You are on page 1of 65

KRTON

DNMEN Hilikte Randevu


letiim Yaynlar 254 ada Trke Edebiyat 20 ISBN 975-470-339-6
1. BASKI letiim Yaynclk A.. Eyll 1993
KAPAK ve DZEN mit Kvan
KAPAK RESM Edvard Munch, Yalnzlar, 1906/7 (detay)
BLGSAYAR UYGULAMA Filiz Burhan
KAPAK BASKISI Ayhan Matbaas
BASKI ve CLT efik Matbaas
letiim Yaynlar
Klodfarer Cad. letiim Han No. 7
34400 Caalolu stanbul
Tel. 516 22 60-61-62 Fax: 516 12 58

Tarama & Dzenleme: FK* Kitapl

HILIKTE RANDEVU


Prolog gibi,
Epilog gibi...

1961 yaznda ksa bir gezi nedeniyle, Boazn, Karadenizi kucaklamak istercesine iki yana
alan kollarndan Batdakinin stnde kilometrelerce uzanan kumsaln Karaburun denen o
dsel kesine gitmitim. O, benim Karaburuna ilk ve son gidiimdi. Bir daha uramadm oraya.
Yz elli-iki yz metre genii iindeki o upuzun ssz sahil eridi, ilk bakta kumsalm gibi
duruyordu; ama biraz dikkatle bakldnda, milyarlar ve milyarlarca minnack deniz hayvan
kabuklarndan olutug u grlyordu. Sahil, bir yerinde bir tmsekcik yaparcasna kabaryor ve,
ondan sonra, ancak tanrlarn gezinebilecei kadar kutsal bir sessizlik ve eldememilik...
Gepgeni sonsuz bir sahil, sahili dven dalgalar ile insan rperten bir uultu... nsan sesi
deildi... hatt, bildiimiz dalga sesi veya rzgr sesi de deildi o... Denizden, denizin diplerinden
gelen batan karc, gizemli, rktc, kahredici, arzulu, emredici, ekici, ehvetle dolu, lme
srkleyen, kar gelinemez bir gel! seni istiyorum!... sesi idi o...
Tek bana gezinmeye balamtm... Ve, ona, ite orada rastladm. Denizden 60-70 metre
ieride, 80-90 santim ykseklikte, 30-35 santim eninde ve 15 santim kadar kalnlnda bir
mermer paras kuma saplanm dikine duruyor ve yukar ortasndan kan kurun bir borudan
parmak kalnlnda bir su, bouna, gayesiz, hatt faydasz olarak o kabukcuklar kumu
sonsuzluu iine akp gidiyordu.
Bir eme idi. Garip, tuhaf, amasz, kimseye yaramayan bir eme... Nereden geldii belli
olmayan azck suyunu aktp duruyordu...
Kimseler yoktu etrafnda. Kutsal bir rperti iinde emeye yaklatm; susam deildim, ama, o
sudan imek ihtiyacn duydum. Ve yaklatmda, mermerin stnde insan ldrtan bir yaznn
kaznm olduunu grdm: La Fontaine de Ccile, le 24 Juin 1922... 1961de, Karaburunda
stnde Franszca olarak Ccilein emesi, 24 Haziran 1922 yazl garip bir eme...
Aradan 30 yldan fazla bir zaman geti; ve bu uzun zamann getirdii ve gtrd pek ok
yaant, heyecan, umut ile umutsuzluk, nee ile hzn... Ama, bilmem neden, o gn yaam
olduum o gizemli ryann iimde daima tm canll ile devam etmekte olduunu hissediyorum.
Ve bir soru: Kimdi o Ccile? Ne aryordu o Fransz kadn o ssz sahilde? Hem de, dnyann
karmaalar iinde alkand o 1922 ylnda... Ve, kim yapmt o garip emeyi Ccilein ansna?
Ccilee ne olmutu?
Otuzyldr bu sorularn cevabn aryordum. Her ne pahasna olursa olsun, o cevab bulmam
gerekiyordu. Bazen, bu sorularn iimi bir stma nbeti gibi yaktn duyuyor, kafama en
binlerce dncenin lgn bir duygusallkla katmanlaarak sorduklarmn cevabn
oluturmalar, karma netlemi bir cevap olarak kabilmeleri iin varoluumu zorladklarn
gryordum.
Ve, ite bu cehennem gecesinde gene Karaburuna gittim... Sanki aradaki o otuz yl hi
gememi gibi... Hep ayn sahil, sahilin ortasnda Ccilein emesi ve etrafnda yzbinlerce ses,

uultu, umut, korku, yaama ve lme, k ile renk ve karanlklar, deniz kzlar ile o lu m
arkclarnn dualar, sevme ve aldatlma ile kpek ulumalar ve gzlerinden frlattklar upuzun
kuyruklar ve yrtc ku trnaklar ile sevgililerini kamlayp etlerini koparan melekler, ve ehvet
ve de yokluktan oluan bir hilik senfonisi... Bir anda ben de varlmdan syrldm ve de kahredici
boluun bir paras oldum...
te, o zaman, yllarca aradm suallerin cevabn bir gnlkte, bir an defterinde buldum. La
Fontaine de Ccilein bir yannda ak duran, o korkun frtnann iinde delicesine bir devinimle
yapraklar bir saa bir sola uup giden, fakat biraz sonra ldrtan bir uyum iinde yanyana gelip
paralanm kapan iine yeniden yerleen bir gnlk...
Eildim, kutsal bir emaneti, kutsal bir kitab ellerime almasna gnl aldm, ptm,
alnma gtrdm... Gzlerim kland, satrlar nurland ve okudum... Ateler iinde yanarak
okudum, ve okuduklarm yaadm...
Birok eyler var ki, d dahi olsalar, kuvvetle gereklemi gibi alglandklarnda gereklemi
olurlar...
1992 Kasm, K.D.
Heybelinin
karsnda bir yer

17.10.1920

Evet, sevgili gu nlu k! Ite, tanma gu nu mu z geldi. Zaten, esasna bakarsan, bunun ok o nceden
gereklemesi gerekti. Uzun zamandr ki, ancak ikimiz beraber oldug umuzda bir varlg
oluturabileceg imizi anlam durumdaym. Ve, bundan sonra, sen benim srdam olacaksn!
Srdatan da ok, bir arkada! Du u ncelerimi, yaantlarm, beklentilerimi paylaacag m
gerek bir dost! Rahatasna, korkmadan, ekinmeden kendimi serebileceg im ve -daha
o nemlisi- kendimi seyredebileceg im bir ayna olacaksn... Ama, o nceden kendimi sana
tantmam gerek! Ben Ce cile! Ce cile Carpentier... On yedi yanda, ufak-tefek, lisenin ikinci
snfnda okuyan, tahta go g u slu , irkince bir kz! Esasn istersen, basbayag irkinim ite...
Go zlerimde ileri bir miyopluk oldug u iin de, kapkaln go zlu k tarm. Aynaya baktg mda,
kendimi pek o kadar da irkin go rmu yorum... Ama, evvelsi gu n ayag ma annemin ince ipek
oraplar ile uzun topuklu iskarpinlerini geirip yazlk pembe etamin elbisemin go g su nu
aarak ayna karsnda Mistinguett havalarnda poz verirken Julie teyze tarafndan
yakalandg mda so yledig i o sen, gu zel bir kz olmadg n iin, bil ki, tek o vu nebileceg in ve
ileride evleneceg in adama tek verebileceg in eyin iyi bir ahla k ve kusursuz bir katolik terbiye
olacaktr... Dig er kzlara bakma! Onlar salaryla, go g u sleri ve kalalar ile pek ok kusurlarn
o rtebilirler so zlerinden sonra ayldm ve illi yu zu mu n iki yanndan aag ya sarkan cansz
sa o rgu lerim, bir mandalina kadar dahi olmayan go g u slerim, arpk bacaklarmla irkince
deg il de, basbayag irkin" oldug umu anladm; ama, gene de tatl bir tarafm var... imdi,
senin Julie teyzenin kim oldug unu sordug unu biliyorum; so yleyeyim sana... Julie teyze
annemin uzak bir akrabas olur; ne var ki, ben kendimi bildim bileli onu hep bizim evde
go rdu m; evlenmemi, kupkuru, birbirinden uzak iki du g me delig inin iinde hep kuku ile
dolanp duran ufack go zleri, uzun-sivri burnu, seyreklemi sann irkinlig ini o rten ve hi
karmadg bonesi, du mdu z siyah uzun elbisesi ile evin namusunun bekilig i ve de
mahallenin dedikodu tamaclg vazifesini u stlenmi gibidir. Benim her iime kouur da,
esas ug ra hepimize akl ka hyalg yapmak... Hatta , bunu babama da yapmaktan geri kalmaz!
Brakn babamn bizimle olan ilikilerini, onun iyeri ile, altg fabrikadaki arkadalar,
memurlar ve iileri, hatta fabrikann mu du ru ve bamu hendisi mo syo Breton ile ilgili olan
tu m olup bitenleri o g renir ve kanaat ile kararlarn uluorta so ylemekten ekinmez. Annemin
en iyi dostu ve yandadr. Annemle Julie teyze, gu ndu z fsldap kararlatrdklar konular,
akam yemeg inde, sanki daha o anda akllarna gelmi gibi ortaya atarlar, ve, baka birinin
farkedemeyeceg i gizli bakmalar ile anlaarak istekleri yo nu nde gerekletirmeye alrlar.
Evet, ikisi de yalancdrlar... Annem de, Julie teyze de... Eminim ki, babam ve beni aldatmaya
kalktklar gibi gu nah karmak iin haftada bir tandklar sokag mzn ilerisindeki
kilisenin papazn da aldatrlar. Babam m ne yapar? Babam hayatnda ne yapt ki, bu konuda
ne yapsn! Peki, gu zel karcg m, haklsn karcg m... dog ru, Julie... der durur... Babamn, bir
gu n olsun, ikrini ortaya attg n, bir konuyu tarttg m, hakkn elde etmek iin ag zm atg n
go rmedim ki... Hep bo yle bir gu nu n geleceg im, babamn da hakl bir isteg inde srar edeceg ini,
kzacam, baracam bekledim... Olmad... Olmayacak da...


26.10.1920

Bugu n gerekten ko tu geti. Okulda Noel ve Ylba enlikleri iin hazrlklara balanyor.
Mu dire madam Monique, bizim snf ile son snf o g rencilerini gruplara ayrarak, kendilerine
eitli go revler verdi. Noel kutlamalar arasnda yaplacak Isann dog umunu canlandran ahr
dekoru ile bebek Isa, Meryem Ana ile Aziz Yusuf ve melekler, obanlar ve de hediye getiren
ka hinlerin yerine geecek ocuklan setig i gibi, koroda dualar ve arklar okuyacaklar da
seti; Ylba akam eg lencelerinde iir ve ark okuyacak, dans edecek, monolog okuyacak,
hatta aklabanlk yapacaklar da ayrd; ve, bu arada, pek fazla yeteneg i olmayanlara da, renkli
kalemler ile izilecek su slu davetiyeleri evlere dag tma, gelecek davetlilere yer go sterme,
toplant salonunu temizleme ve tertipleme gibi daha basit iler verdi. Herkes kendi grubuna
dog ru gittikten sonra, srada bir ben, bir de kekeme Ernestine kalmtk; Ernestinee dog ru
baktg mda ban eg mi ag lyordu... Tu m cesaretimi toplayarak madam Moniquee beni hangi
grupta go revlendirdig ini sormak iin ag zmda bir iki kelime gevelemeye altm. Hayr! Ne
bana ne de Ernestinee herhangi bir go rev vermemiti. Ancak, her ikimiz de, grup bakanlar
lu zum go rdu klerinde, herhangi bir gruba kendi yeteneklerimiz nispetinde yardmc
olabilecektik! Buz gibi kaldm! ocuklar ise gu lu msu yordu... Akam okuldan ktg mda pis bir
yag mur yar karanlk sokag mzn her zamanki amurunu koyu bir balg a do nu tu rmu tu .
Ayakkablarm ile siyah uzun oraplarm amurlu, go zlerim yal eve girdim. Hibir ey
so ylemeden yemek saatine kadar odama kapandm. imdi bo go zlerle, slak dar sokak ile
kar evin karanlk glgesine bakyorum...


30.10.1920

Neden, ama neden tu m bunlar oluyor? Neden hakszlk kavram yaantmza egemen
oluyor? Isyan etmemin de bir faydas yok! Kime kar isyan edeyim? Tu m du nyaya, tu m
yaama m? Sonra, isyan etsem de, beni dinleyecek olan kim?


4.11.1920

Gerekten de, imdiye kadar, okuldaki genel havaya karm deg ilim... ama, hi olmazsa,
bunu, kendi ekingenlig ime veriyordum... yahut da, dig er ocuklarn yaptklarn anlamsz ve
bo olarak go rmeme veriyordum... Ama, u gu nlerde okul ile aram iyice ald... Ne kimse ile
ben konuuyorum, ne de kimsenin benimle konumaya niyeti var!... Iimdeki bu huzursuzlug u
aabileceg im, dertleebileceg im tek bir insan olsa! Evdekilerle konusam... Ama, onlar da
madam Moniqueden veya okuldaki ocuklardan daha yakn deg iller ki, bana... Onlar beni
anlayacaklar m?... Daha dog rusu, onlar beni anlamak isteyecekler mi, beni dinleyecekler mi?..
Hi olmazsa, onlar, benim dostum olsalard...


7.11.1920

ok yalnzm! Okulda o nemsenmiyorum... Evde de beni dinleyecek hi kimse yok! Ama,


konumam gerek... Okulda go rdu g u m bu, hakaretten de o te, bu varoluumun inka r olayn
birisine amam gerek! Benimle konuacak bir kimseye... Sen, sevgili gu nlu g u m, sen
konuamyorsun ki... Bir anne, bir baba ile konumam gerek... Hatta , konuacag m kimse bir
Julie teyze olsa da... Ne olursa olsun, yarn akam, tu m bu olup bitenleri evdekilere
anlatacag m... Hi olmazsa, bir yaknmn, benim yaknm olmas gereken birinin bak ile
karlaacam... Bir yaknmn tek bir bakna da razym...


8.11.1920

Akam yemeg e indig imde, konuyu bizimkilere atm. Mu samereden, madam Moniquein
tutumundan, ocuklarn ku u msemelerinden so zettim; hatta , tu m bunlardan evde so zetmem
veya etmemem hususunda u son gu nlerde duymakta oldug um tereddu tu de anlattm... Sonra,
sustum. Cevaplarn bekliyordum. Fazla beklemedim, sevgili gu nlu g u m... Ilk olarak, Julie
teyzenin ylan dili kendisini belli etti. Madam Monique ne yaptg m biliyordu... herhalde
kekeme Ernestinee iir okutacak deg ildi ya... bana gelince, benim de okulu temsil edecek ve
sahneye kacak fazla bir halim yoktu... kald ki, Noel ve Ylba enlikleri gibi soytarlklar
katolik du ru stlu k ve ahla ka uymadg gibi, harp sonrasnda azgnlaan dinsizlik ve
ahla kszlg n ifadelerinden baka bir ey deg ildi. Anneme baktm... Sanki bir ey yokmu gibi,
enesine iyi oturmadg iin her srkta yalpalayan u st ene protezi ile bifteg ini ig nemekle
megu ldu . Babamn bir ara yu zu nu n sarardg n, go z bebeklerinin kocamanlatg n ve iki
eliyle masann kenarn avulayarak fakat, sizlerin bu davran zavall Ce cilee hakszlktan
baka bir ey deg ildir dedig ini go rdu m. Bir su re masaya bir sessizlik o ktu ... Herkesin
lokmas ag znda kald... Sonra, annem, ag zndaki lokmay yuttu, babama do ndu ve
beklenmedik bir hn ile bag rmaya balad: Oyle mi, bu yaptg mz sevgili kzma kar
hakszlktr, o yle mi?... Kzna yaplan bu hakszlg a aslan kesiliyorsun da, sen, bunca yllk
evlilik yaammzn iinde bana... karna... ne verdin ki? Ne tu r bir mutluluk verdin ki,
etrafndakilerinden de kznn mutlulug unu korumalarn istiyorsun!.. Hibir ey
anlayamyordum, konu nasl balam ve saniyeler iinde nereye do nmu gidiyordu... Annem
hzn alamam, lgn gibi bag rmalarna devam ediyordu: Ne verdin bana, so ylesene bana
ne verdin ki ben de sevgili kznn mutlulug u u zerine titreyeyim! Silik, iinde bir tu rlu
ilerleyemeyen, mu du ru mo syo Bretonun kuklas, onun ag znn iine bakan miskin bir
herifsin! Memurlarla iilerin senin hakknda ne du u ndu klerine bir baksana! Sorsana onlara!
Sor! Seni sayan tek bir kimse var m ki, karn ve evdekilerin seni saysn... Beni bu amurlu
sokag n karanlg nda go mdu n ve gerekten go mu lu nceye kadar buradan kmayacag m
biliyorum... Sen nesin ki, kznn o g retmenlerinden soyadma sayg beslemelerini, irkin kzma
iltifat etmelerini bekliyorsun... Babama hakaretler yag dryor, bir tu rlu susmuyordu... Tu m
bunlara babam ne mi yapt? Her zamanki gibi... Sustu... Sonra da ben zaten bu evde ag zm
atm m, kyameti koparyorsunuz... Zaten kararm verdim... artk hi konumayacag m...
Haklsn, haklsn karcg m... dedi, ve, bifteg ine devam etti... imdi de, benim ne yaptg m
soracaksn, deg il mi? Yemeg imi yedim... Ama tuhaftr... Biliyor musun? u anda pek de
zntl deilim...


15.11.1920

Haklsn! Birka gu ndu r sana tek bir satr yazmadm! Ama, neyi yazaym? Bir eyin yazlmas
iin, baz eylerin olmas gerek! Bir ey yok ki, herhangi bir ey olmad ki... ocuklar, bir ay
sonraki kutlamalarn hazrlklar ile megu l... Herkes kendi aleminde... Ama, hep beraber! Ne
gu zel ey deg il mi? Hem kendi aleminde olacaksn, hem de etrafndakilerle ortak yaamn
tadn karacaksn! Eg lenmelerine bir ey demem de, kzlarn aralarnda, bir gu n o nce
og lanlarla yedikleri haltlar anlatarak kkrdamalar yok mu?... Kzyorum onlara! Yok! Yok!
Sana kar du ru st olmam gerek! Kskanyorum onlar! Basbayag kskanyorum! Bir erkek
elinin beni sarmasn, go g u slerimi okamasn, bacaklarmn arasnda dolamasn o yle
istiyorum ki...


20.11.1920

Bugu n okulun Ylba Eg lencelerini Tertip Kolunun toplants vard. Son dersten sonra
bizim snfta bir araya geldiler. Tabii, benim hibir iim yoktu... Okulda kalmama da hibir
neden yoktu... ama, bilmiyorum neden, bir tu rlu kitaplarm, defterlerimi
toparlayamyordum... ya bir kitab unutuyor, ya snfn arkasndaki elbise ask yerinde atkm
veya apkam aryordum... Ve, gayet tabii!, unuttuklarm aramak iin ikide bir snfa girmek
zorunda kalyordum... Emin ol ki, hi istemiyordum o ukala , kendini beg enmi marklarn
iine girmeyi... Ama, eyalarm da keyi leri iin brakamazdm, ya... Ne var Iti, snfn kapsn
her atg mda tu m balar bana evriliyor, yu zler alayc ve aag latc ya da kzgn bir ifade
alyordu... Nefret ediyordum onlardan... Go zlerimizin karlamamasna bilhassa o zen
go stererek unuttug um eyi alp hibir ey so ylemeden kyordum... Do rdu ncu kez kapya
dog ru gidiyordum ki, ksa san, alnn ve yu zu nu do rt ko e evrelercesine tarayan ve daima
go g u slerini erkek ocuklarn go zlerine sokmaya alan Annette, tu m kzlarn go rdu ke i
ekitikleri Jean-Paule sokuldu, ve, ku u mseyen bir ifade ile go ru yorsun, toplant halindeyiz!
bizi rahatsz etmeye hakkn yok! senden isteyeceg imiz bir ey olacaksa sana so yleriz... lu tfen
ne alacaksan al ve toplanty bozma! demez mi? Sonradan du u ndu m... Neden bo yle olaylara
sebep oluyorum?...

30.11.1920
Hi! Anlatacak hibir ey yok! Zaten, olan bir ey de yok!...


13.12.1920

Annemden, babamdan, ylan dilli Julie teyzeden, madam Moniqueden, Jean-Pauldan, tu m


ocuklardan, okuldan, evimden, insanlardan nefret ediyorum. Bir kasam! Bir kaabilsem!...
Tek bama yaayacag m, etrafmda yalnzca maymunlar ile ag alarn... bir de senin olacag n
bo bir adaya kaabilsem...


23.12.1920

Ne oldug umu bilmiyorum... Du n sabah yataktan kalktg mda, ayaklarmda tuhaf bir
dermanszlk oldu... Sanki, ayaklarm tutmuyor... Ag rm-szm yok... Hatta , yatakta ayaklarm
rahata oynatabiliyorum... Ama, ne ayakta durabiliyor, ne de adm atabiliyorum... Ayaklarm
beni ekmiyor gibi... Bo bir uvalmm gibi o ku p du u yorum... Do rt yl evvelki yazda, iki
haftalk bir tatil iin annemin taradaki akrabalarna gittig imizde, komumuz olan tekerlekli
sandalyeye mhlanm yal mo syo gibi bir ey oldum... Evdekilerde bir tela , bir tela ...
Kimsenin bir ey anladg yok... Babam ie gitmedi... Aile doktorumuz mo syo Corotyu
yatag ndan kaldrp eve getirdi; ayaklarma bakt, ag zm atrp bog azma bakt, mafsallarm
elledi... Onun da fazla bir ey anladg n zannetmiyorum... Sana bir ey so yleyeyim mi?
Bizimkilerin bu tela , ne yapacaklarn bilmeden etrafta dolamalar houma gitmiyor deg il...
Herkesin go zu ndeki endie ve korkuyu go rmekten tuhaf, acayip bir zevk duyuyorum... Bu
sabah, galiba, ayaklarmdaki kuvvetsizlik daha da artt... Artk, tuvalete gidebilmem iin
annem ile Julie teyzenin beni kucaklamalar gerekiyor... Doktor Corot gene geldi... Hotel
Dieuxden bir nroloji profesrnn konsltasyonunu istedi... enlik artmakta, desenize...

30.12.1920
Pamuk Prensese benziyorum. Gece-gu ndu z yanan sobann tatl lklg iinde, su slu -pu slu
yatakta kurulmu oturuyorum. Profeso r sivri sakall, ince kelebek go zlu klu bir adam.
Muayeneden sonra Doktor Corot ile konuurken, ayaklarmdaki bu hastalg n heyecandan
ileri gelmi oldug unu so yledig ini duydum... Hoppala! bu da nereden kt!... Ama, ne olursa
olsun, bu hastalg mn bana yarar da yok deg il!... Bir defa, okuldaki Noel ve Ylba
to renlerinin samalklarna katlanmaktan kurduldum... Hele ocuklarn ukala lklar ve alayc
gu lu msemeleri yok mu... kahrolacaktm!.. Ayrca, bizim evdekilere de iyi bir ders oldu...
Ce cilecig im naslsn? yukar, Ce cilecig im iyiletin mi? aag ... aman kendini u u tme
Ce cilecig im... su tu nu i Ce cilecig imlerin arkas kesilmiyor... Hani, benim hastalg m
heyecandaym? Bizim kei sakall profeso r o yle demedi mi? Nedense, o kelimeyi ag zna alan
yok! Zaten, doktorlar gittikten sonra annemle Julie teyze odann dnda tartrlarken, Julie
teyzenin bacak kadar kzda heyecan da ne oluyormu! ya hastadr, ya deg ildir! terbiyesizlig e
heyecan adn takmlar... diye drlandg n duydum... Neyse ki, babam meslek adamlarna
saygszca davranmanz dog ru olmaz... herhalde bildikleri bir ey vardr diye araya girdi de,
bizimkilerin dedikodularn kesti...


5.1.1921

Hastalg mn ne oldug unu ne ben, ne de evdekiler anladk. Du n akam u zeri tuvalete gitme
ihtiyacm oldu: baha yardm etmeleri iin anneme seslenecektim ki, birden, ayakta
durabildig imi farkettim... Bilmiyorum nasl oldu, ama, biraz gayretle ve duvarla etraftaki
eyalara tutunarak tuvalete kadar yalnz bama gidebildim... Ve, akama dog ru da hibir
eyim kalmad... Gerekten, bu hastalmdan hibir ey anlamadm; sebebi ne idi, neden geldi,
nasl geti... bir tu rlu aklm almyor... Yarn yeniden okula gideceg im. Desene ki, tatsz gu nler, o
her zamanki kahrolasca hayat tekrarlanyor...


22.1.1921

Mutluyum! Gerekten mutluyum!... Evet, sevgili gu nlu g u m... Tuhaftr insan... mutsuz
olduunda derdini anlatacak birisine muhta ise de, mutluluunda dostunu unutuyor... Ben de,
bu son gu nlerde, seni, benim tek dostum ve srdam olan seni unuttum... Ama, o ylesine mutlu
idim ki, bu yog un mutlulug u kafamda, du u ncemde, cokumda, beynimde, kalbimde, etimin
iinde, tu m varoluumda duyumsamak istiyordum... Istiyordum ne demek! Istiyorum!..
Mutluyum! Du n mutlu idim, bugu n mutluyum, yarn da mutlu olacag m... Mutlulug um o ylesine
kocaman ki sade beni deg il, tu m insanlar, tu m du nyay, tu m iyiliklerle ko tu lu kleri ve de
gu zelliklerle irkinlikleri kaplyor... Gu nei kaplyor, yldzlar ve go g u ve de esen ru zga r,
yaam ve de o lu mu kaplyor... Varoluu kaplyor... Seviyorum, ag m ben... Ben, Ce cile
Carpentier, ag m! Jean-Paulu seviyorum... Oylesine seviyorum ki, artk okulu da, okuldaki
tu m ocuklar da, Annettei de, madam Moniquei de, evimizi de, babam da, annemi de... evet,
evet... ylan dilli Julie teyzeyi de seviyorum... ylanlar da, fareleri de seviyorum... Evet, yanl
duymadn, Jean- Paulu seviyorum... Ve, ve, ve o da beni seviyor! Biliyorum... Anladm... Beni
sevdig ini her eyi ile belli etti... imdi artk tu m kzlar kskanlklarndan atlasnlar...
Acyorum onlara... Hele Annettee... imdiye kadar ne beni anlamlard, ne de Jean-Paulu ...
Hastalktan iyileip okula gittig imin ertesi gu nu , daha ben hibir eyin farknda deg ilken, gran
kurdaki bu yu k teneffu ste bana dog ru geldi Jean-Paul... Yu zu ndeki o gu lu msemeyi, o tatllg ,
bir masal prensini andran o havasn hi unutmayacag m... Elinde, okulun o n bahesinden
kopardg bir tek krmz gu l ile bana yaklat ve onu bana uzatt... Hastalg mdan ve okuldaki
Noel ve Ylba kutlamalarnda bulunamadg mdan ok u zu ldu g u nu , her eyden fazla da,
Kutlama Tertip Kolunun toplants srasndaki Annettein bana kar davran nedeniyle o zu r
dilemek istedig ini so yledi... Ve, sonunda da, du nyann en tatl go zlerini milyonlarca yldzn
parltlar ile su sleyerek, istedig im zaman gruplarna katlabileceg imi ekledi. Bo ylesine bir
duygu yog unlug una ve coku ela lesine alkn ve de hazr olmadg m iin, aknlg mdan ne
yapacag m, ne so yleyeceg imi bilemiyordum; bana uzatlan gu lu almak iin acemice uzattg m
elim o ylesine titredi ki, nasl oldu bilemiyorum, iek yere du tu ... Kpkrmz olmutum...
Ama, Jean-Paul, bir ey olmam gibi gayet rahat hareketlerle yerden gu lu ald, eliyle
avucumun iine yerletirdi, ve o nu mde yumuaka eg ildikten sonra geri do nerek
arkadalarnn yanma do ndu . Binlerce renk ve k aka do nu erek du nyann en gu zel
seslerinden oluan bir girdabn iinde ldrtan bir devinime balad... Bir su re sonra kendime
geldig imde, elimde gu l, snfta oturuyordum... Aydnlanma ag nn nedenlerini anlatan mo syo
Marcel, sasz bann parltlar ile yeni tra olmu iman yu zu nu n kzllg iinde bu sbu tu n
kocamanlaan patlak go zlerini am hayretle bana bakarken, ocuklar kkrdyordu... Ben ise,
mutluluk iinde, gu lu o ptu m. Akam yemeg inde bu tu n aile sofra banda toplandg nda, JeanPaulu n bana ak oldug unu ve bensiz bir yaam du u nemeyeceg ini herkesin iinde bana
akladg n ve bana bir nian hediyesi olarak bir gu l verdig ini so yledim. Babam anlamsz
go zlerle beni su zu yor, annemin ag z alm ve iinde yemeg in lokmas go ru lu yor, Julie teyze
ise sol eli ekmeg e uzanm ve sag elinde atal donmu duruyordu. O akam hibirinin
ag zndan tek kelime kmad. Tabi, anladg n gibi, ben artk nianl bir kzm; bu durumu da,
nianmn, yani Jean-Paulu n bana gu lu verdig inin ertesi gu nu okuldaki dig er ocuklara
so yledim. Ama, onlarda, nedenini anlayamadg m tuhaf bir tepki yaratt... Ne sevindiler, ne
kzdlar, ne de gu ldu ler... Sadece, bana korku ve kuku ile baktlar... Ve, o gu nden beri de hep

o yleler... Umurumda deg il! Ben seviyorum ve, en o nemlisi de, okulun en yakkl ocug u
tarafndan da seviliyorum... Seviliyorum derken, esasnda sevildig imi anlyorum demem
gerek; u nku , o ilk gu nden sonra Jean-Paul benimle konumadg gibi bana da hi yaklamad;
herhalde, o, kendi asndan, akmz ve nianmz aklamak istemiyor... Ama, her hali ile
akn ve bana duyduu ball gsteriyor...


4.2.1921

Du n akam u zeri ben kadn oldum! Artk, kadnm! Jean-Paulu n kadn! Gururlu ve mutlu
gerek bir kadn! Okuldan karken Jean-Paul bana iaret etti; admlarm yavalattm, dig er
ocuklarn pek kullanmad yan kapdan kp ilerideki kede bekledim; ok gemeden, JeanPaul bana yetiti ve ailesi bir ahbaplarna akam yemeg ine gidecekleri iin, evinde bir su re
kalabileceg imizi so yledi. Ben zaten bo yle bir tekli i bekliyordum; u son gu nlerdeki srarl
suskunlug unun arkasnda tu m ak ve arzulan ile bana atlmasn bekliyordum. Bir erkeg in
evinde olmak, yatag na girmek ne kadar gu zel! Benim sadk dostum, srdam, sevgili
gu nlu g u m!... evet, Tanrnn insanlar yaratm oldug u o ilk gu nden beri hibir kadn ve hibir
erkek Onun ulu yaratclg na la yk olurcasna bo yle bir sevimeyi tatmamlar! Bir ara,
odann u stu ald... Yukarlarda kanatl bir at bizi bekliyordu... ikimiz de rlplaktk... o ala
bindik ve go g e dog ru yu kseldik, yu kseldik... her tarafmzdan meleklerin so yledig i ark sesleri
ile gu nein binbir renge do nu en ualarndan olumu tanrsal bir yatak belirdi, ve bulutlar
arasndan Tanrnn yu zu belirerek benim kadnlg mn ancak bo ylesine kutsal ve kimseye
nasip olmam bir yatakta kutlanabileceg ini so yledi Sevitik... Sevimemiz ikiyu zellialtbin
yl su rdu ... Beni kadnlg a ulatran kan ile Jean-Paulu n spermlerini, Tanrya sunmak u zere,
krmz gu l yapraklarndan yaplm ka selere topladk... Sonra, u stu mu ze gu neten de parlak
bir k dt... Ve, ikimiz de gnlk yaantmza dnerek kendimizi evlerimizde bulduk...


18.2.1921

Ama, bu kadar da olmaz! Kendisiyle ok ag r konuacag m! Jean-Paul, okulda, aramzda


sanki hibir ey olmam gibi davranyor bana... Neden bo yle yaptg n bir tu rlu
anlayamyorum...


28.2.1921

imdi gecenin ikisi. Hi uykum yok. Bam korkun ug ulduyor... Bir ara, bacaklarm
go vdemden ayrldlar ve her biri binlerce, onbinlerce bacakck dog urdu Sonra, bam da
go vdemden ayrld ve oday dolduran bu saysz bacag n u stu ne yerleip yeni bir Ce cile ortaya
km oldu! Korkuyorum! Yataktan frladm ve aynaya baktm Evet, ben benim, bildig im
Ce cile ama o teki Ce cilee ne oldu? Nereye gitti o mu ben, yoksa ben mi oyum?.. oh,
Tanrm bam bu yu yor bu yu yor bam tu m oday kaplad, odann duvarlarn ve tavann
zorluyor, paralayacak ben, ben miyim yoksa, ben bakas mym?...


4.3.1921

O do rt gu n o nceki duygu o ylesine u rku tu cu idi ki... Ha la gerek mi, deg il miydi
bilemiyorum... Hibir, ey anlayamyorum... Aklma getirmek istemiyorum o geceyi... JeanPaul hl bana yabanc imi gibi davranyor! Bu ii halletmem, bu ie bir son vermem gerek...


15.3.1921

Tu m olanlar anneme ve babama ve gayet tabi Julie teyzeye aklamam la zm! Bir buuk
aydan beri kadn oldug umu, ubatn banda onunla evine gittig imizi ve sevitig imizi, artk
Jean-Paulu n kadn oldug umu so ylemem gerek! Tabi, sevimemizin tu m ayrntlarn, bizi
go g e karan o at, Tanrnn bizim iin hazrlam oldug u o esiz, go rkemli to renden
so zetmeme hibir neden yok! Bu, Jean-Paul ile benim aramda kalmas dog ru olan bir sr!
Kimse bilmeyecek! Kald ki, anlatsam da kimsenin inanacag yok! Anlayamazlar ki,
inanmazlar! Ama, Jean-Paul ile artk birbirimizden hi ayrlamayacak bir ekilde birlemi
oldug umuzu bilmeleri gerekir ki, Jean-Paulu n ailesi ile go ru u p resm evlilig imizi bir an o nce
gerekletirsinler... Bktm artk okulda birbirimizin yabancsymz gibi davranmaktan...


27.3.1921

Anlatamayacag m kadar ko tu eyler oldu!. Sana daha o nce de so yledig im gibi, du n, olanlar
bizimkilere anlattm. Neden, bir tu rlu anlayamyorum, korkun bir kar koyma ve o ke ile
karlatm. Ne yaptm ki! Tanrnn istedig i yolda yu ru du m! Bir erkek ile tantm, onu
sevdim, o beni sevdi, beraber olduk, ve bu beraberlig imizin mutlulug unu da gerek benim
ailemin, gerekse onun ailesinin paylamasn, o lu nceye kadar su recek bu birliktelig imizin
kilise tarafndan kutsanmasn istedim. Ama, olanlar ve yapmak istediklerimi so yler
so ylemez evde kyamet koptu! Bir yandan babam, o sesi imdiye kadar hi kmam silik
adam, delicesine bag ryor, dig er yandan da annem ile Julie teyze benim la netlenmi adi bir
orospudan, delilig e sg nm, ehvetten kudurmu dii bir sokak ko peg inden baka bir ey
olmadg m histerik g lklarla haykryorlard. Ben onlara olay olabildig ince sakin bir ekilde
izah etmeye kalktka da, yu zu me birbiri ardnca inen tokatlar ku fu rlerine ekleniyordu.
Sonunda onlar da ben de takatsiz du tu k... Bu tu n geceyi yar uyank, yan uykuda geirdim... Ve,
sabaha kadar, korkun yrtc kularn saldrlarna ug radm... Go z yuvalarndan ylanlar
frlam, koca peneleri kanl, dilleri alevden, vu cutlarnn arka yars bog a ve kuyruklar her
eyi do ven kamlardan olumu kular yu zu m ile go zlerimi ve bedenimi paralyor, ig ren
peneleri ile cinsel organmn iinden kanl smklere bulanm binlerce bebek karyordu...


28.3.1921
Bu sabah tu m aile okula, dog ruca madam Moniquein odasna gittik. Anne-babamn ve Julie
teyzemin yu zu alald... Ben ise, hibir ey olmam gibi, her zaman sabahlan okula giden kaln
go zlu klu , tahta go g u slu , o rgu lu donuk salar bann iki yanndan aag ya sarkm clzelimsiz kzdm. Bir ara, beni mu dire hanmn odasnn yanndaki ku u k odada beklettikten
sonra, kendimi, kendisine anlatlanlarn etkisinden lgna do nmu madam Moniquein
karsnda buldum. So ylediklerinden hibir eyi anlamadg m so yledim; hangi sevimeden,
hangi nian ve evlilikten so zediyorlard! Nereden karmlar tu m bu samalklar! Kim
so ylemi bunlar? Herhalde bizimkiler ya delirmiler yahut mu dire hanma irkin bir aka
yapmakta imiler!... Savata Almanlarn kullandklar o koca Berta toplarnn gu lleleri odaya
du seydi herhalde daha az etki yapard! Bizimkiler ldrm bir halde ne so yleyeceg ini ve ne
yapacag n armt. Beni tekrar yan odaya aldlar, ve iki dakika sonra da, camdan, madam
Moniquein yanna Jean-Paulu n girdig ini go rdu m. Biraz sonra, zavall ocuk, arm bir
ekilde, bildig i tu m yeminleri ardarda sralayarak bo yle bir eyden haberi olmadg n, benim
hatta onun arkada grubundan dahi olmadg m, ancak, Noel ve Ylba kutlamalar srasnda
hasla oldug um ve bilhassa kutlamalarn hazrlklar srasnda bir kz arkadann beni krm
olmas nedeniyle okula dndmde gnlm almak iin bana bir gl vermi olduunu, ondan
sonra benimle tek bir kelime dahi konumadg n so yleyip duruyordu. Birdenbire yan odadan
frlayp mu dire hanmn odasna girdim ve, gu lmekten katlrken, hepsine birden tu mu nu z
alaksnz diye bag rdm. Bir tu rlu durduramadg m gu lmem su rerken, Julie teyzenin
etrafndakilere herhalde delirdi dediini duydum.


25.4.1921

Okula gitmiyorum! Iyi oldu da!... Bo ylesine bir ikiyu zlu lu k yuvasndan kurtulmu olmamdan
ok memnunum... ikiyu zlu olan sade okuldaki ocuklar ile madam Monique ve dig erleri deg il...
Sokaklar da ikiyu zlu ... Ko edeki francalac madam Elvire de ikiyu zlu , gazete ve mecmua satan
mo syo Franois da ikiyu zlu , sokaklarda yu ru yenler de ikiyu zlu ... herkes du man ve ikiyu zlu ...
Evdekiler ikiyu zlu deg il mi? Esas ikiyu zlu olan onlar... birbirini sevmeyen, ilerinden baka
du u nu p yu zlerinde baka go steren ve baka eyler so yleyen esas onlar... Topunun can
cehenneme! Ben, bundan bo yle, benim iimde yaayacag m... Benim tu m du nyam, odam! A!
Ona so zettirmem! Onu istedig im gibi su sledim. Bir defa, aag daki misa ir odasndaki vine
u ru g u kaln kadife perdeleri oradan kartp pencerelerime astrdm... Iyice kapatnca
dardan ne ses, ne gu ru ltu ne de k giriyor. Odamda benim kendime ait eyadan baka ne
varsa, hepsini kapnn dna koridora kardm. Benim dolap bu yu k oldug u iin, iki yan
kanatta yazn babam ile annem ve Julie teyzenin klklar, kn da yazlklar asl dururdu; her
eyi karp odann dna koydum! Herkes bann aresine baksn! La f etmesinler diye de,
eyalarn o yle frlatp atmadm; onlara ait her eyi katlayp kapnn dna braktm. Bana bir
eyler so yleyecekler sandm, ama, hibir ey olmam gibi ag zlarn dahi amadlar!
Ikiyu zlu ler! Ne olacak! Onlarla artk hi konumuyorum! Bir defa, sabah on bir olmadan
yataktan kalkmyorum! Zaten, saat on buug a dog ru kapmn dna kahvalt tepsimi
braktklarn duyuyorum; onlar gidince tepsiyi ieri alyor, kahvaltm bitirdikten sonra da
dar brakyorum. Og le yemeg ini istemiyorum. Akam yemeg ine iniyor ve yiyeceg imi
yedikten sonra tek kelime so ylemeden odama ekiliyorum. Zaten, yapacag m o ylesine ok i
var ki! Du u nu yorum! Hep du u nu yorum! irkinler ile aptallardaki menf elektrikiyeti, gu zel
ve aklllardaki mu spet elektrikiyet ile kartrdktan sonra herkesin ayn olacag , eit olacag ,
mu spet ve men ilerin ve de objektif ile su bjekti in ortadan kalkacag ve dolaysyla ekime ve
kavgalarn yer almayacag bir du nyay oluturacak yeni bir tu r insan yaratmay amaladm!
Tu m bilinen ilimler ile bu tu n dinleri birletirerek rk, millet, din ve memleket farklarn
ortadan kaldracak yeni bir yaam du zeni, yeni bir du nya kurmasn amalyorum; bunun iin
de yeni bir ilmin kurulmas gerek! Bu yeni ilmin ad pansirelj olacak! Yani, ilimler ve dinler
bilekesi... imdilik, almamn ilk sa hasndaym; yani pansireljin esaslarn kurmak
amacyla du u nme sa has... Ve, ne tuhaftr ki, ben bo ylesine yog un bir alma iinde iken,
evvelsi akam, zavall babam bana bu tu n gu nu nu bo ylesine boubouna havalandrlmayan
lo odada geireceg ine, bu gu zel bahar gu nlerinde hava almak iin biraz dar kp
dolasana, kzm demez mi? Kendisine ne diyebilirdim! Acyarak ona baktm ve kendimi
tutamayarak glmeye baladm... Katlarak gldm...


4.5.1921
Du u nerek geen yorucu saatlerden sonra, yeni bir yo ntem ortaya kardm! Aynaya dog ru
go zlerimi olabildig ince yaklatrp baktg mda, aynada vu cudumun iini, hatta tu m i
organlarm go rmeye balyorum, ve biraz sonra konsantrasyonum azami hale geldig inde,
enerjimin hangi organmda toplanm oldug unu ortaya karabiliyorum. Kefetmi oldug um
bu metoda autoendoergo adn verdim. Bu yu k problemin o zu mu ne dog ru ilk adm atm
oldum.


11.5.1921
Bugu n o g le saatlerinde ok ilgin bir olay, daha dog rusu, tuhaf bir duygum oldu. Nasl oldu
bilmiyorum, ama bir ara kendimi dog mamdan o nce annemin rahminin iinde buldum... Ilk,
lo, koyu sarl-krmzl, slak ve kaygan bir yerdi... iinde dolanp duruyordum... sk-sk
ayag m kayyor, du u yordum... k bir tu rlu bulamyordum, ama, iimde ne korku, ne de
endie vard... Skntl, durag an bir mutluluk vard iimde... Ilk bir bataklg n iinde
bog uluyormuum gibi tatl bir o lme duygusu iindeydim... Bir ara, annemin rahminin
duvarlar dzenli kaslmalarla stme doru gelmeye balad;
ben onlardan kamaya alnca onlar daha da bastryordu... Bu his ne kadar su rdu
bilmiyorum... Biraz sonra kendimi gene yatag mda buldum... Srtu stu yatm, perdenin
aralndan syrlmaya alan bir k demeti, vine r kaln eski kumata oynayordu...


27.5.1921

Evvelsi gu n ben, oda, eski dolap, perdeler, tavan, kap, hatta etajerin u stu nde duran sen de
paralandk... Tu mu mu z parampara olduk... Ve paralarmz karmakark bir halde
yatag mn u stu ne yg ld... iimi tarif edemeyeceg im bir korku kaplad... Kulaklarm vnlyor,
bam ag rdan atrdyor, eklemlerim birbirlerinden ayrlyor, etlerim paralanyordu... Bir
ayag mn u stu ne perdenin bir parasndan oluan bir boru ile onun u stu nde bam; o te
yandan go g su mu n ve kammn altna bolukta o ne-arkaya gidip gelen bir dolap kaps
menteesinden eklenmi duruyordu... Odann tavan yerine de bir k ku mesi gelip
oturmutu... Panik iinde dar frladm ve merdivenlerden yuvarlanrcasna koarak, ikindi
aylarm imekte olan anne-babamn yanna gittim... Evet, onlar annem-babamd, ama,
deg imilerdi... Annem erkeklemi, babam kadnlamt... Julie teyzenin u stu nde her
zamanki her taraf kapal uzun siyah elbisesi ile banda bonesi vard da, bonenin altnda
simsiyah bir kedi ba yerlemiti... Bana yardm etmeleri iin, g lklar iinde, kucaklarna
atladm... Bu korkun durum ne kadar su rdu bilmiyorum... Daha bugu n kendime geldim...
Og rendig ime go re, gene Doktor Corot ile o kei sakall profeso r gelip bana bakmlar; ig neler
yapmlar, sonra da bana bromu rlu bir urup ile afyonlu ve eterli bir damla yazp gitmiler...
Hastalg m ruhsal nedenlere bag l imi... Galiba bana deli dememek iin bo yle kibarcasna
ruhsal hastalk falan diyorlar... imdi, biraz daha iyiyim de... Bu no betim bana pahalya
ma loldu; odamdaki huzurum bozuldu... Bana ila vermek, yemeg imi getirmek bahanesi ile
ikide bir ya annem ya da Julie teyze odama girip kyorlar...

10.6.1921
Bu bo yle su ru p gidemez! Yalnzlg mn bozulmasna raz olamam... Bir defa, istedig im gibi
du u nmek ve pansirelj ilmini oturtacag m temelleri kurmama imka n verecek zamanm
olmuyor! Ayrca, artk bir oyun, bir nevi eg lence haline getirdig im o annemin rahmine girme
fantezilerini yaatacak huzuru bulamyorum...


20.6.1921

Carpentier ailesine bugu n ok gu zel bir oyun oynadm! Kahvalt olarak su tu mu n yanna
biraz kek ile bir dilim tereyag l reelli ekmek, az pimi bir yumurta ile ufak bir galetay
getirdiler ve onlar yatag mn u stu ne brakp ktlar. Ite, ben de, gu nlerce bekledig im frsat
bulmu oldum... Onlar odadan kar kmaz kek ile tereyag l reelli ekmeg i, yumurta ve
galetay ve de yumurtann unufak yaptg m kabug unu su tu n iine dog radm... Iyice
kartrnca, bulama gibi ig ren bir ey oldu... Ve, yarm saat sonra kap alp annem
yu zu ndeki o sahte huzurlu gu lu msemesi ile bo zannettig i su t bardag n almaya geldig inde,
yerimden birdenbire frlayarak hepsini bana frlattm... Tam isabet! Su tler, ekmek ve kek
krntlar ile yumurta, yag lar ve reeller u stu nu -ban berbat etmiti... Arkasndan da,
istenmedikleri bir odaya izin almadan bir daha girmemeyi o g renmeleri zamannn geldig ini
haykrdm... Annem etrafa salm yiyeceklerle bo kahve incan ve tepsiyi toparlayp oradan
kncaya kadar da, kendisi ile kocasnn ve de sevgili akrabas Julie teyzenin tu m pisliklerini
teker teker yu zu ne vurdum... Umarm, verdig im bu dersten sonra bir daha, hibirisi, beni
odamda rahatsz etmezler... nsan bylesine saygsz olunca, karsndakinden dersini alr...


24.6.1921

Key im yerinde! Artk ne o kendimin ve etrafmn deg imesi, ne de benim ve du nyamn


paralanmas olay beni korkutuyor! Ne korkuyor ne de endie duyuyorum... Her gu n bir iki
defa o his oluyor... Zaten onun geleceg ini o nceden de anlyorum... Evvela ellerim bu yu yor ve
bacaklarm eklemlerinden ayrlyor... Bir su re sonra da, yu zu m ikiye ayrlp alt yars yukar
u st yars da aag ya geince, ok tuhaf bir go ru nu m oluyor! Hemen karmdaki aynaya
bakyorum, ama orada bo yle bir ey go rmu yorum... Yu zu m yerli yerinde, bacaklarm
kalalarmda, ellerim de bildig im eller... Aynada o yle de, esasta o yle deg il,.. u nku , ben
paralanm oldug umu biliyorum... On-on be dakika sonra, her ey eski haline do nu yor...
Neye saklayaym, bu ha l basbayag houma gitmeye balad... Bu ekilde, gu nlu k yaamn
monotonisinde de bir deiiklik oluyor...


16.7.1921

Bugu n akam yemeg inde ok ilgin bir konumaya tank oldum. Babamn altg
mu hendislik irketi Dog uda bir su iinin mu teahhitlig ini u stlenmi; dediklerine go re
du nyann en gu zel ehri, Avrupa ile Asyann kucaklatg Bog aziinin etrafndaki Istanbulda...
Istanbulun ime suyu probleminin ha lli iin yaplacak yeni tesisatta babamn da almas
du u nu lu yormu. Yemekte bunlar tartlrken, ben, her zamanki gibi, masann duvar
tarafndaki kenarnn soba yanndaki ko esinde, go zlerim kardaki kapnn orta menteesine
taklm, tabag mdaki eti kestikten sonra atalma alp ag zma go tu ru yor ve do rt kez
ig nedikten sonra yutuyor ve bu ilemi heyecansz matematiksel bir tekdu zelik iinde
tekrarlayp duruyordum. Kimse, o masann etrafnda benim de oturdug umun farknda
deg ildi... Ben yoktum... ben yokum... bilmezler ki, ben daima varm... ben daima her eyin
iinde varm ve her eyin farkndaym... Ben, sadece, varlg mn o nu ne, onlarla beni ayran
kaln bir perde indirdim; ama, o perdenin arkasnda oyun devam ediyor... Hem de nasl!... Ben
bir seim yaptm ve bu ekilde davranma kararn verdim! Seim yapmak ve karar vermek!
Varoluun iki temel o g esi... Ve, ben de, herkesin ko ru ko ru ne gittig i yolun tersine bir seim
yapmak ve karar vermekle, onlarn tu mu nden daha da fazla varoldug umu ispatlam
durumdaym... Demek o yle, ha!... Ru ya ehir, Dog unun tu m mistik gizemine bu ru nmu
stanbula yol grnm... yle mi?...

31.7.1921
Galiba, bu Istanbul iinin gerekleeceg i go zu ku yor! Mo syo Breton ve irketin idare
heyetinden birka kii, iin formalitelerinin tamamlanmas iin Istanbula gitmiler...
Istanbulun dndaki Karadeniz sahiline yakn bir go lden su tanacakm. Herhalde, biz de,
dig er Fransz ailelerle birlikte oralardaki lojmanlarda yerleeceg iz... Ben, haritaya baktm...
Galiba, gideceg imiz yer, mitolojideki Argonautlarn altn postu geri almak iin gittikleri
Karadenizin Kolkhis u lkesindeki Kral Aietesin hmndan kaarken, kaptanlar Iasona ak
olan Medeia ile birlikte sg ndklar lstros rmag ag znn biraz altna du er... Oralardaki Midye
diye bilinen sahil ko yu , sakn, ismini Medeiadan alm olmasn? Hey, Ce cile! belki de orada
Iasona rastlar, onu kskan sevgilisi Medeiann elinden kapar ve onunla evlenirsin de...


10.8.1921
Bu son gnlerde hi, ama hibir ey ile ilgilenmiyorum; esasna bakarsan, ok nemli ve youn
yaam tecru beleri iindeyim... Dardan ise, hibir ey yapmadan, parmag m kprdatmadan
saatlerce yatakta srtu stu yattg m zannedilir. Yaamdaki ztlklar aratryorum... u nku
eminim ki, ztlklar buldug umda, ztlklar arasndaki ilikileri ve benzerlikleri o zdu g u mde,
ilikilerin amanszlklarnn derinlig inde yatan unsurlararas sevgi ekirdeklerini de bulmu
olacag m. Bunu yaparken de, kontrapedizm ismini verdig im ve kendimin ortaya attg
ztlklarn yaknlamas teorimi kullanyorum. Evvela, annemin Isa ve babamn da Meryem
oldug unu varsayarak, annemin erkeklig ini ve de babamn kadnlg n du u nu yor ve bunu
gerek olarak kabul ettikten sonra, bir derece daha da ileri giderek, babam ile annemin
sevimekte olduklarn go zo nu ne aldg mzda, Meryemlemi olmakla kadnlam bulunan
babamn Isalam olmakla erkeklemi oldug u gibi Meryemin og lu haline, yani babamn og lu
durumuna gelen annemle sevimekte olduklar sonucuna varyorum... Ama, bu ztlklar da,
transforme ve transfigre olmak suretiyle toplumda yaamaktalar... alrken ne yaz yazyor,
ne de konuuyorum. Beynim ile ok iyi bir beraberce alma du zeni iindeyiz; beynimin tu m
kvrmlar du u ncelerimi kendilig inden kaydedeceklerini bana bildirmiler... Ona, bu
husustaki ok nemli yardm iin teekkr borluyum...


14.8.1921

U gu n su re ile, en ufak bir harekette bulunmadan ve ag zma tek bir lokma koymadan,
ag zmdan tek bir kelime karmadan altm durdum... Bir ara, odamn kapsndan doktor
Corot ile o sivri sakall no rolog profeso r girmezler mi? Kim ag rd bu sersemleri? Odama
bo ylesine saygsz bir rahatlkla girmelerine kim izin verdi? Yanlarnda annem ile babam da
vard. Tu mu terbiyesiz ve aptal! Go zu mu dahi krpmadm! Odamda bulunmalarn, varlklarn
inka r ettim... Hele o ukala kei sakall profeso ru n elimi, ayag m kaldrp sag a-sola evirmesi,
havada tutup brakmas, gu lu n ekici ile o teme berime vurmas ne demekmi anlayamadm...
Go zlerinde, sanki, havaya kaldrm bacag m o noktada tutmam istermi gibi bir ha l vard...
Ben de, alay olsun diye, istedig ini yerine getirir gibi yapnca yu zu gu ldu ... Sonra, go zu mu n
iine bakarak elleri ile, yu zu ile acayip hareketler ve sama mimikler yapt, bana manasz ve
gereksiz bir iki so zetti... Ne yapmak istedig ini anlayamadm... Ama, ne yapt ise, ne so yledi ise
ben de aynen, bir ayna gibi tekrarladm... Istedig im tek ey beni rahat brakp kp gitmeleri
idi... karlarken anne-babama benim balmumulatg m so ylediklerini duydum... Her ne
demekse, bu... Yemek yememeyi su rdu ru rsem, galiba, akl hastanesinden bir iki hemire gelip
burnumdan mideme zorla hortum sokup beni sulu yiyeceklerle beslemeye alacaklar... Iler
zorlayor... Bir bardak su t, bir-iki zgara ko fte yemekle kendimi bu ikenceden
kurtarabilirim...


30.8.1921

Yemek yemeye baladm. Hatta , akamlar da, yemek odasna inerek sofraya oturuyorum...
Herkesin yu zu gu lu yor. Ce cile yemek yiyor! Yemek yedig ine go re de, Ce cile iyi! Allahm! Ne
aptallk, ne aag lk! Ilgilendikleri tek ey, insan hayatnda insanlkla ilgisinin olmadg yiyipime ii. Yemek yersen iyisin, yemek yemezsen hastasn! Kimse senin mutlu olup olmadg n,
sevilip sevilmedig ini, sevip sevmedig ini, yaratp yaratmadg n sormuyor da tu m endieleri
su tu nu iip imedig in veya ko fteni yiyip yemedig in! Demek ki, ben, o nu me konanlar yedim
mi, iyiyim! Julie teyze beni aag latsa ve kendi mutsuzlug unun acsn benden karsa da,
annem hayat boyunca duymakta oldug u kadn tatminsizlig ini bana yanstsa da, babam
siliklik ve psrklg nn miskinlig i ile bana ac ektirse de, madam Monique tu m iki snftan
beni kekeme Emestine ile ayn kefeye koyup Noel ve Ylba kutlamalarna katmasa da, JeanPaul bana acmaszca yaptg bir nezaket jesti ile kendisinin ve arkadalarnn
terbiyesizliklerini hallettig ini zannetse de, Annette tu m kadnlg ile benim kadnszlg m
yu zu me vursa da su tu mu itig im ve ko ftemi yedig im su rece sag lklym! Herkesten,
du nyadan, yaamdan, Isadan ve de Meryemden ve de Tanrlardan nefret ediyorum! Yalan,
riya, ikiyu zlu lu k u zerine kurulmu du nyalarndan nefret ediyorum! Bir tek kendimi
seviyorum! Kendimin dnyasna, kendi varoluuma sayg duyuyorum...


4.9.1921

Galiba yaknda Istanbula gidiyoruz. Bu akam sofrada bu konu konuuluyordu. Babamn


altg irketten Istanbula gidecek mu hendisler listesine babam da konmu; be senelik bir
kontrat imzalanm. Buradaki evimizi kitleyip brakacag z. Yani, anlayacag n, Julie teyze de
geliyor oraya... Bir tu rlu bu ig ren mahlu ktan kurtulamadm... Canlan cehenneme! Tu mu nu n
can cehenneme! Be sene iin gidiliyormu; be sene sonra do nu lecek. Onlar varsn do nsu n!
Ben do nmeyeceg im! Kararlym, do nmeyeceg im... Tu m hayatm boyunca, o lu nceye kadar,
hatta o ldu kten sonra, o lu mu mden sonraki varlg mda da orada kalacag m... Bundan sonraki
varoluum orada srecek...

22.9.1921
Ekimin ortalarnda gitmemiz kararlatrld. Zaten, o nu mu zdeki hafta iinde ilk grup
Istanbula hareket ediyor. Tu m bunlar iyi de, kimse ne ikrimi, ne de en basit ekilde bana bir
sual soruyor! Sanki ben, bir tabak veya sofra etrafndaki sandalyelerden biriyim...
Sandalyeden farkm, yemek yiyiim... Yemek yiyen bir sandalye! Benimle hi mi
konumuyorlar? Bunu so ylesem gu naha girerim... Ye Ce cile!, etli patates iyi oldu, deg il mi
Ce cile?, salata da ye, Ce cile, gene ackacaksn! biraz daha al Ce cile... Herkes her akam u
u do rt kelimeyi bir-iki defa tekrarlar... Vazife gibi... Ve so yledikten sonra da, vazifesini yerine
getirmi olmasnn huzuru yu zu nde akseder... Esas konular ise, ailenin (akll)lar arasnda
tartlyor. Benim hakkmda bir ey so yleneceg inde de, ya go zle iaretleerek iler
hallediliyor, veyahut da, nasl olsa o ilgilenmez, o anlamaz diye bo yle yapacag z, o yle
edeceg iz, unu yapar, onu yapar eklinde karar verip, kendilerinin benim namma alm
olduklar ve (karar) kavram ile ilgisi olmayan isteklerini yu ru teceklerini so ylu yorlar... Onlarn
gznde, ben, varolmayan bir varlm!... Reziller!...


30.9.1921

Bu tutumlar beni ldrtyor! Bana sormadan, benim namma aralarnda tartyorlar:


sanki, ben yokum! Bilmezler ki, ben onlarn tu mu nden fazla varm! Onlar, kendilerine
benzeyen milyonlarca dig erleri ile aralarnda o g u tu lmu ve ekilsiz, renksiz, kiiliksiz bir kitle
halinde du nyaya serilmi bir ayp o rtu su gibi yaylmlardr. Bunlar kararn ne oldug unu,
sevmenin ve yaratmann ne oldug unu, ben, benim demenin ne oldug unu, ben varm, ben
kendime ait bir du nyaym, ben kendimin tanrsym, ben karar veririm, ben yaarm ve ben
istediimde de lrm demenin ne olduunu bilmeyen yere frlatlm smklerdir...


17.10.1921

Yarn hareket ediyoruz! Bir daha do nmemecesine buradan gidiyorum... Istanbulun


dndaki Terkos go lu nu n civarnda, Karadeniz sahilindeki Argonautlarn kaptan Iasonu,
kskan sevgilisi Medeiann elinden kapmaya gidiyorum...


30.10.1921

On gu ndu r Istanbuldaym. Esasna bakarsan, bulundug umuz yerin Istanbul ile, Istanbula
suyunu vermekten baka hibir ilgisi yok! Dog u Ekspresinden indikten sonra lokal bir trenle
ksa bir seyahat ve ku u k bir istasyondan u saatlik bir araba yolculug u sonunda Terkos
go lu nu n civarndaki ufak bir ko yu n dndaki fabrikann lojmanlarna var... Kitaplarda
okumu oldug um (gizemli Dog u)yu go rmedim... Burasnn, Paristeki evimden tek fark, orada
kalabalktan ve gu ru ltu den kurtulmak iin gu nein hi girmedig i odann perdelerini smsk
kapatmam gerekirken, burada, aradg m kendikendimelig i evrenin kendisinin vermi
olmas! Eh! Bu da az ka r deg il, dog rusu... Bize, yu kseke bir yerde, iki katl bir villa tipinde bir
lojman verildi... Fabrikann etrafnda arazi bol olsa gerek ki, bo ylesi birbirinden uzaka
kurulmu lojmanlar yapmlar. Ben, hibir ey demeden, binann bir yannda ufak bir kule gibi
yu kselen ve etrafndaki aklg a bakan ku u k oday kendime ayrdm... Bundan bo yle, Ce cile bu
odada kalacak! Hayatnn geri kalan ksmn burada geirecek! Ce cile yeni arkadalarm buldu
bile! Hem de gerek arkadalar... Onu ku u k du u recek, yalan so yleyecek riya dolu kimseler
deg il... Gu ne var, etrafta sk ag alkl koruluk var, sessizlik var... Ve, hepsinden fazla, ilerideki
denizden kopup gelen tuzlu ru zga rn ug ultusu ile kokusu var... Denizin kendisi var... Ce cile yeni
evini, yeni dnyasn seviyor... Dost bir dnya bu...


9.11.1921

Ce cile burada, ilk gu nden beri, yeni yaamnn kaidelerini koydu!.. Eski du nyasn
ag rtracak herhangi bir ey ile ilgisini kesti. Odasndan, tuvalete gitme ihtiyac dnda, hi
kmyor... Alt kattakilerle tu m ilikisini kopard... Kapsna braklan kahvalt ve akam
yemekleri tepsilerini alyor ve iini bitirdikten sonra, tek kelime so ylemeden, bo tepsileri
dar brakyor... Ite, bu kadar! Du n gece kuvvetli bir yag mur yag d. Sabahleyin o yle gu zel,
o ylesine ldrtan bir koku vard ki... Topraktan, ag alardan, denizden, ru zga rdan fkran bir
koku... Ve bu koku ile Ce cile o ylesine kaynat ki, kendisi bir esintiye do nu erek ak
pencereden uup gitti... ag alarn u stu ne, go lu n etrafna doland durdu... sonra, ilerideki usuz
bucaksz sahil ile onu ardarda gelen koca dalgalarla do ven Karadenizi doland... ve, bir anda
kendisini odasnda buldu... Gene Ccile olmutu...


22.11.1921

U gu ndu r bir ses, tok bir erkek sesi, yakkl bir erkeg in sesi Ce cile ile konuuyor! Sevgi
dolu bir ses, Ce cilee u bin yldan beri kendisini bekledig ini tekrarlayp duruyor... Ama, neden
bu sesin sahibi ortaya kmyor? Bo ylesine ekingen olmaya neden yok ki... Esasna bakarsan,
Ce cile de onu bekliyor!. Varoluun ilk tohumunun Khaosa atldg andan beri, Khaos ile
beraber varolan Ce cile de, bu sesin erkeg ini bekliyor!.. Ce cile tertemizdir!... Evet, geen sene,
bulut yatag nda go kte Jean-Paul ile sevimi... Ama, o saylmaz ki... Orada, esasta, sevimek
istedig inin bu sesin sahibinin oldug unu Ce cile biliyor! Uuan ko tu lu k cadlar bu yu yaparak,
gerek sevgilisinin yerine Jean-Paulu koymular ve kendisini aldatmlar... O, bir kez aldanr...
Bir ikinci defa benzer bir yanlgya du tu mu ? Ce cile iyi, du ru st bir kzdr... Erkeg ini bulduktan
sonra ona hep sadk kalr...


25.11.1921

U gu ndu r frtna esiyor! Bo ylesine du sel bir cokuyu Ce cile ilk kez tadyor! Karadenizden
korkun ug ultular geliyor... Binlerce korno, tuba, trompet, trombon, fagot ve timpaniler ile
insan yu zlu , go zlerinden milyonlarca ig ren solucann fkrdg ylan kuyruklu ve kanl peneli
cehennem kuu sesinin ve de dog uran kadn g lklar ile paralanan insan iniltilerinin
oluturdug u u rku tu cu bir girdap ag alar, go lu , koruyu, evi, tu m evreyi, Ce cilei ve de onun
tu m beklentilerini, mutluluk ve ykm, du nu ve de yarn alp korkun bir devinimin iine
atyor... Ve, yumaklaan bu slak zavalllk, sonunda, milyarlarca irin damlasna do nu u p
Khaosa frlatlyor... Ama, Ccile gene de var... Ccilei yokedemeyecekler...


2.12.1921

Kar yag yor! Gene, o tok erkek sesi kar taneciklerine binmi, Ce cilein ku u k bir ocukken
o g renmi oldug u bir arky, taneciklerin ru zga rdaki su ru klenme ve sag a- sola frlatlma
ritmine uygun bir ekilde so ylu yor. Ce cile bir ara, kapal pencereden su zu ldu kten sonra,
kendisine sevgi sunan sesin binmi oldug u kar tanelerine tutunarak o ak dansna katlm...
Ya, sevgili gnlk... Gryorsun... Artk Ccile ok mutlu...

15.12.1921
Gu nler dolu geiyor! Sevgili ses ile konuulacak o ylesine ok ey var ki... Sabahtan akama
dek hep onunla beraber Ce cile... Geceleri ise, ru yalar onunla dolu! Tabi, artk her gu n
erkenden uyanp du yapmas, dilerini fralamas, hatta ha if bir makyaj yapp k olmas
gerekiyor... Her gu n sevgilisi ile beraber olan gen bir kadndr, o... Geen yl ile buraya geldig i
ilk gu nlerdeki Ce cile nerede, bugu nku Ce cile nerede! Eskiden deg il her gu n makyaj yapp k
olmas, aylarca ykanmadg , hatta san bile taramadg oluyordu... Ama, o zamanlarda
nesine ve kime kar kendisine itina etmesi gerekiyordu! Kimse yoklu ki hayatnda! imdi ise,
sevgilisi var! Tabi, sevgilisi kendisini go stermiyor, hatta , adn dahi aklamyor... Ama, sesi
ile gece-gu ndu z beraberler... U bin yldan beri kendisini bekledig ini yineleyen bir sevgilinin
sesi... Herhalde, bir gn kim olduunu da aklayacak, ve belki de beraber yaayacaklar...


22.12.1921
Iyi oldu, ite! Anlasnlar artk Ce cilein du nyasna girmelerine, bulmu oldug u mutlulug u
kirletmelerine mu saade edilmeyeceg ini! Bu sabah daha henu z denizden gelecek sevgili sesi
beklemek u zere pencerenin kenarna yeni oturmu iken, annesi ile Julie teyzesi odaya
girmezler mi? O her zamanki riya dolu gu lu cu kleri ve sevecenlikleri ile, artk hastalg nn ok
bu yu k bir ksmn atlattg n ve bunun her gu n ykanp makyaj yaptg ndan da anlaldg n
so yleyerek, gerek olmayan bir sesle kendi kendine konumay da bir brakrsa ok iyi
olacag n, hatta o nu mu zdeki Noel ve Ylba nedeni ile fabrikadaki Fransz kolonisinin
tertipledig i eg lencelere de katlabileceg ini, ve isterse, kendisine yeni bir elbise de
hazrlanabileceg ini so ylemezler mi? Daha cu mlelerini bitirmemilerdi ki, Ce cile, yandaki
komodinin u stu ndeki ku u k vazoyu kaptg gibi u zerlerine frlatt. g lklar iinde kendilerini
odadan dar atarken, annesi, kanlar iindeki ban iki eli ile tutuyordu... Ce cilein
durdurulamaz kahkahas, o iki ig ren kadnn merdivenlerden aag yuvarlanmalarna elik
ediyordu... O, arlk sevgilisinden baka hi kimseye herhangi bir ekilde deg il kapsn amak,
penceresini dahi aralatmayacak...


30.12.1921/1.1.1922

Sevgilimi tandm! Mitolojideki bir ila h kadar asil ve gu zel Iason! Hibir kadnn bo ylesine
deg erli bir Ylba hediyesi olmad! Tam gece yans, o ana kadar sahibini bilmedig im o gu zel
ses, bana, varlkn bitiminden sonra dahi ve hilikin bitmezlig i su resince mutluluk dolu bir
bag llk yeminini ederken, Iason odamn ortasnda kageldi! Asalet dolu gu lu vu cudu,
kuvvetli kollar, ru zga rla uuan upuzun salar, kollar ile adaleli bacaklarn ve sag omuzunu
ak brakan vu cudunu sarmalam deniz kokan slak elbisesi iinde Iason! Medeia istedig i
kadar korkun bir akla onu her yerde arasn! Onun tek sevdig i, u bin yldan beri sahilin
aklarndaki denizin dibinde sabrla bekledig i, bir gu n gelip onu bulacag ndan emin olmann
verdig i gu ven ile ylmadan bekledig i benim! Beraberlig imiz, denizin dibindeki evimizde
gerekleecektir; o ev ki, denizin tu m ha zineleri ve su sleriyle bezenmi olacaktr!.. Ve Iason,
bir anda, arkasnda bir tek gel diyen sesini brakarak gitti... Ben ise, o andan beri, kendimi
gerekten ben olarak go ru yorum... Ben Ce cileim ve Ce cile de benim! Bo ylesine gizemli bir
davet alan, bo ylesine eriilmez bir sevgiye sahip olan kadn gerek olmaz da, hangisi olur?
Artk sana yazarken, benden so zettig imde (Ce cile) veya (o) demeyeceg im... u nku , artk ben
benim, ben gereim... Ben varm...


13.1.1922

Iason ile dolu gu nler ve geceler! Daha dog rusu, Iasonun sesi ile dolu gu nler, demem gerek.
u nku , Iasonun kendisi o Ylba gecesinden beri bir daha gelmedi... Gelmeyecek de...
So ylemiti bana bunu... Artk, O beni bekliyor! Evimize gitmemi bekliyor! Ne var ki, bana du n
so yledig ine go re, beni yakndan tandktan sonra, benimle o ylesine ok ocuk yapmak istiyor
ki, hazrlam oldug u evin bizim aileye ku u k geleceg ini anlaynca, onu bu yu tmeye karar
vermi. Bu nedenle, evin hazr oldug unu bana bildirinceye kadar, bir su re daha burada
beklememi istiyor... Gayet tabi, o gu ne kadar, sesi ile hep yanmda olacak... Seviyorum,
seviliyorum, mutluyum...


20.1.1922

Bugu n anlayamadg m, kark bir eyler oluyor! Du u ndu g u m her eyi, aklmdan
geirdig im her du u nceyi bir ses olarak, bir konuma gibi, benim tarafmdan ve benim
sesimle so ylenmi so zler gibi duyuyorum... ldracag m! Ag zm amyorum, dilimi
oynatmyorum, konumuyorum da, gene, aklmdan geirdig im her eyi kendi sesimle
so ylenmi olarak duyuyorum. Karmakark bir durumdaym... Iasonun sesi, benim verdig im
yantlar ile o andaki du u ncelerimin istemedig im halde kendi sesimle so z olarak kulag ma
gelmesi ve bu karmaann sonucu olarak olumu u zu ntu ve kzgnlk, du u ncelerim ile
du u nmememin gerektig ini du u nmemin ayr bir so z olarak kulag ma gelmesi ile oluan
korakisimano durumu beni ldrtyor!.. Oylesine korkun ve adlandrmadg m, ifade
edemedig im bir karmaa iindeyim ki, bu hissi ifade etmeme bildig im kelimeler yetmedig i
iin yeni, lisanda bulunmayan kelimeler u retmek zorundaym... Zaten, etrafmdaki du nya
o ylesine deg iik, alglamalarm o ylesine allmam ve farkl ki, onlar ifade edebilmek iin
sklkla yeni, bana o zgu , daha dog rusu alglamalarma o zgu kelimeler u retmek veya tu retmek
zorundaym... Kafamn ii durmamacasna do nu yor... Beynimin, kafamn iinde ters
evrildiini hissediyorum...


30.1.1922

Duyamyorum, sevgilimin sesini duyamyorum... Kafamn iinde bir ses ve duygu


karmaas var... Kurtarn beni...


5.2.1922

Ses ve duygu karmaasna vu cudumun paralanmas ile i uzuvlarmn bedenimin iinde


yer deg itirmesi ve varoluumun ayrmas da eklenince, ortaya, korakisimano kavramna da
smayan daha kark bir karklk kyor...


18.2.1922
Alaklar, namussuzlar, hainler! Haftalarca su regelen zdrabm yetmiyormu gibi, du n gece
uykumda, kafam ap iinden beynimi almlar ve yerine bir makine yerletirmiler... Artk,
du u ncelerimi de alp, beni ku u k du u rmek iin, herkese yayyorlar... Bana ait, kendi o z
mahremiyetim olarak saklayabileceim hibir ey kalmad...


27.2.1922
Ig ren srtlanlar sizi! Iasonun benden sog umas, benden nefret etmesi iin elinizden gelen
her eyi yapmaya hazrsnz! Ama, hayr, hayr! Bunu size yaptrtmayacag m... Beni bana kar
ykmanza, kendime kar duydug um ve tu m gu cu mle senelerce korumaya altg m
saygnlg m ortadan kaldrmanza, Iasonun go zu nde beni ku u k du u rmenize mu saade
etmeyeceg im. Gerekirse, bundan bo yle hi uyumayacag m ki, bana oynamak istedig iniz pis
oyununuzu bozabileyim... Iason, benim gerek sevgilim, imdi bana haber verdi! Iinde
bulundug um bu karmaaya rag men bana haber iletti! Bundan bo yle, ben uykuya daldg mda,
annem ile babam kapmn altndan sokacaklar bir tu p ile uyutucu bir gaz yollayarak beni
kendimden geirttikten sonra, ayn tu bu cinsel organma kadar sokup, oraya, etrafta ne kadar
erkek varsa tu mu nu n spermini aktacaklar... Tanmadg m, sevmedig im, istemedig im binlerce
erkekten do llenip binlerce piim olacak! Eminim ki, bu ig ren ikrin sahibi Julie teyzedir... Ve,
aag lk annem-babam da bunun tatbikisi olacaklardr... Ama, na ile... Hibir ey
yapamayacaklar... Iason ile birlikte onlarla savaacaz...


10.3.1922
Be gu n hi uyumadm... go zu mu hi krpmadm! Ah, bir beka ret kemerim olsa! Orta
zamanlarda o valyeler harbe giderken karlarna ve sevgililerine zorla taktrrlarm... Oysa
ben, imdi, kendim aryorum bo yle bir kemeri... Civardaki ko yde yaptrabileceg imi bilsem,
hemen oradaki bir demirciye smarlayacag m... Her ne pahasna olursa olsun yaptracag m...
Kimseyi tanmyorum, lisanlarn bilmiyorum... imdilik, buna benzer bir tedbir buldum;
pencere camlarnn kenarlarndaki macunu kazyp topladm; kolonya ile onu iyice slattktan
sonra, scak sobann u stu ne braknca yumuuyor ve istenilen ekle sokulabiliyor... Ite,
uyumadan o nce macunu cinsel organmn o nu ne su rerek girii kapatyorum ve bo ylece iine
yabanc spermlerin aktlmamas iin, elimden gelebildig ince, bir tedbir alyorum... Ite, bu
suretle, yarmyamalak birka dakika go zlerimi kapatabiliyorum... Tabi, ikide bir korku ile
yatag mdan frlayp kapy, oday, yatag m, kendimi kontrol ediyorum... Bugu ne kadar, onlara,
aalk planlarn gerekletirmelerine olanak tanmadm...


21.3.1922
Go kten slak ylanlarn sarkarak ilerimize girip bizi do llendirmesi olay nedeni ile olumu
imansz analar ile papazn kirlenmi komu nyonunun iimize girmesi bog azmz ile
cinsellig imizi kapattktan sonra Fransa ile ilikilerin birliktelig i asndan sevgilimize
kavumamzn art oldug unu ifade etmek isteriz. Insanlk a leminin aag lk mahlu katn varlg
karsnda alacag olumsuz notlarn daima pansirelj ilmi ile o zu mlenebileceg i gereg inde
sog uk havalarn etkinlig i art go stermektedir. Tabiat ile tu m bu hususlar Iason ila hnn
elindeki su zgeten geip yu ksek tensipleri ile kymet kazanabilir. Mevcut iki du nyadan birinin
fasulye ekmesi ne ise, Frank-Ottoman jerobondindir.


29.3.1922
Gelinlerin iffeti ile iffetsiz anne-babalarn ve de alak teyzelerin ila h! girdap iine girmeleri
atnn atlamasna, kaplanmasna, kalplanmasna, kaplamasna ve de kulplanmasna,
yontulmasna ve de alalp yu kselmesine yolamakta olmakla, bu hususun du nya devletleri ile
Papaya, Mu slu manlarn dinsel bu yu g u ne ve de ku ve sebze cennetlerinin altn kafeslerini
sslemekten uzaktr.
Bu adan, korakisimanonun alabilmesi iin pansirelj ile birlikte endokasana ve de
terebantin do ku mu nu n ortaklaa almas gerekmekte olmakla tu m insanlg n eytanlardan
ve iblislerden kurtarlmalar iktiza eder ve de gerekleir.


14.4.1922

Yazlarmn bir bu tu nlu k arzetmesi asndan, ben, Tanrnn gu nahka r kulu Ce cile ile
Argonautlarn kahraman kaptan Iasonun ortak abalar takdire ayandr. Kirlenmemek ve
kirletilmemek abas sonu vermi ve u bin yllk beraberlik gerekleme yolundadr. Ancak,
insanlk du manlarnn liderlig ini yu ru ten ebeveynlerimizin irkinlig i bu hususta kaba
kuvvete ve de kimyasal saldrlara neden olsa da, Erosun erotik erotizmalarnn galibiyeti
Kinat aydnlataca kesindir.


9.6.1922

Sevgili gu nlu g u m! Senden kopartlm durumda idim. Nerede ise, iki ay kadar kocaman bir
sre senden uzak kaldm. Hoyrat eller beni senden, odamdan, penceremden giren dostluk dolu
ru zga rmdan ve ru zga rn bana iletmekte oldug u sevgili kocam Iasonun sesinden kopardlar.
Sana son yazdg mn ertesi gu nu , kaba insanlar zorla odama girerek ellerimi ve ayaklarm
bag ladlar ve beni bir arabaya attlar. Do rt saat sonra, Istanbulun evresinde Fransz
rahibelerin bulundug u bir hastanede idim... Herkes benim delirdig imden so zediyor... Ne onlar
beni anlyor, ne de ben onlar... Ne var ki, ne ben onlar anlamak istiyorum, ne de onlarn beni
anlamamalar umurumda deg il... Sanki, bellim, onlarn riya ve ikiyu zlu lu k dolu yaamlarna
ayak uydurmam artm gibi... Doktor Mazhar ve doktor Ziyalanaki benim deli oldug uma
karar vermiler! Fakat, ben de, bo ylesine bir duygu ve davranma eidini kendi yaam tarz
olarak seme kararn vermi durumdaym... Bir tu rlu ne doktorlara, ne de hastanedeki
rahibelere bunu anlatabildim! Tu m bag rmalarm, rpnmalarm bouna! Hastanede
geirdig im daha ilk geceden beri hakllg m ifadeye altm! Kald ki, benim Iason ile evli
olmam nedeni ile, benim yaamma benden ve ondan baka hi kimsenin karamayacag n
defalarca anlattm! Ben anlatmaya altka, onlar da bana ig ne yapmaya, scak su ile dolu
ku vetlere sokmaya baladlar... Oylesine yalnz ve korumaszdm ki... Ama, nasl oldug unu
bilmiyorum, hastaneye girdig im andan itibaren gene Iason yardmma kotu... Sesi gene
kulag mda idi... Karadenizin u cra ko esinden, bunca uzakla iken, sevgili Iasonum gene bana
ulamt... Bana cesaret veriyor, birbirimizden bu insafsz koparmmzn uzun
su rmeyeceg ini ve biraz sonra hi ayrlmamacasna birleeceg imizi so ylu yordu... Sevgili
kocam, benim... Haftalarca zorla iirtilen uruplar, geceleri yutturulan tozlar ile yaptrlan
ig neler... Ve, en ig renci, ellerim ile ayaklarm bag l iken, saatlerce pis banyolarn iinde
kalmak... Bir su re sonra takatim kesildi. Kar koymak, bag rmak bir yana kmldanacak
takatim kalmamt... Uyku ve yorgunluktan krlyordum... Ag zmdan tek bir kelime kamaz
olmutu... Ama, aklm ile beni yaama bag layan du u ncelerim sag lamd... Bir de, bana kar
ak ile bag llg n tekrarlayan sevgilimin sesi... Ne yazk ki, insanlarn varoldug u ilk gu nden
beri hibir kadnn hissetmemi oldug u bo ylesine bir mutlulug u getiren sesleri duymam,
etrafmdaki aklllar tarafndan iyilememi oldug um ve dolaysyla daha bir su re o pis
hastanede kalmamn gerekli oldug u eklinde deg erlendiriliyordu. Ben de, yaplacak en akll
ii yaptm! Evvelsi gu nku son konsu ltasyonda, artk bana bo yle seslerin gelmedig ini, bir
zamanlar duymakta oldug um o seslerin, artk gemi bulunan hastalg mn bir ifadesi
oldug unu so yledim... Ama, bunlar so ylerken, iimden, akmza kar samimi davranmadg m
iin bir taraftan Iasondan beni affetmesini dilerken, dig er taraftan da, her eye rag men tu m
varlg ile daima bag l kalacag n tekrarlayan sesini duyuyordum. Doktorlarn go zu nde
iyilemitim artk! Arlk kabilirdim! Ve, du n annemle babam beni almaya geldiklerinde,
dog up bu yu du g u m Paristen ve oradaki evremden ayrlp buradaki yabanc muhite gelmi
olmamn ruhsal sag lg ma olumsuz etkisi olacag ndan, bir an o nce Parise do nmemin art
oldug unu da eklemeyi ihma l etmediler! Zavalllar, benim akll tarafm hi go rmediler ki...
Doktor olmann kendilerine yu klemi oldug unu zannettikleri ciddiyetleri, onlara, on sekiz- on
dokuz yalarnda bir gen kzn, hatta ufak bir ocug un endie, korku, umut ve beklenti
ykmlar ile ilgilenmelerine mu saade etmedi ki... Orada hep deli Ce cile vard... vuran, kran,
bag ran, ses duyan, elleri-ayaklar bag l olarak gu nlerce pis banyo ku vetlerinde tutulan Ce cile

vard... Ve, herkes go ru nu rdeki deli Ce cile ile ilgilendi... Kimse, onun neden ses duydug unu ve
neden vurup krdg n, neden tu m gece boyunca deli go mleg i iinde yatag nda rpnp
durdug unu, ne du u ndu ve ne de sordu... Beni tedavi ettiklerini zannedenler, beni ykann
Paristeki evrem ile anne-babamn, ve, yaamam iin yapmaya kalktg m her atlm nefret
dolu varlg ile o nlemeye alan Julie teyzenin oldug unun farknda deg iller... Benimle, gerek
Ce cile ile hi konumadlar... Ite, bo ylece, bugu n o g le u zeri geri do ndu m! Seni o ylesine
o zlemitim ki... Iyi ki, seni her akam sakladg m dolabn u st rafndaki gizli yerinde
bulamadlar... Yoksa, eminim ki, "iyilig im iin seni de yokedeceklerdi... Ne ise... Ite, gene
bulutuk sevgili gnlm...

17.6.1922
Olacak ey deg il! Bizimkiler, tp ilminin tartlmaz mu kemmelliyetteki kararn tatbikata
geirmeye hazrlar! Du n, son u -do rt yldan beri, gerek Paristeki evimizdeki gerekse buradaki
odama hemen-hemen hi girmeyen babam, elinde iki bardak portakal suyu ile ve yu zu nde,
ekingenlig i ile samimiyetsizlig ini o rtme abas sonucu yerletirmi oldug u sahte
gu lu msemesi ile odama geldi. Bana hibir ey demeden, so zde ok rahat bir durum iinde
imiiz gibi, o nce pencereyi at, uzaktaki denizden gelen tuzlu kokuyu iine ekti, ve sonra
bana do nerek portakal suyu bardaklarndan birini uzatt... Biraz duraklad, ve, pencerenin
yanna ektig i sandalyeye iliti... Sonra, sanki hepimizce ve o zellikle bence de oktan karar
verilmi bir eyi tekrarlarcasna, o nu mu zdeki bir-iki hafta sonra annemle Paristeki evimizde
olacag m so yledi... Kendisi, ne yazk ki, bizimle ayn zamanda do nemiyormu, ama, irketin
Paristeki merkezinden alm oldug u cevaba go re iki buuk, en ok u ay sonra
do nebilecekmi... Bunlar so ylerken bana hi bakmyor, go zlerini bolukta gezdiriyordu... Ve,
ag znn iinde geveledig i baz kelimelerle, alm oldug umuz bu kararn hepimiz iin en dog ru
olacag n da ekledi... Alm oldug umuz karar... Bu hususta ikrim alnmm sanki... Daha o nce
tek bir kelime so ylenmimi bana, sanki... Hi cevap vermedim... Ne diyebilirdim ki... Cevap
vermem deg er miydi onlara?.. Kald ki, tam o srada Iasonun bana mutluluk, umut ve yaam
gu cu veren sesi kulag mda idi... Her eyi, herkesi, anlaysz ve ikiyu zlu evremi brakp ona
komam istiyordu... Ona so z verdim... Evet, ona gideceg im... Hem de en yakn tarihte
gideceg im... Sahilin ilerisindeki denizin dibindeki sevgi dolu evimize gideceg im... Beni
bekleyen Iasona gideceim...


22.6.1922

Bu son gu nlerim, deniz kokusu serinlig ini tayan ak so zcu kleri ile geiyor... Oylesine bir
coku iindeyim ki, bazen, benlig imi saran bu sevgili seslere tutunup utug umu
hissediyorum... Uzaktaki Karadenize doru bir mutluluk uuudur bu...


24.6.1922
Evet, sevgili gu nlu g u m.. Ayrlk saati geldi... Yaammn u son iki ylnn tek dostu, tek
tang sevgili gu nlu k... Sana, benlig imin en i, en gizli tarafn atm... hatta , (atm) diyeceg ime
(seninle paylatm) demem daha dog ru olacak... Beni bir sen tandn... Ve, bugu n seni esen
ru zga ra frlatacag m... Nereye istersen git... Ve, ayet, bir gu n bir yabancnn eline geersen,
so yle ona, eline kutsal bir emanet almasna sana sayg ile davransn... Sen, u anda plak
vu cudunun u stu ne geirdig i incecik beyaz gecelig i ve ru zga rda savrulmu salar ile sahile
dog ru yalnayak koan Ce cilein kendisinin... Ce cile mutludur... ve, mutlu oldug u iin de herkesi
sever... herkesin mutlu olmasn ister... Ce cile, sahilin aklarndaki u bin yllk randevusuna
kouyor... Varolula hiliin grkemli randevusuna...

You might also like