You are on page 1of 24

S O F I S T

L E R

Yazan : Erol BLK


dare Hukuku Asistan
M. . 5 inci asr Yunan tarihinde demokrasinin parlak devri olarak
anlr. M. . 480 tarihinde Salamin deniz ve kara savanda ranllarn
malp edilmesiyle dou Akdeniz'e ve birok Yunan kolonilerine hkim
bulunan bu devletin tahakkmnden kurtulunmu ve iktisad hayatn,
bilhassa sahil ehirlerden balamak zere, gelimesiyle de siyasi inkiaf
salanmt.
Daha nceki slhatla gayrimenkulle menkule malikiyet fark kald
rlarak, bunlarn sahiplerinin msavi addedilmesiyle, devlet riyaset ma
kamna geebilmek ve mme hizmetlerinde bulunmak zere seilebilmek
imknlar ok zengin olmayanlara da salanmt. Bu devirde atlan bir
admla artk vatandalar devlet ilerinde sz sahibi klnm ve kendile
rine mme hizmeti grmek zere seilebilme haklar tannmt. Bilhassa
jri mahkemelerinin yetkilerinin arttrlmasyla vatandalara yarg er
kinde de esasl bir rol salanmt. Bylece Yunanistan veya daha ziyade
Atina demokrasi usulleriyle idare ediliyor ve vatandalar devlet mukad
deratn tayinde oy sahibi bulunuyorlard. Bu devirde yalnz siyasi ha
yatta de iktisadi, ilmi ve bedii sahalarda da byk ilerlemeler gze
arpyordu. Bilhassa her taraftan gelen ilim adamlar ve sanatkrlar Ati
na'y hrriyet ve medeniyetin merkezi haline getirmiti. (1)
Bununla beraber demokrasi hareketinin douunun sosyolojik se
bepleri ne olursa olsun teekkl eden siyas rejim yine cemiyetin itima
karakterini tamakta devam ediyordu. (2) Kadnlara ve esirlere mil
olmayan bu demokrasi Atina'da ve dier ehirlerde siyas zafari kazan
m olmakla beraber, eski aristokrat ailelerin servetlerinin azaltlmas
hususunda hi bir harekette bulunulmamt. Bizim imdi Yunan kltr
(1) Richard Honig - Sofistlerde Tabii hukuk esaslar, t. . H. F. M. Yl III.
Say 10 Nisan 1937. Sahife 188.
A. K. Yrk Sofistler ve Hukuk grleri. 1. . H. F. M. Cilt XIV. Sa
y 3 - 4. Sahife 850.
(2) Bertrand Russell History of Western Philosophy. London 1948. sahife 94.

356

EROL BLK

dediimiz eye sahip olanlar yine bunlard. Tahsil ve bo vakte sahip olan
ve mnakaalara hasrettikleri vakitle zeklarn incelten gene bunlard.
Demokrasi esaret messesesine de dokunmad iin zenginlere, vatan
dalara kar gayri dil olmakszn, servetlerinden faydalanma imknn
bahediyordu. Bundan dolay birok ehirlerde ve bilhassa Atina'da, fa
kir vatandalarn gerek kskanlktan gerekse an'ane dolaysiyle zen
ginlere kar dmanlklar vard. Zenginler ekseriya kfir, dinsiz ve ah
lksz addediliyor ve bunlarn eski inanlar yktklar ve muhtemelen
demokrasiyi ortadan kaldrmaya altklar farz olunuyordu.
Buna ramen demokratik hayatn inkiaf gerek devlet idaresinde,
halk ikna yolu ile ona hkim olarak, sz sahibi olabilmek, gerek kamu
hizmetlerini ifa iin seilebilmek gerekse hakkm veya iddiasn kur'a
ile seilmi vasat halktan mteekkil hkimler huzurunda ispat edebil
mek iin btn Atma'hlar, bilgilerini arttrmaya, zeklarn inceltmeye
ve bilhassa fikirlerini iyi mdafaa edebilecek birer hatip olmaya zorlu
yordu. Bunda halkn en yksek kaza merci saylmasnn ve mddei ile
mddeialeyhin mahkeme huzuruna ahsen kp kendilerini mdafaa et
mesinin yahut evvelce ehli tarafndan hazrlanm mdafaanamelerle
savunmasnn ve bilhassa onucun hitabet kabiliyeti ile yakndan ilgili
bulunmasnn ok tesiri olmutur.
Netice itibariyle ksaca bir ferdi, devlet iinde baarl bir vatanda
haline getirebilecek olan sanat kimler retecekti? O zamana kadar
mahdut kimselere inhisar eden ve ancak ufak bir aznla hitabeden ilim
ve tedris usul buna pek imkn salyamazd. ite sofistler, bu ihtiyac
da karlamak zere o zamanki demokratik hayatn zarur olarak orta
ya kard fikir adamlardr. Bunlara itima ve tarihi ihtiyalarn v
cut verdiini kabul etmek yerinde olur. (3)
Esas itibariyle "sofist" kelimesi modern anlamda filozofu ifade eder.
Mesel Herodotus Solon ve Pythagores' sofist olarak adlandrd gibi
Aristides'de bir konumasnda umum konuma lisannda sofist kelime
sinin felsefe mefhumunu hatrlattn ehemmiyetle belirtmitir (4) Ez
cmle Sokrates ve Efltun'a da tbiri bu anlamda kullanarak sofist di
yenler olmutur. (5) Yni sofist kelimesi balangta lim ve hikmet sa
hibi kimseleri ifade ederdi.
(3) Hegel de sofizmin itima ve tarih bir ihtiyac karlamak zere zarur
olarak domu ve vazifesini ifa etmi bir fikir hareketi olduunu sylemitir. A. K.
Yrk a.g.e. sahife 851.
(4) Max Hamburger The Awakening of Western Legal Thought. London
1942, sahife 27.
(5) A. K. Yrk, a.g.e. sahife 852.

SOFSTLER

357

Dier taraftan bu tbir M. . 5 inci asrda yaam olan bir ksm


filozoflar dierlerinden ayrmak zere de kullanlmtr. Bu filozoflarda
ehirden ehire dolaarak memleket idaresinde muvaffak olabilmek ze
re siyaset ve belagat dersleri veren ve yukarda hangi itima ve tarihi
zaruretlerin bunlara vcut verdiini grdmz gezginci hocalardr.
Bununla beraber sofist kelimesi sofistler hakknda edinilen muhtelif
kanaatlere gre birbirinden farkl ve zt anlamlarda da kullanlmtr.
Mesel dilimizde bu kelimenin karl "savsatac" dr. (6) Aristo da
sofisti sahte ilimle uraan kimse olarak tarif ederek bu anlamda kulla
nr. Ayni ekilde Xenophon da sofisti malmat alkadar olan herhangi
bir kimseye para mukabili satan bir nevi vasta diye tarif eder, ve bun
lar dolandnc diye vasflandrr. Efltun "Sofist" adl eserinde de bu
tbirin teferruatl izahn yaptktan sonra bu anlamda olmak zere safistin muhtelif cephelerini u ekilde belirtmektedir: (7)
"Yabanc
imdi syler misin? sofist ka cepheden grn
d? Bize ilkin kendi faydas iin zengin delikanllar peinde koan bir av
c gibi grnmt sanrm.
"Theaitetos Evet.
"Yabanc kinci olarak ruh bilimlerinde toptanc tccar olarak.
"Theaitetos Evet.
"Yabanc nc cephesi ayni bilimlerde perakendeci olmak de
il miydi?
"Theaitetos Evet, drdnc cephesi de ayni bilimlerde hem yap
c, hem satc olmakt.
"Yabanc Gzel
unutmamsn. Beinci iine gelince, onu
da ben hatrlataym. D sanatnda sz pehlivan idi. Kendisine mna
kasay sanat edinmiti.
"Theaitetos Doru.
"Yabanc Altnc ehresi veya ekli mnakaa gtryordu. Ma
mafih ruhu bilime engel kanaatlerden temizlediini syliyerek byle
bir cephesi olduunu da kabul etmitik."
Neticede Efltun'un sofist hakknda verdii tarif de udur: (8)
"Bylece kanaat zerine kurulan bir sanatn alayc blm ile tak
lit sanatna giren, uydurmalar meydana getiren cinsle de hayaller yarat(6) Max Hamburger The Awakening of Western Legal Thought. sah. 28,
(7) Eflfttun Sofist. Dnya Edebiyatndan Tercmeler. Yunan Klsikleri:
16. Sahife 36.
(8) Efltun Sofist: Dnya Edebiyat Tercmelerinden. Yunan Klsikleri 16.
sahife 130 - 131.

358

EROL BLK

mak sanatna balanan bu rtme sanat; meydana getirme sanatnn sz


lerle hayal yapmak olan tanrlk deil insanlk bu blm, denebilir ki,
gerek sofistin, (kan ve sllesi) dir. Bunu demekle dpedz hakikati
sylemi oluruz." Buna ramen Efltun bile bu tbiri ilk anlamnda y
ni hkim veya filozof anlamnda kulland olmutur. Mesel Cratylus'unda Tanr'y "tam ve mkemmel bir sofist" gibi belirtmektedir. (9)
Ayni zamanda Theaitetos adl eserinde sofisti bilgili bir insan olarak ka
bul ettiini u szlerinden de anlyoruz: .(10) "Fakat, Theaitetos ylele
ri de vardr ki; bylelerine kanaatimce hi bir faydam dokunmaz; onla
ra btn hayrseverliimle araclk ediyor ve kimlerin ahbaplndan
faydalanabileceklerini; Tanrya kr, ok iyi kestirebiliyorum. Bunlar
dan bir ounu Prodikos'a bir ounu da Tanrnn ltfunu grm baka
bilge adamlara gnderdim." Ayni ekilde Prodikos'un da sofisti "feyle
sofla devlet adam arasnda bulunanlar" diye tanmladn gryo
ruz. (11)
Netice itibariyle sofist tbirine verilen anlam zerinde, ayni ahsa
muhtelif zt anlamlarda kullanlmasndan da anlalaca gibi daha ziya
de bu isme lik grnenler hakknda edinilen kanaatlerin mil olduunu
sylemek yerinde olur. lk sofistlerin ayan hrmet kimseler olduu ve
fikri mcadeleleriyle Yunan felsefe tarihinde yeni bir devre atklarn,
fakat onlar takip edenlerin kendi ayarlarnda olmadndan isimlerinin
fena bir anlam daha kazanmasna sebep olduklarn da syliyebiliriz. Pek
tabii ki bunda sofistlerin muarzlarnn da mhim rolleri olmutur.
Zaten rettikleri sanatn lzumuna inanan sofistler bunun fenaya
da kullanlabileceini biliyor fakat her ite olduu gibi bunda mesuliyetin
retene ait olmayp bunu fenaya kullananda olduunu belirtiyorlard.
Bunu Efltun'un Gorgias'm adna izafe ettii diyalogunda aka gr
mekteyiz: (12) "Gorgias
Sokrates, Retorii btn br yar
sanatlar gibi kullanmak gerektir. Dmanlarn vurmak, yaralamak, l
drmek iin gre, yumruk ve silhlan dostunu da dmann da ezebile
cek kadar iyi renmi olan bir insan, bunlar kimseyi ayrdetmeden her
kese kar kullanmamaldr. Dorusunu istersen Palestra'da alm bi
ri zinde bir vcut ve grete olaanst bir ustalk elde etti diye, baba
sn, anasm yahut akraba veya dostlarndan birini vurursa bu yzden
idman ve kl retmenlerine kzp onlar ehirden srmemeli. Onlar (9) Max Hamburger. a.g'.e. sahife 28.
(10) Efltun Theaitetos. Dnya Ed. Ter. Yun. Kl. 21. sahife 22.
(11) Efltun - Euthydemos. Dnya. Ed. Ter. Yun. Kl. 27. sah. 77.
(12) Efltun Gorgias. Dnya. Ed. Ter. Yun. Kl. 17. sahife 2 0 - 2 1 .

. . ., ..<,,*.; **.*.,

mt-

SOFSTLER

359

rencilere bunlar bakalarna satamak iin deil, dmanlarna ve do


rudan ayrlanlara kar, yolunda kullanmak ve kar koymak iin re
tirler. renciler retmenlerinin dndklerinin tersine, kuvvet ve us
talklarn fena bir yolda kullanrlarsa bu yzden retmenler de ret
tikleri sanat da kt ve sulu olmaz, bence su bunlar kt kullanan
rencidedir. Ayni kant Retorie de uyar, phesiz hatip gerekten, her
kese her ey zerinde sz syliyebildii iin istedii konu zerinde her
kesten ziyade insanlar bir anda inandrabilir. Fakat bu onun elinde he
kimlerin ve teki sanat erbabnn nlerini almak iin bir sebep deildir.
Retorii de dier silhlar gibi dorulukla kullanmaldr. Bir insan hatip
olduktan sonra kendi kudret ve sanatn ktlkle kullanrsa, ona bu sa
nat retene garez olup onu ehirlerden kovmamal, nk o bu sanat
yoluyla kullansn diye retmiken talebe onu ktye evirmitir. O hal
de kt kullanana kzmal, kt kullanan srmeli, ldrmeli; retmeni
deil".
Buna ramen sofistleri halkn gznden dren bir nokta (fikirle
ri dolaysiyle hasl olan dmanlk ilerde gsterilecektir) bunlarn bilgi
lerini para ile satmalaryd. Efltun'un "Hippokrates, bir sofist, ruhun
beslenmesi iin lzm olan zahireyi satan bir tccara bir dkkncya ben
zemez mi? Bence yle." (13) eklindeki alaylar da dorudan doruya bu
nokta zerindedir. Buna ramen hi deilse baz sofistlerin sattklar me
tan hi de fena olmadn yine Efltun kendisi itiraf etmektedir: " . . . . .
Neler sylyorsun, Anytos? Eski ayakkab, eski elbise tamircileri kendi
lerine braklan ayakkaplan, elbiseleri aldklar zamankinden daha kt
bir halde geri verirlerse, otuz gn gemeden yakay ele verirler, ok ge
meden de alktan lrler; halbuki Protagoras, bunun tersine olarak,
kendisine yaklaanlarn ahlkn bozduunu, onlar yanma geldikleri za
mankinden daha kt olarak geri evirdiini btn Hellas'tan saklam,
hem de bunu tam krk yl yapabilmi! nk yanlmyorsam, mesleinde
krk yl altktan sonra yetmi yanda lmt. Btn bu zaman bo
yunca, hatt imdiye kadar, erefinden bir ey eksilmedi. Sonra o bu i
te, yalnz da deildi, ondan nce ve sonra daha biroklar bu yolda yr
mlerdir. . . . " (14) Bununla beraber sofistleri bu hususta tenkit eden
yalnz Efltun deildir. Ona uyarak, mesaileri mukabili gelir temin eden
modern profesrler bile sofistleri bu bakmdan tenkit etmekten geri kal
mamaktadrlar. (15)
(13)
(14)
(15)

Efltun Protagoras. Dn. Ed. Ter. Yun. Kl. 18, sahife 10.
Efltun Menon. Dn. Ed. Ter. Yun. Kl. 24, sahife 52.
Bertrand Russell History of Westcrn Philsophy. London 1048. sah. 88.

360

EROL BLK

Biz sofist tbirini M. . 5 inci asrda Yunanistan'da yaam olan ve


fikirlerini aada tetkik edeceimiz feylesoflar ifade iin kullanmak
tayz.
Acaba sofistlerin Yunan felsefe tarihinde rolleri nedir? Bu hususta
sofistlerin ekseriya Yunan felsefesinin birinci devresi denen metafizik
a veya tabiat felsefesinden sonra olmak zere tenkit a denen ikin
ci devresinde yer aldklarn gryoruz.
Bundan evvel Yunan felsefesinin esas konusunu (tabiat) tekil et
miti. Yllarca tabiat, kinat ve dnya zerinde alan Yunan dnr
lerinin geni muhayyileleri her cihette faaliyet gstermi, kinatn ilk se
bebi, eyann tabiat, hareket problemleri, ruh ve unsur meseleleri ze
rinde birbirine uymayan nazariyeler ortaya atm ve bunlar iddetle m
dafaa edilmiti. Atoma kadar her ey dnlp tetkik ve mnakaa
mevzuu yapld halde insann kendisi daima mnakaalarn ikinci pl
nnda kalmt. Vaka muhtelif vesilelerle ona da yer verildiyse de o da
ha ziyade dnyann bir paras veya bir hayvan yarat olarak akla ge
liyordu. Fakat bundan sonra bir deiiklie ahit oluyoruz. Sofistlerin
nderlik etmek erefine nail olduklar bu hareketin milleri arasnda yu
karda izah edilen itima ve tarihi sebepler dolaysiyle insana bir deer
tannmas yannda eski tabiat feylesoflarnn ortaya att nazariyeler
arasndaki uyumazlklarn da ok tesiri olmutur. Mesel: Elea mekte
binin asl varln ebedi ve ezeli bir beka olduu iddiasna mukabil Heraklitos'un bunu inkr edip her eyi olu halinde gsteren nazariyesi gi
bi. Yahut ana unsur meselesinde ayr ayr veya toptan ate, su, toprak,
hava veya adedin ileriye srl gibi. Yahut da Anaksagoras'n lemin,
bir ruh tarafndan muayyen bir plna gre yaratld iddias ile Demokritos'un tabiatte mekanik bir zaruret olduu grleri tetkik edilince is
ter istemez tezatlarla karlalyordu. Ve hi phesiz ki bu da insanda
tabiat olaylar hakknda ebedi hakikatin renilemiyecei hissini dou
ruyor ve bu hususta dorudan doruya phecilie sevkediyordu.
Dier taraftan da Yunan leminin ufuklarnn genilemesi ve yaban
clarla temasa gelmekle bir yandan Bbil ve Msr gibi eski ve stn
medeniyetler dier yandan da Libyal'larmki gibi dk seviyeli medeni
yetlerle karlalnca muhtelif eit detler ve hayat tarzlarnn kendilerininkiyle mukayesesi tenkit fikrini de ortaya atyordu. Btn bunlar
dan acaba yalnz kendi messeselerinin mi kat' ve matlba muvafk ol
duu ve medeniyetin Tanrnn eseri mi yoksa insan eseri mi olduu me
seleleri ortaya kyordu. te sofizmin balangc ve hareket noktas bu-

.1!

* I . I W > . M .K"W4WI>|Mp*l"<'l4H<'

"

u ,|(U4| H* J |

| *.,

SOFSTLER

361

dur. Sofizm her eyden evvel bir[medeniyet felsefesidir, ve eski tabiat


felsefesinden esas konusu bakmndan farkldr. Onun konusu, kendisi
tarafndan dil, din, sanat, edebiyat, ahlk ve siyasetiyle yaratlm kl
tr ile, mnferit veya sosyal varlk olarak insandr. Ve o u suali sorar.
"Tanrya ibadetten, hr insanla kle, Yunanl ile barbar farkna kadar
btn bu messeseler ve detler tabiata m dayanr ve bundan dolay
mukaddes saylr ve deitirilemez yoksa bunlar itiyadn mahsul olup
deiiklie ve tekmle msait midir?" (16)
Sofizm tabiat felsefesinden, konusunda olduu gibi metodunda da
ayrlr. Tabiat felsefesinde tabiat, sema, hayvanlar, nebatlar ve maddeler
gznnde bulunmakla beraber, niha gaye dnyay izah edebilecek tek
bir prensibin ortaya konmas olduu iin fikren mtala ve teemmlden
baka takip edilebilecek bir yol yoktu. Eski tabi ilimler bilginlerinin me
todu, zeli genel prensipten karabildikleri nispette tmdengelim meto
du idi. Fakat sofistler eyann ilk sebebini anlamak hususunda hi bir
teebbste bulunmamlar ve daha ziyade tecrbeye dayanarak hayatn
her hususunda kabil olduu kadar bilgi sahibi olmaya almlard. Ve
bundan da mesel bilginin kabil olup olmad, insan medeniyetinin ba
lang ve terakkisi, lisann menei ve yaps gibi ksmen nazar mahiyette;
ksmen de ferdin ve cemiyetin mnasip ve faydal olarak hayatnn tan
zimi gibi pratik mahiyette sonular karmlardr. Bundan dolay onla
rn metodu grgl tmevarmd. (17)
Sofistlerle evvelki feylesoflar arasndaki nc fark da bunlarn
gttkleri gayelerde belirir. Feylesof iin hakikatin ve bilginin aranma
s kendi bana bir gaye idi ve art olmamakla beraber talebesi de varsa
bunlan birer feylesof olarak yetitirmee gayret ederdi. Bundan dolay
gayesi tamamen nazari idi. Halbuki sofistler iin durum tamamen tersi
ne idi. Onlar iin bilgi, ancak hayat kotrol hususunda rol olduu nis
pette bir ey ifade ederdi ve onlar talebesiz tahayyl edilemezlerdi. Ga
yeleri talebelerini de birer sofist yapmak deil onlara hayatlarnda fayda
l olabilecek genel eitimi vermekti. Bundan dolay gayeleri, hayat ida
re ve kontrol sanat olmak zere, pratikti. (18)
Sofizmin ne zaman ortaya kt hususunda, haklarnda malmat
kaynamz olan Efltun'un eserlerine bavuracak olursak, Protagoras
(16) E. Zeller Outlines of the History of Greek Philosophy.
Sahife 76.
(17) E. Zeller Outlines of the History of Greek Philosophy.
Sahife 77.
(18) E. Zeller Outlines of the History of Greek Philosophy.
Sahife 77.

Londan 1931,
London 1931,
London 1931,

362

EROL BJLtK

diyalogunda bunu sofistlerin en mhimlerinden olan Protagoras'm azn


dan yle reniyoruz: "Bence sofistlik sanat eskidir. Ama bu sanat
herkes hor grd iin eskiler onu trl perdeler altnda gizlemeyi det
edinmilerdi; bazlar Homeros, Hesiodos, Simonides gibi, iir perdesi al
tnda, bazlar Orpheus'lar ve Musaios'lar gibi srra erme ve peygamber
lik peesi altnda, bazlar da Tarentli kkos ve esiz bir sofist
saylan Megara asll Selumbria'l Herodikos gibi idman perdesi altnda a
lyordu. Byk bir sofist olan hemeriniz Agatokles'e, Keoslu Pytokleides'e daha bir oklarna musiki perde vazifesini grmtr.
"Gene syliyeyim bu adamlar bakalarnn kskanmalarndan korka
rak sanatlarn ancak bu eitli perdeler arkasnda koruyabilmilerdir.
Ama ben onlar gibi dnmyorum, onlar devletlerde iktidar ellerinde
tutan anlayl insanlar -ki btn bu tedbirler onlar iindir - kandramadklarma gre hi de gayretlerine erimi deillerdir; halka gelince, on
lar zaten byklerin kendilerine sylediklerini kr krne dinlemekten,
tekrarlamaktan baka bir ey yapmazlar. O halde bir kle gibi kamay
dnmek, kaaym derken de yakay ele vermek tam manasyla delice
bir davrantr. Sonra da kini arttrmaktan baka bir ie yaramaz. n
k halkn bizler hakkndaki ikyetlerinden baka, stelik bize bir de hi
lekrlk lekesi srlm olur." (19)
Sofistler gayelerini, fikirlerini ve malmatlarn genlik arasnda
yaymakla gerekletirmee alyorlard. Umum eitim sistemi olma
d iin de grevlerini ehir ehir dolaarak zengin bir dostun evinde ve
ya umum mahallerde ya cret mukabili husus dersler vermek suretiyle
yahut da umum olarak talebeleri ve hayranlar karsnda konumalar
yaparak ifa ediyorlard. rettikleri pratik maharette yine kendi szle
riyle ifade edecek olursak (tedbir) di, yni ev idaresi ve devlet idaresi.
Ksacas iyi bir vatanda olarak devleti idare edebilme sanat. ("Protagoras dedi ki: ". . . . benim yanmda yalnz istedii bilgiyi renecektir.
Bu bilgi tedbirdir. Bu ona evini iyi idare etmeyi retecek; devlet ilerin
de de szyle, iiyle mkemmel idare etmeyi salyacaktr." "Galiba
devlet sanat demek istiyorsun, iyi yurttalar yetitirmeyi zerine al
yorsun" dedim. "Ta kendisi, Sokrates ite onu retiyorum" dedi") (20).
Byle faydal bir iddiada bulunmalarna ramen Protagoras'm belirttii
gibi balangta sofistler kendilerini muhtelif perdeler arkasnda gizle
mek zorunda kalyorlard. Bunun esas bakmndan olduu gibi, (zira ten
kit girdii yerde eski din akideleri sarsyor ve buna dayanan itima ve
(19
(20)

Efltun Protagoras. Dn. Ed. Ter. Yun. Kl. 18, sahife 15 - 16.
FiflAtun Protagforas: Dn. Ed. Ter. Yun. Kl. 18. sahife 19.

'*..*.!,

SOFSTLER

363

ahlk inanlar da zaafa uruyor ve her hususta phe yaratyordu)


ekli bakmdan da sebepleri vard. (21) Mesel o zamana kadar yalnz
asillere ait bir husus olduu kabul olunan devlet idaresi sanatn, mahir
vatandalar yetitirme iddiasiyle faaliyette bulunarak herkese yaymala
r o zamanki asilzadelerin grne kar ihtillci bir mahiyet tayordu.
Halbuki sofistler bu hareketleriyle pedagojinin en mhim meselelerinden
biri olan, akl ve karakter teekklnn ftri bir kabiliyet mi olduu yok
sa bunun eitime mi bal olduu problemine temas etmiler ve faaliyet
leriyle o zamanki inanlarn hilfna ikinci kanaatte olduklarn belirt
milerdir. Bunun gibi sofistler genle"ri muhitlerinden ekip karp onla
ra eski kanaat ve inanlarla tamamen zt olan grlerini alarken bu
nun tehlikelerini seziyor ve pek tabii ki balangta kendilerini gizlemek
ihtiyacn duyuyorlan. Bununla beraber gerek itima zaruretler gerek
yeni fikirlere kar tecesss genliin onlarn etrafnda toplanmasnda
sebep oluyor ve onlar ihtilafsz olarak genliin sistematik eitiminin
mucidi haline getiriyordu. (22) Bylece sofistler kafalar, insana ait me
seleleri incelemee altrmak ve fikirleri aydnlatp inkiaf ettirmei ve
umumiletirmeyi retmek, Efltun'un dedii gibi, hareketsiz olam ha
rekete getirmek, nihayet serbeste gelimi bir insann elinde bulunma
s lzm btn bilgileri yaymak suretiyle Yunan felsefesine ve insan zih
nine iarete deer bir hizmette bulunmulardr.
Bununla beraber u noktay da belirtmemiz icap eder ki, son zaman
larda Werner Jaeger gibi mmtaz bir mtehasss tarafndan da sofizmin
ilm bir hareket olmayp daha ziyade ilmin, hayatn birbirine ait muhte
lif meselelerince ve bilhassa siyas ve ekonomik durum dolaysiyle doan
itima ve pedagojik problemler tarafndan garkedilmesi olduu ve bun
dan dolay da sofizmin balangta ilim zerinde onu arka plna brakc
bir tesiri olduu sylenmitir. (23) Bu husustaki deiik kanaatlere ra
men bir mellifin dedii gibi (24) u anda da dnyamz ekonomik ve i
tima mnasebetlerdeki tahavvl dolaysiyle en zor itima ve pedagojik
problemlerle kar karya bulunmaktadr. Bundan dolay da biz, sofist
lerin doktrinini, modern noktai nazardan tetkike, dier nesillerden daha
fazla muhtacz.
Yalnz balangta unu hatrda tutmamz icap eder ki sofistlerin fi(21) E. Zeller a.g.e. sahife 78.
(22) J. Deni Kadim Yunanda Ahlki ve Hukuk Fikirler.
Cilt XI, sahife 320.
(23) Max Hamburger a.g.e. sahife 27.
(24) Max Hamburger a.g.e. sahife 27.

. . H. F. M.

364

EROL

B1L1K

kir ve doktrinlerini dorudan doruya kendilerinden deil de hasmlar


nn bize kadar gelmi olan eserlerinden renmekteyiz. Bu hususta bil
hassa Efltun'un diyaloglar bize ana kaynak vazifesini grmektedir. Bu
nokta hi phesiz ki, onlarn fikirleri hususunda edinilen kanaatlerde
ok messir olmutur. Bununla beraber hasmlarnn onlar hakkndaki
kanaatlerini bir tarafa brakarak daha ziyade nakledilmi olan fikirleri
nin, bilhassa yaanlan devir de gznnde tutularak tetkiki, muhakkak
faydadan ari deildir.
Sofistler hakknda edinilmi olan kanaatlerden en ok yaylm olan
hkim kanaat bunlarn bireyci ve znelci olduklar, insanlar iin mutlak
ve ebed hakikatlarn mevcut olmadna inandklar ve bundan dolay da
her hususta insann kendi his ve kanaatlerine dayanmas icap ettii mer
kezindedir. Mesel Georges Del Vecehio sofistlerin bireyci ve znelci ol
duklarn; her ferdin hdiseler hakknda ahsi bir gr ve reni tar
zna sahip olduunu rettikleri iin netice itibariyle hakikaten nesnel
ve evrensel ilim olamaz, sadece ferdi kanaatler vardr neticesine vardk
larn belirtmektedir (25)
Sofistler hakknda edinilen bu kanaate neyin mil olduunu araya
cak olursak karmza Protagoras'm mehur sz kar. Efltun'un be
lirttii gibi Protagoras "her eyin ls insandr, var olan eylerin var
lklarnn, var olmayan eylerin yokluklarnn lsdr" demitir. (26)
Acaba bununla ifade edilmek istenen ey neydi? Bizi pein ihtilfa d
ren kelime (insan) dr. Acaba Protagoras insan mefhumu ile her mnfe
rit ahs m ifade etmek istemitir yoksa bunu umum mnada m kullan
mtr? Bata Efltun olmak zere bir ok mellifler bu tbirin ilk an
lamda yni her bir fert ve insan anlamnda kullanldm kabul etmiler
dir. (27) Halbuki yine Efltun'un itiraf ettii gibi Progatoras "bunu biz
lere, byk yna, sadece bir muamma eklinde sylemitir. (28) Onun
iin bu hususta ikinci fikir de zihinleri pekl kurcahyabilir. Nitekim son
devrin yazarlar da bu fikirdedir. (29) Bununla beraber ilk gre daha
ziyade imkn veren bu ifadenin dier sofistlerce kendi gayeleri iin ve
(25) Georges Del Vecehio Leons de Philosophie du Droit. Paris. 1936,
sahife 24 - 25.
(26) Efltun Theaitetos. Dn. Ed. Ter. Yun. Kl. 21. sahife 23 - 24.
(27) Efltun Theaitetos: sahife 24 - 29. Alfred Weber - Felsefe Tarihi, sa
hife 37. G. Del Vecehio - a.g.e. sahife 25. Russell - a.g.e. sahife 97. R. Honig a.g-.e. sahife 179.
(28) Efltun Theaitetos. sahife 25.
(29) E. Zeller a.g-.e. sahife 81. Bu hususta bilhassa bak: R. Honig a.g.e.
sahife 210 - 213.

SOFSTLER

365

melliflerce de sofizmin genel karakterini tavsif etmek zere istismar


edilmi olabilecei de dnlebilir. Zira hakikaten Zeller'in belirttii gi
bi (30) gerek medeniyet tarihi efsanesinden, gerek sofistlerin faaliyeti
ni ziraati ve hekimlere benzetmesinden ve gerekse eitimin ruhun fena
durumunu daha iyi bir hale sokabileceini, bununla fena ve yanl duy
gular yerine iyi ve dorularnn konulabilecei iddiasndan Protagoras'
bireyci olarak kabul etmee pek imkn yoktur.
Bununla beraber cmlede nazar dikkatimizi ekmesi icabeden bir
kelime de (ey) dir. Bununla Protagoras yalnz mahhas eyleri deil
mcerretleri de; ayni zamanda yalnz hisse dayanan (souk, scak, ac,
tatl gibi) nitelikleri deil iyi ve fena, gzel ve irkin, doru ve yanl
gibi mefhumlar da ifade etmiti. (31) Meseleyi bu noktadan dnecek
olursak bununla daha ziyade l olarak kabul edilen insan zeksnn ve
idrakinin mutlak hakikatlere vasl olabilme kudretinden mahrum oldu
una inanld ve daha ziyade megul olunulan konular, devlet idaresi,
beer medeniyetinin tekml, din ve sosyal nizam olduundan bu hu
suslarda mutlak hakikatlerin aranmasndan ziyade o anda faydal ve el
verili olan hususun kabul edilmesi lzm geldiinin ifade edilmek isten
dii grlr. (32) Bylece Protagoras umum prensiplerden hareket et
meyip daha ziyade mahadeleri sonucunda (hi deilse devri zaviyesin
den) evrensel bir din, ahlk, adalet fikrinin gzel, irkin, iyi, fena, do
ru ve yanl anlaynn bulunmadn grerek bu prensibe vard ka
bul edilebilir. Bu esasa dayanarak da sofistlerin niin mnakaa sanat
na bu kadar nem verdikleri anlalr. Zira netice itibariyle ikna olmak
onlara gre filozoflarn mutlak hakikatna msavi idi. Esas mesele ikna
olduuna gre bundan da sofizmin (dissoi logi) yni her meselenin iki
cephesi olduu prensibi de kendiliinden anlalr. (33) "Zayf kuvvetli
yapmak" diye sofistlere atfedilen hareket noktas da esas itibariyle bu
prensibin pratik ifadesinden ibarettir. Bu esas ekseriya "haksz hakl
karmak" eklinde kabul edilmi ve bu yzden sofistlere haksz yere ta(30) E. Zeller a.g.e. sahife 81 - 82.
(31) E. Zeller a.g.e sahife 81.
(32) Sofistlere nazaran insann akl, hisleri hakikati idrak kudretinden mah
rumdur. Dnyada her ey daima tahavvl halinde olduu iin zaten sabit bir haki
katin mevcut olmasna da imkn yoktur. Fakat hakikat mehul olduu iin, hakikat
yoktur demek dahi doru deildir. Onun iin muayyen anda muayyen artlar iinde
hakikat gibi grnen eyleri hakikat olarak kabul etmeliyiz. Umum, sabit, ebedi
hakikatler aramamalyz. (S. Maksudi Arsal - Hukuk Felsefesi Tarihi, istanbul
1946 sahife 21).
(33) Max Hamburger Ad geen eser sahife 34.

366

EROL BiLK

rizierde bulunulmutur. Pekl haric sebepler dolaysiyle (delil noksan


l v.s. gibi) ahlk ve hakl bir mesele muhalifler bakmndan zayf ola
bilir. Burda nemli olan cihet kanunen veya eklen zayf olan, kanunen
veya eklen kuvvetli olana stn karmaktr.
Prensibi, yni her meselenin birbirine zt iki gr noktas olduu
prensibini de ilk defa Protagoras ortaya atmtr. Ona gre, hatt her
meseleyi iki cepheden tetkik etmek kabildir prensibi de dahil olmak ze
re, her konuya ayni dorulukla iki taraftan da varlabilir. (34) Bylece
sofistler her mevzuun serbeste mnakaa edilebileceini ve bir sonu
elde etmek iin de konunun msbet ve menfi cephelerden tetkrini lzum
lu addediyorlard. Daha ziyade siyas ve itima mevzular zerinde d
nlecek olursa (ki Protagoras bu ekilde hareket etmekteydi) bundaki
hakikat payn sememee imkn yoktur.
Sofistlerin mnakaalar hususunda nemli bir noktada onlarn n
ceden sonu hakknda hi bir mlhazaya kaplmadan doru olarak ka
bul ettikleri fikirlerin zarur neticelerini takip etmeleridir. Onlarca va
rlan sonucun (doru yol takip edildikten sonra) fazla bir nemi yoktur.
Hakikati, ahlk ve an'anevi balara bal kalmakszn aradklarndan
varlan sonu ne olursa olsun doru grdkleri yoldan amyorlard. (35)
Halbuki mesel Efltun mnakaalarnda daha ziyade ahlk sonuca var
may kendine esas edindii iin mnakaalarnda bu gayeye varmak ze
re hareket ediyordu. (36) Sofistlerin takip ettikleri yol -ifrata vardrl
mamak artiyle- bize daha doru ve ilm grnmektedir.
Bu esaslar da akladktan sonra sofistler arasnda ayni konu hu
susunda (mesel kanunlarm mahiyeti hakknda) birbirine tamamen zt
fikirlerin ayni mektebe dahil ahslarca mdafaa edilii de kolaylkla an
lalabilir.
Bylece an'anevi messeseleri de insan zeks ile eletirime tbi tut
ma prensibini tanyan ve tantan sofistler en mukaddes saylabilen konu
lar zerinde de mspet ve menfi fikirlerini belirtmekten ekinmemiler
dir. (37) Mesel din bahsinde Prodicus, balangta insanlarn kendileri
ne feydal olan eyleri srf temin ettikleri fayda dolaysiyle kendilerine
Tanr olarak setiklerini ileri srm ve aslnda Tanr diye bir ey olma(34) Max Hamburger a.g.e. sahife 30.
. (35) Bu yzden de baz hallerde ifrata da vardklar oluyordu. Mnakaann
asln bilmememize ramen Gorgias'n her eyi, mevcudat inkr gibi.
(36) B. Russell a.g.e. sahife 99.
(37) Bu hususta etrafl malmat iin bak: J. Deni Kadim Yunan'da Ah
lk ve Hukuk Fikirler. 1. . H. F. M. Cilt XI, sah. 326 v.d.

11

>">=.. ; ..,,,*, B W , ,

SOFSTLER

367

dn iddia etmitir. (38) Kritias ise balangta mnhasran kuvvete


dayanan vahi bir hayat tarznn mevcut olduunu ve insanlann ise kuv
vetin yerine kaim olmak zere kanunlar ortaya koyduklarn, fakat bun
lar da gizli emellere mni olamad iin akll bir insann her yerde mev
cut ve her eyden haberdar olabilen bir Tanr mefhumunu ortaya att
n beyan etmitir. (39) Protagoras ise "Peri teon" adl eserinde Tanrlar
hakknda phe izhar ettiinden kitaplarnn yaklmasna ve lm ceza*sna mahkm edilmiti. Bu eserinde Protagoras Tanrlarn mevcut olup
olmad hususunu bilemediini zira bu meselenin ok mulk ve insan
hayatnn da o nispette ksa olduunu belirttii bilinmektedir. (40) Bu
na dair Efltun'un Theaitetos diyalogunda belirttikleri de bu fikri destek
lemektedir: "Gerekten byle bir suale Protagoras veya onun yerine
baka biri ite ylece cevap verirdi: ey deerli genler ve ihtiyarlar, bir
araya toplanmsnz, mnsz gevezelie dalmsnz; tartmanza Tan
rlar bile kartrmsnz; halbuki ben onlarn varhklarmdan yahut
yokluklarndan hi bir zaman sz etmemitim." (41) Bir yandan Tanrla
rn mevcudiyeti hakknda kat' bir ey syliyemiyeceini ifade eden Pro
tagoras hi deilse bunlara tapmann icabettiine emindi. (42) Bundan
da Protagoras'm itima realiteleri nazariyelerine feda etmediini ve bil
hassa kat' fikir sahibi olamad hususlar (bir ok melliflerin iddia et
tii gibi) inkrdan ziyade bunlara itima zaruretlerine gre bir hal a
resi bulduu aka grlmektedir. Nitekim cemiyet hayatm ve devleti
zarur addederek hukuk kaidelerinin de bunlarn temelini tekil ettiini
ifade eden efsanesi de buna gzel bir misal tekil eder. Bu efsaneye gre
fni varlklarn yaratlma vakti gelince bunlara biim veren Tanrlar l
zumlu glerin datmm Prometheus ve Epimetheus'a brakr. Datm
iinde ince dnmiyen Epimetheus elindeki btn gleri hayvanlara
datt. Kontrole gelen Prometheus insanlara bir ey kalmadn grd.
Halbuki onlarn da a kavuacaklar gn gelmiti. Bunun zerine Pro
metheus Hephaestos'la Athena'nn sanatlar bilgisini ve atei alp insa
na armaan ediyor. Fakat mnhasran Zeus'te olan devlet bilgisini a
lp insanlara veremiyor. Bylece Tanr nimetlerinden pay alan insan,
hayvanlar arasnda Tanrya sayg gsteren yegne varlk olmakla bera(38) Max Hamburger a.g.e. sahife 38 - 39.
(39) A. K. Yrk a.g.e. sahife 868. E. Zeller a.g.e. sahife 84, 89,
Max Hamburger a.g.e. sah. 50. R. Honig a.g.e. sah. 201 - 202.
(40) Max Hamburger a.g.e. sah. 31. B. Russell a.g.e. sah. 97. K. Y
rk a.g.e. sahife 852.
(41) Efltun Theaitetos. sahife 47 - 48.
(42) B. Russell a.g.e. sahife 97.

368

EROL BLK

ber gleri yalnz kendilerini beslemeye yettii iin ve dank olarak


yaadklarndan dier hayvanlar tarafndan ldrlyorlard. Vaka ken
dilerini korumak iin birleiyorlard ama sava sanatnn da bir paras
olduu devlet sanatn bilmedikleri iin bu seferde birbirleriyle mcade
leye giriiyorlar ve neticede cemiyet devam edemiyerek dalyordu. Cin
sin tkenmesinden korkan Zeus insanlar arasnda dostluu ve ehirlerde
dzeni kurmak zere Hermes'le insanlara edep ve doruluk gnderiyor.
Datm sanatlarn datm gibi mi yoksa herkese mi datacan so
ran Hermes'e "hepsine, herkes ondan payn alsn, nk bu teki sanat
larda olduu gibi insanlarn bazlarnda bulunsayd ehirler tutunamaz
lard; sonra da adma yle bir kanun kurarsn: kim ki edebe ve doru
lua yetkili deildir, o devlet iin bir bel saylacak ve lm cezasna
arptrlacaktr." (43)
Bu efsaneden ezcmle edep ve doruluun cemiyet hayatnn teme
lini daha dorusu balayc unsurunu tekil ettii, Tanrlar tarafndan
verilen bu hassann yni ksaca adalet duygusunun kanunlarn vaz'mdan
evvel insanlarda mevcut olduu, bu duyguya muhtelif kimselerin deil
herkesin sahip olduu, bundan dolay da herkesin mes'uliyeti bulunduu
ve netice itibariyle cemiyet hayatnn insanlarn zaruretten doan anla
malarna ve hukukun da buna dayand fikirlerini karabiliriz.
Bilhassa erdemin retilir olduunu, fakat deerli adamlarn deer
siz ocuklar olduuna baklarak aksi fikirde bulunulmamas icap ettii
ni (44) nk herkesin ya doruluktan bir parack olsun pay olmas
veya insanlkla ilgisini kesmek icap ettiini syleyen (45) Protagoras'm
ve dier sofistlerin devletin hkimiyet iddias aleyhinde olmak zere fert
lehine itaatsizlii tevik ettikleri ileri srlemez. Halbuki bunlarn niza
m ykma teebbsnde bulunduklar iddia edilmi ve mesel Gorgias'a
nihilist bile denmitir. Buna ramen sofistlerin kanunlar, bilhassa huku
k emniyet bakmndan kymetlendirdikleri sarihtir. Mesel Protagoras
kanunlarn onu yapanlar balamak zere ve topluluun onu iyi sayd
mddete, muteber olduunu belirtmesi, (46) Lycophron'un uzlamaya
dayanan kanunlarn mtekabil adaletin yegne garantisi olduunu sy
lemesi, (47) Anonymus Iamblchi'nin devletin kanunlarna itaati dzen
li ve emniyetli bir hayat iin zarur gr gibi: "insanlar tek balarna
(43)
(44)
(45)
(46)
(47)

Efltun Protagoras. sahife 21 - 25.


Efltun Protagoras, sahife 34.
Efltun Protagoras. sahife 26.
E. Zeller a.g.e. sahife 82.
Max Hamburger a.g.e. sahife 45.

. * >><.*,,.,..

SOFSTLER

309

yaayamadklar iin mecburen birletiler. Zaten btn messeseleri de


mecburiyetten domutur. Fakat birleik halde de kanunsuz yaanamyaca grld, zira bu mnferiden yaamadan daha zararl idi. Bunun
neticesi olarak kanun ve adalet insanlar zerinde bir doha terkedilmemek zere hkmran olmutur. Bunlara meydan okuyabilecek bir insan,
stn bir insan ksa bile -ki hakikatte byle bir kimse yoktur- o ancak
kanunlarn ve adaletin tarafn tutarak ve onlar takviye ederek muvaf
fak olabilir. Zira aski halde kanunlara itaata alm olan ekseriyet onu
dman telkki edecek, ya kuvvetle yahut hile ile onu yanerek efendisi
olacaktr. te bundan dolay, ne eidi olursa olsun, kuvvetin bile ancak
kanun ve adaletin yardm ile kendini teyid edebilecei aikrdr. Kanun
lara itaat fertler ve topluluk iin her eyden iyidir ve kanunlara muhale
fet ise en byk felketlere sebebiyet verir. (48) Her hlde Alkidamas da
kanunlar dorudan doruya "devletlerin hkmdarlar" diye tavsif
ederken onlarn u hukuk emniyet bahedici mahiyetini ve bu itibarla
da hkim vaziyet ve mevkiini dnm olacaktr. (49) Antiphon'un
anari hakkndaki u sarih szleri karsnda da zaten aksi kanaatte bu
lunmaya imkn kalmamaktadr: "nsanlk iin anariden daha fena bir
ey yoktur. Bunu atalarmz bilirdi ve bundan dolay balangtan itiba
ren genleri, olgunluk ama eriip kendilerini deiik bir hayat art
iinde bulduklar zaman armasmlar diye itaata ve yapmalar emredi
leni yapmaa altrrlard." (50)
u halde Hippis'in ". . . . ama insanlarn Tyranos'u olan kanun tabi
at bile zoru altnda tutmak ister" (51) sz, Gorgias'm "adil ve haksz
lk tabiatn deil belki mevzu nizamn eseridir." (52) sz, Kallikles'in
"Fakat bence yasalar okluk, zayf adamlar yapar, bunun iin de onlar
kendilerine ve yalnz kendi karlarna uydururlar ve ancak bu bakmdan
onlar ver yahut ktlerler." (53) sz, Thrasymachos'un "adalet, kuv
vetlinin menfaatndan baka bir ey deildir." (54) sz ve dier sofist
lerin bu mahiyetteki fikirleri ne ekilde izah edilecektir?
(48) Max Hamburger a.g.e. sahife 52.
(49) R. Honig a.g.e. sahife 195.
(50) Max Hamburger a.g.e. sahife 49. Bu sofistin dier enteresan ve nem
li bir ciheti de hukuk tenkitlerine ait yazlarndan mhim bir ksmnn son zaman
larda Oxyrhynchus papirslerinde (Oxyrhynchus Papyri) bulunmasdr.
(Hambur
ger a.g.e. s. 46.)
(51) Efltun Protagoras, sahife 52.
(52) R. Honig a.g.e. sahife 180.
(53) Efltun Gorgias. sahife 70.
(54) Max Hamburger a.g.e. sahife 43.

370

EROL BLK

Kanaatimizce bu hususta en yerinde izah tarzn R. Honig'de bul


maktayz. Honig'e gre sofistler mevzu hukuka yni devletin daima tahavvle tbi kanunlarna kar tabii hukuku ve insanlarn hukuk uu
runda messes kanunu yni insandaki fitri ve binaenaleyh deimez ba
sireti mdafaa etmekteydiler. (55) Bunlarn yaadklar devirdeki Yu
nan sitesinin her eyi yapmaa muktedir karakterini gznne getirecek
olursak sahip olduklar stn adalet duygusuna istinaden siteye kar
ferdi mdafaalarn kolaylkla anlyabiliriz. (56) Bylece sofistler ms
pet hukukla tabi hukuk, yni devlet mevzuat ile ftri ve tabi adalet
duygusu arasndaki fark meselesini ortaya koymular, devlet nizam ile
insan haklar arasndaki karlkl mnasebetleri kuvvetli bir realizmle
tetkik ve izaha almlardr. Onlar siyas istitradlar yapmay deil, bel
ki hakikaten adil bir devlet ve hukuk nizamnn felsef temellerini yay
mak istiyorlard. Onlara zamanlarndan stn kymet veren de ite bu
noktadr. Vaz'ettikleri dsturlar felsefi tecritler haline ykselmekle za
manla ballktan kurtuluyor ve kaidenin vaz'ma messir olan siyas
miller tamamen ortadan siliniyor ve geriye kalan ve kalmas da phesiz
maksud olan yegne ey devlet nizam ve tabi hukuk uuru arasndaki
fark ve tezat oluyordu. Sofistlerin temel fikirleri bu olduu gibi hedefle
ri de bu tezad ve gerginlii, eer bsbtn kaldrmak mmkn deilse,
azaltmakt. Kanunlara kar gsterdikler^ muhalefet ve phe bunlarn
daha ziyade hukuk emniyet yaratma noktasna deil de mutlak adaleti
ifade ettikleri iddiasna kardr. Hayatta istikrar ve emniyet saland
na inandklar kanunlarn mutlak surette adaleti ifade ettiinden phe
etmeleri de sofistlerin zamanlarnn adalet fikrini aan stn lde bir
adalet fikrine sahip olduklarnn sarih bir delilidir.
imdi sofistlerin fikirlerini bu zaviyeden tetkik edecek olursak hak
sz olarak edinilmi kanaatlere sapmadan bizce kymetli addedilmesi icap
eden grlerini daha doru olarak anlam oluruz.
Sofistlerin muasrlar ile vuku bulan fikri mcadelelerinin esas on
larn meseleleri tetkik zaviyelerindeki farka dayanmaktayd. Haiz olduk
lar geni ve kkl kltr ve hi deilse zamanlar bakmndan yaay
tarzlarnn kendilerine mahade imknlarn salad muhtelif medeni
yetler, dnce tarzlarn olduka deitirmi, onlar an'ane balarna
kaplmaktan koruduu gibi zamann milliyeti dnrlerine nazaran
kozmopolit olarak yetimelerini salamt. Bundan dolay her trl te(55)
(56)

R. Honig a.g.e. sahife 184.


R. Honig a.g.e. sahife 192, 193.

W*>W<I>RM*(MWW !! . , I

SOFSTLER

37i

irden azade olarak meselelere tenkit gz ile bakabilerek mahadelerini aka belirtmekten ekinmemilerdi.
Fikirlerini bu noktadan muhakeme edecek olursak, zamann anlay
na gre hr ve esir, Yunanl ve barbar, hemeri ve muhacir tefrikini
benimsemi olanlara kar Alkidamos'a izafe edilen "Allah herkesi
(btn insanlar) hr yaratmtr, tabiat hi kimseyi esir yapmam
tr." (57) sz, Antiphon'un "asil soydan olanlar sayar ve onlara hr
met ederken tersine olarak asil soydan gelmiyenleri ne sayar ne de onla
ra hrmet ederiz. Bu hususta kendi kendimize barbarlar gibi hareket et
mekteyiz, zira tabiaten hepimiz her bakmdan ayni yar'atlmzdr. Gre
rek barbarlar gerek Yunanllar birbirine msavidir." (58) diyerek bu
msavat tanmamann asl barbarlk olduunu beyan, Hippias'n "Burda hazr bulunan hepinizi kanun bakmndan olmasa bile tabiat bak
mndan yurtta, akraba, hsm sayarm. Tabiatta benzer benzerin akra
basdr, ama insanlarn Tyranos'u olan kanun tabiat bile zoru altnda
tutmak ister." (59) sz kolaylkla anlalr. Gerek klelik ve esaret hak
knda, gerekse fertlere her trl mnasebetlerde eitlik tannmas husu
sunda ne srlen bu mlhazalarn kymetini takdir etmek zamanmz
da her halde daha kolaydr.
Cemiyet ve hukukun menei meselesine gelince sofistler bunu daha
ziyade zarur bir anlamaya dayandrrlar. Bunu Protagoras'n cemiyet
efsanesinde grdmz gibi Lykophron'a gre de kanun bir mukavele
dir, bu itibarla karlkl adil iddialarn ayni kuvvette zmandr. (60) Hippias'a gre kanunlar, hemeriler tarafndan neyin yaplabilip yaplamyaca hususunu tesbit eden ve umumun uyumasiyle vaz'edilen yazl kai
delerdir. (61) Glaucon hukuku ve kanunlarn meneini izah ederken (62)
hakszlk yapan ve hakszla urayan insanlarn bu iki tecrbeden son
ra bir tercih yapma zorunda kalmalar zerine aralarnda karlkl ola
rak anlamay daha muvafk grdklerini ve bundan da hukukun ve ka
nunlarn doduunu ve yine kanunlarca emredilenin kanun ve adil diye
adlandrldn belirtmektedir.
Sofistler topluluun tesbit ettii kanunlarn mutlak surette adil ve
iyi olduu grn iddetle tenkit ederler. Ezcmle Hippias kanunlarn
(57)
(58)
(59)
(60)
mukavele
(61)
(62)

R. Honig a.g.e. sahife 189.


Max Hamburger a.g.e. sahife 46.
Efltun Protagoras, sahife 52.
A. K. Yrk, a.g.e. sahife 858. Max Hamburger a.g.e. sah. 41. lk tima
fikri Lycophron'da bulunmaktadr. (Zeller a.g.e. sahife 89.)
Max Hamburger, a.g.e. sahife 40.
Max Hamburger a.g.e. sahife 45 - 46.

372

EROL BLK

daima deimesini ve bizzat vazn kanunun kendi kanunlarn beenmeyiini bu hususa delil olarak ileri srer. (63). Lykophron'm belirttii gi
bi de "kanun yalnz bana hemerileri (vatandalar) iyi ve adil yapmak
iktidarna malik deildir." (64). Bu hususta sofistlere ait adalet bah
sindeki u szler olduka enteresandr: "Kesin olarak una inanlr ki;
bir devletin iyi bularak ortaya koyduu birey kanun olarak var olduk
a, o karar alan devlet iin dorudur. Fakat iyi bahsine gelince, im
diye kadar hi bir kimse bir devletin genel menfaatine faydaldr inanyla ortaya koyduu bir eyin, kanun olarak kaldka, faydal olduunu id
dia etmee cesaret etmemitir." (65). Kanunlara itaatin ne dereceye ka
dar mnasip olaca meselesini mnakaa eden Antiphon'da bunlara umu
mun huzurunda itaat etmenin, mnferiden ise meydana kmamak artiyle itaat etmemenin muVafk olduu sonucuna varmtr. Btn bunlar
da kanunlarn tabiata tetabuk etmeyiine dayandrmaktadr. (66).
(63) R. Honig - a. g. e. sahife 193.
(64) R. Honig - a. g. e. sahife 195.
t
(65) Eflatun - Theaitetos. sahife 78.
(66) "Doruluk, vatanda bulunulan devletin emirleri hilfna hareket etme
mekten ibarettir. Bir kimse kendisine en faydal ekilde adaleti, ayet bakalar mu
vacehesinde ise kanunlara riayet ederek, ayet bakalar muvacehesinde deilse tabia
tn hkmlerine uyarak yerine getirebilir. Zira kanunlarn emirleri faydal, tabiat'nkiler ise lzumludur. Kanunlarn emirleri bir uyumann mahsul olup tekmln eseri
olmad halde tabiatmkiler uyumann deil tekmln eseridir. Kanun hkmlerini
ihll eden kimse bu tecavzn kanunlar hakknda mutabk kalanlardan gizliyebilirse
ceza ve infialden muaftr ve ayet onlardan gizliyemezse aksi varittir. Dier taraf
tan ise tabi olarak bizimle beraber tekml etmi kanunlardan birini ihll eden kim
se, tecavzn btn insanlardan gizlemi olsa bile, bunun felketi zerre kadar az
deildir, zira duar olunulan fenalk srf kanaatlere dayanmayp vakalara dayanr.
Bu umum sonuca, ekseri kanunlara nazaran adil addedilen eylerin tabiata muhalif
olmas dolay isiyle varlmtr. Kanun gzler iin neyi grp grmemesi lzm geldi
ini, kulaklar iin neyi duyup duymamas icap ettiini, dil iin neyi syleyip syle
memesi lzm geldiini, eller iin neyi yapp yapmamasn ve akl iin de neyi isteyip
istememesini tespit etmitir.
"Kanunlarn yasaklar ve emirlerinin her ikisi de mtesaviyen tabiata zt ve mu
haliftir. Bunun aksine hayat, tabiat ve lm anlar, ve hakikaten insanlara hayat
faydal olandan lm ise zddna olarak gayri nafi olandan gelir.
"Bahsedilenlerin ounun tabiata aykr olduu grlecektir; onunla daha az
kabilken daha byk aclar ekilir, dier taraftan daha fazla zevk elde edilebilecekken
daha az elde edilir; yahut zarara mani olmak kabilken buna duar olunur. Kanunla
rn himayesine snp bu yolu takip edenlere mukabil bu yolu takip etmeyip onlara
muhalefet edenler zararl kar; kanuna itaat faydadan ari deildir fakat vaka ola
rak kanun adalet hukuk kaidelerine uyanlar tam olarak korumaya muktedir deil
dir. Her eyden evvel mutazarrrn zarar grmesine ve mtecavizin tecavzne im-

SftSTLfR

373

Sofistler kanunlar dier muhtelif ynlerden de tenkit etmilerdir.


Bu hususta en ileri giden Thjasymachos insan kanunlarnn kendi adalet
lsne uymamas dolaysiye "lahlar, yer yznn ocuklarn gz
lerinden uzaklatrm ve kaybetmilerdir. Yoksa, insanlar yer yzn
deki varlklarn en by ojan adaletten mahrum etmezlerdi; nk biz,
insanlarn adaleti tatbik ettiklerini grmyoruz." (67) demekten ekin
memitir. Mahedelerinden sonu karmaya alan Thrasmachos gay
ri adil kanunlar karsnda ister istemez "Hukuk yalnz daha kuvvetlinin
lehine olarak mevcuttur" (68) hkmne vasl olmutur. Kanunlar bu
zaviyeden tetkik eden Thrasymachos bunlarn en kuvvetlinin menfaatle
rine hizmet ettiini grerek "Hukuk kudret sahipleri iin nafi olandan
baka bir ey deildir. Her hkmet, kendisi iin yararl olanTnunlan;
demokrasi, demokratik; istibdat, mstebit ve dierleri de ayni tarzda
kendi vaziyetlerine uyan nizamat. isdar ederler. Bir kere bunlar isdar
ettiler mi, artk onlara aykr hareket edenleri kanuna muhalefet ve su
luluktan dolay cezalandrrlar. Adil mefhumunun cazibesine kaplp
kanunlara ittiba eden, iztirap ekmee mahkmdur, zira kanunlar onun
zararna yaplmtr." (69) demi ve hayattan misaller vererek (70) do
runun doru olmayan karsnda, zayfn kuvvetli karsnda olduu gibi
zararl ktn ve doruluk diye adlandrlan eyin ancak kuvvetlinin ii
ne gelen ey olduunu belirtmitir. Kanunlarn meriyetten kaldrlma
dklar mddete cari olduu hususunda hi bir phe izhar etmeyen so
fistler kanunlar ykmak ve ortadan kaldrmak bir kimseye myesser ol
madka onlara kar isyan erefsiz bir su saydklar iin Thrasymachos'un yukardaki szleri realiteye uygundur. Zira ona gre kuvvetliden
maksat ister mstebit ister halk ekseriyeti olsun gj^n^^a^amdaidare
edenler gurubundan bakas deildir. (71) Bundan" dolay Thrasymachos'un bu szlerini zamannn kanunlarna kar bir hicviye olarak kabul
etmek her halde yerinde olur.
Thrasymachos'a mukabil hukuku ve kanunlar dier bir zaviyeden
gren Gorgias, Kalliklas ve Glaukon gibi sofistler ise kavinin hakkn
mdafaa etmekle beraber kanunlarn hkmet kuvvetini elinde tutan zakn brakt gibi bunlara, cezaya arptrana kadar, mani olamadna gre ne mu
tazarrr ne de mtecaviz iin arzu edilir bir ey deildir.'' (Max Hamburger - ad ge
en eser sahife 4 7 . 4 8 ) .
(67) R. Honig. a. g. e. sahife 201.
(68) R. Honig-. a. g. e. sahife 180.
(69) R. Honig - a. g. e. safihe 199.
(70) Max Hamburger - a. g. e. sah. 44 -45. A. K. Y r k - a . g. e. sah. 863-864.
(71) A. Kemal Yrk - a. g. e. sahife 864.

374

EROL BtLIK

yflar topluluu tarafndan yapldn ve nizamn bunlarn iradesiyle ku


rulduunu belirtirler: "K'allikles:
Fakat bence yasalan okluk, za
yf adamlar yaparlar, bunun iin de onlar kendilerine ve yalnz kendi
karlarna uydururlar ve ancak bu bakmdan onlar ver yahut ktler
ler. Daha ok kazanabilecek olanlar ve en kuvvetlileri korkutmak, kazamanlarm nlemek iin, kendine denden daha ounu istemenin irkin
olduunu, doru olmadn sylerler, erilikte bundan baka bir ey
deildir derler. Kendilerine gelince, onlardan daha yksek olanlar ile
denk olmaktan baka bir ey istemezler, sanrm. te bunun iin herkes
ten daha varlkl olmak istemek yasalara gre doru deildir, irkindir,
buna da erilik denir. Fakat gryorum ki tabiatta en iyinin en fenadan,
en kuvvetlinin eh zayftan daha varlkl olmasnn doru olduunu belir
tiyor. Bin rnekle yalnz hayvanlar arasnda deil insanlar arasnda da
btn ehirlerde ve her rkta doru olarak en kuvvetlinin zayfa sz ge
irmesinin ve ondan daha varlkl olmasnn kabul edildiini gsteriyor."
(72) Burada dorudan doruya icray hkmette trl kabiliyetleriyle
btn insanlarn demokrasi prensiplerine uygun dmesi iin msavi ad
dedilmesine kar yaplan hakl itiraza Taslamaktayz. Netekim Kallikles'in "iimizden en iyi ve kuvvetlileri aslan yavrular gibi kk yata
alp b ve gz boyaclkla yetitirir, onlara eitlii gzetmenin gerekti
ini, gzelle dorunun da bu olduunu retiriz" diyerek bunu daha sa
rih olarak belirttikten sonra "Ama bu balar sarsp kopararak onlardan
kurtulacak bir adam ksn, yazlarmz, blerimizi, gz boyaclmz
ve tabiata uymayan btn yasalarmz, ineyerek ayaklanr, esirimiz
iken bamza geer, o zaman tabiata gre doruluun parladm gr
rz." (73) demekle kuvvetlinin sarih hakkn ortaya koymaktadr. Fakat
acaba Kallikles'in mdafaa ettii kuvvetli kimdir ? Bunu yine kendisinden
renelim: "Bence dorunun, en iyi ve en bilgenin daha aa olanlarn
bana gemesi ve onlardan daha varlkl olmas tabiata uygundur." (74)
"Yalnz en iktidarl derken kunduraclar ve ahlar deil, devlet ilerini
gerei gibi yrtebilecek, hem zeki hem de ayrca, dndklerini yapa
bilir ve ruh clzl yznden korkaklk gstermeyen korkusuz kimseleri
dnyorum." (75) Bylece kavinin hakkn mdafaa eden Kallikles key
fi hareketi kasdetmediini belirttikten mada "vcut kuvvetlerinden baka
bir eyleri olmayan bir sr aa kle ve uradan buradan gelme her
(72)
(73)
(74)
(75)

Eflatun
Eflatun
Eflatun
Eflatun

Gorgias
Gorgias
Gorgias
Gorgias

sahife
sahife
sahife
sahife

70 - 71.
71.
81.
83.

'<t**Wi'fNP*Wi *:Hai

anm.

SOFSTLER

375

eit insann toplanp syledikleri szleri yasa diye kabul edeceimi mi


dnyorsun?" (76) szyle de devlet idaresinde ve kanunlarn yapl
masnda adet bakmndan topluluun ekseriyetinden ziyade hakl olarak
aydn ktleye nem verdiini aka ifade etmitir.
Bu suretle birok zaviyelerden hakl tenkitlerde bulunan sofistler yal
nz tenkitle kalmayarak umumun nazar dikkatini celbettikleri noktalarda
yapc fikirlerini de beyan etmilerdir. (77) Ezcmle iddetle tenkit ettik
leri msbet hukukun noksanlarn tamamlamak zere nasafet ve tefsiri ile
ri srerler. Onlara gre nasafet sayesinde mnferit hadiseler iin kanu
nun nazar itibara almam veya nceden hesaba katamad hususlar
gz nnde bulundurmak kabil olabilir. Ayni ekilde tefsir ile de huku
kun hakiki gayesine uygun olarak hkmedebilmek veya karar alabilmek
imkn dahiline girer. Gorgias'a gre "hakikaten ilahi ve hakikaten umu
mi kanun olarak tannmas mukaddes tutulmas icap eden bu esaslar, tam
nna uygun ve mnasip olan sylemek ve susmak, yapmak veya yapma
maktr." Bylece sert kaidelerine ve lfzi anlama mlayim nasafeti ve
hakiki anlam tercih eden sofistler buna imkn salayacak olan kati ve
emin bir hukuk his ve uuru ile hukukun hakiki gayesine vukufun nemini
de belirtmi oluyorlard. Kritas'n u szleri bunun sarih bir delilidir :
"Hukuku yaratan duygu, kanundan daha emindir. nk hi bir hatip,
onu ihll ve tahrip edemez, fakat ayni hatip, kanuna yle veya byle ma
na verir ve ekseriya da berbat eder." Btn bunlardan sofistlerin bizzat
hukuk, kanun fikrine ve devlet nizamna dokunmakszn kanunlara ten
kiti bir gzle baktklarn ve herkesin nazar dikkatini bu noktaya celbetmek istediklerini aka grebiliriz.
Bununla beraber unu da itiraf etmemiz lzmdr ki sofistler yapc
tenkitten ziyade ykc tenkitlerde bulunmulard. (78). Bunda sofistlerin
(76) Eflatun - Gorgias sahife 79.
(77) R. Honig - a. g. e. sahife 202 - 203.
(78) Burada sofistlerin mspet faaliyetlerini de unutmamamz icap eder: Bil
hassa matematik, astronomi, pedagoji zerindeki almalar ile dil bilgisine yaptk
lar hizmetler zikre ayandr. Doru ve iyi konuabilmek iin dil meselesi zerinde
durmak mecburiyetini hissetmiler ve bu almalariyle gerek dil bilgisinin temelini
gerekse gramerin esaslarn kurmulardr. Mesel Protagoras Yunanllar arasnda
gramerin bulucusu olarak kabul edilir. (Zeller a. g. e. sah. 83). simleri ilk defa e
ayran (erkek - dii _ ntr) ve ntr cinsi ortaya koyan da odur. (Max Hamburger
a. g. e. sah. 34). Mteradif kelimeler bilgisi zerinde esasl almalar varsa da bu
bilginin temellerini atan Prodicus'tur. Bylece ayni anlama gelen kelimelerin arasn
daki farklar belirtilerek fikirleri doru ve yerinde olarak izah edebilme imknlar sa
lanmtr. (Zeller a. g. e. sah. 84). Eflatunun kaleminde insan dncesini gzel ve
kvrak bir ekilde ifade edebilen Yunan dili ancak sofistlerin bu almalarnn mah-

376

EROL BLIK

kuvvetli ve yapc olmaktan ziyade atlgan olan zeklarna hamletmemiz

icap eder. Zira J. Denis"in belirttii (79) gibi kuvvetli olmaktan ziyade
atlgan olan zihinler, yklacak olan hata ve yanl, o hata yerine kona
cak hakikatten ziyade iyi grrler. Buna ramen sofistler eskinin bask
sndan kurtulmak isteyen ve bu sayede yeni ufuklar zleyen ruhlar da
tatmin etmekten geri kalmamlar ve vaktiyle genliin yegne mrebbisi olan halk airlerinin yerine gemilerdir. Fakat sofistler daha sonralar
siyas dmanlarnn tesiri ile hakiki hviyetlerini kaybetmiler, esas
fikirleri ve hizmetleri unutularak muarzlarnn ellerinde tuttuklar ifrata
varan baz fikirlerinin ydedilmesi dolaysiyle haklarnda menfi bir kana
at domu ve asrlarca temadi edip gitmitir. Bu hususta R. Honig'in
belirttii gibi (80) tarihte sofistlerin hakik kanaatleri hakknda dlen
hata kadar byk ve muannidane temadi ettirilen bir hata nadirdir. Biz
sofistlik ahlaknn "kendi arzularn yerine getirmek hususunda ferdi ira
denin emrine tahsis ettii kudreti, hukukun tatbikine tevcih ve izafe eden
egoist bir ahlk" olduu kanaatine asla itirak etmemekteyiz. Zira on
larn iddetten ziyade ikna, (81) silhtan ziyade sz ve kalabalktan zi
yade mahareti takdir ettikleri ve bunlarn mdafii olduklar bariz bir ha
kikattir. Bilhassa insana verdikleri nemin bu kadar yanl tefsirine ma
hal olmas da hi bir zaman doru deildir. Zira insan kendini mukadde
ratna ne kadar hkim hissederse iradesinden de o nisbette mesuliyet
suludur. (A. K. Yrk. a. g. e. sah. 854) Hippias ilim tarihi ve felsefesinden baka
ciddi olarak matematikle uram ve bu sahadaki bulular ile yksek geometrinin
kurulmas imknn salamtr. (Zeller a. g. e. sah. 85). Dnce ve tetkik tarzlar
na gzel bir misal olmak zere Protogoras'n "Matematik hakknda" adl eserinde
"teetler (=tangents = hatt mumas) daireye srf bir noktadan temas etmediine
gre" diyerek geometri meselelerinin hakikatte deil ancak muhayyilede varit oldu
unu beyan ediini gsterebiliriz. (Zeller a. g. e. sah. 83). Protagoras eitim hak
kndaki prensiplerini muhtemelen "Faziletlere dair" adl eserinde izah etmiti. Bu
hususta bildiimiz baz cmleler unlardr : "Eitim tabi kabiliyet ve alma ister.",
"Bir insan genliinde renmeye balamaldr.", "Eitim, insan ruhunda byk bir
derinlie varmadka, filizlenemez." Protagoras cezalandrmay, ancak bir slah yo
lu olarak kabul ederdi yoksa intikam fikrine muhalifti. (Zeller a. g. e. sah. 83). Su
al sorarak retmek istedii eyi muhatabnn kendisinin bulmasna yarayan retim
usuln de Sokrates'ten evvel Protagoras ortaya koymu ve tatbik etmitir. (Max
Hamburger. a. g. e. sah. 55-56).
(79) J. Deni - Kadim Yunanda Ahlaki ve Hukuk Fikirler. 1. . H. F. M. cilt
XI sahife 325, 322, 336.
(80) R. Honig - a. g. e. sahife 208 - 209.
(81) Mnakaa sanat, her eyde olduu gibi fena istimallere urad. Fakat
yine hrriyetin tabi mahsul ve zarur silh olmaktan geri kalmad. (J. Deni a. g. e. sahife 323).

' >m-m,wutum,mm'nifn

.,<,.

SFUSTLEK

377

duyar ve hareketini ona gre tanzim eder (82). Sofistlerin insana ver
dikleri deeri de bu zaviyeden grmek her halde daha doru ve fay
daldr.
Her eyden evvel unu hatrda tutmak icap ederki sofistler asla re
aliteyi gznnden ayrmamlar ve mahedelerinin sonulann da ol
duu gibi aklamaktan kanmamlardr. Bu realist tenkitiler pek
tabii ki itima muhitin idare edenler ve idare olunanlar, sosyal nizamdan
memnun olanlar ve olmayanlar ayrmna uygun olarak itima problemler
hakknda muhtelif grlerini aklyorlard. Bizce bu hususta asl nem
li ve takdire lyk olan cihet varm olduklar neticeler veya telkine al
tklar fikirler deil bu hususta tuttuklar j o l ve Jatbik ettikleri metoddur. Zira varlan sonular veya problemin hal tarz daha ziyade devrine
gre bir deer ifade etmesine mukabil rettikleri metod bu gn bile ih
tiyacmz olan bir eydir. tiraf etmemiz icap eder ki bizim iin modern
ilm dncenin ve tetkik metodunun temellerini ilk atan sofistler olmu
tur. Bundan dolay "Tanrya ibadetten, hr insanla kle, Yunanl ile
barbar farkna kadar btn bu messeseler ve detler tabiata m daya
nr ve bundan dolay mukaddes saylr ve deitirilemez; yoksa bunlar
itiyadn mahsul olup deiiklie ve tekmle mstait midir?" sualine
ikinci cevab veren, itima messeseleri realist bir ekilde insan zeks
ile eletirime tabi tutma prensibini ve bu hususta mahadeleri sonucu
olan grlerini serbeste aklyan sofistlere Yunanllar kadar insanlk
ta ok ey borludur.

BBLOGRAFYA:
1. Arsal, S. M. : Hukuk Felsefesi Tarihi. stanbul 1946. (t. U. H. F. Talebe
Cemiyeti yayn No. 15).
2. Crozat, Ch. : Amme Hukuku Dersleri. stanbul 1938. (I. . Yaynlarndan
No. 73. Hukuk Fakltesi, Seri No. 11. - eviren O. Arsal.)
3. Del Vecchio, Giorgio. : Leone de Philosophie du Droit. Paris 1936. (Terc
me eden J. A. B.)
4. Deni, J. : Kadim Yunanda Ahlk ve Hukuk Fikirler, t. . H. F. M. Cilt
XI. Say 3 - 4 . (eviren Z. F.) stanbul 1945.
5. Eflatun. : Euthydemos. Dnya Edebiyat Tercmelerinden Yunan Klasik
leri: 27. Ankara 1945.
6. Eflatun. : Gorgias. Dnya Edebiyat Tercmelerinden Yunan Klasikleri :
17. Ankara 1946.
(82) Protagoras'a gre insanlar sayg ve hakkaniyeti ahz ve kabule AHahlar
tarafndan mstait bir hale getirilmilerdir, bu itibarla mezkr hasletlere hakikaten
sahip olma hususunda mesuldurlar. (A. K. Yrk. a. g. e. sahife 203).

378

EROL BLK

7. Eflatun. : Menon. Dnya Edebiyat Tercmelerinden


Yunan Klsikleri :
24. Ankara 1942.
8. Eflatun. : Phaidon. Dnya Edebiyat Tercmelerinden Yunan Klsikleri :
12. istanbul 1943.
9. Eflatun : Protagoras Dnya Edebiyat Tercmelerinden Yunan Klasikleri :
18. istanbul 1943.
10. Eflatun : Theaititos. Dnya Edebiyat Tercmelerinden Yunan Klasikleri :
21. Ankara 1945.
11. Eflatun : Sofist. Dnya Edebiyat Tercmelerinden Yunan Klasikleri : 16.
istanbul 1943.
12. Fndkolu, Z. F. : Etos ve Kozmos meseleleri, i. Cilt III. Say 1, Say 3.4.
stanbul 1937.
13. Hamburger, Max. : The Awakening of VVestern Legal
Thought. London
1942. (Tercme eden B. Miall).
14. Hir, E. : Hukuk Fakltesi Sosyolojisi dersleri. Ankara 1949.
15. Honig, Richard. : Sofistlerde Tabi hukuk esaslar. I..H.F.M. Yl III. Say
10 Nisan 1937. stanbul.
16. Okandan, Recai. : Kadim Yunanda Amme Hukuku. stanbul 1942.
17. Okandan, Recai. : Umum Amme Hukuku. stanbul 1946. (.U. Yaynlar
No. 280. Hukuk Fakltesi No. 58.).
18. Russell, Bertrand. : History of "VVestern Philoophy London 1948. 3. Bas.
19. Yrk, A. K. : Sofistler ve Hukuk grleri. I..H.F.M. Cilt. XIV. Say 3-4
stanbul 1948.
20. "VVeber, Alfred. : Felsefe Tarihi. stanbul 1938. (Tercme eden H.V. Eralp).
21. Zeller, E. : Outlines of the History of Greek Philoophy. London 1931. (Dr.
W. Nestle tarafndan gzden geirilen 13. basdan tercme eden L.R. Palmer.).

**""

WI"lHU>l|'.M lt qMMWI.p H> n|n >t . M ,|

You might also like