You are on page 1of 123

agustoskapak’07+ 31/7/05 23:29 Page 1

TÜB‹TAK
B‹L‹M ve TEKN‹K
477 a¤ustos 2007

S A Y I 4 7 7
A⁄USTOS 2007 3,5 YTL

DERG‹N‹ZLE
B‹RL‹KTE

TÜB‹TAK
Formula-G ve
Hidromobil-07
Yap›ld›

PETROL ve TÜRK‹YE

ime
212110 2007/08 ¤ ret
‹lkö l d › z Gökadalar Çarp›fl›nca... Mars ve Titan’da Metan... Kuantum fiifreleme...
Y› ›m›
Tak
Do¤ru Sand›¤›m›z Yanl›fllar... Troya... Dikenli Vatozlar... Matemanya...
T ü r k i y e ’ n i n B i l i m Ç e fl m e s i :
www.biltek.tubitak.gov.tr

Yenilendi!
kunyeAgust 1/8/05 20:02 Page 1

A Y L I K P O P Ü L E R B ‹ L ‹ M D E R G ‹ S ‹

B‹L‹M veTEKN‹K C ‹ L T 4 0 S A Y I 4 7 7

“Benim mânevi miras›m ilim ve ak›ld›r"


Mustafa Kemal Atatürk
Konumuz yine enerji. Ama bu kez tümüyle yurdumuza özel. Böyle olunca haberlerin iyisi
Sahibi de var, kötüsü de, ikisinin ortas› da. Önce petrolümüzü ele ald›k ve Serpil Y›ld›z
TÜB‹TAK Ad›na Baflkan V. arkadafl›m›z› görevlendirdik. Kendisine de a¤›r bir sorumluluk verdik. Dedik ki, “Önce git
Prof. Dr. Nüket Yetifl bakal›m, yediden yetmifle her yurttafl›m›z›n akl›n› en az bir kaç kez ziyaret etmifl sorunun
yan›t›n› ö¤ren: Neredeyse tüm komflular›m›z petrol içinde yüzerken, neden bizde yok?”
Genel Yay›n Yönetmeni
Sonra da dedik, sormuflken bu petrol (ve de sonradan görme kardefli do¤al gaz) nas›l
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
oluflur, nas›l bulunur, nas›l ç›kart›l›r onlar› da bir güzel ö¤ren ve böylece okurlar›m›z›n
Raflit Gürdilek (rasit.gurdilek@tubitak.gov.tr)
akl›ndaki sorular›n hepsine olmasa bile büyük k›sm›na yan›t verebilecek bir dosya
Yay›n Kurulu olufltural›m. Arkadafl›m›z da yerbilimcilerle, yerfizikçileriyle, TPAO yetkilileriyle, alandaki
Güldal Büyükdamgac› Alogan uzman ve mühendislerle, karadaki sondaj kulelerinde, denizlerdeki petrol platformlar›nda
Mustafa Atakan operatörlerle teker teker görüfltü, yüzlerce sayfa tutan verileri süzerek bize bu tabloyu
Vural Alt›n haz›rlad›. Resim genel olarak ayd›nl›k olmakla birlikte gölgeli k›s›mlar› da yok de¤il. Bir
Olgun Güven kere beynimizi kurt gibi kemiren sorunun yan›t›n› ö¤rendik. Ülkemizin üstü, ne kadar hor
Ekmel Özbay kullansak da, yaksak da, y›ksak da, betonla kaplasak da hâlâ komflular›m›z› imrendirecek
Ahmet Onat güzellikte. Alt›m›zdaysa resim de¤ifliyor. Koca koca levhalar gelip gelip gelip bizim
Mehmet Mahir Özmen üzerinde oturdu¤umuza yüklenmifl, neredeyse k›r›k çömlek tarlas›na çevirmifl. Eh bu
Adnan Kurt durumda da, e¤er vard›ysa olan petrol de k›r›klardan çatlaklardan s›z›p gitmifl. Kalanlar
oraya buraya da¤›lm›fl. Bulmas› güç, iflletmesi sorunlu ufak tefek rezervler. Ama onlardan
Teknik Koordinatör son damlaya kadar söküp almaya kararl› mühendislerimizin, iflçilerimizin, özverili
Duran Akca (duran.akca@tubitak.gov.tr)
çal›flmalar›n› ö¤rendikçe duyguland›k, gururland›k. Anlafl›l›yor ki, denizlerimizde durum
daha umut verici. Yine de petrol zenginleri kulübüne üyelik kart› uzak bir hayal.
Redaksiyon
Zeynep Tozar (zeynep.tozar@tubitak.gov.tr)
Ama öte yandan yurdumuzun ufkunu ayd›nlatan bir flafa¤›n heyecan›n› da bu say›m›zda
ailemizle paylaflman›n mutlulu¤unu yafl›yoruz. Tükenmeye yüz tutarken gezegenimizin
Araflt›rma ve Yaz› Grubu dengelerini alt üst etmeyi h›zland›ran fosil yak›tlar›n yerini alacak alternatif enerji
Gülgûn Akbaba (gulgun.akbaba@tubitak.gov.tr) kaynaklar›n›n yayg›n kullan›m teknolojisini ülkemizde gelifltirecek gençlerimiz,
Alp Ako¤lu (alp.akoglu@tubitak.gov.tr) kendilerine güvenmekte ne kadar hakl› oldu¤umuzu bir kez daha ortaya koydular.
Deniz Candafl (deniz.candas@tubitak.gov.tr) 29 Temmuz günü yurdumuzun her yan›ndaki üniversitelerimizden gelen gençlerimiz,
Bülent Gözcelio¤lu (bulent.gozcelioglu@tubitak.gov.tr) ço¤u tan›namayacak kadar gelifltirilmifl günefl arabalar›yla üçüncü kez bizlere TÜB‹TAK
Serpil Y›ld›z (serpil.yildiz@tubitak.gov.tr) Formula-G heyecan›n› yaflatt›lar. Bu y›l ilk kez, biraz da çekine çekine düzenledi¤imiz
TÜB‹TAK Hidromobil yar›fl›nda da ö¤rencilerimiz ürettikleri birbirinden güzel tasar›ml›,
Y›ld›z Tak›m› Editörleri
yüksek performansl› araçlar›yla yaln›z bizlerin de¤il, yar›fllar›m›z› izlemeye gelen bir
Gökhan Tok (gokhan.tok@tubitak.gov.tr)
hidrojen yak›t pili uzman›n›n da övgüsünü kazand›lar. Tabii ki, bundan öncekiler gibi bu
Elif Y›lmaz (elif.yilmaz@tubitak.gov.tr)
yar›fllar›n da dereceye girenleri oldu, olmayanlar› da. Ama hepimizin ortak ödülü, bu
Bilim ve Teknik Sanat Yönetmeni coflkuyu birlikte yaflamak oldu. Öyle bir coflku ki, ilk günden bafllayarak alt› gün aral›ks›z
Ayflegül D. Bircan (aysegul.bircan@tubitak.gov.tr) sürdü. Sabahlar› Bilkent Üniversitemizin sa¤lad›¤› büyük çad›r, kaynak, tafllama, kesme
Y›ld›z Tak›m› Sanat Yönetmeni biçme, çekiç sesleriyle, kan ter içinde çal›flan mavili, turunculu, all›, yeflilli tak›mlar›n
Aytaç Kaya (aytac.kaya@tubitak.gov.tr) oluflturdu¤u öbeklerle büyük bir ar› kovan›n› and›r›yordu. Geceleri, TÜB‹TAK ses
teknisyeni Ayhan’›n Ankara’y› titreten hoparlörleri eflli¤inde ters tak›lm›fl kepleriyle horon
Web Uygulama
için piste f›rlayan, mikrofonda birbirinden güzel flark›lar sunan Zeynep’li, Esma’l›
Sadi At›lgan (sadi.atilgan@tubitak.gov.tr)
Karadeniz Teknik Üniversitesi’yle; türkü ve stand-up flovlar›yla Selçuk Üniversiteli
Okur ‹liflkileri Faruk’la, cana yak›n ANOK ekibinin gitarlar›yla cofltuk. Bu flenlikte gördük ki, TÜB‹TAK
Zehra fien (zehra.sen@tubitak.gov.tr) olarak att›¤›m›z tohumlar güçlü fideler olarak f›flk›rmaya bafllad›. Art›k biliyoruz ki fosil
Vedat Demir (vedat.demir@tubitak.gov.tr) yak›t› fazla olmasa bile ülkemizin gençlik enerjisi s›n›rs›z. Biz gelece¤imiz için iflte bu
Figen U. Akdere (figen.ulas@tubitak.gov.tr) enerjiye ve ülkemize kazand›raca¤›ndan hiç kuflku duymad›¤›m›z yepyeni teknolojilere
‹brahim Aygün (ibrahim.aygun@tubitak.gov.tr) güveniyoruz.
‹dari Hizmetler Sayg›lar›mla...
Kemal Çetinkaya (kemal.cetinkaya@tubitak.gov.tr) Raflit Gürdilek

Yaz›flma Adresi : Bilim ve Teknik Dergisi Atatürk Bulvar› No: 221 Internet : www.biltek.tubitak.gov.tr
Kavakl›dere 06100 Çankaya - Ankara e-posta : bteknik@tubitak.gov.tr
Yaz› ‹flleri : Tel: (312) 427 06 25 (312) 427 23 92 Faks: (312) 427 66 77 ISSN 977-1300-3380
Sat›fl-Abone-Da¤›t›m : Tel: (312) 467 32 46 (312) 468 53 00/1061 ve 3438 Fiyat› 3,50 YTL (KDV dahil)
Faks: (312) 427 13 36 Yurtd›fl› Fiyat› 5 EURO.
TÜB‹TAK Santral : Tel: (312) 468 53 00 Da¤›t›m : Merkez Da¤›t›m A.fi.
Adres : Atatürk Bulvar›, 221 Kavakl›dere 06100 Ankara Bask› : Promat Bas›m Yay›n San. Tic. A.fi. www.promat.com.tr
Reklam : Tel: (312) 427 06 25 (312) 427 23 92 Faks: (312) 427 66 77 Tel: (0212) 456 63 63

Bilim ve Teknik Dergisi, Milli E¤itim Bakanl›¤› [Tebli¤ler Dergisi, 30.11.1970, sayfa 407B, karar no: 10247] taraf›ndan lise ve dengi okullara; Genel Kurmay Baflkanl›¤› [7 fiubat 1979, HRK: 4013-22-79 E¤t. Krs. fi. say› Nflr.83] taraf›ndan Silahl› Kuvvetler personeline tavsiye edilmifltir.
icindekilerAgust+++ 1/8/05 21:01 Page 1

Formula-G - Hidromobil-07..........................................................................................................4
Bilim ve Teknoloji Haberleri/Raflit Gürdilek ..........................................................................12
Nerede Ne Var?/Gülgûn Akbaba ................................................................................................25
Teknoloji Ad›mlar›/Gökhan Tok .............................................................................................26
Bilim ve Teknik Kulübü/Gülgûn Akbaba ............................................................................28
Avrupa Bilim - E¤lence Gecesi II ......................................................................................33
Mucize Bitki Vetiveria/Gülnur Gürler .......................................................................................34
Türkiye’de Petrol/Serpil Y›ld›z ...................................................................................................36
‹lettikleriniz .............................................................................................................................49
Mars ve Titan’da Metan›n Esrar›/Raflit Gürdilek ...................................................................50
Devlerin Dans›/Alp Ako¤lu ..........................................................................................................56
‹nsan›n Kalesi Ev/Gökhan Tok .....................................................................................................60
Kuantum fiifreleme Sanat›/Ömer Demirel ..............................................................................64
Sergimize Bekliyoruz ..........................................................................................................68
Karanl›¤›n Gizledi¤ Renkler/Deniz Candafl ............................................................................72
Forum/Gülgûn Akbaba ..............................................................................................................76
‹nsan ve Sa¤l›k/Doç. Dr. Ferda fienel ....................................................................................77
Bilim Sa¤l›k/M. Mahir Özmen - Dilek Aslan ...........................................................................78
Yay›n Dünyas›/Gökhan Tok ....................................................................................................81
Yaflam/Sargun Tont .................................................................................................................82
Brüksel’den Mektup/Didem Crosby ......................................................................................84
Bulmaca/Deniz Candafl ...........................................................................................................85
Merak Ettikleriniz/Sadi Turgut .............................................................................................86
‹çindekiler Matematik Kulesi/Engin Toktafl ...........................................................................................87
Popüler Bilim Tarihimizden/Canan Öktemgil Turgut .........................................................88
‹çbükey Yans›malar/‹nci Ayhan ............................................................................................89
Satranç/Aybar Karaçay ............................................................................................................90
Zeka Oyunlar›/Emrehan Hal›c› ..............................................................................................91
Yeflil Teknik/Cenk Durmuflkahya .............................................................................................92
Gökyüzü/Alp Ako¤lu................................................................................................................93
Kendimiz Yapal›m/Yavuz Erol ................................................................................................94
Türkiye Do¤as›/Bülent Gözcelio¤lu ........................................................................................96
Y›ld›z Tak›m›/Elif Y›lmaz - Gökhan Tok ..................................................................................97
Do¤ru Sand›¤›m›z Yanl›fllar/Deniz Candafl - Gökhan Tok ..................................................98
Canl›l›¤a Daha Yak›ndan Bakal›m/Deniz Candafl ...........................................................102
Sözcük Da¤arc›¤›/Gökhan Tok .............................................................................................103
Teknoloji Tasar›m ve Çevre ‹liflkisi/Hakan Gürsu ..........................................................104
Teknoloji ve Tasar›m/Hacer Erar .......................................................................................106
Tarih ve Mitolojinin Kenti Troya/Gökhan Tok ................................................................108
ctrl+alt+del/Levent Daflk›ran ................................................................................................110
Ergenli¤e Ad›mlar/Deniz Candafl ........................................................................................111
Böyle Çal›fl›r/Korkut Demirbafl .............................................................................................112
Birlikte Deneyelim/Ali Battal Kaya - Betül fien Gümüfl .......................................................114
Kendinizi Deneyin - Harfli Sudoku/Deniz Candafl .........................................................115
Dikenli Vatozlar/Bülent Gözcelio¤lu ....................................................................................116
Matemanya/Muammer Abal› ..................................................................................................118
Kaptan›n Seyir Defteri /Alp Ako¤lu .....................................................................................120
Porof. Zihni Sinir/‹rfan Sayar .............................................................................................121
icindekilerAgust+++ 1/8/05 21:01 Page 2

4
TÜB‹TAK’›n düzenledi¤i 3. Formula-G Günefl Arabalar› Yar›fl›, bu y›l Ankara’da ilk kez TÜB‹TAK Hidromobil Hidrojen Arabalar› Yar›fl›
ile birlikte yap›ld›. Araçlar, üstün performanslar›n›n yan›s›ra gözal›c› tasar›mlar›yla da ilgi oda¤› oldular.

36
Petrolü olan ülkelerin baz›lar› çok zengin, baz›lar› da ülkelerindeki petrolün yönetimini güçlü ülkelere çoktan kapt›rm›fllar.
Ya bizim ülkemiz? Zengin bir ülke olacak kadar petrolümüz var m›?

50
Satürn’ün en büyük ay› Titan, Dünya d›fl› yaflam tart›flmalar›n›n gediklisi. Uzak geçmiflinde Titan, yaflam›n moleküler öncüllerinin
oluflmas›na uygun koflullar tafl›yordu. Baz› biliminsanlar› Titan’da eskiden, hatta belki flimdi bile yaflam bulunabilece¤i görüflünde.

56
200 milyar y›ld›zdan oluflan Andromeda, yaklafl›k 2,5 milyon ›fl›k y›l› uzayl›¤›yla, bize en yak›n gökadalardan biri. Üstelik giderek daha
da yak›nlaflt›¤› keflfedildi. Gökbilimciler bir süredir de gelecekte ne olaca¤›n› bulmak için u¤rafl›yorlar. Bu iki devin çarp›flmas› söz
konusu olabilir mi? Çarp›fl›rlarsa bunun Günefl Sistemi’ne ne gibi etkileri olur?
gelece¤e
kofltular

Üçüncü TÜB‹TAK Formula-G Günefl


Arabalar› Yar›fl› ve ilk TÜB‹TAK
Hidromobil Hidrojen Arabalar› Yar›fl›,
Ankara Otomobil Kulübü’nün (ANOK)
deste¤iyle alt› gün süren zorlu bir
haz›rl›k, s›ralama ve yar› final
sürecinin ard›ndan 29 Temmuz 2007
tarihinde Ankara Atatürk Kültür
Merkezi pistinde yap›ld›. ‹stanbul
Teknik Üniversitesi günefl arabalar›
geçen y›lki ikili zaferlerini bu y›l da
tekrarlarken, gerek estetik tasar›mlar›,

B‹L‹M ve TEKN‹K 4 A¤ustos 2007


Finale giden süreç içinde tak›mlar, TÜB‹TAK çad›r› içinde
kendilerine ayr›lan yerlerde, padok alan›nda ve pistteki
antrenmanlar›nda bir kardefllik havas› içinde son haz›rl›klar›n›
yapt›lar. Heyecanl› final yar›fl›nda ortaya koyduklar› h›zla,
sürücü becerileriyle ve usta taktikleriyle, önümüzdeki y›ldan
itibaren kendilerini bekleyecek olan daha güçlü s›navlara haz›r
olduklar›n› ortaya koydular. Kendilerini tüm okurlar›m›z ad›na
kutluyor ve ülkemize açt›klar› ufuk için teflekkür ediyoruz.
BTD

gerekse de etrkileyici
performanslar›yla medyan›n
ve izleyicilerin hayranl›¤›n›
kazanan hidrojen arabalar›
aras›ndan da damal› bayra¤›
ilk gören Bo¤aziçi
Üniversitesi’nin Buhar adl›
arac› oldu.
B‹L‹M ve TEKN‹K 8 A¤ustos 2007
TÜB‹TAK FORMULA-G
GÜNEfi ARABALARI YARIfiI
SONUÇLARI
F‹NAL
1. ‹stanbul Teknik Üniversitesi ‹TÜ-Ra
2. ‹stanbul Teknik Üniversitesi ARIba 2
3. Sakarya Üniversitesi SAGUAR X6

YARI F‹NAL 1. SEANS


1. Orta Do¤u Teknik Üniversitesi ODTÜ TEK
2. Y›ld›z Teknik Üniversitesi BARRACUDA
3. Orta Do¤u Teknik Üniversitesi DEV‹N‹M

YARI F‹NAL 2. SEANS


1. 9 Eylül Üniversitesi SOLAR‹S 2
2. 9 Eylül Üniversitesi SOLAR‹S 3
3. Kocaeli Üniversitesi GAYRET

ANOK KUPASI
1. ‹stanbul Teknik Üniversitesi ARIba 2
2. Gazi Üniversitesi GAZ‹
3. Sakarya Üniversitesi SAUTEK F-G‹T

TÜB‹TAK H‹DROMOB‹L-07
H‹DROJEN ARABALARI YARIfiI
SONUÇLARI
F‹NAL
1. Bo¤aziçi Üniversitesi BUHAR
2. ÇUKUROVA H‹DROMOB‹L
3. Orta Do¤u Teknik Üniversitesi H‹DROAKT‹F

YARI F‹NAL 1. SEANS


1. Y›ld›z Teknik Üniversitesi Hyd-R
2. Uluda¤ Üniversitesi T‹MSAH
3. Gaziantep Üniversitesi CARGA

YARI F‹NAL 2. SEANS


1. Orta Do¤u Teknik Üniversitesi H‹DROAKT‹F
2. Karadeniz Teknik Üniversitesi KTÜJEN
3. Orta Do¤u Teknik Üniversitesi ApacHY

ANOK KUPASI
1. Elektrik Mühendisleri Odas› H‹DRA
2. Sakarya Üniversitesi H‹DROCARTAL
3. Gaziantep Üniversitesi H‹DROFISTIK
Foto¤raflar: Ali Özdemir
haberYeni 1/8/05 21:04 Page 12

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

Zeynep Tozar

Malzemebilim elementlerle oluflturuluyor. Denizkula¤›


kabu¤undaki sedefin yaln›zca % 5 kada-
r› organik; ama bu küçücük miktar bile
Gilbert’a göre mineral bileflenlerinin
kendiliklerinden biraraya gelmeleri için
gerekli temeli oluflturmada yeterli. “Bi-
yomineral kütlesinin % 95’i kendili¤in-
den toplaflma yoluyla olufluyor; canl› ta-
raf›ndan etkin biçimde oluflturulan bö-
lümün oran›ysa yaln›zca % 5. Düflünebi-
lece¤iniz en verimli mekanizmalardan
biri!”
Gilbert ve ekibi, denizkula¤› kabu¤u se-
defini, kavisli bir yol boyunca h›zla yol
alan elektronlarca verilen ›fl›ktan yarar-
lanan sinkrotron ›fl›ma yöntemiyle ince-
lediler. Kabu¤un enine kesitinin ince-
lendi¤i daha önceki çal›flmalar, arada
harç ifllevi gören bir maddenin her bir
tu¤lay› birbirinden ay›rd›¤› duvar ben-
Güzellik ve zeri bir yap› ortaya koymufltu. Gil-
bert’›n çal›flmas›ysa bu tu¤lalar›n hiç de
Gücün Simgesi tekdüze bir yap› sergilemedi¤ini, bunun
Sedefin S›rlar› yerine birbirinden farkl› biçimde y›¤›n-
lar oluflturduklar›n› gösteriyor. Bunla-
Çözülüyor r›n herbiri, bileflimi ayn› kristallerin
oluflturdu¤u düzensiz sütunlar biçimin-
Denizkula¤› kabu¤una ve inciye o ola- rinde sedefin mimari yap›s›nda keflfet- de; sütunlar aras›ndaki fark, kristallerin
¤anüstü p›r›lt›s›n› veren sedefin tek tikleri beklenmedik özellikleri aç›kl›yor- bileflimlerinden de¤il, konumlanmalar›n-
özelli¤i, estetik yönü de¤il. Sedefin tafl›- lar. Olas›l›kla, gücünün alt›nda yatan dan kaynaklan›yor. Gilbert, sedefin gü-
d›¤› farkl› fiziksel özellikleri de bir o s›rlar da bu özelliklerde gizli. cünün, bu simetrik olmayan mozaik ya-
kadar ola¤anüstü ve bu yönüyle bili- T›pk› kemik ve difller gibi, sedef de bir p›dan geldi¤ine inan›yor. Çünkü bu fle-
minsanlar›n› da kendine hayran b›rak- biyomineral; yani canl› organizmalarca kilde, normalde oluflacak ve kristalin
maya devam ediyor. yap›lan organik moleküllerle, organiz- kolayca k›r›lmas›na neden olacak kat-
Sedefin yap›sal özelliklerini uzun süre- man›n yedikleri ya da çevresinden top- lanma düzlemleri oluflmuyor. Peki ama
dir çözmeye çal›flan araflt›rmac›lardan lad›¤› minerallerin bir bileflimi. Sedefte- bu yap› nas›l kuruluyor? Araflt›rmac›la-
biri, ABD’nin Wisconsin Üniversite- ki aragonit mineralinin içeri¤indeyse r›n bu sorudan yola ç›karak oluflturduk-
si’nden fizikçi Pupa Gilbert. Araflt›rma- kalsiyum karbonat var; ki bu da deniz lar› model, canl›n›n önce organik harç
c›, sedefin k›r›lmaya, içeri¤indeki mine- canl›lar›nca, deniz suyunda bol bulunan tabakalar›n› oluflturdu¤una ve kristalle-
ral olan aragonitten 3000 kez daha di- rin de bu harç içinde gelifligüzel biçim-
rençli oldu¤unu söylüyor. “Üstünden de da¤›lm›fl kristal ‘tohumlar›’ndan or-
kamyonla geçin, k›r›lmaz. D›fl kabuk taya ç›kt›¤›na iflaret ediyor. Kristallerin
parçalanabilir, ama içindeki sedef taba- büyüme yönünü de saptayan araflt›rma-
ka, asla. Sedefin nas›l olufltu¤unu bir c›lar, flimdi modellerini gelifltirme çaba-
türlü çözemiyoruz. Üzerinde çal›flmas› s› içindeler. “E¤er böyle bir malzeme-
da bu nedenle bu kadar zevkli! ‹lk nin nas›l olufltu¤unu tam olarak anlaya-
ad›msa, sedefin nas›l bir mekanizmayla bilirseniz” diyor Gilbert, “onu yeniden
olufltu¤unu anlamak olmal›. Çünkü ait üretebilir ve do¤adan esinlenmifl, yani
oldu¤u parçalar›n toplam›ndan daha üs- biyomimetik bir malzeme gelifltirebilirsi-
tün nitelikteki malzemeleri üretmeyi hâ- niz. Böyle güçlü bir malzemenin, çok
lâ bilmiyoruz.” Gilbert ve ekibi, Physi- önemli kullan›m alanlar› da olacakt›r.”
cal Review Letters dergisinin 29 Hazi-
USDA/Agricultural Research Service, 2 Temmuz 2007
ran tarihli say›s›nda yer alan makalele-

B‹L‹M ve TEKN‹K 12 A¤ustos 2007


haberYeni 1/8/05 21:04 Page 13

‹klim-Çevre
Kutup Ay›lar› Karaya Göç Etmeye Bafllad›
Durumlar› içler ac›s› demek, baz› bili- sonuçlar›ndan emin gibiler: Kuzey Buz
minsanlar›na göre flu an için fazla abar- Denizi buzlar›n›n azalma ve karars›zlafl-
t›l› olur, ama çok yak›n bir gelecekte mas›na ba¤l› olarak, inlerini karada in-
onlar›n da yüre¤i, di¤erlerininki kadar fla eden ay›lar›n say›s› giderek art›yor.
s›zlayacak gibi. Kutup ay›lar›, özellikle Buz üzerinde kalmay› ye¤leyen kutup
de diflilerin yaflam› iyice zorlaflmaya ay›lar›ysa inlerini, buzun daha h›zl› in-
bafllad›. ABD’li araflt›rmac›lar, eriyen de- celdi¤i bat› bölgelerinden do¤uya do¤ru
niz buzunun bu diflileri do¤um yapmak yap›lamayacak ve yavru yetifltirilemeye- kayd›rmaya bafllad›lar. “fiu anda, k›y›-
üzere kuzey Alaska karalar›na göçe zor- cek kadar karars›z bir zemin haline ge- dan uzakta bulunan difliler, karadaki in
lamaya bafllad›¤›n› söylüyorlar. liyor.” alanlar›na ulaflmalar›n› sa¤layacak yeni
Gebe kutup ay›lar›, do¤acak yavrular›n› Merkez araflt›rmac›lar› 1985 y›l›nda ku- deniz buzunun oluflmas› için, 10 y›l ön-
kuzey so¤u¤undan korumak için kar›n tup ay›lar›na, üzerlerinde uydu vericile- ce beklediklerinden bir ay daha fazla
içinde in infla ederler. 1985-1994 y›llar› ri olan tasmalar takmaya bafllam›fllard›. beklemek zorundalar” diyor araflt›rma-
aras›nda bu inlerin % 62’si deniz buzu Gebe ay›lar›n inlerini kurduklar› bölge- c›lardan Steve Amstrup. “Di¤er seçe-
üzerinde kuruluyken, bu oran›n 1998- leri saptama çal›flmalar›nda bu tasma- nekleri, uygun kara parças›na ulaflmak
2004 aras›nda % 37’ye düfltü¤ü anlafl›l›- lardan yararlan›ld›. Bu ayg›tlar›n iletim için çok daha uzun bir mesafeyi yüze-
yor. ABD Jeolojik Araflt›rmalar Merke- özelli¤inin in içinde azalmas› nedeniyle, rek katetmek, ya da k›fl boyunca kararl›
zi’nden Anthony Fischbach, “son y›llar- araflt›rmac›lar sinyal gücünün düfltü¤ü kalaca¤› bile kuflkulu, güvenli olmayan
da Kuzey Buz Denizi’ndeki buz kütlele- zamanlarda diflinin içeride oldu¤unu buz üstünde in kurmak.” Tam bir ç›k-
ri giderek daha geç oluflmaya, daha er- anlayabiliyorlar. Bu flekilde, 1985 Nisa- maz... Gidifl böyle olursa, 2050’ye gelin-
ken erimeye, görece yafll› ve kal›n olan n›yla 2005 Haziran› aras›nda 383 difli di¤inde kutup ay›lar›n›n say›s›, %30-40
bileflenini kaybetmeye bafllad›” diye an- izlendi ve tabii bu arada bu göç davra- oran›nda düflmüfl olacak.
lat›yor. “Bunlar biraraya gelince, bölge- n›fl›n›n ard›nda yatabilecek di¤er etken- New Scientist.com News Service, 13 Temmuz 2007
deki buz kütleleri de, üzerinde do¤um ler de gözönüne al›nd›. Araflt›rmac›lar,

üzere bir yöntem gelifltirmifl ve bunun varsay›yordu. Ancak durum pek böyle
Sa¤l›kl› Bir Dünya ‹çin için Avrupa’n›n çeflitli bölgelerinden de¤il gibi. Tümüyle ifllevsel ve çok ifl-
Çok Çok Tür... toplad›klar› verilerden yararlanm›fllar. levli bir ekosistem için mümkün olan
Bulgular›, devreye ne kadar çok süreç en fazla say›da türün de korunmas› ge-
‹sviçre’nin Zürich ve ‹ngiltere’nin Ox- girerse, onlar› desteklemek için gerekli rekiyor. Biyoçeflitlili¤in her bir bilefleni-
ford Üniversitelerinden araflt›rmac›lara tür say›s›n›n da o kadar çok olmas› ge- ne gereksinimimiz var; bunun fazlas›
göre, biyoçeflitlilikte yaflanan ve yafla- rekti¤ini gösteriyor. Çal›flman›n önceki- diye birfley yok.” Araflt›rma, böylece bir
nacak olan düflüfl, g›da üretimi, su kali- lerden temel fark›, ekosistem süreçleri- bölgedeki farkl› ekosistem süreçlerinin,
tesi, karbon dioksit düzeyleri gibi bir- ni tek tek de¤il, bir bütün olarak ele al- farkl› tür gruplar›ndan etkilendi¤inin
çok parametreyi, flu ana kadar tahmin mas›. ilk kan›tlar›n› sunmufl oluyor. Bu du-
edilenden çok daha fazla etkileyebilir. “Daha önceki incelemelerin çerçeveleri, rumda, yine karanl›k bir tabloyla karfl›
Tabii olumsuz yönde. Araflt›rmac›lar, bu anlamda fazla dard›” diye aç›kl›yor karfl›yay›z. Birleflmifl Milletler’in 2005
herhangi bir bölgede çürüme ve toprak Zürich Üniversitesi’nden Andy Hector. y›l›nda yay›mlad›¤› bir rapora göre, son
oluflumu, besin-su geridönüflümü ve “Bunun da ötesinde, ço¤u, belli bir 50 y›lda biyoçeflitlili¤e verdi¤imiz zara-
bitki büyümesi gibi ekosistem süreçleri- ekosistem süreci için önemli olan türle- r›n tarihte bir efli benzeri daha yok.
nin, bir bütün olarak o bölgedeki tür rin, di¤er süreçleri de ayn› ölçüde etki-
say›s›ndan nas›l etkilendi¤ini incelemek ledi¤i ve onlar için de yeterli oldu¤unu Nature, 12 Temmuz 2007

A¤ustos 2007 13 B‹L‹M ve TEKN‹K


haberYeni 1/8/05 21:04 Page 14

ucuna karfl›l›k geliyor) aras›nda, okya-


Yerbilim nus yata¤›n›n topografisini gösteren, 40
milyon kilometrelik bir do¤rusal profil
oluflturulmufl bulunuyor. Ancak flu ana
kadar bütün taban› taramak mümkün
olmad›. Cambridge Üniversitesi’nden
John Hillier ve çal›flma arkadafllar›ysa,
çok büyük miktardaki veriyi analiz edip

Derinlik (metre)
yanarda¤ benzeri biçimleri belirleyen
Denizler Alt›nda Binlerce Yeni Yanarda¤ bir bilgisayar program› gelifltirmifl,
program arac›l›¤›yla yükseklikleri 100
Yeni bir araflt›rma, okyanus taban›n›n tayabiliyorlar. Bunlar›n kütleleri, kütle- metreyi geçen 201.055 yanarda¤ keflfet-
gerçek yanarda¤ içeri¤ini ortaya koydu. çekim etkisiyle çevrelerindeki suyu ken- mifller. Uydu verilerinin daha önce be-
Araflt›rma kapsam›nda say›lan 200 bin- dilerine çekmeye uygun ve bu flekilde lirlemifl oldu¤u ve 1500 metreyi geçen
den fazla sualt› yanarda¤›, daha önceki okyanus yüzeyi üzerinde birkaç metre yanarda¤lar›n say›s›ysa 14.164. Hilli-
say›mlar› epeyce geride b›rakm›fl du- yükseklikte olabilen ve uzaydan alg›la- er’in verilerine göre, keflfedilmeyi bekle-
rumda; 10 kat kadar. Çal›flmay› yürüten nabilen bombeler oluflturabiliyorlar. An- yen daha 25 bin yanarda¤ var.
‹ngiltere’nin Cambridge Üniversitesi uz- cak say›lar›n›n çok oldu¤u düflünülen Bu arada ilginç bulgular da ortaya ç›k-
manlar›, denizalt› yanarda¤› toplam›n›n birçok yanarda¤ da yükseklik koflulunu mam›fl de¤il. Araflt›rmac›lar, ‹zlanda
3 milyon civar›nda olmas› gerekti¤ini sa¤layamad›klar› için alg›lanam›yor. çevresinde küçük yanarda¤ yo¤unlu¤u-
hesaplam›fllar; bunlar›n aras›nda taban- Bunlar› belirlemenin tek yolu, gemiler- nun düfltü¤ünü söylüyorlar. Bölgenin
dan en az 1000 metre yükselenlerinin den yap›lan sonar ölçümleri. 1960’lar›n bir volkanik etkinlik oda¤› oldu¤u dü-
say›s›ysa 40 bine yak›n. sonlar›ndan beri araflt›rma gemileri ok- flünülürse, bu onlar› da flafl›rtan bir so-
Sualt› yanarda¤lar›n›n da¤›l›m›, Dün- yanuslar üzerinde gidip gelerek, sonar nuç olmufl. Benzeri bir sürprizi de Ha-
ya’n›n merkezinde olup bitenlerle ilgili ayg›tlar›yla okyanus taban› derinlikleri- waii yapm›fl. Hillier’e göre bu sonuçlar,
bilgi vermesi aç›s›ndan önemli. Ancak ni saptamaya çal›fl›yorlar. 60 derece ku- deniz dibi yanarda¤lar›n›n nas›l olufltu-
suyun içinden bakarak bunlar›n say›l- zey ile (Alaska güneyine karfl›l›k geli- ¤uyla ilgili anlay›fllar›n› yeniden gözden
mas› olanaks›z. Uydularsa 1500 metre- yor) 60 derece geçirmelerini de gerektiriyor.
nin üzerine yükselen yanarda¤lar› sap- güney enlemi (Patagonya’n›n güney NewScientist.com News Service, 9 Temmuz 2007

Dünya San›ld›¤›ndan da¤›lm›fl 70’in üzerinde radyoteleskop


taraf›ndan al›n›yor. Ölçüm istasyonlar›
tanmas›nda devreye giriyor. 17 ülkede-
ki 34 proje orta¤›ndan gelen ölçüm ve
Küçükmüfl birbirlerinden büyük uzakl›klarla ayr›l- hesaplamalar› inceleyen araflt›rmac›lar,
m›fl oldu¤undan, radyo sinyalleri çok GPS (Global Positioning System - Küre-
Aradaki fark belki çok küçük, ama yine küçük gecikmelerle al›n›yor. “‹flte bu sel Konumland›rma Sistemi) ve uydu la-
de önemli. Almanya’daki Bonn Üniver- farktan yola ç›karak, iki radyoteleskop zer ölçümlerinin birlikte, Yer yüzeyin-
sitesi araflt›rmac›lar›, oldukça uzun va- aras›ndaki uzakl›¤› ölçebiliyoruz” diyor deki 400 kadar noktadan koordinat bil-
deli uluslararas› bir proje kapsam›nda araflt›rmac›lardan Axel Nothnagel. “Üs- gilerini almalar›n› sa¤layaca¤›n› söylü-
yapt›klar› ölçümler sonucunda Dün- telik de 1000 kilometrede 2 milimetre- yorlar; ve flu ana kadar benzeri görül-
ya’n›n çevresinin, flu ana kadar bilinen lik hata pay›yla.” Kullan›lan yöntem memifl bir kesinlikle.
de¤erinden birkaç milimetre küçük ol- VLBI (Very Long Baseline Interfero- Sonuçlar, asl›nda gezegenimiz için yeni
du¤unu duyuruyorlar. Bu sonuç, sözge- metry - Çok Genifl Tabanl› Giriflimölçü- bir koordinat sisteminin de temellerini
limi, deniz düzeyinin iklime ba¤l› mü) olarak adland›r›l›yor. Bu oluflturuyor. Bu sistemle, en basitinden
yükseliflini hesaplamada teknik, sözgelimi Avrupa yükseklik ölçen uydu sistemini izlemek
önemli olabilir. ve Kuzey Amerika’n›n mümkün olabilir. Bu uydular, bulun-
Üniversitenin jeodezi birbirinden y›lda 18 duklar› yüksekli¤i ölçerek, sözgelimi
uzmanlar›nca yap›- milimetre ayr›ld›¤›- deniz düzeylerindeki yükselmeleri sap-
lan ölçümler siste- n› göstermede tayabiliyorlar. Ancak, uçufl rotas›ndan
mi, ‘görünmez’ ni- kullan›labiliyor. küçük sapmalar bile sonuçlarda hataya
telikte ve kuasar Ölçüm istasyon- neden olabiliyor. Sözgelimi, uydu bekle-
ad› verilen nokta- lar› aras›ndaki nenden yüksekte uçuyorsa, Dünya yü-
sal kaynaklardan uzakl›k da, zeyine olan uzakl›k, kaydedilen uzakl›k-
uzaya iletilen rad- Dünya’n›n bü- tan farkl› olabiliyor; yani, deniz düzeyi
yodalgalar›ndan yüklü¤ünün, ya gerçekte oldu¤undan daha düflük görü-
olufluyor. Bu dalga- da merkezinin ke- nebiliyor.
lar, Dünya üzerinde sin konumunun sap- Bonn Üniversitesi Bas›n Duyurusu, 6 Temmuz 2007

B‹L‹M ve TEKN‹K 14 A¤ustos 2007


haber 27/7/05 15:13 Page 15

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

Matematik denklemleri) çözmede ifle yarayan,


ancak Möbius problemine daha önce
hiç uyarlanmam›fl 1989 tarihli bir
kurama yöneldiler. Kuram›n farkl›
oranlardaki Möbius fleritlerinin biçimle-
rini, üstelik fleridin yass›laflarak bir efl-
Möbius fieridi kenar üçgen oluflturdu¤u kritik s›n›ra
75 Y›l Sonra ‘Söküldü’... kadar ve kesin biçimde öngörüyor ol-
Elinize ka¤›ttan ince bir dikdörtgen mas›, hem araflt›rmac›lar› hem de mate-
flerit al›n, iki ucundan tutup bükün ve matik dünyas›n› oldukça flafl›rtan bir
sonra da bu uçlar› birlefltirin. Tutmakta sonuç oldu. Hesaplamalar, genifl fleritle-
oldu¤unuz bu ka¤›ttan nesne, bir rin Möbius fleridi haline gelmedeki ba-
Möbius fleridi. Matematikteki sonsuz flar›s›zl›klar›n› da aç›kl›yor. Buna göre
iflaretinin üç boyutlu biçimini alm›fl fleridi bükmek için gerekli enerji, enli
olan bu flerit, asl›nda son derece basit fleritler için daha fazla olacak, malze-
görünmekle birlikte, önemli bir özelli¤e menin gerilim kuvvetine dayanamad›¤›
sahip. Parma¤›n›z› fleridin bir kenar› noktalardaysa katlanma ve k›vr›lma
boyunca gezdirdi¤inizde, hangi oluflacakt›r.
do¤rultuda bafllarsan›z bafllay›n, her Ancak Starostin’in matematikçi olma-
zaman bafllad›¤›n›z noktaya geri yan biliminsanlar›na bir uyar›s› var:
döneceksiniz. Ya da parma¤›n›z› “Bu, sözkonusu matematiksel kuram›n
kald›rmadan fleridin bir yüzeyi boyunca uygulanmas›na ilk örnek. Di¤er bilim
dolaflt›rmaya bafllarsan›z, bafllang›çtaki topluluklar›, sözgelimi mekanik uzman-
dikdörtgenin her iki yüzeyini de lar›n›n kuram›n varl›¤›ndan bile haber-
katetmifl oldu¤unuzu farkedeceksiniz! leri yok.” Modelin, birçok alandan bili-
1858 y›l›nda iki Alman matematikçi ta- minsan›n›n ifline yarayaca¤› düflünülü-
raf›ndan ayr› ayr› keflfedilen (ancak yal- yor: “Denklemler, k›vr›l›p bükülebilen
n›zca birinin ad›n› alan) bu flerit, sanat- herhangi bir dikdörtgen fleride uygula-
ç›lara esin kayna¤›, matematikçilere bir- nabilir” diyor matematikçi John Mad-
çok konuda yard›mc› olmufl, ama ken- docks (‹sviçre Federal Teknoloji Ensti-
“Sonsuz Kurdele”yi yaparken, yeni bir
disini tan›mlama çabalar›na da bunca tüsü); “en basitinden, karbon fleritlerin-
flekil ortaya ç›kard›¤›n› düflünmüfltü.
y›l direnmifl. Az önce sözünü etti¤imiz den yap›lan karbon nanotüpler aç›s›n-
Möbius fleridi o zamandan bu yana çok
ifllemi, bir de çok daha enli bir ka¤›t dan oldukça yararl› olabilir. Ayn› yakla-
say›da resim-heykel sanatç›s›, mimar,
parças›yla deneyin. Uçlar› birlefltirmek fl›m, biyolojik moleküllerin biçimlerini
edebiyatç›, hatta lunapark tasar›mc›s›na
neden bu kadar zor? Soru bu kadar anlamada, ya da ahizenin kablosunun
bile esin kayna¤› oldu. fieridin genel
basit, ama matematikçileri y›llard›r neden hem sola hem sa¤a k›vr›ld›¤›n›
biçimi hem M. C. Escher gibi sanatç›lar
u¤raflt›ran da özünde bu... Yani çok aç›klamada devreye girebilir.”
hem de matematikçiler taraf›ndan
yak›n zaman öncesine kadar. Starostin’in bak›fllar›ysa Möbius fleridi-
oldukça iyi kavranm›fl olmakla birlikte,
Matematik ve sanat, Möbius fleridini ni çoktan terketmifl. “Ayn› kuramdan,
hiç kimse bu biçimi belirleyen, yüzeyin
birbirlerinden ba¤›ms›z olarak, ama dikdörtgen olmayan biçimleri aç›klama-
tam olarak neresinden büküldü¤ünü,
ayn› flekilde keflfetmiflti: ka¤›tla da da yararlan›labilir; sözgelimi marul
ve hangi derecede büküldü¤ünü
oynayarak. August Möbius keflfini yapra¤›n›nki gibi olanlar›n›. Modelin k›-
aç›klayan matematiksel denklemleri
Paris’teki Bilimler Akademisi’ne r›flma olgusunu bile aç›klamas›n› umu-
çözememiflti. Ka¤›d› k›v›r›p bükmek,
sunduktan y›llar sonra ‹sviçreli sanatç› yoruz” diye anlat›yor.
flerit içinde depolanan enerjiyi art›ran
Max Bill de, 1936 tarihli heykeli “Bu hesaplamalar, matematik tarihinin
bir gerilim oluflturur. Kökleri 1930’lu
klasikleri aras›nda yer alacak” yorumu-
y›llara kadar uzanan denklemlerse,
nu yapan Maddocks, probleme do¤ru
fleridin bu enerjiyi en aza indirmek için
araçla yaklaflman›n matematikçilerin
nas›l bir düzenlemeye gitti¤ini aç›klar.
neden bu kadar uzun zaman›n› ald›¤›-
Sorun, bunlar› çözecek matematiksel
na flafl›ranlardan. “Gerçi” diyor, “uygu-
araçlar›n flu ana kadar bulunamam›fl
lanabilir bir kuram›n ortaya ç›k›fl›yla
olmas›.
çözüm aras›nda geçen 18 y›l, matema-
University College London’dan Eugene
tiksel zamanda bir göz k›rpmas› de-
Starostin ve Gert van der Heijden bu
mek.”
araçlar› ilginç bir biçimde elde ettiler;
birtak›m diferansiyel denklem news@nature.com 15 Temmuz 2007
gruplar›n› (Euler-Lagrange ScienceNow Daily News, 16 Temmuz 2007

A¤ustos 2007 15 B‹L‹M ve TEKN‹K


haber 27/7/05 15:13 Page 16

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

T›p - Sa¤l›k
hücre kromozomlar›ndaki telomer
uzunlu¤u aras›ndaki iliflkiyi
incelemifller. Telomerler, bütün
hücrelerde kromozom uçlar›nda yer
alan ve bu uçlar›n korunmas›,
kopyalanmas› ve sa¤lamlaflt›r›lmas›nda
yard›mc› ifllev gören DNA y›¤›nlar›; t›pk›
ayakkab› ba¤lar›n›n uçlar›nda yer alan
plastik parçalar gibi. Bilim dünyas›n›n
ilgisini uzun süredir çeken bir
özellikleri de, yaflla birlikte k›salmalar›.
‹kizlerle yap›lan ve 1800 çocu¤u
kapsayan çal›flma sonuçlar›na göre, ben
say›s› 100’ün üzerinde olan kiflilerde
telomerler, say›n›n 25’in alt›nda oldu¤u
kiflilere göre daha uzun. Ekibin lideri
Veronque Bataille’a göre, “sonuçlar çok
heyecan verici. Çünkü ilk kez, ben
say›s› fazla olan ve cilt kanseri
Fazla Say›da Ben, Yavafl Yafllanmaya m› ‹flaret? bak›m›ndan di¤erlerinden daha yüksek
risk grubunda bulunan kiflilerin, bir
Derisinde fazla say›da bene sahip say›lar› kifliden kifliye de¤iflen benlerin yandan da yafllanma h›z› bak›m›ndan
olanlar›n cilt kanserine yakalanma bir k›sm›n›n, orta yafltan bafllayarak avantajl› oldu¤unu görüyoruz.” Bu,
olas›l›¤›, di¤er kiflilerden fazla olabilir; yavafl yavafl kayboldu¤unu biliyoruz. kalp hastal›klar› ya da kemik erimesi
ancak madalyonun bir yüzü daha var. (Daha sonra ortaya ç›kan benler de var gibi yafllanmaya ba¤l› hastal›klara
Kings College London araflt›rmac›lar›, tabii.) Beyaz tenli insanlarda ortalama yakalanma oran›n›n da düflük
fazla say›da bene sahip kiflilerin, ben say›s› 30; ama bunun 400’e bile olabilece¤i anlam›na geliyor.
yafllanma ve etkilerine karfl› koymada, ç›kt›¤› oluyor. Ne bu say›sal fark›n Ancak elbette, bundan emin olmak için
az bene sahip kiflilere k›yasla baflar›l› nedeni, ne de benlerin ifllevleri biliniyor. daha fazla say›da araflt›rmaya
olacaklar›na iliflkin önemli bulgular elde Kings College araflt›rmac›lar›ysa, gereksinim var.
ettiklerini duyuruyorlar. benlerin yaflla birlikte kayboldu¤u
BBC News, 11 Temmuz 2007
Ço¤unlu¤u çocuklukta ortaya ç›kan ve gerçe¤inden yola ç›karak, ben say›s›yla

Yüksek Tansiyona al›m›na neden olmadan kan bas›nc›n›


düflürdü¤ünü söylüyorlar. Çikolata gibi
0,4; küçük tansiyon de¤erlerininse 0,2
kadar düfltü¤ünü gösteriyor. “Belki
Bitter Çikolata kakao bak›m›ndan zengin yiyeceklerin çok büyük bir düflüfl de¤il” diyor arafl-
kalp aç›s›ndan baz› avantajlar tafl›d›¤› t›rmac›lar; “ancak popülasyon baz›nda
Süpermarket raflar›nda bütün albenile- bilgisi yeni de¤il. Ancak sorun, bu yiye- düflünüldü¤ünde, bu düflüflü herkesin
riyle duran cips paketlerine ço¤unlukla ceklerin içerdi¤i fleker, ya¤ ve kalorile- yaflamas›, istatistik olarak kalp-damar
a¤z›n›z›n suyu akarak bak›yor, sonra rin, kolayl›kla avantaj› dezavantaja dö- hastal›klar› sonucu gerçekleflen ölüm
da “zaten tad› güzel olan herfley zarar- nüfltürebilecek olmas›. Bu sorun yeni oran›n›n % 5 azalmas› demek.” Araflt›r-
l›” gibi bir genellemeyle yaflam›n›z bir- çal›flmayla bertaraf edilmifl de¤il elbet- mac›lar, yine de ölçüyü kaç›rmama ge-
den karar›yorsa, Alman araflt›rmac›lar›n te. Ama en az›ndan anlafl›l›yor ki, dü- reklili¤i konusunda uyar›da bulunuyor,
size bir müjdesi var; her zenli olarak günde yaln›zca 30 kalori- ayr›ca bu etkinin tek bafl›na hiç birfley
gün yenecek küçük lik bitter çikolata yemek, herhangi bir ifade etmeyece¤ini, sonucun yaflam bi-
miktarlardaki bitter yan etki ortaya ç›karmaks›z›n kan ba- çimiyle de yak›n iliflkide oldu¤unu vur-
çikolatan›n, kilo s›nc›n› düflürebiliyor. Bitter çikolatan›n guluyorlar. Sonuçta, araflt›rman›n özü
özelli¤i, beyaz çikolatada bulunmayan “ye yiyebildi¤in kadar” de¤il. Sonuçla-
ve sa¤l›k aç›s›ndan yararl› oldu¤u dü- ra fazla sevindiyseniz de hemen belirte-
flünülen kimyasallar (polifenoller) içer- lim, önerilen ‘doz’, yani yaklafl›k 30 ka-
mesi. Yafllar› 56-73 aras›nda de¤iflen loriye karfl›l›k geleni, alt taraf› 7 gram!
yüksek tansiyonlu kiflilerle yap›lan yeni Art›k ikiye mi bölersiniz, üçe mi, size
çal›flman›n sonuçlar›, önerilen miktarda kalm›fl...
bitter çikolatay› düzenli olarak tüke-
Scientific American.com, 3 Temmuz 2007
tenlerde 18 hafta sonunda büyük
tansiyon de¤erlerinin ortalama
haber 27/7/05 15:13 Page 17

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

nas›l ortaya ç›kt›¤›n› tümüyle aç›klama-


Çocukluk Döneminde sa da, gen-çevre bilmecesinin önemli bir
Ortaya Ç›kan Ast›mla yönünü yine de de ayd›nlatm›fl durum-
da. 2000’in üzerinde çocukta genetik
‹liflkili Bir Gen Daha taramalar›n gerçeklefltirildi¤i çal›flmada
Belirlendi spotlar alt›na tafl›nan gen, ast›ml› ço-
cuklarda kanda daha yüksek oranda bu-
Ast›m, büyükler için de bir baflbelas› d›¤› henüz aç›kl›k kazanm›fl de¤il. Ben-
lunan ORMDL3. Bulgular, bu genin be-
olabilirken, çocuklukta en s›k yakalan›- zer genlerin maya gibi ilkel canl›larda
lirli bir türünü tafl›yanlarda ast›m gelifl-
lan kronik hastal›k konumunda. Ast›- bulunuyor olmas›ysa, ORMDL3 geninin
me riskinin % 70’e kadar f›rlayabilece¤i-
m›n ortaya ç›kmas›nda rol oynayan ge- oldukça eski ve ilkel ba¤›fl›kl›k mekaniz-
ni gösteriyor. Araflt›rmac›lar, bunun ya-
netik ve çevresel etmenlerin oran ve bi- malar›n›n bir bilefleni oldu¤u ve alerji
n›s›ra 17. kromozom üzerinde, sözko-
leflimiyse s›rlar›n›n önemli bir k›sm›n› sürecinin bir parças› olmad›¤›n› düflün-
nusu genin düzeyini de¤ifltiriyor izleni-
korumay› sürdürüyor. Ancak yenilerde dürüyor.
mini veren bölgeler saptam›fl bulunu-
yap›lan uluslararas› bir çal›flma, ast›m›n
yorlar. Ancak genin bu riski nas›l art›r- BBC News, 4 Temmuz 2007

lu’nda yap›lan bir çal›flmaysa, fibrino- r›m yeteneklerini do¤rudan bask›laya-


jen ad› verilen ve kanda bulunan bir rak etkiledi¤ini gösteriyor” diye anlat›-
p›ht›laflt›r›c› proteinin bu sürece önemli yor araflt›rmac›lardan Katerina Akas-
katk›lar› oldu¤unu ortaya koydu. Bul- soglou. Fibrinojen, akson (sinir hücresi
gular, sinir sistemine kan s›zmas› duru- uzant›s›) uzamas›n› engelleme sürecini
munda fibrinojenin oynad›¤› olumsuz sinir hücresindeki bir almaca ba¤lana-
rolün yan›s›ra, merkezi sinir sistemi rak bafllat›yor, bu ba¤lant› da hücreler-
Omurilik Onar›m›na yaralanmalar›nda damar ve sinir siste- deki bir baflka almac› etkinlefltirerek
mi hasarlar› aras›ndaki moleküler ba¤- akson büyümesini engelliyor. Ayn› al-
Bir Engel de lant›lar› da göstermifl bulunuyor. mac› hedefleyen baflka bask›lay›c›lar,
Kan Proteininden Hem sinir hücresi hem de damarlarda daha önceleri de belirlenmifl. Ancak fib-
hasar oluflumunun gözlendi¤i üç tip rinojen, bir kan türevi olmas› aç›s›ndan
Omurilik hasarlar›n›n birçok türünde, omurilik yaralanmas›n› fare ve s›çanlar- bir ilk. Tabii, bulgular›n en önemli ya-
onar›m son derece güç, bazen olanak- da inceleyen araflt›rmac›lar, yara bölge- n›, fibrinojenin sinir hücreleri üzerinde-
s›z. Hasarl› sinir hücrelerinin onar›m lerinde beklenmeyen ölçüde büyük fib- ki etkilerini yok etmeye dayanan bir
konusundaki bu becerisizliklerinde rol rinojen birikintilerinin olufltu¤unu göz- strateji belirleme olas›l›¤›na, sonuçta
oynayan en önemli etkenler, hasardan lemifl ve fibrinojenin sinir hücrelerinin merkezi sinir sistemi onar›m›na yeni
sonra beyin ve omurilikte etkinleflen onar›m sürecine etkilerini bu nedenle bir kap› açabilecek olmas›.
baz› bask›lay›c›lar. Sonuç, felç. Califor- araflt›rmaya karar vermifller. “Çal›flma- University of California San Diego Bas›n Duyurusu, 3 Temmuz
nia Üniversitesi (San Diego) T›p Oku- m›z, fibrinojenin sinir hücrelerini, ona- 2007

Yeni Nefes Testiyle Kimyasal maddelere duyarl› bilefliklerin


emdirilmifl oldu¤u 36 bölge içeren
hastal›klar›na yakalanm›fl 73 kifli, 21 de
sa¤l›kl› kontrol bireyini kapsayan
Akci¤er Kanseri Tan›s› ayg›t›n çal›flma ilkesi, soluktaki uçucu çal›flmada, kat›l›mc›lar›n % 70’inden
Kolaylafl›yor organik bilefliklerin oluflturdu¤u
örüntüleri ortaya ç›karmak. Bölgeler,
elde edilen veriler, akci¤er kanserinin
varl›¤›n› ortaya ç›karacak bir
Thorax dergisinin Temmuz say›s›nda belirli kimyasallara maruz örüntünün oluflturulmas›nda
yay›mlanan bir makale, henüz % 100 kald›klar›nda renk de¤ifltiriyorlar. kullan›larak, bu da kalan % 30
kusursuz olmasa da, akci¤er kanseri Akci¤er kanseri olan 49 kifli, kanser üzerinde denenmifl. Ayg›t kanserli
tan›s›nda oldukça önemli denebilecek olmayan, ancak baflka akci¤er vakalar›n % 73’ünü belirleyebilmiflken,
bir geliflmeyi duyuruyor. ABD, asl›nda kanser olmayan hastal›klar›n %
Ohio’daki Cleveland Klini¤i 28’ini de kanser olarak alg›lam›fl.
araflt›rmac›lar›n›n gelifltirdikleri ve bir Klinikten Peter J. Mazzone, ayg›t›n
dizi alg›lay›c›dan oluflan bir ayg›t, daha iyi sonuç vermesi ya da nefeste
verilen solu¤u kimyasal bir teste tabi yer alan uçucu kimyasallar›n
tutmaktan ibaret bir iflleyiflle akci¤er özelliklerinin daha ayr›nt›l› biçimde
kanserinin varl›¤›n› ya da yoklu¤unu ortaya konmas› için, ek çal›flmalara
saptayabiliyor. Ayg›t flaflmaz gerek oldu¤unu vurguluyorlar.
do¤rulukta de¤il, ama sonuçlar yine de Scientific American.com, 13 Temmuz 2007
oldukça umut verici.

A¤ustos 2007 17 B‹L‹M ve TEKN‹K


haber 27/7/05 15:13 Page 18

Beyin - Sinirbilim ti duygusuyla, yani baflkalar›n›n davra-


n›fllar›n›n alt›nda yatanlar› anlama yeti-
siyle ilgili oldu¤unu düflünüyorlar. An-
cak bir “ayna tepkisinin” gerçe¤iyle ka-
r›flt›r›labildi¤i, ilk kez gösterilmifl olu-
yor.
Bu örnekle ilk kez flans eseri karfl›laflan
araflt›rmac›lar, benzerlerini arad›klar›n-
da da tahmin ettikleri kadar zorlanma-
m›fllar. ‹ki y›l önce yap›lan bir beyin gö-
rüntüleme çal›flmas› da baz› kiflilerde,
Senin Ac›n, Benim kullanm›fl. Bu sinestezi türünde beynin
normalde dokunma duyusunu alg›lad›-
normalde dokunmayla etkinleflen beyin
Ac›m ¤›nda gönderdi¤i sinyalle, baflkas›na do-
bölgesinin, bir di¤er kifliye dokunuldu-
¤unu izlediklerinde afl›r› etkinleflti¤ini
kunuldu¤u görüldü¤ünde gönderdi¤i
Düflünün ki karfl›n›zdaki birinin koluna göstermifl. ‹lginç baz› bulgular da, izle-
“ayna sistemi” sinyali birbirine kar›fl›-
her dokunuldu¤unu gördü¤ünüzde, siz nen dokunma hareketiyle gerçe¤inin
yor.
de kolunuza dokunuluyormufl hissini s›kl›kla kar›flt›r›lmas›; gerçek dokunma
Baflkalar›n› hareket ederken izledi¤i-
tümüyle yafl›yorsunuz. Ya da biri bir ço- bölgesinin izlenen bölgeyle ayn› olmas›
miz, ya da konuflurken seslerini duydu-
cu¤un bafl›n› okflad›¤›nda, ayn› duyuyu durumunda, sinestetiklerin gerçek do-
¤umuz zaman, bunlar› kendimiz yafla-
siz de bafl›n›zda hissediyorsunuz. “Ayna kunmay› çok daha çabuk alg›lamalar›.
mam›z durumunda etkinleflecek olan si-
dokunuflu sinestezisi” ad› verilen bu Televizyonda, sinemada, bir toplant›da
nirsel a¤lar›n etkinleflti¤i biliniyor. Bili-
durum, ender rastlansa da gerçek. Uni- izlenen bütün dokunufllar›n hissedilme-
minsanlar›, bu “ayna sistemi”nin, empa-
versity College London araflt›rmac›lar›- sinin nas›l bir deneyim oldu¤unu anla-
na göreyse, oldukça yayg›n da olabilir. mak güç. Bu türden bir sinesteziyle ya-
Sinestezi, normalde ayr› ayr› yaflanan flayanlar için de tersi sözkonusu; yani
duyular›n biraraya gelip kaynaflmas› du- bunlar› hissetmeden yaflaman›n nas›l
rumu için kullan›lan terim. Müzi¤i ‘gör- birfley oldu¤unu anlamak. Üstelik, du-
mek’ ya da farkl› renkleri farkl› tatlar rumlar›n› bir sorun olarak da görmü-
olarak alg›lamak, sinestezinin en bili- yorlar. Çal›flma, bu kiflilerde duygusal
nen örneklerinden. University College empati kapasitesinin de normalin üze-
London’dan Jamie Ward ise “ayna do- rinde oldu¤unu göstermifl bulunuyor.
kunuflu sinestezisi” terimini, farkl› bir
Nature Neuroscience, Temmuz 2007
tür duyusal kar›fl›m› tan›mlamak için

Gözüm Bir Yerden sürede beyninizin baflvurdu¤u bir


sinirsel mekanizma, ‹ngiliz (Bristol
bölgelerden birdinde (“dentat girus”)
gerçekleflen ö¤renmenin, her bir
Is›r›yor Ama...? Üniversitesi) ve ABD’li (Massachusetts mekan› özgün k›lan küçücük farklar›
Teknoloji Enstitüsü - MIT) h›zla belirleyip büyüteç alt›na almada
“Yoksa buraya daha önce gelmifl araflt›rmac›lar› taraf›ndan ayd›nlat›lm›fl çok önemli rol oynad›¤›n› ortaya
miydim?” En az›ndan bat› dünyas›nda durumda. Keflif, belki “déjà vu” olarak koymufl bulunuyorlar. Araflt›rmac›lar
her yerin ve her fleyin birbirine giderek adland›r›lan gizemli duyumu (yaflan›lan “mekan hücreleri”nden oluflan bir
daha çok benzemeye bafllad›¤› bir zaman diliminin, tümüyle daha hücre grubunun, bizim için yeni olan
günümüz temposunda bu basit soruyu önce de yaflanm›fl oldu¤u duyumu) herhangi bir mekan›n bir ‘kopyas›n›’
soruyorsan›z, cevab›n› bulman›z da aç›klamada da yard›mc› olabilecek. almak üzere etkinleflti¤ini
biraz zaman›n›z› alabilir. Arada geçen Belirli bir yer ya da durumun belle¤e düflünüyorlar. Buna göre, ayn› alan›
kayd›nda devreye giren bir daha gördü¤ümüzde, yine ayn› sinir
beyin yap›s›, hipokampus. hücreleri etkinlefliyor. Böylece, o
Bristol Üniversitesi ve MIT bölgede daha önce de bulundu¤umuzu
araflt›rmac›lar›, anlayabiliyor ve yeni bir ö¤renme
hipokampusun üç alt- gerçeklefltirmek zorunda kalm›yoruz.
bölgesinin ö¤renme ve Ancak birbirine çok benzeyen
belle¤in farkl› bileflenlerine mekanlar, birbiriyle çak›flan mekan
ayr› ayr› yapt›klar› katk›y› hücre gruplar›n› tetikleyebiliyor ve
bir süredir araflt›rmaktalar. kar›fl›kl›¤a neden olabiliyorlar.
Son çal›flmalar›ndaysa alt-
University of Bristol Bas›n Duyurusu, 7 Haziran 2007

B‹L‹M ve TEKN‹K 18 A¤ustos 2007


haber 27/7/05 15:13 Page 19

‹drar›n Gücü!
Bilmece olsa ancak bu kadar olur: Ait
oldu¤u bölgedeki bask›n erke¤in idrar›-
n›n kokusunu alan difli fareye ne olur?
Difli fareler, bask›n erkekleri ye¤liyor- yeni hücreler üretiyorlar ve koflma, ö¤-
‹lginç yan›t, Kanada’daki Calgary Üni-
lar; ancak yeni sinir hücresi oluflumunu renme, çiftleflme gibi olaylar da bölge-
versitesi araflt›rmac›lar›ndan geliyor:
engelleyen bir kimyasal›n verildi¤i difli- lerden birinde art›fl› tetikliyor. Sözkonu-
Beyni yeni hücreler üretir!
ler, öyle anlafl›l›yor ki seçiciliklerini de su çal›flman›n önemli bir yönüyse, ayn›
‹drar, birçok hayvan›n eflini seçme ya
kaybediyor, statü tutkular›ndan pekala uyaran›n iki bölgede birden art›fla ne-
da tan›mas›nda devreye giren kimyasal-
vazgeçebiliyorlar. Araflt›rmac›lar›n bu den olmas›. “Nedeni, belki de efl seçimi-
lardan, yani feromonlardan oldukça
konudaki yorumuysa, yetiflkinlerde sinir nin önemi” diyor araflt›rmac›lardan Sa-
zengin. Ancak bu feromonlar›n etki me-
hücresi oluflumunun, diflilerde efl seçi- muel Weiss. Weiss’a göre feromonlar
kanizmas› hâlâ aç›k de¤il. Calgary Üni-
miyle yak›ndan ilgili olabilece¤i. Yeni özel almaç proteinlerine ba¤lan›yor,
versitesi araflt›rmac›lar› da ifle ‘bafl’tan
hücrelerin geliflti¤i beyin bölgeleri, ö¤- bunlar da “hipotalamus” ad› verilen bir
bafllayarak, feromonlar›n beyin üzerin-
renme ve bellekle ilgili “hipokampus”, di¤er beyin bölgesine sinyal göndere-
deki etkisi üzerinde yo¤unlaflm›fl ve ça-
ve kokunun ifllenmesiyle ilgili “koku so- rek, yeni sinir hücrelerinin oluflumuyla
l›flmalar›nda farelerden yararlanm›fllar.
¤anc›¤›”. ‹ki bölge de yaflam boyunca sonuçlanan hormon sal›n›m›na yol aç›-
Bir hafta boyunca idrar kokusuna ma-
yorlar.
ruz b›rak›lan yetiflkin difli farelerin ver-
Koku duyusu ve beyinde ifllenifl biçimi,
di¤i sonuçlar flöyle: Bask›n erkeklerin
feromonlardan ba¤›ms›z olarak bile
idrar kokusuna maruz kalanlarda, iki
içinde hâlâ epeyce s›r bar›nd›ran bir sü-
beyin bölgesinde yeni sinir hücresi art›-
reç. Farelerdekine benzeyen almaçlar
fl›, % 25. ‹drars›z ortamdakiler ve difli
bizde de var; ama ‘bask›n’ bir erke¤in
idrar›na ya da bask›n olmayan erkekle-
idrar kokusuna maruz kalan bir kad›-
rin idrar›na maruz kalanlardaysa böyle
n›n beyninde sinir hücrelerinin art›p
bir art›fl yok. Bu sonuçlar, bask›n er-
artmad›¤›n› henüz bilmedi¤imiz gibi,
keklerin feromonlar›n›n, diflilerin beyin-
bafl›n›n aflkla dönece¤i de kuflkulu!
lerini yeni sinir hücresi yapmak üzere
uyard›¤›n› gösteriyor. Nature Neuroscience, Temmuz 2007

Unutmak Elinizde di¤eri de duygusal bir tepki


oluflturabilecek bir olaya (sözgelimi
etkinli¤indeki düflüfl, kiflilerin,
ezberlenmifl görüntünün kafalar›nda
Düflüncenin ilk ortaya at›ld›¤› yaklafl›k araba kazas›, ya da yaral› bir insan) ait. belirmesini engellemek için baflka
50 y›l öncesinden beri, an›lar›n bilerek Görüntü çiftlerini birbiriyle birfley düflünmeye yönlenmediklerini
isteyerek bask›lan›p iliflkilendirmeyi ö¤rendikten sonra gösteriyor.” Görüntüleme teknikleri, bu
bask›lanamayaca¤›na iliflkin tart›flmalar gönüllülere yaln›zca yüz görüntüleri süreç s›ras›nda flalteri kapayan beyin
sürüyor. Bu, Freud’un yine tart›flmal› gösterilip, ilgili di¤er görüntüyü bölgesinin, karar verme ve
olan ve ac› veren deneyimlerin düflünme ya da düflünmeme komutu planlamadan sorumlu “prefrontal
bilinçsizce bellekten silindi¤i, verilmifl. Araflt›rmac›lar, ikinci korteks” oldu¤unu gösteriyor. Bu
istemsizce bast›r›lm›fl an›lar görüntüyü düflünmemeye çal›flan bölgenin denetimiyle, önce görsel
kavram›ndan farkl›. Colorado gönüllülerin beyinlerinin daha az etkin bilgiyi iflleyen beyin bölgelerinde
Üniversitesi (Boulder) oldu¤unu keflfetmifller. “Sanki ilgili etkinlik azal›yor, sonra da amigdala
araflt›rmac›lar›ysa, travmatik ya da bölgeler bir dü¤meye bas›l›p kapat›lm›fl gibi duygu merkezlerinin iflleyifli
fazla duygu yo¤unlu¤una yol açan gibiydi” diye anlat›yor Depue. “Beyin bask›lan›yor. Depue gönüllülerin
olaylar›n bilinçli bir biçimde isteyerek ‘unuttuklar›’ ba¤lant›lar›n
unutulabilece¤ini göstermifl daha sonra da pek az›n›n
bulunuyorlar. Üniversiteden Brendan hat›rlanabildi¤ini vurguluyor. Baflka
Depue’yu harekete geçiren, afl›r› araflt›rmac›lar da sonuçlardan
duygusal travma sonras›nda yaflanan etkilenmifl görünüyolar. Oregon
bozukluklarda (“travma sonras› stres Üniversitesi’nden Mike Andersen’e
bozuklu¤u” gibi), kiflilerin beyinlerinde göre de bulgular, kiflilerin travmatik
neler olup bitti¤ini anlama iste¤i. an›lar› önlemek üzere
Depue ve ekibi, yapt›klar› çal›flmada ‘e¤itilebilecekleri’ konusunda umut
gönüllülere görüntü çiftleri vermekte.
göstermifller. Resimlerden biri bir yüz, news@nature.com 12 Temmuz, 2007

A¤ustos 2007 19 B‹L‹M ve TEKN‹K


haber 27/7/05 15:13 Page 20

Biyoloji larda bu fark›n çok azalm›fl oldu¤unu


gösteriyor. As›l ilginci, üreme yetene¤iy-
le ilgili bir geni tafl›mayan mutantlar›n
tek bafllar›na çok az spor üretmelerine
karfl›n, kar›fl›k kolonilerde bir tür ‘üçka-
¤›t’la sap bölümünde görev yapmaktan
s›y›r›p, en az›ndan hayatta kalmay› ba-
flarmalar›. Bunlar uzak akrabalar›n›n
ço¤unlukta oldu¤u kolonilerde yay›l›p,
koloninin üreme oran›n› düflürürken,
yak›n akrabalar›n bulundu¤u kolonide
taktikleri pek ifle yaram›yor ve grubun
gücü yan›nda zay›f kal›yor. Araflt›rmac›-
lardan Owen Gilbert’e göre bulgular,
önemli bir sorunun da yan›t›: “Sonuçla-
r›m›z, biyolojik ve evrimsel anlamda fe-
dakarl›¤›n (altruizm) neden süregeldi¤i-
Aman Aram›zda Kals›n! ortama tafl›nabiliyorlar. Biyologlar›n
uzun süredir sordu¤u soruysa flu: Sap
ni de k›smen yan›tl›yor. Nedeni, yak›n
akrabal›¤›n, toplumsal bak›mdan y›k›c›
Kimse üçka¤›tç›lar› sevmez; tek hücreli üyeleri koloniyi desteklemek için bir an- olan mutantlar›n yay›l›m›n› önlemlesi.”
bir amip bile olsa. Ama en az›ndan ko- lamda kendilerini feda etmifl oluyorlar.
Rice Üniversitesi Bas›n Bülteni, 5 Temmuz 2007
loni halinde yaflayan baz› amip aileleri, Öyleyse bunlar› üçka¤›ttan al›koyan, sa-
ailedeki üçka¤›tç›y› yine aile içinde tu- p› terkedip üreme üstünlü¤ü sa¤laya-
tup, koloninin sa¤l›¤›n› tehdit etmesini cak ad›m› atmalar›n› engelleyen fley ne?
önleme basireti gösterebilmifller. Bu il- Rice Üniversitesi ekibi, daha önceki ça-
ginç iliflkinin tan›klar›, ABD’nin Rice l›flmalar›nda iflbirli¤ini sa¤layan bir ge-
Üniversitesi araflt›rmac›lar›. ‹nceledikle- nin üremeyle de iliflkili oldu¤unu ve bi-
ri tek hücreliyse toprakta yaflayan Dict- reylerde iflbirli¤ini engelleyen bir mu-
yostelium discoideum. Bu canl› besin tasyonun üremeyi de engelledi¤ini gös-
bol oldu¤unda yaln›zl›¤›, az oldu¤un- termifllerdi. Keflfettikleri bir baflka fley
daysa di¤erleriyle iflbirli¤ini seçerek ya- de, canl›n›n kendi yak›n akrabalar›yla
flamda kalma flans›n› art›rmay› beceri- iflbirli¤ini ye¤ledi¤i oldu. (Bilim ve Tek-
yor. Koloni üyelerinin beflte bir kadar› nik, A¤ustos 2006, “Mikroplarda Aile
uzun, ince bir sap halini al›rken geri Ba¤lar›”) Bu, üçka¤›tç›lar›n fedakar bi-
kalan› da sap›n üzerinden t›rmanarak reylerden yararlanmalar›n› önleyici bir
tepesinde toplafl›yor ve üreme yetene¤i- mekanizma. Son çal›flmadaysa bafl k›s-
ni koruyan sporlarla dolu, bafla benzer m›ndaki 3000 kadar sporun genetik ya-
bir yap› oluflturuyorlar. Bu flekilde daha p›s›n› araflt›rd›lar. Bulgular›, farkl› kolo-
iyi hareket ediyor, rüzgar ya da böcek- nilerin sporlar› aras›nda genetik farklar
lerin bacaklar›yla kendileri için uygun olmakla birlikte, ayn› kolonideki spor-

Kromozomlarda Yeni Cinsiyet hücreleri, hücre bölünmesi


s›ras›nda kromozomlar›n da¤›l›m›n›n
araflt›rmac›lar›n›n yeni bulgusuysa
diflilerin yumurta hücrelerinde
Bir Aldatma Takti¤i: say›ca do¤ru olmas›n› garanti eden kromozom bozukluklar›na yol açabilen
Çifte Kimlik mekanizmay› izlemekle yükümlü bir
‘kontrol merkezi’ne sahipler. Enstitü
farkl› bir da¤›l›m mekanizmas› daha
oldu¤u. Mekanizman›n iflleyiflinde
Cinsiyet hücrelerinde ortaya ç›kan kro- hatal› kromozomlar, normal kromozom
mozom bozukluklar›n›n k›s›rl›k, düflük davran›fllar› gösteriyor ve çifte kimlik
gibi olaylara, yenido¤anlardaysa kro- edinme becerileri de kontrol
mozom say›s›nda anormalliklere neden merkezince saptanmalar›n› engelliyor.
oldu¤u biliniyor. ‹sveç’in Karolinska Ekibin lideri Christer Höög’e göre yeni
Enstitüsü’nde yap›lan bir çal›flmaysa, mekanizma, difli yumurta hücrelerinde
cinsiyet hücrelerinin oluflmas› s›ras›nda kromozom bozukluklar›n›n neden bu
kromozom bozukluklar›n›n nas›l ger- kadar yayg›n oldu¤unu aç›klamada
çekleflebildi¤ine iliflkin yeni bir meka- yard›mc› olabilir.
nizma ortaya koydu. Karolinska Institutet Bas›n Duyurusu, 8 Temmuz 2007

B‹L‹M ve TEKN‹K 20 A¤ustos 2007


haber 27/7/05 15:13 Page 21

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

Tarih kaleme ald›¤› ve Britanya krallar›n›n


tarihini anlatan kitab›n›nsa 200 kadar
kopyas› günümüze ulaflmay› baflarm›fl.
Anlafl›lan, yazd›klar›n› ‘yay›mlatmak’
için yazarlar o zamanlar da flimdi
oldu¤u kadar u¤rafl vermek zorunda
Kültürümüzü ‹ç kal›yorlarm›fl. Matbaan›n icadedildi¤i
Çamafl›r›na m› 15. yüzy›l ortalar›na kadar kitaplar
ancak elyazmas› biçiminde ortaya
Borçluyuz? ç›kabildikleri için de, yay›mlamaktan
kas›t, asl›nda ço¤u zaman yazar›n,
Ortaça¤›n sonlar›na do¤ru Avrupa’da
yazd›klar›n› belli bir kalabal›¤a
okuryazarl›k oran›ndaki h›zl› art›fl›n,
yüksek sesle okumas›. Tabii o
matbaan›n icad›na m› ba¤l› oldu¤unu
kalabal›¤›n a¤›rlanmas› da kendi
san›yordunuz? Baz› tarihçilere göre,
cebinden. “Gallerli James, ‹rlanda
pek öyle de¤il. Diyorlar ki, ka¤›t bu
Topografisi kitab›n› Oxford’da tam üç
aç›dan matbaadan daha önemli; ka¤›t 13. yüzy›lda, kentlere göçen
gün boyunca okutmufl” diyor Mostert;
için önemli bir kaynak da iç insanlar›n say›s› artt›kça, iç çamafl›r›
“Bunun için de tam bir servet
çamafl›rlar›yd›! Nas›l derseniz, kullan›m› da artt›; ve tabii
harcam›fl zavall›; ama gelin görün ki
Hollanda’n›n Utrecht Üniversitesi’nde beraberinde ka¤›t yap›m›nda ifle
kitab› ilk 10’a bile girememifl!”
tarihçi ve bu y›l ‹ngiltere’nin Leeds yarayacak paçavralar da.”
Üniversitesi’nde gerçeklefltirilen Mostert, Ortaça¤da okuryazarl›¤›n University of Leeds Bas›n Duyurusu, 9 Temmuz 2007
Uluslararas› Ortaça¤ Kongresi’nin san›landan daha yayg›n oldu¤unu
düzenleyicilerinden Marco Mostert, söylüyor. “Gerçi okuryazarl›k oran›n›
sorunuzu flöyle yan›tl›yor: % 100’e ç›karma hedefi ancak 19.
“Okuryazarl›¤›n art›fl›nda ka¤›d›n yüzy›lda ortaya ç›kt›; ama 12. yüzy›l
devreye girmesinin kesinlikle büyük bafllar›nda, toplumlarda okuma yazma
bir pay› var. Ka¤›d›n o dönemlerde gereksinimi kararl› biçimde artma
yap›ld›¤› malzeme de temelde giysi e¤ilimi göstermeye bafllam›flt› bile. 13.
art›klar› ve paçavra. Bu kumafl yüzy›ldan bafllayarak da
parçalar›n›n en büyük kayna¤›, okuryazarlar›n oran›, kentsel
ço¤unlukla at›lm›fl giysilerdi. Bunlarla alanlarda görülen okul art›fl›yla
üretilen ka¤›d›n maliyeti, kitap birlikte, çarp›c› biçimde artt›.” Bu
yap›m›nda daha önce yararlan›lan ve art›fl, ‹zlanda gibi kalabal›k yerleflim
oldukça da pahal› olan parflömenle yerlerinden, dolay›s›yla da okullardan
k›yasland›¤›nda çok daha düflüktü. neredeyse yoksun olan ülkelerde bile
yaflanm›flt›. “Birçok çocuk,
özellikle de annelerinin
yard›m›yla, okumay› evde
ö¤reniyordu” diye anlat›yor
Mostert.
Bu arada Ortaça¤›n en çok
satan kitaplar listesi nas›ld›
dersiniz? Listebafl›n›n
de¤iflmezleri, din içerikli
kitaplar. ‹ncil, ‹ncil’den
bölümler ya da dinsel fliir
kitaplar› gibi. Tarih
kitaplar›n›n da oldukça
popüler oldu¤u anlafl›l›yor.
Bu arada, Romal›
imparatorlara ait çeflitli
öyküler içeren kitaplardan
yaklafl›k 400 kopya;
zaman›n din adamlar›ndan
Geoffrey Monmouth’un

A¤ustos 2007 21 B‹L‹M ve TEKN‹K


haber 27/7/05 15:13 Page 22

atalar›n›n, bir bölümü Mezopotamya’n›n


içlerine kadar giden ve Bereketli Hilal
olarak bilinen bölgede, yaklafl›k 130 bin
y›l önce yaflad›¤›n› göstermekte. (Bu

Zooloji onurdan, ülkemiz topraklar› da pay›n›


al›yor bu durumda!) Buras›, bundan 10-
12 bin y›l önce insanl›¤›n yerleflip
tar›ma bafllad›¤› bölge. Ekip, bunun
Mezopotamya’dan Evdeki Sepete, yan›s›ra günümüz kedilerinde 5 ayr›
Yüre¤imizin ‹çine : Kedinin Yolculu¤u mitokondri DNA’s› soyu saptam›fllar.
Bu çeflitlilikten yola ç›karak,
Tanr› diye tap›ld›lar, fleytan diye Yabankedilerinin, puma gibi türlerden evcillefltirmenin tahminen 5-6 kez
iflkence gördüler, sonunda dost olarak farkl› olarak günümüz kedilerinin atas› gerçekleflmifl olmas› gerekti¤ini
yaflam›m›z› paylafl›r oldular. Ve tabii bu oldu¤u biliminsanlar›nca tahmin söylüyorlar.
arada gizemlerinden hiç birfley ediliyordu. Sorun, evcillefltirmenin ilk Araflt›rmalar, kedinin evcillefltirilmesiyle
kaybetmediler. S›rlar›n›n ço¤unu ne nerede ve kaç kez gerçekleflti¤i ilgili olarak bilinen en eski arkeolojik
birlikte yaflad›klar› insanlara, ne de konusuydu. Yabankedileri olarak kan›tla da tutarl› sonuçlar vermifl
bilim dünyas›na kapt›rd›lar. Ama en adland›rd›¤›m›z grup, asl›nda tek bir durumda. Bu, 2001 y›l›nda K›br›s’ta
az›ndan yeni bir genetik çal›flma, Eski Dünya türü. Avrupa, Afrika’n›n bulunan ve 9500 y›l önce bir insanla
kedilerin nereden geldiklerini kesine Sahra-alt› bölgesi, Çin, Orta Asya ve birlikte gömülmüfl bir kediye ait iskelet.
yak›n biçimde gösterdi. Çal›flma, tar›m›n Ortado¤u’da yaflayan befl de alt-türe “Bundan sonraki ad›m,” diye anlat›yor
bafllamas›yla kedilerin insana yararl› sahip. Çal›flmay› yürüten Oxford araflt›rmac›lardan Stephen O’Brien,
hale geldikleri görüflünü destekliyor. Üniversitesi’nden Carlos Driscoll ve “kedileri evcil, uysal yarat›klar haline
Sonuçlara göre bunun gerçekleflti¤i ekibi günümüzde yaflayan 979 evcil ve getiren mutasyonlar› saptamak olacak.”
yer, insanlar›n zengin tah›l depolar›n› yabani kediden DNA örnekleri alm›fllar. Bu, flu s›ralarda yürütülmekte olan kedi
kemirgenlerden korumaya çal›flt›klar› Bu örnekler üç k›tay› kaps›yor. genomu projesinin de hedeflerinden biri.
Mezopotamya ve yak›n çevresi. ‹ncelemeler, bütün evcil kedilerin ortak ScienceNow Daily News, 28 Haziran 2007

Bilmiyorsan›z eminim yüzünüze bofl bofl bakacakt›r.”


Orangutanlar›n baflar›s›na par›lt› katan
olmalar› gerekiyor” diye aç›kl›yor
Mendes. Su ekleyerek tüpteki su
Bize Sorun! bir unsur da, suyun fleffaf olmayan bir düzeyini yükseltebilecekleri
kapta ve tüpten uzak bir konumda öngörüsünde bulunmalar›ysa apayr› bir
Açl›ktan ölüyorsunuz, karfl›n›zda bulunmas›yd›. konu. Araflt›rmac›lar flu s›ralarda,
camdan incecik bir tüp, 1/4’ü suyla Bunun göstergesi oldu¤u çok önemli kavram ve yöntem kargaflas›ndan
dolu ve suyun üzerinde ifltah kabart›c›, bir sonuç var: orangutanlar›n tahmin kaç›nmak amac›yla, devreye girmifl
ama ulafl›lmaz bir f›st›k yüzüyor. Tüpü edilenden daha soyut düzeyde olabilecek zihinsel süreçleri ayr› ayr›
ters çeviremiyorsunuz. Ne yapard›n›z? düflünebildikleri. “Problemi çözmek ele alabilecekleri yeni deneyler
Almanya’daki Leipzig Hayvanat için en az›ndan suyun görüntüsünü planlamaktalar.
Bahçesi’nde yaflayan befl orangutan›n önceden zihinlerinde canland›rm›fl news@nature.com 4 Temmuz 2007
bulduklar› ve ço¤u insana (ne yaz›k
ki!) tafl ç›kartacak ‘dahiyane’ çözüm
karfl›s›nda, Max Planck Evrimsel
Antropoloji Enstitü araflt›rmac›lar›n›n
a¤›zlar› tek kelimeyle aç›k kalm›fl.
Çözümleri, yak›ndaki bir flifleden
defalarca a¤›zlar›na doldurduklar›
suyu, f›st›¤›n seviyesi yükselene kadar
tüpün içine püskürtmek. Üstelik bunu
yaln›zca biri de¤il, befli birden ak›l
ediyor. “Bafllamadan önce, bunun
epeyce karmafl›k bir deneme olaca¤›n›
düflünmüfltük” diye anlat›yor
araflt›rmac›lardan Natacha Mendes.
“Böyle bir problemi, ifl arkadafllar›n›za
sorsan›z, ço¤u büyük olas›l›kla h›zl›
cevap veremeyecek, bir k›sm› da

B‹L‹M ve TEKN‹K 22 A¤ustos 2007


haber 27/7/05 15:14 Page 23

Me¤er Tavuklar›n da
Pusulalar› Varm›fl
Yak›n zamana kadar, Dünya’n›n
manyetik alan›na göre yön bulman›n
göçmen kufllara özgü bir beceri oldu¤u
düflünülürken, Wolfgang Wiltschko ayr›m yap›lmas›n› sa¤lar. Bu iç bir manyetik alan oluflturmufl,
liderli¤indeki Frankfurt Üniversitesi pusulan›n ince ayar›, yerel manyetik civcivlerin annelerini bu sefer do¤u
araflt›rmac›lar› tavuklar›n da bu konuda alan gücüne göre yap›lm›fl olsa da, göç yönündeki bölmenin ard›nda
hiç de yabana at›l›r olmad›klar›n› s›ras›nda kufllar›n karfl›laflabilece¤i arad›klar›n› görmüfller.
gösterdiler. Çal›flmalar›, evcil tavuklarda baflka alan gücü de¤erlerine rahatl›kla Araflt›rmac›lar›n daha sonraki
da bir tür ‘iç pusula’ oldu¤unu ortaya uyum sa¤lar. Bu türden bir pusula, denemeleri, tavuklar›n manyetik
koydu. bugüne kadar 20’den fazla kufl türünde alg›lay›c›lar›n›n, k›z›lgerdan›nkine çok
Göçmen k›z›lgerdanlar›n, göç s›ras›nda saptand›. Wiltschko’nun liderli¤ini benzer biçimde çal›flt›¤›n›, ayr›ca hem
yönlerini bulurken Dünya’n›n manyetik yapt›¤› uluslararas› bir ekipse, alan›n e¤imine, hem de yerel alan
alan›ndan yararland›klar›, bundan tavuklar›n da manyetik yön duygusuna gücüne tepki verdi¤ini ortaya koymufl
yaklafl›k 40 y›l önce, yine Wiltschko sahip olduklar›n› gösterdikleri bulunuyor. Kufllar›n yön bulmak için
taraf›ndan kan›tlanm›flt›. Manyetik çal›flmada, yumurtadan yeni ç›kan k›sa dalgaboylu ›fl›¤a (ör. mavi)
al›c›lar›, Dünya manyetik alan›ndaki civcivleri k›rm›z› toptan bir ‘anne’ye gereksinim duyduklar›, sar› ötesi uzun
alan çizgilerinin yönünü saptalamalar›n› al›flt›rm›fllar. Topu dört bölmeden biri dalgaboylu ›fl›ktaysa bu yetilerini
sa¤l›yordu. Bu durum, manyetik alan arkas›na saklayarak, s›k› bir e¤itimle kaybettikleri gerçe¤inden hareketle, bu
düzleminin Dünya’n›n yüzeyine yapt›¤› civcivlere annelerinin hep kuzey alg›lay›c›n›n gözde yer ald›¤›
e¤ime tepki veren bir ‘e¤im pusulas›’ yönündeki bölmenin ard›nda oldu¤unu düflünülüyor.
oluflturarak, alan çizgilerinin afla¤› ö¤retmifller. Civcivin bu yönü manyetik
Johann Wolfgang Goethe-Universität Bas›n Duyurusu, 6 Temmuz
yöneldi¤i kutup do¤rultusuyla, yukar› yön bulma duyusuyla saptad›¤›n› 2007
yönlendi¤i ekvator do¤rultusu aras›nda göstermek için de, do¤u yönünde yapay
yürüyümeye geçtiklerine, en az›ndan ölçüde yaylanabilen dallar üzerinde yü-
Antropoloji belgesellerde tan›k olmufluzdur. Ancak
bunu yaparken dizleri yine de k›r›k.
rürken ye¤lemeleri. Ve tabii, yürüyüflün
insan yürüyüflüne çok büyük benzerlik
Orangutanlarda saptanan yürüme biçi- göstermesi.
mine de daha önce tan›k olanlar olmufl; Gözlemler, dik yürümenin ilk olarak
Dik Yürümeye ancak durum ilk kez bu kadar iyi belge- a¤açlarda ve bütün insans›maymunlar›n
A¤açlarda m› Bafllad›k? leniyor. Bulgular›n en ilginç yönlerin- ortak atas›yla bafllad›¤›n› öne süren
den biriyse bu yürüme biçimini özellik- yaklafl›k 30 y›ll›k bir varsay›m› destek-
‹ki ayak üzerinde dik yürümek, insan› le de ince ve bükülebilir, sonuçta belli ler nitelikte. Buna göre bu ortak ata ge-
tan›mlayan önemli özelliklerden biri. nelde dört ayak üzerinde ilerliyor, ara-
En az›ndan paleoantropologlar y›llard›r da s›rada da iki ayak üzerinde yürüme-
böyle düflünüyordu. Ancak ‹ngiltere’de- ye geçifl yap›yordu. fiempanze ve goril-
ki Liverpool Üniversitesi’nden primato- ler, daha sonra a¤›rl›klar›n› el eklemle-
log Robin Crompton ve ekibi, benzeri rine vererek yürümeyi içeren yeni bir
bir yürüyüfl stilini orangutanlarda da ‘dört ayakl›’ yürüme stili gelifltirdiler.
gözlemifl bulunuyorlar. Üstelik orangu- Liverpool Üniversitesi araflt›rmac›lar›,
tanlar›n bu stili uygulad›klar› yer, düz iklim de¤iflimi sonucu orman örtüsü-
bir zemin de¤il, a¤aç dallar›. ‹lk bak›flta nün c›l›zlaflmas›yla Afrika’daki ilk insan
son derece do¤alm›fl izlenimini veren atalar›n›n da ormanlar›n üst kesimlerin-
bu yürüyüfl biçimi ve yeri, asl›nda çok den zemine indiklerini, bu s›rada bu tu-
çarp›c› bir olas›l›¤a iflaret ediyor: iki haf dik yürüme biçimini de koruduklar›-
ayak üzerinde ve dik olarak yürümenin n› düflünüyorlar. Yine de, iki bacak ve
ilk evresinin yerde yürüyen hominidler- aya¤›n daha pratik biçimde kullan›labil-
ce de¤il, a¤açlar üzerinde yaflayan in- mesi için farkl› anatomik uyum süreçle-
sans›maymunlarca gerçeklefltirildi¤i. ri de gerekiyordu. Kalça, uyluk, bacak
‹ki ayak üzerinde yürüyen primatlar, bi- ve ayak bölgelerinde gerçekleflen bu de-
liyoruz ki çok da s›rad›fl› de¤il. Özellik- ¤iflimlerse hominidlere özgü; insans›-
le de yiyecek peflindeki flempanzelerin maymunlara de¤il.
birdenbire dört yerine iki ayak üzerinde Science, 1 Haziran 2007

A¤ustos 2007 23 B‹L‹M ve TEKN‹K


haber 27/7/05 15:14 Page 24

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

Psikoloji yüzleflecek becerilerden yoksun kal›yor


ve korunakl› dünyalar›n›
sürdürebilecekleri yan›lg›s›yla
gerçeklerden kaç›yorlar. Ad› üstünde,
Peter Pan’lar daha çok erkeklerden
ç›k›yor. Tipik özellikleri irade zay›fl›¤›,
Peter Pan Varsa, sözünde duramama, görünüflüne afl›r›
Arkas›nda Wendy de dikkat etme, kendine güvensizlik
(göstermeseler, hatta tam tersi gibi
Var... görünseler de). Ortega, bu kiflilerin
genelde yaln›zl›ktan fazlaca
Büyüdükçe ‘içindeki çocu¤u’ korumak
korktuklar›n›, bu nedenle de kendilerini
birfley, çocuk kalmakta israr etmek
gereksinimlerini karfl›lar görünen
baflka. Bir yetiflkinin bedenine, ama
insanlarla sürekli çevrelediklerini,
çocu¤un akl›na sahip kifliler her zaman
elefltiriye ise son derece tahammülsüz
sevimli olmad›klar› gibi, hem yak›n hem
olduklar›n› söylüyor. Önemli bir belirteç
de uzak çevreleri için birer sorun oda¤›
de, araflt›rmac›ya göre uzun süreli
olarak kalabiliyor, iki z›t kutup
iliflkiler kuramamalar› ve sürekli sevgili
aras›nda gelip giden yaflamlar›
ya da efl de¤ifltirmeleri; tabii seçimleri
kendilerine eninde sonunda zehir
de mümkün oldu¤unca genç olanlar
olabiliyor. Büyümeyi reddeden öykü ve sonra bile çocuk gibi giyinmek ve lehine. ‹liflkinin getirdi¤i herhangi ve
film kahraman› Peter Pan’dan hareketle görünmekte israr edenlerin say›s›n›n en düflük dereceden bir yükümlülükse,
1980’li y›llarda “Peter Pan Sendromu” giderek art›yor olmas›, bu yönde bir herfleyi b›rak›p kaçmak için yeterli.
olarak adland›r›lan bu durum, flu anda çal›flmay› da beraberinde getirecek gibi. Ortega’n›n as›l vurgulad›¤›, “her Peter
asl›nda ne bir psikolojik bozukluk, ne ‹spanya’daki Granada Üniversitesi’nden Pan’›n arkas›nda bir de Wendy’nin yer
de bir hastal›k konumunda; ancak Humbeline Robles Ortega, durumun ald›¤›.” Çünkü Peter Pan’›n var olmay›
özellikle de bat› toplumlar›nda daha çok çocuklu¤unda ailesi sürdürebilmesi için, kendisinin
duygusal bak›mdan olgunlaflamayan, taraf›ndan afl›r› koruma alt›na al›nm›fl, yapmad›¤› fleyleri onun için yapacak bir
bir türlü büyüyemeyen, yetiflkinlere ba¤›ml› kiflili¤e sahip bireylerde ortaya Wendy’e gereksinimi var. Sonuç:
özgü sorumluluklar› alamayan, 40’l› ç›kt›¤› görüflünde. Ortega’ya göre bu Anneler, dikkat!
yafllar›na gelirken, hatta geçtikten ‘Peter Pan’lar, ister istemez yaflamla
Universidad de Granada Bas›n Duyurusu, 3 May›s 2007

bildi¤i ve kavgac› tutumu tetikleyebildi-


¤i için genelde ak›lc› düflünceyle karfl›t
kutupta de¤erlendirilir. Ama öfke her
zaman y›k›c› m› olmak zorunda? Hay›r,
diyor araflt›rmac›lar; öfke, bir baflka kifli-
nin ak›l yürütme biçimine normalde ol-
du¤undan çok daha ak›lc› ve dikkatli
yaklaflmay›, çok daha bütüncül bir du-
rum analizini de mümkün k›labilir. Bul-
gular›, çok say›da ö¤rencinin kat›l›m›yla
gerçekleflen çeflitli deneylerin sonuçlar›-
na dayan›yor. “Öfke duygusu tafl›yan in-
sanlar, asl›nda bilgiyi di¤erlerine k›yasla
çok daha analitik ve ak›lc› biçimde iflli-
yorlar” diye aç›kl›yorlar; “ancak s›kl›kla
zihinsel kestirmelere sapt›klar› için, bu
Öfke, anlafl›lm›yor. Afl›r› ve sald›rgan olanlar›-
Akl›n Ürünü n› saymazsak, öfkeyle tetiklenen davra-
n›fl ve sözlerin ço¤unun, asl›nda son de-
rece berrak bir düflünce sürecinin ürü-
“Öfke, mant›¤›n ›fl›¤›n› söndüren o güç- (Santa Barbara) araflt›rmac›lara göreyse,
nü oldu¤unu söyleyebiliriz.”
lü, içsel kuvvettir” demifl Amerikal› dü- durum her zaman, hatta belki de ço¤u
flünür ve yazar Ralph Waldo Emerson. zaman böyle olmayabilir. Öfke, risk alg›- The Society for Personality and Social Psychology Publications,
ABD’nin California Üniversitesi’nden lamas›n› etkileyebildi¤i, önyarg›y› art›ra- Haziran 2007

B‹L‹M ve TEKN‹K 24 A¤ustos 2007


neredeNeva 27/7/05 14:09 Page 19

N E R E D E N E V A R
G ü l g û n A k b a b a

Su Ürünleri Enerji Sempozyumu Sürecinin Monitorize Edilmesi”, “Üroloji Nefrolo-


ji”, “Kedi ve Köpeklerde ‹nfeksiyöz Keratitis”,
Sempozyumu Türk Mühendis ve Mimar Odalar›
Birli¤i ad›na düzenlenen ve sekretarya-
“Kedi ve Köpek Tümörlerinde Teflhis ve Prog-
Mu¤la Üniversitesi Su Ürünleri Fa- noz”, “Nörolojide ‹lk Ad›mlar”, “Ultrasonografik
s›n› Elektrik Mühendisleri Odas›’n›n Muayene Nas›l Yap›l›r?”, “Kedi ve Köpeklerde
kültesi’nce düzenlenecek olan 14. yapt›¤› TMMOB VI. Enerji Sempozyu-
Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu, 4–7 Ekokardiyografi” gibi veteriner hekimli¤inde ol-
mu, 22 - 24 Ekim tarihleri aras›nda, dukça önemli olan pek çok konu irdelenecek.
Eylül tarihleri aras›nda Mu¤la Üniver- Ankara‘da gerçeklefltirilecek. Düzenle- ‹lgilenenler için: KHVHD Kongre Sekreterli¤i
sitesi Kötekli Yerleflkesi Konferans yicileri sempozyumun, enerji alan›n›n, Sar› Asma Sokak, No. 8, 34464, Yeniköy – Sar›yer - ‹stanbul
Salonlar›nda gerçeklefltirilecek. Sem- dünyada ve Türkiye’de yaflanan güncel
Tel: (212) 299 99 80 Faks: (212) 299 99 77
E-posta:scientific@tsava2007.org (P›nar Ereflici-Bilimsel iletiflim)
pozyumda, ülkemizde ve dünyada h›zla ilerlemek- geliflmeleri de içerecek biçimde her yönüyle irde- E-mail:exhibition@tsava2007.org (Sertaç Gülban- Sergi iletiflim)
te olan su ürünleri sektöründeki yeni teknolojik lenece¤i, ulusal ve kamusal ç›karlar› savunan po-
geliflmeler ve yap›lan araflt›rmalarla ilgili bilgi
paylafl›mlar›n›n aktar›lmas› amaçlan›yor.
litika ve önerilerin tart›fl›laca¤› bir platform olma- Geometrik Fonksiyonlar
s›n› amaçl›yorlar.
‹lgilenenler için: Doç. Dr. Taçnur Baygar
Tel: (252) 211 18 98 e-posta: baygar@mu.edu.tr
‹lgilenenler için: Fatma Belk›s Bentli - Sempozyum Sekreteri
Elektrik Mühendisleri Odas› Genel Merkezi
Teorisi ve Uygulamalar›
Yrd. Doç. Dr. Nedim Özdemir
Tel: (252) 211 19 00 e-posta: onedim@mu.edu.tr
Meflrutiyet Cad. Kök ‹fl Han› No: 2/8 Bakanl›klar-Ankara ‹stanbul Kültür Üniversitesi, Matematik-Bilgi-
Tel: (312) 425 32 72 /125 Faks: (312) 417 38 18 sayar Bölümü, 20 - 24 A¤ustos tarihleri aras›n-
Yrd. Doç. Dr. Önder Y›ld›r›m
Web: http://www.emo.org.tr/etkinlikler/enerji
Tel: (252) 211 18 91 e-posta: onyil@hotmail.com
E-posta: enerji.sempozyumu@emo.org.tr da, Geometrik Fonksiyonlar Teorisi ve Uygulama-
Web: www.14susemp.mu.edu.tr
lar› Sempozyumu’nu, ‹stanbul Kültür Üniversite-
si'nde gerçeklefltirecek. “Yal›nkat ve Geometrik
T›bbi Biyoloji ve Genetik Ayd›nlatma Sempozyumu Fonksiyonlar Teorisi” ile ilgili konular-
IV. Ulusal Ayd›nlatma Sempozyu- da çal›flan önde gelen uzmanlar› ve
Kongresi mu, Elektrik Mühendisleri Odas› (E- genç araflt›rmac›lar› biraraya getirecek
‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakülte- MO) ‹zmir fiubesi’nin koordinasyo- olan bu uluslararas› sempozyumun ana
si T›bbi Biyoloji Ana Bilim Dal› ve T›bbi Biyoloji nunda, ayd›nlatma sektörüyle ilgile- konu bafll›klar›ysa, “Yal›nkat fonksiyon-
ve Genetik Derne¤i’nce, 6-9 Eylül tarihleri aras›n- nen biliminsanlar›n›, tasar›mc›lar›, lar teorisi”, “Diferansiyel subordinas-
da Antalya’da, “10. Ulusal T›bbi Biyoloji ve Ge- uygulay›c›lar›, üreticileri bir araya yon”, “Hemen-hemen-konform tasvir-
netik Kongresi düzenlenecek. Kongrede, gele- getirerek bilgi paylafl›m›n› sa¤la- ler” ve “Kesirsel analiz”.
neksel Prof. Dr. Altan Günalp Ödülü de yedinci mak, sektörün sorunlar›n› incele- ‹lgilenenler için: Emel Yavuz, ‹st. Kültür Üniv. Fen-Ede-
kez sahiplerini bulacak. mek, sektörün geliflimine katk›da biyat Fak. Matematik-Bilgisayar Böl. Ataköy Kampüsü,
Bak›rköy, ‹stanbul Tel: (212) 498 43 61 - (212) 498
‹lgilenenler için: Doç. Dr. Ayhan Deviren bulunmak amac›yla, 13-15 Aral›k 43 00 Faks: (212) 661 92 74
Tel: (212) 414 30 00 / 22 660 Faks: (212) 586 15 48
e-postal:devirena@istanbul.edu.tr tarihleri aras›nda, ‹zmir’de gerçek- e-posta: e.yavuz@iku.edu.tr
lefltirilecek.
‹lgilenenler için: http://www.emo.org.tr/
Veri Madencili¤i
‹stanbul Kültür Üniversitesi Fen Edebiyat Fa-
Ulusal Yaz›l›m Mühendisli¤i kültesi’nce, 12 - 19 A¤ustos tarihleri aras›nda
Sempozyumu beflinci kez düzenlenecek olan Temel
Co¤rafi Bilgi Sistemleri Elektrik Mühendisleri Odas› (E-
Bilimler Lisansüstü Yaz Okulu’nun ko-
nusu “Veri Madencili¤i” olarak belir-
Kongresi MO) Ankara fiubesi ve Bilkent Üni-
lenmifl.
Co¤rafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknolojisinin versitesi Bilgisayar Mühendisli¤i Bö- ‹lgilenenler için: Yrd. Doç. Dr. Hikmet Ça¤lar
insanl›k hizmetine sunulmas› ve bu teknolojinin lümü, III. Ulusal Yaz›l›m Mühendisli- E-posta: yazokulu5@iku.edu.tr
Tel: (212) 498 43 67 Faks: (212) 661 92 74
yaflam›n her alan›nda kullan›lmas›, daha yaflana- ¤i Sempozyumu’nu (UYMS’07), 27
bilir bir gelecek için büyük önem tafl›yor. Bilgi Eylül – 30 Eylül tarihleri aras›nda,
toplumu olma yolunda, toplumsal geliflim ve ülke Ankara’da gerçeklefltirecekler. Sem- Tekstil ve Haz›r Giyim
pozyum, yaz›l›m mühendisli¤i alan›ndaki bilgi ve
kalk›nmas›nda zorunlu bir altyap› gereksinimi ha-
katk›lar› paylaflmak ve çözüm yollar›nda ortaklafl- Sempozyumu
line gelen co¤rafi bilgi teknolojisinden en üst dü-
may› hedeflemekte. Geleneksel Uluslararas› Tekstil ve Haz›r Gi-
zeyde yararlanabilmek için, ulusal düzeyde CBS
‹lgilenenler için: EMO Ankara fiubesi yim Sempozyumu, Ege Üniversitesi Mühendislik
bilincinin yayg›nlaflt›r›lmas› gerekiyor. TMMOB Necatibey Caddesi No:102/3 K›z›lay-Ankara
Fakültesi Tekstil Mühendisli¤i Bölümü ile Ege
CBS’2007 etkinli¤i de; dünyadaki son geliflmeler Tel: (0312) 231 44 74 / 112 Faks: (0312) 232 10 88
e-posta: uyms@emo.org.tr Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araflt›rma
›fl›¤›nda, ülkemizde co¤rafi bilgi ve teknolojileri-
Merkezi taraf›ndan, 26 - 29 Ekim tarihleri aras›n-
ni kullanan ve CBS’ye gereksinim duyan tüm
meslek disiplinlerindeki kifli, kurum ve kuruluflla- Anadol’um Kongresi da, Çeflme'de yap›lacak.
r› bir araya getirerek, baflta CBS’nin en temel bi- 2 - 3 Kas›m tarihleri aras›nda, Bo¤aziçi Üni-
leflenleri olan veri, yaz›l›m, donan›m, yöntem ve versitesi Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan Ulusal Biyoistatistik Kongresi
insan kaynaklar› olmak üzere, CBS’nin tüm yön- Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derne¤i "Ana- X. Ulusal Biyoistatistik Kongresi, 5 - 8 Eylül
leriyle ulusal düzeyde ele al›narak tart›fl›lmas›n› dolum" Kongresi’nde, “Köpeklerde Afl›r› Mikro- tarihleri aras›nda, Cumhuriyet Üniversitesi T›p
amaçl›yor. Kongre, 30 Ekim – 2 Kas›m tarihleri biyal Üreme”, “Kedi ve Köpeklerde Topikal Teda- Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dal› ve Biyoista-
aras›nda, Karadeniz Teknik Üniversitesi Prof. Dr. viler”, “Kedi ve Köpeklerde Öksürük”, “Avrupa tistik Derne¤i taraf›ndan düzenlenecek. Kongre,
Osman Turan Kongre Merkezi’nde gerçeklefltiri- Birli¤i’nde Kalça Displazisi Görüntülemesinin Or- Cumhuriyet Üniversitesi T›p Fakültesi Kampüsü
lecek. ganizasyonu ve Sonuçlar›”, “Dengeli Anestezinin Kültür Merkezi’nde yap›lacak.
‹lgilenenler için: CBS’2007 Kongresi
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odas› Trabzon fiubesi
Prensipleri”,“Genç Köpeklerde Dental Problem- ‹lgilenenler için: Cumhuriyet Üniv. Tıp Fak. Biyoistatistik ABD,
58140 Kampüs Sivas
K.Marafl Cad. No.22 61200 - Trabzon ler”, “Kedi ve Köpeklerde Periodontal Hastal›k- E-posta: biyoistatistik2007@cumhuriyet.edu.tr
Tel: (462) 377 36 54 – 326 27 03 Faks: (0462) 328 09 18 lar”, “Köpeklerde Hipotiroidizm ve Süregelen Tel: (346) 219 10 10 / 1049-1090-1521
http://www.cbs2007.ktu.edu.tr/ e-posta: cbs2007@hkmo.org.tr GSM: (539) 354 12 35
Klinik Çeliflkiler”, “Diabetes Mellitus ve Tedavi

A¤ustos 2007 25 B‹L‹M ve TEKN‹K


teknoadim 27/7/05 15:17 Page 62

Teknoloji Ad›mlar›
Gökhan Tok

Yang›nla Savaflan Robot Böcek


Orman yang›nlar› özellikle havalar›n
s›cak oldu¤u yaz mevsiminde s›kça
karfl›lafl›lan üzücü olaylar. Araflt›rmac›lar
yang›nlar›n mümkün oldu¤u kadar az
hasarla atlat›labilmesi için çeflitli yollar
ar›yorlar. Bir çözüm önerisi de
Almanya’daki Magdeburg-Stendhal
Akademisi’ne ba¤l› araflt›rmac›lar
taraf›ndan ortaya at›ld›. Böceklere
benzeyen mini robotlar›n ormanda
sürekli gözlem yap›p bir yang›n an›nda
görevlileri uyarmas›, böylece yang›nlara
erken müdahale edilmesi amaçlan›yor.

OLE ad› verilen


robotlar›n, seramik-elyaf
birleflimi gövdelerinin
1300 santigrat ›s›ya
dayanabilece¤i söyleniyor.
Robot böcekler saatte 20
kilometre yol alabiliyor ve
birbirleriyle iletiflim
kurarak tak›m çal›flmas›
gerçeklefltirebiliyor.
Orman yang›nlar›na karfl›
yürütülen savafl, robot
böceklerin devreye
girmesiyle çok daha
kolaylaflacak.

Televizyonlu Mikroskop
Al›fl›lageldik mikroskoplarda, mikroskop cam› üzerine koydu¤unuz bir fleye bakmak
için gözlerinizi mikroskopa dayas›n›z. Oysa ad›na “Eyeclops” denen bu yeni tasar›m›
bir televizyona ba¤layarak, mikroskopta görmek istedi¤iniz fleyleri yaln›zca
kendinizin de¤il, çevrenizdeki insanlar›n da görmesini sa¤layabilirsiniz. Komik
görüntüsü bir yana, asl›nda tasar›m anlam›nda yeni bir fikir tafl›yor bu ürün. Bugüne
dek kimsenin böyle bir fleyi düflünerek hayata geçirmemifl olmas› da flafl›rt›c›. Çünkü
güçlü bir mikroskobu herkesin
görebilece¤i bir ekranla
bütünlefltirerek bir ekip
çal›flmas› yürütmek olas›.
Eyeclops da benzer bir
düflünceden yola ç›k›larak
yap›lm›fl. Eyeclops ad›,
mitolojideki tek gözlü devler “Cyclopslar”dan
esinlenerek konulmufl, çünkü mikroskop bölümü büyük
bir göz biçiminde tasarlanm›fl. Nesneleri 200 kat›na
kadar büyütebilen bu aletin göze benzeyen hareketli
parças›n›, görmek istedi¤iniz nesnenin üzerine koyman›z
yeterli oluyormufl.

B‹L‹M ve TEKN‹K 26 A¤ustos 2007


teknoadim 27/7/05 15:17 Page 63

Yapay Sümük
Yapay sümük ne ifle yarar ki demeyin. Warwick ve
Leicester Üniversitelerine ba¤l› araflt›rmac›lar,
üzerinde çal›flt›klar› yapay burunlar› normal bir
burun hassasiyetine ulaflt›rmak için her yolu
deniyorlar. Yapay sümükler de bu projenin bir
parças›. Araflt›rmac›lar koku almak üzere
tasarlanan elektronik burnun çevresini, sümük
görevi görecek polimer kar›fl›mlar›yla kaplam›fllar.
Bunu yaparken amaçlad›klar› fley, farkl› koku
biçimlerini mümkün oldu¤unca do¤ala benzer
biçimde alg›layabilmeyi sa¤lamak. Normal bir
burun, 100 milyonun üzerinde farkl› alg›lay›c›ya
sahiptir ve bunlar›n her biri birbiriyle uyum içinde
çal›flarak farkl› moleküllerin ne oldu¤unu tan›r ve
ay›rt edebilir. Elektronik burunlar genellikle g›da
sektöründe, üretilen g›da maddelerinin kalitesinin
kontrolünde kullan›l›yor. Ne var ki bu aletlerin
kulland›¤› alg›lay›c›lar›n say›s› yaln›zca 50
civar›nda. Bunun anlam›ysa elektronik burunlar›n
do¤al burunlara göre koku yelpazesinin çok daha
küçük bir bölümünü tan›yabiliyor olmas›. Bunun
yan›nda do¤al burunda var olan sümük, burnun
yap›s›n› ve koku alg›s›n› etkileyen önemli bir
eleman. Kusursuz bir koku alg›s›na giden yolda,
yapay sümü¤ün büyük katk›s› olacak gibi
görünüyor.

Robot Sinek
Robotik uzmanlar›n›n üzerinde çal›flt›¤› konular›n yetecek enerjinin küçük bir alanda depolanabilmesi
bafl›nda böcek biçimli küçük robotlar geliyor. Çeflitli gibi teknik zorluklar, yapay sinek üretimini zora
amaçlar için tasarlan›p üretilen böcek robotlar›n sokuyor. Bununla birlikte proje tam anlam›yla gerçek
haberlerini biz de okurlar›m›zla paylafl›yoruz. Ne var hayata geçirildi¤inde kendine farkl› kullan›m alanlar›
ki robot sinek, di¤er minik robotlardan daha zor bulabilecek. Bu yeni makineler, casus uçaklar›n
gerçeklefltirilen ve bir o kadar da önemli bir geliflme. ifllevini devralabilir, bilgi toplama, veri aktarma
Harvard Üniversitesi’nden ifllemlerini fark edilmeden
Robert Wood, bu projeyi gerçeklefltirebilirler. Elbette
yürüten ekibin bafl›nda. Bir henüz afl›lmas› gereken
robot sinek yapman›n baflka zorluklar da var. Söz-
zorlu¤u, çok küçük gelimi, araflt›rmac›lar bu ro-
boyutlarda ve kanatlar bot sine¤in uçufl biçimini de
kullanarak uçacak bir makine sineklerinkine benzeterek,
yapman›n, hava ak›mlar›, fark edilmelerini önlemek
ya¤mur, dolu gibi çevresel ad›na bir ad›m daha atmay›
koflullardan dolay› oldukça planl›yorlar. Fakat bunun
hassas dengeler gerektirmesi. için o boyuttaki küçük
Bir baflka zorluksa, böceklerin ve sineklerin
kullan›lacak malzemelerin uçufl biçimlerini daha
küçültülmesi gere¤i. ayr›nt›l› incelemeleri
Sözgelimi bu mini robotlar›n gerekiyor.
uçmas›n› sa¤layacak ölçüde Bir kez daha insan do¤ay›
güçlü bir motorun çok küçük taklit ederek teknolojik bir
boyutlara indirilmesi, ona yenili¤e imza at›yor.

A¤ustos 2007 27 B‹L‹M ve TEKN‹K


kulupAgustos 27/7/05 14:23 Page 22

Bilim ve Teknik Kulübü


G ü l g û n A k b a b a
fiimdilerde üniversitelerde e¤itim veren bölümlerden biri de ‘Aktüerya’.
Aktüer sözcü¤ünün kökeni Latince “actuarius” ve sözlük anlam› da “ka-
y›t tutan kimse”. Ankara muhabirimiz Mehmet Kuzu ve arkadafl› Göksu
Kaçaro¤lu bu bilim dal›n› merak edip bir araflt›rmaya girifltiler. Özellikle
üniversite tercihi yapmaya çal›flan liseli gençlerimize oldukça önemli ipuçla-
r› veren bu yaz›y› haz›rlayan Mehmet ve Göksu, bu mesle¤in ülkemizde birkaç
y›la kalmadan önemli meslek dallar› aras›nda yerini alacak potansiyele sahip ol-
du¤unu düflünüyorlar. Bat›’da ilk 10 s›raya girmifl olan “aktüerya”y› k›sa sürede bu denli geçerli yapan unsurlar›n neler oldu¤unu bize ayr›n-
t›l› bir biçimde anlat›yorlar. Konuyla ilgili daha ayr›nt›l› bilgi edinmek isterseniz, bu bilim dal›n›n e¤itimini veren üniversitelerin web sayfalar›-
n› inceleyebilir ya da muhabirimiz Mehmet Kuzu ile (mehmetkuzu@gmail.com) ba¤lant›ya geçebilirsiniz.

Merce¤in Oda¤›: Aktüerya


Aktüerya günün meslek dallar›ndan biri da risk almak hep tehlikeli görülür; ama
haline geldi. Bu mesle¤i bu denli güçlü k›lan risk almadan da baflar›l› olmak zordur. Bu
nedenleri s›ralayarak söze bafllayal›m. Birin- yüzden daha önce elde edilen verilerden yo-
cisi; flirketlerin en önemli unsurlar›ndan olan la ç›karak, “istatistik” kullanarak, risk tah-
‘finans ve yat›r›m’ dallar›n› içermekte. ‹kin- mini yap›labilir. fiirketin yapm›fl oldu¤u ifller
cisi sigortac›l›k ve nüfus hareketleri de ilgi- içinden sonucu güvenilir olan durumlar›n
lendi¤i konular aras›nda yer ald›¤› için top- de¤erlendirilmesi ve yeni ifl için flirket içi ve
lumla fazlas›yla iç içe olan bir meslek dal›. ülke durumu göz önünde bulundurularak
Gerek ifl, gerekse günlük yaflamla bu kadar bir çözümleme yap›l›r; sonuçta yine risk ala-
ba¤› olan aktüerlerin mezun olduktan sonra rak, ancak “do¤ru risk” alarak güvenilir so-
ifl bulamama olas›l›¤› neredeyse yok. Olas›l›k nuca ulaflmak mümkün olur.
demiflken, bu sözcü¤ün aküterlerin çal›flma- Güvenilirlik kendi içinde birçok yöntem-
lar›nda oldukça önemli bir yeri oldu¤unu he- le s›nanabilir. Bunlardan birincisi: içsel gü-
men belirtelim. Kaza, yang›n, ölüm gibi fela- venilirlik (tutarl›l›k). Tutarl›l›k deyince flunu
ketlerin görülme s›kl›klar›n› göz önünde bu- anl›yoruz: Ölçümün tüm parçalar›n›n bir bü-
lundurarak bunlar›n gelecek y›llarda görül- tün oluflturmas› gerekir ve bütünün ölçüm
me olas›l›¤›n› hesapl›yorlar. üretkenli¤ini tam sa¤lamas› beklenir. Di¤er
Asal görevleri sigorta programlar› hesap- bir deyiflle, bu durumun sa¤lanmas› için
lamak olan aküterler, grafikler ve tablolar parçalar›n tek tek sa¤lad›¤› güvenilirlikle
yard›m›yla sigorta yap›lan eflya, insan vb.le- bütünün gösterdi¤i güvenilirlik do¤rusal bir
rin kay›p ve hasar miktarlar›n› da buluyorlar. sahip olmak, müflterileri taraf›ndan tutarl› ba¤›nt› içermelidir. Test-yeniden test güve-
Bunun d›fl›nda sigorta flirketlerinin finansal ürün sundu¤una inan›lan ve söz verdi¤i fle- nilirli¤i bir baflka de¤erlendirme yöntemi-
raporlar›n› haz›rlamak, kâr ve zarar tablolar›- kilde hareket eden bir ifladam› olmak de- dir. Bu de¤erlendirmedeyse zaman içinde
n› oluflturmak da görevleri aras›nda. Bu du- mek. Örne¤in, yaflad›¤›m semtte çok say›da yap›lan testlerin yenilenerek kendi içindeki
rumda aktüerlerin meslek hayat›ndaki de¤er- kuru temizlemeci aç›l›p kapan›yor. Bense kararl›l›¤› gözlenir. Bu ve benzer de¤erlen-
lerin bafl›nda “güvenilirlik” geliyor. Bu yaz›y› 20 y›ld›r ayn› kuru temizlemeciye gidiyo- dirmeler daha çok t›pta kullan›l›r ve ilaçla-
yazmam›z›n amaçlar›ndan biri de “aktüerya rum. Çünkü, giysilerimin söz verilen zaman- r›n ya da yeni sa¤alt›m (tedavi) yöntemleri-
nedir?” sorusuna yan›t vermenin yan› s›ra gü- da haz›r olaca¤›na, mükemmel biçimde ütü- nin güvenilirli¤i belirlenir.
ven konusunun da alt›n› çizmek. Dolay›s›yla lenmifl ve dü¤meleri tam olarak teslim edi-
konuya, önce güvenilirlik kavram›n›n bu mes- lece¤ine eminim. Böyle güvenilir bir hizmet
lekte neden “olmazsa olmaz” lar›n bafl›nda al›yorken, neden rekabetçi ortamdan yarar-
geldi¤ini aç›klayarak bafllayal›m! lanmaya çal›flay›m ki?”
Phyllis Ross “Müflteri Sadakatinin 7 S›r-
r›” bafll›kl› makalesinde güvenilirli¤ini kan›t-
Güvenilirlik ve
lam›fl bir kurutemizlemecinin müflterisi tara-
Risk De¤erlendirmesi f›ndan pahal› olsa da tercih edildi¤i örne¤iy-
“Tutarl›l›k ve güvenilirlik. Bir hizmeti le, asl›nda ne anlatmaya çal›flt›¤›m›z aç›kça
ilk kez sundu¤unuzda, harika bir ifl yapm›fl anlafl›l›yor. Sözlük tan›m›nda güvenilirlik,
olursunuz. ‹kinci sefer, o kadar da büyük “ayn› koflullar alt›nda yap›lan ölçümlerin ay-
bir ifl yapm›fl say›lmazs›n›z. Üçüncü seferde, n› sonucu vermesi durumu” biçiminde aç›k-
ortaya ç›kman›z gereken zamandan bir saat lan›yor. Buradan yola ç›karak, Phyllis
önce her fleyi iptal edersiniz. Kendinizi bu Ross’un da dedi¤i gibi e¤er bize tutarl› ge-
tan›ma dahil ediyor musunuz? Öyleyse, bü- len sonuçlar›n süreklili¤ine inand›ysak, bu
yük olas›l›kla, genifl bir müflteri taban›na sa- sonucu almaya “al›fl›r›z” ve rekabet art›k ifl-
hip de¤ilsiniz. Bugünlerde, herkesin ifl prog- lemez duruma gelir. ‹flte bu al›flkanl›k duru-
ram› son derece yo¤un. Sad›k müflterilere mu bize o “güvenilirlik”ten gelir. ‹fl hayat›n-
Bilim ve Teknik Kulübü hakk›nda ter türlü bilgiyi, mektup, telefon, faks ya da e-posta arac›l›¤›yla edinebilirsiniz. ‹letiflim kurabilece¤iniz adreslerse flöyle: Bilim ve Teknik Kulübü, Atatürk Bulvar› No:221 Kavakl›dere- Ankara,

B‹L‹M ve TEKN‹K 28 A¤ustos 2007


kulupAgustos 27/7/05 14:23 Page 23

Bilim ve Teknik Kulübü


‹fl yaflam›nda da ‘risk de¤erlendirmesi’ Aktüerya Bölümü ve Mezunlar ekonomiyle ilgili ço¤u sektörde
kavram› vard›r. Yo¤un ifl yaflam›nda karfl›la- Mezun Aktüerler çal›flabilirler. Sigorta flirketlerinde, bankac›-
fl›lan sorunlar ve sorunlar›n flirketi nas›l et- Meslek aray›fl›nda olan gençler! E¤er ma- l›k sektöründe ve sosyal güvenlik kurumla-
kileyece¤i belirlenir. Risk de¤erlendirmesi- tematiksiz yapamayaca¤›n›z› düflünenlerden- r›nda s›k›nt› çekmeden ifle bafllayabilirler.
nin ad›mlar›n›, tehlikenin belirlenmesi, risk- seniz, aktüerya mutlaka tercihleriniz aras›n- Yaln›z flöyle bir gerçek var ki, aktüerlerin ça-
lerin de¤erlendirilmesi, al›nacak önlemlere da bulunmas› gereken bölümlerden. Yeni l›flma saatleri düzenli olmas›na karfl›n, fazla
karar verilmesi, önlemlerin tamamen al›n- ÖSS sistemine göre lisans program› SAY2, mesaiye kalmalar› gereken zamanlar da ola-
mas› ve olaylar›n izlenip yeniden de¤erlendi- yüksekokullar için SAY1 puan›yla tercih edi- cak. Sigortac›l›kla da u¤raflt›klar› için, di¤er
rilmesi biçiminde sayabiliriz. lebiliyor. 4 y›ll›k ö¤renim s›ras›nda matema- flirketlerle de iletiflim kurmak durumunda
Aktüeryan›n en zevkli konular› aras›nda tik, ekonomi, muhasebe, hukuk gibi dersle- bulunacaklar, k›saca insan iliflkilerinde iyi
yer alan güvenilirlik hesaplanmas› ve risk rin yan› s›ra sigortayla ilgili (sigorta hukuku, olmalar› gerekiyor! Her meslekte oldu¤u gi-
de¤erlendirilmesi günümüzde gerçekten çok sigorta iflletmecili¤i ve pazarlamac›l›¤›…) bi iflin s›rr› dürüstlük ve uzun uzun anlatt›¤›-
önemli. ‹ster devlet kurumlar›nda olsun ister e¤itimler de veriliyor. Ayr›ca aktüerlik mes- m›z gibi güvenilirlik!
özel flirketlerde, bu araflt›rmalar›n yap›lmas› le¤inde fazla kifli yetiflmedi¤i için iflsiz kalma Kaynaklar
verimi art›rmada ve daha genifl alana ulafl- riski de pek yok. Türkiye’de yaln›zca iki üni- Prof.Dr. Austin Lee seminer notlar› (ODTÜ ‹statistik, 07.06.2007)
http://tr.wikipedia.org/wiki/Akt%C3%BCerya
mada etkili. Ayr›ca bu konularla ilgilenme- versitede; Hacettepe Ünversitesi ve Marma- http://www.bayar.edu.tr/~saykad/g_omeraydemir1.htm
nin zevki de temelinde matematik ve istatis- ra Üniversitesi’nde “Aktüerya Bölümü” bu- http://www.isguvenligiuzmani.com/risk_degerlendirme.html
http://www.egitimgazetesi.com/read_news.php?nID=75250
tik bilimini içermesinden. lunuyor. http://www.cinfikrim.com/index.php?name=PNphpBB2&file=viewto-
pic&p=823

Yeni Nesil Polimerik Sistemler nel Prensipler”, “Yeni Nesil Polimerik Sis- Moleküler Biyoloji ve
Yaz Okulu Gerçeklefltirildi temler”, “Protein Kromatografisi ve Prote- Genetik Ö¤renci Kongresi
omikler” (Dr. Adil Denizli), “Moleküler Bas- ‹TÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Kulü-
Yaflam özünde polimeriktir: Canl› hücre- k›lanm›fl Polimerler” (Dr. R›dvan Say), “Ak›l- bü, bu y›l ilkini gerçeklefltirece¤i Moleküler
nin en önemli bileflenlerinin hepsi (protein- l› Polimerler”, “Lektin Afinite Kromatografi- Biyoloji ve Genetik Ö¤renci Kongresi’nin ha-
ler, karbohidratlar ve nükleik asitler) poli- si” (Dr. Handan Yavuz), “Manyetik Polimer- z›rl›klar›na büyük bir heyecanla devam edi-
merdir. Do¤a polimerleri karmafl›k bir maki- ler” (Dr. Sinan Akgöl), “Afinite Extraksiyonu yor. ‹TÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölü-
nenin hem inflas›, hem de canl›l›¤› için ya- ve Çöktürme”, “‹mmobilize Metal Afinite mü’nün destekledi¤i kongreye Türkiye’nin
p›tafl› olarak kullan›r. Günümüzde polimerik Kromatografisi” (Dr. Mehmet Odabafl›), dört bir yan›ndan gelecek kat›l›mc›lar, kon-
jeller biyoteknolojinin birçok farkl› alan›nda “Hidrofobik Etkileflim Kromatografisi” (Dr. grede moleküler biyoloji ve genetik bilimle-
uygulama buluyor. Bu çok genifl uygulama Serpil Özkara), “Boronat Afinite Kromatog- rinde yap›lan en son çal›flmalar› ve güncel
alanlar›na karfl›n, polimerik jellerin kullan›l- rafisi” (Dr. Serap fienel), “Jel Filtrasyon Kro- konular› hem dinleyerek hem de görerek ve
mas› baz› sorunlar› da beraberinde getirmi- matografisi ve ‹yon De¤iflim Kromatografisi uygulayarak ö¤renme f›rsat›n› yakalayacak-
yor de¤il. Dolay›s›yla bu konuda sürekli yeni Yöntemleriyle Proteinlerin Saflaflt›r›lmas›” lar. 8–11 Eylül tarihleri aras›nda ‹TÜ Ayaza-
malzemelere gereksinim var. Bu gereklilik- (Dr. Ö. ‹rfan Küfrevio¤lu) ve “2’5’ADP Sep- ¤a Kampüsü’nde düzenlenecek kongre prog-
ler de biyolojik uygulamalar için yeni malze- harose 4B Afinite Kromatografisi” (Dr. Meh- ram›, davetli konuflmac›lar›n yapaca¤› konfe-
melerin gelifltirilmesine ve ticarileflmesine met Çiftçi) bafll›kl› konular anlat›ld›. Ayr›ca ranslarla, ö¤renci sözlü sunumlar› ve poster
yol açmakta. Bu önemli konuda çal›flanlara Dr. ‹lhami Gülçin ve Dr. fiükrü Beydemir gö- sunumlar›yla, sertifika programlar›yla, çal›fl-
destek vermek, ilgilenenleri bilgilendirmek zetiminde “Afinite Kromatografisinin Deney- taylar ve seminerlerle oldukça zengin bir içe-
ve son geliflmelerden haberdar etmek ama- sel Uygulamalar›” ile ilgili laboratuvar çal›fl- ri¤e sahip olacak. Kongrede yap›lacak su-
c›yla, Erzurum’da, Atatürk Üniversitesi Fen mas› gerçeklefltirildi. numlar, özellikle yeni ve geliflmekte olan ça-
Edebiyat Fakültesi ve Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Adil Denizli ve Prof. Dr. Ö. ‹r- l›flma alanlar›yla ilgili konular› kapsayacak.
Fen Fakültesi Kimya Bölümleri, birlikte fan Küfrevio¤lu baflkanl›¤›nda düzenlenen Dört gün boyunca yap›lacak etkinliklerde,
“Protein Kromatografisi ve Yeni Nesil Poli- bu önemli etkinli¤e ilgiyse, 18 üniversiteden moleküler biyoloji, moleküler genetik, mole-
merik Sistemler” konulu bir yaz okulunu 5- lisansüstü düzeyde 81 kat›l›mla büyük oldu. küler t›p, biyoteknoloji, nanobiyoteknoloji,
7 Temmuz tarihleri aras›nda gerçeklefltirdi- Lokman Uzun biyobenzetim (biomimetics), biyoinformatik,
HÜ Fen Fakültesi Kimya Bölümü Arafl. Gör.
ler. Bu kursta “Protein Kromatografisi Ge- biyomedikal, biyoremediasyon, kök hücre
araflt›rmalar›, bilim eti¤i, ekoloji ve evrimsel
biyoloji konular›na de¤inilecek. Kongrenin
en güzel içeriklerinden biri olan çal›fltaylarla
kat›l›mc›lara güncel konularla ilgili uygula-
mal› bir e¤itim verilebilecek. Çal›fltaylarda,
gerçek zamanl› PCR, yap›sal biyoloji ve
cDNA senteziyle ilgili uygulamalar yap›lacak;
ayr›ca biyobenzetim (biomimetics) teknikle-
riyle ilgili bir seminer düzenlenecek.
Ayr›nt›l› bilgi için
http://www.mbgkongre.itu.edu.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Güldeniz Salal›
‹stanbul Bilim ve Teknik Kulübü Muhabiri

Tel: (312) 467 32 46- 468 53 00/1067, Faks: (312) 427 66 77 e-posta: gulgun.akbaba@tubitak.gov.tr

A¤ustos 2007 29 B‹L‹M ve TEKN‹K


kulupAgustos 27/7/05 14:23 Page 24

7. Teknoloji Kongresi’nin
Finalistleri Belli Oldu
TÜB‹TAK, TTGV ve TÜS‹AD taraf›ndan,
Türk Telekom’un ana sponsorlu¤unda, 11
Aral›k 2007’de düzenlenecek 7. Teknoloji
Kongresi ve Ödülleri için “Büyük Ödül” ve
“Baflar› Ödülü” finalistleri belirlendi. Türki-
ye’nin ekonomik kalk›nmas› ve küresel pa- cakl›¤› konusunda kullan›c›y› uyaran ürün, Vestel ise, “Pixellence TFT LCD TV” pro-
zarlardaki rekabet gücünün, gelifltirilebilen hem fazla enerji tüketiminin, hem de hafl- jesiyle büyük ödülün finalisti oldu. Vestel’in
yenilikçi ürün ve teknolojilerle ivme kazana- lanma riskinin önüne geçiyor. projesi sayesinde, daha parlak, canl› ve
ca¤›ndan yola ç›k›larak oluflturulan Teknolo- Ermaksan, “Lineer Motorlu CO2 Uçan Op- ayr›nt›lar›n ortaya ç›kt›¤› bir ekranda, mev-
ji Ödülleri’nde, 10’u “Büyük Ödül” ve 15’i tik CNC Lazer Kesme Tezgah›” projesinde, cut görüntülerin çok ötesinde görüntü kali-
“Baflar› Ödülü”ne olmak üzere toplam 25 Türkiye’nin ilk lazer kesim tezgah›n› gelifltiri- tesine ulafl›labiliyor. Proje, renk iyilefltiril-
proje baflvurdu. Uzmanlar taraf›ndan yap›- yor. Ermaksan, dakikada 150 metre h›zla has- mesi, ten rengi düzenlemesi ve keskinlik iyi-
lan de¤erlendirmeler sonucunda “Büyük sas kesim yapabilen bu ürünüyle, sac iflleme- lefltirmesine de olanak tan›yor.
Ödül” kategorisinde 6 ve “Baflar› Ödülü” de günün en ileri teknolojisini sunuyor. Bugü- Baflar› Ödülü finalistleri ve projeleriyse
kategorisinde 8 proje finale kald›. 7. Tek- ne kadar yaln›zca geliflmifl birkaç ülkede üre- flöyle: “Alarge Makine - Mikro Seviyelerde
noloji Ödülleri kapsam›nda bu y›l ilk kez tilebilen Lazer Kesim Tezgah›, Türk sanayicisi- Debi ve Bas›nç Kontrol Sistemi”. Bu projey-
oluflturulan “Nanoteknoloji, Biyoteknoloji ne önemli maliyet avantaj› getiriyor. le, bas›nçl› su ileten boru hatlar›nda iç ba-
ve Nanobiyoteknoloji Özel Ödülü” kategori- Tega’n›n, “TEGA 3000 GPS MAP Elek- s›nç deneyi cihaz›n›n yerli üretimi gerçeklefl-
sindeyse toplam 11 baflvuru al›nd›. Tan›t›m› trofüzyon Kaynak Makinesi”, do¤algaz ve tirilerek ithalat zorunlulu¤unun önüne geçi-
ayr›ca yap›lacak olan bu baflvurular aras›n- içme suyu boru hatlar› döflenirken, ifl saha- liyor.
dan ödül alacak projeler, “Büyük Ödül” ve s›ndaki bir iflçinin yapt›¤› kaynakla ilgili tüm AGM Lab – “Bilgi.Com Türkçe Arama
“Baflar› Ödülü”nü kazananlarla birlikte, 11 bilgileri, ilgili mühendise ulaflt›ran bir tek- Motoru”. ‹nternet içeri¤ini Türkçe için gelifl-
Aral›k’ta düzenlenecek 7. Teknoloji Ödülle- noloji ortaya koyuyor. Tega, 11 uyduyla ha- tirilmifl teknolojiyle sunan ilk ‘Türkçe Ara-
ri ve Kongresi’nde aç›klanacak. berleflerek çal›flan bu sistemle, yap›lan tüm ma Motoru’ niteli¤inde.
Teknoloji Ödülleri ve Kongresi’nde Bü- çal›flmalar›n, boru hatt› plan›yla eflzamanl› Cantek So¤utma Makineleri – “Uzaktan
yük Ödül kategorisinin finalistleri ve sun- olarak uzaktan izlenebilmesini sa¤l›yor. ‹zlenebilir ve Yönetilebilir So¤utma Makine-
duklar› projelerin özelliklerine gelince: si Otomatik Kontrol Üniteleri”. Proje, so-
AirTies, özellikle betonarme binalardaki ¤utma makinelerinin enerji tüketimini azal-
kablosuz ‹nternet ba¤lant›s›nda kapsama tacak önlemler önerip, ar›zalar› kendili¤in-
alan› sorunlar›n› ortadan kald›rmak üzere den tespit edebiliyor.
gelifltirilen “AirTies Mesh” teknolojisi proje- Eliar Elektronik – “‹ris 11 - FED Tekstil
siyle Büyük Ödül finalistlerinden biri. Proje, Boyama Bilgisayar›”. Boyama sürecinin bo-
kendi kendine organize olarak yol atlayabi- yanacak materyalin özelli¤ine göre yürütül-
liyor, yük dengeleyerek ses ve video aktar›- mesi ve denetimini kolaylaflt›r›yor.
m›n› yüksek h›zda yapabiliyor. Ürün, ayn› Megatek Mühendislik – “Gövde U Bü-
konutta birden fazla kablosuz eriflim nokta- küm ve Gövde Braketleri Tox ile Birlefltirme
s› gereksinimini ortadan kald›r›yor. Hatt›”. Beyaz eflya üretiminde, ucuz ve kali-
ASELSAN, “ASELFLIR-300T, Sald›r› He- teli yeni bir üretim yetene¤i sunarak, seri
likopteri Çok Sensörlü Entegre Hedefleme üretime h›z kazand›r›yor.
Sistemi” ad›n› verdi¤i, sald›r› helikopterleri, Merkezi Kay›t Kuruluflu – “Merkezi Kay-
insans›z hava araçlar› ve savafl gemilerinde di Sistem”. Menkul k›ymetlerin, e-ortamda
kullan›lmak üzere gelifltirdi¤i “çok sensörlü iflletilmesini sa¤layarak, maliyetini ve gü-
hedefleme sistemi” ile yar›flmaya kat›ld›. venlik risklerini azalt›yor.
ASELSAN’›n bu ürünü, seyir, gözetleme, he- MilSoft Yaz›l›m Teknolojileri – “Gemi
def tespit, teflhis, tan›ma, takip, hedef ifla- Komuta Kontrol Sistemi Yaz›l›m›”. En basit
retleme ve arama-kurtarma görevlerini yeri- konfigürasyondan, f›rkateyn ve denizalt› gi-
ne getirebiliyor. bi en karmafl›k konfigürasyonlara kadar çe-
ECA, “Su ve Enerji Tasarrufu için Kartu- flitli deniz, kara ve hava platformlar›n›n ge-
flu Dönebilen ve Ses Uyar› Sistemi ile S›cak- reksinimlerine göre kolayca ölçeklenebilir
l›k Derecelerini Haber Veren Mix Batarya” ve uyarlanabilir özellikte bir altyap› sunu-
projesini sundu. Proje, tam so¤uk su pozis- yor.
yonuna getirildi¤inde kombi ya da flofbeni Proses Makine – “Çok Renkli ‹plik Boya-
tetiklemeyecek debi miktar›yla çal›flan çevre ma Makinesi”. Bilinen ip boyama yöntemle-
dostu armatürden olufluyor. ECA, böylelikle rine oranla, kimyasalda %85, suda %90,
enerji tasarrufu sa¤l›yor. Ayr›ca su ak›fl s›- enerjide %75 tasarruf sa¤l›yor.

B‹L‹M ve TEKN‹K 30 A¤ustos 2007


kulupAgustos 27/7/05 14:23 Page 25

Çanakkale muhabirimiz Arif Solmaz, 2001 y›l›nda Prof. Dr. Osman Demircan taraf›ndan kurulan ve 19 May›s 2002
tarihinde resmen aç›lan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Astrofizik Araflt›rma Merkezi (ÇAAM)’ndeki gözlemevinin 5.
kurulufl y›l› kutlamas›nda, kat›l›mc›lara yeni dönem projeleri hakk›nda bilgiler veren Dr. Demircan’›n aç›klamalar›n› özetleyen
bir çal›flma haz›rlad›.

TÜRK‹YE GÖKB‹L‹M‹NDE YEN‹ B‹R ADIM


daha iyi anlafl›lmas›na uluslararas› önemli da yaln›zca Çanakkale Üniversitesi'nde de-
katk›lar sa¤lanacak. Böylece Türkiye’nin bu ¤il, altyap›y› oluflturabilecek di¤er üniversi-
alanda Avrupa ülkeleriyle rekabet gücü bü- telerde de 1,5 m çap›nda teleskop olmas›
yük ölçüde artt›r›lm›fl olacak. gerekiyor. Örne¤in, Uluda¤ Üniversitesi'nin
Gökbilim alan›nda en geliflkin duyaçlar› Uluda¤'da, Ege Üniversitesi'nin ise Nif Da¤-
kullanabilecek büyüklükte bir teleskopla ya- lar›'nda kuraca¤› 1,5 m çapl› teleskop Türk
p›lacak gözlemler, kendi özgün sonuçlar› gökbilimcilerine ve bilim dünyas›na çok ya-
yan›nda Türkiye’de duyaç teknolojisini bilen rar sa¤layacak.
ve onu kendi amaçlar›na yönelik kullanabi- ÇOMÜ, yetiflmifl insan gücü, yay›nlar› ve
len araflt›rma gruplar›n›n ilgili alanda bilime ulusal bas›nda yer alan bulufl ve keflifleriyle
uluslararas› ve önemli katk›lar sa¤lamas›na kendini kan›tlam›fl bir gözlemevi. E¤itim ve
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi As- f›rsat oluflturacak. ö¤retimin yap›ld›¤› ortama yak›n tayf gözle-
trofizik Araflt›rma Merkezi ve Gözleme- Temel bilimlerde baflar› ölçütü, herhangi mi yapabilen bir teleskop, e¤itim ve ö¤retim
vi’nde plazma fizi¤i, kozmoloji, genel bir bilimsel çal›flman›n son aflamas› olan, faaliyetlerinde tayfsal çal›flmalar›n geliflmesi
görelilik, matematiksel fizik, etkileflen çift SCI taraf›ndan taranan dergilerde proje so- aç›s›ndan da çok önemli. Ülkemizde
y›ld›zlar, günefl fizi¤i, X-›fl›n çift y›ld›zlar› ve nuçlar›n›n yay›nlanmas›. Bu nedenle, proje gökbilim ve astrofizik alan›nda e¤itim veren
gama ›fl›n patlamalar› konular›nda araflt›r- kapsam›nda uygun verinin toplanmas› da kurumlar›n yak›n›nda tayf gözlemi yapma
malar yap›l›yor. Çanakkale merkezine 10 gerekmekte. Verinin toplanmas›, ÇOMÜ'ye olana¤› olmad›¤› için, tayf konusunda uz-
km uzakl›kta, Radar Tepesi’nin güney yama- al›nacak 1 metrelik teleskop ve tayfçekerle man yetifltirme zorunlulu¤u var. Hem e¤itim
c›nda, Ulup›nar Köyü'ne yak›n bir bölgede, sa¤lanacak. Y›ld›z tayf› çal›flmalar› konusun- ve ö¤retimde, hem araflt›rma alan›nda, hem
410 m yükseklikte yer alan bu Gözlemevi’n- da az say›da uzman›n bulundu¤u ülkemizde de uzman yetifltirmek ve yay›nlar›n artmas›
de, 40 cm ve 30 cm’lik iki “Cassegrain- ÇOMÜ’nün böyle bir çal›flma bafllatmas› ve için böyle bir teleskopa gereksinim oldu¤u
Schmidt teleskopla” çok amaçl› fotometrik bu konuda uzman eleman yetifltirilmesi çok ortada.
gözlemler yap›l›yor. Teleskoplara tak›lan de- önemli bir baflar› ölçütü.
tektörler; iki fotoelektrik fotometre ve üç
CCD kameradan olufluyor. TROIA’07
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi As- Çanakkale Onse-
trofizik Araflt›rma Merkezi’nin amac›, astro- kiz Mart Üniversitesi
fizik alan›nda etkinlikler planlamak ve yü- (ÇOMÜ); Ortado¤u
rütmek. Etkinliklerse üç grupta toplanmak- Teknik Üniversitesi
ta: Ulusal ve uluslararas› ortak projelerle (ODTÜ), TÜB‹TAK,
yürütülen bilimsel araflt›rmalar, eleman ye- Türkiye Atom Enerji-
tifltirmeye yönelik e¤itim-ö¤retim çal›flmala- si Kurumu ( TAEK),
r› ve halk› ve ö¤rencileri bilgilendirmeye yö- Uluslararas› Teorik
nelik popüler çal›flmalar. Fizik Merkezi (ICTP)
Gözlemevi’nde yürütülen önemli bir pro- ve Kale Grubu’nun
je de, Merkez’e al›nacak yeni teleskop pro- Proje kapsam›nda al›nmas› düflünülen katk›lar›yla, 30 A¤us-
jesi. Uzay teknolojileri öncelikli alan›nda bir teleskopun kullan›lmas›, gözlemevinde ve tos - 3 Eylül tarihleri
araflt›rma altyap›s› projesi olan bu Büyük Marmara Bölgesi’ndeki üniversitelerde bu- aras›nda Uluslararas›
Teleskop Projesi’yle, Avrupa ülkeleriyle re- lunan ve tayfsal gözlemler ve analizleri ko- Hadron Fizi¤i Konfe-
kabet gücünü yakalayabilmek için tüm Mar- nusunda yeterli deneyime sahip araflt›rmac›- rans›’n› düzenliyor.
mara Bölgesi üniversitelerinin kullanabile- lar›n çal›flmalar›n› devam ettirmelerine, Tür- Konferans›n amac›,
ce¤i orta boy (1,2 m çap›nda) bir teleskop kiye’de bir basamak daha ileriye, farkl› ça- hadron fizi¤i alan›n-
kurulacak. Yeni teleskopla uzay çöplü¤ü, l›flma alanlar›na girmelerine ve bu alanda da çal›flmalar›n› sür-
uzay araçlar›, asteroitler, Günefl Sistemi yeni araflt›rmac›lar›n yetifltirilmesine olanak düren uzmanlar› ve
üyeleri ve uydular›, de¤iflen çift y›ld›zlar, y›l- sa¤layacak. genç araflt›rmac›lar›
d›z kümeleri, yak›n gökadalar izlenebilecek, Türkiye'de yaln›zca TÜB‹TAK Ulusal Göz- bir araya getirip, fikir
zamana ve dalgaboyuna ba¤l› ›fl›n›m de¤i- lemevi'nde 1,5 m çap›nda bir teleskop var. al›flveriflini sa¤lamak
flimleri gözlenecek, bu gözlemlerin analizi Bu Rus ortakl› bir teleskop ve gözlem zama- ve bu alandaki son
ve yorumuyla bölgede ve Türkiye’de, n›n›n %60'l›k k›sm› Ruslara ait. Do¤al ola- geliflmelerin izlenebi-
gökbilim ve uzay bilimleri teknolojileri alan- rak Türk biliminsanlar›na ayr›lan %40'l›k lece¤i bir atmosfer
lar›nda çal›flan araflt›rmac›lar›n kapasitesi süre, gereksinimleri karfl›lamaya yetmemek- oluflturmak.
‹lgilenenler için:
nitelik ve nicelik olarak yüzlerce kez iyilefle- te. Avrupa'daki her ülkede, 10 kadar 1 ve- http://milonga.physics.metu.edu.tr/hep-th/troia07/home.html
cek, yak›n ve uzak evrenin fiziksel olarak ya 1,5 m. çapl› teleskop bulunmakta. Asl›n- E-posta: troia07@p409a.physics.metu.edu.tr
Arif Solmaz

A¤ustos 2007 31 B‹L‹M ve TEKN‹K


kulupAgustos 27/7/05 14:23 Page 26

Güneybat› Asya Bitki Hayat›


Sempozyumu Yap›ld›
7. Güneybat› Asya Bitki Hayat› Sempoz-
yumu (7. Plant Life of Southwest Asia)
(PLoSWA), 25-29 Haziran tarihlerinde, Ana-
dolu Üniversitesi Eczac›l›k Fakültesi ve Flora
Araflt›rmalar› Derne¤i taraf›ndan ortaklafla
gerçeklefltirildi. Bu sempozyum, serisi 10
ciltte toplanan Türkiye ve Do¤u Ege Adalar›
Floras› (Flora of Turkey and East Aegean Is-
lands) adl› eserin editörü olan Peter H. Da-
vis taraf›ndan bafllat›lm›flt›. ‹lk iki sempoz-
yum 1970 ve 1985 y›llar›nda Edinburgh’da
gerçeklefltirildi. 3. sempozyum 1990’da
Berlin’de düzenlendi. Türkiye’deki ilk sem-
pozyumsa (4. PLoSWA) 1995’te ‹zmir’de miflti. Bu bitkinin külünde %20 oran›nda ni- rulu’nda birlikte görev yapt›¤›m arkadaflla-
gerçeklefltirildi. 1998’de, Taflkent-Özbekis- kel belirlediklerini söyledi¤inde zihnimde bir r›m madalya fikrini bafl›ndan beri destekledi-
tan’da ve 2002’de Van-Türkiye’de gerçeklefl- flimflek çakt›. Bu nikeli elde edebilirsek bir ler. Prof. Dr. Tuna Ekim, Prof. Dr. Adil Gü-
tirilen 5. ve 6. sempozyumlar›n ard›ndan, madalya yapabilir ve bu madalyay›, Türkiye ner, Avukat Haflim Bay›rbafl ve Mehmet Bil-
kat›l›mc›lar›n oybirli¤iyle 7. PLoSWA’y› Eski- floras›n›n araflt›r›lmas›na ve tan›t›lmas›na gin’e bu konudaki inanç ve destekleri için te-
flehir’de düzenleme karar› al›nm›flt›. önemli katk›da bulunan biliminsanlar›na ve- flekkür ederim. Gerekli maddi destek Nihat
PLoSWA sempozyumlar›n›n bafll›ca hede- rebilirdik. Gökyi¤it Vakf›’ndan geldi. Madalya’n›n tasa-
fi, Güney Bat› Asya’ da yetiflen bitkiler üze- Bu fikrimi Prof. Reeves’e açt›¤›mda il- r›m›ysa Gülten Ye¤ena¤a taraf›ndan yap›ld›.
rinde çeflitli konularda çal›flmakta olan arafl- ginç buldu; ancak bitkide nikelin metalik de- Madalya Darphane’de bas›ld›. Alt›n madal-
t›rmac›lar› biraraya getirmekti. Bu sempoz- ¤il, iyonik halde oldu¤unu belirtti ve elde yan›n üzerine nakfledilmifl lale motifi bitki-
yumun özelli¤i, araflt›rmac›lar›n bu alanda edilmesinin kolay olmayaca¤› konusunda bi- den elde etti¤imiz nikelden olufluyor. Ama-
çal›flan di¤er araflt›rmac›larla tan›flmas› ve zi uyard›. c›m›z, Flora Araflt›rmalar› Derne¤i’nin ihdas
en önemlisi de tan›nm›fl taksonomistler ve Nikel kimyasal yolla elde etme yolu oldu- etti¤i bu madalyan›n, her 5 y›lda bir yap›lan
bölge floralar›n›n yaz›m›na büyük katk›da ¤una ve elektrolizle elde edilebilece¤ine PLoSWA Sempozyumlar›nda Türkiye Flora-
bulunan di¤er araflt›rmac›larla tan›flma ve iliflkin bilgileri literatürden toplad›k. S›ra bit- s›’n›n geliflmesine ve tan›t›m›na önemli ölçü-
sohbet etme f›rsat› sunmas›yd›. Ayr›ca sem- kiyi toplamaya gelmiflti. Bitkinin Mu¤la ve de katk› sa¤layan bir Türk biliminsan›na ve-
pozyum, güneybat› Asya bitki hayat›n›n so- Kütahya’daki serpantin alanlarda bol miktar- rilmesi. Bitkiden nikelin elde edilmesi afla-
runlar›n› ve yap›lan çal›flmalar› tart›flmak da yetiflti¤i bilgisini Prof. Reeves ile çal›flan malar›n›n çeflitli kademelerinde yard›m ve
için uygun bir zemin de oluflturdu. Prof. Dr. Nezaket Ad›güzel’den ald›k. Ertesi desteklerini esirgemeyen Farmakognozi
Sempozyum s›ras›nda iki çok önemli ser- y›l, ekibimdeki arkadafllarla birlikte Prof. Anabilim Dal›m›z mensuplar›na, özellikle Dr.
ginin de sunumu oldu. Eskiflehir’in Çiçekleri Ad›güzel’in k›lavuzlu¤unda bitkiyi toplamak Zeynep Tunal›er, Dr. Tuncay Gezgin, Prof.
Sergisi, Eskiflehir Osmangazi Üniversite- üzere Kütahya’n›n Tavflanl› yöresine gittik. Dr. Hasan Mandal ve bilhassa Doç. Dr. Mü-
si’nden Dr. Atila Ocak taraf›ndan haz›rlan- Bitkinin yetiflti¤i yerlerdeki yo¤unlu¤u inan›l- berra Koflar ve Dr. Abdi Aydo¤du’ya teflek-
m›flt›. Dr. Ocak il s›n›rlar› içindeki gezileri s›- maz boyuttayd›. Yani, toplamam›z›n bitki po- kür ederim.”
ras›nda çekmifl oldu¤u 500’den fazla ilgi çe- pülasyonuna zarar vermesi söz konusu de¤il- ‹lk madalyay› alacak biliminsan›n› aç›kla-
kici bitki foto¤raf›n› sergiledi. Çiçek Çizimle- di. Bu durum bizi daha da yüreklendirdi ve yan Flora Araflt›rmalar› Derne¤i Yönetim Ku-
ri Sergisi’yse, ‹stanbul’daki Nezahat Gökyi- birkaç çuval bitki toplay›p Eskiflehir’e dön- rulu Baflkan› Prof. Dr. Tuna Ekim ise, 19
¤it Botanik Bahçesi’nden Gülnur Ekfli, Hülya dük. Bitkiler kurutulduktan sonra, bir dostu- Haziran 2007 tarihli ve 28 nolu toplant›la-
Korkmaz ve Ifl›k Güner’in çizimlerinden olu- mun metal döküm fabrikas›n›n f›r›n›nda ya- r›nda madalyan›n Prof. Dr. Asuman Bay-
fluyordu. k›ld›. Küller üzerinde çal›flmaya bafllad›k. top’a verilmesine karar verildi¤ini aç›klad›.
Sempozyumda, Türkiye floras›na büyük Çal›flmalar›n bafl›nda yapt›¤›m›z testler Dr. Baytop’un özgeçmiflinin okunmas›n›n ar-
ölçüde katk› yapm›fl olan önemli bir bilim in- külde nikel oldu¤unu kan›tlad› ancak meta- d›ndan Madalya Anadolu Üniversitesi Rektö-
san›na; Prof. Dr. Asuman Baytop’a, ilk kez lik nikeli elde etmek kolay de¤ildi. Zaman rü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli taraf›ndan, Dr.
“Türkiye Floras› Madalyas›” sunuldu. Bu ma- içinde çok say›da deney yapt›k. Vard›¤›m›z Baytop ad›na, k›z› Prof. Dr. Feza Güner-
dalyan›n öyküsünü, Prof. Dr. Kemal Hüsnü nokta, çok minik baz› nikel k›r›nt›lar› elde gun’a takdim edildi. Sempozyum 29 Haziran
Can Bafler, sempozyumda yapt›¤› sunumun- etmekten öteye geçemedi. Çal›flmalar›m›z› akflam› düzenlenen gala yeme¤iyle son bul-
da flöyle anlatt›: “Her fley 5 y›l önce Van Yü- metalurji uzmanlar›yla sürdürmeye karar du. Befl y›l sonra, 8. Sempozyum Edin-
züncü Y›l Üniversitesi’nde düzenlenen 6. Gü- verdik. Bu aflamada MTA’dan Dr. Abdi Ay- burgh’da düzenlenecek. Böylece genç arafl-
ney Bat› Asya’n›n Bitki Hayat› (6. PLoSWA) do¤du’nun deste¤ini özellikle belirtmem ge- t›rmac›lar›n Türkiye ve Do¤u Ege Adalar› flo-
sempozyumunda bafllad›. Yeni Zelanda’dan rek. Art›k daha h›zl› yol almaya bafllam›flt›k. ras›n›n yaz›ld›¤› ve bu esere kaynak olufltu-
Prof. Reeves’in bildirisini dinliyordum. Bün- Sonuçta bitkinin külünü 1700 0C’de yakarak ran tüm bitki örneklerinin sakland›¤› mekan-
yesinde yo¤un flekilde metal biriktiren Türki- iyonik nikeli metalik nikele çevirip 100 lar› tan›malar› mümkün olacak.
ye bitkilerini anlat›yordu. Konu, Alyssum gram kadar nikel elde etmeyi baflard›k. Prof. Dr. Nefle K›r›mer
corsicum Duby (Brassicaceae) bitkisine gel- Flora Araflt›rmalar› Derne¤i Yönetim Ku- Anadolu Üniv. Eczac›l›k Fakültesi Dekan›

B‹L‹M ve TEKN‹K 32 A¤ustos 2007


AVRUPA BILIM-EGLENCE
GECESI -II
‹kinci “Avrupa Bilim-E¤lence Gecesi” Bu Y›l Da ‹zmir’de Düzenleniyor…
Bilindi¤i üzere bilim adamlar› ve lar köy f›r›n›nda ekmek yap›m›ndaki te-
onlar›n fikirleri, bulufllar›, bilgi temelli mel bilimsel prensipleri; bakkalda de-
toplum ve ekonominin motorudur. terjan, sabun yap›m›n›, eczanede ilaç-
Toplumlar›n, bilime ve bilim adamlar›- lar, antibiyotikler ve flifal› bitkileri; ka-
na verdi¤i de¤er ve yapt›¤› yat›r›m öl- rakolda saç telinden DNA analizini; gü-
çüsünde geliflebilece¤i aç›kt›r. zellik salonunda parfüm, krem yap›m›-
Buna karfl›n yap›lan çal›flmalar gös- n›; garajda günefl otomobilini; postane-
termifltir ki gerek Avrupa’da gerekse de telgraftan internete iletiflim teknolo-
Türkiye’de toplumdaki “Bilim ve Bilim jilerini ö¤renme f›rsat› bulacak; gözle-
Adam›” imaj› pek de olumlu de¤ildir mevinde teleskopla gök cisimlerini,
ve özellikle gençlerin bilime ve bilim- okulda robotlar›, akvaryum ve terar-
sel kariyer yapmaya yönelik ilgisi gide- yumda deniz ve topraktaki ilginç canl›-
rek azalmaktad›r. lar› gözlemleyebilecek, hatta müzede
Nitekim TÜB‹TAK’›n Aral›k 2005’te si” ad›yla düzenlenmifltir. 2000 kiflinin dinozorlar ça¤›na yolculuk yapabile-
15-24 yafl aras› gençlere yönelik “Bilim kat›ld›¤› etkinlik süresince ve sonras›n- cekler.. Bilim Köyünde ayr›ca TÜB‹-
Toplumu Araflt flt›rmas›”nda gençler “bi- da ald›¤›m›z olumlu tepkiler, bafllan- TAK 2006-2007 Ortaö¤retim ö¤rencile-
lim adam›”n› flöyle tan›mlam›flt›r: Arafl- g›çta hedefledi¤imiz üzere, bilim ve ri proje yar›flmas›nda dereceye giren
t›rmac›, merakl›, sab›rl›, analitik, zeki, araflt›rmac›lar›n toplum için öneminin projelerin sergilenece¤i bir proje sergi-
çal›flkan, dikkatli, hayal gücü yüksek, vurgulanmas›; bilim adamlar›n›n “içi- si kurulacak, Bilim Caféde kat›l›mc›lar
öngörülü; hayattan kopuk, izole, asos- mizden biri” oldu¤unun gösterilerek ünlü bilim adamlar›yla tan›flma ve soh-
yal.. Bilime/Bilim adam› olmaya yak›n- toplumdaki bilim adam› imaj›n›n olum- bet imkan› bulacakt›r. E.Ü. Akademis-
l›k anlam›nda ise yan›tlar flöyle olmufl- luya çevrilmesi ve gençlerin bilimde yenler Orkestras›n›n canl› performans
tur: Zor, s›k›c›, zahmetli, imkâns›z. Tür- kariyer yapmaya özendirilmesine katk› sergileyece¤i, araflt›rmac›lar›n danstaki
kiye’de 15-24 yafl aral›¤›nda yaklafl›k sa¤lad›¤›m›z› göstermifltir. Halk›m›z›n hünerlerini sergileyece¤i gecede kat›-
14 milyon kifli bulunmaktad›r. Araflt›r- etkinli¤e gösterdi¤i yo¤un ilgi, toplu- l›mc›lar, sanat galerisinde araflt›rmac›-
man›n sonuçlar›na göre “bilime olumlu mun yaln›zca magazinle ilgilenmedi¤i- larla beraber resim, heykel, ebru, batik
yaklaflaflan” gençlerin oran› sadece ni, uygun imkanlar yarat›ld›¤›nda bi- yaparak keyifli saatler geçirebilecek..
%38’dir; yani yaklafl›k 5,3 milyon kifli. lim ve araflt›rmac›larla buluflmak için Bu y›lki etkinli¤in yeniliklerinden biri
Benzer durum Avrupa’da da yaflan- ne kadar hevesli oldu¤unu göstererek de ilkö¤retim, lise ve yüksek ö¤renim
maktad›r. Üstelik Avrupa’n›n 2010 y›l›- yeni çal›flmalar›m›zda bizlere güç ver- düzeyinde düzenlenen resim yar›flmas›-
na kadar 700.000 yeni araflt›rmac›ya mifltir. Böylece 2007 y›l› için tekrar d›r. “Bilim adamlar›n› nas›l görüyorsu-
ihtiyac› vard›r. Bu gerçe¤i de göz önü- aç›lan Avrupa çap›ndaki ça¤r›ya EB‹L- nuz?” temal› yar›flmada toplanan eser-
ne alarak Avrupa Komisyonu, 6. Çerçe- TEM’in sundu¤u proje teklifi, bu y›l da ler, kurulacak AB Stand›nda sergilene-
ve Program› “‹nsan Kaynaklar› ve Mo- Avrupa Komisyonu taraf›ndan finans- cek ve dereceye giren eserler için ödül
bilite” alan›nda 2005 y›l›nda Avrupa mana lay›k görülen Türkiye’deki tek töreni yap›lacakt›r. Nihayet gecenin fi-
çap›nda bir giriflim bafllatm›flt›r. Bu gi- proje olmufltur. nalinde geleneksel Bilim Gecesi Çekili-
riflimin önemli bir unsuru ise ilk kez 28 Eylül 2007 Cuma gecesi bir kez fli düzenlenecektir.
23 Eylül 2005’te gerçeklefltirilen ve daha Özel Çakabey Okullar› Kampü- Projenin gençler ve toplum üzerin-
fark›ndal›k yaratmaya yönelik Avrupa sü’nde insanlar› bilimin e¤lenceli yü- de yaratt›¤› olumlu etkiden hareketle,
flt›rmac› Gecesi (European Researc-
Araflt züyle tan›flt›racak olan “Avrupa Bilim- ulusal düzlemde Türkiye Araflt›rma
hers’ Night) etkinlikleridir. E¤lence Gecesi –II”, yaln›zca ‹zmir’in Alan› (TARAL) stratejik amaçlar›ndan
Bilim insanlar› ile halk› e¤lenceli de¤il Türkiye’nin gelece¤i ve bilime ba- “Bilim ve Teknoloji Fark›ndal›¤›n›n ve
bir ortamda buluflturan bu etkinlikler, k›fl› için çok önemli bir ad›md›r. Kültürünün Gelifltirilmesi”ne de önem-
ülkemizde ilk ve tek olarak Ege Üni - Bu y›lki etkinlik için kampüste bir li bir katk›da bulundu¤umuzu, ulusla-
versitesi Bilim-Teknoloji Uygulama ve Bilim Köyü kurulacak, kat›l›mc›lar köy- raras› düzlemde ise Türkiye’nin bilim
flt›rma Merkezi (EB‹LTEM) taraf›n-
Araflt de yer alan dükkanlar› gezerken arafl- alan›nda Avrupa’da tan›t›m›na hizmet
dan ‹zmir’de, Avrupa’n›n 30 farkl› ken- t›rmac›larla beraber deneyler ve göz- etti¤imizi ve ileride oluflabilecek proje
ti ile eflzamanl› olarak 22 Eylül 2006 lemler yapabilecek, bilim adamlar›yla ortakl›klar›na zemin haz›rlad›¤›m›z›
tarihinde “Avrupa Bilim-E¤lence Gece- sohbet edebilecektir. Örne¤in kat›l›mc›- düflünmekteyiz.

A¤ustos 2007 33 B‹L‹M ve TEKN‹K


vetiveria 1/8/05 01:04 Page 1

MUC‹ZE B‹TK‹ VETIVERIA


Tüm dünyada oldu¤u gibi toprak Su Kontrolü
erozyonu, ülkemiz için de tart›flmas›z Vetiver, kök ve yaprak özellikleri se-
en büyük sorun. Her y›l için kilometre- bebi ile ç›plak alanlarda k›sa sürede
kareden tafl›nan tar›msal toprak mikta- akan ve uzaklaflan ya¤mur ve sel sular›-
r› dünya ortalamas› 142 ton iken, bu na karfl› do¤al set oluflturarak hem k›y-
oran ülkemizde 600 ton gibi çok yük- metli toprak tabakas›n›n uzaklaflmas›n›
sek oranlara ç›kmakta. Bu durumda engeller hem de ak›fl h›z›n› düflürerek
erozyon kontrolü için uygun bitkiler, derin kökleri vas›tas›yla suyun toprak
özellikle ülkemiz için önem kazan›yor. taraf›ndan emilmesine yard›mc› olur.
Vetiveria zizanioides ,Gramineae Bu sayede afl›r› ya¤›fllar›n sel felaketle-
ailesinin Panicoidae alt türünde An- rine dönüflümüne de engel olur.
dropogomeae grubunda yer alan ve 12
türü olan bir bitki olup dünya üzerinde At›k Su Temizleme Özelli¤i
tropikal ve sub-tropikal kuflakta yer
alan, yaklafl›k 100 ülkede bulunan, kul- Çeflitli evsel ve endüstriyel at›k su-
lan›lan ve üzerinde araflt›rmalar› halen yunun çevreye zarar›n› minimize etmek
devam eden bir mucize bitki. için imalat ve iflletmesi son derece paha-
Suyu seven fakat kurakl›¤a da daya- l› olan kompakt ar›tma sistemlerine
nabilen, mütevazi flartlara, çok farkl› özellikle k›rsal alanlarda, nüfusu 5000-
toprak özelliklerine uyum sa¤layabilen 6000 kifli olan ve tesis için yeterli alan
bir bitki. Yaklafl›k olarak ömrü, 50 y›l. bulunanan yerleflim alanlar›nda alterna-
Saz görünümlü bitkinin boyu yakla- ba¤l› olarak; y›ll›k ortalama 689 mm ya- tif olarak gelifltirilen do¤al ar›tma siste-
fl›k 200cm’e, taç geniflli¤i 100cm’e ula- ¤›fl alan bölgelerde 89%; y›ll›k ya¤›fl minde Vetiver halen Tar›m Bakanl›¤›,
fl›r. Saçak köklü olup uygun koflullarda miktar› 1240 mm olan bölgelerde ise Menemen Toprak-Su Araflt›rma Enstitü-
300cm derine inebilir ve toprak alt›nda 69% oran›nda azald›¤› tespit edilmifltir. sü taraf›ndan denenmekte.
adeta bir a¤ oluflturur. Türlerine göre Köklerinin 3 metreye kadar uzanma- Vetiver bitkisi, kat› at›k ve inflaat ar-
çimlenme yüzdesi de¤ifliktir. Ülkemizde s›, topra¤› bir a¤ gibi sarmas› ve kökle- t›k havzalar›n›n kapat›lmas› sonras›
üretilen türü, steril tip olup yay›lmac› rinin yüksek mukavemeti (75 MPa-çeli- oluflturulan üst toprak tabakas›n›n ve
özelli¤i bulunmyor. -15/+55 dereceler ¤in 1/6’ ü) sebebi ile heyelan ve toprak flevlerin korunmas›nda ve bu bölgeler-
aral›¤›nda ifllevlerini yerine getiriyor. kaymalar›na karfl› önlem olarak kullan›- den s›zan kirli suyun temizlenmesinde
l›r. de son derece uygun.
Türkiyede Yap›lan Çal›flmalar
Kullan›m D›fl› Topraklar›n
Adaptasyon çal›flmalar› Geri Kazan›m›
Bitkiyi ülkemize kazand›ran Mu-
hammet K›lc› ve ekibi taraf›ndan yap›l- Dünya üzerinde çeflitli sebeplerle ta-
m›fl olan Vetiver’in adaptasyon çal›flma- r›msal etkinlik d›fl› kalm›fl;
lar›; ‹zmir; Karfl›yaka, Sarn›ç, Sasal›, Be- -asidik, alkali a¤›rl›kl›, killi, belirli
yoba ve Menderes, Ayd›n; Erbeyli, Mani- oranda tuzlu, arsenikli, sülfatl› ve soda-
sa; Soma, Kula gibi de¤iflik toprak ve ik- l›,
lim özellikleri olan bölgelerde yap›lm›fl -zehirli maden at›k sahalar›nda-alt›n,
ve tüm bölgelerde baflar›yla adapte ol- bak›r, kurflun, boraks, kömür, çinko vs. Malezyada yamaçlar›n erozyona karfl› korunmas›
du¤u saptanm›fl ve yabanc› literatürde- yaflam›n› sürdürür, metallerin yay›lma-
ki baz› özellikleri de fiili olarak tespit s›n› engeller ve topra¤›n geri kazan›m›-
edilmifl durumda. n› sa¤lar.
Öner Demirel ve ekibi taraf›ndan, -yer alt› su seviyesinin yüksek oldu-
Do¤u Karadeniz Bölgesi, Artvin ili, Yu- ¤u alanlarda suyu dengeleyerek
sufeli ilçesine ba¤l› Çakalo¤lu a¤açlan- -topra¤›n çok kuru ve sert oldu¤u
d›rma sahas›nda 700-750 metre ve 750- alanlarda ise rutubet miktar›n› art›rarak
800 metre gibi iki farkl› deneme alan›n- -toprakta mevcut organik madde,
da bu çal›flma yap›lm›fl bulunuyor. azot, yaray›fll› potasyum içeri¤inde ar-
Yak›n zamanda yap›lan baz› bilim- t›fllar sa¤layarak topra¤› tar›msal etkin-
sel çal›flmalarda, yüzeysel su ak›fl›ndan lik yap›labilecek veya endüstriyel kulla- Tayland’da meyilli ve erozyona aç›k arazilerde
meydana gelen toprak kayb›, vetiver uy- n›ma aç›k ormanlar yetifltirilebilecek ka- vetiver ile teras oluflturularak sulu ziraat
gulamas› ile arazi meyil ve özelliklerine liteye getirir. uygulamas›

B‹L‹M ve TEKN‹K 34 A¤ustos 2007


vetiveria 1/8/05 01:04 Page 2

kaplama malzemeleri ticari olarak üreti-


liyor ve bitki bu sayede ormanlar›n da
korunmas›na yard›mc› oluyor.

Kimya ve ‹laç Endüstrisinde


Vetiver ya¤›, sabun ve parfüm sana-
Bitkinin tuzlu topraklardaki durumu
yinde, aromaterapi, deodorant sektö-
Mühendislik Yap›lar›n›n ton aras›nda de¤iflmekte. Genç yaprak- ründe genifl olarak kullan›lmakta. Veti-
Korunmas› lar, hayvan yemi olarak tek bafl›na veya ver ya¤› ayn› zamanda ahflaplar›n ter-
pahal› haz›r yemlerle kar›flt›r›larak kul- mit ve benzeri zararl›lar›n korunmas›n-
Dolgu baraj gövdelerinde, boru hat- lan›labilir. Bunlar, protein bak›m›ndan da kullan›l›yor. Vetiver ya¤› sinek, bö-
lar› dolgular›nda, nehir ve dere yatakla- yeterli ve karbonhidrat oran› yüksektir. cek, karafatma vs. zararl›lara karfl› da
r›nda, su kanallar›nda, ulafl›m a¤lar› et- 3-4 haftada bir hasat edilebilir. kullan›l›r.
raf›ndaki flev stabilizasyonunda afl›nma- 3-4 ayda bir hasat edilecek kartlafl-
y› önleyerek di¤er tedbirlerle karfl›laflt›- m›fl yapraklar›, topra¤› verimini art›r›c› Karbondioksit Emisyonu
r›l›nca bak›m masraflar›ndan büyük ta- elementler bak›m›ndan zengin olup güb- CIAT (Centro Internacional de Agri-
sarruf sa¤lamaktad›r. re olarak kullan›labilir. azot, potasyum, cultura Tropical, Cali. Colombia) tara-
Barajlar›n su havzalar›nda yüzey kalsiyum, fosfor ve humik asit bak›m›n- f›ndan 2002 y›l›nda derin köklü bir çim
ak›nt›lar› ile gelen ve baraj alanlar›n›n dan zengindir. Tar›m alanlar› etraf›na üzerine yap›lan araflt›rmalarda hektar-
dolmas›na sebep olarak ekonomik öm- ekilen Vetiver s›ralar›n›n ürün zararl›la- da 100-500 ton karbon emdi¤i hesap-
rünü k›saltan ince toprak malzeme mik- r›na engel oldu¤u belirlenmifl bulunu- lanm›fl bulunuyor. Vetiver, araflt›rmaya
tar›n› minimize etmek suretiyle baraj yor. Ayr›ca Vetiver ya¤›ndan elde edilen bahis bitkinin kardefli olup daha derine
ömrüne ve su kalitesine de do¤rudan kimyasallar, tarlalarda kendili¤inden ye- kök salmakta. Daha fazlas› beklenmesi-
katk› sa¤lamakta. tiflen zararl› otlara karfl› tabiata zararl› ne karfl›n ortalama de¤er üzerinden ya-
kimyasallar yerine kullan›lmakta. p›lan hesaplarda, karayolu boyunca 1
kilometrelik vetiver s›ras›n›n emece¤i
Enerji Kayna¤› karbon miktar› 20 ton.

Daha önce ülkemizde yap›lan dene- Sonuç


melerde elde edilen sonuçlara göre hek- Ülkemizde yap›lm›fl k›s›tl› araflt›rma-
tar bafl›na y›lda 2,6-90,7 ton verim elde lar›n sonucunda da belirtildi¤i gibi Veti-
edildi¤ini belirtmifltik. (2) Yurt d›fl›nda ver; toprak kalitesinin yükseltilmesi, yer
baz› ülkelerde ise 120 ton gibi yüksek alt› su kaynaklar›n›n beslenmesi, tar›m
verim elde edilmekte. arazilerinin korunmas›, erozyon ile sa-
Vetiver yapraklar›, Etanol ve biyo-di- vafl, do¤al ar›tma ile su kaynaklar›n›n
zel yap›m›nda kullan›l›yor. Etanol yap›- özellikle k›rsalda korunmas›, barajlar›n
m›nda verim %13 fleklinde belirlenmifl ekonomik ömrünün uzat›lmas›, göl ve
bulunuyor. Biyo-dizel olarak çok az du- akarsular›n kirlenmesinin önlenmesi gi-
man ç›kar›yor ve ›s› de¤eri yüksek. bi yüzy›l›m›z›n insanl›¤› tehdit eden un-
surlara tedbir olarak yeterli özelliklere
Avustralya, Queensland da bir demiryolu flevinde
uygulama K⤛t ve Ahflap Endüstrisinde sahip bir bitki.
Gülnür Gürler
Kaynaklar
Tar›msal Etkinliklerde Vetiver yapraklar›ndaki selüloz mik- www.inr.unp.ac.za/vetiver/information/vetiver.html
tar› % 45,8 olarak belirlenmifltir ve ka- M.K›lc›, M.Sayman. G.Akbin, S.fientürk. Vetiveria zizanioides ‘in Ege
Bölgesi Koflullar›nda Adaptasyonunun Belirlenmesi. 2004
Ülkemizde yap›lan araflt›rmalarda ¤›t endüstrisinde kullan›m› için pilot ça- Ö.Demirel, O.Üçüncü, C.Acar, R.fiahin, S.Kaba.Yusufeli Yöresinde Ye-
rörtücüler Kullan›larak Erozyon Önlemede Bitkilendirme Olanak-
elde edilen sonuçlara göre, Vetiver eki- l›flmalar yap›lmakta. lar›n›n Araflt›r›lmas›. Trabzon 2002. KTÜ.
li alanlardan, iklimsel ve toprak özellik- Vetiver yapraklar›ndan faydalan›la- R.G.Grimshaw. The Establishment of Vetiveria zizanioides in low rain-
fall areas. Linnean Society Symposium Series, Desertified Grass-
lerine ba¤l› olarak hektar bafl›na elde rak baz› ülkelerde, mobilya sanayinde lands: Their Biology and Management.London 1992
www.vetiver.org
edilen yaprak miktar› 2,6 ton ile 90,7 kullan›lmak üzere yonga levhalar ve

Avustralya’da m›s›r tarlalar› ve vetiver bitkisi. Hassas tar›m ürünleri için rüzgar kesici ve kumul hareketine karfl› uygulama

A¤ustos 2007 35 B‹L‹M ve TEKN‹K


Foto¤raf: Erdem Tercan

KOMfiULARDA VAR DA B‹Z DE YOK MU?

TÜRK‹YE’de
petrol
Petrol Ülkesi miyiz?

D
O⁄U KARAKUfi k›sa bir çok umutlanmay›n, ülkemizdeki petrol
süre önce aç›lm›fl bir saha. yap›lar› genellikle küçük boyutlu olu-
Sahada petrol oldu¤u Do- yor.” Yani? “Belki bizi zengin etmez, Petrol zengini ülkelerin bulundu¤u
¤u Karakufl 1 kuyusuyla ama kendi gereksinimlerimizi karfl›la- bir co¤rafyan›n merkezinde oldu¤u-
saptanm›fl ve pompa siste- mada yeni bir umut, yeni bir ad›m ola- muz do¤ru, ama bölgemizdeki tekto-
mi kurulmufl. Bu sahadaki 2. ve 3. ku- bilir.” nik hareketlerin de merkezinde oldu-
yular, hem sahan›n büyüklü¤ünün be- Petrolü bulmak çok önemli. Günü- ¤umuz da do¤ru. Ayn› co¤rafyadaiki
lirlenmesine, hem de e¤er petrol bulu- müzde ekonomik ve siyasi gücün önde farkl› özelli¤in merkezinde olman›n et-
nursa, üretimin artmas›na yard›mc› gelen kaynaklar›ndan biri. Ne de olsa kisini ODTÜ, Petrol ve Do¤al Gaz Mü-
olacak. Do¤u Karakufl 3 Sondaj Kule- çok de¤erli! Laf aram›zda, ona “siyah
sindeki mühendislerle, misafir baraka- alt›n” diyorlar. Bu kadar de¤erli olun-
s›nda, hem konufluyoruz hem de Mü- ca da herkes peflinde! Petrolü olan ül- Tektonik Hareketler
hendis Erdem Tercan’›n iki gün önce kelerin baz›lar› çok zengin, baz›lar› da
Tektonizma petrol bulunan yap›lar› etkili-
çekti¤i videoyu izliyoruz. Görüntüler- ülkelerindeki petrolün yönetimini güç-
yor mu? Tektonik hareketlerin yüzey yans›ma-
de, sanki gökten siyah bir ya¤mur ya- lü ülkelere çoktan kapt›rm›fllar. Ya bi- lar› depremler. Yüzeyde büyük tahribata neden
¤›yor. Kuyudan f›flk›ran petrol, çal›flan- zim ülkemiz? Zengin bir ülke olacak olan depremler, yeralt›nda da baz› k›r›lmalara,
lar›n barakalar›na kadar ulafl›yor. Kule kadar petrolümüz var m›? fiöyle, ken- çatlamalara neden oluyor. Petrol bar›nd›ran ya-
mühendisi Köksal Çelik’se sondör ku- dimize yetecek kadar m› olsa? Yoksa o p›lar›n kapal› olmas› zorunlulu¤unu an›msar-
lübesinden yap›lacak ifllerin talimatla- da m› yok? Akl›m›zda sorularla, söylen- sak, tektonik hareketler bu yap›da da k›r›lma
ya da çatlamalara yol açabiliyor. ‹flte petrol bu
r›n› veriyor. Petrol ya¤murundan nasi- celerle önce akademisyenlerle sonra k›r›k ya da çatlaklardan göç etmeye bafll›yor,
bini en çok alan sondaj masas›nda, da K›rklareli’den Siirt’e kadar bir yol- yeni bir kapan buluncaya dek göç sürüyor. El-
müthifl bir koflturmaca yaflan›yor. He- culuk yap›p, TPAO yetkilileriyle, mü- bette ço¤u zaman, k›r›k ya da çatlaktan orada
yecan, coflku alabildi¤ine!.. Keflke iki hendislerle, uzmanlarla görüfltük. bulunan bütün petrol göç edemeyebiliyor. Za-
gün önce burada olabilseydim!.. Ku- manla belki o k›r›k ya da çatlak da kapan›yor.
Böylece büyük kapal› bir kapandaki petrol, da-
veyt, Suudi Arabistan, Irak, ‹ran, Azer-
baycan, Rusya ve Romanya gibi petrol Bugün Yar›n ha küçük yap›l› kapanlara da¤›l›yor. Sürekli
olan tektonik hareketler bu yap›lar›n giderek
zengini ülkelerin bulundu¤u bir co¤- küçülmesine, hatta baz› yerlerde petrolün k›r›k-
rafyan›n tam merkezindeyiz, üstelik Ülkemizin 2006 y›l›ndaki do¤al gaz tüketi- lar ya da çatlaklar boyunca yüzeye ç›kmas›na
mi 28 milyar metreküp. Petrol tüketimi 31 mil- bile neden olabiliyor. Yüzeyde petrol görülme-
baz›lar›yla da s›n›r komfluyuz. Görün- yon ton olarak gerçekleflti. Y›lda %6 ekonomik
tüler bitti¤inde Çelik’e, “zengin olduk si, san›lan›n aksine pek de iyi bir durum de¤il.
büyüme ve koflut olarak tüketim art›fl h›z› var- Çünkü bu, petrolün kapan›ndan kaçt›¤›n›n bir
mu” diye soruyorum. Gülüyor! “Henüz say›m›yla, 2020 y›l›nda do¤al gaz talebinin 63 göstergesi. Tektonik hareketlerin yinelenme
bilmiyoruz! Kuyunun foto¤raf›n› çek- milyar metreküp, petrol talebininse 70 milyon s›kl›¤› petrol yap›lar›n›n daha çok bozulmas›na
tikten, ekonomiklik analizlerini yapt›k- ton olaca¤› öngörülüyor. neden oluyor.
tan sonra bunu söyleyebiliriz... Yine de

A¤ustos 2007 37 B‹L‹M ve TEKN‹K


hendisli¤i Bölümü Ö¤retim Üyesi riline 70-80 dolar ödeyerek, ald›¤›m›z
Yard. Doç. Dr. Mehmet Evren Özba-
Ülkemizin Jeolojik petrolün, ülkesel fakirleflmeye yapt›¤›
yo¤lu flöyle özetliyor: “Suudi Arabis- Yap›s› katk›n›n fark›nda. Bu yüzden de gün-
tan’da, Irak’ta ya da Hazar Denizi’nde, Hemen belirtmek gerekir ki, ülkemiz jeolo- de yaln›zca 3-5 varil petrol üretilebilen
petrol içeren 5-10 km çapl›, hiç bozul- jik olarak afl›r› yo¤un bir tektonik yap›ya sahip. kuyulardan bile üretim yapma çabas›
mam›fl dev yap›lara rastlan›yor. Do¤al Kuzeyde Avrasya plakas›, güneyde Arap ve Af- var. Ülkemizdeki petrol üretiminin ne-
olarak da, bu ülkelerde çok büyük hid- rika plakalar›n›n s›k›flt›rmas›yla Kuzey Anadolu redeyse tümü Güneydo¤u’da. Burada-
Fay Hatt› oluflmufl. Plakalar›n yaratt›¤› s›k›flt›r-
rokarbon potansiyellerinden söz edile- ki petrolün üretim maliyeti varil bafl›na
ma yüzünden Anadolu’nun Fay’›n kuzeyinde
biliyor. Tektonik hareketler, ülkemiz- kalan bölümü do¤uya, güneyinde kalan bölümü 15 dolar. Oysa bu rakam Irak’ta 2,5
deki yap›lar› çok etkilemifl. Bir bardak de bat›ya do¤ru hareket ediyor. Hakkari’den dolar, ‹ran’da 4,5 dolar, Kuveyt’te 3,8
civay› al›p yere att›¤›n›z zaman, civa bafllay›p Diyarbak›r, Malatya, Ad›yaman ve ‹s- dolar, S. Arabistan’daysa 4 dolar. Pet-
parçalanarak, küçük küçük, top top, kenderun Körfezi’ne yay fleklinde bir s›n›r çizil- rol üretimi ülkemizde daha pahal›,
oraya buraya rastgele da¤›l›r ya! ‹flte, di¤inde, bu yay›n alt›nda kalan bölge Arap pla- çünkü, öncelikle ülkenin karmafl›k,
kas› olarak an›l›yor. Arap plakas› söz konusu
Türkiye’deki petrol yap›s› da sanki da¤l›k jeolojik yap›s›, yaln›zca hidro-
yay boyunca, Anadolu’nun alt›na do¤ru her y›l
böyle olmufl! Sanki, bir pipetle hepsini dal›yor. Bu dalma da Do¤u Anadolu’daki da¤ karbon aramac›l›¤›n› de¤il, bulunmas›
tek tek toparlamak zorunda oldu¤u- kufla¤›n› oluflturuyor. Zaten bir deprem ülkesi halinde hidrokarbon iletimini de güç-
muz bir yap›yla karfl› karfl›yay›z. Bu ya- oluflumuzun nedeni de bu tektonik hareketler. lefltiriyor. Yine bu koflullar yüzünden
p›sall›k, her bir top için ayr› bir sistem ‹flte, ülkemizin çok k›r›kl› ve k›vr›ml› jeolojik hem aramac›l›k hem iletim maliyetleri
kurmam›z›, ayr› bir sondaj yapmam›z›, yap›s›, petrol aramac›l›¤›n› da karmafl›klaflt›r›p afl›r› art›yor. ‹smail Bahtiyar, hemen
petrol içerebilecek sedimanter basenlerin test
ayr› bir arazi gibi davran›fl›n› inceleme- edilmesini, bu yüzden de potansiyellerinin orta-
her kesimin, ülkemizin hidrokarbon
yi gerektiriyor...” Özbayo¤lu’nun bu ya ç›kar›labilmesini güçlefltiriyor. potansiyeliyle ilgili, bilimsel bir tespite
örne¤ini Türkiye Petrol Jeologlar› Der- ve deneyime dayanmayan çok çeflitli
ne¤i Baflkan› ‹smail Bahtiyar da des- görüfller ileri sürdü¤ünü; hem kamu-
tekliyor “Türkiye’nin jeolojik olarak sahalar› bulundu¤una iliflkin yanl›fl bir oyunun hem de enerji sektörünü yöne-
sahip oldu¤u yo¤un tektonik yap› je- kan›n›n do¤mas›na neden oluyor. Oysa tenlerin, do¤ru bilgi ve saptamalara
olojik devirler boyunca süregeldi¤in- tektonizma yüzünden, ülkemizdeki en dayal› çal›flmalara gereksinimi oldu¤u-
den, mevcut petrol sahalar›n› oldukça k›r›kl› yap›lar bu bölgemizde bulunu- nu dile getiriyor ve ekliyor: “Türki-
parçal› hale getirmifl, k›s›tl› alanlarda yor. Bu da, kilometrelerce uzayan bü- ye’nin petrol ve do¤algaz potansiyeli
depolanm›fl petrollerin, k›r›klar boyun- yük petrol sahalar› yerine, küçük yap›- ‘vard›r’ ya da ‘yoktur’ gibi bir de¤er-
ca kaçmas›na neden olmufl... Özellikle larla karfl›laflmam›za neden oluyor.” di- lendirme yapman›n bilimsel bir yarar›
zengin Arabistan’la s›n›r ba¤lant›m›z, yor. Ama, bulunan her petrolün ya da yok. Öncelikle Türkiye’de hidrokarbon
ülke insan›m›zda, özellikle Güneydo¤u do¤al gaz kayna¤›n›n ülke önemisine aramac›l›¤›nda yaflanan sorunlara do¤-
Anadolu Bölgesi’nde çok büyük petrol yapt›¤› katk› çok önemli. Yetkililer, va- ru yaklafl›p yurtiçi aramac›l›¤›m›z› na-

daha fazla gömülmeye maruz kald›¤› zaman da Bir kaynak kaya içinde türeyen petrolün sonra
Hidrokarbonlar uçucu maddelerini kaybedip asfaltit denen bir gözenekli kayaca göç etmesine birincil göç deni-
maddeye, daha da a¤›rlafl›rsa kömüre dönüflü- yor. Petrol, bu gözenekli yap› içindeki kubbe ya-
Nas›l Olufluyor? yor. Oluflan petrolün varl›¤›n›n sürebilmesi için
salt kaynak kaya yeterli de¤il. Çünkü petrol ye-
p›lara do¤ru da hareket ediyor, buna da ikincil
göç deniyor. Bu göçü engellemek için, kapan›
ralt›nda göç ediyor. Kaynak kayan›n milyonlarca her yönden sarmalayan, hidrokarbonlar›n kaç›fl›-
Hidrokarbonlar, milyonlarca y›l önce yaflam›fl y›lda türetti¤i petrolün, içine kapanlanabilece¤i, n› ya da göçünü engelleyen “örtü kayalar”›n bu-
bitki hayvan kal›nt›lar›n›n, denizlerde biriken çö- baflka bir deyiflle petrolün bar›nabilce¤i, sünger lunmas› gerekiyor. Tüm bu koflullar sa¤land›¤›n-
kel katmanlar içinde, oksijensiz bir ortamda çü- fleklinde, “rezervuar kaya” ya da “hazne kaya- da hidrokarbonlar, günümüzde art›k, insano¤lu-
rüyerek, belirli bir bas›nç ve s›cakl›k alt›nda ay- lar” denen gözenekli kayaçlara gereksinim var. nun kullan›m› için keflfedilmeyi bekliyorlar.
r›flmas›yla, genellikle akarsular›n denizlere tafl›-
d›¤› k›r›nt›lar›n, deniz suyunda yaflayan canl› ka- Hazne Petrol ve Do¤algaz Kapandaki Petrol Geçirgen Olmayan
buklar›n›n oluflturdu¤u çökel katmanlardan olu- Kayac› yukar› göçediyor ve Do¤algaz Kayaç
flan ve çökel havza denen çukurluklarda oluflur.
Jeolojik devirlerde milyonlarca y›l süren hidro- Fay
karbon oluflumunun gereksinim duydu¤u ortam
ve koflullar flöyle: Çok eski zamanlarda, denizel Mikroorganizmalar
Çökeliyor
veya karasal ortamda yaflam›fl canl›lar› içlerinde
Petrol ve Do¤algaz
bar›nd›ran, “kaynak kaya” ad› verilen çökel ka- Olufluyor
yaçlara gereksinim var. Milyonlarca y›l önce ölen
canl›lar›n korunabilmesi için de bu ortam›n oksi-
jensiz olmas› zorunlu. Kaynak kayalardaki canl›-
lar›n petrol ya da gaz türetmesi için yeterince gö-
mülmeye maruz kalmas› gerekir. Baflka bir deyifl-
le kayaçlar, jeolojik zamanlar içinde yeralt›nda
çökeldikçe kal›nlafl›yor, kaynak kaya üzerindeki
bu a¤›rl›k ve bas›nc›n etkisiyle, içindeki canl› or-
ganizmalar olgunlafl›p petrole dönüflüyor. Benzer 1 2 3 4
yolla petrol biraz daha gömüldükçe önce gaza,

B‹L‹M ve TEKN‹K 38 A¤ustos 2007


s›l yönlendirmek gerekti¤ini ortaya
koymak gerekir. Arama çal›flmalar›n›n
artmas› mevcut potansiyelin de artma-
s›n› sa¤lar. Baflta deniz alanlar›m›z ol-
mak üzere, Güneydo¤u Anadolu, Trak-
ya ve belirlenen di¤er çökel havzalar›-
m›z›n kesintisiz aranmas›, art›k bir zo-
runluluk.”
Edindi¤imiz bilgilere göre petrol
potansiyelimize iliflkin mevcut manza-
ra flöyle: Trakya ve Karadeniz Bölge-
si’nde, genç çökeller içeren havzalar
önemli bir potansiyel oluflturuyor. Bu
bölgelerde irili ufakl› do¤al gaz sahala-
r› bulunuyor. Ülkemizdeki do¤al gaz
üretiminin neredeyse tamam› bu böl-
gelerden yap›l›yor. Ege Bölgesi’nde
tektonik hareketlerin etkisi graben (iki
fay aras›nda çöken yer) sistemleri, bun-
lar da çok genç çökel havzalar› olufltu-
ruyorlar. Havza, ortas› çukur jeolojik
devirler boyunca ayn› özelliklerde çö-
kel istifi içeren tekne fleklinde alanlar›
anlatan jeolojik bir tan›mlama. Bunla- Bunun d›fl›nda Arap Plakas›’n›n kuzey Umut Denizlerde
r›n d›fl›nda da¤ kufla¤› içinde çok k›s›t- k›sm›n› oluflturan Güneydo¤u Anadolu Deniz alanlar›ndaki yüksek teknolo-
l› alanlarda Mufl, Tuz Gölü, Çank›r›- Bölgesi çok önemli çökel bir havza ve jiyle petrol aramac›l›¤›n›n, dünyada 15-
Çorum, Do¤u Anadolu, Toros-Akdeniz petrol üretimimizin neredeyse tümü 20 y›ll›k bir geçmifli var. Petrol kay-
gibi küçük ölçekli havzalar›m›z var. bu bölgeden yap›l›yor. naklar›n›n s›n›rl› oluflu, öte yandan da

A¤ustos 2007 39 B‹L‹M ve TEKN‹K


teknolojinin geliflmesi, denizleri hidro- deprem bölgelerinden -ki bununla flu mize ait s›n›rlar içinde. Karadeniz de-
karbon aramac›l›¤›n›n yeni hedefi hali- anda aktif olan, güncel faylar› kastedi- niz alanlar›ndaki tüm ruhsatlar da
ne getirdi. Bu geliflmelere koflut ola- yoruz- uzak. Karadeniz’in denizel TPAO’ya ait. Akçakoca’da s›¤ deniz
rak, son y›llarda ülkemizde de deniz alanlar› çok önemli, çünkü buradaki alanlar›nda yapt›¤›m›z çal›flmalar›n so-
alanlar›nda hidrokarbon aramac›l›¤› petrolün %90-95’ini oluflturan kaynak nunda gaz keflfimiz oldu, gaz üretimi-
çal›flmalar›na h›z verildi. Yine de “De- kaya Maykop Formasyonu (organik ne de geçip, BOTAfi boru hatt›na ver-
niz faaliyetlerinde, henüz bafllang›ç maddece zengin-petrol türeten) özelli- meye bafllad›k. Üretim günlük yakla-
noktas›nday›z.” diyor ‹smail Bahtiyar. ¤inde. Yap›lan sismik çal›flmalar bu fl›k 600 bin m3’le bafllad›, ama yak›nda
2000’li y›llar›n bafl›ndan bu yana yo- türdeki bir yap›n›n, yaln›zca Do¤u günlük yaklafl›k 2 milyon m3’e kadar
¤un bir çal›flma içine giren TPAO, Anadolu’da çok s›n›rl› bir karasal ç›kacak. Akçakoca çal›flmalar›nda his-
uluslararas› flirketlerin yapt›¤› gibi, ris- alanda oldu¤una iflaret ediyor. Bu da selerin %51’i TPAO’ya ait olmak üzere
ki ortakl›klarla paylaflarak, arama stra- umutlar›m›z› katlayarak art›r›yor... Ka- yabanc› ortakl›klar›m›z var. Karade-
tejileri gerçeklefltirmifl. Daha önceki radeniz ülkeleri, Karadeniz deniz niz’deki öteki faaliyetlerimizi de özet-
y›llarda Akdeniz’de ve Karadeniz’de alanlar›n› ilgilendiren ekonomik s›n›r lersek: Derin deniz alanlar›nda 5600
yabanc› ortaklarla yap›lan çal›flmalar- anlaflmas›n› yapm›fllar. Bu anlaflmaya km2 üç boyutlu sismik geçen y›l yap›l-
da elde edilen veriler Karadeniz’de göre neredeyse Karadeniz’in yar›s›, d›. Sismik çal›flmalar bu y›l da sürü-
hidrokarbon varl›¤›na iflaret ederken, yaklafl›k 190 bin km2’lik bir alan ülke- yor. A¤va 1 kuyusunu s›¤ denizde aç-
Akdeniz’in güneyinde, özellikle M›s›r-
Nil deltas›nda yap›lan hidrokarbon ke-
flifleriyse, Akdeniz’in de bir potansiyel
tafl›d›¤›na iliflkin kan›tlar› sa¤lam›fl.
Akdeniz ve Ege Denizi’nde, ülkeler
için ayr›lm›fl ekonomik s›n›rlar›n belir-
lenmesinin ard›ndan, bu alanlardaki
arama faaliyetlerinin de gelifltirilece¤i
vurgulan›yor.
“Çok umutluyuz” diyerek sözlerine
bafllayan TPAO Arama Daire Baflkan
Yard›mc›s› Mustafa Ayd›n, Kefken’de
A¤va’da gözlenen yayg›n resif yap›la-
r›n önemine de¤inip derin denizlerde
de bu resif formlar›n silikatlarda göz-
lendi¤ini; çok büyük alanlar›n, hacim-
lerin tespit edildi¤ini söylüyor: “Bun-
lar› bir kaynak kayayla yanyana buldu-
¤umuzda, Arabistan gibi olabiliriz.
Bu, yaratt›¤›m bir hayal de¤il. Yakla-
fl›k 30 y›ld›r Karadeniz’de jeoloji yap-
m›fl biri olarak, buna gerçekten inan›-
yorum.” ‹smail Bahtiyar da “Güncel
olarak, Karadeniz, kaynak kaya çöke-
limi için en iyi örneklerden biri. 2000-
2500 m derinli¤iyle Karadeniz, 200-
250 m su kolonu alt›nda, oksijene ta-
mamen kapal› bir ortam içeriyor, can-
l›lar öldükten sonra çökel kayaçlar
içerisinde korunabiliyorlar” diyor. Pe-
ki, tektonizma denizleri etkilemiyor
mu? Mustafa Ayd›n yan›tl›yor: “Deniz-
ler deprem bölgesi de¤il, çünkü tekto-
nizma denizlerimiz için geçerli de¤il.
Bu yüzden de denizlerde çok kal›n çö-
keller var, Karadeniz’de bu kal›nl›k 14
km’ye kadar ç›k›yor. Akdeniz’de de ay-
n› ölçekte ya da daha kal›n çökeller
olabilir. Çökel alanlar› deprem kuflak-
lar›ndan uzaktaki bölgelerde. Akde-
niz’de Helenik Yay› var, ama onun da
güneyindeki ve kuzeyindeki alanlar

B‹L‹M ve TEKN‹K 40 A¤ustos 2007


ba ay›rmak olas›. Milyar dolar yat›r›m
gerektiren arama, bulma ve üretim fa-
aliyetlerindeki risk çok yüksek. ‹statis-
tik verilere göre, dünya petrol bulma
ortalamas› 1/10 sondaj kuyusu olarak
veriliyor. Bu, aç›lan 10 kuyudan
9’unun kuru ya da bofl oldu¤u, ek ola-
rak da 9 kuyu için yap›lan yat›r›mlar›n
bofla gitti¤i anlam›na geliyor. Rafinaj,
da¤›t›m, pazarlama, sat›fl faaliyetlerini
kapsayan grubun u¤raflanlar›ysa en az
risk al›p, en çok kâr› elde ediyorlar.
Sektörün en önemli aya¤›n› arama fa-
aliyetleri oluflturuyor. Arama faaliyetle-
ri de hem yetiflmifl insan gücüne hem
teknolojik geliflkinlikleri yüksek dona-
n›ma hem de tek bir arama faaliyetin-
de bile milyonlarca dolarl›k yat›r›ma
t›k. Keflif yapamad›k, ama derin deniz lir, ama Akdeniz Ülkeleri masaya otu- gereksinim duyuyorlar. Sektörde çok
s›n›r›nda A¤va’da gözlemledi¤imiz rursa, ekonomik s›n›rlar›m›z içinde zengin, dev flirketlerin say›s› az. Ço¤u
çok gözenekli ve geçirgenli¤i yüksek kalmas› beklenen alanlarda çal›flma sektör faaliyetlerinin tümünü yap›la-
resiflerin ayn›s›n› bulduk. Sismik veri- yapaca¤›z.” r›nda bulunduruyorlar. Böylece risksiz
lere göre kaynak kaya da resiflerle alanlardan elde ettikleri kârlar› riskli
yanyana. Bu hacmin yüzey alan› alanlarda yat›r›ma dönüfltürebiliyorlar.
50km2’den az de¤il. Yüksekli¤ini 500 Sektörün Temel Bu sayede de dünyan›n her yerindeki
metre olsa 25 km3 eder. Bu hacmi pet- hidrokarbon alanlar›nda söz sahibi
rolle doldurup, bunun da, olas›l›kla Süreçleri oluyorlar.
üretilemez %30’u düflülürse kalan Dünyan›n en pahal›, en çok yat›r›m Sektörün teknik süreçleri de bir
miktar kadar bir rezerv ç›kar buradan gerektiren sektörlerinden biri petrol- zincirin parçalar› gibi. Jeolojik çal›flma-
diyebiliriz. Ancak burada su derinli¤i cülük. Öncelikle çok yönlü. Bu yüz- lar jeolojik harita ç›kar›lmas›, stratigra-
çok art›yor. Burada aç›lacak tek bir den, bu alanda farkl› meslek gruplar›n- fi (bir alan veya bölgedeki kayalar› ni-
kuyunun maliyeti de 200 milyon dola- dan oldukça iyi yetiflmifl elemanlar kul- telik, kal›nl›k, istiflenme, yafl gibi yön-
ra kadar yükseliyor. Sondaj maliyetle- lan›l›yor. Ekipmalar›n tamam› özel, üs- lerden ele alma) kesitlerinin ölçülmesi,
rindeki bu art›fl, hem iki boyutlu hem telik çok pahal›. Geliflen teknoloji hem yap›sal ve tektonik araflt›rmalar, fasi-
üç boyutlu sismik çal›flmalar›n çok iyi kullan›lan donan›mlarda hem de özel yes (ayn› yaflta farkl› bünyedeki çökel-
yap›lmas›n›, her bilginin çok iyi de¤er- haz›lanm›fl yaz›l›mlarda kendini göste- lerin konumu) araflt›rmalar›, gözenek-
lendirilmesini gerektiriyor. Karade- riyor. Sektör faaliyetlerini iki ana gru- lilik ve geçirgenlik özelliklerinin belir-
niz’de bu y›ldan bafllayarak “rig” (“se- lenmesi, yeralt› haritalar›n›n yap›lmas›
misubmersible” ya da “drill ship” de- gibi saha iflleri yan› s›ra da sahadan al›-
nen, denizde sondaj yapabilecek gemi nan tüm örneklerin incelendi¤i labora-
ya da platform) faaliyetleri yap›lacak. tuvar araflt›rmalar›n› içerir. Hemen be-
Ayr›ca 2009’dan itibaren de derin son- lirtelim ki, jeologlar ve jeofizikçiler
dajlara bafllamay› planl›yoruz. Akde- sektörel süreçlerin hemen her alan›n-
niz için bu denli kesin konuflam›yo- da görev yaparlar. Petrol aramac›l›¤›-
ruz, çünkü sismik faaliyetlerimiz yeni n›n ikinci aya¤›n› manyetik, gravite ve
bafllad›. 2007’de Antalya, Mersin ve ‹s- sismik gibi jeofizik uygulamalar olufl-
kenderun Körfezlerinde ortaklar›m›z- turur. Petrol ve do¤al gaz araflt›rmala-
la birlikte faaliyetlerimiz sürecek. Ay- r›nda yayg›n olarak kullan›lan, temel
r›ca ilk kez Akdeniz’de denizel alanla- iflleyifli, enerji kayna¤›ndan yay›lan,
r›nda sahip oldu¤umuz ruhsatlar var, sonra da yerin alt›ndaki bir formas-
yenilerini de almaya çal›fl›yoruz. Bu yon(tabaka)dan yans›y›p jeofon denen
alanlarda yaklafl›k 4000km’lik iki bo- al›c›lara gelen dalgalar›n zamana karfl›
yutlu sismik faaliyette bulunaca¤›z. genliklerinin kaydedilmesine dayanan
Sismik verilerin de¤erlendirilmesin- Sismik Yans›ma Yöntemi, yeralt›n›n iki
den sonra, belki Karadeniz’de oldu¤u ve üç boyutlu, ayr›nt›l› yap›sal ve stra-
gibi Akdeniz hakk›nda da daha kesin tigrafik kesitinin elde edilmesinde kul-
konuflabilece¤iz. Akdeniz’de ülkeler lan›l›r. Yöntemin bütünü, verilerin top-
aras› ekonomik s›n›rlar›n henüz çizil- lanmas›, ifllenmesi ve yorumlanmas›
memifl olmas›, iflleri biraz kar›flt›rabi- fleklinde üç aflamadan oluflur. Deniz

A¤ustos 2007 41 B‹L‹M ve TEKN‹K


sismik aramalar›nda özel tasarlanm›fl sahip matkaplar kullan›l›r. Kuyu önce cak karot al›m› afl›r› maliyetli oldu¤un-
gemiler kullan›l›r. büyük bir matkapla delinir, belli bir de- dan, bir zorunluluk yoksa tercih edil-
•Günümüzde petrol arama ve ifllet- rinlige ulafl›ld›¤›nda koruma borusu mez. Kesilen formasyonlar›n de¤erlen-
mede çamur sirkülasyonlu “rotary indirilir. Koruma borusuyla kuyu cida- dirilmesi sondaj s›ras›nda sürekli ölçü-
(döndürmeli)” sondaj sistemleri kulla- ri (duvar›) aras›na kuyununun daya- len kuyu loglar› sayesinde yap›l›r. Pet-
n›l›yor. Bu sistemler kara ve deniz hid- n›kl›l›¤›n› art›rmak, örne¤in yumuflak rol sondajlari s›ras›nda al›nan bafll›ca
rokarbon alanlar› için farkl› tasarlan›- formasyonlar›n fliflerek kuyu güvenli¤i- elektrik, radyoaktivite ve sonik loglar›
yorlar. Döndürmeli sondaj, çelikten ya- ni tehdit etmesi, y›k›lma gibi tehlikele- al›n›r. Bu loglarla formasyonun litoloji-
p›lm›fl bir borunun ucuna tak›lan bir ri engellemek için çimentoyla dolduru- si (taflbilim), gözenklili¤i, geçirgenli¤i,
matkab›n boruyla efl zamanl› döndü- lur. Kuyu uygun derinlikler için, gide- bas›nc›, s›cakl›¤›, bulundurdugu ak›fl-
rülmesi esas›na dayan›r. Boru içinden rek küçülen matkaplarla delinir, hede- kan›n cinsi gibi özellikleri belirlenir.
kuyuya sondaj çamuru denen, genel- fe ulafl›ld›¤›nda da sondaj biter. Son- Sondaj tamamland›¤›nda kuyu jeofizi-
likle her formasyon için farkl› kimya- dajlarla edinilen bilgiler bir sahan›n ¤i devreye girer. Kuyu koruma ifllemle-
sallarla haz›rlanan özel bir s›v› bas›l›r. araflt›r›lmas› ve gelifltirilmesi bak›m›n- rinden önce yap›lan log alma ifllemi
Çamurun, matkab›n oluflturdu¤u ke- dan son derece önemli. Kuyulardan ge- kuyunun foto¤raf›n› çekmek gibidir.
sintileri yüzeye tafl›mak, matkab› so- len kesintiler, kuyu jeologlar›nca sü- Silindir biçimli sonda araçlar›, bir kab-
¤utmak, kuyu bas›nc›n› dengelemek rekli incelenir. Rezervuardan zaman lo yard›m›yla kuyu içine sark›t›l›p iste-
gibi görevleri var. Elbette farkl› for- zaman karot al›n›r, bu ifl için “karoti- nen derinliklerde gerekli ölçümler kay-
masyonlar için farkl› difl özelliklerine yer” denen özel araçlar kullan›l›r. An- dedilir. Log al›m› ve yorumu özel bir
uzmanl›k gerektirdi¤inde log analizci-
Petrol Nerede leri denen elemanlar yetifltirilir. Bu ifl-
Bulunuyor? lemden sonra yap›lan de¤erlendirmele-
re göre, ya kuyu kapat›larak terk edilir
2 km ya da üretime almak üzere kuyu ta-
mamlama ifllemleri yap›l›r. Kuyu ta-
Petrol Alan› ölçe¤inde mamlama hidrokarbonun do¤al gaz ya
Geçirgen Olmayan
Yap›n›n Tepesi Tabaka
da petrol olufluna göre fakl›l›k göste-
Kumtafl›
Gaz rir. Yap› bir do¤al gaz rezervuar›ysa
Tanecikleri Hazne Petrol Kumtafl› Blo¤u
Su yüzeye vana sistemleri kurulur, petrol
rezervuar›ysa kuyu içine petrolün kali-
Gözeneklerdeki 2m
tesine göre farkl› özellikte pompa sis-
2mm Petrol temleri yerlefltirilir, Yüzeye de yine ya-
p›ya göre farkl› pompa sistemleri yer-
Mikroskopik Ölçek
lefltirilir. Kuyudan ç›kan hidrokarbon-
lar›n bir üretim sahas›na ulaflt›r›lmas›
Hazne Ölçe¤i için kurulan boru hatlar› kurulur. Hid-
rokarbonlar bu hatlarla, bazen önce

B‹L‹M ve TEKN‹K 42 A¤ustos 2007


ara istasyonlara, ard›ndan da üretim
sahas›na iletilir. Üretim sahas›n›n en
önemli ifllevi, hidrokarbonlar›n hem
tuzlu su gibi istenemeyen maddeler-
den, hem de bazen kar›fl›k gelebildikle-
ri için petrol-do¤al gaz ayr›flmas›n› sa¤-
layacak ayr›flt›rma ifllemlerinin yap›l-
mas›n› sa¤lamak. Çeflitli yöntemlerin
kullan›ld›¤› ayr›flt›rma ifllemi bitti¤inde
hidrokarbon gazsa, do¤al gaz boru
hatt›na, petrolse üretim sahas›nda bu-
lunan depolama tank›na gönderilir.
Tuzlu su da hem yeralt›ndaki bas›nç
dengelerin korunmas›, hem de çevreye
çok yaray›fls›z oldu¤u için yeniden ye-
ralt›na, yani ç›kt›¤› yere enjeksiyon
yöntemiyle iletilir. Bu amaçla da enjek-
siyon kuyular› aç›l›r.

S‹SM‹K 1 de, eflit aral›klarla koflut kablo hatlar› yonlar›n gürültüsü öyle yüksek ki, ba-
seriliyor. Her kablo hatt›nda da belirli ¤›rarak konuflmas›na karfl›n Timur
TPAO’nun S‹SM‹K 1 ekibi, K›rklare- say›da kanallar bulunuyor. Her kanala Kutlu’yu güçlükle duyabiliyorum. Dört
li De¤irmencik Köyü Korulu¤u’nda, da yine belirli aral›klarla jeofonlar yer- kamyon arka arkaya dizilip, her 50
kurulu kampta çal›fl›yor. Düzlük, yem- lefltiriliyor... Kamp alan›ndan ayr›l›p, m’de bir, belli bir süre, yere enerji veri-
yeflil bir alana yerleflik kamp, baraka- kamptan oldukça uzakta bir alanda ça- yorlar. Vibratörlerin yere verece¤i ener-
lardan ve çad›rlardan olufluyor. Çad›r- l›flan, içinde kay›t cihazlar›n›n bulundu- jinin süresi testlerle belirleniyor. Vibra-
lar›n bir kaç› malzeme deposu, kalan› ¤u kay›t kamyonunun yan›na gidiyo- tör Mekani¤i denen floförlerin kulland›-
da da teknik ve destek laboratuvarlar› ruz. Kamyonda görev yapan kifliye göz- ¤› kamyonlar›n her biri 30 ton a¤›rl›-
fleklinde kullan›l›yor. Ekip 3 boyutlu lemci deniyor. Gözlemci Elektrik Tek- ¤›nda! 42.000 ton/ m2 gücünde maksi-
sismik yans›ma yöntemine göre çal›fl›- nisyeni Elçin Aras Altayl›, yüksek tek- mum kuvvet uygulayabiliyorlar. S‹S-
yor. Ekip flefi Jeofizik Mühendisi A.Ti- nolojili bilgisayar sistemlerinden olu- M‹K 1’de, sondaj ekibi de bulunuyor:
mur Kutlu, kampta, mühendisler dahil flan kay›t cihaz›ylar›yla arazide bulu- Yerde belirli derinlikte aç›lan kuyular-
teknik uzmanlar, baz›lar› mevsimlik ba- nan kablo hatt›, vibratörlerin at›fl nok- da patlat›lan çok küçük dinamitlerin
z›lar› da müteahhit firma iflçileri olmak talar›, serilen jeofonlar, ar›zal› nokta- yayd›¤› titleflimlerle tabakalar›n h›z› be-
üzere tam 273 kiflinin yaflad›¤›n› anlat›- lar, kablo serilecek ve toplanacak yer- lirleniyor... Tüm bu ifllemlerin sonunda
yor. Sismik çal›flma bafllamadan önce, ler gibi her fleyi denetleyip, yönetiyor. Merkez’e manyetik bantlar fleklinde
jeologlar, arazide keflif ve topo¤rafya Vibratörlerin yapt›¤› her at›flta, yani ye- gönderilen veriler, bir filtreleme iflle-
çal›flmalar› yap›yorlar. Bu çal›flmalarla re her enerji verifllerinde yerde oluflan minden geçirilip iflleniyor. Böylece ye-
belirlenen noktalardan geçecek biçim- sars›nt›y› ben de hissediyorum. Kam- rin yerin 3 boyutlu yap›s› ç›k›yor.
mek, stratigrafik (katmanlanma) yap›y›
anlamak üzere arama yapmak. Elbette,
bu arada petrol olabilecek seviyeleri
de test ederek, kontrollü ilerliyoruz.
Kuyunun bitmesine az bir metraj kal-
d›.” Kuyu jeologlar› arama kuyular›n-
da daha ayr›nt›l› çal›fl›yorlarm›fl. “Ye-
ralt›ndaki tabakalara formasyon ad› ve-
riliyor. Her formasyonun kendine öz-
gü fiziksel özellikleri var. Bu formas-
yonlardan gelen kesintileri, bir çok
kimyasal analizden geçirilip, ayr›flt›r›p
ana kaya yap›lar› belirleniyor. “Yerin
Herfley Matkab›n bir hale getirip, izlenebilir yap›yor. Bu binlerce metre alt›ndan, özellikle de
Ucunda da sondaj›n çok daha kolay ve h›zl› ya- petrol bulunma olas›l›¤›na sahip hedef
p›lmas›na yard›mc› oluyor. Son tekno- seviyelerden gelen kesintilerle u¤rafl-
Trakya’da, Fidanl›k 2 do¤al gaz üre- lojik araç ve cihazlarla çal›fl›l›yor. Ke- mak heyecan verici.” diyor Alt›nkay-
tim sahas›ndaki sondaj kulesindeyiz. sintiler, standartlar do¤rultusunda nak. Kule Mühendisi Murat Bardak-
Hedef rezervuar, kuyunun az ötesinde- elekten al›n›yor, farkl› s›v›larla ›slat›p, ç›’dan ald›¤›m›z bilgilere göre, kuyu
ki göletin alt›nda, bu yüzden yönlü bir mikroskop alt›nda inceleniyor. Log çal›flmalar› geçen y›l bafllam›fl. 4166
sondaj yap›lm›fl. Sondaj ‹çin gerekli al›m› ifllemi bittikten sonra elde edilen m’ye kadar kaz›lm›fl. Sonra baz› sorun-
tüm ekipmanlar TIR kamyonunun üze- say›sal veriler, petrofizik de¤erlendir- lar olmufl, tak›m s›k›flm›fl. (Sondaj s›ra-
rine yerlefltirilmifl gezici sondaj kulesi me yapabilen, özel bir yaz›l›mla de¤er- s›nda kullan›lan tüm boru ve matkap
çok görkemli. Mesle¤i Petrol ve Do¤al lendiriliyor. Hangi metrelerde ne oldu- sistemine tak›m, yaln›zca borulardan
Gaz Mühendisli¤i olan Kule Mühendi- ¤u belirleniyor. Gözeneklilik/geçirgen- oluflan sisteme de dizi deniyor. Tak›m
si ‹lker Mutlu hedef derinli¤e ulafl›ld›- lik ne kadar, kuyunun içinde ne tür s›- s›k›flmas›, dizinin formasyon içinde s›-
¤›n›, ancak bulunan gaz›n üretmeye v› var gibi, bilgilerin hepsi log al›m› so- k›flarak, ileri ya da geri hareketini en-
de¤er olup olmad›¤› konusundaki ka- nucunda ortaya ç›k›yor. Sonuçlar An- gelleyen, sondajc›lar›n karfl›laflmaktan
rar›n beklendi¤ini söylüyor. Üretim ka- kara’ya gönderiliyor. Orada yeni bir pek hofllanmad›¤› bir sorun.) Tak›m›n
rar› ç›karsa kuyuya koruma borular› de¤erlendirme yap›p, karar veriliyor: bir k›sm› afla¤›da kalm›fl, yani kurtar›-
indirilecek, yoksa kuyu terk edilecek. Gaz yoksa “Kuyuyu terkedelim!” varsa lamam›fl. Ayn› yerden bafllayan ikinci
Jeoloji Mühendisi Bilge Karaca “Kuyu “Perfore yapal›m (delelim)!” diyorlar. bir yönlü kuyu aç›lm›fl. fiimdi yine ta-
son derinli¤e gelip de sondaj ifllemi bit- Terkedilirse kuyu kapat›l›yor, perfore k›m s›k›flmas› sorunuyla u¤rafl›yorlar-
ti¤inde log kamyonunda çal›flan ve log yapal›m denirse de delme iflleminden m›fl. Afla¤›da yaln›zca yaklafl›k 6 metre-
mühendisi dedi¤imiz fizik ya da elek- sonra, kuyu, üretim birimlerine teslim lik bir tak›m parças› kalm›fl. Onu da
trik-elektronik mühendisi arkadafllar›- edilecek flekilde haz›rlan›yor.” Kuyu- kurtar›rlarsa sorun çözülecekmifl. Bar-
m›z log kamyonuna ba¤l› araçlar› ku- da, gaz olan metreler aras›na denk ge- dakç› bölgenin içinde bulundu¤u özel
yunun içine gönderiyorlar. Bu ifllem lecek flekilde, boru üzerinde çok say›- zorluklardan da söz edip “Kule hiç
asl›nda kuyunun EKG’sini almam›z› da, çok küçük delikler açma ifllemine durmaz, 24 saat çal›fl›r, iflçiler de 3 var-
sa¤l›yor. Bu EKG’lere log ad›n› verdi- “perfore” deniyormufl ve bu ifllem log diya çal›fl›r. Günler boyunca bazen uy-
¤imiz için yap›lan iflleme de log al›m› mühendislerince yap›l›yormufl. Böyle- kusuz, bazen de günde 1-2 saat uykuy-
denir.” diyor. Laboratuvardaki sistem, ce kuyudaki gaz›n boru içine girerek la yetinmek zorunda kal›r›z.” diyor. Al-
farkl› sensörlerden sondajla, çamurla yüzeye tafl›nmas› sa¤lan›yormufl. per Kahvecio¤lu’nun kuledeki görevi
ve jeolojiyle ilgili parametreleri al›p çamur mühendisli¤i. Çamuru flöyle an-
“mudlogging” denen ikinci bir sisteme Arama Sondaj› lat›yor. “Çamur kuyu içinde damarlar-
getiriyor. Bu sistem de veriyi say›sal daki kan gibidir. Kesintileri yukar› ta-
S›ra Türkiye’nin öteki ucunda. Bat- fl›r, numuneler bu sayede toplan›r. Ku-
man’dan yaklafl›k 4 saat süren, bir yol- yuda bir sabitlik sa¤lar. Sondaj yapt›¤›-
culuktan sonra Siirt’in Pervari ‹lçesine n›z sürece afla¤› do¤ru bir bas›nç uy-
ba¤l›, Okçular köyü civar›ndaki, da¤- gulaman›z gerekiyor, o bas›nc› baflka
lardan birinin eteklerindeyiz. Bulundu- bir kuvvetle yeterince tutamazsan›z
¤umuz yer, flimdilerde kaz›lan en de- sondaj yapmak zor hale gelir. Baz› for-
rin arama kuyusu. 11 y›ld›r sürekli ara- masyonlar›n, gerekli müdahale yap›l-
zide çal›flmay› tercih eden Murat Alt›n- mad›¤› zaman fliflme özellikleri vard›r,
kaynak’tan bafllayarak bilgi al›yoruz: bu özellikler do¤ru kontrol edilmezse,
“Okçular 1, TPAO’nun bu bölgede aç- tak›m s›k›flmas›, kule y›k›lmas› ya da
t›¤› ilk kuyu. 20 km ve 35 km ötede ya- benzeri bir sürü soruna yol açabilir.
banc›larca aç›lm›fl iki kuyu var. Bu ku- Çamur bu tür sorunlar› engellemeye
yunun amac› genel jeolojik istifi gör- çal›fl›r. Dizinin, özellikle matkab›n so-

B‹L‹M ve TEKN‹K 44 A¤ustos 2007


¤utulmas›nda kullan›l›r çamur; çünkü planlamalar yap›lmas›n› zorunlu k›lar. için sondaj yap›yoruz. Üzerinde bulun-
afla¤›da sürtünmeden kaynaklanan bir Personelin de her duruma karfl› e¤i- du¤umuz jackup’›n a¤›rl›¤› 7000 ton,
›s›nma söz konusu, dizide kullan›m- timli olmas›n›. En kötü koflullar› düflü- derinli¤i en çok 80-85 m olan s›¤ su
dan ya da korozyondan dolay› oluflabi- nerek yap›yoruz tüm haz›rl›klar›m›z›. alanlar›nda çal›flabiliyoruz. Bulundu-
lecek hasarlar› engellenmesinde gide- Ancak, ne kadar baflar›l› planlar yapar- ¤umuz yerin derinli¤i 78,5 metre. Hid-
rilmesinde kullan›l›r. Formasyondan san›z yap›n, flu gerçek hiç de¤iflmez: rolik hareket eden ayaklar› var, deniz
formasyona de¤iflik çamur tipleri kul- Sondaj› kuyu yönetir!” taban›n›n içine belli metrelere kadar
lan›l›r.” ... Batman Bölge Müdürlü¤ü giriyor. Platform bu ayaklar üzerinde
Sondaj Müdürü ‹brahim Ünsal’dan da Denizin Üstünde duruyor. Ayaklar› 20 metre yukar› çe-
baflka bir fley daha ö¤reniyoruz: “Kuyu kebilmek için yaklafl›k 10 saat gereki-
Canlanmas›!” “Yeralt›nda yüksek ba- Akçakoca aç›klar›nda kurulmufl, s›¤ yor. Karadaki kulelerden farkl› olarak,
s›nçl› zonlarda mutlaka bir s›v› ya da deniz sondajlar›nda kullan›lan, Pro- platformdaki sondaj kulesi sabit, yani
gaz bulunur. Gazlar önemli; çünkü ba- metheu adl› “jackup” (“cek ap” diye kule indirme ve kald›rma ifli yok. Ka-
s›nç alt›nda s›k›fl›rlar. Üzerinden ba- okunuyor) tipi sondaj kulesine, Kara- rayla k›yasland›¤›nda en zorland›¤›m›z
s›nç al›n›nca ya da onlar bir flekilde at- deniz’in dalgalar› aras›nda yapt›¤›m›z, fley malzeme nakli. Nakil botlarla ol-
mosferik bas›nca do¤ru ilerleyip de yaklafl›k 40 dakikal›k tekne yolculu- mak zorunda. En çok bir haftal›k mal-
üzerlerindeki yük kalk›nca bir genlefl- ¤undan sonra ulafl›yoruz. Can yele¤ini, zemeyi stoklayabiliyoruz. Botun yani
me etkisi yarat›rlar. Bu yüzden, son- giyip, kask›m› takt›ktan sonra, sepet malzemenin platforma gelifl gidiflinde
dajc›l›k aç›s›ndan, gazlar s›v›lara göre denen, konik bir nesnenin üst silindi- deniz ve hava koflullar› çok belirleyici.
daha büyük tehlikeler yarat›rlar. Bun- riyle, aya¤›m›n alt›ndaki alt silindir Dalga yüksekli¤i yaklafl›k 2,5 – 3 m
lar yan›c› ve bo¤ucu gazlar olabilir, aras›nda uzanan iplere, bedenim d›fla- olursa malzeme nakli yapam›yoruz.
yang›n ve ölüm riski var. Yüzeye gel- r›da kalacak flekilde tutundum. Olas› Rig’lerde ifl daha zor, yüzen platform-
dikleri zaman kulenin kendisine zarar bir kazada denize düflmek platforma lar, istenenen koordinatlara gelebil-
verip, çal›flman›n sonlanmas›na neden düflmekten daha güvenliymifl!.. Art›k mek için birkaç yönden botlarla çeki-
olurlar. Art›k kuyuyu bir daha kontrol platformday›m. “Company Man” ünva- lirler. Bu tür platformlar çok büyük,
alt›na alamazs›n›z. Can kayb›na, bu n›yla çal›flan, platform sorumlusu, Pet- kontrolü de pek kolay de¤il, ancak po-
yüzden de, hem moral olarak hem de rol Mühendisi Hüseyin Büyükgöz Ro- zisyon ald›ktan sonra ifller kolaylafl›-
insani de¤erler olarak belli zararlara manya yap›m› olan ve 60-70 romen yor. K›fl koflullar›nda da çal›fl›yoruz
u¤raman›za yol açabilir. Bir de çal›flma personelle çal›flan kule hakk›nda bilgi ama denizdeki zaman kayb›m›z, yine
kesintiye u¤rad›¤›ndan, önemli ekono- verdikten sonra çal›flmalar› anlat›yor: hava koflullar› nedeniyle karadakinden
mik kay›plara neden olabilir, elbette “2005 y›l›nda iki tane kuyu kazd›k. Ar- daha fazla. Asl›nda deniz sistemleri
her sondaj kuyusunda, bu tür canlan- d›ndan di¤er kuyular› kazd›k. fiu anda aras›nda en tehlikeli olan jackuplar,
malar› önleyici düzenekler bulunur, yeni bir üretim platformunun kurulma- kolay devrilebilirler. Di¤erleri devril-
personel de e¤itimli ve haz›rl›kl›d›r... s› çal›flmalar›n› yürütüyoruz. Buradaki mez. Gemi pozisyonunu kaybetti¤i za-
Sondaj faaliyetlerinin tümü, sondaj ön- kuyular› üretime haz›rl›yoruz, deniz man kuyuyu kaybedersiniz. Bütün bu
cesinde elde edilen veriler do¤rultu- taban›ndaki do¤al gaz oldu¤unu önce- sistemlerde en büyük tehlike, gaz›n ge-
sunda her ayr›nt›n›n, düflünüldü¤ü den belirledi¤imiz kuyulara girmek miye kadar gelip, kontrol d›fl›na ç›k›p
yang›na neden olmas› halinde persone- karaya kadar bir hat çekilmesi gereki- en az iki kuyu var. Bir platformdan
li transfer etmek. Böyle bir durumda yor. Karada, üretim için vana sistemi günde yaklafl›k 300 bin m3 üretim ya-
en avantajl› jackup, çünkü karaya en yeterliyken denizde üretim platformu p›lmas› planlan›yor. Üretim platformla-
yak›n olan o. Bir de karada ya da de- kurmak gereklili¤i var. Deniz taban›n- r›, gerekti¤inde kapatma özelli¤ini de
nizde farketmeyen riskler var. Yaflam daki kuyuyu yüzeye tafl›y›p, ard›ndan tafl›yan sistemlerle karadan da kontrol
için fazla zaman vermeyen, bo¤ucu yüzeyden yeniden deniz taban›na bir edilebiyor... Burada çal›fl›rken 3 hafta
hidrojen sülfür (H2S). Bu nedenle, çok boruyla hatt›yla ba¤layan, onu da kara- platformda üç hafta karada oluyoruz.
acil durumlarda kuleyi boflaltmak için ya ulaflt›ran bir boru hatt› sistemi var. ‹flçiler iki vardiya çal›fl›yor. Bafllang›çta
helikopter kullan›l›r. Bu tür sistemle- Yani üretim platformunun montaj› pek deniz üstüne al›flmak pek kolay olma-
rin üzerinde bir helikopter pisti bulu- kolay de¤il. Belli koflullar›n mutlaka d›. Biraz daha stresli. Özel hayat yok
nur. fiu anda çal›flt›¤›m›z lokasyonlar- sa¤lanm›fl olmas› gerekir. Burada kur- denecek kadar az, özellikle benim yap-
da H2S yok, daha güvenli. Bu platform du¤umuz platform 395 ton a¤›rl›¤›nda t›¤›m iflte. Yine de, ifl yo¤unlu¤undan
yaklafl›k 2 ay burada kalacak. Sonra demirden bir yap›. Burada daha önce zaman›n nas›l geçti¤ini anlam›yorsu-
yüzen bir platform gelecek ve daha de- kazd›¤›m›z kuyulara girmek için, bu nuz. Özel hayat›m›zdaki acil ve gerçek-
rin sularda çal›flabilece¤iz. Buradaki platformun içinden borular› indirip, ten çok ola¤anüstü durumlarda mutla-
bir baflka fark da, elde etti¤iniz gaz› afla¤›daki kuyulara ba¤lant› yapmak ka bir arkadafl›m›z bizim yerimizi ala-
karaya tafl›mak için deniz taban›ndan zorunday›z. Platformlar›n her birinde biliyor.”

Petrol Geçmiflimize k›sa bir bak›fl


.

‹lk modern petrol kuyusu, 1848’de Azerbay- 350 ve 443 m’lik bu kuyulardan, bafllang›çta man baflkanl›¤›nda Petrol Arama ve ‹flletme ‹da-
can’›n Bakü kentinde aç›lm›fl. 1854 y›l›nda önce günde 2 ton olmak üzere y›l sonuna dek 47 ton resi kurulmufl. 1934’te bafllayan ve 1936’da
Fransa’da, ard›ndan da Kanada ve Romanya’da ham petrol üretilmifl. Haziran 1914’te Mezopo- 1327 m derinli¤inde sonlanan Basbirin kuyusu,
petrol sondajlar› gerçeklefltirilmifl. Böyle çal›flma- tamya petrollerinin, bir ‹ngiliz- Alman ortakl›¤› ülkemizde yap›lan ilk derin sondaj olmufl. Bu
lar olmas›na karfl›n, Amerikal› Edwin L. Drake’in olan Turkish Petroleum Company’ye verilece¤ine sondaj›n sürdü¤ü bir s›rada, 1935 y›l›nda MTA
1859’da ABD-Pensilvanya’daki Titusville kenti dair bir niyet mektubu Sadrazam Said Halim Pa- kurulmufl; devlet ad›na petrol arama ve sondaj
yak›nlar›ndaki yapt›¤› sondaj, modern petrol en- fla taraf›ndan yaz›lm›flsa da, Birinci Dünya Sava- faaliyetlerini yürütme görevi de bu kurulufla ak-
düstrisinin bafllang›c› kabul edilmifl. ‹kinci Dünya fl›’n›n bafllamas› üzerine sözleflme yap›lamam›fl. tar›lm›fl. Raman da¤›n›n bir “petrol yap›s›” olabi-
Savafl›’ndan sonra petrole atfedilen stratejik Cumhuriyet’in ilan›ndan sonra, petrol araflt›r- lece¤i 1934 y›l›nda ilk kez konu edilmifl, saha
önem, ona sahip olma ya da sürekli denetim al- malar› hükümetin öncelikleri aras›nda yerini al- üzerinde ilk jeolojik incelemeler 1937’de yap›l-
t›nda tutma iste¤ini çok art›rm›fl. Bunun bir so- m›fl. Lucius adl› yabanc› bir uzmanla çal›fl›lm›fl. m›fl. 1954 y›l›na kadar olan MTA döneminde ço-
nucu olarak da petrol, dünya üzerinde bulundu- Bu uzman›n, Türkiye’deki bilinen petrol bölgele- ¤u Trakya ve Güneydo¤u Anadolu’da olmak üze-
¤u yerlerde özellikle de Ortado¤u’da hep kontrol rinin ço¤unu gezerek haz›rlad›¤› raporlar, daha re 95 petrol kuyusu sondaj› yap›lm›fl, Raman
edilmeye çal›fl›lm›fl. Dünya politikalar› da bu yön- sonra yap›lacak olan çal›flmalar›n temelini olufl- (1940) ve Garzan (1947) petrol sahalar› keflfe-
de oluflup geliflmifl. turmufl. 1926 y›l›nda 792 say›l› Petrol Kanunu dilmifl. 1954 y›l›nda, varolan tüm petrol tesisle-
Osmanl› imparatorlu¤u topraklar›nda petrol ç›kar›lm›fl, bu kanunla petrol arama yetkisi Hü- ri, 6327 say›l› kanunla, kamu ad›na hidrokarbon
s›z›nt›lar›n›n oldu¤u, bunlar›n çeflitli amaçlarla kümete verilmifl. 1929 y›l›nda yurt d›fl›ndaki ya- arama, sondaj, üretim, rafineri ve pazarlama ça-
kullan›ld›¤› eski zamanlardan beri bilinmektey- banc› bir flirkette çal›flan tek petrol mühendisi l›flmalar›n› yürütmek üzere kurulan TPAO’ya dev-
mifl; ama, Amerika, Romanya ve Rusya’da Cevat Eyüp Taflman davet edilerek ülkemize gel- redilmifl. 1983 y›l›na kadar aramadan üretime,
1860’lardan beri ticari petrol üretilirken Osman- mifl, yan›na genç mühendisleri alarak olas› petrol rafinaja, pazarlama ve tafl›mac›l›¤a kadar enteg-
l› imparatorlu¤u’nda petrol arama çal›flmalar› sahalar›nda gezi ve incelemeler yapm›fl. Türk re flekilde çal›flan TPAO, bugün yurtiçinde ve d›-
1887’de bafllam›fl. Osmanl› döneminde ilk petrol gençleri taraf›ndan yap›lan bu çal›flma “Türk Pet- fl›nda yaln›zca arama, sondaj, kuyu tamamlama
imtiyaz›, 1887’de, ‹skenderun-Çengen havalisi rol Aramac›l›¤›”n›n çekirde¤ini oluflturmufl. Dev- ve üretim çal›flmalar›n› yürüten, tek ulusal petrol
için Sultan 2. Abdülhamit taraf›ndan Ahmet Ne- let eliyle petrol arama ve üretim ifllemlerinin ger- flirketi olarak hizmetlerini sürdürüyor.
cati Efendi’ye verilmifl. Bir ‹ngiliz-Alman firmas›- çeklefltirilmesi için 1933 y›l›nda, Cevat Eyüp Tafl-
n›n 10 s›¤ sondaj yapt›¤› bu sahan›n baz› yerle-
rinde kuvvetli gaz berlitilerine rastlanm›fl. Öte
yandan Sultan 2. Abdülhamit’in Musul ve Ba¤dat
vileyetlerindeki petrol oluflumlar›n› hazineye kay-
dettirdi¤i dönemde, o bölgelerde do¤al yollarla
s›zan petrolden de yararlan›ld›¤› biliniyormufl.
Osmanl› döneminde Trakya, petrol arama ça-
l›flmalar›n›n yap›ld›¤› ikinci bölgeymifl. 1897 y›-
l›ndaki bir fermanla Sadrazam Halil R›fat Pafla’ya
Tekirda¤ Mürefte çevresinde arama ve iflletme
imtiyaz› verilmifl. Bu bölgedeki ilk sondaj Ro-
manya’dan gelen malzeme ve iflçilerce yap›lm›fl.
1898’de yap›lan 108 m derinli¤indeki bu sondaj-
da petrol ve gaz belirtilerine rastlanm›fl. Daha
sonra, baz›lar› o dönemin yerli kurulufllar›yla or-
tak çeflitli yabanc› flirketler bölgede arama çal›fl-
malar› yapm›fllar. 1901 y›l›nda, Mürefte buca¤›-
na ba¤l› Hora Dere’de aç›lan kuyularda petrol
bulunmufl. O zamanlar için oldukça derin say›lan

B‹L‹M ve TEKN‹K 46 A¤ustos 2007


Üretim Sahalar›
TPAO Silivri Do¤al Gaz Depolama
Tesisleri’nde Petrol ve Do¤al Gaz Mü-
hendisi Hakan Aksulu, Türkiye’nin bu
ilk ve tek do¤al gaz depolama tesisi
konusunda bizlere bilgi verdi. Yurtd›-
fl›ndan gelen gaz›n belli bir miktar›, ge-
reksinim duyulmad›¤› ya da kullan›-
m›n az oldu¤u dönemlerde, daha önce
bir do¤al gaz üretim sahas› olan Kuzey
Marmara rezervuar›nda bas›nçland›r›-
larak depolan›yor. Gereksinim olufltu-
¤unda da buradan yeniden üretim ya-
p›larak kullan›c›ya gönderilecek. Asl›n- me girer ve faz farklar›ndan ötürü, s›v› lum istasyonuna gönderiliyor. Oradan
da kullan›ma haz›r bir gaz›, yani BO- fazlar afla¤›ya düflerken, gaz faz› yuka- da deniz tankerleriyle TÜPRAfi’a sat›-
TAfi ölçütlerine göre saflaflt›r›lm›fl gaz› r› ç›kar, Böylece kaba ayr›flt›rma ger- l›yor.
al›p, bas›nçland›rarak kuyu içine, re- çekleflir. BOTAfi’›n kalite standart›na Üçüncü dura¤›m›z Hamitabat Saha-
zervuara yeniden gönderiliyor, orada göre, da¤›t›m hatt›na gönderilecek ga- s› bir toplama istasyonu. “Kuyulardan
do¤al olarak safl›¤›n› kaybediyor. Yeni- z›n içinde 1 bir milyon metreküpte gelen boru hatlar›n›n birleflti¤i vanal›
den üretimde safs›zl›klar› yine BOTAfi 250 ppm üstünde su buhar› bulunma- sistemlere “manifold” deniyor. Bu böl-
ölçütlerine getirecek ayr›flt›rmalar ya- mas› gerekiyor. Bunu sa¤layabilmek genin afla¤›s›nda ve yukar›s›ndaki ku-
p›l›yor. Tesis çok kapsaml›. BOTAfi için üretim bir dehidrasyon (susuzlafl- yulardan boru hatlar›yla gelen gaz ma-
için günde 1,3 milyon m3 gaz depolan›- t›rma) sistemi kullan›l›yor. Bu sistemin nifoldda birlefliyor. Özellikle düflük s›-
yor. Trakya’n›n üretimi, orada bulun- içinde trietilenglukol denen, su buhar›- cakl›klardaki k›fl günlerinde, hidratlafl-
du¤umuz s›rada kapasitesinin günde n› toplama özelli¤i olan, ak›flkan bir mas›n› önlemek üzere gaz, ›s›t›c›larda
550 – 600 bin m3 oldu¤u göz önüne malzeme bulunuyor. ‹çinden gaz geçi- ›s›t›ld›ktan sonra ayr›flt›r›c›lara al›n›yor
al›n›rsa, neredeyse 2,5 kat› gaz söz ko- rilen ak›flkan, gaz içindeki su buhar›n› ve ayr›flt›rma süreci gerçeklefliyor. Bu
nusu. Yaln›zca burada de¤il, do¤al gaz tutuyor. Sonra buhardan saflaflt›r›lm›fl istasyondan, yaklafl›k 120-130 bin
üretimi yapan bütün tesislerde k›rm›z› gaz da üretim hatlar›na gönderiliyor. m3/gün gaz geçifli var. Osmanc›k 2
renkli, kuyu say›s› kadar vanay› üze- Bütün bu ifller çok k›sa zaman dilimle- petrol üretim sahas›ndaki atbafl› pom-
rinde bulunduran “Christmas Tree” rinde gerçeklefliyor. pa gazla çal›fl›yor. Buradan gerekti¤in-
(Noel A¤ac›) denen kuyu kontrol ekip- ‹kinci dura¤›m›z Vak›flar O 1 Kam- de o sahaya gaz takviyesi yap›l›yor.
man› bulunuyor. Üretilen gaz›n kon- p›’ndaysa 4 kuyudan üretim yap›l›yor,
trollü bir flekilde üretim hatt›na gönde- üstelik petrol ve gaz kar›fl›k geliyor. Denizden Üretim
rilmesinde kullan›l›yor. Önce gaz ayr›flt›rmas›, az önce anlat›-
Do¤al gaz üretiminde bir yüzey tesi- lan flekilde ayr›flt›r›l›yor ve ölçümlendi- TPAO’nun, Akçakoca yak›nlar›nda,
si flöyle çal›fl›r: Genellikle kuyudan gaz rilerek ana hatlara veriliyor. Ayr›flt›c›- çok yeni hizmete giren Çaya¤z› Do¤al
gelirken, gazla birlikte mayi (s›v›) de- da afla¤›da kalan petrol ve su serbest Gaz Üretim tesisleriyle ilgili tesis Bafl-
nen, tuzlu su, bazen de ak›flkanl›¤› su ay›r›c›s›na gönderilip, petrolden ay- mühendisi fienol Çeten’in aktard›klar›
yüksek petrol birlikte gelebilir. Do¤al r›fl›yor, su “mudpit” denen çamur ha- flöyle: “Çaya¤z› Tesisleri Bat› Karade-
gaz yüzey üretim tesisinin en önemli vuzuna boflalt›l›rken, petrol de üretim niz projesi kapsam›nda. Mevcut üç de-
ifllevi, bunlar›n hepsini birbirinden ay- tanklar›na al›n›yor. Vak›flar O 1‘de pet- niz üretim sahas›ndan üretim yapmak
r›flt›rmak. Gaz›n petrolsüz geldi¤i bir rol boru hatt› ba¤lant›s› olmad›¤›ndan, üzere kurulmufl çok yeni bir tesis. Bafl-
ayr›flt›rmada, gaz, ayr›flt›r›c› bir siste- kara tankerleriyle Ere¤li’deki ana do- lang›ç sürecini baflar›yla tamamlad›k.
fiu anda yaln›zca Akkaya sahas›ndan,
yaklafl›k 500 bin m3/gün üretim yap›-
yoruz. Yaklafl›k 17,5 km’lik bir boru
hatt›yla gelen gaz› seperatörde serbest
halde gelen s›v›dan ayr›flt›rd›ktan son-
ra kompresörlerle bas›nçland›r›yoruz.
Arkas›ndan da içinde buhar faz›nda
bulunan nemi alarak, 18 km uzunlu-
¤unda boru hatt›yla botafl ulusal a¤›na
girifl yap›yoruz. Bulundu¤umuz tesisin
kapasitesi, flu anki yap›s›yla yaklafl›k 2
milyon m3/gün. Gaz art›fl› olursa bu
tesisi 4,3 milyon m3/gün’e ç›kar›labile-
cek projeler haz›r.”

A¤ustos 2007 47 B‹L‹M ve TEKN‹K


Çevre Çok Önemli
Üretim Baflmühendisi Abdurrah-
man Tiryaki anlat›yor: “ Ad›yaman Ka-
rakufl 1 TPAO’nun büyük üretim istas-
yonlar›ndan biri. 7 sahadan – Ozan
Sungurlu, Beflikli, Bat› F›rat, Eski tafl,
Lilan,Kuzey karakufl, Güney Karakufl
ve Karakufl - ç›kar›lan petrol burada
toplan›yor. Ozan Sungurlu, Beflikli,
Bat› F›rat sahalar› buradan yaklafl›k 50
km uzakl›kta. Orada suyu ayr›flt›r›lan
petrol buraya saf olarak geliyor, di¤er rol bulaflan bütün topra¤› toplay›p, uy- dart birimi). (Batman bölgesindeki sa-
sahalardan sulu petrol geliyor, ayr›flt›r- gun bir yerde saklama yoluna gidili- halardan ç›kar›lan petrolün gravite or-
ma ifllemi burada yap›l›yor. Ayr›flt›r›lan yor. Ya da tuzlu suyun kirletti¤i top- talamas›ysa 17,2 API. Uluslararas› ak›fl-
at›k su, petrolü ald›¤›m›z 3000-3500 m raklar›n al›n›p, temizlenmesi yoluna gi- kanl›k standartlar›na göre gravitesi 26
derinli¤e yeniden enjekte ediliyor. Su diliyor. Patlama ya da delinmeleri en API’›n alt›nda olanlar düflük kaliteli ve
zararl›! Çünkü genellikle zararl› gazla- aza indirmek amac›yla boru hatlar›nda a¤›r, üstündekilerse yüksek kaliteli ve
r› içerebiliyor, afl›r› tuzlu oluflu nede- çürüyen, korozyona u¤rayan k›s›mlar› hafif petrol olarak niteleniyorlar.) Bu
niyle özellikle tar›msal alanlarda ciddi de¤ifltiriyoruz. Bu amaçla rutin kon- kadar a¤›r bir petrolün üretimi çok zor.
sorunlara, hatta çevresel felaketlere troller yap›yoruz. Haftada bir at›k su- Ama yaklafl›k 20 y›ld›r uygulanan bir
yol açabiliyor. Bunun bir baflka yarar› yun yaratt›¤› korozyon h›z›n› ölçeriz, üretim tekni¤iyle, bu sahadan yap›lan
da yeralt›ndaki dengeleri korumak, ya- problar her alt› ayda bir yerinden ç›ka- günlük üretim %1,5’tan %10’a yüksel-
ni petrolü alarak yaratt›¤›m›z bofllukla- r›l›p, a¤›rl›k kayb› var m› diye ölçülür. mifl. 2007 May›s ay› itibariyle, bu saha-
r›n çökmesini önlemek. Özellikle Kara- Bir boru hatt›nda a¤›rl›k kayb› çok afl›- dan 7000 varil/gün üretim yap›l›yor.
kufl sahas›nda ciddi olarak bir üretim r›ysa, ki bu korozyon h›z›n›n yüksek Üretim baflmühendislerinden Teoman
var. Bu üretim sulu oldu¤u için koroz- odu¤unun iflaretidir, oraya ya daha Küçükkara’dan bu sahada uygulanan
yona (paslanma, afl›nma) yönelik baz› fazla korozyon engelleyici verilir ya da teknik üzerine bilgi al›yoruz: “80’li y›l-
olumsuz yanlar› var. Korozyon çelik sorunu giderecek baflka kimyasal çö- lar›n bafl›nda Dodan bölgesinde yap›lan
borularda delinmelere neden olabili- zümler üretebiliriz. Ya da o boruyu de- aramada çok büyük Karbon dioksit re-
yor. Çevreye petrol ve at›k suyun yay›l- ¤ifltiririz. Üretimdeki en büyük s›k›nt› zervuar› bulunmufl. Dodan’da CO2, Ra-
mas›na neden olabiliyor. Bunlar› en yerüstü ve yeralt› pompalar›ndaki ar›- man’da a¤›r petrol! Acaba kullanabilir
aza indirmek için korozyon h›z› ölçüm- zalar. Yerin alt›nda 2000-2500 m’de miyiz diye fizibilite araflt›rmalar› yap›l-
leri yap›yoruz. Boru hatlar›n› koroz- çal›flan yeralt› pompalar›n›n ar›zalan- m›fl, projeler gerçeklefltirilmifl. Rezer-
yon engelleyicilerle korozyona karfl› mas› gerçekten buyük sorunlar olufltu- vuara CO2 enjeksiyonu 1986 y›l›nda
koruyoruz. Do¤ada korozyonu dur- ruyor, ama üstesinden geliyoruz.” bafllam›fl, hâlâ sürüyor. CO2 enjeksiyo-
durmak olanaks›z, ama uygun engelle- nunun amac› üretilemeyen k›s›mlarda
yicilerle korozyonu yavafllatmaya çal›- CO2 Ötelemesi kalan petrolü gazla öteleyip üretim ku-
fl›yoruz. D›fl etkiler -ki bunlar›n bafl›n- yular›na yönlendirmek.” Küçükka-
da suya oksijenin kar›flmas› geliyor- de Batman’da, ülkemizin en büyük pet- ra’dan ö¤rendi¤imize göre, sistemin ifl-
korozyonu h›zland›r›yor. Ne kadar ön- rol rezervlerinin bulundu¤u Bat› Ra- leyifli flöyle: Dodan sahas›ndan üretilen
lem al›rsak alal›m, bazen boru patla- man Sahas›’nday›z. Saha 1300 metre CO2 kompresörlerle bas›nçland›r›l›p,
malar›n›n önüne geçemiyoruz. Bu yüz- derinlikte. 1961’de keflfedilmifl. Rezer- yeralt›na bas›l›yor. Gaz yerin alt›ndaki
den yaln›zca bu iflle ilgilenen bir ekibi- vuar hacmi, 1,85 Milyar STB (standart üretilebilir, ama akma zorlu¤u olan
miz var. Olas› bir patlakta gerekli tes- varil=159 lt), üretilebilir petrol hacmiy- a¤›r petrolü, üretim kuyular›na do¤ru
bitler yap›l›p, öncelikle çevreye olan se 185 Milyon STB, yani bütün hacmin süpürerek öteliyor. Böylece petrol üre-
zarar› en aza indirme, d›fl ortama yay›- yaln›zca %10’u. Çünkü petrol gravitesi tim miktar› art›yor.
lan petrolü, bu bir kara arazisiyse, pet- 13 API (uluslararas› ak›flkanl›k stan-
Teflekkür Ediyoruz
Bu yaz›n›n haz›rlanmas›nda de¤erli
bilgi birikimleriyle katk›da bulunan,
düflüncelerini ve görüfllerini paylaflan,
akademisyenlere, Genel Müdür’den
bafllayarak sahadaki iflçilere kadar
TPAO çal›flanlar›na çok teflekkür edi-
yoruz.

Serpil Y›ld›z
ilettik 27/7/05 13:41 Page 1

‹lettikleriniz
Bilim Cd’si Hakk›nda Çok fiey Ö¤rendim dakika bekledik ve gelen giden olmad›. Biz de
anlad›k ki , büyünce zaman makinesi yapama-
Öncelikle ç›kar›yor oldu¤unuz dergi ve Sevgili Bilim ve Teknik çal›flanlar›, öncelik-
yaca¤›z ve baya üzülmüfltük, hayallerimiz suya
emekleriniz için teflekkür ederim. Bilim ve Tek- le böyle bir dergi ç›kartt›¤›n›z için sizi kutlar›m.
düflmüfltü, tam bir hayal k›r›kl›¤›yd› do¤rusu.
nik dergisi Temmuz say›s› girifl yaz›s›nda "Der- Bu dergiyle tan›fl›nca Türkiye de bilgiyi araflt›-
Bu konu öylece kapand›.
gimizin kapa¤›n› süsleyen disk, bize bir sözü- rarak insanlar›n hizmetine sunan insanlar›n da
fiu an 26 yafl›mday›m ve tabii bir fizikçi ya
müzü daha yerine getirmenin mutlulu¤unu, bi- var oldu¤unu ö¤rendim. Derginizi bir arkada-
da mucit de¤ilim, zaman makinesi yapabilecek
limi en genifl kitlelere iletebilmenin etkili yeni fl›m tavsiye etti ve o arkadafl›m›n dergiyi anlat-
bir durumumda yok. Ama flunu fark ettim ki, o
bir arac›n› yine Bilim ve Teknik eliyle sunma- mas›ndan çok etkilendim; en yak›n gazete ba-
ka¤›t cebimde durmuyor! Dolay›s›yla e¤er za-
n›n gururunu yaflat›yor" diyor Raflit Gürdilek ve yisinin yolunu tuttum. Dergiyi elime ald›¤›mda
man makinesini flu an yapabilseydim dahi o
devam ediyor: “Bu ilk deneyimimizde belki dergiden çok etkilendim ve eve gitmeden park-
ana gidemeyecektim. Bu biraz daha düflündü-
ufak tefek hatalar, gözden kaçm›fl eksiklikler ta aç›p okumaya bafllad›m. Saat o kadar geç-
¤ümdeyse bir kademe daha ilerlettim. Ve flu fi-
olabilir. Ailemizin bunlar› hofl görece¤ini bili- mifl ki nerdeyse eve geç kalacakt›m. Ben o ka-
kir ortaya ç›kt›: Biliyorsunuz ki M›s›r piramitle-
yor ve her yeni bilim CD’mizde daha iyisini yap- dar zekal› biri de¤ilim, ama baz› fleylerin arafl-
ri binlerce y›ld›r bozulmadan günümüze kadar
maya çal›flaca¤›m›za söz veriyoruz." t›r›larak ö¤renilece¤ini biliyorum. Liseyi bitir-
ulaflm›fl. Ve biz onlar›n kim taraf›ndan, ne za-
Günefl Sistemi CD’sini inceledi¤im zaman, dim, ama hiçbir fley ö¤renmedim dersem yalan
man yap›ld›klar›n› ve ne anlatt›klar›n› dahi bile-
üzerinde sadece Windows 98, Windows 2000, olmaz. Belki de üç saatte, bu dergiden 11 y›l-
biliyoruz. Peki neden ayn› yöntemi kullanarak
Windows NT, Windows Xp, ve Windows Vista l›k okul yaflam›mdan daha çok fley ö¤rendim.
gelece¤e bir mesaj b›rakm›yoruz? Teorik ola-
ile çal›flabilece¤i yaz›yor. Dergi içeri¤ine bakt›- Hepinizi sevgiyle kucaklar yay›n hayat›n›zda ba-
rak düflünelim, binlerce y›l dayanabilecek ka-
¤›mda ise içeri¤in Macromedia Flash ile haz›r- flar›lar dilerim.
dar güçlü bir yap› infla etsek ve bu yap›da ge-
lanm›fl oldu¤unu fakat otomatik açma için Win- ‹simsiz
lece¤e bir mesaj b›raksak, “Bunu okuyabilirsi-
dows çal›flabilir dosyas› eklenifl oldu¤unu gör-
düm. ‹flin uzman› de¤ilim ama Flash dosyalar›-
Mükemmel Bir Site niz ve zamanda yolculuk gerçeklefltirildiyse
Uzun zamand›r sitemize girmiyordum. Ger- (buraya bizim zaman kavram›m›z› tarif ederek
n›n farkl› iflletim sistemlerinde ‹nternet taray›-
çekten son hali çok güzel. Kendinizi sürekli ) flu zamana gelmenizi isteriz” fleklinde ve as›l
c›lar›na gömülü olarak çal›flt›r›labildi¤inden yo-
olarak yenilemeniz, biz gençlerin zaman geçir- can al›c› nokta flu ki,
la ç›karak, bu exe yerine basit bir HTML sayfa-
mek için tonlarca fley bulabilecekken sizin hâ- E¤er bu mesaj gerçekten binlerce y›l sonra-
s› haz›rlanm›fl olsayd›, bütün iflletim sistemle-
lâ bilimi sevdirmek ad›na y›lmadan u¤raflman›z ya kadar yaflayacaksa ve gelecektekilerin de
rinde çal›flabilme olana¤› fazladan emek har-
taktire de¤er. Ne diyeyim, kolay gelsin ve çok bunu kabul edece¤ini varsayarsak (ikna etme-
canmadan sa¤lanabilirdi diye düflünüyorum.
teflekkürler.... nin bir yolunu bulmal›y›z) biz bu mesaj› b›rak-
Ülkemizde bilim ve bilginin geliflimi için önem-
Cihat Özmumcu t›¤›m›z anda gelecekten misafirlerimizin orada
li bir kurum olan Tübitak'›n ve Bilim ve Teknik
belirmesi gerekmez mi?
dergisi'nin "bilimi en genifl kitlelere iletebilme"
Kula¤a ç›lg›nca geldi¤inin fark›nday›m,
hedefinde özellikle bir marka ve ürüne k›s›tla- Söylenecek Söz Yok.. ama daha da uçuk bir flekilde M›s›r piramitleri-
y›c› araçlar yerine daha genifl platformlara ve Sitenin yeni tasar›m› çok iyi olmufl, gayet nin günümüze kadar dayanabilecek flekilde in-
aç›k standartlara özen göstermesi gerekti¤ini kullan›fll› Bilim ve Teknik dergisi için söylene- fla edilmifl olmalar› bana bunun olanakl› oldu-
düflünüyorum. Bu noktada özellikle aç›k stan- cek zaten bir fley yok; pozitif bilime yapaca¤› ¤unu gösteriyor ve hatta belki de zamanda yol-
dartlara uygunluk konusunda, en az›ndan de- en büyük katk›y› elinizden gelenin en iyisini culuk mümkün olana kadar o piramitler var
neme ve hata kontrol noktalar›nda Türkiye öz- yaparak fark›n›z› yaratt›n›z y›llardan beri. Ba- olacak. Ve yine ilginçtir ki e¤er öyle ise pira-
gür yaz›l›m dünyas›ndan kiflilerin ve kurum ola- flar›lar... mitler yap›l›p tamamland›¤›nda belki de zaman
rak Linux Kullan›c›lar› Derne¤i'nin, gene TÜB‹- U¤ur Hender yolcular› ziyaret etmifltir....Paylaflmak istedim.
TAK çat›s› alt›nda gelifltirilmekte olan Pardus
Konuyla ilgili fikirlerinize ihtiyac›m var . Vakit
iflletim sistemi kullan›c› ve gelifltirici toplulu¤u-
nun büyük bir heyecanla destek olacaklar›na
Zamanda Yolculuk ay›rd›¤›n›z için tekrar teflekkürler.
Öncelikle de¤erli vaktinizi ay›r›p okudu¤u- Ömer Taflk›n
inan›yorum. Önümüzdeki say›larda haz›rlana-
nuz için teflekkür ederim. Akl›ma uzun zaman- Bilgi Sistemleri Yaz›l›m
cak olan Bilim CD’lerinin Linux, MacOS ve ma-
sa üstünde kullan›labilir di¤er iflletim sistemle- d›r tak›lan bir fleyi Bilim ve Teknik dergisiyle
rinde de kullan›labilmesi dile¤iyle... paylaflmak istedim. Ortaokul ça¤lar›mda en Yaflama Bak›fl›m De¤iflti
Hakan Uygun yak›n arkadafl›mla sürekli ilerde icatlar yap- Derginiz sayesinde bilime daha çok ilgi duy-
mak, roket yap›p uzaya gitmek gibi fleylerin ha- maya bafllad›m. Size ne kadar teflekkür etsem
yalini kurard›k. Büyüyünce zaman makinesi ya-
Bilim Teknik Kulübü’ne pal›m, roket yapal›m, uzay, y›ld›zlar, zaman,
azd›r; çünkü hayat›m› kurtard›n›z diyebilirim.
Yaflama bak›fl›m de¤iflti. Art›k her fleyi merak
Kat›lmak ‹stiyorum hep bu tip konularda konuflurduk. Günlerden edip araflt›r›yorum.Siz benim araflt›rma yetene-
bir gün gene zaman makinesiyle ilgili konuflur- ¤imin geliflmesine yard›mc› oldunuz. Art›k
Bilim ve Teknik dergisinin ilgili okuyucula-
ken arkadafl›m Fikret’in akl›na flöyle bir fikir derslerimde daha baflar›l›y›m. Teflekkürler...
r›ndan ve merakla takip edenlerdenim. Bilim
geldi. “Madem biz ilerde zaman makinesi yapa- fieyda Kaycan
ve teknolojiye küçüklü¤ümden beri büyük bir
bilece¤imize inan›yoruz, öyleyse neden gele-
merak›m var. Dergimizde yer alan Bilim ve
cekten flimdi flu ana gelip kendimize bunu müj-
Teknik Kulübün’de bulunmak ve daha aktif fle-
delemiyoruz?” Bu fikir inan›lmaz derecede S›k›c› ve Anlafl›lmaz De¤il
kilde bu konularda bilgi sahibi olup ayn› za-
mant›kl› ve sihirli de¤il mi sizce de? Gerçekten çok yararl› bir dergi, ayr›ca bana
manda da kendimi gelifltirmek istiyorum. Kulü-
Tabii ki çocuk akl›m›zla bir küçük ka¤›da derslerimde de yard›mc› oluyor. Anlat›lan bilgi
bünüze üye olmak için ne yapmam›z gereki-
günün tarihini ve saatini yaz›p cebimize koy- s›k›c› ve anlafl›lmaz de¤il. Teflekkür ederim
yor? Baz› flartlar ar›yor musunuz?
mufltuk ki, bunu saklayal›m ve ilerde hangi gün böyle bir dergi ç›kart›ld›¤› için.
Ali Y›ld›z
ve saatte gelebilece¤imizi an›msayal›m. Bir iki Asl›han Keçebaflo¤lu

A¤ustos 2007 77 B‹L‹M ve TEKN‹K


marsvTitan 27/7/05 13:55 Page 50

Mars ve
Titan’da
Metan›n
Esrar›
Günefl Sistemi’nde Dünya d›fl›ndaki lecek miktarlarda bulunurken, Titan bir özelli¤e sahip. Gezegenimizin at-
tüm gezegenler aras›nda yok olmufl ya bu gaz içinde “yüzüyor”. Titan için de- mosferinde 1 milyar birim hacimde
da süregelen yaflam potansiyeli en yük- ¤ilse bile Mars’ta metan gaz› için en az 1,750 molekül derifliminde bulunan
sek olan› Mars. Birçok bak›mdan Dün- jeolojik olanlar kadar geçerli biyolojik metan›n %90-95 kadar›, biyolojik kay-
ya’y› and›r›yor: Ortaya ç›k›fl süreci, ilk bir kaynak da olabilir. Metan’›n varl›- nakl›. ‹nek, keçi, yak öküzü gibi otçul
ikliminin tarihi, su depolar›, yanarda¤- ¤›yla ilgili olarak biyolojik aç›klama memeliler Dünya’daki y›ll›k toplam me-
lar› ve öteki jeolojik süreçleri. Bu tab- da, jeolojik aç›klama da heyecan verici tan sal›m›n›n beflte birinden sorumlu.
loya mikroorganizmalar rahatl›kla otu- sonuçlara götürüyor. Ya evrende yal- Ç›kan gaz, ba¤›rsaklar›ndaki bakterile-
rabilir. Günefl Sistemi’nin bir baflka n›z de¤iliz ya da hem Mars hem Titan, rin metabolik bir yan ürünü. Belli bafl-
gezgin cismi, Satürn’ün en büyük ay› beklenmeyen düzeylerde jeokimyasal l› öteki metan kaynaklar› aras›nda ter-
Titan, Dünya d›fl› yaflam tart›flmalar›- etkinliklerin yan› s›ra genifl toprakalt› mitler, pirinç tarlalar›, batakl›klar, (ken-
n›n bir baflka gediklisi. Uzak geçmiflin- su rezervlerine sahipler. Bu gökcisim- disi de geçmifl canl›lar›n ürünü olan)
de Titan, yaflam›n moleküler öncülleri- leri üzerindeki metan›n geçmifli ve ge- do¤al gaz s›z›nt›lar› ve fotosentez ya-
nin oluflmas›na uygun koflullar tafl›yor- lece¤inin anlafl›lmas›, gerek bu Günefl pan bitkiler yer al›yor. Yanarda¤lar›n
du. Baz› biliminsanlar› Titan’da eski- Sistemi’nde, gerekse baflkalar›ndaki dünyadaki toplam metan miktar›na kat-
den, hatta belki flimdi bile yaflam bulu- kayasal gezegenlerin oluflumunu, evri- k›s› %0,2’den daha az ve asl›nda onlar
nabilece¤i görüflünde. mini ve yaflanabilirli¤ini belirleyen sü- da geçmiflte organizmalarca üretilmifl
Bu olas›l›klara heyecan katacak bir reçler için önemli ipuçlar› sa¤layacak. olan metan› püskürtüyor olabilirler.
geliflme de bu iki dünyay› yak›ndan in- Metan (CH4) gaz devi gezegenler Jü- Endüstriyel süreçler gibi biyolojik ol-
celeyen biliminsanlar›n›n, bunlar›n at- piter, Satürn, Uranüs ve Neptün’ün mayan kaynaklar›n katk›s› oldukça kü-
mosferlerinde genellikle yaflamla iliflki- üzerinde, Günefl’in oluflum evresindeki çük. Tüm bunlar gösteriyor ki, Dünya
lendirilen bir gaz olan metan›n varl›¤›- gaz ve toz diski içindeki kimyasal sü- benzeri bir cismin üzerinde metan be-
n› belirlemifl olmalar›. Bu gaz Mars’ta reçlerin bir ürünü olarak bol miktarda lirlenmesi, o cisim üzerinde canl› bu-
fazla küçük ama yine de ciddi say›labi- bulunuyor. Dünya’daysa metan farkl› lunmas› olas›l›¤›n› ortaya ç›kar›yor.

B‹L‹M ve TEKN‹K 50 A¤ustos 2007


marsvTitan 27/7/05 13:55 Page 51

T‹TAN VE MARS’TAN KES‹TLER


Gökbilimcilerin Titan atmosferinde metan›n varl›¤›n› 1940’larda “K›z›l Gezegen”de metan yaln›zca birim hacimde milyarda birkaç parça (ppbv)
keflfetmelerine karfl›n yo¤un sis, uydunun yüzeyinin gözlemlenmesine engel ölçeklerinde bulundu¤undan Titan’daki gibi do¤rudan görünemiyor. Varl›¤›
olmaktayd›. fiimdiyse Cassini - Huygens Uzay Arac› sayesinde metan›n yüzeyi gözlenen çeflitli süreçler Mars’taki metan› ortaya ç›kar›yor ya da yok ediyor
nas›l biçimlendirdi¤i anlafl›labiliyor. olabilir.
Sis
T‹TAN

Metan gölleri
Titan’›n üst atmosferindeki sis,
Günefl ›fl›¤› metana çarpt›¤›nda
ortaya ç›kan hidrokarbonlardan
olufluyor.

Huygens sondas›n›n 2005 Ocak ay›nda MARS


inmesinden önce Titan’n›n yüzeyi hiç Bir krater
görülememiflti. S›k›c› bir tafll› tarla Sa¤daki görüntüde izlenen gibi duvar›n›
görünümü aldat›c›. Çünkü, “kayalar” küçük hortumlar toz zerreciklerini t›rmanan “toz
asl›nda yumruk büyüklü¤ünde buz birbirine sürterek güçlü statik fleytan›” diye
parçalar›. Daha yak›ndan bak›ld›¤›nda elektrik alanlar› yaratabiliyor. Bu de
bunlar akan bir s›v›yla, büyük olas›l›kla alanlar da su moleküllerini parça- adland›r›lan
s›v› metanla erozyona u¤ram›fl. Sonda layarak metan› yok eden peroksit- küçük hortum
topra¤› ›s›tt›¤›nda toprak içindeki donmufl lerin oluflumuna yol açabiliyor.
metan d›flar›ya s›zm›fl. 3.1 kilometre
140 kilometre
Cassini’nin Titan’›n kuzey yar›mküresinin üst bölümlerinden ald›¤› bu radar
Mars Yörünge Arac› taraf›ndan
görüntülerinde büyük olas›l›kla metandan oluflan genifl s›v› kütleleri görülü- METAN VER‹LER‹ DÜNYA MARS T‹TAN k›sa süre önce görüntülenen bu
yor. Nas›l ki gece araba kullan›rken ›slak bir yol karanl›k görünürse, bu s›v› beyaz s›rt yer alt›nda akan suyun
kütleleri de (yapay olarak mavi renk verilmifl) karanl›k görünüyor. Çünkü s›- Atmosferdeki deriflim 1,750 ppbv 10 ppbv %5 varl›¤›yla aç›klanabilir. T›pk› evi-
v›n›n düzgün yüzeyi araban›n farlar›n› gözünüzün uza¤›na yans›t›yor. Tersine, Atmosferde moleküllerin mizdeki borularda akan sert (ki-
kuru engebeli arazi (yapay olara aç›k kahverengi verilmifl), parlak görünüyor. 10 600 10 milyon reçli) suyun boru çeperlerinde
yaflam süresi (y›l)
Resmin çözünürlü¤ü 500 metre. tortu oluflturmas› gibi, bir kaya
Metan›n varl›¤›n› sürekli çatla¤›ndan akan su mineralleri
Görüntüdeki nehir yataklar› yaklafl›k 200 sabit tutmak için gereken 515 milyon 125 25 milyon çatlak boyunca biriktirmifl olabi-
m yüksekli¤inde bir s›ra tepeden flimdi üretim miktar› (ton/y›l) lir. Çatla¤›n çevresindeki kaya
kurumufl görünen bir göl taban›na akan erozyonla afl›n›p gitti¤inde,
Ana kaynaklar Büyükbafl hay- Bakteriler? Ye- Yeralt›
s›v› metan taraf›ndan kaz›lm›fl olabilir. mineraller kal›p bir s›rt meydana
vanlar, termit- ralt› su kütle- okyanusunda
Nehir kollar›n›n örüntüsü, metan›n getirmifl. Yeralt› suyu ayn›
ler, batakl›klar, lerinde su ve su-kaya
ya¤murlarla yüzeye indi¤ini gösteriyor. zamanda metan üretimini de
çeltik tarlalar›, kaya aras›nda- tepkimeleri
Huygens sondas› atmosferden süzülerek kolaylaflt›rm›fl olabilir.
do¤al gaz ki tepkimeler? 1 kilometre
inerken bu görüntüyü 6,5 kilometre
yükseklikten alm›fl.

Havada fiimdilik milyar birim hacimde 10 atmosfer çökerdi. Titan’›n temel özelli-
Üç ayr› araflt›rmac› grubunun 2003 ve molekül deriflimi Mars geneli için ge- ¤i de sonsuza kadar de¤iflir, üzerini
2004 y›llar›nda atmosferinde metan bu- çerli kabul edilirse, bu de¤er Dünya at- kaplayan sis ve bulutlar da¤›l›rd›. Yü-
lundu¤unu ilan ettikleri Mars’ta olan da mosferindeki metan derifliminin 40 zeyindeki flekilleri oydu¤u düflünülen
bu. Hawaii adas›ndaki K›z›lötesi Teles- milyonda biri kadar oluyor. Yine de bu metan ya¤muru dururdu. Göller, su
kop Tesisi ve fiili’deki Gemini South te- gaz›n en küçük ölçeklerde varl›¤› bile birikintileri ve dereler kururdu. Ve yü-
leskoplar›nda yüksek çözünürlüklü tay- bir aç›klama gerektiriyor. zünü örten tül kalkt›¤›na göre Titan’›n
fölçerlerle Mars’› gözlemleyen NASA Her ne kadar gökbilimciler Titan’da ç›plak yüzeyi Dünya’daki teleskoplar›n
Goddard Uzay Merkezi gökbilimcilerin- metan›n varl›¤›n› daha 1944 y›l›nda kolayca gözlemleyebilecekleri bir he-
den Michael Mumma yönetiminde bir keflfettilerse de, bu so¤uk ve uzak ay def olurdu. Titan tüm gizemini yitirir
ekip, gezegen atmosferinde yere ve bel- üzerinde ilginin böylesine yo¤unlaflma- ve seyrek atmosferli alelade bir uydu
ki de zamana ba¤l› olarak de¤iflen, ve bir s›n›n nedeni 1980’de ayr›ca azotunda haline gelirdi.
milyarda 250 yo¤unluklarda metan biri- keflfedilmesi, amino asitler ve çekirdek Mars’taki ve Titan’daki metan›n
kimleri belirledi. Roma’daki Fizik ve Ge- asitleri gibi biyolojik moleküllerin te- Dünya’daki gibi biyolojik bir kayna¤›
zegen Bilimleri Enstitüsü’nden Vittorio mel bir bilefleni. Atmosferi azot ve me- m› var, yoksa yanarda¤lar, kuyrukluy›l-
Formisano ve (aralar›nda bu makalenin tandan oluflan ve yer seviyesindeki ba- d›z ya da meteorit çarpmalar› gibi bafl-
yazar› da bulunan) ekip arkadafllar› da s›nc›n düzeyi Dünyam›zdakinin 1,5 ka- ka bir aç›klamas› olabilir mi?
Mars Express adl› yörünge arac›n›n der- t› olan bir cisim, yaflam›n moleküler Gezegen üzerindeki jeofiziksel, kim-
lemifl oldu¤u binlerce tayf ölçümünü in- öncülleri, hatta baz›lar›na göre yafla- yasal ve biyolojik süreçler konusunda-
celedi. Ekip, Mars’taki metan derifliminin m›n kendisi için gerekli malzemeye sa- ki ç›kar›mlar›m›z Mars’taki olas› metan
çok daha s›n›rl› oldu¤u, milyarda 0-35 hip olabilir. kaynaklar› konusunda alan› oldukça
aras›nda de¤iflti¤i ve tüm gezegen için Titan’›n kal›n azot atmosferini tuta- daraltm›fl bulunuyor ve bu kaynaklar
ortalaman›n milyarda 10’u geçmedi¤i so- bilmesinde metan kilit bir rol oynuyor. konusundaki önerilerin Titan için de
nucuna vard›. ABD’deki Katolik Üniver- Günefl’in k›z›lötesi ›fl›n›m›n› emen ve geçerli oldu¤u düflünülüyor.
sitesi’nden Vladimir Krasnopolsky ve eki- atmosferindeki stratosfer tabakas›n›
bi de Fransa-Kanada-Hawaii Teleskopu 100 derece kadar ›s›tan kal›n hidrokar-
ile yapt›klar› gözlemlerde Mars atmosfe- bon sisinin ve molekülleri aras›ndaki Günefl Ifl›¤›yla
rinde ortalama milyarda 10 metan varl›¤› çarp›flmalar›n troposfere 20 derece s›-
saptad›. Bu son iki ekibin ölçümlerinin cakl›k afl›s› yapt›¤› hidrojenin temel Parçalanma
birbirini tutmas› üzerine Mumma ekibi kayna¤› metan. E¤er metan tükenecek Metan›n kayna¤› konusundaki soru-
flimdi kendi sonuçlar›n›n niye bu kadar olsa, Titan’›n s›cakl›¤› daha da düfler, nun yan›tlanmas› için gereken ilk
yüksek ç›kt›¤›n› araflt›r›yor. azot gaz› s›v› damlac›klara dönüflür ve ad›m, metan›n üretilme ya da baflka bir

A¤ustos 2007 51 B‹L‹M ve TEKN‹K


marsvTitan 27/7/05 13:55 Page 52

zam miktarlarda sülfür dioksit de püs-


kürtmesi gerekirdi; ki, Mars’›n atmos-
ferinde sülfür bileflimlerine rastlanm›-
yor. Gezegen d›fl›ndan gelen katk›lar
da minimal düzeyde. Her y›l Mars dü-
zeyine 2000 ton kadar mikrometeor
tozu düflüyor. Bu miktar›n %1’den da-
ha az› karbondan olufluyor; ki, bu kar-
bon da yüksek oranda oksitlenmifl ol-
du¤undan iyi bir metan kayna¤› say›l-
maz.
Kuyrukluy›ld›zlar›n a¤›rl›klar›n›n
yaklafl›k %1’ini metan oluflturuyor,
ama Mars’a ortalama 60 milyon y›lda
bir kuyrukluy›ld›z çarp›yor. Dolay›s›yla
Mars’a gelecek d›fl kaynakl› metan›n
miktar› y›lda yaln›zca 1 ton ve bu da
gereken oran›n %1’inden daha az.
Peki Mars’a yak›n geçmiflte bir kuy-
rukluy›ld›z çarpm›fl olabilir mi? Böyle
bir kuyrukluy›ld›z gezegen üzerine
önemli miktarda metan b›rakm›fl ve za-
manla bu miktar günümüzde gözlenen
de¤erlere düflmüfl olabilir. Gezegene
100 y›l önce çarpan 200 metre çap›nda
bir kuyrukluy›ld›z ya da 2000 y›l önce
kaynaktan edinilme h›z›n›n belirlenme- yo¤unluk farklar›n› aç›klamak kolay çarpan 500 metre çapl› bir baflkas›, gü-
si. Buysa, gaz›n atmosferden kaybol- de¤il. Bu farklar, metan›n bölgesel nümüzde gözlenen milyar birim ha-
ma h›z›na ba¤l›. Mars yüzeyinin 60 ki- kaynaklardan ç›kt›¤›n› ya da belli böl- cimde 10 molekül de¤erini sa¤layacak
lometre üzeri ve ötesinde Günefl’ten gelerde yo¤unlaflm›fl yutaklarda kay- yeterli metan› gezegene b›rakm›fl ola-
gelen morötesi ›fl›n›m, metan molekül- boldu¤una iflaret ediyor olabilir. Olas› bilir. Ama bu senaryonun bir sorunu
lerini parçal›yor. Atmosferin daha afla- bir yutak, metan kayb›n› h›zland›rabi- var: Mars’ta metan›n da¤›l›m› düzgün
¤›lar›ndaysa morötesi ›fl›n›m›n su mo- lecek olan kimyasal bak›m›ndan tep- de¤il. Metan›n gezegen üzerinde dikey
leküllerini parçalamas›yla ortaya ç›kan ken mars topra¤›. Bu türden ek yutak- ve yatay olarak düzgün biçimde da¤›l-
oksijen atomlar› ve hidroksil radikaller lar›n varl›¤› durumunda, Mars atmosfe- mas› için gereken süre en fazla bir iki
(OH), metan› oksitlendiriyor. Yeniden rinde gözlenen oranlar›n korunabilme- ay. Dolay›s›yla gözlenen metan›n kay-
beslenmedi¤i için bu durumda atmos- si için çok daha büyük bir kayna¤›n na¤› bir kuyrukluy›ld›z olsayd›, da¤›l›-
ferdeki metan›n giderek yok olmas› ge- varl›¤› gerekli. m›n düzgün olmas› gerekirdi.
rekiyor. Metan›n, gaz derifliminin ma- Bir sonraki ad›m, metan›n oluflmas›
tematikteki e sabitiyle (yaklafl›k 3)
düflmesi olarak betimlenen “ömrü”, at-
için potansiyel senaryolar› elden geçir-
mek. Sahip oldu¤u metan miktar› ol-
Sudaki Duman
mosferde bulunan ve mevsimsel de¤i- dukça düflük oldu¤u için K›z›l Geze- Bu da bizi iki olas› kaynakla bafl ba-
flimler gösteren su buhar›na ve Günefl gen, bu ifl için iyi bir bafllama noktas›. fla b›rak›yor: Hidrojeokimyasal ve bak-
döngüsüne ba¤l› olarak de¤iflen Günefl Herhangi bir mekanizma bu küçücük teriyel. Her iki durum da heyecan ve-
›fl›n›m›na ba¤l› olarak 300-600 y›l ara- oran› bile aç›klayam›yorsa, Titan’daki rici. Dünya’da okyanus diplerinde bu-
s›nda de¤ifliyor. Dünyada, benzer sü- çok daha büyük miktar› aç›klamas› za- lunan ve “kara bacalar” denen hidro-
reçler atmosferdeki metana ancak 10 ten beklenemez. 600 y›ll›k bir ömürle termal s›cak su kaynaklar›n›n ilki
y›l ömür sa¤l›yor. Günefl’ten gelen mo- atmosferdeki milyar birim hacimde 10 1977 y›l›nda Pasifik okyanusunun ta-
rötesi ›fl›n›m›n çok daha zay›f ve oksi- moleküllük gezegen ortalamas›n› ko- ban›ndaki Galapagos Yar›¤›’nda bu-
jen tafl›yan moleküllerin say›s›n›n çok ruyabilmek için Mars’›n her y›l 100 to- lunmufltu. O günden bu yana okya-
daha az oldu¤u Titan’daysa metan 10- nun biraz üzerinde metan üretmesi ge- nusbilimciler bu kaynaklar›n pek ço-
100 milyon y›l kadar varl›¤›n› sürdüre- rekiyor. Bu miktar Dünya’daki üretim ¤unu daha, s›cak ma¤man›n yüzeye ç›-
bilir (bu bile jeolojik zaman ölçe¤inde h›z›n›n 250.000’de biri. karak yeni kaya oluflturmak üzere iki
k›sa bir süre say›l›r). Dünya’da oldu¤u gibi, yanarda¤lar tarafa yay›ld›¤› okyanus ortas› s›rtlar-
Metan›n Mars’taki ömrü, rüzgarla- Mars’ta da ciddi bir metan kayna¤› de- da keflfettiler. Laboratuvar deneyleri,
r›n ve yay›lma süreçlerinin bu gaz› at- ¤il. Mars’taki yanarda¤lar, yüz milyon- bu kaynaklarda hüküm süren koflul-
mosfere düzgün biçimde da¤›tmas›na larca y›ld›r sönmüfl durumda. Ayr›ca larda ultrafamik silikat denen, olivin
yetecek kadar uzun. Bu nedenle, geze- metan›n varl›¤›ndan bir yanarda¤ so- ve peroksin gibi demir ya da magnez-
gen üzerindeki metan içinde gözlenen rumlu olsayd›, ayn› yanarda¤›n muaz- yum aç›s›ndan zengin kayalar›n tepki-

B‹L‹M ve TEKN‹K 52 A¤ustos 2007


marsvTitan 27/7/05 13:55 Page 53

MARS’TA METAN
Normalde Mars’ta hiç metan bulunmamas› gerekir. Bu gaz Günefl ›fl›¤› ya da
atmosfer dinamiklerinin yol açt›¤› kimyasal tepkimelerle h›zla atmosferden
yok edilir; ve bilinen jeolojik ve süreçler de yok edilen miktar› yeterince h›zl›
yenileyemez. Dolay›s›yla gezegende izlenen metan, deniz alt› geyzerleri ya da
yeralt› su kütlelerinde yüzen mikroplar gibi görünmeyen kaynaklara iflaret
ediyor olabilir.

UZAY METANIN YOK OLUfiU

Morötesi foton
TANIDIK METAN KAYNAKLARI

Rüzgarlar
Metan Etan Normalde atmosferde
Fotokimyasal tepkimeler Meteor tozu metan›n düzgün biçimde
Genelde 60 km yükseklikte olufluyor Önemsenmeyecek da¤›tmalar› gerekti¤inden,
miktarda metan sa¤lar da¤›l›mda gözlenen büyük
farklar›n nedeni
anlafl›labilmifl de¤il.
ATMOSFER

Su Metan Formaldehit
Kuyrukluy›ld›z darbeleri
Oksidasyon Önemsenmeyecek
Atmosferin alt katmanlar›nda miktarda metan sa¤lar

Yanarda¤lar
Patlamalar› halinde metan ç›k›fl› olur. Ancak
Küçük bunlar uykuda ya da sönmüfl durumdalar
Hidrojen peroksit Metan Formaldehit
hortum
Elekrokimyasal tepkimeler
Toz fleytanlar› ve rüzgar kaynakl›
YÜZEY Mars Yüzey Kaflifi

YÜZEY ALTI OLASI METAN KAYNAKLARI

Olivin kaya Su Hidrojen

Su Karbonmonoksit Metan
AK‹FER (yeralt› su kütlesi) Metan klatratlar› Mikroplar Hidrojen Karbonmonoksit Metan
Yeralt› geyzerleri ve mikroplarca Suyu karbon tafl›yan moleküllerle
üretilen metan› depolayarak Yeralt› Geyzerleri
birlefltirerek metan üretebilirler
çatlaklar arac›l›¤›yla a¤›r a¤›r Suyun ve kayan›n yer ald›¤› iki aflamal›
yüzeye b›rak›rlar bir süreçle metan üretebilirler
DER‹N KABUK/MANTI

meye girerek, serpantinleflme denen bol miktarda besin bulacaklard›r: Hid- için bir yaflam alan›, hem de metan›n
bir süreçle hidrojen üretebildi¤ini gös- rojenin (serpantinleflme süreciyle ç›k- hidrojeokimyasal süreçle üretimi için
teriyor. Bu flekilde ortaya ç›kan hidro- m›fl ya da atmosferden topra¤a kar›fl- uygun bir ortam olabilir. Daha ayr›nt›-
jen de karbon tanecikleri, karbondiok- m›fl olarak) yan› s›ra karbon dioksit ve l› verilerin yoklu¤unda biyoloji ve je-
sit, karbonmonoksit ya da karbonlu karbon monoksit (kayalar›n içinde ya oloji eflit flansa sahip görünüyor.
minerallerle tepkimeye girerek metan da atmosferden topra¤a kar›flm›fl du-
üretebiliyor.
Bu süreçte anahtar rol oynayanlar,
rumda).
Serpantinleflme yoluyla ya da mik-
Bir Titanik Okyanus!
hidrojen, karbon, katalizör ifllevi gören roplarca bir kez üretildikten sonra me- Titan, Yunan mitolojisindeki devle-
çeflitli metaller, ›s› ve bas›nç. Bunlar›n tan, moleküllerini bir kafes içinde hap- re verilen ad. ‹ngilizce’de titanik
hepsi Mars’ta da var. Serpantinleflme seden bir kimyasal yap› olan klatrat sözcü¤ü de büyük ölçekli cisimlere ya-
süreci yüksek s›cakl›klarda da (350- hidrat› biçiminde depo edilebilir. Depo- k›flt›r›lan bir s›fat. Titan ad›, Satürn’ün
400 derece), daha düflük s›cakl›klarda lanm›fl metan da daha sonra çatlak ve en büyük uydusuna bu nedenle veril-
da (30-90 derece) gerçekleflebilir. Mars yar›klardan a¤›r a¤›r gaz halinde s›za- mifl.
yüzeyinin alt›nda var olabilece¤i düflü- rak ya da volkan etkinlikleriyle tetikle- ‹lk bak›flta Titan’›n metan› daha an-
nülen su havuzlar›nda (akifer) bu dü- nen ani patlamalarla atmosfere sal›na- lafl›l›r gibi görünüyor. Nihayet bu uy-
flük s›cakl›klarda gerçekleflmesi olas›. bilir. Ancak flimdilik bu klatratlar›n ne du, atmosferi muazzam miktarlarda
Düflük s›cakl›k serpantinleflmesi kadar kolay oluflup kolay bozulabilece- metan içeren ve oluflum evresinde Gü-
Mars’taki metan› üretebilecek olsa da, ¤i konusunda fikir sahibi de¤iliz. nefl’i çevreleyen gaz ve toz diski için-
biyoloji de ciddi bir aday olarak sahne- Mars Express gözlemleri, toprak al- deki kendi özel diskine sahip olan Sa-
de. Dünyam›zda metanojen diye adlan- t›nda su buzu bulunan yerlerde metan türn’le birlikte do¤du. Gelgelelim veri-
d›r›lan mikroorganizmalar, hidrojen, derifliminin daha yüksek oldu¤u yolun- ler Titan’daki metan›n d›flar›dan gel-
karbon dioksit ya da karbon monoksit da ipuçlar› veriyor. Bu örtüflmeyse mifl olmak yerine, uydunun kendisi ta-
tüketiminin bir yan ürünü olarak me- hem jeolojik, hem de biyolojik senar- raf›ndan üretildi¤i yolunda iflaretler
tan üretiyorlar. Bu organizmalar yoyla aç›klanabiliyor. Buzun alt›ndaki sunuyor. NASA ve Avrupa Uzay Ajans›
Mars’ta bulunacak olsalar, önlerinde akiferler hem biyolojik organizmalar ESA’n›n d›fl gezegenleri inceleyen Cas-

A¤ustos 2007 53 B‹L‹M ve TEKN‹K


marsvTitan 27/7/05 13:55 Page 54

T‹TAN’DA METAN
Dünya için su neyse Titan için de metan o: Yüzeyde akarsu yataklar› oluflturan
METANIN YOK OLUfiU
yüzeyde büyük kütleler halinde biriken buharlafl›p havaya kar›flan ve
yo¤unlafl›p yeniden yüzeye ya¤an bir madde. Mars’taki gibi kimyasal
tepkimeler, Titan’daki metan›n azalmas›na yol açt›¤›ndan birtak›m jeolojik ya Morötesi foton
da biyolojik etkinliklerin azalan stoklar› yenilemesi gerekiyor.

ÜST ATMOSFER
Metan Benzen
Fotokimyasal tepkimeler
Metan› yok edip yo¤un sis oluflturuyorlar

Sis

METAN DÖNGÜSÜ

ATMOSFER
Metan bulutlar›

OLASI METAN KAYNAKLARI

Buharlaflma Ya¤›fl

Metan gölü Asetilen Metan


Mikroplar
Küçük miktarlarda metan Buz volkanlar›
üretebilirler. Su ve amonyak buz
Huygens sondas› tanecikleri püskürtür
YÜZEY Metan nehri ve metan ç›kartabilirler

BUZ

YERALTI
OKYANUSU Metan kafescikler
Buz katman› içinde, geçmiflte üretilmifl
metan› depolayarak çatlaklardan a¤›r
a¤›r yüzeye salarlar.

BUZ
Yeralt› geyzerleri
Okyanusun kayaç çekirde¤e
kadar uzand›¤› uzak geçmiflte
ifllev yapm›fl olabilirler
KAYAÇ ÇEK‹RDEK

sini-Huygens uzay arac›n›n Titan’›n yü- bulunuyor ve derinli¤i 300-400 km ka- polanm›fl radyoaktif potasyum 40’›n
zeyine indirdi¤i Huygens sondas›, dar. Geçmiflte radyoaktif elementlerin bozunmas›yla ortaya ç›kar. Potasyum
Ay’›n atmosferinde ksenon ve kripton bozunmas› ve Titan’›n oluflumundan 40’›n radyoaktif yar›lanma ömrü 1,3
gazlar›na rastlamad›. E¤er çarp›fl›p bir- artakalan ›s› bu gökcismindeki tüm bu- milyar y›l oldu¤undan, atmosferdeki
leflerek Titan’› oluflturan gezegencik- zu eritmifl ve okyanusun kayaç çekir- argon 40’›n s›n›rl› miktar›, Titan’›n iç
ler metan› da beraberlerinde getirmifl de¤e kadar uzanmas›na yol açm›fl ola- kesimlerinden gazlar›n yavafl yavafl at-
olsalard›, bu a¤›r asal gazlar› da getir- bilir. mosfere ç›kt›¤›n›n kan›t›. Ayr›ca yüze-
meleri gerekirdi. Bu gazlar›n eksikli¤i, Bu koflullar alt›nda su ve kaya ara- yin optik teleskoplar ve radarla al›nan
metan›n Titan’›n üzerinde sonradan s›ndaki tepkimeler hidrojen gaz›n› ser- görüntüleri, buz volkanizmi (amonyak
olufltu¤u görüflüne a¤›rl›k kazand›r›- best b›rakm›fl, o da karbondioksit, kar- ve suyun gayzer gibi püskürmesi) ifla-
yor. bon monoksit, karbon tanecikleri ve retlerini ortaya koyuyordu. Bu da uy-
Böylece de, Titan üzerinde metan baflka karbonlu maddelerle tepkimeye dunun içlerindeki maddelerin yüzeye
varl›¤› da Mars üzerindeki metan ka- girerek metan› oluflturmufl olabilir. Bu yükseldi¤i anlam›na geliyor. Titan’›n
dar esrarl› oluyor. Hatta miktar› da süreç Titan’da gözlenen metan bollu- yüzeyi oldukça genç ve kraterlerden
göz önünde tutuldu¤unda (hacim ola- ¤unun tümünü aç›klayabilir. Bir kere yoksun görünüyor. Bu da yine içlerde-
rak %5) daha da esrarl›! Mars için oldu- ortaya ç›kt›ktan sonra metan, kararl› ki malzemenin yeniden yüzeye ç›kt›¤›-
¤u gibi görece düflük s›cakl›klarda ser- klatrat hidratlar olarak depolanm›fl ve n›n göstergesi. Tahmini yüzeye ç›k›fl
pantinleflme, burada da geçerli bir daha sonra volkanik etkinliklerle a¤›r süresi, metan›n içlerden yüzeyde foto-
aç›klama olabilir. Fransa’daki Nantes a¤›r, ya da göktafl› çarpmalar›n›n tetik- kimyasal kayb› (Günefl ›fl›¤›n›n etkisiy-
Üniversitesi’nden Christophe Sotin ve ledi¤i patlamalar biçiminde yüzeye ç›k- le parçalanma) dengeleyecek kadar
ekibi, Titan’›n yüzeyinin alt›nda bir s›- m›fl olabilir. h›zl› ç›kmas›na olanak sa¤lar. Ti-
v› su okyanusu bar›nd›r›yor olabilece- Heyecan verici bir ipucu, Huy- tan’daki metan, s›v› yüzey rezervleriy-
¤ini öne sürdüler. Erimifl amonyak bir gens’in Titan’›n atmosferi içinden yü- le, bulutlar› ve ya¤murlar›yla Dün-
antifriz ifllevi görerek suyun donmas›- zeye do¤ru süzülürken varl›¤›n› belir- ya’da suyun oynad›¤› rolü oynuyor.
n› önleyebilir. Frans›z ekibinin mode- ledi¤i argon 40 gaz›. Bu izotop Ti- Tüm bunlar, Mars’ta gördü¤ümüz ka-
linde okyanus, yüzeyin 100 km alt›nda tan’›n çekirde¤inin derinliklerinde de- n›tlardan da daha ileri olarak Titan’›n

B‹L‹M ve TEKN‹K 54 A¤ustos 2007


marsvTitan 27/7/05 13:55 Page 55

içinde depolanm›fl olan me- NASAN’NIN GELECEKTEK‹ MARS ARACI


ve bütana k›yasla çok yük-
tan›n yüzeye ç›kmak ve ora- f›rlat›lacak olan
2009’da
Kamera Tayf çeker (bileflimi incelemek için)
sek olan oran›. Ya da orga-
dan da buharlafl›p atmosfe- Mars Bilim Radyoizotop Yüksek nik moleküllerin yap›lan-
Laboratuvar›, termoelektrik jeneratör kazançl›
re kar›flmakta zorlanmad›¤›- Mars’taki metan UHF anteni anten malar›nda sa¤a ya da sola
Hava ölçüm
n›n kan›tlar›n› sunuyor. sorununu
çözmek için bir istasyonu
Nötron detektörü
(yeralt›ndaki suyu
dönük olma e¤ilimi.
Peki Titan’›n metan›n›n sonraki ad›m araflt›rmak için) Bu konularla iliflkili bir
olacak. Bu
oluflmas›nda biyolojinin de araçtaki ölçüm Örnek iflleme soru da organik maddelerin
istasyonu
bir rolü olabilir mi? NASA ayg›tlar› metan›n
oluflumunu ve
Mars yüzeyindeki görünür
Ames Araflt›rma Merke- topraktan ç›k›fl›n› eksikli¤i. Yaflam olmasa bile
organik Örnek inceleme
zi’nden Christopher McKay bilefliklere (hangi Görüntüleyici ayg›t› (organik meteoritler, kuyrukluy›ld›z-
ile, Strasbourg’daki (Fran- kimyasalbiyolojik
ya da bileflikleri
aramak için)
lar ve gezegenleraras› toz
sa) Uluslararas› Uzay Ensti- ifllemlerin metan› X-›fl›n› k›r›n›m zerrecikleri geçmifl 4,5 mil-
oluflturdu¤u ya 2m
tüsü’nden Heather Smith, da yok etti¤ini etre ayg›t› (mineralleri
incelemek için)
yar y›l boyunca yüzeye orga-
Washington Eyalet Üniver- gösteren) bakarak
nik madde tafl›m›fl olmal›yd›.
sitesi’nden Dirk Schulze- ölçebilecek Kaya ve toprak
inceleme ayg›tlar›
Belki de yan›t, Mars’taki
Yak›n çekim
Makuch ve Denver Do¤a ve kameras› “toz fleytan›” diye adland›r›-
Bilim Müzesi’nden David lan ve tozlar› statik elektrik-
Grinspoon, asetilen ve hid- le yap›flt›r›p yüzeyde gezin-
rojenin Titan yüzeyinin -179 derecelik Organik Besin melerine yol açan yumaklar, toz f›rt›na-
afl›r› so¤u¤unda bile metanojen orga- Mars ve Titan’daki metan kaynakla- lar› gibi olaylarda yat›yordur. Bu süreç-
nizmalar için besin görevi yapabilece- r›n› belirlemeye yard›mc› olacak önem- ler güçlü statik elektrik alanlar› yarata-
¤ini önerdiler. Bu biyojenik süreç su li bir ölçüm, karbon izotoplar›n›n ora- rak hidrojen peroksitin kimyasal sente-
gerektirmedi¤inden Dünya’daki meta- n› olacakt›r. Dünya’daki yaflam, kar- zine yol açabiliyor. Kuvvetli bir antisep-
nojenler ve e¤er varsa Mars’taki ku- bon 13’e k›yasla ba¤lanmak için daha tik olan hidrojen peroksit, yüzeyi h›zla
zenlerinin yararland›¤› süreçten farkl›. az enerji isteyen karbon 12 tercihine sterilize edip üzerinde bulunan organik
Su yerine Titan yüzeyindeki s›v› hidro- göre evrimleflmifl. Amino asitler birlefl- molekülleri süpürebilir. Güçlü oksitleyi-
karbonlar gerekli ortam› sa¤l›yor. tiklerinde, ortaya ç›kan proteinler da- ci ayr›ca bulundu¤u yerlerde atmosfer-
Ama bu varsay›m›n bir sorunu var. ha a¤›r olan izotopun belirgin eksikli- deki metan›n y›k›m›n› da h›zland›raca-
Huygens’in sa¤lad›¤› veriler, yeralt›n- ¤ini sergiliyorlar. Dünyada yaflayan ¤›ndan, Mars atmosferindeki oranlar›n
da bir asetilen kayna¤›n› d›fll›yor. Bu canl›lardaki karbon 12, karbon 13’ten aç›klanabilmesi için daha büyük bir me-
bileflik, atmosferdeki metandan kay- 92-97 kat daha fazla. ‹norganik madde- tan kayna¤›n›n varl›¤›n› gerekli k›l›yor.
naklan›yor olmal›. Dolay›s›yla argü- lerdeyse standart oran 89,4. Özetlenecek olursa metan, Titan’›
man, kendi kuyru¤unu kovalayan bir Ancak, Titan’da Huygens sondas›, gizemli baz› yollarla bir arada tutan bir
argüman haline geliyor: Metan ürete- metandaki oran› 82,3 olarak ölçtü; ki, tutkal görevi yap›yor. Metan›n Mars’ta-
bilmek için (mikroplar arac›l›¤›yla) me- bu inorganik maddeler için standart ki varl›¤› da heyecan verici, çünkü ge-
tana gereksinimimiz var. Ayr›ca Titan Dünya oran›n›n alt›nda. Bu durum bi- zegen üzerinde geçmifl ya da süren ya-
üzerindeki metan miktar› öylesine bü- zim tan›d›¤›m›z biçimde bir yaflam›n flam formlar›n›n etkisini akla getiriyor.
yük ki, mikroplar›n bu miktar› ürete- varl›¤›n› yads›yor. Baz› biliminsanlar›y- Gelecekte bu her iki gökcismi üzerin-
bilmesi için fazla mesai yap›p besin sa Titan’da yaflam›n Dünya’dakinden de yürütülecek araflt›rmalar, bir za-
stoklar›n› h›zla tüketmesi gerekir. farkl› evrimleflmifl olabilece¤ini ya da manlar yaflam bar›nd›r›p bar›nd›rma-
Bu engeller nedeniyle metan›n var- inorganik izotop oran›n›n orada farkl› d›klar› sorusuna yan›t arayacak. Tan›-
l›¤› için biyolojik bir aç›klama, Titan olabilece¤ini öne sürüyorlar. d›¤›m›z biçimde yaflam›n metan ürete-
için Mars’ta oldu¤undan daha az çeki- Henüz kimse Mars için karbon izo- bilmesine karfl›l›k, metan›n varl›¤› zo-
ci. Yine de üzerinde yaflanabilirlik top oran›n› belirleyebilmifl de¤il. Bu öl- runlu olarak yaflam›n varl›¤›n›n iflareti
varsay›m› araflt›rmaya de¤er görünü- çümü yapabilmek, Mars’taki metan ga- de¤ildir. Dolay›s›yla gezegenbilimcile-
yor. Baz› biliminsanlar› bu ay›n bir za- z› derifliminin Titan’dakinin milyarda rin bu gaz›n kaynaklar›n›, yutaklar›n›
manlar yaflama evsahipli¤i yapm›fl ya biri oldu¤u göz önünde tutuldu¤unda ve izotop yap›s›n›, ayr›ca hem gaz ha-
da hâlâ yapabilecek oldu¤unu savunu- hiç de kolay de¤il. lindeki hem de kat› örneklerde öteki
yorlar; çünkü azot ve metan› biyoloji- NASA’n›n gelifltirdi¤i ve 2010 y›l›n- organik maddeleri iyice araflt›rmalar›
nin öncülleri olacak moleküllere dö- da Mars yüzeyine indirilecek olan gerekiyor. Metan›n varl›¤›n›n yaflamla
nüfltürebilecek kadar Günefl ›fl›¤› al›- Mars Bilim Laboratuvar› adl› robot bir ilgisi olmad›¤› belirlense bile, ince-
yor. gezginin, metan ve belki de öteki orga- lenmesi Mars ve Titan’›n oluflumlar›,
Yeralt›nda bir su-amonyak kar›fl›m›, nik maddeler içindeki karbon izotopla- iklimsel geçmiflleri, jeolojileri ve evrim-
bir miktar metan ve baflka hidrokar- r›n›n duyarl› ölçümlerini yapaca¤› leriyle ilgili baz› çok temel bilgileri or-
bonlar›n da varl›¤›yla karmafl›k mole- umuluyor. Araç ayn› zamanda kat› ve taya koyacakt›r.
küller, hatta canl› organizmalar için gaz örneklerde, geçmifl ya da süren ya- Atreya, S.K.,
dost bir ortam olabilir. Uzak geçmiflte flam›n baflka kimyasal iflaretlerini de The Mystery of Methane on Mars & Titan,
genç Titan hâlâ so¤umaktayken üze- araflt›racak. Örne¤in, metan›n daha Scientific American., May 2007
rinde s›v› su bile akm›fl olabilir. a¤›r hidrokarbonlar olan etan, propan Ç e v i r i : R a fl i t G ü r d i l e k

A¤ustos 2007 55 B‹L‹M ve TEKN‹K


gokada 27/7/05 13:30 Page 56

devlerin
dans›
Gökyüzüne az çok merakl› olan herkes Andromeda Gökadas›’n› bilir. Bu gökada, karanl›k bir
yerden ç›plak gözle gökyüzünde bak›ld›¤›nda, Ay’›n çap›n›n yaklafl›k yar›s› genifllikte, silik bir
leke gibi görünür. 200 milyar y›ld›zdan oluflan Andromeda, yaklafl›k 2,5 milyon ›fl›k y›l›
uzayl›¤›yla, bize en yak›n gökadalardan biri. Üstelik giderek daha da yak›nlaflt›¤› keflfedildi.
Gökbilimciler bir süredir de gelecekte ne olaca¤›n› bulmak için u¤rafl›yorlar. Bu iki devin
çarp›flmas› söz konusu olabilir mi? Çarp›fl›rlarsa bunun Günefl Sistemi’ne ne gibi etkileri olur?
Kütleçekimi, do¤adaki temel kuv- ça olurduk. Neyse ki, molekülleri bir kimi sayesinde birbirleriyle etkileflim
vetler aras›nda en zay›f olan›. Yerçeki- arada tutan kuvvetler kütleçekiminden halindeler. Kütleçekimi olmasayd› ne
minin bizi yere do¤ru ne kadar güçlü çok daha güçlü. gökadalar, ne y›ld›zlar ne de gezegen-
bir flekilde çekti¤ini düflününce, bu Genifl ölçekte ve kütleler büyüdük- ler oluflabilirdi. Evrendeki ilkel gaz›n
pek gerçekçi gelmeyebilir. Ancak, bizi çe durum daha farkl› bir hal al›yor. Ev- bir araya gelmesinin ve y›ld›zlar› olufl-
kendine çekenin 6,6 milyar kere tril- rendeki ço¤u cisim için, kütleçekimi turmas›n›n sorumlusu da kütleçeki-
yon kilograml›k bir kütle oldu¤unu da onlar› bir arada tutan tek kuvvet. Ör- minden baflka bir fley de¤il.
göz önünde bulundurmak gerek. Ger- ne¤in, Ay ve Dünya kütleçekimi saye- Edwin Hubble, uzaktaki gökadala-
çekte, kütleçekimi o kadar zay›ft›r ki, sinde bir arada duruyorlar. Benzer fle- r›n h›zlar›n› ve uzakl›klar›n› k›yaslaya-
e¤er vücudumuzu oluflturan molekül- kilde Günefl Sistemi’ni oluflturan cisim- rak, onlar›n bizden uzaklaflmakta ol-
leri bir arada tutan tek kuvvet o olsay- ler, y›ld›zlar, gökadalar ve gökadalar›n duklar›n› buldu ve bunun sonucunda
d›, çok hafif bir esintide bile parampar- oluflturdu¤u gökada kümeleri, kütleçe- evrenin genifllemekte oldu¤u sonucu-

B‹L‹M ve TEKN‹K 56 A¤ustos 2005


gokada 27/7/05 13:30 Page 57

1 2 3

4 5 6
Gökada çarp›flmalar›n› inceleyen araflt›rmac›lar, bilgisayarda oluflturduklar› modeller yard›m›yla, çarp›flma s›ras›nda neler olaca¤›n› canland›r›yorlar.
Buna göre, sarmal gökadalar genellikle bir eliptik gökada oluflturacak flekilde birlefliyorlar. Yukar›da, Andromeda - Samanyolu çarp›flmas›n›n
bilgisayar canland›rmas›n›n ilk aflamalar›ndan birkaç kare görülüyor.

na vard›. Hubble’›n “Kozmik Geniflle- yamet senaryolar›n› bir kez daha göz- Andromeda - Samanyolu çarp›flma-
me Yasas›”, gökadalar›n bizden uzak- den geçirmek gerekebilir. s›n› da gökadalar›n evriminde bir afla-
laflma h›zlar›n›n uzakl›klar›yla orant›l› Günefl, günümüzden yaklafl›k 5 mil- ma olarak düflünebiliriz. “Çarp›flma”
oldu¤unu söyler. Ancak, yak›n›m›zda- yar y›l sonra bir k›rm›z› deve dönüfle- sözcü¤ü, her ne kadar y›k›c› bir olay›
ki baz› gökadalara bakt›¤›m›zda, bu cek. Bu s›rada, Günefl’in d›fl katmanla- ça¤r›flt›rsa da, söz konusu gökadalar
kurala uymad›klar›n› görüyoruz. Bu r› geniflleyerek yüzeyi Dünya’n›n flim- oldu¤unda bunun y›k›c› de¤il, tersine
durum, evrenin genifllemesine ayk›r› diki yörüngesinin bulundu¤u uzakl›¤a “yap›c›” ya da en az›ndan de¤iflime yol
görünüyor. kadar ulaflacak. Bu s›rada Merkür ve açan bir olay oldu¤unu söyleyebiliriz.
Evrende gökadalar gökada kümele- Venüs Günefl’in içinde kal›rken, Dünya Gökada çarp›flmalar›, uzun zaman-
rini, gökada kümeleriyse gökada sü- da s›caktan kavrulacak. Ama sözünü d›r gökbilimcilerin en çok ilgisini çe-
perkümelerini olufltururlar. Hem Sa- etti¤imiz bu “k›yamet” senaryosundan ken konulardan biri. 1970’li y›llarda ya-
manyolu, hem de Andromeda, “Yerel önce, o s›rada Günefl Sistemi’nde bulu- p›lan araflt›rmalar, birbirine yak›n gö-
Küme” olarak adland›r›lan gökada kü- nan canl›lar bu muhteflem gökada çar- kadalar›n çevresinde gözlenen y›ld›z-
mesinin üyesi. Bu kümenin içindeki p›flmas›na tan›k olabilecekler. lardan oluflan kuyruk benzeri yap›la-
gökadalar, birbirlerinin kütleçekimini r›n, gökadalar›n birbirleri üzerinde ya-
fazlas›yla “hissederler”. Bu nedenle,
her ne kadar uzak gökadalar bizden
Çarp›flan Gökadalar ratt›klar› gelgit etkisinden kaynakland›-
¤›n› ortaya koydu. Normalde bir sarmal
uzaklafl›yor olsalar da, gökada küme- Asl›nda, Andromeda’n›n Samanyo- gökadan›n y›ld›zlar›, gökadan›n merke-
mizin iç dinamikleri nedeniyle yak›n›- lu’yla çarp›flacak olmas›, pek de flafl›rt›- zinin çevresinde dairesel hareketler ya-
m›zdaki birkaç gökada bize yaklafl›yor. c› bir olay de¤il. Çünkü çevremize bak- parlar. Ancak iki gökada birbirine yak-
Andromeda bunlardan biri ve saniyede t›¤›m›zda benzer olaylar› görebiliyo- laflt›¤›nda, gelgit etkisi her iki gökada-
120 km h›zla bize do¤ru geliyor. ruz. As›l heyecan verici olan, günü- n›n da di¤er gökaday› görmeyen tara-
Günümüzde, gökbilimciler Andro- müzde çok da yayg›n olmayan bu ola- f›ndaki y›ld›zlar› d›fla do¤ru savurur.
meda’yla Samanyolu aras›nda bir çar- y›n bir gün bizim bafl›m›za gelecek olu- Günümüzde, araflt›rmac›lar gökada
p›flma olup olmayaca¤›n› ve e¤er ola- flu. Çevremizdeki her birkaç yüz göka- çarp›flmalar›n› bilgisayarlarda canlan-
caksa bunun ne zaman gerçekleflece¤i- dadan yaln›zca biri böylesine büyük d›r›yorlar. Buna göre, sarmal gökada-
ni, çok büyük duyarl›l›kla olmasa da çapl› bir çarp›flma yafl›yor. Ancak, za- lar genellikle bir eliptik gökada olufltu-
hesaplayabiliyorlar. Buna göre, çarp›fl- manda geriye bakt›¤›m›zda, çok daha racak flekilde birlefliyorlar. Bilgisayarl›
ma olacak. Neyse ki, bunun için 3 mil- fazla say›da gökadan›n, geçmiflinde en modellere göre, Andromeda ve Saman-
yar y›ldan biraz daha fazla zaman›m›z az›ndan bir çarp›flma geçirmifl oldu¤u- yolu gibi iki sarmal gökada çarp›flt›¤›n-
var. Ama bu olay, bizim için (en az›n- nu görebiliyoruz. Büyük Patlama’dan da, sonuçta ortaya eliptik bir gökada
dan Günefl Sistemi’nde o zamanlar va- sonra ilkel evrendeki madde, kütleçe- ç›k›yor. Eliptik gökadalar›n tamam›n›n
rolabilecek canl›lar için) çok daha kimiyle bir araya gelmeye bafllad›¤›n- bu flekilde oluflup olmad›¤› tart›flmal›
önemli bir olay olan Günefl’in ölümün- da, bu tür birleflmeler gökadalar›n ev- olsa da, en az›ndan bu flekilde oluflabil-
den daha önce gerçekleflece¤i için, k›- riminde önemli rol oynuyordu. dikleri biliniyor.

A¤ustos 2005 57 B‹L‹M ve TEKN‹K


gokada 27/7/05 13:30 Page 58

Solda: NGC 4038 ve NGC 4039 numaral› gökadalar›n birleflmesi öncesinde ortaya ç›kan kuyruklar, yüz binlerce ›fl›k y›l› uzan›yor. Gökbilimciler, bu ikili sisteme
“Anten” ad›n› veriyorlar. Çünkü, gökadalar›n kuyruklar›, böcek antenini and›r›yor. Bu iki gökada da bir zamanlar Samanyolu ve Andromeda’ya benziyordu.
Sa¤da: Gökada merkez ve çevrelerinin yak›ndan görünüflü. Çarp›flma s›ras›nda s›k›flan gazlar, y›ld›z oluflumunu tetikliyor.

Belki baflta ilginç gelecek ama, gö- lararas› ortamda bulunan gaz ve tozun eder. Karanl›k maddenin önemli bir
kadalar birleflirken, onlar› oluflturan beklenen miktar›ndan 10 kat fazla bir özelli¤i de, maddeyle fazla etkileflime
yüz milyarlarca y›ld›z›n birbiriyle çar- de¤ere sahip. Bu, Yerel Küme’deki gö- girmeden bir baflka maddenin içinden
p›flma olas›l›klar› çok küçüktür. Çün- kadalarda bulunan karanl›k maddeye geçebilmesi.
kü, y›ld›zlar›n aralar›ndaki uzakl›klar, iliflkin ilk kan›t olmufltu.
çok büyüktür. Gökadalar, sanki birbiri-
nin içinden geçen iki hayalet gibi hare-
Andromeda ve Samanyolu gibi iki
dev gökadan›n çarp›flmas› ikisi için de
K›yamet Senaryosu
ket ederler. Her biri dev birer sistem hemen hemen ayn› ölçüde de¤iflime Araflt›rmac›lar, Andromeda – Sa-
olan gökadalar›n içindeki y›ld›zlar›n neden olurken, Samanyolu gibi bir gö- manyolu çarp›flmas›n›n ayr›nt›lar›n›
kütleçekimleri, zamanla iki gökadan›n kadaya çok daha küçük, birkaç milyon keflfetmek için modeller oluflturuyor-
bir gökada oluflturacak flekilde birlefl- ila birkaç milyar aras›nda y›ld›z içeren lar. Yaklafl›k 10 y›l önce, John Du-
melerini sa¤lar. bir gökada çarpt›¤›nda, olan küçük gö- binsky, Chris Mihos ve Lars Hernqu-
Büyük gökadalar›n merkezlerinde kadaya olur. Küçük gökada Samanyo- ist, y›ld›zlarla birlikte karanl›k madde-
en az›ndan birer süper kütleli karade- lu’na yaklafl›rken, önce Samanyolu’na yi de hesaba katarak bilgisayar orta-
lik bulunur. Bir çarp›flma s›ras›nda, yak›n y›ld›zlar› gökadadan ayr›lmaya m›nda bir model oluflturdular. Amaçla-
her iki gökadan›n merkezindeki kara- bafllar. Gökadan›n Samanyolu’na ya- r›, gelgit sonucu oluflan kuyruklar› in-
delikler de yeni oluflan gökadan›n mer- k›n kolu, onun merkezi etraf›nda yö- celemekti. Bu model, gökadalar›n bir-
kezine göç ederler. Merkezde birbirine rüngeye girerken iyice uzar. Gökada birlerine göre h›zlar›, yönleri ve dön-
yak›n ve birbirlerinin çevresinde dola- Samanyolu diskinin içinden her geçi- meleri de hesaba kat›larak oldukça
nan bu süper kütleli karadelikler, yay- flinde kütlesinin bir bölümünü kaybe- gerçekçi bir flekilde haz›rlanm›flt›. O
d›klar› kütleçekim dalgalar› sayesinde der ve en sonunda Samanyolu’nun zamandan bu yana, bilgisayarlar›n ifl-
saptanabiliyorlar. Bu tip birleflmeler içinde kaybolur. lem güçlerinin geliflmesiyle, bu mode-
sonucunda, merkezde karadeliklerin Samanyolu’nun ve öteki büyük gö- li daha da gelifltirdiler. Dubinsky’nin
çevresinde bulunan madde, çok yük- kadalar›n özellikle geçmiflte oldukça bu modele dayanarak oluflturdu¤u An-
sek h›zlarla karadeliklerin içine düfler- ifltahl› olduklar› düflünülüyor. Yaln›z dromeda - Samanyolu çarp›flma senar-
ken, birer dönme diski oluflturur ve geçmiflte de¤il, günümüzde de hem Sa- yosu flöyle:
madde karadeli¤e düflerken ortaya ç›- manyolu’nda hem de baflka gökadalar- Öyküyü günümüzden itibaren bafl-
kan çok yüksek enerji çok parlak bir da bunu gözleyebiliyoruz. Samanyo- latacak olursak, Andromeda’n›n Sa-
kuasar olarak parlamas›na yol açabilir. lu’nun uydu gökadalar›ndan biri olan manyolu’na yaklaflt›¤› süre içinde, Gü-
Bu olmasa bile, “aktif gökada çekirde- Yay Cüce Eliptik Gökadas›, birkaç yüz nefl gökada merkezi çevresinde defa-
¤i” olarak adland›r›lan, yine gökada- milyon y›l içinde Samanyolu diskinin larca dolanacak. (Günefl, Samanyolu
dan d›flar› yüksek enerjili ›fl›ma yapan içinden geçecek. Ancak, gökada flimdi- merkezi çevresini yaklafl›k 200 milyon
bir merkeze dönüflebilir. Samanyolu den Samanyolu taraf›ndan sömürülü- y›lda dolan›yor.) Bu s›rada, gökyüzü-
ve Andromeda çarp›flmas›ndan sonra, yor. Baz› gökbilimcilerse, bu gökada- nün görünümü sürekli olarak de¤ifle-
tüm bu olaylar geçekleflirken, Günefl n›n zaten milyarlarca y›ld›r Samanyo- cek. Bu olaylar uzun dönemde gerçek-
de yaflam›n›n sonuna yaklaflm›fl ola- lu’nun yörüngesinde bulundu¤unu, leflecekleri için, normalde bir insan›n
cak. yaklafl›k 10 kez de yörüngede doland›- yaflam› boyunca fark edemeyece¤i de-
Gökbilimciler, Andromeda’n›n bize ¤›n› düflünüyorlar. E¤er gökada yaln›z- ¤iflimler. Ancak, Samanyolu kufla¤›n›n
göre h›z›na ve uzakl›¤›na bakarak “yö- ca y›ld›zlardan ve gazdan olufluyor ol- görünümünde önemli bir de¤iflim ol-
rüngesini” hesaplayabiliyorlar. Bu sa- sayd›, flimdiye kadar çoktan Samanyo- mayacak. Bugün gökyüzünde küçük
yede, gökadan›n hareket yönü ve belki lu taraf›ndan yutulmufl olurdu. Göka- bir leke gibi görünen Andromeda’ysa,
daha da önemlisi kütlesi hesaplanabili- dadaki y›ld›zlar ancak, gökadan›n çok giderek “daha büyük bir leke” halini
yor. Buna göre, gökada toplam 4,7 tril- miktarda karanl›k madde içermesi sa- alacak. Günümüzde bile gökyüzüne
yon Günefl kütlesinde. ‹flte bu bekle- yesinde bu günkü durumunu koruya- bafl›m›z› kald›rd›¤›m›zda Androme-
nenden çok daha yüksek olan de¤er, bilir. Karanl›k madde, sahip oldu¤u da’y› görmek bizim gibi amatör gökbi-
gökadalarda y›ld›zlardan, hatta y›ld›z- kütleçekimi sayesinde kendini belli limcileri mutlu ediyorsa, gelecekteki

B‹L‹M ve TEKN‹K 58 A¤ustos 2005


gokada 27/7/05 13:30 Page 59

amatör gökbilimciler çok daha flansl›


olacaklar.
Andromeda, giderek daha da büyük
görünecek ve gökyüzünde iki farkl›
kuflak görülmeye bafllanacak. Bunlar-
dan biri Samanyolu, öteki Andromeda
olacak. Günefl’imiz, Samanyolu’nun Günümüzün evreninde, büyük gökadalar aras›ndaki çarp›flmalar daha ender gerçeklefliyor. “Fare”
düzlemi içinde oldu¤undan, y›ld›zlara- gökadas›n›n Hubble Uzay Teleskopu’yla çekilen bu foto¤raf›nda, iki gökadan›n dans› görülüyor. Gökadalar
aras›ndaki kütleçekimi, evrenin genifllemesine üstün gelerek, onlar› birleflmeye zorluyor. Gökadalarda oluflan
ras› ortamdaki gaz ve toz yüzünden kuyruklar, tam da modellerin öngördü¤ü gibi, gelgit kuvvetlerinin etkisiyle olufluyor.
gökadam›z›n çekirde¤ini tam olarak
göremiyoruz. Ancak, Andromeda belli den birkaç kez daha geçtikten sonra yeryüzüne çok yak›n bir yerde gerçek-
bir aç›yla bize dönük olaca¤›ndan, sar- eliptik bir gökada oluflturarak kaynafl- leflme olas›l›¤› çok düflük olaca¤›ndan,
mal yap›s› ve gökada merkezi görünür m›fl olacaklar. Eliptik gökadan›n çevre- yeryüzündeki olas› yaflam›n böyle bir
olacak. sinde, çarp›flmadan kalan ve uzaya sav- nedenle tehlikeye girme olas›l›¤› da
‹ki gökada 3 milyar y›l sonra tam rulmufl y›ld›zlar ve iki kuyruk kalacak. düflük.
olarak iç içe geçti¤inde, art›k gökyü- Peki, çarp›flma s›ras›nda Günefl’e ne Daha önce de de¤indi¤imiz gibi, gö-
zünde iki kuflak görülüyor olacak. Sa- olacak? Çarp›flma s›ras›nda, kütleçeki- kada merkezinde bulunan süper kütle-
manyolu’nun içinden geçen Androme- minden kaynaklanan karmafl›k etkile- li karadelikler, çarp›flmadan bir süre
da, bundan sonra ters yönde uzaklafl- flimler nedeniyle, Günefl’in gökada sonra birbirine çok yak›n dolanan ikili
maya bafllayacak. Bu andan sonra gel- merkezi çevresindeki kararl› yörüngesi bir sistem olufltururlar. E¤er Günefl de
git kuvvetinin etkisiyle iki kollu bir bozulacak. Günefl, gökadan›n merkezi- merkeze do¤ru göçünde bu karadelik-
sarmal flekil oluflacak ve “Anten” göka- ne do¤ru yol almaya bafllayacak. ‹lerle- lerin birine yak›nlafl›rsa, buradaki ola-
dalar›nda oldu¤u gibi iki kuyruk mey- yen süreçte gökadan›n merkezine yak- s› zeki canl›lar, dev bir karadeli¤in
dana gelecek. Samanyolu’nun ve An- laflt›kça Günefl’in çevresindeki y›ld›z olay ufkunu yak›ndan görme olaca¤›
dromeda’n›n karanl›k maddeden olu- yo¤unlu¤u artacak. Elbette, gökadala- bulacaklar. Ancak, bu durum tehlikeli
flan haleleri, Andromeda’y› yavafllata- r›n önemli bir bölümünü oluflturan olabilir. fiöyle ki, karadeliklerin içine
cak. Bu sayede, Andromeda Samanyo- gaz, çarp›flman›n etkisiyle s›k›flacak ve madde düflmesiyle oluflabilecek enerji
lu’ndan birkaç yüz bin ›fl›k y›l›ndan da- y›ld›z oluflumunda önemli bir art›fl ola- patlamalar› ve madde püskürmeleri,
ha fazla uzaklaflamayacak. Samanyo- cak. Benzer flekilde, ilkel gökadalarda Günefl Sistemi’ni cehenneme dönüfltü-
lu’ndan biraz uzaklaflan Andromeda, oldu¤u gibi süpernova patlamalar›n›n rebilir. E¤er Günefl bu karadeliklerin
geri dönecek ve birkaç yüz milyon y›l s›kl›¤› da yüz y›lda ortalama ikiden, çevresinde çok bas›k bir yörüngeye
içinde yeniden Samanyolu’yla çarp›fla- belki y›lda bire ç›kacak. Yaklafl›k y›lda yerleflirse, büyük olas›l›kla büyük bir
cak. Bu sefer çarp›flma tam olarak “ka- bir, gece gökyüzündeki tüm y›ld›zlar- h›zla gökadan›n d›fl›na f›rlat›l›p kendi-
fa kafaya” olacak. ‹ki gökada yaklafl›k dan daha parlak görünen süpernova ni gökadalar aras› ortamda bulabilir.
100 milyon y›l içinde birbirlerinin için- patlamalar› olacak. Süpernovalar›n Burada anlatt›klar›m›z kula¤a bir
bilim kurgu öyküsü gibi geliyor olabi-
lir. 3 milyar y›l sonras›ndan ve gökada
çarp›flmalar›ndan söz edince bu nor-
mal. Ancak gökada çarp›flmalar›, gök-
yüzünde zaten birçok örne¤ini gördü-
¤ümüz olaylar. ‹flin as›l ilginç yan›, bu
çarp›flman›n Günefl’in ölümünden bile
önce gerçekleflecek olmas›. fiimdilik,
böyle bir çarp›flmay› Günefl Sistemi’nin
ve burada 3 milyar y›l sonra bulunma-
s› olas› yaflam biçimlerinin nas›l atlata-
ca¤› tahminlerden öteye gitmiyor. Bu-
nun s›rr›n› tafl›yan, gökyüzünde çarp›fl-
makta olan gökadalar. Biz de onlar›n
verdikleri ipuçlar›ndan bu s›rr› ö¤ren-
meye çal›fl›yoruz.
Alp Ako¤lu

Kaynaklar:
Dubinsky J., Milky Way – Andromeda Collision, Sky & Telescope,
Ekim 2006
James, J.R., The Ugly Side Of Gravity, Astronomy, A¤ustos 2007
http://www.pparc.ac.uk/Nw/gmos.asp
http://www.cita.utoronto.ca/~dubinski/
http://www.space.com/scienceastronomy/astronomy/hubb-
Andromeda - Samanyolu çarp›flmas›n›n ürünü, büyük olas›l›kla Centaurus A gibi le_acs_020430-1.html
büyük bir eliptik gökada olacak.

A¤ustos 2005 59 B‹L‹M ve TEKN‹K


evim 27/7/05 13:11 Page 60

‹nsan›n
Kalesi

Ev
Evlerimiz kendimizi en rahat hissetti¤imiz yerler. Nereye giderseniz gidin, kendinizi nas›l hisse-
derseniz hissedin, eve dönüp gelmek sizi rahatlat›r. ‹nsan›n evi, toplumsal yaflamdan s›yr›l›p bi-
reysel bir rahatl›k buldu¤u kiflisel alan›d›r. Bunun yan›nda her türlü do¤al gereksinimi evinde
karfl›lar insan. Binlerce y›l öncesinde de, günümüzde de evimize yükledi¤imiz anlam yaklafl›k
ayn›. Bununla birlikte evlerimiz toplum gelifltikçe geliflti, de¤iflti. Pek çok koflul evlerin geliflme-
sini etkilediyse de, as›l etken günlük yaflam koflullar›. Neolitik ça¤da topra¤a ba¤l› yaflayan in-
sanlar ilk yerleflimleri kurdular ve tar›m toplumu evleri var olmaya bafllad›. Endüstri devrimi ya-
flam koflullar›n› de¤ifltirip toplumu yeniden yap›land›rd›¤›nda evlerimizin biçimi ve toplumsal ya-
flam›n getirdi¤i koflullar bir kez daha de¤iflti. Ça¤›m›z bilgi ve iletiflim ça¤› olarak adland›r›l›yor.
De¤iflmekte olan toplumsal koflullara göre evlerimiz yine de¤iflme yolunda. Evlerde neye gerek-
sinim duydu¤umuzu biliyoruz belki; sorun, bunun nas›l olaca¤›nda…

Paleolitik ça¤ avc› toplay›c› toplu- r›n›n peflinden sürekli göç etmek zo- ne, kendilerine ait, özel bir dünya ku-
mu, av hayvanlar›n›n peflinde bölge- rundayd›. Ne var ki, topra¤› ekmeye ruyorlard›.
den bölgeye dolafl›yordu. ‹nsanlar›n bafllad›klar›nda tarlalar›n›n yan›nda Evlerin yap›l›fl biçimi ve yap›m›nda
yaflad›klar› yerler, göç ettikleri bölge- kal›p ekine göz kulak olmalar› gereki- kullan›lan malzemeler, elbette yöreye
lerde bulunan ma¤aralar, do¤al koru- yordu. Tar›m›n bafllad›¤› dönem olan ve kültüre ba¤l› olarak de¤ifliyor. Ya¤-
nakl› olanlard›. ‹klim koflullar› çok çe- Neolitik ça¤da insanlar ilk evleri yapt›- murun hemen hemen hiç ya¤mad›¤›
tindi ve ma¤aralar onlara so¤uktan ya lar ve buralarda yaflamaya bafllad›lar. Arabistan gibi kurak ve s›cak iklim böl-
da vahfli hayvanlardan korunmak için Evler insanlar› ya¤murdan, yak›c› gü- gelerinde düz damlar, s›kça görülen
oldukça s›n›rl› olanaklar sunuyordu. neflten, afl›r› s›cak ve so¤uktan, f›rt›na- yap› biçimleri. Ya¤mur ve kar ya¤›fl›n›n
Buzul ça¤›n›n sona erip, iklim koflulla- dan, vahfli hayvanlardan ve daha bir- çokça oldu¤u bölgelerde damlar›n dik-
r›n›n tar›ma daha uygun olmas›, top- çok fleyden koruyordu. O güne dek leflti¤ine tan›k oluruz. Damlarda kulla-
lumsal yaflamda de¤iflikli¤i beraberin- ma¤aralarda yaflam›fl olan insanlar, ar- n›lan kiremit, arduvaz, çinko, hatta ba-
de getirecek tar›msal devrime ve Neoli- t›k topra¤a ba¤l› bir yaflam sürüyor ve zen düz tafllar gibi malzemeler bu yö-
tik ça¤›n bafllang›c›na yol açacakt›. Av- kendi yapt›klar› evlerinde yafl›yordu. resel de¤iflikliklerin sonucu. ‹nsan, evi-
lanarak yaflarken insanlar av hayvanla- Dünyan›n verdikleriyle yetinmek yeri- ni çevreye uymak için flekillendiriyor.

B‹L‹M ve TEKN‹K 60 A¤ustos 2007


evim 27/7/05 13:11 Page 61

Papua Yeni Gine yerlilerinin a¤aç dal- katl›, müstakil mi apartman m› oldu¤u nedeni, o dönemlerde kad›n›n do¤ur-
lar›ndan, Eskimolar›nsa “igloo” ad› ve- iflin fiziksel boyutlar›n› içeren özellik- gan kimli¤iyle aileye ya da ait olunan
rilen buzdan evler yapmalar›, tama- ler. Evin insan için ne ifade etti¤i ve klana en gerekli hizmet olan ço¤alma,
men çevresel koflullardan ötürü. Çev- orada kimlerin ne amaçla yaflad›¤›ysa soyunu devam ettirme olana¤›n› ver-
rede bulunacak tek malzeme kar ve toplumsal boyutunu ortaya koyuyor. mesiyle iliflkili. Eskiça¤lara ait bar›nak-
buz oldu¤unda, ev yap›m›nda kullan›- Toplum yap›s› evleri kullanan ailelele- larda, bir köflede ana tanr›ça kültüne
lan malzemenin de bunlardan oluflma- rin yap›s›n› da belirliyor. Yüzy›llarca iliflkin izlerin bulunmas›, bu dönemde
s› flafl›rt›c› de¤il. ‹nsano¤lu bugüne süren geliflme süreci, belki de insan›n kad›n›n ev içindeki rolünün hangi bo-
dek yaflad›¤› her tür arazi üzerinde ev yaln›zlaflma, toplum içinde tek bafl›na yutta oldu¤unu gösterir nitelikte. Ne-
yapmay› becerdi; sözgelimi göller üze- kalma süreciydi. Belki de günümüzde olitik ça¤dan bafllayarak anaerkil top-
rinde kurulan ve uzun kaz›klar›n üze- ‹nternet kullan›c›lar›n›n, evlerinde lum yap›s›n›n, ataerkilli¤e geçmesinin
rinde yükselen evler ya da baz› yöre- oturduklar› yerden yeni dostluklar, ar- nedenleri aras›nda, tar›mda çal›flacak
lerde nehirlerin üzerindeki yüzen ev- kadafll›klar kurma isteklerinin do¤ma- kol gücünün erkeklerde daha fazla ol-
ler s›kça karfl›m›za ç›k›yor. A¤açlar›n s› bu nedenle oldu. Geleneksel tar›m mas›ndan kaynakland›¤› aç›k. Bu du-
üzerinde, kendinizi kufllar gibi hisse- toplumu aileleleri, büyük evlerde kala- rum da, toplumun bütün birimlerinde
dece¤iniz evler de var. A¤ac›n bol ol- bal›k say›larda yaflarlard›. Genifl ailele- oldu¤u gibi, en küçük yap›tafl› olan ai-
du¤u yerlerde ahflaptan, tafl›n oldu¤u rin bar›nd›¤›, günümüzün konaklar›n- lede de aterkilli¤i bereberinde ge-
yerlerde tafltan, ikisinin de bulunmad›- dan daha büyük evlerde ya da çiftlik- tiriyordu; ki, asl›nda bu da evlerin ya-
¤› yerlerde kerpiçten ya da var olan di- lerde anneler babalar, çocuklar, kar- p›s›n›n bir anlamda bu yönde de¤iflti¤i-
¤er malzemelerden evler kuruluyordu. defller, torunlar, halalar, day›lar ve on- ni gösteriyor. Bu dönem evlerinde ön
Bununla birlikte çok s›cak ülkelerde lar›n çocuklar›n›n yaflamas›, yaln›zca plana ç›kan özellik, evlerin tar›msal
kal›n tafllardan evler yap›lmas›, dep- bir arada yaflamaktan hoflland›klar› üretime uygun biçimde flekillenmesiy-
remlerin yafland›¤› yerlerde ahflab›n için de¤ildi elbet. Kol gücü gerektiren di. Evlerin hemen yan›nda, kimi zaman
tercih edilmesi de evlerin yap›m›nda ifller ve teknolojinin henüz geri olma- içinde hasatta toplanan mahsulün de-
kullan›lan malzemeyi çevresel koflulla- s›ndan dolay› bu gereksinimin yaln›zca poland›¤› bölmeler, odalar olurdu.
r›n etkilemesine birer örnek. en ilkel biçimiyle karfl›lanmas›n›n Benzer biçimde evlerin hemen yan›nda
Tarih boyunca evlerin geliflimi el- mümkün olmas› sonucu, büyük evler- ah›rlar bulunurdu; ki, kimi zaman k›-
bette yaln›zca kullan›lan malzeme ve de yaflayan kalabal›k aile kavram› do¤- fl›n so¤u¤undan korunmak için hay-
flekilleriyle s›n›rl› de¤il. Zaman içinde mufltu. Ev halk› ne kadar çok olursa vanlar›n evin bir odas›n› insanlarla
eve yeni bölümler eklendi. ‹lk evlerde tarlada, ba¤da bahçede çal›flacak, ko- paylaflt›¤› da görülürdü. Genifl aileler
ço¤unlukla uyumak ve yemek için ge- yunlar› güdecek, inekleri sa¤acak, süt- bu dönemde üretim iliflkilerinin sonu-
rekli olan alanlar bulunurdu. Tek bü- ten peynir, yo¤urt yapacak kifli de o cu olarak birlikte yaflarken, bireyin
yük bir odadan oluflan evlerde ailele- kadar çok olurdu. Asl›nda tar›m toplu- özel yaflam› bugünküne göre çok daha
rin hem yaflad›¤›, hem yemek yedi¤i, mu için bir ev, sanki kendi kendine ye- s›n›rl›yd›. Pek çok yerde yaln›zca aile
hem uyudu¤u görülürdü; ki, bu çok s›- ten, kendi üyelerini besleyebilen bafll› üyelerinin de¤il, komflular›n da neler
radan bir fleydi. Hatta bazen evler bir- bafl›na bir birim gibiydi. Evin reisi bu yapt›¤› bilinirdi. Bu yaflam biçimi sana-
kaç odal› olursa insanlar›n odalardan dönemde erkekti. Bu da bofl yere de¤il- yi devrimine kadar varl›¤›n› sürdürdü.
birinde hayvanlar›n› bar›nd›rd›¤›na da dir. ‹nsanlar›n henüz hayvanlar›n pe- Halk›n büyük ço¤unlu¤u k›rsal alan-
rastlan›rd›. Tuvalet ve banyo gibi bö- flinden oradan oraya sürüklendi¤i Pa- larda yaflad›¤› için, tar›m toplumu evle-
lümler eski evlerde bulunmazd›. Kana- leolitik dönemde, anaerkil toplumlar›n rini genellikle genifl ailelerin yaflad›¤›
lizasyonun geliflmesinden önce tuva- yayg›n oldu¤unu görüyoruz. Bunun k›rsal evler olarak gözümüzün önüne
letler evlerin d›fl›ndayd›. Evin içinde
Tar›m toplumu, iflgücünün bir arada tutuldu¤u kalabal›k aileleri ortaya ç›karm›flt›. Bu dönemde yap›lan
dayan›lmaz bir kokuya neden olaca-
evler de, konfordan çok ifllevin ön plana ç›kt›¤› evlerdi.
¤›ndan, pisli¤i al›p götürecek bir sis-
tem gelifltirilmeden tuvaletler evlere
al›nmad›. Eski Roma’da ve Osmanl›lar-
da halk y›kanmak için hamamlar› kul-
lan›rd›. Zamanla kent yaflam› gelifltikçe
evlere dek gelen s›cak su, hamamlar›n
yerini özel banyolar›n almas›na neden
oldu. Genel hamamlar bugün de görül-
se de, insanlar y›kanmak için art›k
kendi banyolar›n› ye¤liyor.

Evler ve Toplum
Evlerin nas›l oldu¤unu belirleyen
iki unsur varsa biri, bu iflin fiziksel yö-
nü, ötekisiyse toplumsal. Bir evin kaç
evim 27/7/05 13:11 Page 62

den aileleriyle birlikte geldiler ve kent-


lerde yaflamak için evlere duyulan ge-
reksinim artt›. Kentlerde ev yapmak
için gereken bofl alan, k›rsal kesimdeki
gibi çok de¤ildi. Kald› ki, yeteri kadar
arazi olsayd› bile buralara yan yana ya-
p›lacak evler kentin yatay olarak genifl-
lemesine, dolay›s›yla da kent içi ulafl›m
için afl›lmas› gereken uzakl›klar›n çok
artmas›na neden olacakt›. Tam bu s›ra-
da imdada asansörler yetiflti. Asansör-
ler sayesinde kentlerde çok katl› bina-
lar yap›labildi. Böylece birçok insan
küçük bir arazi parças› üzerinde yer-
Apartmanlar, kent yaflam›na uygun evler sunuyor bize. Arazinin k›s›tl› ve de¤erli oldu¤u kentlerde konutlar,
leflme olana¤› buldu. Apartman ad› ve-
asansörün kullan›lmaya bafllamas›yla çok katl› yap›lara dönüfltü. rilen bu evler günümüz kentlerinin te-
mel biçimidir. Asansörler binalar›n da-
getirirsek çok da yanl›fl yapm›fl nin büyük simgeleri fabrikalar, kent- ha yüksek yap›labilmesi olana¤›n› be-
olmay›z. Elbette bu dönemin kentleri- lerde kurulmufl, çal›flacak insan bekli- raberinde getirmiflti. Böylece ayn› alan-
ni de unutmamak gerek. Savunma yordu. Bununla birlikte kentlere göç da daha fazla insan›n yaflamas›n›n önü
amac›yla genellikle surlarla çevrili eden köylüler, burada al›flt›klar› gibi aç›lm›flt›. Toplu tafl›ma araçlar›n›n ge-
kentlerde, evler ço¤u zaman surlar›n büyük aileleriyle birlikte yaflayabile- liflmesi, özel otomobillerin yayg›nlafl-
içinde de¤il, hemen d›fl›nda yer al›rd›. cekleri evler bulamad›lar. Öncelikle mas› yine bu dönemlerdedir. Böylece
Sur içinde genellikle kentin ortak alan- kentlerde yerleflim alan› k›s›tl›yd›. dikey yay›lma olana¤› bulamayan evle-
lar› ve yönetim birimleri bulunurdu. Kent merkezi ya da merkezleri en de- rin yatay düzlemde yay›lmas›yla ortaya
Ne var ki zengin tüccarlar›n sur içle- ¤erli yerlerdi. Fabrikalarda çal›flan iflçi- ç›kan sorunlar azal›yordu. Tafl›tlar, in-
rinde evler yapt›¤› da oluyordu. Surla- ler bütün günlerini ifl yerinde geçirdik- sanlar› art›k evlerinden ifl yerlerine da-
r›n d›fl›nda yer alan evler yine tar›msal leri için ifl yerlerine yak›n evler tercih ha k›sa sürede ve kolayl›kla tafl›yabili-
üretim için arazilere gereksinim duyan eder olmufllard›. Bu dönem çekirdek yordu.
çiftçilere aitti. Böylece hem kentin sun- ailelerin gittikçe yayg›nlaflt›¤› dönem- Eve yükledi¤imiz anlam belki yüz-
du¤u güvenlikten yararlan›yor, hem de dir. Kentlerde yer s›k›nt›s›ndan dolay› y›llard›r hiç de¤iflmedi. Ne var ki evle-
arazilerini iflleyebiliyorlard›. Surlar›n apartman biçimindeki evler daha yay- rin fiziksel olarak de¤iflmedi¤ini söyle-
tarih içinde önemi ortadan kalkt›ysa g›nd›. Apartman daireleri genellikle yemeyiz. Elbette yüzy›llar içinde kulla-
da, ev kavram›n›n ve ev halk›n›n köklü anne, baba ve çocuklardan oluflan çe- n›lan malzemeler, altyap› ya da inflaat
de¤iflimler geçirmesi için 19. yüzy›la kirdek ailenin s›¤abilece¤i kadar yere teknikleri de¤iflti, geliflti. Günümüzde-
gelinmesi gerekiyordu. sahipti. Evlerin kaderi 19. yüzy›lda ki en önemli de¤iflikliklerden biri de
Sanayi devrimi binlerce y›ll›k dünya asansörlerin kullan›lmaya bafllamas›y- belki ak›ll› evler. Bilgi ve iletiflim ça¤›
tarihinde oldukça büyük iz b›rakan, et- la biraz daha de¤iflti. Avrupa’da sanayi ad› verilen günümüz dünyas›n›n getir-
kilerini günümüzde de hisetti¤imiz bir devriminin ard›ndan insanlar fabrika- di¤i yenilikleri ak›ll› evler günlük yafla-
dönem olmufltu. Günlük yaflama ve larda çal›flmak için k›rsal kesimden ma sokmaya bafllad› bile. Bu, belki de
üretim iliflkilerine makinelerin girmesi kentlere göç etmeye bafllam›flt›. Fabri- bilimkurgu filmlerindeki gibi bir yafla-
toplumu de¤iflmeye itiyordu. Bu de¤ifl- kalar› çal›flt›rmak için iflçiye gereksi- m›n günümüzde gerçe¤e dönüflmeye
meden elbette içinde yaflad›¤›m›z bina- nim duyuluyordu. Bu iflçiler köylerin- bafllad›¤›n›n bir göstergesi olabilir.
lar ve özellikle de evler büyük ölçüde
etkilendi. ‹nsanlar tar›mla u¤rafl›rken
büyük kentlerle küçük köyler aras›n-
daki farkl›l›k çok fazla de¤ildi. Bu uçu-
rumun sanayi devrimiyle geniflledi¤ini
söyleyebiliriz. Topra¤›n makinelerle ifl-
lenmesi köylerde, tar›mla u¤raflan in-
sanlar›n gün geçtikçe iflsiz kalmas›na
neden oluyordu. E¤er o güne dek bir
tarlay› on kiflilik bir aile sürüyor ve ha-
sat zaman› ürünleri topluyorsa, art›k
bunun için çok daha az kifli gerekiyor-
du. Bu da birçok insan›n tar›msal alan-
larda iflsiz kalmas› anlam›na geliyordu.
‹flsiz kalan bu insanlar, kentlere göç Sanayi devrimi, k›rsal kesimde yaflayan insanlar›n, ifl bulma ümidiyle kentlere ak›n etmelerine neden oldu. Bu
dönemin evleri çekirdek ailelerin yaflam biçimine daha uygundu.
ettiler. ‹fl kentlerdeydi. Sanayi devrimi-

B‹L‹M ve TEKN‹K 62 A¤ustos 2007


evim 27/7/05 13:11 Page 63

Ak›ll› evler, asl›nda bilgisayarlar›n ya nülmesi gerekiyor. Ak›ll› evler fikrinin


da ‹nternetin yaflam›m›za gelecekte da- henüz ilk örneklerini yafl›yoruz. Gele-
ha da fazla eklemlenece¤ini gösteriyor cekte daha ileri teknolojiyle, daha ucu-
bize. Özellikle yafll› ya da engelli insan- za mal edilebilecek bu tür evlerin yay-
lar›n yaflam›n› kolaylaflt›rmak için ak›l- g›nlaflaca¤›n› flimdiden öngörebiliriz.
l› evler ideal gibi görünüyor. Ak›ll› ev- Temel gereksinimlere ulaflma biçimi
ler, içine kurulan sistemler yard›m›yla, mümkün oldu¤unca kolay ve h›zl› ol-
içinde yaflayanlar›n evdeki eflyalar›na mal›. Günümüz çal›flma koflullar›, özel-
cep telefonlar› ya da ‹nternet yard›m›y- likle kentli insan›n zaman›n› en iyi bi- bar›naklar›m›z olarak kalmaya devam
la ulaflarak komutlar verebildi¤i konut- çimde kullanmas›n› gerektiriyor. ‹n- edecekler. Bütün bunlar›n yan›nda or-
lar. Sözgelimi, ak›ll› buzdolab›n›z, için- sanlar›n kendilerine ay›rabilecekleri taya ç›kan tablo bir soruyu beraberin-
deki yiyeceklerin son kullan›m tarihini zamanda gereksinimlerine en k›sa za- de getiriyor: Ça¤lar de¤ifltikçe, kalaba-
tutarak, tarihi geçti¤inde sizi uyar›yor; manda ulaflmas›, kiflisel özgürlükleri l›k ailelerden çekirdek aileye, komflu-
e¤er arzu ederseniz markete bir elek- için oldukça büyük önem tafl›yor. luk iliflkilerinden apartmanlarda yal›t›l-
tronik posta yollayarak yeni siparifller Gelecek ne getirirse getirsin, ev kav- m›fl yaflamlara geçerken acaba gittikçe
veriyor. Evdeki çiçekleri sulamak da ram›na yükledi¤imiz anlam de¤iflmi- yaln›zlafl›yor muyuz? Kalelerimiz dedi-
tatile gitseniz bile çok zor de¤il. ‹ster yor. Evimiz, huzur ve konfor bulmak ¤imiz evlerimiz birer yaln›zl›k kalesine
Geliflen teknoloji art›k evlerimizi de flekillendiriyor. Ak›ll› evler, içinde yaflayanlar›n mi dönüflüyor? Her ifli bilgisayarlar›n
hayat›n› kolaylaflt›rmak için iletiflim teknolojilerini kullan›yor. yapt›¤› bir evde kimseye gereksinim
duymadan kolayca yaflayaca¤›z belki,
ama insanlara duydu¤umuz gereksi-
nim azald›kça kendimizi yaln›zlaflmaya
m› mahkûm ediyoruz? Evdeyken nas›l
zaman geçirdi¤imizi gözümüzün önü-
ne getirelim. Modern insan, evine gitti-
¤i zaman televizyon izlemeye, ‹nter-
net’te gezinmeye daha çok zaman ay›-
r›yor. Bu, daha az sosyalleflme demek.
Teknoloji evlerimize bize kendimizi si-
nemada hissettirecek düzenekler kuru-
yor, sanal gerçeklikle kendimizi uzay-
da hissedebiliyoruz. Belki gelecekte
evden d›flar› daha az ad›m atmam›z ge-
rekecek. fiuras› aç›k ki, iletiflim ça¤›
belirli zamanlarda otomatik olarak su- istedi¤imiz yer; al›flt›¤›m›z, bildi¤imiz, dedi¤imiz bu ça¤ toplumu de¤ifltirme-
lama yapma komutu verin, isterseniz yaln›zca bize ait olan özel alan›m›z. ye devam ediyor. Belki yak›n, belki
‹nternet arac›l›¤›yla evinize ulafl›n ve Evlerin yeri, biçimi ya da yap›ld›¤› mal- uzak gelecekte evlerimizin günümüz-
çiçeklerinizi ekran bafl›ndan sulay›n; zeme de¤iflse bile psikolojik ifllevleri dekilerden farkl› olaca¤›n› söylemek
bu da mümkün. bizim için de¤iflmeden kalacak; güven kehanet say›lmaz.
Konforun yan›nda güvenlik anla- ve rahatl›k buldu¤umuz, ertesi güne
m›nda da ak›ll› evlerin getirdi¤i birçok kendimizi yenileyerek haz›rlad›¤›m›z Gökhan Tok
kolayl›k oldu¤u yads›namaz. Evlerin Evlerimiz, içinde huzur buldu¤umuz, kendimizi güvende hisetti¤imiz yerler. Tarih boyunca evlerimizin flekli
içine kurulan sistemler, uzaktan vere- de¤iflti, toplumsal yaflam farkl›laflt›; ne var ki evlerimize yükledi¤imiz anlam hiç de¤iflmedi.
ce¤iniz komutlarla elektri¤i ya da do-
¤algaz› keserek, herhangi bir tehlike-
nin önüne geçebiliyor. Bu yolla sözge-
limi, ütüyü fiflte unutup unutmad›¤›n›-
z›n bir önemi kalm›yor. Ütüyü fiflte
unutmuflsan›z bile, uzaktan müdahale
ederek olas› bir yang›n›n önüne geç-
mek mümkün olabiliyor. Örnekleri ço-
¤altmak olas›. Günümüz teknolojisini
kullanarak ak›ll› evlere daha neler ek-
lenebilece¤ini düflünmek biraz da ha-
yal gücümüze kalm›fl. Öte yandan bu
mimarlar›n iflini biraz zorlaflt›r›yor gi-
bi. Eskiden yaln›zca al›fl›lageldik tek-
niklerle tasarlanan evlerin art›k bilgi
teknolojileri için de uygun halde düflü-

A¤ustos 2007 63 B‹L‹M ve TEKN‹K


kuantumSifre 25/7/05 17:30 Page 64

KUANTUM
fi‹FRELEME
SANATI
Teknoloji gelifltikçe daha çok bilgi (DES) ve ‹leri fiifreleme Standartlar› jital imzalama” ad› verilir ve flu an
çevrimiçi haline geliyor ve özel bilgile- (AES). Simetrik-anahtar flifrelemesinde dünyada s›k kullan›lan algoritmad›r.
rin a盤a ç›kar›lmas› gittikçe kolaylafl›- yollanmas› planlanan mesajlar›n halka Ancak, bu sistem de baz› olas› sorun-
yor. Buna ba¤l› olarak, klasik flifreleme aç›k kanaldan gönderilmesine karfl›n larla karfl› karfl›ya.
teknikleri bugüne kadar yayg›n olarak anahtar, güvenli bir flekilde al›c›ya git- ‹lk olarak anahtar de¤iflim h›z›, so-
kullan›ld› ve konuflmalar›n üçüncü fla- meli. ‘Elden ele teslim’ zihniyetini en run oluflturuyor. ‹kinci olarak, kuan-
h›slar taraf›ndan dinlenilmesi engellen- güvenli yol olarak gören birçok ku- tum bilgisayarlar›n›n ileride kullan›lma-
meye çal›fl›ld›. Ancak, klasik flifreleme rum/kifli anahtar da¤›t›m›nda kurye ya bafllanmas›yla tamsay›lar› çarpanla-
yöntemleri flu anda yeterli gibi gözükse yöntemini kulland›lar. Ancak büyük r›na ay›rma ifllemi klasik bilgisayarlar-
de, ifllemci h›zlar›nda öngörülen art›fl a¤larda, anahtar›n birden çok kifliye dakine göre binlerce kez h›zl› olacak.
ve yeni bulunan matematiksel yöntem- gönderilmesi gerekti¤inde büyük bir RSA gizli anahtarlar› yaparken olduk-
lerle klasik flifrelemenin gelece¤i tehdit zaman ve para kayb› söz konusuydu. ça büyük tamsay›lar kulland›¤›ndan,
alt›nda. Birkaç on y›ld›r devam eden Örnek olarak, n tane kullan›c›s› olan bu say›lar›n k›sa zaman aral›klar›nda
araflt›rmalarsa % 100 güvenlik sa¤laya- bir a¤da, kullan›lmak üzere n (n - 1)/2 bulunmas› ciddi sorunlar yaratacak.
cak çözüm önerileri üzerine yo¤unlafl- adet anahtar gerekir. Dolay›s›yla, si-
m›flt›r. Bu araflt›rmalar›n ilk sonuçlar›- metrik-anahtar flifreleme yöntemi ol-
na göre, kuantum flifreleme yöntemleri dukça verimsiz ve emniyetsiz bir yön- Kuantum
aranan cevap olma yetisine sahip görü- tem olarak nitelendirildi.
nüyor. Aç›k-anahtar fi
fiiifrelemesi Sanat›: Bu fiifreleme Sanat›
flifreleme sisteminde matematiksel aç›- Kuantum flifreleme kuram› ilk ola-
Klasik fiifreleme dan birbirine ba¤l› iki adet anahtar
vard›r. Hem aç›k anahtar hem de gizli
rak Stephen Wiesner taraf›ndan öne
sürüldü. K›sa sürede, kuantum flifrele-
Kuantum flifreleme sanat›n›n derin- anahtar, gizli flekilde üretilir. Aç›k mesinin eflsiz do¤as› birçok bilim insa-
liklerine inmeden ‘klasik’ flifrelemeden anahtar a¤ üzerinde serbestçe hareket n›n›n ilgisini çekti. Al›fl›lagelmifl klasik
neyi kastetti¤imizi biraz daha aç›kla- ederken, gizli anahtar sakl› tutulur. flifreleme sanat›, bilgiyi Eve ad› verilen
mam›z yerinde olacak. Ana hatlar›yla Aç›k anahtar mesajlar› flifrelemek, giz- üçüncü kiflilerden korumaya çal›fl›rken
düflünüldü¤ünde, klasik flifreleme sa- li anahtarsa flifrelenmifl mesajlar› çöz- kar›fl›k matematiksel tekniklerin yard›-
nat› iki ana kola ayr›l›r. mek için kullan›l›r. Baz› durumlarda m›na gereksinim duyar. Oysa, kuan-
Simetrik-anahtar fifiiifrelemesi Sana- tam tersi de sözkonusudur; yani gizli tum flifreleme sanat› kuantum mekani-
t›: Bu flifreleme sisteminde gönderen anahtar kullanarak mesajlar flifrelenip, ¤i ilkelerini kullanarak güvenli iletiflim
ve al›c› ortak bir anahtar› paylaflmakta- aç›k anahtarla bu flifrelenmifl mesajlar ortam› sunmakta.
d›r. Bu anahtarla mesaj flifrelenir ve çözülebilir. 1977’de, Ron Rivest, Adi Kuantum flifreleme sanat›n›n arka-
çözülür. Bu yöntemi kullanarak güve- Shamir ve Leonard Adleman (RSA) al- s›ndaki mekanizmay› tam anlam›yla
nilir iletiflime olanak sa¤layan bafll›ca goritmas› tan›t›ld›. RSA, simetrik flifre- anlamak için, öncelikle kuantum flifre-
iki standart belirlenmifl bulunuyor. lemede kullan›lan anahtar›n ne kadar lemesinin dayand›¤› fizik ilkelirine göz
Bunlar, Veri fiifreleme Standard› güvenli oldu¤unu test eder. Buna “di- atal›m.

B‹L‹M ve TEKN‹K 64 A¤ustos 2007


kuantumSifre 25/7/05 17:30 Page 65

Heisenberg Belirsizlik ‹lkesi: Ku- Kuantum Kopyalanamazl›k Kuram›: nir. Klasik yöntemlerden farkl› olarak
antum mekani¤indeki anlam›yla belir- Bu kuram bilinmeyen bir kuantum du- burada Alice ve Bob ortak bir anahtar
sizlik ilkesi flöyle tan›mlan›yor: E¤er rumunun kopyalanamayaca¤›n› söyler. yarat›p birbirlerine göndermezler.
kifli bir nesnenin moment ya da ko- Kuantum mekani¤inin bu dört özel- BB84 flemas›nda iki kanal gereklidir.
num de¤eri giderek artan duyarl›l›kta li¤i, iki farkl› tipteki kuantum flifreleme Bunlardan ilki Alice’ten Bob’a mesaj
ölçülmeye çal›fl›l›rsa, di¤er de¤erin protokollerinin temelini oluflturmufltur. giderken sinyalleri kar›flt›r›lmayacak,
do¤rulu¤unda azalma olacakt›r. Bafl- temiz ve düzgün yay›n yapabilen bir
ka bir deyiflle, bir nesnenin hem ko- aç›k kanald›r (gazete, radyo vs.). ‹kin-
numunu hem de momentini kesin du- Kuantum Anahtar cisiyse bilgiler yüklenilmifl fotonlar›n
yarl›l›kla ölçmek olanaks›zd›r. Fizik- transferine olanak sa¤layan kuantum
sel özelliklerin bir k›sm› vermifl oldu- Da¤›t›m Protokolleri kanal›d›r. Mesaj›n yollanma prosedürü
¤umuz örnekteki gibi birbirini bütün- Kuantum anahtar da¤›t›m› (QKD) flöyle betimlenebilir: Protokolü hayata
ler niteliktedir ve birini kesin duyarl›- güvenli ba¤lant› yöntemi olarak öneril- geçirmeden önce Alice ve Bob maksi-
l›kla ölçmeye çal›fl›rsan›z di¤er de¤e- diyse de, asl›nda üçüncü flah›slar›n ko- mum kabul edilebilir bir hata oran›nda
rin yap›s›n› bozmufl olursunuz. nuflmay› dinlemesini engellemez. An- εmaksimum anlafl›rlar.
Kuantum flifrelemesindeki bütün-
ler özellikse, fotonun kutuplaflma bi-
çimidir: Dikey veya çapraz. Kutuplafl-
mas› bilinmeyen bir fotonun kutuplafl-
mas›n› ö¤renmek için yap›lacak her
ölçüm, fotonun do¤as›n› bozacak ve
onu dikey ya da çapraz olmayan bir
kutuplaflma biçimine sokacakt›r. Al›-
c›, böyle bir durumla karfl›laflt›¤›nda
davetsiz bir misafirin mesajlar› dinle-
di¤ini anlayacakt›r.
Kuantum Dolan›kl›¤›: Kuantum
dolan›kl›¤›, iki ya da daha fazla kuan-
tum taneci¤inin (örnek: fotonlar) her
ne kadar nesneler tek tek birbirinden
ayr› konumlarda bulunsalar da, bir-
birlerine ba¤l› olarak tan›mlanmalar›
durumudur. ‹ki parçac›¤› tek bir ku- cak e¤er Eve konuflmay› dinlemek is- a. Alice, Bob’a çok say›da foton
antum durumunda haz›rlamak müm- terse, yüksek bir hata de¤erine neden gönderir. Fotonlarsa raslant›sal olarak

kündür. Buna göre bir tanesi her za- olacakt›r ve bu durum da Alice ve Bob flu kutuplara sahiptir: (dikey), ↔ (ya-
man yukar› kutuplaflm›fl, di¤eri de taraf›ndan kolayca anlafl›labilecektir. tay), (45 derece)
↔↔

afla¤› kutuplaflm›fl olacakt›r. Sonuç Böylece, onlar anahtar› de¤ifltirip gü- ve (135 derece).
olarak sistemlerden birinde yap›lacak venli iletiflime devam edeceklerdir. b. Bob, her yap›lacak ölçüm için
bir ölçme ifllemi, di¤er sistemi de efl- fiimdi en yayg›n flekilde kullan›lan raslant›sal olarak düz ya da çapraz baz
zamanl› olarak etkileyecektir. QKD protokollerine bir göz atal›m. seçer. (Hesapsal olarak % 50 do¤ru öl-
Kuantum Mekans›zl›¤›: Kuantum Bennett ve Brassard fi fieemas› çüm yapma flans› var.)
dolan›kl›¤› genelde ilk kez Bell’in de- (BB84): Bu flema kutuplaflm›fl foton c. Bob, Alice’e bazlar›n› aç›klar.
neylerinde, bulunan kuantum mekan- tekni¤ini kullan›r. Buna göre fotonla- d. Alice ona hangi bazlar›n do¤ru
s›zl›¤›yla birlikte an›l›r. Hâlâ tam ola- r›n kutuplaflma flekilleri, bilginin oldu¤unu geri bildirir.
rak anlafl›lamayan kuantum mekan- bit’ler halinde kodlanmas›yla belirle- e. Bob, ölçüm yapt›¤› verileri 1 ve
s›zl›¤›, bir kuantum sisteminde fizik- 0’lar haline çevirir ve mesaj› ö¤renir.
sel olarak ayr› ama hâlâ birbirine do- D›flar›dan ba¤lant›ya s›z›l›p s›z›lma-
lan›kl›¤› bulunan parçalar› iliflkilen- d›¤›n› ö¤renmek için belirli say›da fo-
dirmekten sorumludur. Bu iliflki, do- ton al›n›r ve deneysel hata oran› ε he-
lan›k parçalar birbirlerinden konum saplan›r. E¤er ε > εmaksimum ise, o za-
ve zaman olarak çok ayr› olsalar da man ya kanal›n çok gürültülü oldu¤u
devam eder. Bu yüzden, konum ya da d›flar›dan bir müdahale oldu¤u
ve/veya zaman olarak birbirinden ay- kan›s›na var›l›r. Böyle bir durumda ha-
r›lm›fl kuantum sistemi parçalar›, bir- berleflme an›nda kesilir ve yap›lan öl-
birleriyle kusursuz flekilde eflleflir. çümler geçersiz say›l›r. (a) ad›m›na ge-
Bu iliflki ayr›ca öyle özeldir ki; bu ri dönülür ve tüm prosedür bafltan son-
parçalar ›fl›k h›z›ndan daha h›zl› bir ra tekrarlan›r. E¤er her fley beklenildi-
flekilde birbirleriyle iletiflim halinde- ¤i gibi gerçekleflirse, o zaman konufl-
dirler. man›n (e) aflamas› s›ras›nda uzlaflma ve

A¤ustos 2007 65 B‹L‹M ve TEKN‹K


kuantumSifre 25/7/05 17:30 Page 66

gizlilik geniflletmesi teknikleri uygula- ton olarak kodlanacakt›r. Bob, kendi tektörler için tercih edilen maddeler
n›r. al›c›s›n› ‘+’ (düz baz) yaparsa yatay ku- oldular. Yar›iletken foton sayaçlar›na
Ekert fifieemas›: Ekert flemas›, Artur tuplaflm›fl fotonlar›; e¤er ‘x’ (çapraz 盤 fotodiyotlar› deniyor ve bunlar tica-
Ekert taraf›ndan 1991’de öne sürüldü. baz) yaparsa da 45-derece kutuplaflm›fl rette yerlerini alm›fl durumdalar.
Bu flema, foton çiftinin kuantum meka- fotonlar› ölçebilecektir. Baz seçimi her Bu y›l içinde, Prof. Roman Sobo-
ni¤indeki dolan›kl›k ilkesini kullan›r. foton için rastlant›sal olarak ayr› ayr› lewski ve tak›m›, Rochester Üniversite-
Foton çifti tek parçac›klara ayr›l›r ve yap›l›r. E¤er baz yönüyle fotonun kut- si’nde süperiletken tek-foton detektör-
biri Alice’de di¤eri Bob’da olacak flekil- bu ayn› yöndeyse bilgi Bob taraf›ndan leri (SSPD) için yeni bir al›c› icat etti-
de da¤›t›l›r. Alice ve Bob fotonlar›n do- ö¤renilir, de¤ilse de Bob kötü bir gön- ler. Bu al›c›lar›n özellikle kuantum flif-
lan›kl›k do¤alar›ndan dolay› her za- derim oldu¤unu varsay›p bu durumu releme ilminde ve kuantum haberlefl-
man z›t kutuplu parçac›klara sahip Alice’e bildirir. melerinde kullan›fll› olaca¤› bildirili-
olurlar. Öte yandan, bireysel olarak el- yor.
de ettikleri sonuçlar, tümüyle raslant›-
sal olarak de¤iflkenlik gösterir. Kimse
K›s›tlar ve Tehditler fiu s›ralar üç büyük ticari firma, ku-
antum flifreleme ürünlerini pazarla-
Alice’in yapaca¤› ölçümün dikey mi Veri Gönderim Ortam›: Fotonlar makta: id Quantique (Cenevre), MagiQ
yoksa yatay m› olaca¤›n› öngöremez. arac›l›¤›yla yaflam bulan kuantum du- Technologies (New York) ve SmartQu-
‹kinci olarak, bu tek parçac›klar önce- rumlar›, Alice’ten Bob’a optik kablolar- antum (Fransa). Toshiba, IBM, HP ve
den birbirleriyle etkileflime girdiklerin- la ya da bofllukta gönderilebilir. Ancak NEC’in de bulundu¤u di¤er firmalar
den kuantum mekans›zl›¤› özelli¤ini mesafeyle gelen baz› s›n›rlamalar var. da kuantum flifreleme araflt›rmalar›na
tafl›rlar. Bu özellik der ki; e¤er Alice ve Optik nab›z yol ald›kça zay›flar ve para ve zaman harcamaktalar.
Bob kutuplaflmalar› ölçmeye kalk›fl›r- uzak mesafelerde al›c› taraf›ndan anla-
larsa, bulacaklar› sonuçlar birbirleriyle
kusursuz biçimde ba¤daflmayacakt›r.
fl›lmas› oldukça zorlafl›r. Kuantum tek-
rarlay›c›lar›n›n ileride bu sorunun üs-
Gelecek
Ama % 50’den daha yüksek bir olas›- tesinden gelece¤i düflünülüyor. Bofl- Kuantum flifreleme teknikleri daha
l›kla Alice, Bob’un ölçümlerini anlaya- lukta ya da havada yap›lan gönderim- çok orduda, yüksek teknoloji laboratu-
bilecektir. Ayn› durum tersi için de ge- lerde de baz› sorunlar bulunuyor. Gön- varlar›nda ve gizli hükümet birimlerin-
çerlidir. Bu durum, ortalama olarak deren ve al›c› aras›ndaki niflan çizgisi de denenmekte ve gelifltirilmekte. ‹lk
Alice’in yapaca¤› öngörülerin di¤er korunmal›d›r. Ayr›ca, kötü hava koflul- ticari ürünleri piyasaya ç›km›fl olsa da
tüm yöntemlerden daha baflar›l› olaca- lar›nda bu tip ba¤lant›lar çal›flamaz. kuantum flifreleme sanat›n›n genel
¤›n› söyler. Üçüncü ve son olarak, ha- Kuantum fi fiiifre Çözme ‹lmi: Araflt›r- çevrelerce bilinirli¤i oldukça az. Bu
berleflmeye s›zma giriflimi parçac›klar mac›lar çeflitli teknikler kullanarak Ali- yüzden, flu anki güvenlik sistemlerinde
aras›ndaki bu etkileflimi zay›flatacak- ce’ten Bob’a yollanan flifreli mesajlar› k›sa sürede büyük de¤ifliklikler bekle-
t›r. Bu durum Alice ve Bob taraf›ndan çözmeye çabalamaktalar. Genel amaç- niyor. Ancak, gelecekte klasik a¤lar›n
hemen fark›na var›labilece¤inden, gü- lar› QKD flemalar›ndaki olas› zay›fl›kla- yerini kuantum a¤lar›n›n alaca¤› ve
venlik aç›s›ndan sorun oluflturmaya- r› bulmak, bunlar› gelifltirmeye çal›fl- böylece iletiflimin daha güvenli olaca¤›
cakt›r. mak ve belli sald›r›lara dayan›kl› yeni düflünülüyor.
Bennet 1992 fi fieemas› (B92): B92 protokoller bulmak. Bafll›ca sald›r›
kuantum flifreleme protokolü BB84 fle- yöntemleri, sahte-durumlar sald›r›s›, Ömer Demirel,
mas›na benzer. B92’de BB84’tekinden yüksek nab›z sald›r›s›, foton-say›s› böl- Fizik Bölümü, Koç Üniversitesi
farkl› olarak yaln›zca iki birbirine dik me sald›r›s› (PNS).
Dr. Özgür E. Müstecapl›o¤lu’na paha biçilemez
olmayan kuantum durumu vard›r ve rehberli¤i ve deste¤i için çok teflekkür ederim.
bilgiler bu iki duruma yüklenir. Belir-
sizlik ilkesinden biliyoruz ki birbirine
Günümüzdeki Durumu Kaynaklar
FIPS PUB 197, Advanced encryption standard, Federal Information
dik olmayan iki kuantum durumu, ya- Haziran 2006’da Los Alamos Ulusal Processing Standards Publications, US Department of Commer-
ce/NIST, National Technical Information Service, November
p›lacak bir ölçümle ay›rt edilemez. Bu Laboratuvar›’ndaki (LANL) biliminsan- 2001.
Beutelspacher, A. (1994). The Future Has Already Started or Public
yüzden, bit’lerin gerçek de¤erleri hiç- lar› flifrelenmifl kuantum anahtar›n› Key Cryptography. Cryptology (102) ISBN 0-88385-504-6.
bir zaman bilinemeyecektir. E¤er biri optik kablolar kullanarak 184,6 km Diffie, W., & Hellman, M. (1976, June 8). Multi-user Cryptographic
Techniques. AFIPS Proceedings (45), s. 109-112.
ölçüm yapmaya kalk›fl›rsa durumlar›n uza¤a gönderebildiler. Bu baflar›yla bir Wiesner, S. (1983). Conjugate Coding, Sigact News, 15(1), 78 - 88.
Lo, H.-K., Popescu, S., & Spiller, T. (Eds.). (1998). Introduction to
de¤erleri bozulacak ve bu olay Alice ve önceki rekoru (122 km) da k›rm›fl ol- Quantum Computation and Information. Singapore: World Sci-
Bob taraf›ndan an›nda duyulacakt›r. ‹l- dular. Öte yandan, Avrupal›lar da bofl- entific.
Schrödinger, E. (1935). Discussion of Probability Relations Between
kece, bu flema BB84 flemas›na göre da- luk deneyleri yapmaktalar ve QKD me- Separated Systems. Proceedings of the Cambridge Philosophi-
cal Society, 31, s. 555-563.
ha h›zl›d›r çünkü Bob bit’leri ald›¤› an- safe rekorunu Ekert fiemas› kullana- Albert, E., Podolsky, B., & Rosen, N. (1935). Physical Review Let-
da mesaj›n içeri¤ini ö¤renecektir. Tek- rak k›rd›lar. Kuantum anahtar›, bofl- ters , 47, 777-780.
Bell, John S. (1966). Reviews of Modern Physics 38, 447-452.
rar Alice ile konuflmas›na gerek kalma- lukta 144 km yol ald›. Wootters, W. K., and Zurek, W. Nature 299, 802 (1982); Dieks, D.
Phys. Lett. A 92, 271 (1982).
yacakt›r. Ayr›ca yaln›zca iki tane kuan- 2006’ya kadar tek-foton detektörle- Bennett, C. H., & Brassard, G. (1984). Quantum Cryptography: Pub-
tum durumuna sahip oldu¤undan, rinin yap›m›nda yaln›zca yar›iletken lic Key Distribution and Coin Tossing. Proceedings of IEEE In-
ternational Conference on Computers Systems and Signal Pro-
B92’yi uygulamak daha kolayd›r. Kla- maddeler kullan›lm›flt›. Silikon, görü- cessing, (pp. 175-179). Bangalore India.
Brassard, G., & Salvail, L. (May 1993). Secret-key Reconciliation by
sik bit olan 0 yatay kutuplaflm›fl foton nür ›fl›k detektörleri için; indiyum-gal- Public Discussion. Advances in Cryptology Eurocrypt '93 Pro-
olarak, 1 ise 45-derece kutuplaflm›fl fo- yum-arsenik (InGaAs) ise k›z›lötesi de- ceedings.

B‹L‹M ve TEKN‹K 66 A¤ustos 2007


ilanYeniufuk 25/7/05 16:55 Page 1

YEN‹ UFUKLARA
C‹LT - 1 (2002-2003) ve C‹LT - 2 (2004-2005)

K‹TAPÇILARDA

YEN‹ UFUKLARA 1 ve
YEN‹ UFUKLARA 2
Tüm kitabevlerinden ve sat›fl büromuzdan
temin edilebilir.
TÜB‹TAK Kitap Sat›fl Bürosu: Atatürk Bulvar› No: 221 06100 Kavakl›dere Ankara
Tel: (0312) 467 32 46 Faks: (0312) 427 13 36
sanalsergiAgust 25/7/05 17:48 Page 1

sergimize bekliyoruz
Temmuz ay›n›n baflar›l› çal›flmalar›ndan baz›lar›.
Sergilenmeye hak kazanan öteki foto¤raflar› web sayfam›zda izleyebilirsiniz.

Abdurrahman Aksoy
Samsun 2007
Nikon D70

Yi¤it Altay
Nikon D70s

Emrah Y›ld›zl› Abdurrahman Aksoy


I¤d›r 2006 Nikon D70s
Sony DSC-H5
Çocuklu¤umuzun oyunlar›ndan...

Güngör Ç›nar
sony f 828 8mp
sanalsergiAgust 25/7/05 17:48 Page 2

Ümit Alper Tümen


Hüseyin Balc› Çukurkuyu/Bor/Ni¤de
Erzurum 2007 19 May›s 2004
HP Photosmart M437 Nikon F80

Emin Özmen
Samsun 2007
Canon eos 350 d

Mustafa Özer
Göreme 2007
Canon s3

Sedef ‹nci Açar


Devrek/Zonguldak
Canon 350d SLR

Bar›fl Karab›y›k
Demre/Antalya
Minton mdc1506

Abdurrahman Aksoy
Nikon D70s
sanalsergiAgust 25/7/05 17:48 Page 3

Hikmet Erdem Esmehan Özkan


Canon a 520 Ankara 2006
Canon a520 powershot

Mehmet Kemal Mert


‹stanbul/ Fenerbahçe
N‹KON D70S

Erkin Tolerman
Bursa/Gölyaz›
PANASONIC FZ-20
Güngör Ç›nar
Samsun
sony f 828 8mp

Salih Vatandafl
Nikon Coolpix S1
sanalsergiAgust 25/7/05 17:48 Page 4

Engin Güneysu
Amasya / Aral›k/2006
Nikon D70s
Geriye kalan...

P›nar Aslan
Dana Adas›/Mavikent/Mersin
Sony dsch2

Mehmet Kemal Mert


Kastamonu saat kulesi
N‹KON D70S

Mehmet Kemal Mert


Kastamonu/ Daday
N‹KON D70S

Melih Sular
‹spanya/Rota
27 May›s 2007 Köflemizde yeni bir sisteme geçtik. Kendinize bir kullan›c› ad› ve
N‹KON D200
flifresi oluflturuyor ve foto¤raflar›n›z› sitemize kendiniz yüklüyorsunuz.

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/sanalsergi/ adresinden,
“Kay›t olmak istiyorum” seçene¤ine t›klayarak, sizden istenen bilgileri
girmeniz yeterli. Kullan›c› hesab›n›z otomatik olarak aç›l›yor. Art›k
sisteme girifl yaparak, foto¤raflar›n›z› yüklemeye bafllayabilirsiniz.

Emin Özmen
Samsun 2007
conon eos 350 d
renkGorme 25/7/05 17:27 Page 72

KARANLI⁄IN
G‹ZLED‹⁄‹
RENKLER
Karanl›¤›n bizler için anlam› olduk- resi bulunmas› ve bunlar›n her ikisinin l›kta renkleri ay›rt edemiyoruz. Ancak,
ça basit. Sözcü¤ün kökeninin de anlat- de tayf›n farkl› dalga boylar›ndaki ›fl›¤a bütün canl›lar için ayn› durum geçerli
t›¤› üzere, ›fl›k azald›kça herfley gri karfl› duyarl› olmas› gerekiyor. Renkli de¤il.
tonlar›na ve siyaha dönüflmeye bafll›- görüflte, iki farkl› sinirsel yol ifllev gö- Baz› canl›lar, geceleri yaflamay›
yor. En az›ndan bizim gözlerimiz için... rüyor. Öncelikle, farkl› koni tiplerin- ye¤liyorlar. Gececil (nokturnal) olarak
Geceye bizden daha yak›n olan baz› den gelen uyar›lar beyne “bak›lan cis- bilinen bu hayvanlar, gecenin karanl›-
canl›lar içinse dünya, as›l karanl›k çök- min parlakl›¤›”yla ilgili bir sinyal gön- ¤› içinde dolafl›yor, avlan›yor ya da efl
tü¤ünde renklenmeye bafll›yor. deriyor. Daha sonra da, cismin renk buluyorlar. Çok yak›n bir zamana ka-
Görüfl, cisimlerden yans›yan ›fl›¤›n de¤erinin alg›lanabilmesi için koni dar, bu canl›lar›n gece görüfllerinin si-
saydam tabakadan (kornea) girmesiyle hücrelerinden gelen uyar›lar birbirle- yah-beyaz ve gri tonlar›nda oldu¤u var-
bafll›yor. Göz merce¤i, ›fl›¤› a¤ tabaka riyle karfl›laflt›r›l›yor. Buradaki tek so- say›l›yordu. 2000 y›l›ndan sonra yap›-
(retina) üzerinde bulunan ›fl›¤a duyarl› run, koni hücrelerinin yaln›zca ayd›n- lan çal›flmalardaysa, baz› gececil hay-
almaçlar üzerine odakl›yor ve bu al- l›kta ifllev görebiliyor oluflu. Bu neden- vanlar›n renkli görüfle sahip olduklar›
maçlar da, ›fl›k içerisindeki fotonlar› le, ›fl›k azald›kça, koni hücreleri ifli ço- görüldü. Bu listenin en ünlü üyeleri de
yakalayarak bunlara karfl› sinirsel makç›k hücrelerine b›rak›yor ve karan- gece güveleri ve gekolar.
uyar›lar oluflturuyor. Beyne gönderi-
len bu sinyaller, beynin farkl› bölgele- Koni
rinde belirli bir s›rayla iflleniyor ve ci- A¤tabaka Çomakç›k hücreleri
(retina)
simlerin görüntüleri alg›lan›yor. hücreleri
Saydam tabaka
Gözümüzde iki farkl› tip ›fl›¤a du-
(kornea)
yarl› almaç bulunuyor: koni ve çomak-
ç›k hücreleri. Tek tip ›fl›¤a duyarl› pig-
ment tafl›yan çomakç›k hücreleri,
IfiIK

Göz
temelde karanl›k-ayd›nl›k de¤iflimleri- bebe¤i
ne ve flekil-hareket alg›s›na karfl› du-
yarl›. Renkli görüfl sorumlulu¤uysa,
a¤tabakada üç farkl› tipine sahip oldu-
Göz
¤umuz koni hücrelerine ait. merce¤i Görme siniri
Herhangi bir canl›n›n gerçek anlam-
da renkli görüfle sahip olabilmesi için,
gözünde en az iki farkl› tip koni hüc- Göz kaslar›

B‹L‹M ve TEKN‹K 72 A¤ustos 2007


renkGorme 25/7/05 17:27 Page 73

Biliyor
muydunuz?
‹nsan a¤tabakas›nda
ortalama 120 milyon adet
çomakç›k hücresi ve ortalama
6-8 milyon adet de koni hücresi
bulunuyor. Görüflün en net oldu¤u
yer a¤tabaka üzerinde yer alan ve
yaln›zca koni hücrelerinin bulundu¤u sar› leke
(fovea) bölgesiyken, hiçbir ›fl›¤a duyarl› almaç
tafl›mayan tek bölgeyse görmeyle ilgili sinir
liflerinin bir araya gelerek gözü terk ettikleri
nokta olan kör nokta. Görüntüsü kör noktaya
düflen cisimler alg›lanam›yor.

‹sveç Lund Üniversitesi araflt›rmac›-


lar›ndan hayvan biyolo¤u ve görüfl uz-
man› Almut Kelber ve ekibi, a¤tabaka-
lar›nda dört farkl› tip koni hücresi tafl›-
yan ve tayf›n bizim görebildi¤imiz k›s-
m›na ek olarak mor ötesi (UV=ultravio-
let) ›fl›¤› da görebilen gekolar›n gececil Karanl›kta renkleri görebilen mi¤ferli gekonun (Tarentola chazaliae) gözbebekleri, gece oldu¤unda, gündüz
türlerinin karanl›kta renkleri ay›rt ede- yaflayan kertenkelelerinkinden çok daha büyük olan gözlerinin tamam›n› kaplayacak flekilde geniflliyor.
bildiklerini ortaya ç›kard›lar. Araflt›r-
mac›lar, bu özelli¤i gekolar›n evrimsel içinden bir grup, geceleri yaflamay› seç- ride kalan bu koni hücrelerinin ›fl›¤› so-
geçmifliyle aç›kl›yorlar. ti: gekolar. Gözlerindeki çomakç›k hüc- ¤uran d›fl k›sm› uzamaya bafllad›. So-
Milyonlarca y›l önce ortaya ç›kan ilk relerini kaybetmifl olmalar› nedeniyle, nuçta, çomakç›k hücrelerine benzer,
kertenkelelerin hepsi, tamamen gündüz karanl›kta görebilmek için yeni uyum- daha uzun ve ›fl›k fliddetine karfl› çok
yaflam›na uyum sa¤lam›fl (diurnal) can- lar kazanmalar› gerekti. Tam bu nokta- daha duyarl› olan koni hücrelerine sa-
l›lard›. Güneflin batt›¤› andan itibaren da, iki önemli de¤iflim geçirmeye baflla- hip oldular. Gerçekten de, gündüz yafla-
ortadan kaybolan bu canl›lar, geceler- d›lar. Öncelikle, karanl›kta ifllevini en m›n› tercih eden gekolarda yaklafl›k 5
den o kadar uzak kald›lar ki, neredeyse erken yitiren k›rm›z›ya duyarl› koni mikrometre (1 mikrometre = 1 metre-
hiç kullanmad›klar› çomakç›k hücreleri- hücrelerinden ve ya¤ damlac›klar›ndan nin milyonda biri) uzunlu¤unda olan
ni, zamanla do¤al seçilimin ele¤ine b›ra- kurtuldular. Böylece, yaln›zca yeflil, ma- koni hücreleri, gececil geko türlerinde
karak kaybettiler. Ancak, geçmiflin du- vi ve morötesi ›fl›¤a karfl› duyarl› olan bunun 10 kat› uzunlu¤unda. 1970’li y›l-
raklar›ndan birinde, bu kertenkelelerin koni hücreleri kald›. Daha sonra da ge- larda gekolar›n görüfl biyolojisi konu-

Ifl›¤a Duyarl› Almaçlar


Çeflitli omurgas›z gruplar›nda, gözlerde bulu-
nan ›fl›¤a duyarl› almaç tiplerinin say›s› büyük de-
¤iflkenlik gösteriyor. Hamamböcekleri ve kar›nca-
larda 2, ar›lar ve avlanan örümceklerde 3, su pi-
relerinde 4, sinekler ve baz› kelebeklerdeyse 5
farkl› tip almaç bulunabiliyor. Bu alandaki rekor-
sa, sahip olduklar› 12 farkl› tip almaçla peygam-
berdevesi yengeçlerine (Stomatopoda) ait. Ancak,
ifl ›fl›¤a duyarl› almaç tiplerinin say›s›yla bitmiyor.
Çünkü bunlar›n tümü renkli görüfl için kullan›lm›-
yor. Omurgal›lardaysa, daha geliflmifl bir göz ya-
p›s› bulunuyor. Bu gözlerde, ›fl›¤a duyarl› almaç-
lar aras›nda da iflbölümü gerçeklefliyor ve renkle-
rin alg›s›nda yaln›zca koni hücreleri ifllev görüyor.
‹nsan gözünde ve bilimsel s›n›fland›rmada in-
sana yak›n konumda bulunan primat türlerinde
üç farkl› tip koni hücresi bulunuyor (trikromatik
görüfl): s›ras›yla k›sa, orta ve uzun dalgaboylar›n-
daki ›fl›¤a duyarl› olan S, M ve L-koniler.
A¤tabakada bulunan ›fl›¤a duyarl› almaç tip- Dikromatik görüfle sahip olan atlar›n dünyas›, yaln›zca iki renk tonunun kar›fl›m›ndan ibaret.
lerinin say›s› azald›kça, renk alg›s› da zay›fl›yor.
Memelilerin geri kalan›nda s›kl›kla iki tip koni (monokromatik görüfl). Bunlara ek olarak, baz› hücrelerinin içinde bulunan farkl› renkteki ya¤
hücresi bulunurken (dikromatik görüfl), deniz tropik bal›k ve kufl türlerinde 4 ya da 5 farkl› tip damlac›klar›, almaçlar›n tayfa karfl› duyarl›l›¤›n›
memelilerindeyse tek tip koni hücresi bulunuyor koni hücresi bulunabiliyor. Bu canl›larda, koni de¤ifltiriyor.

A¤ustos 2007 73 B‹L‹M ve TEKN‹K


renkGorme 25/7/05 17:27 Page 74

par kurba¤alar›n (Rana pipiens), bu


Acaba tayftaki renkleri çomakç›k hücrelerini geceleri renkleri
hepimiz ayn› parlakl›kta m› görüyoruz?
görebilmek için kullan›yor olmalar›
olas›l›¤› oldukça yüksek. Kediler ve
baykufllar gibi di¤er gececil hayvanla-
r›nsa, karanl›kta tamamen renk körü
olduklar› biliniyor.

Biz Neden Karanl›kta


Göremiyoruz?
Gece görüflüne uyum sa¤lam›fl olan
gözler tipik olarak büyük yap›l› ve göz
bebekleri de olabildi¤ince fazla foton
geçirebilmek için çok daha genifl. An-
cak, az ›fl›kla daha fazla ifl yapabilme-
yi sa¤layan bu fizyolojinin önemli bir
Renkleri ve Tonlar›n› Hepimiz Ayn› m› Görüyoruz? dezavantaj› var: ayr›nt› netli¤inde ka-
.

Renkler, gözün a¤tabakas›nda bulunan ›fl›¤a bulunuyor. Her iki renk pigmenti de, opsin ve y›p. Renkli gece görüflündeyse, zaten
duyarl› özel hücrelerce tan›mlan›yor. Çomakç›k retinalin farkl› bileflimleriyle meydana geliyor. s›n›rl› say›daki fotonlar, koni hücrele-
hücreleri siyah-beyaz görüflten, koni hücreleri Omurgal›larda iki tip a¤tabaka ve birçok farkl› ri aras›nda paylafl›ld›¤›ndan (her bir
de di¤er renklerin tan›mlanmas›ndan sorumlu. tipte opsin bulundu¤u bilinyor. Renk alg›s›n›n foton, tek bir koni hücresince so¤uru-
Her iki hücre tipinde de, özel görme pigmentle- bu maddelerin çeflitli bileflimleriyle meydana gel- labiliyor), ayr›nt› görüflü iyice azal›-
ri (opsinler) bulunuyor. Çomakç›k hücrelerinin di¤ini düflünecek olursak, her birimiz farkl› ton-
d›fl yüzeyinde bulunan ince zar uzant›lar› “rho- lar için farkl› bileflimleri kullan›yor olabiliriz. Do-
yor. Ço¤u canl› için renkler, ayr›nt›lar-
dopsin” ad› verilen k›rm›z› renkli bir görme pig- lay›s›yla da, renk tonlar›n› birbirimizden farkl› dan daha önemli. Örne¤in nektarla
mentiyle ba¤lant›l›yken, koni hücrelerinde “io- flekilde görüyor olma olas›l›¤›m›z son derece beslenen canl›lar, bitkileri, çiçekleri-
dopsin” olarak bilinen di¤er bir renk pigmenti yüksek. nin renklerine bakarak tan›yorlar. Ka-
ranl›kta renkleri görebilen canl›lar›n
sunda çal›flan araflt›rmac›lar›n çomak- kir birli¤i. Özellikle deniz canl›lar›nda da, ayr›nt›dan çok renklere göre hare-
ç›k hücreleri sand›klar› bu uzun hücre- renkli görüfl, geceleri deniz yüzeyine ket ettikleri biliniyor. Ancak, bizler
lerin biyokimyasal özellikleri de, koni yap›lan dikey göçlerin kontrolünde ve için as›l önemli olan, renkler de¤il, ay-
hücreleri olduklar›na bir kan›t. Ifl›¤a du- çeflitli yollarla kamuflaj yapan avlar›n r›nt›lar. Bu gerçek, geceleri renkleri
yarl› almaç hücrelerde, opsin ad› verilen yerlerinin saptanmas›nda kolayl›k sa¤- göremiyor oluflumuza getirilen en
özel proteinler bulunuyor. Gececil ge- layabilecek nitelikte. Bu nedenle, de- önemli aç›klama.
kolar›n a¤tabakalar›ndaki almaç hücre- rin deniz canl›lar›nda da renkli gece Bunun yerine, gündüzleri renkleri
leri, koni hücrelerine özgü olan opsin görüflünün olabilece¤i düflünülüyor. ve ayr›nt›lar› çok iyi gören, ancak gece-
türlerine sahip. Araflt›rmac›lar›n ilgisini çeken di¤er leri karanl›¤›n mahkumu olan gözlere
Ancak, bir canl›n›n renkli görüfl için bir grupsa kara ve su kurba¤alar›. A¤- sahibiz. Geceleri görebilmek için de,
gerekli donan›ma sahip oluflu, onu tabakalar›nda yaln›zca koni hücreleri teknolojinin sundu¤u çeflitli olanaklar-
mutlaka kullan›yor oldu¤u anlam›na tafl›yan kertenkelelerin aksine 2 farkl› dan yararlan›yoruz. Araflt›rmac›lar flim-
gelmiyor. Gekolar›n sahip olduklar› fiz- tip çomakç›k hücresine sahip olan leo- di, gekolar›n ve gece kelebeklerinin
yolojik donan›m› kullan›p kullanma- gözlerinden elde ettikleri bilgileri tek-
d›klar›n› anlayabilmek amac›yla yap›- nolojiye uyarlamaya çal›fl›yorlar. “Gü-
lan deneylerdeyse, mi¤ferli geko (Ta- nün birinde, geceleri de renkleri göre-
rentola chazaliae) türünün, mavi ve gri bilen gözlerimiz olacak m›?” sorusu-
renkleri aras›nda çok belirgin flekilde nun yan›t›ysa henüz belirsiz. Önceli¤i-
bir ayr›m yapabildi¤i görülmüfl. miz ayr›nt›lar oldu¤u sürece, ayr›nt›la-
Gecenin karanl›¤› içinde renkleri r› seçemeyen gözlerin iflimize yarama-
görebilmek birçok yönden çok avan- yaca¤› kesin. Ancak, do¤al seçilim, mil-
tajl›. Renkli görüfl, hayvanlar için be- yonlarca y›l sonra belki buna da bir çö-
sin, bar›nak ve efl bulman›n yan›nda, züm bulmufl olur...
tehlikeyi farkederek ondan kaç›nmay›
da kolaylaflt›r›yor. Mi¤ferli gekolar, D e n i z C a n d a fl
flimdilik bu eflsiz yetene¤i bir gece ke- Kaynaklar:
Palmer, S., Under Colour of Darkness, New Scientist, 6 Ocak 2007
lebe¤i olan flahin güvelerle (Deilephila Roth, L.S.V., Kelber, A., Nocturnal Colour Vision in Geckos, Proc. R.
elpenor) paylaflan tek tür. Ancak, arafl- Soc. Lond. B, 271, 485-487, 2004.
Kelber, A., Roth, L.S.V., Nocturnal Colour Vision – not as rare as we
t›rmac›lar ayn› yetene¤e sahip baflka Fare lemurlar›, gece yaflam›na uyum sa¤lam›fl might think, J. Exp. Biol., 209, 781-788, 2006.
gözlere sahipler. http://en.wikipedia.org/wiki/Color_vision
hayvanlar›n olabilece¤i konusunda fi-

B‹L‹M ve TEKN‹K 74 A¤ustos 2007


ilanposter 25/7/05 17:19 Page 1

Okul, Dersane, Laboratuvar ve Evlere...


Üç Poster Yeniden Bas›ld›.
Ötekiler
yolda..
yeni keflfedilmifl, en yeni
elementleri içeren, bunlar›n yer
ald›¤› gruplar›n özelliklerini de
aç›klayan, bu özellikleri nas›l
kazand›klar›n› anlatan büyük
boyutlu (64X90 cm) tam bir
periyodik tablo posteri

Gen mühendisli¤inin en temel uygulamalar›ndan


biri haline gelen klonlama tekni¤ini
bu posterle ad›m ad›m ö¤reneceksiniz.

2,5 YTL ve posta ücreti karfl›l›¤›nda sat›n alabilirsiniz.


Kredi Kart›yla Siparifl: (312) 467 32 46
Posta Çekiyle Siparifl: 101621 no’lu posta çeki hesab›
Banka Arac›l›¤›yla Siparifl: Ziraat Bank. Güvenevler fib.
8786897-5001 no’lu hesap
Ücreti yat›rd›¤›n›z hesaba ait dekontun bir suretini
(312) 4271336 no'lu faksa göndermeniz
ve teyit için mutlaka yukar›daki numaray› araman›z
Günümüz uygarl›¤›n›n temelini oluflturan gerekmektedir.
bulufllar, kuramlar ve biliminsanlar›. Atatürk Bulvar› No:221 Kavakl›dere / Ankara
forumAgust 25/7/05 16:52 Page 1

G ü l
Forum
g û n A k b a b a

Karadeniz Bölgesi fiehit Refik Cesur Y‹BO


Kat› At›k Projesi ve Desteklerinizi Bekliyor
F›rt›na Vadisi… Sizlere, ço¤u insana uzak gelen bir yerden yaz›-
yorum. Ama bu uzaklar› yak›na getirmek olas›. Ge-
Ülke yüzeyinin %18 ini kaplayan Karadeniz Böl- lin uzaklar› yak›n edelim. Okumaya ve okuyana des-
gesi, zengin akarsu kaynaklar› bak›m›ndan küresel te¤inizi bekliyoruz. Yar›na bir nebze olsun emek b›-
›s›nmayla mücadele konusunda oldukça önemli bir rakmak istemez misiniz? Okulumuzun kitap ihtiyac›
yere sahip. 1941 y›l›nda, 1. Türk Co¤rafya Kongresi var. Kütüphane oluflturmaya çal›fl›yoruz. Sizlerden,
taraf›ndan; Do¤u, Bat› ve Orta Karadeniz olmak üze- ilgili insanlardan, kendileri gibi baflar›l› insanlar ye-
re 3 bölüme ayr›lan Karadeniz Bölgesi’nde, zengin su tiflmesini isteyenlerden, bilinçli olarak gelece¤i göre-
kaynaklar›na en büyük örnek olan ve Avrupa’n›n ön- bilen insanlar›n yetiflmesini isteyenlerden, yapabilir-
celikli olarak korunmas› gereken 100 orman alan› seniz kitap yard›m› yapman›z› bekliyor ve istiyoruz.
aras›nda Türkiye’deki 9 alandan biri olan “F›rt›na Romanlar, hikayeler, edebi dergiler, test kitaplar›,
Havzas›” bulunmakta. ansiklopediler, atlaslar, tarih dergileri, haritalar,
F›rt›na Havzas›, Çaml›hemflin ilçe merkezinde bir- sözlükler, kaynak kitaplar, araflt›rma kitaplar›, ‹ngi-
leflen Hola ve Hemflin dereleriyle vadinin alt kesimle- lizce ses kasetleri, e¤itim cd'leri…, hatta tebeflir. K›-
rinde F›rt›na’ya kat›lan Tunca ve Durak derelerinin saca ö¤rencilerimizi okumaya teflvik edecek kitapla-
havzalar›ndan oluflur. Vadinin deniz seviyesinden ra ve her türlü materyale ihtiyac›m›z var. Eski yeni
4000 metreye kadar olan yükselifli dünyadaki en dik olmas› fark etmez. Ayr›ca okulumuza bilgisayar da
yamaçlardan biri olmas›n› sa¤lar. kazand›rmak istiyoruz. Eski, kullan›lm›fl olmas› fark
Do¤u Karadeniz Havzas› WWF International tara- gesi’nin koruma alt›na al›nm›fl alanlar›. Karadeniz
Bölgesi sunmufl oldu¤u verimli topraklar, genifl su etmez; çocuklarm›z bilgisayarla tan›fls›nlar. Bu ko-
f›ndan, biyolojik çeflitlilik bak›m›ndan dünya çap›nda nuda da yard›mc› olabilir misiniz? Size iletmek iste-
önemli 200 ekolojik bölgeden biri ilan edildi. Ayr›ca kaynaklar› ve iklimsel özellikleriyle, büyük kentlerde
meydana gelen sera etkisi ve asit ya¤murlar›ndan di¤im bir konu daha var. Okulumuzda çok amaçl›
F›rt›na Vadisi, Rize ili bitki taksonu say›s›n›n yar›s›n- bir salon var. Burada tiyatro yap›labiliyor. Fakat ses
dan fazlas›n› bulundurmakta. uzak olarak do¤al güzellikleriyle göz doldurmakta.
Küresel ›s›nman›n söz konusu oldu¤u, su kaynak- sistemi çok zay›f. Hatta megafon gibi bir sistem kul-
Bizans yönetiminden sonra 1184’te kurulan lan›yoruz. Ö¤rencilerin bir y›l boyunca haz›rlan›p
Trabzon Rum ‹mparatorlu¤u’nun s›n›rlar› içinde bulu- lar›n›n h›zl› tükenifli ve dünya nüfusundaki önlenemez
art›fl nedeniyle, do¤al kaynaklar›n kullan›m›nda ve emek verdikleri eserler oluyor. Ama dinleyicilerin
nan yöre, 1509’da Yavuz Sultan Selim taraf›ndan Os- hepsi tam duyamad›klar› için verimli olmuyor. Oku-
manl› topraklar›na kat›ld›. M.Ö 335 y›l›nda Pseudo harcanan enerjinin kontrolünde, geri dönüflümlü at›k-
lar›n kullan›lmas› tüm dünyada oldu¤u gibi, Karade- lumuza tiyatroda kullanmak için on kadar yaka mik-
skylax taraf›ndan haz›rlanan co¤rafya kitab›nda Par- rofonuna ihtiyac›m›z var. Ayr›ca ufak tefek müzik
danis ad›yla geçen F›rt›na Deresi, Rize iline ba¤l› niz Bölgesi’nde de oldukça önemli yer tutmakta. Sa-
nayileflmeyle ortaya ç›kan yeni tür at›klar uygun bi- aletleri de kazand›rabilir miyiz? Acaba bunlar› oku-
Çaml›hemflin’in en önemli akarsuyu. luma nas›l kazand›rabilirim? Ö¤rencilerimin heyeca-
Biyoçeflitlilik olarak da oldukça fazla türü ayn› çimde yok edilmedi¤inde, toplum sa¤l›¤› ve ekolojik
denge aç›s›ndan son derece tehlikeli olabilmekte. Bu n›n› ve flevkini gördükten sonra bir fleyler yapmak
anda bar›nd›ran Karadeniz Bölgesi’nde, yaln›zca Rize istedim. Umar›m çok fley istemifl olmam. Okulumuz
ilinde toplam 77 endemik takson bulunmufl. 26 fa- at›klar aras›nda zehirli kimyasallar ve radyoaktif mad-
deler ön s›ray› al›yor. Bu tip maddelerin kontrolsüz yat›l› oldu¤u için ö¤rencilerimize baz›lar›n›n daha
milya, 59 cins ve 74 tür mevcuttur. Bu 26 familya: önce hiç bilmedi¤i, görmedi¤i kurallar›,düzeni, ko-
Apiaceae (maydanozgiller), Asteraceae (papatyagil- tafl›nmas› ve depolanmas› baz› yerleflim birimlerinin
tamamen boflalt›lmas›na neden olmakta. layl›¤› ö¤retmeye çal›fl›yoruz. Bunlar›n aras›nda te-
ler), Betulaceae (huflgiller), Boraginaceae (hodangil- mizlik al›flkanl›¤› da geliyor. Fakat iki haftada bir
ler), Brassicaceae (turpgiller), Campanulaceae (çançi- Irmak ya da denizlere dökerek at›klardan kurtul-
mak yöntemi de, ço¤u zaman canl›lara zarar verecek eve gittikleri için temizliklerini iyi yapam›yorlar. Ne
çe¤igiller), Caprifoliaceae (han›meli), Caryophyllacea- kadar banyolar›n› yapsalar da, elbiselerini temizleye-
e (karanfilgiller), Crassulaceae (sedum), Cyperaceae, bir do¤a kirlenmesine yol açmakta. Çöplerin dubalar-
la aç›k denizlere tafl›narak at›lmas› pek çok ülkede miyorlar. Sizlerden iste¤imiz okulumuza en az›ndan
Ericaceae (fundagiller), Euphorbiaceae (sütle¤engil- bir iki çamafl›r makinesi ve temizlik malzemeleri ka-
ler), Fabaceae (baklagiller), Geraniaceae (turnagaga- yasaklanm›fl…
Küresel ›s›nmayla mücadelede sona yaklaflt›¤›m›z zand›rman›z. E¤itime bu flekilde destek olman›z. Siz-
s›giller), Juncaceae, Lamiaceae (ball›babagiller), Lili- lerin TÜB‹TAK olarak yard›m derneklerine yard›m
aceae (zambakgiller), Orchidaceae (orkide), Papave- bu günlerde, tükenen her kayna¤›n yok olmaya yüz
tutmufl bir dünyan›n habercisi oldu¤unu düflünerek edebilece¤ini de düflünerek bu yaz›y› yaz›yorum.
raceae (gelincikgiller), Poaceae (bu¤daygiller), Pri- Çünkü baz› kurulufllar “hay›r dememek için, bu fle-
mulaceae (çuhaçiçe¤igiller), Ranunculaceae (dü¤ünçi- hareket etmeliyiz. Bu nedenle ülkemizin önemli kay-
naklar›n› bar›nd›ran Karadeniz Bölgesi’nde yap›lmas› kilde münferit baflvurular› kabul edemeyiz” dediler.
çe¤igiller), Rhamnaceae (çehrigiller), Rosaceae (gül- Ben sizi istedi¤iz takdirde daha fazlas›n› bile yapabi-
giller), Rubiaceae (kahvea¤ac›), Scrophulariaceae planlanan ve k›sa ad› AR-R‹-KAP olan “Artvin- Rize
Kat› At›k Projesi” kapsam›nda, çöp ar›tma tesisleri- lece¤inizi düflünerek yazd›m. ‹nflallah gerekli yerle-
(yüksek otgiller). re ulafl›r. Bafllatt›¤›m›z kampanya yeterli kitab›m›z
Kültür ve Turizm Bakanl›¤› taraf›ndan da koruma nin F›nd›kl›-K›y›c›k Köyü’ne yap›lmas› ve 10’a yak›n
belediyenin çöp merkezi olmas› yerine, daha uzun va- ve araç gerecimiz oluncaya kadar ya da ilgili insan-
alanlar› olarak belirtilen; Artvin- Efeler Tabiat› Koru- lar›n temiz yüreklerinden gelen yard›mlar sürdü¤ü
ma Alan›, Artvin- Gorgit Tabiat› Koruma Alan›, Artvin- deli çözümlerin bulunmas› ve yeniden kullan›labilir
at›klar›n toplanarak üretim sürecine kazand›r›lmas›n› sürece devam edecektir.
Çamburnu Tabiat› Koruma Alan›; Trabzon Tabiat Not: Birinci s›n›f ile sekizinci s›n›f aras› ö¤renci-
An›tlar› olarak: Örümcek Orman› Ladin- kontrol alt›na almal›y›z… Çeflitli sözleflmelerle koru-
ma alt›na al›nm›fl olan do¤al alanlara ge- lerimiz var. Okulumuzda hem yat›l›, hem tafl›mal›,
1, Örümcek Orman› Ladin-2, Örümcek hem de gündüzlü ö¤renciler var. Buraya gerek kar-
Orman› Ladin-3, Örümcek Orman› La- reken özenin gösterilmesi, enerji kullan›-
m›ndaki geri dönüflebilirlik ve at›klarda go gerekse postane yoluyla desteklerinizi göndere-
din- 4 ve Göknar-1, 2, 3, 4 bulunmakta. bilirsiniz. ‹lgisiz kalmaman›z› bekliyorum.
Trabzon Uzungöl Tabiat Park›, Artvin çeflitli ayr›mlara gitmek, bireysel olarak
Mehmet Akay /Türkçe Ö¤retmeni
Karagöl Sahara Milli Park› , Hatila Vadi- gösterebilece¤imiz ekolojik çal›flmalar… fiehit Refik Cesur Y‹BO. Ka¤›zman/ Kars
si Milli Park› ve Rize’de bulunan Kaçkar Yeflim Kaptanbafl Tel: (505) 454 87 44 – (535) 703 42 79
Okul Tel: (474) 351 60 82 Okul Faks: (474) 351 70 70
Da¤lar› Milli Park› Do¤u Karadeniz Böl- Ankara Üniv. Fen Fakültesi Ö¤rencisi Okul Müdürü Tel: (505) 688 53 50 Müdür Yrd. Tel: (505) 857 15 60

De¤erli Okurlar, görüfllerinizi


400 kelimeyi geçmeyecek biçimde ve foto¤raf›n›zla birlikte "TÜB‹TAK Bilim ve Teknik Dergisi, Forum Köflesi, Atatürk Bul. No:221 Kavakl›dere- Ankara" adresine gönderebilirsiniz. Görüfller aktar›l›rken 3. flah›slar› suçlay›c›
ifadelerden kaç›n›lmas›n› rica ederiz. Forum’da ve Serbest Kürsü’de yay›mlanan okuyucu görüflleri Bilim ve Teknik dergisini ba¤lamaz. Forum köflesine afla¤›daki telefon ve faks numaralar›yla da eriflebilirsiniz:
Tel: (312) 468 53 00 / 1067 (Gülgûn Akbaba) Faks: (312) 427 66 77

B‹L‹M ve TEKN‹K 76 A¤ustos 2007


saglikAgust 25/7/05 16:48 Page 1

‹nsan ve Sa¤l›k
D o ç . D r . F e r d a fi e n e l
f s e n e l @ e x c i t e . c o m

r›n olufl mekanizmas› kesin olarak bilinmiyor.


Otoimmün hastal›klar›n kökeninde genellikle ge- Varikosel
netik veya mikrobik nedenler yat›yor. Bu hasta- Testislerin üze-
l›klarda T ve B tipi akyuvarlar harekete geçerek rindeki toplarda-
antikor denilen moleküller salg›lan›yor (oto-anti- marlar›n geniflle-
korlar) ve hücre hasar› bafll›yor. Bu hastal›klar›n mesine “varikosel”
tan›s›nda vücudun kendi dokular›na karfl› olufl- deniliyor. Variko-
turdu¤u hücresel tip ba¤›fl›kl›k cevab› ve oto-an- sel genellikle genç
tikorlar›n varl›¤› araflt›r›l›yor. erkeklerde ve sol
Otoimmün hastal›klar, hastal›¤›n bulundu¤u tarafta görülüyor.
organlara ba¤l› olarak iki gruba ayr›l›yor. ‹lk Nedeni tam olarak
grupta, hastal›k yaln›zca bir organda görülüyor
Otoimmün ve ba¤›fl›kl›k sistemi yaln›zca belirli bir organa
bilinmese de, yak-
lafl›k her dört erke¤in birinde çeflitli derece-
Hastal›klar karfl› savafl›yor. Örne¤in tiroid bezine karfl› vücu-
dun oluflturdu¤u antikorlara ba¤l› olarak Hashi-
lerde varikosel saptan›yor. Varikoselin yol aç-
t›¤› en önemli flikayet, bulundu¤u tarafta a¤r›
moto ve graves hastal›klar› oluflabiliyor. Böbre- olmas›. Varikosel, testisin hemen üzerinde yu-
Ba¤›fl›kl›k, yani immün sistemin bafll›ca göre-
küstü bezlerine karfl› oluflan antikorlar adison muflak bir kitle olarak ele geliyor. Muayene s›-
vi vücuda giren yabanc› molekülleri, cisimleri ta-
hastal›¤›na, pankreas beta hücrelerine karfl› olu- ras›nda varikosel kuflkusu varsa ultrasonogra-
n›mak ve onlara karfl› savaflmak. B ve T tipi be-
flan antikorlarsa juvenil diabet hastal›¤›na yol fiyle teflhisi kesinlefltirmek gerekiyor. Testis-
yaz hücreler (akyuvarlar) ile makrofajlar ba¤›fl›k-
açabiliyor. Böbrek hücrelerine karfl› savaflan an- lerden gelen kirli kan› tafl›yan bu damarlar›n
l›k sisteminin en önemli hücreleri olarak kabul
tikorlar glomerulonefrit denilen bir grup hastal›- genifllemesi çeflitli mekanizmalarla testiste
ediliyor. Bu hücreler, vücuda giren yabanc› mo-
¤a yol açarak böbrek yetmezli¤ine neden olabi- sperm üretimini olumsuz etkiliyor. Dolafl›m›
leküllere karfl› antikor denilen koruyucu mole-
liyor. Bu tür hastal›klara “organa özgül otoim- yetersiz olan toplardamarlarda biriken zehirli
külleri oluflturuyor, veya do¤rudan bu cisimleri
mün” hastal›klar deniliyor. Birden fazla organ at›klar kimyasal etkiyle sperm say›s›n› azalta-
yok ediyorlar. K›saca, bu hücreler ba¤›fl›kl›k ce-
tutulumu varsa, “organa özgü olmayan” veya biliyor. Kan dolafl›m›nda varikosele ba¤l› ya-
vab›n›n oluflumundan ve denetiminden sorumlu.
“sistemik otoimmün hastal›k” ifadeleri vafllama testislerde bölgesel ›s› art›fl›na yol
‹nsan vücudu normal flartlarda kendi dokular›n›
kullan›l›yor. Bu tür hastal›klar›n bafll›calar› ro- aç›yor. Bu ›s› art›fl› da sperm üretimini düflü-
veya hücrelerini tan›yor, yabanc› olarak alg›lam›-
matoid artrit, skleroderma ve sistemik lupus rebiliyor. Bu olumsuz etkilerinden dolay› k›-
yor ve bunlara karfl› savafl bafllat›lm›yor. Ancak,
hastal›¤›. Otoimmün hastal›klar›n erken teflhisi s›rl›¤a neden olabilen varikosel, tedavi edil-
ba¤›fl›kl›k sistemindeki hücrelerde veya salg›la-
ve tedavisi oldukça önemli. Organlara zarar ver- mesi gereken bir durum olarak kabul ediliyor.
d›klar› moleküllerde meydana gelen baz› de¤i-
meden, veya organ yetmezli¤ine sebep olmadan Kas›ktan yap›lan ameliyatta genifllemifl olan
fliklikler, kiflinin kendi hücre ve dokular›na kar-
tedavinin bafllat›lmas› gerekiyor. Tedavideki te- toplar damarlar tek tek ba¤lanarak geri ak›m
fl› savafl bafllatmas›na neden oluyor. Ba¤›fl›kl›k
mel ilke, ba¤›fl›kl›k sisteminin bask›lanmas›. Or- önleniyor. Bu ameliyat sonras›nda a¤r› flikaye-
sisteminin bu flekilde organizman›n kendi doku-
gan nakillerinden sonra kullan›lan ilaçlar›n bir ti ortadan kalk›yor ve sperm say›s›nda önemli
lar›na karfl› harekete geçmesine, otoimmün ce-
k›sm› bu hastal›klarda da kullan›l›yor. Kortikos- oranda art›fl sa¤lan›yor. Varikoselin k›s›rl›¤a
vap deniliyor. Ba¤›fl›kl›k sisteminin bu hatal› ça-
teroidler veya siklosporin gibi, ba¤›fl›klk sistemi- yol açmamas› için erken teflhis ve tedavi ol-
l›flmas›ndan kaynaklanan hastal›klara da “otoim-
ni bask›layan ilaçlar otoimmün hastal›klar›n te- dukça önem tafl›yor.
mün hastal›klar” deniliyor. Otoimmün hastal›kla-
davisinde oldukça yarar sa¤l›yor.

Geceleri ‹drar Kaç›rma run tespit edilen çocuklarda ileri tetkik yapmak
gerekiyor. Geceleri kaç›rman›n yan› s›ra gündüz-
e¤lenceli oldu¤u kadar, kendilerini ödüllendir-
melerini de sa¤l›yor. Çocuk, daha çok günefl çiz-
Befl yafl›ndan sonra geceleri alt›na ›slatma leri de kaç›rma varsa mutlaka ileri tetkik yap›l›- mek için gayret ediyor. S›v› k›s›tlamas› ve gece-
durumuna “enürezis noktürna” deniliyor. Gece- yor. leri uyand›rmayla azalmayan idrar kaç›rmalar›n-
leri idrar kaç›rma de¤iflik toplumlarda %10-25 Geceleri idrar kaç›ran çocuklarda e¤er altta da daha ileri tedavi yöntemleri gündeme geliyor.
aras›nda de¤iflen s›kl›kta görülüyor. Bu rahats›z- yatan bir anormallik saptanmazsa “Alarm pedi” bunlardan birisi. Gece
l›¤›n sebebi tam olarak bilinmese de kal›t›msal enürezis tedavisine bafllan›yor. yatmadan önce çocu¤un iç çamafl›r›-
oldu¤u düflünülüyor. Bu çocuklar›n %80’den Tedavinin ilk basama¤› aileye su- na bir alg›lay›c› yerlefltiriliyor. Bu al-
fazlas›nda anne veya babada da çocuklu¤unda nulan öneriler. Önerilerin bafl›n- g›lay›c›, çocu¤un baflucunda duran
idrar kaç›rma öyküsü mevcut. Eskiden bu rahat- da s›v› k›s›tlamas› var. Bu çocuk- bir alarma ba¤l›. Çocu¤un iç çamafl›-
s›zl›¤›n kökeninde ilk s›rada psikolojik etkenle- lar›n, akflam yeme¤inden sonra r› ›sland›¤› zaman alg›lay›c› bunu
rin rol oynad›¤› düflünülüyordu. Günümüzde s›v› tüketmemesi gerekiyor. Gün- alarm cihaz›na iletiyor ve alarm çal-
enürezis sorununa, sinir sisteminin bu bölümü- lük s›v› ihtiyaçlar›n› akflam yeme- maya bafll›yor. Çocu¤un her idrar ka-
nün geliflimindeki yavafllaman›n yol açt›¤› düflü- ¤ine, yani en geç 19:00’a kadar ç›rmas›nda çalan alarm birkaç hafta
nülüyor. karfl›lamalar› gerekiyor. Di¤er bir içinde çocukta flartl› refleks oluflturu-
Enürezis noktürna flikayetiyle uzmana baflvu- öneriyse geceleri en az bir kez yor. Sonraki günlerdeyse, çocuk id-
ran bir çocu¤a ilk olarak idrar tetkiki yapmak uyand›r›lmalar›. Enüretik çocuk- rar kaç›rmadan kendili¤inden uyan›-
gerekiyor. ‹drar yolu enfeksiyonlar› geceleri id- lar genellikle oldukça derin uyku- yor ve idrara kalk›yor. Ancak bu yön-
rar kaç›rmaya yol açabiliyor. Böbrek ve idrar su olan çocuklar ve uyand›r›lma- tem her çocukta baflar›l› olmuyor.
yollar›nda hastal›k olup olmad›¤›n›n ultrasonog- lar› da güç. Bu önerilere en az bir Özellikle uykusu çok a¤›r olan çocuk-
rafi tetkikiyle araflt›r›lmas› gerekiyor. Böbrekle- ay uyularak günlük idrar kaç›rma larda alarm yetersiz kalabiliyor. Bu
re idrar›n geri kaç›fl› idrar kaç›rma flikayetine takvimi çizilmesi öneriliyor. Tak- tür tedavilerden yarar görmeyen ço-
neden olabiliyor. ‹drar tetkiki temiz olan ve ul- vimde, idrar kaç›r›lan günler bu- cuklardaysa üroloji uzman› taraf›n-
trasonu normal olarak de¤erlendirilen bir çocuk- lut, kuru kal›nan günler ise günefl dan uygun görülen ilaç tedavileri ol-
ta ileri tetkik istenmiyor. Ancak, idrar›nda ilti- veya gülen bir yüz çizerek iflaret- dukça etkili oluyor.
hap olan veya böbreklerinde, mesanesinde so- leniyor. Bu çizimler, çocuklar için

A¤ustos 2007 77 B‹L‹M ve TEKN‹K


bilimsaglikTem 25/7/05 17:11 Page 78

Bilim - Sa¤l›k.... Bilim - Sa¤l›k... Bilim -


M Mahir Özmen - Dilek Aslan

Reflü Nedir? afla¤› bölgelerine ya da yuta¤a kadar uzana-


bilir. Bu yak›nmalar ço¤u kez yeme¤i taki-
Tan›
Hastalarda yanma ve regürjitasyon yak›n-
Halk aras›nda “mide reflüsü” olarak bili- ben ortaya ç›kar ve e¤ilme ya uzanmayla ar- malar›n›n varl›¤› GÖR hastal›¤›na iflaret ede-
nen gastro-özofageal reflü (GÖR) hastal›¤›, tar. S›kl›kla “kalp a¤r›s› ya da kalp yanma- bilir. Ancak bu yak›nmalar yemek borusu,
asit mide içeri¤inin fizyolojik s›n›rdan daha s›’yla kar›flt›r›l›p bu nedenle hastaneye yat›- mide, safra kesesi ve hatta kalp rahats›zl›k-
fazla miktarda ve s›kl›kta yemek borusuna r›lm›fl hasta say›s› az›msanamayacak kadar lar›nda da görülebilece¤inden baz› inceleme-
(özofagus) geçifli nedeniyle yemek borusu- çoktur. Bir baflka flikayet olan “regürjitas- lerin yap›lmas› gerekir. Yemek borusu pasaj
nun kendini asitten koruma özelli¤inin yok yon” durumundaysa hasta yedi¤i yemeklerin grafisi, endoskopi, yemek borusu bas›nçlar›-
olmas›d›r. Toplumda insanlar›n %7-10’unda, ac› (safral›) ya da ekfli (asitli) lezzette a¤z›na n›n ölçülmesi ve 24 saatlik pH ölçümleri (ye-
eriflkinlerin yaklafl›k %20’sinde GÖR hastal›- kadar geldi¤ini hisseder. Buna genellikle mek borusu alt ucuna yerlefltirilen bir elek-
¤›n›n oldu¤u ve bunlar›n en az %30’unun zorlama olmadan kusma yak›nmas› eklenir. trodla ölçüm) en önemli testlerdir.
antiasit tedaviler kulland›¤› bilinmekte. Ka- Hatta bazen yatarken ya da uyurken mide
d›n ve erkekler aras›nda görülme s›kl›¤› eflit içeri¤i a¤›za kadar ulafl›r, solunum yollar›na
olup, en s›k 30-40’l› yafllarda karfl›m›za ç›- Tedavi
kaçarak fliddetli öksürük nöbetlerine yol aça-
kar. Ancak GÖR hastal›¤›na ba¤l› komplikas- Reflü tedavisinde dört yöntem bulunuyor.
bilir.
yonlar (istenmeyen yan etkiler) 60-70’li yafl- Bu yöntemler reflünün fliddetine ve ilerleme-
Regürjitasyonun çok fazla olmas› duru-
larda daha s›kt›r. sine göre doktor taraf›ndan belirlenmeli.
munda, “asit-kimus”un (mide asitiyle kar›fl-
Sa¤l›kl› insanlarda görülen fizyolojik ref- Yaflflaam Tarz› de¤iflfliiklikleri: fiiflman olanla-
m›fl, k›smen sindirilmifl g›dalar) devaml› etki-
lü, özellikle gece yatar pozisyonda veya ye- r›n zay›flamas› istenir. S›k›lan kemerler gev-
siyle g›rtlak ve yutakta tahrifl, ses kal›nlafl-
meklerden sonra geliflir. Fizyolojik reflünün fletilir, korse vb kar›n içi bas›nc› art›racak
nedeni, yemek borusu alt ucundaki “sfink- dar giysiler yasaklan›r. Ya¤, çikolata, alkol,
ter”in (kapay›c› mekanizma) gevflemesi veya narenciye sular›, kolal› içecekler vb gibi ye-
mide içi bas›nc›n artmas›d›r. Bu flekilde mi- mek borusu alt ucundaki daralt›c› mekaniz-
de-yemek borusu bariyerinin geçici kayb› fiz- may› gevfleten g›dalar›n al›m› durdurulur. Si-
yolojik reflü oluflumuna yol açar. gara mutlaka kesilmelidir. Hastalara yatma-
Mide içeri¤i midenin salg›lad›¤› hidrojen dan 2 saat önce g›da al›m›n› kesmeleri, ya-
iyonu nedeniyle belirgin derecede asittir. takta bafl› en az 25-30 cm yüksekte tutacak
E¤er onikiparmak ba¤›rsa¤›ndan mideye flekilde yatmalar› önerilir. E¤ilmeyi gerekti-
do¤ru safra geri ak›m› varsa mideden yuka- ren ifllerden uzak kalmas› ö¤ütlenir.
r› ç›kan içerik, hem asit hem de safra içerir. ‹laç Tedavisi: Asit salg›s›n› bask›layan ve
Alkali özellikli olan safra da mide asidi gibi yemek borusu alt ucunda bas›nc› yükseltip,
yemek borusunun tahrifline neden olur. Ref- kas›lmayla oluflan hareketi art›r›c› ilaçlar ve-
lü hastal›¤›, asitli ve/veya safral› mide içeri- rilir. Bu tedavilerle hastalar›n yak›nmalar›
¤inin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre azal›r ve 12-15 haftada büyük bir k›sm›n›n
temas etmesiyle yemek borusunun kendini iyileflti¤i gözlenir. Ard›ndan düflük doz de-
mas›, kuru öksürük vb yak›nmalar ortaya ç›-
asitten ve/veya safral› mide içeri¤inden ko- vaml›l›k tedavisiyle hasta yaflant›s›n› sürdü-
kar. Yap›lan birçok çal›flma ast›m hastalar›-
ruyamamas› nedeniyle oluflur. rebilir.
n›n yaklafl›k %50’sinde reflü sorunu oldu¤u-
Yemek borusunun alt ucunda mide içeri- Cerrahi Tedavi: ‹laç tedavisinin etkisiz
nu göstermifltir. Hastal›¤›n ileri boyutta ol-
¤inin yemek borusuna geçiflini engelleyen kald›¤› hastalarda; ülser, striktür (darl›k),
mas› durumunda, özellikle bebekler ve yafll›-
bir kapak mekanizmas› vard›r. Reflü hastala- metaplazi (bir hücrenin baflka bir hücre tipi-
larda “aspirasyon pnömonisi” (içeri¤in solu-
r›nda en s›k görülen durum, bu mekanizma- ne dönüflümü), Barrett özofagusu geliflenler-
num yollar›na kaç›p, burada enfeksiyona yol
n›n gevflek olufludur. Bu durum s›kl›kla mi- de; s›k s›k akci¤er sorunlar› olanlarda, ye-
açt›¤› zatürre) görülebilir.
de f›t›¤›yla birlikte yaflan›r. Bu mekanizma mek borusu alt uç mekanizmalar›nda yap›sal
Mide asit içeri¤inin yemek borusu ve so-
d›fl›nda, mide ve yemek borusu aras›ndaki bozukluk oldu¤u saptananlarda cerrahi giri-
lunum yolu astar dokusunda oluflturdu¤u ha-
bas›nç fark›, yemek borusunun temizlenme- flim yap›lmal›d›r. Cerrahi ifllemin baflar›s›,
sar sonucu baflka rahats›zl›klar da geliflir.
sindeki yetersizlik, mide boflal›m bozuklu¤u yemek borusunun kar›n içindeki parças›n›n
Bunlar özofajit (yemek borusu alt ucunda
ya da bozulmufl yemek borusu hareketi, bu en az 2 cm olarak kalmas›na, alt uç sfinkter
yang›), striktür (darl›k), Barret özofagusu
hastal›¤› tetikleyen di¤er nedenlerdir. uzunlu¤unun en az 3 cm olmas›n›n sa¤lan-
(yemek borusunun alt k›sm›ndaki astar do-
mas›na, midenin fundus ad› verilen üst k›s-
kuda hücresel de¤ifliklik), öksürük, ses k›-
m›n›n, yemek borusunun çevresine sar›larak
Yak›nma ve Bulgular s›kl›¤›, solunum yolu enfeksiyonlar› ve pul-
kelepçe ifllevinin yerine getirilmesinin sa¤-
Klinikte en s›k rastlanan bulgu yanmad›r moner fibrozis (akci¤erdeki hava keseci¤i
lanmas›na ve tüm bu ifllemlerin yutma ifllemi
(pirozis). Yemek borusu yüzeyini kaplayan duvarlar›n›n kal›nlafl›p sertleflmesiyle sonuç-
s›ras›nda o bölgenin gevflemesini engelleme-
mukoza, yani sümüksü astar dokunun tahri- lanan bir akci¤er hastal›¤›) biçiminde s›rala-
yecek flekilde yap›lm›fl olmas›na ba¤l›d›r. Ke-
fli, kalp bölgesinden a¤›za do¤ru yay›lan ek- nabilir. Bu rahats›zl›klar›n fliddeti, kapak
lepçe mekanizmas›yla bu bölgede bir yüksek
flime hissine ve yan›c› nitelikte a¤r›ya neden mekanizmas›ndaki bozuklu¤un derecesine
bas›nç oluflturulur ve yukar›dan gelen g›da-
olur ve bazen bu a¤r› ve yanma karn›n daha ve reflü içeri¤inin pH’s›na ba¤l›d›r.
lar yemek borusunun itme hareketiyle afla¤›

B‹L‹M ve TEKN‹K 78 A¤ustos 2007


bilimsaglikTem 25/7/05 17:11 Page 79

do¤ru inerken mide içeri¤inin yukar› do¤ru dokusu ›s›t›larak ›s› hasar› oluflturulur. Is›
kaçmas› engellenir. Böylece reflü tedavi edil- hasar› oluflmufl kas dokusu daralarak iyile-
mifl olur. flir.
Endoskopik Tedavi: En yeni tedavi yönte- 2. Hacim Etkisi Yaratan Yöntemler: Bu
midir. Endoskopik tedavi, a¤›zdan girilerek yöntemde yemek borusunun mideyle birlefl-
uygulanan ameliyats›z bir tedavi yontemidir. ti¤i bölgeye kas dokusu içine emilemeyen
Özellikle cerrahi tedaviye s›cak bakmayan bir biyo-polimer enjekte edilerek bölgenin
reflü hastlar›nda uygulanan endoskopik te- daralmas› sa¤lanabilir ya da yemek borusu-
davi: 18 yafl›ndan küçük hastalara, gebe nun mideyle birleflti¤i bölgede yüzeysel hüc-
hastalara, 2 cm. üzerinde mide f›t›¤› olan relerin hemen alt›na s›v›yla karfl›laflt›¤›nda
hastalara, yemek borusu ileri derecede tah- hacim olarak artan küçük tüpler yerlefltirile-
rifl olan hastalara (3. - 4. derece), yemek bo- bilir. Bu tüpler s›v›yla karfl›lafl›p flifltiklerinde
rusunda hücresel de¤iflime varan tahrifl bu- bu bölgede hacim etkisi yarat›rlar.
lunan hastalara, Akalazyas› olan hastalara 3. Endoskopik Dikifl Yöntemleri: Bu yön-
önerilmez. temde de endoskopik olarak yemek borusu-
Endoskopik reflü tedavisinde 3 yöntem yofrekans dalgalar›, yemek borusu ve mide- mide bileflkesine mukozal (yüzeysel) dikifller
uygulan›r: nin birleflti¤i ve mide kapa¤› denilen bölge- konulabilir ya da yine endoskopik yöntemle
1. Radyofrekans Dalga Yöntemi: Bu yön- de yemek borusu hücrelerinin d›fl duvar›n- bu kez mide içinden yaklafl›larak tek bir adet
temde radyofrekans dalgalar› kullan›l›r. Rad- dan içeri do¤ru ilerletilir. Bu bölgede kas tam kat dikifl konulabilir.

AYIN KONUSU Bilim - Sa¤l›k.... Bilim - Sa¤l›k... Bilim -


1-7 A¤ustos: nization - WHO) 2007 y›l› için “Bebekleri do¤-
duklar› ilk bir saat içinde emzirerek 1 milyon
gösteriyor. Bu yaklafl›ma aç›s›ndan afla¤›daki
bafll›klar›n bilinmesi önemli:
Dünya Emzirme Haftas› bebe¤in yaflam›n› kurtar›n…. Yaln›zca bir tek 1. Kuruluflta çal›flan tüm sa¤l›k görevlileri-
Bebekleri do¤duklar› ilk bir saat içinde giriflim, bu hedefe ulaflmak için yeterli olacak- ne düzenli olarak iletilen yaz›l› bir emzirme
emzirerek 1 milyon bebe¤in yaflam›n› kurta- t›r….. ” slogan›n› benimsedi. politikas› oluflturmak
r›n!!!!! Anne sütüyle beslenmenin uluslararas› dü- 2. Tüm sa¤l›k görevlilerini, bu politikay›
Her y›l 1-7 A¤ustos tarihleri aras› Dünya zeyde teflvik edilmesi, asl›nda y›llar öncesine yürütmek için gerekli becerileri kazand›rmak
Emzirme Haftas› olarak kabul ediliyor. Anne dayan›yor. WHO ve Birleflmifl Milletler Çocuk- üzere e¤itmek
sütü, bebe¤in do¤umundan itibaren ilk 6 ay lara Yard›m Fonu (UNICEF) taraf›ndan 1990 3. Tüm hamile kad›nlar›, emzirmenin ya-
gerekli olan tek g›da. Bu ifade, ilk 6 ay bo- y›l›nda anne sütüyle ilgili olarak ‹talya’da dü- rarlar› ve uygulamas› hakk›nda bilgilendirmek
yunca anne sütü d›fl›nda bebe¤e su dahil, hiç- zenlenen bir toplant› sonucu yay›nlanan “In- 4. Annelere do¤umdan sonraki ilk yar›m
bir fley verilmemesi anlam›na geliyor. nocenti Bildirgesi” konunun önemini aç›kça saat içinde emzirmeye bafllamalar› için yard›m
Anne sütü beslenme aç›s›ndan en do¤al ve ortaya koymakta. Bu kapsamda bebe¤i ilk al- etmek
sa¤l›kl›, bebeklerin normal büyüme ve gelifl- t› ay yaln›zca anne sütüyle beslemenin özendi- 5. Annelere nas›l emzireceklerini göster-
melerini sa¤layacak en uygun besin. Hiçbir rilmesi ve desteklenmesi için 10 öneri saptan- mek, bebeklerinden ayr› kalsalar da emzirme-
mama ve süt, anne sütünün yerini tutamaz. d›. Bu çal›flmalardan sonra kurumlar›n “Be- yi nas›l sürdüreceklerini ö¤retmek
Aileye hiçbir mali yük getirmeden, do¤umdan bek Dostu” olmas› kavram› gündeme geldi 6. T›bbi bir gereksinme olmad›kça yeni
sonra 6 ay tek bafl›na bebe¤in tüm besin ge- (Bebek Dostu Hastaneler, Bebek Dostu Sa¤l›k do¤ana anne sütü d›fl›nda herhangi bir yiye-
reksinimini (enerji, protein, ya¤, vitamin, mi- Kurumlar› gibi). Çal›flmalar, bu yaklafl›m›n cek ya da içecek vermemek
neraller) karfl›lar. Anne sütüyle beslenme be- anne sütüyle beslenme s›kl›¤›n› art›rd›¤›n› 7. Anne ve bebe¤in 24 saat ayn› odada
be¤i yetersizliklerden ve fliflmanl›ktan, ay- kalmas›n› sa¤lamak
n› zamanda enfeksiyon tehlikesinden ko- 8. ‹ste¤e ba¤l› emzirmeyi özendirmek
rur. Ancak buna ra¤men dünyada ve Tür- 9. Anne sütüyle beslenen bebeklere bi-
kiye’de bebeklerin ilk 6 ay anne sütüyle beron ya da yalanc› emzik vermemek
beslenmesinde istenilen düzeye ulafl›lama- 10. Anneleri, taburcu olduktan sonra
makta. Bunun nedenleri aras›nda mama da emzirmeye devam edebilmeleri, karfl›la-
sektörünün güçlü bir pazar pay›na sahip flabilecekleri sorunlar› çözebilmeleri ve
olmas›, annelerin mamalar›n anne sütün- hem bebeklerinin hem de kendi kontrolle-
den daha de¤erli oldu¤unu düflünmeleri, rini yapt›rabilmeleri için baflvurabilecekleri
özellikle çal›flan annelerin bebekleriyle ye- sa¤l›k kurulufllar› hakk›nda bilgilendirmek
terince zaman geçirememeleri gibi pek Sonuç olarak ilk 6 ay yaln›zca anne sü-
çok etken s›ralanabilir. tüyle beslenme bu y›l da çeflitli etkinlikler-
Y›l›n her döneminde anne sütüyle bes- le desteklenecek. Ancak bu çabalar dünya-
lenmenin önemi, dünyan›n hemen her böl- n›n hemen her yerinde, bütün y›la yayg›n-
gesinde vurgulan›yor. Ancak, özellikle 1-7 laflt›r›lmal›.
Kaynaklar:
A¤ustos haftas›nda bu vurgu daha da be- http://www.who.int/topics/breastfeeding/en/
lirgin olarak çeflitli etkinliklerle yap›l›yor. http://worldbreastfeedingweek.org/
WBW 2007 Action Folder. http://worldbreastfeedingwe-
Dünya Sa¤l›k Örgütü (World Health Orga- ek.org/pdf/wbw07_af_eng.pdf.

A¤ustos 2007 79 B‹L‹M ve TEKN‹K


bilimsaglikTem 25/7/05 17:12 Page 80

Kendi Kendine olmad›¤› incelenir. Ayr›ca bir yerinde k›za-


r›kl›k, ele gelen bir kitle, özellikle meme ba-
Meme Muayenesi fl›nda içe çökme ya da çekilme, ak›nt› olup
‹ster iyi huylu ister kötü huylu olsun, me- olmad›¤› araflt›r›lmal›d›r. Daha sonra kollar
medeki kitlelerin %80’i, kad›nlar›n kendisi bafl›n üzerine konularak, eller kalçalara s›k›-
taraf›ndan ya rastlant›yla, ya da kendi ken- ca bast›r›larak ve öne do¤ru e¤ilmiflken ol-
dine meme muayenesinde keflfediliyor. Rast- mak üzere toplam dört pozisyonda memenin
lant›yla keflfedilen kitleler genellikle çok bü- biçimi, büyüklü¤ü ve yüzeyi tekrar kontrol
yük oluyor; ancak, do¤ru yöntemle yap›lan edilir.
kendi kendine meme muayenesinde daha Muayenede herhangi bir anormallik sap- • Mamografi 40-49 yafl aras›ndaki ka-
küçük çapl› kitleleri ve ek olarak meme kan- tanmas› durumunda hemen doktora baflvur- d›nlar için, önceki bulgulara göre her 1 ya
serine iflaret edebilecek baz› bulgular› kefl- mak gereklidir. da 2 y›lda bir çekilmelidir.
fetme olana¤› do¤uyor. 2) Yatar pozisyonda elle de¤erlendirme • 50 yafl ve üzeri için her y›l mamografi
Her bilinçli kad›n kendi kendine meme Sertçe bir zemin üzerinde bafl›n alt›na bir çekilmelidir.
muayenesi yapmay› ö¤renmeli ve bu muaye- yast›k ve muayene edilecek memenin oldu¤u • Doktor randevular›, kendi kendine mu-
neyi düzenli olarak yapmay› al›flkanl›k hali- omuzun alt›na katlanm›fl bir havlu koyarak ayene ve mamografileri not etmek için kifli-
ne getirmelidir. Kendi kendine meme mu- yat›l›r. Elin bafl ve serçe parmaklar› d›fl›nda sel bir takvim edinilmelidir.
ayenesi ideal olarak adet döngüsünün 5. - 7. kalan üç parma¤› meme dokusu üzerine yer-
lefltirilerek parmaklar›n hassas olan iç yü-
günleri aras›nda, ayda bir kez yap›lmal›d›r. Meme Kanseri Riski
Menopoz döneminde olan ve adet görmeyen zeyleriyle doku hissedilir. Sa¤ meme sol el,
1. En önemli risk faktörü yaflt›r. Yafl art-
kad›nlarsa her ay›n kendi belirledikleri bir sol meme sa¤ elle muayene edilir. Meme üç
t›kça meme kanserine yakalanma riski de
gününde bu muayeneyi yapabilirler. Meno- parmakla gö¤üs duvar›na do¤ru sa¤lam,
artar.
poz döneminde kulland›klar› hormon ilaçlar› ama nazikçe bast›r›l›r. Memelerin nas›l bir
2. Aile öyküsü önemlidir. Birinci derece
nedeniyle düzenli olarak adet görmeye de- yap›ya sahip oldu¤u hissedilerek ö¤renmeye
akrabalar›nda (anne, k›z kardefl gibi) meme
vam eden kad›nlar da yine bu muayeneyi kanseri olanlar›n meme kanserine yakalan-
adet döngüsünün 5. - 7. günleri aras›nda ma riskleri daha yüksektir. Bu grupta olan
yapmal›d›rlar. kad›nlar›n, tarama testlerine daha erken
Kendi kendine meme muayenesinin üç bafllamalar› önerilir.
ayr› aflflaamas› vard›r: 3. Radyasyona maruz kalma, meme kan-
1- Gözle de¤erlendirme, seri riskini art›r›r.
2- Yatar pozisyonda elle de¤erlendirme, 4. Önceden meme kanseri olanlarda ye-
3- Ayakta elle de¤erlendirme. ni meme kanseri geliflme riski daha yüksek-
Muayene için belden yukar›s› tamamen tir. Ba¤›rsak, yumurtal›k ve rahim kanseri
ç›plak olmal›d›r. çal›fl›l›r. Eller memelerin üzerinde daireler
olan hastalarda da meme kanseri geliflme
1) Memelerin gözle de¤erlendirilmesi fleklinde, afla¤› yukar› ya da ›fl›nsal olarak
riski daha fazlad›r.
Kendi kendine meme muayenesinin ilk hareket ettirilir. Hangi yöntem seçilirse iflle-
5. Uzun dönem hormon (östrojen) teda-
basama¤› memelerin gözle de¤erlendirilme- min tümü o yöntemle ve her seferinde ayn›
visi alm›fl olma (örne¤in menopoz için) ris-
sidir. Muayene için ayd›nl›k bir ortamda ay- yönde yap›lmal›d›r. Bu uygulama tüm meme
ki art›r›r.
nan›n karfl›s›nda dik durarak kollar vücudun alan›n›n kontrol edildi¤inden emin olunma-
6. Do¤um kontrol hap› kullananlarda
iki yan›na sark›t›l›r. Bu pozisyonda memele- s›na ve her ay memenin nas›l hissedildi¤inin
meme kanserine yakalanma riskinin az da
rin bir ay önceki durumuna göre büyüklük an›msanmas›na yard›mc› olacakt›r.
olsa artt›¤› bilinmektedir.
ve biçim aç›s›ndan ayn› olup olmad›¤›, deri 3) Ayakta elle de¤erlendirme
7. ‹lk adeti erken yaflta görenlerde risk
yüzeyinde ve meme bafl›nda de¤ifliklik olup Bu muayene ideal olarak dufl alt›ndayken
artar.
sabunlu elle yap›l›r. Suyun ve sabunun etki-
8. Geç menopoza girenlerde risk artar.
siyle meme dokusundaki olas› kitleler çok
9. ‹lk gebelik yafl› ne kadar geçse meme
daha kolay saptanabilir. Ayakta muayenede
kanseri riski de o kadar yüksek olur. Kürtaj
önce sa¤ el enseye yerlefltirilir ve yatar po-
ya da düflük nedeniyle gebeliklerin do¤um
zisyonda elle de¤erlendirmede yap›lan ifl-
yapamadan onlanmas›n›n meme kanseri ris-
lemler önce sa¤, sonra da sol meme için tek-
kini art›rd›¤› düflünülmektedir.
rarlan›r.
10. Hiç evlenmemifl bayanlarda daha s›k
Gözle de¤erlendirme aflamas›nda bir so-
görülür.
run oldu¤u düflünüldü¤ünde ya da ele kitle
11. Sosyoekonomik durumu daha iyi
geldi¤inde gecikmeden bir doktora baflvu-
olan kad›nlarda, de¤iflen yaflam koflullar› ne-
rulmas› gerekti¤i unutulmamal›d›r.
deniyle meme kanseri riski daha yüksektir
• Ayl›k kendi kendine muayene 20 ya-
(Geç evlenme ve geç çocuk do¤urma gibi ne-
fl›ndan itibaren bafllamal›d›r.
denlerle).
• Klinik meme muayenesi 20-39 yafl ara-
12. Fazla miktarda alkol al›m› riski art›-
s› her 3 y›lda, 39 yafl›ndan sonra her y›l ya-
r›r.
p›lmal›d›r.
13. Uzun süre emzirmenin meme kanse-
• 40 yafl›ndan itibaren mamografi çekil-
rinden koruyucu oldu¤u düflünülmektedir.
melidir.
yayinAgust 20/7/05 17:59 Page 1

Y A Y I N D Ü N Y A S I
G ö k h a n T o k

Türkiye’de ve Komflu Bölgelerde Bitkisel Hayat Zeka Oyunlar› 2


Sismik Etkinlikler Cenk Durmuflkahya Emrehan Hal›c›
N.N. Ambraseys, C. F. Finkel TÜB‹TAK Popüler Bilim Kitaplar› TÜB‹TAK Popüler Bilim Kitaplar›
Çeviren: Umur Koçak Bitkisel hayat den-
TÜB‹TAK Yay›nlar› Akademik Dizi di¤inde asl›nda ak- “11 basamakl› bir
la gelen ilk fley, merdivenin önün-
‹stanbul’da 1500 komaya girmifl bir desiniz. Her hare-
y›l› bafllar›nda hastan›n, hayatta ketinizde 5 basa-
meydana gelen bir olmas›na karfl›n in- mak ç›k›p, 3 basa-
deprem, duvarla- sanlar ya da hay- mak inmeniz ge-
r›n çökmesine ne- vanlar gibi tepki rekti¤i söylense,
den oldu. Bu olay gösterememesi kaç harekette 11.
hakk›nda ayn› dö- durumu. Bu asl›n- basama¤a ç›km›fl
neme ait herhangi da bitkilerin yafla- olursunuz.” E¤er
bir kaynak buluna- m› konusunda bize en temel ipuçlar›n› ve- bu sorunun yan›t›n›
mam›flt›r. riyor. Bitkiler bize okulda ö¤retildi¤i gibi merak ediyorsan›z size Emrehan Hal›c›’n›n
28 A¤ustos 1798 canl›lar; ne var ki çevresel etmenlere bizim “Zeka Oyunlar› 2” adl› bu kitab›n› öneririz.
‹zmir’de saat 14’te bir depremin floku kadar h›zl› tepkiler veremiyorlar. Dura¤an Kitapta benzer biçimde haz›rlanm›fl 200
hissedildi.” yap›lar›yla çevreye uyum sa¤lama çabas›n- zeka, matematik ve mant›k sorusu sizleri
1500-1799 dönemi deprem katalo¤un- dalar. Peki, bitkileri yeterince tan›yor mu- bekliyor. Bu kitap beynimizi çal›flt›rmam›z
da yer alan ilk ve son depremlerin kay›tla- yuz? Bitkilerin afl›k oldu¤unu, kimilerinin için iyi bir f›rsat sürüyor önümüze. En
r› bu flekilde. Nicholas Ambraseys ve Caro- parfüm sürdü¤ünü, kimilerinin etobur ol- önemli varl›¤›m›z beynimiz. Ne yaz›k ki
line Finkel’in haz›rlad›¤› bu kitap, bölgemi- du¤unu biliyor muydunuz? E¤er bilmiyor- ona gereken önemi vermiyor, sa¤l›¤›n› ko-
zin sismik etkinlikler tarihini göz önüne se- duysan›z sizlere tan›tt›¤›m›z bu kitaptan rumak için gereken al›flt›rmalar› yapm›yo-
riyor. Ülkemizde son y›llarda yaflad›¤›m›z ö¤renece¤iniz pek çok fley var demektir. ruz. Düflünme, karar verme ve problem
depremlerin ard›ndan, toplumsal haf›zam›- “Bitkisel aflk, hayvanlarda görülenden çözme yeteneklerimizi gelifltirmek için me-
z›n çok zay›f oldu¤u, do¤al afetlerin getir- çok farkl› gelse de temel olarak ayn› flekil- rak etmeli, sorular sormal› ve yan›tlar ara-
di¤i y›k›mlar› çok çabuk unuttu¤umuz söy- de oluflmaktad›r. Ancak günümüzde bitkiler mal›y›z. Zeka oyunlar›n›n bu ikinci kitab›
leniyordu. Bu ba¤lamda bu tarihi eser, bizler gibi aktif hareket etmedikleri için ara- Emrehan Hal›c›’n›n 28 y›ld›r Bilim ve Tek-
deprem belle¤imizin bir bölümünü olufltur- lar›nda Ferhat ile fiirin benzeri bir aflk ola- nik dergisi için haz›rlad›¤› sorulardan olu-
mas› aç›s›ndan önemlidir diyebiliriz. Kitaba mamaktad›r. Ancak bitkilerin aflklar› da bi- fluyor. Okulda, ifl yerinde hatta tatilde bile
bir önsöz yazan Prof. Dr. Tuncay Taymaz zimkiler gibi ilginçtir. Bitkisel aflk›n biyolo- hem e¤lenceli zaman geçirmek hem de zi-
flöyle diyor: “…tarihi verileri kullanarak jik aç›klamas›n› yapmam›z gerekirse, belki hinsel bir faaliyette bulunmak istiyorsan›z
deprem riskinin nicel de¤erlendirmesini de bu özellik bizde görülen aflktan daha bu kitab› çok seveceksiniz. Genifl bir yafl
yapman›n alt›nda yatan temel amaç, bölge- kompleks bir kimyasal yap›ya sahiptir. K›sa- grubuna ve okuyucu kitlesine seslenen Ze-
deki aktif tektonik yap›lar›n belirlenmesine cas› bitkisel aflk tüm canl›larda oldu¤u gibi ka Oyunlar› 2 ba¤›ml›l›k yap›yor. Sorular›
yard›mc› olmak ve bölgenin uzun süreli sis- bir üreme çabas› olarak kabul edilebilir.” çözdükten sonra hevesinizi alamad›ysan›z,
mik etkiye ne kadar maruz kald›¤› hakk›n- Bitkiler hakk›nda bilmedi¤iniz daha pek dergimizin Zeka Oyunlar› köflesinde yeni
da bir varsay›m elde etmektir.” çok fleyi bu kitapta bulacaks›n›z. sorular sizi bekliyor olacak.

Milyarlarca ve yük görevler düflüyor. Carl Sa-


gan, astrofizikçi kimli¤inin ya-
her kesimiyle paylaflabilmek. Bugün han-
gi meslek grubundan olursan›z olun, Carl
Milyarlarca n› s›ra popüler bilim söylemle-
Sagan’›n yazd›¤› popüler bilim kitaplar›n›
Carl Sagan rinin de önde gelen isimlerin-
okudu¤unuzda, anlamad›¤›n›z› söyleye-
Çeviren: Füsun Baytok den biriydi. Bugün ondan ka-
mezsiniz. Sizlere tan›tt›¤›m›z “Milyarlar-
TÜB‹TAK Popüler Bilim lan kitaplar ve filmler güncel-
ca ve Milyarlarca” adl› bu kitap da bilim-
Kitaplar› li¤inden çok da bir fley yitir-
cinin kolay okunan kaleminden ç›km›fl
meden keyifle izleniyor. Carl
bir popüler bilim kitab›. Carl Sagan’›n
Popüler bilim, bilimle u¤- Sagan’›n bir biliminsan› ola-
kariyerinin son kitab› olan bu yap›t, hepi-
raflan insanlar›n bilgilerini rak ça¤›m›z›n en önemli kifli-
mizin içinde yaflad›¤› evrene iliflkin temel
halk›n her kesimine aktar- lerinden birisi olmas›n›n te-
konular› ele al›yor. Bu kitab› okurken Sa-
mak için kulland›klar› bir yöntem. Bu an- melindeki birkaç fleyden biri
gan’›n olaylara yaklafl›m›ndaki ak›lc› ve
lamda popüler bilim yazarlar›na çok bü- bu: bildiklerini basit bir biçimde halk›n
duygusal yanlar› göreceksiniz.

A¤ustos 2007 81 B‹L‹M ve TEKN‹K


yasamAgust 20/7/05 17:57 Page 78

Yaflam S a r g u n A . T o n t

Watson’un Genetik Haritas›n›n Düflündürdükleri…


Geçenlerde hangi dergi ve gazeteye Bu sat›rlar aras›nda d›flar›ya fazla yan-
bakt›ysam hepsinde DNA’y› oluflturan çift s›mayan çok önemli birkaç noktaya dikka-
sarmal› Francis Crick ile birlikte keflfeden tinizi çekmek isteriz. Watson liseyi iki y›l-
James Watson’un genetik haritas›n›n ç›ka- da bitirmifl ve Chicago Üniversitesi’ne mü-
r›ld›¤› yaz›yordu. Asl›nda 1988 y›l›nda racaat etti¤i zaman 15 yafl›nda oldu¤u
Watson’un kendi inisitiyatifiyle bafllat›lan, için rektörlükten izin gerekmifl. ‹zin al-
13 y›l süren ve 3 milyar dolara mal olan mak o kadar zor olmam›fl, çünkü o za-
insan genom projesi 2001 y›l›nda tamam- manki rektör Hutchins göreve atand›¤› za-
lanm›flt›, ama o çal›flmada kullan›lan gen man 28 yafl›ndaym›fl! Bizde liseyi iki y›lda
dizilimleri çeflitli insanlardan al›nan ör- bitirmeye izin verirler mi bilmiyorum,
neklerden elde edilmiflti. Bu kez bütün ör- ama 28 yafl›nda bir hoca bizde bölüm
nekler Watson’dan al›nm›fl. Haritan›n baflkan› bile zor olur. ‹flte iyi bir Ameri-
CD’ye kaydedilen bir kopyas› geçti¤imiz kan üniversitesinin reytinglerde ilk s›rala-
May›s ay›n›n 31. gününde Watson’a hedi- ra oturmas›n›n en büyük nedenlerinden
ye edilmifl ve di¤er bir kopyas› GenBank’a biri, hoca veya ö¤renci olsun, yetenekli
gönderilmifl. (GenBank üniversite ve özel gençlerin önünü açan esnek bir e¤itim
flirketlerin gönüllü olarak gönderdikleri sisteminin uygulanmas›d›r. Di¤er önemli
ve 100 binin üstünde organizman›n ge- James Watson bir nokta, bazen bir sömestrde 7 tane
nom haritas›yla ilgili bilgileri içeren, her- dersi hazmetmeye çal›flan bir ö¤rencimi-
kese aç›k bir çeflit bilgi bankas›.) Fazla zin “Yaflam Nedir?” gibi bir kitab› okuma-
de¤il tam bir gün sonra Nature dergisin- Watson kuflbilimci (ornitolog) olabilmek ya vakti olur mu? Watson’un omzuna ko-
de yay›mlanan bir habere göre, genetik için Chicago Üniversitesi’nin zooloji bölü- nan di¤er bir talih kuflu, Schrödinger’in,
dizilim teknolojisinin en önde gelen isim- müne kaydolmufl. Üniversitenin dördüncü bu kitab› her akl› bafl›nda kiflinin anlaya-
lerinden biri olan Craig Venter kendi kifli- s›n›f›ndayken okudu¤u, Erwin Schrödin- bilece¤i bir flekilde yazm›fl olmas›d›r. Bu
sel genom haritas›n› birkaç hafta önce ay- ger’in “Yaflam Nedir?” adl› kitab›ndan kitap 1941 y›l›nda bas›ld›¤› zaman,
n› “bankaya” yat›rm›fl! Yani, gençlerin de- çok etkilenerek moleküler biyolog olmaya Schrödinger Nobel Ödülü’nü alal› 8 y›l ol-
yimiyle, Watson’u sollam›fl. karar vermifl ve doktora çal›flmalar› için mufltu.
Bildi¤iniz gibi geçen y›l, Watson ve bu konuda çok kuvvetli bir program› olan Bir baflka önemli nokta, “Yaflam Ne-
Crick’in birlikte yazd›klar› Çift Sarmal ma- Indiana Üniversitesi’ ne kabul edilmifl. dir?”in bir biyolog de¤il, fizikçi taraf›ndan
kalesinin 50. y›ldönümü büyük coflkuyla Doktoras›n› ald›ktan sonra 1951-1952 yaz›lm›fl olmas›. Bu neden önemli derse-
kutland›. Bu konuda yaz›lan makalelerin y›llar›n› Kopenhag Üniversitesi’nde geçi- niz, bazen konuya d›flar›dan bakan birisi
haddi hesab› yoktu. TV belgeselleri birbi- ren Watson, 1951 y›l›nda ‹ngiltere’nin o konuda y›llarca çal›flm›fl birinin önyarg›-
ri ard›na ekrana geldi. K›sacas› bu konu Cavendish Laboratuvar›’nda Francis s›na sahip olmad›¤› için gerçe¤i daha ko-
didik didik edildi. Ama bize kal›rsa özel- Crick’le birlikte çal›flmaya bafllam›fl ve bu lay görür. (Hani eski hikayede imparato-
likle ileride biliminsan› olmay› düflleyen ikili 1953 y›l›nda “yaflam›n s›rr›” ya da di- run ç›plak dolaflt›¤›n› sadece bir çocu¤un
genç arkadafllara faydal› olabilecek baz› ¤er ad›yla “kal›tsal molekül” olarak bili- fark etmesi gibi.) Gerçekten de, ünlü filo-
bilgiler, popüler ve görsel bas›nda yeteri nen “çift sarmal”› keflfetmifller. Bu keflif- zof Karl Popper’in “ne güzel kitap” dedi-
kadar analiz edilmedi. Biz bu yaz›m›zda ten sonra Watson k›sa bir süre Caltech’te ¤i bu eser, bugün bile tazeli¤ini koruma-
bunlardan baz›lar›n› sizlerle paylaflmak is- çal›flm›fl ve ard›ndan Harvard Üniversitesi’ ya devam eder.
tedik. Ama önce k›sa bir özetle belle¤ini- ne transfer olmufl. 1976 y›l›na kadar ora- Watson’la birlikte keflfi yapan Crick’in
zi tazeleyelim. da hocal›k yapan bu deha, bugünlerde de fizikçi olmas› böyle bir ihtimali akla
James Watson 1928 y›l›nda do¤mufl. Cold Spring Harbor Laboratuvar›’n›n di- getiriyor. En az›ndan ben de birçoklar› gi-
Küçük yafltan beri kufl gözlemcili¤i yapan rektörlü¤ünü yap›yor. bi bu ikilinin iflbölümü yapt›¤›n› san›yor-

B‹L‹M ve TEKN‹K 82 A¤ustos 2007


yasamAgust 20/7/05 17:57 Page 79

dum. Crick bunun do¤ru olmad›¤›n› söylü- James Watson


yor: “E¤er bizlerin ayr› roller üstlendi¤i-
mizi zannederseniz, yan›l›rs›n›z” dedikten
sonra flöyle devam ediyor: “Benim X ›fl›n-
lar› ve (fiziksel) yap›t hakk›nda Jim’den
daha fazla bildi¤im ortadayd›, Jim de bi-
yolojiyi -ki bu bilimi ben kendi kendime
ö¤rendim- benden daha iyi biliyordu. Böy-
lece siz benim problemin fiziksel, Jim’in
de biyolojik yönüyle u¤raflt›¤›n› zanneder-
siniz. Ama bu do¤ru de¤il”. Hatta çok kri-
tik bir noktada bunun tam tersi olmufl.
Crick baflar›lar›n›, her türlü problemi ma-
saya yat›r›p üzerinde bol bol tart›flmalar›-
na ve flans›n da kendilerine yard›mc› ol-
mas›na ba¤l›yor.
Tabii akla gelen soru flu: Nas›l olur da
bir insan üniversitede okumad›¤› bir bilim
dal›nda kendi kendini e¤iterek o konunun
uzmanlar›ndan daha baflar›l› olabilir? As-
l›nda bilim tarihinde bu tür insanlara sa-
n›ld›¤›ndan daha çok rastlars›n›z. Dikkat
ederseniz yabanc› dil bilen insanlar ikinci
yabanc› dili çok daha rahat ö¤renirler. bir baflka nedeni, kendisiyle ayn› zaman- land›¤›, baflka bir laboratuvarda çal›flan
E¤er o insan e¤itim ald›¤› alan›n temel larda Harvard’a giren ve kar›ncalar üze- Rosalind Franklin’i üstüne bafl›na dikkat
kavramlar›n› (ki, bunlar›n ço¤u her bilim- rinde yapt›¤› çal›flmalarla ün kazanan Ed- etmeyen “dikenli bir feminist” diye tan›m-
de ayn›d›r) iyi ö¤renmiflse yeni bir alan› ward O. Wilson’a “tenure” verilmesi. Wat- layan Watson en büyük hakareti bilim ca-
ö¤renmede o kadar güçlük çekmez. son Harvard’a girer girmez moleküler bi- mias› için saklam›fl: “Gazetelerin ve kendi
Crick’in ödülü ald›ktan sonra biyolojik ko- yolojiye ekoloji, zooloji gibi bilimlerden annelerinin kamuda oluflturdu¤u imaj›n
nularda çal›flmaya devam etti¤ini ekleye- çok daha fazla önem verilmesi için üniver- aksine, biliminsanlar›n›n birço¤u dar ka-
lim. ‹sterseniz gelin, flimdi bir de olay›n siteye karfl› neredeyse savafl açm›fl. Yetki- fal›, can s›k›c› ve tam anlam›yla aptald›r.”
kamuoyuna pek yans›mayan, yans›sa da liler daha dengeli bir yol izlemeyi tercih (Bu arada zeki olmaya bu kadar önem ve-
yeteri kadar üzerinde durulmayan “insa- etmifl. ‹flte Harvard’› Harvard yapan ne- ren Watson’un IQ’su (zeka testi sonucu)
ni” yönlerine bir göz atal›m. denlerden biri de bu özelli¤i. Wilson bu 115, yani Amerikal› bir üniversite ö¤ren-
ABD üniversitelerinde “tenure” bir çe- olaylardan sonra baflar›dan baflar›ya kofl- cisinin ortalama skoruna eflit.)
flit ifl güvencesi anlam› tafl›r ve bu ayr›ca- tu; evrimsel psikolojinin (eski ad›yla sos- Burada gelece¤in biliminsan› genç ar-
l›k üniversitede çal›flmaya bafllad›ktan yobiyoloji) kurucular›ndan biri olan Wil- kadafllar›m›za yapaca¤›m›z öneri “Hoca-
sonra kendilerini kan›tlam›fl akademis- son biyolojik çeflitlilik deyince ço¤umuzun n›n yapt›¤›n› (araflt›rmay›) yap, fakat söy-
yenlere verilir. Watson’un Harvard’da “te- akl›na ilk gelen isimdir. E¤er Watson iste- lediklerini (hakaretleri) yapma.” Yoksa
nure” için s›ras› geldi¤i halde, baflvurusu di¤ini elde etseydi, büyük bir olas›l›kla hem kendinize hem de bilime zarar ver-
reddedilmifl. Verilen mesaj “Sen ‹ngilte- Stephen J. Gould gibi bir deha Harvard’a mifl olursunuz. Her neyse, ben bütün bun-
re’de büyük bir keflif yapt›n, ama bizde kabul edilmezdi. Wilson, Watson için “Ha- lar› okuduktan sonra kendi kendime “hiç
yeteri kadar baflar› göstermedin”. Watson yat›mda tan›d›¤›m en ‘unpleasant’ (na- olmazsa dar kafal› olmaktan kendimi na-
haberi al›r almaz koridora f›rlay›p, olaya hofl, kaba, nezaketsiz) insand›” diyor ve s›l kurtar›r›m” diye düflünmeye bafllad›m.
tan›k olan bir akademisyenin yazd›¤›na bölüm toplant›lar›nda kendisine karfl› ge- Rahmetli annemin her f›rsatta kulland›¤›
göre yüksek sesle küfretmeye bafllam›fl. lenleri nas›l afla¤›lay›p hor gördü¤ünü an- “O¤lum ak›l da¤›t›l›rken sen neredeydin?”
Watson’un bu kadar küplere binmesinin latarak k›sa zamanda biyolojinin Caligu- sözü de hiç akl›mdan ç›kmaz.
la’s› (zalimli¤iyle bilinen eski Roma impa-
ratoru) oldu¤unu da ekliyor. (Halen ha- Merakl›s› ‹çin Notlar:
1. Kendi dergimizin borusunu öttürmek gibi görünmek istemeyiz
yatta olan Wilson çok kibar bir beyefendi ama bu konuya girifl yapmak isteyenlere dergimizin “‹nsan Ge-
nomu” ekini (Mart, 2001) okumalar›n› öneririz.
olarak bilinir. Bu a¤›r suçlamalar› yapma- 2. Konunun insani yönü için bak›n›z: Tim Adams. “The Stuff of Li-
s› kafas›n›n ne kadar att›¤›n› gösteriyor!) fe”. Guardian gazetesi, 6 Nisan 2003. ‹nternet adresi:
http://observer.guardian.co.uk/magazine/story/0,11913,929863,00.html
Watson’un tan›y›p da hakaret etmedi- 3. Crick’le yap›lan muhteflem bir söylefli için:
http://www.accessexcellence.org/AE/AEC/CC/crick.html - 35k
¤i insan neredeyse yok gibi. 1968 y›l›nda 4. Her genç bilimciye önerece¤imiz Erwin Schrödinger'in “What is
bas›lan “Çift Sarmal” ve bunu takip eden, Life” kitab› için: http://dieoff.org/page150.htm

85 yafl›ndayken yazd›¤› “Genler, K›zlar ve Yararland›¤›m›z di¤er kaynaklar:


5. http://www.nature.com/news/2007/070528/full/070528-10.html
Gamow” adl› kitab›nda bu hakaretleri ya- 6. http://dir.salon.com/story/books/review/2002/03/12/wat-

Dr. Francis Crick


z›ya dökmekten de kaç›nmad›. Çift sarma- son/print.html
7. http://www.thenewatlantis.com/archive/13/rosen.htm
l› keflfederken çal›flmalar›ndan çok yarar-

A¤ustos 2007 83 B‹L‹M ve TEKN‹K


brukseldenMektup 20/7/05 16:21 Page 96

Brüksel’den Mektup
D i d e m C r o s b y

Çevrebilimin Cambazl›¤›
Çevrebilim hiçbir bilim dal›n›n baflaramad›-
¤›n› baflard›. Günlük yaflam›m›z› do¤rudan et-
kilemeye bafllad›. Bir zamanlar, hemen her
parkta rastlad›¤›m›z “çevremizi koruyal›m”
sozcüklerini içeren tabelalar çevre bilinci ka-
zand›rma çabas›n›n bir göstergesiydi. O dö-
nemlerde bu, ço¤umuz için, çevremizi temiz
tutmam›z, yani yerlere çöp atmamam›z anlam›-
na geliyordu. Oysa bugün çevrebilimcilerin ço- sal›n›m›n› telafi etmek için Endonezya’da bu büyük olas›l›kla” m›, “büyük olas›l›kla” m› kü-
¤unun hemfikir oldu¤u gerçekler sayesinde miktara karfl›l›k gelen say›da a¤aç dikecekler. resel ›s›nmaya yol açt›lar; yoksa etkimizin var-
çevre bilinci, yerlere çöp atmaman›n çok daha Konserlere kat›lanlar, ünlü pop y›ld›zlar›n›n bu- l›¤› “olas›” m›? “Çok büyük olas›l›k” IPCC di-
ötesine geçti; yepyeni bir anlam kazand›. Ge- raya ulafl›m›n›n da karbon-nötral olmas›n› ye¤- linde en az %95 kesinlik, “büyük olas›l›k” en
rek bireyleri gerekse kitleleri ve daha da lediklerini dile getirdiler. Madonna konsere bi- az %90 kesinlik ve “olas›” ise %66’dan fazla
önemlisi politikac›lar› aktif olmaya teflvik etti. sikletiyle gelmeyi kabul eder miydi acaba? kesinlik anlam›na geliyor. Befl saatlik tart›flma-
Hatta teflvik etmenin ötesinde politikac›lar›, Bu tür etkinlikler günümüzün daha kap- n›n sonunda temsilciler orta yolda karar k›l›p
çevreye iliflkin konular› gündemlerine almaya saml› genel mesaj›n›, yasa yap›c›lar ve yürütü- insan›n “büyük olas›l›kla” son elli y›lda gözle-
zorunlu k›ld›¤›n› söylemek daha do¤ru olur. cüler de dahil olmak üzere genifl kitlelere tafl›- nen küresel ›s›nmaya yol açt›¤›nda karar k›ld›-
Hangi bilim dal›n›n sa¤lad›¤› bilgi, parti mani- may› amaçl›yor: art›k kökten de¤iflimler yap- lar.
festolar›nda, parlementodaki tart›flmalarda man›n zaman›. Bu mesaj›n kökeni, siyasi gün- IPCC’nin düzenli olarak haz›rlad›¤› rapor
gündemin bafl›nda sürekli olarak yer al›r? demi olmad›¤› iddia edilen ve Birleflmifl Millet- genifl bir okuyucu kitlesinin ilgisini çekiyor, ra-
190’a varan ülkeden 600’e varabilen say›da ler’in bir çal›flma grubu olan, ad›n› s›k s›k duy- pordan elde edilen rakamlar s›k s›k politikac›-
temsilciyi düzenli olarak bir araya getirerek bi- du¤umuz IPCC’ye (International Panel on Cli- lar›n konuflma metinlerinde boy gösteriyor. Bu
lim dünyas›n›n ortak görüflünü yans›tan rapor- mate Change) dayan›yor. 1988 y›l›nda olufltu- nedenle de panel ne yaz›k ki, henüz rakamla-
lar yazmalar›yla sonuçlan›r? rulan IPCC’de, 190’a varan say›da ülke ço¤un- ra dökülmemifl bulgular› ya da iklim modelle-
1980’lerden bu yana hemen hepimiz bir lukla birden fazla kifli taraf›ndan temsil edili- rine dahil edilmemifl bilgileri tart›flma d›fl› b›-
biçimde yaflam›m›zda daha ‘çevreci’ davran›fl- yor. Panel ne bilimsel araflt›rma yap›yor ne de rak›yor. Bunun amac› kuflkuculara pabuç b›-
lara yöneldik. Çöplerimizi ay›rmaya bafllad›k. politikac›lara önerilerde bulunuyor. Panelin et- rakmamak; ancak ödenen bedel, bilimsel ola-
Enerji tüketimi düflük elektrikli aletleri ye¤ler kinlikleri bir risk de¤erlendirmesinden ibaret. rak önemli bulgular›n gözard› edilmesi.
olduk. Evlerimizi az elektrik tüketen ampuller- Bilimsel, teknik ve sosyoekonomik yönden in- Gözard› edilen önemli bulgulardan biri bu-
le donatmaya bafllad›k. Bu bireysel çabalar›n san›n yol açt›¤› iklim de¤iflimini, bunun nas›l zullar›n erime h›z›yla ilgili. Bundan iki y›l ön-
yan› s›ra çeflitli kitlesel eylemlere de rastlama- bir etkisi oldu¤unu, bu etkileri azaltmak için ce ‹ngiltere’de Exeter’de pek çok IPCC temsil-
m›z mümkün. Buna bir örnek, geçti¤imiz Ha- ne tür seçeneklerin bulundu¤unu de¤erlendiri- cisi bilim insan›n›n da kat›l›m›yla düzenlenen
ziran ay›n›n sonunda Londra’n›n bir saat bo- yor. Panelin bu de¤erlendirmeyi taraf tutmak- bir konferansta günün iklim modellerinde yer
yunca ›fl›klar›n› söndürmesi oldu. Londra’dan s›z›n, aç›k biçimde yapmas› gerekiyor. Bir ba- almayan, küresel ›s›nmay› ya da deniz su dü-
baflka pek çok kent ayn› eylemde bulundu. k›ma günün bilimsel çevrelerinin kabul etti¤i zeyinin yükselmesini h›zland›rabilecek bir ol-
Sidney, Paris ve Roma bu kentler aras›nda yer ‘gerçekleri’ de¤erlendiriyor. Panelin etkinli¤i guya de¤inildi. Buna göre küresel ›s›nman›n
al›yor. Londra’daki eylem, elektrik tüketimin- politikayla ilgili olsa da, sorunlara politik çö- etkisi bugüne de¤in tahmin edilenden çok da-
de %10’luk bir azalmaya yol açt› bu bir saat zümler getirmekten kaç›nmas›, politikay› poli- ha h›zl› olacak. Konferansta vurgulanan etki-
boyunca. Enerji tüketimi bak›m›ndan uzun va- tikac›lara b›rakmas› gerekiyor. Panelin bu ta- ler Grönland’da buz tabakalar›n›n çökmesi, At-
dede pek bir fark yapmam›fl olsa da, eylem bi- rafs›z, yaklafl›m› cambazl›k gerektiriyor; hem lantik’te Gulf Stream ak›nt›s›n›n durmas›yd›.
reyleri enerji tüketimleri hakk›nda düflünmeye politik alanda hem de bilim alan›nda. Bu etki henüz iklim modellerinde yer almasa
yönlendirdi. Panelin, iklim de¤iflimi ve küresel ›s›nma da özellikle buz tabakalar›n›n daha h›zl› eriye-
Bir di¤er etkinlik, farkl› ülkelerin dokuz konusunda kimi zaman çat›flan görüfller ara- ce¤i, uzmanlar›n fikir birli¤ine vard›klar› bir
kentinde geçti¤imiz ay düzenlenen ve iklim de- s›nda seçim yapmas› gerekiyor. Bu seçimi görüfl. Ne yaz›k ki modellerde yer almad›¤›
¤iflimi ve küresel ›s›nma hakk›nda bilinci art›r- 300’den fazla kiflinin bir arada yapmas›n›n için rakamlara dökmek henüz mümkün de¤il.
ma amac› güden pop konserleri oldu. Aralar›n- zorluklarla dolu olabilece¤ini tahmin etmek Bu da IPCC’nin bu y›lki raporunda bu bulgu-
da Madonna gibi pop dünyas›n›n ünlü isimleri- için panelde oturmaya gerek yok! Örne¤in nun yer almamas›yla sonuçland›.
nin yer ald›¤› konserler, bireyleri yaflamlar›nda geçti¤imiz fiubat ay›nda gerçekleflen IPCC Zaman zaman politik kararlar› etkilemeye
daha ‘çevreci’ tutum almaya teflvik etti. Söz ge- kongresi, insanlar›n yirminci yüzy›l›n ortalar›n- yönlendi¤i ya da günün kabul gören baz› bi-
limi Sidney’de konser biletleri, stadyuma gidifl- dan bu yana küresel ›s›nmadan ne kadar so- limsel gerçeklerini yok sayd›¤› için elefltirilere
gelifl otobüs biletini de kaps›yordu. Konser so- rumlu olduklar› konusunda fikir birli¤i sa¤la- u¤rasa da, IPCC’nin çal›flmalar›n›n bireyleri,
nunda dev ekranlara otobüs duraklar›n› göste- mak için çetin tart›flmalara sahne oldu. toplumu ve politikac›lar› birfleyler yapmaya yö-
ren haritalar yans›t›ld›. Tokyo’da konsere kat›- Temsilcilerin hepsi tart›flmas›z olarak insa- nelten etkenlerden biri oldu¤u tart›flma götür-
lan herkes konsere gelmek için ‘harcad›¤›’ kar- n›n etkinliklerinin küresel ›s›nmaya yol açt›¤› mez. Küresel ›s›nmaya olan katk›m›z›n kesin-
bon miktar›n› kaydetti; düzenleyiciler konseri kabul ediyorlard›; mesele, etkimizin oran› ko- lik derecesi tart›flma götürse de, art›k hiç bir
“karbon nötral” hale getirmek, yani karbon nusunda fikir birli¤i sa¤lamakt›. ‹nsanlar “çok fley yapmamak seçenekler aras›nda de¤il.

B‹L‹M ve TEKN‹K 84 A¤ustos 2007


agustos bulmaca czm 20/7/05 16:28 Page 108

Bulmaca
D e n i z C a n d a fl

Soldan Sa¤a: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25
1. Pozitronlar› keflfiyle 1936 y›l›nda Nobel ödü- 1 C A R L D A V ‹ D A N D E R S O N E F E K T ‹ F
lü alan Amerikal› fizikçi / Bankac›l›kta nakit pa- 2 A L O ‹ M A L A T A S ‹ Z A R G A N A B ‹
ra. 2. Telefon sözü / Üretim / Baflkald›ran / ‹n-
ce ve uzun vücutlu, sivri a¤›zl›, küçük bir deniz 3 N A M E P ‹ G M E N T M A M E Z R A A R Z
bal›¤› / Bizmutun simgesi. 3. Mektup / Renk ve- 4 A N A L J E Z ‹ R E A L ‹ Z M T O K Y O A Y
rici madde / Su (esk.) / Tarla / Piyasaya mal sü-
rülmesi. 4. A¤r› yitimi / Gerçekçilik / Japon- 5 V ‹ N T E R N A ‹ L ‹ N A G O Z ‹ L A O
ya’n›n baflkenti / Dünya’m›z›n uydusu. 5. A¤aç 6 A N A L M A Ç N E O D ‹ M T A fi E fi ‹ T
çemberler üzerine örülmüfl torba biçimindeki ba-
l›k a¤› / Eriflmifl, ulaflm›fl / Japonya’da yenen çe- 7 R A F E N F A U N A E L O K S A L ‹ L E
kirgelere ve bunlarla yap›lan çereze verilen ad / 8 O K R A T A R ‹ S A K A T A T A H M A K R
Tersi, yüce. 6. K›sa zaman / Reseptör / Atom
numaras› 60 olan element / Uzakl›k anlatan söz 9 T O P O ⁄ R A F Y A R ‹ F ‹ R A N R A N A
/ Denk. 7. Ba¤›fllama / Genifllik / Belirli bir böl- 10 U L A K E R A Z ‹ M L A K O N ‹ K K R E P
gede yaflayan hayvanlar›n tümü / Madenlerin
oksitlenmesini önlemek için anotlama yoluyla 11 E A T I S K A L A M A K F ‹ Y A K A F ‹
yap›lan bir tür kaplama / Bir ba¤laç. 8. Afl› bo- 12 E S A R E T ‹ A D E ‹ T A P L E T A R J ‹
yas› / Bilgisayarlarda basit programlarla düzen-
lenmifl bir oyun türü / Kesilmifl hayvan›n iç or- 13 S T R ‹ K N ‹ N E T ‹ M O L O J ‹ A D L ‹ Y E
ganlar›, bafl ve ayaklar›na verilen ad / Budala. 14 T E K N E P O S ‹ N ‹ K A T N A N E L M
9. Bir kara parças›n›n do¤al engebe ve özellikle-
rini k⤛t üzerinde çizgilerle gösterme ifli / Fas 15 A R A R S E N ‹ K L K S A S M A H K E M E
civar›ndaki s›rada¤lar / Bir Asya ülkesi / Esas. 16 M O R L ‹ K ‹ D ‹ T E ‹ ⁄ N E L ‹ Ç Ö E L
10. Haberci / Rütbesiz asker / Bir iflteki engel-
leri yenme kararl›l›¤› / K›sa ve özlü söz / Yu- 17 P L A N E T M E L A M ‹ N S K A N D ‹ Y U M
murta, süt, un ile tavada k›zart›larak yap›lan bir 18 A M E K A N R E Ç E L T ‹ M O E K S U R
tür yiyecek. 11. Binek hayvan› / Hedefe denk
getirememek / Gösterifl / Bilinmeyen tarihi an- 19 J ‹ P S R E V ‹ R K A R A Y E L K D U R U
latmak için kullan›lan söz. 12. Tutsakl›k / Al›n- 20 F A ‹ Z T A T K N E fi E A N O F E L Z
m›fl bir fleyi geri verme / Azarlama / Yaflama ifl-
levlerinin çok zay›flad›¤›, çok derin ve sürekli pa- 21 O T L A K ‹ N R A ‹ T E L E F E R ‹ K Ö N
tolojik uyku durumu. 13. Kargabükenden ç›kar›- 22 S ‹ M H ‹ C A Z P L ‹ R K A B A L A K A
lan etkili bir zehir / Köken bilimi / Hukuk ve
adalet ifllerinin görüldü¤ü kurulufl. 14. Bir su ta- 23 A H A L ‹ E E L E K T R O N Z A T N O R M
fl›t› / Gür ve uzun b›y›k / Toplanma, birleflim / 24 K A M A R A A K I L K ‹ N E M A T ‹ K R ‹ E
Baharat olarak da kullan›lan güzel kokulu bir
bitki. 15. Utanma duygusu / Atom numaras› 33 25 A R A Z ‹ D R A M A T ‹ K M A N ‹ F E S T O
olan element / Bir muhasebe program› (k›s.) / ‹skambilde birli / Yarg›evi. 16. Bir renk / Tunus’un plaka iflareti / Hindistan’a özgü bir telli çalg› / ‹lgi eki. 7. Vaaz veren / Ar›
/ Ak›flkanl›k / K›r›c›, kinayeli / Tersi, intikam / Yabanc›. 17. Gezegen / Bir tür plastik beyi / Dokumac›l›kta kullan›lan çok ince, esnek ve parlak tel / sonuç. 8. ‹lgi ve dikkat
yap›m› da dahil olmak üzere çeflitli kullan›m alanlar› olan bir tür organik baz / Atom nu- çekici olan / Rutherfordyumun simgesi / Efl anlaml› / Valf / Bir yüzey ölçü birimi. 9.
maras› 21 olan, az rastlanan bir element. 18. Yer / Meyvelerin flekerle kaynat›lmas›yla Çat› / Çal›m / ‹çinde yaln›z demir ve nikel bulunan gök tafl› / Anlak. 10. Gümüfl bal›¤›
haz›rlanan tatl› / Ekip / Tersi, 2009 y›l›nda uzaya gönderilmesi düflünülen ve binlerce / Bafl›bofl / Erzak saklama yeri / Küçük limon. 11. Yunan mitolojisinde, Poseidon ile
y›l sonra Dünya’ya geri döndü¤ünde gelece¤in insanlar›na bugünün insanlar›ndan mesaj Tyro’nun o¤lu / Mesaj / Gelinlerin bafllar›na tak›lan süs / fiapka. 12. Veri / Tamir et-
iletmesi planlanan, uzay kapsülü / Kale duvar›. 19. Alç› tafl› / Okul, k›flla vb. yerlerde me / Ac›, üzüntü belirten kesik sesler ç›karmak / Birinci. 13. Notada durak / Çipura-
hastalar için ayr›lm›fl bölüm / Kuzeybat›dan esen rüzgar / Bulan›k olmayan. 20. Nema n›n küçü¤üne verilen ad / Yüz, el, kol hareketleriyle düflünceyi anlatma sanat› / Duyu-
/ Lezzet / Sevinç / S›tma etkeni tafl›y›c› sivrisinek. 21. K›sa bitkilerin genel ad› / Fa- ru / Tepi. 14. ‹talya’da bir k›y› kenti / G›dalarda küflenme nedeniyle oluflan zehir / Ge-
kat / Cezayir müzi¤i / Birbirinden uzak iki yüksek yer aras›nda, havada gerilmifl bir ya ri çevirme / Tersi, pislik. 15. Görkem / Bir tür pamuk / ‹kinci müteahhit. 16. Basit fle-
da birkaç kablo üzerinde kayarak hareket eden as›l› tafl›t / Arka karfl›t›. 22. Gümüfl / kerlerin genel ad› / Magnezyumun simgesi / Din ifllerini devlet ifllerine kar›flt›rmayan /
Klasik Türk müzi¤inde bir makam / Giysilerde süs Fizikte gizil güç / Rutubet. 17. Ad / Kendibeslek /
amaçl› yap›lan kumafl k›vr›m› / Osmanl› ordusunda
kullan›lm›fl olan, flapkaya benzeyen bir tür bafll›k. Geçen Ay›n Çözümü Merminin bir cisme vurduktan sonra s›çramas› / ‹lave
/ Su (esk.). 18. Tersi, bir vücut salg›s› / Beyaz / Ben-
23. Bir yerde toplanan kalabal›k / Bütün atomlarda zenden türeyen bir amin / Bir nota / Geveze. 19. ‹ç-
bulunan negatif yüke sahip temel parçac›k / Kifli / ten yanmal› motorlarda yanan akaryak›t›n gaz› / Bir
Düzgü. 24. Gemilerde oda / Ak›ll› / Cisimlerin ha- zaman birimi / Azot içeren bir tür kimyasal grup /
reketlerini yörünge, h›z, ivme vb. konular bak›m›n- Bitkisel. 20. Ayr›m / Satrançta bir tafl / Bir cins iri at
dan inceleyen mekanik kolu / Akci¤er (esk.). 25. / Süslemeye yarayan. 21. Avanak / Lazerli manyetik
Yeryüzü parças› / Ac›kl› / Bildiri. rezonans (k›s.) / Baz› a¤açlarda, meyve sap›n›n genifl-
lemesiyle oluflan ve meyveyi ortas›na kadar içine alan
Yukar›dan Aflflaa¤›ya: küçük kadeh biçimindeki oluflum / Hortumlu bir hay-
1. Kenevir ve tütün köklerinin asalaklar›ndan biri sa- van / Kinetik enerji (k›s.). 22. Eski M›s›r’da öz / ‹s-
y›lan çiçekli bitki / Metal, tahta vb. üzerine resim panyollar›n sevinç ünlemi / ... Jaspers, varoluflçuluk
basma, ço¤altma yöntemi / Japonya’da bir kent. 2. düflüncesi üzerinde çal›flm›fl Alman psikiyatrist ve fel-
Vücutta en çok bulunan amino asit / Hücre zar› ya- sefeci / Küçük bir yerleflim birimi / Üniversitelerde
p›s›nda da yer alan bir tür organik madde / Övün- bir fakültenin yönetiminden sorumlu profesör. 23.
me. 3. Bir edebi yaz›m türü / Bu¤daygillerden bir Apaç›k / Kad›nlar›n genellikle bluz üzerine giydikleri
bitki / ‹çinden su ak›tmak için topra¤a aç›lan oluk / yelek biçimindeki giysi / Tarz / Tenis oynanan alan.
Yatay do¤rultuya göre yokufl olan / Bebek için ha- 24. Temize ç›karma / Vilayet / Sürgüne gönderme
z›rlanan yiyecek. 4. ‹yi duygular (esk.) / Etnik bir ne- (esk.) / Devlet hizmetinde ayl›kla çal›flan kimse / ‹s-
fesli çalg› / Soy / Güney Kafkasyal› bir halk. 5. Geç- panyolca “nehir”. 25. Fizik tedavisi / Gerçeklefltiril-
mifl zaman eki / Jöle yap›s›nda / Kafes biçiminde ya- mesi zamana ba¤l› istek / Günlük olaylar›n yaz›ld›¤›
p›lm›fl örgü / Merkezde bulunan bir eksenin çevre- defter.
sinde dönebilen çember / Sanal (esk.). 6. Ak›mölçer

A¤ustos 2007 85 B‹L‹M ve TEKN‹K


merak 20/7/05 17:03 Page 1

M E R A K
???
E T T ‹ K L E R ‹ N ‹ Z

?
S a d i T u r g u t

Elektronlar›n spinlerinin
nas›l yöneldi¤ini merak
etmekteyim. yani “spin up” ve
“spin down” olarak tan›mlanan
ifadeler nelere karfl›l›k gelmektedir?
Murat Günefl

Spin, ‹ngilizce’de kendi etraf›nda dönme an-


lam›na gelen bir kelime. Örne¤in, Dünya’n›n,
24 saatte bir turunu tamamlad›¤› kendi etraf›n-
da dönmesi de böyle bir hareket. 1920’li y›llar-
da, elektronlar›n da bu türden bir hareket yap-
t›¤› düflünüldü¤ü için bu terim kullan›lmaya bafl-
lanm›fl. Fakat, elektronlar›n gerçekte bu tip bir yönünü gösterir. Dolay›s›yla, Dünya için aç›sal gibi dönen bir ak›m oluflturarak (2) ya da zaten
dönme yapmad›¤›n› biliyoruz. Spin kavram› or- momentumun do¤rultusu, Güney kutbunu Ku- sahip olduklar› (herhangi bir ak›mdan kaynak-
taya at›ld›¤›nda da bilinen bir neden flu: Elek- zey kutbuna birlefltiren eksen boyuncad›r. Dün- lanmayan) “içsel” m›knat›sl›klar› ile.
tronlar›n, minik bir küre fleklinde oldu¤unu dü- ya, bu eksen/do¤rultu etraf›nda döner. Kesin Kuantum fizi¤ine göre, spinin yönünde çok
flünelim; t›pk› Dünya gibi, ama çap› çok küçük yönü de Güneyden Kuzeye do¤rudur (çünkü ciddi oranda bir belirsizlik olmas› gerekiyor. Bu-
bir küre. Bu asl›nda yanl›fl bir varsay›m. Bugün Dünya, bat›dan do¤uya do¤ru döner). Yani, aç›- na karfl›n bir ortalama yönden bahsedebiliyoruz
bile, elektronlar›n gerçek anlamda noktasal bir sal momentumu, kutup y›ld›z›n› gösteren bir ok ve ço¤unlukla spin yönü derken kastedilen bu
parçac›k m› (yani s›f›r çapl›), yoksa sicim, küre gibi hayal edebilirsiniz. Aç›sal momentumun ortalama yön. Uzayda herhangi bir do¤rultu be-
gibi baz› do¤rultularda bir geniflli¤i olan bir ci- büyüklü¤ü de, dönüfl h›z›na ba¤l›. Dünya h›zla- lirleyin, örne¤in kuzey-güney do¤rultusu (bunu
sim mi oldu¤unu bilmiyoruz. Fakat, küre fleklin- n›rsa, aç›sal momentum da büyüyor (uzayan bir istedi¤iniz gibi seçebilirsiniz). Tam kuzey kutup
de oldu¤u varsay›m›n› kullan›rsak, sonra da bu ok gibi). noktas›nda durdu¤unuzu varsayal›m, dolay›s›yla
kürenin çap› için tahmini de¤erler (deneysel ve- Bizim aç›sal momentum gibi bir niceli¤i kul- kuzeye “yukar›”, güneye de “afla¤›” diyelim.
rilerden elde edilen olas› en büyük çap) kullan›r- lanmam›z›n temel nedeni, bu niceli¤in korunu- Kuantum kuram›nda, bu seçilen do¤rultuya gö-
sak, kürenin yüzeyindeki h›z›n, ›fl›k h›z›n› kat yor olmas›; t›pk› enerjinin korunumu gibi. Na- re tan›mlanm›fl iki temel durum öne ç›k›yor.
kat aflt›¤›n› buluyoruz. Bu da olanaks›z bir fley. s›l, kapal› bir sistemdeki toplam enerji zaman- Bunlardan birincisi spin vektörünün ortalamada
Bunun d›fl›nda, dönen cisimlerin kuantumlaflm›fl la de¤iflmiyorsa, böyle bir sistemin toplam aç›- kuzeyi gösterdi¤i “spin-yukar›” durumu (yani,
hareketleri hakk›nda bilgilerimiz de, elektronun sal momentumu da zamanla de¤iflmez (ancak yanl›fl olan kürecik modeline göre, elektronun
bu özelli¤inin bildi¤imiz anlamda bir dönmeden vektörel bir büyüklük oldu¤u için, vektör top- Dünya’yla ayn› yönde döndü¤ü durum), di¤eri
kaynaklanmad›¤›n› söylüyor. lamlar hesaplanmal›). Böyle korunum yasalar›, de ayn› flekilde “spin-afla¤›” durumu.
Spin, bilimsel bir terim olarak “aç›sal mo- Dünya-astroid çarp›flmas›, buz patencilerin dön- fiüphesiz spin, bu ikisi d›fl›nda sonsuz say›-
mentum” olarak adland›r›lan bir nicelik için mesi gibi bir çok karmafl›k olay›n baz› yönleri- da farkl› yön aras›ndan birisi boyunca yönelmifl
kullan›l›yor. Bu, hem bir büyüklü¤ü, hem de bir nin analizini kolaylaflt›r›yor. Elektronlar›n da olabilir. Örne¤in, spinin sa¤› gösterdi¤i yön.
yönü olan bir vektör nicelik. Dünya’n›n dönme- böyle bir “içsel” aç›sal momentuma sahip oldu- Fakat, burada kuantum kuram›n›n garipliklerin-
sini örnek al›rsak, aç›sal momentumun yönü, ¤unu bu korunum yasas›n› kullanarak anl›yo- den biri öne ç›k›yor. Herhangi bir sistem, birbi-
sa¤-el-kural› dedi¤imiz basit bir yöntemle flöyle ruz. Spin diye adland›rd›¤›m›z bu nicelik. Dola- rinden farkl› bir çok temel durumun hepsinde
bulunuyor: Baflparma¤›n›z› uzatarak, sa¤ elini- y›s›yla, elektronlar›n toplam aç›sal momentu- birden ayn› anda bulunabilir. Örne¤in bir par-
zin di¤er dört parma¤›n› yumruk yap›n. E¤er munun iki bilefleni var: (1) Atom çevresinde çac›k, ayn› anda iki üç farkl› yerde birden bulu-
dört parmak Dünya’n›n dönüfl yönünü gösteri- dönme gibi bilindik hareketler sonucu sahip ol- nabilir veya befl farkl› h›za birden sahip olabi-
yorsa, o zaman baflparmak aç›sal momentumun du¤u, bildi¤imiz anlamda aç›sal momentum ve lir. Bu, bizim etraf›m›zda gördü¤ümüz fleylerde
(2) elektronun her hareketinden tan›k olmad›¤›m›z, bize çok garip gelen, ama
Kütle ve elektrik yüklerine ba¤›ms›z, spin dedi¤imiz aç›sal parçac›klar için ola¤an bir olgu. Ayn› fley spin
ek olarak, elektronlar›n,
sanki kendi eksenleri momentum. Yukar›da da aç›klad›- için de geçerli. “Spin-sa¤a” durumu, bir flekil-
etraf›nda dönen küçük ¤›m›z gibi, spin herhangi bir dön- de, elektronun ayn› anda hem “spin-yukar›”,
toplarm›fl gibi, spin denen
bir aç›sal momentum me hareketinden kaynaklanm›yor. hem de “spin-afla¤›” durumlar›nda olmas› flek-
de¤erleri vard›r. Ama, bir flekilde böyle bir özelli¤e linde düflünülebiliyor. ‹ki temel durum tama-
Spine ba¤l› olarak bir dönüfl sahip. Bir çok temel parçac›¤›n men seçilen do¤rultuya göre tan›mlan›yor. Ör-
eksenine oturtulmufl küçük bir (proton, nötron, foton, vb.) bu an- ne¤in, “spin-sa¤a” ve “spin-sola”n›n temel du-
çubuk m›knat›s›nki gibi bir
manyetik alan bulunur. lamda spini var. rumlar oldu¤unu düflünüp, spin-yukar› durumu-
Elektron spinini hayalimizde nu bunlar cinsinden de ifade edebilirsiniz.
Spin bir vektörle (yön) gösterilir.
canland›rman›n en iyi yolu, her bir Sonuç olarak, elektronun spin durumlar›
Ekseni etraf›nda “bat›dan do¤uya” elektronu birer minik m›knat›s gi- söz konusu oldu¤unda, iki temel durum önem
dönen bir küreci¤in vektörü bi düflünmek. Bu m›knat›s›n “man- kazan›yor. Ço¤u kez, elektron spininin sadece
“kuzeyi” ya da “yukar›y›” gösterir.
Ters yöndeki (do¤udan bat›ya) yetik güney kutbu” da spinin yö- iki durumdan birisinde olabilece¤ini, bunlar d›-
dönüfl için vektör, “güneyi” ya da nü. Dolay›s›yla, yukar›daki listeyi fl›nda baflka olas›l›k olmad›¤›n› düflünmek do¤-
“afla¤›y›” gösterir.
tekrarlarsak, elektronlar iki de¤i- ru analizi yapmak için yeterli. Örne¤in, atom-
Bir manyetik alanda, “yukar›
spinli” ve “afla¤› spinli elektronlar flik flekilde manyetik alan yaratabi- larda elektronlar›n orbitallere da¤›l›m› için bu
farkl› enerjilere sahiptir. lirler: (1) Atom çevresinde döne- varsay›m do¤ru sonuca ulaflmam›za yetiyor.
rek, t›pk› elektrom›knat›slardaki Ama, gerçek bundan çok daha karmafl›k.

B‹L‹M ve TEKN‹K 86 A¤ustos 2007


MatKule 20/7/05 17:00 Page 110

M A T E M A T ‹ K K U L E S ‹
E n g i n T o k t a fl
matematik_kulesi@yahoo.com

Indiana Jones Yüzleflme


Matemati¤in fiafl›rtan Yüzü

fiekildeki 1’den 9’a kadarki rakamlar›n Sonsuzluk Oteli


aras›na toplam 3 tane olmak kofluluyla + ve- Aylardan A¤ustos olunca tüm diya-
ya – iflareti koyarak eflitli¤in 100’e eflit olma- loglar ister istemez dönüp dolafl›p hep
s›n› sa¤layabilir misiniz? “tatil”de odaklan›yor. Tatillerin vazge-
çilmez mekanlar›ndan oteller de bu di-
yaloglar›n tabi ki en önemli konusu. Biz
Kaç Yafl›ndalar? de bu duruma ayak uydurduk ve bu yaz›-
Büyük matematikçi Karl Friedrich Ga- m›zda sizlere matematik dünyas›n›n en ün-
uss’un Gotinga Üniversitesi’ndeki ö¤rencilik lü otelinin reklam›n› yapt›k. ‹flte karfl›n›z-
y›llar›nda hocas›yla aras›nda flöyle bir diya- da hizmette s›n›r tan›mayan Sonsuzluk
log geçer. Gauss: “Yafl›m›n üçümcü ve dör- Oteli!
düncü kuvveti olan iki say›da toplam 0’dan Otelimizin mimar›, 19.yy sonu ve 20.yy
9’a kadarki tüm rakamlar bir defa yer al›- bafllar›nda matemati¤e çok büyük katk›lar
yor.” Profesör: “Ne kadar ilginç! Benim de yapm›fl olan Alman matematikçi David Hil-
yafl›m›n karesi ve küpü olan iki say›da top- bert’t›r (1862-1943). Otelin en büyük özel-
Yar›çap› 1 km olan çember fleklindeki bir lam 0’dan 9’a kadarki tüm rakamlar bir defa li¤i sonsuz say›da oda içermesidir ki bu da
gölün tam merkezindeki bir adada mahsur yer al›yor.” Bu konuflma gerçekleflti¤inde gelen hiçbir müflterinin geri çevrilmemesi
kalan Indiana Jones, adadan yüzerek kurtu- acaba Gauss ve Profesör kaç yafl›ndayd›lar. anlam›na gelir (hizmette son nokta!). Ör-
lup k›y›ya ç›kmak istiyor. Ne var ki koflma h›-
ne¤in her odada bir kifli kalmak üzere otel-
z› Indiana Jones’un yüzme h›z›ndan 4 kat
de sonsuz say›da kiflinin kald›¤›n› varsaya-
fazla olan aç ama yüzme bilmeyen bir kaplan
l›m. Bu durumda otele gelen yeni bir müfl-
k›y›da kendisini bekliyor ve sürekli aralar›n-
teri flu flekilde yerlefltirilir: Oda No:1’de ka-
daki mesafe en az olacak biçimde konumunu
lan kifli Oda No:2’ye, Oda No:2’de kalan ki-
de¤ifltiriyor. Bu durumuda Indiana Jones’a
fli Oda No:3’e, ... , kayd›r›l›r ve yeni müflte-
öyle bir yol gösterin ki k›y›ya kaplan o nok-
ri Oda No:1’e yerlefltirilir. Otele sonsuz sa-
taya gelmeden önce ayak bas›p kurtulabilsin.
y›da turistin yer ald›¤› bir kafilenin gelme-
si durumunda ise önceden haz›rlanm›fl ey-
Tam 1.000.000 lem plan› hemen devreye sokulur. Oda
Herhangi bir basama¤›nda s›f›r bulunma- No:1 Oda No:2’ye, Oda No:2 Oda No:4’e,
yan öyle iki say› bulunuz ki bu iki say›n›n ..., Oda No:n Oda No:2n’e kayd›r›l›r ve böy-
çarp›m› tam tam›na 1.000.000 olsun. lece boflalt›lan sonsuz say›daki tek numa-
ral› odalara yeni gelen turist kafilesi yer-
lefltirilir.
Geçen Ay›n Çözümleri l›m (iki yan yüzün de size eflit uzakl›kta ol-
mas› neredeyse s›f›r olas›l›ktad›r). Zarda kar-
fl›l›kl› yüzlerin toplam› her zaman 7 oldu¤u
‹mkans›z Çözüm için oluflturabilece¤imiz tüm say›lar 12, 13,
Çözüm hiç de imkans›z de¤il. Yapman›z 14, 15, 21, 23, 24, 26, 31, 32, 35, 36, 41, 42,
gereken ilk olarak toplam 100 adet madeni 45, 46, 51, 53, 54, 56, 62, 63, 64, 65’dir. Top-
paray› rasgele 20 ve 80’lik iki gruba ay›r- lam 24 tane say› oldu¤una göre say›lar› üçer-
mak. 80’lik grubun içerisinde x adet yaz› ol- li 8 gruba ay›rmam›z 1’den 8’e kadar eflit
sun. Bu durumda 20’lik grubun içinde 20-x olas›l›kta say› üretmemiz için yeterlidir.
adet yaz› oldu¤u kesindir. ‹flte sorunun en
can al›c› noktas›: flimdi 20’lik gruptaki tüm
madeni paralar› ters çevirin. Art›k 20’lik gru-
Sand›ktaki S›r
bun içinde de 20-(20-x) = x adet yaz› bulunu- Komflu iki rakam›n oluflturaca¤› say›n›n
yor. Böylece her iki tarafta da eflit say›da ya- asal olmamas› flart›n› sadece 22, 25, 27, 32,
z› oldu¤unu garanti etmifl oldunuz. 33, 35, 52, 55, 57, 72, 75 ve 77 say›lar› sa¤-
lar. Dikkat ederseniz 3 rakam› sadece 33 sa-
y›s›nda birler basama¤›nda yer al›r. Tüm asal
‹lginç Zar rakamlar›n, say›n›n içinde bulunmas› flart›
Zar› att›¤›n›zda üstteki say›n›n onlar ba- Bu noktada dikkat etmek gerekir ki ya-
nedeniyle 3 rakam› say›n›n en büyük basa- z›da bahsedilen sonsuzluk, “say›labilir”
sama¤›n›, size en yak›n yan yüzdeki say›n›n ma¤›nda bulunmak zorundad›r. Art›k en bü-
da birler basama¤›n› oluflturdu¤unu varsaya- sonsuzluk kavram›na dahil edilebilen son-
yük ve en küçük say›y› oluflturabiliriz. En suzluklar› içerir. Örne¤in do¤al say›lar sa-
büyük = 35772, en küçük = 32257. y›labilir sonsuzluk iken 0’la 1 aras›ndaki
reel say›lar say›lamayan sonsuzluk kümesi-
Takvim Karmaflas› nin bir üyesidir.
Kar›fl›kl›¤›n oluflabilmesi için at›lan tarih- E¤er tatile daha ç›kmad›ysan›z mutlaka
te ay›n ilk 12 gününden birinin olmas› ve ay Sonsuzluk Oteli’ni de alternatifleriniz ara-
ile günün ayn› say› de¤erini almamas› gere- s›na al›n. Unutmay›n, hangi dönemde gi-
kiyor. O halde tarihi belirleyememe olas›l›¤› derseniz gidin birazc›k kalabal›k ama son
(12x12 – 12)/365 = 132/365 = %36’d›r. derece konforlu bu otelde yeriniz her za-
man haz›rd›r.

A¤ustos 2007 87 B‹L‹M ve TEKN‹K


bilimTarih 20/7/05 17:16 Page 1

Popüler-Bilim
Tarihimizden
C a n a n Ö k t e m g i l T u r g u t

Doktor Röntgen’in Keflfi


Befl on gün içinde bütün fenni encümenle- [....] Röntgen böyle de yapm›fl, yeni flualar bir dere-
rin konuflma ve münakaflalar› ve Avrupa fenni Doktor Röntgen’den evvel ‹ngiltere’de bu ceye kadar elden de geçmifltir.
dergilerinin mühim makaleleri, Almanya’da keflfe bafllang›ç say›labilecek baz› tecrübeler ya- B›romit gümüfllü foto¤raf levhalar› bu yeni
Vörçburg Darülfünunu muallimlerinden Doktor p›lm›fl idi. Kapal› ve havas› al›nm›fl ve özel ola- flualardan müteessir olup bu levha ile cihaz ara-
Röntgen’in son keflfine ayr›lm›flt›r. rak yap›lm›fl bir fliflenin içine sal›verilmifl platin s›na konulan fleylerin resmi al›nabilmekte, hat-
fiimdiye kadar cisimler ikiye ayr›l›p bir k›s- tellerden elektrik cereyan› geçirilmesi üzerine ta arada yukar›da sayd›¤›m›z engellerden biri
m›na fleffaf ve di¤er k›sm›na gayri fleffaf den- flifle içinde ortaya ç›kan gayet latif flualar, fizik- de bulunsa ve kafliflerin icra etti¤i bir tecrübe-
mekte iken, Doktor Röntgen’in keflfi üzerine bu çilerin nazar› dikkatini çekmifl idi. Hatta bu flu- ye göre bin sahifelik bir kitap da arada olsa yi-
taksimat›n bir dereceye kadar temkinlice yap›l- alara ‹ngiliz fizikçileri ziya demek bile isteyip ne Röntgen flualar› bunlardan da geçip foto¤raf
mas› gerekiyor. Çünkü flimdiye kadar kal›n bir fliddetli bir itici kuvvete u¤rayan ferdi eczan›n levhas›na tesir etmekte imifl.
divar›n bir taraf›ndan öbür taraf›n› görmek bir raks ve titreyifline ba¤lay›p geçip gitmifller idi. Herhalde ‹ngiltere’de Kroks’un buldu¤u ve
göz için mümkün olmad›¤› gibi, demir veyahut Alman fizikçileri buna inanmay›p tecrübele- müflahede etti¤i flualar ile Doktor Röntgen’in
bir tahta levha ara yerde bulunursa yine öbür ri ileri götürmeye çal›flt›lar. Kroks’un tecrübe- flualar› aras›nda bir fark görülmektedir.
taraf görülemezdi. Bir levha cam gibi, ziyan›n sinde bulmufl oldu¤u flualar›n kapal› yerlere gi- Kroks’un gördükleri da¤›n›k bir surette etrafa
geçifline ve bir taraftan öbür taraf›n› gösterme- rebilmelerinin, bir maden levhadan geçmeleri- yay›ld›¤› halde, Röntgen’in flualar› düz bir çizgi
ye mâni olmayan cisimlere de fleffaf denilirdi. üzerinde yay›lmaktad›r. Fakat bu flualar› yine
Doktor Röntgen, bu taksimat›n bizim gözü- göz hissetmiyor. E¤er etmifl olsayd›, bir divar›n
müze nazaran oldu¤unu ve her ne kadar divar öbür taraf›n› görmemize bir mani kalmaz idi.
gibi, bir levha gibi arada engel oldu¤u zaman [....]
gözümüz görmüyorsa da, flimdiye kadar kesif Doktor Röntgen’in keflfi insaniyet âlemine
ve gayri fleffaf say›lan cisimlere nüfuz edip ge- ne gibi hizmetler edebilecek? Bu flimdiden kes-
çebilen bir tür flualar bulundu¤unu keflfetmifl- tirilemez. Fakat Berlin’de Doktor ile arkadaflla-
tir. Bu flualar›n nüfuz ve geçifline birçok cisim- r›n›n, Paris’te bunlar›n tariflerine göre tecrübe-
lerin mâni olmad›¤›n› ve binaenaleyh gözümüz- de bulunan zatlar›n elde etti¤i neticeye göre
le bir divar›n öbür taraf›nda bulundu¤u için gö- pek büyük istifadeler umulmaktad›r denilebilir.
remedi¤imiz eflyay› ve kapal› bir kutu içinde Doktor Röntgen bu yeni usulüyle insan›n
bulunan fleyi, gözümüzden daha mükemmel ol- yaln›z kemikten ibaret olmak üzre resmini al-
du¤unu iddia ettikleri foto¤raf makineleri ile maya muvaffak olacak, yahut olmufltur. Rönt-
görmek ve hatta foto¤raf›n› alman›n imkân da- gen, bir elin resmini alm›fl ve bu resimde elin
hilinde oldu¤unu Doktor Röntgen meydana ç›- bütün kemikleri tabii halinde görünmekte bu-
karm›flt›r. lunmufltur. Yeni flualar elin etlerinden, sinirle-
[....] rinden, damarlar›ndan sanki cam gibi fleffaf bir
Doktor Röntgen bu keflfinden önce de ta- cisimden geçercesine geçmekte ve kemikleri
n›nmayan bir adam de¤il idi. Almanya’n›n mefl- bir cam sat›hla kaplanm›fl gibi göstermekte ol-
Bir elin kemiklerini dahi gösteren foto¤raf.
hur fizikçilerinden say›l›p fizik ile meflgul olan- du¤undan, foto¤raf levhas›na bu flualar ile mey-
lar, bu zat›n o alanda derin incelemelerini anla- nin, bir kal›n tente perdeye nüfuz ederek geç- dana ç›kan hayal, bu suretle nakflolunmufltur.
m›fllar ve de¤erini tasdik etmifllerdir. melerinin mümkün oldu¤unu meydana ç›kard›- [....]
Doktor Röntgen’in keflfetmifl oldu¤u fluala- lar. Doktor Röntgen, icra etti¤i tecrübede Deri ve adaleler ve sinirler ve damarlar mâni
r›n mahiyeti nedir? Ne oldu¤u tamamen malum Kroks’un cam borusunu siyah bir k⤛tla kapat- olmadan bir fleffaf sat›h yerine geçip insan›n ke-
mudur? Buras›n› uzun uzad›ya anlatsak da kati t›ktan sonra elektrik cereyan› geçirdi. Cam› as- mikleri ve içini seyreyleyebilecektir. Bunun hasta-
bir netice ç›karamayaca¤›z. Ancak, ilk bafltan la görmüyordu. Çünkü kapal› idi. Fakat bu si- l›klar›n teflhisinde ne kadar faydas› olaca¤› izaha-
flunu söyleyelim ki, her ne kadar Doktor bir ye- yah k⤛tla iyice kapal› cihaz›n yak›n›nda tutu- ta hacet b›rakmadan anlafl›laca¤›ndan, Doktor
ni hadise müflahede ederek bunun tesirlerini de lan hassas levha müteessir oldu. Hatta bu has- Röntgen’in keflfinin t›bb›n terakkisine ne kadar
fark etmifl ve bu sayede flimdiye kadar seçme- sas levhay› iki metro kadar uza¤a götürdü¤ü mühim hizmetler edece¤i tahmin olunabilir.
ye muktedir olamad›¤›m›z ve gözümüzle bir tür- halde yine kapal› yerdeki flualardan müteessir [....]
lü göremedi¤imiz yerleri vas›tayla bile olsa gör- olmufltur. Binaenaleyh netice verilebilir ki, bu Biz burada Doktor’un mühim keflfini günlük
meye bir çare bulmufltur. Bu kadar› kâfi! Fakat flualar siyah mukavva ve levha tan›mamakta ve havadis türünden yazmakla iktifa ediyoruz.
flahit olunan bu yeni hadise ne gibi tabii kanun- kap› baca bilmemektedir. Yoksa mesele pek çok incelemeye lüzum göste-
lara tabidir? Fenni nazariyesi tamam›yla neden Doktor Röntgen’in bu cihaz› siyah mukavva riyor. Keflfin ilan›ndan beri on befl gün geçme-
ibarettir? ile saracak yerde iki üç santimetro kal›nl›¤›nda di. Biraz daha tafsilat almak için fen erbab›n›n
Eyvah ki yeni keflif, arada bir divar var iken tahta levha koydu¤u ve bunun yerine de on befl münakafla ve düflüncelerini, gösterece¤i nazari-
öbür taraf›n› göstermekte ise de bu kanunlar ve milimetro kadar kal›n alüminyum levha getirdi- yeleri bekleyelim!
nazariyeleri örten perdenin arkas›ndan bunlar› ¤i halde yine yeni flualar bunlardan geçmifltir.
Kaynak: Mahmud Sad›k. “Doktor Röntgen’in Keflfi”. Servet-i Fünûn
lay›k›yla tan›tam›yor. Bu engeller yerine araya el konulsa? Doktor 256 (25 Kanun-i Sani 1311) [6 fiubat 1896]: 340-343.

B‹L‹M ve TEKN‹K 88 A¤ustos 2007


psikolojiAg 20/7/05 17:20 Page 1

‹nci Ayhan
inciayhan@yahoo.fr

mesi gerekse izlenmesi s›ras›nda etkinleflen özel hücre- liminsanlar›na göre biyoloji için DNA ne ifade ediyorsa
Ayna Nöronlar ler toplulu¤u olarak tan›mlan›yor. Bedenimizin pek çok
de¤iflik hücre topluluklar›ndan meydana geldi¤ini biliyo-
psikoloji için de ayna nöronlar onu ifade ediyor.
Her ne kadar ayna nöronlar›n insanlarda da bulun-
ruz. Kimi hücreler düz ya da yatay çizgiler gibi oldukça du¤u varsay›larak pek çok bilimsel yorum öne sürülse
basit uyaranlara yan›t verirken, kimileri belli bir hareket de, makak maymunlar›yla yap›lan çal›flmalarda keflfedi-
yönüne ya da ses tonuna karfl› duyarl› olabiliyor. Daha len bu hücrelerin insanlarda da bulunup bulunmad›¤› he-
geç dönemlerde evrilmifl üst düzey beyin bölgelerindey- nüz kesinlik kazanm›fl de¤il. Çünkü makak maymunla-
se yüz ya da beden dili gibi daha karmafl›k uyaranlara r›nda bu hücrelerin varl›¤› beyindeki her bir sinir hücre-
yan›t veren hücreler bulunuyor. ‹flte, premotor korteks, sine elektrot yerlefltirilerek araflt›r›l›yor. ‹nsan denekler-
arka pariyetal lob, insula gibi çeflitli beyin bölgelerinde leyse böyle bir çal›flma yürütebilmek olanaks›z. Bu
bulunan ayna nöronlar da belli hedef ve niyetlerle iliflki- nedenle insana iliflkin deneyler, yaln›zca tek bir hücre-
lendirilmifl eylem zincirleriyle uyar›ld›klar›nda harekete nin de¤il, yüz binlercesinin oksijen kullan›m›n›n ölçümü-
geçiyor. Örne¤in, karfl›m›zda dondurma yiyen birini gör- ne dayanan beyin görüntüleme teknikleriyle gerçekleflti-
dü¤ümüzde de kendimiz dondurma yedi¤imizde de ayn› rilebiliyor. Bu da, birebir tek bir ayna hücresinin
ayna sinir hücreleri aktive oluyor. Bilim insanlar›, bu etkinli¤i hakk›nda bilgi sahibi olmam›za olanak tan›m›-
Son 15 y›l içinde sinir bilim alan›nda kaydedilen ge- hücreler sayesinde baflkalar›n› izlerken asl›nda bir flekil- yor. Bu belirsizlik bir yana, makak maymunlar›nda biz-
liflmelerin en önemlisini sorgulayacak olsak, pek çok bi- de onlar›n yapt›klar›n› kendi içimizde yaflad›¤›m›z› savu- dekine benzer bir dil, kültür ve toplumsal taklit bulun-
liminsan› ayn› konuya dikkat çekecektir: ayna nöronlar. nuyor. Sonucunda da bir sonraki ad›mda ne yapacakla- muyor. Bu da, baz› araflt›rmac›larca ayna nöronlar›n tek
Di¤er bir deyiflle, ayna sinir hücreleri. Bundan yaklafl›k 10 r›na yönelik bir öngörü ve neler hissettiklerine iliflkin an- bafllar›na sosyal yetilerden sorumlu tutulamayacaklar›-
sene öncesinde Parma Üniversitesi’nden sinirbilimci Gi- lay›fl gelifltirebiliyoruz. n›n bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
acomo Rizzolatti ve ekibinin makak maymunlar› üzerinde Ayna nöronlar›n çocuklar›n dil ediniminde ve ö¤ren- Karfl›t görüfllerin tart›flmalar› devam etse de, bugün
yapt›¤› araflt›rmalar s›ras›nda beynin ön lobunda keflfettik- mede de söz sahibi oldu¤u düflünülüyor. Dil edinimi bel- bilim dünyas›ndaki yayg›n görüfl, ayna nöronlar›n
leri ayna nöronlar, toplumdaki kültürel de¤erlerin aktar›- li birtak›m a¤›z hareketlerinin ve seslerin taklidi yoluyla toplumsal-biliflsel ifllevlerini korteksteki karmafl›k sinir
m›ndan empatiye, dil ediniminden toplumsal taklide, gerçeklefliyor ve bu taklidin de ayna nöronlar› taraf›ndan yap›lar›n›n evrimiyle kazand›¤› ve pek çok toplumsal ye-
otizmden psikoterapiye pek çok alanda devrim niteli¤in- tetiklendi¤i öne sürülüyor. Öyle ki, Güney Kaliforniya timize temel oluflturdu¤u yolunda. Bu genel görüfle gö-
deki çal›flmalar› tetiklemeye devam ediyor. Üniversitesi’nde sinirbilimci olan Michael re beynin üst düzey bölgelerinin evrimiyle
Televizyonda bir spor yar›fl›n› izlerken kalbimizin ya- Arbib, ön beyinde bulunan bir ayna nöron beraber ifllerlik kazand›¤› düflünülen ayna
r›flmac›lar›nki kadar h›zl› çarpmas›, yolda yürürken yan- sisteminin konuflma ve iflaret diliyle iliflkili nöronlar, beyinlerinin bu bölgeleri geliflme-
l›fll›kla bize do¤ru at›lm›fl bir topa büyük bir heyecanla sinir a¤lar›yla yak›n iliflkide yer ald›¤›n› be- mifl makak maymunlar›nda insandaki kadar
hiç vakit kaybetmeden vuruflumuz, elini kütüphaneye lirtiyor. Ö¤renme ve dille bu denli iliflkilen- etki gösteremiyor.
do¤ru uzatan birinin raflardan kitap alaca¤›n› tahmini- dirilen hücrelerin do¤al olarak kültürel ak- Kaynaklar
http://www.interdisciplines.org/mirror
miz… Di¤erlerinin davran›fllar›na yönelik bu denli içgö- tar›mda da ad› geçiyor. Ayna nöronlar›n, The New York Times, Ocak 2006
rü sahibi olmam›zda büyük pay sahibi oldu¤u düflünülen kültürel evrimin biyolojik temellerini olufl- http://www.edge.org/3rd_culture/ramachandran/ra-
machandran_p1.html
ayna nöronlar, belli baz› eylemlerin gerek gerçeklefltiril- turdu¤u düflünülüyor. Bu nedenle, kimi bi-

Ayna Nöronlar ve
lar›na göre daha düflük oldu¤u
kaydedilmifl. Konuyla ilgili olarak
B‹L‹YOR
Otizm
gelifltirilen kuramlarda, gerek ge-
netik gerekse do¤um s›ras›nda ya-
MUYDUNUZ?
flanan sorun ya da olumsuz çevre-
sel koflullar nedeniyle zarar gören
Otizmde sosyal iletiflim sorun- ayna nöron sisteminin, otizmdeki
lar› hastal›¤›n en belirleyici özellik- sosyal iletiflim bozukluklar›na yol
lerinden biri. Otistik çocuklar di- açabilece¤i varsay›l›yor.
¤erleriyle göz temas›ndan kaç›n›r- Yap›lan araflt›rmalar öyle gösteriyor ki, beyni-
Otizm ve ayna nöronlar aras›n-
ken olay ve insanlara karfl› da tep- mizdeki ayna nöronlar›, en çok kiflisel olarak pra-
daki iliflki üzerindeki çal›flmalar sü-
kisiz kal›yorlar. Her ne kadar üzün- ti¤imiz ve bilgimiz olan hareketleri izleme
redursun, biliminsanlar› bu yeni
tü, sevinç gibi duygular› tan›yor ol- konusunda duyarl›. Bu bulgu, felçli hastalar›n zi-
bulgular›n, hastal›¤›n tedavisine yönelik ad›mlar
salar da, bu duygular› hisseden birine karfl› empati gös- hinsel olarak hareket ettiklerini hayal ederek ya
atmakta kullan›labilmesi için henüz erken oldu¤unu,
teremiyorlar. Tüm bu belirtileri göz önünde bulundu- da sakatlanm›fl sporcular›n uzmanlaflt›klar› oyun-
ancak hastal›ktan sorumlu tutulan yeni beyin bölgeleri-
ran biliminsanlar›, son y›llarda bu beyin geliflim hasta- lar› izleyerek tedaviye yönelik iyileflme kaydedebi-
nin saptand›¤›n› söylüyor. Gelecek içinse bu geliflmeler
l›¤›n›n sosyal becerilerin ediniminde rol oynad›¤› düflü- lecekleri anlam›na geliyor. Çünkü ayna nöronlar
umut verici. Çünkü 3 – 4 yafl›ndan önce tespit edileme-
nülen ayna nöronlarla iliflkisini araflt›r›yor. Bugüne de- sayesinde izledikleri görüntüleri içsel bir simülas-
yen otizmin, ayna nöron etkinli¤inin EEG ölçümüyle da-
¤in elde edilen bulgular bu iliflkiyi do¤rular nitelikte. yonda adeta birebir yaflad›klar› düflünülen hasta-
ha erken yafllarda ortaya ç›kar›labilmesi söz konusu.
Çünkü bu çal›flmalar›n pek ço¤unda otistik çocuklar›n lar, ifllevsel kay›plar› geri kazanmaya yönelik
ayna nöron sistemlerinin bulundu¤u varsay›lan beyin http://www.sciencedaily.com/releases/2005/04/050411204511.htm olumlu ad›m atm›fl oluyorlar.
courses.media.mit.edu/2003spring/mas963/williams-whiten-etal.pdf
bölgelerindeki sinirsel etkinli¤in, normal kontrol grup- http://psychologytoday.com/articles/pto-20050314-000001.html

“Einstein’›n beyni flu anda nerede?” ve çok daha fazlas›… Her hafta güncellenen psikoloji köflemizle internette bulufluyoruz:
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/index.htm Psikolojiye dair yazm›fl oldu¤unuz popüler bilim yaz›lar›n›z› i n c i a y h a n @ y a h o o . f r e-posta adresine
gönderebilir, fikirlerinizi ve ilgi çeken haberleri sitemizde bizlerle paylaflabilirsiniz.

A¤ustos 2007 89 B‹L‹M ve TEKN‹K


sartrancc 20/7/05 17:49 Page 1

A y
Satranç
b a r K a r a ç a y

Formula 1 ve Satranç
si daha uzun ömürlü olacak? Satranç m›, F1
mi? Peki ne önemi var bunlar›n? Kaybolan
bir yemek tarifi, el sanat› ya da dil daha de-
¤erli say›labilir rahatl›kla. Ama merakl›lar›
için Formula 1 sadece basit bir yar›fl olmak-
tan öte, eski zaman yelkencilerinden yak›n
zaman›n uçak mühendislerine, uzay teknolo-
jisi “composite” maddelere kadar uzanan ge-
nifl bir yelpazeyi kapsayan bir kültür, ya da
alt kültür... Her ne derseniz... Ço¤u için “fay-
das›z u¤rafllar” olsalar da... Satranç kültürü
de yüzlerce y›ll›k bir dönemi kaps›yor. Fisc-
her Satranc›’n›n çok fazla ilgi görmemesinin
nedenlerinden biri de yüzlerce y›ll›k bilginin
çöpe at›lmak istenmemesi. Elbette satranç da-
ha bitmedi ve keflfedilecek daha çok fley var.
F1’deki insan-teknoloji iflbirli¤ine benzer bir
Ony›llar öncesinde sporda, sanatta, bilim- flekilde “Advanced Chess” ve/veya ”Free
de, siyasette, dinde vb. alanlarda ak›mlar› çok Style Chess” HER fi fiE
EY SERBEST ad› alt›nda
daha az say›da kifli/odak belirliyordu. Bu- bilgisayarlardan yararlanman›n serbest oldu-
günse binlerce radyo-TV kanal›, say›s›z ‹nter- ¤u turnuvalar da ilgi çekiyor. F1’de her za-
net sayfas› e¤ilimlere yön veriyor. Dünya man en iyi pilotun kazanamad›¤› gibi, bu tip
flampiyonlar›ndan Jose Raul Capablanca, 8 y›l turnuvalarda büyükustalar unvans›z oyuncu-
boyunca tek bir oyun dahi kaybetmeyince ar- lara s›kl›kla kaybedebiliyorlar. Son zamanla-
t›k satranc›n -en az›ndan kendisi için- bitti¤i- r›n gözde program› Rybka, Fritz ve Junior’un
ni, 8x8 karelik tahtay› büyütmek ve yeni tafl- yoklu¤unda 2007 Dünya Bilgisayar fiampiyo-
lar eklemek gerekti¤ini savunmufltu. Sonun- nu olurken “her fley serbest” yar›flmac›lar›n›n
da meflhur NewYork 1924 turnuvas›nda Ric- yan›lmad›¤›n› gösterdi.
hard Reti, Capa’y› yenerek büyüyü bozdu.
Capa’n›n 1927’de unvan maç›n› Alekhi-

l›... Ama 10 y›l önce IBM Deep Blue, Kaspa- chessbase.com/newsdetail.asp?newsid=3936


rov’u yendi¤inden bu yana, insan dünya flam- grappa.univ-lille3.fr/icga/tournament.php?id=173
piyonlar› bilgisayarlara karfl› maç galibiyeti
elde edemediler. GM Atal›k’tan Seri Birincilikler
ne’e kaybetmesinin ard›ndan gelen dünya GM Suat Atal›k, 2007 Bosna B Turnuvas›nda-
flampiyonlar› benzeri iddialarda bulunmad›- ki eflpuanl› birincili¤in ard›ndan Valjevo’da
lar. Ta ki Bobby Fischer’in aç›l›fl bilgisinden da, bu kez Karpov’un önünde birincili¤i pay-
s›yr›larak yetene¤i öne ç›karmak amac›yla laflt›.
önerdi¤i ‘Fischer Satranc›’na dek. Ama za-
man zaman az da olsa ilgi görebilen satranç
varyantlar›ndan hiçbiri as›l satranc›n yerini
alamad›.
Gary Kasparov y›llar önce ‘son insan dün-
ya flampiyonu’ olmak istedi¤ini söylemiflti.
‘Bu iste¤i gerçekleflti’ denebilir mi? Tart›flma-
“Bir adam›n kendi elleri ve ayaklar›yla ka-
zand›¤› zaferden daha büyü¤ü yoktur!” Eski
Yunan’dan gelen bu sözün geçerli¤i tart›fl›la-
bilir. Son derece geliflmifl tafl›t ve di¤er tekno-
lojilere ra¤men olimpiyatlar ve spor müsaba-
kalar› sürüyor. Sürmekten de öte futbol, bas-
ketbol, boks vb. yay›nlar rating listelerinde
aç›k arayla ilk s›ray› al›yorlar. Peki yo¤un tek-
tsf.org.tr/index.php?option=com_content&task=vi-
noloji destekli müsabakalar? Formula 1 yar›fl- ew&id=1112&Itemid=1
lar› da di¤er sporlardan geri kalm›yor. Hangi-

B‹L‹M ve TEKN‹K 90 A¤ustos 2007


zekaAgust 20/7/05 18:05 Page 107

Z E K A O Y U N L A R I
E m r e h a n H a l › c ›
e-posta: emrehan@halici.com.tr

Ortak Özellik Dokuz Rakam Parça Birlefltir


A⁄AÇDELEN, DEF‹NE, L‹MNOLOJ‹, 1’den 9’a kadar olan 9 rakam› afla¤›da- Solda görülen 8 parçay› uygun biçim-
KÖPRÜ, SORUfiTURMA ki dairelere yerlefltirerek eflitli¤i sa¤lay›n. de yerlefltirerek sa¤daki tabloyu elde edi-
Yukar›daki sözcüklerle ortak özelli¤e niz. Parçalar döndürülebilir ancak ters
sahip olan sözcük hangisidir? çevrilemez.
a) ABONMAN b) AKS‹YON c) ALTIGEN
d) ALÜVYON e) ARMA⁄AN f) AS‹STAN
g) ASP‹R‹N h) ATILGAN Do¤ru-Yalan
A, B, C, D, E, F, G, H adl› 8 kifli "1"ler,
Matematikçiler "2"ler ya da "3"ler grubunun üyesidir.
• "1"ler sürekli do¤ru, "2"ler sürekli
‹ki matematikçi konuflmaktad›r: yalan, "3"ler ise gelifligüzel bir biçimde
-“ Tahtaya yazd›¤›m say› bir çarpma ifl- bazen do¤ru bazen yalan söylemektedir.
leminin sonucudur. ‹fllemin özelli¤i, çarp- • "3"ler grubundan 2 kifli vard›r.
t›¤›m iki say›da ve elde etti¤im sonuçta 0 • Arka arkaya konuflan hiçbir ikili ay-
ile 9 aras›ndaki 10 rakam›n tam olarak
birer kez kullan›l›yor olmas›d›r. (Örnek:
n› gruptan de¤ildir. Göz Aldanmas›
Birbirlerinin hangi gruba üye oldukla- Gözünüzü k›rm›z› noktaya odaklay›p
78 x 345 = 26910). Çarpt›¤›m iki say› r›n› bilen bu 8 kifli s›rayla afla¤›daki öner-
nedir?” flekli kendinize yaklaflt›r›p uzaklaflt›rd›kça
meleri yaparlar: halkalar› dönüyormufl gibi göreceksiniz.
-“Çarpma iflleminin sonucuna bak›yo- A:"Bu 8 kifli aras›ndaki do¤rucular›n
rum, ancak say›lar› bulmam için bilgiler say›s› çift say›d›r."
yeterli de¤il.” B:"D ve G ayn› grubun üyesidir."
-“O halde sana bir bilgi daha veriyo- C:"H yalanc›d›r.”
rum. Çarpt›¤›m iki say›dan biri di¤erine D:"B ve E ayn› grubun üyesidir.”
kalans›z bölünüyor.” E:"Bu 8 kifli aras›ndaki do¤rucular›n
-“fiimdi bulabiliyorum.” say›s› yalanc›lardan daha fazlad›r."
Bu iki say›n›n ne oldu¤unu siz de bu- F:"A do¤rucudur."
lunuz. G:"F yalanc›d›r."
H:"Bu 8 kifli aras›ndaki yalanc›lar›n
Harfler say›s› tek say›d›r."
“BU CÜMLEDE ______ ADET A Bu 8 kiflinin ait olduklar› gruplar› bu-
HARF‹, ______ ADET E HARF‹, ______ lunuz.
ADET I HARF‹, ______ ADET i HARF‹,
______ ADET O HARF‹, ______ ADET
Ö HARF‹, ______ ADET U HARF‹, Geçen Ay›n Çözümleri Dört fiekil

______ ADET Ü HARF‹ BULUNUYOR.” Soru ‹flareti


7 ve 2 gelecek. Kare içindeki say›lara
Boflluklar› uygun say›larla (yaz›yla ya- afla¤›daki harfler verilirse;
zarak) öyle doldurun ki, do¤ru bir cümle
elde edilsin. Her kare için Daireler
[BC]=AxD/3 kural›
geçerlidir.
Dü¤meler (21=7x9/3).
Dokuz adet dü¤meyi 4x4’lük bir tablo-
ya öyle yerlefltiriniz ki; çift say›da dü¤me
bulunan hat (s›ra, kolon ve diyagonal) sa-
Hangisi Do¤ru
y›s›; f)Yukar›dakilerden hiçbiri do¤ru de¤il Say›lar
a)maksimum
b)minimum Sihirli Çarp›m Karesi
olsun.
Örnek: Afla¤›daki
tabloda çift say›-
da dü¤me bulu-
nan hat say›s›
10’dur.

A¤ustos 2007 91 B‹L‹M ve TEKN‹K


yesil teknik 20/7/05 18:01 Page 1

Yeflil Teknik C e n k D u r m u fl k a h y a
cdkahya@hotmail.com

Müzisyen Bitkiler
‹nsano¤lu var oldu¤u günden beri çeflitli ya da “saz” adlar› da veriliyor. “Saz” ad› onun
amaçlar do¤rultusunda kendi sesini kulland›, an- ses ç›karma özelli¤ini betimliyor. Çünkü dilimiz-
cak bir süre sonra kendi sesi yetersiz kal›nca ses de “saz” sözcü¤ü müzik aletlerine verilen genel
ç›karabilecek do¤al malzemeler aramaya koyul- bir ad.
du. Bunun için atalar›m›z kimi zaman tafllar›, Kam›fl, karg› ya da di¤er ad›yla saz, boyu 4
kim zaman içi bofl olan çeflitli hayvan boynuzlar›- metreye kadar uzayabilen yumrulu ve çok y›ll›k
n› ve son olarak da ses ç›karma özelli¤i bulunan bir bitki. Genellikle su kenarlar›nda büyüyen bu
bitkileri keflfettiler. Bu ay sizlere çevremizde s›k- bitkinin yapraklar› 1-3 cm geniflli¤inde ve 10-40
ça gördü¤ümüz ve ses ç›karan bitkileri tan›taca- cm boyunda olabilirken, içi bofl olan gövdesi 0,5- de kaliteli bir ses elde etmek için en çok erik, ka-
¤›z. 1,5 cm çap›nda oluyor. Rüz- y›s›, k›z›lc›k, armut gibi odunu yumuflak olan
Sesimiz olmasayd› ya da se- gârla salland›¤›nda do¤al ola- meyve a¤açlar›ndan kaval yap›l›yor. Bu a¤açlar›n
simizi kullanmay› bilmeseydik rak da ses ç›karan bu bitkinin bulunmad›¤› baz› yörelerdeyse odunu sert olan
herhalde yaflamam›z çok zor gövdesinde boflluk olmas› ne- zeytin, flimflir ve ard›ç gibi a¤açlar da kullan›labi-
olurdu. Çünkü ne telefonla ko- deniyle, ifllendi¤inde de olduk- liyor. Ancak odunu yumuflak olan a¤açlardan ka-
nuflabilirdik ne de radyo dinle- ça yüksek düzeyde ses ç›kara- p›lan kaval›n sesi daha yumuflak ve daha gür olu-
yebilirdik. Bu nedenle Sesler biliyor. yor.
yaflam›m›zda çok önemli bir yer Do¤an›n en sesli bitkisi Kavaldan daha sonra ortaya ç›kan, ancak da-
tutuyor. Çevremizde do¤al ve olan kam›fl, sahip oldu¤u ana- ha küçük bir co¤rafyada kullan›lan “mey” ise
do¤al olmayan sesler var. Do- tomik yap›yla ses ç›karmaya erik, zerdali, kay›s›, gül ve ceviz a¤açlar›ndan ya-
¤al sesler, canl›lar taraf›ndan çok uygun. Gövdesinin ortas›n- p›l›yor. Genel olarak zurnan›n atas› olarak kabul
üretilen ya da rüzgar, deniz gi- da bulunan do¤al boflluk nede- edilen ve çok içli bir ses ç›karan mey, “balaban”
bi cans›z varl›klar›n devinimi niyle ço¤u kez insan g›rtla¤›na olarak da biliniyor. Bu alete balaban ad›n›n veril-
sonucunda ç›kan sesler. Do¤al benzetilen bu bitki hafif olma- mesinin nedeni de, sesinin y›rt›c› bir kufl olan ba-
olamayan seslerse insano¤lu ta- s›, h›zl› büyümesi, kolay ifllene- laban›n sesine benzetilmesi.
raf›ndan çeflitli u¤rafllar sonu- bilmesi ve bol bulunmas› nede- Ses veren bitkilerden yap›lan bir di¤er önem-
cunda ortaya ç›kar›lan sesler. niyle birçok müzik aletinin ya- li çalg› da zurna. Ilk önceleri a¤aç kabuklar›ndan
Örne¤in müzik, do¤al olmayan p›m›nda kullan›l›yor. haz›rlanan borudan yap›lan zurnalar günümüzde
bir ses. Kam›fltan yap›lan ilk müzik bak›r ve pirinç levhalardan yap›l›yor. Antalya Te-
Çevremizde ses ç›karmak aletinin kaval oldu¤u kabul ke yöresinde kullan›lan ve nefesli çalg›lar›n en
için çok de¤iflik yeflil teknikler bulunuyor. Örne- ediliyor. Kaval sözcü¤ü, içi bofl anlam›na gelen küçüklerinden olan sipsi de bir çeflit ince kam›fl-
¤in, elinizi koltukalt›n›za koyup kolunuzu aç›p “kav” sözcü¤ünden türetilmifl. Kam›fl›n da içi tan yap›l›yor. Kal›nl›¤› 4-5 mm, boyu 20 cm ka-
kapayarak ya da parmaklar›n›z› kütürdeterek ses bofl olmas› ve bu aletin yap›m›nda kullan›lmas› dar olan sipsilerin 6 ya da 7 deli¤i bulunuyor ve
ç›karabilirsiniz. Ancak ç›kard›¤›n›z sesin anlaml› bu görüflü destekliyor. Yaklafl›k 5000 y›ll›k bir boyuna göre oldukça gür bir ses ç›kar›yor.
ve melodik olabilmesi için ç›kan sesin kontrol geçmifle sahip kavallar›n günümüzde çok fazla Kam›fltan yap›lan nefesli çalg›lar›n belki de
edilebiliyor olmas› gerekiyor. ‹nsanlar da binler- çeflidi var. Ancak önce kemikten, sonra da ka- en önemlisi, ney. Günümüzde de kam›fltan yap›l-
ce y›ldan beri yapt›klar› gözlemler sonucunda ses m›fltan yap›lan kavallar›n 2 ya da 3 deli¤i bulu- maya devam eden bu Mezopotamya çalg›s›n›n
veren bitkileri ve hayvan parçalar›n› keflfedip kul- nuyordu. ‹lkça¤larda düdük gibi yaln›zca tek bir ad›, Sümerce kam›fl anlam›na gelen “na – nay”
lanarak çeflitli müzik aletlerini üretiler. ses ç›karan kavallar›n delik say›s› zaman içinde sözcü¤ünden geliyor. MÖ 3000 y›llar›nda icat
Müzik tarihine bak›ld›¤›nda hayvanlardan el- art›r›larak ses renginde ve nota yap›s›nda da ge- edilen bu çalg› 5000 y›ldan beri kam›fltan yap›l›-
de edilen müzik aletlerinin keflfi, ses veren bitki- liflmeler kaydedildi. Günümüzde çok farkl› sesler yor. Mezopotamya’da ortaya ç›kt›ktan sonra Or-
lerin keflfinden daha eskiye dayan›yor. Örne¤in, ç›karabilen kavallarda 8 delik bulunuyor. ta Asya’ya, ‹slamiyetin yay›lmas›yla da Anado-
ilk müzik aletleri kemik ve boynuzlardan yap›l›- Önceleri kaval yap›m›nda yaln›zca kam›fl kul- lu’ya ulafl›yor. Ney, ç›kard›¤› bu¤ulu sesiyle in-
yordu. Orta Asya ve Eski M›s›r’da yap›lan arke- lan›l›rken günümüzde teknolojinin geliflmesi, tor- san sesine en yak›n ses olarak kabul ediliyor ve
olojik çal›flmalarda, MÖ 3000-4000 y›llar›na ait na ve matkaplar›n yayg›nlaflmas›yla bugün bir- bu nedenle Tasavvuf müzi¤inde önemli bir yer
kaz› alanlar›nda kemik ve boynuzdan yap›lm›fl il- çok bitkiden kaval yapmak mümkün. Günümüz- tutuyor.
kel düdükler ortaya ç›kar›ld›. Bu tip çalg›lar ya- Günümüzde en kaliteli neyler, Hatay’›n Sa-
k›n zamana kadar hem haberleflmek hem de mü- manda¤› ilçesinde ve Suriye’de yetiflen kam›fllar-
zik üretmek için kullan›l›yordu. Kemik ve boy- dan yap›l›yor. Aral›k ve Ocak aylar›nda kesilen
nuzdan sonra çeflitli k›llar da özellikle telli çalg›- kam›fllar demetler halinde ba¤lanarak gölge bir
lar›n yap›m›nda kullan›lmaya bafllad›. yerde dik bir flekilde as›l›yor ve yaklafl›k bir y›l
Bitkiler âlemine gelince, bitkilerin hepsi, bi- kurutulmaya b›rak›l›yorlar. Daha sonra kurumufl
çim ve yap› bak›m›ndan ses ç›karmaya uygun de- kam›fllar kabuklar›ndan ve budaklar›ndan ayr›l›-
¤il. Bir bitkinin ses ç›karmaya uygun olmas› için yor. E¤ri olan kam›fllar su buhar›na tutularak dü-
ya ortas›nda hava ak›m›n›n geçmesi için bir bofl- zeltiliyor ve istenilen uzunlukta kesilip üzerine
luk olmas› gerekiyor ya da ses dalgalar›n› iyi ile- delikler aç›larak ney haline getiriliyorlar.
tebilece¤i özel bir anatomik yap›ya sahip olmas› E¤er vaktiniz varsa siz de sulak alanlarda ya
gerekiyor. Do¤ada bu bak›mdan en flanl› bitkinin da deniz kenarlar›nda yetiflen kam›fllardan ya da
kam›fl oldu¤u biliniyor. Bilimsel ad› Phragmites di¤er müzisyen bitkilerden kendinize uygun bir
australis olan bu bitkiye birçok yörede “karg›” müzik aletini yapabilir ve bofl vakitlerinizi de¤er-
lendirebilirsiniz.

B‹L‹M ve TEKN‹K 92 A¤ustos 2007


gok 20/7/05 16:30 Page 106

Gökyüzü Alp Ako¤lu

Jüpiter ve Uydular›
Jüpiter, akflam saatlerinin gözlem için uttun 1
Io
konumda bulunan tek gezegeni. Her ne kadar o 3 Europa
da gece yar›s› civar› bat›yor olsa da, gökyüzün 5 Callisto Ganymede
aç›k oldu¤u ve s›k s›k gözlem yapt›¤›m›z A¤ustos
7
akflamlar›nda Jüpiter’i bol bol görece¤iz. E¤er bir
dürbününüz varsa, Jüpiter’e onunla bakmay› de- 9
neyin. Çünkü Jüpiter’in dört parlak uydusunu dür- 11
bünle görmek mümkün. çizgi çizerek, uydular›n o andaki konumlar›n› bu-
13
Jüpiter ve uydular›n›n hareketi, her zaman labilirsiniz.
amatör gökbilimcilerin ilgisini çeker. Jüpiter’in 15
Galileo uydular› olarak da bilinen dört büyük uy- Gök Olaylar› 17
dusunun yörünge düzlemi, tutulum düzlemiyle Jüpiter, akflam saatlerinde, alacakaranl›ktan 19
(ekliptik), yani bizim bak›fl do¤rultumuzla küçük sonra ç›plak gözle gözlenebilen tek gezegen. Gü-
bir aç› yapar. Bu nedenle uydular, her zaman Jü- nefl batt›¤›nda güneybat› ufku üzerinde bulunuyor 21
piter’in bir önünden bir arkas›ndan geçerler. Bu- ve art›k gece yar›s›ndan önce gökyüzünü terk edi- 23
nun yan›nda, Jüpiter’in Günefl çevresinde her do- yor. 25
lan›fl›nda iki kez, yani, yaklafl›k her alt› y›lda bir Venüs, ay›n ilk günleri akflam gökyüzünde ol-
uydular›n yörüngeleri tutulum düzlemine tümüyle mas›na karfl›n, ufka çok yak›n görünür konumda 27
paralel hale gelir. Bu sayede, uydular sadece Jü- oldu¤undan gözlenemiyor. Gezegen, 18 A¤us- 29
piter’in de¤il, birbirlerinin önünden ve ar- kas›n- tos’ta altkavuflumdan (Yer - Venüs – Günefl dizili- 31
dan geçerler. fli) geçtikten sonra art›k sabah gökyüzünde. Bu ta-
Bir uydu, ötekinin önünden geçerken, örtül- rihten sonra gezegen sabah gökyüzünde h›zla
me olur. Bu s›rada, örtülmenin oran›na ve uydu- yükselecek ve ay sonunda sabah alacakaranl›¤›
lar›n parlakl›klar›na ve büyüklüklerine ba¤l› ola- bafllad›¤›nda do¤mufl oluyor.
rak, iki uydunun toplam parlakl›¤›nda belirgin bir Mars, art›k gece yar›s›ndan önce do¤uyor.
Azalma olur. E¤er bir uydu Günefl’le bir baflka Gezegen, yak›n›nda bulunan Aldebaran’dan biraz
uydunun aras›ndan geçerse, tutulma meyda- daha parlak. Mars ve bir k›rm›z› dev olan Al-
na gelir. Uydular›n büyüklü¤üne ve göl- debaran, benzer renkleri sayesinde güzel
genin yönüne ba¤l› olarak, tutulma bir ikili oluflturuyorlar. Gezegeni göre-
tam, parçal› ya da halkal› olabilir. bilmek için, geceyar›s› civar› do¤u uf-
Jüpiter’in uydular›ndaki her ku üzerine bakmak gerekiyor.
bir olay sadece birkaç dakika Merkür, ay›n ilk günleri sabah
sürer. Bu nedenle, gözlemler gökyüzünde, pek iyi bir konum-
için zamanlama önemli. Ör- da olmasa da k›sa bir süre göz-
tülmelerde, küçük bir teles- lenebiliyor. Gezegen, ay›n son
kop ya da bir dürbün yard›- günleri akflam gökyüzünde
m›yla, uydular›n birbirine yükseliyor; ancak erkenden
yaklaflt›¤›n› ve örtülme s›ra- batt›¤› için görmek zor.
s›nda uydular›n toplam par- Satürn, Günefl’le çok yak›n
lakl›¤›ndaki belirgin azal- görünür konumda. Gezegen,
may› kolayl›kla farkedebilir- 21 A¤ustos’ta kavuflumdan
siniz. Tam tutulma s›ras›n- (Yer – Günefl - Satürn dizili-
da, küçük bir dürbünle bile fli) geçtikten sonra sabah
uydunun yavaflça gözden kay- gökyüzünde. Ne var ki, geze-
boldu¤unu görebilirsiniz. An- gen ay sonuna kadar gözlenebi-
cak, bir dürbün ya da küçük bir lecek kadar yükselmiyor.
teleskopla, par- çal› ya da halkal› Ay, 5 A¤ustos’ta sondördün, 12
tutulmalar ancak ›fl›ktaki de¤iflim A¤ustos’ta yeniay, 20 A¤ustos’ta
olarak alg›lanabilir. Bu tür tutulmala- ilkdördün, 28 A¤ustos’ta sondördün
r› ay›rt etmek için büyük bir teleskop ge- evrelerinde olacak.
rekir. Ancak, Jüpiter’de “uydular›n dans›- Y›l›n en iyi göktafl› yagmurlar›ndan biri olan
n›” küçük bir dürbünü olan herkes izleyebilir. Perseid Göktafl› Ya¤muru, 12-13 A¤ustos
Yukar›daki çizelge, dört uydunun ay boyunca geceleri en yüksek etkinli¤e ulafl›yor. Göktafl› ya¤-
Jüpiter’e göre konumlar›n› gösteriyor. Bu çizelge- muru etkinlik azalmakla birlikte, bu tarihlerin
nin üzerine, (gözleminizi yapaca¤›n›z günün ve yaklafl›k bir hafta öncesinden bir hafta sonras›na
1 A¤ustos saat 22:00, 15 A¤ustos saat 21:00, 31 kadar gözlenebiliyor.
yaklafl›k olarak saatin üzerine) boydan boya bir
A¤ustos saat 20:00’de gökyüzünün genel görünümü.

A¤ustos 2007 93 B‹L‹M ve TEKN‹K


kedimiz 20/7/05 16:54 Page 72

Kendimiz Yapal›m
Yavuz Erol*

Bisiklet H›z Göstergesi

fiekil 3: Reed anahtar çeflitleri


fiekil 8: Reflektör
Reed anahtarlar oldukça h›zl›d›r ve çal›flma
zamanlar› 1 ms’den daha azd›r. Manyetik ak›da- H›z ölçümünde temel fizik ilkelerinden yarar-
Bu ayki projede bisiklet h›z›n› elektronik ola- ki küçük de¤iflimlere karfl› ba¤›fl›kl›klar› vard›r. lanmak gerekiyor. fiekil 9’da görüldü¤ü gibi bi-
rak ölçen ve h›z de¤erini km/saat cinsinden fiekil 4 ve 5’de örnek uygulama flekilleri görülü- siklet v h›z›yla sa¤a do¤ru giderken, r yar›çapl›
LCD’de görüntüleyen bir uygulama veriliyor. H›z yor. M›knat›s›n hareketi do¤rusal flekilde olabil- ön tekerlek bir tam turda (yani ta-tb süresinde)
ölçümü m›knat›s ve reed anahtar yard›m›yla yap›- di¤i gibi e¤imli de olabilir. Her iki durumda da 2*pi*r kadar yol al›r. Bisikletin h›z bilgisini elde
l›yor. Böylece bisikletin tekerle¤ine herhangi bir m›knat›s, reed anahtara yaklaflt›¤›nda kontaklar etmek için ta-tb süresini hatas›z bir flekilde ölç-
fiziksel temas olmadan h›z› ölçmek mümkün olu- kapan›r, uzaklaflt›¤›nda aç›l›r. mek gerekir. Bu ölçüm, en kolay flekilde PIC
yor. Bu tür cihazlar piyasada haz›r olarak sat›l›- mikro denetleyicinin zamanlay›c› (timer) birimi
yor asl›nda. fiekil 1’de görülen cihazlar›n ekra- kullan›larak yap›l›r.
n›ndan h›z ve mesafe bilgileri kolayca okumak
mümkün. Fakat kendi el eme¤inizle gerçeklefltir-
di¤iniz elektronik bir h›z göstergesini kullanmak
da ayr› bir mutluluk verecektir.
fiekil 4: Do¤rusal hareket

fiekil 9: H›z ölçüm mant›¤›

fiekil 1: H›z ve km saatleri Hassas bir ölçüm gerçeklefltirmek için mikro


denetleyicinin TMR0 zamanlay›c›s›n› uygun flekil-
fiekil 5: E¤imli hareket de ayarlamak gerekir. Bu projede kesme süresi
Bu projede PIC16F628 mikro denetleyicisi,
m›knat›s ve reed anahtar yard›m›yla h›z bilgisini 1ms olarak seçildi ve her kesme olufltu¤unda PIC
Bisikletin h›z›n› km/saat cinsinden ölçebilmek program›nda CX adl› sayac›n de¤eri 1 kez artt›r›l-
LCD’de gösteren bir uygulama gerçeklefltirilecek. için öncelikle, tekerle¤in bir tam turunu ne kadar
Projenin en önemli eleman› reed anahtar oldu- d›. Bu durumda ta-tb süresi (1ms).CX de¤erine
zamanda tamamlad›¤›n› belirlemek gerekir. Bu eflit olmakta. Bu süre yard›m›yla h›z bilgisini elde
¤undan, bu eleman› tan›makta fayda var. Reed amaçla jant teli üzerine küçük bir m›knat›s yerlefl-
anahtar, literatürde birkaç farkl› flekilde adland›- etmek için gereken formüller afla¤›da görülüyor.
tirilir, bisiklet gövdesine de reed anahtar monte
r›l›yor. Kaynaklarda reed switch, reed contact, edilir. fiekil 6’da görülen örnek ba¤lant› ile teker-
reed kontak, dil kontak gibi isimlere rastlan›yor. le¤in her bir dönüflünde jant üzerindeki m›knat›-
Bu yaz›da reed anahtar terimi kullan›lacak. s›n reed sensörün önünden geçmesi sa¤lan›r.
Konta¤›n aç›l›p kapanmas› bir mikro denetleyici
ile alg›lanarak gerekli hesaplamalar yap›l›r.

fiekil 2: Reed anahtar›n görünümü Elektronik devre flemas› flekil 10’da görülüyor.
Devrede, osilatör k›sm›nda iki adet 22pF’l›k kon-
fiekil 2’de görülen reed anahtar, havas› bo- dansatör ve 4MHz’lik bir kristal bulunuyor. Bu ele-
flalt›lm›fl bir cam tüp içine yerlefltirilmifl ferro- manlar yerine 4MHz’lik seramik rezonatör kullan-
manyetik özelli¤e sahip kontaklardan oluflur. fiekil 6: M›knat›s montaj› mak da mümkün. LCD’nin arka plan ›fl›¤›n› açmak
Kontaklar›n aç›lmas› ya da kapanmas›, d›flar›dan için LCD üzerindeki + ve – uçlar›na 5V uygulamak
uygulanan manyetik alanla sa¤lan›r. Kontaklar M›knat›s›n jant teline montaj›nda kolayl›k yeterli. Baz› LCD modellerinde arka plan ayd›nlat-
manyetik ak› ile ayn› eksene konuldu¤unda kapa- sa¤lamas› için flekil 7’de görülen ba¤lant› ele- mas› yüksek ak›m çekti¤i için uygun bir dirençle
n›r. Bu ifllem do¤al m›knat›sla yap›labilece¤i gibi, manlar› kullan›labilir. Ya da h›zl› bir yap›flt›r›c› ile ak›m› s›n›rland›rmak gerekebilir. Bu projede kulla-
kontak üzerine bobin sar›larak oluflturulan bir m›knat›s flekil 8’deki plastik reflektör üzerine ya- n›lan 2 sat›r, 16 sütunlu mavi renk LCD’de, ak›m
elektrom›knat›sla da sa¤lanabilir. Böylece, man- p›flt›r›labilir. seviyesi üretici taraf›ndan 20mA ile s›n›rland›r›l-
yetik alana duyarl› bir anahtar elde edilmifl olur. m›fl oldu¤undan harici bir direnç ba¤lamaya gerek
Reed anahtarlar, genel olarak pozisyon belir- kalmad›. Reed anahtar ba¤lant›s› yap›l›rken, anah-
leme uygulamalar›nda, beyaz eflya, otomotiv, gü- tara paralel flekilde küçük kapasiteli bir kondansa-
venlik sistemleri ve sa¤l›k sektöründe kullan›l›r. tör kullanmak gerekir. Aksi halde kontaklar›n ka-
fiekil 7:
fiekil 3’de farkl› boyutlarda reed anahtarlar gö- panmas› s›ras›nda meydana gelen s›çrama, ifllem
M›knat›s
rülmekte. ba¤lant›s› sonucunun hatal› olmas›na neden oluyor.

B‹L‹M ve TEKN‹K 94 A¤ustos 2007


kedimiz 20/7/05 16:54 Page 73

Kendimiz Yapal›m
Projeye ait malzeme listesi afla¤›daki gibi. PIC C Lite derleyicisi ile yaz›lan C program›
yaz›n›n sonunda yer al›yor. Programda tekerlek
yar›çap› 0.3302 m olarak al›nd›. Bu de¤er 26
inç çapl› standart bisiklet tekerle¤i dikkate al›na-
rak hesapland›. Farkl› ölçülerdeki tekerlekler
için bu de¤eri de¤ifltirmek yeterli. Projenin ay-
r›nt›lar›n› ve PIC’e yüklenecek hex dosyay› ken-
dimiz yapal›m köflesine ait internet sayfas›nda
bulabilirsiniz.
fiekil 10: Devre flemas›

330nF’l›k bir kondansatör kullanmak, kontak s›ç-


ramas›n›n oluflturdu¤u olumsuz etkiyi gidermede
gayet iyi sonuç veriyor.
Devrenin çal›flmas› için ihtiyaç duyulan 5V’luk
gerilim, flekil 11’deki gerilim regülatörü ile sa¤-
lanabilir. Devredeki 9V’luk pil, alkalin tipte olur- H›z ölçüm sistemine ait PIC program›n›n ak›fl
sa uzun süreli bir çal›flma sa¤lan›r. diyagram› flekil 15 ve 16’da görülüyor. Bu algo-
ritma mevcut proje için yeterli özellikleri fazlas›y-
la sa¤l›yor. Fakat algoritma üzerinde iyilefltirme-
ler ve gelifltirmeler yapmak da mümkün.

fiekil 11: 5V’luk gerilim regülatörü

fiekil 12’de, devreye ilk enerji verildi¤i s›rada


LCD’de oluflan yaz› görülüyor.

fiekil 12: Girifl mesaj›

PIC mikro denetleyici bu aflamada, m›knat›s›n


reed anahtar›n önünden geçmesini bekliyor. E¤er
geçifl olursa, zamanlay›c› süreyi saymaya bafll›yor
ve ikinci kez m›knat›s›n geçifline kadar geçen sü-
rede CX sayac›n›n de¤erini 1ms’lik ad›mlarla birer
kez artt›r›yor. ‹kinci geçifl tespit edildi¤i anda za-
manlay›c› durduruluyor ve h›z de¤eri hesaplana-
rak LCD’de görüntüleniyor. fiekil 13’de h›z bilgi-
sinin LCD’ye nas›l yazd›r›ld›¤› görülüyor.

fiekil 13: H›z bilgisini görüntüleme

M›knat›s›n reed anahtar›n önünden ardarda


iki geçifli aras›ndaki süre, belirli bir de¤eri aflar- fiekil 15: Ak›fl diyagram›
sa, bu durum bisikletin hareketsiz oldu¤unu (ve-
ya s›f›ra yak›n h›zda oldu¤unu) gösterir. Böyle
bir durumda ekrana flekil 14’deki uyar› yaz›s›
yazd›r›l›r.

F›rat Üniv. Elek-Elektronik Müh. Bölümü


fiekil 16: Alt programlar yerol@firat.edu.tr
fiekil 14: Bisiklet h›z› s›f›r

A¤ustos 2007 95 B‹L‹M ve TEKN‹K


TurkiyeDoga 20/7/05 18:54 Page 1

Türkiye Do¤as› Bülent Gözcelio¤lu

Balon Bal›klar›m›z

Ülkemiz deniz canl›lar›n›n say›s›nda de- lerden baz›lar› zehirli olabiliyor. Balon bal›k- dir. Daha çok dipteki küçük omurgas›z (yen-
vaml› bir art›fl var. Bunun nedenleri hem lar›n›n bir türü de (Lagocephalus sceleratus) geç, karides vb) canl›larla beslenirler.
araflt›rmalar›n artmas› hem de d›flar›ndan bu zehirlilerden biri. Her ne kadar sokma Bunun yan›nda, ülkemizde baflka balon
giren türlerin fazlal›¤›. Türkiye denizleri organ› olmasa da, yenildi¤i zaman tehlikeli bal›¤› türleri de yafl›yor. Bunlardan biri de
hem gemiler arac›l›¤›yla, hem de Süveyfl olabiliyor. Özellikle üreme dönemlerinde, et- cüce balon bal›¤› olarak bilinen ve ailenin
Kanal› yoluyla gelen türler bak›m›ndan zen- kisi çok fazla olan zehir salg›layabiliyorlar. di¤er üyelerinden küçük olan Torquigener
gin. Gemilerin balast sular›nda gelen türler- Bunun için yaz aylar›nda tüketilmemesi ge- flavimaculosus. Bu bal›klar›n boylar› 11 cm
den en bilineni, 90’l› y›llarda Karadeniz’de rekli. Bunlar›n boylar› 15 cm kadar olabi- civar›nda. S›rt bölgeleri aç›k kahverengi ya
ortaya ç›kan ve tarakl› medüz olarak bili- liryor. Kar›n k›s›mlar› gümüflümsü ve parlak da yeflilimsi olup üzerinde beyaz benekler
nen Mnemiopsis leidyi. K›z›ldeniz’den gelen renkte. S›rt k›s›mlar› yeflilimsi kahverengi var. Vücudun yan taraf›nda, solungaç yar›-
türlerse art›k k›y› ekosistemimizin birer olup üzerinde siyah benekler bulunuyor. Da- ¤›yla kuyruk sap› aras›nda sar›ms› yeflil le-
parças› olmufl durumdalar. ha çok kumlu çamurlu zeminlerde yaflarlar. kelerden oluflan bir flerit bulunuyor. Kar›n
K›z›ldeniz kökenli türler çok renkli görü- 100 metreye kadar olan derinliklerde bulu- bölgesi beyaz renkte olur. Daha çok k›y›da-
nümleriyle hemen dikkat çekiyorlar. Bunlar- nabiliyorlar. Balon bal›klar› kendilerini tehli- ki s›¤ yerlerde, 20 metreye kadar olan de-
dan Nil barbunu gibi baz› türler besin olarak kede hissettiklerinde av olmamak için kar›n rinliklerde, bulunuyorlar, ancak daha deri-
tüketiliyor. Özellikle Do¤u Akdeniz’de çok k›s›mlar›n› kurba¤a gibi fliflirebiliyorlar. Bu- ne indikleri de oluyor.
miktarda avlan›yorlar. K›z›ldeniz kökenli tür- nun d›fl›nda kar›n k›s›mlar› düz bir biçimde- Ülkemiz sular›nda K›z›ldeniz kökenli tür-
ler, dal›fl yapan herkesin rahatl›kla gözlem-
Cüce balon bal›¤› leyebilece¤i say›ya da ulaflm›fl durumda. Bu
durum de¤iflmeden devam ederse, ilerleyen
y›llarda k›y›lar›m›z K›z›ldeniz’le ayn› canl›
çeflitlili¤ine sahip olacak. Bu durum, görün-
tü olarak güzel olsa da, biliminsanlar›nca,
do¤al ekosistemi bozdu¤undan, ekolojik
olarak olumsuz bir durum olarak görülü-
yor.
Foto¤raflar: Tahsin Ceylan
Can A, Bileceno¤lu M, Türkiye Denizlerin Dip Bal›klar› Atlas›, Arka-
dafl Yay›nevi Ankara 2005

B‹L‹M ve TEKN‹K 96 A¤ustos 2007


girissss+ 25/7/05 12:06 Page 1

Merhaba
Y›ld›z
Tak›m›!..
Yaz›n s›cak günlerinde yine sizlerle birlikteyiz. Tatilde
oldu¤unuz bu dönemde, dergimizi elinize ald›¤›n›zda,
hem yeni fleyler ö¤renmenin coflkusunu yaflaman›z›
98 ! Yanl›fl Bilinen Do¤rular
hem de hoflça zaman geçirmenizi hedefledik. Bu sa-
y›m›zda ele ald›¤›m›z konular›n bafl›nda, do¤ru sand›-
102 ! Canl›l›¤a Daha Yak›ndan Bakal›m
¤›m›z yanl›fllar geliyor. Kulaktan dolma bilgilerin kimi
zaman yanl›fl olmas› olas›. Biz de, yayg›n bilinen baz›
103 ! Sözcük Da¤arc›¤›
yanl›fllar›n do¤rular›na yer verdik. Sualt› dünyas›ndan
örnekler vermeyi bu say›m›zda da sürdürüyoruz. Va-
104 ! Teknoloji Tasar›m ve Çevre ‹liflkisi tozlar, deniz k›y›s›nda tatil yapan arkadafllar›n ilgisini
çekecek bir yaz›. E¤er tatilde yolunuz Çanakkale’ye dü-
106 ! Teknoloji ve Tasar›m flerse, antik Troya kentini bir ziyaret edin deriz. Bu ko-
nudaki yaz›m›z sizlere Troya’n›n tarih ve mitolojiyle iç
108 ! Troya içe geçmifl öyküsünü anlatacak.

110 ! ctrl+alt+del Otomobillere ilgi duyanlar›n›z, “Teknoloji Tasar›m ve


Çevre
re ‹liflkisi”
‹l köflemizdeki çevre dostu otomobilleri ke-
111 ! Ergenli¤e Ad›mlar yifle
ifle okuyacaklar.
ok Ayr›ca her ay yer verdi¤imiz köflele
le--
rimizde sizleri yine farkl› konularda kaleme al›nm›fl
›fl ya-
ya-
112 ! Böyle Çal›fl›r z›lar bekliyor.
be

114 ! Deneyler
Elif Y›lmaz - Gökhan Tok
115 ! Kendinizi Deneyin - Harfli Sudoku
doku
Web sitemizin adresi:
www.biltek.tubitak.gov.tr
116 ! Dikenli Vatozlar

118 ! Matemanya

120 ! Kaptan›n Seyir Defteri


yalnislar 25/7/05 10:59 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

Do¤ru Sand›¤›m›z
Yanl›fllar
Kulaktan dolma baz› bilgilere sahibiz. Bunlar s›kça duydu¤umuz, do¤ru kabul
etti¤imiz, akl›m›z›n bir köflesine yer etmifl bilgi k›r›nt›lar›. Oysa kimi zaman bun-
lar›n çok da do¤ru olmayabilece¤ini görüyoruz. Bu yaz›m›zda sizlerle bunlar›n
baz›lar›n› paylaflmak ve gerçekte nas›l olduklar›n› anlatmak istedik. Elbette say-
falar›m›z›n s›n›rl› olmas›ndan dolay› çok say›da örnek veremedik. Bununla bir-
likte belki bu yaz› sizin içinizdeki merak› a盤a ç›kar›r ve do¤ru bildi¤iniz baz›
bilgileri de yeniden sorgulamak istersiniz. Zaten bilim de bilgilerimizi sürekli s›-
nayarak ileri gitmiyor mu?

Su, Gökyüzünün Rengini Yans›tt›¤› belirli dalga boylar›n› so¤urur. Suya girdi¤i andan iti-
‹çin Mavidir baren, ›fl›¤›n ilk olarak k›rm›z› dalgaboylar›ndaki bilefle-
ni so¤urulmaya bafllar. Su taraf›ndan en az so¤urulan
dalga boyu her zaman mavi oldu¤u için, gözümüze
ulaflan tek renk de mavidir. Ancak, bu olay o kadar
düflük düzeyde gerçekleflir ki, ancak denizler ya da
okyanuslardaki gibi metrelerce kl›nl›ktaki katmanlar
halinde bulunan su kütlelerinde gerçekten mavi ren-
gi görebiliriz. Miktarca çok az olan bir bardak suysa,
s›kl›kla gözümüze fleffaf görünür. Denizlerin bazen
yeflil, sar›, k›rm›z› ya da baflka renklerde görünmesinin
nedeni de, su içindeki di¤er organizma ya da madde-
lerin varl›¤›d›r.

Denizlerin mavi görünmesinde gökyüzünün renginin


de hiç rolü yok de¤il. Ancak, bu etkinin yaflanabilme-
si için su yüzeyinin son derece durgun ve gözlem aç›-
s›n›n da 10°’den düflük olmas› gerekiyor.

So¤uk Alg›nl›¤› Yaln›zca K›fl


Birçok kifli, denizlerin, gökyüzündeki mavi rengin yan- Hastal›¤›d›r
s›mas› nedeniyle mavi renkte göründü¤ünü düflünür. Yaz›n s›caklar›nda burnu akan birine “bu havada grip mi
Ancak, denizlerin mavi renkte görünmesinin gerçek olunur?” dendi¤ini çok s›k duyar›z. Nedense, grip ve so-
nedeni, s›kl›kla fleffaf olarak alg›lanan suyun asl›nda ¤uk alg›nl›¤›n›n, yaln›zca so¤ukta kald›¤›m›zda yakala-
mavi renkte oluflu. nabilece¤imiz hastal›klar oldu¤unu düflünürüz. Ancak,
bu hastal›klar›n ortaya ç›kmalar›n›n gerçek nedeni virüs-
Her madde, ›fl›¤›n farkl› dalgaboylar›n› so¤urur ya da ler. Bu nedenle de, düflük hava s›cakl›klar›n›n so¤uk al-
yans›t›r. Maddenin rengini veren, yans›t›lan ›fl›k dalga- g›nl›¤›yla do¤rudan bir ilgisi olmad›¤› gibi, yaz aylar›nda
boylar›n›n renkleridir. Su molekülleri, az da olsa ›fl›¤›n grip olmak da hiç flafl›r›lacak bir durum de¤il. Bu arada

B‹L‹M ve TEKN‹K 98 A¤ustos 2007


yalnislar 25/7/05 10:59 Page 2

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

so¤uk alg›nl›¤›, t›p dilinde “akut viral nazofaranjit” olarak


biliniyor. Hatta, bakteri ve virüs gibi hastal›k yap›c› orga-
nizmalar›n ço¤unun so¤ukta yaflama flans›n›n daha dü-
flük oldu¤u da bir gerçek. K›fl aylar›nda biraz daha s›k
hasta olmam›z›n nedeni, iç mekânlarda daha fazla vakit
geçirmemiz ve yaln›z uygun s›cakl›ktaki iç mekânlarda
yaflayabilen bu tür organizmalarla ve onlar› tafl›yan has-
ta bireylerle daha s›k karfl›laflmam›z. Göktafl› Düfltü¤ü Yeri Yakar
Filmlerde gördü¤ümüz cay›r cay›r yanan göktafl› gö-
Günefl Sistemi’nin Halkal› rüntüsü, yaln›zca görsel etkiyi art›rmak için yap›lan
Gezegeni Satürn’dür masum bir aldatmaca. Çünkü, bir göktafl› Dünya’ya
düfltü¤ünde, o kadar yüksek s›cakl›kta olabilmesi
pek de olas› de¤il. Göktafl›n›n atmosfere girifl h›z›,
d›fl kabu¤unu eritebilecek kadar yüksek. Ancak, bu
eriyen d›fl kabuk, düflüfl s›ras›ndaki sürtünme etkisiy-
le, h›zl› bir flekilde göktafl›n›n yüzeyinden uzaklafl›-
yor. Ayn› sürtünme etkisi, göktafl›n›n düflüflünü de
yavafllatt›¤› için, atmosfere giriflten sonra so¤uma
için ona biraz daha zaman kazand›r›yor. Buna ek
olarak, göktafl›n›n iç kütlesini meydana getiren kaya-
lar da, ›s› iletiminde çok zay›flar. Bu nedenle, bir
göktafl› Dünya’ya düfltü¤ünde, en fazla “›l›k” olabili-
yor. Dolay›s›yla da, düfltü¤ü yerde kocaman bir çu-
kur ya da krater olufltursa bile, bu bölgeyi yakmas›
pek olas› de¤il.

Ay›n Bir Yüzü Daima Karanl›kt›r


Dünya’dan Ay’a bakan bir gözlemci için belki öyle,
ama iflin gerçe¤i biraz daha farkl›. Ay’›n kendi çev-
Gezegenlerin çevrelerindeki halkalar, uydular›n çar- resinde dönüfl süresinin Dünya çevresinde bir tam
p›flmas›ndan arta kalan gaz ve tozlarla, buz ve çeflit- tur atma süresine tam olarak eflit oldu¤unu biliyo-
li gazlar› içeriyorlar. Günefl’e yak›nlaflt›kça gezegen ruz. Bu nedenle, Dünya üzerindeki bir gözlemcinin
çevresinde dönen buz miktar› da azald›¤› için, s›kl›k- Ay’›n her zaman ayn› yüzünü gördü¤ü do¤ru. An-
la Günefl’ten uzaktaki gaz devlerinin çevresinde hal- cak, bu gerçek Ay’›n di¤er yüzünün daima karanl›k
kalar bulunuyor. Günefl Sistemi’ndeki gezegenler oldu¤u anlam›na gelmiyor. Ay’›n Dünya’ya bakan
aras›nda, çevresinde halkalar› bulunan tek gezegen yüzüne “ön”, bizim hiç görmedi¤imiz yüzüne de
Satürn de¤il. Jüpiter, Üranüs ve Neptün’ün de hal- “arka” diyelim. Ay, Dünya ve Günefl aras›ndayken,
kalar› var. Ancak, Satürn’ün halkalar› kadar belirgin asl›nda arka yüzünde gündüz, bize bakan ön yü-
ve gözal›c› de¤iller. zündeyse gece yaflan›yor. Yani, bizim karanl›k ol-

A¤ustos 2007 99 B‹L‹M ve TEKN‹K


yalnislar 25/7/05 10:59 Page 3

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

bulabiliyorlar. Bu döngü, günlerin uzunlu¤una


(Dünya’ya düflen Günefl ›fl›¤› miktar›na) ve mevsim-
lerin s›cakl›¤›na göre de¤ifliyor. Bildi¤iniz gibi, so-
¤uk k›fl aylar›nda yavrular›n yaflamda kalmas› da da-
ha zor. Ancak, özellikle evcillefltirilen hayvanlarda
üreme zamanlar› biraz “flaflm›fl” durumda. So¤uk,
bar›nak, besin gibi dertleri kalmayan bu canl›larda,
y›l içinde birden fazla üreme mevsimi yaflanabiliyor.
K›fl›n ortas›nda bile...

Çin Seddi Uzaydan Görülebilen


‹nsan Yap›m› Tek Nesnedir

du¤unu düflündü¤ümüz yüzü, Günefl’ten gelen


›fl›nlar sayesinde ayd›nl›k oluyor. Ay, Dünya’n›n ar-
kas›na do¤ru geçti¤indeyse, ön yüzünde gündüz
yaflanmaya bafllarken, arka yüzünde gece oluyor.

Kediler Mart Ay›’nda Çiftleflirler

Yayg›n bilinen, ama pek de sorgulanmayan bilgiler-


den biri de Çin Seddi’nin uzaydan görülebilen tek
insan yap›s› oldu¤u. Oysa bu, çok geçerli bir bilgi
de¤il. Çin Seddi, Dünya’n›n alçak yörüngesinde do-
Belki eskiden, kediler evcillefltirilmeden önce... An- laflan uzay araçlar›ndan görülebiliyor; bu do¤ru, fa-
cak, art›k de¤il. Do¤adaki canl›lar›n ço¤unun, belir- kat bu yükseklikten görülebilen daha pek çok nesne
li üreme zamanlar› bulunuyor. S›kl›kla da bahar ay- var. Yüksek binalar, büyük barajlar, hatta gemiler,
lar›na yaklafl›rken. Bunun nedeni, baharla birlikte çi- tren yollar›, baz› büyük otoyollar bile bu yükseklik-
çeklerin açmas›, a¤açlar›n meyve vermesi ve k›fl uy- ten görülebiliyor. Dünyam›z›n uydusu Ay’dan görü-
kusundaki hayvanlar›n ortaya ç›kmas›. Böylece, yav- lebilen insan yap›m› bir nesneyse yok. Ay’a giden
rular bahar aylar›nda do¤uyorlar. Do¤ar do¤maz astronotlar, Çin Seddi de dahil olmak üzere Ay’dan
ya da yumurtadan ç›kar ç›kmaz kendi bafllar›n›n ça- Dünya’ya bak›l›nca hiçbir insan yap›m› nesne göre-
resine bakabilen hayvan yavrular›, kendilerine besin mediklerini belirtmifller.

B‹L‹M ve TEKN‹K 100 A¤ustos 2007


yalnislar 25/7/05 10:59 Page 4

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

yaz olarak ikiye ayr›l›yor. Hatta Dünya’n›n farkl› bö-


lümlerinde iklimler ya¤›fll› ve kurak olarak da ayr›labili-
yor. Ülkemizde yaz ve k›fl olarak adland›rd›¤›m›z mev-
simlerin yaln›zca Kuzey Yar›mküre’ye ait olan koflullar
oldu¤unu, ayn› dönemde Güney Yar›mküre’de tam
tersi iklimlerin sürüyor oldu¤unu da hat›rlatal›m. Mev-
simler, Dünya’n›n ekseninin Günefl çevresinde dolan-
d›¤› yörüngeye dik olmamas›ndan kaynaklan›yor.
Böylece y›l›n farkl› zamanlar›nda Günefl ›fl›nlar› farkl›
bir enleme dik düfltü¤ü; o bölgedeki mevsim koflulla-
r› da di¤er bölgelerdekinden farl› oldu¤u için mevsim-
ler yaflan›r. "Kuzey-k›fl›" döneminde Dünya’n›n Gü-
ney Yar›mküresi Günefl’e do¤ru yöneliktir ve Kuzey
Yar›mküresi daha az Günefl ›fl›¤› al›r. "Güney-k›fl›" dö-

Dünya’n›n Yuvarlak Oldu¤u


Macellan’dan Önce Bilinmiyordu
‹lk ça¤larda insanlar fazla gözlem yapmadan Dün-
ya’n›n düz oldu¤u fikrine kap›lm›fllar. Dünya’n›n yu-
varlak oldu¤una iliflkin ilk bulgular bir rivayete göre
Babil’li gökbilimciler taraf›ndan elde edilmiflti. Bunun
yan›nda kabul edilen, ünlü matematikçi ve düflünür
Pisagor’un MÖ 500’lü y›llarda Dünya’n›n yuvarlak ol-
du¤unu bildi¤i ve ö¤rencilerine ö¤retti¤i. Ay tutulma-
s› s›ras›nda Dünya’n›n Ay’a vuran gölgesinin dairesel
olmas› ya da denizde uzaklaflan bir geminin ufuk çiz-
gisinde yavafl yavafl kaybolmas› bu düflüncenin gelifl-
tirilmesinde etkili olmufl. Pisagor’dan yüzy›llar sonra
Libya’daki Kyrene kentinde yaflayan Eratosthenes de
bu konuda ad› an›lmas› gereken kiflilerden. ‹skenderi-
ye’nin 800 km güneydo¤usundaki Syene’de yaz gün- nemindeyse Kuzey Yar›mküre Günefl’e yöneliktir ve
dönümünde Günefl ›fl›nlar›n›n ö¤leyin dikey olarak kuzeyde s›cak mevsimler bafllar. Yani Kuzey Yar›mkü-
düfltü¤ünü bilen Eratosthenes, ‹skenderiye’de ayn› ta- re’de yaz bafllad›¤› zaman Güney Yar›mküre’de (ör-
rih ve saatte Günefl ›fl›nlar›n›n dikeyden sapt›¤›n› göz- ne¤in Güney Afrika ya da Avustralya’da) k›fl bafllar.
lemlemifl. Dünya’n›n yuvarlak oldu¤u düflüncesine
bir kan›t olarak düflünebilece¤imiz bu görüflten yola Bütün bunlar›n yan› s›ra orta iklim kufla¤›nda bile mev-
ç›karak yerkürenin çevresini de hesaplam›fl. simlerin üç ayl›k dönemlerden farkl› sürelerde seyretti¤i
oluyor. Kimi zaman uzun süren k›fllarla, kimi zaman k›-
Mevsimlerin Hepsi Eflit sac›k baharlarla karfl›laflabiliyoruz. Bunlar da yine çevre-
Uzunluktad›r sel koflullar›n de¤iflik seyretmesinden kaynaklan›yor.
Okulda hepimizin ö¤rendi¤i bir fley var. Y›l› dört mev-
sime ay›r›yoruz ve üç ayl›k süreler o mevsimi belirliyor. Deniz Candafl – Gökhan Tok
Sözgelimi Mart, Nisan, May›s aylar› ilkbahar, Haziran,
Kaynaklar
Temmuz ve A¤ustos yaz aylar›. Eylül, Ekim, Kas›m’a http:// www2spare.com/item_49873.aspx
sonbahar, Aral›k, Ocak ve fiubat’a da k›fl diyoruz. Oy- http://tr.wikipedia.org/wiki/Mevsim
http://en.wikipedia.org/wiki/Rings_of_Saturn
sa bu ayr›m yaln›zca Dünya’n›n ortas›ndaki paraleller- http://en.wikipedia.org/wiki/Meteor
de geçerli olan iklim koflullar›na uyuyor. Kutuplarda http://en.wikipedia.org/wiki/Common_cold
ve kutuplara yak›n paralellerdeyse mevsimler k›fl ve

A¤ustos 2007 101 B‹L‹M ve TEKN‹K


can 25/7/05 09:27 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

Canl›l›¤a ca uygun anahtarlar tak›labildi¤i gibi, hücre zar›ndaki


proteinlere de yaln›zca yap›lar› uygun maddeler ba¤la-

Daha Yak›ndan
nabiliyorlar. Bu proteinlere “almaç” ad› veriliyor. Bir
madde, e¤er hücre zar›nda kendisini tan›yacak bir al-
maç yoksa, zardan geçemiyor.

Bakal›m... Varsay›n ki bir maddenin mutlaka hücre içine al›nmas›


ya da hücreden d›flar›ya ç›kar›lmas› gerekiyor. Ancak, bu
Hücre zar›n›n yap›s›ndan ve bu zar›n ne gibi ifllere yara- madde o kadar büyük ki, yukar›daki yollarla geçifli ola-
d›¤›ndan, daha önceki say›lar›m›zda k›saca bahsetmifl- naks›z. ‹flte bu durumda, hücre kendini biraz zorlay›p
tik. Hücre zar›n›n en önemli görevlerinden biri, hücre- enerji harcayarak bu maddeleri geçiriyor. Örne¤in, hüc-
nin içi ve d›fl ortam aras›nda gerçekleflen madde al›flve- relerdeki metabolik tepkimelerin sa¤l›kl› bir flekilde yürü-
rifli. Bu olayda, hem hücre zar›n›n yap›s› hem de kimya yebilmesi için, hücre içinde sodyum (Na+) iyonlar›n›n
kurallar› rol oynuyor. düflük, potasyum (K+) iyonlar›n›n yo¤unlu¤u da yüksek
tutulmal›. Bu iyonlar›n hücre zar›ndan geçifli, enerji har-
Kural olarak maddeler, çok yo¤un olduklar› ortamdan cayan özel pompalar sayesinde gerçeklefltiriliyor.
uzaklaflma e¤ilimi gösteriyorlar. Bunu, kalabal›k bir yer-
de daha tenha alanlara do¤ru ilerlemek isteyiflimize Maddeler, bazen de kesecikler içinde hücre zar›ndan
benzetebiliriz. geçiriliyor. Büyük bir molekül hücre içine al›naca¤› za-
man, hücre zar› içeriye do¤ru bir çöküntü yap›yor ve
fiimdi, bir küveti suyla doldurup, tam ortas›na belirli molekülü saran bir kesecik fleklini al›yor. Zardan koparak
boyuttaki maddeleri geçiren bir filtreyi dikey olarak yer- hücrenin içine geçen bu kesecik, hedefine ulaflt›¤›nda
lefltirdi¤imizi düflünelim. ‹kiye böldü¤ümüz bu su dolu içeri¤ini boflalt›yor. Bazen de bu kesecik, hücre zar›n-
küvetin bir taraf›na bir kova dolusu renkli toz ekleyelim. dan ç›kan ve yalanc› ayak ad› verilen uzant›lar›n d›flar›-
Önce küvetin yaln›zca bir yan› renkliyken, bir süre son- daki maddeleri sarmas›, daha sonra da birbirleriyle bir-
ra yavafl yavafl zar›n di¤er yan› da renklenmeye bafllar. leflerek kaynaflmas› yoluyla olufluyor.
Çünkü ekledi¤imiz renkli madde, yo¤un oldu¤u taraf-
tan, zar›n di¤er taraf›na geçme e¤ilimi gösterir. Bu ge- Salg› hücreleri gibi büyük yap›l› moleküllerin hücre d›fl›-
çifl, enerji kullan›lmaks›z›n, kendili¤inden gerçekleflir. na verilmesinde de yine keseciklerden yararlan›l›yor.
Oksijen, karbondioksit, su ve baz› iyonlar, hücrelerin ya- Hücre içinde paketlenen bu tip moleküller, kesecikler
r› geçirgen zarlar›ndan bu flekilde geçiyorlar. halinde hücre zar›na iletiliyorlar. Kesecik hücre zar›na
ulaflt›¤›nda oraya yap›fl›yor ve içeri¤ini d›flar›ya verirken
Maddeler belirli bir boyutun üstüne ç›kmaya bafllad›kla- kendisi de hücre zar›n›n yap›s›yla kaynafl›yor. Böylece,
r›ndaysa, zardan bu flekilde kendiliklerinden geçmeleri keseciklerle madde al›m› esnas›nda ortaya ç›kan hücre
zorlafl›yor ve onlara, hücre zar›ndaki belirli proteinler zar› kayb› da telafi ediliyor.
yard›mc› oluyor. Bir dizi kilit düflünün. Bu kilitlere yaln›z- Deniz Candafl

Hücrelerin madde içine al›nmas›na “endositoz” deniyor

fl fl
fl fl
fl fl
fl fl
fl fl
fl 1. Hücre içine al›nacak olan madde
2. Hücre zar› önce içeriye do¤ru
bir çöküntü yap›yor 3. Hücre zar›, bir kesecik halinde molekülü sar›yor 4. Kesecik hücre içine al›n›yor ve hedefe iletiliyor fl
1. Hücreden at›lacak olan madde bir kese halinde 2. Kesecik zara yap›fl›yor ve kesenin zar›yla 3. Keseci¤in içi d›flar› verilirken, zar› da hücre 4. Hücre istenmeyen maddeden kurtuluyor,

fl zara itiliyor birleflmeye bafll›yor zar›na ekleniyor zardaki eksik tamamlan›yor


fl
fl fl
fl fl
fl fl
fl fl
fl fl
Hücre d›fl›na madde verilmesinin ad› da ”ekzositoz”
sozcuk 25/7/05 09:53 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

Sözcük
Da¤arc›¤›
Geçmiflte kara yoluyla yap›lan ticaret için kervanlardan yararlan›l›rd›. At, eflek ya da deve katarlar›n›n kulla-
n›ld›¤› kervanlar hem flehirleri birbirine ba¤layarak, birbirleriyle iliflki içinde kalmalar›n›, hem de tüccarlar›n
güvenli bir biçimde yolculuk etmelerini sa¤larlard›. Tüccarlar tek bafllar›na yolculuk ettiklerinde yol üstünde
karfl›laflabilecekleri tehlikelerden korunmak için toplu halde yolculuk yapar ve güç birli¤i olufltururlard›. Ker-
van sözcü¤ünün kökeni Farsça “kârban”. Kârban, kâr elde etmek için ifl yapan kifli ya da kifliler anlam›na
geliyor. Dilimizde kervan olarak kulland›¤›m›z bu sözcük tüccarlar›n bir araya gelerek oluflturdu¤u kafileyi
anlat›yor. Bu sözcük Bat› dillerine de geçmifl; sözgelimi, Frans›zca’daki caravane, ‹ngilizce’deki caravan ya
da Almanca’daki Karawane sözcükleri. Kervanlar›n yolda mola verdiklerinde gereksinimlerini karfl›lad›klar›,
kervanc›lar›n uyudu¤u, hayvanlar›n yemlendi¤i yerlereyse kervansaray ad› veriliyor. Ticaret yollar› üzerine
kurulan bu kervansaraylar, kervanlar›n bir günde ilerleyebilecekleri uzakl›k hesaplanarak yap›l›rm›fl. Anado-
lu’da bugün de Sar› Han, Alay Han, A¤z›karahan gibi kervansaray kal›nt›lar›n› görmek mümkün n

Burdur
Rivayete göre Türkmen boylar›ndan K›nal› Oy-
ma¤›, kendisine konaklama yeri ararken, yerleflmek K›sa k›sa...
için çok güzel bir yere rastlam›fl ve bölgenin güzelli¤i kar-
fl›s›nda “cennet buradad›r” ve “Burada dur” gibi sözler söy-
Dayak: Eski Türkçe’de tayak olan bu sözcük
lemifl. Bu sözler zamanla hece düflmesine u¤ram›fl ve Burdur’a
dönüflmüfl. Burdur ilimizin ad›yla ilgili anlat›lan en yayg›n öykü- zamanla “dayak”a dönüflmüfl. Sözcü¤ün as›l
lerden biri bu. Hofl bir öykü olsa da yörenin ad›yla ilgili baflka aç›k- anlam› dayan›lan fley, sopa, de¤nek ya da bas-
lamalar da var. Geçmiflte kentin ad› Burdur olarak de¤il, Buldur bi- ton anlam›na geliyor. Dayak sözcü¤ü, zaman-
çiminde telaffuz ediliyormufl. Bu sözcük, ortaça¤da yöreye verilen la anlam genifllemesi yaflayarak, dayak denen
Polydorion ad›n›n bozulmufl biçimi olabilir. Bu sözcü¤ün anlam›ysa
nesneyle vurma, sopayla dövme biçiminde kul-
“çok arma¤anl›”, “do¤an›n çok arma¤an, nimet verdi¤i yer” olarak
düflünülebilir. Bilge Umar, Türkiye’deki Tarihsel Adlar adl› eserinde lan›l›r olmufl.
bu görüfle karfl› ç›k›yor ve ad›n kökeninin çok daha eski olabile-
ce¤ini söylüyor. Buna göre sözcü¤ün anlam› yöredeki göl ve
çevresindeki korularla ilintili olmal›. Pula-da-ura Anado- Çorba: Sözcü¤ün kökeninde Arapça’da iç-
lu’nun eski dillerinde “Su korulu¤unun yüce tanr›ças›”
mek anlam›na gelen “flurb” yat›yor. Bu söz-
anlam›na geliyor. Bölge ana tanr›ça Ada flerefine
bu biçimde adland›r›lm›fl olabilir. cük önce Farsça’ya, içilen bir fley anlam›nda
flurbe/florbe olarak geçmifl. Biz Farça’dan flor-
be sözcü¤ünü alm›fl ve dilimize uydurarak
çorba olarak kullanm›fl›z.

Fayton: Eski Yunan söylencelerinde Gü-


nefl’in arabas›n› süren Phaeton adl› bir masal
kahraman› var. Zamanla bu isim arabac›n›n
ad› olmaktan ç›k›p arabaya verilir olmufl.

Gökhan Tok
A¤ustos 2007 103 B‹L‹M ve TEKN‹K
tekno 25/7/05 11:22 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

Gelece¤in Çevreci
Otomobilleri...
Giderek azalan do¤al kaynaklar›m›z›n ekonomik kullan›labilirli¤i ka-
dar,yenilenebilirlik ve yeniden kullan›labilirlikde daha güvenli ve sa¤l›k-
l› bir geleceki için olmazsa olmazlar›m›za dönüflüyor. Bu bölümde, Gü-
nefl ve hidrojen benzeri alternatif enerji kaynaklar›n› kullanan tafl›tlar›n
yan›nda, mevcut otomotiv teknolojisindeki çevreci yaklafl›mlar›n gelece-
¤e yans›malar›na odaklanaca¤›z.

‹lk örne¤imiz, 2006 Los Angeles otomotiv fuar› çer- Bir baflka yarat›c› örnek de, California’dan Volkswa-
çevesinde düzenlenen bir otomobil tasar›m› yar›flma- gen tasar›m grubunun çal›flmas›. Nanoteknolojiyi
s›nda birincilik ödülü alan “02 Hummer”. ‹lginç bir hücre teknolojisi ve Günefl enerjisiyle birlefltirerek kul-
konsept (tasar›m aflamas›n› tamamlam›fl, ancak seri lanan modern bir tafl›t olarak düflünülen “Nanosp-
üretime geçmemifl) otomobil örne¤i olan bu tasa- yder”, üç genç tasar›mc› taraf›ndan Volkswagen Ta-
r›m, 5 y›l içinde ürünün % 100 geri dönüflümünü sar›m Merkezi için Santa Monica’da gelifltirilmifl. Bu
tasar›m çevreye zarar vermeyen alternatif enerji kay-
hedefleyen ve yak›t hücresi kullanarak karbon diok-
naklar›n›n kullan›m›n› özendiren, elektrik enerjisiyle
siti süzen, çevreye sadece oksijen veren bir ileri tek-
hareket eden, fliflme gövdeli ve iki kiflilik bir konsept
nolojiyi öngürüyor. Park halindeyken karbon dioksit
araç olarak Los Angeles Otomotiv Fuar›’nda ilk defa
süzme ifllemine devam eden araç, alüminyum göv-
yer ald›.
desiyle oldukça hafif bir flehir içi otomobil olarak ta-
sarlanm›fl. Ürün tasar›m›, General Motor firmas› için
Frank Saucedo, Steve Anderson, Jussi Timonen, Jo-
se Paris, Loren Kulesus’dan oluflan bir ekip taraf›n-
dan gelifltirilmifl.

Nanospyder 2006

Bir baflka örnekteyse, Avrupa’da 3 kez düzenlenen


“Peugeot Design Competition” tasar›m yar›flmas› bi-
rincisi olan bir baflka çevre dostu araç karfl›m›za ç›k›-
yor. Ürün, Portekizli tasar›mc› André Costa’ya ait. ‹smi
“Moovie” olan 2 kiflilik araç, gelece¤in kentlerinde s›k
s›k karfl›m›za ç›kacak bir yarat›c› ulafl›m arac› görüntü-
sü veriyor.
02 Hummer gelece¤in oksijen üreten otomobili 2006

B‹L‹M ve TEKN‹K 104 A¤ustos 2007


tekno 25/7/05 11:22 Page 2

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

Son olarak, 2005 ve 2006 y›llar›nda ürün tan›t›mlar›


yap›lan ve çok k›sa süre içinde, kullan›lmaya bafllaya-
cak olan, alternatif enerjiyle çal›flan hibrid araçlardan
baz› örnekleri görmekte yarar var.

“Peugeot Design Competition” yar›flmas›nda 1. olan çevre dostu araç

Di¤er bir örne¤imiz, yine Avrupa’dan üç tekerlekli çevre


dostu bir konsept araç. ‹ngiliz tasar›mc›lar taraf›ndan ge-
lifltirilen “Clever”, özellikle flehir içi park sorununa yarat›-
c› bir çözüm olarak karfl›m›za ç›k›yor. Avrupa Birli¤i fon-
lar› çerçevesinde, BMW taraf›ndan finanse edilen Ar-Ge
çal›flmas›yla özellikle trafik sorunlar›na alternatif çözüm
içeren bir potansiyel çal›flma olarak önümüzdeki 5 y›l
içinde kentlerde yerini alacak gibi gözüküyor.

Smart hibrid-araçlar 2006

Hakan Gürsu
Dr., ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasar›m› Bölümü

”Clever” ‹ngiltere’de tasar›mc›lar taraf›ndan gelifltirilmifl bir üç teker-


lekli konsept araç.

A¤ustos 2007 105 B‹L‹M ve TEKN‹K


tektas 25/7/05 10:26 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

Teknoloji ve
Tasar›m
Bu say›dan itibaren teknik konular- Vantilatörüm Üfürüyor, Üfürdükçe Serinletiyor
da projeler yapmaya bafll›yoruz. Bu ‹nsano¤lu üflemenin so¤utma etkisi yapt›¤›n› eski ça¤lardan be-
projeleri yaparken ve bütün hayat›- ri bilir. Parma¤›m›z s›cak bir cisme dokundu¤unda hemen çeker,
n›z boyunca, her yerde kullanabile- sonra da üfleriz. S›cak bir çorbadan bir kafl›k ald›¤›m›zda a¤z›m›-
ce¤iniz alet çantan›z› oluflturmaya za yaklaflt›r›r, önce üfler sonra içeriz. Tatildesiniz ve evde oldu¤u-
bafllaman›z› öneriyoruz (h›rdavat nuz zamanlar›n ço¤unu bilgisayar bafl›nda geçiriyor olmal›s›n›z.
ya da elektronik malzemeler sat›lan Bu s›cak günlerde bilgisayar aç›k oldu¤unda çal›flacak bir vanti-
yerlerde bulabilirsiniz). Bu sayfan›n latör yapal›m m›?
okuyucular›n›n eli ifle yatk›n birey-
ler olmas›n› hedefliyoruz. Çünkü bi- Gerekli Malzemeler
liyoruz ki, hangi mesle¤i seçerseniz Bilgisayar fan›/USB uzatma kablosu/ikili montaj kablosu (1 metre)/
elektrikçi band›/içecek kam›fl›/lamba açma-kapama anahtar›/çift tarafl›
seçin, eli ifle yatk›n olanlar›n›z ter- yap›flan bant
cih edilen elemanlar olacakt›r. Kullan›lacak Aletler
Kablo soyucu/tornavida/multimetre/maket b›ça¤›/yan keski.
Alet Çantas› ve ‹çindekiler

1 2 3

1 Alet çantas›n› çok küçük almay›n (40-50 cm aras›nda


olanlar› uygun). Aletleri kulland›ktan sonra alet çantas›na koy-
ma al›flkanl›¤› edinin. 2 fiu anda bütün ifllevlerinden
yararlanmasan›z bile, bir dijital multimetre al›n (voltaj ölçece-
¤iz). 3 De¤iflik profillerde tornavidalar al›n (y›ld›z, düz). Sa-
atçi tornavida tak›m›n›n içinde küçük tornavidalar vard›r (ku-
tudakiler). Tornavida olarak da kullan›labilen kontrol kalemi
almay› unutmay›n.
Havay› bir hacimden al›p di¤er bir hacime aktaran, havaya yön
4 Kablo kesme-soyma iflleriniz için kablo soyucu alman›z verme ilkesiyle ile çal›flan makinelere vantilatör denir.
yeterli olacakt›r. Yan keski, kargaburnu, makas ve maket
b›ça¤› da alet çantas›nda olmas› gereken malzemelerdir
(kesici aletleri dikkatli kullan›n). 5 Projelerle ilgili, ön ça- Bilgisayar› Fan So¤utur
l›flmalar yaparken krokodilli kablolar kullan›l›r (10 luk de-
metler halinde sat›l›r). 6 Yap›flt›rma ve elektriksel izolas- Bilgisayar çal›fl›rken elinizi arka tarafa do¤ru yaklaflt›r›rsan›z hava üf-
yon ifllemleri için s›cak silikon tabancas› ve silikon çubuk lendi¤ini hissedersiniz. Bu bölgede bilgisayar›n fan› vard›r. Bilgisa-
kullanaca¤›z. Bu aleti kullan›rken dikkatli olun, silikon s›-
cakken elinizle dokunmay›n. yar içindeki elektronik devre elemanlar›n›n sa¤l›kl› çal›flabilmeleri

4 5 6
tektas 25/7/05 10:26 Page 2

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

için, iç ortam›n s›cakl›¤›n›n belirli bir aral›kta tutulmas› ge-


rekir. Kapal› bir ortam oldu¤undan ve baz› devre eleman-
lar› (güç kayna¤› gibi) çal›fl›rken ›s›nd›¤›ndan s›cak hava-
n›n d›flar› at›lmas› gerekir. Bilgisayar fan› bu ifli yapar, ama
biz onu bilgisayar›n d›fl›nda kullanaca¤›z (bilgisayar malze-
meleri sat›lan ma¤azalardan alabilir ya da eski bilgisayar- Bir tornavida kullanarak açma-kapama anahtar›n›n d›fl vi-
lardan sökebilirisiniz). K›rm›z› (+) ve siyah (-) kablolar› kulla- dalar›n› ç›kar›n. Kapa¤› açt›¤›n›zda içeride 2 adet vida gö-
naca¤›z (sar› kablo dönüfl h›z›n› ayarlamada kullan›l›r, bu receksiniz. Uzatt›¤›n›z USB kablosunu orta yerinden (k›rm›-
kabloyu kesin). Etiketini kald›r›p ortadaki mili iterseniz, per- z› çizgili olmayan kablo) kesin. Uçlar›n› 1 cm civar›nda
vane k›sm› ayr›l›r, 4 adet bobin ortaya ç›kar. Voltaj kayna- aç›n ve k›v›r›n. Tornavidayla kapa¤›n içindeki vidalar› gev-
¤›na ba¤land›¤›nda (en fazla 12 Volt dc) bobinlerde olu- fletin (ç›karmay›n), k›v›rd›¤›n›z kablolar›n birini vidan›n alt›n-
flan manyetik alan mili çevirir ve pervaneyi döndürür. daki metal deli¤e yerlefltirin ve viday› iyice s›k›n. Kablonun
di¤er ucunu da 2. vidaya tak›n ve s›k›flt›r›n. K›rm›z› çizgili
Gerekli Voltaj› Bilgisayardan kabloyu anahtar içine al›n, yandaki boflluktan geçirin. ‹ki vi-
Sa¤layaca¤›z dadaki bak›r teller da¤›n›k olmas›n ve birbirine de¤mesin.
USB bilgisayarla çevresel birimler (yaz›c›, ta- Anahtar›n kapa¤›n› yerlefltirin ve ç›kard›¤›n›z vidalar› tak›n.
ray›c›, dijital foto¤raf makinesi, haf›za kartla-
r› vb.) aras›ndaki iletiflimi sa¤lar. (USB fifle ta- Vantilatörünüzün
k›l›yken, bilgisayar çal›fl›rken müdahalede bir ucunda USB
bulunmay›n) USB kablosunun bilgisayara ba¤lant›s›, ortas›n-
ba¤lanmayan ucunu kesin, d›fl kabloyu 4- da açma-kapama
5 cm civar›nda s›y›r›n. Voltmetreyi k›rm›z› anahtar› ve di¤er
(+) ve siyah (-) kablolar aras›na ba¤larsan›z 5 Volt civar›nda bir ucunda da bilgisa-
voltaj ç›k›fl› oldu¤unu görürsünüz. K›rm›z› ve siyah kablolar› yar fan› var. Fan›
kullanaca¤›z; di¤er kablolar› geriye do¤ru k›v›r›n ve bantlay›n. monitörün üstüne yap›flt›r›n (çift tarafl› bant kullan›labilir),
USB’yi bilgisayara tak›n, açma-kapama anahtar›n› aç›nca
Kablolar› Uzat›n hava üflemeye bafllayacakt›r. ‹yi serinlemeler.
‹kili montaj kablosu kullanarak USB kablosunu
?
?
uzat›n. Kablolar›n ucunu açt›ktan sonra birbiri-

?
ne iyice dolay›n ve elektrikçi band›yla yap›flt›r›n

?Neleri?Ö¤renmeniz Gerekecek...
(elektirikçi bantlar› kolay yap›fl›r, iyi yal›t›m ya-
par ve gerekti¤inde kolayl›kla aç›l›r). Kablolar›n ekleme
yerleri e¤ilip bükülmeyle aç›labilir. Birlefltirme yaparken
içecek kam›fl›ndan bir parça kesin, kabloya tak›n (k›rm›z›- S›cak ve so¤uk olan yerlerin co¤rafi konumlar›na dikkat edin. De-
y› tercih edin), band›n üzerinden geçirin ve di¤er kablo- niz seviyesi neden s›cak, yüksek olan yerler neden daha so¤uk-
tur? Hortum nas›l oluflur? Rüzgar neden serinletir? S›cakl›k ve ba-
ya tutturun. Uzat›lan USB kablosunun di¤er ucunu do¤-
s›nç aras›ndaki iliflki nedir?
rudan bilgisayar fan›na ba¤layabilirsiniz (k›rm›z› çizgili uç
k›rm›z›ya gelecek flekilde). Fan› çal›flt›rabilmek için her se-
ferinde bilgisayara tak›p ç›karman›z gerekecek. Bilgisayar- Bu Köfle Sizin
lar›n USB giriflleri arkada olabilir, tak›p ç›karmak zor ola- Ankara’dan Yazgül Yalç›n Bekdemir bal›k akvaryu-
muna, yapra¤› için yetifltirilen bir salon bitkisi ekmifl.
cakt›r. Bir kere bilgisayara takt›ktan sonra istedi¤im za- Akvaryumu flimdilik ince naylon ile kapatm›fl; daha
man çal›fls›n, istedi¤im zaman dursun diyorsan›z, bir aç- sonra cam kestirip yap›flt›racakm›fl. Kavanozun dibinde
bir drenaj sistemi oluflturmad›¤›ndan topra¤›n camla birleflti¤i
ma-kapama anahtar› ba¤laman›z› öneriyoruz.
yerlerde yosunlanma bafllam›fl. Daha sonra büyüyece¤ini dikka-
te alarak, bafllang›çta ekilen çiçe¤in boyunun 5-6 cm civar›nda
Açma-Kapama olmas›n› öneriyoruz (Nisan 2007 say›s›nda anlat›ld›, pdf formu-
nu www.biltek.tubitak.gov.tr adresinden edinebilirsiniz).
Anahtar› Ba¤layal›m
Sizin de bu say›daki ve geçmifl say›lardaki projeleri yaparken
Açma-kapama anahtar›n› ve montaj kab- olan ve olmayan süreçleri içeren birikimlerinizi bizimle paylafl-
losunu elektrik malzemeleri sat›lan bir man›z› bekliyoruz.
hacererar@yahoo.com
yerden alabilirsiniz. Kablo soyucu kullanarak da kablonun
üstündeki yal›tkan k›sm› s›y›r›n (maket b›ça¤› gibi kesici bir
alet ya da yan keski de kullan›labilir). Hacer Erar
A¤ustos 2007 107 B‹L‹M ve TEKN‹K
troy 25/7/05 10:45 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

Tarih ve Mitolojinin Kenti

Troya

Yolu Çanakkale’ye düflen gezginleri, Hi-


sarl›k Tepesi’ne yaklafl›l›rken dev bir tah-
ta at karfl›l›yor. Bu tahta at› gördü¤ü- Troya dendi¤inde akla ilk gelen, ünlü Troya Savafl›.
nüzde anlay›n ki tarihteki en ünlü kent- Söylencelerle süslenmifl bu savafl, ünlü ozan Home-
lerden birine geldiniz, Troya’das›n›z. Tro- ros’un ‹lyada adl› eseriyle ölümsüzleflmifl. Bu neden-
ya savafl›n›n sonunda kullan›lan tahta at le Troya’dan söz ederken tarihi gerçeklerle söylence-
gibi bu at da Kaz Da¤›’n›n (‹da) çamla- ler iç içe geçmifl gibi düflünülüyor. Troya savafl›n›n
söylencesel öyküsü Iolkos kral› Peleus ile Okyanus
r›ndan yap›lm›flt›. 2004 y›l›nda çekilen
k›zlar› diye an›lan Nereidlerden biri olan Thetis’in dü-
“Troy” adl› filmde kullan›lan tahta at da
¤ün töreninde bafllar. Dü¤üne haset tanr›ças› Eris
sonradan Çanakkale’ye getirildi ve bura- ça¤r›lmam›flt›r. Buna çok k›zan Eris, bir oyun oyna-
da sergilenmeye bafllad›. Bu at›n öykü- maya karar verir ve herkesin görece¤i bir yere bir el-
süyse bir aflkla bafllayan ve unutulmaz ma b›rak›verir. Elman›n üzerinde “En güzele” yaz-
bir savafla dönüflen destan›n bir parças›. maktad›r. Elman›n kime verilece¤i konusunda anlafl-
B‹L‹M ve TEKN‹K 108 A¤ustos 2007
troy 25/7/05 10:45 Page 2

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

ma sa¤lanamaz, Troya prensi Paris’in hakemlik yap- Ne var ki Schliemann, kazd›¤› yerde hiç beklemedi¤i
mas›na karar verilir. Antikça¤ söylencelerinde bu baflka fleyler de buldu: Troya oldu¤unu düflündü¤ü
olay, dünyan›n ilk güzellik yar›flmas› olarak an›l›yor. harabelerin alt›nda baflka harabeler de vard› ve bu-
Her üç tanr›ça da Paris’e kendisini seçerse çeflitli ar- nun alt›nda baflkas› ve bunun alt›nda baflkas›… Te-
ma¤anlar vereceklerini söylerler. Hera onu, Asya K›- pe kat kat soyulmas› gereken muazzam bir so¤ana
tas›’n›n hakimi ve dünyan›n en zengin insan› yapma- benziyordu. Bu katlar›n her birinde baflka baflka in-
y› teklif eder. Athena’n›n önerisi, Paris’i dünyan›n en sanlar›n yaflam›fl olduklar› görülüyordu. Uluslar yafla-
yak›fl›kl›, en ak›ll› insan› ve en güçlü savaflç›s› yap- m›fllar ve ölmüfllerdi, kentler kurulmufl ve y›k›lm›flt›.
makt›r. Afrodit’inkiyse dünyan›n en güzel kad›n›n›n Schliemann Homeros’un Troya’s›n› bulmaya çal›fl›r-
aflk›n› vermektir. Bu kad›n Spartal› Helen’dir. Sonuç- ken bir y›l içinde o ve yard›mc›lar› yedi tane, sonra-
ta Paris Afrodit’in önerisini kabul eder ve alt›n elma- lar› da iki kent daha buldu. Peki, Homeros’un anlat-
y› ona verir. Paris’in Sparta’ya gidip Helen’i kaç›rma- t›¤› Troya, bu dokuz kentten hangisiydi? Aç›k olan,
s› ve Troya’ya getirmesi Akhalar› çok k›zd›r›r ve ordu- en alttaki kat›n tarih öncesinden kald›¤›yd›. En eski
lar›n› toplay›p Troya’ya gelirler. Böylece ünlü savafl katt› bu; o denli eskiydi ki, burada oturanlar henüz
bafllam›fl olur. Söylence, uzun zaman süren bu sava- maden kullanmay› bilmiyorlard›. Sonraki y›llarda,
fl›n sonunda Akhalar›n galip geldi¤ini ve Troya’y› ya- araflt›rmac›lar bu bölgede dokuz tarihi kent ve yakla-
k›p y›kt›klar›n› söylüyor. fl›k otuzdan farkl› yerleflim belirlediler. Bunun anlam›
burada birçok farkl› kültürün yaflad›¤› ve dönem dö-
Bu elbette iflin söylence yan›. Gerçekteyse Akhalar›n nem y›k›ld›kça kenti yeniden yapt›klar›yd›. Home-
Troya’ya sald›rmalar› ekonomik nedenlere dayan›- ros’un Troya’s›ysa alt›nc› katmand›.
yordu. Ticaretin bilindi¤i ça¤lardan beri Ege dün-
yas›, Akdeniz’i Karadeniz’e ba¤layan ticaret yollar›, Gökhan Tok
alt›n, kumafl, kenevir, gemi kerestesi, kurutulmufl Kaynaklar
bal›k, tah›l, köle, amber, flarap, yeflim ve zeytinya¤› Ceram, C., W., Tanr›lar, Mezarlar ve Bilginler, Çeviri: Hayrullah
Örs, Remzi Kitabevi, 1969.
gibi mallarla yüklü gemilerin bo¤azlardan geçifli bu- Sevinç, N., Sevinç, M., G., Troia, A Turizm Yay›nlar›, 1992.
gün Çanakkale Bo¤az› dedi¤imiz yer olan Hellas- http://www.kenthaber.com/Arsiv/AntikSehirler/CANAKKALE/Mer-
kez/AntikSehir_123.aspx
pontus’un a¤z›nda kurulu Troya’n›n denetimindey-
di. Troya’n›n savafl gemileri bunlardan vergi al›yor-
du. Tunç Ça¤›’n›n ortalar›nda ticaret yollar›n›n ço- Troya’yla ‹lgili Notlar:
¤una hakim olan Mykene, yan›na Grek yar›madas›- n Söylenceye göre Akhalar Troya kentine tahta bir at›n içine gizlene-
n›n öteki krall›klar›n› da katarak Troya’n›n buradaki rek girmifl, gece olup da kent uykuya dal›nca, at›n içinden ç›kan sa-
egemenli¤ine son vermek istemifl ve bu savafllar›n vaflç›lar kap›lar› aç›p Akha ordusunu içeri alm›fl ve Troya’y› ele geçir-
as›l nedenleri unutulup zamanla Homeros gibi mifllerdi. Kaz›bilimciler kent duvarlar›nda rastlad›klar› baz› çatlaklar-
dan sonra bu söylencenin do¤ru olmayabilece¤ini, Troya’n›n yenil-
ozanlar›n dilinde romantik bir kahramanl›k destan›-
mesindeki en büyük nedenin büyük bir deprem olabilece¤ini söy-
na dönüflmüfl.
lüyorlar. Surlar›n zarar görmesi kenti savunmas›z b›rakm›fl ve Akha
ordusu bu yollla kente girebilmifl olabilir.
Troya kentinin söylence k›l›f›ndan ç›k›p gerçekli¤e bü-
rünmesi, Schliemann adl› bir araflt›rmac›n›n 1800’lü n Troya kaz›lar›n› günümüzde Almanya’n›n Tübingen Üniversitesi’ne
y›llar›n sonlar›nda yapt›¤› kaz›larla oldu. Schliemann, ba¤l› kaz›bilimciler yürütüyor. Kaz›baflkanl›¤› görevini yak›n zamana
Homeros’un anlatt›¤› Troya’n›n peflindeydi. Zaman›n dek sürdüren Manfred Korfmann, Türk vatandafll›¤›na geçmifl ve Os-
man ad›n› alm›flt›. Onun ölümünün ard›ndan, görevini Ernst Pernic-
araflt›rmac›lar›n›n ço¤u, Troya’y› flimdiki küçük P›nar-
ka devrald›.
bafl› köyü olarak gösteriyorlard›. Veriler ço¤unlukla
Homeros’un ‹lyada ad›n› verdi¤i destan›nda anlatt›¤› n Troya’y› bulan ve gün ›fl›¤›na ç›karan Heinrich Schliemann, bir ka-
bilgilere dayan›yordu. Schliemann, yapt›¤› araflt›rma- z›bilimci de¤ildi. Bu nedenle buldu¤u hazinenin ünlü Kral Priamos’a
larda bu bölgenin Homeros’un anlatt›klar›na uygun ait oldu¤unu düflündü. Oysa bu hazine ondan yaklafl›k 1000 y›l ön-
olamayaca¤›n› gördü. Elindeki bilgileri de¤erlendiren ce yaflam›fl baflka bir krala aitti.

Schliemann, P›narbafl›’na yaklafl›k iki saat uzakl›kta bu-


n Troya kentinin bir di¤er ad› da ‹lion. Homeros bu isimden yola ç›-
lunan Hisarl›k Tepesi’ni kazmaya karar verdi. Tutkuyla
karak eserinin ad›n› ‹lyada koymufltu. Rivayete göre ‹lyada Büyük ‹s-
arad›¤› Troya kenti ve Kral Priamos’un ünlü hazinesi kender’in en sevdi¤i eserleden biriymifl ve onu s›k s›k okurmufl.
bu tepenin alt›nda yat›yor olmal›yd›.

A¤ustos 2007 109 B‹L‹M ve TEKN‹K


ctr 25/7/05 09:33 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

+alt+
ctrl+ +del
Bilgisayar›n›z› açmak için kameraya gülümseyin
Yoklu¤unuzda bilgisayar›n›z› merakl› gözlerden korumak için, bafl›ndan ayr›lmadan
önce ekran› kilitleyip gitmek iyi bir yöntemdir. Böylece, bilgisayar›n›zdaki özel dosya-
lar›n›z› baflkalar›n›n kurcalamas›n› önleyebilirsiniz. Döndü¤ünüzde de önceden be-
lirledi¤iniz flifreyi sisteme girerek iflinize kald›¤›n›z yerden devam edebilirsiniz.

Peki bu ifli flifreyle halletmek yerine, bizzat kendi yüzünüzü flifre olarak
kullanmaya ne dersiniz? Bilgisayar›n›zda halihaz›rda tak›l› bir ‹nternet
kameras› varsa, “BananaScreen” adl› bir programla bunu kolayca ger-
Bir ‹nternet kamera ve BananaScreen ya- çeklefltirebilirsiniz. Bunun için önce http://www.bananasecurity.com
z›l›m›n› kullanarak, bilgisayar›n›zda flifre adresine giderek ücretsiz BananaScreen uygulamas›n› bilgisayar›n›za
yerine kendi yüzünüzü kullanabilirsiniz.
yükleyin. Daha sonra program› çal›flt›rarak, gerekirse ayarlardan kame-
ran›z› tan›mas›n› sa¤lay›n. Bu ifllemi yapt›ktan sonra, programa yüzü-
nüzün resmini tan›tman›z gerekiyor. Bilgisayar›n›z›n aç›l›fl flifresini bofl-
Bilgisayar›n›zdan lu¤a girip kameraya dönerek “Enroll” tufluna bast›¤›n›zda, program yü-
so¤uk servis zünüzü ö¤renecektir.

Art›k program› kullanmaya haz›rs›n›z. Program› bilgisayar›n›zda çal›fl›r


halde b›rakt›¤›n›zda, bilgisayar bafl›ndan kalkt›¤›n›z zamanlarda bilgisa-
yar›n›z› otomatik olarak kilitleyecektir. Sistemi tekrar çal›fl›r hale getirmek
içinse, sadece kamera karfl›s›na geçip kendinizi göstermeniz yeterli.
Program sadece sizin yüzünüzü tan›d›¤› için, sizden baflka biri bilgisa-
yar karfl›s›na geçse bile girifl izni vermeyecektir. Böylece bilgisayar›n›za
basit ve e¤lenceli bir güvenlik a¤› kurabilirsiniz n

törlerden tutun da, klavye temizli¤i için mini elektrik süpürgesine kadar pi-
Bilgisayar›n›zdaki USB giriflini yasada USB yuvas›ndan ald›¤› güçle çal›flan bir çok fley bulunabiliyor.
kahve ›s›tmak veya gazoz so¤utmak
için kullanabilece¤iniz akl›n›za
gelir miydi? Bunlardan en son ç›kan içecek ›s›tma-so¤utma ayg›t› da gayet ilginç. Bil-
gisayarlardaki USB ba¤lant›s› üzerinden çal›flan ve buradan ald›¤› güç d›-
Bilgisayarlardaki USB ba¤lant› yu- fl›nda baflka bir adaptöre gerek duymayan bu ayg›t, içine koydu¤unuz
valar›n›n görevi sadece veri akta- içece¤i tercihinize göre ›s›tabiliyor ya da so¤utabiliyor. Deneyenler ayg›t›n
r›m›yla s›n›rl› de¤il. Bu yuvalar ay- s›cak içecekleri s›cak, so¤uk içecekleri de so¤uk tutmakta baflar›l› oldu¤u-
n› zamanda ba¤lanan cihazlara nu söylüyorlar. Bilgisayar›n bafl›nda otururken bir yandan da yavafl yavafl
enerji aktar›m›n› da sa¤l›yorlar. çay›n›z› ya da gazozunuzu yudumlamay› seviyorsan›z, böyle bir aletle iç-
Bu da USB üzerinden ba¤lanan ti¤inizden daha uzun süre keyif alabilirsiniz. Bu ve USB üzerinden çal›flan
birçok ç›lg›n ayg›t›n ortaya ç›kma- di¤er pek çok farkl› ayg›ta göz atmak için http://usb.brando.com.hk ad-
s›na neden oluyor. Küçük vantila- resini ziyaret edebilirsiniz n
Levent Daflk›ran
leventdaskiran@yahoo.com

B‹L‹M ve TEKN‹K 110 A¤ustos 2007


erg-berg 25/7/05 09:44 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

ergenli¤e yacım var, en azından bazen. Ama


bana soru sorulmasını da istemiyo-

a d im lar
rum. Of!

17 A¤ustos - Cuma
Bugün ablamdan özür diledim. Bah-
çede oturup konuştuk . Yaşı bana
yakın olduğu için annemden ya da
babamdan daha iyi anlıyor beni her
zaman. Bana k arşı hep anlayışlı... Ve
ben ona kötü davrandım dün. :( “Ye-
ni hormonlarımın” yalnızca görünü-
şümü değil, zihinsel ve duygusal ya-
nımı da e tkilediğini ve aynı şeyleri
kendisinin de yaşadığını söyledi. O
yüzden çok kırılmamış bana, yalnız-
ca biraz üzülmüş. “Hareke tsizlik in-
sanı sık abilir, hazır okul da yokken
gel yarın bisikle tlerimizle biraz do-
laşalım” dedi. Çok içimden gelmiyor
aslında ama, dünkü tavrımdan son-
ra kendimi ona k arşı borçlu hissedi-
yorum.

18 A¤ustos - Cumartesi
Bugün sabahtan ablamla bisikletle-
16 A¤ustos - Perflembe rimize atlayıp hay vanat bahçesinin
Sevgili günlük... Evdekiler artık ben yokmuşum gibi parkında dolaştık . Sonra da bir dük-
dav ranmaya başladılar ve galiba kana git tik . Çok güzel çizim kitap-
1 A¤ustos - Çarflamba umurumda değil. Bir de durduk yere, ları gördüm ve bir tanesini aldık . Sa-
Birkaç aydır canım sıkkın. Nedenini ortada hiç neden yokken sinirlenip nırım okuduğum çizgi romanlardaki
bilmiyorum. İçimden hiçbirşey yap- garip tepkiler vermeye başladım. karakterlere benzer şeyler çizmek
mak gelmiyor. Acıkmıyorum bile. An- Bugün ablam biraz şak ayla k arışık istiyorum. Belki iyi gelir, odamda
nemin zoruyla yemek masasına otu- oturup tavana bakıp durmaktan-
üstüme gelince bir anda sinirleni-
rup birşeyler yedikten sonra odama sa... Bisiklete binmek de iyi geldi
verdim ve onu sertçe itip odama çık-
geliyor, biraz müzik dinleyip hayelle- sanki. Ablam gün boyunca beni hiç
tım. Bazen herkes benden birşeyler
re dalıyor ve yatıyorum. Bu kadar. Sı- konuşturmaya çalışmadığı için son
bekliyor gibi geliyor. Mutlu olmamı,
kıntıdan göğsüm sıkışıyor gibi, nere- derece rahat hisset tim kendimi, yi-
okulda başarılı olmamı, baske tbolda
deyse ağlamak istiyorum diyeceğim ne borçluyum işte ona. Yalnızca eve
daha iyi olmamı, daha iyi görünme-
ama kız değilim ki ağlayayım... girmeden önce, “Unutma,” dedi “iste-
mi, daha esprili olmamı... Doğrudan
diğin zaman seni dinlerim.” Biraz
10 A¤ustos - Cuma söylemeseler de biliyorum bunların
duygulu bakmış olmalıyım ki, “yal-
Hâlâ canım sıkkın. Annemin üzüldüğü- benden beklendiğini. Bir yandan da,
nızca kızlar ağlamaz, ama tabii ki
nün farkındayım, ama “nasılsın oğ- artık çocuk değilim ve kendi k arar-
kimseye söylemek zorunda değilsin,”
lum?” dışında birşey sormadığı için de larımı kendim vermem gerekiyor.
dedi bana göz kırparak . Biraz daha
mutluyum. Verebilecek bir cevabım Ailem buna izin verdiği için şanslı-
iyiyim bugün gerçekten de. Bakalım
yok, kendimi keyifsiz hissediyorum, yım aslında, ama işin gerçeği, insan
önümüzdeki günler nasıl geçecek?..
nedenini de bilmiyorum. En azından bazen kendini yalnız hissediyor ve
okul bitti de, sınavlara çalışmak zo- eziliyor tüm bunların sorumluluğu Deniz Candafl
runda değilim artık. altında. Sanırım biraz yardıma ihti- ‹llüstrasyon: Ayfle ‹nan Alican

A¤ustos 2007 111 B‹L‹M ve TEKN‹K


nasil 23/7/05 14:45 Page 1

! " # $ % & ' ( ) *


! Y›ld›z Tak›m›

Böyle Çal›fl›r...
silikon kristallerinden elektron kopmas›na neden
olurlar. Serbest olan bu elektronlar, iki z›t yüklü sili-
kon kristal katman› aras›ndaki gerilimin yard›m›yla
bir alt katmana, oradan da iletken tel üzerine tafl›-
n›rlar. Devrenin tamamlanmas›yla da elektrik ak›m›
oluflmufl olur.

Günefl Gözeleri Silikon bantlara düflen fotonlar›n elektron a盤a ç›kartarak ak›m
Günefl gözeleri, ›fl›k enerjisini elektrik enerjisine dö- oluflturmas›n› gösteren temsili çizim

nüfltürmeye yarayan araçlar. Bunu gerçeklefltirir-


ken çevreye zarar vermiyorlar. Elektrik üreten di¤er
Silikon katmanlar
araçlar gibi, hareketli parçaya da sahip de¤iller. Üs- Aras›ndaki Gerilim Nas›l
telik sonsuz say›labilecek bir enerji kayna¤›n›, Gü- Olufluyor?
nefl enerjisini kullan›yorlar. Saf haliyle silikon, Günefl gözesi olarak kullan›lmak
için yeterince iyi bir iletken de¤ildir. Ayr›ca z›t yüklü
katmanlar oluflturmak için farkl› elementlerle birleflik
Nas›l Çal›fl›yorlar? oluflturulmas› gerekir. Silikon elementi, d›fl yörünge-
Günefl gözeleri, çal›flmalar›n›, temel olarak yap›m-
sinde dört elektron tafl›r; dolay›s›yla, d›fl yörüngesini
lar›nda kullan›lan yar›-iletken malzemelere borçlu-
sekize tamamlamak için dört elektrona ihtiyaç duyar.
lar. Bu maddelerden en çok kullan›lan›, yeryüzün-
Fosfor atomunun d›fl yörüngesinde befl, boron ato-
de bol miktarda bulunan silisyum ya da art›k daha
munun d›fl yörüngesindeyse üç elektron vard›r. Sili-
yayg›n kullan›m›yla silikon. Di¤er yar›-iletken mad-
kon, fosforla birleflti¤inde eksi yüklü bir bileflik, bo-
delerde oldu¤u gibi silikonun son yörüngesindeki
ronla birleflince art› yüklü bir bileflik oluflturur. Siliko-
elektronlar silikon çekirdeklerine, metallerde oldu-
nun fosforla oluflturdu¤u bu bileflikten elektron
¤undan daha s›k›, iletken olmayan elementlerde
kopmas› da kolaylafl›r, yani daha iyi bir iletken orta-
oldu¤undan daha gevflek ba¤larla ba¤l›.
ya ç›kar. Pozitif yüklü (p-tipi) ve negatif yüklü (n-tipi)
bu iki tafl›y›c› katman birlefltirilince flekildeki gibi tek
Enerji Çevrimi yönlü bir elektron ak›m› sa¤lanm›fl olur. Oluflan elek-
Ifl›k, fotonlardan oluflur. Günefl’ten gelen bu kütlesiz trostatik alan, gözeye düflen fotonlar sayesinde ko-
enerji parçac›klar›, flekildeki gibi Günefl gözelerinin pan elektronlar›n elektrik ak›m› oluflturmas›n› sa¤lar.
üst katman›na düfltü¤ü zaman silikon kristalleri bu
fotonlar› emerler. Fotonlar, yeterli enerjiye sahipse, Korkut Demirbafl

B‹L‹M ve TEKN‹K 112 A¤ustos 2007


ilan yt 21/6/5 11:25 Page 1

Y›ld›z Tak›m›
web Sayfas›
Yenileniyor!
Sevgili Yıldız Takımı,

Sizlerle dergimizde başlayan birlikteliğimizi


web sayfalarımıza da taşıyoruz.
Çok yakında web sayfamızın
yenilenmiş biçimini sizlerle paylaşacağız.

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bdergi/yildiztakimi/
adresinde sizleri

ve severek gezeceğinizi düşündüğümüz


daha birçok köşe web sayfamızda
sizleri bekliyor olacak!..
deney 25/7/05 11:57 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

Birlikte Deneyelim...
A¤›rl›k Ölçer
Bir cismi oluflturan madde miktar›na o cismin kütlesi, kütleye etki eden
yerçekimi kuvvetineyse a¤›rl›k denir. Bir cismin a¤›rl›¤›n› ya da cisme et-
kiyen kuvveti ölçmeye yarayan alet de dinamometredir. Dinamometre-
ler“ esnek cisimlere eflit kuvvetler uyguland›¤›nda, uzama miktarlar› da
eflit olur” kural›ndan yararlan›larak yap›lm›flt›r.

fiimdi Basit Bir Dinamometre Yapal›m D›flar›da kalan lastik uçlar›na ataçlar geçirilir.
Böylece dinamometremizin mezür k›sm›n›
haz›rlam›fl olduk.

Malzemeler
2 ataç/1paket lasti¤i/1 A4 k⤛t/
Yap›flt›r›c› (bant)/Makas

Di¤er çeyrek k⤛t parças› da, mezürün, için-


de rahat hareket edebilece¤i genifllikte, silindir
fleklinde sar›l›r.
Yap›l›fl›
Ataçlar resimdeki gibi
içeriden d›flar›ya do¤ru
aç›l›r.

A4 k⤛t resimde
fiekildeki sistemde görüldü¤ü gibi d›fl silindirin
gösterildi¤i flekilde katlan›r.
a¤›z k›sm›na bir parça bant yap›flt›r›larak
mezürün sistem içinde durmas› sa¤lan›r.
Böylece dinamometremiz haz›r hale geldi.

Daha sonra resimdeki gibi parçalara ayr›l›r.


fiimdi ucuna bir a¤›rl›k asarak yapt›¤›m›z dina-
mometreyi deneyelim.

Bu dinamometreyle ancak hangi cismin di¤e-


rinden daha a¤›r oldu¤u söylenebilir.

Uygulama
Çeyrek A4 k⤛t, içerisinden ataç geçmeyecek 1. 80 gr civar›nda bir a¤›rl›¤› (çay ya da kahve
flekilde ince bir silindir halinde sar›l›r. fincan› olabilir) yapt›¤›n›z dinamometreye tak›p
uzad›¤› mesafeyi kalemle iflaretleyin.
2. Daha a¤›r bir malzemeyi (120 gr civar›nda) ayn› flekilde as›p yi-
ne kalemle iflaretleyin.
3. Bilinmeyen bir a¤›rl›¤› k›yaslama yaparak tahmini bir flekilde
tartabilirsiniz.
Kaynaklar
Oluflturulan silindir, paket lasti¤inin üzerini http://egitek.meb.gov.tr/dersdesmer/DersDestek/5fen/5_4unite/5_4unite134.htm
Akbay, A.N. (2002), ÖSS Fizik, Baflar› Yay›nlar›, p18
örtebilecek kadar kesilir. Lastik, kesilen silindir
ka¤›d›n içinden geçirilir. Adil Battal KAYA - Betül fiEN GÜMÜfi
t-s 25/7/05 13:11 Page 1

? ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

?
Harfli
?

?
Sudoku
? ?
Sorunun cevab›n› gri renkli karelere

?
yerlefltirdikten sonra, Sudoku’yu çöz-

?
meye bafllayabilirsiniz. Kolay gelsin!

Bu Ayki Sorumuz:
Baz› maddeler, genlerimiz üzerinde “mutasyon”
1) Afla¤›dakilerden hangisi ana renklerden biri de¤ildir?
ad› verilen de¤iflikliklere neden olabiliyor. Bu
a) K›rm›z› b) Yeflil c) Mavi d) Sar› özellikteki maddelere verilen genel ad›n ne ol-
du¤unu biliyor musunuz?
2) K›talar›n yerkabu¤u üzerinde kayd›¤› görüflünü ortaya
atan biliminsan› kimdir?
a) Alfred Wegener b) Konrad Lorenz U A N E
c) Albert Einstein d) Alfred Nobel
E U N T
3) Bitkilere yeflil rengini veren madde nedir?
a) Hemoglobin b) Pityalin M N J A
c) Adrenalin d) Klorofil

4) Eskiça¤larda yelkenin yan› s›ra kürek kullanarak


U K ‹ N
ilerleyen gemilere ne ad veriliyordu?
a) Kalyon b) Kad›rga c) Firkateyn d) ‹stimbot K M J ‹ T

5) Pluton, Eris gibi cüce gezegenler Günefl Sistemi’nde J T M U


nerede yer al›rlar?
a) Kuiper Kufla¤› b) Asteroit Kufla¤› K J T U
c) Oort Bulutu d) Andromeda Gökadas›
U M ‹ K
6) Afla¤›dakilerden hangisi Eski M›s›r firavunlar›ndan biri
de¤ildir?
a) Ramses b) Tutankamon
J U M A
c) G›lgam›fl d) Keops

7) Afla¤›daki hayvanlardan hangisi yumurtlamaz? Sudokuyu Nas›l Oynayaca¤›m:


a) Tavuk b) Timsah c) Tavflan d) Y›lan 3x3 kare boyutundaki küçük alanlar›n bir araya
8) Bir kara mili kaç metredir? gelmesiyle oluflan 9x9 boyutunda bir karemiz ve
a)1509 b) 1852 c) 1609 d) 1652 4 farkl› harfimiz var. Bu harfleri öyle yerlefltirmeniz
9) Afla¤›dakilerden hangisi bir at donu (rengi) de¤ildir?
gerekiyor ki:
a) Demirk›r› b) Ya¤›z c) Doru d) Alakok n 9x9’luk alan›n her sat›r›nda ve her sütununda
o harften yaln›zca bir adet olacak,
10) Sümerlerin yapt›¤› yüksekçe ve basamakl› tap›naklara
ne ad verilir? n 3x3’lük alanlar›n her birinde, o harf yaln›zca
a) Tümülüs b) Piramit c) Höyük d) Ziggurat bir kez kullan›lacak.

11) Do¤al yollarla oluflmufl, siyah renkli volkanik cama


ne ad verilir? Çözüm
a) Mercan b) Obsidyen c) Lapis Lazuli d) Elmas U A T ‹ M N K J E
‹ E J A U K N T M
M K N J T E A U ‹
E T U K A ‹ M N J
12) Afla¤›dakilerden hangisi Afrika’n›n en yüksek da¤›d›r? K M A N J U E ‹ T
a) Klimanjaro b) Everest Tepesi N J ‹ T E M U A K
A ‹ K M N J T E U
c) Vezüv d) McKinley T U M E ‹ A J K N
J N E U K T ‹ M A

Yan›tlar: 1) b, 2) a, 3) d, 4) b, 5) a, 6) c, 7) c, 8) c, 9) d, 10) d, 11) b, 12) a.

Gökhan Tok Deniz Candafl

A¤ustos 2007 115 B‹L‹M ve TEKN‹K


vato 25/7/05 12:18 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

Dikenli Vatozlar
Genifl kanatlar›yla zarif bir bi- Dikenli vatozlar›n vücut iskeletleri k›k›rdaktan olufltu¤u için, k›-
k›rdakl› bal›klar grubundad›rlar. Vücutlar› eflkenar dörtgene
çimde yüzmeleriyle sualt› dün-
benzer. Derileri ç›plak ve mukuslu (kaygan, sümü¤ümsü bir
yas›n›n farkl› canl›lar›ndan bi-
madde), gözleri de üsttedir. Kuyruklar› uzun ve kamç› biçimin-
ridir vatozlar. Sualt›ndan bak›l- dedir. Kuyru¤un üzeri testere gibi olup, kuyru¤un vücuda
d›¤›nda gökyüzünde süzülen ba¤land›¤› yerde zehirli bir diken bulunur. Bundan dolay› bu
genifl kanatl› kufllara benzer- hayvana dikenli vatoz ya da dikenli uyuflturan da denir.

ler. Bunun yan›nda vatozlar›n


Dikenli vatozlar zeminde yaflamaya uyum sa¤lam›fllar. Ailenin
yaflam biçimini bilmeyenler, di¤er bireyleri gibi, a¤›zlar›n› ço¤unlukla çamur ve kumlar›n
onlar›n tehlikeli olduklar›n› dü- içine sokarlar. Böylece kum içindeki küçük kabuklular› kolayca
flünür. Nedeniyse, baz›lar›n›n avlarlar. Gözleriyse vücudun üst taraf›nda yer al›r. Kendilerini
kuyru¤unun üzerinde bulunan kuma gömdüklerinde yaln›zca gözler d›flar›da kal›r. Böylece
d›flar›dan gelen tehlikeyi kolayl›kla fark edebilirler. S›rt k›s›mla-
zehirli diken. Dikenli vatozlar
r› zeminle oldukça uyumlu bir renktedir, genellikle zeytinimsi
genel olarak kumun içine sak- ya da grimsi kahverengi olur. Kar›n bölgesiyse beyazd›r. Bir
lanarak yaflarlar. Yanl›fll›kla vatozu do¤al yaflam alan›nda fark etmeniz çok zordur. Ancak
üzerine bas›lmas›yla vatozun hareket ettiklerinde fark edilebilirler.

kendini koruma içgüdüsü sok-


Dikenli vatozlar do¤urarak ürerler. Gebelik süreleri 4 ay
maya neden olabilir. Kendi-
olup, bir defada 4-7 yavru do¤ururlar. Vatozlardaki do¤um,
lerini tehlikede hissetmedikleri insanlar ya da di¤er memelilerde oldu¤u gibi gerçekleflmez.
sürece insanlara sald›rmazlar. Yavruyla anne aras›nda herhangi bir ba¤ bulunmaz. Yavru

B‹L‹M ve TEKN‹K 116 A¤ustos 2007


vato 25/7/05 12:18 Page 2

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

ma amaçl› olarak sald›rabilir; hiçbir neden yokken sal-


d›r›da bulunmaz. Ancak herhangi bir sokmada zehir
etkileri oldukça yüksektir. Kalp üzerinden sokarsa, bu-
nun etkileri ölümcül olabilir. Ancak vatoz sokmalar›
daha çok yanl›fll›kla üzerine bas›lmas›yla gerçekleflir.
Dolay›s›yla sokmalar genelde ayak çevresinde gerçek-
leflir. Bunu önlemek için önerilen basit bir yöntem
var; denize girildi¤inde ayaklar›n›z› kumda sürüyerek
yürürseniz vatozlar geldi¤inizi önceden fark ederek
oradan uzaklafl›rlar.

Vatozlar›n a¤›z ve burun k›s›mlar› vücudun alt taraf›nda kal›r.


A¤›zlar› zeminde çamur ya da topra¤a gömülü oldu¤undan solu-
num suyu, gözün hemen yan›nda bulunan, spirakulum denen or-
ganlar›n yard›m›yla gerçekleflir.

geliflimini yumurta içindeki besinlerle sa¤lar. Ovovivi-


par üreme denen bu olayda, yumurtalar anne kar-
n›nda aç›l›r ve yavru geliflmifl olarak d›flar›ya ç›kar. Bu-
nunnedeni, yavrunun geliflimini tamamlamadan bafl-
ka hayvanlara kolayca yem olmas›n› önlemek. Yavru
ilk olarak kendini saklamay› ö¤renir ve büyüdükçe ya-
flamda kalma olas›l›¤› artar.

Dikenli vatozlar çok s›¤ sulardan, derinli¤i 200 metre-


ye kadar olan yerlerde bulunabilirler. Genellikle kum-
lu-çamurlu zeminleri yaflam alan› olarak seçerler. Bu-
nun yan›nda en çok akarsular›n denize döküldü¤ü
yerlerde bulunurlar. Bu canl›lar›n foto¤raf›n› çekmek
için akarsular›n denize döküldü¤ü yerlerde dal›fl yap›-
labilir. Biz de bu yaz›da kulland›¤›m›z foto¤raflar› Asi
Nehri’nin döküldü¤ü Hatay’da çektik. Bu bölge vatoz
gibi kumlu-çamurlu zeminleri seven canl›lar›n s›kl›kla
görüldü¤ü bir bölge. Foto¤raf çekerken elimizden Vatozlar, dip beslenicisi Ülkemizdeki dikenli vatozlar›n
olduklar›ndan, a¤›zlar›
geldi¤ince hayvan› rahats›z etmemeye özen göster- ekonomik de¤eri olmad›¤›ndan
ve burunlar› vücutlar›-
dik. Çünkü, vatozkendini tehlikede hissederse korun- n›n alt taraf›ndad›r. avlanmazlar. Dolay›s›yla soylar›
Vatozlar önce esnek olan vücut kenarlar›n› dalgal› biçimde ha-
tehlike alt›nda de¤il. Ancak akar-
reket ettirirler. Daha sonra h›zl› bir biçimde yüzebilirler. sular›n döküldü¤ü yerlerde yafla-
d›klar›ndan akarsular›n karasal
kirleticilerle (tar›msal ilaçlar, evsel
ve endüstriyel at›klar vb.) kirlen-
mesinden ilk etkilenecek grup va-
tozlard›r. Vatozlar deniz ekosiste-
minin vazgeçilmez canl›lar› ara-
s›ndalar. Bunun için yaflamlar›n›n
devam etmesi sa¤l›kl› bir deniz
ekosisteminin de göstergesidir.

Bülent Gözcelio¤lu
Foto¤raflar: Bülent Gözcelio¤lu

A¤ustos 2007 117 B‹L‹M ve TEKN‹K


mat 25/7/05 12:56 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

Matemanya
Çal›flan Kafa
Bereden Korkmaz
Dersin bofl geçmesi nedeniyle, s›n›f, gürültüsüyle
okulu inletiyordu. Okul müdürü bir kere temizlik
görevlisini, bir kere de nöbetçi ö¤retmeni gönder-
mifl, gürültüyü durduramam›flt›. Son olarak, ö¤ret-
menler odas›nda dalg›n dalg›n camdan d›flar›y› sey-
reden matematik ö¤retmeninden yard›m istedi.
Kendi meflguliyetinden dem vurarak ricas›n› iletti.
Bir problemin çözümünü yar›s›na kadar bulutlara
yazm›fl olan matematikçi sa¤ eliyle hafifçe bulutlar›
sildi ve gülümseyerek dersi bofl geçen s›n›fa gitti.
Tam s›nf›n kap›s›na elini uzat›yordu ki, kap› h›zla ar-
d›na kadar aç›ld›, üç haflar› d›flar› f›rlad›. Matematik
ö¤retmenini görünce z›nk diye durdular, bafllar›
önde, verilecek cezaya raz›, içeri girdiler.

Matematikçi üç haflar›y› tahtan›n önüne ça¤›rd›, s›-


n›f›n ask›l›klar›na as›l, berelerden baz›lar›n› seçerek:

12
3 2 ? “Beyler, size bir kurtulma f›rsat› sunuyorum. Elim-
x5
de 3 k›rm›z›, 2 mavi bere görüyorsunuz. Sizleri ar-
ka arkaya oturtaca¤›m. Her birinizin bafl›na bir be-
re geçirece¤im; arkada oturan, önündeki iki kifli-
nin; ortada oturanda sadece öndeki kiflinin bafl›n-
daki bereyi görebilecek. Önde oturan hiçbir fley
görmeyecek. Hiçbiriniz kendi bafl›ndaki berenin
rengini göremeyecek. E¤er herhangi biriniz kendi
bafl›ndaki berenin rengini do¤ru olarak bana söy-
leyebilirse üçünüzü de affedece¤im. Yanl›fl bir ya-
n›t al›rsam ya da hiç yan›t alamazsam, 100'er
adet matematik sorusu çözeceksiniz. ‹sterseniz 5
dakika kendi aran›zda görüflün, taktik belirleyecek-
seniz belirleyin” deyip di¤er ö¤rencilere sessiz ol-
malar›n›, kopya vermemelerini ö¤ütledi ve f›s›lda-
flan üç ö¤renciye “haydi bakal›m” gibilerden bir
iflaret yapt›.

B‹L‹M ve TEKN‹K 118 A¤ustos 2007


mat 25/7/05 12:56 Page 2

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

Ö¤renciler güle oynaya, bir s›ra halinde arka arkaya Böyle iflte, baflta çok flafl›rt›c› gelen problem ne kadar
oturdular, gözler ba¤land›, her birinin bafl›na bir be- kolaym›fl me¤er.
re geçirildi ve göz ba¤lar› çözüldü. En arkadaki, bi-
raz düflündü, sonra cevap veremeyece¤ini söyledi fiimdi düflünün bakal›m, acaba üç ö¤renci cezadan
.Ortadaki de bir süre düflündükten sonra bilemeye- mutlaka kurtulabilirler miydi? Kaç de¤iflik olas›l›k var
ce¤ini söyleyerek sözü en öndeki arkadafl›na b›rakt›. gözden geçirelim:
Hiçbir berenin rengini görmemifl olmas›na ra¤men
öndeki ö¤renci "k›rm›z›" dedi güvenle ve s›n›ftan al-
k›fllar yükseldi.
mmk-------1.ö pas, 2.ö pas, 3.ö k
fiimdi söyleyin bakal›m, nas›l oldu da berenin rengini
do¤ru olarak bilebildi? mkm-------1.ö pas, 2.ö k
fiakas› bir yana, bu problem biraz kafay› çal›flt›rmam›-
z› gerektiren bir matematiksel mant›k sorusu. Bir dü- kmm-------1.ö k
flünün ve kendinizi en öndeki kiflinin yerine koyun:
"En arkadaki arkadafl e¤er 2 tane mavi görse, hemen kkm--------1.ö pas, 2.ö k
kendi bafl›nda k›rm›z› bere oldu¤unu bilecektir. Çün-
kü zaten hepi topu 2 adet mavi bere var ve kendi ba-
fl›ndakinin k›m›z› oldu¤unu hemen hesaplayacakt›r. O
kmk--------1.ö pas, 2.ö pas, 3.ö k
halde en sondaki 1 k›rm›z› 1 mavi ya da 2 tane k›rm›-
z› görüyor olmal›. O nedenle de kendi bafl›ndakinin mkk--------1.ö pas, 2. ö pas, 3.ö k
mavi mi k›rm›z› m› oldu¤unu bilemiyor" diye düflünür-
dünüz. Bu noktada olas› durum nedir? kkk-------- 1.ö pas, 2. ö pas, 3.ö k

1 2 3
k k›rm›z›, m mavi ve ö ö¤renci
a ?m k kelimelerinin k›saltmas›.
b ?k m
c ? k k Görüldü¤ü gibi, bereler hangi flekilde da¤›t›lm›fl olur-
sa olsun, mavi berelerin birinin yerini bulmak olanak-
s›z, ancak k›rm›z› berelerden birinin yerini bulmak her
m mavi k k›rm›z› olsun. “?” ise bilinmiyor zaman olanakl›d›r.
anlam›na gelsin. a,b,c seçenekleri; 1,2,3 de
arkadan öne do¤ru ö¤rencileri temsil etsin. Evet , matematik sizi en zor gününüzde bile yaln›z b›-
rakmaz. Yeter ki, matematikle aran›z iyi olsun.
Peki ikinci arkadafl da iflin içinden ç›kamad›¤›n› söy-
ledi¤inde ne düflünürdünüz? ‹kinci arkadafl›n da, Muammer Abal›
1.nin 2 mavi görmedi¤ini hesaplayaca¤›n› bilecekti-
niz. O zaman, "e¤er benim bafl›mda mavi bere olsa,
kendi bafl›ndakinin mavi olmad›¤›n› da hesaplard›.
Bu, kendi bafl›ndakinin k›rm›z› oldu¤u sonucuna var-
mas›na neden olurdu. Oysa bu sonuca varam›yor.
Demek ki ortadaki arkadafl›n karar verememesi b se-
çene¤ini elememi sa¤l›yor. Yani sadece a ya da c se-
çene¤i söz konusu olabilir. O halde benim bafl›mda
k›rm›z› bere olmal›."

A¤ustos 2007 119 B‹L‹M ve TEKN‹K


kapt 25/7/05 13:07 Page 1

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

! Y›ld›z Tak›m›

Geçen ayki Mars ziyaretimizle birlikte, Günefl Sistemi’nin kayal›k geze-


genlerine veda etmifl olduk. fiimdi gaz devlerine do¤ru uzun bir yol-
culu¤a ç›k›yoruz. Ama yolda, bir zamanlar Mars’la Jüpiter aras›nda-
ki asteroit kufla¤›ndan geçece¤iz. Bu gökcisimleri bir olas›l›k bir
zamanlar burada bulunan bir gezegenin parçalanmas›yla olufl-
mufl. Üzerinde durulan bir baflka olas›l›ksa, buradaki maddenin
Jüpiter’in güçlü kütleçekimi nedeniyle hiçbir zaman gezegen
oluflturamad›¤› fleklinde.

Jüpiter olmasayd›, bu bölgede dairesel yörüngelerde dolanan madde, za-


manla bir araya gelerek bir gezegen oluflturabilecekti. Oysa Jüpiter, bu
bölgedeki cisimlerin yörüngelerinde bozulmalara yol açt›. Yörüngeleri bir-
birinden az da olsa farkl› bas›kl›kta olan küçük cisimler, birleflmek için faz-
la h›zl› çarp›fl›yorlard›. Bu nedenle, hiçbir zaman hepsi bir araya gelerek
bütün bir gezegen oluflturamad›lar.

Zamanla, buradaki maddenin çok büyük ço¤unlu¤u Jüpiter tara-


f›ndan uzaklaflt›r›ld›. Sonuçta, günümüze, bir zamanlar olufl-
maya f›rsat bulamayan bir gezegenin yap› tafllar›ndan kü-
çük bir bölümü kald›. Bilinen tüm asteroitleri bir araya top-
layabilseydik, ortaya ç›kan cismin çap›, Ay’›nkinin yar›s›n-
dan daha küçük olurdu.

Kayal›k yap›ya sahip olan asteroitler, çaplar› yaklafl›k 1000


km’ye kadar ç›kabilen gökcisimleri. Asteroitlere “küçük geze-
genler” de deniyor. Küçük gezegenleri, “cüce gezegenler”le kar›flt›rma-
mak gerek. Bu bölgedeki tek cüce gezegen Ceres.

Ceres, Mars ve Jüpiter aras›ndaki küçük gezegenlerin en büyü¤ü. Asl›n-


da bu gökcismi, 2006 y›l›ndan sonra cüce gezegenli¤e terfi etti. Gökbi-
limciler, A¤ustos 2006’da gezegenin tan›m›n› yapt›ktan sonra, Ceres art›k
bir küçük gezegen de¤il, cüce gezegen oldu.

A¤ustos 2006’da yap›lan tan›ma göre, bir gökcisminin gezegen say›lmas›


Küçük gezegenlerin en
için birtak›m koflullar› yerine getirmesi gerekiyor. Buna göre, “yörüngesini te- büyü¤ü “Ceres”(solda),
mizlemifl olma” kofluluna uymayan, ancak öteki koflullar› yerine getiren cisim- Dünya’ya göre
lere “cüce gezegen” deniyor. Bir cüce gezegenin, Günefl’in çevresinde dola- çok daha küçük.
nan, bir gezegenin uydusu olmayan ve küresel yap› oluflturacak kadar büyük
kütleye sahip olmas› gerekiyor. Çok say›da aday olmakla birlikte, ilk aflamada cü-
ce gezegen olarak kabul edilen gökcisimleri Ceres, Plüton ve Eris.

Ceres, kuflaktaki tüm küçük gezegenlerin kütlesinin toplam›n›n yaklafl›k üçte birine sa-
hip. Asl›nda, küçük gezegenlerin hepsinin toplam kütlesi Ay’›n kütlesinin yaln›zca %4’ü
kadar. Ceres, Plüton ve ötesinde bulunan cüce gezegen adaylar›na göre küçük olmas›-
na karfl›n, yak›nl›¤› nedeniyle çok daha önce keflfedildi. Öyle ki, Ceres’in yüzeyinin yans›-
t›c›l›¤› çok düflük oldu¤u halde, gökyüzünde Neptün kadar parlak. Gözleri çok keskin olan
biri, ideal gökyüzü koflullar›nda Ceres’i ç›plak gözle bile görebilir.

Kütlesi ve büyüklü¤ü yan›nda, Ceres’i öteki küçük gezegenlerden ay›ran en belirgin özelli¤i küre-
sel yap›s›. Öteki küçük gezegenlerin hiçbiri böylesine düzgün yap›da de¤il. Hatta büyük ço¤unlu¤u
oldukça düzensiz flekillere sahip.
Alp Ako¤lu
B‹L‹M ve TEKN‹K 120 A¤ustos 2007

You might also like