Professional Documents
Culture Documents
VE DNCELER
TARH
dan
n Douuna
KABALCI
MRCEA E A D E
DNSEL NANLAR
Gotama
VE DNCELER
Budha'dar
Hristiyanln
TARH/Cilt
II
Douuna
indienne
de la
yllannda Bkre'te Hint felsefesi ve din tarihi okuttu. 1945'te k o n u k profesr olarak Ecole de Hautes Etudes'e gitti. 1 9 5 1 ' d e
alanndaki en nemli eserlerden birisi olan amanizm'i yaymlad.
1956'da Chicago niversitesine geti. 1961'de Hislory o/ Re/igions
dergisini kurdu. 16 ciltlik Encyclopedia
Demirciler
ve
Mircea Eliade
Htstore des royances el dec, dees '"eiigicuscs/I
KABALCI YAYINEV
Himaye-i Efal Sok. 8-B Caaloglu 34110 STANBUL
Tel: (0212) 526 8 5 86 Faks: (0212) 5 1 3 6 3 0 5
www.kabaici.com.tr
yavinevi@kabal<;comt
Cet ouvra.g.y.. pubtii dans le cadre du programme d'aide la pubhcalion, benefice du souten du Minisire des Affaires Etrangeres, de l'Ambassade de France en Turquie et de l'Insdtut Franais
d'Isfanbul
Fransa Dileri Bakanl'nn, Trkiye'deki Fransa Bykelilii'mn ve stanbul Fransz Kltr Merkeznin desteiyle gerekletirilmitir.
2. Antropoloji
3. Din Felsefesi
ISBN 9 7 5 - 8 2 4 0 - 8 2 - K
ISBN 9 7 5 - 8 2 4 0 - 8 4 - 6 (Takm)
4. Mitoloji
MRCEA ELADE
DNSEL NANLAR VE
DNCELER TARH
Cilt II
Gotama Budha'dan Hristiyanln Douuna
KABALCI YAYINEV
NDEKLER
KISALTMALAR, 9
NSZ, 11
xv. BOLUM
ESK IN DNLER, 13
126, Neolitik ada Dinsel nanlar, 13 <) 127. Tun anda Din:
Gk Tanrs ve Atalar, 15 0 128. mek Hanedan: oular, 18 () 129.
Dnyann Kkeni ve Dzenlenmesi, 21 Q 130. Kutuplama, Birbirinin Yerini Alma ve Yeniden Btnleme, 24 {} 131. Konfys:
Rtellerin Gc, 28 Q 132. Lao-tzu ve Taoculuk, 31 Q 133. mr
Uzatma Teknikleri, 37 0 134. Taocular ve Simya, 41 Eletirel
Kaynaka, 46.
x v . BLM
BUDHA VE ADALARI, 86
147. Prens Siddhrta," 86 0 148. Byk Ayrl, 88 Q 149.
"Uyan". Yasann Vaaz Edilmesi, 89 () 150. Devadatta'nm Mezhep
Ayrl. Budizme Son Geiler. Budha Parinirvna'ya
Giriyor, 92 ()
151. Dinsel Ortam: Gezgin ileciler, 94 0 152. Mahvra ve
"Dnya'nm Kurtarclar", 96 0 153. Cayna retileri ve
Uygulamalar, 98 0 154. cvika'lar ve "Kader"in Her eye Yeten
Gc, 100 Eletirel Kaynaka, 102.
XX. BOLM
XX. B O L M
xx. BOLUM
XXIII. BLM
x x v . BOLUM
HNDU SENTEZLER:
MAHBHRATA VE BHACAVAD
G/T, 273
XXVII. BOLUM
DZN,473
KISALTMALAR
ANET
.J. B. Pritchard, Anctent Near Eastern TexK Relating to the Old Testament
AO
Ar Or
Archiv Orientlni
ARV/
BEFEO
BJRL
BMFEA
BSOAS
CA
ERE
FFC.
HJAS
HR
HTR
<fExirme-Onent (Hanoi)
llj
IPEK
JA
JAFL
JAOS
JAS
JlES
JNES
JRAS
JRASB
.Journal
JSS
NGWG
Nachrichten
(Gttingen)
OLZ
Orientaltstiscke
RB
Revue Biblique
literaturzeitung
(Berlin/Leipzg)
(Paris)
RE
REG
RHPR
RHR
Revue de THistoire
S8E
SMSR
(Paris)
VT
Vetus Testamenium
WdM
ZDMG
(Leiden)
NSZ
ve Dnceler
11
XVI. B L M
ESK N DNLER
126. Neolitik ada Dinsel nanlar Gerek kltr gerekse dinler tarihisi asndan, in ayrcalkl bir aratrma konusudur. Gerekten de en eski arkeolojik
belgeler M V., VI. binyla kadar uzanr; en azndan baz rneklerde, farkl tarihncesi kltrlerin sreklilii izlenebilir, hatta klasik in uygarlnn oluumuna katklar saptanabilir. Dier yandan nasl ki in halk ok sayda etnik bileimin
sonucuysa, kltr de birok kaynan katksnn fark edilebildii karmak ve
zgn bir sentez oluturmaktadr.
En eski neolitik kltr, 1921'de boyal kil vazolann bulunduu kyn adndan
hareketle, Yang-ao diye bilinir. Ayrt edici zellii siyah mlekler olan ikinci
neolitik kltr, 1928'de Lung-an yaknnda kefedilmitir. Ama ancak 1950'den
sonra, son otuz ylda gerekletirilmi saysz kaz sayesinde, neolitik kltrlerin
btn aamalar ve temel zellikleri tasnif edilebilmitir. Radyokarbon lmyle
tarihlendirmenin yardmyla, zamandizini kkten deitirilmitir. Pan Po'da (ensi
eyaleti), Yang-ao kltrne ait en eski sit alan gn yzne karlmtr; radyokarbon lm bu alann y. M 4115 veya 4365'e tarihlendirilebileceini gstermektedir. Sit alan M V. binylda, 600 yl boyunca meskn kalmtr. Ama Pan
Po, Yang-ao kltrnn ilk aamasn temsil etmez.' in'in tarihncesi zerine son
sentezleyici eserin yazar Ping-ti Ho'ya gre, M IV. binyldaki tarm etkinlii gibi
baz hayvanlarn evcilletirilmesi, mlekilik ve tun metalrjisi de yerel birer bulutu. 2 Oysa ki daha ksa sre nceye kadar in'deki neolitik ve tun a kltrlerinin gelimesi, tarm ve metalrjinin antik Doudaki bir ya da birok merkezden
yaylmasyla aklanyordu. Bu tartmada tavr almak bize dmez. Ancak baz teknolojilerin in'de bulunduu veya kkten deitirilerek kullanld kesin gibi
grnyor. in ntarihi iine Sibirya veya Orta Asya bozkrlar zerinden yaylan
Bat kkenli birok kltrel unsurun katlmas da akla yakn geliyor.
Arkeolojik belgeler bize baz dinsel inanlar hakknda bilgi verebilir; ama bu inanlarm tarihncesi halklarn btn dinsel sistemini temsil ettii sonucuna var1
2
DINSCL N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II
mak anlamsz olur. Mitoloji, teoloji, riteller iskeleti ve morfolojisi, yalnzca arkeolojik malzemelere dayanarak kolay kolay zlemez. rnein Yang-ao neolitik
kltrnn kefiyle gn na karlan dinsel belgeler neredeyse yalnzca kutsal
mekn, bereket ve lmle ilikili dnce ve inanlar kapsamaktadr. Kylerde ortak ev, meydann merkezinde yer alrken, evresinde yarya kadar topaa gmlm kk konutlar bulunmaktadr. Gerek kyn yerleim dorultusu, gerekse
merkezi lam ukuru ve duman deligiyle konutun yaps, birok neolitik topluma
ve geleneksel toplum tarafndan paylalan bir kozmolojiye iaret etmektedir (kr.
12). Ruhun lmden sonra da yaad inanc, mezarlara braklm kapkacak ve besinlerle kendini gstermektedir. ocuklar konutlarn yaknma, tepelerinde ruhun
girip kabilmesi iin alm birer delik bulunan byk kplerin iine gmlyordu. 3 Baka bir deyile mezar kp, lnn "evi"ydi; bu dnce tun agnm
(ang dnemi) atalar tapannda ok boyutlu bir biimde ifade edilmiti.
Krmzya boyanm ve "lm motifiyle" (death pattern)
zellikle ilgintir. ikonografik motife -gen, dama tahtas ve kk deniz kab u k l a n - yalnzca mezar kplerinde rastlanmaktadr. Ama bu motifler, cinsel birleme, doum, yenilenme ve yeniden doum kavramlann birletiren karmak bir
simgesellikle uyumludur. Bu bezemenin lmden sonra hayat ve teki dnyada
"yeniden dou" umudunu temsil ettii varsaylabilir.
ki balk ve iki insan biimli figr ieren bir desen, muhtemelen doast bir
Varl veya bir "kutsal uzman"n, bir byc veya rahibi temsil etmektedir. 5 Ama
bu yorum henz kesinlik kazanmamtr. Geri balklarn hem cinsel, hem de takvimle ilikili anlamlar vardr (nk balk tutma mevsimi yllk dngnn belli
bir anma denk der). Drt figrn dalm kozmolojik bir imgeyi de akla getirebilir.
Ping-ti Ho'ya gre, 6 Yang-ao ann toplumlan anayanl soy zinciri kurallarna
uyuyordu. Buna karlk bir sonraki Lung-an a, atalar tapmnn stnlyle
ayrt edilen babayanl soy zincirine sahip bir topluma geie iaret eder. Ho da,
baka aratrmaclar gibi, baz ta nesneleri ve bunlarn boyal kpler zerine izilmi kopyalarn fallus simgeleri olarak yorumlar. "Ata" anlamna gelen tsu piktog3
A.g.y.,
j . G. Anderson, Gildrenof
Ancient
China,
of
ESK I N DNLER
ramnn bir fallus deseninden tretildiini ileri sren Karlgren gibi. Ho da fallus
amblemlerinin oalmasn atalar tapmnn kazand nemle aklar. 7 Biraz nce
grdmz gibi, "lm motifi" belli bir cinsel simgesellik de ierir. Ama Cari
Hentze eitli nesneleri ve fallus izimlerini "ruhun evi"ni ifade eden tasvirler olarak yorumlar; baz Yang-ao mlekleri, Avrupa tarihncesindeki benzer paralara
ve Mool kulbelerine benzettlebilecek kk kulbe modellerini -bunlar ayn zamanda mezar kpleridir- temsil eder. in'in tarihncesinde oka bulgulanan bu
"ruh evcikleri" tarihsel alarn "ata tabletleri'nin habercisidir. 8
Ksacas, Yang-ao ve Lung-an kltrleri dier neolitik uygarlklara da zg
inanlar sergiler; hayat, bereket, lm ve lmden sonraki hayat arasndaki uyum;
dolaysyla takvime yansyan ve ritellerle hayata geirilen kozmik dng anlay;
bysel-dinsel g kayna olarak atalarn nemi; zdann birlii "gizemi" ("lm
motifi" de bunu kantlamaktadr), bir anlamda daha sonraki alara egemen oiacak
kozmik hayatn birlii/btnl dncesinin n habercisi olan inan. Kylerdeki
gelenekler ve dinsel uygulamalarda neolitik mirasn byk bir blmnn, kanlmaz deiimlerle de olsa, korunduunu eklemekte yarar var.
127. Tun anda Din: Gk Tanrs ve Atalar Elimizdeki bilgiler, ang
hanedanndan (M 1751-1028) balayarak, hissedilir lde artyor. Bu hanedan kaba hatlaryla in'in ntarihiyle ve antik tarihinin balangcyla rtmektedir. anglar devrinin ayrt edici nitelii tun ilemecilii, kent merkezlerinin ve bakentlerin
ortaya kmas, bir askeri aristokrasinin varl, krallk kurumu ve yaznn ilk
admlardr. Dinsel hayata ilikin bol belge bulunmaktadr. zellikle tuntan
yaplm muhteem ritel kplerinin yanstt zengin bir ikonografiye sahibiz.
Dier yandan kral mezarlar da baz dinsel uygulamalar hakknda fikir veriyor.
Ama asl deerli kayna, hayvan kemiklerine ve kaplumbaa kabuklarna kaznm
kehanet yaztlan' oluturuyor. Son olarak da Karlgren'in "serbest ou metinleri" 10
A.g.y.,
Bkz. Cari Hentze, Bronzegert, Kultbauten, Relgion im ltesten China der Shangzeit, s. 49 vd,
Bu, Kuzey Asya'da olduka yaygn bir kehanet yntemidir: Soru sorulur, kemikler veya kabuklar stlr ve khinler oluan atlaklan yorumlar. Sonra soru ve cevap b u atlaklarn
k e n a n n a kaznr.
10
15
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H ! - II
Kitab')
oppositorum
da {ztlarn bir-
lii! ayn lde dikkat ekicidir. Tun kpler, kp-evleri temsil eder. 13 Biimleri
ya mleklerden, ya da ahap ilkmeklerden tretilmitir. H Tun kplerde sergilenen hayranlk uyandnc hayvan resimleri sanat byk olaslkla ahap oymalar
rnek almtr. 15
Kehanet yaztlar, neolitik a belgelerinde bulunmayan (veya fark edilemeyen?)
bir dinsel anlay, zellikle de yce gk tanrsnn. Ti (Efendi) veya ang Ti'nin
vYukannn Efendisi) stnln nmze seriyor. Ti kozmik ritimleri ve doa
olaylarn (yamur, r2gr, kuraklk vb) ynetir, krala zafer getirir ve mahsuln
bereketli olmasn salar veya tam tersine felaketlere yol aar ve hastalklar, lm
gnderir. Ona, atalar tapnanda ve knn ortasnda olmak zere iki tr sungu veri-
kadar
dayanr.
da bulgulanm kozmolojik
simgelerdir.
Canavar maskeleri - y n .
13
11
15
16
Kr.
Cari
Hentze,
E S K I C I N DINLERI
lir. Ama baka arkaik gk tanrlarnn da bana geldigi gibi, 1 " onun tapm da
dinsel stnlnde bir gerilemeye iaret eder. Ti uzaktadr ve kraliyet soyundan
atalar kadar etkili deildir; ona daha az kurban sunulur. Ama hkmdarn balca
iki kaygs olan bereket (yamur) ve sava sz konusu olduunda, yalnzca ona
yakarlr.
Her ne olursa olsun Ti stn konumunu korur. Kral atalar da dahil olmak
2ere, dier btn tanrlar ona tabidir. Yalnzca kraln atalar Ti nezdinde araclk
yapabilir; dier yandan yalnzca kral, atalanyla iletiim kurabilir; nk kral "tek
insan"dr. 17 Hkmdar, atalarnn yardmyla otoritesini glendiriyordu; onlarn
bysel-dinsel gcne inan ang hanedannn egemenliini merulatryordu. Buna karlk atalar da kendilerine tanan kurbanlarn etine, kanna ve tahl
sungularna bamlyd. 18 Baz bilginlerin yapt gibi, 19 tahttaki aristokrasi iin
ok nemli olan atalar tapmnn, bu nedenle, giderek btn toplumsal katmanlar
tarafndan da benimsendiini varsaymak kanmzca gereksizdir. Neolitik ada bu
tapm iyice yerlemi ve byk bir yaygnlk kazanmt. Yukarda grdmz gibi, en eski ekicilerin (insan odakl kozmik dng etrafnda eklemlenmi) dinsel sisteminin ayrlmaz parasyd. Hatrlanamayacak kadar eski zamanlara dayanan bu
tapma siyasi bir ilev kazandran, ilk atasnn Ti'nin soyundan geldigi varsaylan
kraln stnldr.
Kral, iki grup kurban sunar; Atalar ile Ti ve dier tanrlara. Kimi zaman ritel
hizmet 300 veya 360 gne yaylr. "Kurban" szc "yl" anlamna gelir; nk
yllk dng btn bir ayin olarak alglanr. Bu durum, mevsimlerin doal akn
ve geri gelmelerini salayan takvimin dinsel nemini dorular. Anyang yaknndaki
byk kral mezarlarnda, hayvan iskeletlerinin yan sra, anlalan hkmdara teki
dnyada elik etmeleri iin ldrlm birok insan kurban da bulunmutur.
Kurbanlarn seimi (silah arkadalar ve hizmetkrlar, kpekler, atlar), askeri aristokrasi ve kraliyet boyu iin avn (ritel av m?) hatr saylr nemini vurgula-
16
17
Kehanet yaztlarnda "Ben, tek insan" (veya belki de "Ben, ilk rsan") ifadesi bulgulanmr;
kr. David N. Keightley, "Shang Theology and the Genesis of Chinese Political Culture," s.
213, dipnot 6.
18
kayna olarak kraliyet soyunu ne karmtr. Genellikle Cou hanedannn buluu olarak
deerlendirilen "Gn Vekaleti" retisinin kkleri, anglann teolojisine kadar uzanr.
19
maktadr. 20 Kehanet yaztlarnda elimize ulaan pek ok soru kraln kt seferlerin baar ansna ve yararna ilikindir.
Konutlar gibi mezarlar da ayn kozmolojik simgeselligi paylayor ve ayn ilevi yerine getiriyordu: Onlar llerin evleriydi. Yaplarn, zellikle de tapmak ve
saraylarn yapm almalar srasnda insanlarn kurban edilmesi benzer bir inanla
aklanabilir. Kurbanlarn ruhlar yapnn kalclm salyordu; dikilen antn,
kurbann ruhu iin "yeni bir beden" ilevi grd sylenebilir. 21 Ama yeterince
bilgi sahibi olmadmz baka amalarla da insan kurban ediliyordu; zamann yenilenmesinin veya hanedann yeniden retiminin hedeflendii varsaylabilir.
Belli boluklara karm, anglar devrindeki dinin ana hatlar ortaya konulabilir.
Gk tannnm ve atalar tapmnn nemi konusunda kuku yoktur. Kurban sistemindeki (dinsel bir takvimle uyumluydu) ve kehanet tekniklerindeki karmaklk,
khinlerden, rahiplerden veya amanlardan oluan bir "kutsal uzmanlar" snfnn
varln akla getirmektedir. Son olarak ikonografi ise, hem kozmolojik hem de
soteriyolojik bir simgeselligi gzler nne sermektedir; geri bu simgesellik henz
yeterince aydnlatlmamtr, ama klasik in'in balca dinsel kavramlarnn habercisi gibidir.
128. rnek Hanedan: oular Yaklak olarak M 1028'de son ang kral ou
beyine yenildi. Bey, yapt mehur aklamada,22 krala kar isyann, rm ve
nefret uyandran bir egemenlie son verme konusunda gk tanndan ald buyrukla
gerekelendiriyordu. Mehur "Gn Vekaleti" retisinin ilk ifadesi budur. Zaferi
kazanan bey, oularn kral oldu ve in tarihindeki en uzun sreli hanedan balatt
(M 1028-256). Konumuz asndan bu hanedann ykselme dnemlerini, krizlerini
ve kn zetlemek gereksizdir. 23 Yalnzca M VIII. yzyldan III. yzyla kadar
geen srede, savalara ve genel gvensizlik ortamna karn, geleneksel in
20
of Chmese
Civilzation,
hayvan motiflerine (kaplan, geyik) dikkat eker. Bunlann olduka karmak bir kozmolojik
ve erginleme simgeleriyle donatlm, amblem niteliinde hayvanlar olduunu ekleyelim.
21
22
Baz nemli tarihleri hatrlatalm: MO 7 7 l ' e kadar sren Bat oulan dnemini Dogu
s. 55.
18
ESK CN DNLER
24
"Klasik kitaplar" b u ada yazld veya derlendi. Hentze'rtin de belirttii gibi (Fundc in AlChina, s. 222), oular d n e m i n d e yaznn giderek kutsalln yitirdiine tank oluyoruz.
Yaznn ilk ilevinin - G k - Y e r ve Tann-insan ilikilerim d z e n l e m e k - yerini, soy zinciri ve
tarihyazm kayglan ald. Sonuta yaz bir siyas propaganda arac oldu.
25
Kr.
ing, ev. Legge, s. 428. oular mitsel bir atann, Hou-i'nin (Dan Beyi) s o y u n d a n
19
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II
de olduka yaygndr, lnn temsilcisinin yer ald bir ritel byk olaslkla
anglar zamannda da yaplyor, hatta belki tarihncesinde de biliniyordu. 26
Yer tanrlarnn ve onlarn tapmlarnn, iyi bilmediimiz uzun bir tarihi vardr.
Topran bir ana olarak temsil edilmeden nce, cinsiyetsiz veya ift cinsiyetli bir
kozmik yaratc g olarak duyumsand bilinmektedir. 2 ' Marcel Granet'ye gre,
Yeryz Ana imgesi nce "cinsiyetsiz Kutsal Yer grinm"nde ortaya kmtr.
Bir sre sonra "evcil Toprak ana ve besleyici bir gcn zellikleriyle tasarmlanmtr." 28 Eski alarda ller ev duvarlar iine, tohumlarn sakland yere
gmlrd. Uzun sre tohumlarn bekilii ii kadna aitti. "oular zamannda
kraliyet tarlasn ekmek iin ayrlm tohumlar, Gn O l u n u n odasnda deil,
kralienin dairesinde saklanrd." 29 Ancak daha ge bir dnemde, babayanl soy zincirine dayal ailenin ve derebeylik iktidarnn ortaya kyla birlikte, toprak bir
tanr oldu. oular devrinde hiyerarik biimde rgtlenmi ok sayda toprak
tanrs -aile toprann tanrlar, ky tanrs, krallk ve beylik topraklarnn tanrlar- vard. Sunak ak havadayd, ama tatan bir tablet ve bir aa -topran kozmik bir g olduuna inanlan aa ait zgn tapmn kalntlardr bunlar- ieriyordu. Mevsim dnmleri evresinde eklemlenmi kyl tapmlar, muhtemelen bu
kozmik dinin ilk biimlerini temsil etmektedir; nk ileride greceimiz gibi (
130), Toprak yalnzca tarmsal bereketin kayna olarak alglanmyordu; gg
tamamlayc bir g olarak, kozmik btnselliin ayrlmaz parasyd.
Deindiimiz dinsel yaplarn oular devrine ilikin zengin belge klliyatnn
(arkeolojik malzemeler ve zellikle de ok sayda metin) tamamn kapsamadn
26
Kilden kabartmalar zerine oyulmu, iki kolu yukar kalkm insan figrleri anlald
kadanyla atalan veya bir atalar tapmnm rahiplerini temsil etmektedir (kr. Hentze, Funde in
Aft-China,
bulgulanmtr (a.g.y.,
ekil 29, 30). ou dneminin ortalarna ait tuntan bir sandk, ata iz-
s.
rves et mystires
iinde),
s. 225.
28
M. Granet, "Le dept de l'enfant sur le sol," (Etudes soriolog<ju sur ti Chne iinde), s. 201.
"Yeni d o m u veya lmek zere olan bebek Topraa k o n d u u n d a , d o u m u n m u o l u m u n
m h k m n n yryeceini sylemek O'na [Topraa] der... [Bebei] Topran zerine
brakma riteli rk ve Yer arasnda toz bakmndan zdelik dncesini gerektirir" (a.g.y.,
192-193, 197-198).
29
s.
ESK N DNLER
da eklemek gerek. Bu sunuu, baz kozmogoni mitlerini ve temel metafizik dnceleri tantarak tamamlayacaz. imdilik aratrmaclarn ksa bir sredir arkaik
in'in kltrel ve dinsel karmakln vurgulamakla gr birliine vardn
hatrlatalm. Daha birok millet iin de geerli olduu gibi, in budunu da homojen deildi. Ayrca balangta ne dili, ne kltr, ne de dini birliki sistemler
oluturuyordu. Wolfram Eberhard evresel etnik unsurlarn -Thailer, Tunguzlar,
Trk-Moollar, Tibetliler v b - in sentezine katklarn gn na karmtr. 30
Din tarihisi iin bu katklar deerlidir: Dier olgularn yan sra, kuzey amanizminin in dinselliine etkilerini ve baz Taocu ibadetlerin "kkeni'ni anlamasna
yardm ederler.
inli tarihyazclar onlarn klasik uygarln "barbarlar "m inan ve ibadetlerinden ayran mesafenin bilincindeydi. Ama bu "barbarlar"n iinde, ksmen veya
tamamen zmsenmi ve kltrleri sonunda in uygarlnn ayrlmaz birer paras haline gelmi birok buduna rastlanmaktadr. Bir tek rnek verelim: 'ular.
M 1100'e doru onlarn krall kurulmutu. Bununla birlikte anglarm kltrn zmseyen 'ular Mool kkenliydi ve dinlerinin ayrt edici nitelii amanizm
ve esrime teknikleriydi. 31 in'in Han hanedannn egemenliinde birlemesi 'u
kltrnn yklmasna yol aarken, dier yandan onlarn dinsel inan ve ibadetlerinin btn in'e yaylmasn kolaylatrd. Muhtemelen in kltr onlarn kozmolojik mitlerinin ve dinsel ibadetlerinin pek ounu benimsemiti; esrime tekniklerine ise, baz Taocu evrelerde rastlanmaktadr.
129. Dnyann Kkeni ve Dzenlenmesi Szcn gerek anlamnda hibir
in kozmogoni miti korunmamtr. Ama tarihyaztm geleneinde ve birok in efsanesinde Euemerosulatrlm' ve dnyeviletirilmi yaratc tannlar ayrt edilebilmektedir. rnein insanbiimli bir ilk Varlk olan P'an-Ku'nun "Gk ile Yer'in
yumurtaya benzer bir kaos olduu ada" doduu anlatlr. P'an-Ku ldnde
kafas "kutsal bir sarp dag oldu, gzleri gne ve ay, ya nehirler ve denizler,
salar ve kllar aalar ve dier bitkiler oldu." 32 Burada, yaratl bir ilk Varln
30
iki cildi.
51
Kr. J o h n S. Majr, "Research Priorities in the Sudy of Ch'u Religiot," zellikle s. 231 vd.
M III. yzylda yaam Yunan yazar. Ona gre mitolojik kiilikler halklarn korkusu veya
hayranl s o n u c u n d a tannlanlm insanlardr-n.
32
21
D N S E L N A N L A R VI- D N C E L F K TARH - 11
kurban edilmesiyle aklayan mitin z fark edilmektedir: Tiamat (kr. 21), Prua ( 75), Ymir ( 173). u ine'de yaplan bir ima, eski inlilerin birok halkla
ve farkl kltr dzeylerinde bulgulanan bir baka kozmogoni izlegini daha bildiini kantlamaktadr: "Ulu Efendi (Huang-ti), (tanrlarn) aa inileri son bulsun
diye 'ong-li'yi Yer ile Gk arasndaki iletiimi kesmekle grevlendirdi." 33 inlilerin mite geirdigi yorum -zellikle tanrlarn ve ruhlarn insanlara bask yapmak
zere yeryzne inii- ikincil nemdedir; eitlemelerin ounluu tam tersine
balang ann. Gk ile Yer tanrlarnn aa inip insanlann arasna karmasna
ve insanlarn da bir daa, bir aaca veya bir merdivene trmanarak ya da kularn
srtna binerek ge kma olanak verecek lde ok yakn olduu o an cennetsi niteliini yceltmektedir. Belirli bir mitsel olayn ("rituelle ilgili bir hata")
ardndan. Gk birdenbire Yerden ayrlm, aga veya sarmak kesilmi veya ba
ge deen da dzlemiti. Bununla birlikte baz ayrcalkl varlklar -amanlar,
gizemciler, kahramanlar, hkmdarlar- esrime hali iinde ge ykselme, bylelikle in i!lo tempore
taljisi diye nitelenebilecek olguya, yani esrime yoluyla o ilk, "balang durumu "yla yeniden btnleme isteine btn in tarihi boyunca rastlanmaktadr:
Balangcn birtik/btnlg (/mn-tun) veya insann dorudan tanrlarla karlaabildii bir zaman tarafndan temsil edilen bir durum sz konusudur.
Son olarak bir nc mitte, bir erkek ve kz kardeten, Fu-hi ve N-kua'dan
oluan bir iftten sz edilir. Ejder bedenli bu iki varlk, ikonografide genellikle
kuyruklarndan birbirine dmlenmi olarak tasvir edilir. Bir tufan srasnda,
"N-kua mavi renkli G be renkten talarla onard, byk bir kaplumbaann
ayaklarn kesip drt kutba drt direk olarak dikti, dnyay kurtarmak iin kara ejderi (Kong-kong) ldrd, taan sularn nne set ekebilmek iin kam kllerini
biriktirdi." 35 Bir dier metin Gk ve Yer'in yaratlndan sonra, N-kua'nn insanlar sar topraktan (soylular) ve amurdan (yoksul ve sefil insanlar) ekillendirdiini nakleder. 30
Tarihselletirilmi Byk Y rivayetinde de kozmogoni izlegi seilebilmektedir.
(Mitsel) imparator Yao dneminde "dnyaya henz dzen verilmemiti, engin sular
5
Henri Maspero, Les relfgions chinoist's, s. 186-187. Daha sonralar b u anlat, ruhlarn insanlar
"ele geirmesi" nedeniyle ortaya kan kargaalklarla yorumland; kr. Derek Bodde, "Myths
of Ancient China," s. 389 vd.
34
35
36
Houai-nan
s. 458.
22
ESK O H DNLER
dzensiz biimde akyor, dnyay seller kaplyordu." Y, sulan durdurmak iin setler yapan babasnn aksine, "topra kazd ve (sulan) denizlere doru aktt, ylanlar ve ejderleri avlad ve onlar bataklklara pskrtt." 37 Tm bu motifler -sularla
kapl yeryz, ylanlarn ve ejderlerin oalmas- kozmogoniye ilikin bir yapya
sahiptir. Y, yaratc tanr ve uygarlatrc kahraman roln stlenir. inli bilginlere gre, dnyann dzenlenmesi ve insani kurumlarn oluturulmas kozmogoniyle edeerlidir. Hkmdar ktlk glerini drt ufka doru srp bir merkeze
yerletiinde ve toplumun rgtlenmesini tamamladnda, dnya "yaratlm"
olur.
Ama dnyann kkeni ve oluumu sorunu, Lao-uu'nun ve Taoculann ilgisini
ekiyordu, bu da kozmogoniye ilikin speklasyonlarn eskiliini gsterir. Nitekim
Lao-tzu ve rencileri arkaik mitolojik anlatlardan yararlanmaktadr ve Taocu sz
daarnn -Jun-fun, tao, yang ve ym- znn dier okullarca da paylalmas, onun
eski ve btn in'deki yaygn niteliini kantlamaktadr. Biraz ileride greceimiz
gibi (bkz. s. 27), Lao-tzu'nun dnyann kkenine ilikin aklamas, kaosu (hun-tun)
yumurtaya benzeyen bir btnsellik olarak ele alan eski kozmogoni izlegini, metafizik bir dilde, yeniden ilemektedir. 38
Evrenin yaps ve ritimlerine gelince, anglardar 1911 devrimine kadar eitli
temel anlaylarda tam bir birlik ve sreklilik sz konusudur. Geleneksel evren imgesi, ortasndan dikey baucu-ayakucu* ekseninin getii ve drt yn tarafndan
erevelenmi bir merkezdir. Gk yuvarlak (bir yumurta biimindedir), Yer ise karedir. Gk bir kre gibi Yer'i rter. Kimi zaman Yer, bir arabann kare biimli
kasasyla temsil edilir; o zaman Gk gibi yuvarlak glgelii bir orta direk ayakta
tutar. Be kozmolojik saydan - 4 yn ve 1 merkez- her birine bir renk, bir koku,
bir ses ve zel bir simge denk der. in dnyann merkezindedir, bakent
kralln ortasnda ve kraliyet saray da bakentin merkezinde bulunur.
Bakentin ve aslnda her kentin "dnyann merkezi" olarak temsil edilmesi, antik Yakndou'da, eski Hindistan'da, iran'da vb, bulgulanan geleneksel anlaylardan
hi farkl deildir. 35 Tpk dier kene uygarlklarnda olduu gibi, in kentleri de
37
36
Bkz. N. J. Girardot, "Myth and Meaning n the Tao Te Ching." s. 299 vd.
denir -
DNSEL I N A N L A R V E D N C E L E R TARH - H
bir tren merkezinden balayarak geliir. 40 Baka bir deyile, kent tam anlamyla
bir "dnya merkezi"dir; nk gkle ve yeralt blgeleriyle iletiim olana salar.
Mkemmel bakentin evrenin merkezinde, Dikili Odun (ier-mu) ad verilen harika
aacn ykseldii yerde bulunmas gerektii varsaylr; bu aga aadaki blgeleri
gn en yksek kadaryla birletirir; "len vakti onun yannda dmdz duran
hibir eyin glgesi olmaz." 11
Gelenee gre, her bakentin hem bir imago mundi {dnya imgesi}, hem de takvim olan bir ritel saray, bir Ming f'ang' olmaldr. Ming t'ang kare bir temel (=
Yer) zerine ina edilir ve samandan yuvarlak bir atyla (= Gk) rtlr. Hkmdar btn yl boyunca bu damn altnda dolar; takvimin gerektirdii yne yerleerek mevsimleri ve aylar sralar geldike balatr. Giysilerinin renkleri, yedii
yemekler, yapt davranlar yllk dngnn farkl anlaryla tam bir uyum iindedir. Yazn nc aynn sonunda hkmdar, yln temel diregiymi gibi, Ming
{'angn merkezine yerleir.42 Hkmdar da. tpk dier "dnya merkezi" simgeleri
(aga, kutsal dag, 9 katl kule vb) gibi, bir anlamda axis mundi'yi
canlandrr ve Yer
chinoise,
sonraki yln 12 ayn temsil ediyordu; bu Yakndou'da ve baka yerlerde de bulgularan arkaik bir anlaytr; kr. Le mythc de l'iternel
retour,
s. 7 8 vd.
43
44
24
ESK N DNLER
Kr. "Remarques sur le dualisme retigieux: dyades et polaritis" balkl almamz (La nostal-
46
Kr. Cari Hentze, Bronzegert, Kultbauten, Religion im altesten China der Shangzeit, s. 192 vd.
Kr. Hentze. Das Haus ah Wdtort der Side, s. 99 vd.
La penste chtnoise, s. 117 vd.
Granet, La pensee chinose, s. 132.
iinde, s. 249-338).
25
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R TARIMI - II
gsterir. 50 Srayla birbirinin yerini alma dncesinin ztlk dncesine ar bast anlalyor. Takvim yaps da bunu gosteriyor. Filozoflara gre, kn, "yin tarafndan kandrlan yang, yeralt kaynaklarnn dibinde, donmu topran altnda bir
tr yllk snavdan geer ve bundan yenilenmi, canlanm olarak kar. lkbaharn
banda topraa topuguyla vurarak zindanndan kaar: O zaman buzlar kendiliinden atlar ve kaynaklar uyanr." 51 O halde evren, dngsel olarak birbirinin yerini
alan ve birbirinin antitezi biimler dizisinden oluur.
Yang ve in'in etkileiminin ynettii kozmik ritimlerle iki cinsin etkinliklerinin
birbirlerini tamamlayc biimde srayla yer deitirmeleri arasnda tam bir simetri
vardr. Yin olan her eyin diil, yang olan her eyin de eril bir doaya sahip olduu
kabul edildii iin, kutsal evlilik izlegi hem kozmik, hem de dinsel bir boyut sergiler. Gerekten de iki cins arasndaki ritel ztlk hem iki hayat forml arasndaki
uzlamaz, ama tamamlayc elikiyi, hem de iki kozmik ilkenin, yang ve in'in
srayla birbirinin yerini almasn ifade eder. Arkaik kyl tapmlarnn temel
talann oluturan toplu ilkbahar ve gz bayramlarnda, kar karya dizilen iki
koro syledikleri manzumelerle atr. "Yang
agnr, kzlar cevap verir." Yer deitirebilen bu iki ifade, hem kozmik hem toplumsal ritme iaret eder. 52 Bu uzlamaz elikili korolar glge ve k gibi atr.
Toplanlan tarla uzayn tamamn, bayrama katlanlar da insan topluluunun ve
doaya ait dier eylerin tamamn simgeler." Dnyada olduka yaygn olan bir
ritel gerei, elenceler toplu bir kutsal birlemeyle talanr. Hayat kural olarak
benimsenen kutupluluk, yln geri kalannda ztlann birliiyle hkmsz klnr veya alr.
Kk bir inceleme eserinde, "Bir yin (yn), bir yang (yn), Tao ite budur"
yazlmtr. 54 Yang ve _ym'in birbirinin yerini almas sonucunda evrenin kesintisiz
dnm, deyim yerindeyse, Tao'nun d grnmn oluturur. Ama Tao'nun
ontolojik yapsna nfuz edilmeye alld anda, saysz glkle karlalr.
Szcn tam karlnn hem "yol," hem "sz" olduunu, "reti" manasnn buradan geldiini hatrlatalm. Tao "ncelikle izlenecek bir yol imgesini" ve "davran
yn, ahlaki kural dncesini artrr," ama bunun yan sra "Gk ile Yer. kut50
51
52
54
A.g.y., s. 127.
A.g.y.,s. 135.
Kr. Granet, Danses et leende s de la Chine ancienne, s. 43; La penste chinois e, s. 141.
Granet, a.g.y., s. 143.
Hs Tz'u, aktaran Granet. La pensee
chinose,
sidir.
26
ESK IN DNLER
sal glerle insanlar arasnda iliki kuma sanatfn, kahinin, bycnn ve kraln
bysel-dinsel gcn de akla getirir." Ortak felsefi ve dinsel dnce asndan,
Tao, gerekliin btn alanlarnda ikin dzen ilkesidir; o zaman Gk Tao'sundan
ve Yer Tao'sundan (bunlar da biraz yang ve yin gibi ztlk iindedir) ve nsann Tao'sundan (yani davran ilkeleri; bunlar kral rneinde, onun gk ile yer arasnda
araclk ilevini srdrmesini salar) sz edilir. 56
Bu anlamlarn bazlar, arkaik balang ann birlik/btnlk kavramndan,
yani bir kozmogoni anlayndan tremitir. Lao-tzu'nun dnyann kkeni zerine
speklasyonlar, yaratl bir yumurtaya benzetilebilecek bir btnlkten hareketle
anlatan kozmogoni mitiyle uyumludur, Tao Te ing'in
"Tao, Bir'i dourdu. Bir, lki'yi dourdu, iki, ' dourdu. , on bin varlk
dourdu. On bin varlk Yin'i srtlarnda tar ve Yang' kucaklar." 57 Lao-tzu'nun geleneksel bir kozmogoni mitim, ona yeni bir metafizik boyut ekleyerek ne ynde
kulland grlyor. "Bir," "btnle edeerlidir; birok mitoloji asndan
tandk bir izlek olan ilk balang btnselliine gnderme yapar. Yorumda Gk
ve Yer'in birliinin (yani "iki"), yine iyi bilinen bir mitolojik senaryo uyarnca, var
olan her eyi dourduu aklanyor. Ama Lao-tzu'ya gre "Bir," ilk birli k/b tnlk
de "yarath"m bir aamasn temsil etmektedir; nk o da gizemli ve kavra namaz
bir temel ilke, Tao tarafndan yaratlmtr.
Kozmogoniyle ilikili bir baka parada (blm 25), Tao "farkllamam ve
mkemmel. Gk ve Yer'den nce domu bir varlk" olarak ifade edilir; "Onu bu
dnyann anas olarak kabul edebiliriz, ama adn bilmiyorum; ben ona Tao diyeceim ve ona bir isim vermek gerekirse, bu ta (Muazzam) olacak."58 "Farkllamam ve mkemmel" varlk MO II. yzylda yaam bir yorumcu tarafndan u
ekilde yorumlanr: "Gk ile Yer'in, kaotik bir biimde (hun-fun) ilenmemi ta
ktlesi hali oluturan gizemli birlii [Hung-t'ung]." w Demek ki Tao ilk balangcn
55
Max Kaltenmark, Imo tseu et le (aosme, s. 30; kr. Granet, La pensen chinoise, s. 300 vd.
,r>
57
yle diyordu: 'Sabah Tao'dan sz edildiini duyan akam h u z u r iinde lebilir'" (a.g.y.).
emas. Yi ing'den Yeni Konfysulere kadar, neredeyse b t n felsefi okullar t a r a f n d a n
kullanlmaktadr; kr. Wig-Tsic Chan, The U'ay oj Lao Tzu, s. 176; Norman Girardot, "Myth
59
Huai-nan-tzu.
tzu'ya gre de ilk m k e m m e l birlik hali. mparator Hun-Tun (yani "Kaos") b u t u n insanlar
gibi yedi delikli bir yze sahip olmak iin delindiinde kaybolmutu; ama "Kaos" yedinci
27
D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I -
131. Konfys: Ritellerin Gc Antik in'deki btn dinsel dnce eilimlerinin belli sayda temel fikri paylat sylenebilir. Gerekliin kayna ve temel
ilkesi olan tao kavram, yin-yang
ritminin
ztlklar fikri ve makrokozmos ile mikrokozmos arasndaki denklik kuram bu duruma rnek gsterilebilir. Bu sonuncu kuram, insan varoluunun ve rgtlenmesinin tm dzlemlerine uygulanyordu: bireyin anatomi, fizyoloji ve psikolojisi, toplumsal kurumlar, kutsal meknlar ve konutlar (kent, saray, sunak, tapnak, ev).
Ama kimileri (ncelikle de Taocular) tao'ya
tam bir uyum iindeki varoluun yalnzca balangta (yani toplumsal rgtlenme ve
kltrn geliiminden nce gelen aamada) mmkn olduunu dnrken, dier-
gr, yedinci delik aldktan sonra olmutu; kr. James Legge, The Tex(<. ofTaoism,
c. 39), s. 267.
60
61
28
c. I, (SBE,
ESK I N DNLER
leri bu tr bir varoluun asl adil ve uygarlam bir toplumda gerekletirilebileceine inanyordu.
Bu ikinci grup arasnda en mehuru ve en etkilisi hi kukusuz Konfys oldu
(y. M 551-479). 62 Bir anari ve adaletsizlik dneminde yaayan, sefaletin ve ekilen genel skntnn acsn duyan Konfys, tek zmn, aydnlanm nderler
tarafndan gerekletirilecek ve sorumluluk sahibi memurlar tarafndan uygulanacak
kkten bir ynetim reformu olduunu anlad. Bununla birlikte idarede bizzat
nemli bir grev elde etmeyi baaramad ve hayatn eitime verdi. zel eitmenlik
mesleini ilk yapan o oldu. ok saydaki rencisinde kazand baarya karn,
Konfys lmnden ksa bir sre nce misyonunda tam bir baarszla urad
inanandayd. Ama rencileri onun retisinin zn kuaktan kuaa aktarmay
baard ve lmnden 250 yl sonra, Han hanedan hkmdarlar (y. M 206-MS
220), Konfysleri imparatorluun idaresiyle grevlendirmeye karar verdiler. O
tarihten itibaren, iki binyl akn bir sre kamu hizmetlerine stad'n retisi rehberlik etti.
Konfys, szcn tam anlamnda bir dinsel nder deildir. S3 Dnceleri,
zellikle de Yeni Konfyslerin dnceleri genellikle felsefe tarihleri iinde incelenir. Ama ister dolayl ister dorudan olsun Konfys, O n dinini derinden etkilemitir. Nitekim onun ahlaki ve siyasi reformunun kayna dinsel niteliktedir.
Zaten hibir nemli geleneksel fikri, ne tao'yu, ne gk tanrsn, ne de atalar tapmn reddetmez. stelik ritellerin ve treye uygun davrann dinsel ilevini yceltir ve onlara yeni deerler ykler.
Konfys'e gre, tao Gn buyruuyla kurulmutur: "Tao'nun uygulanmasnn nedeni, Gn buyruudur" (Lun Y= Konulmalar,
mak, Gn iradesine uymaktr. Konfys Gk tanrsnn (T'ien) stnln kabul eder. Ona gre o bir deus otiosus deildir. T'ien her bireyle tek tek ilgilenir ve
daha iyi birisi olmasna yardm eder. "imdeki erdemi ((e) Gk retti" diye aklar
(V, 22). "Gn iradesini elli yamda anladm" (11, 4). Gerekten de stat, Gk
tarafndan kendisine bir misyon yklendiine inanyordu. adalarnn pek ou
gibi o da, Gn yolunun uygarlatrc kahramanlar Yao ve un ile ou hanedanndan krallar Wen ve W u tarafndan rnek alnacak bir biimde yanstldn dnyordu (VIII, 20).
62
Soyad K'ung idi; "Konfys," K'ung Fu-tzu'nun lstat Kungl Latincektirilmi halidir.
63
Ama Konfys ok ksa bir sre iinde uygarlatnc kahramanlara zg vasflar ve erdemlerle donatlmtr; birka m e k iin, bkz. Granet, m penste
29
chinoise,
s. 477 vd.
ONSCUNANClARVEDyjNa-.U:RTARUll -II
Konfys kurbanlarn ve dier geleneksel rituellerii gerekletirilmesi gerektiini; nk bunlarn "stn kii"nin (n-lju), "soylu bir kii"nin hayatnn
paras olduunu aklyordu. Gk, kendisine kurban sunulmasn sever; ama ahlaki tavr ve zellikle de iyi bir ynetimi de sever. Gk ve lmden sonraki hayat
zerine metafizik ve teolojik speklasyonlar gereksizdir (V, 12; VII, 20; XI, 11).
"stn kii" ncelikle burada ve imdi yaand ekliyle somut insan varoluuyla
uramaldr. Konfys ruhlarn varln yadsmaz, ama onlara verilen neme
kar kar. "Onlara sayg gsterin ama," diye tler, "kendinizden uzakta tutun.
Bilgelik budur" (VI, 18). insann kendini onlarn hizmetine vakfetmesi konusunda
ise, "insanlara hizmet edemezken, ruhlara nasl hizmet edebilirsiniz?" der (XI, 11).
Konfys'n gelitirdii ahlaki ve siyasi reform, "btnsel bir eitim," yani
sradan bireyi "stn kii"ye (n-zu) dntrme gcne sahip bir yntemdir.
Herkes, tao ile uyumlu trensel davran renmek, baka bir deyile ritelleri ve
treyi (i) doru uygulamak kouluyla "gerek itsan" olabilir. Bununla birlikte ibadete hkim olmak kolay deildir. Asia tamamen dsal bir ritelcilik ya da ritel
yaplrken bilinli bir ekilde kkrtlan duygusal bir coku sz konusu deildir.
Her doru tretsel davran rktc bir bysel-dinsel gc harekete geirir." 4
Konfys mehur filozof-kral unu hatrlatr: "Yalnzca vakar ve saygyla yz
gneye dnk ayakta duruyordu (Hkmdarlarn ritel duruu) ve hepsi bu kadard"
(yani: kralln ileri kurallara uygun bir biimde seyrediyordu, XV. 4); nk kozmos ve coplum, insann iinde etkin olan ayn bysel-dinsel gler tarafndan
ynetilir. "Doru bir tavrnz varsa, buyruk vermenize gerek kalmaz" (XIII, 6).
"Erdemle (tc) ynetmek sanki Kutup yldz olmak gibidir: Dier tm yldzlar
saygyla onun evresinde dnerken, o yerinde kalr" (II. 2).
Kurallara gre srdrlen davran, kozmik uyumun yeni bir tezahrdr.
Byle bir tavr benimseme yeteneine sahip kiinin, artk eitim almadan nceki o
sradan birey olmad aktr; varolu tarz kkten dnmtr; o "kmil
kii"dir. Tavr ve davranlarn kendi/ndenligim
horukcn,
ritele "dnmyle
uraan bir disiplinin, dinsel bir yaps ve niyeti olduuna kuku yoktur. 65 Bu
adan bakldnda, Konfys yntemi, Lao-tzu'nun ve Taocularn balangcn kendiliindenligine ulamalarn salayacan dndkleri reti ve tekniklere benzer. Konfys'n zgnl, karmak ve ar lde hiyerariklemi bir top-
64
65
30
as Sacred
ESKI N DINLERI
dneme kar
i ("Tarihsel Anlar")
adl eserinde, byk tarihi Ssu-ma 'en, Lao Tan'n (yani Lao-tzu) kendisinden
ritellerle ilgili bilgi almaya gelen Konfyus'e yle dediini anlatr: "Kibirli
mizacn ve btn bu istekleri, bu kendini beenmi havay ve takn gayretkelii
at: Btn bunlarn senin kiiliine hibir yaran yok. Sana syleyebileceim tek ey
bu." Konfys ok zgn bir halde ekildi. rencilerine, btn hayvanlar kulan, balklan, drt ayakllar- tandn ve onlarn davranlarm anladn
syledikten sonra u itirafta bulundu: "Ama ejderi tanyamamm: O bulutlara ve
rzgra binip ge ykseliyor. Bugn Lao-tzu'yu grdm, o bir ejder gibi!"66
Geri bu karlamann gereklii, Ssu-ma 'ien'in kaydettii dier btn rivayetler gibi kukuludur. Ama iki byk dinsel dnrn uyuamazln sade ve
mizahi bir dille ifade etmektedir; "nk," diye ekler tarihi, "Lao-tzu, Tao ve Te
ile urayordu; onun retisine gre insan gizlenmi ve isimsiz bir halde yaamaya zen gstermeliydi. - ' Ama kamusal hayatn uzanda yaamak ve unvanlar kk
grmek, Konfys'n nerdii "stn insan" idealinin tam zddyd. Lao-tzu'nun
66
D N S E L N A N L A R VE D U U N C E L U R TARH - II
07
Tc
69
A.g.y.,
s. 22. Baka geleneksel edebiyatlarda da ayn d u r u m a rastlanr: Belli bir bilgeye veya
32
ESK C N D I N U R l
sil kalr ve yapt hibir ey yoktur" (37:1).' Bu nedenle Taocu olaylarn akna
asla mdahale etmez. "Eer beyler ve krallar, Tao'ya yknerek, bu mdahale etmeme tavrn srdrebilse, on bin varlk kendiliklerinden onun rneini izlemekte
gecikmezdi" (37:2). Gerek Taocu gibi, "(hkmdarlarn da) en iyisi varl fark
edilmeyendir" (17:1). "Gksel Tao mcadele etmeden zafer kazandna" gre
(73:6), iktidar ele geirmek iin en etkili aralar vu-vey ve iddet kullanmamaktr. 71
"Esnek ve zayf olan, kat ve gl olan yener" (36:10; kr. 40:2, "zaaf Tao'nun
ilevidir").
Ksacas tpk hem hkmdarlara, hem de kendini yetitirmek isteyen her bireye
"kmil insan" idealini neren Konfys gibi, Lao-tzu da siyasi ve askeri nderleri
Taocu gibi davranmaya, baka bir deyile ayn rnein, Tao'nun peinden gitmeye
armaktadr. Ama iki stat arasndaki tek benzerlik budur. Lao-tzu Konfys
sistemi, yani ritellerin nemini, toplumsal deerlere gsterilen saygy ve aklcl eletirip reddeder. "Hayrseverlikten vazgeelim, adaleti reddedelim, halk
gerek aile erdemlerini yeniden bulacaktr" (19:1). Konfyslere gre, hayrseverlik ve adalet en byk erdemlerdir. Oysa Lao-tzu bunlar yapay, dolaysyla
gereksiz ve tehlikeli davranlar olarak grr. "Tao terk edilince, hayrseverlie
bavurulur; hayrseverlik cerk edilince adalete bavurulur; adalet terk edilince
ritellere bavurulur. Riceller incecik bir ballk ve iman tabakasndan baka bir
ey deildir ve kargaann balangcn olutururlar" (38:9-14). Lao-tzu toplumsal
deerleri de, aldatc ve sonuta zararl olduklar iin, mahkm eder. Manta
dayal bilim ise, varln birliini yok eder ve greli kavramlara mutlak deerler
vererek kafa karklna yol aar.'" "Bu nedenle mbarek kii eylemsizlik iine
kapanr (vu-vey) ve szsz bir reti yayar" (2:10).
Sonu olarak Taocu tek bir rnei izler: Tao. Bununla birlikte Tao, her Yaratl'n z ve kkeni, her varoluun temeli olan gizemli ve ele gemez, nihai haki0
Aksi belirtilmedike, Max Kaltenmark'n evirisinden alnt yapyoruz. Wing-ts Ch.m'n The
W ay of Lao Tzu, balkl ingilizce versiyonu notlan ve yorumlan asndan deerlidir; Arthur
NValey'in The VVav and ts Power adl evirisi ise edebi kalitesiyle sivrilmekledir.
71
' 2 "Bu d n y a d a herkes gzelin gzel o l d u u n u syler ve irkinlik byle kurulur; ve herkes iyinin iyi o l d u u n u syler ve 'iyi olmayan' byle kurulur. 'Uzun' ve 'ksa' ancak birbirleriyle
karlatrlrken vardr; 'yksek' ve 'alak' birbirini destekler" (2:1-2, 5-6).
33
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - [i
kati ifade eder. Onun kozmogoniyle ilgili ilevini zmlerken, Tao'nun szle
anlatlmaz niteliini belirtmitik (bkz. s. 28). Tao Te ing'in
edilir: "Kendisinden sz edilebilen bir Tao, kalc Tao deildir" ('ang tao; 1:1). Bu
cmle, Lao-tzu'nun sz ettii, Taocunun rnek ald Tao'nun 'ang Tao (Kalc veya
Yce Tao) olmad anlamna gelir. 73 Gerekliin btnselliinin oluturduu bu
Tao, varlk biimlerine akndr ve bu nedenle ona bilgiyle eriilemez. Ne Lao-tzu,
ne de uang-tzu onun varln kantlamay dener; birok gizemcinin de bu tavr
paylat bilinmektedir. Anlald kadaryla, "karanln kendisinden daha derin
Karart," yalnzca Taoculuga zg bir esrime deneyimi trne gnderme yapmaktadr; bu konuya ileride dneceiz.
Demek ki Lao-tzu "ikincil," olaan bir Tao'dan sz etmektedir; ama ikincil Tao
da kavranmaz. "Baklarmla taryorum ve hibir ey grmyorum... Dinliyorum
ve hibir ey duymuyorum... Farkllamam bir Birlik'ten baka hibir ey bulmuyorum... Ayrt edilemedii iin ona bir isim konamaz" (blm 14).' 4 Ama baz imgeler ve eretilemeler kimi anlaml yaplar ortaya karmaktadr. Daha nce de belirttiimiz gibi (bkz. s. 28), "ikincil" Tao'ya "Dnya'nm Anas" denir (blm 25 ve
52). "Vadi tanras"yla, lmeyen "Gizemli Dii"yle simgelenir. 7 ' Vadi imgesi hem
boluu, hem de sularn topland bir kab, dolaysyla bereket dncesini akla
getirir. Boluk bir yandan analk ve dourganlk kavram, dier yandan da duyusal
niteliklerin yokluu (Tao'ya zg varolu tarz) ile birlemektedir. Tekerin poyra
boluunda bulumaya ynelen otuz parmak imgesi ok zengin bir simgeselligin
esin kaynadr: "Btn varlklar kendine eken efin, evresinde oullua dzen
veren egemen Birliin erdemi," ama ayn zamanda "boaldnda, yani tutkulardan
ve isteklerden arndnda, tamamen Tao'nun doldurduu" Taocu. 76
"ikincil" Tao modeline uyan mrit, diil gizilglerini, ncelikle de zaaf,
alakgnlll, tevekkl yeniden canlandrr ve glendirir. "Erillii tan, ama
diillii tercih et: Dnyann su yata olursun. Dnyann su yata ol ve En stn
73
Bir dier blm Tao'yu, imgeleri, varlklan, bereketli zleri ve tinsel zleri "bagnnda tayan, 1 '
75
oyuk fikriyle ilikilidir" (Kaltenmark, s. 51). T a o ' n u n bu yn hakknda, bkz. Etlen Marie
Chen'in makaleleri, ncelikle de "Nothingness and the Mother Principle n Early Chinese
Taoism."
76
Kaltenmark. s. 55.
34
ESK C N d i n l e r i
78
(kozmik veya "tarihsel") d n g n n bana aittir, ama "yozlama" kendini hissettirmekte gecikmez.
70
80
Kaltenmark, lao tse, s. 82; kr. Ellen Marie Chen, "Is There a Doctrine of Physical mmor-
amann ruhunun bedeni terk edip kozmik blgelerde dolat bilinir. Ama uangtzu'nun anlatt bir an-oykye gre, Konfys bir gn Lao-tzu'yu "tamamen hareketsiz ve canl bir varlk grnmnden uzaklam bir halde" buldu. Bir sre bekledikten sonra ona seslendi: "Gzlerim mi beni aldatt, yoksa bu gerek miydi? Biraz nce stat, bedeniniz kuru bir tahta parasna benziyordu, dnyay ve insanlar
terk etmi, ulalmaz bir yalnzlk iine yerlemi gibiydiniz." "Evet, diye cevap
verdi Lao-tzu, her eyin Kken'inde lgnca rpnmaya gittim" (blm 21).
Kaltenmark'n da kaydettii gibi (s. 82), "eylerin
Kkenine
82
03
36
ESK C N d i n l e r i
94
uang-tzu,
65
86
s. 117-118.
mark, s. 118).
s. 3 2 5 vd. (in'de amancl folklor ve
Sivin'e gre, bu a y n m m o d e m tanhyazmnn iidir; kr. "On the W o r d 'Taoist'," s. 304 vd.
86
37
D N S t L N A N L A R VE DUJt'JNEl.ER TARH - II
Mritlerin nihai amac fiziksel lmszl elde etmekti. "lmsz" (hsen) iin
kullanlan ve bir adamla bir dan grld ideogram, bir keii artrmaktadr; ama daha eski biimlerde, kollarm bir ku gibi rparak dans eden bir
adam grlmektedir. lmszl elde etme srecindeki mrit, ku tyleryle
kaplanyor ve omuzlarndan kanatlar kyordu. 90 stadn nihai tanrlamas iin
kullanlan ifade, "gn ortasnda ge kmak". kinci bir kategoride, bir tr
yeryz cennetinde yzyllar boyu yaayan mritler yer alyordu: Harika Adalar veya kutsal K'un-ln da." Fiziksel lmszlk formllerini, onlar almaya layk
baz adaylara aktarmak zere zaman zaman dnyaya dnyorlard. Son olarak da
nc bir
kategori,
cennetlerine
ulaanlar
kapsyordu. Ama bu lm yalnzca grnteydi: Tabutlarna, bedenlerinin grnmn verdikleri bir asa, bir ktlt veya sandaletler brakyorlard. "Cesedin kurtuluu" ad verilen olgu buydu. 02 lmszler kimi zaman beyinlerinde ok miktarda
yang enerjisi depoladklarn simgeleyen lsz byklkte bir kafatasyla temsi!
ediliyordu.
Mridin kullanabilecei birok mr uzatma teknii vardr. Bunlann temel ilkesi "yaam gcn beslemek"ten (yang-hs/ng) ibarettir. Makrokozmos ile insan bedeni arasnda tam bir uyum olduu iin, yaam gleri bedenin dokuz deliinden girip kar; bu nedenle onlar titizlikle gzetmek gerekir. Taocular bedende Zincijrt
Tarlalar
yannda, ncs ise gbek deliinin akndadr. Perhiz uygulamalarnn kesin bir
amac vardr: Kendilerine zg "enerjiler" ieren besinler ve ifal otlarla organlar
beslemek. Bedenin i blmlerinde yalnzca tanrlarn ve koruyucu ruhlarn deil,
ktcl varlklarn da yaadn hatrlatalm: Zincifre
lucan, mridin
v0
canlln
kemirir.
Mrit,
Tchouan,
"byl uu".
92
93
Zincifrenin (cva slfr) "lmszlk iksit'ni hazrlamak iin kullanlan temel element old u u n u hatrlatalm.
38
ESKl C N DNLER
gdalardan (tahllar, et, arap vb) vazgemeli ve o cini ldrebilecek ifal otlar
ve minerallerle beslenmelidir. 9 *
isel cinden kurtulan mrit iy suyuyla veya kozmik "soluklar"la beslenmeye balar; yalnzca havay deil, gne, ay ve yldz trmlerini de iine eker. MS
III. yzyla ait baz reetelere gre, gnein crm le (yang doruktayken) ve
aynki de (yn'i ierir) gece yansnda zmsenmelidir. Ama asl yaplmas gereken
soluunu tutmaktr; i gryle ve dnceyi younlatrarak soluun grselletirilmesi ve Zincifre
Tarlasnda
yona hazrlk altrmas deildir. Bununla birlikte bu uygulama belli bir esrime
deneyimine olanak verir. Tai-ping
ganda yaayan tanrlar ayrt edilebilir. Zaren bunlar makrokozmosta yaayan tanrlarla ayndr. Mrit meditasyon yoluyla onlarla iletiime girebilir, onlara bedenini
gezdirebilir ve bylelikle bedenini glendirebilir. 98
mr uzatmak iin kullanlan bir baka yntem hem ritel, hem de meditasyon
arac olan cinsel bir teknii kapsar. "Yatak odas uygulamalar" \fang tmg) erken antikaa dayanr; amalar canll artrmak, uzun mr ve erkek ocuk sahibi
olmay salamaktr. Ama Taocu teknik, lmsz Yang-eng'in (MS I. yzyl) "Yin
yolu," "beyni onarmak iin tohumlan geri ekmek"ten ibarettir. Aslnda Taoculuga
zg ayn mutlak i huzur sz konusudur: Hayat enerjisinin dalmasndan
kanmak. Mrit tohum salglamadan cinsel iliki kurmaldr. Bu kendini tutma becerisi, "solua" karan tohumun bedenin iinde dolamasn, daha doru bir ifa94
95
Maspero, "Les procedes de 'nourrir le prncipe vital' dans la religion taoste ancienne," s. 2 0 3
96
s. 107 vd.
s. 7 1 vd. Esrimedeki "derin ve
Formules orales de la respiration embryonnaire adl incelemenin nsz, ev. Maspero, "Les
98
procedes," s. 198.
137 vd; kr. M. Strickmann, "The Longest Taoist Scripture," s. 341.
39
s. 116 vd,
l U N M i L N A N L A R V D N C E L E R TAR Hl - 11
deyle alt Zincifre Tarlas'ndan kafadaki tarlaya kadar ykselip beyni yeniden
canlandrmasn salar. Doal koullarda ilikiye giren taraflarn ikisi de bu rimelden yararlanr. MS V. yzyla ait bir metin, "mkemmel meditasyon sayesinde ...
erkeklerin ve kadnlarn Ebedi Hayat yntemini uygulayabileceini" belirtir. ki yatak arkada meditasyon yoluyla "bedenlerinin ve d dnyann bilincinde olmaktan
kmaldr"; dualar edildikten sonra ise erkek cinsel organna, kadn ise kalbine
yogunlamaldr. "Bu, lmeme yntemidir."" 5
lmsz Jung 'eng Kung "onarmak ve ynetmek" yntemini tam olarak biliyordu. "zn gizemli Dii'den alyordu (kr. dipnot 77); bunun temel ilkesi Vadi1deki yaamsal ruhlarn lmemesiydi; nk hayat onlarla srer ve soluk onlarla
beslenir. Bembeyaz salar yeniden siyah oldu, den dileri yeniden kt. Uygulamalar Lao-tzu'nunkilerle aynyd. Onun Lao-tzu'nun hocas olduu da sylenir. "!uC Baz mritler "vampirlik" ad verilen ve ortodoks olmad iin mahkm
edilen bir yntem kullanr. Bu yntem, iliki kurulan kadnlarn yaam enerjisini
yutmaktr: "Hayatn kaynaklarndan gelen bu enerji, hatr saylr mr uzunluu
salyordu." 101
Taocu cinsel tekniin ana hedeflerinden biri alt Zincifre
munu solukla kartrmak ve orada, gbek deliinin alanda yeni lmsz bedenin
"gizemli embriyonunu" oluturmaktr. Yalnzca "soluk"la beslenen bu embriyon,
mrit d grn olarak lnce onun cesedinden ayrlan ve dier lmszlere
katlan bir "temiz beden"de geliir. Mrit, "beynini onarmak" iin ok miktarda Yin
almalyd; birok kez e deitirilmesinin nedeni buydu. Bu uygulama daha ileriki
bir tarihte topluca yaplan "soluklar birletirme" trenine yol at; bu tren
zellikle Budizm tarafndan birok kez eletirilmitir. Ama byle bir "orji" tamamen ritel niteliindeydi; aslnda ntarihin tarm trenlerine dek dayanyordu (kr.
130).
Taocu cinsel uygulamalarda belli bir Hint etkisi sezilmekte; zellikle de hem soluk alp vermeyi, hem de tohum salglanmasn durdurmak iin bir Yoga teknii
gelitirmi "sol el" Tantraclnn etkisi grlmektedir. 102 Tpk Tantraclkta olduu gibi, Taoculugun da cinsel terminolojisi hem zihinsel ilemlere, hem de gizemci deneyimlere bavurur.
99
Kr. Maspero, "Les procedes," s. 386-387. Bu metinden bir para iin bkz. s. 388.
40
E i K I C N DNLER
"kur-
tarcl "na duyulan inan. in'de bu iki inanca yaplm kesin gndermeler M
IV. yzyldan itibaren bulgulanmtr. Mencius'un {Mengzil bir ada olan Tsu
Yen'in simyann "kurucusu" olarak kabul edilmesinde herkes gr birliine
varmtr. 1 '' 3 M II. yzylda simya altnnn hazrlanmasyla uzun mr-lmszlk elde edilmesi arasndaki iliki, L An ve dier yazarlar tarafndan aka kabul
edilmitir.'^
in simyas zerk bir disiplin haline gelirken, unlar kullanr: 1) Geleneksel
kozmolojik ilkeler; 2) lmszlk iksiri ve Mbarek lmszlerle ilgili miller, 3)
mrn uzatlmasn, stn mutluluu ve tinsel kendiliindenligi amalayan teknikler. Bu unsur -ilkeler, mitler ve teknikler- ntarihin kltrel mirasna aitti ve
bunlan dorulayan ilk belgelerin tarihinin bize onlarn tam yan da verdiini sanmak hata olur. "Altn hazrlanmas,"
lmszlerin "arlmas" arasnda ak bir uyum sz konusudur: Luan Tai, tmparatorWu'nun huzuruna kar ve ona bu mucizeyi de gerekletirebildiini, ama
yalnzca lmszleri "maddeye dntrmeyi" baarabildiini syler. 105 Byc Li
$ao-n, Han hanedanndan mparator Wu'ya unu tler: "Ocakta (tsao) kurban
keserseniz, (doast) varlklar getirtebilirsiniz; (doast) varlklar getirtince,
zincifre tozu san altna dntrlebilir; sar altn ortaya knca, yeme ime iin
kullandnz kapkacag ondan yapabilirsiniz ve o zaman mrnz uzar. mrnz
uzaynca, denizlerin ortasndaki
l03
kutlular
(hsen)
c. IH, s. 479.
and Civihzation
DNSEL N A N L A R VE D N C E L E R A R I H 1 - II
107
Uzak adalarda oturan lmszleri aramak 'in hanedannn ilk imparatorlarnn (M 219;
Ssu-ma-Ch'ien, Mmoires,
66).
Fragman eviren Dubs, s. 71-72. Bu metin M IV. yzylda yaam, Mengzi'nin ada Tsu
Yen'in eseri veya o n u n o k u l u n u n r n olabilir (a.g.y.,
inanc in'de olduka eskilere dayanr; zellikle bkz. Joseph Needham, Science et Civlisanon, c. 111, s. 636 vd.
104
et Alchimstes
Forgerons
42
ESK CN DNLER!
masal d a d r .
ve
bylelikle
lmszlk
embriyosunun
simyevi
hazrlann
mmkn
prima,
massa
confusa'ya
benzer. 1 1 5 Materia
prima
U2
James R. Ware, The Nei P'ien ofKo Hung. s. 74 vd. Uzurt mr ilac olarak zincifreden daha
M 1. yzylda Taocu lumsuzler'in efsanevi yaamykulerini derleyen Lieh-hsien uan'da
sz edilmitir. Bir stat birka yl boyunca zincifre aldktan sonra, "ergenlik ana geri
dnm," bir bakas "uarak dolamaya balamt," vb; kr. Max Kaltenmark, Le e-sen
tchouan, s. 271. 146-147 vb.
ll3
Rolf Stein, "Jardins en miniature d'Extr<?me Orient," s. 54. Ayrca bkz. Granet, la pensee chinoise, s. 357 vd.
"''Busimgeselligin ntarihi hakknda, kr. Cari Hentze, Tod, Auferstehung,
Weltordnung,
s. 3 3
vd, 160 vd.
115
43
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - 11
ad uterum
( r a h m e geri d n ] y o -
lan)
"irek" kabul
embriyon'u
("hayat iksiri,"
"Sar
iki
blmde
anlattmz
birok
d n c e ve u y g u l a m a
'in
ve
Han
" 6 Kr. Forgcrons et Alcfimstes'te alntlanan metin, s. 102. Bu "rahme dn" daha eski ve daha yaygn, kltrn arkaik aamalarnda da bulgulanm bir anlayn gelitirilmi halinden
baka bir ey deildir: Dnya'nn kkenlerine simgesel bir dnle, yani kozmogoninin yeniden hayata geirilmesi yoluyla salanan iyileme (bk2. Aspects du mjyfhe, s. 37 vd). Taocular
ve inli simyaclar bu geleneksel yntemi yeniden ele alp mkemmelletirmiin: O n u
yalnzca baz hastalklan iyi etmek iin deil, ncelikle insanda zamann andnc etkisini,
yani yall ve lm tedavi etmek iin kullanmlardr.
117
Kr. R. H. van Gulk. Eroc Cotour Prinis, s. 115 vd.
E SK I N D I N L F . R I
duracaz (kr, 3. cilt, XXXV. b l m ) . imdilik M 1 6 5 tarihli b i r m e t i n d e Laotzu'nun lk Kaos'un bir t r m olarak k a b u ! edildiini ve i n s a n b i i m l i k o z m i k
varlk P ' a n - k u ile zdeletirildigini h a t r l a m a k yeterli olacaktr (kr. 129). 1 1 3
"Taocu d i n " (Tao iao)
sonuna
doru
a n g Tao-ling
ortay3
koyuyordu.
Kendisine
esin
geldii
iddiasndaki b u r e f o r m c u l d r l d , a m a o n u n mesihiligi m m i n l e r i n z i h i n l e r i n i
uratrmaya d e v a m etti. 184'ce m e z h e b i n n d e r i a n g e h renovato'nun {yenilenm e ! ok y a k n d a geleceini aklad ve "Mavi G k " n yerini "Sar G k " n almas
gerektiini bildirdi ( m m i n l e r b u nedenle balarna sar sarklar s a r y o r d u ) . O n u n
balatt isyan a z daha h a n e d a n devirecekti. S o n u n d a i m p a r a t o r l u k
isyan bastrd, a m a bu m e s i h i h u m m a b t n
birlikleri
ortaa boyunca s r d .
"Sar
lle
"Lao-tzu bedenini dntrd. Sol gzu ay oldu; kafas K'un-lun dagv oldu, sakal gezegenler ve burlar oldu; kemikleri ejder oldu; ei drt ayakl hayvanlar oldu; barsaklar ylan oldu; kam deni2 oldu vb" (Maspero'nun evirdii metin, Lc taoisme, s. 108).
45
ELETREL KAYNAKA
126. in'deki tarihncesi kltrler hakkndaki zengin klliyat iinden u eserleri sayalm:
Wlliam Watson, Early Civilizatton
birlikte); Li Chi. The Beginnings
Cheng Te-k'un, Archaeology
VVatson, Cultural Frontiers
of Chmese Civilization
in Oma:
in Ancient
c. 1, Prehstoric China
D as Wfltereben in
altesten Chma (Gttgen, 1967), yazann daha nceki birok eserde sergiledii grlerini
zetlemektedir; Ping-ti Ho, TTe Cradle
Techniques
andldeas
of hc E ast: An lnquity
Origns
of
of Neolithic and Early Historic China, 5000-1000 B.C. (Hong Kong ve Chicago,
1975).
in neolitik ann kefi (Yang-ao kltr) hakknda, bkz. J, G. Anderson. Chldren of the
Y'dlovv Earth (Londra, 1934). Ho, son eserinde, in tarmnn, metalrjisinin ve yazsnn yerli
kkenli olduunu savunmaktadr; kr. The Cradle of the Easl, zellikle s. 341 vd. Li Chi ise.
baka kimi arkeologlarn ardndan, Anyang konografisindeki baz Bat (yani Mezopotamya)
etkilerini gun na karmtr {Bcginnings
of Chinese Civilization,
in kltrnn de, dier tm kltrler gibi Bat, Kuzey veya Gney kkenli dnceler ve
tekniklerle giderek zenginletii kesindir. Dier yandan sk sk yinelendii gibi, in "Pasifik'e
alan bir penceredir." Gerek Bomeo, Sumatra ve Yeni Zelanda'daki baz halklarnn, gerekse
Amerika'nn kuzeybat sahilindeki kimi kabilelenn dinsel sanatnda, in kozmolojik simgesellignin ve onun sanatsal ifadelerinin etkisi ayrt edilmektedir. Pasifik blgesindeki sanatla ilgili
u iki incelemeye baknz: Mino Badner, "The Protruding Tongue and Related Motifs in the Art
Style of the American Northwestem Coast. New Zealand and China," ve Robert Heine-Geldem, "A Note on Relation Between the Art Style of the Maori and of Ancient China," Wiener
Beitrge "ur Kulturgeschichte
und Linguistk,
Bcibition
Dinsel anlaylar hakknda, kr. Hennann Koster, "Zur Religon in der chinesischen
Vorgeschichte," Monumenta
s. 2 7 9
vd; Bemhard Karlgren, "Some Fecundity Symbols in Ancient Chma," (BuUctm of the Museum
FarEastem
Antiquites,
Kuhbauten,
of
s. 20
of Ancient Chma,
s. 185-225 ve
46
ESK N D N L E R
Dinsel dnceler hakknda, bkz. Herlee G. Creel, The Brih of China: A Sudy of the Fonnatve Penod of Chtesc Gviljaton (New York, 1937), s. 174-216; Chang, The Arcfaeology of Atcient China, s. 251 vd; Cheng Te-k'un, Archaeolog?
fr JntiiscJe phlosophie
nenkult in China," AnnoJi del Pon/ico Museo Missionario Emologico 27, (1963), s. 283-475;
Ping-ti Ho, The Cradle
der Orakelinschnfien:
im Spiegel
China (NViesbader,
1970); kr. Paul L. M. Serruys'un eletirisi, "Sudies in the Language of the Shang Oracle
nscriptions, Toung Pao, 60, 1974, s. 12-120; M. Chnstan Deydier, Les )iagu\ven.
bibliographique
et synthese
de s itudes
Essai
stndeki kehanet yaztlar); David N Keightley, "The Religious Commitment: Shang Theology and the Genesis of Chinese Political culture," HR 17, 1978, s. 211-225.
Krek kemii falcl hakknda, bkz. Eliade, Le Chananiste
not 1 (kaynaka).
Tao-t'ieh
Kult-
Bronza
und Kultdarsteungen
bulunur; a.g.y., s. 66 vd
128. ou kltr hakknda, bkz. Ch'eng Te-k'un, Archaeology m China. c. 111, Cho-Oina
(Cambridge, 1963); Kwang-Chh Chang, The Archaeology
"Klasik kitaplar"da on kadar Yce Tanr adna rastlanr; bunlarn iinde en nlleri ang Ti
("Yukarnn Efendisi") ve Huang-ti'dir ("Ulu Efendi"). Ama bu tanr adlannn hepsinin temelinde, T (Efendi) ve T'ien (Gk) adtllan bulunur. En stn Tar'nn gksel yapda olduu
aktr: SangT her eyi grr (ih ing, II!, 1,7, 1), her eyi duyar (V, 16, 3, 14); T'ien nsanlan
gzetim altnda tutar (u ing, IV, 9 , 1 , 3), grr ve duyar (III. 3, 5, 7), durugor sahibidir (th
ng, 111. 3, 2. 11-12), verdii kararlarda hi yanlmaz (5u i"g, IV, 3, 2, 5), her eyi anlar ve
gzlemler (IV, 8, 2, 3) vb. Su ngln evirileri iin bkz. Legge'nin The Chinese Classics'inin (V cilt,
Londra, 1861-72) cildi ve Bernhard Karlgren, 5<u Ching:
The
Book
of Doctmtenrs
(Stockholm. 1950).
Yce gk tanrs tapm hakknda, bkz. B. Schindler, "The Development of Chinese Concepiions of Supreme Beings," Asia Majr. Introduciory
"The Archaic Royal Jou Religion," rourcg Pao, 47, 1958, s. 217-259; J. Shih, "The Notion of
47
D N S E L N A N L A R Vli D N C E L E R T A R H - [I
God m the Ancient Chnese Relgion." Numen 16, 1969, s. 99-138. Joseph Shh c gre, Ti yce
bir tanr, T ten ise kiisel bir tannyd. oulara gre bu iki tanr ad da ayn tanry ifade etmek
zere kullanlyordu; aynca kr. ayn yazar, "11 Dio Supremo," "La religione della Cina," Sforia
dee ReJigom iinde, V, Torino, 1971. s. 539 vd.
Dier dinlerden farkl olarak, in dininin genel taril zerine kitaplarn says fazla deildir.
En yararllarn sayalm: L. Wieger, Hisloire des croyances
en Chine depus Toriine jus^u' nos jours (Hien-hien, 1917), ok temkinli bavurulmas gereken,
olduka znel bir eserdir; Jan J. M. de Groot, The ReligJOUS Sysfem of China, 6 cilt (Leiden,
1892-1910; yeni bask, Taipei, 1964); ierdii belgeler asndan vazgeilmez bir eserdir; Marcel Granet, La relgion des Chinos (Paris, 1922), Henri Masptro, Milanges
ons chinoises,
Post-hunes,
Les reltgi-
Chinas (Stuttgart,
1973), hayranlk verici bir gncelleme almasdr; Relgo and Ritua! m Chinesc Society, ed. Arthur P. Wolf (Stanford. 1974). Max Kalenmark da konuyu ksa ama parlak bir biimde ilemitir: "La religion de la Chine auique" ve "Le taosme religieux," H/srore des Relgons iinde
(Henri-Charles Puech'in yayn ynetmenliinde), c. 1 (1970). s. 927-957, 1216-1248.
Marcel Granet'nin u kitaplarnda dinsel inan ve kurumlara ynelik ok yerinde
zmlemeler bulunmaktadr: FStes et chansons anciennes de la Chine (1919); Danses et legetdes
de la Chine ancienne
antique
(1926), La penste
chinoise
and Rel-
gion (Feld Museum, Chicago, 1912), s. 144 vd (Bu grlere kar, kr. B. Karlgren, "Some Fecundity Symbols in Ancient China," s. 14 vd); Marcel Granet, "Le dept de l'enfant sur le sol:
Rites anciens et ordales mythiques" (Revue Archeologique
1922, (Etudcs
ioaologques
sur la Chi-
ne, 1953, s. 159-202'de yemden baslmtr). Edouard Chavannes'a gre (Le T'a Chan. Essa de
monographie
d'un culte chinos, Paris, 1910, zellikle s. 520-525), Yer'in Ulu Tanra-Yeryzu
Ana olarak kiiletirilmesi olduka ge dneme ait bir grngdr: Han hanedannn balangcna doru, M II. yzylda gereklemi gibidir; bu tarihten once, yalnzca yerel tapmlar
vard ve bu tapmlar da yer tanrlan evresinde odaklanyordu (a.g.y., s. 437). Ama Granet bu
tannlann. kendilerinden nceki ok eski dii veya "cinsiyetsiz" tanralar ikame ettiini
gstermitir. Burada olduka genel bir grng soz konusudur, kr. Eliade, "La Terre-Mere et
les hierogamies cosmcpes" (.1953; Mythes, rjves et mysteres, 1957, s. 2 0 7 - 2 5 3 \ e
yaymlanmtr).
in kltryle ksmen btnlemi taral ve marjinal farkl kltrlerin aynntl bir
zmlemesi iin, bkz. VVolfram Eberhard, Kuhur und Siedlung der Randvlker
o'nun 36. cildine ek, Leiden, 1942); Lokalkulturen
Chinas (Toung
48
Pa-
EK1 C N D t N L H R l
ikinci cildinin dzeltilmi ve geniletilmi bir versiyonu The Local Cultures oj South and F.ast China
balyla yaymlanmtr (Leiden, 1968).
in amanizmi hakknda, bkz. Eherhard, "fite luxal Cultures,
Eliade, l-t cfamanisme (2. bask), s. 349 vd; joseph Thiel, "Schamanismus im ake China." S'fogica, 10, 1968,s. 149-204; John S. Majr, "Research Prioity in he Study of Ch'u religion,"
HR 17, 1978, s. 226-243, zellikle s. 236 vd.
129. En nemli kozmogoni metinleri Max Kaltenmark tarafndan evrilmitir: "La nassance
du monde en Chine," (La Nassance
du Monde
"The Problem of Creation Mythology in the Study of Chinese Religion." HR 15, 1976, s. 289318 (en son baz almalann eletirel zmlemesi).
P'cm-Ku miti hakknda, bkz. Maspro. "Legendes mythologques," s. 47 vd, Edouard Erkes,
"Spuren chinesischer Wekschpfungsmythen," T'ourg Pao 28, 1931, s. 355-368; W. Eberhard, The Local Cultures,
chinoises,
s. 80 vd.
Nu-kua hakknda, kr. Bodde, a.g.y., s. 386 vd. Taan sulan yene Buyuk Yi miti konusunda. kr. Marcet Granet, Danses el Itgendes, s. 466 vd, 482 vd.
in kentlerinin kkenleri ve torensel yaplan hakknda, bkz. Paul Wheatley, Tht Ptvof oj
fhe Four Quarters.
A Prcliminary
Chinese
(Chicago, 1971), s. 30 vd, 411 ve birok yerde; avnca kr. Wemer Muller, D/c heilige
City
Sladt
huyler Camman, "Types of Symbols in Chinese Art," (Arthur F. VVright [ed.|, Studtcs
in Chinese
Thougft iinde, Chicago, 1953, s. 195-221); ayn yazar, "Evolution of Magic Squares in
China," JAOS 80, 1960, s. 116-124 ve "The Magic Square of Three in Old Chinese Phlosophv
and Religion," HR 1, 1961, s. 37-80; Eliade, "Centre du monde, temple, maison," Le Svmtol/sme Cosmique
des chinesi$chen
Univcrsismus
49
s. 34 vd, 48 vd.
des origines,
jistndeki kutuplama hakknda, bkz. Granet, La pensle cfmose, s. 86 vd, 149 vd; Cari Hentze,
Bronzegert,
Koster. Symbolik.
Weltordnung
s. 17 vd.
trenleriyle ilikili genlik bayramlaryd: Dandan evlilik ilkesi gereince farkl kylerden gelen, iki cinsiyetten gruplar rimellerden alnm zorunlu izlekleri bulunan iirsel atmalara tutuuyordu. Ritellerin bu iirlere katt manzarada, her zaman su ve da unsurlar yer alyor,
bu unsurlann hepsi de kutsal kabul ediliyordu... [Bayramlar] kylnn yaamndaki nemli
anlara, ekicilerin hayat tarznn deiimlerine rastlyordu. Yaz mevsiminde kk kulbelerde
oturduklar tarlalara dalyor; kn ise aile mezrasnda buluuyorlard. Kyl cemaatlerinin
kutsal yerlenyle klasik ritelin kutsal dalan, nehirleri ve ormanlan arasnda kesinlikle bir iliki
vardr: Her iki grup da atalara ait merkezlerdi ve feodal tapmn balca tapnaklar, Atalar
tapna, Yer ve Hasat tanrlarnn sunaklar aslnda eski kutsal yerlerin eitlendirilmi halleriydi. Ayn ekilde, baz kraliyet tapm uygulamalan da kyl bayramlannn izdmlerinden
baka bir ey deildir" (Max Kaltenmark, "Religion de la Chine antique," s. 952).
Tao kavram hakknda, bkz. Granet, La pensee, s. 300 vd; Joseph Needham. Science and Civilizaion
in China, II (1956), s. 36 vd; Koster, Symbolik, s. 16 vd, 51 vd; Ellen Marie Chen,
Philosophical
gzden geirilmi yeni bask, 1965), s. 50 vd; Max Kaltenmark, Lao Iseu et le laoisme (Paris,
1965), s. 30 vd; Wing-tsit Chan, The W ay of Lao tzu (New York, 1963), s. 31 vd.
Tao Te C'ig'in kozmogoniye ilikin paralar hakknda, kr. Norman j. Grardot. "Mythand
Meaning in the Tao te Ching: Chapters 25 and 42," HR 16, 1977, s. 294-328 ve 129'da
kaytl kaynaka.
"Vadi tanras," "Gizemli Dii" hakknda, kr. 132.
131. retisini bir tinsel ve siyasal reform arac olarak ilk kullanan Konfys oldu.
Szcn tam anlamnda ders vermiyor, onun yerine rencileriyle syleiyordu. Elli yana
geldiinde ona kraliyet idaresinde bir mevki verildi, ama elinde hibir yetki bulunmadn
anlaynca ksa sure sonra istifa etti. Hayal krklna uramt; on yldan uzun bir sre kralln
50
ESK C N D N I . E R I
tum devletlerine yolculuk etli. 67 yanda eski rencilerinin ncas zerine, doduu yer olan
Lu'ya dnd ve orada be yl daha yaad.
Rivayetler birok eseri, zellikle de "klasik kitapLr" Konfyus'e mal etmektedir, ama
bunlar gerekten yazm olmas ok kk bir olaslktr, hatta bu eserleri o n u n yaymlad
bile kukuludur. Notlarndan ve syleilerden bir derleme daha ge bir tarihte rencileri
tarafndan Lunyu balyla yaymlanmtr ("Konumalar," ngilizce'ye genellikle Analects
evrilmitir). J. Legge, The Analects of Confucius
ymgs of Confuaus
diye
(Londra, 1958)
and
he Chinese Way (New York, 1949; yeni bask, 1960), Un Yuang, The Wsdom of Con/icius
(New York, 1938); Liu Wu-chi, Confucius,
fuaus
His Life and Times (New York, 1955); Etiemble, Con(Paris, 1962); J. Munro, The Concept
of Man in Faiv
China (Stanford, 1969), s. 49-83. ("The Confucan Concept of Man"); Herbert Fngarette,
Confucius:
and Chinese
gzlemini birok kez dorulama frsat bulduk: "ok zenli bir eviri, metne ihanet etmiyor,
ama onu anlamay d3 salamyor" (La pesee chinoise, s. 503, dipnot 1). Biz edebi nitelikleri
asndan Arthur Waley, The Way
Numen 22, 1975, s. 208-234 (yazar, Fung Yu-lan'n eski Taoctluk zerine son
66-84 (M 168 tarihli bir mezarda ksa sre nce bulunmu yazmalar hakknda). Ho-angkung'un yorumu Eduard Erkes tarafndan evrilmitir: Ho-shtng-feung's Commenary
translated
and annoted
on Lao-tsc.
(Ascona, 1950).
of Chinese
Philosophy,
posthumcs,
c.
Max Kaltenmark, La Tseu et le taoisme; Holmes Welch, Taoism: 7~he Parting of the Way (Boston,
1957; gzden geirilmi yeni bask, 1965); Nicole Vandier-Nicolas, Le (aoisme
Etiemble, "En relisant Lao-Tseu." La Nouvelle
Revue Franaise
51
(Paris, 1965);
D N S E L N A N L A R V E D U $ U N C E L E R T A R H - (I
Taoculuk Kollokyumu'na (Bellagio, 7-14 Eyll 1968) sunulan teblilerin bir bolumu History of Religion
Bellagio Conference on Taoist Studies," s. 107-136; Arthur F. Wright, "A Historan's Reflection
on the Taoist Tradilion," s. 248-255. Taoculuk incelemelerindeki gncel ynelimler hakknda, bkz. Norman J. Girardot, "Part of the Way: Four Studies on Taosm," HR 11, 1972, s. 319337.
Yakn tarihli birka ineleme sayalm: Donald Munro, "The Taoist Concept of Man," The
Concept of Man in Early China (Stanford, 1969), s. 117-139; J. ]. L. Duyvendak, "The Phlosophy of Wu-wei," Asiatische
Studien
of the Sol in Chinese Thought," Monumet Nipoca 8, 1952, s. 327-397; Max Kalenmark,
"Ling-pao: Note sur un terme du taosme religieux," Bbliotheque
de l'lnstitut
des Hautes
Etudes
Chiuyises, XIV, Paris, 1960, s. 551-588; Kimura Eiichi, "Taoism and Chinese Thought," Ata
Asiatica iinde 27, 1974, s. 1-8; Michel Strickmann, "The Longest Taoist Scriptures," HR 17,
1978, s. 331-354. Tao Te ing'de
"drsel Taoculuk," ya da eitli ince fizyoloji teknikleri veya simyayla lmszlk aray
arasndaki ilikiler hl tartmal bir sorundur. Baz yazarlar, "felsefi Taoculugu" olumsuzluk
taprtmdan ayran farkllklar zerinde durur. Baz yazarlara gre (rnein A. G. Graham, H. H
VVelch, FungYu-lan), ilk byk felsefi Taoculuk donemi, bat! inanlarn (buyu ve halk dini),
Budist anlay ve ibadetlerin istilasyla bozulmutur. Bu bozulmann sonucu "yeni-Taoculk"
veya "Taocu din" olmutur. Kr. Creel, Whal (s Taoism, s. 1-24, 37 vd; A. C. Graham, The Boofe
of Lieh-tzu
dkm yazst, Fomg Pao, zel say, 51, 1964, s. 288-292). Buna karlk Fransz inbilimciler
ve onlarn rencileri (Granet, Maspero, Max Kaltenmark, C. Schipper, Anna Seidel vb) iki
"Taocu okul" arasndaki yapsal uyumu gn na karmtr. Kr. bu iki yonembilmsel yaklam yanstan baz yeni eserlerin tartlmas, Norman Girardot, "Part of the Way: Four Studies
on Taoism," s. 320-324 ve zellikle R Sivn'n makalesi; "On the Word 'Taoist' as a Source of
Perplexiy: \Vith Special Reference to the Relations of Science and Religion in Traditonal
China," HR 17, 1978, s. 303-330 (kr. s. 313 vd, Japon bilginlerin yapt son baz yorumlarn
incelenmesi).
inlilerin lmszlk anlaytan zerine, bkz. Ying-ih Yu, "Life and Immortality in the
Mind of Han China," HJA5 25, 1964-65, s 80-122; Ellen Mane Chen, s There a Doctrine of
Physical Immortality in the Tao te ChingV
luun "bysel, bilimsel, demokratik ve siyasal adan devrimci" niteliini vurgulamtr (Science
and Cmlization
Worf of Chuang
52
ESK C N D N L E R
in Ancient
1939, yeni bask, New York, 1956), s. 3-79; Yu-lan Fung, Lao Tzu and Chuang
Chinese
China (Londra,
Tzu. The Spirit oj
Tchouan.
Btographies
Ugendaires
des Inmortels
taoistes
de
"Cesedin kurtuluu" hakknda, bkz. Henri Maspero, Le taoisme, s. 98 vd; H. Welch, Taoism,
s. 108 vd.
Yoginlerin ve simyaclarn "buysel uuu" hakknda, bkz. Eliade, Le Yoga, s. 402 vd; ayn
yazar, Le Chamanisme
et Alchmistes
170.
Denizin ortasnda bulunan ve kimsenin yaklaamad kutsal dag efsanesi hakknda,
bkz. Ssu-ma Ch'ien, Memotres,
Kiiler ve lmeyi engelleyen ila orada bulunur; orada tm varlklar, kular ve drt ayakl hayvanlar beyazdr, saraylar altn ve gmtendir; bu insanlar henz oraya varmamken, oradaki
varlklar uzaktan bir bulut gibi gryorlard; oraya vardklannda kutsal da suyun altna
devrilmiti... Sonu olarak, kimse oraya ayak basamamtr" (bkz. c. 11, s. 152-153). Hatrlanamayacak kadar eski zamanlara ait esrime deneyimleri sonucunda billurlama mistik bir
corafyann paras olan lkeler sz konusudur; kr. veadvipa ad verilen gizemli Kuzey
blgesine doru havaya frlayan rijflere ilikin Hindu efsaneleri; ayn ekilde Anavatapta
golne de yalnzca havada uma gibi doast bir gce sahip olanlar eriebiliyordu; Budha ve
arhat'lar
Turna, tam anlamyla lmszler'in kuudur; bu ku binyldan fazla yaamak gibi bir
hrete sahipti ve "boynu eik halde nefes almay biliyordu; solumay yumuaan bu leknigi
Taocularda taklit etti* (Kaltenmark, Lao tscu, s. 153). Ayrca bkz. J. de Groot. The Re/igious
System oj the Chinese,
IV, s. 232-233, 295, 395. Turnalann dans hakknda, kr. Granet, Danses
s. 91 vd; Welch,
in'de soluma tekniklerinin eskilii hakknda, bkz. Hellmut Wilhelm, "Eine Chou-Inschrift ber Atemtechnik," Monumena
"Yaam gcn besleme'ye ynelik teknik hakknda, Henri Maspero'nun incelemesi temel
kaynak olma zelliini korumaktadr: "Les procedes de 'nourrir le principe vial' dans la religion tao'iste ancienne," JA, 1937, s. 177-252, 353-430; ayrca bkz. Le taoisme, s. 107-114. Hint,
53
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - 11
Kaos
dalnca onlar da aynld: Yce ve saf olanlar ykselip gogu oluturdu, kaba ve kirli olanlar ise
aa inip toprak oldu. ilk ve en byk tannlar kendiliinden soluklann dmlenmesinden
yaratld, sonra daha kk tannlar retildi ve douruldu. Daha sonra San mparator, Huangti drt ana yn noktasna toprak heykeller dikerek irsanlan yaratt; onlan 300 yl boyunca
tm soluklara tuttu; soluklar heykellenn ime iyice dolunca, konuup hareket etmeye
baladlar ve eitli insan rklann dnyaya gelirdiler. Bu nedenle insan bedeni topra oluturan kirli soluklardan yaplmtr, ama insan canlandran yaam soluu gkle yer arasnda dolaan saf, an soluktur nsann lmszleebilmesi iin, kirli soluklann yerine tamamen an
soluklar geirmek gerekir; Embriyon Solunumu bunu hedefler. Her gn tahlla beslenen
sradan insan, beden maddesini bu denli kaba bir maddeyle ikame ederken, soluklarla beslenen Taocu, beden maddesinin yerine giderek anlaan, temizlenen bir madde geirmi olur"
(Maspro, Le taoisme,
s. 114).
New York, 1970; yalnzca Taocu tekniklerin zmlemesiyle snrl kalnmadn belirtelim).
Maspero'nun evirdii bir metin ("Les procdes...," s. 385), "tohumlan geri ekip beyni
onarma" tekniini yle betimler: "Bu iin ilkesi, z'n (yani tohum) ok hareketli hale gelmesi
iin iflemektir, (sonra) dan kaca srada sol elin iki orta parma skrotumun (erbezi
torbas) arkasna ve anusn nne konarak, (penis) hzla yakalanr ve kuvvetle sklr ve u zu n
uzun soluk verilirken diler de birok kez gcrdatlr, bu arada Soluk tutulmaz. O zaman z
serbest brakldnda. z dan kamaz, Yeim Kam'tan (penis) geri dnp beyne kar ve
oraya girer. lmszler bu yntemi birbirine aktanr; bunu geliigzel kiilere aktarmayacaklanna kan ierek yemin ederler." Aynca kr. van Gulk, Erotc Coiour Prints...., s. 78.
Maspero'nun MS V. yzyla tarihlendirilebilecegmi 'ahmin ettii Katksz Ajkmlfela Gerek
nsann
Yafamoykus'nde
reetesi atasnda saylmtr. "Kusursuz bir meditasyonla her trl d dnceyi uzaklatrmak
gerekir, o zaman Kadnlar ve Erkekler Ebedi Hayat yntemini uygulayabilir. Bu yntem kesinlikle srdr: Onu yalnzca bilgelere aktann! Bu yntemi her uyguladnzda, nce meditasyona
girin: nce bedeniniz ve d dnya hakkndaki bilinci yitirmeniz gerekir." Bir dua o k u d u k t a n
sonra, "erkekler, z ' (yani spermi) salam bir ekilde koruyarak ve akntya kar krek ekip
belkemiini izleyip Ni-hoan'a (yani bataki Zincifre
54
Tarlasna)
E SK I N D N L E R
Aknlga eriilir. Bu yntem ok uzun sre uygulanrsa, kendiliinden Gerek insan olunur ve
ebedi bir mrle yzyllar boyunca yaanr. Bu. lmeme yntemidir" (ev. Maspero, "Les
procedte...," s. 386-387).
Yeni lmsz bedenin "gizemli embriyonu" hakknda, bkz. Welch. Taoism.
s. 108 vd, ] 20
vd.
Taocu tekniklerle Tantrac yoga ilikileri hakknda, bkz. Eliade, Lc Yoga, s. 253 vd, 400 vd;
Needham, Science and Civization,
(Leiden, 1961), s. 339 v d j . Filliozat, "Taoisme et Yoga,"JA, 257, 1969, s. 41-88. Aynca bkz.
Lu K'uan Yu, Tao/sf Yoga: Alchemy
and Immortahty
yazannn kitabnn ngilizce evirisi; Sivin "Hibir Taocu kkenin veya belirli bir balantnn
kant verilmemitir," demektedir "On the Word 'Taoist'," HR 17, s. 319, dipnot 27).
134. in simyas konusundaki kaynakann byk blm iin bkz. Eliade, Le Yoga (Paris,
1954, yeni bask, 1972, s. 404-406) ve Forgerons
et Akhimisles
mi yeni bask, 1977), s. 167-168 ve zellikle Joseph Needham, Science and Civilization
in China,
c. V, ksm 2 (Cambridge, 1974), s. 2 vd, 381 vd. En nemli eserleri sayalm: A Waley, "Notes
on Chinese Alchemy," BSOAS 6, 1930, s. 1-24; Homer H. Dubs, "The Beginnings of Alchemy,"
Isis, 38, 1947, s. 62-86; Nathan Sivin, Chinese Alchemy: Prelimnay Sludies (Cambridge, Mass.,
1968; bk2. bizim deerlendirme yazmz, HR 10, 1970, s. 178-182); j . Needham, Science and
Ctvifcation, c.V, ksm 3, 1976 (simya tarihi u arda hazrlanmakta olan sonraki iki ciltte de
srdrlecektir).
Simya metinlerinin evirileri arasnda zellikle unlar sayalm: Lu-Ch'iang Wu ve Tenney L.
Davis, "An Ancient Chinese Treatise on Alchemy Entitled Ts'an Tung
Yangabout 142 A.D.,"s/s 18, 1932, s. 210-289): ayn yazar, "Ko H u n g o n the Yellow and the
VJhtte'Proceedingsof
the American
Academy
alma Ko Hung kitabnn (Pao P'u Tzu) IV. ve VI. blmlerinin evirisini de iermektedir; I111. blmler Eugen Feifel, Monumenla Serica 6 , 1 9 4 1 , s. 113-2 U'de evrilmitir (bkz. a.g.y., c.
9,1944'te, IV. blmn yine Feifel tarafndan yaplm yeni bir evirisi); VII. ve XI. blmler
ise T. L. Davis ve K. F. Chen tarafndan evrilmitir: "The lnner Chapters of Pao-pu-tzu" (Pro
ceedings of the American
Academy
alma arkadalarnn evirilerinin deeri hakknda, bkz. J. Needham, Science and C.ivilization,
V, ksm 2, s. 6 ve Nathan Sivin, Chinese Aichemy, s. 15. James R. Ware, Alchemy,
Medicineand
c.
Re-
ligion in the China of A. D. 320: The Ne P'en of Ko Hung adl eserinde (Cambridge, Mass., 1966:
kr. HR 8, 1968, s. 84-85'teki deerlendirmelerimiz), Ko Hung'un Ne P'en'nin tam bir evirisini vermitir. Sivin'in Chinese Alchemy
atfedilen Tan ingyao
55
L U N i E L I N A N C L A R V E D U $ U N C C U : R T A R H - II
almaktadr. Aynca bkz. Roy C. Spooner ve C. H. Wang, "The Divne Nine Tum Tan Sla Method, a Chinese Alchemical Recipe," (Jsis, 1947, c. 38, s. 235-242).
H. H. Dubs'a gre, ilk belge MO 144 tarihlidir; o yl ilan edilen bir imparatorluk ferman
sahte altn retirken su st yakalanan herkesin halkn huzurunda idam edileceini bldnr
(Dubs, bu metni aynen alntlamm "The Beginnings of Alchemy," s. 63). Ama Needham'n gayet isabetli bir biimde gsterdii gibi (Science and Cvilizalcm,
dncelerinin in'e girii konusunda, bkz. Dubs, a.g.y., s. 82-83, dipnot 122-123. n simya
ideolojisinin olas Akdenizli kkleri hakknda, kr. H. E. Stapleton, "The Antiquity of Alchemy1'
(Ambix. c. V, 1953, s. 1-43), s. 15 vd. Simyann inli kkenlerini ksaca tartan Sivn (s. 1930), Dubs'n varsaymn reddeder (s. 22-23). Bu konudaki en kkl eletiriyi, kendisi de
simyann bir in yaratm olduunu farkl nedenlerle ileri srmekle birlikte, Needham
yneltmitir (c. V, 2, s. 44 vd). Needham'a gore, lme kar simyacnn en stn eseri olacak
bir iksirin varlna inancn ekillenebilecei tek ortam eski in kltryd (s. 71, 82, 114115) Bu iki anlay -iksir ve simya yoluyla altn retimi- in tarihine ilk kez MO IV. yzylda
katlmt (s. 12 vd vb). Ama Needham altnla olumsuzluk arasndaki ilikinin Hindistan'da MO
VI. yzyldan daha nce bilindiini de kabul eder (s. 118 vd).
N. Svn, ksa sre nce kan bir makalede, Taocu tekniklerin ve simyann tm in'e
yaylm niteliine dikkat eker; kr. "On the Word 'Taoist' as a Source of Perplexty," s. 316
vd. Sivn ayn makalede bilginlerin ou tarafndan "n tarihinin en byk simyacs" (Needham) kabul edilen Ko Hung'un nemini ok yetkin bir biimde zmler; kr. a.g.y., s. 3 2 3
vd.
u son yllara dek batl bilginler "dsal simya" veya tbbi-knya'y (vay-an), "drak"; "isel
simya" veya yoga nitelikli simyay da (ney-ian) "irek" olarak nitelendiriyordu. Bu ikilik ge
dnemin baz yazarlan, rnein Peng Hsiao (IX.-X. yzyl) iin doru olsa da, balangta vaytan "yogadaki karl kadar irekti" (Sivin, nese Alchcmy,
simya'nn temsilcisi, VU. yzyln byk tbbi-kimyagen Sun Ssu mo, btnyle Taocu gelenek
iinde yer alr; kr. Fo^cros et Alchimistes, s. 98'de alntlanan para (Sivin'in evirisi, a.g.y., s
146-148).
Soluma ve cinsel ilikinin simya simgeselli hakknda, kr. R. H. van Gulik, Erotic
Prim s of the Mg Period vviif an Essay on Chinese Sex Life from the Han to the Ch'ng Dynasty,
206-A.D.
56
Colour
B.C.
E SK N D N L E R
Lao-tzu'nun yalnzca lm (kr. dipnot 117) deil, doumu da bir kozmogoni olarak
yorumlanmt; bkz. Kristofer Schipper, "The Taoist Body," HR 17, 1978, s. 355-386, zellikle
s. 361-374,
Lao-tzu'nun tannlatrlmas hakknda, bkz. Anna K. Seidel, La divinisation
le Taoisme
des Han (Paris, 1969); aynca bkz. ayn yasar, "The mage of the Perfect Ruler n
2, 1954, s. 325-
352; Howard S. Levy, "Yellow Turban Religion and Rebellon at the End of the Han," JAOS 76,
1956, s, 214-227; R, A. S tein, "Remarques sur les tvouvements du Taoisme politico-religieux
au II4 siecle ap. J.-C ," Toung Pao 50,1963, s. 1-78. Aynca kr. blm XXXV (kaynakalar).
37
XVII. B L M
BRAHMANCILIK VE HNDUZM:
tLK FELSEFELER VE SELAMET TEKNKLER
u n s u r u da k e n d i b n y e s i n d e eriterek h e m h o g r , h e m de
1
2
3
58
metinler
B R A H M A N C I U K VE H N D U Z M
ldra'y bir k o r k a k gibi g s t e r i y o r d u . 4 Buna karlk Vitu ve iva srad bir kon u m a gelmi ve dii tanralar o l a a n s t kariyerlerine balamt.
H i n d i s t a n ' n rilemesi ve H i n d u l a m a s , h e m U p a n i a d l a r a lecilerinn,
h e m d e zellikle G o t a m a Budha'nn tebliinin kantlad d e r i n krizler srasnda
gereklemitir. G e r e k t e n d e U p a n i a d l a r ' d a n sonra dinsel sekinlerin u f k u kkten
deimiti. B u d h a , " H e r ey acdr, h e r ey geicidir!" diye ilan etmiti. Upaniadlar s o n r a s an b t n dinsel d n c e s i n i n izleidir bu g r t r .
retiler ve
s p e k l a s y o n l a r , m e d i t a s y o n y n t e m l e r i ve soteriyolojik t e k n i k l e r varlk n e d e n l e r i n i
b u evrensel acda b u l u r ; n k insan " a c f d a n k u r t a r d k l a r o r a n d a d e e r kazanrlar. nsan d e n e y i m i , h a n g i t r d e olursa o l s u n , ac retir. Daha ge d n e m d e n
b i r yazarn ifade ettii gibi "Beden acdr; n k acnn m e k n d r ; d u y u l a r , [duyu]
nesneleri, alglar aclardr; n k insan acya s r k l e r l e r ; zevk bile bir acdr;
n k o n u ac izler." 5 Ve en eski S m k h y a eserinin y a z a n s v a r a k r i n a , b u felsefen i n t e m e l i n d e i n s a n n acnn azabndan k u r t u l m a isteinin yattn b e l i r t i r :
Gksel sefalet ( t a n n l a r yol aar); y e r y z sefaleti (doga n e d e n olur) ve i ya da org a n i k sefalet. 0
Bununla birlikte evrensel acnn kefedilmesi k t m s e r l i e yol amaz. H i b i r
H i n t felsefesi ya da dinsel ars u m u t s u z l u k iine d m e z . T a m tersine "ac"nm
b i r v a r o l u yasas olarak ilan e d i l m e s i , s e l a m e t i n olmazsa
olmaz
k o u l u diye kabul
edilebilir; o h a l d e b u evrensel ac o l u m l u , h a r e k e t e geirici b i r deer de iermektedir. Bilgeye ve ileciye, zgrle ve m u t l u l u a u l a m a n n b i r tek yolu o l d u u n u
d u r m a k s z n hatrlatr: D n y a d a n elini eteini e k m e k , m a l n d a n , m l k n d e n ve
h r s l a r n d a n a r n m a k , k k l b i r inzivaya ekilmek. Zaten yalnzca insan ac e k m e z ;
ac k o z m i k b i r gerekliliktir. Srf z a m a n iinde var olma, b i r "vdesi" o l m a olgusu
bile acya yol aar. n s a n , t a n n l a r ve h a y v a n l a r d a n farkl olarak, k e n d i varolu halini fiilen a m a olanana s a h i p t i r . Bir k u r t u l u yolu b u l u n d u u k o n u s u n d a k i kesin
k a n - b u kesinlik b t n H i n t felsefelerinin ve g i z e m c i d n c e l e r i n i n o r t a k noktas d r - u m u t s u z l u a veya k t m s e r l i e yol aamaz. Ac e v r e n s e l d i r , d o r u ; ama
z g r l e m e k iin acyla nasl baa klaca bilinirse, ac n i h a i deildir.
5
6
Bkz. Gonda'daki referanslar, s. 271, 275. ller krallnn tanns Yama da bir lde ne
kar; bu tann Kla (Zaman) ile de zdeletirilir (a.g.y., s. 273).
Smkhya Stra'y yorumlayan Anirudha (XV. yzyl), 11,1; kr. Eliade, Le Yoga, s. 23.
Smkhya Krik, I. Yoga zerine ilk eserin yazan olan Patancali ise, yle der: "Bilge iin her
ey acdr" (Yoga Stra, 11,15). Kr. Le Yoga, s. 23.
59
D I N S f l . N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
nirvrta
baglanndan
k u r t u l m a y baarr ve s o n u n d a m k e m m e l l i e eriir.
ankara (? 7 8 8 - 8 2 0 ) o n b e yzyl s o n r a , a n d o g y a ' n n bu b l m n parlak b i r
b i i m d e y o r u m l a m t r . Geri Vedantac m e h u r metafiziki bu meseli k e n d i sistem i , y a n i m u t l a k m o n i z m i n b a k asyla aklar. A m a o n u n y o r u m u m e s e l i n i l k
bataki a n l a m n kesinletirip gelitirir.
Bkz. Le Yogada
60
B R A H M A N C I U K VE H N D U Z M
sizliin (avidy)
gzlerine r t t ba z l r ve o da m e s e l d e k i evine d n e n a d a m
kavuur.8
insanlk
halini
tanmlayan "ac,"
bilisizliin
(av/dyfl) s o n u c u d u r .
sonularna
b i r d u r u m u n bilincine v a r l m a s y l a
e d e n veya mya'nn
purua)
cehaJeti-
137. D n c e l e r Tarihi ve M e t i n l e r i n Z a m a n d i z i n i Eski U p a n i a d l a r dnd a k i b t n dinsel ve felsefi m e t i n l e r , Budha'nn tebliinden s o n r a yazlmt. Kimi
z a m a n b u m e t i n l e r d e t a m a m e n Budizme zg baz d n c e l e r i n etkisi fark edilmektedir. Milattan s o n r a k i ilk yzyllarda k a l e m e alnm birok eser, Budizmin eletirisini d e d e v a m ettirir. A n c a k z a m a n d i z i n i n i n n e m i n i a b a r t m a m a k gerek. Genelde
h e r Hint felsefe incelemesi, yazld tarihten nceye, o u n l u k l a da o k daha eski
d n e m l e r e uzanan anlaylar ierir. Bir felsefi m e t i n d e yeni bir y o r u m l a karlaldnda, b u o n u n d a h a n c e d e n tasarlanmad a n l a m n a gelmez. Kimi z a m a n baz
m e t i n l e r i n yazl tarihi
6
Tutsaklk ve balardan kurtulmaya ilikin Hint simgesellii ile Gnostik mitolojinin baz
ynlerinin kariatnlmas iin, bkz. Eliade, Aspecis du mythe, s. 145 vd (aynca bkz. elinizdeki kitapta, 229).
Sanskritede Avrupa'nn "felsefe" terimini tam olarak karlayacak bir szck bulunmadn
belirtelim. zel bir felsefi sisteme darsana denir: "bak as, gr, anlama, reti, deerlendirme biimi" ("grmek, tefekkr etmek, anlamak" anlamna gelen drs kknden tremitir).
61
D N S E L N A N L A R VK D S N C K I E R T A R I M I - II
o l u t u r m a k olanakszdr.
10
dncelerin
za-
sonra yazlmalar,
onlarn
Budist
s a r h o l u k , tutsaklk olarak y o r u m l a n m a s d e n k l e m i , k a v r a m l a r n , s i m g e l e r i n
i m g e l e r i n b u b i i m d e k m e l e n m e s i ittifakla kabul edilmiti. Satapatha
ve
Brhmana
ya zt, bir felsefi "sistem"e verilen z g n ada d n t . Daha nce Upaniad retilerini z m l e r k e n , s i s t e m l e t i r i l m e
fikirlerini
sergile-
10
011. 2. 6) ve Svetivatara
62
Jjvnad'da
BRAHMANC1UK VF HNDUZM
ve d n c e l e r i n i s a y m a k l a d r . r n e i n bireysel tman'larla
Brahman arasndaki
ve Brahman
t a n n s a l z d e d i r , a m a Brahman'la ayn
13
Bdaryana'nn o z a m a n a d e k n e r i l m i k u r a m l a r t a r t m a d a k i
amac,
ok
Stra'y
o l u t u r a n 5 5 5 zdeyii,
larnn b i r stat t a r a f n d a n a y d n l a t l m a s g e r e k i y o r d u . A m a ilk y o r u m l a r unutulm u ve s o n u n d a , a n k a r a ' n n MS 8 0 0 ' e d o r u yapt dahiyane bir y o r u m u n ardnd a n y o k o l m u t u r . Yalnzca baz y a z a r l a n n isimleri ve belli sayda alnt bilinmektedir. 1 4
Bununla birlikte Svetsvatara ve Maitri U p a n i a d ' d a , Bhagavad
Cit
ve Mokad-
retisi n e m kazan-
yaratl ve my,
a r a s n d a k i ili-
bilisizlikle (avidy)
tezaden,
zdele-
tirilir ve d e benzetilir. D d n y a n n okbiimli "gereklikler"!, d l e r i n ierikleri k a d a r aldatcdr. Gerei T a n n ' d a , yani Bir/Btn'de b t n s e l l e t i r m e e i l i m i
(daha nce Rig
Veda, X,
129'da
da
bulgulanmtr)
giderek
gz
pekleen
o u l l u u inancna my'mn
Varlk, Brahman
13
14
15
BrahmaStra,
1, 3, 21.
Bkz. H. de Glasenapp, La phlosophc mdcnne,
Kr. Mndkya Krik, II. 12 ve 19.
s. 145 vd.
63
D N S E L N A N L A R VI: D U U N C E L U R T A K I M - II
d e n e y i m yoluyla b u l u n c a , s o n s u z b i r i m d i k i z a m a n n ve m u t l u l u u iinde
"uyanr."
Brahman-tman
o l u t u r u r ( 8 1 ) . Ama Budist d i n l i m l e r i n i n eletirilerinden s o n r a , Vednta statlar, h e m bir teoloji h e m d e bir k o z m o l o j i , dolaysyla soteriyoloji olan ontolojilerini sistemli ve kesin kurallara bal bir b i i m d e k u r m a k z o r u n d a k a l m t r .
U p a n i a d mirasn y e n i d e n d n m e k ve onu an gereklerine gore f o r m l e etme
abasnda ankara benzersiz bir yere sahiptir. Bununla birlikte eserinin ihtiamna
ve d n c e s i n i n Hint maneviyat tarihi iindeki h a t n saylr etkisine karn, ankara,
Vednta'mn b t n gizemci
ve
felsefi olanaklarn
kullanmamtr.
Ondan
dnk
bir s e l a m e t e erdirici irfan olarak ilan edildiini sylemek yeterli olacaktr. zetle,
S m k h y a , U p a n i a d l a r ' m u z a n t s d r ve selamete ulalmasnda bilginin belirleyici
r o l zerinde d u r m a k t a d r , ilk S m k h y a s t a t l a r n n z g n l u inanlarndan
k a y n a k l a n r : Gerek "ilim," d o a n n , hayatn ve psikolojik-zihinsel etkinliin yaplarnn ve d i n a m i z m l e r i n i n kesin olarak z m l e m e s i n e d a y a n m a l ve r u h u n (j>u-
16
17
Biz de bu nedenle farkl klasik Vednta sistemlerinin tantmn elinizdeki kitabn 3. cildine
braktk.
Kr. rnein 11, 18-19, 22-23; III, 3-4, 10-11; VII, 7-9 vb.
64
BRAHMANCII.IK VE H N D U Z M
abayla
tamamlanmaldr.
Klasik ada, yani Isvarakrina'nn Smkhya
k u r a m s a l ereveleri b i r b i r i n e ol-
1) Klasik S m k h y a
tan-
postulatna dayand
iin
"cehalet"ine
iinde e m i l i p kaybolacaktr.
gibi, purua
d u r . Benlik, "grendir Isfcin, t a m karl "tank"], tek b a m a d r , kaytszdr, yalnzca edilgin bir seyircidir". 1 5 R u h u n zerklii ve aldrmazl m e t i n l e r d e s r e k t i
y i n e l e n e n , geleneksel sfatlardr. Yok edilemez, niteliklerden y o k s u n p u r u a ' n n
"zek"s y o k t u r ; n k isteksizdir, istekler ezeli ve eb ed i deildir, bu nedenle ruha
ait olamazlar. R u h ezeli ve e b e d i olarak h r d r , "bilin halleri," p s i k o l o j i k - z i h i n s e l
h a y a t n ak o n a yabancdr. 2 0
Ancak b u purua
18
19
20
ve kkeni,
S m k h y a Yoga s t a t l a n n n ,
65
s. 166 vd.
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
- o l d u k a gelikin de o l s a - bir
(ha-
reket enerjisi ve zihinsel etkinlik hali); 3) tamas (statik hareketsizlik ve p s i k o l o j i k zihinsel karanlk hali). D e m e k ki her guna
geer. Ahamkra,
mahat
halinden ahamkra
haline
21
66
B R A U M A N C I U K VF. H N D U Z M
geirdii
e v r e n yaratmtr: Biri isel, dieri dsal b u iki " d n y a " n n a r a s n d a seici d e n k l i k ler vardr. yle ki i n s a n n bedeni, fizyolojik ilevleri, d u y u l a r , "bilin halleri,"
hatta "zeks" tek ve ayn tz tarafndan yaratlmtr: Fiziksel d n y a y ve o n u n
yaplarn da y a r a t a n b u t z d r (kr. 75).
Aa y u k a r b t n Hint sistemleri gibi S m k h y a Yoga'nn da "benlik
luyla
bireyleme
ilkesine
var.
bilinci"
yo-
Dnyann
h k m e t m e k t e d i r . M a d d i d n y a n n g r n g l e r i ise tamas'n g i d e r e k y o u n -
arasndaki
fark
bir
farkdr.
Madde, aamal "geliimi" ( p a r i n m a ) sayesinde, s o n s u z sayda ve giderek bileikleip k a r m a k l a a n , g i d e r e k eitlenen b i i m l e r retmitir. S m k h y a bu kadar
usuz bucaksz bir yaratln, b u derece k a r m a k bir biimler ve o r g a n i z m a l a r
y a p s n n kendisi d n d a bir gerekesi ve a n l a m olmas gerektii i n a n c n d a d r .
Biimsiz ve ezelden ebede h a r e k e t s i z p r a k r f ' n i n bir a n l a m olabilir.
Ama g r -
" Smkhya-Yoga u gund'nn psiik "goruumleru dikkate alarak znel bir yorum da sunar.
Egemen olan sattva ise, bilin dingin, duru, anlayt, erdemlidir: egemen olan racas ise,
heyecanl, belirsiz istikrarszdr; lamas tarafndan bunaltldnda ise, karanlk, kark, tutkulu, hayvanidir (kr. Yoga Stra, II, 15, 19).
67
D N S E L N A N L A R \ T . D O f N C I L l i R T A R H - II
bir
niteliini
ortaya
karr:
k o z m i k Yaratln yanlsamalar ve
canllk k a z a n d r r ; n k "Brahman'dan en kk
ilikiler,
d e v a m ettii
25
26
27
11, 24.
68
B K A H M A N C I L I K VH H N D U Z M
etmek.
Ruhun
ve anlamdan
arndrlm
(nk b t n "deerler" ve b t n
ip-
kar.
Bilgi, Benliin z n n d e k i peeyi i n d i r e n bir "uyan"tr yalnzca. Bu bilgi den e y i m l e deil, b i r t r "vahiy"le elde edilir: Bu vahiy n i h a i gerei annda g z l e r
n n e serer. O h a l d e k u r t u l u u n prakrti
Madde
yerine
getirdikten sonra
giden
bir
d a n s z e " benzerler. 2 8
26
Gerek Mahbhrata'a
gerekse Smkhya risalelerinde bu benzetmeye sk sk rastlanr; kr.
Smkhya Krikd, 59, Smkhya Stra, 111, 69.
Smkhya Krih, 61.
69
D N S E L I N A N C I A R VC D O S O N C L L E R T A R H - il
varmaktan
ilgilendir-
bir
tek t em el
ilkeye,
maddeye
lar.
Ksacas trajik ve a y k n b i r r u h anlay sz k o n u s u d u r . Zaten gerek Budist din
limleri, gerekse V e d a n t a statlar b u anlaya iddetle saldrmtr.
30
31
32
33
Stra, III, 82
li, 32.
70
h e r trl meditasyon
B K A H M A N C I L I K VE H N D U Z M
yntemini
dile getirecei biimiyle b i r "klasik" Yoga da geliir. Bu yazar aslnda Yoga retisine ve tekniine ilikin rivayetleri derleyip y a y m l a m a k t a n baka b i r ey yapmadn bizzat itiraf eder. 3 4 Patancali hakknda ise h i b i r ey, M II. yzylda m ,
yoksa MS III. hatta V. yzylda m yaadn bile b i l m i y o r u z . Rivayetlerde k o r u n m u t e k n i k reetelerin i i n d e n , yzlerce yllk d e n e y i m i n s n a m a s n d a n yeterince
g e m i olanlar semiti. Patancali'nin b u u y g u l a m a l a r a
kazandrd kuramsal
s o n s u z saydadr. A m a h e p -
farkl eitlemele-
Yoga Stra l, 1.
yoga Stra 1,2.
71
D N S E L 1 N A N C I A R V E D N C E L E R T A R H - II
nikleri vb). Cavriii'ler (tam karl "bilin girdaplar") h a k k n d a nceden deney i m y a a n m a z s a , b u n l a r denetlenemez ve s o n u n d a yok edilemez. z g r l k ancak
deneyimler
salanamaz. Bu
tinsel altrma kategorisi ierir. Yoga'nn bu "uzuvlar" h e m bir teknikler g r u b u n u n o l u t u r u c u l a r , h e m d e s o n dura k u r t u l u olan ilesel ve tinsel bir g z e r g h n
aamalar olarak k a b u l edilebilir. Yoga Stra'larda (II, 2 9 ) artk klasiklemi bir liste yer alr: 1) F r e n l e m e l e r ( y a m a l a r ) ; 2) Disiplin k u r al l ar (myama'lar); 3) Beden
d u r u l a r (sana'lar); 4 ) Soluun d e n e t i m altna alnmas (prnyma)\
36
37
5) D u y u m -
72
B R A H M A N C I I . I K VH H N D U Z M
8) Enstaz* (samdhi).
ve niyama,
h e r t r l ilenin
vardr: ahims
("ldr-
("almamak"); brahmacarya
("cinsel
18
perhiz"); aparigraha
ga d insanlardan s t n bir
niyama'lan,
6) Youn-
Buna k o u t
olarak
Yogin
tancali, "bu kurallar, temizlik, s k u n e t , riyazet (tpos), Yoga metafiziinin r e n i l mesi ve Tanr'y ( H v a r a ) h e r e y l e m i n i n gerekesi haline getirme abasdr," diye yazar (Yoga
Stra,
II, 3 2 ) . 3 '
Gerek anlamda Yoga teknii ancak sa/a uygulamasyla balar. Asana, Yoga
Stra, II. 4-6'da "salam, dengeli ve ho" diye t a n m l a n a n ve iyi bilinen yogin d u r u u n u ifade e d e r . H i n t ileciliinin ayrt edici niteliklerinden birini o l u t u r a n ve
U p a n i a d l a r ' d a , hatta Veda klliyatnda bile b u l g u l a n a n bir uygulama sz k o n u s u d u r . n e m l i olan, b e d e n i aba harcamadan
ayn k o n u m d a t u t m a k t r ; a n c a k o zaman
alan
11
iinde " y o u n l a m t r . " Ekgraid'nn "bilin halleri"nin d a l g a l a n m a s n a ve dalm a s n a s o n v e r m e s i gibi, asana da, olas d u r u l a r o u l l u u n u hareketsiz, d o n m u
bir
tek
durua
indirgeyerek
38
39
40
41
bedenin
hareketliliine
ve
eitli
kullanmlara
yogasndaki zne ile nesne arasndaki mesafenin ortadan kalkt st dzey zihinsel hallerden birisini, bilincin belli bir odaa tam olarak younlamasn o noktada emilmesini
ifade eder. Enstaz meditasyonun kendi halinden ok meditasyonun sonucu olan bir haldir
-yn.
Kr. Yoga Sflfra, 11, 30.
"Temizlik" organlann ieriden anndnlmas anlamna da gelir (zellikle Hatha Yoga bu k o n u
zerinde durur). "Sknet," "varolu ihtiyalarm artrma isteinin yokluu"nu gerektirir.
Tapas, scak ve souk vb ztlklara katlanmay kapsar.
Yoga Stra, II, 47.
Vcaspati, ayn yer.
73
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I - II
aklna s o n verir. Zaten "birleme" ve " b t n l e m e " eilimi b t n Yoga uygulam a l a r n n zelliidir. B u n l a r n amac, doal eilimlere u y m a y reddederek,
insanlk
h a r e k e l i r e d d e t m e y i y a n s t r k e n , prnyma,
ritimle
E r g i n l e n m e m i i n s a n n s o l u m a s ya koullara, ya da p s i k o l o j i k - z i h i n s e l g e r i l i m e
gre deiir. Bu d z e n s i z l i k tehlikeli bir psiik akkanla ve dolaysyla dengesizlie, d i k k a t i n d a l m a s n a yol aar. Irsan ancak aba harcarsa, dikkatli olabilir.
A m a Yoga asndan aba, bir "dsallatrma"dr. O halde prnyma
s o l u m a abas yok e d i l m e y e allr: Solumaya
ritim
araclyla
k a z a n d r m a k , y o g i n i n onu
Byk olaslkla
bu
ilikiyi
bilinci
"birletirme" y n n d e b i r ara olarak k u l l a n m l a r d . Yogin, s o l u u n a ritim kaz a n d r a r a k ve o n u giderek yavalatarak, uyanklk h a l i n d e eriilemeyen, zellikle de
u y k u y a zg baz bilin hallerinin "iine girebilir" - y a n i onlar t a m bir zihin
akl iinde, deneysel olarak d u y u m s a y a b i l i r . U y u y a n b i r insann s o l u k r i t m i
u y a n k bir a d a m m k i n d e n daha yavatr. P r n y m a sayesinde b u u y k u r i t m i n i
gerekletiren y o g i n ,
zg "bilin
G n d z bilinci, d l u y k u bilinci,
s a y e s i n d e , y a n i so-
42
43
YogaSira, I, 34.
Soluma ritmi "an" arasnda yaratlan uyumla salanr: soluk alma, soluk verme ve havann
tutulmas. Yogin altrmalarla bu anlann her birini olabildiince uzatmay baarr.
Prnyma'rm
amac soluma)! olabildiince uzun sre askya almak olduu iin, soluk
nce onalt saniye, sonra otuzbe saniye, elli saniye, dakika, be dakika durdurulur ve
byle devam eder. Solua ritim kazandnlmast ve soluun tutulmas Taocu uygulamalarda,
Mslman gizemcilerde ve Hesukhiac rahiplerin dua yntemlerinde de nemli bir rol oynar. Kr. Eliade, Le Yoga, s. 68-75, 419-420.
74
B R A H M A N C I U K VE H N D U Z M
Asana, prnyma
ve ekgrat,
mesi" veya "dalgnlk hali" diye evrilen bu t e r i m i , " d u y u m s a l etkinlii d nesnelerin e g e m e n l i i n d e n k u r t a r m a yetenei" diye karlamay tercih e d i y o r u z . Duyular, nesnelere y n e l m e k yerine, "kendi ilerinde kalmaktadr." 4 4 Pratyhra,
psiko-
Patancali, Yoga m e d i t a s y o n u
45
olan dhyna'yt
yle
b i i m d e " k a y n a t r m a ' y salar. Nesnelerin z n n "iine g i r m e " eylemini akl a m a k ok g t r ; b u n u n e iirsel i m g e l e m trleriyle, n e de Bergsoncu tipte bir sezginin trleriyle
44
45
46
75
D l N S f . L N A N L A R V E D N C E L E R T A R I M I - 11
47
varoluun
Bu m e t n i yo-
baz yoginlere
kar
gsterdii
metafizik
trde
bu
sempatinin,
bir a n l a m d a d ar d an
dorudan
elde e d i y o r l a r d .
48
gibi,
baz y o g i n l e r
" l i v a r a ya
Vysa'da tantld
ekliyle
lvara,
yaratc ve h e r eye gc yeten T a n r ' n n y c e l i i n d e n de, eitli gizemci anlaylarn d i n a m i k ve v a k u r tanrsna zg pathos'lar
47
48
49
76
RRAHMANCll.lK VE HNDUZM
145. SamSdhi
ve
gei
gerekletirmek iin h i b i r ek
b i r a n l a m d a kullanlr: Samdhi,
dncenin,
kategorilere
ve
imgeleme
salayan derin
Samdhi, d n c e y i m e k n n bir n o k t a s n a veya bir fikre toplayarak salanrsa, buna "destekli" veya "farkllam" enstaz ( s a m p r a j n t a samdhi)
d e n i r . T a m tersine,
d e n i r , ilk
50
51
52
Ge donemden bir dier yorumcu, Nilakantha, Tanrnn etkin olmasa da bir mknats gibi
yoginlere yardm ettiini belirtir. Nilakantha, Svara'ya insanlarn hayatlarn nceden belirleme gcne sahip bir "isten" atfeder; nk "o ykseltmek islediklerini iyi iler yapmaya ve
yok etmek islediklerini de kt iler yapmaya zorlar" (aktaran Dasgupta, Yoga as Phlosophy
and Religion, s. 88-89). Patancali'nin livara'ya verdii mtevaz rol ok gerilerde kalm
gzkyor!
Samdhi terimintn anlamlan unlardr: Birlik, btnlk; iinde eriyip yok olma; ruhun mutlak younlamas; birleme. Bu terim genellikle "younlama" diye evrilir, ama byle olunca
dhran ile kantmlma tehlikesi ba gsterir. Biz bu nedenle onu "enstaz," "phtlama," "birleme" diye evirmeyi tercih ettik.
Yoga Stra, 111. 3.
77
digi k a r m a n glerini
bile durdurmay
baarr. Bu hal, k k r t l m a d a n d u y u m s a n d t
elde edilen b i r "hal" olarak ortaya kar. "Bilgi"den "hal"e b u geii hi u n u t m a malyz; n k h e r t r l Hint " m e d i t a s y o n ' u n u n ayrt edici zellii b u d u r . Hintlilerin g e r e k l e t i r m e y e altklar b u bilmekten olmaya p a r a d o k s a l geii o l u t u r a n
"dzey k o p u u , " samdhi'de
gerekleir.
53
M
55
78
BRAHMANC.1L1K V t H N D U Z M
hi'yi elementler
asamprajnta
zerinde egemenlik
samdhi'ye
kurmak
iin deil,
en
stn zgrle,
asamprjnta
samdhi'ye
geii u
yani
R u h u n bu
o l u halini, bilincin b t n ieriinden boaltld basit b i r vecd diye deerlendirm e k yanl o l u r . Bu t e r i m i n ifade ettii "h3" ve "bilgi," asla m u t l a k b i r b i i m d e
boaltlm bir bilince deil, bilinte hibir n e s n e b u l u n m a m a s n a g n d e r m e yapar;
n k bilin o anda varln d o r u d a n ve b t n s e l bir sezgisiyle t a m olarak dolm u t u r . Daha ge d n e m d e n bir yazarn, M d h a v a ' n m belirttii gibi, "nirocihd y
[her t r l psikolojik-zihinsel d e n e y i m i n kesin olarak d u r d u r u l m a s ] bir var olmam a deil, d a h a ok r u h u n zel b i r halinin dayana olarak d n m e k gerekir." Bu
b t n s e l b o l u k enstazdr; bu k o u l l a n d r l m a m hal artk bir d e n e y i m deil
(nk bilinle d n y a arasnda iliki k a l m a m t r ) , " v a h i y ' d i r . G r e v i n i t a m a m l a yan i d r a k (buddh) geri ekilir, p u r u a ' d a n ayrlr ve yeniden prakrti
Yogin k u r t u l u a ermitir: O b i r clvanmukta,
ile b t n l e i r .
iinde y a a m a k t a d r .
doas
Oysa zor kullanarak, byyle fethedilen tanrlk hali zlemi yoginlerin ve ileclerin zihnini
srekli megul etmitir. Vysa'nn (Yoga Stra, 111, 26) gk katlannda (Brahmflloka'da) oturan baz tanrlarla, siddhi'ler aamasndaki yoginler arasnda byk bir benzerlik olduunu
sylemesi de bu zlemi glendirmitir. Nitekim Brahmloka'daki drt tanr grubunun
yaradllan gerei samprajnta samdht'mn drt snfna srayla denk den bir "tinsel
durumlan" vardr. Bu tannlar bu aamada taklp kaldklar iin nihai kurtulua eriememitir.
79
D N S E L N A N C I - A R VK D I J j U N C F . I . t k T A R H - II
ile var o l m a m a y birletirir. E n s t a : hali, gerekliin farkl hallerinin tek bir hal
iinde y e n i d e n btnletirilmesiyle - g e r e k l i i n z n e - n e s n e diye ikiye b l n m e s i n d e n n c e k i , balangtaki ikilik yokluuyla, farkllamam d o l u l u k l a - edeerlidir
Bu en s t n y e n i d e n b t n l e m e d u r u m u yalnzca ezeli belirsizlie
b i r geri
d n olarak d e e r l e n d i r i l i r s e , ok b y k bir hata yaplr. Btn yazarlarn bilinUstu Yoga hallerine verdii n e m , nihai yeniden b t n l e m e n i n , az ok d e r i n b i r
"vecd" iinde deil de, bu d o r u l t u d a gerekletiini g s t e r i y o r . Baka bir deyile,
samdhi
z n e - n e s n e olarak ikiye b l n m e s i n d e n nceki d u r u m a gre u y e n i u n s u r u getiriyor: Birliin ve y c e m u t l u l u u n Mg'a. "Kkene d n " v a r d r , a m a u farkla ki,
"hayattayken k u r t u l a n " kii, ilk d u r u m a zgrlk ve akn bilin boyutlaryla zenginlemi olarak k a v u u r . Benzersiz ve aykr varolu halini yerletirdikten s o n r a ezeli
tamlkla y e n i d e n b t n l e i r . Bu hal, k o z m o s u n hibir yerinde b u l u n m a y a n , ne hayat
d z e y l e r i n d e , n e " m i t o l o j i k tanrsallk" (tanrlar) dzeylerinde
m u t l a k Varlk'ta ( B r a h m a n ) var olan zgrlk
g r l e n , yalnzca
bilincidir.
mutlak reddi
e r i m e k iin Budha'y
Git k u r t u l u u , d n y a d a n o ka-
80
ELETREL KAYNAKA
135. Hindistan'n Hindulatnlmas ve yerel unsurlann entegrasyonu konusunda, bkz. Eliade, Le Yoga: Immortalile
L'Himtou/sme Que sais-je?" dizisi, 1951), J. Gonda, Les rtgions de l'lnde, c. I, s. 257-421; Anne-Marie Esnoul, "L'Hindousme," (Historc des Relgons iinde, H.-C Puech'in ynetiminde, c.
1, 1970, s. 996-1104); ayn yazar. L'Hindousme (antoloji, 1973).
Aynca bkz. j. E. Carpenter, Thdim in Medeval Indic (Londra, 1926; belgeleri asndan
deerlidir);,!. Gonda, Aspecs ojEarly
ity in indan Religun (Lahey, 1964); ayn yazar, Vnuism and Sivasm:
A Cnparison (Londra,
1970); Anhr L. Herman, The Problem oj Evil and indan Thoughl (Delhi-Varanasi-Pama, 1976),
s. 146 vd; Sella Kramrisch, "The lndian Great Goddess," HR 14, 1975, s. 235-265, zellikle s.
258 vd (erdii ve tanra), 263 vd (Devi); j. C. Heestermann, "Brahmin, Riual and Renouncer,"
Wener Zeitschrijt
hdeva,
The Great God (Benares, 1966); Madeleine Biardeau, Clefs j>our la pense
in Sakta Hinduism.
hmdoue
(Paris,
Mother Goddess (Leiden, 1977), zellikle s. 42 vd, 228 vd; Wendy Donger O'Flaherty, Ascelidsm and Emtiasn
in the Mythology
and Change'de
ilenmitir (bkz.
81
indi-
D N S E L N A N L A R VD D N C E L E R T A R H - II
fime (A.-M. Esnoul'un evirisi, 1951), s. 126 vd; William Bedler, The Vision of Sclf n Early Vcnla (Delhi, Patna, Betares, 1975), zellikle s. 104 vd, 227 vd.
Orta dnem Upaniadlar'ndaki "bedensel" ("olumlu") ve "bedensz" ("lmsz") Brahman
paradoksunu incelemi ( 82); aynca bu metafizik speklasyonun mitolojik ncllerini
hatrlatmtk ( 68). Smkhya felsefesinde de zlann birliine ynelen benzer bir eilim ve
zellikle de kozmik maddeyi (("ak l) ruhun (/urua) kurtuluuna yardm etmeye srkleyen
"erekblimsel bir igd" fark edilmektedir; kr. 140. Gerekliin btncll veya Mutlak
Varlk olarak Brahman'n ayrt edici niteliini oluturan ztlarn birliinin birok mitte, zellikle
de insanlk haline ilikin millerde de ifade edildiini ekleyelim. megi ktln tezahrleri
(iblisler, canavarlar vb) bizzat Tanr'nn bedeninden (ncelikle de dklarndan) kar; baka
bir deyile ktlk, tpk iyilik gibi, tanrsal kkenlidir; Tanrsalln aynlmaz bir parasdr. Kr.
W. D. O'Flaherty'nin alntlayp yorumlad Bralmana ve Purana mitleri; The Origms of Evil in
Hindu Mylhology (Berkeley, 1976), s. 139 vd. Bu motifin baka mitolojilerde de bulgulandru
eklemekte yarar var; eytan veya Olum, Yaratcnn balgamndan veya dksndan ya da
glgesinden doar; kr. Eliade, De Zalmoxrs d Gengis Khan. S. 87 vd (Bulgar efsanesi), 87 (Mordva efsanesi), 101 (Vogul efsanesi).
139. Smkhya metinleri ve onlarn yorumlanna ilikin kaynaka, Lc Yoga. Jmmorrale t
Lbene
(ev.), Svarakrna,
Smkhya
Krk
con i! commento
(Smkhya
di Gaudapda
Krik),
of the Smkhya
An buerpretation
System
of Thought
aning (Delhi-Varanasi-Patna, 1969). Larson'un eseri Rchard Garbe'dan S. Radhakrishnan'a kadar Smkhya felsefesi yorumlannn eletirel bir derlemesini de ierir (s. 7-76).
Upaniadlar'dak Smkhya dnceleri hakknda bkz. Eliade, Le Yoga,
s. 227 vd; E. H.
Johnston, "Some Smkhya and Yoga Conceptions of the Svetsvatara Upanishad," JRAS,
1930, s. 855-878; ayn yazar, Early Smkhya
Smhhya, s. 99 vd.
Purua'nn ("Benlik") ontolojk yaps hakknda, bkz. Le Yoga, s. 27 vd; Larson, a.g.y.,
s.
181 vd.
Daha nce grdmz gibi "gnosis"in (vdy, jna)
da bkp usanmadan yceltilir (kr. c. 1, 80). Nitekim yalnzca ve yalnzca metafizik (irek,
batini) bilgi sayesinde rii'ler bilgisizlii (avidya) yok eder ve kunulua erer, yani insanlk d u n munu amay baanrlar. rfann neredeyse bysel nitelikteki bu gc bir yandan ritellerin
harekete geirdii glere ve dier yandan da ile ya da Yoga uygulamalanyla elde edilen
"mucizevi glere" benzetilebilir (kr. 76 vd). Smkhya bu belirli noktada. Veda ve Upaniad
82
B R A H H A N C I L I K VF. H N D U Z M
geleneklerinin bir uzantsdr. F. Edgerton Upanadlar'da bilginin "byset" niteliini ok yerinde bir yaklamla vurgulamtr; kr. The Bcginnings
ojlndiat
Phibsophy
(Londra, 1965), s 2 2
vd. Aynca b k 2 . Corrado Pensa, "Some Intemal and Comparative Problems n the Field of Indian Religions" (Problems
and Mcthods
Dnyann onaya kna ilikin olarak, Smkhya ile Yoga arasndaki fark belirtmekte yarar var. Yogaya gre, d n y a r u h u n gerek yapsnn blgszlj y z n d e n olurken (kr. Yoga
Stra, II, 23-24), Smkhya yazarlan maddenin (prakrt)
Kdrk,
harekete
"puu^'nn
geirildii kansndadr
dualiz-
Mailri),
zerine yaplan speklasyonlara benzetilebilir; kr. I 82. Aynca bkz. C. Pensa, "Some Internal
and Comparative Problems," s. 109 vd.
142. Yoga uygulamalar, bunlarn kkeni ve tarihi hakknda, kr. Elade, Le Yoga,
s. 5 7 - 1 0 8
(zerklik
(Yoga
ve
s. 3 6 4 - 3 6 6 . Bkz. a.g.y.,
s.
kazanma
teknikleri),
109-148
(Yoga ve Brahmanclk),
149-167
366: Yoga zerine 1954'e kadar km eserlerin listesi. Bunlarn en nemlilerini sayalnv S. N.
Dasgupa, A Study oj Palanjal (Kalkta, 1920); ayn yazar. Yoga as Philosophy ad Religion
(Londra, 1924); ayn yazar. Yoga
Phiiosophy
m Relalior
to Other
de l'homme
integral
oj ndian
Weg
dans s a tradition,"
ThougU
oj Remtegration
Systems
hinduue
des
du yoga
(Paris. 1973).
ofPatanjali
h<Js du yoga'y [Sekiz Yoga Upaniad'] evirmitir (Paris, 1971); Yoga-darsana Upaniad evirisi Le Yoga et la tradition
hindoue
Samdhi
83
kitab):
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
sdkanapda
(kaivalya:
adl eserinde bu yoruma aynca notlar dmtr. Bu iki metin Yoga Stra'lann
anlalmasna yaplm en nemli katklar arasnda yer alr. Kr. Eliade, Patanjali
et Ic Yoga (Paris,
1962), s. 10 vd.
hindoue,
et !e Yoga.
s. 53-101; J. Va-
s. 114-150.
"Frenlemeler" (yama) ile bedensel ve psiik "disiplinler" (Ntyama) hakknda, bkz. Eliade, Le
Yoga, s. 5 8 vd; Varenne, a.g.y.,
dian Tradition with Special Regard so Yoga" (East and West, zel say, 19, 1969. s. 1 - 3 5 ) ,
zellikle s. 11 vd.
Yoga durular (asana) ve soluma disiplini (prnyma)
374; Patanjali
s. 6 2 - 7 5 ,
Akad.
s. 7 5 - 8 2 ,
Medtaiion,"
144. Klasik Yogada Isvara'nn rol zerine, kr. Dasgupta, Yoga as Philosophy
and Religion,
8 5 vd; Eliade, Le Yoga, s. 8 3 vd. Rig Veda, Sma Veda ve Yajur Veda'da b u l u n m a y a n Uvara'dan
Atharva Veda'da alt kez soz edilir. Ama lvara, asl en eski Upaniadlar'da ve Bhagavad
kurtulu peindeki herkesin amac olarak ortaya kar; kr. J. Gonda, Change
indian
Religion
gavad
Citd'da
and Continuty
des Yoga
Wunder
des Yoga (Uppsala, 1935); J. W . Hauer, Der Yoga, s. 326 vd; Le Yoga, s. 94 vd, 375 (kaynaka);
A. Janek, "The Methodical Principle n Yoga According to Patanjali's Yogasutra," ArOr
19,
1951, s. 5 1 4 - 5 6 7 , zellikle s. 551 vd; C. Pensa, "On the Purification Concept in indian
Tradition," s. 6 vd, 1 6 v d .
Samaddh
hakknda, kr. Le Yoga, s. 100 vd; Hauer, Der Yoga, s. 336 vd; Varenne, Le Yoga,
84
s. 135 vd.
B R A H M A N C 1 U K VE H N D U Z M
niyama,
sana)
me'dir, ama burada "en stn bilgi" anlamnda kullanlmaktadr). Bkz. A. Zigmund-Cerbu,
"The adangayoga," HR 3, 1963, s. 128-134; C. Pensa, "Osservazzioni e riferinenti per le studio dello adanga-yoga,"
(Istituto
Orientak
b u yoga sistemi ge d n e m Budizmi ve Tantraelkta nemli bir rol oynamtr; kr. c. III. Bkz.
Gnter Grnbold, adanga
ra-Tantra),
122 vd (adanga
Yoga (Al Konumas, Mnih, 1969), zellikle s. 118 vd (KalcakYoga'y retmi unlu hocalarn listesi).
l'exprience
lbiratnce
s.
gerekletir-
diini iddia e d e n (ya da b u n a itenlikle inanan) ok sayda yoginin yeryznde "kendi cennetlerinde gibi yaamak" iin bu d u r u m d a n yararland anlalmaktadr. Davranlar artk n e d e n sonu
bunu
yapmaya
baklan
vardr.
XVIII. BLM
BUDHA VE ADALARI
sonra,
hayat d n m ve
byk
gerekse
ve plastik
so/uluk edebiyat
sanatlarda
as! yaratclk
ondan kaynaklanmtr.
86
B U D H A VE A D A L A R I
szd; nk bodhisatlva
tayd. Doum bir bahede gerekleti; anne bir aaca tutundu ve ocuk onun sa
brnden kt.
Bodhisattva doar domaz kuzeye d o n u p yedi adm att ve bir aslan gibi "kkreyip" haykrd: "Ben d n y a n n en ycesiyim, dnyann en iyisiyim, dnyann en yalsym; bu benim son douum; artk benim iin yeni varolu olmayacak." 1 Demek
ki bu d o u m miti, gelecein Budha'snn doar domaz kozmostan akn olduunu
("dnyann doruu"na ulamtr) ve zamanla mekan hkmsz kldn (nk
"dnyann en yals" ve "ilk dogan"dr) bildirmektedir. Birok mucize bu olay
mjdeler. Bodhisattva
doar. Yedi yl boyunca ocuu teyzesi bytr. Daha sonra her Hintli prensin
ald trden bir eitimden geer ve gerek ilimlerde, gerekse beden eitiminde kendini gsterir. Onalt yandayken komu lkelerden iki prenses, Gop ve Y?sodhar
ile evlenir. O n yl sonra Yatodhar ona bir oul verir: Rhula. Budist ile geleneinin hi holanmad bu ayrntlar muhtemelen gerektir. Zaten Rhula'n
d o u m u n d a n ksa bir sre sonra, Siddhrta saraydan kaar ve bylelikle ancak bir
oul veya torun sahibi olduktan sonra dnyadan el elek ekmeye izin veren Hint
tresine de uyar.
Bu Byk Ayrl evresinde, eksiksiz bir senaryo kurgulanmtr. En eski metinlere gre, Budha, mritlerine yallk, hastalk ve lm zerinde duie dne
yaam sevincini yitirdiini ve insanl bu ktlkten kurtarmaya karar verdiini aklamtr. Efsanede olay daha da dramatik bir biimde sunulur. Khinlerin
uyard Suddhodana, gen prensi saraynda ve koruluunda tecrit etmeyi baarr.
Majjhma
Nikya.
myseres,
s. 149 vd.
* Laha
Viitara,
III. s. 123. Yedi adn smgescllg hakknda, kr. Eliade. Mvt'es, r^ves e t
87
s. 55 vd.
D I N S E . N A N L A R V E T H J U N C I - I K R T A R H - II
Ama tanrlar babann plann boa karr ve korulua kan Siddhrta ilk gn bir
asaya yaslanan k m bir ihtiyarla, ertesi gun "zayflam, morarm, ateler iinde yanan bir h a s t a y l a , nc gn ise mezarla gtrlen bir oluyle karlar.
Arabacs ona hastalktan, yallktan ve lmden kimsenin kaamayacan aklar.
Sonunda, baheye son knda prens dilenen, sakin ve dingin bir ermi grr ve
insanlk halinin sefaletlerine dinin derman olabileceini kantlayan bu grnt onu
teselli eder.
88
B U D H A VE ADALARI
olmad iin, "btn varlklarn tarafsz anas "m yardmna ard ve Budist ikonografide klasiklemi bir hareketle sag eliyle topraa dokundu. O zaman Toprak
y a n beline kadar kendini gsterdi ve Sakyamuni'nin szlerine kefil oldu. Ama
Mra, yani lm ayn zamanda Kma, yani Eros'tur -nihayetinde Hayat R u h u ' d u r ve bodhisattva'nm
hayati
da
tehdit etmektedir. O zaman saysz kadn, ilecinin evresini sard ve plak bedenleriyle, eitli cilvelerle onu batan karmaya altlar, ama bu aba bounayd.
Yenilen Mra g n batnmdan nce geri ekildi. 3
149. "Uyan". Yasann Vaaz Edilmesi Mra'nn saldrsna ve yoldan karma
abasna ilikin bu mitoloji, Sakyamuni'nin mutlak ahlaki safln ilan etmektedir.
O zaman b t n tinsel glerini merkezi soruna yogunlanrabilir: Acdan kurtulu.
Birinci geceki uykusuz seyrinde meditasyonun drt aamasn dolar ve "tanrsal
Dikkati belli bir noktaya toplama -yn.
3
Bununla birlikte Mra geri dnlmez bir lanete uramamtr ve uzak bir gelecekte o da
Bdha'nn inanlarn kabul edip kurtulacaktr.
89
D I N S E 1 . N A N L A R vr.llUSCNCEl.ER T A R H - II
"karlkl
bamllk iindeki oniki retim" yasas ad verilen yasay ( 157) anlar ve ayn zam a n d a b u "retimler"i d u r d u r m a k iin gerekli koullar kefeder. Artk drt Soylu
Geree sahiptir: G n doarken, o artk Budha, " U y a n m t r .
Budha, "Uyan a l a n f d a yedi hafta kalr. Rivayetlerin naklettii mucizevi olaylar iinde, Mra'nm son yoldan karma giriimini aklda tutalm: Kutlu Kii'nin
{Budhal, kefettii selamet retisini tebli e t m e d e n , h e m e n paini
vna'ya
girmesi-
arknn d n d r l m e s i sylevi"dir. Be m r i t
olur.
O andan itibaren yeni dini kabul edenlerin says oalr. Rcagrha'da, Magadha'nn gen kral Bimbisara, Budha'ya ve cemaatine bir manastr balar. Yine
Rcagrha'da Budha nde gelen iki d i n adamna, Sriputra ile Maudgalyana'ya ve
ileci Mahksyapa'ya retisini kabul ettirir. H e r de Budizmin tarihinde hatr
saylr bir rol oynayacaktr. Bir sre sonra Kutlu Kii babasnn arsna boyun
90
6 U 0 H A VE ADALARI
gerekletirdii
mucizelerin
ardndan, Budha
"mucizevi
gler'in sergilenmesine kar kar ( 159). Bununla birlikte rakipleri olan "alt
stad"a kar mcadelesinde en byk mucizelerden birini bizzat gerekletirmek
zorunda kalr: Kimi zaman yerden devasa bir mango aac karr, kimi zaman
gkkuann stnde doudan batya gezinir veya kendi imgesini havada sonsuza
dek oaltr ya da Indra'nn gnde annesine t vermek ii ay kalr. Ama bu
masals anlatlar ilk rivayetlerin iinde yer almaz; o nedenle "mucizevi gier'in
(si<Mti'ler) yasaklanmas ve insanlar dine ikna etme yntemi olarak "hikmete"
(prajn)
sonra
manastr kurallannn bir ayrnts hakknda Kausmbfde patlak veren kavga bunlara m e k gsterilebilir (heladaki taharetlenme ibriini kullandktan sonra yeniden
doldurmak gerekip gerekmedii sz konusudur). stat hasmlar yattrmaya
alr, ama kendisinden bu tr ilerle uramamas rica edilir ve o da Kausmb'-
91
0 1 N E L I N A N U R V E D U S U N C F L E R T A R H - II
150. Devadatta'nn M e z h e p Ayrl. Budizme Son Geiler. Budha Parinirvna'ya Giriyor Kaynaklar Budha'nm kariyerinin orta dnemi hakknda ok belirsiz bilgiler veriyor. Yamur mevsiminde Budha kemlere yakm viha'larda
(ma-
nastr) vaaz vermeyi srdryordu. Yln geri kalannda, yannda en yakn mritleriyle yi Yasay vaaz ederek lkeyi dolayordu. Yaklak olarak M 509'da, y i r m i
yandaki olu Rhula son kei oldu. Bununla birlikte yaamyklerinde baz
grkemli Budizme gei ykleri anlatlr; rnein bilmece sorucu Yaka diye biri,
m e h u r bir haydut veya Bengall zengin bir tccar Budist olmutu; demek ki
Ustad'n n vaaz verdii yrenin snrlarn ok amtr.
Budha 72 yana gelince (M 486), kskan kuzeni Devadatta, cemaatin ynetimini kendisine brakmasn istedi. Bu istei reddedilince Devadatta nce kiralk
katiller tutarak, sonra da bir kayann veya tehlikeli bir filin ayaklarnn altnda ezdirerek o n u ldrmeye alt. Devadatta bir grup keile birlikte daha radikal bir
ile vaaz ederek din iinde ayrla yol amt - a m a Sriputra ve Maudgalyana
yoldan kanlar geri dndrmeyi baard ve birok kaynan belirttiine gre, Devadatta, cehennem tarafndan canl canl yutuldu. Kutlu Kii'nin son yllar korkun
olaylar, bu arada da kabilesi Skyalarn urad ykm ve Sriputra ile Maudgalyana'nn lmleriyle karard.
Yaklak olarak M 478'in yamur mevsiminde Budha, yannda Ananda ile birlikte "Bambular Ky "ne (Venugrma) yerleti ve orada ok ar bir dizanteriye
yakaland. Krizi atlatt; Ananda, "Kutlu Kii'nin Cemaat konusunda talimatlarn
brakmadan son nefesini vermeyeceinden" tr ok sevindi. Ama Budha, kendisinin btn Yasay rettiini, baz statlarn yapt gibi hibir gerei gizli
tutmadn syleyerek yantlad onu; o artk "bunak bir ihtiyar" olmu, hayatn sonuna gelmiti ve bundan byle mritleri yardm iin Yasaya bavurmak zorundayd.
Bu anlaml bir olaydr; manastr tresinin, kart ynde birok rnek b u l u n m a k l a birlikte,
mutlaka Budha tarafndan dzenlenmediim gstermektedir;
dassique,
II, s. 485.
92
B U D H A VE A D A L A R I
kez bu yerin holuunu ve "Hindistan ktas "nn eitlilik iindeki gzelligini ver;
kendisine rica edilirse Budha'nn varlnn "kozmik bir dnem boyunca veya kozmik bir dnemin geri kalan boyunca srp gidebileceini" ekler. Ama Ananda her
seferinde sessizliini korur ve stat ondan uzaklamasn ister. O zaman Mra
yanna yaklar ve satngha
gir-
me szn hatrlatr. Kutlu Kii, "Kayglanma ey Kt, artk beklemene gerek kalmad" diye yant verir. Geri kalan m r n d e n vazgeer ve o anda yer sarslr. Ananda stadna bu beklenmedik olayn nedenini sorar ve neler olup bittiini renince
kozmik dnemin sonuna kadar hayatta kalmas iin yalvarr. Ama Budha, Mra'ya
verdii szden vazgeemez. "Bu senin hatan Ananda... Eger sen yazgs nceden belli olana b u n u rica etseydin ey Ananda, o birinci ve ikinci talebini reddedecek, ama
nc seferinde isteini yerine getirecekti. Demek ki bunlar senin hatan, ey Ananda.'"
O zaman mridinden VaiSi'de bulunan keileri toplamasn ister ve ikisi birden Pp'ya gider. Orada demirci Cunda onlan akam yemeine davet eder; sofrada
bir "domuz yahnisi," domuz etinden veya domuzlarn ok dkn olduu bir tr
mantardan yaplan bir yemek vardr. Bu yemek kanl dizanteriye yol aar; Budha'nn h e n z ve glkle iyiletii hastalk anlalan nksetmitir. Yine de Malla'larm
bakenti olan Kusinagara'ya doru yola kar. Zahmetli bir yryn ardndan bitkin den Budha bir korulukta, iki aacn arasnda yzn batya, ban kuzeye verip sa tarafna uzanr, sol bacan sag bacann zerine uzatr. Ananda hkrklara boulur, ama lmek zere olan o n u teselli eder: "Yeter Ananda; kendine eziyet etmeyi ve szlanmay kes... Domu olann lmeyeceini mi sanyorsun? Kesinlikle olanaksz bir ey bu." 0 Daha sonra herkesin nnde Ananda'nm balln
ver ve ona azizlik mertebesine kaca gvencesi verir.
Ananda'nm haber sald Malla'lar, byk bir kalabalk halinde Kutlu Kiinin
evresinde toplanmtr. Budha bir din adam olan, Subhadra'y kendi inancna ikna
Divy
Avadna,
Buddha,
s. 74 vd) ve
vd.
7
Mahparinibbna
k u k u s u z Budha'nn l m n aklamak iin uydurulmutu; n k Budha nasl d o u m u n u n koullarn belirlemise, varoluunu da sonsuza dek uzatabilirdi. Bunu yapmamas k e n di hatas deildi. Yine de ne efsane, ne de Budist cemaat nanda'y lekeledi; bu d u r u m , din
savunmas amacyla araya katlm bir b l m n sz konusu o l d u u n u kantlyor.
8
Mahparinibbna
Sutta, V, 14.
93
D I N S E 1 . I N A N O - A R V E D U U N O l U l k T A R H - II
ettikten sonra, mminlerini artarak, onlara Yasa ve Disiplin hakknda hlfi bir
kukular kalp kalmadn sorar. Hepsi sessiz kalr. O zaman Budha son szlerini
syler: "Size sesleniyorum ey dilenci keiler: Yok olmak eylerin yasasdr; sakn
abalarnz gevetmeyin!" Nihayet nc ve sonuncu uykusuz gecede meditasyon u n drt aamasn da kaeder ve son nefesini verir. Krttika dolunay gecesidir; tarih, MO 478'in (veya bir baka rivayete gre 487'nin) kasm aydr.
Sanki b u kadar insani bir lm dengelemek ister gibi, Budha'nn cenaze treni
birok efsaneye yol amtr. Malla'lar ok sayda kumaa sarlm ve bir zeytinya
teknesinin iine k o n m u ly, yedi gn boyunca mzik ve danslarla onurlandrr;
nk ona yaplan cenaze treni, bir cakravatin
151. Dinsel Ortam: Gezgin ileciler M VI. yzyln bana doru, Hindistan'n Ganj evresi ok zengin bir dinsel ve felsefi etkinlik dnemi yaad; bu
d n e m hakl olarak ayn ada Yunanistan'da grlen tinsel geliimle karlatrimtr. Brahmanc gelenekleri izleyen din adamlarnn ve gizemcilerin yan sra,
saysz Sramana
94
B U D H A VK A D A L A R I
deere balyd: Psiik, lml bir organizma m, yoksa yok edilemez, lmsz
bir "Benlik" mi sz konusuydu? lk Upanindlar da znde ayn sorunu gndeme
getirmiti ( 80) ve bu sorun Hint dncesinin hep merkezinde yer alacakt.
Budist metinler ve Cayna metinleri kimi zaman baz din adamlarnn ismini vermeden yalnzca retilerini belirtir. rnein Brahmacala
katalogu sunar: "Bazlar, benliin (atta:
Saskritede atman)
ve dnyann ezeli ve
ebedi olduunu ileri srerek, psiik bir disiplinle (Yogada bu disiplin samdhi'yh
zaten mevcuttur) nceki varolularn hatrlanmas gibi doast gler edinerek,
zamann gemi dngleri zerine speklasyon yapar. Bazlar kimi zaman ezeli ve
ebedi oluu, kimi zaman da ezeli ve ebedi olmay ileri srer, rnein ezeli ve
ebedi Brahman'n karsna onun kalc olmayan yaratmlarn koyar. Bazlar benlii bedenle zdeletirir ve bu nedenle benlii kalc olmayan bir olgu kabul eder.
Bazlar dnyann sonsuzluunu, bazlan ise sonlulugunu kabul eder ... Agnostikler
btn sorulardan kanr. Bazlarnn kansna gre, benlik ve dnya nedensiz
retilmitir. Bir dier grup, bedenin dalmasndan sonra benliin bana neler geleceini tasarlayarak, gelecek dngler zerine speklasyon yapar. Bu benlik bilinli, hatta bir biim sahibi olabilir veya h e m biimle hem biim yoklguyla ilgisiz, yani biim alanna yabanc olabilir, sonlu veya sonsuz olabilir, mutsuz duygular hissedebilir. Ya da bilinsizdir veya ne bilinli ne bilinsizdir ve onun hakkndaki her ey inkr edilir vb."' Sulanan baz retiler eitli Budist okullar tarafnd a n yeniden ele alnp gelitirilecei iin bu katalog ok deerlidir.
Sahipleri belli olmayan bu retiler dnda, kaynaklarda baz mezheplerin
adlan da k o r u n m u t u r . Biraz ileride bunlarn en nemlileri zerinde duracaz:
Balca stad Makkhali GoSla olan clvika'lar ve Nigrantha'lar ("Yersizler), yani
Mahvira'nn mritleri olan Caynalar. Gotama'nn statlar, rda Klma ve Rud-
dassique,
II, s. 512.
95
D N S E L 1 N A N U R V I : D U U N C E I . E R T A R H II - II
Ayrca Smannaphala
ri hakknda, "cemaat nderi," mehur bir "mezhep kurucusu," bir aziz gibi sayg
gsterilen, kalabalklarn tapt, ya ilerlemi bir kii olduu sylenir. Prana
Kassapa, herhalde eylemin deeri olmadn vaaz etmitir; Acita Kesakmbala,
Crvka'larnkine yakn bir materyalizmi retiyordu; Pakudha Kaccyana'nn retisinde yedi ezeli ve ebedi "beden" (kaya,
zevkin, zahmetin ve hayatn " b e d e n l e r i ) ve Sancaya'nnkinde muhtemelen kukuculuk sz konusuydu; nk her trl tartmay ustaca bandan savyordu. Dier iki
stat, Makkhali Gola ve Nigantha Ntaputta, yani Mahvira'dr, bu sonuncusu
Budha'nn adalar iinde en nemli dinsel kiilik olmasna karn, Budist kaynaklarda ondan neredeyse hi sz edilmez.
Birok suda'da paribbcaka'larla
ile veya fiziksel eziyet deil, i disiplin, merhamet, nefs hkimiyeti, ruhun batl
inanlardan ve isten d kendiligindenlikten zgrlemek olduunu aklar.' 2
hi
karlamad. En gl ve en zgn rakibiyle karlamaktan kanma kararnn nedenleri bilinmiyor. Mahvira, Budha'nn rakipleri iinde, gnmzde bile hl
yaayan bir dinsel cemaat rgtlemeyi baaran tek kiiydi. ki stadn kariyerleri
ve tinsel ynelileri arasnda baz benzerlikler fark edilmektedir. Her ikisi de askeri
aristokratlar kasmdandr (katriya)
Digha, 1, 47 vd.
" Udumbarik
Sihanda
Kassapa-Slhanda
96
1, 2 3 4 vd).
of the Budha,
III. 39 vd).
B U D H A Vfc A D A L A R I
srdrr,
Ganj vadisinin
Magadha, Anga ve
Videha
Ama Budisler de olduka erken bir d o n e m d e , hatr saylr bir Budha dizisi ilan etti.
97
D N S E L N A N L A R v r D N C E L E R T A R H - II
b t n din adamlar gibi, bir kentin yaknna yerleir. 72 yanda, Pv'da (bugnk
Patna yaknnda) lr. "Nirvna'ya
M 468, Jacobi ve Schubrig'e gre M 477'dir. Ama her hal krda bu tarih,
Budha'nn mVvnasndan birka yl nceye rastlar.
dinsel
mana kazandrmay
asla
baaramaz.
Upaniadlar'la
da
vurulan
tasarmlar
(ayrca
bkz.
daha
98
ileride
190):
Nitekim
"karman
B U D H A VE A D A L A R I
maddesi"nde kurtulan ruh. "bir ok gibi" evrenin doruuna doru frlar; orada bir
tr Empyrios'ta* benzerleriyle buluur ve iletiim kurar, saf tinsel, hatta tanrsal
bir cemaat oluturur. Baz irfan okullar ( 228) ve nemli farkllklarla birlikte
klasik Smkhya ve Yoga'y ( 139 vd) hatrlatan bir ktmserlik ve kozmik olmayan "ruhuluk" sz konusudur.
Karman
madde ile her trl temas kesilerek, yani daha nceden zmsenmi
reddedilerek
salanr.
Tahmin edilebilecei gibi, kurtulu, bir ile ve zikirle hayatn talandran Yoga
t r n d e bir dizi meditasyon ve younlamayla elde edilir. 14 Doal olarak kurtuluu
yalnzca keiler ve rahibeler u m u t edebilir. Ama manastr yolu, salnn yerinde
olmas kouluyla, sekiz yana gelmi her ocua aktr. Birka yllk renimin
ardndan rak bir stat tarafndan erginlenir ve be dilekte bulunur: Her hayat korumak, doruyu sylemek, hibir mal sahibi olmamak ve yeni hibir mal edinmemek, bakir kalmak. Kabul edili srasnda ona bir ba ana, nndeki yolu
sprmesi iin ksa bir sprge, konuurken azn rtt (muhtemelen bcekleri
yutmamak iin) k k bir muslin paras verilir. Keilerin ve rahibelerin, drt ay
sren m u s o n yamurlar mevsimi dndaki, gezgin hayat her noktasnda Mahvira'nn hayatna yknr.
Rivayete gre, Mahvira ldnde ruhbandan olmayan geni bir
cemaat
Baz teknikler, d a h a ileride Patancal'nin saptayaca klasik Yoga geleneiyle lam bir u y u m
iindedir ( 143). rnein younlama (dhy/a),
nokta"ya toplamaktr.
99
D1NSF.I. N A N L A R V U D U U N C E l . l - R T A R H - I I
154. clvika'lar ve "Kader"in Her eye Yeten G c Budha, Maskarin (Makhafi) Gosla'y en tehlikeli rakibi olarak gruyordu. Yllarca Mahvira'nn mridi ve
yol arkada olan Gosla, ile deneyiminden geti, mucizevi gler elde etti ve
cvika'larn nderi oldu. Budist ve Caynac yazlarda korunmu baz yaamyks
gndermelerine gre, Gosla gl bir bycyd. "Byl ate"iyle bir mridini
ldrmt; yine de Mahvira ile girdii bir by karlamas sonrasnda onun lanetiyle ld (muhtemelen M 485-484 arasnda).
civika
teriminin etimolojisi a y d n l a t l m a m t r .
Budstlerin ve Caynalann
saldrsna urayan cvika'larn reti ve uygulamalarnn bulunup yeniden oluturulmas pek kolay deildir. Rakiplerinin kitaplarnda bulunan birka alnt dnda, onlarn yasalarndan bugne hibir ey kalmamtr. Ama olduka eski,
Budizmden ve Caynaclktan birok kuak geriye uzanan bir hareketin s 2 konusu
olduu bilinmektedir.
Gosla'y dier b t n adalarndan ayran, kat kaderciliiydi. arsnn z,
"insan abas hibir sonu vermez" dncesiydi. Ve sisteminin temel ta bir tek
szckle zetlenirdi: tiyati,
"varlklarn
bozulmasnn,
bir
nedeni, bir
gerekesi
olmad"
Makkhali Gosla, Hint dncesi ufkunda zgn bir yer igal eder: Belirlenimci
anlay onu doal grngleri ve hayatn yasalarn incelemeye gtryordu.' 6
clvika'lar, Mahvira ve Makkhali Gosla'nn ortaya kndan daha eski bir tre
15
Smcvnaphalasutta,
15
kesin gzlemlere dayanarak doann barndaki dnmlere ilikin bir reti tasla
hazrlad (parinmavda).
100
B U D H A VE ACDASI.ARI
uyarnca rlplak dolayorlard. Btn gezgin ileciler gibi, yemeklerini dileniyor ve ok kat beslenme kurallarna uyuyorlard; birou alktan lmeye katlanarak hayatna son veriyordu. Tarikata giri arkaik nitelikteydi: Aday kzgn bir nesneyi tutarak ellerini yakmak zorundayd; boazna kadar yere gmlyor ve salar
tel tel yolunuyordu. Ama civika'lann tinsel tekniklerine ilikin elimize hibir ey
ulamamtr. Onlarn da kendi ile gelenekleri ve meditasyon reeteleri olduunu
varsaymak gerek; dier gizemci okullarn en yksek gok katma benzeilebilecek bir
tr nirv&na'y
17
101
and Doctri-
ELETREL
KAYNAKA
d'apres
Geschichte
and History
und Leende
(Londra, 1927); A. F o u c h e r ,
der Wissenschaften
m Gttmgen,
Phl.-hst.
1948); E. Lamotte, "La leende d u Bouddha," RHR 134, 1947, s. 37-71; ayt yazar, Hstoiredu
Boudd/isme indien
des origines
d fire
sur ia biographie
du Bouddha
de Sariputra
et les jun(ralles
Exremus,
9, 1962, s. 6-33:
ct fes Vr.ayapitaka
et de Maudgalyana
{?2r\s,
anciens,
1963); 11: Us
der-
a y r yazar, "The S u p e r h u m a n Personality ol the Buddha and Its Symbolisn in the Mahparinlrvnascra of the Dharmaguptaka," Myrhs and Symbols:
Studcs
in Honor oj Mircea
Eliade
(Chi-
zmlenmitir: "The Many Lives of Buddha. A Study of Sacred Biography and Theravda
Tradition," Frank E. Reynolds ve Donald Capps (ed.), Ihe Biographical
Proccss
iinde (Lahey,
1976), s. 37-61. XIX. yzyln ikinci yarsndaki ve XX. yzyl bandaki aratrmaclara -"rnitynelimliler" (E. Senart, H. Kem, A. K. Coomaraswamy) ve "tarihscler" (H. Oldenberg, T. W. ve
Carohne A. F. Rhys-Davds)- zg yntemsel yaklamlar hatrlattktan sonra, Reynolds iki
perspektifi, "mit" ve "tarih" perspektiflerini btnletirmeyi amalayan yakn tarihli baz yaklamlan zmlyor.
Benjamin l. Schwartz, Budizmin ortaya kna ve genelde selamet hareketlerine ynelik
sosyolojik yorumlarn aldanc niteliine hakl olarak dikkat ekmitir. "Budizm gerekten Prof.
Thapar'n ileri srd gibi, ehirdeki tican evrelerde ortaya kmsa, zellikle bir b u r j u v a
felsefesi' olarak zerimizde bir etki brakmas zordur. Kendisi erken d n e m Budizmin siyasi ve
sosyal retisini vurgularken, Budizmin kabinin orada olmad hissine sahiptir" bkz. "The Age
of Transcendence," (Wisdom,
de, Daedalus,
Revelation
and Doubt:
Penpectives
cd, Har, and uma, Crown,"jRAS 26, 1928, s. 8 1 5 - 8 4 0 ; Stella Kramnsch, "Emblems of t h e
Universal Being," joumdl
oj Indian
Society
jor Orientai
W a y m a n , "Contributions Regardmg the Thrty-Two Charactenstics of the Great Person," Liebenthal Festschrift, ed. K. Roy Sino-lndian
Studes
Meryem'in yapt d o u m d a da "Yedi Adm" izleg yine karmza kyor; kr. james'in O n Incil'i, bl. VI ve Henri de Lubac'n y o r u m u , Aspects
102
du Bouddhisme
B U D H A VE ADALARI
Bodhisaftvtj'mn tapnaa takdimi. Szde Matta'mn bir b l m n e (bl. XXIII) benzetilmitir: "Kutlu Meryem kk ocukla birlikte (Msr) tapnana girince, t u m putlar yere devrildi." Ama iki anlat birbirine zt niteliktedir: Msr p u t l a n . Isa Mesih sahte tannlara tapm
kaldrd iin sonsuza dek devrilirken, Brahmanclgm tanrlar gelecekteki kurtarcya bir sayg
iareti olarak secdeye varr; kr. Foucher, La ve du Bouddha,
Lakta
Vistara'da
her, a.g.y.,
s. 55 vd.
nakledilir. Asita'nn ngrs, ocuk isa'y kucana alp Tann'y kutsayan yal i m o n ' u n
b l m n e benzetilmitir ("nk senin saladn, ... hazrladn kurtuluu ... gzlerimle
grdm," Luka, 2:30-32), bkz. Foucher'nn y o r u m u , a.g.y., s. 63-64. Aynca bk2. J. Brinktrine,
"Die buddhistische Asita-Erzhlung als sog. Parallele 2 u m Darstellung Jesu im Tempel," 2eitschrift fr Missionswissznsthaft
und Religionswissenschaft
F. Weller
(Lepzig, 1954), s. 3 1 2 -
Studen,
s. 112 vd.
Maddeciler (Lokyata) hakknda, bkz. Le Yoga, s. 366-367'dek kaynaka. u eserler eklenebilir: Debiprasad Chauopdhyaya, Lokyata. A Study in Anckt ndian Materialsm (Yeni Delhi,
1959)
Budha
Mra'nn Budha'y yoldan karma abalar hakknda, bkz. E. Windisch, Mra und
(Leipzig, 1895); ok sayda anlaty evirmitir (s. 8 7 vd); kr. a.g.y.,
4:1-13)
s. 2 1 4
ve
bouddhique
pli (Lo-
(Louvain, 1962), s.
Symbols
of Ev;!
of Evil (Leiden,
1975). Son olarak G. Fussman baz blgelerde Mra'nn eski bir yce tanr o l d u u n u
gstermitir; kr. "Pour u n e problemaique nouvelle des religions indiennes anciennes" (JA
2 6 5 , 1977, s. 21-70), zellikle s. 52 vd.
s. 3 6 3 - 3 6 4 .
du Bouddhisme,
s. 5 5
s. 1 6 8 - 1 6 9 , d i p n o t
57. Benares yemini hakknda Pali dilindeki ve Sanskrite kaynaklar, Lamotte, Histoire,
dipnot
l'de
Mipkisophelts
saylmtr. Budha'nn
et l'Androgyne,
kulland
"ip
numaras"
hakknda,
kr.
1, s 2 8 ,
Eliade,
103
D N S E L N A N L A R V F D S U N C C L H R T A R H - II
36; K. V. Soundara Rajan, "The Chakravarti Concept and the Chakra (Wheel)," Journal
enal Research
oj Ori-
(Madras) 27. 1962. s. 85-90. Ayrca bkz. A. |. Prince, "The Conceptsof Buddha-
of the Oriental
Socety of Australia
iinde, 7, 1970,
s. 87-118.
Budizme ilk geiler hakknda, bkz. A. Foucher, M vr du Bouddha,
T. W. Rhys Davids ve Hermann Oldenburg'un evirdii (Vmaya
s. 211-240, 3 6 8 - 3 7 1 .
Texts,
1, Oxford, 1881)
150. Budha efsanesinin birbirini izleyen eitli halleri. Lamotte, Hisfoie, s. 7 1 8 - 7 5 6 ' d a
zmlenmitir. Aynca bkz. E. Waldschmidt'in daha yukarda belirtileri incelemeleri, 147.
Devadatta'n kard mezhep ayrl konusunda,
Devadatta," ndian
Anliquary,
der Widersacher
and
des Buddha,
in den kanonischen
Schnften
Budha'nn son yemei hakknda bkz. A. Bareau, "La nourriture offerte au Bouddha lors
de s o r demier repas," Melanges
d'lndianisme
ayn yazar, "La transformation miraculeuse de la nourriture offerte au Bouddha par le Brahrrtane Kasibhradvja," Etudes
tbetaines
dcdees Marcellc
Budha'nn cenaze treni hakknda, bkz, C. Vaudeville, "La Ugende de Sundara et les
funerailles de Bouddha dans l'Avadnaiataka,'
BEFEO
5 3 , 1 9 6 4 , s. 71-91.
Budha'nn kutsal emanetleri hakknda, bk2. J. Przyluski, "Le partage des reliques d u
Buddha," AManges Chnojs et Bouddhiques
fountal
of ndian
History,
30, 1952, s.
i 151. Budha'nn ada ileciler ve din adanlan hakknda, bkz. Le Yoga, s. 3 8 8 - 3 8 9 ' d a k i
kaynaka. unlar ekleyin: J. Filliozat, L'Inde dasuque,
l, s
6 vd.
SBE, c. 22,
z- Religongesc-
7).
104
B U D H A VE C A O U A S L A R I
jaina.
Eat
present
Jaitismus," Worterbuch
et tches
futures
s. 2 1 2 - 2 1 3 ,
Cayna
Lehre derjainas
tumskunde,
expiations
und Mahvira
des Religiuns,
des reltgkux
jaina
Cayna sanatnn ve ikonografisinin asl esin kaynan Mahvira'nn ifte "douu" mitolojisi oluturur; kr. W . N. Brown, Mmiatures Pamngs oj the Jaina Kalpastra (Washington, Smithsonian nsritution, 1934); T. N. Ramachandran, TinifMcuttifamram and ki Temples
(Madras, Go-
vernment Press, 1934); Ananda K. Coomaraswamy, "The Coqueror's Life in Jaina Painting"
(Journal
oj the Indian
Soeiety
oj Orientai
Stras,
Stra.
II, 15, 7 (=
ojInda,
and Doctrines
oj Ihe jivikas.
A Vatshed
Indi-
an Relgion (Londra, 1951). Acivika tenmi, "bir varlk snfnn yaam biimi veya meslei"
anlamna gelen jiva kkiyle aklanmtr, ama "hayat gibi uzun" anlamna gelen jivt
deyi-
minden de tremi olabilir; bu deyim, kurtuluu elde etmeden once birok varolu yaanacan kabul eden temel retiye bir gndermeydi.
105
XIX. B L M
BUDHA'NIN ARISI:
EBED GER DNN DEHETNDEN
SZE DKLEMEZN EBED MUTLULUUNA
155. Zehirli Okla Vurulan A d a m Budha, retisini sistemletirmeye asla yanamad. Yalnzca felsefi sorunlarla ilgili konumay reddetmekle kalmad, retisinin birok temel noktas, rnein nirvnaya ulaan kutsal kiinin yaay dzeni
hakknda da grlerini aklamad. Bu suskunluk, ok erken dnemlerden itibaren
farkl yorumlara olanak tand ve daha sonra da eitli okullarn ve mezheplerin ortaya kmasna yol at. Budha'nn retisinin szl olarak nakledilmesi ve Yasann
yazya geirilmesi birok sorunu gndeme getirmitir ve bir gn bunlarn tatmin
edici bir
agn"sm btnl iinde yeniden oluturmak olanaksz grnse de, en eski metinlerin bile o n u n selamet retisini kkl deiimlere uram bir halde sunduu
sonucuna varmak da abartl bir yaklamdr.
Budist cemaat (samgha), kuruluundan itibaren, birliini
yaam kurallarna (virnya)
salayan manastr
lerine ve "Budha'nn hali"ne (buna Budhaloji de denir) ilikin baz temel fikirleri
paylayorlard. Ayrca daha Kutlu Kii zamannda retiyi kabul etseler de, dnyadan el etek ekmeyen bir ruhban d sempatizanlar kitlesi vard. Bunlar Budha'ya
inanlan, cemaate kar cmertlikleriyle "erdemler" kazanyor, lm sonrasnda
farkl cennetlerden birinde var olma ve b u n u n ardndan daha iyi bir yeniden bedenlenme hakkn elde ediyorlard. Bu dindarlk tr "halk Budizmi" n i n ayrt edici niteliidir ve yol at mitolojiler, riteller, edebi ve sanatsal eserlerle Asya'nn dinsel tarihinde byk bir neme sahiptir.
Esas olarak Budha'nn hem brhmanlarla iramana'larm (bycler) kozmolojik
ve felsefi speklasyonlarna, h e m de klasik a ncesi Smkhya ve Yoga'nm farkl
yntem ve tekniklerine kar kt sylenebilir. Tartmay reddettii kozmoloji
ve antropogoni konusunda, Budha'ya gre dnyann bir tanr, bir yaratc g veya
kt r u h tarafndan (Gnostiklerin ve Maniheistlerin d n d gibi; kr. 229 vd)
106
BUDHA'NIN ARS
yaratlmad aktr. Budha'ya gre, dnya var olmaya devam eder, yani insanlarn
iyi veya kt davranlaryla
srekli
yaratlr.
yalnzca insan hayat ksalmaz, evren de bozulmaya yz tutar. (Bu dnce btn
Hindistan'da yaygndr, ama dnyann giderek yozlamas, dolaysyla dnemsel
olarak yeniden yaratlmas gereine ilikin arkaik anlaylardan tremitir).
Smkhya ve Yoga'ya gelince; Budha, Smkhya statlannm zmlemesini ve yoginlerin vecd tekniklerini alp gelitirir, ama onlarn kuramsal nkabullerine, ncelikle de Benlik (puruja) dncesine kar kar. Hangi trden olursa olsun
speklasyonlar iine srklenmeyi kesin bir
girmeyi
reddeden kii
gibi.
Budha niye
bu
tr
eyleri
tartmaktan
156. D r t "Soylu Gerek" v e "Ona Yol" Bu drt Soylu Gerek, Budha'nn retisinin zdr. Uyan'tan ksa bir sre sonra Benares'te verdii ilk vaazda bunlar
be eski yol arkadann nnde dile getirmitir ( 149). ilk Gerek, eziyet veya
acya ilikindir (Pali dilinde: dufekha). Upaniadlar andan sonraki Hint dnr
1
Majjhima
Nfoya,
1,426.
107
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R 1 A l i l i II - II
Gerekten de "doum
teriminin ok da-
ha geni bir anlam olduunu belirtelim. Farkl mutluluk biimleri, hatta meditasyon yoluyla elde edilen baz tinsel haller de dukkha
kaynan, istek, itah veya yeniden bedenbulur. Bu "susuzluk" kendine srekli yeni
doyumlar arar: Duyusal zevkler istei, s r p gitme istei ve yok olma (veya kendini yok etme) isegi ayrt edilir. Kendini yok eime isteinin "susuzluun" dier davurumlaryla birlikte m a h k m edildiine dikkat ekelim. Gerekten de kendisi de
bir "itah" olan ve intihara yol aabilen yok olma istei bir zm deildir; nk
ebedi ruhg dngsn durdurmaz.
nc soylu gerek, acdan (dukkha) kurtuluun itahlarn (tanh)
ortadan
Son olarak
Hint tp
yntemini
uygulamaktadr. Budha'nn gelitirdii tedavi, aslnda drdnc gerei oluturmaktadr; varolu hastaln iyiletirmenin yollarn belirtir. Bu yntem, "Orta
Yol" adyla bilinir. Gerekten de bu yol iki ar utan saknmaktadr: Mutluluun
duyusal zevklerle aranmas ve tam ters yol, tinsel mutlulua ar bir ilecilikle
ulalmaya allmas. "Orta YoI"a "sekiz aamal yol" da denir; nk: 1) doru
2
Majjhima.,
Majjhima., 1, 90.
1,141.
108
s. 40). Ama h e r
KUDHA'N|UCACl?ISl
(veya hakl) gr veya kan; 2) doru dnce; 3) doru sz; 4) dogr davran; 5)
doru yaam biimi; 6) doru aba; 7) don dikkat; 8) doru younlamadan
oluur.
Budha bkp usanmadan "Yol'un sekiz kural zerinde durur, onlar eitli
biimlerde aklar; nk farkl dinleyici kitlelerine seslenmektedir. Bu sekiz kural
kimi zaman da amalarna gre snflandrlr. rnein bir Majjhima
Nikya
metni
(1, 301), Budist retiyi yle tanmlar: 1) Ahlak tavr (Sia), 2) Zihinsel disiplin
(.samdhi),
3) Hikmet {panrta,
Sanskritede prajn).
Evrensel ak ve b t n varlklara
duyulan sevgiye dayanan ahlaki tavr aslnda, "sekiz aamal y o l ' u n kuralnn
(3.-5 ), yani doru sz, doru davran, doru yaam biiminin uygulanmasndan
oluur. Birok metin bu formllerden ne anlaldn aklar. 6 Zihinsel disiplin
(samdhi)
dikkat ve younlama. Burada, Budist arnn zn oluturduklar iin daha ileride ele alacamz. Yoga tr ileci altrmalar sz k o n u s u d u r . Bilgelik (prajn) ise,
ilk iki kuraln r n d r : Doru gr veya kan. doru dnce.
kkeni-
zerinde dnen
kei,
eylerin
kalc,
dolaysyla
maddi
ve algladklar
nesneleri
eylerin
tmn,
rilen temaslarla ortaya karlar); 3) alglar ve bunlarn sonucu olan kavramlar (yani
tanyp renmeye ilikin - b i l i s e l - grngler); 4) Hem bilinli hem de bilinsiz
psiik etkinlii de ieren psiik yaplandrmalar (samskara): 5) dnceler (vijnna),
yani duyumsal yetiler ve zellikle de kalpte bulunup duyumsat deneyimleri
rnein doru sz, yalandan, iftiradan, d e d i k o d u d a n , her turtu sert, hakaret ieren veya
kt niyetli szden, son olarak da gevezelikten uzak durulmas anlamna gelir. Doru
davran kural, Budistin can almasn, almasn, gavrimesru cinsel ilikilere girmesini vb yasaklar. Doru yaam biimi bakalanr.a 2ararl mesleklen vb yasaklar.
109
D N S E I . I N A N . A R V E DUUNC.EI.V.R T A R H - 1!
adyla bilinen bu forml, oniki etken ("uzuv") ierir, bunlarn birincisi ce-
arzu
ve varolu
ve Upa-
niadlar'n speklasyonlar, kozmik btnsellii ve psikolojik-zihinsel etkinlii belli sayda unsur ve kategoriye a y n p snflandrmt. Ayrca Vedanta andan beri
arzu ve cehalet, acmn ve ruhgnn baat nedenleri olarak eletirilmiti. Ama
Smkhya ve Yoga gibi, Upaniadlar da zerk bir ruhsal temel enin, atman
veya
purua'nn varln kabul eder. Halbuki Budha, byle bir ilkenin varln inkr etmi, en azndan suskunlukla geitirmi gibidir.
Nitekim stad'm balang retisini yanstt kabul edilen birok metin, insan
kiiliinin (pudgaia), yaam ilkesinin (jiva) veya a t m a n n gerekliine kar kar.
stat, konumalarndan birinde, unlar aklayan retinin "tamamen sama" olduunu bildirir: "bu evren, bu alman
yaparak,
bencillik
dorudan
kkleriyle
gerek
olmay
zerin-
Dier yandan ruhglerinin znesi olan. ama kendini kurtarabilecei ve nirvnaya ulaabilecei dnlen "Benliin" inkr baz sorunlar yaratyordu. Bu nedenle
Pralltya-samutpda:
zuhur,'
'nedensel ba' olarak evrilebilen bu kavram, srekli bir 'olma' (samudaya) ve 'yok olma'
(nirodha) sreci iinde, bireyin g r n m n meydana getiren ve biri dierini etkileyen veya
artlandran ve birbirlerine bal t m fiziksel ve zihinsel tezahrleri ifade eder - y n .
7
Majjhimarktya,
1, 138.
110
BUDHA'NIN ARS
reddetti. rnein gezgin bir din adam, Vacchagotta ona bu konularda sorular
ynelttiinde sessiz kald. Ama daha sonra nanda'ya bu sessizliinin nedenini
aklad: Bir "Benlik" vardr diye yant vermi olsa yalan sylemi olacak ve Vacchagotta Kutlu Kii'yi "ebediyeti kuram "n yandalar arasna yerletirecekti (yani
o n u var olan birok " f i l o z o f t a n biri olarak kabul edecekti). "Benlik" y o k t u r yantn verseydi, Vacchagotta o n u "hie indirgemeci kuram"n yandalarndan biri olarak kabul edecek ve daha da kts, Budha onun kafa karkln daha da artrm
olacakt: "nk yle dnecekti: nceleri hi deilse bir alman'm
vard, imdi
deneyiminde
dzeyinde
olanak yoktu.
zlmesine
Samyutta
'
10
Vsuddhmaga,
11
Nikya,
IV, 400.
s. 108.
s. 513.
111
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R I M I - II
yk,
be
sfcandha'dr,
madde,
duyumlar,
1 2
domaz syledii u szler nasl aklanabilir: "Bu benim son douum" ( 147).
158. Nirvna'ya
acnn durdurulmasnn susuzlua (tanhfl) tamamen son verilmesiyle, baka bir deyile, "(bu susuzluktan) uzaklamak, ondan vazgemek, onu reddetmek, ondan kurtulmak, ona baglanmamak"la saland aklanr. 1 '' Daha sonra acnn durdurulmasna gtren yollarn, "sekiz aamal yol"da aklanan aamalar olduu belirtilir.
Bu son iki Gerek ak bir ekilde unu ifade eder: 1) Nirvna
vardr,
ama 2) Ona
13
Zaten pudgalavdmkr
(sam(a) d n t r d ; bu dizinin birlii oynak olsa bile kesintili deildir, bu da onu "ruh"a
benzetir. Bu iki y o r u m daha sonraki, ama yine de Budist d n c e tanhi iinde yer alan
okullar tarafndan gelitirilecek, gelecek ruh-dzleri yandalannn olacaktr. Bununla birlikte elimizde yazlan b u l u n a n ve en iyi tandmz okullar nartmyay\
Vallee-Poussin, Nirvna,
14
Majhima.,
Udana,
16
Angutlara,
s. 66 vd.
I, 141.
VIII. 10.
IV, 414.
112
vazetmektedir; kr.
BUDHA'NIN A G R M
Mayhima., 1,172.
18
Git,
V. 24 u hatrlatan Vallee-Poussin
tarafndan alntlanan (s. 72-73) metinler: "Mutluluu, sevinci, yalnzca iinde bulabilen
kii, Brahman'la zdeleen yogin, aslnda Brahman olan nirvdmyz
metin k u r t u l m u azizi yle tanmlar: "Bu keiin douya, batya veya gneye gitmeyeceini
sylyorum ...; o, d a h a b u hayatta d n y a d a n k o p m u , nirvnaya enri, soumu, Brahman'la zdelemi (brahma-bhta)"\
19
Bununla birlikte "grlebilir," yani hayattayken eriilebilir nirvna ile olimde gerekletirilen
parinirvna'y
20
21
113
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
Kei, szcn gerek anlamyla tekniklere imdi daha byk bir gvenle
eilebilir. Budist gelenek bu teknikleri kategori halinde snflandrr: "Meditasyonlar" (jhna'hr,
Sanskritede dhyna'lar),
sonulann
sevinten uzaklar
ve tepki vermez, ama tamamen bilinli bir halde kalr ve stn mutluluu bedeninde duyumsar. Son olarak, drdnc aamada, mutlak saflk, tepkisizlik ve uyank
dnce halini elde eder. 2 2
Drt sampatti
srecini devam ettirir. eriklerinden boaltlan dnce, srasyla uzayn sonsuzluuna, bilincin sonsuzluuna, "hilie" yogunlntnlr ve drdnc sampatti'de
"ne bilin ne de bilinsizlik olan" bir hale eriir. Ama bhifckfu, her trl alg ve her
trl
dnceyi
durdurmay
baararak
(nirodhasampatti) bu
tinsel
arnma
almasnda daha da ileri gitmelidir. Kei fizyolojik adan kataleptik bir hal iinde gibidir ve "bedeniyle nirvnaya dokunduu" sylenir. Nitekim ge dnemden
bir yazar, "bu zellii kazanan bhkfehu'nun baka bir
ey
yapmasna gerek
ve sampatt/'lerden da-
24
trleri bilinir.
gereken yryen veya dinlenen bir canl kendilik var mdr? Yoktur." Soluk alp verme kon u s u n d a ise, bJifefclu, "onlann maddeye dayandn ve m a d d e n i n maddi b e d e n , drt element o l d u u n u " kefeder vb. Kr. Eliade. Le Yoga, s. 173.
22
1, 2 7 6
vb. Bhifekfu'nun daha sonraki ilerlemeleri ne olursa olsun, drt jhna'ya h k i m olmak, o n u n
srekli olarak b u meditasyonlara dalan "tanrlar" iinde yeniden d o u s u n u gvenceye alr.
23
24
114
hatrlatalm.
B U D H A ' N I N CAC.RISI
yznde yalnzca yedi kez yeniden doacak keiin ulat aamadr; 2) "Tek geri
dn," tutkuyu, kini ve aptall yok eden ve artk yalnzca bir kez yeniden
doacak olann aamasdr; 3) "Geri Dn Olmayan" aamasna, kei hatalardan,
kukulardan ve arzulardan tamamen ve kesin olarak zgrletigi zaman ular; 4)
"Hak Eden" (arhat),
ler ve mucizevi glerle (sddh) donatlm olarak hayat sona erer ermez nirvnaya
ular.
1) ncelikle, bu Yoga tr
altrmalara "hikmet" (prajn), baka bir deyile W;fcfeJu'nun denedii psiik ve parapsiik hallerin eksiksiz bir biimde anlalmas rehberlik eder. En iyi bilinen fizyolojik etkinliklerin (soluk alp verme, yrme, kol hareketleri vb) "bilincine
varma" abas, dind bir bilincin ulaamayaca "haller"i yogine gsteren altrmalarla srer.
2) "Anlalr" klnan Yoga deneyleri sonunda sradan bilinci dntrr. Bir
yandan kei aydnlanmam bir bilincin dorudan yapsyla uyumlu hatalardan
(rnein "kii"nin gerekliine veya maddenin birliine inanmak vb) kurtulur;
dier yandan, srad deneyleri sayesinde her trl kavramsal sistemi aan bir
anlay dzeyine ular ve byle bir anlama yetisi szelletir'lmeyi reddeder.
3) Kei, uygulama iinde ilerlerken, retinin yeni dogrulanmalaryla. zellikle
de aydnlanmam bir bilincin eriebilecei btn varolu hallerini akn bir
"yaplandrlmam"n, bir "Mutlak"n kantlaryla, bir "lmsz"n (veya nirvna)
ak gerekligiyle karlar. Nirvna
dnda hibir ey
inancn deneysel
(baka bir deyile Yoga tr) kkenini ok ustaca zetler, "n v a ' m n bir bilgi nesnesi haline gelmedii iin var olmadnn ileri srlmesi, bouna bir abadr. Tabii ki nirvna, acnn, d u y u m u n vb bilindii biimde dorudan bilinemez. Bununla
birlikte onun doas ve etkinlii ... bilgi nesneleridir. .. Murakabeye giren yogin
nirvnann, onun doasnn, etkinliinin bilincine varr. Vecd halinden knca
yle haykrr: 'Ah nirvna,
115
D N S E L N A N L A R V1-; D S O N C E L H R T A K I M I - II
knyor
(hikmet) yoluyla
25
sahip deildi. SamyuMa iinde yer alan mehur bir metin (II, 115) Musila ile
Narada'y kar karya getirir; her biri Budist kemltn belli bir mertebesini temsil etmektedir. kisi de ayn bilgiye sahiptir, ama Narada kendini asla bir arhat olarak grmez; nk "nirvna ile temas"] deneysel olarak gerekletirmemitir. 2 7
Budizmin btn tarihi boyunca bu ikilik glenerek devam etmitir. Hatta baz
limler, "hikmet"in (prajn),
gler" (sjfMhi'ler, Pali dilinde: iddin) edinilmesini saladn da ekleyelim. Bu dur u m Budha'nn (ve daha ileride Patancal'nin) karsna yeni bir sorun karmt;
25
Samghabhadra,
"Aptallar o n u
Angutlara,
27
Kr. Le Yoga,
BUDHA'NIN CACHISl
n k bu "gler" uygulama srasnda kanlmaz bir biimde ediniliyor ve bu nedenle keiin tinsel ilerlemesi hakknda kesin bilgiler oluturuyordu: Bu d u r u m ,
keiin
"koullanmalardan
kurtulma"
yolunda
olduunun,
arklarnn
iinde
ogutldg doga yasalarn askya aldnn kantyd. Ama dier yandan ayn
"gler''in ifte bir tehlikesi vard; nk "dnya zerine bysel egemenlik
kurma" gibi bo bir urala bhikfchu'yu batan karabilir ve ayrca dind kesim
iinde de kafa karklklarna yol aabilirlerdi.
"Mucizevi gler" be Yksek lim snf (abhijn,)
2)
sergilenmesi selametin yaylmasna hibir biimde hizmet etmiyordu; baka yeinler ve esrimeciler de ayn mucizeleri gerekletirebilirdi; stelik dind kiiler
yalnzca bynn sz konusu olduunu sanabilirdi. Bu nedenle Budha, "mucizevi
gler"in r u h b a n d a n olmayanlar nnde sergilenmesini kesinlikle yasaklamt.
bilincin
bir
alevin
A. B. Keith ayn imgeyi Upaniadlar'da, Senar ise Desan'da ortaya karmtr; kr. ValleePoussin, Nirvna, s. 146.
117
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
dnmyle
bir
dzleme varlmakta
ve
birlikte
szel yaplandrmalarn
anlayabilir.
bu
ile gereince
ve
dzlemde varlkla
var
olmayan
akmaktadr; dolaysyla "Benlik" iin hem vardr hem de yoktur denebilir; kurtuluun tkeni ve ayn anda stn mutluluk olduu ileri srlebilir. Smkhya Yoga
ile Budizm arasndaki farkllklara karn, nirvnaya ermi, bir anlamda jivanmukta ya, "hayattayken kurtulmu"a benzetilebilir ( 146).
Bununla birlikte, kozmosun mutlak olarak almas, yani yok edilmesiyle
nirvna arasndaki edegerliliginin birok imge ve simge tarafndan yanstldm
vurgulamakta da yarar var. "Budha'nn yedi adm"nn kozmolojik ve zamansal simgeselligine daha nce deinmitik ( 147). Budha'nn varolular arkn (samsra)
paraladn, baka bir deyile h e m kozmosu, h e m dngsel zaman atn duyururken kulland "paralanm yumurta" benzetmesini de bunlara eklemek gerek.
Budha'nn "evi ykmas" ve arhat'larn "dam krmas" imgeleri de en az bu kadar
grkemlidir ve koullandrlm b t n dnyann yok edilmesini yanstrlar. 2 ' Hint
dncesinde (ve genelde geleneksel, arkaik dncede) "kozmos-ev-insan bedeni"
benzetinnesinin ne denli nemli olduu hatrlanrsa, Budha'nn nerdii amacn
devrimci yenilii daha iyi anlalr. Budha, "kalc bir konuta yerleme" (yani
m k e m m e l bir kozmosta belli bir varolusal d u r u m u varsayan) arkaik ideale kar,
kendisiyle ada ruhani sekinlerin idealini koymaktadr: dnyann yok edilmesi
ve "koullanm" her d u r u m u n almas.
Bununla birlikte Budha, "balang oluturan, ilk, yeni" bir reti yaydn asla
iddia etmez. Birok kez "kadim yolu," gemi zamanlarn "azizler"inin ve "uyanm
kmil kiiler"inin paylat zamand retiyi (aklika)
izlediini yineler. 3 0 Bu
29
Bkz. /mages et 5ymk>!es, s. 100 vd ve "Briser le toit de la maison" iinde (birok yerde) aln-
30
"Kadim yolu, bir zamanlarn uyanm kmil kiileri tarafndan k u r u l m u eski yolu grdm.
tlanan metinler.
te benim izlediimi iddia ettiim patika b u d u r " (Samytita-Ntetyd, II, 106). Nitekim,
"gemi zamanlarn azizlen, uyanm m k e m m e l kiileri, b u n bu yce varlklar da byle
bir amaca doru mritlenne, benim b u g n mritlenm g t r d g m biimde rehberlik etmitir; ve gelecek zamanlarda aziz, uyanm kmil kii olacaklar, b t n b u yce varlklar da
118
B U D H A ' N I N ARISI
ELETREL
KAYNAKA
155. ok sayda Pali metninin ingilizce evirisi bulunmaktadr. En nemlilerini sayalm: Dalogues
Sacred
Nikya).
ev. Lord
24-27); Minr
1931, Sacred
vutlaka
Anhologies,
c. 1, Dhmnapda,
Khuddakaptha.
Sayings
(Angutlara
"Vtrses
o] Uplift"
and iti-
no.
8).
Scnptures
Scnptu-
iinde, c. III (Payot, 1966, s. 9-246), s. 240-243. Bkz. a.g.y., s. 2 2 7 - 2 3 4 , "Hint Budizm
incelemelerinin tarihi."
156. Budha'nn retisinin temel ilkeleri zerine olduka zengin bir klliyat mevcuttur. En
iyi toplu inceleme eserleri unlardr: E. Conze, Budd/sm: Its Essence
1951; Harper Torchbooks, 1959, s. 11-69; Fr. ev. Le Bouddhisme
developpement.
Lcben,
Grundlage
(Oxford,
les
(Paris, 1961); A. Bareau, a.g.y., s. 13-82. Ayrca bkz. M. Walleser, Die pfilodes l teren Buddismus (Hedelberg, 1904); Hermann Oldenberg, Budha,
Upanishaden
dans
and Development
sein
der
Philo-
la, a.g.y.,
Hstorical
Quarterly
Causes
(Gent, 1913).
120
Etudes
Bol. II
et mat(naux.
BUDHA'NIN ACKIbl
Anaa
bouddhisme,
Thought
a.g.y., s. 77 vd. Aynca kr. Maryla Faik, "Nnirtmya and Karman," Lous de la Vallee Poussin
morial
Voiume
Me-
Whecls
oj Dhanuna
iinde, C h a m -
betsburg, Pennsylvania, 1972, $. 6-30; kr. ayn yazar, "A Bibliographical Essay on \Vorks related to Early Theravada and Sinhalese Buddhism," a.g.y.,
s. 107-121).
158. Nrvna'nn Batl yorumlarnn mkemmel bir tarihi iin, bkz. Gy Rchard W e l b o n .
The Buddhiu
Nirvna
and rs Western
lnterpreers
to Nirvna:
Six Lectures
on Ancenl Buddhism
as a Diisi-
Historical
Qarter!_y 4, iinde, 1928, s. 347-348. Stcherbatzky'nin grleri iin, bkz. The Central Concepton oj Buddhism
Buddhis
(Leningrad, 1927). Bununla birlikte u z u n bir tartmann ardndan her iki bi-
Nirvna
of the Wod
"Dhanna"
of
lim adam da kendi rakibinin y o r u m u n a ikna oldu; kr. T. Stchrbatsky, "Die drei Richtungen in
der Phlosophie des Buddhsmus'' (Rocznik Orjentalistyczny,
Versenhung
(Mruh, 1918).
Immortalite
et
(Paris, 1954; 6. bask, 1975), s. 169 vd. Yoga ile Budizm arasndaki ilikiler k o n u s u n -
Ch'ois et
Bouddhques 5, Brksel, 1937, s. 223-242); M. EUade, Le Yoga, s. 173 vd; kr. a.g.y., s 382-383,
kaynaka bilgileri; u eserleri ekleyin: Gerhard O b e r h a m m e r , StruJturen yogischer
Meditation
159. Budist meditasyon teknikleri hakknda, bkz. Le Yoga, s. 173 vd ve kaynakalar iin,
a.g.y.,
Meditation
Meditaton
in the Southern
School
(Lond-
(Londra. 1956).
hakknda,
bkz. L. de la Vallee Poussin, "Le Bouddha et les Abhijns," Le Museon, 44, 1931, s. 3 3 5 - 3 4 2 ;
EUade, Le Yoga, s. 183 vd, 3 8 4 ("mucizevi gler" zerine kaynaka).
121
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
160. Arkat'lar
s. 9 1 vd; A. Bare-
au, "Le b o u d d h i s m e idien," s. 6 0 vd, 123 vd; aynca kr. lsaline H o m e r , The Early
Theory of Man Perfected: A Study
of the Arhal
Buddhist
(Londra, 1936).
bkz.
Andrt
Koullandrlm dnyann yok edilmesiyle ilgili imgeler zerine (Budha'nn "evi ykmas" ve
a r t a r l a r n "dam krmas"), bkz. M. Eliade, Images et ymtoles, s. 100 vd; ayn yazar, "Briser le
T o k de la Maison: Symbolisme archecionque et physiologie subtile" (Siudies in Mystcsm and
Religion Presented
XX. B L M
ilk
rneini
oluturur.
Nitekim
budunsal,
kltrel
ve
dinsel
123
D N S E L I N A N C L A R VE D N C E L E R TARH - H
arasnda,
kimliini
bilmeden
geirdii
raklk
dnemi
izler
(rnein
Keyhsrev). Gerek "dman (ikiz) kardeler," gerekse amcann (veya dedenin) yok
edilmesi izlegi de ok yaygndr. Kent kuruluunun bir saban iziyle belirlenmesi
riteline (sulcus primigemus) gelince, birok kltrde bunun koutlar saptanmtr
(Dman bir kentin surlar yklp, harabelerin evresinde abanla bir iz alnca da,
bu kent
ritel
gelenekte de
alan zerinde
ldrlen Remus, kentin mutlu geleceini, yani Roma halknn douunu ve Romulus'un kralla kn salar. 3
Bu mitolojik rivayetin, ilk tarihiler tarafndan kayda geirilmeden nceki
za-
baz benzerlikleri
ortaya
kon-
mutur. Konumuz asndan daha retici olan ise, bu efsanenin Romallarn bilincindeki yansmalardr. "Roma tanrlarna sunulan bu ilk kanl kurban, halkn belleinde h e p k o r k u n bir an olarak kalacaktr. Kuruluun zerinden yedi yzyldan
fazla bir sre getikten sonra, Horatius bu olay hl bir tr ilk gnah olarak
grmekte ve bu gnahn sonularnn kanlmaz bir biimde Romallarn birbirini
boazlamasna, dolaysyla kentin yok oluuna yol aacan dnmektedir. Roma,
tarihinin her bunalml annda, zerinde bir lanetin arln hissettiini sanarak,
1
2
3
Titus Livius, 1, 3 vd; Ovidius, Fat, 11, 381 vd; Halikamassoslu Donysios, Romaike Arkhologia, I, 76 vd; Plutarkhos, Romulus, 1II-XI; vb.
Servius, ad Aeneid IV, 212.
Florus, Rerum Pomanontm epitome, I, 1, 8; Propertius. IV, 1, 31; ayrca bkz. Jaan Puhvel,
"Remus et frater," s. 154 vd.
Puhvel, a.g.y., s. 153 vd; Bruce Lincoln, "The Indo-Eropean Myth of Creation," s. 137 vd.
124
R O M A DN
Byk
olaslkla kolektif bellein etkisiyle zaten deitirilmi olan baz kiiliklere ve tarihsel olaylara ilikin anlar, zel bir tarihyazm anlayna uygun bir ekilde
yorumlanm ve dzenlenmiti. Georges Dumezil. Romallarn Hint-Avrupa mitolojisinin byk izleklerini hangi ynde "tarihselletirdiini" gstermitir (kr.
63); yle ki Etrsk ve Yunan etkileri grlmeye balamadan nceki en eski Roma
mitolojisinin Titus Livius'un ilk iki kitabnda rtl
lenmitir.
Pierre Grimal, La Cnilisation Romaine. s. 27. Horattus, ilk karde katlinin sonularna Epodc,
VII, 17-20'de deginvt.
125
D N S E L I N A N U R V E D U U N C I U ER T A R H - II
arasnda bir
tamamlanmtr."
ayrlktan
sz
edildii
asla
duyulmayacaktr.
Toplum
Geri birok bilginin de d n d gibi, ardndan barn geldii bu savan tarihsel bir gereklii ve zellikle de "yerli ahali" ile Hint-Avnpah fatihler arasndaki kaynamay yanstmas da m m k n d r . 7 Ama "tarihsel olaylar"n Hint-Avrupa
toplumlarna zg bir mitolojik emaya gre yeniden dnlp dzenlenmesi de
anlamldr.
skandinav
mitolojisinden
bir
blmle
Roma
tarihsel
efsanesi
arasndaki artc simetri, Roma'daki Hint-Avrupa mirasnn btn incelendiinde derindeki anlamn gzler nne serer. ncelikle, en eski l Roma t a n n gru-
126
R O M A DN
Bu ilevsel
blnmesinin ideal
tanr
rneini
grubu,
Hint-Avrupa
oluturur:
Rahipler,
toplumlarnn
savalar
ve
snfa
hayvanclarkatriya'lar
ve
vaiya'lar; kr. 63). Roma'da toplumsal adan e blnme olduka erken bir
dnemde dalmtr; ama efsanevi airet geleneinde bunun anlar fark edilmektedir.
Bununla birlikte Hint-Avrupa mirasnn z, byk oranda tarihselletirilmi
bir biimle k o r u n m u t u r . Birinci ilevin birbirini tamamlayan iki eilimi -VarunaMitra iftinin yanstt bysel ve hukuksal egemenlik- Roma'nn iki kurucusunda
da bulunur: Romulus ve Tatius. Birincisi, iddet kullanan yar-tanr, lupiter Feretrius'un* korumas altndadr; dengeli ve bilge, sacra ve leges'in kurucusu olan ikincisi
Fides Publica'ya baldr. Onlar yalnzca sava nitelii bulunan kral Tullus Hostius ve saltanat dneminde kent kaplarnn zenginlie ve uzun mesafeli ticarete
ald Ancus Marcius izler. 8 Ksacas, ilevin tannsal temsilcileri, ilk Roma
krallar dizisi iinde "tarihsel kiilikler"e dntrlmtr. Balangcn hiyerarik
forml - t a n n s a l b l m l l k - zamandizinsel bir dizi tarznda, dnyevi koullar
iinde ifade edilmitir.
Georges Dumezil, Hint-Avrupa mitlerinin Roma'da tarihselletirilmesinin baka
rneklerini de gn na karmtr. Horatius kardelerden ncsnn, Curiatius karsnda kazand zaferi hatrlatalm; b u zafer, Indra ve Trita'nn Bal
Canavar' yenmesinin izdmdr. ki sakatn, Horatius Cocles (Tek Gzl
Horatius) ve Mucius Scaevola'mn (Solak Mucius) ("Tek Gzl" ile "Solak") efsanesi
de Iskandinavlann tek gzl tanr ve olak tanr, yani Odin ve Thor iftinde
koutunu bulur.
* lupiter Feretnus. Roma tanrs lupiter'in ilevi anlalamam bir yn. Feretrius isminin
8
9
127
D I N S E I N A N L A R VK D U N C E U - R TARIMI - II
Bu karlatrmal aratrmalarn sonulan ok nemlidir. lk olarak, Roma dininin kklerinin "ilkel" trde inanlarda aranmamas gerektiini gsterir, 1 0 nk
Roma halknn olutuu dnemde Hint-Avrupa dinsel ideolojisi hl etkiliydi. Bu
miras yalnzca belirgin bir mitolojiyi ve ritel tekniini deil, tutarl ve ak bir
ekilde formle edilmi bir teolojiyi de kapsyordu: Dumezil'in maiestas,
mos, augur,
gravitas,
ya yeter."
Mitolojik izleklerin ve Hint-Avrupa mitsel-ritel senaryolannn "tarihselletirilmesi," bir baka n e d e n d e n trii de nem tar. Bu sre Roma dinsel dehasnn
ayrt edici zelliklerinden birini, onun metafizik kart eilimini ve "gereki"
vasfn da ortaya koyar. Nitekim Romallarn kozmik hayatn ve tarihin dolaysz
gerekliklerine gsterdikleri tutkulu, dinsel ilgi, srad grnglere (bunlar almet
oLarak da kabul edilir) verdikleri hatr saylr nem ve zellikle de rimellerin
gcne duyduklar derin gven arpcdr.
Sonu olarak, Hint-Avrupa mitolojik mirasnn kentin en eski tarihi iinde gizlenerek hayatta kalmas olgusu, kendi iinde. Roma dinsellimn zgl yapsn gzler
nne seren bir dinsel yaratm
oluturmaktadr.
163. Roma Dinselliginin zgl Nitelikleri Metafizik kart dzenleme ve gerek kozmik, gerek tarihsel dolaysz
gerekliklere
gi Romallarn olaandlklara, rastlantlara veya yeniliklere kar tavrnda kendin i ok erken bir dnemden itibaren belli eder. Gerek Romallar, gerekse genelde
krsal toplumlar asndan, ideal l kendini yllk d n g n n dzenliliinde, mevsimlerin dzenli bir ekilde sralanmasnda da vuruyordu. Her kkten yenilik,
kural ihlaliyle edeerdi; sonuta kaosa geri dnme tehlikesini beraberinde getiriyordu (Eski Msr'da da benzer bir anlay iin bkz. 25). Ayn ekilde olaand
her d u r u m -mucizeler, srad olaylar (canavarlarn domas, gkten ta yamas
v b ) - tanrlarla insanlar arasndaki ilikilerde bir krizi haber veriyordu. Mucizeler
tanrlarn
10
11
Sradna
kan
128
R O M A DN
batl
inanlarn yaratt bir dehet olarak yorumlanabilir. Bununla birlikte zel trde
bir dinsel deneyim sz konusudur; nk tanrlarla insanlar arasnda byle srad
tezahrler araclyla diyalog kurulur. Kutsallk karsndaki bu cavr, doal
gerekliklere, insan etkinliklerine ve tarihsel olaylara, ksacas somut, zel ve o ania
yaanan
oalmas bu tavrn bir dier ynn oluturur. Tanrsal irade, sonsuz bir dizi
srad iaret ve olayla hic et nuc (imdi ve burada) tezahr ettiine gre, en etkili
ritelin hangisi olacan bilmek a y n bir nem kazanr. Btn tanrsal kendiliklerin
zgl tezahrlerini ayrntlartna varncaya dek tanmak, olduka karmak bir
kiiletirme srecini tevik etmitir. Bir tanrnn ok sayda tezahr ve farkl
ilevleri, zerk "kiiler" olarak birbirinden ayrlma eilimi gsterir.
12
15
Haruspeks: Gerekletirilecek bir iin uygu olup olmadyla ilgili olarak kesilen bir kurbann
barsaklarna bakarak tanrnn karann bildiren khin -yn.
kr. dierleriyle birlikte Cicero, De dvinatiou:, 1, 29
De dn., 11, 77.
Lustratio: Ktcl etkilerden korunmak ve ksmetinin almas iin yaplan bir anndrma
ayini. Bu ayin erevesinde kentler, bedenler, toprak paralan anndnlabilirdi -yn.
129
D N S E L I N A N C l ^ R V E D N C E L E R T A R I M I - [1
nfuslarn etkilemitir.
Roma dinselliinin toplumsal nitelii, 17 ncelikle de tekilerle ilikilere verilen
nem, pietas
ktye iaret eden bir almeti silmek, yattrmak vb) fiiliyle ilikilerine karn, pietas
h e m ritellere,
dzenlerimi5)
hem
de insanlar
arasndaki
doal
dzene aykr
bir
16
17
130
ROMA DM
melidir. Tanrlara kar petos'n yam sra, ait olunan gruplarn yelerine, kente ve
son olarak da b t n insanlara kar da pietas vardr. "nsanlarn hakk" (jus gent/um),
yabanclara bile kar belli grevler belirliyordu. "Humanitas kavram aka ortaya
knca, bu anlay Helen felsefesinin de etkisiyle" tam olarak serpilip geliti.
"Humanitas,
d u u , bunun tpk ayn gens'in veya ayn kentin yelerini birbirine balayan ve
dayanma, dostluk ya da en azndan sayg grevleri yaralan akrabala benzedii
dncesidir." 1 8 XVIII. ve XIX. yzyllarn "insancl" ideolojileri aslnda eski Roma
pietas
bir ey yapmamtr.
1 6 4 . zel Tapm: Penat'lar, Lar'lar, Man'lar Putperestliin sonuna kadar - p a terfamilias [aile reisi) tarafndan ynetilen- zel tapm, devlete bal meslek erbab
tarafndan gerekletirilen kamusal tapmn yannda zerkliini ve nemini korudu.
Srekli deitirilen kamusal tapmdan farkl olarak, ocan evresinde gerekletirilen ev tapm Roma tarihinin oniki
yzyl
boyunca
pek
deimemi
gibi
ritellerini
gerektiriyordu. Daha
yukarda (s. 130) yeni doan bebein evresine arlan kendilikleri belirtmitik.
Dinsel evlilik treni yer ve ev tanrlarnn (Tellus, daha sonralar Ceres vb) ve evlilik yemininin koruyucusu olarak l u n o ' n u n himayesinde gerekletiriliyor ve kurban
trenleri ve ocan tavaf edilmesini ieriyordu.
lnn topraa verilmesinin dokuzuncu gn tamamlanan cenaze rimelleri,
dzenli yaplan "l akrabalar" (divi parentes)
IH
11
P. Grimal. a.g.y.. s. 89. Late'n pietas hakkndaki "siyasi" varsaymna (Rn/sc/e Re/ginsgeschkhte, s. 236-239) kar, bkz. P. Boy."ince, La rchgion de V/g'le (1963), s. 58 ve Dumezil, La
rel. rom. arch., s. 400.
Genius (og. gemi): Kelime anlam "dounan." Bir erkein, ocuk salb olmasn salayan
korucuyucu ruhu. Kadnlarda luno (Juro) denilen koruyucu ruh3 karlk gelir.
Paterfamiiias'n doum gnnde ev halk ailenin genius'una (gcus pata famlias) taptrdt yn.
131
lyordu. Onlara iki bayram adanmt: ubat ayndaki Parentalia ve mays ayndaki
Lemuria.
!lk
bayram
srasnda
yarglar
zerlerinde
alametlerini
tamyor,
(animas
placare
patcrnas:
ma takviminde ubat yln son ay olduuna gre, iki zaman dngs arasnda kalan ara dnemlerin ayrt
katlyordu. Kurallar askya almyor, ller yeryzne geri dnebiliyordu. Lupercalia riteli de ubat aynda yaplyordu ( 165): Toplu arnmalar "Yeni Yl "la simgelenen evrensel yenilenmeyi (= dnyann ritel anlamda yeniden yaratlmasn)
hazrlyordu. 2 1
Lemuria'nn gn boyunca (9, 11 ve 13 Mays), ller (Icmur'lar; etimolojisi
bilinmiyor) yeniden geri geliyor ve kendi soylarndan gelenlerin evlerini ziyaret
ediyorlard. Onlar yattrmak ve baz yaayan insanlar beraberlerinde gtrmelerini engellemek iin, aile reisi azn kara bakla taneleriyle dolduruyor ve
onlar tkrrken bir yandan u sz dokuz kez tekrarlyordu: "Bu baklalarla kendimi ve yaknlarm aklyorum." Sonunda hayaletleri rktmek iin tuntan bir
nesneyle grlt kararak dokuz kez yle diyordu: "Atalarmn Man'lar, gidin
buradan!" 22 llerin dnyaya yaptklar dnemsel ziyaretlerin ardndan ritellerle
tekrar yerlerine dndrlmeleri, b t n dnyada ok yaygn bir trendir (kr. Anthesteria trenleri, 123).
Man'larla ilikili bir baka riteli daha hatrlatalm: dcvotio*
Titus Livius, 23
Samnitere kar yaplan bir sava kapsamnda, bu riteli ayrntl olarak betimler.
Lejyonlarnn teslim olmaya hazrlandn gren konsl Decius, zafer iin hayatn
"adar." Bir din adamnn rehberliinde ritel szlerini syler ve lanus, lupiter,
Mars ve Quirinus'tan balayarak ok sayda tanrya ve en sonunda da Man'lara ve
tanra Tellus'a yakarr. Decius, Man'lara ve Yer'e {Tellusi kendi hayatyla birlikte
19
20
21
22
0
23
132
R O M A DN
edilmesi biimindeki arkaik anlay yanstr. zetle, kurban edilen hayat, ritel
araclyla gerekletirilmek istenen iin yararna aktarlmaktadr. Decius rneinde gereklemesi istenen i askeri zaferdir. Neredeyse btn panteona yakarlr,
ama Roma ordusunu kurtaran Man'lara
adam (purohita), rlandal ri'nin druid'leri varsa, daha Roma ncesi dnemde de
reks'in evresinde, bir ruhban topluluu b u l u n d u u varsaylabilir. Ama Roma dininin ayrt
edici zellii,
Vedalar a
133
D N S E L N A N C I A K VE D N C E L E R T A R H - I!
bir tollegum bile oluturmuyordu. Her flamen zerkti ve adn ald bir tanrya
balyd. Kukusuz arkaik bir k u r u m sz konusudur; flamenler ritel giysileri ve
ok sayda tabuyla ayrt edilir. Aullus Gellius'un antik eser tutkusu sayesinde jlamen Dialis'm
15 Ekimde Mars'a sunulan atn kurban edilmesi trenim muhtemelen o ynetiyordu. Flamen
Quirma!zs ise tren srasnda ayin yapyordu; ilk iki tren (21
ve jlam/nes maio-
26
28
19
rahip.
De domo, 135 ve Har. resp., 12.
Bu yazar, "buyuk pontiffin ve ona bal collegum'un bir devrimle Roma'nn dinsel
rgtlenmesinin bana getiini" varsaymaktadr (Romsche Rdigonsgeschc'te, s. 195).
Dumezil'in eletirisi iin, bkz. a.g.y., s. 116 vd.
134
R O M A DN
maksimus
iyetiydi- h e m zgrd, h e m de inisiyatif sahibiydi. Dinsel tavrlarn karara ballanaca toplantlara katlr, atanm rahipleri bulunmayan tapmlar yrtr ve bayramlar denetlerdi. Cumhuriyet dneminde, "byk flamenleri ve Vesta rahibelerini
seen" pontifeks
maksimus'ur;
pontjeks't
sre iin kutsanrd. Onlar snmesine asla izin vermemeleri gereken kent ateini
canl tutarak Roma halkn korurlard. Dinsel gleri bekaretlerine balyd: Eer
bir Vesta rahibesi bekaretini yitirirse diri diri bir yeralt mezarna kapatlr, onunla
ilikiye giren erkee de ikence edilirdi. Dumezil'in de dikkat ektii gibi, "etnografyada fazla koutu bulunamam" (s. 576), olduka zgn bir ruhbanlk tr sz
konusuydu.
Falclar topluluu da olduka eski ve pontiffler topluluu kadar bamszd.
Ama meslek s i m iyi k o r u n u r d u . Tek bilinen, falcya gelecei zmesi iin bavurulmaddr. Rol u ya da bu tasanmn (bir tapm yerinin veya bir d i n grevlisinin seimi vb) /as (uygun) olup olmadn bulmakla snrlyd. Falc tannya
sorard: "Si/as est... [eer/as ise] bana u iareti gnder!" Bununla birlikte, daha
krallk dneminin sonunda Romallar yerli veya yabanc baka uzmanlara da bavurmaya balamt ( 167). Zaman iinde Yunan veya Etrsk kkenli kehanet teknikleri Roma'ya sokulmutu. Haruspeks'lerin yntemi (kurbanlarn barsaklarn
inceleme) tamamen Etrsklerden alnmt. 32
30
31
32
135
D I N S f c L N A N L A R VF. D N C E L E R T A R H - II
Kamusal tapmda, bu topluluklarn yan sra. birok kapal grup veya sodalicium
(sodalis = 'arkada'tan tretilmitir) yer alyordu; bunlarn her biri zel bir dinsel
teknikte uzmanlamt. Fetialis'ler
du. Mars ve Quirinus "danslar" olan afii'nin 2 her grubunda 12 ye yer alyor ve
mart ile ekim aylarnda, bartan savaa ve savatan bara geildiinde ayin
yapyorlard. Fratres Arvales [Arval Kardeler), ekili tarlalar koruyordu. Luperci"
cemiyeti, 15 ubatta Lupercalia enliini kutlard. Bu ritel, yl sonunun yaratt
kriz dnemine zg trenler erevesinde yer alrd (kr. 12, 2 2 ) . " Luperci'ler,
Lupanar maarasnda bir teke kurban ettikten sonra, yalnzca teke postundan bir
nlk takarak, Palatium'un evresinde a n n d n c koularna balard. Bir yandan
koarken yollarna kanlara da teke derisinden krbalaryla vururlard. Kadnlar
ksrlktan kurtulmak iin kendilerini krba darbelerinin nne atard. M
Bu
riteller. Yeni Yl iin yaplan dier birok tren gibi, hem arndrc hem bereket
verici nitelikteydi. Mannerbund tr bir erginlenmenin de izlerini tayan bir arkaik ritel yap btnnn sz konusu olduuna kuku yoktur; ama Cumhuriyet
dnemine gelinmeden nce, bu senaryonun anlam unutulmu gibidir.
Gerek kamusal, gerek zel tapmlarda, kurban treni bir gda maddesinin sunulmasndan ibaretti: Tahl ve z m n ilk mahsulleri ve tatl arabn ilk rnleri zellikle de hayvan kurbanlar (sr, koyun, kei, domuz ve ekim ay dcs'inde" at).
Ekim ayndaki at dnda, hayvanlarn kurban ediliinde ayn senaryo izleniyordu.
Tanabilir ocak (foculus)
sunan yanna konan bu ocak, kurban verenin /oculus'unu temsil ediyordu. Daha
sonra kurban adayan kii kurban ban hayvann bandan kuyruuna kadar gezdirerek onu simgesel olarak ldryordu. lk zamanlarda hayvan gerekten kesiyordu, ama klasik ritelde bu ii baz rahipler (vic'marii) stlenmiti. Tanrlara
ayrlan pay -karacier, akcier, yrek ve baz dier paralar- sunakta yaklyordu.
Et, zel tapmda kurban adayan ve onun arkadalar tarafndan, devlet iin yaplan
k u r b a n trenlerinde ise rahipler tarafndan yeniyordu.
34
Luperci: ("kurtadamlar") Lupercalia bayramndaki ayinleri yerme getiren rahip grubu -yn.
Febvanus
ayna adn vermi Februum, Varro tarafndan (De igua latma, VI, 13)
"purgamentum" diye evrilmitir; februare fiili "anndrmak" anlamna gelir.
Plutarkhos, Romulus, 21, 11-12; vb.
Roma takviminde, mart, mays, temmuz ve ekim aylanmn 15., dier aylann 13. gn -n.
136
R O M A DN
166. tupiter, Mars, Quirinus ve Capitolium l s Erken bir ada iyice eklemlenmi bir panteon dzenleyen Yunanlardan farkl olarak, Romallar tarihsel
alarnn balangcnda yalnzca bir hiyerark tanr grubuna sahipti: Esas olarak
arkaik tupiter, Mars, Quirinus ls ve onlar tamamlayan lanus ve Vesta. lanus,
"balangcn" koruyucu tanns olarak listenin banda, kentin koruyucusu Vesta ise
sonunda yer alyordu. Bununla birlikte edebi kaynaklarda. Yunanlarla Etrsklerden
alnm veya yerli ok sayda tanndan sz edilir. Ama bu tanrlarla tanralar ne
snflandrlm, ne de hiyerari iine sokulmutu. 5 5 Baz eski yazarlar di indigestes
ile di novensiles'i
30
ikinciler daha ge
szlerinin
ortaya koyduu dizi daha deerlidir: Drt byk tanry (lanus, lupiter, Mars,
Quirnus), Bellona ve Lar'lar (sava ve yer tanrlar), di novensiles
ve di indigetes,
son
rupa paral blmlemesinde "nc ilev'i temsil eder. Ama baka yerlerde olduu gibi Roma'da da, n c ilev olduka belirgin bir paralanma yaamtr; bu
d u r u m sz k o n u s u ilevin okdegerlilii ve dinamizmiyle aklanabilir.
35
Varro onlar certi ( - "belirlenmi") ve incet olarak blyor, ilerinde yirmi baat tann, seleci
ayrt ediyordu; kr. Augustine, Cv. dei, VII, 2.
36
Varro, De lngua latina. V, 74; Vergilius, Georg., I, 498.
37
Bu isme Osk-Umbria dillerinde ve Latin diyalektlerinde rastlanr.
35
Bu tanr kimi zaman Mars Gradivusla bir arada bulunur; Her ikisinin de kutsal kalkanlar
(andlia, Titus Livius, V. 52) vardr; Mars'n olu. bysel ve sava krall temsil eden Romulus, lmnden sonra Quirinus'la zdeletirilmitir.
137
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R I M I - II
dzeni
iinde daha avantajl olan summa'lar, yalnzca zaman dzeni iinde avantajl olan
pnma'lardan stndr. 3 9 Meknsal adan, Ianus evlerin eiklerinde ve kaplardadr.
Zaman dngs iinde "yl balanglar" o ynetir. Ayn ekilde tarihsel zaman
iinde de Ianus bata yer alr: Latium'un ilk kral ve insanlarla tanrlarn bir arada
yaad altn an h k m d a n oydu. 4 0 Bifrons
"her gei iki yeri, iki hali, terk edilen ve iine girilen halleri varsayar." 41 Arkaikligine k u k u yoktur; nk Hint-Avrupallar ve Iskandinavlar da "ilk tanrlar" bilir.
Vesta ismi, "yakmak" anlamna gelen bir Hint-Avrupa kknden tremitir;
srekli yanan gnis Vestae
40
41
0
42
43
Varro, aktaran Aziz Augustinus, G'v. dci, VII, 9, 1; bkz. Dumezil'in yorumu. La rel. rom., s.
333.
Ovidius, Fasti, I, 247-248. Ayn ekilde Ianus baz doal "balanglar1' da ynetir:
Embriyonun ana rahmine dmesini o salar, dini kurduu, ilk tapnaklan yapt, ilk Sturnalia enliklerini balatt vb dnlen odur; bkz. Dumezil'in sayd kaynaklar, a.g.y., s.
337.
Dumezil, s. 337.
Aedes sacra: [-e) adanm ev. Tapnak (templei kelimesi Latncedeki templum'dan gelir.
Templum (og. templa) nceleri, bir a uur (bata kular olmak zere eitli doa olaylann
tannlann bir iareti olarak alglayp yorumlayan kahin) tarafndan gsterilen ve onun
tannlardan iaretler ald blge veya alan ifade ediyordu. Templum ayn zamanda tapnan
dikilecei arazi anlamna da gelmekteydi. Tapnak genellikle augur'un gsterdii mbarek
yere (templum) yaplmtr ama aedes bir augur'un gstermedii yere de yaplabilirdi -yn.
Kr. Dumezil, s. 323; ayn ekilde iran'da da, Atar, yani Ate, Amea Spenta'lar listesinin sonunda yer alyordu (a.g.y.. s. 329).
Fasti, VI, 299.
138
R O M A DN
alr. Baz Yunan unsurlarn da beraberinde getiren Etrsk-Latin etkisi aka bellidir. Artk tanrlarn heykelleri vardr. Bundan sonraki adyla lupiter Optimus
Maksimus, Romallara Yunan tanrs Zeus'un Etrskletirilmi imgesiyle sunulmakladr. Tapm da belli deiimler geirir. stelik Senato'nun zafer kazanan general iin dzenledii zafer alay lupiter'in himayesinde yaplr. Tren srasnda zafer sahibi, lupiter'in sureti haline getirilir: Banda defne dallarndan bir ta, tanr
gibi giydirilmi olarak sava arabasnda ilerler. 4 4 Tapmanda luno ve Minerva'nn
da yer almasna karn, tek efendi lupiter'dir, dilekler ve adaklar ona yaplr.
Dumezil'in belirttiine gre, "luno Roma tanralarnn en nemlisi, ama ayn
zamanda da en artcsdr" (s. 299). luno ismi, "yaam gc" anlamna gelen bir
kkten tremitir. ok sayda ilevi vardr: Hem kadnlarn dogurganlgyla (doumlarda ona Lucina diye yakarlr), hem de aylarn ilk gnleriyle, ayn "yeniden
douu"yla vb ilikili birok enlii ynetir. Bununla birlikte Capitolium'daki
unvan Regina idi; bu sfat gl bir gelenei yanstyor olmalyd ki, Cumhuriyet
dneminde de kabul edilmiti. Ksacas luno Hint-Avrupa ideolojisinin ileviyle
birletirilmi durumdayd: kutsal krallk, sava g, dourganlk. Dumezil bu
okdegerlilikle, Vedalar a Hindistan'nda ve ran'da kendini gsteren ortak
anlay arasnda yaknlk kurar, yle ki tanra ilevi birden stlenip b u n l a n
birletirmekle kadnn toplum iindeki modelini oluturur. 4 5
Minerva ise sanatlarn ve zanaatkarlarn koruyucusudur. Bu isim muhtemelen
italik kkenlidir (her trl zihin etkinliini ifade eden Hint-Avrupal *menk k n d e n tremitir); bununla birlikte Romallar onu Etrskler araclyla almtr. Ama Etruria'da da Menrva (Minerva), Pallas-Athena'nn bir uyarlamasn temsil
ediyordu.
Sonu olarak Capitolium'un l tann grubu hibir Roma geleneinin uzants
deildi. Yalnzca lupiter, Hint-Avrupa mirasn temsil ediyordu, luno ve Minerva
ortakl Etrsklerin eseriydi. Onlar iin de l tanr grubu panteon hiyerarisinde bir rol oynuyordu. megin bu lnn tapnaklarn kuruluuna yn verdii biliniyor. 4 6 Bildiimiz her ey aa yukan budur.
44
45
w
Servus, ad M , IV, 27. Plutarkhos. Aetil/us Paulus, 32-34, Pydna zaferinden (M 168) sonra Paulus Aemilius iin yaplan mehur zafer alayn ayrntsyla betimler; kr. Dumezil'in yorumu, s. 296-298.
Kr. a.g.y., s. 307 vd, Sarasvati ve Anhit'nn ilevinin zmlemesi
kr. Servus, adAen., 1,422.
139
DINSEI
N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
Latince magister'den
daha
nceki Etrsk deneyimini rnek almtr: luno, Minerva, Neptunus, Etrsk tanrlar
Uni, Menrva ve Nethuns'un bana gelenlere yknlerek, Hera, Athena, Poseidon
yaplmtr. Ksacas, Etrsk kltr ve zellikle de dininin ayrt edici nitelii talik ve Yunan unsurlarn ok erken bir ada asimilasyonudur." Kukusuz zgn bir
47
F. Altheim Asyave Akdeniz mirasnn Etrsk tarihinin banda deil de sonunda daha iyi yakalanabildigine dikkat ekiyor; kr. A Histoy of Roman religion, s. 50; La Religion romaine
antique, s. 42.
140
R O M A DN
49
48
J. Bayet, "Herades-Hercle dans le domaine etrsque" (Les ongnes de l'Hercuie romain iinde,
1926, s. 79-120); ayn yazar. Herek, Hude critque de s pnnapaux monumens relatifs a VHercule
(trusque (1926).
49
Mezar falluslan M IV. yzyldan itibaren grlmeye baland; ev biimindeki cppus'lar ise
ok daha erken dnemlerde bulgulanmtr. Etrskler babann adn, anann ise soyadn
belirtirdi: "Ana, bireysel bir kiilikten ok. soyun bir yesi olarak kabul edilirdi" (Alheim, Le
re!, rom. ant., s. 46; kr. A History ojRoman Rctigon, s. 51 vd).
50
Altheim, La reI. rom., s. 48; kr. A Hisfory..., s. 61 vd.
141
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II
gibi grnse de, bir ihciyann bilgeliine sahipti. Hemen Tages'in evresinde toplanan kalabalk onun rettiklerini zenle yazya geirdi ve bu kayt, haruspicinae
disciplirta'mn
bir kitabn) doast bir varlk tarafndan indirilmesine ilikin mitsel motife,
Msr ve Mezopotamya'dan ortaa Hindistan ve Tibet'e kadar her yerde rastlanr.
Bu senaryo zellikle Helenistik ada yaygnlar. Tages'in puer
aeterms
olarak
(libr fatales
de
bunlar tamamlar).
Seneca ve Plinius'un incelemelerinden bildiimiz kadaryla, 52 yldrmlar retisi yln her gn iin gk grlemelerinin anlamn aklayan bir fihrist ieriyordu.
Baka bir deyile, 16 blme ayrlm gkyz, meteorolojik olaylarla hayata geen
sanal bir dil oluturuyordu. Bir yldrmn anlam, gkyznn hangi paralarndan
geldiine ve nereye dtne gre ortaya kyordu. Farkl tanrlar onbir ayr
yldrm tr kullanyordu. Demek ki ar yalnzca uzmanlam rahiplerin,
haruspeks'lerin anlayabilecei "gizli bir dil"de aktarlsa da, tanrsal kkenliydi. Bunun, Kildani gretisiyle olan benzerlikleri ortaya konmutur. 5 3 Ama yldrmlar
retisi
bize
kadar ulam
ekliyle,
szde-Aristoteles'in
Meteoroiogica
sndm
yani
kurbanlarn
barsaklarndaki
iaretlerin
zellikleri tanrlarn
142
ROMA DN
izleyeceini haber veriyordu. 1877'de Piacenza'da bulunan tuntan bir koyun karacieri modelinin zerinde demir kalemle izilmi belli sayda izgi ve krk kadar
tanrnn ad yer almaktadr. 5 5 Model, h e m dnyann yapsn hem de panteonun
dalmn temsil eder.
Makrokozmos-mikrokozmos benzemesi retisi Etrsk tarih anlay diyebileceimiz olgu konusunda da bilgi verir. Ubri fatales't
topu oniki hafta srer. Onikinci haftadan sonra insanlar "onlarn akllarndan dar
kar" ve tanrlar onlara artk hibir iaret gndermez. 5 6 Ayn ekilde halklar ve
devletler, gerek Etruria gerekse Roma, kozmosu yneten ayn kurallarla dzenlenmi bir mre sahiptir. Etrsklerin ktmserliinden, zellikle kat bir kozmik
ve varolusal determinizme inandklarndan sz edilmitir. Ama birok geleneksel
toplumun paylat arkaik bir anlay sz konusudur: nsan yaratln byk
ritimleriyle u y u m iindedir; n k kozmik, tarihsel, insani btn varolu halleri, kendi zgl bavuru dzlemlerinde hayatn dngselliginin mkemmel rneini
yineler.
lm ve mezar tesi varolu hakkndaki Etrsk inanlarn yeniden oluturmak
gtr. M IV. yzyldan itibaren mezar resimleri "Yunanistan'dakinden farkl, ama
ondan esinlenmi" bir ller Diyar tasvir eder: "l, at stnde veya sava
arabasnda yolculuk eder; teki dnyada belki de atalar olan bir grup insan
tarafndan karlanr; onu Eita ve Phersipnai denen, Hades ile Persephone'nin
bakanlk ettii bir len bekler." 57 Dier yandan, resimlerde Yunan kkenli olmayan cinler, iblisler sergilenir. Bakahraman Kharon, Yunanca ismine karn, Etrsk
mitolojisinin zgn bir yaratmdr. "Kvrk b u r n u bir alc kuu, kulaklar bir at
hatrlatsa da, antlarda zalimce kvrlan dudaklarnn altndan grlen sklm
dileri daha ok kurbanlarn paralamaya hazr bir etobur imgesini artrr." 5 6
Kharon kurbann ldrdkten sonra ller Diyan'na yapt yolculukta ona elik
eder. Ama teki dnyaya girite rol sona erer ve mezar duvarlarna izilmi resimlerden anlald kadaryla, len kiiyi teki dnyada zevklerle dolu bir lm
55
57
58
Bu modelin ka yanda olduu tartmaldr; byk olaslkla MO 111. veya II. yzyla aittir.
Mezopotamya hepatoskopi {kurbann karacierine bakarak kehnette bulunma! yntemiyle ak benzerlikler grlmektedir; bu benzerliklerin daha ge dnemlerdeki etkilerle de
glendii anlalmaktadr.
Varro, metni aktaran ve yorumlayan Boche-Leclerq, Hstore de la divmation, IV. s. 87 vd,
kr. C. O. Thulin, Die Ritualbcher, s. 68 vd; Dumezil. La rel. rom. arch.. s. 653 vd.
Dumzil, a.g.y., s. 676-677.
F. de Ruyt, Garun, demo etrusjue de la mort, s. 146-147.
143
D N S E L N A N L A R V E D U S N C B . E R T A R H - II
z hayvanlarn kan sayesinde ruhlarn tannsaliaacagn ve lmllk halinden kurtulacan vaat eder." 59 Servius nemli bir bilgi ekler: Baz sunularn ardndan ruhlar tanrlara d n r ve bu tannlar kkenleri unutulmasn diye animales
edilir.
60
diye ifade
59
60
144
R O M A DN
graeca!).^
lendi: "Ey sen, imdi Veio'ya yardm eden luno Regina, biz galipleri izlemen,
ardmzdan kentimize gelmen iin sana yalvaryorum; kentimiz yaknda senin kentin olacak ve yceliine layk bir tapmak seni arlayacak." Veio'lular, "kendi
falclarnn ve yabanc khinlerin onlar teslim ettiini, tanrlarn onlardan arta
kalacaklar paylamaya arldn, kentlerinden dileklerle arlan baka tanrlarn
kendilerini dman tarafnda bekleyen
tapnaklara ve
yeni
konutlara
oktan
64
65
66
A.g.y., VI], 9.
Civ. del, VII. 21.
Kr. J. Bayet. "Les 'Ceralia', alteraion d'un culte latin par le myche grec" (Ooytinces el lte-,
dans la Rome antique), zellikle s. 109 vd.
145
d i n s e l i n a n c u r ve d n c e l e r t a r i h i - II
sarst. Roma ve kalya, ancak Sentinum zaferinin ardndan (y. M 295), Galya egemenliinden kurtuldu. Yunan dnyasyla iletiim yeniden kuruldu ve Romallar fetih siyasetlerini yeniden yrtmeye balad. M III. yzyln sonuna doru, Roma
italya'nn en byk gcyd. Bundan byle siyasetteki deiimler geleneksel dinsel
kurumlar zerinde kimi zaman tehlikeli noktalara varan etkiler yapacakt. Tarihsel
olaylar epifaniler olarak alglayan bir halk iin, askeri zaferler veya felaketler
dinsel anlamlar yklyd.
Ksa bir sre sonra ikinci Kartaca Sava Roma devletinin varln tehdit eder
hale gelince, dinde derinlemesine bir dnm yaand. Roma, kken ayrm
yapmakszn, b t n tanrlara bavurdu. Haruspeksler ve Sibylla Kitaplar, askeri felaketlerin nedenlerini eitli ritel kusurlarnda buluyordu. Sibylla Kitaplarndaki
bilgilere uyan Senato, selamete erdirici nlemler ald: Kurbanlar, kutsal su ile
arnmalar, allmam trenler ve ayin alaylar, hatta insan k u r b a n l a n . ok sayda
mucize ve iki Vesta rahibesinin mcestus'u tarafndan iyice gzda verici klnan
Cannes felaketi (y. M 216) zerine Senato, Fabius Pictor'u Delphoi kahinine
danmak iin gnderme kararn ald. Roma'da Sibylla Kitaplar insan kurbanlar
verilmesini b u y u r d u : ki Yunan ve iki Galyal diri diri gmld. 6 7 Byk olaslkla
arkaik yapda bir ritel sz konusuydu: "yaratc cinayet." 68
Son olarak Roma, y. M 205-204'e Hannibal'e kar kazanlan zaferin arifesinde
ve Sibylla Kitaplarndaki bir telkine uyarak, ilk Asya tanrsn, Pessinus'un Ulu
Ana's Kybele'yi kabul etti. 69 Bir Roma filosu, tanray simgeleyen m e h u r kara ta
Pergamon'dan Roma'ya tad. Ostia'da trenle karlanan Kybele Palatium'daki
tapnana yerletirildi. 70 Bununla birlikte tapmn orji tr nitelii ve ncelikle de
h a d m rahiplerin varl. Roma arballyla fazlasyla eliiyordu. Senato, tapm
gsterilerini zenle dzenlemekte gecikmedi. Kurban trenleri kesinlikle tapnan
67
Titus Uvius, XXII, 57, 6. M 226'da yine Sibylla Kitaplar'na yaplan bir bavurunun
ardndan Yunan ve Galyal birer ift, Galya istilas tehlikesini uzaklatrmak iin din diri
gmld (Plutarkhos, MarceUus, 111, 4). Benzer cinayetler, M II. yzyln sonunda da
grild (Plutarkhos, Quest. Rom., 83). Senato y. M 97'de insan kurban edilmesini
yasaklad.
68
Kserkses Yunanistan'a ktnda, zaferi salamak iin dokuz erkek ve dokuz kz ocuu diri diri gmdrmt. Dier yandan Themistokles'in bir kehanete uyarak Salamis savann
arifesinde gen tutsa kurban ettirdii biliniyor (Plutarkhos, Vita Them., XIII). Bu miselritel izlek hakknda, bkz. Eliade, De Zalmoxis d Gengs-Khan, s. 178 vd.
69
Titus Livius. XXIX. 10 vd.
70
Aies efsanesi sayesinde, Kybele'nin Roma iin yabanc bir tanna olmaktan ktn da
hatrlatmak gerek.
146
ROMA DN
iie kapatld, bunun tek istisnas ylda bir kez yaplan ve kutsal ta ykanmaya
gtren ayin alayyd. Roma yurttalarnn Kybele'ye Anadolu riteli uyarnca sungular vermesi yasakland. Tapnak personeli bir rahip, bir rahibe ve yardmclaryla snrland; ama ne Romallar ne de kleleri bu grevleri yerine getirme
hakkna sahipti. Resmi Roma tapm ise, bir kent praetor'u'
tarafndan denetleniyor-
du.
Bununla birlikte y. M 204'te yalnzca aristokrasinin yelerini biraraya getirecek sodaicum'lar rgtlenmesine izin verildi. Bunlarn balca ilevi, Kybele onuruna lenler dzenlemekle snrlyd. Ksacas, ilk Asya tanrsnn Roma'yn sokulmas aristokrasinin eseriydi. Patriciuslar,'* Roma'mn Douda nemli bir rol oynamaya arl olduu kansndayd. Ama Kybele'nin varlnn
arkas gelmedi.
Doulu tapmlarn istilas bir yzyl sonra yaanacakt. kinci Kartaca Savann
k o r k u n aclar ve dehetinden sonra, Asya tanrlar Roma'y ok daha fazla ekiyordu kukusuz. Ama bu noktada da Roma'ya zg o ikili yaklamla karlayoruz:
bir yandan yabanc tapnlan denetleme gerei, dier yandan onlarn salayaca
yarar yitirme kaygs." Yine de bu iki savan ve sonunda kazanlan parlak zaferin
sonularndan sakmlamad. Bir yandan talya'nn her blgesinden gelen nemli
sayda snmac ve yabanc kleler Roma'ya yld. Dier yandan n f u s u n baz kesimleri geleneksel dinden giderek koptu. M IV. yzyldan itibaren t m Akdeniz
dnyasnda grldg gibi. Roma'da da kiisel dinsel deneyim, giderek acilleen
bir gereksinim olarak ortaya kyordu. Byle bir dinsel deneyime zellikle kk,
gizli meclislerin ve mysteria'l-dinsel trdeki kapal cemiyetlerin, baka bir deyile,
devlet denetiminin dnda kalan gizli demeklerin bnyesinde eriilebiliyordu. Senato, Romal yurttalarn, hatta klelerinin Anadolu Kybele tapmna katlmasn bu
nedenle yasaklamt.
Yaklak olarak M 186'da yetkili makamlar, bahkhanalia'nn, yani gece yaplan
"orgia tr mysteria'lar"m
'
Praetot; nceleri ordunun komutasn elinde tutan, ancak sonradan yasal meselelerle hatta
147
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H II - II
olanclk yapyor
ve
bahtlar alsn diye cinayetler dzenliyorlard. Riteller byk bir gizlilik iinde
gerekletiriliyordu. Titus Livius'a gre, 7 2 sanki akllarn yitirmi ve bedenleri
rpnan adamlar khince szler ediyordu; "salar dalm" kadnlar "Bakkha'lar
gibi, ellerindeki mealeleri sallayarak" Tiber'e kadar kouyor, mealeleri suya
daldryor ve onlar yine alev alev yanar halde geri karyorlard, "nk (mealeleri kirele kartrlm snmemi kkrt"ten yaplmt.' 3
Baz sulamalar, daha ge dnemlerde btn sapknlk ve cadlk davalarnda
kullanlan kalplar hatrlatyor. Soruturmada gsterilen hz ve kat tutum, cezann
arl (btn lkede birka bin idam) davann siyasi niteliini gsteriyor. Yetkili
makamlar gizli cemiyetlerin, dolaysyla bir darbe yapmaya giriebilecek fesat
rgtlenmelerinin tehlikesini eletiriyordu. Bakkha tapm kukusuz tamamen yok
edilmedi; ama Romal yurttalarn bu tapma katlmas yasakland. Ayrca be
yeyle snrlanan her trl Bakkha treni iin Senato kararyla izin alnmas gerekiyordu. Tapm yaplan ve nesneleri, "kutsal bir eyler" ierenler dnda, yok edildi.
Btn bu panik nlemleri, Senato'nun kendi denetimi dnda kalan dinsel cemiyetlerden ne kadar kukulandn gsteriyor. Bakkhanalia'ya kar karlan senafus
consultum," geerliliini asla yitirmeyecekti; yzyl sonra Hristiyanlar zerinde
uygulanan baskda bu karar rnek alnd.
72
73
XXXIX, 13,12.
Ayrca sefahat lemlerine ve cinayetlerine katlmay reddedenleri korkun bir biimde yok
etmekle sulanyorlard (a.g.y., XXXIX, 13, 13). Titus Livius'un metninin ve Bacchanalia'ya
ilikin M 186 tarihli senatus consuJtum'un titiz bir zmlemesi iin, bkz. Adrien Bruhl, Liber Pater, s. 82-116.
Roma Senacosu'nun fikrini dile getiren ve uygulamay mag/strate'lere brakan belge -n.
148
ELETREL KAYNAKA
161. Eski italya ve Roma'mn kkenleri zerine mevcut ola ok geni klliyat Jacques Heurgon, Rome et !a Mtdilerranee
dilmitir. Pietro de Francisc'nin Pimordia cvtats adl eseri (Roma, 1959), arkaik dinsel
dnceler ve toplumsal yaplar ele alan birok blm ierir (s. 107-405); kullanlan belgeler
asndan yararl olar bu sayfalar yine de temkinli bir ekilde okunmaldr (bkz. G. Dumezil'in
eletirisi, Revue Belge de Philologie et d'Histoire, 39, 1961, s. 67 vd ve Pierangelo Catalano'nun
gzlemleri, Contributi allo studio del diritto augurale, 1, Torino, 1960, s. 402 vd, 542 vd).
Bakn ilemeyi bilen ve lleri yakan ilk An dili konuan halklar dalgas M II. binylda
talya'nn kuzeyine yerleir: "Terramare" uygarl denen (terra mama'dat; kyllerin geleneksel olarak gbre diye kulland ve ierdii zengin organik maddeler nedeniyle "yal toprak'
denen toprak turu" (Jacques Heurgon, Rome et la Meterrannie
occidentak,
s. 64) uygarl
yaratrlar. M 11. binyln sonuna doru gelen ikinci dalga Vllanovalardr: Demir kullanrlar ve
llerin kllerini pimi topraktan byk kplere koyup, bir kuyunun dibine gizlerler. M 1.
binyln banda, Latium'a Villanova trnde bir uygarlk egemendi.
Genel tarihler iinde unlann saylmas gerekir: A. Piganiol, Hisloire de Rome (5. bask, Paris,
1962), G. deSanctis, Storia dei Roman, c. l-U; Laconquistade!
sa, 1956-1960); L. Pareti, Storia di Roma, I (Torino, 1951); Robert E. A. Palmer, The Archaic
Community
oj the Romans (Cambridge, 1970); ama yazar Dumezitt (kr. s 154) okumadan
eletirir.
G. Wissowa'nn Relgio und Kulius derRmer(2. bask, Munh, 1912) adl temel eserinden
sonra, krallk ve cumhuriyet dnemlerinin dinini ele
alan
birok
toplu
inceleme
yaymlanmtr; zellikle bkz. Cyril Bailey, Phases ut the Religion of Ancient Rome (1932); Nicola
TurcVi, La Religone di Roma anfica (1939); A. Grenier, Le s religions ^tmsifue et ronaine (1948);
Franz Altheim, A History oj Roman Religion (Londra, 1938; Almanca bask 1931 tarihlidir), ayn
yazar. La Religion Romaine Antique (1955); jean Bayet, Histoire psyclologicjue et politique de la religion romaine (1957; 2. bask, 1973); Kurt Latte, Rmisc/e Reltgionsgeschichte
A. Brelich'in eletirisi, SMSR 32, 1961, s. 311-354 ve G. Dumezil'in aadaki kitabnda yapt
ok sayda saptama); Georges Dumezil, La religion romaine archaique (1966; 2. bask, 1974); Pierre Boyance, Etudes sur la religion romaine (Roma, 1972).
Religionsgcschichtlches Lesebuch, fas. 5'te bir Lainceden evrilmi memlere ilikin baz tercihler yer almaktadr: K. Latte, Die Religion der Rmer und der Synfrretismus der Kaiserzet
bingen, 1927) ve Frederick C. Grant, Anaent
(T-
The Fasti oj Ovid, yorumlu evirisi (Londra, 1919), benzersiz bir bilgi kayna oluturmaktadr.
italya, Paleo-Venedik, Messapia ve antik Sicilya dinleri hakknda, bkz. Aldo Luigi Prosdocimi'nin genel tantm almas: "Le religioni deU'ltaUa ancica," Storia dclle Reiigioi iinde Giuseppe Castellani (ed.), 6. bask, Torino, 1971), c. II, s. 673-724 (iyi bir kaynaka). Aynca kr.
F. Altheim, A Histo/y oj Roman Religion, s. 18-33 (La Rel. rom. antit/c, s. 7-33).
149
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
de
l^iernel reour (yeni bask, 1969), s. 30 vd; \Vemer Mller, Die heilige Stad (Suugart, 1961),
zellikle s. 9-51 (Roma quadrata). Uurlu iaretin (Romulus'un grd oniki akbaba) simgeselligi hakknda, bkz. Jean Hubeaux, Lesgrandi
mythesdc
a Rome (1949)
ve zellikle Mythe t Epopie, 1 (1968), s. 259-437; burada ilk dn krala ilikin rivayetler
zmlenmektedir; aynca kr. Les dieux sotvcrams des Indo-Buroptens
lojik Sabinler Sava modeli zerine, kr. L'heritage...,
La rel tom. ard., s. 82 vd. Horatius ile Cunatus'lar ve Cocles ile Scaevola "ykuler' nde gizlenen mitolojik Hint-Avrupa motifleri hakknda, bkz. G. Dumezil, Horace et les Curiuces (1942)
ve La rel. rom. areh., s. 90 (burada yazarn daha nceki almalan da kaydedilmitir). ki sakat,
Cocles ve Scaevola, yani Tekgzlu ve Solak, Lars Porsena'ntn kuatt Roma'y, "biri gzUnun
sihirli bakyla, dieri de hileli yemine ilikin kahramanca bir durumada bir Etrsk
komutannn nnde sa elini feda ederek" kurtarrlar. Bu efsanenin koutuna, Iskandnavlann Kr ve olak tanrlar, Odin ve Thor iftinde rastlanr; "birincisi bir gzn feda ettii iin
karlk olarak doast bilgiyi alm, deriyse sa elini demon-kurtun dileri arasnda
brakarak tannlar kurtarmtr" (Dumezil, La rel. rom. areh., s. 90).
H. J. Rose (kr. zellikle "Numen and Mana," HTR 29, 1951, s. 109-130) ve H.
Wagenwoort'un savlannn (Roman Dymmsm, 1950) tartlmas iin bkz. La re i. rom. areh., s. 36
vd (daha nceki almalarn kaynakasyla birlikte). Georges Dumezil, dees romaines (1969)
iinde de yeniden yaymlanan bir dizi incelemede ius, credo ve jides, augur, maiesas ve grav/ias
150
ROMA DN!
gibi baz Roma dinsel kavramlarn zekice zmlemitir; s. 31-152. Aynca kr. P. Grimal,
"Fides'e le secret," RHR 1974, s. 141-155.
163. Romallarn dinsel deneyiminin zgl nitelii hakknda, bkz. Pierre Grimal, La civilisation romaine (1960), s. 85 vd; aynca kr. Dario Sabbatucc, "Sacer" (SM5R 23, 1951-52, s. 91101); H. Fugier, Recherches sur l'expression
"Magie et religion Rome," Annuaire
31-55.
Mucizelerin dinsel ilevi konusunda, bkz. j. Bayet, "Prsages figuratifs dterminants dans
l'antiquite grtco-lacine" (Hommages
dans la Rome antique iinde yeniden baslmtr, 1971. s. 44-63); R. Bloch, Les prodiges dans
l'antquit( classique (1963); G. Dumezil, La re!, rom. arch., s. 584 vd (s. 590, dipnot 1, kaynaka) Titus Livius (XXI, 62) Kartaca Savann en dramatik tarihlerinden M 218 ylnn k
aylarnda grlen mucizeleri nakleder: "Forum boarium'da bir kz kendi bana nc kata kadar km, daha sonra oradan aa atlamt"; "gkyznde gemi tasvirleri parlad. Spes
tapnana ... yldrm dt." luno'nun mzra kendi bana yer deitirmiti. Krlarda, U2akta
beyazlar giymi insan hayaletleri grlmt. Pcemm'a ta yamt vb. Bavurulan Sibylla
Kitaplar dokuz gn boyunca kurbanlar adanmasn buyuruyordu. "Tm kent kefaret
trenleriyle urat": nce kutsal sularla ykanld, sonra kurban trenleri yapld; daha sonra
krk libre arlnda altn bir adak luno tapmana tand ve Aventinus'a tanrann tuntan
bir heykeli dikildi vb. Bkz. E. de Saint-Denis, "l.es enumfcrations de prodiges dans l'ceuvte de
Tite-Live," Revue de Philologie, 16, 1942, s. 126-142.
Varro'nun naklettii bir liste tanm etkinliinin farkl safhalarn yneten tanrsal kendilikleri saymaktadr: Veruactor (nadasa braklan topran bellenmesi iin), mporcitur (tarlann
derin saban izleriyle srlmesi iin), Institor (tohum ekme ilemi iin), Oburator (apalama
iin), Occator (trmklama iin), Sarritor (ayrk otlann temizlenmesi iin), Subruncinator
(ikinci gbreleme iin), Messor (hasat iin), Connector (hasadn yuk arabasyla tanmas iin),
Conditor (istifleme iin), Promitor (tahln ambardan kanlmas iin). Varro, Fabius Pictor'un
Lbr iuris font/ici'sinden ald bu listeyi, Servius'un koruduu bir metinde saymtr (ad Vergil,
Georg. 1, 21); kr. J. Bayet, "Les Feriae Sementinae" (RHR 137, 1950, s. 172-206; Croyances et
rites dans la Rome antique iinde yeniden baslmtr, s. 177-205), s. 184; aynca bkz. Dumezil'in
saptamalar. La Rel. rom. arch., s. 51 vd.
164. zel tapm hakknda, bkz. A de Marchi, /I cu/to privato di Roma antica, 2 cilt, 18961903; G. Dumezil, La rel. rom. arch., s. 600-610. Aynca kr. Gordon Williams, "Some Aspects of
Roman Marriage Ceremonies and ldeals,"Joumo! oj Roman Studes 48, 1958,s. 16-29; G. Piccaluga, "Penates e Lares," SMSR 32, 1961, s. 81-87; J. M. C. Toynbee, Death and Burial in the Roman Worl (1971). Man'lar hakknda, bkz. F. Bmer, A/nenfeuIt vnd Ahnenglaube
(ARW, Beiheft, no. I, 1943) ve Latte. a.g.y., s. 100, dipnot 2'deki kaynaka.
151
im alten Rom
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A K I Hl - II
Mays ayndaki Lemuria bayram srasnda evleri ziyare ederi iemurlar [ller), yln herhangi bir zamannda gelip yaayanlar rahatsz eden larvae'lerle zde deildir; kr. Dumezil,
a.g.y., s. 373.
24 Austos, 5 Ekim ve 8 Kasm tarihlerinde de mundus (yeralt dnyasna alan ukur)
alnca, ller geri dner. "Mudus alnca, hznl yeralt tanrtlannn kaps alm
demektir" (Varro, alntlayan Macrobius, Satumalia, 1,16, 18). Ama m id us terimi, Romulus'un
"detler gereince iyi ve doga gereince gerekli olan her ey "in tohumlarn ve bira? da silah arkadalannn anayunlannn toprandan att ukur iin de kullanlr (Plutarkhos, Romulus, XI,
1-4; Ovidius. Fat, IV, 821-824). Bkz. Stelan VVeinstock, "Mundus paet," Rhemische Mutum,
45, 1930, s. 111-123; Henri Le Bonniec. Le culle de Ceres a Rome (1958), s. 175-184; W.
Mller, Die heilige Sadt, s. 24-27, 33; Dumezil, a.g.y., s. 356-358.
Devotio
forml
9-10)
Dumezil
tarafndan
alntlanm ve
(1975).
Mevsim bayramlar ve onlann bandaki tanrlar hakknda, kr. L. Delatte, Recherthes sur
quelquesfgtes
mobiies du calendrier
Aynca bkz. Giulia Piccaluga, Ekmemi spettacolari nei riluali festvi romani (Roma, 1965).
Kutsal yerler -pomerium
hakknda, bkz. Pierangelo Catalano, Contributt ailo studio del diritto augurale, c. 1, s. 292 vd (pomerium, dipnot 177, kaynaka), 248 vd, 305 vd (templum).
Ruhban snf hakknda, bkz. J. Marquart ve T. Mommsen, Handbuch
der
rmisehe
Alter(hmmer(c. I-Vll, 2. bask, 1876-1886), IH, s. 234-415; Wissowa, Rel/gio ud Cuitus der
Rmer, s. 479-549; K. Latte, Rmsche Rdigonsgeschchtt, s. 195-212, 397-411; Dumezil, La
rel. rom. areh., s. 567-583. Refcs ve onun jlamines
Dumezil, "Le rexet les jlamines maiores," The Sacreci Kmgsfp iinde (Leiden, 1959), s. 407-417.
Aynca bkz. Dumezil. "La prthistoire des (lamines majeurs," RHR 118, 1938, s. 188-200; lies
romaines,
der
152
R O M A DN
Valeton ve U. Coli'ye varncaya dek gelitirilmi kuramlarn eletirel tartmas; s. 395-558, rehs
ve falclk hakknda; s. 559-574, Latin ve Sabin Reges augures ve Etrsk krallan zerine);
Dumezil, La rel. rom. arch., s. 584-589.
Sibylla Kitaplan'nn kkeni ve tarihi karanlktadr. Efsaneye gre Tarquinius bu kitaplar
ele geirerek, lupiteT tapnana koymu, ancak emir aldklannda ve yalnzca devlet adna onlara bavurmakla grevlendirilmi iki yeli bir heyet atamt. M 367'de be patncius ve be
plebden oluan daimi decemviri collegium'u kuruldu. Kitaplar, kkenleri ne olursa olsun, ikinci Kartaca Sava nedeniyle bavurular amgnda Yunancalatnlm durumdaydlar. M 213'te
carmina Mardana'lar
sonra dnyada Sibylla bulunan her yere, zellikle de Erythra'ye gnderilen heyetler marifetiyle eski halleri yeniden bulunan veya yeniden ekillendirilen; Augustus dneminde dinsel
adan sakncal blmleri ayklanan ve lupiter'den Apollon'a, Capitolium'dan Palatium'a
aktanlan; Tiberius dneminde yeniden gzden geirilen kitaplar, MS V. yzyl banda Stilcho
tarafndan yakld: mparatorlarn onurlandrd collegium o zaman onadan kalkt" (Dumezil,
a.g.y.. s. 594). Sibylla Kitaplan'nn kkeni konusunda, aynca bkz. j. Gag, Apo/lon Roman (Paris, 1955), s. 26-38, 196-204; kr. R Bloch, "Les origines etrusques des Livres Sbyllins,"
Melanges A. Ernout, 1940, s. 21-28.
Sodalicium'lar hakknda, bkz. Wissowa, Religion und Cultus, s 550-564; G. Dumezil, La rel.
rom., s. 579 vd. FeCialis'ler konusunda, kr. Jean Bayet. "Le rite du fecial et le comouatlle
magique" (1935; Croyances et ritesdans
44). /us/etinle hakknda, kr. Durnizil, Idees romaines (1969). s. 63-78. Sal/ens'ler hakknda,
bkz. R Cirit, Les pretres danseurs de Rome: Etde sur la corporaon sacerdotaie des Saliens
(1913); Dumizil, La rel. rom., s. 285-287, 581-582. 12 Fratris Arvafa lArval Kardeleri
hakknda, kr. G. Wissowa, "Zum Ritel der Arvalbrder," Hermes 52, 1917, s. 321-347; E.
Norden, A as rdmischen Priesterbchem
Anakm
153
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
en nemli tren ise tapm merkezinde yaplrd. Fratris {Kardeler] kutsal ormanda iki hamile
domuzu (porcilae, kusursuz dourganlk simgeleri) ldrp ellerini yerdi. Daha sorra peeler
ve baaklardan yaplma talar takp, ayin alay halinde tapnaa ynelirlerdi; tapman nnde
baaklan elden ele geirirlerdi. Bitkisel bir yemek yedikten sonra, tapnaa kapanr ve Lar'lar ile
Mars iin ilahiler, yakanlar sylerlerdi. (ok arkaik bir Latinceyle yazlm carmen arvakYin (Arval'lann arks} metninin evrilmesi ok gtr). Yakarlar bir dans ve at yarlar izlerdi. Aynca
kr. Ileana Chirassi, "Dea Dia e Fratres Arvales" (SMSR 39,1968, s. 191-291).
Lupercalia hakknda, bkz. L. Deubner, "Lupercalia" (ARVV, 13, 1910. s. 481 vd); A. K. Michels, "The Topography and Interpretation of the Lupercalia" (Trans. Amer. Phl. Assoc., 54,
1953, s. 35-39, zengin bir kaynakayla birlikte); M. P. Nilsson, "Les Luperques" (Latomus, 15,
1956, s. 133-136); Ugo Bianch, "Luperci," (Dtzionario
Epigrajico d Anuchit
ma, 1958, s. 1-9); G. Dumezil, La re. rom., s. 352 vd. Topluluun adnda kesinlikle "kurt"
s2cg bulunmaktadr, ama bu adn nasl olutuu belli deildir: kr. Dumzil, La rel. rom., s.
352 ve dipnot 2. J. Gruber'e gre lupercus, bir "lupo-sequos"tan, yani "qui lupum sequitur"dan
tremitir (Glota, 39, 1961). Gruber, ntanhet miras kalm bir Mdnnerbund'un (erkek cemiyeti) sz konusu olduu inancndadr. Aynca bkz. F. Altheim, A History oj Roman Religion, s
206-217; ayn yazar, Romsche
Religionsgeschichte,
Mnnert>und kalnts olarak kabul etmekte, bu gizli cemiyetin Roma devletinin kuruluunda da
nemli bir rol oynadn dnmektedir; kr. Die trojanischen
rogr. d. Univ. Basel fr das Jahr 1956). Kereny'ye gre, Luperci'ler hem kurtlan (tarikatn kuzey kkenli en eski biimi), hem de tekeleri (gney etkisi) temsil ediyordu; kr. "Wolf und Ziege am Fest der Lupercalia," Melanges Marouzeau
des Kmgskmdes:
des Centaures,
s. 195
(domuzlann, koyunlarn ve
154
und Rmer
ROMA DN
benzerlikleri hakknda, bk2. G. Dumfa, La rel. rom. areh., s. 225-239 ve F<*tes romaines d't et
d'automne
(1975),
s. 179-219.
Daha ge bir donemde (V. yzyl sonu?), (astnda bir Yunan modelini izleyen) Etrsklerin
etkisiyle, kurbann sunulduu tanrnn hissedilebilir varlyla ayrt edilen lectistemia'hr
da Ro-
ma'ya girer. "Her kurbann amac tanny sunakta beslemektir. Ona bir yemek sunmak ise
baka bir eydir" (Dumfezil, La rel. rom. areh., s. 559) Gerekten de tann (yani onun tapm
amal yaplm heykeli) kendisine sunulan masann yanndaki bir yatan zerine yatnlrd.
"Lectistemia'hr
cel/a'nn {cella: Eski Yunan ve Roma tapnaklarnn, gizli tapm imgesinin korunduu i ksm)
te dnyasna kapatlm bu koruyucular kendi gzleriyle grebilirdi" (a.g.y.).
166. Di Indigestes
ve dit novensiles
1912), s. 18 vd, 43 ve A. Grenier'nin sayd kaynaklar: Les religiors etrusjue el romaine, s. 152.
Titus Livius'un naklettii (VIII, 9, 6) devotio forml zerine ve (bunu byk pontifeks'in
bir uydurmas olarak gren) Latte'a kar, kr. Dumezil, La rel. rom. areh., s. 108 vd.
Arkaik tanr ulusu hakknda, bkz. Dumeztl'in incelemesi. La rei. rom. areh., s. 187-290,
daha nceki almalarn kaynakasyla birlikte (ncelikle: Jpiter, Mars, Quirinus, 1941; Naissance de Rome, 1944; L'heritage indo-europeen a Rome, 1948; M_yihe e( ipopte,
I, 1968, s. 259-
437). Capitolium ncesi l tann grubunun varlna daha nce G. Wissowa da dikkat ekmiti; kr. Religion und Kultus, s. 23, 133-134. K. Latte'a gre, daha ge doneme ait ve
rastlantsal bir gruplama sz konusudur (Rmsche Rehgionsgeschichte,
und altrmisehen
Marskult
und Marsmythos
(1970). Ekim At
kurban hakknda ve H. J. Rose'un tanmc yorumuna (Seme Problems oj Classieal Religion: Mars
[Oslo, 1958], s. 1-17) kar, bkz. Dumezil, Rel. rom., s. 223-238.
Quirinus hakknda, kr. Dumezil, a.g.y., s. 259-282 ve A Brelich, "Quirinus: una divinit
romana alla luce della compara2ione storica," SMSR 36, 1965, s. 63-119. Cari Koch
"Bemerkungen zum rmschen Quirinuskult" adl makalede (Zeitschrift f . Rel. und Geistesgeschchte, 5, 1953, s. 1-25), Dumf zil kart bir yorum sunmutur.
Vesta hakknda bkz. O. Huth, Vesta,
Untersuehungen
zum indo-germanisehen
Feuerkult
(1943); A Brelich, Geheime Schuttgottheit von Rom: Vesta (Albae Vigitae, 7; Zurih, 1949); G.
155
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - 11
on Classical Phlo-
d'archologie
et d'histoire de l'Ecole Franase de Rome, 1960. s. 89-100); G. Capdeville, "Les pithtes cultuelles de Janus" (a.g.y , 1973. s. 395-436); G. Dumezil, La rel. rom. arch., s. 333-339.
Capitolium'un tann ls zerine, bkz. Dumezil'dek toplu tantm, a.g.y., s. 291-317.
Ayrca kr. U. Bianch, "Disegno Stonco del culo Captolino nell'ltala romana e nelle provincie dell'lmpero" (MonumeUi anlichi dei Lincei, 8, 1949, s. 347-415); ayn yazar, "Questions sur
les origines du cule capitolin" (Latomus, 10, 1951, s. 341-366)
luno hakknda, kr. Dumizil. Rel. rom., s. 299-310; ayn yazar. "Junon et l'Aurore" {Mythe
et Epop^e. !U, 1973, s. 164-173). smin etimolojisi iin, bkz. E. Benveniste, "Expression idoeuropeenne de leterrtf," Bull. Soc. Linguistique,
"Le nom de Junon." Phoibos, 5, 1951, s. 141-143; ayn yazar, "Juno Hstoria," Laomus, 12,
1953, s. 137-154.
luno'nun koruyuculugundaki bayramlar, ncelikle Nonae Caprotmae
hakknda, bkz. Dumezil, s. 301-313. Aynca kr. J. Gage, Matronalia.
ve Matronalia'h'c
cultuelles des femmes dans l'ancienne Rome (Latomus dizisi, LX, 1963).
Minerva'nn etimolojisi hakknda, kr. A. Meillet, De i.-e. radice *mcn "mente agitare"
(1897), s. 47.
167. EtrUskler zerine, konunun z yakn tarihli birka yaynda bulunmaktadr: M. Pallottino, Eruscologi (6. bask, Milano, 1968); R. Bloch, Les Etrusques
quotidienne ehez
Aynca bkz. H. Hencken, Jarqvinia, Villanovarts and early Etruscan (Cambridge, Mass.. 1968), U,
s. 601-646; ayn yazar, Tarquna and Etruscan Origins (Londra, 1968).
Etrsklenn diri hakknda, bkz A. Grenier, La religion irus<jne (= Mana, 2, Ul, 1948, s. 379); R. Herbig, Gtler und Dmonen der Etrusker (Heidelberg, 1948); F. Altheim, A Hiory of Roman Religion, s. 46-92, 485-494; ayn yazar, La Religion romaine antique, s. 33-50; G. Dumzil,
La rel. rom. arch., s. 611-680; G. C. Giglioli ve G. Camporeaie, "La religione degli Etruschi," iran'a delle Religioni (yeniden gzden geirilmi ve geniletilmi 6. bask), II, s. 539-672 (iyi kaynakalar, s. 655-661,670-672).
Giglioli, a.g.y., s. 544-552, 652-654'te klasik yazarlann metinleri kaydedilmi ve zmlenmitir.
156
R O M A DIN
Etrsklerin Asyal kkenleri (Herodotos, I, 94) ve Lemnos |Limni) yaztlar hakknda, bk2.
A. Piganiol, "Les Etrusques, peuple d'Orient," Cahers d'Hstoire
daa
(Gteborgs
C.Johnson,
19. 1951, s.
624-635. Dou retisi ve tekniiyle benzerlik G. Furlani. "11 bidenlal etrusco e un' inserizione
di Tiglatpilesar 1 d'Assiria" (SMSR 6, 1930, s. 9-49); ayn yazar, "Fulnm mesopotamici, ittti,
greci ed etruschi," Stud. Etruschi, 5, 1931. s. 203-231 makalelerinde de tartlmtr.
157
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - 11
etrusca," SMR 4 (1928): 243-85; Furlani, "Mantca babilnese ede etrusca," Tyrrhenka,
Saggi di
studi etruschi, 1957, s. 61-76. Karlatrmal bir inceleme iin, bkz. La divination en Mesopotame
et dan s les regions voisines (XIV. Uluslararas Asurologlar Demei Toplants, 1967); J. Nougayrol, "Haruspicre etrusque et assyro-babylonienne" (Comptes
d'Assyriologie,
62,
et asiauque,
12,
1952, s. 19-48); R. Bloch, "Liberte et dtermination dans la divination romaine" (Stud/ m onore
di Luisa Banti, Roma, 1965, s. 63 vd); ayn yazar. "La divination en Etrurie et Rome" (La Divination iinde, c. I, Paris, 1968, s. 197-232).
Piacenza'da bulunan tuntan karacier modeli zerine adlan yazl krk tann byk
olaslkla henz saptanamam belli bir dzene gre gruplandnlmtr. Elimizde panteonun
baka snflandrmalar, zellikle Martianus Minneus Felix Capella'nn De nupts Phologiae et
Merciini adl eserinde naklettii (1,41-61) bir snflandrma bulunmaktadr. Yunan ve YunanRoma speklasyonlanyla dolu bir ge dnem (MS V. yzyl) metni sz konusudur; bununla
birlikte onalt gksel blgeye paylatrlm tannlann ak ve ayrntl tantm nedeniyle deerli
bir belgedir. (Balca kayna Cicero'nun ada Nigidius Figulus'un yapt Etrsk ritelleri
evirisi olsa gerek). Thulin, Piacenza'daki karacierin onalt blmne yazlm tanrsal kiiliklerle Martianus Capella'nn onalt blgesi arasnda bir iliki bulunduundan kuku duymuyordu (kr. Die Gtter des Martianus
"Aventinus tapm de pleblerin kazand zaferin kantdr ve bu toplumsal snfa giderek siyasal
ve dinsel eitlii salayan saysz uzlamann en onde gelenlerinden birinin sonucudur. V.
158
R O M A DN
yzylda bu tapm kurulur kurulmaz klasik tablo ortaya kmtr: Tapnan ek yaplarna yerleip orada alan, pleblerm arivlerini, plebisit metinlerini ve daha ge tarihlerde ds bir nlem
olarak hasm hizbin senams msulftm'lannn kopyalarn saklayan plebeian aediJis'leri (resmi
binalann denetlenmesiyle, kamu oyunlannn ynetimiyle ve kentin iaesini salamakla
ykml yksek memur]" {a.g.y., s. 384). Aynca kr. F. Altheim, La La rel. rom. antique, s. 186.
kisi diil, biri de eril u tarm tannsnn birletirilmesi muhtemelen Byk Yunanistan'dan
[Yunanlarn birok site kurduu ve genellikle Yunan Sicilya'snn da eklendii Gney talya'nn
ky blgeleri-.n.l alnmtr; bkz. Dumezil, s. 448.
Cerialia srasnda, dii domuzlann kurban edilmesinin yan sra barbar bir "oyun" da
oynanrd: "Srtlanna yanan mealeler balanm" tilkiler Circus'a salnrd (Ovideus, Fasl, 4.
679-682). Bu ritelin yorumu tartmaldr; kr. Dumezil. s. 380.
Liber'in etimolojisi hakknda, bkz. E. Benveniste, "Liber et liberi," Rev. Etudes Laines,
1936, s. 52-58. Tapm hakknda, bkz. A Bruhl, Liber pater, ongne et expansion
14,
du culte
dionysiaque a Rome et dans le monde romain (Pans, 1953), zellikle s. 13 vd. Aziz Augustinus'un
Liberalia'lar zerine, ksmen Varro'ya dayanarak verdii bilgiler, Bruhl, s 17 ve devamnda incelenmitir. Franz Altheim, tann Liber'in Yunan kkenli olduunu ileri srer (Terra Mater, Giessen, 1931, s. 15 vd); bkz. Bruhl'un eletirisi, s. 23 vd. Cerealia'nn Yunan yorumu hakknda,
bkz. Jean Bayet. "Les 'Cerealia', aleraton d'un culte latin par le mythe grec." Revue Belge de
Philologe et d'Hstoire, 1951, s. 5-32, 341-366; Croyanees et rites dans la Rome antque iinde
yeniden baslmtr, 1971, s. 89-129.
Yunan etkileri zerine, bkz, Franz Altheim, A History..., s. 34 vd, 149 vd; ayn yazar, La rel
rom. antique, s. 201 vd; Dumezil, a.g.y., s. 450 vd. Kek etkileri hakknda, kr. Altheim, La rel
rom., s. 103 vd, 189 vd,
Apollon zerine, bkz. j. Gage, Apollon Romain. Essai surle cute d'Apollon et le d(veloppement
du 'ritus graeeus' Rome, des ongnes
Vens hakknda, bkz. R Schilling, La religion romaine de W mis depus (es origines /us<ju'au
temps (fAuguste (Paris, 1954); ayn yazar, "Les origines de la Vens romaine," (Ltuomus, 17,
1958, s. 3-26: A Ernout ve P. Grimal'n eletirilerine yantlar). Aynca bkz. Dumezil, a.g.y., s.
422-424, 471-474.
Evoeatio hakknda, bkz. V. Basanoff, Evoeatio.
miltaire
romain (Pans,
1947); R. Bloch, "H4ra, Uni, Junon en talie centrale" (Compes rendus de l'Academic
des Inscrip-
tions, 1972, s. 384-396). Dier mehur evoeatio rnekleri: MO 264'te Volsinies'ten "anlan"
Vertumnus ve M 146'da Scipio Aemilianus'un "ard" Kartaca tanns Tant (Macrobius,
Sat., III, 9).
Titus Livus'un sayd, M 207'nin mucizeleri hakknda, bkz. J. Cousin, "La ense religieuse de 207 avant J.-C.," RHR 126, 1943, s. 15-41. Dumezil, ikinci Kanaca Savas srasnda dinin
durumunu parlak bir biimde anlatmtr. La rel. rom. areh., s. 457-487. Kybele'nin transveetio'su hakknda, bkz. H. Graillot, Le cu(te de Cybele, mire des deux, a Rome et dans l'empire romain
(Paris, 1912), s. 38 vd. Tanra sodalicium'lan ve bunlann siyasi nemi konusunda, bkz. a.g.y.,
s. 90 vd. Roma ve eyaletlerdeki tapm hakknda, bkz. F. Cumonc, Les rehgions oientales dans (e
159
d i n s e l i n a n l a r ve d u n c e l e k t a r i h i - II
paganisme mmain (4. bask, 1929), s. 17 vd, 208 vd, Aynca kr, Th. Kves, "Zum Empfang der
Magna Mater in Rom," Hstona 12, 1963, s. 321-347; F. Bmer, "Kybele in Rom," Rfterniscfes
Museum 71, 1964, s. 130-151.
Bakkhanalia davas konusundaki kaynaklar ve eletirel kaynaka A Bruhl, Liber Pater, s
82-116'da ok iyi zmlenmitir. u kaynaklan ekleyin: J, Bayet, "Le ph^nomene religieux
dionysiaque" (= Croyances et rtes..., s. 241-274, Bruhl'un kitab hakknda); J. Festugiere, "Ce
que Tite-Live nous apprend des mysteres de Dionysos," (Melanges d'archeologie
l'Ecole Frmaise
et if histoire de
160
XXI. B L M
KELTLER, CERMENLER,
TRAKLAR VE GETLER
M 390'da kuatld) y.
tapnann yamalanmasna kadar, hissettirdi. Ksa bir sre sonra. Keklerin carihsei yazgs mhrlendi: Germen kabilelerinin genilemesiyle Roma'nn basks
arasnda kalan Keklerin gc srekli geriledi. Ama Kekler ok zengin ve yaratc
bir ntarihin mras syd. Hemen aada greceimiz gibi, arkeolojinin salad
bilgiler Kek dininin anlalmasnda byk nem tar.
n-Keltler byk olaslkla, Orta Avrupa'da y. M 1300-700 arasnda gelien ve
"Kp Tarlas" 1 denen kltrn yaratclaryd. Kylerde yayor, tarm yapyor,
tun kullanyor ve llerini yakyorlard. lk gleri (M X.-1X. yzyllar) onlar
Fransa, spanya ve ngiltere'ye gtrd. Yaklak olarak M 700-600 arasnda demir kullanm Orta Avrupa'ya yayld; Hallstatt ad verilen bu kltrn ayrt edici
zellii, olduka belirgin bir toplumsal katmanlama ve farkl cenaze rimelleriydi.
Bu yenilikler, (Karadeniz kkenli) Kimmerlerin zerindeki ran kaynakl kltrel etkilerin sonucu olabilir. Kek askeri aristokrasisi o sralarda olutu. Cesetler - e n
azndan eflerin cesetleri- artk yaklmyor, ama yanlarnda silahlar ve dier
kymetli
eyalaryla
birlikte
bir
Bu adn verilmesinin nedeni, llerin yaklmas ve kllerinin konduu kplerin daha sonra
bir mezarla grnulmesiyd.
Anne Ross, Pagan Celtic Bitain, s. 35. Baz reproduksiyonlariin, bkz. J. j. Hatt, Les Cchcs et
les GaUo-Romams, s. 101 vd.
161
D N S E L I N A N C I - A R V i ; D N C E I . F . R T A R H - II
Din hakkndaki yazl belgelerin ktl dikkate alndnda, arkeolojik belgelerin paha biilmez bir deere sahip olduu grlmektedir. Kazlar sayesinde Keklerin kutsal mekna, yani zerinde kurban trenlerinin yapld bir sunak evresindeki, belli kurallara gre kutsanm yerlere byk bir nem verdii biliniyor. (leride grece|imiz gibi, kutsal meknn snrlarnn ritel biiminde izilmesi ve
"dnyann merkezi" simgesellii eski yazarlar tarafndan nakledilmitir ve bu zelliklere rlanda mitolojisinde de rastlanmaktadr). Yine kazlar sayesinde, farkl trde s u n g u l a n n iki ila metre derinliindeki ritel ukurlarna brakld biliniyor. Bu ritel ukurlan, tpk Yunanlarn bothros'u veya Romallarn mundus'u gibi,
yeralt dnyasnn tannlaryla iletiimi salyordu. MO II. binyldan itibaren bulgulanan bu tr kuyularn ii, bazen zengin bezemelerle kapl tren kazanlarna
ylm altn ve g m eyalarla dolu oluyordu. 3 (teki dnyayla iletiim iindeki
bu kuyularn ve yeralt hazinelerinin ans ortaa efsanelerinde ve Kek folklorunda
karmza kyor).
Arkeolojinin, kafatas tapmnm yaylmasn ve srekliliini dorulamas da en
az bu denli nemlidir. Yorkshire'da bulunan, MO XVIII. yzyla ait stilize kafalarla
sslenmi kiretandan silindirlerden ortaaa gelinceye kadar, Kek kabilelerinin
oturduu btn blgelerde kafataslar ve "kesik ba" temsilleri bulgulanmtr.
Kovuklarn iine yerletirilmi veya tapnaklarn duvarlar iine sokulmu kafataslar, tatan yontulmu kafalar, kaynak sular iine batrlm saysz ahap tasvir
g n na karlmtr. Ama kafataslarnn dinsel nemi klasik yazarlar tarafndan
ortaya k o n m u t u r ve kilisenin yasaklarna aldrmadan, "kesik ba"n yceltilmesi
ortaa efsaneleriyle ngiliz ve irlanda folklorunda nemli bir rol oynar.* Kesinlikle
kkleri tarihncesine uzanan ve birok Asya kltrnde XIX. yzyla kadar yaayan
bir tapm sz konusudur. 5 "Kesik ba"n balangtaki bysel-dinsel deeri, semen
virile'in lersuyul ilk kaynan ve "akln" barnan kafatas iine yerletiren
inanlar tarafndan daha sonradan glendirilmitir. Keklerde kafatas, tannsal
kkenli kutsal bir gcn biriktii yerdi; bu g, sahibini her trl tehlikeye kar
koruyor ve ona salk, zenginlik, zafer salyordu.
Ksacas arkeolojik bulgular bir yandan Kek k l t r n n arkaikligini, dier yandan da baz merkezi dinsel dncelerin ntarihten ortaaa kadar srekliliini ortaya karmaktadr. Bu dnce ve trelerin pek ou neolitik an eski dinsel biri-
3
4
5
Stuart Piggott, Ancient Europe, s. 215 vd; ayn yazar, The Druids, s. 62 vd.
Bkz. Anne Ross, a.g.y., s. 97-164, ekil 25-86 ve Levha 1-23.
Kr. Eliade, Lc Yoga, s. 299, 401-402; ayn ya2ar, Le Chamnisme, s. 339 vd.
162
KELTLER, C E R M E N L E R , TRAKLAR VE G E T L E R
kimine aitti, ama olduka erken bir dnemde Kekler tarafndan zmsenmi ve
onlarn Hint-Avrupal atalarndan miras ald teoloji sistemiyle ksmen btnletirilmiti. Arkeolojinin kantlad artc kltrel sreklilik Kelt dini tarihisine
ge d n e m kaynaklarn, ncelikle de VI. ve Vll. yzyllar arasnda yazlm irlanda dilindeki metinlerle, rlanda'da XIX. yzyl sonuna kadar yaayan destans efsaneleri ve folkloru kullanma olana vermektedir.
nemi ve hkmdarlarla
ilikileri. 5
Yazya getirilmi ritel yasak yznden, elimizde kta Relilerinin dinine ilikin
olarak bir yerlinin kaleminden km hibir metin bulunmuyor. Kaynaklarmz,
6
The Druds,
s. 88. Myles Dillon'a gre, Druidler ve brahmanlar. Gal dnyasnda XVIII. yzyla
ve Hindistan'da g n m z e kadar yaam ibadet ve inanlar korumulardr; kr. "The Archaism of Irish Tradition," s. 246. Aynca bkz. ayn yazar, Cdrs and Aryans,
s. 52 vd. Hans
D. A. Bnchy, "The Linguistic and Historical Value of the Irsh Law Tracts," aktaran Dillon,
Bkz. Dillon'daki referanslar, "The Archaism," s. 247, 2 5 3 vd. Aynca bkz. Ce/ts and Aryans.
G. Dumzil, Servius
et la Fortune,
urt Poet in Medieval Ireland," s. 99 vd. Smer-Akkad dnyasyla da, Hint-Avrupallann antik Yakndou halklanyla k u r d u u temaslarla aklanabilecek benzerlikler b u l u n d u u n u
belirtelim; kr. H. Wagner, "Studies in the Origins of Early Celtic Tradition," s. 6 vd ve birok
yerde.
163
Yuan-Latin yazarlann birka betimlemesi ve zerlerinde figrler bulunan, genellikle Galya-Roma dnemine ait ok sayda antla snrl. Bura karlk lskoya, Galler ve zellikle de rlanda'da younlam ada Kekleri zengin bir destan edebiyat
yaratmtr. Bu edebiyat, Hristiyanla geiten sonraya ait olmasna karn, byk
blmyle Hristiyanlk ncesi mitolojik gelenein uzantsdr ve bu sylediimiz
zengin rlanda folkloru iin de geerlidir.
Klasik yazarlann verdii bilgiler birok kez rlanda belgeleri tarafndan dorulanmtr. Caesar, De Beio Gallico'suda, 10 Galyallarda iki ayrcalkl snf - d r u i d l e r
ve valyeler- ve ezilen bir n c snf, "halk" snf bulunduunu aklar. yi bilinen Hint-Avrupa ideolojisini yanstan bu l toplumsal blnme
63),
toplum, Druidler snf, askeri aristokrasi (jlcth, tam karl "g," Sanskritedeki fejtra'nn tam fonetik karl) ve hayvan yetitiricilerine blnmtr; "b atrig'ler, kendilerini inek (b) sahipleri olarak tanmlayan hr insanlardr (a'rig).""
Hint-Avrupa dinsel sisteminin Keltlerdeki dier kalntlarn ileride belirtme frsat bulacaz. "Hint-Avrupa ve ltalo-Kek toplumlarndaki ortak kalmtlar'n, "biimci bir kuralclkla srdrdkleri kutsal geleneklerin emanetisi konumundaki
gl rahip birlikleriyle (.coiegium)" aklanabileceini imdiden belirtelim. 1 2
blml Hint-Avrupa teolojisine gelince, Caesar'm aktard tanrlar listesinde buna
hl rastlamak m m k n d r ve sz konusu blmleme irlanda geleneinde de yaamaktadr. Georges Dumezil ve Jan de Vries, efsanevi Tuatha De Danatu halknn
eflerinin aslnda ilk iki ilevin tanrlarn temsil ettiini, nc ilevi ise adann
daha nceki sakinleri olarak kabul edilen Fomorlann yansttn gstermilerdir."
Caesar, Kelt panteonunu Romal bir yorumla (interprctatio romana)
sunar. Kon-
sl yle yazar: "En ok sayg gsterdikleri tanr Mercurius'tur. En ok onun heykellerine rastlanr. O n u btn sanatlarn bulucusu olarak grrler; yollardaki seyyahlarn rehberi olarak kabul ederler. nsanlara para kazandrmak ve ticareti kolaylatrmak konusunda en b y k gce o sahiptir. O n u n ardndan Apollon, Mars, upiter ve Minerva'ya taparlar. Bu tanrlar zihinlerinde aa yukar dier milletlerle
10
VI. 13.
E. Benveniste, Le vocabulatre
Kr. Dumezil. Mytke et Epopee, c. I, s. 289; Jan de Vries, La rcligion des Cdtes, s. 157 vd.
1 6 4
ayn biimde canlandrrlar. Apollon hastalklar kovar, Minerva i ve meslek erbabn eitir, lupiter gklere egemendir, Mars savalar ynetir." 14
Galya panteonu hakkndaki b u Romal y o r u m u n gereklii ve dolaysyla deeri
ok tartlmtr. Bununla birlikte Caesar, Keklerin tre ve inanlarn yeterince biliyordu. Alpler'in kuzeyine doru Galya seferine kmadan nce, Cisalpine' Galya'snn prokonslyd. Ama kta Keklerinin mitolojisini bilmediimiz iin, Caesarn sayd tanrlar hakknda ok az bilgi sahibiyiz. "lupiter"i listenin bana
koymamas artcdr. Anlalan Keklerin byk gk tanns en az drt yzyldr
Akdeniz etkilerine ak bir konumda yaayan kent sakinleri arasnda nceliini yitirmiti. Bu, gerek antik Yakndou'da (kr. 48 vd), gerek Vedalar a Hintlilerinde ( 62) ve eski Cermenlerde ( 176) grlen, dinler tarihindeki genel bir
grngdr. Ama zellikle Ren, Moselle ve Sane arasnda ok sayda bulunan, baz
Cermen kabilelerinin de diktii, "Dev lupiter" ad verilen stunlar arkaik bir simgeseliiin, zellikle de Yce Gksel Varlk inancnn uzantsdr. Bu stunlarn, Traianus veya Marcus Aurelius'unkiler gibi, askeri bir zaferi kutlamak zere dikilmediini belirtelim. Forumda veya sokaklarda deil, kentlerden uzakta ykseliyorlard. stelik b u Kelt lupiter'i sk sk bir arkla birlikte tasvir edilmitir; 1 5 arkn
Keklerde nemli bir rol oynad bilinmektedir. Drt parmakl ark bir yl, yani
d n mevsimli dngy temsil eder. Nitekim Kek dillerinde "ark" ve "yl" ayn
szckle ifade edilir. 1 5 W e m e r Mller'in de yerinde bir saptamayla belirttii gibi,
bu Kek lupiter'i demek ki kozmos egemeni, yln efendisi gk tannsdr ve stun
da dnya eksenini (axis
t a n n " olarak sz edilen Dagd ile Caesar'n "lupiter" diye ifade ettii Galya
tanrsnn ayn olduu k o n u s u n d a gr birliine varlmtr."
Arkeoloji,
konsln "Mercurius"un
yaygnl
konusundaki
aklamalarn
16
s. 46 vd.
tayan bir varlkla tasviri ortaada bulgulanm bir olgudur; bkz. Mller'in r o p r o d k siyonlann bast baz resimler, s. 51.
17
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -
Bu erkek ve
kadnlarn balar zayft, ama kamak istemiyor, "neeli ve sevinli bir ekilde
tanry vglere boarak" onu izliyorlard. Yreden birisi Lukianos'a bu tasviri
yle aklad: Onlar, Keltler, sz sanatn Yunanlar gibi Hermes'le deil, Hercules'le temsil ederler; nk Hercules ok daha gldr." 2 0 Bu metin elikili yorumlara yol amtr. 2 1 Zincirlenmi insanlar, Indra'ya elik eden Marutlara ve OdinVotan'a muhafzlk eden Einherjar birliine benzetilmitir (J de Vries). Dier yandan Ogmios'la "usta balayc" Varuna arasnda yaknlk k u r u l m u t u r (F. Le Roux).
18
J. de Vries, a.g.y.,
kiiliinin yalnzca ayrntda kalan bir noktasn yanstmaktan teye gitmediini u n u t m a m a k gerekir."
19
20
Lucian, Heracle,
21
Franoise Le Roux, "Le Dieu celtique aux liens: de l'Ogmios de Lucien a l'Ogmios de Durer,"
1-7.
Muhtemelen Kelt "Mars', egemen tann-bycye zg ba2i vasflar, onun psikopomp ilevini glendirerek zmsemiti. ( 175'te grecegimiz gibi, Cermenlerde ise Odin tam tersine sava tanrsnn ksmen yerini almt). rlanda destan
edebiyatnda Ogmios'un karl, rnek bir ampiyon olan t a n n Ogma'dr. Ama
"ogamik" denen yaznn bulunuu da ona mal edilir; demek ki b u t a n n sava
gle, Odin tr "ilim"i ahsnda biraraya getirmektedir.
Caesar, "Apoilon'u bir hekim-tanr olarak tantr. Galya dilindeki ismi bilinmese de, yaztlarda b u l u n a n sfatlan otac niteliini genellikle dorulamaktadr, irlanda metinlerinde ise, Tuatha De Danann' iyiletirip dirilten Diancecht'ten sz edilir;
ayrca eski bir cin kovma formlnde de ondan bahsedilir. Ad, demirci tanr
Grobniu'yla birlikte anlmaktadr. Demek ki, Dumezil'in "nc ileV'e zg grd tanrlann temsilcisi olarak kabul edilebilir. "Minerva"ya gelince, onun da
Galya dilindeki ad bilinmemektedir, ama Caesar onu zanaat ve mesleklerin tanras olarak tanmlar (demek ki o da nc ileve aittir). Bu tanra, Dagda'nn kz
ve ozanlarn, demircilerin, hekimlerin koruyucusu tanna Brigantia'ya benzetilmitir.
22
Pharsalio, 1, 444-446.
Commema Bemensa, yeniden yaymlayan J. Zwieker, Fontes hisoriae rdigions Cekicae, c. 1, s.
r u h u n u n manevi rehberi - y n .
2>
51 vd.
167
nsan
"gkgrlts"dr. kin-
cil biimi olan Tanaros ise, Cermenlerin tanns Donar'a yakndr. 2 7 Tpk Donar gibi, Jpiter'le zdeletirilmitir. O halde "dev Iupter" stunlan muhtemelen "gmbrdeyen" Taranis'e, Keklerin eski gk tanrsna adanmt. Esus eklindeki tanr
adna ise zel isimler iinde de rastlanmaktadr, ama bu ismin etimolojisi belirlenememitir. 2 8 iki sunan alak-kabartmalarnda, Esus bir aaca vururken tasvir edilmitir; acaba asarak kurban etme mi sz konusudur? Jan de Vries, Esus'un iskandinav Odin'ine benzetilebilecek bir Galya tanrs olduunu tahmin etmektedir. 2 a
Aslnda hibir eyi kesin olarak bilmiyoruz.
24
25
(s. 75). C.
Ramnoux'ya gre, bir saltanatn veya bir saltanat dizisinin s o n u n d a gerekletirilen b u k u r ban trenleri yalanm zamann yenilenmesinin uzantlaryd (nitekim takvimin belirli tarihlerinde yaplyorlard); kr. "La m o n sacrificielle d u Roi," s. 217.
26
Duval, "Teutates, Esus, Taranis," s. 50; Les dieux de la Gemle, s. 29 vd (sava tanns); J. de Vries'e gre, o "bir Mars kadar, pekala bir Mercurius d a olabilr"d (s. 53); J. j . Hatt ona "ifte
yz, kimi zaman sava, kimi zaman bar" bir kimlik atfetmektedir; kr. "Essai sur
Fevolution de la religion gauloise," s. 90.
27
28
Ag.y., s. 108; ayn ynde, Duval, "Teutates vb," s 51 vd; Les Dieux
106).
Ayrca kr. Hau, "Essai...," s. 97 vd. (pek ikna edici deildir).
1 6 8
de la Gaule,
s. 3 4 - 3 5 .
tutucu
eilim
yznden zmleme
sonulan
ounlukla
belirsiz
kalmaktadr. Mehur bir rnei hatrlatalm: Cernunnos adn tayan, geyik kulaklar ve boynuzlan olan, yal, belki de kel bir adam tasvir eden alak-kabartma.
Bunu grnce, doal olarak Gundestrup kazan zerinde temsil edilen bir sahne
hatrlanmtr: Bana geyik boynuzlar takm ve dikkatsizlik sonucu "Budha
pozisyonu" ad verilmi bir durumda oturan kii, bir elinde bir kolye, dierinde
ko bal bir ylan tutmaktadr: evresinde yabanl hayvanlar ve ok gzel bir geyik vardr. Benzer imgeler ingiltere'de de bulunmutur. 3 0 Geyik ikonografisi ve
dinsel simgesellinin arkaik nitelii bilinmektedir. Val Cammonica'da taa oyulm u ve M IV. yzyla ait bir sahnede, geyik boynuzlu bir tann ve boynuzlu bir
ylan tasvir edilmitir. Ama daha nce grdmz gibi ( 5), Trois Freres Magaras'nm "Byk Byc"s veya "Hayvanlarn Tanrs" da byk, atall boynuzlan
olan bir geyik kafas takmt. O halde Cernunnos da "Yabanl Hayvanlarn Efendisi" t r n d e bir t a n n olarak yorumlanabilir. 3 1
Bununla birlikte geyiin dinsel simgeselligi ar karmaktr. Bir yandan ntarih anda in'den Bat Avrupa'ya kadar uzanan bir alanda, geyik boynuzlarnn
dnemsel yenilenmesi yznden, 3 3 srekli yaratl ve renovatio
(yenilenme) simge-
lerinden biridir. Dier yandan geyik, Keklerin ve Cermenlerin mitsel atas olarak
kabul ediliyordu; 3 3 ayrca en bilinen bereket simgelerinden olduu gibi, cenaze
hayvan ve llerin klavuzuydu; zellikle krallarn ve kahramanlarn gzde avyd:
Onun avlanarak ldrlmesi, kahramanlarn trajik lmleriyle simgesel adan
uyumluydu. 1 4 Dolaysyla Cernunnos muhtemelen "Yabanl Hayvanlar Tanrs"
olmasnn yan sra, baka ilevlere de sahipti. Halk evrelerinde geyiin dinsel
n e m i n i (sava aristokrasinin en sevdii av!) anlamak iin, kilisenin ritellerde
geyik klna girmeye (cervuo jaccre)
31
32
Kr. Images
el SymboUs,
s. 183.
d Gcng/s
34
D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I -
arkeolojik
belgelerin
zmlenme
uranda
da benzer bir
glkle
yoluyla eriilebiliyor-
du. Bu mitsel-ruuel senaryo yerli edebiyatta en ok kullanlan ve en kalc izleklerden birini oluturmaktadr. 3 6
Anlalan gk (veya frtna veya gne) tanrsyla Yeryz Ana arasnda gerekletirilen ve hkmdarla bir hierodoulo^
'
Matres veya Matronae: lahi Analar. Galya ve ngiltere'de l eklinde tasvir edilen
35
Histoire
35
Bkz. Proinsias Mac Cana, "Aspects of the Theme of King and Goddess in lnsh Literatre;"
tanralar - y n .
de la Caule,
37
arasnda ilk
yaknlk kuran F. R. Schrder olmutur; kr. "Ein altirischer Krnungsritus u n d das indogermanische Rossopfer."
1 7 0
KELTLER. C E R M E N L E R , TRAKLAR VE G E T L E R
38
39
40
Gricourt, a.g.y.,
41
bl. mi:
Kuluka riteli: Baz kltrlerde, kans d o u m yapan bir erkein yatana ekilip yerine
getirtigi baz riteller - y n .
43
DINSlil. INANCI-AK
DNCELER TARH-11
ilikili treler ve inanlar- korunmasndaki dayankllk, h e m de bunlara antikagdan modernite ncesi dneme gelinceye dek srekli yeni deerler yklenmesi
dikkate alnmaldr.
172. Druidler ve Ezoterik retileri lulius Caesar'm Druidlere ayrd sayfal a r , " Kelt dini zerine en nemli kaynaklardan birini oluturur. Prokonsl, Posidonius'un (M II. yzyl) verdii bilgileri kaynak gstermeden kullanmakla birlikte,
baka bilgilerden de yararlanyordu. Caesar'm yazdna gre, Druidler "tanrsal
ileri gzetir, kamusal ve zel kurban trenleriyle ilgilenir, dine ilikin btn eyleri dzenlerler. ok sayda gen gelip o n l a n n yannda eitim grr ve Druidlere
ok byk sayg gsterilir." "Kamusal ve zel btn anlamazlklar" Druidler "bir
zme balar"; o n l a n n kararlarn kabul etmeyenlerin kurban trenlerine katlmas yasaklanr, bu da bir tr sivil lmle edeerlidir, ilerinde tek ef en stn
otoriteye sahiptir. "O ldnde, saygnlk asndan ne km biri varsa, onun
yerini alr: Eer eflik iin birbirine eit pek ok kii varsa Druidlerin oylamasna,
kimi zaman da silahlara bavurulur. Bu Druidler yln belli bir dneminde, Camutiler lkesinin, btn Galya'nn merkezi olarak kabul edilen kutsal bir yerinde
toplanrlar."
Druidler askerlik yapmaktan ve vergi deme ykmllnden muaf tutulur.
Bylesine b y k ayrcalklarn cezbettigi pek ok kii, onlardan eitim almaya gelir. "Orada ok fazta sayda dizeyi ezberledikleri sylenir: Bazlar yirmi yl o n l a n n
okulunda kalr. Geri kalan her eyde, kamusal ve zel hesaplar iin Yunan alfabesinin kullanld yazya bavurulabilir, ama bu dizelerin yazya geirilmesini dinin
yasaklad kansndadrlar." Caesar Druidlerin bu deti, "retilerini halk arasnda
yaymak istemedikleri" ve eer Druid raklar yazya gvenirlerse bellei ihmal
edecekleri iin yerletirdiklerini aklar. Onlar, "ruhlann lmediine, ama l m d e n
sonra bir bedenden dierine getiklerine" inanr; bu inan "lm korkusunu yok
edip cesareti bilemek iin ok elverili grnmektedir. Yldzlar ve yldzlarn hareketleri, dnyann ve topran bykl, eylerin doas, lmsz tanrlarn gc
ve erki hakknda da ok tartr ve bu speklasyonlar genlie aktarrlar."
Brahmanlar gibi Druidler de rahiptir (kurban trenlerini onlar yapar); ama ayn
zamanda eitimci, bilgin ve filozofturlar. 4 5 Onlarn "btn Galya'nn merkezi ola44
45
KKLTLER. C U R M E N L n i i . R A K L A R VE GETLER
rak kabul edilen kutsal bir yer"de yaptklar yllk toplant ok anlamldr. Kukusuz "dnyann merkezi" olarak kabul edilen trensel bir merkez sz konusudur. -16
Dnyann aa yukar her yerinde bulgulanan bu simgesellik (kr. 12), kutsal
mekna ilikin dinsel anlayla ve yerlerin kutsanmasna ynelik tekniklerle uyumludur: Ama daha yukarda grdmz zere (kr. 169), Kekler kutsal mekan
yapmn ntarihten itibaren uyguluyorlard. Druidlerin yllk toplantlarnn, tanr
isimlerinde ve farkl airetlere zg inanlarda grlen kanlmaz eitlilie
karn, dinsel dncelerde belli bir birlii gerektirdii aktr. Anlald kadaryla, Druidlerin Galya topraklarnda gerekletirdii kamusal kurban trenleri,
Camutiler lkesinin "merkez"inde, locus consecratus'ta
47
s. 109 vd.
s. 218. Caesar'n, Druidler arasnda "en stn otoriteye" sahip "tek 5e I"
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I - !
51
52
53
V, 2 8 , 6 .
54
K E L T L E R . C E R M E N L E R . TRAKLAR V E GETI.ER
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -
Felemenkede woensdag,
Bu da Mercurius'un Cermen dnyasnn her yerinde tek ve ayn isimle bilinen bir
tanryla, Odin-Votan'la zdeletirildigin kantlar.
Cermen dininin son evresine, dnyann sonu mitine duyulan tutkulu ilginin egemen olduu vurgulanmtr. M II. yzyldan beri Yakndou'da, iran'da, Filistin'de, Akdeniz'de ve bir yzyl sonra da Roma imparatorluunda bulgulanm genel
bir olgudur bu. Ama Cermen dinini ayrt eden, onun kozmogoni
sonunun
zaten
anlaynda
dnyann
haber verilmesidir.
Gylfagmnmg,
4-9.
56
57
[X. yzylda Gney Almanya'da yazlm, Hristiyan kkenli bir iir olan " W e s s o b r u n n ' u n
K'EI.TUtR. CERMRNf.HU. T I M k L A R VL G I T I . F R
du. Sonra karde Ynir'i dipsiz u u n u n u n ortasna gtrd ve bedenini paralayarak dnyay yarattlar: etinden topra, kemiklerinden kayalar, kanndan denizi,
salarndan bulutlar, kafatasmdan da gogu ekillendirdiler.
nsan biimli bir varln ldrlmesine ve paralanmasna dayanan kozmogoni,
Tiamat ( 21), Purua ( 73) ve P'an-ku ( 129) mitlerini hatrlatmaktadr. Demek
ki dnyann yaratlmas kanl bir kurban treninin sonucudur; bu ok yaygn ve arkaik dinsel dnce gerek Cermenlerde, gerekse dier halklarda insan kurban edilmesinin gerekesini oluturmaktadr. Aslnda ilk tanrsal davrann bir tekrar
olan bu tr kurban, dnyann yenilenmesini, hayatn yeniden retilmesini, toplum u n huzurunu salamaktadr. Ymir ift cinsiyetliydi: 5 " Tek bana bir insan ifti
dnyaya getirmiti. ift cinsiyetlilik, bilindii zere, btnln en mkemmel
ifadesini oluturur. Eski Cermenlerde ilk btnlk dncesi baka mitolojik geleneklerce de glendirilmitir; bu geleneklere gre, tanrlarn atas Ymir eytani
devleri de dourmutu (bu devler son felakete kadar kozmosu tehdi edecektir).
karde kozmogoni iini srdrerek Mspell'den fkran kvlcmlardan
yldzlar ve gksel cisimleri yaratrlar ve o n l a n n hareketlerini dzenleyerek gndelik dngy (gn ve gece) ve mevsimlerin art arda geliini saptadlar. Deirmi
biimli yeryz, dardan byk okyanus tarafndan kuatlmt, tanrlar devleri
okyanusun sahillerine yerletirdi. I tarafta ise Midhgardh' (tam karl "ortadaki
konut"), Ymir'in kirpiklerinden yaplm bir setle korunan insanlarn dnyasn
ina ettiler. Sessiz tanr Hoenir'in ve hakknda neredeyse hibir ey bilmediimiz
Ldhur'un yardmyla, Odin ilk insan iftini iki aatan, kumsalda bulduu Askr ve
Embla'dan yaratt:' 9 Onlan canlandrd, onlara Hoenir akl ve Ldhur da duyularyla insan biimli bedenlerini verdi. Bir dier mit, kozmik aa Yggdrasill'den
kan ve dnya n f u s u n u yaratan iki insandan sz eder. Bu insan ifti, Ragnark un
Byk Knda ( 177), Yggdrasill'in gvdesine snacak ve dallarnda biriken iyle
beslenecektir. Snorri'ye gre, kozmik aata barnan bu ift dnya ykldktan sonra
56
Ymir ismiyle, Sanskritede "cifi cirsiyeh" anlamna gelen Yina arasnda yaknlk k u r u l mutur. Tacitus'a gre {Germama,
sveedek ivisira, "ayntm"!a ayrt kkten gelmedir ve Ymir gibi ift cinsiyetti bir varl ifade eder.
59
Askr, ko2mik dibudak aacn anmsatmaktadr; Evnbla belki de dmlo, "Karaaa" ile ayn
szcktr. Aalardan salanan antropogoni, arkaik mitolojilerde olduka yaygn bir izlek
oluturur; Hint-Avrupallarda da b u l g u h n m u r ; kr. Bonfante, "Mcrocosmo e macrocosmo
nel mito indoeuropeo," s. 1 vd.
177
D I N S U L I N A N L A R VE DSUNCFIL.ER T A R I H I - U
da hayatla kalacak ve daha sonra ortaya kacak yeni yeryznn nfusunu yeniden
yaratacaktr.
Merkez'deki Yggdrasill evreni simgeler. Tepesi ge deer ve dallan dnyay
evreler. Kklerinden biri ller diyarna (Hel), dieri devler blgesine, ncs
ise insanlar dnyasna uzanr. 60 Yggdrasill kar kmaz (yani tanrlar dnyaya
dzen verir vermez), ykm tehlikesiyle kar karya kald: Bir kartal yapraklarn
yemeye koyuldu, gvdesi rmeye ve ylan Nidhg kklerini kemirmeye balad.
Yakn bir gelecekte Yggdrasill yklacak ve bu dnyann sonu (Ragnark) olacaktr.
Burada, dnyann merkezinde yer alan ve kozmik dzeyi, g, yeri ve
yeraltm birbirine balayan, iyi bilinen evren aac imgesinin sz konusu olduu
aktr. 61 Bu kozmolojik simgenin arkaikliine ve hatr saylr yaygnlna birok
yerde deindik. Anlald kadaryla, baz Kuzey Asya ve Dogu anlaylar Yggdrasill imgesini ve mitini etkilemitir. Ama yalnzca Cermenlere zg izgileri vurgulamakta yarar var: Aga -yani k o z m o s - ortaya kar kmaz nihai k ve ykm
da haber verir; yazg, Urdhr,
drtlk), yazg tanras yalnzca insanlarn deil tanrlarn, devlerin ve her canl
yaratn kaderini belirler. Yggdrasill'in, rnek alnacak ve evrensel varolu yazgsn canlandrd sylenebilir; her varolu tarz - d n y a , tanrlar, hayat, insanlarlmldr, ama yeni bir kozmik d n g n n balangcnda yeniden dirilebilir.
174. Aslar v e Vanlar. Odin ve aman Byleri Tanrlar ilk atalar iftini
Midhgardh'a yerletirdikten sonra, yine dnyann merkezinde, ama yksekte yer
alan kendi konutlarn, Asgardh' yaptlar. 62 Panteon iki tanr grubu arasnda paylatrld: Aslar ve Vanlar. Aslar arasndaki en dikkat ekici tanrlar Tyr, Odin ve
Thor'du; ilk ikisi egemen tanrlarn ift oluturmas kuralna uyarken (Vedalar a
Hindistan'nda Mitra ve Varana), devlerin dman, ekili tanr Thor, Indra'nn sava niteliini anmsatmaktadr. Vanlarn iindeki en nemli tanrlar ise - N j r d h r ,
Freyr ve F r e y j a - zenginlikleri ve bereket, zevk, barla ilikileriyle ayr ediimekte60
Snorri'ye gre, u k k t e n her bin bir kuyuya dalmtr; kuyulann e n mehurlar, Odin'tn
g z n rehin brakaca ( 174) en bilge tann Mmir'in kuyusu ve yazg k u v u s u d u r (Urdharbrunnr).
61
02
Bilindii gibi, dnyann merkezine ilikin topografik bilgiler imgesel bir geometriye gre ina
kmaktadr.
edilmi mitsel bir corafyay yanstr.
1 7 8
KELTLER. C E R M E N L E R . T R A K U R VF GETLKR
dir. Romallar ile Sabinler arasndaki savan mitsel yapsn zmlerken ( 162),
Aslar ile Vanlar kar karya getiren atmaya deinmitik. Uzun ve sert geip
sonucu belirlenemeyen bu sava, nihai bir uzlamayla sona ermiti. Balca Van
tanrlar Aslann lkesine yerleti ve hukuksal egemenliin, bynn ve sava
gcn temsil ettii saygnlklar, kendi ynetimlerindeki bereket ve zenginlikle
tamamladlar.
Birok yazar b u efsanevi olay iki ayr kltrn temsilcileri arasndaki tarihsel
bir atmann ans olarak yorumlamaya uram, bu farkl kltrlerin farkl
dinsel inanlar paylatn dnmlerdir: Yerli tarmclar
(bazlarna gre
figrlerinin gl
63
Bkz. son olarak kan Lcs Dcv des Gernais. s. 17 vd (s. 39. kaynaka); D mythc
s. 22 vd.
64
Germans, s. 62 vd.
179
m raa,
Hvaml
lkler), Odin bysel bilgelik ve gcn simgesi olan Rune yazsn' nasl ele geirdiini anlatr. "Mzrakla yaralanm ve Odin e kurban edilmi, kendi kendime kurban edilmi bir halde, yiyecek ve iecek olmadan" dokuz gn Yggdrasill aacna
asl kaldktan sonra, "arm zerine (Runik) harfler ortaya kt." Bylece gizli ilmi ve iir yeteneini elde eder. Kesinlikle yar-amancl nitelikte bir erginlenme
riteli
Kuzey Asya amanlanrun erginlenmesinde kozmik aacn rol hakknda, bkz. Elinde, Cha-
66
Yukagir samanlar, aman atalarnn kafataslanna bavurur; Lt Clidma/sc, s. 201. Kr. O r p heus'un ba ( 180).
68
Gylfagtming,
8.
K r j . T l . E R . C E R M E N L E R . TRAKUR VH GLTI.ER
ilikten olaanst bilgelie sahip. Kvasir adnda bir varlk kt.' 0 ki cce bu
varl l d r d , kann balla kard ve bylelikle bal erbetini liretti. Ondan ien ya
air ya da alim olur. ki teki dnyada, eriilmesi g bir yerde saklanmaktadr,
ama Odin onu ele geirmeyi baarr ve o zamandan beri butun tanrlar bu ikiden
iebilmektedir. Skaldlar, iirsel esini "Ygg'in kupas," "Ygg'in bal erbeti" deyimleriyle olduu gibi, "ccelerin bal erbeti," "Kvasir'n kan" vb diye de ifade ederler. 71 Sonu olarak: erginlendikten sonra (bu Runik harfleri elde etmesini salamtr), g l n kurban ettikten (bu, Mimir'in kuyusundan ime hakkn ona vermitir) ve bal erbetini aldktan sonra, Odin bilgeliin ve btn gizli ilimlerin
tartlmaz efendisi olur. O h e m airlerin ve bilgelerin, hem de esrimecilerin ve savalarn tanrsdr.
70
ki toplumsal g r u p arasndaki uzlamay kesinletirmek zere iilen sarholuk verici bir ikinin kiiletirilmesi sz k o n u s u d u r . Dumezil b u n u n Hindistan'daki bir karln ortaya
karmtr: Loki. s. 102 vd; kr. Les dieux des G'rmams, s. 31 vd.
71
Dieix..., s. 65.
181
D I N S E L T N A N U A R VF .HJUNCE1.FR T A R I H I -
"kurt postlu
73
sava iin
Nitekim dv-
O d i n szcn ieren
birok yer ad, hatta "tarlalar" ve "ayr" anlamlarna gelen szcklerle oluturulm u bileik isimler saptanmtr. Bu d u r u m Odin'in "tarmsal" yapsn deil,
"yaylmac" niteliini, baka tannlarn ilevlerini ve vasflarn sahiplenme eilimini kantlar.
Odin-Votan'm Cermenlerin dinsel hayatnda oynad baat rol, bysel egemenliin
ok
sayda
kerametiyle
aklanabilir.
Dnyann,
tannlarn
ve
insann
Germania,
74
31.
a Gengis
Valhil,
KELTLER, C E R M E N L E R , T R A K L A R VE GETLER
176. Aslar: Tyr, Thor, Baldr Aslarn ilki olan Tyr (*Tiwaz, Ziu) ok daha siliktir. Tanr isimlerinden ciwar, Tyr'in oulu olduuna gre, balangta stn bir
tanryd. 7 6 Romallarn yorumlarnda Mars'la zdeleirildigi iin, genellikle sava
tanrlar arasna yerletirilir. Gerekten de Tyr'in olduka gelimi bir askeri yn
vardr, ama balangtaki "hukuku tanr" vasf hla seilebilmektedir (Mitra'nn
benzeri). Thing'le, yani d u r u m a l a n n karara baland halk meclisleriyle organik
bir ba vardr. Herkes silahl olarak topland iin b a n zaman meclislerinin sava zamanndakilere benzedii dorudur; kararlar kllar veya baltalar havaya
kaldrarak veya kllarla kalkanlara vurarak onaylanyordu. 7 7
En nemli ve Tyr'in balca vasfn belirginletiren mitsel olay, zamanlarn
balangcnda yaanmtr. Tanrlar, Loki'den hamile kalan bir dii devin dourduu kurt Fenrir'in kendilerini paralayp yiyeceini biliyorlard. Fenrir'i yalnzca bir
oyun olduuna ikna ederek, grlmeyecek derecede
balamay baardlar. Kukulu gen kurt, kendisine ktlk yaplmak istenmediin i n gvencesi olarak tannlardan birinin elini enelerinin arasna koymas kouluyla
b u oyuna katlmay kabul etmiti. Yalnzca Tyr buna cesaret etli ve kurt kaytan
kurtulamadn hisseder hissetmez onun elini kopard. 7 8 Georges Dumezil hakl
olarak panteonu k u n a r m a k iin ne denli gerekli olursa olsun, byle bir davrann
bir yem in ihlali anlamna geldiini ve dolaysyla egemen-hukuku tanrda bir bozulmaya iaret ettiini belirtir. 75
76
Ad, *Tiwaz, gk t a n n s n a verilen dger Hin-Avrupa isimleriyle akrabadr: Dyaus, Zeus, l u p i ter. En a z n d a n ba2t C e r m e n kabilelerinde gok t a n n s n a m u h t e m e l e n t r m i n - H e m n n adyla
taplmaya d e v a m edilmitir; bkz. d a h a ilerideki blmler.
" J a n d e Vries'in d i k k a t ektii gibi, "Cermen bak asndan 'sava tanrs' ve ' h u k u k tanrs'
k a v r a m l a n a r a s n d a bir eliki y o k t u r " (Altgemanische
Te
Gylfanning,
des Germains,
Reitgionsgeschiche,
II, s. 13).
Geri
D I N S U . I N A N L A R VK D U S N C N I F T TAJIIH - 11
Thor (Donar) en popler taunlardan biriydi. Ad "gkgrlls" atlanma gelir, silah eki Mjllnir'dir ("ezici"); bu ndra'nn vtjra'snn bir benzeri ve yldrmn mitsel imgestdir (kr. 68). Kzl sakal ve dillere destan itahyla da Vedalar'n ampiyon tanrsna benzer. Thor, Aslarn ve onlann tanrsal konutunun savunucusudur. Birok anlatda, devlerle arpt ve onlar ekiciyle yok ettii grlr. 8 0 Ba dman kozmik ylan Jmungan'dr; dnyay sarm bu ylan ragnark'e
tanrlar iin bir tehlike olacaktr. Birok metin ve baz resimler Thor'u bu ejderha'y denizden dar ekerken gsterir.
Her zaman ekiciyle birlikte gsterilen Thor tasvirleri birok tapmakta bulunuyordu. Tanklar dier tanrlarnkilerden ok, bu tasvirlerden sz etmektedir. T h o r ,
bir tarm tanns olmasa da frtnalarn efendisi olarak, iftiler arasnda olduka
poplerdi. Ama mahsul gvenceye alyor ve kyleri iblislere kar koruyordu. Sava tanr ilevinde ise o n u n yerini Odin almt, lndra'ya zg erotik eilim, belki de dnlerde ekice yklenen ritel rolde kendini belli etmektedir. Thor,
Mjllnir ve devleri ne karan baz mitolojik anlatlarn "folklorlarldg"na dikkat ekilmitir. Thor'un ekicini alan devi kandrmak iin nianl kz klna girmesi buna bir rnektir. Bu folklorik izleklerin gerisindeki ritellerin anlam unutulmu, ama bu mitolojik ykler anlata! nitelikleri sayesinde yaamtr. Birok
edebi izlein "kkeni" de benzer srelerle aklanabilir.
Bakir; safl, soyluluu ve trajik yazgsyla tanrlarn en ilgincidir. Snorri'nin
yazdna gre, Odin'le tanna Frigg'in olu "en iyi tanrdr ve herkes ou ver.
G r n o kadar gzel ve parlaktr ki, k saar... Aslann en bilgesi ve konumada en ustas ve en merhametlisidir." 8 1 O n u n tapm hakknda Eazla bir ey bilinmese
de, evrenin her yerinde sevildii bilinmektedir. Bununla birlikte Baldr dnya
dramndaki nemini lmyle ortaya karmtr. Zaten o n u n miti t m Cermen mitolojisi iinde en dokunakl olandr.
Yine Snorri'nin versiyonuna gre, Baldr uursuz dler grm ve tanrlar onu
dokunulmaz klmaya karar vermi. Annesi dnyann btn eylerini, Baldr'a zarar
vermeyeceklerine yemin ettirmi. Sonra Aslar fl/ng meydannda, Baldr'n evresinde
toplanm ve ona kllarla vurup, zerine her trl ey atarak elenmiler. "Loki
bunu grnce olup biten hi houna gitmemi." Bir kadn grnmne brnp
Frigg'i bulmu ve b t n varlklarn Baldr'a zarar vermeyecekleri konusunda yemin
80
iskandinav tun ann duvar resimlerindeki balta sallayan kiilik ile Thor arasndaki ilikilerin kesin olarak saptanmas gtr.
81
Gylfaginning,
bl 11.
1 8 4
denen bir aa filizi var; o bana yemin istenmeyecek kadar gen grnd." Loki
o n u koparm ve thinge
de d u r u y o r d u , ama Loki ona dal verip yle demi: "Sen de dierleri gibi yap,
saldr ota, ben sana hangi ynde olduunu sylerim." Loki'nin rehberliindeki
Hdhr kse otu filizini kardeine doru att. "Ok Baldr'n bedenini delip geti ve
Baldr yere d p ld. Bu olay tanrlarn ve insanlarn arasnda yaanm en byk
felaketti." Bununla birlikte kutsal bir
eezalandramyordu. 8 2
"Bu dram, V'luspd'nn dorudan yapsndan da anlalabilecei gibi, dnya tarihinin kilit noktasdr. Bu olay nedeniyle yaanan an bayal aresiz bir hal
almtr. Geri o zamana dek Baldr'n iyilii ve merhameti etkisiz kalmt; nk
bir tr lanet sonucunda 'hkmlerinin hibiri gereklemiyordu'; ama en azndan
vard ve bu varoluun kendisi bir kar k ve avuntuydu.'""
Bir sava alannda lmeyen B3dr Valhalla'ya deil, Hel'in topraklarna gitti.
Baldr' serbest brakmasn istemek zere Odin'in gnderdii ulaa, Hel, "dnyadaki her eyin" onun ardndan alamas kouluyla bunu yapaca yantn verdi.
Tanrlarn bilgi verdii insanlar ve hayvanlar, talar ve aalar alad. Yalnzca bir
cad Baldr'n ardndan alamay reddetti ve "onun Loki olduu varsaylr." Sonunda
Thor Loki'yi yakalar ve tanrlar onu bir taa zincirler. stne zehirli bir ylan asarlar; ylann zehri yzne akp d u r u r . Snorri'nm yazdna gre, kars yannda durmakta ve zehirli svnn altnda bir leen tutmaktadr. Leen dolunca kadn onu
boaltmaya gitmekte, ama bu arada Loki'nin yzne zehir akmaktadr, Loki acdan
kvrandka yer sarslmaktadr. Bununla birlikte Loki ragnarok'ie,
kyamet arifesin-
82
83
Germains, s. 95-96.
1 8 5
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R TAKH -
devlerle
savamay
sever;
ccelere
t a n n l a n n gerek simgeleri olan baz byl nesneler yaptrr (Odin iin Draupnir
yz, Thor iin eki vb). Dier yandan kt, ahlaksz ve canidir: Baldr'n l d rlmesi iini o kotarmtr ve bununla vnr. Dlleri olan yaratklar da o n u n eytani niteliini dorular: Kurt Fenrir ve Byk Ylan oullandr; Valhalla'ya yerleme hakkn elde edemeyen llerin gittii hznl diyarn koruyucusu Hel onun
kzdr.
05
86
87
88
Germania, 40.
zetleyen Davidson, Gods and Myths ojNorthern Europe, s. 93 vd.
Vens'le zdeletirilmitir: dies Venens, Freitag, Friday.
Thor'la birlikte iblisler ve devler diyarna bir yolculua kar; Odin ve Hoenir'e elik eder ve
o n l a n n cce Andvari'yi soymasna yardmc olur vb.
1 8 6
KELTLER. C E R M E N L E R , T R A K L A R VE GETLER
Loki'yle ilgili pek ok mit vardr, ama bunlar genellikle halk masallarn andrr. Kadnlar nezdindeki baarlaryla vnr: Tyr'in eine bir oul vermi, Thor'u n yerine geip karsyla yataa girmitir vb. Tanrlarla devleri sahneye tayan
fars ve yklerin tamamna yaknnda rol oynar. Mehur ve k o r k u n bir iir, Lokasenna, tanrlarn len yapt salona giren Loki'nin onlara nasl kstaha hakaret ettiini anlatr. Ancak T h o r ' u n grnmesiyle bu ayba bir son verir.
Bir yzyl akn sredir bilginler Loki'yi srasyla ate tanrs, gkgrlts
t a n n s veya l m tanrs, Hristiyan eytan'nn bir yansmas veya Prometheus'a
benzeyen uygarlatnc bir k a h r a m a n olarak aklamtr.*' 1933'te Jan de Vries onu
Kuzey Amerika mitolojilerine zg, okanlaml bir kiilik olan Dzenbaz'a benzetmitir. Georges Dumezil ise, Loki, H d h r , Baldr ve dnyann sonunu birlikte hesaba katt iin daha inandrc grnen bir y o r u m nermitir. Loki'nin sahtekr karakteri, ktl ve eskaolojik savata tanrlarn dmanlar arasnda yer almas,
onu
bizim
Mahbhrata'mn
amzn
eytannn
tam
anlamyla
kiiletirilmi
hali
olan
ve Edda
arasndaki u y u m u n ap ve
dzenlilii, iyi ve kt arasndaki ilikileri ve dnyann yok oluunu anlatan bir eskatoloji mitinin, Hint-Avrupa halklar daha dalmadan nce oluturulmu bir
milin varln kantlamaktadr.' 5
Daha nce de belirttiimiz gibi ( 173), putperestliin son evresinde Cermenler
eskatotojiyle ok urayordu. Dnyann sonu kozmolojinin ayrlmaz bir parasyd; ve Hindistan, Iran ve israil'de olduu gibi, kyametin senaryosu ve balca
aktrleri biliniyordu. En eksiksiz ve dramatik betimleme, Vlusp
iirinde ve Snor-
ri'nin aklamalarnda yer almaktadr. T m kyamet edebiyatnn iyi bilinen klielerine burada da rastlanmaktadr: Ahlak giderek ker, insanlar birbirini boazlar,
yer sarslr, g n e kararr, yldzlar aa der; zincirlerinden kurtulan canavarlar
yeryzne saldrr; Byk Ylan Okyanus'tan dan kar, byk su baskn felaketlerine yol aar. Ama daha zgl ayrntlar da bulunmaktadr: O yl sren uzun bir
k (fimbulvetr), llerin trnaklarndan yaplm bir gemiyle gelecek bir
dev
srs; baka devler de Surtr'un komutasnda karadan ilerleyecek ve tanrlarn konutu Asgardh'a saldrp yok etmek zere gkkuann zerine trmanacaklardr.
Sonunda tanrlarn ve kahramanlarn ordusuyla canavarlarn ve devlerin ordusu son
89
1932'ye kadar nerilen eitli kuramlarn zeti iin, bkz. j a n de Vries, The Problem
Kr. Dumezil, Les Deux cks Germains, s. 97 vd; M^lhc et Epopee, 1, s. 238 vd.
187
of lobi,
kavga iin byk bir ovada karlaacaktr. Tanrlardan her biri bir dmana
saldrr. Thor kozmik ylanla arpr ve onu ldrr, ama kendisi de o n u n zehriyle lr. Odin, Fenrir tarafndan paralanr; gen olu Vidar kurtu ldrr, ama o
da az sonra lr. Heimdallr Loki'ye saldrr ve birbirlerini yok ederler. Sonuta
b t n tanrlar ve dmanlar, Surtr dnda, bu eskatolojik kavgada der; hayatta
kalan Surtr kozmik yangn balatr - v e hayat izlerinin hepsi yok olur; sonunda
Okyanus b t n yeryzn yutar ve gkyz de ker.
Ama henz her ey sona ermemitir. Yeil, gzel, hi olmad kadar verimli,
her trl acdan arndrlm yepyeni bir yeryz ortaya kar. l tanrlarn
oullar Asgardh'a geri dnecek, baran Baldr ve Hdhri ise ller Diyan'ndan
kacaktr. ncekinden daha parlak yeni bir gne gkyzndeki yolculuuna
balayacaktr ve Yggdrasill'in iindeki insan ifti yeni bir insanln kk olacaktr.^' Baz yazarlar, idgnark
Maniheizmvb) bulunduunu dnmtr. Ama Dumezil'in gsterdii gibi, HintAvrupa eskatolojik milinin iskandinav versiyonu sz konusudur; daha sonraki olas
etkiler daha renkli bir imgelem ve dokunakl ayrntlar eklemekten teye gitmemitir.
Korunabilmi
paralardan
bir
hkme
varlacak
olursa
Cermenlerin
dm,
manlk mitolojisini ktadaki benzer yaratmlardan daha tam ve daha derin bir
biimde sunmaktadr. 9 " En etkileyici ragnarok
Kr. A. Margaret Aren, "The Heroc Pattern," s. 149, 164 vd. Dier yandan ncnakbtame
edebiyat Ht'ldensa^eu'de ortaya k o n d u u biimiyle kahramanca hayat rneine y k u n -
KELTLER, C E R M E N L E R . TRAKLAR VE G E T L E R
armha Gerilii tasvir edilmitir. 9 ' Aslnda Cermenlerin baz dinsel yaratmlar erken ortaada Hristiyanlkla sembiyoz veya Hristiyanla muhalefet iinde gelimitir. Ortaa krallnn dinsel saygnl sonuta Cermenlerin eski anlayndan, kraln tannsal atann temsilcisi olduu inancndan tremitir: Hkmdarn
"gc," evrensel dzenin hem temeli hem gvencesi olan dnyast kutsal bir gce
baldr. 9 4 Kahramanlk mitolojisinin uzants ise, zenginlemi ve yeniden deer
yklenmi bir halde. valyelik kurumunda ve Sant-Georges, Sor Galahad veya
Parsifal efsanelerinde karmza kar (kr. c. 111).
178. Traklar, Tarihin "Byk s i m s i z l e r i " En eski Trak kltr, nemli bir
tun a kahntsyla Ukrayna'dan gelen yar-gebe halklarn katklarnn sentezi
olarak ortaya kmtr. Traklann etnogenesisi Dinyester, Kuzey Karpatlar ve Balkanlar arasnda kalan olduka geni bir blgede gereklemitir. M VIII. yzyln
sonuna doru Kimmerlerin aknlar sanat ve silahlara baz Kafkas unsurlarn katmtr.
Hintlilerden sonra en
kalabalk halk olduunu belirtiyordu. Ama onlarn siyasi tarihte oynadklar rolden
bir iz kalmamtr geriye. Yaklak olarak M 429'da Makedonya'ya saldrabilecek
kadar gl Odrysis Krall (Meri vadisinde), bir yzyl sonra II. Philippos
dneminde zerkliini yitirdi. Byk skender de babasnn yaylmac siyasetini
srdrd: Yaklak olarak M 335'te Get-Dayallarn lkesini fethetmek ve onlara
boyun edirmek zere Tuna'y geti. Seferin urad baarszlk, bu Trak kabilelerinin bamsz kalmasn ve ulusal rgtlenmelerini gelitirmelerini salad. Gney
Traklar kesin bir biimde Helenizm yrngesi iine katlrken, Daya ancak MS
107'de Roma eyaleti oldu.
Sanki ayn bahtszlk, Traklann ve Get-Dayallarn dinsel yaratmlarnn da
peini brakmam gibidir. Yunanlar, Trak dinselliginin zgnln ve gcn
ok erken bir ada kabul etmiti. eitli rivayetlere gre, Dionysosu hareketin
k noktas ( I 122) ve Orpheusu mitolojinin ( 180) byk blmnn getii
yer Trakya (veya Frigya) idi. Charmides'e
93
Thor'u Byk Ylan' denizde avlarken gsteren bir ta da (anlald kadaryla bir h a c
paras) b u l u n m u t u r .
94
D I N S E L I N A N L A R V B D N C E L E R T A R I H I -
hakknda naklettii baz deerli bilgiler dnda, Trak ve Trak-Get dinleri hakknda
az sayda ve ancak yaklak bilgilere sahibiz. zellikle Roma mparatorluu anda
ok fazla dinsel ant b u l u n d u u d o r u d u r ; b u n u n l a birlikte yazl tanklk olmad
iin, bunlara ancak tereddtl ve gelip geici yorumlar getirilebilmektedir. Tpk
Keltierde grld gibi, Trak ve Get-Daya ruhban kesimi ve keileri yazdan
k u k u d u y u y o r d u . Mitoloji, teoloji ve riteller hakknda elimizde bulunan kstl
bilgiler Yunan ve Latin yazarlar tarafndan, onlarn Yunanca ve Latince evirileri
araclyla aktarlmtr. Eer Herodotos, Hellespontos (anakkale) Yunanlanyla
baz
konumalarn
kaydetmeseydi,
mitsel-ritel
Zalmoksis
senaryosu,
hatta
Gebelezis'in ismi bile bilinmeyecek. Geri Slav ve Baltk halklarnda, hatta eski
Cermenlerde ve Keklerin soyundan gelenlerde olduu gibi, Traklarn dinsel miras
Balkan halklarnn ve Rumenlerin halk detlerinde ve folklorunda kanlmaz bozulmalarla birlikte de olsa k o r u n m u t u r . Ama Avrupa'nn folklorik geleneklerinin genel dinler tarihi perspektifinden zmlenmesi h e n z emekleme d n e m i n d e d i r .
Herodotos'a gre 9 5 Traklar "Ares, Dionysos ve Artemis"e tapyor, bununla
birlikte krallar en b y k saygy atalan saydklar "Hermes"e gsteriyordu. Yunanca eviriyle birlikte d a h a da iinden klmaz bir hal alan b u ksack bilgiden hareketle, Traklarn z g n p a n t e o n u yeniden oluturulmaya allmtr. Homeros'tan 9 0
Vergilius'a
kadar 9 7
rivayetler
sava
tanrs
Ares'in
vatan
olarak
Trakya'y
gstermiti. Dier yandan Traklar savalk yetenekleri ve l m umursamamalanyla n yapmt. Dolaysyla "Ares" tipinde bir tanrnn onlarn panteonunun
nderi olduu kabul edilebilirdi. Bununla birlikte g r d m z gibi ( 176), Cermenlerin eski gk tanrs Tiwaz, Romallar tarafndan Mars'la zdeletirilmiti.
Demek ki Trak "Ares"inin sonradan frtna ve sava tanrs haline gelen bir gk
tanrs olmas m m k n d r . ' 0 O zaman "Anemis" de, Trak tanralar Bends veya
Kotyto'ya (Kotys) benzeyen bir yer tanrasyd; Herodotos, Trakya d a l a n ve
o r m a n l a n n n vahi doas nedeniyle, onu (rnein "Demeter" deil de) "Artemis"
diye adlandrmay tercih etmiti belki de.
95
V, 7.
90
97
gs
*suer
De Zalmoxis a Gengs-Khan,
s. 58 ve dipnot 87.
1 9 0
KELTLER. G E R M E N L H R , T R A K L A R VE GETLER
Ellerinde
Sabazios'a
adanm
ylanlar, hanerler veya thyrsos'lar tutuyorlard. Doruk noktasna, "kutsal lgnla" ulatklarnda kurban treni iin seilmi hayvanlar yakalayp parampara
ediyor, etlerini i i yiyorlard. Ritel biiminde i et yeme (omophagia) tanryla zdeleme srecini tamamlyordu; ritele katlanlarn ad artk Sabos veya Sabazios'tu. 101
Kukusuz Yunan Bakkhalannda olduu gibi, geici bir "tanrlama" sz konusudur. Ama esrime deneyimi zgl dinsel vasflar, ncelikle de kehanet yeteneklerini
ortaya karabiliyordu. Yunan Dionysosulugundan farkl olarak, Trak khinlik
sanat "Dionysos" tapmyla ilikiliydi. "Dionysos" khinini belli bir kabile, Bessiler belirliyordu; tapnak yksek bir dan stndeydi 1 0 2 ve khin kadn, tpk Delphoi'deki Pythia gibi, "esrime" hali iinde gelecekten haber veriyordu.
Esrime deneyimleri ruhun yalnzca zerk olmakla kalmayp, tanrsallkla bir
mistik birleme
lirlenen bedenden ayrl bir yandan insann zndeki ikilii, dier yandan da
"tanrlama"nn sonucu olan ve tamamen tinsel nitelikte bir lm sonras hayat
99
s. 269, dipnot l ' d e saylan kaynaklar. Bir dier tann ad "uzun bir til-
tistoredescroyances...,
Rohde, a.g.y., s. 274.
c. 1, 124.
Bkz. Rohde, s. 2 7 5 , dipnot l ' d e saylan kaynaklar. Tann ile esrik birlemeyi tamamlayan
"coku" hali k o n u s u n d a , bkz. Rohde, s. 279, dipnot 1-5'eki referanslar.
102
Herodotos (VII, 111) Bessileri, Satrailerin bir boyu olarak kabul eder, ama baka yazarlar
(Polybios, Strabon, Plinius vb) onlar daha doru bir biimde, zerk bir halk olarak tantr.
Trak khinlii k o n u s u n d a , bkz. Rohde, a.g.y., s. 281 vd.
191
D I N S E L I N A N L A R VL D U N C K L U R TARH -
olasln ortaya koyuyordu. R u h u n lm sonras belirsiz ve ancak yaklak biimde tahmin edilebilen hayatta kalna ilikin arkaik inanlar giderek deiti ve sonunda ruhg dncesine veya ruhun lmszl konusunda farkl anlaylara
vard. Bu tr anlaylara yol aan esrime deneyimleri muhtemelen her zaman
"Donysosu" trde, yani orji niteliinde deildi. Baz otlar veya ile (inziva, vejetaryen perhiz, oru vb) ve dua yoluyla da esrimeye yol alabilirdi.'"
Yunanistan'da, Orpheusuluk adyla bilinen dinsel anlaylar ve uygulamalar
benzer evrelerde gelimitir (kr. 180 vd). Bedenden ayrlan ruhun lmszlne inan ve stn mutlulua erieceinin kesinlii, baz Trak kabilelerinde
l m n hastalkl denebilecek kertede yceltilmesine ve varoluun deerini yitirmesine yol amtr. Trausiler bir ocuk doduunda dvnyor, ama llerini sevin
iinde topraa veriyordu. 104 Birok antik ya2ar Traklann savataki srad cesaretini eskatolojik inanlaryla aklyordu. Hatta Martianus Capella (VI, 656) onlann
"tam bir lm al"na sahip olduunu ileri sryordu (appetitus
maksimus
mortis);
l03
l, 202).
Strabon
(VII, 3.
3),
Mysialiann her trl etli gdadan uzak d u r d u u n u , bal, sut ve peynirle yetindiklerini ve b u
nedenle onlara h e m "Tanr'dan korkanlar" (/u'osebes), hem de " d u m a n d a yryenler"
(kapnobatai)
herhalde
Gcngis
Khan,
s. 50, 67).
kadnlardan uzakta yaayan, kendilerini ianrlara adayan ve "her trltt k o r k u d a n k u r t u l mu" bir halde yaayan, kustai adyla bilinen, mnzevi dindarlar b u l u n d u u n u ekler (VIII, 3,
3).
1Chl
Herodotos, V, 4.
105
Kr. De Zalmoxs
105
192
KFLTLER, C E R M E N L E R . TRAKLAR VE G E T L E R
107
<Jes Thrafaschen
IV, 93.
IU
1V, 94.
K r . De Zaimox:s Gengs-Khan.
s. 59 vd.
193
olsun unu kabul etmek gerek ki, bir tek belgeye dayanarak Gebeleizis'in ilevini ve
"tarih"ini yeniden oluturanlayz. Herodotos'tan sonra Gebele'izis adnn bir daha
anlmamas, mutlaka onun tapmnn yok olduu anlamna gelmez. Ya baka bir
tanryla birletirildii, ya da deiik bir isimle yaamaya devam ettii varsaylabilir.1H
Herodotos'un naklettii en deerli bilgiler
ilikindir. Hellespontos ve Pontos Eukseinos (Karadeniz) Yunanlarnn anlattklarndan rendiine gre, Zalmoksis eskiden Pythagoras'm klesiymi: "Azat olduktan
sonra byk bir servet kazanm, yurduna ok zengin olarak d n m . Traklar
yaaylar zor, olduka kaba insanlar" olduklar iin, Zalmoksis onlar uygarlatrmaya girimi. "Sofrasn herkese am, bir eit toplant yeri haline getirmiti;
orada lkesinin ileri gelenlerine bir yandan lenler dzenliyor, bir yandan da ne
kendisinin, ne konuklarnn, ne de gelecek kuaklarn leceini, hepsinin bir yere
gideceklerini retiyordu." Bu arada "yeraltnda bir ev yaptryordu"; oras hazr
olunca "oraya indi ve yl orada yaad. Traklar bir olu iin yaptklar gibi onun
iin de zlyor, alyorlard. Drdnc yl ortaya kt: Ve onlar dediklerine
byle inandrd. Zalmoksis ite byle yapm, diye anlatrlar." Herodotos ekler:
"... kendi dncemi sylemem gerekirse, olay inkr etmemekle beraber, ancak
snrl olarak inanabildiimi syleyeceim; bildiim bir ey varsa, o da Zalmoksis'in Pythagoras'tan yllarca nce yaam olduudur. Bununta berabeT Zalmoksis
adnda bir adam varm, ya da bu Getlerin ulusal tanrlarym, bence nemli
deil."" 5
Doal olarak bu metin antik dnyada, Herodotos'un adalarndan son Yeni
Pythagoraslara ve Yeni Platonculara kadar byk bir etki yapmt. Nakledilen
yk tutarldr: Hellespontos Yunanlar veya bizzat Herodotos; Zalmoksis, onun
retisi ve tapm hakknda rendiklerini Pyhagoras yapda bir tinsel perspektif
iinde birletirmilerdi. Demek ki, Get-Daya tanrsnn tapm r u h u n lmszl
inancn ve erginlenme trnde baz ritelleri iermektedir. Herodotos'un veya
onun bilgi kaynaklarnn aklcl ve Euemerosuluu sayesinde tapmn mysteria
" 4 Ilyas Peygamber hakkndaki Rumen folklorik mitolojisinde frtna tanrsna zg birok
u n s u r u n yer almas, Gebeleizis'in - o donemdeki ad ne olursa o l s u n - en azndan Daya'nn
Hristiyanlatg srada hl etkin o l d u u n u kantlamaktadr. Daha sonra b y k rahip ve
r u h b a n snfnn da tevik ettii bir dinsel bagdatrmaclk s o n u c u n d a , Gebeleizis'le Zalmoksis'in birbirine kart d a kabul edilebilir (bkz. b u b l m n sonu).
" 5 I V , 95-96; Iev. M. k m e n ) .
194
nitelii anlalmaktadr." 6 Nitekim, Getler "lmsz olduklarna inanan" bir h a l k tr, diye yazar Herodotos, 1 1 7 "nk hi lmediklerini ve len kimsenin Zalmoksis'e kavuacan dnrler." 1 1 8 Bununla birlikte
athanatizein
120
Bu "tmsz-
tam anlamyla bilmiyoruz, ama Herodotos'un naklettii bilgiler mitsel-ritel nitelikte bir "lm" (gizlenme) ve "yeryzne dn" (tezahr) senaryosuna iaret ediyor.
Yunan tarihi, Zalmoksis'e zg riteli de naklediyor: 121 Her drt ylda bir 0
tanrya "dileklerini iletmek"le grevli bir haberci seip gnderirler. Birka adam ellerinde kk mzrak tutar, 1 " kura ile seilen ise havaya atlr; yere derken
mzraklarn sivri ular bedenine saplanr. Bu kurban treni bir mesaj iletilmesine
olanak veriyor, baka bir ifadeyle Getlerle
tanrlar
arasndaki
dorudan
ilikileri yeni-
den, balangta, Zalmoksis de aralanndayken var olduklar ekliyle gncelletiriyordu. Bir anlamda habercinin kurban edilmesi ve gnderilmesi, tapmn kuruluunun
(ritel iinde gerekletirildiine gre) simgesel tekraryd; Zalmoksis'in yl gizlendikten sonra ortaya k beraberinde getirdii btn sonularyla, zellikle de
r u h u n lmszlnn ve eritii stn mutluluun gvence altta alnmasyla birlikte yeniden gncelletiriliyordu.
Baz eski yazarlar ve ayn zamanda birok modern bilgin Zalmoksis'i bir yandan
Dionysos ve Orpheus'la, dier yandan da mitsel veya gl bir ekilde mitselleti-
1,s
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -
rilmi kiiliklerle
ilikilendirmitir. 1 2 2 Bu kiiliklerin
ya
amancl bir teknik, ya kehanet, ya da ller diyarna yaptklar inilerdir (katabasis). Ama Herodotos'un Zalmoksis hakknda bize naklettikleri,
amanist veya
memektedir. Sonu olarak Zalmoksis tapmna bir yandan kraln iktidar orta ve
badanman olan, dier yandan da dan tepesinde inzivaya ekilmi olarak
li2
Geografika,
Vlt, 3, 5.
' " S t r a b o n , Boerebista'nn (M 70-44) kariyerini anlatt bir baka blmde (VII, 3, 11), Dekaeneus'u bir byc (gois),
kendisine gsterdiklerini iddia ettii baz iaretlen de ciddi olarak renmi bir adam" olarak betimler; "ksa srede kendisine t a n n gzyle baklmaya balanmt."
1 9 6
KELTLER, C E R M E N L E R , TRAKLAR V E G E T L E R
yaayan bir byk rahip egemendir; ve bu tapm, etli besinleri reddettii iin
"Pythagorasdr." Zalmoksis "mysferia"snn erginleyici ve eskatolojik yapsnn
Strabon'un anda hl ne lde geerli olduunu bilmiyoruz. Ama eski yazarlar
baz keilerden ve d i n adamlarndan sz etmektedir ve muhtemelen bu "kutsal
uzmanlar," Zalmoksis tapmnn "mysferia'c" geleneinin uzantsyd. 126
126
Kr. De Zalmoxis A Gengis Khan, s. 67 vd. Strabon'a bir baka aynnt da nemi grnmektedir: Zalmoksis -tpk yakn gemite Dekaeneus gibi- zellikle astronomi ve kehanet
bilgileri sayesinde bu denli mucizevi bir kariyere sahip olablmiir. Jordanes MS VI. yzylda,
ama daha eski tarihli kaynaklara dayanarak, Daya rahiplerinin astronomiye ve doga bilimlerine gsterdii iigiyi srad terimlerle betimliyordu (Cetca, XI, 69-71). Gk cisimleri
hakkndaki bilgiler zerinde srarla durulmas doru bilgileri yanstabilir. Gerekten de gkgne simgesellii ak oian Sarmizegetuza ve Costeti tapnaklarnn bir takvim ilevine sahip olduu dnlebilir. Bkz. Hadrian Daicoviciu, "II Tempio-Calendario dacico di
Sarmizegetuza"; ayn yazar, Dacii, s. 194 vd, 210 vd.
1 9 7
ELETREL KAYNAKA
169. Keklerin tarihncesi iin, bk. M. E. Marien, "O en est !a que$tion des champs d'umes?"
(VAnliquiti
Classique,
oj the Prehistoric
archeologtques
Society,
1955, s. 2 5 7 - 2 8 1 ; P. Bosch-
Problemes
burgh, 1963), s. 215 vd (mkemmel kaynaka, s. 261-266); ayn yazar, Tbe Demi (Londra,
1968), s. 9-24; Ricbard Pittoni, "Das Mittel-Metallikum- Die Frhzeit der indogermanischen
Einzelvlker Europas," Anzeiger
14-29.
Keklerin tarihi ve kltr zerine geni klliyat iinden u eserleri sayalm: H. Hubert, Les
Celtes,
Mythology
Irish History
and
(Dublin, 1946); T. G. E. Powell, The Ceits (Londra, 1958); Jan de Vries, Kellen un
York, 1962); C. F. C. Hawkes, "The Celts: Repon on the Study of Their Culture a n d Their Mediterranean
Relations,
tfArchtologe
Classique
1942-62"
(Rapports et
Commentaires,
Congrts
International
iinde, Paris, 1963, s. 3-23); Nora Chadwick, The Ceits (Pelican Books,
VIIJe
and Tradition
Ahad.
d. Wissenschaften,
Phil.-hist. Klasse, 2 7 2 ,
1970, s. 1 - 6 3 6 ; Jean-jacques Hat, Les Celtes et les Gallo-Ronajns (Archaeologia Mundi, Cenevre, Paris, Mnih, 1970; mkemmel resimler).
Kek dini erine Yunanca ve Latince metinler j. Zwicker, Fontes historiae
religionis
cellicae
iinde yaymlanmtr (3 cilt, Berlin, 1934-36); Almancaya evrilmi bir metin sekisi Wolfgang
Krause tarafndan yaymlanmtr: Die Kelten (Rei/gonsgescfcfti/ches Lesebuch
iinde, 2. bask,
Tubingen, 1 9 2 9 , 4 6 s.) Dier kaynaklar (Galya yazdan, heykeller, tun heykelcikler, bezemeli
vazolar stndeki tanr tasvirleri) zerine kaynaka iin, bkz. Paul-Marie Duval, Les d'ea de la
Gau!e(Payot, 1976), s. 129-130.
Keltlerin dini hakknda toplu eserler: M.-L. Sjoested, Dieux et heros de s Celtes (Paris, 1940);
J. Vendtyfes, "La religion des Celtes" (Mana, Les relgons de 'Europe ancienne iinde, c. 111, Paris,
1948, s. 239-320; iyi bir tannlar dizini); A. Rees ve B. Rees, Celtic Heriage.
Irelandand
Ancient
Tradition
in
VVales (Londra, 1961); j. de Vries, Kelttsche Religion (Stuttgart, 1961; Fr. ev. La reli-
503); Franoise Le Roux, "La religion des Celtes" (Histoire des Religions
kard ansiklopedi, c. I, 1970, s. 780-840); Paul-Marie Duval, Les dieux
iinde, Pleiade'n
de la Caule
(1976,
BodendenkmaSpjl.,
1 9 8
Europe,
s. 2 3 0
vd. Ortaa
KELTLER, C E R M E N L E R , TRAKLAR V t G E T L E R
rlanda'snda Merkez ve "kutsal corafya" simgeselligi iin, kr. A. ve R. Rees, Celtic Henta.g.y.,
s.
146 vd.
Kafataslar tapm hakknda, bkz. P. Lambrechts, L'exaltation
de la tete dam
dans l'ari des Celtes (Bruges, 1954) ve zellikle Anne Ross, Pagan Cef/c Britain,
la penste
el
s. 9 4 - 1 7 1 , ek.
25-86 ve levha 1-23 (s. 155 vd, Hristiyanla geiten sonra tapmn sreklilik gstermesi).
170. Kelt kltrnn arkaikligi ve eski Hindistan'la koutluk konusunda, bkz. G. Dumezil,
Serviusel la Fortune (1942); Myles Dillon, "The Archaism of rish Tradition," Proceedings
British
Academy,
of the
33, 1947, s. 245-264; ayn yazar, "The Hindu Act of Truth in Celtic
Tradition," Modern Philology, 44, 1947, s. 137-140; ayn yazar, "Celt and Hindu," Vishveshvaranand IndologicalJournal.
of the British
in indogermanischer
Acadcmy,
29, 1943; C.
btn iinde yeniden ele almtr: morfoloji ve szdizimi (s. 32 vd), "kurtuvazi" Icourtoisie;
or-
taa uygarlnda senyr saraylannda gelitirilen ve belirli bir lirik izlege dayanan edebiyat] iiri
ve destans anlat (s. 52 vd), toplumsal kurumlar (s. 95 vd), din (s. 125 vd). Ayrca bkz. Haris
Hartmann, Der Totenbuit in Irland (Heidelberg, 1952); K. H. Jackson, The Oldest Jrish Tradition:
A Window
on the Iron Age (Cambridge, 1964); H. Wagner, "Studies in the Origin of Early Celtic
tripartic
de s ln-
halini betimleyen belgelerle Hristiyanla geiinden az sonraki rlanda hakknda bilgi veren
metinler karlatrdnda, *ng'i (Sanskritedeki rj-'n ve Latineedeki reg-'in tam fonetik
karl) altnda u ekilde olumu bir toplum tr grnr: 1) Her eye egemen, snrlardan
daha gl, aa yukan Brahmanlar snf kadar ulusst Druidler
('dru-uid),
yani "Alimler"
snf: rahipler, hukukular, raviler; 2) Topran tek sahibi olan askeri aristokrasi, irlanda flaitk'\
(kr. Galya dilinde vlato-, Almancada Gewalt vb), tam anlamyla "g," Sanskritedeki
featra'nn, savalk ilevinin znn anlambilimsel adan edeerlisi; 3) Hayvan yetitiriciler,
rlanda'nn bodirileri,
(airig)." T. G. Powell "Celtic Origins: A Stage in the Enquiry" balkl incelemesinde (Journal
the
Royal Anthrop.
Institute,
78,
Qu/rinus, s. 110-123) yeniden ele alp kullanmtr; kr. S. Piggott, The Druids.
oj
Mars.
s. 88.
"rlandallar adalannn tarihini bir istilalar silsilesi olarak alglyordu; sondan bir nceki
igalci halk, Tuatha D4 Danann'lar, 'Tanna Dana'run kabileleri' putperestliin eski tanrlarndan, zellikle de Keklere Hint-Avnpal atalarndan miras kalm tanrlardan kuruludur." Tuatha De Danann'n kurmay heyeti, yce Druidlik byusuyle uraan byk tanr Dada, kahraman t a n n Ogma, Lug ("tm mesleklerin tans") ve demirci Goibniu'dan olumutur. En gerekli biiminde, besin ve zenginlik salayc tarm olarak gzken nc ilev, adann nceki
1 9 9
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -
cann
Religion
s. 96 vd.
ilevli yapy g n d e m e getiren dier rlanda destan rnekleri iin, bkz. Mythe
et Epopte.
e! Epopie,
de 1a dijormatton
historique
dans
les Commentaires
de Cesar
(gzden
geirilip geniletilmi 2. bask, Paris, 1966), zellikle din z e n n e sayfalar (s. 328-333). "Galya
fatihi ve Roma'da b y k pontifeks olan prokonsl, Galya dini hakknda izdii tabloyla izlenecek siyaseti neriyordu" (s. 333).
"Dev lupiter" ad verilen stunlar hakknda, bkz. W e m e r Mller, Die ]upitergigantensulen
und ihre Verv/andten
(Meisenheim am Glan). 1975, zengin bir kaynaka ile birlikte (s. 113-
127). ark simgesellii konusunda, kr. W. Muller, s. 46 vd; aynca bkz. A Ross, a.g.y.,
s. 3 4 7
on the Hstory
of Religion
de l'Es, 1951, s. 8 2 - 8 7 .
Dada hakknda, bkz. J. Vendryes, "La religion des Celtes," s. 263; F. Le Roux, "Notes sur le
Mercure celtque," Ogam,
Lug hakknda, kr. J. Vendryes, "La religion des Celtes," s. 278, 313; J. de Vries, a.g.y.,
vd; P. M. Duval, Les dieux de la Gaule,
cienza
s. 5 8
gauloise
des divinitis
romaines
sur
(Aix-en-Provence, 1959).
Ogmios hakknda, bkz. Franoise Le Roux, "Le dieu celtique aux liens: de l'Ogmios de Lucien Ogmios d e Dtlrer," Ogam, 1 2 , 1 9 6 0 , s. 2 0 9 - 2 3 4 , daha eski almalar d a tartmaktadr;
J. de Vries, a.g.y., s. 73-79; P. M. Duval, Les dieux de la Gaule,
"Gal dilinde olmayan ve Galyal Ogmios'tan alnma benzeyen bir fonetii ele vermektedir": M.
L. Sjoestedt, " U g e n d e s gpiques irlandaises et monnaies gauloises" (Eiudes Celicjues, I, 1936, s
1-77), s 7. Dier y a n d a n Ogmios da Yunancada "soy, dizi, k a n k " anlamna gelen ogmos'tan
2 0 0
K E I T I E R , C E R M E N L E R . TRAKLAR VE GfcTLER
alnma benzemektedir; ama Yunanca kkenli bu tanr adnn gerisinde bir Kelt dinsel gereklii gizlidir.
Tann Ogma'ya, esas olarak rlanda ve Galler lkesi'nde b u l u n m u , V. ve VI. yzyllara ait
3 6 0 mezar yaztnda kullanlm zel bir alfabenin harfleri olan, "ogham'lann babas" denir.
Bkz j . Vendryes, "L'ecriture ogamique et ses origines," Etudts Celtiques,
4, 1939, s 8 3 - 1 1 6
(zengin bir kaynakayla birlikte); bu iaretlerin aritmetik kullanm hakknda, kr. L. Gerschel,
"Origineet premier usage des caracteres ogamiques." Ogam 9. 159. s 151-173. Bkz. en son
kan alma: James C a m e y , "The Invention of the Ogom Cipher," Eriu, 26, 1975, s. 53-65.
"Apollon" h a k k n d a , bkz. J. Vendryfcs, a.g.y., s. 2 6 1 vd, 2 8 7 (Apollon'la birletirilen
tanrlar); F. l e Roux, "Introduction u n e etde de 1' 'Apollon' Celtique," Ogam
59-72; j . de Vries, Relig/on des Celes,
12, 1960, s.
s. 79-86.
"Minerva" hakknda, bkz. j. Vendryfcs, a.g.y., s. 261 vd; J. de Vries, a.g.y., s. 86 vd.
Cdtiquts,
8, 1958-1959, s. 41-58; ayn yazar. "Le groupe de bas-reliefs des 'Nautae Pa-
risiaci'," Momments PcWiinde, 48, 1956, s. 78-85; E. Thevenot, "La pendaison sanglante des
victimes offertes Esus-Mars," Hommages
J. de Vries, a.g.y.,
d Waldemar
Dtonna
Celtiques,
Anciennes,
Bemensia
sonra baka bir yerde Mars'la zdeletirilir; Esus, Mars ve Mercurius'la, Teutates Dis Pater ve
lupiter'le zdeletirilir.
Bir ev yangnnda lp, sonunda b y k bir fda boulan rlandal kral izlei zerine, bkz.
Clemence Rammoux. "La m o n sacrificielle du Roi," Ogam
6 , 1 9 5 4 , s. 209-218.
und
(kaynaka ile birlikte); Anne Ross. Pagan Celtic Brifam, s 180 vd. Val C a m m o n i c a ' d a k i taa
oyulmu sahne hakknda, kr. F. Altheim ve E. Trautmann, "Keltische Felsbilder der Val
Cammonica," M/K. d. dt. archaeologischen
simgeselligi zerine, bkz. M. Eliade, mages
s. 216; De Zaimoxts
Arminius
Gengis
Khan,
(Heidelberg,
Euphrat-Rhein
2 0 1
D I N S K L I M A N L A R VE D I U N C E . E R T A R I H I -
Matres
ve Matronae
la Gaule,
dipnot 9; ]. d e Vries,
s. 57).
irlanda h k m d a r ile blgesel tannann (Yeryz Anann bir tezahr) arasndaki kutsal evlilik izlegi, Kelt dili ve tarihi uzmanlar tarafndan sk sk ilenmitir. Son kan almalar arasnda
bkz. Proirsias Mac Caba, "Aspects of the Theme of King and Goddess in Irish Litterature,"
Etudes
Cehiques,
Dynastic Themes and the Breton Lays," Etudes Celtujues, 9, 1960, s. 439-474; A Ross, a.g.y.,
s.
Hibemica
dikkati ilk eken F. R. Schrder olmutu: Ulster kabilesi Kenelcunl'lerde kral, uyruklannn
n n d e beyaz bir ksrakla iftleir. Daha sonra ksrak ldrlr, eti piirilir ve kazann iindekilerle krala banyo suyu hazrlanr. Kral eti bltrr ve iinde ykand svy d o r u d a n
azyla ier; kr. "Ein altirischer Krnungsruus u. das indo-germanische Rossopfer," Zeit j. Celtische Philologte,
medha
16, 1927, s. 310-312. Schrder, kraln kutsanmas iin yaplan bu riteli ava-
(kr. 73) ile karlatrmt. Ayn sorun, Dum&il'ci bir bak asndan, Jean Puhvel
tarafndan da ele alnd; "Aspects of Equine Functionality," Myth and Law among
peans iinde (1970), s. 159-172 (ama bkz. Dumezil, Fetes romames
d'tte
the ndo-Euro-
et d'automne,
s. 2 1 6 -
219).
Epona ve Rhiannon zerine, bkz. H. Hubert, "Le mythe d'Epona," Melanges Vendryes (Paris, 1925), s. 187 vd; P. Lambrechts, "Epona et les Matres," L'Antijuite Gassjue, 19, 1950, s.
103 vd; Jean Gricourt, "Epona-Rhiannon-Macha," Ogam 6, 1954, s. 25-40, 75-86, 1 6 5 - 1 8 8
(Epona'nn Bretonlardaki karl olan Rhiannon miti rlanda'da Macha mitine denk der).
Tpk Gricourt gibi, J. Puhvel de blgesel tanralarn
balangta
at
biimli
olduu
kansndadr; kr. "Aspects...," s. 165 vd. Georges Dumezil Macha'y, bir Falc kadn, bir Sava kadn ve bir Kyl-Ana olarak yorumlamt; baka bir ifadeyle u toplumsal ilevi, rahiplii, saval ve kyll temsil ediyorlard; kr. "Le t n o des Machas" (Mythe et Epopie,
I, s.
602-612), s. 6 0 3 .
"Korkun yal kadn ve gen k a h r a m a n n versiyonlarndan birinde, peri ( tanra)
d n m n tamamlayan pcn anlamn aklar: "Nasl sen beni balangta irkin, sonra
da ok gzel bir halde grdysen, krallk da byledir ite. Mcadelesiz ele geirilmez, ama son u n d a hkmdarlk ho ve mkemmel
romanlannda
korkun
Ananda
(zellikle Hint
Brown, Brtonlarn
bir
Graal
biimde
zmlemitir; kr. The Origin o/the Grail Legend adh eserinin (Cambridge, 1943) VII. blm.
Keltlerde ve eski Cermenlerde kadnn dinsel adan nemi k o n u s u n d a , bkz. Helmut Birkhan, Germemen und Kel ten, s. 4 8 7 vd.
2 0 2
60,1959-60,
s.
dnemden birok yazarn (MS l.-IV. yzyllar) yorumlan bulunuyor; Nora Chadwick'in deyimiyle bunlar "skenderiye geienei"n oluturuyor; kr. The Druids
(Cardiff ve Connecticut,
12, 1960, s. 475-486, zellikle s. 476 vd). unlara bavurulmaldr: Jan de Vries, "Die
Druiden," Kairos, 2 , 1 9 6 0 , s. 67-82; ayn ya2ar. La reltgion des Celtes, s. 212 vd; F. Le Roux, Le s
Druides
(Paris, 1961); Nora Chadwck, a.g.y:, S. Piggott, The Druids (btn bu eserler olduka
eksiksiz kaynakalar iermektedir; aynca Piggott'un kitabnda, s. 123 vd, XVII. yzyldan itibaren grlen romantik Druid imgesinin tarihine de yer verilmitir).
Caesar'n verdii bilgiler daha deerlidir; nk Galya'daki konsllg srasnda druidlerin
ruhani otoritesinin ve siyasi gcnn bizzat farkna varmt. Zaten Roma'da Galya'y bilen ok
kii vard ve abanya kasa Caesar' sulayabilirlerdi.
Byk Britanya ve irlanda'nn yerli klliyat, Druidlik hakknda bilgi edinmek iin paha
biilmez bir kaynak oluturmaktadr. Bkz. daha yukarda ( 170) saylan Myles Dillon, D. A
BmchyJ. E. C. Williams ve K. H. Jacksorin almalan ve Franoise Le Roux, Les Druides. Baz
klasik yazarlann Druidier, bardlar ve vates arasnda saptad farkllk ada Keklerinde
bulgulanmamtr (kr. F. Le Roux, a.g.y-, s 14 vd).
Caesar'n yazdna gre, Druidlerin retisi "nce Britanya'da ve daha sonra da oradan
getii dnlen Galya'da gelitirilmitir ve bugn bile bu retiyi daha iyi renmek isteyenler oraya gider" (De Bello Gol., Vi, 13, 11 vd). Bu saptama bir sru sama varsayma yol amtr
Q. de Vries, a.g.y., s. 218-220'de bu varsaymlardan bazlan hatrlatlr). Ama Druidlik gerek
Galya. gerekse Byk Britanya'da ortak bir gemiten miras kalm bir Kelt kurumudur; de Vries, Caesar'n verdii bu bilginin gerisinde bulunabilecek nedenleri zmlemektedir.
Yine Caesar'n eklediine gre, insanlar "atmalanna hakemlik yaplmas iin, Camutler
lkesinin kutsal yerine" geliyordu; "ama zel ahslann davalan genellikle bal bulunduklar
topluluun Druidleri tarafndan zmlendii iin, herhalde burada sz konusu edilen kabileler aras siyasi atmalard. Idcus consecraius (kutsal yer) meclisi 'ulusst' bir mahkemeydi":
kr. Hubert, Les Celtes, II, s. 227; j . de Vries, Re/, de s Celtes, s. 215-216.
2 0 3
Kutsal anlaty yazya geirme yasa zerine, bkz. M. VVinternitz, Gcschchft d. indischen
teratur,
Lit-
Mort," RHR 122, 1940, s. 125-133; S. Gandz, "The Dawn of Literatre." Osins, 7, 1969, s. 261
vd. rlanda'da szl nakil konusunda, bkz. D. A. Blinchy, "The Background to Early Irish
Literatre," Studia Hibemica,
Locus consecratus
s. 20 vd.
s. 109 vd; J. de Vri-
d. Mythologie
iinde, c.
s. 151 vd.
a/s religise Urfeunden (Frankfurt, 1934; svee bask 1926'da kmtr); Peter Gel-
ling ve Hilda Ellis Davidson, The Chariot of the 5un and Ot her Rites and Symbols
BronzeAge
of the Northern
der Ger-
yaymlanmtr: Quellenbueh
zur germanischen
Religiorsgeschichte
lemesinin en iyi yorumlu yaymn Rudolf Much yapmtr; Die GERMANIA des Tacitus
(Heidel-
maticus'un (1150'de domutur) Gesta Danorum'u- ksa bir zmlemesi yer almaktadr; s. 13 4 , 2 8 7 - 2 9 0 , 3 2 1 - 3 2 3 (kr. s. 321-323, farkl yaynlar ve eviriler hakknda kaynaka bilgileri).
F. NVagner'in evirilerini kullandk: Les poemes
poimes
mylho!ogiques
de t'Edda
heroiques
de l'Edd
(zengin
yorumlann elik ettii tam evin, Floransa, 1952); jean l. Young, The Prose Edda of Snorri Sturlusson (Berkeley, 1966); Henry Adams Bellow, The Poetic Edda (New York, 1968).
En iyi genel sunumlar unlardr: \Vemer Bent2, "Die altgermanische Religion," W. Stammler,
Deutsche
ongeschichte,
Religi-
l-ll (2. bask, Berlin, 1956-57) ve Turville-Petre, Myth and Religion of the North
Rmerzei'a
(Viyana, 1970)
Germans
de Haingfis
(1953; geniletilmi yeni bask, 1970, Du mylhe au roman balyla); Les dieux souverains
204
des In-
do-Europtens
the Indo-Europeans
iinde (Berke-
ley, 1970), s. 55-82; Uno Strutynski, "History and Structure in Germanic Mythology: Some
Thoughts on Einar Haugen's Critique of Dumezil," C. j. Larson, My(h in Indo-European
Antiquity
Edgar Poloma,
"Approaches to
Germaric
Religionsgeschichte,
(1913), II, 1-2 (1937-1953); kr. Dumezl'le yntenbilimsel tartma (kaynaka bilgileri, Les
Dieux des Germains,
of Northern
Europe
(Pen-
29, 1934. s.
und Lingus-
tik, 4, 1936, s. 549-674; "Die Religion der Germanen in ethnologischer Sicht" (Orislus und die
Religionen
der Erde iinde, II, Viyana, 1951, s. 271-366); "Historische Ethnologie und Germa-
Monatschrift
Scandinavica,
Relig.,
5, 1930-34, s. 41-66.
Aynca kr. Kurt Schier, "Die Erdschpfung aus dem Unneer und die Kosmogonie der
Vlospa," Mrchcn,
Mythos,
Dichtung,
Festschrift
Friedrichvon
303-334 (ok zengin bir belge klliyatna dayanan karlatrmal inceleme); Bruce Lincoln,
"The Indo-European Myth of Creaion," HR 15, 1976, s. 121-145; ve 73, 75. 76 iin belirtilen kaynakalar.
lik insan iftinin yaratl zerine, bkz. J. de Vries, Altgerm.
Rel,
for
Volkskunde,
mungstraditionen," Reallexikon
der germanisehen
Altertumskunde.
Holler,
"Absam-
dan dogmas zerine, bkz. G. Bonfante, "Microcosmo e rtacrocosmo nel mito indoeropeo,"
DieSprache,
5, 1959, s. 1-8.
174. Aslar ve Vanlar arasndaki sava zerine balca kaynaklar unlardr: Vlspa, 21-24;
Skldskaparml,
1, 7. Bu me-
s. 10-14'te evrilmi ve
yorumlanmtr. Dumezil, bu savan mitolojik bir Hint-Avrupa iirinin "tarihselletirmesi" olarak yorumunu u eserlerde yapmtr: Tarpeia,
2 0 5
mdo-curopten
Germains,
Aitgerm. Rel., II, s. 208-214 ve W. Betz, "Die altgerm. Rel.," st. 2475'te de kabul edilmitir.
Odin-Votan zerine, bkz. J. de Vries, a.g.y., II, s. 27-106; W. Betz, a.g.y., st. 2 4 8 5 - 2 4 9 5
(bu iki eserde mkemmel kaynakalar yer almaktadr) ve Dumezil, Les Dteux des Germains,
40-64. Ayrca kr. Dumtzil, Lesdieu*
souverans de s lndo-Europens,
s.
s. 189-199; Turville-Petre,
a.g.y., s. 35-74; Derolez, a.g.y., s. 70-91; Davidson, a.g.y., s. 48-72. 140-157. Ksa sre ce
Richard L. Auld, "The Psychological and Mythic Unity ol the God, Odin" adl makaiede (Numen, 33, fas. 2, Austos 1976, s. 144-160) psikolojik bir yorum nermitir. Jan de Vries, Contributions
Practkes
in Modem
Popular
Lorc adl kitabnda (FF Communications, No. 94, Helsinki, 1931), eski Cermenlerin dinini
folklor yardmyla aklamann tehlikelerini gstermitir (kr. zellikle s. 62-63).
Romallar Odin-Votan' Mercurius'la benzetirmi, Cermenler ise des Mercurii
terimini
"Votan'n gn" diye evirmitir. Bu benzetirmenin nedenleri pek belli deildir. Hatrlatlan
gerekelerden biri, Odin'in de, Mercurius gibi tccarlarn koruyucusu olmasdr. Aynca Mercurius ruhlar iin tam bir ote dnya klavuzuydu ve Odin de sonunda ller tanrs ilevini
stlendi. Ama iki tanry en ok yaklatran, "tinsel" yetenekleri, zellikle de byl gler konusundaki ustalklar ve gizlenmi tekniklerle ilikileridir (kr. i 92). Kozmik aaca asl Odin
hakknda, bkz. A G. Hamel, "Odhin Hanging on the Tree," Ada
1932, s. 260-288: Konstantin Reichardt, "Odin am Galgen," Wachter
HennannJ.
Weigand
Philologica
Scandinavica,
7,
Jere Fleck, "Odhin's Self-Sacrifice - A New lnterpretation, I: The Ritual Inversion (Scaadinavian
Studes,
ndo-Europeans
Ueberlieferug
(lnaugural-
Dissertation, Saarbrucken, 1968); Alois Closs. "Der Schamanismus bei den lndoeuropem"
(Gedenkschrift
jr VVlftdm Brandenem,
Hauck, Goldbrakteaten
aus Sievern (Mnih, 1970), s. 444 vd. Odin hakkndaki "amanist" yo-
rumlar zerine, bkz. Jere Fleck, "The Knowledge-Criterion in the Grmnisnal: The Case Agairst
'Shamanism'," Arkvjr
Sleipnir, sekiz ayakl at ve iki karga hakkndaki kaynaklar, Vries, a.g.y., 11, s. 63 vd; TurvillePetre, a.g.y., s. 57 ve devamnda zmlenmitir. Aynca bkz. Ellis Davidson, Gods and Myths,
s.
145 vd.
Seiffr hakknda, kr. Eliade, Le Chamanisme
206
Kl-1.TI.ER, C E R M E N L E R . I R A K L A R VE GETLER
Kvasr mitri dger versiyonlar iin. bkz. Derolez, a.g.y., s. 87 vd; Turviile-Petre. a.g.y., s.
4 5 vd.
Yggdrasil, kozmik aa ve dinya merkezinin simgesellig zerine, bkz. de Vries, Al(ger. Re!.,
II. s. 380; Eliade, Le Chamansme,
p egnc kadnlar (Klothes) veya Moiai (kr. 87) gibi, Nornlar da insanlarn kaderini
"dokur" (Dinler Tarihine
Almancada wurd).
Latince verere,
"evirmek"
szcne yakndr. Kader, kader tanras ve Nomlar hakknda, bkz. J. de Vries, AltgemanscheRel.
1, s. 267 vd.
175. Wut, "fke, lgnlk" (jueur) ve Hin-Avrupal benzerleri -Keklerde /erg, Homeros
kahramanlarnda menos-
(Pans, 1942), s. 16
vd. Hint-Avrupa toplumlannda gen savalarn erginlenmesi zerine, bkz. Dumezil, a.g.y., s.
34 vd; Eliade, Naissances mysticjues. Essai sur quelques types d'initiato (Paris, 1959), s. 174 vd.
Berserkir'ler
frdeuische
Wortforschung,
re Arend, "The Heroic Pauem: Old Germanic Helmecs" (From Ol d Norse Literatre
aml Mytho-
logy: A Symposum iinde, yay. haz. Edgar C. Polome, Austin, Texas, 1969, s. 130-199); M. Eliade. "Les Daceset les Loups," De Zalmoxis
Antqui!y.
s. 131-156.
daki benzerlikler iin, bkz. Dumezil, Horace e! les Curiaces, s. 42 vd; Eliade, Dc Zalmoxis Gengis Khan, s. 26 vd.
Valkrlerve Valhalla zerine, bkz. de Vries. Altgerm.
hi uzmanlar genellikle Tyr'in sava tanns olarak ilevi zerinde dururlar: kr. Derolez, a.g.y , s.
107 vd; Davidson, a.g.y., s. 57 vd. Tyr'in hukuku yn ve Cermenlerin ban meclisleriyle
(ih/ng) ilikileri hakknda, bkz. de Vries, Ahgerm.
Rel,
Germains,
s. 196 vd.
s. 68 vd;ay
Tsc/s, (jCrmtin/dn/n
9. S/ucnunde,
artca tanrlarn Mercurius. Mars ve Hecakles.
"%war. r >tifrr^-yTvf')-vt~noT\""Oona) rugura yazar "Roman iarini, "J'y . dlune buet>lerin balca kabilesi olan Semnonlan tantrken, Sebi halknn temsilcilerinin belirli bir
dnemde kutsal bir ormanda toplandn anlatr; orada Tacitus'un regator ommum dcus adn
vrdigj bir u n n y a insan kurbanlar sunarlar. Mgjnlerbir yzyldr b u usut tanrnn ya Tyr, ya
da Votan olduunu kantlamaya uramtr, tartmann tarihesi iin bkz. R. Pettazzoni,
"Regnator omnium deus" (Essays on /e Hisiory o/Religion, Leiden, 1954, s. 136-150; italyanca
metin SMSR
207
"Die Hauptgotheten der Germanen bei Tactus," ARVV, 37, 1941, s. 144-173; J. de Vries, Altgerm.
Rel., U, s. 32 vd; M. Eliade, (mages et Symboies (1952), s. 136 vd. Pettazzoni her iki
tanmlamay da (Tyr veya Votan) reddeder; kalyan bilgine gore, kutsal ormann kiiletirilmemi$ numen'i sz konusudur (a.g.y., s. 145). Bununla birlikte Sebilerin de Herminonlann en
nemli kabilesini oluturduunu; Herminon adnn da Irmin-Hermin isminden trediini hesaba katmak gerekir (kr. Al. Closs, "Die Religion des Semnonenstammes," s. 653 vd). 8 6 3 - 8 6 5
arasnda kaleme alnm Transiato
dillerinde Irmnsu!, Latincede ise, tm dnyay ayakta tuttuu iin, unversals cnlumna
(evrensel
stunl diye anlan yksek bir ahap utuna aptn yazar. (Irmin ve Irmnsul'a dier
gndermeler iin, bkz. R. Meissmer, "Irmisul bei Widukind von Corvey," Bonner Jahrbucher,
139, 1934, s. 34-35; Heinz Lwe, "Die Irmnsul und die Religion der Sachsen," Deuscles Archvfr
Gesckichte
des Mittelalters,
arkaik halklann birou gk tannlann ve stn iannlanni simgesel olarak gkyzn ayakta
tuttuuna inanlan bir stunla temsil eder. Baka yazarlarn ardndan, H. lwe de Innin' regnatoromnium rfeus'la zdeletirir (a.g.y., s. 15). Dolaysyla Cermenler Irmin veya Tiwaz-Ziu ad
verilen bir stn gk tannya tapyordu (kr. H. Hommel, a.g.y., s. 151), daha sonra bu tanrnn
yerini Votan-Odin ald. Bkz. Wemer MUller'n
gigantensukn
Thor hakknda, bkz. J. de Vries, Altgerm. Rel., II, s. 107 vd; Dumezil, Les Dieux des Germains, s 67 vd; L'ldeologie
ehez les lndo-Europiens
tripariite
des ndo-Europiens,
s. 54 vd; Aspects
de la/onction
guemere
Germains,
s.
9 3 vd; Otto Hfler, "Balders Bestauung und die nordischen Felszeichnungen," A;e(ger d. Oslerreichschen
Akademie
der Wissenschaften,
re, a.g.y., s. 196 vd. Klannhardt ve Frazer'n nemesi olan, Baldr'n tarmsal bereket ruhu olarak yorumlanmas F. R. Schrder tarafndan da benimsenmitir: "Balder u. der zweite Merseburger Spruch," Germanisch-Romaniscke
Monalsschrift,
kuram eletirmitir: "Der Mythos von Balders Tod." Arkiv for Nordsk
Fiiolog,
70, 1955, s. 41 -
60 (ama de Vries'in yorumu -Baldr'n lmnn gen savalann erginlenme riteline denk
den bir mit olmas- Dumfzil tarafndan kabul edilmemitir; kr. Les Dietu des Germains, s.
104). Mstltemt izleginin tm boyutlaryla zmlemesi iin, bkz. Jonathan Z. Smith, "When
the Bough Breaks," HR 12, 1973, s. 342-372, zellikle s. 350-370. S. Bugge'den beri birok
bilgin Baldr'la sa arasnda yaknlk kurmutur; kr. Derolez. s. 126 vd; Turville-Petre, s 119
vd. Dumezil'e gre Baldr, Tyr'in ("bu soysuzlam skandinav Mitra's") ilevini canlandnr ve
ykseltir, kr. Les Dieux des Gemains,
s. 93.
Aslann bir dier tanns, Heimdallr hakknda, eldeki belgeler paraldr. O, tannlann gece
bekisidir ve durugor yetisine sahiptir; dokuz anadan domutur. Heimdallr ve Loki arasnda
bir dmanlk vardr ve dnyann sonu geldiinde birbirlerini ldreceklerdir. Heimdallr
208
unddas
Gemtaniqucs.
10, 1955, s.
belge klliyat nedeniyle bavurulmaldr; getirdii doac aklama (Heimdali = Gute; boynuz
= ay) ise ok naiftir. George Dumezil Heimdallr' Vyu ve lanus'a benzeyen bir "ilk tann" olarak
yorumlar; kr. "Remarques comparatives sur le dieu scandinave Heimdallr," Etudes
Celtiques.
1959, s. 263-283.
1 7 7 . Van tanrlar hakknda, kr. J. de Vnes, a.g.y, II, s. 163-208, 307-313; W. Betz, a.g.y.,
sut. 2508-2520; Dumzil, Les Deux des Gennains,
s. 156-
und Keken,
s. 544 vd; E.
u mylhe au roman (1953; geniletilmi yeni bask, Du Mythe ou Roman, 1970); yazar,
Hadingus'un Njrdhr'n ve onunla ilgili mitlerin biraz deitirilmi bir kopyas olduunu
gsterir; aynca kr. "Njrdhr, Nerthuset le folklore scndinave desgenes de la mer," RHR 147,
1955, s. 210-226, Du mytheau
Freyr ve Frigg hakknda, bkz. Van tanrlarna ilikin kaynaka ve J. de Vries (a.g.y., U, s.
302 vd), Derolez (a.g.y., s. 139 vd) ve Davidson'un (a.g.y., s. 92-127) incelemeleri.
Loki hakknda hatn saylr bir klliyat mevcuttur. 1931'e kadar dile getirilen kuramlar j .
de Vries, The Problem oj Loki (FF Communications No. 110. Helsinki, 1933), s. 10-22'de incelenmitir; aynca kr. Altgerm. Re/., II, s. 255 vd; J. de Vries Loki'yi Kuzey Amerika mitolojisinin
zgl figr Dzenbaz'a benzetir. F. Strm (Lok. Ein mythologischer
Problem,
Gteborg, 1956)
bu tanny "st kardei" Odin'in bir hipostaz olarak gnr. A B. Rooth, iskandinav folklorik
belgelerine dayanarak, balangtaki Loki figrnn rmcek (sve ivelerinde beke) olduu
sonucuna varr; kr. Loki in Scandinavian
und kein Ende" (Festschnjt
Mythology
die germanisehe Frmmigkeit," Kairos iinde, 1960, s. 89-100. Georges Dumezil bu sorun
zerine nemli bir kitap yazmtr: Loki (1948); bu eserin olduka deitirilmi ikinci basks
1959'da Almanca olarak kmtr. Aynca bkz. Les Deux des Germains,
ile Baldr' kar karya getiren dramn bir koutunun da Kafkasya'da bulunduunu gn na
karmtr: Kt Syrdon, ilk bakta zararsz grnen bir hileyle yakkl kahraman Sozryko yu ldrmeyi baanr; kr. Loki, s. 169 vd.
skandinav eskatoloji miti hakknda, Danimarkal bilgin Axel Olrik, zengin
belge
klliyatyla byk deer tayan bir kitap yaymlamtr: RugtMrok: Die Sage vmn \Veliunlergang
(ev. W. Ransch, Berlin. 1922). Olrik'e gre, rognak
Pers, hem de Hristiyan eskatolojilerinin etkisini tayordu. R. Reitzenstei Maiheizmin etkilerine nemli bir yer aynyordu; kr. "\Veltuntergangsvorstellungen," Kykohstorofe Arsskrijt
iin-
de, 24, 1924, s. 129-212; ayn yazar. "Die nordschen, persisehen u. christlichen Vorstellungen
vom Weltuntergang," Vonrge
der Bibliothek
Warburg
209
nan Hint-Avrupa eskatolji miti olduunu gstermitir; bkz Les Dieux des Germains,
s. 212 vd.
Kr. Stig Wikander, "Germanische und indo-iranische Eschatologe,'' Kairos, 1960, s. 83-88.
Ragnark hakknda, aynca bkz. J. de Vries, Allgerm. Rel., II, s. 397 vd; J. S. Martin, Ragarofe (Assen, 1972).
lmden sonraki hayat ve olum mitolojisi hakkndaki dnceler G. Neckel tarafndan
zmlenmitir: Walha.
Studien
ber germanischen
Jenseitsglauben
lis, The Road to Hel (Cambridge, 1943) ve R. T. Christiansen, The Dead and the Uving (1946).
Savalarn erginlenmesi, kahramann yazgs ve putperestlik-Hristiyanlk sembyozu
hakknda ok yerinde gzlemler iin, bkz. H. Margaret Arent, "The Heroic Pattern: Old Germanic Helmets, Beowulf and Grettis Saa," From Old Norsc Literatre
and Mythology:
A Symposi-
and Cour-
Kutsal krallk hakknda, Otto Hfler ok bilgece ve insana birok fkr veren bir eser
yaymlad: Germanische
Indivdualmihe
Saferafegtum, l: Der
die
germanische
(Tbingen, 1953; aynca kr. The Socrai Kmgsh'p, Leden, 1959, s. 664 ve
Monatschrifi,
bir
krala,
Gotlann
kral
Theodoric'e
"kurban
ecmesi"nden
kaynaklanmaktadr. Ama Varin bu anu sve'te dikerken, Theodoric yzyllarca nce italya'da,
Verona'da hkm srmtr. Fakat yazt metninin belirttiine gre, Theodoric "hl savalann sonucunu belirlemektedir." Tepeden trnaa silahl, omuzunda kalkanyla sava alna
binip savalara karmaktadr. Theodoric yaarken ve lmnden sonra an, erefi ve
tannlatnlmay tanm bir kral olmakla kalmam, tm Cermen dnyas iin mitsel bir kiilik
haline gelmiti: XIX. ve hatta XX. yzylda Bem'li Diederich adyla hl mehurdu. Bu olgular
zaten biliniyordu, ama Rk yazt yalnzca bir "edebiyat" ya da folklorun deil, yaayan
bir
dinsel inancn sz konusu olduunu kantlamaktadr: Varin antn dikerken, kraln hulsalligna
inanc gsteren bir riteli yerine getiriyordu.
Cermen krall hakknda, aynca bkz. K. Hauck, "Herrschaftszeichnen eines Wodanistischen Knigtums," Jahrbuch f . jrnksche
Landesforschung,
7, 1956, s. 289-310.
178. Traklann ntarihi ve tarihi hakknda, bkz. Joseph Wiesner, Die Tkraker
(Stuttgart.
1963). W. Tomaschek'in "Die alten Thraker" balkl incelemesi (Sitjungsberichle Akad. Wien,
130, 1893) hl temel kaynak niteliindedir. Traklann dili zerine yakn tarihli almalarda
baz dinsel dnceler zerine dank, ama yararl bilgiler bulunmaktadr: D. Detchew, Die
2 1 0
Thrakischen
Sprachreste
(Viyana, 1957); 1.1. Russu, mba Traco-Dacior (2. bask, Bkre. 1963);
(1976).
Bulgar Arkeoloji
Enstits Yayn, c. 16. Sofya, 1950, s. 291-299) toplu bir bak sunmutur (bu incelemenin
ngilizce evirisi, Essays on the
History
of ReUgtons
ILeiden, 1954)
s. 81-94'te
yeniden
yaymlanmtr). Aynca bkz. Furio Jesi, "Su Macrobio Sat 1,18: Uno Schizzo della religione tracica antica" (5tudi Clasice, 11. Bkre, 1969, s. 178-186).
Traklarm Ares tapm hakknda, bkz. NViesner. a.g.y., s. 101 vd ve dipnotlar 36 vd. BendisArtemis hakknda, kr. a.g.y., s. 106 vd ve dipnot 48 ve devamnda belinilen kaynaklar.
Zbelsurdos hakknda, bkz. G. Seure, "Les images thraces de Zeus Keraunos: Zbelsurdos,
Gebelelzis, Zalmoxi$," REG, 2 6 , 1 9 1 3 , s. 225-261; A. B. Cook, Zeus, 11,1 (Cambridge, 1925). s.
817-824.
Trakyal "Dionysos" hakknda, Erwin Rohde'nin Psyit
alamamtr (Fr. ev. Auguste Raymond. Payot, 1928, s. 264-293). Aynca bkz. Wiesner, a.g.y.,
s. 102 vd.
Traklann "Dionysos" tapm, Sabazios ad altnda, Afrika'ya dek yaylmtr (daha M IV.
yzylda); bkz. Charles Picard, "Sabazios, dieu thrace-phrygien: expansion et
nouveaux de son culte" (Revue archeohgique,
aspects
cculte de Sabazius en Dacie" (Dada, zel say 3 , 1 9 5 9 , $. 325-339); E. Lozovan, "Dada Sacra"
(HR 7, 1968, s. 209-243), s. 215-219.
Bagdatrmac Sabazios tapm ("Sabazios'un eli," Yahve ile zdeletirme vb) hakknda,
bkz. W. O. E. Oesterley, "The Cult of Sabazios,' The Labyrinth
Cengs Khan, s. 50
vd.
Bulgaristan'daki Atl Kahraman tasvirlerinin dkm Gavril l. Kazarow, Die Denfctaeerdes
Thrakischen
Reitergottes
in Bulgarien
dapete, 1938). Aynca bkz. G. Kazarow, "Zum Kult des Thrakischen Reiters in Bulgarien,"
Wssenschaftliches
Zeitschrift
card, "Nouvelles observations sur diverses reprdsentations du Heros Cavalier des Balkans," RHR
150,1956, s. 1-26; R. Pettazzoni, "The Religion of Ancient Thrace," s. 84 vd.
179. Get-Dayallar dorudan tun ann Traklannm soyundandr. Bugnk Romanya'nn
snrlarnn ok tesine dek yaylmlard. Son dnemlerde yaplan kazlar douda, Dinyester'e,
gneyde Balkanlara, kuzeyde ve batda ise Macaristan, Slovakya'nn gneydousu ve
Srbistan'a kadar Get-Daya sit alanlarn gn na karmtr. M 1. yzylda Kral
Boerebista'nn egemenliinde, Daya devleti en byk gcne erimiti. Ama III. yzyln sonuna doru Balkan yanmadasna
ulat.
Dayallann ikinci nemli kral Decebalus, Domitianus zamannda, Romallara baanyla direndi
(89), ama iki kanl savata Traianus'un lejyonlarna yenildi (101-102, 105-107) ve intihar etti.
211
D N S E L NANLAR VE D N C E L E R TARH - 1 !
O zaman Daya bir Roma eyaleti yapld. Daya ntarihi ve tarihi hakkndaki zengin kaynaka
iinden unlar sayalm: Vasile Parvan, Getica (Bkre, 1926); ayn yazar, Dada. An Ouine of the
Early Civilizaiion
of the Carpalho-Danubian
pe'nin Rumence evirisi, 4. bask, Bkre, 1967, evirmenin yapt nemli eklemeler ve eletirel kaynakalarla birlikte, s. 159-216); Hadrian Daicoviciu, Dacii (Bkre, 1965); ayn yazar.
Dada de la Buerebista
la cucerirea
i epoca
getce
m Muntenia
Archaeotogia,
Strabon'a gre (304: VII, 3,12), Dayallara nceleri daoi deniyordu. Hesykhios'un naklettii bir rivayetten daos'un Frigya dilinde " k u r f a verilen isim olduunu reniyoruz. Demek ki
Dayallar kendilerini daha eskiden de "kurtlar" veya "kurtlara benzeyenler" olarak adlandnyordu. Kurt, mkemmel sava rneiydi: Kurdun d grnmnn ve hareketlerinin taklidi, askeri erginlenme trenlerinin ve gizli sava cemiyetlerinin ayn edici niteliini oluturuyordu. Demek ki Daya'nn budun ad sonuta bir sava cemiyetinin ritei sfatndan tremi
olabilir. Bkz. Eliade, "Les Daces e les Loups," De Zalmoxis d Gengs Khan iinde, s. 32, dipnot 1.
Get-Dayallann dinsel inanlar hakknda, bkz.!. I. Russu, "Religia Geto-Dacilor. Zei, credinte, practici religioase," Anuand
De Zalmoxis
Gengis Khan adl eserimizde saylan kaynaka (s. 32, dipnot 1).
unlan ekleyin: C. Poghirc, "Considerations phi(oiogiques et Iinguistiques sur Gebelelzis" (Academia Uterarum
Bulgarica,
beleizis olarak okumay nermektedir; adn iik blm "bulul, frtnal gkyz" anlamna gelen Yunanca nephele,
vd: Herodotos'un metninde (IV, 94-96) fark edilen mitsel-rite! senaryonun zmlemesi.
Birok bilginin Zalmoksis'i benzettii Yunan esrimeciler, keramet sahipleri ve "amanfilozoflar" hakknda, bkz. De Za\moxis...,
s. 42-52.
jacob Grimm'den Neckel ve Jan de Vries'e vanncaya dek, birok Cermen dili ve tarihi
uzman, Zalmoksis'in gizlenmesi izleini, bereket tanrs Freyr'in lmesine benzetmitir, ama
byle bir karlatrma mutlaklatmlamaz; kr. DeZalmoxis...,s.
54-55.
Hippolytos'un naklettii bir mite gre, Zalmoksis, Keltler arasnda Pythagoras'n retisini
yaymt (.Philosophumena,
tanmlayan rivayete verilen nemi bir kez daha kantlamaktadr. H. Hubert Druidlii Trak ve
Get-Daya gizli cemiyetlerine benzetmiti; kr. Les Ceites depuis l'poque de la Tine, s. 283. GetDayal koutluklar asl artran zellikler, byk rahibin nemi, lmszlk inana ve
Druidlerin erginieyici nitelikteki gizli ilmidir. Zaten Keltler de bir dnem Daya'nn batsnda
kalan blgelerde yaad iin, baz Kelt etkileri bulunduunu da hesaba katmak gerekir; kr.
212
carpato-danubiene
(4.
bask, Bkre. 1967), s. 103 vd, 183 vd; H. Daicoviciu, Dad, s. 61 vd.
Jordanes'in Getca's hakknda, kr. De Zanums..., s. 70 vd ve dipnot. 127. unlar ekleyin:
Norbert Wagner, Getica.
Untersuchungen
und zyrfrhet
Geschchte
der
d'histoire
prsentes
137), s. 126 vd; Hadrian Daicoviciu, "II Tempio-Calendario dacico di Sarmizecetuza," Duca,
zel say IV, Bkre, 1960, s. 231*254; ayn yazar, Dacii, s. 194 vd, 210 vd.
Ortaan mitoloji yknmecisi tarihyazmnda Zalmoksis'in daha sonraki tarihi iin (Gotlarla kartrlan Getler vb), bkz. De Zalmoxi$.,
s. 75 vd.
2 1 3
XXII. BLM
rivayetler;
2) "Orpheusu"
Agamemnon,
1830.
* Dor slubunda ina edilmi Yunan tapnaklannda aritravn zerindeki frizi bezemek iin
kullanlan kare rlyef-yn.
2 1 4
O R P H E U S , P Y I H A C O R A S VE YEN ESKATOLOjl
V. yzyla aittir. 4 Ya ban biraz erken evirdii 5 i i n " veya yeralt g l e r i n i n gir i i m i n e kar k o y m a s y z n d e n baarszla u r a r . 6 Efsaneye gre, " H o m e r o s ' t a n
bir k u a k n c e " T r a k y a ' d a yaamtr, a m a M O V. yzyln m l e k l e r i n d e , m z i i y le y a b a n i hayvanlar veya b a r b a r l a n b y l e r k e n h e p Yunan giysileri iinde izilm i t i r . 7 l m o n u T r a k y a ' d a b u l m u t u r . Aiskhylos'un k a y b o l m u o y u n u Bassarides't
4
5
7
9
e r g i n l e n m e ritelleriyle u y u m l u d u r . Zaten
14
Kar'nn
k u t s a l e r g i n l e n m e r i m e l l e r i n i gsterdi"ini a k l y o r d u .
Son olarak O r p h e u s ' u n D i o n y s o s ve Apollon'la ilikileri
de, o n u n "mysteria
Kalliope'den o l m a
10
11
12
13
H
15
Trakya'nn "barbar" halklannn. hatta Karadeniz'in kuzeyinde gebe bir halde dolanan
Iskitlerin daha iyi tannd bir dnemdir bu.
Kr. Trakya'da Orpheus lapmnn bulunduu yerlerin saptanmas iin, R. Pettazzoni, La ReligiondanslaGreceanlique,s.
114,dipnot 16.
Katabasis (is Hadou(Kem,
Orph.fr., para 293 vd, s. 304 vd). Odyss&aak
yeralt lkesine
ini de (fcatai>casisj (XI, zellikle 566-631) byk olaslkl "Orpheusu" bir aktarmay
yanstmaktadr.
Rhesos, 943.
XXV, 1 = Kem. Orph. Frag., no. 23.
IV, 25, 4.
2 1 6
rahg
ve
dolaysyla r u h u n l m s z l .
R u h u n l m d e n s o n r a k i yazgs, d a h a n c e de g r d m z gibi ( 9 7 ) , Eleusis
e r g i n l e n m e l e r i n i n a m a c n o l u t u r u y o r , a m a D i o n y s o s ve A p o l l o n t a p n l a n da r u h u n yazgsyla ilgileniyordu. Bu n e d e n l e M O VI. ve V. yzyllarda mitsel O r p h e u s
f i g r n n , geleneksel e r g i n l e n m e l e r d e n e s i n l e n m e k l e birlikte, daha elverili
bir
erginieyici disiplin n e r e n bir mysferia'nn k u r u c u s u olarak kabul edildii inandrc g z k m e k t e d i r . Bu disiplin daha elverilidir; n k r u h g n v e r u h u n
lmszln dikkate almaktadr.
O r p h e u s f i g r en b a n d a n itibaren, A p o l l o n ve D i o n y s o s ' u n birleik e t k i s i
altndadr. " O r p h e u s u l u k " da ayn d o r u l t u d a geliecektir. Tek r n e k d e b u deil16
17
Guthrie, Alfcestes'in Apollon'u evresinde vaaklar ve aslanlar ve "lirin ezgisi eliinde dans
eden" maralla birlikte betimleyen bir blmn (dize 578) hatrlatr; The Greeks and Their
Oods, s 315.
Apollon, Orpheus'u Lesbos'ta dile getirdii kehanetleri geri almak zorunda brakr (Philostratos, vita Apoll., 4, 14). Tannnn kskanl m sz konusudur, yoksa iki kehane teknii,
"amancl" teknik ve Pythia teknii arasnda bir uyumsuzluk mu yaanmtr?
217
181. O r p h e u s u T e o g o n i ve Antropogoni: R u h g ve R u h u n l m s z l
M VI. yzylda Bir ve ok s o r u n u dinsel ve felsefi dnceye egemendi. an
dinsel d n r l e r i kendilerine u soruyu yneltiyordu: "Her bireyle o n u n kendisini
akraba hissettii tanr arasndaki iliki nedir? Tanrda olduu gibi insanda da
rtl olarak var olan potansiyel birlii nasl kavrayabiliriz?" 1 9 Dionysos orjilerinde ilahi ile insani arasnda belli bir birleme gerekleiyordu, ama bu geiciydi
ve bilin eiinin indirilmesi sayesinde salanyordu. " O r p h e u s u l a r " h e m Bakkha'lardan karlmas zorunlu dersi kabul etti - y a n i insann tanrsal olana k a t l m a s h e m de ondan u mantksal sonucu kardlar:
ruhun
lmszl, dolaysyla
16
r a s t l a n y o r d u . Bu arada Plaon'un m e h u r
bir
blmnde betimledii
a r m d r m a c k e r a m e t sahiplerini ve khinleri de h i s a y m y o r u z .
21
sradan
Dinler tarihinde
taklitilerini a n m s a y a l m . zellikle
lm
k e r a m e t s a h i p l e r i n i n ve
Orpheotelestes'lerin etkisine kaplp, O r p h e u s u d n c e ve ritellerin gerekliind e n k u k u y a d m e k saflk olur. Bir y a n d a n , en eski alardan itibaren b e n z e r esrimeciler, k h i n l e r v e otaclar b u l g u l a n m a k t a d r : Bunlar "halk d i n l e r f n i n ayrt edici
n i t e l i k l e r i n d e n birini o l u t u r u r . Dier yandan M VI. y z y l d a n itibaren b u keram e t sahiplerinin, k h i n ve a r n d r m a c l a r n o u n u n O r p h e u s ' u b e n i m s e m e s i , daha
s t n , etkili ve saygn g r n e n baz selamete erdirici gizli bilgiler ve t e k n i k l e r bul u n d u u n u , b u n l a r n taklit edilmeye, en a z n d a n mucizevi kiiliin a d n d a n kaynakl a n a n ltnn s a h i p l e n i l m e y e alldn g s t e r m e k t e d i r .
P l a t o n u n baz imalar O r p h e u s u l m s z l k anlaynn erevesini s e z m e m i z i
s a l a m a k t a d r . Ezeli bir s u u n cezas olarak, n h mezara (sima) h a p s e d i l i r gibi be-
20
21
Platon, Devi et, 364 e, Crat. 402b, Pheb., 66c; Euripides, Hipp., 954, Aristoteles, De an.,
410b 28; Suidas, Orpheus'a mal edilen eserlerin uzun bir listesini verir (Kem, Orph. fr.. no.
223); k. L. Moulinier, Orphee et l'Orphisme l'tpoque
dassicfue, s. 74 vd, eletirel
zmleme.
"... Zenginlerin kaplarnda bekleyen, onlan kendilerinin veya atalannn ilemi olabilecei
adaletsizlikleri balama yetkisini, kurban trenleri ve byler yoluyla tanrlardan aldklarna ikna eden dilenci kurban rahipleri, khinler ... yaptklan riellerin doruluunu ispatlamak iin ayn ve Musa'lann oullan Musaios ve Orpheus tarafndan yazlm bir sr
kitap gsterirler. Bu kitaplarn otoritesine yaslanarak yalnzca ahslan degl. devletleri de
yaayanlar ve llerin gnahlarnn affedilmesinin ve arnmann geerli olduuna nandnrlar ... ve bu erginlenmeler - n k yaptklarna bu ismi verirler- bizi ller diyannn
azaplanndan kurtanr" (Devlet, 364b-365a).
>o
D N S E L N A N L A R V E D S U N C E L F R T A R H - II
Zeus'u f k e l e n d i r m i ;
a y n c a "cennet" ana, i n s a n l a r n tanrlarla r u h birlii iinde yaad aa s o n veren sreci b a l a t m t " Vejetaryen u y g u l a m a l a r a geri d n h e m atalarn iledii
g n a h n kefaretini d e m e kararna, h e m de ilk m u t l u l u k ana en azndan k s m e n
y e n i d e n k a v u m a u m u d u n a iaret e d i y o r d u .
" O r p h e u s u hayat" d e n e n olgu 2 4 a r n m a , ilecilik ve b i r o k zgl k u r a l ieriyord u ; a m a selamet zellikle b i r "erginlenme" yoluyla, yani k o z m o l o j i k ve t e o s o f i k nitelikte vahiylerle e l d e e d i l i y o r d u . Eski yazarlarn (Aiskhylos, E m p e d o k l e s , Pindaros, Platon, A r i s t o p h a n e s v b ) baz tanklklarn ve imalarn, ayn z a m a n d a daha
ge tarihli baz belgeleri yan yana getirerek, d a h a iyi b i r isim b u l u n a m a d iin
" O r p h e u s u reti" ad v e r i l m i o l g u n u n ana hatlarnn y e n i d e n o l u t u r u l a b i l m e k tedir. Bir teogoni, b u n u n uzants oian b i r k o z m o g o n i ve o l d u k a ayrks bir anro-
2!
Kralylos, 400c; kr. Pkaidon, 62b, ruhun "zindan" veya "hapisanesi" hakknda. Bu blmler
sonu gelmez tanmalara yol amtr.
23
Hesiodos, jler ve Gnler, 90 vd, 110 vd vejetaryenliin mistik ve eskatolojik deerleri k o n u sunda, bkz. Guthrie, Orpheus, s. 197 ve devamnda alntlanm ve yorumlanm metinler ve
zellikle Sabbatucci'nin yorumu: Saggio stil misicismo greco, s. 69 vd. Aynca kr. Detienne,
"La cuisine de Pythagore," s. 148 vd.
2
" Yasalar, VI, 782c.
2 2 0
Zeus
Phanes'i ve
btn
26
yanst-
25
26
27
Damasaus M V. yzylda hl Orpheus Rapsodileri adnda bir eser okuyordu. Bunun baz
paralannn daha eski tarihli olduuna (M VI. yzyl) kuku yoktur; kr. Guthrie, Orpheus,
s. 77 vd, 137-142.
Guthrie, TheGreeks and TheirGods, s. 319.
1962'de Selanik yaknndaki Derveni kentinde bulunmu ve M !V. yzyla tarihlendirilmitir. Orpheusu bir metnin yorumu sz konusudur. Bu buluntu bu tr yazlarn eskiliini
ve yksek speklatif niteliini dorulamaktadr.
221
b y l e yaratmtr. A m a m e t i n k i m l e sevitiini belirtmez. 2 8 Yazar, d n y a n n logosun u n Z e u s ' u n /ogos'uyla ayn o l d u u n u aklayarak, v a r o l u u n birliini s a v u n u r (st.
15, 1-3). B u r a d a n , "dnya"y ifade eden ismin "Zeus" o l d u u k a r s a n r . 2 ' D e r v e n i
p a p i r s n d e k o r u n m u m e t i n b i r o k adan n e m l i d i r ;
bir
yandan erken
bir
ve ergin-
l e n m e ritelleri (teletai) yoluyla ve " O r p h e u s u y a a m tarz"n s r d r e r e k Titan uns u r u temizleniyor ve b i r bakhos o l u n u y o r d u ; b a k a bir deyile, tanrlk hali, D i o n y sosu hal d i e r i n d e n ayrlp z m s e n i y o r d u .
Bu anlayn yeniliini ve z g n l n b i r kez daha v u r g u l a m a y a g e r e k y o k .
O n u n M e z o p o t a m y a ' d e k i n c l n hatrlatalm: M a r d u k ' u n insan t o p r a k t a n (yani
ilk C a n a v a r T i a m a t ' m b e d e n i n d e n ) ve iblis ba K i n g u ' n u n k a n n d a n y a r a t m a s (kr.
21). Ama O r p h e u s u a n t r o p o g o n i ne k a d a r karanlk ve trajik g r n r s e g r n s n , aykr bir b i i m d e b i r u m u t u n s u r u da tar. Bu u n s u r a ne Mezopotamya
VVeltnschtiuurtg'unda n e d e H o m e r o s u anlayta rastlanr; n k
insan. Titan
29
30
51
O R P H E U S . PYTHAGORAS VE YEN E S K A T O I O J 1
182. Yeni Eskatoloji " O r p h e u s u " eskatolojinin ana hatlar ise Platon, Empedokles ve Pindaros'un baz g n d e r m e l e r i n d e n hareketle yeniden oluturulabilir. Ruh,
l m d e n sonra, Hades'e ynelir. Phaidon
32
Petelia ve Eleuthemae levhalan. Kr. Guthrie, Orpheus, s. 171 vd ve Zuntz'un yeni yorumu:
Persephone, s. 364 vd.
223
Eurydike'nin
peinden
katabasii'i
gerekletirmesi,
yeralt
dnyas
34
Metnin balangc anlamldr. Erginlenmi kii, yeralt dnyasnn tanrlarna seslenin "Ey
ller diyannn saf kraliesi, Eukles, Euboleus ve siz dier lmsz tannlar, ben bir
annmlar topluluundan geliyorum. Sizin mutlu rknzdan olmakla vnyorum. Ama kader beni ve dier lmsz tannlan vurdu..." (bununla birlikte, bk2. Zuntz'un farkl
okumas, Persephone,
s. 318). Bir baka tablet de nemli aynntlan onaya kanr: "Haksz
eylemlerimin hak etlii cezay ektim. imdi gz kamatrc Persephone'nin huzuruna, iyi
niyetini gsterip beni azizlerin yurduna gndermesi iin yalvararak geliyorum." Tanra onu
merhametle karlar: "Daha nce hi ekmediin aclan ektin, selam olsun sana... Selam, selam, seiam olsun sana, kutsal ayrlara ve Persephone'nin ormanna giden sadaki yoldan
ilerle" (ev. A. Boulanger, a.g.y., s. 40).
"Bir irkef ukurunun iine gmlecek, ahlaki kirlenmelerine denk bir cezaya arptrldklarn greceklerdir (Devle!, 363d; Phadon, 69c); amurun iinde yuvarlanmay seven
domuz yavnlanna benzeyecek (kr. Plotinus, I, 6, 6) veya delik bir fy doldurmak ya da
bir kalburla su tamak iin sonu gelmez bo abalarla tkeneceklerdir (Gorgas, 493b;
Devlet, 363e). Platon'a gre, bu, kendilerini asla doymayan tutkulara esir eden aklru yitirmi insanlann imgesidir veya belki de aslnda annma ykanmalanndan gemedikleri iin Hades'te artc ykanma suyunu srekli ama bouna bir abayla tamak zorunda kalanlara ve-
35
36
O R P H E U S . P Y T H A G O R A S VE YEN E S K A T O L O J I
evrelerinde ve
merkezden
uzak
yerlerde
korunmu,
bir
sredir
de
daha i l g i n t i r .
lm unutmakla
z d e l e m i t i r ; ller belleini y i t i r m i o l a n l a r d r . Yalnzca Tiresias veya Amphia r a o s gibi baz ayrcalkllar l d k t e n sonra da belleklerini k o r u r . H e r m e s , olu Ethalides'i l m s z k l m a k iin o n a " b o z u l m a z b i r bellek" verir. 3 8 A m a r u h g r e tisi ekillenince, Bellek ve U n u t m a mitolojisi deiir. Lethe'nin ilevi altst o l u r :
Artk
sular,
yeryz
varoluunu
unutturmak
zere,
bedenden
ayrlan
ruhu
248c) y e n i d e n b e d e n l e n i r ve y e n i d e n o l u d n g s
iine frlatlr. R u h g retisini paylaan P y t h a g o r a s , E m p e d o k l e s v e dier y a z a r lar, n c e k i varolularn a n m s a d k l a r m iddia e d i y o r l a r d ; baka bir deyile, teki
d n y a d a belleklerini k o r u m a y baarmlard. 3 9
37
38
39
D I N S P L I N A N C U R Vf! U j N C E L R TARH - T
Altn levhalar zerine yazd f r a g m a n l a r , b i r d i n s e l kurallar m e t n i n i n , Msr veya Tibet "ller kitab"na benzetilebilecek b i r t r teki d n y a r e h b e r i n i n fragm a n l a r gibidir. Baz bilginler o n l a r n Pythagoras k k e n l i o l d u u n u leri s r e r e k ,
" O r p h e u s u " niteliklerine itiraz etmilerdir. Hatta " O r p h e u s u " diye bilinen d n ce ve ricellerin o u n u n aslnda Pythagoras bir yaratm veya o n u n elden geirilmi hallerini temsil
ettii
bile s a v u n u l m u t u r .
Sorun,
b i r k a sayfada aydn-
l e n m e ritelleri srasnda o r g a n l a r n n y e n i l e n d i i n e ve k i m i z a m a n k e m i k l e r i n i n
d e m i r l e e k l e m l e n d i i n e inanlr). Son olarak P y t h a g o r a s ' m katabasis'i
d e amancl
40
hatrlama izlegi, Hint tefekkr tekniklerinde ve speklasyonlarnda nemli bir rol oynamtr; Gnostsizm de bu izlegi yeniden kullanacaktr ( 130).
Eliade, De Zlmoxs Gengis-Khan,
s. 117. Pythagoras'a ilikin mucize efsaneleri, kaynaklar
ve yakn tarihli kaynaka iin, Walter Burkert, Weshc/t und Wissenscha/t,
s. 118 vd, 133 vd,
163 vd. (= Lore and Science in Ancient Pythagoreanism,
s. 120 vd, 141 vd, 166 vd). Yine de bu
efsaneler iinde, amancl trde esrime yolculuklanna yaplan gndermeler eksiktir.
226
ve
uygulamalar
a r a s n d a k i benzerlikler
de eklenmektedir:
Pyttagoras'n asl
baars,
her eyi
kapsayc
yapda " b t n c l b i r
bilim"in temellerini a t m a s d r . Bu y a p iinde, bilimsel bilgi bir dizi ahlaki, m e t a f i zik ve dinsel ilkeyle b t n l e t i r i l m i t i ve b u n l a r a eitli "beden teknikleri" elik
e d i y o r d u . zetle bilginin h e m g n o s e o l o j i k , h e m varolusal, h e m de k u r t a r c b i r
ilevi vard. P l a t o n ' u n d n c e s i n d e , talyan R n e s a n s n m h m a n i s t l e r i n d e , Paracelsus'ta veya XVI. yzyln simyaclarnda grlebilen, geleneksel t r d e bir "btncl
bilim" sz k o n u s u y d u . 4 5 zellikle Hint ve in tbb ile s i m y a s n d a g r l e n ekliyle
bir " b t n c l bilim "di b u .
Baz yazarlar O r p h e u s u h a r e k e t i bir t r "kilise" veya Pythagoraslnrnkme b e n zetilebilecek bir m e z h e p olarak g r m e e i l i m i n d e d i r . O y s a O r p h e u s u l u u n b i r
"kilise" veya myseria'! dinleri a n d r a n gizli b i r rgt o l u t u r d u u pek inandrc
41
42
43
Bk2. Eliade, De Zah\oxis Gengis-Khan, s. 45, dipnot 44-45. Kr. a.g.y., s. 45-46, baka benzer rnekler.
ilecilik ve ahlak kurallarn mzik, matematik ve gkbilim eitimi tamamlar. Ancak bu disiplinlerin son hedefinin gizemci nitelikte olduu bilinmektedir. Gereklen de "her ey say"
ve "her ey kartlann bir uyumu" ise, yaayan her ey (kozmos da dahil, nk o da "soluk
almaktadr") birbiriyle hsmdr.
Aristoteles'ten sonra bu tr "btncl bilim"in saygnlgtn yitimes ve bilimsel aratrmann
Avrupa'da ilk parlak sonularn XVI. ve XVII. yzyllarda verecek bir youcmbilime
ynelmesi, btncl giriimin yetersizliini asla gstermez. Yalnzca yeni bir bak acs ve
farkl bir lelos sz konusudur Simya kimyann tohumu deil, baka bir anlamlar sistemiyle
uyumlu ve kimyadan baka hedefleri olan bir disiplindi.
2 2 7
D N S E L N A N L A R VE D O S N C U I . E R T A R H - II
tanmlanabilmektedir. Hristiyanlk
devrinin ilk yzyllarnda ise, zellikle yeni-Platoncular ve yeni-Pythagoraslar sayesinde, O r p h e u s u l u k yeniden m o d a haline gelecektir. " O r p h e u s u " deneyimin
apn asl ortaya karan da, b u gelime ve yenilenme, birok dinsel bagdatrmaclga yaratc biimde m d a h a l e etme yeteneidir.
O r p h e u s figr ise, "Orpheusuluk"tan bamsz olarak, Yahudi ve Hristiyan
teologlar, Rnesans'n Hermesileri ve filozoflar, Poliziano'dan Pope'a, Novalis'ten
Rilke ve Pierre E m m a n u e l ' e k a d a r u z a n a n airler tarafndan srekli yeniden y o r u m lanmtr. O r p h e u s , Hristiyan veya aydnlanmac, r o m a n t i k veya m o d e m Avrupa'nn, u n u t m a k istemedii az saydaki Yunan mitolojik f i g r n d e n biridir (bkz. c.
III).
183. P l a t o n , Pythagoras ve O r p h e u s u l u k A. N. Whitehead'in m e h u r form l n e gre. Bat felsefesinin tarihi sonuta Platon felsefesine d l m bir dizi
dipnottan ibarettir. Platon, dinsel dnceler tarihinde de ayn oranda n e m l i bir
yer tutar: Ge antikag, zellikle IV. yzyldan itibaren Hristiyan teolojisi, lsma44
Tpk Tantraclkta olduu gibi, daha ge tarihli baz Orpheusu metinler eski bir retinin
aklamalar olarak sunulmutur; stelik bu, en azndan baz rneklerde, doru olabilir.
2 2 8
t a m a m l a m a y a alt
ve b i l g i n i n
geerliliini bilimsel olarak t e m e l l e n d i r e b i l m e k iin, m a t e m a t i k r e n i m i ald. Pythagoras evrensel birlik, k o z m o s u n d e i m e y e n d z e n i ve h e m gezegenlerin hareketini, h e m d e m z i k a l skalay dzenleyen a r m o n i anlay o n u b y l e d i . 4 5 Platon,
y e r y z gerekliklerinin ilk ve d e i m e z arketipleri olan, idealar k u r a m n gelitir i r k e n , h e m sofistlere, h e m d e k u k u c u l a r a yant v e r i y o r d u : N e s n e l bilgi - n c e d e n
m e v c u t ve ezeli ve ebedi modellere d a y a n d n a g r e - m m k n d .
K o n u m u z asndan, Platon'un kimi z a m a n yaadmz d n y a n n m o d e l i olarak
idealar d n y a s n d a n - d n y a m z d a k i m a d d i nesneler e l l e r i n d e n geldiince idealar
taklit e t m e k t e d i r - sz e t m e s i , k i m i z a m a n ise d u y u s a l gereklikler d n y a s n n
idealar d n y a s n n "paras o l d u u n u " aklamas n e m l i deildir.* 6 Ama bu ezeli
ve e bedi m o d e l l e r evreni postulat bir
konusunda
Homeros
t a r a f n d a n da o n a y l a n m geleneksel
kanya
kar
k a r a k , " r u h u tedavi e t m e " n i n gerekliliini v u r g u l a m t . Platon o k daha ileri gider: O n a gre, en deerli ey -hayat
45
45
Aristoteles kurnazca, Platon ile Pythagoras arasndaki tek farkn terminoloji dzeyinde olduunu yazar (.Metafizik, 987 b, 10 vd). Ama Burkert'in de hakl olarak belirttii gibi (i.orc
and Science, s. 44), Pythagoras'a gre eyler saylardr.
Kr. Guchrie, The Greeks and Their Gods, s. 345 (= Les Grecs el kurs Dieux, s. 377); ayn yazar,
A History of Greek Philosophy, c. IV, s. 329 vd.
2 2 9
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TAKM - II
b e d e n l e n m e d e n nasl
kanabileceim
rettii l d e , b i r " l m h a z r l a d r . S o n u olarak, geerli bilgi ve Yunan kentlerini y k l m a k t a n k u r t a r a b i l e c e k tek siyaset, postulat olarak ideal ve eb ed i b i r evren ve r u h g n getiren bir felsefeye d a y a n y o r d u . 4 9
Eskatolojik s p e k l a s y o n l a r ok m o d a y d . Geri r u h u n l m s z l , r u h g ve
r u h l a r n b e d e n deitirmesi retileri bir yenilik deildi. R u h u n l m s z l n ve
y e r y z n d e b e d e n l e n m e k zere srekli geri d n d n ilk n e s r e n , M VI.
yzylda Syra'l P h e r e k y d e s o l m u t u . 5 0 Bu i n a n c n olas k a y n a n s a p t a m a k kolay
deildir. Pherekydes'in z a m a n n d a b u i n a n yalnzca H i n d i s t a n ' d a aka dile getirilmiti. Msrllar r u h u l m s z kabul e d i y o r ve eitli hayvan suretlerine girebileceine i n a n y o r d u , a m a o n l a r d a genel bir r u h g k u r a m n n h i b i r izine rastlan-
47
4S
Eliade, Aspecti du mvihe, s. 153-154. Bkz. ayn eser. s. 154 vd, Platoncu idealar kuram ve
anamnesis ile arkaik toplum insannn davran benzerlikleri konusunda baz gzlemler
(aynca kr. Le MylJe de l'Elemel retour. s. 48 vd).
Hintli metafiztkilerin byk bir gayTetle ruhg (samsara) retisini gelitirdikleri ama
bunu ne bilgi kuramyla, ne de siyasetle ilikilendirdikleri hatrlatlabilir ( 80).
44
50
Cicero, TuscuL, 1, 38 (= Diels, A 5). Dier referanslar iin bkz. M. L. West, Ea ly Greel Philosopky and the Orient, s. 25, dipnot 1-2. Bir dier rivayete gre, Pherekydes "Fenikelilerin gizli
kitaplari'n kullanmt; ama Pherekydes'in dncesi zerinde hatn saylr dou etkileri
bulunduu anlalmakla birlikte (West, s. 34 vd), bu iddia herhangi bir belgeye dayanmayan
bir kliedir (West, a.g.y., s. 3).
2 3 0
i n a n y o r , ana beden
51
kullanarak, ama
b t n bu
51
52
53
54
(107e), r u h u n u z u n b i r
sre
sonra
eserde g k l e r i n hareketleriyle u y u m l u hale s o k u l m u t u r ( 2 4 6 b v d ) . K o z m o s u n birinci temel esinin r u h u n birinci gesiyle a y n o l d u u a k l a n m t r . Ayn diyalogda iki egzotik simgeselliin k u l l a n l m a s a n l a m l d r : Arabasn s r e n bir arabacya benzetilen r u h h a k k n d a k i mitsel i m g e ve " r u h u n k a n a t l a n " imgesi. Birinci imgeye Katha U p a n i a d ' d a da (I, 3, 3-6) rastlanr; u farkla ki. P l a t o n d a g e m l e m e n i n
g l iki ac a r a s n d a k i uzlamaz elikiden k a y n a k l a n m a k t a d r . " R u h u n kanatl a n " n a gelince, insan "bu d n y a n n gzelliini seyre daldnda (vej hakiki Gzellii d n m e y e k o y u l d u u n d a kmaya balar" (249e). E r g i n l e n m e a r d n d a n kanatlarn kmasna i n ' d e , Taocularda ve Avustralya otaclarnn gizli geleneklerinde
rastlanr. 5 7 Bu imge r u h u n , kua veya kelebee benzetilebilecek, u u c u bir tinsel tz
olarak anlalmasyla u y u m l u d u r . "Uu" zeky, gizli eylerin veya m e t a f i z i k
gereklerin anlalmasn simgeler. 5 6 Hatrlanamayacak k a d a r eski zamanlara daya-
55
56
,7
58
kuram,
geleneksel
se de, yeni bir yaratm sz k o n u s u d u r ve Platon'un bu en s t n k o z m o g o n i g r s n d e , yaratc tanrnn m e v c u t yldzlarla ayn sayda r u h yarattn aklama iini
Pythagoras Timaios'un stlenmesi anlamldr. 5 9 Daha sonra "yldzlarn lmszl" k u r a m n Platon'un rencileri tamamlar. Bu Platoncu yce sentez, iine
katt " O r p h e u s u " ve Pythagoras unsurlarn da o gne dek tandklar en geni
yaytma kavumasn salayacaktr, iinde Babil katklarnn da ayrt edildii bu
reti (yldzlarn tanrsall), Helenistik adan itibaren e g e m e n olacaktr
60
,9
60
birok
tarihi
farkl,
hatta
birbiriyle
elien
61
bak
Yaklak yz
rnekler
kltrel k u r u m l a n ,
haznesi olarak
polis. Yunanlarla
" b a r b a r l a r " arasnda yok o l m a z b i r farklln kesin d o r u l u u n d a n hareketle gelitirilmi a n t r o p o g o n t - b t n b u yaplar yklr. O n l a r n y e r i n e yava yava oikilmene j k m e n ) k a v r a m , " k o z m o p o l i t " ve "evrenselci" eilimler n e kar. T m direnlere k a r n , i n s a n t r n n t e m e l d e k i birliinin kefi k a n l m a z d .
skender'in hocas Aristoteles, klelerin doalar gerei kle ve " b a r b a r l a r n
naturaliter
iine
k a b u l edildiler.
M a k e d o n l a r , h k n d a r l a n n n siyasi
ruh
birlii
iinde (homono/d) y a a y a b i l m e s i n i
diledi.
"Daha
61
62
olmas iin t a n r n n
kendisini
63
aran
a r a s n d a y i r m i y\l s r e n savalardan s o n r a ,
k a d a r u z a n y o r d u . Ama Imperium
R o m a n u m ' u n k u r u l m a s a y n z a m a n d a Helenistik
blgelerine
doru
kitlesel
ve
Yunan
diliyle
Helenistik
kltrn
yaylmasyla gerekleti. Halk Yunancast (koinl) H i n d i s t a n ve ran'dan Suriye, Filistin, italya ve Msr'a d e k k o n u u l u p yazlyordu. E s k i veya y e n i k e n t l e r d e . Yunanlar
63
64
65
Politika,
t a p n a k l a r ve tiyatrolar y a p p , gymnasium'larn k u r u y o r d u . Y u n a n t r eitim giderek b u t u n Asya l k e l e r i n i n zenginleri ve ayrcalkllar t a r a f n d a n b e n i m s e n d i . Helenistik d n y a n n b i r u c u n d a n dierine "eitim" ve "bilgeliin" deeri ve n e m i
yceltildi. E i t i m - h e r z a m a n bir felsefe z e r i n e k u r u l u y d u - neredeyse dinsel nitelikte b i r sayg g r d . Tarihte hibir z a m a n e i t i m i n , h e m bir t o p l u m s a l y k s e l m e
yolu, h e m d e tinsel m k e m m e l l e m e arac olarak b u k a d a r p e i n d e koulmam 1 * 1
M o d a felsefeler, en bata da Kbrsl bir Sami olan Kitionlu Zenon 6 7 tarafndan
k u r u l a n Stoaclk, a m a b u n u n yan sra E p i k u r o s ve Kiniklerin (feynifeos) r e t i l e r i ,
o/fcumene'nin t m k e n t l e r i n d e e g e m e n o l d u . "Helenistik a y d n l a n m a " ad verilen olgu, h e m bireysellii, h e m de k o z m o p o l i t i z m i tevik e d i y o r d u . Polis'in g e r i l e m e s i ,
bireyi yurttala ve d i n e dair hatrlanamayacak k a d a r eski
zamanlara uzanan
d a y a n m a a l a r n d a n k u r t a r m t ; b u n a karlk b u k u r t u l u , g i z e m i ve usuz
b u c a k s z h g iinde dehet u y a n d r a n bir Ko z m o s iinde yalnzln ve yabanclam a s n ortaya k a r y o r d u . Stoaclar, kent ile evren a r a s n d a k i b e n z e m e y i gstererek, bireyi d e s t e k l e m e y e u r a y o r d u . Daha nce, s k e n d e r ' i n ada olan Diogenes, k e n d i s i n i n bir "kozmopolitte,"
bir
ifadeyle, D i o g e n e s
grmyordu).
63
k e n d i n i hibir
kentin,
hibir
lkenin
yurtta
olarak
A m a b t n insanlarn t o p l u m s a l k k e n l e r i ve corafi k o n u m l a r ne
b i r b i r l e r i n i n uzuvlar o l d u u tek bir b y k Kentin, i n s a n yaps yasalarla deil k e n d i g n l l katlmlaryla, rzalaryla veya Z e n o n ' u n ifadesiyle, Ak'la b i r a r a y a gelecei bir d n y a n n d n k u r u y o r d u . " 7 0
66
Bat ve Orta Avrupa'da benzer bir yce limle, zellikle de Hristiyan dnyay salkl hale getirecei ve reforma urataca umut edilen "yeni blirfin, yani yeni bir eitim ve bilimsel
aratrma ynteminin yceltilmesi iin XVII. yzyl beklemek gerekecekir. Kr. c. 111.
67
M 315'e doru Atina'ya gelen Zenon, okulunu MO 300'de "ressamlar poni"nde (ston
poikile) at. Samos'ta Atinal bir babadan doan Epikuros, M 306'dan beri Atina'da ders
veriyordu.
Diogenes Laertios, Peri Bou, Dognaton kai Apophthegmaton
[Filozoflarn Hayattan]. 6:22 Ama
yalnzca bireyin mutluluuyla uraan Kinikler, topluluu umursamyordu.
M. Hadas, "From Nationalism to Cosmopoltanism," s. 107 vd; ayn yazar, Hdlcmslic Culture,
68
69
70
s. 16 vd.
W. W. Tam, Heenistc Civilisaiion, s. 79.
236
Ruh,
73
seslenirken,
"ayn
akl
pay-
m a k t a d r . H i n d i s t a n ' n ve Akdeniz d n y a s n n metafizikleri ve s o t e r i y o l o j i l e r i aras n d a k i b e n z e r l i k l e r m i l a t t a n n c e k i ve sonraki ilk yzyllarda oalacaktr. Bu tinsel g r n g n n a n l a m n a ileride dneceiz.
71
72
75
237
DNSEL N A N L A R VE D N C E L E R TARH - II
Helenistik dinlere zg yenilikler de, tpk y e n i felsefeler gibi, b i r e y i n k u r t u l u u n u a m a l y o r d u . E s k a t o l o j i k v a h i y ve e r g i n l e n m e y i g e r e k t i r e n kapal cemiyetler oald. Eleusis m y s t e r i a ' l a n n m erginleyici anlats (kr. bl. XII), l m l e
karlap o n u y e n m e k l e n y a p m t a n n l a r etrafnda odaklanan farkl mysteriasophia'c
a h s n d a temsil e d e r .
maclg, ayn z a m a n d a s k e n d e r ' i n yenilgiye uratt D o u n u n g l tinsel tepkisini yanstr. D o u , ilk ve en s a y g d e e r "bilgeler"in vatan o l a r a k y c e l t i l m i t i r ;
h i k m e t sahibi statlarn batini retileri ve k u r t u l u y n t e m l e r i n i en iyi k o r u d u k l a r yer b u r a s d r , i s k e n d e r ' i n Hint b r a h m a n l a n ve ilecileriyle yapt tartmalar k o n u alan ve zellikle Hristiyanlk d n e m i n d e ok yaygnlk k a z a n a c a k efsane, Hint " b i l g e l i f n e d u y u l a n neredeyse dinsel hayranl y a n s t m a k t a d r . Gerek
(zgl tarih anlaylaryla u y u m l u ) baz kyamet k a v r a m l a r , gerek yeni b y ve
m e l e k b i l i m f o r m l l e r i , gerekse Ge ve teki dnyaya yaplan e s r i m e yolculuklarnda e l d e edilen o k sayda "vahiy" h e p D o u d a n yaylacaktr (kr. 2 0 2 ) .
Helenistik an dinsel y a r a t m l a r n n n e m i n i ileride zmleyeceiz ( 205).
imdilik, d i n l e r tarihi a s n d a n b a k l d n d a , s k e n d e r ' i n balatt ve R o m a mpar a t o r l u u m u n t a m a m l a d tarihsel d n y a n n birletirilmesi
d n y a s n d a t a r m n y a y l m a s n n getirdii birlie
iinin, neolitik ag
benzetilebilecegini e k l e y e l i m .
ve Asya'nn t a r m t o p l u m l a r n d a aka g r l e n b u tem el tektiplilikle karlatrld n d a , M I. binyln k e n t t o p l u m l a n hatr saylr bir dinsel eitlilik s u n u y o r d u . (Bunu a n l a m a k iin, birka D o u , Yunan ve Roma k e n t i n i n dinsel yaplarn
k a r l a t r m a k yeterli olacaktr). A m a Helenistik ada o/fcumene'nin dinsellii son u n d a o r t a k bir dil k u l l a n m a y a balayacakt.
74
Bkz. Cari Schneider, Kulturesch/cfJe des Heliemsmus, 11, s. 800 vd; 838 vd, 869 vd.
238
ELETREL KAYNAKA
Fragmenta
iyi bir yaym iin, bkz. G. Quandt, Orphei Hymni (Berlin. 1941); G. Faggin'in bol yorumlu ksmi
evirisi: Jnn Ofci (Floransa, 1949). Aynca bkz. G. Dottin, Les Argonauiques
d'Orphte
(Paris,
1930).
Kaynaklann eletirel zmlemesi, birbirinden lamamen farkl bak alanyla. Guthrie,
Orpheus, s. 29 vd ve l. M. Linforth, The Arts of Orpheus'da (Califomia Univ. Press, 1941),
gerekletirilmitir. R. Bhme'nin Orpheus,
1970) en eski metinsel bilgileri yeniden titiz bir incelemeye tabi tutmaktadr. Aynca bkz. K. Zegler, "Orphische Dichtung," Pauly-Wissowa, Realencyklopadie,
1417.
Modem eserlerin 1922 tarihine kadar tam bir kaynakas. Kem, Orphicorum
Fragmenta,
s.
345 ve devamnda derlenmitir; bu kaynaka, P. Nilsson, "Early Orphism and Kindred Religious Movements" (Opuxu1a
Selecta,
Katholische
Theologie,
us ve Orpheusuluk hakkndaki zengin klliyat iinden, unlar sayalm: E. Mass, Orpheus: Ufersuchungen zur Griechischen,
(Mnih,
1895); Otto Kem, Orpheus: Eine Religionsgeschkhiliche Uniersuchung (Berlin. 1920); A. Boulanger, Orphie:
Rapportsdel'orphisme
et du christianisme
gereken bir kaynak); P. Boyance, Le cul/e des Muses (1937), s. 33-61; Nilsson, "Early Orphism..."; ayn yazar, Gesckichte
d Griech. Rel,
e! Vorphisme
a l'tpoque
classique
and Their
Religion der
archaschen und hlassischcr Epocle (Stuttgavt, 1977), s. 440-447 ("Orpheus und Pythagora").
Daha nce Strabon ve Plutarkhos'un ileri srd Orpheus'un Trak asll olduu sav, E.
Rohde (Psychd), E. Mass (Orpheus) ve P. Perdrizet (Cultes ei mylles du Pang(e,
1910) tarafndan
Univ. Saravi-
2 3 9
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I - 11
daha
sonra
Museum,
olarak
gsterildiini
Ksa sre nce M. Detienne, Eurydike'nin kaybolmas mitinin Farkl bir okumasn
nermitir; kr. "Orphee au miel" (Quaderni
Urbinat di ukura
Oassica,
17 vd. Orpheus'un ldrlmesi V. yzyl ressamlarnn gzde korulanndan biriydi; kr. Guthrie, Orpheus, s. 64-65 ve ek. 4, Levha IV ve Moulinier, s. 14, dipnot 2 (Sr John Beazley, Attic
Red-Ftgures
Vase-Painling?
us'un vazolarda tasvir edilen ba iin, kr. Guthrie, Levha 5. ek. 7 (a), s. 35 vd.
181. Bir mezara (sema) konur gibi bedene (soma) hapsedilmi ruh konulu Platoncu mit ve
b u n u n Orpheusulukla ilikileri Uzenne, kr. farkl alardan yaplm su zmleme ve yorumlar: Guthrie, Orpheus,
s. 214 vd; ayn yazar, The Greeks and Ther Gods, s. 311 vd; Linforth,
The Aro o/Orpheus, s. 147 vd; Perceval Frutiger, Les Mylhes de Platon (Paris, 1930), s. 259 vd;
F. Cumont, Lux Perpetua
s. 24 vd.
"Orpheusu hayat" zerine, bkz. Guthrie, Orpheus., s. 263-266; Dodds, The Greeks and The
rrational,
s. 149 vd.
Orpheusu mistik anlay zerine, bkz. Dario Sabbatuci, Saggio su! mistcismo greco, s. 41
vd. Orpheusu vejetaryen uygulamalarn anlam konusunda, bkz. Guthrie, Orpheus, s. 197 vd;
Sabbatuci, a.g.y., s. 69 vd; Marcel Detienne, "La cuisine de Pythagore," Archives
Religons,
ctAdons
de Socio/ogie
des
(Paris, 1972), s. 85 ve
birok yerde.
Orpheusu teogoni ve kozmogoni anlatlarna ilikin belgeler Guthrie, Orpheus, bl. IV; Alderinck, Criss and Cosmogony:
Mysteries
(yaymlanmam tez, Chicago niversitesi, 1974), bl. Vl'da evrilmi ve yorumlanmtr. Aynca
kr. R. Mondolfo, "Intomo al contenuto dell'antca teogonia orfica," R/visa di Filologla
Oassi-
ca, 59, 1931, s. 433-461, F. Dmmler, "Zu orphische Kosmologie," Archiv J. Gcsch. d. Phil. 7,
1948.
Fenike ve Msr kozmogonileriyle benzerlikler iin, bkz. Ugo Bianchi, "Protogonos," SMSR
1957, s. 119 vd; ayn yazar, RHR 1961, s. 26 vd; S. Morenz, Aegypten
Kos-
mogonie (1950).
Williba!d
Schpjungsmythus
Staudacher,
Die
Trennung
von
Himmel
und
Erde:
Em
vorgriechischer
ilk yumurta izleine dayanan (Aristophanes, Kular, 650-713, Hieronymus ve Hellanicos) iki
zgn Orpheusu kozmogoni ayrt ediyor; Rhapsodra'lann kozmogonilerinde bu iki anlat i
ie geirilmitir (s. 85 vd). 1962'de bulunan Derveni papirs, Zeus'un kozmogoniye ilikin
gcn ve mutlak hkmranln ycelten bamsz bir kuramn varln ortaya karmtr.
Derveni papirs S. C. Kapsomenos tarafndan yaymlanm ve Walter Burkert tarafndan Almancaya evrilmitir: "Orpheus und der Vorsokratiker. Bemerkungen zum Derveni-Papyrus
und zum pythagoreischen Zahlenlehre," Aniihe und Abendland,
2 4 0
/lir Papyvlogy
und
d.
grtech. Rel, 1, s. 686 vd, mitin eskiliini kabul etmektedir; buna karlk Linforth, Arts, s. 331.
bu anlatnn yan belirlemeyi salayacak hibir irandnc unsur bulunmad kansndadr.
Moulinier'nn an eletirisi (a.g.y., s. 44 vd), olumsuzluu aka belli bir sonuca varmaktadr:
"Dionysos'u yiyen Titanlar mitinin bizim doumumuzla ilintisini ilk fark eden Pltarkhos olmutur: Et yiyen insanlar da Titanlar gibi cezalandrlacaktr" (s. 59, De es :c;ne, s. 996 e'ye
dayanmaktadr; Kem, Orph. Frag. no. 210, s. 231). Buna karlk Dodds mite yaplan tm
gndermeleri hesaba kattnda, "Platon ve seslendigt kitlenin yknn tamamn bildikleri sonucuna kar kmann zor olduunu" kabul etmektedir (s. 156; kr. s. 176, dipnot 132 ve
135). Dodds, Ksenokrates'in tanklna belli bir nem verir. Bu bolme ilikin tartma iin,
kr. P. Boyance, "Xenocrate et les Orpbiques," Rcv. des etudes anciennes, 50, 1948, s. 218-225.
J. C. G. Srachan, "Who Pid Forbid Suicide at Phaedo
1970, s. 216-220), Ksenokrates'in parasnn Orpheusu bir kaynaktan tretildigini belirtiyor. Zaten Olympiodoros da, Plaon'un eserinin "Orpheus'un yazlantn yanklaryla dolu olduunu" doruluyor (ad Phae. 70c; Kem, Or./r., 224). Aynca bk2. H. Jeanmare, Dionysos, s.
391 vd. Ugo Banchi, Zagreus milini ve Yasaar'n "Titanlarn eski doas" zerine 701c-d
blmn, insanst varlklann iledii ve insan varoluundan daha eski bir "ilk gnah" olarak
yorumluyor; kr. "Pche originel et peehe antecedent," RHR 170, 1966, s. 118 vd.
182. Orpheusu yeralt dnyas zerine, bkz. Kem, R. E., "Myserien," sut. 1287; Cnont,
Ltx perpetua.
Vergil," Hcrmes,
164 vd, 183 vd; R. Turcan, "L'me-oiseau et l'eschatologie orphique," RHR 155, 1959, s. 3340; Walter Burkert. Lore and Science m Anaent Pythagonsm (Carubndge, Mass.. 1972), s. 125 vd
(zgn bask: Weisheit und Wtssenscha/t, Nremberg, 1962).
Yeniden bedenlenme konusundaki Platoncu kuram hakknda, bkz. R. S. IMuck, "The Piaedrus and Reincamation," Amenca jouotl oj Phlology, 79, 1958, s. 156-164; ayn yazar,
"Plato, Pindar and Metempsychosis," a.g.y., s. 405-414.
talya ve Girit'te bulunan altn levhalarn Orpheusu kkenli olduu dncesi 1930'a kadar genel kabul grm, ama daha sonraki u almalarda bu gre itiraz edilmitir'
Wilamowitz. Glaube
Mtmorial
Lagrange
des Hellenen,
et l'Orphisme,
"Remarques sur l'Apologue dit de Prodicos," Rmearchtologique, 6. dizi, c. 42, 1953, s. 23; G.
Zuntz, Persephone.
Three
m Magna Craeca
(Oxford, 1971), s.
318 vd (ama bkz. R. Turcan'n eletirisi, RHR Nisan 1973, s. 184). Artk bu yapraklarn
"Orpheusu-Pythagoras kkenli" olarak anlmas konusunda grus birliine vanlmtr; bkz
Konrad Ziegler vd, "Orphische Dichtung," RE, c. 18, 2, sut. 1386-1388; Guthrie, Orpheus,
241
s.
Vorsohratker,
yaymlanmtr. ngilizce evinler: Gilben Murray, "Cntical Appendix on the Orphe Tablets," J.
Harrison, Prolegomena
172 vd. Altn levhalardaki metinlerin en iyi yaym ve en gl metin zmlemesi Gnther
Zuntz, Persephone,
s. 275-393'tedir (ya-
dans l'au-de!
Vemant'n
"Aspects
1959, s. 1-
29) kullanarak, Eliade, Aspects du mythe, s. 147 vd; kr. Mareel Detienne, Les maltres
ancienne
(2962
s. 370 vd.
dans la Grice
(Paris,
de verile
(Paris, 1967). s. 9-27 ("airin bellei"), s. 125 vd, ok zengin bir kay-
nakayla birlikte.
Empedokles kendisini, "tannsal ikametten srlm serseri" diye tantyordu: "Eskiden erkek ocuk da oldum, kz ocuk da; bir al ve bir ku oldum, denizde dilsiz bir balk oldum"
(Katharmoi
sz ederken
onu
"olaanst bir ilim sahibi" diye tanmlyordu; nk "ruhunun btn gcyle uzand yerden on, yirmi insan hayat boyunca bana neler geldiini, ne
olduunu
kolaylkla
grebiliyordu" (a.g.y., fragman 129; kr. Ettore Bignone'un yorumu, Empcdock, Torino, 1926,
s. 483 vd). Hint yoginleri ve n'leri nceki hayatlanndan bazlarn hatrlyordu, ama hepsini bilen yalnzca Budha'yd. Bu ifade, yalnzca Budha'nn her seyi bildiini sylemenin bir biimidir;
kr. Eliade, Le Yoga, s. 186 vd. Samanlarn da nceki varolularn hatrlama iddias tadn
ekleyelim, bu da sz konusu uygulamann arkaklgm gsterir; kr. Eliade, Mythes, rfvcs et
m^sl^res, s. 21.
Prokonnesoslu Aristeas efsanesinin ozu Herodotos, IV, 4'te nakledilmitir. Aristeas kentte
Prokonnesos] bir basmac dkknna girmi ve orada dp lmt. Basmac dkknn
kapatp yaknlarna haber vermeye gitti. Aristeas'n olm haberi kentte yaylrken kente gelen
Kyzikos'lu biri Aristeas'a Kyzikos yolunda rastladn syledi. Bu arada lnn yaknlar cenazeyi kaldrmak iin dkkann kapsn ap ieri girdiklerinde, ieride Aristeas'n ne lsn ne
de dirisini bulabildiler. Bu olaydan alt yl sonra Aristeas Prokonnesos'ta ortaya kt; beraberinde maceralann anlatt bir destan da getirmiti: "Ruhu Phebus tarafndan ele geirilen"
Aristeas, Issedon'lann lkesine kadar gitmi ve orada onlarn komular olan Arimaspesler ("tek
gzl insanlar") ve Hyperboreoi'liler hakknda bilgi toplamt. Sonra ikinci kez ortadan kayboldu, ama Herodotos iki yz krk yl sonra Gney italya'daki Metapontum'da grndn
ve kent sakinlerinden, Apollon adna bir sunak
yapmalann ve bu
sunan yanma
"Prokonnesoslu Aristeas adnda bir heykel" koymalann istediini ekler. Aristeas. Apollon'un
talya'da urad tek yerin Metopontum olduunu ve kendisinin de tannya karga biiminde
elik ettiini sylemi. "Bu szlen syledikten sonra, gzden kaybolmu." Burada amancl n2 4 2
konusunda
belli bir
kavram
oluturmamz salayan birinci elden tek kaynak" olduunu yazar (The Crecks and the Irrational, s. 145). Bu yorum Charles H. Kahn tarafndan reddedilmitir: "Empedokles'in ruhu, Hermotimus ve Epimenides'inkiler gibi, bedenini terk etmez. O, Abaris gibi, bir okun stne binerek yolculuk etmez, ya da Aristeas gibi bir karga biimine brnmez. Hibir zaman ayn anda
iki yerde birden grlmemitir; hatta Orpheus ve Pythagoras gibi ller dyanna bile inmez"
("Relgon and Natural Philosophy in Empedocles' Doctrine of the Soul," Archiv j Cescchchle
der Pklosophie,
by sel gleriyle tannr: Frtnalar denetleyebilir ve yamur yagdrabilir (fragman 111, kr.
Burkert'tek dier referanslar, a.g.y., s. 153-154). Bu uygulama Trk, Mool ve izlanda
amanlanna zgdr; kr. John Andrew Byle, "Turksh and Mongol Shamanism in the Middle
Ages" (Folklore,
83, 1972, s. 177-193), s. 184 vd; Stefan Einarsson, "Harp Song, Heroic Po-
etry..." (Budklavlen,
42, Abo 1965, s. 13-28), s. 25-26, Bunun, szcn dar anlamnda ama-
iki Pythagoras kategorisi -ocusmatcier ("alt" kategori olarak kabul edilir) ve matlematc/'ler (Mridin batini ilmini temsil ederler)- arasndaki farkllklar zenne, bkz. Burkert. a.g.y.,
s 166 vd, 192 vd. Aynca kr. M. Detienne, "Des confrenes de guerriers la societ
pythagoncenne," RHR 163 (1963), s. 127-131.
Bir "mezhebin" veya Orpheusu gizli cemiyetlerin varl, Guthrie, Orpheus, s. 203 vd ve
Cumont, Lux Perpetua,
2 4 3
DNSEL N A N L A R VE D $ N C E L E R
T A R H - II
183. Platon milleri hakkndaki zengin kaynaka iinden, u incelemeleri sayalm: Kari Reinhardt, Plator's Mythen (.Bonn, 1927); Perceval Frutger, Les Mythes de Platon (Paris, 1930); P M. Schuhl, Etudes sur la jabulation
platonkienne
of he Myh in Plato's Phlosophy," Journal oj Hslory oj deas, 10, 1949, s. 463 vd; W. J. W.
Koster, Le mythe de Platon, de Zarathoustra et <ks Chaldeens (Leiden, 1951); Paul Friedlnder,
Plato, I (Princeton, 1958, 2. bask, 1969), s. 171-212.
Syra'l Pherekydes ve onun kozmoloji, antropoloji anlaylar zerindeki olas Dogu etkileri
hakknda, bkz. M. L. West, Early Greek Pllosoply and tke Orient (Oxford, 1971). s. 1-75.
Ruhun gksel lmszl inanlar hakkndaki eski kaynaklar ve modem eletirel incelemeler Walter Burkert tarafndan parlak bir biimde zmlenmitir: Lore and Science in Anctcnt
Pythagonsm,
deil, "Pythagoras'n astronomik devrimi'nde aranmas gerektiini ne sren yorumu (feriine astronomique
de la croyance pythagoraenne
21 vd), Burkert tarafndan eletirel bir gzle irdelenmi ve reddedilmitir (a.g.y., s. 358, dipnot
41).
Pythagoras ve Platon felsefeleri arasndaki benzerlikler zerine, bkz. Burkert. a.g.y., s. 4 3
vd, 53 vd, 81 vd. Pythagoras bir belge olarak yorumlanan Timaios zerine, bkz. Burkert,
a.g.y., s. 64 vd. 84 vd. Platon zerindeki olas Dogu etkileri joseph Bidez, Eos ou Platon et
l'Onent (Brksel, 1945), bl. 5 ve 9 ile bu tur etkilerin varlna kar kan Jula Kerschensteiner. Platon und der Orient (Sttgart, 1945), s. 147 ve devamnda tartlmtr.
Daha yukarda (dipnot 46), Platon'un bir imgesiyle ("ruhun kanatlan") Hint dncesi
arasndaki benzerlie dikkat ekmitik. Plator'da, tpk Smkhya Yoga ve Vedanta'da olduu
gibi, "szde erdemler'in ruhun en stn yetenei olar ezeli ve ebedi varln huu iinde seyri
yannda degersizletgini de ekleyelim (Dcvkt, IV, 428 vd). Mkemmel bilgenin devi zincirlerinden kurtulup zgrlemek iin isel yaamn mkemmelletirmektir. Gerek Varl
ynelik en yksek ilim insan zgrlemeye gtrr; Tann'y tanmak tannsal olmaktr.
Anamnests retisinin hi beklenmedik bir koutuna da iaret etmekte yarar var. Tpk Platon'un Moo'da rettii gibi (81), Avustralyallar iin de l'ilmefe, hatrlamaktr. Aday,
erginlenme srecinde, zamann balangcnda totem atalarnn etkinliklerini anlatan mitleri
renir. Daha sonra kendisinin de bu atalardan birinin yeniden bedenlenmesi olduunu renir. Belirli bir kahramann mitolojisinde, kendi masals yaamyksn, balang andaki
baarlarn kefeder. Baz maddi nesneler (kayalar, tjurunga'lar vb), onun yeryzndeki daha
nceki anl varoluunun kantlardr. (Platon'a gre, dsal nesneler ruhun yer-st varoluu
srasnda paylat bilgiyi yeniden edinmesine yardmc olur). Aruntalarda erginlenmenin en
son aamas, gen adamla kutsal nesne (.tjunnga) arasndaki mistik zdeliin, adayn babas
tarafndan aklanmasdr. "Gen adam, u nesneyi gr. O senin kendi bedenindir. O senin daha nceki varoluunda dolarken sahip olduun ata kimliidir. Sonra dinlenmek iin yandaki
kutsal maaraya indin" (T. G. H. Strehlow, Relg/ons Australennes, s. 103 vd).
Baka bir yerde. Yunan mitlerinin anma srecinin bir taslan karmtk (kr. Aspects du
mythe, s. 186 vd). Ksenophanes'ten (MO 565'e doru dodu) baz fragmanlar hatrlatalm:
2 4 4
O R P H E U S , P V T H A C O R A S V E YFCNL E S K A T O L . O J I
"Homeros ve Hesiodos'un sylediklerine gre, tanrlar insanlarn utan verici bulaca her turlu
eyi yapmaktadr: zina, hrszlk, karlkl olarak birbirlerini aldatma" (B 11, B 12). Tanrlarn
insanbiimli oluunu kurnazca eletirir: "Eer kzlerin ve atlarn ve aslanlarn ellen olsayd ve
elleriyle insanlar gibi tablolar yapp, eserler iretebilselerdi, atlar atlara benzeyen tann figrleri,
ve kzler de kzlere benzeyen iann figrleri izerler ve onlara kendi bedenlerini
atfederlerdi" (B 15).
Yine de Homeros ve Hesiodos mitolojisi tum Helenistik dnyann bilgili insanlannn ilgisini
ekmeye devam ediyordu. Ama mitler artk kelimesi kelimesine ak anlamlaryla kabul edilmiyordu: imdi onlarda "gizli anlamlar," "satr aralannda gndermeler" (hyponoiai; attegona
terimi
ise daha ge bir dnemde kullanlmaya balanmtr) aranyordu. zellikle Stoaclarn gelitirdii alegorik yntem sayesinde, Homeros ve Hesiodos Yunan sekinlerinin gznde
"kurtarld" ve Homeros tanrlar yksek bir kltrel deeri korumay baard. Bir dier
yntem, Euemerosulk da, Homeros panteonunun ve mitolojisinin kurtarlmasna katkda
bulundu. M III. yzyln banda. Euemeros felsefi yolculuk biiminde bir roman yazd: Hiera
anagraphe
(Kutsal Tarih). Bu eser hemen ve ok byk bir baan kazand. Euemeros, taunlarn
the Great, 2 c. (Cambridge, 1948; bnnci cilt 1956'da yeniden baslmtr; ikinci cilt
the Hellenistic World (gzden geirilmi 2. bask, New York, 1962); F. Schachermeyr, Alexander
der Grosse: frgenium und Macht (Viyana, 1949); F. Altheim, Alexander
eines
oj Macedon,
(he Great (Londra, 1973). Peter Green ve R L. Fox'un eserleri zengin eletirel kay-
(Oxford, 1969).
2 4 5
D N S E L I N A N U R V E D N C E L E R T A R H - II
macedonien et l'heenisation
de l'Orient (Paris,
et l'helUnisation
<fu
monde ancique (Paris, 1938; 2. bask, 1945); M. Rostovzeff, Soc/ctl and Economic History of the
HeUenistic VVorld, I-III {Oxford. 1941; gzden geirilmi yeni bask, 1953).
Helenistik uygarlk hakknda, bkz. W. W. Tam, HeUenistic Civilization
ve G. T. Griffith tarafndan gzden geirilmi 3. bask, 1952); Moses Hades, Hellemsti'c Cuhurc:
Fuson and Diffusion (New York, 1959); ayn yazar, "From Nationalism to Cosnopolitanism," ,/otma! of the History ofldeas, 4, 1943, s. 105-111; Cari Schneider, Kulurgcscfclte des Helknismus, II (Mnih, 1969); eksiksiz bir kaynakann da yer ald (s. 989-1106) antsal bir eserdir.
Schneider, Helenistik uygarln tarihinde drt evre ayrt eder: 1) M 280'e kadar olan
dnemin zgl nitelikleri, ilk evrensel Helenistik tann olan Serapis'in ortaya k, byk
tanrlara hanedanlarn koruyucular olarak taplmas gibi unsurlardr; 2) M 280-220 Helenizm'in en parlak adr; 3) Gerilimler ve eskatolojik kayglar ann (M 220-168)
zelliklen, kyamet metinlerinde, Msr ve Asya kkenli mystena-sopha
tapmlarnda ve Dony-
sosulukta grlen patlamadr; 4) M 168-30 arasndaki Roma fethi sresince birok tapnak
yklr veya yamalanr, rahipler srlr vb.; ama Helenistik dinsel gelenekler erginlenme nitelikli dinsel merkezlerde yaar: Eleusis, Samothrake, Andana, Delos (s. 770-772; ayrca bkz. sonu blmndeki sentez, s. 963-988).
Helenistik ada Yakndou hakknda, bkz. Samuel K. Eddy, The Kmg is Dead: Studies m
the Near Eastern Ressatce to Heliensm, 334-33i B.C. (Lincoln, 1961); F. E. Peters, The Harvest
of Heliensm: A History of the Near East from Alexandcr
dans
l'anticjute (Pans, 1948; 2. bask, 1965), s. 139 vd; W. W. Tam, Heestic Cvljation, s. 268 vd;
M. Hadas, HeUenistic Cuiture, s. 59 vd; C. Schneider, Kulturgeschichte des Heemsmus, 1, s. , 5
("Jugend und Erziehung").
Tevrat Yahudiligiyle Helenistik "aydnlanma" arasndaki karlama XXV. bolmde, zellikle
de 202'de zmlenecektir. Ayrca bkz. Tam, a.g.y., s. 210 vd; M. Hadas, a.g.y., s. 30 vd, 72
vd.
Helenistik ada din zerine kaynaka XXVI. blmde, 205-210'da kaytldr.
W. W. Tam'n ifade ettii gibi: "Helenistik dnyann felsefesi Stoaclkt; geri kalan her ey
ikincildi" (HeUenistic Gvil'zaton, s. 326). Metinler H. von Amim, Sto/corum veferum fragmenta,
l-
IV (1903-1905, 1924; yeni bask, Stuttgart, 1968) iinde yaymlanmtr; talyanca eviri: N.
Festa, Frammenti
Frammenti
moraii di Cnsippo (Padua, 1962); Fr. ev. E. Brehier, Les Stoiciens (Paris, 1962); aynca
2 4 6
au probleme
de l'au-dela
grecque et Jcs orgines de l'esprit scienCifique (yeni bask, 1973), s. 477-478 ve P. M. Schuhl,
a.g.y., s. 501-503.
Epikuros'ur fragmanlar Hermann Usener tarafndan derlenmitir: Epicurea (1887, yeni
bask. Roma, 1963). Ayrca bkz. C. Arrighetti, Epicuro: pere (tpkbasm ve italyanca evirileri,
Torino, 1960). Konumuz asndan, olduka geni eletirel edebiyat iinden A. J. Festugere'm
eserini saymakta yarar var: Epicure et ses dieux (1946; 2. bask, 1968).
Kinikler hakknda temel kaynaka iin. bkz. L. Robn, a.g.y., s. 464-465.
Helenistik ada Aristoteles'in felsefesi zellikle bilimsel bir saygnla sahipti; ama ortaada Hristiyan, islam ve Yahudi teolojileri zerinde hatn saylr bir etkisi olacaktr. Aristoteles'in metafizii de Smkhya Yoga'dakini hatrlatr. nsan bir bedenden (soma), ruhtan (psykhe)
ve akldan (nous) oluur (de anima, 429a, 23). Akl-ruh ezelden beri vardr ve "insan olutuu
anda dardan onun" iine girer (gen. anim. 136 b, 28). Akl-ruh insann canl organizmasna
akndr ve psiik etkilerin eriemeyecei bir yerden bu organizmay ynetir; ona "insan iindeki tannsal" unsur denir (de anima, 408 b, 29). Nitekim nous, Aristoteles'e gore mutlak, koulsuz, ezeli ve ebedi gereklik olan Tanr'ya benzer; Tanr "hareketsiz" olduu iin etkinlii tamamen tinsel dzeydedir (Ethifca ntfe., 1178 b, 7-22; de caelo, 292 b, 4 vd). Ayn ekilde akl-ruhun da tek etkinlii dnmektir. nsan kiiliini akl-ruh belirlemez. Danya kaytsz ve
yalnzca kendine denk akl-ruhun bal grld kiiliklerle hibir ilgisi yoktur. Domad
iin lm de bilmez (de caeio, 279 b, 20). lm kageldiginde, nous yeniden nceki haline
kavuur. Ama bizim bu bedensiz varolu tarzn bilmemiz, hatta hayal edebilmemiz
olanakszdr; akl-ruhun hibir aklc etkinlii ya da ans yoktur; ona atfedilebilecek tek
yklem olmak'tr (de anima, 408 b, 18 vd). Dolaysyla teki dnyada insan zgrleme istei
duyamaz ve lmszlk inanc anlamszlar. ite Aristoteles retisinin bu bolm ortaada
saysz tartmaya yol amtr.
Bir yandan Upaniadlar ve Vedanta'nn atman in doas zerine speklasyonlaryla; dier
yandan da Smkhya Yoga'da purua'nn yaps ve yazgsyla olan benzerlikleri bir kez daha
vurgulayalm (kr. 141). Bununla birlikte Aristoteles'in retisiyle Hint metafizik anlaylan
arasndaki temel bir farkll da belirtelim: Hint metafiziinde ruhun (atman, purua) kurtuluu
beraberinde zbilinci ve stn mutluluu getinr (kr. scctannda).
skender ve Hindistan zerine, bkz. H. G. Rawlinson, Inercourse
Westem
betwcen
Worid (2. bask, New York, 1972); A. K. Narain, "Alexander and India," Greece and Ro-
Literaturzeitung,
Hindistan ile Bat arasndaki ilk kltrel temaslar zerine, bkz. Le Yoga'da (yeni bask,
1972) kaytl kaynaka, s. 419-420; unlan ekleyin: F. F. Schwartz, "Candragupta-Sandrakottos. Eine historische Leende in Ost und West," DasAlterttm, 18,1972, s. 85-102; H. Scharff,
"The Maurya Dynasty and the Seleucids," Zeitj. vergkichende
Sprachjorschung,
225. F. F. Schwartz'n makalesi, "Arrtan's Indike on India: Intenton and Reality" (Easl and
2 4 7
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
West,
tanmaktadr.
iskender'in brahmanlarla syleilerine ilikin anlatlar hakknda, bkz, Friedrich Pfister,
"Das Nahleben der Ueberlieferung von Alexander u. den Brahmanen," Hentes, 68, 1941, s.
143-169; Gnther C. Hansen, "Alexander u. den Brahmanen," Ko, 43-45, 1965, s. 351-380;
J. D, M. Derrett, "Greece and India: the Milindapanha,
Zeiif. Rdigions und Cesto^escfcfte," 19, 1967, s 33-64; ayn yazar, "The History of 'Palladius'
on the Races of India and the Brahmans," Classica et Meiaevalia,
2 4 8
21,1960, s. 64-135.
XXIII. BLM
MAHAKASYAPA'DAN NGRCUNA'YA
BUDZM TARH
boyunca
stadn sadk hizmetkr olan Ananda ise, arhat deildi: Meditasyon tekniklerinde
ustalama zamann bulamamt. 500 arhat'tan
Budha'nn ok takdir ettii, ama sevimli nanda'nn aksine kat ve hogrsz bir
karaktere sahip Mahksyapa'dan geldi.
Herkesin zerinde gr birliine vard
rivayete gre,
konsil Rcagriha
pitaka)
aktarld.
Sylendiine gre, Mahksyapa ksa bir sre sonra Ananda'y Kutlu Kii'ye hizmet ederken yapt birok (be veya on) hata nedeniyle sulad. Bunlarn en
nemlileri, rahibelerin cemaate kabul edilmesini desteklemek ve Kutlu Kiiden
mrn iinde bulunulan kozmik dnemin sonuna kadar uzatmasn isteme grevini yerine getirmemekti (kr. 150). Ananda herkesin ortasnda gnah karmak
1
Kutlu Kii'den yalnzca alt ay once len Sriputra. bhifckhu'lar zerinde byk bir nfuz sahibiydi: "Hikmet" ve ok eitli konularda derin bilgi sahbt olmak anlamnda hepsini
ayordu. Baz okullar onu, Budha'dan sonraki en saygdeer aziz olarak kabul ediyordu.
2 4 9
D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R A K H -
zorunda kald, ama sonunda zaferi kazand ve samgha'nn en ileri gelen kiisi oldu.
m r n n geri kalann (40 veya parinirvna'dan
rneini izleyerek, yani yolculuk edip insanlara Yol'u vaaz ederek geirdii sylenir.
Budizmin, Rcagriha konsilinden sonraki tarihi iyi bilinmiyor. Sonraki yzylda
samgha'y ynettii belirtilen bakeilerin farkl listeleri geerli bilgiler vermiyor.
Kesin gibi grnen olgu, Budizmin batya doru yayld ve Dekkan'a girdiidir.
Disiplin'in (Viraya) yorumlanmasmdaki farkllklar ve reti konusundaki ayrlklar da muhtemelen oalmtr. Parinirvna'dan
ciddi bir kriz yeni bir konsil toplanmasn gerektirdi. Ananda'nn mritlerinden
Yasas, Vaisli keilerinin tavrn, zellikle de altn ve gm kabul etmelerini ok
yakksz bulmaktayd. 700 orhat'n Vaisli'de toplanmasn salad. Konsil sulanan uygulamalar mahkm etti ve sanklar bu karar kabullenmek zorunda kald. 1
Ama uyumazlklar agrlaarak srd ve MO IV. yzyln ortalarna gelindiinde farkl "mezhepler" ortaya km gibiydi. Vaisli konsilinden birka yl sonra
Mahdeva adnda bir kei, Ptaliputra'da arhat'lk koullaryla ilgili ok cretkr
be sav ileri srd: 1) Bir arhat ryasnda batan kabilir (yani Mra'nn kzlar
onda bir cinsel boalmaya yol aabilir); 2) bir arhat'z
cehalet hl vardr 3) ve
kukular da vardr; 4) Yol'da bir bakasnn yardmyla ilerleyebilir; 5) Younlamay baz szler syleyerek salayabilir. Arhat'n neminin bu ekilde azaltlmas kendilerini "yaarken kurtulmular" olarak grenlerin abartl kibrine kar
bir tepkiyi yanstyordu. Cemaatler hzla Mahdeva'mn yandalar ve kartlar olarak ikiye blnd. Pataliputra'da toplanan konsil, samgha'nn "be nokta" yandalar
ve onlara muhalif olanlar arasnda blnmesini engelleyemedi. Be noktay destekleyenler kendilerinin daha kalabalk olduunu ileri srerek Mahsmghika Ibyk
konseyi adn ald; muhalifler ise geleneklere bal olanlarn, eskilerin (sthavira)
yolunu temsil ettikleri iddiasyla kendilerini Sthaviralar diye adlandrd.
186. Byk iskender'den A Soka "ya Bu ilk blnme belirleyici ve sonras iin
de m e k oldu; nk onu baka ayrlklar izledi. Samgha'nn birlii onanlmaz bir
biimde yklm, ama bu d u r u m Budizmin yaylmasn engellememiti, ilk blnmeyi izleyen yirmibe yl boyunca Hindistan'n gelecei asndan benzersiz bir
^
Bu ikinci konsil, eidi disiplin kitaplarnda (Vinaya Pitaka) nakledilen son tanhsel olaydr.
Bundan byle Budizmin tarihi paral ve dank bir biimde, daha ge doneme ait eserlerde
anlatlacaktr.
2 5 0
neme sahip iki olay yaand. lki, Byk skender'in istilasyd; bu istila, bundan
byle Helenistik etkilere ak hale gelen Hindistan asndan belirleyici sonulara
yol at. Yine de tarihe kar umursamaz, tanhyazm bilincinden yoksun Hindistan
ne skender, ne de onun mucizevi giriimi hakknda hibir any saklamad. Hint
folkloru, ancak ok daha sonradan dolama giren masals efsaneler (szde "Iskendername") yoluyla eski tarihin bu en olaanst macerasnn bilincine vard. Ama
Bat ile yaanan bu ilk gerek bulumann sonulan ok gemeden Hint kltr ve
siyasetinde hissedildi. Gandhra'nn Yunan-Budist heykelcilii bunun yalnzca bir
rneidir, ama Budha'nn ilk insan biimli tasvirini ne kard iin nemlidir.
kinci kayda deer olay andragupta (? M 320-296) tarafndan Maurya hanedannn kurulmasyd. Bu prens genliinde iskender'i tanmt. Kuzeybatnn
birok blgesini yeniden fethettikten sonra Nandalan yendi ve Magadha kral oldu.
andragupta ilk Hint "lmparatoriuu"nun temellerini att; torunu Asoka ise bu imparatorluu geniletip salamlatracakt.
M III. yzyln balannda, Sthaviralarm Budizmi kabul ettirdii bir brahman
olan Vtsputra, ruhgleri iinde kiiliin (pudgala) sreklilii retisini savunuyordu (kr. 157). ok glenen bir mezhep kurmay baard. Sthaviralar ksa bir
sre sonra, ASoka'nm saltanatnda, bazlarnn ileri srd gemi, imdiki ve gelecek eyler, "her ey mevcuttur" (sarvam asti) kuram yznden yeni bir blnme
yaad. Asoka bir konsil toplad, ama bir sonu kmad. Yenilikiler "Sarvstivdin" adn ald. Hkmdar onlara dman olduu iin, Kamire sndlar, bylece Budizmi Himalayalar'n bu blgesine de soktular.
Budizm tarihinin byk olay Aoka'nn bu dini kabul etmesiydi (M 274'ten
236'ya veya bir baka hesaba gre M 268'den 234'e kadar hkm srmt). Kendi itiraflarna gre (13. fermanda yazldr), Kalingalara kar kazand zaferden
sonra, Aoka ok sarslmt. Bu savata dman 100.000 l ve 150.000 esir vermiti. Ama on yl nce Moka daha da iren bir cinayet ilemiti. Babas Kral
Bindusra'nn lmek zere olduu anlalnca kardeini ldrtm ve iktidan ele
geirmiti. Bununla birlikte karde katili bu acmasz fatih, "Hindistan hkmdarlarnn en erdemlisi ve tarihin byk simalarndan biri olacakt" (Filliozat). Kalingalara kar kazand zaferden yl sonra Budist oldu. Yeni dinini aka ilan etti
ve yllarca kutsal yerlere hac ziyaretleri yapt. Ama ASoka, Budha'ya olan derin
ballna karn, byk bir hogr sergiledi. Imparatorluundaki dier dinlere
kar cmerte davrand ve onun vaaz ettii dharma, hem Budist hem de Brahmanc
zellikler tayordu. Kaya zerine oyulmu 12. ferman "Tanrlarn dostu, dost
2 5 1
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R I M I - II
ve onurlandnlmalardan
ok, her tr inanca sahip olanlar arasnda temel niteliklerin geliimine deer
verir." 3 Sonuta, evren egemeni hkmdarn, mkemmel temsilcisi olduu eski
kozmik dzen anlay sz konusudur. 4
Bununla birlikte byk Mauryalann sonuncusu olan ve Hindistan'n neredeyse
tamamna hkmeden bu kral ayn zamanda Yasann ateli bir yaycsyd; nk onu
insan doasna en uygun yasa olarak kabul ediyordu. Baktria, Sogd lkesi ve Seylan'a kadar misyonerler gndererek, Budizmi her yere yayd. Rivayete gre, Seylan,
onun olu veya en kk kardei tarafndan Budist yapld. Bu gelime hatr saylr
sonulara yol at; nk bu ada gnmze dek Budist olarak kalmtr. ASoka'nn
misyonerlik etkinliine kazandrd atlm, Mauryalann ardllarndan gelen basklara ve skit halklarnn istilalarna karn, sonraki yzyllarda da srd. Budizm
Kamir'den Dou iran'a srad ve Orta Asya zerinden in'e (MS I. yzyl) ve Japonya'ya (VI. yzyl), ylat. Milattan sonraki ilk yzyllarda Bengal ve Seylan zerinden Hindiini, Endonezya ve Filipinler'e girdi.
"Btn insanlar benim ocuklanmdr. Nasl ki kendi ocuklarmn hem bu
dnyada, hem teki dnyada btn iyilik ve mutluluu bulmasn diliyorsam,
btn insanlar iin de ayn eyi diliyorum." Asoka byle demiti. Onun, dinin birletirdii bir imparatorluk -yani Dnya-
Sentezler
ASoka mesihi
siyasetiyle
nce "speklasyoncular"la
evirenler N. A. Nikam ve Richard McKeon, The Ei'cts of Aioka, University of Chicago Press,
1959.
Budizmin geleneksel Hini dncesinin birok temel dncesini kabul ettiinin bir baka
dolayl kantdr bu.
2 5 2
elikiler nemlidir; bunlar mritleri srekli olarak kaynaa, yani stad'n retisinin temel ilkelerine dnmek zorunda brakyordu. Bu eski metinleri yorumlama
abas, dnceye hatr saylr bir zenginleme getirdi. "Fikir ayrlklar" ve
"mezhepler" aslnda stad'n retisinin bir "ortodoksluk" iinde son noktasna
ulatrlamayacagnm veya skolastik bir anlay iinde kat bir ereveye sokulamayacann kantyd. 5
Son olarak da, btn dier Hint dinsel hareketleri gibi, Budizmin de, Budist olmayan deerleri srekli zmseyip kendi iine katmas anlamnda, "badatrmac"
olduunu hatrlatmak gerek. Bunun rneini bizzat Budha vermi, Hint mirasnn
byk blmn kabul etmiti. Sz konusu olan yalnzca karman ve samsra retisi, Yoga teknikleri ve Brhmana ile Smkhya tr zmlemeler deil, -onlar kendi bak asndan yeniden yorumlama pahasna- btn Hindistan'a yaylm mitolojik imgeler, simgeler ve izleklerdi. rnein saysz gk ve yeralt kat, buralarn
sakinleri ve geleneksel kozmoloji muhtemelen daha Budha zamannda kabul edilmiti. Kutsal emanetler tapm, parinirvna'dar hemen sonra kendini kabul ettirdi;
kukusuz baz tannm yoginlerin kutsal saylmas bunun ncllerini oluturuyordu. Stpa'larn evresinde zgnlkten yoksun olmayan, ama ana hatlaryla yine de
Budizmden daha eski bir kozmolojik simgesellik biimlenmitir. Birok mimarlk
ve sanat antnn yok olmas, eski Budist klliyatn byk bir blmnn kaybolmasyla birleince, kesin zamandizinleri yaplmasn engelliyor. Ama birok simgeselligin, dnce ve ritelin, kendilerini dorulayan belgesel tanklklardan kimi
zaman yzyllarca daha eski olduu da tartma gtrmez.
Yeni "okullar"m yanstt felsefi yaratcla, zellikle ruhbandan olmayanlar
iinde gerekleen ve daha ar ilese de ayn lde yaratc bir "badaurmaclk"
ve btnleme sreci denk der. 6 Budha'nn veya azizlerin kutsal kalntlarn veya
kutsal nesneleri barndrd kabul edilen stpa, muhtemelen ceset yakldktan sonra
kllerin gmld tmlsten tremitir. Bir taraanm ortasnda, tavafn yapld yuvarlak bir koridorla evrili kubbe ykseliyordu. Caitya, belli sayda direi
ve bir giri sofasyla onun evresini dolaan bir galerisi olan kutsal yerdi. Drt
taraf duvarla rl kk bir hcrede eitli malzemelere yazl metinler bulunurdu. Zaman iinde caitya, tapman kendisiyle kartrld ve sonunda kayboldu.
Her okulun ve her mezhebin kendi skolastisizmini gelitirme zorunluluu hissettii dorudur. Ama bu sistemletirme srecini balatan ve besleyen zgn felsefi yaratmlard.
Bunu bir "halk" grngs olarak deerlendirmemek gerekir; nk esin kaynan ncelikle geleneksel Hint kltrnn temsilcileri oluturmaktadr.
2 5 3
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I - U
En eski rivayete gre, Budha parinirvna'dan nce, kendisine inananlarn yzyllar boyunca
sunaca btn ballk ve sungulan kabul etmitir; kr. Vasubandhu, AbhidharmakoSa. IV. s.
236-246.
Bu klliyatn yalnzca bir blm Tbete ve ince eviriler iinde korunabilmitir.
2 5 4
sahiptir ve "Yce -
samutpda'y
(koul-
okullara gre ise bedeni bile stn derecede ardr; kimileri embriyon aamasnda
veya dteyken bile arhat
Budha
yapm,
Ama
'
Dokecizm (Yun. dke, "-m gibi grdm"): Baz ilk Hristiyanlar tarafndan zndklk olarak
kabul edilen ve isa'nn bedeninin ne bir hayal ne de gerek olduunu, ilahi bir tz
olduunu ve acsnn da grnte olduunu savunan reti -yn.
Theravda: Budizmin en eski okulu -yn.
2 5 5
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
Siro'-
lardr (Hikmetin Kemalatna Dair Vaazlar). Hinayna (tam karl: "Kk Tat,"
eski Budizmi, yani Theravda'y ifade etmektedir) ve Mahyna terimlerinin daha
ge dneme ait olduu anlalmaktadr. Yeni yola inananlar ona "boddhisattva'larm
Yolu" adn vermiti. Disiplin konusundaki daha hogrl tavrlar ve daha gizemci bir yapya sahip Budhabilimleriyle dierlerinden ayrlrlar. zerlerinde ruhbandan olmayanlarn dinsel ballklarnn etkisi olduu herkes tarafndan kabul edilmektedir. Artk ulalacak ideal, kendi nirvna'sn arayan yalnz arhat
ruhban d bir kiilik olan boddhisattva'dr. Boddhisattva,
deil,
bakalarnn kurtu-
stn olduunu
akladlar; nk arhat
"kendi zel mrvna'lanna erimek istemez. Tam tersine varoluun ok acl dnyasn dolamlardr ve yine de yce aydnlanmay amalasalar da, dogum-ve-lm
karsnda titremezler. Onlar dnyann kar iin, dnyann mutluluu iin,
dnyaya duyduklar acma nedeniyle yola dmlerdir. u karan almlardr: Biz
dnyaya siper, dnya iin bir snak, dnyann dinlenecei bir yer, dnyann nihai
Budizm ruhun
yolunu
etmektedir (dharma Snyat). Ama aslnda bu bir aykrlk, bir paradoks deildir.
Evrensel boluk retisi, gereklik evrenini boaltarak dnyadan kopuu kolaylatrmakta ve benliin silinmesine -Budha Skyamuni ve eski Budizmin birinci
amacna- giden yolu amaktadr.
Snyat felsefesini sunarken bu sorunla tekrar karlaacaz. imdilik yalnzca
Mahyna'ya zg dinsel yaratmlan inceleyelim; nk Byk Tat'n ayrt edici
niteliini oluturan bir yandan ruhban d adaytaki snrsz atlm ve bunun getirdii soteriyolojik mitolojileri, dier yandan da statlannm hem gr sahibi,
hem de an kuralc mucize metafiziidir. Bu iki eilim asla bir atma iinde
deildir, 12 tam tersine birbirini tamamlar ve etkiler.
Birok boddhisattva vardr; nk ezelden beri bir Budha olup tm varlklarn
selameti iin Uyan'a erimeyi dileyen kurtarclar kmtr. Bunlann en nemlileri Maitreya, AvalokiteSvara ve Manculri'dir. Bodhisattva
Maitreya ("iyilik"
2 5 7
her gzenei dnyann bir sistemini barndrr" -Vinu ve Siva'yla ilgili olarak da
bu ifadelere rastlanmaktadr. Avaloktesvara insan her trl tehlikeye kar korur,
hibir duay, ksr kadnlar ocukla dllendirme talebini bile geri evirmez.
Budha Akobhy ile dayanma iindeki MancuSri ("yi Talih"), hikmetin timsalidir
ve ilim sahiplerini korur. in Budizminde nde gelen bir yere sahip olacaktr.
Bodhisattva Avaloktesvara, mistik bir biimde Budha Amitbha'ya baldr, ama
bu sonuncusu Hindistan'da ancak ok ge bir dnemde, VII. yzylda yaygnlk
kazanmtr; o zamana dek saygnl Avalokitesvara ile olan ilikilerine balyd.
Buna karlk VIII. yzyldan sonra, Amitbha'nm baht Tibet, in ve Japonya'da
olaanst alacaktr. Mitolojisi ve tapm artc bir yenilik gsterdii iin, onu
imdiden Mahynac sofuluk balam iinde tantmak yerinde olacaktr. Amitbha
basit bir keiken, Budha olmay ve "mucizevi bir dnya'' edinmeyi diledi; bu
dnyann sakinleri onun erdemleri sayesinde nirvna'ya erinceye dek ei benzeri
grlmemi bir mutluluk yaayacakt. Bu dnya, yani Sukhvati ("Mutlu"), batda
akl almaz bir uzaklktadr: k iinde yzer ve mcevherleri, iekleri ve kular
nedeniyle cennete benzer. Nitekim sakinleri de lmszdr; stelik Amitbha'nm
szl gretisiyle byk bir keyif yaarlar.
Bu tr cennetler Hindistan'da nceden de biliniyordu. Sukhvat'nin ayrt edici
zellii, mminlerin biyuk bir kolaylkla buraya grebilmesidir. Gerekten de Amitbha'nm ismini iitmi ve onu dnm olmak buraya girmek iin yeterliydi: lm
annda tanr aa inecek ve bu kiiyi bizzat Sukhvati cennetine gtrecekti. Sz
konusu edilen, sadakatin mutlak zaferidir. Ama gretisel gerekesi en eski Budizmde bulunabilir. Milinda-panha'nm
birinde y2 yana kadar ktlk yapm insanlarn hepsi, eger lecekleri anda
Budha'y dnrlerse, ldkten sonra gn tepesinde yeniden dogma hakkn
kazanacaktr" denmitir. 1 4 Geri Sukhvati cenneti, nirvna deildir; ama tek bir
drce'nin veya tek bir sz'n erdemiyle oraya ulaanlar gelecekte hibir aba sarf
etmeden nihai kurtulua erime ansna sahiptir. Budha'nn ve eski Budizmin vaaz
ettii Yol'un kat kurallar dnlrse, bu yeni teolojinin gz peklii daha iyi anlalr. Ama gnlk ibadette Mahyna'nn byk statlarnn metafizik keiflerini
uygulamaktan geri kalmayan gizemci ve sofu bir teoloji sz konusudur yine de.
14
ev. Paul DemiCville, Verson c/moise du Miinda-panha. s. 166. Pali dilindeki versiyon Sri
Lanka manastrclgmn etkisiyle yaplm bir yeniden gzden geirmedir ve araya sokulmu
eklemeleri gsterir.
2 5 8
Sonsuz sayda Budha oldgu iin, sonsuz sayda da "Budha Topraklar" veya
"Budha Tarlalar" (Budha-hseira'lar) vardr. Sukhvati, bu saysz Budha Topraklar ndan yalnzca biridir. Bunlar, kurtarclarn erdemleri veya dnceleriyle yaratlm akn evrenlerdir. Avatamsaka
189. Ngrcuna ve Evrensel Boluk retisi Bu mitolojik teolojilere, yine benmerkezci gdleri yok etme kaygsndan hareket eden baz yeni kuramlar elik
eder. Bunlarn ilki, erdemin
aktarlmas
(parmama)
retiidir. Karman
yasasyla
eliir gibi gzkse de. aslnda arhat olmaya abalayan bhMhu'nun verdii rnein
ruhbandan olmayanlara yardmc ve esin kayna olduu ynndeki eski Budizm
inancnn bir
Mahyna tarafndan
larmdan sudur eden erdemle btn yaratklarn acsn dindirmek; hastalk oldgu
srece hastann hekimi, otacs, bakcs olmak istiyorum ... Hayatm ve tm yeniden doularm, tm mlklerimi, edindiim veya edineceim tm erdemi, btn
bunlar kendim iin hibir kar kaygs gtmeden, btn varlklarn kurtuluu kolaylaabilsin diye terk ediyorum." 10
Bir dier yeni dnce, "Budha'nn yaradl"nm her insanda, hatta her kum tanesinde bulunduunu bildirir. Bunun anlam, bizi Budha olmaya kendi "Budhalnz"n zorladdr. Bu yaklam, Upaniad keifle tman-brdhman
zdelii)
de mehur
"Tathgata
embriyonu" (tathgatagarbha) retisinde nemli lde gelitirilecektir. Bu kuram, Budha'lann doasna ilikin ilk yorumlardan bir dieriyle de uyumludur:
Budha'nn bedeni {trikya)
15
16
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
tinsel bedeni-
dir, yani hem Budha'nm vaaz ettii Yasa, hem de mutlak gerek, saj varlktr. (Akla,
Prajpati'nin -baz durumlarda- kutsal heceler ve sihirli szlerden oluan bedeni
geliyor; kr. 77). kincisi, "zevk bedeni" veya sambhogakya, Budha'nn yalnzca
boddiisattva'lann eriebildii grkemli epifanisidir. Son olarak, "bysel yaratl
bedeni" (nirmnakya)
geici olduu iin onlara benzeyen hayaldir; ama bu hayal de belirleyici bir rol oynar; nk ancak bu hayalet-beden araclyla insanlar Yasay duyup selamete
eriebilir.
Daha nce de belirttiimiz gibi, Mahyta'mn zgl niteliklerini oluturan
retideki bu gelimelerin ve bu mitolojik yaplandrmalarn amac ruhbandan
olmayanlarn kurtuluunu kolaylatrmaktr. Mahyna, Hinduizmin "halka" (tapmlar, bhakt vb) veya bilginlere zg baz unsurlarn da kabul edip kendi
yapsyla btnletirerek, Budist mirasa ihanet etmeden onu yenileyip zenginletiriyordu. Nitekim Ngrcuna'nn (MS 11. yzyl) dehas tarafndan gelitirilen evrensel
boluk retisi (Snyatvda) ayn zamanda Mdhyamika retisi, "orta reti" diye de biliniyordu ve Skyamuni'nin vaaz ettii "Orta Yol"un bir kopyasyd. Boluk
retisi (Snyatvda), Mahynac dindarlkta ok belirgin olan "kolaylk" eilimini sanki dengelemek ister, gibi, derinlii ve felsefi glkleriyle sivrilmektedir.
Ngrcuna'nn Hintli rakipleri ve baz Batl bilimadamlar, Srcytvdda'nn,
Budizmin temel retilerini reddeder grnd iin, nihilist bir felsefe olduunu
aklamlardr. Aslnda dile baml aldatc kategorilerden kurtulmaya alan bir
ontoloji ve ona elik eden bir soteriyoloji sz konusudur: Demek ki inyatvda,
sonunda kartlarn birlii'nt varan aykn bir diyalektik kullanmaktadr; bu da bir anlamda Cusa'l Nicholas't, Hegel'i ve Wittgenstein' artrmaktadr. Ngrcuna,
stn Gerei (paramrthat)
dhu'lar vb)
kurtulua doru giden yolu karartr. Ngrcuna, sylem a iine hapsolmu zihinsel enerjileri zgrletirmeyi ve dogn biimde ynetmeyi hedefler.
2 6 0
Var gibi grnen veya duyumsanabilen, dnlebilen veya hayal edilebilen her
eyin boluu, yani gerek olmad gsterilince, bunu birok sonu izler. Birincisi: Eski Budizmin btn mehur formllerinin ve Abhidharma yazarlarnn sistemli
bir biimde yeniden yapt tanmlamalarn yanl olduu ortaya kar. rnein
eylerin retiminin aamas -"kken," "sre," "durma, kesilme"- diye bir ey
yoktur. Skandha'h,
'boluk'
17
2 6 1
DNSEL
N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
hem de olmamaya akn bir olgudur. Hikmet (prajn), "bu dnyadaki gizli hakikat' kullanarak nihai hakikati ortaya karr: "Dnyadaki gizli gerek" reddedilmez, ama "kendinde var olmayan geree" dntrlr. 2 0
Ngrcuna, inyatvda'y
diyalektik, hem de murakabeye dayal bir uygulamadr; mridi her trl kuramsal
dnya ve selamet yaplandrmasndan kurtararak, hibir eyin bozamad bir dinginlie ve zgrle kavuturur. Ngrcuna, kendi kantlarnn veya herhangi bir
baka felsefi iddiann dilin dnda veya tesinde mevcut bir ontolojik temel nedeniyle geerli olduu dncesini kesin bir biimde reddeder. Snyaffl'nn var olduu, olmad veya hem var olup hem de olmad vb sylenemez. Eer her ey
bosa, o zaman Ngrcuna'nn olumsuzlamas da bo bir nermedir saptamasn yapan eletirilere, gerek rakiplerinin aklamalarnn, gerekse kendi olumsuzlamalannm zerk bir varolua sahip olmadn belirterek yant verir: Onlar yalnzca
uzlamsal gereklik dzeyinde var olmaktadr. 21
Gerek Budizm, gerekse genelde Hint felsefi dncesi, Ngrcuna'dan sonra,
deiim hemen belirginlik kazanmasa da, derinlemesine deimitir. Ngrcuna
Hint dncesinde ikin olan kartlarn
birlii'ne
urasnn "her ey
Varlk olmadn biliyor, ama onlar kendi dinine ekmeye alyor. Tamamen
dingin (Snta), ama tutkular da (feleSa) varm gibi grnyor. Yasann Bedeni'nde
(dharmakya)
yayor, ama her yerde, saysz canl varlk bedeninde tecelli ediyor.
Hep derin esrimeler iine dalyor, ama arzu nesnelerinden de zevk alyor..." 22 Butun
bu sylenenlere karn, boddhisattva
olmay srdrmtr.
Caynaclk:
limlik,
Kozmoloji,
Soteriyoloji
szlerini rencisi Cambuya aktard kabul edilir. Demek ki onlar her eyi bilen
kiilerdir (tevalin); nk yalnzca onlar kutsal metinlerin tamamn ellerinde bu20
21
22
de Vmalahirti, s. 36.
lunduruyordu.
Camb'nun ardllar
olan
Sthavira'larm
adlar
bilinmektedir.
23
Felsefe incelemelerinin yan sra, (Hindu destanianndan ve Purnalar'dan uyarlanm) destanlara, Tirthamkara'larm efsanevi yaamoykulerine. hatta masallara, romanlara ve dramalara da rastlanr; aynca didaktik ve bilimsel eserler de vardr. Anlat klliyat dnda (zaten o
2 6 3
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R TARIHI -
farkl olarak, ilk yaplarn korumutur. Zengin felsefe ve ritel klliyat iinde,
yeni ve yaratc dncelere pek rastlanmaz. Kundakunda'nn Pravacanasra's
1. yzyl) ve Umsvti'nin Tauvrihas
(MS
da'nn eserinden daha sonraya aittir) gibi en mehur eserler, aslnda daha nce
Mahvra veya onun hemen ardndan gelenler tarafndan ifade edilmi anlaylar
skolastik bir biimde sistemletirmekten baka bir ey yapmaz. 24
Ayn zamanda bir soteriyoloji olan reti, Caynactlgm " Mcevherinde
younlamtr: Doru Grme, Doru Bilgi, Doru Davran. Bu sonuncusu yalnzca manastr disipliniyle gerekletirilebilir. Drt tur "Doru Grme" ayrt edilir:
Birincisi yalnzca grseldir, sonuncusu ise akn ve snrsz bir alglamadr. Be
"Doru Bilgi" trn zmlemeyecegiz. Cayna mantna zg iki sav hatrlatmak
yeterli olacaktr: "bak as retisi" (naya-vda) ve "olabilirlik retisi" (sydvda). Birincisi her ey hakknda birbirini tamamlayan birok beyanda bulunulabilecegini savunur. Belli bir bak asndan doru olan bir ifade, olguya baka bir
perspektiften bakldnda doruluunu yitirir, ama ifadelerin btnyle uyumu
bozulmaz. "Olabilirlik" (syd) retisi grelilii veya gerekliin okanlamhhm
gndeme getirir. Bu retiye, "yedi blml kural" da denir; nk yedi beyan
biimi ierir: 1) Bu yle olabilir; 2) Bu yle olmayabilir; 3) Bu yle olabilir veya olmayabilir vb. reti, dier Hint felsefe okullar tarafndan mahkm edilmitir. 23 Yine de bu iki mantk yntemi Cayna dncesinin en zgn yaratmlarndan
birini oluturmaktadr.
Madde, ruh, zaman ve mekn (bu son iki kategori "tz" olarak kabul ediliyordu), "karman maddesi" vb zmlemeleri gelitirilmi ve sistemletirilmi; snflandrmalar ve saymlar oaltlmt. Belki de Mahvtra'nm Makkhali GoSa'dan
ald ayrt edici bir nitelik de, davranlarn ruhta bir retk biiminde (1ziya) iz
brakt ve bu renklerin bedenlere de nfuz ettii inancdr. Dolaysyla at beden
rengine gre, ruhun erdemli veya erdemsiz olduu saptanabilir: Siyah, lacivert ve
gri yeralt dnyas sakinlerinin renkleridir, sar, pembe ve beyaz yeryznde yaayanlar gsterir; saf ve youn beyaz ise yalnzca evrenin doruuna doru ykselenlere aittir. Baz Yoga uygulamalaryla da uyumlu, arkaik bir anlayn sz konusu
24
25
Budha, kendilerine yneltilen her soruyu geitiren baz din adamianna saldrrken herhalde
syd-vda'ya
Bir disk biimindedir, ortasnda Meru da vardr; dan taban yeralt blgelerine uzanr. Bu
kozmik dan evresinde, deirmi okyanuslarla birbirinden aynlm, ortak merkezli onbe
kta (bunlara "ada," dvipa denir) sralanr. Merkezi kta, Cambudvipa da sralanyla enlemesine yedi blgeye aynlmtr. insanlar yalnzca gney blgede, Bhratavara'da (Hindistan)
yaar. Dier ada-ktalar "keyif topraklarn (bhoga-Mmi) oluturur; nk buralarn sakinleri yaamak iin almak zorunda deildir. Buras aynca yldz tannlannn da ikamet yeridir.
2 6 5
DNSEL I N A N L A R v e D N C E L E R T A R I H I -
(Budist nirvna'da
olduu gibi),
yalnzca onun ok sayda katn trmand anlamna gelir. Kurtulmu ruh siddhaketra'da,
ve ezeli ve ebedi bir mutlulua gmlr, ama hl bir makro-insan evreninin iindedir.
Daha Bhadrabhunun zamannda Caynaclk Bengal ve Orissa'ya girdi. Daha sonra Digambara'lar Dekkan'a ve Svetmbara'lar batya ynelip, zellikle Gucerat'a yerleti. Her iki cemaatin rivayetlerinde de, dini kabul eden veya sempati duyanlar
arasnda ok sayda kral ve prensin ad saylr. Dier btn Hint dinleri gibi,
Caynaclk da Mslmanlann basklarndan (yamalar, tapnaklarn yklmas,
plakln yasaklanmas) ok ekmitir. Ayrca Hindu kar-saldirinin da hedefi olmu ve XII, yzyldan itibaren egellenemeyen bir gerileme iine girmitir. Caynaclk, Budizmden farkl olarak, Hindistan'da hibir zaman egemen bir halk dini
olmam ve Hindistan snrlarnn tesine tamay baaramamtr. Ama Budizm ilk
kt lkede tamamen kaybolurken, Bugn Cayna cemaatinin 1.500.000 yesi
vardr ve toplumsal konumlan, kltrel sekinlikleri sayesinde hatn saylr bir
nfuz sahibidirler.
2 6 6
ELETREL KAYNAKA
185- Budizm ve Budist mezheplerin tarihi zerine hatr saylr bir kaynaka mevcuttur. Bunun asl nemli bolm u eserlerde belirtilmitir: L. de la Vallee-Poussin, Le dogtne et la phdosophie du Bouddhisme (Paris, 1930); ayn yazar, Nirvna (1925); La morale bnuddhque (1927); E.
Conze. BucMhsm, Its Es sence and Development
(Pans,
1952); ayn yazar, Buddhist Thought in India (Londra, 1962); Sukmar Duu, Budha and the Fve
A/ter Cenuries (Londra, 1957); E. Frauwallner, Die Philosophe des Buddhsmus (Berlin, 1956); E.
Lamotte, Histoire du Bouddhisme
"Le Bouddhisme lnden," Les RW/gons de l'lnde iinde, c. 111 (Paris. Payot, 1966), s. 7-246 (s.
234-243, kaynaka).
Pali dilindeki Sitra klliyat zerine, kr. J. Filliozat'nn ksa incelemesi, Renou ve Filliozat,
L'inde dssi<jue iinde, c. II, s. 323-351; A. Bareau, "Le Boudhhistte Irdien," s. 30-40. Yasann
oluumu hakknda, kr. Lamotte, Histoire, I. s. 155-209.
Rcagriha konsiline tm katlanlar, iki metin derlemesini -Straptaka
ro halinde sylemiti. Baz rivayetlere gre, Abhdharma
ve Vinayapitaka-
ko-
ha o ada dzenlenmi olmasn gerektirir ki, bu da pek olas gzkmemektedir; kr. A. Bareau, a.g.y., s. 27.
Snputra'mn nemi hakknda, bkz. A. Migot, "Un grand disciple du Bouddha, Srputra"
(BEFEO, XLVI, 1954, s. 405-554).
Ananda hakknda, bkz. G. P. Malalasekera, Diclionary of Pali Proper Name s, 2 c. (Londra,
1937-38) iinde kaynaka referanslar, I, s. 249-268.
Disiplin'i ezbere bilen Upli hakknda, bkz.
L'Ensegnemert de Vimalakirti
E. Lamotte'un
alntlad belgeler:
ymlarnn bazlan (Ananda'ya konan konsile girme yasann, gnah keisini dlamaya ilikin
bir ritel kalnts olduu vb) hi inandrc deildir; A. Bareau, Les premers concdes bouddhiques
(Paris, 1955); M. Hofinger, Etde surle concile de VaiSll (Louvain, 1946); E. Lamotte, Hsorc
dubouddhisme
1952, s. 240-261); aynca bkz. Charles S. Prebish, "A Review of Scholarship on the Buddhist
Councls," jounai of Asan Studies, 33.1974, s. 239-254; JaniceJ. Natier ve Charles S. Prebish,
"Mahsmghika Origins: The Beginnings of Buddhist Sectarianism." HR 16, 1977, s. 237-272.
Kanon konusundaki ayrlklar zerine, kr. A. Bareau, Les Relgions de t'Inde iinde, c. , s.
84 vd.
eitli mezheplerin ortaya k zerine, kr. Lamotte, Histoire, c. 1, s. 571-606; A Bareau,
Les seetes bouddhiques
(Kalkta. 1945), s. 47-206; Prebish, "Mahsmghika Origins." Aynca bkz. T. O. Ling, Budlfism
and the Mjylhology of Evil. A Sludy in Theravda Buddlism (Londra, 1962).
2 6 7
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
186. Byk iskender ve Maurya hanedan srasndaki Hindistan zerine, kr. L. de la ValteePoussin, Llnde aux temps des Mauryas et des barbares (Paris, 1930); E. Lamotte, "Alexandre et le
Bouddhsme" (BEFE, XL1V, 1945-50, s. 147-162); A. K. Narain, The ndo-Greeks
(Oxford,
1957); W. W. Tam, The Greeks in Bactria and India (2. bask, Cambridge, 1951).
ASoka hakknda, kr. J. Bloch, Les inscriptions d'ASoka (Paris, 1950); Lamotte, Histoire,
319-340; A Bareau, Les sectes bouddhiques,
s.
de l'empereur
Aioka dans es textes indiens et chnois adl eseri (Paris, 1923), mkemmel metin evrileriyle hl
kullanlabilir durumdadr. "Aioka gcnn dorugundayken ann en byk prensiydi. Ne
M III. ytlzyl ortasnn Roma's, ne de Ptolemaios'lar Msr' Hint imparatorluunun g ve
grkemine eriebilir; ayn ada Selefkler krall Parth'larn basks altnda boyun eerken,
n hl birliini salayacak 'in hanedanna kar mcadele etmektedir. Eer Asoka, Bat
ynnde gsterdii tm abalara karn, bu halklar arasnda tatnmamsa, bunun nedeni o
ada hibir halkn kendinden bakasn grememesi ve grmeyi bilememesidir. stelik
ASoka'nm ann oluturan yalnzca gc deildir; ok az prens, ynetimine zgrlk bir dinin esinlerini onun kadar ll bir biimde tamay becerebilmitir" (J. Filliozat, L'lnde
classique, I, s. 220-221).
Kandahar'da bulunan ift dii, Yunanca-Aramice yazt zerine, bkz. D. Schlumberger, L.
Robert, A. Dupont-Sommer ve E. Benveniste, "Une bilingue greco-arameenne d'Asoka," Comptes rendus des siances de l'Acadtmie
Sommer, "Une nouvelle inscription arameenne d'ASoka trouvee dans la vallee du Lagman (Afganistan)," a.g.y., 1970, s. 15.
187. Stpa ve kutsal emanetler tapm hakknda, bkz. M. Benisti, "Etde sur le stpa dans
l'lnde ancienne" (BEFEO, L, 1960, s. 37-116); A. Bareau, "La construction et le culte des stpa
d'apres les Vinayapitaka" (a.g.y., s. 229-274); S. Paranavitana, "The Sfpa in Ceylon" (Memoirs
of theArchael.
Buddhism and lts Relation to the Worship of Stupas," Memoirs of the Research Department
of
Toyo Bunko, 22, 1963, s. 57-106. John lrwin, Aoka direklerinin eski bir dinsel gelenein
uzants olduunu, bu gelenee Mezopotamya'dakine benzetilebilecek bir kozmolojik simgeselliin egemen olduunu gstermitir: " 'ASokan' Pillars: A Reassessment of the Evidence," IIII, The Burlington Magazine,
Budist tapnaklarn simgeselligi hakknda, Paul Mu'un byk eseri: Barabudur, 2 c. (Hanoi,
1935) hl vazgeilmezliini korumaktadr.
Budha tasvirinin kkeni ve geliimi hakknda, bkz. A. K. Coomaraswamy, "Indian origin of
the Budha Image," JAOS, 46, 1926. s. 165-170; ayn yazar, "Origin of the Budha Image," An
Bulletin, 9,1927, s. 1-42; P. Mus, "Le Bouddha par<5. Son Origine Indienne. Skyamuni dans le
2 6 8
Mahynisme Moyen," BEFEO. 28, 1928, s. 153-280; O. C. Gangoly, "The Antiquity of the
Budha-lmage, the Cult of the Budha,'' Ostasiatische Zetschrijt,
da, Der vedsche UrsprungdesiymbohschenBudhabildes
and Late Antique Ar: the Budha Image," American Journal oj Archaeobgy.
236; ayn yazar, The Evolution oj the Budha Image (New York, 1963).
Vedac simgeciliin Budist imgelemde srmesi hakknda, bkz. Paul Mus, BEFEO, 1929. s.
92 vd; A Coomaraswamy. "Some Sources of Buddhist Iconography" (Dr. 8. C. Law Volume
iinde, 1945, bl. I. s. 1-8); ayn yazar, "The Nature of Buddhist Art" (Figures oj Speach or Figuresoj Thought iinde, Londra, 1946, s. 161-199), zellikle s. 180 vd. I.-V. yzyllardaki Isa ve
Budha tasvirleri arasndaki benzerlikler konusunda, kr. Benjamin Rowland, "Religious An East
and West" (HR 2, Yaz, 1962, s. 11-32). Rowland'a gre, ok daha eski bir dneme uzanan bir
simgesellm ortak miras sz konusudur Isa ve Budha, akn doalarm ortaya karmak iin,
(Yunan hatibin togasn devralan) mkemmel retmenler veya gne smgeselligiyle ykl
dev boyutlu figrler olarak tasvir edilmilerdir. Aynca kr. B. Rowland, "Budha and the Sun
God" (Zalmoxis, 1,1938, s. 69-84).
Manastr hayat hakknda, kr. Nalinaksha Dutt, Earfy Monastic Buddkism (gzden geirilmi
bask). Kalkta, 1960; Charles Prebish, Buddhist Monastic Discipline: The Sanskrit
Prdtmok^a
chinois
et bouddhiques iinde, 1,1932, s. 65-125; V-V, a.g.y., 1937, s. 7-187; Mahahera Nyanailoka,
Guide Through the Abhidharma-Ptaka
in the Abhidharma
1931.
Bununla birlikte, Abhidharma'nn
kuram yardmyla zihni amay amaladn belinmek gerek. Demek ki bu eserin nihai hedefi
soteriyolojiyi vermekti.
188. Prajnpramit
yaplm evirilerin de bir listesi yer almaktadr. Bizzat Conze birok cildi evirmitir; kr. Selected Sayings jrom the Perjection ojWisdom
(Londra, 1955).
Mahyna zerine, kr. E. Conze, Buddhist Thought in India (Londra, 1962), s. 195-237; A
Bareau, Les Religions de l'lnde iinde, III, s. 141-199; ayn yazar. L'aisolu en phlosophe
bouddhique
Welkr, Leipzig, 1954, s. 377-396). Mahyna metinlerinin Avrupa dillerine yaplm en nemli
evirilerinin listesi iin, bkz. A. Bareau, a.g.y., s. 242-243.
Mahynac anlatya gre, Kutlu Kii'nin lmnden sonra, rencileri Rcagriha'da,
MahkSyapa'nn ynetiminde topland ve " Sepe'i derledi; bu srada byk boddhisattva'-
2 6 9
DNSEL
ancak
be yz yl sonra, Yasa gerileme iine girmiken, Ngrcuna, Ngalann saraynda Mahynastra'lsnn sakland yedi sand buldu. Bunlar 90 gnde ezberledi ve ruhbandan
olmayanlara aktarmaya balad; bu masals rivayet hakknda krs. Lamotte, L'Ercsegnemeni dc
Vimalakini, s. 67-68.
BodhisKva zerine, bkz. W. Rahula, "L'ideal du Boddhisattva dans le Theravda et le
Mahyna," J A, c. 259, 1971, s. 63-70. Milattan sonraki ilk yzyllarda Mahyna yazarlan
irvaka,
pratyekabudha'l&r
ve boddhisattva'lardan
(bireysel
tek bana kavrar, ama tam uyanm bir Budha gibi gerei bakalarna
nirvna'yz
et Boddhisattvabhmi.
de Vinalakim
(Louvain, 1962).
(Pa-
ris, 1948); H. de Lubac, Amida, s. 104 vd. Baz bilginler (Sylvai Levi, Sir Charles Elliot, j. Przyluski, Paul Pelliot, Mile de Mallmann) AvalokteSvara'dak ran kkenli unsurlan ortaya
karmtr; kr. H. de Lubac. a.g.y., s. 237 ve devamndaki tartma. Ama bu unsurlann Hint
nclleri de eksik deildir; kr. J. FillozatJA, c. 239, 1951, s. 81; RHR 1950, s. 44-58.
Amitbha ve Sukhvati hakknda, bkz. H. de Lubac, a.g.y., s. 32-48, 78-119 ve birok
yerde.
P. Demiville'in dipnot 13'te belirtilen makalesi BEFEO, c. 24, 1924'te km ve 258
sayfalk bir ayn-basm yaplmtr.
Dier Budha'lardan hibiri Amitbha'nn ycelik ve etkililiine sahip deildir. Daha sonra
tm bu Budha ve boddhi$aUva'hr
napramit'nn veya Tr'larn (adlan "Yldz" ve "Kurtarc" anlamna gelen tanralar) eitli
kadn kiiletirmeleri olduu halde betimlenmitir. Bu yeni Budhabilim, Budha'larm
dunyast nitelii hakkndaki n-Mahynac kuramlann uzantsdr. En son halini IV.
yzylda Asanga'nn verdii anlalmaktadr; kr. Vijnaptimtratsiddhi,
ev. L. de la Vallee-Poussin, c. 11, s. 762-813; Hobogirin, fas. 11, s. 174-185.
"Budha tarlalan" (Budha kje(ra'lar). bir Budha'nn merhametinin tezahr ettii saysz evrenlerdir. Temiz, kirli ve karma evrenler ayn edilmektedir. Bizim evrenimiz olan Sah. tehlikeli
ve sefil olarak sunulmaktadr; halbuki Sakyamuni mkemmel aydnlanmaya bu evrende
erimiti. Ama "temiz olsun olmasn, Budha feeira'Iarn hepsi 'Budha Topraklan'dr ve bu nite-
2 7 0
likleriyle tamamen temizdir. Temiz tarlalar ile kirli tarlalar arasndaki aynn tamamen zneldir.
Budha'lar kirli bir topra temiz topraa ve temiz bir topra kirli topraa istedikleri gibi
dntrrler" (Lamotte, L'Ensegnement, s. 399). Ayrca bkz. Hobogrtn, s. 198-203'tek Butsudu makalesi.
Budha'lar ve boddhisattva'hr
abasn, bir gn mkemmel Budha olarak yeniden dogma isteklerini, arr.a en nemlisi onlarn
adlarnn srekli yinelenmesini ierir; bu yntem Hindistan'da ve Mahyna'nn yayld tm
lkelerde ok tutulmutur. Din limleri bu iki ynteme zg erdemleri tartmtr: bir Budha'ya iman veya onun adnn ritticl biiminde yinelenmesi. Aslnda Mahynac bu iki "bulu" Hindistan'da uzun bir tarihoncesine sahiptir ve onlarn "popler" niteliinin altnda kutsal
szcklerin ve "merhamet dUunceler"nn sonu alclna dayanan dnceler gizlenmektedir. Aynca bkz. Frank E. Reynolds, "The Several Bodies of the Budha: Reflections on a Neglected Aspect of Theravada Tradition," HR 16, 1977, s. 374-389.
189. Ngrcuna ve Mdhyamika hakknda, bkz. Frederick J. Streng, Empmess. A S ' u d y R c Uffous Meaning (Nashville, 1967), s 237-245'tek kaynakalar. Ngrcuna'nn hayat hakknda, kr. a.g.y., s. 237-238 ve E. Lamotte, Traite (Louvan, 1944). "Introduction," s. XIXIVteki kaynaka. Lamotte, Kumraciva'ya ve onun okuluna gre, Ngrcuna'nn MS 243300 arasnda yaadn gstermitir (Vima\aki~ti, s. 76). Ngrcuna'nn eserleri ve ona atfedilen
eserler zenne, kr. Streng, a.g.y., s. 238-240. Mlarnadhyanaha
hrika ve Vigrahavyrtani.
St-
vertu de sages-
Krk'lann
yinni
Kldhyamakavrtti:
Douze chapitres
Pra-
(Paris, 1959),
of Bouddhism
II,
(Londra, 1955), J.
May'in saptamalanyla birlikte, IIJ. 3, 1959, s. 102-111; Richard H. Robinson, Early Mdhyamika in India and China (Madison ve Londra, 1967), s. 21-70 ve zellikle Streng'in eseri, s. 43-98,
139-152.
190. Cayna Kanonunun ve cemaatinin ksa bir tarihesi iin, kr. L. Renou, L'lnde Oassique,
11, s. 609-639 Cayna felsefesi iin, kr. O. Lacombe, a.g.y., s. 639-662 ve daha yukanda,
152'de belirtilen kaynakalar. unlan ekleyin: Y. R. Padmarajiah, A Comparative
2 7 1
of Jainism (Oxford, 1915); S. B. Deo, History of Jaina Monacfism from Inscriptions & Literatre
(Poona, 1956); R, Wlliams, jina Yoga. A Survey of the Medtaeval Srvakcras
(Londra, 1963);
U. P. Shah, Studies in Jaina Art (Benares, 1955); V. A. Sangave, Jaina Commml)', A social survey
(Bombay, 1959).
2 7 2
XXIV. BLM
HNDU SENTEZLER:
MAHBHRATA VE BHAGAVAD GT
2 7 3
Duryodhana, Yudhithira'y kendisiyle zaT atmaya kkrtr. Zarlardan biri hileli olduu iin, Yudhithira srasyla mlklerini, kralln, kardelerini, ortak kanlarn
yitirir. Kral bu oyunu iptal eder ve Pndavalara mlklerini geri verir. Ama ksa bir
sre sonra ikinci bir zar oyununa izin verir; kaybedenlerin oniki yl boyunca ormanda ve onnc yl kimliklerini gizleyerek yaamas kararlatrlr. Yudhithira
oynar, yine kaybeder, kardeleri ve Draupad ile birlikte srgne gider. 17.500 beyitiyle en uzun blm olan nc kitap, Vanaparvan ("Orman Kitab") ayn zamanda edebi blmler asndan da en zenginidir: Keiler Pndavalara Nala ve Damayant, Svitri, Rama ve Sit'nn dramatik yklerini anlatr. Bir sonraki blm
srgnlerin tannmadan geirmeyi baard onnc yln maceralann ierir.
Beinci blmde ("Hazrlklar Kitab") sava kanlmaz grnmektedir. Pndavalar
Krina'y eli olarak gnderir: Ya krallklarnn ya da en azndan be kyn kendilerine geri verilmesini talep ederler, ama Duryodhana bunu reddeder. Her iki yanda
da ok byk ordular toplanr ve sava patlar.
Destann en mehur blm altnc kitabn iinde yer alr: daha ileride de
zerinde duracamz Bhagavad Gil. Sonraki blmlerde, onsekiz gn boyunca
ortal kasp kavuran bu savan eitli anlan byk bir emek verilerek anlatlmtr. Toprak ller ve yarallarla kaplanmtr. Kurulann nderleri birbiri pei
sra lr. En son Duryodhana der. Yalnzca Kaurava kurtulur; bunlardan biri
de tanr iva'nn iine girdii Asvatthman'dr. ASvatthman, iva'nn yaratt bir
demon srsyle birlikte gece uyuyan Pndavalarn kampna dalar ve o srada orada
bulunmayan be karde hari, herkesi katleder. Bu kadar cinayetin byk bir kedere
boduu Yudhithira tahttan vazgemek ve bir kei hayat srmek ister; ama
Krina'nm ve birok bilgenin de yardmyla kardeleri onu bu karanndan vazgeirmeyi baanr. Yudhithira grkemli bir at kurban treni yapar (aSvamedha; kr.
73). Dhritartra, yeeniyle onbe yl boyunca ibirlii yaptktan sonra, birka yoldayla birlikte ormana ekilir. Ksa bir sre sonra kendi kutsal atelerinden kan
bir yangnda can verirler. Byk savatan otuz alt yl sonra Krina ve halk da benzer bir son yaar: Bir byyle grze dnen kamlarla birbirlerini ldrrler.
Bakent yklr ve okyanusun sulanna gmlp kaybolur. Yalandn hisseden
Yudhithira, iktidan yeeninin olu Parikit'e (o l domu, ama Krina tarafndan diriltilmitir) brakr ve kardeleri, Draupad ve bir kpekle birlikte Himalayalar'a ynelir. Arkadalan yolda birbiri pei sra lr. Yalnzca Yudhithira ve kpek
(o da aslnda z babas Dharma'dr) sonuna kadar dayanr. Destan Yudhithira'nm
2 7 4
HINDU SENTEZLER:
MAHABHARATAYE B HAGAVADCITA
ller Diyar'na ksa sreli iniinin ve b u n u n ardndan ge ykseliinin betimlenmesiyle sona erer.
192. Eskatolojik Sava ve Kyamet Bu canavarca sava karan, dnyay durmadan oalan bir nfusun yknden kunarmak isteyen Brahma'dr. Brahma baz
tanrlardan ve demonlardan korkun bir krm balatmalar iin insan klna girmelerini istemitir. Mahbhrata,
Georges Dumfjil, Yudhithira'ron saltanatn dnyann yenilenmesi olarak grr; kr. Mythe
et Epopee, I, s. 152 vd. Alf Hiltebeitel. geleneksel Hint yorumunu izleyerek, "yeni a"n
Parikit'in egemenliiyle baladn kabul eder; kr. "The Mahbhrata
and Hindu
Eschatology," s. 102.
2 7 5
Krina) ile iva'nn ztl ve birbirini tamamlamas sezilir. iva'nn "ykc" ilevi,
Vinu(-Krina)'nn "yaratc" rolyle dengelenmitir. Bir eylemde bu tanrlardan veya temsilcilerinden- biri yer aldnda, dieri yoktur. Ama Vinu(-Krina) da
"ykmlar" ve "dirililer" yaratr. Aynca destan ve Purna'lar bu tanrnn olumsuz
ynn ne karr. 6
Bu d u r u m , stn Varlk Vinu'nun nihai gereklik olduu anlamna gelir; dolaysyla dnyalarn hem yaratlna, hem de yklna o hkmeder. O, dier btn
"Veda ilahilerini yazanlarn dncesi imdiki zamana, tannlann gncel hizmetleri zerine
younlamtr; onlarn gemiteki mitsel baanlan bu gncel hizmetlerin gvencesidir; uzak
gelecek onlar ilgilendirmez" (Dumizil, Mythe et Epopie. c. !, s. 221).
3
Mythe et Epopie, 1, s. 218 vd.
* Stig Wikander, be Pndava'nn babalannn -Dharma, Vyu, ltdra ve kizler- Veda
iannlannn ilevli listesine uyduunu saptamtr: Mitra-Varuna (= Dharma), Indra ( Vyu ve Indra) ve ASvin'ler. Bu liste te iirin tamamland adaki, ne de Soma ve Agni'nin
nemli bir rol oynad Vedalar andaki dinsel durumu yanstr. Sonuta, Mahbhrata
yan-Veda ve Veda ncesi hali sunar: Dumezil, Mythe et Epopte, l, s. 42 vd.
5
Kr. M. Biardeau, "Etudes de la myhologje hindoue," III, s. 54.
6
Purna'larda, Vinu sk sk vahi, tehlikeli, sorumsuz, "deli" diye betimlenir; buna karlk
iva'nn birok kez onu yattrmay, etkisizletirmeyi baard belirtilir. Kr. David Kinsley,
"Through the Looking Glass," s. 276 vd.'da alntlanan metinler.
2 7 6
tanrlar gibi, iyiliin ve ktln tesindedir; nk "erdem ve gnah yalnzca insanlar arasnda vardr" (XII, 238, 28). Yogin ve murkb evrelerinde, Upaniadlar
andan beri bilinen bir dncedir bu. Ama Mahbhrata
Baka bir deyile kurtulu, gerekliin iki "hali" arasndaki ilikilerin kavranmasn
gerektirir: somut, el altndaki, yani tarihsel olarak koullandrlm gereklik ve nihai
gereklik. Upaniad tekilik (monizm) somut gerekliin geerliliini reddetmiti. Mahdbhrata'mn
nerir: Bir yandan, tanrc (Vinucu) deneyimlerle renklendirilmi Upaniad tekilik anlay yeniden beyan edilir; dier yandan, kitapl gelenee aka aykn olmayan her trl soteriyolojik zm de kabul edilir.
193. Krina'nn Vahyi Korkun bir yok etme savan ve bir yuga'nn sonunu
betimleyen edebi bir eserin ayn zamanda Hinduizmde gerekletirilmi her trl
tinsel sentezin ilk mkemmel rneini oluturmas ilk bakta bir paradoks olarak
grnebilir. Brhmanalar andan beri ztlklar uzlatrmaya ynelik eilim Hint
dncesinin zgl niteliini oluturur, ama bu eilimin sonularnn nemi
Mahbhrata'da
Bu tamamlaycln farkl ynleri iin, kr. J. Gonda, Vsnuism and Svcasm, s. 87 vd.
zellikle "szde destans" ve didaktik paralarda (XII ., XIII. kitaplar vb).
2 7 7
eitliini yerletirir; 3) zaman iinde belli bir varolu tarzn dorulamaya alr,
baka bir deyile insanlk halinin tarihselligini zmser ve ona deer ykler; 4)
d r d n c bir "soteriyolojik" yolun: Vinu(-Krina)'ya balln stnln beyan
eder.
iir, Smkhya ve Yoga'y sistemletirilmeden nceki aamalarnda sunar. Birincisi, "gerek bilgi" (tattva-jnna) veya "Benlik bilgisi" (tmanbodha)
anlamna gelir;
Smkhya bu adan Upaniad speklasyonun bir uzantsdr. Yoga, Benlii brahman'a gtrrken ayn zamanda ona saysz "g" kazandran her turlu etkinlie
iaret eder. Bu etkinlik ounlukla ilecilikle edeerlidir. Yoga terimi kimi zaman
"yntem," kimi zaman da "g" veya "meditasyon" anlamnda kullanlr. 9 ki dartana edeer kabul edilir. Bhgavad Glt'ya gre, "bilgeler (pandia) deil, yalnzca
dar grl dnceler Smkhya ile Yoga'y birbirine zt kabul eder. Bunlardan birinde gerekten ustalam kii, her ikisinin de sonu vereceine emindir... Smkhya ve Yoga tek ve ayn eydir" (V, 4-5).
soteriyolojik bilgi "yol"unun aynl da Bhagavad Gtfl'da kesin bir biimde
kantlanr. Bu mehur blm, Arcuna'nn "varolusal krizi"yle balar ve insanlk
haliyle kurtulu "yollar"na ilikin rnek oluturucu bir vahiyle sona erer. Arcuna'nn dostlann ve z kuzenlerini ldrmek zorunda kald savatan tr ruhsal bunalma girdiini gren Krina, karma nn prangalarna esir olmadan katra grevini
nasl yerine getirebileceini ona gsterir. Krina'nn vahyi ana hatlaryla: 1) evrenin
yaps; 2) varlk kiplikleri; 3) nihai kurtulua ulamak iin izlenmesi gerekli yollar
zerinedir. Ama Krina, "yce sr" olan bu "antik yoga"mn (IV, 3) yeni bir bulu
olmadn da ekler; o b u n u daha nce Vivasvant'a vahyetmi, o da Manu'ya retmi ve Manu da lkvku'ya aktarmtr (IV, 1). "R-krallar onu bu nakil yoluyla
rendi; ama bu yoga zaman iinde yok olup gitti" (IV, 2). Dzen (dharma) ne zam a n sallantya girse, Krita bizzat tezahr eder (IV, 7), yani verili "tarihsel an"a
uygun bir biimde b u zamand bilgelii vahyeder (bu, avatra retiidir). Baka
bir ifadeyle, Bhagavad Glt tarihsel adan yeni bir tinsel sentez olarak ortaya ksa
da, o ancak gzleri Zaman ve Tarih tarafndan koullandrlm bizlere "yeni" diye
grnr. 1 0
9
10
Bu anlara eitlemesi gerek bir yapsal eitlilie karlk gelir; Eliade, Le Yoga, s. 157 vd.
Bu yaklam Hint maneviyatna ynelik her trl Batl yorum asndan da nemli sonulara
gebedir; nk, Hint retilerinin ve tekniklerinin tarihini, getirdikleri yenilikleri, geliimleri
ve art arda gzlenen deiimlerini de belirlemeye alarak yeniden oluturma hakkna sahip
olsak da, Hindistan'n bak asndan bir "vahiy'in tarihsel balamnn ancak snrl bir erime
sahip olduu unutulmamaldr: Bir kurtanc bilgi formlnn tarih dzleminde 'ortaya
2 7 8
HINDU SENTEZLER:
ve ne
kurtulua eriir. Zaten bizzat Krina da tanrsal modelin rneklik ve kurtarc bilgi
deeri zerinde durur: "efin her yaptn, dier insanlar taklit eder: Onun uyduu kurala herkes uyar" (III, 21) ve kendisine gnderme yaparak unu ekler: "Her
dnyada yapmakla ykml olduum hibir ey yok ... ve yine de ben eylem halinde kalyorum" (li, 23). Krina bu etkinliin derindeki anlamn hemen ortaya
koyar: "Eer ben drt bir yanda yorulma nedir bilmeden hep eylem iinde olmasam, insanlarm da beni m e k alrd. Eer ben iimi yapmasam, dnyalar artk var
olmazd; evrensel karmaaya ve yaratklarn sonunun gelmesine neden olurdum"
(III, 23-24; ev. E. S^nart).
Bu nedenle Arcuna da Krina'mn davrann taklit etmelidir: Yani ncelikle,
edilginligiyle "evrensel karmaa "ya neden olmamak iin, etkinlik gstermeyi srdrmelidir. Ama "Krina'mn yapt gibi" davranabilmesi iin, hem tanrsalln
zn, hem de onun tecelli tarzlarn anlamaldr. Bu nedenle Krina ona grnr:
insan, Tann'y tandka, izlenecek rnei de renir. Krina vahyine. Varln ve
var olmayann kendisinde barndn ve her turlu yaratmn -tanrlardan maden filizlerine d e k - kendisinden sudr ettiini aklayarak balar. 11 O, prakrti'si araclyla, dnyay srekli yaratmakta, ama bu kesintisiz etkinlik onu zincirlemektedir: O, kendi yarattnn
seyircisidir
yalnzca
eyi yapmay renecektir. "Eylemden zgrlemek iin eylemden el ekmek yetmez: Tek bana eylemsizlik insan mkemmellie gtrmez"; nk "herkes eyleme m a h k m edilmitir" (III, 4-5). Szcn tam anlamyla davrantan uzak dursa
bile, gurut'larn yol at btn bir bilinsiz etkinlik (III, 5), insan dnyaya zincirlemeye ve karma dngsyle btnletirmeye devam eder. (Guna'lar, tm evreni
dlleyip insanla kozmos arasnda organik bir sempati kuran varlk kipidir.)
k" veya "yok olmas" bize onun "kkeni" hakknda hibir ey retemez. Krina'mn da
o denli kararl biimde yeniden beyan ettii Hint geleneine gre, -ayn zamanda kozmik
dnm hareketinin anlan olan- eitli "tanhsel anlar," retiyi yaratmaz,
yalnzca
zamand mesajn uygun formllerim gn na kanrlar. Kr. Eliade, Le Yoga, s. 161 vd.
2 7 9
D I N S E L I N A N U R V E D N C E L E R T A R I H I -
Eyleme mahkm edilmi insan -"eylem, eylemsizlikten stn" olduu iin (III,
8 ) - buyrulan davranlar, yani kendi zel durumu gerei zerine den "devler'i,
davranlar yerine getirmelidir. "Kendi devini (svadharma) kusurlu bir biimde
de olsa yerine getirmek, baka bir halin (paradharma)
yedir" (III, 35). Bu zgl etkinlikleri guna'lar koullandrr. 1 2 Krina birok kez
guna'lann kendisinden ileri geldiini, ama onu zincirlemediklerini yineler: "Onlarn iinde olan ben deilim; onlar benim iimdedir" (VII, 12). Bundan kan ders
udur: tnsan, guna'larn yaratt "tarihsel durum"u kabullenip (bu durumu kabullenmek gerekir; nk guna'lar da Krina'dan trer), bu durumun gereklerine gre
davranrken, davranlarna bir deer atfetmekten ve dolaysyla kendi zel haline
mutlak bir deer yklemekten kanmaldr.
pskolojik-fizyolojk etkinliklerini
yakay
syrabilecei gereini aklar. Uyulmas gereken tek kural udur: Kendini davra-
11
12
13
14
HNDU
tularndan
SENTEZLER
ve onlarn sonularndan
MAHBHRATA
VE BHAGAVAD CT
nlarnn meyvelerinden vazgemek" (phalatrsnavairgya), kiiselhmeden davranmak, sanki kendisine verilmi bir vekaletle bakas adna davranyormu gibi tutkusuz, isteksiz olmak. Eger bu kurala kesin biimde uyulursa, davranlar yeni karma
potansiyeUiklerinm tohumlarn atma2 ve insan karma dngsnn tutsaklndan
kurtulur. "Eyleminin meyvelerine ilgisiz kalr, her an doyumlu, her trl badan
zgr olursa, ii bandan akn gibi grnse de aslnda eylemlilik iine girmez"
(IV, 20).
Bhagavad Gf'nn byk zgnlg "davranlarnn meyvelerinden vazgeerek"
gerekletirilen bu "eylem yogas" zerinde durmasdr. Hindistan'da kazand, dah a nce eine rastlanmam baarnn s i m da buradadr; nk artk her insan, ok
eitli nitelikteki nedenlerden tr toplumsal hayat paylamaya, bir ailesi ve
kayglar olmaya, belli mevkilerde bulunmaya, hatta "ahlakszca" eyler yapmaya
(savata dmanlarn ldrmek zorunda kalan Arcuna gibi) devam etmek zorunda
bile olsa, phalatrnavairgya
2 8 1
D I N S E L I N A N L A R VE
dnceler
T A R I H I -
nisidir, dnyada yaamak, onun yaplarna katlmak "kt bir eylem" deildir.
"Kt eylem," dnyann, zamann ve tarihin kendilerine zg ve bamsz bir
gereklie sahip olduuna, yani dnya ve zaman iinde mevcudiyet dnda baka
hibir ey bulunmadna
195. "Ayrlma" ve "Btnleme" Bhagavad Git'nn Hindistan'n dinsel tarihindeki hatr saylr roln deerlendirebilmek iin Smkhya, Yoga ve Budizmin
nerdii zmleri hatrlamak gerekir. Bu okullara gre, kurtuluun olmazsa olmaz
koulu dnyadan el etek ekmek, hatta tarihteki var olma kipi olarak insan hayatn
reddetmekti. 15 "Evrensel ac"nn ve yeniden bedenlenilerin sonu gelmez dngsnn kefi,' 6 selamet arayn kesin bir dorultuya ynlendirmiti: Kurtulu iin,
hayatn drtlerinin ve toplumsal kurallarn reddi gerekliydi. nzivaya ekilmek ve
ileci uygulamalar vazgeilmez hazrlk aamasn oluturuyordu. Dier yandan
irfana ulama yoluyla selamete erme, bir "uyan"a, "balardan kurtulma "ya, "gzleri rten ban k a n l m a s f n a vb benzetiliyordu (kr. 136). zetle, selamet ncelikle bir kopuu gerektiriyordu: Ac ekme yeri ve klelerin yld bir zindan
olan dnyadan kma.
15
H N D U S E N T E Z L E R : M A H 6 H R A T A V E BHAGAVAD
GT
purua)
18
17
18
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
Geri giderek kktenleer bir dizi "ayrlma" yoluyla ruhu kurtarmay hedefleyen eitli Hint teknikleri ve yntemleri, Bhagavad
teofanilerdir.
Bu durum Bhagavad
Belli bir bak asndan, Bhagavad Git'nn zt ama birbirini tamamlayan ilkelerin art arda gelii eklinde tasavvur edilen arkaik btncl gereklik anlayyla rttgu sylenebilir.
2 8 4
BHAGAVAD GT
2 8 5
ELETIREL KAYNAKA
2 8 6
H N D U S E N T E Z L E R : M A H A M R A M V E BHAGAVAD
193. Mahbhrata'da
GT A
vd ve a.g.y., s. 157, dipnot 1, s. 379-380'de belirtilen kaynakalar. Bhlma o sonu gelmez didaktik konumalarndan birinde unu aklar: "Smkhya ve Yoga'nn her biri kendi yntemini
en iyi yol (krana) diye ver..,. Ben bu retilerin ikisini de doru kabul ediyorum. Ortak
noktalan temizlik, (istekleri) bastrma ve tm varlklara duyulan merhamettir; ama Smkhya ve
Yoga'nn felsefi grleri (tiariana) birbirine benzemez" (Xlt, 11043 vd). Geri iki ciarSana'nn
sistemletirilme ncesi aamalar sz konusudur. Smkhya, livara Krina'nn sisteminin hareket
noktasndaki gibi, ruhu (puraja) psikolojik-zihinsel deneyimden farkllatrma ve ayrma
yntemi olarak tantlmaz.
194. Bhagavad Git<3 zerine ok geni bir klliyat mevcuttur; baz kaynaka bilgileri iin,
bkz, Eliade, Le Yoga, s, 380-381; kr. Bruce Long, a.g.y., s. 16-19. Alntlar Emile S^nart evirisinden (Paris, 1922) yapyoruz. En son km yorumlu eviriler iinde, Franklin Edgerton
(Harvard Univ. Press, 2 cilt, 1952) ve R. C. Zaehner'inkiler (Oxford Univ. Press, 1969) vazgeilmezdir,
Bhagavad Gita'daki Yoga teknii zerine, bkz. Le Yoga, s. 165 vd.
195. Kurban (yasna) araclyla gksel zn "aynlmas" zerine, bkz. G. Gnoli., "Lo stato di
'maga'," (Annali delhtituto Orientale di Napoli, zel say 15,1965, s. 105-117) ve aynt yazarn
104'e belirtilen dier almalar. Aynca kr. M. Eliade, "Spiril, Light and Seed" (HR 11, 1971,
s, 1-30), zellikle s. 18 vd.
Uzlamaz eliik ilkelerin srayla birbirini izlemesi konusunda, bkz, M. Eliade, La NostaJgie
de s origines (Paris, 1971), s. 307 vd.
287
XXV. B L M
kral
Keyhsrev (Kore) (41:2) Babil'in ykln hazrlamaktadr. Babil tanrlarnn stnlne inananlarn akl ksa srede karacaktr; nk bu tanrlar gsz ve hareketsiz putlardr (40:19 vd; 44:12-20 vb). Tek tanr Yahve'dir: "lk ve son benim;
benden baka Tanr yoktur" (44:6, aynca kr. 45:18-22). "nk Tanr benim,
bakas yok. Tanr benim, benzerim yok" (46:9).
Dier tanrlarn varl bile inkr edildiine gre, sistemli bir tektanncln en
kkten ifadesi sz konusudur. "Rahav' {Msr} paralayan, deniz canavannn bedenini deen sen deil
miydin?
derinliklerini
kurutan,
kurtulanlann gemesi iin denizin derinliklerini yola eviren sen deil miydin?"
(51:9-10). Hem yaratl hem de tarih, dolaysyla Srgn ve Kurtulu hep
Yahve'nin eseridir. Srgnlerin kurtuluu yeni bir "k" olarak yorumlanr. Ama
bu kez muzaffer bir geri dn sz konusudur: "lde yol, kurak topraklarda
rmaklar yapacam" (43:19). "Dalar, tepeler nnzde sevinle racak.... Dikenli al yerine am, srgan yerine mersin aac bitecek" (55:12-13; kr. 40:9-11;
54:11-14). Yeni k aceleyle yaplmayacak: "Aceleyle kmayacak, kap gitmeyeceksiniz; nk Rab nnzden gidecek, srail'in Tanrs artnz olacak" (52:12).
Dier milletler de hazrlanan kurtuluun iine katlacak: "Ey dnyann drt bucagndakiler, bana dnn kurtulursunuz, nk Tann benim, bakas yok" (45:22;
kr. 56:1-7, Yahve'ye yeni inanmaya balayanlar hakknda). Bununla birlikte israil,
ayrcalkl d u r u m u n u , egemen millet konumunu srdrecektir.
YAHUDILIIN SINAVURI
Kuds'n d, Yahuda krallnn yok olmas ve Srgn, aslnda byk peygamberlerin haber verdii tannsal yarglard. imdi ceza tamamlanmt ve Yahve
Ahit'i yeniliyordu. Bu kez Ahit ebedi olacak (55:3) ve kurtulu sonsuza dek srecekti (45:17; 51:6, 8); nk, '"sonsuz sadakatle sana sevecenlik gstereceim'. Seni kurtaran Rab byle diyor" (54:8). Yahve'nin kurtard srgnler, "sevinle
haykrarak Siyon'a varacaklar. Yzlerinde sonsuz sevin olacak. Onlarn olacak
coku ve sevin, znt ve inilti kaacak" (51:11).
Daha nceki klliyatta, bu cokunun, yceltimin, ok yakndaki kurtuluun kesinlii iinden doan mutluluk grntlerinin benzerine rastlanmaz. Hoea, Yeremya, Hezekiel israil'in kurtulacana olan inanlarn beyan ediyorlard. Ama ikinci
Iaya'nn yazar, bir eskatoloji gelitiren ilk peygamberdir. Gerekten de o, yeni bir
an afann skn haber verir, iki a -henz tamamlanm a ve her an
balamak zere olan yeni a- arasnda kkten bir fark vardr. Dier peygamberler
trajik bir an sonuyla, yaklaan mkemmel ve mutlu bir dier a, srail'in
ahlaksz tutumunun sonunu, onun Tanr'ya samimi bir dnle kendini yenileyebileceini vaaz ediyorlard. Buna karlk, ikinci aya yeni an aln, Tann tarafndan belirlenen bir dizi mucizevi sahne ieren dramatik bir anlat gibi sunar: 1)
Babil'in Yahve (4-3:14-15 vb), Tanr'nm arac Keyhsrev (41:25 vb) veya israil
tarafndan (41:14-16) yklmas; 2) israil'in kurtuluu, yani srgnlerin zgrle
kavumas (49:25-26), l gei (55:12-13), Kuds'e var (40:9-11) ve dnyann
drt bir kesine dalm olanlarn bir araya gelii (41:8-9); 3) Yahve'nin Siyon'a
dn (40:9-11); 4) Yeniden ina ile (44:26), cemaatin oalmasyla (44:1-5), hatta
Aden bahesine evirme tr deiimlerle (51:3) lkenin ihyas; 5) Milletlerin
Yahve'yi kabul edip, kendi tanrlarndan uzaklamas (51:4-5).' Bu eskatoloji senaryosu daha sonraki peygamberler tarafndan da yeniden ele alnp gelitirilecektir (
197). Ama hibiri ikinci Iaya'nn hayal gcne ve ruhani derinliine eriemez.
Kulun arklar adyla bilinen drt iir (42:1-4; 49:1-6; 50:4-9; 52:13; 53:12),
Yahudi halknn ektiklerini zgn ve dramatik bir biimde dile getirir. Bunlann
yorumu saysz tartmaya yol amtr. "Yahve'nin Kulu" (ebhed
yahveh)
byk
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - 11
yklendi...
Oysa bizim
isyanlarmz
deildi,
bizim
sularmz yznden o eziyet ekti. Esenliimiz iin gerekli olan ceza ona verildi.
Bizler onun yaralanyla ifa bulduk" (53:4-5).
Kitab Mukaddes'in Hristiyan yorumlar, "Yahve'nin Kulu"nda bir Mesih beklentisi grmtr. Bu yorumu glendiren birok blm vard. "Yahve hepimizin
cezasn ona ykledi... Kesime gtrlen kuzu gibi... hi amad azn... acmaszca yarglanp lme gtrld" (53:6-8). Gnll kurban olan "Kul," "bakaldranlarla bir sayld. Pek oklarnn gnahn o zerine ald, bakaldranlar iin de
yalvard" (53:12). Ama "cann feda ettii iin grnce honut olacak... ganimeti gllerle paylaacak" (53:11-12). Bu da yetmez: Yahve "KuF'unu "milletlere
k" yapacaktr, "yle ki kurtarm yeryznn drt bucana ulasn" (49:6).
Bu metinler, ibrani dinsel dncesinin doruklar arasndadr. "Yahve'nin Kulu"nun getii snavlar araclyla evrensel selamete eriilmesi, Hristiyanln habercisi gibidir.
YAHUDLN SINAVLARI
u n {sonl niye
"O gun Rab yukarda, gkteki gleri ve aada, yeryzndeki krallan cezalandracak. Zindana tklan tutsaklar gibi cezaevine kapatlacak ve uzun sure sonra cezalandrlacaklar.
Ayn yz kzaracak, gne utanacak; nk her eye egemen Rab Siyon danda, Kuds'le
krallk edecek" (24:21-23; 25:12).
4
Yahve ve israil'e kar su ilemi milletlere kar verilecek eskatolojik savan ardndan, bolluk ve banla dolu bir cennet a balayacaktr (Yoel 4:2-3, 12; 4:18-21).
' Fohrer, a.g.y., s. 340.
2 9 1
D N S E L N A N L A R V E D $ U N C E L E R T A R H - II
gnahkrlarda olduunu bilir: "ama sulannz sizi Tann'nzdan ayrd" (59:2). 6 Gerek ikinci Iaya'ya, gerekse Srgn sonras peygamberlere gre, yeni an balangcndan nce ok byk tarihsel altstlkler yaanacaktr (Babil'in k, milletlerin Kuds'e saldrs ve sonra yok edilmeleri).
Eskatolojik kurtulurun dier halklara da yaygnlatrlmas, israil dininin daha
sonraki geliimi asndan nemli sonulara gebedir. Yahve, kinci aya'da (Iaya,
51:4-6) tm milletlere seslenirken, "k gibi gelecek selameti"nden sz eder. "O
gn insanlar kendilerini yaratana bakacaklar, gzleri israil'in Kutsaln grecek"
(17:7). Evrensel kurtulu Sefanya'da daha da ak biimde duyurulur (3:9): "O zaman birlikte bana yakarmalar, omuz omuza bana hizmet etmeleri iin, halklarn
dudaklarn pak klacam." Bununla birlikte herkese vaat edilen kurtulua yalnzca
Kuds'te, israil'in ulusal ve dinsel merkezinde ulalabilecei sk sk belirtilir (Iaya
2:2-4; 25:6 vd; 56:7; Yeremya 3:17; Zekeriya 8:20 vd).
Yalnzca tarihsel dnyay ilgilendiren benzer kehanetlerin yan sra, btnl
iinde kozmosa ilikin daha arkaik trde (kr. 12) ngrlere de rastlanr. Hagay
(2:6), Yahve'nin "yeri, g, denizi, karay sarsacag"n duyurur. Maher gnne
dnyay yok edecek kozmik felaketler elik edecektir (Iaya, 34:4; 51:6). Ama Yahve
"yeni bir yeryz, yeni bir gk" yaratacak ve "gemitekiler anlmayacak, akla bile
gelmeyecektir (Iaya, 65;17). Bu yeni yarattklar sonsuza dek duracak (66:22) ve
Yahve "sonsuz k" olacaktr (60:20). Kuds bile yenilenecek (Zekeriya 2:5-9) ve
"Rab'bin kendi azyla belirledii yeni bir adla" anlacaktr (Iaya 62:2). Daha
birok eskatoloji senaryosunda da grld gibi, yaratln yenilenmesi baz
"cennet" unsurlarn da kapsayacaktr: saysz zenginlikler, benzersiz bereket,
hastalklarn yok olmas, uzun mr, insanlarla hayvanlar arasnda ebedi bar, pisliklerin yok edilmesi vb. Ama o n a n h p ilk mkemmelliine geri dndrlm evrenin ana dayana, gerek bir "dnyann merkezi" olan Kuds olacaktr.
soyundan geldigi varsaylr. Iaya, "bir ocuk"tan, "Davud'un taht"na oturacak "bir
Peygamber Malaki (MO V. yzyl), "Yahve'nin gun'nn hangi tarihte geleceini belirtmeyi
reddeder. nemli olan isel hazrlktr; nk "onun gelecei gn" (3:2) her an belirebilir.
Iaya, 24:23; 33:22; 43:15; 44:6; "Onlan Siyon danda bugnden sonsuza dek ben
[Yahve] yneteceim" (Mika 4:7; kr. 2:13); Zekeriya 9:1-8; vb.
2 9 2
YAHUDLN SINAVLARI
yalnzca
Yahve'nin esendir.
yundan bir lmldr; Davud'un tahtna oturup adaletle hkm srecektir. Baz tarihiler, Mesih beklentisinin eskatolojik cokunun harekete geirdii, ama yine de
Davud monarisine bal kalm evrelerin iinden kt sonucuna varmtr. Ama
bu gruplar yalnzca bir aznl temsil ediyordu ve bu nedenle Mesih beklentisinin
byk bir etkisi olmamt. 9 Aslnda sorun daha karmaktr. brani dinsel dncesinin zgnl konusunda herhangi bir kukuya yer yoktur, ama gelitirdii kraliyet ideolojisi byk Dou monarilerinde grlen, kraln "kurtanc" rolyle benzerlikler tar. 10
Eskatolojik
arlaryla
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
199. Yasacln lerleyii Pers egemenlii altndaki iki yzyllk ban dnemi
boyunca, Srgn'den nce balam ve tutsaklk srasnda da devam etmi yasac reform yerini kesin bir biimde salamlatrd. Babii'de, Yahve'nin halkna aidiyetin
kusursuz simgesi olarak snnet yeniden deer kazand. abat'a gsterilen sayg,
Ahit'e balln kant oldu (Iaya, 56:1-8; 58:13-14). Levililer'de yer alan (17.-26.
bablar) ritel kurallar. Srgn srasnda son halini ald. "Kutsallk Yasas" ad verilen ve Musa'ya atfedilen bu kurallar btn, hayvan kurban trenlerini, cinsel
iliki ve yasaklan, bayram takvimini, tapmn aynntlann dzenlerken, ritel temizlik ve kirlilik zerinde durur. Brhmaalar gibi (kr. 76), "Kutsallk Yasas"
da hayatn ilevlerini ve toplumsal davranlar ritelletirir. Amac, Yahve'nin vaat
ettii lkeyi yeniden fethe hazrlamak iin srail'in temizliini korumaktr. Halk,
yabanc ve kirli bir dnyann ortasnda etnik ve tinsel kimliini koruyabildii
oranda, ayakta kalabilecektir.
Ulusal yaamn yeniden inas, arak byk peygamberlerde olduu gibi ruhun
gerekletirdii bir isel dinsel kabulden deil, Yasann (Tora)
mutlak otoritesi
altnda cemaatin etkili rgtlenmesinden beklenmektedir. Tapm, Tann'nn yceltilmesinden ok, israil'in "kutsall," yani srekli gnahlarn tehdidi altndaki ritel
temizlii zerinde younlar. Kamusal gnahlann kefareti hatr saylr bir nem
kazanr. Byk Kefaret Gn'nn (Yom Kipur)
"Kefaret sistemi yle iyi kurulmutur ki, yeni ve daha iyi bir dzen umuduna hi
yer brakmaz. Ruhban snfn anlatlarnda eskatolojiden veya mesihilikten iz yok2 9 4
YAHUDLN SNAVLAR!
tur. Bu anlatlara gre israil, selametinin yzyllar boyunca srp gitmesi iin gerekli tm kurumlara sahiptir." 12 Yasann uygulann denetleyebilecek tek otorite
ruhban snfyd. Pers dnemi boyunca dinsel hayata hkmeden ruhban egemenlii
yaplarn daha Srgn zamannda oluturmutu.
Kral I. Artakserkses'in saraynda yaayan bir Yahudi, Nehemya M 430'a doru
Yahuda valisi oldu ve Kuds surlarn onarma iznini ald. Ayn zamanda dinsel reformlara gitti (baka reformlarn yan sra, srailli olmayan kadnlarla evli din
adamlarnn grevden alnmasn dayatt). Bir dier dinsel nderin, Nehemya'nm
balad ii srdren - m u h t e m e l e n M V. yzyln ilk yllarnda- dier dini lider
Ezra'nn tarihi ise yeterince bilinmemektedir. 1 3 O da uralarnda ilk sray israil'in
"ritel adan temizlii"ne veriyor ve karma evliliklerin bozulmasn emrediyordu.
Kukusuz sz konusu olan rk bir nlem deildi. Tehlike dinsel nitelikteydi;
nk farkl budunlarla evlilikler araclyla Yahveciligin btnl tehdit altna
girmiti. Yine de Ezra'nn reformu etnik ayrmcla ve Yasaclgn glenmesine
yol at. Bundan byle israil blgesine bu akm egemen oldu. Rivayete gre (Nehemya, 8) Ezra, "dinleyip anlayabilecek yataki kadn, erkek herkesin" katld bir
toplant dzenledi ve orada Musa'nn "Yasa Kitab'n" okudu. Burada sz edilenin,
Pentatk un tamam m, yoksa bir blm m olduunu saptamak olanaksz. Ama
bu trensel okumadan beri, srail dini kutsal yazlara "resmen" sahip olmutur.
ok erken alarda. Yasa (Tora)
12
13
D N S E L N A N L A R V E D U M C F . L E R T A R H - II
200. Tanrsal Hikmetin Kiiletirilmesi Yahudiliin tarihinde hatn saylr sonulara yol aacak en nemli olay, Helenizm'le yaanan atma oldu. Yunanlarn Filistin'le ilikileri, ge tun andan beri sreklilik kazanmt. lk binylda Filistin'e Yunan akn durmadan artt ve Pers egemenliinde bile srd. 1 6 Ama zellikle
iskender'in zaferlerinin ardndan Helen kltrnn etkisi rktc boyutlara ulat.
Yunan dili, kltr ve kurumlar (okullar, gymnasium'fo
de deil, skender'in lmnden (MO 323) sonra Msr'da h k m sren Ptolemaioslann ynetimindeki Filistin'de de her yere yayld. 17
Tpk Romallarda olduu gibi, zellikle peygamberlerden itibaren tarihe dinsel
anlamlar yklenmiti. Baka bir deyile, tarihsel olaylar israil'in siyasi yazgsn
deitirip ekillendirirken, ayn zamanda selamet tarihi iinde de nemli anlar
oluturabiliyordu. lbranilere gre milli siyaset dinsel etkinlikten ayn bir ey deildi: Ritel temizlik, yani israil'in korunmas siyasi bamszlkla uyumluydu. Helenizm'in giderek artan etkisi, Filistin'de farkl siyasal, dinsel ve kltrel ynelilerde kendini hissettiriyordu. Aristokrasi ve burjuvazinin baz kesimleri, Helen
Au/Wdrung'unu [aydnlanma! ne kard baz dnce ve kurumlar lkeye sokmaya alyordu. Dorudan ulusal kimlii tehdit eden bu "liberal" ve kozmopolit
n
15
16
17
Nebiim (Peygamberler): Eski Ahit'in ikinci bolm denilen (ilk blm Yeu, Hakimler,
Samuel ve Krallar'd) iaya, Yeremya, Hezekiel ve Onikilere (Hoea, Yoel ve Amos gibi dier
ahsiyetler) atfedilen kitaplar -yn.
Birok tarihinin Eyb Kitabn Srgn sonras dneme tarihlendirdigini hatrlatalm.
Kr. Morton Smith, Palestinian ParUes and Politics that Shaped the Otd Testament, s. 58 vd,
228 vd.
E. Bickermann. Der Cott der Makkabaer, s. 59 vd; V. Tcherikover, Hellenistic Civilzation and
ihe jevvs, s. 90 vd; Martin Hengel, Jttesin and Hellenism, 1, s. 65 vd.
2 9 6
YAHUDLN SINAVLARI
anlaylan eletirmek ve reddetmek amacyla yazlm metinlerde bile bu anlaylarn izlerine rastlanyordu.
Hikmetin (hokma) kiiletirilmesi bu dnemin en zgn dinsel yaratmlar
arasnda yer alr. Sleyman'n zdeyileri'nin* (muhtemelen M III. yzyln ortasna doru yazlm kitap) ilk dokuz blm. Hikmetin tannsal kkenini yceltir
ve niteliklerini sayar. "Rab, yaratma iine baladnda ilk beni yaratt. Dnya var
olmadan nce, ta balangta, ncesizlikte yerimi aldm.
Enginler
yokken...
dodum ben..." (8:22-24). "Ben bilgelik (hikmet) olarak ihtiyat kendime mesken
edindim. Bilgi ve saggr bendedir"; "Krallar sayemde egemenlik srer, hkmdarlar adil kurallar koyar... nderler, adaletle yneten soylular sayemde ynetirler" (8:12 vd). Baz yazarlar b u yaklamda, Yunan felsefesinin etkilerini bulmutur.
Bununla birlikte tanrsal ve kiilemi bir kendilik olarak Sophia
(Yun. Sophia=-
hikmet), grece ge bir dnemde ortaya kmtr; ona zellikle Hermesi yazlarda,
Plutarkhos'ta ve Yeni Platoncularda rastlanr. 18 Baka bilginler ise. Yunan etkisinden
nce grlen Sami kkenli kout gelimeleri,
zellikle
de Elephantine'deki"
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - 1]
hikmet yorumlar ve ona yklenen yeni deerler, neredeyse Yahudiliin grnm n kkten deitirecek, derin bir krizi yanstmaktadr.
Bu terimin anlam kesin bilinmemektedir; Kohelet muhtemelen "meclis reisi"ne veya "hatp"e
dayanarak tretilmi bir szcktr; kr. Hengel, Judaism and Hdlenism, I, s. 129.
Bundan sonra metinde Vaiz veya Vaiz Kitab olarak geecektir -yn.
2 9 8
YAHUDLN SINAVLARI
rarlanmak gerekir, "nk insann payna den budur" (5:17). insana uygun den
tek mutluluk, hazc niteliktedir. "Git, sevinle ekmeini ye, neeyle arabn i...
Gnein altnda Tann'nn sana verdii bo mrn btn gnlerini... sevdiin
karnla gzel gzel yaayarak geir; nk... payna decek olan budur. almak
iin eline ne geerse, var gcnle al; nk ller diyannda (eolj i, tasar, bilgi ve bilgelik yoktur" (9:7-10).
Bu ktmser aklclk baz Yunan felsefe okullanna benzetilmitir. Volcaire'den
bu yana birok tarihi ve kutsal metin yorumcusu bu metinde Stoacln, Epikuros'un veya Kyrene'li hazclarn etkileri bulunduunu ileri srmtr. 2 2 Helen
kltrnn Srgn sonras Yahudilik zerinde gl ve uzun sren etkileri olmutur (kr. 202). Bununla birlikte Vaiz'de bu etkilere rastlanmaz. Yunan filozoflar ve yazarlar, geleneksel mitolojileri ve teolojileri acmaszca eletirmiti. Ama
Vaiz'in yazan, Tann'nn varln inkr etmeyi brakn, onun gerekliini ve
gcnn her eye yettiini beyan etmektedir: 23 Hi durmadan, onun baglanndan
yararlanmak gerektiini yinelemektedir. stelik Vaiz ne tapm uygulamalarn, ne
de dindarl reddeder. Demek ki sz konusu olan ateizm deil, Tann'nn insanlar
umursamadnn kefinin yol at umutsuzlukla tevekkl arasndaki gerilimdir.
Hayattan zevk alma yolundaki bu agn, hakl olarak, Msr'daki Harpmm
arhs'm
22
23
Kaynaka referanslar iin, bkz. Hengel, a.g.y., II, s. 77, dipnot 52.
K. Hengel, I, s. 124.
2 9 9
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
eriebiliyordu.
Ama
Ben Sira bu "evTenselci" yorumu reddeder; hikmeti, dindarlk ve ibadetle zdeletirir. Tora, "Musa'nn resmen aklad Yasadan baka bir ey deildir" (24:23). 24
Baka bir deyile. Hikmet, Tanrnn yalnzca srail'e yapt bir batr; nk
Tann her halkn bana bir hkmdar atamtr, "ama israil Tanr'nn paydr"
(17:17).
Teoloji alannda Ben Sira geleneksel tavra dner. Tann'nn insanlann yazgsna
ilgisizletigi grn eletirir; baka bir ifadeyle hem Vaiz'i hem de Kuds'n kozmopolit evrelerinde moda olan Yunan felsefesini knar. zellikle de yaptnn
karln bulma retisini hakl karmaya urar: Tanrsal eserin mkemmelliini yceltir (39:16; 42:15, 22-25); dindarlarn ktlerden farkl bir yazgs olduunu; nk "en bandan beri iyiliklerin iyiler ve ktlklerin de ktler iin
yaratldn" hatrlatr (39:25). Uzun sre "dndkten" sonra u sonuca varr:
"Tanr'nn her yapt iyidir" (39:33). Son tahlilde, "tek doru Tann olacaktr"
(18:2).
24
Ben Sira, "Atalara vg'de (44:1; 49:16), Tevrat tarihinin byk isimlerini yceltir: Hanok,
Nuh, brahim, lshak ve Yakup, Musa vb. Hikmet klliyatnn hibir koutu olmayan, benzersiz bir metindir bu. (Hengel onu Helenistik edebiyattaki kahraman methiyelerine benzetir, de viris illustribus; Judaism and Hellesm, 1, s. 136). Ama yazar giderek soluunu yitirir ve
nce didaktikleen "vg" sonunda tekdze bir hal alr.
3 0 0
YAHUDLN S I N A V L A R I
202. lk Kyamet Kitaplar: Daniel ve I. Hanok Antiokhos IV Epiphanes devrinde (y. M 175-164) Helenizmle atma en u noktaya ulat. Zaten bir sredir
iki hizip arasndaki -Tobiyalar (evrenseiciler) ve Honiler (milliyetiler)- ztlk iddete dklme tehlikesi gsteriyordu. Helen yandalan, Tevrat Yahudiliini dier
ada bagdatrmac yaratmlara benzeyen, "modern" trde bir din haline getirecek
kkten bir reform istiyorlard. Yaklak olarak M 167'de Honilerm baarsz isyan
giriimini frsat bilen rakipleri, Antiokhos'a bir krallk fermanyla Tora'y ksaltmasn tavsiye ettiler. 27 Kuds Tapna, Fenikelilerin Baal'iyle zdeletirilen Zeus
Olympios'un bagdatrmac tapmana dntrld. Ferman, abat'a ve bayram
gnlerine uyulmasn, snneti ve Tora kitaplarn bulundurmay yasaklyor, bu
yasaklan ihlal edenlerin idam cezasna arptrlacan duyuruyordu. Filistin'in her
yerinde GentiJ tannlar iin tapnaklar dikildi ve halk onlara sungu tamak zorunda brakld.
Kenan'n fethinden beri, zellikle de monari dneminde israilliler,
batan
kanc dinsel bagdatrmaclk tehlikesini yaamt (kr. 113 vd). Ama Antiokhos Epiphanes'in saldrs ok daha ciddiydi. Geri Antiokhos'un niyeti Yahve'nin
yerine Zeus Olympios'u geirmek deil, putperestler asndan esas olarak isimsiz
25
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
kalm bir tanrya isim vermekti. 2 8 Zate birok Yunan ve Romal yazar Yahve'yi
Zeus'a benzetmiti. 29 Gelenekselciler asndan kutsalla hakaret olan byle bir
benzetme. Stoacln grkemli dinsel ve felsefi bakndan gzleri kamam Helen
dostu mnevverlerin byk blm iin kabul edilebilir bir olguydu. Ama sraillilerin ounun akl byle bir felsefi yorumu almyordu: Onlar Zeus'u, Gent/I'lerin
tapt ok sayda tanrdan biri olarak gryordu. Aynca daha ge bir dnemde tarihi Flavius Josephus'un kabul ettii gibi 30 Antiokhos kutsalla ynelik birok hakaretin (ncelikle Kuds'e kurulan tapmn oktanrl
nitelii),
haydutluun,
28
29
30
31
32
53
YAHUDLN SINAVLARI
Konumuz asndan esas olarak bu dnemin dinsel yaratmlar zerinde duracaz. Beklenecei zere, o an tarihsel olaylar dntrlm, ifreli mesajlar
yklenmi, zgl bir evrensel tarih bakyla btnletirilmitir,
ilk kyamet
evre-
sinde ortaya kar. "Sofular" olduka kapal bir cemaatti; Yasaya mutlak itaatin nemi ve nedamet getirmenin aciliyeti zerinde duruyorlard. Nedamete verilen byk
nem tarihe ynelik apokaliptik bir bakn dorudan sonucuydu. Gerekten de tarihin deheti o zamana dek grlmedik boyutlar almt. Bu nedenle, Daniel ve I.
Hanok, dnyann sonuna yaklatn ngryorlard; "sofular" Tann'nn artk fazla
gecikmeyecek yarg gnne hazrlanmalyd.
Daniel'in Kitab, bugnk haliyle M 164'e doru tamamland. Yazar, kendi
anda veya ksa sre nce yaanm olaylan yzyllarca nce dile getirilmi kehanetler olarak betimlemektedir. Bu yntem (vaticinia ex eventu)
ayrt edici niteliklerindendir:
34
kyamet kitaplannn
ve
dolaysyla
krallk
kuracak" (2:44).
Asurlulann (baka bir deyile. Yeni Babil Krall), Medlerin ve Perslerin, en sonunda skender'in birbirlerini
srecine iaret eder. Ama srail halknn varoluu asl drdnc krallk (yani Antiokhos Epiphanes'in krall) srasnda tehlikeye girer. Bununla birlikte Daniel'in
Kitab, bu yozlam dnyann sonunun yaklatnn ve daha sonra Tann'nn ebedi
krallm kuracann gvencesini verir. Ayrca Daniel, denizden kan birbirinden
farkl drt byk yarat grd kendi dn de anlatr. Bu hayvanlar lmeleri
mukadder drt krall temsil etmektedir; daha sonra tm imparatorlar zerindeki
egemenlik, "kutsallara, Yceler Ycesi'nin halkna" (7:27) verilecektir.
14
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
tarih anlayn
da ifade etmektedir. Mitolojik imgelemde Doulu bir kkenin kendini ele verdii
dorudur. Drt madenle simgelenen ve birbirini izleyen drt krallk izlegine hem
Hesiodos'ta, hem de ran'da rastlanmaktadr. Drt yaratn ise Babil'de, iran'da, Fenike'de birok ncl bulunmaktadr. 3 5 Ayn ekilde I. Hanok'ta sz edilen "byk
eon" da (16:1) "Byk Yl" retisine benzetilebilir. 36 Bununla birlikte, Daniel ve
Yahudi kyamet metinleri dier anlatlarda bilinmeyen bir unsuru gndeme getirir:
Evrensel tarihi oluturan olaylar artk ezeli ve ebedi kozmik dng ritmini yanstmaz ve yldzlara da baml deildirler; Tanr'nn
plan
uyarnca
geliirler.37
Bu
nceden hazrlanm planda, merkezi rol israil oynar; tarih drtnala sonuna doru
atlr, baka bir deyile srail'in nihai zaferi ok yakndr. Bu zafer yalnzca siyasi
dzlemle snrl kalmayacaktr; aslnda tarihin sona ermesi israil'in selamete ermesiyle edeerlidir; bu selamet Tanr tarafndan ezelden beri belirlenmi ve halknn
iledii gnahlara karn, Tarihin plan iine kaydedilmitir.
203. T e k Umut: Dnyann Sonu Dier anlatlarda olduu gibi, Yahudi kyamet
metinlerinde de birok fet ve maheri kozmik grng dnyann sonunu haber verir: Gece gne ve gndz ay parlayacak, emelerden kan akacak, yldzlar yrngelerinden ikacak, aalardan kan
damlayacak,
yerin
derinliklerinden
ate
36
37
38
YAHUDLN SINAVLARI
(7:9-14):
"Mahkeme kuruldu, kitaplar ald." Hanok da, esrime hali iinde grd dte,
tahtta oturan Tann'y ve "mhrl kitaplar" grm ve gkten kovulan meleklerle
dneklerin alevler iindeki bir uuruma atlmaya mahkm edildii durumaya
katlmt (90:20 vd 40 ). "Mahkeme t a h t f n d a k i "Yceler Ycesi" imgesi IV. Ezra'da
da yeniden ortaya kar: Gnahkrlar "Cehennem frm'na atlacak, erdemliler ise
"Hazlar Cenneti"nde dllendirilecektir (7:33-37 41 ). Mahkemenin ardndan ktlk
ebediyen silinecek, yozlama yenilecek ve gerek her yerde egemen olacaktr (IV.
Ezra 6:26-28 4J ). Atele verilen eskatolojik hkm anlay byk olaslkla Iran
kkenlidir (kr. 104).
Daniel, "Eskiden beri Var Olan "la mahkeme grs iinde, "insanoluna benzer
birinin" gkten iniine de tank olur: Eskiden beri Var Olan'tn huzuruna gtrlr
ve ona "egemenlik, ycelik ve krallk" verilir (7:13-14). Daniel, "nsanolu" ifadesiyle (baka bir deyile, "nsan") eskatolojik zaferin doruk noktasnda israil halkn
simgelemektedir. Bu ifade M 1. yzylda ok tutulacak, zaten Isa da kendisi iin bu
unvan seecektir. Helenistik dnyada yakndan bilinen mitolojik bir figr, Anthropos veya Ezeli nsan sz konusudur. Bu mit Hint-Avrupa kkenlidir (kr. Purua,
Gaymard), ama "lnsanolu"nun (= "insan") en yakn nclleri Iran-"Kalde" dinsel
badatrmadnda aranmaldr (kr. 216). Eskatolojik temsilcilik grevi verilmi Ezeli nsan dncesi. Kitab Mukaddes'e ait deildir. Yaratl'tan nce de var
olan bir dem'den ancak ge dnem Yahudiliinde sz edilecektir.'*3
59
I. Hanok, 90:33 ve Kyrene'li lason'un Yuda Makkabi'nin lmnden ksa bir sre sonra kaleme ald eseri de ayn aa aittir; kr. Hengel, l, s. 196.
40
Charles, Apocrypha, c. , s. 259-260.
41
A.g.y., c. II, s. 583.
42
A.g.y.,c. II,s. 576-577.
43
Aslnda Yahudilik, insanolunun Ezeli nsan mitinin bir eitlemesini oluturduundan habersizdi. Yahudi kyamet kitaplar nsanolunun eskatolojik roln yceltir, ama onun
3 0 5
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
Tanrnn
Rahibi olmutur.
Ayrca yeni
bir dnce de giderek belirginleir: ki ag (veya iki krallk) dncesi; "bu saltanat" ve "teki saltanat." Nitekim yle yazlmtr: "Ycelerin Ycesi, bir tek a
deil, iki ag yaratt" (IV. Ezra 7:50). 44 Bu ada zaferi "eytan'n krall" kazanacaktr. Aziz Pavlus, eytan' "bu dnyann tanrs" olarak ifade eder (Korintlilere
ikinci Mektup 4:4). Mesih'in devri yaklarken eytan'n gc doruk noktasna
kacak, yukanda ksaca saydmz felaketler ve aykr grngler oalacaktr
(bkz. s. 304). Ama eskatolojik savata Yahve eytan' yenecek, iblislerin hepsini ya
yok edecek veya boyun edirecek, ktl kkten kazyp atacak, ebedi hayat, nee
ve bar getirerek kendi kralln kuracaktr."" Baz metinlerde, cennete geri
dnten ve dolaysyla lmn ilgasndan sz edilir (IV. Ezra 8:52-54). Bununla
birlikte, tm mkemmelliine ve kalclna karn, yeni yaratlm bu dnya da
fiziksel
44
45
Yaral'tan nce var oluundan hi sz etmez; kr. Mowinckel, He That Cometh, s. 420 vd.
F. A. Borsch, Douda Ezeli insanolu olarak miolojik kral temas ortaya karmtr; kr. The
Son of Man in Myth and History, s. 89 vd.
Ayn eserde dnyann kanlmaz bozuluu arkaik dncesine de yeniden rastlanmaktadr:
"Yaratl oktan yaland; genlik ann gcn oktan geride brakt" (IV. Ezra 7:55).
Eskhaton'un tarihini "bilgeler" hesaplayabilir: bkz. Daniel 9:22 vd; 1. Hanok 10:12; 89;
90:17; 11. Ezra 4:5; 14:11; vb. Kr. W. Bousset, Reltgon des Judentums, 2. bask, s. 283 vd; P.
Volz, Eschatologie, 2. bask, s. 141 vd.
3 0 6
YAHUDLN SINAVLARI
oppositorum
eski bir gelenei de hesaba katmak gerekir. Bu birlik iinde, btn zlar,
dolaysyla "kt" de bir arada var oluyordu (kr. 59). Samuel'in mehur rneini hatrlatalm: "Bu sralarda Rab'bin ruhu Saul'dan ayrlmt. Rab'bin
gnderdii
kt bir ruh ona sknt ektiriyordu" (I. Samuel, 16:14). Dier dinlerde de grld zere "dualizm," hem dili, hem de geleneksel teoloji postulatlarn sorgulayan
bir tinsel krizin ardndan belirginleir. Bu krizin sonularndan biri de, hayatn,
gerekliin ve tanrsalln olumsuz ynlerinin kiiletiriImesidir. O zamana dek,
(ztlarn: gndz/gece; hayat/lm; iyilik/ktlk; vb birbirini izlemesine dayal)
evrensel
srete
hem de yalnzca ona ait bir ilevle, zellikle de Ktlk ileviyle donatlr (kr.
195). Muhtemelen eytan, hem arkaik Yahve imgesindeki bir "b)nme"den (bu
blnme, tanrsalln gizemi zerine yrtlen dnce abasnn sonucudur), hem
de dualist Iran retilerinin etkilerinden kaynaklanmtr. Her ne olursa olsun,
Ktln kiiletirilmi biimi olarak eytan figr Hristiyanln oluumunda
ve tarihinde de nemli bir rol oynayacak, daha sonra da XVIII. ve XIX. yzyl Avrupa edebiyatnda saysz dnm geiren nl bir kiilik haline gelecektir.
Eskhaton ve yeni yaratl konusunda, kyamet kitaplar tek bir anlay sunmaz.
Yazclar imdiki zamann fetlerini ve skntlarn "doum sanclar" veya "Mesihi sanclar" olarak ifade etmek konusunda gr birlii iindedir; nk bunlar
Mesih'in geliinden nce yaanr ve onun geliini haber verir. Iaya'da ve Srgn
sonras peygamberlerde olduu gibi, Mesih hep bir insan olarak kabul edilir; o,
Tann'nn Halk'nm kraldr. 47 Bir tek mek verecek olursak, Sleyman'n Mezmurlar (M I. yzylda yazlm bir eser), "adaletsiz egemenleri" ezsin ve "Kuds'
putperestlerden temizlesin" diye, Davud'un olu Mesih'in geliini hzlandrmak iin
edilen bir duay nakleder (17:22-24). "O adil bir kraldr... ve onun saltanatnda
hakszlk olmayacaktr; nk herkes aziz ve onlarn kral Mesih olacaktr" (17:26
vd, 29, 30).
46
47
Kumran metinlerinde, Tann'nn yaratt biri iyi, dieri ise kt iki ruhtan soz edilir (kr.
223); bu reti Zurvanilii artrmaktadr ( 213).
Kr. Mowinckel, He That Cometh, s. 280 vd, zengin bir kaynaka da sunmaktadr.
3 0 7
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
Bazlarna gre, Mesih'in krall hl imdiki eona aittir; bu krallk bir tr ara
dnem, zellikle de bir millenium
Ahdi ve Kumran metinleri, biri din adam dieri kral iki mesihten
Ahdi,
onun
dinsel ynetiminde "tm gnahlarn yok olacan... ve bizzat O'nun cennet kaplarn aacan... ve Azizlere Hayat Aac'nn meyvelerinden yedireceini" belirtir
(18:9-12). Ksacas ruhban snfndan olan mesih, ilk gnahn tm sonularm iptal
edecektir. 52
sa'nn vaaznn ve Hristiyanlk atlmnn da, Makkabiler isyan ile ikinci
Tapnan yklmas arasnda grlen Yahudi mesihi umutlarnn ve eskatolojik
speklasyonlarn ayrt edici niteliini oluturan manevi mayalanmayla uyumlu olduunu ekleyelim (kr. 224).
48
49
50
51
52
Bu dnce daha sonra Talmud speklasyonlarnda gelitirilecekti; kr. Moore, Judaism, II, s.
375 vd.
Charles, a.g.y., II, s. 582.
Sarihedrtn 99a, burada Talmud'daki farkl grler belirtilmitir; aynca kr. Moore, Judasm,
II, s. 375 vd.
Strack ve Billerbeck, Kommentar zum Neuen Testamentaus Talmud und Midrasch, II, s. 340.
Ringgren, La religion d'lsrael, s. 350; Mowinckel, a.g.y.. s. 382. Mesih a zerine
speklasyonlar, milattan sonra ilk yzyllarda Talmudu evrelerde srd. Ayn motifler
aralksz yineleniyordu: Putperestlerin yok edilmesi, Yahudilerin zaferi, Tann'nn mminleri
dllendirdii mutluluklar vb (bkz. Moore, judaism, II, s. 345 ve devamnda saylan kaynaklar). Baz metinler, o gn btn halklarn tek Tann'nn. Yahve'nin taprtm kabul edeceini
ekler (Moore, 11, s. 371). Ama apokalips yazarlannn ok sevdii, eskhaton tarihinin saptanabilecei inanc terk edilmitir. Mesih, Tann'nn setii anda gelecektir. O zamana dek
mminler kefaret demeli, nedamet getirmeli ve Yasaya itaat etmelidir (a.g.y., II, s. 350 vd).
3 0 8
YAHUDLN SINAVLARI
rnun iaretlerini grp zyorlard. Yahudi halknn durumu ktletike, imdiki eonun sonuna yaklat kesinlik kazanyordu. Ksacas, dehetin artmas selametin yaknlnn habercisiydi. Gelecekte de tarihsel olaylarn yol at aclara dinsel
deer yklenmesi birok kez yinelenecek, stelik bunu yapanlar yalnzca Yahudiler
ve Hristiyanlarla snrl kalmayacakt.
Tarihin basks nnde bir ka ya da hayallerle beslenen bir iyimserlik deildir sz konusu olan. Kyamet edebiyat, z ve kkeni tanrsal nitelikte, kutsal bir
ilim oluturuyordu. Daniel'in yazarnn belirttii gibi (2:20-22), "bilgelere hikmeti
veren," Tanr'dr; "derinlikleri ve gizleri ortaya seren, karanlklarda olanlar bilen
O'dur." Efsanevi bir kiilik, balang ann rnek alnacak bilge ve peygamber
imgesi olan Hanok, 5 3 artk ok poplerdir: O, Tufan ncesi kuan ve gkten kovulan meleklerin yarglanaca gnn ok yaknda olduunu nceden bilmiti. imdi yeni bir vahiy bildirmekte ve insanlan nedamet getirmeye armaktadr; nk
ikinci yarg gn yaklamaktadr. Tpk Daniel gibi, Hanok da kutsal ilmi dlerinde ve grlerinde edinir (1. Hanok, 13:8; 14:1; 83:1 vd; 93:1 vd). Onu gksel gizemlerle melekler tantrr ve esrime yoluyla gkyznde yolculuklara kar (bl.
12-36); orada Tanr evrensel tarihin bandan sonuna dek yazl olduu levhalar
grmesine izin verir.
Zamann balangcnda T a n n sofuluklar ve gr yetenekleriyle isim yapm
baz kiiliklere gizli ilmin perdesini amt. Bu eitim batmi nitelikteydi, "mhrlyd"; baka bir deyile, kutsiyeti olmayanlara ak deildi. Daha sonra baz srad varlklara da aktarld. Ama balang dnemi zamanlarn sonu (esfehctfon) ile
kout olduuna gre, kutsal ilim imdi yeniden ve yine snrl bir erginlenmiler
topluluuna vahyedilmektedir. 1. Hanok'ta (1:6), nsanolu erginlenmi tipinin
mkemmel mei, "tm gizlerin efendisi" olarak betimlenmicir. Tahtna yerletiinde, "hikmetin tm gizleri o n u n azndan fkracaktr." 54 En zgl nitelikleri hikmet ve akldr. 55 "Gizli (kurtarc) ilim" izleginin Helenistik ada ok yaygm
olduunu ( 209) ve tm Gnostik okullarn gerekesini oluturduunu da ( 229)
ekleyelim. 56
53
Rivayete gre, Hanok Tufan ncesi patriarklardan biriydi: "Tann yolunda yrd, sonra ortadan kayboldu; nk Tanr onu yanna almt" (Tekvin 5:24). Bu blmn devamnda
okuyacanz satrlar, Hengel'in zmlemelerine ok ey borludur, a.g.y., s. 204 vd.
* A.g.y., 51:3.
55
Dier rnekler iin bkz. Mownckel, a.g.y., s. 375 vd, 385 vd.
56
Hindistan'da, erginleyici biimde aktarlan gizli irfan retisi Upanijadlar andan beri bulgulanmaktadr, ama bu reti zellikle Tanrac klliyatta gelitirilecektir (kr. c. 111).
3 0 9
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
hem
de onu
nk temelde
mulard. Nitekim onlarn ilmi kozmosu, Tarih'i ve gksel dnyay olduu gibi,
eskhaton
nak yoktu. Esrime yoluyla salanan grlerle veya erginlenme yoluyla ulalabilen
batini btncl ve kurtanc bir ilme ilikin bu anlay baka dinsel geleneklerde de
bulgulanmaktadr ve antik Hristiyanlk tarafndan da paylalacaktr.
Kyamet kitaplan dnda baka hibir Yahudi dnce akm, Helenistik-Doulu
dncelerden bu denli yararlanmamtr. Buna karn kyamet kitapiannn temelinde, yine de selamet tarihine ilikin Eski Ahiti anlay yatar. 58 ok nemli bir tinsel olayla, zellikle de badatrmaclgn
yd at dinsel yaratclkla
kar karyayz.
57
56
55
Y A H U D I U G I N SIMAVLARI
Sonu olarak, Antiokhos Epiphanes'in kutsalla saldrs ve Makkabilerin zaferle sonulanan ayaklanmas, Yahudiliin gelecekteki yneli ve yaplarn belirlemitir. Antiokhos yandalarn harekete geiren "an Tora kartl," "ar Tora
yandalgfna hz vermi ve sonuta Yasann ontolojisini glendirmiti. 6 0 Tora,
mutlak ve ezeli ve ebedi gerek, yaratln mkemmel megi konumuna ykseltildi. Rabbi Simun ben Laki'e gre (MS 111. yzyl), dnyann var olabilmesi israil'in Tora'y kabul etmesine balyd; yoksa dnya yeniden kaos haline geri dnecekti. 61 Tora'y oluturan 248 buyruun ve 365 yasagm her birine, kozmik bir anlam yklendi. 248 organ ve 365 damarla yaratlan insan, kendi yapsyla hem
Tann'nn eserini (kozmos), hem de onun vahyini (Yasa) yanstyordu. 62 Tora, mutlak gerek olarak, hayat kaynayd. Hillel'in yazd gibi, "ok Tora olan yerde,
ok hayat vardr." 63
Ama Tora'nn yceltilmesi Yahudiliin yazgsn kkten deitirdi. Peygamberlerden (Nebiim) beri, "evrenselci" ve "tikelci" eilimler arasndaki gerilim, ibrani
dinselligi iin uyarclk ilevi grmt. Bu kesin ve yaratc ztln nedeni, esas
olarak Vahiy'in paradoksal niteliiydi. Gerekten de Tann'nn larib. iinde yer alan,
yani Yahudi
halkyla
rensel balamda
diasporann artc geliimi ve ksmen de dini yayma abalan sayesinde, Yahudilik evrensel
tepki, "Tora'ya saplanp kalma" ad verilen olguya yol at; 64 ama bu tr bir
"saplanp kalma" evrensel bir dinin gelimesini engelleyici bir etkendi. Geri ulusal
kimliin savunulmasnda belirleyici rol Yasa oynuyordu, ama evrensel bir misyon
bilinci gl ve halk destekli bir milliyeti akmn yan sra zgrce geliemezdi.
Zaten bu d u r u m , Yahudi nebiim ruhuyla hareket eden ilk Hristiyan kilisesinin,
60
61
62
63
64
Hengel, c. I, s. 292 vd. Eskaoloji, yani Helenizmle girilen savan "ikinci cephesi," Tora'nm
her alandaki varln snrlayabilecek tek gt; gerekten de Tora sonunda hem tarihsel
imdiki zamana hem de kozmik ritimlere egemen olacakt (a.g.y., s. 312).
R. Eliezer B. Hyrkanos (y. MS 100) u szleriyle Un kazanmtr: "Eer Tora olmasayd. Gk
ve Yer var olmazd." Metni aktaran Hengel, c. I, s. 172. Baka kaynaklar iin bkz. Moore, Judism, I, s. 266 vd, 450 vd.
ki yzyl sonra, Tantraclkta da benzer bir insan biimli kozmik sistem ve ritel
grlecektir; kr. c. III.
Pirfe Abhot, III, 7.
Kr. Hengel, c. I, s. 312. Diasporada bile Tevrat'n ncelii tartmasz kabul ediliyordu. Alegorik yorumlar Kutsal Metnler'in ak anlamn geersiz klmyordu ve Philo yasa ve yasak
buyruklarm kabul ediyordu.
311
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - 11
lsrailoguliannn o denli nefret ettii Samiriyeliler (Elilerin leri 8:4 vd) ve ksa
bir sre sonra da Antakya'nn Yahudi olmayan ahalisi iine (Elilerin leri 11:19
vd) neden misyonerler gnderme karan aldn da aklar. "Tora'nn ontolojisinin
yerini, Tann'nn tarih iindeki zgr ve kunarc vahyinin, ulusal veya tarihsel nitelikteki snrlar artk tanmayan bir vahyin ifadesi olarak, Hristoloji ald." 65
Tora'nn deimezlii ve yasachn zaferi eskatolojik umutlara da son vermiti.
"Kyamet kitaplan bile giderek yok oldu ve yerini Yahudi mistisizmi ald." 66
Yine de Yahudiliin bak asndan evrensel misyonun terk edilmesinin srail
cemaatini kurtarmak iin denmesi gereken bedel olarak grldn eklemek gerek. Sonuta iin z Yahudi halknn tarihsel srekliliiydi. Yalnzca "milliyetilik" deil, her eyden nce "seilmi halk" kavram evresinde ina edilmi bir
teoloji sz konusuydu, israil, Yahve tarafndan seilmiti; O'nun halkyd. Dolaysyla Yahudi halk Tanr'nn iradesiyle kutsanm bir tarihsel gerekligi oluturuyordu. Ulusal yabanclama bir
tarafndan
kutsanm
tr
dneklikle, yani
kutsallna
dorudan
kfrle
kendi
kkeni
edeerliy-
di. O halde Yahudi halknn birinci grevi, tarihin sonuna dek, kimliini hi bozulmadan korumak, baka bir deyile her saman Tann'nn emrine amade kalmakt.
ELETIREL KAYNAKA
196. Yahudi halknn srgnden sonraki yaam zerine ok geni} bir klliyat olumutur.
Yakn tarihli baz almalar hatrlatalm: K. Gallng, Studien cur Geschichtc Israes im persischen
Zeitalter (Tbingen, 1964); E. Bickerman, From Ezra t o the Last of Maccabees: Foundation s of
Post-biblica! judaism (New York, 1962); 1. L. Myres, "Persia, Greece and Israel" (Palestme
Exploraon Quarterly, 85, 1953, s. 8-22). Dinsel tarihe genel bir bak iin, bkz. Georg Fohrer,
History of Israeite Religon (Nashvil!e-New York, 1972), s. 330-390.
Deutero-laya ("ikinci iaya") zerine, bkz. P. E. Bonnard'n son derece zengin eseri: Le
Second Isaie, son dsciple et leurs iditeurs (Isale 40-68), Paris, 1972.
ikinci Iaya'nn baz blmlerinde Iran etkileri saptanmtr. rnein aya, 50:1 l'de, "ate
yakanlar'dan sz edilir; bu, Avesta'daki athravan terimiyle edeerlidir. Kaynaka iin bkz. David Winston, "lranian Component in the Bible, Apocrypha and Qumran," (HR 5, 1966, s.
183-216), s. 187, dipnot 13. 44. ve 45. blmlerde ran etkisi daha da belirgindir; bu
blmlerin "Keyhsrev'in Silindirleri" ve Yasna, 44 ile benzerliklerine dikkat ekilmitir. Kr.
Morton Smith, "II Isaiah and the Petsians," JAOS, 83-84, 1963, s. 415-421 ve Winston'n
sayd kaynaka, s. 189, dipnot 17.
Kulun arklar zerine, bkz. I. Engnell, "The 'Ebed Yahweh Songs' and the Suffering Messiah in 'Deutero-IsaialT (Bulktin of The John Rylands Library, 1948, s. 54-96); C. Lndhagen, The
Senan Motif in theOld Testament (Uppsala, 1950); J. Lindblom, The Seman Songs in DeuteroIsaiah (1951); C. R. North, The Suffering Servant m Deutero-lsaiah (1942; 2. bask, Londra,
1956) ve yorumu: The Second Jsaiah (Oxford, 1965); H. A. Rowley, The Servant of the Lor d
(Londra, 1952); S. Mowikel, He That Cometh (New York, 1955), s. 187-260; W. Zimmerli ve
j. Jeremias, The Servant of God (2. bask, Londra, 1965).
197. Peygamber Hagay hakknda, bk2. Theophane Charry, O. F. M., Agie-Zacharie-Matackie
("Sources biblques" dizisi, Paris, 1969); F. Hesse, "Haggai" (Rudoiph Festschrift iinde. 1961, s.
109-134); K. Koch, "Haggais unreines Volk" (Zeit.f. alttestamentliche Wissenschaft. 79, 1967,
52-66).
Zekeriya zerine, kr. T. Charry. a.g.y.-, K. Galling, Siud/en..., s. 109-126; Otto Eissfeldt, The
Old Testament: An Introduction (lng. ev. Oxford-New York, 1965), s. 429-440 (zengin bir kaynakayla birlikte, s. 429, 762).
Eskatolojideki gelimeler zerine, bkz. G. Hlscher, Der Ursprung der Jdischen Esckatologie
(Giessen, 1925); P. Volz, Die Eschatoloffe der jdischen Gemeinde in neutestamentlichen
Zeitalter
(2. bask, Tbingen, 1934); G. Fohrer, "Die Struktur der alttestamentliche Eschatologie" (Studien zur alttestamentliche Prophetie iinde, 1967, s. 32-58). Ayrca bkz. 198'de belirtilen kaynaka.
1198. Kutsal Kitap'taki Mesih anlaylar zerine, bkz. H. Gressmann, Der Messias (Gttingen.
1929); A. Bentzen, King and Messiah (Londra, 1955; Messas. Moses redivivus, Menschensohn'un
3 1 3
D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I -
[Zrih, 1948] evirisi); L. E. Browne, The Messianic Hope in its HstoricaJ Seuing
(1951); H.
Ringgren, "Knigund Messias" (Zeit.f. alttest. Wiss., 64, 1952, s. 120-147);!. W. Manon, The
Senant-Messah
(Cambrtdge, 1952); S. Mowinckel, He Tkat Cometh, s. 280 vd; Joseph Klausner, The Messianic deas in Israelfrom its Beginnmg 10 the Completion of the Mishnah (New York.
1955); G. Fohrer, Messiasfrage und Bibelventndms
(1957). Aynca bkz. 203'teki kaynaka.
Talmudu anlaylar iin, kr. G. F. Moore, Judaism in the First Cemuries oj (he Christian Era
(Cambridge, Mass., 1927,1930; yeni bask 1971), 11, s. 349 vd; Gershora Scholem, The Messianic Idea m Judaism (New York, 1971), s. 1-78.
Byk dogu monarilerinin kraliyet ideolojisi ile sraillilerde kurcanc-kral mitsel motifi
arasndaki ilikiler konusunda, bkz. G. Widengren, "Early Hebrew Myhs and Their Interpretation" (S. H. Hooke, Myth, Rtual and Kngshp iinde, Oxford, 1958, s. 149-203), s. 168 vd; ayn
yazar, Sakrales Knigtum im Alten Tes tameri t und im Judentum (Stuttgart, 1955), s. 30 vd.
199. Pentatk'n yazmnn tarihi olduka karmaktr; gndemdeki sorunlar ve kaynaka
iin, bkz. O. Eissfeldt, The Old Testament. s. 155-240; kr. a.g.y., s. 241-300: en eski tarihsel
kitaplarn (Hoea, Hkimler, Samuel, Krallar) metin zmlemeleri.
EzTa ve Nehemya'nm zamandizini birok sorunu beraberinde getirmektedir; bkz. J.
Wright, The Date of Ezra's Corning to Jerusalem (Londra, 1947); ayn yazar, The Building of the
Second Temple (Londra, 1958); A Gelston, "The Foundations of the Second Temple" (VT 16,
1966, s. 232 vd); H. Rowley, "The Chronological Order of Ezra and Nehemia" (The Servant of
the Lord iinde, Londra, 1952, s. 131 vd); ayn yazar, "Nehemiah's Mission and its Historical
Background" (Bul/elin of the John Rylands Library, 37, 1955, s. 528 vd); H. Cazelles, "La Mission
d'Esdras" (VT 4, 1954, s. 113 vd); S. Mownckel, Studen zur dem Buche Ezra-Nehemia, I-III (Oslo, 1964-65); F. Michaeli, Les livres des Chronicjues, d'Esdras et de Nehemie (Neuchtel, 1967).
Kellermann'a ve onun ardndan Morton Smith'e gre, Ezra Nehemya'dan ncedir; kr. U. Kellennann, Nehemia: Quel!en, UeberJiefenmg und Geschchte (Zeit f. Alttest. Wss., Beihefte 102,
Berlin, 1967); ayn yazar, "Erwagungen zum Problem der Esradatierung" (Zet f Alttest. Mss.,
80,1968, s. 55 vd); Morton Smith, Palesinian Parties and Politics that Shaped the Old Testament
(New York ve Londra, 1971), s. 120 vd. Metnin tarihi iin, bkz. O. Eissfeldt, s. 541-559.
Dlayclar (veya "milliyetiler") ile bagdatrmaclar (veya "evrenselcler") arasndaki kartlk, Ezra ve Nehemya'nm peygamberlikleri srasnda belirginleir. Geri tutsaklk dneminden nce de bir kartlk sz konusuydu, ama Ezra ve Nehemya'nm zamannda siyasi bir
nitelie brnd.
Yunus'un {Yona) IV. yzylda yazlm kk kitab, "evrenselci" eilimi ok gzel yanstmaktadr: Tann peygamberi Ninova'ya gndererek sakinlerinin gnahlar yznden kentin
yok edileceini bildirir. Ama Ninovallar nedamet getirince, Yahve cezadan vazgeer. Baka bir
deyile, Yahve tm halklar iirt kayglanr. (Baz yazarlar Rut'un kitabnda da ayn dncenin izlerini bulur). Ama "evrenselci" nitelemesi (dinsel, kltre!, rksal), asimilasyon yandatan iin de
kullanlabilmitir. Daha krallk zamannda yaygnlam bu bagdatrmac eilim doruk
noktasna Helenistik ada kacaktr.
314
Y A H U D L N SINAVLARI
200. Helenistik ada Filistin tarihi iin, bkz. S. Libetman, Greek in Jevrish Palestine
(New
York, 1942); ayn yazar, Hellen/sm in Jnvish Palestine (New York, 1950); F.M. Abel, Hstore de
la Palestine depuis la conqute d'Alexandre)usqu'
Yinvasion arabe, c. I (De la conqu(te d'Alexandre
jusqu' la guerre juive), 1952. Mkemmel bir toplu bak iin, Victor Tcherikover, Hellenistic Cvlzation and theJewss (New York, 1970; branice'den eviri). Aynca bkz. W. W. Tam, Hellenistic Civifeation (3. bask, 1952; yemden bask, New York, 1961), bl. VI: "Hellenism and the
Jews" (s. 210 vd); Samuel K. Eddy, The King is Dead. Studes m the Near Eastem Resistance to
Hellenism, 334-31 B.C. CUmversity of Nebraska Press, Lincoln, 1961), zellikle s. 183-256.
Dinsel tarih iin, W. Bousset ve H. Gressmann'm, Die Religion des Judentums im spdfhelenistischen Zeitalter, 3. bask (Tbingen, 1926; yeni bask, 1966) balkl kitab hl tm
deerini korumaktadr Martin Hengel'in judentum und Heilenismus adl eserinde (1968; 2.
bask, Tbingen, 1973; biz alntlan Ingilizceden eviriden yapyoruz: Judaism and Hellenism.
Studes in heir Encounter m Palestine During the Early Hellenistic Period, 2 cilt, Philadelphia,
1974) sorun parlak bir biimde ilenmitir. Marcel Simon ve Andrfe Benoit sorunu mkemmel
bir sentez iinde sunmu ve iyi bir kaynakayla desteklemilerdir: Lejudalsme et le Christianisme
ancfue, d'Antiochus Epiphane d Constantin (Paris, 1968).
Morton Smith Filistin'de, gerek Kuds (M 320'den 290'a ve daha sonra M 218'den
199'a kadar bir Yunan garnizonu bu kentte kalmtr) gerekse kylerdeki Yunan etkisinin eskiliini ve nemini sergilemitir (Palestinian Parties, s. 57 vd). Martin Hengel ek bir belge
klliyat sunmaktadr: kr. Judaism and Hellenism, 1, s. 6-106; II, s. 2-71 (bl. I: Siyasal ve ekonomik bir g olarak erken dnem Helenizmi; bi. II: Filistin'de bir kltrel g olarak Helenizm ve Yahudiler zerindeki etkisi).
Hikmetin (hokm) kiiletirilmesi ve Doulu hikmet klliyatyla benzerlikler konusunda,
bkz. W. Schenke, Die Chokma (Sophia) m der jdischen Hypostasenspekulation
(Kristiania, 1913);
P. Humbert, Recherches sur les sources tgyptiennes de la litlerature sapientiale Israel (Neuchel,
1929); W. Baumgarner, "Die israelitische Weisheitliteracur" (Tleologiscfe Rundschau, 5, 1933, s.
258-288); J. Fichtner, Die ahorienalisehe Weisheit in ihrer israelilisch-jdischen Ausprgung (Giessen, 1933); H. Ringgren, Word and Wisdom (Lund, 1947); W. F. Albright, "Some CaraanitePhoenician sources of Hebrew wisdom" (Wtsdom m Israel and the Ancient Near East iinde, Vetus Test. eki, 3, Leden, 1955, s. 1-15); G. von Rad, Wisdom in Israel (Nashville ve New York,
1972; Alm. bask 1970 tarihlidir); H. Conzelmann, "The Mother of Wisdom" (The Future of
Our Religous Past iinde, yay. haz. J. M. Robinson, Londra ve New York, 1971, s 230-243);
Hengel, I, s. 153 vd, II, s. 97 vd.
I 201. Vaiz zerine, bkz. J. Pedersen, "Scepticisme israelite" (RHPR, 10, 1930, s. 317-370); R.
Gordis, Koheleth: The Man and His World (New York, 1951); K. Galling, Die Krisis der Aujklntng
in Israel (Mainzer Universktsreden, 1952); H. L. Ginsburg. Studies in Koheleth (New York,
1960); H. Gese, "Die Krisis der Weisheit bei Koheleth" (Les Sagesses du Proche Orient Ancien.
Tra\auxdu Centre d'histoire des religons de Strasbourg iinde, Paris, 1963, s 139-151); O. Lo-
3 1 5
D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I -
reiz, Qohclcth und der aile Orien (Freiburg, 1964); M. Dahood, "Caaane-Phoenician Influence in Qoheleth" (Biblica, 33, 1952, s. 30-52); ayn yazar, "Qoheleth and Receru Discovenes"
(Biblica, 42, 1961, s. 359-366); David NVnston, "The Book of Wisdom's Theory of
Cosmogony" (HR 11. 1971, s. 185-202); R. Braun, Kohekth und sein Verhltnis zur Uteranschen
Biidung und Popularphilosophie (Beihefte z\r Zetschrijt ftr de Aluestamsche Wissenschaft, 130,
Erlangen, 1973); M. Hengel Judaism and Heliemsm, I, s. 115-129 ve kaytl kaynakalar, c. 11, s
77-87 (dipnot 51-162). Metnin tarihsel zmlemesi iin, bkz. Eissfeldt, The Old Testament,
491-499.
s.
316
Y A H U D L N SINAVLARI
ok grkemli ve antik ada benzerine rastlanmam bir aba ola*. Pentatk'n evrilmesi, dorudan Yunanca yazlan bir Yahudi klliyatna olanak tanmt. M 175-170'te ilk Yahudi "filozofu" Anstobulos gen hkmdar VI. Ptolemaios Philomator'a ynelik eitici ve din
savunucusu bir eser ya2d. Kitabn konnabilmi paralarndan hareketle yazann gz pek bir
kuram ileri strdg sonucuna varlabilir; bu kuram daha sonra sk sk yeniden ilenecektir:
Tora'da dile getirildii biimiyle Yahudi retisi tek gerek felsefedir. Pythagoras, Sokrates ve
Platon onu biliyorlard ve ilkelerini alp kullanmlardr. Yunan airler ve filozoflar "Zeus"tan
sOz ederken, gerek Tann'ya gnderme yaparlar. "nk tm filozoflar Tann hakknda kutsal
anlaylara sahip olmak gerektii konusunda hemfikirdir ve bu bizim cemaatimiz asndan en
st dzeyde nem tar" (aktaran Eusebios, Praeparatio Evangehca, 13, 12:7 vd). Bununla birlikte Musa'nn hikmetinin, tannsal kkeni nedeniyle. Yunan felsefi retilerinden ok stn
olduu aklanr; kr. Hengel, l, s. 163 vd ve II, s. 106-110, dipnot 375-406'da saylan referanslar.
Aristaios'un Mektubu'nun yazan ksa sre sonra Tora'daki Tann dncesini Yunan tanr
anlayyla (yani "evrenselci" anlayla) zdeletirme eilimini daha da ak bir biimde ifade
eder. Yunanlar ve Yahudiler. "Zeus veya Dis gibi farkl adlar verseler de, evrenin efendisi ve
Yaratcs olan ayn Tann'ya taparlar..." (Arist., 15-16). Felsefe eitimi alm Yunanlar uzun
sredir tektanncl vaaz etmektedir. Yazar, Yahudilikle Yunan felsefesinin benzer olduu sonucuna vanr. Bkz. M. Hadas'n ngilizce evirisi ve yorumu: Arisleas to Phocrates: Jewisl
Apocrypha] Literatre (New York, 1951) ve A. Pelletier'nin yaym: Leltre d'Arisee a Pkocraie
(Sources Chretennes, 89, Paris, 1962); kr. V. Tchetikovet, "The Ideology of the Letter of
Aristeas" (Harvard Theotogical Reviev, 51,1958, s. 59-85); Hengel, c. 1, s. 264, II, s. 176.
202. IV. Antiokhos Epiphanes ile Pompeius dnemleri arasndaki Filistin tarihi iin, bk2. daha yukanda, 200'de saylan kaynaka. unlan ekleyin: E. Bickerman, "Un Doeument relatif
la perscution d'Antiochus IVEpiphane" (RHR 115, 1937. s. 188-221); ayn yazar. Der Got t
der Makkaber (Berlin, 1937); ayn yazar. "Anonymous Gods" (Journal of the V/arburg Jnstitute,
1, 1937-38, s. 187-196); B. Nazar, "The Tobiads" (Israet Exploration Jourrutl, 7, 1957, s. 137145; 229-238); j. A. Goldstein, "The Tales of the Tobiads" (Chrstiamty, Judaism and Other Oreco-Roman Cults: Studicsjor Morton Smitft iinde, c. III, Leiden, 1975, s, 85-123).
Antiokhos'un basklan ve kurtulu sava iin, bkz. dipnot 31'de belirtilen kaynaklar. Sonu olarak, Antiokhos'un yapmak istedii -ve esin kaynan da aslnda Helen dostlannn
oluturduu- "reform," Kuds' bir Yunan polis ine dntrmeyi amalyordu; kr. Hengel. c,
i. s. 278. Makkabiler'in JG'faplan'nn en son evirileri ve yorumlan: F. M. Abel, Les vres its
Maccabees, 2. bask (Paris, 1949); S. Zeitlin, The First Book o/Maccabees (NewYork, 1950); ayn
yazar. The Second Book of Maccabees (.1954); J. G. Bunge, Untersuchungen zum zneiten
Makkabaerbuch (Bonn, 1971). Eletirel zmlemeler ve kaynakalar: Eissfeldt, The Old Testament, s. 576-582, 771.
Yahve'nin Yunan tann anlaylanyla zdeletirilmesi hakknda, bkz. Hengel. c. 1, s. 261 vd;
u incelemeyi ekleyin: Marcel Simon, "Jpiter-Yahv. Sur un essa de thtologe pagano-juve"
(Numen, 23, 1976, s. 40-66). Yunan yazarlann ilk tanklklannn -Abdera'l Hekataios. Tie3 1 7
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
ophrastos, Megasthenes, Soli'li Klearkhos- Yahudileri bir "filozoflar" halk olarak sunduunu
eklemekte yarar var; kr. Hengel, I, s. 255 ve devamnda kaynaklarn zmlemesi.
O. Plger, Hasidimlerin uzun bir tarihi olduunu gstermitir; III. yzylda bulgulanan hareketin Pers egemenliinde balad varsaylabilir; kr. Theocracy and Eschatology (Oxford,
1968), s. 23 vd, 42-52. Hasidimler zerine, bkz. Hengel, 1, s. 175 vd, II, s. 118 vd.
Yahudi kyamet metinleri zerine, bkz. W. Bousset, DieJdische Apokaiyptik (Berlin, 1903),
P. Volz, Die Eschatologie der Jdischen Germende in neutestamentlichen Zeitalter, 2. bask
(Tbingen, 1934); H. H. Rowley, The Relevance of Apocalyptic, 3. bask (Londra, 1950); ayn yazar, Jevvish Apocalyptic and the Dead Sea Scrolls (Londra, 1957); S. B. Frost, Otd Testament Apocalyptic: Its Origrns and Grovth (Londra, 1952); Rudolf Mayer, Die Bblische Vorsteung vom
V/ehenbrand (Bonn, 1956); D. S. Russell, The Methodand Message of]ewisk Apocalyptic (Londra,
1964); H. D. Betz, "Zum Problem des religionsgeschichtlichen Verstndnisses der Apokaiyptik"
(Zeitschriftfr Theologie und Kirche, 63,1966, s. 391-409); Hengel, a.g.y., I, s. 181 vd.
Daniei'in Kitab hakknda, bkz. R H. Charles, A Critical and Exegetical Commenary on the
Book of Daniel (Oxford, 1929); W. Baumgartner, "Ein Vieneljahrhundert Danielforschung"
(Theologische Rundschau, 11,1939, s. 59-83; 125-144; 201-228); L. S. Ginsburg, Smdies in Daniel (New York, 1948); A Bentzen, Daniel (2. bask, Tbingen, 1952); O. Eissfeldt, a.g.y., s.
512-529 (zengin kaynaka, s. 512-513, 768-769); Andrt Lacoque, Le Livre de Daniel (Neuchtel-Paris, 1976).
Vaticinia ex eventu zerine, bkz. E. Osswald, "Zum Problem der vaticinia ex eventu" (Zeit. /
d. Alttestamentlsche Wissenschaft, 75, 1963, s. 27-44).
Daniei'in Kitab'ndaki ran etkileri zerine, bkz. 1. W. Swain, "The Theory of the Four Monarchies: Opposition History under the Roman Empire" (ClassicaJ Philology, 35, 1940, s. 1-21);
David Winston, "The Iranian Component in the Bible, Apocrypha and Qumrann: A Review of
Evidence" (HR 5, 1966, s. 183-217), s. 189-192. Dogu etkileri sonnu Hengel, c. I, s. 181 ve
devamnda tartlmtr. Birok izlegin daha nce Peygamberlerde de grldn vurgulamakta yarar vaT.
"Byk Yl" hakknda, bkz. Eliade, Le Mythe de l'Eteroe Refour (yeni bask, 1969), s. 65
vd; B. L. von Waerden, "Das Grossejahr und die ewige WiederkehT" (Hemjes, 80, 1952, s
129-155).
Drt krallk ve drt hayvan zerine, bkz. H. H. Rowley, Darius the Mede and the Four world
Empires in the Book of Daniel (Cardiff, 1935), s. 161 vd; W. Baumgartner, "Zu den vier Reichen
von Daniel 2" (Tkeologsche Zeitschrift, I, 1945, s. 17-22); A Caquot, "Sur les quatre Bdtes de
Daniel Vll" (Semitica, 5, 1955, s. 5-13).
203. Dnyann sonu sendromu zerine, bkz. Eliade, Le Mythe de l'Eternel Retour, s. 133 vd.
Aynca bkz. 202'de belirtilen kyamet kitaplan kaynakas ve T. F. Glasson, Greek Influence in
fewish Eschatology, vvith Speciai Reference to the Apocalypses and Pseudoepigraphs (Londra, 1961).
Bedenlerin dirilii zerine, bkz. R H, Charles, Eschatology (1899; yeni basm, New York,
1963), s. 78 vd, 129 vd, 133 vd; A Nicolainen, Der Auferstehungsglaube
in der Sibel und ihrer
3 1 8
YAHUDLN SINAVLARI
Umwell (1944); E. F. Sutcliffe. The Old Testament and the Future Life (1946); R. Manin-Achard,
De la mort d la rtsurrecton dapres l'Ancien Testament (1956); K. Schubert, "Die Entwicklung der
Auferstehungslehre von der nachexilischen bis zur fruhrabbinischen Zeit" (BM/sche Zeitschrijt,
6, 1962, s. 177-214).
Iran dirili retisi M IV. yzylda aka bulgulanmtr; kr. Theopompos (F. Jacoby,
Fragmente der Griechichen Hstoriker, 115 F 64) ve 112.
Eski Ahit apokrf metinleri ve szde-epigraflan R H. Charles ve alma arkadalar
tarafndan, Apocrypha and Pseudepigrapha adl esenn 2. cildinde evrilmitir (Oxford, 1913). IV.
Ezra, I. Hanok, Sleyman'n Mezmurlar, Oniki Patriarkn Ahdi ve Baruh'un Sryanice Kyamet
Kitab isimli metinlerde bu eviriyi kullandk. Aynca, J. T. Milik, The Books of Enock (1976) ve
Pierre Bogaer, L'Apocalypse syriaque de Baruch'a da, 1-11 (1969) bavurduk. Aynca bkz. A. M.
Deni, Inroduction aux Pseudoepigraphes grecs de l'Ancien Testament (Leidet, 1970).
"nsan Olu" zerine, bkz. E. Sjoberg, Der Menschensohn im thopischen Uenochbuch (Lund,
1946), s. 40 ve devamndaki kaynaka; unlan ekleyin: S. Mowinckel, He That Cometh, s. 346450; C. Colpe, Theolog'sche Wrterbuch zum Neuen Testamenf iinde, VIII, s. 418-425; J. Coppens, Le Fis de l'Homme et les Saints du Tris-Hau en Daniel VIII. dans les Apoctyphes et dans ie
Nouveau Testament (Bruges-Paris, 1961); F. H. Borsch, The Son of Man in Myth and History (Philadelphia, 1967). "nsan Olu" deyiminin Yeni Ahit'teki anlamlar iin, bkz. 221.
eytan zerine, kr. Bousset-Gressmann, D/e Relgon des judentums in sptheUenistischer Zeitalter, s. 332 vd; Ringgren. Word and VVisdom, s. 169 vd (kaynakayla birlikte); Bo Reicke, The
Disobedient Spirits and Christian Baptism (Kopenhag, 1948); B. L. Randelini, "Satana nell'Antico
Testamento" (Bibbia e Oriente, 5, 1968, s. 127-132).
Hanok'un ge k hakknda, kr. G. VVidengren, The Ascension of the Apostle and the Heaveny Book (Uppsala, 1950), s. 36 vd.
Yeni Ahit'e gnderme yapan Talmud metinleri ve mdrajm (H. L. Strack ve] P. Billerbeck
tarafndan evrilip yorumlanmtr: Kommentar zum Neuen Testament aus Talmud und Midrash, IVI (Mnih, 1922-1961).
Apokrif metinlerde ve szde-epigraflarda Iran etkileri zerine, bkz. D. Winson, "The Iranian Component," s. 192-200.
204. Tarihin dehetine kar savunu olarak kyamet kitaplar zerine, bkz. Eliade, Le Mythe
de l'Eernel Retour, s. 133 vd.
Hanok anlatlan zerine, bkz. P. Gtelot, "La mgende d'Henoch dans les Apocyphes et
dans la Bible" (Recherches de Science Reiigeuse, 46, 1958, s. 5-26; 181-210); ayn yazar, "La
g6ographie mythique d'Henoch et ses sources orientales" (RB, 65, 1958, s. 33-69); ayn yazar.
"L'escchatologie des Esseniens et le Lvre d'Henoch" (Revue de Qumran, 1, 1958-59, s. 113131); J. T. Milik, "Problemes de la litterature henochique la lumiere des fragments arameens
de Qumran" (Hamard Theotogical Revevv, 64, 1971, s. 333-378).
Ferisiler hakknda, kr. W. L. Knox, Pharisaism and HeJlenism in Judaism and Christianity, II:
Tfe Contact of Pharisaism vvth 0(fer Cutures (Londra, 1937) ve zellikle L. Finkelstein, The
Pharisees, l-H (1938; 3. bask, Philadelphia, 1962). Aynca bkz. Hengel, a.g.y., I, s. 169-175
3 1 9
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II
("Wisdom ad Torah in Pharisaic and Rabbinic Judaism"); j. Neusner, The Rabbinic Traditions
About the Pharisccs Before 70, c. 1-10 (Leiden, 1971) ve W. B. Davies, Torah in the Messianic Age
andjor the Age to Come Ooumal of Bibi, Lit. Monograph Ser., 7, 1952).
Yahudilerin din yayma abalar zerine, bkz. W. Braude, Jevvish Proielyling (Brown University Studies VI, Providence, 1940) ve Hengel, c. I, s. 168 vd (en son kaynakayla birlikte).
Hengel, hakl olarak, Yahudiliin en byk tarihsel etkiye Helenistik a ve Roma
dneminde eritiini belirtmektedir. "Selefkilere kar giriilen kurtulu sava ve Roma'ya kar
yrtlen zorlu mcadele, byk olaslkla antik dnya iinde benzersiz olaylardr" (l, 309).
Daha sonra lkel Hristiyanlk tarafndan taklit edilip srdrlecek din yayma abasnn da
baka bir megi yoktur. Bununla birlikte "Tora'nm ontolojisi" ve Ferislenn kat yasacl, bir
yandan din yayma atlmnn durmasna, dger yandan da Hristiyanlk karsndaki trajik
anlayszla yol at. Kk Yahudi-Hristiyan cemaat byk zorluklarla ve yalnzca Tora'ya
uyarak Filistin'de kalmay baard. Helenistik-bagdatrmac dneklik sulamas, bugn bile
Pavlus hakkndaki Yahudi yorumlarn etkilemektedir (Hengel, c. I, 309; J. Klausner, L Baeck
ve H. j. Schoeps gibi isimleri rnek verir; kr. c. II, s. 205, dipnot 315). megin H. j. Schoeps'e
gre, Pavlus "babalarnn imanna yabanclam bir diaspora Yahudisidir" (Paul, Londra, 1961.
s. 261). Hengel bu blm alntlarken, Tora'nn bu kadar kat ve Peygamberlerin mesajndan
bu denli uzak. yalnzca din savunusuna ynelik anlalmasnn, incil'deki evrensel eskatolojik
aklamayla badatnlmasnn olanakszln ve bu nedenle herhalde grmezden gelindiini
belirtmitir (a.g.y., s. 309). Tora savunuculanna gre ise, Hristiyanlar M 175-164 arasnda
itsanlan din deitirmeye ve asimilasyona iten Yahudi dneklerine benziyorlard (a.g._y., s. 314)
XXV. BLM
2 0 5 . Mysterfa Dinleri Daha nce de belirttiimiz gibi ( 184), selamet vaadi Helenistik dinlerin yeniliini ve balca zgl izgisini oluturur. Geri ncelikle bireysel selamet
ve
rnein geleneksel bir tamnn, hanedann koruyucu tanns konumuna ykseltilmesi: Selefkiler iin Apollon, Lagos hanedan iin Zeus, Athalidler iin Athena. Hkmdarlann
tannlatnlmas ve bagdatrmac devlet tapmlan da -rnein Ptolemaios hanedan egemenliindeki Msr'da Serapis tapm- ayn hedefe ynelikti.
3 2 1
D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I -
tarihte gerekletirilebiliyordu. Tm bu
322
H E L E N S T K A D A BAGDASTIRMACILIK VE YARATICILIK
e r g i n l e y i c i taprtlar, d z e n l e n i l e r i b a z r n e k l e r d e y z y l d a n d a h a g e r i y e u z a n m a sa b i l e , h a t r l a n a m a y a c a k k a d a r e s k i a l a r d a n b e r i v a r o l d u k l a r i d d i a s n d a y d .
G e r i b u , H e l e n i s t i k a n ve R o m a d n e m i n i n Zeitgeist'ma
Dionysosuiuk dnda
tm
mysteria'lar
Dou
kkenlidir:
F r i g y a ( K y b e l e v e A t t i s ) , M s r (Isis v e O s i r i s ) , F e n i k e ( A d o n i s ) , I r a n ( M i t h r a ) . A m a
H e l e n i s t i k a d a ve z e l l i k l e d e i m p a r a t o r l u k d n e m i n d e b u D o g u t a p n l a n a r t k
e t n i k bir nitelie sahip deildi; yaplar ve ierdikleri soteriyoloji evrenselci hedeflere y n e l m e i d d i a s m d a y d . K a m u y a a k l a p m l a r n n b y k b l m b i l i n m e k t e d i r ; gizli r i t e l l e r , y a n i s z c n g e r e k a n l a m n d a e r g i n l e n m e k o n u s u n d a b i l i n e n l e r ise, b i r k a k s a v e z l m e s i g b i l g i y l e s n r l d r .
E r g i n l e n m e a d a y n n t r e n l e r s r a s n d a g r e c e i v e d u y a c a h e r e y l e ilgili g i z leri s a k l a m a y a y e m i n ettii b i l i n i y o r . D a h a s o n r a t a p m n k k e n m i t i n i a n l a t a n k u t sal t a r i h i (hieros logos) r e n i y o r d u . A d a y m u h t e m e l e n b u m i t i n c e d e n b i l i y o r d u ,
a m a b u kez o n a yeni, batini b i r y o r u m aktarlyordu; b u da tanrsal d r a m a n n
g e r e k a n l a m n n a k l a n m a s y l a e d e e r l i y d i . E r g i n l e n m e d e n n c e b i r ile v e p e r h i z d n e m i y e r a l y o r , a d a y b u n d a n s o n r a k u t s a l s u ile y k a n p a r n y o r d u . M i t h r a
v e A t t i s nrysteri'larnda z e r i z g a r a y l a r t l m b i r u k u r u n s t n d e b o a l a r v e
kolar
kurban
ediliyordu:
Hayvanlarn
kan
ukurun
iindeki
d a m l y o r d u . A d a y y a p l a n r i t e l l e , t a n r n n l m ve d i r i l m e s i
adayn
zerine
(ya d a y e n i d e n
t r e n i b i r t r imitatio
bir
biimde
katlyordu.
Ksacas,
erginlenme
dei'yi ( t a n r t a k l i d i ) g e r e k l e t i r i y o r d u . E l i m i z d e k i p a r a p a r a
(Dnmler)
adl
eserinin
kahraman
olan
Lucius,
Isis
m y s t e r i a ' l a n n d a e r g i n l e n i r k e n , " g n l l b i r l m " y a a r ve " m a n e v i d o u m g n " n e v a r a b i l m e k i i n " l m n k r a l l n a y a k l a r " (XI, 2 1 , 2 4 ) . K y b e l e mysteria' l a n n d a a d a y a , moriturus,
" l m e k z e r e o l a n b i r i " d i y e b a k l r . 6 Bu m i s t i k l m ,
tinsel nitelikte y e n i b i r
doum
izliyordu.
Sallustius'un yazdna
gre,
Frigya
Tren
Usulleri a d y l a b i l i n e n , a m a a s l n d a H e r m e s i i r f a n n
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - II
yorumu
da aktar-
ritel
bir
dnemde
esas
olarak
eskatolojik
bir
anlam
yklenmiti.8
Mithra
y a k n d a n bildii kavramlardr.10
2 0 6 . M i s t i k D i o n y s o s H e l e n i s t i k a d a ve R o m a d n e m i n d e , e n p o p l e r Yunan
tanrs Dionysos'tu. Halka ak tapm, e s r i m e b l m karlarak (ama e s r i m e l e r
D i o n y s o s u m y s t e n a ' l a r d a r o l o y n a m a y a d e v a m etti) " a r n d r l d " v e t i n s e l l e t i r i l d i . " s t e l i k D i o n y s o s m i t o l o j i s i e n c a n l o l a n y d . Plastik s a n a t l a r , z e l l i k l e d e lahit bezemeleri o n u n m e h u r mitolojik olaylarndan, ncelikle ocukluu (mucizevi
d o u m u , h a r m a n k a l b u r u ) v e A r i a d n e ' y i k u r t a r m a s n d a n , b u n u i z l e y e n hieros gamos'tan b o l b o l esinleniyordu. Mitoloji, tapm yerleri, antlar Zeus'tan ve l m l b i r
k a d n d a n d o a n , baskya urasa da zaferi k a z a n a n , katledilen ve dirilen D i o n y s o s ' u n
b u ikili yaradln y a n s t y o r d u . D e l p h o i ' d e m e z a n g s t e r i l i y o r d u , a m a b i r o k
antta da dirilii tasvir edilmiti. Annesini O l y m p o s l u l a r arasna k a t m a y baarmt; zellikle de Ariadne'yi Hades'ten geri getirip onunla evlenmiti. Helenistik
ada, Ariadne insan ruhunu simgeliyordu.
Baka b i r
deyile,
Dionysos
ruhu
12
F. C u m o n t . Textes et Monumentsfigures
10
12
d i n s e l , a m a mysteria
125).
Dionysos'un,
Bakkha'ar'dz,
tapmnm
mysteria
zelliindeki
kantlamaktadr.14 Dionysos
ritellerinin
yapld
maaralarn
(buralar
y a l n z c a d i n d l e n l e r e v e e l e n c e l e r e u y g u n b i r e r e v e o l a r a k g r e n b a z bilginlerin
olduu kantlanabilmitir.
VI.
karlmas
olduu sonucuna
14
Bkz. Cumont, Les religtons orientales, s. 197, ekil 12, Lux perpetua, s. 2 5 2 , ekli 6; kr. a.g.y.,
15
S. 4 0 5 - 4 0 6 .
125.
325
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - T
nemi vard,
deil,
her
trden
e r g i n l e n m e t r e n i y l e ilgili o l a r a k Iifenon'dan s z e d i l d i i n i g s t e r m i t i r .
D i e r y a n d a n O s t i a M z e s i ' n d e s a k l a n a n ( M a t z ' n l e v h a XXV'i) v e D i o n y s o s ' u n
y a n sra d i e r kiiliin isimleriyle birlikte tasvir edildii yalanc m e r m e r b i r
k a b a r t m a d a , h a s r s e p e t i n s t n d e u yazldr: mysteria.
n c e M 111. y z y l d a G o r u b p a p i r s l e r i n d e b u l g u l a n m krepundia
veya signa'lar,
nesnenin gsterilmesi
t r e n i n i n a n a b l m , t a n r n n , m z i k ve d a n s l a
bir lml,
hem de tann
olan
D i o n y s o s ' u n r e m e o r g a n o l d u u n u b e l i r t m e k t e y a r a r v a r . Baz k l t r e l v e d i n s e l
balamlarda bir tanrnn r e m e organnn yalnzca yaratclnn gizemini simgelem e k l e k a l m a y p , t a n r n n d o r u d a n varln d a a k t a r d n a n l a m a k i i n , i v a ' n n
Ingam'nn kutsalln hatrlamak yeterli olacaktr. M o d e r n bat d n y a s n d a k u k u -
Boyance, "Dionysiaca," s. 55. Krepucijalar hakknda, aynca bkz. R. Turcan, Les sarcopkages
17
Boyance, s. 45. Kr. Turcan, "Du nouveau sur l'initiation dionysiaque," $. 108.
18
de zmlenmitir. Pompei'deki Srlar Villas'nn (Villa dei Misteri) mehur freskleri m u h t e melen Dionysos kllyle ilikilidir. Ama b u fresklerde erginlenme blmlerinin yer aldn
dnenlerin aksine, baz yazarlar bu sahnelerin mystera'lara aklk getirmedii, ne
t a n n n n mitini ne de bir erginlenmenin aamalarn yanstt kansndadr; kr. G. Z u n t z ,
"On the Dionysiac Fresco in the Villa dei Misteri," s. 180-181.
326
H E L E N S T K C A D A BACDASTIRMACILIK VE YARATICILIK
saymtr.
Dionysos
19
Kr. F. C u m o n t , Reiigions orientaies, s. 203; ayn yazar, Symbolsme funeraire, s. 372; ayn yazar, Lux Perpetua, s. 255 vd.
20
21
" l m d e n sonra dirili anlay ve yeni bir t a n n n n dzenli aralklarla yeniden beliren bir
t a n n olduu dncesi, yalnzca her yl veya iki ylda bir geri gelerek tezahr e d e n bir
t a n n n n grnmeleri (epifani) ve kaybolmalarnn (aphanismoi) birbirini izlemesiyle ak
yaknlklar ieren yaklamlar deildi. Kozmik sre dzleminde ele alndnda, b u anlay yine kozmik lekte bir geri d n d n g s olarak aktanltaya d a kolayca o l a n a k
veriyordu" (Jeanmaire, Dionysos, s. 4 1 3 - 4 1 4 ) . o c u u n DLonysosu simgeselligi h a k k n d a ,
aynca bkz. Turcan, Les sarcophages..., s. 394 vd, 405 vd, 4 3 3 vd.
22
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - II
bymesinin "gi-
z e m i n i y a n s t t k e s i n d i ( k r . 12); K y b e l e ' y e s u n u l a n k a n v e c i n s e l o r g a n l a r
Yeryz Ana'nn bereketini salyordu. A m a hatrlanamayacak k a d a r eski alara ait
b u tapm, z a m a n iinde yeni dinsel anlamlar yklendi; kanl
riteller
kefaret deme
d i n i t r n d e k a p a l bir k a r d e l i k b i r l i i v a r d . 2 6 A t t i s v e
ritellerinden
v e h a d m r a h i p l e r d e n d u y u l a n t i k s i n t i A t t i s ' i n d a h a alt
b i r k o n u m d a k a l m a s n a y o l a m t . R o m a ' d a M II. y z y l a k a d a r u z a n a n b i r o k
kil h e y k e l c i k l e v a r l k a n t l a n s a d a , t a n n n n u z u n s r e h i b i r k a m u s a l t a p m y o k t u . A n c a k C l a u d i u s v e a r d l l a r n n d e v r i n d e A t t i s ve k u r d u u r i t e l l e r n p l a n a
kt; b u olayn n e m i n e imdi deineceiz.
23
Bu blm, bir Hurri-Hitit mitini anmsatmaktadr: "Tannlann Babas" Kumarbi bir kayay
24
' Bir baka eitlemeye gre, Attis'i bir yaban d o m u z u ldrr; b u eski bir rivayettir; n k
Herodotos onu Euemerosu bir bakla anlatr (1. 34 vd).
26
Kr. Hepding, Attis, s. 202 vd; H. Graillot, Le cuke de Cybde, s. 396 vd.
328
k a m l a r t a p m a a t a r d ; e f s a n e y e g r e , K y b e l e o c u k Attis'i S a n g a r i o s N e h r i ' n i n
kysnda, bir
getirirdi.
A a c n g v d e s i ceset g i b i e r i t l e r l e s a r l r ve o r t a s n a b i r A t t i s t a s v i r i b a l a n r d .
A g a , l m t a n r y t e m s i l e t m e k t e y d i . 2 4 M a r t t a , " k a n g n " n d e (tles sanguinis),
r a h i p l e r ( G a l l u s ' a r ) v e e r g i n l e n m e a d a y l a r , f l t , zil v e t e f l e r i n e l i i n d e v a h i b i r
dansa balar, srtlarn kanatncaya kadar kamlar, baklarla kollarnda kesikler
aarlard; lgnln d o r u k noktasnda baz adaylar erkeklik organlarn keser ve
onlar tanraya sunarlard.
2 4 M a r t 2 5 M a r t a b a l a y a n g e c e y i d o l d u r a n l m a t l a r n n y e r i n i , e r t e s i sab a h t a n n n m dirildigi haberiyle gelen ani b i r nee patlamas alrd.28 O g n , "nee,"
Hilaria
kurban
Bayram takvimine ilikin bilgiler olduka ge bir dneme aittir (MS 111. ve IV. yzyllar; kr.
207'nin eletirel kaynakas). Ama tapmn ulat d o r u k noktasndaki yapsn a n l a t m a k
n e m tayor.
28
Birok tarihi, Hristiyan yazar Firmicus Matemus'tan (IV. yzyl), bir tezkerenin zerindeki
t a n n heykeli evresinde yaplan gece at-dvnmelerinin betimlendii bir b l m , b u sahneyle ilikilendirmitir. Birden k getinlir ve bir rahip mritleri avutur: "Cesaret mminler,
t a n n sa; sizler de aclann iinden selamete ereceksiniz" (De errore (rrofanonm rehonum,
22). Firmicus M a t e m u s hangi tapmn sz k o n u s u o l d u u n u belirtmiyor, ama betimlemesi
daha ok Osiris'e uyuyor; kr. Hepding, Attis, s. 106; Loisy, Les mystires palens et !e mystere
chritien, s. 102. Bununla birlikte, iki din arasnda yapsal bir benzerlik b u l u n d u u n u d a
u n u t m a m a k gerekir; kr. M. J. Vermaseren, Cybele and Attis, s. 116.
Kr. Hepding, a.g.y., s. 190 vd. Bir baka yoruma gre, pastos (tam karl "tanrann
odas") d o r u d a n tapnan iindeki veya yaknndaki bir maara veya bir yeralt blmesydt;
aday buraya girerek bir descensus ad injeros (yeraltna ini) gerekletiriyordu; bkz. Vermaseren, a g.y., s. 117-118. mparatorluk dneminde, tauroboltum ve crioboiium'un her mevsimde
329
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -
Clemens'in belirttii
ve adaylarn bir
parola gibi
kulland u f o r m l d r :
taraftan birinin
ritellerine
bir
tretmeyle aklanabilir.
Bu s z l e r i n
ritel
yemei
h e r h a l d e e s a s o l a r a k e k m e k ve a r a p t a n o l u u y o r d u ; n i t e k i m F i r m i c u s M a t e m u s b u
ayini Hristiyanlarn "Son Yemek" inancnn eytani ve u u r s u z bir karl olarak
y o r u m l a r . 3 2 Kernos'a
g e l i n c e , b u kil v a z o A t t i s e r g i n l e n m e t a p m n d a h e r h a l d e g d a
Gallus'lann
kendilerini
hadm
etmesinin
ve
perhizlerin
anlamn
daha
deer
tandan
ykledii
baklan
sylenebilir.
veya
Orpheusu
Erginleyici
snnetlerde
mitolojide
ve
ritel
nesnesine yeni-
kullanlan
erginlenmelerde
akmak
rhomfos'un
o y n a d r o l y a d a "sr" s a k l a m a n n d i n s e l ilevini h a t r l a y a l m ( 9 9 ) .
H e l e n i s t i k m y s t e r i a ' l a r t a n r y a y a k n l a m a y g l e n d i r m e k , h a t t a unio mystica'y
(mistik
birleme)
ritel
tavrlarna
bavurur:
vahi
31
Philosophoumena, V, 8.
32
De errore, 18.
33
H E L E N S T K C A D A BAGDATIRMACILIK VE YARATICILIK
d e n g e l e n i y o r d u . Yine o a n d i n s e l
badatrmachklanna
zg
bir
g r n g y l e k a r k a r y a y z : E n u z a k g e m i i n e r d e m l e r i n i y e n i d e n ele g e i r m e v e
bununla yarrcasna,
en yeni yaratmlar
y c e l t m e istei.
Milattan
sonra
ilk
y z y l l a r n t e o l o g l a r v e f i l o z o f l a r n n z e r i n d e o k alt a l e g o r i k y o n m , A t t i s ' i
yaratln ilkeleri ve hayat-lm-yeniden d o u m diyalektik sreciyle zdeletiriy o r d u . Attis s o n u n d a , p a r a d o k s a l b i r b i i m d e , gnele zdeletirildi ve p u t p e r e s t liin sonuna doru ok yaygnlaan gne teolojisinin merkezi oldu. Erginlenmen i n ilk a n l a m - t a n r y l a m i s t i k b t n l e m e - y e n i d e e r l e r l e z e n g i n l e t i . 3 7 6 t a r i h l i
b i r R o m a yazt b o a k u r b a n n ve k o k u r b a n n gerekletirenin " s o n s u z a dek
34
35
Bkz. Michel Mesln'in etkileyici gzlemleri: "Realites psychques et valeurs religieuses dans les
cultes orientaux," s. 297. Tannya mutlak balln kendini h a d m etmeyi mutlaka gerektirmediini belirtelim. Trensel "bekrlk," simgesel bir evlilikle de salanabiliyordu. Mithrac
erginlenmenin ikinci aamasna Nympfus deniyor, mrit t a n n n n ei oluyordu; ama ritel tam a m e n tinsel niteliktedir; kr. Meslin, a.g.y., s. 302-303.
331
D N S E L N A N L A R VF D N C E L E R TARH - 1 1
d o u " r t k b i i m d e m e v c u t t u . Mysteria
veya "yeniden
yelerinin
Hristiyanln
atlmn
durdurma
u m u d u y l a F r i g y a t a p m m iyice n e k a r d k e s i n d i r .
2 0 8 . I s i s v e M s r Mysteria'lan
Avrupa'ya yaylma
evrelerinin
M s r mysteria'hn,
bilinmesiyle,
dier
" k k e n l e r i n i n v e A s y a ile
benzer
dinsel
oluumlardan
a y r l r . M II. y z y l n b a n d a , P t o l e m a i o s S o t e r h e m M s r l l a r n
h e m d e Yu-
n a n l a r n s t n k a b u l ettii b i r t a n r n n y a r d m y l a s a l t a n a t n g l e n d i r m e y e k a r a r
verdi. Bylelikle Serapis'i, b y k ulusal t a n n k o n u m u n a ykseltti. P l u t a r k h o s ' u n
naklettii
rivayete
gre
(de
Iside,
28),
Ptolemaios
dnde
tannnn
heykelini
iki bilge t e o l o g u
tapmn yapsn
oluturmakla
grevlendirdi:
M s r l r a h i p M a n e t h o n v e Y u n a n T i m o t h e o s . M s r t a r i h i y l e ilgili b i r e s e r i n d e
aralarnda yer ald b i r o k eserin yazar olan M a n e t h o n , Yunan k l t r n iyi biliyordu,
Eleusis'in
mysteria'ya
mehur
Eumolpides
ailesinden
gelen
Timotheos
ise
birok
eriurilmiti.
sonunda zdeletirild.
tamamla-
Osiris'in
halk
36
H e r o d o t o s , Sais'te b e n z e r t r e n l e r e
katlmt;
Taurobolio criobolique in aeernm renatus; yazt aktaran Hepding, s. 89. Ama boa k u r b a n l a n
kimi zaman her yirmi ylda bir yineleniyordu; kr. Losy, a.g.y., s. 119 vd; Vermaseren, a.g.y.,
s. 106.
57
H E L E N S T K C A D A BACDATIRMACILIK VE YARATICILIK
ritellerinin
ritelleri,
(II, 6 1 ) . w
"selameti" iin y a p l m gerek e r g i n l e n m e trenleri diye y o r u m l a m a k biraz tehlik e l i o l u r . D i e r y a n d a n M a n e t h o n gibi b i l g i l i b i r t e o l o g u n Isis mysterialan
iine
d a h a e s k i d i n s e l g e l e n e k l e r i k a t m a d n d n m e k g t r . r n e i n Isis a r e c a l o j i l e r i n i n y e n i b i r b u l u o l m a d k a n u l a n a b i l m i t i r ; b u n l a r k r a l i y e t i d e o l o j i s i y l e ilikili a r k a i k r i t e l f o r m l l e r i y i n e l e m e k t e d i r . 4 0 A y r c a , b i r a z s o n r a g r e c e i m i z g i b i ,
I s i s mysteria'hn
ve
mysteria'lan
imparatorluk
da
kamusal
dneminin
dier
bayramlar,
mysteria'hn
gndelik
a n l a m n d a e r g i n l e n m e y i o l u t u r a n gizli
bir
riteller
gibi,
ibadet
ve
Isis
Helenistik
ve
szcn
Serapis
gerek
yeniden
v e y a "Isis'in G e m i s i , " i l k b a h a r d a
d e n i z e i n d i r i l i r d i , i k i n c i s i , O s i r i s ' i n Inventio'su ( B u l u n u u ) 2 9 E k i m d e n 1 K a s m a
k a d a r s r y o r d u . gn sren perhizin, atlarn ve l d r l p paralara ayrlan
O s i r i s ' i n a r a n m a s n , Isis'in y a p t l m
ritellerini
mimlerin
bulunduu,
ardndan,
tannnn
bedeninin
oluturulduu
ve
c a n l a n d m l d d u y u r u l u n c a , sra m m i n l e r i n neesine ve k u t l a m a l a r a g e l i y o r d u . 4 1
G n l k a y i n l e r a f a k s k e r k e n ve a k a m s t y a p l y o r d u . S a b a h o k e r k e n saatte
38
39
101; ayrca kr. A. Loisy, Les Mysteres paiens, s. 136 vd; G. Nagel, "The 'Mysteries' of Osiris in
Ancient Egypt," s. 124 vd (Abydos tapnann metinleri).
Jan Bergman, leh bin Isis, s. 121-240.
41
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - II
t a p n a n k a p l a n a l y o r ve s e y i r c i l e r t a n r l a n n h e y k e l l e r i n e h u u i i n d e b a k p ,
rahiplerin gerekletirdii ibadete katlabiliyordu.
Apuleius'a gre tanna tarafndan nceden belirlenen gnde, barahip dine yeni
g i r e n a d a y s u y l a s l a t r ve o n a " i n s a n sesiyle s y l e m e n i n y a k k a l m a y a c a b a z
bilgileri g i z l i c e " a k t a n r . S o n r a t r e n e t m k a t l a n l a n n n n d e , o n a o n g n b o y u n c a
et i e r e n b e s i n l e r y e m e m e s i n i v e a r a p i m e m e s i n i b u y u r u r . E r g i n l e n m e t r e n i n i n
a k a m , m m i n l e r k a l a b a l n n eitli a r m a a n l a r v e r d i i y e n i k a t l a n , d a h a s o n r a
zerine keten bir g m l e k giyer ve rahip tarafndan tapman en cra dua odasna
gtrlr. "Herhalde d a h a sonra yaplanlar ve sylenenler konusunda beni merakla
sorguya
ekeceksin,
dikkatli
okuyucu?
Eger
mmkn
olsayd,
bunlan
sana
a n l a t r d m ; e g e r d u y m a n a i z i n o l s a y d , b u n l a n r e n i r d i n ... B u n u n l a b i r l i k t e s e n i
byle heyecanlandran belki de dindarca bir istektir,
o n u n i i n s e n i d a h a fazla
sabrszlandrmayaym. O zaman dinle, ama bana inan; n k d o r u y u sylyor u m . Ben l m n s n m n a u l a t m ; P r o s e r p i n a ' n n e i i n e a y a k b a s t m , s o n r a elementlerin
iinden
geip
geri
geldim.
Gecenin
ortasnda
gnein
parladgn
cmlenin, yeralt
dnyasn simgeleyen ve
tann
heykelleriyle
s s l e n m i s a l o n l a r d a n g e e n a d a y n , b i r d e n b i r e l l b i r o d a y a k a r a k i z l e d i i
g z e r g h o l a r a k y o r u m l a n a b i l e c e i d n l m t r . K i m i b i l g i n l e r ise, p a r a p s i k o l o jik d e n e y i m l e r i veya h i p n o z u g n d e m e getirmitir. Aslnda sylenebilecek tek ey,
erginlenme adaynn s o n u n d a kendisini Osiris-Re veya Horus'la zdelemi hissettiidir; n k sabah, oniki b u r c u simgeleyen oniki kat ritel elbisesi giyen aday,
banda h u r m a y a p r a k l a r n d a n bir tala, tapnan t a m m e r k e z i n d e k i bir ykseltinin
zerine kar. "O halde, gnee y k n e r e k sslenmi bir biimde, orada bir heykel
gibi
durarak"
Isis
heykelinin
nnde
kalabala
grnd.
Metamorphoses'in
ritel
bir yl s o n r a ve y i n e
t a n n a n n isteiyle,
H2
yeni mrit
"en s t n t a n n n n
gece
HELENSTK C A D A B A G D A T I R M A C I U K VE YARATICILIK
z d e l e i l e c e g i u m u l u r d u . A m a m r i t o l a n k i i , mysteria'hra
dnyada
e r i t i r i l e r e k z a t e n bu
a a m a d a k i r u h d e i l , yaayan
lm sonras
unsurlarnn rol
nemlidir:
ki
kamusal
bayramn
ve
muhtemelen
en
ettirme
ynndeki
bir
eilimin
uzantsdr
(kr.
33).
Dier
yandan
e r g i n l e n m e a d a y n n l l e r d n y a s n a inii ve e i t l i k o z m i k e l e m e n t l e r i n i i n d e n
g e e r e k k t a m a m e n H e l e n i s t i k a a z g b i r a n l a y ele v e r m e k t e d i r .
Msr
mysteria'lanmn
Hristiyanln
ilk
yzyllarnda
halk
arasnda
ok
canlandrmann
deil, zgn
b i r d i n s e l y a r a t m n s z k o n u s u o l d u u n u g s t e r m e k t e d i r . M y s t e r i a t a n r l a r , Isis
v e O s i r i s ' i n y e n i e p i f a n i l e r i o l a r a k k a b u l e d i l m e l i d i r . s t e l i k , Yeni O r p h e u s u v e
Yeni P l a t o n c u t e o l o g l a r d a b u H e l e n i s t i k y o r u m l a n ele a l p g e l i t i r e c e k t i r . D i o n y sos'la (o da l d r l m , paralara a y r l m ve dirilmitir) zdeletirilen O s i r i s ,
Yeni O r p h e u s u t e o l o j i y i k u s u r s u z b i r b i i m d e y a n s t y o r d u : T a n n n n k e n d i n i k u r b a n e t m e s i , Bir'in o k i i n d e d a l m a s o l a r a k a l g l a n a n k o z m o g o n i , b u n u i z l e y e n
dirili, y a n i o k ' u n b a l a n g t a k i Birlik i i n d e y e n i d e n b i r a r a y a g e l m e s i . 4 3
T m t a n r l a r n karlkl zdeletirilmesi, ge a n t i k a g t e o z o f l a n n n o k deer
v e r d i i , b a d a t r m a c t r d e b i r " t e k t a n r c l k " l a s o n u l a n r . Byle b i r " t e k t a n n c "
e v r e n s e l c i l i i n z e l l i k l e D i o n y s o s ve O s i r i s g i b i t a m a n l a m y l a a c e k e n t a n r l a r
43
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - II
y c e l t m e s i a n l a m l d r . Isis v e O s i r i s k o n u s u n d a , o n l a r a g e t i r i l e n s o n y o r u m l a r ve
m y s t e r i a ceologlaryla Yeni P l a t o n c u f i l o z o f l a r n y k l e d i i y e n i d e e r l e r , g e r e k v e
e n d e r i n Msr d i n s e l d e h a s n n y a n s m a l a r o l a r a k k a b u l e d i l e c e k t i r . 4 4
209. Hermes
Trismegistos'un V a h y i
Hermesi
klliyat
iinde
nakledilmi
i n a n l a r n , d n c e l e r i n ve i b a d e t l e r i n b t n , H e r m e s i l i k a d a l t n d a t o p l a n r .
A s l n d a M v e M S III. y z y l l a r
arasnda yazlm,
eitsiz
deerde bir
metin
k l l i y a t s z k o n u s u d u r , i k i k a t e g o r i a y r t e d i l i r : H a l k H e r m e s i l i g i n e ait y a z l a r
( a s t r o l o j i , b y , gizli i l i m l e r , s i m y a ) v e s e k i n H e r m e s i k l l i y a t , n c e l i k l e d e Corpus
Hermeticum'un
Yunanca yazlm
o n y e d i i n c e l e m e s i . 4 5 Bu
iki
metin
grubu
a r a s n d a , a m a , i e r i k v e b i e m f a r k l a r n a k a r n , belli b i r n i y e t b i r l i i v a r d r ; b u
birlik,
felsefi T a o c u l u k ile
ilikileri
133)
veya
bu klliyat
az
ok
Yahudi-Msr
bagdatrmaclm
(dolaysyla baz Iran" unsurlar da) yanstr; ayrca Platonculugun etkileri de ayrt
edilmektedir;
ama
MS
III.
yzyldan
itibaren
Gnostik
dualizm
ar
basar.
" H e r m e s i k l l i y a t , a k t r l e r i , d e k o r u ve m i t l e r i y l e M s r l o l m a i d d i a s n d a d r . Bu
i d d i a , e n azndan baz eski
Msr'na ilikin
metinler
asndan,
Ptolemaiosiar
dayanmaktadr; bu bilginin
veya
Romallar
g e r e k l i i n i asla
(II,
44
Bkz. c. H.
45
z g n metni kaybolmu bir Logos Teieios'un (Kusursu2 Sz) Asdepius adyla bilinen Latince
evirisi ve Stobeius'un 500'e doru yazd Aruhofcgum iinde k o r u n m u otuz k a d a r alnl
da elde mevcuttur.
46
47
Nitekim baz mitlerin, rnein Thoth-Hermes'in de rol oynad tanna Tefnut mitinin eksiksiz Helen versiyonlan papirs metinlerinde ilk hallenyle k o r u n m u t u r ; kr. Doresse, s.
449.
336
m u c i d i ve r k t c b i r b y c y d . D n y a y s z n n g c y l e y a r a t m t ;
zaten
S t o a c l a r d a H e r m e s ' logos'la z d e l e t i r m i t i r . 4 8
H a l k H e r m e s i l i g i n i n y a z l a n i m p a r a t o r l u k a n d a n e m l i b i r ro o y n a d . n c e
"ilevsel" nitelikleriyle: Kader'in h e r eye yeten gc karsnda dehete k a p l m
bir
(benzerlik retisi,
eitli
kozmik
bu metinler sayesinde
d o a n n gizli g l e r i n e s a h i p o l u y o r d u . Y l d z l a r n k a d e r i b e l i r l e y i c i l i i n d e n b i l e
y a r a r l a n l a b i l i r d i . A s t r o l o j i k y a z l a r d a n b i r i n d e , Liber Hermeticus'ta
' 9 l m ve on-
sempati ve anripai
Hermesi
trde ilim,
h e m bir
gizem, h e m de bu
gizemin
e r g i n l e y i c i b i i m d e a k t a r l m a s d r . D o a bilgisi d u a v e i b a d e t y o l u y l a v e y a d a h a alt
bir d z e y d e , b y s e l bask yoluyla elde edilebilir.51
B y r e e t e l e r i v e d o g a b y s y l e gizli i l i m l e r e i l i k i n i n c e l e m e l e r d e n o l u a n
bu snrlan
"halk"
edebiyatnn
nemi
azmsanmamaldr.
Plinius'un
Naturalis
H i s f o r i a ' s n n v e o r t a a n m e h u r e s e r i Physioiogts'un e s i n k a y n a o l m u ve o n l a r
b e s l e m i t i r . K o z m o l o j i s i ve a n a f i k i r l e r i ( s e m p a t i l e r v e i l i k i l e r r e t i s i , n c e l i k l e
d e m a k r o k o z m o s i l e m i k r o k o z m o s a r a s n d a k i i l i k i ) , g e o n a a d a n XVIII. y z y l
s o n u n a k a d a r h a t n s a y l r b i r y a y g n l k k a z a n m t r ; b u f i k i r l e r e y a l n z c a talyan
P l a t o n c u l a r d a v e P a r a c e l s u s ' t a d e i l , J o h n D e e , A s h m o l e , F l u d d ve N e w t o n g i b i b i r b i r i n d e n o k farkl bilim a d a m l a n n d a da rastlanr.52
48
vayet, T h o t h ' u n , yani ilk Hermes'in "tufandan nce" yaadn anlatyordu; o n u n yerini
Trismegjstos (U kez byk) ikinci Hermes, sonra o n u n olu Agathodaimon ve o n u n t o r u n u Tat almu. Kor? Kosmou
Bunun asln oluturan Yunanca metin M III. yzyla aittir; kr. Festugifere, a.g.y., I, s. 122
FestugiSre, Hermimme
51
A.g.y., s. 44.
Bkz. c. li; imdilik kr. Forgerons et AJchimsKs (gzden geirilmi ve geniletilmi 2. bask,
vd.
et mystique paienne, s. 43.
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
Tpk
halk
edebiyat
metinleri
gibi,
Hermesi
sekin
literatr
oluturan
yazlarn d a H e r m e s Trismegistos tarafndan vahyedildii k a b u l edilir. Bu incelemeler e d e b i trleri ve zellikle d e gretileriyle birbirlerinden aynlr.
1 9 1 4 ' t e , Corpus
Hermeticum'da
Bousset daha
a l d m s a p t a m t ; b u n l a r d a n b i r i i y i m s e r ( m o n i s t - p a n t e i s t ) , d i e r i ise a y r t e d i c i
zelliini gl b i r d u a l i z m i n o l u t u r d u u k t m s e r nitelikteydi. Birincisi iin,
k o z m o s gzel ve iyidir;
k a r s n d a d u y u l a n h u u y o l u y l a , t a n n y a ulalr. H e m Bir,
54
Kozmosun gzellii
h e m Btn olan t a n n
"gksel eylere
55
hayranlk duyup
canl
56
57
d a v r a n m a k gere-
gre
dnyann
y a r a t l n v e i n s a n n p a t e t i k d r a m m h a t r l a t a l m : E r d i i Yce A k l ( N o u s ) n c e
bir Yaratc T a n n retir; b u Yaratc, d n y a y , s o n r a d a A n t h r o p o s ' u , gksel insan
b i i m l e n d i r i r . A n t h r o p o s , alt k r e y e i n e r ve o r a d a " a k t a r a f n d a n a l d a t l a r a k " D o a
( P h y s i s ) ile b i r l e i r v e y e r y z i n s a n n n d o m a s n s a l a r . A r t k t a n n s a l A n t h r o p o s a y n bir kiilik olarak var o l m a k t a n kar; n k insan canlandrmtr: O n u n
h a y a t , i n s a n r u h u n a v e d a nous'a d n r . Du n e d e n l e y e r y z v a r l k l a n i i n d e y a l n z c a i n s a n h e m l m l , h e m l m s z d r . B u n u n l a b i r l i k t e i n s a n , bilgi sayes i n d e , "tanr olabilir." D n y a n n ve b e d e n i n deerini azaltan b u d u a l i z m , t a n n s a l l k l a i n s a n n t i n s e l u n s u r u a r a s n d a k i z d e l i i v u r g u l a r ; t p k t a n r l a r g i b i , ins a n r u h u n u n d a (nous) a y r t
"Ktln btndr,"
53
58
e d i c i n i t e l i i hayat
ve
jfe'tr. M a d e m
ki
dnya
Dnya "lmsz bir canl"dr (Corpus Hermeticum, VIII, 1); ona "tann" veya "byk tann" denir; "gzle grlmez tann" d n y a araclyla tezahr eder (C. H., V, 2).
54
C. f i , XI, I I ; vb.
55
Asclepius, 8.
56
C. f i , IV, 2.
57
58
C.H..V1,4.
338
H E L E N S T K A D A BADATIRMACILIK VE YARATICILIK
i i n d n y a y a " y a b a n c " o l m a k g e r e k i r (XIII, 1); n i t e k i m , b y l e l i k l e y e n i d e n y a r a t lan insan l m s z bir bedene sahiptir, o "Tann'nn olu, Btn iindeki Btn"dr
(XIII, 2 ) .
Belirli b i r k o z m o l o j i v e s o t e r i y o l o j i a n l a y y l a u y u m l u b u t e o l o j i n i n , e k s i k s i z
bir "Gnostik" yaps vardr (kr. 229). Ama dualizmi ve ktmserlii paylaan
H e r m e s i i n c e l e m e l e r i , s z c n d a r a n l a m n d a G n o s t i s i z m l e izah e t m e k t e d b i r s i z lik o l u r . " G n o s t i k " t r d e b a z m i t o l o j i k v e f e l s e f i u n s u r l a r d n e m i n Zeitgeist'nm
parasdr: rnein dnyay k m s e m e , bir T a n n
ya
da insanst b i r Varlk
t a r a f n d a n v a h y e d i l e n v e gizlilik k o u l u y l a a k t a n l a n b i r e z e l i i l m i n k u r t a n c d e e r i .
Baz t i l m i z l e r e e r g i n l e y i c i b i i m d e a k t a n l a n b i l g i y e v e r i l e n b e l i r l e y i c i n e m i n H i n t
geleneini (Upaniadlar, S m k h y a ve Vednta), yeniden yaratlan insann " l m s z
b e d e n i n i n de Hathayoga, Taoculuk, Hint ve in simya
ilimleriyle
benzerlikler
gsterdiini de ekleyelim.
2 1 0 . H e r m e s i l i i n E r g i n l e y i c i Y n l e r i Baz b i l g i n l e r ( R e i t z e n s t e i n v e G e f f c k e n )
Hermesiligi dogmalar, ritelleri, tren usulleriyle s z c n gerek a n l a m n d a b i r
d i n s e l t a r i k a t o l a r a k g r m , Corpus
zg
trenlerin
izine
rastlanmaz;
"Gnostik
mezheplerin
kutsama
ve
Tantra-
59
D N S E L I N A N C L A R V E D N C E L E R TARH - 11
eye karn
kendine
zg
bir
dinsel
hava
ve
baz
ritel
61
Amac
esrime
haline
ulamak
olan
baz
olan yaknla
uygulamalarn
iaret
bilindii
de
bir
modelle
kar
karya
olduumuz
s y l e n e b i l i r . H i y e r a r i k b i r r g t l e n m e , e r g i n l e n m e r i t e l l e r i v e gizli b i r r e t i n i n
aama aama aklanmasn ieren kapal cemiyetlerden farkl olarak, H e r m e s i l i k ,
t p k s i m y a g i b i , z e n l e h a z r l a n m ( y a n i ile, t e f e k k r v e b a z i b a d e t l e r y o l u y l a
"temiz, pak" klnm) birka m r i d e bir " h o c a ' n m aktard ve yorumlad belli
sayda v a h y e d i l m i m e t i n d e n baka bir ey gerektirmez.
Corpus
Hermeticum'un
saygnln,
dier yandan d a MS V.
y z y l d a n i t i b a r e n m y s c e r i a ' l a r m y o k o l u p d i e r gizli r g t l e n m e l e r i n d e o r t a l k t a n
e k i l m e s i n i n s o n u c u d u r . Bu y e n i e r g i n l e n m e m o d e l i n i n b a k a s n a g r e , a r t k
batini retilerin a k t a r l m a s b i r " e r g i n l e m e silsilesi" g e r e k t i r m e z ; k u t s a l m e t i n
60
C. H., 1,3.
61
Corpus Hermeeum'm IV. risalesine gre, zamann balangcnda T a n n bir ferater'i nous'la dold u r m u t u : O n u n iine dalanlar "mkemmel insanlar" olur. Fesugiere b u n u n , mysleria'larda
yaplan iki ayn ritelin bir karm o l d u u n u gstermitir. 1) Kratr'den alman kutsal bir
iecein iilmesi ve 2) Bir a n n m a ve erginlenme ykanmas; kr. "Le baptfcme dans le Cratere"
(Hermetisme e mystique palenne iinde yeniden yaynlanmtr, s. 100-112), s. 108.
62
C. H XII!, 3 , 1 3 .
63
derindeki anlamn
H E L E N S T K C A D A BACDA$T1RMACILIK VB YARATICILIK
y z y l l a r b o y u n c a u n u t u l a b i l i r , a m a ierdii m e s a j n y e n i d e n a n l a l r v e g n c e l
k l n m a s iin, u z m a n b i r o k u y u c u n u n o n u y e n i d e n k e f e t m e s i y e t e r l i d i r .
H e r m e s i l i i n a k t a r m , b a t m i l i k t a r i h i n i n h e y e c a n verici b l m l e r i n d e n b i r i n i
o l u t u r u r : B u a k t a r m , S r y a n i c e ve A r a p a k l l i y a t l a r , zellikle d e M e z o p o t a m y a ' d a , H a r r a n ' d a y a a y a n ve XI. y z y l a k a d a r s l a m i i n d e v a r l k l a r n
S b i l e r araclyla g e r e k l e m i t i .
64
koruyan
S o n z a m a n l a r d a y a p l a n baz a r a t r m a l a r ,
W o l f r a m v o n E s c h e n b a c h ' n Par^/vl'inde v e XIII. y z y l n b i r o k s p a n y o l c a metn i n d e baz Hermesi unsurlar b u l u n d u u n u ortaya kard.65 Bununla birlikte, Herm e s i l i i n Bat A v r u p a ' d a g e r e k t e n " y e n i d e n d o u u , " C o s m o d e ' M e d i c i ' n i n t a l e b i
z e r i n e M a r s i l i u s F i c i n u s ' u n Corpus Hermeticum'u Latinceye e v i r m e y e g i r i m e s i v e
b u ii 1 4 6 3 ' t e t a m a m l a m a s y l a b a l a d . A m a d a h a s o n r a g r e c e i m i z g i b i ( k r . c.
III), Corpus Hermeticum'un
yaratc bir y o r u m u d u r .
211.
Helenistik
ada
Simya
o l u u m u n d a a a y n eder:
66
Bilim
tarihileri
Yunan-Msr
simyasnn
1) A l a m , b o y a m a v e altn taklit e t m e i l e m l e r i n e
adl i n c e l e m e d e
k e n d i n i g s t e r e n felsefi a; 3 ) S o n o l a r a k d a , t a m a n l a m y l a s i m y a k l l i y a t , Z o s i m o s (Ill.-IV. y z y l ) v e y o r u m c u l a n n n
(IV.-V. y z y l ) a. s k e n d e r i y e o k u l u
t a r a f n d a n t e m s i l e d i l e n , zellikle e i t i m l i i n s a n l a r n , o k u m u y a z m l a r n e s e r i
olan batini akmla; meslek s r l a n n m , ok eski b y ve tekniklerin bekisi konum u n d a k i " h a l k " g e l e n e k l e r i n i n b u l u m a s n n s o n u c u o l a r a k a k l a n a b i l i r . Benzer b i r
o l g u , i n ' d e T a o c u l u k v e Yeni T a o c u l u k , H i n d i s t a n ' d a d a T a n t r a c l k ve Hatha-Yoga
arasnda gzlenmektedir. Akdeniz dnyasnda bu "halk" gelenekleri, arkaik yapda
biT t i n s e l t a v n n H e l e n i s t i k aa k a d a r s r e n u z a n t s n o l u t u r m u t u r . D a h a nce
64
65
66
R. ve H. Kahane, The Krater and the Grail: Hermetic Sources of the Parzifal; ayn yazarlar,
"Hermetism in the Alfonsine Tradition."
Bkz. M. Eliade, Forgerons et Akhimistes (2. bask, 1977), s. 123 vd.
341
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
snmasndan sonra
ortaya
kan ilgin
karn,
hibir
yerde
madenler
zerindeki
etkisinden
baka
hibir
z e l l i i n d e n s z e d i l m e m i t i r . Bu n o k t a d a k l a s i k Y u n a n b i l i m d n c e s i y l e y l e s i n e
bir ztlk sz k o n u s u d u r ki, simyaclarn k e n d i amalarna h i z m e t e t m e y e n doal
g r n g l e r l e i l g i l e n m e d i i s o n u c u n a v a r m a m z g e r e k i y o r . Yine d e o n l a n y a l n z c a
altn araycs o l a r a k g r m e k hatadr; n k zellikle ge d n e m eserlerdeki dinsel
ve mistik b i e m servet avclarnn dnce biimiyle pek u y u m a m a k t a d r . . . . Simy a d a b i r b i l i m i n b a l a n g c n a i l i k i n h i b i r iz b u l u n a m a y a c a k t r . . . . S i m y a c asla b i limsel yntemler kullanmaz."57 Eski simyaclarn metinleri
"bu
insanlarn altn
67
F. Shenvood Taylor, A Survey oj Creek Alchemy, s. 110. Aynca kr. ayn yazar, "Origins of
Greek Alchemy," s. 42 vd.
342
H E L E N I S T I K A D A B A G D A S T I R M A C I L I K VE Y A R A T I C I L I K
" b u e s e r l e r i i n c e l e y e n k i m y a g e r , f a r m a s o n l u k l a ilgili b i r e s e r d e n p r a t i k b i l g i l e r
e d i n m e k isteyen d u v a r ustasyla ayn izlenime kaplr."68
S i m y a n e s a h t e a l t n r e t m e i s t e i n d e n (altn y a p m a u r a e n a z o n i k i y z y l d r
bilinmektedir), ne de bir Yunan bilimsel tekniinden d o m u olamayacana gre
( s i m y a c l a r n f i z i k s e l - k i m y a s a l o l a y l a r a n e d e n l i ilgisiz k a l d n az n c e g r d k ) ,
b u nevi ahsna m n h a s r
disiplinin
"kkenleri"ni
Bu
k k e n , m a d d e n i n b i r l i i n e i l i k i n felsefi k u r a m d a n o k , c e n i n l e r i , y a n i m a d e n f i l i z l e r i n i r a h m i n d e t a y a n e s k i Y e r y z A n a a n l a y oisa g e r e k ( k r . 1 5 ) ; b u a n l a y
yapay, yani laboratuvarda gerekletirilen bir d n t r m e y e d u y u l a n inancn billurlamasn
salamtr.
H e r h a l d e ilk
simya
deneylerine yol
aan,
madencilerin,
m a d d e n i n d e n e y s e l k e f i o y n a m olsa g e r e k . N i t e k i m , k l a s i k Y u n a n b i l i m i
k a r s n d a s i m y a n n z g n l n , maddenin
M a d d e n i n dramatik
hayatna
i l i k i n deneyimin
hayat
oluturur.
d e , Y u n a n - D o g u mysteria'lan
karmak
ve dramatik
sayesinde
maddeyi d n
bu
me-
da,
rubedo,
k i m i z a m a n viriditas,
k i m i z a m a n canda
pavonis)
t m A r a p ve Bat
dirili-
izdm
maddeye
aktanlmaktadr.
Ksacas
simyac
maddeyi,
zerine
inceleme
a d l e s e r i n d e (III, 1, 2 - 3 ) , d n d e k i b i r g r y n a k l e d e r :
D N S E L N A N L A R VB D N C E L E R TARH - II
d n t r e b i l m e k iin" katlandn aklar. Z o s i m o s u y a n d n d a d n d e g r d k l e r i n i n s u y u n b i l e i m i n i n s i m y e v i s r e c i y l e ilikili o l u p o l m a d n , t o n u n k u s u r suz bir su imgesi o l u p o l m a d n sorar kendine. J u n g ' u n gsterdii gibi, b u su,
s i m y a c l a r n aqua p e r m a n e n s ' i d i r v e a t e t e e k t i i " i k e n c e l e r " d e separatio
denk dmektedir.
ilemine
69
ac ekmenin
erginleyici
ilevini maddeye
yanst-
kltrlerde,
mineraller
ve
madenler
canl
organizmalar
olarak
69
70
71
(yenilenmesi)
anlayyla
sonulanacak
eskatolojik
dnce
akmyla
H E L E N S T K C A D A BAGDASTIRMACILIK V E YARATICILIK
tm bu
Kkrt ve
de buradadr:
Maddenin
hayat,
artk
arkaik
ve
lmszlk
getiren
"erginleyici
snavlar,"
madde
dzleminde
d n m l e . Filozof T a y l a s o n u l a n r . H a t l a n a m a y a c a k k a d a r eski z a m a n l a r a u z a n a n bir mitsel-ritel senaryoya (minerallerin Yeryz Ana'nn barnda cenin olarak
o l g u n l a m a s v e b y m e s i ; y e n i b i r y e r a l t r a h m i y l e z d e l e t i r i l e n ve m i n e r a l i n
a n a r a h m i n d e k i s o n d n e m i n i yaad ocak; minerallerin b y m e s i n i hzlandrmak
v e m k e m m e l l e t i r m e k i i n , m a d e n c i ile m e t a l u r j i s t i n Y e r y z A n a ' y i k a m e e t m e si)
bylesine
gz
pek
bir
biimde
yeniden
deer
yklenmesi,
eski
tarm
72
Bkz. c. 111.
345
ELETREL KAYNAKA
des Hellenismus
adl
ve Roma d n e m i n d e dinsel gereklikler zerine zengin bir kaynakayla donatlm genel bir
inceleme ierir Aynca bkz. A D. Nock, Conversor: the Old and the Ne w in Relgon from
Alexander the Great toAugustin of Hippo (Oxford, 1933); ayn yazar, Essays on Religion and the
Ancient World, I-II (Oxford, 1972); J o h a n n e s Leipoldt ve Walter G n m d m a n n , Umvelt der
Urchristentum, I (Berlin, 1965), zellikle s. 6 8 vd, 101 vd; V. Cilento, Transposivoni de'antico.
Sdgg su le jorme della grecta al suo tramonto (Milano-Napoli, 1961-66); ayn yazar, Comprensione della religione auica (Napoli, 1967); S a d i di storia religtosa de le tarda aruchia (Messlna,
1968).
Dinsel bagdatrmaclk hakknda, bkz. R. Pettazzoni, "Sincretismo e conversione" (Sagg di
storia delle religiom e della mitoloa iinde. Roma, 1946, s. 143-151); Helmer Ringgren, "The
Problem of Syncretism," Syncresm iinde, yay. haz. Sven S. Hartman (Stockholm, 1969), s. 714; A. S. Kapelrud, "Israel's P r o p h e s a n d Their C o n f r o m a t i o n with he Canaanite Religion,"
a.g.y., s. 162-170; J. van Dijk, "Les conacts ethniques d a n s la Mfesopotamie et les syncrttismes
de la religion sumgrienne," a-g.y., s. 171-206; lan Bergman, "Beitrag zur InterpretaUo Oraeca:
Aegyptische Gtter in griechischer Uebertragung," a.g.y., s. 207-227; Le syncretisme dans les reliions greccjue et romaine (Travaux d u Centre D'Etudes Superieures spfecialise d'Histoire des Religions Strasbourg, Paris, 1972); Geo NVidengren, "Culural Infuence, Cultural Continuity
and Syncretism, Religious Syncretism in Antiquity. Essays in Conversation with Geo Widengren, yay.
haz. B. Pearson (Missoula, Montana, 1975, s. 1-20); F. D u n a n d ve P. Lv6que (ed.), Les
syncretismes dans les religions de l'antiqul4. Colloque de Besanon, 1973 (Leiden, 1975).
Astroloji ve yldz kadercilii, bkz. Kari P r m m , Religionsgeschicfulicfes Handbuch fir den Raunt der altchristlichen Urmvelt, s. 4 0 4 vd (nceki edebiyatla birlikte); R. P. Festugtere, La
Rv(lation d'Hermis
Trismigjste,
Amcng the Greefts and the Romans (New York, 1912); ayn yazar, L'Egypte des Astrologues
(Brksel, 1973); ayn yazar, Lux Perpetua (1949), s. 3 0 3 vd; H. Ringgren (ed ), Fatalistic Belie/s
(Stockholm, 1967), zellikle lan Bergmann'm incelemesi, "l Overcome Fate, Fate Harkens t o
Me," s. 35-51; C. Schneider, KultujgeschchtedesHellemsmus, II, s. 907-919.
Roma d n e m i n d e yldz fat h e m Roma'da, h e m de t m imparaorlukta yaygn bir m o d a
haline gelir. Augustus kendi yldz faln yaymlar ve sikkelerin zerine o n u n b u r c u olan Olak
b u r c u n u n simgesi vurulur.
Yedi gezegen mitolojisi ve teolojisinin izleri haftann 7 g n n d e , Yuhanna'nn Vahyi'ndeki
7 melekte, 7 gk kat ve 7 c e h e n n e m kat kavramnda, Mithra tapmndaki 7 basamakl ritel
merdiveninde vb. fark edilmektedir.
346
H E L E N S T K A D A BADATIRMAC1UK VE YARATICILIK
de yaymlanmtr (Roma, 1923). Kari P r m m ' n Religionsgeschichtliches Handbu adl eseri, din
savunusu niteliine karn belge klliyat ve kaynakasyla (s. 2 1 5 - 3 5 6 , "Die Mysterienkulte in
d e r antiken Welt") vazgeilmezliini k o r u m a k t a d r . Ugo Bianchi ksa sre nce bir antlar ve
ikonografk belgeler sekisi yaymlamtr: The Creeh Mysteries ( U i d e n , 1976).
Mysteria dinleri h a k k n d a toplu incelemeler: R. Reitzenstein, D/e hellenistischen Mysterienreligionen nach ihren Grundgedanken und Mrfeungen (3. bask, 1927); N. Turchi, La reliponi misleriosofiche del mondo antico (Roma, 1923); R. Pettazzoni, I Misten. Saggio di una teoria storico-religiosa (Bologna, 1924); S. Angus, The Mystery-Religions
Willoughby, Pagan Regeneration. A Study of Mystery Initaton in the Graeco-Roman World (Chicago, 1929); F. C u m o n t , Les reUgfons orientaes dans le paganisme romain (4. bask, 1929); A Loisy, Les Mysttres palens et le mystire chreen (2. bask, Paris, 1930).
Ayrca bkz. The Mysteries. Papers from the Eranos Yearbooks (New York, 1955); M. Eliade,
Naissances mystiques. Essai sur quelques types dinitiation
"HeUenistic Mysteries and Christian Sacraments" (Mnemosyne, 1952, s. 117-213; Early Gentile
Christianity and lts HeUenistic Background, Harper T o r c h b o o k , New York, 1964, s. 1 0 9 - 1 4 6 ' d a
yeniden baslmtr); R Merkelbach, Roman und Mysterium
1962); P. Lambrechts, 'L'imporance de I'enfant dans les religions mystires," Latomus, 28,
1957, s. 322-333; G. Freymuth, "Zum Hieros Gamos in d e n anciken Mysterien," Museum He!veticum, 2 1 , 1 9 6 4 , s. 86-95; F. C u m o n t , Lux Perpetua (Paris, 1949), s. 2 3 5 vd; L Bouyer, "Le
salu dans les religions i Mysteres," Revue des Sciences Religieuses, 27, 1953, s. 1-16; aynca kr.
d a h a aada, I 2 0 6 - 2 0 8 ' d e kaytl kaynakalar.
206.
Willamowitz-Moellendorff, Die Glaube derHellenen, 11 (1932), s. 2 6 1 vd; H. Jeanmaire, Dionysos. Histoire u cculte de Bacchus (Paris, 1951), s. 4 1 7 vd (ve s. 4 9 7 ve devamndaki kaynakalar); C. Schneider, Kulturgeschichte d. Helknismus, II, s 8 0 0 - 8 1 0 , 1 0 9 7 v d (kaynaka); M.
P. Nilsson, The Dionysiac Mysteries m the HeUenistic and Roman Age (Lund, 1957); ayn yazar,
Geschchte d. griechischen Religon, II (geniletilmi 2. bask, 1961), s. 3 6 0 - 3 6 7 ; R Turcan, Les
sarcophages romains d reprtsentation dionysiaque: Essai de chronologie et cthistoire religieuse (Paris,
1966).
347
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II
o c u k Dionysos hakknda, kr. D. Costa, "Dionysos enfant, les bacchoi et les lions," Revue
Arch(ologique, 39, 1952, s. 170-179; Turcan, Les sarcophages romains, s. 3 9 4 vd. Semele'nin
tannalatnlmas zerine, bkz. P. Boyance, "Le disque de Brindisi et l'apothose de Semele,"
Revue des Etudes Anciennes, 44, 1942, s. 195-216; Nilsson, The Donysiac Mysteries. s. 4 ve 14;
P. Boyanc, "Dionysos et S4mele." Atti della Pontfcia
38,
1965-66, s. 79 vd.
Dionysos mysteria'larnda erginlenme k o n u s u n d a , kr. Schneider, a.g.y., s. 1101 'deki kaynaka. zellikle bkz. F. Matz, D/onysrafee tlete. Archologsche l/ntersuchungen zum DfonysosKult m hellenistschen und rmischer Zeit (1964); G. Zuntz, "On the Dionysiac Fresco in the Villa
dei Mtsteri at Pompei," Proceedings of the British Academy, 4 9 , 1 9 6 3 , s. 177-202; R. Turcan, "Un
rite controuv de l'initiation dionysiaque," RHR 158, 1960, s. 140-143; ayn yazar, "Du n o uveau s u r l'initiation dionysiaque," Latomus, 2 4 , 1 9 6 5 , s. 101-119; ayn yazar, Les Sarcophages
romains, s. 4 0 8 vd; P. Boyancfe, "Dionysiaca. A p r o p o s d ' u n e etde recente sur l'initiation
dionysiaque," tevue de s Etde s Anciennes, 68, 1966, s. 33-60.
Dionysosu hiasoi tapmnda maaralarn rol zerine, bkz. P. Boyance, "L'antre dans les
m y s t f r e s d e Dionysos," Rendiconti della Pontificia Accademia di Archeologia, 3 3 , 1 9 6 2 , s. 107-127;
Claude Bfcrard, Anodoi. Essai sur l'imagerie de s passages chtoniens (Bibliotheca Helvetica Romana,
XIII, lnstitut Suisse d e Rome, 1974), s. 5 8 vd, 144 vd; ayn yazar, Melanges d'Histoire ancienne
et tfarchtologe
348
H E L E N I S T I K A D A B A G D A T I R M A C U . I K VE VARATICILIK
Kybele ve Auis tapm hakknda bkz. P. Boyanc, "Sur les mystferes phrygens: 'J'ai mang6
dans le t y m p a n o n , j'ai b u dans la cymbale'," Revue des Etudes Anciennes, 37, 1935. s. 1 6 1 - 1 6 4 ;
J. Carcopino, "La rtforme romatne d u culte de Cybele et d'Attis" (Aspecs mysi^ues de la Rome
paletine, Paris, 1942, s. 49-171); P. Lambrechts, "Les fetes 'phrygiennes' d e Cybele et d'Attis"
(Builetin de l'lnsttut
1952,
s. 141-170);
E. vat Doren,
"L'Evolution des mysteres phrygiens Rome," Antiquite Classique, 22, 1953, s. 79-88; Charles
Picard, "Les cultes de Cybele et d'Attis" (Numen, 4, 1957, s. 1-23); P. Romanelli, "Magna Mater
e Attis sul Palotino," Hommages d Jean Bayet (Brksel, 1964 = Latomus, 70). s. 619-626; A. Brelich, "Offerte e interdizioni alimentari nel culto della Magna Mater a Roma," SMSR 36, 1965, s.
26-42; D. Fishwick, "The C a n n o p h o n and the March Festival of Magna Mater," Transacons
and Proceedings of the American Phlologcal Association, 9 7 , 1966, s. 1 9 3 - 2 0 2 ; Dario M. Cosi,
"Salvatore e salvezza nei Misteri di Attis," Aevum, 5 0 , 1 9 7 6 , s. 42-71.
Pastos'un (cubiculum) ritel ilevi ve anlam zerindeki tartma, Vermaseren, a.g.y., s.
117'de zetlenmitir.
Taurobolium hakknda, bkz. R. Duthoy, The Taurobolium. Its Evoluion and Terminology (Leiden, 1969), nceki klliyatla birlikte.
A Loisy, skenderiyeli Clemens'in naklettii ve "Teften yedim ...; odaya girdim" szlerine
y o r u m getiren bir mite dikkat ekmitir. Zeus bir hileyle t a n n l a n n anasyla (Kybele) birlemiti;
"Kybele kullanldn anlaynca fkelenmesin diye, bu hakaretin kefaretini d e m e k iin k e n dini h a d m etmi gibi, tanrann kucana bir koun teslislerini att. Bu miti nakleden Amobius, Zeus'un Ana Tanna'yla birleebilmek iin boaya d n t n syler" (Myslfres palens, s.
110).
Gallus'lar h a k k n d a bkz. Vermaseren, a.g.y., s. 9 8 v d ve a.g.y., s. 200 ve devamnda belirtilen kaynaklar. Tanryla zdeleme anlamnda hadm edilme zerine, bkz. Michel Meslin,
"Ralits psychiques et valeurs religieuses dans les cultes orientaux, l cr -]V e siecles" (Revue
Historique, 512, Ekim-Aralk 1974, s. 289-314), s. 295 vd.
Frigya mysteria'lan
"Attis et le christianisme," RB, 16, 1919, s. 4 1 9 - 4 8 0 ; ayn yazar, "Attis ressuscifc," RB. 3 6 , 1 9 2 7 ,
s. 561-566; A. Loisy, a.g.y , s. 108 vd; Vermaseren, Cybele and Attis, s. 180 vd.
Aynca bkz. Hugo Rahner, "Christian Mysteries and Pagan Mysteries" (Greefe Myths and Christian Mystery iinde, Londra-New York, 1963, s. 1-45) ve 205'teki kaynaka.
3 4 9
D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -
Origin of the Cult of Sarapis," H R 1 9 6 3 , 3 , s. 21-33; Ladislaws Vidman, Isis und Sarapis bci den
Grtechen und Rmem (Berlin, 1970); J. E. Stambaugh, Sarapis Under the Early Ptolemies (Leiden,
1972); W. Hornbostel, Sarapis. Studien zur Uebe'lieferungsgeschchte,
(Uppsala, 1968);
kr. HR 1 1 , 1 9 7 1 , s. 2 3 6 ve devamnda Jonathan Smith'in deerlendirmeleri; ayn makale, dipnot 10, s. 241-242'de zengin bir kaynaka.
Isis tapmna erginlenme k o n u s u n d a , bkz. M. Dibelius, "Die lsis-weihe bei Apuleius u.
verwandte lnitiationsriten," Botschajt und Geschichte iinde (Tbingen, 1965), I, s
30-79
im
Aynca bkz. J. Baltrusaitis, La Qu^e d'/sis. Introduction l'egyplomarue. Essai sur la leende d"un
mythe (Paris, 1967).
d'Hermts
Trismeffste,
3 5 0
H E L E N S T K C A D A BAGDATIRMACILIK VE YARATICILIK
m itir. Aynca bkz. K. Prmm, Rglgoasgeschichicles Handbuch, s. 540-605; G. var Moorsel, The
Mystenes
of Hermes Trismestos
d'Hermis
halk
(areti)
anlatdr;
II, s. 2 8
vd); l. ve XIII. metinler bir tannlama deneyimini betimler (Hermesi selamet vahyi bu iki metinde yer alr; kr. Festugiire, Hermttisme et mystique paenne, s. 34 vd, 3 8 vd).
iyimser teoloji Corpus Hermet/cum'ut V, VII ve IX. metinlerinde; k t m s e r reti ise I, IV,
VI, VII ve XIlI'te sergilenmitir. Ama kimi zaman iki eilim ayn kitap iinde birlikte var olur.
Corpus Hermelicum'un Msr'la yaknlklar Reitzenstein (R. Reitzenstein ve H. H. Schaeder, Studien zum antiken
1926,
s. 43-44);
Philippe Derchain
RHR 161, 1962, s.
des gnost/jues d'Egypte (Paris, 1958). s. 2 5 6 vd; ayn yazar, "L'hermetisme egyptianisan," s
434.
351
s. 82 vd;
Mysteries," Gnomon, XIII, 1937, s. 156-165; Essays on Reigion and the Ancieni World {Oxford,
1972), 1, s. 459-468'de yeniden baslmtr.
Hermesi "erginlenme" k o n u s u n d a , bkz. G. Sfameni Gasparro, "La gnosi ermetica c o m e
iniziazione e mistero," 5M5R 36, 1965, s. 53-61; H. ve R. Kahane, The Krater and he Grail Hermetic Sources oj he Parzival (Urbana, 1965), s. 40 vd.
Hermesilik ve Essencilik arasndaki ilikiler zerine, bkz. F. M . Braun, "Essenisme et
Hermitisme," Revue
Thomiste,
54, 1954,
s. 5 2 3 - 5 5 8 ;
rv, s. 1 4 5 - 1 4 6 ; J. B. Se-
gal, "The Sabian Mysteries," E. Bacon (ed ), Vanished Civilizat/ons iinde (New York-Londra,
1963), s. 201-220.
Hermesi Arapa Hermes klliyat k o n u s u n d a , bkz. Revdat/on d'Hermts
Trism^gsle'in ilk
cildinde L. Massignon'un eki, s. 384-399 ve Henry ve Rende Kahane, The Krater and the Grail:
Hermetic Sources of the Parzival, s. 116-122.
XII. yzylda ok sayda Arapa eserin evrilmesi sayesinde, Hermesilik Avrupa'da d a
tannmaya balad: kr. R ve R Kahane, s. 130 vd. Wolfram von Eschenbach'n Parzvat'
zerindeki Hermesi etkiyi ve graal (kupa, vazo, anak) teriminin krater
szcnden
tredisini ortaya karan R. ve H. Kahane'dr: The Krater and the Grail, birok yerde. Kr. ayn
yazarlar, "Hermetism in the Alfonsine Tradition," M^langes offerts a Rita Lejeune (Gembloux, 1,
s. 443-445). H. ve R. Kahane'n vard sonular Henty Corbin, En islam iranien, 11 ( 1 9 7 1 ) , s.
143-154'te de kabul edilmitir.
Corpui Hermetcum'un Latince evirisi ve b u n u n Rnesans'taki n e m i hakknda, bkz. FrancesA. Yaes, Giordano Bruno and the Hermed'c Tradition (Chicago, 1964) ve elinizdeki kitabn
III. cildi.
211. Simyaya toplu bir bak iin, bkz. M. Eliade, Forgerons et Alcfmisles (1956; dzeltilmi
ve geniletilmi 2. bask, 1977). Helenistik simya zerine, kr. a.g.y., s. 122 vd ve s. i 7 4 - 1 7 5 ' t e
belirtilen kaynaka. Son almalar arasnda unlan sayalm: R P. Festugiere, La Rve!at/on
etHermes Trismegiste, l (1944), s. 216-282; F. Shenvood Taylor, "A Survey of Greek Alchemy"
(Journal of Hellenic Studies, 50, 1930, s. 103-139); ayn yazar, "The Origins of Greek Alchemy,"
Ambuc, 1, 1937, s. 30-47; ayn yazar, The Alchemists (New York, 1949); R. P. Multhauf, The Origins of Chemistry (Londra, 1966), s. 103-116; W. J. Wilson. "Origins and Development of Greco-Egyptian Alchemy" ('ba Symposia, 111, 1941, s. 9 2 6 - 9 6 0 ) ; J. Lindsay, Heilemsfc Alchemy
(Londra, 1970).
352
H E L E N S T K A D A B A C D A S T I R M A C I U K VE YARATICILIK
Kisalesi'nin yazannn
Hamn'da b u l u n d u u n u ileri srer; kr. "The Antiquity of Alchemy," Ambx, V, 1953, s. 1-43.
Arap simyasnn atlmn aklamaya ynelik varsaymlardan biri olan
bu
gr
hl
tartmaldr. H. J. Shepard bir dizi yakn tarihli almasnda simya mistiinin kaynan
Gnostisizm olarak tanmlamtr; kr. "Gnosticism and Alchemy" (Ambix. IV, 1957, s. 8 6 - 1 0 1 )
ve Forgercms et Alchmustes, s. 174-175'teki kaynaka.
C. G. J u n g "Die Visionen des Zosimos" adl incelemesinde Zosimos'un
grsn
yorumlamtr (bu makale, Von den V/urzeln des Bewusstseins [Zrih, 1954), s. 1 3 7 - 2 1 6 ' d a
yeniden yaymlanmtr). "Gr" metni, M. Berthelot, Coecton des ancens Alchimistes grecs (Metinler), s. 107-112, 115-118'tedir; kr. F. Shenvood Taylor'n yeni yapt ingilizce eviri,
Ambix, l, s. 88-92. Simya eserlerinde, separotio bir insan b e d e n i n i n paralanmas olarak
aklanmtr; kr. Jung, a.g.y., s 154, dipnot 27. Elementlerin "ikence ekmesi" h a k k n d a ,
bkz. a.g.y.. s. 211.
353
XXVII. BLM
Iran dini,
A h e m e n i i m p a r a t o r l u u d e v r i l d i k t e n (y. M 3 3 0 ) s o n r a , H e l e n i s t i k a n a y r t e d i ci n i t e l i i n i o l u t u r a n g e n i v e k a r m a k b a g d a c r m a c l k h a r e k e t i i i n e s r k l e n d i
( k r . 2 0 5 ) . K e n d i n i y. M 2 4 7 ' d e k r a l ilan e d i p , y e n i u l u s a l A r s a k i d l e r h a n e d a nn k u r a n Parth n d e r i Arsakes'in I r a n n bir b l m n n bamszln yeniden
ele g e i r m e s i d e b u s r e c i d u r d u r m a d . G e r i P a r t h l a r , b o z k r a t l l a r n a d a y a n a n b i r
d i n s e l ve k l t r e l g e l e n e k b t n n d e b e r a b e r i n d e g e t i r m i t i .
Krallk ideolojisi-
gerekletirirler; S t r a b o n , m a g u s ' l a n n Anht'ya t a p t m yazar, a m a M i t h r a tapm m a da katldklarn gsteren bilgiler m e v c u t t u r (Mithra mystena'larnda rolleri
v a r d ) ; 3 ) A t e t a p m o k y a y g n d r ; 4 ) M II. ve I. y z y l l a r d a Hystaspes'in Kehanetleri2
baln
tayan,
Roma'ya
kar
kaleme
alnm
(metinde
Roma'nn
kurtarc miti
herhalde Arsakidler
d n e m i n d e o l u m u t u r . S o n o l a r a k , Z u r v a n i t e o l o j i ve z a m a n a , s o n s u z l u a , " t i n s e l "
yaratln fiziksel yaratltan n c e gelmesine ve m u t l a k dualizme ilikin dnceler y i n e b u d n e m d e g e l i m i t i r . Bu a n l a y l a r b i r k a y z y l s o n r a , S a s a n i l e r d e v r i n d e , s i s t e m l e t i r i l e c e k ve k i m i z a m a n b y k b i r g a y r e t l e d z e n l e n e c e k t i r .
T m b u dinsel biimler arasndaki teme! uyumay gzden karmamak gerekir.
fadelerdeki eitlilik amalarn farkllyla
aklanabilir.
g n d e l i k t e z a h r l e r i n d e veya teolojik s p e k l a s y o n l a r d a , krallk ideolojisinin u n s u r l a r n a r a m a k b o u n a b i r a b a o l u r . T m b u y a r a t m l a r n o r t a k ve z g l b i r n i t e lii, d a h a e s k i , k i m i z a m a n a r k a i k a n l a y l a r n u z a n t s o l m a k l a b i r l i k t e , " a k " kalmaya d e v a m etmeleri, yani sonraki yzyllar boyunca gelimeyi s r d r m e l e r i d i r .
Hystaspes'in Kehanetleri,
Ya'ta g e l i t i r i l e -
n b i l i c i l i k l e r i n i 7 0 0 0 yllk b i r e s k a t o l o j i k z a m a n -
1
3
DNSEL N A N L A R V E D N C E L E R TARH - II
anlalmaktadr.
(al d e m e t i ) s u n g u s u n u
Iustinus, XXXVII, 2; Pluarkhos, Quaest. Conviv., I, 6, 2; Wdengren, a.g.y., s. 266 vd; ayn ya-
Widengren (Hochgottglauhe im alten Iran, s. 310), Nuzi tabletlerinde (M XIII. XII. yzyllar)
E u d e m o s ' u n metni Bidez-Cumont tarafndan yaymlanmtr, Les Mages hellenises, II, s. 6 9 70; kr. i, s. 62 v d
356
D e m e k k i Z u r v a n b a l a n g t a z a m a n n k a y n a o l a n , iyi ve
k t talihi d a t a n , s o n u t a y a z g y a h k m e d e n bir g k t a n r s y d b y k o l a s l k l a . 1 0
H e r te o l u r s a o l s u n , Z u r v a n a r k a i k b i r y a p d a d r : K o z m i k k u t u p l a m a l a r l a h e r t r l u z l a m a z ztl b n y e l e r i n d e b i r a r a d a b u l u n d u r a n b a z ilkel t a n n l a n h a t r l a t r .
Ge
dnem
Avesta'da
(muhtemelen
IV.
yzylda
yazlm
metinler),
Z u r v a n ' a o k a z d e i n i l i r , a m a h e p z a m a n v e y a k a d e r l e ilikili o l a r a k g s t e r i l i r . B i r
metinde,11 dorularn ve dinsizlerin ruhlarnn "Mazda'nn yaratt" Cinvat kprs n e ( 103) u l a m a d a n n c e , " Z u r v a n ' n at y o l d a " ilerledikleri b e l i r t i l m i t i r .
Kader/zamann, baka bir deyile h e r bireye t a n n m geici s r e n i n eskatolojik
ilevi a k a v u r g u l a n m t r . Bir d i e r b l m d e , Z u r v a n s o n s u z z a m a n o l a r a k t a n t l r ; 1 2 b a k a b i r y e r d e Zurvan
akarana,
b u n l a r , geici s r e n i n
sonsuzluun
banndan
fkrmas
zerine bir
kkenini
ve
d n y a d a k i g n c e l s t n l n a k l a m a k iin o l d u u k a d a r , d u a l i z m s o r u n u n a d a h a
k e s i n bir z m g e t i r m e k iin d e kullanlr.
10
"
Vidlvdt, 19:29.
Vidlvdt,
13
19:13 ve 16.
357
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R TARH - II
P l u t a r k h o s , Isis v e O s i r i s h a k k n d a k i i n c e l e m e s i n d e ( 4 6 . - 4 7 . k s m l a r ) , M IV.
y z y l a ait k a y n a k l a r a d a y a n a r a k , " M a g u s Z e r d t " r e t i s i n i
ktan
doan Oromazdes
n a k l e d e r : " e n saf
doan
Aremanos
Khrat'a
tanrlara
kendi
( b u n e d e n l e "arac" d i y e n i t e l e n m e k t e d i r )
niteliklerine
zg
kurbanlar
sunmay
rettiini
Mutluluk' anlamna
g e l i r " ) b i r o u l s a h i b i o l a b i l m e k iin b i n y l b o y u n c a k u r b a n s u n m u t u . 1 5 A n c a k
s u n d u u k u r b a n n bir s o n u getireceinden k u k u d u y d u u iin ("Benim s u n d u u m
kurbann ne yarar
olabilir
ki?"),
iki
14
15
Eznik, Conlre les sectes, kitap II, bol. 8, metni eviren: R. C. Zaehner, Zurvan, s. 438-439.
16
Eznik, Zurvan'n erdii o l d u u n u iyi kavramt. Ama daha ge d o n e m d e n baka yazarlar bir
"ana"dan veya Zutvan'n "kans"ndan sz eder; kr. Zaehner, a.g.y., s. 6 3 vd, 4 2 3 , 428. Bkz.
Eznik ve Theodore bar Konai'nin, Bidez-Cumont, a.g.y., II, s. 8 9 - 9 2 ve Zaehner, s. 4 2 1 ve
devamnda yaymlanan metinleri (kr. b u metinlerin tartlmas, cug.y., s. 54 vd).
358
bir dikkatsizliinin
sonu-
eksikliiyle
kukunun
varolu
biimini zgrce
seer
( k r . 1 0 3 ) . Bilge
deildir.
Ayn
ekilde,
b i r o k a r k a i k d i n d e , y c e v a r l k b n y e s i n d e ztlarm birli'ni b a r n d r r ; n k o
gerekliin b t n l n oluturmaktadr. Ama Zurvani mitinde, daha birok benz e r m i t t e d a g r l d 2 e r e , k t l k i s t e m e d e n d e olsa b i z z a t U l u T a n r t a r a f n d a n
yaratlr. Her ne olursa olsun, en azndan Eznik'in naklettii anlatda, Z u r v a n kozm i k yaratlta hibir roi o y n a m a z : E g e m e n l i k simgelerini ikiz oullarna a r m a a n
e t l i i n e g r e ( A h u r a M a z d a ' y a b a r s o m ' u ve P e h l e v i k i t a b Z d t s p r a m ' a g r e , " g l g e n i n
z n d e n y a p l m b i r a l e t i " d e E h r i m e n ' e v e r i r ) , deus otiosus o l d u u n u b i z z a t k a b u l
etmektedir.
17
Bkz. bizim "Le Diable et le Bon Dieu" incelememiz. De Zalmoxis Gengis Khan iinde, s. 8 1 -
18
230.
359
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II
214. Zamann
Eskatolojik
ilevi
Pehlevi
metinlerinin
ve
onlarn
yeniden
g z d e n geirilmi hallerinin (Mazdeizm, Sasani l m p a r a t o r l u g u ' n u n resmi din kurum u haline geldiinde [226-635), hatta islam fethinden sonra bile b u g z d e n geirip
dzeltme abas s r m t r ) o l u t u r d u u , birbirini izleyen katmanlarn iinde yn
b u l u n a b i l d i i l d e , Z u r v a n i l i k b a m s z b i r d i n d e n o k , M e d m a g u s ' l a n n n gel i t i r d i i b a g d a u r m a c b i r t e o l o j i o l a r a k g r n m e k t e d i r . 1 ' N i t e k i m Z u r v a n ' a asla
k u r b a n s u n u l m a z . stelik bu ilk Tanr, hep A h u r a Mazda ve Ehrimen'le birlikte
a n l r . Bin yllar r e t i s i n i n u y a d a b u b i i m d e Z u r v a n n v a r l n h e r z a m a n gerektirdiini belirtelim - y a k o z m i k z a m a n tanrs, ya d a z a m a n n yalnzca s i m g e s i
veya kiiletirilmi hali olarak. 9 . 0 0 0 veya 1 2 . 0 0 0 yllk d n y a tarihi d o r u d a n
Z u r v a n ' n k i i l i i y l e ilikili o l a r a k y o r u m l a n r . Baz S r y a n i k a y n a k l a r n a g r e , 2 0
Zurvan'n evresinde, aslnda o n u n hipostazlar olan t a n n , Akar, Frakar ve
Z r k a r v a r d r . Bu i s i m l e r , A v e s t a ' d a y e r a l a n arhara
( " g z k a m a t r c k l a n " ) ve marokara
("yalandran") sfatlaryla
aklanabilir.21
S z e d i l e n t a b i i ki, i n s a n v a r o l u u n u n a a m a s n d a , g e n l i k , o l g u n l u k , y a l l k
alarnda kavrand haliyle y a a n m z a m a n d r . K o z m i k d z l e m d e , bu zamans a l b l m l e m e n i n h e r b i r i 3 0 0 0 y l l k b i r d n e m l e i l i k i l e n d i r i l e b i l i r . Bu " zam a n f o r m l "ne U p a n i a d l a r ' d a v e H o m e r o s ' t a d a r a s t l a n r . 2 2 D i e r y a n d a n P e h l e v i
m e t i n l e r i n d e de b e n z e r bir f o r m l kullanlmtr; rnein Ahura Mazda "olur, olm u t u , o l a c a k " ve " A h u r a M a z d a z a m a n , " zamn
h e p olacak."
23
i Ahura
Mazda,
"olmutu, olur ve
A m a Z u r v a n (= Z a m a n ) a y n z a m a n d a " e v v e l d e n h e r ey o l a n v e s o n r a
da h e r ey olacak" olandr.24
Ksacas, zamansal imgeler
balamlarda bulgulamr.
ve s i m g e s e l l i k l e r
hem
Zerdt, hem
Zurvani
1 2 . 0 0 0 y l l k d n g iin d e a y n d u r u m g e e r l i d i r .
Bu
19
Wdengren, Zurvanilik ile Med magus'lan arasndaki ilikilere aklk getirmitir; kr. Re/, de
20
21
22
Bkz. Widengren, a.g.y., s. 319, dipnot 4; Homeros, llyada, l, 70 {Trke eviride "gemekte
23
24
Zaehner'deki metinler, a.g.y., s. 232 ve 283; kr. Widengren, a.g.y., s. 318 vd.
360
dualizmi
katlatran
Mazdeist
ortodokslukla
Zurvani
teoloji
a r a s n d a k i p o l e m i k l e r i t a k i p e d e b i l i r i z . A h u r a M a z d a ve E h r i m e n ' i n k a r d e o l d u u ,
Zurvan
tarafndan yaratldklar
m a h k m edilir.
27
dncesi,
Denkan'm
bir
blmnde
haliyle
Bu n e d e n l e o r t o d o k s P e h l e v i k i t a p l a n n d a iki r a k i b i n k k e n l e r i so-
r u n u g n d e m e g e t i r i l m e z . A h u r a M a z d a ve E h r i m e n e z e l d e n b e r i v a r d r , a m a b i r an
g e l e c e k , D m a n ' n v a r l s o n a e r e c e k t i r . Bylece, z a m a n v e b i n y l l a r r e t i s i n i n
n i y e M a z d e i s t l e r i i n d e t e m e l b i r n e m e s a h i p o l d u u anlalr.
M a z d e i s t t e o l o j i y e g r e z a m a n , yaratl
iin v a z g e i l m e z
olmakla
kalmaz,
( n i h a i zafere k a d a r k e s i n t i s i z
sren
sava)
kazandrmtr.
Bu da
Ahura
2 1 5 . ki Y a r a t l : M S n k v e G i t i k BumJehijn'n i l k b l m n e g r e ,
Ahura
25
26
27
28
vardr: Zaman, Mekn ve Din. Drtleme, Zurvanilikten alnmtr, ama Yaraulj' aklamak
iin gereklidir; kr. Duchesne-Guilemin, s. 309-310.
361
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R t H I - 11
Baka b i r
ifadeyle,
i Dlnik'e
g r e ( 3 7 : 3 v d ) , minok
o l a n m k e m m e l d i r ve Denkart
da
( 9 : 3 7 , 5 ) d n y a n n b a l a n g t a l m s z o l d u u n u a k l a r . D i e r y a n d a n Bundehin
(1, 6 ) Yaratl', s r d 3 0 0 0 yl b o y u n c a , " d n c e s i z , h a r e k e t s i z , ele g e l m e y e c e k
k a d a r i n c e " o l d u u i i n , menok
minok
g k s e l d n y a d a n (menok)
g e l d i m ; v a r o l m a y a y e r y z d n y a s n d a (getk) b a l a m a -
d m . Balangta t i n s e l h a l d e t e z a h r e t t i m , b e n i m ilk h a l i m y e r y z h a h d e i l dir."31 Bununla birlikte soyut bir varoluun, Platoncu bir idealar d n y a s n n sz kon u s u o l m a d n b e l i r t e l i m : Minok
tanmlanabilir.
K o z m i k d r a m d a ve d n y a t a r i h i n d e d r t a a m a a y r t e d i l m e k t e d i r . lk b a t a ,
E h r i m e n ve k a r a n l k l a r , A h u r a Mazda'nn k d n y a s n a saldrr. A k o z m i k ' trde
bir d u a l i z m sz k o n u s u d u r ; n k Zerdt'n retisinde A h u r a Mazda h e m n,
h e m d e k a r a n l k l a r n y a r a t c s d r ( k r . Yasna,
s a l h a l d e n (menok)
m a d d e s e l h a l e (getih)
29
30
31
Pend Nmak i Zertut (- Pendndme-i Zerdt [Zerdt'n tler K'tai>l), 2. drtlk, ev. H.
33
M
35
34
37
D N S E L NANLAR VE D N C E L E R TARH - II
Ahura Mazda'y yaratc olarak ilan eder, fakat Ehrimen'in batan karma abalarna
kanp, topra, suyu ve bitkileri o n u n yarattn haykrrlar. Bu "yalan" yznden,
ift lanetlenir ve ruhlar kyamet gnne dek cehennemde kalacaktr.
Otuz gn boyunca hibir ey yemeden yaarlar, ama daha sonra bir keiden st
emer ve holarna gitmemi gibi yaparlar; bu ikinci yalan iblisleri glendirir. Bu
mitsel blm iki trl yorumlanabilir: 1) "Yalan syleyerek" ilenen gnah; 2) Yemek yiyerek, yani insanlk halini kurarak ilenen gnah yanstmaktadr. Gerekten
de birok arkaik mitte, ilk iftin beslenmeye ihtiyac olmad grlr; stelik ran
inancna gre, zamann sonunda insanlar yeme ime alkanlndan vazgeecektir. 38
Bir otuz gn daha geer ve Maye ile Mayne bir sr ban kesip atete piirir.
Yemein bir parasn atee, bir baka parasn havaya atarak tanrlara sunarlar,
ama bu paray bir akbaba kapar. (Bir sre sonra ilk olarak bir kpek et yer). Bu,
Tanr'nn sunguyu kabul etmedii anlamna gelebilecei gibi, insann etobur
olmamas gerektiini de ifade edebilir. Elli yl boyunca Maye ile Mayne hibir
cinsel arzu duymaz. Ama iftleirler ve ikizleri olur; ikizler "o kadar lezzetlidir ki"
birini baba, dierini de ana yer. O zaman Ahura Mazda, ebeveynleri bir daha
onlarn cann almasn diye, ocuklarn tadn yok eder. 39 Daha sonra Maye ile
Mayne'nin baka ikiz ocuklar olur; bu iftler tm insan rklarnn atalar
olacaktr.
Gaymart miti (Avesta'da gaya maretan,
geleneksel mitolojiyi yeniden yorumlama almalarn deerlendirebilmek asndan ok anlamldr. Ymir veya Purua gibi, Gaymart da ezeli ve erdii bir makroinsandr, ama onun ldrlmesine farkl deerler yklenmitir. Artk onun bedeninden tm dnya deil, yalnzca madenler -baka bir deyile gezegenler- ve tohumundan ilk insan iftini douran ravent yaratlmtr. Daha ge dneme ait Yahudi
speklasyonlarnda dem'in hem kozmolojik vasflar, hem de parlak tinsel erdemlerle donatlmas gibi, Gaymart da srad bir konuma ykseltilmitir. Mazdeist
kutsal tarihte, Zerdt ve Saoyant'm yanna yerletirilir. Gerekten de maddi
Yaratl (gt) iinde, yi Din'in vahyi nce Gaymart'a iner.'10 Ehrimen'in saldrsnn ardndan 30 yl daha hayatta kalabildiine gre de, vahyi Maye ve Mayne'ye aktarabilmi, onlar da daha sonra bunu kendi soylarndan gelenlere iletmitir.
38
39
10
Bundehin, ev. Zaehner, Teachmgs oj the Mg, s. 145; kr. ayn yazar, Zurvan, s. 352.
Greater Burtdalshrc, XIV, 14, ev. Zaehner, Teachings, s. 73; bir baka eviri iin bk2. A Christensen, Le premier homrne et k premier roi, I, s. 19-20.
Denkan, 7:1,4; ev. Mote, Culte, mytheet cosmologe dans liran ancien, s. 504.
364
insanlk halinin kefaretinin denmesini salar. Nitekim insan da, Gaymart gibi,
bir ruh ve lmsz bir bedenle, iyi olarak yaratlmt. Maddi dnyaya lm,
Atalarn iledii gnahn sonucu olarak, Ehrimen soktu. Ama Zaehner'in de saptad gibi, 42 Zerdtle gre ilk gnah bir itaatsizlikten ok bir yarg hatasdr:
Atalar, Ehrimen'i Yaratc sanmakla yanlmtr.
yzyldan bir rivayete gre Saoyant, Kasaoya glnde ykanacak bir bakireden
doacaktr; bir mucize eseri, b u gln dalgalar Zerdt'n tohumunu korumak41
42
43
tadr). Daha nce de grdmz gibi ( 104, 112), nihai Yenilenme (fra-kereti)
Saoyant'n yapaca bir kurban trenin ardndan gerekleecektir. Pehlevi kitaplar
bu eskatoloji senaryosunun blmlerini daha ayrntl bir biimde betimler. nce,
son bin yl boyunca, insanlar aamal olarak et, st ve bitki yemekten vazgeecek, sonunda yalnzca suyla besleneceklerdir. Bundehin't
onu yen-
mi Freton'un da diriltilmesi istenir. Son savata iki ordu kar karya gelir, her
savann rakibi bellidir. En son, Ahura Mazda ve Srz'un darbeleriyle Ehrimen ve
z der. 44
Baz kaynaklara gre, Ehrimen ebediyen gszle mahkm edilir; baka kaynaklara gre ise, dnyaya szd deliin iine itilir veya yok edilir. 45 Dev bir
yangn madenlerin eriyip dalardan aa akmasna neden olur ve bu ate nehrinde
-ktleri yakan bu nehir, dorulara scak st gibi gelir- dirilen bedenler gn
boyunca arndrlr. Sonunda yangn dalan yok eder, vadilerin ii dolar ve cehennemle balanty salayan delikler tkanr. (Dzlemi bir yeryz bilindii gibi
bir cennet dnyas imgesidir; dnyann hem ilk balangta byle olduuna, hem de
esfehton'da, "son"da byle olacana inanlr). Yenilenme'den sonra, gnah tehlikesinden kurtulmu insanlar, hem tensel (baka bir ifadeyle, aileler yeniden biraraya
gelecektir), hem de tinsel mutluluk iinde sonsuza dek yaayacaktr.
217.
Mithra
korsanlan
Mithra
Bkz. Bundehin, 34:23; Duchesne-Guillemin, a.g.y., s. 350 vd; Zaehrer, Dawn and Tvviligfjt, s.
309 vd. Brahraanlar Hindistan'nda ve Cermenlerde de korunmu, bir Hint-Avrupa eskatolojik mitinin sz konusu olduu kesindir; kr. 177,192.
4
' Menfe i Kral, 8:11-15; DZnkart, XII, 13: ksm 297; kr. Duchesne-Guillemin'in sayd dier
kaynaklar, s. 351; Zaehner, a.g.y., s. 314 vd ve 351; G. Widengren, Rel. de l'lran, s. 230 vd.
44
Pompey, 24, 5.
366
olan Mithra, Parth hkmdarlarnn koruyucusu olmutu. 1. Antiokhos Kommagenes'in (M 69-34) amt-mezan, tanny kraln elini skarken gstermektedir. Ama
anlald kadaryla Mithra'ya ynelik kraliyet tapm hibir gizli ritel iermiyordu; Ahemeniler devrinin sonundan itibaren, byk Mthrakana
trenleri kamusal
olarak kutlanyordu.
Mithra mysteria'lannn mitolojisi ve teolojisi hakknda, zellikle ekillerle bezeli antlar sayesinde bilgi sahibi oluyoruz. Edebi belgelerin says fazla deil ve bunlar esas olarak tapmdan ve erginlenme derecelerinin hiyerarisinden sz ediyor.
Mitlerdan biri Mithra'nm, tpk insans Ullikummi ( 46), Frigyal Agdistis ( 207)
ve Oset mitolojisinin mehur bir kahraman gibi, bir kayadan douunu (de petra
natus) anlatyordu. 46 Bu nedenle Mithra mysferia'lannda maara ok nemli bir role
sahipti. Dier yandan, el-Birnfnin naklettii bir rivayete gre, Parth kral tahta
kmadan bir gn nce bir maaraya ekiliyor ve uyruklarna yeni domu bir bebek, daha dorusu dogas kkenli bir ocukmu gibi yaklap, tapnyorlard. 49
Ermeni rivayetleri, Meher'in (yani Mihr, Mithra) kapanp, ylda bir kez kt bir
maaradan sz eder. Nitekim yeni kral, yeniden doup bedenlenmi Mithra yd. 50
kla dolu Beytllahim maarasndaki sa'nn doumuna ilikin Hristiyan efsanelerinde de bu ran izlegi karmza kar. 51 Sonu olarak, Mithra'nn mucizevi
doumu, byk Iran-bagdatrmac kozmos egemeni-kurtarc mitinin ayrlmaz bir
parasyd.
En nemli mitolojik blm, Mithra'nm boay almas ve baz antlara gre,
Gne'in (Sol) emriyle, onu kurban etmesinden oluur. Mithrac alak-kabartmalarn ve resimlerin neredeyse tamamnda, boann ldrl tasvir edilmitir.
47
Tapma ve tapmn Batya szmasna ilikin tm dier edebi epgrafk ve arkeolojik kaynaklar
48
51
367
DNSEL I N A N C U R V K D N C E L E R TARH - I I
Mithra grevini istemeye istemeye yerine getirir; ban evirip bakmadan, bir eliyle boann burun deliklerinden yakalar, dieriyle de brne ba saplar. "Can
ekien kurbann gvdesinden tm ifal otlar ve bitkiler dodu ... iliinden ekmei veren buday filizlendi ve kanndan mysteria'larm kutsal ikisini veren balar
yeerdi." 52 Mithra'nn boay kurban etmesi, Zerdt balamda bir bilmece gibi
grnmektedir. Daha nce grdmz gibi ( 215), ezeli Boa'y Ehrimen
ldrmtr. Bununla birlikte daha ge tarihli bir metin, bu kurbann yararl sonularn nakleder: ezeli Boa'nn ay yla arnm tohumundan hayvan trleri
doar ve bedeninden bitkiler biter. Morfoloji asndan, bu "yaratc cinayet" bir
erginlenme tapmndan ok, tarmsal trde bir dinde daha kolay aklanr. 53 Dier
yandan az nce grdmz gibi ( 216), maher gnnde Saoyant ve Ahura
Mazda, kz Hathays'u kurban edecek ve onun yandan ya da iliinden yaplacak
iksir insanlar lmsz klacaktr. O halde Mithra'nn baarsyla bu eskatolojik
kurban arasnda yaknlk kurulabilir; bu durumda, mysteria'lara eritirilmek, nihai
Yenilenme'nin, baka bir deyile erginlenme adaynn selametinin bir n-gerekletirimi olduu sylenebilir. 54
Boa maarada, gne ve ayn huzurunda kurban edilir. 12 bur veya 7 gezegen
ve rzgrlarla drt mevsimin simgeleri, kurban treninin kozmik yapsna iaret
eder. Mithra gibi giydirilmi iki kiilik, Kautes ve Kautopates, her birinin elinde
yanan bir meale, tanrnn yaptna dikkatle bakar; onlar gne tanrs Mithra'nn
iki ayr tezahrn temsil eder (nitekim szde-Dionysius, "l Mithra"dan sz
eder, Epist. 7).
Sol ve Mithra arasndaki ilikiler, henz zmlenmemi bir sorunu gndeme
getirmitir; bir yandan, Mithra'dan daha aa bir konumda olmasna karn. Sol
ona boay kurban etmesini buyurur; dier yandan Mithra'ya yaztlarda SoJ invictus
ad verilir. Baz sahneler Sol'u, Mithra'nn nnde diz km dururken gsterirken, bakalarnda iki tanrnn el skt grlr. Her ne olursa olsun, Mithra
ve Sol, boann etini paylatktan bir lenle dostluklarn perinler. len kozmik
52
F. Cumont, Les Mysteres de Mithra (2. bask), s. 113. Ks. ayn yazar, Textes et Monumens
jigurts relatfs aux Mystires de Mithra, 1, s. 179 vd, 186 vd.
53
G. Widengren, ge donemden bir Babil mitini, Kalu'yu nakleder; bu mitte, kozmik bereketi
salamak amacyla bir boga kurban edilir; kr. Iranisch-semtische Kuhurbegegnung, s. 51 vd.
54
Boga kurbanna ilikin benzer bir yorum iin, bkz. j. R. Hinnels, Mithraic Studies iinde, s.
305 vd. Aynca H. Windischmann'dan beri (1859), birok Iranbilimci Mithra ile Saoyant
arasndaki arpc benzerliklere dikkat ekmitir. Bu konuda bkz. en son olarak Hinnels,
a.g.y., s. 311 (referanslar iin dipnot 132).
368
R A N I N Y I N ! SENTEZLER
larn srrn
sacramentum'lara
kar
58
57
yrttkleri
bir
polemikte
hayata soktuu
(nk
anlalan
55
61
56
369
lenme treninde, adayn ellerine bal dklyor ve dili de balla kaplanyordu. Bal,
mutlularn ve yeni doanlarn besiniydi. 62
IV. yzyldan bir Hristiyan yazara gre, adaylann gzleri balanyor, bu arada
lgnca hareketler yapan bir topluluk onlar kuatyor, bir ksm kanatlarm
rparak karga gaklamalan karrken, dierleri aslan gibi kkryordu. Elleri tavuk
bagrsaklanyla balanm baz adaylann suyla dolu bir hendein stnden atlamas
gerekiyordu. 6 3 Capua'daki mithraeum'da bulunan resimlerde yer alan erginlenme
sahneleri, bu anlatlan erginlenme smavlanndan bazlarna inandrclk kazandrmaktadr. En iyi korunmu sahnelerden birini Cumont yle betimler: "Mrit
plak bir halde, gzleri bal ve belki elleri de arkadan balanm olarak oturur.
Erginleyici sanki onu ne doru itecekmi gibi arkasndan yaklar. Karsnda,
Dou tarz bir giysiye b r n m ve banda da uzun bir Frigya klah olan bir rahip, elindeki klc uzatarak mride yaklar. Baka sahnelerde, plak adayn diz
kt, hatta yere uzand da grlr." 64 Erginlenecek adayn, bir cinayet benzetmecesinde yer almas gerektii ve ona kurbann kanyla boyanm bir kl gsterildii de biliniyor. 6 ' Byk olaslkla baz erginlenme ritelleri bir kuklayla yaplan dvleri de ieriyordu. Nitekim tarihi Lampridius, imparator Commodus'un
gerek bir cinayet ileyerek Mithra nvysteria'lann kirlettiini yazar. 66 leri srldne gre Commodus, bir mles'i "Baba" derecesinde erginlerken, yalnzca benzetmece halinde sunmas gereken cinayeti gerekten ilemi ve aday ldrmtr.
Yedi derece birer gezegenin korumas altndayd: corax'
Vens, miles'i
Mars, leo'yu
Jpiter, Penesi
Ay, heliodromus'u
Merkr, rtymphus'u
Gne ve Pater'i
de
62
Porphyros, De antro rvympl. 15 (= Texta el Monuments, II, s. 40). Yeni doan bebeklerin dillerinin zerine bal srlrd. ran geleneinde baln aydan geldii kabul edilirdi. Kr. Cumont, a.g.y., I, s. 320.
63
Szde-Augustinus, Quaes(. ver. et nov rest , 114, 12 (= Textes et Monuments, II, 8). Baz yazarlar bu bilginin doruluunu kukuyla karlamaktadr, ama Loisy'nin dedii gibi,
"anlatlann kaba nitelii onun gerekliini dorulamaktadr; yazanmzn bu konuda syledikleri, yaplan hareketlerin onun anlamm bilmedii veya yinelemek istemedii bir simgesel
yorumu olduunu dndrtmektedir" {a.g.y., s. 183).
Mithraeum (og. Mthraea): Mithra tapmnn yapld tapnak -yn.
64
F. Cumont, Les religions orientaks, s. 142, levha XIII. Capua mithraeum'undaki baka desenlerin rprodksiyonlan iin, bkz. Vermasseren, Mithras, ekil 51-53, s. 132-133.
65
Cumont, Les Mystfres de Mithra, s. 135.
66
Commodus, 9 - Textes et Monuments, II, 21.
370
aka tasvir edilmitir 6 7 Dier yandan Origenes," 8 her biri farkl madenlerden
yaplm (kurun, kalay, tun, demir, alam, gm ve altn) ve ayr ayn tanrlarla
ilikilendirilmi (kurun Kronos'la, kalay Aphrodite'yle vb) yedi basamakl bir
merdivenden sz eder. Byle bir merdiven byk olaslkla hem Mithrac gizli cemiyetin simgesi yerine geiyor, hem de riel bir rol - b u roln ne olduunu bilmiyoruz- oynuyordu.
dini, gc ve
efleri, pa-
Balkanlar'a kadar
yaylmt. Tapnaklarn ou eski Roma eyaletleri olan Daya, Pannonia, Germania'da bulunmutur. (Tapm, ne Yunanistan'a ne de Anadolu'ya girmemi gibidir). Bu-
57
68
69
Ferma, il mitreo sotto la chiesa di Sama Prisca, s 72 vd; G. Becatti, Scavi di Ostia, c. II: i Mtrei
(Roma, 1954), s. 108 vd.
Contra Ceisum, VI, 22.
MarcAurek, s. 579.
371
nunla birlikte her bir gizli cemiyetin en fazla 100 ye kabul ettiini de hesaba katmak gerekir- Dolaysyla belli bir anda yz kadar tapman bulunduu Roma'da bile, mritlerin says 10.000'i gemiyordu. 70 Mithraclk neredeyse yalnzca askerlere ak gizli bir tapmd; dinin yaylma hatlar lejyonlarn hareketlerim izliyordu.
Erginlenme ritelleri hakknda sahip olduumuz kstl bilgi, Msr veya Frigya
mysferia'lanndan ok, Hint-Avrupa "erkek cemiyetlerTnin (Mnnerbnde) erginlenmelerini hatrlatmaktadr ( 175); nk daha nce de belirttiimiz gibi, Mithra
lm tanmam tek mysleria
tapmlardaki)
lenlerin dinsel bir anlama sahip olduu inkr edilemez; nk belli bir tanrsal
rnei takip etmektedirler. Hristiyanlk savunucularnn onlara ynelttii sert
sulamalar, bu yemekleri ekmek-arap ayininin eytani taklitleri olarak knamalar
da onlarn kutsal niteliini gstermektedir. Erginlenme vaftizini baka tapmlar de
uyguluyordu. Ama II. ve III. yzyllarn Hristiyan teologlar asndan, Mithraclkla olan benzerlikler daha da rahatsz edicidir; kzgn demirle alna dalanan
iaret, onlara vaftiz kutsamasn tamamlayan bir ritel olan signatio'yu hatrlatyordu; ayrca II. yzyldan itibaren, iki din de tanrlarnn doumunu ayn gnde
(25 Aralk) kutluyor ve dnyann sonu, kyamet ve llerin dirilii konusunda benzer inanlar paylayorlard.
70
71
72
73
74
7
E L E T R E L KAYNAKA
212. Panhlann siyasal ve kltrel tarihi konusunda iyi bir sunum iin, bkz. Franz Altheim,
Alexandre
et I'Asie (Fr. ev. Paris, 1954), s. 275 vd; R. Ghirshman, Parthes el Sassandes (Paris,
1962); l. Wolski, "Les Achemenides et les Arsacides," Syria, 43, 1966, s. 65-89; ayn yazar,
"Arsakiden und Sasaniden," Festschriftfr
Elinizdeki kitabn 1. cildinde, 100'de saylan ran'n dinsel tarihine ilikin tm genel sunumlar Parth ana ilikin blmler iermektedir. zellikle bkz. J. Duchesne-Guillemin, La
retigion de l'Iran ancien (Paris, 1962), s. 224 vd; G. Wdengren, Les religions de 1 'Iran (Fr. ev. Paris, 1968), s. 201 vd; ayn yazar, Iranisch-semtische
Opladen, 1960); ayn yazar, "Jufs et lraniens l'epoque des Parthes." V'etus Tesamenfum, Ek
IV, 1957, s. 197-240; ayn yazar, "ran and Israel in Parthian Times," Temenos, II, 1966, s. 139177; Stig Wikander, Feuerpnester
Hyslaspes'm Kehanetleri hakknda, bkz. Widengren, Les religions de l'Iran, s. 228 vd; J. Bidez-F. Cumont, Les mages hel/enises (Paris, 1934), I, s. 228 vd. John R. Hinnells bu Kehanetlerin Zerdtu teolojiyle uyumlu olduu kansndadr; kr. "The Zoroastrian Doctrine of Salvation in the Roman World" (Man and His Salvation.
Studies m Memory
oj S. C. F. Brandam,
Manchester, 1973, s. 125-148), s. 146 vd. Kr. F. Cumont, "La fin du monde selon les mages
occidentaux," RHR Ocak-Haziran 1931, s. 64-96.
Arsakidler devrinde krallk ve Mithridates Eupator'un mucizevi yaamyksndeki
erginleyici simgesellik hakknda, bkz. Widengren, "La leende royale de l'Iran antique," Hommages Ceorges Dumezl (Brksel, 1960), s. 225-237 ve Les religions de Uran, s. 266 vd.
213. Zurvan'n arkaik yaps hakknda, bkz. G. Widetgren, Hochgotglaube
im ailen ran
(Uppsala, 1938), s. 300 vd; aynca kr. Religions de l'Iran, s. 244 vd, 314 vd. Zurvan hakkndaki
metinler, R. C. Zaehner, Zurvan,
a zoroasnan
yorumlanmtr; aynca kr. ayn yazar, The Teachings oj the Magi (Londra, 1956).
Zurvanilik hakkndaki geni klliyat iinden, Zaehner, Widengren ve Duchesne-Guillemin'in eserleri dnda, unlan sayalm: M. Mole, "Le probleme zurvante," JA, c. 247, 1959, s.
431-470; Ugo Biarchi, Zaman
i Ohrmazd
"Problems and Prospects of the Studies on Persan Religon" (Problems and Methods oj the Hisory oj Religions, Leiden, 1971, s. 67-101), s. 85 vd.
Dou Avrupa'dan Sibirya'ya kadar her yana yaylm, Tann'nn rakibinin de rol oynad
kozmogoni mitleri zerine, bkz. M. Eliade, De Zalmoxis a Cengis Khan (1970), s 81-130 (Iran
efsaneleri s. 109-114'te zmlenmitir).
Eznik, Contre les seetes (ev. Zaehner, Zurvan, s. 438-439) iinde anlatlan mitin devamnda, Ahura Mazda dnyay yarattktan sonra gne ve ay nasl yapacan bilmiyordu. Ehrimen
ise bunu biliyordu ve demonlara bundan sz etti: Ahura Mazda gnei yaratmak iin annesi ve
ay yaratmak iin de kz kardeiyle yatmalyd. Bir demon reeteyi hemen gidip Ahura
Mazda'ya anlatt; kr. Eliade, De Zalmoxis
Widengren'in ReligionsdeVlraridn
s. 110 vd ve
birok yerde). Bu blm herhalde Panh Magilennin davrann dorulamak amacyla eklenmi, nedenbilimsel bir mittir.
214, Sasani andaki dinleri III. ciltte ele alacaz (bkz. daha aada 216). Widengren,
Les religions de Viran, s. 273 vd ve Duchesne-Guillemin, a.g.y., s. 276 ve devamnda bu konuda
iyi bir inceleme bulmak mmkndr. Bununla birlikte ge dnem metinlerinde rastlanan
birok anlayn Ahemeni dneminden daha eskiye uzanmadn unutmamakta yarar vardr;
kr. dig. yaz. birlikte G. Widengren, "The Problem of the Sassanid Avesta," Holy Book and Holy
Tradition iinde (yay. haz. F. F. Bruce ve E. G. Rupp, Manchester University Press, 1968), s. 3653.
Binyl retisi ve zaman forml (ardkra, fraokara
ve marokara)
hakknda, bkz. H. S.
Nyberg, "Questions de cosmogonie et de cosmologie Mazdeennes" (JA, 214, 1929, s. 193310; 219, 1931, s. 1-134), s. 89 vd; ayn yazar, Die Religionen de s diten Iran (Leipzig, 1938), s.
380 vd. Snrl zaman ve aydnlatma aralannn rol hakknda, bkz. M. Mole, Cul(e, myihe et
cosmologie dans tiran ancien (Paris, 1963), s. 395 vd.
215. ki yaratl hakknda, bkz. Nyberg, Duchesne-Guillemin, Zaehner ve VVidengren'n
kitaplan dnda, minh ve getik zerine, G. Gnoli, "Osservazioni sulla dourina mazdaica della
creazione" (Annali dell'lstituto Orientale di Napoli, zel say, 13, 1963, s. 163-193), s. 180 vd; S.
Shaked, "Some Notes on Ahreman, the Evil Spint and his Creation" (Studies in Myscism and
Reiigion presented to Cershom G. Scholem, Kuds, 1967, s. 227-234); ayn yazar, "The Notions
ming and getig in the Pahlavi Textes and Their Relation to Eschatology," Ata Orientalia,
1971, s. 59-107; Mary Boyce, A History oj Zoroastrianism
32,
bkz. Henry Corbin, "Le Temps cyclique dans le mazdeisme et dans Yismaelisme" (Eranos-Jahrbuch, 20, 1955, s. 150-217).
216. Gaymart miti zerine kaynaklar, A. Christensen, Les types du premier homme et du premier roi dans l'histore legendaire
Hanmann, Gaymart, etde sur le syncr&isme dans l'ancien iran (Uppsala, 1953; pek ikna edici
olmayan bir alma) ve M. MoU, Cuite, mythe et cosmologie (s. 280 vd, 409 vd, 447 vd) iinde
ksmen evrilip yorumlanmtr.
Duchesne-Guillemin, a.g.y., s. 208 vd, 324 vd; Zaehner, Davm and Twlight, s. 180, 232,
262 vd; M. Mole, a.g.y., s. 484 vd. (Hartmann'm savnn eletirisi) konunun iyi ilendii
almalardr. K. Hoffmann yan tanrsal bir Veda kiilii olan Mrtnda ("lmcl tohum") ile
375
Studien
jur
de macrocosmos
Lo zoroastriimo
ndan, M II. veya 1. yzyl tarihli bir metin (111. 24-26), dem (Adam) adn bir kozmos simgesi
olarak aklar: A = analole, Dou; D = duss, Bat; A = arktos, Kuzey; M = mesembreia.
Gney.
Aynca kr. Kle Hanok'un Kitab (Charles. The Apocrypha, Oxford, 1913,11, s. 449); simyac Zosimos, Commenfaires authentiques,
'Hermes
Trismiste,
s. 179-193), s. 181. Aynca bkz. ayn yazar, "Primordial Man and Prostitute: A Zervanite Motif
in the Sassanid Avesta," Stuides m Mystiasm
to Gershom
G. Scholem, s.
337-352.
Mkemmel nsan olarak Gaymart hakknda, bkz. M. Mote, Culte, mythe et cosmologie,
s.
469 vd. Mole'ye gre, "Mazdezm'in makro-insan Gaymart deildir; O, daha ok Ahura
Mazda'nn bir tecellisine benzer" (a.g.y., s. 410).
nsann iindeki tkenmez, yok olmaz unsurun farkl ifadeleri (ah, "can"; urvan, "ruh"; baodhal, "bilgi"; din vejravai)
et Monuments
jiguris
de
tez kitab da yaymlamtr: Les Mysttres de Mithra (Brksel, 1900, 3. bask, 1913); aynca bkz.
Les religions orientaks
dans le paganisme romain (4. bask, Paris, 1929), s. 131 vd, 270 vd. Cu-
mont'un Mithraclk zerine, herhalde lmnden ay nce Mays 1947'de tamamlad son
almas ancak 1975'te yaymlanmtr: "The Dura Mithraeum," ev. ve yay. E. D. Francis, Mithraic Studies iinde (Manchester, 1975), s. 151-214. Cumont'un yorumunun eletirel bir
376
zmlemesi iin, bkz. R. L. Gordon, "Fran2 Cumont and che Doccrines of Mithraism," a.g.y.,
s. 215-248. Daha nce Stig Wikander. Cumont'un Etu<ks sur les Mysttres
de Mithra adl
almasnn yaymlanan ilk (ve tek) fasiklndeki (Lund. 1950) yeniden oluturma abasn
eletirmiti (ama bkz. Widengren'in deerlendirmeleri, Stand und Aufgaben der iranischen Relgionsgeschichte,
et Monumentorum Religi-
1-11'de (Lahey, 1956, 1960) guncellenmitir. Bkz. ayn yazar, Mithras, The Sec-
de l'lrar anaen,
s. 248-256; G. Widengren, "The Mithraic Mysteries in che Greco-Roman NVorld with Special
Regard to Their lranian Background" (La Persia e 1 mondo greco-romano
zionale dei Lncei, 1966, s. 433-455, yazarn daha nceki yaynlarna gndermelerle birlikte);
R. C. Zaehner, The Dawn and Twilight of Zoroastrianism,
almaktadr, Ayrca bkz. K. Prumm, Rdigonsgesctalches Handbuch fr den Raum der altckristiichen Umwelt (Freiburg im Breisgau, 1943), s. 281 vd.
1971'de Manchester'da yaplan Birinci Uluslararas Mithraclk ncelemeleri Kongresi'nin
teblileri, John R. Hinnells ynetiminde yaymlanmtr; Mithraic Stud/es (Manchester University
Press, 1971). ikinci Kongre 1975'te Tahran'da toplanmtr. Aynca bkz. The Journal of Mithraic
Studies, 1975 vd.
G. Widengren eserlerinin ounda Mithra mysteria'lannda bulunan Iran kkenli unsurlan
ne karmtr; bkz. son olarak "The Mithraic Mysteries," birok yerde. R. Merkelbach ran
kkenli baka zellikler de bulgulamtr; kr. "Zwei Vermutungen zur Mithrasreligion," Numen,
6, 1959, s. 154-156. Parth kralnn tahta k ve Meher zerine Ermeni rivayederi hakknda,
bkz. G. Widengren, Iranisch-semitische
Kulturbegegnung
65 vd; S. Hartman, Gaymart (Uppsala, 1953), s. 60, dipnot 2, s. 180 ve dipnot 6. Kr. Eliade,
DeZalmoxis,
ss. 37 vd.
and ideolog/
(Leiden, 1968), s. 29 vd ve Martin Schwartz, "Cautes and Cautopates, the Mithraic Torch
bearers," Mithraic Studies iinde, s. 406-423; bu iki incelemede daha nceki klliyatn byk
blm de saylmtr.
Boga kurban tasvirlerinde, Mithra ba dnk olarak, "sanki arkasna bakyor gibi ve
yznde tuhaf bir hzn ifadesiyle gsterilir; genellikle solda yer alan bir karga ona doru egit-
377
mi$tir; yine genellikle soldaki kede gne, sagdakinde ay figrleri bulunur; aada bir ylan
ya da bir kpek yaradan fkran kana doru atlr; bir akrep can ekien hayvann testislerini
kskacyla sktrr ve inesiyle sokar; kimi zaman bir kannca da lene katlr; ya da boann
altnda duran bir kratCros tasvir edilir; bir aslan sanki testiyi koruyor veya testiden iiyor gibi
grnr; bu arada ylan da ayn ile urar gibidir.... Boann havaya dikilmi kuyruunun ucu
baak demeti biimindedir: Hatta kimi antlarda boann yarasndan kan yerine baaklar
fkrdg gsterilir" (Loisy, Les Mystires paiens, s. 185-186, Cumont'u zetlerken).
Boga kurban eden Mithra zerine olduka geni kaynaka iinden unlan hatrlatalm:
Vermasseren, a.g.y.. s. 67 vd; ayn yazar, "A llnique Representaton of Mithras," Vigliae Chrisianae, 4, 1950, s. 142-256; L. A Campbell, Mithraic Iconography,
"Reflections on the Bull-Slayng Scene," Mithraic Studies, s. 290-312 (yazar, boa kurban sahnesinde bulunan hayvanlann -kpek, ylan, akrep- yi ve Kt arasndaki atmay temsil ettiini ne suren Cumont'un yorumunu reddeder).
Iran Zerdtilerinde Mihragan srasnda hayvanlann kurban edilmesi zerine, bkz. Maty
Boyce, "Mihrragan
Sludies iinde (1968), s. 25-33. Aynca bkz. W. Vollgraff, "Les cryfi des inscriptions
Baz bilginlerin, IV. yzyldan bir yazann (Szde Augustinus, Quues(. vei. et novi Test., 114,
12) betimledii erginlenme trenini doru kabul etmek konusunda tereddtleri vardr; kr. F.
Saxl, Mithras. Typengeschichte
Untersuchungen
ren, Mithriaca, I: Tle Mithraeum at Sa. Mana Capua Vetere (Leiden, 1971) iinde yaymlanmtr.
Aynca bkz. ayn yazar, Mithriaca, II: The Mithraeum
at Ponza (1974).
218. Mithra mysteria'lannn Roma mparatorluu iinde yaylmas zerine zengin bir kaynaka mevcuttur. Bkz. F. Cumont, Textes et monuments jiguris ve M. I. Vermasseren, Corpus
ifjscnpiionum, I-Il. Aynca kr. Vermasseren, Mithriaca,
cultede Mithra sur la cte septentrionale
Mithras in the Roman provinces oj Gaul (Leiden, 1974); G. Ristow, Mithras in rmischen Ktn (Leiden, 1974); CC. M. Daniels, "The Role of the Roman Army in the Spread of Practice of
Mithraism," Mithraic Studies, s. 249-274; Nicolae Mitru, "Mithraismul in Dacia," Studii Teologice
(Bkre), Seria II, c. 23, 1971, s. 261-273.
378
249 v'd Aynca bkz. R, Turcan, Milhras Platonicus. Recherches sur l'hellenisaon
philosophique
de
379
XXVIII. B L M
HIRSTYANLIIN DOUU
219. Bir "Mehul Yahudi": Nasrah Isa MS 32 veya 33'te, Hristiyanlara zulmetmekte gsterdii gayretle sivrilen Saul adnda gen bir Ferisi, Kuds'ten am'a
gidiyordu. "Birdenbire gkten gelen bir k evresini aydnlatt. Yere yklan Saul,
bir sesin kendisine 'Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?' dediini iitti. Saul, 'Ey
Efendim, sen kimsin?' dedi. 'Ben senin zulmettiin sa'ym' diye yant geldi. 'Haydi
kalk ve kente gir, ne yapman gerektii sana bildirilecek.' Saul'la birlikte yolculuk
eden adamlann dilleri tutuldu, olduklar yerde kalakaldlar. Sesi duydularsa da
kimseyi gremediler. Saul yerden kalkt, ama gzlerini atnda hibir ey gremiyordu. Sonra kendisini elinden tutup am'a gtrdler, lj gn boyunca gzleri
grmeyen Saul hibir ey yiyip imedi." Sonuta Hananya adndaki bir Hristiyan,
sa'nn gr yoluyla verdii talimat zerine, ellerini Saul'n zerine koydu ve Saul
yeniden grmeye balad. "Kalkp vaftiz oldu. Sonra yemek yiyip, kuvvet buldu." 1
Bu olay. Isa armha gerildikten iki veya yl sonra gereklemiti (sa'nn tam
hangi tarihte ldrld bilinmiyor: MS 30 veya 33 olabilir. Dolaysyla Pavlus'un Hristiyanl kabul etmesinin tarihi en erken 32, en ge de 36 olarak saptanabilir). leride greceimiz gibi, isa'nn diriliine inan Hristiyanln, zellikle
de Aziz Pavlus Hristiyanlnn temel unsurunu oluturur. 2 Bu olgu ok nemlidir;
nk Hristiyan cemaatinin tarihini anlatan ilk belgeler Pavlus'un Mektuplan'dr.
Mektuplar'n hepsine benzersiz bir ateli inan damgasn vurmutur: Diriliin,
dolaysyla sa araclyla eriilecek selametin kesinlii. Yunan dili ve edebiyatnn
byk uzman Willamowitz-Moellendorff, "sonunda Yunan dili canl ve yakic bir
tinsel deneyimi ifade ediyor" diye yazmt. 3
Bir baka olgunun daha altn izmek gerek: sa'nn mesihligini onaya karan
olayla Pavlus'un anlatlan esrime deneyimi arasnda ok ksa bir sre - b i r k a yl
bulunmas, imparator Tiberius'un saltanatnn onbeinci ylnda (demek ki MS 28-
2
3
Elilerin leri 9:3-5,18-19. ler'in yazan ditilmi sa ile am yolundaki karlamay iki yerde daha anlatr; 22:4-21; 26:12-20.
Pavlus, Korintlilere 1. Mektup'ta, dinlen tsa'nn kimlere grundgn listeler (15:1-2).
Willamowuz-MoeHendorff, aktaran G. Bornkamm, Paul, s. 9-10.
380
HIRSTYANLIIN D 0 C U 5 U
29'da), Vaftizci Yahya admda bir ileci, eria Irma'nn evresindeki blgeyi dolaarak, "insanlan, gnahlarnn balanmas iin tvbe edip vaftiz olmaya ard"
(luka 3:1-3). Tarihi Flavius Josephus onu, Yahudileri erdem, adalet ve dindarlk
yoluna aran "namuslu bir adam" diye betimler. 4 Aslnda Yahya, esinli, fkeli, yaman bir adam; Yahudi dinsel ve siyasi hiyerarilerine aka isyan etmi gerek bir
peygamberdi. Binylc bir mezhebin nderi olan Vaftizci Yahya, kralln yaknda
kurulacan aklyor, ama mesihlik unvanm sahiplenmiyordu. ars olaanst
bir baan kazand. Tm Filistin'den vaftiz olmak zere koup gelen binlerce kii
iinde, Celile'deki Nasra'da domu Isa da vard. Hristiyan anlatsna gre, Vaftizci Yahya onu grr grmez Mesih olduunu anlad.
isa'nn neden tr vaftiz olmak istedii bilinmiyor. Ama ona mesih saygnlnn vaftizle indii kesindir. ndilerde, bu vahyin gizemi, Tann'nn R u h u n u n bir
gvercin gibi inmesi imgesi ve gklerden gelip yle diyen sesle yanstlmtr:
"Sevgili Olum budur..." (Matta 3:16; kr. Markos 1:11; Luka 3:22). Vaftizin hemen
ardndan sa le ekildi, indilerde, eytan tarafndan snansn diye, "Ruh'un isa'y
le gnderdii" belirtilir (Markos 1:12; Matta 4:1-10; Luka 4:1-13). Bu denemelerin mitolojik nitelii aka bellidir, ama simgesellikleri Hristiyan eskatolojisine
zg yapy ortaya koyar. Morfolojik adan senaryo, Gotama Budha'nn getiklerine benzeyen, bir dizi erginlenme snavndan olumaktadr (kr. 148). sa krk gn
krk gece oru tutar ve tblis onu "ayartmaya" alr: nce mucizeler gerekletirmesini ister ("Tanr'nn Ogluysan u taa syle ekmek olsun"; blis onu Kuds'e
gtrp tapnan tepesine karr, "Tann'nm Oluysan kendini buradan aa at"
der), sonra ona mutlak iktidar vaat eder: "Btn buralarn ynetimini ve zenginliini sana vereceim." Baka bir deyile, iblis ota, kendisine tapmas kouluyla.
Roma mparatorluu'nu yok etme gcn (yani kyamet metinlerinde de haber verilen, Yahudilerin askeri zaferini) sunmaktadr. 5
Isa bir sre insanlan tpk Yahya gibi ve muhtemelen daha baarl bir biimde
vaftiz etti (kr. Yuhana 3:22-24; 4:1-2). Vaftizci Yahya'nn Hrodes {Antipasl
4
5
6
7
Markos 1:15. Matta 4:17, "Gklerin Krall"ndan sz eder, ama bu iki tenm eanlamldr.
luka 11:15-16. Luka, "bir belirti gstermesi" isteinin ve byclk sulamasnn anlatsal
bir birlik oluturduunu iyi grmtr; dier ndilerde bu olaylar ayn ayn nakledilir, Markos 3:22; 8:11; Matta 12:24, 38; 16:1; kr. Dodd, The Founckr of Christianity, s. 179, dipnot
11.
Kr. B Sanhedrin, 43. Bu metnin nemi, Hristiyan kaynaklanndan bamszlndan ileri gelmektedir ve daha sonra deerlendireceimiz baka bilgiler de vermektedir (kr. ilerideki
dipnot 12). Talmud kaynaklan J. Klausner, Jesus of Nazareth, s. 17-47'de saylp
tartlmtr.
382
HIRSTYANLIIN D O U S U
* Yurtseverler veya Zelotlar (ya da kelime anlamyla Gayretliler): Roma igaline ve onlann
oktannh dinlerini Yahudilenn yaad topraklarda yayma giriimlerine kar iddetle
direnen muhafazakar Yahudi grubu. Yahudilerin siyasal ve dinsel yaamndan hibir dn
verilmemesi gerektiini savunduu iin Roma'yla uzlama yanls Yahudilerle de atmtr,
ilerinden Sicarii (Lat. scanus'dan 'katil') denilen bir grup ise bu amalar dorultusunda
terre bavurmutur -yn.
9
josephus, Ant.Jud., 18, 1, 6, 23.
10
Kr. Brandon.Jesus and theZealotes, s. 44-47, 243-245.
" Bu olay dn incil'de de anlatlmtr (Markos ve Matta onu ikier kez anlatr); Markos 6:3044; 8:1-10; Matta 14:13-21; 15:32-39; Luka 9:10-17; Yuhanna 6:1-15.
383
HIRSTYANLIIN D O U U
"Getseman denen yerde" geen u sahne de en a2 ayn lde m e k oluturmaktadr. Isa yanna Petrus ve dier iki rencisini alr ve onlara yle der:
"lesiye kederliyim. Burada kaln, benimle birlikte uyank durun" (Matta 26:38).
Birka adm atar, "yzst yere kapanp dua etmeye" balar: "Baba, mmknse bu
kse benden uzaklatrlsm, Yine de benim deil, senin istediin olsun" (26:39).
Ama rencilerinin yanma dndnde, onlan uyumu bulur. Petns'a yle der:
"Demek ki benimle birlikte bir saat uyank kalamadnz!" (26:40). Onlara bir kez
daha "uyank durup dua edin" der. Ama bounadr: "Geri geldiinde rencilerini
yine uyumu buldu. Onlann gz kapaklarna arlk kmt" (26:41-43; kr.
Markos 14:32-42; Luka 22:40-46). Glgam'm yaad servenden beri ( 23), uykuyu yenmenin, "uyatk" kalmann en zor erginlenme snavn oluturduu bilinmektedir; nk bu snav insanlk halinin almasn, "lmszl" hedeflemektedir. Getseman'de "erginleyici uyanklk hali"nin -birka saatle snrl olmasna
karn- insann gcn at ortaya kmtr. Bu baarszlk da Hristiyanlarn
ou iin bir ibrete dnecektir.
Ksa sre sonra Bakhin'n muhafzlan, herhalde Romal askerlerin de desteiyle, sa'y tuluklar. Olaylann sonraki akn saptamak gtr. ndiler'ele iki ayr
yarg nakledilmektedir. Sanhednn sa'nn kfr suu ilediine karar verdi; nk
bakhin ona, "Yce Olat'm Olu Mesih sen misin?" diye sorunca, Isa "Benim" diye
cevap verdi (Markos 14:61-62; kr. Matta 26:57-68; Luka 22:54, 66-71). Kfrn
cezas talanmayd, ama o dnemde Sanhedrin'in idam cezas verme yetkisine sahip
olup olmad kesin deildir. Her ne olursa olsun, sa daha sonra Yahuda valisi
Pontius Pilatus tarafndan yargland. Ayaklanma karmakla sulanp ("Sen Yahudilerin kral msn?"), tipik bir Roma cezas olan armha gerilerek idam edilmeye
mahkm oldu. Kendisiyle alay edilen sa (zerine mor bir giysi giydirilir, bana
dikenlerden rlm bir ta geirilir; askerler onu "Selam, ey Yahudilerin Kral"
diye selamlar), iki "haydudun" arasnda armha gerilir. Josephus bu terimi ISstai
sk sk asileri ifade etmek iin kullanrd, "isa'nn idamnn, Roma hkmetine
kar giriilen Yahudi ayaklanmasnn bastrlmas ve Yahuda'daki ibirlikilerinin
yok edilmesi balamna oturduu aktr. Kuds'teki yetkili makamlann gznde,
Tann'nn Krallnn kurulacana ynelik her aklama, bir Yahudi krallnn yeniden kurulmas anlamna geliyordu." 14
sa'nn tutuklanmas, yarglanmas ve armha gerilmesi, mminlerin dalmasna yol at. sa tutuklandktan ksa bir sre sonra, onun en gzde rencisi Petrus
kendisini kez inkr etti. Mutlak iman dnda anlalmas olanaksz aynks bir
olay gereklemeseydi, isa'nn vaaz etlikleri, hatta belki ismi bile kesinlikle unutulup giderdi: armha gerilenin dirilii. Pavlus'un ve Inciller'in naklettii rivayet,
bo mezara ve dirilen sa'nn saysz tezahrne belirleyici bir nem atfetmektedir.
Bu deneyimlerin nitelii ne olursa olsun, onlar Hristiyanln kaynan ve temelini oluturur. Dirilen sa Mesih'e inan, manevi gcn yitirmi bir avu kaa, yenilmezliine gvenen kararl insanlar grubuna dntrmtr. Havarilerin de yeni
bir hayata dogmadan ve Tann'nn Mjdesi'nin ilk misyonerleri olmadan nce,
umutsuzluk ve tinsel lm erginlenme snavndan getikleri sylenebilir neredeyse.
220. Mjde: Tann'nn Krall Yakndr Rudolf Bultmann, sa'nn yaamyklerinin "katlanlmaz yavanlndan sz ediyordu. Gerekten de az saydaki tanklk
pek gvenilir de deildir. Bunlarn en eskileri -Pavlus'un Mektuplar- sa'nn tarihsel yaamn neredeyse hi dikkate almaz. 70 ile 90 arasnda yazlan Sinoptik ndiler," ilk Hristiyan cemaatlerinin szl olarak naklettii rivayetleri derler. Ama bu
rivayetler hem sa'ya, h e m de dirilmi Isa Mesih'e ilikindir. Bu durum onlarn belgesel deerini mutlak olarak zedelemez; nk Hristiyanln ana unsuru, bir kurucuyu sahiplenen her din gibi, bellefc'tir. sa'nn ans, her Hristiyanm izlemesi gereken rnei oluturur. Ama ilk tanklarn naklettii rivayetler, yalnzca "tarihsel"
deil, ayn zamanda "ibret alnacak" nitelikteydi, isa'nn etkinliinin aslna uygun,
kesin doru anlann deil, olaylarn ve vaaz edilen inanlann nemli yaplarn
koruyorlard. Bu iyi bilinen bir grngdr, stelik yalnzca dinler tarihiyle de
snrl deildir.
Dier yandan, ilk Hristiyanlar olan Kuds Yahudilerinin, Filistin Yahudilii
iinde kyameti bir mezhep oluturduu gereini de hesaba katmak gerekir. Onlar, Mesih'in ikinci kez geliinin hemen gereklemesini bekliyordu; onlar ilgilendiren eskatolojik bekleyiin tarihyazm deil, tarihin sonuydu. Aynca, dirilen
14
HIRSTYANLIIN D O U S U
15
16
ada yorumlar. Tann'nn Krallna ilikin dn ifadeyi de (Markos 1:15a; Luka. 11:20;
Luka 17:20-21; Matta 11:12) gerek kabul etmektedir. Kr. Perrin, Redtscovermg tfte Teachings ofjesus, s. 63 vd; ayn yazar, The Ncvv Teslament: An nlroducton, s. 288 vd.
E. Ksemann, "The Problem of the Htstorical Jesus," s. 42 vd; Permi, eiiscoverig, s. 76.
387
17
imdi-
veya
da tamamen
17
18
19
HIRSTYANLIIN D O U U
rur. Dada verdii vaazda (Matta 5:3-12; Luka 6:20-23), merhametlileri ve temiz
yreklileri, yumuak huylu ve bar olanlar, doruluk uruna zulm grenleri
bekleyen mutluluklara deinir. Hristiyan dnyasnn dnda en ok yaylm ve
tutulmu incil metni budur. Bununla birlikte, Isa iin israil hl Tann'nn seilmi
halkdr. O, srail halknn kaybolmu koyunlar iin gnderilmitir (Matta 15:24)
ve ancak istisnai durumlarda putperestlere ynelir: rencilerine onlarn arasna
girmemelerini buyurur (Matta 10:5). Ama Tann'mn Krallnn kuruluuna "btn
uluslan" kabul etmi gibidir (Markos 13:10; Matta 8:11). Peygamberlerin ve Vaftizci Yahya'nn ardndan, sa'nn elilii de Yahudi halknn geirdii kkl dnme
uyuyor, baka bir deyile Yeni srail'in, Tann'mn yeni halknn ortaya knn
peinde kouyordu. Rab'btn Duas (Luka 11:2-4; Matta 6:9-13), buna ulamak iin
izlenecek "yntem"i hayranlk verici bir biimde zetler, ibrani sofuluunun bir
ifadesi olan bu dua, birinci tekil deil, birinci oul ahs kullanr: Babamz, her
gn bize rzkmz ver; gnahlarmz bala; bizi ktlkten kurtar. Bu ierik kadim
sinagogun kaddi
20
yani ibrahim'in tanklk ettii trden bir iman nfuz etmelidir (kr. 57). "nk
Tanr iin her ey m m k n d r " (Markos 10:27). Ayn ekilde "iman eden biri iin
de her ey m m k n " d r (Markos 9:23). brahim! imann gizemli erdemi sayesinde,
cennetten kovulan insann varolu tarz kkten deiir. "Duayla dilediiniz her eyi
daha imdiden alm olduunuza inann, dileiniz
yerine
gelecektir"
(Markos 11:24;
kr. Matta 21:22). Baka bir deyile Yeni srail, brahim! imann gc sayesinde gizemli bir biimde ortaya kar. Bu durum, dirilmi sa Mesih'e iman vaaz eden
Hristiyan propagandasnn baansn da aklar.
Isa, Son Yemei rencileriyle birlikte kutlarken, "eline ekmek ald, kredip
ekmei bld ve 'Aln, bu benim bedenimdir' diyerek rencilerine verdi. Sonra
bir kse alp kretti ve bunu rencilerine verdi. Hepsi bundan iti. 'Bu benim
kanm' dedi Isa, 'biroklar uruna aktlacak ahit kandr'." 21 ada bir kutsal me20
21
Kutsal metin yonmculan en eski kaddi metniyle ("Tann senin hayatn ve gnlerin boyunca
Kralln kursun...") isa'nn metnindeki ("Kralln gelsin.. ") szleri arasndaki farkllk
zerinde de durur; k. Perrin, Teachings, s. 57 vd ve ayn yerde saylan bu konudaki
klliyat.
Markos, 14:22-24; kr. Matta, 26:26; Luka, 22:19; Korintlilere Birinci Mektup, 11:24. Yuhanna (6:51), herhalde zgn Aramice deyiin farkl bir evirisine dayanan, bir baka kout
versiyonu nakletmektedir.
389
tin yorumcusu unu yazmakta duraksamyor: "sa'nn bundan daha kesin bir biimde dorulanm baka bir sz yoktur." 22 Yalnzca Luka, sa'nn kesin buyruunu
naklediyor: "Beni anmak iin byle yapn" (22:19). Pavlus bu rivayetin gerekliini
dogrulasa da (Korintlilere Birinci Mektup 11:24), bu szcklerin sa'nn azndan
ktn kantlama olanamz yok. Ritel, Yahudi ev ayini usullerinin, zellikle de
ekmek ve arabn kutsanmasnm bir uzantsdr. sa bu treni sk sk yapyordu;
vergi tahsildarlar ve gnahkrlar orada olduunda, sofra olaslkla Krall ifade
ediyordu. 2 3
ilk Hristiyanlar asndan "ekmein blnmesi" (Elilerin ileri 2:42) tapmn
en nemli blmn oluturuyordu. Bu bir yandan isa'nn varlnn ve dolaysyla
onun kurduu Kralln yeniden hayata geirilmesiydi; dier yandan da bu ritel,
zamann sonunda dzenlenecek Mesih leninin erken rneiydi. Ama sa'nn
szleri daha derin bir anlam da iermektedir: Yeni srail'in temeli olan "yeni ahit"i 24
gvenceye almak iin kendisini gnll olarak kurban etmesinin gereklilii. Bu anlam, ancak kendini kurban ederek lmekle
yeni bir
dinsel
hayatn ortaya
25
dinle-
yapda bir tanryla manevi btnleme yoluyla, katlanlarn kutsanmasn, dolaysyla selametini salamakt. Hristiyan riteliyle bulutuu noktalar anlamldr: O
22
23
4
25
26
HIRSTYANLIIN D O U S U
dnemde olduka yaygn olan tannyla mistik bir btnleme umudunu tar. Baz
yazarlar efkaristiyay, Dogu selamet dinlerinin etkileriyle aklamaya almsa da,
bu temelsiz bir varsaymdr (kr. 222). Bir imitatio
Christi
{Mesih yknmesi)
arand lde, ilk dost sofras neredeyse bir sakrament oluturuyordu. Bu merkezi ntelm -vaftizle birlikte Hristiyan tapmmm en nemli ritelidir- yzyllar
boyunca ok sayda ve birbirinden ayrlan teolojiye esin kaytag oluturduunu
imdiden belirtelim; gnmzde bile, efkaristiya yorumu Roma Katolikliini reformcu kiliselerden aynr (kr. c. III).
Kaynaklar iin, bkz. E. Troeme, Le livre des 4c(es et l'fsto/re, s. 202 vd.
391
26
Norman Perrin, Incillerde korunan olay anlatlarn ve isa'nn szlerini onlara balamakladr; Yahudi-Hrisiyanlann bir dier ayn edici nitelii de kehanetlere duyduklan ilgidir;
kr. The New Testament, s. 45 vd.
392
HIRSTYANLIIN D O U U
Mektup 3:5;
kr.
Galatyallara
Mektup 1:13-14).
30
E. Peterson, "Hristos'un yandalar" adnn siyasi armn gstermitir; kr. Frhkirche, Judenam und Gnosis, s. 64 vd. Yeni mezhebe ilk deinen Latin yazan olan Suetonius, mparator Claudius'un Yahudileri 49'da Roma'dan srdn; nk "Hristos'un tahriki'yle
kanklk kardklarn hatrlatr (Judaei impulsore Chresto tumu!iuan().
Tevrat'tan alnma ismi Saul'un yanna, babas Roma yunta olduu iin, Roma ad Pavlus'u
da ekler.
393
uzun yolculuklara kar. Birok kentte vaa2 verir, kiliseler kurar, uzun sre Korinthos ve Roma'da kalr. Yahudilerin ihban zerine Kuds'te tutuklanr ve iki yl hapiste kaldktan sonra imparatorun mahkemesine karlr. Roma'da iki yl gzetim
altnda, ama serbest olarak yaar; ancak Elilerin leri'nin anlats bu noktada birden kesilir ve havarinin bana ne geldiinden sz edilmez. 62 ile 64 arasnda, Roma'da ehit edilmitir.
Elilerin leri'nde kendisine ayrlan (toplam yirmi sekiz blmden) onbe
blme ve yine ona atfedilen ondrt Mektup'a karn, 31 Aziz Pavlus'un hayat, havarilii ve dncesi hakkndaki bilgilerimiz para paradr. Onun derin ve kiisel
Mjde yorumu, szl olarak ve muhtemelen imanllarla imanszlarn karsnda
deiik biimlerde sergilenmiti. Mektuplar, sistemli bir incelemenin birbirini izleyen blmleri deildir. Baz reti veya ibadet sorunlarn takip eder, aydnlatr,
kesinletirirler. Bu sorunlar onun verdii vaazlarda zenle tartlm, ama cemaat
tarafndan yeterince anlalmam ya da getirilen tipik Pavlusu zmler dier
misyonerlerce eletirilmi, hatta zaman 2aman reddedilmitir. Bununla birlikte,
Mektupar'n ilk kilisenin en eski ve en nemli belgesini oluturduunu da hemen
eklemek gerek. Onlar domakta olan Hristiyanln en ar krizlerini olduu kadar, ilk Hristiyan teologun yaratc cesaretini de yanstr.
o n u n $am yo-
lunda yaad esrime deneyiminden tremitir. Bir yandan, Dirilmi'in 32 Mesih olduunu, Tann'nn insanlan gnahtan ve lmden kurtarmak zere gnderdii Olu
olduunu kabul eder. Dier yandan, onun Hristiyanl kabul Mesih'le mistik bir
ortaklk ilikisi kurar. Pavlus deneyimini, armha gerilmenin benzeri olarak yorumlar (Gaiatyallar 2:19): O artk "Mesih'in dncesine sahip"tir (l. Korintliler
2:16) veya onda "Tann'nn Ruhu vardr" (7:40). "Mesih benim araclmla konuuyor" der hi ekinmeden (11. Korintliler 13:3; Romallar 15:18). Mistik bir
biimde "nc ge" kadar kanldgm ve Tann'dan "vahiy" aldn ima eder
(Korintliler II 12:1-4, 7). Bu "iaretler ve mucizeler" ona, "putperestlerin sz dinlemesini salamak" iin Tanr'mn Ruhu tarafndan verilmitir (Romallar 15:18). Bu
ayncalkl deneyime karn, Pavlus aslnda dierlerinden ayn, srad bir stat ta-
31
32
5 veya 6 mektubun gerekten ona ait olduunu herkes kabul etmektedir; bunlann iinde
en nemlileri Romallara Mektup, Korintllere Mektup I, II, Galatyallara Mektup'tur. Ama
mektuplann gen kalan ayn Pavlusu dncenin deiik ifadeleri veya uzantlandr.
Dirilmi Mesih en son Pavlus'a grnmtr (Korintliler 1,15:8).
394
HIRSTYANLIIN D O U U
lep etmez. Her imatl, vaftiz kutsamas yoluyla Mesih'le mistik birlemeyi gerekletirir; nk "Mesih isa'ya vaftiz edildiimizde hepimizin O'nun lmne vaftiz
edildiimizi bilmez misiniz? Baha'nn ycelii sayesinde Mesih nasl lmden dirildiyse, biz de yeni bir yaam srmek zere vaftiz yoluyla O'nunla birlikte lme
gmldk (Romallar 6:3-4). Hristiyan vaftiz yoluyla "Mesih'tedir" (Korintliler 11,
5:17); mistik bir bedenin paras olmutur. "ster Yahudi, ister Grek, ister kle ister zgr olalm, hepimiz bir beden olmak zere ayn Ruh'ta vaftiz edildik ve hepimizin ayn Ruh'tan imesi saland" (Korintliler 1,12:13).
Suya batrlma yoluyla lm ve dirili, dnyann her yerinde bulgulanan bir su
simgeselliiyle uyumlu ve iyi bilinen bir mitsel-ritel senaryodur." Ama Aziz Pavlus vaftiz ayinini yakn gemiin tarihsel bir olayna balar: sa Mesih'in lm ve dirilii.
Ayrca vaftiz mmine yeni bir hayat salamakla kalmaz, Mesih'in mistik bedeninin
bir uzvuna dnm srecini de tamamlar. Geleneksel Yahudiliin byle bir
anlay kabullenmesi olanakszdr. Dier yandan bu ayin ada olan vaftiz nitelikli dier uygulamalardan, rnein ok sayda kutsal suyla ykama treninin esas
olarak bir arnma ilevi grdg Essenilerinkinden de ayrlmaktadr (bkz. 223).
Efkaristiya ayini de Yahudilie yabancdr. Tpk vaftiz gibi, efkaristiya da mmini
Mesih'in mistik bedeniyle, kiliseyle btnletirir. Tann'ya krettii kran ksesiyle Mesih'in kanna, blp yedii ekmekle Mesih'in bedenine "payda" olur (Korintliler
zdelikle edeerlidir. manllar sa Mesih'i iinde tar (Korintliler II, 13:5). Kurtulu, Tann'nn karlksz bir bayla, esas olarak da Isa Mesih'in hull, lm
ve diriliiyle salanmtr.
Aziz Pavlus'un Tann'nn ltfuna verdii baat nem (Romallar 3:24; 6:14, 23
vb), anlald kadaryla kendi deneyiminden tretilmitir: Tm dndklerine ve
yaptklanna karn -ii lstefanos'un talanarak ldrlmesini onaylamaya dek
vardrmtr- T a n n ona selamet yolunu amtr. Dolaysyla Tora'nm ritel ve ahlak buyruklanna uymak Yahudi iin gereksizdir. Gerei sylemek gerekirse, insan
gnahn bilincine Kutsal Yasann yerlemesinden sonra varmtr; Yasay tanmadan
nce, gnahkr olup olmadn bilmiyordu (Romallar 7:7 vd). Yasann denetiminde olmak, "dnyann temel ilkelerine bal olmak"la edeerlidir (Galatyaliar 4:3).
Bu da, "Yasann gereklerini yapm olmaya gvenenlerin hepsi"nin "lanet altnda"
olduu anlamna gelir (Galatyaliar 3:10). Putperestlere gelince, Tanr'y yaptklaryla, yarattklaryla tanma olanaklan bulunmasna karn, "akll olduklann ile33
ri srerken aklsz olup ktlar"; bir ktlk ve yozluk kayna olan putperestlik
iine gmldler (Romallar 1:20-32). Ksacas, gerek Yahudiler gerekse putperestler iin, kurtulu yalnzca iman ve sakramentlerle' gelecektir. Selamet "Tann'nn karlksz armaan"; "Rabbimiz Mesih sa'da sonsuz yaamdr" (Romallar
6:23).*
Byle bir teoloji anlaynn Aziz Pavlus'la Kuds'n Yahudi-Hristiyanlarn
kar karya getirmesi kanlmazd. Kudsller, dini yeni kabul eden putperestlerin snnet olmasn art kouyor ve onlann topluca yenen yemeklerle efkaristiya
ayinlerine katlmasn yasaklyorlard. Pavlus'ta (Galatyallar 2:7-10) ve Elilerin
Ileri'nde (15) elikili anlatlar bulunan bir atmann ardndan, iki taraf Kuds'te
toplanp bir o n a noktada uzlat. Dini kabul eden putperestlere yalnzca "putlara sunulan kurbanlarn etinden, kandan, boularak ldrlen hayvanlarn etinden ve fuhutan" saknma koulu getirildi (iler 15:29). Bu karar muhtemelen Pavlus yokken
alnmt. "teki Uluslann Elisi" bu karar kesinlikle kabul etmezdi; nk Yahudi
kurallannn bir blm bylelikle korunuyordu. Her ne olursa olsun, Kuds
toplants putperestler iindeki Hristiyan propagandasnn beklenmedik baarsn
doruluyor; bu baan, Filistin'de yaanan yar baarszlkla eliiyordu.
Ama Aziz Pavlus kendi kiliselerini, kurduu cemaatleri sarsan baz krizlerle de
karlat. Korinthos'ta mminler. Kutsal Ruh'un balad ruhsal armaanlara veya "karizmalara g2 dikti. Aslnda Helenistik dnyada olduka yaygn bir dinsel
uygulama sz konusuydu: enthusiasmos aray. "Karizmalar" ifa yetenei, mucizeler gerekletirebilme gc, khinlik, eitli dillerde konuma becerisi, bu dilleri
evirebilme vb yetiler salyordu (Korintliler I, 12:4 vd). Esrime deneyimlerinden
ve elde ettikleri glerden balan dnen baz mminler, Ruh'u, dolaysyla
zgrl ank elde ettiklerini sanyorlard; a n k onlara her eyin (6:12), hatta fu-
34
olarak evrilmitir. Sakramentler, yani belirli ayinler yoluyla, ilahi ltfn aktanldgna
inanlr. Bu sakramentlerin mesih tarafndan kurulduuna inanlr. Bu ayinler yedi adettir:
vaftiz, glendirme (konfirmasyon), efkaristiya (kominyon), gnah karma, hastalan yala
meshetme, ruhbanlk, evlilik -yn.
Romallara Mefetup'un -ltuf teolojisi ve han kurtanclg bilgisi bu mektupta gelitirilmitir- Aziz Pavlus'un en nemli ya2is olduunu belirtmekte yarar var. Birok teolog,
Rtmhhfa
Mektup'u Yeni Ahit'in en nemli kilab olarak kabul eder. Bu derin, cretli ve
zlmesi g metnin yorumlanmas, birok speklasyonu esinledii gibi, onbe yzyldr
Hristiyanl hem paralayan, hem de yenileyen krizlere yol amtr. En nemli ada
teolojilerden biri. Kari Barth'n mehur yorumuyla balamtr (bkz. c. III).
396
HIRSTYANLIIN D O U U
sama geliyordu. 3 6
Dnyann eskatolojik yenilenmesi u m u d u n u n da anlalmas ayn oranda gt; buna karlk Yunanlar maddeden kunuimann en gvenli yollanm anyordu. Eli bu
duruma uyum salamaya alt; Helenistik evrelere daha derinlemesine girdike,
eskatolojik beklentiden daha az sz eder oldu. Aynca olduka anlaml yeni bulular
da fark edilir. Yalnzca Helenistik sz dagann (gnos's, mysterion,
sk
sk
lk
Hristiyanla
yabanc baz
36
37
Bu grng, Hint dinleri tarihinde (kr. 146) ve Gnostisizmde ok boyutlu bir biimde
bulgulanmtr ( 230); baz Hristiyan ve Ulam mistik akmlannda da buna rastlanacaktr
(kr. c. III).
Mesihin dirilii Hristiyanlann dirileceinin gvencesidir (Korintliler 1. 15:12 vd). Pavlus. Yunan kkenli bir anlay, lmden hemen sonra elde edilen lmszlk inancn da paylar
(Filipililer 1:23; kr. Korintliler II 5:8). Bununla birlikte, lmden sonraki varolu tamamen
bedensiz deildir; lmden sonra yaayan (veya onun ifadesiyle "dirilen"; Korintliler 1,
15:44 vd) "ruhsal beden"dir (pneumatikos.). "Ruhsal beden" retisine baka geleneklerde de
rastlanr (Hindistan, Tibet vb). Aziz Pavlus'un zgnl, lmszl dirilile birletirmesidir; ama bu zm baka sorunlan da beraberinde getirmitir.
Korintliler 1, 2:14-15. "lk insan yerden, yani topraktandr, ikinci insan gktendir" (15:47).
397
insan zerinden atmaya alr. Bir dier dualist zellik, Tanr'y bu an "nderlerinden" (Korintliler 1, 2:8), baka bir deyile "temel ilkelerin" (Galatyallar 4:3, 9)
egemenliindeki dnyann, kart olarak koyar. Bununla birlikte Pavlus'un teolojisi
temelinde Tora'ya dayal kalr. Gnostiklerin zerinde ok durduu stn ve kurtanc T a n n ile Yarath'm sorumlusu kt Yaratc Tanr arasndaki ayrm reddeder.
Kozmos, insann gkten kovulmasndan sonra ktln egemenliine girmitir,
ama kefaret denerek salanan kurtulu ikinci bir yaratlla edeerlidir ve dnya
ilk bataki mkemmelliine yeniden kavuacaktr.
Pavlus'un Mesihilii dirili fikri evresinde geliir; bu olay Mesih'in doasn
da ortaya karr: O Tann'nn Olu ve Kurtarc'dr. Mesihi drama, o ada iyi bilinen, ama aslnda ilk ifadeleri ok daha eskiye dayanan bir soteriyoloji senaryosunu hatrlatr: 38 Kurtanc, insanlar iin gkten yeryzne iner ve grevini yerine getirdikten sonra tekrar gkyzne dner.
Pavlus, MS 51'de Korinthos'ta kaleme alnm en eski mektubu olan, Selaniklilere Birinci Mektup'ta, isa'nn ikinci kez geliine ilikin "Rab'bin bir sz"n w bildirir: "Rab'bin kendisi bir emir arsyla, bamelegin seslenmesiyle, Tanr'nm
borazanyla gkten inecek. nce Mesih'e ait ller dirilecek. Sonra biz yaamakta
olanlar, hayatta olanlar, onlarla birlikte Rab'bi havada karlamak zere bulutlar
iinde alnp gtrleceiz. Bylece sonsuza dek Rab'le birlikte olacaz" (4:16-27).
Alt yl sonra, 57'de, Romallara unu hatrlatr. "u anda kurtuluumuz ilk iman
ettiimiz zamankinden daha yakndr. Gece ilerledi, gndz yaklat" (Romallar
13:11-12). Ancak isa'nn ikinci kez gelii beklentisi Hristiyan cemaatlerin hayatn
bozmamaldr. Yenilen ekmei hak etmek iin almann gereklilii zerinde durur
(Selanikliler II, 3:8-10) ve yrrlkteki yasalara uyulmasn, ynetime itaat edilmesini, vergilerin, resimlerin denmesini ister (Romallar 13:1-7). imdiki
zamaria
byle eitli anlamlara ekilebilecek tarzda deer yklenmesinin (Isa Mesih'in ikinci
kez gelii beklenirken, tarih devam etmektedir ve ona sayg gsterilmesi gerekir)
sonulan, ksa srede hissedilecektir. I. yzyln sonundan beri nerilmi saysz
zme karn, tarihsel imdiki zaman
uratrmaktadr.
38
39
Arkaik mitolojilerde, insanlan eitmek veya kurtarmak iin inen ve sonra Ge geri dnen
birok doast Varlk tipi bulunur (Tann'nn Oullan, Yaratc Tanrlar, Uygarlatna Kahramanlar, Mesihi ve binylc figrler vb).
Kr Korintliler I, 15:51: "ite size bir sr aklyorum."
398
HIRSTYANLIIN D O U U
Aziz Pavlus'un eski Kilise iinde edindii nemli saygnlk, Yahudilii sarsan ve
Yahudi-Hristiyanlk eiliminin geliimini felce uratan bir felaketin sonucudur
byk lde. Havari Pavlus. salnda, bu kadar etkili deildi. Ama onun lmnden ksa bir sre sonra, 66'da Yahudiler Roma'ya sava aar; bu sava 70'te,
Kuds'n harabeye dnmesi ve Tapnan yklmasyla sonulanr.
223. Kumran'da Esseniler Sava srasnda, 68 yaznn balarnda, Vespasianus'un ordusundan bir blk ln tam ortasnda, l Deniz sahilinde bulunan
Kumran "manastn'na saldrd ve buray yok etti. Manastn savunanlann katledildii anlalyor; ama bu felaketten bir gn nce ok sayda yazmay kilden byk
vazolara saklama frsat buldular. 1947 ile 1952 arasnda bu yazmalarn bulunmas,
Yahudi kyameti hareketleri ile Hristiyanln kkenleri hakkndaki bilgilerimizi
yenilememizi salad. Gerekten de bilim adamlar. l Deniz'deki bu manastr cemaatinin, o zamana dek yalnzca Flavius Josephus, Philon ve Gen Plinius'un verdii zayf bilgilerden tannan gizemli Esseniler mezhebi olduunu tanmlayabildiler. 40 Bugne dek zlm ve yaymlanm yazmalar arasnda, Eski Ahit'in
baz kitaplarna ilikin yorumlann yan sra, baz zgn incelemeler de yer almaktadr. Bunlarn en nemlilerini sayalm: "n Ogullannn Karanln Oullanna
Kar Sava Tornan," "Disiplin Risalesi," "kran Mezmurlan" ve "Habakkuk zerine Yorum."
Bu yeni belgelerin yardmyla, mezhebin tarihi ana hatlaryla yeniden oluturulabilir. Onlarn atalar, dinsel banazln ve Makkabiler savandaki roln hatrlayacamz (kr. 202) Jasd/m'lerdir. Kumran cemaatinin, tilmizleri tarafndan
"Adalet retmeni" ad verilen kurucusu, Saduk bir rahip, yani meru ve an ortodoks ruhban snfnn bir yesiydi. Simun'un (MS 142-134) "ebediyen prens ve
bakhin" ilan edilip, bakhinlik makam geri dnlmez bir biimde Saduklerden
Hasmonlara getikten sonra, "Adalet retmeni" bir grup mridiyle
birlikte
Kuds' terk etti ve Yahuda lne snd. Kumran metinlerinde lanetlenen "kt
khin"in Simun olduu tahmin edilebilir; srgndeki "Adalet gretmeni'ne zulmetmi, hatta Kumran'a saldrmay bile tasarlamt ki, o srada Eriha valisi tarafndan
ldrld (Makkabiler 1, 16:11 vd). "Adalet retmeni"nin nasl ld bilinmi-
40
tki belge kategorisi -Kumran yazmalan ve klasik yazarlarn tanklklar- arasndaki elikiler,
bir yandan klasik yazarlann yetersiz bilgisi, dier yandan da bu apokalipsi mezhebin karmak yapsyla aklanabilir. Kumran cemaati. Essenilgin buctnun temsil etmemektedir;
Filistin'in baka blgelerinde de Esseni gruplar bulunduuna kesin gzyle baklmaktadr.
399
komuta
edecek
Kral-Mesih.
Nitekim
"n
HIRSTYANLIIN D O C U U
eder. 44 Ama
konunun
44
45
44
ilk kilisenin Hristolojisi Essenilerin Mesih beklentisine uyarlama abasnn veya daha dorusu, tm Mesih zlemlerinin son noktas olacak tek bir figr sunma abasnn izlerini bulur
{.a.g.y., s. 221).
Bunlann en nemlisi ve en ok tanlm!, Saylar 21:18'i yorumlayan "am Belgesi"nin bir
blmdr; eviriler ve zmlemeler iin, bkz. Dupont-Sommer, a.g.y., s. 145 vd ve Cross,
s. 226 vd.
Kr. Cross'un alntlayp yorumlad metinler, s. 85-91,235-236.
Cross metinleri zmlemitir, s. 96-99, 237-238. Kr. Korintliler 1 7:29-31: "... Zaman
daralmtr;... kans olanlar kanlan yokmu gibi. .. olsun."
401
48
Kr. Yuhanna 3:5: "bir kimse sudan ve Ruh'lan domadka Tann'nn Egemenliine giremez" Kumran klliyatnda ve Yeni Ahit'te "bilgi"nin (= gnoss (irfan)) batini nitelii konusunda, bkz. F. Ntcher, Zur theologsche Terminologie der Qumranscht Texe, s. 25 vd; W. D.
Davies, " 'Knowledge' in the Dead Sea Scrolls and Mt. 11:25-30"; J. Jeremias. Die
Abendn\ahlworie Ju, s. 58 vd; K. G. Kuhn, "Die Sektenschrift u. die iranische Religion,"
zellikle s. 299 vd.
Bu deyimlerin Kumran metinlerindeki edeerlileri Cross tarafndan saylmtr, s. 207, dipnot 13-17. !k-karanlk dualizmi ve zellikle de Ruh'un mkemmel tezahr olarak n
yceltilmesi. Iran kkenli dncelerin etkisini gstermektedir. Ama Eski Ahit'te ve dier
Sami dinlerinde de benzer bir imgelemin bulunduu unutulmamaldr; kr. Eliade,
Mephistopheks et l'Androgyne, s. 64 vd.
402
HIRSTYANLIIN D O G U > U
Prensi" Iblis'ten bakas deildir. Bu iki Ruh ve onlarn ruhsal ordular arasndaki
sava, insanlar arasnda ve her "Ik Olu'nun kalbinde de srer (Disiplin Kitab
4:23-26). Essenilerin eskatolojik senaryosu, baz Yuhanna metinlerine benzetilmitir. Disiplin Kitab(3:17-23), Ik Prensinin rehberliinde ilerleseler de, Adalet
ocuklan'nr kimi zaman Karanlklar Meleinin
etkisiyle
hataya dtn
15:26; 16:13; vb), Kumran'nkine benzer bir teolojinin trevi gibidir. Mesih, kendisine tanklk ve mminlere araclk etsin diye onu gndermeye sz vermitir,
ama Paraklitos kendi adna konumayacaktr. Kutsal Ruh'tan hi beklenmeyecek
byle bir ilev, kutsal metin yorumcularnn zihnini srekli megul etmitir. Kumran metinleri
morfolojik
adan
Yahve'nin gksel maiyetinden bir kiilikle, zellikle tanrsal haberci veya haberci
melekle benzemektedir. 49 Ama Iran etkileri, ncelikle de dinsel dualizm ve melekbilim, Yahve'nin sarayndaki iki melei (kr. 203) iki zt ilkenin temsillerine
dntrmtr: iyilik/ktlk, gerek/yalan, k/karanlk. Esseniler de, Yuhannac klliyatn yazar gibi, ran dualizminin derin izlerini tayan, bu badatrman
Filistin teolojisini ve eskatolojisini benimsiyordu.
Deindiimiz ok saydaki benzerlie karn, Esseniler ve ilk Hristiyanlar
farkl yaplar gstermekte ve birbirinden ayrlan amalarn peinden gitmektedir.
Essenilerin eskatolojisi ruhban snfnn geleneklerinden tremitir; Hristiyan
eskatolojisinin kkleri ise Eski Ahit'in kehanetlerindedir. Esseniler ruhban snfn
ayrlkln srdrp glendiriyordu; Hristiyanlar ise tam tersine tm toplumsal katmanlara ulamaya alyordu. Esseniler, temiz olmayan ya da fiziksel veya
ruhsal kusurlar olan kiileri mesihi ziyafetlerden dlyordu; Hristiyanlar iin
ise, Tanr'nn Krallnn iaretlerinden biri sakatlarn iyiletirilmesi (grmeye
* Yardma; Teseilici; t -n.
49
Cross, a.g.y., s. 214, dipnot 82'de, Kenanl ilk haberci melek rneini hatrlatmaktadr.
403
balayan krler, konuan dilsizler vb) ve llerin dirilmesiydi. Son olarak da,
sa'nn dirilii ve Kutsal Ruh'un armaan olarak. Kutsal Yasann disiplininin yerini
ruhsal zgrln almas bu iki Mesihi cemaati birbirinden ayran merkezi
"grng"y oluturmaktadr. 50
savaa girmeyi
50
51
52
HIRSTYANLIIN D O G U $ U
lecegi tek kutsal alan olan tapnaktan yoksun kalan mminler, artk dualar ve dinsel
eilimle yetinmek zorundayd."
Sava srasnda Hristiyanlar arasnda da kyamet cokusunun yeniden ykseliine tack olundu: Mesih'in ikinci kez geliini de hzlandracak Tanr mdahalesinin
artk gecikmeyecei umudu. Markos'un ncili bu kyamet umudunu yanstr ve
srdrr. 54 Ama Mesih'in ikinci kez geliinin gecikmesi can skc sorulara yol
ayordu. Bu sorulara verilen yantlar esas olarak kategoride snflandrlabilir:
1) Mesih'in ok yaknda yeniden gelecei daha da kararl bir biimde ifade edilir
(megin Peirus'un Mektubu); 2) kinci kez geli daha uzak bir gelecee ertelenir ve
bu uzayan ara dneme teolojik bir gereke gsterilir (megin Matta ve Luka'nn
indileri); 3) Mesih ikinci kez gelmitir; nk sa'nn armha gerilmesi ve dirilii
aslnda gerek "son olay" (eskhaton)
aktr (megin Yuhanna incili).
55
Ksacas, dinler tarihinin tamamnda iyi bilinen ayn diyalektik sre sz konusudur: Kutsaln kutsal olmayandaki epifanisi, aym zamanda bir gizlenme oluturur;
nk onun tezahr ettii nesneye yaklaan herkes asndan, kutsal ak, grnr
deildir. Bu kez kutsal -Tann'nn Krall- tarihsel adan snrlar ve yeri belirli
bir insan cemaatinde tezahr etmitir: Kilise.
53
54
55
Kr. Judah Goldin, "On Change and Adaptation in judaisra," s. 290 vd.
70'teki feiaketin ardndan, Hristiyanlar isa'nn hayat, elilii, lm ve dirilii zerine
Kuds kaynakl rivayetleri toplamaya ve yazya geirmeye balar; bunlar ilk indilerdir.
Kr. Penin, Irtroduction, s. 41.
405
edilmesi,
tren
usullerinin
m i s t i k l i k k a r t eilimlerin g
k a z a n m a s ve dinsel simgeselligin g z d e n d m e s i , kiliselerin yalnzca etik deerlerine ve t o p l u m s a l ilevine d u y u l a n ilgi vb). a d a Hristiyan d n y a d a b u "kutsallk yitimleri" t a m a m l a n m a k z e r e d i r (kr. c. 111).
406
E L E T R E L KAYNAKA
219. Nasral sa zerine XIX. yzyl bandan beri giderek hzlanan bir ritimle oalan eserlerin byk blm, zellikle yazarlarnn ideolojisi ve yntembilimi asndan ilgintir. Herrnann E. Reimarus'tan (1779) Wilheln Wrede'ye kadar (1901) km almalarn eletirel ve
ayrntl bir tarihesi iin, bkz. Albert Schweitzer, Von Remarus
ben-Jesu-Forschung
der Le-
(Tbingen, 1906; 6. bask, 1951); biz 1968'de yeniden baslan The Questof
tbe Historical Jesus balkl ingilizce eviriyi (1910) kullandk; 1968 basksnda yer alan James
M. Robinson'n giri blm, daha ge tarihli baz almalarn (Maurice Goguel, R. Bultmann,
Kari Barth, F. Buri vb) zmlemesini iermesi asndan deerlidir.
Yakn tarihli baz eserleri sayalm: G. Bomkam, Jesus von Nazareth
bert Stauffer, Jesus: Getalt und Geschichte
Jesus (Stutgart, 1960); H. Conzelmann, G. Eberling, E. Fuchs, Die Frage nach dem historischen
Jesus (Tbingen, 1959); V. Taylor, The Life and Ministry
The Founer
of Christiarity
Umoignages
profanes
(ColweU Festschifi),
hia, 1968), W. Kmmel, "Jesusforschung seit 1 9 5 0 " Theologische Rundschau, 31, 1966, s. 15
vd, 289 vd.
indilerden Origenes'e kadar en eski "Isa Hayat ykleri" Robert M. Gran, The Eariiest
ves of Jesus
Li-
aktard bilgiler iin, bkz. Roderic Dunkerley, Beyond the Gospels (Harmondsworth, 1957). j o seph Klausner soruna Museviliin bak asndan yaklamtr; bkz. Jesus of Nazareth
(lbranice-
den eviri, Londra, 1925) ve From Jesus to Paul (branice'den eviri, New York, 1943). sa ve
Hristiyanln douu zerine iyi bir toplu sunum (kaynakalarla birlikte) iin, bkz. Marcel Simon, M. Simon ve A. Benoit, Le Judasme
et le Christimisme
antique
vd, 81 vd, 199 vd. Aynca bkz. Robert M. Grant, Augustus to Constantie (New York, 1970), s.
40 vd; Norman Perrin, The Nevv Testamenf: An Introduction
Vaftizci Yahya'nn rencileri Hristiyan cemaatine rakip, ayn bir mezhep oluturmay
srdrd. Bkz. M. Goguel, Jean-Bapliste (Paris. 1928); 3- Steinmann, S. Jean Baptiste et 1a
sprituaiU
t'Agneau
(Paris, 1964); J.
A. Sint, "Die Eschatologie des Tufers, die Taufergruppen und die Polemik der Evangelien," K.
Schubert (ed.), Von Messios zum Christos iinde (Viyana, 1964), s. 55-163.
sa'nn mucizeleri ve bunlarn Helenistik by ve leurjilerle l(theurgy) lk olarak Msr'daki
Yeni Platoncular tarafndan uygulanan ak by sistemi; iyi ruhlara niyaz ederek ve onlarn
grevlendirilmesiyle yaplrd -yn) ilikileri zerine, bkz. L. Bieler, Theos arter, 1-11 (Viyana,
1935, 1936); H. van der loos, The Mracks of Jesus
Exorcista
Literatre,
407
Tradition
Antipas
(Cambridge,
1972). "Yurtseverler" ve onlarn hem sa, hem de Yahudi-Hristiyanlkla ilikileri zerine, bkz.
S. C. F. Brandon'n fikir verici ama tartmal kitab: Jesus and the Zealots
(Manchester, 1967).
Yurtseverlerin lks, "kuruluu hi kuku yok ki Mesih'in geldii zamanla akacak veya
onun hemen ncesinde yer alacak bir teokrasiydi ... Dinsel inanlarnn gc tartma
gtrmezdi. Milliyetiliklerini harekete geiren de bu inant" (M. Simon, Lejudaismeet
anisme
ie chris-
antique, s. 214).
mel (Londra, 1970). Aynca kr. A Jaubert, "Les seances du sanhedrin et les recits de la
passion," RHR 166, 1964, s. 143-163; 167, 1965, s. 1-33. A Ammassari, La Resurrezione,
nell'nsegnamento,
nede prjezie,
nelle appanzioni
the Teaching
of
of Jesus (New
York, 1967), s. 54-108 (aynca bkz. notlanm kaynaka, a.g.y., s. 249 vd).
Tann'nn Krall u anda zaten mevcuttur; kr. E. Ksemann, "The Problem of the Historical Jesus," Essays on Nevv Testamert Themes iinde (Londra, 1964), s. 15-47; N. Perrin, Rediscovenng the Teaching of Jesus, s. 76 vd (yakn tarihli metin yorumlannn bir zmlemesi) ve M.
Simon, a.g.y., s. 85 vd.
Efkaristiya zerine, bkz. Oscar Cullmann, Le culte dans l'Egl'se prtnitve (Paris, 1945), s. 12
vd; K. G. Khn, "Repas cultuel essenien et Cene chretienne," Les Manuscrits de la Mer Morte
(Strasbourg Kollokyumu, 1957), s. 8 5 vd; Jean Danidou, Theoloffe
du Judio-Christianisme
(To-
umai, 1958), s. 387 vd; M. Simon, a.g.y., s. 184 vd. Karlatrmal bir inceleme iin, bkz. A D.
Nock, Early Centile Christanity
109-146; "Hellenistic Mysteries and Christian Sacraments" makalesi, Mnemosyne, IV. Seri, 5.
1952'de yaymlanmtr.
sa'nn gerekletirdii inanlmaz iyiletirmeler, cin kovmalar ve mucizelerle, Helenistik
(megin Tyana'l Apollonios) ve Yahudi rivayetlerinde (kr. Perrin, Rediscovenng
the Teaching
of
Jesus, s. 135'te saylan Babil Talmud'undan baz rnekler) saptanan benzer baanlar arasnda
nemli bir fark vardr. Isa hep insan "kurtaran iman" zerinde durur (kr. Markos 5:34; 10:52;
Luka 7:50; 17:19 vb). Isa iine cin girmi bir ocuu iyiletirdikten sonra, rencileri ona sorar: "Biz cini neden kovamadk? sa, 'imannz kt olduu iin' karln verdi.... bir hardal tanesi kadar imannz olsa, u daa buradan uraya g derseniz' ger; sizin iin imknsz
408
bir ey
HIRSTYANLIIN D O G U j U
olmayacaktr"
(Matta 17:19-22; kr. Luka 17:6). mana bu ekilde deer yklenmesi ise, data
les travaux
ricens
(Paris,
1957).
Kuds cemaati zerine, bkz. L. Cerfaux'nun Recueil Lucien Cerfaux
meleri, 11 (Gembloux, 1954), s. 63-315; P. Gaetcher, Petrus
O. Cullmann, Peer:
niletilmi 2. basksnn ngilizce evirisi). lk Kilise ile Yasac ve Hizipi Yahudilik arasndaki
ilikiler zerine, bkz. E. Peterson, Frhfe/rche, Judentum
Hebrer,
Essener, Christen
and
du Judto-Christianisme
du Judeo-Christianisme:
et le Christianisme
(Toumai, 1957),
Colloque de Strasbourg
antique,
(Paris,
bak. unlan ekleyin: M. Simon, "R6flexons sur le judto-christianisme," Studies for Morton
Smith, 11, Leiden, 1975, s. 53-76 (baz yakn tarihli almalann eletirel incelemesi). YahudiHristiyanlgn ayn edici nitelii yalnzca Yahudi Yasas'na uyulmasna gsterdii ballktr; bu
ballk daha sonra "bir tr fosillemeye" dnr; "baz Yahudi-Htristiyanlar yalnzca kilisenin
gsterdii reti geliimine ayak uyduramadklar ve Hristiyan dogmasnn, zellikle de Yunan
dncesinin anlaylanm ve kadrolann ald andan itibaren, ilkel basit kerygma'ya
gre
kazand yeni deer ve zenginlikleri kabul etmedikleri ya da yalnzca bunlan bilmedikleri iin,
sapkn durumuna
dmlerdir. Tavrlannn ok
Pavlus'a
dmanlklannn kkeninde hi kukusuz berikinin Yasaya kar ald tavr yatyordu. Ama
bu dmanlk onlan, Pavlusu dncenin balang noktasn oluturduu Hristoloji gelimelerinin uzanda tuttu. Onlar gerek reti, gerekse din hkmleri anlamnda, ilkel cemaatin
deimez miraslar olarak kald. Yani deyim yerindeyse olumsuz biimde, gelime yetersizlii
nedeniyle sapkn oldular" (Marcel Simon, Le Jmkisme et le christianisme anttyue, s. 270).
409
Yahudilerin Hristiyanl reddetmek iin ileri srdkleri gerekeler D. R. A Hare, The Themeofjewish
Persecution
of Christianity
St. Mat(hew
(Cambndge, 1967),
s. 1-18'de incelenmitir.
222. Aziz Pavlus'un Hristiyanl kabulne ve teolojisine ilikin yorumlara, iki kuak boyunca, bir yandan Filistin Yahudilii ile Helenistik Yahudilik arasnda yaplan ok kat bir aynm,
dier yandan da bu iki Yahudilik biimine ilikin fazlasyla kiisel deerlendirmeler egemen olmutu. megin Albert Schweitzer, Filistin dinsel yapsn paylatn kabul ettii Aziz Pavlus ile
tamamen Helenistik Yahudilikle btnlemi gsterdii Aziz Yuhanna'y kart kutuplara koyuyordu (kr Die Mystic des Apostels
Moncefiore ise Pavlus'u diasporanm kklerini yitirmi kitlesi iine yerletiriyordu; Montefiore,
eer Pavlus Filistin'in saf ve stn Yahudiliini bilseydi, ncil'i asla kabul etmezdi, sonucuna
vanyordu (kr. Judaism
and St. Paul, Londra, 1914). Benzer tavrlar, Joseph Klausner, From Je-
sus to Paul (lbraniceden eviren W. F. Stinespring, Londra, 1943; yeni bask, New York, 1961);
S. Sandmel.AJevish Understandingof
bask Harper Torchbook, New York, 1967, yeni bir giri blmyle birlikte: "Paul and Judaism
Since Schweitzer," s. VI1-XV). Pavlus, Ditilmi Isa Mesih'in arsn dinlerken kendisini asla bir
dnek olarak grmyordu. Ama Isa Mesih'te Mesih'i kefeden bir Yahudinin bak asndan
srail'in ve Yasann gerek niteliini yeniden tanmlyordu. Pavlus'a gre, bundan byle
"Tann'mn h a l k f n m ayrt edici nitelii Yasaya itaat deil. Isa Mesih'e imand. Bu bir anlamda Yahudi dinsel evrenselciliinin son noktasna vardmlmasyd; nk sa Mesih sayesinde
"Tann'mn halk" evrensel barmay gerekletirebilir ("ne Grek ne Yahudi, ne erkek ne kadn"
vb) ve dnyann yenilenmesini, "Yeni Yaratl"! hazrlayabilirdi.
Bu konuda yakm tarihli geni klliyat iinden unlar sayalm: M. Dibelius ve W. G.
Kmmel, Paulus (2. bask, Berlin, 1956); j. Dupont, Grosis. La connaissance
Epitres deSaitt
relgeuse
dans les
Paul (Louvain, 1949); A. D. Nock, St. Paul (3. bask, Londra, 1948); L. Cerfaux,
La theologje de l'Eglise suivant 5aim Paul (2. bask, Paris, 1948); W. C. Van Unnk. Tarsus or Jensalem (Londra, 1952); E. Earle Ellis, Paul and His Recent
Interpreters
1961); ayn yazar, "Paul and His Opponents. Trends in the Research," Studiesfor
Morton
Smj'th,
or Legalist:
Study in the Theology of the Majr Pauline Epistles (Londra, 1975); K. Stendhal, Paul Amongjev/s
and Gentiles
Judaism
1977). Aynca bkz. W. D. Davies, "Paul and the People of lsrael," Nevv Testamen
1977, s. 4-39'da en son baz savlann tartlmas.
410
(Philadelphia,
Studies, 24,
HIRSTYANLIIN U O G U U
223. Olu Deniz yazmalarnn birka evirisini belirtelim: T. H. Gaster, The Dead Sea Scriptures
in Engl/sh Translion (New York, 1956); G. Vermes, The
Dead
Sea
Scrolls
n English
traduits
annotes, I-1I (Paris, 1961, 1963). Aynca bkz. A. S. van der Ploeg, Le rouleau de la guerre.
el
Traduit
et annote avec une Infroduction (Leiden, 1969); Y. Yadin ve C. Rabin, The Scroll of (he War of the
Sonso/L/gftAgainsttheSonso/Darlmess (Londra ve New York, 1962). Aynca J. M. Allegro, F.
M. Cross, A. Dupont-Sommer vb eserlerinde evrilmi ve yorumlanm birok metin bulunabilir.
Toplu sunumlar iinde en yararllan unlardr: J. M. Allegro, The
Dead
Sea
Scrolis
(Harmondsworth, 1956); Y. Yadn, The Message of the Scroils (Londra, 1957); H. Bardtke, Die
Sekte von Qumran
and Modern
of Qumran
Biblcal Studies (New York. 1958, gzden geirilmi ve geniletilmi 2. bask. 1961);
de la M er Morte.
Colloque
de Strasbourg (Paris,
liffe, The Monks of Qumran as depicted in the Dead Sea Scrolls (Londra, 1960); H. Ringgren, The
Faithof
1957 bana kadar yaplm Kumran yazmalanyla ilgili yaymlann kaynakas, C. Burchard,
Bibliographe
tu den Handschriften
von Toten
Essener,
Christen
Scrolls and the Eariy Church (Chicago, 1962); j. van der Ploeg vd., La secte de Qumran
nes du christianisme
(New
et les ortgt-
Origins (Edin-
burgh ve New York, 1961); ayn ya2ar, The Scroils and the Chrisd'anty (Londra, 1969); J. H.
Charleswonh (ed ), John and Qumran (Londra, 1972). Aynca bkz. F. Notscher, Zur rheoiogschen
Terminlogie
der Qumran
ran'la ilikiler konusunda, bkz. K. G. Kuhn, "Die Sektenschrift und die iranisehe Religion,"
Zeitschrift
fur Theologie
dans un des manuscrits de Qumran," VT, 5, 1955, s. 137-147; David Winston, "The Iranian
Component in the Bible, Apocrypha and Qumran: A Review of the Evdence," HR 5, 1966, s.
183-216; S. Shaked, "Qumran and Iran: Further Considerations," Israel Oriental
Studies, 2,
1972. s. 433-446; Richard N. Fiye, "Qumran and Iran: the State of Studies," Studies for Morton
Smiih, 111 (Leiden, 1975), s. 167-173 (David Winston ve dier aratrmaclann kantlan
karsnda olduka kukucu davranan Frye, Skaked'n savn ise kabul eder; kr. s. 172-173).
411
D N S E L NANLAR VE D N C E L E R TARH - II
Peer yorum yntemi hakknda, bkz. Cross. The Anneni Library of Qumra, s. 218, dipnot
38'deki kaynaka; bu kaynakaya, Lawrence H. Schiffman, The Hatakha
at Qumran' da ekleyin
(Leiden, 1975). ki Ruh arasndaki sava zerine, bkz. Y. Yadin ve C. Rabin, The Scrolls of the
War, s. 29 vd ve birok yerde.; H. S. vanderPloeg, Le rouleau de la guerre; Cross, a.gy.,
s. 2 1 0
Sptjudentum,
m Johannts-Evangelum
(Leiden-Kln, 1963).
224. R. Yohanan ben Zakkay hakknda, bkz. Jacob Neusner'in monografileri: / e of Rabbcn
Yohanan
ben Zakkai
Conceming
Yohanan ben Zakha (Leiden, 1970). unu ekleyin: N. Sed, "Les raditions secretes et les disciples de Rabban Yohannan ben Zakkai," RHR 184, 1973, s. 49-66.
Tapnan yklmasnn sonulan hakknda, bkz. G. F. Moore, Judaism
of the Christian
Era, 1-1! (Cambridge, Mass., 1927,1930), l, s. 93 vd, II, s. 3 vd, 116 vd; kr. Ju-
dah Goldin, "Of Change and Adaptation in Judaism," HR 4 , 1 9 6 5 , s. 269-294; Jacob Neusner,
From PoJitics to Piety: The Emergence
of Pharisaic Judaism
lsenberg, "Power Through Temple and Torah in Greco-Roman Period," Studies for Morton
Smrth, III, s. 24-52.
70 yln felaketinin Hristiyanlk asndan sonulan zerine, bk2. L. Gaston, No stone on
Another. Studies in the Significance
N. Penin, The New Testament,
Hristiyanlar ile Yahudiler arasndaki ilikiler konusunda, bkz. Robert A Kraft, "The Multiform Jewish Heritage of Early Christianity," Studiesfor
Morton
Testa-
iden, 1966).
Hristolojinin kkenleri konusunda, bkz. R. H. Fuller, The Foundation
rfstology (Londra, 1965); Manin Hengel, DerSohn Gottes. Die Enstehungder
jdisch-hellenistische
Religiongeschichte
of New Testament
Christolope
Ch-
und die
I-U (Ing.
ev., New York, 1951,1955; kapsaml ve kiisel bir eser, ama eletirel kaynakalar da ieriyor,
1, s. 357-368; II, s. 253-260) adl eserlere bavurulabilir.
412
Bu blmde tartlan sorunlar iin vazgeilme! bir eser: Gerhard Delling vd, B/Jiogrcphe
zur jdisd-fellenis'scfert und in(ertesiamentanschen
Literatr:
413
1900-1970
XXIX. BLM
225.Jam
redit etVirgo...
sahiplenilmise eer (bkz. s. 146), daha ge donemde Roma'ya sokulan dier Dogu
dinlerinin baarsn da kent proletaryas ve Roma'ya yerlemi ok sayda yabanc
salad. Cumhuriyetin son iki yzylnda geleneksel din -yani kamusal tapmlargiderek saygnltgn yitirmiti. Baz ruhban mevkileri (megin jlamen
sayda sodalitium
Dialis) ve ok
ada her yerde grld zere, dinsellik tanra Fortuna'nm (Tykhe) ve yldzlara
bal kaderciliin etkisine girmiti
kalabalklarn deil, baz filozoflar da cezbediyordu (Stoaclar astrolojinin geerliliini kabul ediyordu). savalar srasnda ok sayda Dogu kkenli kyamet
anlats ortalkta dolayordu; Sibylla Kitaplar adyla bilinenler Roma'nn gcnn
yaknda sona ereceini duyuruyordu. stelik Roma'nn bir gn sonunun gelecei
konusunda eskiden beri var olan saplant, 1 bu kez yaanan kanl olaylarca da dorulanr gibiydi. Horatius, kentin sonunun yaknda gelecei konusundaki kayglarn
gizlemiyordu. 2
Caesar, Rubicon'u geince Yeni Pythagoras Nigidius Figulus, Roma'ya, hatta
insan soyuna son verecek bir kozmik-tarihsel dramn baladn ilan etti. 3 Ama
uzun ve ykc i savalarn ardndan gelen Augustus'un egemenlii, bir pax acterna
' "Tm tarihsel krizlerde, iki k miti Roma halknda bir saplant olarak yer etmitir: 1)
kentin mr, belli sayda ylla snrl olduu iin (Romulus'un grd oniki kartaln aa
vurduu "mistik" say) sona erecektir ve 2) 'Byk Yl' tm tanhe, dolaysyla Roma'nn da
tarihine evrensel bir ekpyrosis'le (yangn) son verecektir. Aslnda Roma'nn kendi tarihi ok
ge bir dneme dek bu kayglan yalanlama iini stlenmitir; nk Romn'nm kuruluundan 120 yl sonra. Romulus'un grdgu oniki kartaln, pek ok kiinin korktuu gibi,
kentin tarihsel mrnn 120 yl olaca anlamna gelmedii anlalmtr. 365 yln sonunda,
kentin her ylnn bir gne denk olaca bir 'Byk Yl'm sz konusu olmad saptanm ve
kaderin Roma'ya her biri 100 yllk oniki aylk farkl bir 'Byk Yl' bitii varsaylmtr" (Le
mythe de l'iterncl relour, yeni bask, s. 157).
" Epode, XVI.
Lucanus, Pharsala, 639, 642-645.
414
(ebedi bar) salam gibiydi. ki mti -Roma'nm "ya" ve Byk Yl- esinledii
kayglarn bo olduu ortaya kyordu; nk bir yandan Augustus Roma'y yeniden kurmutu, dolaysyla artk kentin mr
ey
kalmamt; dier yandan da demir andan altn aa gei kozmik bir felaket
yaanmadan gereklemiti. Nitekim Verglis, son saecuum'un, yani gne ann
-evrensel yangna yol aaca dnlen a- yerine Apollon an geirmiti;
bylelikle efepyrdsis'i gndem d brakyor ve i savalar demir andan altn
aa geiin dorudan belirtisi olarak kabul ediyordu. Daha ileriki bir tarihte, Augustus'un saltanat gerekten alt a kurmu gibi grnd srada, Vergilius
kentin mr konusunda da Romallarn kayglarn yattrmaya alt. Aeneid'te
(1,
255 vd), Vens'e seslenen Iupiter, Romallara hibir meknsal veya zamansal
snrlama koymayaca konusunda ona gvence verir: "Ben onlara sonsuz imparatorluu verdim" (imperium
gustus'un doum gn olan 23 Eyll, "Augustus'un varln kurtard ve ehresini deitirdii evrenin balang noktas" olarak kabul edildi. 1 O zaman Roma'nn,
ad
infinitum
kurtar-
yeniden yaratm
ieren ar-
kaik miti buluturmak iin gsterilen stn bir abayla kar karyayz. Bu, ayn
zamanda, kozmfo dzlemde
felaketler, dzenli aralklarla evrene son verip, onun yenilenmesini salayan gerek
tozmife yangnlar
veya dalmalar
valar, ykmlar, aclar artk bir kozmik adan dierine geii haber veren iaretler
olarak yorumlanmamakta, bu geiin kendisini
oluturmaktadr.
4
5
yinelemektedir.5
nascitur
ordo}.
ite
Bakire (Baak burcu) geri geliyor (jam redit et Virgo) ve Satrn'n saltanat geri
dnyor." Dnyann her yannda bir "altn rk" ortaya kar ve Apollon da onlann
hkmdardr (5-10). Vergilius, altn an dnne zg btn bu iaretleri, kimlii bilinmeyen, ama birok bilgine gre Pollio'nun olu olduu varsaylan bir
ocuun doumuyla ilikilendirir. Bu esinle dolu ve muammal iirin anlam ok
tartlmtr ve hl da tartlmaktadr. Konumuz asndan Vergilius'un ileriyi
grme gcn vurgulamak yeterli olacaktr: Gerek bir vates* gibi, i savalarn sona ermesinin hem kozmik hem de dinsel balamn kavram ve Octavius Augustus'un zaferinin getirecei barn eskatolojik ilevini nceden bilmitir.
Gerekten de Augustus'un saltanat, geleneksel Roma dininde yaratc bir yeniden doua iaret eder. 6 Suetonius'a gre (Aug., 90-92), Augustus gerek bir eski zaman Romais gibi davranyor, dleri ve baka uyarlar dikkate alyor, tanrlarn
tezahrlerini gzlemliyor, tanrlara ve insanlara kar pietas''
ratorun belirleyici davranlarm
1
uyguluyordu, "impa-
Augustus reformlannn dinsel zgnl zerinde srarla durma onuru Franz Aitheim'a aittir; kr. A History of Roman Relion, s. 350 vd; La relgton romaine antique, s. 230 vd. Okuyacanz sayfalar onun zmlemelerine ok ey borludur.
Pietas iin bkz. s. 1 3 0 - y n .
Latncedek reJ/gio kelimesinin geni bir kavramsal erevesi vardr. megin religiosus sfat,
Bununla birlikte Caesar'n bir Captolium'da, bir de Quirinus tapnanda heykeli vard; bu
ikincinin zerinde jyle bir yazt gze arpyordu: Deo invicto
resmen "tanrsal lulius" unvann almt.
10
11
Burada, Helenistik Dounun bir etkisi sz konusu deildir. Daha nce Cicero, "iyi ve yiit
insanlarn ruhlannn znde tannsallk bulunur" diye yazmt (De Leg., 11, 11, 27).
Kaynaklar iin, bkz. Robert Gram, Augustus to Constantine, s. 17.
417
di; Hristiyanlar baskya uruyor; rk resmen izin verilmemi yasad bir dine
inanyorlard. 202'de Septimius Severus, din yayma abalarn yasaklayan, ilk
Hristiyan kart kararnameyi kard. Ksa sre sonra Maximinus kilise hiyerarisine saldrd, ama bir sonu alamad. Decius'un saltanatna kadar, kilise bar
iinde geliti. Ama 250'de, Decius'un bir kararnamesi tm yurttalarn imparatorluk tanrlarna kurban sunmalarn zorunlu kld. Bask ksa srd, ama ok ar oldu; bu da tvbe edenlerin saysnn o kadar yksek olmasn aklar. Kilise,
zellikle gnah karclar ve ehitleri sayesinde, yine de bu snavdan zaferle kt.
Valerianus'un kararyla 257-258'de gerekletirilen bastrma hareketini uzun bir
bar dnemi izledi (260-303). Hristiyanlk imparatorluun her yerine ve tm toplumsal katmanlara (hatta imparatorun ailesine kadar) szmay baard.
Diocletianus'un yapt son bask dnemi (303-305), en uzun sreli ve en kanls
oldu. imparatorluun iinde bulunduu dramatik duruma karn, kamuoyu bu kez
Hristiyanlara kar daha nceki kadar dmanca bir tavr almad. Ama Diocletianus
da imparatorluk dncesini glendirmek iin, bu yabanc ve ulusallk kart dini
yok etme karan almt; Roma'nn eski dinsel geleneklerini canlandrmak ve zellikle de neredeyse tanrsallatrlm imparator imgesini yceltmek istiyordu. Ama
Augustus reformunun miras zaman iinde giderek dalmt. Msr ve Anadolu
tapnlan artc bir yaygnla sahipti; stelik imparatorluk korumasndan da
yararlanyorlard. Commodus (185-192) sis ve Mithra mysteria'lanna erginlenmi,
Caracalla ise (211-217) Suriye'nin gne tanrs. Sol invictus'un tapmm tevik etmiti. Birka yl sonra, Suriye imparatoru ve Emesus Tanrs'nn barahibi Elagabal, tapmm Roma'ya soktu. Elagaba! 222'de ldrld ve Suriye tanrs kentten
srld. Bununla birlikte, ileride greceimiz gibi ( 239), Aurelianus (270-275)
Sol invictus tapmn Roma'ya yeniden sokmay ve tutunmasn salamay baard.
Aurelianus yalnzca Roma'nn byk dinsel gemiini yceltmenin boa bir aba olduunu, kutlu Roma geleneini o srada evrenselleme zellii gsteren tek din
olan, tektanrc yapdaki gne teolojisiyle btnletirmek gerektiini anlamt.
II. yzyln sonuna doru, daha byk basklar balamadan nce, birok
Hristiyan teolog ve polemiki, putperest makamlar ve mnevverler karsnda dinlerini savunmay ve hakllm gstermeyi denedi. Ama giriimleri baanszlkla
sonuland. Baz Hristiyan savunucular (Tatianos, Tertullianus) ya saflklarndan ya
da beceriksizliklerinden, putperestlie ve Helenistik kltre sert saldrlar ynelttiler. En nemlisi, Iustinos (165'e doru ehit edildi) Hristiyanln putperest
kltrn kmsemediini gstermeye alt; Yunan felsefesini vd, ama bu ara-
418
da onu Kutsal Kitap vahiylerinden esinlendiini de hatrlatt. skenderiye Yahudiliinin kantlarn yeniden kullanan lustinos, Platon ve dier Yunan filozoflarnn
kendilerinden ok daha nce "peygamber" Musa'nn vaaz ettii retiyi bildiklerini
ileri srd. Din savunucularnn baarszla uramas beklenmedik bir ey deildi. Yetkili makamlar asndan Hristiyanlk, yalnzca dinsizlik ve imparatorun
manevi ahsiyetine hakaret sularn ilemekle kalmyordu; orji ve ensestten
ocuklan ldrmeye ve yamyamla kadar her trl suun da potansiyel sanyd.
Putperest sekinler asndan, Hristiyan teolojinin z -Kurtarcnn hull, ektii aclar ve dirilii- anlalmaz bir samalktan baka bir ey deildi. stelik, bu
yeni selamet dininin banaz dnszlgu oktanrc dinlerle bar iinde bir arada
var olma umudunun gereklemesini olanaksz klyordu.
Hristiyan misyonerler asndan bask ve kovuturmalar en byk tehlikeyi
oluturuyordu; ama kilisenin karlat tek tehdit bu deildi. sis ve Mithra
mysteria'lar, Sol invictus lapm ve gne tektanrclg, resmi korumadan da
yararlandklar iin, ekinilmesi gereken rakiplerdi. Ayrca ok daha ince bir tehlike de kiliseyi ieriden tehdit ediyordu: eitli sapkn akmlar ve ncelikle de
Gnostisizm. Sapkn akmlar ve gnosisler, Hristiyanln balangcndan itibaren
ortaya kmlard. Yazl bir Yasa bulunmad iin, inanlarn ve ibadet ritellerinin doruluunu snamann tek yolu havarilerin anlatlaryd. 150'ye doru, havarilerin hepsi lmt, ama onlann tanklnn aktarlmas kendi yazdklar veya esin
kaynan oluturduklar baz metinler ve szl nakil araclyla salanmt.
Bununla birlikte havarilerin anlatsnn aktarlmasnda kullanlan iki yol -yazl
ve szl- az ok tartmal yeni bulular (bid'atl eklenmesine de akt. Tm
Hristiyan cemaatler tarafndan kabul edilen drt incil'in ve Elilerin {Havarilerini
Ileri'nin yan sra, 12 havarilerin isimleriyle anlan baka metinler de ortalkta dolayordu:
Toma
Yuhanna'nm leri vb. ou (o zamana dek "gizli" kalm vahiyleri ierdikleri iin)
apokrif diye nitelenen bu eserler,
aktard ve
hayatndaki olaylarn gizli anlamna ilikin batini bir retinin anlatsn ieriyorlard. Gnostikler ite bu gizli, korunmu ve szl gelenek yoluyla aktarlm retiyi sahipleniyorlard.
12
II. yzyln ikinci yansnda, an tum byk kiliselerinin. Havan geleneini yalnzca bu metinlerin temsil ettiini kabul nemlidir. Artk Hristiyanlk da kendi Yasasna sahiptir -Yeni
Ahit- ve "kitapl bir din" dir.
419
14
Bkz. Morton Smith, Clement oj Alexandria and a Secret Gospel oj Mark, s. 197-199. Merhaba
klliyat, ncelikle de Hekala metinleri, Yahudilikteki bu gizli retiler ve ibadetler geleneinden hareketle geliecektir (a.g.y., s. 198).
Matta Yorumu, XIV, 2.
Historia,
gnosisten ayrmak gerekir. Daha nce grdmz gibi bu gnosisler batmi bir
17
bir
tanm,
skenderiyeli
Clemens tarafndan
nakle-
bile,
varlnn
tanrsal
(yani
tinsel
k k e n d e ve
18
19
Theologoumene.
(tekil theologoumenon): Belirli bir dogmaya kar olarak ilen srlen ve kiisel
bedensel zindanndan kurtulacan da renir; son olarak da, doumu madde iine
dle edeerliyken, "yeniden dou"unun tamamen ruhsal nitelikte olacan
kefeder. Ana fikirleri zetleyelim: ruh/madde, tanrsal (akn)/tannsal olmayan
dualizmi; ruhun (= tannsal zn parasnn) d, yani (zindanla zdeletirilen)
bir bedende cisimlemesi ve gnosis (marifet, irfan) sayesinde kurtuluun (selamet)
kesin olarak elde edilmesi.
lk bakta, Orpheusu-Platoncu dualizmin lsz, kozmos kart ve ktmser
bir geliimiyle kar karya olduumuz sylenebilir. 20 Aslnda olay daha karmaktr. insanln dram -zellikle de d ve kurtulu- tanrsal dram yanstr.
Tann, insanlar kurtarmak iin, dnyaya bir ezeli varlk veya kendi Olunu gnderir. Bu akn varlk hulln tm aalayc sonularm yaar, ama kesin olarak
ge dnmeden nce, birka seilmie gerek kurtarc gnosisi aktarmay baarr.
Baz versiyonlarda, oulun veya akn varln aa inii daha dramatik bir ynde
boyutlandrlr: Varlk, eytani glerin eline geer ve maddeye daldrlarak sersemletilince kendi kimliini unutur. O zaman Tann bir Eli gnderir ve bu eli
onu "uyandrp" kendisinin bilincine yeniden varmasn salar. (Bu mit, nci tlahisi'nde hayranlk uyandrc bir biimde anlatlan "kurtarlm Kurtarc" mitidir;
kr. 230).
ran'da da baz koutlar bulunmasna karn. Tanr tarafndan gnderilmi
kurtarc-elinin en dorudan
Msr'daki Nag Hamadi'de bulunan metinler, baz nemli gnosis okullarnn YahudiHristiyan kkenini ortaya koymaktadr. 21 Yine de onlann teoloji ve ahlak anlay,
Yahudiliin ve Hristiyanln vaaz ettiklerinden kkten farkldr. ncelikle Gnostiklere gre, gerek Tanr, yaratc Tanr, yani Yahve deildir. Yaratl, sfli, yani
eytani glerin eseridir; veya kozmos, daha stn bir dnyann az ok eytani nitelik tayan sahte kopyasdr; gerek Yahudiler, gerekse Hristiyanlar asndan kabul
20
Kr. 181 vd. Platon'a gre, demiurgosun ktln temsilcisi olmadn hatrlatalm.
Dnya bir "kozmos'tur, o halde mkemmel ve uyumludur. Gerek Plotinos, gerekse Stoaclara gre, yldzlar tannlardr ve onlara ynelik murakabe yalnzca aklda ve dncede
mevcut varlklara yaknlamay kolaylanr; kr. Enneades. II, 9; IV, 8; vb. Ruhun bedenlenmesi ise, Plotinos'a gre, bir "d"tr; nk ruh tinsel tamlgm ve zerkliini yitirmektedir (IV, 8; 5. 16); ama ayn zamanda aadaki dnyada bulunan varolulara yardm etme
amacyla bilinle karar verilmi bir initir (IV, 8, 7.1).
21
megin Nag Hamadi'de bulunmu Toma'ya gre ncil metni, Oksyrynkhus papirslerinde
isa'ya atfedilen ve 1897'den beri bilinen loga'larn eksiksiz versiyonudur; kr. H.-C. Puech,
En quite de la Cnose, II, s. 33 vd, 65 vd ve birok yerde.
423
ve
22
23
Baz Hristiyan ya da yan-Hristiyan Gnostikler (Valentinus, Markion, Bardesanes (Bar Daysan)), Mani, Kre Kosmou'nun yazan ve anlald kadaryla Origenes, bedenlenmeyi bir ceza
olarak gren Orpheusu-Pythagoras dnceyi meleklerin dne ilikin Tevrat mtiyle
birletirerek kullandlar. Ruhun gnll iniine ise, ya narsisizm - r u h , maddi dnyaya
yansyan kendi grntsne k olmutu- ya da hrs neden olur. Bu anlaya Apameia'l
Numenios'ta, Poimandres'm
yazannda, Plotnos'ta rastlanr; kr. tUm referanslar biraraya toparlayan E. R. Dodds, Pagan and CfrrsH'an in an Age of Anxiey, s. 23-24.
kinci snf olan psiikler |nesaniler|, bir nefsi (psykfe) olanlan ierir ve onlar da bu nitelikleriyle yukarya doru ekilebilir, ama ruhlan (pneuma) yoktur. Sen olarak nc snf
"tenseller" (somatikhos veya hyletikhos, bedensel veya maddesel) tamamen maddenin iine
gmlmtr ve yok olmaya mahkmdur. Bu iki kategori bireyin bouna rpnlar retinin gizli, batini aktanmn zorunlu klar.
4 2 4
lerine (kr. c. III, bl. XXXVIII), cinsel adan zgr Gnostik mezheplerin (ncelikle
de Phibionistlerin)" orjileri denk der.
savunucusu yazarlar,
Byc Simun'u ilk sapkn ve tm sapkn akmlarn atas olarak mahkm eder. Baz
tarihilere gre, Simun terimin dar anlamnda bir Gnostik deildir, ana rencileri 70'teki felaketin ardndan Gnostik olmutur. 25 "Byk G dedikleri Tanr
gc"ne sahip olduunu iddia eden Simun'un yaad Samariye'de, Havari Petrus'un karsna Simuncu hareket dikildi. 26 Nitekim ona "birinci Tanr" olarak
aplyordu ve Simun'un Sur'daki bir genelevde bulduu ei Helena, Tann'nn
"Dncesi'nin (Ennoia) en son ve en gnahkr bedenlenii olarak kabul ediliyordu.
Simun'un, zgrln satn ald Helena-Ennoia, evrensel kunuluun arac olmutu. Byc Simun dinler tarihisini, zellikle Helena'nm yceltilmesi ve bunun
esinledii mitoloji nedeniyle ilgilendirir. "Byc" ile fahienin birlemesi, evrensel selameti salar; nk bu birleme aslnda Tann ile tannsal Hikmetin biraraya
gelmesidir.
Anlalan bycln ilkomegi Faust efsanesinin gerisinde, bu srad iftin
ans vardr. Nitekim Simun Roma'da Faustus ("Kaynlm") diye bilinirdi ve ei de
daha nceki hayatlanndan birinde Troya'l Helena idi. Ama Hristiyanln ilk
yzyllarnda zellikle havari Petrus'la byc arasndaki en byk atmaya
deiniliyordu. Efsaneye gre, Simun Roma'da, hatr saylr bir seyirci kalabal
nnde ge ykseliini duyurmu, ama havarinin ettii dua onun berbat bir halde
aa dmesine neden olmutu.
24
25
26
"Burada bir eletiri ya da itirazn tesinde, inat, iddetli, geni erimli ve tehlikeli sonulara
yol aan bir isyan sz konusudur: nsanlk haline, varolua, dnyaya, dorudan Tann'ya
kar bir isyandr bu. Bu isyan mevcut durumu evirecek ve altst edecek, solu sa ve sa
sol yapacak, d ie ii da dndrecek, alt ve stn yerlerini deitirecek nihai bir olayn
hayal edilmesine olduu gibi, nihilizme de yol aabilir: Kendilerini her trl doa ve ahlak
yasasndan bak gren 'cinsel zgrlk Gnostikler'in kendi bedenlerini ve dnyay
onlan kirletmek, 'ypratmak', inkr ve yok etmek iin kullanp suiistimal ettikleri bir nihilizmdir bu; her varln, her eyin, geleceinin btn iinde evrenin kesin tamamlan
noktasna 'Byk Bilgisizlik' karanlnda, 'var olmama'nn huzurunda ulaacan ileri
suren bir Basileides nihilizmidir"; H.-C. Puech, En quitede la Cnose, c. I, s. xx.
K. R. M. Grant, Gnosticism and Early Christianity, s. 70 vd; J. Danielou. Novdle hisoire de
l'Eglise, s. 87.
ler 8:10. Bununla birlikte Byc (Magusl Simun'un ve ler'de sz edilen Simun'un tek
ve ayn kii olmas an deildir, kr. Jonas, The Gnostic Reigon, s. 103.
425
Markion rnei de birok adan reticidir. 85 civarnda Pontus'ta doar; Sinop piskoposunun oludur ve ortodoks detlerini byk lde korur. Ama Pavlusu Yahudi kartln ok an bir noktaya vardrr. Markion Eski Ahit'i reddeder ve yalnzca Luka'nn incili ve Pavlus'un on mektubuyla snrl kendi yasa
kitabn oluturur. Buna kendisi de bir risale ekler: Teolojinin ilkelerini tantt
Antitezler. Markion 144'te Roma'da presbiterlerin* kendisine katlmasn salamaya
alt, ama baarl olamad. Aforoz edildikten sonra, retisini giderek kktenleen bir ynde gelitirdi ve gerek bir Kilise kurdu. Mkemmel bir rgt olduu iin, Akdeniz havzasndaki ok sayda Hristiyan cemaatine mezhebini kabul
ettirmeyi baard. Bu yeni teoloji ok yaygnlat ve zaten bu nedenle ortodoks
yazarlarn bkp usanmayan saldnlarma urad. Ama III. yzyln ortasndan itibaren, Markionculuk inie geti ve Batda yz yldan ksa bir sre iinde yok oldu.
Markion Gnostik dualizmin zn benimsemekle birlikte, onun kyameti sonularn dlar. Onun dualist sistemi Eski Ahit'in yaratc tanrs tarafndan kurulmu Yasa ve adaletle, iyi Tann'nn vahyettigi sevgi ve Mjdeyi kart kutuplara koyar. iyi Tann, insanlar Yasann boyunduruundan kurtarmak iin, olu sa Mesih'i
gnderir. sa, maddi olmasa da, hissedebilen ve ac ekebilen bir beden alr. Isa
vaaznda iyi Tanr'y yceltir, ama sz edilenin Eski Ahit'in tanrs olmadn belirtmekten kanr. Zaten Yahve de, sa'nn vaaz sonucunda bir akn tanrnn
varlndan haberdar olur. sa'y ona zulmedenlere teslim ederek alr. Ama
armhta lm selameti de getirir; nk Isa kendini kurban ederek yaratc tanrya
insanln kefaretini demitir. Bununla birlikte dnya hl Yahve'nin egemenlii
altndadr ve maher gnne dek mminler zulm grecektir. yi Tanr ancak o zaman kendini gsterecektir: Mminleri Krallna kabul edecek, insanlarn geri
kalan ise madde ve onun yaratcs ile birlikte kesin bir biimde yok olacaktr.
Bir baka Samariyeli olan Menandros, Gnostisizmi Antakya'ya soktu. Kendini,
insanlan kurtarmak iin gkten inmi kurtarc olarak tantyordu. 27 Onun vaftiz ettii kiiler meleklerden stn oluyordu. Ardl Satornil (Antakya'da yaklak 100130 yllarnda faaliyet gsterdi) yalnzca yaratc meleklerin ba olan Yahudilerin
Tann'snm karsna gizli tanry koyuyordu. eytan'n eseri olarak aklad evli-
yn.
lrenaeus, Adversus haereses,
I, 23, 8.
426
'ihtiyarlarna
ligi mahkm etti. 28 Teolojiye dualizm egemendi. Ona gre, iki insan kategorisinden, gksel paylaanlar ve paylamayanlardan ilk sz eden Satomil'di.
Yuhanna ile ada bir Yahudi-Hristiyan olan Kerinthus 29 dnyann gerek
Tann'y bilmeyen bir demiurgos (yaratc Tanr) tarafndan yaratldn retir:
Szcn dar anlamnda Gnostisizmin ilk ifadesi budur. Kerinthus'a gre, sa Yusuf
ile Meryem'in oludur; vaftizi srasnda Mesih bir gvercin donunda onun zerine
inmi ve Mehul Baba'y gnlnde grmesini salam, sonra ile'den nce yeniden Tanr Baba'nm yanma kmtr. 30
Asya ve Suriye'ye yaylan Yahudi-Hristiyan Gnostisizmi Msr'a da girdi.
Kerinthus'un yerletii skenderiye'de, Karpokrates 120'ye doru benzer bir retiyi aklad: sa Yusuf un oludur, ama bir "g" onu kutsamtr. 31 Bu gc alan sa'ya denk olur ve ayn mucizeleri gerekletirebilir. Karpokrates'in gnosisine zg
ynlerden biri de, kktenci ahlak kartldr: "Bu, yalnzca Yahudi Tanrt'sna
deil, Yasaya kar da bir Gnostik isyan olarak grnmektedir." 32 Karpokrates'in
ada bir dier iskenderiyeli, Basileides Byc Simun'un rencileri tarafndan
yaylan retilerin ilk sentezini yapar. Gnostik trde geni ve karmak bir kozmoloji gelitirir, gklerin ve onlan yneten meleklerin saysn arpc bir biimde
oaltr: 365 melek sayar! 33 Basileides, Yahudi Yasasn tamamen reddeder: Yahve,
dierlerine ne kadar egemen olmaya ve kendine itaat ettirmeye alsa da, dnyay
yaratan meleklerden biridir yalnzca.*
En nemli Gnostik stat, hi kuku yok ki zamannn en byk teologlar ve
mistikleri arasnda yer alan Valentinus'tur. Msr'da doan ve eitimini skenderiye'de tamamlayan Valentinus, 135-160 yllan arasnda Roma'da vaaz vermitir.
Ama piskoposluk mevkiini elde edemeyince, kiliseyle yolunu ayrm ve kenti terk
28
lenaeus, 1, 24, 2.
Irenaeus, III, 3, 4.
* ile veya isa'nn ilesi: (Lat. posa o, 'ac ekme' kelimesinden) sa'nn Kuds'e Palmiye
29
Pazar'nda giriinden Hayrl Cuma gn armha genliine kadarki Kutsal Hafta iinde
meydana gelen ileli olaylan ifade eder -yn.
30
Irenaeus, 1,28.
Irenaeus, 1, 23, 1.
32
Jean Danielou, Nuvelle histoire de l'Eglise, 1, s. 96.
31
33
34
Bkz. H. Leisegang'n aynen yaymlayp yorumlad metinler: La Gnose, s. 143 vd. Aynca kr.
Grant'n son derece yerinde saptamalar, Gnosdasm and Early Christianity, s. 142 vd.
Irenaeus, Adv. Haer., 1, 2 4 , 4 .
427
etmitir. 35 Valentinus, grkemli sistemini gelitirirken ktln varln ve ruhun dn, dualist bir bak asyla -rnein bir kart-Tann'nn mdahalesiyle- deil, tanrsalln dorudan iinde yaanm bir dramla aklamay
amalar. Hibir zel Valentinus sentezinin muhteemliini ve cretkrln gereince aktaramaz. Ama bir zetin de, tm kozmik, yaamsal, psiik ve ruhsal
gerekliklerin kkenini aklayp dramn nakletmek iin dokunakl bir tekdzelik
iitde sralanan saysz silsile, "trm" ve "izdm" bir kenara brakmak gibi bir
avantaj da vardr. 36
Valentinus'a gre, mutlak ve akn Birinci Temel lke olan Baba, grlmez ve
anlalmazdr. Ei olan Dnce (Ennoia) ile birleir ve birlikte Pleroma'y oluturan 15 eon ifti doar. 37 Baba'y tanma isteiyle gz bir ey grmez olan sonuncu
eon Sophia bir krize yol aar ve bu krizin ardndan ktlk ve tutkular ortaya
kar. Sophia ve neden olduu sapkn yaratmlar Pleroma'dan aa atlnca daha alt
bir bilgelik retirler. Yukanda yeni bir ift, Mesih ve onun diil ei Kutsal Ruh
yaratlr. Nihayet en bataki mkemmelliine dndrlen Pleroma, sa da denen
Kurtarc'y dourur. Kurtarc alt blgelere inerken, alt Hikmet'ten gelen maddi
unsurlardan "grnmez madde"yi oluturur ve psiik unsurlarla da Demiurgos'u,
yani Tekvin'in Tanr'sm biimlendirir. Bu tann bir st dnyann varlndan habersizdir ve kendisini tek Tanr sanr. Maddi dnyay yaratr ve soluuyla can verdii iki insan kategorisini, Hylikler (Maddiler) ve Psiikleri (Nefsaniler) oluturur.
Ama st Sophia'dan gelen tinsel unsurlar, Demiurgos'un iradesi dnda onun soluuna karr ve Pneumatikler (Ruhaniler) snfn dourur. 38 Mesih, maddeye tutsak olmu bu ruhsal paracklar kurtarmak iin yeryzne iner ve terimin dar
35
16
37
38
1950'ye kadar Valentinus'un teolojisi hakknda elimizdeki tek kaynak renaeus, skenderiyeli Clemens ve Hippolytos'un naklettii alntlar ve zetlerdi; stelik bu yazarlar da daha
ok onun rencilerinin eserlerini kullanmt. Ama Nag Hamadi'de bulunan Hakikat incili,
Valentinus'un eseri olmamasna karn, kesinlikle onun dncesini temsil etmektedir. Dier
Nag Hamadi metinleri de (megin Doa ncelemesi ve Dinli? Hakknda Rhegus'a Mektup)
Valentinus okuluyla balantldr.
Bu tr silsilelerin ve alayan gibi birbirini izleyen tecelli dizilerinin yaratt byleyici etki, o
aa zg niteliklerdendir. Mutlak Gerekle eitli gereklik snflan arasnda kalan ara
aamalar ve arac failleri oaltma eilimine filozoflarda da (megin Plotinos) rastlanr, ama
Gnostik yazarlarda -zellikle Basileides, Valentinus, Mani'de- bu eilim hem bir saplant,
hem de bir klie halini almtr.
Pleroma (Yun. pllrma, 'tamlk. btnlk') terimi ilk tanrnn evresindeki ruhani dnyay
ifade eder; eonlarn tamam tarafndan oluturulmutur.
Tm Gnostiklerin benimsedii insan snfnn varl byle aklanr; kr. 228.
428
Hans Jonas'n da belirttii gibi, Valeuinus sisteminde ruhsal bir kkeni olan
madde, tannsal tarihle aklanmaktadr. Gerekten de madde, mutlak varln bir
hali ya da bir "sevgisi," daha dorusu bu halin "katlam dsal ifadesi"dir. Bilgisizlik (Sophia'nn "krlemesi") dnyann varlnn ilk nedenidir 39 - b u dnce
(baz Vedana okullaryla
Smkhya-Yoga okullar
41
nlayan ylan bylemeye koyuldum. Onu byyle uyuttum, sonra onun zerine
babamn adn syledim ve inciyi alp babamn evine dnmek iin yola koyuldum." 42
Bu anlat, Salvator
44
artrr; den,
insann karsna
43
44
45
Baka metinlerle birlikte bu metni de evinp yorumlayan: H. Leisegang, la Gttose, s. 247248; Jonas, a.g.y., s. 112-124; R. M. Grant, Gnoitidsm. A Source Book, s. 116 vd.
Jonas, "pis giysi" ile "ltl giysi," ylan, mektup ve ge ykseli motiflerinin belli koutlarm
hatrlatr; kr. a.g.y., s. 116 vd. Aynca bkz. H.-C. Puech, EnquttedelaGnose,
c. 11, s. 118 vd
(= Annuaire du Coilege de Frana, 1962-63).
Kr. c. I, 111 ve eletirel kaynakadaki ilgili blm.
A.g.y., s. 124. Apokrif ncil Toma'ya Gre incil'de (logton 84), Isa rencilerine yle der:
"Sizden nce retilmi, ne olen ne de tezahr eden imgelerinizi grdnzde ne kadar
ar bir eye katlanacaksnz!" (ev. Puech). "imge" (e'fen), yani Benlik (akn Ben) bir "melek" olarak da tasvir edilir, kr. Puech, a.g.y., 11, s. 130 vd, 142 vd. Akn Ben'in "melekle
karlamas, szle tarif edilemez atman-Brahman
430
zer bir tavr alr: Benlik (purua) tam anlamyla bir "yabancfdr, dnyayla (prakrti)
hibir ilgisi yoktur. Gnostiklerde olduu gibi. Benlik (Ruh, pneuma),
hayatn ve ta-
rihin dram iinde, "tek bamadr, kaytszdr, yalnzca edilgin bir seyircidir" (kr.
136 vd).
ki akm arasndaki karlkl etkilenme olaslklarn da dlamamak gerekir,
ama yzyllar
Yunanistan
ve
Dogu
Akdeniz
(Orpheusuluk ve Pythagoraslk), Iran ve Helenistik dnyada patlak vermi krizlerden hareketle gelimi, kout tinsel akmlarla kar karyayz muhtemelen.
Gnostik yazarlann kulland pek ok imge ve eretilemenin saygn bir tarihi, hatta
tarihncesi ve olaanst bir yaygnl bulunmaktadr. En gzde imgelerden biri,
bilgisizlik ve lmle zdeletirilen uykudur. Gnostikler insanlarn uyumakla
kalmayp, uyumay sevdiini de ileri srer. Gin~ unu sorar: 47 "Niye uykuyu hep
sevecek ve sendeleyenlerle birlikte niye siz de sendeleyeceksiniz?" Yuhanna'nm Vahyi'nde, "[Beni) duyan ar uykusundan uyansn" yazldr. 48 leride greceimiz gibi, Maniheizmde de ayn motife rastlanr. Ama bu tr ifadeler Gnostik yazarlann
tekelinde deildir. Efeslilere Mektup'ta da (5:14), u anonim satrlara yer verilir:
"Uyan ey uyuyan! ller arasndan ayaa kalk! Mesih sana k saacak." Gerek Yunanistan ve Hindistan'da, gerekse Gnostiklerde, Uyku (Hypnos) lm'n (Thanatos)
ikiz kardei olduu iin, "uyandrma" eyleminin "soteriyolojiyi aktarma"ya ilikin
bir anlam vard (terimin geni anlamnda: Sokrates dinleyicilerini, bazen onlara
ramen, "uyandrr").
46
47
48
49
50
51
52
Gnosis
mezhebi
olan
Elkesaicilere
katld."
ocuk
sakat
12 ve 2 4 yalarnda ald ve k e n d i g r e v i n i
aklayan iki vahiy, o n u Elkesai m e z h e b i n d e n ayrlmak z o r u n d a brakt. Bu vahiylerin ieriini bize bizzat Mani a k t a r m a k t a d r . Bir melek ona "klar Cennetinin
Kral"nn (Maniheizmin s t n ve iyi Tanrs) m e s a j l a r n iletmiti. lk m e s a j d a
b a b a s n n cemaatini terk etmesi i s t e n i y o r d u . O n i k i yl s o n r a , 240'ta gelen ikinci
m e s a j d a ise artk harekete gemesi b i l d i r i l i y o r d u : "imdi s e n i n iin h a l k n nne
k m a ve retini gr sesle d u y u r m a z a m a n geldi." 5 4
G e n ve elimsiz a d a m yeni bir selamet d i n i n i n y o r u l m a k n e d i r bilmez havarisine d n t r e n m a n e v i z a h m e t l e r hakknda neredeyse h i b i r ey b i l m i y o r u z . Hindistan'a yapt ve 2 4 0 - 2 4 1 ' d e n 2 4 2 veya 2 4 3 ' n bana k a d a r s r e n ilk havarilik
y o l c u l u u n a k n e d e n l e r i n i d e b i l m i y o r u z . 5 5 Her n e o l u r s a o l s u n , H i n t m a n e viyatnn baz temsilcileriyle
k u r u l a n ilikiler
gerek Mani,
gerekse
Hindistan
54
55
kullanlr. Kitab Mukaddes'in Trke evirisinde "Yardmc" olarak evrilmitir (14:16) -yn.
MS 100'de Parth lkesinde, Elkesai tarafndan kurulan heterodoks Yahudi-Hristiyan mezhebi.
Fihrist, s. 50, ev. H.-C. Puech, U manichesme. s. 43. Maniheist rivayetlere gre. Peygamber
vafti-zci mezhepten kendi hr seimiyle ayrlmt. Ama daha ok hiyerari tarafndan
dlanma benziyor.
"Maniheist propagandann balamasnn kayglandrd hkmetin ald baz nlemlerden
kunulmak iin mi kmt bu yolculua? Ama Budist inanlan renmek ya da tam tersine
Havari Toma'nn izinden gidip bu lkede nceden kurulmu Hristiyan cemaatlerini kendi
inanlanna m kazanmakt?" (Puech, s. 44).
433
h i sofuca b i r sadakatla kaydedildi: 21 Mart 2 4 2 (veya b i r baka hesaba gre, 9 Nisan 243).
M a n i ' n i n , 242'den 273'e dek s u r e n I. a h p u r d e v r i n d e k i hayatn yeterince bilm i y o r u z . Bu da, p e y g a m b e r i n yaam h a k k n d a , balangc (iki vahiy, a h p u r ' u n yeni d i n i kabul etmesi) ve s o n u (gzden d m e s i , l m ) d n d a , neredeyse h i b i r
ey b i l m e d i i m i z anlamna geliyor. Kesin g z k e n , kralla o l d u k a iyi
s r d r d ve t m ran i m p a r a t o r l u u n d a , en d o g u
i l i k i l er
ucuna k a d a r u z u n vaaz
Kraln h u z u r u n a
arlan
Mani,
"en b y k m e m l e k e t
gezisi,"
Karter t a r a f n d a n sulanr:
Mazdeist h o g r s z l n k u r u c u s u , Mani'nin vaaz ettii inanlarn u y r u k l a r resmi d i n d e n saptrdn ileri s r e r . Kralla g r m e frtnal bir havada geer. Mani
grevinin tanrsal niteliini aklaynca, B e h r a m patlar: "Bu vahiy niye sana indi de,
l k e n i n efendileri olan Bize i n m e d i ? " Mani, " T a n n ' m n iradesi b y l e y m i " diye
yantlar. 5 7 M a h k m edilir ve zincirlenerek h a p s e atlr. Zincirler ( ellerinde,
ayaklarnda, biri d e b o y n u n d a d r ) nedeniyle h i hareket edemez ve a r l k l a r n d a n
t r (yaklak yirmi kilo) ok b y k aclar eker. ile - M a n i h e i s t l e r b u ileyi
H r i s t i y a n l a n n " a r m h a gerilme" terimiyle n i t e l e r - 2 6 g n s r e r . 5 8 Yine d e d i n dalar p e y g a m b e r i ziyaret edebilmi ve bu ziyaretlerin eitici ykleri Maniheist
gelenek iinde y e n i d e n e l d e n geirilerek k o r u n a b i l m i t i r . Mani 26 ubat 2 7 7 ' d e , 6 0
56
57
58
Puech, Le manichisme, s. 50. Rivayete gre Mani yoldalarna yle seslendi: Bana bakn ve
bana doyun ocuklanm; nk bedenimle irden uzaklaacam" (kr. Franois Decret,
Mani et la tradiuon mamckienne,
s. 67).
Puech, a.g.y., s. 51; kr. Decret, s. 68.
Mani, ok dokunakl bir duada Tanr'sna yakanr: "Yceliin oullarna yolu gsterdim. Beni
bu dnyaya gnderme nedenin olan buyruunu yerine getirdim. imdi brak da kurtuluun
huzuruna ereyim, dmanlann yuzun artk grmeyeyim, gl seslerini bir daha
duymayaym. Bu kez zaferin byk tacn bala bana" (F. C. Andreas, Mnteliranische
Manichaica aus Chinesisch-Turkesan,
111, s. 863).
434
yandayken lr. Cesedi paralara ayrlr, ba kent kapsnda tehir edilir, geri
kalan ise kpeklere atlr.
Peygamberin lmnden hemen sonra Behram, bu hareketin acmasz bir biimde ezilmesini emreder. Maniheist kilise kesin olarak yok edilme tehlikesiyle kar
karya kalr. Yine de yzyllar boyunca, Batda Iber Yanmadas'na, Douda ise
in'e kadar yaylarak ilerlemesini srdrr.
232. Maniheist Gnosis Manihezm ncelikle bir gnosistir ve bu zelliiyle
yukarda anlattmz byk Gnostik hareketin bir parasdr. Ama dier mezhep
kurucularndan farkl olarak, Mani, yalnzca erginlenmilere ak batini bir retiyle snrl kalmayan, herkese seslenebilen, evrensel bir din kurmaya almtr.
Kendinden nceki baz dinlerin deerini kabul etmekle birlikte, onlan eksik
bulmaktadr. Dier yandan tm Kutsal Yazlar'n ve tm bilgeliklerin zn kendi
kilisesine kattn ileri srer: "Nasl ki, gl bir aknt oluturmak iin, bir nehir
baka bir nehirle birleirse, eski kitaplar da yle eklendi benim Yazlar'ma; ve daha
nceki kuaklarda grlmemi kadar byk bir bilgelik oluturdular." 59 Nitekim
Mani, isa'ya nemli bir rol atfeder ve Paraklitos dncesini de sahiplenir; Hindistan'dan ruhg kuramn alr; ama asl Orta ran'n dncelerini, ncelikle de
Ik-Karanlk dualizminin ve eskatolojik miti yeniden iler.
Bagdatrmaclk,
dneme zg bir belirtiydi. Mani rneinde bu bir taklik gereklilikti de. O kilisesini Iran imparatorluunun iki ucuna da yaymak istiyordu. Bu nedenle hem dou,
hem de bat blgelerine yakn dinsel dilleri kullanmak zorundayd. Yine de Maniheizm, ayrk grnen unsurlarna karm, gl ve zgn bir yaratmn i
btnln gsterir.
Budizm ve Hristiyanlk gibi evrensel bir din olan Maniheizm, bu iki Kilise gibi, bir misyonerlik dini olmak zorundayd. Mani'ye gre, vaiz "retiyi vaaz ederek ve insanlara Gerek iinde rehberlik ederek, dnyay srekli dolamaldr". 60
Son olarak ve bu noktada da Zeitgeist'la uyum iinde Maniheizm "kitapl bir dindir.
Zerdtl, Budizmi ve Hristiyanl sarsan tartmalardan ve zndklklardan
saknabilmek iin, Mani dinin kutsal yasasn oluturan yedi kitab da kendisi
yazmtr. Orta Perse yazd ilk kitap, buhragn hari, dierleri Sryanice veya
Dou Aramice olarak kaleme alnmtr. Bu geni retimden geriye ok az ey ve
yalnzca eviri olarak kalmtr; ama bu eviri paralarn ulat dillerin says ve
59
Kephalia,
60
Al-Brn, Chrortolog/,
s. 69.
eitlilii (Sod dili, Kptice, Trke, ince vb) Maniheist inanlarn vaaznda
kazanlan benzersiz baary kantlamaktadr.
Tm gnosislerde, bu arada Smkhya-Yoga ve Budizmde de olduu gibi, kurtulua giden yol insanlk halinin kesin bir zmlemesiyle balar, insan yalnzca bu
dnyada yaad, yani bedenlenmi bir varolua sahip olduu iin ac eker, baka
bir deyile, ktln penesinde yaar. Kurtulu tek gerek bilim olan, kurtaran
gnosisle salanabilir. Gnostik retiye uygun bir yaklamla, ktln egemen olduu bir kozmos, akn ve iyi Tann'nn deil, ancak onun dmannn eseri olabilir. O halde dnyann varl, daha nceki, kozmos ncesi bir halin n kabuln
beraberinde getirirken, insann iinde bulunduu dokunakl, gnahkr durum da
yce bir mutluluk iindeki bir balang halini gerektirir. Maniheist retinin z
iki formlle zetlenebilir: iki ilke ve an61
sonras Iran dinselliinin de temelini oluturur. Bu nedenle Maniheizmin, badatrmac a boyunca Gnosis'in ranl davurumu olduu sylenebilir. Bir yandan
Mani baz geleneksel ran anlaylann yeniden yorumlamtr; dier yandan, eitli
kkenlerden (Hint, Yahudi-Hristiyan, Gnostik) ok sayda unsuru kendi sistemiyle
btnletirmitir.
Maniheizm inananlara yalnzca bir soteriyolojik ahlak ve yntem salamyor,
ayn zamanda ve asl nemlisi btncl, mutlak bir bilim sunuyordu. Selamet, gnosisin kanlmaz sonucudur. Bilme, belleini yitirenin sonradan edindii bilgilerle
kendini hatrlamasyla edeerlidir: Mrit kendini bir k paras, yani tanrsal
yaradla sahip olarak kabul eder; nk Tanr ile ruhlar arasnda tzsel zdelik
sz konusudur. Bilgisizlik ruhla bedenin, ruhla maddenin karmnn sonucudur
(Hindistan'da ve baka yerlerde M V. yzyldan itibaren egemen olan bir anlay).
Ama Mani'ye gre, tm gnosis statlar iin de geerli olduu zere, kurtarc gnosis, kozmosun gizli (veya unutulmu) tarihinin bilgisini de ieriyordu. Mrit, evrenin kkenini, insann yaratl nedenini. Karanlklar Prensi'nin kulland yntemleri ve In Babas'nn gelitirdii kar yntemleri bildii iin selamete erebilyordu. Baz kozmik grnglerin, ncelikle de ayn hallerinin "ilmi aklamas" o
ada yaayanlan ok etkiliyordu. Nitekim Mani'nin gelitirdii byk kozmogoni
61
Pelliot'nun evirdii <JA, 1913, s. 110 vd) bir Turfan metnine gre, "dine girmek" isteyen,
mutlak ayn nitelikle iki ilke, k ve karanlk bulunduunu ve an: dnyann henz olmaya balamad ve n karanlktan ayn olduu evvelki an; karanlklar k blgesine
saldrdktan sonra ortaya kan ara dnem, yani orta an; ve nihayet bu iki ilkenin yeniden
aynlacag zaman balayacak olan son an.
436
ve eskatoloji mitinde, Doga ve Hayat nemli bir rol oynar: Ruhun dram, evrensel
yaamn morfolojisine ve kaderine yanstlr.
DNSEL i n a n l a r v e d n c e l e r t a r i h i - II
d o a s n n u u r s u z , "eytani" y o r u m u ) . Arzuyla y a n p t u t u a n e r k e k A r k h o n t l a r
t o h u m l a r n ve onlarla birlikte y u t t u k l a r saarlar. T o p r a a d e n t o h u m l a r
h e r t r l b i t k i n i n d o m a s n salar. Gen a d a m g r r g r m e z h a m i l e kalan dii
d e m o n l a n n d o u r d u k l a r u c u b e l e r ise topraa atlnca aalarn t o m u r c u k l a r n yerler, bylece o n l a r n i i n d e k i z m s e r l e r .
"Tensel istekler" b i i m i n d e kiileen m a d d e . n c E l i n i n izledii taktiin
tehlike anlar aldn fark e d e r ve h e n z t u t s a k d u r u m d a k i k paracklarnn
evresinde d a h a gvenli bir z i n d a n yaratmaya karar verir. Biri e r k e k dieri dii iki
d e m o n , n t a m a m m y u t a b i l m e k iin, ucubelerin hepsini yer ve s o n r a da iftletiler. d e m ve Havva byle dnyaya gelir. H e n r i - C h a r l e s Puech'in yazd g i b i ,
" d e m e k ki bizim s o y u m u z , bir dizi iren y a m y a m l k ve cinsellik eylemi s o n u c u n da d o m u t u r . Hl da b u eytani k k e n i n d a m g a l a r n t a m a k t a d r : A r k h o n t l a n n
hayvansal biimi olan b e d e n ; insan iftlemeye ve r e m e y e , y a n i m a d d e n i n yapt
plan u y a r n c a , h e r kuan b e d e n d e n bedene tad, 'kaptan kaba aktard' k l
r u h u sonsuza dek esir olarak t u t m a y a iten libido,
arzu" (a.g.y.,
s. 8 1 ) .
dolaysyla
kurtarmaya
62
64
2 3 4 . M y s t e i u m tremendum
Olarak Mutlak D u a l i z m Bu g r k e m l i m i t o l o j i d e ,
farkl b l m l e r i n i
y e n i d e n anlatarak,
saysz
ayrntyla
Maniheist teoloji,
k o z m o g o n i ve a n t r o p o g o n i
anlatlar "kkenler"e ilikin h e r s o r u n u n yantn verir gibi g z k m e k t e d i r . Maniheistlerin k e n d i retilerini niye daha "gerek," yani d i e r l e r i n d e n daha " i l m i "
k a b u l ettii anlalmaktadr: n k b u reti gerekliin b t n n bir neden-sonu
zinciri iinde a k l y o r d u . Gerei s y l e m e k gerekirse, M a n i h e i z m ile eski ve y e n i
bilimsel m a d d e c i l i k a r a s n d a belli bir b e n z e r l i k vardr: Her ikisine gre de, d n y a ,
hayat ve insan bir rastlantnn sonulardr, iki ilke a r a s n d a k i atma bile bir kaza
s o n u c u n d a p a t l a k vermiti: Lycopolisli s k e n d e r m a d d e n i n "dzensiz hareketi" a d m
verdii olgu n e d e n i y l e . Karanlklar Prensi k e n d i n i In y a n banda b u l m u t u .
Yukarda g r d m z gibi, d n y a n n o l u u m u n d a n insann ortaya kna k a d a r
65
tanrsal b i r
Ksacas
T a n n ' n n h e p k e n d i n i k u r t a r m a k iin gsterdii bir aba sz k o n u s u d u r ; b u d u r u m da da bir " k u r t a n l m K u r t a n c f d a n sz edilebilir. Zaten t a n r n n etkin o l d u u tek
an da b u d u r ; n k gen e l d e girikenlik ve eylem Karanlklar Prensi'nden gelmektedir. Maniheist klliyat, zellikle d e r u h u n d n ve skntlarn b e t i m l e y e n ilahileri b u k a d a r d o k u n a k l klan da b u d u r . Maniheist m e z m u r l a r m b a z l a n b y k
bir gzellie sahiptir ve lesus Patibilis, insan m e r h a m e t i n i n e n d u y g u l a n d n c yaratmlarndan biridir.
Beden eytani bir yaradla s a h i p o l d u u n a gre, Mani en azndan "Seilm i l e r i n 6 7 ok kat ile kurallarna u y m a s n b u y u r u r , a m a intihar yasaklar.
n c l l e r - i k i ilke ve K t l n ezeli s a l d r s - bir k e z k a b u l edildikten s o n r a , t m
s i s t e m i n a y a k l a n y e r e salamca basar. T a n n ' n n d m a n n a ait olan eylere, y a n i
Doa, Hayat ve insan v a r o l u u n a dinsel deer y k l e n e m e z , yklenmemelidir.
"Gerek
66
67
elikiye bakn ki, bu tannsal kvlcm spermin iindedir. Mani; Ruh, Ik, semen virile
lersuyu) arasndaki zdelie ilikin arkaik Hin-lran dncesini kullanmaktadr.
Dier Gnostik mezhepler gibi, Maniheizm de mminleri ikiye aynr: Dinleyiciler veya Dine
Girmeye Hazrlananlar ad verilen bir alt snf ve "Seilmiler" denen sekinler.
440
M P A R A T O R L U K C A I N D A P U T P E R E S T L K . HIRSTYANLIK V E G N O S S
zeredir,
a m a baz m e r k e z l e r d e ( r n e i n VIII.
68
E L E T R E L KAYNAKA
225. Dogu taprtlarnn Roma'ya ve Roma Imparatorlugu'na girii uzenne, bkz. F Cumont,
Les religions orienfales dans le paganisme
the Great
yeni bask, 1961), s. 66 vd, 99 vd. 122 vd; ayrca kr. 205-208'deki kaynakalar.
Sibylla Kitaplar zerine, bkz. 165'te belirtilen kaynaka ve A. Perett, La SMa
ne propaganda
ellemstica
babilonese
nistik dnyada Byk Yl retisi, s. 101 vd). Kyamet kitaplar klliyat ve Hikmet okullaryla
ilikileri konusunda, bkz. 202-204'te kaytl kaynaka; unlan ekleyin; J. Z. Smith, "Wisdom
and Apocalyptic," Rehgtous
Syncretsm
in Antiquity:
Essays n Conversaton
iinde (Missoula, 1975), s. 131-156; John J. Collins, "Cosmos and Salvation; Jewish \Visdom
and Apocalyptic in the Hellenisic Age," HR 17, 1977, s. 121-142.
IV. Eklog hakknda, bkz. Ed. Norden, D/e Gebur de s Kndes (Berlin, 1924); j. Carcopno,
Virgile etle mysttre
and Oasscal
Cuture
of Ronan
Religion
(Londra, 1938), s. 321-410; ayn yazar, La religion romaine antique (Fr. ev., 1955), s. 223 vd.
226. imparatorluk a hakknda mkemmel bir sentez eseri iin, Robert M. Grant, Augustus
to Constantine.
Movemcnt
du christianisme
(Stuttgart-Berlin, 1939);
et Laba-
andCtassical
aux Aptres
and Greek
Hristiyanla gei konusunda, bkz. A. D. Nock, Converson, s. 187 vd, 297 vd (kaynaklar
ve kaynaka); Gustave Bardy, La converson
u christianisme
442
durant
les premiers
siedes (Pans,
M P A R A T O R L U K A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE G N O S I S
des tro-
Hristiyanln yaylmas zerine, A. von Hamack, Misson und Atsbre/fung in der enten
Jahrhunderten,
drei
Die urchnstliche
l'Egiise, I: desorigines
a Grigoire leGrand
(1963), s. 112-340.
5 c. (3.
bask, Paris, 1903-1908); olduka eskimi ama yararl bir eser; H. C. Babut, L'adoraon
des em-
pereurset
de DiocUten
dans l'Empre romain (Brksel, 1951, geniletilmi 2. bask, 1964); J. Moreau, Les persicutions
Christianisme
Martyrdom
du
the Early Christians persecuted?" Pas and Presem, 26, 1961, s. 6-31. Aynca kr. N. H. Baynes,
"The Great Persecution," Cambridge Anaent
Croix, "Aspects of the Great Persecution," Harvard Theologicai Review, 47, 1954, s. 75-113.
En nemli din savunucusu yazarlar unlardr: To Autolycus
Antakyal Theophilos (180'e doru); Suriyeli Tatianos (165'e doru); Tertullianus (Apologeticum 197'de yazld); Minucius Felix (Octvus'un yazan) ve zellikle de ehit lustlnos.
Din savunucusu yazarlar hakknda, bkz. M. Pellegrino, Gli Apologetici del II secolo, 2. bask
(Brescia, 1943); ayn yazar, Sfudi sudanlca Apologetca
(Chicago, 1955);
(1964).
Havarilerin yaptklarnn ve sylediklerinin szl nakilleri zerine ok geni klliyat iinden unlan sayalm: R. P. C. Hanson, Tradtian in the Early Church (Londra, 1963); M. Pellegrino, La radizione nel Cristianesimo
Der Traditionsbegrijf
Protestan teolojinin tavn iin: O. Cullmann, La Tradition (Neuchtel-Paris, 1953); E. Flessemann-Van Leer, Tradtion and Scripture m the Early Church (Assen, 1954) ve G. G. Blum, Tradtion und Sukzession. Studien zum Normbegrijf desapostohschen
aynca kr. A. Ehrhardt. The Apouolic Successon in the First Two Centuries of the Church (Londra,
1953;anglikan tavn).
Ksa sre nce Georg Kmmel Yeni Ahit aratrmalarnn tarihini Das Nene Testament: Geschichte der Erforschungoflnvestigation
tory of Investigation
The His-
yeniden izdi. Ksa bir sunum iin bkz. R. M. Grant. The Formation of the New Testament
York ve Evanston, 1963). Aynca bkz. A Riesenfeld, The Gospel Tradition
(Londra, 1957) ve 221 ve devamnda belirtilen kaynakalar.
4 4 3
(New
oj Alexandria and
a Secret Gospel of Mark (Cambridge, Mass., 1973), s. 197-199'da belirtilmitir (bu eser hatr
saylr belge klliyatyla deerlidir; ama yazarn ileri srd sav -sa'nn gerekletirdii
erginleyici nitelikteki vaftiz ve bu gizli gelenei sahiplenen "Yasa" d uygulamalar- metin
yorumcular tarafndan genellikle reddedilmitir). Bkz. a.g.y., s. 199 vd: sa'nn gizli retisi
zerine kaynaklann zmlemesi.
Yahudi batniligi zerine, bkz. G. Scholem, Jcvvsl Gnosfirism, Merkabah Mystcismus
mudc Tradition (New York, 1966); ayn yazar, "Jaldabaoth Reconsidered," Mdanges
ech, s. 405-421; Jean Danidou, Thiologe du Judeo-christanisme
bkz. Morton Smith, "Observations on Helihaloi Rnbbati," Biblical and Other Studies iinde, yay.
haz. A. Altmann (Cambridge, Mass., 1963), s. 142-160; James M. Robinson (ed.), jevsh Gnostic Nag Hammadi
Peder Jean Danidou "Les raditions secretes des Aptres" balkl makalesinde (EranosJahrbuck,
gre, "Havarilerin batini gelenekleri. Havariler zamannda var olan ve ok belirli bir alan,
gksel dnyann sriann kapsayan bir Yahudi batniliinin Hristiyanlk iindeki devamdr"
{a.g.y.. s. 211). Aynca bkz. G. Quispel, "Gnosis and the New Sayings of Jesus," Erano$-]ahrbuch,
38, 1969, s. 261-295.
Hristiyan gnosisi hakknda, bkz. J. Dupon, Grosis. La connaissance reiigieuse dans les Eptres
de Saini Paul (Louvain, 1949); Stanislas Lyonnet, "Saint Paul et le gnosticisme. L'Epltre aux
Colossiens," Orini detlo Gnosticismo
Judenchrisuntum,
Zei
bei Ignatius
von Antiocken
(Gtersloh, 1940).
Aynca bkz. M. Simonetti, Testi gnostici crisuani (Bari, 1970) ve 221'deki kaynaka.
228. Gnosis ve Gnostisizm zerine aratrmalar son 40 ylda nemli ilerlemeler kaydetmitir;
bununla
akmn kkenleri
sorunu
henz
zlmemitir. Adolf Hamack'a gre, -MS 11. yzylda grld ekliyle- Gnostisizm,
Hristiyanlk iinde kkl bir Helenlemeyi temsil eder ("eine akute Hellenisierung des
Christentum"). Gnostisizmi, Yunan felsefesinin etkisiyle, Hristiyan retisinin bozulmasnn bir
rn olan eytani bir sapknlk diye gren Hristiyan teologlarn da -ilk srada Lyon'lu
renaeus ve Romal Hippolytos- sav buydu. Ama hl temel kaynak niteliini koruyan Hauptprobleme der Gnosis (Gttingen, 1907) adl eserde, Wilhelm Bousset bunun tam kart bir
aklama nerir: Tamamen Gnostik izlekleri (dualizm, Kurtanc kavram, ruhun esrime iinde
ge ykselii) karlatrmal bir bak asndan zmleyerek, onlarn ran kkenli olduunu
bulur. Demek ki Gnostisizm, Bousset'ye gre, Hristiyanlk ncesine ait ve Hristiyanl da
kapsam bir grngdr. R. Reitzenstein yapt birok almayla bu varsaym gelitirir ve kesinletirir. Bu almalann en nemlisi Dos ransde Erlsngmystenum'dur (Leipzig. 1921). Reitzenstein, en belirgin ifadesi Toma'nn lleri'ndeki nci llahisi'nde bulunan, ran kaynakl
"kurtanlm Kurtanc" mitini yeniden oluturur (kr. 230). Gnosisin ran kkenli olduu
444
iden, 1967. s. 28-60); sveli bilgin bu makalede daha yakn tarihli baka varsaymlan da incelemektedir.
Hans Jonas'n The Gnostic Religion: The Message of the Alien God and the Begmings of Christanty adl eseri (Boston, 1958; geniletilmi bask, 1963), "gnosis grngsnn ok kapsaml
felsefi zmlemesi asndan temel bir kaynaktr. Jonas, H. Leisegang'm ve Simone
Petrement'm ardndan, Gnostiszmi inceleyen itk felsefe tarihisidir; ama Leisegang'n La Gnose' (Leipzig, 1924, 3. bask, 1941; Fr. ev. 1951) zellikle uzun metin alntlan asndan
yararldr; Simone Petrement'm eserinin bal yledir: Le dualisme chez Platon, les gnosttjues et
les mcmtiens
(Paris, 1947). Gnostik hareketin balangc hakknda, Jonas iki farkl kltrel
evrenin rn olan iki ayn gnosis tr ayrt etmektedir: Suriye-Msr ve Iran (bu varsaym
NVidengren tarafndan eletirilmitir, a.g.y., s. 38 vd).
Robert M. Grant'm Gnosticism and Early Chrstianty
mkemmel bir giri oluturmaktadr; baz Gnostik sistemlere ilikin ok yerinde zmlemeleri
asndan deerlidir. Grant, Gnostisizmin ortaya kn 70'lerdeki felaketin ardndan Yahudi
kyamet dncesinin iine dt krize balamaktadr. Baka yazarlann yan sra Peder Jean
Danelou tarafndan da kabul gren bu varsaym, Jacob Neusner, "judaism in Late Antiquty"
(Judaism, 15, 1966, s. 230-240), s. 236 ve devamnda eletirilmitir.
Giles Quispel'e gre, Gnosis evrensel bir dindir (kr. Gnosis als Weltreligon,
Zrih, 1951),
ama 11. yzyln farkl Gnostik sistemleri Yahudi ve Yahudi-Hristiyan kyamet speklasyonlarndan tremitir (kr. Gnostic Studies, 1-11, Leiden, 1973'te derlenmi incelemeleri). Henr-Charles Puech'in gnosis tarihine ve grungbilimine, 1934'ten beri eitli bilim dergilerinde
ve L'Annuaire
l'Evangiie selon Thomas (Paris. 1978). Bu eserde yer alan Plotinus, Gnosis grngbilimi ve
Gnosis/Zaman zerine incelemeleri aynca belirtmekte yarar var (I, s. 55-116, 185-214, 215270).
R. Mc L. Wilson, The Gnostic Problem'da
yapmtr; yazar zellikle farkl gnosis okullarnda bulunan Yahudi ve Hristiyan utsurlann
zmlemitir; aynca kr. Messina Kollokyumu'na sunduu tebli: "Gnosis, gnosticism and the
New Testament" (Lf Origim dello Gnosticismo, s. 511-527).
Gnostisizmin kkenleri zerine uluslararas kollokyuma katlanlar, gnosis ve Gnostisizm terimlerinin anlam snrbnnn iyi izilmesini nermitir: "Gnostisizm," "herkesin bu ekilde
adlandrmakta gr birliine vard, MS II. yzyla ait belli bir sistemler grubunu ifade etmektedir." Buna karlk "gnosis" ise, "tanrsal gizler hakknda yalnzca bir sekinler grubunun
eriebilecei bilgi" anlamna gelmektedir (Origtni dello Gnosticismo, s. XXIII). Messina Kollokyumu sayesinde, Gnostisizmin "kkenleri" 2erine varsaymlann says ve eitlilii bir kez daha
dogrulanabilmitir. Ugo Bianchi, "Perspectives de la recherche sur les origines du gnosticisme"
adl incelemesinde (Origim, s. 716-746), Gnostik zleklerin morfolojik bir taslan karm, bu
4 4 5
arada onlarn corafi dalmn ve olas tarihsel balantlarn da zmlemitir. Aynca bkz.
ayn yazar, "Le probleme des origines du gnosticisme" {a.g.y-. s. 1-27).
Messina Kollokyumu'na sunulan ok sayda tebli iinde, unlan sayalm: H. Jonas,
"Delimitaion of theGnosic PVenomenon-Typological and Historical (Origmi, s. 90-108); A
Bausani, "Letture iraniche per Toriine e la definizione tipologica di Gnos" (s. 251-264); G.
Gnoli, "La gnosi traica. Per una impostazione del problema" (s. 281-290: yazar zellikle Maniheizmi incelemektedir); R. Grahay, "Etements d'une mythopee gnostique dans la Grece
classque" (s. 323-339); M. Simon, "Elements gnostiques chez Philon" (s. 359-376); H. Rnggren, "Qumran and gnosticism" (s. 379-388); H. J. Schoeps, "Judenchristentum und Gnosis" (s.
528-537); G. Quispel, "Makarius und das Lied von der Perle" (s. 625-644).
Plotinos ve Gnosis hakknda, bkz. H.-C. Puech'in En quite de la Gnose isimli incelemesi, I, s.
55-116; Platoncu dualizmle (zellikle Plotinos'un yorumundaki), Gnosik dualizm arasndaki
ilikiler zerine bkz. E. R. Dodds, Pagan and Christan in an Age of Anxiety.
ous Experience jrom Marcus Aurelius to Canstantin
Some Aspecs
of Religi-
Yukan Msr'daki Nag Hammadi'de bir kpn iinde Gnosik yazmalar bulunmas ve
bunlarn ele geirilmesinin, zlmesinin ve yaymlanmasnn olduka hareketli yks, Jean
Doresse, Les lvres secrets
decouverts
Khenoboskion
des gnostiques
d'Egypte.
coptes
"The Jung Codex: The Rise and Fail of a Monopoly," Religous Siudes Revew,
30. Metinlerin eksiksiz basks, The Facsimile Edition o} the Nag Hammadi
3, 1977, s. 17Codces,
1976'da
tamamlanmtr. Ba2i metinlerin, eviriler ve yorumlarla birlikte eletirel yaymlan 1956'dan beri aama aama srdrlmtr, ama tek eksiksiz eviri (ne yazk ki notsuz ve yorumsuzdur)
James M. Robinson'm yneliminde kmtr: The Nag Hammadi
Nag Hammadi'de bulunan kitaplk, saysz alma yaplmasna yol amtr. Bkz. David M
Scholer. Nag Hammadi
Bbliography,
1948-1969
dergisin-
de yaplan yllk gncellemeler. Yeni yaynlarn -eletirel basmlar, eviriler ve metinlerin tarihiyle yorumlarna katklar- ok bilgece bir zmlemesi in, bkz. Carsten Colpe, "Heidnische.
judische und christliche berlieferung in den Schriften aus Nag Hammadi," Jahrbuch fir Antike
und Christentum, 16, 1973, s 106-126; 17, 1974, s. 109-125; 18, 1975, s. 144-165; 19,
1976, s. 120-138.
Yeni metinlerin zmlemesine ve yorumuna ynelik almalarn iinden unlan sayalm:
W. C. van Unnik, Newly Discovered Gnostic VVntngs (Naperville, 1960); Alexander Bhlig, Mysterion und Wahrheit
Honour of Alexander
gnostiques.
Texts in
Bhlig (yay. haz. Martin Krause, Leiden, 1972); M. Tardieu, Tros my(hes
Aynca bkz. Henri-Charles Puech'm En cfuite de la Gnose eserinin ikinci cildinde, Sur Evangile sebn Thomas'da
derlenmi incelemeleri (Paris, 1978). Ayn ciltte (s. 11-32) Toma Incili'nin eviri-
si de bulunmaktadr (ilk kez eletirel notlar ve yorumla birlikte 1959'da yaymlanmtr). Geni
lde notlanm bir dier eviri jean Doresse, L'Evangile
]sus
iinde (Paris, 1959) yer almaktadr. Aynca kr. J.-E. Menard'm mkemmel yorumu:
446
M P A R A T O R L U K C A I N D A PUTPERIi.STl.IK. HIRSTYANLIK VE G N O S S
L'Evangiie selon Thomas (Leiden, 1975). Bu nemli metin hakknda, aynca bkz. Robert M.
Grant, The Secret Saying ofJesus (New York, 1960), R. Mc L. VVilson, Studies in the Gospel o/Thomas (Londra, 1960): B. Gartner, The Theology of theGospel
s. 70-96; H. Leise-
gang. La Gnose, s. 48-80; L. Cerfaux, "Simon le magicien Samarie." Recherches de Science religieuse, 27, 1937, s. 615 vd; L. H. Vincent, "Le culte d'Helene Samarie," Revue Biblique, 45,
1936, s. 221 vd; H. Jonas, The Gnostic Religion, s. 103-111, 346 (kaynaka).
Dr. Faust efsanesinin kkenleri konusunda, kr. E. M. Butler, The Klyth of the Magus
(Cambridge, 1948); Gilles Quispel, "Faust: Symbol of Westem Man," Eranos jahrbuch,
1966, s. 241-265; Gnostic
Studies,
35,
baslmtr.
Markion'un Antitezler
adli
kitab sayesinde zn biliyoruz. Birok ortodoks yazar Markionculuu rtmtr; lustinos, Irenaeus ve Korinthoslu Dionysus'un adlan saylabilir.
Adolph von Hamack'n Marcion: das Evangelium
vom fremden
bask, 1924), alamamtr. Aynca bkz. E. C Blackmann, Marcion and His Influence (Londra,
1948); H. Leisegang, La Gnose, s. 185-191; Hans Jonas, The Gnostic Reigion, s. 130-146; Grant,
a.g.^., s. 121 vd.
Heterodoks Yahudi-Hristiyanlk zerine, bkz. J. Danielou, Theologie <du judeo-Chnsiianisme
(Toumai, 1958). s. 68-98; Kerinthus hakknda, a.g.y.. s. 80-81. Karpokrates hakknda, bkz.
H. Leisegang, La Gnose, s. 176 vd. Morton Smith, Oement
of Alexandria
Mark, s. 261-278. Basileides hakknda, bkz. Leisegang, La Gnose, s. 136-175; Wilson. The
Gnostic Problem, s. 123 vd; Grant, a.g.y., s. 142 vd.
Valentinus ve okulu zerine, bkz. F. M. Sagnard, La gnose valentinenne
saint Irenee
et le temoignage de
on Resurection
(Philadelphia,
1969) adl eserdeki eviri ve yorumu kullanyoruz. Bu ksa metin (sekiz sayfadan ksa)
4 4 7
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
zellikle nemlidir; nk Nag Hammadi'deki bireysel eskaolojiye ayrlm ilk Gnostik belgeyi
oluturmakladr (rnein kiinin lm ve olum sonras varoluu).
Valeninus, rencilerinin isimleri bilinen tek gnosis staddr. Bu rencilerden biri olan
Herakleon, Yuhanna Incili'yle ilgili ilk yorumu kaleme ald; Ongenes kendi yorumunu yazarak
onu yantlad. Zaten Valentinus'un sistemini de bu renciler gelitirdi; yle ki Valentinus'un
zgn retisinin ana hatlarn saptamak zordur. Valentinusu teolojinin farkl ifadeleri
hakknda, bkz. R. Grant, Gnosticism and Early Christianity,
s. 134 vd.
Segrete
2,
gili ok sayda eser bulunuyor: iki Gin^d ("hazine"), Yuhanna'nn Kitab. Bu eser, zellikle Lady
E. S. Drovver'n cokusu ve enerjisi sayesinde ele geirilmi dualar ve dier tapm metinlerinden
oluan bir yasa kitabdr. Sbiilerin gerek dinsel uygulamalan (ncelikle de vaftiz ve ller
ayini), gerekse teolojiyi sa Mesih'in vaazndan nceki, ok eski bir dneme uzanyor olsa gerek. Ama mezhebin kkeni ve tarihi henz yeterince bilinmemektedir. Anlald kadaryla,
onodoks Musevilie kart ve hem Gnostik, hem de ran kkenli dncelerden ok etkilenmi, sapkn bir Yahudi mezhebi soz konusudur. Kurt Rudolph'un yazd gibi: "Suriye-Yahudi
akmnn vaftizci bir mezhep biiminde rgtlenerek hayat ve dil asndan kapal bir cemaate
dnm bir koludur; bu mezhep artk kaybolmu bir inancn ok deerli belgelerini
gnmze dek korumutur."
Bu konuda hatr saylr bir klliyat (metinler ve eletirel incelemeler) bulunmaktadr: bkz.
E. S. Drower, The M andaeans of Irak and Iran (Oxford, 1937; yeni bask, Leiden, 1962); K. Rudolph. Mandische
Que!!en (Die Gnosis iinde, yay. haz. W. Foerster, II, Zrih, 1971, s. 171-
418); ayn yazar, Die Mander, 1-11 (Gttingen, 1960-61); aynca bkz. ayn yazardan bir toplu
sunum: "La religion mandeenne," Histoire des Reiigions iinde (H.-C. Peuch'in ynetiminde), II
(Paris, 1972), s. 498-522.
230. nci ilahisi uzun bir tanmaya yol amtr. Mitin ran kkenli olduunu zellikle R.
Reitzenstein, Das ranische Erlsungsmysterium
nische Hintergrund der Gnosis" (Zeitschrift fiir Religions-und Geistesgeschchte, 4, 1952, s. 97114), s. 105 vd; ayn yazar, Religionsphnomeneloge
(Berlin, 1969), s. 506 ve devamnda ileri
srlmtr. Jonas, The Gnostic Religion, s. 116 vd; Erik Peterson, Frhkirche, judentum
und Gno-
sis (Roma-Fribourg, 1959), s. 204 vd; Alfred Adam, Die Psclmen des Thomas und das Perlenlied
als Zeugnisse vorchristlicher Gnosis, Berlin, 1959, H.-C. Puech, En qute de la Gnose, II, s. 118 vd,
231 ve devamnda iyi zmlemeler bulunabilir. Aynca bkz. A T. J. Klijn, "The So-Called
4 4 8
M P A R A T O R L U K A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE G N O S S
Arkaik ve doulu kltrlerde inci simgeselligi zerine, bkz. M. Eliade, lmages et Symboks,
s.
164-198; M. Mokri, "Les Symbolesde la Perle,"JA, 1960, s. 463-481. Hristiyan teologlarda incinin Mesih'le zdeletirilmesi hakknda, bkz. C. M. Edsman. Le baptime
sala, 1940), s. 190 vd; Eliade, lmages et Symboles, s. 195 vd.
defeu
(Leipzig-Upp-
Bu eser Henry
Schule
Tamamen Gnostiklere zg imgeler ve simgeler zerine, bkz. Hans Jonas, The Gnostic Religion, s. 48-99; G. Mac Rae. "Sleep and Awakening in Gnostic Texts" (Ortgini dello Gnosticismo, s.
496-510); H.-C. Puech, En quete de la Gnose, 11, s. 116 vd. Aynca bkz. M. Eliade, Aspects du
mythe (Paris, 1963), s. 142 vd.
231. Maniheizm incelemeleri tarihi, Avrupa'daki dnce tarihinin nemli bir blmn
oluturur; yalnzca Isaak de Beausobre'un Histoire critque de Manichie
et du Manchesme adl
almalar hakknda, kr. H. S. Nyberg, "Forschungen ber den Manchasmus," Zeitschrijt Jir
neuetestamentliche
Wissenschaft,
Son fonda-
oluturmaktadr. Ayn yazar, Histoire des Religions, II, 1972, s. 523-645'teki "Le Manicheisme"
blmnde yeni bir sentez almas sunmutur. Aynca bkz. G. Widengren, Mani und der
Manichismus
(Urban-Bcher 57, Stuttgart, 1962; biz alntlan ngilizce eviriden yaptk: Mani
and Manichaeism,
Londra ve New York, 1965); O. Klima, Manis Zeit und Leben (Prag, 1962);
tmnichtenne
lo the Turfan
Tragments (New York, 1932); A. H. Schaeder, "Urform und Fortbldungen des manichaischen
Systems," Vortrge der Bibliotheh
Warburg
"Appunti sulla vita di Mani" (Reale Istituto Lombarda d Lettere, Seri 11, c. 67, 1934, s. 417-479;
yazann Nuovi Sflggi di religjone mediterranea
s. 477-523). Yakn tarihli eserlerin kaynakas iin, kr. L. J. R Orr, Mani: A Religio-Hisorical
4 4 9
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
Description
oj His Personaliiy
637-645.
Patek'in duyduu ses yksn nakleden lbn en-Nedim'dir (Fihrist, s. 83-84, ev. Flgel).
Patek'in de girdii vaftizci mezhep hakknda, bkz. Puech, Le Manichesme,
s. 40-42 ve dipnot
und Epigraphik,
5, 1970, s. 97-216;
1, s.
adl kitabnda her iki vahyi yazya geirdi (kr. al-Btrn, Chronology oj An-
cien Nations, ev. Edward Sachau, Londra, 1879, s. 190). Kpti Kephalaion'un tanklna gre,
Mani'ye bir tek vahiy indi, o srada oniki yandayd: isa'nn geleceini mjdeledii Paraklios,
yani Kutsal Ruh indi ve ona uzun sre gizli kalan "sim," yani Ik ile Karanlk arasndaki
atmay, dnyann kkenini, dem'in yaratln, ksacas ileride Maniheist retinin 2n
oluturacak eyleri aklad; kr. Kephalaia (= H. J. Polotsky, Manichdeische Handschriften,
c. I,
zmlenmitir; daha sonraki keifler ve F. W. K. Muller, E. Chavannes, P. Pelliot, W. B. Henning vb yaynlar iin, bkz. Puech, Le Manichisme,
ire des Religions iinde, 11, s. 547 vd; Widengren, a.g.y., s. 151-153; aynca kr. Ort, Mani, s. 32
vd. ahpur'a ithaf edilmi ve Ona Perse yazlm buhragn
Sryanice veya Dou Aramiceyi kulland: "Yaayan incil", "Srlar Kitab", "Pragmateia" (veya
"Risale"), "Hayat Hazinesi", "Devler Kitab" ve "Mektuplar" (Puech, Le Manichiisme,
s. 67 ve dip-
veya "Blm-
ler"dir. Metin evirileri ve yorumlan iin bkz. A. Adam, Tcxte zum Manichdismus (Berlin, 1954);
C. R. C. Allberry, A Manichaean
Psalm-Bodk
4 5 0
M P A R A T O R L U K A I N D A PUTPERESTLK. II1RISTIYANUK VE G N O S S
tic Religion (2. bask. Boston, 1963), s. 209-231'de anlatlmtr. G. Widengrer, Manheizmin
ranl oluunu vurgulamaktan da geri kalmadan (aynca bkz. Les religions de l'lran, s. 331-341),
mitteki bazt kiiliklerin ve blmlerin Mezopotamyal ncllerini cok yerinde saptamalarla
zmlemitir; kr. Mesopotamian
Ekmcnts
in Manichaeism
("Hayatn Anas"), s. 31 vd. ("Karanlklar Prensi"), s. 74 vd. ("Haberci") vb. Aynca bkz. W. B.
Henning, "Ein manichischer Kosmogonscher Hymnus," NGWG.
zar, "A Sogdian Fragment of the Manichaen Cosmogony," BSOAS, 12, 1948, s. 306-318; A V.
W. Jackson, "The Doctrine of the Bolos in Manichaean Eschatology," JAOS, 58, 1938. s. 225234; Hans J. W. Drijvers, "Mani und Bardaisan. Ein Beitrag zur Vorgeschichte des
Manichaismus" (Melanges... Henri-Charles Puech, s. 459-469).
"Karanlklar Prensi" zerine, bkz. H.-C. Puech'in nemli incelemesi, "Le Prince des
T^nebres et son Royaume," Satan (Paris, 1948), s. 136-174. "Arkhontlann batan kanlmas"
bolumu zerine, kr. F. Cumont, Recherches sur (e Manicheisme, 1 (Brksel, 1908), s. 54-68 ve
Puech, Lc Manicheisme,
kr. M. Eliade, "Spirit, Light and Seed," Hstory of Religions, 11, Austos, 1971. Bitkilerin bir
ezeli varln tohumlarndan kmas miti konusunda, kr. M. Eliade, "La Mandragore et les
mythes de la 'naissance miraculeuse'," Zaimoxis, 3.1940-42, s. 3-48; ayn yazar, "Gayomart et
la Mandragore," Ex Orbe Reigonum, U, s. 65-74; ayn yazar, "Adam, le Chris et la Mandragore,"
Melanges...
234. lesus Patibilis imgesi, zellikle de ekmek yapmnn, tahllara ikence etmek anlamna
geldiine gre, bir gnah olduu dncesi (kr. Puech, Le Manicheisme,
zwischen slam und Manichaismus," OLZ, 32, 1929, st. 425-441; O. Maechen-Helfen,
"Manichaeans in Siberia" (Univ. of Califomia Publications in Semitic Philology, XI, 1951, s. 311326); M. Guidi, La lotta tra l'lslam et il Manicheismo
ralasiatischen Manichaismus," OLZ, 37, 1934, st. 1-11; ayn yazar, "Neue Materialen zur
Geschichte des Manichaismus," ZDMG, 40, 1931, s. 1-18. E. de Stoop'un, Essai sur la diffusinn
du manicheisme
dans l'Empire Romain adl kiab (Gand, 1909) eskimitir; daha yakn tarihli kay-
nakalar iin, bkz. Puech, a.g.y., s. 148, dipnot 257 ve VVidengren, Mani, s. 155-157. Kr. P.
Brown. "The Diffusion of Manicheism in Roman Empire,"joumal of Roman Studies, 59, 1969, s
92-103; F. Decret, Aspects du manichdisme
dans l'Afrique
romame
Maniheizm" ad verilen akmlar zerine kaynakalar iin, bkz. c. III, bl. XXXVI.
4 5 1
XXX. BLM
TANRILARIN ALACAKARANLII
TANRILARIN ALACAKARANLII
antik
ada
Ortodoksluun
zaferi
Roma
Hristiyanlnn
zaferi
Kr. La mitaphy$ique
du christianisme,
s. 71. Kilise Babalarnn genelde Gnostik Yahudi
speklasyonlann grmezden gelip, normatif Yahudiliin ilkelerini izlemeleri anlamldr.
Tarihilerin genellikle suskunlukla geitirdii u paradoksu hatrlatalm: En byk gnosis
statlan, gerek Markion, gerekse baz klasik yazarlar (Epiktetes, Plutarkhos) trajik ve ok
ktmser felsefelerini bir refah ve ban anda, Antonnuslann "altn ag'inda gelitirmitir;
kr. Dodds, Pagan and Christian inAnAgeof
Any.ety, s. 4.
Zndklar da bir havarileri olduu iddiasndayd (rnein, Petrus'un evirmeninden,
dolaysyla Petrus'un kendisinden retiyi alan Basileides), ama Kilise Babalan bu szde silsileleri, gizli ve dogrulanamaz olduklar iin reddetti. Irenaeus'un yazd gibi (Adv. Hzer., 3, 4,
3), "ne Valentinus'tan nce Valentinusular, ne de Markion'dan nce Markioncular vard."
Rechtg!ui>igfee/t und Ketzerei im altesten Ckristentum. Eserin 1964'teki ikinci basks Ingilizceye de evrildi: Onhodoxy and Heresy in Earliest Christianity (1971). Bkz. Andre Benoit'nn
ksa, ama ak sunumu, Le judaisme et !e Chrislanisme aticjue, s. 297 vd.
4 5 3
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
anlamna geliyordu. "Bylece Roma, oul ve hareketli biimlere, eitli ve genellikle zt akmlara s a h i p ilk Hristiyanla, ne kmay baard ve dier a k m l a r
ona gre zndklk olarak nitelendii iin o r t o d o k s l u k adn alacak zel bir biim
getirmeyi baard." 6
Bununla birlikte, Andrfe Benoit'mn da belirttii gibi, Bauer'in aklamas tamam e n tarihsel niteliktedir; ortodokslua ve zndkla zg reti ieriini dikkate
almamaktadr. Bu iki zt t a v n n teolojik bir zmlemesini gerekletirme o n u r u H.
E. T u m e r ' a aittir. 7 T u m e r ' a gre, zendeka "bir yandan kilisenin aka tanmlad
retileri r e d d e d e r e k , dier y a n d a n da Hristiyan imannn zgl ieriini bozarak
ortodoksluktan ayrlr;
eder." 8 " O r t o d o k s l u k , tutarl ve iyi dzenlenmi bir dnce sistemi olarak g r n r k e n , ilk reti temellerinden giderek uzaklap, eitli sulandrc, sakatlayc,
bozucu etkenleri ve arkaizm unsurlarn bnyesine katan zndklk ise paral,
t a m a m l a n m a m ve sonuta tutarsz k u r a m l a r kmesi olarak g r n r . " 9 Hristiyan
dncesinin tarihi asndan, "ortodoksluun zaferi tutarlln tutarszla, belli
bir mantn hayal r n varsaymlara, bilimsel bir biimde gelitirilmi bir teolojinin dzensiz retilere kar zaferidir.... O r t o d o k s l u k hukuksal bir k u r u m a , tarihi ve siyaseti olan bir t o p l u m a bal g r n m e k t e d i r . Ama ayn zamanda b i r
dnce sistemine, bir retiye de baldr. O h e m h u k u k s a l k u r u m u n , h e m de
teolojinin parasdr." 1 0
Ksaca o r t o d o k s l u k : 1) Eski Ahit'e ve belgelerce d o r u l a n m havari anlatlarna
ballk;
2) Mitolojiletirici
d n c e y e ( d e m e k ki Yunan felsefesine de) sayg; 4) Toplumsal ve siyasal kurumlara, ksacas Roma dehasna zg bir kategori olan h u k u k s a l dnceye verilen
n e m l e tanmlanr. Bu unsurlarn her biri nemli teolojik yaratmlara kap aralam
ve kilisenin zaferine u ya da b u lde katkda b u l u n m u t u r . Bununla birlikte bu
u n s u r l a r n her biri, verili bir anda, Hristiyanln tarihinde k i m i zaman b y k
tehlikeler yaratan krizlere yol am ve ilk
Hristiyanlk
geleneinin yoksul-
6
7
6
9
10
oj ihe Chistian
vd.
A. Benoit, s. 303.
A.g.y., s. 306
A.g.y, s. 307.
4 5 4
TANRILARIN ALACAKARANLII
m e t i n l e r d e k o r u n a n l a r ) halk evrelerinde
ok yaygnlaacak,
ama
bu
skntlar,
zellikle
111.
y z y l d a n itibaren g r l e n teolojik speklasyonlarla yansyan ikinci eilim ise. Yunan felsefesinin, zellikle d e Yeni Platoncu metafiziin yardmyla H r i s t i y a n l
"evrenselletirmeye" a l m a k t a d r .
Daha nce Aziz Pavlus da vaftiz k u t s a m a s n a a r k a i k yapda bir s i m g e s e l l i k
yklemiti: l m ve ritel dirili, Mesih'te y e n i d e n d o u . lk teologlar b u senaryoyu gelitirdi: Vaftiz, d e n i z c a n a v a n y l a yaplacak d v iin engin sularn dibine
initir; b u n u n ilk r n e i ,
deer, t u f a n n kart tipi olarak vaftizdir, lustinos'a gre, Isa Mesih, yani Yeni N u h ,
S u l a r ' d a n zaferle k m ve yeni bir r k n n d e r i o l m u t u r . Vaftizdeki plakln da
h e m ritel, h e m m e t a f i z i k b i r a n l a m v a r d r : d e m ' i n cennetten k o v u l d u k t a n s o n r a
srtna geirdii eski yozlama ve g n a h giysisinin terk edilmesi sz k o n u s u d u r .
T m bu izleklere baka yerlerde d e rastlanr: " l m Sular," eski D o u , Asya ve
O k y a n u s y a m i t o l o j i l e r i n i n bir t e m a s d r . Ritel plaklk, b t n l k ve tamlkla
4 5 5
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
edeerlidir: "Cennet," "giysi" y o k l u u n u , yani "ypranma" (arketipik zaman imgesi) y o k l u u n u kapsar. Enginlerin dibindeki canavarlara birok gelenekte rastlanr;
enginlerin dibine ini kahramanlarn getii bir
erginlenme snavdr.
Geri
Burada da arkaik ve t m
Kr. M. Eliade, Dinler Tarihine Giri, 64, 65; images et Symboles, s. 199-212.
Logion 22, ev. Puech; kr. logion 106: "kiden bir yaptnzda, insan olu olacaksnz."
15
Bkz. M. Eliade, Mephitophelis et l'Androgyne, s. 129 vd; Wayne A. Meeks, "The Image of The
Androgyne: Some Uses of a Symbol in Earliest Christianity," zellikle s. 180 vd. Erdii mitolojisi Scotus Erigena'yla yeniden ortaya kar, Jacob Boehme, Baader ve Alman romantizmiyle srp, baz ada teolojilerde yeniden gncellik kazanr.
* sa'nn armha gerildigi tepe; tam karl: Kafatas -n.
12
4 5 6
TANRILARIN ALACAKARANLII
olan, srefci yenilenme ve kozmik yeniden yaratl, evrensel bereket ve kutsallk, mutlak
gerek ve s o n u olarak lmszlk kavramlarn yineleyip tamamlamaktadr aslnda. 1 4
Baka arkaik izlekler de yava yava armha gerilme senaryosuna katlmtr.
sa Mesih, dem'in yaratlp g m l d yerde, d n y a n n m e r k e z i n d e a r m h a gerildiine gre, "dem'in bana" akan kan o n u vaftiz etmi ve gnahnn kefaretini
d e m i d e m e k t i r . " Madem ki K u r t a r c n n kan ilk g n a h n bedelini d e m i t i r ,
armh (= Hayat Aac), (zeytinya, buday, z m ve onlarla birlikte ifal otlarla
simgelenen) k u t s a m a l a r n kayna olur. 1 6 III. yzyldan itibaren zellikle Hristiyan
yazarlar tarafndan gelitirilen
b u mitolojik
tarihncesi vardr: l d r l e n bir tanrnn ya da bir ezeli varln k a n n d a n ve beden i n d e n harika bitkiler kar. Ama Hristiyan yazarlarn yeniden ele alp iledii bu
arkaik senaryo ve imgelerin Avrupa'nn dinsel folklorunda benzersiz bir baar
saladm i m d i d e n vurgulamakta yarar var. Saysz halk efsanesi ve arksnda,
a r m h n altnda veya sa'nn m e z a n n d a biten ifal ieklerle otlardan sz edilir.
rnein
bir
Rumen
halk
iirinde,
buday,
kutsal
zeytinya
ve
zmn
K u r t a r c n n k a n n n rnleri o l d u u belirtilir.
Ve etim dyordu
Onun dt yerden
iyi buday kyordu
Saplyorlard ivileri
Kanm fknyordu
ve onun damlad yerden
iyi arap akyordu...
Kaburgalarmdan akyordu
kan ve su
Kan ve sudan -asma
Asmadan -meyveler
Meyvelerden -arap:
Hristiyanlar iin akan sa'nn kan. 17
14
15
16
17
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - U
A2z
tapmmn
ve
kutsal
emanetlerin
anlamn
daha
ileride
18
Bkz. E. Goodenough, Jevvsh Symbols in the Greco-Roman Penod, VI, s. 136 vd; XII, s. 123 vd.
(arabn dinsel amal kullanm); VII, s. 87 vd; XII, s. 126 vd. (Hayat Aac). Ama Yahudiliin
zmsedii putperest simgelenn says aslnda ok daha fazladr: boa, aslan. Zafer, kartal,
deniz kabuu, ku, gemiler vb; bkz. Goodenough'n VII.-XI. ciltlerin zeti, c. XII, s. 132183.
4 5 8
TANRILARIN ALACAKARANLII
kadar grlen
19
20
21
22
benzetilmesi, hi
in Mtthaeum'un ad
belirsiz y a z a n d r . O n a gre, oniki magus-kralt. Zaferler Tepesi'nin yaknnda yay o r d u . O n l a r , Mesih'in geliine ilikin Seth'in gizli vahyini biliyor ve h e r yl iinde
su kaynaklar ve aalar bulunan bir maarann yer ald daa t r m a n y o r l a r d .
Orada g n b o y u n c a T a n n ' y a d u a edip, yldzn g r n m e s i n i bekliyorlard. Yldz
s o n u n d a k k bir ocuk biiminde g r n d ve ocuk onlara Yahuda'ya gitmelerini
23
24
25
Fransa bu duruma rnektir; kr. Paul Sebillot, Folklore de France (1905), s. 182.
Kr. Geo Wdengren, Mesopotamian
Elementi in Manicheism, s. 82 vd.'da ("The Customers
and the Merchandise") ve R. Murray, Symboh of Church and Kngdom, s. 174 vd, 247 vd.'da
alntlanm metinler.
J. Duchesne-Guillemin, La religion de l'iran ancien, s. 265.
460
TANRILARIN ALACAKARANLII
syledi. Magus krallar, yldzn rehberliinde iki yl yolculuk etti. Evlerine geri
dndklerinde tank olduklar mucizeyi anlattlar. Havari Torna onlarn lkesine
geldiinde, m a g u s krallar vaftiz olmak istediler. 2 6
Ayn efsaneye, ok d n d r c birka ekle birlikte, bir Suriye eserinde, Tarih-i
Zukniridt
itaatsizlik
eder,
Mesih
armhn
Patrologia Graeca, L.V11, st. 637-638; kr. M. Eliade, Meph/siophees et VAndrogne, s. 61 vd,
kaynakayla birlikte.
* Hvarena: Krala has grkem, ilahi ltuf. Iyan bir hale olarak tasavvur edilmitir, Hukmdann zerine iner ve ona kutlu klar. Bylece kral, tanrsalln ilan eder ve tann adna
mutlak gle ynetme yetkisine sahip olur. Roma imparatorlannn halesinin, Avrupa krallannn tacnn habercisi saylr -yn.
27
Kr. Mephistopkelis et i'Androgyne, s. 62-64.
" Tann'nn sa'da bedenlenmesi -yn.
4 6 1
D N S E L N A N L A R V I ; D S U N C E 1 . E R T A R H - II
Dinler
Kilise
Babalar,
Hull
dogmasn
hull
amanszca
en
son
ve
savunmakta
mkemmel
sa
Mesih'in
totosis'iain
zamanlarn
balangcndan
beri
gereklemi
deneyimiydi.
O u l ve Kutsal Ruh
TANRILARIN ALACAKARANLII
daha sonra Baba tarafndan yaratlmtr, dolaysyla ondan daha alt bir konumdadr. Arius bir yandat Melek sa, yani bamelek Mikail ile zdeletirilen Mesih
retisini (11. yzyl banda Roma'da b u l g u l a n a n reti), dier y a n d a n Oul'u ikincil bir tanr olarak s u n a n Origenes'in b a s savlarn y e n i d e n ele alp iliyordu. Ariu s ' u n y o r u m u piskoposlar arasnda bile belli bir baar kazand, ama 325'teki znik
Konsilinde Ariusulugu
reddeden
simge
benimsendi.
Bununla
birlikte
Arius
personae
(bir tz,
"Tanr
d o u r a n kadm"dr. Bu terim ilk kez III. yzyl banda bulgulanr; ama monofizitler 3 0 b u terimi s a p k n bir anlamda kullannca, Deipara'nn yerine daha ak bir ter i m geirilir: Theotokos, "Tanr'nm annesi." Ama o hep bir Bakire Anne'ydi ve Efes
Konsilinde Meryem'in daimi bakirelii dogmas akland. 3 1
Bu m e k t e d e , t m dnyaya yaylm arkaik bir dnceyi asimile etme ve ona
yeni bir deer y k l e m e abas fark edilmektedir. Gerekten de Meryem, Bakire Ann e teolojisini hatrlanamayacak k a d a r eski alara u z a n a n Asyal ve Akdenizli byk
tanralarn (rnein Hera; 9 3 ) kendi kendine r e m e anlaylarn y e n i d e n ele alp
28
29
30
31
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
signo
vinces
A r a s n d a . . . Daha nce g r d m z
t m d o u l u gne
tora h e m de Imperium'a uygularftn g n e simgesellig, Bir k a v r a m n n ve Birlik mitolojisinin yaratt byleyici etkiyi yanstr.
Konstantinos (306-337), Hristiyanl kabul etmeden nce, g n e tapmma
inanyor ve Sd Invictus'u i m p a r a t o r l u u n u n temeli olarak g r y o r d u . ekilli antlarda, sikkelerde, yaztlarda ok bol gne tasvirine rastlanyordu. Ama Sol lnvictus'un e n s t n t a n n olduuna inanan Aurelianus'tan farkl olarak, Konstantinos
gnei Tanr'nn en m k e m m e l simgesi olarak kabul ediyordu. Gnein daha stn
bir T a n n ' y a tabi klnmas, b y k olaslkla o n u n Hristiyanla geiinin ilk sonuc u y d u ; ama Yeni Platoncu P o r p h y r o s daha n c e d e n b u dnceyi dile getirmiti. 3 2
Rakibi Maksentius'un l d belirleyici
Milvius
32
Kr. F. Akheim, La religion romaine anque, s. 323 vd; ayn yazar, Der unbesegte Got, bl. V.
4 6 4
TANRILARIN ALACAKARANLII
us'a gre, Korstantinos "uykusu srasnda kalkanlarn zerine gksel iareti koyd u r m a ve savaa byle girme konusunda uyarld: taat etti ve kalkanlarn zerine
sa Mesih'in ismini y a z d r d . " " Ama Sezariye piskoposu Eusebios, Vita Constantini
adl eserinde (I, 2 8 - 2 9 ) , farkl bir y k anlatr: "Gn ortasnda g n e ufukta alalmaya balarken g n ortasnda gneten ok daha parlak klar saan ha iaretini
ve zerine yazl u szleri kendi gzleriyle g r d - K o n s t a n t i n o s b u n u bizzat
aklad: O n u n l a [hala] yeneceksin. O ve yanndaki t m askerler b u g r n t karsnda o k sarsld ... Konstantinos b u g r n t n n ne anlama gelebileceini kendine
s o r u y o r d u ki, ertesi gece T a n r n n Mesih'i, gkten gsterdii iaretle uykusunda
ona g r n d yine ve gkte g r d bu iarete uygun askeri a m b l e m l e r yaptrmasn ve o n l a n savata bir zafer silah olarak kullanmasn b u y u r d u . "
Bu tanklklarn d o r u l u u ve Konstantinos'un g r d iaretin Hristiyan m
putperest mi o l d u u hl tartlmaktadr. 5 4 H e r ne olursa o l s u n , Konstantinos'un
Hristiyanl semesi, i m p a r a t o r l u u n r e s m e n Hristiyanlamasna yoi at. 315'ten itibaren sikkelerde ilk Hristiyan iaretleri grlmeye baland ve s o n putperest
imgeleri 323'te y o k o l d u . Kilise ayrcalkl bir hukuksal statye kavutu, yani devlet, piskoposluk m a h k e m e s i n i n sivil davalarda verdii h k m l e r i n geerliliini kabul etti. Hristiyanlar en y k s e k mevkilere getirildi ve putperestlere kar kstlayc nlemler artrld. Byk Theodosius dneminde (379-395) Hristiyanlk devlet
dini oldu ve putperestlik kesin olarak yasakland; d n n m a z l u m l a n b u g n n zalimleri o l m u t u .
Aslnda Konstantinos d i n i kabul e t m e d e n nce Hristiyanlk g c n , canlln
kantlamt. 300'e doru Antakya ve iskenderiye'de e n geni ve en iyi r g t l e n m i
dinsel t o p l u l u k Hristiyan cemaatiydi. Daha da nemlisi, Kilise-lmparatortuk uzlamaz elikisi d n s z niteliinden yava yava syrlmaya balamt. Son Hristiyanlk savunucular Lactantius (240-y. 320) ve Sezariyeli Eusebios (263-y. 339),
i m p a r a to r lu u k u r t a r m a k iin tek u m u d u n Hristiyanlk o l d u u n u ileri s r d ,
Hristiyanln s o n u n d a zaferi kazanmasnn birok nedeni vardr. lk srada
Hristiyanlarn sarslmaz i man ve manevi gc, ikence ve l m karsnda
gsterdikleri ve en b y k d m a n l a r Samosatah Lukianos, Marcus Aurelius, Galie n u s , Celsus'u bile hayran brakan cesaretleri yer alyordu. Dier yandan Hristiyanlar arasnda benzersiz bir dayanma vard; cemaat dullarn, yetimlerin, yallarn b a k m n stleniyor ve korsanlara esir
33
34
denlerin fidyelerini d y o r d u .
tedavi edip
lleri g m y o r d u , i m p a r a t o r l u u n t m kkszleri, yalnzlk acs eken kalabalklar, kltrel ve toplumsal yabanclama kurbanlar iin kilise bir kimlik edinme
ve v a r o l u l a n n a bir a n l a m kazandrma ya da b u anlam yeniden b u l m a konusunda
tek u m u t t u . T o p l u m s a l , rksal, entelektel engeller b u l u n m a d iin, her isteyen
bu iyimser ve aykr t o p l u m u n yesi olabiliyor, bu topluluun iinde gl b i r
yurtta, m e g i n i m p a r a t o r u n mabeyincisi eski bir kle olan p i s k o p o s n n d e yerlere k a d a r eiliyordu. Byk bir olaslkla tarihte hibir t o p l u m - n e d a h a nce, ne de
daha s o n r a - ilk d r t yzyln Hristiyan cemaatlerinde yaanan b u eitliin, bu
m e r h a m e t i n ve b u kardee sevginin bir benzerini daha tanmamtr.
En beklenmedik ve Avrupa'nn dinsel, kltrel ve toplumsal tarihinde hatr
saylr sonulara yol aan yenilik, d n y a d a n el etek e k m e ve ok kat bir ilecilikle
ayrt edilen manastr yaants oldu. 3 5 Bu olgu yakn zamana kadar sanld gibi,
yalnzca Msr'da deil Filistin, Suriye, Mezopotamya'da da, III. yzylda bamsz
bir biimde ortaya kmtr. 3 6 Msr manastr hayatn Aziz Antonios k u r a r , ama
Teb lndeki manastr hayatn (burada IV. yzyl s o n u n a doru 7 , 0 0 0 k a d a r kei
b u l u n u y o r d u ) 320'ye doru Pacomius (290-347) rgtler. Peter Brown'n da belirttii gibi, keiler "anti-kltr" - l ve m a a r a l a r - gnll olarak semiti. 3 7
Onlarn b y k saygmlg bir yandan iblislere kar zaferlerinin, dier yandan da
yrtc hayvanlar zerindeki egemenliklerinin s o n u c u y d u . Yeni bir dnce g n
y z n e kmaya balad: Keiler, bu gerek "azizler" iblislere e m i r verebilecek ve
d u a l a n y l a T a n n ' n m iradesini esnetebilecek kadar g l d r . Gerekten de yalnzca
keiler i m p a r a t o r u n baz kararlarna kar kmaya cesaret ediyordu. Stunu zerinde inzivaya ekilen Simeon Stylites davalar inceliyor, kehanetler bildiriyor, ifa
datyor, y k s e k m e m u r l a r azarlyor ve onlara tler veriyordu.
IV. yzyln sonuna doru keilerden kaynaklanan bir iddet dalgas Mezopotamya'dan Kuzey Afrika'ya k a d a r yayld: 3 8 8 ' d e Frat yaknndaki Kallinikum'da bir
sinagogu yaktlar ve putperest tapnaklarn b u l u n d u u Suriye kylerine dehet
satlar; 391'de skenderiye patrii Theophilos onlar,
b y k Serapis tapna
36
37
A.-J. Festugifcre, Les Moims d'Orient, I. Culture et Sainteti; A Vbus, History of Asceticism in
theSyrian Orient, I-II; J. Lacamfcre, Les hommes ivres de Dieu.
Msr manastr yaamnn hzla gelitii ve kendisini mehur eden edebiyat sayesinde hatn
saylr bir nfuz kazand dorudur.
Peter Brown, The World of Late Antiquity, s. 101 vd: aynca kr. ayn yazar, "The Rise and
Function of the Holy Man in Late Antiquity."
4 6 6
TANRILARIN ALACAKARANLII
rine zorla girip put aryorlard. 415'te bir g r u p banaz kei tarihin tamk olduu
e n iren sulardan birini iledi: skenderiye'nin soylu kadn filozofunu, rencisi
p i s k o p o s Synesius'un "ana, abla, retmen ve hayrsever kadn" diye and (Ep.,
XVI) Hypathia'y lin ettiler.
Douda piskoposlar kendi k o n u m l a r n salamlatrmak iin keileri kulland;
piskoposlar ve keiler birlikte halkn bana geip grleri belirlemeye balad.
Peter Brown'n belirttii gibi, "bu tuhaf adamiar Hristiyanl bir kitle dinine
dntrd" (a.g.y., s. 107). Onlarn ardllar olan erken ortaa keilerinin zellikle Batda gerekletirdikleri de en az b u k a d a r artc g r n y o r .
Eunapios, BioiSophiston,
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
Herkes birbirine
bakyor,
daha yakndan
hatrlama
eilimine
pek
direnemeyecegini
Kore'nin annesi de ayn kehanetleri bildiriyor ve - b i r fke nbetine kaplp taanlar dinsizlikle s u l a r k e n - b t n blgenin bana gelecek rktc felaketleri haber
veriyordu" (a-g.y., s. 103-104).
39
^ F. Lenormand, Monographie de la voie sacree eleunisienne, s. 399 vd; Lawson, a.g.y., s. 81 vd;
Mylonas, a.g.y., s. 12.
41
7 ubat 1940 tarihli Hest''da kan ve C. Picard tarafndan evrilen bir makaleyi
kullanyoruz: "Demeter, pussance oraculaire," s 102-103.
4 6 8
E L E T R E L KAYNAKA
235. ibrani dinsel dncesi iin, bkz. Claude Tresmontant, Essa/ sur la penste hebraique
(Pa-
ris, 1953); Hristiyan teolojisinin Kitab Mukaddes'e dayal yaps iin, bkz. ayn yazar, La
metaphysique
du christianisme
et la naissance de la philosophie
chretienne
Tann'nn 'sureti olma, ona benzeme" izlegi hakknda, bkz. J. Jervell, imago Dti. Gen. 1, 26 j , im
Spatjudentum,
und
and He-
resy inEurliest Grfstianity (1971); E. H. W. Tumer, The Pattern of the Christian Truth (Londra,
1954); A. Benoit, M. Simon ve A. Benoit (ed.), Le Judaisme
et le Christianisme
ris, 1968), s. 289-330. "Attk Hristiyan kkenler konusunda basitletirici ve yekpare bir
baktan vazgemenin zaman gelmitir. Hristiyanlk, Isa imann sahiplenirken, bunu tek ve
ayn biimde ifade etmemitir; dorudan Yeni Ahit iinde bulunan farkl teolojiler zerine
yaplm aratrmalar bile bunu kantlamaya yeter: Pavlusu teoloji, Yuhannac teoloji...," A. Benoit, a.g.y., $. 300.
236- Su simgeselligi ve mitolojisi zerine, bk2. M. Eliade, Dinler Tarihine Giri, 64, 65; lmages et SymMes,
tumjuturi
erdii
simgeselligi
zerine,
bkz.
M.
Eliade,
Mphislopheteset!'Androgyne (Paris, 1962), s. 128 vd; unlan ekleyin: A. di Nola, Parole Segrete
di Ges (Torino, 1964), s. 60 vd; Wayne A. Meeks, "The Image of the Androgyne: Some Uses of
a Symbol in Earliest Christianity," HR 13, 1974, s. 165-208 (zengin bir kaynaka); Derwood
Smith, "The Two Made One: Some Observaons on Eph. 2:14-18." Ohio Journal oj Religious
Studies, 1, 1973, s. 34-54; Robert Murray, Symbois oj Church and Kingdom. A Study n Eariy Synac
Tradition
des Umenschen
(Mnih,
1955). ada yazarlar iinde, hem sa Mesih'i, hem de kilise ile rahipleri erdii kabul eden Katolik teolog Georg Koepgen' sayalm: Die Gnosis des Christenums
Nicolas Berdiaev'e gre de, gelecegin mkemmel insan sa Mesih gibi erdii olacaktr: kr. The
Mean'ng oj the Creative Act (1916, !ng. ev. 1955), s. 187.
Kozmik Aa ve "Dnya Merkezi" simgeselligi zerine, bkz. Dinler Tarihine Giri, 99 vd;
lmages et Symboles, s. 55 vd, 213 vd. Kozmik Aga veya Hayat Aac olarak armh simgeselligi
zerine, bkz. lmages et Symboles,
Caveoj
Treasures
armhn dibinde biten harika bitkiler hakknda, bkz. M. Eliade, "La Mandragore et les
Myhes de la "naissance miraculeuse'," Zalmoxis,
DINS1HL N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II
611-616.
zm bann kkeninin Kurtarcnn kan olmas efsanesi hakknda, bk2. Eliade, "La
Mandragore...," s. 24 vd; N. Cartojan, Crtile popuiare
in literatura
romneasc.
c. 11 (2. bask,
Elements
m Marnc-
haeism (Uppsala, 1946), s. 123 vd; Roben Murray, ymMs in Church and Kingdom, s. 95 vd, 320
vd.
Batda dolaan benzer efsaneler (Seth ve ha, zeytinya ve Wrisma aray vb) hakknda,
bkz. Escher Casier Quinn, The Quesi oj 5eth jor the Oil of Life (Chicago, 1962).
I 237. Helenistik ada ve Roma dneminde uzun bir zaman dilimini kapsayan, Museviliin
putperest ikonografisini ve onun simgeselligini asimile etme sreci, Edwin R Goodenough'un
oniki ciltlik dev eseri, Jewish Symboh
in fhe Graeco-Roman
Penod'da
parlak bir biimde anlatlmtr. Aynca kr. Monon Smith, "The mage of God; Notes on the
Hellenization of Judaism, with Especial Reference to Goodenough's Work on Jewish
Symbols," Bulietn of ihe John Rylands braty,
bol. VII.
Dou Avrupa folklorunda bulgulana dualist kozmogoni anlatlan hakknda, a.g.y., bol.
111.
Hristiyanlk iindeki ranl katklar, J. Duchesne-Guillemin, La Religion de Viran anaen (Paris, 1962), s. 264 ve devamnda ksaca anlatlmtr (kr. s. 264, dipnot 2-3, kaynaka).
isa'nn doumunun bir maarada gerekletiini belirten en eski Hristiyan kaynaklar, Yakub'un n-lncili (18:1 vd), ehit lustinos ve Origenes'tir. lustinos, Mthra mystetia'lannda
erginlenmiler: saldnyor ve onlarn "eytan'n ayartmasyla, erginlenme trenlerini speleum
adn verdikleri bir yerde gerekletirdiklenni iddia ettiklerini" belirtiyordu (Dalogue avec Tryphon, bl. 78). Bu saldn, Hristiyanlann Mihrac speieum ile Beytllahim maaras arasndaki
benzerlii daha II. yzylda algladn kantlar.
Opus imperjeetum
partiseher
238. Hristiyan teolojinin atlm hakknda hatn saylr bir kaynaka bulunmaktadr. Baz
kaynaka bilgileri iin, bkz. J. Danifelou ve R Marrou, Nouveile Histoire de l'Egise, I, s. 544555. unlan sayalm: J. Danelou, Message
evangdique
et Cullure helUnistique
Dogmas problemgeschichtUch
aux Uf el Ule
TANRILARIM ALACAKARANLII
riine
oj Akxandria
(Cambridge,
d l'itude de sa theologie
de
du christanisme
et Ia naissance de la
Arius ve znik Konsili hakknda, bkz. H. Marrou, Histoire de l'Eglse iinde, I, s. 290 vd,
551-553 (kaynaka); W. Telfer, "When Did The Arian Controversy Begin?" Joumai oj Theological Studies (Londra), 47, 1946, s. 129-142; 48, 1949, s. 187-191.
Meryemoloji zerine, bkz. F. Braun, La mire desftles.
1953); J. Galot, Mary m the Gospel (1964); Kari Rahner, Mary, Moiher oj he Lord (1958); E.
Schillebeeckx, Mary, Motherof the Redemption
and Devoton, I-U (1963, 1966).
239. Sol Invictus ve gne dini hakknda, bkz. F. Altheim, La region romaine antique (Fr. ev.
1955), s. 298 vd; ayn yazar. Der unbesiegte
Constantin
(Paris, 1932:
yazar, Konstantinos'u
bir badatrman
olarak
grmekledir); A. Alfldi, The Conversion of Constantin and Pagan Rome (Oxford, 1948), W. Seston, Diocktien
et la Titrarcb.it
Entwicklung
(Tbingen, 1955); aynca kr. F. Altheim'n yukanda belinilen eserleri, zellikle de Der uniwsiegte Gott, bl. VII. yi bir sentez almas iin, bkz. Andre Benoit, M. Simon ve A. Benoit, Le Judaismt et le Christanisme antique iinde (Paris, 1968), s. 308-334. "Konstantinos'un grd
iaretin gerek anlam ve kayna ne olursa olsun, tarihiler bu konuya belli ki, Konstantinos
sorunu
hakkndaki
genel
anlaytan
ynnde
bir
aklama
getirmeye
eilimlidir.
4 7 1
Some As-
D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II
pects ojRelgious
Marrou, "Synesus of Cyrene and Alexandriar Neoplatonism" (s. 126-150); H. Bloch, "The Pagan Revival in the West at the Hnd of the Fourtb Century" (s. 193-218); Peter Brown, The
Worid of Late Antiquity. From Marcus Aurelus to Muhammad (Londra, 1971), s. 34 vd.
Manastr hayatnn kkenleri ve ilk gelimeleri zerine, bkz. H. Marrou, a.g.y., s. 310-320
(kaynaka, s. 553-555); A, Vbus, Hstory o/Ascetism in ihc yrcan Orient; I. The Origin oj Ascetism. Early Monasticism iri Penia; II. Early Monasticism
1960); D. Chitty, The DesertaCity
in Mesopotamia
the Holy Man in Late Antiquity," Journal oj Roman Sftute, 61,1971, s. 80-101 ve The Worl of
Late Antiquity
kitab iinde bl. VIII (s. 96-114). Aynca bkz. A j. Festugire, Les Moines
d'Orient, I-1V (Paris, 1961-66) iindeki notlanm eviriler ve Jacques Lacarrifcre'in ok zengin
biimde resimlenmi eseri: Les hommes ivres de Dieu (Paris, 1961).
240. Eunapios'un Bioi sophistorc'unda, son meru hyerofantn kehanetlerini konu alan
paras, C. Kerenyi, Eieusis (New York, 1967), s. 17-18'de evrilmitir; aynca bkz. George E.
Mylonas, Eleusis and the Eletsinian Uysteries (Prmceton, 1961), s. 8,
Eleusis'te yaayan putperest gelenekler hakknda, bkz, F. Lenormand, Monographie
de a
voie sacrit ^leusim'enne (Paris, 1864), I, s. 398 vd. (Lenormand'm anlatt Aya Demetra efsanesi, bir kaynaka da ekleyen A. 8. Cook tarafndan ngilizce'ye evrilmitir; kr. Zeus, 1, 1914, s.
173-175); John Cuthbert Lawson, Modern Greek Folkore andAncient
Survivols (Cambridge, 1910, yeni bask, New York, 1964), s. 79 vd, 7 ubat 1940'taki olay
hakknda, bkz. Charles Picard,"Demeter, puissance oraculaire," RHR 122, 1940, s. 102-124.
4 7 2
DZN
Abaris (Apollon rahibi), 215, 226, 243
Abhidharma, 254, 260, 261
abhidharmakoSa, 255
Acita KeSakmbala, 96
civika'lar, 95, 100, 101, 105
dem, 11, 305. 364, 3 7 6 . 4 0 0 . 4 3 1 , 4 3 2 ,
438, 450, 455, 457. 461, 469
Agdistis, 328, 367
ahamkra, 66
Ahemeiler, 233, 367
Ahura Mazda, 254, 275, 283, 356, 358366, 368, 374-376, 437, 438
Akobhy, 258
altn ag, 138. 327,415-417
altn levhalar, 223, 224, 241
Amitbha, 258
anamnesii, 438
nanda, 91-93, 111, 1 1 6 , 2 4 9 , 2 5 0 . 267,
270
anatta, 109, 121
Antakya, 312, 393, 426, 465
Antiokhos IV Epiphanes, 301-303, 311,
317
Aphrodite, 145, 371
Apollon, 140, 145, 153, 159, 161, 164,
165, 167, 192, 201, 215-218, 225,
226, 242, 321, 355, 407, 415, 416,
464
Apuleius, 323, 326, 333-335
arborintrat,
329
Arcuna, 273, 276, 278-281
Ares, 190,211
arha, 53, 90, 104, 112, 113, 115, 116,
118, 122, 249, 250, 255, 256, 259
Ariler, 131
Arius, 462,463, 471
Arsakidler, 354,355, 374
Arval Kardeler, 136, 416
asamprajnta,
77, 79
dsana, 72, 73, 84, 85
Aslar, 126, 178-180, 183, 184, 186, 205,
208
asmit, 70
ASoka, 251, 252, 268
ASvatthman, 274
atalar tapm, 14,15, 17-19, 29
atman, 60, 61,63-65, 95, 110, 111, 247,
259,277,278,283,431
Auis, 238, 323. 327-332, 348, 349
augur, 128, 138
AvalokiteSvara, 257, 258, 270
D N S E L N A N L A R V E D S U N C U L K l f T A R H - II
dizin
DINSEL INANLAR VE
DNCLER T A R I H I -
hun, 43
hun-tun. 22, 23. 27, 28
Hrmz, 434
Hysiaspes'in Kehanetleri, 355, 374
Hristiyanlk, 19, 164,188, 189, 210,
228, 238, 308, 310, 320, 321, 327,
328, 349, 356, 372, 373, 384, 392,
399, 408, 409, 411, 412, 417-419,
421, 425, 435, 442, 444, 447, 452455, 458, 459, 462, 465, 469-471
Hristoloji, 312, 393, 400, 409, 412, 455,
459, 462
Hristos, 388, 393
dizin
Macha'lar, 171
Maye ve Mayne, 363. 364
magus, 142, 337, 354-357, 360, 367,
373, 375, 434, 460, 461
Mahbhrata, 63, 69, 187, 210, 273, 275,
276, 277, 286, 287
Mahdeva, 250
MahkSyapa, 9 0 , 9 4 , 2 4 9 , 2 6 9
Mahsmghika. 250, 255, 267
mahat, 66
Mahvlra, 95-100, 105, 262-264, 391
Maitreya, 257, 270
Makkabiler, 297, 302, 308, 311, 317,
399
Makkhali GoSla, 95, 96, 100, 105, 264
Malla'lar, 93,94
Manlar, 131, 132, 137, 151
Mancuirl, 257
Mani, 106, 363, 373, 376, 422, 424,
428, 432-441, 450, 460
Maniheist, 434-436, 438, 440
Maniheizm, 188, 209, 283, 373, 431,
433, 435, 436, 439, 440, 441, 446,
449, 451,455, 460, 470
Manu, 278
Mra, 89, 90, 93, 103, 250
marifet, 96, 421,423,461
Markion, 424, 426, 447, 453
Mars, 123, 124, 126. 127, 132-134, 136138. 140, 154, 155. 157, 164, 166168, 183, 190, 200, 201, 207, 341,
370
Mauathias, 302
Maudgalyana, 90, 92, 249
Maurya hanedan, 251, 268
my, 61,63
maara, 43, 196, 232, 244, 249, 325,
348. 367-369, 460, 466, 470
4 7 7
Penat'lar, 131
Pentaok, 295, 314. 317
Petrus, 224, 384-386. 391, 392, 405,
419, 420. 425, 453
Philon, 399
Physika kai Mysika, 341
petas, 130-132. 416
Ping-tiHo, 13,14
Platon, 31, 194, 215, 218-225, 227-234,
240, 241, 244, 245, 297, 317, 335337, 362, 363, 407, 419, 422, 423,
446, 464
Plinius, 142, 157, 191, 203, 337, 399
Pluarkhos, 124, 134, 136, 139, 146,
152, 222, 224, 239, 241, 297, 326,
332. 356, 358, 366, 453
pontifefes mafemus, 135
prajn, 79, 91, 109, 115, 116, 118,262,
271, 316
prakrii, 65-70, 76, 79, 82, 83, 265, 279,
283, 431
pralaya, 275, 276, 286
Prnyma, 74
pratyhra,
73, 75
Prokonnesos, 242
Prokonnesoslu Ariseas, 226, 242
Prometheus, 187, 220
proskynisis,
235
pudgala, 110-112, 251
pudgalavdn, 112
Prana Kassapa, 96
Purua, 22, 61, 65, 66, 68, 69, 70, 76,
79, 82. 83, 87, 102, 107, 110, 124,
150, 177. 247, 283, 287, 305, 364,
431, 437
Pythagoras, 133, 174, 194-197, 212.
220, 225-231, 233, 241-244, 317,
341, 414, 424, 431
dizin
4 7 9
D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H ! - II
Titanlar, 222,241
Titii, 416
Tius Livius, 125, 137, 1 4 5 , 1 4 8 , 4 0 4
Tobiyalar, 301
Tora. 294, 295, 299, 300, 301, 311, 317.
320, 382, 395, 398
tre (10, 30
Traklar, 11, 140, 189-194,210.211,
2 1 4 , 2 1 7 , 239
Trakyal "Dionysos", 211
tun a, 13, 14, 184, 189, 211, 296
Tunguzlar, 21
Trk-Mogollar, 21, 37
Tykhe, 322, 414
Tyr, 178, 179, 183, 187, 207, 208
uta subsantia-tres
personae, 463
Upaniad, 431
Upariadlar, 59, 61, 62, 6 4 , 6 5 , 6 9 , 70,
73, 82-84, 95, 96, 98, 107, 110, 115,
117, 174, 219, 220, 237, 247, 277,
282-284, 309, 339, 360, 422, 431
Uranos, 221
Uyanm (budha), 86, 90
vaftiz, 339, 340, 369, 372, 380, 381,
391, 395, 396, 401. 420, 426, 427,
433, 444. 448, 450, 455-457, 458,
461, 469
Vaftizci Yahya, 381, 382, 384, 387, 389,
400, 407
Vaiili, 91-93, 250
Valentims, 422, 424, 427-429, 447,
448, 453
Valhalla, 1 8 2 , 1 8 5 . 1 8 6 , 2 0 7
Valkrler, 182, 207
Vanlar, 126, 178, 179,180, 185, 205
vsan' lar, 7 2 , 8 5
validnia exventu, 303
Vtslputra, 251
vay-an, 44, 56
Vedatua, 70, 109, 110, 244, 247,261,
429
Vens, 145, 159, 186, 369, 370, 415
Vergiiius, 133, 137, 190,415-417
Vesta, 137, 138
Vesta rahibeleri, 123, 135, 146, 152
Vinu, 59, 101, 258, 276-278, 281, 282,
284
vihra, 92, 254
virurya, 106
4 8 0
DNSEL NANLAR VE
DNCELER TARH
G o t a m a B u d h a ' d a n Hristiyanln D o u u n a
n
' I
i r c e a Eliade
<^'2>
ediyor.
_1:V
Eski
in, B r a h m a n c l k ,
adalar, Roma,
Hinduizm,
Kelt v e C e r m e n
Budha
ve
dinleri, Yahudilik,
zengin
yol
gsterici nitelikte.
B i r k e z d a h a a n l y o r u z ki, E l i a d e ' y i a y n k o n u d a a l a n d i e r a r a t r m a c l a r d a n ayran en b y k zellii dinler tarihini a n l a t r k e n mitleri,
teolojiyi, t a r i h v e f e l s e f e y i b y k bir ustalkla s e n t e z l e m e s i v e b y l e c e
insann d n c e tarihini d e anlatmay baarmasdr. Onun eserlerinin
en arpc noktas, s y l e m s e l ya da s i m g e s e l olarak t m teolojilerde,
mitolojilerde ve liturjilerde b u l u n a n t e m e l yaplar o r t a y a koymas;
dinin,
kendini
oluturan
elerden
farkl
bir s i s t e m ,
eklemli
bir
d n c e , bir d n y a g r o l d u u n u s y l e m e s i d i r . E l i a d e klliyatnn,
dinler tarihinin g r n g l e r labirentinde k a y b o l m u o k u y u c u n u n zihin
karkln giderecei, o n a
ISBN
n e t bir h a r i t a s u n a c a kesin.
9 7 5 - 8 2 4 0 - 8 2 - X
ISBN 975-8240-84-6
9 78975
2408 7
9 7 89758 240845