You are on page 1of 358

Dünya’ya mağrur kişi

Tövbeye gel tövbeye


Uçmadan ömrün kuşu
Tövbeye gel tövbeye

Ey halk içinde ulu


Olmuş nefsinin kulu
İşit hey yaman havli
Tövbeye gel tövbeye

Sakalına baka bak


Kara iken oldu ak
Dünya sana kurdu fak
Tövbeye gel tövbeye

Ulu kıyamet kopa


Düz ola dere tepe
Niceler yoldan sapa
Tövbeye gel tövbeye

Kaça gide can kuşu


Kuru kala ten dahi
Yunus Emre sen dahi
Tövbeye gel tövbeye
***

1
Hep fesad işlerime,
Estağfirullah tövbe
Yaman teşvişlerime,
Estağfirullah tövbe

Gözümün baktığına,
Gönlümün aktığına
Kulağım duyduğuna,
Estağfirullah tövbe

Dilimin gıybetine,
Nefsimin lezzetine
Hep azam lezzetine,
Estağfirullah tövbe

Bildim suçumu bildim,


Döndüm Çalabım tuttum
Geldim kapına geldim,
Estağfirullah tövbe

Benden suçumu sorma,


Ayıbım yüzüme vurma
Mahrum beni döndürme,
Estağfirullah tövbe

Settarul Uyup sensin,


Gaffaruz Zunup sensin
Fettahul Gulup sensin,
Estağfirullah tövbe

Gerçi kim günahım çok,


Rahmetin dahi artık
Asına kapım açık,
Estağfirullah tövbe

2
Nefs bendine tutuldum,
Şeytana esir oldum
Her hata ki ben kıldım,
Estağfirullah tövbe

Eşrefoğlu Rumi’nin,
Şol çok günahlarının
Kefaretidir anın,
Estağfirullah tövbe

Tövbeyi Tacil edin,


Gelin cennete gidin
Ey müminler siz idin,
Estağfirullah tövbe

Arzu yılanlarının,
Canları soktuğunun
Tiryaki ol avunun,
Estağfirullah tövbe
İlacı ol avunun,
Estağfirullah tövbe
***

3
Ey hevasına tapan,
Tövbeye gel tövbeye
Hak’ka tap Hak’tan utan,
Tövbeye gel tövbeye

Nice nefse uyasın,


Nice dünya kovasın
Vakt ola usanasın,
Tövbeye gel tövbeye

Nice beslersin teni,


Yılan çiyan yer anı
Ko teni besle canı,
Tövbeye gel tövbeye

Sen teni sandın seni,


Bilmedin senden teni
Odlara yaktın canı,
Tövbeye gel tövbeye

Sen dünya-perest oldun,


Nefsin ile dost oldun
Sanma dirisin öldün,
Tövbeye gel tövbeye

Gör bu müekkilleri,
Yazarlar hayr-u şerri
Günahdan olgıl beri,
Tövbeye gel tövbeye

Ey miskin âdemoğlu,
Usan tutma âlemi
Esmeden ölüm yeli,
Tövbeye gel tövbeye

4
Ölüm gelecek naçar,
Dilin tanını şaşar
Erken işini başar,
Tövbeye gel tövbeye

Göçer bu dünya kalmaz,


Ömür payidar olmaz
Son pişmaz assı kılmaz,
Tövbeye gel tövbeye

Tövbe suyuyla arın,


Dimegil bugün yarın
Göresin Hak didarın,
Tövbeye gel tövbeye

Eşrefoğlu Rumi sen,


Tövbe kıl erken uyan
Olma yolunda yalan,
Tövbeye gel tövbeye
***

5
Eylemişiz bîhad günâh yâ Rabbi estağfîrullah
Derdime derman yâ İlâh yâ Rabbi estağfîrullah

Ey kâinâtı yaratan diriğ etme avaradan


Kaldır perdeyi aradan yâ Rabbi estağfîrullah

Aşkın şarabın içmişem ben mâsivâdan geçmişem


Gülşen-i aşka göçmüşem yâ Rabbi estağfîrullah

Lütf-u keremle ihsân et zâkirler iyle hemdem et


Dîdârınla müşerref et yâ Rabbi estağfîrullah

İsyân içinde kalmışam bahr-i gaflete dalmışam


Hüdâyî der "bunalmışam" yâ Rabbi estağfîrullah
***

6
Seherde açılan güller hürmetine
Zikrinle dönen diller hürmetine
Rükuya bükülen beller hürmetine
Hacalet narına yakma ya Rabbi!
Yolunda kaim kullara bağışla
Rızana giden yollara bağışla
Arşına açılan ellere bağışla
Cahimin içine sokma ya Rabbi!
Secdeye kapanan başlar hürmetine
Aşkınla sızlayan döşler hürmetine
Gecelerde dökülen yaşlar hürmetine
Gazabınla bize bakma ya Rabbi!
Uhud’da yarılan yüze bağışla
Miraç’ta gören göze bağışla
O anda geçen söze bağışla
Sırat’tan aşağı dökme ya Rabbi!
Cemi peygamberlerin canı hürmetine
Ciharı yar-ı Güzin’in dini hürmetine
Uhud şehitlerinin kanı hürmetine
Suçlarımızı başa kakma ya Rabbi!
Muhammed Mustafa’nın (SAV) özüne bağışla
Fatımatüz Zehra adlı kızına bağışla
Yetim yetemanın yüzüne bağışla
Huzurunda boynumuzu bükme ya Rabbi!
Kur-an’ı kerimde geçen kelam hürmetine
Mekke Medine’deki âlem hürmetine
Arş kürs levhü kalem hürmetine
Sualde fazla sıkma ya Rabbi!
İsmi isminle bir yazılana bağışla
Din uğrunda kan döken gazilere bağışla
Kerbelada can veren kuzulara bağışla
Dinsizlerle nara sokma ya Rabbi!
***
7
Ey rahmeti bol pâdişâh
Cürmüm ile geldim sana
Ben eyledim hadsiz günah
Cürmüm ile geldim sana

Hadden tecâvüz eyledim


Deryâ-yı zenbi boyladım
Ma’lûm sana ben neyledim
Cürmüm ile geldim sana

Senden utanmadım hemân


Ettim hatâ gizli a’yân
Vurma yüzüme el-amân
Cürmüm ile geldim sana

Aslım çün bir katre meni


Halk eyledin andan beni
Aslım deni, fer’im deni
Cürmüm ile geldim sana

Gerçi kesen fıskü fücur


Aybü zelel çok her kusur
Lakin senin adın Gafur
Cürmüm ile geldim sana

Zenbim ile doldu cihan


Sana ayan zahir nihan
Ey lütfu bihat müsteban
Cürmüm ile geldim sana

Adın senin Gaffâr iken


Ayb örtücü Settâr iken
Kime gidem sen var iken
Cürmüm ile geldim sana

8
Hiç sana kulluk etmedim
Rah-ı rızana gitmedim
Hem buyruğunu tutmadım,
Cürmüm ile geldim sana

Bin kere bin ey Padişah


Etsem dahi böyle günah
La taknatu bana Penah
Cürmüm ile geldim sana

İsyanda Kuddûsî şedîd


Kullukta bir battal pelîd
Der kesmezem senden ümîd
Cürmüm ile geldim sana
***

9
Salihlerin yoldaşı,
La ilahe illallah
Âşıkların haldaşı,
La ilahe illallah
Mü’mine veren iman,
İmanda sabit kılan
Günahlarını yuyan,
La ilahe illallah
Belaları def eden,
Masivadan kad eden
Hicapları ref eden,
La ilahe illallah
Cehennemden kurtaran,
Cennette sefa süren
Hak cemalini gören,
La ilahe illallah
Endişesi Hak ola,
Gönlü nur ile dola
Mahşerde diye gele,
La ilahe illallah
Şol demki göçe canı,
Lagaf durur nişanı
Çürümeye hiç teni,
La ilahe illallah
Abdulkadir sultana,
Yapış inan Kur-an’a
Yetiştirir yezdana,
La ilahe illallah
Ey Fuadı fikreyle,
Bu niğmete şükreyle
Daim Hak’kı zikreyle,
La ilahe illallah
***
10
Taştı rahmet deryası
Gark oldu cümle ası
Dört kitabın manası
La ilahe illallah
Kitaplarda yazılıdır
Gönüllerde gizlidir
Söylenecek söz budur
La ilahe illallah
Cennet’ten çıktı Adem
Dünyaya bastı kadem
Bunu der idi her dem
La ilahe illallah
Erenlerin kılıcı
Arşa çıkar bir ucu
Her dertlerin ilacı
La ilahe illallah
Budur esmanın hası
Siler kalplerden pası
İsmi azam duası
La ilahe illallah
Gönüllere yol eder
Dağı taşı kül eder
Sultanları kul eder
La ilahe illallah
Güneş burcundan doğar
Aleme rahmet yağar
Hak’kın birliğin över
La ilahe illallah
Yunus da bunu dedi
Yanar yürek aşk odu
Mevlanın güzel adı
La ilahe illallah
***
11
Ey derde derman isteyen
Gel halkayı tevhide gir
Sıdkıyle canan isteyen
Gel halkayı tevhide gir

Bu halkada hazır olan


Mağfir oliser bi güman
Hak dostlarıdır zakiran
Gel halkayı tevhide gir

Zikir ile sen hemdem ol


Dahletme bize matesem ol
Esrarı Zikre mahrem ol
Gel halkayı tevhide gir

Yâd eyle dostun adını


Bulasın aşkın tadını
Kesbeyle gel bul tadını
Gel halkayı tevhide gir

Dahletme bize vaiza


Çün ederiz Zikri Huda
Maksut ise ancak rıza
Gel halkayı tevhide gir

Ko gafleti Kuddusiya
Zikri Huda et daima
İster isen vaslı lika
Gel halkayı tevhide gir

Hak’kın Habibi Mustafa


Der Ravzayı Cennet Ana
İblise uyma ey hüma
Gel halkayı tevhide gir

12
İnkârı ko ikrara gel
Ağyarı terket yâre gel
Bülbül gibi gülzara gel
Gel halkayı tevhide gir

Aşıkta ar olmaz şaha


Zahit eder kibri riya
Talibi Hak isen beya
Gel halkayı tevhide gir

Bu halkada iş tez biter


Giren murada tez yeter
Bu pendimi tut ey püser
Gel halkayı tevhide gir

Dur olmagıl bu halkadan


Dersem bulayım dostu ben
Guş eyle bu sözüme sen
Gel halkayı tevhide gir

Bulur alil bunda şifa


Bunda celis olur Huda
Zakirlere eyler ata
Gel halkayı tevhide gir

Mümin olan tevhid eder


İmanını tecdit eder
Gönüldeki teşviş gider
Gel halkayı tevhide gir
***

13
Semadan sırrı tevhidi
Duyan gelsin bu meydane
Derun içre bu gün Allah
Diyen gelsin bu meydane

Görenler Nûr-u Gaffârı


Duyanlar sırrı Settarı
Cihanda şişeyi arı
Kıran gelsin bu meydane

Seladır ehli irfana


Getirsin canı kurbana
Başı canı Hak yoluna
Koyan gelsin bu meydane

Cümlenin Halıkı birdir


Niçin bazısı gafildir
Bu ne hikmet bu ne sırdır
Bilen gelsin bu meydane

Geçip bu ab ile gülden


Dahi cümle kal-u kıldan
Bu dünya nakşini dilden
Yuyan (silen) gelsin bu meydane

Gönül maksudunu buldu


Cihan envar ile doldu
Bugün Nuri imam oldu
Uyan gelsin bu meydane
Bu gün şeyhim imam oldu
Uyan gelsin bu meydane
***

14
Her kim der ise daim
La ilahe illallah
Gönlünde dura kaim
La ilahe illallah

Endişesi Hak ola


Gönlü Nur ile dola
Mahşerde diye gele
La ilahe illallah

Şol demki göçe canı


La Havfun ola şanı
Çürümeye hiç teni
La ilahe illallah

Aldatmaya şeytan
Munisi ola Rahman
Hem kurtariser iman
La ilahe illallah

Ol gün ki kara yüzler


Hem söylemeye sözler
Hoş hüccet olup söyler
La ilahe illallah

Var Eşrefoğlu Rumi


Tarh edegör gönülden
Tevhide canu dilden
La ilahe illallah

Cehd eyle masivayı


Tarh edegör gönülden
Tevhide canu dilden
La ilahe illallah
***

15
Her imkânda bu kelam
Devam et sabah akşam
Eder sana da selam
La ilahe illallah

Elbet lütfeder Çalap


Günahlar olur sevap
Durma ihvan tevhid yap
La ilahe illallah

Gönülleri pak eden


Her müşkili halleden
Kulu Hak’ka er gören
La ilahe illallah

Hz. Muhammed’in
Cümle Nebi Mürselin
Ettiler bunu telkin
La ilahe illallah

Bütün Ashab-ı Resul


Bununla etti vüsul
Rahman’a en yakın yol
La ilahe illallah

İster isen halasın


Dâhil ol kurtar canın
Kalasıdır Huda’nın
La ilahe illallah

Her aşıkın Matlubu


Her sadıkın arzusu
Hak dostlarının yolu
La ilahe illallah

16
Abdulkadir sultanım
Hayri Baba’dır Şahım
Affet beni Allah’ım
La ilahe illallah

Mehmet Albayrak söyler


Halikını zikreyler
Aşk ile bunu derler
La ilahe illallah
***

17
Hak’ka aşık olanların
Daim işi tevhid olur
Terki siva kılanların
Daim işi tevhid olur

Mevlasına eyler firar


Zikrin eder leylü nehar
Hep kari edip ihtiyar
Daim işi tevhid olur

Cismi olur insan ile


Kalbi olur yezdan ile
Kah gizli kah ihvan ile
Daim işi tevhid olur

Aşkı eder ruha gıda


Zikir eder kalbi cila
Tevhide buluben safa
Daim işi tevhid olur

Vahşi olup uzlet eden


Halktan hemen nefret eden
Mevlası ile sohpet eden
Daim işi tevhid olur

Fakriyle eder iftihar


Aşk oduna daim yanar
Bilmez nedir namusu ar
Daim işi tevhid olur

Kuddusinin getti sana


Zikri Huda’dır daima
Âşıkların subhu mesa
Daim işi tevhid olur
***

18
Görerek dost cemalini,
Göçer illallah diyenler
Kalbine tevhid nuru
Saçar illallah diyenler

Hak kulların hepisini


Fazl ile yapmış yapısını
Sekiz cennetin kapısını
Açar illallah diyenler

Günahı çirkinden yuyup


Yüzü bedir aya dönüp
Kanatlı burağa binip
Uçar illallah diyenler

Gündüzü döndürür şebi


Ümmetim der ona nebi
Sıratı yıldırım gibi
Geçer illallah diyenler

Düzelt gönül harabını


Ko bu dünyanın şarabını
Dosttan aşkın şarabını
İçer illallah diyenler

Yunus cihan değil baki


Mağrur olup olma şaki
Batılın içinden Hak’kı
Seçer illallah diyenler
***

19
Allah’ımın adıdır illallah
Sancağında asılıdır illallah
O Rab’bimin adıdır illallah
Mühüründe basılıdır illallah

Okuyalım kur-an’ı illallah


Bir olan adını illallah
Kıymetini bilelim illallah
Yüce Resulullahı HAY

Alim olsun haberim illallah


Kur’an olsun rehberim illallah
Ne büyük bir mucize illallah
Bu Kur’an peygamberim HAY

Daim durma zikreyle illallah


Kur-an ile gir kabre illallah
Herkes cevap verecek illallah
Münkir ile Nekir’e HAY

Her an düşünüyorum illallah


Sırat’ın korkusunu illallah
Kur-an’dan alıyorum illallah
Cennet’in kokusunu HAY
***

20
Aşkınla çak olsa bu ten
Yine ben illallah direm
Yansa kül olsa bu beden
Yine ben illallah direm

Eğer beni yandırsalar


Külüm göğe savursalar
Her azamı ayırsalar
Yine ben illallah direm

Bağrımda bitse başlarım


Çeşmimde aksa yaşlarım
Ahü zar olsa işlerim
Yine ben illallah direm

Seyyid Nizam oğlu bile


Ceddiyle haşrolsa bile
Mümin muvahhidler ile
Yine ben illallah direm
***

21
Allah diye diye deryaya daldım
Aradım deryayı kalbimde buldum
Çok günah işledim ben pişman oldum
Gel Allah’a yürü yol kapanmadan
Gel Allah’a yalvar göz kapanmadan
Zikreyle Mevla’yı dilin durmadan

Allah diye diye kalbini coştur


Allah demek kardeş ne güzel, hoştur
Aldanma dünyaya hepsi de boştur
Gel Allah’a yürü yol kapanmadan
Gel Allah’a yalvar göz kapanmadan
Zikreyle Mevla’yı dilin durmadan

Allah diye diye yanıyor içim


Gençlik elden gitti ağardı saçım
Çok günah işledim bağışla suçum
Gel Allah’a yürü yol kapanmadan
Gel Allah’a yalvar göz kapanmadan
Zikreyle Mevla’yı dilin durmadan

Neyi aldın neye güvendin?


Şeytana uydun geride kaldın
Güzel Allah’tan ne tez usandın?
Gel Allah’a yürü yol kapanmadan
Gel Allah’a yalvar göz kapanmadan
Zikreyle Mevla’yı dilin durmadan

Yüce Hak’ka karşı olur mu böyle?


Geride kalmışsın doğruyu söyle
Gel mü’min kardeşim tövbeler eyle
Gel Allah’a yürü yol kapanmadan
Gel Allah’a yalvar göz kapanmadan
Zikreyle Mevla’yı dilin durmadan
***

22
Mevlam bana ver aşkını
Hayranın olayım senin
Bülbül gibi gülşeninde
Nalanın olayım senin

Yandır beni yandır beni


Aşk meyinden kandır beni
Sarhoş edip döndür beni
Mestanın olayım senin

Yar eyle beni yarına


Koyma bugünü yarına
Yak beni aşkın narına
Pervanen olayım senin
(Suzanın olayım senin)

Gönül kuşun sana uçur


Aşk meyinden daim içir
Bu tacı hırkadan geçir
Üryanın olayım senin

Seyyid Nizamoğlu Hoca


Ayırma kendinden yüce
Gerek gündüz gerek gece
Mihmanın olayım senin
***

23
Gel Hakkı çok zikredelim isimini hem vird edelim
Leyl-ü nehâr halvet edip aşkiyle tevhîd edelim

Gel derme bu sîm-ü zeri böyle cifeden ol berî


Kamuya ol Hak Rehberi aşkiyle tevhîd edelim

Gel tevhide çalış heman bülbül gibi eyle figân


Maksudunu verir inan aşkiyle tevhîd edelim

Döndür Hudâ'ya yüzünü, sevdir O'na kendüzünü


Zikr eyle pâk et özünü aşkiyle tevhîd edelim

Zikre çalış olma kesel, çek mâsivâ şuğlünden el


Hak meydanı açıldı gel aşkiyle tevhîd edelim

Çoktur velîm Hak’kın yolu Tevhîd kamunun efdali


Ol bu gülzârın bülbülî aşkiyle tevhîd edelim

Cümle ezkârın efdali tevhîd buyurmuştur nebi


Budur ekmelin mezhebi aşkiyle tevhîd edelim

Zikr-i Hudâ'ya et devam, çünkü zikr eder hâs-u âm


Bulur gönül aşkta makam aşkiyle tevhîd edelim

Gel azm et Hüdâyî Baba düşme bu dâr-i girdâba


Olur bütün ömrün hebâ aşkiyle tevhîd edelim
***

24
Aşkınla yak kül et beni
Tek bulayım Mevlam seni
Çiğnet yüzüm yol et beni
Tek bulayım Mevlam seni

Nuh gibi dövdür ellere


Emreyle sövdür dillere
Düşürüp uzak yollara
Tek bulayım Mevlam seni

İbrahim’im nar et yerim


Musa gibi Tur et yerim
İsa gibi dar et yerim
Tek bulayım Mevlam seni

Yusuf gibi caha düşür


Yakup gibi ağlat taşır
Aşkını başımdan aşır
Tek bulayım Mevlam seni

Biçtir beni Çerciş gibi


Yutsun balık Yunus gibi
Ahınla yak Koknus gibi
Tek bulayım Mevlam seni

İki cihanın güneşi


Bağladı bağrına taşı
Akıtıp gözünden yaşı
Tek bulayım Mevlam seni

Seyyid Nizamoğlu medet


Lütfuna hiç yoktur adet
Dile şifa ver dile dert
Tek bulayım mevlam seni
***

25
Affet isyanım benim,
Halim yaman Allah’ım
Ref et nisyanım benim
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Defterim dolu siyah


Amelim tekmil günah
Sensin kuluna penah
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Affına güvenirim
Kapında dilenirim
Kovsan yine gitmezem
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Ben bir yüzü karayım


Sana nasıl varayım
Ya kime yalvarayım
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Ömrümü ettim heder


Mücrimim halim beter
Bana kulum de yeter
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Ümmet et Habibine
Gönüller tabibine
Rahmeyle garîbine
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

26
LA TAKNATU buyurdun
Rahmetinle doyurdun
Kullarına duyurdun
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım

Aşki’yi azad eyle


Cemalinle şad eyle
Kulum diye yad eyle
Medet aman Allah’ım
Halim yaman Sultanım
***

27
Aşıkı yezdan, der Allah Allah
Talibi irfan der Allah Allah
İnsi Cin daim, kullukta kaim
Vahşi behayim, der Allah Allah

Nemlu Tüyur hem, zikreder Hudem


Natıkı ebsem, der Allah Allah
Yerler felekler, cümle melekler
Suda samekler, der Allah Allah

Ziruh cemadat, eyler ibadat


Cümle mâhlukat, der Allah Allah
Allah di ey yar, her zaman her yar
Müştaki didar, der Allah Allah

Her derde derman, zikri hak ey can


İsteyen Rıdvan, der Allah Allah
İt hemen tekrar, bu ismi ey yar
Saliki Cabbar, der Allah Allah

Zikreyle Aşık, ol vasla layık


Talibi sadık, der Allah Allah
Gel yan bu nara, git gir digare
Arayan çare, der Allah Allah
Olma Kuddusi, bu ismi nasi
Hak aşinası der Allah Allah.
***

28
Aşıkı didar,
Allah Allah de
Dağılsın keder,
Allah Allah de

Dünyaya dalma,
Ölmüyom sanma
Gece uyuma,
Allah Allah de

Dağ ile taşta,


Kuru ile yaşta
Çağır her işte,
Hemen Allah de

Artır vermeni,
Söyle derdini
Terket yurdunu,
Güven Allah de

Haksızlık etme,
Kem yola gitme
Allah’ı unutma,
Güven Allah de

Dilin durmadan,
Rab’bin sormadan
Kabre girmeden,
İnan, Allah de.
***

29
Bihamdilillah derim Allah
Alup aklımı fikrullah
Hamdilillah derem Allah
Alup aklımı fikrullah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah
Dilimde zatın esması
Bana üns oldu zikrullah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah
Ben ol pervaneyim
Cemalin şem’ine yandım
Yanuben küllü kül oldum
Beni mahvetti aşkullah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah
Bu tevhidden murad ancak
Cemali zata ermektir
Görünen kendi zatıdır
Değildir sanmaki gayrullah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah
Gönül ayinesin sofi
Eğer kılar isen safi
Açılır sana bir kapı
Ayan olur cemalullah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah
Şems-i Tebriz bunu bilir
Ehad kalmaz fena bulur
Bu alem küllü mahvolur
Hemen baki kalır Allah
Salâtullah, selâmullah
Aleyke ya Resulullah
30
Şol Cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu

Salınır Tuba dalları


Kur-an okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyu deyu

Kimler yiyip kimler içer


Hep melekler rahmet saçar
İdris nebi hulle biçer
Subhan Allah deyu deyu

Ol Allahın melekleri
Daim tesbihte dilleri
Cennet bağı çiçekleri
Kokar Allah deyu deyu

Altındandır direkleri
Gümüştendir yaprakları
Uzandıkça budakları
Biter Allah deyu deyu

Aydan aydındır yüzleri


Şekerden tatlı sözleri
Cennet’te huri kızları
Gezer Allah deyu deyu

Hak’ka aşık olan kişi


Akar gözlerinin yaşı
Pür nur olur içi dışı
Söyler Allah deyu deyu

31
Ne dilersen Hak’tan dile
Kılavuzla gir bu yola
Bülbül aşık olmuş güle
Öter Allah deyu deyu

Açıldı gökler kapısı


Rahmetle dolu hepisi
Sekiz Cennet’in kapısı
Açar Allah deyu deyu

Yunus Emre var yarına


Koma bu günü yarına
Yarın Hak’kın divanına
Varam Allah deyu deyu
***

32
Ey Allah’ım beni senden ayırma
Beni senin didarından ayırma

Seni sevmek benim dinim imanım


İlahi dini imandan ayırma

Sararıben solup döndüm hazana


İlahi hazanımı daldan ayırma

Şeyhim güldür ben anın yaprağıyam


İlahi yaprağı gülden ayırma

Ben ol dost bahçesinin bülbülüyem


İlahi bülbülü gülden ayırma

Balığın canı suda dediler


İlahi balığı gölden ayırma

Eşrefoğlu senin kemter kulundur


İlahi kulunu Sen’den ayırma
***

33
Ezelden aşkınla Allah
Ben yane geldim
Cemalin şem’ine Allah
Pervane geldim

Koy beni yatayım Allah


Şeyh eşiğinde
Şu tatlı canımı Allah
Kurbane geldim

Nefsin kal’asını Allah


Tevhiddir yıkan
Esma kuvveti ile Allah
Meydane geldim

Aşıkların didarın Allah


Gördüm düşümde
Kalmadı takadım Allah
Divane geldim

Şems-i Tebrizi’nin Allah


Tablın kurmuşlar
Şeyhim himmetiyle Allah
Meydane geldim
***

34
Allah diyelim daim
Mevlam görelim neyler
Yolda duralım daim
Mevlam görelim neyler

Sen sanmadığın yerde


Şayet açıla perde
Derman erişe derde
Mevlam görelim neyler

Gündüz olalım saim


Gece olalım kaim
Allah diyelim daim
Mevlam görelim neyler

Netti bu Yunus netti


Bir doğru yola gitti
Bir şeyh eteğin tuttu
Mevlam görelim neyler
***

35
Ne zaman anarsam seni
Kararım kalmaz Allah’ım.
Senden gayrı gözüm yaşın
Kimseler silmez Allah’ım.

Sen yarattın cismü canı


Sen yarattın bu cihanı
Mülk senindir kerem kânı
Kimsenin olmaz Allah’ım

Açılır bağı bostanın


Okunur dilden destanın
Senin baktığın gülistanın
Gülleri solmaz Allah’ım

Sensin ismi Bâkî olan


Sensin dillerde okunan
Senin aşkına dokunan
Kendini bilmez Allah’ım.

Aşkın bahrına dalmayan


Canını feda kılmayan
Senin cemalin görmeyen
Ebedi gülmez Allah’ım

Zar olur aşıkın işi


Durmaz akar gözü yaşı
Senden ayrı düşen kişi
Didarı görmez Allah’ım

Âşık Yunus seni ister


Lutfeyle cemalin göster
Cemalin gören âşıklar
Ebedi ölmez Allah’ım.
***

36
Cana cefa kıl ya vefa,
Kahrın da hoş, lutfun da hoş
Ya dert gönder ya deva,
Kahrında hoş, lutfun da hoş.

Hoştur bana senden gelen


Ya gonca gül yahut diken
Ya bir hilal yahut kefen
Lutfun da hoş, kahrın da hoş!

Gelse cemalinden vefa


Yahut celalinden cefa
İkisi de cana safa
Lutfun da hoş, kahrın da hoş!

Ger bağ-u ger bostan ola.


Ger bendü ger zindan ola,
Ger vasl-ü ger hicran ola,
Kahrın da hoş, lutfun da hoş.

Gerek ağlat gerek güldür


Gerek yaşat gerek öldür
Aşık Yunus sana kuldur
Lutfun da hoş, kahrın da hoş!

Ey padişah-ı lemyezel
Ey kadir ü Hayyü ezel
Ey lutfu çok, kahrı güzel
Lutfun da hoş, kahrın da hoş!

Ağlatırsın zarı zarı


Eğer göstermezsen yarı
Layık görür isen narı
Narın da hoş, nurun da hoş!
***

37
Alma tenden canımı
Aman Allah’ım aman
Görmeden cananımı
Aman Allah’ım aman

Bir kez yüzün göreyim


Payine yüz süreyim
Canım anda vereyim
Aman Allah’ım aman

Ahım göğe çıkmasın


Felekleri yıkmasın
Melekleri yakmasın
Aman Allah’ım aman

Zar eyleme işimi


Zehreyleme aşımı
Dökme kanlı yaşımı
Aman Allah’ım aman

Aşıkım Muhammed’e
Ol Râsûl-i emcede
Koyma beni hasrete
Aman Allah’ım aman

Yunus canın şükrane


Kurban etsin canane
Atma daim hicrane
Aman Allah’ım aman
***

38
Yandım Yakıldım ben nar-ı aşka,
Andelib oldum gülzarı aşka

Allah-u Allah Allah-u Allah


Allah-u Allah Allah-u Allah

Bezm-i elestten mest olup geldim


Ben bende doldum hünkara geldim.

Hizmeti şeyhe kulluk edegör


Mahrem olursun esrarı aşka

Evvel aldandım pek kolay sandım


Yandıkça yandım men narı aşka

Enel hak sırrın çün bildim ayan


Mansur olursun perdarı aşka

Nice Süleyman geldi cihane


Ben Süleymanım serdarı aşka.
***

39
Hannan Allah Mennan Allah,
Her dertlere derman Allah
Salatullah Selamullah
Aleyke Ya Rasulallah

Ey Allah’ım sana sundum elimi


Bizi ol dost Muhammed’den ayırma
Gayrı kime arz edeyim halimi
Bizi ol dost Muhammed’den ayırma

Evliya Enbiya çıkar köşküne


Mest olurlar amberine miskine
İmam-ı Hüseyn’in dem-i aşkına
Bizi ol dost Muhammed’den ayırma

Hannan Allah Mennan Allah


Her dertlere derman Allah
Salatullah selamullah
Aleyke Ya Rasulallah
***

40
Can-ı gönülden seversen,
Yalvar kul Allah’a yalvar.
Maksuda ermek istersen,
Yalvar kul Allah’a yalvar

Yalvara gör hep yalvara,


Varmayasın yüzü kara,
Ümmet isen Peygamber’e,
Yalvar kul Allah’a yalvar.

Geceler uykudan uyan,


Gizli sırlar olsun ayan.
Mahrum olmaz Allah diyen,
Yalvar kul Allah’a yalvar.

Tanı sen kendini tanı,


Niçün yarattı Hak seni,
Düşünüben hatimeni,
Yalvar kul Allah’a yalvar.

Yunus zikredip Hak deyü


Yürü maksudun dileyu,
İnileyu, hem ağlayu,
Yalvar kul Allah’a yalvar
***

41
Bunca yıldır bir hiçliğe
Gittim sana geliyorum
Yeter artık döne döne
Bıktım sana geliyorum

Durdum ve düşündüm hemin


Baktım bu yol daha emin
Ayrılmamaya bin yemin
Ettim sana geliyorum

Gözüm yaşlı gönlüm garip


Yalvarayım dedim varıp
Benliği benden çıkarıp
Attım sana geliyorum

Aşk tokmağı değdi örse


Durmam gayri dünya dursa
Dünden kalma neyim varsa
Sattım sana geliyorum

Bıraktım öfkeyi kini


Oldum bir rahmet ekini
Seni sevmenin zevkini
Tattım sana geliyorum
***

42
Mevlam sana ersem diye,
Aşka düşen pervaneyim
Cemalini görsem diye
Aşka düşen pervaneyim

Derdinle ağlar inlerim


Aşka düşer hep inlerim
Bülbül şakır ben dinlerim
Aşka düşen pervaneyim

Gözyaşlarım durmaz akar


Seller gibi ağlar coşar
Vuslat ümidiyle yaşar
Aşka düşen pervaneyim

Kevni temaşa eylerim


Nevayı aşkı söylerim
Sensiz cihanı neylerim
Aşka düşen pervaneyim
***

43
Durmaz yanar vücudum Allah,
Bizleri de mahrum eyleme Allah
Sensin benim maksudum Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Gül bülbülün ormanı Allah


Ver derdime dermanı Allah
Şükür erdik bugüne Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Halas eyle narından Allah


Ayırma didarından Allah
Cennet’te cemalinden Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Kandiller yana yana Allah


Dervişler döne döne Allah
Son nefeste imandan Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah
***

44
Gelin Allah Diyelim,
Kalpten pası silelim
Alemler seyredelim
Allah Allah dedikçe

Nerde tehvid çekilir


Melekler saf saf gelir
Hepsi tekbir getirir
Allah Allah dedikçe

Zikr-i Hak’ka başlandı


İsm-i Celal hızlandı
Arş-ı ala sallandı
Allah Allah dedikçe

Gönüller şadan olur


Kaygudan azad olur
Can mülke abad olur
Allah Allah dedikçe

Bağlı kapı açılır


Hak batıldan seçilir
Gizli sırlar açılır
Allah Allah dedikçe.

Gafil olma Naciya


Hak’kı zikret daima,
Seni zikreder Huda,
Allah Allah dedikçe.
***

45
Bilirim bende sensin Allah’ım,
Can ile tende sensin Allah’ım
Ey dertlere derman, Ey Gani Sübhan
Geç günahımdan aman Allah’ım

Bulmuşum Canan, olmuşum şâdan


Ben derim her an, sensin Allah’ım
Ey dertlere derman, Ey Gani Sübhan
Geç günahımdan aman Allah’ım

Mahvedip teni, bulmuşum seni


Demezem kani, Ey Gani Sübhan
Ey dertlere derman, Ey Gani Sübhan
Geç günahımdan aman Allah’ım

Terk edip varı buldum didarı


Bes budur kârı, sensin Allah’ım
Ey dertlere derman, Ey Gani Sübhan
Geç günahımdan aman Allah’ım

Sezai’den bak, zahir oldu Hak


Söz budur el Hak, sensin Allah’ım
Ey dertlere derman, Ey Gani Sübhan
Geç günahımdan aman Allah’ım
***

46
Sarıçiçek hazan olur,
Allah! diyen güzel olur
Aşk ile Allah! diyenin
Günahları gazel olur.

Aman Hay! demeye geldim


Hu! deyip dönmeye geldim
Meramımda Hu! demek var
Cemalin görmeye geldim.
Meramımda Hu! demek var
Şeyhimi görmeye geldim.

Sular Allah! diye akar


Aşık olan ona bakar
Melekler hep yıkar yapar
Sabahın seher vaktinde.

Odasında nurdan divan


O divana olsam revan
Üstündeki şeyhim sultan
Allah Hu! demeye geldim

Sofraları ıldır ışık


Ellerinde nurdan kaşık
Ben olmuşum Hak’ka aşık
Allah Hu! demeye geldim

Akan sular durulur mu?


Allah! diyen yorulur mu?
Yara Muhammed yarası
Buna merhem vurulur mu?
***

47
Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlam seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlam seni

Su dibinde mahi ile


Sahralarda ahu ile
Abdal olup Ya Hu! ile
Çağırayım Mevlam seni

Gökyüzünde İsa ile


Tur Dağı’nda Musa ile
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevlam seni

Derdi büyük Eyyüb ile


Gözü yaşlı Yakub ile
Ol Muhammed mahbub ile
Çağırayım Mevlam seni

Bilmişim dünya halini


Terk ettim kıylü kalini
Baş açık ayak yalını
Çağırayım Mevlam seni

Yunus okur diller ile


Kumrular bülbüller ile
Hak’kı seven kullar ile
Çağırayım Mevlam seni
***

48
Ömrün bitirmiş viranemiyem
Aklın yitirmiş divanemiyem

Allahu Allah Allahu Allah


Allahu Allah Allahu Allah

Kanat vururum, döner dururum


Yanar kururum, pervanemiyem

Yaşlı gözlerim, tutmaz dizlerim


Yolun izlerim, mestanemiyem

Aşkınla yanan, kalbi tutuşan


Yoluna koşan Geylanemiyem

Fırında pişen, piştikçe coşan


Aşka kavuşan, Mevlanemiyem

Aşkî can feda, olsa ne fayda


Aşk oku yayda, kemanemiyem
***

49
Aşık oldum ben Allah’ın adına
Doyamadım lezzetine tadına
Şimdi girdim erenler meydanına
Bana Allah gerek cihan kâretmez
Benim gönlüm didar ister, eylenmez

Derviş oldum gezdim dağ ile taşı


Irmak oldu aktı gözümün yaşı
Terk eyledim anne, baba, kardaşı,
Bana Allah gerek cihan kâretmez
Benim gönlüm didar ister, eylenmez

Allah Allah deyup her dem yanarım


Allah’ı andıkça kalmaz kararım
Bir oda düşmüşüm daim yanarım
Bana Allah gerek cihan kâretmez
Benim gönlüm didar ister, eylenmez

Bilmez misin Yunus Emre halini


Gece gündüz zikreyler cemalini
Görebilsem Allah’ın didarını
Bana Allah gerek cihan kâretmez
Benim gönlüm didar ister, eylenmez
***

50
Cümle âlemi Yaradan
Kaldır perdeyi aradan
Binbir ismin hürmetine
Göster cemalin Yaradan

İzin ver biz de uçalım


Fani dünyadan göçelim
Cennet’te cemal görelim
Göster cemalin Yaradan
Kaldır perdeyi aradan

Estir bizi yeller gibi


Coştur akan seller gibi
Azat olmuş kullar gibi
Göster didarın Yaradan
Kaldır perdeyi aradan

Sensin evvel sensin ahir


Aşkın bize oldu zahir
Ya lütfeyle ya da öldür
Kaldır perdeyi aradan
Ya lûtfeyle ya da öldür
Göster cemalin Yaradan
***

51
Ya Rab haberin nerden alayım,
Bir kamil mürşide varayım
Hak’kın yoluna kurban olayım
Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda

Gönül kuşunu eyleyemedim


Dünyaya mesken bağlayamadım
Yandı yüreğim ağlayamadım
Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda

Tazedir solmaz Hak’kın gülleri


Mestane gezer saadet kulları
Gayet incedir Hak’kın yolları
Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda

Ya Rab Errahim Ey lûtfu Kerim


Yoluna kurban canım var benim
Ya Rab sen varken kime gideyim
Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda
***

52
Tecelli-i cemal ister,
Gönül eğlenmez aldanmaz,
Teselli-i visal ister,
Gönül eğlenmez aldanmaz.

Siva savmunu kim tuttu,


Visalin aydına yetti,
Cemalin vasfını eşitti,
Gönül eğlenmez aldanmaz.

Cihanı gezsem sert eser,


Görünmez anda bahr ü ber,
Meğer ya Rab seni özler
Gönül eğlenmez aldanmaz.

Ne dünyada, ne ukbada,
Gönül bir özge sevdada,
Dem be dem fikri Mevla’da,
Gönül eğlenmez aldanmaz.
***

53
Sabahtan yüzümü yere,
Sürem Allah Allah deyu
El bağlayıp divanına
Duram Allah Allah deyu

Aksın gözlerimin yaşı


Çalayım bağrıma taşı
Postumu kıbleye karşı
Serem Allah Allah deyu

Yine dilim bülbül olmuş


Yine dağlar sümbül olmuş
Aşk ile yanıp kül olmuş
Kerem Allah Allah deyu

Sakla Ya Rab imanımı


Okusunlar divanımı
Son nefeste bu canımı
Verem Allah Allah deyu

Aşıkların yollarını
Severem hep dillerini
Aşk bağının güllerini
Derem Allah Allah deyu

Nazarımız Yusuf ola


Ey ruhsati gir bu yola
İnşaallah kendini bile
Görem Allah Allah deyu
***

54
Hemen Allah diyor âşık kulların,
Gayet ince gider senin yolların
Kırıldı kanadım kaldı kollarım
İlle cemalini göster ya Rabbi
Aman cemalini göster Allah’ım

Bülbüle baktım da dertlice öter


Bu aşkın tütünü tepemde tüter
Coşkun sular gibi çağlattın yeter

Günahıma baktım da ben de yoruldum


Coşkun sular gibi aktım duruldum
Rahat döşeğime ben de koyuldum

Günahıma baktım da yüceden yüce


Ne gündüzüm belli ne gecem gece
Binbir ayak bir araya gelince

Teneşirde yıkanıyor bu tenim


Yakasız gömleği giydi bedenim
Tükendi kuvvetim bu çarelerim

Tabutum giderken dostlarım ağlar


Ayrılık hasreti ciğerim dağlar
Sana âşık olan dünyayı neyler

Allah Allah diye diye ağlarım


Aşk ateşiyle ciğerim dağlarım
Cennet bir boş evdir anı neylerim

Üzerime sapmaları dizerler


Başucuma baş taşımı dikerler
Kabrimin üstüne suyu serperler
İlle cemalini göster Ya Rabbi
Aman cemalini göster Allah’ım
***
55
Güller sünbüller
Yanık gönüller
Divane diller
Mevlayı özler

Hu diyen canlar
Canda cananlar
Aşkla yananlar
Mevlayı özler.

Pervane nare
Deme ağyare
Mest olan yare
Mevlayı özler

Emin ver bana


Niyazım sana
Yüreğim yana
Mevlayı özler

Zikreden zakir
Şükreden şakir
Aşkı bu fakir
Mevlayı özler
***

56
Deyyan Allah!, Mennan Allah!
Settar Allah!, Gaffar Allah!
Allah Allah!, Halim Allah!
Affeyle Ya Kerim Allah!

El açanlar mahrum kalmaz


Kerem eyle Kerim Allah!
Sığınanlar mahzun olmaz
Rahmeyle Ya Rahim Allah!

Anmayan günahkârım
Cürmü hata oldu kârım
Bağışlar elbet hünkârım
Affıyla Ya Halim Allah!

Kum dayanmaz gazabına


Sabredemez azabına
Dehanet eyler bağıma
Affeyle Ya Halim Allah!

Zatındadır bütün kemal


Hüküm senin Ya Zel Celal!
Tüm tecelli göster cemal
Vasfeyle Ya Hâkim Allah!

Âşık kulun boynun büker


Huzurunda yaşlar döker
Dergâhına gözün döker
Rahmeyle Ya Kerim Allah!
***

57
Bu aklı fikriyle Mevla bulunmaz
Bu ne yâredir ki merhem bulunmaz

Kamunun derdine derman bulunur


Şu benim derdime derman bulunmaz

Aşkın pazarında canlar satılır


Satarım canımı alan bulunmaz

Deryalar içinde susuz gezerim


Beni kandıracak umman bulunmaz

Yusuf’um kayboldu Kenan ilinde


Yusuf’um bulundu Kenan bulunmaz

Yunus öldü deyu sala verirler


Ölen hayvan imiş, âşıklar ölmez
***

58
Kulların oda yakma,
Kerem eyle Ya Mevla!
Noksanımıza bakma,
Kerem eyle Ya Mevla!

Bizler taksirli kuldur,


İhsanın ile doldur
Senin rahmetin boldur,
Kerem eyle Ya Mevla!

Yoluna tevfik eyle,


Fazlını refik eyle
Rahmete garkeyle,
Kerem eyle Ya Mevla!

Çünkü insan eyledin,


Ehli iman eyledin
Bunca ihsan eyledin,
Kerem eyle Ya Mevla!

Dertli aşıklar için,


Yolda sadıklar için
Bağrı yanıklar için,
Kerem eyle Ya Mevla!

Kutbu evliya için,


Sadrı asfiya için
Fahri enbiya için,
Kerem eyle Ya Mevla!

Daim sebatın için,


Bunca sıfatın için
Şol güzel zatın için,
Kerem eyle Ya Mevla!

59
Hâlimize alimsin,
Afv edersin ekremsin
Anamızdan erhamsın,
Kerem eyle yâ Mevlâ

Tutalım kul leîmdir


Efendisi kerimdir
Adın rahmân rahimdir
Kerem eyle yâ Mevlâ

İhsânını tesnîm et
Gufranını ta'mîm et
Yollarını ta'lim et
Kerem eyle yâ Mevlâ

Hudai’ye ihsan et,


Rahmet ile gufran et
Her işini asan et,
Kerem eyle Ya Mevla!
***

60
İlahi cennet evine
Girenlerden eyle bizi
Yarın anda cemalini
Görenlerden eyle bizi
Mahşerde halk ola hayran,
Çok yürekler ola püryan,
Arşın gölgesinde seyran,
Edenlerden eyle bizi.
Bu dünyanın bekası yok
Ya aç olmuş, ya da tok;
Terazide sevabı çok,
Gelenlerden eyle bizi.
Bakma dünyanın varına,
Sarfet varın Hak yoluna,
Beratını sağ eline
Alanlardan eyle bizi.
Ya Vahidü ferd-üs Samed,
İhsanına yoktur aded
Firedevs bahçesinde ebed
Kalanlardan eyle bizi
Emanetler aman ile
Kalır gider zaman ile
Ahir demde iman ile
Gidenlerden eyle bizi.
Şu dünyanın cefası çok,
Kimi aç gezer, kimi tok
Ol mizanda sevabı çok
Gelenlerden eyle bizi
Müminlere rahmet ola,
Münafıklar mahrum kala
Yunus der ki doğru yola
Gidenlerden eyle bizi
***
61
Al bak sana bir dua
Oku soluk soluğa
Doysun kalbin huzura
Daim Allah de Allah

Okurken ve yazarken
Sağa sola bakarken
Güzel ömür akarken
Daim Allah de Allah

Bu dünyanın sonu yok


Şu kafana iyi sok
Sabah akşam hem de çok
Daim Allah de Allah

Ağla hergün zari zar


Sanki başka neyin var
Edeceksin küllü kâr
Daim Allah de Allah

Gönüllere bir ışık


Gece gündüz karışık
Dilin olsun alışık
Daim Allah de Allah

Allah diyen yorulmaz


Çürüyüp toprak olmaz
Bu iş ihmale gelmez
Daim Allah de Allah

Ahmetsani Allah de
Gecede ve gündüzde
Kış, bahar, yaz ve güzde
Daim Allah de Allah
***

62
Mâsivâdan el çeküp
Sana gelmişem Ya Rab
Terk-i dünya eyleyüp
Sana gelmişem Ya Rab

Diler bu kalbim seni


Etme mahrum Ya Gani
Feyzinle şâd et beni
Sana gelmişem Ya Rab

Aşkın ile dolmuşam


Mest-ü müdâm olmuşam
Doğru yolu bulmuşam
Sana gelmişem Ya Rab

Abd-i âciz hakîrem


Günahkârem fakîrem
Cürmümle müştehirem
Sana gelmişem Ya Rab

Gayrıya hiç gitmezem


Kapını terk etmezem
Ümidimi kesmezem
Sana gelmişem Ya Rab

Lütfunla mağfiret et
Cürm-ü isyanım affet
Settâr isminle setr et
Sana gelmişem Ya Rab
***

63
Seher vakti bülbüller
Ne de güzel öterler
Açınca tüm çiçekler
Birlikte zikrederler

Aman Allah illallah


Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
Lâ ilâhe illallah

Akşam olur giderler


Boyun büker çiçekler
Kim bilir ne söylerler
Feryat eder bülbüller

Onlarda bütün dertler


Yine de şükrederler
Salât selâm söylerler
Hep menzile ererler

Sen Allah'ı seversen


Allah seni sevmez mi
Emrince hizmet etsen
Hak ecrini vermez mi

Sen rıza kapısında


Aman Allah’ım dersen
O âlemler sultanı
Lebbeyk kulum demez mi

Âşık Yûnus ne söyler


Söyler de kim dinler
Bu yollar Hak’ka gider
Gidenler rahat eder
***

64
Ey âşık-ı sadıklar
Gelin Allah diyelim
Bezm-i Hak’ka layıklar
Gelin Allah diyelim.
Subhanallah, sultân Allah
Her dertlere derman Allah
Varalım doğru râha
Yüz sürelim dergâha
Yalvaralım Allah'a
Gelin Allah diyelim
Subhanallah, sultân Allah
Her dertlere derman Allah
Yolunda can verelim
Lûtfü Hak’ka erelim
Cemâlini görelim
Gelin Allah diyelim
Subhanallah, sultân Allah
Her dertlere derman Allah
Bu gözlere nur verir
Gönüle sürûr verir
Ne dilersen er görür
Gelin Allah diyelim
Subhanallah, sultân Allah
Her dertlere derman Allah
Dinle derviş hikmeti
Tutun farzı sünneti
Ey Muhammed ümmeti
Gelin Allah diyelim.
***

65
Ey aşıkı dildare
Gel nuş edelim bade
Bir bade gerek amma
Kim içile me' vade

Can Allah Canan Allah


Canlar sana kurban Allah
Hay kalbim zikrullah
La ilahe illallah
Muhammedur-Resulullah

Sakisi ola Mevla


Ak dahi anın esma
Bir kez nuş eden kat-a
Gam görmeye dünyada

Bir kez içen aşıktır


Aşkında ol sadıktır
Aşk ona hem layıktır
Mecnun ile Ferhad’a

Ol came olan talip


Can ile ola ragıp
Nefsine ola galip
Dil bağlaya üstade

Nuş eyleyen ol camdan


Subhu ne bile şamdan
Talimi cünün eyler
Mecnun ile Ferhad’a

İşit bu Sezai’den
Ne gördü fenaiden
Dost vechini gösterdi
Mir’at-ı mücellada
***
66
Maksut cihana gelmekten
Kişi Rab’bin bilmek imiş
Rabbini bilmekten murat
Evliyasın bulmak imiş

Onun ile olur devlet


Onu beyan kılar ayet
Hak’ka yalvarmaktan murat
Gerçeğe yol varmak imiş

Bulmak değil imiş bilmek,


Bilmek değil imiş, bulmak
Evliyaya gönül vermek
Rengine boyanmak imiş

Bunlardır Hak’kı bilen


Gayrısı yalandır yalan
Dervişlikten murat olan
Külliyen yok olmak imiş

Kaygusuz aşk pervanesi


Oldu Hak’kın divanesi
Ehl’i aşkın sermayesi
Aşk od-una yanmak imiş
***

67
Neyleyeyim dünyayı,
Bana Allah’ım gerek,
Gerekmez masivayı,
Bana Allah’ım gerek,

Ehli dünya dünyada,


Ehl-i ukba ukbada,
Her biri bir sevdada,
Bana Allah’ım gerek,

Dertli dermanın ister,


Kullar, sultanın ister,
Aşık cananın ister,
Bana Allah’ım gerek,

Fani devlet gerekmez


Dürr ü ziynet gerekmez
Haksız cennet gerekmez
Bana Allah’ım gerek,

Mecnun ister Leyla’yı


Vamık özler Azra’yı
Nidem gayrı sevdayı
Bana Allah’ım gerek,

Bülbül güle karşı zar,


Pervaneyi yakmış nar,
Her kulun bir derdi var,
Bana Allah’ım gerek,

Beyhude hevayı ko,


Hak’kı bulagör Ya Hu!
Hudai’nin sözü bu,
Bana Allah’ım gerek.
***

68
Gönül birden karar etmez,
Mevlamı arar gezerim
Ona teselli kar etmez
Mevlamı arar gezerim

Yeni düştüm ben bu derde


Sevda yeli eser serde
Gezip oturduğum yerde
Mevlamı arar gezerim

Seherlerde esen yelde


Hem sahrada hem çölde
İhvanda şeyhimde pirimde
Mevlamı arar gezerim

Seherlerde esen yelde


Zar eden şol bülbüllerde
Elvan çeşit açan gülde
Mevlamı arar gezerim

Hem yazlarda hem kışlarda


Hem dağlarda hem taşlarda
Zikredip öten kuşlarda
Mevlamı arar gezerim

Poyrazoğlu acı esme


Hüsrandasın bu gidişte
Rahmetinden ümit kesme
Mevlamı arar gezerim
***

69
Âdem'i topraktan icadeyleyen Allah’ım meded
Nârı İbrahim'e gülzâr eyleyen Allah’ım meded

Eyle hidâyet koma hiç zulmet içre bu gönlümü


Hazret-i Musa'yı galip eyleyen Allah’ım meded

Dergâhına yüzüm sürüp boynumu büküp ağlarım


Îsâ'yı ruhundan icadeyleyen Allah’ım meded

Şerm ile hicâbeylerim arz etmeğe ahvâlimi


İsmail'e koçu kurban eyleyen Allah’ım meded

Gitmezem çoktur deyu ben zenb-ü isyanım ey


Huda İdrîs'i sağ Adn'e idhal eyleyen Allah’ım meded

Nefs ile şeytâna uyup eylemişem bîhad günah


Yusuf u Ya'kub'a irsal eyleyen Allah’ım meded

Cismimde kuvvet kalmadı sana ibadet etmeğe


Eyyûb'u derdinden halâs eyleyen Allah’ım meded

Aç basiret gözlerimi müşerref kıl cemalinle


Ahmed'i nurundan icadeyleyen Allah’ım meded

Rûz-ü şeb ağla Hüdâyî yalvar Huda'ya durma hiç


Yoktan bu kâinatı var eyleyen Allah’ım meded
***

70
Koma bu zulmet içinde gönlümü Mevlâ meded
Lütf-u fazlınla küşâdet gönlümü Mevlâ meded

Gelmişem kapına yâ Rab sana boynumu eğip


Topraktan Âdem'i icâd eyleyen Mevlâ meded

Eylerim zikre devam et bâb-ı fazlını küşâd


İçir aşkından bir cür'a tab'ıma Mevlâ meded

Nefs-ü İblîs'e uyup çok işledim cürm-ü günâh


İbrahim'e nârı gülzâr eyleyen Mevlâ meded

Zenb-ü isyan eyledim hasbe'l-beşer affet aman"


Sihr-i a'dâdan Musa'yı kurtaran Mevlâ meded

Çok tefekkür eyledim hiç benden ednâ kimse yok


Hz. îsâ'yı ruhtan halk eden Mevlâ meded

Eylerim senden haya arz etmeğe ahvâlimi


Zebh-i İsmâîl için koç indiren Mevlâ meded

Zenb-i kesretle kapına eyledim iltica ben


İdris'e cennette hülle biçtiren Mevlâ meded

Kalmadı cismimde takat eyleyem tâat sana


Ya'kub'a Yusuf kokusun ileten Mevlâ meded

Geç günahımdan Gafur bakma benim isyanıma


Renciden Eyyûb'u halâs eyleyen Mevlâ meded

Lütf-u fazlınla kerem kıl aç basiret gözümü


Ahmed'i nûr-i zâtından halk eden Mevlâ meded

Kıl cemâlinle müşerref bu Hüdâyî bendeni


Cümle kâniâtı yoktan var eden Mevlâ meded
***
71
İlâhî dîdârınla eyle irşâd
Ya Rabbi kıl cemâlinle beni şâd

Ederse her ne matlûb sen verirsin


Zikrini kim ki eyler ise mu'tâd

Recâ kuldan atâ senden İlâhî


Hidâyet kıl olam ben sana abbâd

Yine fazlınla sana oldum uşşak


Anınçün eylerim ismin senin yâd

Bu mihnet-hânede zulmet içinde


İnayet et kalmışam ya Rab bîdâd

Hüdâyî sâile terahhüm eyle


Feyzinle et ana tevfîkın imdâd
***

72
Bir muradım var sana ey Girdigâr
Kıl anı nasip bana Perverdigâr

Daima aşkın şarabını içip


Olayım mest-ü müdâm leyl-ü Nehâr

Durmayıp senden dilerim ey Hudâ


Dilde şavkın beni ede bî karar

Setr-i ayb et eyleme rüsvây-i halk


Mağfiret et kılma bizi ehl-i nâr

Hz. Muhammad'i, bîçâreden hoşnudedip


Âhirette kıl şefi' o sultânı et bize yar

Ak sakallı pîr-i fâni olmuşam


Evliya defterine yaz eyle beni bahtiyar

Bu Hüdâyî âh-ü efğân eyleyüp


Der ki: Ver muradımı Perverdigâr
***

73
Lütfuna çok ümidim var
Senin gibi Müridim var
Dünya kederinden ne gam
Benim bir şehr-i yârim var
Sana çok ümidetmişem
Hidâyet yolun tutmuşam
Aşkın bahrine düşmüşem
Dalmağa iftiharım var
Lütfü çoktur etmez sitem
Ana ne vakt gider isem
Verir çok her ne istersem
Benim bir perverdigârım var
Zikrin edip durmam geru
Etmişem sana serfürû
Hemîşe eylerem arzu
Affına intizarım var
Vücutta hiç takatim yok
Elimde bir tutarım yok
Benim bir itibarım yok
Seninle bir pazarım var
Ettim bî-had cürm-ü günâh
Destim tehî yüzüm siyah
Geldim sana ey Pâdişâh
Bu kadar ihtiyarım var
Bîçâre Hüdâyî senden
Diler lütfûnu fazlından
Der ümidim yok kimseden
Benim bir girdigârım var
***

74
İhtilât-ı nâsla çok oldu bizim noksanımız
Gün begün artmaktadır hem cürm ile isyanımız

Nevm-i gafletle geçirdik ömrümüz buldu hitâm


Şimdi nedâmet edip geldik sana Sultânımız

Lütfunla eyle kerem bu bîçâre âcizlere


Var iken sen biz kime yalvaralım Subhânımız

Bizden ednâ dünyâda hiç kimse yok


İtirâf-ı cürm edip geldik sana Ğufranımız

Son nefeste nûr-i îmân ile hatmeyle bizi


Rûz-i cezada yüzümüz eyle ak Yezdânımız

Rû siyah geldik sana reddetme mücrim kulları


Rahmetinle kıl inayet Ğâfir-ü Rahmanımız

Bu vefasız dünyanın aldanma rengine aman


Bir cifedir dedi dünyâ Nebiyy-i zîşânımız

Ey Hüdâyî el açıp yalvar Hudâya her zaman


Korkma reddetmez kulunu Hâlik-ı ekvânımız
***

75
Kapuna gelmişem lütfet ya Latif
Durmuşam tapuna affet ya Latîf

Var iken sen ben kime yalvarayım


Fazl-ü kereminle lütfet ya Latîf

Günâhıma tevbe estağfırullah


Rahmetinle mağfiret et ya Latîf

Hiç muvâfık bir amel işlemedim


Keremler kânısın rahm et ya Latîf

Affeylemek senin şânın değil mi?


Benim nem var hidâyet et ya Latif

Dertliyem dermana geldim İlâhî


Bu alîle devalar et ya Latif

Hüdâyî kulun da lütfunu diler


Anın derdine derman et ya Latif
***

76
Dû cihanda her kazadan sakla bizi yâ Kerîm
Her belâdan hem sıyânet eyle bizi yâ Kerîm

Ahmed'e bizi civar et cennet içre yâ Mücîb


Rü'yet-i dîdârla handân eyle bizi yâ Kerîm

Cürm-ü isyânımızı ta'dâd edip rûz-i haşr


Yüzümüze vurma hiç setr eyle bizi yâ Kerîm

Cümle mü'min-u muvahhid hürmetine yâ İlâh


Lütfedip gel ukbâda şâd eyle bizi yâ Kerîm

Gam değildir ağlamak bu dünyada mü'minlere


Nâr-i cehennemden âzâd eyle bizi yâ Kerîm

Dû cihanda ağlatıp hem güldüren sensin Hudâ


Her iki cihanda sen hıfz eyle bizi yâ Kerîm

Ne yüz ile varayız dergâhına ya Rab senin


Mağfiretinle vikaye eyle bizi yâ Kerîm

Cümle iman ehline eyle hidâyet fazl ile


Rûz-ü şeb zikrinle zâkir eyle bizi yâ Kerîm

Senden olmazsa inâyet ben kime yalvarayım


Gelmişizdir dergâhına affeyle bizi yâ Kerîm

Dört kitabın hürmetîçün yâ İlâhelâlemîn


Gaffâr isminle dâim şâd eyle bizi yâ Kerîm

İsm-i Celâldir Hüdâyî'nin virdi daim


Cemâl-i pâkin ile mest eyle bizi yâ Kerîm
***

77
Bir günahkâr mücrimem ey sâhib-i fazl-ü kerem
Destimi açıp daima lütfü fazlın isterem

Sû-i akrâna uyup işlemişem cürm-ü hatâ


Nâdim olup ağlarım hem de recâmı kesmezem

Sâilem kapına geldim etme red bu bendeni


Pür kusur cürmüm azîm yine kapından gitmezem

Her ne isterler ise i'tâ edersin ey Kerîm


Neyleyem ağyarını ben seyr-i dîdâr isterem

Bir cür'a aşkın şarabın rahm edip eyle i'tâ


Aşk kılavuz olmaz ise bitmez işim lâ cerem

Hırka-i aşkı giyenler yâr ile sohbet eder


Bende-i mukbil olur hem sâhib-i feyz-i a'zam

Elğiyâs ey çâresizler nâsırı tut destimi


Sen ki Ğaffâruzzunûbsun kapını terk etmezem

Kesme ümidin Hüdâyî et huzur durma sakın


Câm-ı aşkı nûş edip mest-ü müdâm ol muhterem
***

78
Et terahhüm yâ Gafur bakma benim isyanıma
İtirâf-ı cürm ile ben gelmişem Subhânıma

Sânına lâyık olan ihsanı i'ta eyleyip


Lütfile yazdırma benim defter-i dîvânıma

Ağlayu kapına geldim bir âciz-i bîçâreyim


Vaslını eyle müyesser bana hem ihvânıma

Kime gidip yalvarayım ey Hudây-i lem yezel


Senden özge kimsenin yetmez gücü dermanıma

Sûre-i İhlâs içinde okuram ism-i Ehad


Dûzahın hevlini hiç gösterme cism-ü canıma

Ol Habîbin hürmetine geç günahımdan kamu


Rahm kıl Perverdigârım âh ile efgânıma

Perde çektin aybımıza etmedin rüsvây-i halk


Anın içün rû siyah ben gelmişem Rahmânıma

Etti tevessül Hüdâyî ol Habîbinle sana


Çün vesîlemdir Muhammed varmağa Sultânıma
***

79
Günlerim gafletle geçti sana ma'lûm yâ İlâh
Nevm-i gafletten ikaz et gönlümü ey Pâdişâh

Et terahhüm hâl-i perişanıma fazlın ile


Bâb-ı vaslını küşâd et eylerim daima ah

Zât-i pâkindir murâdım dilerim vuslatını


İstemem bu âlemin sırrına kılasın agâh

Olmuşam âşık Habîbin Mustafâ'ya ya Rahîm


Dilerim ede şefaat rûz-i cezâda o mâh

Matlabı sensin Hüdâyî sâilin ey Zülcelâl


Meyli yoktur dünyada hiç istemez mansıb-ü câh
***

80
Allah emrin tutalım
Rahmetine batalım
Bülbül gibi ötelim
Allah Allah Kerim Allah
Rahim Allah Aman Allah
Diyelim Ya Hu

Allah adın uludur


Emrin tutan kuludur
Müminlerin yoludur
Allah Allah Kerim Allah
Rahim Allah Aman Allah
Diyelim Ya Hu

Allah adı dillerde


Sevgisi gönüllerde
Şol korkulu yerlerde
Allah Allah Kerim Allah
Rahim Allah Aman Allah
Diyelim Ya Hu

Ölüp kabre varınca


Münkir Nekir gelince
Rabbin kimdir diyince
Allah Allah Kerim Allah
Rahim Allah Aman Allah
Diyelim Ya Hu

Yunus söyler sözünü


Hak’ka bağlar özünü
Görmek ister yüzünü
Allah Allah Kerim Allah
Rahim Allah Aman Allah
Diyelim Ya Hu
***

81
Hu diye Hu diye içtim şerbeti,
Hiç bir tatta bilmem böyle lezzeti
Hu diyen kullara verir cenneti
Ne güzel makamdır HU’nun makamı
Ne güzel safadır HU’nun safası.

Hu diye Hu diye döner dervişler


Varalım bakalım neye ermişler
Cenneti âlâya bir köşk yapmışlar
Ne güzel makamdır HU’nun makamı
Ne güzel safadır HU’nun safası.

Hu diye Hu diye dönesim geldi


Hu’nun yollarında ölesim geldi
Cenneti âlâya giresim geldi
Ne güzel makamdır HU’nun makamı
Ne güzel safadır HU’nun safası.

Hu diye Hu diye şeyhim geliyor


Şeyhimin yolları nura batıyor
Cenneti âlâda bir gül kokuyor
Ne güzel makamdır HU’nun makamı
Ne güzel safadır HU’nun safası.

Hu diye Hu diye şeyhim bakıyor


Şeyhim dervişlere nazar ediyor
Alemi Lâhuttan rahmet yağıyor
Ne güzel makamdır HU’nun makamı
Ne güzel safadır HU’nun safası.
***

82
Mesti hayranım,
Zâri giryanım
Her dem lisanım,
Hu demek ister

Gözümden yaşlar,
Akmaya başlar
Cümle kurt kuşlar,
Hu demek ister

Pendimi tut gel,


Bir ere ver el
Ölmezden evvel,
Hu demek ister

Gece ol kaim,
Gündüz ol saim
Ehli Hak daim,
Hu demek ister

Gezme yabanda,
Böyle zamanda
Olmaya ben de,
Hu demek ister

İrfan isteyen,
İhsan isteyen
Canan isteyen,
Hu demek ister

İnsu melekler,
Yerler felekler
Suda samekler,
Hu demek ister

83
Gayriyi koyan,
Kalbini yuyan
Aşıkım diyen,
Hu demek ister

Terket sivayı,
Olma mürayi
Seven Huda’yı,
Hu demek ister

Ol nefse malik,
Olma gıl halık
Sıdkıyla salik,
Hu demek ister.

Hu ismi azam,
Hu Hu de hocam
Kuddusî her dem,
Hu demek ister
***

84
Gelin ey âşıklar gelin, Hu Mevlam Hu!
Bu menzil bir uzağa benzer, Hu Mevlam Hu!

Nazar kıldım şu dünyaya, Hu Mevlam Hu!


Sanki bir tuzağa benzer, Hu Mevlam Hu!

Bir Pirin eteğin tuttum, Hu Mevlam Hu!


Ana beli deyu gittim, Hu Mevlam Hu!

Nice yüzbin günah ettim, Hu Mevlam Hu!


Her biri bir dağa benzer, Hu Mevlam Hu!

Pirim diyemedim hele, Hu Mevlam Hu!


Varamadım doğru yola, Hu Mevlam Hu!

Günahım çok yüzüm kara, Hu Mevlam Hu!


Eller yüzü ağa benzer, Hu Mevlam Hu!

Günahım çok başum kaygu, Hu Mevlam Hu!


Terkedemem fena huyu, Hu Mevlam Hu!

Cümle âlem benden eyu, Hu Mevlam Hu!


Benden kemter yoğa benzer, Hu Mevlam Hu!

Ağlarsan kendine ağla, Hu Mevlam Hu!


Elden fayda yoğa benzer, Hu Mevlam Hu!

Çağla derviş Yunus çağla, Hu Mevlam Hu!


Sen özünü Hak’ka bağla, Hu Mevlam Hu!
***

85
Gir sema’a zikr ile gel
Yana yane Hu deyu
Er safaya aşka Hak’la
Yana yane Hu deyu

Hep erenler öyle


Kaldırdılar can perdesin
Açtılar gözlerin andan
Yana yane Hu deyu

Gördüler Hu kaplamış
Hep onsekiz bin âlemi
Feyz alırlar cümle Hu’dan
Yana yane Hu deyu

Zatı Hak’kı buldular


Buluştular Hu ile
Dost göründü her tarafta
Yana yane Hu deyu

Ey Niyazı gönlüne
Aşıkların hikmet dolar
Küntü Kenzin haznesinden
Yana yane Hu deyu
***

86
Göster cemalin şem-ini
Yansın od-a pervaneler
Devlet değil mi aşığa
Şem-ine karşı yaneler
(Hu Can Allah, Hu Can Allah
Canlar sana kurban Allah)
Mescid ile medreseyi
Ismarladık zahidlere
Hak’ka ibadet etmeye
Yeter bize viraneler
Ey hali pek Rana güzel
Yağmaladın dil mülkini
Pek bağla aşk zincirini
Boşalmasın divaneler
Biz meye tövbe etmişiz
Ağyar elinden içmeye
Kudret yedinle sun bize
Dolu dolu peymaneler
Cevri cefa etmeğile
Şemsi seni terkeylemez
Seni seven aşıkların
Haşa senden usaneler
Derviş olan neyler silah
Hemen daim der zikrullah
Nerde akşam orda sabah
Ya Hay! Ya Hu! der gezerim
Daldı gönül bahri gamım
Dembe dem artar kederim
Elde teber başta külah
Nefsim ile cenk ederim
***

87
Ben bu meclislerde hayretler gördüm,
Uyudum uyandım hep ayan gördüm
Habib’in nurunu yanarken gördüm
Ben Hu! demeyince, eylenemem Hu Hu
Allah! demeyince, sabredemem Hu

Semada melekler Hu diye döner


El ele vermişler Hak’ka giderler
Habibin nurunu tavaf ederler
Ben Hu! demeyince, eylenemem Hu Hu
Allah! demeyince, sabredemem Hu

Bir çeşme yaptırdım mermer taşından


Suyunu akıttım gözüm yaşından
Hiç fayda görmedim dünya işinden
Ben Hu! demeyince, eylenemem Hu Hu
Allah! demeyince, sabredemem Hu

Erenlerin piri Veysel Karani


Ebubekir Ömer Osman Ali
Onlar peygamberin sevgilileri
Ben Hu demeyince, eylenemem Hu Hu
Allah! demeyince, sabredemem Hu
***

88
Bağı cemale çün erem
Vuslat gülün anda derem
Hak’kın tecellisin görem
Ben Hu derim Ya Hu derim

Gecede de gündüzde de
Kasrette de vahdette de
Mahşerde de cennette de
Ben Hu derim Ya Hu derim

Cümle vücudun bu mu
Hu ile dolmuştur kamu
Mülk oldu bize çünkü Hu
Ben Hu derim Ya Hu derim

Ayrılsa bu cismimden can


Yıkılsa bu kevni mekan
Münkir olursa cihan
Ben Hu derim Ya Hu derim

Aşıklar içre olsa sûr


Bu Nuri’ye olsa sürur
Hak’tan tecelli etse nur
Ben Hu derim Ya Hu derim
***

89
Tende canım Canda cananımdır, Allah Hu diyen
Dilde sırrım serde subhanımdır, Allah Hu diyen

Desti kudretle yazılmış yüzüne, Ayatı Hak


Gönlümün tahtında sultanımdır, Allah Hu diyen

Cümle azadan gelir zikri, Enel Hak narası


Cismiçinde zari efkanımdır, Allah Hu diyen

Geceler ta subh olunca inletir, bu dert beni


Derdimin içinde dermanımdır, Allah Hu diyen

Yere göğe sığmayan bir mü’minin, kalbindedir


Katremin içinde ummanımdır, Allah Hu diyen

Kisveyi tenden muarra seyreder, bu gökleri


Çark uran abdalı üryanımdır, Allah Hu diyen

Her kişeye kendinden akrep, olan dost zatıdır


Ey niyazi dilde mihmanımdır, Allah Hu diyen
***

90
Gece gündüz döne döne
İstediğim Hak’tır benim
Allah deyup yane yane
İstediğim Hak’tır benim

Yoluna terk edip canı


Akıtıp gözümden kanı
Ah eyleyip dünü günü
İstediğim Hak’tır benim

Münkirler aşk halin bilmez


Münafıklar yola gelmez
Ağlar bu gözlerim gülmez
İstediğim Hak’tır benim

Ko yanayım kül olayım


Taşkın akan sel olayım
Çiğneneyim yol olayım
İstediğim Hak’tır benim

Seyyid Nizamoğlu yürü


Bulagör kendinde yari
İnleyi ben zari zari
İstediğim Hak’tır benim
***

91
Be hey kardaş Hak’kı bulam mı dersin,
Hak’ka yarar amel işlemeyince
Tarikat sırrına erem mi dersin,
Kamil mürşid sana söylemeyince.

Özenirsen gardaş, tevhide özen.


Tevhiddir nefsinin kal’asın bozan
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan
Çevre yanın ateş eylemeyince.

Değme kişi gönül evin düzemez


Hak’kın takdirini kimse bozamaz.
Tarikat ummandır dalıp yüzemez,
Aşkın deryasını boylamayınca.

Gönül kuşun uçar gider dolunmaz


Başlı suların ayağı bulunmaz
Elekten eleğe konup elenmez
Değirmene varıp un olmayınca

Aşkım galip geldi yüreğim harlar


Aşık olan arı namusu neyler
Be hey Yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyim mi söylemeyince
***

92
Bilmem nideyim, Allah! Allah!
Aşkın elinden, Hay! Hay!
Kande gideyim, aşkın elinden.
Sallallahu alâ Muhammed!
Sallallahu aleyke Ahmed!

Dinle zarımı, Allah! Allah!


Koydum arımı, Hay! Hay!
Verdim serimi, aşkın elinden
Sallallahu alâ Muhammed!
Sallallahu aleyke Ahmed!

Meskenim dağlar, Allah! Allah!


Gözyaşım çağlar, Hay! Hay!
Durmaz kan ağlar, aşkın elinden.
Sallallahu alâ Muhammed!
Sallallahu aleyke Ahmed!

Varım vereyim, Allah! Allah!


Kadre ereyim, Hay! Hay!
Üryan olayım, aşkın elinden.
Sallallahu alâ Muhammed!
Sallallahu aleyke Ahmed!

Kaddim yay oldu, Allah! Allah!


Bağrım nay oldu, Hay! Hay!
İşim zar oldu, aşkın elinden
Sallallahu alâ Muhammed!
Sallallahu aleyke Ahmed!

Yunus’un sözü, Allah! Allah!


Kül olmuş özü, Hay! Hay!
Kan ağlar gözü, aşkın elinden.
Sallallahu alâ Muhammed!
Sallallahu aleyke Ahmed!
***
93
Bağrımdaki biten başlar
Muhammed’in aşkındandır
Bu gözümden akan yaşlar
Muhammed’in aşkındandır

Her şamu seher yandığım


Alemlerden usandığım
Çark orup sema döndüğüm
Muhammed’in aşkındandır

Ciğerim dağladıklarım
Su gibi çağladıklarım
Her seher ağladıklarım
Muhammed’in aşkındandır

Dahledenler devranıma
Ermediler seyranıma
Kıydığım kendi canıma
Muhammed’in aşkındandır

Çün oldum ol şahin kulu


Neylerim bu mülkü malı
Halk bana dedi deli
Muhammed’in aşkındandır

Aşkın narıyla piştiğim


Deryalar gibi coştuğum
Bir şeyh elin yapıştığım
Muhammed’in aşkındandır

Görün Seyfullah’ın kastın


Sever ol Allah’ın dostun
Sorarlarsa niçin mestsin
Muhammed’in aşkındandır
***

94
Ey benim fahri cihanım
Kıblegahım Mustafa
Alem içre pek güzelsin
Padişahım Mustafa

Ol yüzü kara rakipler


Sana neler dediler
Vallahi yoktu haberim
İftiradır Mustafa

Vardım Halil’in köyüne


Hacılar tavaf eder
Kabeye kurban dediler
İşte canım Mustafa

Vardım Lokman hekime


O da derman vermedi
Ben bu derdi senden aldım
Hani derman Mustafa

O biçare Aşık Ömer


Gülmeyü hep ağladı
Senden şefaat bekleriz
Huzurdayız Mustafa.
***

95
Ey enbiyalar serveri
Ey evliyalar rehberi
Ey ins ü can peygamberi
Ehlen ve sehlen merhaba

Ya Mustafa! Ya Mücteba!
Ehlen ve Sehlen merhaba
Ahmet Muhammed Mustafa
Ehlen ve Sehlen Merhaba

Sen canların cananısın


Dertlilerin dermanısın
Alemlerin sultanısın
Ehlen ve sehlen merhaba

Allahü Ekber şanehu


Sultanehu Subhanehu
Kad caena burhanehu
Ehlen ve sehlen merhaba

Sensin ol mahbubu Huda


Kılma şefaatten cüda
Ahmet Muhammed Mustafa
Ehlen ve sehlen merhaba

Cümle nebiler geldiler


Payine yüzler sürdüler
Yoluna canlar verdiler
Ehlen ve sehlen merhaba

Derviş Yunus söyler sözü


Dergâhına tutar özü
Severler mahşerde bizi
Ehlen ve sehlen merhaba
***

96
Gül yüzünü rüyamızda
Görelim Ya Resulallah
Gül bahçene dünyamızda
Girelim Ya Resulallah

Sensin gönüller sultanı


Getirdin yüce Kur’anı
Uğruna tendeki canı
Verelim Ya Resulallah

Aşkınla yaşarır gözler


Hasretinle yanar özler
Mübarek ravzana yüzler
Sürelim Ya Resulallah

Veda edip masivaya


Yalvarıp yüce Mevlaya
Şefaat ı Mustafa’ya
Erelim Ya Resulallah

Levlâke dedi sana Hak


Bağışla yüzümüze bak
Huzurullaha yüzü ak
Varalım Ya Resulallah

Hacı derki kardeşlere


Çok selavat ver Resule
Gül yüzünü göre göre
Ölelim Ya Resulallah
***

97
Ey Huda’dan lûtfu ihsan isteyen
Mevlid-i pâki Resulullah’a gel
Cennet içre Huri Gılman isteyen
Mevlid-i pâki Resulullah’a gel

Ol Resulun doğduğu Şebbi-güman


Leyle-i kadre müşabihtir heman
Bulmak istersen Cehennem’den aman
Mevlid-i pâki Resulullah’a gel

Zatı paki canı dilden dinlesen


Mahzı nuri Hak’tır ol zatı hasen
Olduğunca dünya sağu esen
Mevlid-i pâki Resulullah’a gel

Meclisi mevlidde ey vali müdan


Ol resule kıl salât ile selam
Cenneti alada istersen makam
Mevlid-i pâki Resulullah’a gel

Fikredip dünyadan elbet göçmeyi


Cennete ahir sırattan geçmeyi
Havzı kevserden dilersen içmeyi
Mevlid-i pâki Resulullah’a gel
***

98
Ezelden aşkına canım
Yanıp büryana gelmiştir
Nebiler şahı sultanım
Sana kurbana gelmiştir

Cemalin arzular her can


Bu canım yoluna kurban
Cemalin şemine pervan
Edip cevlana gelmiştir

Nazirin var mı alemde


Kamu alem sana bende
Senin zatın bu alemde
Hemen bir tana gelmiştir

Bi Hak’kı Sureyi TaHa


Erişti ulu dergaha
Nebiler şahı ol şaha
Ulu sultana gelmiştir

Senin vasfında bütün insan


Oldular cümle sergerdan
Meğer senden ola derman
Bugün lokmana gelmiştir

Davet etti seni Allah


Ayan oldu cemalullah
Şefaat Ya Resulallah
Sana dermana gelmiştir
***

99
Babu Selam’dan gireyim
Ravzana yüzüm süreyim
İste canımı vereyim
Ben Muhammed’i arıyom
Ebubekir var sağ yanında
Bülbüller öter bağında
Güzel Arafat dağında
Ben Muhammed’i arıyom
Ebubekir aslan Ali
Hep gittiler dünya fani
Şanı yüce Sevir dağı
Ben Muhammed’i arıyom
Cariyâri Ömer Osman
Gönül ayrılmıyor dosttan
Ne güzeldir Arabistan
Ben Muhammed’i arıyom
Aciz kulun düştü derde
Kalksın ara yerden perde
Kur-an’ın indiği yerde
Ben Muhammed’i arıyom
Her dağlarda vardır izi
Anadan sürmeli gözü
Baldan tatlı anın sözü
Ben Muhammed’i arıyom
Ne yorganım ne hasırım
Nefs elinde ben esirim
Sekiz on gün misafirim
Ben Muhammed’i arıyom
Doğduğu evine vardım
Eşiğine yüzüm sürdüm
Çok şükür nurunu gördüm
Sonsuz selam Hazretine
***
100
Varıp dergâhına selam vereyim
Kabul eder ise ben de gireyim
Manevi murada anda ereyim
Varıp dergâhına olayım direk
Aşk-ı peyman edip ikrarın verek
Şu benim derdime sultanım gerek
Varıp dergâhına olayım maşa
Dilerim mevladan uzunca yaşa
Himmetini kesme ihvan kardaşa
Varıp dergâhına edeyim hizmet
Sohbeti himmettir, himmeti izzet
Cümle alemlere ola kim rahmet
Varıp dergâhına yüzler süreyim
Perdesin kaldırsa nurun göreyim
Şehadet şerbetin anda içeyim
Varıp dergâhına dönsem pervane
Pervane gibi ben de yansam yare
Ya Rab koma bizi dareynde nare
Varıp dergâhına olayım türab
Ayrı düşenlerin halleri harab
Ayırma bizleri o dosttan Ya Rab
Varıp dergâhına olsam bülbülü
Gönüller bağının gülüsün gülü
Mevlam uzun etsin senin ömrünü
Varıp dergâhına eyleyin ahid
Halimize cümle melekler şahid
Şu benim derdimin dermanı Zahid
Dergâhın uludur Mevla katında
Âlemlere rahmet yazar tacında
Bu fakir dervişler cümle yanında
Sultanlar sultanı benim efendim
Gidemem gayriye bağlandı bendim
***
101
Esti yine dost yelleri
İhya etti gönülleri
Taze açılmış gülleri
Canım Muhammed Mustafa (S.A.V.)
(Olsun sana canlar feda)

Ta ezellerden berisin
Resullerin serverisin
Dehşet günün seyyidisin
Ruhum Muhammed Mustafa (S.A.V.)
(Olsun sana canlar feda)

Kerem kıl iltifat eyle


Ümmetliğe kabul eyle
Günahkarım affım dile
Ahmet Muhammed Mustafa (S.A.V.)
(Olsun sana canlar feda)

Sonsuz selam hazretine


Hem evladı ashabına
Bağışla bizi bunlara
Aman Muhammed Mustafa (S.A.V.)
(Olsun sana canlar feda)

Allah’ın habibi Ahmed


Yolundur elbet selamet
Şefaatini bekler Mehmet
Mahmud Muhammed Mustafa (S.A.V.)
(Şefaatin bekler bizler
Mahmud Muhammed Mustafa (S.A.V.)
Olsun sana canlar feda)
***

102
Muhammed’in sağ yanında yarenler
El kavuşup huzurunda duranlar
Muhammed’i ravzasında görenler
Muhammed’in o gözleri sürmeli
Aşık olan rüyasında görmeli

Ebu Bekir sağ yanında oturur,


Aslan Ali sancağını götürür,
Ümmet olanların işin bitirir,
Muhammed’in o gözleri sürmeli
Aşık olan rüyasında görmeli.

Muhammed’in kaşları var yay gibi.


Ağzındaki sözleri var bal gibi.
İki yanda iki yanak nur gibi,
Muhammed’in o gözleri sürmeli
Aşık olan rüyasında görmeli

Örümcekler ağlarını ördüler,


Güvercinler yuvasını kurdular,
Mağarada onlar lûtfa erdiler,
Muhammed’in o gözleri sürmeli
Aşık olan rüyasında görmeli

Ravzasında beyaz beyaz direkler


Saçağında sıra sıra melekler,
Kabul olur orda olan dilekler
Muhammed’in o gözleri sürmeli
Aşık olan rüyasında görmeli.
***

103
Canı dilden aşık oldum,
Muhammed’e Muhammed’e
Mevlam ümmet eyle bizi
Muhammed’e Muhammed’e
Hak dergahına girelim
Biz de murada erelim
Her dem salavat verelim
Muhammed’e Muhammed’e
Murada eriştir bizi
Rüyada görüştür bizi
Mevlam sen kavuştur bizi
Muhammed’e Muhammed’e
Aklı olan irfan olsun
Ciğer yansın püryan olsun
Bir canım var kurban olsun
Muhammed’e Muhammed’e
Gökten burak inmedi mi
Taç başına konmadı mı
Mevlam dostum demedi mi
Muhammed’e Muhammed’e
Ebu Bekir sağ yanında
Hazreti Ömer sol yanında
Osman Ali divanında
Muhammed’in Muhammed’in
Hak’kın emrin tutmadı mı?
Muradına yetmedi mi?
Kabe secde etmedi mi
Muhammed’e Muhammed’e
Kırka sancak gelmedi mi
Hak’ka vasıl olmadı mı
Hak Habib’im demedi mi
Muhammed’e Muhammed’e
***
104
Canım kurban olsun senin yoluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Gel şefaat eyle kemter kuluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed

Mümin olanların çoktur cefası


Ahiret’te olur zevki sefası
On sekiz bin alemin Mustafa’sı
Adı güzel kendi güzel Muhammed

Yedi kat gökleri seyran eyleyen


Kürsünün üstünde cevlan eyleyen
Miraçta ümmetin Hak’tan dileyen
Adı güzel kendi güzel Muhammed

Ol çâriyâr anın gökler yâridir,


Anı seven günahlardan beridir,
On sekiz bin âlemin serveridir,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Yunus neyler iki cihanı sensiz


Sen hak peygambersin şeksiz gümansız
Sana uymayanlar gider imansız
Adı güzel kendi güzel Muhammed
***

105
Halimiz nola mahşerde,
Cümle alem düşer derde,
O dar günde seni nerde
Bulayım Ya Resulallah
(Bulayım Ya Habiballah)

Sana geldim ey Ya Sultan


Lûtfeyle gönlüme derman
Uğruna canımı kurban
Vereyim Ya Resulallah
(Vereyim Ya Habiballah)

Sana geldim yas içinde


Bu gönlüm kir pas içinde
Bu ömrüm iflas içinde
Ne olayım Ya Resulallah
(Ne olayım Ya Habiballah)

Rahmeyle gel şefaat kıl


Ümmetliğe eyle kabul
Efendimden uzak nasıl
Kalayım ya Resulallah
(Kalayım Ya Habiballah)

Miskin Ahmed boynun eğer


Seni görmek ister meğer
Uğruna ölmeye değer
Öleyim ya Resulallah
(Öleyim Ya Habiballah)

Salatullah Selamullah
Aleyka Ya Resulallah
Salatullah Selamullah
Aleyka Ya Habiballah
***

106
Yüzdört kitapta zikretmiş,
Hay! Muhammed Mustafa’yı
Tüm peygamberler fikretmiş,
Hay Muhammed Mustafa’yı

Bak şu mualla taşına


Miraçta düşmüş peşine
Sevgilerin üst başına
Koy Muhammed Mustafa’yı

Ahmed’dir Mahmud’dur adı


Şekerden şirindir tadı
Girdi koynuna okşadı
Ay Muhammed Mustafa’yı

Nurundan yarattı Ezel


Habibim dedi Lem Yezel
Cümle kainata bedel
Say Muhammed Mustafa’yı

Alnı şerifin yardılar


Mübarek dişin kırdılar
Uhud cenginde yordular
Can Muhammed Mustafa’yı

Kul Hamid’im vara idim


Yüzüm gözüm süre idim
Mahşer günü göre idim
Can Muhammed Mustafa’yı
***

107
Seyrettim Muhammed’i
Doğmuş nurlar içinde
Yerle gök ruşen olmuş
Söyler kundak içinde

Doğuran ana hayran


Melekler eder bayram
Hak’kın didarın seyran
Eder kundak içinde

Bağlamışlar elini
Kimse bilmez halini
Zikre vermiş dilini
Söyler kundak içinde

Adın koymuşlar Ahmed


Ezeldendir Muhammed
Ümmeti için minnet
Eyler kundak içinde

Sürmelemiş gözünü
Hak’ka vermiş özünü
Muhammed’in yüzünü
Göster mahşer yerinde

Yunus söyler Kureyşi


Akar durmaz gözyaşı
Peygamberlerin başı
Bakar kundak içinde
***

108
İlham ile dün gece
Seyrettim Muhammed’i
Ayineyi kalbimde
Seyrettim Muhammed’i

Emamesi başında
Yeşil hulle eğninde
Dört yanında yariyle
Seyrettim Muhammed’i

Pervaneyim şem-ine
Şeyhim azizim bile
Cümle aşıklar ile
Seyrettim Muhammed’i

Katreyim umman buldum


Derdime derman buldum
Dün gece kadre erdim
Seyrettim Muhammed’i

Cür’a sundu Muhammed


Mest etti beni gayet
Hak’tan erdi inayet
Seyrettim Muhammed’i

Yunus murada erdi


Zevk ile sefa sürdü
Aşık maşukun buldu
Seyrettim Muhammed’i
***

109
Kudümün Rahmeti zevki
Safadır Ya Resulallah
Zuhurun derdi Uşşaka
Devadır ya Resulallah

Seninle erdiler zate


Dahi envai lezzate
İşin erbabı hacate
Atadır Ya Resulallah

Kemali zümreyi kümmel


Senin nurunla bulmuştur
Vücudun mazharı tammı
Huda’dır Ya Resulallah

Nebi idin dahi adem


Mâ u tıyn icre
İmamul enbiya olsan
Revadır Ya Resulallah

Hudai’ye şefat kıl


Eğer zahir eğer batın
Kapına intisap etmiş
Gedadır Ya Resulallah
***

110
Arayı arayı bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzümü
Hak nasib eylese görsem yüzünü
Ya Muhammed canım arzular seni

Bir mübarek sefer olsa da gitsem


Kabe yollarında kumlara batsam
Hub cemalin birkez düşte seyretsem
Ya Muhammed canım arzular seni

Zerrece kalmadı kalbimde hile


Sıdk ile girmişem ben bu Hak yola
Ebu Bekir, Ömer, Osman’da bile
Ya Muhammed canım arzular seni

Ali ile Hasan, Hüseyin anda


Sevdası gönülde muhabbet canda
Yarın mahşer günü Hak divanında
Ya Muhammed canım arzular seni

Arafat dağıdır bizim dağımız


Onda kabul olur bizim duamız
Medine’de yatar peygamberimiz
Ya Muhammed canım arzular seni

Yunus metheyledi seni dillerde


Dillerde dillerde hem gönüllerde
Ağlayı ağlayı gurbet illerde
Ya Muhammed canım arzular seni
***

111
Talea’l-Bedru Aleyna
Min seniyyat’il-veda
Vecebeş şükrü aleyna
Ma dea lillahi de’a
Ente şemsün ente bedrun
Ente nurun ala nur
Ente burhanus Süreyya
Ente misbahus Süreyya
Merhaban ya hayra da
Kad lebisne sevbe izzin
Ba’de esvabir rika
Ve rada’na sedye mecdin
Ba de eyyamid daya
Eyyühel mebusü fiyna
Ci’te bil emril muta
Ci’te şerraftel Medine
Merhaban ya hayra da
Kalet ehmarüd deyaci
Kul li erbabil islam
Küllü men yetba Muhammed
Yenbeğiy ella yüdam
Ve teahedna cemian
Yevme aksemmel yemin
Len nehunel abde yevmen
Vet tehazna sıdka din
Lestü vallahi neziyyen
Ma yükasihil ibad
Meşheden ya necme emnin
Zü ve bain ve vidad
Sallalahu ala Muhammed
Sallalahu aleyhi vesselem
***

112
Hey arifler hey sadıklar
Gel Muhammed’i bulalım
Ey dost yolunda sadıklar
Gel Muhammed’i bulalım

Doludur aleme nuru


İki cihanın serveri
Kanda ise anın nuru
Gel Muhammed’i bulalım

Muhammed diridir ölmez


Taze güldür hergiz solmaz
Anı seven gafil olmaz
Gel Muhammed’i bulalım

Gel kalma dünya elinde


Cihanın mülkü malında
Muhammed’in evladında
Gel Muhammed’i bulalım

Muhammed alemden gitmez


Bir güneştir hergiz batmaz
İsteyenler gafil yatmaz
Gel Muhammed’i bulalım

Seyyid Nizamoğlu yürü


İnleyu ben zari zari
Hangi kandildeyse nuru
Gel Muhammed’i bulalım.
***

113
Aç gözünü gafil insan
Muhammed meclise geldi
O sultan devrana geldi
O sultan devrana geldi
Selam verdi sağa sola
Kıyam etti güle güle
Cümle ashabı ile bile
Muhammed meclise geldi
Siyah nurdandır saçları
Kabi Kavseyndir kaşları
Görmek ister aşıkları
Muhammed meclise geldi
O sultan devrana geldi
***

Ağlaya ağlaya yollara düştüm


Şükür olsun muradıma kavuştum,
Medine göründü yandım tutuştum,
Ölüm ver Allah'ım verme ayrılık.
Yeşil kubbe görününce gözüme
Boynum büküp elim koydum dizime,
Uyandım ki su serperler yüzüme,
Aklımı başımdan aldı ayrılık.
Ferhat gibi canım yandı kavruldum,
Şirin gibi ciğerimden vuruldum
İstemeden Medine'den ayrıldım.
Bir derdimi yüzbin ettin ayrılık
Kafileyle vardım gözleri yaşlı
Ellerimi açtım mevlaya karşı
Zemzeminden içtim Kabe’ye karşı
Ölüm ver Allah'ım verme ayrılık.
***

114
Senin aşkın kamu derde
Devadır Ya Resulallah
Senin yanında hacetler
Revadır Ya Resulallah
Yüzünden şad olur kullar
Terinden açılır güller
Seninle dertli gönüller
Şifadır Ya Resulallah
Senin yüzün gören gözler
Ne ay görür ne yıldızlar
Seninle gece gündüzler
Ziyadır Ya Resulallah
Sultansın cümle şahlara
Muzaffersin sabahlara
Şefaatin günahlara
Şifadır Ya Resulallah
Ezeldendir sana izzet
Mevladan hem devlet
Sana bu fethiyle nusret
Atadır Ya Resulallah
Mazağal basar çeşmisin
Yüzün vedduhadır
Cemalin ay güneşten
Ziyadır Ya Resulallah
Kabilendir Beni Haşim
Neslin Hazreti İbrahim
Seni sevmez ise her kim
Hatadır Ya Resulallah
Sana aşık olup eflak
Okundu şanına levlak
Fedadır yoluna emlak
Hebadır Ya Resulallah
***
115
Gafil uyan aç gözünü,
Muhammed geldi meclise
Allah’ın nuruna dalan
Can Ahmed geldi meclise

Sancağı şerif elinde


Hak’kın ismi var dilinde
Cümle ashabı yanında
Muhammed geldi meclise

Beyti şerif karşımızda


Yeşil nur var başında
Altından taç var başında
Muhammed geldi meclise

Güzeldir hilal kaşları


Nurdan örülmüş saçları
Görmek ister devişleri
Muhammed geldi meclise

Hilal kaşın nameleri


Nurdan çekilmiş sürmeleri
Yoluna kurban olmalı
Muhammed geldi meclise

Geldi girdi evimize


Hayat verdi cümlemize
Müjdeler olsun sizlere
Muhammed geldi meclise
***

116
Ay ve güneş kıskanır
Nurunu Muhammed’in
Hiç bir şeker andırmaz
Tadını Muhammed’in

Doğdu ‘ümmetim’ dedi


Ümmetin kaydın yedi
Çalap ziyaret kodu
Sinini Muhammed’in

Çulhalar dokumadı
Terziler biçemedi
Kimseler dikemedi
Donunu Muhammed’in

Evliyalar geldiler
Saf saf olup durdular
Canlar feda kıldılar
Yoluna Muhammed’in

Muhammed bir denizdir


Cümle yerleri tutmuş
Evliyalar ördeği
Gölünde muhammed’in

Yetmiş bin hacı gider


Malı mülkü terk eder
Varır ziyaret eder
Kabrini Muhammed’in
***

117
Ne derviş, ne de pirim,
Ne vezir, ne emirim
Kapısında kıtmirim,
Billahi Muhammed’in
Nur-i çeşmi Ahmed’in

Onun kıtmiri oldum,


Devleti O’nda buldum
Hak didarını gördüm,
Yüzünde Muhammed’in
Nur-i çeşmi Ahmed’in

Kıtmiri olmak bence,


Şahlıktan daha yüce
Beklerim gündüz gece,
Yolunu Muhammed’in
Nur-i çeşmi Ahmed’in

Bassın geçsin üstüme,


Can fedadır dostuna
Berat verdi destime,
Kuluyum Muhmmed’in
Nur-i çeşmi Ahmed’in

Bir kez baksa yüzüme,


Nur dolardı özüme
Sürme çektim gözüme,
Tozunu Muhammed’in
Nur-i çeşmi Ahmed’in

Layık mı böyle demek,


Kıtmir olup beklemek
Cebrail gibi melek,
Emrinde Muhammedin
Nur-i çeşmi Ahmed’in

118
Cebrail kanat serdi,
Bassın diye yol verdi
Gök ehli selam durdu,
Önünde Muhammed’in
Nur-i çeşmi Ahmed’in

Arş-ı Rahman müştehir,


Kademiyle müftehir
Aşki lütfa muntazır,
Ümmeti Muhammedin
Nur-i çeşmi Ahmed’in
***

119
Aşkın ile aşıklar
Yansın ya Rasûlallah
İçip aşkın şerabın
Kansın ya Rasûlallah

Şol seni seven kişi


Verir yoluna başı
İki cihan güneşi
Sensin ya Rasûlallah

Şol seni sevenlere


Kıl şefaat onlara
Mümin olan tenlere
Cansın Ya Resulallah

Aşık oldum dildare


Bülbülüm şol gülzare
Seni sevmeyen nare
Yansın Ya Resulallah

Şol seni seven Sübhan


Oldu kamuya sultan
Canım yoluna kurban
Olsun Ya Resulallah

Aşık Yunus’un canı


İlm ü şefaat kânı
Alemlerin sultanı
Sensin ya Rasûlallah!
***

120
Alemler nura gark oldu
Muhammed doğduğu gece
Mü’min münafık fark oldu
Muhammed doğduğu gece

Ananın rahmine düştü


Kafirlerin aklı şaştı
Bin kilise yere geçti
Muhammed doğduğu gece

Arşın nuru yere indi


Suyun rengi nura döndü
Hep susuzlar suya kandı
Muhammed doğduğu gece

Doğuran ana sevindi


Ağlayan oğul avundu
Hiç sönmeyen ateş söndü
Muhammed doğduğu gece

Huri kızlar geldiler


Kundağın bile sardılar
Muhammed’e yüz sürdüler
Muhammed doğduğu gece

Gökten yere nur atıldı


Yediler kırka katıldı
Keşişler dili tutuldu
Muhammed doğduğu gece

Yunus der ki, ey kardeşler


Şad olsun cümle dervişler
Secde etti dağlar taşlar
Muhammed doğduğu gece
***

121
Ali almış sancağını eline,
Çekilip giderler mahşer yerine
Hasan’la Hüseyin’i almış yanına
Ah ümmetim deyü ağlar Muhammed

Kıyâmet kopacak cânlar uyanır


Kâmil derviş mürşidine dayanır
Yüzün yere koymuş Hak’ka yalvarır
Ah ümmetim deyü ağlar Muhammed

Üryân olmuş yatar ol zaîf tenler


Sararmış benizler söylemez diller
Mahşer yerine cem olmuş erenler
Ah ümmetim deyü ağlar Muhammed

Yunûs eydür gelin kadrin bilelim


Fırsat elde iken tevhîd edelim
Rûhu için çok salâvât verelim
Ah ümmetim deyü ağlar Muhammed
***

122
Cebrail’im selam söyle dostuma
Benim Muhammed’im nurdan Ahmed’im
Söyle gelsin çıksın arşım üstüne
Benim Muhammed’im nurdan Ahmed’im

Arşımı donattım gelsin göreyim


Kullarım halinden haber sorayım
O gelsin ben ona cevap vereyim
Benim Muhammed’im nurdan Ahmed’im

Oncileyin hiç bir kul yaratmadım


Onun bir sözünü iki etmedim
Ümmetini cehennemde yakmadım
Benim Muhammed’im nurdan Ahmed’im

O benimdir Ben onunum Cebrail


Aramızda nesne yoktur böyle bil
Onun hürmetine durur cümle kul
Benim Muhammed’im nurdan Ahmed’im

Arşımın üstünde seyran eyleyen


Kürsüm üzerinde cevlan eyleyen
Mirac’da ümmetin Hak’tan dileyen
Benim Muhammed’im nurdan Ahmed’im

Yunus dedi severim Muhammed’i


Bizler deriz severiz Muhammed’i
Her andıkça verelim salavatı
Kerim Allah ona Mahbubum dedi
Benim Muhammed’im nurdan Ahmed’im
***

123
Muhammed dünyaya geldi,
Melekler tebliğe indi,
Cihan muradına erdi,
Can Muhammed nurdan Ahmet

Muhammed anneden doğdu,


Yeryüzü nura garkoldu,
Gönüller şaduman oldu,
Can Muhammed nurdan Ahmet

Gördüm göbeği kesilmis,


Sünnet olmuş tuz ekilmis,
Nurdan kundağa sarılmış,
Can Muhammed nurdan Ahmet

Abdülmüttalip dedesi,
Hem Abdullah’tır babası,
Amine hatun annesi,
Can Muhammed nurdan Ahmet

Anneden doğdu Muhammed,


Yeryüzüne indi rahmet,
İki cihanda selamet,
Can Muhammed nurdan Ahmet

Kırk yaşına girdi Ahmet,


Peygamber oldu Muhammed,
Umarız senden şefaat,
Can Muhammed nurdan Ahmet
***

124
Ruhum sana aşık, sana hayrandır Efendim,
Bir ben değil alem sana kurbandır Efendim

Ecramü felek,Levhü Kalem,mest-i nigahım


Didarına aşık Ulu Yezdân’dır Efendim.

Mahşerde nebiler bile senden meded ister.


Rahmet diyen alemlere Rahman’dır Efendim

Kıtmiriniz Ey Şah-ı Resül kovma kapından


Asilere lütfun yüce fermandır Efendim.

Tâ Arşa çıkar her gece âşıkların âhı,


Medheyleyen ahlakını Kur-an’dır Efendim

Aşkınla buhurdan gibi tütmekte bu kalbim,


Sensiz bana cennet bile hicrandır Efendim.

Doğ kalbime bir lahzacık, Ey Nur-i dilara,


Nurun ki gönül derdime dermandır Efendim

Ulvi de senin bağrı yanık aşık-ı zarın,


Feryadı bütün, ateş-i süzandır Efendim.
***

125
Sevdim seni Mabuduma, canan diye sevdim
Bir ben değil alem sana, hayran diye sevdim

Evlad-u iyalden geçerek ben Ravza’na geldim,


Ahlakını meth etmede Kur-an diye sevdim

Kurbanın olam şah-ı Rasul, kovma kapından,


Didarına muştak olan Yezdan diye geldim

Mahşerde nebiler bile, senden medet ister,


Gül yüzlü melekler sana, hayran diye sevdim.

Ya Rasulallah! Sevdim seni hep canlara canan diye


sevdim,
Bir ben değil, alem sana hayran, sana kurban diye
sevdim.
***

126
Sadrı cem-i mürseliyn,
Sensin Ya Rasulullah,
Bedri eflaki yakiyn
Sensin Ya Rasulullah,

Nurun siracı vehhac


Alemler sana muhtaç
Sahib-i tac ü miraç
Sensin Ya Rasulallah,

Ayine-i Rahmani
Nuri paki Sübhani,
Sırrı seb ül mesani
Sensin Ya Rasulullah,

Açan rahi tevhidi


Bulan sırrı tevhidi
Hudai’nin ümidi
Sensin Ya Rasulullah,
***

127
Medine yoluna vardım,
Can Muhammed’i aradım
Ona varmakmış muradım
Medine’nin yollarında

Yollarında yollarında
Güller açmış ravzasında
Medine bakar Mekke’ye
Gönül onun sevdasında

Bu yol Medine’ye gider


Gönülleri bir hoş eder
Ne dert kalır ne de keder
Can Ahmed’in huzurunda

Rasulullah çağırıyor
Gönül sanki çıldırıyor
Bastığım toprak yanıyor
Medine’nin yollarında

Gelir Rasulün kokusu


Kaybolur ölüm korkusu
Gelmiyor gaflet uykusu
Medine’nin yollarında

Yeşil kubbe görünüyor


Kervan nura bürünüyor
İçimde hasret bitiyor
Can Ahmed’in huzurunda
***

128
Ey ihvanlar ey kardeşler,
Yol Muhammed’in yoludur.
On parmağı pınar olan
El Muhammed’in elidir.

Kuru çeşme suyun akmaz


Günahlara kimse bakmaz
Her bahçenin gülü kokmaz
Gül Muhammed’in gülüdür

Hani annen hani baban


Aynı yere sen de varan
Gece gündüz zikreden
Dil Muhammed’in dilidir.

El üstüme toprak yığar


Başım sapıtmağa değer
Sarılmak istersen eğer
Dal Muhammed’in dalıdır.

Var mıdır bu dünyada kalan


Malın mülkün olur talan
Çekip Cehennem’den alan
El Muhammed’in elidir

Seller gibi çağlıyorum


Dosta meyil bağlıyorum
Seherlerde ağlıyorum
Aşk Muhammed’in aşkıdır. (S.A.V.)
***

129
Muhammed’im hoş geldin
Can Ahmed’im hoş geldin
Aşık idim yüzüne
Muhammed’im hoş geldin
Can Ahmed’im hoş geldin

Yükseldikçe yükseldin
Gabi kavseyne kadar
Bu yüceye ermedi
Senden evvel gelenler

Muhammed’im hoş geldin


Can Ahmed’im hoş geldin
Aşık idim yüzüne
Muhammed’im hoş geldin
Can Ahmed’im hoş geldin

Yoluma önderimsin,
Hasta kalbime şifa,
Huzursuz gönle deva,
Kur’an ile hoş geldin.
Muhammed’im hoş geldin,
***

130
Bütün emraz bulur şifa
Onu seven görmez cefa
Sen de Muhammed Mustafa
Düştü arzum Medine’ye

Görürsen gam yeme heman


Senin vasfın durur beyan
Sendedir sahib-i Kur’an
Düştü arzum Medine’ye

Gözüm bir görse de ölsem


Resulullah’ı hep görsem
Ravza’da canımı versem
Düştü arzum Medine’ye
***

131
Seyreyleyip yandım mah cemaline
Nur kundak içinde yatar Muhammed
Mis kokusu benzer Cennet gülüne
Nur kundak içinde yatar Muhammed
Canımın cananısın Ya Muhammed

Kevser dudakların bilmem ne söyler


Hulusi kalbiyle Hak’kı zikreyler
Daha tıfıl iken ümmetin diler
Nur kundak içinde yatar Muhammed
Canımın cananısın Ya Muhammed

Bildim O’dur iki cihan serveri


Allah’ın Habibi, son peygamberi
O’dur yerin göğün şemsi kameri
Nur kundak içinde yatar Muhammed
Canımın cananısın Ya Muhammed

Fehmi der ki candan cananımız var


Peygamberi ahir zamanımız var
Yürekler derdine dermanımız var
Nur kundak içinde yatar Muhammed
Canımın cananısın Ya Muhammed
***

132
Yalvarırız Muhammed
Bir gün kopar kıyamet
Kabul et bizi ümmet
Şefaat Ya Muhammed

Enbiyalar cümlesi
Diyecek nefsi nefsi
Enbiyalar reisi
Şefaat Ya Muhammed

Mahşer yeri çok sıcak


Herşeyden sorulacak
Müminler kurtulacak
Şefaat Ya Muhammed

Cehennem kaynayacak
Yerinden oynayacak
Halimiz ne olacak
Şefaat Ya Muhammed
***

133
Hak yarattı alemi
Aşkına Muhammed’in
Ay ve günü yarattı
Şevkine Muhammed’in

Ol dedi oldu alem


Yazıldı levh ü kalem
Okundu hatm-ı kelam
Şanına Muhammed’in

Hep erenler geldiler


Dergaha yüz sürdüler
Zikir tevhid ettiler
Nurunu Muhammed’in

Havada uçan kuşlar


Yeşerip dağ ve taşlar
Yemiş verip ağaçlar
Aşkına Muhammed’in

İmansızlar geldiler
Ondan iman aldılar
Beş vakit namaz kıldılar
Aşkına Muhammed’in

Yunus kime ede methi


Över Kur’an ayeti
An, vergil salatı
Aşkına Muhammed’in
***

134
Ya Resulallah seni çok özledim
Bunca yıldır senden haber bekledim
Gelir diye günü güne ekledim
Gelmek istiyorum medet Ya Nebi

Seni her an her nefeste anarım


Ya Nebi hasretin ile yanarım
Hasretin dilinden iyi anlarım
Gelmek istiyorum medet Ya Nebi

Senin için dağı taşı delerim


Bu canımı sana feda ederim
Sana ereceğim günü beklerim
Gelmek istiyorum medet Ya Nebi

Medine denince sızlar yüreğim


İnşaallah bir gün sana geleceğim
Gelip toprağına yüz süreceğim
Gelmek istiyorum medet Ya Nebi

Sana gelen şifa bulur Rab’binden


Gönül aşık olmuş sana ezelden
Bizi mahrum etme şefaatinden
Gelmek istiyorum medet Ya Nebi
***

135
Uçun kuşlar Medine’ye,
Ya Muhammed diye diye
Selam götürün hediye
Ya Muhammed diye diye

Yürü gönlüm güle güle


Sen orda şeyda bülbüle
Getir aşkını sen dile
Ya Muhammed diye diye

Bulut geçer katar katar


İçerinde gözyaşım var
Varıp Medine’ye ağlar
Ya Muhammed diye diye

Kanadını açmış rüzgâr


Içinde hasret ahım var
Varıp Medine’ye yalvar
Ya Muhammed diye diye

Gönlüm Medine’ye gider


Gözüm buradan seyreder
Kandil mumum erir biter
Ya Muhammed diye diye
***

136
Peygamberim uludur,
Abdullah’ın oğludur,
Güzel adı, Muhammed,
Yolu, Allah yoludur.

Annesidir Âmine,
Nur yağdı çok evine,
Gördü tatlı rüyalar,
İmrendi gök zemine,

Doğdu Hak’kın güneşi,


Doğmadı hiçbir eşi,
Beş yüz yetmiş bir yılı,
Söndü şirkin ateşi.

Bastı altı yaşına,


Kaldı bir tek başına,
İnci gibi, annesi,
Üzüntüler, boşuna.

Hak dindirir her yaşı,


Dedesiyle amcası,
Hemen kanat gerdiler,
Büyüdü gül goncası.

Kırk yaşına gelince,


Peygamberlik verildi,
Allah birdir, deyince,
Putlar yere serildi.

Herkes kördü sağırdı,


Gelin, diye bağırdı,
Hak’kın doğru yoluna,
İnsanları çağırdı.

137
Sürü sürü günaha,
Karşı duran O oldu,
İnsanları felaha,
Kavuşturan O oldu.

Yirmi üç yıl didindi,


Taşı, yastık edindi,
Aydınlattı cihanı,
Getirdiği Hak dindi.

Altmış üç yıl yaşadı,


Alnı açık, yüzü ak,
Anıldıkça pak adı,
Selamlanıp duracak.
***

138
Dün gece kardeşler bana düşümde,
Bir yeşil sancaklı sultan göründü.
Gözümün gördüğünü söylerim size,
Bir yeşil sancaklı sultan göründü.

Sancağını açtı şöyle yürüdü,


Yüreğimin yağı içimde eridi,
Muhammed’in nuru arşı bürüdü,
Bir yeşil sancaklı sultan göründü.

Sancağı ak idi döndü yeşile,


Uyandım kendimi dövdüm taş ile,
Ey Allah’ım bir daha göster düş ile,
Bir yeşil sancaklı sultan göründü.

Sancağını açtı düzüldü yola,


Nice bin hüccacı yanında bile,
Gel günahkar kul sen affını dile,
Bir yeşil sancaklı sultan göründü.

Âşık Yunus sana sıdk ile tapar,


Tapmayanlar doğru yoldan sapar,
Ey Allah’ım bizi onlardan kopar,
Bir yeşil sancaklı sultan göründü.
***

139
Ravzanın önünde bir yeşil türbe
Otursam önüne eylesem tövbe
Allah tövbemizi sen kabul eyle

Aç Muhammed ravzanı
Ben sana geldim
Boynumu büküp de
Niyaza geldim

Ravzanın üstünde kandiller yanar


Kandilin şavgına güvercin konar
Ümmetin gelmiş etrafında döner

Kapında bekleyen Halil’in kızı


Şeyhim himmet eyler söylerim sözü
Allah’ın aşkına yaktık bu özü

Bitmeyen işimi bu gün bitirdim


Saya saya günlerimi yitirdim
Ümmetinden sana selam getirdim

Senin için düştüm uzak yollara


Geceli gündüzlü ıssız çöllerde
Allah’ın adını aldık dillere
***

140
Muhammed’im Muhammed’im
Sana layık ümmet miyim?
İçtim aşkın şarabını
Ne gecem var ne gündüzüm

Hasretim ben Muhammed’e


Doyamadım efendime
Alın beni de götürün
O Muhammed’in iline

Gözlerim uykuya hasret


Hacılar ediyor hicret
Kalbimde yatar Muhammed
Allah’ım bize nasip et

Kaşlarının karasına
Gözlerinin sürmesine
O Muhammed’in sözüne
Doyamadım cemaline
***

141
Senin bir ismin de Ta Ha
Yalvarıyorum Allah’a
Çağır bizi Beytullah’a
Çağır ya Muhammed çağır

Sen çağır biz de varalım


El pençe divan duralım
Mübarek Ravzan görelim
Çağır ya Muhammed çağır

Ne goncayım ne de gülüm
Çile çeken bir bülbülüm
Sen peygamber bense kulum
Çağır ya Muhammed çağır

Hasretin haddi aştı


Kervanı görenler şaştı
Muhammed gönlüme düştü
Çağır ya Muhammed çağır

Hacının bayrağı aldır


Senden ayrılması zordur
Hacı zemzem suyu doldur
Çağır ya Muhammed çağır
***

142
Ya Muhammed ben seni
Seni göresim geldi
Bir canım var yoluna
Hemen veresim geldi

Ya Muhammed tut elimi


Sana aç benim yolumu
Sensin kanadım kolum
Seni göresim geldi

Aşkın ateşten beter


Sevgin gönlümde tüter
Rüyamda görsem yeter
Seni göresim geldi

Medine iline varsam


Varıp ravzasını görsem
Orada canımı versem
Seni göresim geldi
Bir canım var yoluna
Hemen veresim geldi
***

143
Kadir mevlam gel eyledi
Geliyoruz ya Muhammed
Aşkın beni kül eyledi
Geliyoruz ya Muhammed

Hak’kı söyler kelam ile


Ay yıldızlı kalem ile
Kucak dolu selam ile
Geliyoruz ya Muhammed

Burada koydum dünya malı


Mevlam bağışlasın kulu
Baş açık ayak yalını
Geliyoruz ya Muhammed

Bu dünyaya geldim boşa


Ben yoruldum koşa koşa
Vücut yandı baştanbaşa
Geliyoruz ya Muhammed
***

144
Kâh ağlarım acı acı
Var mı derdimin ilacı
Söyle bana canım bacı
Muhammed’i arar gezerim

Ay’a sordum suya sordum


Dağa sordum taşa sordum
Meleyen kuzuya sordum
Muhammed’i arar gezerim

Bir ateş düştü özüme


Uyku girmiyor gözüme
Bülbül ağlıyor gülüne
Muhammed’i arar gezerim

Kâh ağlarım Leyla gibi


Kâh söylerim Veysel gibi
Geziyorum Yunus gibi
Muhammed’i arar gezerim
Resulümü arar gezerim (S.A.V.)
***

145
Aşkın sardı ben neyleyim,
Bu sırrı kime söyleyim
İçimdeki bu yarayı
Muhammed’e arzedeyim

Muhammed’e Muhammed’e
Canlar kurban can Ahmed’e

Bırak kardeş bu illeri


Ötüşmüyor bülbülleri
Muhammed’e gitmek için
Öğrendim arap dilleri

Nideceğim nideceğim
Bu diyardan gideceğim
Kalbimdeki bu yarayı
Muhammed’e diyeceğim

Taktım boynuma fermanı


Basmam ben hakkı dermanı
Haber verin Muhammed’e
Oldum ben onun hayranı
***

146
Ağlayalım hep kardeşler,
Muhammed gitti dünyadan
Akıtalım kanlı yaşlar
Muhammed gitti dünyadan

Ayşe anne saçın çözer


Mecnun gibi olmuş gezer
Bu acılar bağrım ezer
Muhammed gitti dünyadan

İmam oldu Ebu Bekir


Kur-an okur eder zikir
Allah Baki edip fikir
Muhammed gitti dünyadan

Ömer bir aba buldu


Mübarek eğnine aldı
Gülmek bize haram oldu
Muhammed gitti dünyadan

Osman der ki olmayaydık


Bu ölümü görmeyeydik
Ne ola yerine biz öleydik
Muhammed gitti dünyadan

Ali der ki emir haktır


Cümle mahlûk ölecektir
Ya Fatıma çare yoktur
Muhammed gitti dünyadan

Bilal çıktı sala verdi


Medineye gamlar geldi
Cümle mümin mahsun oldu
Muhammed gitti dünyadan
***

147
Yaklaştıkça yeşil kubbe görünür,
Kubbeyi görenler yere serilir
Çağrışarak salât selam verilir
Merhem sürülmedi kardeş yaram sızılar
Hasta gönlüm Muhammed’i arzular

Bu gün hüccac Medine’ye derilir


Hacı beratları ele verilir
Ravzayı Muhammed şimdi görünür

Serbaniy karuban çek yar eline


Bülbül veş kondurmuş gonca gülüne
Yar Muhammed’e giden nice yorula

Âşıklara Bağdat uzak olur mu?


Hayır kervanına tuzak olur mu?
Duyulur da gayrı durmak olur mu?

Neyim, nerden geldim, neyi ararım?


Nere gideceğimi, kime sorarım?
Bu aşkın yolunda ben bir kararım

Ey saruban yeter yolları bitir


Şeyda gönülleri ravzaya götür
Yanan bu ruhları mahbuba yetir
***

148
Medine’ye varamadım
Gül kokusun alamadım
Ben Resul’e doyamadım
Yaralıyam yaralıyam yaralı
Kâbe’nin örtüsü kara
Açtı yüreğimde yara
Bulunmaz derdime çare
Yaralıyam yaralıyam yaralı
Hacerül Esvedin taşı
Akıttı gözümden yaşı
Bulunmaz Resul’ün eşi
Yaralıyam yaralıyam yaralı
Elimden tut kaldır beni
Ya vuslata erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Yaralıyam yaralıyam yaralı
Şeyhim giyer allar beyaz
Hak’ka karşı eyler niyaz
Şeyhim beni deftere yaz
Yaralıyam yaralıyam yaralı
Seviyorum Rab’bim seni
Beytullah’a çağır beni
Zemzemine daldır beni
Yaralıyam yaralıyam yaralı
Nurdandır şeyhimin dili
Sevdim seni oldum deli
Kabe diye deli gibi
Yanıyorum yanıyorum yaralı
Medine’nin yollarına
Aşık oldum Ravzasına
Muhammed’in makamına
Doyamadım doyamadım yaralı
***
149
Ben Resulden çok memnunum
O da benden memnun mu ki
Tekrar nasip eyle Ya Rab
Ben Resule doyamadım ki.

Doyulur mu Muhammed’e, (Nakarat 1)


Doyulur mu O Mahmud’a
Dünya bile doymamış ki
Nasıl doyam Muhammed’e

Camisi sıra direkler


Mü’minler şefaat bekler
Nöbet tutuyor melekler
Ben Resule doyamadım ki.

Doyulur mu ravzasına, (Nakarat 2)


Doyulur mu türbesine
Doyulurmu can Ahmed’e
Bir daha gösterir mi ki

Müslüman Mekke’ye koşar


Muhammed aşkıyla coşar
Bilmeyenler boşa yaşar
Ben Resule doyamadım ki.

Doyamadım Beytullah’a, (Nakarat 3)


Doyamadım Resulullah’a
Yalvarırım ben Allah’a
Bir daha çağırır mı ki

Bütün alem tesbih eder


Aşık olan hemen gider
Malın mülkün gitme kal der
Ben Habib’e doyamadım ki
(Nakarat 1)

150
Gözyaşımla Safa’ya düştüm
Yalınayak Merve’ye koştum
Zemzeminden aşkla içtim
İçtim ama doyamadım ki
(Nakarat 2)

Arafat’tan Vakfeye çıktım


Tövbeyle günahım yıktım
Nur denizinde aktım
Aktım ama doyamadım ki
(Nakarat 3)

Hacerül esvedi öptüm


Makamı İbrahim’e gittim
Beytullah’ı tavaf ettim
Ettim ama doyamadım ki
(Nakarat 1)

Biraz Nur Dağı’nda kaldık


Mahşeri bir kalabalık
Pırıl pırıl altın oluk
Gördüm ama doyamadım ki
(Nakarat 2)

Ümmetin son sözü size


Ya Muhammed acı bize
Şefaat et cümlemize
Ah ben sana doyamadım ki
(Nakarat 3)
***

151
Açan çiçeklere meyva,
Verilmiyor Muhammed’siz
Hak’tan gelen derde deva
Bulunmuyor Muhammed’siz

Uzak Cennetin yolları


Girer muttaki kulları
Cennet’te tuğba dalları
Sallanmıyor Muhammed’siz

Çok meşgul ol Kur’an ile


Seherlerde figan ile
Son nefeste iman ile
Ölünmüyor Muhammed’siz

Fakir kulun sana asi


Silinmez gönlünden pası
Gönüllere Allah aşkı
Verilmiyor Muhammed’siz

Son ikramdır Cemalullah


Ağlayanlar görür vallah
Çünkü böyle diyor Allah
Görülmüyor Muhammed’siz
***

152
Düşmüşüm dermansız derde
Yalan hile nefsim sende
Nasıl bakacağım ben de
Can Ahmed'in Nur yüzüne

Hastayım tevhid tabibi


İnsu cinin tek sahibi
Ahmed'i Muhtar Habibin
Nasıl bakarım yüzüne

Aşkıyla doğan sabaha


Banmışım ben çok günaha
Ne yüzle diyem merhaba
Canım Efendim Ahmed'e

Viran olmuş kalp ocağım


Dertlidir gönül kucağım
Nasıl böyle varacağım
Can Ahmed'in huzuruna

Can kurban kudret şahına


O Enbiya sultanına
Nasıl giderim yanına
Can Ahmed'in huzuruna

Sefil halinle özüne


Girmişsin nefsin közüne
Nasıl bakarsın mahşerde
Can Ahmed'in Nur Yüzüne
***

153
Bir çift turna gördüm uçar havada
Kimi önde gider kimi arkada
Yolunu kaybetmiş ağlar ovada
Doğrudan Medine’ye varın turnalar
Peygambere selam sunun turnalar

Teheccüt namazına kalktım da durdum


Turnalar uçuyor havada gördüm
Ravzasına varın diye, bir selam verdim
Doğrudan Medine’ye varın turnalar
Peygambere selam sunun turnalar

Turnam ağır gidiyon sen hasta mısın


Medine'ye gidecek son posta mısın
Söyle peygambere bizleri istesin
Doğrudan Medine’ye varın turnalar
Peygambere selam sunun turnalar

Akar aşıkların gözünün yaşı


Ah ettikçe eritir dağı, taşı
Kudüsü Şerif'te muallak taşı
Orayı da ziyaret edin turnalar
Peygambere selam sunun turnalar

Dolaşın Kabe’nin sağından geçin


Zemzem kuyusundan eğilin için
Arafat Dağının üstünden uçun
Doğrudan Medine’ye varın turnalar
Peygambere selam sunun turnalar
***

154
Kara yüzüm süregelsem
Sana canım verebilsem
Nur Cemalin görebilsem
Ya Muhammed ey can Ahmet

Senin Ravzan güzel kokar


Hasretin bağrımı yakar
Gözyaşlarım çağlar akar
Ya Muhammed ey can Ahmet

Peygambersin ahir zaman


Mahşer günü el aman
Seni bilen bulur iman
Ya Muhammed ey can Ahmet

Eşiğine yüzüm sürsem


Arzuhalim diyebilsem
Nur elinden öpebilsem
Ya muhammed ey can Ahmet

Cümlenin Mahbubu sensin


Sevilirsin hem seversin
Yücelerden en yücesin
Ya Muhammed ey can Ahmet
***

155
Bir gönül var bende Resulü özler
Gece gündüz demez yolunu gözler
Yıllardır bu gönül aşkını gizler
Seviyorum canlar ben Muhammed'i (s.a.v)

Hilaldir kaşları nurdur cemali


Yine çok fenadır gönlümün hali
Kızgın çöle düşen mecnun misali
Seviyorum canlar ben Muhammed'i (s.a.v)

Öyle bir ateş ki yakar derinden


O'nun aşkı yine eser serinden
Bahsederim O en tatlı birinden
Seviyorum canlar ben Muhammmed'i (s.a.v)

Hilaldir kaşları nurdur cemali


Yine çok fenadır gönlümün hali
Kızgın çöle düşen mecnun misali
Seviyorum canlar ben Muhammed'i (s.a.v)

Medine'ye yolum düşer mi bilmem


O'nsuz bu cihanda ben asla gülmem
Akan gözyaşlarım göl olsa silmem
Seviyorum canlar ben Muhammed'i (s.a.v)

Hilaldir kaşları nurdur cemali


Yine çok fenadır gönlümün hali
Kızgın çöle düşen mecnun misali
Seviyorum canlar ben Muhammed'i (s.a.v)
***

156
Topladın gülleri düştün yollara
Yolun yine uzar patikalara
Bizi de yanında götür Sultanım
O yüce Resul’e sen gidiyorsun

Açılsın da yollar sana geleyim


Öyle özledim seni Ey Resul

Yoruldu bedenim dert çeke çeke


Kurudu gözlerim yaş döke döke
Yollarına güller eke eke
O yüce Resule sen gidiyorsun

Bu yolun sonunda Medine vardır


Hasreti gönlümde yanar yıllardır
Her mevsimi güldür, yeşil bahardır
O yüce Resule sen gidiyorsun
***

157
Ona âşık olan yanar kül olur
Deryasına dalan erir kaybolur
Muhammed’e giden Mevla’yı bulur
Özledim Rasulü gönül yanıyor

Nur cemali benzer Güneş’e Ay’a


Gidip varamadım Yeşil Ravza’ya
Doyulur mu Muhammed Mustafa’ya
Özledim Rasulü gönül yanıyor

Medine’de dolu gül bahçeleri


Nasıl da cezbediyor bülbülleri
Aşkı kar ediyor bu gönülleri
Özledim Rasulü gönül yanıyor

Şefaat istiyor günahkâr ümmet


Nerede canların canı can Ahmet
Allah’ın Habibi Nebi Muhammed
Özledim Rasulü gönül yanıyor

Yalın ayak düştüm çöl yallarına


Elimi uzattım gül dallarına
Ya Rab’bi merhamet et Sen kullarına
Özledim Rasulü gönül yanıyor
***

158
Muhammed’dir canlar canı,
İki cihanın sultanı
Hem âşıkların lokmanı

Benim arzum Muhammed’dir


Benim arzum can Ahmed’dir

Muhammed’im can Ahmed’im


Peygamberim tek rehberim
Peygamberim tek önderim

Muhammed’dir özüm sözüm


Kan ağlıyor iki gözüm
Görse cemâlini gözüm

Ağlar sana ağlar dağlar


Ağlar sana Mekke diyar
Her kulun bir arzusu var

Yücedir kadrin yüce


Kur’an’ın tefsiri ince
Manasını verir hoca

Mekke dağlarını aştım


Sandım ki Cennet’e düştüm
Rab’bimle tenha buluştum

Âşık der ki günahım çok


Hak’ka yarar amelim yok
Senden başka tutarım yok
***

159
Dün gece seyrim içinde
Ben dedem Ali'yi gördüm
Eğildim niyaz eyledim
Düldül'ün nalını gördüm

Kanber'i durur sağında


Salınır Cennet bağında
Ali, Musa Tur Dağı'nda
Ben dedem Ali'yi gördüm

Üç çerağ yanar şişede


Aslanlar gizli meşede
Yedi iklim dört köşede
Ben dedem Ali'yi gördüm

Yüce dağlar boran coşkun


Kul Himmet aşkına düşkün
Cümle meleklerden üstün
Ben dedem Ali'yi gördüm
***

160
Bana himmet eyle ya pirim Ali
Sen sultansın beni kul kabul eyle
Ne yalan söylerim ne de mürai
Sen dünyasın beni yer kabul eyle

Sen öğrettin bize Hak âdemdedir


Âdem olmayanlar Hak’kı ne bilir
Mümin’in süreği bir doğru yoldur
Sen o yolsun beni kul kabul eyle

Ben de bu âleme ne için geldim


Ne aradım bu âlemde ne buldum
Gerçek idin bana bir dolu sundun
Sen dolusun beni al kabul eyle

İsterim efendim senden icazet


O lezzete o şekere beni kat
Bütün kötülüğü kalbimden sil at
Türbene de beni çul kabul eyle

Adil Ali Hak’kı bilenler ölmez


Hak’kı bilen hakikatten ayrılmaz
Çok küçüğüm bir katreden sayılmaz
Sen deryasın beni göl kabul eyle
***

161
Medet senden medet mürşidim Ali
Dermanım Muhammet tabibim Ali
Hitabı ezelde ikrarım Ali
Medet ya Muhammed mürşidim Ali

Muhammet Mustafa alem serveri


Ebubekir, Ömer, Osman yareni
Hakikat sırrında Ali mahremi
Medet ya Muhammed mürşidim Ali
Herdem gönlümdeki mihmanım Ali

Ol Hasan Hüseyin Ali Evladı


Şehit olup uğruna verdiler canı
Gönülden sevenler buldu necatı
Medet ya Muhammed mürşidim Ali
Herdem gönlümdeki mihmanım Ali

Muhammet, mahzeni sırrı ilahi


Ali gevherlerin sakisi veli
Bize ihsan etti âb-ı kevseri
Medet ya Muhammed mürşidim Ali
Herdem gönlümdeki mihmanım Ali

Muhammet ruhuna hazeran sala


Sıdkile diyenler buldular felah
Talibi kuluna buldur sen necat
Medet ya Muhammed mürşidim Ali
Herdem gönlümdeki mihmanım Ali
***

162
Muhammet bağının gülüdür Ali
Bülbüller ötüşür dilidir Ali
Aşıklar yar için düşmüş yollara
Hakikat ehlinin yoludur Ali

Muhammed Ali’ye canımız feda


Bir dediler bize şah ile geda
Ayrı görenleri sevmezmiş Huda
Vahdet bahçesinin gülüdür Ali

Gel Ali’nin Ehli Beyti olalım


On sekiz bin alemlere dalalım
Ol şahı merdandan nasip alalım
Hak şehitlerinin kanıdır Ali

Tevhit deryasına dalanlar bilir


Vilayet bahrinde Ali’yi bulur
Şahlar Şahını gören imane gelir
Aşık Niyazi’nin canıdır Ali.
***

163
Şehitlerin ser çeşmesi
Enbiyanın bağrı başı
Evliyanın gözü yaşı,
Hasan ile Hüseyin’dir.

Hazreti Ali babaları


Muhammed’dir dedeleri
Arşın çifte küpeleri
Hasan ile Hüseyin’dir.

Dedesiyle bile varan


Kevser ırmağında duran
Susuz ümmete su veren
Hasan ile Hüseyin’dir.

Kerbelanın yazıları
Şehit düşmüş gazileri
Fatma Ana kuzuları
Hasan ile Hüseyin’dir.

Kerbelanın ta içinde
Nur parlar siyah saçından
Yatar alkanlar içinde
Hasan ile Hüseyin’dir.

Yunus der ki dünya fani


Bizden evvel gelen hani
İki cihanın sultanı
Hasan ile Hüseyin’dir.
***

164
Kerbela çölüne gelip de duran
Toprağı koklayıp çadırın kuran
İnsanlık uğruna serini veren
Ehli Beyt’in nuru İmam Hüseyin

Yetmiş iki pare er şehit veren


Abbas’ın kolların kalemdir diyen
Ali Ekber’in şehadetin gören
Ehli Beyt’in nuru İmam Hüseyin

Şehzade Kasım’ı yanında bulan


Kolundaki pazubendi okuyan
Vasiyet üzere kızını veren
Ehli Beyt’in nuru İmam Hüseyin

İnsanlık uğruna meydana gelen


Hak için serini sertacın veren
Kerbela çölüne mekanın kuran
Ehli Beyt’in nuru İmam Hüseyin

Adil Ali böyle söyler gezersin


Hak uğruna kalem tutmuş yazarsın
Şah Hüseyin yüreğimi ezersin
Ehli Beyt’in nuru İmam Hüseyin
***

165
Matem ayı geldi canlar
Matem tutalım tutalım
Kerbela’da aktı kanlar
Matem tutalım tutalım

Muharremin tam onunda


Abbas’la Kasım yanında
Şehit oldu göz önünde
Matem tutalım tutalım

Ümmügülsüm ah, eyledi


Ali Ekber su, söyledi
Kasım murada ermedi
Matem tutalım tutalım

Hüseyn’imin başın kesti


Çadır yandı duman esti
Bu idi Merva’nın kastı
Matem tutalım tutalım

Adil Ali matem ayı


Hiç unutma Kerbela’yı
Yezit kaldırdı hayâyı
Matem tutalım tutalım
***

166
Matem ayı geldi çattı
İmam Hüseyin, Hüseyin
Seni seven matem tuttu
İmam Hüseyin, Hüseyin

Seni sevmek bize yeter


Sevmeyenler olsun beter
Kerbela çölünde yatar
İmam Hüseyin, Hüseyin

Şimir melun ikrar verdi


Çör çöp için geri döndü
Zulmü sana reva gördü
İmam Hüseyin, Hüseyin

Su vermediler içesin
Âleme rahmet saçarsın
Cennet kapusun açarsın
İmam Hüseyin, Hüseyin

Adil Ali benim adım


Seni sevmektir muradım
Bize yetişe imdadın
İmam Hüseyin, Hüseyin
***

167
Ya İmam Hüseyn selam olsun sana
Dahi nice şühedayı Kerbela’ya
Hürmet dahi sana muhabbet sana
Ya İmam Hüseyn selam olsun sana
Dahi nice Ehli Beyti Resullullah’a

Geldi çattı yine o matem günü


Kalpler sızlar gönüller ağlar bugün
Ruhumda güruh güruh hüzün
Ya İmam Hüseyn selam olsun sana
Dahi nice şühedayı Kerbela’ya

Resul sormaz mı o münafıklara


Nasıl kıydınız Ehli Beyti Resullullah’a
Nasıl bakabilecekler o Fahri didara
Ya İmam Hüseyn selam olsun sana
Dahi nice şühedayı Kerbela’ya

İmam Hüseyn aşkıyla yanan aşıklar


Onları kevserde şahı Kerbela sular
Fatıma Zehra şefaatını sunar
Ya İmam Hüseyn selam olsun sana
Dahi nice Ehli Beyti Resullullah’a

BURAK hüzün ile doldu yine


Çeker bunca elem ile kederi sineye
Dualar eder selam eder Ali Resule
Ya İmam Hüseyn selam olsun sana
Dahi nice şühedayı Kerbela’ya
***

168
İmam Hüseyin’i vurdular
Kolun kanadın kırdılar
Al kanlara boyadılar
Kerbelada Kerbelada

İmam Hüseyin susamıştı


Bir yudum su aramıştı
Ana yüreği yanmıştı
Kerbelada Kerbelada

İmam Hüseyin şehit oldu


Gül bahçemde güller soldu
Topraklar kan ilşe doldu
Kerbelada Kerbelada
***

169
Aklımı başımdan alıp götüren
Ehl-i Beyt’tir, Ehl-i Beyt’tir, Ehl-i Beyt
Gönlümün köşküne varıp oturan
Ehl-i Beyt’tir, Ehl-i Beyt’tir, Ehl-i Beyt

Adem ata ile Cennet’te olan


Fatıma’sız Zehra geldi nurunan
Her Nebi’de her Veli’de bulunan
Ehl-i Beyt’tir, Ehl-i Beyt’tir, Ehl-i Beyt

Sevenlere Kevser suyunu veren


Çağırmadan duyan bakmadan gören
Adil Ali kula bade içiren
Ehl-i Beyt’tir, Ehl-i Beyt’tir, Ehl-i Beyt
***

Hüseyin’i cehaletle şehid eden katiller


Müjdelendiniz ahiret azabiyle
Göklerde kim var ise size lanet ederler
İsa bin Meryem ile Davudun lisaniyle
***

Hüseyin’i şehid eden ümmet, ümit eder mi


Dedesinden şefaat o kıyamet gününde
***

170
Bağdat illerinde bir gül açılmış
Bakın burcu burcu kokar Geylani
Basamak basamak sır yolu açmış
Yürür gider mevlasına Geylani

Maşuk isen sevdir gül ağasını


Aşık isen ara bul maşuğunu
Tarikat yolunda din ışığında
Aşıklar gönlünde yatar Geylani

Türbesi muhteşem parlıyor nuru


Mevlanın has kulu Habib’in yari
Allah için ağlar hep zari zari
Coşmuş nehir gibi akar Geylani

Evliyalar başı tarikat piri


Zahirde ölüdür batında diri
Yarın kurulunca şol mahşer yeri
Yeşil sancağıyla gelir Geylani

Şeyhim der ki sağlam dala sarıldım


Bir garip bülbülem güle sarıldım
Beni kurtaracak ele sarıldım
Sarılan müride bakar Geylani
***

171
Kutbullahul ekberdir
Gavsullahul azamdır
Sultan Sultan Şeyh Abdulkadir
Medet Himmet Ya Sultan Abdulkadir
Medet Himmet Ya Sultan Hayri Baba
Geylan’dan gelir aslı
Ebul Kasım’ın nesli
Allah Muhammed dostu
Aşık olan üftade
Durmaz gider Bağdad’a
Ol dem erer murada
Devlet istersen devlet
İzzet istersen izzet
Kapısında kıl hizmet
Tarıkında Kıl hizmet
Müridinin her biri
İrşad eder münkiri
Daim budur hüneri
İnkâr eden ol eri
Mürşid eder Şeytan’ı
Var seyreyle sultanı
Bil Muhammed alidir
Cezbe ile doludur
Dervişleri uludur
Eşrefoğlu Rumi der
Dervişler mahremidir
Şüphemiz yok velidir
***

172
Mevlamızın has kulu
Tutmuş güzel bir yolu
Ululardan bir ulu
Abdulkadir Geylani

Estirir sevgi yeli


Akıtır feyiz seli
Muhammed’in (S.A.V.) has gülü
Abdulkadir Geylani

Ona beli diyenler


Tarikına girenler
Ne bahtiyar kişiler
Abdulkadir Geylani

Sönmeyen bir güneşsin


Pek hayırlı bir eşsin
Çağıralım yetişsin
Abdulkadir Geylani

Hizmetin yüce devlet


Himmetin büyük servet
Sevgili Pirim himmet
Abdulkadir Geylani

Hak yolda rehberimiz


Feda olsun serimiz
Dahilek Ya Pirimiz
Abdulkadir Geylani

Sağlam dala sarılak


Zikrullaha çağırak
Bu fakirin Albayrak
Abdulkadir Geylani
***

173
Cem olmuş dervişleri
Sultan Abdulkadir’in
Yolunda sadıkları
Sultan Abdulkadir’in

Elim verdim eline


Kurban oldum yoluna
Canım feda yoluna
Pirim Abdulkadir’in

Kutbu âlem ol veli


Sırrı Mürteza Ali,
Ceddi Hak’kın Habibi
Pirim Abdulkadir’in

Evliyalar geldiler,
Payine yüz sürdüler,
Hep semi’na dediler
Pirim Abdulkadir’in

Evliyalar rehberi
Hak sırrının mazharı
Ehl-i tarik serveri
Pirim Abdulkadir’in

Arısının balıyım
Bahçesinin gülüyüm
Bağının bülbülüyüm
Pirim Abdulkadir’in

Sana derim ey kişi


Çıkar kalpten teşvişi
Oda yanmaz dervişi
Pirim Abdulkadir’in

174
İnkar eden ol eri
Mürşid sürer Şeytanı
Aslı durur Geylani
Pirim Abdulkadir’in

Hak katında uludur


İki cihan doludur
Eşrefoğlu kuludur
Pirim Abdulkadir’in
***

175
Ali Abadır ceddin
Hem Hasani-Hüseyin
Bazul eşhep Muhyiddin
Abdulkadir Geylani

Doğarken veli doğan


Ruhî bedevi döven
Hem annesin kurtaran
Abdulkadir Geylani

Ahdimi bozmam diyen


Yalan söz hiç bilmeyen
Eşkiya irşad eden
Abdulkadir Geylani

Varıp Bağdat’a yeten


Çok ilim tahsil eden
Dini ihya eyleyen
Abdulkadir Geylani

Ümmeti Muhammed’den
Ben de bir ferdim diyen
Ölüleri dirilten
Abdulkadir Geylani

Allah’tan vaat alan


Hem Malik’le konuşan
Dervişleri koruyan
Abdulkadir Geylani

Benden aciz Mehmed’in


Yükseltiver himmetin
Çok durur kerametin
Abdulkadir Geylani

176
Evlatların çok seven
Çağırana tez yeten
Ağlayanı güldüren
Abdulkadir Geylani

Cümle pire baş olan


Hükmünü daim kılan
Evliyalara imam
Abdulkadir Geylani

Muinin senin Rahman


Hem tarıkın çok âsân
Himmetin ola heran
Abdulkadir Geylani
***

177
Cemalin seyredip ismin andığım
Bize himmet eyle şeyh Abdulkadir
Aşkın ile gönlüm pasın sildiğim
Bize himmet eyle şeyh Abdulkadir

Senin sözün hem vücudun mutlaktır


Ol gül yüzün iki cihanda aktır
Yeryüzünde halifelerin çoktur
Bize himmet eyle şeyh Abdulkadir

Müritleri hatalardan saklarsın


Münkirleri sır okuyla oklarsın
Kutbuzzaman dört köşeyi beklersin
Bize himmet eyle şeyh Abdulkadir

Naiplerin sancağını götürür


Nice münkirleri yola getirir
Halifelerin hem yanında oturur
Bize himmet eyle şeyh Abdulkadir

Eşrefoğlu eydür aşkın elinde


Kimse mahrum kalmaz senin yolunda
Gerek burda gerek Bağdat ilinde
Bize himmet eyle şeyh Abdulkadir
***

178
Bir güzeldir yatıyor
Bağdat’ın illerinde
Sönmeyen nur yanıyor
Bağdat’ın illerinde

Geylani’dir Geylani
Âşıkların seyrani
Evliyalar sultanı
Abdulkadir Geylani

Büyüktür akıl ermez


Feyizin sonu gelmez
Bir benzeri görülmez
Bağdat’ın illerinde

Mis yayıyor türbesi


Aşk kokuyor yöresi
Duyuluyor nefesi
(Görünüyor himmeti)
Bağdat’ın illerinde
***

179
Hiç bulunmaz akranı
Mahzı lütfi yezdani
Gavsul Azam Geylani
Sultan Abdulkadir’in
Kutuplar hep hadimi
Yerde gökte var namı
Pek büyüktür makamı
Sultan Abdulkadir’in
Evliya derbanidir
Asfiya hayranıdır
Arşı kürs meydanıdır
Sultan Abdulkadir’in
Dergâhında himmet var,
Devranında hikmet var,
Kapısında rahmet var,
Sultan Abdulkadir’in
Talibi matlub olur
Matlubu mahbub olur
Dervişi meczub olur
Sultan Abdulkadir’in
Bahçesinde gül olsam
Ocağında kül olsam
Kapusunda kul olsam
Sultan Abdulkadir’in
Bağdat yolun gözlerim
Geylani’yi özlerim
Himmetidir sözlerim
Sultan Abdulkadir’in
Hüsnü terket teşvişi
Hakka bırak her işi
Dervişi ol dervişi
Sultan Abdulkadir’in
***
180
Seyyah olup şol alemi ararsan
Abdulkadir gibi bir er bulunmaz
Ceddi Muhammeddir eğer sorarsan
Abdulkadir gibi bir er bulunmaz
(Benim şeyhim gibi kamil bulunmaz
Hayri Baba gibi Sultan bulunmaz)
Cuşa gelir dervişleri dirilir
Ayet ile ihyaları görülür
Kudretinden kısmetleri verilir
Abdulkadir gibi bir er bulunmaz
Hak Teala yeri göğü düzeli
Hoş nazar eylemiş ona ezeli
Evliyalar serçeşmesi güzeli
Abdulkadir gibi bir er bulunmaz
Benim şeyhim beni Hakka götürür
Nice müşküllerim anda bitirir
Muhammedin sancağını götürür
Abdulkadir gibi bir er bulunmaz
Giderler gazaya çalarlar satır
Daima yaparlar hoş gönül hatır
Bağdat’ta türbesi nur olmuş yatır
Abdulkadir gibi bir er bulunmaz
Cümle evladına yeşil yaraşır
Aşkı gelir bu canlara dolaşır
Ana derviş olan Hak’ka ulaşır
Abdulkadir gibi bir er bulunmaz
Aşığın yüreği yanar tutuşur
Çiğlerin var ise var anda pişir
Nerede çağırsam anda yetişir
Abdulkadir gibi bir er bulunmaz
Derviş Yunus biz çekelim zahmeti
Üstümüzde hazır durur himmeti
Oğlum demiş ana Resul Hazreti
Abdulkadir gibi bir er bulunmaz
***

181
Düştüm aşkın seline
Vardım Bağdat iline
Meftun oldum gülüne
Pirim Abdulkadir’in

Beli dedim sözüne


Bel bağladım özüne
Aşık oldum yüzüne
Pirim Abdulkadir’in

Kıyamında Hu dedim
Aşk lokmasından yedim
Ezkarını belledim
Pirim Abdulkadir’in

Gülünü taç eyledim


Derde ilaç eyledim
Sırrın ihrac eyledim
Pirim Abdulkadir’in

Ehlullah durur saf saf


Rükuya varır etraf
Ederler beytin tavaf
Pirim Abdulkadir’in

Bülbülü bağı Resul


Eyledi Hak’ka vüsul
Niyazı buldu husül
Pirim Abdulkadir’in

Bizlere himmet eyle


Himmetinle şad eyle
Vasfını inşâd eyle
Pirim Abdulkadir’in

182
Muhammed’in torunu
Arşa salmış nurunu
Seyrettim zuhurunu
Pirim Abdulkadir’in

Aşki’ye imdad eyle


Himmetinle şad eyle
Vasfını inşâd eyle
Pirim Abdulkadir’in
***

183
Aşk ile oldum kulu
Sultan Abdulkadir’in
Hak’ka doğrudur yolu
Sultan Abdulkadir’in

Hak’kın sâdık velisi


Evliyalar ulusu
Bendesidir cümlesi
Sultan Abdulkadir’in

Üçler, kırklar, yediler


Cümle saddak dediler
Payine baş eğdiler
Sultan Abdulkadir’in

Ve hüvel kahır dedi


Kur-an’da zikreyledi
Methini Hak söyledi
Sultan Abdulkadir’in

Başımızın gülüdür
Rahımız Hak yoludur
Arif dahi kuludur
Sultan Abdulkadir’in
***

184
Nigara milki cismim kenzi aşkın için harap ettim
Anı canım yerine kalpden naip menabettim

Deruni sinemi pak eyledim ağyarın nakşinden


Gönül kâşanesin aşkı ruhun için müstetab ettim

Beyabani talepte pertevi hüsnün şuasından


Tenim baştanbaşa Cevvale-i mevci serabettim

Şarabı nabe ger meyl eylesem mazur tut zahid


Ki ben meyhanede piri mugane intisabettim

Cihanın gülşenine gelmemiş hüsnün gibi bir gül


Anın için alem içre aşkı hüsnün intihabettim.

Hubabı sakfı gerdune ulaşsa himmetim nola


Ki ömrüm sarfı rahı bir şehi ali cenap ettim

Medaris içre Halis görmedim ben aşkı sevdasın


Anınçün ilmimi meyhanede rehni şarab ettim

( Mugane’den kasıt Pirimiz Gavsul Azam


Abdulkadir Geylani Hz.leridir. )
***

185
Şahi iklimi velayettir güruhu kadiri
Rahi aşka Zülkeramettir güruhu kadiri

Cümle erbabı tarikatı bülbülü şuradedir


Anlara bağı letafettir güruhu kadiri

Damenin tutmuş bunlar Sultan Abdulkadir’in


Mazhari Lütfi Hidayettir güruhu kadiri

Gavsi Muhyiddin ihya eylemiş dini Nebi


Revne-i Dini risalettir güruhu kadiri

Küntü Kenzim kapısını menarif miftahiyle


Fetheden Şahi Vilayettir güruhu kadiri

Dâhil ol varol guruha bitemmül Halisa


Sahibi emrü ve emanettir güruhu kadiri
***

186
İstinâdım sânadır ya Hazret-i Abdülkadir
Destgîr ol sen bana ya Hazret-i Abdülkadir

Ne kadar sa'yettim ise olmadı bir çâre âh


Kabrine yüz sürmege ya Hazret-i Abdülkadir

Takatim yok nedeyim derd-i firakın çekmeğe


Destgîr ol sen bana ya Hazret-i Abdülkadir

Âşık-ı sâdık olanlar bu mâsivâyı neder


Sâlik olanlar bu yola dürr-ü mercan cem eder

Bu tarikat çünkü doğru Şâh-i Merdâna gider


Destgîr ol sen bana ya Hazret-i Abdülkadir

Gafil olma emr-i Hak'tan emr-i dünyâda gayûr


Bu yola aşksız girenler dökülür yolda kalur

Kimini tutup harâmiler metâını alur


Destgîr ol sen bana ya Hazret-i Abdülkadir

Yok hilafım sözlerimde cümle gerçektir inan


Vakt-i rihlet geldi artık nevm-i gafletten uyan

Terk-i dünya eylemektir bu işine baş koyan


Destgîr ol sen bana ya Hazret-i Abdülkadir

Zâhidin maksudu cennette saâdet eyleye


Ekl-ü şürb edip murâdı zevk-u rahat eyleye

Hüdâyînin kastı da dîdârı rü'yet eyleye


Destgîr ol sen bana ya Hazret-i Abdülkadir
***

187
Yaktı beni bacım Kadiri kolu,
Değmeyin acize içerim dolu
Yolumu sorarsan Muhammed yolu
Abdulkadir gibi pirim var benim
Mehmet Baba gibi şeyhim var benim
Çağırdılar beni şöyle bir baktım
Yaktın Mevlam beni ciğerden yaktın
Darda kalmış idim yoluma çıktın
Abdulkadir gibi pirim var benim
Mehmet Baba gibi şeyhim var benim
Resulullah demiş manen evladım
Ayşe anne demiş benim sultanım
Her zaman kurban bu benim canım
Abdulkadir gibi pirim var benim
Mehmet Baba gibi şeyhim var benim
Her an darda kalsam tutar elimden
Kimse bilmez bu acizin halinden
Koklamak istersen Cennet gülünden
Abdulkadir gibi pirim var benim
Mehmet Baba gibi şeyhim var benim
Her nereye gitsem seni ararım
Her aşık kulundan seni sorarım
Tutmazsan elimden nara yanarım
Abdulkadir gibi pirim var benim
Mehmet Baba gibi şeyhim var benim
Ben acizim böyle söylüyor dilim
Tutmazsan elimden ne olur halim
Bağdat’ta yatıyor ol yüce pirim
Abdulkadir gibi pirim var benim
Hayri Baba gibi şeyhim var benim
Mehmet Baba gibi şeyhim var benim
***

188
Abdulkadir cezbelendi
Arşı ala titredi
Hep müminler dinledi
Ya sakinel Bağdadi

Abdulkadir yürüdü,
Nur alemi bürüdü
Benim şeyhim Pir idi
Ya sakinel Bağdadi

Halkayı dolandırır
Cezbeyi bollandırır
Benim bir mürşidim var
Kalpleri uyandırır

Tekkemiz ziynetlidir
Pirimiz kuvvetlidir
Çalışalım kardeşler
Şeyhimiz himmetlidir

Bağdat yolunu gözlerim


Geylani’yi özlerim
Himmetidir sözlerim
Ya sakinel Bağdadi

Halkaları pek güzel


İçinde melek gezer
Şeytanın bağrın ezer
Ya sakinel Bağdadi

Hey Geylani Geylani


Cümle canların canı
Evliyalar sultanı
Abdulkadir Geylani
***

189
Meded Ya Gavsul azam
Pir sultan Abdulkadir
Mevhibei muazzam
Pir sultan Abdulkadir

Nesli paki Mustafa


Hanedanı ba safa
Dürrü yektai vefa
Pir sultan Abdulkadir

Ol sultanül evliya
Nüktedanül asfiya
Hem bürhanül etkiya
Pir sultan Abdulkadir

Mazharı sırrı Huda


Meşheri feyzi ata
Meşarı puşi hata
Pir sultan Abdulkadir

İnsü cin oldu hayran


Melekler kıldı devran
Arşı eyledi seyran
Pir sultan Abdulkadir

Bergüzarı mürteza
Rehgüzarı mücteba
Gülzarı ali aba
Pir sultan Abdulkadir

Aşki kurban yoluna


Dergâhında buluna
Himmet eyle kuluna
Pir sultan Abdulkadir
***

190
Sen Bağdat’ın gülüsün
Yârı Geylani Geylani
Gözlerimin nurusun
Şahı Geylani Geylani

Nazın geçer Mevlaya


El kaldırıp duaya
Cümle ümmete (ihvana) devaya
Yârı (Şahı) Geylani Geylani

Mesteyledin kalpleri
Cümle ihvan erleri
Hak’ka verdin özleri
Yârı (Şahı) Geylani Geylani

Daldın ilim irfana


Canlar geldi kurbana
Bizi anda seyrana
Yârı (Şahı) Geylani Geylani

Karaları silersin
Nazar ile süzersin
Gönüllerde gezersin
Yârı (Şahı) Geylani Geylani

Canımın cananesi
Bitmez feyizin çeşmesi
Evliyalar gözdesi (sultanı)
Yârı (Şahı) Geylani Geylani

Gör günahkar Ayazı (bizleri)


Ağlar eyler niyazı
Görünüyor beyazı (himmeti)
Yârı (Şahı) Geylani Geylani
***

191
Yedi iklimde sürülür,
İşit erkanı Geylani
Kamu buldanda kurulur,
Hemin meydani Geylani

Ulaşır edene feryad,


Eder muzdarlara himmet
Olur ona uyanlar şad,
Seri dermanı Geylani

Tarıkına giren anın,


Düşer aşkına mevlanın
Olanı kul ol sultanın,
Sever yezdanı Geylani

Eder irşad müridin ol,


Olalım biz ol şaha kul
Huda indinde makbul,
Ki dervişanı Geylani

Düşenin destini tutar,


Yakın ırak demez yeter
Tarıkına girip ol er,
Yücedir şanı Geylani

Müridime cefa eden,


Kefen hazırlasın erken
İnan bu sözlerime sen,
Açık bürhanı Geylani

Çağırsan ana sıdk ile,


Yetişir ol silah ile
Muradın ne ise dile,
Ki bol ihsanı Geylani

192
Ki tablım çalınır her an,
Yeri göktedir ol sultan
İşit bu sırrı et izan,
Ki ol cananı Geylani

Müridim tablı varsam der,


Kasidesinde hem ol pir
Seni tablım uyandırır,
Budur fermanı Geylani

Müridim korkma der asla,


Nasırımdır benim Mevla
Size düşman olan zira,
Olur düşmanı Geylani

Demiş hem Hak’ka et ikbal,


Teganni ile çağır al
Tarab et bahri aşka dal,
Kerim hannanı Geylani

Anın dervişi Kuddusi,


Olalı arttı sevdası
Deyip teşvik eder nası,
Olun yaranı Geylani
***

193
Mualla gavsi sübhani
Mukaddes kutbi rabbani
Emin-i sırrı yezdani
Abdülkadir-i Geylani
Alelya lel ya seyyide ayni
Alel ya lel ya seyyide ruhi
Zehi simai nurani
Zehi ferhunde pişani
Kemal-i hüsnü insani
Abdülkadir-i Geylani
Safa bahşı muhibbani
Ata bahşı fakirani
Hata puşi müridani
Abdülkadir-i Geylani
Bi-ma’na berkenani
Bi-sureti Yusuf sinani
Bi-behçeti şah merdani
Abdülkadir-i Geylani
Cihan sohbet-i bevet-bani
Her an ma’na bi-kurbani
Kerameş feyzi Rabbani
Abdülkadir-i Geylani
Medet ya şeyh-i Geylani
Kerem ya kutbu rabbani
Ki mahrumum ne gerdani
Tu muhyiddin-i Geylani
Beved birdir ki hendani
Bahaeddindir bani
Ya kutbuddini hakani
Abdülkadir-i Geylani
***

194
Resul "Bizim Hayri" demiş
Şahi merdanda pek sevmiş
Ceddi Ali Aba imiş
Sultan Hayri Baba’nın

Geylaninin temsilcisi
Asrının büyük velisi
Zikri cehrinin önderi
Sultan Hayri Baba imiş

Tarıkına girmek gerek


Yoluna ser vermek gerek
Hizmetinde olmak gerek
Sultan Hayri Baba’nın

Eğer matlubun hak ise


Gelin kulak verin söze
Düşün gidin siz bu ize
Sultan Hayri Baba’nın

Hak deyip halka kurarlar


Tevhid demini sürerler
Allah’ını zikrederler
İhvanı Hayri Baba’nın

Harıl harıl feyizleri


Gelip mesteder bizleri
Ne alidir himmetleri
Sultan Hayri Baba’nın

Uzun söyleme Albayrak


İhlas ile bağlanarak
Sözünde yüzünde Hak
Seyret Hayri Baba’nın
***

195
Sana uyan Hak’ka gider
Hem masivayı terkeder
Budur şeyhi muteber
Esseyyid Hayri Baba
Gündüzlere şems olan
Gecelere mah olan
İşi gücü Hak olan
Esseyyid Hayri Baba
Sırrı Hak’ka aşina
Söz konuşmaz başuna
Akıl ermez işine
Esseyyid Hayri Baba
Bilmek gerek kıymetin
Cana minnet hizmetin
Esti yine himmetin
Esseyyid Hayri Baba
Durmaz Hak’kı anarsın
Ateşiyle yanarsın
Yaklaşanı yakarsın
Esseyyid Hayri Baba
Hacı Muhammed Baba
Çok rahmet olsun ona
Halini vermiş sana
Esseyyid Hayri Baba
Teşrifinde var hikmet
Bu ümmete bir rahmet
Nazarın bize yönelt
Esseyyid Hayri Baba
Mehmed’in ister medet
Aman canım himmet et
Ulu bir kişi gayet
Esseyyid Hayri Baba
***
196
Etrafa nurlar saçan
Hak’kı batıldan seçen
Aşk yollarını açan
Mustafa Hayri Baba

İhvanı aydınlatan
Aşkı Hak’la yandıran
Derya gibi çağlatan
Mustafa Hayri Baba

Ahmed’le sohbet eden


Hak ile ülfet eden
Talipleri kenz eden
Mustafa Hayri Baba

Kadiriyi derya eden


Kalpleri gülşen eden
Hak cemalini gören
Mustafa Hayri Baba

Seyreden ve ettiren
Hem eren hem erdiren
Sırla gören, gördüren
Mustafa Hayri Baba

Mehmed Albayrak uyan


Dostum rengine boyan
Budur sahibüzzaman
Mustafa Hayri Baba
***

197
Usül erkânın döner
Yönelip Allah’a gider
Hak katında sözün geçer
Selam sana Hayri Baba
Dervişlerin halka halka
Gönül bağlamışlar Hak’ka
Ağyarın şerrinden sakla
Selam sana Hayri Baba
Uzak yakın demez gelir
İhvanlara feyiz verir
Hem gafletimiz giderir
Selam sana Hayri Baba
Nazarların nurlar saçar
Neşe denizini açar
Salihlerin hemen coşar
Selam sana Hayri Baba
Bağlamış Hak’ka kalbini
Hem ederdi çok zikrini
Analım güzel ismini
Selam sana Hayri Baba
Gel girelim bahçesine
Yapışalım pekçesine
Kulak ver güzel sözüne
Selam sana Hayri Baba
Ölü değil hay duruyor
Gelen ihvanı görüyor
Tasarrufun sürdürüyor
Selam sana Hayri Baba
Bu fakir Mehmed’in neyler
Durmayıp aczini söyler
Daima yardımın gözler
Selam sana Hayri Baba
***
198
Sultan şeyhim Hayri Baba
Çok rahmetler olsun sana
Kavuşmak için Allah’a
Uçup gittin aramızdan

İnan çok severim seni


Sevdiğine sevdir beni
Bu hasretin ne merhemi
Uçup gittin aramızdan

Sohbetinden mahrum kaldık


Ne büyük gaflete daldık
Hizmetinden geri kaldık
Uçup gittin aramızdan

Bu aleme gelmiş idin


Hep doğruyu bilmiş idin
Hak’ka gönül vermiş idin
Uçup gittin aramızdan

Dönermiydin acep geri


Allah emri dönmez geri
Gel gir gönlümüze bari
Uçup gittin aramızdan

Hizmetini göremedik
Esrarına eremedik
Kıymetini bilemedik
Uçup gittin aramızdan

Mehmet Albayrak neylesin


Halini kime söylesin
Rabıtaya gönül versin
Uçup gittin aramızdan
***

199
Sen Rab’bine kul olmuşsun
Habibine yar olmuşsun
İçerine kor doldurup
Yana yana kül olmuşsun

Yandır bizi yanalım


Ateşine kanalım
Hak cemalin bulalım
Sultan şeyhim geldik sana
Hayri Baba geldik sana

Sen canların cananısın


Dertlilerin dermanısın
İhvanların seyre dalsın
Sultan şeyhim geldik sana
Hayri Baba geldik sana

Canlar arar canı sende


Nazarınla himmet eyle
Gönül durmaz gayrı bizde
Sultan şeyhim geldik sana
Hayri Baba geldik sana

Gel virane gönlümüze


Taht kurmuşsun kalbimize
Sevgin dolmuş içimize
Sultan şeyhim geldik sana
Hayri Baba geldik sana

Bizler birer garip kuluz


Ne ararız ne buluruz
Himmetinle var oluruz
Sultan şeyhim geldik sana
Hayri Baba geldik sana
***

200
Ben bu aşkın mecnunuyum
Hay benim baba sultanım
Mah cemaline hayranım
Hay benim baba sultanım

Sözlerin hep hakikattir


Tarıkın hak şeriattır
Bilenlere ne devlettir
Hay benim baba sultanım

Resulün aşkına yandım


Aşkın şarabına kandım
Şemi pervaneye döndüm
Hay benim baba sultanım

Hak’tan oldu bize nimet


Her insana olmaz kısmet
Kadiri’ye candan hizmet
Hay benim baba sultanım
Geylani’ye candan hizmet
Hay benim baba sultanım

Hak’kın ismi cemalinden


Feyz dökülür kemalinden
Hak görünür nur yüzünden
Hay benim baba sultanım

Âşıklar hiç ziyan etmez


Gözlerinden yaşlar bitmez
Bu yolda yanmayan bilmez
Hay benim baba sultanım
Hay benim pirim sultanım
***

201
Ben bu aşkın mecnunuyam ey benim kamil mürşidim
Hak cemalin meftunuyam ey benim kamil mürşidim
Aşkım seni arar bulur cemaline hayran olur
Nurlara kalbim boyanır ey benim kamil mürşidim

Gönül kasrında şahımsın sema-i dilde mahımsın


Hüdayi cilvegahımsın ey benim kamil mürşidim
Aklımı sahraya saldım aşkın deryasına daldım
Didarına hayran kaldım ey benim kamil mürşidim

Uludur gayet kemalin ruh verir feyz-i zulalin


Nur nesreder gül cemalin ey benim kamil mürşidim
Siretin hep şeriattır kelamın dürr-i hikmettir
Yolun ayn-ı hakikattir ey benim kamil mürşidim

Hak’kın ismi celalinden gül açılmış cemalinden


Hiç doyulmaz kemalinden ey benim kamil mürşidim
Her kim sırrına eremez hakikat gülün deremez
Didar-ı Hakkı göremez ey benim kamil mürşidim

Feda olsun dil ü canım senin yolunda sultanım


Eriştir derde dermanım ey benim kamil mürşidim
Hüdayi Sırrı sübhane ağlayu geldi divane
Eriştir hak divanına ey benim kamil mürşidim
***

202
Mevlâmızın rahmet eli,
Sözlerinde hikmet seli
Kutb-u cihan Mehmet Veli
Sevenin olmak ne hoş

Rasulullâh’ın varisi
Mürşitlerin en halisi
Terk ettik senden gayrisi
Seninle olmak ne hoş

Geylâni’den almış destur


Hayri Baba’yla can dosttur
Pirliğine şüphe yoktur
İhvânın olmak ne hoş

Dağıtırsın aşkı feyzi


Gözetirsin daim bizi
Hâk’ka verdin gönlümüzü
Evlâdın olmak ne hoş

Dertlilerin ilacısın
Dervişler başın tacısın
Bu ümmetin muhtacısın
Bendesi olmak ne hoş

Zikrullâhdır her bir sözün


Ateş ile yanar özün
Kabul görür senin nazın
Gedâyin olmak ne hoş

Sevmekten başka kârım yok


Affeyle kusurum pek çok
Şanın yüce reddin hiç yok
Turâbın olmak ne hoş
***

203
Babaların babası
Evliyaların hası
Tarikatın ustası
Sevgili Mehmet Baba
İlmi Ledün ustası
Sevgili Mehmet Baba
Bu dünyanın kutbudur
Resul’den de muştudur
Hak’kın bize lütfudur
Sevgili Mehmet Baba
Tarıkına girenler
Seni birden sevenler
Ne bahtiyar kişiler
Sevgili Mehmet Baba
Sevenler beri gelsin
Hemen murada ersin
Hep himmetin varolsun
Sevgili Mehmet Baba
Senin peşinden koşan
Ervahla doldu cihan
Bu ne şeref bu ne şan
Sevgili Mehmet Baba
Senin ile coşarız
Dağı taşı aşarız
Hep Allah’a koşarız
Sevgili Mehmet Baba
Ahmet Sani uyan
Seni adama koyan
Uyan ey gönül uyan
Seni adama koyan
Merhametkânı Sultan
Sevgili Mehmet Baba
***
204
Bazen Hayri Baba’yı
Bazen Ali Aba’yı
Görmek istersen eğer
Seyret Mehmet Baba’yı
O yüce Halisa’yı
Hem güneşi hem ayı
Muhammed Mustafa’yı
Seyret Mehmet Baba’yı
Ona verip özünü
Kaçırmadan sözünü
Ayırmadan gözünü
Seyret Mehmet Baba’yı
Hele gönülden bir bak
Göreceksin sen mutlak
İşte Mugan işte Hak
Seyret Mehmet Baba’yı
Bakın bakın Silsile
Oturmuş Resul ile
Gülümsüyor bizlere
Seyret Mehmet Baba’yı
Cemalinde Cemali
Yüce Hak’kın her hali
Görünür O’nda hemen
Seyret Mehmet Baba’yı
Ahmet Sani ayyaşsın
Farkına da varmazsın
Gönül sen ne ayyaşsın
Farkına da varmazsın
Seyret seyret doymazsın
Canım Mehmet Baba’yı
Seyret seyret doymazsın
Canım Mehmet Baba’yı
***
205
Arayıp da zor bulduğum
Aşkından feyiz aldığım
Himmetiyle var olduğum
Benim şeyhim gülüm var ya
Gezer gönül deryasında

Elinden tesbih aldığım


Gönlümü ona saldığım
Aşk deryasına daldığım
Benim şeyhim gülüm var ya
Gezer gönül deryasında

Canıma canan bildiğim


Aşkı ile eridiğim
Nefsimden fazla sevdiğim
Benim şeyhim gülüm var ya
Gezer gönül deryasında

Aşkıyla serden geçtiğim


Gönlüme sultan seçtiğim
Has çorbasından içtiğim
Benim şeyhim gülüm var ya
Gezer gönül deryasında
***

206
Evliyaya eğri bakma
Kevn-i mekân elindedir
Mülke hüküm süren odur
İki cihan elindedir

Hak anı bunda gönderdi


Kullarını irşad için
Kime diler iman verir
Kahr-ü ihsan elindedir

Sen anı şöyle sanırsın


Sencileyin bir âdemdir
Evliyanın sırrı vardır
Gizli ayan elindedir

Hak zatıyla sıfatıyla


Tecelli eyledi anda
Varlığı Hak varlığıdır
Emr-i Sübhan elindedir

Kaygusuz eder bu ilmi


Okudum öğrendim bildim
Bütün alemlerin hükmü
Kamil insan elindedir
***

207
Şeyhimin illeri,
Uzaktır yolları
Açılmış gülleri
Dermeye kim gelir Ya Hu!

Ahd ile vefalar


Zevk ile sefalar
Bu yolda cefalar
Çekmeye kim gelir! Ya Hu!

Şeyhimin özünü
Severim sözünü
Mübarek yüzünü
Görmeye kim gelir! Ya Hu!

Şeyhimin ilinde
Asası elinde
Şeyhimin yolunda
Ölmeye kim gelir! Ya Hu!

Şeyhimin ilini
Sorarım yolunu
Mübarek elini
Öpmeye kim gelir Ya Hu!

Şeyhimin şemine
Bu canım pervane
Saladır âşıklar
Yanmaya kim gelir Ya Hu!

Ah ile gözyaşı,
Yunus’un haldaşı
Zehr ile şol aşı
Yemeye kim gelir! Ya Hu!
***

208
Yanında kalmaya geldim
Eylenip durmaya geldim
Sen doktorsun bense hasta
Tedavi olmaya geldim

Gele gele yollar aştım


Bu nefsin elinden şaştım
Bir iyi olmaz derde düştüm
Dert için dermana geldim

Bunca gönüller yapmışsın


Şimdi menzile ermişsin
Muhammed’e yar olmuşsun
Bir haber sormaya geldim

Mürşid olup seçilmişsin


Bade olup içilmişsin
Tomurcukken açılmışsın
Seni koklamaya geldim

Sen habibsin bense garip


Her derdime derman verip
Aşkın ile zikir edip
Bir haber sormaya geldim

Abdulkadir olmuş veli


Boşa sarfeylemez dili
Hak’ka giden doğru yolu
Arayıp bulmaya geldim
***

209
Seherlerde çıktım yola
Hem rabıta ala ala
Cemali boyanmış nura
Şeyhim Mehmet Babamın da

Boyu Resulullaha benzer


Daim Allah diye gezer
İsmi Beytullah’ta yazar
Şeyhim Mehmet Babamın da

Cümle velilerin başı


Hak’kı zikretmektir işi
Düşünmeden ol dervişi
Şeyhim Mehmet Babamın da

Kolu Mürteza Ali’dir


Piri Gavsul Geylani’dir
Mürşidi Hayri Baba’dır
Şeyhim Mehmet Babamın da

Ne güzel bir makamı var


Dillerinden feyiz akar
Muhammed’e olmuştur yar
Şeyhim Mehmet Babamın da

Bağlum’da gülleri açmış


Etrafına nurlar saçmış
Mevlam bizi evlat etmiş
Şeyhim Mehmet Babama da
Sultan Mehmet Babama da
***

210
Edelim cevlan
Kılalım seyran
Mest olup hayran
Şeyh eşiğinde

Aldım himmeti
Geçtim zulmatı
Buldum hayatı
Şeyh eşiğinde

Bıraktım arı
İstemem yari
Kestim zünnarı
Şeyh eşiğinde

Aşıkım Allah
Müştakım billah
Olmuşum vallah
Şeyh eşiğinde

Nice bir ülfet


Edelim uzlet
Çekelim halvet
Şeyh eşiğinde

Yunusum El Hak
Didarı müştak
Aşığım Uşşak
Şeyh eşiğinde
***

211
Erenlerin sohbeti
Ele giresi değil
İkrar ile gelenler
Mahrum kalası değil

İkrar gerek bir ere


Göz açıp didar göre
Sarraf gerek gevhere
Nadan bilesi değil

Bir pınarın başına


Bir testiyi koysalar
Kırk yıl anda durursa
Kendi dolası değil

Ümmi Sinan yol ayan


Oluptur belli beyan
Dervişlik yolu heman
Tacı hırkası değil
***

212
Geçtiğiniz yollara
Bizden selam götürün
Hak dost diyen dillere
Bizden selam götürün

Kutlu Hicaz çölüne


Hak’kın solmaz gülüne
O Müminler seline
Bizden selam götürün

Girenler dostun bağına


Düşmez küfrün ağına
Mübarek Nur dağına
Bizden selam götürün

Yağan nuru Huda’ya


Merve ile Safa’ya
Muhammed Mustafa’ya
Bizden selam götürün

Yalvarıp Rabbimize
Dualar edin bize
Muazzam Kabe’mize
Bizden Selam götürün

Her yönelen Allah’a


Çıkar nurlu sabaha
Âl-i Rasülullah’a
Bizden selam götürün

Girersiniz ihrama
El sürmeden harama
Sahabe-i Kiram’a
Bizden selam götürün

213
Lebbeyk deyip boyuna
Koşun zemzem suyuna
Beni Haşim soyuna
Bizden selam götürün

Mekke ile Medine


İki eşsiz hazine
Cihar yari güzine
Bizden selam götürün

Kavrulan açık başa


Öpülen siyah taşa
Gözlerden akan yaşa
Bizden selam götürün

Yetişir Cemal gayri


Çok sözün yoktur hayrı
Hüccaca ayrı ayrı
Bizden selam götürün
***

214
Kâbe'nin yolları bölük bölüktür
Benim ciğerlerim delik deliktir
Dünya dedikleri bir gölgeliktir

Aman Kâbem varsam sana


Yüzüm gözüm sürsem sana

Eşim dostum yüklesinler yükümü


Komşularım helâl etsin hakkını
Görmez oldum ırak ile yakını

Aman Kâbem varsam sana


Yüzüm gözüm sürsem sana

Altından oluklar yaptırmışlar


Gümüşten kemerlerin kuşatmışlar
Ak mermerlerden anı döşetmişler

Aman Kâbem varsam sana


Yüzüm gözüm sürsem sana

Kâbe'nin dibinde dört ırmak akar


Zeyn olmuş hûriler seyrana çıkar
Ah bu Kâbe derler misk anber kokar

Aman Kâbem varsam sana


Yüzüm gözüm sürsem sana
***

215
Ağlayı ağlayı yollara düştüm
Şükür olsun sevdiğime kavuştum
Medine göründü yandım tutuştum
Ölüm ver Allah’ım verme ayrılık

Yeşil kubbe görününce gözüme


Boynum büküp elim koydum dizime
Uyandım ki su serperler yüzüme
Aklımı başımdan aldı ayrılık

Yana yana ciğerleri kavrulan


Bir can ile sevdiğine sarılan
Hiç güler mi Medine’den ayrılan
Merhametin yok mu zalim ayrılık

Ferhat gibi canım yandı kavruldu


Şirin gibi ciğerimden vuruldum
Ölmedim de Medine’den ayrıldım
Bir derdimi yüz bin ettin ayrılık
***

216
Yurdumdan çıktım yürüdüm
Mum oldum sanki eridim
Beytullah’a yüzüm sürdüm

Iraktır Kabe yolları


Ne güzel Mekke illeri

Develer katar katarlar


Kum deryasına batarlar
Şeytanı taşa tutarlar

Medine’de üç gün Pazar


Hacılar armağan düzer
Melekler sevabın yazar

Emiri hac kafile başı


Uzun olsun ömür yaşı
Gitmesin akçesiz kişi
***

217
Arafat dağı da bir yüce dağdır
İnanın Muhammed ölmedi sağdır
Ravzasına vardım gülistan bağdır
Seni ziyarete geldim efendim
Bir feyiz almaya geldim efendim

Sana gelir iken beni görmüşler


Yolumun üstüne pusu kurmuşlar
Hain nefsim can evimden vurmuşlar
Bu nefsin elinden bıktım efendim
Seni ziyarete geldim efendim
Bir feyiz almaya geldim efendim

Sana gelirken yolum kuruldu


Çok ağladım gözüm yaşı sel oldu
Hain nefsim Şeytan ile bir oldu
Vurdu can evimden medet efendim
Seni ziyarete geldim efendim
Bir feyiz almaya geldim efendim

Çok nasihat ettin sözün tutmadık


Bize gösterilen yoldan gitmedik
Bülbül olup dost bağında ötmedik
Seni ziyarete geldim efendim
Bir feyiz almaya geldim efendim
***

218
Gani Mevlâm nasip etse
Varsam ağlayı ağlayı
Medine de Muhammed’i
Görsem ağlayı ağlayı

Delil yapışsa elime


Lebbeyk öğretse dilime
İhram bezini belime
Sarsam ağlayı ağlayı

Sana altın oluk sana


Varan canlar kılar tana
Kara donlu Kâbe sana
Varsam ağlayı ağlayı

Çevre yanı kesme kaya


El kaldırıp âmin diye
Arafat'taki vakfeye
Dursam ağlayı ağlayı

Hüccac döner yana yana


Ciğerim döndü büryana
Şol zemzemden kana kana
İçsem ağlayı ağlayı

Akıtırlar hayvan kanı


Esirgemez kimse canı
Şol meydanda koç kurbanı
Kessem ağlayı ağlayı

Derviş Yunus der can ile


Kul olmuşum iman ile
Dilim zikri Kur'an ile
Varsam ağlayı ağlayı.
***

219
Başım açık yalın ayak
Düştüm Kabe yollarına
Günahıma ağlayarak
Düştüm Kabe yollarına.

Dost ahbapla vedalaşıp


Nice sarp dağları aşıp
Halilullaha ulaşıp
Düştüm Kabe yollarına.

Musul, Bağdat ve Kerbela


Nurlar yağar her gün hâlâ
Hoştur deyip kaza bela
Düştüm Kabe yollarına.

Bazen açık bazen susuz


Bazen yorgun, ve uykusuz
Sabır isteyerek sonsuz
Düştüm Kabe yollarına.

Beytullah’ı görem diye


Taşına yüz sürem diye
Yoluna can verem diye
Düştüm Kabe yollarına.
***

220
Çıkıp hüccac ile gitmek,
Ne güzeldir, ne güzeldir
Yolunda canı terk etmek
Ne güzeldir, ne güzeldir

O yolların riyâzâtı
Eritir hep hatiatı
Visâlin haccı lezzâtı
Ne güzeldir ne güzeldir

O yolların muğeylânı
Âşıkların gülistânı
Hicazın yolu kârbânı
Ne güzeldir ne güzeldir

Medine şehrine varsam


Habibin Ravzasın görsem
Eşiğine yüzüm sürsem
Ne güzeldir ne güzeldir

Geçip ol yüce yerleri


Çıkarsak başa yolları
Görünse kabe illeri
Ne güzeldir ne güzeldir

Nebilerin nazargahı
Velilerin karargahı
Görürsem Kabetullah’ı
Ne güzeldir ne güzeldir

Niyazi’ye nasip olsa


Varıp maksudunu bulsa
Safa ve zevk ile dolsa
Ne güzeldir ne güzeldir
***

221
Ravzanın önünde büküldü belim
Sordular suali tutuldu dilim
Evvel böyle değildim doğruldu yolum
Yanıyor Allah’ım içimiz yanıyor
Bizi böyle görenler deli sanıyor

Ravza’nın önünde büyük çeşme


Çevirin önünü münkir içmesin
Rab’bim bizi bu sürüden seçmesin
Yanıyor Allah’ım içimiz yanıyor
Bizi böyle görenler deli sanıyor

Ravza’nın içinde nurdan direkler


Direklere müştak olmuş melekler
O esnada kabul olur dilekler
Yanıyor Allah’ım içimiz yanıyor
Bizi böyle görenler deli sanıyor

Akar gözüm yaşı döner bir sele


Bülbülün hasreti sadece güle
Aşktan anlamayan bizi ne bile
Yanıyor Allah’ım içimiz yanıyor
Bizi böyle görenler deli sanıyor

Açılıyor bu ravzanın kapısı


Nurlarla bezenmiş sanki yapısı
Aşktan anlar ihvanların hepsi
Yanıyor Allah’ım içimiz yanıyor
Bizi böyle görenler deli sanıyor.
***

222
Ravzaya bakmaya gözler mi doyar
Aşkın şarabını içen böyle mi yanar
Ebubekir Ömer Osman Ali de var

Açın şu ravzayı Habibim de var


Benim dertlerimin tabibi de var
Aç Muhammed ravzanı biz de varalım
Mübarek ravzana yüzler sürelim

Kimler yapmış bu ravzanın yapısın


Melekler açmış tavaf kapısını
Hacerül esvedin güzel kokusu

Ravzaya indim de ettim kıyamı


Ortaya saçmışlar gülü reyhanı
Günahtan kurtarır cümle alemi

Çıkardım dağlara Habibim derdim


Ben Allah’a arzuhalimi verdim
Çok şükür Mevlaya murada erdim

İçerim yanıyor gözlerim ağlar


Yüreğim tutuşur ciğerim yanar
Gözden nihan oldu o güzel yerler

Osman’a verdiler zinnureyn adı


Melekler eyledi gökte feryadı
Ben senin aşkından olmuşam şadı

Ravzanın içinde arifler durur


Günahım sorarsan defterler dolu
Mevlam göndermiş bu kadar kulu
***

223
Zikrullah gökleri geçer
Lahun tellerine göçer
Vuslat kapıların açar
Yanalım zikrullah ile
Ölelim zikrullah ile.

Zikrullah canlara candır


Hem dertlilere dermandır
Allah’tan bize ihsandır
Yanalım zikrullah ile
Ölelim zikrullah ile

Zikrullah elde sermaye


Hem yareli kalplere şifa
Ulaştırır ol Mevla’ya
Yanalım zikrullah ile
Ölelim zikrullah ile

Zikrullah Kur-an’ın sırrı


Sen sanma Kur-an’dan ayrı
Yok hidayet ondan gayri
Yanalım zikrullah ile
Ölelim zikrullah ile

Bilişelim görüşelim
Söyleşelim Allah ile
Allah ile Mevla ile
***

224
Dil beytini pak eden
Dervişi anka eden
Âlemi Lâhut’a giden
Mevla zikridir zikri

Zikirden halet olan


Aşinayı ruh olmaz
Ukbada devlet bulan
Mevla zikridir zikri

Terk ehline karışan


Hem zevkine erişen
Bahrî Ledünle görüşen
Mevla zikridir zikri

Aşıkların zikri Hu
Zikri Hu’dur fikri Hu
Vecde gelip diye Hu
Mevla zikridir zikri

Nureddin’i diri kılan


Tevhidle çeragı yanan
Bi hamdilillah tevfik olan
Mevla zikridir zikri
***

225
Canu dili pak eden
Mevla zikridir zikri
Aşk ile Pazar eden
Mevla zikridir zikri

Şeriattır kapısı
Tarikattır yapısı
Hakikattır binası
Mevla zikridir zikri

Düşmüşleri kaldıran
Aşk bahrine daldıran
Maksuduna erdiren
Mevla zikridir zikri

Erenlerin yolunu
Sürerler hep demini
Dervişlerin muini
Mevla zikridir zikri

Şeyh yedini kim tutar


Ref’i hicap ol eder
Canan iline gider
Mevla zikridir zikri

Veliyüddin sen sözün


Zikr ile pak et özün
Dostuna tutar yüzün
Mevla zikridir zikri
***

226
Hak’ka aşık olanlar
Zikrullah’tan kaçar mı?
Arif olan, cevherin
Boş yerlere saçar mı?

Gelsin marifet olan


Yoktur sözümde yalan
Emmareye kul olan
Hayrü şerri seçer mi?

Gerçek bu söz yarenler


Gördüm demez görenler
Keramete erenler
Gizli sırrın açar mı?

Sen bir koğuk selvisin


Hemen şöyle durursun
Sen bir palaz yavrusun
Kuş kanatsız uçar mı

Üftade yanıp tüter


Bülbüller gibi öter,
Dervişlere taş atan
Îmân ile göçer mi?
***

227
Daldım derin fikire,
Hamdeyledim şüküre
Aşk ile feyiz ile
Başlayalım zikire

Vur kalbe Allah desin


İnim inim inlesin
Kalbimin şu sesini
Cümle alem dinlesin

Kabenin örtüsü kara


Bülbülüm düştüm zara
Doktor tabib gerekmez
Bendeki başka yara

Kâbe’de yeşil yazı


Allah Muhammed sözü
Pirim aklıma düştü
İçimde ince sızı

Yürü Hak’kın yolundan


Tut mürşidin elinden
Aşık olan anlasın
Bizim şeyhin dilinden

Kalbimin içi cami


Pirim kaptan ben gemi
Bu dergah aşk dergahı
Semai dön Geylani
***

228
Dilhanesi pür nur olur,
Envarı zikrullah ile
İklimi dil mamur olur
Mimarı zikrullah ile

Her müşkil iş âsân olur


Derdi dile dermân olur
Canım içinde cân olur
Esrarı zikrullah ile

Gamgin gönüller şad olur


Dembesteler azad olur
Gümgeşteler irşad olur
Asar-ı zikrullah ile

Zikreyle Hak’kı her nefes


Allah bes, Bâki heves
Bes gayriden ümidi kes
Tekrarı zikrullah ile

Gör ehli halin fırkasın


Çaketti Ceyb-i hırkasın
Devreyle zikrin halkasın
Pergari zikrullah ile

Terket cihan arayışın


Nefsin gider alayışın
Bul canı dil asayışın
Efkarı zikrullah ile

Ahmet seni ikrar eder


Hem zikrin tekrar eder
İhlasını iş’ar eder.
Eş’arı zikrullah ile
***

229
Bu dünyaya verme gönül
Dünya sana kalır değil
Dünya seven dost katına
Yüz akıyla varır değil

Bu dünyanın muhabbeti
Şol ağulu bal gibidir
Ağusun bilen ol bala
Parmağını banar değil

Bu dünyanın zehri katı


Cana ere mazarratı
Zehrini bilmeyen bunun
Kendünü sakınır değil

Bu dünyayı derip yığma


Ahir koyup gitsen gerek
Koyup gideceğin sanan
Dünyayı devşirir değil

Âşıkların gönül kuşu


Düşmez dünya tuzağına
Gerçek eren bu dünyayı
Hiç muhale alır değil

Eşrefoğlu Rumi sen de


Eğer şaha mahrem isen
Himmetin gözüne kevneyn
Zerre denlü gelir değil
***

230
Bu dünyaya gelen canlar
Gedai bayı Sultanlar
Turab oldu bütün onlar
Gelin zikredelim Ya Hu

Bu dünyaya gelen gitmiş


Kamu varını terketmiş
Bu gün nöbet bize yetmiş
Gelin zikredelim Ya Hu

Bu dünya bir tımarhane


Gidenleri düşünsene
Gönül verme bu külhane
Gelin zikredelim Ya Hu

Meyil verme bu dünyaya


Ayal evlat ahibbaya
Düşersin sonra cezaya
Gelin zikredelim Ya Hu

Etme sivaya iltifat


Dilersen gamdan necat
Ver Muhammed’e salavat
Gelin zikredelim Ya Hu

Olma zahidi guşk ile


Koma masivayı dile
Mücadele et nefsinle
Gelin zikredelim Ya Hu

Bu simu zeri derme gel


İnkârı koy ikrara gel
Bülbül gibi gülzara gel
Gelin zikredelim Ya Hu

231
Elinde var iken fırsat
Zikri Huda’ya et dikkat
Tutup durmaz seni sıhhat
Gelin zikredelim Ya Hu

Zikre meşgul ol sen heman


Kalbe dolâ nuru iman
Zikri Huda et her zaman
Gelin zikredelim Ya Hu

(Hudai) Eyledi pendi


Çözüle kalplerin bendi
Huzuru kalble efendi
Gelin zikredelim Ya Hu
***

232
Bu dünya dari gaflettir, rahatı hep yalandır ha
Bilir misin ahir fani, vefasız bir cihandır ha.

Sivânın rengine hiç bakma, mevti daima zikret


Elinde var iken fırsat, gönlünü gel uyandır ha

Büyük söz söylemekten kıl ictinap yıkma gönül birden


Uyup nefse gönül yıkma, Âşıklara ziyandır ha

İtimadetme adudur sana bû nefs ile şeytân


Uyup bunlara hiç gitme yarı yolda koyandır ha

Görünür türlü ziynette, gözüne gerçi bu dünya


Bakıp nakşına aldanma, bakisi yok yalandır ha

Nakş-i dünyaya aldanan, bunun zevki daim sanır


Bilmezler tez geçer gölge gibi bir sayebandır ha

Hüdâ âşıkları hiç meyl-i ağyar eylemezler kim


Malumdur meyl-i ağyar eylemek daim yamandır ha

Devam et zikri yezdane sakın divane boş gezme


Haberdar ol ki erişti vakit ahir zamandır ha

Bilir misin duhul eden Hudai Cennet’e kimdir


Tutup emri ilahiyi kulağına koyandır ha
***

233
Biz dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun

Ecel büke belimizi


Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun

Tenim ortaya açıla


Yakasız gömlek biçile
Bizi bir asan veçhile
Yuyanlara selam olsun

Dünya’ya gelenler gider


Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun

Selâ verin kastımıza


Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selâm olsun

Eceli gelenler gider


Hepsi gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selâm olsun

Miskin Yunus söyler sözü


Yaş doludur iki gözü
Bilmeyen ne bilsin bizi
Bilenlere selam olsun
***

234
Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gelir
Bir göz açıp yummuş gibi

İş bu söze Hak tanıktır


Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide
Kafesten kuş uçmuş gibi

Miskin ademoğulları
Ekinlere benzer gider
Kimi biter kimi yiter
Yere tohum saçmış gibi

Bu Dünya’da bir nesneye


Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi

Bir hastaya vardın ise


Bir içim su verdin ise
Yarın orda karşı gele
Hak şarabın içmiş gibi

Yunus Emre bu Dünya’da


İki kişi kalır derler
Meğer Hızır, İlyas ola
Ab-ı hayat içmiş gibi
***

235
Yalancı Dünya’ya konup göçenler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler, ne bir haber verirler

Kimisinin biter üstünde otlar


Kiminin başında sıra serviler
Kimi masum, kimi güzel yiğitler
Ne söylerler, ne bir haber verirler

Toprağa karışmış nazik tenleri


Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler, ne bir haber verirler

Yunus der ki gör takdirin işleri


Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler, ne bir haber verirler
***

236
Narı uşşağı hoş gör,
Atma taş ey zahida
Bir tecelli olsa kalbe,
İhtiyar elden gider

Parladıysa zikri Hak,


Aşıkların dilhanesin
Ah çeker seyha vurur,
Namusu ar elden gider

Cezbeyi Rahman gelir de,


Gaşyederse aklını
Sanki bir mecnun olur,
Namı vekar elden gider

Nigübet hakkında alem,


Ne söyler söylesin
Eylemez asla muhabbet,
İhtiyar elden gider

Cezbeyi Hak insi cin,


Amelinin hep efdalı
Ah ile terennüm ,
Bülbüle gülden gider

Maksadı Leyl-ü Nehar,


Almak rızasın Halık’ın
Haktan özge kalp evinde,
Her ne var elden gider

Zikri çok etse de eshabı,


Gulubi gasiye
Uğramaz aşk şehrine,
Ol başka bir yoldan gider

237
Varisi peygamberi,
Bir mürşide el vermeyen
Lal-ü zari görmeden,
O bir susuz çölden gider

Bu tarikat yolunu,
Baştan başa inkâr eden
Sağ cenahı terk eder,
Şeytanla soldan gider

Ey Rızayi feyzi nuri,


Ahmedi bu kalplere
Mürşidi kâmil mükemmel,
Piri makbulden gider.
***

238
Şem’a yanan pervaneler
Gelsün beraber yanalım
Aşka düşen divaneler
Gelsün beraber yanalım
Gelsin bir hoşça yanalım

Varın sorun şol bülbüle


Neden âşık olmuş güle
Anın için düşmüş dile
Gelsin beraber yanalım
Gelsin bir hoşça yanalım

Koca Zahit bizi taşlar


Akıtalım kanlı yaşlar
Hak tariktir deyin kardeşler
Gelsin beraber yanalım
Gelsin bir hoşça yanalım

Yanmaktır bizim kârımız


Terkedelim hep varımız
Pervaneler yaranımız
Gelsin beraber yanalım
Gelsin bir hoşça yanalım

Gel şehzadem gel sen de yan


Yaş yerine dökelim kan
Hak cemalin isteyen can
Gelsün beraber yanalım
Gelsin bir hoşça yanalım
***

239
Hak yoluna gidenlerin
Asa olsam ellerine
Her pir vasfın edenlerin
Kurban olsam dillerine

Torunuyuz bir dedenin


Tohumuyuz bir bedenin
Münkir ile cenk edenin
Silah olsam ellerine

Bir üstada olsam çırak


Bir olur da yakın ırak
Kemiklerim yapsam tarak
Dost zülfünün tellerine

Vücudumu kavursalar
Yönüm Hak’ka çevirseler
Harman edip savursalar
Muhabbetin yellerine

Yar yüzünde olsam zülfün


Dağlarında olsam sünbül
Dost bağında olsam bülbül
Şakıyıversem güllerine

Seyranı kaldır parmağın


Vaktidir Hak’ka durmağın
Deryaya akan ırmağın
Kadre olsam sellerine
***

240
Bakıp cemali yâre,
Çağırırım dost dost
Dil oldu pare pare,
Çağırırım dost dost
Aşkın ile dolmuşum,
Zühdümü yanılmışım
Mestü müdam olmuşum,
Çağırırım dost dost
Mescüdü meyhanede,
Hanede viranede
Kabe’de puthanede,
Çağırırım dost dost
Sular gibi çağ çağ,
Dolaşırım dağ dağ
Hayran bana sırr-u sağ,
Çağırırım dost dost
Dünya gamından geçip,
Yokluğa kanat açıp
Aşk ile daim uçup,
Çağırırım dost dost
Aradığım candadır,
Canda ve hem tendedir
Bilir iken bendedir,
Çağırırım dost dost
Gâh düşerim mutlaka,
Gah asıl ki mülhaka
Bakıp kamudan Hak’ka,
Çağırırım dost dost

241
Dolunmaz ol hal ü hat,
Minel ezel ta ebed
Onulmaz asla bu dert,
Çağırırım dost dost
Hep görünen dost yüzü,
Andan ayırmam gözü
Gitmez dilimden sözü,
Çağırırım dost dost
Derya olunca nefes,
Paralanınca kafes
Ta kesilince bu ses,
Çağırırım dost dost
Gökler gibi dönerim,
Gün gibi dolanırım
Devr ile elenirim,
Çağırırım dost dost
Ne yerdeyim ne gökte,
Ne mürdeyim ne zinde
Her zaman ve her yerde,
Çağırırım dost dost
Geldim ol dost ilinden,
Koka koka gülünden
Niyazi’nin dilinden,
Çağırırım dost dost
***

242
Bu aşk bir bahri ummandır
Buna haddi kenar olmaz
Delilim sırr-ı Kur’an’dır
Bunu bilende ar olmaz

Süre geldi ezeliden


Pirim Muhammed âliden
Şarabı lem yezaliden
İçenlere kanar olmaz

Eğer aşık isen yare


Sakın aldanma ağyare
Düş İbrahim gibi nare
Bu gülşende yanar olmaz

Kıyamazsan başa cana


Irak dur girme meydana
Bu meydanda nice başlar
Kesilir, hiç soran olmaz

Hak ile Hak olanlara


Kendi özün bilenlere
Dost yolunda ölenlere
Kan pahası dinar olmaz

Biz aşığız biz ölmeyiz


Çürüyüp toprak olmayız
Karanlıklarda kalmayız
Bize leyl ü nehâr olmaz

Bak şu Mansur’un işine


Halkı üşürmüş başına
Enel Hak’kın firaşına
Düşenlere tımar olmaz

243
İşte bu sırrı Kuran’dır
Küllü Men Aleyha Fan’dır
İki kapılı bir handır
Konan göçer karar olmaz

Seyfullah sözünde mesttir


Şeyhinden aldığı desttir
Divanara kalem pestir
Ne söylerse inan olmaz
***

244
Seni seven âşıkların
Gözü yaşı dinmez imiş
Seni maksud edinenler
Dünya ahret anmaz imiş

Gönlün sana verenlerin


Eli sana erenlerin
Gözü seni görenlerin
Devranları dönmez imiş

Ölmez imiş âşık canı


Hiç çürümez imiş teni
Aşk her kimi kıldı fani
Ana zeval ermez imiş

Aşkına düşen canların


Yoluna baş verenlerin
Aşka bülbül olanların
Kimse dilin bilmez imiş

Aşkın ile bilişenler


Senin ile buluşanlar
Sen maşuka erişenler
Ezel ebed ölmez imiş

Eşrefoğlu Rumi senin


Yansın aşk oduna canın
Aşk oduna yanmıyanın
Kalbi safi olmaz imiş
***

245
Aşkın odu ciğerimi
Yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı
Çeke geldi çeke gider

Firkat kar etti canıma


Gelsin âşıklar yanıma
Aşk zencirin dost boynuna
Taka geldi taka gider

Bülbül eder zarü figan


Aşk oduna yandı bu can
Benim gönülcüğüm hemen
Hak’tan geldi Hak’ka gider

Arifler durur sözüne


Gayri görünmez gözüne
Eşrefoğlu yar yüzüne
Baka geldi baka gider
***

246
Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadı beni kane
Ne âkılem ne divâne
Gel gör beni aşk neyledi

Gâh eserim yeller gibi


Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi

Akar sulayın çağlarım


Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anıben ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi

Ya elim al kaldır beni


Ya vaslına erdir beni
Çok ağladım güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm ilden ile


Şeyh sorarım dilden dile
Gurbette hâlim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi

Aşkın beni mest eyledi


Aldı gönlüm hast’eyledi
Öldürmeye kast eyledi
Gel gör beni aşk neyledi

Benzim sarı, gözlerim yaş


Bağrım yara çiğerim taş
Halim bilen dertli kardaş
Gel gör beni aşk neyledi

247
Mecnun oluben yürürüm
Ol yâri düşte görürüm
Uyanır melûl olurum
Gel gör beni aşk neyledi

Ben Yunus’u biçâreyim


Baştan aşağı yareyim
Dost elinden avareyim
Gel gör beni aşk neyledi
***

248
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün-ü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Aşkın âşıklar öldürür
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup yola düşem
Sensin dünü gün endişem,
Bana seni gerek seni
Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağırır
Bana seni gerek seni
Cennet dedikleri ne ki
Bir kaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver onları
Bana seni gerek seni
Yunus durur benim adım
Gün geçtikce artar ödüm
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
***
249
Canı dilden hane kıldın akibet
Gönlümü virâne kıldın akibet
Ol cünün zincirini tahrik edip
Sen beni divane kıldın akibet

Aşkı bi pervaya mahrem eyledin


Akıldan bigane kıldın akibet
Dane-i naciz idim ben ziri hak
Daneyi yüz dane kıldın akibet

Dane iken bağı bostan eyledin


Haki pür kâşane kıldın akibet
Hamrî vahdetten içirdin tabime
Ruhumu pervane kıldın akibet

Sakiyi gülzarı cansın dembedem


Gönlümü meyhane kıldın akibet
Ey Fakirullah hakkı bendeni
Aşıkı ferzane kıldın akibet
***

250
Güzel âşık cevrimizi,
Çekemezsin demedim mi?
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi?

Demedim mi, demedim mi?


Gönül sana söylemedim mi?
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi?

Yemeyenler kalır naçar


Gözlerinden kanlar saçar
Bu bir demdir gelir geçer
Göremezsin demedim mi?

Bu dervişlik bir dilektir


Bilene büyük devlettir
Yensiz yakasız gömlektir
Giyemezsin demedim mi?

Çıkalım meydan yerine


Erelim Ali sırrına
Can-u başı Hak yoluna
Koyamazsın demedim mi?

Aşıklar harabât olur


Hak yanında kıymetl’olur
Muhabbet baldan tatl’olur
Doyamazsın demedim mi?

Pirsultan abdal şâhımız


Hak’ka ulaşır râhımız
Onik’imam katarımız
Uyamazsın demedim mi?
***

251
Gel gel yanalım,
Ateşi aşka
Şule verelim,
Ateşi aşka
Aşk ehli ölmez,
Yerde çürümez
Yanmayan bilmez,
Ateşi aşka
Ey padişahım,
Sensin Penah’ım
Affet günahım
Ateşi aşka
Varın verenler,
Hak’ka ererler
Yandım erenler,
Ateşi aşka
Varımdan geçtim
Hak’ka eriştim
Yandım tutuştum
Ateşi aşka
Evvel aldandım,
Pek kolay sandım
Kat be kat yandım,
Ateşi aşka
Narım yitirdim,
Dosta getirdim
Geçtim oturdum,
Ateşi aşka
Seyyid Nesimi,
Terkeyle resmi
Yandı bu cismim,
Ateşi aşka
***

252
Yanmaktan usanmazam,
Pervanemiyim bilmem
Hiç sonunu sormazam
Divane miyim bilmem

Kalbimde ocağım var,


Bu sinede dağım var;
Ateşte durağım var
Hep yane miyim bilmem

Her şamu seher zarım


Guş eylemez ol yârim
Bakmaz bana hünkârım,
Bigane miyim bilmem

Dil hane harab oldu,


Yıkıldı türab oldu
Her canibi bab oldu,
Virane miyim bilmem

Nuri demi dehşette


Bahri gamı firkatte
Fakir miyim hasrette
Dürdane miyim bilmem.
***

253
Ağla gözüm ağla gülmezem gayrı
Gönül dosta gider gelmezem gayrı

Ne gam bunda bana bin kere ölsem


Orda ölüm olmaz ölmezem gayrı

Yansın canım yansın aşkın oduna


Aksın kanlı yaşım silmezem gayrı

Göyündüm aşk ile ta kül olunca


Boyandım derdine, solmazam gayrı

Beni irşad eden mürşid-i kamil


Yeter bir el daha almazam gayrı

Varlığım yokluğa değişmişim ben


Bu gün cana başa kalmazam gayrı

Fenadan bakiye göç eder olduk


Yöneldim şol yola dönmezem gayrı

Muhabbet bahrinin gavvası oldum


Gerekmez Ceyhun’a dalmazam gayrı

Dilerim fazlından ayrılmıyasın


Tanrı’m senden özge sevmezem gayrı

Söyle aşık dilinden bunu Yunus


Eğer aşık isem ölmezem gayrı
***

254
Ben bu yolu bilmez idim
Aşk gönlüme düştü gider
Aşk elinden dertli yürek
Kaynaya ben taştı gider

Hani bizden önde olan


Kalmadı dünyaya gelen
Dünü gün ari taat kılan
Ol sıratı geçti gider

Nefsi doyunca yiyenler


Kana kana uyuyanlar
Dili gıybet söyleyenler
Cehenneme düştü gider

Aşk oduna yanmayanlar


Öleceğin sanmayanlar
Göz açıp uyanmayanlar
Şöyle gaflet bastı gider

Bu aşk bize bir düş idi


Hak müyesser kılmış idi
Derviş Yunus bir kuş idi
Halk içinde uçtu gider
***

255
Dinle sözümü sana derim özge edâdır
Derviş olana lâzım olan aşk-ı Hüdâ’dır
Aşıkın nesi var ise maşûka fedâdır
Semâ’ safâ câna şifa rûha gıdâdır

Aşk ile gelin eyleyelim zevk ü safayı


Zevk ile safalar sürelim Hu ile Hay’ı
Çalalım kudümü, edelim mazharü nayı
Semâ’ safâ câna şifa rûha gıdâdır

Ey sofu bizim sohbetimiz câna safâdır


Bir cur’amızı nûş ede gör derde devâdır
Hak ile ezeli ettiğimiz ahd ü vefâdır
Semâ’ safâ câna şifa rûha gıdâdır

Aşk ile gelin talib-i cûyende olalım


Zevk ile safalar sürelim zinda olalım
Hazret-i Mevlânâ’ya gelin bende olalım
Semâ’ safâ câna şifa rûha gıdâdır
***

256
Severim ben seni candan içeri,
Yolum vardır bu erkândan içeru

Şeriat tarikat yoldur varana


Hakikat marifet andan içeru

Beni bende demen ben bende değilim


Bir ben vardır bende benden içeru

Süleyman kuşdilin bilir dediler


Süleyman var Süleyman’dan içeru

Tecelliden nasib erdi kimine


Kiminin maksudu andan içeru

Senin aşkın beni benden alıptır


Ne şirin derd bu dermandan içeru

Derviş Yunus gözü tuş oldu sana,


Kapında kuldur sultandan içeru.
***

257
Gururlanma insanoğlu
Ölmemeye çaren mi var
Hazan görmüş bir gül gibi
Solmamaya çaren mi var

Hayat denen dolap döner


Bütün mahlûk olan biner
Yağı biten kandil söner
Sönmemeye çaren mi var

Hiç aldanma mala mülke


Gitmez isen doğru yola
Tatlı canın Azrail’e
Vermemeye çaren mi var

Hiç güvenme can dostuna


Uçuşurlar mal kastına
Çıkıp teneşir üstüne
Yatmamaya çaren mi var

Düşünmezsin hiç ölmeyi


Terk etmezsin hiç gülmeyi
Yakası yok ak gömleği
Giymemeye çaren mi var

Nerde ecdad nerde ata


Hak’ka karşı yapma hata
Tabut denen ağaç ata
Binmemeye çaren mi var

Daim yürür Hak izinde


Hak’kı söyler her sözünde
Dört kişinin omuzunda
Gitmemeye çaren mi var

258
Kalkacaktır gözden perde
Göreceksin yarın, nerde
Ev kazılmış kara yerde
Yatmamaya çaren mi var

Münker Nekir gelecektir


Rab’bin kimdir diyecektir
Mümin cevap verecektir
Vermemeye çaren mi var
***

259
Ey kardeş yolcuyuz hazırlansana,
Bu fani Dünya’dan göçeriz bir gün
Ölümden kurtuluş yoktur insana
Omuzlar üstünde geçeriz birgün

Duydun mu ecele çare bulana


Bu Dünya üstünde baki kalana
Hazırla kendine lazım olana
Elveda bayrağını açarız birgün

Azrail vadesi dolanı bilir


Davetsiz konuktur her eve gelir
Dostum ağlar düşmanım sevinir
İyiyi kötüyü seçeriz bir gün

Kazanla teneşir haberci olur


Ölümün etrafta çabuk duyulur
İpekler sırmalar hepsi soyulur
Beş arşın kefeni biçeriz bir gün.

Musalla dediğin bir mihenk taşı


Şahittir insana eşi yoldaşı
Akılsen kefeni başında taşı
Evladu iyalden kaçarız bir gün.

Bineğin tabuttur unutma sakın


Kapının önüne gelmesi yakın
Rızası olmazsa Cenabı Hak’kın
Âleme dehşetler saçarız bir gün.

Mezardır faninin en son durağı


İmanın nurudur onun çerağı
Melekler getirir bize burağı
Cenneti Ala’ya uçarız bir gün

260
Müminin makamı Cennetünna’im
Münkirin makamı Berzahul Cahim
Son nefes bizlere lûtfeder Rahim
Eceli bal gibi içeriz bir gün

Bu kara toprağa insandır maye


Ameli salihtir kabre sermaye
Varınca huzuru ferman fermaye
Hayırla şerleri ölçeriz bir gün

Ey Aşkı ölüme hazır ol her an


Rehberin Hak olsun düsturun Kuran
Nasılsa senin de gelecek sıran
Aklından çıkarma naçarız bir gün.
***

261
Ömür bahçesinin gülü solmadan,
Uyan gel gözlerim gafletten uyan
Ecel bize bir gün devran dönmeden
Uyan gel gözlerim gafletten uyan

Niçin gaflet ile mağrur olursun


Kervan göçer gider yolda kalırsın
Be vallahi sonra pişman olursun
Uyan gel gözlerim gafletten uyan

Kaba döşekte yatma döne döne


Mağrur olup uyuma kana kana
İletirler seni karanlık yere
Uyan gel gözlerim gafletten uyan

Derviş Yunus söyler sözü tutulmaz


Senin kumaşın bu yerde satılmaz
Böyle yatmak ile dosta gidilmez
Uyan gel gözlerim gafletten uyan
***

262
Bak şu Dünya’nın türlü türlü haline,
Hiç kimseler çare bulmaz ölüme
Ne gelir kuluna Allah’tan gelir
Sabredelim gönül elden ne gelir
Ne gelirse kuluna Allah’tan gelir

Anne dedikleri yürek yaresi


Evlat dedikleri ciğer paresi
Kardeş dedikleri gönül yaresi
Hiç bulunmaz bu ölümün çaresi
Sabredelim gönül elden ne gelir
Ne gelirse kuluna Allah’tan gelir

Ben dertliyim bana derman bulunmaz


Yüreğimden yarelerim onulmaz
Hak’tan gelene hiç çare bulunmaz
Sabredelim gönül elden ne gelir
Ne gelirse kuluna Allah’tan gelir

Benim işim ancak Hak’ka kalmıştır


Ciğerim kara kan ile dolmuştur
Eyüp Peygamberden miras kalmıştır
Sabredelim gönül elden ne gelir
Ne gelirse kuluna Allah’tan gelir

Derviş Yunus bunu böyle demiştir


Allah’tan gelene razı olmuştur
Mevla bir ismim Sabır’dır demiştir
Sabredelim gönül elden ne gelir
Ne gelirse kuluna Allah’tan gelir
***

263
Hor görmeyin toprağı, toprakta kimler yatar
Kani bunca evliya, yüzbin peygamber yatar

Cennet’te buğday yiyen, gaflet gömleğin giyen


Kabe’yi bünyad eden, Adem peygamber yatar.

Ol Tur Dağına çıkan, Mevla ile söyleşen


Binbir kelimat kılan, Musa Peygamber yatar

Ol şahin gibi duran, devlere hüküm kılan


Tahtını sel götüren, Süleyman Peygamber yatar

Ol bezirgana satılan, kuyuda tutsak olan


Yakup Peygamber oğlu, Yusuf’u Kenan yatar.

Arkasıyla kum çeken, Gözyaşıyla yoğuran


Kabe’ye bünyad kuran, Halil İbrahim yatar

Kurban için emrolan, emre itaat eden


İbrahim peygamber oğlu, İsmail kurban yatar.

Burak’a binip giden, yedi göğü seyreden


Varuben yari gören, Resul Muhammed yatar

Gündüz taam yemeyen, gece uykusu görmeyen


Ümmetini kayıran, Hazreti Muhammed yatar.

Dört kitabı okuyan, şeytanı hemen kovan


Sineleri dolu Kuran, Ebubekr, Ömer,Osman yatar

Sellasil şeyhini yıkan, kafiri od’a yakan


Zülfikarını çalan, Hazreti Ali yatar

Ali’nin nesilleri, Kur-an okur hem dilleri


Fatma ana oğulları, Hasan’la Hüseyin yatar

264
İğnesin denize atan, balıklara getirten
Tacı tahtı terk eden, İbrahim Ethem yatar

Çoktur Hak’kın has kulları, fikreylesen bunları


Zikreyleyen erenleri, bilsen ne sultanlar yatar

Gündüzleri saim olan, geceleri kaim olan


Evliyalar arifi, Beyazid Bestam yatar

Hakikat erenleri, göçtü dünyadan her biri


Konya’da Mevlana Hudavendigar yatar

Yunus sen de ölürsün, kara yere girersin


Mürşitlerin ulusu, Emrem sultan yatar
***

265
Bir garibsin şu dünyada,
Gülme gülme ağla gönül
Derdin dahi çoktur senin
Gülme gülme ağla gönül

Birgün ola ecel gele


Kullar kulluğunda kala
Cümle mahluk toprak ola
Gülme gülme ağla gönül

İşi gücü cevr-u cefa


Dünya kime kıldı vefa
Hani Muhammed Mustafa
Gülme gülme ağla gönül

Ebubekir sıddık veli


O’dur peygamberin yari
Hani Ömer, Osman, Ali
Gülme gülme ağla gönül

Onlar cihane geldiler


Hep gittiler kalmadılar
Gülmediler ağladılar
Gülme gülme ağla gönül

Aşık Yunus söyler sözü


Kanlı yaşlar döker gözü
Eğer yazın eğer gözün
Gülme gülme ağla gönül
***

266
Makamımız kuş misali
Daldan dala konabilir
İnsanoğlu yok misali
Birgün olur ölebilir

Dağlar taşlar kül misali


Birgün olur tozabilir
İnsanoğlu gül misali
Birgün olur solabilir

Hakikata eren erler


Mevlasını bulabilir
Kendini hakir görenler
Birgün yüce olabilir

Bu can sana emanettir


Birgün olur çıkabilir
Dünya malı bir ziynettir
Ancak amel kalabilir

Mağrur olma insanoğlu


Ölmemeye çaren mi var
Soğuk vurmuş bir gül gibi
Solmamaya çaren mi var

Hani ecdat hani ata


Hak’ka karşı etme hata
Tabut denen cansız ata
Binmemeye çaren mi var
***

267
Bu dünya bir kuru dava
Medine şehri bir ova
Büyük validemiz Havva
Gelin oldu dua ile

Yatıyorsun yüzü kara


Kalk derdine derman ara
İbrahim zevcesi Sara
Gelin oldu dua ile

Bu Dünya’ya geldin niye


Ömrün geçirme boş yere
Peygamber kızı Rukiye
Gelin oldu dua ile

Kâbe’nin örtüsü kara


Arafat bir yüce dağa
Peygamber kızı Fatıma
Gelin oldu dua ile

Çalış boş yere yatma


Düğününe haram katma
Ali’nin zevcesi Fatma
Gelin oldu dua ile

Çalgı haram dedi Ahmet


Çalanlara olsun hidayet
Peygambere ver salavat
Düğün olsun dua ile
***

268
Elveda ey mah-i taban elveda
Elveda ey mihr-i Yezdan elveda
Elveda ey afitab-ı şer’i din
Elveda ey mah-i taban elveda

Gündüzün bayram idi saimlere


Her geçen bir Kadr idi kaimlere
Nurdan bir tac idin alemlere
Elveda ey mah-i taban elveda

Leylet ül Kadr ü berat idin bize


Hem dahi savm ü salat idin bize
Nar-ı duzehten necat idin bize
Elveda ey mah-i taban elveda

Yılda bir kez şehri seyran eyledin


Kendüzin bu halka mihman eyledin
Sonra tavus gibi cevlan eyledin
Elveda ey mah-i taban elveda

Hazrete bizden şikayet eyleme


Aybımız çoktur hakaret eyleme
Eşrefoğlu’na melamet eyleme
Elveda ey mah-i taban elveda
***

269
Bu dervişlik yoluna
Sıdk ile gelen gelsin
Hak’tan özge ne ki var
Gönlünden silen gelsin

Dervişlik dedikleri
Nihayetsiz denizdir
Bu payansız denizin
Mevcini duyan gelsin

Dervişlik dedikleri
Bir tükenmez kan olur
Hass ü âmm kulu sultan
Bu kandan alan gelsin

Derviş dolu nur doğar


Her lahza göğe ağar
Ben diyem doğru haber
Canına kıyan gelsin

Dervişin gözü açık


Dün ü günü uyanık
Bu söze Tanrım tanık
Bakmadan gören gelsin

Dervişin kulağı sak


Hak’tan alır ol sebak
Deprenmeden dil dudak
Sözü işiten gelsin

Dervişin kolu uzun


Çıkarır münkir gözün
Şarktan garba düpdüzün
Sonmadık iren gelsin

270
Dervişler Hak’kın dostu
Canları ezel mesti
Aşk şem’ini yaktılar
Pervane olan gelsin

Bu Eşrefoğlu Rumi
Dervişliğe geleli
Nefsindendir çektiği
Nefsin öldüren gelsin
***

271
Ben dervişim diyene,
Bir ün edesim gelir
Tanıyuben şimdiden
Varup yetesim gelir

Sırat kıldan incedir


Kılıçtan keskincedir
Varıp anın üstüne
Evler yapasım gelir

Altında gayya vardır


İçi nâr ile pürdür
Varıp ol gölgelikte
Biraz yatasım gelir

Ta’n eylemen hocalar


Hatırınız hoş olsun
Varuben ol tamu’da
Biraz yanasım gelir

Ben günahımca yanam


Rahmet suyunda yunam
İki kanat takınam
Biraz uçasım gelir

Andan Cennet’e varam


Hak’kı Cennet’te görem
Hûri ile gılmanı
Bir bir koçasım gelir

Derviş Yunus bu sözü


Eğri büğrü söyleme
Seni sıygaya çeker
Bir Molla Kasım gelir
***

272
Ey gönül bir derde düş kim
Anda derman gizlidir
Gel karış bir Kadreye kim
Anda umman gizlidir.

Terkedip canı cihanı


Gey feraget cübbesin
Bu feraget cübbesinde
Sırrı sultan gizlidir

Deyme bir derviş hakire


Hor görüp hor bakma kim
Gönlünün her köşesinde
Arşı Rahman gizlidir

Nutka gelse canı dil


Bulur hayatı cavidan
Dervişin her bir sözünde
Abı hayat gizlidir

Gör bu Eşrefoğlu Rumi


Bahri aşkta neyledi
Canı başı terk edip
Canı cihanda gizlidir
***

273
Derviş olan aşık gerek
Yolunda hem sadık gerek
Bağrı anın yanık gerek
Can gözleri açık gerek

Alçaktan alçak yürüye


Toprak içinde çürüye
Aşk ateşinde eriye
Altın gibi sızmak gerek

Zikri Hak’ka meşgul ola


Yana yana ta kül ola
Her kim diler makbul ola
Tevhide boyanmak gerek

Eyvan kişi yol alamaz


Maksudunu tez bulamaz
Yok olmayan var olamaz
Varını dağıtmak gerek

Dervişlerin en alçağı
Buğday içinde burçağı
Bu Mısri gibi balçığı
Her bir ayak basmak gerek
***

274
İster idim Allah’ı,
Buldum ise ne oldu?
Ağlar idim dünü gün,
Güldüm ise ne oldu?

Erenler meclisinde,
Ben bir pare gül idim,
Açıldım, ele geldim,
Soldum ise ne oldu?

Danışmentle âlimin,
Medresede bulduğun,
Ben harabat içinde
Buldum ise ne oldu?

Erenler meydanında
Yuvarlanır top idim,
Padişah çevganında
Kaldım ise ne oldu?

İşit Yunus’u işit,


Yine derviş oldu o,
Erenler manasına
Daldım ise ne oldu?
***

275
Derman aradım derdime,
Derdim bana derman imiş,
Bürhan (tanık) aradım aslıma,
Aslım bana bürhan imiş!
Sağı solu gözler idim,
Dost yüzün görsem deyu,
Ben taşrada arar idim,
Ol can içinde Can imiş!
Öyle sanırdım, ayrıyem;
Dost ayrıdır, ben gayriyem
Benden görüp işiteni,
Bildim ol canan imiş!
Savm-u salat hac ile
Sanma biter zahid işin,
İnsan-ı Kamil olmaya,
Lazım olan İrfan imiş.
Kanden gelir yolun senin
Ya kande varır menzilin
Nerden gelip gittiğini
Anlamayan hayvan imiş
Mürşid gerektir bildire,
Hak’kı sana hakkel yakin
Mürşidi olmayanların
Bildikleri güman imiş
Her mürşide dil verme
Kim yolunu sarpa uğratır
Mürşidi, kâmil olanın
Yolu gayet âsân imiş.
İşit Niyazi’nin sözün,
Bir nesne örtmez Hak yüzün
Hak’tan açık bir nesne yok,
Gözsüzlere pinhan imiş.
***
276
Şu benim divane gönlüm,
Gene hubdan huba düştü,
Mah cemalin şulesinden,
Çalkalanıp göle düştü.

Ah ben nidem şeyhim nidem,


Yaralıyım kime gidem,
Ya halim kime arzedem.

Kiminin meskeni külhan,


Kimi derviş kimi sultan,
Kimi yar ile mihman,
Yine bana caba düştü.

Felek bir gün cana kıyar,


Bizi kabdan kaba koyar,
Kimi atlas libas giyer,
Şükür bize âbâ düştü.

İntizarım Hak kelama


Kâmilden gelen selama
Rüzgâr doldu Âleme
Bize bad-ı saba düştü

Kul Yusuf’um der bu demler,


Didemden akıttım nemler,
Benim çektiğim sitemler,
Dost’dan bize caba düştü.
***

277
Ey dervişler ey kardeşler,
Ne acep derdim var benim
Mecnun olmuş der görenler
Ne acep derdim var benim

Derviş olan ar eylemez


Âşık olan zar eylemez
Hekimler tımar eylemez
Ne acep derdim var benim

Deryanın mevci çağladı


Hasret yüreğim dağladı
Halimi görenler ağladı
Ne acep derdim var benim

Derdine düştüm Mevlâ’nın


Avaresiyim sevdânın
Mevci yanmaz deryanın
Ne acep derdim var benim

Derviş Yunus düştüm yine


Aşk derdine düştüm yine
Yardan ayrı düştüm yine
Ne acep derdim var benim
***

278
Taştın yine deli gönül
Sular gibi çağlar mısın?
Aktın yine kanlı yaşım
Yollarını bağlar mısın?

Nidem elim ermez yâre


Bulunmaz derdime çare
Oldum ilimden avare
Beni bunda eyler misin?

Yavı kıldım ben yoldaşı


Onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı
Irmak olup çağlar mısın?

Ben toprak oldum yoluna


Sen aşırı gözetirsin
Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın?

Karlı dağların başında


Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim için
Yaşın yaşın ağlar mısın?
***

279
Noldu bu gönlüm, noldu bu gönlüm
Derdi gamınla doldu bu gönlüm
Yandı bu gönlüm, Yandı bu gönlüm
Yanmada derman buldu bu gönlüm

Yan ey gönül yan, Yan ey gönül yan


Yanma da oldu derdime derman
Pervane gibi, Pervane gibi
Şemine aşkın yandı bu gönlüm

Gerçi ki yandı, gerçeğe yandı


Rengine aşkın cümle boyandı
Kendi de buldu, Kendi de buldu
Matlabını hoş buldu bu gönlüm

Sevadı Azam, Sevadı Azam


Belki oluptur arşı muazzam
Meskeni canan, Meskeni canan
Olsa acep mi şimdi bu gönlüm

Seyribillahtır, seyribillahtır
Lemiallahtır fena fillahtır
Ainesinde, ayinesinde
Gerdi sivayı buldu bu gönlüm

El fakru fahri, El fakru fahri


Demedi mi ol alemler fahri
Fahri zikret, fahrimi zikret
Mahfi finada buldu bu gönlüm

Bayram’ım imdi, Bayram’ım imdi


Bayram ederler yar ile şimdi
Hamdu senalar, hamdu senalar
Yar ile bayram kıldı bu gönlüm
***

280
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail’in kastı canadır inan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Seherde uyanırlar cümle kuşlar


Dil’ü dillerince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar, taşlar, ağaçlar
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Semavatın kapuların açarlar


Müminlere rahmet suyun saçarlar
Seherde kalkana hülle biçerler
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Bu dünya fanidir sakın aldanma


Mağrur olup tac-u tahta dayanma
Yedi iklim benim deyu güvenme
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Benim, Murad kulun, suçumu affet


Suçum bağışlayub günahım ref’et
Resul’un sancağı dibinde haşret
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
***

281
Varını yağma eden
Talibi yezdan olur
Canı cihandan geçen
Vasılı canan olur
Dermeye bu simuzeri
Cifeden olgıl beri
Rahi Huda leşkeri
Dünyada üryan olur
Ardına ağyarı at
Eyleme hiç iltifat
Geceyi gündüze kat
Sayı eden insan olur
Ko keseli gafleti
Eyleme fevt fırsatı
Zikre eden gayreti
Sahibi irfan olur
Zakiri Mevla sever
Zikre çalış ey puser
Gafil olan bi hüner
Sonra çok pişman olur
Gaflet ile bitmez iş
Durma birader çalış
Ehli suluke karış
Yol sana âsân olur
Aç gözünü uykudan
Rengine aşkın boyan
Gafilan oluben yatan
Yolda kalagan olur
Tut sözü Kuddusiya
Etme sözü ömrü heba
Zakiri sanma geda
Çünkü o sultan olur
***
282
Seher yeli erken eser,
Çok uyuma gaflet basar,
Seni ibadetten keser,
Uyan ağla seherlerde.

Seherde uyan da Hak seni sevsin,


Cenneti âlâdan hulleler gelsin,
Allah uyumaz da sen uyursun
Uyan ağla seherlerde.

Seherde silinir kalbin pası,


Sana da verilir sevabın hası,
Uyansana be hey asi,
Uyan ağla seherlerde.

Birgün olur şemin yanar,


Yanar şemin geri söner,
Horoz kadar yokmu hüner,
Uyan ağla seherlerde.

Doğru söyle sözüm hak mı?


Yoksa her sözden alçak mı?
Koyun kadar dilin yok mu?
Uyan ağla seherlerde.
***

283
Ah nice bir uyursun, uyanmaz mısın?
Göçtü kervan kaldık dağlar başında

Tellallar çağırır, inanmaz mısın?


Göçtü kervan kaldık dağlar başında

Emr-i Hak’ka göçeli hayli zamandır


Muhammed cümleye dindir imandır

Delilsiz gidilmez yollar yamandır


Göçtü kervan kaldık dağlar başında

Yunus sen bu dünyaya niye geldin?


Gece gündüz Hak’kı zikretsin diye.

Evliyaya uğramaz ise yolun


Göçtü kervan kaldık dağlar başında
***

284
Hak’tan inen şerbeti
İçtik Elhamdulillah
Şol kudret denizini
Geçtik Elhamdulillah

Şol karşıki dağları


Meşeleri bağları
Sağlık safalık ile
Geçtik Elhamdulillah

Kuru idik yaş olduk


Ayak idik baş olduk
Havalandık kuş olduk
Uçtuk Elhamdulillah

Vardığımız illere
Şol safa gönüllere
Halka Taptuk manisin
Saçtık Elhamdulillah

Beri gel barışalım


Yad isen bilişelim
Atımız eğerlendi
Eştik Elhamdulillah

Derildik pınar olduk


İrkildik ırmak olduk
Aktık denize daldık
Taştık Elhamdulillah

Taptuk’un tapusunda
Kul olduk kapusunda
Yunus miskin çiğ idik
Piştik Elhamdulillah
***

285
Işk ile Hak’ka giden suatı merdana bak
Yok iken bu alemi halkı icad eylemiş
Her birinde görünen esrarı mennana bak
Tut (Hudai)’nin sözün Hak’tır anı söyleten

Hak’kın verdiği aklile nutkunu edene bak


Sana aşık olan salik daim kapında saildir
Olursa her neye malik fedai Hak’ka gaildir
Bu dünyaya gelip gitmek acep sırrı ilahidir

Bu sırra mazhar olanlar tamamı mürşidi kamildir


(Vema halaktül cinne) ayetinde eyledi irsal
Bu ilme fehmeden zaten hakikat ehli akıldır
Ne kadar dersi hikmet aklı ola maaş ile okusa

Eflatun olsa hatta yine bir şahsi cahildir


Muhakkak alemin ilmi eder cehlini izale
Hûda rızasını tahsil eden ilmi amildir
Hevai nefsi gönülden silip daima zikreyle
***

286
(Hudai) Zakir olanlar visali Hak’ka naildir
Huda’yı sıdkı ile zikret kalbinde tutma bir garaz
Huzuru Hak’ka böyle git kalbinde tutma bir garaz

Böyle çalışırsan mutlak sana tecelli eder Hak


Basirdir bil Rabbi felak kalbinde tutma bir garaz

Hacca niyetle gidersin hindistan yolunu tutarsın


Nereye bilmem gidersin kalbinde tutma bir garaz

Doğru yola gider isen dünyayı terk eder isen


Hak’kı bulayım der isen kalbinde tutma bir garaz

Madem ki Hak’kı dilersin gayriyi dilden silersin


Daha gayrıyı neylersin kalbinde tutma bir garaz

Eğer Hak’ka âşık isen saliki muvafık isen


Sözünde ger sadık isen kalbinde tutma bir garaz

Doğru sana der (Hudai) eğer seversen Huda’yı


Bırakıp gel masivayı kalbinde tutma bir garaz
***

287
Rumda acemde söylenir adı
Yemen ellerinde Veysel Karani
Allah’ın, Habib’in, dostum dediği
Yemen ellerinde Veysel Karani

Anasından doğdu Dünya’ya geldi


Melekler altında kanadın yaydı
Resulün hırkasın tacını giydi
Yemen ellerinde Veysel Karani

Veys dedikleri sen misin ulu


Anadan doğar mı hiç böyle Veli
Dili Kur-an okur tac urur eli
Yemen ellerinde Veysel Karani

Erenler ününde kemer belinde


Ak nurdan beni var sağ elinde
Veys sultan derler Hak divanında
Yemen ellerinde Veysel Karani

Seher vakitlerde kalkar giderdi


Daima Allah’ı Tevhid ederdi
Adeti bu idi deve güderdi
Yemen ellerinde Veysel Karani

Asası var idi hurma dalından


Hırkası var idi deve yününden
Gözünü ayırmaz kabe yolundan
Yemen ellerinde Veysel Karani

Enbiyayı görmemiş idi


Gizli sırlarını anlamış idi
Ümmetine ol şefi’ demiş idi
Yemen ellerinde Veysel Karani

288
Yastığı taş idi döşeği postu
Cennetlik eylemek ümmeti kastı
Hak’kın sevgilisi Habib’in dostu
Yemen ellerinde Veysel Karani

Anasından destur aldı durmadı


Kabe yollarından gözün ayırmadı
Geldi Resulü evde bulmadı
Yemen ellerinde Veysel Karani

Enbiya mescitten evine geldi


Veys’in nurunu kapıda gördü
Sordu Fatımaya “Eve kim geldi?”
Yemen ellerinde Veysel Karani

Ömer Osman, Ali bir araya geldiler


Arayı arayı bir dağda buldular
El kaldırıp duasını aldılar
Yemen ellerinde Veysel Karani

Yunus bunda idi kendisi anda


Arzum kaldı benim yine ol yerde
Aslını sorarsan Karan köyünde
Yemen ellerinde Veysel Karani

Yunus eydür "gelin biz de varalım"


Ayağı tozuna yüzler sürelim
Hak nasib eylesin komşu olalım
Yemen ellerinde Veysel Karani
***

289
Seyrimde bir şehre vardım
Gördüm sarayı güldür gül
Sultanımın tacı tahtı
Bağı, duvarı güldür gül

Gül alırlar gül satarlar


Gülden terazi tutarlar
Gülü gül ile tartarlar
Çarşı pazarı güldür gül

Toprağı güldür, taşı gül


Kurusu güldür, yaşı gül
Has bahçesinin içinde
Servi çınarı güldür gül

Gülden değirmeni döner


Anı ile gül öğünür
Akar suyu döner çarkı
Bendi pınarı güldür gül

Ak gül ile kırmızı gül


Çift yetişmiş bir bahçede
Bakışırlar hâra karşı
Hârı, ezkâr-ı güldür gül

Gülden kurulmuş bir çadır


İçinde nimeti hazır
Kapıcısı İlyas Hızır
Nân-ı şarâb-ı güldür gül

Ümmü Sinan gel vasfeyle


Gül ile bülbül derdini
Yine bu garip bülbülün
Ah ü figanı güldür gül.
***

290
Evvel benem ahir benem,
Canlara can olan benem
Azıp yolda kalmışlara
Hazır medet eden benem

Bir karara tuttum karar


Benim sırrıma kim erer
Gözsüz beni nerde görer
Gönüllere giren benem

Kün deminde nazar eden


Bir nazarda Dünya düzen
Kudretinden han döşeyip
Aşka bünyad olan benem

Düz döşedim bu yerleri


Baskı kodum bu dağları
Sayvan gerdim bu gökleri
Yeri sonra düren benem

Halk içinde dirlik düzen


Dört kitabı doğru yazan
Ak üstüne kara dizen
Ol yazdığı Kur’an benem

Dost ile birliğe yeten


Buyruğu neyise tutan
Mülk eyleyip Dünya düzen
O bahçıvan hemen benem

Ben bu yere buyuracak


Yeryüzüne gün vuracak
Ulu deniz mevc urucak
Gemiye yol bulan benem

291
Diller damaklar şaşıran
Aşk kazanın taşıran
Hamza’yı Kaf’tan aşıran
O ağulu yılan benem
Yunus değil bunu diyen,
Kudret dilidir söyleyen
Kâfir olur inanmayan,
Evvel-âhir-heman benem
Bir niceye verdim emir
Devlet ile sürdü ömür
Yanan kömür kızan demir
Örse çekiç salan benem
Dahi acep âşıklara
İkraru din, iman oldum
Halkın gönlünde küfrile,
İslâm ile iman benem.
Hem bâtınem hem zâhirem,
Hem evvelem hem âhirem
Hem ben olum hem ol benem,
Hem ol kerim-i han benem.
Yoktur arada tercüman,
Andaki iş bana âyân
Oldur bana veren lisan,
Ol denize umman benem.
Geç tutarım illa kati
Ne er derim ne avreti
Çoktur azaplarım illa kati
Rüşvet almaz Sultan benem
Bu yeri-göğü yaratan,
Bu arş u kürsi durduran
Binbir adı vardı Yunus,
Ol sâhib-i Kur’ân benem.
***
292
Yan yüreğim yan,
Gör ki neler var
Bu halk içinde
Bize gülen var

Koy gülen gülsün


Hak bizi bilsin
Gafil ne bilsin
Bizi bilen var

Bu yol uzundur
Menzili çoktur
Geçidi yoktur
Derin sular var

Her kim merdane


Gelsin meydane
Kalmasın yane
Kimde hüner var

Yunus sen burda


Meydan isteme
Meydanlar içinde canım
Merdaneler var.
***

293
Sordum sarıçiçeğe,
Annen baban var mıdır?
Çiçek der derviş baba,
Annem babam topraktır.
(Hak Lâ İlahe İllallah.
Allah Lâ İlahe İllallah.)
Sordum sarıçiçeğe,
Evlat kardeş var mıdır?
Çiçek der derviş baba,
Evlat kardeş yapraktır.
Sordum sarıçiçeğe,
Niçin boynun eğridir?
Çiçek der derviş baba,
Özüm Hak’kâ doğrudur.
Sordum sarıçiçeğe,
Niçin benzin sarıdır?
Çiçek der derviş baba,
Ölüm bize yakındır.
Sordum sarıçiçeğe,
Size ölüm var mıdır?
Çiçek der derviş baba,
Ölümsüz yer var mıdır?
Sordum sarıçiçeğe,
Sen kimin ümmetisin?
Çiçek der derviş baba,
Muhammed ümmetiyim.
Sordum sarıçiçeğe,
Sen beni bilir misin?
Çiçek der derviş baba,
Sen Yunus değil misin?
***

294
Canını terk etmeden, Cananı arzularsın
Zünnarını kesmeden, imanı arzularsın

Şol uşacıklar gibi, binersin ağaç ata


Çevkan ile topun yok, meydanı arzularsın

Yetmiş yedi perde var, dostunu arzularsın


Yedisinden geçmeden, yakin arzularsın.

Otuzu gözdedürür, otuzu gönüldedir


Onu dahi bilmeden, görmek arzu kılarsın

Bilmedin sen seni, sadefte ne gevhersin


Mısır’a sultan iken, Kenan arzu kılarsın

Men arefe nefse, dersin, İlla değil dersin


Melaikten yukarı, seyran arzu kılarsın

Topuğuna çıkmadan, suyu deniz sanırsın


Sen katreyi geçmeden, ummanı arzularsın

Karıncalar gibi sen, ufak ufak yürürsün


Meleklerden ileri, seyranı arzularsın

Var Niyazi yürü, atma okun ileri


Derdiyle kul olmadan, Sultanı arzularsın.

Yunus düştün bu derde, Eyyüb’leyin sabreyle


Derde katlanmadan, derman arzu kılarsın.
***

295
Nâdânı terk etmeden, yârânı arzularsın,
Hayvanı sen geçmeden insanı arzularsın.

Men arefe nefse dersin, illa değil dersin


Nefsini sen bilmeden Sübhan’ı arzularsın.

Sen bu evin kapusun henüz bulup açmadan


İçindeki kenz-i bî-pâyânı arzularsın.

Taşra üfürmek ile yalınlanır mı ocak


Yönün Hak’ka dönmeden ihsanı arzularsın.

Dağlar gibi kuşatmış benlik günahı seni


Günahını bilmeden Gufranı arzularsın.

Sen şarabı içmeden serhoş-u mest olmadan


Nicesi Hak emrine fermanı arzularsın.

Cevzin yeşil kabını yemekle tad bulunmaz


Zâhir ile ey fakih Kur’an’ı arzularsın.

Gurbetliğe düşmeden mihnete satışmadan


Kebap olup pişmeden püryanı arzularsın.

Yabandasın evin yok, bir yanmış ocağın yok


Issız dağın başında mihmanı arzularsın.

Ben bağ ile bostanı gezdim hıyar bulmadım


Sen söğüt ağacından rummanı arzularsın.

Başsız kabak gibi bir tekerleme söz ile


Yunusleyin Niyazi irfanı arzularsın.
***

296
Tâc marifet tacıdır
Sanma gayri tâc ola,
Taklîd ile tok olan,
Hakikatte aç ola

Düşe düş olma sakın


Düşe aldanıp kalma
Hak’tan gayri ne vardır,
Tabire muhtaç ola

Sana âlem görünen


Hakikatte Allah’dır
Allah birdir vallahi
Sanma ki bir kaç ola

Bir ağactır bu âlem


Meyvesi olmuş âdem
Maksud olan meyvedir,
Sanma ki ağaç ola

Bu âdem meyvesinin
Çekirdeği özündür
Sonsuz bu âlem, âdem,
Bir anda târâc ola.

Bu sözlerin me’âli
Kişi kendin bilmekdir
Kendi kendin bilene
Hakikat miraç ola

Hak denilen özündür,


Özündeki sözündür
Gaybî özün bilene,
Rubûbiyet taç ola.
***

297
Gaflet ile Hak’kı buldum diyenler,
Er yarın Hak divanında bellolur.
Ahret tedarikin gördüm diyenler,
Er yarın Hak divanında bellolur.

Kiminin adı sofu, kiminin derviş;


Derviş isen kardeş, takvaya çalış
Gizlice yollardan sen Hak’ka eriş,
Er yarın Hak divanında bellolur.

Devletliyim deyü fakire gülme,


Gülüp gülüp kardeş, kem nazar kılma;
Ölüm vardır yahu, sen gafil olma;
Er yarın Hak divanında bellolur.

Âşık Yunus söyle, Gâlû beladan


Mucizatı Nebi’den mürüvveti Ali’den
Biz de böyle işitmişiz uludan
Er yarın Hak divanında bellolur
***

298
Aşık isen hak didarına
Yanma Cehennem narına
Yarın Hak’kın divanına
Elleri boş varılır mı?

Gelin Hak’kı zikredelim


Ölü kalbi diriltelim
Halkalara girmeyince
Baba hazret bulunur mu?

Akıt gözünden yaşı


Cuşa gelsin gönül kuşu
Tevhid ile varan kişi
Dergâhından kovulur mu?

Derviş oldum sana ne ettim?


Kapından mı uzak gittim
Sanma ki seni terk ettim
Pirimiz ol Abdulkadir
Şeyhimiz ol Hayri Baba

Elde sermayen hani ya?


Sıtkı seni kim tanıya
Mürit oldum Geylaniye
Acep künyem verildi mi?

İsmine deli takmazsan


Ciğerin aşka yakmazsan
Kötü ahlakı bırakmazsan
Yolda menzil alınır mı?

Halkada benzin solmazsa


Mürşidin Hayri olmazsa
Seherde gözler solmazsa
Kula cezbe verilir mi?
***
299
Allah ey der ya kullarım,
Gelin beri Mabud benim
Kamu alem benim kulum
Alemlere sultan benim

Hem Adil’em hem Mabud’am


Kamu yerlerde hazıram
Zalimlerden öc alıcı
Miskinlere arka benim

Geç tutarım illa kati


Ne er direm ne avradı
Çoktur azaplarım kati
Rüşvet almaz sultan benim

Yusuf ile Mısra varan


Teraziye altın koyan
Terazinin keffesine
Basa duran sultan benim

Bilmez miydin öleceğin


Ya katıma geleceğin
Çok günahlar kazanuben
Şöyle odlu olan benim

Yunus değil bunu diyen


Kudret dilidir söyleyen
Kafir olur inanmayan
Evvel ahir hemen benim.
***

300
Bizi kınamayın dostlar yarenler
Rüzgar esmeyince dal sallanır mı?
Küllü boş değildir aşka düşenler
Damla düşmeyince göl bulanır mı?

Öyle bir mecnunum Leylaya Billah


Okunur isminden evvel Bismillah
Tutuştu her yanım hasreten lillah
Allah’ı zikreden kul kınanır mı?

Celaliyi buldu kırklar yediler


Yol erkân gösterip hizmet verdiler
Haşre dek bu çarkı döndür dediler
Sormadım ki buna can dayanır mı?
***

301
Canan ilinin güllerinin
Bağı göründü aman aman
Dost iklimin lalesinin
Dağı göründü

Envarı Muhammed doğuben


Tuttu cihana aman aman
Şekkül kameri mucize
Parmağı göründü

Yakub’a bugün Yusuf’unun


Kokusu geldi aman aman
Eyyüb’e dahi sıhhatinin
Sağı göründü

Dil hastaların zahmine


Miha erişti aman aman
Varise hayat abının
Irmağı göründü

Kaygu gecesi geçti kamu


Kalmadı korku aman aman
Vuslat günü gündüzünün
Ağı göründü

Aşk ile bugün Şemsi dahi


Vecde erişti aman aman
Varise ana sevdiğinin
Çağı göründü
***

302
Mülki bekadan gelmişem
Fani cihanı neylerem
Ben dost cemalin görmüşem
Huri cihanı neylerem

Vahdet meyin cürasını


Maşuk elinden içmişem
Ben dost kokusunu almışam
Miski tatarı neylerem

İbrahim’in Cebrail’e
Hiç ihtiyacı kalmadı
Muhammed’im dosta giden
Ben tercümanı neylerim

İsa gibi Dünya koyup


Gökleri seyran eylerem
Musa’yı didar olmuşam
Ben len terani neylerem

İsmail’im Hak yoluna


Canımı kurban eylerem
Çünkü bu can kurban imiş
Koçu kurbanı neylerem

Eyyüp gibi maşukunun


Cevrin tahammül eylerem
Cerciş’leyin Hak yoluna
Çıkmayan canı neylerem

Derviş Yunus maşukuna


Vuslat bulunca mest olur
Ben şişeyi çaldım taşa
Arı namusu neylerem
***

303
Al eline kalemi,
Yaz Allah’ın adını
Şekerde bulamadım
Zikrullahın tadını

Hu Allah hemen Allah


Sende aşkım çok Allah
La ilahe illallah

Yeşil örtü başında


Hile yoktur işinde
Aşk ile Allah diyenler
Muhammed’i görür düşünde

Yeşil örtü bağlarım


Ben günahıma ağlarım
Muhammed Mustafa’nın
Şefaatini umarım

Devemin yükü üzüm


Mekke’nin yolu uzun
Muhammed Mustafa’nın
Sancağının altı bizim

Yüreğimde var sızı


Şeyhimin tatlı sözü
Arşı ala altında
Arasın bulsun bizi
***

304
Mevlam bize Cuma’yı ihsan eylemiş
Allah bize bu günü bayram eylemiş
Nurdan taçlarını giysinler demiş

Daima ararım rabbim nerdesin


Allah diyen kulların kalbindesin
Yandım yandım kül oldum Allah aşkından
Yandım yandım kül oldum Resul aşkından

Her Cuma günü müminler günü


Gafil olan kullar unutur bunu
Mümin olanlara ibadet günü

Beni benim nefsime bırakma Allah’ım


Günah defterime bakma Allah’ım
Nar-ı Cehennem’inde yakma Allah’ım

Aşk ile doldum bilmiyorum ne oldum


Yandım yandım kül oldum Allah aşkından
Yandım yandım kül oldum Resul aşkından

Gelin kardeşlerim namaz kılalım


Hak’kın huzuruna borçsuz varalım
Meleklerle beraber sohbet edelim
***

305
Adım adım ileri,
Beş alemden içeri,
On sekiz bin hicabı,
Geçtim bir dağ içinde.

Gözler gibi görmedim,


Söz gibi söyleşmedim.
Musi’leyin münacat,
Ettim bir dağ içinde.

Bir döşek döşemişler,


Nur ile bezemişler.
Dedim bu kimin ola,
Sordum bir dağ içinde.

Vardım ileri vardım,


Levh-i elime aldım,
Ayetlerin okudum.
Yazdım bir dağ içinde.

Açtım Mekke kapısın,


Duydum ol dost kokusun,
Erenlerin hepisin,
Gördüm bir dağ içinde

Yetmiş bin hicab geçtim,


Gizli perdeler açtım,
Ol dost ile buluştum,
Gördüm bir dağ içinde.

Gökler gibi gürledim,


Yeller gibi inledim,
Sular gibi çağladım,
Aktım bir dağ içinde.

306
Ayrılmadım pirimden,
Ayrılmadım şeyhimden,
Aşktan bir kadeh aldım,
İçtim bir dağ içinde.

Kalpten büyük dağ olmaz,


Ol Allah’a doyulmaz,
Sohbetine kanılmaz,
Erdim bir dağ içinde,

Yunus eyder gezerim,


Dost iledir pazarım,
Ol Allah’ın didarın,
Gördüm bir dağ içinde.
***

307
Be yarenler be kardeşler,
Ben neyleyim ben nideyim
Hak benim kulum değilsin
Der olursa ben nideyim

Zelil maktur ola başım


Güzümden döküle yaşım
Mahşer günü içim dışım
Od olursa ben nideyim

Gıybet dolu benim sözüm


Her dem zina eder gözüm
Yarın Hak katında yüzüm
Kara olursa ben nideyim

Fesat ile doldu içim


Sen bağışla mevlam suçum
Cehennem’de benim için
Yer olursa ben nideyim

Yunus söyler büyük derdim


Fesat içinde ben kaldım
Andan varacağım kabrim
Dar olursa ben nideyim
***

308
Namaz kılan mü’minlere
Cennet’in kokusu gelir
Zikreyleyen o dillere
Cennet’in kokusu gelir

Ariflere velilere,
Dervişlere ululara
Cihad eden müminlere
Cennet’in kokusu gelir

Hasret kaldım ehli dine


Onun için düştüm yola
Allah’ı arayan kula
Cennet’in kokusu gelir

Aksın gözlerimin yaşı


Derdi bile mermer taşı
İman ile ölse kişi
Cennet’in kokusu gelir

Talibi beni arama


Çare değilsin yarama
Allah’ı seven kuluna
Cennet’in kokusu gelir

Ey kardeşim bilirisen
Doğru yola gelirisen
Sen şeyhini bulurisen
Cennet’in kokusu gelir
***

309
Ben melamet hırkasını
Kendim giydim eğnime
Ar-ı namus şişesini
Taşa çaldım kime ne
Haydar Haydar taşa çaldım kime ne

Sofular haram demişler


Bu aşkın badesine
Ben doldurur ben içerim
Günah benim kime ne
Haydar Haydar günah benim kime ne

Gâh çıkarım gökyüzüne


Seyrederim âlemi
Gâh inerim yeryüzüne
Seyreder âlem beni
Haydar Haydar seyreder âlem beni

Gâh giderim medreseye


Ders okurum Hak için
Gâh giderim meygedeye
Dem çekerim aşk için
Haydar Haydar dem çekerim aşk için

Nesimi’yi sorsalar kim


Yar ile mutlu musun?
Mutlu olup olmayayım
Yarim benim kime ne?
Haydar Haydar o yar benim kime ne
***

310
Girdim kırklar meclisine
Gel beri Ya Hu dediler
Yanlarından yer verdiler
İşte şeyhin gör dediler
Yanlarından yer verdiler
İşte meydan dön dediler

Odasında nurdan lamba


Duvarları damga damga
Benim şeyhim Mehmet Baba
Allah Hu demeye geldim

Coşkun ırmak durulur mu?


Allah diyen yorulur mu?
Yaram Muhammed yarası
Buna çare bulunur mu?

Bahcede körpe kuzuyum


Kesilmeye ben razıyım
Göster Allah cemalini
Her cefaya ben razıyım.
***

311
Beni kundaklara sardın
Geceni gündüz eyledin
Ne tatlı ninni söylerdin
Benim güzel canım annem

Helal eyle helal eyle, annem hakkını helal eyle


Ana başta tac imiş, her derde ilaç imiş
Bir evlat pir olsa da, anaya muhtaç imiş

Beni büyütmekti derdin


İşte muradına erdin
Ne tatlı ninni söylerdin
Benim güzel canım annem

Başucuma gelenim sen


Gözyaşımı silenim sen
Dertlerime devasın sen
Benim güzel canım annem

Bana baktın nazlı nazlı


Hep okuttun hazlı hazlı
Allah senden olsun razı
Cennet hatunu ol anam

Kur-an’ı sen öğrettin bana


Minnettarım anam sana
Kevser şarabını melekler
İçirsinler kana kana

Allah’tan isterim elbet


Sana gelsin huri melek
Bana verdin bunca emek
Duacıyım anam sana

312
Hergün halimi sorardın
Duanı her an yapardın
Nur yüzüne hiç doymadım
Hasret kaldım anam sana

Hergün katlandın zahmete


Duanla erem rahmete
Böyle varılır Cennet’e
Kalbim nuru sultan anam

Anam ayrı kaldık candan


Yüreğimiz dolu gamdan
O nur yüzlü yanağından
Öpsem de doyamam anam

Allah’ım senden razı olsun


Kalbin sonsuz nurla dolsun
Mahşerde yüzün ak olsun
Duacıyım sana anam
***

313
Hak, şerleri hayr eyler,
Zannetme ki gayr eyler,
Ârif ânı seyr eyler,
Mevlâ görelim n'eyler,
N'eylerse, güzel eyler
Sen Hak’ka tevekkül kıl,
Tefvîz et ve râhat bul,
Sabreyle ve râzı ol,
Kalbin ana bend eyle,
Tedbîrini terk eyle,
Takdîrini derk eyle,
Hallâk u Rahîm oldur,
Rezzâk u Kerîm oldur,
Fa'âl ü Hakîm oldur,
Bir iş üstüne düşme,
Olduysa inâd etme,
Hak’tandır o, red etme,
Nâçâr kalacak yerde,
Nagâh açar, ol perde,
Derman eder ol derde,
Bil kâdî-yi'l hâcâtı,
Kıl ana münâcâtı,
Terk eyle mürâdâtı,
Hak’tandır bütün işler,
Boştur gam u teşvişler,
Ol, hikmetini işler,
Hep işleri fâyıktır,
Birbirine lâyıktır,
N'eylerse, muvâfıktır,
Her kuluna her ânda,
Geh kahr u geh ihsânda,
Her anda, o bir şânda,
314
Dilden gamı dûr eyle,
Rabbinle huzûr eyle,
Tefvîz-i umûr eyle,
Sen adli zulüm sanma,
Teslim ol nâra yanma,
Sabret, sakın usanma,
Deme şu niçin şöyle,
Bir nicedir ol öyle,
Bak sonuna, sabr eyle,
Hiç kimseye hor bakma,
İncitme, gönül yıkma,
Sen nefsine yan çıkma,

Mü'min işi, reng olmaz,


Âkıl huyu ceng olmaz,
Ârif dili teng olmaz,
Hoş sabr-ı cemîlimdir,
Takdîri kefîlimdir,
Allah ki vekîlimdir,
Her dilde O'nun adı,
Her canda O'nun yâdı,
Her kuladır imdâdı,
Geh mu'tî ü geh mânî',
Geh darr ü gehi nâfî',
Geh hâfid ü geh râfî'
Geh abdin eder ârif,
Geh emîn ü geh hâif,
Her kalbi odur sârif,
Geh kalbini boş eyler,
Geh hulkunu hoş eyler,
Geh aşkına tûş eyler,

315
Az ye, az uyu, az iç,
Ten mezbelesinden geç,
Dil gülşenine gel göç,
Bu nâs ile yorulma,
Nefsinle dahı kalma,
Kalbinden ırak olma,
Geçmişle geri kalma,
Müstakbele hem dalma,
Hâl ile dahî olma,
Her dem onu zikreyle,
Zeyrekliği koy şöyle,
Hayrân-ı Hak ol, söyle,
Gel hayrete dal bir yol,
Kendin unut O'nu bul,
Koy gafleti hâzır ol,
Her sözde nasîhat var,
Her nesnede zîynet var,
Her işte ganîmet var,
Bil elsine-i halkı,
Aklâm-ı Hak ey Hakkî
Öğren edeb ü hulku
Vallahi güzel etmiş,
Billahi güzel etmiş,
Tallahi güzel etmiş,
Allah görelim n'etmiş,
Netmişse güzel etmiş
***

316
Varsam bir âlime sorsam halimi
Acep Allah bize kulum diye mi?
Nefs elinden yanılmışım yolumu
Acep Allah bize kulum diye mi?

Yüzümü yerlere sürsem ağlasam


Günahlarıma da tövbe eylesem
Doğru yol kandedir diyerek sorsam
Acep Allah bize kulum diye mi?

Eyvah kendi özüme ben kıymışam


Günahım çok amellerim bilmişem
Kendi elimle cehenneme girmişem
Acep Allah bize kulum diye mi?

Yunus eder hele sen de varasın


Başa neler gelir onda göresin
Orada bilirim yüzün karasın
Acep Allah bize kulum diye mi?
***

317
Erler demine destur alalım
Parvaneye bak ibret alalım
Aşkın ateşine gel bir yanalım
Pervaneye bak ibret alalım
Dost dost dost dost

Devrane girip seyran edelim


Eyvah demeden Allah diyelim
La ilahe illallah, La ilahe illallah,
La ilahe illallah, Hu

Günler geceler durmaz geçiyor


Sermayen olan ömrün bitiyor
Bülbüllere bak efgan ediyor
Ey gonca açıl mevsim geçiyor
Dost dost dost dost

Ey yolcu biraz sen dinle beni


Kervan geçiyor sen kalma geri
Yusuf denilen dünya güzeli
Fethetti bugün kalbi seferi
Dost dost dost dost

Aşıksan eğer gel birleşelim.


Şeyhin izine yüzler sürelim.
Ta fecre kadar zikreyleyelim.
Feryad edelim efgan edelim.
Dost dost dost dost

Devrane girip seyran edelim


Eyvah demeden Allah diyelim
La ilahe illallah, La ilahe illallah,
La ilahe illallah, Hu
***

318
Süluk ahvalini salik,
Yola gidip gelenden sor,
Eğer dalgıç olam dersen,
Bu deryaya dalandan sor!

Tarikat sırrını sorma


Muhendisten, müderristen;
Hakikat ilmi dersini
Huda’sından alandan sor!

Bilmez ehli zahir zinhar


Ehli batının bildiğin
Sorar isen ayn-el yakin
Anı Hak’kı bilenden sor!..

Bu bir ilmi ledunni kim,


Bilen dimez, diyen bilmez,
Bilur arif bu ilmi kim,
Yürü anı menenden sor!

Bu Kuddusi’leyin cahil
Müdai çokturur zira,
Visalin tarzını, mürşid
Olup, vasıl olandan sor
***

319
Dolap niçin inilersin
Derdim vardır inilerim
Ben Mevlaya âşık oldum
Onun için inilerim

Benim adım dertli dolap


Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş Çalap
Derdim vardır inilerim

Beni bir dağda buldular


Kolum kanadım kırdılar
Dolaba layık gördüler
Derdim vardır inilerim

Dağdan kestiler hezenim


Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim vardır inilerim

Suyu alçaktan çekerim


Çıkar yüksekten dökerim
Görün ben neler çekerim
Derdim vardır inilerim

Yunus bunda gelen gülmez


Kişi muradına ermez
Bu fanide kimse kalmaz
Derdim vardır inilerim
***

320
Ümmete Hak anları kıldı imam
Her kim anlara ederse iktidâ
Anlar olmaz Lütf-i Hâlıktan cüdâ
Çün Muhammed bu dînin serveridir
Dinde Bûbekr de yâr-i Ğârıdır
Bil Ömer’dir bu dini ilân eden
Oldu Osman da Kur-an’ı cem eden
Her bir ilmin kapusu oldu Alî
Bâkî ashâb-ı kirâm oldu velî
Cümlesinden râzı olsun ol Muîn
Rahmetullâhi aleyhim ecmaîn
Kıl cemâlinle müşerref yâ Samed
Dilerim lütfeyleyesin ya Ahad
Cümle ihvanımla ya Rab şâdı kıl
Affedip isyanımız âzâdı kıl
Eyle cümlemize lütfunla tevfîk
Tevfîkın her hususta ola refîk
***

321
Et tevbe cürme iptidâ
Sana gele bûy-i Hudâ
Olma huzurundan cüda
Gelmez mi gör feyz-i Huda

Gel sükût iyle sıyâm et


Zikri Hudâ’ya kıyam et
Her an huzurda devam et
Gelmez mi gör feyz-i Hudâ

Ko bu dünyanın cengini
Bağla sivâdan kendini
Küşâdet kalbin bendini
Gelmez mi gör feyz-i Huda

Tarîk-ı Hak’ta kim gider


Feyz-i Huda’yı celbeder
Allah ana imdâd eder
Gelmez mi gör feyz-i Huda

Etme sivâya iltifat


Bulasın gamdan necat
Muhammed’e ver salavat
Gelmez mi gör feyz-i Huda

Bu aşk bir bahr-i a’zamdır


Huda’dan lütf-ü keremdir
Gir buna feyz-i etemdir
Gelmez mi gör feyz-i Huda

Uyma nefsin hevasına


Düşmeyesin belâsına
Gel gir aşkın deryasına
Gelmez mi gör feyz-i Huda

322
Hubb-i sivadan firar et
Zikr-i Huda’ya devam et
Huzur-i Hak’ta karar et
Gelmez mi gör feyz-i Huda

Terk eyle sît-u sedâyı


Bulmak dilersen Hudâ’yı
Dal bahr-i aşka Hudai
Gelmez mi gör feyz-i Hüdâ
***

323
Âlem-i aslını fikreyle ağla
Düş aşk-ı Hudâ’ya su gibi çağla
Günahına edip Tevbe gönülden
Yüreğin aşk ateşi ile dağla

Hak’ka giden yola çalış düşegör


Şerîatle âmil olup gide gör
Rihlet etmek için bir zâd edegör
Azizim şimdiden işini sağla

Cân-ü dilden Hudâ’yı zikret her an


Tahâretle rûz-ü şeb oku Kur-an
Dilin küşâd ede Hazret-i Yezdân
O kim şeytan yoludur anı bağla

Hüdâî eyledi ilticâ Allah


Etti affı için çok recâ Allah
Der ki muradımı ver yüce Allah
Sıbğ-ı Rahman ve ıtr-ı şâh ile yağla
***

324
Bu mâsivâdan el çeküp geldim kapına nihayet
Sana gelen doğru yolu göster bize et inâyet

Bir zelîl abd-i âcizim yüzüm siyah bîçâreyim


Nefsin elinden el-aman eylerim sana şikâyet

Çoktur deyû isyanımız ümidimizi kesmeyiz


Ey sâhib-i lütf-u kerem fazlın ile et siyanet

Bu nefs-i şûmun hîlesi çoktur heman yoldan sapar


Lütfu keremin görmeyip yaptığı cürm-ü cinayet

Ol Habîbin hürmetine cümlemizi affeyle sen


Nur-i zâtından Ahmed’i ey icadeden bidâyet

Tâ ezelî müştâkınam rü’yet-i dîdârın için


Der Hüdâî fazlın ile ver aşkını et hidayet
***

325
Sâlikâ eyle münâcât, de Huda'ya el-ğiyâs
İtiraf et cürmünü söyle Huda'ya el-ğiyâs

Bir fakîrem ey Hudâ ihsâne geldim etme red


Hem alîlem derdime dermâne geldim el-ğiyâs

Çok tefekkür eyledim hiç benden ednâ kimse yok


Mağfiret deryasına ğufrâne geldim el-ğiyâs

Ettiğim cürm-ü hatâlar verdi dehşet gönlüme


Her cihetle dertliyem dermâne geldim el-ğiyâs

Çok kabahat, yok ibâdet noliser halim acep


Böyle mahzun ağlayıp efğâne geldim el-ğiyâs

Derdime derman erişmez senden özge kimseden


Afv-ü mağfiret içün Subhâne geldim el-ğiyâs

Pîr-i fânî olmuşam yok takatim hiç kulluğa


Cezbe-i aşkını ver dîvâne geldim el-ğiyâs

Ömrüm âhir oldu çün cismimde takat kalmadı


Kimseden yok fâide ihsâne geldim el-ğiyâs

Okudum Kur'ân'daki "Lâ taknetû" âyetini


Kesmedim ümmidimi Yezdâne geldim el-ğiyâs

Sıdkile birliğini ikrar edip lisan ile


Kalb ile tasdik edip irfâne geldim el-ğiyâs

Cümle mü'min kardaşa âhir nefeste ver îman


Eyleme red kapına fermâne geldim el-ğiyâs

Bû Hüdâyî, lütf-u fazlın daima eyler talep


El açıp der el-emân sultâne geldim el-ğiyâs
***
326
Aşk-ı dildârîde yanmak dilersen bu fenadan geç
Tarîk-i Hak'ta zâkir ol bu şöhret-ü senadan geç

Sakın nefse uyup terk eyleme aşk yolunu


Bırak ğavğây-i cihanı bu fakr île ğinâdan geç

Sivâdan meylini kes sâbit ol rûz-ü şeb ağla


Ne lâzım âşıka köşk-ü saray-ü kâşaneden geç

Bu aşk bir bahr-i a'zamdır mevcine hiç nihayet yok


Hakikat mülküne azm et bu sakf ile binadan geç

Hüdâyî bahr-i aşka dal füyûzâtiyle dol her dem


Acep devrân-i cihandır gel bu mihnet-hâneden geç
***

327
Bil muhakkak âşıkan mâşûk ile olur ferah
Hücre-nişîn talebe ders ile olur ferah

Gözlerini ey püser aç bülbüle eyle nazar


Uçarak daldan dala güller ile olur ferah

Mürğâne gulgule düşmüş ötüşürler her zaman


Nâle ederler çimende aşk ile olur ferah

Tâlib-i dünyâ olanlar ehl-i Hak'tan ayrılır


Sîm-ü zeri cem edip isyan ile olur ferah

Meyledenler mâsivâya mevtini nisyân eder


Kuud-i fıraş eyleyip dinar ile olur ferah

Aşık-ı Hudâ olan cihan zînetin anlamaz


Hırka-i dervişi giyip zikr ile olur ferah

Âşık olan aşk ile maşukunu çok zikreder


Mâsivâyı terk edip dildâr ile olur ferah

Âşık isen sâlikâ zikr-i Hudâ et heman


Mâsivâyı terk eden huzur ile olur ferah

Gafleti koy Hüdâyî rûz-ü şeb zikreyle gel


Kalb-i âşık Hâlik-ı ekber ile olur ferah
***

328
Her seherde saçar Hak feyz eder "Oh!"
Kamu müznibânı tathîr eder oh

Günahkârân gelir fevc fevc kapına


Kamusun rahmetin temyiz eder oh

Âşık-ı cemâli olan sâlike


Açar nikahını rü'yet eder oh

Sararıp benzi solan bir âşıkı


Heman bülbül gibi şâdân eder oh

Ne in'âmdır ne hoş ihsan ya Rabbi


Senin feyzin beni bîhûd eder oh

Kemâl-i şevk ile mest etti el-Hak


Anı aşk kendine bende eder oh

Hüdâyî nâçize mahabbetinden


Ne hoş bir cür'a verdin mest eder oh
***

329
Perdeyi kaldır aradan alasın bir zevk-ı lezîz
Bak ne halk etmiş yaradan alasın bir zevk-ı lezîz

Düşmüşem aşk deryasına kesb-i safalar eylerem


Gel sen de gir ey zâhid alasın bir zevk-ı lezîz

Verme gel hiç siklet bana istimâ' etmem o pendi


Sen mekteb-i irfana gel alasın bir zevk-ı lezîz

Kalbini kibr-ü riyadan pâk eyle gel ey zâhidâ


Eyle devam tevhide sen alasın bir zevk-ı lezîz

Korkma seni reddeylemez şânı şanlardan uludur


Kapısında boynunu bük alasın bir zevk-ı lezîz

İhtilât etme nâs ile kalbinden mâsivâyı at


O kadar çok zİkreyle kim alasın bir zevk-ı lezîz

Hüdâyî der itiraf et cürmünü Rabb-ı kerîme


Yalvar dâim kapısında alasın bir zevk-ı lezîz
***

330
Sana âşık olan sâlik daim kapında sâildir
Olursa her neye mâlik fedây-i Hakk'a kaildir

Bu dünyâya gelip gitmek acîp sırr-ı İlâhîdir


Bu sırra mazhar olanlar tamam mürşid-i kâmildir

Vemâ halaktu'l-cinne" âyetinde eyledi muzmar


Bu ilmi fehm eden zaten hakikat ehl-i âkildir

Ne kadar ders-i hikmet akl-ı maaş ile okusa


Felâtun olsa hattâ o yine bir şahs-ı câhildir

Muhakkak âlimin ilmi eder cehlini izâle


Hudâ rızasını tahsil eden ilmiyle âmildir

Hevây-i nefsi gönülden silip daim zikreyle


Hüdâyî zâkir olanlar Vislâl-i Hakk'a naildir
***

331
Zâkir ol derûn-i dilden zahirde gel sesini kes
Râh-i Hakk'a olup salik gayri yola etme heves

Gecenin sülüsünde kalk taharet et nezâfetle


Huzur-i Hak'ta kaim ol çıkarma gayr içün bir ses

Gelirse zikr-i sultanî kamu a'zan olur zâkir


Cevârihin olur her biri o esnada bir ceres

Gönül ebvâbını seddet sakın hiç girmeye şeytân


Şuğl-i ağyar hiç gelip eylemeye bir mes

O kadar zikre çalış ki fena ola bu varlığın


Zuhur edicek o nefha bâd-i nesîmî gibi es

Yoktur icazetim dersen sana verdim icazet ben


Ruz-ü şeb tevhide çalış sana azîz yeter bu ders

Et rabıta Pîr-i A'zam Abdülkadir'e


İmdadına yetişe ansız sana ola destires

Hüdâyî'nin gelir feyzi bu derse devam ettikçe


Unutma ömrün oldukça çalış durma bu sana bes
***

332
Gel ey püser zikre çalış, devam et rûz-ü şeb alış
Terk eyle nefsin arzusun, izzet edip ruha barış

Komaz bu aşk seni geri, sen durma hiç geç ileri


Elbet bulursun dilberi nefsinle her dem et yarış

Kime kim aşk rehber olur, maksuduna nail olur


Âleme o sultân olur kalmaz noksanı bir karış

Hak’ka tevekkül edersen yolunu tutup gidersen


Daim anı zikredersen görmezsin dünyada darış

Hüdâyî gel tevekkül et rızâyı bulmağa sa'yet


Her dem huzûr-i Hak’ka git ana murâkıb ol sarış
***

333
Gel etme sırr-ı Hak’kı fâş, dahi kimseye atma taş
Bir gün gidersin dünyâdan, işin olur uhrâda yaş

Sakın dünyâya aldanma, bunu sana kalır sanma


Yoktur bakası inanma, ederse ger senî bir baş

Bir kimseyi incitme gel, hiç verme işine halel


Muhtaçlara gel tut bir el anlara daim yedir aş

Kimseye kemlik dileme, kibredip ağır söyleme


Düşeni azar eyleme hiçbir gönül yıkma adaş

Hüdâyî gel görme hakîr velev ki olsa bir esîr


Gerek kebîr gerek sağîr ednâ görüp oynatma kaş
***

334
Çıkar mâsivâyı dilden huzur-i Hudâ'ya var sus
Zikreyle cân-ü gönülden huzur-i Hudâ'ya var sus

Hudâ'dan gayri yoktur hiç, hakikatte dilâgâh ol


Gel hıfz-ı havâtır eyle, huzur-i Hudâ'ya var sus

Yani gir bekle kalbin kapısını girmeye ağyâr


Koma ağyârı hiç kalbe huzur-i Hudâ'ya var sus

Tecellî olsa ger sana, ya gelse sana bir nidâ


Meyletme sakın ana huzur-i Hudâ'ya var sus

Devam et huzura her dem ayırma kalbini bir dem


Git tâ müntehâya Dîdem huzur-i Hudâ'ya var sus

Hüdâyî'nin yolu budur Tutar isen eder zuhur


Olur tamam vücudun nur huzur-i Hudâ'ya var sus
***

335
Tâlib-i dîdâr-i Hudâ halk ile etmez ihtilât
Sâlik-i râh-i Kibriya halk ile etmez ihtilât

Hak’kı daim zâkir olan leyl-ü nehâr zâri kılan


Tâlib-i dîdârı olan halk ile etmez ihtilât

Râh-ı rızâyı gözeden sıdk ile Allah'a giden


Arzuy-i nefsi terk eden halk ile etmez ihtilât

Bir şeye salik darılmaz Şeyhin izinden ayrılmaz


Hiç bu dünyaya sarılmaz halk ile etmez ihtilât

Hayr-u şerrini ayıklar râh-i rızâda fâikler


Hudâ'yı seven âşıklar halk ile etmez ihtilât

Sen de sâlik ol Hüdâyî terk eyle gel bu dünyâyı


Candan sevenler Hudâ'yı halk ile etmez ihtilât
***

336
Fikrederek olmadın aslâ îkaz
Şükrederek olmadın aslâ îkaz

İhsân etmiş Hak sana bunca nîmet


Düşünerek olmadın aslâ îkaz

Bir katre sudan seni halk eyledi


İz'ân edip olmadın asla îkaz

Mümtâz etti akl-ü nutk ile seni


İm'ân edip olmadın aslâ îkaz

Hâb-ı gaflette nice bir yatasın


Zikrederek olmadın asla îkaz

Toplamadın aklını başına hiç


Dikkat edip olmadın asla îkaz

Gece gündüz ey Hüdâyî Hakkı sen


Tekbîr edip olmadın asla îkaz
***

337
Geç mâsivâdan azîzim eyle Hudâ'ya rücû
Sözümü tut iki gözüm eyle Hudâ'ya rücû

Dünyânın yoktur bakası bağlama gönül ana


Bağlayan gönül de âhir etti Hudâ'ya rücû

İtimadeyledi nice kimseler bu dünyaya


Görmedi vefa nihayet etti Hudâ'ya rücû

Var iken fırsat elinde sil gönülden gayriyi


Şevk ile gel cân-ü dilden eyle Hudâ'ya rücû

Mâsivâya meyledenler olmadılar pâyidar


Azîz oldu o kimse ki etti Hudâya rücû

Gel Hüdâyî sen de çek elin bu dünyadan neman


Varlığın mahveyleyip eyle Hudâ'ya rücû
***

338
Sâlik-i Hakk'a yakın ol, ehl-i dünyadan ırak
Yâr-i sâdıka karîn ol, ehl-i dünyadan ırak

Etme ehl-i gaflet ile iltifat hiç dünyada


İctinâb-ı gaflet et ol ehl-i nisyandan ırak

Ara bul kendine hâzik bir tabîb-i rûhânî


Ehl-i hâl iyle celîs ol ehl-i tuğyândan ırak

Hiç karışma kimseye gönlünü dahî yıkma sen


Dâima Hakk'ı zâkir ol nefs-ü şeytandan ırak

Kimseden bir nef yoktur düşme ardına heman


Ger murâdın Hak (ise) ol kevn-ü mekândan ırak

Hep seni Hak'tan geri kor ger uyar isen ana


Pendimi dinler isen ol ehl-i hüsrandan ırak

Ey Hüdâyî gel tut pendini eyle amel


Âşık-ı sâdık ile ol, ehl-i hevâdan ırak
***

339
Aç basiret gözünü hikmet-i Yezdâna bak
Gör neler halk eylemiş Hâlik-ı ekvâna bak

Sulbünde bil pederin bir katrecik su idin


Ne hub suret yaratmış san'at-i Subhâna bak

Cümle â'zânı düşün ibretle baştan başa


Ma'rifet kesbeyleyip hidmet-i Deyyâna bak

Hicâbı ref eyleyip aç gözünü zâhidâ


Adl ile mülk-i cisme hükmeden sultâna bak

Meyl-i sivâ eylemek hiç sana lâyık mıdır?


Zikr-i Hudâ'yı edip rahmet-i Rahmâna bak

Aşk kitabın çok okur ârif-i billâh olan


Mekteb-i irfâna gel okunan Kur'ân'a bak

On sekiz bin âlemi halk eden Hallâk O'dur


Kudrete nazar edip ibret al ummâna bak

Ayık ol aşksız Hudâ bulunur mu ey zâhid


Aşk ile Hakk'a giden sîret-i merdâna bak

Cümle halkı halk eden ol Hudây-i lem yezel


Ne hoş güzel yaratmış sûret-i insana bak

Yok iken bu âlemi halk-u icâdeylemiş


Her birinde görünen esrâr-i Mennân'a bak

Tut Hüdâyî'nin sözün Hak'tır anı söyleten


Hak verdiği akl ile nutk eden (insana) bak
***

340
Meyl edip bu mâsivâye yok yere çekme emek
Mâdâm ki yok bakası ana meyil ne demek

Ger tâlib-i dîdâr isen çek sivâdan elini


Vefası olmayana hiç ne lâzım meyl eylemek

Dâima zikr-i Hudâ'ya et devam huzur ile


Dal hüviyyet bahrine deryâdaki misl-i semek

Bir iyi fikr eyle ki sen yok iken Bârî Hudâ


Halk edip hıfz etmek içün de sana verdi emek

Rızkını da "Nahnu kasemnâ"da halk etti Hudâ


Anın içün gün begün sana gelir nân-ü nemek

Sen bunu böyle bilür iken Hüdâyî ne lâzım


Daima edip sana tekrarı bir bir söylemek
***

341
İlticâ ettim sana ben yâ Kerîm-ü Zülcelâl
Cürmümü affeyle yâ Rab çekmeyem asla melâl

Cürmüm anıp rûz-ü şeb istiğfar edip ağlarım


Mü'minem ya Rab beni hiç kılma sen ehl-i dalâl

Son nefeste tevhid olsun bana vird-i zebân


Mahv ede zenb-i vücudum ola yolunda hilâl

Kıl nedâmet cürmüne ol sıdk ile sabit heman


Şeyhini et râbıta gele sana feyz-i Zülâl

Her suretle ittika et cümle haramdan sakın


Ehl-i Hak’ka tîb olan eşyâ olur ancak helâl

İhtilât-ı nâs ile hiç etme ömrünü zâyi


Ruz-ü şeb virdin daim olsun senin İsm-i Celâl

Cân-ü dilden ey Hüdâyî mâsivâyı nefy edip


Tut huzur zikr-i Hudâ et olma ebkem gibi lâl
***

342
Hak’ka yalvar gece gündüz et efğân
Ede kalbin münevver nûr-i irfan

Seher vakti tazarru' et Hudâya


Tecellî kıla sana ulu Yezdân

Yatarken de huzur tut etme nisyân


Sana münkeşif ola sırr-ı Subhân

Eğip boynunu dergâhına iste


Verir maksudunu mu'tî-i ihsan

Günehkâr âsî mücrim bir kulunam


Bilirim hatâmı çok ettim isyan

Tecellî kıl bana Perverdigârım


Nûr-i aşkın dola kalbime her an

Hüdâyî kulunu affet İlâhî


Dahî ihvânımı Rahîm-ü Rahmân
***

343
Bir müznib-i günehkârım derdime dâd et yâ Ganî
Mahzun olan bu gönlümü fazlınla şâd et yâ Ganî

Cemî-i halkın matlabın sensin veren ey Pâdişâh


Aşkın ile mest eyleyip yolum küşâd et yâ Ganî

Aç basiret gözlerimi et nasîb imân-i kâmil


Bir pîr-i âciz olmuşam bana imdâd et yâ Ganî

Behâyimveş yiyip içmek uyumakla geçti ömrüm


Eyle bu gafletten ikaz beni irşâd et yâ Ganî

Dünyâda a'mâ olanlar uhrâda bulur mu emân


Mahrum eyleme bendeni bir kerre yâd et yâ Ganî

Mâsivâya meyi eyleyip eylemişem bî had günâh


Dilimde nûr-i îmânı rahmen ikad et yâ Ganî

Şâd ile handân eyleyip yâ Rab Hüdâyî kulunu


Nâr-i cehennemden emân verip âzâd et yâ Ganî
***

344
Bihamdillah tamam oldu divânım
Size armağanım olsun yaranım

Yazıldı çok nasâyih eyle iz'ân


Oku tamamiyle amel et her an

Şerîatle âmil olup gidesiz


Tarikatte Hakkı çok zikir edesiz

Huzur-i tâmmı bulup hakikatte


Baka billâha eriş ma'rifette

Bu üslûb üzre seyrini tamam et


Havâss-ı evliya silkine var git

Gûnâ gün tecellîlere erersin


Hakikat goncalarını derersin

Sakın sanma ki bunun yok vefası


Tükenmez hiç bunun zevk-ü sefası

Tecellîler kılar Allah'u azîm


Gelir bu devlet-i uzmâ azizim

Fırsat elde iken gel tevbe eyle


Hakk'a rücû' et arz-ı hâcet eyle

Tut bu nasihatimi eyle iz'ân


Hakkı zikreyle daim durma bir an

Hulûs-ı kalb ile istiğfar eyle


Günahlarını hem itiraf eyle

Tarikat usulünü ettim ayân


Okuyup amel ede kamu ihvân

345
Alalar lezzeti derûn-i dilden
Hakkı zâkir olalar hem gönülden

Unutmayın beni gözüm müridim


Budur sizden benim recam ümidim

Hüdâyî bu dîvânı tertib etti


Emânet eyledi ihvâna gitti

Dedi bir mürğ-i hakîm (1318) oldu tamam


Bu Dîvân-i Hüdâyî de vesselam
***

346
VASİYYETNÂME-İ HÜDÂYÎ (KUDDİSE SİRRU'L-ÂLÎ)

BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Besmele ile bed ettim İlâhî


Sana hamd-ü sena olsun kemâ hî

Salât île selâm olsun Resule


Hem olsun âline ve ashabına

Muhammed iki cihan serverîdir


Hem âhir zemanın peygamberidir

Resul-i Kibriyadır etme inkâr


Şefaat eyler ümmetine her bâr

"Ulemâu ümmetim" dedi ey can


"Eder ihya şerîatimi her an"

Beni aşk-ı Muhammed'den dür etme


Şerâb-ı Kevserinden mehcûr etme

Tarîk-i müstakime irşâd etti


Usûl-i dîni ikmal etti gitti

Anın vekilleri çoktur cihanda


İtikad et sakın kalma gümanda

Bu ümmetten nice evliya geldi


Nice ümmet bu yüzden ihya oldu

Ve lâkin bu yolun çoktur usulü


Tarîk-i eslemi Kadiri kolu

Dedi Ömer Hüdâyî ey erenler


Tarîkat-i Kadirîye girenler
347
Uslûl-i tarîka lâzım riâyet
Sâlikâne budur elzem beğâyet

Buyurmuş bize kalbimiz süruru


Pirimiz Ahmed Hindiyyi'l-Lahorî

Sülüs-i ehîrinde her gecenin


Uyanması lâzımdır zikredenin

Gecenin her sülüs-i ehîrinde


Huzur ile uyan uyku yerinde

Yakın olmağa Hak’ka niyyet eyle


Âdâb-u sünnet ile vudû eyle

Dilinde aşk ile tevhidi söyle


Abdesti bu suretle ikmal eyle

Hâlî bir yeri intihâb et ey cân


Orada zikr-ü fikrin olsun her an

O mahalle varıp seccâdeni ser


Namaza dur söyle Allahu ekber

Çıkar kalbinden mâsivâyı ey yar


Huzur-i Girdigâra yok olup var

On iki rek'at teheccüd namazı


Kıl andan sonra et Hakk'a niyazı

Eger mümkin olmaz ise teheccüd


İki rek'at kıl Hakk'a et teabbüd

Duâ et affını iste Hudâ'dan


Günahın mağfiret ede Yaradan

348
Bu da sana olmaz ise müyesser
Sakın terk edip olma hiç mükedder

Sabah namazından evvel ya sonra


Kıbleye karşı dur, olma avara

Namazda oturur gibi kuud et


Atıp mâsivâyı ruhen su'ûd et

De affet günahı Gafur Allah


Oku yigirmi beş defa estağfirullah

Bir Fatiha üç İhlâs üç salavât


Oku sıdkile dikkat et beğâyet

Pir Abdülkadir'in ruhuna bahşet


Hüdâyî'nin ruhuna sonra bahşet

Hüdâyî'nin hayalin kalbde nakşet


İki kaşı arasına nazar et

Anın ile diz bediz ol hem-nişîn


Gözle sıdkile kaşların arasın

İstimdâd et rûhâniyyetlerinden
Alasın feyzini himmetlerinden

Böylece nîm ya bir saat dur


Otur huzûr-i Şeyh'te etme kusur

Yani kalb gözüyle ol şeyhe nazır


Bulup cemalini kalbinde hazır

Cân-ü dilden nazar et hiç usanma


Bu nispetten usanıp geri kalma

349
Ederse aks sana şeyhin kemâli
Görürsün yüzünde nûr-i cemali

Sa'yet ki olasın seyrinde fânî


Hep eşyada göresin fail anı

Birinci mertebe bu râbıtadır


Bu sırra nail olmak ne atâdır

İkincisi fena fi'r-Resûl oldu


Üçüncüsü de fena fîllah oldu

Kim enâniyyetinden olsa halik


Bu üç mertebeye erer o sâlik

Eger fenâ müyesser olmaz ise


Ya'nî ki enaniyyet gitmez ise

Daha varlık dağını delemedin


Lî maallah sırrına eremedin

Bu kez ervahlarından iste imdâd


Kalbinde açıla dehlîz-i sedâd

Yürekten ah edüben huzur eyle


Estağfırullahelazîm söyle

Yarım saat kadar bu şuğl-i pâki


Edip icrâ yürekten eyle bâkî

Eger olur isen şeyhinde fânî


Tamam hali sana akseder ânî

Eger bu da müyesser olmaz ise


Enâniyyet şâibesi kalırsa

350
Bu kere "Allah Allah" deyu vird et
Dilinden hiç bırakma bunu zikret

Yatarken otururken kalkar iken


Cünüp ya abdestsiz olup gider iken

De Allah Allah her an durma zikret


Gönülden huzur-i Mevlâ'ya var git

Eger İhlâs ile devam edersen


Bu üslûb üzre zikredip gidersen

Açılır feyz kapısı nûr-i dîdem


Muradın hasıl olur gelse adem

Eger Hak var olup sen yok olursan


Seni fânî, Hak’kı mevcut bulursan

Yani umum vücudun zikrederse


Enâniyyet sönüp tamam giderse

Devam et ba'dehu tevhide her bar


Baka hasıl ola tâ sende ey yar

Karışma nâsa gaybet eyleme hiç


Bu dünya keşmekeşinden tamam geç

İlişme kimseye hem bedbin olma


Niçin bu böyle oldu deyu sorma

Yerincedir kamu işler seraser


Cenab-ı Hak’kın emridir biliser

Usulümüz budur ey tâlib-i Hak


Vâsıl-ı Hak olur sâliki mutlak

351
Sinnin tamam olup rüşde erersen
Ben öldükten sonra himmet dilersen

Ziyaret etmek içün kabrime gel


Otur sağ yanıma boş durma tembel

Eğip üstüne kalbin başın ey can


iki gözünü yumup eyle seyran

Gönül gözüyle sen beni görürsün


Hakikatten o dem dersin alırsın

Gelir feyz-i Hudâ mesrur olursun


Tecellî eyler Hak anı bulursun

Karışma kimseye uyma sözüne


Kabahati ara bul kendüzüne

Benim nûr-i aynim Sırrı Efendi


Beyan ettim sana nush ile pendi

Sana takdir edilmiştir ezelden


Hidâyetler Hudây-i lem yezelden

Nasîb oldu sana ilm-i ledünnî


Hak’ka eyle hamd-ü şükr-ü temenni

Sakın sen Sırrı, ifşây-ı sırr etme


Şerîatten çıkıp hârice gitme

Dehrî mezhebinden pek çok hazer et


Şeriât isrine tâbi olup git

Lisan ile bilinmez Hak taâlâ


Hatır-u hayale gelenden a'lâ

352
Visâl-i Hak lisana gelmez asla
Kelâm ile takrirden de Müberrâ

Eger telkin ile Hak bilineydi


Lâzımgelirdi Kur'ân söyleyeydi

Fezkurûnî ezkurkum buyurdu


Muhammed böyle cümleye duyurdu

Hakikat böyledir eyleme şüphe


Budur usul (gafil) olup harice gitme

Murâdın iste Hak'tan can-ü dilden


Hakikat râhına gir çıkma yoldan

Rahmet-i Hak’ka et ilticâ ey yar


Murâdın hasıl ola etme inkâr

Serây-i lî maallah'a erersin


Rânâ güllerini bir bir derersin

Yan aşk-ı Hak'la tâ ki yok olasın


Gide benlik tamam Hak’kı bulasın

Sana sırrımı verdim eyle iz'ân


Nasîb olur mu herkese bu ihsan

Çok râzı ola senden Hak taâlâ


Tecellîsiyle kılsın seni a'lâ

Kereminden sana eylesin ihsan


Dû cihanda olasın şâd-ü handan

Evliyânın havâssından olasın


Muhammed'e civâr olup kalasın

353
Gel ey Sırrî murâdımı ayân et
Sâlikâne tarîkimi beyan et

Eger bir tâlib-i Hak gelir ise


Vislâl-i Hakk'a râğib olur ise

Şerîatle âmil olup giderse


Salâtını tamam edâ ederse

Ta'rif et evrâd-ü usulü bir bir


Sana verdiğim gibi eyle takrir

Nevâhîden eylesin içtinâbı


Edip evâmiri icra kemâ hî

Bu suretle sana verdim icâzet


Tâlib-i Hak olana ver inâbet

Eger derse ki öyle şeyh bulunmaz


Her şeyhe güvenip ruhsat alınmaz

Nerede bulayım ben öyle zâtı


Çalışıp emriyle bulam necâtı

Hakk'ın visaline ey tâlib olan


Bir ehlini arayıp bulamayan

Hiç kimseyi muvafık görmez isen


Sen de cidden eger tâlib-i Hak'san

Sana kâfi gelir bu ta'rîfâtım


Yani risâledeki tertibâtım

Bu vech üzre sana verdim icâzet


Kabul et sen de çalış bul mücâzât

354
Görürsen eger bir ehl-i kemâli
Mürşid-i kâmil olan ehl-i hali

İtâat eyle emrine be-ğâyet


Olasın nâil-i feyz-i mükâfât

Ehl-i tarika da hiç dil uzatma


Kulağına ko bu sözleri atma

Hiç ayrılma tarîk-i müstakimden


Bulasın rızây-ı Hakkı tamam sen

Tutalım emrini ey ihvân-ı dîn


Bizden ola Hudâmız razı âmîn

Hüdâyî zikri böyle tertib etti


Vasiyyet eyledi ihvâna gitti

Bin üçyüz yigirmi tarihti zaman


Nasîhatnâme tamam oldu heman

Okuyanı dinleyeni yâzanı


Rahmetinle yarlığağıl yâ Ganî
***

355
Böyle mahmurum ki bilmem bade-i hamra nedir
Can nedir kendim neyim ibda ma inşa nedir
Taki medhuş olmuşam ben bilmezem uhra nedir
Böyle sermestim ki idrak itmezem dünya nedir
Ben kimim saki olan kimdir mey-i sahba nedir

Mürğ-ı ruha zülf-i leyladan yine dam isterim


Çeşm-i mestinden safa-yı kalb içün cam isterim
Bilmezem ben kamımı ger tab`ımı ram isterim
Gerçi canandan dil-i şeyda için kam isterim
Sorsa canan bilmezem kam-ı dil-i şeyda nedir

Aşktan müstezher eyler aşıka fikr-i visal


Fark kılmaz sadmet ü izz ü cemal ile celal
Aşık-ı şeydaya yeğdir lezzeti hicr ü visal
Vasldan çün aşıka müsteğni eyler bir hayal
Aşıka maşuktan herdem bu istiğna nedir

Vahdet içre kesret ü varlı gören arif değil


Lezzet-i cinan içün taat kılan arif değil
İlm-i hikmetle riyazatlı olan arif değil
Hikmet-i dünya vü mafiha bilen arif değil
Arif oldur bilmeye dünya vü mafiha nedir

‘Halisa’ sayd ü figanın dolduruptur alemi


Nale-i dilsuz-i zarın titretuptur alemi
Ateş-i ahın seraser yandırıptır alemi
Ah u efganın Fuzuli incutuptur alemi
Kerbela-yı aşkta hoşnud isen kavga nedir?
***

356
Aşk olub rûz-i ezelden sâkî peymânemiz
Âlemi kavgaya salmış na'râ-ı mestânemiz
Âlem-i candan şarâb-ı vasldan mest olmuşuz
Sırr-ı vahdetdir hemîşe bâde-yi meyhanemiz
Mazhar-ı nûr-i cemâlin kıbledir aşıklara
Ol cemâlin pertevinden ka'bedir puthânemiz
Matla'ı her zerreden tâbân olubdur âftâb
Aşk çeşmiyle temaşa eyleriz cemhânemiz
Rind ü rüsvây-ı kalender-meşreb olduk aşkdan
Alemi baştan başa tutmuş bizim efsânemiz
Şem' ü gül çünki mazharlardır ol canâneye
Gönlümüz bülbül olub canlar olub pervanemiz
Dâm-ı zülfün dâne-yi hâlin olub zincirimiz
Yoksa yokdur âlem-i dünyada âb u dânemiz
Nice yıllardır ki Hâlis hicriyle zulmetdedir
Şimdi feyz-i gavsden rûşen olub kaşanemiz
Bu kimdir şevketiyle rahş-ı nâr üzre suvar olmuş
Sanursun cilvesinden kim kıyamet aşikâr olmuş
Külahın kec koyub perçemlerin ruhsâra dağıtmış
Gül üzre sünbülistandan aceb bir nev-bahâr olmuş
Kaddi bir servdir kim gülşen-i hüsne safa vermiş
Ana erbâb-ı aşkın gözyaşından cûy-bâr olmuş
Alub meydân-ı hüsnü tuğ-i sancağ-ı melâhetle
Sîpâh-ı hûbîler üzre emîr-i nâmdâr olmuş
Seni Hâlis ne tenhâ sûz-i aşkın kalbi dağ etmiş
Bu ateş içre çok erbâb-ı himmet dağdâr olmuş
***
357
Sâlik-i mülk-i bekadır sâlikân-ı Kadirî
Târik-i kûy-i fenadır sâdikân-ı Kadirî

Cehd idüb ilm-i ilâhîden sebak-han oldular


Varisan-ı enbiyâdır sâlikân-ı Kadirî

Câme-i irfan ile tezyîn-i bâtın ettiler


Zâhir-i ehl-i kabadır sâlikân-ı Kadirî

Meclis-i işrâkıyandır halka-i ezkârları


Sırr-ı kalbe âşinâdır sâlikân-ı Kadirî

Eylemişler dillerin gencine-i gaybü'l-guyûb


Mahzen-i sırr-ı Hûda 'dır sâlikân-ı Kadirî

Çün fenafillah'dan seyr-i ilallah itmeğe


Rehrevân-ı Kibriya'dır sâlikân-ı Kadirî

Feyz-i irşâdiyle teshîr itmede talihleri


Gûyiya mûciz nümâdır sâlikân-ı Kadirî

Bûsitân-ı zikr-i cehri içredir nalişleri


Bülbül-i bağ-i (Rıza)'dır sâlikân-ı Kadiri
***

358

You might also like