You are on page 1of 3

TEVHİD VE CİHADIN ASLANLARI

“Allah’a ve ahret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla savaşma hususunda senden
izin istemezler. Allah, muttakileri çok iyi bilir.

Ancak Allah’a ve ahret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşmüş olan kimseler senden
izin isterler. İşte onlar, şüphelerinin içinde bocalayıp dururlar.”(Tevbe,44-45)

Ve bugün, mücahidler gibi hiç kimse yoktur!

Onlar hakkında konuştuğumuz zaman, onlarla ilgili bir şey duyduğumuz zaman gözlerimiz
ışıkla doluyor. Ve onlarla gurur duyuyoruz çünkü onlar bizim oğullarımız.

Onlar tevhidin aslanları, onlar cihadın aslanları. Onlar bu ümmetin aslanları! Konuştukları
zaman krallar, vezirler onları işitmek için ayağa kalkıyor. Onlar kadınlarını, çocuklarını
bunun için, Allah yolunda savaşmak için bıraktılar. Ya bizden kim kadınlarını ve çocuklarını
terk etti? Bizden kim, her şeyi Allah yolunda savaşmak için terk etti?

Onlar evlerini terk ettiler ve savaşa çıktılar. Onlar, kütüklerde uyuyorlar. Gök, onların
yorganı; yer onların minderi; taş onların yastığı. Ve birisi nasıl da onları kınamaya cüret eder?
Ve onlar, geri dönüşün insanları. Sayelerinde başımızı yüksekte tutabiliyoruz. Ve onları
kötüleyenler, kafirler ve münafıklardır. Ve onları kimse sevmez, çünkü onlar muvahhitlerdir,
çünkü onlar Müslümanlardır.

Ve biz onların vesilesiyle ayakta duruyoruz. Dünyada onlar gibisi yok. Hiç kimse!

Ve onlara “uf” bile diyemeyiz. Onlar hakkında konuştuğumuz zaman, onlardan gururla söz
etmeliyiz. Çünkü mümkündür ki, aralarında Allah’ın kendilerinden bahsettiği, aramızdan
seçtiği şehidler vardır. Ya bizim hakkımızda Allah, bir şeyden bahsetti mi? Biz onlara karşı
hiçbir şey söyleyemeyiz.

Ama gene de bazı Müslümanlar, onları gece-gündüz eleştiriyorlar. Onlar için yapabileceğimiz
en küçük şeyi de yapmıyoruz. Onlar için en azından yapabileceğimiz şeyi, ki bu duadır,
yapmıyoruz. Küçük bir dua! Elleri kaldırmak ve Allah’a seslenmek… Bunu kimse yapmıyor.

İş kurduğumuz zaman, kendimiz için dua ediyoruz. Allah’tan diliyoruz: “Lütfen bu imtihanı
geçmeme izin ver!” Ehliyet almak için sınava giderken bu sınavı geçmek için dua ediyoruz.
İnsan, çocuk sahibi olmak istediğinde bunun için dua ediyor. O bir eş aradığı zaman, bunun
için yeri-göğü araştırıyor. Ve bizler gene de onlar için dua edemiyoruz.
O zaman Allah’ın dediği gibi; “ve dua ibadettir.” Ve eğer istiyorsak, Allah’tan isteriz. Ve eğer
yalvarıyorsak Allah’a yalvarırız, başkasına değil. Yapabileceğimiz en ufak şey duadır. Evet,
bizler onlar için dua etmeliyiz. Bu yapabileceğimizin en azıdır. O savaşa çıkamayanlar; bilin
ki, siz savaşmaya çıkamazsanız o zaman tarihteki şehitlerden de olamazsınız. Ve düşünmeyin
ki; sizin için dua etmek, yatmanın bahanesidir. Onlar için dua edin. Ve dua ederken Allah’ın
onlara icabet edeceğine inanmanız gerekir. Allah’ın sizin dualarınızı işittiğini bilin. İnanın ki
O(c.c.), elleriniz düşene kadar bunlara icabet eder. Ve siz Allah’tan isterseniz, O(c.c.) size
cevap verir. Sizler ellerinizi indirene kadar sizin dualarınıza icabet eder. Bu yüzden istediğiniz
zaman, şüpheyle değil güvenle isteyin.

Allah’tan bu kafirleri topraklarımızdan sürmesini isteyin. Onların Felluce sokaklarında,


Afganistan ve Kafkasya dağlarında akan kanları için yalvarın. Ve mücahidlerin her birini
öldürmesi ve imha etmesi için…

“Ey Allah’ım! Mücahitlere yardım et!” diye dua etmelisiniz.

“Ey Allah’ım! Şeyh Üsame ve Dokka Ebu Osman’a yardım et!” diye dua etmelisiniz.

Gökyüzü, kafirlerin uçaklarını aşağı atsın. Okyanuslar, onların gemilerini yutsun. Yeryüzü,
ayaklarının altını titretsin. İşte bunları istemelisiniz kardeşlerim. Ve Allah’tan istediğiniz
zaman, mücahitlerin zaferini isteyin. Bizim kadınlarımız nasıl dul kaldılarsa kafirlerin
kadınları da dul kalsın. Nasıl bizim çocuklarımız yetim kaldıysa onların çocukları da yetim
kalsın. Ve mücahitlerin zaferini isterken sıkışmayın. Onlar, Allah rızası için savaşanlardır.
Cennetin sakinlerinden olmayı hak eden biri varsa, bu onlardır. Halife olmayı hak eden biri
varsa, bu da onlardır. Kardeşlerim; bu, mücahitler için yapabileceğinizin en azıdır. Ümit edin
ve dua edin. Biz de bir gün mücahidlerden olacağız. Müslümanlarla olacağız.

İmam Kurtubi(r.h.) diyor ki: “Müslümanların düşmanlarına karşı zayıflığını bilen ve onlara
katılma ve yardım etme imkanı olan herkes için bu, bir yükümlülük haline gelir.”

Yüce Allah(c.c.), Kuran’da dedi ki: “Eğer savaşa çıkmazsanız Allah sizi şiddetli bir azapla
cezalandırır ve yerinize başka bir topluluğu getirir. O’na hiçbir zarar veremezsiniz.”
(Tevbe,39)

Ey yüceler yücesi, ey kalplerin sahibi! Senin yolunda, senin rızan için cihadı kalplerimize
yerleştir ya Erhamer rahimin!

Ey yüceler yücesi; Filistin’de, Afganistan’da, Kafkasya’da ve her yerde savaşan


kardeşlerimize yardımını göster!

Ey yüceler yücesi! İslam’ı ve Müslümanları sağlamlaştır; şirki ve müşrikleri aşağıla!

Ey Rabbimiz; bizi yalancılardan koru!

Ey Rabbimiz; bizi şaşırtıcılardan koru!

Ey Rabbimiz; bizi münafıklardan koru!

Ey Rabbimiz; bizi müşriklerden koru!


Ey Allah’ım; bizi senin yolunda, senin adının her zaman yaşaması ve hep yüksekte olması
için savaşanlardan eyle!

Ey Allah’ım; bizleri senin rızan için şehit düşenlerden eyle! Ey Rahim; yeryüzünde müminleri
artır!

Ey Allah’ım; yeryüzünde mücahidleri artır!

Kaynak: IA”GURABA”

Tercüme: Ümmetin Sesi

You might also like