You are on page 1of 14

Prepositional Idioms

www.dilkolik.org
x
above all
according to one tradition

bilhassa, zellikle
bir rivayete gre (according to accounts)

against will

istemeyerek, zorla

ahead of

--- nn nnde gitmek

all of a sudden

anszn, birden bire (without warning)

all too soon

pek erken, zamansz (lm vb)

apart from

(1) den baka (2) --- nn yansra

arm in arm

kol kola

as a rule

kural olarak

as for

as to --- e gelince, sz konusu --- olunca

as opposed to

in contrast to --- ya karlk, ---- ile kyaslandnda

as regards

with regard to --- ile ilgili olarak

as yet

imdilik, henz

at (the crack of) dawn

sabahn krnde, afakla beraber

at a disadvantage

dezavantajl durumda

at a discount

indirimli fiyata (almak, satmak)

at a glance

bir bakta

at a high/low price

yksek/dk bir fiyata

at a loss

(1) ne yapacan bilmez, arm durumda (2) zararna

at a time

bir defada

at all costs

ne pahasna olursa olsun

at any rate

en azndan

at any time

her an

at best

en iyi ihtimalle, ta atlasa

at birth

doum annda, doarken

at death

lnce, lrken

at ease

rahat/keyfi yerinde

at first

ilk etapta, ilk bata

at first sight

ilk bakta

at full speed

tam gazla, son hzla

at intervals

aralklarla, ara ara, zaman zaman

at large

(1) firari (2) detayl olarak (in detail = at length)

at last

nihayet, sonunda

at least

en azndan

at length

uzun uzadya (in detail at large)

at odds with

--- ile aras bozuk olmak

at one time

zamann birinde, vaktin birinde

at ones disposal

at ones service birinin emrine hazr olmak

at ones leisure

bo zamanlarnda

at random

rasgele, tesadfen

at risk

risk altnda

at the age of

yalarnda, yanda

at the expense of

at the cost of --- nn pahasna

*** with ease kolaylkla

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
at the latest

en ge

at the mercy of

--- nn merhametine/insafna kalm

at the most

en ok, ta atlasa

at the peak of

--- nn zirvesinde

at the time

o onda (at that time)

at times

from time to time zaman zaman, bazen

at variance with

--- ile ters dmek, --- ile elimek

at war (with)

---- ile sava halinde olmak

at will

kendi isteiyle

at work

ite, i yerinde

at worst

en kt ihtimalle

at your own risk

olacaklardan siz sorumlusunuz (arabanz olmadk yere park edi

attach/give importance to

nem vermek

back and forth

ileri geri (hareket) (to and fro)

back to front

elbisenin nn arkasna giymek

be over the moon

sevinten havalara umak

bear grudge against

birine kar kin gtmek

bear resemblance to

ile benzerlik gstermek

beat around the bush

bin dereden su getirmek

Behave yourself!

Kendine gel! Terbiyeni takn !

beside the point

konu ile ilgisi olmamak X to the point

beyond comprehension

anlalamayacak kadar kark, detayl

beyond recognition

tannmaz hale gelmi (kaza sonras ceset vb)

bid farewell to

say goodbye to veda etmek

blame somebody/something for

den dolay birini sulamak

break even

ne kar ne de zarar etmek

break the ice

iki kiinin arasndaki buzlar eritmek

bring to light

aydnlatmak, aa kavuturmak (shed light on)

burst into flames

alev almak, ate almak

burst into laughter/tears

kahkahaya/gzyalarna boulmak

by a hairs breadth

kl pay

by accident

kazara, tesadfen

by all means

(1) her eye ramen (2) elbette

by and by

yaknda, ok gemeden

by and large

in general genel olarak

by chance

tesadfen

by coincidence

tesadf eseri, tesadfen

by degrees

derece derece, basamak basamak

by ear

kulaktan dolma, kulaktan kulaa

by far

u ana kadar ki, o ana kadar ki olanlar arasnda

by force

zorla, g kullanarak

by hand

elle, elini kullanarak

by heart

ezbere (from memory )

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
by large

genellikle

by law

kanunlara gre

by means of

sayesinde, vastasyla (by virtue of through)

by mistake

kazara ( by accident )

by name

ismiyle (hitap ederken)

by no means

asla, hibir ekilde (on no account)

by sight

grn olarak

By the way

Sras gelmiken, Bu arada

by virtue of

---- den dolay, nedeniyle

by way of

yoluyla, zerinden (Ankaraya zmir zerinden gitmek)

by word of mouth

az yoluyla

call attention to

dikkat ekmek, vurgulamak ( point out )

cant bear+Ving/to do

cant stand+Ving katlanmak, tahamml etmek

cant help + Ving

kendini alamamak, kendine hakim olamamak

cant make it (to)

nceden kararlatrlan bir plana uyamama

catch a glimpse of
catch somebody in action/in the act/redhanded

gzne ilimek ( catch sight of )

catch somebody unawares

birini gafil avlamak, hazrlksz yakalamak

catch/take somebody by surprise

birini artmak

catch/keep up with somebody/something

hzna yetimek

come into being

come into existence meydana gelmek, var olmak

come to an agreement

reach an agreement uzlamaya varmak

come to an end

come to a halt sona ermek, bitmek

come to light

aydnla kavumak

commit suicide

intihar etmek

cram ones brains

beyin patlatmak, ok fazla almak

derive pleasure from

--- den zevk almak (take pleasure in)

develop a crash on

birine tutulmak, birini ok sevmek

develop a liking for

(birini zamanla) sevmeye balamak

develop fever

atei kmak

die for doing

cant wait to do yapmak iin can atmak

do away with somebody/something

ykmak, yok etmek, ldrmek

do harm to

--- e zarar vermek

Do I make myself clear?

su st yakalamak

Kendimi ifade edebildim mi? Anlyor musun?

do nothing but V1 (DO)

---- nn dnda bir ey yapmamak

do ones best

elinden gelenin en iyisini yapmak

do somebody a favour

birine iyilik yapmak

Dont be long!

Sakn ge kalma *** I wont be long Ge kalmam!

Dont make me laugh!

Beni gldrme!

draw a conclusion from

--- den sonu karmak

drive somebody crazy/mad

delirtmek, ldrtmak

earn a living

make a living geimini salamak, parasn kazanmak

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
eat like a horse

ktlktan km gibi yemek

end in a draw

(ma, oyun vb iin) berabere bitmek

end up in

(hapishane, hastane vb bir yerde) son bulmak, sonulanmak

end up with

bir eyle sonulanmak

Enjoy it!

Afiyet olsun!

every now and then

arada srada, zaman zaman

every other day

gn ar, birer gn arayla

except for

with the exception of -- nn haricinde, -- den baka

Exceptions dont break rules!

stisnalar kaideyi bozmaz!

face to face

yz yze, bire bir

fall asleep

uyuya kalmak

fall into disfavour with

--- ile muhalefete dmek

fall into disrepute

itibar zedelenmek, gzden dmek

fall on the same date

--- ile ayn tarihe denk gelmek

fall out of love with

ak olduundan ayrlmak X fall in love with

fall out with somebody

birisi ile kavga etmek

fall short of (expectations)

beklentiye cevap verememek

far from being + adjective

(mkemmel, iyi vb) olmaktan ok uzak

feel at home

kendini evinde gibi hissetmek

feel like + Ving

arzu etmek, istemek

feel like a fish out of water

kendini sudan km balk gibi hissetmek

few and far between

once in a while krk ylda bir

find it hard/difficult TO DO

yapmakta zorlanmak

for a change

deiiklik olsun diye

for a fortnight

iki haftalna

for ages

uzun bir sure

for certain

for sure kesin olarak, emin bir ekilde

for good

sonsuza kadar, ebediyen (forever)

for instance

rnein (for example )

for no (good) reason

durduk yere, sebepsiz yere

for once

sadece bir kereliine mahsus

for sale

satlk

for short

bir ismin ksaltmas (ODT, NATO, TBMM vb )

for some reason

bir takm sebeplerden dolay

for sure

for certain kesin olarak, emin bir ekilde

for the benefit of

---- nn yarar iin, ---- e faydal olmas iin

for the purpose of

--- mek iin, --- mek amacyla

for the sake of

hatrna, uruna, akna

for the time being

u anda

from experience

tecrbelere dayanarak

from memory

by heart ezberden

from now on

u andan/tarihten itibaren (from this date forward )

from the horses mouth

ilk azdan (haber)

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
from time to time

zaman zaman ( at times )

from top to head

tepeden trnaa

gain access to

gain entrance to --- e erimek, --- e ulamak

gain favour with

birisinin gzne girmek/beenisini kazanmak

get away with something

(1) alp kamak, svmak (para vb)

get along/on with somebody

birisi ile geinmek

get on somebodys nerves

sinirlendirmek, delirtmek

get stranded

mahsur kalmak

get through doing something

bir eyi yapmakta muvaffak olmak

Get well soon!

Gemi Olsun! Acil ifalar Dilerim!

give birth to

dourmak, doum yapmak

give priority/precedence to

(birine veya bir eye) ncelik tanmak

give rise to

give way to sebep olmak

give somebody a blow

birine darbe indirmek

give somebody a cold reception

birini souk karlamak

give somebody a lift

birini arabayla bir yere brakmak

give somebody a ring

(2) yapt bir kabaha

give somebody a shout birini telefonla aramak

give somebody a shot

give somebody an injection a yapmak

give somebody a warm reception

birini scak karlamak

give somebody a warning

birini uyarmak

give way to

give rise to sebep olmak, yol amak

give/lend somebody a hand with something

birine yardm etmek

go astray

(1) (hayvanlar iin) srden ayrlmak (2) (insan iin) saptmak

go bankrupt

iflas etmek

go by / go past

--- nn nnden gemek

go cold with somebody

birinden soumak

go crazy

go mad ldrmak, kafay yemek

go for a stroll

go for a walk take a walk yrye kmak

go into action

take action harekete gemek

go out of business

iflas etmek (go bankrupt)

go out of hand

kontrolden kmak

go senile

bunamak

hand in hand

el ele

Handle with care!

Dikkatli tayn!

have a look at

gz atmak ( take a look at)

have a memory/mind like a sieve

berbat bir hafzas olmak

have a row with somebody over something

birisiyle bir konuda tartmak

have a word with somebody

birisiyle ciddi bir konuda konumak

have an affair with

birisiyle iliki yaamak

have an effect/impact on/upon


have butterflies in ones stomach

etkilemek, zerinde etkisi olmak


heyecandan midesine kramplar girmek

have confidence in

gvenmek ( trust )

have difficulty/trouble (in) + Ving

--- yapmakta zorlanmak

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
have no other choice but TO DO

---- yapmaktan baka are yok

have to do with

ile alakas/ilgisi olmak

Help yourself!

Buyrun yiyin!

I havent the faintest/slightest idea!

En ufak bir fikrim bile yok!

in (dire) need of

--- e (ok) ihtiyac olmak

in a bad temper

asabi, sinirli

in a hurry

alelacele, acelesi olmak (in haste)

in a mess

darmadank, pislik ierisinde

in a moment

az sonra, birazdan

in a row

in succession artarda, pe pee

in a way

in some way in one way or anotherthis way or that way yle v

in accordance with

according to --- e gre

in addition to

apart from as well as ---e ilaveten, --- nn yansra

in advance (of)

nceden, peinen

in agony

in pain ac ekerek, ac ierisinde

in aid of

--- nn yararna (for the benefit of)

in an answer to

in response to in reply to cevap/karlk olarak

in an effort to

in an attempt to in order to --- mek amacyla

in brief

ksaca, zetle (in short)

in captivity

esaret altnda, tutuklu

in case of

durumunda

in cash

nakit ile deme

in charge of

---- den sorumlu, --- ile ykml

in common with

birisiyle veya bir eyle ortak noktas bulunmak

in compliance/agreement with

-- uygun olarak, (emre) itaat ederek

in conclusion

sonu olarak (as a result)

in connection with

--- ile balantl

in consideration of

gz nnde bulundurarak

in danger of

--- tehlikesiyle kar karya

in debt

borlu

in defiance of

kar karak; kar gelerek

in demand

revata, rabet gren

in detail

at length ayrntl bir biimde, uzun uzadya

in detention

under arrest gz altnda, tutuklu

in disarray

in a jumble dzensiz, karmakark

in disgust

tiksinerek, irenerek

in due course

zamanla, vakti gelince

in error

hatal, yanllkla (at fault)

in exasperation

fkeyle, ok kzgn bir ekilde

in excess
in exchange for

ar miktarda
in return for -- nn karlnda, -- e karlk olarak

in existence

var olan, mevcut (available)

in fact

in reality aslnda, iin dorusu

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
in fashion

modaya uygun

in favour of

--- lehinde olmak, --- taraftar olmak

in flames

alevler ierisinde

in general

genellikle

in good condition

iyi durumda, zarar ziyan grmemi

in haste

telala, aceleyle (in a hurry)

in high spirits

morali ok iyi, gnnde (in a good mood)

in ink

mrekkeple

in instalment

taksitle deme

in length

uzunluk bakmndan

in light/view of

--- nn i altnda, --- y gz nnde tutarak

in love with

ak olmak

in low spirits

morali bozuk, gnnde deil (in a bad mood)

in moderation

lml bir ekilde, fazla abartmadan

in no mood for

bir eyi yapacak halde/psikolojide olmamak

in no time

yaknda, az sonra

in no uncertain terms

kesin bir dille, laf gevelemeden sylemek

in opposition to

as opposed to contrary to #AD?

in order

dzenli, tertipli

in other words

baka bir deyile, dier bir ifadeyle

in pain

in agony ac iinde

in part

ksmen

in particular

zellikle

in person

ahsen, bire bir

in pieces

parampara

in place of

--- nn yerine (instead of)

in practice

uygulamada

in prison

mahkum

in private

zel olarak

in progress

devam etmekte olan, srmekte olan

in public

alenen, aka, ulu orta yerde

in pursuit of

#AD?

in reality

in fact aslnda, dorusu

in relation to

--- ile ilgili olarak

in reply to

in response to in an answer to cevap/karlk olarak

in reproach

sitemle, yaknarak, ikayet edercesine

in respect of

in relation to ---- ile ilgili olarak

in respect/regard to

with respect/regard to --- konusunda

in response to

in reply to in an answer to cevap/karlk olarak

in return for

karlnda (in exchange for )

in season

mevsiminde (elma, muz vb), turfanda olmayan

in secret

gizli bir ekilde

in self-defence

nefsi mdafaa olarak, kendini savunmak amacyla

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
in short

zetle (in brief / in summary )

in sight

grnrde, grnebilir (visible)

in silence

sessizce

in store for

--- y bekleyen, (yaplmay) bekleyen

in succession

in a row artarda, pe pee

in tears

alamakl, alayan

in terms of

--- nn asndan, ---- e bakmndan (with respect to)

in the absence of

--- nn yokluunda

in the air

muallakta, henz net bir karar kmam

in the broad daylight

gpe gndz

in the case of

--- durumunda

in the circumstances

normal artlar altnda

in the country

krsal kesimde, ehir merkezinden ok uzak

in the course of

--- esnasnda, ---- srasnda

in the event of

--- olduu durumda

in the existence of

in the presence of -- nn varlnda/huzurunda

in the face/teeth of

--- karsnda, --- e ramen

in the habit of

alkanlna sahip, yapmaya alkn

in the limelight

ok ilgi gren, ok gze batan

in the long run

uzun vadede

in the mean time

bu arada, bu sre zarfnda

in the middle of

--- nn ortasnda

in the middle of nowhere

usuz bucaksz bir yerde

in the name of

--- nn adna, --- nn emriyle (God,The king vb)

in the open

ak alanda (out of doors)

in the presence of

in the existence of nn varlnda, nn huzurunda

in the short run

ksa vadede

in the suburbs

varolarda, kenar mahallede

in the wake of

--- nn ardndan, --- nn akabinde (sava, felaket vb)

in theory

teoride, teorik olarak

in time

vaktinden biraz nce (on time just IN time tam vaktinde )

in touch with

irtibat halinde

in trouble

ba belada

in tune

ahenkli

in turn

srayla

in vain

bouna, bo yere (of no avail)

in view of

--- y dnerek, --- y gz nne alarak

in vogue

in fashion moda olan

in/out of keeping with

--- ya uygun olarak, --- ya uymayan

in/with the hope of

--- umuduyla

inside out

giysinin ters yzn giymek

instead of

--- nn yerine (in place of)

irrespective of

--- e baklmakszn, --- e ramen (regardless of)

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
It is fine with me!

Benim iin bir sakncas yok! Bana uyar!

It is no use/good + Ving

---- mak iyi olmaz/fayda etmez

It is raining cats and dogs

bardaktan boalrcasna yamur yayor

It suits you!

Sana ok yakm!

judging from

--- den yola karak, --- e baklrsa

jump out of ones skin

d patlamak, ok korkmak

jump to a conclusion

erken (iyi dnmeden) sonu karmak

Just a moment/minute!

Bir saniye/dakika ltfen!

keep abreast of

yeni gelimeleri renmek, olup biteni renmek

keep ahead of somebody

birini geride brakmak, nde gitmek

keep on eye on

gz kulak olmak

kick the bucket

gebermek

know like the back of ones hand

bir yeri avucunun ii gibi bilmek

later in the day

gnn ilerleyen saatlerinde

later on

daha sonra

lead a modest life

(1) mtevazi bir hayat yaamak (2) fakir olmak

leave somebody alone

(1) birini rahat brakmak(2)birini yalnz brakmak

leave somebody to his own devices

birini kendi haline brakmak

let alone DO

---- bir yana, ---- yapmak yle dursun, --- bunu brak

lie in ambush

pusuya yatmak

like two peas in a pod

bir elmann iki yars gibi

live on the dole

isizlik maa ile geinmek

live up to (expectations)

beklentiye cevap vermek

look forward to

drt gzle beklemek, sabrszlanmak

lose count of

saysn unutmak

lose favour with

birisinin gznden dmek

lose ones consciousness

baylmak, bilincini kaybetmek(faint)

lose ones temper

fkelenmek, sinirlenmek

lose touch with

birisiyle irtibat koparmak/kaybetmek

lose track of

birinin/bir eyin izini kaybetmek

make a bare living

kt kanaat geinmek

make a comment on

bir konuda yorum yapmak

make a fire

ate yakmak

make a fuss about

sk boaz etmek, zerine ok dmek

make a good point

iyi bir konuya deinmek

make a living

earn a living geinmek, hayatn kazanmak

make a recovery from

iyilemek ( get over )

make allowances for

gz nnde bulundurmak, hesaba katmak

make contact with

keep/get in touch withbirisiyle irtibata gemek

make do with

--- ile idare etmek, yetinmek (para vb)

make ends meet

iki yakay bir araya getirmek

make friends with

birisiyle arkadalk kurmak

make fun of

birisiyle dalga gemek, birisiyle alay etmek

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
make most of

en iyi ekilde faydalanmak (make the best of)

make oneself home

kendini evinde gibi hissetmek

make room for

yer amak

make sense of

anlamak, --- den mana karmak

make somebody redundant

birini ihtiya fazlas grp iten kovmak

make something public

bir eyi kamuoyuna aklamak, izah etmek

make up for

telafi etmek (compensate for)

make up with

barmak

make use of

istifade etmek, yararlanmak (take advantage of)

Mind your own business!

Sen kendi iine bak!

miss out on an opportunity

frsat karmak

moreover

furthermore also ayrca, bunun yan sra, stne stlk

Not that I am aware of

Bildiim kadaryla hayr!

now and again

at times from time to time zaman zaman

of age

reit olmu, 18 yandan byk X under age reit olmam

of no avail

futile beyhude, bouna, faydasz (in vain)

off and on

on and off kesintili, zaman zaman

off duty

grev banda olmayan, izinli

offer somebody bribes

birine rvet teklif etmek

on (that) date

o tarihte

on a cruise

ksa deniz yolculuunda

on a diet

perhizde, diyette, rejimde

on a large scale

byk lde

on a tour/trip

turda, gezide (i gezisi vb)

on account of

--- den dolay, --- nn yznden

on air

yaynda (radyoda, televizyonda)

on all fours

drt ayak zerinde

on an empty stomach

a karnla, bo mideyle

on an expedition

keif gezisinde

on arrival

varnca, olanca

on average

ortalama

on board

binmi, yklenmi (trene, uaa vb. )

on fire

yanmakta olan (bina vb )

on foot

yryerek (by walk)

on good/friendly terms with

birisi ile iyi geinmek

on guard

nbette

on his way (to)

--- e doru giderken, --- nn yolunda (eve, okula, vb )

on holiday

tatilde

on leave

izinde, izne km

on loan

dn olarak, bor para / dn verilen (kitap, kaset )

on my own

kendi bana

on no account

asla (under no circumstances)

on occasions

bazen, zaman zaman

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
on purpose

kasten, maksatl

on sale

indirimli (for sale satlk )

on sight

grr grmez

on strike

grevde, greve km

on television

televizyonda

on the agenda

gndemde

on the alert

tetikte

on the basis of

on the strength of --- e dayanarak

on the brink/point of

--- nn eiinde, --- nn ucunda (yok olmann vb)

on the contrary

tam aksine, tersine

on the decrease

azalan, de gemi X on the increase

on the dot

tam vaktinde

on the hour

saat ba

on the increase

artan, ykselie gemi X on the decrease

on the other hand

dier taraftan, te yandan

on the outskirts

ehrin eteklerinde

on the phone

telefonda konumak, telefona sahip olmak

on the point of

--- mek zere olmak (be about to do)

on the spot

hemen, derhal (on the spot decision anlk verilen karar)

on the spur of the moment

anlk verilen karar vb

on the strength of

-e dayanarak (delil, teori, kant vb )

on the tip of ones mind/tongue

dilimin ucunda

on the verge of

on the edge of kenarnda, eiinde

on the whole

genel olarak konumak gerekirse (in general)

on vacation

tatilde, tatile km (on holiday)

on/in behalf of

--- nn adna/namna

once again

once more bir daha, yeniden

once in a blue moon

once in a while krk ylda bir

one by one

teker teker, birer birer

out of breath

nefes nefese

out of control

kontrol d

out of curiosity

out of interest srf meraktan, merak ettii iin

out of danger

emniyette, tehlikeden uzak

out of date

tarih, gemi

out of debt

borcu olmayan

out of doors

ak alanda yaplan etkinlik

out of fashion

demode olan

out of interest

out of curiosity srf meraktan, merak ettii iin

out of job

between jobs isiz

out of kindness

srf nezaketten/kibarlktan dolay

out of luck

(1) talihsiz, anssz (2) srf ans eseri

out of order

bozuk, dank

out of place

olmadk yere konmu eya, bulunduu yere ait olamayan

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
out of practice

elini eteini ekmek / antrenmansz olmak

out of print

artk baslmayan, tedahlden kalkmak

out of reach

ulalamayan X (within reach ulalabilir mesafede)

out of season

serada yetimi, turfanda (elma, muz vb)

out of sight

gzden kaybolmak, grnmez (invisible)

out of the ordinary

sra d, olaanst (extraordinary)

out of the question

imkansz X (in question sz konusu )

out of tune

ahenksiz, detone (ark vb)

out of use

artk kullanlmayan (disused)

out of work

isiz (off work izne km on leave)

pay a compliment to somebody on something

iltifatta bulunmak

pay attention to

dikkat etmek

peace and quiet

huzur ve skunet, sessiz ve sakin

play a trick on

kandrmak, aldatmak ( deceive)

pros and cons

bir durumun olumlu ve olumsuz yanlar

Pull yourself together!

Toparlan ! Kendine gel ! Kendine mukayyet ol !

put blame on

sulamak, suu zerine atmak

put curse on

lanetlemek

put faith in

inanmak, gvenmek

put into practice

uygulamaya koymak, yrrle koymak (fulfil)

put matters right

ileri yoluna sokmak

put pressure on

bask uygulamak ( urge/force )

put somebody at ease

birinin iine su serpmek (relieve)

put up with

katlanmak, tahamml etmek (tolerate)

put/lay emphasis on

vurgulamak, dikkat ekmek

receive a blow

darbe almak, darbe yemek

regain ones consciousness

aylmak, kendine gelmek (come round)

regardless of

irrespective of --- e ramen, --- e baklmakszn

release somebody on bail

birini kefaletle serbest brakmak

run a business

bir iletmeyi/i yerini idare etmek/ynetmek

run a high fever

ateler ierisinde yanmak, ok atei kmak

run for presidency

bakanla adayln koymak

run out of time/money

zamann/parann vb tkenmesi, bitmesi

safe and sound

sa salim, kazasz belasz (intact)

sentence somebody to life imprisonment

mrboyu hapse mahkum etmek

set fire to

atee vermek, kundaklamak (arson)

set somebody free

birini serbest brakmak

shed light on

aydnlatmak, aa kavuturmak (bring into light)

sleep like a log

ktk gibi uyumak

smoke like a chimney

ok fazla sigara imek, tiryaki olmak

so as to

in order to in an attempt/effort to --- mek iin

speak ill of

birisi hakknda atp tutmak, kt konumak

speak with a stammer

kekeleyerek konumak, kekelemek

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
stay aloof to

birine veya bir eye souk durmak, scak bakmamak

step by step

adm adm, yava yava

stick to the subject

konuya sadk kalmak, konudan sapmamak

strike up a friendship with somebody

birisiyle arkadalk kurmak

take a nap

ekerleme yapmak, uyumak

take advantage of

istifade etmek, yararlanmak ( make use of )

take bribes

birine rvet yedirmek

take care of

ilgilenmek, bakmn stlenmek ( look after )

take charge of

devralmak ( take over )

take into account/consideration

hesaba katmak, dnmek

Take my word for it!

Benim nasihatime kulak ver!

take no notice of

kale almamak, iplememek ( ignore )

take offence

alnmak, gcenmek, gcne gitmek (resent)

take ones mind off

kafay datmak, kafay dinlemek

take part in

katlmak ( participate in join in )

take pleasure in

den holanmak/zevk almak (derive pleasure from)

take pride in

gurur duymak ( be proud of )

take pulse

bir hastann nabzn lmek

take revenge on
take somebody by surprise

intikam almak
catch somebody by surprise artmak

take somebody/something as he/it is

birini/bireyi olduu gibi kabul etmek

take temperature

bir hastann ateini lmek

take the day/week off

(bir gnlk/haftalk) izne kmak

Take your time!

Rahatna bak! Daha bol bol vaktin var!

talk behind somebodys back

birinin dedikodusunu yapmak

tell the difference between

arasndaki fark anlamak

the chances are that

it is likely that muhtemeldir ki, galiba --

the cost of living

hayat pahall

the other day

bir ka gn once, geenlerde ( a few days ago)

There is no point/sense in + Ving

--- nn bir manas yok

To be honest

To be frank dorusunu sylemek gerekirse, drst olmak gere

to the point

konu ile ilgisi olmak

Try as you may/might,

Ne kadar urasrsan ura,

under age

reit olmayan, 18 yan henz doldurmam X (of age)

under arrest

in detention gz altnda, tutuklu

under discussion

tartlan

under guarantee

garanti altnda

under no circumstances

hi bir koulda, asla (on no account)

under pressure

bask altnda

under the disguise of

--- maskesi altnda

under the heading of

--- bal altnda

under the impression of

--- izlenimi edinmi

under the influence of

--- nn etkisi altnda

Prepositional Idioms
www.dilkolik.org
x
under the pretext of

--- bahanesiyle

under the weather

morali bozuk (in a bad mood)

under/in the circumstances

normal artlar altnda

up to date

up to now up to the present time u ana kadar

upside down

ba aa

wander off the subject

konudan sapmak

Watch your steps!

nne bak! Admlarna dikkat et!

What is wrong with you?

Senin neyin var?

with a view to

--- mek amacyla

with ease

kolaylkla, rahat bir ekilde

with/in respect to

--- nn asndan, - e bakmndan (in terms of)

without delay

hemen, gecikmeden ( immediately )

without doubt

phesiz

without fail

aralksz, fire vermeden, hatasz

without regard to

regardless of --- e bakmakszn, --- olursa olsun

without warning

anszn, pat diye, birden bire ( all at once)

You are kidding me!

Benimle kafa buluyorsun! aka yapyorsun!

You have got a point!

Haklsn!

You might also like