaya çıkan geleneklerden haberdardır. Kısa, net tanımlı
mesajlar alınıp gönderilir, konuĢmaya benzer bir iletiĢim hâkimdir. E-posta telefona
benzemez, asenkrondur. Gönderen hemen tepki verebilir, yanıt saniyeler içinde gelir.
Benzer biçimde, yetenekli kullanıcı için, SMS sesli görüĢmeden çok daha avantajlıdır.
Çünkü metne dayalı üretim mobilleĢir. Yazma ve okuma her yerde gerçekleĢir. Vücut da
farklı biçimde yazar. Kalemle yazarken baĢ ve iĢaret parmakları gerekir. Klavyede yazmak
iki ila on parmak gerektirir. Mobil mesajlarda baĢparmak kullanılır. Modern kültürü
tartıĢmak için her zaman çok erken ve çok geçtir (Morris, 1998). Yine de mobil metin
mesajlaĢmasının metinselliğini analiz etmeye değer. Medya kuramcıları, özellikle
televizyonla ilgili olanlar, farklı kültürel biçimlerin belirli metinsel modlarını anlamada
ısrar eder. Bu zorunluluğa ve metin yapılarını ortalayıp görünür kılma alanındaki diğer
yöntemlerle, onları hareketlendirip çerçevelemeye yönelik gelenekler bilinir. Ġster yazar
veya yapımcı, isterse okur veya dinleyici olsun; kültürel beklentiler türün içinde,
teknolojinin harflerinde kodlanır. Mobil metin, iki kelime arası sesin yutulması, büyük bir
sıkıĢtırma ve açık uçlulukla iliĢkili tanımlanır. ĠletiĢim kanalı uzun bir metin mesajının tek
parça olmasını fiziksel olarak kısıtlar. Bir roman veya bir günlük gazete içeriği artarda
SMS ile yollansa veya tek metin mesajında gönderilse yazmak, okumak ya da sadece içinde
dolaĢmak ne kadar sürer? Haber kavramı tüm kültürel parçalarıyla mobil metinde tekrar
biçimlenir, ancak bu biçimlenme daha çok eski telgraf teknolojisi çerçevesindedir. En
önemli Ģeyleri içeren birkaç kelime yeter. Mobil metinsellik, öyleyse, köklü bir parçalanma
ve tahmin edilemez bir seri metin okumayla iliĢkilidir (Barthes, 1974). Bazen bir mobil
metin tekil görünür: evet ya da hayır demek, sınav sonucu için isim ve okul numarasını
iletmek gibi. Ancak tıpkı telefon görüĢmesi ya da herhangi bir metin gibi, yapısı her zaman
karĢı tarafa dayalıdır. Okurun her zaman mobil iletiĢim donanımı olduğu düĢünülür. Çoğu
98
zaman sabit değildir, baz istasyonundan sinyal gelince durum değiĢir ve bir parmak her an
yanıtlamaya hazırdır. Mobil metnin yapısı ve kanalları vardır. Aynı zamanda, diğer tüm
metinler gibi, onu okumak ve yazmakla bu sabiteler tekrar iĢlenir. Açık ve net iletiĢimin
dengesi bunlara bağlıdır. Her Ģeyden öte, mobil metinselliğin bir dizi yeni ön koĢulları ve
duyarlılıkları vardır. Yeni iletiĢim gürültüleri, Shannon ve Weaver‘in lineer iletiĢim
modeliyle ilgili kuramcıları rahatsız edecek biçimde sinyal problemleri çıkarır; sinyaller sık
kesilir; ağda olunduğuna iliĢkin bir doğrulama ve SMS iletimine iliĢkin baĢka bir
doğrulama mesajı gösterilir. Ġnsanlar artık SMS mesajları ile yakınlarına eve ulaĢtıklarını
bildirmeye, iyi haberleri kutlamaya, flört etmeye ve sevgililerini terk etmeye, tehdit etmeye,
çalıĢanları kovmaya alıĢtı. Mobil metin kültürü kullanıcılarca bulundu, artık çok
arzulanmakta, ancak ilk ortaya çıkıĢını fark edemeyen Ģirketlerce ticarileĢtirildi. TuĢ
takımında yazarken çevik, ifade etmede ve kültürel keĢifte zengin, ama göreli olarak teknik
özellikleri açısından geliĢiminin ilk aĢamalarında. Mobil metin kültürü en sonunda iletiĢim
Ģirketlerinin yönetim kurullarında konuĢulmakta. SMS üstü kapalı biçimde kendini önceden
ayrı iletiĢim endüstrilerinin yer aldığı ortamlarda da kabul ettirir. 2002-2003 arası SMS
televizyon yayıncılığında sağlam bir yer edinir. Sonunda, etkileĢimli televizyon yıllardır
süren duyuru ve prototipler sonrası ortaya çıkar. Televizyonun merakla beklenen ek iletiĢim
kanalı kablo, uydu ya da sabit telefonla değil, mobil telefonla gelir. Big Brother-Biri Bizi
Gözetliyor programı sadece realite Ģovlarının yayınlandığı kanallarda değil, aynı zamanda
yakınsayan medya açısından da bir dönüm noktasıdır. Ek programlardan, biyografi
bölümlerinden ya da hemen tüm Big Brother sitelerindeki sohbetlerden daha az dikkat
çeken SMS‘in seçim için kullanımıdır. SMS artık televizyon kanallarınca izleyici geri
bildirimi, yarıĢma katılımı ve program bilgileri için rutin biçimde kullanılmakta. TV
yayıncılığındaki yaygın kullanımı yanında, mobil metin kültürü günlük sıradan iĢlemlerin
dilidir. Sydney Bronte Beach‘te parkmetreler SMS ile ödeme kabul eder. Süresi dolan
araba sahiplerine uyarı SMS‘i iletilir. Mobil iletiĢim donanımı SMS ile elektronik cüzdana
dönüĢür. Mobil ileti ekonomisinden hoĢnut üretken zihinler, onu bir adım öteye taĢımada
teknolojinin sunduklarını kullanır. MMS özellikli donanım ve altyapılar artık yaygındır.
Böylece resim, video ve ses aktarılır. Bu özellikler kullanıcının ürettiği içeriklere destek
99
verir. Televizyon yayıncıları da favori programların kliplerini kullanıcılara iletmekte bu
teknolojiden yararlanır. Değer zincirindeki Ģirketler, bir sonraki adımda özel fiyatlı SMS ve
MMS kullanır. Ġstenen içerik SMS ya da MMS ile iletilip daha yüksek bir ücret alınır. Ürün
ve hizmetler: Birebir anında mesajlaĢma, üyelikli hizmetler, çoklu anında mesajlaĢma,
yetiĢkinlere yönelik eğlence hizmetleri, dosya indirme, yükleme ve ekli e-posta alım ve
iletimi; video ya da melodi indirmedir. Özel fiyatlı SMS ve MMS hizmetlerinin kurallara
ve ekonomi politiğe iliĢkin açık ve ciddi sorunları var. Kültürel sorunlar da var. Mobil
metinselliğin etkileri nasıl anlaĢılacak? (Ronell, 1989). Ortaya çıkan yeni edebi türler neler?
Kültür pratikleri ve kuralları açısından bunların sonuçları neler? Kullanıcıların ağdan
bağımsız içerik iletememesi neyi değiĢtirir? Kullanıcıların keĢif güçlerini tahmin etmek zor,
bu yüzden de yeni mobil metin türleri içerik ve iletiĢimle farklı iliĢkilere sahip. Ancak, bu
geliĢen mobil devreler, açık kaynaklı, açık mimariye dayalı, kamusal kullanıma yönelik
değil, kültürel ürünlerin perakende satıĢının dar kanalları için programlanmakta. Yine de
kullanıcılar kapalı içerik sistemlerindense açık olanlarını tercih etmekte (Emarketer.com,
2008). Güvenlik yazılımları üreticisi Kaspersky‘nin verilerine göre kurumsal mobil
kullanıcıların yüzde 73‘ü donanımlarında taĢıdığı bilgilerin değerinden habersiz, her yıl 250
bin akıllı telefon ABD'de havalimanlarında unutulmakta, 100 bin akıllı telefon Londra
metrolarında bulunmakta, bir kurumdaki akıllı telefonların en az yüzde 25‘i kritik Ģirket
bilgileri içermekte, mobil donanımların yüzde 30‘u her yıl kaybolmakta, kaybolan her akıllı
telefonun bir kuruma olan bedeli bilgiler de dâhil 2 bin 500 USD, 5 bin kullanıcıdan büyük
kurumların akıllı telefonları koruma altına alması ile yaptığı kazanç yıllık 500 bin USD, her
10 mobil kullanıcıdan 8‘i istenmeyen SMS mesajı (spam SMS) almakta, 2007'de ABD‘de
alınan spam SMS sayısı 1.1 milyon, bu rakam 2006'dan yüzde 38 daha fazla, 2008‘de aynı
rakam 5 milyon, Çin‘de aboneler hergün ortalama 6-10 spam SMS almakta, Hindistan‘da
toplam SMS trafiğinin yüzde 30‘u spam, 2004'te mobil iletiĢim donanımları için yazılan
virüs sadece bir taneyken, 2007‘de 170, 2009'da ise 1000 adet. Mobil virüslerin
yapabilecekleri ve bunları yapan bazı virüsler ise Ģöyle: Ġnternete uzaktan eriĢimi açar
(Backdoor.WinCE.Brador), gizli, ücretli SMS yollar (Trojan-SMS.J2ME.RedBrowser),
telefon iĢlevlerini kilitler (Trojan.SymbOS.Skuller, Rommwar), diğer virüsleri donanıma
100
taĢır (Trojan.SymbOS.Doombot ve ComWar), donanımdaki bilgileri siler
(Trojan.SymbOS.Cardblock, Worm.MSIL.Cxover), donanımdaki bilgileri çalar
(Worm.SymbOS.StealWar, Trojan-spy.SymbOS.Flexispy), bilgisayara bulaĢıp çoğalır
(Worm.MSIL.Cxover) (Uysaler, 2009).

OECD GeniĢbant GeliĢimi Üstüne Konsey Tavsiyeleri‘nde üyelere Ģunlar tavsiye


edilir: ―Fikri mülkiyet haklarının korunması ve sayısal haklar yönetimi gibi alanlarda,
tedarikçi ve kullanıcıların çıkarlarını dengeleyici düzenleyici çerçeveler, inovasyon getiren
e-iĢ modellerine dezavantaj vermeyecek biçimde uygulanmalıdır.‖ (OECD, 2004) Sayısal
içerikle ilgili konulardan biri korsanlık ve izinsiz kullanımdan koruma ile fikrî mülkiyet
haklarının korunması ve sayısal içeriğin kullanımının yeni yollarını özendirme arasındaki
dengedir. Mobil ortamdaki durum da aynıdır. Örneğin kullanıcılar daha önce varolmayan
içerik kullanım kısıtlamalarını kabul etmeye isteksiz olabilir. Haklar sınırlanınca kullanıcı
fiyatlandırmanın da buna göre olmasını bekler. Mobil içerikte konular çevrimiçi içerikten
bazı noktalarda birkaç sebepten farklılaĢır. Kullanıcı mobil içeriğe para vermeye alıĢkındır.
Internet için geliĢtirilen içeriğin ücretsiz olması düĢüncesi mobil içerik için geçerli değil.
Ġkincisi yakın zamana kadar mobil içeriklerin çoğu basit, aynı zamanda ucuz ekran
koruyucu ve melodi benzeri içeriklerdi. Böylesi içeriklerde kullanıcılar korsanlığa
baĢvurmadan ödeme yapar. Mobil TV ve video gibi daha geliĢmiĢ ve pahalı içerikler
sıradanlaĢtıkça, maliyetlerin artması mülkiyet ve telif haklarının önemini artırdı. WAP veya
3G ortamında operatörler içeriğin nereden ve nasıl akacağını kontrol eder ama mobil IP
eriĢimi sağlanan ağlarda çok daha tekil sorunlar yaĢanır. Online müzik korsanlığı markalar
için önemli bir sorundur (OECD, 2004b). Mobil ortamda, online ortamdaki müziğe iliĢkin
sorunlar kadar sorun yaĢanmamasının ardında yüksek kaliteli içeriklerin bu ortamda fazla
tüketilmemesi olabilir. Güncel ağ ve mobil iletiĢim donanımları artık bu içerikleri
kullandırmakta. Veri tarifeleri mobil ortamda halen yüksek ve kullanıcılar indirecekleri
veriyi sınırlamakta (Budden, 2003). Yine de melodiler için korsanlık endiĢesi ve örnekleri
var. Çünkü birçok web sitesi gerekli lisanslara sahip olmadan melodi satmakta. Yasal telif
altyapısı çoğu ülkede yok (BBC News, 2004). Müzik korsanlığını engellemek için

101
kanundıĢı müzik indirenlere davalar açılır, korsan CD üreten fabrikalar kapatılır, çevrimiçi
kanuni alternatifler sunulur (Burt, 2004). Ancak bu tür yatırımlar maliyetli ve risklidir.
Spam ve virüsler gibi değiĢkenler de içeriğin ve eriĢimin yavaĢ geliĢimine neden olur.
Güvenli ve güvenilir bir mobil içerik ortamı için sınırları aĢan bir eĢgüdümle fikrî mülkiyet
ve telif haklarının korunması için çalıĢılmalıdır. Sayısal hakların yönetimi (Digital Rights
Management-DRM) teknolojileri değerli sayısal içerikler için içerik koruma ve kullanma
yönetiminin ısrarlı biçimde takip edilmesi için tasarlanır. Mobil platformlar DRM‘de tekil
sorunlar ortaya çıkarır. Çünkü mobil iletiĢim donanımlarının ölçü ve hafızaları
bilgisayarlardan kısıtlıdır. Mobil içerik DRM teknolojileri geliĢtirilmekte. Etkili çözümlerin
kullanımı mobil içeriğe yatırımı kolaylaĢtırır. Çoğu müzik yayıncısı içeriklerini sunmadan
bu teknolojileri bekler. Ancak çok beklemek de kullanıcıların mobil içeriği kullanmak için
baĢka yöntemler bulmasına yol açar. Mobil donanımlar için tam uyumlu ve kolay eriĢilir
mobil içerikler hazır olana kadar kullanıcı ticari olmayan dosya paylaĢım yöntemlerini
kullanabilir. Internet‘teki P2P paylaĢım ağları benzeri bir durum ortaya çıkarsa ve kullanıcı
sayısı kritik değeri aĢarsa, sorunun düzeltilmesi zorlaĢır (Butcher, 2004). Mobil içeriğin
ticarileĢmesini yaygınlaĢtırmak için kullanıcıların uygun DRM teknolojisini destekleyen
sistemler kullanması gerek. Mobil içeriğin kanuni biçimde indirilmesini teĢvik ve
yaygınlaĢtırma mekanizmaları geliĢtirmek için önemli çalıĢmalar arasında Open Mobile
Alliance-OMA standartları da var. OMA mobil iletiĢim donanımı üreticileri, yazılım ve
altyapı Ģirketleri ile operatör ve biliĢim Ģirketlerinin üyesi oldukları bir birlik. OMA DRM
spesifikasyonları kullanıma açık biçimde OMA web sitesinde yer alır (OMA, 2008). OMA
DRM 1.0‘ı Turkcell ve Vodafone da kullanır ve melodiler, ekran koruyucular ve logolar
için yeterli bir mobil içerik koruma sistemidir. Ġçeriklerin kullanıcılar arasında iletilmesini
engeller ve sadece HTTP ve MMS‘ten iletime izin verir. Ġçerikleri ve hakları birbirinden
ayırır. Ġçeriklere zaman ve kullanım sayısı sınırı getirilebilir. Daha değerli içerikler için
süperdağıtım denilen bir özellik sağlar. Böylece içerik baĢkalarınca satın alınmadan ön
izleme için kullanıcılar arasında iletilir. OMA DRM 2.0 ve 2.1 ise daha geliĢmiĢ içerikleri
destekler. Online bir kara listeye sahip olan sistem, sistemleriyle oynanan ve hacklenen
donanımların baĢka içeriklere eriĢmesini de engelleyebilir. Belli bir sistemdeki tüm
102
donanımlarda aynı içeriğin kullanımını olası kılar. Süperdağıtım özelliği kullanıcıların
pazarlamacı gibi davranmasını sağlayabildiği için içerik sağlayıcılar açısından çekicidir.
Telifli bir içeriğin kanuni dağıtımını ve paylaĢımını sağlayan bir sistemdir. Ancak müzik
Ģirketleri DRM uygulamanın maliyetinin hedeflenen sonuçlarla örtüĢmediğini söyleyerek
müziklerdeki DRM‘i kaldırmıĢtır (Holahan, 04.01.08). Süperdağıtım aynı zamanda
kullanıcıya ödemenin belli bir yüzdesini vermek için de ayarlanabilir. OMA dıĢında bazı
Ģirketler de mobil içeriğe DRM uygulamak ister. Microsoft medya dağıtımında öncü olma
isteğini Janus DRM sistemiyle açıklar. Sistemle abonelikli içeriklere mobil donanımlarda
eriĢilir (Butcher, 2004). Bazı mobil operatörler ve donanım üreticileri de kendi DRM‘lerini
kullanır. Apple Fairplay DRM sistemini iTunes‘da ve Motorola‘da kullanır. Universal de
müzik parçalarını Orange‘ın DRM‘e önem vermesi ile bu operatörden eriĢilir kılar (Orange,
2004). Mobil ortamda DRM teknolojileri geliĢtikçe farklı kullanım kuralları da getirir. Bir
kaynaktan gelen içerik, diğer bir donanıma aktarılamayabilir. Bu da kullanıcıların kafalarını
karıĢtırır. Rakip teknolojiler çıktıkça kurallar yenilikçiliğe engel olmayacak biçimde
uygulanmalıdır. Sektörün DRM çabaları yanında, uygulanabilir kanuni bir rejim de telif ve
fikir haklarının korunmasında önemli rol oynar. Gerçek gereksinimler ve kanunların
uygulanması bölgeler ve ülkeler arasında farklılaĢır. Bu durum da mobil içeriklerle ilgili
tarafları, en baĢta mobil operatörleri farklı lisanslar ve kanuni iĢlemlerle karĢı karĢıya
bırakır. Bu sayılanlar dıĢında DRM, telif hakları ve içerik sektörünü doğru anlamak ve
kullanıcıların tarafından da bakmak için Lawrence Lessig‘in Free Culture kitabı dikkate
değer görüĢler sunmaktadır.

103
3.2. MOBĠL YAYINCILIKTA TARAFLAR

Bu bölümde üreticiler, hizmet sağlayıcılar ve kullanıcılar ekonomik anlamdaki


değer aktarımı kavramı çerçevesinde incelenecektir. Değer aktarımındaki taraflar ve süreç
tanımlanırken ―değer zinciri‖ kavramı kullanılır. Değer zinciri, bir ürünü ya da hizmeti
biçimlendiren ya da değer katan faaliyetler zinciridir (Devine ve Holmqvist, 2001:12). Bir
açıdan değer zinciri bir Ģirketin iç iĢleyiĢini anlatır (Porter, 1998). Değer zinciri, bir ürün
veya hizmetin, fikirden son kullanıcıya kadarki aĢamalarını da betimler. Mobil yayıncılık
değer zincirini analiz için tarafları anlamak gerekir. Farklı açılardan değiĢik gruplamalar
yapılır. Temelde Ģu taraflar vardır: Abone hizmetin kullanıcısı, ondan yararlanan kiĢidir.
Operatör/mobil operatör faturalama ve abonelerle güven bağından sorumludur. Mobil
sanal operatörler dıĢında, uygulama, hizmet ya da içerik aktarım katmanını sağlar. Hizmet
sağlayıcı uygun pazarlamayla eğlence hizmetlerini sunan organizasyondur. Hizmet
sağlayıcının rolünü mobil operatör, kablosuz uygulama hizmet sağlayıcı (Wireless
Application Service Provider-WASP) ya da bir mobil portal üstlenir. Yayıncı, geliĢtirilecek
uygulama ve kullanılacak içeriği seçer, uygulama geliştiricilere kaynaklık eder. Uygulama
tamamlandığında, yayıncı onu dağıtır ve hizmet sağlayıcılara pazarlar. İçerik sağlayıcı ve
içerik sahibi rolü büyük markalar ve/veya sıradan kullanıcılarca üstlenilir. Uygulama
geliştirici ve tasarımcı sistem akıĢı, yazılım ve grafik gibi uygulamaları geliĢtirir. Mobil
içerik ve yayıncılık alanında, sıklıkla içerik sahibi ve/veya uygulama hizmet sağlayıcıları
aynı zamanda uygulama geliĢtirir ve tasarlar. Teknoloji çözüm satıcıları mobil içeriğe has
teknoloji, yani yazılım platformu ve üretim araçları sunar. Platformlar hizmet sağlayıcıların
omurgasıdır ve oyunlar, akan video ile melodi indirme gibi farklı içerik hizmetleri yönetilir.
Üretim araçları uygulama geliĢtirmede gerekir. KiĢi ve kurumlar sıkça birden çok rol
üstlenir. Mobil operatörler hizmet sağlayıcı, hizmet sağlayıcılar aynı zamanda uygulama
yayıncı, geliĢtiriciler aynı zamanda yayıncı ve/veya teknoloji satıcısı olur. Taraflar birden
fazla rol almayı ister ya da mecbur kalır.

104
Şekil 11 - Mobil içerik değer aktarımının temel bölümleri
(Wang 2006)

Kablosuz iletiĢim firmaları baĢlıca dörde ayrılır: Donanım üreticisi, bilgi işlem ve
yazılım teknolojisi üreticisi, iletişim altyapısı sunan ağ operatörü ve içerik ile hizmet
sağlayıcı. 3G ağlarının hayata geçirilmesiyle birlikte ortaya çıkan firmalar ise ağ sunucu,
hizmet sunucu ve gölge işletmeci ya da sanal ağ operatör (MVNO)dür (Köroğlu, 2002:47).
Ağ sunucular, mobil ağın her tür altyapı yatırımını yapar, radyo baz istasyonları, santralleri,
kontrol ve yönlendirme merkezlerini kurar, iletiĢim hatları ve linklerini kendisi kurar ya da
baĢka iletiĢim kuruluĢlarından kiralar, alt yapının bakım onarım ve iĢletimini sağlar. Hizmet
sunucular, pazarlama ve satıĢ yapar, müĢteriye çeĢitli içerikli uygulamaları ve hizmetleri
sunar, çağrı ve ücretlendirme merkezleri kurar, müĢterinin kullanım bedellerini tahakkuk
ettirerek toplar. Gölge iĢletmeciler bazı hizmetleri veya bir bölgenin iĢletmesini hizmet
sunucular adına üstlenir. Ağ sunucuları, sağladıkları alt yapı üzerinde bu hizmetlerin
tamamını ya da bir kısmını kendileri sağlayabilecekleri gibi hizmetlerin iĢletimini, niteliği
ve kapsamına göre gölge iĢletmecilere (MVNO), hizmet sağlayıcı kuruluĢlara, uygulama
sunucularına (ASP), içerik sunucularına ve içerik dönüĢtürücülere verir ve onlara kendi
ağları üzerinde iĢ yapma olanağı sağlar. Ġçerik sunucuları ise tüketicinin isteklerine uygun
genel ve yerel içeriği barındıran ve sunan merkezlerdir.

Mobil yayıncılık üç biçimde gerçekleĢir: Yayıncıdan kullanıcıya, kullanıcıdan


yayıncıya (user generated content-UGC), kullanıcıdan baĢka bir kullanıcıya (UGC). Her üç

105
durumda da gönderiyi yapan yayıncı konumundadır. Ancak yayıncı ve kullanıcılar dıĢında
bu alanda çalıĢan baĢka firma ve kiĢiler de vardır.

Şekil 12 - Mobil içerik değer aktarımı detaylı işlevler


(Booz/Allen/Hamilton, 2004)

Mobil içeriği tanımlayan değer zinciri ve iĢ modelleri birçok faktöre bağlıdır. Ama
bazı temel yönlendirici etkenler vardır. Mobil içerik değer zinciri geliĢmektedir. Değer
zinciri uzun ve karmaĢıktır, farklı içerik tipleri için çeĢitlenir, bireylerden yıllanmıĢ
kurumlara kadar herkesi içerir. Mobil ortamda hizmet sunumu çok önemlidir. Çünkü uygun
olan içeriğin belirlenmesini sağlar ve kullanıcıların hizmetler için nasıl ödeme yapacağını
ve onlara nasıl eriĢeceğini belirler. Örneğin mobil operatör portalından, bağımsız bir mobil
portaldan ya da web tarayıcıdan. Hizmet sunumu çoğunlukla operatör portalından
gerçekleĢir. Ama pazar, teknoloji ve kullanıcı talepleri bu modele baskı uygular (Zeman,
2008). Üçüncüsü, mobil iletiĢim donanımı kullanıcının mobil içeriğe eriĢimini belirler.
Zengin içerikten yararlanmak için gereken donanım özellikleri, ses ve mesajlaĢma için
gerekenin ötesinde. Donanımlar geliĢtikçe, biliĢim sektörü mobil pazarı daha fazla
hedeflemekte ve bu da iletiĢim ve bilgi iĢlem arası çizgileri daha da bulanıklaĢtırmakta
(Köroğlu, 2006). Mobil içerik değer zincirindeki birçokları, kablosuz telekomünikasyon,
medya, eğlence ve donanım üretim sektörü gibi olgunlaĢmıĢ alanlardan gelir. Bu yüzden
mobil içerik sektörü, bu farklı sektörlerdeki farklı değer zincirlerini bir araya getirir. Her
sektör farklı güçlere sahiptir. Örneğin mobil operatör ve donanım üreticisi teknik
özelliklere odaklanır. Mobil faturalama ve mobil kullanıcılarla kurulmuĢ yerleĢik iliĢkileri
vardır. Ġçerik açısından, mobil operatörlerin teknoloji odağı, tüketicilerin eğlence

106
hizmetlerine yanıt vermekte onları zorlar. Donanım üreticilerinin odakları da aynı biçimde
pazara teknik yaklaĢmalarına neden olur. Medya ve eğlence Ģirketleri, pazarın
duyarlılıklarını anlamada yetkindir. Bu Ģirketler kısa bir süredir mobil içerik alanında. Bu
gecikme, mobil pazarın istikrar ve büyüklüğü ile ilgili Ģüphelerden, aynı zamanda da bu
Ģirketlerin değer zincirinde merkezi bir pozisyonda yer almamalarından kaynaklanmakta.
Medya endüstrisinin katılımı önemlidir. Çünkü eğlence alanındaki finansal bilgi birikimleri
ve ortamlar arasında pazarlama yapabilmeleri onları öne geçirir. Mobil içerik endüstrisi
dikey ve yatay bütünleĢmenin ortasındadır. Bunların birleĢmesi sektörü geliĢtirir. Mobil
içerik değer zincirinde büyük ve küçük kurumlar var. YerleĢmiĢ olanlar mobil operatör,
donanım üreticisi, film Ģirketi, oyun Ģirketi ve yayıncılardır. Bunların varolan pazarları
oldukça olgun ve her biri kendi alanında mobil içerik değer zincirini kontrol etmeye
alıĢkındır. Her biri belli bir baĢarıya odaklanır ve merkezi konumlarını korumayı ister.
Sıklıkla çıkarları birbirleriyle çatıĢır, bütünleĢme sürecindeki iliĢkiler karmaĢık ve yavaĢ
ilerler. Bunun bir nedeni eski iĢ modellerinde de mobil içerik değer zincirinin yer
bulabilmesidir. Ġçeriğe her yerde, her zaman ve her donanımdan eriĢim olası. ĠĢ
modellerinin de buna uyum sağlaması gerek. Kullanıcılar programlanmıĢ içeriği
almaktansa, istedikleri içeriği ararlarsa, teknolojiden bağımsız, paket programlar ve
konumsal içeriklerle çalıĢılmaz. Bir zamanlar Avrupa futbol ligi karĢılaĢmaları sadece ilgili
ülkelerin kullanıcılarına hitap eden içeriklerdi. Ancak artık Ġngiltere‘deki bir karĢılaĢmayı
baĢka bir ülkedeki bir kullanıcı kesimi mobil donanımlarından takip etmeyi istemekte ve
bunu sağlayabilecek altyapı da var. Örneğin Almanya 2006 Dünya Kupası sırasında mobil
operatör ve donanım üreticileri bundan yararlanıp gelirlerini artırmayı baĢardı. Her sezon
ve kupa döneminde mobil içerik tüketiminde artıĢ yaĢanmakta (Marketwire.com, 2007).
Mobil içerik değer zincirinde büyük Ģirketler dıĢında, farklı kaynaklardan içerikleri
birleĢtirip sunan agregatörler, bağımsız portal sahipleri, oyun üreticileri, sanatçılar, bazı
durumlarda sıradan kullanıcılar, faturalama ve sayısal telif hakları ile ilgili kurum ve
kuruluĢlar da var. Bunların çoğunun değer zincirindeki payı küçüktür. Çünkü büyük
Ģirketlerle farklı alanları içeren rekabete giremezler. Hatta içerik sağlayıcı ve operatörler
birleĢirse agregatörler marjinalleĢir.
107
Şekil 13 - Mobil içerik değer aktarımı
(Polat, 2007)

Değer zincirinde önemli bir konuma geçmek isteyenler iĢ modellerini geliĢtirir.


Bazıları ürettikleri teknolojileri standartlaĢtırır ve ağ standartlarında çeĢitlilik ortaya çıkar.
YerleĢik firmalar iĢ modellerini daha çabuk değiĢtirir. Mobil video telif hakkı
düzenlemelerinin yetersizliği bir sorundur. Mobil içerik değer zincirindeki taraflar stratejik
anlaĢmalarla bir araya gelebilir. Mayıs 2004‘te Verisign Alman mobil portal firması
Jamba!‘yı, oyun Ģirketi MFORMA Kore Ģirketi MobileGame‘i, oyun yayıncısı THQ
Wireless Ġsveç‘li Minick‘in hisselerinin çoğunu ve American Greetings Interactive
Midiringtones‘u aldı (OECD.org, 2004c). Değer zinciri, içeriğe göre değiĢir. Ancak bazı
temeller değiĢmeden kalır. Ġçeriği en baĢta bir kullanıcı, sanatçı ya da geliĢtirici oluĢturur.
Genelde bir yayıncı, stüdyo ya da benzeri bir oluĢum bu kiĢilerle çalıĢarak içeriğin
pazarlanması ve yayınını sağlar. Bu noktada mobil içerik tedarikçisi ya da agregatör firma
devreye girer ya da bir mobil operatör ile doğrudan iliĢkiye geçilir. GeliĢtiriciler, donanım
üreticileri ve mobil operatör arasında dikkatli bir koordinasyon gerekir. Mobil içeriğin
kullanıcıya ulaĢtırılması, kullanıcının operatöründen, ağ ve içerikle uyumlu donanıma
içeriğin taĢınmasıyla gerçekleĢir. Mobil operatör içeriğin kullanıcıya ulaĢtırılmasında
merkezdir. Ancak yine de Bluetooth ve donanım esaslı gömülü sistemler gibi alternatif
içerik kanalları var ve yenileri de ortaya çıkmakta. Zincirdekilerin belli baĢlı etkinlikleri:
telif ve satın alma yönetimi, içerik koruma ve üretme, reklam satıĢı, içerik paketleme ve

108
dağıtım, pazarlama, yeni geliĢen yayıncılık hizmetlerinin yönetimi, kullanıcı profilinin
çıkarılması, fatura, ödeme ve müĢteri iliĢkileri yönetimi, güvenlik, denetleme ve eriĢim
yönetimidir.

Mobil içerik eriĢiminde yüksek değerli içeriklerde belli bant geniĢliği gerekir. Ses
taĢınan altyapılar, 3G altyapılara dönüĢmekte. Çevrimiçi içerik çeĢitliliği mobil ortama
taĢınmakta. EriĢim ve faturalama kolaylığı kullanıcıları Vodafone live! ve NTT DoCoMo
iMode gibi mobil operatör içerik portallarına çekmekte. Değer zincirinde içeriğe her
adımda katkı, ekleme, biçimlendirme, geliĢtirme ve dönüĢtürme yapılır. Mobil yayıncılık
değer zincirindekiler üç temel gruptadır: Üreticiler, hizmet sağlayanlar ve kullanıcılar.
Bunlar da Ģu alt bölümlere ayrılır: Ġçerik ve yayın sahibi, geliĢtirici ve dönüĢtürücüler,
mobil bilgi ve iletiĢim donanımı üreticileri, mobil hizmet ve uygulama geliĢtirme Ģirketleri,
mobil altyapı iĢletmecileri, mobil reklâm ve pazarlama Ģirketleri. Kullanıcılar bireysel ve
kurumsaldır. Bunlar sırayla ilerleyen bölümlerde incelenecektir.

3.2.1. Üreticiler

Bu baĢlıkta yayıncılık için gerekli olan içerik, yazılım, donanım ve altyapıları


üreten kurum ve kiĢilerle kullanıcılar incelenecektir. Kullanıcılar bireysel veya
kurumsaldır, son kullanıcı profilleri dünyada ve Türkiye‘de benzeĢir.

3.2.1.1. İçerik ve Yayın Sahipleri, Geliştiren ve Dönüştürenler

Bu baĢlıktaki iki grup kurumsal ve bireysel içerik sahipleridir. Bunlar içeriğin


orijinal üretici ve sahipleri veya içerik bir baĢka medyada yayınlanmıĢsa, onu mobil ortama
uyarlayanlar da olur. Böylece değer zincirinde içeriği farklı aĢamalarda geliĢtiren,
biçimlendiren ve dönüĢtürenler de bu baĢlıkta sıralanırlar. Ġçerik sahipleri ya da geliĢtirenler
genellikle içeriklerini operatörler ya da içerik agregatörleri ile birlikte çalıĢarak yayınlar.
Bunun ardında pazarlama ve kanalda kabul görme gibi sebepler yer alır. Tipik bir içerik
sahibi kullanıcılara içeriğini açmak için genellikle operatörle anlaĢır ve bunun için de belli
aĢamalardan geçerek kendini ispatlar. Sadece iĢ ya da içerik fikri ile baĢarılı olmak zordur.

109
Kabul görmek için öncelikle fikir ya da içerikle ilgili rakamsal ispat, uygulama/içerik
prototipi veya örneğiyle bu uygulamanın denenmesi gerekir. Bu aĢamada bile kabul
göremeyen uygulama ya da içerik projeleri olur. Pazarlama çalıĢmalarının ardından gelir
modelini yerleĢtiren içerik sahibi ya da geliĢtiriciler baĢarılı olur. Ancak son adıma gelene
kadar benzer projelerle rakipler karĢılarına çıkar ve maddi desteği ilk elde eden baĢarılı olur
(Jaokar, A. ve Fish, T., 2006:175,176,177).

3.2.1.1.1. Kurumsal İçerik ve Yayın Sahipleri


Geleneksel ve yeni medya Ģirketleri ile elinde içerik bulunduran ve bunu mobil
ortamda yayınlamayı düĢünen veya yayınlayan tüzel kiĢilikler bu baĢlıkta değerlendirilir.
Geleneksel ve yeni medya Ģirketleri basılı, görsel ve iĢitsel alanda yayıncılık yapar. Asıl iĢi
yayın olmayanlar da reklam ve halkla iliĢkiler için mobil içerik yayınlatır. Buna BMW‘nin
arabalarının özelliklerini içeren ve sürekli güncellenen bir ODP (on device portal) broĢür-
dergisi sunması örnektir (MMA, 2009b). Kurumsal içerik sahipleri doğrudan ya da dolaylı
kâr hedefler. Sonraki maddede incelenecek bireysel içerik sahipleri, geliĢtiren ve
dönüĢtürenlerle aralarındaki en temel fark budur.

3.2.1.1.2. Bireysel İçerik ve Yayın Sahipleri


Bireysel içerik sahipleri, geliĢtiren ve dönüĢtürenler kâr dıĢında kiĢisel baĢarı,
tanınma ve tatmin gibi beklentiler de taĢır. Kullanıcının ürettiği içerik baĢlığında
incelenenler bu bağlamdadır. KiĢi doğrudan mobil ortamı hedeflemese de, ürettiği içerik bir
biçimde aracı kurumlar ve/veya kiĢilerden mobil ortama taĢınır. Bu durumda telif hakkı
korunur veya üreticinin isteğiyle açık kaynak telif modellerine göre özgürce kullanılır. Bu
baĢlıkta aĢağıdaki ġekil 14‘te ele alınabilecek unsurlar içerik hakları, içerik ve uygulama
üretimi, uygulama ve içerik toplama (agregasyon) ve portaldır. Kullanıcının ürettiği
içerikte, mobil iletiĢim donanımından içerik platformuna eriĢerek içerik yüklenir ya da
üretilir. Kullanıcılar doğrudan ilgili platforma eriĢir ya da RSS abonelikleri veya
donanımlardaki yazılımlarla içerikleri indirip kullanır.

110
Şekil 14 - Geleneksel ve kullanıcı mobil içerik iş ağları
(Intercastingcorp, 2006)

3.2.1.2. Mobil Bilgi ve İletişim Donanımı Üreticileri

Kullanıcılara mobil içeriklerden tam yararlanabilecek donanım sunulması, içerik


kullanımını artırır. Kullanıcılar donanım sorunları yüzünden varolan mobil içerikleri de
tüketemez. NTT DoCoMo donanımların seçiminde titiz bir yaklaĢım uygular. iMode
kaliteli ve çeĢitli içerik yanında donanım özellikleriyle de baĢarılıdır (OECD, 2005:10).
Renkli, polifonik sesli ve geliĢmiĢ iĢlemcili donanımlar mobil içerik tüketimini kolaylaĢtırır
(Deloitte&Touche, 2004). Donanımlar çokluortam uyumlu üretilmekte. Sadece fotoğraf ve
video değil, GPS ve geniĢ hafızaları, sadece müzik ve ses değil, geniĢ ekranlarıyla da görsel
çekiciliği olan bu donanımlar operatörlerce çeĢitli eriĢim seçenekleriyle kullanıcılara daha
ucuza sunulmakta (Van Veen ve De Lussanet, 2004). Akıllı telefonlar, iĢletim sistemleriyle
kullanıcılara donanımı kontrol etme fırsatı sunar. 2004‘te akıllı telefonların, 1993‘teki
PC‘ler kadar iĢlemci gücü ve RAM‘i vardır (Costikyan, 2004). Mobil donanımlar, PC ve
dizüstüler kadar geliĢene kadar, içerikler onlara göre hazırlanmalıdır. Ürün ve teknoloji
standartları önemlidir. Mobil içerikte farklı iĢletim sistemi ve donanımlara ürün ve hizmet
özelleĢtirilmesi gerekir. Donanımların ekran boyutu, kullanıcı arayüzü ve menüleri
farklıdır, içerikler de bunlara uymalıdır (Ollila ve diğerleri, 2003:41). ĠĢletim sistemleri
mobil içeriği etkiler. Sun Java 2 Micro Edition (J2ME) ve Qualcomm BREW yürütme

111
ortamları ile Palm OS, Symbian OS, Microsoft Smartphone ve PocketPC iĢletim sistemleri
sık kullanılır. Mobil oyun motorlarından da Synergenix Mophun ve In-Fusio ExEn vardır
(Ollila ve diğerleri, 2003:41). Internet tarayıcılarında da farklı seçenekler var. Örneğin
Opera‘yı Nokia ve Sony Ericsson desteklerken, Microsoft Mobile Internet Explorer,
operatör Orange‘ın ürettirdiği akıllı telefonlara yüklü gelir (Pelkonen, 2004).

3.2.2. Hizmet Sağlayıcılar

Bu baĢlıkta değer aktarımında hizmet sağlayan kurumlar açıklanacaktır. Mobil


hizmet ve uygulama geliĢtirme Ģirketleri, mobil altyapı iĢletmecileri ve mobil reklam ve
pazarlama iĢletmeleri bunlar arasındadır.

3.2.2.1. Mobil Hizmet ve Uygulama Geliştiriciler

Bu baĢlıktaki iĢletmeler, donanımlara uygun içerik taĢıyıcı, iletici ve gösterici mobil


iletiĢim yazılımlarının geliĢtirilmesiyle, farklı operatör ve ağ altyapılarında içerik sunum ve
aktarımına kadar birçok adımda görev alır. GeliĢtirilen uygulama, ürün ve sunulan
hizmetler her zaman doğrudan ve sadece içerik ve yayıncılık odaklı olmaz; ancak dolaylı da
olsa mobil içerik ve yayıncılık için yarar sağlar. Mobil uygulama geliĢtirme iĢletmeleri,
genellikle mobil içerik değer zincirinde içerik sahipleri ile yayıncılar arasındadır. Üretilen
orijinal içerikleri alarak, yayıncının finans desteği altında geliĢtirme yaparlar. Mobil hizmet
Ģirketleri ise hemen her aĢamadaki mobil içerik değer zinciri oyuncularına gereken
dıĢkaynak hizmetlerini sunar. Bu yüzden farklı rollere de bürünürler. Türkiye‘de de bu
Ģirketlerin örnekleri vardır (Turk.internet.com, 2005).

3.2.2.2. Mobil Altyapı İşletmecileri

Bir mobil altyapı iĢletmecisi, mobil operatör, kablosuz hizmet sağlayıcı, kablosuz
taĢıyıcı, mobil telefon operatörü ya da hücresel iletiĢim Ģirketi olarak anılır ve mobil
iletiĢim donanımı abonelerine temel iletiĢim hizmetlerini sunan telekomünikasyon Ģirketidir

112
(Wikipedia Mobile network operator, 2009). Mobil operatörlük süreci, firmanın ilgili
ülkedeki mobil operatörlere ayrılan radyo spektrum lisansını devletten almasıyla baĢlar.
Spektrum operatörün çalıĢmayı düĢündüğü teknolojiye göre değiĢir. Lisansların
satılmasında devletler farklı uygulamalar yapar. En yaygını açık artırmadır. Avrupa‘daki
3G ve WiMax lisansları bu yöntemle verilmiĢtir. Dünyada operatörlerin farklı ülkelerdeki
operasyonlarıyla 800 mobil operatör vardır (GSMA, 2009b). Türkiye‘de Turkcell 36,3,
Vodafone 17 ve Avea 12,4 milyon aboneye hizmet verir (Avea, 2009; Wikipedia List of
mobile network operators of Europe, 2009). Yasal altyapı tamamlanınca sanal operatörler
de faaliyete geçer. Mobil operatörler için kullanıcıların mobil Ģebekeye bağlı oldukları ve
Ģebeke kaynaklarını kullandıkları; dolayısıyla ücretlendirildikleri süredeki artıĢ, sık
kullanım, hizmet çeĢitliliği ve müĢteri bağlılığı gibi çok sayıda etken gelir kaynaklarıdır.
Yeni ortaya çıkan mobil iĢ modellerinin en temel özelliği Ģunlar: Mobil portallar mobil
Internet için, normal portalların geleneksel Internet‘teki yerinden daha önemli. Mobil
Internet kullanımı, sunulan yararlı hizmetlerin çoğalmasıyla artar. Mobil Internet, mobil e-
ticaret için zengin fırsatlar sunar. Operatörler de bu konuları dikkate alarak sundukları
hizmetleri çeĢitlendirir ve mobil imza gibi yenilikleri hayata geçirir (Turkcell, 2007).

Şekil 15 - Yıllara göre teknoloji ve mobil içerik gelişimi


(Chauffard, 2007)

Operatörlerin bazı yaklaĢımları mobil içeriğin geliĢimini yavaĢlatır. ĠĢ modelleri


duvarlı bahçe-walled garden adı verilen sistemle içerik isteyen kullanıcıları operatör
portalında tutarak tekel oluĢturmaya dayalıdır. Internet eriĢimi için sabit tarifeli sınırsız
eriĢim modeline geçmekte geç kalmıĢlardır (Wikipedia Walled Garden, 2009). Ancak NTT
DoCoMo gibi operatörler bu modelde bile içerik geliĢtirenlere yarar sağlayan bir özgürlük
113
ve gelir getirici sistem oluĢturur. Bunun sonucunda da iMode‘da çoğu içerik sağlayıcı 12
bin site vardır (Wikipedia iMode, 2009). 2011‘e kadar yeni içeriklerin ve reklam destekli iĢ
modelinin mobil ortamı yüksek oranda etkilemesi beklenir (Chauffard, 2007).

3.2.2.2.1. Mobil Ağ Operatörleri


Mobil ağ operatörleri devletten lisans alıp altyapı sahibi olarak mobil iletiĢim
hizmeti sunar. Türkiye‘de Avea, Turkcell ve Vodafone mobil ağ operatörüdür. Mobil
iletiĢimin baĢlayıp kullanımın yaygınlaĢması, mobil ağ operatörlerinin kullanıcıları
bilinçlendirmesi ve ürün ve hizmet satmasıyla olasıdır. NTT DoCoMo dıĢındaki sabit hat
operatörleri, baĢarılı biçimde mobil iletiĢim alanında çalıĢamamıĢtır. Mobil içerik ve
yayıncılıkta mobil operatörlerin konumu sadece taĢıyıcılık olarak görülür. Operatörler bunu
benimsemez. Kimi zaman tekel mantığı ile mobil iletiĢim ekosisteminde donanım, yazılım
ve içerik pazarını yönlendirirler. Sadece ses ve veri taĢıyıcısı olmayı, sadece bir kanal veya
sektördeki tanımıyla ―dumb pipe‖ olmayı kabul etmezler. Benzer durumlar içerikte de
görülse de, operatörlerin, örneğin mobil pazarlamada tekelci bir mantığa sahip olduğu,
büyük hacimli iĢler dıĢındaki uygulamalara izin vermediği, katma değer olarak üretilen
unsurun geri dönüĢünün de sadece operatöre yarar sağladığı ve zincirin diğer üyelerine
yarar sağlamadığı uzmanlarca ifade edilir (Erden, 2007).

3.2.2.2.2. Mobil Sanal Ağ Operatörleri


Mobil Sanal Ağ Operatörü (Mobile Virtual Network Operator-MVNO), kendi
frekans lisansı ve altyapısı olmadan kullanıcılara mobil iletiĢim hizmeti sunar (OFCOM,
2007). Sabit telefon iletiĢimi sağlayan geleneksel telekomünikasyon Ģirketleri (örneğin
Türk Telekom) ile Uzun Mesafe Telefon Hizmeti iĢletmecilerinin iliĢkisi, mobil
operatörlerle mobil sanal ağ operatörleri arasında da geçerlidir. MVNO‘lar, diğer
operatörlerle aralarında kullanıcılarca fark edilecek bir özelliğe sahip değildir. Mobil
operatörlerle aralarındaki en önemli fark, baz istasyonu vb. altyapıların sahibi olmayıp,
mobil operatörle yapılan anlaĢmayla bu altyapıyı kullanmalarıdır. Belli bir bölge ya da
ülkede frekans lisansı almamıĢ olan bir operatör, bir MVNO gibi varolan bir mobil
operatörle anlaĢıp ilgili coğrafyada kullanıcılara hizmet sunar. Mobil operatörle

114
aralarındaki anlaĢmaya, ülkedeki yasal duruma ve pazara göre farklı rol ve hizmetler
sunulur. MVNO‘lar, mobil operatörle anlaĢılan oranlarda kendi fiyatlamasını yapar.
MVNO‘ların GSM, CDMA vb. ağ altyapısı olmasa da, iĢlemlerini verimli yürütmek için
kullanıcı numaralarını (MSISDN) takip etmek adına kendi Home Location Register-HLR
sistemleri ile iĢ destek sistemi de denilen faturalama ve müĢteri destek merkezi altyapıları
olur. MVNO‘lar Ģu kategorilere ayrılır: İndirim: Arama ücretlerini farklı müĢteri/zaman/yer
özelliklerine göre düĢürürler. Yaşam tarzı: NiĢ pazarlarda yer alan demografik gruplara
odaklanırlar. Reklam destekli: Bu doktora tezinin ilerleyen bölümlerinde incelenecek
reklam destekli ses ve veri hizmetleri sunarlar. Mobil operatör MVNO‘yla Ģunlardan dolayı
çalıĢır: Tüm müĢterilerde baĢarı elde etmek için niĢ alanlara odaklanacak ortaklara
gereksinim, altyapıyı 3G gibi teknolojilerde verimli kullanma isteği, MVNO‘nun niĢ
alanlarda mobil operatörden baĢarılı olabilmesi. Dolayısıyla operatör, MVNO‘yla
çalıĢmakla, rekabetten göreceği zarardan çok yarar elde eder. Ġlk ticari açıdan baĢarılı mobil
sanal operatör 1999‘da kurulan Virgin Mobile UK‘dir (Virginmobile, 2007). Virgin
Mobile, sanal GSM operatörü olarak 5 milyon aboneye ulaĢır. Firma Ġngiltere'de T-
Mobile‘ın, ABD'de Sprint‘in ve Avustralya'da da Optus‘un ağını kullanır. Bu alana
Türkiye‘de 2009‘da Fenerbahçe ve Galatasaray spor kulüplerinin Avea ile kurdukları
Fenercell ve GS Mobile örneklerindeki gibi futbol kulüpleri, büyük alıĢveriĢ merkezleri ya
da binlerce çalıĢanı olan firmalar bile yatırım yapabilir. Sanal operatörler 400‘ün üstündedir
(Wikipedia MVNO, 2009). En fazla MVNO sahibi ülkeler Cezayir, Hollanda, Fransa,
Danimarka, Ġngiltere, Finlandiya, Belçika, Avustralya ve ABD‘dir. Avrupa‘da MVNO‘luk
1997‘de Norveç‘te baĢlar. Almanya, Hollanda, Norveç, Ġsveç ve Ġngiltere‘de yaklaĢık 50
sanal operatör vardır. Amerikan operatörleri, MVNO‘ları düĢük gelirli ve gençlere eriĢimde
avantaj görür. Avrupa Komisyonu 2003‘de ulusal telekom düzenleyici kurumlara
(Türkiye‘de Telekomünikasyon Kurumu-TK) bir tavsiye yayınlar. Buna göre ülkeler kendi
pazarlarının rekabet durumunu analiz edip uygun yasalar yayınlayacaktır. Ġlgili çalıĢmalar
sonunda, Ġrlanda ve Fransa‘da, ülkelerindeki mobil operatörleri MVNO‘larla ağlarını
paylaĢmaya zorlayacak yasalar yayınlanır. Türkiye‘de de yasal düzenleyici olan TK,
MVNO‘ların faaliyet ve operatörlerle iliĢkilerini düzenler. MVNO lisanslarının dağıtılması
115
ile dünyada 65 milyar USD ciro yapılır (Ekocerceve.com, 2006). MVNO‘lar hizmetleri
çeĢitlendirip, maliyetleri düĢürür. MVNO‘ların mobil pazardaki iĢletmeci ve tüketicilere
olumlu sonuçlar vermesi için, pazarın bazı kıstas ve dengelerinin olması gerekir. Bunlar
pazar dengeleri, yaygınlık ve kapsama alanıdır. MVNO‘ların baĢarılı olduğu ülkelerde
operatörler arasında dağılım dengelidir. MVNO‘luk isteyenler lider operatörle çalıĢmayı
tercih ederlerse tam rekabet sağlanamaz. BaĢka bir etken de ARPU'nun (average revenue
per user-kullanıcı baĢına ortalama gelir) yüksekliğidir. Avrupa'da sanal operatörler
ARPU‘su yüksek ülkelerde daha baĢarılı. Türkiye‘de özel iletiĢim vergisi gibi nedenlerden
ARPU düĢüktür. MVNO‘ların Ģebeke kodu varsa da çoğunlukla kendi SIM‘leriyle çalıĢırlar
(Kolaylık, 2006). MVNO, mobil operatörün verdiği hizmetlerin dıĢında, kendisine ait
abonelere katma değerli hizmet sağlamak için, IN (Intelligent Network–Akıllı ġebeke)
kurar. MVNO, birden fazla mobil operatör ile anlaĢarak, tüm operatörlerin Ģebekesinden de
kendi abonelerine hizmet verir. Abonelerin MVNO hizmetlerinden yararlanabilmesi için
yalnızca MVNO ile sözleĢme yapması yeter. Mobil aboneler ve mobil teknolojilerdeki yeni
geliĢmelerle pazarın önemi artmakta. Ama ilave spektrum olmadığından rekabet sınırlı
kalmakta. MVNO‘larla altyapı ve spektrum ortak kullanıma açılır ve kullanıcıya daha ucuz
hizmet ve farklı katma değerli hizmetler sunulur. MVNO‘luğun çekiciliği altyapı maliyeti,
pazara ulaĢma ve ara bağlantı ücretlerindendir. Sanal operatörler daha düĢük maliyetlerle
hizmet verir, ama abone elde etme maliyeti ve pazarlama yatırımları baĢlangıçta önemli bir
harcama yüzdesidir. MVNO‘ların geliĢimini Ģunlar zorlar: Operatörlerin sanal operatörleri
tehdit görüp yasal olarak engellemeye çalıĢması, mobil sektörde çok yüksek pazarlama ve
abone elde etme maliyeti, mobil sektörün doyuma ulaĢmasından dolayı rekabetin artması,
sanal operatörün kârlılığındaki belirsizlik. Sanal operatörlerin sunabileceği hizmetlerden
Sabit-Mobil ġebeke Yakınsaması (Fixed Mobile Convergence), sabit ve mobil hizmetlerin
birleĢtirilerek, aboneye tek faturada hizmet sunulmasıdır. Bir akıllı ağla hücre kimlik
bilgilerinden yararlanıp abone konumuna göre farklı içerikler gönderilir. Mobil arama
ücretlerinin düĢürülmesinde sabit Ģebeke operatörünün MVNO olması önemlidir. Bu
durumda, mobil ağa yapılan arama sabit ağdan aktarılıp sabit ağ oranlarıyla ücretlendirilir.
Sanal operatörlükle istihdam ve altyapı yatırımlarında artıĢ, mobil Ģebekelerde
116
oluĢturulacak katma değer ve vergi gelirlerinin artırılması beklenir (Arslan, 2001:24 ve
s.50). MVNO‘ların bir diğer hizmeti Katma Değerli Hizmetler (Value Added Services)
baĢlığında CAMEL (Customised Applications for Mobile Network Enhanced Logic)
altyapısıyla sunulur (Mpirical Companion, 2007). SIM kartın güvenli olması nedeniyle e-
ticaret, internet eriĢimi ve dosya yükleme gibi katma değerli hizmetleri, veri iletiĢim hızı ve
bant geniĢliğine bağlı MVNO verir.

3.2.2.3. Mobil Reklam ve Pazarlama İşletmeleri

Mobil reklamcılık mobil iletiĢim donanımında veri kullanımını gerektiren bir


reklamcılık türüdür. Bunun içine mobil iletiĢim donanımları için tasarlanan siteler, arama
motoru pazarlaması, bannerlar, video reklamları ve melodi indirme girer. Bu araçlar Ģu
anda sektör firmalarınca kullanılmaktadır (IAB-MMA, 2007:4). Mobil pazarlama
yukarıdakilerin tamamını ve SMS, mobil ticaret ve Bluetooth pazarlama tekniklerini içerir.
Pazarlama için mobil ortam kullanılsa da internet kullanılmayabilir. Ġnternet reklamcılığıyla
mobil reklamcılık benzerdir. Farklı ortamlarda olsalar da çoğunlukla aynı teknoloji
kullanılır ve etkileĢimlilik gibi temel özellikler geçerlidir. Çoğunlukla, reklamcılık
internetteki modellerle gerçekleĢtirilir. Google AdWords bu ortamda da iĢler (Google.com,
2009). Reklamların iletimi de büyük oranda aynıdır. Örneğin bannerlar ilgili içeriklerle,
video ve ses reklamları ise içerik veya hizmetten önce ya da sonra çıkar. Mobil ve Internet
reklamcılığı arasındaki farklar büyük oranda pratiktir: Küçük ekran yüzünden içerik alanı
daha azdır, arayüzlerin kullanımı daha zordur, yavaĢ bağlantı hızı, küçük dosya boyutu
gerektirir, Internete masabaĢında değil hareket halinde eriĢilir, genelde birincil internet
eriĢimi olan bilgisayar ya da dizüstü sistemlere ek kullanılır. Mobil internet farklı
sebeplerle, örneğin seyahat için gerekli olan arkadaĢla buluĢulacak bir restoranın yerinin
bulunması, tren tarife ve zamanları, yolculuklarda zaman geçirmek için kısa haberler ya da
TV programları gibi enformasyonlar için kullanılır. Tüm bunlar akılda bulundurulduğunda
bir kullanıcının mobil internet beklentisi ve mobil reklamcılığın da çok farklı ele alınması
gerektiği anlaĢılır. Ancak internet reklamları gibi mobil reklamlar da uygun donanım, yer
ve kullanıcı gereksinimi anında en iyi etkiyi bırakır. Ġngiltere mobil reklamcılıkta örnektir.
117
Mobil reklamların çoğu çeĢitli Ģirketlerce mobil operatör portalları için alınıp satılır (Screen
Tonic Orange‘a, Yahoo! Vodafone‘a ve 4th Screen O2‘ye). Bunlar dıĢındaki reklamlar yine
Admob, Adinfuse gibi uzman Ģirketlerce ve Unanimis gibi web Ģirketlerince iĢlenir. Bu ilgi
alanlarına göre hedef belirlemeyi sağlar. Reklamlar hedef kitlelerin içeriğe ilgilerine göre
sitelere dağıtılır. The Spectator, Financial Times ve The Economist siteleri daha yaĢlı
insanları çeker. Operatör sitelerinde ise reklamlar portala yerleĢtirilirken, kullanıcılar
profillere, davranıĢ analizine ve konumlarına göre hedeflenir (IAB-MMA, 2007:5). Mobil
internette reklam satın alma ve ölçümleme geleneksel internettekiyle benzerdir. Çoğu
durumda banner reklamları bin gösterim baĢına (CPM) fiyatlanır. Hedefleme seviyesine
göre fiyatlar değiĢir: Ġngiltere‘de 2007‘de operatör portallarında geçerli olan rakamlar bin
gösterim baĢına 10-20 pounda, özel ilgilere göre yüksek oranda hedeflenen ya da belli
sosyo demografik gruplara hizmet eden sitelerde ve arama sonuçlarında görüntülenecek
reklamlarsa bin gösterim baĢına 100 pounda kadar fiyatlandırılır. Yayıncıların ağırlıkta
olduğu diğer site sahipleri mobil reklam alanlarını CPM ve tıklama baĢına (CPC) satar.
Tipik bir mobil reklamın tıklama baĢı ücreti ortalamada 2007‘de 5-25 penny arasıdır. Portal
ve diğer sitelerde yayınlanan ve ses getiren mobil reklam kampanyaları, genelde iki haneli
yüzdelerde geri dönüĢler sağlar, maliyetleri geleneksel kanallara harcanabilecek oranın
küçük bir kısmı kadardır. Tıklamayla ilgili site ya da sayfaya ulaĢma oranları 2007‘de
operatör portallarında yüzde 4, diğer sitelerde yüzde 0.5 arasındadır. Bu rakamlar
geleneksel internet sitelerindeki oranlardan ortalamada 15 kat daha yüksektir. Mobil reklam
alanlarının azlığı, mobil veri eriĢimi ve frekansın sınırlılığındandır. Mobil iletiĢim donanımı
kullanıcılarının üçte birinden azı düzenli mobil internet kullanıcısı ve bunların ortalama
kullanımı ise günde bir sayfa ile sınırlı (IAB-MMA, 2007:6). Ġngiltere‘deki mobil sayfa
gösterimleri aylık bir milyar sayfa ve her ay ortalama yüzde 9 artar (IAB-MMA, 2007:6).
Mobil iletiĢim donanımları reklamcılara geniĢ olanaklar sunar. Bu donanımları
kullananların gereksinimlerini düĢünen akıllıca pazarlama yollarıyla elde edilecek yararlar
arasında Ģunlar var: Mobil iletiĢim donanımları tek kiĢi kullandığında en üst seviyede
kiĢiseldir. Bu, hedefleme ve ölçümlemede idealdir. Donanımlar sürekli kullanıcıyla
olduğundan en ileri hedefleme yapılır. Mobil iletiĢim donanımları pilleri elverdiğince
118
açıktır. Kullanıcı reklama yer ve zamandan bağımsız eriĢir. Mobil iletiĢim donanımları
yüksek oranda etkileĢimlidir. Fotoğraf, müzik, web özellikleri yaygınlaĢmakta. Mobil
iletiĢim donanımları özellikle Ġngiltere gibi ülkelerde yüzde 90 gibi çok yüksek bir
sahibiyetle mecra eriĢimi açısından benzersizdir. Mobil internet eriĢimi hızlanmakta,
mobile has sayfalar saniyeler içinde yüklenmekte. WiFi, PC hızında ve ücretsiz internet
eriĢimini olası kılar. SMS ve MMS reklamı mobile taĢır ve gittikçe ortama özel daha
geliĢmiĢ uygulamalar görülür. Arama internetin geliĢimi ve reklamcılığının ardındaki
hızlandırıcı etkenlerdendir. Mobil arama için de bu geçerlidir. Banner reklamları mobil
ortamda da kullanılıp geliĢmekte. Ön ya da son gösterimli video reklamları ile reklam
destekli içerikler ortaya çıkmakta. Hacim kullanıcı ve reklam açısından sınırlı olsa da bu da
hızla değiĢmekte. Örneğin Türkiye‘de 2005‘te yüzde 60 mobil, yüzde 12 Internet
penetrasyonu vardı (Gönenli, 2007).

Mobil iletiĢim kullanımı Türkiye ile benzerlik gösteren Ġngiltere‘deki kullanıcı


profili incelendiğinde, yeni teknolojilerde genelde görüldüğü gibi mobil internet
kullanıcılarında da 18-34 yaĢ aralığındaki erkekler ağırlıkta (M:Metrics, Survey of mobile
subscribers in the UK, Ağustos 2007). Yüzde 57 erkek, yüzde 33 kadın, yüzde 29‘u 24 yaĢ
altı, yüzde 30‘u 25-34 arası, yüzde 22‘si 35-44 arası, yüzde 11‘i 45-55 arası, yüzde 8‘i ise
55 yaĢ ve üstü. Ancak, çevrimiçi ortam gibi, kullanım arttıkça cinsiyetlerin de
dengelenmesi beklenir. Mobil internet kullanımının internetin ilk günlerindeki gibi bilgi ve
eğlence içeriklerince tetiklenmesi beklenir (Strategy Analytics, Global Cell Update,
October 2007). Mobil pazarlama hedef kitleye tam ulaĢmayı sağlar. TV reklamları o esnada
seyreden herkese, mobil reklam ya da pazarlama ise kitlesel değil, bireysel hedeflenenlere
ulaĢır. Dünya ve Türkiye‘de çalıĢan baĢlıca mobil reklam Ģirketleri Amobee, 121metre,
Admob, Greystripe, ve 12snap‘dir.

3.2.3. Kullanıcılar

Bu baĢlık altında mobil yayıncılıktaki taraflar arasında yer alan bireysel ve


kurumsal medya ve mobil içerik kullanıcıları açıklanacaktır.

119
3.2.3.1. Bireysel Medya ve Mobil İçerik Kullanıcıları

Teknoloji kullanıcıları iki temel sınıftır (Aksu, 2007): Sayısal göçebeler ve


doğuştan sayısallar. Bu iki sınıfın sayısal teknoloji kullanımına baĢladığı yaĢ farklıdır.
Sayısal göçebeler Facit marka hesap makineleri gibi analog teknolojileri de, güneĢ enerjili
hesap makinelerini ve sonrasında PC ve dizüstü bilgisayarları da görmüĢ ve belki
kullanmıĢken, doğuĢtan sayısallar belki babalarının kucağında, belki de henüz ilköğretimde
sayısal teknolojileri ve interneti kullanırlar. Bu mobil iletiĢim donanımı ve içeriği
kullanıcılarını da kapsar. Kullanıcılar mobil içerikleri ilkin eğlence amaçlı basit uygulama
ve hizmetlerde tercih eder, sonrasında mobil bankacılık gibi daha geliĢmiĢ olanları kullanır
(Devine ve Holmqvist, 2001:46). Mayıs 2006‘da baĢlatılıp sonuçları Kasım 2006‘da
açıklanan Ericsson Consumer Lab Türkiye Analizi sonucu Türkiye‘li mobil iletiĢim
donanımı kullanıcıları profillenip belli özellikleri ortaya konulur. Kullanıcı davranıĢları
kısa ve uzun dönemli bölümlenir. Kısa dönemli davranıĢlar birbiriyle çeliĢip farklılaĢır.
Uzun süre tekrarlananlar tavır haline gelir ve en sonunda da değerleri oluĢturur.
AraĢtırmadaki profiller beĢ temel baĢlıktadır: Öncü, materyalist, baĢarılı, geleneksel,
sıcakkanlı (sociable). Bu baĢlıklar mobil teknoloji kullanım özelliklerine göre farklılaĢır.
Öncüler inovasyonu seven ve teknolojiyi ilk deneyen gruptur. Ardından materyalistler ve
sıcakkanlılar gelir. Onları da baĢarılılar ve gelenekseller izler. Ġlk baĢtakileri etkileyen
kavramlar yenilik, inovasyon, duygu. Sonlara doğru bu kelimeler paranın değeri, kolay
kullanım, rasyonellik ve yarar ile değiĢir. Yapılan gruplandırmada daha alt kırılımlar da yer
alır: genç kâĢif, genç baĢarılı, genç takipçi, çalıĢan kâĢif, çalıĢan sıcakkanlı, çalıĢan baĢarılı,
modern ev kadını, modern yaĢlı ve geleneksel. AraĢtırma kapsamında; 2106 kiĢiyle birer
saatlik yüz yüze görüĢme yapılır. ġehir hayatının temsil edilmesi için araĢtırma; 100 binden
fazla kiĢinin yaĢadığı 30 Ģehirde yürütülür. Farklı sosyo-ekonomik gruplardan telekom
hizmetlerinden yararlanan ve yararlanmayan 15-69 yaĢ aralığında kiĢiler seçilir.
Katılımcıların yüzde 35‘i çalıĢan, yüzde 50‘si ilkokul, yüzde 35‘i lise, yüzde 15‘i ise
yüksek okul mezunu seçilir. AraĢtırmada, 100‘den fazla soru sorulur. Sorular temelde
deneklerin; iletiĢim, seyahat, teknoloji alıĢkanlık ve yatırımlarına yönelik seçilir. Sonuçlara

120
göre Türkiye mobil iletiĢim kullanıcılarının yüzde 78‘i haftada en az 1 SMS göndermekte.
Günde 10‘dan fazla SMS gönderenler yüzde 13, 5-10 defa gönderenler yüzde 17, 2-4 defa
gönderenler yüzde 26, 1 tane gönderenler yüzde 13. SMS alan kiĢilerin yüzde 54‘ü bir SMS
ile yanıtlar, yüzde 24‘ü göndericiyi arar, yüzde 13‘ü sadece SMS‘i okur, yüzde 9‘u ise hem
SMS gönderir, hem de arar. Kullanıcılardan günde birçok MMS kullananlar yüzde 4, bir
MMS kullananlar yüzde 9, haftada bir MMS kullananlar ise yüzde 10. Plus Remark 27
Eylül-14 Ekim 2004‘te bir baĢka araĢtırma gerçekleĢtirir (Aerodeon, 2005). Yöntem grup
tartıĢmasıdır. AraĢtırmada mobil iletiĢim kullanıcısı, teknoloji takipçisi, mobil pazarlamaya
katılmıĢ, 15-35 yaĢ arası Turkcell ve Hazır kart aboneleri kullanılır. Hedeflenen bu grubun
yaĢamlarında mobil iletiĢimin yerini incelemek, mobil iletiĢimin duygusal boyutunu
keĢfetmek, hedef kitlenin kullanım alıĢkanlıklarını ortaya koymak, SMS‘in yerini
algılamak, mobil pazarlamaya katılım ile yaĢanan deneyimleri tartıĢarak, geliĢtirme
önerileri almaktır. ―Neden mobil iletiĢim donanımı?‖ sorusu ―olmazsa olmaz‖, ―teknolojik
gereklilik‖, ―popülariteden ve gündemden geri kalmamak‖, ―modellerle gösteriĢ‖ ve
―iĢlevler‖ diye yanıtlanır. ―Neden mobil pazarlama?‖ sorusu eğlence, hareket, anında
kontör hediyesi almak, ―belki bize çıkar‖ diye yanıtlanır. Mobil pazarlamaya yaklaĢım her
an ve yerden katılım, kolay ve pratik, zaman almayan, onay sistemi içeren, kaliteli
markaların yer aldığı, rekabeti körükleyen, umut yaratan, hayal ettiren özelliklerindedir.

3.2.3.2. Kurumsal Medya ve Mobil İçerik Kullanıcıları

Kurumsal kullanıcılar iĢ yerlerinden verilen mobil iletiĢim donanımı ya da varolan


donanımlarına yüklenen yazılımlarla mobil içeriklere eriĢir. Bireysel kullanıcılardan
farkları, eriĢip kullandıkları mobil içeriklerin kurumsal veritabanları ve sistemlerden
sunulup, e-posta, ürün takibi, müĢteri veritabanı eriĢimi gibi iĢ amaçlı anlık eriĢim
gerektirmesidir. Kurumlar çalıĢanlarına yönelik eğitim ve iĢ geliĢtirme amaçlı mobil
içerikler de sunar. Mobil eriĢimle kurumsal kullanıcılar verimlilik elde eder. Bu geliĢmiĢ
donanım ve yüksek hızlı eriĢim kullanmalarını gerektirir. Bu da mobil içerik ve yayınların
tüketimini doğru orantılı artırır.

121
3.3. MOBĠL YAYINCILIKTA GELĠR ELDE ETME YÖNTEMLERĠ VE
DEĞER AKTARIMI

Bu bölümde mobil yayıncılıkta baĢlıca gelir elde etme yöntemleri, değer


aktarımıyla ilgili örnek olaylar çerçevesinde incelenecektir.

3.3.1. BaĢlıca Gelir Elde Etme Yöntemleri

Mobil müzik gelirleri 2007'de 9 milyar, mobil oyun gelirleri 5 milyar, mobil TV
gelirleriyse 1.4 milyar USD‘dir (Fierce Wireless, 2008). Ses dıĢı tüm mobil içerik gelirleri
2008‘de 200 milyar USD‘nin üstündedir (Cellular News, 2008). Mobil içerik, gelir
kaynağı, yapılan iĢi geliĢtirmek ya da kurumun diğer iĢlevleri için kullanılır (Devine ve
Holmqvist, 2001:54). Mobil içerik eriĢiminde üç temel uygulama Ģöyledir (Köroğlu, 2006):
-Operatörler walled garden-kapalı bahçe uygulamasıyla içerik eriĢiminde kontrol sağlar. Bu
durumda içerik menüsü operatörce belirlenir ve portala konur. Buradaki içerik üreticilerinin
kârından fazlası operatöre gider. -Kullanıcı istediği yerden içerik sağlar. Bu, operatör
portalından, üçüncü taraf Ģirketten veya mobil tarayıcıdan gerçekleĢir. -―Semi-walled
garden-yarı kapalı bahçe‖ adlı uygulamada, kullanıcı operatörün resmi sitesindeki içeriklere
eriĢtiği gibi, baĢka yerlerden de içerik alır. Operatör sitesine eriĢim daha kolay olduğundan
genelde bu tercih edilir.

Tablo 9 - Ödeme, gelir, zaman kullanımı ve medya


(Steinbock, 2005:138‘den uyarlama)
Medya/EriĢim Ödeme Gelir kaynağı Zaman kullanımı
Analog TV Ücretsiz Reklam Programlı
Analog Kablo TV Abonelik Reklam, abonelik Programlı
Sayısal Kablo TV Abonelik Reklam, abonelik Programlı
Ġsteğe bağlı TV Ücretli MüĢteriler Kullanıcı
Sayısal Uydu TV Abonelik Reklam, abonelik Programlı
Sinema Ġçerik baĢı MüĢteriler Programlı
DVD Ücretli MüĢteriler Kullanıcı
Basılı yayınlar Ücretli MüĢteriler Kullanıcı
Oyunlar Ücretli MüĢteriler Kullanıcı
Dosya paylaĢımı Ücretsiz (korsanlık) Kullanıcı Kullanıcı
Mobil medya Abonelik, ücretli, ücretsiz, içerik baĢı Reklam, abonelik, müĢteriler Kullanıcı

122
Mobil içerikte kullanıcılar ağı kullanmak ve içerik için iki ayrı fiyat öder. Ġçerik
fiyatı tek seferlik ya da eriĢilen veri miktarınca olur. Melodi, ekran koruyucu, müzik ve
bazı oyunlar tek seferde alınır. Bir diğer fiyatlandırma yöntemi aboneliktir. Mobil içeriğin
baĢarısı, gelir modelinin sunulan hizmetle ilgili son kullanıcı algısıyla uyumlu olmasına
bağlıdır. Faturalama ya da ödeme sistemi farklı yöntemleri desteklemeli, ağ, donanım ve
operasyon sistemleri uyumlu çalıĢmalıdır. Mobil içeriğin sunumunda uygulanan
modellerden en açık olan ve içeriğin görülmesinin sağlanabildiği yol, ürünün bir mobil
portalda yer almasıdır (Köroğlu, 2002:99-102). Donanım kısıtlamaları URL‘lerle içeriklere
ulaĢmayı zorlaĢtırır. Ġçeriğin portal‘da yer alması için portal operatörüyle anlaĢılması
gerekir. GPRSland, Shubuo ve Turkcell-im gibi genellikle operatör, Ģebekeyi iĢletir
(Sourtimes.org, 2001). Portalda seçenekler sınırlıdır. Eğer operatör seçilmiĢ belirli
içerikteki ürün ve hizmetlerden oluĢan bir walled garden oluĢturup ağdan buraya geçiĢ
sağlıyorsa (GPRSland/Shubuo/Turkcell-im gibi), içerik geliĢtiricilerin sözkonusu toplulukta
yer alabilmesi için operatörü ürünün baĢarısına iknası gerekir. Portalda diğer seçenek
tamamen içeriğe odaklı Ģirketlerce içerik sunumudur. Örnek Yahoo!, AOL ve MSN‘dir.
Internet‘teki markaların, mobil içerikte popüler olması beklenir. Çünkü kullanıcılar daha
kolay hatırlar ve zaten bilip kullandıkları ve güvendikleri bir içeriği mobil olarak da
kullanmaya yatkındır. Bir portalla çalıĢmayan içerik firmaları çok fazla tanıtım harcaması
yapmalıdır. Internet firmalarının çoğu ve mobil firmaların bazıları, reklama çok fazla para
harcamalarına rağmen, kullanıcıları sundukları içeriğin ya da hizmetin onların hayatında ne
gibi değiĢiklikler yapacağında eğitmediklerinden zarara uğrar. Hazır portal çözümleri sunan
firmalar temel teknolojileri sunar ve içeriklerin bir portala nasıl uyarlanabileceğini gösterir.
Ġçerik firması, vefalı kullanıcıları olan bir markaysa bu çözüm yerindedir. Kullanıcıların
Ģirket bilgilerine mobil eriĢimini isteyen firmalar için de uygun bir çözüm olsa da yeni
baĢlayanlara büyük yatırım gerektirir. Sendikasyon ile bir araya gelip ortak bir pazar
oluĢturmak (aggregation) Internet‘te olduğu gibi mobil ortamda da önemlidir. Böylece
geniĢ bir kitle içeriği görür, ama iĢ planı olarak yetmez. Ġçeriğin geniĢ kitlelerce eriĢilir
olması sağlandıktan sonra sıra gelirdedir. Ġçerik sağlayıcıların çalıĢıp mobil içerik

123
oluĢturması akıllı iĢ stratejileri gerektirir. Bunun için ortaklık ve iĢbirliği normaldir. Tek
kaynaktan elde edilen gelir iĢlerlikte yeterli olamaz.

En popüler kârlılık kaynakları operatörler için Ģunlardır: Artan kullanıcı başı ağ


kullanımı (airtime usage) sadece veri ile değil, arkadaĢına yeni hizmet ve maç
sonuçlarından bahsedenlerle ses ile de olası. Devre anahtarlamalı GSM‘den paket esaslı
GPRS‘e geçildikçe, sabit ücret gerekir. Portal listelerine girişten ücret alınmasını NTT
DoCoMo, i-Mode içerik firmalarına uygular. Kullanım başı ücret ile bannerlardaki gibi,
içerik sağlayıcı sayfaya yapılan eriĢim baĢı ödeme yapar. Reklam tek baĢına yetmediğinden
diğer yöntemlerle değerlendirilir. Ġçerik sağlayıcılar için Ģunlardır: Kullanıcı başına ağ
kullanım ücretlerinin paylaşımı (airtime sharing). İzlediğin kadar öde kurumsal pazarda
yararlı, ancak eğer içerik kullanıcıların kesinlikle istediği bir Ģeyse son kullanıcılar için de
iĢe yarar. İçeriğin lisanslanması. Reklamda operatörlerle içerik sağlayıcılar aynı durumda.
Kullanıcı bilgileri karşılığında reklamcılardan para alınması veri madenciliği ve
kiĢiselleĢtirme iyi uygulanırsa önemlidir. Bu doktora tezinde savunulan model de buna
dayalıdır. Internet‘te içerik ücretlendirme zorken, mobil Internet‘te olasıdır.
Ücretlendirilebilir içerik, alanında eĢsiz, çekici, hedef odaklı ve görev kritik olmalıdır.
Pazarda ilk olanlar avantajlıdır. Ġçerik sürekli güncellenmeli, uygun olmalı ve
geliĢtirilmelidir. NTT DoCoMo‘nun i-Mode‘u içerik alanında bir baĢarı hikâyesidir.
22.02.99‘da Japonya‘da baĢlayan i-Mode, Haziran 2006‘da 46.8 milyon aboneye sahiptir
(Wikipedia i-Mode, 2009). Kullanıcılar genelde gençtir ve ekran koruyucu, melodi, oyun
ve günlük burç bilgileri gibi uygulamalar için ortalama aylık veri aktarım ücreti dıĢında 1
USD öder. Kullanıcının mobil içerik sitesinden içerik alması için, kullanıcı hesabı
oluĢturup kredi kartı bilgilerini girmesi gerekir. Bu kullanıcıya eriĢim ücretiyle bir günlük
gazete fiyatına malolur. Bunun yerine sabit Internet‘ten benzer içerikler bedava bulunur.
Çoğunluk bu yüzden mobil içerik almaz. Ancak içerik, kullanıcının mobil gereksindiği ve
bedava ulaĢamayacağı bir Ģeyse ya da sabit Internet eriĢimi yoksa faturaya yansıyacak ufak
bir fiyat önemli görülmez. Ġçerik, ticari iĢ modeliyle baĢarılı olur. Doğru uygulamalarla
mobil ticaret yapılmakta. Veri madenciliğiyle mobil ticaret yürümekte. KiĢiselleĢtirme

124
operatör, banka ya da içerik sağlayanlara bırakılamaz; ortaklık ve iĢbirlikleriyle sağlanır.
Mobil içerik eğer iyi uyarlanırsa, sabit Internet içerik sağlayıcılarına, kullanıcılarının
kendilerine bağlılığını artırmakta bir kanal sunar. Sabit Internet içeriği doğrudan mobil
içeriğe dönüĢtürülmemelidir. Sadece ortam değil, içeriğin insanlarca nasıl ve ne zaman
kullanılacağı da düĢünülmelidir. Ġçerikte baĢarı kullanıcıyı anlamaktan geçer. 2000‘lere
kadar içerikten nasıl, ne kadar kazanç elde edileceği Ģirketlerin gündeminde değildi. Mobil
iletiĢim donanımlarından akacak içerikle ilgili yerleĢmiĢ, tutarlı, herkesçe kabullenilmiĢ bir
kazanç planı yoktu. Buna karĢın mobil reklam her geçen gün daha da dikkat çekmekte.
Mobil ticaret hızla yaygınlaĢmakta ve sesli görüĢmeyi de kapsayacak biçimde
geniĢlemekte. Sesli görüĢme ücretsiz olmaya doğru yol almakta. ġirketler için asıl gelir
kaynağı veri hizmetleri. Operatör ve hizmet sağlayıcılar, müĢteri hizmet ve fatura
sözleĢmelerini tüm mobil veri iĢlemlerini kapsayacak biçimde geniĢletmek ister. Bu, mobil
iletiĢim donanımlarının birer kredi kartı gibi kullanılmasını ve operatörün her veri
iĢleminden belli bir yüzde almasını sağlar. Mobil iletiĢim donanımından uzun filmler
seyredilemeyebilir. Ancak mobil video daha farklı biçimlerde hayata girmekte. Sinema
biletini almadan film fragmanını seyredip karar vermek bir örnek. ABC News ve Warner
Brothers bu potansiyeli kullanmak için, mobil video iletim firması Packet Video ile test
yayınları yapar (Cortese, 2000). Pek çok kullanıcı pasif izleme deneyimi ister. Ancak sesli
ve görüntülü iletiĢimin etkileĢimli yeni yüzü etkisini mobil ortamda her geçen gün daha
fazla hissettirmekte. Kullanıcı neyi, ne zaman izleyeceğini eksiksiz kontrol edebilir. Mobil
pazarlama, marka ve kullanıcı arasında teknolojiyle iletiĢim ve eğlence kanalı oluĢturur
(Dataport.com.tr, 2009). Her zaman ve yerde, doğrudan, etkileĢimli ve hedef odaklı iletiĢim
ile kullanıcı kazanma, dikkat çekme, sadakat, indirim ya da hediye kuponu, iç haberleĢme,
satıĢ promosyonu, ürün lansmanı, doğrudan pazarlama, B2B iĢ, haber ve bilgi, zaman ve
yer kısıtlı indirim duyurusu yapar. Mobil pazarlama diğer mecralardan daha az maliyetli ve
kesin ölçümleme sunar, çift taraflı iletiĢim sağlar, kolay uygulanır (Tetik, 2007). Mesajlar
kiĢiye özel, doğru yer ve zamanda verilmeye baĢlandı. Herkese ulaĢmak maliyetli olsa da
mobil pazarlama bunu aĢar. Mobil pazarlama ek bir kanal; hedef kitleye istenilen biçimde
ulaĢılmasında etkin bir yöntemdir. Mobil pazarlama geleneksel pazarlamaya uyarlanır,
125
müĢteriler belli kriterlere göre gruplanır ve varolan pazarlama kanallarıyla bütünleĢtirilir,
CRM için veri oluĢturulur ve değerlendirilir. Firmalar farklı pazarlama kurgularıyla
tüketicilere ulaĢır: Yaz ve SMS at: Parola ve bazı kiĢisel bilgiler SMS‘le gönderilir, kontör
ya da SMS kazanılır. Oylama, soru, anket: YarıĢma ya da tartıĢma programlarında izleyici
görüĢü alınmasında kullanılır. ÇekiliĢle ya da anında hediye kazanılır. WAP: Kullanıcılar
WAP sitelerinden yararlanır, hizmetlere abone olur. Mobil içerik ve oyun: Kullanıcıya
marka veya reklam destekli ücretsiz mobil içerik verilir, oyunda reklam olur. Mobil reklam:
Reklamlar uyarlanır. SMS/MMS‟te barkod: Mobil iletiĢim donanımlarına gelen barkod
mesajları bilet ve kupon yerine kullanılır. Kullanıcılar barkodları donanıma aktarıp, MMS
ile sisteme yollar, sistem sonucu kullanıcıya yollar. Böylece üyelik, indirim kuponları ya da
bilet müĢteriye ulaĢır. Konuma bağlı hizmetler-LBS: Yanından geçilen mağazanın ürün ya
da hizmeti kullanıcının mobil iletiĢim donanımında bir SMS ya da MMS ile tanıtılıp
indirim kuponu sunulur. Bu kampanyalar kiĢisel, konuma dayalı ve anlıktır. Ne Nerede:
WAP ya da mobil site eriĢimi ile SMS gönderimiyle yapılan mobil arama, satıĢ ya da
bilgiye daha çabuk ulaĢtırır. Kullanıcı mobil arama motoruna, benzin yazdığında ekrana en
yakındaki benzin hizmetinin reklamı gelir. E-posta kampanyalarında geri dönüĢ yüzde 2,
SMS‘te yüzde 10-15 arasındadır. Bazı kampanyalara yüzde 50 dönüĢ olur (Tetik, 2007).
Mobil içerik gelir modellerinden sadece birisi yeterli olmaz. Önemli olan kullanıcının
benimseyip kullanmaya baĢlamasıdır (Fitchard, 2007). Diğer mobil içerik gelir modelleri
Ģunlardır (Ebstrategy, 2008b): Kullandıkça öde. Örnek: Cybird, Infospace, Picofun.
Tekrarlayan sabit ücretli abonelik: Belli süreli sabit ücretli sınırsız kullanım. Örnek:
Cybird ve Endemol. Gelir paylaşımı: Mobil operatör, mobil kullanıcının girdiği sitede
gerçekleĢen iĢten kaynaklanan gelirden pay alır. Örnek: NTT DoCoMo. Anlık fiyatlama.
Örnek: Konser ve uçak biletleri. Kişisel hizmet ve içerik: Ġçerik sağlayıcının kullanıcı
profiline göre kiĢisel alternatif sunması. İçerik lisans ücreti: Türkiye‘deki MÜYAP gibi
organizasyonlar içeriklerin dağıtımında operatör veya portallara lisans satar. Değer tabanlı
fiyatlama. Örnek: Akan ses ve video hizmetleri ile konuma dayalı içerik ve hizmetler.
Mobil portallar için geçerli olanlarsa (Ebstrategy, 2008c): EriĢim, reklam-sponsorluk,
abonelik, satın alma, mikro satın alma gelirleridir.
126
3.3.1.1. Birey veya Kurumdan Ücret Almaya Dayalı Yöntem

M-ticaret mobil iletiĢim donanımından hizmet, ürün ya da içerik satıĢıdır. Mobil


iletiĢim donanımları geliĢip taĢınabilir bilgisayar olmakta (Articlepool.com, 2006), kamera,
MP3 çalar, oyun konsolu, ses kayıt donanımı, resim albümü, planlayıcı, e-kitap okuyucu
olarak kullanılmaya baĢlar. Sürekli mobil internet eriĢimi, kullanıcıları internete taĢır.
Sadece satıĢla değil, SMS, MMS ve mikro ödeme ile de kazanç elde edilir. ABD‘de mikro
ödemenin yaygınlaĢtığı ilk TV programı American Idol (American Idol, 2009). Ġzleyenler,
mobil oy kullanır. Oylar normal SMS‘ten yüksek fiyatlıdır. Kredi kartı kullanılmadığından
para harcandığı düĢünülmez, daha kolay bir ödeme yoludur, bir SMS ile küçük bir ücret
ödenir, ödemeler sonraki faturada görünür. Bunlar mikro ödemeyi çekici kılar. Ġnsanlar
oyun, melodi ya da duvar kâğıdı almak için de aynı yöntemi kullandıklarından sisteme
güvenir. Haber mesajları buna örnektir. Aboneler küçük bir ücretle habere mobil eriĢir.
PC‘deki spami aĢıp kaliteli bir içeriği böyle ulaĢtırmak medya için özellikle önemlidir.
Ġçerik zenginleĢtirilerek mobil ortama özel unsurlar sunulur. Son dakika haberleri e-
postadan daha hızlı ulaĢtırılır. Sanatçılar mikro ödemeyle içeriklerini doğrudan kullanıcılara
satar. Yatırım danıĢmanları acil tavsiyelerini buradan sunar. Internet ve yazılım firmaları
mobil ortama yatırım yapmakta. Google alıĢveriĢ sitesi Froogle, SMS‘e dayalı bilgi hizmeti
google.com/sms ve mobil arama için m.google.com ile girdi, mobil uygulamalar için
Android platformunu geliĢtirdi (Google Android, 2009). Microsoft da bu alana ilgisini,
varolan mobil yazılımlarını geliĢtirip, içerik ve reklam dünyasıyla iĢbirliği yaparak
sürdürmekte (Microsoft, 2009). M-ticaret, çevrimiçinden tüketicilerin para ödedikleri
içerikler açısından farklı. Çevrimiçi gelir kaynaklarının en büyüğü cinsellik ve arkadaĢ
bulmadır. Mobil ortamda bu oyun, müzik ve videoda geçerli. Kullanıcılar mobil
donanımları Ģu alanlarda kullanmak ister: Anahtar, bilet, kredi kartı, ATM ve üyelik kartı,
parkmetre, otomat ve mobil kupon ödemelerinde (Articlepool.com, 2006). 2008‘de 3
milyarın üstünde mobil iletiĢim donanımı kullanıcısı vardır. 2007‘de dünyada 3 mobil
iletiĢim donanımına 1 bilgisayar düĢer. Avrupa‘daki mobil kullanıcı sayısı 670 milyon ve
yaygınlık oranı yüzde 104‘ten fazladır. Türkiye‘de yaygınlık oranı ise yüzde 70‘in

127
üstündedir (Uygun, 2007). 3G ile bu kitleye geniĢbant eriĢimi sunulur. Sabit ücret ağ
giderlerini karĢılamaya yardımcı olsa da asıl gelir reklamcılıktadır. Kullanıcılar
aboneliklerle haber ve içerik baĢlıklarını sitelerden RSS (Really Simple Syndication) ile
alır. Bazı haber sitelerinin kullanıcılarının yarısı RSS‘ten gelir. Kullanıcıların çoğunun ana
sayfadan gelmemesi reklam modeli ve sayfa tasarımlarının tekrar düĢünmesini gerektirir.
Bu durumda her içerik sayfası diğerlerini pazarlayacak unsurları barındırır. Ġçeriğin
arĢivden parça parça satılmasına dayalı model gözden düĢtü. NYTimes bile özel makaleler
için ya da arĢiv eriĢiminden ücret almayı bıraktı (Smith, 2006). Mobil ortam internetin
yayıncılar açısından hatalarını düzeltmemekte. Yayıncılar mobil ortamda kullanıcıların
içerik için para ödediklerini görerek yatırımlarını buna göre planladı. Web‘dekinin aksine
mobil donanım kullanıcıları para harcayarak hava durumu, borsa ve hatta oyun gibi
içeriklere ulaĢmayı istiyor gibi görünüyordu. Operatörler kullanıcıları kendi ağlarında ve
belirledikleri içeriklere eriĢebilir tuttu, mikro ödeme sistemiyle ek içerikler için para
harcanması gerektiğine kullanıcıları alıĢtırdı. Böylece webde kazanılamayanı mobil
içerikten kazanmak umuldu. Ama bu gerçekleĢmedi. Ġçeriğe para vermeyi isteyenler mobil
sektördekilerin umduğu kadar, para kazanılabilen içeriklerde istenen çeĢitlilikte değildi.
Örneğin MobiTV, kablosuz TV hizmetine bir milyon kullanıcının para ödeyerek abone
olduğunu söylerken, aynı zamanda Fast Lane adı verilen ücretsiz kanalını 5 bin aboneyle
birlikte ücretli eğlence haberleri kanalına eklemeye hazırlanır. Sprint ve Verizon 3G
yatırımlarını içerik abonelerinden alacakları aylık 3 USD ile karĢılayamayacaklarını bilir.
2006‘da Mobile ESPN ve Amp‘d içerik hizmeti sunmak üzere yayına geçer. Ancak
verimlilik için istenen kullanıcı rakamlarına ulaĢılamaz. Mobil içerik, kullanıcıların medya
kullanımını ve harcama alıĢkanlıklarını değiĢtirmekte tek baĢına çekici ya da değerli
değildir. Ġnsanlar mobil içeriği kullanmayı ister ama algılarına göre fazla para ödemek
istemez. Birçok içerik kategorisi webdeki gibi mobil ortamda da ücretsizleĢir.
Weather.com, USA Today ve ESPN mobil sayfalarına reklam alan Ģirketler arasında.

128
3.3.1.2. Reklam ve Sponsorluğa Dayalı Ücretsiz Yöntem

Mobil içerik ücretsizse, içeriğin ücretini bir baĢkası, genelde reklamveren, sponsor
ya da kampanya düzenleyen karĢılar. Model alıĢılagelen içerik iĢ modellerinden sadece
içeriğin sunulduğu, dağıtıldığı ve kullanılıp tüketildiği ortam açısından farklılaĢır. Ġçeriği,
hedef kitle ve kampanyaya konu olan hizmet ya da ürünün özellikleri belirler. Örneğin
kadınlar için günlük ipuçları ve yemek tariflerini içeren bir ODP‘yi (On Device Portal)
beyaz eĢya üreticileri, gençleri hedefleyen ürün ve hizmet sunanlar mobil oyunları
destekler. Ücretsiz mobil içerikte farklı denemeler yapılır. Kullanıcı kabulünde güvenilir
markalar ya da tanınan ünlü karakterler daha etkilidir. Rakamlarla mobil reklama
bakıldığında, Web sitelerinin yüzde 40‘ının mobil sürümünün olduğu, yüzde 22‘sinin bir
yılda mobil site sahibi olmayı hedeflediği, mobil sitelerin yüzde 29‘unun reklam için
kullanıcı profili tuttuğu, reklamcıların yüzde 3‘ünün mobil sitelerde, yüzde 4‘ünün de
operatörlerin mobil portallarında reklam yayınladığı görülür (Karpinski, 2008). Mobil
içerikler ancak reklamla yaygın kullanılır. Kullanıcıların mobil iletiĢim donanımlarında
reklam istemedikleri düĢünülürdü. Ama reklam modeli 2006‘da doğrulandı (Smith, 2006).
Reklam mobil veri hizmetlerinin kritik kitleye ulaĢmasında önemli itici güçlerdendir.
Kullanıcılar her ay farklı içerik firma ve markalarına mobil iletiĢim donanımlarından
ödeme yapmayı kabul etmeyebilir. Mobil iletiĢim sektörü de, 90‘larda web sektörünü
meĢgul eden ücretli mi, ücretsiz mi sorusuna yanıt arar. O zamanki gibi yanıt yine aynıdır:
Ġnsanlar mobil içeriklerden hoĢlansa da gerçekten gereksinim duymaz ve çoğu kiĢi mobil
içeriği almak için bir banner ya da benzer bir pazarlama unsuruna tolerans gösterir. Reklam
mobil içeriğin denenmesindeki engelleri indirip dağıtım problemini aĢmada yardımcı olarak
pazarlama desteği sunar. Bu model içerik sağlayıcılara mobil pazardan pay almada
yardımcı olur. Operatörler reklamlı içeriğe izin verir ve bazıları kendi ortamlarında reklam
sunar. Reklamcılıkta hedefleme ve kayıtlı kullanıcı veritabanından yararlanma önemlidir.
MSN adCenter, arama yapanları profile, günün saatlerine ve arama geçmiĢine göre
hedefleme olasılığı sunar. Revenue Science ve Tacoda‘nın davranıĢa göre hedefleme yapan
sistemleri vardır. Ülke ve Ģehre göre reklam gösterimini olası kılan coğrafi hedefleme (geo-

129
targeting), istenen saatte gösterim gerçekleĢtirme (day-parting) ve davranıĢsal hedefleme
reklamcıların çevrimiçi verimliliklerini artırır, bunların mobil ortamla birleĢtirilmesi ise
verimliliği katlar. Örneğin Google Eylül 2007‘de AdSense for Mobile hizmetini
reklamverenlere sundu, MSN Mobile ise Aralık 2007‘de reklam göstermeye baĢladı
(Malykhina, 2008). Çoğu iĢ modelinin reklama bağlanması, geleneksel medyanın basılı ve
televizyondaki reklam gelirlerinin düĢüĢü, sayısal ortamdaki fırsatların değerlendirilmeye
baĢlanmasından kaynaklanır. ABD‘de Sprint Nextel aboneleri Aralık 2006‘da ücretsiz
mobil TV izlemeye baĢlar (Smith, 2006b). Sunulan içerikler genç erkeklerin ilgisini
çekecek tarzda isteğe bağlı teknolojik ürün inceleme, stand-up komediler gibi kliplerden
oluĢur. Kliplerin ortasında 15 saniyelik reklamlar da yer alır. Böylece ücretsiz reklam
destekli TV modeli mobil ortama gelir. Reklamsız mobil içeriklerin sürdürülmesi çok
zordur. Geleneksel mecralarda reklam, belli bir hedef kitleye ulaĢıp çekici ekosistem olma
yolunda yardımcı olmuĢtur. Ücretsiz sponsorlu mobil oyunlar vardır (Zedge.net, 2008). Bu
model, ücretli haber, hizmet ve uygulamalara da baskı yapmaktadır. Mobil ortam kullanıcı
medya tercihlerinde en sonda yer alır. AraĢtırma Ģirketi PQ Media‘ya göre 1975‘te sıradan
bir Amerikalı için 8 farklı haber ve eğlence medya platformu sözkonusuyken, 2006‘da bu
rakam 21 olur. Kullanıcıların ne kadar farklı eriĢim noktasından, ne kadar içerik
tüketebileceği, seçimleri hangi kriterlerin belirlediği düĢünülmelidir. Bunların yanıtları için
bu doktora tezinin 2.3.2. bölümündeki kuramlardan yola çıkılmalıdır. ABD‘de 2006‘da
mobil reklam geliri 421 milyon USD‘dir (Malykhina, 2008). Reklamlar ağırlıklı olarak
kablosuz iletiĢim ve donanım firmaları, medya Ģirketleri ile film ve sanatçılar, içecek
markaları, spor markaları, otomobil markaları ve hızlı hizmet restoranlarını içerir. ABI
Research‘e göre dünyada mobil pazarlamaya ayrılan rakam 2007‘de 1.8 milyar USD
(Fabris, 2008). Kullanıcıların yüzde 54‘ü mobil pazarlama mesajı istemezken, aynı kiĢilerin
yüzde 70‘i ücretsiz bir içerik verilirse ilgi gösterir. 2006‘da ABD‘deki bir baĢka
araĢtırmada 1125 katılımcının yüzde 26‘sı ücretsiz uygulama ve içerik karĢılığı reklam
kabul edebileceğini söyler (Cellular News, 2006). Mobil reklamlarda yüzde 70 metin,
yüzde 36 banner kullanılır (Adage, 2008). Hollywood film ve dizileri mobil ortama
uyarlasa da, reklamcılar altyapı ve donanım kısıtları açısından videoya ikincil düzeyde
130
önem verir (Holson, 2007). Mobil ortamda toplu iletiler kullanıcılardan kabul görmez.
KiĢisel ve uygun olmadığından reklamla etkileĢime geçmeyenler yüzde 56 (Fierce
Wireless, 2008b). Mobil reklamcılık yaklaĢık 2 milyar USD‘lık bir sektör. Kullanıcılar
günün ortalama 18 saati diğer mecralara değil de mobil iletiĢim donanımlarına hemen
eriĢir. Reklamveren ve firmalar bu mecrayı neden kullanmak istediklerini bilmeli, mobil
ortama özel reklam üretmeli ve bunları ölçümlemelidir. Tabii eriĢim ücreti ve tasarım da
mobil ortama özel olmalı ki kullanıcı benimsesin (Kaplan, 2008).

3.3.1.3. Sosyal Medya ya da Kullanıcının Ürettiği İçerik

Mobil sosyal toplulukların iĢ modeli ve stratejileri sınırlıdır. Çoğu reklamcılar için


kullanıcı toplamaya odaklıdır. Bu yaklaĢım da gelir getirir. Reklamcılar viral pazarlamaya
uygun topluluklardan yararlanmak istediğinden, mobil reklam harcamalarının gittikçe daha
büyük kısmı mobil sosyal ağlara ayrılır (Mobile Europe, 2007). Haziran 2006-Ocak 2007
arasında AdMob‘un sunduğu bir milyar mobil reklamda topluluk içerik yayıncıları yüzde
45, dosya indirme yüzde 44, portallar yüzde 8, eğlence yüzde 2, haber ve enformasyon
yüzde 1‘lik paya sahiptir. Mobil toplulukların çalıĢabilmesi için sundukları içerikler
ücretsiz, açık ve reklam destekli olmalıdır. Sosyal medya Ģirketleri bunun farkında. Bu
doktora tezinin 3.3.2.3. bölümdeki Peperoni örnek olayı incelenebilir. Ancak reklamcılık
kullanılabilecek yöntemlerin sonu değil. Arama webde içerik eriĢiminde standart, sosyal
ağlar da zengin bir Internet deneyiminde baĢlangıç noktası. Örneğin alıĢveriĢ ve katalog
sitelerinin ziyaretçilerinin yüzde 2.4‘ü sadece MySpace‘ten gelir (Hitwise, 2007).

3.3.1.4. Mobil Ücretlendirme, Faturalama ve Ödeme Alma

Mobil operatör altyapısındaki faturalama sistemleri, ilk baĢta ses için kurulur.
Zamanla SMS, MMS, mobil internet ve dosya indirme de buna eklenir. Faturalama
operatörlerin dıĢkaynak kullanabildikleri hizmetlerdendir. Ses faturalaması devre
anahtarlamalı yani iletiĢim kuran taraflar için belli bir iletiĢim kanalının sabitlenmesine
dayalı sistemler kullanılır. Veri faturalamada paket tabanlı ve IP‘ye dayalı sistemler
kullanılır. Fiyatlandırma kaynak kullanımını, muhasebe ve faturalamayı gözlemek için bir
131
veri toplama, faturalamaysa faturanın iĢlenmesi ve üretilmesi sürecidir. Faturalama
sistemleri telekomünikasyon hizmet bedelinin hesaplanıp toplanmasını yönetir. Faturalı
hizmetlerde, sistem anahtarında yer alan bir toplayıcı, verileri toplar ve arama detay kaydı
(Call Detail Record-CDR) oluĢturur. Ön ödemeli hizmetlerde, ön ödemeli iĢlem sistemi
uygun bedeli belirler ve ilgili hesaptan düĢer. Her iki sistem aramaları kullanıcının
tarifesiyle eĢleĢtirmekte bir rehberlik süreci ve bireysel aramaları derecelendirmek için
derecelendirme motoru kullanır. Faturalı kullanıcılarda CDR, eğer elektronik fatura
sistemleri kullanılmıyorsa fatura oluĢturmak için matbaaya iletilir (Mobilein.com, 2007).
Kullanıcılar dolaĢım (roaming) esnasında bir ağdan diğerine geçtiklerinde mobil operatörler
arasında uzlaĢmaya dayalı bir ödeme gerçekleĢir. Bu iĢlem için CDR kullanılır. GPRS gibi
paket anahtarlamalı ağlarda, fiyatlandırma sisteminin ses aktarımı için kullanılan
ağlardakinden çok daha fazla hizmeti izlemesi gerekir. WAP gibi uygulamalarda aylık sabit
ücret ya da kullanım süresine dayalı fiyatlandırma yerine veri hacmine dayalı modellere
geçilirken, fiyatlandırma sistemlerinin daha sık veri toplamayı destekleyecek biçimde
geliĢmesi gerekmiĢtir. Paket anahtarlamalı ağlarda fiyatlandırmada düĢünülmesi gereken
önemli unsurlar kullanım hacmi, içerik ya da hizmetler, hizmet kalitesi ve konumdur.
Aboneler operatörler için kalıcı kayıtları ve faturalama iliĢkileri olduğundan ön ödemeli
kullanıcılardan daha seçkindir. Mikro-ödemeler, bir otomattan içecek almaktan, bilet
almaya kadar çeĢitlenir. Ödeme esnasında fiyatlandırma verisinin ilgili sistemlere
aktarılması, daha sonra yapılacak faturalama ya da ön ödemeli hesaptan düĢülecek kontör
iĢlemlerinde gerekir. BaĢarılı mobil içerik uygulamaları geliĢtirmek, mobil iletiĢim
donanımı ve ağ teknolojisinin ötesinde, uygun pazarlama, dağıtım, yayın ve faturalama
araçlarına da bağlıdır. Etkili biçimde hayata geçirilen ve mikro ödemeyi de içeren ödeme
hizmetleri, donanım güvenliği ve sayısal hakların yönetimi (DRM) çözümleri, gelir eldesi
ve kullanıcıların ve içerik üreticilerinin mobil ortama güvenmesini sağlayan ek yollar
oluĢturur (Ollila ve diğerleri, 2003:41). Mobil içerik baĢarısında üç unsur önemlidir:
içeriğin görünürlüğü, ödeme, dağıtım veya yayın (New Media Zero, 2003). Bunlar için
kolay kullanılır mekanizmalar olmadan, bir mobil içerik sağlayıcının yeterli bir pazara
baĢarıyla ulaĢıp yatırımına uygun karĢılık alması zordur. Bu yüzden mobil içerik için kolay
132
kullanımlı anlaĢılır ödeme mekanizmaları hazır olmalıdır. Küçük ödemelerle ilgili bir
sorun, kredi kartı Ģirketlerinin mikro ödemelerde bile iĢlem ücreti almasıdır. Telefon
faturasına ve ön ödemeli hesaplarda da kontörlere anında yansıtılan faturalama ve ödeme
uygulamaları yayılmakta. Bunun ötesinde gençlik mobil içerikte önemli bir hedef kitle ve
çoğu gencin kredi kartı yoktur. Bu içerik alımında onlara da kolaylık sağlar (Kangas,
2003:36). Mobil operatörlerle faturalamada iliĢkisi olmayan içerik sağlayıcılar içerikler için
ödemeyi kredi kartından yaptırır. Bango‘nun geliĢtirdiği bir sistem, kullanıcının bağlandığı
yer ve ağı esas alarak ödeme için uygun seçeneği belirler. Böylece fatura, kontörden düĢme
ya da kredi kartı kullanımı tercihe göre otomatik belirlenir (Ecnext.com, 2004) Uluslararası
ödeme sorunlarını aĢabilmek için çeĢitli forumlar bulunur. 2003‘te, Orange, Telefonica
Moviles, T-Mobile ve Vodafone‘un kurduğu mobil ödeme hizmetleri birliği Simpay
2005‘te sonlandırılır. Bango, ilgi gösteren operatörlere hizmet sunmayı sürdürür. 2007‘de
Ġngiltere‘deki eski Simpay destekçisi operatörler Payforit UK oluĢumunu kurar (Payforit
UK, 2007). Ġçeriğin yanında mobil kullanıcılar indirme ya da akan içerik veri eriĢimleri için
de faturalanır. Tipik mobil hizmet fiyat tarifeleri dakika ya da KB baĢınadır. Bu, mobil
içeriğin benimsenmesinde engeldir. Kullanıcılar mobil dakikalarını veri indirmekle
geçirmek istemez. Ancak 3G ile birlikte sabit fiyatlı tarifeler yaygınlaĢır (Butcher, 2004).
Operatörler bazı denemeler de yapmakta. DoCoMo, Verizon‘un 2005‘teki V CAST hizmeti
gibi örnekler var. Sabit tarifelerle kullanıcılar içerik fiyatına odaklanır. Operatörlerin
tarifeleri veri hizmetleri için genelde sabit fiyat yerine kullanıma dayalı (Goldman Sachs,
2004:7). Son kullanıcı açısından önemli olan nihai fiyat ve fiyatlandırmanın tahmin
edilirliğidir. Yüksek faturalar, hizmet ve içerik kullanımını, değer zincirindeki tüm
oyuncuların zararına etkiler (OECD, 2005:28).

133
3.3.2. Değer Aktarımı ve Örnek Olaylar

Örnek olay bilimsel araĢtırma yöntemlerindendir (Yin, 2002). BaĢarılı örnekler ve


özellikle suç veya problemlerle ilgili araĢtırmalarda örnek olaylar kullanılır. Örnek olay
terimi farklı bağlamlarda farklı anlamlarda kullanılır. Örnek olay Ģöyle tanımlanır (Yin,
1994): ―Bir örnek olay çalıĢması, çağdaĢ bir görüngünün, kendi bağlamında araĢtırıldığı
deneye dayalı bir sorgulamadır. Özellikle görüngü ve bağlam arasındaki sınırlar açık
biçimde tanımlanamadığında kullanılır.‖ Örnek olay çalıĢması, araĢtırma sürecinde geçerli
ve güvenilir kanıtları sağlamakta, araĢtırma sonuçlarını sunmakta kullanılır (Remenyi ve
diğerleri, 1998). Örnek olay çalıĢması bir kararın ya da karar takımının neden alındığını
aydınlatmaya çalıĢır ve nasıl uygulandığına ve hangi sonuçların alındığına vurguda bulunur
(Schramm, 1971). Bir örnek olay çalıĢması ilgilenilen görüngünün bağlamdaki detaylı ve
derinlemesine analizini içerir. Örnek olay çalıĢması yaklaĢımının genel hedefi, görüngüleri
orijinal bağlamlarındaki konular çerçevesinde anlamaktır. Bir örnek olay çalıĢması
araĢtırmacının doğal ortamdaki belirli olaylara yoğunlaĢmasına izin verir ve etkileĢilen
algıların, konuların ve süreçlerin tanımlanmasına çalıĢır, sonuçta da derin bir anlayıĢ sağlar.
ĠliĢki ve süreçlere odaklanmak bütüncül bir bakıĢ açısı sağlar ve altta kalan kalıpları ve
ortaya çıkmaya baĢlayan özellikleri gösterir. Bunlar normalde gizlidir, ama odaklanılarak
ortaya konur. Örnek olay çalıĢmaları bilgi toplama aracı ya da araĢtırma tasarlama
yönteminden ziyade, kapsayıcı bir araĢtırma stratejisi olarak görülür. Örnek olay
çalıĢmalarında bilgi toplama yöntemleri gözlem, belge okuma ve görüĢmelerdir. Ama
duruma göre baĢka yöntemler de seçilir. Örnek olay çalıĢmalarının avantajları arasında
konuları tanımlama ve odaklanma olanağı, ayrıntı zenginliği, birden çok bakıĢ açısı, birden
çok açıklama (kesin gerçeğin olmaması), disiplinlerarası araĢtırma, varolan karmaĢıklığı
anlama ve azaltma olanağı, çatıĢmayı idare etme, etkileĢimleri gösterme, ortaya çıkan
kalıpları gözleme, gerçek yaĢam ortamında uygulanma yer alır. Örnek olay çalıĢmalarının
kullanımına karĢı çıkanlar Ģunları ileri sürer: görüĢ ve algıların kabulünde önyargılar vardır,
tekil olaylarla ilgili bulguların genelleĢtirilmesi sorunludur, yaklaĢımın objektifliği
sorunludur, sınırların tanımlanması güçtür, temelde geçmiĢe yönelik bir yöntemdir,

134
sonuçların güvenilirliği sorunludur. Özetle örnek olay çalıĢmaları, insanlar ve onların bir
durumu anlamaları arasındaki etkileĢimleri keĢfetmekte idealdir. Birçok yöntemle ve bakıĢ
açısıyla elde edilen verilerin zenginliği, gerçekleĢen ana konulara iliĢkin derin bir kavrayıĢ
sağlar. Zaman boyutuna göre sıralama etkileĢimleri ve etkilerini anlamakta önemlidir. Etki
ve tepkiler bağlama bağlı anlaĢılır ve örnek olay çalıĢmaları bu anlayıĢ için gereken
bağlamı sağlar (Whitman ve Woszczynski 2004). Örnek olay çalıĢmasıyla (ÖOÇ) ilgili
yanlıĢ düĢünülen beĢ temel konu vardır: 1- Kuramsal bilgi pratik bilgiden değerlidir. 2- Tek
olaydan genelleme yapılamaz; dolayısıyla bir tek olay incelemesi bilimsel geliĢmeye
katkıda bulunamaz. 3- ÖOÇ en iyi hipotez oluĢturmak için kullanılır, diğer yöntemler
hipotezlerin testi ve kuram oluĢturmada daha uygundur. 4- ÖOÇ doğrulamaya yönelik bir
önyargı içerir. 5- ÖOÇ‘leri özetlemek genelde zordur (Flyvbjerg, 2006). Flyvbjerg aynı
kaynakta ―Ama doğru iĢlenmiĢ çok sayıda örnek olay çalıĢması olmayan bir bilimsel
disiplin örnek gösterilmeye değer olgulardan yoksundur ve böyle bir bilimsel disiplin
etkisizdir. Özellikle sosyal bilimler daha fazla sayıda iyi örnek olay çalıĢmaları ile
güçlendirilebilir.‖ der ve yukarıdaki beĢ yanlıĢ anlaĢılmaya karĢı çeĢitli kaynaklar ve
örneklerden ilerleyerek sırayla ve özetle Ģunları söyler: 1- Ġnsan iliĢkileri ve sosyal
bilimlerde çıkarsamaya dayalı kuram ve evrensel gerçekler bulunamaz. Olaylara dayalı
sağlam bağlamsal bilgi, bu tarz kuram ve evrensel gerçekleri aramaktan daha değerlidir. 2-
Tek olaydan genelleme yapılır ve ÖOÇ genelleĢtirme ile diğer yöntemlere alternatif ya da
ek olarak bilimsel geliĢmenin merkezinde olabilir. Ama resmi genelleĢtirmeye bilimsel
geliĢme kaynağı olarak çok fazla değer verilerek ―örneğin gücü‖ küçümsenmiĢtir. 3- ÖOÇ
hem hipotez olĢturma hem de test etme için yararlıdır ama sadece bunlarla sınırlı değildir.
4- ÖOÇ‘nin doğrulamaya yönelik içerdiği önyargı, diğer yöntemlerin içerdiğinden daha
fazla değildir. Aksine, deneyimler ÖOÇ‘nin yanlıĢlamaya yönelik daha fazla önyargı
içerdiğini göstermektedir. 5- ÖOÇ‘leri özetlemek, özellikle süreçler açısından genelde
zordur. Ancak sonuçlar açısından bu doğru değildir. Özetlemeyle ilgili sorun, örnek olay
yönteminden çok, gerçekliğin özellikleriyle (properties of the reality) ilgilidir. Örnek
olayları özetlemek ve genelleĢtirmek genelde istenmez. Ġyi çalıĢmalar bütünüyle anlatı

135
biçiminde okunmalıdır. Bu doktora tezinde incelenen örnek olaylar, mobil içerik ve
yayınlardan gelir elde etme yöntemlerine örnek olacak biçimde seçilmiĢtir.

3.3.2.1. Yayıncılar ve İçerik Sahipleri

Fox: Mobil içerik gelir modellerinden tek birisi yeterli olmaz. Bazı içerikler
abonelikli, bazıları baĢka içeriklerle paketli, bazıları reklamlı veya bedava sunulur. Önemli
olan kullanıcı kabulü ve kullanmaya baĢlamasıdır (Fitchard, 2007). TV ve medya ağı Fox,
mobil ortama önem verip alanında ilk olarak Fox TV dizilerinin hem asıllarını, hem de
mobisode adı verilen mini bölümleri mobil iletiĢim donanımlarından izlenecek biçimde
sunar (Wikipedia Mobisode, 2009). Fox Sports ve Fox News kanallarının programları
operatör altyapılarından mobil kullanıcılara unicast ve multicast olarak iletilir. Sosyal ağ
sitesi MySpace önce MVNO Helio, sonra da operatör Cingular‘dan kullanıcılara açılır. Fox
bu sayılanlar farklı mobil içerikler olduğundan hepsini tek bir iĢ modeline bağlamaz. Fox
Sports programlarından bazıları ücretsiz, bazıları reklamlı, bazıları da abonelikli sunulur.
KarĢılaĢma sonuçları, ücretsiz veya reklam destekli sunulur.

Pozitron Mobil AkĢam: 2006‘da AkĢam, hedef kitlesini geniĢletmek ve imajını


geliĢtirmek için yeni medyayı ve teknolojileri kullanmaya karar verir. Pozitron AkĢam
gazetesinin mobil sürümünü yayınlamayı teklif eder (Pozitron, 2007). Gazete mobil iletiĢim
donanımına yerleĢtirilecek ve hedef kitlenin günlük hayatına bütünleĢtirilecektir.
Gereksinim dinamik, zengin içerikli, kolay kullanılan ve sık güncellenen bir uygulamadır.
Teklif edilen uygulama SMS ve WAP‘tan daha zengin içerik sunar. Java tabanlı uygulama
dinamik görsel içerik ve GPRS uyumluluğu sağlar. Mobil AkĢam uygulaması grafik
baĢlıklar, etkileĢimli ekonomi verisi, akan haber Ģeriti iĢlevine sahiptir ve MIDP 2.0 Java
destekli mobil iletiĢim donanımlarında çalıĢır. Bu da Türkiye‘de 16 milyonun üstünde
donanımdır. Türkiye‘de satılan güncel mobil iletiĢim donanımlarının yüzde 90‘ı Java
destekler. Pozitron ekibi, Mobil AkĢam‘ı 75 günde tamamlar. Uygulama AkĢam‘ın
çevrimiçi XML altyapısıyla uyumludur. 150 KB‘lık .jar dosyasıyla Mobil AkĢam kolay
indirilip çalıĢtırılır. Uygulama GPRS ya da 3G‘den eriĢtiği içeriği telefona indirir,

136
çevrimdıĢı da kullanılır. Reklam modülüyle reklam gösterilir. Resimli haber baĢlıklarıyla
açılır. Ġstenen Ģehrin hava durumu resimlerle birlikte sunulur. EtkileĢimli ekonomi verisi,
her sayfada farklı akan haber Ģeriti yer alır. Anketler sunulur. Akıllı ve dinamik banner
reklamları okunan sayfaya göre değiĢir. BaĢlıklarla farklı haber kategorileri sunulur.
Abonelik kredi kartıyla yapılır. Makale öncesi Google Ad Sense benzeri reklam sayfaları
yer alır ve kiĢiye özel reklam sunulur. 176x208 çözünürlüktedir.

Rok TV ve Vodafone Türkiye: Rok Entertainment Group mobil teknoloji Ģirketi,


Türkiye‘deki iĢ ortağı Mobiltürk ile Vodafone abonelerine mobil TV hizmetine
baĢlayacağını duyurur. Yayın kullanımın ilk haftası ücretsiz izlenecektir. Haftalık ücreti 4
USD olan hizmetin ödemeleri SMS‘le yapılır. Altyapıda mobil akan video kullanılır ve
canlı yayın ve isteğe bağlı içerik izlenir (Businesswire.com, 2008). Mobilturk Player
uygulaması mobil iletiĢim donanımına yüklendikten sonra tüm operatör abonelerinin
televizyon izlemesi olasıdır (Mobilturk.com, 2009). Bunun için GPRS uyumlu bir telefon
yeter. Üyelik seçenekleri kanal baĢına aylık 1,99 TL'den baĢlayan fiyatlar ya da 15 kanalı
aylık 9,99 TL‘ye izlemektir. GRPS bağlantı ücreti operatöre ödenir. Mobilturk Player,
PC‘den veya Mobilturk‘ün gönderdiği SMS‘ten tıklanıp mobil donanıma yüklenir.

GeekTV: Player X China‘dan Kristan Rivers, akan TV ya da video hizmeti olan


Geek TV‘yi, Ģöyle anlatır: ―Mobil video markalarla değil, baĢından beri mobil ortam için
üretilen içeriklerle ilgi çekti. Mobil TV sabit TV‘ye ek görülmeli.‖ Ġngiltere‘de operatör
3‘nin en fazla kullanılan mobil video içeriği ITN‘in, yani Big Brother‘ın sahibi olan kanalın
ardından gelen Geek TV, MTV ve FHM‘i geçerek ikinci olur. Mobil video kullanımı,
Hollanda‘da ortalama izleme baĢı 3.1, Ġsviçre‘de 2.8 ve Ġngiltere‘de 3.2 dakika. Aylık
toplam izleme süresi Almanya‘da 23, Ġngiltere‘de 28 dakika. (Pearce, 2007). Geek TV bir
saatlik döngülerle yayınlanan bir akan video kanalı. Ġçerik her hafta değiĢir. Player X
Ģirketi, haftada ortalama 7 dakika izlenen bir mecrada fazla programa gerek olmadığını
düĢünür. Videolardaki linklerle kullanıcı istediği bir Ģeyi tıklayıp satın alır. Aslında Player
X, baĢta isteğe bağlı video ürünleri için Geek TV‘yi ücretsiz pazarlama kanalı olarak
sunmak ister. Ama operatörler ücretli olmasını ister. Kanal içeriğinin yüzde 25‘i
137
kullanıcıların ürettikleri içeriklerden oluĢur. Ama Player X bunu yüzde 20‘ye düĢürür.
Çünkü gelen içerikler çok iyi değildir ve kanalı sürüklemez. Kullanıcıların yüzde biri içerik
yükler, 10‘u yorumlar ve 90‘ı sadece izler; ancak etkileĢime dayalı shoutout gibi özellikler
kullanıcıları çekip topluluk katılımını sağlar. Shoutout, kullanıcı mesajlarının, diğer
kullanıcılar yayını izlerken okuyabilecekleri biçimde iletilmesidir. Geek TV yöneticilerine
göre içeriğin yüzde 60‘ı mobile has olmazsa kullanıcılar Web‘i tercih eder.

CNN Mobile: CNN ve Nokia, WAP ve SMS için bir hizmet geliĢtirme kararı alır.
CNN Mobile ġubat 1999‘da hayata geçer. Avrupa ve Asya-Pasifik‘teki dokuz operatörle
iĢbirliği yapılır. Kullanıcılar SMS‘e ilgi gösterir ama WAP beklenen ilgiyi görmez.
2004‘te, CNN Mobile‘a 300 milyondan fazla kullanıcı eriĢir. CNN.com, CNN Mobile için
sürekli içerik üretip günceller. Anlık geliĢmeler ve günlük haberler kullanıcıya sunulur
(Steinbock, 2005:144-145). CNN Mobile 2007‘de yeniden geliĢtirilir ve yenilemeyle
birlikte reklamcılar da hedeflenir (Walsh, 2008). Yeni site reklam destekli ücretsiz içerik
sunar. Son dakika geliĢmeleri, SMS ikazları ve son 14 günün haberlerinin aranabilmesi
özellikler arasındadır. Ayrıca ―In the Field‖ baĢlıklı bir blogdan dünyadaki muhabirlerin
katkılarına ve saat baĢı mobil ortama özel üretilen ―World News Now‖ videosuna eriĢilir.

Informa ve Picsel: Informa araĢtırma firması, Telecoms.com sitesinin mobil


sürümünün Barselona‘daki 3GSM 2007 etkinliği katılımcılarına sunulması için Picsel ile
çalıĢır (Picsel.com, 2007). Informa son mobil uygulama ve teknolojileri kullanıp hizmet ve
çözümlerini duyurmayı ister. Uygulama zengin medya içerikleriyle ücretsiz sunulur.

NBC ve The Apprentice: NBC‘nin programı The Apprentice‘te, Donald Trump,


katılımcılara yüksek ücretli bir göreve getirilme fırsatı sunar. NBC, programı seyirciler için
daha popüler ve etkileĢimli kılmak, izleyicilere Donald Trump‘ın kararını etkileme Ģansı
vermek ve yarıĢmanın bir parçası gibi hissettirmek ister (Motricity.com, 2007). Yayın
sırasında, izleyiciler kimin kovulmasını istediklerini SMS veya çevrimiçi oylar. Her SMS
99 cent‘tir. Oy atan ―Get Rich With Trump‖ oyununa katılıp 10 bin USD kazanabilir.
Programın sonuna doğru, oyların sonucu yayınlanır ve Amerika‘nın oyu açıklanır ve Ģanslı

138
izleyici duyurulur. Operatörlerle iliĢki, faturalama, ileti iletimi, televizyon eĢ zamanlaması,
SMS ve çevrimiçi çözümlerin yönetimini Motricity sağlar.

Südkurier: Almanya‘nın güneyinde yayınlanan Südkurier gazetesi, yeni


teknolojileri denemeyi ister. Günlük gazete ve internet portalı dıĢında, Südkurier bir RSS,
PDF e-gazete ve 16:00‘dan sonra suedkurier.tv adresinde günlük TV programı sunar
(Mathea, 2007). Gazetenin mobil haber hizmeti Südkurier–Blitz veya SK-Blitz yüzde 70
yerel, bunun yanında bölgesel, ulusal politika ve spor haberleri verir. Birçok kamu çalıĢanı,
karar verici, spor fanatiği, hatta haberlerini geliĢtirmek isteyen medya mensupları abonedir.
Bazı politikacılar da seçim bölgelerini SK-Blitz ile izler. Südkurier, mobil içeriği kendi
hazırlar. Aboneler telefonla ya da online abonelik baĢlatır. Kullanıcılar beĢ farklı alan seçer.
Yerel bilgiler yanında, spor haberleri için 27 farklı ulusal, bölgesel ya da yerel futbol ligi
seçilir. Aylık 2,99 Euro karĢlılığı, kullanıcı yaklaĢık 30 ileti alır. Maç sonucunu anında alır.
Maçların sayısı ileti sayısını değiĢtirir. Bu durumda ileti baĢı 39 cent ücretlendirilir.
Hizmette reklam ve abone geribildirim sistemi yoktur. Aboneler 1000 kiĢinin altındadır.
SMS dıĢında içerik gönderilmesi düĢünülmez.

Belga: Belçika haber ajansı Belga, 2001‘de Belga Mobile hizmetiyle geliĢmeleri
SMS, WAP, PDA ve GPRS‘le anlık iletmeye baĢlar. 7 kiĢilik özel bir ekip internet ve
mobil ortama haber üretir. Ekip internete hazırladıkları içeriğin kısa sürümünü SMS (145
karakter) ve WAP (500 karakter) için de hazırlar (Shahin ve diğerleri, 2003:19). Belga
içeriklerini kurumlara da satar. Yayıncı ve operatörler mobil haberleri alıp hedef kitle ve
kullanıcılarına iletir. Anahtar kelimelerle haber seçmek isteyen kurumlara da hizmet verilir.
MüĢteriye göre sabit ücret ve gelir paylaĢımı gibi esnek iki gelir modeli kullanılır.

Ananova: Ulusal haber ajansı Ġngiltere Basın Derneği (UK Press Association)
Ananova‘yı haber beslemesinin çevrimiçi sunumu olarak kurar. BaĢta iki kısım vardır:
Sitelere haber veren bölüm ve PAPress adlı bir site (Shahin ve diğerleri, 2003:24). Operatör
Orange Ananova‘yı Haziran 2000‘de alır. Ananovayla, gerçek zamanlı haberler Web, e-
posta, SMS, WAP ve PDA‘dan iletilir. Nisan 2000‘de ananova.com yayına geçer. 2500
farklı konuda e-posta ikaz sistemi sunulur. Ġngiltere‘de ilk mobil haber sunanlar arasında
139
WAP ve PDA hizmeti baĢlar. Forester araĢtırmasına göre yaklaĢık 2.5 milyon tekil
Ananova kullanıcısının yüzde 70‘i Ġngiltere‘dendir. Gelir modeli abonelik ve eriĢim
ücretidir. Kullanıcılar baĢlarına gelen haber değeri taĢıyan her tür olayı Ananova‘ya iletir.
Haber takibi gelen bir SMS ile baĢlar. Günlük yüzlerce haberden bir-iki tanesi böyle
üretilir. Ananova SMS sistemini geliĢtirip kullanıcının belirlediği kıstaslarda haberleri
iletmeyi hedefler. Yetkililer mobil ortamda haber içeriğinden böyle para kazanılacağına,
değilse kullanıcıların aynı habere baĢka yerden bedava ulaĢacağıan inanır. PDA
kullanımının artacağı düĢünülüp bu yöne yatırım yapılır.

Wap.gr: 1997‘de kurulan Wap.gr Yunanistan‘daki ilk WAP Ģirketidir. Altyapı


sunarak ürün ve içeriği olan Ģirketlerin kullanıcılara ulaĢması hedeflenir. WAP ve SMS‘le
sunulanlar arasında e-posta (POP3‘ten okuma ve yollama), e-haritalarla Atina‘da gezme,
WAP kitapları (kalınan yere ayraç koyabilme), Yunanistan Suç Hukuku, yemek ve içecek
tarifleri, çeĢitli araçlar (domain arama, ping, finger, traceroute), WAP chat, haber, Ġngilizce
sözlük, ilk yardım bilgisi, anket, fıkra, m-ticaret, bilet satın alma yer alır (Shahin ve
diğerleri, 2003:26). Wap.gr 2001‘de talep azlığından hizmetlerini durdurur. Firmaya göre
WAP‘ın baĢarısızlık sebepleri: - Kaliteli bir telefon ve bağlantı için ödenen yüksek bedel, -
GPRS‘in yakında geleceği haberlerinin kullanıcıları beklemeye itmesi, - Donanım ve WAP
sitelerinin kullanıcı dostu olmayıĢı, - Farklı mobil iletiĢim donanımları için standart iletiĢim
protokollerinin olmayıĢı ve bu alandaki ar-ge‘nin Wap.gr gibi firmaların kaynaklarını
tüketmesi, - Küresel ekonominin duraklaması sonucu kullanıcıların WAP destekli telefon
almayıĢı, - Yunanistan ve AB‘nin güneyindeki diğer ülkelerin yıllık gelir oranlarının düĢük,
teknoloji alanındaki maliyetlerin yüksek olması, sonuçta ortaya çıkan ürün ve hizmetlerden
elde edilecek kârın çok düĢmesi, - Yüksek rekabette pazara ilk girmek ve öne geçmek
isteyen firmaların maliyetin altında fiyatlarla ürün ve hizmetlerini sunmasıyla kullanıcılara
bedava ürün ya da hizmet verip, ileride ücretlendirme anlayıĢıdır. Wap.gr‘den kurucuların
aldığı dersler: Pazar ve ekonomi iyi analiz edilmeli, yeni teknolojilere kullanıcı talebi
incelenmeli ve yatırım kararı buna göre alınmalı, Ģirketler çaba ve riskleri paylaĢabilmek
için birlikler kurmalı, birliklerde mobil operatörler, içerik sağlayanlar, yazılım ve donanım

140
Ģirketleri yer almalı, uzun vadede mobil operatör ve içerik sağlayıcıların birleĢeceği
düĢünülmeli, teknolojiler standartlaĢmalı.

Kauppalehti: 1898‘da kurulan Kauppalehti, Finlandiya‘da iĢ dünyasına seslenen


haftaiçi yayınlanan bir gazetedir. Ġki aylık Kauppalehti Optio dergisi, kauppalehti.fi sitesi,
haftalık Saldo eki ve Kauppalehti Extra dergileri de aynı gruptadır. Kauppalehti‘nin mobil
hizmetleri SMS, WAP, PDA ve Communicator‘u içerir. Kauppalehti, TV ve radyo
yayıncılığı da dâhil tüm medyada 4 bin çalıĢanıyla varolan Alma Media Corporation‘a
bağlıdır (Shahin ve diğerleri, 2003:28-32). Kauppalehti superdesk adlı haber masasıyla,
1990'lardan bu yana önce çevrimiçi sonra da mobil ve TV içeriği sunar. WAP projesi
1999‘da baĢlar. Hedef müĢterinin her kanaldan istediği bilgiye ulaĢmasıdır. ĠĢ modeli içerik
fiyatlandırma ve gerekirse ortaklara verilecek paya dayanır. Hedef kitle tüm Kauppalehti
okur ve kullanıcılarıdır. Haber ve ekonomi içerikleri yanında portföy yönetim hizmetleri de
WAP‘la sunulur. Buna rağmen WAP, Kauppalehti‘de çok önemsenmez. SMS ve WAP‘ta
uygulanan strateji hizmetlerin operatörlerle iĢbirliğiyle sunulmasıdır. Kauppalehti bir
yandan da kendi hizmetlerini geliĢtirir. Kauppalehti‘de WAP katma değerli hizmet ve
pazarlama açısından değerlendirilir. WAP‘la ilgili bir organizasyon ya da insan kaynağı
sorunu yaĢanmaz. Gereken deneyim iç ekiplerin eğitimiyle sağlanır. Farklı bir haber, satıĢ
ya da pazarlama ekibi kullanılmaz. Ekip, haber merkezi, teknoloji birimi ve iĢ geliĢtirme
birimlerinden katılımcılarla oluĢturulur. Kullanıcılar diğer mecralarla birlikte paket olarak
aylık mobil hizmetlere abone olur ya da içerik baĢına ücret öder. Mobil hizmetler kendi
giderlerini karĢılayacak biçimde gelir-gider dengesine sahiptir. Kauppalehti‘de görüĢ
WAP‘ın baĢarılı olduğudur. MüĢteri beklentileri karĢılanmıĢtır. Ġçerik üretiminde zorluk her
Ģeyin tam olmasının gerekmesidir. SMS gibi sınırı olmayan WAP ve 3G‘den kullanıcılara
daha geniĢ bilgi sunulur. Ekip çoklu ortam gazeteciliğinde sürekli eğitilir. Kauppalehti‘de
genel kanı herkesin mobil iletiĢim donanımı kullanacağı yönündedir. Ġki nedenle kullanıcı
sayısı umulan kadar olmaz: Ücretlendirme kuralları ve mekanizmaları: Kullanıcı ancak
yüksek bedellerle mobil içerikten yararlanır. Burada operatör ve içerik üreticilerinin
esnekliğinin artması gerekir. Genel hizmet başlama stratejisi ve oluşan imaj: WAP dünyada

141
teknoloji olarak duyurulur, donanım ve protokol olarak satılmaya çalıĢılır ve bunun
yanlıĢlığı anlaĢılır. Yapılması gereken içerik ve hizmetlerin üstünde durulmasıdır.
Kauppalehti mobil stratejisi yeni teknoloji ve sistemlere yatırım yapmaktır. SMS ve WAP
deneyimi mobil ortamda kullanıcı beklentileri ve kullanım örüntülerini gösterir. Grubun
içerik üreticilik dıĢında içerik toplayıp paketleyerek operatörlere hizmet sunabileceği
düĢünülür. Ancak üretilecek hizmetlerde operatörden bağımsız olmak hedefi korunur.
Kauppalehti mobil ortamı çok önemsemek hatasına da düĢmeyi istemez. Maliyetler
dengelendiği için baĢkalarının uğradığı zararlara uğranmaz. Kurumda fiyatlandırma ve yeni
teknolojilerin kullanıcıya sunumu konularının sorun olacağı düĢünülür. Ġçerik üretenlerin
yeni içerikler üretmelerini sağlayabilecek mantıklı bir fiyatlandırma gerektiği düĢünülür.
Deneyimler yeni mobil teknolojileri ilk uygulamada çok dikkatli olmak gereğini ortaya
koyar. 3G‘nin finans, spor, adres bulma, açık artırma, arkadaĢ bulma gibi alanlarda önemli
olacağı düĢünülür. Çıkarılan dersler: Standartlarda sadece operatör ve donanım
üreticilerinin istekleri belirleyici olursa, içeriklerin kullanımında sorunlar yaĢanır. MüĢteri
iliĢkilerinde operatör ve içerik üreticinin rolü, müĢteriye nasıl sahip olunacağı
netleĢmelidir. Kullanıcı içerik satın aldığında, tıpkı televizyon alınca donanım üreticisinin
müĢterisi olunmadığı gibi, operatörün değil içerik üretenin müĢterisi olmalıdır.

MTV3: 1957‘de Finlandiya‘da kurulan MTV Oy, MTV3 ve Subtv kanalını yönetir.
MTV3 reklamda 11 ayrı kapsama alanında farklı hedeflemeler yapar. MTV3 Alma Media
grubunun parçasıdır (Shahin ve diğerleri, 2003:33-36). MTV3 mobil uygulamaları 2001‘de
baĢlar. Çevrimiçi operasyon MTV3i ve teletekst kanalı da mobil hizmetlere baĢlar. Yeterli
kullanıcı ve talep beklendiğinden mobil operasyonlara rakiplerden sonra baĢlanır. Online,
TV ve teletekst sistemlerinin aynı anda kullanılabilmesi avantaj olarak düĢünülür. Standart
içeriklerin yanında, varolan programlardan melodi ve logolar kullanıcılara sunulur.
Kullanıcılar haber hizmetine haber baĢı ya da aylık sabit ücretle abone olur, SMS‘le
abonelik baĢlatıp, sonlandırır. Burç, rüya tabiri ve oyun gibi ek hizmetler de sunulur. Mobil
birim içerik üretmez, haber merkezi, çevrimiçi ve teletekst birimlerinden alıp geliĢtirir.
DıĢarıdaki içerik üreticileriyle iĢbirliği kâr paylaĢımlıdır. Operatörlerle iliĢkilerde yeni

142
hizmet ve teknolojilerin uyarlanıp geliĢtirilmesi güzel gerçekleĢirken, operatörlerin aldıkları
payın büyüklüğü yüzünden fiyatlandırma kanal açısından tatmin edici olmaz. MTV3,
WAP‘ı çekici bulmaz ve MMS ve 3G‘ye hazırlanır.

Pitch: Mobil reklam firması Pitch, Temmuz 2006‘da, günde üç SMS reklamı
almayı kabul edenlere binlerce oyun, melodi ve resmi ücretsiz sunar (Newsweaver.co.uk,
25.07.06). Hedeflenen kullanıcı ve pazarı analizdir. 3 dıĢındaki tüm Ġngiltere
operatörlerinde çalıĢan uygulamaya, SMS ve WAP sitesinden eriĢilir. Kullanıcılar dokuz
soruya yanıt verip reklamlar için profillenir. Sorular yaĢ, cinsiyet, müzik, film, oyun, moda,
yaĢam tarzı ve spor alanlarını içerir. Pitch mobil pazarlama engellerinin kalkacağına,
markaların istekli kullanıcıları hedefleyeceğine, geri dönüĢü yüksek geniĢ kapsamlı
kampanyaların yapılacağına inanır. Kasım 2006‘da bu uygulama pitch.mobi adresli mobil
sosyal siteyle kullanıcı içerikleri alanında geniĢletilir. Sitede içerik yükleme ve paylaĢma
ile anında mesajlaĢma sunulur (Mobile Europe, 23.03.07).

3.3.2.2. Mobil Altyapı İşletmecileri

3 UK: Ġngiltere operatörlerinden 3, Nisan 2007‘de sabit tarifeyle sınırsız mobil


internet eriĢimi sunan ilk operatördür. 5 pound‘luk tarife faturalı kullanıcılaradır
(Pinkerfield, 2007). 3, bu tarifenin geniĢ kitlelerin mobil internet eriĢimini olumlu
etkileyeceğini, kullanıcıların internette ücretsiz gezmesini sağlayan reklam destekli içerik
hizmeti sunulması için de destek olacağını, reklamveren ve geleneksel medyanın
zorlandıkları genç nesle ulaĢmak ve hedeflemekte kullanabilecekleri bir ortam
sunulacağını, para kazanılamayan ITN haber klipleri gibi içeriklerin de kullanılabileceğini,
bu hizmetten yayıncı, operatör, reklamcı ve kullanıcıların yararlanacaklarını düĢünür.
Mobil haber ve eğlence içerikleri sunan ITN On ve mobil reklam çözümleri sunan Rhythm
NewMedia, 3‘nin reklam destekli mobil video hizmeti kapsamında yeni ve ücretsiz içerik
hizmetleri duyurur (3g.co.uk, 2007). Ġçerik 3 müĢterilerine sunulurken, video gösterimi
öncesi ve sonrasındaki reklamlar da Rhythm NewMedia‘nın platformundan gelir. ITN On
bu hizmette yeni içerikler sunar: futbol gündem programı EPL, moda, magazin ve yaĢam

143
tarzı haberler ve içecek tariflerinin 5 dakikada sunulduğu Most Requested. ITN On‘un 3‘ye
verdiği standart içeriklerse haber, ekonomi, gösteri dünyası ve spordur. Böylece ITN On,
3‘nin reklam destekli içerik sistemi Planet 3‘deki içerik sağlayıcılardan olur. Planet 3,
haber, iletiĢim, paylaĢım ve eğlence alternatiflerinin toplandığı, içinde Google arama ve
Google Maps‘in de yer aldığı ve çoğu reklamla desteklenen bir ortamdır (Three.co.uk,
2008). Rhythm ekibi aynı zamanda 3‘nin elindeki olanakları ilgili marka ve ajanslara sunar.
ITN On, 3‘nin reklam destekli içerik iĢ modelinin içerik tüketimini artırması üstüne
operatörden bağımsız aynı modeli kullanmak ister. 3, reklamları kullanıcılara zorla
izlettiremeyeceğini anlar, onlara değerli bir Ģeyler verip karĢılığında dikkatlerini çekeceğini
düĢünür. 3G lisans yatırımını pazarlama ve sabit fiyatlı internet tarifesiyle geri almayı
planlar. Bunun için hatla birlikte verilen ve çokluortam bilgisayarı olarak tanımlanan X-
Series donanımlarıyla (Nokia N73 ve Sony Ericsson W950), Skype, Microsoft Messenger,
Ebay, sınırsız internet eriĢimi, Google, Yahoo Go hizmetleri, Sling TV eriĢimi, evdeki
PC‘ye eriĢmek için Orb yazılımı verilir (Weber, 2006). Kullanılan teknolojiler yeni değildir
ama kullanıcı hepsini bir arada bulur, kurulum için zaman harcamaz, hotspot, dizüstü
bilgisayar ya da veri kartı kullanmaz. Teknik bilgisi yeterli kiĢilerin yapabileceklerini, X-
Series telefonlarını alan herkes yapar. Dakika, mesaj, indirilen veri ölçülmez. Abonelik ile
aylık sabit ücret de ödenir.

Blyk: Londra ve Helsinki merkezli Blyk, Ocak 2006‘da, 16-24 yaĢ arası gençlere
yönelik reklamla gelir elde eden bir MVNO olarak kurulur. Ġngiltere hedef kitlesi 4,5
milyon, Avrupa hedef kitlesi 40 milyon kullanıcıdır. Firma, gençleri sevdikleri markalarla
iliĢkilendirir ve karĢılığında onlara ücretsiz konuĢma ve SMS verir (About.blyk.com, 2007;
Fowler ve Parrott, 2007). Blyk reklamcılara marka bilinirliği, iliĢki ve satıĢ fırsatı sunar.
Bunu da 16-24 yaĢ arası tüketici alıĢkanlığı olan mesaja karĢılık vermek üstüne kurgular.
Kullanıcılar sadece davetiye ile Blyk‘e abone olur. Aylık ücretsiz SMS ve dakikaları biterse
daha fazlasını parayla alırlar. Davetiye modeli, kuruluĢ aĢamasındaki operatörün iĢ
modelinin gereği, kullanıcı ve reklamcıları dengeli sayıda tutma gereksinimindendir.
Kullanıcıyı ya bir Blyk kullanıcısı davet eder ya da bir festival veya konserde Blyk

144
temsilcileri seçer. Ayrıca üniversite kampüslerinde abone standları kurulur. Kullanıcılarla
sözleĢme imzalanmayarak özgürlük verilir. Blyk‘in 45 reklamvereni arasında büyük ve
yeni ortaya çıkan markalar gibi küçükler de vardır: Sony Ericsson, SonyBMG, Ford,
Adidas, Mastercard, Buena Vista, Coca-Cola, I-play Mobile Gaming, L‘Oreal Paris,
StepStone, Miss Selfridge, STA Travel, Manchester United, Natwest Bank, Yell.com ve
Borders Books. Aboneler günde altı pazarlama mesajı karĢılığı ayda 217 ücretsiz SMS
kullanır ve 43 dakika ücretsiz konuĢur. Bu hizmete karĢılık reklam verenlerin mesajlarını
doğru kiĢilere göndermeleri için, aboneler hobileri ve alıĢkanlıkları ile ilgili bir formu
yanıtlar. Blyk yöneticileri Avrupa‘nın büyük reklam pazarlarından Ġngiltere‘de baĢarılı
olurlarsa diğer ülkelerde de baĢarılı olacaklarına inanır. Blyk kullanıcılarının MMS destekli
bir mobil iletiĢim donanımı kullanması gerekir. Blyk yöneticilerine göre kullanıcıların
yaĢları ilerlediğinde sisteme üyelikleri sürebilir, reklamverenler de genç yaĢtan itibaren
kullanıcılarla kurdukları iletiĢimi sürdürür. Reklamverenler için tarifeler Eylül 2007‘de
MMS için £0.20, SMS ve SMS yanıtı için £0.05 ve SMS‘in sonuna reklam eklemek için de
£0.02 olarak belirlenir (Lunden, 2007). Blyk SMS, MMS, resim, animasyon ve video
reklamları destekler (Morrison, 2008). Goldman Sachs, Blyk‘e yatırım yapar. Ġngiltere‘nin
ardından Hollanda‘da da Vodafone üstünden MVNO kurulur (Andrews, 2008). Ocak
2008‘de Blyk'in 30 bin abonesine, her hafta 3 bin yeni abone eklenir ve reklamların
tıklanma oranı da yüzde 12-43 arasındadır. Penguin Books için düzenlenen bir
kampanyada, Nick Hornby‘nin Slam romanının bir bölümünün sesli kitap olarak
indirilmesine çağıran bir mesaja olumlu tepki yüzde 45‘e ulaĢır (Green, 2008). Mayıs
2009‘da Blyk, Ġngiltere dıĢındaki Avrupa operasyonlarının MVNO olarak değil, anlaĢılacak
operatörler üstünden hizmet olarak süreceğini duyurur. Ağustos 2009‘da yapılan detaylı
açıklamalarla Blyk daha ölçeklenir, sürdürülür, uzun vadeli bir strateji olarak artık MVNO
olarak çalıĢmayacağını, iĢ ortaklığı çerçevesinde operatörlerle anlaĢacağını, böylece artık
bir son kullanıcı firması olmayacağını, ilkin Ġngiltere operatörü Orange ile anlaĢtığını
duyurur. Buna göre Blyk operatör satıĢ ekibinin pazarlamasını yaptığı reklam ürünlerinin
geliĢtirilmesi, ilgili firma için reklam üretilmesi, raporlara göre reklam içerik iyileĢtirme ve
ilgili reklam kampanyalarının yürütülmesini üstlenir. Orange ise artık sadece gençlere değil
145
baĢka segmentlere yönelik de Blyk‘in sistemini kullanacağını duyurur. 200 bin aboneli
Blyk, bu aĢamaya gelene kadar iki yılı aĢkın bir sürede 2600 mobil reklam kampanyası
yürütür. Bu süreçte doğrulanan gerçekler mobil reklamda mesajlaĢmanın çok iyi bir model
olduğu, uygun reklamların yüksek yanıt oranlarını ve müĢteri memnuniyetini sağladığı ve
reklamcıların bu modelin hem marka inĢası hem de doğrudan pazarlama amaçlı
kullanımına ilgilerinin yüksekliğidir. Operatör iĢ ortaklığı ile hızla farklı ülkelere yayılmak,
bu ülkelerde de modelin iĢlemesi için gereken pazarın en az yüzde 10‘una kısa sürede
ulaĢmak olasıdır (Mobiadnews, 27.07.09).

Virgin: ABD operatörlerinden Virgin, Sugar Mama ile abonelere internette 45


saniyelik reklam karĢılığı bir dakika ücretsiz konuĢma hakkı verir. Çevrimiçi soru formunu
doldurmak için beĢ dakika harcayanlar beĢ dakika daha fazla ücretsiz konuĢur. Virgin‘in
abonelerine verdiği ücretsiz konuĢma dakikası kısa sürede on milyonu geçer (Kunt,
2008:28). 2007‘deki VFestival‘deki uygulama da ücretsiz içerik yöntemine örnektir
(Qwikker.com, 2007). Virgin Mobile yıllık V-Festival‘iyle kullanıcıları eğlendirip yeni
abonelere ulaĢmayı hedefler. 2007‘deki festivalde Virgin Mobile BITES hizmeti tanıtılır.
Hedef katılımcılara yarıĢma linkleri ve BITES hizmetiyle ilgili bilgi de içeren seçme bir
içerik sunarak ulaĢılabilecek en fazla aboneye ulaĢmaktır. Virgin Mobile ve teknoloji
firması Qwikker birlikte ―sıkıntıyı yokeden Virgin BITES‖ sitesini sunar. Virgin Mobile
varolan abonelerden fazlasına ulaĢmak ve sahne alacakları duyurmak için, yüksek kaliteli,
çekici içerikleri hızlı ve kullanıcı dostu bir arayüzden sunmak ister. Qwikker belli içerik
seçkileri yerine, ücretsiz Bluetooth kanalı ile festivaldeki çeĢitli deneyimleri sunmayı seçer.
Ġçerikte sanatçı videoları, çeĢitli telefon melodileri, gösterime girecek film fragmanları,
yarıĢma ve BITES‘la ilgili bilgi için bir link verilir. Bluetooth alanından çıkanlar WAP‘tan
indirir, böylece içeriğe festival sonrasında da eriĢir. Sonunda 85 bin festival
katılımcısından, tüm operatörlerin abonelerinden toplam 30 bin kiĢiye ulaĢılır.

NTT DoCoMo: Japon operatör NTT DoCoMo baĢarılı i-Mode içerik sisteminde
elde edilen gelirlerin yüzde 10‘undan daha azını alır, içerik sağlayıcıları deneme, yatırım ve
pazarlamada cesaretlendirir ve yeni iĢlerin ortaya çıkmasını sağlar (Athens University,
146
2008). NTT DoCoMo‘nun FOMA (Freedom of Mobile Multimedia Access) hizmeti
2001‘de sunulduğunda dünyanın ilk 3G hizmetidir. Japon kullanıcılar zengin mobil
içeriklere ve Web‘e ilk defa mobil iletiĢim donanımlarından ulaĢır. FOMA sürekli
geliĢtirilir ve internete eriĢimde ilk tercih edilen arayüz haline getirilmeye çalıĢılır
(Picsel.com, 19.11.07). Mobil tarayıcı beklentilerini araĢtıran NTT DoCoMo, NEC ve
Picsel ile çalıĢarak ―Keitai 2.0 - Cep Telefonu 2.0‖ adını verdikleri deneyimini sunar.
NEC‘in N904i modeli ile Nisan 2007‘de pazara çıkılır. Picsel‘in ePage teknolojisiyle,
mobil iletiĢim donanımlarının ekranlarının küçüklüğünü göz ardı ettirecek özelliklerle
sunulan tarayıcının iki yenilikçi özelliği vardır. Superfast Zoom & Pan yaklaĢtırma ve yatay
kaydırma özelliği ile kullanıcılar web sayfalarına birkaç saniyede göz atar. Raku Raku
Klavye ve Grafik Araç Çubuğu kullanıcının URL arama, sık kullanılanlar, ileri ve geri
özelliklerine olan alıĢkanlıklarını içgüdüsel ve hareketli bir grafik arayüzle mobil ortama
aktarır. Böylece Keitai 2.0 tarayıcısı web adresi girmekteki sınırlamaları aĢar. Ġlk haftasonu
40 bin birim satılır, üç ayda 480 bin ürün nakledilir ve NEC N904i modeli Japonya‘da satıĢ
rekoru kırar.

China Mobile, Unicom, AT&T, Verizon: Çinli internet hizmet sağlayıcı Tencent
Holdings‘in QQ sistemi, çevrimiçi iletiĢimde yüzde 80 pazar payına sahiptir. Sistemle
anında ve sesli mesajlaĢma, oyun, mobil TV gibi hizmetler sunulur. QQ Çin‘in en büyük
SMS platformudur. SMS yeni mobil içeriklerin duyurulmasında baĢarılı bir kanaldır.
Ancak abone bilgileri operatörden alındığından, istenmeyen SMS‘ler müĢteri Ģikâyetlerine
neden olur. Çin de bu pazarlama modelini düzenler. Çin mobil içerik derleyicileri
pazarlama taktiklerini portal dıĢı kanallara, örneğin internet ya da TV, radyo ve dergi
reklamlarına kaydırır. Bu da reklam giderlerini artırdığından mobil içerik firmalarının
kârlarını yüzde 50 düĢürür (Meyers, 2007). QQ ve diğer içerik derleyiciler abonelerden
yüksek gelir elde eder. Ancak 2006 sonuna doğru, operatörler China Mobile ve Unicom,
içerik derleyicileri ―belli ücret karĢılığı tek seferlik indirme‖ modeline zorlayacak biçimde
kural değiĢtirir. Bu yüzden kâr, aboneliğe göre, ARPU da tekrarlanan abonelik
olmayıĢından dolayı düĢer. QQ gibi içerik derleyiciler China Mobile ve Unicom gibi

147
operatörlerce sıkıĢtırılır. China Mobile büyük müzik ve haber Ģirketleriyle doğrudan
anlaĢmalar yapar. Ġçerik derleyicilik iĢi geçerli olsa da, operatörlerce hedeflenenlerle
sınırlıdır. Çin‘li operatörler melez bir yaklaĢım seçer, mobil içerik sağlayıcıların
karĢılaĢtırmalı olarak çoğu tür içerikte operasyon deneyimi ve ekonomi açısından daha
avantajlı olduğunu fark eder. Bu yüzden belli derleyicilerle oyun, müzik gibi belli türlerde
içerikte anlaĢılır. ABD operatörleriyle Çin‘dekiler arasındaki ana fark, AT&T‘nin U-
verse‘te ve Verizon‘un FiOS‘ta geniĢ içerik derleme takımları oluĢturmalarıdır. Devletteki
tartıĢmalar yüzünden China Mobile ve Unicom‘un benzer bütünleĢik içerik hizmetleri
sunması için yıllar geçebilir. Sonuçta, AT&T ve Verizon lisans ve deneyim açısından
ABD‘deki öncü mobil içerik derleyicilerdir. Bu yüzden Fox Interactive de operatörlerle
iĢbirliği yapacağını açıklar (Fitchard, 2007).

Sprint: ABD operatörü Sprint geliĢmiĢ mobil oyun deneyimi sunmak için
Motricity ile anlaĢır. Game Lobby adlı mobil oyun topluluğu üyelerince, 2004‘deki
açılıĢtan itibaren 36 milyon oyun sonucu ve 170 bin oyun reytingi oluĢturulur (MMA,
2009). Sprint, veri hizmetlerinde farklılaĢmak için, kullanıcılarca kabul edilecek ve
geliĢmiĢ deneyimler sunacak içerikleri pazarlamak ister. Sanal oyun topluluğunun
hedeflerle örtüĢtüğü düĢünülür. Ġstenen çözümün sağlayacağı özellikler arasında üyelerin
oyun ortamında buluĢup, yarıĢıp bilgi paylaĢabilmeleri, aboneler arasında mobil oyun
kullanımının artması, kullanıcı davranıĢ analizi, marka bağlılığı ile gelir artırımı, diğer
operatörlere geçiĢi düĢürmek ve kullanıcıların varolan abonelik tiplerini yükseltip
sürdürmelerini teĢvik yer alır. Motricity‘nin Fuel platformunu kullanan Game Lobby,
Sprint abonelerine mobil oyuna odaklı ücretsiz bir topluluk ortamı sunar. Kullanıcının tüm
oyunlara aynı kimlikle eriĢmesini sağlayan sisteme, mobil ve sabit internetten girilir.
Üyeler resim ekler, yeni oyunlar için bilgilendirme mesajlarına abone olur, kimliklerini
yönetip kiĢiselleĢtirebilir, diğer oyuncularla buluĢup sohbet edebilir.

Vodafone: Vodafone ve Yahoo, mobil donanımlardan kiĢiye özel reklam için


anlaĢır. Uygulamayla, abonelere bulunduğu yerdeki Ģirketlerin reklamları gönderilir. Kabul
edenlere indirim uygulanır (Andaç, 2006). 2007‘de ilkin Vodafone Ġngiltere‘de uygulanan
148
sistemde, kullanıcılara kiĢiye özel reklamlar gönderilir. Reklamlar, internet sitelerinde
kullanılan bannerlardan, kısa video kliplere kadar pek çok farklı biçimdedir. Bunları almak
isteyenlere mobil TV, oyun ya da mesajlaĢma hizmetlerinde çeĢitli indirimler yapılması ve
indirimlerin tarifeleri de kapsaması düĢünülür. Bir diğer uygulamada da FreeVideo hizmeti,
operatörün Ġtalya‘daki 29 milyon abonesinin reklam izlemeleri karĢılığı video içeriklerine
ücretsiz eriĢmelerini sağlar. 3G uyumlu mobil iletiĢim donanımlı kullanıcılar hizmete üye
olup ücretsiz haber, spor, komedi ve müzik kliplerini izler (Fiercewireless.com, 2008c).
Amobee firmasının reklam sunucuları, kullanıcı profilini ve bağlam enformasyonunu
araĢtırıp içeriğin gösterimi öncesi ve sonrası yayınlanacak uygun video reklamlarını seçer.
Akan video ve reklamların videolara eklenmesini QuickPlay Media yönetir. Dada Ad da
reklamverenlere ulaĢır. Reklamverenler arasında yardım örgütleri ve medya Ģirketleri de
vardır. Amobee, Vodafone ile Ġspanya ve Yunanistan‘da reklam destekli p2p, SMS ve oyun
çalıĢmaları da yapar (Mobileeurope.co.uk, 2008).

Turkcell: Tonlakazan, mobil pazarlamayı operatör iĢ modelinin merkezine


yerleĢtirir ve 2009‘da GSMA En Ġyi Mobil Reklam Hizmeti ödülünü alır. Uygulama, sesli
görüĢme öncesi, aranan kiĢinin telefonu çalarken, bekleme sırasında arayan kullanıcıya
çalma sesi yerine pazarlama içeriği dinletir. Böylece kullanıcı için boĢ geçen bu süre
değerlenir. Pazarlama içerikleri rahatsız etmeyip, eğlendiren özellikte seçilir. Abone
hizmete kaydolur, arayanların duyacağı pazarlama içeriğini seçer, mesajı dinleyen kullanıcı
sayısından puan kazanır, daha sonra bu puanları sesli arama veya baĢka içerik hizmetleri
satın almak için kullanır. Arayan o anda aktif dinleyicidir. Operatör arayan kiĢinin profilini
bilir ve en uygun reklamı dinletir. Uzun vadede profil güncellenir. Kaç kiĢi, ne kadar,
nerede, ne yaparak dinlediler ölçülür. Marka ve bilinçlendirme dıĢında, doğrudan satıĢ için
de bu hizmet kullanılır. Ġlk reklamverenler Warner Bros, Coca Cola, Cafe Crown, P&G,
BurgerKing, Turkcell, Total, Vivident, Mentos ve Yapı Kredi‘dir (Tonlakazan Blog, 2009).

149
3.3.2.3. Çevrimiçi ve Mobil Sosyal Ağlar

Mobil sosyal ağlar, sabit internettekiler gibi, kiĢilerin ortak ilgi alanlarındakilerle
buluĢup, iletiĢim ve paylaĢıma geçtikleri topluluklardır. Buralarda iletiĢim çoğunlukla
mobil ortamda yürütülür, sabit internette de sosyal ağ siteleri yer alır (Wikipedia Mobile
social network, 2009). Bu ağların firma ve kiĢileri çekmesi, maliyetlerin kullanıcının
ürettiği içeriklerde çok düĢük olması, sunulan hizmetlerin çekici ve bağlayıcı olmasıyla veri
kullanımını artırmalarındandır (Winterbottom, 2008).

Pozitim Yeniyerim, Patlican, BiAlem: ―Sosyal yaĢam merkezi‖ sloganıyla


sunulan Yeniyerim.com, ücretsiz profil oluĢturup, haber, forum ve blog bilgilerinin
girilebildiği, kullanıcının ürettiği içerik esaslı ve mobil uyumlu bir sosyal topluluk sitesidir.
Topluluk ―amatör sanatçılardan, zanaatçılara, sporculardan, aĢıklara, ressamlara, Ģairlere,
yazarlara, eski ve yeni arkadaĢ arayanlara, iĢ, bilgi, haber ve eğlence arayanlara,
konuĢmaya ve konuĢulmaya gereksinim duyan herkese‖ açıktır. Sabit internet ve mobil
(MIDP 1.0) topluluk portalı olan yeniyerim.com MSN, Gtalk IM robotları, reklam iĢlevleri
ile çevrimdıĢı ve çevrimiçi mesajlaĢma ve sohbet sistemi de sunar (Pozitim, 2008). Pozitim
Avea için de wap.patlican.com.tr Patlıcan topluluk ve sosyal ağ portalının mobil tarafı ile
biAlem.com.tr ve wap.biAlem.com.tr adreslerindeki biAlem topluluk ve sosyal ağ
portalının, sabit internet, mobil portal ve altservislerini hazırlar. Patlıcana, Avea WAP
GPRS ile bağlanan kullanıcılar, içerik yüklemek ve indirmek için bağlantı ücreti ödemez.
Gençlerin, kendilerini ifade edip, etkileĢimli iletiĢim kurup, oyun oynayabilecekleri bir
platform olan Patlican, bloglarını paylaĢıp, videolarını yükleyerek kiĢisel becerilerini
sergileyecek, bu sosyal buluĢma noktası aracılığıyla tanıĢıp forumlarla da düĢüncelerini
açıkça tartıĢabileceklere açıktır (Turk.internet.com, 2007). biAlem ise Avea abonelerinin
fotoğraf, video ve müzik yükleyebildiği, paylaĢabildiği, bloglara, ilgi gruplarına, ajanda ve
etkinlik, anket, oylama ve yarıĢmalara katılabildiği, tüm gruplar ve diğer üyelerle gerçek
zamanlı iletiĢim kurabildiği bir hizmettir. Kullanıcılar biAlem.com.tr‘ye üye olup, kiĢisel
sayfa oluĢturup, kiĢisel bilgilere, fotoğraf, video ve müziklere, diğer kullanıcı içeriklerinden
beğendiklerine, ilgi gruplarına ve arkadaĢ listelerine yer verir. Web‘den ücretsiz yüklenen
150
içerikler Web ve WAP sitelerinde görülür. Grup ve bloglara üyelik ücretsizdir. SMS‘le
abonelik (yazıĢmaları SMS‘le alma) haftada 4 kontördür (Bialem.com.tr, 2009).

Peperoni (peperonity.com): Peperonity.com sohbet ortamları, kiĢisel profil ve


mesajlaĢma sayfası, resim ve video yükleme özellikleri içerir. Peperoni, Almanya‘nın
mobil MySpace‘idir. 350 binden fazla kayıtlı ve aylık 6 milyon tekil kullanıcısı vardır
(Peperonity.com, 2008). Gerçek rakamlar daha fazladır çünkü sadece aktif katılımcılar
kayıt olur, diğerleri ücretsiz gezer (Mobile Europe, 2007). Adidas ve Disney gibi markalar
Peperonity.com‘da kampanyalar yapar. Üye araĢtırması, yararlı ve rahatsız etmeyen
reklamların ilgi çektiğini gösterir. Örneğin operatör O2 bir kampanyasında kullanıcılara
ücretsiz SIM kartı verir. Bu tür reklamlar kullanıcılara gerçek yarar sağlar. Peperonity
mobil video klip yükleme aracı, destek hizmetleri kapsamında moderasyon ve ―arkadaĢına
gönder‖ özellikleri sunar. ―Bu siteyi tavsiye et‖ hizmetiyle de kullanıcılar Peperonity‘deki
içerikleri SMS ile ücretsiz paylaĢır. Bu hizmet Ģirketçe viral pazarlama için kullanılır.
Peperoni reklam satarak kullanıcılara hizmet sunar. Üyelere bir alıĢveriĢ ortamı sunar.
Kullanıcılar içeriklerini mobil ortamda satar. Bunun için Bango ile iĢbirliği yapılır.

mig33: mig33 Aralık 2005‘te kurulur. 200‘ün üstünde ülkede 9 milyon kullanıcıya
ulaĢması iki yıl alır. ġirket, Avusturalya merkezlidir ama Kaliforniya‘da çalıĢır. Ocak
2008‘de Menlo Park merkezli DCM adlı firmadan 13.5 milyon USD risk sermayesi desteği
alır. Sunulan hizmet kullanıcıların mobil operatörler arasında sohbet etmesi, anında
mesajlaĢması, e-posta okuması, VoIP‘le görüĢmesi ve fotoğraf paylaĢmasını sağlar. 9
milyon kullanıcı, her gün 2 milyon oturumda 45 milyon mesaj, ayda bir milyon fotoğraf
gönderir (Morrison, 2008b). BaĢarıda kullanıcıların çevrelerine tavsiyeleri yatar. mig33
fikri kurucuların gençlerin istedikleri kadar SMS iletmeleri hedefinden çıkar. VoIP ve
kablosuz teknolojilerin insanların bağlantı ve topluluk iliĢkilerini tekrar tanımladığı
düĢünülür. mig33, telekom sektöründeki ağın yönetilip tarifelendirildiği anlayıĢtan, müĢteri
hizmetleri ve değerin iletildiği anlayıĢa geçiĢe odaklanır. mig33 operatörden bağımsız,
herhangi bir mobil iletiĢim donanımından eriĢim sağlar. Kullanıcılar düĢük fiyata VoIP‘ten
görüĢür, SMS ve IM‘den yararlanır ve mobil sohbet, ve profil paylaĢır (Mig33, 2009).
151
Live Earth: Live Earth, iklim krizi bilinçlendirmesi için 07.07.07‘de, 24 saat yedi
kıtadan 2 milyar insanı bir araya getiren bir müzik etkinliğidir. Konserler 150 sanatçıyla
New York, Londra, Sidney, Tokyo, ġangay, Rio de Janeiro, Johannesburg ve Hamburg‘da
düzenlenir. Etkinliklerin çağrısı Answer the Call‘dur ve çevre bilinci çözümleri sunulur.
Alliance for Climate Protection, The Climate Group, Stop Climate Chaos ve diğer
uluslararası örgütlerin ortaklığında, Live Earth etkinlikleri birkaç yıl sürüp birey, Ģirket ve
hükümetleri iklim krizini adreslemeye motive edecek bir kampanyanın baĢlangıcı olur
(Verisign, 2007). Live Earth, küresel aktif katılım hedefler. VeriSign küresel SMS
bağlantısı ile tüm mobil mesajlaĢmaları yönetir, gerçek zamanlı bütünleĢik mobil
kampanyalar için mesajlaĢma uygulamaları sunar. 2 milyar kiĢi Live Earth deneyimini
mobil iletiĢim donanımları, internet, televizyon, radyo ve canlı konserlerle paylaĢır. SMS
ile 4 ülkede 65 mobil operatörden Live Earth hedeflerine milyonlarca insan kazandırılır. Bu
süreçte farklı kültür, dil, operatör, yayıncı, reklamcı, hukuk çevreleri, zaman dilimi ve
kullanıcı arayüzleriyle (canlı konser, internet, mobil ortam, TV, radyo) baĢ edilir. VeriSign
bu iĢ için kendi ürettiği Mobile Content Delivery Network, Interactive Application
Services, Text2screen SMS iĢlevi ve VeriSign Enabled istatistiklerini kullanır.

3.3.2.4. Örnek Olayların Değerlendirmesi

Örnek olaylara göre mobil yayıncılıkta tek bir model baĢarılı olmaz. Ama
bunlardan hangisinin öne çıkma olasılığının fazla olduğu gösterilebilir. Bu doktora tezinde
yapılmaya çalıĢılan da budur. Mobil içerik ve yayın fikirleri üretmenin önünde engeller olsa
da, tarafların özellik ve kaynaklarını göz önüne alıp mobil içeriğe yatırım yapmaları
önemlidir (Shahin ve diğerleri, 2003:37). WAP göreceli olarak baĢarısızdı, çünkü iletiĢim
pratiklerinden kendini üç biçimde uzaklaĢtırdı: finansal açıdan donanımlar ekonomik kriz
döneminde çıktı ve pahalıydı, teknik açıdan arayüzler kullanıcı dostu değildi ve içerik
açısından insanların zaman ve paraları için diğer mecralarla rekabet adına gereken içerik
karıĢımı sunulamadı. Yeni mobil teknoloji ve içerik fikirleri de ciddi zorluklarla karĢılaĢır.
Teknolojinin sürüklediği bir model baĢarısız da olabilir. SMS hizmetleri sunulurken bu iĢe
yarasa bile, mobil haber ve hizmetlerde yeterli bir kullanıcı tabanına ulaĢmak için uzun süre
152
geçti. Teknoloji dar bir kullanıcı grubu çeker. Herkes kullanıĢlı ve eğlenceli hizmetlerin
bireysel gereksinimleriyle uyuĢmasını ister. Ġçeriğe dayalı yaygınlaĢma modeli de sorun
yaĢayabilir. Internet haberleri bedava olageldi. Bu da yeni teknolojilerde haberin ücretsiz
edinileceği beklentisini doğurdu. Mobil ortamda fiyatlar olumsuz ve içeriğin çekiciliği
azdır. Ġçerik hizmetleri WAP‘ta sıkıntı yaĢadı. 3G zamanında da aynısı olabilir. Neden,
kullanıcı açısından fiyatların yüksekliğidir. Mobil gelirlerin çoğu diğer içerik ve verilerden
değil sesten kazanılmakta. Bu durumda 4G‘nin yaygınlaĢmasına kadar mobil içerik
hizmetleri mobil pazarın tamamı düĢünülünce önemsiz kalabilir (Odlyzko, 2001).
Enformasyon kaynaklarının dıĢlanması (exclusion) üç türlüdür: Ġlki engellemelere bağlı
(impediment) aforoz (excommunication), yani ekonomik sebeplidir. Ġkincisi çoklukla
iliĢkili gereksizliğe (pleonastic) bağlı aforoz, yani aĢırı enformasyon temelli veya baĢka
medyalarla rekabette uygun içerik ve paketlemenin bulunamayıĢına dayalıdır. Üçüncüsü
çilecilikle iliĢkili (ascetic) aforoz, yani arayüzler uygun olmadığından seçime bağlı
dıĢlanmadır (Fortner, 1995). BaĢarılı mobil içerik için bunların çözümü ile sosyal ve
bireysel etkilerde geniĢ ve derin araĢtırmalar gerekir. Teknoloji yönelimli kullanıcı
araĢtırması ve sosyal bilimler yönelimli iletiĢim araĢtırması birleĢtirilmelidir. Böylece
sosyal iletiĢim tanımlanır. Mobil içerik ve yayınlarla ilgili sorunlar analitik açıdan bazı
Ģeyleri ortaya koyar: Kullanıcı için durum olumsuzdur; mobil teknolojiler ilerler, ama satın
alma kararını etkileyecek seçenekler çıkmaz. Bu yüzden teknoloji arkada, içerik ön planda
olmalı ve kullanıcılara zengin çokluortam ürün ve hizmetleri mantıklı fiyatlarla
sunulmalıdır. Ġçerik üreticilerin ya da yayıncıların bakıĢı da hemen hemen aynıdır: Ġstikrarlı
bir platform, içerik geliĢtirme standartları gereklidir. Hedefli içerik düzgün kâr akıĢı sağlar.

Tablo 10 - Mobil haber odak alanları


(Shahin ve diğerlerinden uyarlama, 2003:38)
KULLANICI GEREKSĠNĠM
Teknoloji tahmin edilemez ve baĢat. Standartlar ve farkedilmezlik.
Ġçerik tekrar kullanılmıĢ ya da ham. ÇeĢitlilik ve canlılık.
Maliyet yüksek. Ilımlılık ve kesin modeller.
ĠÇERĠK ÜRETĠCĠ GEREKSĠNĠM
Teknoloji tahmin edilemez. Standartlar.
Ġçerik tekrar kullanılmıĢ ya da ham. Profilleme, hedefleme.
Gelirler düĢük ve tahmin edilemez. Ġstikrar, düzenlilik.

153
Tablo 10 tarafların düĢüncelerini gösterir. Standartlar geliĢtirilirse, taraflar uyumlu
çalıĢır. Anahtar içerikte kullanıcıyı güdüleyecek yenilikçiliktir. Öncelikle fiyatlandırılma
konusu çözülmelidir. Mobil içerik ve yayıncılık sadece operatörlere değil içerik
sağlayıcılara da gelir getirmelidir. Ġçerik çekici, kullanıĢlı ve makul ücretliyse kullanıcılar
tercih eder (Gerpott, Rams ve Schindler, 2001).

3.4. MOBĠL YAYINCILIKTA PAZARLAMA

Bu bölümde pazarlama kavramı ve bazı temel pazarlama yaklaĢımları incelenecek,


ardından doktora tezinin temelini oluĢturan mobil yayıncılıkta izne bağlı bireysel pazarlama
modeli açıklanacaktır. Mobil pazarlamayla, reklamların mobil iletiĢim donanımlarına mobil
ya da kablosuz ağlarla mobil reklam çözümlerinden iletildiği, ürün ve hizmetleri sattırmak
ya da marka bilinci sağlamak hedeflenen pazarlama faaliyetleri kastedilir (Yunos ve Gao,
2002:2.). Burada konuma dayalı hizmetler ve reklamcılık, SMS, MMS kampanyaları, mobil
web, WAP veya xHTML siteleri, kızılötesi veya Bluetooth reklamcılığı incelenebilir.
1980‘lere kadarki reklamcılıkta kitleler gittikçe pasifleĢmekte, reklam harcamaları
azalmakta ve markalar standart mesajlarla tüketicilere ulaĢmaya çalıĢmaktaydı. Önce
bilgisayar, ardından da mobil iletiĢim donanımları tüketici etkileĢimliliğini artırdı (ĠĢgüder,
2007:20). Mobil iletiĢim donanımlarının kullanıcı sayısı diğer tüm ortamlardan daha fazla
olduğunda SMS ile baĢlayan pazarlama ve reklam çalıĢmaları bu mecranın önemini göstedi
ve kullanıcılar da kendilerine sunulan yarar bağlamında bu ortamdaki pazarlama
etkinliklerine olumlu tepkiler vermeye baĢladı. Ġnternet reklamcılığı harcamaları 2007‘de
24 milyar USD, tüm reklam harcamaları 450 milyar USD‘yi geçti ve sadece mobil
reklamlara 871 milyon USD harcandı. Mobil reklamcılığın büyük bölümü metinden
oluĢurken, video, web ve müzik de görülür. 4,3 milyar mobil kullanıcı, reklamverenler için
1.4 milyar bilgisayar kullanıcısından daha değerli. Üstelik mobil abonelerin kiĢilik,
alıĢkanlık ve hobileri ile ilgili profil bilgisi de belli (Kunt, 2008:28 ve GSMA, 2009). Mobil
pazarlama hizmetleri, marka, ürün ve fikir tanıtımı yapmak, bunlar hakkında bilgi vermek,
satıĢ artırmak, tüketicilerin bunlara yönelik tutumlarını etkilemek amacıyla mobil iletiĢim
154
donanımlarından gerçekleĢtirilen bir pazarlama çeĢididir. Mobil iletiĢim donanımı,
geleneksel mecralara kıyasla, hedef kitleye doğrudan, garantili eriĢim, ölçülebilirlik,
mobilite özelliğiyle istenilen her an hızla tüketiciye ulaĢılır olması, katıl kazan türü
uygulamalarda ürünün satın alındığına yönelik ispat kabiliyeti gibi özellikleriyle geleceğin
en önemli pazarlama ortamı olmaya adaydır (Uysal, 25.03.08). Marka ve müĢteri iletiĢimi
mobil pazarlama ile çift yönlü olur. Mobil pazarlama özel ilgi alanlarına göre bölümleme
sağlar. Kitle iletiĢim araçlarındaki gibi ilgisiz birçok kiĢiye ulaĢmak gerekmez. Ġlgili
kiĢilere tek adımda ulaĢılır. Mobil araçlar her zaman ve yerde kiĢilerledir. Bu da mobil
iletiĢimin tüketicilere her zaman ulaĢılırlığıdır. Markalar mobil pazarlama çalıĢmalarını her
an takip edebilir. Gönderilen mesajı kimin, ne zaman aldığı, mesaja tepkisinin ne olduğu
anında ölçülüp gerek varsa kampanyada anlık değiĢiklik yapılır. Mobil pazarlama bire-
birdir. MüĢteri ve marka arasına baĢka kanallar girmez. Kitlesel medya pazarlaması
monoloğa dayalı ve etki esaslıdır. Ama mobil pazarlama diyaloğa dayalı ve etkileĢim
esaslıdır. Birisinde geçmiĢ zaman, diğerinde Ģimdiki zaman önemlidir. Ġlki kitlesel, diğeri
kiĢiye özeldir. Birincisinde varsayımsal planlama, sonrakinde keskin planlama görülür.
Ölçümlemede ilki bulanıklık taĢır, ikincisi kesinlik sunar. Aynı biçimde ölçümleme klasik
medya pazarlamasında pahalıyken, diğerinde daha ekonomiktir. Buradan da görülebileceği
gibi mobil ortamda pazarlama uygulamaları klasik kitlesel medya ortamındakilere göre çok
daha avantajlıdır. Özellikle 3G ile birlikte mobil pazarlamanın ivmesinin artması, mobil
operatörlerin pazara ilgisini artırmaktadır. Mobil pazarlama yapmak isteyenler, mobil
pazarlama firmaları veya operatörler ile çalıĢır. Mobil pazarlama firmaları müĢterilerine
yönelik katıl kazan, kampanya kurgulama, tanıtım veya reklâm için toplu SMS-MMS
gönderimi, profilleme gibi kampanya ve uygulamalar hazırlar. 1998‘de Ġsviçreli mobil
uygulama ajansı MINICK, dünyanın belki de ilk mobil pazarlama kampanyasını Ericsson
için yapar. YılbaĢında 1.5 milyon Ġsviçreliye kutlama mesajı gönderilir (Minick.net, 2009).
Özellikle 2000‘den sonra mobil pazarlamanın kullanımı artar. Bunda artan mobil donanım
sahipliği de rol oynar. Pazarlamacılar için en önemli konu doğru kiĢiye ulaĢmaktır. Mobil
pazarlama buna imkân sağlar. Operatör ses gelirleri azalmakta, bu veri gelirleri ile telafi

155
edilmeye çalıĢılmakta (Hekimoğlu, 21.07.06). Bu yüzden operatörler, pek çok baĢka alanın
yanında, stratejik olarak mobil pazarlama ve reklama da önemli bir yer vermek durumunda.

Mobil reklam bir gelir kaynağı olarak mobil iletiĢime değer katar. Mobil
reklamcılığın standartları oluĢmakta (IAB-MMA, 2007). Pek çok model öngörülmekte.
Bunların hangisinin daha iyi olduğu deneme yanılma ile bulunmakta. Pazar dinamik ve
özellikleri, mobil reklamcılığın baĢarısındaki ana faktörlerdir. Mobil reklam operatörlerin
portal dıĢı (off-portal) strateji ve gelirlerinin önemli bir parçası. Portal dıĢı, operatörlerin
desteklediği mobil portaller, örneğin logo ve melodi siteleridir. Gelecekte ağırlık, mobil
oyun ve video kliplerde olabilir. Bu portaller, mobil reklamcılıkta büyük olanaklar üretir.
Ücretsiz internet veya sabit fiyat tarifelerinin tanıtımı dıĢında, sponsorluğu üstlenilmiĢ
içerikler de sunulur. Ġçerikler türe, sağlanma Ģekline veya sohbet grupları gibi toplulukların
oluĢturulmasına göre değiĢebilir. Saygı duyulan bir hizmet olduğu sürece kullanıcılar mobil
reklamı kabul eder ama spam almak istemez. Kullanıcılar ancak reklamlar hedefli,
kullanıĢlı ve anlamlı olursa sisteme katılır. Mobil pazarlama markaların pazarlama
stratejilerine ve kurgularına, mobil teknolojilerin veya iletiĢim donanımlarının
eklenmesidir. Mobil pazarlama kampanyaları iki çeĢittir: push-itme ve pull-çekme. Push,
markanın bir izinli veritabanında bulunan kiĢilere ulaĢmasıdır. En yaygın araç SMS‘tir.
Burada ilk adım markadan gelir. Bu yöntem izinli veritabanında bilinçli davranmayanlar
olabildiğinden spame açıktır. Türkiye tüketici hakları mevzuatında 2005 Eylül‘ünde bir
düzenleme yapılarak izinli veritabanı kullanımında markalara ciddi yaptırımlar getirildi. Bu
yöntemde markalar ulaĢtıkları kitlelere indirim duyuruları, ödeme bilgileri, hatırlatmalar
vb. gibi bilgiler iletmektir. Pull yöntemindeyse, marka geleneksel kanallarla kullanıcıyı
kampanyaya çağırır. Örneğin, ödüllü bir mini test ile duyuru yapar, ilk soru ürün
ambalajından çıkar. Tüketici yanıtı SMS‘le yollar. Türkiye‘de en fazla kullanılan yöntem,
―Ģifre gönder çekiliĢe katıl‖dır. SatıĢa doğrudan bağlanabilen bu yöntemde, üründeki bir
URN (Unique Redemption Number) kısa mesaj ile kampanya numarasına gönderilir.
Kampanyalarda MMS, Java ve video da kullanılır. SMS yerine zengin içerik gönderilebilen
yeni nesil araçlar yayılmakta. Mobil telefonlarda advergameler (içinde marka ve ürünün

156
görüldüğü oyunlar) geliĢtirilip kurgulara eklenmekte. Bir mobil pazarlama kampanyası için
mobil pazarlama ajansı öncelikle markanın genel pazarlama stratejisini anlamak ve buna
paralel mobil pazarlama stratejisini geliĢtirmek zorundadır. Bu bir ön çalıĢmadır. Buna göre
kampanya içeriği belirlenir. BaĢka iĢletmelerle birlikte çalıĢılıyorsa uyum gerekir. MPĠ
(Milli Piyango Ġdaresi) iĢlemleri, ambalaja Ģifre basımı, ilanlarda kullanılacak olan metin ve
söylemler, web sitesi varsa teknik bütünleĢme gibi konular kampanyanın temelidir. Her bir
kampanya farklıdır, özellikleri de değiĢkendir. Kampanyalara mobil ortamda katılımın en
önemli olumlu yönü, geleneksel katılım kanallarının (posta, kupon doldurma vs.)
kullanımından çok daha kolay olduğundan çok daha fazla katılım gerçekleĢmesi ve tüketici
memnuniyetinin artmasıdır. Kampanya, marka için de daha az maliyetlidir. Olumsuz yönü,
MPĠ‘nin düzenlemesiyle kampanya katılımları kiĢi baĢı 1 SMS ile sınırlıdır, dolayısıyla
katılımcıya sistemden dönen yanıt mesajını marka karĢılar. Tam katılımcı sayısını
öngörmek olası olmaz. Bu durum kampanya planlanırken kısa mesaj maliyetinin net ortaya
koyulamamasına yol açar. Mobil pazarlama yapacaklar karar verirken ilgili operatörlerin
mobil pazarlama yatırımlarına, mobil pazarlama ajansının daha önceki çalıĢmalarına, kaç
kampanya yapmıĢ olduğuna, ekibin özelliklerine dikkat etmelidir. Mobil ajansların
geleneksellerden farkı, içerde bir teknik ekibinin bulunması, geliĢtirdiği yaratıcı senaryoları
kendi bünyesinde hayata geçirmesidir (Sipahioğlu, 2006). Bilgi Teknolojileri ve ĠletiĢim
Kurumu‘na göre, 2009‘da Türkiye‘de kayıtlı mobil iletiĢim donanımı nüfusun neredeyse iki
katı: 113 milyon. Her an kiĢilerle olan bu donanımlar sadece iletiĢim aracı değil, artık birer
reklam mecrası. Özellikle gençleri hedefleyenler için sayısal ortam gelenekselden çok daha
kıymetlidir. Bu kitleye internet ve mobil platformdan ulaĢmak diğerlerinden çok daha basit,
ucuz ve verimli. 2008 sonunda Türkiye‘de 10‘dan fazla sektörde 200‘ün üzerinde mobil
kampanya ve reklam faaliyeti gerçekleĢtirildi ve 17 milyon tekil kullanıcı bunlara en az bir
kez katıldı (Turkcell Mobil Pazarlama Blogu, 2009).

Mobilite, hedef kitleye istenilen konum ve zamanda ulaĢılması, ürüne ve reklama


olan etkinin ölçümlenebilmesi gibi avantajlara sahip. Marka yaptığı reklam harcamasının
tam ve sadece hedef kitlesine ulaĢmasını sağlar, bu faaliyetin satıĢ miktarlarına, pazar

157
payına, marka algısına ne kadar katkısı olduğunu ölçümler. Hedef kitleyi belirlerken,
özellikle izinli pazarlama aktivitelerinde sadece yaĢ, cinsiyet, konum gibi veriler değil,
kiĢinin cep telefonu kullanım alıĢkanlıkları, hangi katma değerli hizmetleri sıklıkla
kullandığı, hatta geçmiĢ mobil pazarlama kampanya katılımları incelenerek araba sahipliği
ve annelik bilgisi gibi çok daha belli özelliklerini tahmin etmek de olasıdır. Bu da
markalara nokta atıĢı imkânı sağlar. Geleneksel mecralarda olası olmayan bu avantajlarla
mobil ortam vazgeçilmezleĢir. Mobilde birim maliyetler TV, radyo gibi mecralara göre çok
daha düĢük. Genel kitleye değil, hedef kitleye ulaĢma lüksü marka pazarlama bütçelerine
ciddi katkı sağlar. Bu özellikle krizdeki markalar için önemli. Örneğin; bir kadın giyim
markası, TV‘den herkese iletiĢim yapmaktansa sadece ilgili kitleye ulaĢır veya markalar
mobil bilgi paket ve hizmetlerine aylık sponsor olur. Bu sayede marka bütçe avantajı sağlar
ve hedef kitlesine krizde bile kendisini hatırlatır.

Mobil pazarlama sadece reklamda değil; kampanyalarda da pazarlama anlayıĢını


değiĢtirdi. Eski kampanyalardaki kapakçık, kulakçık kes, postala yerine artık ürün
paketlerindeki Ģifrelerle anında çekiliĢe katılıp kontör veya dakika kazanılmakta.
Katılımların kolaylaĢması kampanyalara ilgiyi artırır. Bu da pazar payı ve marka
bilirliğinde artıĢ sağlar. Kampanyalar hızlı tüketim ürünleri, bankacılık ve akaryakıt
sektöründen farklı sektörlere yayıldı. Kampanyaların artması, hediye ve kurguların
çeĢitlenmesi tüketicinin beklentisini yükseltti. ÇekiliĢle her hafta verilen ev ve arabalar
cazibesini korur. Ama kazanma Ģansının düĢüklüğü ve çekiliĢ sürecinin beklenmesi
tüketicinin sabırsızlığını artırır. Kampanyaların sonuçlarına göre, tüketici kampanyaya
katılmak için SMS gönderdiğinda ödüllendirilirse o kampanyaya daha çok katılır, markayı
daha çok benimser ve kampanyayı çevresine tavsiye eder. ―BoĢ yok‖ ve ―Her kapak-her
paket kazandırıyor‖ kurguları tercih edilmekte. Katıl-kazan kampanyalarına katılanlarda
yapılan araĢtırmalara göre tüketici için en değerli ürün kontör veya dakika. Çünkü kontör
tüketici gözünde nakite eĢdeğer; kontör hediyesi bütçeye katkı görülmekte.

Turkcell‘de mobil pazarlama veri tabanı 7,5 milyonun üstünde profil içermekte.
Buradaki kiĢilerden pazarlama izni alınmıĢ durumda. Kampanyalarda yüzde 5-20 arasında
158
dönüĢ var. BaĢka hiçbir reklam modelinde bu oran görülmemekte (Nebil, 12.01.09).
Türkiye‘deki ilk mobil pazarlama kampanyası ―Lipton Ice Tea Evo‖ adıyla mobil hizmet ve
uygulama Ģirketi Mobilera geliĢtirir. Kampanya 18.03.03-04.05.03 tarihleri arasında
gerçekleĢir. Verilen ödüller 1 Adet 2002 Model Mitsubishi Lancer EVO VII 2.D SL MT,
ilk 5555 kiĢiye radyo, SMS‘le en çok Ģifre gönderen 555 kiĢiye Nikko marka uzaktan
kumanda arabadır. Kullanıcı Lipton Ice Tea açma halkalarındaki bir parolayı gerekli
bilgilerle ―PAROLA AD SOYAD TELEFONNUMARASI (bitiĢik) YAS (rakamla) SEHIR
ISMI‖ biçiminde SMS ile bir numaraya gönderir. Gönderilen her mesaj 1 kısa mesaj ücreti
ile faturalandırılır. BaĢarılı her mesaja kayıt alındığına iliĢkin onay ve teĢekkür içeren
―LIPTON ICE TEA EVO VII KAMPANYASINA KAYDINIZ ALINMISTIR. IYI
SANSLAR DILERIZ.‖ yazılı bir mesaj gönderilir. YanlıĢ yazım durumunda bir mesajla
kullanıcının uyarılması sağlanır (Aksu, 2007:111). Türkiye mobil iletiĢim sektöründe
numara taĢınabilirliği ile, eĢit rekabet koĢulları gerçekleĢti. 09.11.08‘de baĢlayan numara
taĢınabilirliği ile numarasını değiĢtirmeden operatörünü seçme özgürlüğüne kavuĢan
aboneler, operatörlerin sunduğu avantajlara göre karalarını vermeye baĢladılar. Numara
taĢınabilirliğinin uygulamaya geçmesinin ardından, 3G ihale ile operatörlere lisans
verilerek 2009 yılının Haziran ayından baĢlayarak abonelere sunuldu. 3G mobil
pazarlamayı olumlu etkiler. Hızlı mobil internet ile portal, Mobil TV, video gibi
uygulamaların kullanımı artar. Bu tip içerik ve uygulamalar, markalar için daha çekici
mecralar haline gelirse, gerek sponsorluk gerekse reklam yerleĢtirme anlamında mecra
değeri hızla artar. Özellikle Mobil TV ve görüntülü konuĢma gibi ürünlerin pazara
girmesiyle, yayın izleme sırasında müĢteriler ile etkileĢim sağlanarak yarar-fırsat sunacak
reklam uygulamaları hayata geçer. 2007‘de 1,4 milyar USD olan dünya genelindeki mobil
reklamcılık gelirleri 10 milyar USD‘a ulaĢabilir. Yeni mobil reklamcılık modelinin iyi
iĢlemesi için geleneksel reklam medyası alıcılarının ve kablosuz operatörlerin birbirleri ile
anlaĢmaya alıĢmaları gerekli. Reklam pazarındaki firmalar operatörlerle iĢ yapmaya alıĢık
değil ancak mobil reklamcılık büyük olanaklar sunmakta (Dinçer, 08.07.09).

159
Mobile Marketing Association‘un 2007‘deki 1405 kiĢilik Mobile Attitude and
Usage Study araĢtırmasına göre dört katılımcıdan biri mobil pazarlamayla ilgilenmekte.
Mobil pazarlamayla ilgili olanlar kendilerine yarayacak bilgilerin iletilmesi, kupon ve
ödüllerle istenen uygulama ve içeriklere hızlı ve kolay eriĢim istenmekte. Katılımcıların
yirmide biri mobil pazarlamayla karĢılaĢmıĢ. En çok karĢılaĢanlar 25-44 yaĢ arasındakiler.
Ödüllendirme ve oylama kampanyaları en çok katılım çekenler. Ġkinci sıradaysa ürün,
hizmetlere iliĢkin uyarı mesajları var. Katılımcıların yüzde 10‘u mobil iletiĢim
donanımlarıyla kupon kullanmıĢ. Etnik gruplar (Afroamerikalılar, Hispanikler, azınlıklar)
mobil pazarlamada kolay eriĢilebilen, ilgili kitleler (Fierce Wireless, 2007).

Mobil pazarlama ve reklamla ilgili bilinmesi gereken en önemli kavramlar Ģunlar:


Mobil kampanya veya aktiviteye katılan kullanıcıların oranı (Acquisition rate veya müĢteri
kazanım oranı), toplam katılımcı sayısının toplam kitleye bölümüyle elde edilir.
Advergaming ile ürün, marka veya organizasyonla ilgili, mobil oyun gibi video oyunlarının
içerisinde reklam uygulaması yapılır. Affiliate Marketing ile iki web veya WAP sitesi
arasında gelir paylaĢım odaklı bir reklam modeli sağlanır. Web veya WAP sitesi bağlı
olduğu baĢka bir web veya WAP sitenin reklamlarını göstererek, siteye trafik yaratır ve
karĢılığında ücret alır. CBC (CellBroadCast) hücresel yayın sistemi ile belirli bir coğrafi
alandaki mobil iletiĢim donanımlarına ücretsiz mesaj gönderimi sağlanır. Click-to-Call
mobil ortamda, call-center gibi bir numaraya yönlendirme yapan metnin üstüne
tıklandığında, doğrudan aramayı gerçekleĢtiren bir teknik özelliktir. CPA (Cost Per
Acquisition/Action) reklamların müĢteri kazanımı veya hedeflenen aksiyon üzerinden, CPC
(Cost Per Click) reklamların tıklama üzerinden, CPL (Cost Per Listening) reklamların
dinletme üzerinden, CPM (Cost Per Mille) reklamların görüntülenme üzerinden
ücretlendirilmesidir. Türkiye‘deki TonlaKazan mecrasının ücretlendirme modeli CPL‘dir.
Reklamların 1000 kere görüntülenmesi (page view) 1 CPM anlamına gelir ve süre sınırı
yoktur. Fiyatları CPC‘e göre çok daha düĢüktür. 10.000 sayfa gösterimi 10 CPM‘dir.
Double Opt-in mobil kullanıcının bir mobil programa katılma isteğini gerçekleĢtirmeden
önce, onay amaçlı kullanıcıdan iki kez izin (opt-in) istenmesidir. Impression site, sayfa,

160
banner gibi bir mecranın gösterim sayısıdır. Interstitial Advertising bir sayfadan baĢka bir
sayfaya geçerken veya bir içerik-uygulamayı indirirken, bekleme süresince ekranda
gösterilen reklamdır. IVR (Interactive Voice Response) sesli yanıt sistemidir. Cep telefonu
kullanıcısı için sesli menüden farklı birisini seçmesi gibi interaktif kurgular sağlayan
bilgisayarlı telefon sistemidir. Mobil Ġçerikli Kampanya‘larda tüketici ücretsiz veya
indirimli mobil içerikle ödüllendirilir. Kısa Numara cep telefonundan kısa mesaj
gönderilebilen, coğunlukla 4 rakamdan oluĢan, kısa sayısal numaralardır. Cep telefonu
kullanıcıları bir kampanyaya katılmak veya mobil içerik talep etmek için ilgili mesajı
yazarak ilgili kısa numaraya kısa mesaj gönderir. Landing Page tüketicinin bir reklama
tıkladığında ulaĢtığı mobil internet veya WAP sayfasıdır. Bu sayfada reklam verilen
konuyla ilgili daha fazla bilgi, baĢvuru, veri toplama, içerik yükleme gerçekleĢtirir. LBS
(Location Based Service) baz istasyon bilgisi veya uydu bağlantısından edinilen bilgiler
doğrultusunda, mobil donanımın coğrafi konumunu kullanan bilgi, eğlence ve mobil
pazarlama hizmetleridir. Mobil Kupon mobil pazarlama kampanyalarında tüketiciyi fiziksel
dünyadan ödüllendirmek için oluĢturulan bir sistemdir. Tüketicinin cep telefonuna mobil
kupon gönderilir. Tüketici bu mobil kuponu, iĢlemin yapılacağı kasiyer veya etkinlik alanı
gibi ilgili noktada bulunan bir mobil POS‘a okutarak kullanır. Mobile Advertising Platform
farklı mobil iletiĢim kanallarını bir sistemde biraraya getiren, hedefleme, farklı kullanıcı
giriĢleri, ölçümleme, raporlama, yayınlama gibi farklı iletiĢim gereksinimlerini karĢılayan
reklam platformudur. MSISDN (Mobile Subscriber Integrated Services Digital Network
Number) kullanıcının SIM kartıyla iliĢkili tekil mobil iletiĢim donanımı, telefon
numarasıdır. Offline Portal mobil içerikleri önceden yükleyerek, ücretsiz içerik
kategorilerini görüntüleme ve içerik önizleme sağlayan, WAP eriĢimi gerektirmeyen,
çevrimdıĢı (offline) ve çevrimiçi deneyimleri birleĢtiren bir uygulamadır. Opt-in tüketicinin
marka, firma veya organizasyona cep telefonu gibi gerekli bilgilerle beraber iletiĢime
geçmesine izin vermesidir. Opt-out tüketicinin marka, firma veya organizasyona daha önce
verdiği veya vermediği iletiĢim iznini fes etmesidir. WAP Banner internet bannerlarına
benzer mobil veya WAP sayfalarında yer alan durağan veya hareketli görüntülü reklam
alanlarıdır. WAP Link internette olduğu gibi mobil veya WAP sayfalarında, bir kelime,
161
resim veya bilgiden bir baĢka sayfaya veya siteye yapılan bağlantı ya da yönlendirmedir.
WAP Portal haber, müzik, mobil internet gibi birçok hizmete ağ geçidi olan WAP sitesidir.
WAP Push, SMS içine yerleĢtirilmiĢ WAP linktir. Ana amacı, linke tıklandığında bir WAP
sayfasına yönlendirme yapılması veya içerik indirilmesidir.

3.4.1. Pazarlama Kavramı ve Bazı Temel Pazarlama YaklaĢımları

Bu bölümde pazarlama kavramının geliĢimi ve bazı temel pazarlama yaklaĢımları,


bu doktora tezi bağlamı ile sınırlı biçimde ele alınacaktır. Pazarlama (marketing)
kavramının günümüzdeki kullanımına en yakın ilk ortaya çıkıĢı 1869‘da ilk reklam
ajansının kurulmasına ve ABD‘de demiryollarının yaygınlaĢtığı tarihlere kadar uzanır
(Encyclopedia of American History, 2009). Demiryolları eskiden sınırlı olan ürün ve
hizmetlerin eriĢilebileceği alanı geniĢletmiĢ ve rayların uzandığı mesafe boyunca tüm
istasyonlarda bu ürün ve hizmetlerin sunulabilmesini sağlamıĢtır. Bu süreçte ulaĢım
teknolojilerinin yanında, medya ve açık hava ortamları da reklam ve pazarlama amaçlı
küçük markaların yanında özellikle ve yoğun biçimde büyük markalarca kullanılmıĢ ve
pazarlamaya önemli katkılar sağlamıĢtır. Pazarlama ve yönetim alanındaki geliĢim
1980'lerde güç dengesinin müĢteriye doğru kayması ile baĢlamıĢtır. Son yıllarda müĢteri;
küreselleĢme, kapasite fazlası ve ürün-hizmet seçeneklerinin artmasıyla değer kazanmıĢtır.
Yeniden yapılanma, düĢük maliyetle yüksek değerde müĢteri eldesi için iĢletmeleri
düĢünmeye odaklamıĢtır. Pazarlamacılar asıl görevin müĢterilere daha iyi hizmet vermek
olduğunu anlamıĢlardır. Bilgi teknolojileri de yazılım gibi maddi olmayan ürünlerin
önemini artırmıĢtır. Maliyetleri azaltmada lojistik de önemlidir. Bilgi teknolojileri
müĢterilerin rakip ürün ve hizmetlerden haberdar olmasını sağlamakta, fiyata duyarlı ve
yüksek beklentili kılmaktadır. Bu anlamda güç tüketicilerdedir. ġirketler artık pazarlama
odaklı geliĢmektedir. Pazarlamada eski yaklaĢım pazarlama iĢlevlerinin pazarlama
departmanınca yürütülmesi, pazarlamacıların yeni müĢteriler çekmeye uğraĢması, günlük
iĢlemlere ve satıĢlara odaklanması, pazarlama giderlerinin maliyet görülmesiydi. Yeni
yaklaĢım, pazarlama biriminin, iĢletme bölümleri arası müĢteri değerini araĢtırma, yaratma
ve sunma iĢini örgütlemesi, pazarlamacıların mesajlarını izin alıp müĢteriye ulaĢtırması,
162
müĢteri sadakati sağlamaya ve müĢterinin ömür boyu yarattığı değerin tamamını
kazanmaya çalıĢması, pazarlama giderlerinin yatırım olarak algılanmasıdır. Yeni pazarlama
bakıĢ açısı değerleri müĢteri için değer yaratma, temel rekabet yetenekleri üzerinde
odaklanma ve iĢbirliği ağları oluĢturmadır (Tenekecioğlu, 2003:301). Pazarlama alanındaki
geliĢmeler, pazarlamanın gerçek anlamını daha da belirginleĢtirdi. Pazarlama ve iliĢkili
kavramlarda birçok tanım yapılmıĢtır. Bunlardan özellikle Ģunlar kabul görmektedir (Tek,
1999:5):

Pazarlama, bir iĢletmenin ürünlerine olan talebi belirlemek, uyarmak,


doyurmak, ürün ve hizmetleri en etkin bir biçimde hazır bulundurarak talebi
karĢılamak ve kâr elde etmek üzere yapılan iĢletme faaliyetlerinin bütünüdür.

Pazarlama, bir iĢletme sisteminin pazar yerindeki mevcut ve potansiyel


istemi belirleme ve etkilemesiyle ilgili ürün, hizmet ve fikirlerin bu istemi
karĢılamak üzere harekete geçirilmesiyle ilgili faaliyetler bütünüdür.

Pazarlama, belirli bir hedef izleyici veya kitlede belirli bir nesne veya
konuya karĢı istenen bir tepki yaratmak üzere giriĢilen faaliyetlerdir.

Pazarlama, insan istek ve gereksinimlerini tatmin etmek amacıyla


potansiyel değiĢimleri fiili hale getirmek için uğraĢmaktır.

Pazarlama, iĢletmenin amaçlarını gerçekleĢtirmek üzere talebin


düzeyini, zamanını ve kompozisyonunu etkilemeye çalıĢmaktır. KiĢilerin veya
kurumların gereksinimlerini değiĢtirmeye değil, o gereksinmeleri karĢılamaya
yöneliktir.

Pazarlama, örgütsel amaçlara ulaĢmak için hedef pazarlara istek tatmin


eden ürünler planlanması, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtılması için
tasarımlanan genel bir iĢletme sistemidir.

Pazarlama, değiĢim (mübadele, alıĢveriĢ, değiĢ tokuĢ) süreci aracılığıyla


istek ve gereksinimleri tatmin etmeye yönelik insan faaliyetleri bütünüdür.
DeğiĢim süreci ise uğraĢ gerektirir. Satıcılar (imalatçı, toptancı, perakendeci)
alıcıları aramak, bulmak, gereksinimlerini belirlemek, uygun ürünler
tasarımlamak, bunları stoklamak, tutundurmasını yapmak, taĢımak, müzakere
ve pazarlıkları sürdürmek gibi çeĢitli pazarlama faaliyetlerinde bulunmak
durumundadırlar.

Pazarlama, Ürün, hizmet faaliyet, kiĢi, yer, örgüt ve fikirlerin değiĢim


163
süreci aracılığıyla istek ve gereksinimleri belirlemeye, Ģekillendirmeye ve
karĢılamaya yönelik insan faaliyetleri bütünüdür. Bu tanımda pazarlama artık
yalnızca kâr amaçlı ticari ve sınaî iĢletmelere özgü bir faaliyet değil, her türlü
örgüt, kurum, kuruluĢ ve insan tarafından her alanda söz konusu olabilen bir
faaliyet olarak ele alınmaktadır. Gerçekten de en basitinden günlük yaĢantıda
insanlar arasındaki iliĢkilerde bile bir alıĢveriĢ dolayısıyla bir pazarlama ve
iletiĢim faaliyeti vardır. Öte yandan hastane, vakıf, kamu kuruluĢu, profesyonel
sanatçı, okul, üniversite, dini kurum, politikacı, sosyal kurum ve ülkeler
pazarlamaya gereksinim duyar. Çünkü tüm bu kiĢi, kurum ve kuruluĢların bir
ürünü ve müĢterileri vardır. Bu kurum ve kuruluĢlar da bir değiĢim sürecini
gerçekleĢtirme çabasındadırlar.

Pazarlama, kiĢi ve grupların ürün ve değer yaratarak ve bunları


birbirleriyle değiĢtirerek istek ve gereksinimlerini elde ettikleri bir sosyal ve
yönetimsel bir süreçtir (Kotler ve Armstrong, 1989‘dan aktaran Tek, 1999:5).

Pazarlama, kiĢisel ve örgütsel amaçlara ulaĢmayı sağlayacak


mübadeleleri gerçekleĢtirmek üzere, fikirlerin, malların ve hizmetlerin
geliĢtirilmesi, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtılmasına iliĢkin
planlama ve uygulama sürecidir (Mucuk, 2004:4).

Bu tanımların anlaĢılması için Ģu kavramlar açıklanmalıdır (Tek, 1999:6,7):


Gereksinim canlıların ihtiyaçlarıdır. Ġnsan gereksinimleri çok çeĢitli ve karmaĢıktır.
Beslenme, giyim, ısınma, barınma, güvenlik gibi temel fizyolojik, aidiyet ve Ģefkat gibi
sosyal ve bilgi edinme, kendini ifade etme yani özgerçekleĢtirim gibi gereksinimleri içerir.
Gereksinimin karĢılanmaması mutsuzluğa yol açar. Gereksinimi gidermek için arzuyu yok
etmek veya ürün ve hizmet elde etmek gerekir. İstek gereksinmelerin kültür ve kiĢilik
özellikleri ile bütünleĢerek aldığı biçimdir. Büyük Ģehirde acıkan bir lokantaya, markete
veya büfeye giderken, geliĢmekte olan bir ülkedeki insan ağaçtan meyve yer. Ġstekler
gereksinimleri giderir. GeliĢmiĢ toplumlarda bireylerin istekleri de geniĢler. Üretici ve
satıcılar da bunları karĢılamaya çalıĢır. Ġstekler satın alma gücü ile desteklenince talep olur.
Müşteri satın alma kararını veren kiĢi veya örgütsel birimdir. Tüketici bir ürünü kullanan
veya tüketen kiĢi veya örgütsel birimdir. Ürün bir gereksinme veya isteği gidermek üzere
bir pazarın dikkatine, alımına, kullanımına veya tüketimine sunulan herhangi bir Ģeydir.
Hizmet, kiĢi, mekân, faaliyet, örgüt ve fikirler de ürün sayılır. Değişim (değiş tokuş,
alışveriş) bir Ģey karĢılığında gereksinim duyulan baĢka bir Ģeyin edinilmesidir. Pazarlama
164
istek ve gereksinimlerin değiĢim ile giderilmesine karar verilince gerçekleĢir. DeğiĢimin
gerçekleĢme koĢulları en az iki taraf, tarafların diğerinin istediği bir Ģeye sahip olması,
tarafların değiĢime istekli olması, tarafların istekleri kabul veya reddetme özgürlüğü
olması, tarafların iletiĢim kurup teslimat yapabilecek durumda olmasıdır. İşlem iki taraf
arasındaki değerlerin ticaretidir. Satış, sipariĢ alınıp verilmesinden, tahsilât ve teslimat
anına kadar gerçekleĢen iĢlemlerdir. Pazarlama hedef kitleden belli ürün, hizmet, fikir,
faaliyet veya nesneye karĢı istenen bir tepkiyi almak üzere gerçekleĢtirilen eylemlerdir.
Pazar bir örgüt veya kiĢinin süregelen veya potansiyel değiĢim iliĢkisine sahip olduğu
herhangi bir kiĢi veya gruptur. Tüketimin etkinliği kuramına göre, tüketici, tüketim için
harcadığı zaman, enerji ve parayı en az, sağladığı yararı en çok yapmak ister. Bu üretim ve
dağıtımda da geçerlidir. Pazarlama yönetimi, taraflar arası değiĢim sürecinin, tarafların
birebir değil de oransal tatminiyle tamamlanması için gösterilen çabalardır. Pazarlama
çalıĢmalarında stratejik planlama aĢamasından baĢlayarak kullanılan ve denetlenir
değiĢkenlerden oluĢan pazarlama karması unsurları, ürün veya hizmet sahiplerinin veya
satıcılarının bakıĢ açısıyla ürün, fiyat, tutundurma (promosyon) ve dağıtım (yer), alıcılar
açısından da sırayla çözüm, maliyet, iletiĢim ve uygunluk-rahatlık (Mucuk, 2004:29) veya
üretim, fiyat, tanıtım ve dağıtım biçiminde özetlenir. (Tıngöy, 1994:30).

Pazarlama, özellikle ABD'deki iĢ alanındaki değiĢimlerden etkilenerek Ģu farklı


anlayıĢlar çerçevesinde geliĢmiĢtir: üretim anlayıĢı dönemi, satış anlayıĢı dönemi,
pazarlama anlayıĢı dönemi, toplumsal pazarlama anlayıĢı dönemi. İlk dönemde odak
iĢletmelerdeki üretim bölümlerindedir. Henry Ford'un T-Modeli'nin rengiyle ilgili ―müĢteri
istediği renk arabayı seçebilir, siyah olması Ģartıyla‖ sözleri bu döneme ait yaklaĢımın
örneğidir. Bu dönem Büyük Ekonomik Kriz'e kadar sürer (1929-1933). İkinci dönem, kriz
sonrası iĢletmelerdeki odağın üretim değil satıĢ olması gerektiği ve bunun için her yolun
mubah olduğu yaklaĢımından kaynaklanır. Üçüncü dönem, ikinci dönemdeki satıĢta her yol
mubahtır yaklaĢımının uzun vadeli müĢteri kaybına yol açması gibi hatalarının
görülmesiyle geliĢir. ġirketlerde pazarlama bölümleri kurulur ve tüketiciyi tatmin ederek
kâr etme hedeflenir. Sonuncu yaklaşım ise bireye tüketici olarak odaklanılırken toplumsal

165
sorunların göz ardı edildiği düĢüncesinden kaynaklanır. Çevre sorunlarına duyarlılık,
küresel ekonomik krizler, doğal kaynakların korunması, nüfus artıĢı vb. konular Ģirketlerin
odağındadır. Bu yaklaĢımda Ģu üç unsurun dengelenmesi beklenir: ġirket kârı, tüketici
isteği, toplum çıkarı (a.g.e. s.7-13). Farklı pazarlama yönelimleri, firmaların ürün veya
hizmetlerinde, tüketicileri veya son kullanıcıları ilgilendiren noktalarda taĢıdığı tutumlardır.
Ürün yönelimli bir firma ürün kalitesine öncelik verir ve bunu sağladığı sürece insanların
ürünü kullanacaklarını veya satın alacaklarını düĢünür. Satış yönelimli bir firma ürün
geliĢtirmeye değil, varolan ürünü satmak için gerekli promosyon çalıĢmalarına odaklanır.
Pazarlama yönelimli bir firma ürünü müĢteri beğenisine göre geliĢtirir, üretir ve satar
(Wikipedia Marketing, 2009).

Teknolojik geliĢmelerin pazarlamaya etkileri bağlantılılık ile açıklanır. Bugün


insanlar birbirilerine her zamankinden daha fazla kanaldan bağlı. Yerkürenin herhangi bir
yerinde yaĢananlar, diğerlerine eskiden yıllar sonra, Ģimdi ise saniyeler içinde haber
verilmekte (Mucuk, 2004:15). Yolculuklarda geçen aylar günlere, saatler dakikalara indi.
Teknolojinin pazarlama açısından getirdiği farklılıklar arasında pazar segmentlerinin
yüzlerce değil bir kiĢilik olabilmesi ve geleneksel pazarlama iletiĢimi kampanyalarından
izne dayalı pazarlamaya geçilmesi de sayılır. Eski pazarlama yaklaĢımlarıyla yenisi
arasındaki farklılıklar: müĢterinin gereksinimlerinin yerine elde edeceği değer ve
deneyimin önem kazanması, tek yönlü değil etkileĢimli bir süreç yaĢanması, sınırlı değil
sınırsız eriĢimin (reach) sözkonusu olması, gecikme değil zaman kazanmaya yol açması,
bilgi kısıtlaması değil bilgi fazlalığı sağlaması, ürünleri bir arada sunarken sabit
eĢleĢtirmelerdense esnek, kiĢiselleĢtirilebilir seçeneklerin artmasıdır (Iacobucci, 2001:143-
144). Farklı düzeyde pazarlama baĢarımları vardır: Gereksinimleri karşılayan pazarlama,
gereksinimleri tahmin eden pazarlama, gereksinimleri oluşturan pazarlama. Diğerleri ve
sonuncusu arasındaki fark, elde edilecek sonuçlar arasındaki fark kadar büyüktür.
Sonuncusunu gerçekleĢtiren firma büyük kâr elde edip pazarı yönlendirir. Örneğin bir
kiĢiye daha lezzetli ve sağlıklı bir öğün için yemeğiyle birlikte içecek tüketmesi gerektiği
söylenir. Ancak kiĢi yine de meyve suyu gibi bir içecek değil de gazoz içer. Bu durumda

166
seçim lezzet ve sağlık kriterine göre yapılmamıĢ, pazarlama ve reklam mesajları ile sürekli
―içecek = gazoz‖ eĢitliğini gören kiĢi, bilinçli karar verdiği düĢüncesiyle hareket etmiĢ,
ancak pazarlama etkisi ile maruz kalınan reklam mesajlarının sonucunda birikimli bir
manipülasyona uğrayarak gazoz tüketimi kararı almıĢtır. Bu kararın ardında elbette baĢka
nedenler de söz konusu olabilir. Örneğin alternatif içeceklerle ilgili kötü deneyimler, sağlık
sorunları, lezzet seçimi vb. de kiĢinin diğer içecekler yerine gazoz tüketmesine yol açar.
Ancak ―susuzluğu gidermenin yolu‖, ―yemekle beraber içilecek en iyi Ģey‖ vb. tümceler
okununca akla içme suyu yerine belli bir gazlı içecek markası geliyorsa burada baĢka
nedenler de söz konusudur. Bu bağlamda çalıĢmalar yapılan pazarlama etiği alanı,
pazarlamadaki küresel yaklaĢımlar arasında yer alan toplumsal pazarlama yaklaĢımı
çerçevesinde ortaya konulmaktadır. Bu çerçevede ―Pazarlama, sorumluluk taĢıdığı çeĢitli
grupların çatıĢabilen çıkarları karĢısında nasıl davranmalıdır?‖ sorusu üstünde durulur.
Aldatıcı ve abartılı reklam, yanıltıcı promosyon, yetersiz garanti ve hizmet, taklit ürün,
marka benzetme, dağıtıcılara baskı yapma, müĢteri bilgilerinin mahremiyetini korumama
gibi konular pazarlama etiği içerisinde değerlendirilir (Mucuk, 2004:13).

3.4.1.1. Makro ve Mikro Pazarlama Yaklaşımları

Makro pazarlama aslında bir firmanın makro çevresini oluĢturan dıĢ faktörlerle
ilgilidir. Bunlar ekonomik, sosyal, politik ve teknolojik olgu ve olaylardır. Firma ulusal ve
uluslararası politika, kültür ve iklim, sosyal eğilim ve tutumlar, teknolojinin toplum ve
iĢletmelere etkisi, enflasyon, iĢsizlik makro ekonomik konu ve koĢulları analiz ederek
giriĢimlerini buna göre yapar. Ancak makro pazarlama iĢletme seviyesinde konuları ele
almaz. Pazarlama ve toplum bağlamında küresel bir yaklaĢımla hem ulusal hem de
uluslararası olumlu ve olumsuz etkileri inceler. ÇalıĢma alanları arasında pazarlama
sistemleri, bu sistemlerin topluma etkileri ve bu etkilerin sonuçları, toplumun pazarlama
sistemlerine etkileri ve bu etkilerin sonuçları yer alır (Hunt, 1981). Mikro pazarlama ise
makro pazarlamanın doğrudan ilgilenmediği bir firmanın toplumun ve pazarın mikro
katmanlarına yönelik ürün geliĢtirip fiyatlaması, marka geliĢtirmesi, promosyon
çalıĢmalarını yönetmesi vb. konuları inceler. Herhangi bir mağazada nasıl bir fiyatlama ile
167
yer alınacağı veya belirli bir topluluk ya da bireye yönelik farklı pazarlama uygulamalarının
belirlenmesi mikro pazarlamanın alanıdır. Makro ve mikro pazarlama gibi stratejik
pazarlama yaklaĢımlarının yanında, taktik seviyede ve bazıları mikro pazarlama içerisinde
değerlendirilebilen çeĢitli pazarlama türleri de vardır. Ġlk sayılabilecekler veritabanı,
sayısal, doğrudan, çeĢitlilik, etiksel, küresel, gerilla, içe dönük, internet, vefa, çok katmanlı,
izne dayalı, yakınlık, gerçeklik ve iliĢkisel pazarlama türleridir.

3.4.1.2. Doğrudan, Birebir ve Sosyal Pazarlama

Doğrudan pazarlama, herhangi bir yerde ölçülebilir bir yanıtı (tepkiyi) veya ticari
iĢlemi gerçekleĢtirmek için, bir veya daha fazla reklam aracını kullanan etkileĢimli bir
pazarlama sistemidir (Mucuk, 2004:234). ĠĢletmelerde bilginin değerinin artması ve müĢteri
odaklı pazarlama anlayıĢının geliĢmesiyle Ģirketler iliĢkide bulundukları müĢteriler
hakkında bilgiler toplamak, depolamak ve bu bilgileri yararlı bir biçimde kullanmak
yönünde sistematik çalıĢmalara yönelmiĢlerdir. Bu yöneliĢle veritabanları pazarlamada
kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Doğrudan pazarlama, iliĢkisel pazarlama ve müĢteri iliĢkileri
yönetimi gibi terimler veritabanı kullanılarak yapılan pazarlama için kullanılmaktadır.
Ancak veritabanı kullanılarak yapılan pazarlama tüm bu kavramlardan daha geniĢ bir
anlamdadır. Bunun yararları: Talebi güdülemek, olası müĢterileri kaydederek onlara daha
yakın olmak, gelecekteki tüm iliĢkileri geliĢtirmeye katkıda bulunmak, tüm pazarlama
çabalarının daha gerçekçi planlanmasını yapmaktır. Doğrudan pazarlama; Ģirketin yalnızca
bilgi ya da reklamlarını düzenlemekle kalmaz, aynı zamanda pazarlama maliyetlerini
azaltma, iletiĢim kalitesini artırma, Ģirket ve onun her bir müĢterisi arasındaki etkileĢimin
nasıl yönetileceğini ve izleneceğini gösterme görevini de üstlenir. Veritabanı kullanımını
gerektiren nedenler arasında rekabetin pazar payı kazanma noktasında gittikçe daha da
güçleĢmesi, müĢterilerin daha iyi ve kusursuz hizmet beklemeleri, pazarlamaya gereksinim
duyulandan çok daha az kaynak ayrılması, kitlesel pazarlamanın istenen etkilerinin
beklenenden kısa ömürlü olması, müĢteriye uyumlu pazarlama çabalarına gerek duyulması
sayılır (Tenekecioğlu, 2003:307-312). Bu yaklaĢım medyayı, satıĢ gücünü ve diğer
pazarlama iletiĢim kaynaklarını kullanarak firmanın hedef kitlesinin geliĢmesine yardım
168
eder, onların taleplerini karĢılar, mevcut ve potansiyel müĢterilerle ilgili ticari ve ticari
olmayan bilgi ve iletiĢim çabalarını elektronik ortamda depolar, güncelleĢtirir ve
gerektiğinde görüntüler ve müĢterilerle yakın iliĢkiler kurulmasına zemin hazırlar. Firmalar
böylece müĢterilerin demografik, sosyo-ekonomik özellikleri, satın alma alıĢkanlıkları ve
iletiĢim bilgilerine sahip olur ve bunları pazarlama çabaları için değerlendirir. Doğrudan
pazarlamada adımlar Ģöyledir: Doğru hedef grupların seçimi, kontrol gruplarının
tanımlanması, doğrudan iletiĢim etkinliklerinin yerine getirilmesi, tutundurma sonuçlarının
analizi, müĢteri sadakatinin arttırılması, müĢteri iliĢkilerinin oluĢturulması, tarih tabanlı
müĢteri bilgilerinin oluĢturulması. Bu yaklaĢım ile müĢterileri tanıma ve anlamada artıĢ,
müĢteri hizmetlerinde geliĢme, pazarın daha kapsamlı anlaĢılması, rakipler hakkında daha
iyi bilgi, satıĢ çalıĢmalarını etkin yönetimi, pazarlama kampanyalarının geliĢtirilmesi, firma
performans artıĢı sağlanır ve müĢterilerle daha iyi iletiĢim kurulur.

Birebir pazarlama da müĢteri bağlılığını arttırmak için kullanılır. MüĢteriler


hakkında ayrıntılı bilgiler edinip, birebir iliĢkiye girip, onlarla kiĢisel olarak ilgilenip
müĢteriler sadık yapılır. Birebir pazarlama yaklaĢımının temel unsuru, müĢterilerin nasıl
farklılıklar gösterdiğini anlamaya dayanır. Bu bilgilerle her bir müĢteriye göre iĢletmenin
nasıl davranması gerektiği anlaĢılır. Birebir pazarlama, müĢteri sadakatini, her bir müĢteri
ile tek tek iliĢki kurarak gerçekleĢtirir. Her yeni ticari iĢlem ya da alıĢveriĢte bu iliĢki
tekrarlanır (ETS University, 2009). Birebir pazarlamanın özellikleri: MüĢteriyi elde tutma
ve sürekli kılma, müĢteriyi farklılaĢtırmak ve bu farklılıklara göre hizmet sunma, sürekli bir
müĢteri iliĢkisi oluĢturma, müĢteri değeri ve müĢteri tatminine odaklanma, müĢteri sadakati
yaratma, uzun dönemli bir bakıĢ açısı oluĢturma, müĢteri hizmetlerine özel önem verme,
müĢteri beklentilerini karĢılama, tüm çalıĢanların kalite üzerinde odaklanmalarını
sağlamadır. Birebir pazarlamanın yararları arasında müĢteriler ile kurulan ve yürütülen
iliĢkilerden doğanlar Ģunlardır: MüĢteriler ile daha sıkı bağlar geliĢtirir, böylece geniĢ
rekabet avantajları ve müĢteri sadakatinin yaratılmasını sağlar. MüĢteri tatminindeki
geliĢmelerden kaynaklanan yararlar Ģunlardır: MüĢteri tatmininde doğrudan bilgi sahibi
olan Ģirket, düzeyini izler, her müĢteri ile diyalog kurma Ģirkete müĢterileri için yeni ürün

169
veya hizmet bulma olanağı sağlar, memnun olan müĢteriye çapraz satıĢ yapılır. Finansal
yararlar açısından uzun dönemli iliĢkiler iki taraf için de maliyetleri azaltır, sadık müĢteriler
daha kârlıdır, mevcut müĢteriler potansiyel müĢteriler için referans oluĢtururlar, yeni
müĢteri kazanmanın maliyeti, var olan müĢteriyi elde tutmaktan daha yüksektir, müĢteriyi
elde tutmak çalıĢanları da tutmayı sağlamaktadır. Birebir pazarlamanın basamakları
müĢterileri tanıma ve farklılaĢtırma, müĢterilerle etkileĢime girme ve ürün ya da hizmeti her
müĢterinin gereksinimine uygun hale getirmedir.

Sosyal pazarlama, sosyal yararın sağlanması için belirli davranıĢlara ulaĢmayı


hedefleyerek, pazarlama uygulamalarının diğer teknik ve kavramlarla birlikte sistematik
biçimde kullanılmasıdır. Örneğin süt içilmesini, emniyet kemeri kullanımını, trafik
kurallarına uyulmasını, aile planlamasını yaygınlaĢtırmak veya sigara içilmesini
engelleyebilmek için yapılan kampanyalar sosyal pazarlamadır. Finansal bir yarar
hedeflenmemesiyle diğer ticari pazarlama yaklaĢımlarından ayrılır. 1971‘de yayınlanan bir
makaleyle sosyal pazarlama bir disiplin olur (Kotler ve Zaltman, 1971). Son yıllarda bu
alanda yapılan çalıĢmalar operasyonel sosyal pazarlama olarak adlandırılabilecek
örneklerden daha çok, stratejik kararlar, yönetmelik ve kuralların oluĢturulup izlenmesini
sağlamaya odaklı örneklerin artmasına yoğunlaĢmaktadır. Böylece istenen davranıĢların
sağlanması için gereken yasal altyapıların kurulması hedeflenmektedir (Wikipedia Social
marketing, 2009).

3.4.1.3. İlişkisel ve İzinli Pazarlama Yaklaşımları

İlişkisel pazarlama, müĢteri sadakatini artırmak, daha fazla sipariĢ ve iĢ almak için,
müĢterilerle adeta akraba gibi uzun vadeli iliĢki geliĢtirmeye dönük tasarımlanan herhangi
bir pazarlama stratejisidir (Tek, 1999:51). ĠliĢkisel pazarlama mevcut müĢterileri elde
tutmayı, onlarla iliĢkileri geliĢtirmeyi amaçlar. Geleneksel pazarlama daha çok müĢteri elde
etmeye, iliĢkisel pazarlama, müĢteri hizmetini, kaliteyi ve pazarlamayı bir araya getirerek
müĢteri tatmini ve uzun dönemli müĢteri iliĢkileri yaratmaya odaklanmaktadır. ĠliĢkisel
pazarlama; müĢteri iliĢkilerinin oluĢturulup korunması, arttırılıp ticarileĢtirilmesinin

170
yanında, tarafların yararı için, uzun vadede müĢteriyle; birbirini etkileyen, bireysel ve değer
yaratıcı bağlantılar kurup iliĢkinin kuvvetlendirilmesidir. ĠliĢkisel pazarlama; müĢteri
iliĢkilerini, iletiĢim ağlarını ve karĢılıklı etkileĢimi içeren pazarlamadır. ĠliĢkisel
pazarlamada tek bir satıĢ hedeflenmez. Ürün özelliklerine değil yararlarına odaklanılır. Bu
yaklaĢım uzun dönemlidir, müĢteri hizmetleri büyük önemdedir, müĢteri bağlılığı ve iliĢkisi
yüksektir, ürün ve firmanın genelinde elde edilecek kalite, öncelikle üretim bölümünü değil
iĢletmedeki herkesi ilgilendirir (Tenekecioğlu, 2003:311).

İzne bağlı pazarlama, kullanıcıların pazarlama iletiĢimi firmalarına belli tipteki


mesajları kendilerine iletmelerine izin vermesine dayanır (Godin, 1999:43), kullanıcıların
ürün ya da hizmet tercihinde araĢtırma ve gereksiz mesajlara maruz kalmasını azaltır,
pazarlama firmalarının daha hedeflenmiĢ ileti üretimini olası kılar. Pazarlamacılar hedef
kitlelerine genelde ortalamalar üstünden eriĢir. Herhangi bir ortamdaki herhangi bir içerik,
belli hedef kitlelerin ortalama değerlerine göre reklamverenler ve yayıncılarca kategorilere
ayrılır. Bu pazarlamacıların istemedikleri profildeki insanlara da ileti göndermelerine ve
gereksiz maliyetlere neden olur, ilgili kitleye ulaĢmayan ileti da boĢa gider. Ancak,
doğrudan pazarlama yöntemleri ile de bireylere ulaĢılır. Burada da kiĢilerin rahatsız olması
ve ilgilenmemesi söz konusu olur. Örneğin internette pazarlama iletiĢimi yapmanın
maliyetinin neredeyse sıfır oluĢu spam‘i yaygınlaĢtırır, ama etkileri de maliyetleriyle doğru
orantılıdır (Shiman, 1996). ġirketlerin, e-posta bültenlerine üyeliği seçenlere ―ġu
özellikteki e-postaları iletmemize izin verir misiniz?‖ seçeneğini sunması basit bir izne
bağlı pazarlama giriĢimi yöntemidir. Özellikle sektörel ve uzmanlık gerektiren e-posta
bültenlerinde, kullanıcı tercihini olumlu yönde kullanır, gelen mesajlardan da rahatsız
olmazsa karĢılıklı kazanç ilkesi içinde hedeflenen baĢarıya ulaĢılır. Bu yüzden bir zamanlar
izne bağlı pazarlama dar bir alanken, artık ağırlıkla internette uygulanmaktadır (Business
2.0, 2000). MüĢteri merkezli pazarlama yaklaĢımı, izne bağlı pazarlamaya bina edilir
(Sheth ve diğerleri, 2000). Birlikte yaratım pazarlamacılık (co-creation marketing)
yaklaĢımı ile örneğin Gateway müĢteri için PC üretir ve Gmail reklam desteği ile
ücretsizdir. Burada iki kavram önemlidir: Opt-in ve opt-out. Ġlkinin anlamı kullanıcının

171
ileride pazarlama iletiĢimine açık olduğunu bildirmesi ve seçimini yapmasıdır. Opt-out ise
pazarlamacının kullanıcıyla doğrudan iletiĢime geçmesi ve kullanıcıya daha sonraki
mesajları almama seçeneği sunmasıdır (Krishnamurthy, 2001). Ancak opt-in kullanıcının
kendi isteğiyle iletiĢime girmesi ve opt-out yine kendi isteğiyle sonlandırması olarak bilinir.
Ġzne bağlı pazarlama ise hem opt-in hem de opt-out özelliklidir. Ġzne bağlı pazarlama-
kullanıcı iliĢkisiyle ilgili Ģu konular araĢtırılıp olumlanmıĢtır (Krishnamurthy, 2001): Ġzne
bağlı pazarlamada kullanıcı çıkarı ne kadar yüksekse, katılım da o kadar artar. Mesajlar ne
kadar uygun (relevant) ise, kullanıcı çıkarı o kadar artar. Maddi yarar ne kadar yüksekse,
kullanıcının izne bağlı pazarlama çıkarı artar. Mesajların uygunluğu ne kadar yüksekse,
izne bağlı pazarlamaya olan kullanıcı ilgisi maddi yarardan daha az etkilenir. KiĢisel
bilginin girilmesi ya da değiĢtirilmesi maliyeti kullanıcı açısından ne kadar yüksekse, izne
bağlı pazarlamadan kullanıcı çıkarı o kadar düĢer. Kullanıcı mesajları algılama ve iĢlemede
ne kadar zorlanırsa, izne bağlı pazarlamadan kullanıcı çıkarı o kadar düĢer. Kullanıcının
mahremiyette kafasındaki sorular da dâhil endiĢeleri ne kadar yüksekse, izne bağlı
pazarlamadan çıkarı o kadar düĢer. Ġleti içeriği, kullanıcının istediği kategoriye ne kadar
uygunsa, mesajın uygunluğu o kadar artar. Reklamverenlerin algılanan çekiciliği ne kadar
yüksekse, mesajın uygunluğu o kadar artar. Dürtü ne kadar büyükse, mesajla ulaĢılabilecek
maddi yarar algısı o kadar yüksektir. Mesajların hacmi ne kadar yüksekse, alınan maddi
yarar algısı o kadar yüksektir. Kullanıcının mesajla elde ettiği yarar ne kadar geç ortaya
çıkarsa, algıladığı maddi yarar o kadar düĢer. Ġzin verme süreci ne kadar yoğunsa, kiĢisel
bilginin girilmesi ya da değiĢtirilmesi maliyeti kullanıcı açısından o kadar yükselir.
Mesajlar ne kadar uygunsa, kullanıcının kiĢisel bilgi girme ya da değiĢtirme maliyeti o
kadar düĢer. KiĢisel bilginin girilmesi ya da değiĢtirilmesine iliĢkin yönergeler ne kadar
kaliteli ve açıksa, bilgi girme ve değiĢtirme maliyeti o kadar düĢer. Kullanıcının biliĢsel
yükü (―tara ve göz ardı et‖ ya da ―tara ve incelemeyi sürdür‖ tercihi) ne kadar yüksekse,
kullanıcının mesajı iĢleme maliyeti o kadar artar. Kullanıcı ne kadar çok ileti alırsa, mesajı
iĢleme maliyeti o kadar artar. Mesajlar ne kadar uygunsa, mesajların sayısının ileti iĢleme
maliyeti üzerine etkisi o kadar azalır. Mesajla ilgili yönergeler ne kadar kaliteliyse, mesajı
iĢleme maliyeti o kadar azalır. Mesajı gönderen tarafın mahremiyetle ilgili verdiği iç
172
güvence ne kadar yüksekse, mahremiyet maliyeti o kadar düĢer. Mesajı gönderen tarafa
iliĢkin mahremiyetle ilgili verilen dıĢ güvence ne kadar yüksekse, mahremiyet maliyeti o
kadar düĢer.

Mobil ortam izne bağlı pazarlamada yayıncı, reklamveren ve kullanıcılar için


önceki bölümlerde belirtilen özelliklerde, etkili ve anında hedefleme yapılabilecek bir
alternatiftir. En kârlı müĢterilerin bulunup daha fazla ürün veya hizmet satılmasına
odaklanan iĢletmeler varolan müĢterilerin küçük bir bölümüne odaklanmaktadırlar.
Tüketiciler çok sayıda ve farklı markada aĢağı yukarı aynı yaĢam deneyimlerini sunan ürün
ve hizmetleri satan firmalarla karĢılaĢmakta ve pazarlamadan etkilenmemektedirler.
Firmalar bu yüzden akılcı bir yaklaĢımla müĢteriden izin alma yoluna gitmektedirler.
Burada hedeflenen sunulacak bilgilerin müĢterinin yararına olması, sonuçta satın alma veya
kullanma davranıĢına yol açmasıdır. MüĢteriler etkileĢimin yoğunluğuna göre sırayla Ģu
kategorilerde ele alınır: yabancı, dost, müĢteri, sadık müĢteri, kadrolu müĢteri.

Ġzinli pazarlama ile ilgili, bu doktora tezi çerçevesinde belirtilmesi gereken bir Ģey
de mobil pazarlamanın temelde izin, yer veya dürtüye dayalı olmak üzere üç türde
sınıflandırılabileceğidir (Tsang ve diğerleri, 2004). Dürtüye dayalı tür kullanıcıya verilecek
ödül veya promosyonla iliĢkilidir. Yere dayalı olan konumun öneminden yararlanılan
türdür. Ġzne dayalı olan ile de kullanıcının rahatsız olması önlenir.

3.4.1.4. Yeni Pazarlama

Yeni pazarlama, yeni medya ve etkileĢimlilikle iliĢkilidir. MüĢteriye birey olarak


yaklaĢılır ve yeni müĢteri kazanmaktansa varolanların korunup kalıcılaĢtırılması vurgulanır
(Brown, 1993). Yeni pazarlama, bilgi ve iletiĢim teknolojileri yardımıyla iĢletme ile
müĢterileri ve etkileĢim içerisinde oldukları diğer iĢletmeler ile karĢılıklı iletiĢimin
sağlandığı durumlarda uygulanır (Alagöz ve Sümer, 2006). Modern pazarlama sistemleri
müĢteri ile her an karĢılıklı etkileĢimdedir. Bu sayede sürekli olarak tüketicileri ve onların
zevk ve tercihlerindeki değiĢimi izler. Çevre ile olan iletiĢim pazarlama sistemlerine
rakiplerden de sürekli haberdar olma olasılığı verir. Böyle bir pazarlama sistemine sahip bir
173
iĢletme her an dinamik ve yeniliklerden haberdar olur. Eski pazarlamada medya kurumları
ve mağazalar yeni pazarlamadakinden çok daha sınırlı sayıdadır, iletiĢim markadan
topluma tek yönlüdür. Yeni pazarlamada birey ve topluluklar arasında çok yönlü iletiĢim
vardır. Eski pazarlamada iletiĢim istenmeyen mesaja (spam), yenisinde izne bağlıdır. Eski
pazarlamada yatırım reklama, yenisinde yenilikçilik ve deneyime yapılır. Yeni pazarlama
kavramının geliĢmesine yol açan bazı değiĢkenler Ģunlardır (Bozkurt, 2003): 1-Pazardaki
güç dengelerinin değişimi: Pazardaki güç dengeleri her geçen gün üreticilerin aleyhine
değiĢmeye devam etmektedir. 2-Yoğun yaşanan rekabet: Her gün pazara giren yeni birçok
ürün ve marka bulunmaktadır. 3-Tüketici eğilimlerindeki değişim: Önceleri pek de söz
hakkı olmayan tüketiciler, 1990‘lı yıllarda daha değiĢken satın alma kararları ve
davranıĢları göstermeye baĢlamıĢlardır. 4-Küreselleşme ve ekonomik değişim:
KüreselleĢme, toplumların ve ekonomilerin birbirleri ile yakınlaĢmaları ve birbirlerinden
etkilenerek bir bütün oluĢturmalarına yol açar. 5-Teknolojik gelişim ve değişim: Yeni
pazarlama yaklaĢımının temelinde; müĢteri ve olası müĢteriler ile ilgili veri tabanlarına
sahip olmak ve bunları kullanabilmek bulunmaktadır. 6-Geleneksel reklam ortamlarının
azalan etkisi: Ulusal yayın yapan kanalların artık eskisi kadar izlenmemesi, çok kanallılık
ile reklam kuĢaklarının tüketiciler tarafından izlenmemesi, diğer taraftan medyanın mesaj
iletim sürecinde de son derece pahalı maliyetler ile reklamverenlerin karĢısına çıkması,
bütünleĢik pazarlama iletiĢimi yaklaĢımının tercih edilme sebebi olarak görülmektedir.
yoğun iletiĢim mesajlarına maruz kalan tüketiciler, bu mesajların pek çoğunu
algılayamamaktadır. 7-Reklamverenlerin değişen beklentileri: Yeni pazarlama yaklaĢımının
geliĢim nedenlerinden birisi de reklamverenlerin geleneksel reklamlara olan güvenlerinin
azalması ve bu alandaki beklentilerinin değiĢmesidir. 8-Geleneksel reklam ortamlarının
artan maliyeti: Geleneksel reklam ortamlarının satın alma davranıĢları üstündeki azalan
etkisine karĢın artan maliyetleri de, reklam verenleri yeni arayıĢlara yöneltmektedir. 9-Veri
tabanı oluşturma kolaylığı ve ucuzlayan maliyetler: Geleneksel reklam ortamlarının azalan
etkisi ve yüksek maliyet unsurları, veri tabanı kullanılarak planlanan yeni pazarlama
yaklaĢımını uygulamada baĢarılı kılmaktadır.

174
3.4.2. Mobil Yayıncılıkta Bireysel Pazarlama

3.4.2.1. Mobil Yayıncılıkta Bireysel Pazarlama Modeli

Geleneksel yayıncılıkta pazarlama unsurları belli hedef kitlelere ulaĢtırılır. Mobil


yayıncılıkta hedef, ―kitlesel kiĢiselleĢtirme/mass customisation‖ varsa da, kitle değil
bireydir. Birey pazarlama unsurunu olumsuz karĢılarsa değer aktaranlar olumsuz etkilenir.
Bu yüzden hedefleme ve içerikle ilgili bazı koĢullara dikkat edilmelidir (Salo ve Tähtinen,
2005). Mobil pazarlama kitleye değil bireyedir, kullanıcı, pazarlama unsuru, ortam ve diğer
bireyler arasında yüksek etkileĢim potansiyeli içerir, bireyin mobil donanım ve bağlamına
uygun olmalıdır, bireyin ortam beklentisine göre bireyce iĢlenip yorumlanır. Doğrudan
pazarlamada spam ile değerli içeriği ayıran unsur kullanıcı iznidir. Kullanıcıların yüzde
39‘undan fazlası mobil iletiĢim donanımına yapılacak pazarlama iletiĢimini TV ya da
radyodakilere tercih eder (Longino, 2002). Ġzne bağlı mobil pazarlama TV‘den yüzde 50,
radyodan yüzde 130 daha etkilidir. Avrupa‘daki en yüksek SMS reklam iletiĢiminin
gerçekleĢtirildiği ülke Ġspanya‘dır. Bu kullanıcılar reklamları çok az yanıtlar; çünkü
mesajlar için kullanıcı izni alınmaz (Winterbottom, 2008).

Kullanıcı izni alındıktan sonra hedefleme ya anlık kullanıcı bilgisine ya da uzun


vadeli CRM sistemine dayalı yapılır. Günün saatine göre kullanıcıya örneğin indirim sunan
bir restoran ya da hava koĢullarına göre giyecek reklamları iletilir. Bağlam bilgisi GPS, GIS
üstünden veya operatörden alınır. Temel izne bağlı mobil reklam tür ve amaçları marka
bilinirliği artırma, özel fırsat, kısa çekici reklam, yarıĢma, anket ve oylama, ürün, hizmet ve
enformasyon istekleridir (Barwise ve Strong, 2002). Kablosuz ağ ve teknolojilerin hızlı
geliĢimi ve mobil iletiĢim donanımı kullanıcılarının artıĢıyla kablosuz ortamda reklamcılık
sıkça konuĢulur oldu (Yunos ve Gao, 2000; Yunos ve diğerleri, 2003; Maneesoonthorn ve
Fortin, 2004), yeni bir medya kanalı oluĢturdu (Yunos and Gao, 2000) ve SMS
kullanımının artmasıyla da mobil pazarlama geliĢti (James, Griffiths ve diğerleri, 2004).
SMS kullanımının artıĢı gençlerin mobil iletiĢim donanımı edinmelerinin artıĢına bağlanır
175
(Simpson, 2003:21). Bu alana akademik ilgi azlığı dikkat çekicidir (Barwise and Strong,
2002:14-24). Dikkatli kullanılırsa SMS marka, tüketici, çalıĢan ve kullanıcılar arasında
iliĢkiyi ve ekonomik, etkin ve güvenilir biçimde iki yönlü iletiĢimi sağlar (Barbieri, 2002,
s.3). Çünkü tüketicilerle iliĢkide anahtar dakiklik ve uygunluktur (Doyle, 2001 ve Barnes,
2002).

Andersson ve Nilsson (2000) SMS reklamlarının etkinliğini ve buna aracılık eden


unsurları araĢtırır: Katılımcılar reklam destekli finansal bilgi SMS hizmetine abone olur. Bu
hizmetin tüketici marka bilincine ve satın alma niyetine olumlu etkisi olduğu, ama marka
tavrına olmadığı bulunur. Buna göre mobil iletiĢim donanımı, kullanıcının mesaja olan
dikkatini ve hatırlama oranını, ürün ya da hizmetle ilgili daha fazla araĢtırma yapması ile
artırır. Sonuçta pazarlama çalıĢmalarının izne bağlı, mesajların değerli, uygun ve eğlenceli
olması, tüketicinin de reklam karĢılığı değerli bir Ģey alması gerektiği ortaya çıkar
(Andersson and Nilsson, 2000). BaĢka bir araĢtırmada Barwise ve Strong (2002), özellikle
SMS‘in genç eriĢkinlere eriĢmekteki etkinliği üstünde durur. Bulgular mobil pazarlamanın
gençlere yönelik potansiyelini ortaya koyar: mesajların okunma oranı yüksek, kullanıcı
marka tavrı ve doğrudan davranıĢ güçlüdür. Halen SMS iletiĢiminin yüzde 90‘ı
insanlararası olsa da, (European SMS Guide, 2003; Feller, 2002; Kavassalis ve diğerleri,
2003), bu ortam pazarlama için daha fazla kullanılma potansiyeli taĢır (Binay, 2001). Mobil
iletiĢim donanımlarının kullanım sıklığı gibi, kullanıcıların mobil pazarlama mesajlarına
olumlu yaklaĢımları da etkileyicidir (Air2web, 2003). Mobil iletiĢim donanımları çok
kiĢiseldir (Andersson ve Nilsson, 2000; Barwise ve Strong, 2002; Feller, 2002; Kavassalis
ve diğerleri, 2003; Peters, 2002; Quios/Engage, 2000; Skygo, 2001). Her yere taĢınıp açık
tutulabildiğinden, operatörler kullanıcının nerede ve kim olduğunu denetler (Barnett ve
diğerleri, 2000). Mobil iletiĢim donanımları ideal kiĢisel araç potansiyeli taĢıdığından (Ho
ve Kwok, 2003) pazarlamacılara doğru zaman ve kullanıcıya ulaĢma olasılığı sunar
(Air2web, 2003; Peters, 2002; Quios/Engage, 2000; Siau ve diğerleri, 2001; Yuan ve Tsao,
2003). Ortamın kiĢiselliği yüzünden kampanyalar kullanıcıya değer sağlamalı ve onu
rahatsız etmemelidir (Skygo, 2001). Kullanıcı mobil reklam tavrı ve reklam etkinliğine

176
iliĢkin yapılan araĢtırmalardan Rettie ve Brum (2001) bulgularına göre SMS reklamlarının
kabulü yaĢ, gelir, eğitim ve alınan mesaja bağlıdır. SMS reklamları genç kullanıcılara,
özellikle baĢka geleneksel ortamlardan ulaĢılması güç olan 15-24 yaĢ grubuna çekici gelir
(Barnes, 2002). SMS reklamlarının baĢarı kriterleri Ģunlardır: Mesaj uygunluğu (Andersson
ve Nilsson, 2000; Barwise ve Strong, 2002; Heinonen ve Strandvik, 2003; WAA, 2001;
Kavassalis ve diğerleri, 2003; Quios/Engage, 2000; Rettie ve Brum, 2001), Yüksek oranda
hedefli ileti (WAA, 2001; Puca, 2001; Quios/Engage, 2000; Roussos ve diğerleri, 2003),
Kişisel ileti (Buckingham, 2001; Feller, 2002; Ho ve Kwok, 2003; Kavassalis ve diğerleri,
2003; FTC, 2002; Roussos ve diğerleri, 2003), Katma değerli içerik (Andersson ve Nilsson,
2000; Feller, 2002; WAA, 2001; Kavassalis ve diğerleri, 2003; Puca, 2001; Quios/Engage,
2000; Rodermund, 2003; Roussos ve diğerleri, 2003; Yuan ve Tsao, 2003), Bağlam ve
zamana göre hizmetler (Barwise ve Strong, 2002; Buckingham, 2001; WAA, 2001;
Roussos ve diğerleri, 2003).

Doğrudan pazarlama mecralarının tümündeki gibi, mahremiyet mobil pazarlamada


da önemlidir (Coursaris ve diğerleri, 2003; Ho ve Kwok, 2003; Pitkanen ve diğerleri,
2003b; FTC, 2002; Roussos ve diğerleri, 2003; Yunos ve diğerleri, 2003). Mobil pazarlama
sektörü kullanıcı izni ve istenmeyen mesajlarda sıkıntı çeker (Cowlett, 2002). Forrester
raporuna göre (2001) SMS kullanan Ģirketler müĢterilerinin mahremiyetinin zarar
göreceğinden (yüzde 80) ve bunun olumsuz tüketici tepkisine neden olacağından (yüzde
60) korkar. Heinonen ve Strandvik (2003) bulgularına göre katılımcıların yüzde 48‘i SMS‘i
rahatsız edici algılar, sadece yüzde 7‘si bir kanal kabul eder. Rettie ve Brum (2001)
bulgularına göre çoğu katılımcı istenmeyen mesajlardan endiĢe eder ve ancak izin verdikten
sonra ileti almayı ister. Bu nedenlerden izne bağlı pazarlama, mobil pazarlama için uygun
bir stratejidir (Air2web, 2003; Barwise ve Strong, 2002; Clickatell, 2007; Kavassalis ve
diğerleri, 2003; Mort ve Drennan, 2002; Peters, 2002; Reyck ve Degraeve, 2003; Skygo
2001; Tsang ve diğerleri, 2004; Yunos ve diğerleri, 2003; Yunos ve Gao, 2000).

Tsang ve diğerleri‘ne göre (2004) izne bağlı reklamcılığın geleneksel rahatsız edici
reklamcılıktan farkı, kiĢinin belirli ürün, hizmet ve içerikler için, özellikle bu mesajları
177
almayı istediğini belirtmiĢ olmasıdır. Kavassalis ve diğerleri (2003) ile Peters‘e göre (2002)
mobil ortam bu iznin alınması ve firmaların kullanıcılarla etkileĢimli iliĢki kurmaları için
önemli fırsatlar sunar. Reyck ve Degraeve (2003) mobil reklamcılığın sadece izne bağlı
olursa iĢleyeceğini söyler. Yunos ve diğerleri ile (2003) Skygo‘ya göre (2001) mobil
iletiĢim donanımlarına iletilen izne bağlı mesajlar kullanıcının dikkatini çeker, tepki
eylemlerini teĢvik eder ve marka bilinci oluĢturur. Binay (2001) SMS reklamlarına karĢı
olanların, mesajlar izne bağlı olur ve istendiğinde iptal edilirse tavır değiĢtirdiklerini
vurgular. Barwise ve Strong (2002) günde üç izne bağlı SMS reklamının kullanıcılarca
kabul edilir olduğunu (yüzde 82 oranında), daha genç kullanıcıların daha fazla mesajı kabul
edebildiklerini, bu ortamın hem kullanıcılar hem reklamverenler açısından yarar sağlayıcı
olduğunu bulur.

Önceki bölüm ve paragraflarda değinilen literatür çalıĢmalarında olguya


kullanıcının algısı, pazarlama ve reklam açısından modeli kabulü noktasında yaklaĢılmıĢ ve
genel pazarlama iletiĢimi boyutunda kalınmıĢtır. Bu tezde savunulan modelde ise yayıncılık
odaktadır. Bu yüzden tezin ilk bölümlerinde olgunun yayıncılık ve teknoloji tarafı
anlatıldığı gibi, bireysel ve toplumsal boyutu da iĢlenmiĢtir. Tez yazarı iĢler bir model
ortaya koymak adına toplumsal bir bakıĢ açısıyla kullanıcı yararının vurgulanması
gerekliliğini düĢünmektedir. Bu da modele ücretsiz verilen içerik unsuru eklenerek
sağlandı. Ücretsiz içerik ve hizmetler, kaliteleri sunuldukları toplumun istek ve
gereksinimleriyle orantılıysa kabul görür (Mobiadnews, 2009). Aslında bu içerik ve
hizmetlerin ücreti, kullanıcıların bütçeleri yerine, firmaların pazarlama ve reklam
bütçelerinden sağlanır ve firmalara uç seviyede hedefli pazarlama iletiĢimi yapma fırsatı
olarak döner. İşte bu tezle ileri sürülenler, bu alanda yapılan önceki çalışmalardan farklı
ilk defa şu unsurları içermektedir: 1. Ġzne bağlı bireysel mobil pazarlamanın yayıncılıkta
kullanımı, 2. Sunulan içerik, ürün ve hizmetlerin bu modelle desteklenerek yayıncı ve
pazarlamacılarca, kullanıcıların kendilerince güncellenen bireysel profillerine daha kolay
ulaĢılabilmesi, 3. Sonuçta yayıncı, reklamveren/pazarlamacı ve kullanıcı taraflarının
tamamının ortak yararının korunup sağlanması.

178
Şekil 16 - Mobil Yayıncılıkta İzne Bağlı Bireysel Pazarlama Modeli

Mobil Yayıncılıkta Ġzne Bağlı Bireysel Pazarlama Modeli Ģu taraflardan oluĢur:


Kullanıcı mobil iletiĢim hizmetlerinden yararlanan gerçek kiĢi. Yayıncı mobil iletiĢim
ortamı için içerik üreten ya da uyarlayan gerçek ya da tüzel kiĢi. Operatör mobil iletiĢim
altyapısı ve/veya frekans lisansı sahibi olup hizmet sunan tüzel kiĢi. Reklamveren mobil
iletiĢim ortamında ürürn, hizmet veya fikrin tanıtımı, satıĢı ya da imaj güçlendirme
amacıyla reklam yayınlatan gerçek ya da tüzel kiĢi. Pazarlamacı-reklamcı mobil iletiĢim
ortamına uygun pazarlama iletiĢimi mesajları üreten tüzel kiĢi. Mobil Yayıncılıkta Ġzne
Bağlı Bireysel Pazarlama Modeli‘nde tarafların aralarındaki iliĢkilerin Ģöyle gerçekleĢeceği
öngörülür: Kullanıcı profil bilgisini paylaĢır, karĢılığında belli miktarda ücretsiz içerik alır,
aynı zamanda kendisine özel hazırlanan belli miktarda pazarlama iletiĢimini
okur/dinler/izler/kullanır. Yayıncı mobil ortamda içeriklerini hedef kitlesine ulaĢtırır.
Operatör mobil iletiĢim altyapısı sunar. Reklamveren mobil ortamda mesajlarını hedef
kitlesine ulaĢtırır. Pazarlamacı-reklamcı iletilecek mesajları hazırlar, içeriklerle birleĢtirir.
Modeli bir örnekle açıklamak gerekirse: A medya kuruluĢu (yayıncı), hedef kitlesine
(kullanıcı), B pazarlama-reklam firmasıyla anlaĢarak özel ücretsiz içerikler sunmayı
hedefler. Bunun için A ve B ilgili operatörlerle altyapı anlaĢması yapar. B
reklamverenlerin, A‘nın sunacağı kullanıcı profil bilgilerine ulaĢımını ve pazarlama
içeriğinin iletimini yönetir. Ġlgili ülkenin telekomünikasyon denetleme kurumu, profil
bilgilerinin güvenliğini ve kullanıcı sözleĢmesine uygun kullanımını denetler. Gelir
aktarımı reklamverenin B‘ye, B‘nin de A‘ya ve operatöre ücret aktarmasıyla gerçekleĢir.
Operatöre altyapı kullanım bedeli de verilir. Taraflar arasındaki iliĢkiler öngörülenden daha
karmaĢık veya farklı da olabilir. Örneğin bir operatör kendi içerik ekosistemiyle yayıncı
rolüne bürünebilir veya reklamveren ya da pazarlama Ģirketi kendi ürettiği içerikleri

179
kullanıcılara sunmak isteyebilir. Aynı biçimde kiĢisel yayıncılık yapmak isteyenler
oluĢturulabilecek bir altyapı ile reklam ve pazarlama sistemlerini gelir elde etmede
kullanarak kendi içeriklerini ilgililerle paylaĢır. Tüm bu durumlarda, savunulan model
alternatif biçimlerde kendini yeniler. Modelin değiĢmeyecek özü, izne bağlı bireysel
pazarlama karĢılığında mobil içerik tüketimidir. Modelde kullanıcı özellik ve tercihlerine
iliĢkin verilerinin bulunduğu yer önemlidir. Artık ister yayıncı, ister reklamveren olsun
hemen her Ģirketin belli seviyelerde CRM sistemi vardır. Ancak etik açıdan ve rekabet
koĢullarının tam sağlanması için modelde kullanılan özel verilerin kullanıcıların eriĢip
güncelleyebilecekleri biçimde, kullanıcının vatandaĢı olduğu devletçe ve/veya uluslararası
güvence altına alınmıĢ biçimde, ilgili tüm tarafların belirleyecekleri koĢullar ve özellikler
çerçevesinde iĢleyen bir veritabanında korunması gerekir. Kullanıcı mahremiyetinin
korunması için her kullanıcıya vatandaĢlık veya sosyal güvenlik numarası gibi bir tekil
kimlik numarası da verilir.

3.4.2.2. Modelin İlgili Taraflara İlişkin Olumlu Yönleri


Değer aktarımında yer alanlar yani değer zincirindekiler için modelin olumlu
yönleri modeldeki taraflar teker teker ele alınarak aĢağıdaki bölümlerde ortaya
konulmuĢtur.

3.4.2.2.1. Üreticilere İlişkin Olumlu Yönleri


İçerik ve Yayın Sahipleri, Geliştiren ve Dönüştürenler: Modeli uygulayan
yayıncılar mobil içerik üretimi için yaptıkları yatırımların dönüĢünü sağlar ve kısa sürede
kâr elde eder. Model mobil ortamda yayıncıya farklılaĢma avantajı kazandırır. Yayıncı
basılı, çevrimiçi vb. ortamlarda da modeldeki kampanyaları bütünleĢtirir. Mobil Bilgi ve
İletişim Donanımı Üreticileri: Yapabilecekleri iĢbirlikleri ile diğer tarafların
uygulayacakları kampanya ve baĢlatacakları giriĢimlerde önem verdikleri özellik ve
altyapılar çerçevesinde geliĢtirecekleri donanımları kullanıcılara sunar ve katma değerle
gelir elde eder.

180
3.4.2.2.2. Hizmet Sağlayanlara İlişkin Olumlu Yönleri
Mobil Hizmet ve Uygulama Geliştiriciler: Bu gruptaki iĢletmeler üreticilere iliĢkin
yararlar arasında sayılan uygulamalar çerçevesinde geliĢtirecekleri uygulama ve hizmet
ortamlarından gelir elde eder. Mobil Altyapı İşletmecileri: Modelin mobil operatörlere
yararı veri kullanımıyla kullanıcı baĢına ortalama gelirin artması ve reklamverenlerden
gelen ek gelirdir. Yeni içerikler yayıncılarla paylaĢılan kârı da artırır. Kullanıcıların
operatör değiĢtirmeleri operatörler açısından en büyük gelir kaybıdır. Bunu engelleyecek
her çözüm operatörler açısından değerlidir. Reklamveren ve pazarlamacı-reklamcı: Model,
tüketicilere ulaĢmanın yeni yollarını sürekli arayan bu iĢletmelere en uç seviyede kiĢisel,
diyaloğa yönelik ve etkin bir yöntem sunar. Varolan pazarlama kanallarını mobil ortama
geniĢletirler. Model, mesajın gürültülerden zarar görmeden değerlendirilebileceği,
markanın daha fazla hatırlanabileceği, etkileĢimin yüksek olacağı ve özellikle 18-35 yaĢ
arası çekici bir kitleye ulaĢılabilecek bir ortam sunar. Mobil ortamdaki tüm pazarlama
iletiĢiminde, mobil yayıncılıkta izne bağlı bireysel pazarlama modelinin uygulanması ile
kullanıcı etkileĢimi üst seviyeye çıkarılıp istenen sonuçlar verimli biçimde elde edilir.

3.4.2.2.3. Kullanıcılara İlişkin Olumlu Yönleri


Model ile kullanıcılar profillerini açık eriĢimli ve güvenli bir veritabanından sürekli
güncel tutararak, mobil ortamda ücretsiz içerik, özel ürün ve hizmet tanıtımlarına eriĢirler.
Bilinçli medya kullanımı olarak modelin yaygınlaĢması, uzun vadede tüm medyayı da
etkiler, geleneksel ortamlarda da model uygulanmaya baĢlanır.

3.4.2.3. Modelin İlgili Taraflara İlişkin Olumsuz Yönleri


Değer aktarımında yer alanlar yani değer zincirindekiler için modelin olumsuz
yönleri modeldeki taraflar teker teker ele alınarak aĢağıdaki bölümlerde ortaya
konulmuĢtur. Buradaki bilgiler modelin kurulumunda kullanılan unsurlar göz önüne
alınarak yapılmıĢtır. Bunlar dıĢında öngörülemeyecek etkenler de sözkonusudur.

181
3.4.2.2.1. Üreticilere İlişkin Olumsuz Yönleri
İçerik ve Yayın Sahipleri, Geliştiren ve Dönüştürenler: Bunların yolladığı içerikler
mobil ortama veya kiĢiye özel olmazsa, kendi marka ve güvenilirliği zedelenebileceği gibi,
diğer ortamlarla rekabet Ģansı da zayıflar. Mobil Bilgi ve İletişim Donanımı Üreticileri:
Model çerçevesindeki altyapılara ve bunlar üzerinden taĢınan içerik ve hizmetlere uygun
donanımlar üretemez ya da ürettiği donanımlar kullanıcı beklentilerini karĢılamazsa gelir
kaybedeler.

3.4.2.2.2. Hizmet Sağlayanlara İlişkin Olumsuz Yönleri


Mobil Altyapı İşletmecileri: Altyapı ve mesajların bozulmadan, zamanında ve
bağlama uygun iletiminde sorun çıkması, kullanıcının operatör değiĢtirmesine neden olur.
Model her operatörden iĢleyebileceğinden, kullanıcısını kaybeden operatör zarar görür.
Reklamveren: Profil esaslı hedefli pazarlama iletiĢimi sırasında seçilen mesajların
özellikleri, kullanıcının her an değiĢebilen tercihleriyle güncellenmezse reklamveren
kullanıcı gözünde değer yitirir. Pazarlamacı-reklamcı: Reklamveren için önceki maddede
sayılanlarda, ilgili hizmeti hızlı ve etkin biçimde sunamayanlar müĢterilerini yitirir.

3.4.2.2.3. Kullanıcılara İlişkin Olumsuz Yönleri


Kullanıcılar her ne kadar model izne bağlı iĢlese ve istendiğinde çıkılabilecek
biçimde tasarlansa da, ilgili tarafların suitimali sonucu en fazla zarar görebilecek durumda
olanlardır. Ġstemediği içerikte ya da istediğinden daha fazla mesajla karĢılaĢabilir.
Savunulan modelin olası sakıncaları arasında mahremiyet ve etik en baĢta gelir.
Kullanıcıların tercihleri sadece kullanıcının izin verdiği taraflarla paylaĢılmalıdır. Öncelikle
ortak bir kullanıcı veritabanından kullanıcı tercihlerine eriĢilebilmesinin sağlanması ve bu
sayede teker teker kullanıcıların ismen bilinmemesi, ancak tercihlerinin bilinmesidir.
Burada kullanıcılar belli tekil numaralarla eĢleĢtirilerek kategorilere ayrılabilir.
AkıĢkanlığın sağlanması için bu numaralar vatandaĢlık numarası gibi sabit olabilir. Özel
sektör yerine kamu sektörü bu tür bir veritabanının mahremiyetini koruma noktasında daha
uygundur. Kamu hizmetleri, emniyet, haberalma ve savunma alanında varolan ve süregelen
yatırım ve birikimler yüzünden devletler bu konuda en uygun taraftır. Etik konusu da

182
mahremiyet gibidir. Bu konudaki uygunsuzluklar kimden kaynaklanırsa kaynaklansın tüm
modele ve ilgili taraflara zarar verir. Türk mobil operatörleri, Telekomünikasyon
Sektöründe KiĢisel Bilgilerin ĠĢlenmesi ve Gizliliğin Korunması Hakkında Yönetmelik‘le
isteyenlerin gelen gizli arama ve reklam mesajlarını almamasını sağlar (Üstün, 2007).

3.4.3. Mobil Yayıncılıkta Ġzne Bağlı Bireysel Pazarlama

Bu doktora tezinde ileri sürülerek geçerliliği savunulan Mobil Yayıncılıkta Ġzne


Bağlı Bireysel Pazarlama modelini destekleyen uygulamalar 3.3.2. bölümdedir. EleĢtirel bir
bakıĢla pazarlamanın, bu alanda çalıĢanlarca halen kitlesel bir yaklaĢımla ele alındığı
söylenmelidir. Diğer ortamlardakinden daha fazla mobil iletiĢim ortamında teknoloji
verimli kullanılarak, bireyler teker teker ele alınıp, onlara gerçek anlamda bireysel hizmet,
pazarlama, iliĢki, içerik vb. sunulabilecekken, segmentlere ayırarak bireyler
gruplanmaktadır. Ġzne bağlı uygulamalarda da bu böyle gerçekleĢmektedir. Bu tezde ortaya
konulduğu gibi çözüm, izne bağlı bireysel pazarlama modelinin mobil içerik ve yayıncılıkla
iliĢkilendirilmesidir. Doğal olarak diğer haberleĢme ve iletiĢim ortamlarında da aynı
modelin değerlendirilmesi düĢünülmelidir. Kullanıcının aklındaki denklem maruz kalınan
reklam ya da pazarlama unsuru karĢılığı eriĢilen ya da kullanılan mobil içerik ya da
yayındır. Eğer değiĢkenler kullanıcı açısından doğru orandaysa modeli kabullenme olasılığı
yükselir. Önce kullanıcı profil veritabanının nerede olacağı ve gelir paylaĢımı
belirlenmelidir. Kullanıcının izni tek baĢına modelin baĢarısını belirlemez. Pazarlama
iletiĢimi için hazırlanan mobil içerik farklı mobil iletiĢim donanımlarına uygun biçimde
olmalı, kullanıcı tepkileri, kısa ve uzun vadeli iletiĢim ölçümlenebilmeli (ileti alınma, kayıt
olma, anket sonuçları, satın alma durumu vb.), kullanıcıların bireysel profil koĢullarını
(cinsiyet, yaĢ vb.) değerlendirerek sonraki mesajlar biçimlenmeli, içeriğin viral pazarlama
ile yayılabilmesi için ―arkadaĢına ilet‖ benzeri özellikler eklenmelidir (Air2web.com,
2003). Akla gelebilecek sorunlardan ilki ölçümlemedir. ġu anda bu alanda operatör
seviyesinde demografi, konum bilgisi ve içerik izleme yapılmakta (Tarhan, 2008). Bunların
mobil pazarlamada yaygın kullanımı için kanuni düzenlemeler gereklidir. Bunlar yanında
genel kullanıcı dönüĢü, markanın hatırlanması, iletiyle iliĢkilendirme, bilinç ve satın alma
183
niyeti, toplam iĢlemin diğer mecralarla karĢılaĢtırmalı maliyeti, satıĢa etki gibi konularda da
ölçümlemeye gereksinim var (Bourke, 2006). Bu gibi birçok detaylı verileri alabilecek
altyapı Ģu anda M:Metrics gibi araĢtırma firmalarınca kullanılmaktadır (Mobiadnews,
2007). Pazarlama açısından mobil ortamın kullanımı bir diğer sorundur. BaĢarılı mobil
pazarlama, ölçümlemenin nasıl uygulanacağını bilmek, mobil pazarlamanın, pazarlama
maliyetlerini düĢürücü etkisinin olup olmadığını anlayabilmekten geçer. Mobil pazarlama
stratejisinin temel prensipleri, hangi tavırla, hangi mesajın, ne zaman ve hangi sıklıkta,
hangi aksiyonla, nasıl ve ne biçimde ölçümlenerek, kime ve nerede iletileceğinin
bilinmesidir (Bourke, 2006). Rekabet koĢulları tarafları etik ve mahremiyete aykırı
davranmaya yöneltir. Bu duruma karĢı otomatik devreye girecek önlemlerin alınması
gereklidir. Sabit internetteki e-postalarda spam engellemede internet hizmet sağlayıcılar
seviyesinde kalıcı çözümlerin alınması için çok uzun zaman geçmesi gerekti. Üstelik bu da
tam baĢarılamadı. Aynısı mobil ortamda tekrarlanırsa, ortamın özellikleri ve kullanıcıların
duyarlılık ve beklentileri açısından sabit internete göre çok daha zararlı olur. Tek bir mobil
içerik ve yayıncılık modelinin uygulanması her zaman olası değildir. Kullanıcılar için ideal
olan, yayıncılar ve operatörler için ideal olmaz. Tersi de çoğu zaman doğrudur. Bu yüzden
birden fazla mobil içerik iĢ modelinin eĢ zamanlı biçimde farklı içerik ve hizmetler için
sunulması gerekir. Yine de önceki bölümlerde ortaya konanlar dikkate alınırsa, izne bağlı
bireysel pazarlama modelinin mobil yayıncılığa uyarlanması, tarafların hepsi açısından en
yararlı sonucu sağlar.

184
4. MOBĠL YAYINCI, UZMAN VE MEDYA KULLANICILARI
ARAġTIRMASI

Önceki bölümlerde tezin donanım ve yazılım açısından kavramsal altyapısı


incelenerek açıklanmıĢ, bunlar birey ve toplum açısından irdelenerek bir sentez ortaya
konulmuĢtur. Bu bölümdeyse sözkonusu sentez test edilecek, mobil yayıncı ve uzman
araĢtırması baĢlığında derinlemesine görüĢme ve mobil medya kullanıcıları baĢlığında
anket yöntemleriyle incelenerek araĢtırılacaktır.

4.1. MOBĠL YAYINCI VE UZMAN ARAġTIRMASI


Bu baĢlık altında mobil yayıncı ve uzmanlarla derinlemesine görüĢme yöntemiyle
yapılan araĢtırmanın amaç, yöntem, bulgu ve sonuçları açıklanacaktır.

4.1.1. AraĢtırmanın Amaçları

Mobil yayıncı ve uzman araĢtırmasının amacı, Türkiye‘deki mobil içerik ve


yayıncılık alanına ve izne bağlı bireysel pazarlama modelinin mobil yayıncılığa
uyarlanması modeline uzmanların bakıĢlarını araĢtırmak, elde edilecek bulgulardan yola
çıkılarak hazırlanacak bir kullanıcı anketine taban oluĢturacak bazı faktörleri de ortaya
çıkarmaktır. Bu amaçla, uzmanlardan Ģu bilgiler elde edilmeye çalıĢılmıĢtır: Mobil içerik ve
yayın kullanıcı profili, mobil yayıncılık ve pazarlama, mobil içerik kaynaklarının özellikleri
ve sağladıkları hizmetler, sorunlar, iĢ modelleri.

4.1.2. AraĢtırmanın Yöntemi

AraĢtırma yöntemi derinlemesine görüĢmedir. Değerlendirmelerini almak amacıyla


mobil yazılım, operatör, donanım, içerik-yayın, pazarlama ve danıĢmanlık sektörlerinden
karar verici ve uzmanlarla görüĢülmüĢtür.

Kaynak kiĢinin teknik ya da içerikle ilgili bilgisinin yeterliliğine dikkat edilerek


görüĢülüp bilgiler alınmıĢtır. GörüĢmeler için ilgililerle e-postayla iliĢki kurulmuĢ,
randevular alınmıĢ, Nisan-Kasım 2008 tarihleri arasında, izin alınıp ses kaydedilerek
görüĢülmüĢ ve kayıtlar çözülerek yazıya aktarılmıĢtır.

185
4.1.3. AraĢtırmanın Bulguları

GerçekleĢtirilen derinlemesine görüĢmelerle karar verici ve uzmanlardan alınan


bilgiler, ses kayıtlarından metne aktarılıp, sorulan sorular ve görüĢmelerin tam metinleri
tezin ekler bölümüne alınmıĢtır. Bu görüĢmelerde Ģu temel baĢlıklar üstünde durulmuĢtur:
Mobil ve internet yayıncılığının farkları, mobil ve internet pazarlama ve reklamcılığının
farkları, mobil içerik iĢ modelleri, mobil pazarlama ve reklam iĢ modelleri, mobil
yayıncılığın Türkiye‘de geliĢimi, mobil pazarlama ve reklamın Türkiye‘de geliĢimi, mobil
içerik ve yayıncılıkta ve izne bağlı bireysel pazarlama modeli, mobil içerikler ve internet
reklam modeli, mobil yayıncılığın sorunları, mobil reklam ve pazarlamanın sorunları.

AraĢtırma için 74 kiĢilik mobil operatör, 55 kiĢilik yayın, 78 kiĢilik pazarlama ve


reklam, 94 kiĢilik yazılım, 50 kiĢilik donanım ve 169 kiĢilik genel uzman baĢlığı altında
karar verici ve uzmanlardan oluĢan toplamda 516 kiĢilik bir gruba e-posta ve yüzyüze
görüĢmelerle ulaĢılmıĢtır. Bu grubun mobil iletiĢim alanında iĢ yapma deneyimi olan
kiĢilerden seçilmesine dikkat edilmiĢtir. UlaĢılan uzman ve karar vericilerden araĢtırmaya
katılmayı kabul eden toplam 26 tanesiyle yüzyüze derinlemesine görüĢülmüĢ, 16
tanesinden e-postayla yanıtları alınmıĢ ve böylece 42 kiĢilik uzman araĢtırma örneklemine
ulaĢılmıĢtır. UlaĢılan grubun sayısına rağmen araĢtırmaya katılımın az oluĢunun nedenleri
arasında baĢta ticari mahremiyet endiĢesi yer alır. 32‘si erkek, 10‗u kadın olan
katılımcıların yaĢ ortalaması 33,9‘dur. Katılımcı meslek grupları mühendis, tasarımcı,
Ģirket sahibi, pazarlamacı, danıĢman, yayıncı ve Ģirket yöneticisidir. Katılımcıların biri
doktora, 26‘sı lisans, 8‘i lisansüstü, 6‘sı MBA seviyesinde eğitime sahipken, biri de lisans
terktir.

GörüĢülen uzmanların çalıĢtıkları firmalar Ģunlardır: Mobil pazarlama ajansı


Electric Agency, pazarlama ajansı Trafo, mobil teknoloji geliĢtirme Ģirketi Medianova,
Dünya Mobil ĠletiĢim Teknolojileri ve DanıĢmanlık, online içerik ve pazarlama Ģirketi
Yoğurt Bilgi Teknolojileri, uluslar arası iĢletim sistemi ve ofis ve verimlilik yazılımları

186
firması Microsoft, görsel yayıncılık Ģirketi Doğan TV Holding, mobil yazılım Ģirketi ODC
Software, uluslararası tasarım yazılımları ve sistemleri firması Adobe, kurumsal biliĢim
sistemleri firması Sun, çevrimiçi ve mobil tasarım ve içerik ajansı Emedya, mobil donanım
ve altyapı firması Ericsson, Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği SESAM,
Kapital Medya grubundan Digitalage Dergisi, mobil operatör Avea, Ciner Yayın Holding,
Kadir Has Üniversitesi, uluslararası mobil medya ve reklam haberleri sitesi
Mobiadnews.com, mobil teknoloji firması Loodos, çevrimiçi ve mobil içerik odaklı Internet
Holding, sayısal yayın platformu Digiturk, çevrimiçi tasarım ve içerik ajansı Overteam
Technologies, mobil teknoloji firması Mobinex, mobil içerik geliĢtirme ve yatırım grubu
Retromedya, uluslararası teknoloji organizasyonu ve topluluğu Mobile Monday, biliĢim
yayıncılığı ve araĢtırmaları odaklı Interpro Holding, son kullanıcı dergisi Mobillife, mobil
teknoloji firması Pozitim, çevrimiçi ve mobil sanal topluluk sitesi Zurna.com, mobil
donanım ve altyapı Ģirketi Desnet, mobil pazarlama ve proje Ģirketi Vodera, mobil proje
Ģirketi Done ĠletiĢim Bilgi Sistemleri, mobil teknoloji ve proje Ģirketi 4Play, haber sitesi
Maxihaber.net, son kullanıcı dergisi Mobimag, danıĢmanlık, araĢtırma ve eğitim Ģirketi
Crenvo, mobil operatör Turkcell, e-iĢ Ģirketi Vendio, ĠĢ Bankası, gazete eki Milliyet Mobil.

187
4.1.4. Mobil Yayıncı ve Uzman AraĢtırması Sonucu

Katılımcı uzmanlar mobil iletiĢim, operatör, yayıncılık, donanım, pazarlama,


yazılım alanında dünyada ve Türkiye‘de güncel durumu içeren niteliksel verileri sözlü
olarak paylaĢtılar. Uzmanların alanlarına göre sorular ve görüĢme tam metinleri tezin ekler
bölümündedir. Katılımcılara sorulan sorularla internet yayıncılığı ile mobil yayıncılığın
farkları, internet ve mobil pazarlamanın farkları, uygulanan ve uygulanabilecek yayıncılık
ve pazarlama iĢ modelleri, Türkiye‘deki mobil yayıncılığın geliĢimi ve bugünü, mobil
yayıncılıkta izne bağlı pazarlama modelinin kullanımı, internetteki reklam modelinin mobil
ortama taĢınması ve konuĢulan alanlardaki sorunlar öğrenildi.

Buna göre mobil yayıncılık içerik, donanım ve süreçler açısından internet


yayıncılığından farklı, ancak uyarlanabilir özellikte. Mobil ortam pazarlamada
kullanılmakta ve yapılan bazı hatalar geliĢimi engellemekte. Veri tarifelerinin yüksekliği
ekonomik açıdan kullanıcıyı zorlar. Donanımlar geliĢtiğinden eriĢimde bir sorun teĢkil
etmiyorlarsa da içeriklerin uyarlanmasında farklı standartlar yüzünden uyum yok.

Reklam destekli pazarlama mobil içerik ve yayınların tüketimini artırır ancak dikkat
edilmesi gereken konular var. Bunlar, her aĢamada kullanıcı onayına baĢvurularak kullanıcı
izninin alınması, profillemeyle elde edilen verilerin reklamların kullanıcıya uygun olmasını
sağlayacak biçimde kullanılması, mecranın ve kullanım alıĢkanlıklarının göz önünde
bulundurularak kullanıcının rahatsız edilmeden gereksinimleri doğrultusunda içeriklere ve
reklamlara eriĢmesinin sağlanması.

Katılımcı 42 uzmanın 40‘ı bu doktora tezinde savunulan Mobil Ġçerik ve


Yayıncılıkta Ġzne Bağlı Bireysel Pazarlama Modeli‘ne olumlu bakmakta ve modelin
iĢleyeceğini düĢünmekte. Olumsuz bakan bir katılımcı bu modelin uzun vadede izinsiz
mesajlarla kirleneceği ve reklamverene yararının olmayacağını, diğeri de mesajların
etkisinin ölçümlenemeyeceğini düĢünmekte ancak ikisi de reklam esaslı ücretsiz içerik
uygulamasını yine de desteklemekte. Katılımcılar Ģu koĢulların sağlanması gerektiğinde
hemfikir: Kullanıcıların kiĢisel bilgilerinin gizliliğinin korunması, gerçekten profile ve

188
kullanıcının gereksinimine uygun reklam iletilmesi, istendiğinde sistemden çıkılması ve bir
daha reklam gelmemesi, istenmeyen mesajların kesinlikle gelmemesi, gelecek reklam
sayısının fazla olmaması ve verilen içeriklerin kiĢinin seçeceği, isteyeceği içerikler olması.

Mobil iletiĢim sektörü tüm dünyada internet sektöründen de dinamik. Bu yüzden


her gün yeni uygulamalar, teknolojiler, kurallar, iĢ modelleri ortaya çıkmakta. Bu
hareketlilik ve alıĢılmıĢ modellerden gelen kârlılığın sürmesi karar verici konumundaki
devlet yetkilileri, operatörler, yazılım ve donanım üreticileri, yayıncı ve reklamcılar
nezdinde belirsizliğe ve yenilik ve farklı modellere uyumla ilgili yavaĢlığa yol açmakta.

189
4.2. MOBĠL MEDYA KULLANICILARI ARAġTIRMASI
Bu baĢlık altında mobil medya kullanıcılarıyla anket yöntemiyle yapılan
araĢtırmanın amaç, yöntem, bulgu ve sonuçları açıklanacaktır.

4.2.1. AraĢtırmanın Amaçları

Mobil iletiĢim donanımı kullanıcılarının mobil içerik, reklam ve ödeme tercihleri


profillerinin çıkartılmasını amaçlayan araĢtırmada, Ģu baĢlıklar irdelenmiĢtir: Ortamlara
(Internet, TV-Radyo, mobil iletiĢim, gazete-dergi-kitap) ayrılan süre, mobil içerik karĢılığı
profil bilgileri paylaĢımı, mobil içerik karĢılığı kontrol edilen reklamların mobil iletiĢim
donanımına gelmesi, mobil reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği olması, mobil
reklamların gereksinimlere uygun olması, mobil reklamlarda marka seçimi, mobil
reklamların gereksinimlere uygun olması için profil paylaĢımı, kopya ya da korsan mobil
içerik, paralı mobil içerik, medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanıp yararlanma, her
gün mobil iletiĢim donanımına gelecek, gereksinime uygun reklam sayısı.

4.2.2. AraĢtırmanın Yöntemi

AraĢtırma için, anket.marmara.edu.tr adresindeki Marmara Üniversitesi Anket


Sistemi üzerinde, PHP tabanlı UCCASS altyapısı ile anket formu oluĢturulmuĢtur. 25 bin
kiĢiye basit rastlantısal örneklem ile e-posta ile ulaĢılmıĢ, araĢtırmaya katılıma davet
edilmiĢlerdir. Ana kütle Türkçe konuĢan mobil iletiĢim donanımı kullanıcılarıdır. Sorular
oluĢturulurken gözlem ve literatür bilgileri ve uzman derinlemesine görüĢmelerinin
bulguları temel alınmıĢtır. Ölçüm için sınıflandırma, sıralama, aralık ve oran (nominal,
ordinal, scale) ölçeklerinde değiĢkenler hazırlanmıĢtır. Soru formunda amaca yönelik 15
soru vardır. Bunların 10‘u beĢli likert ölçeğine göre, 4‘ü skala özellikli, biri de açık
uçludur. Katılımcılara 5 demografi sorusu sorulmuĢtur. 20 soruluk anketin son sorusu
katılımcıların yorum, görüĢ ve düĢüncelerine ayrılmıĢtır. Anket Temmuz-Aralık 2008
arasında eriĢime açık tutulmuĢ ve 1800 kiĢiye ulaĢılmıĢtır. Veri toplama sürecinin ardından
türetilmiĢ değiĢken (dummy variable) olarak mesleklere göre gelir grupları, varolan
değiĢkenlerden yola çıkılarak da gruplanmıĢ yaĢ, büyükĢehir-taĢra, coğrafi bölge,
gruplanmıĢ eğitim değiĢkenleri demografi bölümüne eklenmiĢtir.
190
4.2.3. AraĢtırmanın Bulguları

Bu bölümde araĢtırma için yapılan anketle elde edilen bulgular sunulmuĢtur. Anket
katılımcısı 1800 kiĢilik örneklemin demografik özellikleri aĢağıdadır:

Tablo 11 - Cinsiyetlere Göre Dağılım


Frekans Yüzde
Kadın 462 25,7
Erkek 1338 74,3
Toplam 1800 100

Tablo 12 - Eğitime Göre Dağılım


Eğitim Ġlköğretim Lise Yüksekokul (MYO) Lisans Yüksek Lisans Doktora Toplam
Frekans 64 528 202 516 383 107 1800
Yüzde 3,6 29,3 11,2 28,7 21,3 5,9 100

Tablo 13 - Yaş İstatistikleri


N (YaĢ) Aralık Minimum Maksimum Ortalama Standart Sapma
1800 64 11 75 27,92 8,55
YaĢ grupları 07-22 23-38 39-54 55-77 Toplam
Frekans 566 1026 189 19 1800
Yüzde 31,4 57 10,5 1,1 100

191
Tablo 14 - Yaşanan Şehir ya da Ülke Dağılımı
ġehir/Ülke Frekans Yüzde
Ġstanbul 686 38,1
Ankara 184 10,2
Ġzmir 79 4,4
Bursa 53 2,9
Kocaeli 52 2,9
Antalya 37 2,1
EskiĢehir 36 2
Konya 34 1,9
Denizli 29 1,6
Kayseri 28 1,6
Adana 27 1,5
Diğer 22 1,2
Sakarya 20 1,1
Gaziantep 19 1,1
ABD 19 1,1
Manisa 19 1,1
Almanya 18 1
Kütahya 18 1
Malatya 18 1
Balıkesir 16 0,9
Afyon 15 0,8
Erzurum 15 0,8
Trabzon 15 0,8
UĢak 15 0,8
Ġçel 14 0,8
Samsun 14 0,8
Hatay 11 0,6
Hollanda 11 0,6
Aksaray 10 0,6
Elazığ 10 0,6
Van 10 0,6
Aydın 9 0,5
Muğla 9 0,5
Türk Cumhuriyetleri 9 0,5
Adıyaman 8 0,4
Çorum 8 0,4
Düzce 8 0,4
Isparta 8 0,4
Çanakkale 7 0,4
Ġngiltere 7 0,4
KahramanmaraĢ 7 0,4
ġanlıurfa 7 0,4
Tekirdağ 7 0,4
Bolu 6 0,3
Erzincan 6 0,3
Rize 6 0,3
Sivas 6 0,3
Tokat 6 0,3
Amasya 5 0,3
Diyarbakır 5 0,3
KırĢehir 5 0,3
Osmaniye 5 0,3

192
Yalova 5 0,3
Bartın 4 0,2
Bilecik 4 0,2
Burdur 4 0,2
Fransa 4 0,2
Ġsveç 4 0,2
Karaman 4 0,2
NevĢehir 4 0,2
Zonguldak 4 0,2
Batman 3 0,2
Bitlis 3 0,2
Çankırı 3 0,2
Edirne 3 0,2
Kırıkkale 3 0,2
Mardin 3 0,2
Niğde 3 0,2
Ordu 3 0,2
Rusya Federasyonu 3 0,2
Sinop 3 0,2
Yozgat 3 0,2
Belçika 2 0,1
Danimarka 2 0,1
Hakkâri 2 0,1
Karabük 2 0,1
Kars 2 0,1
KKTC 2 0,1
Siirt 2 0,1
ġırnak 2 0,1
Ağrı 1 0,1
Artvin 1 0,1
Avusturya 1 0,1
Bayburt 1 0,1
Bingöl 1 0,1
Giresun 1 0,1
GümüĢhane 1 0,1
Iğdır 1 0,1
Japonya 1 0,1
Kanada 1 0,1
Kastamonu 1 0,1
Kırklareli 1 0,1
Kilis 1 0,1
MuĢ 1 0,1
Tunceli 1 0,1
Yunanistan 1 0,1
Toplam 1800 100

193
Tablo 15 - Coğrafi Bölgelere Göre Dağılım
Bölgeler Frekans Yüzde
Marmara 854 47,4
Ġç Anadolu 323 17,9
Ege 193 10,7
Akdeniz 113 6,3
YurtdıĢı 107 5,9
Karadeniz 89 4,9
Doğu Anadolu 71 3,9
Güneydoğu Anadolu 50 2,8
Toplam 1800 100

Tablo 16 - Büyükşehirlere (İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa) Göre Dağılım


Frekans Yüzde
BüyükĢehirler (Ġst/Ank/Ġzm/Bursa) 1002 55,7
Diğerleri 798 44,3
Toplam 1800 100

Tablo 17 - Mesleklere Göre Dağılım


Meslek Frekans Yüzde
Öğrenci 402 22,3
Bilgisayar/BiliĢim 169 9,4
Mühendislik 137 7,6
Akademik 111 6,2
Eğitim 97 5,4
Öğretmen 93 5,2
Sağlık/Tıp 69 3,8
Muhasebe 68 3,8
Kamu/Memur 56 3,1
Diğer 46 2,6
Bankacılık/Finans 39 2,2
Basın/Yayın/Medya 37 2,1
Halkla ĠliĢkiler 25 1,4
Pazarlama 25 1,4
Ġktisat 24 1,3
Teknikerlik/Teknisyenlik 24 1,3
Üst Düzey Yönetici/Yönetici 21 1,2
ÇalıĢmıyor 20 1,1
ĠletiĢim/Telekomünikasyon 20 1,1
ĠĢletme 20 1,1
Gıda 19 1,1
Tasarım/Grafik 19 1,1
Ticaret 19 1,1
Otomotiv 14 0,8
Tekstil 14 0,8
DanıĢmanlık 13 0,7
Emekli 13 0,7
Emniyet 13 0,7
Reklam/Tanıtım 13 0,7
Hukuk 12 0,7
ĠnĢaat/Müteahhitlik 12 0,7

194
Ġnsan Kaynakları 10 0,6
Ev Kadını 9 0,5
Mimarlık 9 0,5
Turizm/Seyahat 9 0,5
Ġmalat/Üretim 8 0,4
Ġthalat/Ġhracat 8 0,4
Kültür/Sanat 7 0,4
Kimya/Kozmetik 6 0,3
Vakıf/Dernek 6 0,3
Güvenlik 5 0,3
Ġdari ĠĢler/Sekreterya 5 0,3
Ġnternet 5 0,3
Mağazacılık 5 0,3
MüĢteri Hizmetleri 5 0,3
Mobilya/Ağaç ĠĢleri 4 0,2
Perakende/Toptan 4 0,2
Sigorta 4 0,2
Spor 4 0,2
Fotoğrafçılık 3 0,2
Kütüphanecilik/ArĢivcilik 3 0,2
Psikoloji 3 0,2
UlaĢtırma 3 0,2
Mütercim Tercümanlık 2 0,1
Satın alma 2 0,1
Tarım/Hayvancılık 2 0,1
Depo/Antrepo 1 0,1
Eğlence/Müzik 1 0,1
Enerji 1 0,1
Lojistik/TaĢımacılık 1 0,1
Petrol/Petrokimya 1 0,1
Toplam 1800 100

Tablo 18 - Sektörel Meslek Grupları


Sektör Frekans Yüzde
Hammadde 3 0,2
Üretim 66 3,7
Hizmet 1665 92,5
Diğer 66 3,7
Toplam 1800 100

Mesleklere göre dağılım tablosu analiz açısından çok geniĢ olduğundan, Clark ve
Fourastié kuramı esas alınarak meslekler Tablo 18‘deki dört baĢlıkta gruplanmıĢtır. Bu
gruplama Ģöyle açıklanır: Modern ekonomilerde ekonomik faaliyetler Ģu dört sektör altında
gerçekleĢir: Birincil ekonomik sektör hammaddelerin çıkarılması ve üretilmesiyle ilgilidir.
Madencilik, balıkçılık ve tarım bu sektöre örnektir. Ġkincil ekonomik sektör hammadde ya
da orta seviyede iĢlenmiĢ materyallerin ürünlere dönüĢtürülmesiyle ilgilidir. Örneğin

195
çeliğin arabaya, kumaĢın elbiseye, inĢaat malzemelerinin eve dönüĢtürülmesi. Üçüncül
ekonomik sektör müĢteri ve iĢletmelere hizmet sunumuyla ilgilidir. Çocuk bakıcılığı,
bankacılık, mağazacılık, muhasebecilik bu sektöre örnektir. Dördüncül ekonomik sektör
doğal kaynaklardan ürün ve hizmetleri üretmek için gereksinim duyulan araĢtırma ve
geliĢtirme ile ilgilidir. Bu sektöre ar-ge birimleri ile bilim ve eğitim kurum ve kuruluĢları
örnektir. Ġngiliz ekonomist ve istatistikçi Colin Grant Clark ile Fransız ekonomist Jean
Fourastié‘nin geliĢtirdiği ―üç sektör hipotezi‖ ekonomi kuramı ise hammaddelerin
çıkarılmasını birincil, üretimi ikincil, hizmeti de üçüncül sektör olarak adlandırır ve
ekonomiyi üç temel sektöre ayırır. Buna göre uygarlıklar ekonomik olarak sırayla
geleneksel uygarlık, geçiĢ dönemi (transitional period) ve üçüncül uygarlık (tertiary
civilization) dönemlerini yaĢar ve ekonomilerdeki sektörel ağırlık gittikçe hizmet sektörüne
kayar (Wikipedia Three-sector, 2009).

Tablo 19 - Gelire Göre Dağılım


Gelir Seviyesi Frekans Yüzde
Yüksek 692 38,4
Orta 511 28,4
Gelirsiz 431 23,9
DüĢük 166 9,2
Toplam 1800 100

Gelire göre dağılım tablosu, katılımcıların mesleklerinin ilgili sektöre göre ortalama
gelirleri göz önüne alınarak türetilmiĢ değiĢken (dummy variable) olarak türetilmiĢtir.
Burada kaynak Türkiye Ġstatistik Kurumu (TÜĠK) ile medya ve araĢtırma yayınlarındaki
mesleklere göre ücretlere iliĢkin tablolardır [Türkiye Ġstatistik Kurumu (25.01.09),
Porttakal.com (25.01.09), Milliyet (26.09.04), Referans (27.11.07), Tuhis.org (25.01.09)].

AraĢtırma sorularına verilen yanıtlara göre elde edilen bulgular Ģöyledir:

Kullanıcıların Internet'e ayırdığı günlük süre nedir?

196
Tablo 20 - Internet’e ayrılan süre
Süre Frekans Yüzde
2 saat 252 14
1 saat 237 13,2
3 saat 197 10,9
4 saat 157 8,7
1.5 saat 137 7,6
30 dakika 128 7,1
5 saat 112 6,2
10 saat 102 5,7
6 saat 95 5,3
2.5 saat 77 4,3
15 dakika 66 3,7
3.5 saat 61 3,4
8 saat 42 2,3
7 saat 38 2,1
9 saat 20 1,1
4.5 saat 17 0,9
5.5 saat 16 0,9
Hiç zaman ayırmam. 15 0,8
7.5 saat 11 0,6
6.5 saat 10 0,6
8.5 saat 9 0,5
9,5 saat 1 0,1
Toplam 1800 100

Kullanıcıların TV-Radyo'ya ayırdığı günlük süre nedir?


Tablo 21 - TV-Radyo’ya ayrılan süre
Süre Frekans Yüzde
2 saat 375 20,8
1 saat 364 20,2
30 dakika 208 11,6
3 saat 179 9,9
1.5 saat 167 9,3
Hiç zaman ayırmam. 141 7,8
15 dakika 116 6,4
2.5 saat 81 4,5
4 saat 76 4,2
5 saat 28 1,6
3.5 saat 26 1,4
6 saat 11 0,6
4.5 saat 10 0,6
10 saat 7 0,4
7 saat 3 0,2
8 saat 3 0,2
6.5 saat 2 0,1
5.5 saat 1 0,1
7.5 saat 1 0,1
8.5 saat 1 0,1
Toplam 1800 100

197
Kullanıcıların mobil iletiĢime ayırdığı günlük süre nedir?
Tablo 22 - Mobil iletişime ayrılan süre
Süre Frekans Yüzde
15 dakika 479 26,6
30 dakika 422 23,4
1 saat 326 18,1
1.5 saat 133 7,4
2 saat 130 7,2
Hiç zaman ayırmam. 94 5,2
3 saat 60 3,3
4 saat 41 2,3
2.5 saat 29 1,6
10 saat 26 1,4
5 saat 16 0,9
3.5 saat 11 0,6
8 saat 8 0,4
6 saat 5 0,3
7 saat 5 0,3
4.5 saat 4 0,2
5.5 saat 4 0,2
7.5 saat 4 0,2
9 saat 3 0,2
Toplam 1800 100

Kullanıcıların gazete-dergi-kitap için ayırdığı günlük süre nedir?


Tablo 23 - Gazete-dergi-kitap için ayrılan süre
Süre Frekans Yüzde
1 saat 507 28,2
30 dakika 393 21,8
2 saat 223 12,4
1.5 saat 191 10,6
15 dakika 177 9,8
3 saat 87 4,8
2.5 saat 70 3,9
Hiç zaman ayırmam. 50 2,8
4 saat 40 2,2
5 saat 24 1,3
3.5 saat 14 0,8
6 saat 8 0,4
4.5 saat 5 0,3
5.5 saat 4 0,2
7 saat 3 0,2
6.5 saat 1 0,1
7.5 saat 1 0,1
8 saat 1 0,1
10 saat 1 0,1
Toplam 1800 100

198
AĢağıda yer alan ve kullanıcıların mobil iletiĢim ve reklam tercihlerine yönelik
sorularda beĢli Likert ölçeği kullanılmıĢtır.

Kullanıcılar kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun,
e-kitap) karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢır mı?
Tablo 24 - Mobil içerik karşılığı profil paylaşımı tercihi
Tercih Frekans Yüzde
Kesinlikle Katılmıyorum 683 37,9
Katılmıyorum 384 21,3
Katılıyorum 383 21,3
Kararsızım 254 14,1
Kesinlikle Katılıyorum 96 5,3
Toplam 1800 100

Kullanıcılar kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve


gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini ister
mi?
Tablo 25 - Mobil içerik karşılığı reklam alımı tercihi
Tercih Frekans Yüzde
Kesinlikle Katılmıyorum 610 33,9
Katılmıyorum 447 24,8
Katılıyorum 407 22,6
Kararsızım 224 12,4
Kesinlikle Katılıyorum 112 6,2
Toplam 1800 100

Kullanıcılar mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal


seçeneği olmasını ister mi?
Tablo 26 - Mobil reklamlarda ayrılma ya da iptal tercihi
Tercih Frekans Yüzde
Kesinlikle Katılıyorum 1084 60,2
Katılıyorum 426 23,7
Kesinlikle Katılmıyorum 154 8,6
Katılmıyorum 72 4
Kararsızım 64 3,6
Toplam 1800 100

199
Kullanıcılar mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine
uygun olmasını ister mi?
Tablo 27 - Mobil reklamların gereksinime uygunluk tercihi
Tercih Frekans Yüzde
Kesinlikle Katılıyorum 758 42,1
Katılıyorum 660 36,7
Kararsızım 140 7,8
Kesinlikle Katılmıyorum 132 7,3
Katılmıyorum 110 6,1
Toplam 1800 100

Kullanıcılar mobil iletiĢim donanımına reklam gönderecek markaları seçmek ister


mi?
Tablo 28 - Mobil reklamda marka seçim tercihi
Tercih Frekans Yüzde
Kesinlikle Katılıyorum 789 43,8
Katılıyorum 610 33,9
Kararsızım 157 8,7
Kesinlikle Katılmıyorum 125 6,9
Katılmıyorum 119 6,6
Toplam 1800 100

Kullanıcılar mobil iletiĢim donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun


olması için profilini paylaĢabilir mi?
Tablo 29 - Mobil reklamın uygunluğu için profil paylaşım tercihi
Tercih Frekans Yüzde
Kesinlikle Katılmıyorum 465 25,8
Katılıyorum 422 23,4
Kararsızım 384 21,3
Katılmıyorum 353 19,6
Kesinlikle Katılıyorum 176 9,8
Toplam 1800 100

Kullanıcılar kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih eder mi?


Tablo 30 - Kopya ya da korsan mobil içerik tercihi
Tercih Frekans Yüzde
Kesinlikle Katılmıyorum 865 48,1
Katılmıyorum 421 23,4
Kararsızım 279 15,5
Katılıyorum 120 6,7
Kesinlikle Katılıyorum 115 6,4
Toplam 1800 100

200
Kullanıcılar parayla mobil içerik almayı ister mi?
Tablo 31 - Parayla mobil içerik alma tercihi
Tercih Frekans Yüzde
Kesinlikle Katılmıyorum 654 36,3
Kararsızım 411 22,8
Katılmıyorum 402 22,3
Katılıyorum 241 13,4
Kesinlikle Katılıyorum 92 5,1
Toplam 1800 100

Kullanıcılar medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanır ve yararlanır mı?


Tablo 32 - Tüm reklamlardan hoşlanma ve yararlanma
Tercih Frekans Yüzde
Kesinlikle Katılmıyorum 514 28,6
Katılmıyorum 499 27,7
Kararsızım 372 20,7
Katılıyorum 332 18,4
Kesinlikle Katılıyorum 83 4,6
Toplam 1800 100

Kullanıcılar her gün mobil iletiĢim donanımına gelecek, gereksinimine uygun kaç
reklamdan sıkılmaz? Sonuca göre kullanıcıların yüzde 78‘i günde gereksinimlerine uygun
en az bir mobil reklam almaktan sıkılmamakta.

Tablo 33 - Günlük mobil reklam sayısı tercihi


Reklam sayısı 2 0 1 3 5 4 10 6 8 7 Toplam
Frekans 445 396 370 307 145 66 47 14 8 2 1800
Yüzde 24,7 22 20,6 17,1 8,1 3,7 2,6 0,8 0,4 0,1 100

201
4.2.3.1. Araştırma Çerçevesinde Yapılan Hipotez Testleri
Bu baĢlık altında mobil medya kullanıcılarıyla anket yöntemiyle yapılan
araĢtırmanın hipotez testleri demografi, ortamlara ayrılan süreler ve kullanıcı seçimleri
çerçevesinde açıklanacaktır.

4.2.3.1.1. Demografi ve Ortamlara Ayrılan Süre Karşılaştırması

Bu bölümde demografik özellikler ve ortamlara ayrılan sürelerin


karĢılaĢtırılmasıyla elde edilen hipotezlerin sonuçları sunulmuĢtur.

Cinsiyet Grupları
H1: Cinsiyet grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 34 - Grup İstatistikleri

Cinsiyet N Ortalama Std. Sapma

Internet'e ayırdığım günlük süre: Kadın 462 8,19 5,111

Erkek 1338 8,77 5,343


Tablo 35 - Bağımsız Örneklemler Testi
Levene's Testi T testi

Internet'e ayırdığım günlük süre: Anlamlılık Anlamlılık

Varyansların EĢit Olması Durumunda ,125 ,042

Varyansların EĢit Olmaması Durumunda ,038

Yapılan bağımsız örneklemler testi sonucunda anlam değerinin 0,042 çıkması,


bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani, cinsiyet grupları arasında Internet‘e ayrılan günlük süre bakımından
anlamlı bir fark vardır.

202
H2: Cinsiyet grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.
Tablo 36 - Grup İstatistikleri

Cinsiyet N Ortalama Std. Sapma

TVRadyo'ya ayırdığım günlük süre: Kadın 462 5,49 2,914

Erkek 1338 5,18 2,891


Tablo 37 - Bağımsız Örneklemler Testi
Levene's Testi T testi

TVRadyo'ya ayırdığım günlük süre: Anlamlılık Anlamlılık

Varyansların EĢit Olması Durumunda ,918 ,044

Varyansların EĢit Olmaması Durumunda ,045

Yapılan bağımsız örneklemler testi sonucunda anlam değerinin 0,044 çıkması,


bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani, cinsiyet grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından
anlamlı bir fark vardır.

H3: Cinsiyet grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
vardır.
Tablo 38 - Grup İstatistikleri

Cinsiyet N Ortalama Std. Sapma

Mobil iletiĢime ayırdığım günlük süre: Kadın 462 4,42 3,435

Erkek 1338 4,11 3,402


Tablo 39 - Bağımsız Örneklemler Testi
Levene's Testi T testi

Mobil iletiĢime ayırdığım günlük süre: Anlamlılık Anlamlılık

Varyansların EĢit Olması Durumunda ,196 ,095

Varyansların EĢit Olmaması Durumunda ,097

Yapılan bağımsız örneklemler testi sonucunda anlam değerinin 0,095 çıkması,


bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
203
edilmiĢtir. Yani, cinsiyet grupları arasında mobil iletiĢime ayrılan günlük süre bakımından
anlamlı bir fark yoktur.

H4: Cinsiyet grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından fark var
mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Tablo 40 - Grup İstatistikleri

Cinsiyet N Ortalama Std. Sapma

Gazete, dergi, kitap için ayırdığım günlük süre: Kadın 462 4,99 2,501

Erkek 1338 4,44 2,288


Tablo 41 - Bağımsız Örneklemler Testi
Levene's Testi T testi

Gazete, dergi, kitap için ayırdığım günlük süre: Anlamlılık Anlamlılık

Varyansların EĢit Olması Durumunda ,089 ,0001

Varyansların EĢit Olmaması Durumunda ,0001

Yapılan bağımsız örneklemler testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması,


bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani, cinsiyet grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre
bakımından anlamlı bir fark vardır.

YaĢ Grupları
H5: Yaş grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,067 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, internete ayrılan günlük süre açısından katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir fark
yoktur.

204
H6: Yaş grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 42 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 90,613 30,204 ,013
Gruplar Ġçinde 15030,745 8,369
Toplam 15121,358

Tablo 43 - Tanımsal İstatistikler


YaĢ grupları N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
7-22 566 4,98 3,006 ,126 1 22
23-38 1026 5,32 2,858 ,089 1 22
39-54 189 5,72 2,771 ,202 1 22
55-77 19 5,47 2,503 ,574 1 10
Toplam 1800 5,26 2,899 ,068 1 22

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,013 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir
fark vardır. Tanımsal istatistiklere göre TV-Radyo‘ya 7-22 yaĢ grubu daha az süre
ayırmaktadır.

H7: Yaş grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 44 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 597,384 199,128 ,0001
Gruplar Ġçinde 20347,016 11,329
Toplam 20944,399

Tablo 45 - Tanımsal İstatistikler


YaĢ grupları N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
7-22 566 5,00 4,313 ,181 1 22
23-38 1026 3,91 2,881 ,090 1 22
39-54 189 3,43 2,636 ,192 1 22
55-77 19 2,84 1,167 ,268 1 6
Toplam 1800 4,19 3,412 ,080 1 22

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.

205
Yani, mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir
fark vardır. Tanımsal istatistiklere göre mobil iletiĢime 7-22 yaĢ grubu daha fazla süre
ayırmaktadır.

H8: Yaş grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
yoktur.
HA-Yaş grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,252 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir
fark yoktur.

Coğrafi Bölgeye Göre YerleĢim Yerleri


H9: Yerleşim yerleri arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0- Yerleşim yerleri arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA- Yerleşim yerleri arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,098 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, internete ayrılan günlük süre açısından yerleĢim yerine göre anlamlı bir fark yoktur.

H10: Yerleşim yerleri arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0- Yerleşim yerleri arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA- Yerleşim yerleri arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 46 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 181,596 25,942 ,003
Gruplar Ġçinde 14939,761 8,337
Toplam 15121,358

206
Tablo 47 - Tanımsal İstatistikler
YerleĢim N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Akdeniz 113 5,79 3,228 ,304 1 22
Ege 193 5,56 3,363 ,242 1 22
Güneydoğu Anadolu 50 5,70 3,570 ,505 1 22
Marmara 854 5,08 2,713 ,093 1 22
Ġç Anadolu 323 5,33 2,692 ,150 1 17
Doğu Anadolu 71 5,97 3,464 ,411 1 22
Karadeniz 89 5,43 3,033 ,322 1 15
YurtdıĢı 107 4,54 2,596 ,251 1 12
Toplam 1800 5,26 2,899 ,068 1 22

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,003 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre açısından yerleĢim yerine göre anlamlı bir fark
vardır. Tanımsal istatistiklere göre TV-Radyo‘ya Doğu Anadolulular daha fazla süre
ayırmaktadır.

H11: Yerleşim yerleri arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,321 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından yerleĢim yerine göre anlamlı bir fark
yoktur.

H12: Yerleşim yerleri arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından fark var
mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,391 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.

207
Yani, gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından yerleĢim yerine göre anlamlı bir
fark yoktur.

Meslek Grupları
H13: Meslek grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0- Meslek grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA- Meslek grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,082 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, Internet‘e ayrılan günlük süre açısından meslek gruplarına göre anlamlı bir fark
yoktur.

H14: Meslek grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0- Meslek grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA- Meslek grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,283 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre açısından meslek gruplarına göre anlamlı bir fark
yoktur.

H15: Meslek grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Meslek grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
yoktur.
HA-Meslek grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
vardır.

Tablo 48 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 126,167 42,056 ,013
Gruplar Ġçinde 20818,232 11,591
Toplam 20944,399

Tablo 49 - Tanımsal İstatistikler


Meslek N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Hammadde 3 2,00 ,000 ,000 2 2
Diğer 66 5,47 5,286 ,651 1 22
Üretim 66 4,11 2,791 ,344 1 16
Hizmet 1665 4,15 3,334 ,082 1 22
Toplam 1800 4,19 3,412 ,080 1 22

208
Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,013 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından meslek gruplarına göre anlamlı bir fark
vardır. Tanımsal istatistiklere göre mobil iletiĢime diğer meslek grubu daha fazla süre
ayırmaktadır.

H16: Meslek grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından fark var
mıdır?
H0-Meslek grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Meslek grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,343 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından meslek gruplarına göre anlamlı
bir fark yoktur.

Eğitim Grupları
H17: Eğitim grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0- Eğitim grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA- Eğitim grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.
Tablo 50 - ANOVA Tablosu
ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 606,482 121,296 ,001
Gruplar Ġçinde 49719,598 27,714
Toplam 50326,080

Tablo 51 - Tanımsal İstatistikler


Eğitim N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Ġlköğretim 64 8,08 5,675 ,709 1 22
Lise 528 8,10 5,239 ,228 1 22
Yüksekokul 202 9,52 5,641 ,397 1 22
Lisans 516 9,24 5,566 ,245 1 22
Yüksek lisans 383 8,22 4,839 ,247 1 22
Doktora 107 8,22 4,266 ,412 3 22
Toplam 1800 8,62 5,289 ,125 1 22

209
Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,001 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, Internet‘e ayrılan günlük süre açısından eğitim gruplarına göre anlamlı bir fark
vardır. Tanımsal istatistiklere göre Internet‘e yüksekokul mezunları daha fazla süre
ayırmaktadır.

H18: Eğitim grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0- Eğitim grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA- Eğitim grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.
Tablo 52 - ANOVA Tablosu
ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 97,437 19,487 ,041
Gruplar Ġçinde 15023,921 8,375
Toplam 15121,358

Tablo 53 - Tanımsal İstatistikler


Eğitim N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Ġlköğretim 64 6,23 4,062 ,508 1 22
Lise 528 5,04 3,067 ,133 1 22
Yüksekokul 202 5,49 3,044 ,214 1 16
Lisans 516 5,28 2,707 ,119 1 19
Yüksek lisans 383 5,26 2,709 ,138 1 22
Doktora 107 5,21 2,359 ,228 1 12
Toplam 1800 5,26 2,899 ,068 1 22

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,041 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından eğitim gruplarına göre anlamlı bir fark
vardır. Tanımsal istatistiklere göre TV-Radyo‘ya ilköğretim mezunları daha fazla süre
ayırmaktadır.

H19: Eğitim grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.
Tablo 54 - ANOVA Tablosu
ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 709,751 141,950 ,0001
Gruplar Ġçinde 20234,648 11,279
Toplam 20944,399
210
Tablo 55 - Tanımsal İstatistikler
Eğitim N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Ġlköğretim 64 4,36 4,900 ,613 1 22
Lise 528 4,81 4,194 ,183 1 22
Yüksekokul 202 4,85 3,818 ,269 1 22
Lisans 516 4,15 3,092 ,136 1 22
Yüksek lisans 383 3,32 1,846 ,094 1 22
Doktora 107 3,09 1,680 ,162 1 12
Toplam 1800 4,19 3,412 ,080 1 22

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından eğitim gruplarına göre anlamlı bir fark
vardır. Tanımsal istatistiklere göre mobil iletiĢime yüksekokul mezunları daha fazla süre
ayırmaktadır.

H20: Eğitim grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından fark var
mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,120 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından eğitim gruplarına göre anlamlı
bir fark yoktur.

211
Gelir Grupları
H21: Gelir grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0- Gelir grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA- Gelir grupları arasında Internet‟e ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 56 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 1171,214 390,405 ,0001
Gruplar Ġçinde 49154,866 27,369
Toplam 50326,080

Tablo 57 - Tanımsal İstatistikler


Gelir N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Gelirsiz 431 7,52 4,669 ,225 1 22
DüĢük gelirli 166 7,58 4,679 ,363 1 22
Orta gelirli 511 8,80 5,178 ,229 1 22
Yüksek gelirli 692 9,42 5,705 ,217 1 22
Toplam 1800 8,62 5,289 ,125 1 22

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, Internet‘e ayrılan günlük süre açısından gelir gruplarına göre anlamlı bir fark vardır.
Tanımsal istatistiklere göre Internet‘e yüksek gelirliler daha fazla süre ayırmaktadır.

H22: Gelir grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0- Gelir grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA- Gelir grupları arasında TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 58 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 118,525 39,508 ,003
Gruplar Ġçinde 15002,832 8,353
Toplam 15121,358

Tablo 59 - Tanımsal İstatistikler


Gelir N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Gelirsiz 431 4,87 2,933 ,141 1 22
DüĢük gelirli 166 5,51 2,902 ,225 1 22
Orta gelirli 511 5,55 2,851 ,126 1 22
Yüksek gelirli 692 5,22 2,889 ,110 1 22
Toplam 1800 5,26 2,899 ,068 1 22

212
Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,003 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından gelir gruplarına göre anlamlı bir fark
vardır. Tanımsal istatistiklere göre TV-Radyo‘ya orta gelirliler daha fazla süre
ayırmaktadır.

H23: Gelir grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından fark var mıdır?
H0-Gelir grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında mobil iletişime ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,268 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından gelir gruplarına göre anlamlı bir fark
yoktur.

H24: Gelir grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından fark var
mıdır?
H0-Gelir grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
yoktur.
HA-Gelir grupları arasında gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre bakımından anlamlı bir fark
vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,335 çıkması, bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani, gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından gelir gruplarına göre anlamlı bir
fark yoktur.

213
Ortamlara Ayrılan Süreler ve Mobil ĠletiĢim
H25: Katılımcıların ortamlara ayrılan süreler açısından mobil iletişime ayırdıkları günlük süre ile
diğerlerine ayırdıkları süre arasında anlamlı bir iliĢki var mıdır?
H0- Katılımcıların ortamlara ayrılan süreler açısından mobil iletişime ayırdıkları günlük süre ile
diğerlerine ayırdıkları süre arasında anlamlı bir iliĢki yoktur.
HA- Katılımcıların ortamlara ayrılan süreler açısından mobil iletişime ayırdıkları günlük süre ile
diğerlerine ayırdıkları süre arasında anlamlı bir iliĢki vardır.

Tablo 60 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Mobil iletiĢime Internet'e TVRadyo'ya Gazete-dergi-kitap
ayırdığım günlük ayırdığım günlük ayırdığım günlük için ayırdığım günlük
süre: süre: süre: süre:
Mobil iletiĢime Pearson 1 ,200** ,131** ,053*
ayırdığım günlük Correlation
süre: Anlamlılık ,0001 ,0001 ,025
N 1800 1800 1800 1800
**. Korelasyon 0.01 seviyesinde anlamlı.
*. Korelasyon 0.05 seviyesinde anlamlı.

Yapılan Pearson korelasyon testi sonucunda anlam değerinin Internet için 0,200,
TV-Radyo için 0,131, gazete-dergi-kitap için 0,053 çıkması, bunların da kabul edilen
0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani,
katılımcıların ortamlara ayrılan süreler açısından mobil iletiĢime ayırdıkları günlük süre ile
diğerlerine ayırdıkları süre arasında anlamlı bir iliĢki yoktur.

214
4.2.3.1.2. Demografi ve Kullanıcı Seçimleri Karşılaştırması

Bu bölümde demografik özellikler ve kullanıcıların mobil içerik ve reklamlardaki


tercihlerinin karĢılaĢtırılmasıyla elde edilen hipotezlerin sonuçları sunulmuĢtur.

Cinsiyet Grupları
H26: Cinsiyet grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik,
oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik,
oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik,
oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.
Tablo 61 - Mann-Whitney Testi Tablosu
Mann-Whitney Kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgihaber paketi, video, müzik,
Testi (a) oyun, ekitap) karĢılığında, profil bilgilerimi paylaĢırım.
Anlamlılık ,0001
(a) Gruplayıcı değiĢken: Cinsiyet
Tablo 62 - Sıralar
Cinsiyet N Ortalama Sıra Sıralar Toplamı
Kaliteli ve bedava mobil içerik Kadın 462 826,47 381828,50
(bilgihaber paketi, video, müzik, Erkek 1338 926,06 1239071,50
oyun, ekitap) karĢılığında, profil
bilgilerimi paylaĢırım. Toplam 1800

Yapılan Mann-Whitney testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması ve bunun


da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-kitap)
karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların cinsiyetine göre
anlamlı bir fark vardır.

H27: Cinsiyet grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından fark var
mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Yapılan Mann-Whitney testi sonucunda anlam değerinin 0,191 çıkması ve bunun da


kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
215
Yani kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti
sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek açısından katılımcıların
cinsiyetine göre anlamlı bir fark yoktur.

H28: Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Mann-Whitney testi sonucunda anlam değerinin 0,698 çıkması ve bunun da


kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti
sayısını kontrol ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini istemek açısından
katılımcıların cinsiyetine göre anlamlı bir fark yoktur.

H29: Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Mann-Whitney testi sonucunda anlam değerinin 0,995 çıkması ve bunun da


kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek açısından katılımcıların cinsiyetine göre anlamlı bir fark yoktur.

H30: Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Mann-Whitney testi sonucunda anlam değerinin 0,100 çıkması ve bunun da


kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.

216
Yani mobil iletiĢim donanımına reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek açısından
katılımcıların cinsiyetine göre anlamlı bir fark yoktur.

H31: Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması
için profilini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 63 - Mann-Whitney Testi Tablosu


Mann-Whitney Cep telefonuma gelen reklamların gereksinimlerime uygun olması
Testi (a) için profilimi paylaĢabilirim.
Anlamlılık ,003
(a) Gruplayıcı değiĢken: Cinsiyet
Tablo 64 - Sıralar
Cinsiyet N Ortalama Sıra Sıralar Toplamı
Cep telefonuma gelen Kadın 462 841,03 388555,50
reklamların gereksinimlerime Erkek 1338 921,03 1232344,50
uygun olması için profilimi
paylaĢabilirim. Toplam 1800

Yapılan Mann-Whitney testi sonucunda anlam değerinin 0,003 çıkması ve bunun da


kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların cinsiyetine göre anlamlı bir fark
vardır.

H32: Cinsiyet grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından fark
var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı
bir fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı
bir fark vardır.

Tablo 65 - Mann-Whitney Testi Tablosu


Mann-Whitney Testi (a) Kopya veya korsan mobil içerikleri tercih ederim.
Anlamlılık ,0001
(a) Gruplayıcı değiĢken: Cinsiyet

Tablo 66 - Sıralar
Cinsiyet N Ortalama Sıra Sıralar Toplamı
Kopya veya korsan mobil içerikleri tercih ederim. Kadın 462 781,09 360865,50
Erkek 1338 941,73 1260034,50
Toplam 1800

217
Yapılan Mann-Whitney testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması ve bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek açısından katılımcıların cinsiyetine
göre anlamlı bir fark vardır.

H33: Cinsiyet grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark
yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark
vardır.

Yapılan Mann-Whitney testi sonucunda anlam değerinin 0,269 çıkması ve bunun da


kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani parayla mobil içerik almayı istemek açısından katılımcıların cinsiyetine göre anlamlı
bir fark yoktur.

H34: Cinsiyet grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve


yararlanmak bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 67 - Mann-Whitney Testi Tablosu


Mann-Whitney Testi (a) Medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanırım ve yararlanırım.
Anlamlılık ,005
(a) Gruplayıcı değiĢken: Cinsiyet

Tablo 68 - Sıralar
Cinsiyet N Ortalama Sıra Sıralar Toplamı
Medyada yayınlanan tüm reklamlardan Kadın 462 957,24 442244,00
hoĢlanırım ve yararlanırım. Erkek 1338 880,91 1178656,00
Toplam 1800

Yapılan Mann-Whitney testi sonucunda anlam değerinin 0,005 çıkması ve bunun da


kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanmak ve yararlanmak açısından
katılımcıların cinsiyetine göre anlamlı bir fark vardır.

218
H35: Cinsiyet grupları arasında ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından fark var mıdır?
H0-Cinsiyet grupları arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Cinsiyet grupları arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Mann-Whitney testi sonucunda anlam değerinin 0,145 çıkması ve bunun da


kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖
sorusuna verilen yanıtlar açısından katılımcıların cinsiyetine göre anlamlı bir fark yoktur.

YaĢ Grupları
H36: Yaş grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun,
e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-
kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-
kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,258 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-kitap)
karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların yaĢına göre
anlamlı bir fark yoktur.

H37: Yaş grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından fark var
mıdır?
H0-Yaş grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Tablo 69 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve
Testi (a) gönderilen mesaj sayısını kontrol ettiğim reklamların cep telefonuma
gelmesini isterim.
Anlamlılık ,189
(a) Gruplayıcı değiĢken: YaĢ
219
Tablo 70 - Sıralar
15 yaĢ aralıklı dört yaĢ grubu N Ortalama Sıra
Kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve 7-22 566 918,51
gönderilen mesaj sayısını kontrol ettiğim reklamların cep 23-38 1026 895,85
telefonuma gelmesini isterim.
39-54 189 894,74
55-77 19 672,29
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,189 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti
sayısını kontrol ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini istemek açısından
katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir fark yoktur.

220
H38: Yaş grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 71 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Cep telefonuma gelen tüm reklamlarda ayrılma veya iptal
Testi (a) seçeneği olmasını isterim.
Anlamlılık ,045
(a) Gruplayıcı değiĢken: YaĢ
Tablo 72 - Sıralar
15 yaĢ aralıklı dört yaĢ grubu N Ortalama Sıra
Cep telefonuma gelen tüm reklamlarda ayrılma veya iptal 7-22 566 859,96
seçeneği olmasını isterim. 23-38 1026 924,80
39-54 189 883,55
55-77 19 964,71
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,045 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek açısından katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir fark vardır.

H39: Yaş grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,397 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek açısından katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir fark yoktur.

H40: Yaş grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek bakımından
anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
221
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,181 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek açısından
katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir fark yoktur.

H41: Yaş grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,613 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir fark yoktur.

H42: Yaş grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından fark var
mıdır?
H0-Yaş grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Tablo 73 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Testi (a) Kopya veya korsan mobil içerikleri tercih ederim.
Anlamlılık ,0001
(a) Gruplayıcı değiĢken: YaĢ
Tablo 74 - Sıralar
15 yaĢ aralıklı dört yaĢ grubu N Ortalama Sıra
Kopya veya korsan mobil 7-22 566 986,64
içerikleri tercih ederim. 23-38 1026 872,05
39-54 189 806,79
55-77 19 802,87
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması ve bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.

222
Yani kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek açısından katılımcıların yaĢına göre
anlamlı bir fark vardır.

H43: Yaş grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,076 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani parayla mobil içerik almayı istemek açısından katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir
fark yoktur.

H44: Yaş grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,79 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanmak ve yararlanmak açısından
katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir fark yoktur.

223
H45: Yaş grupları arasında ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam
sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından fark var mıdır?
H0-Yaş grupları arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam
sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yaş grupları arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam
sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 75 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
Testi (a) reklam sizi sıkmaz?
Anlamlılık ,0001
(a) Gruplayıcı değiĢken: YaĢ

Tablo 76 - Sıralar
15 yaĢ aralıklı dört yaĢ grubu N Ortalama Sıra
Her gün cep telefonunuza 7-22 566 947,42
gelecek, gereksiniminize 23-38 1026 880,32
uygun kaç reklam sizi
sıkmaz? 39-54 189 918,54
55-77 19 413,39
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması ve bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?”
sorusuna verilen yanıtlar bakımından katılımcıların yaĢına göre anlamlı bir fark vardır.

224
Coğrafi Bölgelere Göre YerleĢim Yerleri
H46: Yerleşim yerleri arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik,
oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun,
e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun,
e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,246 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-
kitap) karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların yaĢadığı
Ģehir ya da ülkeye göre anlamlı bir fark yoktur.

H47: Yerleşim yerleri arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından fark var
mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,994 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen
ileti sayısını kontrol ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini istemek
açısından katılımcıların yaĢadığı Ģehir ya da ülkeye göre anlamlı bir fark yoktur.

225
H48: Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 77 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 41,922 5,989 ,0001
Gruplar Ġçinde 2684,858 1,498
Toplam 2726,780

Tablo 78 - Tanımsal İstatistikler


YerleĢim N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Akdeniz 113 4,02 1,439 ,135 1 5
Ege 193 4,05 1,324 ,095 1 5
Güneydoğu Anadolu 50 3,98 1,270 ,180 1 5
Marmara 854 4,33 1,164 ,040 1 5
Ġç Anadolu 323 4,27 1,234 ,069 1 5
Doğu Anadolu 71 3,97 1,383 ,164 1 5
Karadeniz 89 3,90 1,323 ,140 1 5
YurtdıĢı 107 4,40 ,989 ,096 1 5
Toplam 1800 4,23 1,231 ,029 1 5

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal
seçeneği olmasını istemek açısından katılımcıların yaĢadığı Ģehir ya da ülkeye göre anlamlı
bir fark vardır. Tanımsal istatistiklere göre yurtdıĢındaki katılımcılar mobil iletiĢim
donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını daha fazla
istemektedir. Onlardan hemen sonra Marmara bölgesindekiler gelmektedir.

H49: Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,071 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
226
olmasını istemek açısından katılımcıların yaĢadığı Ģehir ya da ülkeye göre anlamlı bir fark
yoktur.

H50: Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından fark var mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,212 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢim donanımına reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
açısından katılımcıların yaĢadığı Ģehir ya da ülkeye göre anlamlı bir fark yoktur.

H51: Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması
için profilini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,407 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢim donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun
olması için profilini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların yaĢadığı Ģehir ya da
ülkeye göre anlamlı bir fark yoktur.

H52: Yerleşim yerleri arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından fark
var mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı
bir fark yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı
bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,311 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul

227
edilmiĢtir. Yani kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek açısından katılımcıların
yaĢadığı Ģehir ya da ülkeye göre anlamlı bir fark yoktur.

H53: Yerleşim yerleri arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark
yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark
vardır.

Tablo 79 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 22,303 3,186 ,038
Gruplar Ġçinde 2687,350 1,500
Toplam 2709,653

Tablo 80 - Tanımsal İstatistikler


YerleĢim N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Akdeniz 113 2,26 1,230 ,116 1 5
Ege 193 2,18 1,164 ,084 1 5
Güneydoğu Anadolu 50 2,20 1,178 ,167 1 5
Marmara 854 2,32 1,233 ,042 1 5
Ġç Anadolu 323 2,16 1,213 ,067 1 5
Doğu Anadolu 71 2,25 1,284 ,152 1 5
Karadeniz 89 2,35 1,235 ,131 1 5
YurtdıĢı 107 2,64 1,262 ,122 1 5
Toplam 1800 2,29 1,227 ,029 1 5

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,038 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani parayla mobil içerik almayı istemek açısından katılımcıların yaĢadığı Ģehir
ya da ülkeye göre anlamlı bir fark vardır. Tanımsal istatistiklere göre yurtdıĢındaki
katılımcılar parayla mobil içerik almayı daha fazla istemektedir. Onlardan hemen sonra
Karadenizliler gelmektedir.

228
H54: Yerleşim yerleri arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından fark var mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 81 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 21,454 3,065 ,040
Gruplar Ġçinde 2609,301 1,456
Toplam 2630,755

Tablo 82 - Tanımsal İstatistikler


YerleĢim N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Akdeniz 113 2,42 1,178 ,111 1 5
Ege 193 2,39 1,216 ,088 1 5
Güneydoğu Anadolu 50 2,66 1,239 ,175 1 5
Marmara 854 2,46 1,197 ,041 1 5
Ġç Anadolu 323 2,41 1,221 ,068 1 5
Doğu Anadolu 71 2,08 1,131 ,134 1 5
Karadeniz 89 2,65 1,280 ,136 1 5
YurtdıĢı 107 2,22 1,223 ,118 1 5
Toplam 1800 2,43 1,209 ,029 1 5

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,040 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanmak ve yararlanmak
açısından katılımcıların yaĢadığı Ģehir ya da ülkeye göre anlamlı bir fark vardır. Tanımsal
istatistiklere göre Güneydoğu Anadolulu katılımcılar medyada yayınlanan tüm
reklamlardan daha fazla hoĢlanıp yararlanmaktadır.

229
H55: Yerleşim yerleri arasında ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından fark var mıdır?
H0-Yerleşim yerleri arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam
sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Yerleşim yerleri arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 83 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 78,213 11,173 ,008
Gruplar Ġçinde 7299,119 4,073
Toplam 7377,331

Tablo 84 - Tanımsal İstatistikler


YerleĢim N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Akdeniz 113 2,35 2,179 ,205 0 10
Ege 193 2,19 2,133 ,154 0 10
Güneydoğu Anadolu 50 2,46 2,367 ,335 0 10
Marmara 854 2,08 2,031 ,069 0 10
Ġç Anadolu 323 1,96 1,799 ,100 0 10
Doğu Anadolu 71 2,51 1,896 ,225 0 10
Karadeniz 89 2,57 2,412 ,256 0 10
YurtdıĢı 107 1,62 1,669 ,161 0 10
Toplam 1800 2,11 2,025 ,048 0 10

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,008 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi
sıkmaz?‖ sorusuna verilen yanıtlar açısından katılımcıların yaĢadığı Ģehir ya da ülkeye göre
anlamlı bir fark vardır. Tanımsal istatistiklere göre Karadenizliler ―Her gün cep
telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖ sorusunu daha
yüksek rakamlarla yanıtlamıĢtır.

Meslek Grupları
H56: Meslek grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik,
oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Meslek grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun,
e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Meslek grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun,
e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,063 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul

230
edilmiĢtir. Yani kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-
kitap) karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların
mesleklerine göre anlamlı bir fark yoktur.

H57: Meslek grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından fark var
mıdır?
H0-Meslek grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Meslek grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,457 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen
ileti sayısını kontrol ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini istemek
açısından katılımcıların mesleklerine göre anlamlı bir fark yoktur.

H58: Meslek grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Meslek grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Meslek grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,163 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal
seçeneği olmasını istemek açısından katılımcıların mesleklerine göre anlamlı bir fark
yoktur.

231
H59: Meslek grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Meslek grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Meslek grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 85 - ANOVA Tablosu


ANOVA Kareler Toplamı Ortalama Kare Anlamlılık Değeri
Gruplar Arasında 12,700 4,233 ,029
Gruplar Ġçinde 2513,297 1,399
Toplam 2525,998

Tablo 86 - Tanımsal İstatistikler


YerleĢim N Ortalama Std. Sapma Std. Hata Minimum Maksimum
Hammadde 3 3,67 1,528 ,882 2 5
Diğer 66 3,59 1,358 ,167 1 5
Üretim 66 3,91 1,133 ,139 1 5
Hizmet 1665 4,02 1,177 ,029 1 5
Toplam 1800 4,00 1,185 ,028 1 5

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,029 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek açısından katılımcıların mesleklerine göre anlamlı bir fark vardır.
Tanımsal istatistiklere göre hizmet sektöründekiler mobil iletiĢim donanımına gelen tüm
reklamların gereksinimlerine uygun olmasını daha fazla istemektedir.

H60: Meslek grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından fark var mıdır?
H0-Meslek grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Meslek grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,064 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢim donanımına reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
açısından katılımcıların mesleklerine göre anlamlı bir fark yoktur.

H61: Meslek grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması

232
için profilini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Meslek grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Meslek grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,807 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢim donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun
olması için profilini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların mesleklerine göre anlamlı
bir fark yoktur.

H62: Meslek grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından fark
var mıdır?
H0-Meslek grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı
bir fark yoktur.
HA-Meslek grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı
bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,090 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek açısından katılımcıların
mesleklerine göre anlamlı bir fark yoktur.

H63: Meslek grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Meslek grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark
yoktur.
HA-Meslek grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark
vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,539 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani parayla mobil içerik almayı istemek açısından katılımcıların mesleklerine
göre anlamlı bir fark yoktur.

H64: Meslek grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından fark var mıdır?
H0-Meslek grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
233
HA-Meslek grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,207 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanmak ve yararlanmak
açısından katılımcıların mesleklerine göre anlamlı bir fark yoktur.

H65: Meslek grupları arasında ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından fark var mıdır?
H0-Meslek grupları arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam
sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Meslek grupları arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan tek yönlü ANOVA testi sonucunda anlam değerinin 0,364 çıkması ve
bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul
edilmiĢtir. Yani ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi
sıkmaz?‖ sorusuna verilen yanıtlar açısından katılımcıların mesleklerine göre anlamlı bir
fark yoktur.

234
Eğitim Grupları
H66: Eğitim grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik,
oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun,
e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun,
e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.
Tablo 87 - Kruskal Wallis Testi Tablosu
Kruskal Wallis Kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgihaber paketi, video, müzik,
Testi (a) oyun, ekitap) karĢılığında, profil bilgilerimi paylaĢırım.
Anlamlılık ,030
(a) Gruplayıcı değiĢken: Eğitim

Tablo 88 - Sıralar
En son mezun olunan
okula göre eğitim N Ortalama Sıra
Kaliteli ve bedava mobil içerik Ġlköğretim 64 922,03
(bilgihaber paketi, video, müzik, Lise 528 936,88
oyun, ekitap) karĢılığında, profil
bilgilerimi paylaĢırım. Yüksekokul 202 949,68
Lisans 516 895,36
Yüksek lisans 383 855,79
Doktora 107 800,07
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,030 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-kitap)
karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre
anlamlı bir fark vardır.

H67: Eğitim grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından fark var
mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,055 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.

235
Yani kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti
sayısını kontrol ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini istemek açısından
katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark yoktur.

H68: Eğitim grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 89 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Cep telefonuma gelen tüm reklamlarda ayrılma veya iptal
Testi (a) seçeneği olmasını isterim.
Anlamlılık ,0001
(a) Gruplayıcı değiĢken: Eğitim

Tablo 90 - Sıralar
En son mezun olunan okula göre eğitim N Ortalama Sıra
Cep telefonuma gelen Ġlköğretim 64 802,09
tüm reklamlarda ayrılma
veya iptal seçeneği Lise 528 850,42
olmasını isterim. Yüksekokul 202 826,63
Lisans 516 903,25
Yüksek lisans 383 1002,62
Doktora 107 967,12
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması ve bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark vardır.

236
H69: Eğitim grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 91 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Cep telefonuma gelen tüm reklamların gereksinimlerime uygun
Testi (a) olmasını isterim.
Anlamlılık ,011
(a) Gruplayıcı değiĢken: Eğitim

Tablo 92 - Sıralar
En son mezun olunan okula göre eğitim N Ortalama Sıra
Cep telefonuma gelen tüm Ġlköğretim 64 875,92
reklamların gereksinimlerime Lise 528 865,91
uygun olmasını isterim.
Yüksekokul 202 881,83
Lisans 516 878,82
Yüksek lisans 383 978,09
Doktora 107 947,96
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,011 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark vardır.

237
H70: Eğitim grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından fark var mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 93 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Testi (a) Cep telefonuma reklam gönderecek markaları seçmek isterim.
Anlamlılık ,0001
(a) Gruplayıcı değiĢken: Eğitim
Tablo 94 - Sıralar
En son mezun olunan okula göre eğitim N Ortalama Sıra
Cep telefonuma reklam Ġlköğretim 64 727,04
gönderecek markaları Lise 528 862,42
seçmek isterim.
Yüksekokul 202 865,02
Lisans 516 904,86
Yüksek lisans 383 979,79
Doktora 107 954,26
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması ve bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek açısından
katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark vardır.

H71: Eğitim grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması
için profilini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,283 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark
yoktur.

238
H72: Eğitim grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından fark
var mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı
bir fark yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı
bir fark vardır.

Tablo 95 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Testi (a) Kopya veya korsan mobil içerikleri tercih ederim.
Anlamlılık ,0001
(a) Gruplayıcı değiĢken: Eğitim
Tablo 96 - Sıralar
En son mezun olunan okula göre eğitim N Ortalama Sıra
Kopya veya korsan mobil içerikleri tercih ederim. Ġlköğretim 64 1129,98
Lise 528 986,82
Yüksekokul 202 920,37
Lisans 516 860,11
Yüksek lisans 383 810,42
Doktora 107 817,00
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması ve bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek açısından katılımcıların eğitimlerine
göre anlamlı bir fark vardır.

H73: Eğitim grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark
yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark
vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,176 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani parayla mobil içerik almayı istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı
bir fark yoktur.

239
H74: Eğitim grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından fark var mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 97 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Testi (a) Medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanırım ve yararlanırım.
Anlamlılık ,023
(a) Gruplayıcı değiĢken: Eğitim
Tablo 98 - Sıralar
En son mezun olunan okula göre eğitim N Ortalama Sıra
Medyada yayınlanan tüm Ġlköğretim 64 906,68
reklamlardan hoĢlanırım ve Lise 528 941,09
yararlanırım.
Yüksekokul 202 948,11
Lisans 516 848,61
Yüksek lisans 383 908,46
Doktora 107 828,38
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,023 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanmak ve yararlanmak açısından
katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark vardır.

240
H75: Eğitim grupları arasında ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından fark var mıdır?
H0-Eğitim grupları arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam
sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Eğitim grupları arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam
sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 99 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
Testi (a) reklam sizi sıkmaz?
Anlamlılık ,0001
(a) Gruplayıcı değiĢken: Eğitim
Tablo 100 - Sıralar
En son mezun olunan okula göre eğitim N Ortalama Sıra
Her gün cep telefonunuza Ġlköğretim 64 1014,10
gelecek, gereksiniminize uygun Lise 528 955,37
kaç reklam sizi sıkmaz?
Yüksekokul 202 960,65
Lisans 516 910,43
Yüksek lisans 383 819,49
Doktora 107 690,30
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması ve bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖
sorusuna verilen yanıtlar açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark vardır.

Gelir Grupları
H76: Gelir grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik,
oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Gelir grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun,
e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun,
e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,748 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-kitap)
karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre
anlamlı bir fark yoktur.

241
H77: Gelir grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından fark var
mıdır?
H0-Gelir grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek bakımından anlamlı bir
fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,516 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti
sayısını kontrol ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini istemek açısından
katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark yoktur.

H78: Gelir grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Gelir grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Tablo 101 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Testi Cep telefonuma gelen tüm reklamlarda ayrılma veya iptal
(a) seçeneği olmasını isterim.
Anlamlılık ,038
(a) Gruplayıcı değiĢken: Gelir

Tablo 102 - Sıralar


Tahmini gelire
göre türetilmiĢ
değiĢken N Ortalama Sıra
Cep telefonuma gelen tüm Gelirsiz 431 892,01
reklamlarda ayrılma veya iptal DüĢük gelirli 166 811,72
seçeneği olmasını isterim.
Orta gelirli 511 904,09
Yüksek gelirli 692 924,43
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,038 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.

242
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark vardır.

H79: Gelir grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Gelir grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,260 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark yoktur.

H80: Gelir grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından fark var mıdır?
H0-Gelir grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,938 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek açısından
katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark yoktur.

H81: Gelir grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Gelir grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için
profilini paylaşmayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,924 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani mobil iletiĢim donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için

243
profilini paylaĢmayı istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark
yoktur.

H82: Gelir grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından fark var
mıdır?
H0-Gelir grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı bir
fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek bakımından anlamlı
bir fark vardır.

Tablo 103 - Kruskal Wallis Testi Tablosu


Kruskal Wallis Testi (a) Kopya veya korsan mobil içerikleri tercih ederim.
Anlamlılık ,0001
(a) Gruplayıcı değiĢken: Gelir
Tablo 104 - Sıralar
Tahmini gelire göre türetilmiĢ değiĢken N Ortalama Sıra
Kopya veya korsan mobil içerikleri tercih ederim. Gelirsiz 431 1013,24
DüĢük gelirli 166 935,74
Orta gelirli 511 827,08
Yüksek gelirli 692 876,04
Toplam 1800

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,0001 çıkması ve bunun
da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek açısından katılımcıların eğitimlerine
göre anlamlı bir fark vardır.

H83: Gelir grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından fark var mıdır?
H0-Gelir grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında parayla mobil içerik almayı istemek bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,626 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani parayla mobil içerik almayı istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı
bir fark yoktur.

H84: Gelir grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından fark var mıdır?
H0-Gelir grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak

244
bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve yararlanmak
bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,310 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani parayla mobil içerik almayı istemek açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı
bir fark yoktur.

H85: Gelir grupları arasında ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç
reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından fark var mıdır?
H0-Gelir grupları arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam
sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark yoktur.
HA-Gelir grupları arasında “Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam
sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar bakımından anlamlı bir fark vardır.

Yapılan Kruskal Wallis testi sonucunda anlam değerinin 0,141 çıkması ve bunun da
kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0 hipotezi kabul edilmiĢtir.
Yani ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖
sorusuna verilen yanıtlar açısından katılımcıların eğitimlerine göre anlamlı bir fark yoktur.

245
4.2.3.1.3. Ortam Süreleri ve Kullanıcı Seçimleri Karşılaştırması

Bu bölümde ortamlara ayrılan süreler ve kullanıcıların mobil içerik ve


reklamlardaki tercihlerinin karĢılaĢtırılmasıyla elde edilen hipotezlerin sonuçları
sunulmuĢtur.

Internet'e Ayrılan Günlük Süre


H86: Internet'e ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video,
müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var
mıdır?
H0- Internet'e ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video,
müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Internet'e ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video,
müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 105 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
,059 ,013

Şekil 17 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,013
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani Internet'e ayrılan günlük süre açısından kaliteli ve bedava
mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-kitap) karĢılığında, profil bilgilerini
paylaĢma sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki vardır.

H87: Internet'e ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici

246
markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Internet'e ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları
ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek sorusuna verilen
yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Internet'e ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici markaları
ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek sorusuna verilen
yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,345
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani Internet'e ayrılan günlük süre açısından kaliteli ve bedava
mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği
reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini istemek sorusuna verilen yanıtlara göre
anlamlı bir iliĢki yoktur.

H88: Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal
seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal
seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal
seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,312
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani Internet'e ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim
donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını istemek sorusuna
verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

247
H89: Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine
uygun olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 106 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
,066 ,005

Şekil 18 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,005
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,01‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani Internet'e ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim
donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını istemek sorusuna
verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki vardır.

H90: Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi
istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,258
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani Internet'e ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim
248
donanımına reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek sorusuna verilen yanıtlara göre
anlamlı bir iliĢki yoktur.

H91: Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun
olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun
olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Internet'e ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun
olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,169
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani Internet'e ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim
donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için profilini paylaĢmayı
istemek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H92: Internet'e ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Internet'e ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Internet'e ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,256
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani Internet'e ayrılan günlük süre açısından kopya ya da korsan
mobil içerikleri tercih etmek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H93: Internet'e ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen
yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Internet'e ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen yanıtlar
arasında iliĢki yoktur.
HA- Internet'e ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen yanıtlar
arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,993
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0

249
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani Internet'e ayrılan günlük süre açısından parayla mobil içerik
almayı istemek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H94: Internet'e ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve
yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Internet'e ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve
yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Internet'e ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve
yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,087
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani Internet'e ayrılan günlük süre açısından medyada yayınlanan
tüm reklamlardan hoĢlanmak ve yararlanmak sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir
iliĢki yoktur.

H95: Internet'e ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun
kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Internet'e ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun
kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Internet'e ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun
kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,110
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani Internet'e ayrılan günlük süre açısından medyada yayınlanan
tüm reklamlardan hoĢlanmak ve yararlanmak sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir
iliĢki yoktur.

TV-Radyo’ya Ayrılan Günlük Süre


H96: TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi,
video, müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki
var mıdır?
H0- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video,
müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video,
müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

250
Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,224
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından kaliteli ve
bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-kitap) karĢılığında, profil
bilgilerini paylaĢma sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H97: TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici
markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici
markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici
markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,622
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından kaliteli ve
bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği
reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini istemek sorusuna verilen yanıtlara göre
anlamlı bir iliĢki yoktur.

251
H98: TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da
iptal seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal
seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal
seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 107 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
-,059 ,012

Şekil 19 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,012
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim
donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını istemek sorusuna
verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki vardır.

252
H99: TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine
uygun olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine
uygun olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine
uygun olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,187
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim
donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını istemek sorusuna
verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H100: TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi
istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi
istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi
istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0, 371
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim
donanımına reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek sorusuna verilen yanıtlara göre
anlamlı bir iliĢki yoktur.

H101: TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine
uygun olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun
olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine uygun
olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,842
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim
donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için profilini paylaĢmayı
istemek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.
253
H102: TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,908
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından kopya ya da
korsan mobil içerikleri tercih etmek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki
yoktur.

H103: TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen
yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen
yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen
yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,862
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından parayla mobil
içerik almayı istemek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

254
H104: TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve
yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve
yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve
yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 108 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
-,088 ,0001

Şekil 20 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin


0,0001 çıkması ve bunun da kabul edilen 0,01‘lik hata payından küçük olması nedeniyle
HA hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından medyada
yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanmak ve yararlanmak sorusuna verilen yanıtlara göre
anlamlı bir iliĢki vardır.

255
H105: TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize
uygun kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize
uygun kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- TV-Radyo‟ya ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize
uygun kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 109 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
,079 ,001

Şekil 21 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,001
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,01‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani TV-Radyo‘ya ayrılan günlük süre açısından ―Her gün cep
telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖ sorusuna verilen
yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki vardır.

Mobil ĠletiĢime Ayrılan Günlük Süre


H106: Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi,
video, müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki
var mıdır?
H0- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi,
video, müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki
yoktur.
HA- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi,
video, müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki
vardır.

256
Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,910
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından kaliteli ve
bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-kitap) karĢılığında, profil
bilgilerini paylaĢma sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

257
H107: Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici
markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici
markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı, gönderici
markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 110 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
,055 ,019

Şekil 22 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,019
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından kaliteli ve
bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği
reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini istemek sorusuna verilen yanıtlara göre
anlamlı bir iliĢki vardır.

258
H108: Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da
iptal seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da
iptal seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da
iptal seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 111 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
-,086 ,0001

Şekil 23 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin


0,0001 çıkması ve bunun da kabul edilen 0,01‘lik hata payından küçük olması nedeniyle
HA hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından mobil
iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını istemek
sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki vardır.

H109: Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların
gereksinimlerine uygun olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine
uygun olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların gereksinimlerine
uygun olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,110
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim

259
donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını istemek sorusuna
verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H110: Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi
istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi
istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları seçmeyi
istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,345
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim
donanımına reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek sorusuna verilen yanıtlara göre
anlamlı bir iliĢki yoktur.

H111: Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine
uygun olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine
uygun olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların gereksinimlerine
uygun olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,095
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından mobil iletiĢim
donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için profilini paylaĢmayı
istemek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H112: Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,850
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
260
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından kopya ya da
korsan mobil içerikleri tercih etmek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki
yoktur.

H113: Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen
yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen
yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen
yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 112 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
,056 ,017

Şekil 24 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,017
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından küçük olması nedeniyle HA
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından parayla mobil
içerik almayı istemek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki vardır.

261
H114: Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak
ve yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve
yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan hoşlanmak ve
yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 113 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
,088 ,0001

Şekil 25 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin


0,0001 çıkması ve bunun da kabul edilen 0,01‘lik hata payından küçük olması nedeniyle
HA hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından medyada
yayınlanan tüm reklamlardan hoĢlanmak ve yararlanmak sorusuna verilen yanıtlara göre
anlamlı bir iliĢki vardır.

262
H115: Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize
uygun kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize
uygun kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Mobil iletişime ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize
uygun kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 114 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
,142 ,0001

Şekil 26 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin


0,0001 çıkması ve bunun da kabul edilen 0,01‘lik hata payından küçük olması nedeniyle
HA hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani mobil iletiĢime ayrılan günlük süre açısından ―Her gün
cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖ sorusuna
verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki vardır.

Gazete-Dergi-Kitap Ġçin Ayrılan Günlük Süre


H116: Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber
paketi, video, müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında
iliĢki var mıdır?
H0- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber
paketi, video, müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında
iliĢki yoktur.
HA- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber
paketi, video, müzik, oyun, e-kitap) karşılığında, profil bilgilerini paylaşma sorusuna verilen yanıtlar arasında
iliĢki vardır.

263
Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,534
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından kaliteli
ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-kitap) karĢılığında, profil
bilgilerini paylaĢma sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H117: Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı,
gönderici markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı,
gönderici markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile kaliteli ve bedava mobil içerik karşılığı,
gönderici markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların cep telefonuna gelmesini istemek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,836
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından kaliteli
ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti sayısını kontrol
ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini istemek sorusuna verilen yanıtlara
göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H118: Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda
ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma
ya da iptal seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamlarda ayrılma
ya da iptal seçeneği olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,769
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından mobil
iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını istemek
sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

264
H119: Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların
gereksinimlerine uygun olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların
gereksinimlerine uygun olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen tüm reklamların
gereksinimlerine uygun olmasını istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,550
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından mobil
iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını istemek
sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H120: Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları
seçmeyi istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları
seçmeyi istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna reklam gönderecek markaları
seçmeyi istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,987
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından mobil
iletiĢim donanımına reklam gönderecek markaları seçmeyi istemek sorusuna verilen
yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H121: Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların
gereksinimlerine uygun olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var
mıdır?
H0- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların
gereksinimlerine uygun olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki
yoktur.
HA- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile cep telefonuna gelen reklamların
gereksinimlerine uygun olması için profilini paylaşmayı istemek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki
vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,852
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından mobil
265
iletiĢim donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için profilini
paylaĢmayı istemek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H122: Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih
etmek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih
etmek sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Tablo 115 - Korelasyon Tablosu


Pearson Correlation Anlamlılık
-,117 ,0001

Şekil 27 - Dağılım Grafiği

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin


0,0001 çıkması ve bunun da kabul edilen 0,01‘lik hata payından küçük olması nedeniyle
HA hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından
kopya ya da korsan mobil içerikleri tercih etmek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir
iliĢki vardır.

H123: Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek
sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile parayla mobil içerik almayı istemek sorusuna
verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

266
Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,226
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından parayla
mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H124: Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan
hoşlanmak ve yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan
hoşlanmak ve yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile medyada yayınlanan tüm reklamlardan
hoşlanmak ve yararlanmak sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,360
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Yani gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından parayla
mobil içerik almayı istemek sorusuna verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

H125: Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek,
gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki var mıdır?
H0- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek,
gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki yoktur.
HA- Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre ile ―Her gün cep telefonunuza gelecek,
gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?” sorusuna verilen yanıtlar arasında iliĢki vardır.

Yapılan Korelasyon testi sonucunda Pearson Correlation için anlam değerinin 0,992
çıkması ve bunun da kabul edilen 0,05‘lik hata payından büyük olması nedeniyle H0
hipotezi kabul edilmiĢtir. Gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre açısından ―Her gün
cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖ sorusuna
verilen yanıtlara göre anlamlı bir iliĢki yoktur.

267
4.2.4. Mobil Medya Kullanıcıları AraĢtırması Sonucu

AraĢtırma niceliksel veriler açısından incelendiğinde Ģu sonuçlara ulaĢılmaktadır:

Demografik verilere göre katılımcıların çoğu erkek (yüzde 74,3), lise mezunu
(yüzde 29,3), 23-38 yaĢları arası (yüzde 57), büyükĢehirlerde yaĢayan (Ġstanbul, Ankara,
Ġzmir, Bursa toplam yüzde 55,7), öğrenci (yüzde 22,3) ve hizmet sektöründe çalıĢanlardan
(yüzde 92,5) oluĢmaktadır.

Ortamlara ayrılan sürelere göre katılımcıların çoğunun Internet'e ayırdığı süre 2


saat (yüzde 14), TV-Radyo'ya ayırdığı süre 2 saat (yüzde 20,8), mobil iletiĢime ayırdığı
süre 15 dakika (yüzde 26,6), gazete-dergi-kitap için ayırdığı süre ise 1 saattir (yüzde 28,2).

Mobil iletiĢim ve reklam tercihlerine yönelik yanıtlara göre katılımcıların yüzde


37,9'u kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-kitap)
karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢmayı kesinlikle istememekte. Katılımcıların yüzde
33,9'u kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti
sayısını kontrol ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini kesinlikle
istememekte. Katılımcıların yüzde 60,2'si mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda
ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını kesinlikle istemekte. Katılımcıların yüzde 42,1'i
mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını
kesinlikle istemekte. Katılımcıların yüzde 43,8'i mobil iletiĢim donanımına reklam
gönderecek markaları seçmeyi kesinlikle istemekte. Katılımcıların yüzde 25,8'i mobil
iletiĢim donanımına gelen reklamların gereksinimlerine uygun olması için profilini
paylaĢmayı kesinlikle istememekte. Katılımcıların yüzde 48,1'i kopya ya da korsan mobil
içerikleri kesinlikle tercih etmemekte. Katılımcıların yüzde 36,3'ü parayla mobil içerik
almayı kesinlikle istememekte. Katılımcıların yüzde 28,6'sı medyada yayınlanan tüm
reklamlardan kesinlikle hoĢlanmamakta ve yararlanmamakta. Katılımcıların yüzde 24,7'si
her gün mobil iletiĢim donanımına gelecek, gereksinimine uygun iki reklamdan,
toplamdaysa yüzde 78‘i en az bir mobil reklam almaktan sıkılmamakta.
268
Yukarıdaki bazı sonuçların çeliĢkili olması, eklerde yer verilen katılımcı yorumları
ile bu doktora tezi için derinlemesine görüĢme yapılan uzmanların görüĢleri göz önüne
alındığında, kullanıcının ilgili konulardaki bilgi yetersizliğinden ve Ģimdiye kadar süren
uygulamaların oluĢturduğu güvensizlikten kaynaklanmaktadır.

Hipotez testlerine göre cinsiyet grupları arasında Internet‘e ayrılan günlük süre
erkeklerde (H1), TV-Radyo'ya ayrılan günlük süre kadınlarda (H2), mobil iletiĢime ayrılan
günlük süre kadınlarda (H3), gazete-dergi-kitap için ayrılan günlük süre kadınlarda (H4)
daha fazladır. Kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢmayı
erkekler daha fazla istemektedir (H26). Mobil iletiĢim donanımına gelen reklamların
gereksinimlerine uygun olması için profilini paylaĢmayı erkekler daha fazla istemektedir
(H31). Kopya ya da korsan mobil içerikleri erkekler daha fazla tercih etmektedir (H32).
Medyada yayınlanan tüm reklamlardan daha fazla kadınlar hoĢlanmakta ve
yararlanmaktadır (H34). Yaş grupları arasında TV-Radyo‘ya 39-54 yaĢ grubu daha fazla
zaman ayırmaktadır (H6). Mobil iletiĢime 7-22 yaĢ grubu daha fazla zaman ayırmaktadır
(H7). Kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve gönderilen ileti
sayısını kontrol ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini 7-22 yaĢ grubu daha
fazla istemektedir (H37). Mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da
iptal seçeneği olmasını 55-77 yaĢ grubu daha fazla istemektedir (H38). Kopya ya da korsan
mobil içerikleri 7-22 yaĢ grubu daha fazla tercih etmektedir (H42). ―Her gün cep
telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖ sorusuna verilen
yanıtlar bakımından 7-22 yaĢ grubu daha fazla reklam almayı tercih etmektedir (H45).
Yerleşim yerleri arasında TV-Radyo'ya Doğu Anadolu bölgesindekiler daha fazla zaman
ayırmaktadır (H10). YurtdıĢındaki katılımcılar mobil iletiĢim donanımına gelen tüm
reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını daha fazla istemektedir (H48).
YurtdıĢındaki katılımcılar parayla mobil içerik almayı daha fazla istemektedir (H53).
Güneydoğu Anadolu bölgesindeki katılımcılar medyada yayınlanan tüm reklamlardan daha

269
fazla hoĢlanmakta ve yararlanmaktadır (H54). Karadeniz bölgesindeki katılımcılar ―Her
gün cep telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖ sorusunu
daha yüksek rakamlarla yanıtlamıĢtır (H55). Meslekler arasında, çalıĢmayanlar ve mesleği
―diğer‖ olanlar, mobil iletiĢime daha fazla süre ayırmaktadır (H15). Hizmet sektöründe
çalıĢanlar mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını daha fazla istemektedir (H59). Eğitim seviyeleri arasında Internet‘e yüksekokul
mezunları daha fazla zaman ayırmaktadır (H17). TV-Radyo‘ya ilköğretim mezunları daha
fazla zaman ayırmaktadır (H18). Mobil iletiĢime yüksekokul mezunları daha fazla zaman
ayırmaktadır (H19). Yüksekokul mezunları kaliteli ve bedava mobil içerik (bilgi-haber
paketi, video, müzik, oyun, e-kitap) karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢmayı daha fazla
istemektedir (H66). Yüksek lisans mezunları mobil iletiĢim donanımına gelen tüm
reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını daha fazla istemektedir (H68). Yüksek
lisans mezunları mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun
olmasını daha fazla istemektedir (H69). Yüksek lisans mezunları mobil iletiĢim donanımına
reklam gönderecek markaları seçmeyi daha fazla istemektedir (H70). Ġlköğretim mezunları
kopya ya da korsan mobil içerikleri daha fazla tercih etmektedir (H72). Yüksekokul
mezunları medyada yayınlanan tüm reklamlardan daha fazla hoĢlanmakta ve
yararlanmaktadırlar (H74). Ġlköğretim mezunları ―Her gün cep telefonunuza gelecek,
gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖ sorusuna verilen yanıtlar bakımından daha
fazla reklam almayı tercih etmektedir (H75). Gelirler arasında Internet‘e yüksek gelirliler
daha fazla zaman ayırmaktadır (H21). TV-Radyo‘ya orta gelirliler daha fazla zaman
ayırmaktadırlar (H22). Yüksek gelirliler mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda
ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını daha fazla istemektedir (H78). Gelirsizler kopya ya da
korsan mobil içerikleri daha fazla tercih etmektedir (H82). Ortamlara ayrılan sürelere göre
Internet'e genel ortalama olan iki saat günlük süre ayıranlar, kaliteli ve bedava mobil içerik
(bilgi-haber paketi, video, müzik, oyun, e-kitap) karĢılığında, profil bilgilerini paylaĢmayı
daha az istemektedir (H86). Internet'e genel ortalama olan iki saat günlük süre ayıranlar,
mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamların gereksinimlerine uygun olmasını daha
fazla istemektedir (H89). TV-Radyo‘ya genel ortalama olan iki saat günlük süre ayıranlar,
270
mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği olmasını
daha fazla istemektedir (H98). TV-Radyo‘ya genel ortalama olan iki saat günlük süre
ayıranlar, medyada yayınlanan tüm reklamlardan daha az hoĢlanmakta ve yararlanmaktadır
(H104). TV-Radyo‘ya genel ortalama olan iki saat günlük süre ayıranlar, ―Her gün cep
telefonunuza gelecek, gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖ sorusunu daha çok
iki reklam olarak yanıtlamaktadır (H105). Mobil iletiĢime genel ortalama olan 15 dakika
günlük süre ayıranlar, kaliteli ve bedava mobil içerik karĢılığı, gönderici markaları ve
gönderilen ileti sayısını kontrol ettiği reklamların mobil iletiĢim donanımına gelmesini daha
az istemektedir (H107). Mobil iletiĢime genel ortalama olan 15 dakika günlük süre
ayıranlar, mobil iletiĢim donanımına gelen tüm reklamlarda ayrılma ya da iptal seçeneği
olmasını daha çok istemektedir (H108). Mobil iletiĢime genel ortalama olan 15 dakika
günlük süre ayıranlar, parayla mobil içerik almayı daha az istemektedir (H113). Mobil
iletiĢime genel ortalama olan 15 dakika günlük süre ayıranlar, medyada yayınlanan tüm
reklamlardan daha az hoĢlanmakta ve yararlanmaktadır (H114). Mobil iletiĢime genel
ortalama olan 15 dakika günlük süre ayıranlar, ―Her gün cep telefonunuza gelecek,
gereksiniminize uygun kaç reklam sizi sıkmaz?‖ sorusunu daha çok sıfır reklam olarak
yanıtlamaktadır (H115). Gazete-dergi-kitap için genel ortalama olan 1 saat günlük süre
ayıranlar, kopya ya da korsan mobil içerikleri daha az tercih etmektedir (H122).

271
4.3. ARAġTIRMALARIN GENEL DEĞERLENDĠRMESĠ

Hazırlanan doktora tezi çerçevesinde önceki bölümlerde yer alan literatür taraması
ve örnek olaylar dıĢında iki temel araĢtırma daha yapılarak ortaya konulan modelin
savunulması hedeflenmiĢtir.

Bu bağlamda öncelikle derinlemesine görüĢme ile mobil yayıncı ve uzman


araĢtırması yapılmıĢ, ardından elde edilen bulgular çerçevesinde mobil medya kullanıcıları
araĢtırması için anket yöntemiyle sorular oluĢturulmuĢ ve kullanıcılara ulaĢılıp yanıtları
alınmıĢtır.

Her iki araĢtırma sonucunda da tez bağlamında savunulan mobil içerik ve


yayıncılıkta izne bağlı bireysel pazarlama modelinin kullanıcılar ve uzmanlarca olumlu
görüldüğü ortaya çıkmıĢtır.

Ancak hem kullanıcılar hem de uzmanlar verdikleri bilgiler ve seçimleriyle bazı


konuların önemini vurgulamıĢtır:

* KiĢisel bilgi ve seçimlerin sadece izin verilen kimseler tarafından bilinmesi ve bu


konudaki mahremiyet kaygılarının kullanıcı seçimlerinde önemli olduğu.

* Mobil iletiĢim donanımlarından eriĢilen reklam ve pazarlama içeriğinin seçime


bağlı olmasının özellikle kullanıcılar açısından önemli olduğu.

* Mobil iletiĢim donanımlarından eriĢilen içeriğin diğer medya içerikleri yanında


sıralamada sonda yer almasına rağmen, taraflara sağladığı ortama has tekil yarar yüzünden
önemi.

Bunlar düĢünülerek araĢtırmalar tekrar değerlendirilecek olursa, tüm ilgili taraflar


açısından düĢünüldüğünde tezde savunulan modeldeki dengelerin çok hassas olduğu
görülmektedir.Bu yüzden modelin gerekli yasal altyapı ve düzenlemelerin dıĢında, ilgili
tüm tarafların üzerlerine düĢen görevi yerine getirmesiyle ancak uygulanabileceği
görülmektedir.

272
5. SONUÇ

Burada tezin sonuçları üstünde durulup elde edilen bulguların bu doktora tezinin
araĢtırma problemini ne derece yanıtladığı ortaya konulacak, bazı noktalar açıklanıp bazı
tartıĢma konuları üstünde durularak bu alandaki çalıĢmalara eleĢtiriler getirilecektir.

Doktora tezleri gibi bilimsel çalıĢmalarda güncel olaylar, tezi hazırlayan bilim
insanının bilimsel bakıĢını bulandırır veya ona yeni çalıĢmalar için esin kaynağı olur.
Gerçeğe ulaĢmanın kestirme yolu olmadığı gibi, özellikle sosyal bilimlerde de kesinlik
yoktur. Bilindiği gibi doktora tezi seviyesinde yeni kavramlar önererek evrensel, özgün bir
bilimsel çalıĢma yapmak için gözlem ve deney yapmak; deneyim kazanmak için olay ve
olguların içinde olmak; ancak tez yazımı sırasında da güncelden sıyrılmak gerekir. Bu
doktora tezinin hazırlanmasında da bunlara dikkat edildi ve biliĢim yaklaĢımı kullanıldı;
yani iletiĢim ve sosyal bilimler çerçevesinde bilimsel yaklaĢım uygulandı, olay ve olgular
yazılım-donanım-altyapı çerçevesinde teknoloji boyutuyla, birey-toplum çerçevesinde
sosyal boyutuyla ve bunlar arasındaki etkileĢim boyutuyla ele alındı. Sağlanan bilimsel
katkı açısından bu doktora tezinin önemi, mobil içerik ve yayıncılık alanının sosyal,
bireysel ve teknolojik boyutlarını bilişim yaklaşımıyla disiplinlerarası biçimde ortaya
koymasıdır. Bu tezin öncelikli bilimsel katkısı ise, yakın geçmişe kadar alternatif ortam
olarak görülen mobil yayıncılıktaki işleyişin, bu alandaki tarafların ve kullanıcı
benimsemesiyle ilgili değişkenlerin bilimsel bağlamda ve mobil yayıncılıkta izne bağlı
bireysel pazarlama modeliyle ortaya konulması, izne bağlı pazarlama yaklaşımını bir
model çerçevesinde mobil içerik ve yayıncılık alanına uyarlamasıdır.

Kullanıcılar, ekonomik, konum ve bağlam tabanlı, kullanıcı dostu ve


kiĢiselleĢtirilebilen mobil içerikleri ister. Yayıncılar da içeriklerini istedikleri zaman ve
yerde hedef kitleye ulaĢtırmak, okutmak, izletmek, dinletmek veya kullandırmak ister.
Uygun iĢ modeli yayıncılar açısından, pahalı ve iyi hazırlanmamıĢ içerikler de kullanıcılar
açısından önemli engellerdir. Bu bilgiler ıĢığında, mobil içerik ve mobil yayıncılık iki

273
tarafın isteklerini önceki yayıncılık teknolojilerine göre daha iyi karşılar. Mobil İçerik ve
Yayıncılıkta İzne Bağlı Bireysel Pazarlama modeli, yani kullanıcının istediği mobil içerik
karşılığında profiline uygun, belli sayıda pazarlama unsuru okuması, izlemesi, dinlemesi
veya kullanması ideal modeldir. Özellikle bireysel haklar ve etik çerçevesinde yayıncı ve
reklamverenlerin, diğer modellerdense, bu modeli uygulaması gerekir. Her kitap, tartıĢma,
kiĢi ve tez bütüncül bir bakıĢla, tarafların tamamının görüĢleri, ilgili tüm bölümler ve eldeki
bilgilerin olası olan hepsine bakılarak ele alınmalıdır. Değilse veri veya bilgi eksikliği
yanlıĢ anlaĢılmalara, bu da yanlıĢ yorumlara yol açar. Akademik çalıĢmaların tüm
bölümleri okunmazsa içerik kalitesiyle ilgili ancak sınırlı ve genelde yetersiz fikir edinilir.
Bu doktora tezinin genelinde yapılan gözlemler, 2.3.2. bölümünde, ―Mobil Yayıncılıkla
Ġlgili BaĢlıca Kuramlar‖ baĢlığında ortaya konan kuramsal altyapı, 2. bölüm ―Yayıncılık,
Mobil Ortam ve Mobil Yayıncılık‖ ile 3. bölüm ―Birey, Toplum ve Ekonomi Açısından
Mobil Yayıncılık‖taki literatür incelemeleri, 3.3.2. bölümdeki örnek olaylar, 4.1.
bölümdeki ―Mobil Yayıncı ve Uzman AraĢtırması‖ baĢlığındaki uzman derinlemesine
görüşmeleri ve 4.2. bölümdeki ―Mobil Medya Kullanıcıları AraĢtırması‖ baĢlığındaki
kullanıcı anketi çerçevesinde, 3.4.2. ve 3.4.3. bölümde ortaya konularak savunulan modelin
geçerliliği bilimsel olarak araĢtırıldı, doğrulandı ve sunuldu. 4.1.4. bölümde uzman
derinlemesine görüĢmelerinin, 4.2.4. bölümde de kullanıcı anketinin sonuçlarına yer
verildi.

Tezin 3.4.2. ve 3.4.3. bölümünde sunulan Mobil Yayıncılıkta İzne Bağlı Bireysel
Pazarlama Modeli, tez kapsamında yapılan gözlem, literatür taraması, örnek olay
incelemesi, derinlemesine uzman görüşmesi ve anket sonuçları ışığında geçerlidir. Model
kendi içerisinde tutarlıdır. ĠĢletmeciler önce diğer taraflarınkini değil kendi yararlarını
düĢündüğünden alternatif modeller de kullanılır. Bu yüzden örneğin mobil operatörler
modelde söz edilen diğer taraflar üstünde hâkim ve bazen neredeyse tekel konumdadır;
altyapı iĢletmecileri olarak pazar koĢullarının ana belirleyicisidirler. Mobil Yayıncılıkta
Ġzne Bağlı Bireysel Pazarlama Modeli temelde beĢ taraflıdır. Kullanıcı mobil iletiĢim
hizmetlerinden yararlanan gerçek kiĢidir. Yayıncı mobil iletiĢim ortamı için içerik üreten ya

274
da uyarlayan gerçek ya da tüzel kiĢidir. Operatör mobil iletiĢim altyapısı ve/veya frekans
lisansı sahibi olup hizmet sunan tüzel kiĢidir. Reklamveren mobil iletiĢim ortamında
ürettiği ya da pazarladığı malın-hizmetin-fikrin tanıtımını yaptırmak, satıĢını artırmak,
imajını güçlendirmek veya ikna etmek için reklam yayınlatan gerçek ya da tüzel kiĢidir.
Pazarlamacı-reklamcı mobil iletiĢim ortamına uygun pazarlama iletiĢimi mesajları üreten
tüzel kiĢidir. Mobil Yayıncılıkta Ġzne Bağlı Bireysel Pazarlama Modelinde tarafların
aralarındaki iliĢkilerin Ģöyle gerçekleĢeceği öngörülür: Kullanıcı profil bilgisini düzenler ve
paylaĢır, karĢılığında belli miktarda ücretsiz içerik alır, aynı zamanda kendisine özel
hazırlanan belli miktarda pazarlama iletiĢimini okur-dinler-izler-kullanır. Yayıncı mobil
ortamda içeriklerini hedef kitlesine ulaĢtırır. Operatör mobil iletiĢim altyapısı sunar.
Reklamveren mobil ortamda mesajlarını hedef kitlesine ulaĢtırır. Pazarlamacı-reklamcı
iletilecek mesajları hazırlar, içeriklerle birleĢtirir.

Bu doktora tezinde ortaya çıkan sonuç Ģöyledir: Kullanıcı bu modelden isteğe bağlı
yararlandığından, içerik kullanımı karĢılığı kiĢisel bilgi paylaĢımında bireysel tercih yapar.
Yayıncı mobil ortamda içeriklerini hedef kitlesine ulaĢtırır. Diğer taraflarla sağlayacağı
görevdeĢlik ve sinerji ile ek bir ortamda daha içerik sunar. Kullanıcıların isteyeceği
içerikleri üretir ve reklam gelirlerini artırır. Operatör mobil iletiĢim altyapısı sunar.
Tarafların tamamının veri iletiĢimi için kullanması gereken altyapı sağlayıcıdır. Bluetooth,
WiFi ve wireless mesh gibi teknolojiler dıĢında mobil iletiĢim donanımlarının veri iletiĢimi
için kullanabilecekleri ağ altyapısı ve iĢlemlerin ücretlendirilmesi operatörlerce sağlanır.
Reklamveren mobil ortamda mesajlarını hedef kitlesine ulaĢtırırken hedefli iletiĢimle daha
verimli kampanyalar üretir. Pazarlamacı-reklamcı iletilecek mesajları hazırlar, içeriklerle
birleĢtirir, hedefli iletiĢimle daha verimli kampanyalar üretir. Bunlar modelin ilgili
tarafların yararlarına olan özellikleridir. Tezle elde edilen bulgular, sosyo-ekonomik ve
hedef farklarının modeldeki tarafların gereklilikleri yapmasını zorlaĢtırabileceğini veya
gereksizleĢtirerek katılımı olumsuz etkileyebileceğini göstermiĢtir. Yine de mobil iletiĢim
donanımı ve medya kullanıcıları ile mobil iletiĢim, pazarlama ve medya uzmanları mobil
içerik ve yayıncılıkta izne bağlı bireysel pazarlama modeline olumlu bakmaktadır.

275
Kullanıcı ve uzman örneklemindekiler, modelin uygulanmasının diğer modellerden çok
daha yerinde olacağını düĢünmektedir. Kısaca bu doktora tezinin sonucu, mobil içerik ve
yayınların ekonomik açıdan kullanıcılara yük getirmeden sunulması sürecinin, savunulan
model çerçevesinde daha etkin gerçekleĢtirileceği yönündedir.

Tartışma ve yapılabilecek çalışmalar bağlamında ilk söylenmesi gereken bireyin


gün boyu üç temel ekranının, televizyon, bilgisayar ve mobil iletiĢim donanımı olduğudur.
Mobil içeriğe eriĢilen yerler arasında mobil web de yer alır. Mobil web bilgisayardan
eriĢilenden ayrı bir ortamdır. Örneğin bilgisayarla bir oturumda 1 saatlik bir eriĢim söz
konusu olurken, mobil donanımlarda bu 5 dakikaya düĢer. SayısallaĢma ve kullanıcı
odaklılıkla gerçek yakınsama görüldükçe, bu ekranlar da bir araya gelmekte. Dünya ve
Türkiye medyası bu üç ekranı bir arada değerlendirerek uygulama geliĢtirmekte. Her
ortama haber iletebilen bilgi ve uzmanlıkta muhabirler, geliĢmiĢ donanımlar kullanarak öne
çıkmakta. Bireyler muhabirleĢmekte. Mobil içerik ve yayıncılık medya ekonomisi
açısından yeni ufuklar göstermekte, sadece teknik yenilik ve yayıncılara sunduğu
olanaklarla değil, yeni ekonomi ve iĢ tanımlarındaki çerçeveyle de sosyal ve bireysel hayatı
etkilemekte. Mobil iletiĢim, içerik ve uygulamalar sadece Web'in uzantısı veya tek baĢına
bir sektöre ait, çeĢitli lisans ve altyapılarla korunan teknolojiler de değildir. Tersini
düĢünmek kavram ve iĢ modellerini, bunların sosyal ve bireysel etkilerini anlamayı
güçleĢtirir. Mobil iletiĢim, içerik, uygulamalar ve Web, bir ortakyaĢar-simbiyotik iliĢkiyle
birbirini etkiler; birbirinden ayrı ve tekil değerlere sahiptir, ancak birlikte öğrenip geliĢirler.

Mobil iletiĢim popülerdir. Buna rağmen, bilimsel çalışmalar en çok teknoloji ve


pazarlama odaklıdır; mobil iletişimle ilgili bireysel ve toplumsal çalışmalar daha
geridedir. Bu doktora tezinde bunlar öne çıkarılmıĢtır. Özellikle mobil iletiĢimle ilgili
bireysel ve toplumsal çerçevedeki akademik çalıĢmaların azlığı ve bilgi tabanının bazı
noktalarda sıfırdan kurulmasının gerekmesi bu tezin hazırlanmasında karĢılaĢılan bir
sorundur. Tez konusuyla ilgili akademik çalıĢmalarda ağırlıklı olarak temel alınan
teknolojik belirlenimcilik, teknolojinin değiĢimi topluma dayattığını ve değiĢimin
gerçekleĢeceği ortamı da belirlediğini öne sürer. Teknolojik belirlenimcilik yaklaĢımı,
276
insana seçme Ģansı bırakmaz ve kullandığı teknolojiden sorumlu tutmaz. Bu doktora tezinin
kuramsal temelleri araştırılıp düşünsel çerçevesi oluşturulurken, tam tersine insanların her
zamankinden çok daha fazla bilinçli seçimler yaptıkları, en azından seçimlerini
ussallaştırma yönünde artık her zamankinden daha belirgin bir çaba gösterdikleri
düşünüldü. Bu yüzden özellikle ve öncelikle düĢünülmüĢ eylem kuramı, teknoloji kabul
modeli, yeniliklerin yayılması kuramı, birleĢtirilmiĢ teknoloji kabul ve kullanım kuramı ile
kullanımlar ve doyumlar yaklaĢımı değerlendirildi.

GeliĢmiĢ ülkeler, geliĢmekte olanlarda teknoloji ürünlerini yüksek gelirli


kesimlerden baĢlayıp pazarlamak için politika ve eylem üretir. Bu masaüstü sömürgecilik
uygulamaları ile geliĢmekte olanlar tükenecek doğal kaynaklar karĢılığında, tükenmeyeceği
varsayılan ama sürekli güncellenmesi gerektiğinden aslında alıcıları satıcılara bağımlı kılan
yazılım, bilgi, içerik gibi ürünleri alırlar. Bu doktora tezindeki mobil içerik ve yayınlar da
bu bağlamda düĢünülmelidir. Bunlar eğlence, birey ve toplumun mobilleĢmesi, anlık
bilgilenme ve sesli iletiĢim dıĢında çoğu kullanıcı için gereksizdir. İşte bu yüzden mobil
sömürgecilik, masaüstü sömürgeciliğin sonraki adımıdır. Sayısal bölünme, kamusal
katılımda sayısal kaynak kullanıp kullanmayanları; enformasyon zengini ve yoksulu
arasında uçurumu; ülkeler arasında eriĢim ayrımını üretip farklılaĢtırır. Ġçerik ve
uygulamalara mobil eriĢim ve kullanım da, yayıncılıkla sunulan içerikler dıĢında mobil
eylemcilik ile kamusal ortamda düĢünce ve görüĢlerini açıklamak ve örgütlenmek de
böyledir. Mobil iletiĢim donanımları sadece iletiĢim için değil, bilgilenme ve eğlenme için
de kullanılır. Bunların hangi oranda gerçekleĢtiği, kiĢinin profiline göre değiĢir. YaĢ,
cinsiyet, meslek, eğitim, gelir düzeyi, ülke, kültür vb. değiĢkenler burada belirleyicidir. Bu
durumda mobil iletişim, bir kullanıcıya göre sadece sesli konuşma ve SMS iletişimi için
kullanılır, başka amaçla kullanılmaz. Bir diğerine göreyse, iletişim, eğlence ve bilgilenme
için sürekli kullanılır. Mobil iletiĢimdeki geliĢmeler ile birey ve toplumların bunlara
yönelik olumlu olumsuz tepkileri kuĢkusuz bu doktora tezinin ele aldığı çerçevede ve
noktada durmayacaktır. Bu tezin konusu mobil içerik ve yayıncılıkta izne bağlı pazarlama
olduğundan, çerçeve gereği az değinilse de savunma, sağlık, alıĢveriĢ, güvenlik, ulaĢım,

277
hukuk ve e-devlet bu konudan en baĢta etkilenen ve etkilenmesi sürecek alanlardır. Bu
yüzden bu doktora tezi mobil içerik, yayıncılık ve medyada sadece teknolojik değil, aynı
zamanda birey ve toplumu da ele alan bilimsel açıdan da önemli bir adım oluşturup
sonrakilere zemin hazırlamakta. Gelecekte kesinlikle yapılması gereken bilimsel
çalıĢmalarda, değer aktarımındaki öğelerin önem dereceleri değiĢtirilip, kendi baĢlarına
önceliklendirilip ele alınarak savunulan bu model geliĢtirilmelidir.

Bir diğer çalıĢma konusu verilerin güvenliğidir. Bireyler, mahremiyet kaygıları


çerçevesinde, tezde ortaya konulan çok değerli kiĢisel seçimleri içeren veritabanlarının bir
veya daha çok özel Ģirketin elinde olmasını istemez. Bu da devletlerin mobil ortamda
yayıncılıkta ayrı yönetmelikler ve lisanslar düzenlemesini gerektirir. Kullanıcı profillerinin
kamu veya özel sektörde olması, ilgililere kurallar çerçevesinde veri sunulmasını nasıl
etkiler? Tez yazarına göre verilerin bir özel sektör kuruluĢu yerine oluĢturulacak veya
varolan bir düzenleyici kurumda barındırılması en uygun çözümdür. Bunlardan sonra
karşılaştırmalı olarak mecraların bir iletişim ortamı, haber iletme ortamı, reklamcılık
ortamı gibi özellikleri düşünülerek avantaj ve dezavantaları tekrar incelenmelidir. Hangi
yer, zaman ve durumda, kimler için en uygun ve verimli mecranın hangisi olabileceği,
nedenleriyle birlikte ortaya konulmalıdır. Bireyin ve toplumun bu konudaki önemi ve yeri,
bireye yönelik etkiler, bunların sonuçları ve dikkat edilmesi gerekenler yeniden
incelenmelidir. Bunların yanında, özellikle genç kullanıcılar vakit geçirme, eğlence ve
sosyalleĢme için mobil iletiĢim donanımlarını ellerindeki bir arkadaĢ gibi görür, bu yüzden
mobil pazarlamaya daha az açıktır. Bu durumda pazarlama iletiĢiminin baĢarılabilmesi için
mobil ortam seçiliyorsa marka, ürün veya hizmeti arkadaĢlık çerçevesinde bir bağ ile
sunmak gerekir.

Bu doktora tezinde gözlem, literatür taraması ve örnek olaylar, ayrıca alan çalıĢması
olarak da derinlemesine görüĢme ve anket yöntemleri ile savunulan model ortaya konuldu.
Bu doktora tezini temel alarak baĢka bilimsel çalıĢmalar da yapılabilir. Bu çalıĢmalarda,
ileri seviyede gözlem ve uygulama geliĢtirme yapılması da düĢünülebilir.

278
Modelin tüketiciye yararının diğer taraflardan çok olduğu da, tersi de savunulur.
Hedef kitlenin düĢünüldüğü tüm durum ve kurumlarda, istenen kitleye bu modelle çok daha
verimli ulaĢılır. Soru Ģudur: Ġçerik, ürün, hizmet veya fikri, kim, hangi senaryoyla, neden,
nasıl, ne zaman, nerede sunuyor? Mobil iletiĢim ve pazarlamaya iliĢkin önceki akademik
çalıĢmalar, pazarlama ve reklamcılık alanında mobil iletiĢimin sağlayacakları çerçevesinde,
yarar elde edilmesinde hangi yolların izlenmesinin ve nelerden kaçınılmasının daha iyi
olacağı bağlamındadır. Bu doktora teziyle ilk olarak, yayıncılık mobil iletişim ve izne bağlı
pazarlama alanlarının odağına getirilmiş, ortaya farklı bir model konulmuştur. Model ilk
anda gereğinden basit görünse de tez metninin ayrıntılarına inilerek ilgili alt bölümler
birlikte değerlendirilmelidir. Böylece ilgili tarafların konumları gereği bu modelin kaosu
kozmosa çeviren gerçek yapısı anlaĢılır.

Günümüz ekonomik sisteminin temelinde tüketim yer alır. AĢırı tüketim,


gereğinden fazla kaynak kullanımına yol açar. Yenilenemeyen doğal kaynakların bilinçsiz
tüketimi sürdürülebilirlikle çeliĢir. Pazarlama varolan gereksinimlerin ötesinde varolmayan
gereksinimler üretir, varolanlarla iliĢkilendirerek olabildiğince fazla tüketimi teĢvik eder.
Dolayısıyla, aslında aĢırı tüketimi olumlayıp teĢvik eden tüm pazarlama çalıĢmaları,
günümüz ekonomik sisteminde geçerli ve olumlu görülse bile, sürdürülebilirlikle çeliĢir. Bu
yüzden sadece mobil içerik ve yayıncılıkta değil, basılı, görsel ve işitsel tüm yayıncılık
uygulamalarında izne bağlı bireysel pazarlamanın kullanılması gerekir. Bunun
yapılmasında mobil iletişim ortamı öncü olacaktır. Genel pazarlama stratejisinde sadece
mobil değil, tüm ortamlarda bütünleĢik yürütülen karma kampanyalar esastır. Tezde
savunulan model ideal Ģartlarda yayıncı ve kullanıcı açısından en iyi sonuçları verecek
biçimde düĢünülerek kurgulanmıĢtır. Modelin kullanımının yaygınlaşması ve geniş
kitlelerce kabul görmesi durumunda, ortamdan bağımsız olarak medyadaki tüm içeriklerin
ve bireyler veya kurumlar arası iletişimin ücretsiz sunulması gerekir. Aynı biçimde
reklamın da bireye, bağlama, zamana uygun olması gerekir. Ayrıca pazarlama iletiĢimi
veya reklam mesajlarının itme (push) ile değil de çekme (pull) ile, yani tek baĢına
göndermek yerine kullanıcıların içerik veya hizmetleri kullanırken görecekleri biçimde

279
sunulması daha uygundur. Böylece mobil içerik ve yayınlar, gereksinim anında ve
hedeflenerek ortaya konulan bireysel iletilerle zenginleĢtirilir.

Tez bulgularına göre, yaygın teknolojiler her ne kadar kullanıcı yararına görünse
de, ondan daha çok sermaye yararınadır. ġirketler bu yüzden pazarlama yatırımı yapar ve
kullanıcılar gereksinim duymadıkları Ģeylere gereksinimleri varmıĢçasına yönlendirilir.
Kullanıcı bilinçlenirse aldanmama olasılığı doğar; sorun kullanıcının bilinçlenmesidir.
Bunun için seçimlerin duygusal ve anlık değil, enine boyuna ölçüp biçerek, yarar veya
zarar tahminiyle yetinmeyip, bunlar tam bilinerek yapılması esas olmalıdır. Medya ve birey
iliĢkisinde de medyanın olumlu özellikleri verili kabul edilerek yaklaĢılmamalıdır. Medya
okuryazarlığı olmayanlar medyadan daha olumsuz etkilenir. Mobil içerik ve mobil
yayıncılık düĢünüldüğünde de bu böyledir.

Bir doktora tezinden yola çıkıp gelecek öngörülemez. Bunun yerine geçmiĢin ve
bugünün veri, enformasyon ve bilgilerine bakmayı ve araĢtırmayı sürdürmelidir. Mobil
iletiĢim ve biliĢim donanımları biçim, özellik ve ad değiĢtirip insan bedenine
eklemlenebilir. Bir sistem olarak insan bilinç ve canlılığını koruduğu sürece iletiĢim,
bilgilenme ve eğlenme gereksinimi duyar. Bu nedenle bu doktora tezi boyunca sayılan
özellikleri yüzünden mobil iletiĢim, içerik ve yayıncılık da önemini korur.

280
EKLER
Mobil Yayıncı ve Uzman AraĢtırması Derinlemesine GörüĢme Soruları
Yayıncılar
1. Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
2. Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
3. Mobil yayıncılığın Türkiye‘deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
4. Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
5. Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
6. Mobil içeriklerin Internet‘teki gibi reklam destekli ücretsiz olması nasıl olur?
7. Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
8. Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Pazarlama ve reklam uzmanları
1. Mobil ve internet ortamlarındaki pazarlama ve reklamcılığın farkları nelerdir?
2. Mobil pazarlama ve reklamda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
3. Mobil pazarlama ve reklamın fikirden sunuma geçirdiği aĢamaları anlatır mısınız?
4. Mobil pazarlama ve reklamın Türkiye‘deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
5. Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
6. Mobil içeriğin Internet‘teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
7. Kurumunuzda hangi mobil pazarlama iĢ modelini, hangi özelliği sebebiyle uyguluyorsunuz?
8. Mobil pazarlama ve reklam müĢteri/kullanıcı sayınız ve Türkiye genelindeki sayı nedir?
9. Mobil pazarlama ve reklam gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
10. Mobil reklam ve pazarlamayla ilgili sorunlar nelerdir?
11. Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Yazılım uzmanları
1. Mobil yazılımda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
2. Mobil yazılımın Türkiye‘deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
3. Mobil yazılım kullanıcı ve müĢteri sayınız ve Türkiye genelindeki sayı nedir?
4. Mobil yazılım gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
5. Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
6. Mobil içeriğin Internet‘teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
7. Mobil yazılımla ilgili sorunlar nelerdir?
8. Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Donanım uzmanları
1. Mobil donanımlardan hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
2. Mobil donanım kullanımının Türkiye‘deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
3. Mobil donanım kullanıcı ve müĢteri sayınız ve Türkiye genelindeki sayı nedir?
4. Gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
5. Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
6. Mobil içeriğin Internet‘teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
7. Mobil donanımla ilgili sorunlar nelerdir?
8. Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Operatör uzmanları
1. Kurumunuzda hangi mobil içerik iĢ model ya da modelleri kullanılıyor?
2. Kullanılan mobil içerik iĢ modellerinin karĢılaĢtırmalı avantajları nelerdir?
3. Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
4. Kullanıcılarınızın mobil içerik tüketimleriyle ilgili araĢtırmanız varsa paylaĢır mısınız?
5. Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
6. Mobil içeriğin Internet‘teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
7. Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Genel uzmanlar
1. Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
2. Mobil içeriklerin Internet‘teki gibi reklam destekli ücretsiz olması nasıl olur?
3. Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?

281
Mobil Yayıncı ve Uzman AraĢtırması Katılımcı Demografi Verileri
Ad C YaĢ Görev Firma Eğitim
1 Ali Haydar Ünsal E 30 ĠĢ GeliĢtirme Müdürü Vendio A.ġ. Lisansüstü
2 Arda Kutsal E 29 Genel Müdür Crenvo BiliĢim MBA
3 Aslıhan Sipahioğlu K 34 Kurucu Ortak Electric Agency Lisans
4 Aykut Altındağ E 40 GYY, Ġnternet DanıĢmanı Maxihaber, Maxionline Lisans
5 Behiç Üzel E 24 ĠĢ ve Teknoloji GeliĢtirme Müdürü Medianova Lisans
6 Bora Uygun E 33 Genel Müdür Dünya Mobil ĠletiĢim Teknolojileri Lisansüstü
7 Burak Bayburtlu E 29 Mobil Projeler ĠĢ GeliĢtirme Digiturk Lisansüstü
8 Cemil Türün E 43 Kurucu Yoğurt Bilgi Teknolojileri Lisans
9 Ece Kocabıçak K 33 Service Enablement Lead Microsoft MEA Bölgesi Lisansüstü
10 Elif Fidan K 36 Ġnteraktif Kanallar Teknik Direktörü Doğan TV Holding Lisans
11 Emin Altın E 32 Managing Partner ODC Software Lisansüstü
12 Evren Arın E 36 Güney Doğu Avrupa ve Türkiye ĠĢ Adobe Lisans
GeliĢtirme Müdürü
13 Fatih Yılmaz E 30 Alternatif Kanallar Account Executive Turkcell Lisans
14 Feride BaĢbuğ K 37 Ġnteraktif Kanallar ĠĢ GeliĢtirme Direktörü Doğan TV Holding Lisansüstü
15 Funda Öncü K 37 Yazılım ĠĢ Ortakları Müdürü Sun Microsystems Doktora
16 Gökhan KarakuĢ E 42 Kurucu Ortak Emedya Lisans
17 Görkem Günay E 25 Yazılım Uzmanı ĠĢ Bankası Lisans
18 Hakan Uysal E 47 Teknoloji Direktörü Ericsson Lisans
19 Hüseyin E 29 Analist Developer SESAM Lisans
Gömleksizoğlu
20 Ġbrahim Özdemir E 34 Yazı ĠĢleri Müdürü Digitalage Lisans
21 Ġrem Atik Gören K 30 Kıdemli ĠĢ GeliĢtirme Uzmanı Avea Lisans
22 Ġsmail Hakkı Polat E 43 Mobil Hizmetler Genel Koordinatörü, Ciner Yayın Holding, Kadir Has Lisans
Öğr.Gör. Üniversitesi
23 Jim Cook E 54 Founder Mobiadnews MBA
24 Kaan Erdemir E 29 Managing Partner Loodos Lisans
25 Kubilay Erdoğan E 36 Genel Müdür ITS BiliĢim Lisans
26 Mehmet Arslantunalı E 35 Mobillife Dergisi ve Milliyet Mobil GYY, Mobillife, Milliyet Mobil, Pusula Lisans
Pusula Yayıncılık Koordinatörü Yayıncılık
27 Meriç Ekmekçi E 34 Director of Telecom & Mobility Group Internet Holding Lisansüstü
28 Mert Sevinç E 37 Mobil Projeler Birim Yöneticisi Digiturk MBA
29 Mert Yüksel E 34 Sanat Yönetmeni Tasarımcı Emedya Lisans
30 Metin Solmaz E 39 Kurucu Ortak Overteam, Gayet.net Lisans
Terk
31 Murat Bahar E 31 ĠĢ GeliĢtirme Direktörü Mobinex Lisans
32 Natali Elmasoğlu K 27 Proje Yöneticisi Trafo ĠletiĢim Lisans
33 Natali YeĢilbahar K 24 ĠĢ GeliĢtirme Direktörü-Organizatör Retromedya, Mobile Monday Lisans
34 Nuray ġuman K 43 Ġçerik Hizmetleri Yöneticisi Ġnterpro Holding Lisans
35 Onur Baran Çağlar E 32 Genel Müdür GSM Editörü Pozitim-Mobillife MBA
36 Onur Günday E 29 Kurucu Zurna.Com Lisans
37 Ömer Ekinci E 25 ġirket Ortağı ġirket Sahibi Desnet-Vodera MBA
38 Özge Sarıtosun K 33 Business Manager Microsoft MEA Bölgesi MBA
39 Özgür Zan E 32 Kurucu Ortak Genel Müdür Yardımcısı Done ĠletiĢim Lisansüstü
40 Refik Çağlayan E 24 Kurucu 4play Lisans
41 Resul Buksur E 36 Yayın Yönetmeni Mobimag Lisans
42 Serhat Ayan E 37 Kurumsal ĠliĢkiler Turkcell Lisans

282
Mobil Yayıncı ve Uzman AraĢtırması Derinlemesine GörüĢme Metinleri
K.A.- e-posta 8 Haziran 2008 Pazar 23:59
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bu modele olumlu bakıyorum. Eğer kullanıcının kiĢisel bilgileri gizli tutulabiliyorsa profil özelliklerine uygun reklam hedefinde bulunması, ve buna karĢılık mobil içerik
sunulması bence uygundur.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Mobil içerik mutlaka bir süre sonra reklam destekli olarak ücretsiz duruma geçecektir. Daha doğrusu telekomünikasyon bu modele kaymak zorunda kalacaktır. Ancak
böyle bir modeli tam anlamıyla uygulamak için henüz zaman olduğunu düĢünüyorum. Mobil reklam seçenekleri ve reklamveren ilgisi henüz bu alanı destekleyecek
seviyede değil.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Bir süre sonra mobil içerik diye ayrı bir grup kalacağını çok düĢünmüyorum. Ġnternet içeriği, internetin mobile tamamen geçiĢ i ile zaten bir bütünlük teĢkil edecektir.
Ġnternette günümüzde uygulanan tüm iĢ modellerinin bu süreci takiben mobil alanlarda da olması kaçınılmazdır. Bu reklam destekli içerik sağlanmasından, mobil
pazarlamada hedefli gösterimlere kadar gidecek bir yapı olacaktır.
_____________________<>_____________________
S.A. 7 Mayıs 2008
Mobil ve internet ortamlarındaki pazarlama ve reklamcılığın farkları nelerdir?
Esasında iki farklı mecra. Ancak özellikle son iki yılda gittikçe birbirine yaklaĢan iki mecra. Mobil pazarlama ve internet pazarlaması diye iki farklı kanal var. Ama
dijital pazarlama baĢlığında ikisi birbirine çok yaklaĢtı. Kullanım oranı açısından baktığınızda tabii ki mobil önem taĢıyor. Türkiye'de Turkcell'i baz alırsanız 34 milyon
kullanıcısı var. Internet kullanıcısı sayısının sadece bir operatör bile çok üzerinde. Böyle olunca platform olarak mobil pazarlama çok daha gen iĢliyor. Dünya izdüĢümü
de tabii bu Ģekilde.
Mobil daha geniĢ bir alan olsa da dünyanın renkliliği ve pazarlama offerları anlamında Internet çok daha etkin bir mecra. Çünkü biz mobilde teknolojinin de izin verdiği
ölçüde çok kısıtlı Ģeyler yapabiliyoruz. 160 karakterlik siyah beyaz SMS'imiz var. MMS'in kapsamı gittikçe artıyor ama... Video biraz daha niĢ kalıyor. Klasik kampanya
kurguları ile devam ediyorsunuz. Kapak altı Ģifre göndermek gibi. Ama Internette çok daha yaratıcı uygulamalar yapılabiliyor. En etkili olan ikisini birbiriyle bağlamak.
Mobil pazarlama ve reklamda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Ajanslar nasıl çalıĢıyorsa, ajansların hizmet bedelleri burada rol oynar. Artı bunun yönetim-iĢletim maliyetleri. Burada bir altyapı var. Bu iĢ ayağa kalkıyor, proje
altyapısı yazılıyor. Tasarım da var. Electric Agency hem mobil hem internet hizmeti sunuyor. Dolayısıyla tasarım ekibimiz var, yazılım tarafında mobil ve web iki ayrı
altyapı ekibimiz var. Kreatif proje ekibimiz var. MüĢteri hizmetleri ekibimiz var. Bunların hepsi projelerde çalıĢıyor. Dolay ısıyla bu Ģekilde ücretlendiriyoruz
projelerimizi.
Internet için yapılan çalıĢmalarla mobil taraftaki çalıĢmalar mobil açıdan çok farklı sayılmaz. Mecra satın almıyorsunuz mobilde o farklı. Banner reklamıyla
tetiklediğiniz bir internet iĢinde mecra planlamasıyla mecra satın alıyorsunuz. Belli sitelere banner koyuyorsunuz. Bunun belli bir bütçesi var. Ama mobil tarafta böyle
bir Ģey yok. Altyapı için bir rakam öder marka.
Mobil pazarlamayı kullanıcılara SMS-MMS göndermek diye almamak lazım. Burada önemli olan iki senaryodan bahsedebilirsiniz: Push ve pull. Ġlki SMS-MMS
gönderimine dayalı en ilkel versiyon. Pull çeĢitli mecralardan kullanıcının kendisinin SMS göndererek ya da katılım yaparak içeriye girmesini sağladığınız metoddur.
Mobil tarafta interaktif kampanyalar hem push hem pull ihtiva eder. Bunun en güzel örneği, iĢte above the line'dan duyurursunuz, dersiniz: ―X içecek kapaklarında araba
var.‖ Bu da zaten en standart iĢtir. Kapak Ģifrelerini SMS'le kendi gönderir tüketici v eçekiliĢe katılır gibi.
WAP sitelerine banner vermek 2008'de epeyce bir koĢmaya baĢlayacak, parlayacak mobil reklam yöntemi. Ana mecralarla orada ilerliyoruz. Turkcell-im gibi, Vodafone
Live gibi. Bunlar web siteleri gibi function eden WAP siteleri. Onların da mecraları kiralıktır. Banner konumlandırıyoruz. Tıklayanlar landing page dedikleri baĢka bir
siteciğe geçiyorlar. Orada da kampanya ya da bannerda ne duyuruyorsanız onunla alakalı bilgiler oluyor. BirĢeyler download edebiliyorlar cep telefonlarına vesaire.
Mobil pazarlama ve reklamın fikirden sunuma geçirdiği aĢamaları anlatır mısınız?
Ya markadan bir ihtiyaç alırsınız, ya da gidip ihtiyaç yaratırsınız. O ihtiyaç ajansa girdiği anda burada kreatif ekip o gereksinime yönelik strateji geliĢtirir. O stratejiyle
bir proje hazırlanır. Bu projede gereksinime yönelik toollar kullanılır. Internet olabilir, mobilin herhangi bir kanalı olabilir. Bütün onları birleĢtirir ve adan zye bir proje
yaparız. Bunu da müĢteriye sunarız.
Sadece mobil ortam için de iĢ yapılabilir. Biz 2002 yılında mobil pazarlama ajansı olarak kurulduk ve 2006'ya kadar mobil iĢler yaptık. Daha sonra geniĢ spektrumda
hizmet vermek için webe ve diğer mecralara da yatırım yapmaya baĢladık. Mesela IVR ve çağrı merkezi altyapımız var. Ama halen mobil yaklaĢım esaslı iĢler
yapıyoruz. Genelde bunlar text and win dediğimiz ambalaj üstü promosyona Ģifreye dayanan, satın alma kanıtı olarak SMS'le bunun yollanmasına dayalı iĢler. ÇekiliĢ
olabilir, instant win birĢeyler olabilir gibi.
Mobil pazarlama ve reklamın Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
2002'de mobil pazarlama Türkiye'de baĢladı. Turkcell bu alanı sahiplendi diyebilirim. Diğer operatörler çok kuvvetli olarak hemen hemen hiç birĢey yapmadılar. ġu anda
Turkcell'in beĢ sertifikalı mobil pazarlama ajansı var. Bunlar Turkcell ile farklı bir bağ içindeler ve daha sık ı çalıĢıyorlar. Sertifikalı olmanın bir takım performans
değerlendirme kriterleri vardır. Belli sayıda SMS kampanyası yapmıĢ olmanız, belli SMS adet jenerasyonuna ulaĢmanız, hizmet kalitesinde belli noktada olmanız gibi.
Bunlar Turkcell tarafından sürekli değerlendirilir. O seviyeye ulaĢtıysanız sertifikalı ajans olursunuz. Bu çizginin altında kalan belirli ajanslar var. 10-15 tane olabilir.
Bunlar ufak-tefek yazılım firmaları. Onlar da ucundan kıyısından minik minik bir Ģeyler yapıyorlar. Onlar da Turkcell'in yetkili ajansları.
Mobilin habitatı farklı. GSM operatörüne bağlı iĢ yapıyorsunuz. Internette hangi kuruma bağlı iĢ yapabilirsiniz ki? Kim sizi denetleyip ortamı regüle edebilir? Böyle bir
Ģey olamaz zaten. Ama mobil operatörlere bağlı çalıĢtığınız için onların kural ve regülasyonlarına bağlı hareket etmeniz lazım.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Turkcell bunu yapıyor. Ġzinli veritabanını böyle topluyor. Zaman zaman belli profildeki kullanıcılara SMS gönderiyor ve markaların kendilerine ulaĢmasına izin
vermeleri karĢılığında belli benefitler sunuyor. Kontör yüklüyor, baĢka dijital hediyeler veriyor gibi. Evet bu model iĢler. Biz de zaten bu izinli veritabanını kullanarak
markaları pazarlıyoruz. Çünkü onlar buna izin vermiĢtir. Markalar bana ulaĢabilir diye. Belli ücretler karĢılığında markalar bu profillere eriĢebiliyorlar.
Mobil içeriğin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Sponsorlu SMS iĢi satıyoruz Turkcell'in bir ürünü olarak. Bir promosyon içinde bunu vermek mümkün. 160 karakterin 32-40 karakteri marka sloganını ihtiva ediyor.
ArkadaĢınıza gönderirken para ödemiyorsunuz ama arkadaĢınıza reklam gitmiĢ oluyor. Evet bunlar tutan Ģeylerdir. YurtdıĢında da sponsored call'lar var mesela. Türüne
bağlı oarak ücretsiz içerikler olacaktır. Kontör-dakika hediye olarak verilirse daha büyük bir yüzde ile kullanıcılar teĢvik edilir. Ancak diğer içeriklerin
markalandırılmasından bahsediyorsak kullanım daha düĢük olacaktır.
Operatörler bu yolda ilerliyor. Turkcell-im 1 SMS karĢılığı içeriklerine ulaĢtırıyor. Vodafone da daha çok insana ulaĢabilmek adına onu takip ediyor ve üstelik hem giriĢ
hem indirmeyi ücretsiz yapıyor. Tabii ki WAP platformlarını değerli kılacak birĢey ücretsiz olması. Ama marka ve pazarlama tarafında Ģu anda çok avantajlı bir durum
yok çünki operatörler bunları zaten kendiliğinden ücretsiz yaptılar. Operatörlerin mesela altı ay boyunca bu ücretsiz eriĢimi uygulaması ve ardından bir marka gelip de
bunu mesela aylık sponsorluk gibi sahiplenmesi lazım. WAP'ı pazarlama açısından değerli duruma getirmek ve reklam açısından kullanılan bir mecra haline getirmek
2008 sonuna kadar olacak Ģey değil. Belki 2009'u da böyle geçireceğiz. Kullanımın artmasından ve markaların ayağının alıĢmasından bahsediyorum. ġu anda hala WAP
banner satıĢ ve gösterim adetlerine baktığınız zaman Turkcell'in istediği ölçüde değil.
Mobil pazarlama ve reklam müĢteri/kullanıcı sayınız ve Türkiye genelindeki sayı nedir?
ġu ana kadar 68 markaya mobil kampanya hizmeti verdik 2002'den bu yana. 400'ün üstünde kampanya yapmıĢızdır. KöĢeler kapılmıĢ durumda. Büyük markalar ajans
değiĢimini çok zor koĢullarda yapar. Mesela biz Coca Cola ile çalıĢıyoruz. BaĢkası Pepsi, bir diğeri Cola Turka ile çalıĢıyor mesela. Bazı markalar multi brand. P&G
gibi. Onların temizlik malzemelerine iki sene önce siz bir kampanya yapmıĢsınız, ama bu sene baĢka bir ajansla çalıĢıyor olab ilirler. Bu farklı bir case. Ama gerçek ajans
hizmeti verip stratejik danıĢmanlığını üstlendiğimiz yıllık olarak çalıĢılan markalar sürekli sizinle çalıĢır. Butik iĢler münferit o labilir. Toplam 100 farklı marka
Türkiye'de mobil pazarlama kampanyası yapmıĢtır ya da yapıyordur denebilir. Ajanslara dağılımı en büyük iki ajans 60'ar markayla çalıĢır, bir tanesi 20 markayla çalıĢır
geriye kalanlar diğerlerini paylaĢır. Ajansların bölümlenmesinde bazı kesiĢmeler de olabilir.
Mobil pazarlama ve reklam sektör büyüklüğü nedir?

283
Verilen bütün hediyelerin değerine bakarsanız, sadece mobil iliĢkili iĢlere ne kadar para harcandığına 30 milyon dolar diyebilirsiniz. Bu rakam sürekli dramatik biçimde
artmıyor. Dijital pazarlamanın baĢka kanalları da bundan pay alıyor. Internet artık farklı Ģeyler sunabiliyor. Mobil ile birleĢtirip aklında sadece mobil varken kullanıcıyı
webe kaydırabiliyoruz. Bu yüzden mobil pazarlama değil dijital pazarlama olarak bakmaya baĢlayacak insanlar.
Mobil reklam ve pazarlamayla ilgili sorunlar nelerdir?
Operatörler arasında denge sorunu var. Turkcell ajansıyız ama diğerleriyle de çalıĢmaya baĢladık Mart 2008'den itibaren. Altyapıda entegre oldular ve kampanyalarda Ģu
anda üç operatör çalıĢıyoruz. Ama Turkcell bazı Ģeyleri hala kendine münhasır tutmayı tercih edebiliyor. Bu da marka memnuniyeti açısından farklı sonuçlar veriyor.
Kontör dakika hediyeli kampanyalarda bütün operatörlerin iĢin içine girmesi farklı stratejik açılara sahip olabiliyor. Marka bunları anlayamaya biliyor. Ama biz Turkcell
ajansı olduğumuzdan bazı Ģeylere uymak durumundayız. Bu da iĢ modellerini etkiliyor. Ama sektörümüz çok dinamiktir. Dengeler çok hızlı değiĢir. Sabah kalkarsınız
Turkcell bir Ģey açıklamıĢtır, yeni kurallar getirmiĢtir. Ona göre iĢ modeliniz değiĢir. Sürekli adrenalin.
_____________________<>_____________________
A.A.– e-posta 16.06.2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Mobil yayıncılıkta yayının görülme alanı sadece mobil telefonlarının kısıtlı donanımları olan erkranlarıdır. Oysa internet yayıncılığında kullanılabilen donanımsal
arabirimler çok fazla ve farklı büyüklüktedir.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Mobil içerik daha çok hedefe yönelik reklamlar için kullanılmaktadır. Belli bir ürünü ya da hizmeti belirli bir hedef kitleye ulaĢtırmak isteyen kuruluĢ içeriği ulaĢtırmak
için ücret öder.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Olumlu... Zaten olması gereken de bence budur. Elbette kiĢinin izin verdiği kriterler ölçüsünde...
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Uygundur. KiĢinin belirlediği kriterler mutlaka ön planda olmalı
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Mobil içerik konusunun çok geliĢtiğini ve önümüzdeki yıllarda geliĢen donanımlarla birlikte çok daha fazla önem kazanacağını düĢünüyorum.
Burada bence tartıĢılması gereken mobil alanında katma değerli servislerin nasıl üretilip geliĢtirileceği olmalıdır.
_____________________<>_____________________
Ü.B.2 Mayıs 2008
18 yaĢında microsoftta çalıĢtım. okulu bitirince Ģirketi kurduk.
Mobil yayıncılık geçmiĢinizi ve nasıl baĢladığınızı anlatır mısınız?
Mobil yayıncılık sonradan geldi. Mezun Grup'ta çalıĢırken Ģimdiki ortağımla Digiturk'e proje yapıyorduk. Internetten yurtdıĢına televizyon yayını satma iĢi. O projenin
yöneticisiydim. Hem pazarlama hem süreçlerle ilgili. Mobil yayınla da ilgili ar-ge faaliyetlerine baĢladık. Mobil yayıncılığa baĢlamamız, 2006 yılında Nokia N93
cihazlarla video streaming yaptık Cebit fuarında, onunladır. Ticari anlamda ilk mobil iĢ odur.
ġu anki görevinizi anlatır mısınız?
Ticari kullanıcılara altyapı, son kullanıcılara da yayın sağlayan bir Ģirket medianova. secveseyret.com bizim ürünümüz. Türkiye'deki kanalların yayın haklarını alarak,
yurtdıĢında izlemek isteyenler bunları internetten yüksek kalitede iletiyoruz. Uydu taktıramayan ya da yurtta kalan öğrenciler vb. kiĢiler için bu hizmet çok cazip.
Londra, ABD ve Avustralya'da sunucular üstünden yüksek kalitede yayın yapıyoruz. secvedinle.com MÜYAP platformuyla entegre çalıĢıyor. Hedef kitle yine aynı.
TJK'nın internet yayınlarını yapıyoruz. 40-50 bin insan at yarıĢı seyretmek için bağlanıyor günde. 16-17 bin peak yapar. Uydu kanallarının çoğunda fazla seyredilir.
TTnet streaming müzik hizmetlerinin hem DRM tarafını hem de altyapı tarafını sağlıyoruz. digiturktv.net portalının encoding a ltyapısını sağlıyoruz. Maltepe
Üniversitesinin elearning altyapısını sağlıyoruz. ĠĢim bunların yönetimi, süreçlerin geliĢtirilmesi ve projeye göre Ģekillendirilmesi. MÜYAP streaming platformunu nasıl
interaktif yaparızdan, TJK'nın yayınını kablo TV'den çıkıp nasıl yayınlarıza kadar iĢler. Portal ürünlerindeki görevim de yen i ürünler oluĢturmak ve varolanlara katma
değerler sağlamak. Kurumsal tarafta teknoloji bireysel tarafta iĢ geliĢtirme süreçlerinde çalıĢıyorum.
Almanya'daki Turkuaz Mobile MVNO'sunun Türkçe müzik indirme iĢlerinde DRM sisteminin geliĢtirilmesi yapıldı. TV yayınlarının mobil ortamda izlenmesiyle ilgili
platformlar yapılıyor Ģu anda. Mobil ortamda streaming için altyapılar Türkiye'de hazır olmadığından ürün geliĢtirmedik daha.
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Mobil ve internet yayıncılığında streaming videoyu esas alırsak çok büyük bir fark yok. Internet yayıncılığında çok farklı codecler var. Ama mobil ortamda 3gpp codeci
var. Bu standartlara bağlı yayın yapmanız gerek. Mobil yayıncılık son kullanıcı tarafında daha zor çünkü internet daha stable. Her yerde belli kalitede yayın
yapabilirsiniz. Ama mobil ortamda özellikle ülkemizde durum farklı ġiĢli'de 18 kbps ile müzik dinlerken Kayseri'de aynı anda 50 kbps ile dinleyebilirsiniz. O bölgede
yaĢayan insan sayısı ne kadar azsa veri aktarımı daha kaliteli oluyor.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Internetteki gelirler daha çok kredi kartı bazlıdır. Ülkemizde kredi kartı kullanan az. Mobil ortamda ise çoğu kiĢinin birden fazla cep telefonu var. DüĢük gelirliler bile
mobil ortama eriĢebilir. Mobilde alternatif para charge metodu olarak kontör var. Bu yüzden mobil ortam son kullanıcıya daha çok ulaĢma ve satma anlamında daha
avantajlı. Dezavantajlarından biri, mobilde içerik indirdiğinizde Kbyte bazında faturalandırılırsınız. Kullanıcıya çok veri maliyeti var. Bu yüzden servislere ilgi az. Esas
mesele maliyette düğümleniyor. Streaming 200 Kb'lık Ģarkı indirmekten farklı. 15 dakika video seyrettiğinizde MB'lık data harcayabiliyorsunuz. Maliyetin yüksekliği
insanların kullanımı açısından bir engel.[Vurgu benim OK] Bu yüzden bu alana yatırım yapmadık. Hem TV paketine üye oluyorsunuz, hem de seyrettiğiniz
saniyelerde ücretlendiriliyorsunuz. Bu çok kötü bir Ģey. GB bazında flat fee paketler olsa Türkiye'de mobil streaming ürünler i de çıkar. YurtdıĢında benzer tarifeler
kullanıcılarca avantajlı bulundu. YurtdıĢındaki projelerimiz için mobil tarafta flat fee üstünden bir fiyata telekom hizmetleri ve katma değerli servislerin tamamını paket
olarak sunmak iĢ modeli düĢüncemiz. Buna en güzel örnek TTnet Müzik. Ekstra ücret ödemeden insanlar müzik dinliyor. Aboneliğe olan talebi artıcı bir Ģey. Aynı
mantığı yurtdsıĢında uygulayacağız. Flat fee ile katma değerli servislere ek ücret ödenmeyecek. Bunun için altyapı konusunda MVNO'lara servisler veriyoruz.
Mobil yayıncılığın Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
GeçmiĢi ile bugünü arasında fark yok. Video 3-4 yıldır indiriliyor. Streaming geliĢmedi. Görüntülü ve sesli medya alanından bahsediyorum. 3G olursa, operatörler
tarifelerini flat fee yaparsa gelecek parlak. Internet kullanıcısından çok cep telefonu kullanıcısı var Türkiye'de. Bu yüzden mobil ortam içerik sahipleri için daha kârlı.
Maç ve haberler dıĢında, yol görüntülerini cepten 3-4 kare fotoğrafla değil canlı videoyla izlemek gibi. Mobil mecra diğerlerinden öne çıkmak ve herkesçe en çok
kullanılan mecra olmak zorunda. YavaĢ yavaĢ da oluyor. Digiturk'te bir kanal yayınlamak yıllık 400 bin dolar maliyetli. Internet ve mobil ortamda yatırım maliyetleri
düĢük. Yaban TV diye bir kanal var avcılar için. Bunu mobil ortamda yapsanız para kazanabilir bir model olur. Takım kanallarının katma değerli servis olarak mobil
ortamda mesela soyunma odalarındaki görüntüler gibi Ģeyleri satması para kazandırır. Televizyonda yer bulamayacak Ģeyler mobil ortamda yer bulur. NiĢ alanlarda on-
demand yayında az maliyetle çok içerik sunulabilecek ortamlar internet ve mobil.
Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
Mobil ortamda rakam yok elimizde. Internet ortamında var. Streaming video izleyen TJK yayınlarını 50 bin kiĢi izliyor sadece. Bundesliga gibi liglerin futbol maçlarını
ortalama 15 bin kiĢi seyrediyor. TJK'da reklam yok. Diğerinde reklam esas model.
Gelirlerin aslan payı mobil ortamda içerik sahibindedir. Altyapı kendisininse çok daha fazla kâr eder. Yüzde 50'den fazla gelir içerik sahibine kalır.
Hukuk düzenlemeleri nasıl mobil yayıncılıkta video ve ses açısından?
Ġçerik sahipleriyle satıĢ ya da yayın bazlı ticari anlaĢmalar yapılır. Ülkemizde müzik için sistem çok geliĢm iĢ durumda. MÜYAP dört meslek birliği ile birlikte bir dijital
dağıtım sistemi oluĢturdu. Zor olan video satmak. 3-4 büyük medya grubuna dağılmıĢ durumda video içerikleri. Bunlar da içerikleri alırken müzikteki gibi belli
anlaĢmalar yapmamıĢlar. 3-4 yıllık mecralar olduğu için mobil ve internet düĢünülmemiĢ baĢta. Televizyon yayın hakkı var, ama mobil ve internet daha yeni
sözleĢmelere giriyor. Kendi lisansları da bu yayınlara müsaade etmiyor. ATV bir dizisinin televizyon yayınına sahiptir ama yapımcı Ģirket mobil yayın hakkı sahibi
olabilir. DMC elindeki dizilerin televizyon yayın haklarını veriyor. Videoda müzkteki gibi oturmuĢ kontrol ve raporlama sistemi yok. Video için birçok tarafla görüĢüp
onay almak gerekiyor. Bu da iĢi zorlaĢtırıyor. Bundesliga farklı yayın modellerine göre sinyallerini çeĢitlendirmiĢ mesela. Farklı altyazı ya da seslendirme seçenekleri
var. Ama Türkiye'de bu Ģekilde kolaylaĢtırıcı altyapı yok.
Mobil yayının üretimden sunuma aĢamalarını anlatır mısınız?

284
Encoding süreci iĢler. Belli formatta yayını hazırlarsınız. Altyapıdaki cihaz kalitesi önemli. 35 kbps'deki kaliteyi 7 kbps'de yakalayıp daha az bantgeniĢliği ile aynı
kaliteyi sunabillirsiniz. Yayın kaliteli olsa da encoding aĢaması iĢin önemli damarlarındandır. 128 kbps'de at yarıĢında atların ayaklarını gösterebilecek kadar kaliteli
yayın yapıyoruz internette.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Aylık ücretlerle kanal seyrettirme modeli tutmuyor internette. 6 kanal 12.95 dolar diye paket esaslı bir model yapıyoruz. Yürüyor ve tutuyor. Yiyebildiğin kadar modeli
denebilir.
Bahsettiğiniz model tutar. Ancak abonelik usulüyle kontör charge ederek dolandırıcılık tarzı Ģeyler yapanlar var. Operatörler buna önlem almaya baĢladılar. Haberdaret
diye bir servisi var Turkcell'in. Bahsettiğiniz modeli uyguluyor burada. Belli kullanıcı segmentine SMS gönderiyorlar. Profilinizi alıp, size özel SMS'ler gönderip
karĢılığında içerik ya da faydalar sunabiliyorlar. Ancak bu içerik satıĢı odaklı değil.
Mobil içeriklerin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olması nasıl olur?
Bu olacak. MüĢteriden para almak gittikçe zorlaĢıyor. Jump.tv global internet tv sitesinde 250 kanal vardı. Paket ouĢturup abone olunabiliyordu. Yeni modelleri HSBC
gibi global etnik gruplara eriĢmek isteyen firmalara reklam verdirmek. Sporx.com'da bunu yapıyoruz. Sponsordan para alıp, son kullanıcıya sponsorla birlikte katma
değerli hizmet vermek çalıĢan model. Yapılan anlaĢmaya göre profil bilgisinin çıkarılması değiĢiyor. Bir telekom Ģirketi konser yayını için kullanıcıya bir arayüzden
profil bilgisi ve telefon numarasını girdirip, SMS ile Ģifre gönderip bu Ģifreyle devam etmesini sağlayabilir. Ġnandığımız model bu. Modeli anlamakta zorlananlar ve
geride kalanlar yüzünden ilerlemek güçleĢiyor.
Kampanyası için TV kanalı kurmak isteyen bir ajans için internette maliyet aylık 5 bin dolardır. GeniĢ kitlelere ulaĢılıp pazarlama çalıĢmaları yapılabilir.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Altyapı, DRM ve içerik sözleĢmeleriyle ilgili sorunlar var.
__________<>__________
U.B.6 Mayıs 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Mobil ortamdaki DRM ve sıkıĢtırma teknikleriyle internet ortamındakiler farklı. En önemlisi internetin sahibi yok, mobilin var. Birinci fark opratörler mobil ortamda
istediklerini yayınlatıp, istediklerini yayınlatmayabiliyorlar, denetim internete göre daha sıkı yapılıyor. Internette hiç bu kadar denetim olmadı. Mobil operatörler de
internet operatörleri gibi eriĢim iĢi yapmalılar ama içerik konusunu kendi güç alanlarından bırakmıyorlar. Zorlanırlarsa bırakabilirler ve bence zorlanacaklar. Eskiden
sadece GSM vardı. ġimdi 3G, 4G, WiMax, LTE gibi yeni teknolojiler ayrı ayrı lisanslanıyor. Bunların esas hedefi mobil veri eriĢiminin artması. Broadband artıyor, hız
artıyor. Bunlar mobil internet kullanımını artıracak. Operatörler çıktıkça, serbestlik daha da artacak. Operatör nerede sıkıntı yaratıyor? Bir, teknolojisini geliĢtirmezse
tüketicisini belli teknolojiye mahkum edebilir. Ġkincisi özellikle video yayıncılığında mobil ekranların küçüklüğü user experience alıĢkanlıklarına uymadığından bir 90
dakikalık filmi seyredemiyorlar. En fazla 3 dakikaya kadar çıktığı söyleniyor. Bu da ne demek? Mobile özel content üretmen lazım demek.
Internet iĢ modelleri oturduğundan, yayıncılar gelir elde etmede daha rahatlar. Mobil ortamda operatörlerle anlaĢma yapanlar gelir elde edebiliyor. AnlaĢma yapmadan
sadece mobile advertising yapıp, iĢte bir WAP sitesi hazırlayıp, buradan elde edilen grafikten sonra WAP reklamcılığı yapayım, mobil gelirler elde edeyim diyenler için
daha henüz o ortam yaygınlaĢmadı. Internette bu oturdu. Ülkemiz için değilse de dünya geneli için böyle. Bugün Amerikadaki internet reklamcılığı boyutları neredeyse
televizyonla aynı boyuta gelmeye baĢladı. Türkiye için daha 100'de birlerde falan herhalde. 40 milyon dolar internet reklamcılığı. 3 milyar genel reklam revenue'sü var.
2010'da 200 milyon dolar bekliyorlar. BaĢlangıç için iyi ama, Amerikada neredeyse %50'ye gelmek üzere.
Türkiye'de operatörlerin limitlerinden doğan WAP sitelerinin hazırlanmasıyla ilgili limit var. Gelir elde etmek istiyorsan operatör elde ettiği data revenuesundan seninle
paylaĢmıyor. WAP sitesine giren kullanıcı belli bir eriĢim parası ödüyor. Bir WAP yayıncılığının iki-üç tip geliri olabilir: bir data trafiğinden revenue payı alabilirsin, iki
reklamdan, üç sponsorluktan para kazanabilirsin. Buna abonelik de konulabilir. Bunlar içinde en büyük gelir data trafiği geliri. Operatör bu gücü paylaĢmıyor.
Kendilerini nasıl savunuyorlar? Diyorlar ki Türk Telekom'a ―Web siteme çok bağlanan oldu, bana para ver.‖ mi diyorsun? Buna karĢı denebilecek bir Ģey yok. Ama Türk
Telekom sadece eriĢim için paket sunuyor. BaĢka bir Ģey yapmıyor. Belki ileride Türk Telekom da bu modellere gelir, bilemiyorum.
Turkcell-im içerisinde gezmek 1 SMS. Ama dıĢına çıkıp baĢka sitelerde gezdiğinde takır takır para charge ediyor. Operatör bir de kendini böyle tekelleĢtiriyor. Turkcell-
im içinden müzik download ediyorsun. Trafik parası almıyor sadece içeriğin parasını alıyor. Ama baĢka yerde yayıncılık yapıyorsan ve müzik satıyorsan, tüketici hem
trafik hem de içerik parası ödüyor. O zaman gelip senden niye alsın? O zaman niye mobil içerik geliĢsin? Operatörler biraz tekelci. Ticari olarak baktığın zaman ben de
olsam aynı kuralları koyardım. Ondan sonra millet kullanır mı? Gelir elde edilir mi?
NTT DoCoMo örneğini çok inceleyemedim ama biraz da kültürel farklılık olduğunu düĢünüyorum.
Özetle, bir mobil yayıncılığın sahibi var bana göre. Ġkincisi bu sahip teknoloji yatırımı yapmadığı sürece sıkıntı çıkıyor. Üç internette kullandığın içerikle mobildeki aynı
olamaz, muhakkak özelleĢtirmen lazım. SıkıĢtırma, format ve süre anlamında farklı olması gerekir. Ġleride mobile internet kavramı geliĢip teknoloji ilerledikçe,
bantgeniĢlikleri artıp donanımlar geliĢtikçe bunların da bir convergence'a uğrayacaklarını düĢünüyorum. Modeller de bire-ikiye düĢecektir.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Abonelikle, eriĢimden, reklamdan ve sponsorluktan gelir elde edilebilir. Abonelik iki tipe ayrılır: Mobil yayıncılığın tamamını geçeceğin sabit gibi, bir de ürün baĢına
satın alma gibi tanımlanabilir.
Mobil yayıncılığın Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Tüketiciler katma değerli servis dediğimiz value added servisleri kullanmaya baĢladılar. Giderek de artıyor kullanım. Operatörlerin rekabetleri içinde yaptıkları en
önemli kavga fiyat kavgası. Bugüne kadar Turkcell dominantlığında yürüyen bu pazarda çok ciddi rekabetler baĢladığında, özellikle numara taĢınmasından ötürü,
kârlılıkların düĢeceği korkusu olduğundan Turkcell özellikle katma değerli servisler üstünden baĢka bir vizyon koydu kendisine. Bu vizyonla Turkcell-im diye bir marka
yarattı. Bunun sebebi katma değerli servizlerdeki kârlılığın çok daha yüksek olacağını düĢünmesinden ötürü. Turkcell-im aslında bir zamanların GPRSLand ve
Shubuo'su. Bu isimlendirme hepsi pazarlama taktiği. Konumlandırmayı farklı göstermek. BaĢarısızlıkları örtbas etmek. Shubuo kaç kiĢinin, firmanın baĢını yedi?
Siz 1 liralık içerik alıyorsunuz Türkiye'de, bu 1 liranın yüzde 50'ye yakın kısmını devlet alıyor mobil ortamda. Kalıyor sana 50 kuruĢ. Ondan sonra 50 kuruĢun operatör
ortalama yüzde 50'sini content providera veriyor. Adam 25 kuruĢ alıyor. Sonra 25 kuruĢu alan adam bunun yaklaĢık 10 kuruĢuna yakınını contentin gerçek sahibine, yani
lisansı aldığı firmaya ya da Ģahsa ödüyor. Ġçerik sağlayıcıya kalan 15 kuruĢun içinde ne var? Adamın teknik geliĢtirme, reklam, personel gideri vs. var. Turkcell'de diyor
ki, ―bu teknoloji bende var, neden content providera 15 kuruĢu verdireyim ki?‖ deyip 15 kuruĢun peĢine düĢmüĢ vaziyette. 25 kazanacağıma 40 kuruĢ kazanırım. Bugüne
kadar bu hizmetleri veren sağlayıcıları direkt gözardı edemeyeceği için sözleĢme feshetmektense Ģöyle bir hareket yaptı: doğal seleksiyona uğratıyor. Diyor ki benden
müziği satın alırsan 1 lira, download ücretsiz. X firmasınndan alırsan yine 1 lira, download ücreti var. Bugün fiyat 1 lirays a download fiyatı da yaklaĢık 1 lira. 1 liraya mı
2 liraya mı alırsın aynı ürünü? Turkcell 2008 baĢına kadar third party servisleri satın alırdı. 2008 baĢı itibariyle tüm third party sözleĢmeleri feshetti. Ekosistem falan
hiçbirĢey kalmadı. Bu tip sağlayıcılar içinde yer alan firmaların da buradan elenmeyenlerine güç göstermek için bir hareket daha koydu, dedi ki, ―Bana yılda 4 milyon
dolarlık revenue garantisi veren firmayla çalıĢacağım.‖ Bir anda o da üçe beĢe düĢtü. Elinde özel contenti olanlar, kalan büyük firmalara gelip ―Abi ne olur beni de kendi
grubuna dahil et.‖ demek zorunda kaldılar. MüthiĢ bir projen de olsa, çok güçlü bir destekçin yoksa bugün zaten hizmeti veremezsin. Turkcell bunun üzerine bir hareket
daha yaptı. Gebze Yüksek Teknoloji merkezine 400 tane yazılımcı alıp ―Ben bundan sonra teknoloji Ģirketiyim. Ar-Ge'mi de kendim yaparım.‖ dedi. Devlet desteği
alıyor artı tüm yazılım ve yeni çözümlerini kendisi geliĢtirmeye karar verdi. Bunlar göstere göstere yapılan Ģeyler. Bir teknoloji firmasıyım ben de. YurtdıĢındaki GSM
operatörlerine, Türkiye'deki bankalara falan yazılım desteği veriyorum. Olsun olsun 50 kiĢilik toplam Ģirket olalım biz. Bugün Türkiye biliĢim sektöründe bu yapıda bir
firma iyi bir firmadır. Ama Turkcell bir aldı 400 kiĢi. 50 kiĢilik firmada en fazla 10 tane yazılımcın olur. Adam 400 tane birden aldı. Ġlk kurulduğu gün benim 40 katımla
kuruldu. Benim zaten ona gidip birĢey verebilmem olası değil.
O yüzden de Türkiye'de mobil yayıncılığın geliĢmesi demek yeni oyuncuların çıkması değil, varolan yayıncılık sektöründeki oyuncuların mobile convergence olması
demek. Yeni oyuncu çıkıp ben mobil yayıncılık ve servis yapacağım demesi Ģu saatten sonra imkânsız. Varolan yayıncılardan kastım geleneksel TV, radyo vb. Hepsi de
mobil ortama yönelik çalıĢıyor. Hürriyet grubu, DoğuĢ grubu, hepsi. ġu anda Türkiye katma değerli mobil pazarının yüzde 40 cirosu Doğan'dan geçiyor. 400 milyon
dolar toplam pazar vardır. Turkcell revenuesunun yüzde 12'si. Dünya ortalamasıdır genelde yüzde 12.
Diğer operatörler de giriĢimlerde bulunuyor ve bayağı ilerliyorlar. Vodafone'un gücü Vodafone Live diye dünyada kurduğu bir brandi var. Bu brand katma değerli
servislerde dünyada çok geliĢmiĢ vaziyette. Çok ciddi bir ekosistemleri var onların, dünyanın her yerinden partnerları var. Fakat Türkiye, katma değerli servisler
kısmında çok lokalize olmuĢ bir ülke. Yani bugün sen bir yayıncılık yaparken, bizim halkımız, tüketicimiz yabancı içeriği tüketmek istemiyor, yerli içeriği tüketmek
istiyor. Bu müzikte de, filmde de böyle. Filmde Hollywood etkisi olduğundan çok Ģey yapamayacağım ama Türkiye'de yüzde 90 yerli müzik tüketilir. Vodafone
Madonna reklamları yapıyor. Ġlk defa sen dünle tüm dünyada çıktı falan diye. Aldığımız duyum 50 bin falan download. Umulan 5 milyon olması lazım. Ama sen bugün
bir Fenerbahçe marĢı çık. Ġlk gün 50 bin tane satarsın. Yabancıların adaptasyonu lazım. Telsim'i aldıklarında baz istasyonlar ıyla ilgili problem vardı. Önce teknolojik

285
yatırım yaptılar. Katma değerli servisler ve yayıncılık dediğimiz kısım bu iĢlerde krema. Olmasa da olur. En önemlisi telefonla konuĢmak, SMS atmak. Sadece mobil
ortama yönelik yayıncılık için bir defa operatörlerin bu insanların önünü açması lazım. Bugün pazarın yüzde 56'sı Turkcell, 26'sı Vodafone, 16'sı da Avea. Avea çok
beceremedi o iĢi.
Ticari olarak baktığında Turkcell pazarlama konusundaki kampanyalarla ilgili sadece kendisiyle çalıĢılması ile ilgili kararı da pazar payından dolayı veriyordu ve
haklıydı. Sadece pazarın yüzde 60'ı değil, ARPU dediğimiz Ģey Turkcell'de daha yüksek. Harcama ihtimali yüksek insanlar. O yüzden pazarlamacılar da onu tercih
ediyordu. Televizyon yarıĢmalarında sadece Turkcell kısa kodlarının kullanımını, diğer operatörler Ģikayet ede ede açtırdılar sonunda.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Tutar. Süper bir model. Bence de iĢ zaten buna gidecek. Çünkü internette herĢey neredeyse serbest. Bakıyorsun ligtv aboneliği paralı. Maçlardan sonra ligtv.com.tr
üstüne koyduğu görüntüleri önüne reklam koyarak ücretsiz seyrettiriyor. Bu müthiĢ bir gelir kaynağı oluyor hem reklamverene, hem sayfayı sunana. Internet herĢeyin
bedava olması beklentisini yarattı insanlarda.
Mobil tarafta kullanıcılar ödeme yaparak birĢeyler elde etmeye alıĢıyor gibi oldular. Fakat bu rakamlar çok yükselmeye baĢladığı için artık o da geriye doğru gidecek
yavaĢ yavaĢ. O yüzden katma değerli servislerde tüketiciye sunulanların reklamla birleĢtirilmesinin çok doğru olduğunu düĢünüyorum. Yani internet alıĢkanlıklarını
mobile indirip burada bir birleĢme sağlayabilirlerse, sonucun daha baĢarılı olacağını sanıyorum. Bence bu iĢ modeli en baĢarılı olacak iĢ modelidir.
Bir firma kısa numaraya çekiliĢ için paket üstü Ģifre gönderme kampanyası yaptıktan sonra elinde bir veritabanı oluĢuyor. Yeni bir kampanya duyurusu yapmak
istediğinde eskiden bu databasein tamamı sende duruyordu. Bu tersine çevrilldi tüm operatörlerce, Ģu anda operatör tarafında serverda kalıyor tüm datalar. ġirketle
paylaĢılmıyor. ġirkete de deniyor ki, ileti atacaksan bizim sistemi kullanarak atacaksın. Çünkü geçen seferlerde Ģöyle bir suistimal oldu. Elinizdeki veritaban ının yanında
bir yerlerden topladığın bir o kadar daha numaraya kampanya ile ilgili ya da ürün ve hizmetle ilgili ileti attın. Bu durumda veritabanında olmayan diğerlerine bir nevi
spam gidiyor. Bu spam'i önlemek için artık oraya ekstra numara giremiyorsun. Ġzinli pazarlama için altyapı kurulmaya baĢladı, yol buraya doğru gidiyor.
Mobil içeriklerin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olması nasıl olur?
Kesinlikle olacaktır, olması gerekir. Yüzde 20 premium içeriğe devam eder. Mobil ortamın özellikleri itibariyle böyle olur, çünkü mahrem ve kiĢisel olarak konumlandı.
_____________________<>_____________________
T.C.3 Haziran 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Internet yayıncılığı genel anlamda herkesin yayıncı olup içerik dağıtabileceği bir ortam. O anlamda gazete ve televizyondan farkı bu. Internette ben bu içeriğe nasıl
eriĢiyorum, arıyorum, buluyorum. Mobilde de aynı Ģekildeyse bu benim için internet yayıncılığına girer. Sadece cep telefonuna getirilmesi olarak algılarım. Mobil
yayıncılık diye ayrı bir Ģey tanımam. Mobilin kendine özgü bir takım Ģeyleri varsa yayıncılık açısından, o zaman farklı.
Internette bulduğum içeriğe cepten eriĢiyorsam net yayıncılığıdır. Operatör tarafından filtreleniyor ve oradan gönderiliyorsa zaten onu ben yayıncılık kabul etmiyorum.
Netteki anlamda.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
DoCoMo'nun Japonya'da yapmıĢ olduğu klasik örnek var. Cep telefonunu aracı olarak kullanıyorsunuz. Payment metod olarak kullanıyorsunuz. O da Kore'de çok
yaygın. Oyun tüketiyorsunuz. Cep telefonunuzdan ileti atıyorsunuz. Faturanıza geliyor. Cep telefonu üzerinen içerik tüketme DoCoMo'nun. Türkiye'de yok bu model.
Avrupa'da da tutmadı. Diğer metod da çok yeni baĢladı Turkcell tarafından. Gözümle görmedim.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Shubuo diye bir Ģey vardı. Turkcell'in value added servisler departmanının ürünüydü. 160 karakterlik SMS mesajının içerik mecrası olarak kullanılmas ını denediler
olmadı. BaĢarılı bir örnek aklıma gelmiyor onun dıĢında. Logo melodi içerikleri yaygın, oyun oynatılıyor ama baĢarı var mıdır, yok mudur, ne düzeydedi bilmiyorum.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Ġzinli pazarlama denilen Ģeyin uzun bir yolun bir aĢaması olduğunu düĢünüyorum. Ġzinli pazarlama geçici bir olay. Ancak daha genç birisine, bir üniversite öğrencisine
cep telefonundan kontör karĢılığında sana ne bileyim, Coca Cola jingle'ı dinletelim tamam mı? Denildiğinde tamam diyebilir. Böyle bir iĢ modeli olabilir. Burada
deneniyor zaten böyle bir Ģey.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Internette iĢleyen tarafı reklam değil aslında. ĠĢlemeyen tarafı banner reklam. ĠĢleyen tarafı B2B Google'ın yaptığı Adsense gibi, linke tıkladığınızda, link sahibinin
Google para ödemesi. Banner sıfır. Hiç bir etkisi olmadığı defalarca kanıtlandı. Tamamen artık kullanım dıĢı. Yani hala kullanan varsa cahilliktendir. Adsense ve
Adwords biçimiyle doğrudan tıklandığında Google'a para aktarılması ticari bir model. Google'a 2007'de 10.5 milyar dolar ciro sağlamıĢ. Fakat onun da bir sonraki daha
kuvvetli bir modelle alaĢağı edilme ihtimali var.
Bu ynei model de tabii ki Ģu: Siz orada adamın linkinize tıklamasından dolayı 10 kuruĢ ödüyorsunuz. Ama o tıklaman ın etkisini bilmiyorsunuz. Ürününüzü tüketmiĢ
değil. Normalde ürününüzü tüketmiĢ olduğu noktada o komisyonu ödemeniz daha doğru olurdu. Bana birisini gönderdiyse Google, o kiĢi ürünümü tükettiği noktada
hakediyor Google onu. Komisyon modeli. Herhangi bir aracı üstünden herhangi bir kullanıcı gelir ve ürünü tüketirse, aracıya komisyon ödeyebilirim. Bu reklam değil.
Bu doğrudan pazarlamanın bir ayağı.
Komisyon ödemeyi satıĢ olduğu için en kolay kabul edeceğim yöntem. Herhangi birinin de en kolay kabul edeceği yöntem budur. Birisi çıkıp Google'ın alternatifi olarak
doğrudan satıĢa ve komisyona bağlayabileceği bir sistemi otomatize edilmiĢ biçimde çıkarsa, Google modeli çöker.
Adsense Google'ın planladığı birĢey değildi. Kendi bünyesindeki çalıĢanının bir projesiydi. Sonradan para kazandığı tek kaynak haline getirdiler. BaĢka bir çalıĢan baĢka
bir model önerebilir ya da dıĢarıdan satın alabilirler. Hayatta kalmak için herĢeyi yaparlar.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Cep telefonu ya da mobil iletiĢim araçlarının Ģöyle bir sorunu var: Operatör diye bir aracı var arada. Internette operatör diye bir kavram yoktu. Olmamasının sebebi, daha
önce internet telefon kabloları aracılığıyla dialup ile bağlanılan bir Ģeydi ve telefonlar da daha önceden bu ABD'den baĢlayıp dünyaya yayıldı: Telefondan geçen
konuĢmanın içeriğinin ödediğimiz parayla iliĢkisinin olmaması kuralı vardı. Bu bilinçli olarak konulmuĢtu. Buna telefon hatlarının, servisin nötralitesi deniyordu. Bu
nötralite bir bedel olarak tüketiciye ödenmiĢ bir bedeldir. Bunu tarihini kimse bilmiyor. Aslında daha önceden böyle bir Ģey yokmuĢ. Kullanıcı ve yere göre farklı fiyat
tarifesi modeli varmıĢ ve öyle gitmesi planlanıyormuĢ. Kullandığınız telefon hattı kim olduğunuzdan bağımsız çalıĢmıyormuĢ. Nereyi aradığınız, kim olduğunuz ve
iĢletmenize bağlı olarak farklı fiyatlandırma oluyormuĢ.
Fakat öyle olunca o telefon üzerinden konuĢulan ve yapılan bir aktivitede dolayı telefon taĢıyıcısı AT&T'nin sorumlu duruma geleceği gibi bir baskı unsuru
oluĢturularak, tehdit edilerek bu hizmet eĢit duruma getirtilmiĢ 1950'lerde. Bunun adı phone neutrality. ġimdi ―net neutrality‖ bu kavrama dayanarak telekomdaki
problemin benzerinin burada aynı Ģeyin gündemde olduğunu söylüyorlar hukukçular. Daha çok ABD'de tartıĢılan bir konu. Çünkü orada da internet servis sağlayıcılığı
tekelleĢmeye gidiyor. Bizde ise tamamen tekel. Sadece Türk Telekom Ģu anda. Yüzde 99 ADSL üstünden bağlanıyoruz. BaĢka bir alternatif yok.
Halbuki devletin görevi bu tür alternatifler üretmek olmalıdır. Devlet diye bir varlık varsa. Eğer devlet böyle Ģeyler yapmayacaksa devlet olmasın zaten. O zaman biz
kendi çıkarlarımızı... Net nötralitesi denen kavram nette içerik ya da datamın taĢınması durumunda içerikten bağımsız olarak fiyatlandırma yapılması, izlenmemesi,
izlenip içeriğine göre kuruĢlandırılmaması konusunda bir kavram. Ama gidiĢat o ki içeriğe göre fiyatlandırma daha ağır basacak gibi görünüyor. Eğer buna karĢı sivil bir
hareket ortaya çıkmazsa. Tabii Türkiye'de bu konuların tartıĢılmasına zannediyorum zaman var.
Mobil ortamda zaten ben SMS yolladığımda bunu operatörün okuduğunu biliyorum. Biz zamanında bu tür iĢler yaptığımız için biliyorum mekanizmanın nasıl çalıĢtığını.
Telefonların kimi aradığı gibi bilgiler Turkcell'in elinde. Turkcell bir operatör. Bu bilgiyi kullanabilir ve kullanıyor da. Garanti bankasından bana gelen finansal bir iĢ
yaptığımda olumlama mesajlarının bilgisini kullanarak bana pazarlama yapabiliyorlar. Normalde benim bunu engelleyebilmem lazım, hiç bir zaman bunun gündeme
gelmemesi lazım ama operatör tekel gibi olduğundan bu konular gene tüketici bazında fazla tartıĢılmadan geçiyor.
―Ġsterseniz yollamayız‖ diye çıkabilir bunu yapanlar. Ama bunun bu kadar basit olmadığını herkes biliyor. Kalkıp ta bana gelen reklam mesajlarını göndermeyin dediğim
zaman. O zaman bankanın olumlama mesajı da onun içerisine sokularak bir çeĢit dayatma uygulanıyor aslında. Buna benzer teknik lerle operatör tekel olma vasfını
tüketicinin istemediği yönlerde kullanabiliyor.
Böyle bir ortam varken ben içeriğin operatörden bana servis deliver edilmesini nasıl düĢünebilirim. Yani böyle bir Ģeyden tabii ki memnun olmam. Operatör diye bir
kavram varsa bir servisin içinde ben oradan uzak durmaya çalıĢıyorum. olası olan en kısa zamanda iĢimi bitirip kapatmak istiyorum. Eğer internet de operatörlü bir ortam
haline gelirse onu da ellememeye baĢlayacağım.
Benim Ģahsi bir pozisyonum var uzun zamandır. Bu tür Ģahsi bilgilerimin, ticari ve kullanılabilir para eden herhangi bir bilgimin ancak ve ancak teslim edebileceğim bir
yapı kooperatif olabilir. Kendi ortağı olduğum bir kooperatif olabilir. O kooperatifin yönetiminde benim gibi diğer insanların da söz sahibi olabilecekleri bir yapı olabilir.

286
Onun dıĢında ne devlete güvenirim ben bu açıdan ne de özel bir kuruma. Datamı vermek istemem. Benim datamı benim adıma koooperatifim kullanarak bana indirimler
sağlamalı, bu modelin çalıĢıcağına inanıyorum. Bugün Ģirket yapısı olması gerekmiyor.
Milyonlarca tüketicinin sahibi olduğu, onların datasının iĢlendiği ve o datanın o insanlar adına indirim almakta, siyasi güç almakta, baĢka alanlarda da kullanılabildiği bir
varlıktan bahsediyorum. Bu varlığın olması gerektiğini düĢünüyorum.
Operatör benim datamı benden habersiz sattığı için kesinlikle bu örnek aynı değil. Benim verilerimin, ne yapıldığı, ne açıdan kullanıldığı, kimin yararına kullanıldığı,
kriterim budur. benim adıma benim için indirim alacağını onayladığım bir varlıksa o, ve ben ona ortaksam o zaman tamam. Ama ben operatörle ortak değilim.
_____________________<>_____________________
K.E.21 Mayıs 2008
Mobil yazılımda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Microsoft'tan önce Ericsson, Telenity ve HP'de katma değerli servislerle ilgili çalıĢtım. Hem consumer hem business tarafında neler sunulabilir, neler yapılabilir üstüne
epey bir kafa yorduk değiĢik ekiplerle. ġu anda gördüğüm trend daha çok service provider'ın yani telco operatörün katma değer li servisleri bu iĢten daha iyi anlayan
firmalara bir tür outsource etmesi. Ben bu iĢ modelini aslında mantıklı olduğunu düĢünüyorum. Eskiden service providerlar herĢeyi kendileri yapmaya çalıĢıyorlardı.
Contenti, servisi ya kendi yazıyordu ya da bir firmadan alıp inhouse çalıĢtırmaya çalıĢıyordu. Artık geldiğimiz noktada özellikle consumer tarafta internet tüketim
alıĢkanlıklarının consumer davranıĢ biçimlerini etkilemesi dolayısıyla yeni bir ufuk açılıyor. Ne yapıyor bu insanlar? Interneti çok yoğun kullanıyorlar. SosyalleĢmek
için, iĢ için, haberleĢmek için kullanıyorlar. Eskisi gibi çekingen kullanıcılar değiller. Biz bu dünyanın dinamizmini telkoya taĢıyabilirsek eğer, o zaman gerçekten farklı
bir Ģey yapmıĢ oluruz. Baktığımızda 80'lerden bu yana aĢağı yukarı beĢ tane killer application olmuĢtur. Bunlardan biri 800'lü hatlardır. Diğeri voice messagedır. Bir
diğeri SMS Centerdır. Web 2.0'ı telkoya adapte ettiğinizde karĢınıza bambaĢka bir dünya çıkıyor. ĠĢte Google'ın FindMe applicationı her mobil telefonda çalıĢabiliyor.
Buna benzer çok değiĢik aplikasyonların çalıĢması mümkün. Ancak burada servis providerların bu iĢi illa ben alıcam demekten çıkıp infra structureı sağlayıp bu iĢten
anlayan iĢ ortaklıkları geliĢtirmesi önemli bence. Ancak bu Ģekilde olursa mobil dünyadaki veri tüketimi çok daha fazla artar.
Ekosistem derken Türkiye'de Turkcell'in Tikle, Done vs. ile yaptığı bir ekosistemden bahsetmiyorum. Dünyada çok büyük oyuncularla iĢ ortaklığına gidilmesini
kastediyorum. Bu servisi Capex'le satın alıp kendi bünyesine kurma değil, revenue share modeliyle gidip hani Microsoft-Turkcell Google-Turkcell, Yahoo! olabilir,
Amazon olabilir, IBM olabilir. Bir revenue share modeline gidip gerekirse aplikasyonu baĢka bir bünyede çalıĢtırmayı da göze alıp, dünyayı bu oyuncularla yeniden
Ģekillendirip yeniden ele almaktan bahsediyorum. Örnek olarak veriyorum: Tikle ile Turkcell Tech arasında pek bir fark yok. Ġkisinin de vizyonu belirli bir yere kadar.
Biraz da sınırlı görüyorum onların vizyonunu. Ama bu bahsettiğim internet uygulamalarının mobil ortama taĢınması çok daha dinamik bir ortam getirecek ve farklı bir
deneyim gerektiriyor. Klasik bizim independent software vendor dediğimiz Tikle, Done gibi ISVlerin yaklaĢımından baĢka bir Ģeyden bahsediyoruz. Bugün bir
üniversite öğrencisi kendisi çok küçük bir Ģey yazıp bunu arkadaĢlarının mobiline gönderebilir. Buna benzer bir Ģey.
Mobil yazılımın Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
2000 yılından beri Türkiye mobil pazarını gözlüyorum. Teknoloji dünyada geliĢtikçe burası da geliĢiyor. Ancak ben Ortadoğu ve Afrikayı görüyorum Ģu anda. Bu
bölgede Türkiyenin en dinamik pazarlardan olduğunu ne yazık ki söyleyemem. Yani yüksek subscriber potansiyeline, tüketim alıĢkanlarına, eğitimli son kullanıcı
olmasına rağmen, bazı pazarların iĢte güney afrikanın israilin, pek çok afrika ülkesinin türkiyeden çok daha süratle ilerlediğini düĢünüyorum. Burada iki Ģeyin biraz
mobil yazılım pazarını tökezlettiğini düĢünüyorum. Birincisi rekabet. Henüz Ģimdi bile pazarda tam anlamıyla serbest rekabete sahip değiliz. Halen herkes kendi köĢesini
korumaya çalıĢıyor. Birinin olur dediğine öbürü olmaz diyor. Halen açık bir pazarımız yok. Ġkincisi politika. Bir Ģekilde devlete yakın olan kurumun istediği teknolĢoji
önce, istemediği teknoloji çokk geç çıkabiliyor. Hala number portability ve 3G yok. Bir ara voice over IP yasaktı. Operatörün kendi binası dıĢına link vermesi yasaktı
mesela. Regülasyon da bundan dolayı yavaĢ çalıĢıyor. Değilse diğer ülkeler kadar hızlı çalıĢabilir. Mısır bile bizden ileride mesela. Orada da benzer Ģeyler var. Ama
pazarı rekabete daha çok açtıkça altyapı daha uygun duruma geldi ve mobil yazılım geliĢtiren firmaların, Link Development mesela Orascom bünyesindeki bir Ģirket,
kıyasladığınızda Argela ve Turkcell Tech'ten çok daha büyük. Dinamik yazılımlar yapabiliyorlar. Az önce anlattığım Ģeyleri kastediyorum. Bugün bir firmanın ―kim
aramıĢ cell‖ yazmasının çok da bir manası yok.
Benim mesela Ortadoğu Afrika'da öncelikli pazarlarım Güney Afrika, Kuzey Afrika, Ġsrail ve sonra Türkiye geliyor. Türkiye de ilk beĢin içinde kesinlikle. Ama ilk üçün
içinde değil. Potansiyel çok daha fazla. Gelir düzeyi daha yüksek. ARPU çok daha yüksek. Kullanıcının eğitimi ve teknik becerileri daha yüksek. Ama ne yazık ki hep
tıkanıyoruz.
Mobil yazılım kullanıcı ve müĢteri sayınız ve Türkiye genelindeki sayı nedir?
SMS gelirlerini dıĢarıda bırakırsak, mobil veri gelirleri, ortalama yüzde 10'u çok baĢarılı operatörlerin bundan geliyor. Düz bir mantık olacak belki ama toplam abone
sayısının yüzde 10'unun ses dıĢında veri de kullandığını düĢünebiliriz. Türkiye'de bu rakam tüm operatörler düĢünülünce 4-5 milyonu geçmez. Bunların da çoğu müzik
download ediyordur, Turkcell-im'i kullanarak bir Ģeyler yapıyordur. Avea'da biDünya servisi var. Haber alıyordur. Çok sınırlı. Gerçi bu iĢin doğası gereği, mobil veriyle
ilgili Ģöyle bazı Ģeyleri gözetmek gerekiyor. Mesela insanlar mobil olduğundan bazı Ģeyleri tüketemez. Mobil bir insan televizyon seyretmez mesela. Çok tercih etmez.
Bir beĢ dakikalık bir yerde oturmuĢsunuz, vapurda, otobüste gidiyorsunuz. Araba kullanırken zaten olmaz. Bazı mob il veri türleri mobil olmaya uygun değil. Bence
televizyon bunlardan biri. Mobil veriyle ilgili daha akıllıca Ģeyler yapmak lazım. Ġnsanlara beĢ saniyede tüketebilecekleri veriler sunmak lazım. Google Find Me beĢ
saniyede yerinizi gösterir sizin. BaĢka bir veri tipini alıp 10-15 dakika yapamazsınız. Çünkü o insan mobil zaten, bir yere gidiyor, bir Ģey yapıyor aynı zamanda. Ama e-
mail almak farklı. Çok ciddi veri trafiğini artıran bir Ģey cep telefonundan e-mail okuyabilmek.
E-mail aslında özellikle business kullanıcılara çok hitap ediyor. Sürekli kontrol ediyorlar. Ben de bakıyorum önemli değilse geçiyorum. ĠĢ yığılmıyor. Böyle bir faydası
da var. Ancak servis üproviderlar bunda bekledikleri muhteĢem gelirleri göremediler. Bunun üzerine oturup farklı stratej iler geliĢtirdik. Önce oturup kendi e-posta
sevislerini yazdılar. Bu çok baĢarısız oldu. Sonuçta benim bir microsoft, yahoo adresim var. Bir de Turkcell adresim var. Ġstemiyorum böyle bir Ģey olmasını. Hiç gerek
yok. Bu baĢarısız olunca, büyük e-mail sağlayıcılarından Microsoft, Google'dan bir Ģeyler alalım demeye baĢladılar. Ama halen çok Ģey düĢünüyorlar. Bunun uzun vadeli
bir stratejinin ilk adımı olduğunu düĢünerek hareket etmiyorlar. Daha çok bir senede bundan kaç para kazanırım diye düĢünüyorlar. Öyle düĢününce SMS center kadar
para getirecek bir iĢ olmayabilir. Ama uzun vadede, mesela bugün e-mail verirsiniz cep telefonuna, yarın web sayfanıza eriĢim verirsiniz cep telefonunda, facebook'a
eriĢim verirsiniz, yavaĢ yavaĢ bir yıllık pek çok servisle beraber artacak bir gelir grubu. Sadecee-maila odaklandıkları için biraz daha kısıtlı kalıyor.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Eskiden sponsored call diye birĢey vardı. Birkaç dakika reklam dinliyordunuz. Sonra konuĢuyordunuz. Türkiye'de pazara çıktı mı? Çıkarken iptal mi oldu tam
hatırlamıyorum. Telenity bu ürünü Turkcell'e vermiĢti. Sonrasını bilmiyorum. Göremediğimizi düĢünürsek, kullanıcıların sıcak bakmayacağı düĢünülmüĢ ve o yüzden
bunu yapmamıĢ olabilirler.
ġu anda sadece mobil yazılım değil tüm yazılım sektörü reklam alıp, yazılımı bedava vermeye kayıyor. Hem Microsoft hem de diğerleri. Her tür yazılımı verelim, içinde
reklamlar olsun diyorlar. Microsoft advertisement diye yeni bir bölüm kurdu mesela. Business online strategy var. Ġçinde reklam olan ürünler bedava veriliyor mesela.
Mobil dünyada ses halen çok önemli bir gelir. Aslında mobil dünyanın da reklam içerikli, ses neredeyse bedavaya gidiyor olmas ı beklenebilir bir Ģey. Ama mobil tarafta
bir dirençle karĢılaĢacaksınızdır. Çünkü daha VoIP'yi bile yeni yeni kabul edip ona göre hazırlanmaya baĢladılar. Sesin gelir inden vazgeçmeyi istemeyeceklerdir kolay
kolay. Belki bu tip MVNO'lar pazara girdikçe, böyle Ģeyler yaptıkça o zaman biraz daha vazgeçebilirler. Kısa vadede değil ama Türkiye'de beĢ senede böyle bir Ģey olur.
Ġngiltere'deki Blyk gibi burada da MVNO'lar olsa ve böyle servisler açsa, sesi neredeyse bedavaya getirse bütün customerlar kayar o tarafa. Hele number portability de
olduğunu düĢünelim. Ama Türkiye'de genç nüfus çok büyük ve iĢ bulmak sorun. Pazarlama iletiĢimi açısından çok uygun ama MVNO yok, bunu yapan yok. Biri yapsa,
rekabeti görseler onlar da yapacak.
Çok yaratıcı bir MVNO gelirse, ki öyle olmak zorundalar, o zaman dediğiniz gibi olabilir. Boyner'in ismi geçiyor. T-Box'da yaptığı gibi mesela farklı bir konseptle
girerse pazara olabilir.
Mobil içeriğin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Internette içerik ücretsizdi. Ama son yıllarda gittikçe önemli adımlar atarak içeriği ücretlendiriyorlar. Özellikle Türkçe müzik download ettiğinizde baĢınız derde
girebiliyor. Hızla ilerliyor içerik konusu. Ġçeriğin reklamla beraber ücretsiz verilmesi dediğinizde, ben yazılım ın içerik olduğunu düĢünmüyorum. Reklamla ücretsiz
hizmet veriliyor. Ġçerikler değil. E-postalar mesela bir hizmet. Ücretli bazı hizmetlerin reklamla gelmesi ve daha az ücretli ya da ücretsiz olması bence mantıklı bir iĢ
modeli. Bazı içerikler için bu model uygun olabilir. En çok tutanlar bildiğim kadarıyla müzik, melodi, picture, küçük video. Ġçerik deyince bunlar anlaĢılıyor daha çok.
Bunların bazılarını, melodiyi download ettiğinizde zaten az bir ücret ödüyorsunuz. Ġnsanların faturasında melodi ve picture download kalemlerinin yüzde 1 civarında bile
olmadığını düĢünüyorum. O yüzden çok emin değilim insanlar nasıl ilgi gösterir diye.
On kullanıcıdan dokuzunun MMS'in gönderim fiyatını bilmediğini düĢünüyorum. Cep telefonundan video ya da resim çekip e-postayla iletmek daha kolay geliyor. Daha
yüksek kalitede. Üstelik küçük ekrandan izlemek cazip değil. Picasa gibi servisler var mesela.

287
Yıllardır Ģirket telefonu kullanıyorum. Aldığım ve attığım MMS sayısı yılda üçü bulmaz. Bir tanesi iĢ için olabilir. Bir kartvizit geldi mesela. Doğru bir kartvizit mi diye
sormak için resim çekip atıyorsunuz arkadaĢınıza. Diğerleri de aile içinde. Alternatif teknolojiler çok güçlü. Ben yanımda dijital makinemi taĢıyorum nereye gidersem.
Mobil yazılımla ilgili sorunlar nelerdir?
Mobil yazılım halen kendisine bir yön bulmaya çalıĢıyor. Ses buldu yönünü. Messaging buldu yönünü. Ama mobil yazılım halen su yatağını bulmaya çalıĢıyor. Ben
internet dünyasının dinamik ortamının telekomünikasyona taĢınmasının çok önemli olduğuna inanıyorum. Bunun için handset teknolojisinin de değiĢmesi gerekiyor
biraz. Windows Mobile'ı önemli buluyorum burada. Symbian gibi bazı iĢletim sistemlerinin internete eriĢimde sorun çıkardığı ortada. Windows Mobile'da browserı çok
rahat kullanıyorsunuz.
Internet uygulama ve servislerinin cep telefonunda varolması gerek. Kariyer.netteki tüm baĢvuru ve cevapların mobil uyumlu olması gerek, Biletix'in aynı Ģekilde. Bilet
alınca SMS'le aldınız mesajı atmasını kastetmiyorum. Bunun mobil uyumlu olması gerektiğini düĢünüyorum. Bunları operatörlerin yakalayamayacaklarını düĢünüyorum.
HerĢeyi kendi baĢlarına yapma sevdalarından vazgeçip ciddi iĢ ortaklıklarıyla yola çıkıp, bir tür revenue share modeline gidip, biraz daha infrastructure providerlığa
çekilmelerinin onlar için iyi olacağını düĢünüyorum.
Aslında service delivery platform architecturelarıyla beraber bir Ģeyler yapmaya çalıĢtılar operatörler. Bir ekosistem yaratmaya çalıĢtılar ama, temel hata bu ekosistemin
sürekli kendi bünyelerinde ve yüzdeyüz kendi kontrollerinde yapmaya çalıĢmalarıydı. Bu kontrol durumundan çıkmaları gerekiyor biraz. Ürünü satın alıp son kullanıcıya
vermeye çalıĢmak yerine revenue share ile daha esnek iĢ ortaklıkları geliĢtirmeleri gerekiyor. Operatör olduklarından internetle aralarında bir mesafe oluyor onların da.
Son tahlilde birkaç yıl öncesine kadar Ericsson, Nokia, Alcatel, Siemens gibi vendorların yönettiği bir marketti bu. Yani son kullanıcı talepleriyle Ģekillenen bir pazar
değildi telekomünikasyon. Bu vendorların çıkardığı ürün roadmap'i üstünden geliĢen bir pazardı. Mesela WAP Gateway son kullanıcı tarafından gelen bir istek değildi.
Vendorlar ―bir gateway yazdık bakın çok güzel‖ dediler. Tekstil öyledir, son kullanıcı belirler. Bilgi iĢlem, IT, Internet öyledir. Hep son kullanıcı belirler. Ama mobil
dünya birkaç sene öncesine kadar ağırlıkla network equipment provider dediğimiz Ģirketlerce yönlendirildi. Yeni yeni son kullanıcı yönlendirmesine baĢlamak
durumunda. IMS çıktı, Parlay çıktı, bunlar hep vendorların anlattıkları. Operatörler teknoloji nereye gidiyor değil, son kullanıcı ne istiyor onu gözlemeli. Ġhtiyacı ne?
Yolda vakit geçiren kitleler mesela araba kullanıyorsa ses trafiği tüketiyor. Otobüs, metro, servis kullanan bir kitleden bahsediyorsak onların mobil içerik tüketmesi daha
makul olur.
_____________________<>_____________________
F.E.30 Mayıs 2008
Mobil yazılımda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Buradaki (Doğan TV Holding Interaktif Kanallar) yapı mobil veri tüketimi konusuna odaklıdır. Klasik kategoriler var. Oyun, logo-melodi, IVR servisleri, infotainment
dediğimiz haber paketleri, at yarıĢı vb. bilgi servisleri gibi. Bu kategoriler üstünden mobil uygulamaların hepsini yapan bir iĢ modelimiz var. Cep telefonuyla yapılan
dünyada ne varsa bir Ģekilde geliĢtirebiliyoruz.
Internetle benzeyen, paralel düĢünebileceğimiz bir yayıncılık var. Tek fark kısıtlı bir alanı kullanıyor olmamız burada. Bir de mobilde bir talep olması gerekiyor. Bir
SMS ya da WAP link ile kısıtlı biçimde veri transferi yapılır. Internetten tek ayıran kısmı verilen infonun kısıtlı olması ve talebe bağlı olması. Internet biraz daha özgür.
Internette random gezerken de bir çok Ģeyle karĢılaĢıyorsunuz. Ama mobilde arz ve talep esas.
SMS üstünden ücretlendirmelerimiz var. Normal SMS'ten farklı ücretlendirilen bir SMS atıyor kullanıcı. Bunun karĢılığında farklı içerikler alıyor. Bunun dıĢında daha
çok oyun tarafında kullandığımız WAP linkler üstünden ücretlendirme var. IVR sistemlerinde per call ya da dakika bazlı ücretlendirme var.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Geleceğin yayıncılığı olduğuna inanıyoruz mobilin. Yıllarca internet için konuĢulan Ģeyi mobil için Ģimdi söylüyoruz. Sonuçta cep telefonlarının inanılmaz geliĢimiyle
birlikte, atıyorum, 10 yıl sonra bütün bilgi ve eğlencenin tamamen cep telefonunda olacağını düĢünüyoruz.
Internet gibi herkesin kafasında mobil ortamla ilgili bir Ģeyler var. Ama tüm dünyada bazı Ģeyler henüz netleĢmedi. Elimizde internet örneği var. Hep beklenen ve
patlaması gereken bir Ģeydi yayıncılık açısından kârlılık konusunda faydalı olması noktasında. 10 yıldır gerçek anlamda gelir dönüĢü olmadı. Mobil aslında bir Ģekilde
internetten daha hızlı para generate ediyor. O anlamda internetten daha olumlu bakılan ama hala çok teknoloji bağımlı olduğundan ve sokaktaki adam bunu nasıl
kullanacak noktasında soru iĢaretleri olan bir Ģey.
Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
Gelirlerimizin tamamını son kullanıcılardan elde ediyoruz.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Hepimizin aslında bir Ģekilde beklediği, kiĢiselleĢtirilmiĢ pazarlama yöntemi çok geçerli ve doğru bir yöntem. Bizim de kullandığımız bir yöntem. Profillemeyi Ģöyle
yapıyoruz: Fenerbahçe ile ilgili bir oylamaya katılan bir kullanıcı var. Çocuk bezi ile ilgili herhangi bir yere ileti atmıĢ. Bir Ģekilde gönderdiklerinden basic bir profil
çıkartıyoruz. Bunun dıĢında direkt profil bilgisi istediğimiz uygulamalarımız var. Hangi Ģehirde yaĢıyorsun, yaĢın kaç gibi. Bu tip datalar tabii ki tutuyoruz. Sonuçta
adama direkt Fenerbahçe melodisi satmaya çalıĢıyoruz. Unique ID olarak telefon numarası esas alınıyor. En önemli modellerimizden birisi profillemedir.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Internet ortamındaki spamin burada olmasından hoĢlanmıyorum ve ücretli içerikleri doğru buluyorum. Spesifik, istediğim Ģeyi a lmayı kiĢisel olarak tercih ediyorum. Bu
iĢi yapan biri olarak insanları boğmamak sıkmamak ve aslında gerçekten nokta atıĢı yapabilmek için reklam olmalı ama talebe bağlı ve profillemeyle olmalı.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Telif hakları bizi en zorlayan taraf. Orada ciddi problemler yaĢanıyor. Onun dıĢında altyapıda hiçbir zaman problem olamaz. Tamamen size bağlı bir Ģey. Telif dıĢında
operatörleri bağlayan ve onları bağladığından bizi bağlayan birĢey yok. Gelir paylaĢımı modeli her serviste var. Ama bunun üstüne ekstra bir Ģey yaratılıyorsa onun
paylaĢımı farklı deal oluyor. Türkiye'deki gelir paylaĢım oranları yayıncıların zararına olacak Ģekilde dünyadaki sanırım en düĢük oranlar. Yüzde 50'lik paylaĢım oranı
var. Operatörler arasında bir fark da yok. Türkiye gerçeği bu ama dünyada olay farklı, içerikçiler daha çok kazanıyor. Operatör ―bu kadar tatlı bir pastayı neden
bölüĢeyim‖ diyor herhalde. SözleĢmelerle çok Ģeyi bağladığı bir ortamdayız operatörlerin.
MVNO'luk gibi herĢeyi içeriye alma modellerine çok inanmıyorum. Daha çok dıĢarıdaki ekosistemi kurarak büyümenin daha iyi olduğunu düĢünüyorum.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
AraĢtırmanın sonuçlarını merakla bekliyorum.
_____________________<>_____________________
A.E.26 Mayıs 2008
10 yıllık bankacılık tecrübem var. Alternatif kanallar yöneticisi olarak en son Garanti'deydim. Cep Bank projesinin baĢındayd ım.
Mobil yazılımda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Katma değerli servisler jargonu var. Ġçine bir çok Ģey giriyor ama ana kalem içerik. Content sağlayıcılıktan para kazanılıyor. GSM operatörleri çözüm ortaklığı
konseptiyle push ediyorlar sektörü. ġu anda esasında gelir getiren kısım sadece orası gibi duruyor. Ama gelir getirebilecek çok Ģey var. Contenti biraz açmak lazım.
ġimdi müzik, video, polifonik sesler vs. gibi. Ama orada mesela mobil TV gibi açılımlar var. Türkiyenin altyapısının geliĢimine bağlı olarak büyüyebilecek bir Ģey. Daha
IP TV'ye bile geçemedik.
Bankacılık tarafında da yapılacak çok Ģey var. Cep Bank konseptini çeĢitli vendorlarla anlaĢarak kar üreten bir merkez haline getirmek. Mobili bir ödeme kanalı olarak
kullanmak. Cep Bank bir kanal. Hepsiburada'da ödeme seçenekleri arasında havale, EFT'nin yanında mobil ödeme diye bir alternatif çıkıyor. Güvenlik de sağlıyor.
Orada komisyon var tabii. Bu bir business haline gelebilir.
Wap.garanti.com.tr'yi Java olarak ben baĢlattım. 1.0-2.0 penetrasyonlar ve desteklenen modeller gibi iĢin içine Ģeyler giriyor tabii. Farklı modellere farklı
implementasyonlar yapmak gerek. Penetrasyonu artırmak için WAP yapalım dendi. Turkcell-im'in etkisi oldu biraz da.
SMS'le ―cepbank Ģifre gönderilen telefon numarası ve miktar‖ yazılarak karĢı tarafa para iletilebiliyor. Gelen SMS ―En yakın ATM'ye git ve paranı çek.‖ diyor ve Ģifre
içeriyor. Miktarı sen ve muhatabın biliyor sadece. ATM'den Ģifre ve miktar yazılarak para çekiliyor. SMS bankacılığı ile hava le, EFT, sorgulamalar vb. yapılabilsin
dedik. Mobile paymenta geçmemiz gerekti.
Turkcell mobile payment altyapısına çok yatırım yaptı. Ama tıkandı. Çünkü tek operatör aboneleri kullanabiliyor. Ayrı bir baĢvuru iĢlemi gerektiriyor. Biz bankayız
dedik. GMS operatörü bağlılığımız yok. 1 milyon internet kullanıcısı var Garanti'nin. Bunlarla penetrasyon sıkıntısı da yok. Ġlk baĢta online alıĢveriĢ siteleriyle anlaĢtılar.
Ama ucu çok açık.
Bu iĢin ucunda micro payment var. Metroda vending machinelerden SMS ile ödeyerek alabiliyorsunuz. Turkcell call center üstünden yapıyor bunu. Diğerleri yapamıyor
çünkü henüz kendi core iĢlerini yapamıyorlar. Vodafone'da Telsim'den kalma hantallık var. Turkcell teknoloji Ģirketi oldu ve yatırımlar yaptı. Avea'da sürekli değiĢiklik

288
oldu, Aycell, Aria, Ġtalyan etkisi, hükümet etkisi. Turkcell bir yandan yatırım yapıyor. Onlar sürekli arkadan geliyor. Vodafone Ģimdi tüm kadroyu değiĢtirdi, çalıĢtıkları
binayı değiĢtirdi. Ama orada da global hantallık sözkonusu. HerĢey rule ve prosedür.
Turkcell Shubuo ile katma değerli servislere ait apayrı bi rorganizasyon kurup çok yatırım yaptı mesela. Ama sonra battı oldu. Atılan taĢ ürkütülen kurbağaya değmedi.
Kaliteli elemanlar ve proje ekipleri oluĢturulmuĢtu. Ama çok erken çıktı. Bugün Turkcell-im'in çok daha kompleks haliydi. Piyasa hazır değildi. Bunun en güzel örneği
WAP 1999'da Türkiye'de çıktı. Demirbank WAP bankacılığını ilk çıkan ĠĢ Bankasından iki gün sonra gerçekleĢtirdi. Büyük paralar harcandı ama dört ay sonra kullanan
100 kiĢi bile değildi. Ölü çocuk doğdu. Piyasada talep yokken arz yapıldı. Bütçelerini harcayacak yer arıyorlardı. Har vurup harman savurdular ve rekabet yüzünden hızlı
hareket ettiler. Bankacılığın WAP'a kazığı oldu bu. Turkcell-im olmasa WAP tekrar doğmayabilirdi. Hala temkinli yaklaĢılıyor piyasada WAP'a.
Akbank'a Java uygulaması yapmak istiyoruz. Java'nın avantajı Ģu: Bilgisayar ortamında bir web bir de dektop uygulamaları var mesela. Java'yı istediğiniz gibi
kurgulayabilirsiniz. WAP'a sürekli bağlanmanız gerekli. Her download ettğinize para ödemeniz gerekli. Java offline da çalıĢır. Bir kere indirirsiniz makinenizde durur.
Bugün dünyada iki temel yazılım dili var. Biri Java. Diğeri C Sharp ya da C ailesi. Java büyük bankaların ve iĢ dünyasının altyapısının yazıldığı bir dil. ĠĢ bankası ve
Anadolu Sigortanın altyapısı birer örnek. Geleceğe dönük yatırım yapılabilecek bir alan. Ama WAP öyle değil, sınırları var. Bir yazılım değil, bir protokol. Java görsellik
olarak da farklı Ģeyler sunuyor. Ġki gün sonra taklalar attırabilirsiniz uygulamanıza.
Ġki sene öncesine kadar piyasadaki telefonların çoğu yeĢil ekran telefonlardı. Ama Ģimdi onlar kalmadı. Artık fiyatlar ucuzladı ve her alınan telefon yeni nesil. Bunlarda
görsellik kullanmak çok daha rahat. Bundan 3 sene önce mobile üstüne proje geliĢtirirken en büyük sıkıntı oydu. Her Ģeyi yapmak istiyorsunuz. Ama penetrasyonun
yüzde 60'ı yeĢil ekran. Ben bunu boĢa yapıyorum diyorsunuz. ġu anda yüzde 80 resim fotoğraf destekli telefonlardır. Blackberry üç sene önce çok lüks bir aletti. Ama
Ģimdi her ay bize Turkcell gelip Blackberry'nin yeni bir modelini tavsiye ediyor.
Mobil yazılımın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Mobil derken Ģunu gözardı etmemek lazım. Mobil internetten ayırtetmemek lazım. Internetsiz bir yere kadar olabilir mobil. Internetsiz kuracağınız uygulama, içerik
bunlar da mobil. Ama bir yerde tıkanıyor Internet olmadan. Ekran büyüdü, bankacılık, oyun, e-posta, ajanda takibi yapılabiliyor. Bilgisayarım olmasın ben bir hafta
bununla (Blackberry) yaĢarım. Bu bir dünya bugünkü noktada. Avrupa teknolojiyi gündelik hayatta kullanma anlamında çok ileride bir yer değil. Amerikayı dıĢarıda
bırakıyorum. 2003'te Yunanistan'da bir proje için bulunuyorduk. Orada bir bankadan bahsederek bize övdüler ve internet bankac ılığında Avrupa'da bir numara olduğunu
ödül aldığını söylediler. Novobank. Mileniumbank'ın yüzde 50 ortağı. Gittik incelemeye. Bir katta 30 bayan bilgisayar baĢında oturmuĢlar. Internetten girip mesela
havale iĢlemi yapan müĢterilerin iĢlemleri bunların ekranına düĢüyor. Onlar da gerekli iĢlemleri tamamlayıp onaylıyorlar. Te online iĢlem hesap bakiyesi görüntüleme ve
havale-virman. Bizim gibi yatırım iĢlemleri seti dünyanın hiçbir yerinde yok. Onlar bizim, dünyanın 10 yıl gerimizde. Avrupada öyle.
Garanti'de çalıĢırken GE birleĢmesinden sonra bir toplantı yapıldı. Kartsız para çekimi meselesini tüm dünyadan gelen insanlara anlattık. Adamlar idrak edemedi. Mobile
hiç girmedik zaten. Onlar için mobil sadece içerik satıĢı demek. SMS çekiliĢleri, melodi logo vb. Bankacılık, finans uygulama ları, alıĢveriĢ ve gelir getirici kalemler
onlarda ciddi boyutlarda yok. Ama Avrupa'da artificial intelligence olan erotik chat uygulamaları var çok ciddi gelir kalemi olarak. 2002 yılında Ġngiliz Opera Telecom
firmasıyla tanıĢmaya gittik. O sene Ġngiltere'nin en hızlı büyüyen Ģirketi seçilmiĢler. Revenuesunun yüzde 60'ı AI destekli erotik chatten geliyor. Bizde elinde örgü
kulaklarında kulaklıklı bayanlar yapar bu iĢi. Türkiye'deki bu potansiyeli bazı yasal durumlardan kullanamıyoruz. Kıbrıs üstünden belki yapılabilir.
Avrupa nüfusu yaĢlı olduğundan Interneti bile tam kullanmıyor. Gençler baĢka bir dünyada yaĢıyor. Ġskandinavya ülkelerini dıĢarıda bırakıyorum onlar bizimle kafa
kafaya kullanımda. Ama geriye kalan Avrupa ülkeleri bizden geride. Ġki sene önce Ġskandinav ülkelerinde bankacılıkta mobil, internet ve ATM kullanımı öyle bir
noktaya gelmiĢ ki insanlar Ģubeye uğramaz olmuĢ. YavaĢ yavaĢ ondan sonra diğer kanalları ücretli duruma getirip insanları Ģubeye çekmeye çalıĢmıĢlar. Bir yerde sıcak
temas sağlamak lazım ki yeni ürün satabilesin. OFX-Open Financial Exchange projemiz var. TÜBĠTAK destekli. Ġki banka var. ABD'de bu tarz uygulamalar çok yaygın.
Mobil clientlar var oradan hazır aldığımız.
Türkiye'de mobil iĢ yapan az firma var. Yazılım desteğinden çok danıĢmanlık desteği veriyorlar. Mobilde oyun ve SMS yazılımları dıĢında sektör oluĢmadı. Bankacılık o
yüzden önemli, büyük bütçeli rahat hareket edilebilecek bir sektör. PDA üstünden kurumsal süreç geliĢtirilmesini dıĢarıda bırakıyorum. Araç takip, saha satıĢ, sipariĢ
OK'i gibi PDA üstünden yapılan dahili kurumsal süreçleri dıĢarıda bırakıyorum çünkü onlar yaygın.
Son kullanıcıda oyun, müzik ve SMS servisleri dıĢında bir Ģey yok. Bankalar birbirlerini tetikleyerek mobil yazılımlar hazırlıyorlar. 4-5 sene sonra her bankanın mobil
Ģubesi olacak. Bugün bu alanda 1-2 yazılım firması var. Ġleride 10-15 olacak bu rakamlar. UzmanlaĢmıĢ firmalar da yeni iĢ alanları yaratacaktır.
Piyasayı bizim gibi firmalar belirliyor. Yeni projeler üretip yenilikler yaratmazsan iĢler bir müddet sonra durur. Herkes muhasebe programı yazıyor, sen farklı bir Ģey
yapmazsan kazanamazsın.
Basit bir örnek mobil payment. Hangi bankanın müĢterisi olursan ol kullanabileceğin bir mobil payment platformunda bahsediyorum.
Mobil yazılım kullanıcı ve müĢteri sayınız ve Türkiye genelindeki sayı nedir?
soft copy dokümanlar paylaĢacağım. confidential olarak kullanabilirsin.
Mobil yazılım gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
Enterpriselarla çalıĢıyoruz. Son kullanıcı iĢi yapan firmalar genelde sadece son kullanıcıyı hedefler. Genelde yüzde 99.9'u varolan operatörlerin katma değerli servis iĢ
ortaklarıdır. Son kullanıcıya yönelik yazılımla ilgili bunun dıĢında bir model yok. ĠĢ Bankasına, Migros'a ürünler sunuyoruz. Firmaların son kullanıcıya yönelik
kullanabileceği altyapı sistemleri üretiyoruz. Ama doğrudan son kullanıcıya ulaĢmıyoruz.
Paypal'in mobil halini Türkiye'de yapmaya çalıĢanlar var. En azından verifikasyon vb. kısımları açısından. Ama bunlar bir noktaya varamamıĢ giriĢim olarak kalmıĢ
hareketler.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bizim öyle bir projemiz var. Turkcell'in öyle bir profilleme hizmeti var. 35 milyon datası üstünden kiĢiler değil ama sadece firmalar gidip ―Benim kampanyam var, belli
hedef kitlesi belirledim.‖ YaĢı 25 üstünde olan, aylık geliri 5 bin TL üstünde olan, Ġstanbul-Ankara-Ġzmir'de oturan kiĢilere kampanyamı duyurmak istiyorum diyorsunuz.
Turkcell kendi datası üstünden bu duyuruyu yapıyor. Datayı paylaĢmıyor. Bedel alıyor. Kullanıcılar by default izinlisiniz. Ama arayıp istemiyorum dediğinizde izinsiz
oluyorsunuz. 20 milyon izinlidir tahmin ediyorum.
Vodafon'la benzer bir servis için konuĢtuk sıcak baktılar. Smart Message ürünümüz kurumsal seviyede Microsoft Dynamics CRM yazılımı içinde Smart Message için
plugin'i yazılıyor. Dünyada lansmanı yapılacak. Vodafone global tarafındaki koĢullar belli vendorlarla çalıĢmayı mecbur ediyor. BaĢka uluslararası bir grupla çalıĢmaları
gerektiğinden olmadı.
Datamining, veritabanı toplama ve yönetme konusunda yetkin bir ortam yok Türkiye'de. Bu iĢe yeni önem veriliyor. 3-4 sene öncesine kadar bir çaba yoktu. Ama
firmaların ulaĢmak istedikleri özel datalar vardı.
Adamın formunda beĢ telefon alanı var. ĠĢ, cep, ev, faks, bilmemne. Telefonlar birbirlerinin hanelerine yazılmıĢ. Neyin ne olduğu belli değil. Datayı toplamakla bitmez,
güncel tutup beslemeniz, düzenlemeniz lazım. Bankaların internet Ģubelerine gidip iĢlem yapmak istediğimde, adresiniz nedir d iye soruyor, beĢ sene önceki adresim var
orada. Yeni adresimi bilmiyor.
Superteklif.com sitesi ilk izinli pazarlama platformu Türkiye'deki. 900 bin üye var. SMS ve e-mail ile çalıĢıyorlar. Üye olurken 160 soruyu cevaplıyorsunuz. Kiramı, ev
almayı düĢünüyormusunuz, arabanız varmı alırsanız ne alırsınız vb. Bilgileri verirken puan kazanıyorsunuz. Bunlar profillenebilir duruma geliyor. Firmalar gelip bu
kiĢilere gönderim yapıyorlar. Gönderimler e-mail, SMS ulaĢıp okunması puan kazandırıyor. Ayda 200-300 TL kazanan da var bu iĢten. Altı kademeli bir üyelik zinciri
var.
Bunun bir bacağı eksik. P2P modele dönüĢtürdük kafamızda. Community platformu düĢünün. Ücretsiz SMS, MMS gönderme hakkınız var. Aylık/haftalık farketmez.
160 karakterin 10 karakterini gaspedip sponsor reklamları koyuyorum. Bunun farklı iĢ modelleri olabilir. Bir ana sponsor olabilir. Profilleme isteyenler bedel öder. Bir-
iki holdingle görüĢüyoruz.
Superteklif 1 yıllık bir mazisi var. Bir çocuk bu projeyi cüzi bir rakama Teknoloji Holding Emin Hitay'a sattı. Her yıl 2.5 milyon dolar yatırıyor Emin Hitay buna. 40
kiĢilik bir ekip var. ġu anda nakit akıĢında baĢa baĢ noktasındalar. Yatırılan para daha alınamadı. Üye sayısını büyütmek gerekiyor. 1 milyon aktifi. Kirli datalar da var.
Farklı email hesaplarıyla aynı kiĢi üye olabiliyor. Belli fraud kontrolü yapıyorlar ama data kirleniyor yine de.
Ciddi potansiyel var. Günde 4-5 firma adına gönderim yapıyorlar. Yeni nesilde SMS adamların hayatı. Ellerinden düĢürmüyorlar telefonu.
Mobil içeriğin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Olabilir tabii ki. Farklı modeller kurgulanabilir. Engelleyebilecek bir Ģey aklıma gelmiyor. ÇeĢitli uygulamalar var Ģu anda operatör portallarında.
ġimdiye kadar neden denenmemiĢ? Denendiyse baĢarısız mı olmuĢ bu modeller? BaĢarısızlık sebepleri nedir?
Orada birkaç ayak var. Birincisi operatörler bu iĢin zeminini hazırlıyor. Onların hazır olması lazım. Boyutu artan bir kullan ıcı verisinden söz ediyoruz. Ġkincisi son
kullanıcı ile operatör arasında köprü olacak çözüm ortakları var. Bir de hem çözüm ortağı olup hem teknoloji üreten bizim gibi firmalar var.

289
Turkcell altyapı ve model üretir. Para kazanmaya bakar. Milyon dolarları götürmüĢ 10-20 bin dolarlık yazılımlarla uğraĢamaz. O yüzden aradaki köprüler önemli. Bu
firmaların doyması ve rahat hareket etmesi lazım ki fikir üretebilsinler. Bizim gibi firmalar çok yok. ġöyleleri var: Önüne veriyorsunuz iĢi, bu lazım diyorsunuz yapıyor.
Biz ODC olarak kendimiz proje üretip burnumuzu sokuyoruz. Yıllarca tecrübelerimiz var. Farklı iĢler yapmak istiyoruz. Ya önüne geleni, ya da kopya çekmeyi tercih
etmiĢ firmalar. Bizim gibileri artarsa, bahsettiğimiz modeller çok artar. Sektör ilerler. Birisinin yaptığını taklitle sektör ilerlemiyor.
Operatör tarafında Turkcell'i kastediyorum sorun yok. Güzel projeler üretirseniz son kullanıcı herĢeye aç. Fazlasıyla talep var orada. Yeterki siz algılayın.
Mobil yazılımla ilgili sorunlar nelerdir?
Kaliteli yazılımcı az, mobil yazılımcı neredeyse yok. Kaliteli arkadaĢlarla çalıĢıyoruz burada, çünkü projeler onu gerektiriyor. Superteklif'i yazarken Microsoft MVP'si
bir arkadaĢ o iĢin baĢındaydı yazılım dalında. ArkadaĢla yollarımızı ayırıp tekrar yazmamız gerekti. Mektepli-alaylı ayrımı var. Düzgün planlamazsanız sonradan iĢ
bozulabilir, performansı patlayabilir. Sadece sonuca odaklı yazılmaz. Bu vizyona sahip olunmadığında çıkan projeler batar. CRM alanında Türkiye'de bu yaĢandı. Yetkin
firmalar lanse etmedi, ürünleri hazır olmadığından piyasaya bastıkları CRM ürünleri 1-2 ay sonra fıs çıktı.
Düzgün yazılımcı olmayanlar bu iĢe girerse, mobil yazılımların kalitesini düĢürür ve bu alanda iĢ yapılmasını engellerler. Sektörün tamamı zarar görebilir.
Firma ve son kullanıcı tarafında mobile talep var. Herhangi bir firmaya herhangi bir Ģekilde mobil proje satılabilir. Sahiplenmeyen firma yok. Farkındalık var.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Zor konular, kaynak bulmakta zorlanıyorsundur. Uygulama alanı geniĢ değil. Profilleme alanı boĢ. Ciddi firmalar ilgileniyor.
_____________________<>_____________________
A.E.– e-posta 8 Mayıs 2008
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur? Mobil içeriğin Internet'teki gibi reklam
destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Biz bir mobil yazılım üreticisi değiliz, mobil ve Intenet yazılım üreticileri için Flex/Flash gibi teknoloji platformları sağlıyoruz. Mobil ve Ġnternet arasında bir fark
görmüyorum. Yakın bir gelecekte tek bir mecra olarak karĢımıza çıkacağından, Internet'teki iĢ modeli ve yönelimlerin mobil ortamda da aynen uygulanmasını
bekliyorum. Kullanıcının rızası olduğu sürece reklam destekli içeriğe bir itirazım yok. Ancak bir birey olarak, Haberler gibi kamu yararına, tarafsız ve güven verici
olması gereken içeriğe iliĢtirilmiĢ reklam sunulması taraftarı değilim. Bu görüĢüm sadece Internet ve mobil değil, TV ve radyo gibi diğer mecralar için de geçerlidir.
_____________________<>_____________________
Y.F.6 Haziran 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
3G henüz baĢlamadığından esasen tam mobil yayıncılıktan söz edilemez. Internet yayıncılığı da ADSL'in baĢlamasıyla birlikte tam anlamıyla geliĢmeye ve yol almaya
baĢladı.
Internet için sabit ve kapalı bir mekana gitmek lazım internet yayıncılığında. Mobil yayıncılıkta yayını müĢteri yanında taĢıyor. MüĢteri nazarında bakıldığında bunu alan
nazarında fark bu.
Yayını veren tarafından bakıldığında esasında ikisinde de serverlar var. Bir Ģekilde bu yayını gerçekleĢtiriyor. Yayını verme mesajı iletme açısından temelde fark yok.
Yayına eriĢim noktası eriĢme kolaylığı açısından cep telefonu bilgisayardan daha fazla sahiplendiğimiz bizimmiĢ gibi algıladığımız, daha kiĢisel bir Ģey. Cep telefonu
değil kiĢisel iletiĢim donanımı deniyor zaten.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Klasik usuller içerikler paket haline getirilip satılır. Abonelikle gelir elde edilir. Haber paketi mobil içerik. Aylık abone lik bedeli var. Bir defaya mahsus kullanılan
devam etmeyen içerikler de var. Süreli ve süresiz diye ikiye ayrılabilir.
Mobil pazarlama ortaya çıkıyor. Ġnsanların değiĢik avantajları takip etme gereksinimleri var. Ġzinli mobil pazarlama sayesinde insanlar fırsat, tanıtım ve bilgi mesajları
alıyorlar. ileti görsel de olabilir ve yarın 3G gelince bambaĢka Ģeyler alıyorlar. Tonlakazan ile çalarken dinleti ilk bu anlamda kullanan ilk operatör Turkcell.
Operatörün kendi servislerini tanıtmak amacıyla kullandığı mecralar, değiĢik firmalara diğer pazarlama unsurlarını tamamlayıc ı bir mecra olarak sunuluyor, bu da bir
model. Bugün Turkcell müĢteriden de çalarken dinlet üstünden para alıyor, tonlakazan altında Nestle'den Coca Cola'dan da para alıyor.
NTV içeriklerini sunarken onlardan da gelir paylaĢımı ile para alıyor.
Bu dünyada bir sürü ara unsurlar var. SatıĢta kullanılan distribütörler gibi kendi içinde ekosistem var. Operatörler daha az muhatapla daha geniĢ kitleleri yönetmeye
çalıĢıyorlar. 300-500 firma yerine 3-5 firmayla uğraĢıp diğerlerini onlar üstünden yönetmeye gayret ediyorlar. Piyasada bu anlamda oyuncular türedi. Buradan
operatörün gelir elde etmeyi düĢünmesine gerek kalmadan bunlar müteĢebbis ruhlu insanlar operatörün bile aklında olmayan iĢ modelleri geliyor.
Amaç müĢteride ses, SMS, data trafiği üretmek. DeğiĢik kalıplara sokarak kullandırmak. VAS ekipleri ile bunları tükettirdikçe operatörler gelir kazanır. Kontör sattıkça
değil. Operatörün değeri ARPU denen bu oranla ölçülür. ARMU var bir de aylık kullanım dakikası üstüne.
Mobil yayıncılığın Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
SMS, MMS, video, oyun, logo-melodi. Haber paketleri. Bilgi paketleri. Logo melodi ile baĢladı mobil yayıncılık. Gazetelerde çarĢaf çarĢaf ilanlar. Yanlar ında kodlar.
Cep telefonları geliĢtikçe mono melodiler poli melodi oldu. Gerçek ses elde edilir duruma geldi. Esasen SMS ile satıĢ uygulaması. Son zamanlarda ―250 yaz gönder, 250
kontör bedava‖ diye reklam çıkıyor. Halbuki her 250. kiĢiye bedava. Operatör bunu yapmıyor ama ekosistemdeki firmalar bunu yapıyor. Bir çok kiĢi gönderiyor SMS.
Sonrasında müĢteri Ģikayetleri ve abonelik bedellerine dönüĢüyor.
Logo melodi değil, ama toplu SMS bir yayındır. Bugün bir sürü firma, sivil toplum örgütü etkinlik duyurusu, reklam vs yapıyor. MMS kullanılmıyor. Son 2 yılda iki
reklama rastgeldim. Nestle aklımda kalmıĢ.
Gerçi kurumsal hat kullandığımızdan koruma içinde olabiliriz. Bu yüzden almıyor olabiliriz bu tür mesajları.
MMS ayarları da bir zahmetli. Tutmadı o yüzden. Ama operatörler WAP'a ciddi yatırım yaptı. Turkcell-im ve Avea Bidünya. Hakikaten mobil yayıncılık eĢittir bugün
bunlar. Web üzerinde kullanıcının cep telefonuyla görüntüleyemediği içeriği dönüĢtürücülerle görüntülenir duruma getiriyorlar. Google, Facebook, Wikipedia vb.
içeriklerini mobil uyumlu yapıyor. Kendi banner alanları var. Turkcell-im'de Garanti bannerları görülebilir. Kendi çözüm ortaklarının içeriklerini oraya Ģemsiye altına
toplamıĢ. Turkcell VAS, Turkcell-imdir denebilir. Birkaç VAS uygulaması dıĢarıda kalabilir: Mobil ödeme, mobil imza gibi katma değerli hizmetler. Ġçerikler oradadır.
Shubuo öldü. 2006'da baĢladığımda iĢe can çekiĢiyordu. Turkcell-im çok kabiliyetli ona nazaran. Cep interneti. Shubuo ürün paketlerinin Ģemsiyesiydi.
Avea Bidünya'yı kullanmadım o yüzden karĢılaĢtıramayacağım. Ama orada infomobil diye bir Ģey var. Orada da çalıĢtım. TIM ile birlikte getirdiği yenilikçi servisler
arasında *100# ile eriĢilen USSD sistemi. Menü çıkar karĢına. Menüde gezmek bedava. Ama içerik alma aĢamasında SMS alıyorsun o baĢlıkla ilgili. Halen kullanılıyor.
Ama bidünya öne geçti. Daha kullanıĢlı USSD, üstünde mobil bankacılık da yapılabiliyor.
Pazarlaması yapılmadığından mı, iĢlevsel olmadığından mı infomobil geride kalıyor?
Kullanımı itibariyle, bugün cep telefonu menüsünü kullanmakla bir farkı yok. Operatörler bunu SIM kart içine kendi menülerini koyarak yapıyor artık. MüĢteri
hizmetlerine ileti atıyorsun falan. USSD de bir yayıncılık.
Hücresel yayın da bir yayıncılık türü. Bölgesel, baz istasyonu esaslı ileti iletimi için. Belediyenin önünden geçerken ilanı iletmek. Üniversite önünden geçerken öğrenci
alımları baĢladı mesajı gelmesi gibi. Kamu kurumlarının hoĢuna giden bir uygulama.
Mobil TV Avea ve Turkcell'de var. Bu da ayrı bir yayıncılık.
Doğru bilgileri vermiĢsen operatörde profil bilgilerin var. Kanuni Ģey de çıktı baĢkası üzerine olan hattı kullanamıyor kiĢi. Bir yıl içinde düzene sokulacak bu. Devlet
vatandaĢı takip etmek istiyor.
Mahremiyette bir sıkıntı olabilir mi?
Devlet istediğinden olmaz. Bu Ģuna neden olacak: Data profilleri sağlıklı duruma gelecek. O bilgileri operatörler yayıncılık ya da diğer pazarlama yollarıyla paraya
gelire dönüĢtürülmesi için fırsat elde edecek.
Mobil TV bu profil düzenlemesi sonrasında normal TV'deki mass reklamcılıktan ayrı olacak. Digiturk müĢterisi değilim. Belki orada da kiĢiselleĢtirilmiĢ reklamlar
olabilir ama cep telefonu gerçek kiĢiselleĢtirilmiĢ reklamı sunacak.
Yarın sanal operatörler gündeme gelecek. Kendi iĢ ve yayın modellerini geliĢtirecekler. Bu da belki MMS uygulamasını onlar sihirli değnekle bunu farklı bir yayın
platformuna dönüĢtürebilirler.
Mobil pazarlama iĢ ortakları üzerinden Turkcell, yılda 600-700 kazı kazan, Ģifre gönder kazan kampanyası yapıyorlar. Dünyanın en büyük izinli pazarlama profili
Turkcell'de, 7 milyon civarı.
Ġzinli profil abonelik esnasında dahil olunan bir Ģey. Dikkatle sözleĢmeler incelenirse belki gözden kaçırılmaz. Rahatsız olursan arayıp çıkabilirsin zaten.

290
2003'te Avea'da VAS yeni kurulurken sponsored SMS diye bir proje yaptım. SMS 160 karakter ya. 160-x ya da 160+160 diye iki model geliĢtirdim. Ġlkinde sponsor
mesajı SMS'in sonunda gidiyor karĢı tarafa. Ġkincisinde ayrı bir mesajla. Parasını firma ödeyecek. Ama sen girip sadece belli sayıda kullanabileceksin günlük.
Bu tür uygulamalarda, mesela tonlakazan'da yok bu, dinleyenin kim olduğunu bilmek önemli. Ortaya yapılmıĢ mesela bu. Köylü mü dinliyor, Ģehirli mi? VaroĢtaki mi
plazadaki mi? Giden kitle ve gönderen kitle aynı grupta olsa, Gnctrkcll gibi. Hakikaten Kmpuscell'liler arasında hedef kitle yapılabilir. Tonlakazan'ın zayıf noktası bu.
2003'teki geliĢtirdiğim modelde aynı grupta olup olmadığı kontol ediliyordu. Herr grubun kendi limitleri var gönderimde. Sponsora belli sayıda ileti limiti veriyorsun.
Hala benzer bir model göremedim piyasada. Belki yeterince anlatamadık insanlara. O zaman Turkcell'e sunduk. Benzer bir Ģey geliĢtiriyoruz demiĢti. Ama halen
göremedim.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Blyk 16-25 yaĢ arası gençlere yönelik, odaklı, yurtdıĢında model bir uygulama.Türkiye'de kesinlikle olur. Operatör de yapabilir. MVNO'lara da bırakabilir. Büyük
yayıncılar birer MVNO adayı. Garanti, Carrefour birer aday. Doğan grubu Smile ile buna soyundu. Bunlar mobil pazarlama, içerik, yayıncılık anlamında her tür taklayı
atmaya hazırlar.
Mobil içeriklerin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olması nasıl olur?
Ben o taraftayım. Hepsi böyle olmalı anlamında değil ama böyle alternatifler de sunulmalı. Mobil içeriklerin, o reklam alana ulaĢıp ulaĢmadığı, doğru hedef kitle olup
olmadığı doğru düĢünülüp analiz edilip iyi seçilerek hareket edilmeli. Yoksa boĢa atılan kurĢun gibi israftır, haramdır.
Mobil veri tüketimini artırıcı modellerin çalıĢmasını engelleyecek ne gibi sorunlar aklına geliyor?
Hizmetler belki kapasite zorlanmasın diye Ģu anda pahalı. Internet niye pahalı mobilde? Genelde çok mobil olanlar tercih ediyor. 3G GSM'de olmadığından bu Ģekilde
yapmıyorlar.
Pahalı algısı var. PDAvari bir cihaz olmadığı sürece çok anlamlı değil internete eriĢmek.
ABD'de mobil internet eriĢimi son rakamlara göre yüzde 70 iPhone üzerindenmiĢ. Vodafone getireceğini duyurdu. Bu kullanımı tetikler mi?
Ona uygun paket çıkarırlarsa tetikleyebilir. Ġnsanlar web deneyimini orada yaĢamak isteyecektir. Mesela ben Turkcell HTC tercih ediyorum Blackberry yerine, hem WiFi
destekli, hem de internet sayfasını internet sayfası gibi açıyor. Blackberry WAP sayfası gibi açıyor. Web lezzeti almıyorsun.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Türkiye'de büyüyen bir alan. Telecom Italia Mobile-TIM, Aria ile buraya gelince VAS alanında yarıĢ daha da kızıĢtı, rekabet büüymeyi tetikledi. Ekosistemler arasında
kesiĢmeler oluĢtu ve bir çok kiĢi ekmek yer duruma geldi. teknoloji geliĢtikçe değiĢik iĢ fırsatları çıkmaya baĢladı. Zaten yeni nesil bu aleti iyi kullanmaya baĢladığı için
artık kuracakları ticari yapılarda mutlaka cep telefonunu destekleyen bir iĢ ve gelir modeli düĢünüyorlar. Tamamen bunun üzerine çalıĢıyorlar. Bugün internet
dünyasında Facebook, Google, Yotube gibi hızla büyük marka değerine ulaĢan Ģeyler olduğu gibi yakında da bu markalar gibi mobil alanda bizim gençlerimizin değiĢik
marka ve servisler üreteceğine ben inanıyorum. Bu derece bir ilgi var millette. Bundan dünyaya Türk markaları çıkacak. Operatörler de gelir anlamında bunu çok iyi
kullanacak. Pazar çok daha kızıĢacak. Çok daha kendi niĢlerini bularak farklılaĢacak. Bugün hayal edemediğimiz mobil x birĢey ler türeyecek.
_____________________<>_____________________
B.F.30 Mayıs 2008
Turkcell'le çalıĢan VAS firmalarının bir araya geldiği sunumlarda bile maalesef pzarın büyüklüğüne iliĢkin rakamlar yok.
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Mobil yayıncılıkta son kullanıcıdan para alırız. Belli bir yükü vardır son kullanıcıya. Internette katılım çok daha fazla ve herĢey bedava. Ġnsanlar kendilerini daha hür ve
kazıklanmamıĢ hissediyorlar. Bizim iĢimiz daha zor aslında. Mobil tarafta gelir en önemli fark. Aplikasyonlar üç aĢağı beĢ yukarı benzeyebilir ama internet dünyasında
her Ģey bedava. Gelir modeli reklamcıdan alınan bir model. Biz son kullanıcıdan gelir alıyoruz.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Ġçerik satıĢları, oylamaya katılım vb. hepsi son kullanıcıya fayda sağlayıp onlardan gelir paylaĢımı almak Ģeklinde. Mobil pazarlama var ama reklam mecrası çok
kullanılmıyor Ģu anda.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Belli baĢlı televizyon kanallarının gelirlerinin yüzde 15-20'si bu diversificationdan geliyor. Mobil yayıncılığın biraz daha geniĢ kapsamı. Çok daha gerisindeyiz biz
Türkiye olarak. Uygulama açısından Türkiye'de bir eksik yok. Biz de çeĢitli uluslararası konferanslara katılıyor ve neler yap ılıyor sürekli takip ediyoruz. Ama gelir
generate etme açısından zorluk var. Ġnsanlar mesela dünyada pop star tarzı yarıĢmalar olduğunda 2 milyon oy geliyor atıyorum. Bizde bu çok çok daha az. Öyle bir
korelasyon var. Halbuki peentrasyonla ilgili bir sıkıntı yok, herkesin cep telefonu var. Türkiye'de insanlar abuse edildiklerini hissettikleri için çok sıcak bakmıyorlar.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Kullanıcı onayıyla bulk atılması çok kullanılan bir Ģey. Gayet uygun. Dünyada da sponsored call tarzında uygulanıyor. Her taraf kazanıyor. Yatırım yapan markanın da
kazancı var. Son kullanıcının da bayağı bir kazancı var. Biz o modelleri yavaĢ yavaĢ uygulamak istiyoruz aslında. Ekranda geçtiğimiz melodi bantlarını mesela
kullanıcıdan para almadan sponsorlayabilirsek daha geniĢ bir kapsama da yayabiliriz. Sıcak bakıyoruz kesinlikle.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Yüksek telifler ödeniyor içeriklere. Sponsorlama olmadan olası değil. Yüksek giderlerimiz var. Ancak sponsorlu modellerde olabilir.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Kullanıcılar üstündeki vergi çok büyük bir sorun. ĠletiĢim gibi algılanıp ÖĠV artı katılım payı olması aslında çok etkiliyor. Fiyatlar pahalı oluyor. Vergiler kalkarsa içerik
sahibi rahatlar, gelir paylaĢımı daha fazla yükselmiĢ olur.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Gayet yararlı, bu konularda çok fazla araĢtırma da yok bildiğim kadarıyla.
_____________________<>_____________________
Ö.F.– e-posta 05 Mayıs 2008 Pazartesi 15:37
Mobil yazılımda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Mobil yazilimda (SaaS- Software as a Service) iĢ modeli genel olarak kullanilir, ve kullanicilar servisleri kullandikca operator ―revenue share‖ modeliyle gelirlerinde
belli bir orani yazilim gelistirici sirkete verir.
Mobil yazılımın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Mobil yazilim 3G servislerinin yaklasmasiyla ve genc nufusun katma degerli servis kullanimini arttirmasi sebebiyle gitgide kullanimi artmakta olan bir acilimdir.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bu konuda Avrupa'da cok fazla gelisim bulunmaktadir, kullanici izni alindiktan ve profiline uygun olduktan sonra cok odakli bir pazarlama stratejisidir, faydali oldugunu
dusunuyorum
Mobil içeriğin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Burada da Sun'in globaldeki stratejisine paralel bir strateji oldugunu dusunuyorum. Uygulamalar ucretsiz oldugu durumda daha cok kullaniliyor, bu sebeple Turkcell-im
projesi ilk ciktiginda uzun bir sure ucretsiz kullandirildi, devaminda kullanici bu servislere alistigi icin parasini da odeyerek bu hizmetten faydalanmak isteyecektir.
Mobil yazılımla ilgili sorunlar nelerdir?
Mobil yazilimdaki sorun bandwidth'in artmamasindan ve 3G nin henuz Turkiye'de cikmamasindan dolayi pahali bir servis olmasidir. Sun'in J2ME Java Mobile Edition
yazilimi bu konuda bircok isortagimizin kullandigi platformdur, bu konuda yetismis personel bulunabilmesi de ayrica bir sorun olarak bahsedilebilir.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Mobil yazilimlarin 2009 yili itibariyle 3G kanununun cikmasiyla cok daha yaygin kullanilacagini dusunuyorum.
_____________________<>_____________________
K.G.7 Mayıs 2008
13 yıldır web tarafında iĢler yapıyorum. Newyork'da büyüdüm. Amerikalı'yım. 1997-2002 arasında Superonline'da çalıĢtım. Web tasarımı, iĢ geliĢtirme, stratejik
planlama üstüne. Ġçerik ağırlıklı ama telekom altyapılarına da girdim. 2001 senesinde Turkcell'de dijital Ģirketlerin uzun vadeli stratejileri üstüne bir grupda yer aldım.
Orada mobil veriden nasıl para elde edilir konusunda çalıĢtım. ġu anda ürün geliĢtirme tarafındayız iĢin. Java tabanlı bir mobil Ģehir rehberi. Ortaklarım yayıncılık
alanında. Yapı Kredi World Travel Club ile anlaĢarak yolculara gidecekleri ülkeye dair indirilebilir mobil rehber sunmak Ģu anki projemiz. Ürün hazır. Londra ya da
Paris'e gitmeden telefonunuza indirip rehberinizi temel seviyede Ģehir haritanızı yanınızda taĢıyorsunuz. 60 KB yer tutuyor. YurtdıĢına gidildiği için GPRS üstünden veri

291
güncelleme iĢine girmeyelim dedik. Ġnsanlar ayarları bulup verileri güncellemeyle uğraĢıp bir de para ödemesinler. Ġlk baĢta bireylere satacaktık. Sonra iĢ modeli olarak
kurumlarla anlaĢma ve private label sunma daha uygun çıktı. 30 farklı Ģehir için ürün hazır. ġehir ve lifestyle bilgilerini nasıl aktarırız alanındayız.
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Internet yayıncılığı tamamen page view yarat ve reklam sat iĢi. Eskiden bir ara içerik satarız düĢüncesi vardı. Onlar çok olmadı. Internet reklam piyasası büyüdükçe
içerik de büyüyor. Mobil biraz daha farklı bir ürün. Kullanıcılar mobilde webdeki gibi herĢeyi bedava bulmaya alıĢık değiller. Mobilde bir takım Ģeyleri ödemeye
hazırlar. Kurumlar yavaĢ yavaĢ mobile giriyorlar. Çok etkili bir mobil içerik stratejileri olduğunu düĢünmüyorum markaların. Büyük markalar son iki-üç senedir webe
yatırım yapmaya baĢladı. Mobilde henüz öyle bir Ģey yok. Bir Ģeyler yapmayı istiyorlar ama daha ufak çaplı Ģeyler. Mobil ve webin ana farkı mobildeki değeri nasıl ve
ne Ģekilde yaratabileceğini düĢünmek lazım. Kullanıcı ve kurum için bu önemli. Henüz çok ciddi Ģeyler olmadı. Özellikle Türkiye'de olan birtakım örnekler çok etkili
değil.
Ciddi bir mobil internet kullanıcısıyım. Sürekli e-postalarımı, NY Times'ı okurum. NY Times'ın mobil ve web tasarımları arasında çok c iddi bir fark yok. Bu biraz daha
geç güncelleniyor oraya göre. Burada mobil cihaz deneyimi önemli. Web deneyimini PC'lerde biraz baĢardık. Mobil ortamdaki deneyimi, Ģimdi ben ve sen
kullanabilirsin ama herkes kullanamayabilir. iPhone ile beraber mobil internet kullanımı daha geniĢ kitlelere gitmeye baĢladı. iPhone baĢarılı bir kullanıcı deneyimi
yaĢattığı için. Web tasarımı yaptıranlar ―Sayfam iPhone'a uyumlu olacak mı?‖ demeye baĢladılar. Ġnsanlar mobil internet kavramının bile çok farkında değiller. Web'i
olduğu gibi telefondan okuyacağım gibi düĢünceleri vardı. Bazı büyük markalar web sitelerini iPhone'a uyumlu yapmaya baĢlayınca diğerleri de onları takip etti.
Webde içerik ve reklam yurtdıĢında çok ilerledi ve büyüdü. Mobil henüz gelir ve reklam olarak henüz geniĢ kitlelere hitap edecek durumda değil. Oraya doğru gidiyoruz
ama hala niĢteyiz. Oyunlar, SMS chatleri, MSN Messenger gibi Ģeyler.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Mobil içerikte zor gelir elde edilir. Logo melodiden çok kazanıldı. Sonra o iĢ ne oldu? Çünkü MP3'ü artık doğrudan buraya koyabiliyorsun. Asıl iĢ orada bir değer
yaratmakta. Ancak öyle kazanılır. 90'larda dergileri alıp webe koymaya baĢladılar basit bir mantıkla. Baktılar ki olmuyor böy le. Web hassas bir yer. Deneyimi, değeri ve
parası birbirine bağlı bir üçgen. Deneyim ve değer yaratmadığında parayı alamazsın. Artık onu webde baĢardık. Community'ler var. Facebooklar, Google searchler,
herkesin web sayfası var. Demek deneyim burada iyi. Basılı yayın internet yayınından ne kadar farklıysa, internet yayını da mobil yayından o kadar farklı. ĠĢ modeli
değer yaratmıyorsa zor. Biz bireylere doğrudan satmayı düĢündük olmadı Java uygulamamızı. Sonra baktık kurumlara satmak, B2B daha anlamlı. Ufak bir SMS iĢimiz
var. Hergün Timeout etkinlikleri 1500 kullanıcıya iletiliyor. Bu paralı bir hizmet. Bir ara Turkcell iççin kurumsal XHTML sayfalar yarattık. Baktık ki GPRS ile bu iĢ
olmuyor. Bu yüzden Javaya geçtik. Veri tarifeleriyle ilgili sıkıntı. Adam yurtdıĢından dönüyor. Bakıyor 1000 TL fatura var. Böyle olunca insanlar kullanmak istemiyor.
Mobil yayıncılığın Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Bakıyorum NY Times kadar bir yatırım Türkiye'de yok. Web yeni oturmaya baĢladı Türkiye'de. Buradan gelir elde etmek bir hayli zor. Java oyunu vb. Ģeylerde para var.
Bilmiyorum ama ben baĢarılı bir mobil internet uygulaması görmedim Türkiye'de henüz. WML sayfaları Google'da geziyorum. Henüz ―Budur‖ dedirtenine rastlamadım.
ĠBB'nin trafik zımbırtısını kullanıyorum arada sırada, o OK yani. Onu baya kullandım. Bunun burada bulunması iyi bir Ģey sonuçta. SıkıĢık bir yerdesin trafik
kameralarını görebilmek müjde gibi birĢey. En çok kullandığım mobil içerik bu. Video izlemeyi denedim. BaĢaramadım. Mobil Hürriyet'e bir-iki kez baktım. Turkcell-
im cazip gelmedi. Görsel ağırlıklı yaptılar ki daha çok veri indirilsin ve daha çok ödeme yapılsın. Nokia daha yalın ve kullanılabilir sayfalar yapar mesela. Kısa vadeli
para yapalım hesaplarıyla o iĢ bir yere varmaz.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Güzel geliyor kulağa. Ama insanlar mobil spam yüzünden çok istekli değil. Bana her gün onlarca mobil spam geliyor. Bankalar abarttı. Hiç akıllıca yapılmıyor Ģu anda.
Çıkmayla ilgili bilgi konulabilir. Ama spamin etkili olduğu bir dünyada bunu istemem. E-posta gibi güzel bir hizmeti spam ne duruma getirdi? Aynı çöplük burada da
yaratılmamalı. Bu cihaz PC gibi değil, özel bir cihaz. Alakasız yerlerde bip etmesi falan bunlar insanları ürküten ve negatif Ģeyler yaĢatabilecek durumlar. Belki iPhonela
mobil internet biraz daha açılacak. 6-7 sene internette kafa patlattık. Burada da bir o kadar kafa patlatmamız gerek. Ben bu sene gelecek sene gibi kısa vadede çözülecek
bir Ģey diye düĢünmüyorum. 95'ten bu yana web ancak son iki-üç senede bir yere geldi. 13 sene. Mobil ortamsa 6-7 senedir ortada. En az bir o kadar daha zaman lazım.
ġu anda mobil pazarlama çalıĢmaları operatörlerin yan sanayiidir. Operatörler yurtdıĢındaki örneklere de bağlı olarak bir Ģeyler yapmak zorundalar. O yüzden ajanslar,
ödüller vb. yapıyorlar. Turkcell ortaklar gününe gidiyorum. Eskiden yazılım yapanlar buraya kaymıĢ durumda. Çünkü Turkcell'in ihtiyacı vardı. Ama bu tamamen carrier
driven. Hiç bir zaman pazar driven değildi. Carrier artı donanım yazılım Ģirketleri driven. Ericsson eskiden Creaworld ile tamamen kendi Ģeylerini satmak için yaptı.
Belki temelde ihtiyaç yok bazı Ģeylere. Kullanıcılar temelde ses ve SMS kullanır. Gerisi ĢiĢirmedir. Çok supply var. Kullanıcı ne ister diye ciddi düĢünceler yok. Nokia
son iki-üç senedir biraz daha anlamaya baĢladı. ĠTÜ'de industrial design departmanında ders veriyorum. Orada Nokia'dan adamlar geliyor arada sırada. Onlar üçüncü
dünyada bu cihazlar nasıl kullanılıyor bir araĢtırma içinde. Hafif böyle bir kurumsal antropoloji. Üçüncü dünyada bu cihaz ödeme sistemleri için kullanılıyor. Bence çok
faydalı birĢey. Sen baĢka yerdesin. Sana para aktarmam lazım. Senin telefonuna aktarıyorum. Sen de nakit çekiyorsun. Mobil payment ama üçüncü dünyada. Orada
banka sistemi yetersiz, ATM ya da Ģube yok. Bir de cihazları sabit telefon gibi kullanmak yaygın oralarda. Anladılar ki artık müĢteriyi anlamadan bu iĢten para
kazanılamayacak. Kullanıcı ne tür deneyimlere para verir? Üniversitelerdeki teknokentlerdeki Ģirketlerde insanı heyecanlandıracak inovasyon yok bu alanda. Dünya
örnekleri buraya uyarlanıyor sadece.
Mobil içeriklerin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olması nasıl olur?
Olabilir. Ama bu cihazların reklamını anlamamız lazım. Webdeki modeller CPC gibi buraya aktarılabilir. Orada bir Ģey varsa Google yapacaktır muhtemelen. Arama
yaptığında çıkan sonuca tıklarsan o sayfaya değil baĢka bir google sayfasına gidiyorsun ve gideceğin sitenin özellik lerini görüyorsun. Bunu biraz daha anlamaya
baĢladılar. Page viewvari reklam Ģeyleri para yaratabilir. Değer yaratacak abonelikler sunulabilir. Aylık dergi iletilebilir mesela. SMS hala dayanıklı.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Çok maliyetli iĢlere girmeden en azından presence oluĢturmak için iĢler yapmak lazım yavaĢ yavaĢ. Bir nevi 90'ların sonunda kurumların web sayfası açması gibi bir
Ģeyler açmalılar buraya ki ne olduğunu anlasınlar. Kullanıcı var mı? Neyi nasıl kullanabiliyor? Bunu emin o larak söylüyorum bugün. Çünkü iPhone ille bu pazar
oluĢmuĢ durumda. WiFi ve GPRS aynı anda kullanabiliyor iPhone. WiFi mobil internet kavramı iPhone ile güzel bir üçgen oluĢturdu. iTunes dijital müzikte bir örnek
olduğu gibi iPhone da bu alanda olacak.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Her sene birileri gelip bir Ģeyler sorar bana. Biraz yaĢlandım. ġunu anladım. Çok risk almadan ufak tefek iĢler yapıp sen de kullanıcı da biraz anlayarak organic growth
bu iĢin Ģeyi. Ama carrier, donanım ve altyapı satanlar kendi iĢlerini sürdürmek için buraya bir hareket yapmak zorunda kalıyorlar ki onun da ne kadarı gerçek ne kadarı
değil her zaman sorgulamak lazım. Webde organic growthla büyüdük. Top downla büyümedik. AĢağıdan yukarı büyüyen çok Ģirket oldu. O daha sağlıklı gibi
gözüküyor. Burada da aynı Ģeyi yapmamız lazım. Henüz bu tarz bir içerik Ģeyi görmüyorum Türkiye'de.
____________________
G.G.– e-posta 12 Haziran 2008 PerĢembe 13:44
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Çok isabetli sonuçlar verebilecek insana her zaman her yerde ulaĢabilecek bir düĢünce olarak görüyorum.Ama burda önemli olan sizinde belirttiğiniz gibi kullanıcı izni
ve kullanıcı bilgilerinin gizli tutulmasıdır.Ġnsanların özelliklede ülkemizde tlefon numarasnı her yere vermeye can attığı düĢünülürse izinlerin alınması ve verilerin gizli
tutulması daha önemlidir.Kullanıcı profilinini de nasıl elde edileceği önemlidir.Markete gittiğinizde sevdiğiniz Ģeylerin indirimde olduğu bilgisinin size gelmesi güzel
ama telefonun SMS çöplüğüne dönmeside bir o kadar ürkütücüdür.Diğer mobil içerikleri düĢündüğümüzde ise özellikle oyunun önemli bir rol olacağını
düĢünmekteyim.Çünkü hem pazarlama unsurlarının österilmesi hemde mobil içerik bir arada olmuĢ oluyor.Yani oyun oynarken arkadaki bazı simgeler renklerin
kullanılması gibi... (Aslında sinema filmlerinin oyun versiyonunun çıkması gibi düĢünülebiril.) Genel anlamda ise gelecekte bu pazarlama çeĢidinin çok yaygınlaĢacağı
kanaatindeyim.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Bununda gelecekte çok kullanılacağını düĢünmekle beraber biraz daha dikkat edilmesi gerektiğini düĢünüyorum.Cep telefonları internet ortmından biraz daha kiĢisel bir
ortam.Yani insanlar cep telefonu numarasını mail adresinden daha çok sahipleinyor.Dolayısıyla mail gönderirken çevredeki reklamlar çok etkilemesede konuĢurken ya
da SMS gönderirken araya reklam girmesinin yaratacağı problemler düĢünülmeli. Yani kiĢiye direk ulaĢan bu reklamların çok etkili olacağı kesin ama sakıncaları
(insanlar için telefonla iletiĢim uzun zamandır alıĢkanlık internet ise oyle değil) düĢünülmelidir.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Mobil pazarlamanın öneminin ve ülkemizde yeterince faydalanılmadığını belirtmek isterim.Maalesef çoğu yerde sadece SMS pazarlama olarak kullanılmakta diğer
mobil pazarlama çeĢitleri kullanılmamaktadır.
_____________________<>_____________________

292
U.H.– e-posta 09 Mayıs 2008 Cuma 16:41
Yanıtlarım firmamı bağlamamaktadır. Bu hatırlatma ile yanıtlarım aĢağıdadır. Selamlar Hakan UYSAL
Mobil donanımlardan hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Donanım satıĢı, donanım ve servislerin paketlenmiĢ satıĢı, handset içinde içerik satıĢı, abonelik ve tarife taahhütlü cihaz satıĢı vb. her tür model yaygın olarak
kullanılmaktadır.
Mobil donanım kullanımının Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Türkiye'de 60 Milyon cihazı abonelik ve bunun üzerinde sayıda mobil cihaz -cep telefonu, PC kartı, GSM/GPRS POS bulunmaktadır. Her 18 ayda bir aboneler ortalama
cihaz değiĢtirmektedir.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bunun çok geliĢecek bir model olduğuna inanıyorum. Kavram olarak 6 yıldır operatörlerle konu hakkında temasımız bulunmaktadır. Örneğin reklam dinle ücretsiz
görüĢme kazan vb. Bunlar kullanıcının biliçli kararıyla ve istedikleri çağrı için verilirse kabul görecektir.
Mobil içeriğin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Ġnternet'de de tüm içeriklerin ücretsiz olduğu bir efsane kanımca. Yasal olmayan içeriğe -P2P- ücretsiz denemez. Bu konuda eriĢim sağlayıcıların gelirlerinin belirli
yüzdesini içerik sağlayıcılara içerik kullanım istatistikleri ile beraber vermeleri ve bunun dağıtıma esas olmasının çözüm olduğuna inanıyorum. Bu Ģekilde P2P de yasal
duruma gelmelidir.
Mobil donanımla ilgili sorunlar nelerdir?
3. Nesilin gecikmesi istenen data hızlarının sağlanması için en önemli sorundur. Pil ömrü artmakla birlikte her cihaz değiĢtirdikçe atılan piller yerine kalıcı pil çözümleri
düĢünülebilir.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Türkiye iletiĢim üzerindeki vergi açısından Uganda'dan geri durumdadır. Bu aĢırı vergi sektörü ve son kullanıcıların cebini, kullanımı olumsuz yönde etkilemektedir.
_____________________<>_____________________
G.H.– e-posta 04 Mayıs 2008 Pazar 16:31
Mobil yazılımda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Aylık abonelik, içerik satıĢı, kullanım bazlı, anlık hizmet talebi gibi satıĢ modelleri geliyor aklıma. Aylık abonelik rezzan kiraz günlük burç bilgileri ya da ntv haber
içeriği gibi bilgilerin bir ay boyunca mobil cihazınıza gönderilmesi türü bir hizmet. Genelde sms bazlı ama Ģimdilerde mms üzerinden de yapılmaya baĢlanıyor. Gol
görüntüleri gibi. Ġçerik satıĢı kullanıcının bir web sitesine girerek indirdiği içerik bazlı hizmet Kullanım bazlı hizmetler trafik kameralarını görüntüleme süresine bağlı ya
da gprs kullanımı gibi. ya da mesela bendeki siemens telefonda gps vardı ve bir yere gitmek istediğinizde gideceğiniz yerin adresini yazıyordunuz ve telefon oraya nasıl
gidileceğini internetten kendi server'ından indiriyor ve size harita gösteriyordu. Her adres sorgulamadan da para alıyordu.
Anlık hizmet talebi de Türkiye'de çok görmediğim ama örneğin 4 farklı ülkedeki ortaklarla telekonferans yapacaksınız ama konferansın sorunsuz geçmesi için
operatörden size 1 saat boyunca yüksek veri hızı vermesini talep etmek gibi. Bu mobil yazılımların iĢ modeli olarak kullanılabilir mi bilmiyorum ama IMS gibi sistemler
geldiğinde whiteboard gibi uygulamalar
için de saatlik kullanım talebinde bulunabilirsiniz.
Mobil yazılımın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Benim gördüğüm mobil yazılım konusunda son kullanıcıya kadar ulaĢmıĢ tek yazılım chat ve arkadaĢ bulmaya yönelik olan yazılım lar. Bunun dıĢında efes ve ecza
depoları gibi dağıtım ağlarında mobil cihazlar ve uygulamarın çokça kullanıldığını biliyorum. Ne kadar mobil yazılım kapsamına girer bilmiyorum ama mobil pos
cihazları ve araç takip sistemleri içindeki yazılımlar da bence mobil yazılım kapmasımında. Mesela ibb'nin geliĢtirdiği trafik takip
sisteminin mobil telefonlarda da çalıĢıyor olması güzel bir geliĢme. Son zamanlarda gps navigasyon cihazları da avrupadaki kadar yaygınlaĢacağa benziyor.
Türkiye'de mobil cihazlar üzerine uzun zamandır yazılım yapan Ģirketler olduğunu biliyorum gördü ğüm kadarıyla hep çözüm odaklı yazılımlar. Yani o projede ipaq
kullanılacaksa yazılımlar ipaq için yazılıyor. Bu sisteme farklı bi mobil cihaz sokulamıyor. Sonuç olarak tüm sistemlerde çalıĢabilecek bir yazılım yazmak cidden zor.
Her mobil sistem için de
yazılımın farklı versiyonlarını yapmak da zor. Öyle olunca kimse bunu kendine dert edinmiyor. Böyle olunca da mobil yazılımlar ın son kullanıcı tarafından
kullanılabilirliği azalıyor. Sonuç olarak da sms üzerinden çalıĢan metin bazlı sistemlere muhtaç kalıyoruz.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Ben kiĢisel olarak buna mantıklı bakıyorum. Ama istediğim zaman bu sistemden çıkabilmek ve çıktığım zaman da bilgilerimin bundan sonraki aĢamalarda
kullanılmayacağını bildiğim sürece. Örneğin Ģirket bana günlük haber baĢlıklarını gönderecek ama mesajların altında reklam yayınlayacaksa benim için sorun yok. Ama
günde 1 haber 30 tane de reklam gelecekse o hizmet benden uzak olsun. Bırakın bunu bankaların günde 20 defa alakasız kurumlardaki indirimler hakkında sms
göndermesi bence tam bir zorbalık. Hele ki bankayı arayıp bana artık bu tip mesajlar göndermeyin dediğinizde böyle bir hizmet lerinin olmadığını söylemeleri ise o
bankaların müĢteri odaklı değil de para odaklı olduklarının tam bir kanıtı. Böyle bir Ģirketin çıkartacağı herhangi bir hizmeti de kullanmak istemiyorum.
Mobil içeriğin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Destekliyorum. Ama içeriğe eriĢim ücretlerinin de düĢürülmesi lazım. Türkcell'in ana sayfasından ürünlerin bulunduğu sayfaya gidene kadar 20 kontür gidiyorsa o
sayfadaki içeriğin ücretsiz olması birĢey ifade etmiyor.
Mobil yazılımla ilgili sorunlar nelerdir?
Tüm cihazlarla uyumlu çalıĢacak yazılımlarda en fazla standart kompanentler kullanılabiliyor. Daha görsel birĢey yapmak istediğinizde daha özel çözümlere yönelmeniz
gerekiyor. Ya da tamamen metin bazlı sistemler kuracaksınız. Java'nın bile telefonlara göre farklılık göstermes i yazılımlar için farklı versiyonlar çıkartma zorunluluğu
getiriyor. Bu da test maliyetlerine doğrudan yansıyor.
Ayrıca gprs gibi eriĢim hizmetleri çok güvenilir olmadığı için tüm sistemin de güvenilirliği Ģüphe uyandırıyor. Bunu aĢmak iç in daha akılcı çözümler getirmek gerekiyor,
bu da yazılım sürelerini uzatıyor.
Cihazlar arasındaki hız farkları bile bu iĢin basit olarak düĢünülmemesi gerektiğinin bir iĢareti. Ama yerli yazılımcıların o laylara daha basit olarak bakmaları müĢterileri
mobil içeriklerden uzaklaĢtırıyor gibi geliyor bana.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Öncelikle operatörlerin kullanım ücretlerini düĢürmeleri ve aynı zamanda eriĢim hızlarını arttırması gerekiyor. Ses tabanlı hizmetler en az 5 sene daha popülerliğini
korumasını bekliyorum. Ama zaman içinde ses'in yerini içerik tabanlı hizmetlerin alacağını düĢünüyorum. Muhtemelen 5 sene sonra 3G ya da 4G'nin de yardımı ile ses
ile içerik %50-50 olabilir gibi geliyor.
_____________________<>_____________________
Ö.Ġ.–e-posta 13 Mayıs 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Mobil kavramından cep telefonları ve PDA gibi bilgi cihazlarını düĢünerek ilerliyorum.
Ġçeriğin sunumu açısından mobil bilgi ve iletiĢim cihazları doğaları gereği ufak form-faktör kısıtlamalarıyla karĢı karĢıyadır. Bu açıdan sunulan her türlü içerik nispeten
―küçük ekran‖ ve basit kullanıcı arayüzüne (tuĢlu ya da dokunmatik arayüze) uygun, kolay okunabilir, kolay eriĢilebilir, kısa süreli ve ―özüt‖ nitelikte olmalıdır. Yine
fazla bantgeniĢliği kısıtlamalarından ötürü çok fazla veri transferi ve yüklenip çalıĢtırılmasını gerektiren uygulamaların ku llanıcı karĢısına çıkartılmaması gerekir.
Ülkemizde ve dünyada daha çok ―mobil‖ durumdaki insanların kısa süreli bilgi ve eğlence gereksinimlerini karĢılayacak ―hap‖ uygulamalar daha baĢarılı olacaktır.
Buradaki anahtar kavram Digital Age dergisi olarak Türkçe'ye ―mobil atıĢtırma‖ olarak çevirdiğimiz ―mobile snackering‖ kavramıdır.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Özellikle kullanıcının bulunduğu yere göre sunulacak ―lokasyon temelli hizmetler‖ alanında önemli fırsatlar olduğu söylenebilir. Bu alanda Ģebeke altyapılarının ve
konumlandırma hassasiyetinin iyileĢtirilmesi ile birlikte çok ilginç ve yeni pazarlama uygulamaları hayata geçirilebilir.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Mobil yayıncılık dünyada ve ülkemizde henüz yeni bir alan. Bu alanda telekom operatörlerinin sunduğu mobil yayıncılık hizmetleri dıĢında bir gelir modeli oturtmuĢ,
olgunlaĢmıĢ, baĢarılı olmuĢ ―best practice‖ denebilecek uygulamalar fazla değil.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?

293
Kullanıcının iznine tabi olduğu ve pazarlama uygulamaları disiplinli bir Ģekilde kullanıcının izin verdiği ―daire‖ içerisinde tutulduğu, kullanıcı verileri ve izinleri üçüncü
taraflarla paylaĢılmadığı kullanıcı bilgilerinin korunmasına titizlikle yaklaĢıldığında ve zamanlamaya dikkat edildiği sürece bu tip yaklaĢımlar baĢarılı olabilir. Ancak
izinler esnetilirse, zamanlamalara ve tekrarlara dikkat edilmezse yapılan çalıĢma kullanıcı tepkisi ile karĢılaĢıp ters tepebilir.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Mobil içeriklerin bu yolla daha kolay yayılacağı Ģüphesiz. Ġçerik ne kadar önemli olursa olsun bedava olabilecekken kullanıcı ayrıca para vermek istemez. Mobil içeriğin
kullanımı, maliyetlerin kullanıcı tarafından değil reklamverenlerce üstlenildiği oranda hızlı bir Ģekilde yayılacaktır.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Henüz yeni bir alan olduğu için bu alanda el yordamıyla bir Ģeyler yapılıyor. BaĢarılı olmuĢ gelir modellerinin henüz ortaya çıkmamıĢ olması bir baĢka problem.
Mobilite avantajının karĢısında, form-faktörden kaynaklanan teknik arayüz sorunları.
_____________________<>_____________________
G.Ġ.A.2 Mayıs 2008
Yedi senedir iĢ hayatındayım. dört senedir mobil taraftayım.hem iĢ geliĢtirme hem de pazarlama tarafında. elektronik haberleĢme mühendisiyim. compaq ve hp tecrübem
var. iĢ geliĢtirme ve pazarlama alanındayım aveada. pazarlama bölümünde, katma değerli servisler bölümünün içinde katma değer li hizmetler sunan iĢ ortaklarından
sorumluyum.
Operatör yapılanmaları ile teknoloji firmalarının yapılarının karĢılaĢtırılması.
IT sektöründe genelde Türkiye'de uluslararası firmaların satıĢ ofisleri vardır. Operatörlerdeyse genel olarak yapılanmaları buradadır. Genel müdürleri, pazarlama
bölümleri buradadır ve kendileri karar verir. Diğer IT firmalarında dünya çapında belirlenen ürün ve hizmet stratejileri her yerde aynı Ģekilde gerçekleĢtirilir.
Ekonomik açıdan gelir modelleri açısından operatörler nasıl çalıĢır? Altyapı sağlayıcılığı yanında bir de ekosistemden söz ediyorsunuz.
Operatörlerin en büyük geliri ses hizmetlerinden elde edilir. Diğer IT firmalarındaki gibi donanım satıĢıyla müĢteri iliĢkisi bitmez. Uzun süreli sözleĢmelerle
aboneliklerle müĢteriyle iliĢki kurulur. SözleĢmede tarifelere dayalı belli iĢ modelleri sözkonusudur. ĠĢ ortaklarıyla da katma değerli hizmetler sunulmasına dayalı farklı
iĢ modelleri kullanılır. Ön ödemeye dayalı modeller, gelir paylaĢımına dayalı modeller gibi. Ġhtiyaca ve projeye bağlı farklı modeller bazen tek olarak bazen
birleĢtirilerek kullanılabilir. Down payment yapılabiliyor.
Operatörlerin türkiyedeki geliĢimi yurtdıĢındakinden farklı mı? yoksa ABD'deki örnekleri projeleri mi takip ediyorlar?
Avrupalı operatörlerle daha uyumlu gidiyoruz. Bas konuĢ gibi servisler Avrupadan da önce burada denenmiĢti. Bunun dıĢında sonradan takip ettiğimiz servisler de var.
Ama genelde paralel devam ediyor. Örneğin Blackberry servisi Avrupa, ABD ve Türkiyede yaygın kullanılıyor. Farklı tarifelerle değiĢik hizmetler de sunulabiliyor.
Bunlar genelde birbirine çok benziyor.
Operatörlerin geleceği hakkında ne düĢünüyorsunuz? Pazar ve değer zincirindeki konumları hem altyapı hem içerik sağlayıcı konumunda. Ġleride bu değiĢir
mi?
MVNO'lar ABD'deki Virgin Mobille örneğindeki gibi iĢin altyapısını ana operatörden alıp pazarlamasına odaklanıyor. Bu bir örnek tabii. Ama Ģu anda Türkiyede
operatörler kendi teknoloji Ģirketlerini de kurup, kendi portallerini yönetebiliyorlar. Ekosistemden faydalanıyorlar. Fakat Ģu anda kendi hizmet ve pazarlamalarını
kendileri yapıyorlar. Kısa vadede büyük değiĢiklik beklemiyorum. Fakat ekosistem değerli bir Ģey. Mutlaka burada zenginleĢmeler olacaktır. Ama orta vadede beraber
devam edecektir.
NTT iMode örneğindeki gibi içerik sağlayıcılara çok yüksek kâr payı vermek ve kullanıcılardan da mobil ağ eriĢimi için sabit ücret almak Ģeklinde bir model
Türkiye'de uygulanır mı?
ġu anda da gelir paylaĢımı üstüne çalıĢıyoruz. Proje ya da içeriğe göre oranlar değiĢiyor. Bunun dıĢında rakamlar veremiyorum.
Ekosistem nasıl oluĢuyor?
Bize gelen firmalar olabildiği gibi biz de içerik olarak beğendiğimiz firmalara ihtiyacımız çerçevesinde gidiyoruz. Logo-melodi, oyun, müzik belli içerik türlerimiz.
Oylama, anket hizmetleri, IVR tabanlı servisler de sunuyoruz. Veri tüketimini artırıcı hizmetler bunlar da.
Ġçerik konusunda pazarı takip ediyoruz. AraĢtırma ekiplerimizden bize gelen bilgiler var. Kendi tarafımızda çalıĢmalar yürütürken, ekiplerimiz de pazarda neler olduğunu
bize bildiriyor.
Operatörlerin arasında gelirlerinin yüzde 90'ını sesten kazananlar olduğu gibi VAS'tan daha çok kazananlar da var.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bu doğru ve değerli bir uygulama. Ġhtiyaca göre dönemsel olarak bu Avea tarafından da yapıldı. ĠĢ modeli olarak değil de fayda olarak görmek lazım. ĠĢ modeli deyince
daha farklı yaklaĢıyoruz biz. Abonelere ―profilinizi alıp böyle SMS paketi vb. faydalar sunalım mı?‖ diye soruyoruz zaten. Döneme göre sunulan fayda değiĢiyor.
Blyk bahsettiğim modelle 100 bin aboneye hedefinden kısa sürede ulaĢtığını duyurdu.
Türkiye'de çok daha fazla aboneye ulaĢılabilir. Bahsettiğiniz model Ģu anda pazarda konuĢuluyor. Operatörlerin bir iĢ modelin i yapması iççin fizibilitelerde geleceğe dair
gerçekten ciddi iĢaretleri olması gerekiyor. Onların çalıĢmaları yapılıyor. Çok da fazla kanı yok yapılamayacağı yönünde. Sponsored call ve sponsored SMS hep anlatılır
ve pazarda bilinir.
Mobil içeriğin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Bu tarz iĢ modellerinin fizibilite çalıĢmaları sürüyor. Uygun iĢ modelleri ve yapı kurulursa denenebilir modeller bunlar. Bunun Ģu anda denenmiyor olması
regülasyonlarla da ilgili. MüĢteri memnuniyetini nasıl etkileyeceği de bir konu. Sitelerde banner görüyorsunuz. Ama diğerinde hizmet olarak anlaĢtığınız firma üstünden
göreceksiniz sürekli. Ekonomik konu dıĢında memnuniyet, servis kalitesi ve regülasyon konuları var. Bunların tümü değerlendir ilerek ilerleniyor. Bu tecrübe Türkiye'de
henüz elde edilmediğinden uygulanmıyor.
Mobil ortamda video ve televizyon konusunda ne düĢünüyorsunuz?
En son Avea mobil vizyon tanıtımlarımızı görmüĢsünüzdür. CNN, Kanal D vb. birçok kanalı izleyebiliyorsunuz. Birçok video içer iği de sunuyoruz. Donanımların
geliĢmesiyle pazarda bu hizmetler daha çok yer alacak. Ġçerikler de zenginleĢiyor gittikçe. Kullanıcılar içeriklerin dinamikleĢmesini istiyor. Daha çok ve daha güzel
içerik isteniyor.
_____________________<>_____________________
P.ĠH.5 Mayıs 2008
1998'de Ericsson'da çalıĢmaya baĢladım. Altyapı tarafından. Değer zincirinde bu iĢ tanımlanırken önce bir infrastructure vardır. Onun üzerine platform oturtulur.
Platformun üzerine yazılım, uygulama, application oturtursunuz. Bunun üzerine içerik, içeriği de bir cihazdan browse ettirirsiniz ve tüketiciye ulaĢtırırsınız. Ben en
baĢtan baĢladım. 1998'de iĢe baĢladığımda doğru bizi Ġsveç'e gönderdiler. Orada headquarterda wireless data com diyorlardı mobil internet grubunu kuruyorlardı.
Toplamda beĢ kiĢiydik. EDGE, 3G, GPRS, HSCSD denilen mobil data Ģebekelerinin altyapısıyla ilgili çalıĢtık. Daha önce Siemens'te mobil ses altyapısı üstüne
çalıĢmıĢtım. O zaman 1996-1997'de Siemens üstünden Telsim Ģebekelerinin kurulması ilk tecrübemdir. Önce networking ve temel bir GSM eğitimi. Onun üstüne veriyle
ilgili Ģebekeler. Büyük ihtimalle mobil internet için ilk istihdam edilen kiĢiyim 1998'de Türkiye'de. 1998 Kasım'da Turkcell' e gittiğimizde onların data kartları vardı ama
―Bu iĢi kime verelim, satıĢ pazarlamadan birilerini mi verelim?‖ diye konuĢuyorlardı. Bizim bin tane kadar data isteyen abonemiz var dediler. Bu iĢle ilgili birilerini
atayalım diyorlardı. Dağhan adlı arkadaĢımla altı ay Ġsveç'te kaldık. Geldik ve hızlı mobil data HSCSD altyapısını kurduk. Arkadan GPRS altyapısını kurduk. Ama
bunun üstünde koĢacak platformlar yok orada. Dediler ki belli bir platform ve bununla birlikte çalıĢacak cihazlar lazım. Ondan sonra hemen WAP platformu geldi.
WAP'a uygun Nokia'nın 7110'u, ondan önce Nokia'nın bilgisayara takıloan bir card phone'u çıktı. 1999 Aralık biliĢim fuarında ben bir dizüstü üzerinden 57.6K üstünden
ilk defa kablosuz e-mail eriĢimi ve WAP sinema bileti uygulaması gösterdik Ericsson'un T320 diye bir telefonu vardı onun üzerinden.
2000 yılında Ericsson olarak Ģunu farkettik. Altyapı var. Platform da var. Cihazlar da var fakat bunları kullanacak uygulama yok. Bunları bizim yazmamız Ericsson
olarak abuk subuk geliyordu. Biz dedik ki öyle bir yer kuralım ki bunların yapılmasını burada teĢvik edelim. ĠĢte Creaworld-Mobilityworld'ün kuruluĢu oradan çıktı.
AĢağı yukarı 100 tane partner geldi oraya bir buçuk senede. Onlarla bu piyasa hızlandı. DeğiĢik düĢünceler yazılımlar falan. En son orada oluĢan crem de la crem 15
uygulama aldık oradan. Onunla GPRSland'i kurduk. Bunun kuruluĢuyla birlikte Turkcell'de yönetim değiĢikliği oldu. Ben Turkcell'e geçtim. Ericsson'daki bu modeli
oraya taĢımak ve orada bu iĢi büyütüp bir ekosistem yoluyla bu iĢleri sürdürmekti hedef. Orada GPRSland'in ikinci fazını yapt ık. Ardından Shubuo projesini getirdik.
Belli bir noktadan sonra bu iĢler büyümeye baĢladı doğru modelin de sayesinde.
Operatörlerde Ģu açmaz var. Operatörler hayır kurumu değil. Günün sonunda kazandıkları para her zaman birinci öncelikte. Sadece onlar da değil Ericsson gibi kurumlar
da aynı. Biraz da rekabetin etkisiyle iĢe kısa vadeli bakma gibi bir Ģey var. Turkcell'de bu orta vadeli düĢünüldü. Ama benim kafamda hep bunun çok daha uzun vadeli
düĢünülmesi ve doğru geliĢmesi vardı. Gerek Creaworld-Mobilityworld'deki iĢlerde, gerek Turkcell'dekilerde hep böyle steril bir ortamda iĢlerin büyümesini sağlamaya
çalıĢıyorsun. Orada bir kültür yerleĢtiriliyor. Benim kafamdaki biraz daha gelir ikameli değil de partner ikameli, geniĢ katmanlara yayacak Ģekilde Ģey yapmıĢtık.

294
Sonradan iĢler belli bir noktaya geldi. Daha fazla ilerlemesi iççin çok farklı sosyal katmanlara yaymak zorundasınız. Daha kamusal ne b ileyim devlet içine, akademiye,
ticari sosyal dokularını bularak yaymak zorundasınız. Ondan sonra bir karar verdim Turkcell'den ist ifa ettim. Üniversite'ye geçtim. ĠĢin iletiĢimsel sosyal yönlerini
araĢtırmak birazcık daha, bu doğrultuda da bu iĢi yayabileceğim noktalarda yaymak hedefiyle. Bununla birlikte medya kuruluĢlarına danıĢmanlık yaparak bunun geniĢ
katmanlara yayılmasını sağlamaya çalıĢtık. ġu anki danıĢmanlık iĢimde de odak mobil.
ġu anki birinci görevim Kadir özel Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesinde internet ve mobil iletiĢim dersi veriyorum. Özellikle yeni medya ve geleneksel medya
karĢılaĢtırılması, onun üzerine eklemlenmesi ve oradan yepyeni bir mecra yaratılması. Bir iletiĢim platformu olarak kullanılması. Bunun ötesinde bunun pratik olarak
kullanıldığı yerler de iĢte DTV, Merkez Yayın Holding olsun buralar. ġu anki görevim Ciner Holding'te ATV-Sabah'taki gibi mobil iĢler için bir yapı kurmak, geleneksel
medyaların izleyiciyle daha interaktif olmasını sağlamak. Bunun için birinci mecrayı mobil olarak görüyoruz biz. Ġki önemli yan var. Bir tanesi izleyicinin
interaktivitesiyle geleneksel mecranın durumu daha iyi anlaĢılıyor. Ġkincisi de 21. yüzyılın daha çok konuĢmak isteyen insan konseptine bir mecradan da olsa katkıda
bulunuyorsunuz. Bunun tabii ticari yanı da var. Bu mobil cihazlar üstünden üretilen katma değeri de bir Ģekilde gelir paylaĢımıyla elde ediyorsunuz. Oradan bir davranıĢ
profili çıkarıyorsunuz. Bu da önemli noktalardan. Yaptığınız yayını, içeriği, programı buna göre düzenleme Ģansına eriĢiyorsunuz. Geleneksel medya ilerlediği yolda
doğru mu yapıyoruz yanlıĢ mı noktasını görmek amacıyla. Reyting cihazından önce bir programa gelen text sayısından bunu rahatlıkla sağlıklı biçimde ölçebiliyorsunuz.
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Internet ve mobil 2000'li yılların baĢında birbirleriyle biraz da Ericsson, Nokia, Microsoft gibi Ģirketler bir tarafta internet diğer tarafta mobil Ģirketler var. Bunları
Avrupa Birliği ile Amerika olarak da düĢünebilirsiniz. Kodları okumak istediğinizde bir tarafa Amerika çıkıĢlı interneti koyun. Burada hep bir takım Ģeyler internet
üzerinden alınır. Mobilse AB çıkıĢlı olduğu, oradan çıkarak tüm dünyayı sarıp egemen olduğu için kodlarda hep arkada bu çatıĢma vardır. Bilgisayarlı te lefon
dediğinizde bu bir AB kodu olur. Telefonlu bilgisayar dediğinizde bu Amerika kodu olur. Böyle enteresan kodlar var. Microsoft, Nokia diyebilirsiniz. Cep telefonu,
bilgisayar diyebilirsiniz. Günün sonunda mobil dediğiniz mecra aslında internete bağlı, oradan beslenen bir Ģeydir. Internetle mobil yerine bilgisayarla telefon desek
günümüzde daha anlamlı olur. Bir sanal siber alana bir tanesinde cep telefonundan daha mobil olarak bağlanıyorsun, öbüründeyse kablolu daha hareket kabiliyetin az,
ama daha geniĢ ve daha rahat bağlanıyorsun. Bunların dinamikleri farklı fakat bütünleĢtirilebilir. Yani birbirini tamamlayan Ģeyler. Nedir bunlar? Yeni medya
konseptiyle birleĢtiriyorum.
Ġlk baĢlarda bunlar farklı olarak gidiyordu. Cep telefonu topluma son derece hızlı yayıldı. Ses iletiĢimi gibi çok can alıcı bir noktada insanları tavlayıp, bir anda insanların
hayatının vazgeçilmez parçası olan, daha kiĢisel ve mobilitesini sağlayan bir cihaz. Amerika gibi internet dominant birkaç örnek dıĢında Türkiye de dahil tüm dünyada
cep telefonları ve mobil iletiĢim internetten çok daha hızlı yayıldı. 2000'lerin baĢındaki ayrım vesilesiyle söylüyorum bunları.
Bu durum umulan ülkelerden çok umulmayan, geliĢmekte olan ülkelerde daha hızlı oldu. Birkaç nedeni var bunun. Özellikle geliĢmemiĢ ülkelerde bilgisayar hem pahalı,
o zaman 1000 küsur dolarlık bir cihaz. Hem de altyapısı özellikle telekom yapıları nedeniyle devlet eliyle kurulması gereken ve altyapısı da çok daha zahmetli ve uzun
sürede kurulan bir Ģeyden oluĢuyordu. 101 tuĢlu klavyeye özellikle 35 yaĢ üstündeki insanların çok sıcak bakmaması. Bilgisayarın kullanımı göreceli olarak beceriye
bağlı olması nedeniyle. Halbuki cep telefonuna baktığınızda telefondan gelen bir alıĢkanlıkla sadece bir takım tuĢlara basarak çok daha kolay eriĢebileceğiniz size çok
daha mobil olarak Ģey yapılan ve özellikle devletlerin çok hızlı özelleĢtirmeler yoluyla lisans ihaleleri yoluyla son derece akılcı biçimde çok hızlı kurabildikleri bir takım
mobil iletiĢim altyapılarıyla bir anda insanların hayatına girip hayatlarını ses üzerinden öncelikle kolaylaĢtıran, daha sonra kısa ileti dediğimiz, mobil internet dediğimiz
hizmetlerle çok daha çabuk yayılan bir süreç var burada. Bunun en somut örneği Japonya'dır. 1999'da her yerde verilen örnek NTT DoCoMo'nun kurduğu iMode
servisinde, Ģu anda 69 milyon kullanıcısı var, ilk iki senelik çıkıĢta insanlar Ģunu görmüĢ: Ġlk iki senelik abonelerin 2,5 milyon abone olması lazım 3'te biri interneti
buradan tanımıĢ ilk defa. Ġnsanların yüzde 30'una Japonya'da sorduğunuzda internet nedir diye, cep telefonundan girilip oradaki bir takım yerlere ulaĢtığınız ve insanların
hayatını kolaylaĢtıran bir Ģey diyor. Burada Japon kültürünün de etkisi var. Ġnsanlar Tokyo, Kyoto gibi merkezlerde çalıĢıyorlar ve metroyla yaklaĢık bir buçuk iki saatlik
seyahatlerle ulaĢtıkları bir yaĢam tarzı var. Dolayısıyla hepsi o yaĢam tarzında o cep telefonu üstünden, bir de yoğun nüfuslu yerler olduğunu düĢünürseniz, cep telefonu
gibi küçük bir cihaz üstünden insanların o anda bulundukları noktadan bağlantısız olarak, kendilerini tamamen izole ederek, bambaĢka dünyalara eriĢtiği bir sanal bilgi
ya da paylaĢım ortamına eriĢtiği bir Ģey düĢünün.
Dolayısıyla gerek mobilite gerek kiĢisellik gerekse bu hızlı yayılım yönüyle o dönemlerde mobil iletiĢim ya da mobil internet dediğimiz Ģey internetten daha hızlı
yayıldı. Ama bu geliĢmiĢlik oranlarına, Japonya, Kore gibi bir takım örnekleri isitisna olarak tuttuğunuzda, geliĢmiĢ ülkelerin çoğunda, Baltık ülkeleri, AB ülkeleri ve
ABD'de internet penetrasyonu yoğunlaĢtı önce, arkadan mobil penetrasyonu. 2001 yılında büyük Ģirketlerin projeksiyonlarında mobil internet kullanıcı sayısı sabit
internet kullanıcı sayısını geçecek falan gibi anlamsız, elmayla armutu karĢılaĢtıran bir takım Ģeyler vardı.
Günümüzde artık mobil cihazlardan internete eriĢen ve bilgisayarla artık tümleĢik cihazlar olduğu için artık böyle bir Ģey olmadı. Mobil cihazlar eriĢim tarafında
konumlanıyor. Ortada bir tane platform var. Siz mobil olarak cep telefonlarından daha doğrusu cep bilgisayarlarından, sabit o laraksa dizüstü ya da sabit bilgisayardan
bağlanarak internete eriĢtiğiniz bir nokta. Dolayısıyla ortadaki platforma sabit ya da mobil olarak eriĢiyorsunuz. ġimdi artık ayrım yapılması kategorik olarak alınması
gereken bu.
Bilgisayar ve mobil eriĢimi karĢılaĢtırdığınızda kullanım gereksinimlerine göre bir belirlenme var. Bilgisayar ve altyapılar geliĢti ve ucuzladı. Hızın ve görselliğin yüksek
olduğu noktalarda insanlar elbette ki sabit bilgisayarlardan eriĢecekler. Ama mobilitenin, hızın, anlık yükleme indirme ihtiyacının olduğu ve zaman ve mekândan
bağımsız hareket etmek gerektiğinde cep bilgisayarları ya da mobil cihazları tercih etmeleri kaçınılmaz.
Sabit ve mobil operatörler arası bir fiyat tarife rekabeti var. Kim nasıl konumlarsa ona göre değiĢiyor. Bazen hız üzerinden rekabet oluyor. 3G gelmedi ama Telekom
daha hızlı eriĢtiriyor insanları. Ġhtiyaç, hız, fiyat gibi Ģeyler yerel ya da ulusal bazda mobil mi sabit mi olacağınızı belirleyici.
Bu belirleyicilikten sonra içeriğin geliĢimine bakmak lazım. Mobil içerikten geldik buraya. Dünyada bilgisayardan eriĢilen internet modeliyle, cep telefonundan içeriğe
eriĢim modelleri arasında bir farklılık oldu. Internet dünyada en baĢından beri bedava algılanması var. Mobilinse pahalı olarak bir algılanması var. Yani içeriğe internette
bedava ulaĢıyorsunuz. Mobildeyse doğası gereği konuĢurken ya da içeriğe ulaĢtığınızda para ödüyorsunuz. Dolayısıyla mobildeki algı para ödemeli internette bedava.
Mobil içeriğin rasyonel olarak daha çok geliĢmesi bekleniyor. Yani daha rasyonel bir modelle feasable geliĢmesi bekleniyor. T icari modeli daha rasyonel olduğu için
mobil içerik pazarının, internet üzerindeki içerik pazarına göre çok daha sorunsuz geliĢmesi söz konusu oldu. Ġlk baĢlangıcı böyle.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Mobil içerikte birkaç örnek dıĢında belirleyici model gelir paylaĢımı. Yani buradaki dinamik Ģu: mobil cihazlardan eriĢtiğiniz zaman, buna sesi de dahil edelim, belli bir
sabit ücret ödersiniz. Süre bazlı kullanım vardır. Ġçeriğe de para ödersiniz. Üç tip ödeme vardır. Bu üç tip ödeme içinde operatör ve servis sağlayıcının anlaĢmasıyla cep
telefonu operatörünün faturası üstünden para tahsilatının yapıldığı orada da birkaç farklı Ģeyin paylaĢıldığı bir model var. Mobil mecrada reklam ve sponsora dayalı iĢ
modelleri Ģu anda yok ya da çok kısıtlı. 2008 itibariyle hala bu böyle. Dominant Ģey içeriğe, süreye, veriye para ödeme. Internetteyse en baĢından beri bu bedavalıktan
dolayı reklam sponsorluk modelleri daha belirgin. Orada ne süre bazlı bir Ģeyiniz var. Ne içerik bazlı bir Ģeyiniz var. Ġkisi birbirinin tamamen zıddı, ekstremi iki model
var. Baktığınızda ticari modellerin mobil mecrada geliĢmesi, ticari içerik satıĢlarının mobilde olması gayet doğal. Beri yanda daha kamusal daha sosyal içeriğin de
internet üstünde geliĢmesi daha doğal. Dolayısıyla internet üzerinden herhangi bir ticari model reklam ve sponsorluk haricinde geliĢtirilemediği, algı buna uygun
olmadığı için genel anlamda bir sürü yasal problem çıkıyor. ĠĢte telif ve paylaĢım siteleri problemleri. Cep telefonundan bir parçayı bir yerde gördüğünüzde
indiriyorsunuz ve parasını ödüyorsunuz ve size garip gelmiyor. Ama internette aynı parçaya para ödediğinizde ―Aaa ne bu ya? Yok böyle bir Ģey. Olmaması lazım.‖ diye
düĢünüyorsunuz. Bu genel algı. Ġçeriğin ticari olarak para ettiği mecra mobil, para etmediği mecra internet. P2P içerik paylaĢımının telif ve yasal sıkıntıların, içerik
patlamalarının yaĢandığı yerse internet. Web 2.0 ile paylaĢım daha da arttığı için bu bedavalık orada normal duruma gelmeye baĢladı.
Mobil cihazlar internete eriĢtiklerinde iĢletim sistemi olarak ve indirme kapasitesi olarak hala yetersiz. iPhone'da limewire kazaa gibi bir yere bağlansanız olası değil bir
Ģey indirmeniz bedava. Teknik olarak ikisinin arasında bir elma-armut durumu sürüyor hala.
Özellikle internet konusunda becerikli kitlenin genel Ģeyi sabit internetten indirdiği içeriği mobil cihazına bir Ģekilde aktararak orada kullanmak. Ġnternet konusunda
becerikli dediğimiz kitle çok yaygın değil. 30 yaĢından yukarılara çıkmaya baĢlayın böyle bir Ģeye asla rastlayamasınız.
Internet uzun süredir kullanılıyor. 30 yaĢında da etkin internet kullanıcıları var artık. Kullanıcılar yaĢlandıkça becerilerini ve alıĢkanlıklarını kullandıkları
mecralara da taĢırlar mı?
Evet. Aslında mobil cihazların internet kapasiteleri artıp sabit bilgisayarlarla eĢ duruma gelmesiyle böyle bir fark ortadan kalkacak. Mobilin pahalı algısı ucuzlayacak.
Internetin bedava algısı hafif ücretliye doğru gidecek. Benim düĢüncem ortada buluĢacakları yönünde. Ticari ve sosyal ayrımları da içiçe geçmeye baĢlayacak. Mesela
benim tahminim Ģu anda meslek birliklerinin müzik ve sinema gibi alanlarda yaptıkları iĢ modellerinin hepsi değiĢecek. DeğiĢmemesi olası değil. 10 sene sonra bu
adamlar internet polisliği yapamayacak. Herkes internette olacak o zaman.
Etik konusu ya gözardı ediliyor, ya kaçırılıyor ya da düĢünülmüyor. Vicdan yoksa insan bir Ģekilde istediğini elde etmeyi baĢarır. O tamamen baĢka bir konu.
Elde etmesini engellemenin yolu yok.

295
Free Culture diye bir kitap okuyorum iPhone'da. ġöyle bir Ģey diyor: Bizim kültürümüz belli bir zamana kadar bu yazılı kültür hep kamusal paylaĢılabilir geldi. Ġnsanlar
birbirlerine anlattığı hikayelerden para almıyordu. Sözlü kültür vardı. Sözlü kültürden yazılı kültüre geçildiğinde yazılı kü ltürün ilk baĢlarında da bu iĢ ticari değildi. Bir
noktada paralı olmaya baĢladı. Fakat öyle bir Ģey geliyor ki Ģu anda, mesela Creative Commons diye bir takım yeni telif modeller i var. ġimdi buralarda internet bir anda
o sözlü kültür zamanındaki bedava kültür sürecini yaratmaya baĢlayacak bir platform olarak çıkmaya baĢladı. Eskiden türküler üretilip anonim yayılıyormuĢ.
Karacaoğlan milletten telif mi alıyordu? Anlatabiliyor muyum? Bu iĢ metalaĢtırıldı, metalaĢtırıldı ve o metaların da fiyatlar ı köpürtüldü, köpürtüldü, dünyadaki
ekonomik kriz gibi bunlar Ģimdi pat pat patlıyor. ġu anda Tarkan TTnet müzikte 500 bin indiriliyor. Öykü ile Berk diye bu iĢten meĢhur olan ve para kazanmayan
adamlar Tarkan'ın beĢ-altı katı indiriliyorlar. Hacettepeliler 1984 ve ÖSYM diye bir grup çıktı Ģimdi. O herifler oradan beĢ kuruĢ para kazanmadılar ama mesajlarını
ulaĢtırdılar. Yani serbest kültürün Ģeyleri oldular.
Ġçerik Ģu anda olmadığı kadar ticarileĢtirildi ve kapalı duruma getirildi. Internette de alabildiğine serbest bir ortam var. Bu ikisinin arasına mobil ortamı soktuğunuzda
sinerji sonucunda mutlaka baĢka modeller bulunacak. Bu kültür içinde içerik, Web 2.0 dediğimiz Ģey paylaĢım Ģeyi. Yani böyle bir paylaĢım kültürü içinde insanların,
bakın sanayi toplumundaki bireyselleĢmenin, bireyci insanların yavaĢ yavaĢ bilgi toplumunda bireyciliklerinin giderek arttığını düĢünüyoruz ama bu internet sayesinde
yeni bir paylaĢım dönemi baĢlıyor. Dolayısıyla bu paylaĢım döneminde mutlaka ortak bazı değerler olacak. ġu anda bu değerlerin ilk oluĢturulma kodları baĢlıyor. Telif
de bunlardan bir tanesi. Sanal örgütlenmeler var siyasi olarak. ĠĢte bütün bunlara baktığımız zaman yeni bir dünyaya doğru gidiyoruz. Bilgi devrimiyle birlikte yeni bir
bir araya gelme, dayanıĢma, çatıĢma Ģeyleri olacak. Mutlaka olacak. Dolayısıyla içerik günün sonunda mobil cihazların kapasitesi ne kadar artarsa, ne kadar çok insan
buradan internete girerse, limewire'ı indirdiğin an içeriğe bedava ulaĢacaksın zaten kaçınılmaz bir Ģey.
Mobil aktivizm denen bir Ģey var mesela.
Derslerimde bahsediyorum. WTO toplantısı, Hugo Chavez'in protesto edilmesi vb. Eminim buradaki 1 Mayıs olayları deĢilse, insanların toplanma dinamiklerinde SMS
iletiĢiminin rolü vardır. Araba yakma olayları var mesela geçenlerde. Eminim onlarda da bir mobil iletiĢim sözkonusu.
Mobil yayıncılığın Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
ġu anda halen emekleme döneminde. Bunun birkaç nedeni var. Mobil yayıncılık dediğimiz Ģey ilk baĢta da Ģu anda da SMS'e dayalı olarak geliĢti. Haber, içerik,
astroloji, spor, finans, bilgilendirme servisi gibi. Yayıncılık geleneksel anlamından farklı bir Ģeye doğru gidiyor. Televizyon yayıncılığında SMS'le ilgili mobil
yayıncılığı düĢünmeniz sözkonusu değil. Ama burada daha interaktif, spontan anında gelen bir Ģeylerden söz ediyorsunuz ve o ana göre sizin tamamen değiĢtirdiğiniz bir
takım Ģeylerden söz ediyorsunuz. 19 Ocak 2001'de anayasa kitabı fırlatıldığında bir yerde takside sıkıĢıklıkta kaldıysanız bittiniz. Siz iĢ yerinize ulaĢana kadar bütün
borsa yatırımınız gitti. 15-20 Kasım patlamalarında mesela minibüste gidiyorsunuz, bir anda diyor ki ġiĢli'de patlama. Diyorsun ki ―Dur! Burada ineceğim.‖ Böyle
noktalara kadar geldi artık. Ya da anında aldığınız yanlıĢ bir haberle, eskiden sözlü kültürle yapılıyordu bu, ―6-7 Eylül'de Selanikte Atatürk'ün evine saldırıldı‖. Böyle bir
haberi SMS'le attığınızı düĢünebiliyor musunuz? 30 bin kiĢiye attınız mesela. Bunun enformasyon ve dezenformasyon yanı var. Bu sizi mobil olarak çok daha spontan
alıyor ve etkiliyor. Aynı zamanda siz mobil olarak bir takım Ģeylere yönlendiriyor, bir takım aksiyonları almaya Ģey yapıyor sürekli. Geleneksel medyada pasifsiniz.
Mobil yayıncılıkta aktifsiniz. Üç aĢağı beĢ yukarı hep yazılı kültür üstünden hep mobil yayıncılık unsurlarını alıyorsunuz.
Mithat Bereket ile ―Dünyanın Renkleri‖ diye bir MMS dergisi yapıyorum. Bir takım Ģeyleri koyuyorsunuz da, altyapı geliĢmediği insanların kültürü buna müsait
olmadığı için abone sayısı birkaç bine geliyor ilerlemiyor. Ġlgi var. En azından kendi deneyimlerimle Ģey yapayım. Türkiye'de bu iĢin kullanıcısı birkaç yüz bin, 300-400
bin kiĢi. 1 milyona vardığı zamanlar da oldu. Türkiye'de günde 3 milyon gazete satılıyor. 150 bin abonesi olan bir haber servisi yaptığınızı düĢünün. 5-6 gazete var bu
tirajda. Bu gazeteler devasa organizasyon gerektiriyor. Sizse 150 bin adamla birebir haberleĢiyorsunuz. Onları harekete geçirebiliyorsunuz. Operatörle anlaĢtıysanız
kimdir bilebiliyorsunuz.
Sadece haber göndermiyorsunuz orada. Anket yapıyorsunuz mesela. Orada size feedback geliyor. 1 Mayıs olayların ı nasıl karĢılıyorsunuz? Geliyor. Siz orada kendi
okuyucu profilinizi yakalayabiliyorsunuz. Yorum atın bana diyorsunuz. Eğer onların yorumlarını internete taĢıyabilirseniz, ya da onlara anketin sonucunu iletebilirseniz
çok daha interaktif oluyor.
Çoğu gazete okumuyor olabilir. 7 TL civarı ücretlerle bu haber hizmetleri alınabiliyor.
Evet tabii. Çağımız insanının Ģeyi Ģu. Biz hepimiz yüzyıllarca sözlü, sonra 9. 10. yüzyılda yazılı kültüre geçme çalıĢmaları, ardından Gutenberg ve Müteferrikayla batılı
kültüre, ardından 20. yüzyılda görsel iĢitsel kültüre geçmiĢiz. 21. Yüzyılda bunların bir ötesi siber kültür. Bu da pasif değilsiniz artık demek. Mobil yayıncılığın Ģeyi
interaktivite ilk olarak. Ġkinci olarak da bu iĢin geleceğinde mobil TV dediğimiz kısa videolar olsun Mobil Web 2.0 diye bir takım konseptler var burada. Burada
görüntüyü çektiniz, anında Youtube gibi bir takım paylaĢım ortamlarına koyabileceğiniz, geleneksel medyayla sinerjisiyle, televizyonda gördüğünüz bir Ģeyle ilgili
mesela biz AT V'de Kenan Doğulu yılbaĢı konserinde yapmıĢtık. Fotoğraf ve videonuzu yılbaĢı videonuzu çekin gönderin yayınlayalım demiĢtik. Birkaç bin video ve
resim aldık. Artık geleneksel medyayla birlikte all-in-one dediğimiz televizyon, radyo, bilgisayar, telefonun falan hepsinin bir arada olduğu bir Ģey olduğu için siz
buradan ses, yazı ve görüntüyü Ģeye attınız harmanladınız ve uygun noktalarda, uygun formatta insanlarla paylaĢtığınız bir Ģey sözkonusu burada. Bence kiĢisel, mobil ve
interaktif çok hoĢ bir Ģey.
Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
Bununla ilgili Ģöyle bir yorum yapayım. Türkiye'deki çoğu mobil içerik sağlayıcısı için söyleyeceğim geçerli: operatörler olmadan gelir elde etmek son derece zor.
Çünkü operatörle çalıĢmanın Ģöyle bir avantajı var: geliri doğrudan operatör faturasından tahsil ediyorsunuz. Gelen faturalarda 50 milyon insandan aylık 10 dolar
alınıyor diyelim. Onun yanına 1-2 milyon sıkıĢtırdığınızda bir Ģey olmuyor. Ġnsanlar bir Ģey demiyor. Gidip de bayiden dergi-gazete alıp içinden çıkan kodu
göndereceksiniz falan bunlar olmuyor.
Operatörün iĢin içinde olmadığı birkaç model var. Bayiden kazı kazan kartı almak, kredi kartı üstünden yapmak gibi. Bunların hiçbiri güvenilir, feasable ya da rahat
bulunmuyor. Kullanıcı bakıĢ açısının en temel karakteristiği: ―Ģunu yaz Ģuraya gönder cebine Ģu gelsin‖. Çok basit ama dünyanın her yerinde aynıdır. Aboneliği
sürdürme ya da iptal etmeyle ilgili bilgilere eriĢmede ya da iĢlem yapmada bir sıkıntı var. Ama aboneler Ģikayetlerine yanıt alamadıklarından operatör değiĢtirme
noktasına geldiklerinden, aboneyi daha iyi bilgilendirip, etik koĢullarda iĢ yapacağınız ve uygun iĢ ortaklarıyla çalıĢacağın ız bir model kuruluyor Ģu anda. Mobil içerik ve
servis sağlayıcılar da o modelden serbest hareket etme Ģeyini bulamıyorlar. Tanıtım sıkıntıları da var. Mobil operatörlerin iĢ ortaklarına baktığınızda, bizim gibi medya
kuruluĢlarının haricinde genel olarak bir takım yaratıcı ekipler söz konusu. Bütün bunların karakteristiği operatörler iĢ birliği yapmayı gerektiriyor. Ġçerin ve geliĢtirme
tarafı olan küçük çevik Ģirketler gelip yaratıcı fikirlerini sunuyorlar. Operatör kabul ettiği anda bir gelir paylaĢım modeli baĢlıyor. Bunların finans, muhasebe vb. iĢlerini
hep operatör üstlenerek onlara bir ekosistem yaratıyor. Bu da herkesin iĢine geliyor. Arada bizim gibi büyük Ģirketler var. Onlar da diğer tahsilat yöntemlerinin
elveriĢsizliği ve maliyeti nedeniyle hep operatörlere bağımlılıkları sürüyor. Gelecekte mobil cihazların internete eriĢim özellikleri geliĢtiğinde, internetin bedavalığı, e-
ticaret gibi daha güvenilir ortamlara daha rahat ve basit eriĢilebildiği noktada internetteki gibi kredi kartı vererek yaptığımız Ģeylere ulaĢabiliriz.
Kredi kartlarının cep telefonlarının içine sanal olarak konulduğu Kore‘deki gibi örneklerde, operatörlerin de birer kredi kartı sağlayıcısı olduğu noktalarda, NFC‘den
bahsediyorum. Bu iĢin sosyal anlamdaki etkileri apayrı ele alınmalı.
Ben ticari olarak bu iĢin geliĢmesi açısından konuĢuyorum hep. Sosyal olarak bakılınca çok ciddi olumsuzluklar var burada. Yani üzerinde düĢünülmesi gereken ciddi
Ģeyler var. Kaçınılmaz olarak fiili olarak gelen Ģeyler var. Mobil yayıncılık dinamikleri, mobil ortamın dinamiklerinden kaynaklanan Ģeyler var. Chat ortamını düĢünün.
3. Sayfalarda dünya kadar haber görüyorsunuz. Kontör hırsızlıkları.
Dolandırıcılığın bu ortama taĢınması.
Bunlar artık fiili durum. Uydu kanallarında çıkan yarıĢmalar falan. Buradan mağdur olan birçok üretici, satıcı, kullanıcı var. DüĢünülüp uygun biçimde çözülmesi lazım.
Telekomünikasyon Kurumu-TK bunu çözmeli. Mobil TV yayını baĢlayınca buradan yapılacak porno yayınları kim denetleyecek? RTÜK mü? TK mı? Internet Kurulu
mu? Ülkemizde nasihatla değil, musibetle akıllandığımız için yaĢanılıyor ondan sonra regüle ediliyor.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Blyk örneğini konuĢmuĢtuk. 2007 Eylül‘ünde Guardian gazetesinin Ġngiltere‘deki bir seminerine gittim. New Media medyanın geleceği bağlamındaydı. Her ne kadar
sunumunda çok iyi, acayip iyi Ģeye ulaĢtık dese de ben adamın anlatıĢ ve sunuĢ biçiminden hem çok bilgi içermediğini hem de iĢlerin umulduğu kadar iyi gitmediğini
düĢünüyorum.
100 bin kullanıcıya iki hafta önce ulaĢtıklarını açıkladılar.
Mevcut durumu tarif edeyim ben. Onun üstünden bakalım. varolan durumda çok özel çok mahrem bir mecra, bütün dünyada gerekli gereksiz mesajlarla bir defa
kirletildi. Bu mesajlar adam çok önemli bir haber ya da sevgilisinden ileti beklerken ―Mağazamızda indirim oldu.‖ Ģeklinde gelince deliriyor adamı. Bu algı tüm dünyada
çok kötü yönetildi. ġu anda izinli reklam modeli üstünden kullanıcıda çok ekstrem durumlar hariç olumlu bir algı yaratacağını düĢünmüyorum, faydası olsa bile. Çünkü
insanlar zararını gördüler. Gelen mesajlarla dolandırıldılar. Bir ileti geliyor ―Gold aboneliğe hoĢ geldiniz. Aboneliğiniz için Ģuraya girin...‖. Adam abone değilim nereden
iptal edeceğim diye girince daha da iĢin içine girmiĢ oluyor. Bu mecralar sadece Türkiye'de değil tüm dünyada kirli görülüyor artık.

296
ġöyle olabilir: GSM operatörleri bu mecrayı birazcık sessizlik dönemine, nadasa bırakır, toprak yıpratıldı çünkü. Ondan sonraki iĢ bu olabilir. Ya da pratikte olması
muhtemel ama sonuçları itibariyle çok daha vahim olabilecek bir Ģey, sizin bahsettiğiniz Ģekilde insanları davet edecek bazı firmalar. Çok dikkatli olmaları laz ım bu
firmaların. Blyk stratejisinde çok dikkatli: gönderilen mesajlar, alan profil belli, iyi profil soruları var, mesajların ilet im sıklıkları seçilmiĢ. Herkes Blyk gibi mi
davranacak? Bir Ģirket Türkiye'de iĢi Blyk gibi yapacak. Ondan sonra baĢka bir Ģirket Blyk gibi yaparmıĢ gibi yapıp milleti soyup soğana çevirecek. ġu anda Türkiye'ye
yabancı Ģirketler pazarlama vb. iĢler için geliyor. Bazıları Avrupa'da operatörlerce cezalandırılmıĢ Ģirketler.
GeçmiĢte sponsored call diye bir Ģeyler denendi. Ben bir yeri arayıp iĢimi göreyim diyeceksin, 30 saniye reklam dinleyeceksin. Kültür artk buna müsaade etmiyor.
Ġnsanların sabrı, dikkati, odağı. Bir takım sosyal dinamiklere baktığında diyorsun ki zor be abi. Bir kere iki kere katılırım da... Internette insanlara ―Bu içeriğin sürmesi
için sponsor bannerlarına tıklamanız lazım.‖ diyorsun. Basmıyor insanlar bannera. ġöyle olabilir: daha sosyal yönü gösterilirse, bağıĢ hattı gibi vb. olabilir.
Bu modelin GSM operatörleri ve TK tarafından çok ciddiye alınıp ona göre gidilmesi lazım. Değilse ne sponsorluk ne reklam mecrası olur burası. Zaten çok dar ve
kiĢisel bir mecra.
Büyük medya kuruluĢlarının MVNO olup altyapıyı operatörlerden alması savunduğum yöntem. Kullanıcı izin varitabanı da özel sektörde değil de
Telekomünikasyon Kurumu gibi bir kurumda korunmalı. Kullanıcı istediğinde eriĢip bilgilerini güncelleyip isterse silebilmeli ya da çıkabilmeli.
Ġlk baĢta bu modeli kabul eden kullanıcılardan bir müddet pazarlama iletiĢimine maruz kalanlar da iptal edeceklerdir. Mobiliz.biz diye bir oluĢum vardı Türkiye'deki
mobil pazarlama faaliyetlerini bir araya getirmek için. Fakat o da akim kaldı sanırım. Herkes mecranın güzel olduğunu söylüyor. Ama bir Ģey yapamıyor. Belli bir
noktaya gelebilir bu model. Ama yaygınlık, kitlesellik kazanır mı çok Ģüphem var.
Mobil içeriklerin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olması nasıl olur?
Ortada birleĢeceğine inanıyorum. Tamamen ücretsiz olmaz. Akıllıca fiyatlandırılmıĢ içerikler söz konusu olacak.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Mecraların kısıtlılığı var. Belli seviyede interaktivite yapıyorsunuz siz ama genel resme bakarsak mobil mecranın inter net kadar Ģanslı olmadığını düĢünüyorum. Internet
Microsoft'a borçludur. Diktatörlük insanları Ģey yapar ya. Tek bir iĢletim sistemi olmasaydı orada cep telefonlarındaki gibi elli iĢletim sistemi olsaydı hiç bir Ģekilde
standartlar oluĢmazdı. Microsoft diktatörlük yaptı ama bilgisayar ve internet dünyasına çok iyi bir Ģey yaptı. Monopol kartel yanını sevmem ama insanların belli bir ortak
paylaĢım noktası olması lazım. Aynısı cep telefonlarında yok. Nokia, Ericsson, Siemens birbiriyle kavga ediyor. Her biri ayrı Symbian kullanıyor. Java getirdiler onda da
anlaĢamadılar. Forumlara giriyorlar birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar. Symbian 60 Nokia majoritesi olduğundan arkada diğerler i baltalamaya çalıĢıyor. Tek ortak nokta
SMS. Browsing, internete eriĢim, Java kullanımı, Flash kullanımı hiç birisi standart değil. MMS, WAP 2.0 eriĢimi, mobil imza, bankacılık, ticaret gibi güvenlik
gerektiren Ģeylerde ortalıkta onlarca forum var ama bir standart yok. Bunun Ģirketlerin hepsine zararı var. Ama hepsi kendi yolunda gidiyor ve kendi kitlesine sahip
olmayı istiyor. Diğer tarafta Microsoft birĢey çıkarıyor, diğerleri ona benzer bir Ģey yapmayı hedefliyor ki user experienceı yitirmesin. iPhone üstünde oluĢan yüzlerce
kullanıcı deneyimi var. Bunların hiçbiri standart değil. Ġki standart var: biri ses, diğeri kısa mesaj. BaĢka hiçbir Ģey yok. Bu kısıtlılıkla nasıl geliĢtireceksiniz? Yayıncılığı
çeĢitlendiremiyorsun. Mobil TV konusunda Allahtan AB çıktı DVBH standardında anlaĢtı. Bu cihazdan streaming yapmaya kalkan dünya kadar Ģirket oldu.KardeĢim
3G'de bile olmuyor o streaming. Unut onu. Orada bir baz istasyonu var. Geçireceği kanal sayısı sınırlı. Oraya da 20 insan ulaĢırsa sen o trafiği handle edemiyorsun.
Mobil streaming yapılıĢ yöntemi yanlıĢ. DVBH gibi ayrı anten yapacaksın. Cep telefonunda radyo nasıl? Ayrı FM anteni üstünden yapıyor. Bunda da DVBH ya da TV
anteni olacak onun üstünden yapılacak. Sen interaktiviteyi GPRS, EDGE, 3G ile vereceksin bunun üzerine.
Internette de aynı Ģey var. Zaten kapasite dolu. varolan hattı iki katı insanın kullandığını düĢün. Mobil gibi hızlı arttığını düĢün. olası değil kimse bir Ģeyi stream edemez
orada.
Optimum yöntemleri bir araya getirmekten bahsediyorsunuz.
Evet. Yayınonline diye bir Ģey var. Burada 50 kiĢi girse siteye sıkıntı baĢlar. En büyük problem bandwith ve bu iĢe yanlıĢ bakılması. Bu streaming videofon için
kullanılabilir ama 24 saat yayın yapamazsın oradan yahu. Kamusal yayıncılığı unut, p2p'ye uyarla.
Mobil TV olacaksa bir mobil dijital platform sağlayıcı olacak. Digiturk mesela. Onlar gelecek bunu bundle edecek. Aslında bunların hepsi internet üstünde birleĢeceğine
göre biraz daha o tarafa bakmak lazım. Aradakiler 80'lerdeki Betamax gibi olacak. Blueray çıktı DVD tartılĢılmaya baĢladı yay gın olmasına rağmen.
Burada aslı mesele Ģu mu? Kullanıcının böyle bir ihtiyacı yok. Pazarlamayla ihtiyaç oluĢturuluyor. Kullanıcı içeriğe baĢka mecradan zaten eriĢiyor ya da
eriĢir. Çok gerekliyse fiyatıona ya da altyapı sorunlarına bakmadan buradan da eriĢir.
Mobilite ve kiĢisellik noktasını düĢünmek lazım. Youtube gibi bir ortamda istediğini indirebilirsin iPhone'da. Bu TV yayıncılığı değil. Youtube yayıncılığı. Yay ıncılığın
formatı da değiĢiyor. Daha kiĢisel ve mobil gereksinime yanıt verdiği noktada burada bir yer bulabilir. Ġlk baĢta ben de mobil cihaz üstünden maç seyredilebilecek diye
düĢünmüĢtüm ama sonradan yanıldığımı anladım. Pusula görüntülü haberi Turkcell'e götürdük. 2004 biliĢim fuarında mobil ortamda sunuyorduk. Ziyaretçilerin eline
tutuĢturduk izlesinler diye. 30 saniyeden fazla izleyen çııkmadı. Formula 1 haberi ve yarıĢı koyduk bunun içine. DüĢün yani o kadar güzel, seksi bir takım Ģeyler var. Ona
rağmen 30 saniyede geri veriyor sana. En fazla dayanan araĢtırmalara göre 1 dakika izliyor. Erotik içerik falan ancak tutabilir burada. Bir de e-kitaplar. Ben Ģu anda
Lawrence Lessig'in Free Culture'ını indirdim okuyorum.
_____________________<>_____________________
C.J.– e-posta 30 Mayıs 2008
Hello Osman,
Sorry for taking a few days to get back to you, I was actually in Istanbul when you sent this email! We go there quite often as my wife is Turkish. Here are some brief
answers, I hope they are helpful.
Jim
What are the differences between Internet journalism and mobile journalism/publishing/broadcasting?
Mob - good for more immediate, time sensitive information. Int - also good for research, not so time sensitive information. Mob - can be more targeted, aimed at a
narrower niche market since you can tell who I.
Actually journalism for the youth segment needs to be multiplatform - the 12 to 24 year segment is not a mobile segment, it is a multiplatform segment.
Mobile journalism özel a much bigger UGC news possibility - there will become networks of user generated news since everyone özel a camera and phone with the all
the time. Doing this with internet would make no sense.
How is it possible to generate revenue from mobile content? Which business and revenue models may be useful?
- bundled subscription services (ie be part of an operator's bundle, ―$20 per month for unlimited data and access to 10 content channels‖), - pay per download (content,
music ), - pay per level (gaming), - ad-funded or ad-supported
What do you think about this as a business model: With user permission, sending mobile marketing material relevant to his/her profile, in return giving free
mobile content, minutes and SMS.
This özel so far proven to be quite effective, IF the marketing material is relevant. I'm sure you know about Blyk, Sugar Mama (now linked to Facebook), Rhythm
NewMedia, etc. But the ads must be relevant, or it won't work at all.
What do you think about mobile content being ad-funded and free (as internet content)?
I think there is a good place for ad-funded content and free content. The uptake rate for 'free' vs. 'not-free' is something like 20 to 1 or more.
However, there is also a place for paid for mobile content. Since the payment system is already there, and works so well, and is trusted by consumers, there will continue
to be a market in paid for content.
In fact, the market may well reverse itself: Today most content is free, but there are some services you can get for free if you accept ads.
It may well become that most content is free with ads, but that certain people will want to and be able to pay extra to get the content without ads.
What are the problems of mobile journalism/publishing/broadcasting?
- Mobile internet usage is still fairly low, though growing quickly
- diversity of handsets makes it hard to produce high quality content on all devices
- standards are still evolving, so not everyone özel the same technical systems, so therefore the markets are fragmented and it is harder to reach mass audiences.
Your thoughts, comments and criticism related to this research issue:
Frankly, I think it maybe too broad. You might want to pick some narrower topic and go into more detail. But I guess that is up to you and your thesis advisor.
_____________________<>_____________________
E.K.14 Mayıs 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?

297
Bir: Mobil yayıncılığın standardizasyonu yok. Internetin var. Mobil iĢ yaparken en temel mesele. Örneğin Roche için cewap.com projesini yapıyoruz. Ġlaçlarla ilgili
bilgiler içeriyor. WAP sayfası var bir tane. Standardizasyon eksikliği en temel sıkıntı. Nedir? XHTML standardıyla yapıyoruz sayfayı ama, Sony Ericsson görseli,
sayfayı baĢka türlü render ediyor, Nokia baĢka türlü ediyor, Nokia'nın bazı modelleri daha baĢkka türlü render ediyor. Bu neye neden oluyor? Ġstediğin görüntüyü elde
edemiyorsun. Web yayıncılığında ne vardır? ―Internet Explorer, Firefox ve Opera'ya uyumlu mu?‖ dersin. Konuyu kapatırsın. Mobil tarafta Türkiye'de 1260'ın üstünde
cihaz modeli var. Bizim veritabanımızda da 760 farklı model var. 760 modeli indirgersen en az 30 farklı davranıĢ görebilirsin. 180 modelimiz vardır. Bunlar bazı aileleri
temsil eder. ĠĢte Nokia Series 60, Series 40, Series 60 Release 2 gibi. Biz bunlara uygun yaparız. Ama ne kadar yaparsan yap hepsini test etmen gerekir. O yüzden
ofisimde Ģu anda 23 tane test telefonu var. Yani ben gidip bir Nokia bir Ericsson alıp konuyu kapatamıyorum. Blackberry baĢka davranıyor, baĢka modeli baĢka
davranıyor.
Standardizasyon görseli render etmekten de kaynaklanıyor, donanım kabiliyetlerinden de kaynaklanıyor, yazılım releaselerinden de kaynaklanıyor.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Dünyada en çok para kazandıran içerik mobil oyun. Türkiye'de değil. Aslında tüm dünyada en çok mobil müzikten kazanılır. Ama son 1.5 yıldır oyun müziği geçmiĢ
durumda. Katlayarak artıyor bu. Ama Türkiye'de tamamen operatörün vizyonu ve yaklaĢımıdır. Çünkü tüm dünyada operatörler domine eder hareketleri. Türkiye'deki
dominant operatör Turkcell müzik tarafını domine ettiği ve oyunla ilgilenmediği için oyun gelir elde eden bir yapıda değil.
Türkiye pazarı genelde konuĢma dıĢındaki mobil servislerde, katma değerli servislerde Ġngiltere pazarının 10'da biri Ģeklinde davranır, 10'da biri kadar gelir elde edilir.
Nüfus gibi temel bazı parametrelerimiz aynı Ġngiltere'yle. Ama onların paraları daha çok. Onlarla penetrasyonumuz da aynı ama onların teknolojiye penetrasyonu daha
yüksek. Ġngiltere'de geçen yıl 640 milyon dolar mobil oyun geliri elde edilmiĢ. Türkiye'de bunun karĢılığı Ģu anda 13 milyon dolar. Yani bizim Ģu anda Türkiye'de 60
milyon dolar ciro yapmamız gerekir, diğer tüm mobil mecraları kıyaslarsan Ġngiltere'yle. Ringtone, wallpaper, diğer mobil katma değerli servislerle kıoyaslarsanız oyun
kırk kat geride. Türkiye'de bu yüzden oyundan para kazanılmıyor. En çok müzikten kazanılıyor. Çünkü sektörün aĢina olduğu, eskiden beri bildiği çok basit bir alan. Bir,
gider büyük bir operatörle anlaĢırsın. Ġki, çok satıcağının belli olduğu, ne bileyim Sezen Aksu, Kürtçe Ģarkılar, trendin get irdiği Ģeylerin lisansını alırsın, çatır çatır satar
dünyanın parasını kazanırsın. Türkiye'de olay budur. Teknoloji yönü değildir yani.
Eskiden iki model çok uygulanırdı Türkiye'de. Biri, third party olarak benim kendi servisim vardır. Turkcell'e derim ki mesela, ―böyle bir servisim var, kullanıcılarına
duyuralım, gelir paylaĢımı yapalım‖. Ġkincisi taĢıyıcı servisi vardı. Ben Turkcell'le direkt ortaklık yaparım. Turkcell beni taĢıyıcı ilan eder ve herĢey benim üstümden
döner. Diğer metodda içerik benim, altyapı benim, Turkcell'le paylaĢıyoruz. Bunda Turkcell benim bir ortağım sadece. Üçüncüsü de Turkcell servisi. Ortak ve third party
yok. Yazılımı alıyor. HerĢey Turkcell'de dönüyor.
ġimdi Turkcell birinci ve üçüncü metoddan vazgeçmiĢ durumda. Third partyler olsun istemiyor. Bir ara 400 taneydiler. Benim diyor, her biri ayda 5-10 bin dolar
kazanan 400 third partym olacağına, 20 tane taĢıyıcım olsun, her biri ayda 1 milyon dolar bassın. Kendi içimde yapmayayım ded i üçüncü modeli de bıraktı. TaĢıyıcıya
attı. TaĢıyıcıya atmak demek Türkiye'de Ģu anda third partylerin para kazanamaz duruma gelmesi demek. Bu arada dünyada, bu benim lafım değil, her zaman teknolojiyi
de ciroyu da büyüten third partylerdir. Japonya'da da Amerika'da da Avrupa'da da bu böyle olmuĢ. Türkiye'de Ģu anda kolay yol seçiliyor. Turkcell de haklı baĢı
ağrımıyor. 400 kiĢiyle konuĢacağıma 20 kiĢiyle konuĢurum diyor. Burda 100 milyon dolar basılıyorsa burada da 90 milyon dolar basılır.
Ama bu teknolojiye yönelimi, pırıl pırıl yepyeni servisler açılmasını, inovasyonun artmasını ne yaptı? Öldürdü. Çünkü eskiden GPRSLand'de falan inovatif bir sürü iĢ
yapıldı. Bir sürü yeni, değiĢik servisler yayınlandı. ġu anda yayınlanıyor mu? Ben görmüyorum. Yok. Neden? TaĢıyıcı da haklı. Turkcell diyor ki, ―logo melodi satmak
istiyorsan‖, tam rakamı hatırlamıyorum ama, ―bir buçuk milyon dolarlık teminat göstereceksin‖. Kuvvetli olduğunu göstermek için de Ģu kadar TV reklamı yapacaksın
falan. TaĢıyıcı teminatı veriyor, reklamı da yapıyor ama zaten kazanıyor karĢılığını. Kazanamadığı noktada Turkcell'in göz yumduğu bazı üç kağıtlara da girebiliyor.

Bir third party olarak bu teminatı veremeyeceğimden bu iĢi yapmam olası değil. Teminatı bulsam TV reklamlarını veremem. Sermaye açısından bu iĢ mükemmel oldu.
Alan memnun, satan memnun. Ama taĢıyıcı bazı noktalarda görüyor ki ―Ben bu kadar pazar yatırdım ama pazar kazanamıyorum.‖ O zaman üçkağıda baĢlıyor. Benim
adına adi değil kabiliyetli hırsızlık dediğim bir Ģey yapıyor. Mesela Cep Master. Televizyona reklam veriyor, diyor ki, ―250 kontör kazanmak için Abone biĢey‖ yaz
gönder. Reklam bu. BaĢka bir Ģey yok. Turkcell standart olarak reklamla ilgili Ģunu koĢul koĢuyor ve yapmazsan cezası var: Bir kullanıcıyı herhan gi bir servise üye
yapacaksan ―Abone[boĢluk]birĢey‖ ile yapacaksın diyor. Tüketiciye 250 kontörü nasıl kazanacağı söylenmiyor. AĢağıda karınca duası gibi yazıyı geçiriveriyor. 2008
Mart ayına kadar Call Center'ları yoktu. Cep Master kim belli değil. Tüketici olarak hakkımı nerede ararım yok. ġimdi cep master'ın en son TV reklamına bakalım.
―BMW kazanmak için Abone HEDEHÖDÖ yaz gönder‖. Eğer bunun detayını araĢtırsan Ģu: Haftada bir içeriği ücretsiz alacaksın. Sana zorla bir içerik satıyor. Çünkü
yarın birisi sorarsa, ―Bunun karĢılığında bu parayı aldım.‖ diyecek. Logo, melodi ya da zamanında aldığı bir lisanslı Sezen Aksu parçasını sa tıyor milyonlarca.
Umurunda değil. Ama karĢılığında sana diyor ki: ―BMW çekiliĢine katılabilmek için, 30 gün boyunca abone kalacaksın.‖ Aboneliğin her hafta otomatik yenileniyor. Her
gün abonelik 2 SMS/4 Kontör. 120 kontör aylık. 20 TL ediyor. 100 bin kiĢi abone olsa 200 bin TL Ģu anda geliri var. Verdiği BMW kaç para: 50 bin TL. Turkcell
memnun mu? Çok memnun. SMS gelirinin bir kısmını kendi alıyor. TaĢıyıcı memnun mu? 100 bin kiĢi abone olmuyor normalde. 600 b in kiĢi oluyor. Ġnanılmaz kâr elde
ediliyor. Ama ne oluyor? ĠĢ danıĢıklı döğüĢ olduğundan. Ben tüketici olarak kontörler takır takır gitmeye baĢlayınca arıyorum Turkcell müĢteri hizmetlerini. ―Ne
yapıyorsunuz?‖ diyorum. Diyor ki ―Abone olmuĢsunuz. yapacak bir Ģey yok.‖ Adamı tehdit ediyorum. Denedim, oldu yani. Diyorum ki: ―Seni tüketici mahkemesine
veririm.‖ Sanayi bakanlığının tüketiciyi koruma kanunu maddelerine bakalım. O kadar korur ki. Madde 7. Aldığım hizmeti iade edebilirim. Eğer Turkcell'i çok fazla
korkutursan, taĢıyıcıya dönüyor diyor ki, ―Hmmm! Sen tüketiciyi üzmüĢsün. Ona 120 kontörünü geri verdim. Sana da 50 bin TL ceza.‖ TaĢıyıcı da diyor ki ―Hay hay.‖
500 bin dolar kazandı o cezayı yiyene kadar. Hukuki olarak bakarsan cezayı kesti Turkcell. Daha ne yapayım diyor. 1-2 milyon dolarlar halkın cebinden toplandı.
BaĢka bir servis daha var televizyonlarda. 0Bilmemkaçı ara diyor. Arama 2.5 TL. Senin burç yorumuna bakıyor. Arıyorsun hemen bağlanmıyor. ―Bu sefer Ģansınız
tutmadı‖ diyor. ĠĢ Ģansa, çekiliĢe bağlıymıĢ meğerse. O tip kanallar ayda 300 bin Euro ciro yapıyor. 50 bin TL/dolar cezayı yese ne olur? Yemese ne olur? ara basıyor. O
yüzden de, taĢıyıcı ve operatör karlı, zararı nerede? Sektör büyümüyor.
Bizim standımızda sergilediğimiz ürünlerle ilgili Ģöyle yazıyor: ―Abonelik yok, kontör yok.‖ Halk o kadar korkmuĢ ki, ―Allah, bir Ģeye abone mi oldum? Allah, bir
yerden kontörüm mü gidecek?‖ diyor.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
ġu anda Türkiye'de kuvvetli, aktif bir mobil yayıncılık yok. Turkcell-im'den baĢka güzel bir portal yok. Bu sektördeyim ben görmüyorum. Nokia'nın, Sony Ericsson'ın
süper bir portalı yok. Ya da Yedigün'ün yok. Hürriyet gazetesinin süper bir portalı yok. Mobil yayıncılık Türkiye'de zaten az para kazanmakla tatmin olacak benim gibi
insanların, tabii ki 10 milyon dolarlar kazanmayı isterim ama Ģu anda kuvvetim ona yeterli değil. 30-40 bin dolar kazanmakla yetinecek insanların yaptığı Ģeydir.
Örneğin Cewap.com iĢte.
Mobil yayıncılığın olması için ne lazım? Bir, spesifikasyonları ―bir Ģekilde‖ oturtmak lazım. Bu operatörün sorumluluğunda değil. Ġki, dominant Ģirketlerin bu iĢi
desteklemesi lazım. Mobil oyun da bir yayıncılıktır. Advergaming diye bir Ģey var. Eski Turkcell'liyim biliyorsun. Orada çok kavga ettim. Oyun satamıyoruz, çünkü
GPRS bedeli yüksek dedim. 2 TL GPRS ücreti vermek demek oyun download etmek. Oyun downloadlarından GPRS bedeli almayın, oyun iĢi büyüsün. Sonra alırsınız.
Yılda 2 milyon adet oyun satılıyor Türkiye'de. Ġngiltere'de ayda 500 bin oyun satılıyor. Bizim 40-50 katımız. Pazarın en azından 4 kat büyüyor olması lazım. GPRS
bedeli bunun önünde bir engel. Bu teklifimi reddettiler. Alacağız bu bedeli dediler. Peki dedim. O zaman Ģöyle bir teklifim var. Bunlar resmi öneriler yani. Benim bir
sitem var. Buradan indirilen oyunların GPRS bedellerini ben ödeyeyim. Tüketici ödemesin. Ben kârımdan vazgeçeyim. 2 TL'den. ―Hayır olmaz‖ dedi Turkcell. Buna da
yanaĢmadı. Onun vizyonunda, idealinde bu yok, bunu görmüyor. O zaman yayıncılığın önemli bir bölümü olan oyun kısmı büyümüyor.
Diyelim Coca Cola'yla bir projem var. On device portal aplikasyonu yapalım sana. Sen de abonelerine ücretsiz dağıt. ―Eee‖ diyor bana ―Avantajı ne?‖. Diyorum ki,
―Loyalty sağla, haberler ver, community oluĢtur, kampanyalar ve yarıĢmalar düzenle.‖ falan. Telefon kullanıcının elinde, yüzüne yakın tutuyor, daha efektif. Bunu
markalar yapmıyorlar. Habire SMS gönderiyorlar. Neden? Çünkü SMS'in son kullanıcıya maliyeti yok. Renault tüketicilere ―Arabalar ucuzladı‖ diye ileti atarsa tüketici
para ödemez. Markalar bunu sever. Hem tüketiciyle iletiĢim yapıyorum, hem de para almıyorum. Coca Cola, Nivea bana diyor ki, ―Mobil aplikasyon indirirken 1,5 TL
ne olacak?‖ Ben tüketicime bedava vermeliyim bunu. Bedava. Ben de böyle boynum bükük kalıyorum. Bu business modelini Turkcell kırdığı için iĢletemiyorum. Ya da
diğer operatörler kırdığı için iĢletemiyorum. Her Ģeyi geçtim. ġöyle bir Ģey var. Ġngiltere'de Vodafone GPRS gelirlerinin yüzde 80'ini third partye bırakır. Kim ürettiyse
ona bırakır. Mantıklı zaten. Yüzde 20'sini operatör hakkı olarak alır. Türkiye'de operatörler GPRS gelirini paylaĢmaz. Ben Vodafone'da üst düzey bir yöneticiye sordum:
Neden? Çünkü dedi, Türkiye'de vergiler yüksek. Türkiye konjonktürü farklı. Ben dedim ki, ―Gelir oluĢmazsa vergi olur mu?‖ Vergi yüzdesel bir Ģeydir. Eğer sen iki
kazanırsan iki kadar vergi verirsin. On kazanırsan on kadar vergi verirsin. Yüzde 80'ini bana bırakırsan o kısmın vergisini ben veririm. Sen vermezsin. ―Yok siz
bilmiyorsunuz. Konjonktür öyle değil‖ dedi Türkiye'de. Bilmediğim bir Ģey yok.
Ben mobil içeriğin geleceğini Türkiye'de MVNO'larda görüyorum. Bunlar kuvvetlendiğinde, mesela Boyner gelecekmiĢ, Doğan Yayıncılık geldiğinde bu iĢ birazcık
kızıĢtığında mobil yayıncılık iyi bir noktaya gider. Çünkü o zaman katma değerli hizmetlerin kıymeti artacak. ġu anda 450 milyon dolar yıllık cirosu var katma değerli
servislerin. Daha fazla kazanılması mümkün. Ġngiltere'de müzikle birlikte iki milyar dolar.

298
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bununla ilgili hazırlık ve çalıĢma yapmıĢtık. Bu tip Ģeyler markanın inanmasıyla ilgili. MüĢteriyi ikna edebilecek bir ortakla olabilir. Bir zaman alıĢveriĢ merkezlerine
Bluetoothlar koyalım dedik, olmadı. Her zaman herkes bahseder. Ġnsanlar Bluetooth ile reklam aldıkça biz de onlara kontör hediye edelim. DanıĢıklı döğüĢ, çok hoĢ, çok
güzel. Ġki temel sıkıntı oldu burada. Bir, Bluetooth güvenli bir iletiĢim metodu değil. Ġki, markaları ikna edemedik. Tecrübelerime göre markalar ikiye ayrılıyor
Türkiye'de: uluslararası ya da lokal. Ġlk gruptakiler ne söylersen söyle, ―Globale sormak lazım.‖ der. Projeyi anlatırsın, klasiktir, der ki ―Globale sormamız lazım.‖ Lokal
markalar da lokaldir. Yeni teknolojilere mesela Vestel uyum sağlar. Ama Konyalı Saat'i böyle bir projeye ikna edememiĢtik. Seyhan Müzik'i ikna edememiĢtik. Bunları
ikna ederek yapmak mümkün. MüĢteri tarafında da bence tutar. Yanına operatörleri, Türk Telekom'u, Mavi Jeans'i alabilirsin. Ama müĢteri üstünden etkisi olan birini
alman lazım. Mesela Cevahir alıĢveriĢ merkezini yanına alman lazım.
Tüketici de havucu çok sever. 10 tane tiĢört hediye ettiğimiz bir uygulamada 10 bin üye almıĢtık. TiĢört nedir, kaç liradır k i? 250. SMS gönderene, 500. SMS gönderene,
1000. SMS gönderene JB viski hediye ettik. ġiĢesi 30 milyon TL idi o zaman. Adamlar 40 milyon TL'lik SMS gönderiyordu. Ġnsanın Ģeyi bu. Adama ödül vereceksen
daha fazlasını bile verebilir bazı durumlarda. Bir nevi yasal kumar gibi bir Ģey oluyor. Self motivasyondur, kazanma duygusudur bu. Maketçilikle uğraĢan bir sürü insan
var. Ġki yılda kibrit çöpünden bir ev yapar. Ömür törpüsü. Ama yeter ona. Satmaya çalıĢsa iki yıllık birikimi eder mi? Etmez. Orada kazanç peĢinde değil o zaten.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Mobile advergaming az önce bahsettiğim metod. Turkcell-im'deki WAP banner mantığı. Bence çok iyi ve güzel. Ama markaların bunu biliyor olması lazım. Markalarla
ilgili Ģöyle bir durum var. ĠletiĢim ya da kreatif ajanslarını dinlerle genelde. Dünyada böyle zaten. Türkiye'deki ajanslar mobili çok bilmiyor daha. Ajansların bildiği kazı
kazan. SMS gönder kazan. SMS gönder çekiliĢe katıl. Maksimumu Ģu anda birkaç markanın yaptığı bizim de Cewap ile Roche ile yaptığımız MMS. Mobile application,
mobile içerik portalı, on device portallar falan bunlardan markalar Ģu anda uzak. Bir seneye kadar markalar öğrenecek bunu. O zaman içerikleri sponsorlarla
bağlayabileceksin.
Markalar iki sene önce öğrendiler internette reklama para harcamayı. Ġki sene önce internet çok ucuz bir mecraydı. ġu anda radyoyla aynı. Neredeyse televizyona
yetiĢecek bazı durumlarda. Mynet'e, Ģu kadarcık, elimle gösteriyorum bir ilan koymanın günlük bedeli 2500 dolar. Kıymetli duruma geldiğini daha markalar yeni
öğrendi. Mobili de kavrayacaklar. Mobil çok çok kıymetli bir mecra. Turkcell'de bir noktaydı bu. Nike hiçbir zaman SMS'le ileti atmaz kullanıcıya. Renault, Pepsi,
bankalar atar, ama Nike atmaz. Der ki, ―Ben AB kitlesine hitap ediyorum. BeĢ karakter, üç cümleyle lafımı ifade edemem. Görsel zenginlikle ifade etmem gerek.‖
SMS'te kurumsal kimlik, renk yok. MMS'i yapmadı ama yapacaktır. Rich content'i markalar sever zaten. Önemli olan öğrenmeleri.
Bakıyorum Garanti bankası televizyon reklamlarına 2 milyon dolar harcıyor. Süper animasyonlar, filimler falan. Aynı Ģeyi telefonda bir cümleyle represente etmeye
çalıĢıyor. Niye, çünkü daha yeni teknolojiyi öğrenemediler. Niye, çünkü Aralık 2007'de bir haber duyuldu Ericsson tarafından Turkcell'le ilgili. Evet, 2007 sonunda
Avrupa SMS Ģampiyonu olduk. Bu güzel değil, kötü bir Ģeydir. Ericsson ve Turkcell gururla sundu ama, yeni teknolojiyi halka adapte edemediğiniz anlamına gelir bu.
Avrupa'da Ģampiyon olursun tabii, çünkü SMS2i bırakıyor rich content'e dönüyor. Nüfusumuz mu bizi Ģampiyon yaptı? Ġngiltereyle aynı Almanyadan az insan var.
Teknolojik penetrasyonumuz mu yüksek? Amerika'da 1000 kiĢiden 736'sına bilgisayar düĢer, Fransa'da 572'sine, Türkiye'de 52'sine. Dünya Bankası istatistiği. Teknoloji
penetrasyonumuz az, marka daha öğrenememiĢ, operatör vizyonu desteklemiyor.
Ġnovatif markalar MMS'e döndü Ģu anda. Daha risk alabilenler. Ziraat Bankası MMS gönderiyor. Oradaki müdürü ikna etmiĢ. Roche yapıyor bunu. Halbuki böyle bir ilaç
devindense Abdi Ġbrahim'in yapıyor olması lazım bunu. Coca Cola patır patır yapmalı ama yapmıyor.
Yüksek maliyet yok MMS göndermekte. Ama sıkıntılı. SMS göndermenin iĢ gücü olarak, riski ve yükü yüz üstünden 2 diyelim. MMS göndermenin yüz üstünden 25
falan. Ama yeni teknolojiye böyle geçilir zaten. Katma değeri itibariyle SMS'ten yüksektir ama. Televizyonda reklamın adam baĢı iletiĢim maliyeti 1.5 dolardır diyelim.
Ġnternet sitesinden Jeep hediye ederse adam baĢına iletiĢim maliyeti yarım dolardır diyelim. SMS yaparsa adam baĢına iletiĢim maliyeti 10 centtir. MMS'te adam baĢı
iletiĢim maliyeti 25 cente çıkar. Marka bunu seçmek zorunda. Markanın gazeteye ilan vermesiyle MMS göndermesi arasında çok büyük bir fark yok ki. Kültür farkı var.
Herkes gazeteye ilan verebilir, ama MMS göndermeyi bilmez. Etki farkı var tabii. Avrupa'da Pepsi Jukebox diye bir uygulama çıkardı. Para harcayıp bunu
kullanıcılarına dağıttı. Success ya da fail bilmiyorum. AMa bu iĢi yaptı. Coca Cola street ball diye bir Ģey yaptı Avrupa'da. Sanırım ücretsiz dağıtmadı kampanyalarla
falan yaptı. Türkiye'de ücretsiz yapıyor mesela. 2006'da Türkiye Coca Cola'ya Scoreboard diye bir uygulama yapmıĢtık. Onların da yapası var. Ama bütün taĢlar yerine
oturmalı. Ajans istekli olmalı. Ajanslar da öyle enteresan ki. ġunu gördüm mesela. Konkurlar kanlı bıçaklı geçiyor. Sekiz ajans var. Çok süper bir müĢteri var.
Birbirlerine giriyorlar konkur için. Bomba, tüfek, pat, küt, her yol mübah savaĢ meydanında. Biri konkuru kazandığı anda müĢteriden para emmeye ve onu yitirmemeye
çalıĢıyor. Ajansa MMS dediğinde ne lüzumu var iĢte ―SMS'e OK dedi müĢteri, uğraĢma‖ diyor. Konkurda o kadar yorulmuĢ ki çünkü. Türkiye koĢulları da enteresan.
Bugün bir ajansa gidiyorsun. Plaza yanında 4 katlı yer tutmuĢ. Parayı akıtıyor mekâna. Ġki sene sonra iki maddeyi bir kaybediyor. Tepetaklak.
Bazıları ilerici hareket etmeli. Türkiye yarı iletken teknolojisini kaçırdı, board üretemedi derler. Vestel yapıyor. Tabii NASA değil, Texas Instruments, Micro Devices bir
yerlerden bir Ģeyler alıyor. Ama tamamen kendi ürettiği Ģeyler var. Vestel'de muhtemelen üç tane adam var. Bir tanesi para buluyor içeriden, birilerini patronu
bilmemneyi kandırıyor. Bir tanesi süper teknolojist bir adam. Diğerinin de çenesi iĢ yapıyor. Vestel'i götürüyorlar.
Turkcell'e de böyle adamlar lazım. Kötü Ģirket demiyorum. Ama kendisinin de tabir ettiği gibi cash cow'dur. Her Ģirketin belli süreçleri vardır. Startuptır. Bilmemne olur,
sonra Star olur. Rakibi yoktur, para basar. Sonra Cash Cow olur. Rakibi vardır ama halen para akmaktadır. Ne zamana kadar akacağı belli değildir. O yüzden o paraı
biriktirmek gerekir. ġu anda iddaa intellect'te olan yapı. Turkcell Ģunu iddia edebilir mi? ―Biz operatör olarak NTT DoCoMo gibi, Vodafone yurtdıĢı gibi, third partyleri
yönlendiren, inovatif çalıĢmaları besleyen bir Ģirketiz.‖ diye iddia edemez. Teknoloji Ģirketiyiz diyor ama değil. Öyle olsa yeni teknoloji duymamız gerekirdi. En son
duyduğumuz teknoloji haberi neydi, Ring Back Tone. Çalarken dinlet. YurtdıĢından geldi. Ne bu çalan. Avrupa'daki Shazam. Turkcell genelde bunu yapar. Success
olmuĢ bir senaryoyu Türkiye'de uygular. Risk almaz üstüne.
Bir zamanlar Creaworld ve Mobilityworld'de bir Ģeyler yapılırken Turkcell Star seviyesindeydi. ġimdi Cash Cow seviyesinde. Turkcell Teknoloji var. Ama giriĢimci
destekleme programı olduğunu görmedim. ―Ey arkadaĢlar 50 milyon dolar ayırdım bu yıl. 15 Ģirket seçeceğim. Fikirlerinizle baĢvurun bana.‖ görmedim bunu. 7 milyar
dolar ciro yapan bir Ģirket için çok büyük para değil bu.
Turkcell ekosisteminden geriye 60-70 firma kaldı. 10 tanesi büyük taĢıyıcıdır. Geriye kalanlar yavaĢ yavaĢ biter. Cep dünyası, Logizmo, Cep master, BaĢarı, Electronic
Arts gibileri taĢıyıcıdır.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Bahsettiğin modelin çok önemli olduğunu düĢünüyorum. Tüketici her zaman için kandırılmadığını hissettiği ve içinde havuç olan herĢeye gelir. Bu model her zaman ilgi
çeker. Ama bunun için büyük abilerin buna tamam demesi lazım. Mesela Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi. Ben hiç beklemezdim mesela, süperler. ĠĢte ĠBB Trafik ile 50-
60 noktayı kameralardan izleyebiliyorum. Trafik durumunu görebildiğim gibi, A noktasından B noktasına ne kadar zamanda gidebileceğimi öğrenmek istediğimde bana
―hızlı mı, ekonomik mi gitmek istiyorsun?‖ diye soruyor. Ġnovatif bir harekettir bu. Yapmak zor mu? Değil, ama inovatiflik gerektirir. Turkcell bunu neden yapamaz?
Asıl iĢi bu halbuki. ĠBB'nin cirosu 15 milyar dolarmıĢ galiba. Ama ĠBB kazı yapmakla meĢgul. Küçük bir birimi ubnu yapmıĢ. Turkcell bunu nasıl yapamaz?
_____________________<>_____________________
E.K.– e-posta 09 Haziran 2008 Pazartesi 17:38
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Mobil pazarlama ve beraberinde mobil satıĢ konusu her geçen gün gündem oluĢturmaya devam etmektedir.Bu konunun aslında Türkiye için en çarpıcı örnegi 1996
dan bugüne ülkemizde e-imza konusu konuĢulurken, e-imzanın yaygınlaĢması için muhtelif çabalar gösterilirken bir anda Mobil imzanın toplum gündemine ve
abone kullanımına açılması konunun geliĢiminin en büyük örnegidir.Bugün binlerce mobil imza sahibi bireysel bankacılık ve kamu kuruluĢlarındakı iĢlerini mobil
imza ile yapmaktadırlar. E ile M arasındakı fark zaman içinde çok daha büyük olacaktır.

Ġnsan hayatında cüzdan,anahtarlık ve cep telefonu evden çıkarken yanına aldıgı 3 eĢya iken yakın zamanda sadece cep telefonunu alması yeterli olacaktır.Bireyler
artık cep telefonu, numarası ile bütünleĢmiĢ durumdadır.GSM numaranızın vatandaĢlık numaranız olması konuĢulmaktadır.
Kullanım bu oranda artınca pek tabiî ki bu yeni mecrada ürün ve hizmet satanlar pazarlama faaliyetlerinde bulunacaklardır.Mobil mecra dısında sahsın kendısıne
direkt ürün ve hizmet tanıtımı için etkili ve efektif baĢka bir mecra söz konusu degildir.Bu sebeple bireyin izni ile kiĢiye pazarlama faaliyetlerinde bulunulup,
buna karĢın kiĢinin fayda temin etmeside son derece dogaldır.Zaman içinde bireysel menfaatler pazarlık konusu olacaktır.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Bu konuyla ilgili olarak bugün hali hazırda operatörlerin uygulamaları var. Turkcell-im,Avea Patlıcan ya da BiDünya gibi.Bu konu her geçen gün değer
kazanacaktır.Mevcut cihaz üreticilerinin cihazları satmak için yavaĢ yavaĢ cihaz fonksiyonlarından çok içerik ile cihaz satma telaĢları markalarıda
etkileyecektir.Kullanıcıya ücretsiz giden içerigin bedelini muhakkak birisi ödüyor olacaktır.Bunu bir pazarlama-satıĢ politikası olarak görmekte fayda vardır.

299
Bunun iki tane alana, bır tane bedavadan bir farkı yok aslında,tutundurma için kullanılması gereken yöntemlerdir.Ancak bunları yakın zaman içinde kullanıcıya
yetersiz gelecek.ġirketlerin bunların üzerine yeni katma değerler koyması gerekecektir.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Mobil dünya ile ilgili genel düĢüncelerim Ģu Ģekilde olacaktır.Türkiye'de varolan 63.000.000 GSM kullanıcısı bulunuyor,buna karsın PSTN kullanıcı sayısı
18.000.000,Ġnternet kullanıcı sayısıda hane olarak 5.000.000 civarındadır.Bu rakamlara baktıgınız zaman bile sürecin nereye gittigi son derece aĢikardır.Mevcut cihaz
özelliklerinide bunun üzerine koydugunuzda müzik ve görüntünün elde ettigi önem açısından.Zaman kesinlikle mobil internetten yana geliĢiyor.Tüm bu iliĢkiler
içinde katma değerli servisler ve içerik kullanımı arttıracaktır.
_____________________<>_____________________
E.M.7 Mayıs 2008
Eğitim: Yüksek Lisans
Ġçeriği kendimiz de oluĢturuyoruz, baĢkalarının içeriklerini de pazarlıyoruz. Web 2.0'ın getirmiĢ olduğu durumlar bütün duvar ları yıktı. Artık internetten kimseden beĢ
kuruĢ para alamıyorsun. Mobilde de benzer Ģeyler görülmeye baĢladı. Turkcell voice için bile paketlere geçiyor. Sabit ücretli tarifelere geçmeye baĢladı. Ġnsanlar 50 TL
vereyim de beni rahat bırak demeeye baĢladı. Bu verdiğim parayla konuĢayım, e-mail atayım, arkadaĢımla chat yapayım. Son kullanıcı beklentisi hep buydu ve buraya
geldi. Beklentiler de artıyor. Artık sadece konuĢmak yetmiyor. Ringtone indireyim, resim çekeyim, MSN'den chat yapayım, özel hatları arayıp kızlarla konuĢayıma kadar
geniĢ bir spektrum var. Tonlakazan servisini baĢlattı Turkcell. Coca Cola, P&G vb. yerlere pazarlamıĢlar. Arayanlar telefon açılana kadar reklam dinliyor. Aranan kontör
kazanıyor. Genç Turkcell'de bunu yapması lazım aslında. Bu modelle konuĢma ücretinin yarısını ben ödüyorum demeli. Boyner Eylül-Ekim 2008 sonrasında MVNO
olarak çıkacak. Onlar gelince eğlenceli içeriklerin, mobil datanın kullanımı konusunda çeĢitli iĢ modellerine giriĢilecek. Ġk i sene önce yaptığımız ve Ģimdilerde baĢarısız
olan iĢ modellerimizden bahsedeceğim. Bunları interneti de iĢin içine katarak tekrar nasıl kurtarmaya çalıĢıyoruz onlardan bahsedeceğim.
2001 yılından bu yana TIM denilen telekom internet ve medyanın bir platform üstünde birleĢeceğine inanıyoruz. Bütün iĢlerimiz i convergence iĢ modeline adapte
etmeye çalıĢtık. 1992'den bu yana internette ciddi projelerimiz oldu. 3,5 milyon internet kullanıcısına hizmet veriyoruz ve her gün 10 bin yeni kullanıcı geliyor. 80'in
üstünde cep programı mobil yazılım yaptık. Bunların bir kısmı baĢkaları içindi. Dünyada 3 milyon telefonda farklı ülkelerde Java 2.0 uygulamalarımız kullanılıyor.
Turksat, Astra ve Hotbird'deki kanallar vardır. Mobil içeriklerin satıldığı, ringtoneların satıldığı. Arkada müzik çalar ekranda resimler değiĢir. O tür kanalların altyapısını
sağladık. Ġlk getiren biziz slayt TV'leri. Birçoğunun anahtar teslim altyapı sattık. Turkcell iĢ ortaklarına satıyoruz. Production maliyetleri büyüktür TV'lerin. Diyoruz ki
sitenizdeki içerikleri el değmeden alıp, yayın formatına sokup uyduya veriyoruz. Aylık X lira vermeniz yeterli bu servis için gibi bir iĢ modeli oturttuk. Hotbird'de 12,
Astra'da 20'nin üstünde, Turksat'ta da birkaç tane kanal var. Ayrıca kendi içeriklerimizi de pazarladığımız kanallarımız var. Son 10 senedir dünyanın en büyük Ġslami
portallerini manage ediyoruz. Kuran.gen.tr'ye girdiğinizde Kuran-ı Kerim'i search edebilirsiniz, searchable formattadır. Birazdan burada penetrate ettiğin pazarı nasıl
mobil tarafta bir arada tutacaksın konusuna değineceğim.
Haber, entertainment, education, jobs hangi alanda çalıĢılırsa çalıĢılsın, bir kere triple play dediğimiz mobil, internet ve televizyon ekranlarını düĢünmek gerekir.
Bunların hepsini bir arada düĢünen iĢ modellerinin baĢarılı olacağına inandık. Data datadır. Ses, görüntü, video ya da application her ortamda, üç ekranda döner dolaĢır.
Kanal E'yi tematik kanal ihtiyacını farkederek biz kurduk ve sonradan da sattık ve CNBC-E oldu. Prime time'da canlı yayın uygulamasıyla prodüksiyon maliyetini sıfıra
indirdik. Ġnsanlar gelip konuĢuyor gün boyu. AkĢam da dizi ve sinemaları döndürdük. Türk Telekom backbone'u 1996'da kuruldu. Bu yüzden uzun süre
medyatext.com/hurriyet ya da milliyet ya da sabah gibi web siteleri bizim tarafımızdan yapıldı ve iĢletildi. Ġlginç anekdotlar var. Adama diyorsun internet sitesi yapayım.
Ġnternetim yok diyor. E-mail verip web sitesi yapıyorsun. Büyük bir tekstil fabrikası. YurtdıĢından teklif geliyor. E-mail bize geliyor, biz adama faks iletiyoruz, adam
daktiloyla yazıp bize cevabı iletiyor biz de e-maile yazıyoruz.
24 milyon internetle haĢır neĢir insan var Türkiye'de. Cafe'den Ģurdan burdan girenler de dahil. 2007'de yüzde 50 artmıĢ kullanıcı. Olgun bir mecra artık. Mobil ortamda
bu olgunluğu göremiyoruz. Reklamlar internet tarafında radyoyu yakaladı. Ġnternet reklamları toplamda 120 milyon dolar. Mobilde SMS olarak gelen tanıtımlar da iĢin
içine dahil edilirse 30 milyon doların üstünde bir pazar var.
Süper üçkağıt var burada. Abone yapıyorsun adamı çıkamıyor. 2006-2007'nin ikinci yarısında her anlamda bunu çok yaptılar. Sadece logo melodi değil, aplikasyonda da.
Adam Ramazan'da iftar servisi diye giriyor. 12 ay boyunca saçma sapan içerikler gönderiyorlar. Her ay 5 TL alıyorlar. Operatör üstünden yapıyorlar bunu. Turkcell'den
bana gelen e-postaları göstersem ağlarsın. Yapan adamdan altı ay sonra aksiyon almaya çalıĢan bir operatör var. Ġki aylık operasyonla tüm pazarı tüketmiĢ adam zaten.
Aradan üç ay geçince sen diyorsun ―Bundan sonra bu iĢin kuralları böyle.‖. ĠĢ zaten bitmiĢ. Adama 100 bin TL ceza kesiyor. 3.5 trilyon kazanmıĢ adam zaten. Saadet
zinciri gibi. Turkcell aslında bu pazarın büyümesi için çok faydalı incumbent operatör. Katma değerli servis tarafı arkadan takip etti biraz. Pazardaki oyuncular iĢin farklı
yönlerini daha iyi biliyor.
2004'te mobil tarafta atılım yaptık. 18 farklı ülkede bir ürünümü istediğim anda tek bir hareketle kullanıcılara satıp paramı alabiliyorum. Kısa kod mantığıyla. Geçenlerde
Digiturk Web TV'nin Amerika ve Avusturya'daki tanıtımı için bizimle anlaĢtılar. Cep telefonu numarası da dahil tüm bilgileri belli olan 3,5 milyon kullanıcımızdan 10
bin kiĢilik bir gruba bir maçın internetten seyredilebilmesi için kupon gönderdik. Bu mobil pazarlamada Türkiye mi Amerika mı datası? HerĢey cross border olmaya
baĢladı.
Turkcell'e gidersin bugün. ―Ben Adana'da bir dükkan açtım onu tanıtmak istiyorum.‖ dersin. Adana'nın Ģu ilçesinin Ģu mahallesindeki Ģu kadar Turkcell abonesine
targeted tanıtım için fiyat geçer. Bunu reklam ajansları aracılığıyla yapar. Numaraların kimin olduğunu bilmezsin. Turkcell gönderimi yaptım, bana para öde der. Sen de
ödersin. Burada gönderilip gönderilmediği ya da kaç kiĢiye gönderildiği konuları Turkcell'e güvenle ilgili. Gelen dönüĢlerden bir Ģeyler anlaĢılabilir. 5 milyon izinli
abone veritabanının denetimi Ģu anda yok. herĢey operatörün elinde.
Bir dönem Turkcell Ģunu dedi: ―Kullanıcıya bir Ģey tanıtmak istiyorsan, kısa ileti kodu ile müĢteri numaraları aldıysan onlara daha sonra tekrar tanıtım iletebilirsin.‖
Geçenlerde bir haber geldi. ―Gönderimi muhakkak Turkcell üstünden yapmalısın.‖ Ģeklinde. Onların da kafaları karıĢık. Elimizdeki veritabanını baĢkalarıyla
paylaĢmayacağını nereden bileyim? Ona veritabanını verdikten sonra havuza dahil olmuĢ oluyor.
Sektörde ortak bir kuruluĢla, dernekle bir araya gelinip bu tür durumların denetiminin yapılması yönünde bir giriĢim var mı?
Yok. Hepsi birbirinin kuyusunu kazmaya çalıĢtığı için. Öyle bir Ģey de olmaz zaten.
Ġki gün önce bir grupla toplantımız vardı. Reklam iĢlerimize talipler. WAP bannerdan bahsettiler. Açıkçası ben öyle Ģeylere çok inanmıyorum. Ama mesela MSN
Messenger. PC'deki experience'ın aynısını bana mobilde verebiliyorsa, ki verebiliyor, kullanabiliyorsun. Onun altına banner a lıyor mesela. MSN dönüp mobil banner
olarak bunu daha segmented olarak kullansam diyebilir. Ama diyelim Turkcell-im'e girdiğim zaman, zaten kullanımı zor, orada banner görmek bana mantıklı gelmiyor
açıkçası.
Ġki olay anlatacağım. 3 sene önce pazarın bir ihtiyacı vardır dedik. Ezanvakti diye bir ürün yazdık. Bir mobil uygulama. Dünyanın 200 ülkesinde 2000'e yakın Ģehrinde
bu uygulama her gün beĢ vakit namaz saatlerini gösteriyor. Hiçbir yere bağlanmıyor. Bulunduğun yerin bilgileri otomatik çıkıyor. Kıble yönü için gerekli bilgiyi veriyor.
Vakit gelince tüm dünyada satıldığından Mekke ezanıyla alert ediyor. Diyanet ĠĢleri BaĢkanına gösterdik. ―Biz bile hesaplayamıyoruz siz nasıl yaptınız.‖ dedi. Sofistike
Ģeyler var arkada. Bunu yaptık biz. Kuranı mobil uygulama olarak sunalım. Yasini uygulama olarak yapalım dedik. Bu mesela 10 küsur dakika sesli okuyor. Bir yandan
metni takip edebiliyorsun. 100 KB'in altında bir program olarak Kuran-ı Kerim'i indirilebilir yaptık.
Biz bunları kafamızdan yazmadık. Olay internetten geliyor. Urduca, Rusça vb. 27 farklı dilde Kuran.gen.tr sitesinde Kuran mea li sunduk. Unique 36 milyon kiĢi,
dünyadaki müslümanların yüzde 3'ü buraya gelmiĢ. Bunu cep telefonu programı haline getirebiliyoruz. Ġndirilmesi her ülkeden mümkün. Mesela Almanya'da 4.99 Euro,
Türkiye'de 5 TL. Demo olarak indirmek mümkün.
SatıĢlar geçen Ramazan'da çakıldı. ―Geçen hafta aboneliğe aldılar, dolandırıcılık yaptılar param gitti. Ben girmeyeyim bu iĢe.‖ diyor. Güvenli iĢ yapanlar da zarar gördü.
Biz de dedik ki, 3,5 milyon insana ulaĢmıĢız. Bunlara farklı bir Ģeyler sunalım. Islamspace.net sitesini kurduk. Mobil ürünlerimizi de ücretsiz verme kararı aldık.
Burada 1.5 milyarlık under served bir kitle var. Bunlara yönelik reklam vermek isteyenler buraya gelecek. Elimde bu güç var. Mobil yazılım satma iĢ modelini
bırakıyorum. O artık bir enabler iĢ oluyor. Artık parayı son kullanıcıdan almamn lazım. Bir network geliĢtirdik. Application geliĢtirme olayı Ģu anda yok ama Facebook
mantığında. Myspaces gibi. Ġnsanlar grup kurabiliyor, video paylaĢabiliyor. PaylaĢma esas. ġu anda yayına geçmedik ama Ġstanbul'dan 190 kiĢi sitede. Ġslami
portallerimize günde 30-40 bin tekil ziyaretçi geliyor zaten.
Biz çok akıllı olduğumuzdan bunu yapmadık. Bir yerde mobil içerik pazarı tıkanıyor. Çünkü artık kendini farklılaĢtıramıyorsun. Bunu yapmak için Ģu ayrım
yapılmamalı. Webi kullanman gerekiyorsa webi, cebi kullanman gerekiyorsa cebi kullan. Hatta geleneksel medyayı kullanman gerekiyorsa onu kullan. Hotbird üstünde
Kuran TV adıyla kurduğumuz kanal slide TV modunda. Ġçeriği, sesi webde olan Fatiha suresini senkronize edip yayına veriyorum. Altta reklam bandı geçiyor. Oradaki
modeller de sadece reklam ve sponsorluğa yöneliyor.
Biz Ģuna inanıyoruz: Web 2.0'daki ana kriterler reklam ve sponsorluk. Mobil 2.0'da bunun pek de farkı olmayacak.

300
Bir de iPhone faktörü var. iPhone'da herĢey bedava. WiFi üstünden bilgisayarınmıĢ gibi herĢeyi yap. Mesela HTC Touch Windows platformu çalıĢtırıyor. Bunu
kullanmak iPhone'u kullanmaktan daha zor. iPhone için de sürekli uygulamalar geliĢtiriliyor. Mobil ortamın Facebook'u oldu. Benden 399 dolara bu ürünü al. AT&T'ye
ayda 60 dolar öde. Bütün webi bedava kullan diyor. iPhone'a MMS konulmamasına herkes güldü: ―Koca Apple nasıl MMS koymaz?‖ MMS'i kaç kiĢi kullanıyor? MMS
tutmadı ki. Onun yerine adam picture sharing uygulaması koydu oraya. Ġlla ki MMS istiyorsan baĢkaları geliĢtirdi onun için uygulama. Onu yükle. Adam paylaĢım
sitesine girip resim upload ediyor merak etme sen.
ġuna geleceğim: Bu (dizüstü) ve bu (mobil iletiĢim donanımı) bir oldu artık. Ayıramıyorsun. Convergence. Business tarafında tabii ki mobil donanımda sunum
hazırlayamazsın ama görebilir ve yorumlayabilirsin. Video editleyemezsin ama izlersin.
HerĢeyin bazı internet. Bizim modelimiz de onu esas alıyor. Mobil ortama yönelik çalıĢmalarımızda da esas internet. Sosyal paylaĢım çerçevesinde. Burada buluĢan
insanlarla ilgilenen firmalardan para kazanalım.
Bugün en büyük para cinsel içerikli servislerden kazanıyor. Internette de aynı Ģekilde. Ancak dört sene öncesinin dörtte birine inmiĢtir pazar logo melodide. 3-4 milyon
dolarlık bir operasyon yapıyorlar dolandırıcılık gibi. O zaten pazarı bitiriyor.
Ġneği sağmaktansa kesip yiyoruz demiĢti konuĢtuğum bir uzman.
Doğru söylemiĢ. Sağmak değil, büyütmek, yavrulatmak falan lazım. Ama boĢver bu akĢam mangal yapalım deniyor.
Son bir örnek vereyim: ―Miss mobi‖ diye bir uygulama geliĢtirmiĢtik biz. YurtdıĢına gittiğinde ihtiyacın olabilecek temel cümleleri 15 kategoride 300 beylik cümle
olarak sıralıyor. Seçtiğin cümleyi seslendiriyor ve o dilde yazılıĢını gösteriyor. Pazarlamasının üstünde çok durmadık. Sonra döndük THY'ye gittik. Son kullanıcıdan
para almayalım. Sen bize kullanıcı baĢına ya da belli Ģekillerde para ver. Gel bunu ―Genel Müdür'den haberler‖ falan gibi içeriklerle kendi servisin olarak kullanıcılara
ver. Bunun sadece Ġngilizce değil, Arapça sürümünü de yaptık. THY dıĢında Turizm Bakanlığı'na da gittik. Turistlere sunulabilecek bir servis olarak. 9 ayrı dilde
kombinasyonlarla birlikte THY ile prensipte anlaĢtık. Ancak bürokrasi iĢleri uzun sürüyor. Bunu Aeroflot'a da götürüyoruz.
Son kullanıcı buna para da öder. Ama kullanıcıya yönelik bu tarz sofistike ürünler bile, bırak logo melodiyi, artık yeni dönemde bedava olacak. Mobil içerik ücretsiz
olacak. Reklam ve sponsor karĢılayacak. Tonlakazan bunun ilk örneği.
Mobil yayıncılıkla internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Bence çok büyük bir farkı yok. Son kullanıcıya sunumda format ve donanım farkı var. Ġçerik açısından haber, resim, video aynı Ģey. Ġnsanın bulunduğu yerle ilgili bir
takım çalıĢmalar var. Internet kullanıcısı PC karĢısında ofistedir deniyor mesela. Yalan. Belki havuzda, vapurda, otobüste dizüstü ya da elindeki mobil donanımla giriyor.
―Bu adam aynı zamanda mobil‖ denerek içerik planlanmalı. Eğer bana ihtiyacım olan ya da ilgimi çeken içeriği yakınından geçtiğim o anda sunabilirsen kazanırsın.
Bugün internet reklamcılığında 1000 gösterim 1 dolar ortalama. 1000 kiĢiye 1.3 TL maliyetle ulaĢıyorsun. Oysaki az önce bahsettiğim olayda yemek yiyeceğim. 10 TL
masrafım var. Buna yüzde 20 indirim veriyorsun. Reklamveren insan bir Ģekilde bunu veriyor. Bana ulaĢtırmıĢsın. Benden 8 TL kazanacaksın. Bana ulaĢmak için 1 TL
ödersin. Bir kiĢiye ulaĢmak için. ĠĢin güzelliği Ģu. Mekanizmayı oturtursan eğer 1000 katı daha büyük bir katma değer var. Bu düz hesap ama itiraz görmüyor. Internette
dönüĢ garantisi yok, alır almaz belli değil. Mobilde dönüĢ garantisi daha yüksek. Targeted bir mobil reklam bir internet reklamından bence minimum yüz kat daha
etkilidir.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
KonuĢmamızın baĢında bahsettiğim gibi Turkcell Tonlakazan ile baĢladı bu iĢe. Akıllı biri gelip diyecek ki, ―Hepsi bedava. Sen o görüĢmeyi bedava yapıyorsun‖.
Vodafone diyebilir. ya da Boyner gerçi farklı segmente gidiyor ama diyebilir. Bir MVNO çıkacak diyecek ki ayda 9 TL karĢılığı bedava kullan. Diğerlerine 50 TL
vereceğine bana 9 TL ver. Aradaki 40 TL'yi kurumlardan almaya çalıĢacak. ARPU 15 dolar civarında. Bir kullanıcıya ulaĢmak için ayda 5 dolar verecek çok fazla
reklamcı vardır.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Bir, pazarın bakir olmasından dolayı kapkaç zihniyeti hakim. DeğiĢmezse çok fazla bir Ģey yapılamaz. Firmalar da azalır ve pazardan çıkar. Operatörler bazı kurallarla
düzenlemeye çalıĢıyor ama pazarın da önünü kesiyorlar. Vodafone'un bir adımı olacak. ġu ana kadar çok pasif kaldı. Vodafone Live'ı ön plana çıkarmadı. iP hone adımı
ve internet projelerine yoğunlaĢtı. Bizle kariyer portalı projeleri var. Onu görmek gerek.
Operatör ağırlıklı konuĢulur sorunlar hep. Ama dikkat ederseniz bizim uygulamalarımızla ilgili operatörden bahsetmedim hiç. Ürünümüzü operatörler üstü yaptık.
Operatörden engelleme gördüğümüzden dedik ki gelsin webden indirsin. Cepten dilediğine hediye göndersin. En son modelle de operatörün dıĢına çıkmıĢ oluyoruz.
Mobilden değil internetten paramızı kazanıyoruz. Mobil uygulama üstünden CRM amaçlı profilleme çalıĢmalarına da devam edeceğiz. Kurumlara da bu uygulamalara
sponsor olmalarını tavsiye edeceğiz. THY sitesinde insanları tanımıyorsun. Ama burada tanıma Ģansın olur. BaĢka ürün satmak isteyenler olduğunda da kapı ve gateway
ol.
_____________________<>_____________________
S.M.ve B.B.8 Mayıs 2008
SM: Soruları ilk gördüğümde üzüldüm sizin adınıza. Bu cevapları nereden bulacak bu arkadaĢ dedim. Operatör veri gelirleri yüzde 5-10'u geçmez. Buna doğru
diyebilirim. Para kazanmak için artık dataya yönelmek zorundalar. Kar marjları zor durumda. Operatörlerde özellikle genç kitleye yönelik bir hayli çalıĢma var. ġu anda
datayı kullanan adam sayısı da çok fazla değil. Bizim duyduğumuz Turkcell'de 12 milyon kiĢi var. Düzenli kullanan 6 milyon falandır.
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
SM: DVB-H mi 3G mi? Biraz da mobil yayıncılığın naısl yapıldığına bağlı. 2.5G ile deneme yayınları yapıyoruz Ģu anda Turkcell'de. Belirli segmente. Görüntü kalitesi
çok iyi değil. Mobil yayıncılık 1. content 2.‖head end‖. Yayıncılık çok geniĢ bir kavram. Internet yayıncılığı da yapıyoruz. Televizyon yayıncılığı da yapıyoruz. ġu anda
mobil TV yayıncılığı yapmıyoruz. Daha doğrusu Turkcell ile mobil TV projesini daha yeni baĢlattık. Ġki toplantı yapabildik. Rollerin kesinleĢmesi gerekiyor. Hangi
Ģekilde yayın yapılacağının kesinleĢmesi gerekiyor. Bu konuları anlatmak için çok erken bizim için. Daha seçim yapılması lazım.
Yayıncılık için seçilecek standart DVB-H olacak Türkiye'de. Ama hiçbir zaman bilemezsiniz. Telekomünikasyon Kurumu var, RTÜK var. Kanuni bir takım sıkıntılardan
dolayı 3G'ye de girebilirler. Henüz netleĢmemiĢ bir Ģeylerden bahsediyoruz.
Burakla ikimiz farkı olmadığını düĢünüyoruz mobil ve internet yayıncılığının.
BB: Prodüksiyon anlamında fark yok. Ama teknoloji olarak fark var. Birisi uydudan, diğeri internet ya da DVB-H gibi baĢka protokoller üzerinden yapılıyor ama o
aĢamaya gelene kadar, bizim head end dediğimiz aĢamaya gelene kadar bir fark yok.
SM: Yani bir contentin üretilmesi. Ama mobil yayıncılıkta bahsettiğimiz iki tür Ģey var. Birisi broadcasti tamamen yayına alıp basmak. Ġkincisi made for mobile kanallar
yapmak. Bunun içinde ne var? Maraton ve LigTV'den örnek verebiliriz. Highlight özetlerini koyabilirsin. Bazı programları mobile cater ederek öyle tailored bir düzen
içinde ikiĢer dakikalık bir kanal oluĢturabilirsin. Toplamda iki saatte bir kendini loop eden bir kanal olabilir. Sonuçta contenti üretiyorsun. Ürettikten sonra nerede
kullanıcağına göre elbiseyi dikmen gerekiyor. Mobilse ona uygun Ģekle getiriyorsun. Internetse aynen basabiliyorsun. Aslında internet yayıncılığının da dijital televizyon
yayıncılığından hemen hemen hiçbir farkı yok. Birebir yayını basabiliyor Ģu anda. YurtdıĢında bu yayını yapabiliyoruz.
BB: Buradaki prodüksiyon ortamını da biliyorum. Teknosohbet TV ortamını da gördüm. Orası mesela tamamen internet yayıncılığı üstüne. Ama bilinen spot, kamera,
montaj ekpmanı vs. ile tam bir yayın stüdyosu. Bu iĢi bu Ģekilde yapmazsanız zaten olası değil ki baĢarılı olun. Temelde internet, mobil ve TV yayıncılığı arasında çok
ince çizgiler var. Belli katmanlar olarak ayırırsak head end'de fark var.
SM: Oraya kadar hiç fark yok aslında. Orada mobile ya da uyduya basılıyor.
BB: Head end, uyduya broadcast vermek, internetten upload etmek yani streaming servera geçmesi aĢaması.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
SM: Bu iĢin satıĢında iki model var: Birisi abonelik. Diğeri pay per download dediğimiz içerik satıĢı.
BB: Aboneliğin dıĢında ad supported content, user generated content gibi kısımlara da değinebilirsin ama bunların hepsi daha çok yeni. Bunlar çok da rağbet
görmüyorlar.
SM: Çalarken dinlet ve ringtone ile yükseldi Ģu anda.
BB: Tonlakazan.com çıktı duyduysanız.
SM: O ilk defa ad supported content olarak göründü. Mobil marketing tarafında bu tür Ģeyler yapılıyor. Kapağın içindekini gönder Ronaldinho'nun wallpaper'ı bedava
gelsin gibi. Value added services için bir iĢ modelinden bahsediyorsan, abonelik ve download Ģeyleri var.
BB: Pay per downloaddan çok farklı olmaya baĢladı long tailda. Pay per downloadda bir ürün alarak katma değere sahip oluyorsun. ya da reklam görüyorsun senin
verdiğin para o oluyor. Tekil içerik ve sınırsız içerik için abonelik paketleri var temelde. Tekil içerik paketinde ödeme yöntemi farklı olabilir. Sıfır lira ama reklam, çok
lira ama reklamsız. Bunun dıĢında datadan kazanma gibi bir gelir modeli var ki o henüz yok.

301
SM: Mesela içerikleri download etmek için sonuçta bir data bağlantısı kurman gerekiyor. Bunun da bir gideri var. WAP ve internet APN'lerinin farklı fiyatları var.
WAP APN'i logo melodi gibi Ģeyleri satın alırken kullanılıyor. Biz katma değerli servislerde WAP ile indirdiğimiz için birazcık daha pahalı, 10 KB bir kontör gibi bir
oranı var. Dolayısıyla 16 SMS'lik bir içerikte son kullanıcı maliyeti Turkcell'in faturalı hatları için KDV, ÖĠV dahil 0,23 T L'den çarpı 16 Ģeklinde, artı o ürünün KB
sizeına göre bir data ücreti ödüyorsun. Bu ikisinin birleĢimi nihai fiyatı oluyor o mobil içeriğin son kullanıcıya.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
SM: 2.5 G ile bir trial yapıyoruz Ģu anda. 12 adet kanal Türkiye'de deneniyor.
BB: Avrupada DVB-H'e geçiyorlar.
SM: Avea'nın var.
BB: Avea Mobilvizyon.
SM: Bunlar hep EDGE ile çalıĢıyor ama.
BB: Telsim zamanında Star yayını yapıldı. ĠĢ yapan odur her halde. Cep vizyon gibi bir adı vardı. 2003 baĢları. O zamandan beri Türkiye'de var. Dünyada daha eski.
Ama streaming video mobile göre optimize ettiğin zaman internet yayıncılığına dönüĢüyor.
SM: Teknoloji olsa da feasible değil. Data bu pahalılıktayken kalkıp streaming ile bir Ģeyler izlettirmen çok Ģey değil. Flat fee bir Ģeyler yapman lazım. Biraz da o
engelledi. ġimdi biraz daha teknoloji geliĢti, data bağlantı ücretleri düĢtü. Özellikle 3G ile hareketlenmesi hedefleniyor. Dolayısıyla 2.5 G ile Ģu anda averaj bir görüntü
var.
BB: Orada da DVB-H devreye giriyor. Normal televizyon yayını gibi. Avrupanın standardı oldu.
SM: Türkiyenin kararını ne yönde vereceğiyle ilgili tam net bir bilgimiz yok.
BB: DVB-H aslında karasal dijital mobil yayın. DVB-S uydudan yapılanı. DVB-T karasal yayın.
SM: Turkcell Ģu anki yayınlardan seçtiği segment olan platin paketten para almıyor. Onlar yüksek bir fatura ödediği için böyle bir favor paketi var. Yayınların ortalama
izlenme süresi 3-4 dakika.
BB: Mobil içerik tüketimi daha çok buna dayalı. 3-4 dakikayı geçmiyor.
SM: Made for mobile kanalların önemi yüksek. 10 dakikaya varabiliyor.
BB: Streaming ile indirilip izlenen klipler arasında content formatı ve içeriğin sunuluĢu farklı.
Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
SM: Hepsini son kullanıcılara yönelik yapıyoruz.
BB: Kurumsalda gelir çok düĢük ya. Ringbacktoneda falan parayı kim ödüyor? MS: Bizde de kullanan sayısı çok az. Beni aradığında Digiturk cingılı çalar mesela.
Turkcell'cilerde de Turkcell cingılı çalar. 150 milyon dolarlık bir pazar olduğunu tahmin ediyorum Cenk Serdar'ın değimiyle.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
SM: Bu tamamen mobil marketinge giriyor. Turkcell'de 6 milyon izinli kullanıcı var. Bunlara tanıtımını yapabilir durumdasın sen. Dolayısıyla kendisi izin veriyorsa
demin verdiğim örnek gibi bedava wallpaper gibi Ģeyler verebilirsin. Ġngilterede Blyk deniyor bunu. Operatör 3 deniyor galiba. Tonlakazan bize bu konularda biraz fikir
verecek.
BB: Bu bir evrim süreci. Ġlk baĢta televizyon yayınları da ne kadar reklam alıyordu? ġimdi ne kadar alıyor? ġimdi paralı content satmaya baĢladık. Filmi açıyorsun,
reklam izlemeden izliyorsun. Para verilmeyen mecralarda insanlara her zaman bir reklam sunmak gelir modeli oluyor. Mobilde süreç tam tersi Ģekilde baĢladı. Ġlk
gününden beri mobil içerik hep paralıydı. ġimdi yavaĢ yavaĢ geleneksel modele dönüp, benim öngörümdür Mert katılır mı bilmiyo rum, zaman içinde bu çok
yaygınlaĢacak. Neden yaygınlaĢacak, çünkü reklamı veren de direkt kullanıcıya dokunabiliyor. Mobil yayıncılığın en büyük avantajı o pazarlama boyutundan bakınca.
Kullanıcıya kendi preview contentini sunabiliyor.
SM: Win win. Kullanıcı da kendi istediği içeriği alıyor ve ücret ödemiyor.
BB: Örnek vereyim. Bayağı tabir edebileceğimiz contente ücretsiz ulaĢırken, orada diyecek ki, ―bunları aldın, bunları da paralı satın alıver‖. Avrupada mobil webde çok
yaygınlaĢmaya baĢladı bu. Özellikle Ġngiltere'de. Bunun en güzel örneğini Twilight WAP diye bir Türk giriĢimci yapıyor. Burada ne yapıyorlar. Kendi content sayfanı
yap. Contenti upload et. Ġnsanlar download etsin. Ben de reklamlarımı serve edeyim.
SM: Böyle konularda copyright çok önemli.
BB: Çok tutar diye düĢünüp de yapamadığımız Ģeylerden biridir user generated content. Copyright yüzünden. Riski de var. Adam JLo videosunu koydu. Download
ettiriyor. Reklamdan para kazanıyor. Content için para almıyor ama telifini ödemedi. Lig TV'yi Youtube'da yayınlatamıyorsun ya. Telifi ödersen Youtube olarak
yayınlayabilirsin. Telif en önemli sorun her zaman.
SM: Admin arayüzleri var. Contentlerinin ne kadarının satıldığı görülebiliyor online olarak. Ġçerik sahipleri denetimlerini buradan yapıyor. Kaç satıldı, kaç para alınacak
bunlar biliniyor. Biz de Turkcell'den böyle takip ediyoruz.
BB: Büyük içerik sahipleri Youtube gibi yerleri ya takip ediyor, ya da kendi kanalını açıyor orada. Warner Bros.'un kendi kanalı var. Ġnsanlar bir video aratmak için
Youtube'a giriyor. Hem iĢini uyarlıyor, hem belli bir kaliteyi sağlıyor firma.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
SM&BB: Bu ihtimal var. Önceki cevaplarda bahsettik biraz.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
SM: Datanın nasıl ücretlendirileceği. Yayın standardının ne olacağı. Promotion bacağında insanlara bunu nasıl göstereceğiniz. Content bacağında nasıl lokal marketin
tadına uygun çıkılmalı?
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
SM: Logo melodi satıĢlarında düĢüĢ var. Çünkü telefonlar geliĢti ve son kullanıcı akıllanır duruma geldi. Internetten Bluetooth ile telefona bedava aktarılması gibi Ģeyler.
Oyun hala artıĢta hızlı değil. Vodafone iPhone geldiğinde data gelirleri artacak. Birinci ikinci faturadan sonra ―Ne oluyor? Niye bu kadar pahalı?‖ya gidecek tabii bunlar.
Operatörler ona karĢı bir eylem almak zorundalar. 3G'nin gelmesiyle fiyatsal olarak yani. Orada bir takım paketler var. 100 MB 19 liraydı.
BB: 29.99'a 150 MB veriyorsun. 50 MB'ın sokaktaki adama fiyatı, paket almasa, 200, 250 milyon civarı. iPhone'u ilk aldığımda böyle bir sorunla karĢılaĢtım. Paket
aldım. Çok ekonomik oluyor. 50 MB ortalama mobil kullanıcı için yeterli. YurtdıĢı fiyatlara bakarsanız halen data pahalı burada.
SM: Mobilde ne kadar ödeyeceğini bilmemenin ve bilememenin korkusu var. Tüm dünyada aynı sorun var. Ne kadar ödeyeceğim acaba? Internette limitin belli.
Biliyorsun. Anında girip ne kadar data harcamıĢıma bakabiliyorsun.
BB: Mobilde arkadaki sistemler karmaĢık. Ayda bir raporlama yapılıyor. Gerçek zamanlı raporlama 40 milyon insan için yapmak çok zor. Yatırım yapmak lazım o da
para. Bir gün sonra yapan olabilir belki.
SM: Biliyor olsan da kendini ne kadar sınırlayacan ne kadar sınırlamayacan? Internetle birbirlerine bazı yönlerden rakip mobil. Oyun çıkarıyoruz mesela. Onunla ilgili
de benzer sıkıntılarımız var. Mobil satmaya çalıĢtığınız oyun webden free oynanıyor. Free ağızdan ağıza yayıldığı takdirde mobilden kim alır? Kendi çözümümüz: Webi
sadece bilgi kaynağı olarak kullanıcaz baĢlangıçta. Massive multiplayer bir oyundan bahsediyoruz. Internet televizyon ve web triple play Ģeklinde yapacağız.

Advergaming kullanıcının alıĢkanlık kazanması adına faydalı olabilir mi?


BB: Advergame konusu mobile çok uygulanmıĢ bir Ģey değil Türkiyede. var ama örnekleri.
SM: Internette daha çok advergame yapıyorlar.
BB: ĠĢ online multiplayera gelince biraz daha değiĢiyor. O zaman ingame ad'lere falan da kayabiliyorsun.
SM: Mesela ―Oyunda kola kutularını toplayarak en yüksek sokoru yapan 10 kiĢiye Ģu ödüller verilecek‖ yapılabilir. Ingame advertisement'ı biz yapıyoruz Ģu anda. Çarpı
2, çarpı 3'e çıkarttığı oluyor bazen satıĢları. Burada ingame ad'den kastım, oyunu açınca ―bak baĢka benzer Ģu oyunlar da var‖. Oyunun içinden bir oyun daha satın alma
gibi.
BB: Benim dereceye girmiĢ bir fikrim vardı aslında. Daha önce Ritmix bir yarıĢma yaptı. Malt içecekte yer almadan farklı bir alko llü içecek yaratmak istiyorlar ama
alkollü içecek reklamı yapamıyorlar. Ġlk baĢta alkolsüzdü. Sonra alkollüye döndü. Orada ürün satıĢına dönük advergame vardı. Dört aroma var. Dört power up sağlıyor
sana oyunda. Oyunu oynarken hızlı bitirebiliyorsun. Skorunu gönderip yarıĢmada bir Ģey kazanabiliyorsun. Mobilde advergameler daha basic beceri oyunları gibi. One
shot oynayacaksın 10 dakikayı geçmeyecek, hemen kapatıp otobüse binebileceğin türde oyunlar. Orada sunduğum model buydu. Dünyada tutan modeller genelde FMCG
pazarında çok tutuyor. Coca Cola, Ülker gibi. SatıĢa yönelik yapıyorlar. Üründen çıkan kodla katılım hakkı kazanıyorsun. Bu Ģekilde entegrasyon yapınca dönüĢ ihtimali
de var. Marka bilinirliği vs. için de yapabilirsin. Advergameden beklentiye bağlı. Coca Cola satıĢ değil, hype yaratmak için yapar.

302
_____________________<>_____________________
Y.M.– e-posta 08 Mayıs 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Mobil yayıncılık internet yayıncılığının küçük kardeĢi gibidir. Aralarındaki fark; birinde evinize yada iĢinize gidip bilgisayar karĢısına oturmanız gerekmektedir,
diğerinde ise nerede olursanız olun istediğiniz an ulaĢabilmenizdir. Ama bu fark, teknolojinin ilerlemesi ile çok kısa süre sonra tamamen kaybolacaktır ve herkes mobile
geçecektir.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Ürün satıĢı ve abonelik Ģu anda en iyi kazandıranlar, reklam gelirlerinin para kazandırması ise elimizde kullandığımız aletlerin geliĢimiyle alakalı olarak (daha büyük
ekran daha hızlı eriĢim gibi) zaman içinde kazanc sağlayacaktır
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
ġu anda bir çok ülkeye göre iyi durumda, ama teknolojisi geliĢmiĢ ülkeler arasında bir yerimiz yok, 3G gibi teknolojiler bizae oranla cok daha ilerideler, mobil internet
üzerinden gerçek zamanlı televizyon izlenebiliyor ya da görüntülü konuĢma yapılabiliyor. Yani bizden bayagı bir adım öndeler yayıncılık konusunda. Yazılı yayıncılığın
ötesine geçilmiĢ durumda.
ġu anda amazon un çıkarttığı bir e-book cihazı sayesinde bir çok gazete amerikada ve dünyada elektronik ve online olarak her gün insanlara ulaĢabilmekte ve sürekli
güncellenmekte. Bu da mobil yayıncılıkta tamamen baĢka bir boyut anlamına geliyor.
Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
Yorumsuz, bulunduğunuz ya da hitap ettiğiniz sektöre göre değiĢir.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Olabilir diyelim, vereceğiniz içerik bu konuda büyük önem taĢımakta.
Eğer o kiĢinin Ģahsi bilgilerinden daha değerli bir Ģey verirseniz olur.
Bu da kiĢiden kiĢiye tamamen farklılık gösterir.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Zaten reklam vermenin baĢka makul bir yolu yok. TV gibi, televizyon izlemek için kanallara para vermezsiniz, kanallarda para talep etmez, bunun yerine reklam
gelirleriyle yada yarıĢmalarda sms, telefon aramaları gibi yöntemler ile para kazanırlar.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Teknolojimiz ve halkımız henüz bu teknolojik geliĢmeyi takip edebilecek düzeyde değil. Kullanıcı kesim Türkiye‘nin yüzde biri bile değil. Oysa japonyada ya da
finlandiyada bu rakam nerdeyse halkın tamamı.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
10 yıl içinde dünyada teknoloji geliĢmelerine bağlı olarak büyük değiĢiklikler olacak ve artık insanlar cep telefonu değil mobil bilgisayarlar taĢıyacaklar.
Yani artık Internet her yerde olacak, hatta vücudumuza yerleĢtirilen chipler bile internetten data gönderebilecek. Teknolojin in bu kadar geliĢmesi Ģu anda hali hazırda
kullanılan sistemlerin ve teknolojilerin bu cihazlarda da kullanımına imkan tanıyacaktır. Dolayısı ile mobil internet olayı tamamen ortadan kalkacak ve hersey internet
olacaktır.
Halkın bir bölümü buna tamamen bağımlı olurken bir bölümü de tamamen uzak kalacak. Kültürel farklılıklara neden olacaktır. Kimsenin özeli diye bir Ģeyi kalmayacak,
herkes nerde ne yapıyor, kalbi ne durumda, sağlığı iyimi, o sırada seviĢiyor mu gibi soruların yanıtları bedenlerimizdeki chipler vasıtası ile tek bir merkezde data olarak
toplanacak hatta o anki hormonal durumunuza göre size içecek yiyecek yada herhangi bir Ģeyin reklamı ya da haberi gönderilebilecek. Gerisini siz düĢünün…
_____________________<>_____________________
S.M.6 Mayıs 2008
Mobil ve internet ortamlarındaki pazarlama ve reklamcılığın farkları nelerdir?
Mobilden ne anladığınıza bağlı. WAP, EDGE üstünden yapılan iĢleri kastediyorsanız onun zaten internet marketingden pek farkı yok. Sayfayı optimize etmek gerek.
Okunması zor. Bunlar dıĢında online marketing zaten. Bankacılığından, elektronik ticaretine, komünite sitesinden chatine kadar.
Mobil marketing denilen SMS'le yapılan bir dizi iĢ var. Ben onun külliyen soygunculuk olduğunu düĢünüyorum. Dönüp adama, iĢte ġebnem Schaffer diye bir kız
çıkıyordu, soruyordu: ―AĢağıdakilerden hangisi Fransa'nın baĢkenti'dir?‖ Kuala Lumpur, Ġstanbul, Paris. Onu bilenler arasından çekiliĢ yapıp para veriyorlardı. Bu bir
marketingse benim çok uzağımdaki bir marketing. Logo melodi indirmeler var. Bunlar da geçici. Satılabilir değiller. Ġnsanlar baĢka Ģeyleri bilmiyor bu yüzden satın
alıyor. Internette bu kadar logo ve Ģarkı var. 2220'ye logo yaz gelsin. Bunlar vur kaç iĢleri.
Mobil marketing baĢka ne olabilir? Türkiye'de yapılmayan ama yapılabilir. Aplikasyonlar vs. indirtip onlar üzerinden. Ki zaten Google'ın Yahoo'nun bütün gelecek
planları bunun üzerine kurulu. Google iĢletim sistemi yazıyor bunun için. Gelecek Internet ile GSM entegrasyonundan flörtünden ibaret bence. Mobil marketing denir mi
buna? O biraz terminolojik birĢey. Bu online marketing aslında. Bunun bir ayağı donanımdır. Bir ayağı GSM'dir. Bir ayağı laptop'dır. Bir ayağı P C'dir. Bir ayağı da
dijital makinadır. Walkmandir, Ģarkı dinlersin track eder, dizer sözleri, Last.fm benzeri, koysunlar sim card. Yarın bir Ģey mutlaka yapacaklardır. Sen müziği dinledikçe
Ģarkıları track etsin, benzer ilgi alanlarına göre insanları buluĢtursun. MP3'ler gitsin gelsin filan. Bunlar üstünde çalıĢılan bir kısmı da yapılmıĢ Ģeyler. O yüzden bir
hardware farkı var sadece. Tek baĢına münhasıran mobil marketing denilen Ģey herhalde SMS ya da Bluetooth ile çarĢılarda atıyorlar ya öyle Ģeylerdir. On ların pek
çoğuna aklım ermiyor benim zaten.
Mobil pazarlama ve reklamda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Sadece sezgilerimi söyleyebilirim. ġu anda mobilde para kazanan yerler ya kadınlara bir nevi fahiĢelik yaptırıyorlar konuĢtukça para, kontör kazan diyorlar. Chatwalk
gibi tamamen namussuz bir Ģey. Devlet olsam yaptırım uygularım. Akıl alır Ģey değil o. Bütün onun marketing modeli güzel hatun konuĢurken SMS attırmak. Bir takım
öğrenci kızlara Ģey yaptırıyorlar. KonuĢtukları sürece IVR vs. Chatwalk IVR Ģöyle iĢliyor. Sisteme kaydoluyorsunuz. Erkek, kadın arıyorsunuz. Profilleri dinliyorsunuz.
Telefon ediyorsunuz. KonuĢuyorsunuz. TanıĢırsanız tanıĢıyorsunuz. Bu kadarı namuslu gibi görünüyor. Namussuz olanı Ģu. Arandığınız sürece aranana kontör yazıyor.
Bu da pratik olarak ne demek? Bir yığın kız oraya gidiyor. Sadece kendilerine kontör yazılsın diye profil bırakıyorlar ve telefon edenlerle konuĢuyorlar. Bu aslında
orospuluğun up to date versiyonu. O kızlara da Ģimdi orospu demek olmayacağı için buna teĢvik eden platformu kapatmak lazım yani. Bu benim konservatif yanım tabii.
Çünkü orada date olmuyor, insanlar birbirleriyle tanıĢmıyor. Buna benzer bir yığın baĢka Ģey de var.
Mobil marketingden para kazananlar ya bundan ya logo melodiden kazanıyor. Ya da irrasyonel saçma sapan SMS'li yarıĢmalardan çekiliĢlerden filan kazanıyorlar. Bu
hiç kuĢkusuz milyon hatta milyar dolarlık bir business. Ama benim uzağında olduğum, üzerine çok düĢünmediğim bir iĢ.
Pazarlama nasıl mobil ortama taĢınabilir?
O derin konu. Asıl olacak olan bu. TamamlanmıĢ bir süreç değil. Internet yürümeye daha yeni baĢladı. O daha emeklemeye baĢlam ıĢ değil. Onun için daha insanlarda
benim kullandığım gibi geliĢmiĢ cihazlar yeni yayılmaya baĢladı. Bunlar yayılsa da kullanamıyorlar. Interneti daha kullanamıyorlar. Ama olacağı Ģudur: Ürününüzü
internette nasıl pazarlıyorsanız, nasıl data mining yapıyorsanız onun bir parçası olarak o yürüyecektir. Ben buradan Eti Form için bunun fotoğrafını çekip, ―toplantı
yaparken yiyorum ve böylece bir öğün atlamıĢ oluyorum bedavadan‖. deyip yolladığımda bu bir yarıĢmanın parçasıysa ve o fotoğrafta bunun web sitesinde
yayınlanıyorsa ve seçilenler bilmemne jürisinden geçip Ģu kadar para kazanıyorsa bu Eti Form için bir pazarlama mecrasıdır. Elbette mobil marketing kullanılabilir.
Mobil telefon artık hepimizin hayatının bir parçası. Buradan data gelip gitmesi olası olduğu sürece o lur. Baz istasyonlarının push ettiği mesajlardan tut da, Turkcell'in
tacizlerine kadar bunların hepsi marketing.
Mobil pazarlama ve reklamın Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Çok fazla geliĢmedi. GeliĢse de bunlar asıl mobil pazarlama değil. Vur-kaç, soygun Ģeyleri. Ama internette ve hayatta ne varsa mobile elbette taĢınacak. ġöyle Ģeyler de
konvansiyonel hayatın pazarlaması: YapmıĢlardı galiba arabanı arıyorsun, arabanın kliması çalıĢıyor, içi ısınıyor falan. Dünyanın en kolay Ģeyi bu. Anlatınca robotik
falan geliyor ama.
ĠĢte mobil marketing. Garanti Bankası ileti atmıĢ bana. Bunlar spam tabii. Bu da namussuzluk. ―Ġstinye Park'ta yapıcağın her 100 liralık alıĢveriĢe bir Audi kazanma
Ģansı var.‖mıĢ. Bunlar benim nefret ettiğim pazarlama iĢleri. Bu mesajda çıkmamı kolaylaĢtıracak bir Ģey yok. Default olması lazım. Buna girmem zaten, bunun her Ģeyi
yanlıĢ. Ben hiçbir yerde onay vermedim. Garanti internet bankacılığını kullanırken GSM numaramı veriyorum çünkü konfirmasyon kodu buna geliyor. Orada bile bu
yoktur. Bu tamamen suçtur. Mahkemeye versem onlardan dünya kadar para kazanırım. Oraya biler koymamıĢlardır eminim yani. Bunu yapamaz zaten.
Bunlar kullanıcıları soğutuyor mu bilemiyorum. Türk kullanıcısı biraz fazla mukavemet sahibi. Kolay kolay bir Ģeyden soğumaz. Bayılır bir de ileti almaya filan. Uzun
vadede burada krem kullanıcıyı kaçırıyorlar. Onları soğutuyorlar. Ben bunların doğrudan hedef kitlesiyim. Hem kurumsal hem bireysel müĢterileriyim. Bilmem kaç tane
kredi kartımı bilmem kaç yıldır nizami kullanıyorum. Hani beni bundan soğutmamaları gerekir.

303
Ben normalde de GSM'imi vermiyorum. Birisi benden istediğinde ne yapacaksın diyorum. Israr ederse Ģirket GSM'imi veriyorum. Ona istedikleri kadar spam yapsınlar.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Çok yanlıĢ bir pazarlama yöntemi olduğunu düĢünüyorum. Ona tamah edecek adam zaten target değildir. Bir de bunların hepsinin bedava olacağı gün gelecek zaten. Yok
böyle paralara böyle soygunculuklar. Devlet soyuyor öbürü soyuyor. Bugünden bahsetmiyorum. Bugün bu bir marketing yolu olabilir ama kısa vadelidir. Yarın zaten bu
konuĢmalar VoIP üstünde gitmeye baĢladığında ne kadar engelleyecek Turkcell beni? ġu an yaptırtmıyor bir yığın software ile ben ona sormadan zaten bedavaya
getireceğim. Yarın rekabet olacak konuĢmak bir külfet olmaktan çıkacak. ġuna para veriyor olmamız ayıp yani.
Bu bir mecra zaten. Fiyatlar düĢecek. Marketingden de kazanır. Ben bu telefonu kullandığım her saniye Turkcell datasını kullanıyorum. Yani benim Turkcell'e istatistiki
kıymetim var. Bir yığın medya satın almasını benim üstümden yapabilir. Byte harcadığımda benden para kazanıyor, gelecekte de kazanacak. Ama böyle izansız
soygunculuk olmaz. SMS için 1.5 lira para kesiyor yurtdıĢında. O çöp artık, bitlerden yapılan bir Ģey, para harcamıyor ona namussuz adam. Hava satıyor. Bandwith
gideri de yok adamın. Devlet alıyor onun üstünden yüzde 30-40. Ama bu devir değiĢecek. Internetin Superonline'da ayda 70 dolar olduğu zamanları hatırlıyorum. Üstüne
bir de telefon parası veriyorduk telekoma. Soygunculuğun dik alasıydı. ġimdi ne oldu internet eriĢimi? Üç otuz. Hem de 2 Mbit. Yayın yap dünyaya onunla. O zamanlar
24.400 kbps ile giden dialup bağlantıda 70 dolardı rakam.
Mobil içeriğin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Tabii ki öyle olacak. Ben yüzde yüz eminim bundan. Bağlantı parası her zaman olacak. DüĢük falan da olsa. Fake olanlar nasıl düĢüyor dönelim bakalım. Ana Britannica
vardı. Yıllığı 80 dolar mıydı neydi? Ben de veriyordum. Çok güzeldi. Bakıyordun Ģak diye düĢüyor up to date. Evdeki öküz kalınlığındaki Ģeyler gibi eski bilgiler, ölmüĢ
adamların sağlıklı olduğunu iddia eden maddelerden de yok. Helal hoĢ olsun deyip veriyordum. Ama hala bu para bu içerik böyle olmamalı diyordum. ġimdi wikipedi
var. Ana Britanica hüngür hüngür ağlıyor. Wikipedia varken kim Ana Britanica'ya para verir. Yapan kafayı yemiĢtir. Britanica' da hata daha çok. Wikipedi'nin onbinlerce
editörü var. YanlıĢ bir Ģey yazın. Kaç gün kalabilir orada? Britanica'ya kim bakıyor? Dört tane editör. Bütün dünyanın ürettiği içerikle rekabet mi edebilir?
Altavista, Infoseek bir yığın site vardı. Hala var ama daha küçük Ģeyler. Kocaman reklamlar koyuyorlardı. Google bir çıktı, hepsinin çanına ot tıkadı. Adwordler dıĢında
reklam koymuyor. Bütün interneti kaĢelemiĢ durumda, saniyelerde veriyor. Offline kendi serverından veriyor birde adam sana. S ite downsa benim kaĢeden oku diyor.
Adam dünyayı indekslemiĢ, öbürü hala modeli eleĢtiriyor.
ĠĢ modelleri değiĢiyor. Plak Ģirketleri de ona deliriyorlar. Tabii ki MP3'ler bedava olacak. Elbette ki herkes indirecek. Hiç bir Ģekilde de önleyemeyecekler. Bitti artık
öyle 40 dolara 3 centlik CD'yi sat. Dünyanın parasını kazan. Adam sekiz tane daha havuz yaptırsın kendine. Sonra indirenlere korsancı de. Bunlar yalan dolan. Hırsızlık
falan değil donwloading.
1996'ya kadar yazarak geçindim. Bunları yazacaktım da daha henüz memleket buna hazır değil, tartıĢma koparttırmayayım diye yazmadım. Metallica, Eminem falan var
ya Ģimdi mahkemeye veriyorlar, Napster, Audiogalaxy'yi kapattırdılar, Emule'u, Kazaa'yı küçülttürdüler, torrentle baĢa çıkmaya çalıĢıyorlar. Hiçbiriyle baĢa
çıkamayacaklar. Yalvaracaklar. O Eminem günü gelecek benim MP3'ümü indirin diye yalvaracak. Onun tanıtımı o aslında. MP3'ü indiriyor, adam öyle gidiyor konserine
50 dolardan bilet alıp. Onun manyetik bandına niye 40 dolar vereyim ya? Herif ondan 1 milyon kopya satıyor zaten. Böyle psikopatça bir pahalılık var mı yani? Gerçek
değeri ile satıĢ değeri arasında çok fark var. Kimse bilmiyor gerçek değerini. Kimse 40 dolarlık CD'nin 5 cente mal olduğun b ilmiyor. Arada 10 dolar marketinge
harcıyorlar. Onun için diyorum yalvaracaklar diye. Marketinge harcayacak paraları azalacak.
Aracılar ortadan kalkıp, içerik-yayın sahibi ile son kullanıcı birbirine doğrudan ulaĢabilecek denebilir mi?
Ahmet efendi 2.5 kuruĢa mal eder, 3 kuruĢa satar. 3 kuruĢa alan adam 10 kuruĢa toptancıya satar. 10 kuruĢa alan adam 25 kuruĢa tedarikçiye satar. Bu da perakendeciye
50 kuruĢa satar. Perakendeci bunu 3 liraya satar. 3 kuruĢ 3 lira haline gelir. Marksizm falan diyorlar. Marx bu paradoksu bulduğu için çok büyük bir felsefeci. Das
Kapital'in bütün anlattığı Ģu sürecin faĢizm olduğu. Üretici ile son kullanıcı arasındaki tüm adımların üretimle ilgisi olmayan ve hakedilmeyen para olduğu. Üretici ve
son kullanıcının buluĢmasını sağladığın noktada... Yogurt Technologies'ten Cemil Türün ile beraberdim az önce. Türkiyeden bu süreci görmüĢ bir proje var. ġu anda
yapılıyor venture capital ile. Biz de bir parçasıyız. Projeyi anlatamam gizlidir ama bunu bir gören biz de değiliz.
Mobil reklam ve pazarlamayla ilgili sorunlar nelerdir?
Herkes köylü kurnazı olduğundan akıllıca mobil pazarlama uygulanmıyor. BaĢka bir Ģey değil. Türkiye'deki diğer iĢler de böyle. Sadece burada değil dünyada da iĢler
böyle ama burada daha Ģirazesinden çıkmıĢ. Depremde dayadığı vergiyi devlet hala çekmiĢ değil. Devlet mobili bir haraç ve soy gun aracı olarak görüyor. Bütün
teknolojilerin karĢısında Türkiye'de devlet var. Ġnsanlar motosikletlere binmeye baĢladı. Ne kadar sevindim. Medeni bir araç. Barselona'nın her yeri scooter'dır. Burada
da 1.5 milyara Çin scooter'ları geldi. Ortalık onlarla doluyor. Halk, zavallı herifler onları alabilir durumdalar. Ne kadar seviniyordum. Aldılar onu da yüzde 40 ek vergi
dayadılar. Bu kadar da milletini kıskanan ve milletinin cebine giren iyiliğin üzerine gözünü koymuĢ bir devlet olursa her zaman en büyük engel devlet. Ġkinci büyük
engel tabii ki operatörler. Ġzansız para kazanmalar. Turkcell o kadar büyüdü ki. O kadar çok milyarlık bir Ģirket oldu ki. O kadar Ģımardı ki bu kadar büyümekle.
Diğerleri o kadar ona yanaĢamıyor ki. Aralarında o kadar rekabet yok ki aslında. VarmıĢ gibi yapılıyor. durum böyleyken tabii ki en son bizde olacak. Türkiye
Cumhuriyeti hangi teknolojiyi geliĢtirmiĢ bugüne kadar ki bunu geliĢtirsin. Burada da birileri yapacak biz de onu taklit ederek yaĢayacağız gideceğiz. Tabii ki karamsar
Türkiye için durum. Sadece mobilde değil, internette, sinemada, romanda, müzikte de öyle. Nobel alan adamı öldürmeye, hapse tıkmaya çalıĢan adamlardan ne halt olur
ki? Mobilin önündeki en büyük engel patronlar ve devlet. BaĢka bir engel yok.
_____________________<>_____________________
B.M.6 Mayıs 2008
Mobil içeriklere yazılımlara rağbetle ilgili iki Ģey var. Bir tanesi insanlar para vermekten korkuyor para vermek istemiyorlar. Bu paraları olmadığından ya da internetten
alabileceğim Ģeyi neden buradan alayımın hesabı değil. Fayda görmediklerinden almıyorlar. Fayda görse alır. Onda bir değer görmediğinden tüketmiyor. MMS güzel
birĢey ama hayatına getireceği güzellikleri anlamıyor kullanıcı. Hem örnek görmemiĢ hem de operatörler bu iĢin pazarlamasında çok yanlıĢlar yaptılar. GPRS nedir bana
der misin? 3G nedir Allah aĢkına? Çıkardığın bir Ģeye niye 3G ismi koyarsın bir kere? Neden MMS dersin? YurtdıĢında araĢtırdım hepsini genelde tekrardan
isimlendiriyorlar. Bilen araĢtırıp karıĢtırdığı için biliyor.
Ne lazım, bizim sunduğumuz fayda o zaten, o teknolojileri ve faydaları adamın anlayacağı Ģekilde, telefona menü tuĢu Ģeklinde koymak. Yaptığımız olay o. Ben bilmem
operatör bana ne sunar? Ne yapar? Anlamam. Ama telefonumun menüsünü kullanırım. Eczane mi arıyorum? Ne bilirim? Telefonumda bir menüden oraya gidebilir
miyim? Aramayı bilirim. 1111'den arar alo deyip en yakın eczaneyi sorabilirim. Ama bir WAP sitesine girip bilmemne kodunu atıp oradan bilmemne GPRS'inden
bağlanıp bunu anlamam ben yani. Bunu yakınlaĢtırmaları gerekiyor. iPhone bunun en güzel örneği. Alan insanlar deli gibi bağlanıyor. Üstelik hepsi de teknik seviyede
değil. Arayüzde kolaylık var.
Mobil yazılımda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Lisanslama modeli var. Bireyler ya da kurumlar bazında. Belli ücret alırsın. ya da bunu son kullanıcıya verirsin reklam modelleriyle para kazanmaya çalıĢırsın. BaĢka bir
Ģey yok. Pazara baktığınızda mesela ben telefonuma bir yazılım yüklemeyi istediğimde para verip alıyorum. Ücretsiz yazılımlar ayrı bir kategori. Markayı tanıtmak için
falan, bir ürünün daha basit Ģeklini tanıtım amaçlı sunmak gibi. Freeware, shareware mantığı.
Mobil yazılımın Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Mobil yazılım geniĢ bir alan. Kurumsal mobil uygulamalar apayrı bir dünya. SipariĢ, stok takibi, ERP, finansal bilgilere eriĢmek vb. Operatörlere yönelik telekom
servisleri yönü var. Bir de son kullanıcılara yönelik utility uygulamaları var. Calculator, navigasyon vb. Biz operatöre yöne lik uygulamalara daha çok giriyoruz.
Türkiye'de mobil yazılım yapan Ģirket çok yok. Daha çok kurumsal taraf. E-posta ve senkronizasyon tarzı yazılımlar zaten geliyor. Bir Ģey üreten yok Türkiye'de.
Aldıkları çözümü implemente ediyorlar. Donanımla beraber satılan, Blackberry gibi, standart araçları var. Gelip Ģirkete uyguluyorlar. Yazılım nerede üretiliyor? Araç
takip sistemleri, kurumsal verimlilik, SAP entegrasyonu belki olabilir.
Operatöre sunulan Ģeylerde büyük Ģirket yok. Küçükler var. Son kullanıcıya yönelik ürünlerde toplasan 10'u geçmez yazılım Ģirketi. 30-40 vardır ama iĢi yazılım olan
Ģirket çok yok.
Mobil yazılım kullanıcı ve müĢteri sayınız ve Türkiye genelindeki sayı nedir?
Operatör, içerik sağlayıcı ve pazarlama alanındaki firmalar müĢterilerimiz. Ürünümüzü veriyoruz ve servisler oluĢturuyorlar. Turkcell, Vodafone, Kuzey Kıbrıs Turkcell,
Zain, Doğan Online, Tikle, BaĢarı Mobile, AMVG, Internet Holding, Aerodeon, ARC müĢterilerimiz arasında. Türkiyede mobil yazılım pazarı kurumsal ağırlıklı.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bence çok güzel bir Ģey. Mobio, Mforma Ģirketi var. Kullanıyorum oyunlarını. Java oyunlarına reklam insert ediyor. Profiling' i baĢta soruyor, yapıyor. Oyunu açtığında
önce değiĢen reklamlarla karĢılaĢıyorsun. Pass edip oyuna geçiyorsun. Bana göre reklam getiriyor. Binlerce oyunu var bu Ģekilde pazarladığı. GPRS' le reklamları update
ediyor. En baĢarılı modellerden bir tanesi. Ad funded game. Kurumsal tarafta değil de bireysel uygulamalarda var bu.
Mobilin özelliği kiĢisel, privacy hat safhada. Böyle bir ortamda reklam çok güçlü olabilir, kill de edebilir. Zamanını ve yerini bilirsen direkt satıĢa gönderir seni. Ama
yapamazsan, mesela Beymen'den her hafta ileti geliyor lanet olsun. Aradım defalarca göndermeyin diye. Hala geliyor. Turkcell'i aradım. En sonunda beni aradılar

304
çıkardık sizi diye. Ama bundan sonra Beymen'den alıĢveriĢ yapmayı düĢünmüyorum. Muhtemelen bir ara advantage kartım vardı oradaki telefonu aldılar. Ġnsanların
mobil pazarlamadan anladığı bu. Opt-out yok yahu gelen mesajda. Çıkamıyorsun. E-mail olsa altına tıklarsın çıkarsın. Bunu düĢünemeyecek kadar aptal olabilir mi bir
insan? Yaz oraya ―çıkmak için 2222'ye hayır de‖. Bunu koymuyor olmaları çok saçma. ġimdiye kadar bana gelen spamlere bakıyorum hiç opt-out görmedim. World
Card'dan geliyor mesela. Yaz Ģunun dibine çıkmak için Ģurayı arayın diye. Zor birĢey değil. Ama yapmıyorlar.
ġunu hissettirmesi lazım. Benim beklediğim, istediğim bir fırsattan haberdar etmesi lazım beni. Reklamdan daha profesyonel bu. ġu anki reklam anlayıĢı değil. Benim ay
sonunda maaĢ aldığımı bilecek. Lokasyonumu bilecek. Psikolojik durumumu belki bilecek. Nefret ediyorum mesela. Benim telefonumu kullandığım zamanda değil gece
2'de bir Ģey offer ediyor, bip bip diye uyandırıyor. ĠĢ saatlerinde yapmaması lazım belki. ĠĢten çıkıp eve gidiyorum. O anda kararımı değiĢtirip bir Ģey alabilirim belki.
Daha hassas olmalı. ġu andaki teknolojilerle bu ne kadar olası tartıĢılır da. Bunlar olursa o model iĢe yarayabilir.
Mesela USB stick alamıyorum bir aydır. Ya kapalı oluyor ya gidemiyorum. Internetten almak istemiyorum. Baacağım, dokunacağım, nasıl bir Ģey? Geçen kalem aldım
bir tane. Fotoğraftakiyle alakası yok. Aynı kalem ama beklediğim Ģey değildi. Bunları telefonla alsak olmaz mı?
ġu anda unique personalization yok. Dünyanın en büyük database'i kimde biliyor musun? Turkcell'de. Oracle'ın en büyük database'i Turkcell'de Ģu anda. O kadar giant
bir data var ki. Bırak analiz etmeyi, kontrol etmekten acizler yani. Turkcell'in müĢterilerinin tüm transactionları kaydoluyor. Kim, nereyi, ne zaman aradı? Benim
telefonu ne zaman kullanıp kullanmadığımı biliyor. Eve gidince telefonum kapalı mı açık mı, pazar günleri kapalı mı açık mı bunları biliyor. Ama böyle detaylı bir
iĢleyiĢi yapacak sistem yok Ģu anda. Know howları zaten yok. Bu iĢler yeni yeni daha. Yapamayan hiç yapmasın. Çok tehlikeli. Spam gibi zaten.
Mobil içeriğin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Uygulamalar var. Videolarda yapıyorlar. Gelir paylaĢımı problem. Data flat duruma gelirse artar kullanım. ADSL gibi vericem 10 milyonu sınırsız kullanıcam. O zaman
her tür Ģey olur. Operatörlerin networkleri o iĢi yapmak için Ģu anda yeterli değil.
Turkcell fazla adamla çalıĢıyordu. gelir getirmeyenleri budadı. 20 gelir getirmeyen adamla niye uğraĢsın. ĠĢi yapanlarla daha fokus çalıĢmalar yapacak Ģimdi.
Mobil yazılımla ilgili sorunlar nelerdir?
Devlet bize yardım etmiyor :) Bize destek olmuyor :) KOSGEB bir imkân, yardım değil. Yazılım olay Türkiye'de olmaz. Türkiye'de yazılım Ģirketi yok. DanıĢman ve
entegratör Ģirketler var. Proje yaparlar, yazılım yaptık sanırlar. Proje yapıp emek gücü satmıĢsın sen. Bu bir yazılım değild ir. Sıfırdan da yapsan sen o iĢi proje yapmıĢsın
adama. Senin elinde 2 milyon adet satabileceğin yazılım yok. Musebeyle ilgili dünyada en az 2 bin yazılım var. Value added olan bir Ģey değil. Logonun Ģirket değeri 30
milyon dolar. Kaç yıllık Ģirket? 150 ya da 200 milyon dolardan aĢağı değildir bir yazılım Ģirketinin değeri ABD ya da AB'de.
Türkiye'de venture capital yok. Amerika'nın öyle bire yapısı var. Fikir alıp yatırım yapma, fikir büyütme, fikir satma, halka açma, açıp para alıp paraları tekrar fonlara
yatırma cycle'ı. Türkiye'deki Ģirketler private equity denen, 5 milyon, 10 milyon dolarlık ciron varsa senden hisse alan seni büyütüp satan Ģirketler. Venture capital fikre
yatırım yapar, ilk baĢta para koyar. Private equityler gelir, para koyar, know how koyar, 5 yıldır ortalama süre, 5 yıl sonra seni satar bir Ģirkete. Oradaki paylarını alır.
Uno Ekmek, Intercity Rent A Car gibi.
Türkiye'de aklı baĢında hiç bir yatırımcı yazılım Ģirketine yatırım yapmaz. Niye yapsın manyak mı adam? Hindistan'da ABD'de yapar. Adamlar 1948'de 7 tane IT eğitimi
veren üniversite kurmuĢ. O zaman herhalde Türkiye'de tek parti rejimi vardı. Adamlar eğitim olayını bitirmiĢ. ĠĢ güç olayını çözmüĢ. Para olay ını da çözmüĢ. Nasıl
çözmüĢ. Üç kiĢi mezun olmuĢ. Ġkisi ABD'ye gitmiĢ. Birisi Hindistan'da kalmıĢ. ABD'deki Hintlilere ABD Ģirketi diyor ki: ―Burada 5 bin dolara çalıĢıyorsun. Seni
memlekete geri göndereyim. 1000 dolara çalıĢır mısın?‖ ―ÇalıĢırım hem de deli gibi.‖ Hoop geriye. Tüm büyük Ģirketlerin arge merkezleri artık Hindistan'a akıyor Ģimdi,
akmıĢ bitmiĢ zaten.
Benzer Ģeyler Türkiye'de olmaz. Çok daha niĢ alanlar bulabilirse o zaman olabilir. Ama hiçbir zaman onların ölçeğinde olamaz. Türkiye pahalı b ir yer. Ucuz değil.
Avrupa'nın yarısı buradaki maliyetler yazılım üretiminde. Hindistan'ın dört katı. Oradaki adam çalıĢkan, iyi eğitimli, her Ģeyi var.
Ben arsa almaya karar verdim. Yazılımdan bir Ģey olmaz. 100 milyara alacağım arsayı iki yıl içinde 500 milyara satacağım. Hedefim bu. Param yok o ayrı :)
Türkiye'de byük Ģirket çıkmaz. GiriĢimcilik olayında anladığım tek Ģey var. I invest my time. Gençliğimi 5-10 yılımı koyuyorum bu iĢe. Yine maaĢ alıp yaĢayacaksam
bunu niye yapayım? Gider iyi maaĢlı bir yerde çalıĢırım. Bir anlamı yok ki. Türkiye'de 30 milyon dolar sınırını aĢmıĢ yazılım Ģirket yok. Argela 12 milyon dolara satıldı.
Link 15 milyon dolarlık. Bunlar 30 yıllık Ģirketler. ĠnĢaat iĢi yapsalardı milyar dolarlık Ģirket olurlardı bu kadar sürede.
Bu iĢi baĢka yerde yaparsan önün açık. Ama Türkiye'de belli limitler var aĢamıyorsun. YurtdıĢında çalıĢacaksın. O da kolay de ğil. Orada initial investment lazım. Ekip
kurmak falan riskli iĢler.
_____________________<>_____________________
Y.N.16 Mayıs 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Mobil yayıncılık daha büyük bir kitleye hitap ediyor. Çünkü herkesin cep telefonu var. Internette ise girip arayıp bulmanız gerekiyor. Türkiyede olmasa da dünyada
sürekli mobil içerikler kullanıcının önüne getiriliyor. KiĢinin profili çıkarılıp güzel CRM çalıĢmalarıyla ona uygun içerikler verildiği için kiĢilerin ulaĢması daha da kolay
oluyor.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Bizim Ģirketimizin yaptığı Ģöyle bir Ģey var: YurtdıĢından Türkiye pazarına girmek isteyen bir çok firma var. Biz bunlara integratorlık hizmeti veriyoruz. Mesela Ġtalyan
bir firma var operatörlerle çalıĢmak isteyen. Biz operatörlerle iliĢkilerimizi sürüdürüyoruz ve gelir paylaĢımı üstünden gelir elde ediyoruz. Bu firma bizim altyapımızdan
kendi katma değerli servislerini sunmakta. Son kullanıcı bu ürünleri alıyor. Günün sonunda biz operatörden gelir paylaĢımını alıyoruz. KonuĢtuğumuz oranda diğer
firmaya pay veriyoruz.
Genelde gelir paylaĢımı Ģeklinde sektörde iĢleyiĢ. Bunun doğru olduğuna inanıyorum. Bu Ġtalyan firmasının mesela içeriklerini, biz aynı zamanda Show TV stratejik
ortağı olduğumuz için Ģirket olarak, orada yayınlıyoruz. Ġnsanların talebini artırıyor bu da.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Türkiye çok hızlı geliĢen bir ülke. Birçok Ģeyi biz atladık. Mesela dünyada insanların en baĢta araba telefonları vardı. Daha sonra cep telefonlarına geçtiler. Biz hemen
cep telefonuna geçtik. Diğer ülkelerde en baĢta katalogtan ürün seçiyorlardı. Sonra cepten seçmeye baĢladılar. Bizde bunun da tersi oldu. ġimdi kataloglar geldi. Aslında
hızlı fakat karmaĢık bir Ģekilde ilerliyor. Bundan dolayı son tüketicinin güveni mobil ürünlere çok azaldı. Özellikle bir çok servisi ücretsiz verip, üyelikle her ay aldığı
ücretlerden dolayı sektörde çok büyük sorunlar oldu. Ama Ģu anda operatörler bunun için regülasyona gidiyor. Sadece büyük çözüm ortaklarını bırakacak bu noktada.
Onlardan bir tanesi de bizim firmamız. Büyük firmalar bu konulara dikkat ediyor ve mobil yayıncılığın geliĢimini çok içaçıcı olumlu görüyorum.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bence çok doğru bir düĢünce. Zaten hepimiz tüm gün birçok reklam izliyoruz. Ben hergün br bebek maması ve bezi reklamı görüyorum. Hiçbir Ģekilde ilgi alanıma
girmeyen bir konu. Bu kadar çok ilgi alanıma girmeyen reklamı izlemek zorunda kalıp sıkılırken bana bir Nike reklamı gösterilmesi iznimle çok hoĢuma giderdi. Hatta
bu markaları ben seçebilip daha sonra bununla ilgili ödüller kazanabilmem daha hoĢ olurdu. Seçtiğim markalar beni hiç rahatsız etmezdi. Hatta içerik verilmese bile
tatmin eder bu model beni. Ben ordan bir Ģeyler kazanırsam, açıkçası markayı da ben belirlemek isterim. Spor ilgi alanım ama yaĢımdan ve faturamdan ilgi alanımı
bilemezsiniz. Dolayısıyla bana ilgi alanlarımı ve marka isimleri seçtirmeniz daha iyi olurdu.
Bunu niye yapmıyor kimse? Engeller mi var?
Engeller var tabii. Operatör birçok bilgiyi paylaĢmıyor sizinle.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Uygulanabilir bir model. Ama fikirleri hayata geçirmek için çaba göstermek önemli. Aynen internetteki Zap Medya gibi bir kana l oluĢturup tek tek markalara kendini
tanıtman lazım. Bu da çok büyük iĢ yükü. Firmasal bir iĢ. Bu tabii ki yapılabilir. Internet ilk çıktığında kimse bilmiyordu. Daha sonra bu mecralar satıldı.
Buranın hareketlenmesi için çaba gösteren insanlardan olduğumu düĢünüyorum. Her ay bunları yapması gereken insanları Mobile Monday'de bir araya topluyorum.
Oraya Teknosa iĢ geliĢtirme müdürü geliyor. Internet ve mobil kanallarındaki kiĢiler geliyor. Zaten bu insanlar bunları tanımalı ve bilmeli. ġu an açıkçası bilgisizlikten
doğan bir korku da var. Interneti bildiklerinden kolay geliyor. Benim fikrim sektörü oluĢturmamız gerektiği. Bilgilendirmek, teĢvik etmek.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Birçok güzel fikrin gerçekleĢmemesinin nedeni, onların uygulanamaması değil, bir insanın ona dört elle sarılmamasıdır. Mesela mobile monday fikri ilk ortaya çıktığında
herkes güzel olsa zaten yapılırdı. DüĢünsenize Ġspanya'da haftada üç defa internet ve mobil dünyasını bir araya getirecek bir topluluk var. Mobile monday ayda bir
yapılıyor. Kimsenin aklına gelmemiĢ yapmak Ģimdiye kadar. Niye hala ikincisi yok? Bahsettiğiniz modelin yapılmamasının nedeni kimsenin bununla uğraĢmamıĢ
olması. ĠletiĢim uzmanı olduğumdan Ģöyle düĢünüyorum. Fikrin ne kadar iyi olduğu kadar tanıtılması da önemli. Örnek vereyim. Show TV'de servisimiz var. Dizi
baĢlayınca haber ver. Bence çok saçma bir servis. Bana sorsanız kimse kullanmazdı. Ama ülkemizde o kadar çok bulaĢık yıkayan ev hanımı var ve o kadar çok Kurtlar

305
Vadisini izlemek istiyorlar ve o kadar çok reklam var ki bu insanlar bunun için para ödüyor. Kurtlar vadisi baĢladığında cebine SMS gelmesi için para ödüyor. Bu
inanılmaz bir Ģey. Çok satılan bir ürün bu. Diğer servislere göre yüksek.
Projeyi yaptığınızda Show TV gibi bir tanıtıma ihtiyacınız var. Show TV B ve C'dir. Sizin bahsettiğiniz model de B ve C'dir. Dolayısıyla bizim gibi bir stratejik partner'a
ihtiyacınız var. Mesela bu servisi Show TV yerine Ahmet çıkarmıĢ olsa satılmazdı. Demek ki doğru kanalda doğru partnerle iĢbirliği yapmak tanıtımda önemli. Günün
sonunda bu bir operasyon. Tam reklamlar bittiğinde SMS yollamak lazım. Bir dakika geç yollasak bir daha servisi kullanmazlar.
DenenmiĢ ve yapılamamıĢsa bile iyi çalıĢılamamıĢtır, doğru ortaklar bulunamamıĢtır. Bu kiĢisel düĢüncem de değil. Eğer teknolojik bir sorun yoksa, mesela 3G
teknolojik bir sorun. Yapabileceğinz birĢey yok. Allah korusun hasta olmak gibi birĢey. Sağlığınızı engelleyecek bir sorun yoksa, özellikle mobilde heyecanlı bir ekip
olursa yapamayacağınız hiçbir Ģey olmadığını düĢünüyorum.
Mobil sektörün Ģöyle de bir sorunu var. Ġnsanlar bir dönem çok çabuk para kazandılar. Özellikle mobil pazarlama ajansları çok hızlı ve kolay para kazandılar, kazandım,
öyle bir ajansta yöneticiydim. Günümüzde artık kazanılamıyor, operatörler regüle etti, insanlar fark etti gibi durumlar var. Kolay para kazanılamayınca çabuk
vazgeçiliyor. Ama güzel bir iĢ planı oluĢturulduğu taktirde ben yapılamaması için bir engel görmüyorum.
_____________________<>_____________________
ġ.N.8 Mayıs 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Mobil yayıncılık kiĢisel. Internet, siz oraya koyuyorsunuz, gelen alıyor gidiyor. Mobilde direkt bir push var. Direkt temas kuruyorsunuz. Mesajı açmama gibi bir Ģansı
yok. En pazarlama kokanları bile açıyor insanlar çünkü ona gelmiĢ. Okumuyor o ayrı. Bir satırını okuyor, imajı bir anda oluĢturuyor o kadar. Sonuna kadar okuyup tekrar
düĢünüp falan bir Ģey yok. Ġlk kelimesinden bile anlaĢılabiliyor. ―Tebrikler!‖ ya da ―Bugün sizin için...‖ gördün mü bitti :) En temel özellik kiĢisellik. Çok kiĢisel. Mecra
sadece size ait. Internette öyle değil. Tek olma özelliği. Sadece bana geldi bu. Biliyorsunuz aynı anda bir sürü kiĢiye geldiğini ama, uygulama itibar iyle tek size geliyor.
Mobil yayıncılıkta içerik sıkıntısı var. Internette derya deniz içerik. Mobilde ekranla sınırlısınız. Üçüncü nesille birlikte bu değiĢecek, içeriklerde görsellik ve ses öne
çıkacak. ġu anda SMS ve MMS hakim. Bir fotoğraf kalitesiz. Televizyon izliyorsunuz ama insanların hiç öyle alıĢkanlığı da yok. Aynı zamanda oyun oynanan aletler
var. Nokia'nın falan. Uzay üssü Alfa gibi aletleri var. Onlarda izleme olanağı buluyorsun. Ama onu konuĢmak için değil, biliĢim özellikleri için alıyorsun. Yüksek
kapasite, oyun animasyon oynatabilme, kaliteli fotoğraf çekme filan gibi özellikler ön plana çıkıyor orada. Mobil yayıncılık o tarz cihazların yaygınlaĢmasıyla birlikte
çok değiĢecek.
ġimdi Ģöyle de bir Ģey var tabii. Üçüncü nesille internete bağlanma daha rahat, ucuz olacak. O bir gerçek. Ġlk etapta olmasa da kullanım artacağından birim baĢına
maliyet düĢecek. Internet geliĢimi daha ucuz olacak. KeĢke Japonya'daki gibi 24 saat online olabilseniz. Maliyetler itibarıyla olmuyor. Bu sefer bana göre mobil
yayıncılık çok doğal bir ihtiyaç haline gelecek. Mecra olarak doğal bir duruma gelecek. Her an her yerde alma olanağı var. ―Kemal DerviĢ bugün Ģeyi açtı, Ģöyle Ģöyle
dedi.‖ Ģimdi SMS'le okumaktansa onu açıp bir saniye ne dediğini duyup kapatacak adam. Bir haberlik videolar gelecek mesela. O zaman daha Ģey olacak. Haberi
tekleĢtirecekler. Siz internete girmeyeceksiniz.
Belki kiĢisel olacak.
Aynen öyle. Zaten mobil operatörler niye CRM'e yatırım yapıyor? Eğilimlere ve hobilere dair yatırım yapıyor. Devam edersek zannediyorum ki internete girip
internetten videoları çağırıp da oradan haber okuma alıĢkanlığı asla ve asla burada olmayacak. Öyle bir Ģey olmalı ki, ben diyelim Galatasarlıyım. Bana maçların kritik
anlarını yollayacak. Ben açarım. Ben ekonomistim. Borsa haberlerini açarım. Edebiyatçıyım, ilgili haberleri gönderecek.
Internet yayıncılığı da ne kadar çok içerik o kadar geliĢim Ģeklinde geliĢmeyecek. Ġçeriğinizi ne kadar iyi anlatabilirseniz, doğru kitleye, doğru mesajla, iyi bir Ģekilde
anlatabilirseniz internet yayıncılığı kazanacak. Çünkü ben çok iyi biliyorum. Tesadüfen bir kelime yazıyorum orada, bambaĢka amaçlarla yazıyorum o kelimeyi. Bana o
kadar farklı siteler geliyor ki. Ama ben onları unutuyorum sonra. Aklımda kalanlar içeriğiyle örtüĢenler oluyor. Ben o kadar Ģeyin içinden nasıl sıyrılacağım? Tüketiciye
internet sitesinde yayın yapıyorumu nasıl dedirttireceğim? Tüketicinin gözünün önünde olmalıyım ki ben internet yayıncılığımı da geliĢtirebileyim.
Bugün geleneksel olarak yine gözönünde olmak zorundayım. Billboardlarda, radyo, gazete, televizyonda olmak zorundayım. Internetteyim, dünyaya açığım diye bir Ģey
yok. KiĢi seni farketmiyorsa, orada yoksun zaten. Mobil ortam çok daha iyi, orada senin cep telefonunu, ne istediğini, seni biliyor ve ona göre gönderiyor.
Mobile uygun içerik üreterek veri tüketimi artırılır. Varolan geleneksel içeriklerle olmaz. Kırpılıp kesilince değerinden yitirir içerik.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Eğlence pazarı bir kere yadsınamaz bir Ģekilde en büyük pazar. Eğlence amaçlı herĢey mobil içerik olarak tutar. Ama eğlenceyi kullanarak baĢka alanlara
sıçratabilirsiniz. Eğlenceyle eğitim, ekonomik satın almalar vb. yaptırabilirsiniz.
Ġçeriği akıllıca paketlerseniz eğlence formatıyla herĢeyi sunabilirsiniz.
Evet. Arkada asıl amacınız olabilir ama önde eğlence olmalı. Eğlenceden kastım oyun, müzik, ıvır-zıvır Ģeyler gibi görünse de ilk baĢta, onun kafasını yormayacak,
zihnini meĢgul etmeyecek, direkt öğrenmesini sağlayacak öğrenme biçimi bana göre eğlencelidir.Sayfalarca yazıyı kimse okumaz. Uzun videoları filmleri mobil ortamda
izlemez. Ġzleyenler daha çok iĢi olmayan, çok farklı kiĢiler. Gençlerin bile bu tür Ģeylere zamanı yok. Bir DVD takıp izlemek bana zul geliyor. Müzik dinlerken kitap
okumak gibi aynı anda iki Ģeyi birleĢtirmekle a anı değerli kılmayı tercih ediyorum. Mobil içerikte birkaç farklı nesneyi bir leĢtirerek sunmak olabilir mesela.
Fonda müzik olan bir elektronik kitap mesela :)
Beyazın üç dakikalık bir videosunu gönderiyorsunuz diyelim. O standaup yapıyor. Ama sözlerin arasında reklam var. Bu tür Ģeyler olabilir. Mobil içerik amaçlı özel
ürünler üretilmeli. Paketler üretilmeli. HoĢluk olmalı. Bu mesajı alınca sonra bakarım dememeli adam. Hiç bir zaman okumuyor. Alınca bir saniye diyor bakıyor üç
cümle okuyor kapatıyor. O anda öğreniyor zaten onu. Aklında kalıyor. Öyle bir Ģey yapılmalı.
Diyelim Sezen Aksu'nun CD'si çıktı. ―Ġlk siz dinleyin‖ deyip iki dakika dinlettiriyor onu. Kapatıyorsun, bitti. Bu arada da açok hoĢ bir video klip gönderiyor sana. Ġlk siz
dinleyin. Bakın keĢfetti beni. Aldı beni.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Operatör güdümlü gidiyor. Bana göre çok yanlıĢ bir gidiĢat. Ne yazık ki mobil operatörlerin Ģeyinden geçmek durumunda mobil içerik. GiriĢimci ruhlu insanlar güzel
Ģeyler üretebiliyor. Ama bir sürü Ģeye takılıyor. Birincisi sermayeleri olmadığından kendilerini ifade edemiyorlar. Büyüklerin kapısına gidiyorlar, onlar için değiĢik bir
Ģekilde bakılıyor: ―Ne kadar kazanabiliriz. Ya tutmazsa, ya kazanamazsak? Tuttuktan sonra yatırım yapabiliriz bunlara.‖ Yatırım yapmazsan o adam da iĢ yapamıyor
tabii. Fonlar olsa aslında, mobil içerik için üretilmiĢ. Onlar da kullansalar ve batırsalar. Önemli değil, batsın. Ama içinden mutlaka bir-ikisi çıkacak. Tutan projeleri GSM
Ģirketlerine satsalar.
Creaworld-Mobillitywo rld gibi mi?
Onlar bile öyle ya. Ericsson tamam operatör değil belki ama güdümlü teknoloji. Bunlara rağmen geliĢiyor. Ama bu çocuklar sivrilemiyor. Yine büyük sermayenin
tekelinde oluyor Ģeyler. Gençlerin de hedefi büyüklerce satın alınmak. Nedense internet Ģirketi eĢittir balon ekonomisi. Bu da çok yanlıĢ. Mobillin sunduğu ekonomik
değer daha ayakları yere basan bir yapı. Ġnternete göre. Internetteki Ģey ―ben bir Ģey açayım, insanlar gelsin, bir milyon kiĢiye ulaĢayım, satayım para kazanayım.‖. Bu
balon. 1 milyon her an gidebilir. Bir model oluĢturulmalı. Sürdürülebilir olmalı.
Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
Biz internet içeriğine yatırım yapıyoruz. Mobil içeriğe yatırım yapabilmek için biraz önce anlattığım bütün unsurlar oluĢmuĢ olmalı. Mobil operatör anlaĢmaları. Sizin
parlak bir içeriğiniz olması lazım. CRM altyapınız olmalı. CRM olmadan istediğiniz kadar içerik üretin kime ne? Sonuçsuz kalacak. ArkadaĢlar diyorum bizim grupta.
Artık yayıncılık ölüyor. Ama kiĢiye özel yayıncılık değeri yükseliyor. Bir kiĢiye özel ya da bir gruba özel olarak algılayın. Profile göre algılayın. Kesinlikle dikey olmak
zorundasınız.
Ama Ģöyle bir Ģey var: Ġlerici proje değil, ihtiyaç projesi yapmak zorundasınız.
Ġhtiyaçlara odaklanıldığında ürün, hizmet, içerik, alıcısı zaten bir Ģekilde alır.
Evet. Bence ekonominin sihirli sözcüğü ihtiyaç. Her yerde, dolayısıyla burada da ihtiyaç. Kurumumuzda yapıyoruz ama direkt mobil içerik için odaklanmadık. Internete
odaklıyız. Mobil içeriği komple teknolojik sayısal yayıncılık olarak değerlendiriyoruz. Onun bir parçası. Internet ve IPTV bunun içinde. Önümüzdeki belki beĢ yılda
mobil yayıncılıktan gelirimiz yok. BeĢ yılda ancak oluĢur diye tahmin ediyorum.
Ġhtiyaçtan bahsettiniz. Her zaman gerçek ihtiyaç mıdır bunlar? Yoksa markalar ve sektörler olmayan gereksinimlerin varmıĢ gibi görünmesini sağlayacak
yöntemler kullanıp içerik, ürün, hizmet satıĢı yaparlar mı? Yapıyo rlar mı?
Markalar çok belirleyici. Mesela benim telefonum neden üst bir model? Buna gerek var mı? kesinlikle gerek yok. Özelliklerinden 10'undan 4'ünü kullanıyorum. Geriye
kalanları bilmiyorum bile. Ses, SMS, fotoğraf ve video. Bluetooth bile kullanmıyorum.
E-posta ve internet?

306
Hayır niye para ödeyim diyorum. Hiç gerek yok. Doğrudan Internete girmeden de baĢka Ģekilde halledebilirim mesela bizim Dilek'e telefon ederim, oku bana derim :)
Kritik iĢlerimi baĢka Ģekillerde hallediyorum zaten.
Bu telefonu neden aldım peki? 94-95'te GSM ilk çıktığında Ģirket bize NetaĢ telefonlar aldı. Kocaman ağır Ģeyler. Kaldıramıyordum bile. ÇeĢitli nedenlerle farklı
telefonlar kullandım. Ama cep telefonu taĢımak gereksiz geliyor bana. Daha çok zamanımı ofiste geçiriyorum. Muhabir olsam eminim daha farklı ihtiyaçlarım olacak.
NetaĢ telefon neler yaptım gık demedi. Bana mısın demedi. Yıllar itibariyle aldığım son telefona doğru giderek cihazlar kötüleĢmeye baĢladı. Sağlamlık, dayanıklılık ve
ses kalitesi açısından. Arayanlarla anlaĢamıyorum, tamir ettiriyorum, tekrar deniyorum olmuyor vb. O kadar canımdan bezmiĢim ki girdim en güzel telefon hangisi, en
iyi konuĢma kalitesi hangisinde varsa onu verin bana dedim. Bana bunu verdiler.
Beyaz eĢyalarda ve tüm elektronik cihazlarda bu böyledir. Ġlk aldığın cihaz hantaldır, biçimsiz ve büyüktür belki ama çok sağlamdır. 15-20 yıl kullanırsın. Son aldıkların
kullan at mantığında yapılmıĢtır. Bu satıĢ pazarlama stratejisini insanları çıldırma noktasına getirmek için de kullanıyorlar.
Nokia'nın bir modelinin sağlamlığı yüzünden kullanıcılar yeni model almamaya baĢlayınca, serinin üretimini durdurduğunu duymuĢtum. Tüketicinin
faydasına hareket edilmediğini bazı yönlerden söyleyebiliriz.
Kesinlikle doğru.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Kesinlikle çok yararlı. Bana göre reklam da bir içerik. Benim için yaĢamı kolaylaĢtıracak her tür Ģeye ben varım, reklama bile. Ama kullanıcıdan izinsiz olup onu rahatsız
ettiği zaman bu kiĢisel haklara saldırıya giriyor. Burda çok tehlikeli bir nokta var. O kiĢiyle birlikte onun çevresini de kaybediyorsun. Ama burada en hassas olunması
gereken nokta o kiĢiyi aradığını, aradığında onun ne yanıt verdiğini çok iyi takip etmen ve baĢkalarına da öyle bilgi verip, arama beni diyorsa aramayacaksın kardeĢim.
Profilleme bilgisi güncel olmalı. Herkes bu bilgiye eriĢmeden hiç bir Ģey yapmamalı. Kullanıcıyı çok iyi takip etmen gerekli. Takip etmiyorsan izinli de izinsiz de hiç bir
Ģeyi yok.
Mobilde Ģu olabilir mi çok merak ediyorum. ileti geliyor okumadan siliyorsun. KarĢı tarafa bilgi gider mi? E-postalarda olan okundu bilgisi gibi.
IP üstünden yapılırsa olur.
Eğer okumadan siliyorsa beni istemiyor demektir. Mesajları almamak seçeneğini, çıkmak için gerekli bilgiyi kimse koymuyor. Kimse mobil ortamda bunu yapmıyor. Bir
kullanıcı olarak e-postada bir defa yapmaya kalktım. Rezil rüsva oldum. Bir daha da hiç yapmıyorum.
Bahsettiğiniz model her kiĢiye cazip gelebilir. Belli markalar olacak. Seçeceğim. Benim için onlar da bir içerik çünkü. Ġndir im, yeni ürün vb. bir Ģey benim için aynı
zamanda bir haber. Haftada bir toplu gönder gibi seçenekler olabilir.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Güzel olur. Olumlu olarak bahsettiklerimiz gerçekleĢirse, bunların doğal sonucu olarak bu da gerçekleĢir.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Altyapı sorunları, kullanım kültürü yani insanların reklamla haberi ayırdedememesi, çok fazla pazarlama amaçlı kullanılması. Altın yumurtlayan kazı kesmek gibi. Bütün
tedarikçilere Turkcell cep telefonumu veriyor. Alın size pazarlayın gibi. Ne kadar kötü bir hareket. Bankalar bunu çok yapıyor. Hatta onlarla kavga ediyorum. Azarlamak
zorunda kaldım geçenlerde birini. Benim sürekli alıĢveriĢ yaptığım yerlerden birisi alıp bankaya vermiĢ bilgilerimi. Cep telefonuma öyle ulaĢmıĢlar. Bir de insanların çok
ilerici medyalar üretmemek lazım. Uzun süreli içerikler, uzun yazılar, filmler gibi Ģeylerden bahsediyorum. Ġnsan bunları çabuk tüketemez. Mobil içerik her zaman çabuk
tüketilecek bir Ģey. Adı üstünde mobilken insan bir saat küçücük ekrana bakıp ne yapacak? Kısa süreli, hemen kavranabilecek Ģeyler. Kullanıcıların sağlık açısından ikna
edilmesi gerekli. Annem torununun odasındaki dizüstünün tüm fiĢlerini çıkartıp yatmasını istedi geçenlerde mesela. Niye? Beyin dalgalarını bozmasın diye.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Her katmandan insanla görüĢmek çok önemli. Son kullanıcı ve kurumsal ayrımı yapılmalı.
_____________________<>_____________________
Ç.O.B.6 Mayıs 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Temel fark internete eskiden evden iĢten ulaĢıyordun. Mobil her an her yede elinin altında. Olması. Burada en büyük eksiklik datanın ne kadar güncel olduğu. Sonuçta
SMS, MMS gibi offline çalıĢan mesajlaĢma yoluyla biz bugüne kadar bilgi, içerik ve servise ulaĢıyorduk mobilde. ġimdi mobil internete türkiyede halk yavaĢ yavaĢ
alıĢmaya baĢladı. Telefonların ekran sizeı büyümeye baĢladı. Tabi eskiden WAP vardı primitive text based. Internet browserlar ının herhalde 95 yıllarına tekabül eder.
Basit arayüzler, yazı ağırlıklı ve küçük bannerlarla bilgiye ulaĢılıyordu o yıllarda da. Mobilde de süreç böyle baĢladı. ZenginleĢmeye baĢladı artık. WAP'tan sonra
XHTML, ondan sonra da HTML doğrudan kullanılmaya baĢlandı. ġu anda uzak doğudan baĢlayan Flash'ın telefona gömülmesiyle iyice hareketlenmeye baĢladı.
Symbian ve Java bir ara teknoloji. ODP ile web zenginliği telefonda yaĢatılmaya çalıĢılıyor. Ama bir sonraki stepte artık web i de, Nokia'larda Opera browser ile gelmeye
baĢladı, webin zenginliği gelmeye baĢlayınca, insanlar artık, mesela elimdeki N95'te televizyon bağlantısı bile var. Buradan interneti takip et, televizyona bağla büyük
ekranda izle. En büyük sıkıntı ekran ve klavyeydi. Ericsson reklamlarını hatırlarsın üç çılgın genç klavye yapmıĢtı ve satmıĢtı. Mobil internet artık yavaĢ yavaĢ
hızlanmaya insanların elinde olduğu için daha kolay ulaĢılabilir. Webdeki dünya kalabalık ve çöplük haline dönmeye baĢladı. Google sürekli filtreleme yapmaya
çalıĢıyor. Geçen bir rakam duydum bilmiyorum ne kadar doğru. Internet sitelerinin yüzde 97 belkide daha üstü tamamen erotik. Internet eĢittir pornoya doğru gidiyor.
Mobilde ekranlar küçük, daha hap gibi dolaĢtırılan bilgiler. Bir de Türkiye'ye özel bir durum data parası var. Ġnsanlar GPRS'ten ne ödediğini bile bilmeden dünyanın
parasını ödeyebiliyorlar.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Bugüne kadar yapılan içeriği çevrimdıĢı cep telefonuna indirme, bunun üzerinden insanları ücretlendirme olarak baĢladı. Ġlk baĢta tamamen binary denen SMS
kanallarından giden, logo-melodi gibi içeriklerdi. DüĢük boyutlardaydılar. ĠĢin içine GPRS bacağı girince daha kaliteli ve yüksek çözünürlüklü içerikler telefonlara
gönderilmeye baĢladı. Size büyüdükçe dezavantaj olarak GPRS ücreti gelmeye ve insanlara bu koymaya baĢladı. Operatörler bunun modellerini değiĢtirmeye baĢladılar.
Kendi operatör servislerinde GPRS ücretsiz, içerik telifini ödeyeceksiniz dediler. Bunlar böyle devam etti.
Multiplayer dünya yavaĢ yavaĢ geliyor. ĠĢ gene dataya binecek. O zaman da içeriği ücretsiz indireceksin, oynadığın kadar ödeyeceksin belki. Flat rate rakam larla ay
baĢında 10 lira öde data bedava ile sürekli insanların bağlantısını sağlayacaklar.
Ġçerik bunun neresinde? Ġçerik artık offline içerikten online içeriğe gidiyor. Artık insanlar cep telefonuna bir resim video indireyim diye uğraĢmayacak. Kendi
Ģirketimizde yaptığımız ugulama Ģu: Dünya profesyonel içeriklerin yavaĢ yavaĢ sonunun geldiğini farketti. Çok değerli Warner Bros. içerikleri televizyonlarda
pompalandığından değerli kalmaya devam edecektir belki ama asıl insanlar için değerli meta dünyada internet sektörü oraya gid iyor user generated content dediğimiz
insanların kendi, arkadaĢlarının ürettiği içeriklerin değeri artıyor. Türkiye'de de amiyane bir bakıĢla insanlar amatör erotik sitelere gitmeye baĢladı. Ġnsanların
amatörlüğe, çünkü biliyorlar ki profesyonel bir sürü rötuĢtan geçmiĢtir. Gerçek değil, bilgisayarda yapılmıĢ nane diye bakıyorlar. Olayın gerçeklik boyutundan user
generated content önemizdeki dönemi sürükleyecek bence bu. Orada tek sıkıntı iĢte bu community portallarının da aĢamadığı, devletin ve operatörlerin de regülasyonları
var orada, insanlar baĢkalarının celebritylerin hakları olmayan içerikleri de kendilerininmiĢ gibi gösterebilirler. Bunun moderasyonu en büyük sıkıntı. Ġkinci büyük sıkıntı
egülasyonlar, devletin bütünlüğü vs. aykırı içeriklerin girilmesi, dolayısıyla ciddi moderasyon ve filtreleme, bir üçüncü boyutta da bunun doğurduğu profesyonel içerik
sağlayıcılar da ne yapıyor? Onların da hakları yeniyor. Çünkü kopyalayıp baĢkalarına gönderiyorlar içeriği. Onlar da iĢin DRM bacağına yüklenmeye baĢlıyorlar. Orada
sıkıntı çıkıyor telefonlar desteklemiyor. Biri destekliyorsa diğerine indiremiyorsun. Bir kere indiriyorsun baĢka yere götüremiyorsun. Adam parasını ödediği bir Ģeyi bile
artık kullanamaz duruma geliyor. Burada da bilgi güvenliğinin temel maddesi hatırlanmalı: Bilgi paylaĢılabilen ya da eriĢileb ilen bir bilgi gizlenebilir. Ona bilgi denir.
Hiç ulaĢamadığına bilgi diyemezsin. DRM deyince iĢin fantezisine, hiç ulaĢılamayan bir içerik de içerik ya da bilgi değil yani. Faz la DRM yaparsan da değeri kalmaz.
PaylaĢılabilir olması lazım. Watermark teknolojileriyle uğraĢıyorlar Ģimdi. Belki de bulk salee geçecekler YouTube'la anlaĢıp toptan bizim içeriklerimizi göstereceksin
gibi. Sektör açılıyor aslında farklı modeller çıkıyor.
Bizim yaptığımız iĢ OTA Conversion dediğimiz, internetteki içeriği dünya kadar resim video paylaĢılıyor UGC oluĢuyor. Bunun telefonda ne faydası var? Biz otomatik
convert edip yollarız diyoruz webdeki istediğiniz içeriği. Benim katma değerim burada geliyor. Mobil içeriğin değerini burada çıkarıyorum. Burada servis ücreti
alabilirim. Ġçerik benim değil çünkü. Ben sadece transformatörüm arada.
Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
Mobillife dergisinde yaptığımız e-dergi PC üzerine dijital dergi, üstüne bir de dergide oluĢan haberler anlık teknoloji ve mobil haberleri cep telefonuna SMS ve
sonrasında MMS yoluyla, belki içerik bacağından içerik satarak karĢılayabileceğiz ama toplama baktığınızda aboneliği mobil de ğer olarak kabul edemezsiniz belki ama
ücretlendirme bacağı olarak Ģu anda mobil kullanılıyor. Yani mobil içerikten 100 lira kazanıyorum diyen piyasada, aslında belki 90 lirasını içerikten değil de o içeriğe
ulaĢmanın abonelik bedelinden kazanıyorlar. Daha kolay ücretlendirilip insanların faturasına yansıtabilecekleri, operatörler üzerinden collect edebildikleri bir çözüm. ġu
anda kimse kredi kartıyla içerik alayım derdinde değil. UğraĢmıyorlar onunla. Abonelik bedeli esas. Herkes oraya döndü. Abone ol içeriğe ulaĢ. Tek tek içerik almaya

307
kalktığınızda da bakın gerçekten pahalıdır. Bir haftalık abonelik bedeline 1 logo, 1 melodi anca alırsınız. Paketleyerek içinde datası olacak, üç içerik içinde bedava, iki
oyun alana yanında iki tane bedava gibi ve sabit tarife. Bizim Pozitim olarak toplamda yüzde 1 belkidir içerik.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bunu ABD'de 7 sene önce bir Ģey farkettim. Scratch calling card alıp arayacaksınız bir yeri. Ġki-üç farklı fiyata kart satıyorlar. Birisi 3 dolar diğeri 50 cent. Farkı Ģu:
Ucuz olan sponsored call mantığı. Türk mantığı ucuz olanı alıyorsun hemen. Kazıyıp konuĢmak için tuĢladık bir numarayı. Türkiye'de de UMTH operatörlerinin
yapmaya çalıĢtığı Ģey aslında. Size belli bir reklam dinletiyor ya da bir servisi offer ediyor. Bunları dinliyorsunuz. Sonra da voice callunuzu yapıyorsunuz. Dinlemen
zorunlu, switch etme Ģansın yok televizyondaki gibi. KonuĢmak için bu reklamı dinlemen gerek.
Ġçeriklerde de bu dönemin baĢlaması kaçınılmaz. Ġyi de olur. Seçenek sunuyorsun. Ücretsiz isteyene tama al ama karĢılığında Ģu benefiti ben de senden alayım. Sonuçta
bu win win. Kimse bedava bir Ģey vermek zorunda değil. Profil paylaĢımına da ben öyle bakıyorum.
Ne kadar gerçekçi profillerdir onu sorgulamak lazım. Sanal ortamda kendini ifade etmeyebilir. Bunun için elimde bir grafik vardı. Bunların en gerçekçi olanları alumni
grupları, facebook gibi yerler. Daha sonra business networking olarak baĢlayan linkedin gibi. Bunların datasına güveniliyor. Myspace vb. community platformları falan
hiç güvenilmeyen taraf. Orada gece kimliği gibi ikinci bir kiĢilik var. Onların güvenilirliği yok.
Bu model educated customer dediğimiz ne aldığını, ne verdiğini bilen insanlara yönelik. Türk insanının profiline bakarsak mob il dünyada içeriğe para ödeyen çoğunlukla
varoĢ tabir edebileceğimiz, marketing segmentlerinde D ve E segmentindekiler para harcıyor. Yüzde 80'in üstünde mobil içerik gelirleri tahminim buralardan geliyor.
Yaptığımız iĢlerden gördüğümüz teamül bu. Ankaranın doğusu çok yüksek eğlencede. Oradaki insanın akĢam 9'dan sonra bir eğlencesi yok. Ġstanbul, Ġzmir ve Ankara
insanının eğlencesi var. Çıkıp gidebilir. Oradaki adamın akĢam 9'dan sonra sokağa çıkması bile tehlikeli. O yüzden internet onlar için elzem, mobil bir privacy. Elindeki
telefonu evdekiler bile görmüyor. Orada ne olduğunu kendi biliyor.
Profil doğruluk payının düĢeceğini tahmin ediyorum. Konfirmasyon yöntemleri ile kaliteli içerikler sunulabilir.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Olabilir. Az önce sponsored callarla ilgili ifade ettiğim Ģeyin bir bacağı da içerik. Orada bir servis için reklam dinliyordunuz, burada da reklam pazarlama ajanslarının
düĢündüğü Ģeyler var. Frame aralarına reklam koymak, belki interaktif reklam koyuyorlar siz farketmiyorsunuz sinemalar yapıyor bunu. Coca Colanın ismi, resmi
geçiyor, hatta filigranları olduğu bile söyleniyor. Zihin altı reklam metodu. Siz farketmiyorsunuz ama çıktığınızda Coca Cola istiyorsunuz.
Bunlar içeriğe de girecek tabii. O da ihtiyaçtan. Birileri bedava almak istiyor. Birileri de para ödemek istiyor. Para verenden alacaksın ama geriye kalan yüzde 90-
95'inden alamayacak mısın? Hayır. Onu da bu Ģekilde reply etmen lazım. Bir yöntem bulman lazım. Bunun için en güzel yöntem Ģu : MÜYAP toplantısına gitmiĢtim.
Ġçerikler internetten sürekli illegal indiriliyor. MÜYAP bununla ilgili önlem alamıyor. ABD'de insanları yakalayıp ifĢa ediyorlar. Toplumda iyi bir yer edinmiĢ insanları
ifĢa edip, diyorlar ki sizi de yakalarız. ABD'de gerçekten evden okuldaki bilgisayarlara kadar herĢeyi kontrol edip oralarda illegal içerik var mı onu kontrol edebiliyor.
MÜYAP bunu kontrol etmek istiyoruz dedi. Telekomdan da rapidshare gibi paylaĢım sitelerini takip edebiliyoruz ama insanları ifĢa etmek istemiyoruz öncesinde daha
doğru bir yöntem bulmak istiyoruz dedi Bülent Forta. Elimi kaldırdım. Evet ADSL'den deli gibi indiriyorlar dedim. Bir DVD'ci vardı tanıdığım. Ondan çocuklar film
oyun almaya geliyorlardı. O günlerde de bir grubun içerik iĢini yapıyoruz. MP3'lerini piyasaya çıkarıp müzikleri scratch kartlarla satalım planı yaparken o videocu
arkadaĢa dedim ki gelen gençlere sözlü küçük bir anket yapsana, bu video ve müzik içeriklerini gelip bir gazete bayiinden 1-5 TL'ye alırlar mı? ÇeĢitli paketler olsun.
Yüzde 99'u ADSL'e 29 TL veriyorum. Daha internetten aldığım bir Ģeye niye para vereyim ki? Zaten parasını verdim internete diye bakıyor. Ben toplantıda
söylediğimde bunu, Ģunu ekledim: madem böyle deniyor, Telekomla anlaĢın, senin kullandığın datanın yüzde 30'u benimdir. O yüzde 30 içinden ya fiyatı bir barem
yukarı kaldırın, ya da ben paramı istiyorum. Telekomu mesul tutun. Herkes güldü toplantıda bütün bu legal illegal video müzik indirtenlerin. Bülent Forta toplantı
sonunda dedi ki: Arkadaki arkadaĢın söylediği Ģeyin çalıĢmasını yaptık. Biz TTnet Müzik'i çıkıyoruz dedi. Herkes o zaman biz dükkanın anahtarını bırakalım dedi.
Telekomla anlaĢtıktan sonra kimsenin sokakta müzik satma Ģansı kalmıyor.
Eser sahibi kazanıyor, aracılar ortadan kalkıyor. Son kullanıcı içeriğin Ģeyini bir Ģekilde ödemek durumunda kalıyor. Manavlar kayboluyor ama süper market ve
toptancılar parayı kazanıyor.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Operatörlere bir eleĢtirim var. Mobillife e-dergi dijital dergi dünyasını hayata geçirip piyasadaki insanları teknoloji ve mobilden haberdar etmek için bilgi servisleri
peĢinden eğlence servislerini de içine ekleyebileceğimiz bir dijital medya pc client uygulamamız var. Bunu cep telefonuna da uygulayabiliyoruz. Bu doğrultuda biz
yaklaĢık altı aydan fazla oldu. Bu servisi operatörlere götürdüğümüzde yeni kural değiĢikliklerinden dolayı distribütörler üzerinden gidildi. Distribütörlere gidiyoruz,
onlar da tamamen para kazanma hırsına düĢmüĢ durumdalar. Bunu da operatör tetikliyor. Belli hedefler koymuĢ. DemiĢ ki bu kadar para kazan. O da Türk halkına
bakıyor. Yüzde 80-90'ı cahil diyor. Bu teknoloji haberini mobil yayıncılığı millete gitmek için niye kullanalım diyor. logo, melodi, oyun, chat, arkadaĢlık, erotik bunlar
üzerinden, Maslow hiyerarĢisinden bakarsanız teknoloji ve mobil yayıncılık biraz daha piramidin üstlerine doğru kalıyor. Millet fiziksel ihtiyaç ve tatmin unsurlarına
yoğunlaĢıyor.
Mobil yayıncılıkta içerik kaliteli değil falan diyebilirler ama bence içerik kaliteli olması için o içeriği sağlayacak kiĢilerin biraz gelir kazanması gerekiyor artık. Böyle
insanların kafası bedavaya çalıĢmıyor artık. Ġnsanların paperları kaynakları takip etmesi lazım. Mobil yayıncılığa özel gelir modeli çıkarmak lazım. Bunu da operatörler
yapacak.
Operatörler engel olmuyor. Biz Türkler günü kurtaran bir milletiz. Geleceğe yatırımla ilgili ne operatörler bir Ģey yapıyor. Herkes bugünün dünyasında bugünü
sömürelim, bugünün parasını kazanalım, bugünü yaĢayalım derdinde. Avrupa geleceğe 3G, WiMAX ile yatırım yaparken biz hala GPRS, SMS, MMS ile para kazanalım
derdindeyiz. MMS bile geliĢmiĢ kalıyor. Bunun da en amiyane tabirle biz ineği bağlayıp yıllarca sütünü sağıp, yağından derisinden faydalanmak yerine, ineği kesip üç
günde yeriz.
_____________________<>_____________________
G.O.– e-posta 6 Haziran 2008
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
izin nasil alinmis ? bu onemli. ikincisi, profiline uygun diyor. yani ilgimi cekebilecegi dusunuluyor gonderilen reklamin. bu nasil belirlenmis? ucuncusu, mobil icerik
benim ilgimi cekecek mi ? benden istenilen seyi vermeden once, bana bu bilgiyi vermem sonucunda verilecek seyin soylenmesi lazim, ve de eger benim icin yeterli bir
degerse, o zaman gonderilen reklami okumamdan dolayi rahatsiz olmam.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
mobil iceriklerin maliyeti operatorlerden dolayi daha pahali. her sms 6 cent maliyete sahip, bundan dolayi internet gibi olmasi biraz zor gozukuyor.
_____________________<>_____________________
E.Ö.6 Mayıs 2008
Desnet mobil donanım satıĢ ve hizmeti veriyor. Vodera satıĢ ağırlıklı ve satıĢ sonrası destek. EskiĢehir teknoparkta da yazılım ofisimiz var.
Mobil donanımlardan hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Türkiyede mobil donanımlarla yapılan iĢ modelleri kısıtlı. DĠğer teknolojiler gibi geniĢ kapsamlı değil. SatıĢı, kiralaması, son satıĢı, proje satıĢı gibi çok dallar yok.
Türkiyede sadece ve sadece proje satıĢıyla gerçekleĢebiliyor. Biraz daha çözüm odaklı el terminali dediğimiz, içinde cep telefonu olan ama daha rugged dediğimiz
sağlam cihazlar. Üzerinde Windows Mobile ya da benzer alternatifler bulunan. Birçok programı çalıĢtırabildiğiniz, GPRS, wireless desteği bulunan, ofisteki iĢlerinizi
sahadaki elemanlarınıza da yaptırabildiğiniz donanımları kastediyorum.
Son kullanıcı için çözüm odaklıyız. Barkod otomasyonu gibi. Ürünleri tek tek okuyup merkeze gönderebilen databasee yazabilen, back ofis dediğimiz merkezdeki
yazılıma yükleyebilen. Bunlar eskiden kağıda dökülür muhasebeye giderdi. ġimdi artık arada entegrasyon sağlandığından doğrudan iĢleniyor. Verimlilik ve otomasyon
amaçlı. Saha satıĢ uygulamaları, dıĢarıda fatura kesme iĢlemleri, hem satıĢ iĢlemi, hem merkeze iĢlenmesi, hem de rapora geçmesi, hem de araçtaki printerda yazdırması.
Burada yazılım, donanım ve entegrasyon firmaları var. Bunlar iĢ ortakları ya da kendi baĢlarına yapabilir. ĠĢ modeli proje üretimi ve çözüm olarak satılması.
Mobil donanım kullanımının Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
15 sene önce ilk el terminalleri geldi Türkiye'ye. Casio DT2000'di. Ġlk geliĢ sebebi tahmin edilenin aksine özel sektör değil, devlet hastaneleri içindi. Hastaları bununla
takip edebilir miyiz diye geldi. ġu anki Sağlık Bakanı Recep Akdağ o zaman Erzurum'da Atatürk Üniversitesi BaĢhekimiydi o satın aldı biz gerçekleĢtirdik. Bir çok
hastanede uyguladık. Bir terminal 4000 dolardı. ġu anda beĢte birine düĢtü. Bir araç verip bir el terminali alıyordunuz, bir araç daha verip yazılımını alıyordunuz.
Zamanla fiyatlar optimize olunca daha geniĢ kitleler kullanmaya baĢladı. Bu sene itibariyle küçük firmalar Ģahlandı. Kocaeli' de acı badem üreticisi iki kardeĢ geldi. Ġki
sistem almak istiyorum dediler. Aldılar. Proje firmaları ödemeyi kolaylaĢtırmak. Kredi kartından çektik hemen. Bu seneki hedefimiz beĢli onlu araçlara sahip olan çok
sayıda firma. Ülker, Pınar, Ġpragaz, Uno gibi birçok büyükle çalıĢıyoruz. Bunlardan bir tane daha yok. Artık sıra küçüklerde, onları büyütmekte.
Mobil donanım kullanıcı ve müĢteri sayınız ve Türkiye genelindeki sayı nedir?

308
ġu anda sahada 4 bin donanımımız var. Bunlar paket. Yazıcı, terminal vs. 10 bin araç demek. 350 müĢterimiz var.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bluetooth çiplerini Türkiye'ye altı senedir getiriyoruz. Aselsan'ın bu konudaki tek tedarikçisiyiz. Bundan bir buçuk sene önce yeni bir ürün çıkardıklarını söylediler bize.
Bluetooth server diye. Türkiyeye satmak ister misiniz diye. 50 tane getirdik. Bir hafta sonra Turkcell aradı bizi. Bu ürünün distribütörüymüĢsünüz. 40 tane istiyoruz.
Bluetooth server ne iĢe yarar? Taksimdeyiz diyelim. Billboardınızın içine bunu koyuyorsunuz, üstündeki çalıĢma, proje neyse 300 metrekare alandaki Bluetoothu açık
insanların cep telefonlarına gönderiyor. Kullanıcının onayı gerekiyor. Türkiyede bu teknolojiyi tek getiren firmayız. Kampanyaları mobil pazarlama ajanslarının
teknoloji tedarikçiliği gibi bir misyon üstlenerek yürütüyoruz. Bluetooth marketing, lokasyon bazlı marketing henüz tam yayılmıĢ değil. Dergiler billboardlardan
sayılarını tanıtabiliyorlar. Metro istasyonlarında falan. Bir buçuk yılda 20 proje yaptık. Bir tanesi Turkcell'e yaklaĢ, Bluetooth'u aç, Ģarkıyı indir. Bir tanesi Nokia'ya.
Engin Baran bir pazarlama akademisyeni. Onunla bu konularda çalıĢıyoruz. Siemens, Mercedes gibi firmalara danıĢmanlık veriyor. Internetten bulmuĢ bizi, Kanal olarak
müĢterilere anlatmak istiyorum dedi. Ben onun sunumlarına gidip müĢterilere anlatıyorum sistemi.
Yazılı basında ve televizyonlarda bir-iki defa çıkmıĢtık röportajlarla ve anlatmıĢtık teknoloji ve uygulamalarını. Cep defilesi diye Abazoğlu'nun bir defilesinde manken
ve kıyafetleri izlemeye gelenlerin cebine de gönderdik. Basın bülteni dağıttık. Ġlk cep defilesi baĢlığını koyduk. Video ve resim içeriyordu.
Cevahir AVM'de 1-14 ġubat arası bir uygulama yaptık. Cevahir'in tamamını kapsadık. AVM'ye girince ilk ileti ―Cevahir'e hoĢgeldiniz. YarıĢmamıza katılmak için
sevgilinizle bir fotoğrafınızı çekip Cevahir'in tamamını kapsayan havuza gönderin.‖ Çektiniz, gönder, Bluetooth aygıtlarını tara, Cevahir AVM bulup gönder. OK'lenince
size yanıt geliyor. ―Tebrikler. YarıĢmamıza katıldınız. Buyrun bu da indirim kuponlarınız.‖ Sistemin baĢında bir moderatör vardı. Tüm resimleri bir ekrana döküyoruz.
En alt katta dev bir ekran kuruldu. Orada bu resimler sürekli dönüyor. 14 günde 120 bin tane ileti gönderip 90 bin resim almıĢız. Cevahir'in en büyük yatırımcısı Ġngiliz
JLL grubu. Bir hafta sonunda raporluyorlar bunu JLL'e. Rakamlar günlük 4-5 bin resim geliyor diye. AVM'lerde günlük ortalama 300-400 arasıymıĢ. Biz bunu
bilmiyoruz. On katı. Araba veriyoruz dediğinizde insanı toplamak zor değil. Ama oradaki kurgu tamamen Cevahir'in her yer ine aynen Ģöyle yazdılar: ―Bluetooth'unu
açmayı unutma.‖ Ödül, yarıĢma, hiçbir Ģey yok. BaĢka yazı da yok.
Öncesinde biz gittik bu uygulama için, karĢımıza 14 kiĢilik bir grup çıktı görüĢmede. Biri reklam, biri web, biri pazarlama, biri iletiĢim ajansı. Cihazlar kaç para cihaz
alıp apıcaz biz dediler. Nasıl yapacaksınız dedim. Bu kadar insan var dediler. Olmaz bu iĢ böyle dedik. Bu iĢi bize uçtan uca vermeniz lazım ki yapabilelim, baĢında
durabilelim. Cihaz kolay ama iĢin uzmanı olmayana zor. ĠĢin tamamını bize verin. Web mikro sitesini yapsın, bizimle alakası yok, reklam ajansı gelsin bizimle
kurgusunu yapsın ama gerisine hiç ihtiyaç yok. Aldık iĢi. Ben kendisinin Cevahir'deydim günlerce. Açmayanları davet ettim. ―Gelin katılın. Türkiye'de ilk, çok güzel bir
yarıĢma.‖ 120 bin rakamıyla bu rakamın 5 binlerde kalması arasında çok ince bir çizgi vardı. Biz onu aĢtık. Türk insanı ilk atlamak istemiyor. Birilerinin atlaması lazım.
BeĢ masa yaptk. Bilgi veriyor kızlar bir yandan yardım ediyorlar. Ġlk bir iki kiĢi çekiyorum bir anda. Bakıyorum bir anda 30 kiĢi olmuĢ.
DavranıĢlarını da incelemiĢ olduk kullanıcıların biraz. 70 milyon insanı orada gördüm diyebiliriz. Acayip resimler atanlar, gelip de ben bu resmi atabilir miyim deyip
çıplak resim gösteren kızlar. Neler neler. Moderatör bunları sıralayıp inceliyor. ġunu gördük: Türk insanı eĢiyle, sevgilisiyle olan fotoğrafını orada yayınlatmak
istemiyor. YurtdıĢında bunu yapsanız daha çok tutardı herhalde. Ya kızın babası, dayısı görürse. Aman haberleri yok, ayıp olur. Bilirsiniz Türk halkı ailesinin yanında
eĢinin elini tutmaz. O yüzden gördüm ki konsept baĢka bir yöne gidiyor, aĢk, sevgi sadece karĢı cinse olmaz, evlat sevgisi de bir aĢktır. Ailelere çocuğunuzun resmini
çekmez misiniz diye yaklaĢtım. Baktık ki insanlar çocuğunun resmini çekip bir yerlere göndermeye bayılıyorlar. Çocukta mahremiyet yok. Çünkü çocuk çocuk.
―Çocuğunuzu binlerce kiĢi görsün istemez misiniz?‖ diye yaklaĢtım.
Bir baktık insanlar iki saat orada oturuyor, değiĢik pozlarını çekip gönderiyor çocuğunun. Her gün gelenler, Bluetoothu olmadığı halde katılacağım diyenleri, fotoğraf
makinesi olmadığı halde katılmak isteyen anneler, amcalar, teyzerler mi görmedim. Ġki TV kanalında yayınlatmak üzere anlaĢmaları vardı. 14 kanalda canlı yayında
çıktık. Sistemi ve ilk olduğunu anlattım. Vodera olarak bize çok katkısı oldu.
Cevahir bir kiralama projesiydi. Satın alıp büyük gruplardan birine finanse ettirmek istiyorum dediler. Önümüzdeki hafta anne ler gününde kullanacaklar. 100 cihaz
kullanılıyor AVM'de.
Bu ve benzer projelerde katılımcıların profillenmesi ve uzun vadede ulaĢılmasına yönelik bu çalıĢmada bir Ģey var mıydı? BaĢka çalıĢmalarda oldu mu?
Kesinlikle var. Bluetooth lokasyon bazlı, maksimum 100 metre. ġu an arge olarak 400 metreye çıkmıĢ durumdayız. Ama lüzum yok. Cep telefonlarındaki sistem sınırlı
çünkü. Çift taraflı bir iĢlem bu. Bizim cihaz 400 metre de gönderse siz tamam yolla diye gönderirseniz 100 metrede olmalısınız. MüĢterilerden gelen ilk soru: Herkesin
Bluetooth'u açık değil. Pazarlamacıların ne iĢi var o zaman? Doğru algılamayı oluĢturup açtıracaklar kullanıcılara. Açtırıyorlar zaten. Önce kendimize ispatladık. Ġnsanlar
bir avantaj gördüğünde, havuç gördüğü zaman kesinlikle açıyorlar.
Garanti bankası için projemiz var. Uzun süredir çalıĢıyoruz. Reklam filmlerinin lansmanında basın mensuplarının ceplerine filmlerini iletmiĢtik. ĠĢ bankası kurum içi
eğitimler için bu sistemi istiyor. Ülkerin Çamlıca'daki kampusunda insan kaynakları ve personel yönetimi departmanı insanları bilgilendirmek için bu sistemi internal
olarak kullanmak istiyor.
Garantideki olay Ģu: Aylık diyelim 50 bin Euro'luk iĢlem yapıyorsunuz. Gittiğinde sıra numarası almıyorsunuz. Bluetoothla müĢteri ID'nizi gönderiyorsunuz ama bir
yerde gönder falan yazmıyor. VIP uygulama bu. Size diyor ki: ―Osman Bey hoĢgeldiniz. Sıra numaranız Ģu. Bu giĢeye gidip ekrandaki numarayı gösterin.‖ Bu bir.
Ġkincisi de tüm müĢterilere bunu yayabiliyoruz. Bir form gönderiyoruz.
Biz burada anket, yarıĢma, test gibi interaktif uygulamalar da yapabiliyoruz. Bil kaan tarzı. Soru geliyor Buradan cevaplayıp gönderiyorsunuz. Bu Ģekilde soru cevapla
profil elde ediyoruz. Bunu banka merkezine geçiyoruz. Cep telefonu numarası da gidiyor. MüĢteriyse zaten onu eĢleĢtiriyor ver itabanındakiyle. Her gittiğimde ―Ömer
Bey hoĢgeldiniz. Bugün dolar kuru Ģu, sizin en çok yaptığınız iĢlem olan....da durum Ģu oranda.‖ Beni ilgilendiren alanlarda bana bilgi vermeye baĢlıyor. Böyle olunca
ben bankada sıra beklerken hiç sıkılmıyorum. Kendime ait bilgiler ediniyorum. GPRS masrafım olmuyor.
Bankacılar Ģubeden bir an evvel gitsin istiyor kullanıcılar. Ama Garanti yoğun kullanıldığından insanların önce sıralarının gelmesi lazım ki gidebilsinler. VIP müĢteri
―kimse bilmesin ben bileyim‖ istiyor. kimseye ileti gitmesin bana gelsin. Banka bir Ģey söylüyor ama sadece o duyuyor. Markalar Ģunu isteyebiliyor: Ömer Bey biz bazı
müĢterilerimize kreasyonu ilk onlara gösterelim istiyoruz. ―Ġlk biz görelim, duyalım. Öncelik bizim olmalı.‖ MüĢteri sıradan olup ta herkesle aynı seviyede itibar
gördüğünde cebindeki para çoksa rahatsız olmaya baĢlıyor.
Bazı markalar farklı. Davet ettiler Harvey Nichols'a gittik. ―MüĢterilerinize kampanya, indirim duyurursunuz.‖ dedim. ―ġĢĢ. Susun. Ġndirim lafını söylediğimiz anda biz
kaybederiz‖ dediler. Adam zaten bir çantaya 15 bin dolar veriyor. Siz ona yüzde 10 indirim verseniz ne olur, vermeseniz ne olur? O adam o çantayı 15 bin dolar verdim
demek için alıyor. 100 dolar indirim yaptırdım demek için almıyor.
Mobil içeriğin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Kesinlikle tutacağını düĢünüyorum. Çünkü içerik reklamla birleĢtirilince, müĢteri gözüyle baktığımızda içeriğe sahip olacak b ir kere. Sahip olmak için paralı ya da
parasız. Bunun için bir markanın reklamını görüp bundan bilgi almaya razı. MüĢteri o an contente odaklanmıĢsa onu ister. Reklamı görmem almamı sağlayacaksa,
madem öyle, göreyim. Reklam ne kadar vurucuysa, müĢteriyi kazanma olanağı var.
Sadece içeriği para verip almayı yüzde kaç kullanıcı tercih eder?
Tahmin ediyorum yüzde 20 civarında olacaktır.
Reklam için profilleme uygulandığında nasıl olur durum içerikler için? YaĢ, cinsiyet, hobiler, beğeniler... vs.
Ben profilleme yaparken Ģundan yanayım: Profilleme yaptığınızı ve benim sizin davranıĢınızı ve beğenileriniz i bildiğimi anlatabilirsem o zaman iĢe yarıyor. Yani
―Osman Bey siz Ģu ürünleri beğeniyor ve sürekli satın alıyorsunuz. O yüzden size ben Ģunu önermek istiyorum...‖ demek çok ayrı bir Ģey. Beğendiği bir ürün gayr-ı
ihtiyari de önüne düĢebilir. MüĢteri ―Acaba ben özel miyim? Yoksa denk mi geldi?‖ bilemez bunu. Ama eğer siz contenti yollarken, ―Siz Polo yaka tiĢörtü çok
seviyorsunuz. O yüzden bu ürünü öncelikle siz görün istedik.‖ bunu yazdığınız anda o adamı yitirme Ģansınız yok. O adam kovsanız da peĢinizden koĢar bence. Böyle
hizmet anlayıĢına hayran olmamak elde değil Ģeklinde. Bu çok kaçırılan bir nokta. Bütün reklamlarda bunu yapmak imkansız mese la televizyonda. Mobil ve internet
reklamlarında bunları yapmak lazım.
Mobil donanımla ilgili sorunlar nelerdir?
Bu iĢin eğitimi çok zor. MüĢteri kitlemiz, cihazları satın alanlar MBA falan yapmıĢ ama kullananlar farklı. Ülker'deki adamlar PDA'yı Ģimdi tek elleriyle hızlı biçimde
kullanıyorlar. Eğitimle yapılabileceğini gördük bunun. Temsa'ya donanım danıĢmanlığı veriyoruz. BeĢ yıllık planda yeni araçlarda radyo, CD ya da radyolu MP3 player
olması alternatifleri üstüne konuĢtuk. MP3 player'ı insanlar kullanamaz cevabı almıĢlar bize kadar. Kamyondan bahsediyoruz. P lasiyer kamyonetinden bahsediyoruz.
Binek otomobilinden bahsetmiyoruz. Ben kesinlikle kullanır diyorum. Cevahir'de denk geldim mesela. Adamın telefonunda uygulamalar bölümü, ben mesela harici
bellek kullanmıyorum ki mobil iĢ yapıyorum, aĢağı doğru uzadıkça uzuyor. 100 tane program, oyun vb. var. KardeĢimin telefonuna bakıyorum. O telefon o kadar zulüm
görmemiĢtir hayatında. Binlerce Ģarkı. Bir üründen o ürünün iĢlevi olmayan bir hizmeti aldığınızda insanlar değiĢik bir tatmin duygusu yaĢıyor. Zorladım bu iĢi de
yaptırdım. Özel hissediyorsunuz.
_____________________<>_____________________

309
S.Ö. – e-posta 28 Mayıs 2008
Mobil yazılımda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
- revenue sharing with operators
- monthly fee from customers
Mobil içeriğin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Very very likely, already happening in some parts of the US. All depends on how relevant ads are and privacy laws regarding cell location
Mobil yazılımla ilgili sorunlar nelerdir?
Distribution, many OS (windows, brew, etc), of course sustainable rev model
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Call me if you need more comments. I am usually available in the evenings.
_____________________<>_____________________
Z.Ö.– e-posta 06 Mayıs 2008 Salı 15:33
Sorularınıza yanıt verirken mobil yayıncılığı cep telefonu, pda, akıllı telefonlar gibi cihazlardan eriĢilen mobil (wap) siteleri ya da SMS ile son kullanıcının sorgulama
yaparak indirdiği/eriĢtiği hizmetler olarak ele alıp, notebook'lar üzerinden kablosuz olarak Internet'e giriĢi kapsam dıĢında bıraktım.
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Özünde her iki yayıncılıkta da aynı hizmetler son kullanıcılara sunulmaktadır. Ancak son kullanıcıların bu içeriğe eriĢtikler i zaman, ortam ve cihaz farklılıkları nedeniyle
bu iki yayıncılık türü arasında farklılıklar vardır. Örneğin, Internet yayıncılığında son kullanıcının zaman konusunda daha rahattır. Bir içeriğe ayırabildiği zaman daha
fazladır. Bunun nedeni Internet'e ev ya da iĢyeri gibi kapalı ortamlardan son kullanıcının girmesi. Mobil yayıncılıkta ise son kullanıcı yolda, vapurda olabilir. Hatta
yürüyor olabilir. Ayrıca kullandığı cihazın Ģarj süresi gibi teknolojik etkenler nedeniyle de mobil içeriğe ayırdığı zaman daha kısıtlıdır.
Bilgisayarların bilgi iĢleme kapasitelerinin (örneğin CPU hızları, RAM kapasitesi) mobil cihazlardan fazla olması, bilgi saklama kapasitelerinin mobil cihazlara göre
daha yüksek olması, ekran çözünürlüğünün bilgisayar monitorlerinde mobil cihazların ekranlarına göre daha yüksek olması gibi teknik nedenlerden ötürü Internet
kullanıcı daha görsel ağırlıklı, metin ve animasyon yoğun içeriğe ulaĢabilir. Bu teknik kısıtlamalardan ötürü mobil yayıncılıkta içeriğin daha sade ama kiĢiye özel ve
amaca dönük hazırlanmaktadır. Mobil yayıncılıkta daha az reklam vardır (SMS ile izinsiz gönderilen reklamlar hariç). Mobil yayıncılıkta kullanıcı daha iyi
tanınmaktadır. Örneğin cep telefonu modeli, bilgisi, numarası ve hatta izin alınmıĢsa kullanıcının konum bilgisi bile bilinmektedir. SMS ile en yakın eczanenin yerinin
öğrenilmesi gibi bir serviste, uygulama size lokasyonunuzu girmenizi istememektedir.
Mobil yayıncılıkta kullanıcının istediği içeriğe istediği yer ve zamanda ulaĢmasını sağlayacak Ģekilde kategorizasyon, site akıĢı ve site navigasyonu optimize
edilmektedir. Mobilden içerik satıĢı da daha kolay ve güvenli olmaktadır çünkü kullanıcı içeriği aldığı anda faturasına ücret yansıtılabilmekte ya da kontor düĢmekte,
ayrıca bir kredi kartı bilgisi girilmesi, havale yapılması gerekmemektedir. Bu nedenle mobilde ödeme sistemleri daha kolaydır. Internet'te içerik satan sitelere kullanıcılar
daha az rağbet göstermekte ve bedava içerik arayıĢını sürdürmektedir.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Mobil içerikten son kullanıcıya satılan içeriğin servis sağlayıcı firma, içerik sağlayıcı ve operatör arasındaki gelir paylaĢımı modeli ile gelir elde edilir. Ayrıca reklam,
sponsorluk ve mobil pazarlama ile de gelir elde edilir.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Türkiye'de WAP, GPRS, EDGE gibi teknolojilerin geliĢimi Dünya ile eĢ zamanlı olmuĢtur ve benzer iĢ modelleri tüm dünyada uygu lanmaktadır. Mobil yayıncılıkta son
kullanıcıya ulaĢan servis ve mobil portaller ile Pazar bilinçlenmiĢ, kurumlar arası ticaret daha sonradan geliĢmiĢtir. ġu anda Türkiye'de 3G lisansı verilmediği için
görüntülü görüĢme, yüksek hızlı mobil Internet konusunda Avrupa'nın gerisinde kalmakla birlikte 3G'nin ve diğer ileri nesil teknolojilerin gelmesi ile birlikte arayı çok
hızlı kapayabilecek kapasiteye sahiptir çünkü sektörde belli bir bilgi seviyesi oluĢmuĢ ve pazarda yeni servisleri denemeye hazır genç bir nufüs bulunmaktadır. Ayrıca
Türkiye'de Internet ve bilgisayar kullanımının Avrupa ve Amerika gibi ülkelere kıyasla daha düĢük olması, Türkiye'deki kullanıcıların içeriğe mobil ortamdan eriĢmesini
sağlamıĢtır.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Son kullanıcıya fayda getiren tüm yaratıcı modeller sektöre dinamizm getirmekte ve son kullanıcı tarafından hızla benimsenmektedir.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Reklam destekli ücretsiz sunulacak mobil içerikler olacaktır ancak Internet'te olduğu kadar bu tür modellerin mobilde yoğun olarak kullanılacağını, en azından yakın
vadede sanmıyorum.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Son kullanıcıya içeriğin zamanında (gerektiğinde ve istediği zamanda) iletilmesi, içeriğin kiĢiselleĢtirilmiĢ olması önemlidir. Ayrıca teknik kısıtlamalardan ötürü site
navigasyonu, kategorizasyonu uygun olmalıdır. Site tasarımın siteye ulaĢan mobil cihaza uygun olarak hazırlanması ve gösterilmesi mobil yayıncılığın zorluklarındandır.
_____________________<>_____________________
Ç.R.8 Mayıs 2008
Bilgisayar mühendisiyim. Eski Turkcell çalıĢanıyım. 12 yıldan bu yana da Türkiyenin en eski cep telefonu bayilerinden bir tanesiyiz. Reklamla ilgili ürün çıkmaya
çalıĢıyoruz.
Tonlakazan'ın herĢeyini biz veriyoruz bizim ürünümüz. Bir Turkcell servisi. 7 Mayıs'ta lansmanı yaptık. 1.5 yıllık emeğimiz yaklaĢık. ġubat 2007'den bu yana projeyi
geliĢtirdik. Turkcell'le beraber dünyada bir ilk oldu bu. Benzeri yok bunun. Eski bir fikirdir ama yapan olmadı bunu. Pazar ve ringbacktone koĢulları vs. Bunu Çin'de
Huawei, China Mobile çıkacaktı ilk baĢta. Biz son üç hafta abanıp servisi çıktık. Onlar bu fikirlerini basın bülteniyle duyurmuĢlardı. Sonra biz ürünü patlattık. Son
aĢamaya gelmiĢtik. Acil lansman kararı alınınca ürünü çıktık sabahlayarak.
Basın toplantısı yapmadık Turkcell kararıyla. Bir aylık test süreci sonrasında sonuçlar paylaĢalım dediler. Yahoo, Forbes, MSN'de falan yer buldu bayağı. Verdiler
haberi. Turkcell dünyayı sallıyoruz diye çıktı yani.
Buradaki modelin adı nedir?
Servis belli zaten. Çalarken dinlet üzerinden reklam dinletme. Model aslında yeni bir model. Google Adwords'de tüketime bağlı reklam chargingi vardır. Biz de burada
nasıl internette CPC, CPM var, biz de CPL diye bir kavram ürettik. Cost per listening. Markaya hakikaten gösterim yapıldığından emin olduğumuz reklamı charge
ediyoruz. Öte yandan kendi mecralarımıza abonelerimize bunları da gösterdikleri oranda kontör, dakika veriyoruz.
Ġki farklı alıĢveriĢ var. Reklamverenden alıyoruz. Belli bir saniyenin üstünde dinlenen her reklam için alıyoruz. BeĢ saniyenin altındakilerden atıyorum para almayacağız.
Ġnsanların telefonu açmadan beklemelerini engellemek için de, çünkü burada bir tüketim alıĢkanlığı var ve bu mecra Ģey olmamalı, aman telefonum çalıyor iki defa daha
çalsın dememeli insanlar, abonelere de cevapladıkları her çağrı için süreden bağımsız olarak ister bir saniye, ister 10 saniyede açsınlar.
Burada profil nedir? Hangi kullanıcı segmentine?
Sen kim istiyorsan. Platin, VIP de var, C, D de var. Zaten Türkiye ağırlıklı ortalaması. Burada öne sürdüğümüz aslında Ģuydu. Hani en değerli reklam bir tanıdığın
ağzından bir Ģeyler almaktır ya, word of mouth, biz de dedik ki insanlar kendi sosyal çevrelerine tanıtım yapsınlar, tavsiye etsinler.
Burası çok doğrudan ileti veren bir kanal değil. ―Tarifelerimiz, fiyatlarımız Ģudur‖ falan değil. Burada bir müzik eĢliğinde insanları irrite etmeyecek, sevdikleri müzikleri
koydukları bu yere siz de kendi müziklerinizi koyun dedik.
ġu anda kaç marka var?
14. Garanti, Akbank, Coca Cola, P&G, Unilever, Ġddia, Digiturk, Nivea, Nestle aklıma gelenler. Aboneler kendisi seçiyor tonları. Beğendiği Ģeyi seçiyor. Black list
yapıp bunları istemiyorum diyebiliyor. Sektör, marka, kampanyaya göre seçiyor. Markalar geldikçe gösteriyoruz. Abonelere çok gönderim yapmadık. Ölçmek istiyoruz.
1500-2000 kiĢi sıfır tanıtım olduğu halde Ģey istemiĢ. 24 saat yeni oldu. Davetiye istemiĢler. Davetiye usulü Ģu: Bu mecranın kısıtları var sonuçta. Ġçerideki herkesi
memnun etmemiz gerekiyor. Bir anda herkese açıp da büyümememiz lazım. Kontrollü büyüme gerekiyor. Davetiyelerle ekĢi sözlük mantığıyla o yüzden.
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Internetle mobil farklı mecralar gibi algılansa da bir kaç ufak context farklılığı haricinde çok da büyük farkları yok. Bir tanesi bir araç, diğeri bir mecra. Bugün aslında
mobil interneti PDA'lerle, laptoplarla, bilgisayarlarla kıyaslıyorum. Bunlar da bana, mobil donanım bir araç. Bu araç bizi bir yerlere alıp bağlıyor. Networke bağlıyor.
Bunun adı bazen GSM, bazen internet oluyor.
Ben gene de bilgisayarla cep telefonunu kıyaslayayım. Sabit bir yerdeysek, sonsuz dünyaya bağlayan bir Ģey bilgisayar. Ġçeriği aramak için daha çok zamanımız olan,
daha büyük ekran ve renkli sayfaların olduğu bir yer. Cep telefonunda mecra kısıtları var. Bağlantının yavaĢlığı. Input deviceların çok fazla internete uygun olmaması.

310
Internet keyboard ve mouse üstüne dönüyor. Cep telefonunda inputumuz tek ses. Hala voice to text, text to voice teknolojileri çok geliĢmiĢ değil. Yapay zeka var ama
belli bir yere gelmedi. Input device olması en büyük Ģey. Output devicelara baktığımızda gene ekran kısıtı çıkıyor. Internet çok görsel. Okuduğumuz ya da seyrettiğimiz
bir yer. Mobil ise daha çok ses üzerine dönüyor. Zamanla SMS, MMS geldi. Internete geçildi derken o ufak ekranlar sınırlı kaldı. 2-3 sene sonra cep telefonu ve
bilgisayarlardan ziyade zaman ve alan bazlı ağlara geçeceğimizi düĢünüyorum. bugün mobilciyim, internetçiyim diye bir ayrım var ya, yarın bir gün ofise gittiğimizde
daha büyük bir araçla bağlanıyor olacağız, akĢamleyin çok özel bir davete gittiğimizde daha tasarımsal bir telefonla oraya gidiyor oolacağız. Ama hala online olacağız.
Toplantıya giderken, yurtdıĢına giderken, bugünki ufak laptop dediğimiz cihazların biraz daha geliĢmiĢ belki de giysiye yedirilmiĢ bir mobil cihazla gideceğiz. Ama
bunların hepsini en güzel Nokia söylüyor. ġu N95 Nokia bu telefona cep telefonu denmesine kızıyor. Bu bir cep bilgisayarıdır diyor. ĠĢ de buna gidiyor.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Aslında sırf mobil içerikten değil de, para temelli bir ekonomi değil ya, ya bir değer üretir ve isteyen adama satarsın, ya da bir değer üretir ve arkasına bir sponsor
koyarsın. O sponsor da bu değeri talep eden kiĢiye dolaylı yoldan ulaĢmak istediği insandır. Bu reklamı sponsorluğu tüketmek karĢılığında belli bir havuç verirsin. Bu
havuç genelde içerik. Mobil dünyada ya içeriğini satarsın, ya da içeriğini free of charge verir buna sponsored content dersin.
Biz bugüne kadar 2-4-16-54 SMS'lik içerik satıĢlarıyla geldik. 2002'dir herhalde ilk çekiliĢlerin yapıldığı zamanlar. 6 yıldan beri pazar son kullanıcıya bir Ģeyler satarak
Ģekillendi. Bu saatten sonra bu mobile internet convergencetan dolayı, çünkü internet free of charge bir bilgi, mobil de kültürel olarak para vermenin kültürel olarak
önkoĢul olduğu ve kültüre yerleĢtiği bir yer. Dolayısıyla bilgiyi mobil müĢteriye vermek müĢteri açısından çok avantajlı, öte yandan sponsor için çok avantajlı.
Ġçeriği tanımlamak lazım. Ġçerik bazen bilgi, servis, oyun, lüks tüketim, bazen çok öenmli bir değer oluyor. Çok büyük kırılım, dağılımları olan bir yer burası. Bu çok
uzun konuĢabileceğimiz bir konu. Ben AA haber paketine üyeyim. Çok seviyorum. Anında tık tık tık önemli Ģeyler geliyor. Zaten internet de okuma alıĢkanlığımızı
değiĢtirdi. Eskiden kitapları açar sütun sütun okurduk. Artık tarıyoruz, okumuyoruz. Daha çok seyrediyoruz, bakıyoruz. Okuma alıĢkanlığı yok. Okusak da gazetede
Ģöyle hızlı hızlı geçeriz ya sayfaları. O büyük puntolarla baĢlıkları okuruz. SMS bize o baĢlıkları getiriyor. SMS bize bir gateway açıyor bilgi açısından. Böyle bir baĢlık
var diyor. Dikkatini çektiyse gir, bağlan ve devamına bak. Bir huni gibi sana kapılar sunuyor. Sen o kapılardan istediğine giriyorsun.
Öte yandan sponsorlu oyun, advergaming mevzuu var. Sponsorlu içerik iĢinde en tecrübeli ve efektif yapanlar bunlar. Size bu oyunu Arçelik sundu değil, EA Sports'un
vardır mesela, maç yaparsın, saha kenarında sana o gerçek atmosferi yaĢatan reklamlar vardır. Çok ilgisini çekiyor insanların. Onları tüketmekten ziyade onların varlığı
sanki oyunu gerçeki gibi kılıyor. Content ve reklam anlamında gerçekçi diyor.
Sponsorlu içeriği açmak lazım. Reklamın nasıl olduğu çok önemli. Reklamla içerik arasında.... lazım. Reklam var. Futbol izlerken topun üstüne reklam koyuyor. Reklam
var sinemaya gidiyorsun 20 dk. reklam izletiyor. Reklam var film izliyorsun arasına reklam koyuyor. Yani senden bir Ģeyler götürüyor. Seni sinirlendiriyor. Bugüne
kadar da reklamlar hep bedava tükettirildi. Bugün televizyonun bedava olmasının arkasındaki temel neden reklamlar ama, o free contenti sana vermek için çok ciddi
külfetin altına girdin. ġimdi içerikte de buna dikkat etmek lazım.
ġimdi Tonlakazan'da da biz kaliteyi bozmuyoruz. Bekletmiyoruz, arasına girmiyoruz. Bunlar önemli çünkü reklam rahatsız etmeme li. Rahatsız ettiği vakit, sahibine geri
dönen bir silah gibi. Reklamın en efektif olduğu anlardan bir tanesi calling timelardır. Doktora gidersin bekleme odası vardır. Orası spontane bir yerdir. Bilmezsin seni
tam olarak ne zaman çağıracak yani. BeĢ-on dakika beklemen gerektiği bellidir üç aĢağı beĢ yukarı ama tam bilmezsin. Bakarsın burada bir dergi var. Üç sene öncesine
ait abi. 2005 senesinin bilmemne dergisi. Onu alır okursun, çok enteresan. BaĢka yerde görsen yüzüne bakmazsın, alır atarsın çöpe. Farklı bir değer sağladığı için hoĢuna
gider. BoĢluğu dolduruyorsun. ġu da olsa çok kötü olurdu. Doktora gidiyorsun. Doktor sana diyor ki ―Al bu dergiyi oku, bitirince ben seni çağırıcam.‖ da değil bu yani.
O yüzden reklamın tarzı çok önemli.
Bugüne kadar benim gördüğüm kadarıyla sponsorlu contentlerde bu konulara girilmedi. Sadece advergamingde var reklamın, contentin iĢine yarıyor olması. Fakat
kaliteyi bozan değil, neredeyse artıran bir unsur orada. Bugüne kadar içerikleri videonun sonuna baĢına bir logo Ģeklinde. Bu çok da bozulmaz.
Reklamcılık deyince insanlar televizyon, altbant, radyo deyince müzik arasında binen reklamdan bahsediyorlar. Ama mobil reklamcılık Ģu an baĢladı ve insanlar alt
kırılımlarını bilmiyor. Atıyorum, sponsorlu içerikte yapılmıĢ olan bir hata, bugün bizim tonlakazan servisini vurabilir. Bunların hepsinin adı mobil reklamcılık. Bir
tanesinde sıçtım mı abi, diğerlerinde de hükmen yenik sayılıyorum. Önemli olan müĢterinin algısı. Ağzınla kuĢ tutsan da müĢterinin algısını yönetemedikçe bu iĢleri
yapmak olası değil. Bu servisi çıktık. Çıkmadan önce iki üç ay hakkaten müĢteri algısını yönetmek aman müĢteri bunu dinlerken zarar görmesin, bilmem ne yapmasını
söylemekti. Elimizden geldiği kadar anlatmaya çalıĢtık. Eksiklerimiz vardır tabii ki.
Servis çıktığı anda müĢteriler yazmıĢlar internette demiĢler ki, ―Gene mobil reklam, gene konuĢmalarımızın arasına girecekler, iĢte daha çok beklememiz gerekecek, olur
olmadık yerde reklam göreceğiz‖ falan demiĢler. Adam okumak zorunda değil zaten. Aç FAQ'yu uzun uzun oku diyemem ki. Bu neden böyle oldu abi? Bugüne kadar o
kadar çok korktu ki bu iĢten. ġimdi diyor ki, ―Eyvah korktuğum baĢıma geldi.‖ halbuki alakası yok. Ama bunu demekle son derece haklı. Bunu buraya getiren de bu
sektörün çalıĢanları, biz, sen, o baĢkası. Kısa vadede vuralım kaçalım senaryoları yerine uzun vadede biraz daha büyük baĢka bir vizyona gidelim denmedi, böyle oldu.
Umarım bu ve bunun gibi servisler kırabilirler bu iĢi.
Reklamcı ve reklamverene ulaĢmak zor bir Ģey değil. Reklamverene böyle bir Ģey sunduğunda adam zaten eyvallah diyor. ―Ben zaten ulaĢıyorum oradan‖ diyor geliyor.
Önemli olan müĢterinin hoĢuna gidecek bir Ģey yapmak.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Ġlk baĢta mobilin ne olduğunu anlamadık. varolan Ģeylerin ufağı zannettik. O yüzden genelde minyatürleĢtirme yoluna gidildi. Mobil halbuki biraz optimizasyon,
minyatürlük, biraz da seyyarlıktı. Oradaki süreklilik hareketlilik. Biz genelde varolan ne var abi video, reklam, ufalt reklamı, sizeını düĢür, 3gpp'ye convert et, ver.
Buraya özel bir Ģey düĢünülmedi.
Çok enterasan bugün birçok sanatçı albümden konserden kazanmadığı parayı, MESAM üstünden mobilden kazanmıĢtır. Bugün ben birçok sanatçının mobilden
döndüğünü bilirim. Kenan Doğulu mesela. Ġçerik müzik dıĢında ufaltıldı. Buraya özel production yapılmadı. Bunun yapılması için Ģunu demek lazımdı. Sen bugün
televizyon productionı yaparken 100-150 bn belki 1 milyon dolarlık yatırımın altına giriyorsun. Geri dönüĢümünde ancak reklamdan kazanıyorsun para alamıyorsun.
Mobilde iĢler böyle değil. Daha ucuz bir yer. Ama ucuz olması kalitesinin olmaması anlamına gelmiyor. Özel bir prodüksiyon anlamına geliyor. Beklenti de daha düĢük.
Bu da costları düĢürüyor. Sen gel buraya özel prodüksiyon yap. Daha düĢük costlarla ve bunu da son kullanıcına sat. Adama hiç inandırıcı gelmedi açıkçası.
Bakalım bugüne kadar mobil oyuncular değer zincirinde kimler? Servis providerlar, content providerlar, yazılım firmaları ASP'ler ve son üç dört senede ortaya çıkan
mobil pazarlama ajansları. Bunların hiç birisi diğer sektörden gelmiĢ firmalar değiller. Hepsi bir-iki genç adamın bir masa bir sandalye kurduğu ve kendi kendine
geliĢtirdiği firmalar. BeĢ sene boyunca böyle gitti abi. Logizmosuydu osuydu busuydu. Aradiomdu Doneydi bilmemneydi. Sonra bu adamlar burada değer ürettikçe,
diğer sektörlerdeki babalar iĢte internet firmaları, büyük yazılım firmaları, büyük içerik üreticiler Yahoo gibi, bence dünyanın en büyük içerik üreticisidir, bunlar dediler
ki ―Para var bizde girelim arkadaĢ.‖ dediler. Ve Ģimdi sarsmaya baĢladılar. Misal MSN. ġimdi mobil pazarlama alanına giriyor. Sarsmaya baĢladı.
Önümüzdeki yıllarda çok fazla mobil pazara atlayan diğer Ģirketler olacak. Prodüksiyon Ģirketleri, atlayacak içerik üretecekler. Büyük reklam ajansları atlayacak.
Pazarlama yapacaklar. Büyük yazılım firmaları atlayacak, buraya özel çözümler geliĢtirecekler. Bu sektöre bir ivme verip öne geçmesini sağlayacaktır ama buradaki
adamlar da elenecek.
Burada operatöre çok büyük vazife düĢüyor. Hep derim abi, Turkcell, Avea, Vodafone vakıf değil. Günün sonunda kar amaçlı bir Ģirket. ĠĢine hangisi geliyorsa onunla
ilerlemeli. Bugün mobil içerik olarak bana bu kadar sempatik ve iyi niyetli bir Ģey yapıyorsun ama yarın Yahoo gelirse bana onu seçerim. Bu bir anda olmamalı. Bunları
bir aray akoy, birleĢtir. Yahoo senin know howından faydalansın, ya da seni satın alsın, ya da bir regülasyon koy, pazarın tümünü kendi yiyemesin.
Sonuçta bugün Yahoo 10 milyar kazandığında sıçramaya yapmayabilir ama sen 10 milyar kaybedersen aç kalabilirsin. Bu alanda çok fazla firma var çok da emektarlar.
Internetin aksine mobilin en büyük farkı lokal bir dünya olması. Mobil dünyanın her yerinde var. Internetten fazla kullanıcısı var ama bu birleĢik bir network değil. Bir
Türkiye, Almanya, Ġran, Kazakistan vs. pazarı var. Ama internet tüm dünyayı birleĢtiren bir yer. O yüzden içerikler de genelde mobilde lokal gitmiĢtir. Adult contenti
ayırıyorum bugün satılan Ģeylere bakıyorum. Yüzde 50'den fazlası yereldir. Internete bak. Tüketilen içeriğin yüzde 80'den fazlası global içeriktir. Ben Youtube'da çok
fazla yerli video seyrettiğimi hatırlamıyorum. Ufak çocuk Yaman videosu haricinde son zamanlarda aklıma gelen hatırlamıyorum. Ama bin tane böyle yabancı video var.
Bunlar mecraların temel farkları. Yarın mobil internet yakınsaması yüzde 80'lere çıktığında tabii ki globalleĢme kaçınılmaz b ir süreç olacak.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bizim ne düĢündüğümüz önemli değil. MüĢterinin düĢüncesi önemli. Reklamı iyi algılamak lazım. Reklam eğer seninle alakalıysa, hakikaten bir talebin ihtiyacın varsa
senin karĢına birisi o ihtiyacınla ilgili arz çıkardığında reklam olarak sen Allah'a bin Ģükür tam da ben seni arıyordum ders in. Doktor, iyi olacak hastanın ayağına gelirmiĢ
dersin. Bu reklama itiraz yok bana kalırsa. Öte yandan abuk sabuk, mesela banka reklamlarından çok rahatsızım, artık okumuyorum. Eskiden benim SMS'lere tepkim
saniyelerdi. ġimdi nasılsa banka reklamıdır falan diye bakmıyorum.
Muhtemelen buradaki sorun profilleme abi. Profillemeden kastım da ―Azınlık Raporu‖ndaki gibi iyi anlamak lazım. 18-24 yaĢ arası, iyi eğitimli, arabası olan, bilmemne
yapan, kızlara gidelim demek bence doğru bir profilleme değil. Bence profilleme ihtiyaç bazlı olmalı.

311
Eğer sen benim ihtiyaçlarımı anlayabiliyorsan ya da tepkimi ölçebiliyorsan, hadi diyelim bir kereden bir Ģey olmaz, ama ikincisini yapıyorsan burada bir sorun var. Yani
profilleme sosyo ekonomik ya da demografik değil tamamen ihtiyaç bazlı yapılmalı. ArayıĢ bazlı yapılmalı. Talebime uygun arz sunuyorsan eyvallah. KarĢılığında
kontör de istemem. Ama yok benim tüketmeyeceğim, hedefimde olmayan bir Ģey sunuyorsan, kontör değil altıma baĢka Ģey de versen... Gerekirse tüketirim kontöre
ihtiyacım varsa. Ama o reklamı algılamam. O da zaten reklam verenin anlayacağı bir süreç olacak zamanla.
Aslında bunlar birbirini kandırıyor. DanıĢıklı döğüĢ. Ben sana sunacağım sevineceksin karĢılığında kontör vereceğim. OK mi? Ben sana OK dersem seni kandırmıĢ, sen
de kendini kandırmıĢ olursun.
Bununla ilgili iki büyük senaryo var Avrupa'da. Biri Virgin Mobile Sugar Mama. Internet sayfasına giriyorsun. Videolar var. Ġzleme karĢılığında kontör dakika
kazandırıyorlar. Ġzleyip izlemediğini anlamak için soru soruyorlar sana. Reklamdaki arabanın rengi modeli neydi? gibi. Adam izlemiĢ mi emin oluyor. Ġzledim de
önbelleğe mi aldım bunu, yoksa soğancığa mı aldım onu bilmiyor. Önemli olan onun belleğe yerleĢmesi ki senin bilinçaltına yer etsin reklam. Çok baĢarılı olmadı.
Ġkinci büyük örnek MVNO Blyk. Advertisement based model. Reklama dayalı para vermeyeceğin bir yer. Ne oldu? Satın alma gücü olmayan, beleĢçi diye tabir edilen,
reklamları gören ama izlemeyen, izleyen ama görmeyen, duyan ama dinlemeyen bir kitleye ulaĢıldı. Buradan da çöplük bir Ģeye geldiler. Databaseleri çöplük diye tabir
edilen insanlar var.
Kullanıcılar yaĢlandıkça iliĢki sürdürülerek profilleri güncel tutulsa, değerli bir iliĢki sürdürülebilir bir model içinde sağlanmıĢ olmaz mı?
Olabilir. CRM teknolojinin temelinde bulunması gereken bir kavram. MüĢteriyle iliĢki ne kadar uzun sürdürülürse, ne kadar memnun edersem, bence menfaattir, iĢin
yürütülebilmesi için menfaatin olmalı. Ama abi ilk baĢta aldığın süreç sadece reklam temelli bir dünya düĢünemiyorum. Özellik le para ekonomisinde. ġey bir yer burası.
Az ondan, az ondan, az ondan olacak. Biraz content almıĢsındır, biraz da reklam izleyebilirsin. Ama oturup sabahtan akĢama kadar reklam izleyemezsin. Reklam dolu bir
dünyada kendini hükmedemezsin.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Internette içeriğin çok fazla reklam falan olduğunu düĢünmüyorum. Reklam arkasına giydirilmiĢ kılıf. Yani burada bir bardak var, kulbu yok gibisinden bir Ģey. Ġçerik
zaten var. Ġçerik reklam sayesinde olmadı çok fazla. Çünkü internet özellikle Web 2.0'da, bence içerik patlaması son iki üç yılda Web 2.0'la çıkmıĢtır. Kullanıcıların
ürettiği içerik bence gerçek içeriktir.
Gazetelerin falan içerikleri zaten vardı. Oraya taĢıdılar. Baktığında dünyadaki en zor iĢlerden bir tanesi içerik üretmek. Parasıyla emeğiyle, baĢağrısıyla vb. Bugün senin
blogun var. Yazıyorsun. Benim de vardı. Bu blogda yazmak öyle büyük sorumluluk ki, iĢi bırakıyorsun, insanlara sesleneceksin ve orada yazacaksın. DurdurmuĢtum.
Yeni bir Ģekle getirdim. Sosyal network gibi. Sırf mobil ortama özel sosyal network olacak orası. Bundan sonra sadece Refik değil, herkes gelsin birbiriyle yazıĢsın,
tanıĢsın, o mobil dünya orada buluĢsun, ortak akıl aransın.
Ġzinli veritabanları sadece mobilde değil, internet, basılı ve görsel-iĢitsel medya için de düĢünülebilir mi?
Internette nasıl reklam? Bir banner var. Banner gibi reklam modellerinin verimliliğini sorgulamak lazım hatta. Her operatörün kendine ait izinli veritabanı var.
Turkcell'inki 7 milyon olmuĢ. 15-20'de olur. Bu veritabanlarının birleĢmesine ben güzel bakıyorum reklamcılık açısından. Öte yandan mecralar arası bir uyum olacak,
alakasız reklamlar gelmeyecek bana. Ama neyin karĢılığında, izleniyoruz abi. Mahremiyet. Burası gri bir yer. Oranını tutturmak olası değil. Bana uyan sana uymaz gibi.
Böyle bir veritabanının kamu tarafında tutulması ve denetlenmesiyle özel sektörde olması arasında ne gibi farklar olabilir?
Devlet denetleyebilir. Ama kamunun zeka ve bilgi seviyesiyle özel sektörünki arasında uçurum var. Özel sektör önde. Onlar ger iden geliyor. Vizyon çizemiyorsun.
Bugün Turkcell'de babalar izinli veritabanı konusunda devlet yarın öbür gün biz doğru birĢey yapıyoruz ama yanlıĢ yaptığımızı düĢünüp isterse bizden bunları diye, b, c,
z planı yapmıĢ olabilir. O yüzden kamu istediği kadar gelsin, özel sektör bir yolunu bulacak illa ki. Nasıl sen banner ve popupları adblock yazılımlarıyla engelliyorsun,
reklamveren bunu bilmiyor mu? Bugün engelle, yarın baĢka bir yol bulurlar.
Reklamlarla ilgili iĢin özü ihtiyaç. Ġhtiyaçlara göre reklam lazım. Bugün araba arıyorum ufak, az yakan falan. Bir anda bana ihtiyacıma göre reklam gösterse isterse
gazete sitesinin sayfasının tamamını kaplasın reklam. Bu da çok ütopik bir senaryo. Belki Ģeyle falan mı ölçülür? Bu nano teknolojiyle falan mı ölçülür? Blacklist,
whitelist falan mı olur?
Bu mantık ve model iyi oturtulursa sadece reklamla kalmaz, vergilendirme sistemi bile değiĢebilir. Sponsorluk modelini ne kadar üste koyarsan alt tarafları etkiliyor.
ġimdi düĢünsene, böyle bir veritabanını kamunun yönettiğini ve özel tüketim vergisi ve katma değer vergisini de markadan aldığını. Değere ulaĢma karĢılığında, bundan
kendine bir pay çıkardığını düĢün mesela. Katma değer vergisini kullanıcıya ulaĢma bedeli olarak markadan almalı devlet belki de en baĢta.
Burada tonlakazan'da ―reklamı dinleyen bir Ģey kazanacak mı?‖ sorunu var. Reklamlar hoĢuna gidecek bir Ģey olmalı. Benim ilk yaptığım insanların hoĢuna gidecek
reklam nasıl yapılır? konusuydu. Bunu yapmak için ya sosyal yöntem, ya teknolojik yöntem bulacaksın. T eknolojik yöntemi ne kadar yaparsan yap gidemiyorsun. Bu
iĢin en güzel yolu sosyal olması. Bizim bahanemiz tabiri caizse neydi bunu yaprken? Ben, kardeĢim, arkadaĢım biz aynı sosyal networkteyiz. Üç aĢağı beĢ yukarı zevk,
hedef, amaçlarımız ya da beğendiklerimiz, beğenmediklerimiz de benzer gidiyor. Muhtemelen ben senin beğendiğin bi rmarkayı beğenirim. Ya da en azından seni daha
çok tanımak adına bilmek isterim. O yüzden diğer mecralardan farklı olarak bu reklamı sen yaptığından reklamveren ve reklamı tüketene fayda vereceğini düĢünüyorum.
Bu aĢamada reklam tüketene faydası bu. Beğenmeyeceği bir reklam yerine sosyal çevresinden gelen bir reklamı dinliyor olması ilk avantajı. Gözden kaçırmamak lazım.
Ufak da olsa farkediyor.
Ġkinci fazında dinleyen de kontör kazanacak. Dinlemekle kalmayıp satın alan daha büyük bir ödül kazanacak. Ġndirim alacak. Bunlara da gidecek. Tonlakazanlar birbirini
aradığında da bir Ģeyler olacak. ġimdi yok ama üstünde çalıĢıyoruz. Bazı Ģeyleri yavaĢ gitmek lazım. Değilse allak bullak oluyor kullanıcı ve reklamveren anlamıyor.
Bugüne kadar mobil pazarlama ve reklamcılığın patlamamasının sebeplerinden biri de budur. Reklamveren temelde. Kafasına göre müzik çalabilir. SMS, MMS
kullanmamıĢ olabilir. Ama 50 yıldır radyo, 20 yıldır TV kullanıyor. Adamın bildiği iĢ bu. Ġki senedir mobil kullanıyor. Onu da reklam ajansları bastırıyor.
Biz diyoruz ki bugüne kadar radyoda girdiğin reklamlar var ya. Biz onu mobile koyuyoruz diyoruz. Hem de insanlar birbirine dinletiyor. O zaman diyor ki, ―Radyonun
yenisi.‖ Radyonun ölçülebilir versiyonu diyor. Baya araĢtırdık ölçümlenme konusunda da bir ilk. Bir hayli bilgi veriyoruz: Kim, kimi, ne zaman aradı, reklam kaç saniye
dinletildi, kaç farklı kiĢiye gitti... Bunun gibi servisler mobil reklamı ve pazarlamayı ön plana çıkarır. Yarın video geldiğinde ne diyeceğiz reklamverene? TV'de
yaptığının mobil versiyonu diyeceğiz. Ama SMS'in, MMS'in bir referansı yoktu.
Genel olarak mobil ortama yönelik reklamlarda da uyulması gereken kurallara daha yeni uyulmaya baĢlandı. Yakın plan çekimler, aktüel kamera yeni geçildi. Bu da
pazarın sıkıĢmasından dolayı farklılaĢmak isteyen firmaların yaptığı açılımlar. Bugüne kadar 2002 senesinde Ericsson Leman'daki karikatürleri MMS'le gönderiyorlardı.
Ama bu değil mevzu. Karikatür güzel bir Ģey tamam ama, resmi yakın plan verip balonu altta title olarak geçmen gerekiyor bana. Atıyorum Ģimdi bunları. BeĢ tane daha
adam gelince talepten çok arz oldu. Bu sefer arz sahipleri farklılaĢmak adına daha iyisini yapalım dediler. En son buraya özel bir Ģey yapalım aĢamasına geldiler.
Ġçeriklere bakıyorum dünyada. Bazıları 100 KB ile muhteĢem izlenebilir Ģeyler veriyor. Bazıları 400 KB ile hala anlamadığım uzaktan izlenebilir Ģeyler veriyorlar. Bu
adamlar ya ölecek, ya değiĢecek. Aralarında fark var. Ġkincisi sektöre önce girmiĢ. Çok kazanıyor. Ben yeni girmiĢim, ürünümü güzelleĢtirmem lazım pay kapmak için.
Kafa yormaya baĢlıyorum. Deneye deneye buluyorsun.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Tez bittikten sonra üslubunu değiĢtirip kitaba dönüĢtür bence. Geleceğe dönük, mobili, interneti, reklamcılığı, yayıncılığı inceleyen, biraz futurist falan bir Ģey olmalı.
Ama uzmanlara değil, halka yönelik. Uzmanlar Ġngilizce biliyor. Kaynak bulamayanlara yönelik.
_____________________<>_____________________
B.R.9 Mayıs 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Yayıncılık faaliyetini, metin, ses, resim ya da hareketli resim öğelerinden biri ya da bir kaçının bir bileĢeni olarak, oluĢt urulmuĢ ya da kendiliğinden (canlı) varolan
belirli bir anlam ve mesajı, basılı, radyofrekans ya da sayısal olarak belirli bir noktadan baĢka bir noktaya aktarımı olarak tanımlayabiliriz. Yayıncılık faaliyeti genel
olabileceği gibi belirli hedef alıcı/algılayıcılara yönelik de olabilir. Basılı yayıncılık matbaa teknolojilerinin geliĢimi ile birlikte kitap, dergi ve gazete türlerinin geliĢim
çizgisinde bugün hala varlığını sürdürüyor. Radyo frekans yayıncılığı (broadcasting), kablosuz telgrafın icadından bu yana radyo sinyalleri ile veri aktarımının (radio
coding) ve çözücü/alıcı (radio decoding) çizgisi içinde önce radyo kanalları ile ses, daha sonra katot ıĢın tüpünün (CRT) keĢfi ile hareketli görüntü (video) geniĢ alanlara
yayınlarını, artık gezegen çapında tek merkezden sürdürebiliyor. Kısaca yayıncılık, basılı metinden sonra radyo ve televizyon yayıncılığı üzerinden elektronik dünya ile
tanıĢtı. Buradaki elektronik dünya, önce 'analog' denilen, tıpkı bir metnin basımı gibi, özünde statik/kendiliğinden belirli/dönüĢtürülemez bir teknoloji kullanıyordu. Yani
analog elektronik, O ve 1'lerden oluĢan sayısal/ikili bir sistem değildi. Bu 3 tür yayıncılık, bilgisayar ve internetin doğuĢ una kadar birbirinden büyük oranda
bağımsız/dikey yayıncılık alanları olarak derinleĢerek, yetkinleĢerek ve sayısallaĢarak 1990'lara kadar geldiler.
Bu tarihlerde hanelerde kiĢisel bilgisayarların yaygınlaĢması ile doğan web ortamı, basılı, görüntülü ve ses/video yayın türlerinin sırası ile elektronik ortamda birleĢerek
yeni bir tür yayıncılığın doğuĢuna yol açmıĢtır. Ġnternet adı verilen ve birbirine bağlanarak sayısal (1-0) veri alıĢveriĢinde bulunabilen bilgisayarların yarattığı bu yeni
ortam (medium), hipermetin kavramı ile yazılı içeriğin (mesajın) HiperText Markup Language 'yayınlama dili' sayesinde, uygun bilgisayar donanımı ve internet

312
bağlantısı olan herkesin elektronik metin içeriğine herkesin ulaĢmasını sağladı. Kağıt ortamı (medium) ve metin iliĢkisi düĢünüldüğünde Ġnternet metni, küresel olarak
ağa bağlanabildiğiniz 'her yerde', anlık olarak eriĢim imkanı ile tam bir haberleĢme devrimi ve ilerleyen yıllarda tam bir yayıncılık devrimine ulaĢacaktır. Kağıt, radyo
cihazı ve televizyonun ardından bilgisayar dördüncü yayın ortamı olarak kendisini artık kabul ettirmiĢtir. Bilgisayarların artan gücü ve her türlü içeriğin
sayısallaĢtırılmasına paralel olarak, artan veri transferi bant geniĢliği sayesinde artık eski üçlü (metin, ses, görüntü) tam anlamıyla ağ ortamında eriyerek/birleĢerek
yepyeni bir yayıncılık türünü doğurmuĢtur. Artık internet üzerinden klasik medya ortamlarındaki yayınları metin, radyo ve televizyon yayınlarını aynen ve paralel olarak
olasıdır ve yapılmaktadır. Bunun yayıncılığın üretim süreçlerine etkisi olduğu gibi içeriğin mesajlarına da büyük etkisi olmuĢtur.
Ancak internet teknolojilerinin metin (e-kitap), ses (akıtma radyo), görüntü (sayısal televizyon) yayıncılıklarına dikey olarak yaptığı etkileri (uydu yayıncılığı, paket
sayısal televizyon yayıncılığı, MPEG4, DVB, Kablo TV) bir kenara koyarak ayırmak gerekirse, geniĢbant eriĢimli bilgisayar ağı, asıl olarak, çokluortam/etkiliĢimli
(multimedium/interactive) yayıncılık türünü ortaya çıkararak yine bir alan yaratmıĢtır.
Ġnternet teknolojileri, 'ağ yayıncılığı' adı verilebilecek yeni bir tür olarak değerlendirilirse, diğerlerine göre kolay, ucuz, hızlı (anlık) ve lokasyon (bugün cihaz da dahil)
bağımsız bir yayıncılık olmasının sağladığı avantajlar sayesinde, yayıncılık faaliyetini, 'birey' seviyesin kadar indirmiĢ olması önemli. KiĢiler ya da küçük cemaatler
eskiden pahalı, zor ve ticari yönü ağırlıklı olan yayıncılık faaliyetini, artık tüm gezegene yönelik olarak kolayca yapabiliyorlar. Yazar ve yayıncı tek bir kiĢinin elinde
olabilmektedir. Bilgisayar ve telefon/kablo hattı üzerinde herkesin kullanımına ve eriĢimine açık ve ortak standartlarda ortaya çıkan bu elektronik yayın ve ticaret ortamı
'küreselleĢme' kavramınında en önemli bileĢenlerinden biri durumundadır.
2000'lerin baĢına gelindiğinde kablo ve bilgisayar dıĢında, artık bilgisayar ve multimedya (çoklu ortam) özellikleri kazanmaya baĢlayan cep telefonlarında, öncelike 'wap'
adı verilen, 'web' standartlarının mobil versiyonu denilebilecek bir teknoloji ile internet üzerinden yayın yapan ve cep telefonlarının eriĢimine uygun giriĢimler gündeme
geldi. Fikir olarak oldukça çarpıcı olsa da 'wap', erken doğmuĢ bir giriĢim olarak bugünün mobil internetinin öncüsü oldu. Hemen ardından asıl 'mobil yayıncılık' adı ile
anılabilecek yayınlar ironik bir Ģekilde Kısa ileti Servisi (SMS) ile 160 alfanümerik karakterden oluĢacak Ģekilde gündeme geldi ve kullanılmaya halen devam ediyor.
Bunlar belki dünya yayıncılık tarihihin en kısa ve öz yayınları olarak ve harf baĢına ücret kıstası ile bakıldığında en pahalı içerikleri olarak görülebilir. Ġçerik sağlayıcılar,
GSM operatörlerini sağladığı altyapı ile belirli bir aylık ücret karĢılığı Anlık Haber ve içerik servisleri düzneli olarak cep telefonlarına 160 harflik bir metin olarak
geliyor. Son dönemde Multimedya ileti Servisi (MMS) ile görnütülü ve videolu Anlık Yayınlar yapılsa da bunlar ın SMS kadar yaygınlaĢtığını söylemek zor.
Mobil yayıncılık, elektronik/internet yayıncılık bir piramite benzetilirse en üstteki sivri kısım ya da üçgen olarak görülebilir. Bu benzetme içeriğin doğrudan hedefinin
bireyin kendisi ve onun mülketiyetinde olan kiĢisel taĢınabilir mini bir cihaza doğru daralması ve odaklanması anlamında da doğrudur.
Tüm yayın ortamları düĢünüldüğünde bu pramit alagorisi geçerliliğini korur. Bugün geliĢmiĢ bir cep telefonunda e-kitap okumak dahil, radyo FM (akıtma radyo) ve
televizyon (IPTV ve ya DVB-H) ortamları olarak da kullanılabilmektedir. Üzerine artık geliĢmiĢ mobil web tarayıcı uygulamaları ve Ajax ve Web Run Time gibi Web
2.0 web programlama ile her internet yayınları da mobil yayıncılığı büyük yükseliĢinin eĢiğine getirm iĢtir.
Elektronik yayıncılık ya da internet yayıncılığı, yayıncılık alanında 'her an ve anlık' mottosuyla öne çıkmıĢtır. Ağ üzerinde duran enformasyon ya da bilgi teorik olarak
her an eriĢilebilirdir. Bilgi anlık olarak (real-time) ağ üzerine aktarılabilir ve dünyanın her yerinden anlık real-time eriĢilebilirdir. Enformasyon ve içerik, donanımdan
önce mobilize olmuĢtur açıkçası. Elektronik duruma getirilmiĢ her türlü, metin, ses ve resim/hareketli resim gezegeni bir ucundan diğerine akıp durmaktadır. Tarihte
kitap, radyo ve televizyonunun olmadığı kadar içerik ve informasyon mobil duruma gelmiĢ, hatta uzaya bile inip çıkmaktadır. Oysa internet yayıncılığı eriĢim
donanımın fiziksel durumu itibariyle kablolu (wired) ve masaya yani sabit bir dünyaya bağlıdır. (Dizüstü bilgisayar ve Wi-Fi, interneti donanımsal olarak mobilize
etmiĢtir.)
Özetle internet yayıncılığı metin, ses ve videoyu sayısallaĢtırıp içine alarak, 'her türlü' içerik ve 'her an' durumunu ortaya çıkarmıĢ ve oturtmuĢtur. Last.fm gibi internet
radyoları ve kullanıcıların kendi yayın yaptığı 'küresel göz/ekran' YouTube internet yayıncılığını diğer ortamları (medium) nasıl tektipleĢtirerek (0-1) içine aldığını ve
baĢarılı olduğunu göteriyor.
Ġnternet/Multimedya yayıncılığının üst noktası ise akıllı cep telefonları adı verilen cihazlarla en üst noktasına gelmek üzeredir ve gelecektir. Bu da, her tür içeriğin, 'her
an' söyleminin üzerine, son olarak 'her yerden' tanımlamasının da eklenlesi ile ulaĢılacaktır. Bu 'her yerden'lik ve mobilizasyon sözcüğün en geniĢ anlamı ile geçerlidir.
Mobil internet cihazları ve cep telefonları ile internet, kablolarından kurtulup, artık soluduğumuz hava gibi, gezegenin atmosferinin içine yerleĢmiĢ, her an, her yerde her
cihazdan ve üstelik fiziki mekan farkındalığı kazanarak (GPS) farkında olmasak da bedenimizin içinden geçip gitmektedir. Bilimkurgu filmi gibidir ancak gerçek Ģu ki,
cep telefonları ile internet yayıncılığı artık gezegen üzerinde 'tam belirli bir kiĢiliğe' ve 'tam belirli fiziksel noktaya/koordinata', 'tam belirli bir ortam/medya' (radyo,
televizyon, metin, web) Ģeklinde özelleĢebilecek yetenekte Ģekillenecektir. Bunlar internet yayıncılığının zaten belirli ölçüde sahip olduğu özelliklerdi, ancak mobil
dünya, interete, tam cihaz bağımsızlığı ve tam mekan bağımsızlığını eklemiĢtir. Ġçerik artık kablolunun içinde akan sayısal paketler değildir, internet havada/uzayda
dalga halinde yayındadır. (Internet , On Air).
Ġnternet için cep telefonları, bilgisayarda olmayan/olamayacak bir farkı da eklemiĢtir. Mobil bir kayıt aygıtı olarak cep telefonları, her an her yerde multimedya (metin,
ses, görüntü) içerik üretimi yapıp, kullanıcıların bunu internet üzerinde 'anında' yayınlama (mobile self-broadcasting) imkanı kazandırıyor. Özellikle internet yayıncılığı
konusundaki son 'sosyal ağ' kavramı ile mobil yayıncılığın buluĢması, yayıncılık adına ilginç açılımların beklenebileceği bir kesiĢim alanı.
Mobil yayınlarda hakim olan mobil TV olacaktır denebilir mi?
Bana hala açıkçası zaman var gibi geliyor belli olması için bir Ģeyin televizyon tarafının. Bence streaming ve internet iĢi biraz daha önden gider gibi geliyor. Çünkü
mobilin doğası uzun seyretmelere Ģey yapmıyor. Ġki saat küçük ekrana bakılmaz.
Gözlük üstünden büyük ekrana bakar gibi izlemeyi sağlayan bir teknoloji var. O tür donanımlar nasıl etkiler?
Türkiye'de de var. Evet. Hatta mikro projektörler falan var. Duvara yansıtıyorsun 20-22 inç falan oluyor. Onlar yaygınlaĢmaya baĢladı. Bir media player çıktı. Hem
ekranı var hem projektör koymuĢlar içine. Konsept bir ürün ama yapmıĢ herifler.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Mobil yayıncılığın iĢ modeli kanımca, konvansiyonel medyalarla özünde farkıl değil. Basılı, radyo ya da televizyon Yayın teme lde iki tür gelir kalemine sahiptir. Ücretli
özel yayın ve reklamlı ücretsiz genel yayın. Ġnternet yayıncılığında yetiĢkin içerik siteleri hariç ücretli yayın neredeyse yok gibidir. ABD'de ücretli uydu sayısal ve
akıtma radyolar kısmen bulunabilir. Bunun en önemli sebeplerinden biri kuĢkusuz içeriğin dijitalleĢerek, marjinal dağıtım ve eriĢim maliyetinin ya da prodüksiyon
maliyetinin neredeyse sıfıra yaklaĢmasıdır. Örneğin bir FM radyo yayını yapmak için sinyal lisansı dahil, bina, donanım, iĢletim derseniz yıllık yüzbinlerce lira giderden
bahsedebiliriz. Ancak internet üzerinden aynı yayını evinizdeki bir 'playlist' uygulaması ve yıllık bir sunucu kirası ile beĢbin liraya hem de bütün dünyaya bilgisayar
baĢındakilere yapabilirsiniz. Sonuçta yüzbinlerce lirayı finanse etmek ve kara geçmek ile beĢbin lira arasında önemli bir fark vardır. Hatta böyle bir yayını sosyal bir ağ
sitesi üzerinden (myspace.com, youtube gibi) tamamen ücretsiz yapmak bile mümkün.
Ġçeriğin paralı olması klasik bir mal ve para takası çerçevesinde ticari bir iĢlem gib i görünebilir ve bir fiyat oluĢması beklenebilir. Ancak kullanıcı açısından internet
eriĢim fiyatları ile içeriğin fiyatı arasında, bilgisayar ve iĢletim sistemi ve uygulama algılamasına benzer bir fiyat algılaması var gibi. Makineyi satıyorsan içine
çalıĢtıracak yazılımı da koyacaksın, çalıĢmayan bir makineyi çalıĢtırmak için ayrıca para mı ödenecek? (Windows ve korsanın doğuĢu) Kablonun ucunu satıyorsun, bir
de para verip bilgisayar alıyorum ve ortada eriĢilecek bir yayın yok, içerik yok. Hadi ona da para öde. Oysa temel ticari Yayıncılık, ortamın sağlanması, içeriğin
üretilmesi ve dağıtılması konusunda maliyetlere ve bunların sürekli tedarikine dayanıyor. Bun üç bileĢenin maliyeti ne kadar düĢerse yayının eriĢimi ucuzlayacak ve
yaygınlaĢacaktır. Hele bizim gibi geliĢmekte olan ülkelerde, 'ucuz', 'bedava'ya göre daha pahalıdır ve bedava tercih edilir. Ġnternet yayıncılığı dünyada modelini büyük
oranda çevrimiçi reklam gelirlerine dayandırarak sağlamakta karar kılmıĢ görünüyor. Kablolu eriĢim ücretleri Batı ülkelerinde geniĢbantta bile çok düĢmüĢ durumda.
Evlerde bilgisayar sahipliği tamamlanmak üzere. Yani eriĢim ve aracın/ortamın, yayın açısından kullanıcılara marjinal bir maliyet artıĢı yaratması söz konusu değil ya da
çok çok düĢük. Bu nokta yayının içerik üretim (prodüksiyon) maliyeti kalıyor. Post modern yeni çağ yayıncılık modeli olarak YouTube, 'prodüksiyonu' da kullanıcılara
yaptırarak, yayıncılık tarihinde bu çapta bir izleyici için belki de en düĢük maliyetle yayında olan bir televizyon kanalıdır. Sahibi olan Google'ın, reklam gelirlerinin ve
karlarının büyük bir kısmı kısa süre sonra YouTube üzerinden olacaktır.
Özetle temelde elektronik bir yayıncılık türü olan mobil yayıncılık, internet iĢ modellerinden çok ayrı düĢünülemez. Bu neden le eriĢim/aygıt sahipliği ve fiyatları ile,
içerik üretiminin maliyeti ve yayın ortamının sürekliliği maliyetlerileri açısından bakıldığında Mobil Yayın, bugüne kadar ku llanıcılar ve yayıncılar açısından çok büyük
avantajlar sunmuyordu. Bir kere bir sayısal yayın için gerekli veri bağlantısı yani internet eriĢimi çok yüksek fiyatlara ve çoğu zaman 'bayt' baĢına ücretlendiriliyordu.
Bunun sebebi olarak, bantgeniĢliğinin GSM mobil sisteminde kıt bir kaynak olması olarak gösterildi hep. Bir anlamda doğrudur da. Dünyada 3G denilen mobil
Ģebekelerin kurulması ile birlikte ise havadaki bant geniĢliği ve rekabet arttı ve eriĢim fiyatları kablolu eriĢim dünyasına yaklaĢtı. Sayısal veriyi iĢleyecebilecek ve yayına
çevirecek mobil aygıtlar (cep telefonları, mobil internet tableti) yaygınlaĢtı ve ucuzlamaya devam ediyor. Mobil sayısal yayın içeriğinin üretim maliyeti çoğu zaman çok
düĢük olabilir. (Televizyon kanalının mobil versiyonu için, yayınını 'decode' edecek bir donanım ve yazılım ile DVB-H yada IPTV ile izleyicinin cep telefona ulaĢması
kalıyor.) Ancak mobil yayınların, yazı, radyo, televizyon ve internet gibi klasik yayın ortamlarının ve mantıklarının, mikro küçültülmeĢ versiyonu mu olacağı sorusu,
mobil yayıncılığın geleceği adına sorulması gereken temel soru gibi görünüyor. Mobil internet yayıncılığı konusu ve iĢ modeli bu sorunun cevabına bağlı olacaktır.

313
KiĢisel olarak mobil yayıncılığın en yakın atası olaran internet yayıncılığı ve ücretsiz tv kanalları gibi büyük oranda ücretsiz içerik ve reklamla gelir sağlama iĢ modeline
yöneleceğini tahmin ediyorum. Mobil operatörlerin mobil geniĢbant eriĢim fiyatlarını, karasal eriĢim fiyatlarına yaklaĢtırmaları ile mobil yayıncılık adına eĢik
geçilecektir. Kanımca baĢarılı, para kazanan bir mobil yayın ise tıpkı internette olduğu gibi teknik bilgiden değil, mobil olmanın doğasını ve mobil durumdaki insanın
doğasına uygun yayın/medya/ortamı yaratan yenilikçi ve yaratıcı ve kullanıcının hakim olduğu fikirleri ortaya koyanlar baĢarılı olacaktır.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Mobil yayıncılık melodi satıĢıyla baĢladı. Çok paralar döndü kazananlar oldu. Müzik indirme meselesi yayıncılık ve radyo anlamında düĢünüldüğünde tam da yayıncılık
değil gibi geliyor bana. Belki ilk aĢamasıydı. Kendi içinde tutarlı periyodu ve söylemi olan bir Ģey olarak düĢünürsen. Mesela Ģöyle bir Ģey yayın olabilirdi ―mobil müzik
top 10‖. Her hafta yayınlıyorsun. Cebine geliyor, gene müzik satıyorsun. Böyle bir konsept düĢünülmedi. Logizmo o zamanlar ilerici yenilikçiydi bu konuda. Mobil blog
sistemi baĢlattılar mesela. Blogizmo. AĢamalar diye düĢünürsek melodiden sonra mobil yayıncılıkla ilgili SMS servisleri vardı baĢka bir Ģey duymadım.
Haber bilmemne paketleri baĢladı. 160 karakterlik. Üstünde durulması gerekenlerden biri de bu. SMS boĢ bir yayıncılık değil. Alarm yayıncılığı, anlık yayıncılık
denebilir. Önemli bu. Devam edeceğini düĢünüyorum biteceğini düĢünmüyorum. Mantık olarak mobilin doğasına çok uygun çünkü. Nasıl internette RSS ciddi bir
farklılık üretti ve haberi okumayı değiĢtirdi? Bence SMS de varlığını sürdürecek. Mobil RSS'e evrilecek tabii, evrilmek zorunda. Tek baĢına SMS'e günde bir-iki tane
aldığın Ģeye haftada 5-6 lira vermek çok büyük para. Data baĢına bit baĢına çok büyük maliyet. Bence operatörler de bir Ģekilde RSS'e çevirecekler eninde sonunda.
Mobil yayıncılık adına logo melodi ürün satıĢıydı yayıncılık tarafı yoktu. Stream olsa yayıncılıktan bahsederdik. Ġlk aĢama SMS ilgi gördü Türkiye'de. Hala da ben NTV
vb. bir kaç Ģeye aboneyim. 5-7 TL arasında değiĢen fiyatları var. Bu fiyata göre baĢarılı olduğunu düĢünüyorum. Bu taraf anlık yayıncılık geo teknik dediğimiz location
bazlı Ģeylere doğru evrilecek.
Blogizmo denilen Ģeyde webden içeriği girip, community portalı gibi Twitter'ın çok öncesi gibiydi, mobilden içeriği okumaya dayalıydı. Girilen içerik SMS üstünden
okurlara push ediliyordu. O dönem için erkendi ama Ģimdi çok tutar.
Televizyon yayıncılığında ilk uygulama EDGE üstünden Telsim'in Oksijen firmasının geliĢtirdiği bir altyapı üstünden yapıldı. Maçlar için falan. EDGE o zaman da halen
de pahalı. Çok tutmadı. Hem hız hem de fiyat anlamında kullanıcı tatmin olmadı.
Özellikle Türkçe ve yerli müzik için Türkiye'de büyük talep var mobilde. MÜYAP sitesine girdiğinde yüzde 10 yabancı, geriye kalan Türkçe satıĢtır. Yabancı müzik
satılmıyor burada. Dünyada tersidir. Bunun üzerine kimse gitti mi bilmiyorum ama ilginç bir konu. 80'den bu yana yabancı müzik pop falan deseler de bunun da yerlisini
tercih ediyor gençler. Para verip almıyor ama korsan dinler belki. Yasal satılanlar hep yerli. Yabancı müzik pahalı olduğundan belki de korsana yöneliyor olabilirler. Bu
tahminim tabii, bir araĢtırmaya dayanmıyor.
Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
Biz mobil ortamda WAP gibi birĢey yapmıyoruz. Neden dersen dergiciliğin diğer ortamlarla iliĢkileri hep sorunlu. Bence hep sorunluydu zaten. Bir gazetenin Internet
politikası zamanında çok yanlıĢ anlaĢıldı. Çok yeni geliĢti. Son üç yılda doğru stratejiyi bulmaları. Eskiden sen de bilirsin, birebir haberleri oraya koymak tadındaydı.
Dünyada da son üç yılda internet politikaları değiĢti. Bir süre paralı yaptılar. Sonra onlar da ücretsize geçtiler. Vazgeçtiler o iĢten.
Aynı Ģeyi buraya uyarlamayı düĢündüm bir dönem. Para verip aldıktan sonra 100 kiĢi de aynı dergiyi okuyabilir. Önemli değil. Türkiye gibi dergilerin az satıldığı bir
yerde aynı içeriği webden veriyor olmamız ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Hala böyle bir sorun var. Bizde politika aynı içeriği koymama, web ile dergi haberlerini ayırma
noktasına gitti. Ġncelemeleri ya da özel içerikleri gecikmeli koyduk. Aradan iki ay geçince Ģu anki derginin yüzde 40'ına internetten eriĢebilir kullanıcı. Basılı içeriğin
yüzde 60'ı elektronik ortama hiç taĢınmıyor. Yatırım yapacak paran varsa buiĢler olur.
Doğru olan internete uygun içeriğin oraya üretilmesi. Bizim derginin mobil ya da internet dünyasında nasıl olması gerektiği belli, doğru Ģeyler ortada. Ama bu insan
kaynağı gerektiriyor. Yatırım ve geri dönüĢ gerektiriyor.
Elektronik dergi sistemlerine sıcak bakmıyorum. O bile kendi içinde sıcak olarak tasarlanmalı. Orada video koyabilmelisin. Her taraf interaktif olmalı aslında. Biz
gerçekten kaynak ve zaman ayıramıyoruz. Türkiye'de sıkıntımız az adamla çok iĢ yapmak. Dört adamla özel mobil stratejiler falan geliĢtirmek için 10 kapan gücünde
çalıĢmaları lazım. Tematik alanlarda adam bulmak da çok zor.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Bu bence mobil yayıncılığın sıçrama noktalarından biri olacak. Kritik bir konu bu. Operatörlerin weble kendi ortamları arasında sürekli bariyer koyuyor olmaları
yüzünden karasal iletiĢime oranla çok pahalılar. Altyapıları ve bant geniĢlikleri yetmiyordu neden buydu. ġimdi o sorunu da hallettiler. 200 milyon 3G abonesi var
dünyada. 350 milyon da kablolu geniĢbant abonesi var. Bu rakamları düĢündüğünde mobil tarafta sıçrama var geniĢbantta aslında. Bu Ģebekeyi doldurmanın yolu
insanlara sponsorlu içeriği bundle etmek. Reklamı artık bir Ģekilde mobil tarafa sokacaklar. Ġngilterede, ABD'de baĢladı bu zaten. Türkiyede çalıĢmaları var.
Nokia'nın MOSH diye ücretsiz uygulama dağıttığı bir servisi var. Kullanıcılar biribiriyle uygulama paylaĢmasına dayalı. Orada 800 bedava reklamlı oyun var mesela.
Oyuna baĢlamadan önce reklam indiriyor, izledikten sonra oyuna baĢlıyorsun. Muhtemelen reklam indirme parasını reklamcıdan alıyorlardır. Değilse ben zaten
oynamam o oyunu. Ġki üç defada çok yüksek bir meblağ olur çünkü. Nokianın buna giriyor olması ciddi hareket demek. Vodafone'un servisi var Avrupada bedava
konuĢma üstüne. Yayıncılık alanına yaklaĢmasının bir göstergesi zaten bu mobilin. Özellikle radyo ve televizyonun temeli budur. Reklamla finanse edilen bir yapı üstüne
kurulu zaten.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Kesinlikle bence böyle olmalı. Kullanıcı açısından da kritik nokta bu. Ġnsanlar özellikle kendileri için kritik olmayan medya lara para vermiyorlar. Kalite evet. Dijital
yayın platformuna belli kalite beklentisi nedeniyle ya da onun baĢka interaktif servisleri nedeniyle biraz para verebiliyorlar ama o da Türkiye açısından bile çok düĢük. 9
milyon falan. Hatta D-smart bedava veriyor.
Bence model bu. Orada model aramamak gerek. DenenmiĢ görülmüĢ. Özellikle görüntü varsa iĢin içinde ses varsa model belli bana göre. Kullanıcının alıĢkanlıkları hem
web kuĢağı diyeceğimiz son kuĢak zaten böyle alıĢtı. Ġnternet bağlantı parası veriyor onlara ulaĢmayı istiyor. Onu bırak filmi bile torrentten falan paylaĢarak ona
yöneliyor. Paralı olanı bile oradan elde etmek için çalıĢıyor. Zorlamamak lazım, model açık. Ücretli yapsan kendini çevirmez, o kadar kullanıcı adetlerine ulaĢmaz.
Burada long tail mobil içeriğe çok iyi oturuyor. Burada ikiye ayırmak lazım tabii. Mobil yayıncılıkla genel yayıncılığı. Bir user generated ya da centric merkezi iki yapı
var. Bunlar birbirinin içine geçiyor artık yavaĢ yavaĢ. Eğer böyle bir Ģeye gidilecekse yani user generated ve grup odaklı topluluk odaklı gidilecekse, kritik olan konu o,
talebi az olan içerikler bu gruplar sayesinde tüketilecek ve büyük bir ekonomi oluĢacaktır orada. Türkiye'de bin tane adamın ilgileneceği belki bin tane mevzu var. Ama o
bin adam elektronik olarak ona ulaĢamaz durumda Ģu anda.
Uzun vadeli düĢünmekten bahsediyorsun.
Kritik bir noktaya değindin. Altın yumurtlayan kazı kesmemek, yumurtlamasını beklemek lazım. Bir fikir bulup hemen paraya çev ireyim mantığı mobilde iĢlemiyor.
Bunu operatörler biraz engelledi. Teknolojik altyapı yüzünden oldu bu da biraz. WAP çıktı tutunamadı. EriĢim fiyatları yüksekti onlar da indirmediler bunu. Yabancı
data girmesin kendimiz kontrol edelim tadında takıldılar.
Yayıncılığın özü odur zaten. Acil beklememek lazım projelerde sonucu. Devamlılık gerektirir. 150 yıllık dergi var adamlarda. National Geographic mesela. Adam altı
ayda para kazanıyor olsa böyle olmazdı. Long taildeki küçük grupların ihtiyacı olan medyaların sağlanacağı bir altyapı olması lazım. Ġnsanlar kendi gruplarına içerik
üretecekler.
Bu arada sesin mobil tarafta stream edilmesi için Nokia yazılım çıkardı internet radyosu yaptı. Podcast var mesela. Nokia görsel radyosu tutmadı mesela. Görüntülü ve
dj'in yazdıkları Ģeyler vardı normal FM yayını yanında. Amerikadaki uydu radyocu luğu gibi, antenler var Ģehrin içinde uydudan gelen yayını Ģehre yayıyor. Doğrudan
Digiturk'ün radyo versiyonu gibi. Cep telefonu gibi küçük cihazlarına yaynlıyorlar. Sadece bu Ģehrin değil dünyanın istediğin radyosunu dinleyebilirsin. Dijital kalitede.
Abonelik ayda 10 dolar. Web entegrasyonu da yaptılar.
Mobil yayıncılık cep telefonuyla sınırlı değil. Cep telefonları içinde olabileceği gibi, taĢınabilir ve sürekli yanında bulundurabileceğin bir Ģeyse bu mobil yayıncılığa
girer. Uydudan alır radyoyu mobil olarak dinler. Radyo cep radyoları mobil yayıncılığın ilk aĢamasıdır. Ampullü kasalardan kurtulup cebe girdiği anda, hatta omuzda
taĢınan stereo boomboxlarla bile baĢlamıĢ sayılabilir :)
Ultra mobil PC'lerle ilgili bir sorun var aklıma gelmiĢken paylaĢayım. PC'deki iĢletim sistemini mobile uyduramazsın. Dünyada talep görmedi mesela bunlar. Mobilin
doğasına uyduran iPhone basitleĢtirdi kullanımı mesela. Üç adımda çözüyor olman lazım. UMPC'ler teknolojik seviye olarak mükemmel, iĢlevsel olarak mükemmel ama
kullanıĢlılık sorun. iPhone çıktığından beri yüzde 70 mobil internet kullanımı iPhone üstünden mesela. Bu ABD rakamı. Önemli bir rakam.
Bu donanımlar da mobil donanım. Mesela Macbook Air kablosuz dünyaya göre kurgulanmıĢ. Onunla üç çıkıĢ üstünden haberleĢiyorsun: Biri DVI, biri USB, biri
kulaklık. BaĢka bir Ģey yok. DVD sürücü yok. 802.11n sistemi var kablosuz bağlantı için. Webden indir diyor. iTunes üstünden. Mobil medya açısından düĢünülmesi
gereken nokta o. Intel'in Mobile Internet Device-MID stratejisi var mesela. Atom diye bir iĢlemci çıkardı.
Bunların amacı daha taĢınabilir donanımlar olsun diye. Hepsinin hedefi internet odaklı olmak. TaĢınabilir internet cihazı. Çok fazla sistem yükleyemezsin mesela.
Google Doc kullanacaksın, online çalıĢacaksın. O da bir strateji. Bunlara ―sub notebook‖ deniyor. Buraya kadar gidebilir bu donanımlar.

314
Ġçerik zaten mobil. Sayısal içerik zaten mobildir mecra gözetmeksizin akabilir her yere. Ubiquitous deniyor buna da.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Temel problem donanım üreticilerinin standartları yok. Her bir iĢletim sistemi birbirinden farklı Java ile iĢi çözmeye çalıĢtılar o tutmadı. Tuttu aslında ama o kadar geniĢ
içeriğe ulaĢmadı beklediğim kadar. Windows çıktı bir platfrm olarak. Symbian uzun yıllardır vardı hala lider. Bence bir standart olmalı artık. Web odaklı çözdüler iĢi. Bu
herifler bir standart getiremeyecekler bir iĢe. Biz gene bu iĢi çözecek IP. GeniĢbant 3G ile gelince her içeriği yayını her cihaza IP ile akıtabileceğiz.
Ġçerik denetimi ve paraya bağlanması konusunda operatörlerin kaygısı var. Temel kaygısı gelir kaybı. BaĢka bir kaygıları dertleri yok. Çok iyi para lar kazandılar Ģimdiye
kadar. ġu onlara mantıklı gelmiyor. Sınırsız bir paketle verelim insanlara, ne yaparlarsa yapsınlar. Çünkü paketin liberal bir ekonomide fiyatının eninde sonunda çok
ucuzlayacağı ve baĢka Ģeylerden para kazanman gerekeceği ortada. Bunu istemiyorlar. Mobil taraftaki teknolojik geliĢim hala sermaye birikimi gerektirdiği için ar-ge
için falan, bu sermaye birikimi olmadığı için de buna geçmiyorlar. ġu anda 3G altyapısı kuracak. Bir yandan operasyon giderlerini karĢılıyor bir yandan altyap ı kuruyor.
Bunları düĢünürsen herifler haksız değiller ama burada zararlı çıkan içerik üreten ve kullanıcı. Onlara patlıyor iĢ. Dev let gayet rahat vergisini alıyor. Bir kullanıcı zarar
görüyor. Ġçerik ve içerikçi kral falan değil bence. Mobil tarafta kapıda süründürüyorlar. Adama para kazandırırsan orada da kralsın. En büyük sorun fiyatlandırma. Kısa
ileti servisi 7 TL, RSS ile tüm haberleri indir, emin ol ondan fazla tutmaz.
Kullanıcının yaptığı Ģey, WiFi'dan RSS kullanmak. Çok zorlanırsam Blackberry sabit data tarifesiyle Google Reader'a giriyorum oradan okuyorum. Symbian'dan da RSS
uygulamalarıyla WiFi üstünden giriyorum.
iPod Touch cep telefonu değil. Ama içine tamamen WiFi ile birlikte herĢeyi koyabilirsin. Webden stream dinleyebiliyorsun. Müzik indirebiliyorsun. Ġçinde Safari var.
Web tabanlı her Ģeyi yapabiliyorsun. PDF Reader falan yükleyebiliyorsun. Mobile OSX var içinde. Macintosh'un tüm API'leri temelde var. Daha mobilize bir arayüz
geliĢtirdiler. Bu zaten MID denen Intel'in yapmaya çalıĢtığı Ģeyin baĢarı örneklerinden biri. BaĢka örnekler de var. Internet bağlantısı ve mobil medya denebilecek müzik,
video... Ġngiltere ve Fransa'da TV programlarını filmlerini indirip bu cihazdan izleyebiliyorsun. Eylül 2007'de çıktı bu. Mobil medya ve yayıncılık alanında kritik bir
ürün. Bunun DVB-H'lı TV versiyonu da çıkacak bence. GeliĢecek bir cihaz.
Dual touch ve Haptics teknolojisi donanımlarla insan iliĢkisini değiĢtiriyor. Mobil arayüzü ikiye ayırmak lazım. Sadece ekran arayüzü tasarlamak değil. Donanımın
kendisi de bir arayüz. Tasarımı da bir arayüz. Tutmak, yan çevirmek, tuĢ takımı. Bunların hepsi baĢlı baĢına bir tanım zaten. Klavye konusunda kalem yok. Parmakla
klavyeyi kullanmaya kısa sürede alıĢıyorsun. Windows mobil ortamında küçücük harfleri gıdıklamaktan iflahımız kesilmiĢti yıllardır. Tebrik ediyorum adamları
yapmıĢlar.
Apple ilginç. Newton'u yaptılar ve baĢarısız oldu. 1996'ydı sanırım. Ama ders çıkardılar. Yılmadılar. 10 yıl sonra iPhone ve iPod Touch çıktı ve dünyayı salladı. 7-8
milyon sattılar. Bir yıl olmadı daha. Facebook iPhone arayüzü var mesela. oraya girince buna uygun olarak çalıĢıyor hemen. Wikipedia'nın bunun için yapılmıĢ özel bir
arayüzü var. Developer forum yaptı. Oradaki videoları da izle Apple sitesinde var.
Donanımla ilgili sıkıntı bitti denebilir bu cihazlarla birlikte. Tarifelerle ilgili sıkıntı bitmek üzere. WiFi geliyor GPRS'in çanına ot tıkıyor.
Neden yapmıyorlar operatörler bizim bahsettiklerimizi?
Birincisi data abi. Bir pakete üye oldun diyelim. 20 TL. Türkiye için. Bir kere bunu senden data parası diye alıyor. Müzik satamıyor zaten öyle bir hakkı yok. Bir yerden
alacak onu üçüncü partiden. Diyelim 5 liraya indirdin, 2.5 lirasını devlet anında alıyor. Vergi büyük sıkıntı. Yüzde 30'a yakını telife gidiyor. Yüzde yirmi kaldı adama.
Yani o kadar az ki. Yani data için yüzde 20 kaldı adama. Böyle bir Ģeye girmiyor adam. Devlete çok bastırıyorlar lobi anlamında. Reklam olursa reklamcı ödemek
zorunda. Ya da devlet yayıncılıktan, senin o konuya da girmen lazım, Telekomünikasyon Kurumu'na sormak lazım. Özellikle mobil yayıncılıktaki vergi ne olacak?
Devlet mobil yayın aboneliklerinin fiyatının yarısına el koyuyor. 40 liralık mobil TV paketinin yarısı devlete vergi. Yapma demek bu direk. DVB-H gelirse IP TV'den
çok daha hızlı pazarı ele geçirebilir bu bakımdan. Daha Ģanslı görüyorum ben. Nokia'nın üç telefonu var destekleyen. Samsung' da var. Sony Ericsson IP TV'ye oynuyor.
IP ABD, DVB-H Avrupa, uzak doğuda ayrı bir sistem var. Farklı standartlar kullanıyor bunlar.
Televizyonsuz vakit geçirmediğinden insanlar, bunun bu tarafta da patlama yapacağına inanılıyor. Yeni nesil de Youtube gibi s itelerde postmodern televizyonlarda
bağımlılıklarını sürdürüyorlar. TV alıĢkanlıkları tetiklendi Youtube'la. Donanımın burada yine önemi var. HD kalitesinde yayın izlemeyi tetikledi mesela.
Baz istasyonlarının sınırları da bantgeniĢliği açısından operatörleri sınırlıyor. Kaliteyi korumak istiyorlar. Büyük etkendi bu da. Yapılmayacak bir Ģey de değil ama.
Devletle oturup halledilebilirdi.
Internette e-posta yaygınlaĢmayı teĢvik etmiĢti. Mobilde düĢünülüyor mu?
Kurumlar dıĢında ilgi yok. Olmamasının sebeplerinden biri, cep telefonu hala k iĢisel. Çok public bir alan değil. Orada SMS diye bir Ģey var. Postayı kesiyor. Yazamaz
iki saat zaten. Adam SMS'le hallediyor zaten. Ama e-postayı da resim ve video çekip göndermek için kullanıyor.
Vodafone iPhone getirecek Türkiye'de. Nasıl olur?
Duydum. Euro üstünden gelir. Tahmin ediyorum 399 Dolar ise burada 400 Euro olur. Apple stratejisini değiĢtirebilir. Her ülkede bir operatörden çıkarsa Turkcell de
girer.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Güncel bir konu ama birĢey oturmadığından zor bir konu. Nereye gidiyor belli değil. Bir süre sonra bunun kitap versiyonunu düĢün bence abi. SatıĢ için değil ama olması
için lazım bu kitabın.
Mobil yayıncılık üstüne gidiyorsan, güzel bir çalıĢma bu, birkaç donanımı case olarak incelemelisin. iPhone, N95 ya da N82 bunlar yenilikçi cihazlar arasında.
Kapasiteleri, mobil medya açısından yayıncılık anlamında kapasiteleri ne? Neler yapabilirler?
_____________________<>_____________________
A.S.9 Mayıs 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Internet yayıncılığı güzel ve herkese ulaĢan bir Ģey. Ama herkese ulaĢan derken Türkiye'de Ģu anda 5 milyon kiĢinin interneti var önünde, en iyimser rakamlarla 20
milyon kiĢi internete girer Türkiye'de. Oysa Türkiye'de en kötümser rakamlarla 68 milyon telefon var. Bunların bir kısmının unique olmadığını düĢünecek olursan, 50
milyon unique insan Ģu anda Türkiye'de cep telefonu sahibi. Tek hat. 50 milyon kiĢinin cep telefonu eriĢimi var. ġu anda en önemli Ģey orada ulaĢılabilirlik. Cep
telefonundan reklam yapıldığında insanlara ulaĢabilir durumdasın.
Ama burada açmazlar var. Neden mobil değil de web tarafına girmek gerekiyor? Operatörler için çok büyük bir açmaz var. Normalde bir web sitesi yapıp reklam
koyduğunda en kötü ihtimalle adamlar mesela Firefox kullanıyordur sen Explorer için optimize etmiĢindir, müĢteri kitlenin yüzde 25'ine ulaĢamayabilirsin. Rakamlaarı
bilmiyorum yüzde 10'una ulaĢamayabilirsin. Sadece Firefox kullananları söylüyorum. Ama cep telefonunda piyasada yaklaĢık 800 küsur model cep telefonu var ve
bunların her birinin farklı altyapıları var. Farklı altyapıları olduğu için özellikle data temelli bir Ģey göndereceğin zaman, MMS'i kastetmiyorum, webde gezinme olarak
söylüyorum. Bu 800 model en az 500 farklı ayar gerektiriyor. O yüzden de böyle bir fark var aralarında. Böyle bir zorluğu var mobilin. O yüzden de insanlar mobil
pazarlama ve reklamcılık için insanlar SMS ve MMS gibi yüksek standartlı Ģeylere giriyor. MMS'e gidemiyorlar çünkü pahalı. SMS burada iyi bir pazarlama ürünü gibi
gözükse de arada Ģöyle bir fark var. 160 karakter alıyor. Kendini ifade etmen imkansız değil ama çok zor. Onu bir yere yönlendirmen gerekiyor. Yönlendireceğin en iyi
yer de muhtemelen senle rakip oluyor. Sen bunu webe yönlendiriyorsun, reklamcılar webe kayıyor. Yönlendirdiğin adamı ölçümleyemiyorsun. DeğiĢik kampanyalar
yapıldı kodlar gönderildi ama olmadı.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
ġu andaki tek iĢ modeli SMS atmak, 160 karaktere ileti sığdırmak. ġu anda aslında çok güzel modeller var ama insanlar bunu kullanmıyor. Benim öneri modelim Ģu:
Ġnsanlara SMS'le Ģifre sağlamak. Alıcakları Ģifrelerle içerik satın almalarını sağlamak. ġu anda web içeriğinin paralı olmamasının çok önemli bir sebebi var. Nedir? Web
içeriğini sen gazete ya da dergi parasına ya da bilemedin aylık üç dergi parasına satamazsın. Atıyorum, ayda 11 liralık bir içeriğe kimse para vermez. Sorun Ģuradan
kaynaklanıyor. 11 lira için insanlar cebinden kredi kartını çıkarıp webe girmezler. Bu yüzden kredi kartını ikame ettirecek bir yapıya ihtiyacın var. Bu yapıda mobilin
mutlaka yeri var. Türkiye'nin Ģöyle bir açmazı var. Türkiye'de data özel iletiĢim vergisiyle ücretlendiriliyor. Yani sen Ģu anda mobil cihazın üstünden pizza alırsan 20
liralık, bunun yüzde 55'ini ÖĠV olarak vermek zorundasın. Pizza yerken konuĢma vergisi vermek tuhaf oluyor. ġu anda mobil cüzdan filan gibi Ģeylerle, ne bileyim
faturanı bir kredi kartı gibi kullanacak olursan, faturana yansıyacak Ģeylerde aldığın yaptığın her alıĢveriĢ yüzde 55 vergiylen sana geri dönüyor. Bu yüzden de Ģu anda
bu sistemler çalıĢmıyor. Mobil içerikte neler çalıĢabilir? ġu anda insanların vakti yok, cihazlar, ekranlar yetersiz, mobil pazara özel customize olmuĢ data yok. Türkiye
özelinde, en yüksek bütün dünyada kullanılan mobil içerik görüntü ve ses, görüntü ve sesi aktaracak bir altyapın hatların yok, çünkü 3G yok Türkiye'de hala 2G ile
gidiyoruz.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Mobil yayıncılık mevcutta yok. ġöyle yok. Türkiye'de zaten yayıncılık yok doğru dürüst. Ġnsanlar normal yayıncılıkta ürettikleri içeriği m obile olduğu gibi aktarmaya
çalıĢıyorlar ki bu yanlıĢ. 160 karakterle bilgi vermek zorundasın Türkiye'de varolan düzende. Ya da 120 x120 bir ekran üstünde insanlara bir Ģey anlatabilmek, onlara

315
sevdirmek zorundasın. Bunu yapabilecek yeterlilikte insan yok Türkiye'de. Data yok değil, var. Dünyanın her yerinde vardır. Ama Türkiye'de bunu yapamıyorlar. ġu
anda gol, eğlence gibi Ģeylere sıkıĢmıĢ durumdasın.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Kesinlikle bu böyle olmalı. Gelecekte de böyle olacak. Ama Ģu anda Türkiye'de izinli pazarlamayı anlamıyorlar. ġöyle anlamıyorlar. Ġçeriği sağlayan, bundan para
kazanan insanlar, ―ne var canım? beğenmezse siler!‖ diyorlar. Bu da reklam kirliliğine yol açıyor zaten cep telefonlarında. Kendi sektörlerini baltalıyorlar. Diğer taraftan
kullanıcılar kendilerine bulk Ģeklinde gelen Ģeylerin tamamını sildikleri için belki de hoĢlarına gidecek Ģeyleri seçemiyorlar aralarından. Kullanıcılarda Ģu bilinç yok :
―Benim bir mobil reklam ya da içeriği almam için bunu karĢı taraf haketmek zorunda‖ diye konuĢamıyorlar. Ġki tarafta patlamıĢ durumda bu yüzden. Ġki taraf ta birbirini
yontuyor. Evde ansiklopedilerin varsa Ģu anda koltuk olarak kullanıyorsun. Yani güzel bir Ģeyi çok kötü kullanıyorsun. Beceremiyoruz. Becermeye baĢladığımızda
muhtemelen mobil pazar bilinen her tür reklamda öne geçecek. Çünkü 50 küsur milyon tekil insanda cep telefonu var. 50 milyon tekil insana ulaĢabilmen için senin tüm
kanallara ve gazetelere reklam vermen gerek. Böyle bir bütçe yok. Aynı Ģekilde yakalamaya olanak yok.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Orada bir açmaz var yine. Çünkü mobil içeriğin ücretsiz olması için, hani verdiğin datayı ücretsiz alabilirsin belki, filmi seyredebilirsin, ama filmi gösteren, sana bu
altyapıyı sağlayan, mobil operatör senden geçen her bit için para alıyor. Sen o içeriği ücretsiz alsan bile, ki doğru mu ücretsiz alman tartıĢılır, sen zaten mob il operatöre
bir para bayılıyorsun. Bu yüzden de ne yapıyorsan mobil operatörü iĢin içine katmak zorundasın, anlaĢmak zorundasın, bu da senin kârını çok büyük düĢürüyor. Ya
mobil operatörü tanıtacak Ģeye mahkum durumdasın, ya da kullanıcıya çaktırmadan bir takım paraların girmesini sağlamak zorundasın. Sesini çıkartmamasını sağlamak
zorundasın. Türkiye'de ücretsiz mobil içerik çok zor bu koĢullarda. Data ucuzlamadığı sürece. Ne yaparsan yap. Ama Ģu anda bunun çalıĢmaları sürüyor. Tonlakazan
baĢladı. Çok yeni daha. Ama herkes bundan çok ciddi gelir bekliyor.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Bir, hız yok. En büyük sorun. Ġnsanlar bilgisayarlarının baĢında artık beklemiyor. Eve 10 Mb-4Mb alıĢmıĢ insanlar cep telefonunda 100 Kb ile data alamazlar.
Aldıramazsın. Ġkincisi mobil içerik yok. Üçüncüsü çok pahalı. Hem içerik, hem bunu insanlara sağlamak pahalı. Geçen her bit için çok ciddi paralar ödeniyor. Normalde
bu ücretleri karasal hattan aldıkları internete verse insanlar, evlerini falan satmak zorunda kalırlar bir ay içinde. Yan unsurlar var onları da söylemek lazım. Bir, kanun
yok bu konuda. Bugün içerikte yanlıĢ bir Ģey yaptığında neyi, nereden, nasıl, kiminle kapatacaksın gibi Ģeyler yok. Ben mobil içeriği istemeden sattılar bana, Ģey yaptılar.
Ben bunu kime Ģikayete gideceğim belli değil. Mahkemeye mi? Telekomünikasyon Kurumuna mı? Hiç belli değil. Kimse mesul değil. GSM Ģirketini mahkemeye
vermeye çalıĢıyorlar. Eğer iyi niyetliyse Ģirket ―tamam ben senin için onu halletmeye çalıĢırım‖ deyip o paranın kendine girmesini sağlıyor. Eğer kötü niyetliyse ―git
kardeĢim baĢka kapıya‖ diyor bitiyor.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Orijinal bir araĢtırma. Ama bu sorunlar halledilmeden ne kadar bu konuda kuĢ tutsan da çok zor ilerleyecek. Senin Türkiye'yi içerikte yetiĢtirmen lazım. Çok ciddi bir
paranın olması lazım. Bunun kullanıcıya çok ciddi dokunmuyor olması lazım. Sürekli para kullanıcıdan çıkıyor. Bir süre sonra ondan çıkmaması lazım. Onu mesela
reklam veren Ģirketlerden, operatörden falan çıkması lazım. Bunu oturtamadılar bir türlü. Bu olmadan en güzel yöntemleri de koysan mobil yayıncılığın ve reklamın
olması söz konusu değil. Burada Türkiye için en büyük olasılık yurtdıĢındaki mobil reklam mecralarına buradan bizim reklam verebiliyor olmamız. Bu Türkiyenin çıkıĢı.
Çünkü Türkiye'den çok ucuza mal çıkıyor. Mal yurtdıĢındaki adamın eline ulaĢıncaya kadar arada çok fazla kademeden geçip değeri çok artıyor. Adamlar için artık
tercih edilmez oluyor. Sen buradan direkt malını satabiliyorsan yurtdıĢına tane tane, ABD'den kitap almamız gibi, Türkiyenin önüne çok büyük fırsatlar açılacak. Çünkü
giyim, kuĢam, takı, ziynet gibi Ģeylerde bir numarayız. Bireysel KOBĠ'ler için ihracatı mobil ortamdan yürütmekten bahsediyorum.
Web'i kullanmayan KOBĠ mobili kullanır mı?
Kullanır çünkü yapacağı bir Ģey yok. Mobil ortamda koĢullar düĢük olduğu için, oraya zaten 160 karakterlik bir reklam bulacak. Webde iĢ yapmaktan daha kolay.
_____________________<>_____________________
Ü.A.H.25 Haziran 2008
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Günümüz dünyasında internet üzerinde hergün yüzlerce pazarlama faaliyeti ile karĢı karĢıya geliyoruz. Bunların küçük bir kısmı bizi ilgilendiren (bize hitap eden)
faaliyetler olmasına karĢın büyük bir bölümü bizimle ilgisi olmayan pazarlama faaliyetleridir. Burada temel etken internet ortamında sign-on olunan bir ortamda
değilsek ve bu ortama demografik bilgilerimizi bırakmamıĢsak kim olduğumuzun ya da neyle ilgilenebileceğimizin bilinmesinin pek olası olamayıĢıdır. Ancak özellikle
mobil paltforma gelindiğinde genellikle bireysel bazlı bir subscription yapısı gerektirdiğinden ziyaretçinin profilini daha yakından öğrenebilme Ģansı doğmaktadır. Bu
bağlamda kiĢiyi ilgilendirecek mobil pazarlama faaliyetlerinin mobil içeriğin ücretsiz olarak sunulması karĢılığında gösterilmesi pazarlama faaliyetlerinin tam yerine
ulaĢması ve baĢarısı açısından olumlu olabilir.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
3G altyapısına geçmiĢ ülkerde yapılan bazı anketlere göre kullanıcılar mobil içeriklerin pahalı olmasından yakınmaktalar. Ġnternet gibi genellikle çoğu içeriğin ücretsiz
olduğu bir ortama alıĢık olunan bir topluluğa mobil içeriğin ücretli verilmesi temelde çok çekici olmadığı ortada. Bununla birlikte doğru bir model ve kurgu ile birçok
içeriğin kolaylıkla satıldığı da görülebilmekte. Buradaki kiĢsel fikrim mobil içeriklerin zamanla internet içeriği ve kuralları ile aynı olacağı ve arada tam bir füzyon
yaĢanacağı yönünde..
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Mobil Ġnternet, Mobil pazarlama kuĢku yok ki bugünün ve geleceğin önemli mecraları olmaya devam edecek. Kuralları Ģu an internet ile farklılık gösteren bu mecra
yakında mobil cihazların daha yetenekli duruma gelmesi ve mobil internet altyapının geliĢmesi ile internet dünyasının kuralları ile ilerleyecektir.
_____________________<>_____________________
E.N.27 Haziran 2008
Mobil ve internet ortamlarındaki pazarlama ve reklamcılığın farkları nelerdir?
Elbetteki en büyük farkı potansiyel kullanıcıyla birebir iletiĢime geçme fırsatıdır.
Sonrasında; ölçümlenebilme, takip edilebilme olanağı geliyor. Bir TV reklamını o TV programının seyredilme durumuna göre hesaplıyoruz. Ancak özellikle genç hedef
kitle reklam kuĢağını seyretmiyor. Fakat internet ortamında yakaladığınız kiĢinin reklamınızı okuduğunu hatta ne kadar süre boyunca okumayı sürdürdüğünü bile
sayabiliyorsunuz. TV reklamı elbette ki eĢ değer tutulamaz bir etki yaratıyor iletiĢimde, internet TV yerine geçmeye teğet bile değil. Ama dijital kanalların kullanılması,
reklam maliyeti ve geri dönüĢ karının tam olarak hespalamasını olası kılıyor. ―Ben bu dijital kampanyaya ne kadar yatırım yaptım. Bu kampanya ile ne kadar daha fazla
satıĢ gerçekleĢtirdim, ya da markamı/söylemek istediğimi kaĢ kiĢiye ulaĢtırdım(?)‖ sorularına rakamsal net cevaplar alınabiliyor. Elbette, tek geri dönüĢ kampanya süresi
boyunca ortaya çıkan satıĢ adetleri farkı değil. Dijital kanallarda bir markanın varlığını sürdürmesi aynı zamanda prestij ge tirisine de sahip. Yine pek çok markanın,
―viral‖ / ―gerilla‖ pazarlama taktikleri geliĢtirebilmeleri için mükemmel fırsatlar sunan, hayallerin ötesinde projelere olanak tanıyan bir platform dijital kanallar...
Mobil pazarlama ve reklamda hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
Mobil pazarlamanın gelir düzeyindeki getirileri konusunda deneyimim yok. Benim içinde bulunduğum projeler, markaların tüketic iye ulaĢmak istedikleri kanallarda
dijital platformların kullanılmasını kapsıyor.
Mobil pazarlama ve reklamın fikirden sunuma geçirdiği aĢamaları anlatır mısınız?
Fikirden sunum mu? Sunumdan fikir mi çıkıyor... biraz üzerinde düĢünmek gerek...
Öncelikle sunum çıkıyor ortaya. Sunum; yani brief bu son ve baĢlangıç aslında birbirlerinin içinde... Bir sunuma; markanın konumlandırılması, hedef kitlesi, hedef
kitlenin davranıĢ biçimlerini analiz ederek baĢlamalı. Sonra bu davranıĢ biçimlerinde, hedef kitlenin dahil olduğu dijital kanalları ve zamanları tespit ederek, bu kanallar
içinde, ilgili markanın ne Ģekilde yer alacağı geliĢtirilmeli. Bu noktadan sonra da rakamsal tahminlerle, hedefleri ve olası satıĢ getirilerini ön görmeye çalıĢarak sunumu
tamamlamak gerek.
Burada fark yaratan kriter, iĢte tam bu keĢfin ortasında yaratıcı bir fikir yakalayabilmek.
Mobil pazarlama ve reklamın Türkiye’deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Yükselen bir eğri ile ilerliyor diyebiliriz. Her geçen gün yükseliĢi artıyor. Ama eĢ zamanlı olarak kayıplar da yaĢanıyor. Dönemin ―sms‖ reklamları hedef kitleler
üzerinde olumsuz tepkilere ve tam tersi bir etkiye meydan veriyor. Tam bu noktada, reklam modelleri kendini yenilemeli ve ilerlemelidir. ġahsi fikrim, mobil
pazarlamanın hızlı geliĢiminin (geri dönüĢlerinin) büyük bir kanama geçiriyor olması. Ama hala hediyeli SMS kampanyaları büyük katılım alıyor. Bunun en büyük
nedeni ise; hiç kuĢkusuz, POSTA maliyeti ve ek bir iĢ yapmaya gerek duymadan, elinin altındaki ürün paketinde yer alan Ģifrey i, yine elinin altındaki cep telefonuyla
göndermenin çok kolay olması. Herkez bunu kendinden de bilir. Bir kampanyaya azıcık katılacağınız geliverdiyse, tüm donanımınız tamamsa o anda katılıverirsiniz. Bu

316
piyango bileti almak gibidir. Almak için görmeniz gerekiyor. ―Alayım bi piyango bileti... alayım alayım...‖ diye düĢünürsün. Ama önünden geçmeden, almak için oraya
gitmezsin. En basit tabiriyle SMS kampanyaları iĢte bunu sağlıyor...
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Berbat birĢey olduğunu düĢünüyorum : ) Bu kullanıcı için de, reklam veren için de berbat biĢiy. Ama bu soruyu bir reklamcı olarak değil bir kullanıcı olarak
cevaplamalıyım. Zaten de tüm reklam verenler böyle düĢünmeli. Empati kurmalıdır. Bu modelden gelir kazanan tek kiĢi, izinli veritabanını reklam verene pazarlayan
taraf bence. Çünkü kullanıcı, bu ücretsiz içerik için iznini verir, ama gelen mesajlara tepki vermez. Siler. Bu hiç bir zaman ölçümlenemeyen bir pazarlama yöntemi.
Ölçülebilir ek modellerle geliĢtirildiğinde de dönüĢlerin düĢük olacağı görülecektir. (bu mesajla Ģunu yap – buraya git gibi) Çünkü sayılabilen Ģey, reklam iletisinin,
kullanıcının ekranına düĢüp düĢmediğidir. Okunup okunmadığını bilemeyiz. En azından Ģimdilik... Fakat internet ortamında durum bundan bi hayli farklı. Aynı model,
internet üzerinde kullanıldığında çok daha fazla verim alınabilir.
Mobil içeriğin Internet’teki gibi reklam destekli ücretsiz olmasıyla ilgili ne düĢünüyorsunuz?
Bu imaj kampanyaları için güzel bir dijital çözümdür. Ama tüm markalar bu yöntemi kullanamaz. Burada markanın prestijinin büyük önem taĢıdığını söylemeliyim.
Hedef kitlesine birebir uyan, ve kullanıcısına; ―benim olmalı‖,‖benim de var‖,‖ben bunu seviyorum.‖,‖tam beni anlatıyor‖ dedirten bir markanın içerikleri her zaman ilgi
uyandırır. Çünkü özellikle genç nesil kendini ifade etmekte zorlanan, kiĢilik arayıĢında bir yapıya sahiptir ve kendini tanımlamak için ek destekler alır...
Kurumunuzda hangi mobil pazarlama iĢ modelini, hangi özelliği sebebiyle uyguluyorsunuz?
Öncelikle Ģu anda Trafo‘da çalıĢıyorum ve sadece internetteki pazarlama kanallarını değerlendiriyoruz. Zaten de bu sorun, ilgili ajanslara özel bir soru. Yani bu gibi
modelleri seninle paylaĢamam : ) Ama bir önceki sorunda da açıkladığım gibi, genel iĢ modeli eğilimi, Markaların, son kullanıcılarına ya da bayilerine yönelik
kampanyalarını dijitalize etme odaklıdır (B2C ve B2B kampanyalar)
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Mobil pazarlama, sadece hediyeli kampanyalarda kullanılır bir pozisyonda kalacak ve interaktif çözümler internete kayacak. Benim düĢüncem budur. Yani mobil
pazarlama, günümüzün PTT‘leri olacak diyebilirim. Ancak mobil pazarlama; cep telefonlarının da internet donanımına tam olarak sahip oluĢuyla küllerinden yeniden
doğacaktır.
_____________________<>_____________________
A.M.3 Kasım 2008
Mobil yayıncılık ile internet yayıncılığının farkları nelerdir?
Temelde farklı görünseler de web 2.0 söylemiyle birlikte farklı değiller. KarĢı çıktığım Ģey internet ve mobil mecranın baĢka bir Ģey olduğu söylemi. Örnek kredi kartıyla
e-dergi satıĢı Türkiye‘de yok denecek kadar azken, SMS ile webden client indirerek bilgisayarına kurduğun e-dergi satıĢı 300 bin kiĢiye ulaĢmıĢ durumda. Dolayısıyla
aradaki farkları değil entegrasyonu konuĢmayı yeğleyenlerdenim. Bunu da çok az kiĢi konuĢuyor. Mobil ve web iki ayrı nesne gibi gözükse de iki entegre konudur ve
birbirinden ayrılamaz. Aslında hep böyleydi ve gitmek istediği nokta buydu ama biz yeni fark ediyoruz. Çünkü içerik yok. Daha doğrusu mobil çerçevede satılacak
SMS‘le, içerikle webi bir türlü birleĢtirememiĢtik. Uygulamada community sitelerinden tut, her Ģeye kadar SMS entegre. Ülke bazında bazı servisler yok denecek kadar
az diğerleri patlamıĢ, MMS yok diğerleri patlamıĢ vesaire detaylar var. Ancak ikisi ayrı değil tek mecra olarak bakılmalı.
Mobil içerikten hangi iĢ modelleriyle ve nasıl gelir elde edilir?
En yakın örnek biziz. Mobillife olarak butik bir dergiyken, 15-20 bin aralığında dergi basar, 7-8 bin dergi satarken, Ģu an tam tersi bir iĢ planıyla evrimleĢerek 7 bin
basıyoruz, 300 küsur binin üstünde abonemiz var. Baskı giderleri düĢtü. SMS‘ten de gelir elde ediyoruz. Bu blok satıĢ olursa mesela banka kredi kartlarına bir yıllık
dergi aboneliği verip SMS‘ten sadece bir defa user account verip ondan sonra hiç SMS almadan dijital dergiyi okumasını da sağlayabiliyorsunuz. Her türlü içerik
wallpaper, fan grupları, blog yazarlarının metinleri, kiĢilerin fotoğraf ya da resimleri olabilir SMS satıĢı mantığıyla paraya dönüĢtürülebilir. Henüz erken dönemdeyiz. Bu
bir baĢlangıç. Ġki üç sene içerisinde kullanıcı sayısının PC‘de artmasıyla bu değiĢecek. Özellikle PC diyorum, çünkü operatörlerin verdiği rakamlara göre 50 milyon cep
telefonu abonesi var. Bu patlama noktasına gelmiĢ. Daha da gidecek. Bu ayrı bir konu tamamen. PC üzerinde uygulama yapan sayısı arttıkça mobil ve web entegrasyonu
daha su yüzüne çıkacak. ġu an 13 milyon MSN kullanıcısı var görünüyor Türkiye‘de. Ama biz de biliyoruz ki 2,5 milyon MSN kullanıcısı var. Reel anlamda bu rakam
ve PC kullanıcıları arttıktan, kullanıcıların güvendiği markalar mobil üstünde uygulamalar geliĢtirdikten, ilk evreyi aĢtıktan sonra kullanıcı sayısı patlaması yaĢarız. Her
türlü içerik de satılabilir duruma gelir.
Burada mikro ödeme ile bir makale satın almak gibi Ģeylerden bahsediyoruz değil mi?
Sadece yayınlar açısından değil, mesela fotoğraf blogger‘ı kendi resimlerini istediği Ģekilde mobil entegrasyon sağlayan blog siteleri üstünden, çünkü operatörlerle
anlaĢmak zor, fotoğraf satıĢı yapabilir. Yapılabileceklerin sınırı yok orada. Orada problem Ģu: Temelde dört operatör, 3 GSM bir kablolu operatör. Ġçerik sağlayıcılık
anlaĢmalarını kısıtladılar ve belli firmalarla çalıĢmayı yeğliyorlar. Tam tersi benim savunduğum Ģey operatörlerin kesinlikle karĢı oldukları Ģey. Sanal operatörlük
kavramı burada içerik sağlayıcılığı kastediyorum, yerelleĢtirilerek çok daha fazla kazanılabilir. Ama operatörler belli firmalara belli fiyatlarla numara tahsis edip sanal
operatör/içerik sağlayıcı olarak çalıĢıyorlar. Ama bu yerelleĢtirilirse mobil içerik sağlayıcı olarak biz herkese dergi yapabiliriz o zaman. A Ģahsı, B firması, C
belediyesinin dergisi olabilir. Bunu diğer mecralara da yayabilirsiniz. Herkes istediği Ģeyi yapabilir. SatıĢ olup olmaması ayrı. Satılmayan Ģey üretilmez.
Mobil yayıncılığın Türkiye'deki geliĢimini ve Ģu anki durumunu özetler misiniz?
Emeklemek evresinde bile değil. Ona bile gelemedi. En azından 10-15 dergi mobil yayıncılığa girebilse. Sadece SMS‘ten bahsetmiyorum. Az sayıda dergi ve gazete
SMS‘le içerik verebiliyor. Ama bu mobil yayıncılık mıdır tartıĢılır. Bana göre değildir. Web ve mobil bir kavram dedik. Web ya da mobilden indirdiğin bir client
uygulamasıyla PC ve mobil entegrasyonu sağlayan, cepten de gerçekleĢtirebildiğin, hard copy‘nin kullanıcıya PC ya da mobilden birebir sunuluyor olması. Bunu Ģu ana
kadar gerçek anlamda Mobillife‘ın yaptığına inanıyorum. Abone boĢluk mobillife yazıp 3270‘e gönderdiğinde biz hergün bir kullanıcıya iki SMS gönderiyoruz.
Teknoloji içerikli haberler. Aynı zamanda ilk aldığı SMS‘le de bilgisayarına kuracağı Mobillife uygulaması için bir parola sunuyoruz. Bu parola tek kullanımlık.
Girdiğinde birebir hardcopy‘nin aynısını PC‘de okuyabiliyor. PC üstünden mobili kullanarak arkadaĢlarına SMS üstünden tavsiyede bulunabiliyor. PC client‘ından bir
sonraki aĢamada gördüğü video ya da resimleri cep telefonuna indirebileceği bir client mevcut. Hepsi birbirine entegre. Ayrı değil web ve mobil deme sebebim bu. ġu
ana kadar içerik sağlayıcılar da dâhil bunların ayrı olduğunu düĢündüler ve davrandılar. Bunların birçoğu webden SMS uygulaması gerçekleĢtiriyor. Webden içerik
sunmuyorlar. Landing page weble mobilin birleĢmesidir diyenler bunlar. O sadece webden payment sistemidir. Bir giriĢ kapısı.
WAP Türkiye‘de kullanılmayan bir mecra. MMS gibi. Dolayısıyla uygulanabilir bir sistem değil. Dünyada birçok uygulama var. Ama yerelleĢtirince ortaya kullanıcı
kullanım tercihleri çıkıyor. Bizim kullanıcılar SMS‘e yoğunlaĢmıĢ profilde. Üç operatör kullanıcısının profilleri birisi A+ daha fazla, öbürü AB grubuna hitap ediyor.
Ama hepsinin ortak noktası SMS‘in patlama yaĢıyor olması. SMS giriĢi ile baĢlatmak, oradan devam etmesine gerek yok, faydalı. Bulk SMS geri dönüĢleri son bir
seneye kadar çok fazlaydı. Ama son bir senede düĢtü. Bu da operatörlerin ve içerik sağlayıcıların maymun iĢtahlı tavırları yüzünden. Aslında 10 tane içerik vardır
toplamda. Wallpaper, melodi, yazar içerikleri gibi. BaĢka uygulama yok. Kullanıcılar artık o tuzağa düĢmüyorlar. Servisleri farklılaĢtırmak lazım. Kullanıcı içerikleri,
gazete içerikleri, belediyelerin yerel yönetimlerin içerikleri.
ġu anda sanal operatörler dediğim firmalar kısa numara sahibi içerik sağlayıcılar. Bunlar illegal içerik satıĢlarına ve para kazanmaya doğru kaydılar biraz. Cuma saat
17:00‘den sonra değiĢen web sayfaları sözkonusu. Bu saatten sonra operatörler web sayfalarını kontrol etmiyor çünkü artık. Haftasonu gelince arayüzler değiĢip kullanıcı
kandırmaya yönelik spam e-postalarla siteye çekiliyor kullanıcılar. Cezaları kesiliyor. Ceza 250 bin dolar ise, operatör içerik sağlayıcın ın servisini kesmediğinden içerik
sağlayıcı 1 milyon dolar belki kâr ediyor. Özellikle erotik içerikli servislerde söz konusu bu. Operatör community servisleri için tahsis ediyor kısa numarayı, içerik
sağlayıcı bu tür içerikler için kullanıyor.
Mobil içerik gelirlerinizin yüzde kaçını doğrudan son kullanıcılardan elde ediyorsunuz?
Yüzde 30 tamamen son kullanıcıdan. Burada son kullanıcı derken sektör uzmanı ya da çalıĢanı olmayanları kastediyorum. Yüzde 70 de bu özellikteki bireyler. Herhangi
bir kampanya çıkmadık, bulk SMS atmadık. Milliyet.com.tr‘de banner döndürdük, eĢ dost sitelerinde banner döndürdük ve dergimizde bastık. YaklaĢık bir kampanyada
5 milyon banner döndürdük. Geri dönüĢ 300 bin kullanıcı. Toplam gelirimizin yüzde 30‘unu karĢılıyoruz. PC‘ye indirilen dergide aynı reklamlar var. Ama flash
animasyonlu IP tabanlı güncellenebilir reklamlar. Ayın 15‘inde yeni içerikle birlikte Kasım sayısının ikinci sürümü iletilebiliyor. Editöryal içerik ara sayılarda çok sık
yenilenmiyor. En az 3 en fazla 16 sayfa arası ek içerik girebiliyor.
Kullanıcının izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gösterilip ücretsiz mobil içerik sunulması nasıl olur?
Türkiye‘de tutar. BiliĢim pazarında yazılım bilinci yok. Donanım bilinci var. Bedeli olacağı düĢünülüyor. Ama yazılım para eder diye düĢünülmüyor. 29 TL‘ye ADSL
alıyorum. Bunun dıĢında para ödeme lüksüm yok. Bu para içeriğimin de parasıdır aynı zamanda. Bu bir Türk kullanıcısının profilidir aynı zamanda. Biz kötü bir millet
değiliz aslında ama iĢ internette içerik kullanmaya gelince böyle oluyor. Mobilde de böyle. Operatör ücretsiz bir aylık kullanımla bir içerik ya da servis sunduğunda
minimum yüzde 40, maksimum yüzde 80‘lere varan kullanım oranı çıkarken, ikinci ay ücretli kullanım için geri dönüĢ 10 binde iki kiĢi seviyesinde. Mobilde ve webde
kullanıcı ücretsiz içerik ve servis istiyor. Türkiye‘de böyle düĢünenlerin yüzdesi dünyaya göre çok fazla. Dolayısıyla izinli pazarlama önemli. Webde sitelerinin ayakta

317
kalmasını isteyen kullanıcılar bannerlara tıklayarak sitelerini destekliyorlar. Mobilde de aynı Ģey geçerli olacak bence. Ama üç operatörün bunu desteklemesi ve güvenilir
markalara yayması lazım. O zaman üçüncü Ģahıs ya da küçük KOBĠ‘ler de bu iĢe girebilir. Yoksa bas-konuĢun harcandığı gibi bu da harcanır. iPhone konusunda da önce
ben çıkacağım kavgası yapıldı. Ama henüz 5 tane uygulama yok Türkiye‘ye yönelik. iPhone özelliğini yitiriyor. Kullanıcı cep telefonunu meta olarak, hava atma aracı
olarak kullanıyor. Bluetooth ihtiyacı yoksa, bu özelliği almamayı beceremeyen bir toplumuz. Bardağın dolu tarafında çok Ģey olsa da boĢ tarafı göremezsek bu eksikleri
gideremeyiz. Wireless özelliğine ihtiyacı olmasa da sadece lüks özelliği sebebiyle 1500 dolar yatırabiliyor. 100 dolarlık mak ine ihtiyacını karĢılıyor halbuki. Penetrasyon
bu yüzden yüksek. Geçen sene 50 milyon telefon satılmıĢ. Bu ülkede o kadar kullanıcı var zaten. Herkes değiĢtirmiĢ demek ki. Yüzde 30 seviyesinde kullanıcılar 2.5
yılda bir değiĢtiriyor telefonunu. Windows Mobile özellikli bir PDA‘im var dört senedir kullandığım. iPhone‘dan daha fazla özellik sunuyor kullandığım. Ama insancıl
kullanım açısından iPhone daha iyi. Kullanıcı tiplerine göre değerlendirmek lazım.
Mobil içeriklerin Internet'teki gibi reklam destekli ücretsiz olması konusunda ne düĢünüyorsunuz?
Bu olur. Olmaz gözüyle bakmıyorum. Ama olmayacağı yönünde bir kanım var. Nedeni de Ģu: Ġçerik sağlayıcılar adetlerle sınırlı olup geliĢtirilemediği müddetçe, bu iĢ
gerçekleĢmeyecektir. Kısa numara sahibi içerik sağlayıcıların sayısının artması, numaraların küçük kurumlara dahi açılması sözkonusu olmadıkça bu iĢler yürümez.
Çünkü içerik sağlayıcılar temiz nakit akıĢına çok alıĢtı. En çok onlar bu iĢe karĢı çıkacaktır. YurtdıĢında bu kadar servis ve bu kadar ekstra ödeme seçeneği yok. Ülke
genelinde phishing yapılan bir sistemden bahsediyoruz. Ġçerik sağlayıcılar reklam ve hizmetlerden çok webde landing page üzerinden phishing ile para kazanıyor. Bu
sistem önce içerik sağlayıcıların iĢine gelmez. Onların kazandığı gelirlerin çok altında reklam gelirleri çünkü. AlıĢtıkları model itibariyle.
Mobil yayıncılıkla ilgili sorunlar nelerdir?
Numara sahipliğinin kolaylaĢtırılması ve belli standartların altına gelmesi lazım. Mobil programcılığın geliĢtirilmesi lazım. Buraya yatırım yapan operatör çok az. ġu
anda developer bulma sorunları var. GeliĢmiĢ sistemlere ihtiyaç var, ama yetiĢmiĢ eleman sıkıntısı var. Webe baktığınızda bir web sitesini 100 ila 100 bin dolar arası
yapabilirsiniz. Bir öğrenci de yapabilir, bir Ģirket de yapabilir. Mobile baktığınızda developer sayısı 1000-5000 arası bir rakama geliyor. ĠĢ yapılabilen kurum sayısı da
bir elin parmakları ile sınırlı olunca, developer de kazanamıyor. Onlar da kendilerini farklı alanlara atıyor. O yüzden developer sayısı kısıtlı. iPhone uygulaması yazmak
için developer arayın Türkiye‘de kaç kiĢi bulacaksınız? Gayr-ı resmi yollardan 50 bin iPhone girdi Türkiye‘ye. Pazar var yani. Operatörlerin de bu iĢe destek vermesi
lazım. Mobil içerikler kendi servisleri olmadığında hiç desteklemiyorlar. Bulk SMS‘i bile sat ın alıp, onların da kazanacağı bir yere nakit yatırım yapmak zorundasın.
Ġçerik sağlayıcı olmak isteyenlerin mesela yıllık 1 milyon SMS taahhüt etmesi gerekiyor operatöre. Bu da önlerini kesiyor.
Konuyla ilgili genel yorum, eleĢtiri ve düĢünceleriniz nelerdir?
Developer sayısı kısıtlıyken, operatörlerden birisi çok sayıda developer iĢe alıp barındırmaya baĢladı. Bu diğer oyuncuları zor durumda bıraktı. Serbest piyasa
koĢullarında normal. Kısa vadede zararlı gibi görünse de uzun vadede faydalı olacağını düĢünüyorum. Kullanıcı açısından da, yazılım geliĢtirici açısından da. Bir de
Ģimdiye kadar neredeydi bunlar? Neden yatırım yapmadılar? Yazılım geliĢtiricilere neden bir platform sunmadılar? Ericsson yıllar önce Creaworld-Mobilityworld ile bir
Ģeyler denedi. Bir takım insanlar oradan çıktı. Yüzde 100 baĢarılı olamasa da baĢarılıydı. Kısa vadede bunu sorun olarak görenler, çerçevenin bütününü görerek
bakarlarsa mantıklı bir Ģey çıkabilir ortaya. Intel bile Intel Partnership programıyla donanımlarına uygun yazılımların geliĢtirildiği platformların yüzde 40‘a kadar toplam
bedelini yazılım geliĢtiriciye nakit olarak ödüyor, destek oluyor. TÜBĠDER desteği gibi destek oluyor. Operatörlerin hangisi bunu yapıyor? Tam tersine yazılım
geliĢtirici dediğinizde örneğin operatör community sitelerine bakınca, reklam kampanyasına harcadıkları bütçenin 1000‘de 10‘unu harcamıyorlar. Abuk sabuk
lansmanlara milyon dolarlar harcayanlar bu alana para harcamıyor. Bu da piyasanın küçük kalmasına neden oluyor. Yüzdesel bazda elde edilen içerik gelirlerinin yüzde
60‘ı operatör ve devlete gidiyor vergi olarak. Yüzde 40‘ı brüt olarak içerik sağlayıcıya kalıyor. Bunun da vergisi var. Yüzde 10 kalırsa Ģanslısınız. Diğer taraftan
numaram olmadığından ben mesela baĢkasının numarası üstünden iĢ yapıyorum. Bu durumda ben kısa numara sahibi üstünden iĢ yapıyorum. Bu durumda bana suyunun
suyunun suyu kalıyıor. Yüzde 5 demektir bu da. Benim tek hedefim pazarın oluĢmasını sağladığımı düĢünerek SMS ile e-dergi projesi ile yeni bir Pazar oluĢturduğumu
düĢünerek kullanıcı sayısının artmasını hedefliyorum. Ġçerik var, ondan Pazar kazanılmıyor. Ama içerik sağlayıcı arabanın sahib iyken muavin kadar bile söz sahibi değil.
Doğru bir tabir olursa ırgat gibi karın tokluğuna çalıĢıp ağaya her Ģeyi veriyor.

318
Mobil Medya Kullanıcıları AraĢtırması Anket Formu

319
Mobil Medya Kullanıcıları Anket Yorumları
Anket katılımcılarının imla ve yazım özelliği korunan bazı yorumları aĢağıda görülebilir:
¤ Son zamanlarda ozellikle cep telefonuma gelen msjlar biktirsa da mobil icerigin reklem ve bilgilendirme anlaminda onemli oldugunu dusunuyorum.Ama
özellikle bazi markalarin istek disi,herhangi bir talepte bulunulmamasina ragmen surekli hbr verme cabalari gun icerisinde oz elliklede yogun gecen gunlerde
bayagi sinir bozucu oluyor.Kesinlikle firma yada marka secimle belirlenmeli. (25, Kadın, Akademisyen)
¤ Son yaşanan olayların reklam amacı ile de olsa bir takım erişimlerin insanlara zarar verdiğini görmekteyiz. Dolayısı ile kolay ulaşılabilirlik yarardan çok
zarar verir gibi görünüyor. Belki çok karamsar bir bakış açısı oldu ama ne yazık ki böyle hissediyorum. (38, Kadın, Akademisyen)
¤ ihtiyacım yada ilgi alanım dışındaki konularla ilgili firmalardan gelen msg ları okumadan siliyorum.sıkıcı olabiliyo. (28, Kadın, Turizm)
¤ insanları gereksiz yere ihdiyaöları ya da tercih etmedikleri firma reklamları gereksiz zaman kayıbına neden olmaktadır. (39, Erkek, Eği tim)
¤ Cep telefonuma reklam gelmesi kadar saçma bir şey yok. İşin saçmalık boyutuna geldiğini düşündüğüm anda cep telefonunu bir tarafa atmaya ve
aboneliğimi iptal etmeye meyilliyim. (27, Erkek, Petrokimya)
¤ lisans ücreti vermek yerine açık kaynaklı alternatifleri tercih ederim. microsoft windows mobile ürününe para vermemeye çal ışırım. (29, Erkek, Mühendis)
¤ İstemediğim reklamlar telefonuma gelmesin ve seçme hakkım olsun.Örneğin bir bankadan maile ekstre istediğinizde bankayla ilgili herşey telefonunuza
ve mailinize geliyor bu oldukça rhatsız edici. (36, Erkek, Öğretmen)
¤ alışveriş yaptığım yerlerde tel numaramı alıyorlar ve ikide bir ileti atıyorlar..maalesef bu mesajlarda gerçeği yansıtmıyor. aldatıcı yani.gömlek 10 TL
pantolon 20 TL diyor bir bakıyorsunuz bir sepete 35 gömlek pantolon atmış renkleri berbat kimse almaz.sizi oraya çekmek için hile yapıyorlar.ahlak
kalmamış azizim. (33, Erkek, Öğretmen)
¤ Bu konu en başta çok cazip görünse de zamanla güvenlik problemi ve bitmek bilmeyen ileti sesleri sebebiyle oldukça sıkıcı bir durum aldı. Bu yüzden
genelde uzak durmayı tercih ediyorum. (30, Erkek, Medya)
¤ cep telefonu kişisel özel alandır.TV lerin bu alanı ihlali zaten vardır.Eğer isteyene cepten reklam gelecekse o kişiye ücreti ödenmelidir.İnsan unsurunun
önemsendiği biçimiyle yada bilimsel ve kültürel faaliyetlerin duyurusu kişinin isteği halinde yapılabilir. (41, Erkek, Psikolog)
Önceleri alışveriş merkezlerinde alışveriş sonrası müşteri iletişim bilgileri için cep telefon numaramızı istendiğinde verirdik. Fakat cep telefonumuza birçok
reklam gelmeye başladı, şu anda hiçbir şekilde numaramızı vermiyoruz. Bizden izin alınmadan ve amacı net olarak anlatılmadan yapılan bu işlemlerin bize
saygısızlık olduğunu düşünüyorum. (38, Erkek, Mühendis)
¤ Mobil içerikteki reklamların,TV'dekilerden farklı bir yönü olduğunu düşünmüyorum. (29, Kadın, Tıp)
¤ Cep telefonuma gelen çağrı ve mesajlar yüksek önceliklidir. O anda ne yapıyor olursamolayım çağrıyı cevaplarım ya da gelen mesaja bakarım.
Meşguliyetimi bölüp ilgilendiğim şeyin benim için önemli olmasını isterim. Yüksek önceliğimi reklam takiğp etmek için kullanmamak isterim. (27, Erkek,
Bilişim)
¤ ben Kosova/Prizrenden katılıyorum. ama inan bizim ülkemizde mobil reklam yok ve rahatız. Türkiyeye gelince bayıyor reklamlar..... bizi rahat bırakın
kararımızı kendimiz verelim. reklamları bir iktisatçı olarak karşıyım. Dürüstçe yapılanlar hariç. (31, Erkek, Bankacılık)
¤ Cep telefonuma gonderilen reklamları genelde okumadan siliyorum. Istegim dısında telefon numaramın bir yerlerden ele gecirilmesi yoluyla reklam
gonderilmesini kişisel haklarıma saldırı gibi algılıyorum. (38, Erkek, Akademisyen)
¤ Özellikle bazı belediyeler v bazı firmalar sürekli reklam içerikli masaj gönderiyor. Benim onayım alınmadan gelen bu mesajlara s on derece sinir oluyorum.
Türkcell'de bu firmalardan birisi. (34, Erkek, Medya)
¤ gelecek reklamların kampanya içerikli ve süreli kullanım kodlu olması belki daha fazla ilgi çekerdi. bu konu (recommender systems, CBR) danışmanlığını
yaptığım bazı eticaret siteleri tarafından da gündeme gelmeye başladı. (36, Erkek, Danışmanlık)
¤ Bu tür kişilik alanına girişlerin kesinlikle önceden izin/onay alınarak yapılması gerektiğini düşünüyorum. (54, Erkek, Yönetici)
¤ profil bilgilerinin paylaşımı, kullanıcılar uzerinde,”bilgilerim baskarıyla da paylaşılırmı” endişesini yaratabilir. (30, Doktora, Tasarım)
¤ Amerika'da mobil sistem buradakinden biraz daha degisik oldugu icin (hatta bazi yonlerden daha az gelismis diyebiliriz) uygulama farkli olmak durumunda
kalabilir. Burada mobil icerik reklami amerika'ya kiyasla cok fazla. (31, Ev Kadını)
¤ hiç reklam olmasa keşke.(katılıyorum) bedava hiç bir şey istemiyorum. (katılıyorum) reklam tanıtım mantıgında ve uzakta durmalı. cep telefonuma yani
burnuma sokulan reklamlardan nefret ederim. mobil iletişimin daha iyi bir yaşam tarzı sunduğu konusunda şüphelerim var. Daha sade bir yaşam için
gereksiz icatlara hayır kampanyası yapılmalı. (32, Erkek, Medya)
¤ Cep telefonuma kesinlikle reklam amaçlı hiçbir ileti ya da içerik gelmesini istemiyorum. Onu karşılıklı ses ve yazı iletişimi için kullanmaktayım. Hiçbir profil
bilgimi de paylaşmak istemiyorum. Profilimi paylaşmak bana ne katkı sağlayacak? (25, Erkek, İşletme)
¤ Mobil reklamların ve içeriklerin özel hayata müdahale durumu dikkatle incelenmeli.Mevcut uygulamalarda kişilerin izni olmadan özle bilgiler mobil
ortamlara aktarılmaktadır.Konuya kişisel hak, hürriyet ve bilişim hukuku açısından bakılmalı ayrıca. (38, Erkek, Akademisyen)
¤ İşim nedeniyle gazete ve dergilerle sürekli olarak iç içeyim. Profil bilgilerimin paylaşılmaması ise güvenlik ile ilgili kaygılardır ve dünyada hala
çözümlenememiş bir sorundur. (42, Erkek, Kütüphanecilik)
¤ Cep telefonu reklamlarinin sikici ve oyalayici oldugunu dusunuyorum. Hep ayni sozcukler ve cumleler var. Genellikle gereksiz, ihtiyaclara hitap etmeyen,
yeni ve ekstra ihtiyac ureten urun/hizmetlerin tanitimlari yapiliyor. Ve bu beni rahatsiz ediyor. Reklamlardan arinmak amaciyla cep telefonu numarami
isteyen magazalara ozellikle reklam gonderilmesini istemedigim icin telefonumu vermeyecegimi soyluyorum. (29, Kadın, Akademis yen)
¤ gazeteleri ve diger yayinlari internetten okumayi tercih ediyorum. kisisel bilgilerimi internet uzerinden alacagim kaliteli icerik icin paylasabilirim. (31,
Erkek, Bankacılık)
¤ Bana iktisati fayda sağlamayacak reklem ve haperleşmenin benim için önemi yok (54, Erkek, Emekli)
¤ telefonumu nereden bulduklarını bilmediğim markaların tanmıtım mesajlarına muhatap olmak yerine seçebilmek eğlenceli olurdu. (29, Kadın, Öğretmen)
¤ Cep telefonuma glebilecek reklamlarin tamamının cercevesini ben belirmlemek isterim. Örnegin tarim kredisi reklamının cep t elefonuma gelmesi beni
agresif yaparken o ay harcamalarımı yönlendirebilecek toplu alisverislerime ekstra puan verebilecek bilgilendirici bir kısa m esajı olumlu bulabilirim. (35,
Erkek, Akademisyen)
¤ demiş olduğunuz gibi yaş cinsiyet eğitim gelir durumu gibi insanların ihtiyaçlarını etkileyen bilgilerin paylaşılması fikri ve sonucunda buna göre reklamların
ilgili kişilere gönderilmesi uygun düşebilir. (19, Erkek, İktisat)
¤ mobil reklamlarin cep telefonuna geldiginde, sayfalarca deyil, JPEG resim formatinda ve tek tusla görülecek tek sayfa olmasinda yarar görüyorum. (38,
Erkek, Yönetici)
¤ cep telefonları kişisel bir iletişim aracı olduğu için reklam sektöründe kullanılmasını çok uygun görmüyorum.(39, Kadın, Tasarım)
¤ reklamlar sayesinde uzaktan kumandalı ve obez bir durum aldığımızı düşünüyorum. en çok rahatsız eden de en çok da kadın olmak üzere cinselliğin
yiyecek, araba, şampuan vs. her alanda fazlaca kullanılması, ve herşeyin fazlaca maddeleştirilmesi.(46, Kadın, Mimar)
¤ amerikada yasiyorum, cep telefonuna gonderilen her ileti ayrica aliciyada masraf oluyor, turkiye de sanirim boyle degil, fakat, asiri sekilde gonderilecek
mesajlar, perception artmasindan ziyede ters etki yapabilir, cogu kisi bu mesajlari okumadan silecektir, ama gelısen teknolıjı su cep telefonlarından

320
televızyon ya da vıdeo ızlenmesıne olanak saglamaktadır, reklam uyelıgı karsılıgında kulanıcıya bu ıcerık kredı karsılıgı bedava verılebılır... abc televızyonu
yayınladıgı dızılerın tekrarlarını ızlemek ısteyen ınternet kulanıcılarına her 15 dk bır 30 reklam ızletır. (26, Erkek, Yönetici)
¤ Cep telefonuma gelen, nereden kayıt olduğumu dahi bilmediğim telekız reklamlarından nefret ediyorum.Sırf erkeğiz diye de bu nu malzeme edenlere
yazıklar olsun.Zorla cinsi sapığa çıkaracaklar adımızı! (18, Erkek, Bilişim)
¤ kolay gelsin öncelikle cep telefonlarına her gelen mesajda acaba bir yakınıma birşeymi oldu diye gece bile irkilerek bakıyorsunuz ama birde baktığınızda x
bankası bedava bonus yada y tlf hattı yeni tarife...bunlarında çoğu tuzak yanlış ya da eksik bilgi verip insanı tüketime zorluyor..aslında 1.sorun
reklammesajlarının güvenilirliği şüpheli,gerçekçi değil,2.sorun bide cep ve eposta kutusunu silmek için extra vakit harcamak bile istemiyorum. (33, Kadın,
Eğitim)
¤ kolay gelsın ıyı calısmalar mal ne olursa olsun ne kadar kalıtelı olursa olsun reklam olmassa satış olmaz. reklam olması lazım 2. dunya savasında. hıtlerın bı
propaganda bakanı var. dr j. gobbels. savas sırasında gorevı mıllı egıtım ve propaganda bakanı. ısı gucu sadece alman ordusunu ve mılletını savasa motıve
etmek hazırlamak savas ve kazanma duygusunu dınamık tutmak. porpagandanın ısmı sıyasette kırletıldıgı ıcın genellıkle propaga nda dıyınce ınsanlarmız
korkarlar. aksıne bı fıkrın bı urunun meteryalın tanıtımında etkılı bı sılahtır. reklam propaganda gorsellık ve dıkkat cekme vb seyler ınsanları sureklı uyayır ve
dusndurur. reklam olması lazım kesınlıkle. ben ıhtıyacım olan bıseyı de reklam vasıtası ıle bulmuyorum etkısınde kalmak ıstemıyorum ne arıosam arstırp
alıyorum. sole bı zmanda da ınsan ne kadar kalıtelı ve butcesıne ne uygun kolayca ulasabılıyor. (22, Erkek, Teknisyen)
¤ Ilk bolum gercekten cok iyi hazirlanmis gunumuzde bilgisayara gercekten cok bagimliyiz.”Gunumuzde bilgisayar kullanmayi bilmeyen yok ama kitap
okumayi bilmeyen cok”.Ikinci bolumde ise telefonuma hicbir bilgi gelmesini her ne sekilde olursa olsun secenegi koyup ona basildigi anda digerlerini
kapatan bi soru olmasini isterdim acikcasi zaten heryerde reklamlar var sokakta,tv de,bilgisayarda,radyoda vs.Telefona gelen msjda eklennce gercekten
skinti olusturuyor.Baz acl durumlarda reklamdir gerek yok diyebiliyoruz. (18, Erkek, Öğrenci)
¤ reklam günümüz koşullarında hem satış tekniği hem alıcı için önemli bir unsur.fakat abartılı ve insanı sıkan uzun süreli olan insanların manevi değerlerinş
zedeleyen şiddet içeren vb. tip reklamlarında uygun olmadığı taraftarıyım. (41, Erkek, Gıda)
¤ Cep telefonuna ancak ve ancak ben istersem reklam gönderilebilmeli. Reklam gönderiyorsa ben ona vakit ayıracağım bana da ka rşılığında bir şey vermeli
(ücretsiz konuşma, indirim vs= An itibari ile Cep telefonu şirketlerinin benim telefonuma reklam göndermelerinin yasal olduğunu sanmıyorum, yakında
büyük ihtimalle böyle davalar olacaktır. (29, Erkek, Mühendis)
¤ yurt disinda yasiyorum. cep telefonuma reklam istemiyorum fakat her isgunu en az 4-5 tane aliyourm. cok rahatsiz oluyorum. iptal ettiremiyorum,
ettirsem de 1 hafta icinde tekrar basliyor. diger opeatorler de su anda kullandigimdan farksiz. bulundugum ulkede numara tasinmasi olmadigindan 10
senelik numarami degistirmek de isime gelmiyor. (33, Erkek, Eğitim)
¤ sanırım yoğun iş temposu olan hiç kimse hele ki yoğun mobil iletişime maruz kalıyosa reklam görmek istemez. varolan mobil r eklamlardan kurtulmak için
adli yollara başvurmayı bile düşündüm. kayıt yaptırmadığım halde alışveriş yaptığım firmalardan mobil içerik alıyorum.
¤ Medyayı takip ediyorum ama medyanın benim üzerimde olması ya da ayağıma kadar gelmesine gerek yok. (28, Erkek, Mühendis)
¤ mobil reklam aldığım 3-4 kuruluş var onlardan bile çok sıkıldım. Engelleyemiyorum da malesef.Artık kolay kolay telimi firma vs vermem. (29, Erkek,
Finans)
¤ İğrenç. Cep telefonumda benimle ilgisi olmayan embesil reklamların işgalini kesinlikle istemiyorummmmmmmmmmmmmmmmmmmm. (34, Erkek,
Eğitim)
¤ bence mp3 ler i tek tek kolay edinebilme imkanı olmalı. korsana karşı çıkan insanlar bi albüme bir adet düzgün parça koyup on tane de yanında ittiriyorlar.
(36, Erkek, Teknisyen)
¤ Profil bilgilerminin 3. şahıslarla paylaşılmasından rahatsızlık duyarım. Telefon operatörüne verdiğim bilgi ile adını duymadığım bir bankadan kredi kartı
almak rahatsızlık verici doğaol olarak. (27, Erkek, Emniyet)
¤ telefonuma gelen reklamlardan açıkçası rahatsızım. Çünkü tercihlerimle ilgisi olmayan bir yığın reklam metni ya da linki geliyor.Tabi, bu da reklamcıların
uyanıklığı olsa gerek. Bedavaya reklam yapmış oluyorlar. Bundan pay almak benim en doğal hakkım aslında. Bir kirlili var kısacası. (25, Erkek, Öğrenci)
¤ Müşterilerin gereksinimlerine yönelik cebe gelen mesajlar çoğu zaman ilgi çeker.Ama siz neden profil bilgilerinin paylaşımı gibi son derece sakıncalı bir
bilgiyi soruyorsunuz. (40, Erkek, Pazarlama)
¤ ceptelefonum benim kişisel bir haberleşme aracım benim isteğim haricinde gelen her çağrı ve ileti beni sıkar. cep telefonu ma gelen reklam mesajlarını
okumadan atarım ve şimdiye kadarda hiç değerlendirmedim... (25, Erkek, Mühendis)
¤ özellikle banka reklamlarından bıktık.ayrıca tel nomuzun nasıl ulaştığını bilmediğimiz firmalardan da ileti gelmesi başka bir sıkıntı noktası. (31, Erkek,
Eğitim)
¤ reklamdan haz etmem. ekonomik bir gereklilik olsa bile. mobil içerikleri internet varken kullanmak israf gibi. (25, Erkek, Diğer)
¤ Cep telefonu yoluyla gönderilen reklamları pek tasvip etmiyor ve gelen ileti olursada okumadan siliyorum. Bence bu insanların vakit kaybı yaşaması için
yapılan birşeydir... (25, Erkek, Danışmanlık)
¤ cep telefonu yerine epostamda detaylı aldatmayan avantaj ve dezvantajını net görebileceğim kaliteli dürüst açıklamalı tanıtımları ciddiye alırım cep
telefonnun amacı şaşırılmasın (37, Erkek, Mühendis)
¤ Her türlü reklam içerikli eposta, sms v.b iletilerden hoşlanmam ama gerekliliğini de inkar edemem. Tv reklamlarından (daha doğrusu reklam aralarından)
hoşlanmadığım için de favori dizi ve filmleri de bilgisayardan izlemeyi tercih ederim. (26, Erkek, Çalışmıyor)
¤ bence asiri reklam yazili ve gorsel basindan dan gordugum kadariyla insanlari sikiyo.bence daha az ama gercekten dikkat ceken carpici reklam hazilanmasi
(31, Erkek, Bilişim)
¤ Genelde GSM operatörleri siz ne kadar mobil içerik reklam istemeseniz de bir türlü nasıl aktif duruma gelmediğini anlayamadığım bir biçimde reklam
göndermekteler,bu aslında reklamdan çok reklam içeriğinden nefret etme haline gelmekte çünkü genel olarak cep telefonunu önem li bir iletişim aracı
olarak kullanmaktayız önemli bir anınızda önemsiz bir mesajın gelmesi sıkıntı oluşturmaktadır.Bunun önüne kanuni yaptırımlarla geçilebilir.Tabiki
telekomünikasyon kurumunun bunu beyan etmesi gerekir. (31, Erkek, Finans)
¤ insanların sinir sınırları zorlayan gsm operatörlerinin saçma sapan reklamlarına maruz kalmak beni gerçek ten çok fazla rahatsız ediyor. vakit çok değerli
ve kıymetlidir. onun için gereksiz yere insanların vaktini meşğul etmekte bence hırsızlıktır. (30, Erkek, Muhasebe)
¤ Mobil icerik satan bir sirkette calisiyorum. Musterilerimiz reklam isinden hazzetmemekteler. (30, Erkek, Bilişim)
¤ günümüz koşullarında reklamın yeri yüksek ancak reklam yapalım derken insanları sıkmamak mobil olarakta insanların bilgisi ve isteğine göre ileti
yollamak lazım.hiç kaydolunmamış yerlerden ileti geliyor telefon numaraları kullanılarak.bence yanlış bir uygulama.mobil reklam insan rızasıyla ılmalı. (41,
Erkek, Mühendis)
¤ Reklam Körü olmak diye bir kavram var. Örneğin şu an bir çok sitede google reklamları var fakat artık benim gözlerim oraya takılmıyor bile hatta ne
yazdığını bile görmüyorum ya da işte o diğer flash reklamlar saddece hareketler geçiyo o fakat hiç dikkatimi çekmiyor. (17, Erkek, Öğrenci)
¤ Mobil teknolojierin içerisinden gelen bir kişi olarak isteğim dışında ya da isteğim dahilinde tarafıma reklam gönderilmesini pek hoş karşılamıyorum, ancak,
reklam tekniklerini kullanmayan, bilinçaltı programlama taktiklerinden uzak, kampanyalar şeklinde gönderilecek ve tüketici haklarını ön planda tutan iletiler
benim için önemli ve değerlidir. Tezinizin, toplumdaki fertlerin herbirini birer “müşteri” olarak gören ve sürekli birşeyler satmaya çalışan ticari anlayışı
değiştirmesi dileğiyle. (32, Erkek, Bilişim)

321
¤ insanların özelliklede çocukların bilhassa görsel iletişim araçları(bilgisayar, tv v.b.)hakkında bilgilenmesi koşul çünkü yakın gelecek bu günümüz nimetlerini
bilinçsizce tüketmekte bilgili bir şekilde kullanmaları geleceğimiz ve gelecekleri için yararlı olacaktır.sizin yapmış olduğunuzda sanarım bu daha bilinçli ve
kaliteli iletişimin yollarını bulup sunmak.... (20, Erkek, Öğrenci)
¤ mobil içerik almayı ,nereden ve nasıl almayı ...ben belirlemeliyim.ama hiç istemeyeceğim ya da ihtiyacım olmayancak alanlarda reklamlar sinir bozucu ve
ürünlere ve sahiplerine karşı antipati oluşturucu olduğunu düşünüyorum. (31, Erkek, Eğitim)
¤ keşke faydalı mesajlar gelse telefonuma.spor gündem eğitim gibi... (15, Kadın, Öğrenci)
¤ benim için faydalı olan reklamlar,eğitim reklamlarıdır.dil kursları,vs... (20, Kadın, Otomotiv)
¤ Kişisel bilgi güvenliğinin genel güvenlik bağlamında her geçen gün önem kazandığı günümüzde kişisel profilin paylaşılmasında tereddütlerin yaşanabilmesi
çok olasıdır. Gerek kamu, gerek özel sektörde bu kaygıların dogurdu sonuçlara bağlı olarak kullanıcılardan alınacak geribildirimlerde de azalma olacaktır. Bu
noktada sistemin kullanıcı tsrcihlerine ilikin geri bildidrimi kendisinin üretmesi daha elzem ve bir okadar da güzvenilir olacağını düşüğnüyorum. (38, Erkek,
İnsan Kaynakları)
günlük işlerim içersinde telefonuma reklam, oyun, haber paketi, müzik, video çok saçma geliyor bırakın bunları kabul etmeyi gördüğümde dir ek siliyorum
okumadan. okumaya vakit bile bulamıyorum. kontör yoluyla reklam yapanlara kazanç sağlayanlara her zaman karşıyım. (26, Erkek, Bilişim)
¤ Bazen gereksiz reklam mesajları almaktansa bizim ihtiyaçlarımıza uygun olması tercih ederim. Profil bilgilerimi açıklama konusuna gelince, eğer gerçekten
güvenliyse açıklanan yer, verebilirim. (20, Kadın, Bilişim)
¤ yazılı ve görsel medyayı (sermaye sahiplerinin elinde olan) boykot ediyorum tv gazete ya da dergi ancak çok ihtiyacımolduğunda kullanırım (29, Erkek,
Memur)
¤ Cep telefonuna asla ve asla reklam ya da benim “opt in” etmediğim ileti gelmemeli.. (59, Erkek, Medya)
¤ Amerikada cep telefonuna gelen her mesajdan dolayi cep telefonu sahibinden de ucret alinmaktadir. Buda mobik kullanimi konusunda biraz cekince
dogmasina sebeb oluyor (29, Erkek, Tıp)
¤ az sonra cep numaramı isteyecek ve bana mobil içerik ya da birşeyler pazarlamaya başlanacakmış gibi hissettim. kaliteli firmalar bunu yapmak yerine bu
tür işlemlerin bir hizmet olduğunu ve altyapılarının kalitelerinin göstergelsi olduğunu ima ederek müşterinin bu içerikler hakkında kendilerinden bilgi alma
çabası içerisinde olmalarını bekler ve/veya beklemelidir. Sadece isterseniz diye bir soru yöneltilmeli ve bu haberdar olması için yeterli olmalı kredi kartın ı
zorla kakalamaya çalışan bankalar prestijin dibine vuruyorlar bence :) (29, Erkek, Öğretmen)
¤ Kişisel profillerin çoğu gerçeği yansıtmamaktadır . insanlar sırf içerikten yararlanmak için böyle profiller oluşturabilirlerki bir çok forum sitesindeki bilgilere
erişmek için yapılan çalışmalar örnek verilebilir(benim ondan fazla mail hesabımın olması gibi). kişisel profillerden ziyade kişilerin ilgi alanları ön planda
olursa (örn. hobi ,spor ,müzik ,tiyatro ),insanlar bu şekilde gelen reklamları olumlu karşılarlar. Bir bankanın bir öğrenciye attığı kredi avantaj mesajları yerine
ilgi alanı olan dağ bisikletlerindeki son avantajları bildirmesi daha cazip gelecektir. (21, Erkek, Öğrenci)
¤ reklamın geri dönüşümü için para kazanmış olmalıyım (21, Erkek, Mühendis)
¤ Reklamların eğicici, aydınlatıcı, yeni buluş ve görüş içerikli olmasını isterim. (40, Erkek, Emniyet)
¤ reklam olsun yaratıcı olsun sade olsun abartmandan görüntü kirliliği olmasın lütfen (24, Erkek, İşletme)
¤ reklamlar gondermeden once obunelik olmasi icin caloisma yapilmasini isterim. ben iznim olmadadn reklam gelmesine krsiyim ( 34, Erkek, İktisat)
¤ zaten sagimiz solumuz hep reklam. Cep telefonuna reklam gönderme konusu elbet daha pek kesfedilmemis bir konu, yalniz benim gibi bu konuyu
benimsemeyen cok kullanici olabilir. Cep telefonuna reklam istemeyen kullanicilari daha önceden iy tespit etmek gerek. (35, Erkek, İşletme)
¤ al sana bi püf noktası. reklam samimiyettir. samimiyetine emin olursam profil bilgilerimi paylaşırım. (24, Erkek, Bilişim)
¤ İlgim olmayan firmalardan bana ileti gelmesi hakkımdaki bilgilerin dağıtıldığı fikri beni kızdırıyor. Firmalardan gelen teklifler daha çok firmanın
kazanmasını bizimde tüketimimizi teşvik ettiğinden can sıkıcı (25, Erkek, Teknisyen)
¤ Saçma ve gereksiz ileti ve reklamlardan inanın çok muzdaribiz. Gecenin ikisinde Avea'dan ileti alıyorum. (19, Erkek, Öğrenc i)
¤ Özellikle kullandığım operatorun, aynı reklamı ısrarla 5-10 kere arka arkaya göndermesi ayrıca canımı sıkıyor. (20, Erkek, Öğrenci)
¤ şu aralar bilinç tüketim aldı başını gidiyor bunda rekramların payı büyük olmayan paramızı harcatıyor bize tabiki hesabını kitabını bilmeyen kişiler için
geçerli benim bir tane kredi kartım var o bile bazen fazla geliyor halkımızın bilinçlenmesi dileğiyle... (26, Erkek, Ticaret)
¤ Cep telefonu kullanıcısı farkına varmadan bir pakete üye olabiliyor ve reklamlarla rahatsız edilebildiği gibi yine farkına varmadan ücretini ediyor olabiliyor.
son günlerde beni çok rahatsız eden ve mağdur olduğum bir konu. (33, Erkek, Teknisyen)
¤ Geçenlerde bir cep operatörünün gönderdiği abonelik reklamdan bir arakadaşım mağdur oldu.istemediği halde 30 kontörü gitti. Bilmeyenler için bu
abonelik reklamları tehlikeli oluyor. (39, Erkek, Memur)
¤ Atolyem ve evimdeki fax ve telefon dahil hiç bir yerde reklam görmek istemiyorum buna tv de dahil (o an sesini kısıyorum.) sizi de uyarıyorum insanı
mankafa yapıyor.... (59, Kadın, Tasarım)
¤ özel sektörde çalışıp mobil iletişimi sık kullanmak hele hele alt kademe için çok zor ben turizm de çalışıyorum konuşmayı b ırak mesai saati içinde taşımak
yasak yakalandın an işten çıkarılıyorsun.ondan dolayı ki özelsektörde kişisel haberleşme veye mobilsistemden faydalanma kısıtlı ama birde gercek varki biz
türkler her şeyin cılkını cıkarmasını cok seviyoruz .elin almanını elinde hala 3310 var bizim bebekler bile oyna diye veriyoruz begenmiyorlar gelde çık işin
içinden... (32, Erkek, Teknisyen)
¤ cep telefonuma reklam gelmesini isterim. tv deki reklamlara bakar kör olduğumu düsünüyorum. şahıslara yhitaben yapılan reklamın umum kitleye
hitaben yapılan reklamlardan daha iyi olduğunu düsünüyorum. (28, Erkek, Eğitim)

322
KAYNAKÇA

Kitaplar
*Agar, J. (2003). Constant Touch: A Global History of the Mobile Phone. Cambridge: Icon.
*Ajzen, I. ve Fishbein, M. (1980). Understanding attitudes and predicting social behavior. NJ: Prentice-Hall.
*AlankuĢ, S. (2003). Yeni İletişim Teknolojileri ve Medya, Ġstanbul: Bia, s.34
*Altay, D. (2005). Kadife Karanlık, Ġstanbul: Su, s. 59
*Alver, F. (2006). Kadife Karanlık 2, Ġstanbul: Su, s.152
*Amor, D. (2001). Internet Future Strategies, Prentice Hall PTR, s.3
*Baldini, M. (2000). İletişim Tarihi, Avcıol Basım Yayın, Ġstanbul, s.11-16
*Bandura, A. (1986). Social foundations of thought and action: A social cognitive theory. NJ: Prentice Hall.
*Barthes, R. (1974). S/Z. New York: Hill & Wang
*Bass, F. M. (1986). The adoption of a marketing model: Comments and observations. [Ġçinde V. Mahajan ve Y. Wind
(Ed.). Innovation Diffusion Models of New Product Acceptance] Cambridge, Mass.: Ballinger.
*BatuĢ, G. (2005). Kadife Karanlık, Ġstanbul: Su, s. 267
*Brown, B., Green, N., ve Harper, R., (Ed.) (2001). Wireless World. London, Springer Verlag.
*Butcher, M. ve Thomas, M., (2003). (Ed.) Ingenious. Melbourne: Pluto.
*Castells, M. (1996-1998). The Information Age: Economy, Society, and Culture (3 cilt), Oxford, Blackwell.
*Castells, M., Fernandez-Ardevol, M., Qiu, J., ve Sey, A. (2004). The mobile communication society. Annenberg School
for Communication, University of Southern California, LA.
*Castells, M., Fernandez-Ardevol, M., Qiu, J.L. ve Sey, A. (2006). Mobile Communication and Society, Cambridge: MIT
Press.
*Clottes, J.. (2001). Return To Chauvet Cave, Excavating the Birthplace of Art, Thames & Hudson, s.226
*Coe, L. (2003). The Telegraph, McFarland & Company, s.14, 26, 66.
*Collins, D. J., Bane, P. W., Bradley, S. P. (1997). Winners and Losers. Industry Structure in the Converging World of
Telecommunications, Computing, and Entertainment, [Ġçinde: Ed. Yoffie, D., (1997). Competing in the Age of Digital
Convergence], Harvard Business School Press, Boston, Massachusetts, USA.
*Costikyan, G., (2004). The Mobile Platform Wars, The Themis Group.
*Cremin, R. Rabin, J. Fling, B. ve Robinson, D. K. (Mart 2007). DotMobi Mobile Web Developer Guide Part I, Dublin,
mobile Top Level Domain (mTLD), s.11
*Csikszentmihalyi, M. (1977). Beyond Boredom and Anxiety. CA: Jossey-Bass.
*Csikszentmihalyi, M. (1990). Finding Flow. NY: BasicBooks.
*Csikszentmihalyi, M. ve Csikszentmihalyi, I. (1988). Optimal Experience. MA: Cambridge University Press.
*Ertekin, Ö. ve Özbay, A. (Kasım 2000). Mobil ve WAP İletişim Teknolojileri, Ankara: YaĢam, s.23.
*Farrell, T. J. ve Soukup, P.A. (2002). An Ong Reader, NJ: Hampton Press, s.468
*Fishbein, M. ve Ajzen, I. (1975). Belief, attitude, intention, and behavior. MA: Addison-Wesley.
*Geser, H. (2005). E-Merging Media [Ġçinde: ―Towards a Sociological Theory of the Mobile Phone‖, Zerdick, A., Picot,
A, Scrape. K., Burgleman, J-C, Silverstone, R., Feldmann, V., Wernick, C. ve Wolff, C. (ed.), Berlin : Springer, s.235-60.
*Ghani, J. A. (1991). Flow in human-computer interactions: Test of a model. [Ġçinde: J. Carey (Ed.), Human Factors in
Management Information Systems]. Norwood, NJ, Ablex.
*Godin, S. (1999). Permission Marketing, Simon & Schuster.
*Goggin, G., ve Newell, C. (2003). Digital Disability. MA: Rowman & Littlefield.
*Green, N. (2001). Who‘s Watching Who: Monitoring and Accountability in Mobile Relations. içinde: Brown, B., Green,
N., Harper, R. (Ed.), Wireless World: Social and Interactional Aspects of the Mobile Age. Hiedleburg: Springer Verlag,
s.36-49.
*Hale, J. L., Householder, B.J. ve Greene, K.L. (2003). The persuasion handbook. [Ġçinde: ―The theory of reasoned
action‖]. J.P. Dillard ve M. Pfau (Ed.), (s. 259 - 286). CA: Sage.
*Hansmann, U., Merk, L., Nicklous, M. S., Stober, Th. (2001). Pervasive Computing Handbook. NY: Springer.
*Holma H., Toskala A., (2004). WCDMA for UMTS, John Wiley & Sons, s.307-346
*Iacobucci, D. (2001). Kellogg on Marketing, John Wiley & Sons, s.143-144
*Jaokar, A., Fish, T. (2006). Mobile Web 2.0, s.175,176,177, Futuretext Limited.
*Juran, J.M. (1998). Juran‟s Quality Handbook, NY: McGraw-Hill
*Katz, J.E., ve Aakhus, M., (Ed.) (2002). Perpetual Contact. Cambridge: Cambridge U.P.
*Kotler, P. ve Armstrong, G. (1989). Principles of Marketing, 4. Baskı, Prentice Hall
*Labarre, A. (1994). Kitabın Tarihi, Ġstanbul: ĠletiĢim, s.7
*Lasen, A. (2002). The Social Shaping of Fixed and Mobile Networks, DWRC, University of Surrey.

323
*Lazar, J. (2001). İletişim Bilimi, Ġstanbul: Vadi, s.81-91
*Leong, H.V., Lee, W.C., Yin, L. Li, B. (ed.) (1999). Mobile Data Access. Berlin: Springer.
*Ling, R. (2004). The Mobile Connection, Morgan Kaufmann, s.169-170
*Mallick, M. (2003). Mobile and Wireless Design Essentials, John Wiley & Sons, s.8,30
*Manovich, L., (2001), The Language of New Media, The MIT Press, Cambridge
*Mattelart, A. ve Mattelart, M. (2003). İletişim Kuramları Tarihi, Ġstanbul: ĠletiĢim, s.141
*McLuhan, M. (2001). Global Köy, Ġstanbul: Scala, s.223, 291, 200
*McMillan, Sally J. (1999). Advertising Age and Interactivity: Tracing Media Evolution through the Advertising Trade
Press. [Ġçinde M. Roberts (Ed.), Proceedings of the 1999 Conference of the American Academy of Advertising], FL:Univ.
of Florida, s.107-14
*McQuail, D., J. Blumler ve R. Brown (1972). Sociology of Mass Communication, [Ġçinde: ―The television audience: a
revised perspective‖] London: Longman.
*Miller, K. (2005). Communications theories. New York: McGraw-Hill.
*Moore, G. C. ve Benbasat, I. (1996). ―Integrating diffusion of innovations and theory of reasoned action models to
predict the utilization of information technology by end-users‖. K. Kautz ve J. Pries-Heje (Ed.), Diffusion and Adoption of
Information Technology içinde s. 132–146. NY: Chapman-Hall.
*Morris, M. (1998). Too Soon, Too Late. Bloomington: University of Indiana.
*Mucuk, Ġ. (2004). Pazarlama İlkeleri, 14. Basım, Ġstanbul: Türkmen, s.4
*Muller-Veerse, N. J. (2000). IP Convergence. Boston/London: Artech House.
*Murray, J.H. (1997). Hamlet on the Holodeck: The Future of Narrative in Cyberspace. NY: The Free Press.
*Negroponte, Nicholas. (1995). Being Digital. NY: Alfred A. Knopf.
*Nah, F.H. ve Kim, K. (2000). ―World Wide Wait‖. M. Khosrowpour (Ed.), [Ġçinde: Managing Web-enabled
Technologies in Organizations] s. 146–161. PA: Idea Group Publishing.
*Nakanishi, A. (1990). Writing Systems of the World, Tuttle Publishing, s.116
*Nielsen, J. (1993). Usability Engineering. San Francisco/CA: Morgan Kaufmann.
*Ong, W. (1967). The Presence of the World, Yale University, s.17, 112
*Ong, W. (1994). Yazılı ve Sözlü Kültür, Ġstanbul: Metis, s.161
*Pavlik, J.V. (1998). New Media Technology: Cultural and Commercial Perspectives. Boston: Allyn and Bacon
*Payment, S. (2005). The Pony Express. The Rosen Publishing Group, s.4
*Peters, B. (2002). The Future of Wireless Marketing. s.188-190.
*Porter, M. (1998). Competitive Strategy, NY: The Free Press
*Prasad, R. Mohr, W., Konhäuser, W. (ed.). (2000). Third Generation Mobile Communication Systems. Boston/London:
Artech House.
*Rafaeli, S. (1988). Interactivity: From New Media to Communication. [Ġçinde R. P. Hawkins & J. M. Wiemann & S.
Pingree (Ed.), Advancing Communication Science: Merging Mass and Interpersonal Process] CA: Sage, s.110-34
*Remenyi, D., Williams, B. v.d. (1998). Doing Research in Business and Management, London: Sage.
*Rettie, R. ve Brum, M. (2001). ―M-commerce: the role of SMS text messages‖. COTIM-2001. Proceedings of E-
commerce to M-commerce. (ed.) R.R. Dholakia, L. Kolbe, A.Venkatesh ve P. Zoche, Kingston, RI, RITIM, University
of Rhode Island.
*Rogers, E.M. (1962). Diffusion of Innovations.
*Rogers, E.M. (2003). Diffusion of Innovations, Fifth Edition. New York, NY: Free Press.
*Rogers, H. (2005). Writing Systems, Blackwell Publishing, s.117
*Ronell, A. (1989). The Telephone Book. Lincoln: University of Nebraska.
*Salo, J. ve Tähtinen, J. (2005). ―Retailer Use of Permission-Based Mobile Advertising‖, Clarke, I. III, Flaherty, T.B.
(Ed.), Advances in Electronic Marketing, PA: Idea Publishing Group.
*Sands, G. L. (1973). Mobile Radio Handbook, TAB Books, s.12.
*Shneyderman A. ve Casati, A. (2003). Mobile VPN. John Wiley&Sons, s.20
*Steinbock, D. (2005). The Mobile Revolution, London: Kogan Page, s.144-145
*Stewart, T. (1986). ―Task fit, ease-of-use and computer facilities‖. N. Bjørn-Andersen, K. Eason ve D. Robey (Ed.),
Managing computer impact içinde (s. 63-76). Norwood, NJ: Ablex.
*Tek, Ö. B. (1999). Pazarlama İlkeleri, 8. Baskı, Ġstanbul: Beta, s.5
*Tenekecioğlu, B. (Ed.) (2003). Pazarlama Yönetimi, EskiĢehir: AÜ Yayınları, s.301
*Tiwari, R. and Buse, S. (2007). The Mobile Commerce Prospects: A Strategic Analysis of Opportunities in the Banking
Sector, Hamburg University Press, s.33
* Turing, A.M. (1956). Can a Machine Think? [Ġçinde J. R. Newman (Ed.), Machines, Music, and Puzzles] s.99-123).
NY:Simon & Schuster
*Vesa, J. (2005). Mobile Services in the Networked Economy, IRM Press, s.9

324
*Von Eckardt, B. (1995). What Is Cognitive Science? MIT Press, s.118
*WAP Forum (1999). Official Wireless Application Protocol, John Wiley & Sons Inc., s.25-26
*Watson, R. T., Berthon, P. Leyland F. Pitt ve Zinkhan, G. M.. (2000). Electronic commerce. Dryden: Texas
*Webb, W. (1999). The complete wireless communications professional. London: Artech House.
*Whitman, M.E., Woszczynski, A.B. (2004). The Handbook of Information Systems Research, ―Solutions: Using Case
Studies to Describe Reality‖, Idea Group Publishing, chapter 17, subchapter 5.
*Williams, F., Stover, S., Grant, A.E. (1994). Social Aspects of New Media Technologies. [Ġçinde J. Bryant & D. Zillman
(Ed.), Media Effects: Advances in Theory and Research] NJ: Lawrence Erlbaum Associates, s.463-82.
*Williams, F., Rice, R.E., Rogers, E.M. (1988). Research Methods and the New Media. NY: The Free Press
*Williams, F.S. (1852). Our Iron Roads. Ingram, s.311
*Yin, R.K. (2002, 1994). Case Study Research. California: Sage, s.13.
*Zhu, W. Fui-Hoon Nah, F. Zhao, F. (2003). ―Factors Influencing Users' Adoption of Mobile Computing‖, Managing E-
Commerce and Mobile Computing Technologies, J. Mariga (ed) Idea Group, chapter 18.

Tezler
*Aksu, A. (2007). Mobil Pazarlama ve Piyasa Etkinliğinin Ġncelenmesi, yüksek lisans tezi, Kadir Has Üniversitesi, 2007,
Ġstanbul, s.111
*Andersson, A. ve Nilsson, J., (2000). Wireless Advertising Effectiveness: Evaluation of an SMS Advertising Trial.
yüksek lisans tezi. Stockholm: Stockholm School of Economics.
*Arslan, S. (2000). GSM 900 baz istasyon servis sayılarının benzetim ve amaç programlama tekniklerinin kullanılması,
yüksek lisans tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi, s.24
*Devine, A. ve Holmqvist, S. (2001). Mobile Internet Content Providers and their Business Models, Royal Institute of
Technology yüksek lisans tezi. Stockholm, s.12
*Erdoğan, K. (2001). Üçüncü nesil mobil iletiĢim sistemleri konusunda yapılan çalıĢmaların incelenmesi, yüksek lisans
tezi, Ankara Üniversitesi, s.1
*Goette, T. (1995). Determining Factors in the Successful Use of Adaptive Technology by Individuals with Disabilities:
A Field Study. doktora tezi. GA: Georgia State University.
*ĠĢgüder, E. Ġ. (2007). Future of Advertising in The Mobile World, yüksek lisans tezi, Yeditepe Üniversitesi, 2007, s.20
*Jokela, S. (2001). Metadata Enhanced Content Management in Media Companies, Acta Polytechnica Scandinavica,
Mathematics and Computing Series No. 114, Espoo, 2001, Published by the Finnish Academies of Technology., s.8
*Köroğlu, O. (2002). Mobil ĠletiĢim, EtkileĢimli Yayıncılık ve Türkiye'deki Uygulamalar, yüksek lisans tezi, Marmara
Üniversitesi, Ġstanbul, s.47,99-102
*Öztürk, A. (2002). Mobil Telekomünikasyon Lisans Rejimi: Dünya Örnekleri ve Türkiye Analizi, Uzmanlık Tezi,
Telekomünikasyon Kurumu, Ankara, s.4
*Peters, O. (2007). Social psychological determinants of mobile communication technology use and adoption - a
comparison of three models to explain and predict mobile communication technology behavior, Doktora tezi, Twente
Üniversitesi, Hollanda, s.3
*Tıngöy, Ö. (1994). Yazılım Pazarlaması ve Türkiye‘de Yazılım Pazarındaki Firmaların Profili, doktora tezi, Marmara
Üniversitesi, 1994, Ġstanbul, s.30

Süreli Yayınlar
*Andaç, ġ. (3.12.06). ―Vodafone‘dan cep‘te reklam kabul eden aboneye indirim‖,
web.archive.org/web/20080628153745/teknoloji.milliyet.com.tr/detay.asp?id=2035, E:01.11.09
*Business 2.0, (Nisan 2000). s.176
*Conly, R.L. (Temmuz 1954). ―New miracles of the telephone age.‖ National Geographic, s. 88
*Çinioğlu, Y. (12-18.11.07). ―Mobil çözümler iĢ dünyasının can damarı‖, BThaber, s.21,22,24,28,32
*Elektrik Mühendisliği Dergisi (Nisan 2007). ―Türkiye‘de Telekomünikasyon Tarihçesi‖, 430. sayı, s.66
*Jackson, S. (Mayıs 2007). ―The price is right‖, Mobile Communications International Magazine, s.20.
*Kunt, A. (07 - 13.01.08). ―Mobil telefonlarda reklam iĢi büyüme eğiliminde‖ BThaber, s.28
*Telekom Dünyası Dergisi (Mart 2007). ―Erzincan buluĢması grup raporları-Ġçerik Multimedya‖, s.41

325
Makaleler
*Adams, D. A., Nelson, R. R. ve Todd, P. A. (1992). Perceived usefulness, ease of use and usage of information
technology: A replication. MIS Quarterly, 16(2), s.227–247.
*Bagozzi, R. P., Davis, F. D. ve Warshaw, P. R. (1992). Development and test of a theory of technological learning and
usage. Human Relations, 45(7), s.660-686.
*Bales, R.F. (1950). A Set of Categories for the Analysis of Small Group Interaction, American Sociological Review,
15:257-63
*Barbieri, M., (2002). SMS marketing. Brand Strategy. (162), s.3.
*Barnes, S. J., (2002). Wireless Digital Advertising: Nature and Implications. International Journal of Advertising. 21(3),
s.399-420.
*Barwise, P. ve Strong. C. (2002). Permission-based mobile advertising. Journal of Interactive Marketing, 16 (1), s.14-24.
*Bass, F. M. (1969). A new product growth model for consumer durables. Management Science, 15, s.215-227.
*Beijing University of Posts & Telecommunications, (ġubat 2007). Research on Mobile Phone Culture, s.24
*Brigish, A. (1993, September). The electronic marketplace: Evolving toward 1:1 marketing. Electronic Marketplace
Report, 7(9) s.6–7.
*Brown, S. (1993), Postmodern marketing?, European Journal of Marketing, Vol. 27 No.4, s.19-34
*Budd, R. J. (1987). Response bias and the theory of reasoned action. Social Cognition, 5, s.95-107.
*Castells, M. (1997). An introduction to the information age. CITY, Vol. 7, s.6-16.
*Chesnais, Stanislas (Ocak 2007). Convergence, is it the Phantom Menace? Netsize Guide 2007 Edition, Convergence:
Everything‟s going mobile, s.9-10
*Chin, W. ve Gopal, A. (1995). Adoption intention in GSS: Relative importance of beliefs. Data Base, 26(2ve3), s.42–63.
*Cockburn, A. ve Jones, S. (1996). Which way now? Analysing and easing inadequacies in WWW navigation.
International Journal of Human-Computer Studies, 45, s.105–129.
*Coursaris, C., Hassanein, K. ve Head, M., (2003). M-commerce in Canada: An Interaction Framework for Wireless
Privacy, Canadian Journal of Administrative Sciences. March 2003, 201, s.54-73.
*Cowlett, M., (2002). Text messaging to build youth loyalty, Mobile Marketing, 31.10.02, s.29-30.
*Crundall, D. Bains, M. Chapman, P. Underwood, G. (2005). Regulating conversation during driving: a problem for
mobile telephones? Transportation Research, Part F: Traffic Psychology and Behaviour 8F (3), s.197-211.
*Czaja, S. J., Hammond, K., Blascovich, J. J. ve Swede, H. (1986). Learning to use a word processing system as a
function of training strategy. Behaviour and Information Technology, 5, s.203-216.
*Davis, F. D. (1989). Perceived usefulness, perceived ease of use, and user acceptance of information technology. MIS
Quarterly, 13(3), s.319-340.
*Davis, F. D., Bagozzi, R. P. ve Warshaw, P. R. (1989). User acceptance of computer technology: A comparison of two
theoretical models. Management Science, 35(8), s.982–1002.
*Davis, F. D., Bagozzi, R. P. ve Warshaw, P. R. (1992). Extrinsic and intrinsic motivation to use computers in the
workplace. Journal of Applied Social Psychology, 22(14), s.1111–1132.
*Dowling, M., Lechner, C., Thielmann, B. (1998). Convergence - Innovation and Change of Market Structures between
Televisions and Online Services, [Ġçinde Buchet, B., Schmid, B. F., Selz, D., Wittig, D. EM - EC in the Insurance Industry
/ Converging Media, EM - Electronic Markets], Vol. 8, No. 4, 12/98.
*Doyle, S., (2001). Software review: Using short message services as a marketing tool, Journal of Database
Marketing. 8(3), s.273-277.
*Flyvbjerg, B. (Nisan 2006). Five Misunderstandings About Case Study Research, Qualitative Inquiry, cilt 12, no. 2,
s.219-245
*Fortner, R.S., (1995). Excommunication in the information society, Critical Studies in Mass Communication, 12, s.133-
154
*Galvin, M. (2003). September 11 and the Logistics of Communication. Continuum: Journal of Media and Cultural
Studies 17.3, s.303-13.
*Garfield, M.J. (2005) Acceptance of Ubiquitous Computing, Information Systems Management, 22:4, s.24.
*Gefen, D. ve Straub, D. W. (1997). Gender differences in the perception and use of e-mail: An Extension to the
technology acceptance model. MIS Quarterly, 21(4), s.389–400.
*Gerpott, T. J., Rams, W. ve Schindler, A. (2001). Customer retention, loyalty, and satisfaction in the German mobile
cellular telecommunications market, Telecommunications Policy, Cilt 25:4, Mayıs 2001, s.249-269
*Ghani J. A. ve Deshpande, S. P. (1993). Task characteristics and the experience of optimal flow in human-computer
interaction. Journal of Psychology, 128(4), s.381–391.
*Grant, I., O'Donohoe, S. (2007). Why young consumers are not open to mobile marketing communication. International
Journal of Advertising; 2007, c.26 sayı 2, s.223-246
*Harper, P. (2003). Networking the Deaf Nation. Australian Journal of Communication, 30, s.3.
326
*Harper, R. (2001). The Mobile Interface: Old Technologies and New Arguments. içinde: Brown, B., Green, N., Harper,
R. (Ed.): Wireless World: Social and Interactional Aspects of the Mobile Age. Hiedleburg: Springer Verlag, s.36-49.
*Hendrickson, A. R., Massey, P. D. ve Cronan, T. P. (1993). On the test-retest reliability of perceived usefulness and
perceived ease of use scales. MIS Quarterly, 17, s.227-230.
*Ho, S.Y. ve Kwok, S.H., (2003). ―The Attraction of Personalized Service for Users in Mobile Commerce: An Empirical
Study‖. ACM SIGecom Exchanges. 34, s.10-18.
*Hoffman, D. L. ve Novak, T. P. (1996). Marketing in hypermedia computer-mediated environments: Conceptual
foundations. Journal of Marketing, 60, s.50–68.
*Holland, John H. (2002). ―Bizi bekleyen geliĢmeler ve bunları tahmin etme yolu‖, Gelecek 50 Yıl, 21. Yy'ın İlk Yarısında
yaşam ve Bilim, (ed.) John Brockman, NTV Yayınları, 2007, s. 197-203
*Horton, D., Wohl, R.R. (1956). Mass Communication and Para-Social Interaction: Observations on Intimacy at a
Distance, Psychiatry, 19:215-29.
*Hunt, S. (1981). ―Macromarketing as a Multidimensional Concept‖, Journal of Macromarketing, 1 (1): s.7-8
*James, T. L., Griffiths, K., Smyrnios, K. X. ve Wilson, B. (2004). ―Mobile Marketing: The role of permission and
attitude on purchase intentions‖, ANZMAC Conference, Yeni Zellanda.
*Kannan, P. K., Chang, Ai-Mei, Whinston, Andrew B. (2001). Proceedings of the 34th Hawaii International Conference
on System Sciences içinde Wireless Commerce: Marketing Issues and Possibilities.
*Katz, E., M. Gurevitch, ve H. Haas (1973). On the use of the mass media for important things, American Sociological
Review, 38, s.164-181.
*Kavassalis P., Spyropoulou, N., Giakoumidakis, M., Karampatsaki, X., Mitrokostas, V., Papadaki, M., Gikas, G. ve
Hatzistamatiou, A., (2003). Mobile Permission Marketing: Framing the Market Inquiry. International Journal of
Electronic Commerce. 81, s.55-79.
*Keil, M., Beranek, P. M. ve Konsynski, B. R. (1995). Usefulness and ease of use: field study evidence regarding task
considerations. Decision Support Systems, 13(1), s.75-91.
*Kotler, P. ve Zaltman, G. (1971). Social marketing: an approach to planned social change. Journal of Marketing 35, s.3-
12
*Kristoffersen, S. ve Ljungberg, F. (1999). Making Place to Make IT Work: Empirical Explorations of HCI for Mobile
CSCW. Proceedings of the International ACM SIGGROUP Conference on Supporting Group Work, s.276–285.
*LaRose, R., Mastro, D. A., & Eastin, M. S. (2001). Understanding Internet usage: A social cognitive approach to uses
and gratifications. Social Science Computer Review, 19, 395-413.
*Landor, P. (2003). Understanding the Foundation of Mobile Content Quality. A Presentation of a New Research Field,
Proceedings of the 36th Hawaii International Conference on System Sciences, s.5-6
*Leung, L. ve Wei, R. (2000). More than just talk on the move: Uses and Gratifications of the Cellular Phone, Journalism
& Mass Communication Quarterly, 77(2), s.308-320.
*Ling, R. (2001). We Release Them Little by Little: Maturation and Gender Identity as Seen in the Use of Mobile
Telephony, Personal Technologies, vol.5, s.123-136.
*Maneesoonthorn, C. ve Fortin, D. (2004). An Exploration of Texting Behaviour and Attitudes toward Permission-based
Mobile Advertising in New Zealand, ANZMAC 2004 Conference.
*Mathieson, K. (1991). Predicting user intentions: Comparing the technology acceptance model with the theory of
planned behavior. Information Systems Research, 2(3), s.173–191.
*McAteer, S. (Ocak 2007). Content and Applications Add Complexity to Mobile Service Segmentation. Netsize Guide
2007 Edition, Convergence: Everything‟s going mobile, s.14-15
*Moore, G. C. ve Benbasat, I. (1991). Development of an instrument to measure the perceptions of adopting an
information technology innovation. Information Systems Research, 2(3), 192–222.
*Mort, G.S. ve Drennan, J., (2002). Mobile Digital Technology: Emerging Issues for Marketing, Journal of Database
Marketing. 10(1), s.9-23.
*Palmgreen, P., Wenner, L., & Rosegren, K. (1985). Uses and gratifications research: The past ten years. Ġçinde: K.
Rosegren, L. Wenner, & P. Palmgreen (Eds.). Media gratifications research (pp. 11-37). Beverly Hills, CA: Sage.
*Pitkanen, O., Mantyla, M., Valimaki, M. ve Kemppinen, J., (2003b). Assessing Legal Challenges on the Mobile Internet,
International Journal of Electronic Commerce. 81, s.101-120.
*Puro, J.P. (2002). Finland: a mobile culture. Ġçinde: Katz, J.E., ve Aakhus, M., (Ed.) (2002). Perpetual Contact: Mobile
Communication, Private Talk, Public Performance. Cambridge.
*Rappaport, A. T. (1997). Context, Cognition, and the Future of Intelligent Infostructures, Ġçinde: Feltovich, P. J., Ford,
K. M., Hoffman, R. R., ed. (1997). Expertise in Context: Human and machine, California: AAAI Press/The MIT Press.
*Ratnasingham, P. ve Kumar, K. (2000). Trading Partner Trust in Electronic Commerce Participation. Proceedings of
International Conference on Information Systems, s.544–552.
*Reyck, D.B. ve Degraeve, Z., (2003). Broadcast scheduling for mobile advertising, Operations Research. 51(4), s.509-

327
517.
*Roussos, G., Peterson, D. ve Patel, U., (2003). Mobile Identity Management: An Enacted View, International Journal of
Electronic Commerce. 81, s.81-100.
*Ruggiero, Thomas E. (2000). Uses and Gratifications Theory in the 21st Century, Mass Communication & Society, 3(1),
s.3–37.
*Schramm, W. (1971). Notes on case studies of instructional media projects, Working paper for the Academy for
Educational Development. Washington, DC.
*Segars, A. H. ve Grover, V. (1993). Re-examining perceived ease of use and usefulness: A confirmatory factor analysis.
MIS Quarterly, 17, s.517-525.
*Sheppard, B. H., Hartwick, J. ve Warshaw, P.R (1988). The theory of reasoned action: A meta-analysis of past research
with recommendations for modifications and future research. Journal of Consumer Research, 15, s.325-343.
*Sheth, J.N., Sisodia, R. ve Sharma, A. (2000). The antecedents and consequences of customer-centric marketing, Journal
of the Academy of Marketing Science, 28(1), s.55-66
*Shiman, Daniel R.(1996). When e-mail becomes junk mail: the welfare implications of the advancement of
communications technology, Review of Industrial Organization, 11(1), s.35-48.
*Short, M. (Ocak 2007). Applications, Anywhere, Anytime. Netsize Guide 2007 Edition, Convergence: Everything‟s
going mobile, s.13
*Siau, K. ve Shen, Z., (2003). Building customer trust in mobile commerce. Communications of the ACM. 46/4, s.91-4.
*Siau, K., Lim, EP. ve Shen, Z., (2001). Mobile Commerce: Promises, Challenges, and Research Agenda. Journal of
Database Management. July-Sep 2001, 4-13.
*Simpson, R., 2003. The Text Generation, Precision Marketing. 15(22), s.21.
*Straub, D. W. (1994). The effect of culture on IT diffusion: E-mail and Fax in Japan and the U.S. Information Systems
Research, 5(1), s.23–47.
*Subramanian, G. H. (1994). A replication of perceived usefulness and perceived ease of use measurement. Decision
Sciences, 25(5/6), s.863-873.
*Szajna, B. (1994). Software evaluation and choice: predictive evaluation of the Technology Acceptance Instrument. MIS
Quarterly, 18(3), s.319-324.
*Szajna, B. (1994). Software evaluation and choice: Predictive validation of the technology acceptance instrument. MIS
Quarterly, 17(4), s.319–324.
*Tornatzky, L. G. ve Klein, R. J. (1982). Innovation characteristics and innovation adoption-implementation: A meta-
analysis of findings. IEEE Transactions on Engineering Management, EM-29, s.28-45.
*Tsang, M.M., Ho, S-C. ve Liang, T-P., (2004). ―Consumer Attitudes Toward Mobile Advertising: An Empirical Study‖,
International Journal of Electronic Commerce. 8(3), s.65-78.
*Varshney, U., Vetter, R., ―A Framework for the Emerging Mobile Commerce Applications‖. (2001). Ġçinde:
Proceedings of the 34th Hawaii International Conference on System Sciences 2001
*Venkatesh, V. ve Davis, F. D. (2000). A theoretical extension of the technology acceptance model: Four longitudinal
field studies. Management Science, (46:2), s.186-204.
*Venkatesh, V. ve Morris, M. G. (2000). Why don't men ever stop to ask for directions? Gender, social influence, and
their role in technology acceptance and usage behavior. MIS Quarterly, 24(1), s.115–139.
*Venkatesh, V., Morris, M. G., Davis, G. B. ve Davis, F. D. (2003). User acceptance of information technology: Toward a
unified view. MIS Quarterly, (27:3), s.425-478.
*Webster, J., Trevino, L. K. ve Ryan, L. (1993). The dimensionality and correlates of flow in human computer-
interactions. Computers in Human Behavior, 9, s.411–426.
*Wildemuth, B. M. (1992). An empirically grounded model of the adoption of intellectual Technologies. Journal of the
American Society for Information Science, 43(3), s.210-224.
*Yuan, S.T. ve Tsao, Y.S., (2003). A recommendation mechanism for contextualised mobile advertising, Expert Systems
with Applications. 24, s.399-414.
*Yunos, H.M., Gao, J.Z. ve Shim, S., (2003). Wireless Advertising‘s Challenges and Opportunities, Computer. 36(5),
s.30.
*Zeybek, I. (2002) Yeni Bir ĠletiĢim Dizgesi: Chat Dili, İstanbul İletişim Fakültesi Dergisi. XIV, s. 418

328
Internet
*3g.co.uk (18.04.07). ITN On Joins 3G Operator 3's Ad-funded Content Service, 3g.co.uk/3GForum/archive/index.php/t-
56585.html, E:30.10.09
*3GPP LTE (2009). Long Term Evolution of the 3GPP, 3gpp.org/article/lte, E:30.10.09
*3GPP (2009). 3gpp.org/About-3GPP, E:30.10.09
*AIM RFID (2009). aimglobal.org/technologies/rfid/what_is_rfid.asp, E:30.10.09
*About.blyk.com (27.10.07). Blyk in Brief, about.blyk.com, E:30.10.09
*Adage (16.01.08). Text, Banner Ads Most Used by Marketers in Mobile,
exchange4media.com/e4m/izone1/izone_fullstory.asp?section_id=4&news_id=29397&tag=24305, E:16.01.08
*Ahonen, T. (2007a). Mobile as 7th Mass Media, slideshare.net/phk189/the-7th-media, E:30.10.09
*Ahonen, T. (2007b). Thought Piece: Understanding the 7th Mass Media, communities-
dominate.blogs.com/brands/2005/10/understanding_t.html, E:30.10.09
*Ahonen, T. (21.09.07c). SMS text messaging worth 100 B dollars in 2007, communities-
dominate.blogs.com/brands/2007/09/sms-text-messag.html, E:30.10.09
*Ahonen, T. (30.09.09). What do I mean, by „next four billion‟?, communities-dominate.blogs.com/brands/2009/09/what-
do-i-mean-by-next-four-billion.html, E:30.10.09
*Air2web.com (2003). Permission-based Mobile Marketing Best Practices and Success Stories,
ebusinessforum.gr/engine/index.php?op=modload&modname=Downloads&action=downloadsviewfile&ctn=617&langua
ge=el, E:30.10.09
*American Idol (2009). americanidol.com, E:30.10.09
*Anderson ve Schwager (2004). Application of UTAUT to the adoption of wireless LAN technology by SME's,
sais.aisnet.org/sais2004/Anderson%20&%20Schwager.pdf#search='UTAUT', 7th Annual Conference of the Southern
Association for Information Systems, E:30.10.09
*Andrews, R. (30.01.08). Blyk Gets New Funding Round, Expanding To Netherlands, moconews.net/entry/419-blyk-gets-
new-funding-round-expanding-to-netherlands, E:30.10.09
*Answers.com Speech (2009). answers.com/topic/speech, E:30.10.09
*Answers.com Technology (2009). answers.com/topic/technology, E:30.10.09
*APA Online (01.02.06). Driven to distraction, psychologymatters.org/driverdistract.html, E:30.10.09
*Apple.com (2009). apple.com/iphone/features, E:30.10.09
*Articlepool.com, (2006). M-Commerce Twice the Cash Value of E-Commerce,
articlepool.com/mcommerce+twice+the+cash+value+of+ecommerce-158363, E:01.11.09
*Athens University, (2008). NTT DoCoMo: I-mode, e-learning.dmst.aueb.gr/ec/Cases/NTTDocomo/Case/Story.htm,
E:01.11.09
*Avea (2009), Avea Hakkında, avea.com.tr/tr/sta/hakkinda, E:17.11.09
*Azuma, R. (2007). A Survey of Augmented Reality, cs.unc.edu/~azuma/ARpresence.pdf, E:30.10.09
*Barnett, N., Hodges, S. ve Wilshire, M.J., (2000). M-Commerce: An Operator‟s Manual, The McKinsey Quarterly. 3,
mckinseyquarterly.com/Media_Entertainment/Radio_TV/M-commerce_An_operators_manual_845_abstract, E:01.11.09
*BBC News, (15.04.05). Exams ban for mobile users, news.bbc.co.uk/1/hi/education/4448167.stm, E:30.10.09
*BBC News, (8.07.04). Music Firms Warned Over Ringtones, news.bbc.co.uk/2/hi/technology/3874797.stm, E:30.10.09
*Bell Labs, (2007). A Mathematical Theory of Communication, cm.bell-labs.com/cm/ms/what/shannonday/paper.html,
E:30.10.09
*Berkun, S. (20.08.03). The myth of discoverability, scottberkun.com/essays/26-the-myth-of-discoverability/, E:30.10.09
*Bialem.com.tr, (2009). Sıkça Sorulan Sorular, bialem.com.tr/SSS.action, E:30.10.09
*bilgi@tdk.gov.tr, Kişisel Görüşme. (23.06.06). osmankoroglu@yahoo.com adresinden yapılan yazıĢma.
*Binay, A. (2001). An Exploratory Study: SMS Advertising,
ciadvertising.org/student_account/fall_01/adv392/abinay/paper2/paper2.htm, E:01.11.09
*Bozkurt I., (2003) Bütünleşik Pazarlama İletişimi Yaklaşımı Üzerine (Kavramı, Tanımı ve Gelişim Nedenleri),
emu.edu.tr/ibozkurt/publications/Mediatekmak.doc, E:22.11.09
*Brewster, S., Leplatre, G. ve Crease, M. (1998). Using non-speech sounds in mobile computing devices.
dcs.gla.ac.uk/~stephen/papers/mobile98.pdf, E:30.10.09
*Britannica Concise Encyclopedia (2009). answers.com/topic/broadcasting, E:30.10.09
*Buckingham, S., (2001). Success 4 SMS, cs.put.poznan.pl/skisr/download/pstn/sms_introduction.pdf, E:30.10.09
*Budden, R. (6.10.03). Mobile Music Moves on to the Next Stage, search.ft.com/nonFtArticle?id=031006004904,
E:30.10.09
*Bulun, M. Gülnar B. ve Güran M. S. (2007). Eğitimde Mobil Teknolojiler, tojet.net/articles/3223.htm, E:30.10.09
*Burt, T. (30.06.04). Singing a Happy Tune: Why the Music Industry is Upbeat about Online Sales,
ft.com/cms/s/92d94ba6-24e4-11d8-81c6-08209b00dd01,id=040630000859,print=yes.html, Financial Times, E:30.10.09
329
*Businesswire.com, (01.22.08). ROK Entertainment Group Inc. Launches Mobile TV Service with Vodafone-Turkey,
businesswire.com/news/google/20080122005862/en, E:30.10.09
*Butcher, M. (10.06.04). Music to Ears, guardian.co.uk/technology/2004/jun/10/newmedia.netmusic, E:30.10.09
*Canalys (2008). Smart mobile device shipments Q4, canalys.com/pr/2008/r2008112.htm, E:30.10.09
*Capital (2007). Şirketlerin Gözü Tüketmeyenlerde, capital.com.tr/haber.aspx?HBR_KOD=4012, E:30.10.09
*Caslon Analytics, (2009). Media&Telecommunications Timeline, caslon.com.au/timeline.htm, E:30.10.09
*Cedergren, M. (Ağustos 2003). Open content and value creation,
firstmonday.org/htbin/cgiwrap/bin/ojs/index.php/fm/article/view/1071/991, E:30.10.09
*Cellular News, (25.10.06). Mobile Phone Subscribers Support Incentive-based Advertising, cellular-
news.com/story/20011.php, E:01.11.09
*Cellular News, (2008). Mobile Data Revenues to Exceed $200 Billion in 2008, cellular-news.com/story/32654.php,
E:01.11.09
*Cellulist.com (2007). The Power of SMS, cellulist.com/text-messages/power-of-sms/, E:01.11.09
*Clickatell, (11.06.07). Mobile Marketing Guide, clickatell.com/downloads/clickatell_mobile_marketing_guide.pdf,
E:01.11.09
*Computer Desktop Encyclopedia (2009). answers.com/topic/teletext, E:01.11.09
*Cortese, A. (13.10.00). Analysis: 'Third generation' wireless promises high-speed alternative,
archives.cnn.com/2000/TECH/computing/10/13/3g.wireless.dreams.idg/index.html, E:01.11.09
*CTIA, 2006, 100 Wireless Facts, ctia.org/content/index.cfm/AID/10377, E:01.11.09
*Dataport.com.tr, (2009). Mobil Pazarlama Nedir?, dataport.com.tr/Default.aspx?tabid=204, E:01.11.09
*Dinçer, E. (08.07.09). Mobil reklam sunucusu yeni bir işletme modeli sunuyor,
turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=24426, E:01.11.09
*Ebstrategy, (2008b). Business Models for Mobile Content Providers,
web.archive.org/web/20080229170413/ebstrategy.com/mobile/revenue_models/contentproviders.html, E:01.11.09
*Ebstrategy, (2008c). Portal Revenue Models,
web.archive.org/web/20080303230334/ebstrategy.com/mobile/bus_rev_models.htm, E:01.11.09
*Ecnext.com (19.05.04). Sales of Mobile Content Triple Through Browse and Buy Sites,
goliath.ecnext.com/coms2/gi_0199-385865/Sales-of-mobile-content-triple.html, E:01.11.09
*Ekocerceve.com, (31.01.06). Zengin olma teknolojisi, ekocerceve.com/haberDetay.asp?Kategori=1&haberID=9531,
E:01.11.09
*Emarketer.com (26.03.08). Carriers Losing Grip on Mobile Content, emarketer.com/Article.aspx?id=1006095,
E:01.11.09
*Encyclopedia of American History (2008). answers.com/topic/propaganda, E:01.11.09
*Encyclopedia of American History (2009). answers.com/topic/marketing, E:01.11.09
*ETSI (2009). portal.etsi.org/bran/Summary.asp, E:01.11.09
*ETS University (2009). One to one marketing, ecommerce.etsu.edu/Glossary.htm, E:01.11.09
*Fabris, N. (14.01.08). Mobile Marketing Revenue to Hit $24 Billion in 2013, says ABI Research,
businesswire.com/news/google/20080114005865/en, E:01.11.09
*FCC (2009). About The Federal Communications Commission, fcc.gov/aboutus.html, E:01.11.09
*Feller, J., (2002). Assessing Success Factors for Mobile B-2-C Messaging Services, simlab.tkk.fi/publications/mms.pdf,
E:01.11.09
*Fierce Wireless (16.11.07). Mobile Association Announces Mobile Attitude and Usage Study Key Findings,
fiercewireless.com/node/13809, E:01.11.09
*Fierce Wireless, (01.25.08b). Starcom Mobile Study Reveals a New Daypart and Consumer Demand for Customized
Messaging, fiercewireless.com/node/16708/, E:01.11.09
*Fierce Wireless, (23.01.08). Mobile Entertainment Service Market to Increase threefold to $64bn by 2012, says Juniper
Research, fiercewireless.com/node/16556, E:01.11.09
*Fiercewireless.com (24.01.08c). Vodafone Italia launches ad-supported mobile video,
fiercewireless.com/europe/node/627/print, E:01.11.09
*Fitchard, K. (23.05.07). Fox: Mobile content needs balance of payment models,
telephonyonline.com/wireless/marketing/fox_mobile_content_052307, E:01.11.09
*Fowler, W. ve Parrott, S. (08.08.07). Birth of a Brand / Blyk, Contagious Magazine, Sayı:20, s.60-63,
contagiousmagazine.com/Site%20Pages/Extracts/PDF/Blyk.pdf, E:01.11.09
*FTC (2002). Public Workshop: The mobile wireless web, data services and beyond: emerging technologies and
consumer issues, ftc.gov/bcp/reports/wirelesssummary.pdf, E:01.11.09
*Gartner (2008). Gartner Says Worldwide Smartphone Sales Grew 29 Percent in First Quarter of 2008,
gartner.com/it/page.jsp?id=688116, E:01.11.09

330
*Gartner (01.28.09). Gartner Reveals Eight Mobile Technologies to Watch in 2009 and 2010,
gartner.com/it/page.jsp?id=867012, E:01.11.09
*Gnanapriya, C., Puneet, G. (05.11.06). Need and Relevance of Mobile Based Information Services in Emerging Markets
- India, w3.org/2006/07/MWI-EC/PC/paper_infosys.html, E:01.11.09
*Goggin, G. (12.01.04). „mobile text‟. M/C: A Journal of Media and Culture, 7, journal.media-culture.org.au/0401/03-
goggin.php, E:01.11.09
*Google Android, (2009). android.com, E:01.11.09
*Google.com (2009). Google Mobile Ads, services.google.com/adwords/mobile_ads, E:01.11.09
*Graham, R., Carter, C. (1999). Comparison of speech input and manual control of in-car devices while on-the-move,
dcs.gla.ac.uk/mobile99/papers/graham.pdf, E:01.11.09
*Green, T. (25.01.08). Blyk has over 30,000 subs, mobile-ent.biz/news/29722/Blyk-has-over-30000-subs, E:01.11.09
*Grossman, L. (13.12.06) Time's Person of the Year: You, time.com/time/printout/0,8816,1569514,00.html, E:01.11.09
*GSA.com, (28.10.09). Fast facts, gsacom.com/news/gsa_fastfacts.php4, E:01.11.09
*Deutsche Bank, (18.02.04). GSM White Paper, Brilliant past, bright future,
3gamericas.org/documents/gsm_whitepaper_feb2004.pdf, s.26,27,29 E:01.11.09
*GSMA (2009). Market Summary, gsmworld.com/newsroom/market-data/market_data_summary.htm, E:01.11.09
*GSMA (2009b). About Us, gsmworld.com/about-us/index.htm, E:01.11.09
*Heinonen, K. ve Strandvik, T., (2003). Consumer Responsiveness to Mobile Marketing,
ebusinessforum.gr/old/content/downloads/consumer_responsiveness_to_mobile_marketing.pdf, E:01.11.09
*Hekimoğlu, B.T. (21.07.06). Cep Operatörleri Mobil Reklamdan Para Kazanacak,
turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=16004, E:01.11.09
*Hitwise (21.05.07). MySpace Receives 79.7 Percent of Social Networking Visits,
stephenslighthouse.sirsidynix.com/archives/2007/05/, E:01.11.09
*Holahan, C. (04.01.08). Sony BMG Plans to Drop DRM,
businessweek.com/technology/content/jan2008/tc2008013_398775.htm, E:01.11.09
*Holson, L.M. (2007). Hollywood Loves the Tiny Screen. Advertisers Don‟t,
nytimes.com/2007/05/07/business/media/07cell.html, E:01.11.09
*HSUPA (2009). mobilecomms-technology.com/projects/hsupa/, E:01.11.09
*IBH Net Glossary (2007). ibh.de/netglossary/net_12.htm, E:01.11.09
*IEC (2009). Evolution of Mobile, iec.org/online/tutorials/umts/topic01.html, E:01.11.09
*IEEE 802.15 (2009). ieee802.org/15/, E:01.11.09
*IEEE 802.16 (2009). ieee802.org/16/, E:01.11.09
*IEEE 802.20 (2009). grouper.ieee.org/groups/802/20/, E:01.11.09
*IEEE 802.22 (2009). grouper.ieee.org/groups/802/22/, E:01.11.09
*WAA (2001). User perception to SMS advertising and SMS services,
banners.noticiasdot.com/termometro/boletines/docs/telcos/varios/2001/SMS_User_survey%20_and_market_overview.pdf
, E:30.10.09
*Intercastingcorp (2006). User Generated Content, intercastingcorp.com/blog/?p=141, E:01.11.09
*ITU (2007). Mobile subscribers per 100 people, itu.int/ITU-D/ict/statistics/ict/index.html, E:01.11.09
*Internet World Statistics (2009). internetworldstats.com/stats4.htm, E:01.11.09
*ITV News (15.06.07). Rise in executions for mobile use,
channel4.com/news/articles/world/rise+in+executions+for+mobile+use/560792, E:01.11.09
*Johnson, P. (1998). Usability and mobility: interactions on the move,
dcs.gla.ac.uk/~johnson/papers/mobile/HCIMD1.html, E:01.11.09
*Jones, M., Marsden, G., Mohd-Nasir, N. ve Boone, K. (1999). Improving Web interaction on small displays,
cs.waikato.ac.nz/oldcontent/mattj/web8.pdf, E:01.11.09
*Kaplan, D. (30.01.08). @ OnMedia: The State Of Mobile Ads: Too Much Complexity, Not Enough Usability,
http://cnt.to/9Rv, E:01.11.09
*Karpinski, R. (28.01.08). The search for the golden goose,
telephonyonline.com/wireless/news/telecom_search_golden_goose/index2.html, E:01.11.09
*Kolaylık, A. (2006). MVNO nedir?, telekomtoplulugu.blogspot.com/2006/05/mobil-sanal-ebeke-operatr-mobile.html,
E:01.11.09
*Köroğlu, O. (2005). Weblog Aleminin Etik Kuralları, mutasyon.net/kultur/makaleler/okoroglu/default10.asp, E:01.11.09
*Köroğlu, O. (Ekim 2006). İletişimde farklılık için katma değerli hizmetler, probil.com.tr/tr-
TR/PressRoom/InterviewsAndGuestWriters/Sayfalar/osmankoroglu6.aspx, E:01.11.09
*Köroğlu, O. (Aralık 2006). Mobil İçerik Değer Zinciri, probil.com.tr/tr-
TR/PressRoom/InterviewsAndGuestWriters/Sayfalar/osmankoroglu8.aspx, E:01.11.09

331
*Körpeoğlu, Ġ. (2003). Gezgin Bilgi İşlem, cs.bilkent.edu.tr/~korpe/publications/gezgin-bilgi-islem.pdf, E:01.11.09
*Krishnamurthy, S. (2001). A Comprehensive Analysis of Permission Marketing,
jcmc.indiana.edu/vol6/issue2/krishnamurthy.html, E:01.11.09
*Küçükünsal, J. (2006). Genişbant Telsiz İletişim Teknolojisi: WiMAX, telkoder.org.tr/2-report/Wimax_2006_Eyl22.ppt,
E:01.11.09
*McEvoy, S.P., Stevenson, M.R., McCartt, A.T., Woodward, M., Haworth, C., Palamara, P., Cercarelli, R. (2005). Role of
mobile phones in motor vehicle crashes resulting in hospital attendance: a case-crossover study,
bmj.com/cgi/content/abstract/bmj.38537.397512.55v1, E:01.11.09
*Mcguireslaw.com, (2009). Site mottosu, E:01.11.09
*Lehner, F., Watson, R.T. (2001). From E-Commerce To M-Commerce: Research Directions,
ebusinessforum.gr/engine/index.php?op=modload&modname=Downloads&action=downloadsviewfile&ctn=927&langua
ge=el, E:01.11.09
*Little Springs Design, (2005). littlespringsdesign.com/blog/resources/mobilize, E:01.11.09
*Longino, C. (28.11.02). Getting The Message, thefeaturearchives.com/topic/Business/Getting_the_Message.html,
E:01.11.09
*Lunden, I. (24.09.07). Interview: Leif Fagelstedt, COO and UK MD, Blyk: Can It Ad Up?, http://cnt.to/3r3, E:01.11.09
*Malykhina, E. (14.01.08). Ads On Mobile Phones Reached 78 Million In 4Q
informationweek.com/story/showArticle.jhtml?articleID=205604400, E:01.11.09
*Marketwire.com, (19.12.07). M:Metrics: Football Season Gives Mobile Content Usage a Kick,
marketwire.com/mw/release.do?id=804608, E:01.11.09
*Marsden, G. ve Jones, M. (1998). Ubiquitous computing and cellular handset interfaces - Are menus the best way
forward, cs.waikato.ac.nz/oldcontent/mattj/menus2southafrica.pdf, E:01.11.09
*Mathea, C. (27.11.07). Südkurier: how exactly does a paper develop mobile news?,
editorsweblog.org/analysis/2007/11/sudkurier_how_exactly_does_a_p.php, E:01.11.09
*Medyanet, (2007). ftp.e-kolay.net/arastirma/sunum_bilisim_degerler_14062007.pdf, E:01.11.09
*Meyers, J. (29.05.07). China Mobile, QQ, AT&T (Cingular) and Verizon: a Case Study for Mobile Content,
glgroup.com/News/China-Mobile-QQ-ATT-%28Cingular%29-and-Verizon--a-Case-Study-for-Mobile-Content--
11981.html, E:01.11.09
*Minick.net (2009). The Future of mobile interactivity, minick.net/index.php?id=20 E:01.11.09
*MIT Project Oxygen (2009). oxygen.lcs.mit.edu, E:01.11.09
*MIT TTTC (2009). Things That Think Consortium, ttt.media.mit.edu, E:01.11.09
*Microsoft (2009). Windows Mobile, microsoft.com/windowsmobile/en-us/default.mspx, E:01.11.09
*Mig33, (2009). Our Story, blog.mig33.com/about-us, E:01.11.09
*MMA (2009). Sprint Game Lobby, mmaglobal.com/articles/get-your-game-game-lobby-sprint-airg, E:01.11.09
*MMA (2009b). BMW Turkey, mmaglobal.com/studies/bmw-motorcycles-arc-turkcell, E:01.11.09
*Mobiadnews, (11.12.07). Mobile Ad Measurement Comes of Age, mobiadnews.com/?p=1486, E:01.11.09
*Mobiadnews, (28.04.09). Mobile Operator Profile: Turkcell Putting Mobile Marketing At The Center Of The Business,
mobiadnews.com/?p=3558, E:01.11.09
*Mobiadnews, (02.04.09). New Markets, New Media, Addressibility , mobiadnews.com/?p=3469, E:01.11.09
*Mobiadnews, (27.07.09). A Radical Change Of Course Kicks Off New Growth Strategy For Blyk,
mobiadnews.com/?p=3771, E:01.11.09
*Mobile Europe, (23.03.07). User Generated Content - Community Drive, mobileeurope.co.uk/features/112766,
E:01.11.09
*Mobileeurope.co.uk, (22.01.08). Amobee Media Systems and Vodafone Italia launch ad-funded mobile video,
mobileeurope.co.uk/features/113536/, E:01.11.09
*Mobilein.com, (2007). Billing Basic Concepts, mobilein.com/billing.htm, E:01.11.09
*Mobilturk.com (2009). Sık sorulan sorular, mobilturk.com.tr/sss.asp, E:01.11.09
*Mobinex (2009). SmartODP, mobinex.biz/smartodp.html, E:01.11.09
*Moll, C. (2.08.05) Mobile Web Design: State of the Mobile Web, cameronmoll.com/archives/000398.html, E:01.11.09
*Monster UK (2008). Monster Mobile, mobile.monster.co.uk, E:01.11.09
*Morrison, D.S. (28.01.08). Ad-Funded Blyk Denies Users Are Shutting Off Ads, http://cnt.to/5NQ, E:01.11.09
*Morrison, D.S. (29.01.08b). Mobile Social Network mig33 Raises $13.5 Million Second Round Funding,
http://cnt.to/4VK, E:01.11.09
*Motorola.com (2005). Motorola Seamless Mobility: Services and Solutions to Connect Devices, Networks and
Environments, motorola.com/networkoperators/pdfs/Seamless_Mobility_Brochure.pdf, E:01.11.09
*Motricity.com, (2007). Get Rich with The Apprentice Mobile Vote,
web.archive.org/web/20080518083327/motricity.com/insight/case_studies/apprentice.php, E:01.11.09

332
*Mourik, R. (25.11.03). 1st Annual GSM Europe Seminar Benefits of mobile telephony to society,
gsmeurope.org/events/seminar_nov03/presentations/9_robertmourik_vodafone.pdf, E:01.11.09
*Mpirical Companion, (2007). mpirical.com/companion/SS7_&_CAMEL/CAMEL.htm, E:01.11.09
*NASA Telstar (2007). nssdc.gsfc.nasa.gov/nmc/spacecraftDisplay.do?id=1962-029A, E:01.11.09
*Nebil, F. S. (12.01.09). Cenk Serdar : Mobil Ödeme Devlete Yeni Vergi Olanakları Sunuyor - 3,
turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=22826, E:01.11.09
*Nethaber.com (2008). Dünya nüfusu 7 milyar olmak üzere: Bilgisayar kullanıcısı ise 1 milyarı geçti
nethaber.com/Yasam/67319/Dunya-nufusu-7-milyar-olmak-uzere-Bilgisayar, E:01.11.09
*Newsweaver.co.uk (2006). New Year SMS records rocket around the world,
newsweaver.co.uk/noc/e_article000520133.cfm, E:01.11.09
*Newsweaver.co.uk, (25.07.06). Pitch WAP site offers unlimited free ringtones,
newsweaver.co.uk/noc/e_article000625078.cfm, E:01.11.09
*NFC Forum (2007). nfc-forum.org/aboutnfc, E:01.11.09
*Nielsen, J. (1998). Sun Microsystem's 1997 Web Design, useit.com/papers/sun/1997, E:01.11.09
*NSW Business Chamber, (2009). Exporting the wow factor,
nswbusinesschamber.com.au/?content=/channels/International_trade/Country_information/China/case-study-wow-
factor.xml, E:01.11.09
*Odlyzko, A. (29.01.01). Content Is Not King, firstmonday.org/htbin/cgiwrap/bin/ojs/index.php/fm/article/view/833/742,
E:01.11.09
*OECD (ġubat 2004). Council Recommendation on Broadband Development,
oecd.org/document/36/0,3343,en_2649_37441_34238436_1_1_1_37441,00.html, E:01.11.09
*OECD (2004b). Information Technology Outlook 2004, oecd.org/dataoecd/55/57/32927686.pdf, E:01.11.09
*OECD.org (2004c). Digital Broadband Content: Mobile Content-New Content For New Platforms,
oecd.org/dataoecd/19/7/34884388.pdf, E:01.11.09
*OFCOM Report (2007). MVNO definition, ofcom.org.uk/consult/condocs/mobile_call_termination/wmvct/annexf/,
E:01.11.09
*OMA (2008). openmobilealliance.org/Technical/released_enablers.aspx, E:01.11.09
*Orange, (25.06.04). Orange Strikes Pan-European Truetones Music Deal, newsroom.orange.co.uk/2005/06/25/orange-
strikes-pan-european-truetones-music-deal-with-universal-mobile/, E:01.11.09
*Pagtzis, T. (2007). Cellular GSM Systems, cs.ucl.ac.uk/staff/t.pagtzis/wireless/gsm/cellular.html, E:01.11.09
*Pawlowski, M. (16.04.07). MEX Conference, pmn.co.uk/mex/mex2007-poster.pdf, Londra, E:01.11.09
*Payforit UK, (2007). payforituk.com, E:01.11.09
*Pearce, J.Q. (18.06.07). Mobile content world: Geek TV case study USG not important exclusive is, http://cnt.to/asC,
E:01.11.09
*Peperonity.com, (2008). wap.peperonity.com, E:01.11.09
*Phonesreview.co.uk (02.10.08). 616.02 million China Mobile subscriber base as of August,
phonesreview.co.uk/2008/10/02/61602-million-china-mobile-subscriber-base-as-of-august/, E:01.11.09
*Picsel.com, (19.11.07). NTT Docomo, picsel.com/index.php/mediacentre/casestudy/151/, E:01.11.09
*Picsel.com, (23.03.07). Informa, picsel.com/index.php/mediacentre/casestudy/84/, E:01.11.09
*Pinkerfield, H. (11.04.07). 3 serves up flat rate mobile broadband, brandrepublic.com/Digital/News/649850/3-serves-
flat-rate-mobile-broadband/, E:01.11.09
*Plant, S. (2001). On the Mobile: The Effects of Mobile Telephones on Sosyal and Individual Life,
motorola.com/mot/doc/0/234_MotDoc.pdf, E:01.11.09
*Point.com (Nisan 2006). Cell Phones for Kids Under 15: a Responsible Question,
point.com/articles/2006/04/cell_phones_for.php, E:01.11.09
*Pozitim, (2008). Community Services, pozitim.com/en_wp/services/cs/, E:01.11.09
*Pozitron, (2007). Newspaper ODP, pozitron.com/cust_case_newspaper.php, E:01.11.09
*Prospect Magazine, (2009). Will the coming age of news be better than the old?, prospect-
magazine.co.uk/article_details.php?id=10769, E:01.11.09
*Puca (2001). Booty call: How marketers can cross into wireless space?, indusmobile.com/wp_marketeers.htm,
E:01.11.09
*Quios/Engage (2000). The efficacy of Wireless Advertising: Industry overview and case study,
ebusinessforum.gr/old/content/downloads/quios-advertising.pdf, E:01.11.09
*Qwikker.com, (20.11.07). Virgin Mobile, qwikker.com/clients/casestudies/virgin.php, E:01.11.09
*Radio Boston (09.04.09). radioboston.org/stories/2009/04/09/the-world-without-a-globe, E:01.11.09
*Resmi Gazete (2007). rega.basbakanlik.gov.tr/eskiler/2007/02/20070216-5.htm, E:01.11.09
*Richtel, M. (05.11.07). The Debate Over Cellphone Jamming, bits.blogs.nytimes.com/2007/11/05/the-debate-over-

333
cellphone-jamming, E:01.11.09
*Rodden, T., Chervest, K., Davies, N. ve Dix, A. (1998). Exploiting context in HCI design for mobile systems,
dcs.gla.ac.uk/~johnson/papers/mobile/HCIMD1.html, E:01.11.09
*RTÜK (2007). Sayısal Yayıncılık Nedir?, rtuk.gov.tr/sayfalar/IcerikGoster.aspx?icerik_id=a5740d4c-7a64-494f-8535-
550e9e5f55d9, E:01.11.09
*Samsung (2009). Samsung Omnia Specifications, omnia.samsungmobile.com E:01.11.09
*Sawhney, N. ve Gomez, H. (2000). Communication Patterns in Domestic Life: Preliminary Ethnographic Study.
media.mit.edu/~nitin/ethno/DomesticEthno.pdf, E:01.11.09
*SDR Forum (2007). sdrforum.org, E:01.11.09
*Shahin, J., Heinonen, A. ve Terzis, G. (2003). The Future of Mobile Newscasting, mudia.ecdc.info/index.html,
E:01.11.09
*Sipahioğlu, A. (2006). Mobil Pazarlama, pazarlamadunyasi.com/Desktopdefault.aspx?tabid=195&ItemId=156,
E:01.11.09
*Skygo (2001). Ideas & Strategies for Implementing Mobile Marketing,
wirelessdevnet.com/library/SkyGo_White_Paper.pdf, E:01.11.09
*Skylife, (2007). Alo‟dan „stop‟a... PTT Müzesi, thy.com/tr-TR/skylife/article.aspx?mkl=33, E:01.11.09
*Smith, S. (15.11.06). The Revenue Streams of 2007, econtentmag.com/Articles/ArticleReader.aspx?ArticleID=18658,
E:01.11.09
*Smith, S. (2006b). Commercializing Mobile Content, econtentmag.com/Articles/ArticleReader.aspx?ArticleID=17349,
E:01.11.09
*Soghoian, C. (23.01.08). Exclusive: The next Facebook privacy scandal, news.cnet.com/8301-13739_3-9854409-
46.html, E:01.11.09
*Sourtimes.org, (18.10.01). GPRSland, sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=gprsland, E:01.11.09
*Tarhan, B. (01.01.08). Mobil pazarlama dijitalin içinde yer almamalı!,
marketingturkiye.com/yeni/Soylesiler/Soylesi_Detay.aspx?id=95, E:01.11.09
*Taylor, A.S. ve Harper, R. (2001). The gift of the gab?: a design oriented sociology of young people‟s use of mobilZe!
dwrc.surrey.ac.uk/Portals/0/GiftOfTheGab.pdf, E:01.11.09
*TDK İçerik (2009). wap.tdk.gov.tr, E:01.11.09
*TDK Yayım (2009). wap.tdk.gov.tr, E:01.11.09
*TDK Teknoloji (2009). wap.tdk.gov.tr, E:01.11.09
*Teknoport Teknobülten (19.02.07). Üçüncü Nesil Cep Telefonu Sistemleri, snurl.com/szfwa, E:01.11.09
*Tetik, H. (2007). Mobil Pazarlama‟nın Püf noktaları,
dataport.com.tr/MobilPazarlama/MobilPazarlamaNedir/tabid/204/Default.aspx, E:01.11.09
*The Concise Oxford Dictionary of Literary Terms (2007). answers.com/topic/symbol, E:01.11.09
*Three.co.uk, (18.02.08). Planet 3 Services,
three.co.uk/Internet_Services/Internet_on_your_mobile/Internet_on_your_mobile_Category?content_aid=1220455630487
, E:01.11.09
*The New Republic (18.04.09). tnr.com/blog/the-spine/the-boston-globe-deep-depression-so-the-new-york-times,
E:01.11.09
*Tonlakazan Blog (2009). blog.tonlakazan.com/en/, E:01.11.09
*Turk.internet.com, (05.06.07). Avea gençler için patlican.com.tr'yi açtı,
turk.internet.com/haber/yaziyaz.php3?yaziid=18395, E:01.11.09
*Turk.internet.com (07.07.05). Turkcell İş Ortaklarını Ödüllendirdi, turk.internet.com/haber/yaziyaz.php3?yaziid=13151,
E:01.11.09
*Turkcell (2007). Turkcell Mobil İmza Tanıtım Sayfası,
turkcell.com.tr/bireysel/servisler/hayatinizikolaylastirin/Turkcell_mobil_imza, E:01.11.09
*Turkcell Mobil Pazarlama Blogu (2009). Neden Mobil Pazarlama?, mobilpazarlama.turkcell.com.tr/?p=480, E:01.11.09
*Türk Telekom (2007). Tarihçe, turktelekom.com.tr/tt/portal/TTHakkinda/KurumsalTanitim/Tarihce/, E:01.11.09
*TVhistory.tv (2007). Television History - The First 75 Years, tvhistory.tv/timeline2.htm, E:01.11.09
*UCSD (1997). History of Printing, communication.ucsd.edu/bjones/Books/booktext.html, E:01.11.09
*University of Twente (2009). Uses and Gratifications Approach,
cw.utwente.nl/theorieenoverzicht/Theory%20clusters/Mass%20Media/Uses_and_Gratifications_Approach.doc/,
E:01.11.09
*UMN.Edu (2007). The Media History Timeline Project, mediahistory.umn.edu/timeline/, E:01.11.09
*US Census (2009). World population information, census.gov/ipc/www/idb/worldpopinfo.html, E:01.11.09
*Uysal, L. (25.03.08). Avea ile Turkcell, Katıl-Kazan Pazarında Kapıştılar,
turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=20560, E:01.11.09

334
*Üstün, G. (16.02.07). Gizli numara ve reklam mesajı bu yıl kalkacak, milliyet.com.tr/2007/02/16/ekonomi/eko01.html,
E:01.11.09
*Vallance, C. (18.01.08). Facebook faces privacy questions, news.bbc.co.uk/1/hi/technology/7196803.stm, E:01.11.09
*Verisign, (12.05.07). Verisign Live Earth Case Study, verisign.co.uk/static/039259.pdf, E:01.11.09
*Virginmobile (2007). About Us, about.virginmobile.com/aboutus/media/news/2001/2001-06-25, E:01.11.09
*Vodafone Avustralya, How does the mobile phone system work?,
vodafone.com.au/personal/aboutvodafone/healthmobilephonetechnology/howdoesthemobilephonesystemwork/index.htm,
E:01.11.09
*W3C (27.06.06). Mobile Web Best Practices, w3.org/TR/mobile-bp, E:01.11.09
*Walsh, M. (05.03.08). CNN Mobile Relaunches With Ad Support,
mediapost.com/publications/?fa=Articles.showArticle&art_aid=56510, E:01.11.09
*Weber, T. (17.11.06). Is the web going mobile at last?, news.bbc.co.uk/go/pr/fr/-/2/hi/business/6155678.stm, E:01.11.09
*Webraska.com, (2008). Company Overview, webraska.com/AboutUs, E:01.11.09
*American Heritage Dictionary (2009). answers.com/topic/digital, E:01.11.09
*Webster (2009). merriam-webster.com/dictionary/technology, E:01.11.09
*Law Encyclopedia (2009). answers.com/topic/broadcasting, E:01.11.09
*WiBro Update (2009). wimax.com/commentary/spotlight/wibro-update, E:01.11.09
*Wikipedia Augmented Reality (2009). en.wikipedia.org/wiki/Augmented_reality, E:01.11.09
*Wikipedia Diffusion of innovations (2009). en.wikipedia.org/wiki/Diffusion_of_innovations, E:01.11.09
*Wikipedia Earth‟s atmosphere (2009). en.wikipedia.org/wiki/Earth‘s_atmosphere, E:01.11.09
*Wikipedia Geotagging (2009). en.wikipedia.org/wiki/Geotagging, E:01.11.09
*Wikipedia Hypodermic needle model (2009). en.wikipedia.org/wiki/Hypodermic_needle_model, E:01.11.09
*Wikipedia Ideograms (2009). en.wikipedia.org/wiki/Ideograms, E:01.11.09
*Wikipedia IEEE_802, (2009). en.wikipedia.org/wiki/IEEE_802, E:01.11.09
*Wikipedia Internet_Protocol (2009). en.wikipedia.org/wiki/ Internet_Protocol, E:01.11.09
*Wikipedia IP_Multimedia_Subsystem (2009). en.wikipedia.org/wiki/IP_Multimedia_Subsystem, E:01.11.09
*Wikipedia i-mode (2009). en.wikipedia.org/wiki/I-mode, E:01.11.09
*Wikipedia List of mobile network operators of Europe (2009).
en.wikipedia.org/wiki/List_of_mobile_network_operators_of_Europe, E:01.11.09
*Wikipedia Mail (2009). en.wikipedia.org/wiki/Mail#Early_postal_systems, E:01.11.09
*Wikipedia Mail (2009b). en.wikipedia.org/wiki/Mail#Other_systems, E:01.11.09
*Wikipedia Marketing (2009). en.wikipedia.org/wiki/Marketing, E:01.11.09
*Wikipedia Mobile network operator (2009). en.wikipedia.org/Mobile_network_operator, E:01.11.09
*Wikipedia MVNO (2009). en.wikipedia.org/MVNO, E:01.11.09
*Wikipedia Mobisode, (2009). en.wikipedia.org/wiki/Mobisode, E:01.11.09
*Wikipedia Octopus_card, (2009). en.wikipedia.org/wiki/Octopus_card, E:01.11.09
*Wikipedia Personal Digital Assistant (2009). en.wikipedia.org/wiki/PDA, E:01.11.09
*Wikipedia Petroglyph (2009). en.wikipedia.org/wiki/Petroglyph, E:01.11.09
*Wikipedia Publishing (2009). en.wikipedia.org/wiki/Publishing, E:01.11.09
*Wikipedia Satellite TV (2009). en.wikipedia.org/wiki/Satellite_tv, E:01.11.09
*Wikipedia Social marketing (2009). en.wikipedia.org/wiki/Social_marketing, E:01.11.09
*Wikipedia Telephone (2009). en.wikipedia.org/wiki/Telephone, E:01.11.09
*Wikipedia Three-sector (2009). http://en.wikipedia.org/wiki/Three-sector_hypothesis, E:01.11.09
*Wikipedia UGC, (2009). en.wikipedia.org/wiki/User-generated_content, E:01.11.09
*Wikipedia Uses and Gratifications (2009). en.wikipedia.org/wiki/Uses_and_gratifications, E:01.11.09
*Wikipedia Walled Garden (2009). en.wikipedia.org/wiki/Walled_garden_(media). E:22.12.07
*Wikipedia Wearable Computing (2009). en.wikipedia.org/wiki/Wearable_computing, E:01.11.09
*Wikipedia Wireless Telegraphy (2009). en.wikipedia.org/wiki/Wireless_telegraphy, E:01.11.09
*Wikipedia Mobile social network (2009). en.wikipedia.org/wiki/Mobile_social_network, E:01.11.09
*Wimax Forum (2009). wimaxforum.org/, E:01.11.09
*WiMedia Platform (2009). wimedia.org/, E:01.11.09
*Wordnet Content (2009). wordnetweb.princeton.edu/perl/webwn?s=content, E:01.11.09
*Wordnet Publishing (2009). wordnetweb.princeton.edu/perl/webwn?s=publishing, E:01.11.09
*Yahoo (2009). You Witness News, news.yahoo.com/you-witness-news, E:01.11.09
*Yunos, H.M. ve Gao, J., (2000). Wireless Advertising, engr.sjsu.edu/gaojerry/report/wireless-add-paper2.pdf,
E:01.11.09
*Zaman, (28.09.08). Cep telefonu abone sayısı 4 milyara dayandı, zaman.com.tr/haber.do?haberno=743517, E:01.11.09

335
*Zaman, (17.10.08b). Cep abonesi, sabit hattı katladı, zaman.com.tr/haber.do?haberno=750212, E:01.11.09
*Zedge.net (2008). zedge.net/games, E:01.11.09
*Zeman, E. (21.03.08). More Users Going Off-Deck For Mobile Content,
informationweek.com/blog/main/archives/2008/03/more_users_goin.html, E:01.11.09

Diğer
*406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu (TTK). ―Temel Ġlkeler, Esaslar ve Tanımlar‖ı düzenleyen 1. Madde.
*406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu (TTK). 1. Madde, ―Mobil telekomünikasyon hizmetleri‖ tanımı.
*Aerodeon (2005). BroĢür ―Adventures of Mr. SMS Remix Version‖
*Aksu, Halil (2007). ―DoğuĢtan sayısallar geleceği nasıl Ģekillendirecek?‖ sunumu, TIME 2007 Etkinliği, Ġstanbul,
28.11.07
*Alagöz, S., Sümer, B., (2006), ―New Aproaches Of Marketing‖, 4th International Symposium of Business
Administration, Silesiean University, Karvina, Czech Repuplic, 26-27 Nisan 2006
*Arslan, S. (Temmuz 2001). ―Sanal Mobil Operatörlük (MVNO, Mobile Virtual Network Operator) Raporu‖,
Telekomünikasyon Kurumu Sektörel AraĢtırma ve Stratejiler Dairesi BaĢkanlığı, s.24 ve s.50
*Gönenli, B .(05.03.07). Procter and Gamble Türkiye Kurumsal Pazarlama Departmanı Doğrudan Pazarlama Grup
Müdürü, Sunum, Mobile Monday Ġstanbul.
*Booz/Allen/Hamilton (2004). Mobil içerik değer zinciri ve iTouch konusundaki araĢtırma.
*Bourke, C. (2006). ―How to Develop a Mobile Marketing Strategy‖ Aerodeon.com white paper
*Bruck, P. A. (1997). ―The Content Challenge, Electronic Publishing and the New Content Industries‖, European
Commission DG XIII/E Report written by Techno-Z FH Forschung & Enwicklung GmbH, Salzburg, Austria, published
by Information Engineering, Telematics Applications Programme, European Commission DGXIII/E.
*Chauffard, P. (2007). ―3.5G Issues Disruptions Redefining Mobile Business Models‖ sunumu, IDATE DigiWorld
Summit.
*Compex Fuarı, (05.10.02). ―Mobil ĠletiĢim Semineri‖, Internet‘e Radikal YaklaĢımlar, Ġstanbul
*Çelik, O. (07.05.07). Mobinex Kurucu Ortağı, Mobile Monday Toplantısı, Ġstanbul
*Çolakoğlu, N.M. (02.04.07). ―Kullanıcının Ürettiği Ġçerik‖ Sunumu, Mobile Monday Toplantısı, Ġstanbul, Ericsson
Mobility World
*Deloitte&Touche (2004). ―Mobile and Wireless Predictions 2004‖, s.7.
*ECIPTS (Nisan 2006). EC Institute for Prospective Technological Studies. Mapping European Wireless Trends and
Drivers. Synthesis Report, s.25-44
*Erden, L. (03.12.07). Mobile Monday ―Mobil, pazarlama iletiĢimi için ne kadar statik?‖ sunumu.
*European SMS Guide (2003). ―Enabling mobile business and entertainment‖. Netsize. ġubat 2003
*Forrester, (2001). Lussanet ve diğerleri, ―The Marketer‘s Guide to SMS‖. Forrester Research Inc. European Research
Centre, Amsterdam.
*Goldman Sachs (16.04.04). Global Investment Research, ―New Industry Perspective: Wireless-United States‖ s.7
*Gomez-Vinagre, I. (Ocak 2005). Mobile broadcasting, Alcatel Technology White Paper
*GSA (10.30.05). GSM Standarts Association ―Radio Access Evolution‖, GSA Opinion Paper , s.9
*Haddon, L. (2000). The Social Consequences of Mobile Telephony: Framing Questions, Sosiale Konsekvenser av
Mobiltelefoni, 16.06.00, Oslo.
*IAB-MMA (Kasım 2007). ―Mobile Advertising Report The emerging UK market‖, s.4,5,6,9
*ĠĢbecer, F. (2007). Pozitron CEO Fatih ĠĢbecer ile yüz yüze görüĢme, 05.03.07
*Jacaruso, B. (27.09.06). ―Content Quality‖ BroĢürü, OneSource Information Services
*Kangas, S. (31.08.03). ―Benchmarking Literature Review‖, MGAIN Deliverable D6.2.1 to the European Commission
User-Friendly Information Society (IST) Accompanying Measures Project IST-2001-38846
*Korkmaz, Ġ. Türkmen, F. (10-12.06.05). ―A Survey of Pervasive Technologies‖ Sunumu, BĠLTEK 2005, Uluslararası
BiliĢim Kongresi, EskiĢehir
*Köroğlu, O. (10.10.08). ―Sansüre ve Yasaklara KarĢı Mobil Eylem‖ Bildirisi, Ulusal Basından Sansürün KaldırılıĢının
100.Yılı Kongresi, Marmara Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi, Ġstanbul
*Lane, N. (2006). ―Mobile Market Status 2007‖, Informa Telecoms & Media, UK, s.27
*Luukka, T. (08.05.07). ―Kurumsal Mobil Çözümler‖ Sunumu, Nokia Eseries Toplantısı, Ġstanbul
*Malik, R. (Ocak 2007). Siemens, ―Wireless Technology Roadmap‖ sunumu
*New Media Zero, (17.07.03). ―Distribution is Key to Mobile Success‖ araĢtırma raporu.
*Nokia Corporation (24.05.05)‖S60 Platform: Designing XHTML Mobile Profile Content‖ s.3
336
*OECD (Mayıs 2005). ―Digital Broadband Content: Mobile Content, New Content For New Platforms‖, s.10, 28.
*Ollila, M., ve diğerleri, (29.09.03). ―Mobile Entertainment Business‖, MGAIN Deliverable D5.4.2 to the European
Commission User-Friendly Information Society (IST). Accompanying Measures Project IST-2001-38846, s.41
*Pelkonen, T. (ġubat 2004). ―Mobile Games‖, ACTeN E-Content Report 3, s.14.
*Pitkänen, O. Välimäki, M. Oksanen, V. Reti, T. (2003). Mobile IPR Final Report, A. Soininen (ed.), s.7
*Polat, Ġ.H. (Kasım 2007). Pusula Akademisi, Yeni Medya Dersi, Kadir Has Üniversitesi.
*Rodermund, F., (2003). A Picture Speaks a Thousand Words-From SMS to MMS, Business Breifing: Wireless
Technology, s.86-89.
*Ruacan, B. (08.05.07). ―Kurumsal Mobil Çözümler‖ Sunumu, Nokia Eseries Toplantısı, Ġstanbul
*Skiba, B., Johnson, M., Dillon, M. (2000). ―Moving In Mobile Media Mode‖ Lehman Brothers
*Tsuchiyama, R. (13-14.03.07). Mobile Eurasia Conference, Tegic Communications Sunumu, Ġstanbul.
*Tufan, Ç. (07.05.07). Sony Ericsson, ―Mobil'in DeğiĢen Yüzü: Handset‖, Mobile Monday, Ġstanbul
*Uygun, B. (2007). ―Mobil Bankacılık‖ sunumu, TIME 2007 Etkinliği, Ġstanbul, 27.11.07
*Uysaler, B. (2009). Kaspersky Mobile Security 8.0 toplantısı, Swissôtel, Ġstanbul, 06.08.09
*Van Veen, N., De Lussanet, M., (11.08.04). Forrester Research, ―What Operators Want from 3G Phones‖.
*Wang, S. (27.11.06). ―The Long Tail Why Aggregation & Context and Not (Necessarily) Content are King in
Entertainment‖ Sunumu, Newyork.
*Wilson, J. (23.03.06). Comms Day Summit 2006, ―The Mobile Content Landscape‖ Sunumu, Sydney
*Winterbottom, D. (2008).‖Mobile Advertising‖, Mobile Market Status Report 2008, Informa Telecoms&Media, s.27
*Yunos, H. M. ve Gao, J. (2002). ―Wireless Advertising‖. San Jose, San Jose State University.

337
ÖZGEÇMĠġ

Osman Köroğlu 20 Ekim 1978 EskiĢehir doğumlu. Marmara Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi
Gazetecilik Bölümü BiliĢim Programı'ndan lisans (BA-1999) ve lisansüstü (MA-2002)
mezunu. Kosova NATO KFOR TTGKK psikolojik harekât muhabere çavuĢu (2003).
Computerworld, PC World, Macworld, Focus, Bilgi Çağı, BT Haber, Doğan Online
(Yenibiris.com), Feza Yayıncılık ve Technology Channel gibi basılı, online, görsel ve
iĢitsel yayınlarda biliĢim alanında muhabir, editör ve internet danıĢmanı (1998-2008).
Akademik ilgi alanları arasında yeni medyanın kavram ve uygulama boyutu, iletiĢim
teknolojileri ile bunların yayıncılık, kültür, ekonomi, toplum ve bireye etkileri yer alıyor.

338

You might also like