Professional Documents
Culture Documents
Collingwood
Tarih Tasanmt
.. ev. ~}urtulu Diner
GUNDOGAN YA YlNLARI
R.G. Collingwood
TARIH TASARIMI
ev.
Kurtulu
Gzden
Diner
Geirilmi
kinci Bask .
Ll
GONDOAN.
Tarih Tasarm
R.G. Collingwood
ev. Kurtulu Diner
Gndoan Yaynlar: 96.123
Felsefe Dizisi: 04.22
Dzeltme: Soner zdemir
Dizgi: GndoanYaynlar
Bask, Cilt: zkan Matbaaclk
Kapak Dzenleme: Gndoan Grafik
Birinci Bask: Ara Yaynlar
kinci Bask: Haziran 1996
ISBN:975-520- 121-1
Gndoan Yaynlar
Bayndr
Sok. 6/ 12
1 Ankara
Tel: O 312 433 97 95
Faks: O 312 432 32 50
Adresi: P.K. 271 Yeniehir 1 Ankara
Kzlay
Yazma
NDEKLER
GR
2. Tarihin
I. BLM
YUNAN-ROMA.TARH YAZIMI
Yarat .....................................
49
D Eilimi... ..............................
51
3. Yunan
Dncesinin
Tarih
Snrlar. .....................................
56
ll. BLM
mRSTYANLIGIN ETKS
1.
2.
Hristiyan
3.
Ortaa
Tarih
Tarih
Yazmnn
Yazm
.............................................. 79
................................................................. 85
Descartes
7.
Descartesla Kar:
8.
Descartesla Kar:
9.
Aydnlanma ..................................,.............................................
Tarih
Yazm
........................................................... 95
I lO
m. BLM
BLMSEL TARiniN EG
IV. BLM
BLMSEL TARH
1. ngiltere..................................................................................... 171
(i) Bradley ............................................................................... 171
(ii) Bradley'in zleyicileri ...................................................... 179
(iii) Ondokuzuncu
Yzyl
Sonu Tarih
Yazm
...................... 182
Fransz
Tarih
Yazm ........................................
229
V. BLM
SONSZ
L nsann Doas ile nsann Tarihi ............................................. 247
(i) nsan Doasnn Bilimi ..................................................... 247
(ii) Tarihsel
3. Tarihsel
Kant
........................................................................... 294
Giri
(iii)
.................................................. 298
karm
............................................................... 306
Gemi Yaantnn
Yeniden
Canlandrlmas
lO
YAYINCININ NSZ
I. Disiecta membra
1936 ylnn ilk alt ay boyunca, Collingwood The Philosophy of
History adl otuz iki ders yazd. Elyazmas, her birini . birer kitap
haline getirme niyetinde olduu iki blme ayrlr. lki modern tarih
tasannnn Herodotos'tan yirminci yzyla dek nasl geliliine
ilikin tarihsel bir betimlemedir; ikincisi, tarihin yaps; konusu ve
yntemi zerine "metafizik sonsz"den ya da felsefi dncelerden
oluur.
olduu
kadar felsefecilere de
ll
13
ksmen
Yaknlama
(ev.).
14
geni
15
Idea of History'de,
20
aklna gelmi
sayltlarn
bilinsizce
Collingwood'un
yaygn
daha
aklama salamaktadr.
Yukardaki
badamaz kartlar
ya
olanaksz
24
25
doru
olduudur.
3. Amicitiae sacrum
Collingwood The Idea of Nature'da bir filozofun bykln
ortaya karmak iin kendi deneyiminden vazgeti. Felsefede byk
sliip, "felsefi malzemesini hakkyla ele alm ve baznetmi bir
zihnin iaretidir. Konusuna bakn geniliine ve sarslmazlna
dayanr; ... glklerin gizlenmedii ve hibireyin ktle ya da
tutkuya gtrlnedii bir ruh dinginlii ve ifade itenliiyle gsterir
kendini. Btn byk filozoflarda bu zihin dinginlii bulunur,
grleri ak olunca her tutku geer gider ve eyleri bir dan
tepesinden gnn gibi yazarlar. Byk bir flozofu sekin klan
nitelik budur; ondan yoksun olan bir yazar okumaya deer olabilir ya
26
27
29
T.M.KNOX
30Ekim 1945
30
GR
1. Tarih Felsefesi
Bu kitap tarih felsefesinde bir denemedir.'Tarih felsefesi' adn,
onsekizinci yzylda, onunla eletirel ya da bilimsel tarihten,
tarihinin eski kitaplarda bulduu ykleri yinelemek yerine, kendi
kafasnda kendi kendine kurduu bir tarihsel dnme tipinden
baka birey kastetmeyen Voltaire buldu. Ayn ad Hegel ile
ondokuzuncu yzyl sonundaki baka yazarlar da kulland; ama onlar
ok farkl bir anlam verdiler ve onu yalnzca evrensel tarih ya da
dnya tarihi anlamna gelen birey diye grdler. Deyimin nc
bir kullanm eitli ondokuzuncu yzyl pozitivistlerinde bulunur;
onlar iin tarih felsefesi, anlatlmas tarihin ii olan olaylarn akn
yneten genel yasalarn kefiydi.
Pozitivistler tarihi bir felsefe konusu deil, meteoroloji gibi bir
deneysel bilim konusu haline getirmeye altklar halde, Voltaire
ile Hegel'in tarih "felsefesine" ykledikleri ii ancak tarih yerine
getirebilirdi. Bu durumlarn her birinde, tarih felsefesi anlayna
egemen olan bir felsefe anlay vard: Voltaire iin, felsefe bamsz
ve eletirel dnme demekti; He gel iin bir btn olarak dnya
hakknda dnme demekti; ondokuzuncu yzyl pozitivizmi iin
tekbiimli yasalarn kefi demekti.
Benim 'tarih felsefesi' terimini kullanm bunlarn hepsinden
farkldr; ondan ne anladm aklamak iin de, nce felsefe
dereceden
dnce ii,
bu durumda
mantn
ya da bilim
kuramnn
iidir.
33
anlamtr.
yzylda olduu gibi, bal byle olunca, yaygn bilgi kurarnlan zel
bilim sorunlanDa yneldiler ve matematik ile teoloji incelemesine
dayal bir gelenei miras aldlar; bu arada, her yanda gelimekte olan
yeni tarih tekniinin hesab verilmemi oldu. Dolaysyla, ii bu yeni
sorunu ya da sorunlar grubunu, dzenli ve dizgeli tarihsel
aratrmann varlndan doan felsefi sorunlan incelemek olan zel
bir aratrma gerekli oldu. Bu yeni aratrma hakl olarak tarih
felsefesi adn almay isteyebilirdi; bu kitap da bu aratrmaya bir
katkdr.
36
deeri
yantlanmaldr.
37
kitaplarndan
da yaayan gerek
ders kitabnn oluturulduu
zamann dndaki bir zamanda, ham malzemenin yaratld
gemiteki bir zamanda yaayan gerek tarihilerin dndklerini
betimler hep. Zamanla ders kitaplarna giren, tarihsel dncenin
gn gemi sonular deildir yalnzca. Tarihsel dncenin
ilkeleri de girer: yani tarihsel dnmenin yapsna, nesnesine,
yntemine ve deerine ilikin tasarmlar. ncleyin ve bununla
balantl olarak, eitim yoluyla edinilmi her bilginin doal sonucu
olan garip bir yanlsama vardr: kesinlik yanlsamas. Bir renci
herhangi bir konuda in statu pupillari (*) olduu zaman hereyin
kesinlemi olduuna inanmas gerekir; nk retmenleri ile ders
kitaplar onlar kesinlemi saymaktadr. Bu durumdan kt ve
konuyu kendi kendine incelemeye giritii zaman, hibireyin
kesinlemi olmadn grr. Toyluun deimez bir iareti olan
dogmaclk zerinden silinir gider. Szde olgulara yeni bir gzle
bakar. Kendi kendine yle der: "retnenim ve ders kitaplar bana
unun unun doru olduunu sylyordu; acaba doru mu? Doru
olduunu dnmek iin ne gibi gerekeleri vard ve bu gerekeler
uygun muydu?" te yandan, renci durumundan kp konunun
peinde komay srdrmezse, bu dogmac tutumdan kendini hibir
zaman kurtaramaz. Bu da onu szn ettiim sorular yamtlamakta
zellikle yetersiz bir kii haline getirir. rnein, bu sorular
genliinde ustalar okumu, bir zamanlar bir tarih rencisi olan ve
tarihsel dnme konusundaki bu genlik deneyiminin kendisine
tarihin ne olduunu, ne hakknda olduunu syleme yetkisini
verdiini dnen bir Oxford filozofur,Jan daha kt yantayacak
ola ki kimse yoktur.
Bu sorular yantlamak iin ikinci nitelik, insann tarihsel
dnme konusunda deneyimli olmakla kalnayp ayn zamanda o
deneyim zerine dnmesidir. Yalnzca tarihi olmakla kalmamal,
filozof da olmal; zellikle de felsefi dncesi tarihsel dncenin
sorunlarna zel bir dikkal gstermi olmal. ndi, kendi trihsel
tarihilerin
rnek
alnmtr;
ders
kitaplar
38
dnmesi
gelitirilecek
tanm ..
olduunu sanrm
39
pompay ilebilenin
(b) Tarihin nesnesi. Bir bilim bir bakasndan farkl trden eyler
Tarih ne tr eyler arar? Ben res gestae diye
yantlyorum bunu: insaniann gemite yaplm eylemleri. Bu. yant
ou tartmal olan eit eit baka sorular dourmakla birlikte,
bunlar yine de yantlanabilir; yantlar taribin res gestae 'nin bilimi,
insann gemite yaplm eylemlerine ilikin sorular yantlama
abas olduu nermesini sarsmaz.
aramasyla aynlr.
yaztlarla
Laga
ile Umma'mn
krallar
doar.
topraklarn
T;lrtma
Ki'in, Laga'ft
Ki
kral
ve Umma'mn
Tanrlarca yattrlr:
Ningirsu ile
Tanr ara
(1) Monsieur Charles F. Jean, Edward Eyre'de, European Civilization (Londra, 1935), ciltl, s.259
41
Tanns
Jean'n
olduunu sylemedii,
42
(*)
I. BLM
YUNAN-ROMA TARHYAZIMI
1.Teokratik tarih ve mitos
Avrupa'nn tarih tasarm. hangi admlarla, hangi
ortaya kb? Bu aamalarn hibirinin Akdeniz blgesi
dnda, yani Avrupa, Akdeniz'den Mezopotamya'ya dek Yakn
Dou
ve Kuzey Afrika kylar dnda gereklemediini
dndmden, in'deki ya da dnyann szn ettiim blge
dnda kalan baka bir yanndaki tarihsel dnce hakknda birey
sylemiyorum.
Yaklak t. 2500'den bir belgeye dayanarak Mezopotamya'nn
ilk.alarndan bir rnek vermitim. Tarih diyorum:, ama aslnda yar
tarih demem gerek; nk, belirttiim gibi, bu belgede dile getirilen
dnce, bizim gemi hakknda ifadelerde bulunurken tarih
dediimiz eye benziyor ama, ilkin, bu ifadelerin sorulara verilmi
yantlar, arabrma meyvalar olmayp yazarn nceden bildii
eylere ilikin savlar olmas bakmndan, ikincileyin, kaydedilen
ilerin insan eylemleri olmayp hereyden nce tanrsal eylemler
olmas bakmndan ondan farkldr. Tanrlarn, insan hkmdarlara
benzetilerek, krallarn, efierin kendi uyruklarnn eylemlerini
ynebUesi gibi, krallarn ve efierin eylemlerini ynettikleri
tasarlanr; hiyerarik ynetim dizgesi bir eit genilebneyle yukar
tanr. Uyruk, dk memur,. yksek memur, kral dizisi yenne,
elimizde uyruk, dk memur, yksek memur, kral, Tann dizisi
vardr.' Tannnn topluluun gerek ba, kralnsa onun hizmetisi
olarak tasarlanmasyla kral ile Tannnn biribirinden keskin bir
biimde aynlp ayrlamayaca ya da kraln Tannnn cisimlemesi
ya ~ yalnzca insan deil, her halde bir biimde tanrsal diye
tasarlanmasyla kral ile Tannnn zdeletirilip zdeletirilmedii,
ierisine girmemiz gerekmeyen bir sorudur; nk bunu yantasak
bile, ynetimin teOkratik bir biimde tasarland sonucu kacaktr.
Modem
aamalarla
45
Tanrlar
"Kemo'un olu
Kemo
47
bir alnu:
tannlannn,
savanun
hzn
onlar da
toplanp
"O bizim
kralnuzdr"
dediler" (1)
brani kutsal yazlannda hem teokratik tarihten hem mitostan
48
aynntl
Ama
Yunanllarda
olnadn
syleyeceimiz
elerden
deil,
dncelerinin
birtakm
artklar
tarihsel
tamas
50
olduunu
Savandan
nceki olayiann
(**)
.3. Yunan
dncesinin
tarih
d eilimi
tayamaz.
52
4.
Tarihii yaps
ile
deerine ilikin
Yunan
anlay
Yaanda
bildiklerinden,
hibireyin
deimeden
allm
kalamayacan
53
kuan ardndan
tepesinde duran
ileyilerine
yazg,
bu Yunan
anlayna
gz
55
kapal olmasndan
gre,
tr, ykc
bir gtr. nsann ileyiieri anlayamadn dnsek bile, onlar
hakknda doru sanlar olabilir ve bu sanlar edindii lde,
yazgnn rzgarlarnn kendisinden uzak duraca bir duruma
getirebilir kendini.
te yandan, tarihin rettikleri deerlidir, ama bunlarn deeri
konularnn kavranamazlyla snrlanmtr; Aristoteles'in iir
onun
snrlar
145, bS.
56
iliki
belimlernesi konusunda ne
dnmu
57
hakknda
58
klyordu.
dncesinin
karlatrldnda,
ulaabiliyordu.
60
olacaku. Tarih bir bilimse, niye teki bilimlerin deil de, sanatlarn
yazgsn paylau? Platon niye Herodotos hi yaamam gibi
yazar?
Yant, Yunan ruhunun tarih d eilimi ierisinde kendini
pekitirmeye ve snrlamaya yatkn olduudur.
Herodotos'un
yetenei o eilimi yenmiti, ama ondan sonraki deimez ve
ncesiz-sonrasz bilgi nesneleri aray, tarihsel bilinci yava yava
bodu ve insanlar Heroclotos'un gemi insan eylemlerine ilikin
bilimsel bir bilgi elde etme umudunu terketmeye zorlad.
Bu yalmzca bir tahmin deil. Olup bitiini grebiliriz. Bunun
ierisinde olup bittii adam Thoukydides'ti.
Herodotos'un bilimsel bak ile Thoukydides'inki arasndaki fark
yaznsal
slfiplar
arasndaki
fark kadar dikkat ekicidir.
Herodotos'un slfibu yumuak, iten, inandrcdr. Thoukydides'inki
sert, yapay, itici. Thoukydides'i okurken "insanla derdi ne ki byle
yazyor?" diye sorarm kendi kendime. yle yautlarm bunu:
sululuk duyuyor. Thoukydides ~ibi tarih olmayan bireye
evirerek tarih yazmasn hakl gstermeye alr. C.N. Cochrane,
Tlucydides and the Science of History'sinde (Londra, 1929), sanrm
hakl olarak, Thoukydides Zerindeki baat etkinin Hippokrates
Ubbnn etkisi olduunu ileri srmut. Hippokrates yalnz tbbn
babas deil, psikolojinin de babasyd ve yalnz Thoukydides'in
veba betimlemesi gibi eylerde deil, genel olarak sava nevrozunun
ve onun Korkyria devrimi ile Melis diyalogondaki zel durumlarnn
betimlemesi gibi hastalk psikolojisindeki incelemelerde de
Hippokrates'in etd.si alir. Herodotos tarihin babas olabilir, ama
Thoukydides psikolojik tarihin babasdr.
Peki psikolojik tarih nedir? Hi tarih de_ildir, zel trden bir doa
bilimidir. Olgular anlatmak olsun diye olgular anlatmak deildir.
Ba amac yasalar, psikolojik yasalar dorulamadr. Psikolojik~bir
yasa. ne bir olay ne de bir olaylar karnadr: olaylar arasndaki
ilikileri yneten deimeyen bir kuraldr. Herodotos'un en bata
ilgilendii eyin olaylarn kendisi olduurm, Thoukydides'in en
bata ilgilendii eyin olaylarm olup bitmesinin yasalar olduunu
61
sylediimde,
62
kurulmas
tarUlyor
oluu,
kant saylabilir.
7. Hellenistik dnem
i. beinci yzyldan sonra, tarihinin bak zaman bakmndan
bir genileme grd. Yunan dncesi kendinin ve kendi deerinin
bilincine varnca, dnyay fethetmeye giriti ve gelimesi tek bir
kuan gr alanna smayacak lde geni olan bir servene
girdi; grevininbilinci onda o gelimenin zndeki birlie ilikin bir
kan uyandrd. Bu, Yunanllarn Byk skender andan nceki
btn tarih yazmiarm renklendirmi olan tekilii amalarma
yardmc oldu. Onlarn gznde tarih, aslnda belirli bir zamandaki
belirli bir toplumsal birliin tarihi olmutu.
(i) Bu belirli toplumsal birliin biroklar arasnda yalnzca biri
olduunun bilincindeydiler; belirli bir zaman sresi boyunca,
dmanca ya da dosta, bakalar ile iliki kurduklar lde, bu
bakalan tarih' ~ahnesinde kendilerini gsterdiler. Ama bu'-nedenle,
Herodotos Persler hakknda birey sylemesi gerektiinde, onlaf~i'
onlar adna deil, Yunanllarn dmanlar olarak ilgilenir: deerli
ve onurlu dmanlar, ama yine de dmanlar, fazlas deil. (ii)
Beinci yzylda, hatta daha nce, btn tek tek toplumsal birliklerin
. (*)lk rnekler (ev.)
(**) Taklit edilenler (ev.)
63
egemendi:
snrlama
eyin
her
yannda
64
Tmyle
eletirel
deildir,
nk
ya da
yetkenin
yargda
65
tasarm
8. Polybius
Bu yeni tr tarih tasarm Polybius'un yaptnda tam olgunlua
erdi. Btn gerek tarihiler gibi, Polybius'un da belirli bir izlei
vardr; anlatacak bir yks, nemli ve annsanmaya deer eylere
ilikin bir yks vardr: yani Roma'nn dnyay fethedii; ama
Pol-ybius ykye yazdndan 150 yl da akn bir sre nce balar,
yle ki, alannn kapsam bir kuak yerine be kuak olur. Bunu
yapabilmesi, halk Yunanllarnkinden olduka farkl bir tr tarihsel
bilin tayan Roma'da yapt veriyor olmasyla balantldr. Onlar
iin tarih sreklilik demekti: alndklar biimde zenle korunan
kurumlarn gemiten gelen miras; atalar geleneinin rntsne
gre yaam biimlendirme. Gemilerinin devam olduklarnn son
derece bilincinde olan Romallar gemiin antlarn korumakta
dikkatliydiler; yaamlarn ynlendiren atalarnn srp giden ve
uyank varlnn bir simgesi olarak evlerinde onlarn portrelerini
bulundurmakla kalmyor, kendi ortak tarihlerinin eski rivayetlerini,
Yunanllarn bilmedii lde koruyorlard. Bu rivayetler kukusuz
66
brakmt.
Tarihin
kendisine
alanna ilikin
ilikin
bu daha
geni anlayla
anlay
szcn
birlikte, tarihin
68
69
70
vardr.
sunulduunda
71
dayand
(1)
yaymianm
72
denetleyemeyecei sayltsndan
yola
karak,
ona kendi
lekesizliini
baarsna
denk bir
baarlar
bile
olmamtr.
imparatorluk devam
73
74
gcl olarak deil, gerek olarak ussal hale geldii lde, yaamnda
bir baar elde eder: Hellen tasarmna gre, siyasal yaamda bir g
ve tarih yapan biri hallne gelir; Hellenistik-Roma tasarimna gre,
arsz ve gnah~ar bir dnyada ussallnn ardna snarak bilgece
yaamaya yatkn hale gelir. mdi, her eylemcinin yapt hereyden
dorudan doruya sorumlu olduu dncesi, ahlaki yaantdaki kimi
nemli yanlan hesaba katmayan ilkel bir dncedir. Bir yandan,
insanlarn karakterlerinin eylemleri ve yaantlaryla biimlendii
olgusundan hibir ka yoktur: etkinlikleri gelitike insann kendisi
de deimeye urar. te yandan, insanlarn, ok byk bir lde, ne
yapmakta olduklarn yapmadan bilmedikleri -yaptktan sonra
biliyorlarsa- olgusu var. nsanlarn hedefleri konusunda ne lde
ak bir. tasanmla, amaladklar etkilerin ne olduunu ne lde
bilerek eylerlikleri hafife abartlyor. ou insan eylemi neye
gtreceinin bilgisiyle deil, ondan ne kacan bilme arzusuyla
yntendirilen bir denemedir. Dnp eylemlerimize ya da gemi
tarihin bir blmne bakarsak, eylemler baladnda aklmzda ya da
herhangi birinin aklnda bulunmayan bireylerin -o eyleri eylemler
ortaya karr- eylemler srerken biimlendiini grrz. YunanRoma dnyasnn etik dncesi, eylemcinin saknml plan ya da
siyasetine ok fazla ey, hedefini nceden grmeksizin bir eylem
akna giren ve ancak o akn zorunlu gelimesiyle o hedefe
gtrlen kr bir etkinliin gcne pek az ey yklyordu.
75
76
(1)
77
(1)
(*)Adam
78
Il. BLM
HIRSTYANLIGIN ETKS
1. Hristiyan
tasarmlarnn mayas
(ev.).
79
(ev.)
80
81
'
82
2. Hristiyan tarih
yazmnn ralayclar
Hristiyan
83
, (iv)
Gemi
ikiye
ayrlnca,
o zaman
doal
84
3.
Ortaa
tarih yazm
85
(*) Tanrnn ii
[ev.]
86
ykla yei
(l)
(*)
87
88
89
4. Renaissance tarihileri
Ortaan kapanyla, Avrupa dncesinin balca ilerinden
biri tarihsel incelemelerin yeniden ynlendirilmesi oldu. Tarihin genel
plann a priori belirlemek iin bir temel salam olan byk teoloji
ve felsefe dizgeleri ona:y grmez oldu ve Renaissance ile birlikte
eskilerinicine dayal insanc bir tarih grne dnld. Titiz bilim
adarnl nem kazand, nk insan eylemleri artk tanrsal bir plana
oranla kk grlmyordu. Tarihsel dnce insan bir kez daha
resminin merkezine yerletirdi. Ama Yunan-Roma dncesine
duyulan yeni ilgiye karn, Renaissance'n insan anlay YunanRoma anlayndan derinlemesine farklyd; Machiavelli gibi bir
yazar, onaltnc yzylda, Livius'un ilk on kitab zerine bir aniama
biiminde, tarihe ilikin grlerini dile getirdiinde, Livius'un kendi
tarih grn yeniden kuruyor deildi. Renaissance tarihisi iin
90
91
5. Descartes
Onyedinci yzyln yaratc hareketi kendini doa biliminin
verdi ve tarih sorunlarn bir yana brakt. Bacon gibi
Descartes da iiri, tarihi ve felsefeyi biribirinden ayryor ve buna bir
drdncsn, ilahiyat ekliyordu; ama yeni yntemi bu drt ey
arasnda ana blm matematik, fizik ve metafizik olan felsefeye
uygulad yalnzca, nk yalnz orada gvenilir ve kesin bilgiye
ulamay umuyordu. iir, diyordu, bir disiplinden ok bir doa
vergisidir; ilahiyat vahiye inanmaya dayanr; tarih, ne denli ilgin ve
retici olursa olsun, yaamda klgn bir tutumun olumasnda ne
denli deerli olursa olsun, hakikat iddiasnda bulunamaz, nk
betimledii olaylar hibir zaman tam tarnma onun betimledii gibi
olmamtr. Yani Descartes'n tasarlad ve gerekte yol at bilgi
dzettiminin tarihsel dneeye katkda bulunmas dnlmemiti,
nk Descartes, kesin konuursak, tarihin bir bilgi dal olduuna
sorunlarna
inanmyordu.
92
93
94
6.
Descartes
tarih
yazm
olduu
dncesi,
yazl
96
7.
lki,
Descartesla kar:
(i) Vico
saldnsyd.
97
nesneleri bilmek
olmadka hibirey
onlar
99
100
ortaya koyar: ilkin, tarihin klavuz ilkesi kaba gtr; sonra yiit
ya da kahramanca g; sonra yrekli adalet; sonra parlak
zgnlk; sonra kendine ynelik yaratc dnme; son olarak da
yaratlm olan yok eden bir eit mirasyedilik ve servet
dmanl. Ama saysz istisnalar olan bu emann kabul
edilmeyecek lde kat olduunun tamamen farkndadr.
ncleyin, bu dngl hareket, tarihin deimez aamalar
dngs ierisinde dnp durmas deildir; bir daire deil, bir
sarmaldr; nk tarih hibir zaman kendini yinelemez, ama her
yeni dneme, daha nce geldiinden farkl bir biimde dner
dolar yine gelir. Bunun iin, Ortaan Hristiyan barbarh,
kendisini gzle grijlr biimde Hristiyan ruhunun bir ifadesi
yapan
herey
bakmndan,
Homeros
ann
oktanrl
barbarlndan farkldr. Bu nedenle, tarih her zaman yenilikler
yaratt iin, dng yasas gelecei nceden sezmemizi salamaz;
bu da Vico'nun dngy kullann tarihte tam bir dngsel
hareket gren Yunan-Roma tasarmndan (rnein, Platon'da,
Polybius'ta ve Machiav~lli ile Campanella gibi Renaissance
tarihilerinde bulunan tasarmdan) ayrr ve ok nemli olduunu
daha nce sylediim, tarihinin hibir zaman kehanette
bulunmad ilkesiyle ayn izgiye gelir.
Ardndan,
Bacon'n
Novum Organum'undaki ilkeler gibi,
tarihinin her zaman kendini korumas gereken birtakm
nyarglar sayarak devam eder Vico. Bu hata kaynaklarndan
beini seip ayrr:
1. Eskiaa ilikin ululatnc gruler, yani tarihinin inceledii
an refahn, gcn, ululuunu vb. abartmaya ynelik nyarglar.
Vico'nun bur,ada olumsuz olarak dile getirdii ilke, gemi bir tarih
dnemini incelemeye deer klan eyin, kendi bana alnan yapp
etmelerinin i deeri olmayp, tarihin genel akyla ilikisi olduu
ilkesidir. nyarg ok gerek bir nyargdr; rnein ben Roma'daki
tara
uygarlyla
ilgilenen insanlarn, (arkeolojik kantlarla
kantladm gibi) Roma Londra'snn ancak yaklak 10.000-15.000
nfusu olduuna inanmaya son derece gnlsz olduklarn
dnyorum.
Onlar daha ok 50.000-100.000 olduuna
102
inanacaklardr,
Uluslarn
103
yeniden
kurabilecei
aka yadsnmasdr.
104
8.
Descartesla kar:
Hume
Descartesla
bakmndan
(l)
107
108
oalp
ilerlediinden,
imdi
kaybolmu
olmas
gerektii
sonucu karlabilir."
Hume. bunun saduyuya aykr olduunu ileri srerek
devam eder: Eskia tarihinin kantlar salt uzunluktan tr
eksilmez. zm udur: "halkalar saysz olsa da ... hepsi ayn
trdendir ve basmclann ya da yazmaclarn sadakatine baldr ...
109
__
Admlarda
9.
Aydnlanma
fbid., 13.
110
ada
banda
bulunuyorlard.
Onlarn
ve
onlar
izleyenierin
yapt
tarih yazm diye tanmlanabilir. Aydnla.nma'dan,
Aufkliirung'dan, onsekizinci yzyl iin ok ralayc olan, insan
yaam ile dncesinin her yann laikletirme abas anh\lr.
Bu yalnzca kurumsal dinin gcne kar deil, dine ka bir
bakaldnyd. Voltaire kendini Ecrasez l'infame (*) mottosuyla
flristiyanla kar alan bir savan nderi olarak gryordu.
L'infame burada insan yaamnda geri ve barbarca olan eyin bir
ilevi diye tasarlanan batl inan,, din demektL Bu hareketin altnda
yatan felsefi kuram, birtakm zihinsel etkinlik biimlerinin, zihin
olgunlua erdii zaman yok olacak ilkel biimJ:e: olduuydu.
Vico'ya gre, iir yaban ya da ocuksu akln kendini dile getirdii
doal biimdir; en gzel iirin barbarlk . ya da kahramanlk
alarnn iiri, Homeros'un ya da Dante'nin iiri olduunu ileri
srer; insan gelitike, akl imgeleme ve tutkuya baskn kar ve
iirin yerini dzyaz
alr. Vico, kendi yaantsn kendine
sunmann iirsel ya da salt imgeleyici biimi ile dzyazl ya da
salt ussal biimi arasna bir ncsn, mitosal ya da yar
imgeleyici biimi koydu. Bu, yaantnn tmn dinsel bir yoruma
sokan gelime aamasdr. Bylece Vico, sanat, dini ve felsefeyi
insan zihninin kendi kendine tm yaantsn anlatmasnn ya da
_dile getirmesinin farkl biimi olarak dnr. Bunlar bar
ierisinde yan yana yaayamazlar; biribiriyle ilikileri belirli bir
dzen ierisindeki diyalektik ardardalk ilikisidir. Bu demektir ki,
yaam karsndaki dinsel- bir tutum ussal ya da felsefi bir tutumla
Aydnlanma'nn
izlenneye yazgldr.
egemenliine
dnyorlard
112
l13
114
tarih yazm,
lde vahiylidir.
Bu yazariara gre, tarihin . merkez noktas modern bilimsel ruhun
douudur. Ondan nce herey batl inant, karanlk, hata ve
sahtekarlkt. Bunlarn da tarihi olamaz; tarihsel incelemeye demez
olduklar iin deil yalnzca, ilerinde ussal ya da zorunlu bir
gelime olmad iin; onlarn yks, bir aln anlatt, hibir
anlam olmayan, grlt patrd dolu bir masald.
Ne ki, dnm noktas konusunda, yani modern bilimsel ruhun
kkeni konusunda, bu yazarlarn tarihsel kkeniere ya da srelere
ilikin bir kavramlar olariazd. Saf akl akldndan d<!amaz.
Birinden tekine gtren bir gelime olamaz. Bilimsel ruhun douu
Aydnlanma'nn gznde olaylarn nceki akyla hazrlanmam,
byle bir etkiye uygun olabilecek bir nedenle yol almam tam bir
tanskt. Onlan9 tarihteki en nemli olay diye grdkleri eyin
tarihsel olarak aklanamaynn ya da yorumlanamaynn elbette
bir anlam vard; genel bir biimde, tarihsel nedenlilie ilikin
doyurucu bir kurarnlar olmad ve ne olursa olsun bireyin
kkenine ya da treyiine ciddi ciddi inanamadklar anlamna
geliyordu. Dolaysyla, tm tarihsel yaptlannda nedenlere ilikin
aklamalan inanlmaz lde yzeyseldir. rnein Avrupa'daki
Renaissance'n stanbul'un dnden ve bunun ardndan yenilerini
aramak zere bilim adamlannn kovuluundan ileri geldii yollu
garip tasanm icat edenler bu tarihilerdi; bu tutumun tipik bir ifadesi
de, Pascal'in, Kleopatra'nn burnu daha byk olsayd tm dnya
tarihi farkl olurdu biimindeki szdr -yani gerek aklama
Verilen rneklerden de
aktr
ki,
Aydnlanma'nn
umutsuzluu
115
asl
116
olmasn
araynda
117
118
119
(2)
Ayn
hata
onlar
yalnz
gemi
hakknda deil,
gelecek
hakknda da yanl bir gre gtrd; nk onlara insan
yaamnn btn sorunlarnn zlece,i bi: topya aratyordu.
nk, insan doas onu daha iyi anlamaya baladmz zaman
hibir deimeye uramyorsa, onun hakkndaki her yeni kefimiz,
imdi bilgisizliirnizden tr bizi artan sorunlar zecek ve yeni
sorunlar yaratmayacaktr. nsan doasna ilikin ilerleyen bilgimiz
bylece bizi yava yava imdi skntsn ektiimiz eitli
glklerden kurtaracak, dolaysyla insan yaam da gittike daha
iyi, gittike daha mutlu olacaktr. nsan doasnn bilimindeki
ilerleme, o ari dnrlerinin onyedinci yzyl bilim adamlarnn
fiziin temel yasalarn kefetmelerine bakarak ok olanakl
grdkleri kefe, insan doasnn grnmlerini yneten yasalarn
kefine dek giderse, mutluluk a gerekleecektir. Dolaysyla,
onsekizinci yzyl .ilerleme anlay, doann bilgisi ile zihnin bilgisi
arasndaki ayn yanl benzeime dayalyd. in dorusu, insan
zihni kendini daha iyi anlamaya balarsa, bylece yeni ve farkl
biimlerde
ilemeye
balayacadr.
Onsekizinci
yzyl
dnrlerinin amalad kendinin bilgisini edinmi bir insan rk o
zamana dek bilinmeyen biimlerde eyleyecek, bu yeni eyleme
biimleri yeni ahlaki, toplumsal ve siyasal sorunlar douracak,
mutluluk a da her zamankinden kat kat uzak olacaktr.
120
III. BLM
BLMSEL TARiHiN EG
1. Romantizm
Tarihsel dncede daha fazla bir ilerleme gsterilmeden nce,
iki ey gerekliydi: ilkin, Aydnlanma'nn aydnlanmam ya da
barbar diye grd ve karanlkta brakt gemi alarn daha
duyguda bi: .biimde soruturulmasyla,
tarihinin ufkunun
geniletilmesi gerekiyordu; ikincileyin, tekbiimli ve deimez
birey olarak insan doas anlayna saldrlmas gerekiyordu. Bu
iki yndeki ilk nemli ilerlemeyi getiren Herder oldu, ama bunlarn
ilkiyle ilgili olmas bakmndan, Rousseau'nun yapt da ona katld.
Rousseau bir Aydnlanma ocuuydu, a:ma onun ilkelerini
yorumlay
bakmndan,
Romantik hareketin babas oldu.
Yneticilerin halklarna onlarn kabul etmeye hazr olduklar dnda
hibirey
veremeyeceklerini anlamt; dolaysyla Voltaire'in
anlayndaki
aydnlanm
despotun aydnlanm bir halk
olmadka gsz olduunu ileri sryordu. Edilgin bir halka
despotun onun iin iyi olduunu bildii bireyi zorla benimseten
despota bir' isten tasarm yerine, Rousseau halkn kendisinden
gelen genel bir isten, bir btn olarak halktan bir btn olarak kendi
karn gzetmek iin gelen bir isten tasarm koydu.
Klgn . siyaset alannda, farkl bir biimde temellendirilse de,
Condorcet gibi insanlarnkinden pek farkl olmayan bir iyimserlik ya
da topyaclk ieriyorrlu bu: Aydnlanma topyac beklentilerini
aydnlanm
yneticiler
edinme
umuduna
dayandnrken,
Romantikler halk eitimi yoluyla aydnlanm bir halk elde etme
umuduna dayanyorlard. Ama tarih alannda sonular ok farkl ve
gerekte devrim niteliindeydi. Rousseau'nun tasarlad genel isten,
ister az ister ok aydnlan~n olsun, her zaman varolmu, her.zaman
ilemitir. Aydnlanma kuramndaki akln tersine, grece yakn bir
tarihte dnyaya gelmemitir. Rousseau'nun tarihi aklad ilke,
bundan. tr yalnz uygar dnyann yakn tarihine deil, btn
121
rklarn
batl
(1) rnein,
Percy'de
rneini
imdiden ayran
balamlard.
(1)
koymas Walter Pater asndan bir gaft. Winckelmann'n Yunan sanatna ilikin
incelemesi hi de Renaissance bilim adamlannnki gibi deildi. Son derecezgn
bir dnceyi, sanatlann biyografileriyle karlatnlmamas gereken bir sanat tarihinin olduu dncesini tasarlyordu: biribirini izleyen sanatlann
yaptyla -onlar bu gelimenin bilinli olarak farknda olmadan- gelien, sanatn
kendisinin tarihi. Bu anlaya gre sanat sanatn gelimesindeki belirli bir
aamann. bilinsiz aracdr yalnzca. Benzer tasannlar sonradan Hegel ve
bakalannca siyaset, felsefe tarihine ve insan aklnn teki baanianna uygu-
~~
123
2. Herder
Gemi karsndaki bu yeni tutumun ilk ve bir bakma en nemli
ifadesi Herder'in drt cilt olarak yazlm ve 1784 ile 1791 arasnda
yaymianm ldeen zur Philosophie der Menschengeschichte'siydi.
Herder insan yaamn onun doa dnyasndaki konumuyla yakndan
ilikili grr. Ona gre bu dnyann genel yaps daha yksek
organizmalar halinde geliecek ekilde tasarlanm bir organizmann
yapsdr. Fizik evren, bu adan merkezi saylabilecek zellikle
kayrlm bir blgesinde kendine zg bir yapnn, gne dizgesinin
biimlendii bir eit dlyatadr. Gne dizgesi de kendi zel
koullaryla dnyay douran bir dlyatadr; dnya, bildiimiz
kadaryla, yaama uygun bir sahne olmas bakmndan gezegenler
arasnda tektir, bu anlamda evrimdeki bir sonraki aamann yeridir ve
gne dizgesinin merkezidir. Dnyann maddi dokusu ierisinde zel
mineral oluumlar, zel corafi organizmalar (ktalar) vb. ortaya
kar. Yaam, bitkisel yaam olarak ilk biimiyle daha yiiksek bir
karmak trn biraz daha ilenmesi ya da oluturulmasdr. Hayvan
yaam bitkisel yaamn biraz daha gelimi hali, insan yaam
hayvan yaamnn biraz daha gelimi halidir. Her bir durumda, yeni
gelime, ierisinden kt gelimemi dlyatandan oluan bir
evre ierisinde varolur ve bu dlyatann i yapsnn tam
gerekleme olarak ortaya kt odak noktasdr. Demek ki insan
tamamlanm ya da tipik hayvandr, hayvanlar tamamlanm
bitkilerdir vb. Ayn ekilde, insan doas, ikinci derecede bitki
doasnn tamamlanmasdr: bylece Herder insandaki cinsel akn
bitkilerin ieklenmesi ve meyva vermesiyle ayn ey olduunu,
bunun insanda daha yksek bir gce ulatn aklar.
Herder'in doaya ilikin genel gr aka erekseldir.
Evrimdeki her bir aamann bir sonrakini hazrlamak iin doa
tarafndan tasarlanm olduunu dnr. Hibiri kendi bana bir
ama deildir. Ama insanla birlikte sre dorua ular, nk insan
kendi bana bir amatr: nk insan ussal ve ahlaki yaamyla
kendi varoluunu hakl karr. Doann insan yaratmaktaki amac
124
125
126
127
3. Kant
Herder'in ilk cildi
krk yandayken,
1784
baharnda yaymland.
128
129
lgnlnn,
kibirliliinin,
gnalkarlnn
kayd
olduunu
131
133
yapt
almalardan
yararlanmas
134
dnrlerde
gre bir doa durumundadr" der (1). Locke da ayn ekilde btn
bamsz devletlerin biribirine gre bir doa durumunda olduunu
syler (2). Bu filozoflarn anlad anlamda doa durumunun tam bir
rneini, zlanda'daki ilk Norveli smrgecilerin, skandinav
masallarnda betimlenen yaam oluturur.
Bundan tr, Kan'n sorusu udur: Byle bir doa durumu
olanakl olduuna ve bu temelde mutlu durum olduuna gre, ahlaki
ve dnsel adan dk bir durum olsa da, insan onu brakp
gitmeye ve o zor ilerleme yolculuuna girineye gtren g nedir?
Bu soru iin o zamana dek iki yanttan biri seilmiti. Renaissance'n
dzelttii ve Aydnlanma'nn yeniden onaylad Yunan-Roma
grne gre, insanlk tarihinde ilerleme yaratan g genel olarak
insann bilgelii, insann erdemi ve insann u.,_(c-iydi. Roma
mparatorluunun sonundan Ortaan kapf!nna dek egemen olan
Hristiyan
gorue
gre, Tanrnn insann lgnlna ve
gnahkarlna karn ileyen kayrab bilgelii ve zeniydi. Kant bu
iki gr de yle gerilerde braknt ki, hibirinin szn bile
etmedi.
Onun yan~t udur: bu g insann yapsndaki ktlkten baka
birey deildir; usd ve ahlak d gurur, hrs ve agzllk eleri.
nsan yapsndaki bu ktcl eler duruk ve bar bir toplumun
srekliliini olanaksz klar. insanla insan arasnda bir husumet, her
insann davrann etkileyen iki gd arasnda, yani toplumsal bir
gd olan bar ve dosta yaam arzusuyla, toplum d bir gd
olan komularna egemen olma ve smrme arzusu arasnda bir
atma dourur. Bunun sonucu olarak, yaamdaki durumundan
honutsuzluk insan ierisinde yaad toplumsal dizgeyi ykmaya
iten yay olur; bu hareketlilik de doann insan yaamnda ilerleme
yaratmak iin kulland aratr. Bu honutsuzluk eylerin varolan
durumuna rza gsterneyi reddeden tanrsal bir honutsuzluk deildir,
nk iyi bir istencin ahlaki isteklerini yerine getiremez; hayrseverin
ya da toplum dzeltimcisinin honutsuzluu da deildir; duruk bir
(!)
<2) Loc.
cit.
136
yaamn
mutluluu
bir
karsnda,
gre
vierter Satz.
137
ralam
olan
lgnlk, gnahkarlk
Bu, olgular
ve sefalet
hakkndaki
retorik bir
bir
gr deildir. Hakknda bireyler bilinen gemiteki her ada,
insanlarn dnmeleri gereken eyi baaryla dnmek iin
yeterince bilge, yapmalar gerekeni etkili bir biimde yapmak iin
yeterince iyi, yaam yalnz katlanlabilir deil, ekici bulmak iin
yeterince mutlu olduklar durumlar olmutur. Birisi "Evet, durumlar
olmutur, ama yle az ki!" diye itiraz ederse yant udur: "Her halde,
kar trdekilerden daha fazla; yoksa btn insan yaam oktan.
ortadan kalkm olurdu."
ktmserlie dayanr.
hakknda doru
ya da
akllca
bu
abartl
kasvetin
sonular
ussallam olaca,
138
139
kat.
4. Schiller
kuramnda olduu gibi tarih kuramnda da Kan'n en
izleyicisi, air Schiller'di. Akll ve yetenekli bir dnrd
Schiller; felsefedeyse Kant gibi azimli bir ii olmaktan ok, parlak
bir amatrd; ama sekin bir air olmas ve Jena'da tarih krssnde
bulunduu bir sre meslekten bir tarihi olma~ bakmndan, Kant'a
stnl vard. Kant'n sanat felsefesini i bandaki bir airin
deneyimini katarak yeniden yorumlad gibi, Kant'n tarih felsefesini
de i bandaki bir tarihinin deneyimini katarak yeniden yorumlar.
I 789'da Jena'da verdii tren dersinde, bu deneyimin Kant'n
kuramndaki birtakm hatalar amasn nasl saladn grmek
ilgintir.
Ders Evrensel Tarihin Yaps ve Deeri (Was heijJt und an
welchem Ende studiert man Universalgeschichte?) baln tar.
Schiller evrensel tarih incelemesini savunurken ve onun tarih
bilginlii kadar felsefi bir kafa da gerektirdiini kabul ederken Kant'
Sanat
dorudan
140
diziterin
imdinin
tesine
geniletilemeyeceini
kendisine
gstermi
ncelini dzeltir.'
141
5. Fichte
Kant'n
tarih
baka rencisi
142
143
Bilimsel tin alan (sanki) bir kar devrimdir: insan tiranlar yok
edebiliriz, ama olgular yok edemeyiz; eyler neyse odur ve onlarn
sonular ne olacaksa o olur; insann yasalarna kar koysak bile,
doann yasalarna kar koyamayz. Ama yine, tin ile doa arasnda
kartlk olabilir ve almas gerekir; onun almas yeni bir tr ussal
zgrln, tin ile doann yeniden birletii, tinin doada kendi
tamamlayclarn grd ve onunla boyun eme yoluyla deil,
duygudalk ve sevgi yoluyla. iliki kurduu sanat zgrlnn
douudur. Eylemci kendini uruna eyledii eyle zdeletirir,
bylece de en yksek derecede zgrle ular. Fichte, bireyin
kendisini nesnel de olsa kendi amac sayd bir amaca adamasn,
ann ralayc zellii sayar.
Okurun Fichte'nin tarih gryle urarken ektii ba glk,
ylesine sama grnen ey karsnda sabrl olma gldr.
Fichte'nin kafasnda zellikle gze arpan iki bariz hata var gibidir:
(1) dnyann imdiki durumunun yetkin olduu, tarihin meydana
getirmeye alt hereyin tam ve son gereklemesi olduu
dncesi; (2) alarn tarihsel ardardalnn soyut mantksal
irdelemelere bavurarak a priori belirlenebildii dncesi.
, Grnteki samalklarna karn, bu iki dncede de hakikat pay
bulunduu gsterilebilir sanyorum.
(1) Tarihi (ve o konuda filozof) dnyaya yukardan ve dardan
bakan Tanr deildir. Bir insandr, kendi zamannn ve yerinin
insandr. Gemie imdinin asndan bakar: baka lkelere ve
uygarlklara kendininki asndan bakar. Bu bak as yalnz onun
iin ve onun gibi konunianm insanlar iin geerlidir, ama onun iin
geerlidir. Ona sk sk sarlmas gerekir, nk ierisine girebildii
yalnzca odur ve bir bak as yoksa, hibirey gremez. rnein
Ortaan yapp etmeleri hakknda verilen bir yarg, tarihinin
onsekizinci, ondokuzuncu ya da yirminci yzyl adam olmasna gre
zorunlu olarak farkl olacaktr. Biz, yirminci yzylda, onsekizinci ve
ondokuzuncu yzyllarn bu eylere nasl baktn biliyoruz ve
onlarn grlerinin bizim paylatmz grler olmadn
144
6. Schelling
Schelling Hegel'den
yaa
147
(1)
148
brakmadan
7. Hegel
1784'de Herder'le balayan tarilisel hareket doruk noktasna, tarih
felsefesi zerine ilk derslerini 1822-23'te veren Hegel ile geldi.
Hegel'in Tarih Felsefesi'ni kendi kendine okuyan herhangi biri, onun,
149
150
canlandrmasdr
ve
151
(ev.).
152
birinin tutkudan tr belli bir biimde eylediini, kantlamak rnein, suluyu bir fke nbeti ierisinde yarglayan bir yarg ya da
hrs gdlerinden tr muhalefeti ineyen bir devlet ad,rn-, onun
ussal olarak eylemediini kantlamak deildir; nk yargcn yargs
ya da devlet adamnn siyaseti, uygulanlarndaki bu tutkulu eye
karn, adil bir yarg ya da bilgece bir siyaset olabilir. Bunun iin,
Hegel insanlk tarihinin kendini tutkularn bir gsterisi olarak
sergiledii
yollu
kabul
edilmi
olgunun,
onun
aklla
denetlenrnediini kantlamayacan ileri srer. Tutkuyu, deyim
yerindeyse, tarihin yapld alann dnda bulunan bo birey diye
dnr: Tarih, bir bakma, tutkularn bir gsterisidir ve baka
hibirey deildir; ama ayn ekilde akln bir gsterisidir, nk akl
tutkunun kendisini amalarn gerekletirmekte ara olarak kullanr.
Bu akln hi/esi anlay; eyleyicilerinin kiiliinde tutkular
oyuna getiren akl anlay, Hegel'in kurarnnn nl bir gldr.
Hegel akl insan yaarnnn dndaki birey ierisinde, kr . ve
tutkulu insanlarn kendilerinin deil, akln amalar olan amalar.
araclyla ortaya kan birey ierisinde kiiletiriyor gibi. Kimi
kez, belki de, Hegel, tarihte uygulanan planlarn Tanrnn planlar
olduunu ve kesinlikle insann pHinlar olmadn dnen Ortaa
teolojik gr gibi bir gre dyor; ya da (ikisini ayrmak
olanaklysa) tarihte uygulanan planlarn insann deil doann
planlar olduunu syleyen Kant'n ve Aydnlanma tarihilerinin
gizlice teolojik grne. Bununla birlikte, btnnde aktr ki,
Hegel'in yapmak istedii, bu grten karnakt. Tarihte planlarn
uygulanmasnn nedeni, Hegel'e gre, ne soyut bir doal akl ne de .
akn
tutku
arasnda bulunduunu
doa
akl,
sonlu
ya da akll
ile insan
tukusu arasndaki ilikidir. Hegel'in tarih grnn aklc bir gr
olduu sylenirken bu unutulmamaldr; onun aklcl ok ilgin
trden bir aklclktr, nk akl, d eleri akln kendisinin
znde diye tasarlar. nsan yaarnnda ve bu haliyle zihinde akl ile
akl d arasndaki bu i iliki anlay, gerekte yeni bir insan
anlaynn, duruk bir anlay yerine hareketli bir anlayn haberini
ileri
ile
153
insan
akl
dnyas- doar.
damarna
155
yalnzca
farkl
olduklarn
tarihin
dnce
tarihi
olduu
ilkesine
dayal
yntemi,
urat
konu
bilincinden bir para fazla birey olduu dnce eidi gelir. Sonra,
ikinci yksek basamakta, dncenin toplumsal ve siyasal dizgeler "
ierisinde kendi d grnmlerini yaratarak kendini dile getirdii
dnce eidi, Hegel'in nesnel tin dedii ey gelir. Sonra, en tepede,
sanat, din ve felsefe olmak zere, biim ierisinde mutlak tin gelir.
Bunlarn hepsi toplumsal ve siyasal yaam alann aar ve zne ile
nesne, dnr ile onun hazr bulduu ve uymak zorunda olduu
kurum ya da yasa arasndaki kartln tesine geer: bir sanat
yapt, bir dinsel inan ya da bir felsefi dizge, onu tasarlayan tinin
btnyle zgr ve ayn zamanda btnyle nesnel bir ifadesidir.
imdi, Hegel, Tarih Felsefesi'nde, inceleme alann siyasal tarihle
kstlyor. Burada Kant' izlemektedir; ama Kan'n bunu yapmak iin
iyi bir gerekesi vard, Hegel'inse yoktu. Kant fenomenler ile
kendinde eyler arasndaki ayrrnma dayanarak, grm olduumuz
gibi, tarihsel olaylar fenomenler olaiak, tarihinin seyircisi olduu
bir zaman dizisi ierisindeki olaylar olarak gryordu. Kendinde
eyler olarak insan eylemleri, ona gre ahlaki eylemlerdir. Bunun
iin, tarih ancak siyaset tarihi olabilir ve yle olmaldr. Hegel Kant'n
fenomenler ile kendinde eyler arasndaki ayrmn reddederken,
bunun iermesi olarak, onun tarihin bir gsteri olduu ve her tarihin
siyasal tarih olduu retisini reddediyordu. Bundan tr Hegel'in
Tarih Felsefesi'nde, Devletin merkezde durmas bir tarih hatasdr ve
Hegel kendiyle tutarl olmak iin, tarihinin iinin nesnel tin srecini
mutlak tinin, yani sanatn, dinin ve felsefenin tarihi gibi incelemek
olmadn kabul etmek zorunda kalmtr. Gerekten, Hegel'in toplu
yaptlarnn hemen hemen yars bu eyin incelenmesine
ayrlmtr. Tarih Felsefesi Hegel'in yaptlarnn btn ierisinde
manta aykr bir fazlalktr. Tarihsel yntemdeki devriminin asl
meyvas, bu meyva kendi yazlarnda aranp bulunacaksa, Estetik,
Din Felsefesi ve Felsefe Tarihi adl sekiz cilttir.
Allm Hegel eletirisi bundan tr hataldr. Hegel'in tarih
felsefesinin, herkesin kabul etmesi gerektii gibi, bir para yetersiz
olduunu onaylayarak balayp unu ileri srer: "Bu, tarihi ussal diye
grmenin getirdii bireydir. Dorusu, tarihin kendini gelitiren
insan dncesi olmaddr, bu ok samadr." Hakl eletiri yle
158
inancn
159
sanatsal, dinsel vb. tarihler deil, tek bir tarih olduunu vurguluyordu.
Ama yine Hegel gibi, bu birlii, gelime srecinin her izgisinin, hem
kendi srekliliini hem tekilerle yakn ban koruduu bir organik
birlik olarak deil, ierisinde tek bir srekli izginin (Hegel'de siyasal
tarih izgisinin, Marx'ta iktisadi tarih izgisinin) bulunduu bir birlik
olarak tasarlyordu; varl olan, ama kendine zg hibir sreklilii
bulunmayan teki etkenler, Marx'a gre, gelimelerinin her
noktasnda yalnzca temel iktisadi olgunun yansmalaryd. Bu da
Marx', birtakm insanlar, rnein, birtakm felsefi grleri kabul
ediyorlarsa da, onlar kabul etmelerinin hibir felsefi gerekesinin
bulunmad, yalnzca iktisadi gerekelerinin bulunduu biimindeki
aykrla gtrd. Bu ilke zerine kurulmu tarihsel siyaset, sanat,
din, felsefe incelemelerinin hibir gerek tarihsel deeri olamaz;
bunlar salt yaratclk denemeleridir ve bu denemelerde, rnein,
Quakerizm ile bankaclk arasndaki baianty kefetme sorunu gibi
gerek ve nemli sorun, Quakerizmin eninde sonunda bankaclarn.
bankaclk hakkndaki dn biimlerinden baka birey olmad
sylenerek geitirilir. Bununla birlikte, Marx aykrlk,
dncesinin
ou
yanna
bulaan
ve Hegel'in diyalektii
karsndaki tutumuna bakarak en iyi biimde tanmlanabilen,
tarihselcilie kar bir doalcln belirtilerini gsterir ancak.
Marx'n Hegel'in diyalektiini alp onu tepetaktak ettii yollu nl
bir vns vard; ama syledii eyi kastetmiyordu tam olarak.
Hegel'in diyalektii dnceyle balar, doayla devam eder ve tinle
biter. Marx bu dzeni tersine evirmiyordu. Birinci ve ikinci terime
deiniyorrlu
yalnzca,
uuncye deil; Hegel'in diyalektii
dnceyle balayp doayla devam ederken, kendi diyalektiinin
doayla balayp dnceyle devam ettiini sylemek istiyordu.
Marx bir felsefe cahili deildi, Hegel'de dncenin doadan nce
oluunun Hegel'in doay tinin bir rn olarak grd anlamna
geldiini bir an bile dnmemiti. Biliyordu ki Hegel, kendisi gibi,
tini doann bir rn (diyalektik bir rn) olarak gryordu.
Biliyordu ki, 'dnce' szc, Hegel'in manta "dncenin
bilimi" dedii anlamda, dnen ey deil, dnenin dnd
160
ey
161
162
9. Pozitivizm
Marx'n
163
olgulardan
trnevarm
yoluyla
genelleme
yaparak
biimlendiriliyordu. Bu etki altnda pozitivist tarih yazm
denebilecek yeni bir tarih yazm ortaya kt.
Tarihiler, kendilerini cokuyla pozitivist izlencenin ilk blm
ierisine atarak, belirleyebilecekleri btn olgular belirlemek iin
almaya giritiler. Sonu, kantlarn daha nce grlmemi bir
derecede tam ve eletirel incelenmesine dayal ayrntl tarihsel
bilginin engin artyd. Bu, gizli ve ak kaytlarn dkmleri gibi,
Latin kaytlar klliyat gibi, tarihsel metinlerin ve her trden
kaynan yeniden yaymianmalar gibi, arkeolojik aratrmann btn
malzemesi gibi, dikkatle elenmi byk malzeme ynlarnn
derlenmesiyle tarihi zenginletiren ad. En iyi tarihi, Mornnsen ya
da Mitland gibi, en byk ayrnt uzman olmutu. Tarihsel bilin
her bir ayr olgu sorununda kendini sonsuz bir dakiklik ierisinde
gsterdi. Evrensel tarih lks bo bir d diye sprlp atld ve
tarihsel yazn lks monografi haline geldi.
Ama btn bu dnem boyunca, bu ayrntl aratrmann son
amac konusunda belli bir rahatszlk vard. Olgular belirlemeyi,
ikinci aamas yasalarn kefi olan bir srecin ilk .aamas diye
dnen pozitivizmin ruhuna uymakla ykmlenilmiti. Tarihilerin
kendileri, ounlukla, tam bir mutluluk 'ierisinde yeni olgular
belirlemeyi srdryorlard; keif alan tketilemezdi ve o alan
ortaya karmaktan daha iyisi can salyd. Ama pozitivist izlenceyi
anlam
olan filozoflar bu cokuya kukuyla bakyorlard.
"Tarihiler ikinci aamaya ne zaman geecekler?" diye soruyorlard.
Ayn zamanda, tarihte uzman olmayan sradan insanlara da gna
gelmiti; nemli olann u ya da bu olgunun kefedilip edilmedii
olduunu anlamyorlard; tarihi ile dnen sradan insan arasndaki
uurum giderek geniliyordu. Pozitivist filozoflar, salt olgulara
saplanp kald srece, tarihin bilimsel olmadndan yaknyorlard;
sradan insanlar aa karlan olgularn ilgin olmamasndan
yaknyorlard. ki yaknma da eninde sonunda ayn ey demekti.
kisi de salt olgu belirlemek iin olgu belirlemenin kendileri iin
doyurucu olmad, olgu belirlemenin hakl temelinin, kendi dnda,
byle belirlenmi olgulada yaplabilecek ya da yaplmas gereken
164
166
kaynaklar
ele
bulmulard.
olmasdr.
imdi,
ilerini
kendilerine retecek
Grdler ki, ileri bu
eletirel yntemi kullanarak. olgular belirlemek ve pozitivistlerin
kendilerine yapt ary, varsaylan bir ikinci aamaya, genel
yasalarn kefine ivedilikle geme arsn reddetmekti. Sonu
olarak, Comteu toplumbilimin iddialar, olgularn kendisini
kefedip dile getirmeyi kendileri iin yeterli saymaya balayan daha
gl, daha becerikli tarihilerce bir yana brakld: Ranke'nin nl
yararl
pozitivizmin bu
hibireyi
ura hakknda
uralar
bulunmadn
167
retti.
168
alkoymakla
kalmyor,
onlar
gemiteki
insanlarn
bu
kaynaklanyordu.
arptyorlard.
170
IV. BLM
BLMSEL TARH
1. Ingiltere
(i) Bradle-}
On dokuzuncu yzyln sonuna doru, Avrupa felsefesinde,
Hegel'in lmyle balayan ktan sonraki yeni gelimenin bir eit
balar yaand. Olumsuz ,yanyla, bu yeni dnce akm kendini
esasen pozitivizme bir bakaldr olarak gsterdi. Ama pozitivizm,
gerekte bir felsefi dizge oJmakla birlikte, bu nvan reddediyordu.
Yalnzca bilimsel olduunu ileri sryordu. Aslnda evrensel bir
metodoloji dzeyine ykselmi doa biliminin, kendini bilgiyle
zdeletiren doa biliminin metodolojisinden baka birey deildi.
Dolaysyla pozitivizme bir saldr ayn zamanda bilime bir bakaldr
olarak ve bu ekildeki akla bir bakaldr olarak grnmek
zorundayd. Doru anlaldkta, bu eylerin hibiri deildi. Bilime
bakaldr deil, bilimin varolmu ya da varolabilecek tek bilgi tr
olduunu ileri sren felsefeye bakaldryd. Akla bakaldr deil,
akl doa bilimine zg dnme tryle snrlayan kurama
bakaldryd. Ama bireye bakaldr, her zaman baka bireyden
yana bir bakaldrdr ve bu yeni dnce akm, olumlu yanyla,
doa biliminden farkl, hatta kendi iinde geerli bir bilgi biimi
olarak tarihin hakkn koruma giriimiydi (olgunlua doru
ilerledike giderek daha ak hale gelen bir giriim).
Bununla birlikte, bu yeni grlerin ilk destekileri ilerini
pozitivizmin glgesi altnda yaptlar ve kendilerini pozitivist bak
asndan kurtarmakta byk glk ektiler. Dncelerinin kimi
noktalarnda bu gl amay baardlarsa da, baka noktalarda
yeniden pozitivizme saplandlar. Dolaysyla, imdi geri dnp bu
akma baktmzda onu pozitivizm ile eitli anti-pozitivist
171
bulank
eletirmeye
172
yle
olduklandr -koullarn
dnyasnn
dinsel
biraraya
Roma
bir Yahudi
Glk,
tanmz
yaantnzia
hibir
174
zaman
veremeyeceini
giriimi
knaza
yaynlad.
177
ne
varl
s. 78-9.
178
olduunu
180
olgularn yaps
yzyln
181
salamakla
ayn
anlamna
ey
olmu
ahHiklhk,
hazzn
182
dzenine kalmtr:"
Bu duygulu konumalar, ilk yaynlamdklarnda gn gemi
deillerse, bir on yl sonra yeniden basldklarnda, kesinlikle eski
modayd. Edinilmi zelliklerin kahtrnma ve doa yasalarnn
hayrl efkatine inancyla Spencer'in evrimciliinin ardndan, o
sirada daha tatsz yeni bir doalclk gelmiti. Huxley 1893'te
Evolution and Ethics zerine, toplumsal ilerlemenin "kosmik sreci
her admda denetleyerek ve yerine etik sre denebilecek bir
bakasn koyarak" ancak doa yasasna kar gelmekle olanakl
olduunu ileri srd Romanes konferansn verdi. nsan yaam,
doa yasalarna uyduu srece, baka hayvanlardan yalnzca daha
akll olmasyla ayrlan bir hayvann yaamdr. Evrim kuramnn
mutluluk umudu iin hibir temel sunmad sonucunu karyordu.
Bu dncelerin sonucu, tarihilerin gemii yeni bir tarafszlk
havas ierisinde incelemesiydi. Gemii serinkanl ve dolaysyla
gerekten bilimsel bir aratrma alan, yanl tutumun, vg ile
yerginin kap dar edilmesi gerektii bir alan diye dnmeye
baladlar. Gibbon'u zellikle Hristiyanla kar yan tutmu olduu
iin deil, srf yan tutmu olduu iin, Macaulay'i bir Whig tarihisi
olduu iin deil, bir parti tarihisi olduu iin eletirmeye
baladlar. Bu, Stubbs ile Maitland'n dnemi, ngiliz tarihilerinin
byk Almanlarn bilimsel eletirel yntemlerini ilk kez nesnel
olarak ele alp, kendine zg bir bilme yoluyla olgular btn
ayrntlar ierisinde incelerneyi rendikleri dnemdi.
184
(iv) Bury
0
allmadk
bir felsefe
eitimiyle donanm olmas bakmndan, tekilerden ayrlr. J.B.
Bry gl bir felsefe zekas deildi, ama epeyce bir felsefe okumu,
tarihsel aratrnayla ilgili felsefi sorunlar bulunduunu farketmiti.
Bunun iin, yaptnn bilinli bir havas vard. History of Greece' inin
nsznde, allmadk bir biimde, kitabn kendi bak asyla
yazldn kabul eder; Gibbon'u yaymlarken yazd nszde, onu
hangi ilkelere dayanarak yaymladn aklar; birka dank yazda
da tarih kuramma ilikin noktalar tartr. Ayrca The Idea of
Progress adl tarihe ilikin bir kitap ile A History of Freedam of
Thouglt adl daha ksa bir kitap gibi yar felsefi almalar da
stlenmitir.
186
eletiriiDe
gene~ yasalara
bavurarak
bile bile saldran Danvinism and
History adl bir deneme yazd. Tekbiimliliklere evet; yasalara hayr.
Onlar gerekten belirleyen ey "rastlantlarn denk dmesi"dir. "Bir
nderin ani lm, ocuksuz bir evlilik" . ve genel olarak,
sosyologlarn,
tarihi bilimin tekbiimliliine benzetme n
kolaylatrmak iin dtaladklar bireyselliin kesin ilevi bunun
rnekleridir. "Rastlantlar konusu" her yerde kartrc bir e olarak
tarihsel sre ierisine girer. Bury, Cleopatra's Nose (1916) adl bir
denemede, ayn dnceyi yineler. Tarih bilimin konusunu oluturan
trden nedensel ardardalklarla deil, "iki ya da daha ok bamsz
nedenler zincirinin rastlantsal arpmasyla" belirlenir. Bury'nin
savndaki bu szler, Cournot'nun Considerations sur la marche des
idees et des evenements daTJ,s tes temps modernes'indeki (Paris,1872)
szlerin yanss gibi grnr. Cournot burada, "genel nedenler" ile
"zel nedenler" arasndaki aynma dayal bir rastlant anlayn
1909'da,
tarihsel
aklanabilecei
olaylarn
dncesine
aklyordu: rastlantly
(ev.).
(l) Londra, 1920, s.368.
(2) Selected Essays , s.37.
187
(v) Oakeshott
Bununla birlikte, Bury tarihiler iin kendi yaptlarnn felsefi
iermeleri hakknda dnme giriimine bir rnek oluturdu ve bu
rnek ziyan olnad. Cambridge'te hi deilse sonraki kuaktan bir
tarihi, felsefi almalarda Bury'ninkinden ok ok daha stn bir
hazrlkla donanm bir tarihi bu rnei izledi. Experience and its
Modes (Canbridge, 1933) adl, uzun uzun .ve uzmanca bir biimde
tarihe ilikin felsefe sorunuyla uraan bir kitap yayulayan Bay
Michael B. Oakeshott'u kastediyorum. Kitabn genel sav,
. 189
yaantnn
"zmleme sonucu
yaama
ve
yaanan
ey
diye
dolaysz
tannyor.
imdi
arasndaki
190
kard
ve
dnyas deildir.
dncelerdir.
Ayrca,
balar
192
da,
aynm
gerek bir
aynmdr;
klgn
gemi,
yani lkemizin
koullara baladmz
adna gemitir"
imdiden farkldr.
193
aslnda u
anki yaantdan baka birey olmayan gemii
dzenlemekteki felsefi hatadr.
Oakeshott'un savunduklarnn tmn zmleyecek deilim.
Genel ynn ve yapsn gstermek zere yeterince ey syledim.
Hakknda sylenecek ilk ey, btnyle tarihsel dncenin
zerkliinden yana ktdr. Tarihi evinin efendisidir; bilim
adarnma ya da baka birine hibirey borlu deildir. Bu ev onun
kendi kavramlarnn dnda kurulnu ve denmi deildir, baka
tarihilerlu kavramlaryla ya da hepsinin ayn ekilde bilmeye
alt
gerek gemile uyuabilir, uyumayabilir; btn
tarihilerlu birlikte oturduu bir ev deildir ve tarih hakkndaki
kavramlardan deil, tarihin kendisinden oluur. Bu ifte bak
asndan -tarihsel dncenin znellii ve nesnellii; bunlar gerek
bir yaant biimi olarak tarihsel dncenin ussallnn, yapsnn
iki adndan baka birey deil- Oakeshott, ister kendisine sk sk ve
nemli gndermelerde bulunduu Bury'nin dnd gibi, ister
doalc antropologlarn ve onlarn nderi Sir James Frazer'in
uygulad gibi olsun, pozitivizmin her trlsn glk ekmeden
eletirebiliyor. Dahas, gerekte yapmasa da, tarih kavramnn
kendisine yneltilen, Bosanquet ve Dr. Inge gibi yazarlarca yaplD
eletirllerin hakkndan gelebilecek durumda.
Bu, ngiliz dncesi iin yeni ve deerli bir baar oluturur.
Ama, anladm kadaryla, Oakeshott'un zmekte baarsz olduu
daha byk bir sorun vardr. Ona gre tarih, bu anlamdaki yaantnn
zorunlu bir aamas ya da esi deildir; tersine, yaantnn belli bir
noktada durdurulnasndan doan bir dnce birikintisidir. Byle bir
durdurma niye olsun diye sorarsak, bunun yant yoktur. Byle bir
durdurmann hakl olup olnadn, yani, yaantnn kendisinin
onunla zenginleip zenginlemtdiini sorarsak, yant olumsuzdur.
Byle bir durdunnayla arptlnam gerek yaant ancak felsefe
olabilir. Tarihi olanak bakmndan sonsuz saydaki bu tr
oyunlardan biri olduu iin -bilim ve klgn yaam da baka
oyunlardr- bir o kadar keyfi olan bir oyunu oynamak zere felsefi
dnceden sapm bir flozoftur. Oakeshott'un zmekte baarsz
194
olduu
195
aydnlatln.
imdi
dnce olduu ve srit doal bir olay olmad iin imdide yeniden
canlandnlabilen ve o yeniden canlandrmayla gemi olarak bilinen
bir gemiin olmas gerektiidir. Bu nc seenek kabul
edilebilseydi, tarihin felsefi bir hata zerine kurulu olmad, bunun
iin de Oakeshott'un anlamnda bir yaant hali deil, yaantnn
kendisinin btnleyici bir paras olduu sonucuna varmamz
gerekirdi.
Oakeshott'un bu nc seenei (hi tartmadan, hatta szn
bile etmeden) dtalamasnn nedeni, sanrm, yaantnn kendisinde
gereklik konusunda bir araclk, dnce ya da sav elsi tadn
kabul etmenin sonularn kavranaktaki baarszlyla ilgilidir. Salt
dolaysz bir yaantda, saf duyguda olduu gibi (byle birey varsa),
ite olan ayn zamanda dta olamaz. znel olan yalzca zneldir ve
ayn zamanda nesnel olanaz. Ama araclk ya da dnce olan
yaantda, yaanan ey gerektir ve gerek olarak yaanr. Bunun
iin, tarihsel yaantmn dnce olmas bakmndan, onun gemi
olarak yaad ya da dnd ey gerekten gemitir. u anda
da olmas onu gemi olmaktan alkoymaz; tpk uzaktaki bir nesneyi
algladmda, alglamamn yalnzca duyum deil dnce anlamna
da geldii durumda, o nesneyi burada alglamann onu orada
olmaktan alkoymamas gibi. Gnee bakp da gzm kamarsa,
gzmn kamamas yalnzca buradadr, bendedir, gnete deil;
ama gnei alglamam bakmndan, "gzm kamatrann orada,
gkte olduunu" dnerek, onu orada, benden uzakta alglarn.
Ayn ekilde tarihi nesnesini orada, ya da daha iyisi zamanda
kendinden uzak dnr; tarih yalnzca dolaysz yaant olmayp
bilgi olduu iin de, onu hem o zaman olarak hem imdi olarak
yaayabilir: tarihsel yaantnn dolayszlyla imdi, _ama tarihsel
yaantnn araclyla o zaman.
Bu snrlamaya karn, Oakesthott'un yapt tarihe ilikin ngiliz
dnce~inin doruk noktasn temsil etmekle k~lmaz, o dncenin
en azndan yarm yzyldr ierisine gmlm olduu ve kendini
bouna kurtarmaya alt pozitivizmin tam anlamyla aln
gsterir. Bunun iin de ngiliz tarih yazn,nn _gelecei -iin umut
doludur. Tarihin zorunlu bir yaant biimi olduunu gstermekte
\
197
baarsz
olduu
dorudur;
insanlarn
(vi) Toynbee
Tarihsel dncenin pozitivist bir aamadan onun ilkelerinin
ieriden felsefi olarak eletirilmesiyle belki de idealist diyebileceim
yeni bir aamaya geiini temsil eden Oakeshott'un yaptma bir
kartlk olarak, burada Profesr Arnold Toynbee'nin pozitivist
grn yeniden dile getiriliini temsil eden byk Study of
HistorysiniCl) anabilirim. Toynbee bize ok daha geni tasarlanm
bir yaptn ilk cildini vermi, daha sonraki ciltlerde neler olabilir
bilmem ama, bu kukusuz ynteminin yeterli bir rneini ve
amalarnn belirtilerini vermi. Ayrntlar bakmndan yapt,
ierdii neredeyse inanlmaz genilikteki bilgiden tr, son derece
etkileyici; ama ben burada ayrntlarla deil, ilkelerle ilgileniyoru!n.
Ana ilke galiba u: tarihin konusu insan trnn Toynbee'nin toplum
dedii birtakm birimsel blmlerinin yaamlardr. Bunlardan biri
onun Bat Hristiyan Dnyas dedii bizim toplumumuz. Bir bakas
Dou ya da Bizans Hristiyan Dnyas. ncs slam toplumu,
drdncs Hint toplumu, beincisi Uzak Dou toplumu. Bunlarn
hepsi bugn uygarlk olarak var, ama biz imdi yok olmu
toplurnlarn fosillemi kalntlar olarak gornen eyleri de ortaya
karabili)ioruz; rnein Yahudiler ve Zerdtlerle birlikte, Doudaki
Monofizitlere ve Nesturilere ilikin kalntlar ve yine Budizmin
eitli kollar ile Hindistan'daki Jainlere ilikin kalntlar. Bu
toplumlar arasndaki farkara ve ilikilere Toynbee oecunenical der;
(1) I-III. ciltler, Londra 1934. [(Collingwood bu
yazn
geirmemi.)
198
blm
1936'da
A Study of History'nin IV-VI.
Atina ile Isparta ya da Fransa ile Almanya arasndaki gibi tek bir
toplum ierisindeki farklar ve ilikileri tr bakmndan ok farkl
sayar, bunlara da parochial der. Tarihinin inceleme alan ona sonsuz
bir ura eitlilii sunar, ama bunlar arasnda en nemlisi toplum
denen bu varlklar seip ayrmakla, aralarndaki ilikileri
incelemekle ilgilidir.
Bu inceleme birtakm genel kavramlar ya da kategoriler
araclyla srdrlr. Bu kategorilerden biri ballk (a.ffiliation) ve
onunla ilgili benzerlik rapparentation); mekse, . bizim kendi
toplumumuz ile onun tarihsel olarak kendisinden tredii Hellen
toplumu. Kimi toplnnlar, deyim yerindeyse, ihranilerin Harun ncesi
Toynbee
bu
nszle
birlikte,
asl
iine,
uygarlklarn
yntemlerinin ilemesi iin gerekli ilk ey bir olgu ile bir baka olgu
arasnaak bir izgi ekilmesidir. Hibir alama olmamaldr.
Bunlar Toynbee'nin tarih ile urarken dayand ilkeler. Yapt
ilk ey tarihsel aratrma alann her birine bir toplum ad verilen
belirlenebilir bir sayda ayr blmlere ayrmaktr. Her toplum,
btnyle kendine yeter. Toynbee iin Bat Hristiyan Dnyasnn
Hellen toplumunun bir devam m yoksa onunla ballk yoluyla
ilikili farkl bir toplum mu olduu sorusu ok nemli bir sorudur.
Toynbee'ye gre doru yant ikincisidir. lkini syleyen ya da iki
yant arasndaki keskin ayrm bulandran biri, onun dnd
anlamdaki tarihsel yntemin ilk kuralna kar balannaz bir kusur
ilemi olur. Hellen uygarlnn kimi elerinin gzden kaybolup
kimilerinin vurgulanmasn, ierisinde birtakm yeni elerin kendini
gstermesini, d kaynaklardan baka elerin dn alnniasn
ieren bir g~lime sreciyle Bat H~stiyan Dnyasna dnm
olduunu syleyemeyiz. Bunu sylerken dayanlan felsefi ilke bir
uygarln yine de kendi olmay srdrerek yeni biimler altnda
geliebilecei ilkesi olur; oysa Toynbee'nin ilkesi, bir uygarlk
deiirse artk kendi' olmaz ve yeni bir uygarlk ortaya kar ilkesidir.
Gelimeye ilikin bu ikilem uzaydaki ilikiler konusunda da ayn
ekilde geerlidir. Bu ilikiler bir toplum ile bir baka toplum
arasndaki d ilikilerdir; bunun iin de bir toplum ile komular
arasnda tam bir kesintiyi varsayar. Bir toplumun nerede bitip bir
bakasnn nerede baladn tam olarak syle){ebilmemiz gerekir.
Birinin bir sonraki ierisinde biim deitirdiini syleyemeyiz.
Bu pozitivist tekillik anlaydr; tekilin, ieride olann darda
olandan keskin bir snrla aka ayrlp baka hereyden
koparlmasyla olutuu anlaydr. ile d biribirini dlar. Bu,
bir tan ya da herhangi bir baka maddi cismin tad tekillik
trdr. Doa dnyasnn ba zelliidir ve o dnyay tekilliin
evreden ayn olmaklk olmad, evreyi kendi ierisine saurmak
olduu zihin dnyasndan ayrr. Dolaysyla, tarih dnyas tin
dnyasysa, tarihte tekillik bu demek deildir. Kendininkinden baka
bir uygarl inceleyen bir tarihi, o uygarln tinsel yaamn ancak
onun yaantsn kendisi iin yeniden canlandrarak kavrayabilir.
201
Bat
Avrupals
uygarln
202
203
2.Almanya
(i) Windelband
Tarihsel eletirinin vatan Almanya'da ondokuzuncu yzyln
sonuna doru ve .daha sonra da artan biimde, tarih kuranuna ve
. zellikle taril ile doa arasndaki farkn yapsna ok byk bir ilgi
gsterildi. Almanya'nn kendi byk felsefe dnemlerinden, Kant ve
Hegel andan miras olarak aldklar arasnda, Doa ile Tarihin bir
anlamda her biri kendine zg yaplar olan iki farkl dnya olduu
dncesi bulunuyordu. Ondokuzuncu yzyl filozoflar bu ayrm
ayaa dm beylik bir sz olarak yle ok kullanyorlard ki,
giderek anlam iyictt anmt. rnein Lotze, 1856'da yaymlanan
Microcosmus'unda Doann zorunluluk alan, Taribinse zgrlk
alan olduunu ileri sryordu: Bu, Lotze'de hibir belirli anlam
olamayan Kant sonras idealizmin bir yanksdr; bu yapttaki tarih
zerine belirsiz ve bo blmler hereyi fazlasyla ak bir biimde
kantlar. Lotze Alnan idealistlerinden, zellikle de Kan'tan insann
ikili bir yaps olduu dncesini miras almt: ilk eitimi
bakmndan psikolog olan Lotze, insan bedeninin bir dzenekler
ynndan baka birey olnadn vurguluyor, ama ayn zamanda
insan aklnn zgr olduunu kabul ediyordu: Buna gre, insan beden
olarak doa dnyasnda yaar, ama akl olarak tarih dnyaSnda
yaar. Ama Lotze, bu iki ey arasndaki ilikiyi zecek yerde,
byk idealistlerin yapt gibi, tm soruyu havada brakyor, onun
hakknda dnmeye hi girimiyordu. Lotze'nin yapt Almanya'da
idealist okulun ykln izleyen darmadan ve heyecan dolu
bulankln ralaycsdr.
Burada, tarih ile bilimin her biri kendine zg bir yntemi olan iki
ileri sryordu. Bilimin amacnn genel yasalar
dile getirmek olduunu aklyordu: tarihinki ise tek tek olgularn
betimlenmesiydi. ki tr bilimin (Wissenschaft) bulunduunu
syleyerek gururla ilk kez yapt ayrm uydu: nonwthetik bilim,
szcn yaygn anlamnda bilim ve idiografik bilim, tarih.Tmelin
bilgisi olarak bilim ile tikelin bilgisi olarak tarih arasndaki bu
ayrmn kendi ierisindeki deeri . pek kkt. lk bakta
grlebilecek bir farkn ifadesi olarak tam bile deildi: nk "bu tifo
atei durumudur" yargs tekil bir olgunun betimi olduu halde, tarih
deil bilimdir ve "nc yzyla ait btn Roma gmuleri dk
ayarldr" nermesi, bir geneneme olduu halde, bilim deil tarihtir.
Elbette,
Windelband'n
ayrmnn
bu
eletiriye
kar
savunulabilecei bir yan vardr: nc yzyl sikkelerine ilikin
genelierne gerekte tekil bir olguya, yani ge Roma mparatorluunun
siyasetine ilikin bir nermedir; bu hastala tifo tans konmas,
belirli bir olgunun genel bir ifade altna, yani tifonun tanmnn altna
soku~ gibi tekil bir yarg deildir pek. Bu anlamda bilim
farkl ey olduunu
bask,
205
adamnn ii belirli
(l) Die Welt als Wille und Vfrstellmg (3. bas.,1859) cilt II, s.499-509 ber
Geschichte.
206
(ii) Ricker
Windelband'nkine sk skya bali,
deer
208
(iii) Simmel
Ayn dnem boyunca biimlenen, tarih felsefesine ynelik ncii
bir giriim, bu konudaki ilk denemesiCll 1892 ile tarihlenen Simmel'in
giriimiydi. Simmel'in kafas Tanrnn epeyce bir zgnlk ve
kavrayla donatt canl ve ok ynl, ama salam dnce
bakmndan kusurlu bir kafayd. Tarihi iin 'bilmek' szcnn
deneyci anlamyla olgular bilmek gibi bir sorun ola]ayacan ok
ak bir biimde gnnt: tarihi, srf nesnesi gemi olduu iin,
nesnesini hibir zaman tanyanaz: olup bitmi olaylardan oluur
nesnesi ve bu olaylar artk yoktur, gzlenemez. Dolaysyla
Windelband ile Rickert'in dile getirdii tarihi bilimden aynna sorunu
ortaya kmaz. Doa olgular ile tarih olgulan ayn anlamda olgu
deildirler. Doa olgular bilim adamnn alglayabilecei ya da
laboratuarda kendi gzleri nnde retebilecei eylerdir; tarih
olgular "burada" deildir: tarihinin nnde bulunan tm ey,
kendilerine dayanarak olgular bir biimde yeniden kurmas gereken
belgeler, kalntlardr. Dahas, Simiel tarihin tinin ii, kiiolunun
ii olduunu, tarihinin yeniden kurmasn salayacak tek eyin,
kendisinin de bir tin ve bir kii olnas olduunu grr. Btn bunlar
209
(iv) Dilthey
Bu dnem boyunca bu konuda verilmi en iyi yapt, ilk ve tek
ta 1883'de yaymlanan ve Tin Bilimlerine Giri (Einleitung in
kitab
210
211
kiiliini
gelitirir,
geniletir,
bakalarnn gemiteki
yaantsn
gstermedii
soruya
gelip
atmtr:
tekile
ilikin
dolaysz
yaantdan ayn bir bilgi naSl olabilir sorusuna. Bu soruyu byle bir
dnce deildir.
senilerdir.
213
yaanus
yaanusnn paras
(v) Meyer
Bu doalcln u biimi, yinninci yzyln yaknlarnda K.
Lamprecht, P. Barth, E. Bernheim, tarihsel yntem zerine ok
tannan bir el kitabnn Cl) yazar K. Breysig ve teki yazarlar gibi,
tarihin asl ya da en byk iinin tarihsel grngnn birtakm
deimez tiplerini biribirine balayan nedensel yasalar kefetmek
olduunu dnen pozitivist .tarihilerde grlebilir. Tarihin bu
yollara saptrl hep ortak bir zellii, yani iki eit tarih arasndaki
ayrm paylar: yalnzca olgular belirlemeyi, bu alakgnll ii
(l) Lehrbuch der historischen Methode (Leipzig,1889), 6. bas. 1908.
215
218
219
snriasak
bile, yine de
sknt
verecek lde ok
sayda
olayla
tarihinin ve
onun temsilcisi olduu o gnk yaamn ilgisine dayal yeni bir
seme ilkesine dayanarak, bu sayy azaltnaya giriir. zmn
bulmak istedii sorunlar kendi nne koyan, bylece kendileriyle
malzemesine yaklaaca ereveler kuran, yaayan bir eylemci
olarak tarihidir. Bu znel e her tarihsel bilgide temel bir
etkendir. Ne ki, Meyer burada bile retisinin btn nemini
kavrayamaz. Hala, belli bir dneme ilikin ne denli ok bilgimiz
olursa olsun, daha da fazlasn edinebileceimizi, bu daha fazlann
da nceleri gvenli olduu dnlen sonular deitirebileceini
kurar durur. Bundan tr, hibir tarihsel bilginin kesin olmadn
ileri srer. Tarihinin sorununun gelecein deil, imdinin sorunu
olduunu, gelecekteki keifleri sezinlemek deil, imdi eriilebilen
malzemeyi yorumlamak olduunu gremez. Oakeshott'u yeniden
anarsak, "kantn bizi inanmaya zorlad e~'" anlamna gelmedii
srece, 'hakikat' szcnn tarihi iin hibir anlam yoktur.
Meyer'in byk deeri, anda moda olan aka pozitivist,
sosyolojik, szde tarihe ilikin etkili eletirisinde yatar. Denemesi,
ayrntlar bakmndan da srekli olan canl bir tarihsel gereklik
duyusunu aa vurur. Ama kuramnn ilem~z hale geldii yer,
pozitivizme ynelttii saldrsn onun mantksal sonucuna doru
zorlamaktaki baarszlndadr. Tarihsel olgu ile tarihinin ona
ilikin bilgisini baka baka eyler olarak gren ilkel bir
gerekilie rza gstermekten honuttur. Bylece, eninde sonunda
tarihi tarihinin hemen btnleyici paras olduu bir sre olarak
deil -tarihi bu srecin kendi hakkndaki bilincidir-, dardan
baklan salt bir gsteri .olarak tasarlar. Tarihi ile konusu
arasndaki iten yaknlk ortadan kaybolur, tarihsel nem anlay
anlamszlar, dolaysyla Meyer'in tarihsel ynteminin ilkeleri,
nemliyi semenin dayand ilkelerde olduu gibi, uup giderler.
kar karya bulunduumuzu anlam olduundan,
220
(vi) Spengler
Oswald Spengler'in yapt, Meyer'in ve dala iyi yirminci yzyl
tarihilerinm yaptma keskin bir kartlk ierisinde,
yeniden pozitivist doalcla sapmadr. Der Untergang des
Abendlandes (l) bu lkede, Amerika'da ve ayn ekilde Almanya'da
yle moda oldu ki, onu temelinden rk saymarnn nedenlerini
burada da belirtine zahmetine deer.
Spengler'e gre, tarih onun kltrler dedii kendi kendine yeten
bireysel birimlerinin ardarda geliidir. Her kltrn kendine zg bir
yaps vardr; her biri bu zellii yaamnn ve gelimesinin her
ayrntsnda
dile getirmek n vardr. Ama hepsinin bir
organizmannkine benzer zde bir yaam-dnemi olduundan, her.
biri btn tekilere benzer; ilkel bir toplumun barbarlyla balar;
siyasal bir rgtlenme, sanatlar, bilimler vb. gelitirerek devam eder;
ilk nce kat ve arkaik bir biimde, sonra klasik dnemi ierisinde
ieklene;ek, ardndan knt ierisinde donarak, .sonunda da
' hereyin tecimselleip kabalat yeni tip bir barbarlk ierisine
gmlerek; burada ise yaam sona erer. Bu knt durumundan
yeni hibirey kmaz; o kltr lmtr, yaratc gc tkennitir.
Dahas, aamalarn dngleri deimez olduu gib~. aldklar zamaw:.
da deimez; yle ki, rnein, biz bugQn kendi kltrmzn. ;
dngsnde hangi noktada bulnnduumuzu saptayabiliriz, gerecek
aamasnn ne olacan nceden tam olarak syleyebiliriz.
Bu anlay aka pozitivisttir. nk tarihin yerine bir ,tarih
morfolojisi, deeri d zmlemelerden, genel yasalarn ortaya
konmasndan, bilimsel ilkelere dayanarak gelecei nceden syleme
savndan (tarihsel olmayan dncenin kesin iareti) oluan doalc
bir bilim gemitir. Olgular organik olarak biribirinden kacak yerde,
pozitivist bir biimde biribirinden yaltlm dnlr; ama olgular
imdi koca koca olgu ynlardr -her birinin deimez bir i yaps
olan, ama her biri tekilerle tarihsel olmayan bir biimde ilikili daha
Alnan
(l) ng. ev. The Decline of the West, 2 cilt, Londra, 926-8. Kitabn daha tam
bir irdelenii iin, Antiquity'deki makaleme bakn, cilt I, 1927, s.3 -25.
221
3. Fransa
(i) Ravaisson 'un
tinselcilii
223
dncesinin
olduunu
varoluu
bakmndan
kendiliindenlie bamldr.
225
(ii) Lachelier'nin_idealizmiBu tehlikeden kamak iin, tinin yaamnn salt yaam deil,
ussallk, yani, dnme etkinlii olduunu vurgulamak gerekliydi.
Bunu gren kii, modern Fransz filozoflarnn en byklerinden biri
olan Lachelier'ydi. Fransz dncesinin saysz ey borlu olduu o
yetenekte bir retmen olarak, Lachelier uzun yaam boyunca az
ey yaynlad, ama yaynlad da bir derin dnce, bir ak
anlatm rneidir. Psikoloji ve Metafizik< 1) adl ksa denemesi,
psikolojinin, bir doa bilimi olarak, zihni gerekte olduu gibi
kavrayamayaca tezinin uzmanca sergilenmesidir; psikoloji ancak
bilinCin, duyumlarnzn ve duygularnzn dolaysz verilerini
inceleyebilir; ama zihnin z, bilmesi, yani, yalnz kendine ilikin
durumlar deil, gerek bir dnyay nesne edinmesidir. Bilmesini
olanakl klan ey dnyor oluudur; dnce etkinlii de,
varolmak iin kendi dnda hibir eye baml olmayan, zgr ya
da kendini yaratan bir sretir. O zaman, dncenin neden
varolduunu sorarsak, tek olanakl yant, varoluun kendisinin,
baka ne olduu
bir yana, dnme etkinlii olduudur.
Lachelier'nin buradaki savnn merkezi, bilginin kendisinin
zgrln bir ilevi olduu dncesidir; bilgi srf tin etkinl~i
mutlak olarak kendiliinden olduu iin olanakldr. Bylece doa
bilimi, doada tini bulamayarak onun gerekliine kuku drecek
ya da bularak (bunu hibir zaman yapamaz) onu bu kukudan
kurtaracak yerde, kendisi bilim adamndaki tinsel etkinliin bir rn
olmakla, tinin gerekliini tmyle farkl bir biimde dorular. Hem
zgrlk hem bilgi hem de kendi zgrlnn bilgisi olan bir
yaam olarak, hibir bilimsel dncenin psikoloji terimleriyle
ortaya kayamayaca ya da zmleyemeyecei bir yaam olarak tin
yaamna ilikin bu ak anlay; ite Alman okulunda eksikliini
grdmz ey tam budur. Bu henz bir tarih kuram deildir, ama
byle bir kuramn temelidir.
teki Fransz dnrler Lachelier'nin anlayn kavram
(l) Oeuvres, (Paris, 1933), cilt i, s.l69-219.
226
olsalard,
227
uzayn
228
dnmeden,
(iv) Modern
Fransz
tarih yazm
Byle
sourulamayan hereyi
de
Fransz dncesi
230
4. italya
(i) Cra ce 'nin 1893'deki denemesi
Modern taly"ll felsefesi, iinin ehli yazarlar ve gr eitlilii
ye Alman felsefesine gre ok daha yoksuldur;
zellikle de tarih kuran zerine literatr, Franszlarnkinden daha
hatr
. saylr
lde
olmakla
birlikte,
Almanlarnkiyle
karlatrldnda pek kk kalr. Ama Fransz felsefesiyle
karlatrldnda, tarih konusu iin daha nemlidir, nk konuya
dorudan yaklar ve onu sorunun merkezine yerletirir; aynca,
Alnanya'da onsekizinci yzyln tesine pek gemeyen tarihsel
alma geleneinin talya'da Macchiavelli'ye, hatta Petrarca'ya dek
gitmesi baknnn~, Almanlara gre bir stnlkle ie balar.
Ondokuzuncu yzyldan beri talyan dncesinin ncleri,
dunnadan ciddi ve srekli bir tarihsel aratrma gelenei
oluturmaktayd; bu gelenein uzunluu, eitlilij. ve zenginlii,
modern talyanlarn uygarlklannn kaburgasna ilemi bir konu
olarak, bu konuda sylediklerine zel bir arlk kazandrr.
Benedetto Croce 1893'te yirmiyedi yandayken tarih kuram
zerine ilk denemesini yazdnda kiisel olarak sekin bir tarihi
olmakla kalmyor, son zamanlarn talyan felsefi dncesinin ayn
konudaki belli bir birikimini pei sra getiriyordu. Ama bunu kendi
yapuna ylesine eksiksiz biimde yedirmiti ki, bizim .analanmz
asndan, gzden geirilebilir.
bakmndan, Fransz
231
(1) La
232
233
dnce
olmad
234
"Mantk"
sonucuna
varr.
gerekleince dorudur:
235
236
1920, s.368.
237
il~
demek ki,
dncenin
yanllk
arasnda
238
ayrm
Demek ki, Croce iin, doa bir anlamda gerek, bir anlamda
gerek ddr. Olmusa ve olduu gzlenmi tekil olaylar anlamna
geliyorsa gerektir; ama bu anlamda doa yalnzca uihin bir
parasdr. Soyut bir genel yasalar dizgesi anlamna geliyorsa gerek
ddr; nki.i bu yasalar gzlediimiz, anmsadmz, beklediimiz
tarihsel olgular altlarna soktuumuz szde kavramlardr yalnzca~
nceki, blmlerde doa sreleri ile tarih sreleri arasnda
239
yaptm ayrm,
Teoria e Stori della Storiografi (Bari, 1917), s. 119; ng. ev. Theory
and History of Historiography (Londra, 1921), s.l34-5.
(1)
240
gereklikti. Belli bir alet yapt zaman kafasnda bir amac vard; alet
ruhunun bir ifadesi olarak ortaya kt; onu tinsel-olmayan birey diye
ele alrsanz, bu srf sizin tarihsel kavraynzdaki baarszlktan
trdr. Peki bu bir imen yapra iin doru mudur? Onun bitmesi
ve gelimesi kendi tinsel yaamnn bir ifadesi midir? Pek
sanmyorum. Bir billfira ya da bir sarkta gelince, kukuculuum
baka~drma noktasna varyor. Bu eylerin kendilerini oluturma
sreci, kendi tarihsel duygudalmzda hibir eksiklik olmasa da,
bana ierisinde bo yere bir dnce ifadesi aradmz birsre gibi
geliyor. Bu bir olaydr; teklii vardr; ama Croce'nin yukardaki
parasna gre tarihselliin lt yaplm (sanrm hakl olarak
yaplm) o tinsellikten. yoksun gibi grnyor. Doann tin ierisinde
zeltilmesi bana eksik geliyor ve tarihsel olarak deil, bilimsel olarak
ele alnm~kla tinin doa ierisinde zeltilebilecei biimindeki
kart olgu ile bu hi de kantlanm deil.
Ama bu, imdiki konumun dnda kalan bir sorun oluturuyor.
Bunun iin, doay tin ierisinde zeltme giriimi tin, yani tarih
kavramnn
kendisini etkilemedike, onunla uramayacam.
Croce'nin yaptnda byle bir etkilenme olduunu da sanwyorum.
Bunun iindir ki, tinden ayr olarak doa diye birey olsun olmasn,
en azndan tin dnyas ierisine bir etken olarak giremez. nsanlar
girebildiini
dndklerinde
ve
(rnein
Montesquieu'de
grdi.imz gibi) corafyann ya da ikiimin tarih zerine etkisinden
sz ettiklerinde, belli bir kiinin ya da halkn doa anlaynn
eylemleri zerindeki etkisini, yanl olarak, doann kendisinin bir
etkisi diye grmektedirler. rnein, birtakm insanlarn bir adada
\
yaamasnn tarihleri zerinde kendi bana hibir etkisi yoktur; bir
etkisi olan ey, o adada yaama durumunu nasl dndkleri, denizi
gidi gelie bir engel mi yoksa bir anayol mu saydklardr. Baka
trl olsa~d, deimez bir olgu olan adada yaama durumlar,
tarihsel yaamlar zerinde deimez bir etki yaratrd; oysa
gemicilik sanatnda ustalamlarsa bir etki, komularndan daha ok
ustalamlarsa
bir baka etki, komularndan daha az
ustalamlarsa bir nc, hepsi uak kullanyorlarsa bir drdnc
etki yaratacaktr. Bu, kendi iinde tarihsel etkinlik iin bir ham
241
malzemedir ve tarihsel
yaamn yaps,
bu ham malzemenin
nasl
kullanldna baldr.
gr:
tarihin
zerklii
zerkliinden
Croce
yana
hem
km,
(1) Bunlar 1917'de Bari'de Teoria e Storia della Storiografia diye yaymlanan
Zur Theorie und Geschichte der Historiographie'yi (Tbingen, 1915)
oluturan denemelerin tarihleridir.
242
yaantmzdr.
(1) {Croce hakkndaki blm 1936'da yazlm ve daha sonra onun La Storia
come Pensiero e come Azione (Bari, 1938, ng.ev. History as the Story of
Liberty (Londra, 1941)) adl kitab hesaba katlarak geniletilmemitir.}
243
ayrm
kronii.
244
meraklsnn
srmeye
kalksalar,
romantikletirme
gerekte
gnalma
kap
tarihi
iirletirne
iaret
ya
da
eder: kantn
kandad eyin tesine geerler ve kendilerini inanmak istedikleri
eye inanmaya brakp kendi kiisel duygularJt dile getirirler..
Gerek tarihte salt olasya ya da salt olanaklya yer yoktur; .gerek
tarihin tarihinin ileri srmesine izin verdii ey, hepsi hepsi
nndeki kantn onu ileri srmeye zorlad eydir.
245
akiarna
V. BLM
SONSZ
1. nsann Doas ile nsann Tarihi
bireydir.
248
syleyeceim.
250
251
destekleyeceim
252
sreleri gerekte tarihsel sreler deil mi, doa varl tarihsel bir
varlk deil mi?
Herakleitos ile Platon'un andan beri, doal eylerin, insani
eyler kadar, srekli deime ierisinde olduu ve tm doa
dnyasnn bir "sre" ya da "olu" dnyas olduu yollu sradan bir
dnce vardr. Ama eylerin tarihselliiyle kastedilen bu deildir;
nk deime ile tarih bi de ayn deildir. Bu eski yerleik
anlaya gre, doal eylerin zgl biimleri duragan tipierin
deimez bir dkmn oluturur ve doa sreci bu biimlerin
rneklerinin (ya da rneksilerinin, olmuianna yakn eylerin)
grnp yeniden kaybolduu bir sretir. imdi, tarihsel aratrmann
onsekizinci yzylla aka kandad gibi, insan ilerinde zgl
biimlerin byle duragan bir dkm yoktur. Olu sreci o zaman
zaten biimlerin yalnzca rneklerini ya da rneksilerini deil,
kendilerini ieren birey diye kabul ediliyordu. Platon ile
Aristoteles'in siyasal felsefesi aslnda kent-devletlerin gelip gittiini,
ama kent-devlet tasarmnn, insan aklnn -gerekte akll olduu
lde- gereklemesi iin urat toplunsal ve, siyasal biim
olarak, hep durduunu retir. Modern grlere gre, kent-devletin
kendisi Miletos ya da Syharis kadar geici bireydir. ncesiz-sonrasz
bir lk deildir, yalnzca eski Yunanllarn siyasal lksdr.
Onlardan nce baka uygarlklarm baka siyasal lkleri olmutu;
insanlk tarihi de yalnzca bu lklerin gerekletii ya da ksmen
gerekletii tek tek durumlarda deil, lklerin kendilerinde de bir
deime gsterir. nsann rgtleniinin zgl tipleri, kent-devlet,
feodal sistem, temsili bkmet, kapitalist sanayi birtakm tarihsel
alarn ralayc zellikleridir.
zgl biimlerin bu geiciliinin, ilkin insan yaamnn bir
zellii olduu dnlmutr. Hegel doann tarihi olmadn
sylediinde, insan rgtleniinin zgl biimleri zaman getike
deiirken, doal dzenleme biimleri deimez demek istiyordu.
Doann zgl biimlerinde daha yksek daha alak ayrmnn
(l) Naturphilosophie: Einleitung. System der Plilosoplie 249, Zusatz
(Werke, Glockner's edition, cilt IX, s.59).
253
bulunduunu
geldii
bakt eylerdir.
Olaylarn
dnmesidir.
istediimiz
canlandrlmasdr.
~aline
258
at kuma,
baka. Gelecein
gelecein kaplarn
264
~eodal
267
gerektiini
Modern
dncenin
doa
gibi insan
tasarnnn
268
kefedilmi
yalnzca
269
(iv) Sonular
Savmnaya altm savlardan birka sonu karmak kalyor
geriye.
nce taribin kendisi hakknda. Modem tarihsel soruturma
yntemleri aabeylerinin, doa bilimi ynteminin glgesi altnda
olgunlamtr; bir bakna ondan yardm grm, bir bakma
engellenmilerdir. Btn bu deneme boyunca, taribi l bir gemite
271
ksmen
almalar
272
yle
olmadklarn,
yalnzca insin
273
2. Tarihsel imgelem
Tarihsel
dnmenin yaps
ierisinde bir
soruturma,
felsefenin
meru olarakstlenebilecei iler arasndadr; bugn de [1935], bana
yle geliyor ki, byle bir aratrnay yalnzca meru deil, zorunlu
diye dnmek iin nedenler var. nk, bir anlamda, taribin belli
dnemlerinde, belli felsefe sorunlar moda gibidir ve ana hizmet
etme kaygsndaki bir filozofun zel dikkatini isterler. Felsefenin
sorunlar, ksmen deimez, ksmen de, insan yaamnn kendine
zg zelliklerine ve zamann dncesine gre, adan aa
eitlilik gsterirler; her an en iyi filozoflarnda bu iki durum
ylesine biribirine karmtr ki, kalc sorunlar sub specie saecufi(*)
(*)aa zg (ev.).
275
an
deiiklik yaptdr.
Bakalanyla
276
duyduumuzda,
ya da bir
diy~
yaklaabildii
onlar eletirir.
sonularnn
280
ve yerine
baka birey
yant olmal,
nk ltsz hibir
byk ngiliz filozofi, The
presuppositions of Critica[ History adl kk kitabnda bu wuya bir
yant nenniti. Bradley'in denemesi olgunluk dneminde honutluk
duymad bir erken yaptt; ne ki, kesinlikle yetersiz olmakla birlikte,
debasnn damgasn tar. Bradley orada ortak duyu kuramma kar
karak, szde yetkeleri altst etmenin ve "yetkelerinizin kaydettii
ey bu, ama gerekte olup biten bu deil u olmal" demenin ~i
iin nasl olanakl olduu sorusuyla yz yze gelir.
Bu soruya yant, dnyaya ilikin deueyimimizin, kimi trden
eylerin
olduunu,
kimilerinin
olmadn
bize
rettii
biimindeydi; yleyse bu deneyim, tarih/inin yetkelerinin ifadelerine
ynelttii ltttir. Yetkeler ona eylerin kendi deneyimine gre
olmad bir ekilde olup bittiini anlatyorlarsa, onlara inanmamak
zorundadr; yetkelerin aktard eyler kendi deneyimine gre olan
eylerse, onlarn ifadelerini kabul etmekte serbesttir.
Bu gre birok ak itiraz vardr, biz bunlarn zerinde
durmayacaz. Bradley'in hemen pek etkili bir biimde bakaldrnas
gereken deneyci felsefeyle iten ie karm bir grtr bu. Ama
bunun dnda, savn bana kusurlu geldii birtakn zel noktalar var.
ilkin, nerilen lt olup bitmi olartn ltti deil, olup
bitebilecek eyin ltdr. Bu aslnda Aristoteles'in iirde kabul
edilebilir olana ilikin ltnden baka birey_ deildir; dolaysyla
tarihi kurmacadan ayrnaya yaramaz. Kukusuz bir tarihinin
nenneleri bu lt doyuracaktr, ama bir _tarihsel romancnn
nenneleri de bir o kadar uygun biimde doyuracaktr. Dolaysyla
bu, eletirel tarihin ltti olamaz.
kincileyin, bize hibir zaman ne olup bittiini anlatamad iin, o
konuda bize bilgi verenin tm yetkesine gvenmek zorunda kalrz.
Ona bavurduumuz zaman, salt negatif olanakl olma ltn
doyurdou srece, bize bilgi verenin anlatt hereye inannakla
ykml oluruz. Bu, yetkelerimizi altst etmek deildir; onlarn
anlattklarn
kr krne kabul etmektir. Eletirel tutum
en
gerekletirilnemitir.
283
284
anlatrlar;
285
salt keyfi dlemle deil, hep a primi imgelemle ipler bunlann her
birinden bir sonrakine yeterince zenle balanmsa, btn resim .
srekli olarak bu verilere bavurarak dorulanr ~e temsil ettii
gereklikle temas yitirme riskine pek az girer.
Gerekte, ortak duyu kuran artk bizi dayurmad ve kurucu
imgelemin tarihsel almada oynad rol farkettiimiz zaman,
tarihsel alma hakknda tam byle dnrz. Ne ki, byle bir
anlay bir bakma olduka kusurludur: eletirinin oynad hi de
nemsiz olmayan rol kmser. Kurmaca amzn, deyim
. yerindeyse, kurmaca almas iin veri ya da sabit nokta saydmz
yetkelerin nermeleriyle olgulara sk skya bal olduunu
dnyoruz. Ama oyle dnnce, hakikatin bu ifadelerle hazr bir
biimde bize verildii yollu, imdi yanl olduunu bildiimiz
kurann iine dtk. Biliyoruz ki, hakikate yetkelerinizin bize
anlattn sorgusuz sualsiz kabul ederek deil, onu eletirerek
ulalr. Tarihsel imgelemin aralanna an rd varsaymsal sabit
noktalar bize hazr verilmez, eletirel dnmeyle elde edilmeleri
gerekir.
Tarihsel dncenin sonulan ancak tarihsel dncenin
kendisine bavurularak dorulanabilir. Bir polis romannn
kahraman, ok eitli trden belirtilere dayanarak bir suun nasl ve
kirnce ilendii konusunda imgesel bir resim kurarken tam tarnma
bir tarihi gibi dnr. Bu en bata, dardan gelmesi gereken bir
dorulama bekleyen salt bir kurandr. Ne mutlu
hafyeye ki, o
yaznsal biimin gelenekleri, hatiyenin kurduu yap tamamland
zaman, bo yapnn, sulunun geree uygunluu tartlmaz olan
ayrntlarla yapt itiraf yoluyla,. tam olarak pekitirileceini syler.
Tarihi o denli talibii deildir. Ulaabildii kantlan inceleyerek
Shakespeare'in oyunlann Bacon'n yazd ya da VII. Henry'nin
Prensleri Londra kalesinde ldrtt kansna vardktan sonra,
olguyu itiraf eden elyazs bir belge bulacak olsa, sonularn
kesinlikle dorulam olmayacaktr; yeni belge, soruturmay
kapamak yle dursun, bu belgenin kendi zgnl sorununu
doura;ak onu ancak karmaklatracaktr.
287
288
289
290
imgelenmitir.
ey
renebiliriz;
hi
bilgimiz
olmasayd,
hibir
ey
renemezdik. Kant
tasarmdr.
292
293
3. Tarihsel
Kant
Giri
294
onlarn
bilinenlerle
eyler hakknda
295
296
(i)
karmsal
olarak tarih
297
belleim
(ii) Farkl
Farkl
karm ei~leri
eitleri farkl
(1) Okur burada kiisel birany aniatmarn herhalde balar. ok sekin bir
ziyareti benim zel aratrma alanma giren bir arkeoloji konusu zerine
akademik bir toplulua konuma yaptnda daha delikanlydm. Vurgulad
nokta yeni ve devrim niteliinde bir noktayd ve onu tamamen kantladn
grmek benim iin kolayd. Olduka sama bir biimde, bylesine berrak ve
inandrc bir uslamlamann herhangi bir dinleyiciyi, uslamlamann konusu
hakknda nceden hibirey bilmeyen birini bile inandrmas gerektiini
dndm. Balangta ok kafam karm, sonra sonra, tantlamann dinleyici
(ok bilgili ve keskin) mantklan inandrmakta tamamen baarsz olduunu
grerek ok ey rennitim.
298
bulunmak,
farkl
Yapamayaca
dnmeyi
bir sonuca
ey,
balang
varsaymnda
doru
olandan
ulamaktr.
299
300
yklmasyla
gr"
bir an bile
uruna
propagandac
yaayamayacak
Hristiyan
teolojisine
literatrn tozu
teolojisini
olmasdr. Hristiyan
dumanyla
olgularn
bulandrlm
(iii)
alp
Tanklk
301
(iv) Makas-zamk
Tamamen yetkelerin tanklna dayanan bir eit tarih vardr.
Daha nce sylediim gibi, bu, gerekte hi de tarih deildir, ama
onun iin elimizde baka ad yok. izledii yntem, nce ne hakknda
bilmek istediine karar vermek, sonra da sz konusu olaylardaki
eylemcilerce, olaylarn grg tanklarnca ya da eylemcilerin veya
tanklarn onlara anlatt yahut onlara bilgi verenlere bilgi verenlere
anlatt ya da onlara bilgi verenlere anlatt ... eyleri yneleyen
kiilerce verildii belli olan, onunla ilgili szl ya da yazl ifadeleri
aratrmaya girimektir. Byle bir ifadede amacna uygun birey
bulunca, tarihi onu seip kendi tarihine alr, dahil eder, gerekirse,
uygun bulduu bir sluba sokar, yeni bir biim verir. Kural olarak,
302
(*)Yarg
konusu (ev.).
304
306
307
308
kantnn
adam
(vi) ekmeeelerne
Baka insanlarn
309
310
311
312
313
(viii) Soru
Hukuku ve filozof Francis Bacon, unutulmaz tmeelerinin
birinde, doa bilimcisinin "Doay sorguya ekmesi" gerektiini
sylyordu. Bunu yazarken reddettii ey, bilim adamnn doa
karsndaki
tutumunun, onun syleyeceklerini bekleyen ve
kurarnlarn onun kendisine ltfettikleri zerine kuran saygl ve
dikkatli bir dinleyici tutumu olmasyd. ki ey birden ileri sryordu:
314
ilki, bilim adamnn neyi bilmek istediine kendisi karar verip bunu
kendi kafasnda soru haline getirerek ncelii almas gerektii;
ikincisi, doay yant vermeye zorlamann, artk dilini tutmasna
olanak vermeyen ikenceler gelitirmenin yollarn bulmas
gerektii. Bacon burada, kck bir nkteyle, gerek deneysel bilim
kuramn bir rpda, olduu gibi dile getiriyordu.
Bu ayn zamanda, Bacon bilmese de, gere~ tarihsel yntem
kuramdt. Makas-zamk tarihinde, tari~i Bacon ncesi bir konumda
bulunur.Yetkeleri karsndaki tutumu, szcn kendisinin de
gsterdii gibi, saygl ve dikkatli bir dinleyici tutumudur. Onlarin
kendisine aniatmay yeleyecei eyi iitmeyi bekler ve onu kendi
bildikleri gibi, kendi alarnda anlatmalarna izin verirler. Tarihsel
eletirellii kefettii ve yetkeleri salt kaynak haline geldii zaman
bile, bu tutum aslnda deimez. Bir deime vardr ama yalnzca
yzeyseldir bu. Tanklar karalar ve aklar diye ayllJilak iin bir
tekniin benimsenmesinden baka birey deildir. Bir snfn
tanklk etme hakk elinden alnmtr; teki ise yetkeler eskiden
nasl grlyorsa tam yle grlr. Ama bilimsel tarihte ya da tarihin
kendisinde Bacon devrimi .gerekletirilmitir. Kukusuz, bilimsel
tarihi makas-zamk tarihisinin bir zamanlar okuduu kitaplarn
aynsn -Herodotos, Thoukydides, Livius, Tacitus vb.- okumaya epey
vakit harcar, ama onlar tamamen farkl bir ruhla okur: Baconc bir'
ruhla. Makas.-zamk tarihisi o kitaplar, syledikleri eyleri bulup
karmak iin, salt alc bir ruhla okur. Bilimsel tarihi, onlardan ne
bulup karmak istediine kendisi karar verip ncelii alm olarak,
kafasnda bir soruyla okur. Dahas, makas-zamk tarihisi onlarn bir
sr lafla kendisine anlatmadklar eyi hibir zaman bulup
karamayaca dncesiyle okur; bilimsel tarihi grnte ok
farkl birey hakkndaki bir paray sormaya karar verdii sorunun
yantma dntrmek iin eip bkerek, onlar ikenceye tutar.
Makas-zamk tarihisinin tam bir gvenle "u u yazarda yle yle
bir konuda hibirey yok" dedii yerde, bilimsel ya da Baconc
tarihi "Aa yok mu?" Tamamen farkl bir konudaki u blmde,
senin metinde hakknda hibirey yok dediin konu zerine, yazarn
yle yle bir gr belirttiini grmyor musun?" der.
315
tutuklamyor
316
n.
Papazn
317
318
Mektuplar
319
320
321
322
ii
sayarak
yetimi
(x) Soru ve
olanaklln
kant
324
bulunduu
anlamna
hakikati grmekten
alkoyar
kendini.
Konularn,
ne ok az ne
325
'Kant'
'kaynaklar'
szc
tanmladmz
'kant'
diye
anlayla
tanmlamaya altmzda,
326
327
Dnmeye
balamadan
kantnz
toplayamazsnz
(mantklar,
4.Gemi Yaatnn
Olarak Tarih
Yeniden
Canlandrlmas
(*)Varsaymdan karak
(ev.).
328
aktarlm
tasarmn
329
itirazc
330
dorudan
Burada srasyla ele almamz gereken iki itirazmz var. lkini ileri
sren kiinin yaantya ilikin yle bir gru kastettiini
sanyorum. Her yaantda, bilmeyle ilgili olduu srece her zaman,
bir edim ve bir nesne vardr; ve iki farkl edimin nesnesi ayn olabilir.
Eucleides'i oku.yor ve orada bir ikizkenar genin taban alarnn
eit olduu ifadesini buluyorsam ve ne demek olduunu anlyor,
doru olduunu kabul ediyorsam, kabul ettiim hakikat ya da ileri
srdm nerme, Eucleides'in kabul ettii ayn hakikat, Eucleides'in
ileri srd ayn nermedir. Ama benim onu ileri srme edimim
onunkiyle ayn edim deildir; farkl kiilerce yaplm ve farkl
zamanlarda yaplm olmas olgularnn her biriyle yeterince
kantlanmtr bu. Benim alarn eitliini kavrama edimim, bundan
tr, onun edimine yenil:len bir ,can vermedir; ama ayn trden bir
baka edimin gerekletirilmesidir; o edimi gerekletirmekle
bildiim ey, Eucleides'in bir ikizkenar genin taban alarnn eit
olduunu bildii deil, bunlarn eit olduudur. Eucleides'in onlarn
eit olduunu bildii biimindeki tarihsel olguyu bilmek iin kopya
etmem (yani, onun gibi bir edim gerekletirmem) gerekmeyecektir;
ok farkl bir edim gerekletirmem, Eucleides'in onlarn eit
olduunu bildiini dnme edim_ini gerekletirmem gerekecektir.
Bu edimi gerekletirmenin yolunu nasl bulduum sorusu,
Eucleides'in bilme. edimini kendi zihnimde yinelediimi sylemekle
hi de aydnla kavumu olmaz; nk onun edimini yineleme
onun kavrad ayn hakikati kavrama, onun ileri srd ayn
nermeyi ileri srme demektir; ifade doru deil, nk Eucleides'in
'alar eittir' nermesi ile benim 'Eucleides alarn eit. olduunu
biliyordu' nermem farkldr; onun edimini yinelemek, ayn edimi
tekrar tekrar
yinelenemez.
gerekletirmek
demekse,
anlamszdr,
nk bir edim
Peki bu, iki edim arasndaki iliki hakknda doru bir aklama
m? Ayn dn,ce edimini gerekletiren iki kiiden ya da ayn
edimi iki ayr zamanda gerekletiren bir kiiden sz ederken,
bunlarn ayn trden farkl edimler gerekletirdiklerini sylemek
istediimiz anlamna m geliyor bu? Sanyorum, byle birey
sylemek istemediimiz ak; u da ak ki, birilerinin bunu
sylediimizi .sanmasnn tek nedeni, onlarn ne zaman iki eyi
biribirinden ayrsak ve ayr olduklarn sylesek (herkesin kabul ettii
gibi, sk sk yaptmz birey), bunlarn ayn trn farkl rnekleri,
ayn tmelin farkl zellerneleri ya da ayn snfn farkl yeleri
olduklarn sylemek istediimiz yollu bir dogmay kabul etmi
olmalardr. Dogma farkllkta aynlk diye bireyin olmad deil
(buna kimse inanmaz), bunun tek bir trnn, yani saysal farkllkta
zgl aynln olduudur. Dolaysyla, dogmann eletirisi, bu eit
farkllkta aynln varolmadn kantlamaya deil, baka trlerin
varolduunu ve bizim ele aldmz durumun onlardan biri olduunu
kantlamaya yneliktir.
Eucleides'in dnce edimi ile benimkinin
bir deil iki olduu ileri srlyor: zgl olarak bir olsa da, saysal
olarak iki. Ayrca benim 'alar eittir'i imdi dnme edinmin
'alar eittir'i be dakika nce dnme edil!limle ayn iliki
ierisinde bulunduu ileri srlyor. Bunun itirazcya pek kesin
grnmesinin nedeni, sanyorum,. bir dnce ed~mini eilin aknda
Szde
itirazcmzca,
332
sreklilii
'alar
333
ak alp gtrd
334
335
336
(*)
imdi
338
insanlarn
sk . sk yaptklar
gibi, evresindekilere ykledii
durumdan farkldr. nc olarak, bir kiinin bir masann farknda
olduu sylendiinde olduu gibi, alg iin kullanlr; zellikle de
alg bulank ve belirsiz olduu zaman. Szcn nasl kullanlacan
kesinletirerek bu belirsizlii aydnla kavuturmak iyi olur; en iyi
ngilizce kullanm, ilkini duyguya, ncy algya ayrarak szc
ikinci anlamyla snrlayan kullanm olacaktr.
Bu, savn yeniden ele alnmasn gerektiriyor. Benim yalnzca
dolaysz yaant ak ierisinde bir e olarak srp giden edimi
hissettiin mi sylyor bu sav? Yoksa onu zihinsel yaamm
ierisinde belirli bir yeri olan edimim olarak kabul ettiimi mi?
Aktr ki ikincisi, ama bu ilkini dlamyor. Ben yalnzca bir yaant
olarak deil, kendi yaantm olarak, belirli trden bir yaant, bir
edim olarak, belirli bir biimde ortaya kan ve belirli bir bilgisel
zellii olan bir dnce edimi vb. olarak farkndaym edimimin.
Bu byleyse, artk bir edimin znel olduu iin nesnel
olamayaca sylenemez. Aslnda bunu sylemek kendiyle elimek
olurdu. Bir dnce ediminin nesnel olamayacan sylemek
bilinemeyeceini sylemektir; ama bunu syleyen biri, bununla bu
edirne ilikin bilgisini dile getirdiini iddia ediyor olacaktr.
Dolaysyla savnda deiiklik yapmas gerekir ve belki de bir
dnme edimitlin bir baka edirne nesne olabileceini, ama kendihe
nesne olamayacan syleyecektir. Ama bu da deiiklik gerektirir,
nk bir nesne aslnda bir edimin deil, bir eylemcinin, o edi:rti
gerekletiren zihnin nesnesidir. Doru; zihin, etkinlikleri dnda
hitir; ama bu etkinlikterin tmdr, ayr olarak herhangi biri deil. O
zaman sorun, bir bilme edimini gerekletiren bir kiinin ayn
zamanda o edirni gerekletirmekte olduunu ya da gerekletirdiini
bilip bilmediidir. Bilebildiini kabul edelim, yoksa kimse byle
edimler olduunu bilmezdi, bylece de kimse onlara znel diyemezdi;
ama onlara yalnzca znel demek, ayn zamanda nesnel olmadn
sylemek, bir yandan doruluunu ileri srmeye devam ederken, bir
yandan da bu kabul. yadsmak demektir.
yleyse dnme edimi znel olmakla kalmayp nesneldir de.
339
340
dayand; rnein,
annn
342
tirazda
343
dnce
biz
yaant
aknda
gemi dncelerimizi
tmyle
srekli
344
ve
345
Dnce
346
retide
347
gre gre, bir bilgi btnnn birlii ancak bir koleksiyonun birlii
trnden birliktir: bu da hem bir bilim iin ya da bilinen eyler
dizgesi iin hem de bir zihin iin ya da bilme edinieri dizgesi iin
dorudur. Ben bir kez daha, byle bir retinin tm getirdikleriyle
deil, yaantya bakmann (buna srekli bavurmas rakip retinin
stnln oluturuyordu) yerine mantksal zmlerneyi koymalda
dncenin dolayszln gzden kardn ve dnce edimini
znel bir yaantdan nesnel bir gsteriye dntrdn
gstermekle ilgileniyoruro yalnzca. Eucleides'in belli bir dnce ,
ilemini gerekletirmesi, bu kadn bu masann zerinde durmas
gibi bir olgu haline geliyor; zihin de yalnzca bu olgularn ortak ad
oluyor.
Bu grle de teki grle de tarih olanakl deil. Eucleides'in
belli bir dnce ilemini gerekletirmesine bir olgu denebilir, ama
bilinerneyen bir olgu. Onu bilemeyiz, olsa olsa tankla dayanarak
inanabiliriz yalnzca. Bu da ancak, tarihi Croce'nin "filolojik tarih"
dedii szde tarih biimi olarak grmekteki temel hataya sarlan
kiilere, tarihin ilim rfandan fazla birey olmadn dnen,
tarihiye (rnein) "Platon'un dnd eyi" "doru olup
olmadn"
soruturmakszn kefetme iini, bu elikili ii
ykleyecek olan kiilere tarihsel dneeye ilikin doyurucu bir
aklama gibi grnr.
Biribirini tamamlayan bu iki hatadan kendimizi kurtarmak iin,
her ikisinin de ierisinden kt yanl ikilemin zerine gitmemiz
gerek. kilem dncenin ya salt dolaysz -bu durumda ayrlmaz bir
biimde bilin ak ierisindedir- ya da salt dolayl -bu durumda o
aktan tmyle kopmutur- olduu biimindeki ayrkla dayanr.
Aslnda dnce hem dolaysz hem dolayldr. Her dnce edimi,
gerekte olup bittii haliyle, ierisinden kt ve baka herhangi bir
yaant gibi, dnrn yaamnn organik bir paras olarak
ierisinde yaad bir balamda olup biter. Balamyla ilikileri bir
koleksiyondaki bir parann ilikileri deil, bir organizmann tm
etkinlii ierisindeki zel bir iievin ilikileridir. yle ki, yalnzca
idealist denenierin retisi deil, onun bu yann u noktaya gtren
348
retilere saldrdn
5.Tarihin Konusu
"Neyin tarihsel bilgisi olabilir?" sorusunu sorarsak, yant
"Tarihinin zihninde yeniden canlandrlabilenin"dir. Bu ilkin yaant
olmaldr. Yaant olmayp salt yaant nesnesi olann tarihi olamaz.
O zaman, billin adamnca ister alglanm ister dnlm olsun,
doann tarihi yoktur. Kukusuz doa sreler ierir, tar, hatta
srelerden ibarettir; zamandaki deimeleri onun zdr,
(kimilerinin dnd gibi) deimeler onun olduu ya da sahip
olduu herey olabilir; bu deimeler de saliden yaratc olabilir,
deimez dngsel dnemlerin yinelenmesinden ibaret olmayp doal
350
varln
351
352
tarihsel incelemeleri
yararsz
baka
dnemde,
353
354
ilikin dnce
haline gelir;
haline.
alg
ise gerek
birey
olarak
yaadm
Dncenin
uunc bir gelime yolu kendimi yalnzca
duyumlayan bir varlk olarak deil, dnen bir varlk olarak
tanmarola olur. Anrusama ve alglamada zaten dolaysz bir yaant
akndan daha fazla birey yapyorum; ayn zamanda dnyorum;
ama (salt amnsamada ya da alglamada) dnen olarak kendimin
farknda deilim. Ancak hisseden olarak kendimin farkndaym. Bu
farknda olma zaten kendinin bilinci ya da dncedir, ama eksik bir
kendinin bilincidir, nk ona sahip olurken belli .trden bir zihinsel
etkinlii, yani dnmeyi gerekletiriyoruro ve bunun da bilincinde
deilim. O zaman anmsarken ya da alglarken yaptm dnmeye
bilinsiz dnme denebilir; bunu bilincinde olmadan yapabildiimiz
iin deil -nk bunu yapmak iin yalnzca bilinli deil, kendinin
bilincinde olmamz gerekir-, onu yaptmzn bilincinde olmadan
yaptmz iin. Dndmn bilincinde olmak kendine dnk
dnme denebilecek yeni bir biimde dnmektir.
Tarihsel dnce her zaman kendine dnk dnmedir; nk
kendine dnk dnme. dnme edimi hakknda dnmedir ve
grmtk ki her tarihsel dnme bu trdendir. Peki ne tr dnme
onun nesnesi olabilir? Demin bilinsiz dnme denen eyin tarihini
incelemek olanakl m, ya da, tarihin inceledii dnmenin bilinli
ya da kendine dnk dnme mi olmas gerekir?
Bu, amnsamann ya da alglamann bir tarihi olup olamayacan
sormak demektir. Olamayaca da aktr. Anmsamamn ya da
alglamann tarihini yazmaya oturacak bir kii yazacak hibir ey
bulamayacaktr. Farkl insan rklarnn, hatta farkl insanlarn farkl
anrusama ve alglama biimleri olmutur diye dnlebilir; bu
farkllklar kimi kez (ok kkulu
gerekeletle Yunanllara
yklenmi
olan gelimemi renk duyusu gibi) fizyolojik
farkllklardan
deil,
farkl
dnce
alkanlklarndan
gelir.
Gemite urada burada byle nedenlerle egemen olmu alglama
biimleri varsa ve bunlar bizim alglama biimierimize uymuyorsa,
onlarn tarihini yeniden kuramayz, nk istediimiz uygun
356
yaantlar
yeniden canlandramayz; bu da
"bilinsiz" olmasndan ve
alkanlklarnn
canlandrlamamalarnJandr.
rnein,
bizimkinden
baka
normal donanmlarnn paras olarak ikinci bir grme
yetisi ya da ruhlar grme gc olduu doru olabilir. Onlar arasnda,
bu eyler birtakm allm dnme biimlerinden dom olabilir
ve bunun iin ,de gerek bilgiyi ya da temelli inanc dile getirmenin
bilindik ve anlalr bir yolu olabilir. Elbett~. destandaki Burnt Njal
ikinci grsn dostlarna t verme arac olarak kullandnda,
onlar iyi bir hukukunun, zeki bir adamn bilgeliinden
yararlanyorlard. Ne ki, btn bunlar doru saysak, ikinci grnn
tarihini yazmak bizim iin yine de olanaksz; btn yapabileceimiz
onun sz konusu edildii rnekleri toplamak ve hakkndaki ifadelerin
olguya ilikin ifadeler olduuna inanmaktr. Ama bu olsa olsa
tankla inan olur; bizse tarihin balad yerde bu inancn bittiini
biliyoruz.
yleyse, belli bir dnce ediminin tarihe konu olmas iin
yalnzca bir dnce edimi deil, kendine dnk bir dnce edimi
olmas, yani, gerekletirildiinin bilinci ierisinde gerekletirilen
ve o bilinte neyse o olan bir dnce edimi olmas gerekir. Bunu
yapma abasnn salt bilinli bir abadan fazla birey olmas gerekir.
Unutulmu bir ad anmsama ya da bulank bir nesneyi alglama
abas gibi, ne yaptmz bilmediimiz kr bir aba olmamaldr;
kendine dnk ):>ir aba, yapmadan nce hakknda bir kavrammz
olan bireyi yapma abas olmaldr. Kendine dnk bir etkinlik,
yapmaya altmzn ne olduunu bildiimiz bir etkinliktir, yle
ki, yapld zaman onun hakkndaki balangtaki kavrammz olan
standarda ya da lte uyduunu grerek yapldn biliriz. Bunun
n
de,
nasl
gerekletirileceini
nceden
bilmemizle
gerekletirmemiz salanan bir edimdir.
Her edim bu trden deildir. Samuel Butler, bir ocuun nasl
meme emecegn bilmesi gerektiini, yoksa ememeyecegn
sylediinde, sorunu bir yanndan kartryordu; bakalar da ne
yapacamz yaproadka hibir zaman bilmediimizi ileri srerek
uygarlklarn
357
iin
akln yaamdaki
358
yatnp
baans
360
getirilen
kart grte
olduunu
sormak gerek.
aalk"
denir.
Bylece, bilim adam, tarihi ve filozof etkinliklerini planlara gre
yrten, amal dnen ve bununla planlarn kendisinden karlan
ldere gre yarglanabilen sonulara ulaan klg adamndan aa
kalmaz. Dolaysyla, bu eylerin tarihleri olabilir. Gerekli olan tm
ey bu dnmenin nasl yapldnn kant olmas ve tarihinin onu
yorumlayabilecek durumda olmas, yani, kendisinden yola kt
sorunu tasariayp onun zmne ulatran admlar yeniden kurarak,
inceledii dnceyi kendi zihninde yeniden canlandrabilecek
durumda olmasdr. Uygulamada tarihi iin yaygn glk sorunun
adn koymaktr, nk dnr genellikle kendi dncesinin
admlarn aklamaya dikkat ederken, tarihi genellikle sorunun ne
olduunu nceden bilen adatarla konuur ve onu hibir zaman dile
getiremez. Tarihi zerinde alt sorunun ne olduunu bilmedii
srece, almasnn baarsn yarglayaca hibir lt yoktur.
Etkiler hazr dnceleri bir zihinden bir bakasna aktarmak diye
dnldnde bo bir i haline gelen "etkiler" incelemesine nem
kazandran, tarihinin bu sorunu kefetme abasdr. Sokrates'in
Platon zerindeki ya da Descartes'n Newton zerindeki etkisi
konusunda akll bir aratrma, uyuma noktalarn deil, bir
dnrn ulat sonularn sonraki iin nasl sorunlar yarattn
kefetmeyi gerektirir.
Sanat durumunda zel bir glk varm gibi gelebilir. Sanat,
yaptma kendine dnk denebilse bile, bilim adamndan ya da
filozoftan ok daha az kendine dnk grnr. Belli bir almaya
aka dile getirilmi bir sorunla balar gibi grnmez. Dncenin
mutlak olarak yaratc olduu, yaproadka ne yapacan bilmenin
sz konusu olmad saf bir imgelem dnyasnda alr gibidir.
Dnme kendine dnk dnme ve yarglama demekse, gerek
sanatnn hi de dnmedii grlr; onun zihinsel ii, sezginin
kendisinden nce hibir kavramn gelmedii, hibir kavramn sezgiyi
desteklemedii ya da yarglamad salt bir sezgi ii gibi grnr.
Ama sanat yaptn hiten yaratmaz. Her durumda nndeki bir
sorunla ie balar. Bu sorun, sanat olduu lde, belli bir oday
362
363
6.Tarih ve zgrlk
Tarihi kendimizin bilgisine ulamak iin ineeleriz demitim( Bu
insan etkinliinin zgr olduu yollu bilgimize srf
tarihi kefetmemiz sayesinde nasl ulaldn gstermeye
sav aklayarak,
alacam.
bile
grnd
gibi
366
gerektiini kefeder.
Tarihi olarak
36l-l
ayn
ortaya koymakt.
tarih yhtemlerinde devrim yapld
sylendiinde, sylenmek istenen budur. O tarihten nce bilimsel
tarih rnekleri bouna aranmasn demek deildir bu. Eskiden bilimsel
tarih az grlr, nemli adamlarn yaptlar dnda pek bulunmayan,
onlarda bile dzenli bir aratrma eiliminden ok esin aniarna iaret
eden bireyken, imdi herkesin ulaabildii birey olmas, tarih
yazan herkesten istediimiz ve plan onun yntemlerine dayanan
polisiye yklerin yazariarna geim arac olmas, okumamlar
arasnda bile geni lde anlalan birey olmas demektir. nsan
zgrlne ilikin hakikatn onyedinci yzylda tek tk ve kesik
kesik kavranm olmas, en hafifini sylersek, bilimsel tarih yntemi
konusundaki bu tek tk ve kesik kesik kavrayn bir sonucu
Son
yntemleri ok
yarm
yzylda
olmutur.
371
bir olgu sorunu deil, deerli birey olduunu gsterir; bunun nedeni
btn deerlerin ancak greli grnmesidir. Arkeopteriks gerekte
kuun atas olmu olabilir, ama kua arkeopteriksteki bir gelime
demeye ne hakkmz var? Bir ku daha iyi bir arkeopteriks deildir,
ondan karak gelimi farkl bireydir. Her biri kendi olmaya
alr.
372
373
Adamn
374
375
tasarlanr.
376
eylerin
olmadn
377
bulamadmz alar.
bilgisi ile
Bu
aydnlk
ve
karanlk
rntsnn tarihinin
gelen bir optik yanlsama
kuaklarn tarihsel dncesince
bilgisizliinin dalndan
olduu, farkl
tarihilerce ve farkl
izilmesinden bellidir.
Ayn optik yanlsama, daha yaln bir biimde, onsekizinci
yzyln tarihsel dncesini etkiledi ve ondokuzuncu yzylda kabul
edilen ilerleme dogmasnn temellerini att. Voltaire "her tarihin
modern tarih olduunu"(!) ve aa yukar onbeinci yzyln
sonundan nce hibir eyin doru drst bilinernediini
buyurduunda, iki ey birden sylyordu: modern dnemden nce
hibireyin
bilinernediini
ve hibir eyin bilinmeye deer
olmadn. Bu iki ey ayn ey demektir. Eski dnyann ve
Ortaan belgelerine dayanarak gerek tarihi yeniden kuramay, bu
alarn karanlk ve barbar olduu yollu inancnn kaynayd. lkel
alardan gnmze dek bir ilerleme olarak tarih tasarm, ona
inananlar iin, srf tarihsel gr alannn yakn gemile snrl
olmasnn bir sonucuydu.
imdiye getiren tek bir tarihsel ilerleme konusundaki eski dogma
ve tarihsel dnglere, yani nce "ulu alara", sonra ke gtren
oklu bir ilerlemeye ilikin modern dogma, tarihinin bilgisizliini
gemiin sahnesine yanstmasndan baka birey deildir. Peki,
dogmalar bir kenara ittik diyelim, ilerleme tasarmnn bundan baka
hibir temeli yok mu? Daha nce grdk ki, o tasarnnn kr bir
duyguyu ya da salt bir bilgisizlik durumunu deil, gerek bir
dnceyi temsil edebilmesinin bir koulu var. Bu koul, szc
kullanan kiinin ikisini de tarihsel olarak, yani, onlarn yaantlarn
kendi kendine yeniden kurmak iin yeterince duygudalk ve
igryle anlayabildii iki tarihsel dnemi ya da yaam biimini
karlatrarak kullanmasdr. Zihnindeki hibir krln ve bilgi
donanmndaki hibir kusurun, birinin yaantsna tekinden daha
eksik bir biimde girmesine meydan vermeyece~ine kendini ve
okurlarn inandrmas gerekir. O zaman, bu koulu yerine getirdi mi,
farkl farkl
(1) Dictionnire
s. 45.
378
379
sememiz
ve
ilerleme
konusundaki
aratrmamz
bunlarla
snrlamamiz gerekir.
380
eitlenebilse
bile,
farkllklar
tarihin
deil,
doa
srecinin
parasdr.
382
yaamndaki
aamalar
yoksa
farkl
dnyasnn ya da yi ideasnn
ve ayn zamanda ncesiz-sonrasz bir znenin, bilen
ve devindiren olarak ifte ileviyle ruhun zorunluluunu, ncellerinin
kendisini kar karya brakt sorunlarn zm olarak grd,
ama bu ikisinin nasl ilikili olduunu syleyemedi diyelim; yine
diyelim ki, Aristoteles bunlar arasndaki, Platon'un dile getirdii ya da
daha ys, Platon'un retimindeki uzun rakl srasnda
kendisinin grd iliki sorununun, onlar bir ve ayn ey diye,
nesnesiyle zde olan ve nesneye ilikin bilgisi kendinin bilgisi olan
salt akl diye dnmekle zlebildiini grd; o zaman, (belki
baka bakmlardan deilse de) o bakmdan, Aristoteles'in felsefesi,
onun o yeni admla Platon'un idealar kuram ve ruh kavramyla
baarm olduu hibireyi kurban etmediini kabul edersek,
Platon'un felsefesine gre bir ilerlemeye iaret edecektir.
Dinde de' .ilerleme ayn ekilde olanakldr. Hristiyanlk,
Yahudiliin adil ve korkun, insann sonsuz kkl karsnda
sonsuzcasna byk ve insandan istedikleri konusunda son derece
kat, tek Tanr olarak Tanr anlayyla elde ettiklerine zerre kadar
yz vermeyip, biz Tanr olabilelim diye Tanrnn insan olduu
biimindeki anlayla Tanr ile insan arasndaki uuruma kpr
kurabildiyse, bu bir ilerlemeydi ve dinsel bilincin tarihinde nemli bir
ilerlemeydi.
u anlamda ve bunlar gibi durumlarda ilerleme olanakldr.
Gerekten olup olmad ve nerede, ne zaman, nasl olduu tarihsel
dncenin yantlamas gereken sorulardr. Ama tarihsel dncenin
yapmas gerekefi baka birey var: bu ilerlemeyi 'kendisinin
yaratmas
gerek. nk ilerleme salt tarihsel dnmeyle
kefedilecek bir olgu deildir: o ancak tarihsel dnme sayesinde
varolur.
Bunun nedeni, ilerlemenin (yaygn ya da seyrek olarak) olduu ~
durumlarda ancak tek bir biimde olmasdr: bir aamadayken,
nceki aamada elde edilenin zihinde tutulmasyla. ki aama
zorunluluunu
383