You are on page 1of 479

DNSEL NANLAR

VE DNCELER
TARH
dan
n Douuna

KABALCI

MRCEA E A D E
DNSEL NANLAR
Gotama

VE DNCELER

Budha'dar

Hristiyanln

TARH/Cilt

II

Douuna

KABALCI YAYINEV: 197


Antropoloji, Arkeoloji, Mitoloji Dizisi: 19
Mircea Eliade (1907-1986) onde gelen din tarihilerindendir. eitli dinsel geleneklerdeki simgesel dile ilikin aratrmalar yapm ve
mistik grngnn temelini oluturan mitlerin anlamn zmleyip
birletirmeye almtr. 1928'de Bkre niversitesinde felsefe
dalnda yksek lisans yapt. 1928-31 yllarnda Kalkta niversites i n d e Sanskrite ve Hint felsefesi okudu ve alt ay Himalayalar'daki
Riike ajram'nda yaad. 19 33'te Yoga: Essa sur les ongnes
mystique

indienne

de la

adl almasyla doktorasn tamamlad. 1 9 3 3 - 3 9

yllannda Bkre'te Hint felsefesi ve din tarihi okuttu. 1945'te k o n u k profesr olarak Ecole de Hautes Etudes'e gitti. 1 9 5 1 ' d e
alanndaki en nemli eserlerden birisi olan amanizm'i yaymlad.
1956'da Chicago niversitesine geti. 1961'de Hislory o/ Re/igions
dergisini kurdu. 16 ciltlik Encyclopedia

of Religion'un (1987) baedi-

trlgn yapmtr. Eliade geleneksel ve ada toplumlardaki dinsel deneyimi, hiyerojani'ler

diye isimlendirdii grngleri incelemi,

dnyann eitli dinlerindeki izini srm ve zmlemitir. Eliade


dncelerini, yazd roman ve gncelerde de ifade etmitir. Bu t r
eserlerinden de bazdan dilimize evrilmitir. Yaynevimizce baskya
hazrladmz eserlerinden bazlan ise unlardr:

Demirciler

Simyaclar (1956), Dinsel nanlar ve Dnceler Tank / lt 1JI.

ve

Mircea Eliade
Htstore des royances el dec, dees '"eiigicuscs/I

De Gautama Bouddha au tnomphe du christansme Payet, 1976


nsel inanlar ve Dnceler Tarihi / Cit II
Gotama Budha'dan Hristiyanln Douuna Kabalc Yaynevi. 2000
Birinci Basm Temmuz 2 0 0 3
Yayma Hazrlayan: Ergun Kocabyk
Kapak Dzeni: Altug Gzev
Bask: Yaylack Matbaas

KABALCI YAYINEV
Himaye-i Efal Sok. 8-B Caaloglu 34110 STANBUL
Tel: (0212) 526 8 5 86 Faks: (0212) 5 1 3 6 3 0 5
www.kabaici.com.tr
yavinevi@kabal<;comt

Cet ouvra.g.y.. pubtii dans le cadre du programme d'aide la pubhcalion, benefice du souten du Minisire des Affaires Etrangeres, de l'Ambassade de France en Turquie et de l'Insdtut Franais
d'Isfanbul

eviriye ve yayma batk program

erevesinde yadmlanan bu yapt,

Fransa Dileri Bakanl'nn, Trkiye'deki Fransa Bykelilii'mn ve stanbul Fransz Kltr Merkeznin desteiyle gerekletirilmitir.

KTPHANE BLG KART


Cataloging-in-Publication Data (CP)
Eliade, Mircea

Dinsel inanlar ve Dnceler Tarihi i Cilt II


Gotama Budha'dan Hristiyanl! Douuna
1 Din Tarihi

2. Antropoloji

3. Din Felsefesi

ISBN 9 7 5 - 8 2 4 0 - 8 2 - K
ISBN 9 7 5 - 8 2 4 0 - 8 4 - 6 (Takm)

4. Mitoloji

MRCEA ELADE

DNSEL NANLAR VE
DNCELER TARH
Cilt II
Gotama Budha'dan Hristiyanln Douuna

eviren: Ali Berktay

KABALCI YAYINEV

NDEKLER

KISALTMALAR, 9
NSZ, 11
xv. BOLUM

ESK IN DNLER, 13
126, Neolitik ada Dinsel nanlar, 13 <) 127. Tun anda Din:
Gk Tanrs ve Atalar, 15 0 128. mek Hanedan: oular, 18 () 129.
Dnyann Kkeni ve Dzenlenmesi, 21 Q 130. Kutuplama, Birbirinin Yerini Alma ve Yeniden Btnleme, 24 {} 131. Konfys:
Rtellerin Gc, 28 Q 132. Lao-tzu ve Taoculuk, 31 Q 133. mr
Uzatma Teknikleri, 37 0 134. Taocular ve Simya, 41 Eletirel
Kaynaka, 46.
x v . BLM

BRAHMANCIL1K VE HNDUZM: LK FELSEFELER


VE SELAMET TEKNKLER - 58
135. "Her ey Acdr...", 58 () 136. Yce "Uyan" in Yntemler,
60 0 137. Dnceler Tarihi ve Metinlerin Zamandizini, 61 <) 138.
Sistemletirilme ncesi .Vednta, 62 <) 139. Smkhya Yoga'ya Gre
Ruh, 64 Q 1^0- Yaratln Anlam: Ruhun Kurtuluuna Yardm Etmek, 66 0 141. Kurtuluun Anlam, 68 Q 142. Yoga: Tek Bir Nesneye Younlama, 70 Q 143. Yoga Teknikleri, 73 0 144. Tann'nn
Rol, 75 0 145. Samdhi ve "Mucizevi Gler", 77 Q 146. Nihai
Kurtulu, 79 Eletirel Kaynaka, 81.
XVIII. B L M

BUDHA VE ADALARI, 86
147. Prens Siddhrta," 86 0 148. Byk Ayrl, 88 Q 149.
"Uyan". Yasann Vaaz Edilmesi, 89 () 150. Devadatta'nm Mezhep
Ayrl. Budizme Son Geiler. Budha Parinirvna'ya
Giriyor, 92 ()
151. Dinsel Ortam: Gezgin ileciler, 94 0 152. Mahvra ve
"Dnya'nm Kurtarclar", 96 0 153. Cayna retileri ve
Uygulamalar, 98 0 154. cvika'lar ve "Kader"in Her eye Yeten
Gc, 100 Eletirel Kaynaka, 102.

XX. BOLM

BUDHA'NIN ARISI: EBEDl GER DNN DEHETNDEN


SZE DKLEMEZN EBED MUTLULUUNA. 106
155. Zehirli Okla Vurulan Adam 106 () 156. D r t ' C>VJ Gerek" ve
"Orta Yol", 107 (/ 157. eylerin Kalc Olmamas ve Arcr.a retisi,
109 0 158. Nirvna'ya
Giden Yol, 112 0 159. Meditasyor. Teknikleri
ve Bunlarn "Hikmetle Aydnlanmas, 115 0 160. Kojuianmam'n
Paradoksu, 117 Eletirel Kaynaka, 120.
x x . BOLUM

ROMA DN: BALANGICINDAN


BAKKHANALA DAVASINA (y. M 186), 123
161. Romulus ve Kurban Edilen Maktul, 123 Q 162. Hint-Avrupa
Mitlerinin "Tarihselletirilmesi", 125 0 163. Roma Dnselliginin
zgl Nitelikleri, 128 Q 164. zel Tapm: Penat'lar, Lar'lar,
Man'lar, 131 () 165. Rahipler, Falclar ve Dinsel Topluluklar, 133 {}
166. Iupiter, Mars, Quirinus ve Capitolium ls, 137 () 167.
Etrskler: Muammalar ve Varsaymlar, 140 {> 168. Krizler ve Felaketler: Galya Egemenliinden II. Kartaca Savama, 144 Eletirel
Kaynaka, 149.

XX. B O L M

KELTLER, CERMENLER, TRAKLAR VE GETLER, 161


169. Tarihncesi Unsurlarn Kalcl, 161 (} 170. Hint-Avrupa
Miras, 163 0 171. Kelt Panteonu Yeniden Oluturulabilir mi?, 167
0 172. Druidler ve Ezoterik retileri, 172 0 173. Yggdrasill ve
Eski Cermenlerin Kozmogonisi, 175 {> 174. Aslar ve Vanlar. Odin
ve aman Byleri, 178 () 175. Sava, Esrime ve lm, 181 () 176.
Aslar: Tyr, Thor, Baldr, 183 {} 177. Van Tanrlar. Loki. Kyamet,
185 0 178. Traklar, Tarihin "Byk simsizleri", 189 0 179. Zalrr.oksis ve "lmszleme," 193 Eletirel Kaynaka, 198.

xx. BOLUM

ORPHEUS, PYTHAGORAS VE YEN ESKATOLOJt, 214


180. Orpheus Mitleri: Lir algcs ve "Erginlemenin Kurucusu",
214 () 181. Orpheusu Teogoni ve Antropogoni: Ruhg ve Ruhun
lmszl, 218 0 182. Yeni Eskatoloji, 223 {> 183. Platon, Pythagoras ve Orpheusuluk, 228 Q 184. Byk skender ve Helenistik
Kltr, 233 Eletirel Kaynaka, 239.

XXIII. BLM

MAHKSYAPA'DAN NGRCUNAYA BUDZM TARH, 249


185. lk Blnmeye Kadat Budizm, 249 O 186. Byk skender'den
Aoka'ya, 250 O 187. retisel Gerilimler ve Yeni Sentezler, 252 ()
188. "Boddh/sattva'larn Yolu", 256 O 189. Ngrcua ve Evrensel
Boluk retisi, 259 () 190. Mahvira'dan Sonra Caynaclk:
limlik, Kozmoloji, Soteriyoloji, 262 Eletirel Kaynaka, 267.

x x v . BOLUM

HNDU SENTEZLER:
MAHBHRATA VE BHACAVAD

G/T, 273

191. Onsekiz Gn Sava, 273 0 192. Eskatolojik Sava ve Kyamet,


275 0 1^3. Krina'nn Vahyi, 277 0 194. "Davranlarnn
Meyvelerinden Vazgemek", 280 (} 195. "Ayrlma" ve "Btnleme",
282 Eletirel Kaynaka, 286.
XXV. BLM

YAHUDLN SINAVLARI: KIYAMET


KTAPLARINDAN TORA'NIN YCELTILMESINE, 288
196. Eskacolojinin Balang Dnemi, 288 0 197. Eskatolojik Peygamberler Hagay ve Zekeriya, 290 () 198. Mesih Kral Beklentisi, 292
<) 199. Yasaclgn lerleyii, 294 Q 200. Tanrsal Hikmetin Kiiletirilmesi, 296 0 201. Umutsuzluktan Yeni Bir Teodiseye: Kohelet ve
Ekklesiastikus, 298 0 202. lk Kyamet Kitaplar: Daniel ve I. Hanok, 301 0 203. Tek Umut: Dnyann Sonu, 304 Q 204. Ferisilerin
Tepkisi: Tora'nn Yceltilmesi, 308 Eletirel Kaynaka, 313.
x x v . BOLUM

HELENSTK ADA BADATIRMAC1LIK VE YARATICILIK:


SELAMET VAAD, 321
205. Mysteria Dinleri, 321 {) 206. Mistik Dionysos, 324 () 207. Attis ve Kybele, 327 0 208. Isis ve Msr Mysteria'lan,
332 0 209.
Hermes Trismegistos'un Vahyi, 336 ()
210. Hermesiligin
Erginleyici Ynleri, 339 Q 211. Helenistik ada Simya, 341
Eletirel Kaynaka, 346.

XXVII. BOLUM

IRAN'NIN YEN SENTEZLER, 354


212. Arsakidler Devrinde (M 2 4 7 - MS 226) Dinsel Yneliler, 354
0 213. Zurvan ve Ktln Kkeni, 356 Q 214. Zamann Eskatolojik ilevi, 360 0 215. ki Yaratl: Menk ve Getlk, 361 0 216.
Gaymart'tan Saoyant'a, 363 0 217. Mithra Mystena'lan, 366 0
218. "Eer Hristiyanln Yolu Kesilseydi...," 371 Eletirel Kaynaka, 374.
xxv. BOLM
HIRSTYANLIIN DOUU, 380
219. "Bir Mehul Yahudi": Nasral Isa, 380 0 220. Mjde: Tann'nn
Krall Yakndr, 386 0 221. Kilisenin Douu, 391 () 222. teki
Uluslarn Elisi, 394 0 223. Kumran'da Esseniler, 399 0 224.
Tapman Yklmas; ikinci Geliin Gecikmesi, 404 Eletirel Kaynaka, 407.
xxx. BOLUM
MPARATORLUK AINDA PUTPERESTLK,
HIRSTYANLIK VE GNOSS, 414
225. Jam redit et Virgo..., 414 () 226. Bir religio iicita'nm ektikleri,
417 0 227. Hristiyan Gosisi, 420 0 228. Gnostisizmin Yaklamlar, 421 0 229. Byc Simun'dan Valentinus'a, 425 0 230.
Gnostik Mitler, mgeler ve Eretilemeler, 429 0 231. ehit Paraklitos, 433 0 232. Maniheist Gnosis, 435 0 233. Byk Mit: Tanrsal
Ruhun D ve Kurtuluu, 437 {> 234. Mysterium tremendum Olarak Mutlak Dualizm, 439 Eletirel Kaynaka, 442.
XXX. BLM

TANRILARIN ALACAKARANLII, 452


235. Zndklk ve Ortodoksluk, 452 (} 236. Ha ve Hayat Aac, 455
0 2 3 7 . "Kozmik Hristiyanla" Doru, 458 () 238. Teoloji Atlm,
461 <) 239. Sollnvictus
ile m hoc signo vinces Arasnda..., 464 0 240.
Eleusis'te Duran Otobs..., 467 Eletirel Kaynaka, 469.

DZN,473

KISALTMALAR

ANET

.J. B. Pritchard, Anctent Near Eastern TexK Relating to the Old Testament

AO

Ata Orientalia (Leiden)

Ar Or

Archiv Orientlni

ARV/

Archiv fr Religionsvvissenscha/l (Freiburg/Leipzig)

(Princeton, 1950; ikinci bask, 1955)


(Prag)

BEFEO

Bulletin de l'Ecole jranaize

BJRL
BMFEA
BSOAS
CA
ERE

Bul/etin of the John Rylands Library (Manchester)


Buelm 0} Ihe Museum of Far Eastern Antiquities (Stockholm)
Buttetm of the School of Oriental anAfrican Studies (Londra)
Currert Anthropology (Chicago)
Encyclopaedia of Religon and Ethics, ed. James Hastings

FFC.

Folklore Fellows Communications (Hamina; daha sonra Helsinki)

HJAS

Harvar Journal of Asiatic Studies (Cambridge, Mass.)

HR

HisteO" o/Religions (Chicago)

HTR

<fExirme-Onent (Hanoi)

H a m i n i Theological Revievv (Cambridge, Mass.)

llj
IPEK
JA
JAFL
JAOS
JAS
JlES

Indo-lranian Journal (Lahey)


Jahrbuch fr prhistorische ethnographische Kurs! (Berlin)
Journal Asiatique (Paris)
.Journal of American Folklore (Boston ve New York)
Journal of the American Oriental Society (Baltimore)
Joumal of the Asiaic Society, Bombay Branck
Journal of Indo-European Studies (Montana)

JNES

Journal of Near Eastern Studies (Chicago)

JRAS

J o u m a l of (he Royai Asiatic Society (Londra)

JRASB

.Journal

JSS

.Journal of Semitic Studies (Manchester)

NGWG

Nachrichten

of the Koya! Asiatic Society of Bengal (Kalkta)


von der Kngl/ehen Gesellsc/i/t der Mssenscha/fen j u Gttnger

(Gttingen)

OLZ

Orientaltstiscke

RB

Revue Biblique

literaturzeitung

(Berlin/Leipzg)

(Paris)

RE

Pauly-Wissowa, Real-Encyclopade der klassisehen Altertumswssenschaft

REG

Revue des Eiudes Grecques

RHPR

Revue d'Histoire et de Phlosophe religieuses (Srasbourg)

RHR

Revue de THistoire

S8E
SMSR

Sacred Books of the East, 50 cilt, ed. Max Muller (Oxford)


Studi e Material di Storia delle Reiigioni (Roma)

(Paris)

des Religons (Paris)

VT

Vetus Testamenium

WdM
ZDMG

Wdrterbuch der Mythologe (Scuttgart)


Zeitschrift derdeulsehen morgenldndischen Gesellschaft (Leipzig)

(Leiden)

NSZ

Beklenmedik koullar Dinsel inanlar

ve Dnceler

Tarihi'ni ikinci cildinin bas-

mn geciktirdi. Ben de bu ertelemeden yararlanarak baz blmlerin kaynakasn,


1977'de ve 1978 banda km yaynlar da belirterek tamamladm. Kaynakalarn
hepsi eit uzunlukta degii; nk uzman olmayan okuyucunun daha az bildii sorunlara (rnein in ntarihinin, Keklerin, Cermetlerin, Traklarn dinleri; simya;
kyamet kitaplar;'*' Gnostisizm vb) ilikin bilgileri oaltmaya nem verdim.
Kitab fazla kalnlatrmamak iin, Tibet, Japon, Orta ve Kuzey Asya dinleri zerine blmleri bir sonraki cilde aktardm. Sonu olarak, nc cildi her biri yaklak 350 sayfalk iki ayr kitaba blmek gerekti: Birincisi Islamn k ve Tantraclk dalgasndan Floris'li Joachim'e ve XII., XIII. yzyllarn binylc hareketlerine
uzanrken; ikincisi, Orta Amerika dinlerinin kefinden ada ateist teolojilere dek
gelen dnemi ele alyor.
Bu ikinci cildin eitli blmlerini okuma ve gzden geirme nezaketini gsteren dostlarma ve meslektalarma, Prof. Paul Ricoeur ve Prof. Andre Lacocque'a,
jean-Luc Pidoux-Payot'ya teekkr etmek isterim. unu da bir kez daha belirtmek
isterim ki, eimin varl, efkati ve ball olmasa, bu eser de sonulandnlamazd.
Chicago niversitesi
Mays 1978
Mircea Eliade

* Kyamet kitaplar: Melekleri, Mesihi ve kyameti k o n u olan ve T a n r i n n gizli gretileriyle ilgili


ryeileri ieren eserler. Yahudi kyamet metinleri yaklak olarak M 2 0 0 - 1 0 0 arasna aittir.
Bunlar arasnda Daniel'in Kitab, Eno'un Kitab, Eno'un Srlan Kitab, brahim'in Vahyi,
dem'in Vahyi ve Baruk'un Vahyi gibi metinler saylabilir - y n

11

XVI. B L M

ESK N DNLER

126. Neolitik ada Dinsel nanlar Gerek kltr gerekse dinler tarihisi asndan, in ayrcalkl bir aratrma konusudur. Gerekten de en eski arkeolojik
belgeler M V., VI. binyla kadar uzanr; en azndan baz rneklerde, farkl tarihncesi kltrlerin sreklilii izlenebilir, hatta klasik in uygarlnn oluumuna katklar saptanabilir. Dier yandan nasl ki in halk ok sayda etnik bileimin
sonucuysa, kltr de birok kaynan katksnn fark edilebildii karmak ve
zgn bir sentez oluturmaktadr.
En eski neolitik kltr, 1921'de boyal kil vazolann bulunduu kyn adndan
hareketle, Yang-ao diye bilinir. Ayrt edici zellii siyah mlekler olan ikinci
neolitik kltr, 1928'de Lung-an yaknnda kefedilmitir. Ama ancak 1950'den
sonra, son otuz ylda gerekletirilmi saysz kaz sayesinde, neolitik kltrlerin
btn aamalar ve temel zellikleri tasnif edilebilmitir. Radyokarbon lmyle
tarihlendirmenin yardmyla, zamandizini kkten deitirilmitir. Pan Po'da (ensi
eyaleti), Yang-ao kltrne ait en eski sit alan gn yzne karlmtr; radyokarbon lm bu alann y. M 4115 veya 4365'e tarihlendirilebileceini gstermektedir. Sit alan M V. binylda, 600 yl boyunca meskn kalmtr. Ama Pan
Po, Yang-ao kltrnn ilk aamasn temsil etmez.' in'in tarihncesi zerine son
sentezleyici eserin yazar Ping-ti Ho'ya gre, M IV. binyldaki tarm etkinlii gibi
baz hayvanlarn evcilletirilmesi, mlekilik ve tun metalrjisi de yerel birer bulutu. 2 Oysa ki daha ksa sre nceye kadar in'deki neolitik ve tun a kltrlerinin gelimesi, tarm ve metalrjinin antik Doudaki bir ya da birok merkezden
yaylmasyla aklanyordu. Bu tartmada tavr almak bize dmez. Ancak baz teknolojilerin in'de bulunduu veya kkten deitirilerek kullanld kesin gibi
grnyor. in ntarihi iine Sibirya veya Orta Asya bozkrlar zerinden yaylan
Bat kkenli birok kltrel unsurun katlmas da akla yakn geliyor.
Arkeolojik belgeler bize baz dinsel inanlar hakknda bilgi verebilir; ama bu inanlarm tarihncesi halklarn btn dinsel sistemini temsil ettii sonucuna var1
2

Ping-i Ho, The Cradle of the East, s. 16 vd.


A.g.jy., s. 43 vd, 91 vd, 121 vd, 177 vd.
13

DINSCL N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II

mak anlamsz olur. Mitoloji, teoloji, riteller iskeleti ve morfolojisi, yalnzca arkeolojik malzemelere dayanarak kolay kolay zlemez. rnein Yang-ao neolitik
kltrnn kefiyle gn na karlan dinsel belgeler neredeyse yalnzca kutsal
mekn, bereket ve lmle ilikili dnce ve inanlar kapsamaktadr. Kylerde ortak ev, meydann merkezinde yer alrken, evresinde yarya kadar topaa gmlm kk konutlar bulunmaktadr. Gerek kyn yerleim dorultusu, gerekse
merkezi lam ukuru ve duman deligiyle konutun yaps, birok neolitik topluma
ve geleneksel toplum tarafndan paylalan bir kozmolojiye iaret etmektedir (kr.
12). Ruhun lmden sonra da yaad inanc, mezarlara braklm kapkacak ve besinlerle kendini gstermektedir. ocuklar konutlarn yaknma, tepelerinde ruhun
girip kabilmesi iin alm birer delik bulunan byk kplerin iine gmlyordu. 3 Baka bir deyile mezar kp, lnn "evi"ydi; bu dnce tun agnm
(ang dnemi) atalar tapannda ok boyutlu bir biimde ifade edilmiti.
Krmzya boyanm ve "lm motifiyle" (death pattern)

sslenmi kil kpler -

zellikle ilgintir. ikonografik motife -gen, dama tahtas ve kk deniz kab u k l a n - yalnzca mezar kplerinde rastlanmaktadr. Ama bu motifler, cinsel birleme, doum, yenilenme ve yeniden doum kavramlann birletiren karmak bir
simgesellikle uyumludur. Bu bezemenin lmden sonra hayat ve teki dnyada
"yeniden dou" umudunu temsil ettii varsaylabilir.
ki balk ve iki insan biimli figr ieren bir desen, muhtemelen doast bir
Varl veya bir "kutsal uzman"n, bir byc veya rahibi temsil etmektedir. 5 Ama
bu yorum henz kesinlik kazanmamtr. Geri balklarn hem cinsel, hem de takvimle ilikili anlamlar vardr (nk balk tutma mevsimi yllk dngnn belli
bir anma denk der). Drt figrn dalm kozmolojik bir imgeyi de akla getirebilir.
Ping-ti Ho'ya gre, 6 Yang-ao ann toplumlan anayanl soy zinciri kurallarna
uyuyordu. Buna karlk bir sonraki Lung-an a, atalar tapmnn stnlyle
ayrt edilen babayanl soy zincirine sahip bir topluma geie iaret eder. Ho da,
baka aratrmaclar gibi, baz ta nesneleri ve bunlarn boyal kpler zerine izilmi kopyalarn fallus simgeleri olarak yorumlar. "Ata" anlamna gelen tsu piktog3

A.g.y.,

s. 279. Yakndou'nun ve Dogu Avrupa'nn baz tarihncesi kltrlerinde de b e n z e r

inan ve uygulamalara rastlanmaktadr.


4

j . G. Anderson, Gildrenof
Ancient

China,

the Yellovv Earth,

s. 315; Kwang-Chih Chang, The Arckaeoloy

s. 103; kr$. Hanna Rydh, "Symbolism in Mortuary Ceramics," birok yerde.

H o ' n u n kitabnda b u desenin gzel bir rprodksiyonu bulunmaktadr, s. 154, ekil 9.

Ping- Ho, a.g.y., s. 275 vd.


14

of

ESK I N DNLER

ramnn bir fallus deseninden tretildiini ileri sren Karlgren gibi. Ho da fallus
amblemlerinin oalmasn atalar tapmnn kazand nemle aklar. 7 Biraz nce
grdmz gibi, "lm motifi" belli bir cinsel simgesellik de ierir. Ama Cari
Hentze eitli nesneleri ve fallus izimlerini "ruhun evi"ni ifade eden tasvirler olarak yorumlar; baz Yang-ao mlekleri, Avrupa tarihncesindeki benzer paralara
ve Mool kulbelerine benzettlebilecek kk kulbe modellerini -bunlar ayn zamanda mezar kpleridir- temsil eder. in'in tarihncesinde oka bulgulanan bu
"ruh evcikleri" tarihsel alarn "ata tabletleri'nin habercisidir. 8
Ksacas, Yang-ao ve Lung-an kltrleri dier neolitik uygarlklara da zg
inanlar sergiler; hayat, bereket, lm ve lmden sonraki hayat arasndaki uyum;
dolaysyla takvime yansyan ve ritellerle hayata geirilen kozmik dng anlay;
bysel-dinsel g kayna olarak atalarn nemi; zdann birlii "gizemi" ("lm
motifi" de bunu kantlamaktadr), bir anlamda daha sonraki alara egemen oiacak
kozmik hayatn birlii/btnl dncesinin n habercisi olan inan. Kylerdeki
gelenekler ve dinsel uygulamalarda neolitik mirasn byk bir blmnn, kanlmaz deiimlerle de olsa, korunduunu eklemekte yarar var.
127. Tun anda Din: Gk Tanrs ve Atalar Elimizdeki bilgiler, ang
hanedanndan (M 1751-1028) balayarak, hissedilir lde artyor. Bu hanedan kaba hatlaryla in'in ntarihiyle ve antik tarihinin balangcyla rtmektedir. anglar devrinin ayrt edici nitelii tun ilemecilii, kent merkezlerinin ve bakentlerin
ortaya kmas, bir askeri aristokrasinin varl, krallk kurumu ve yaznn ilk
admlardr. Dinsel hayata ilikin bol belge bulunmaktadr. zellikle tuntan
yaplm muhteem ritel kplerinin yanstt zengin bir ikonografiye sahibiz.
Dier yandan kral mezarlar da baz dinsel uygulamalar hakknda fikir veriyor.
Ama asl deerli kayna, hayvan kemiklerine ve kaplumbaa kabuklarna kaznm
kehanet yaztlan' oluturuyor. Son olarak da Karlgren'in "serbest ou metinleri" 10

A.g.y.,

Bkz. Cari Hentze, Bronzegert, Kultbauten, Relgion im ltesten China der Shangzeit, s. 49 vd,

s. 282; kr. B. Karlgren, "Some Fecundity Symbols in Ancient C h i n a " s. 18 vd.

8 8 vd; ayn yazar, Dos Haus als WeltortderSeek,

s. 2 3 vd ve ekil 10-12. Bu eserlerde, arka-

ik in uygarlyla tarihsel ve morfolojik olarak birletirilen kltrlerden seilmi ok sayda


k o u t l u k bulunabilir.
'

Bu, Kuzey Asya'da olduka yaygn bir kehanet yntemidir: Soru sorulur, kemikler veya kabuklar stlr ve khinler oluan atlaklan yorumlar. Sonra soru ve cevap b u atlaklarn
k e n a n n a kaznr.

10

Bemard Karlgren, "Legends and Cults in Ancient China," s. 344.

15

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H ! - II

adn verdii baz eserler (rnein Gjteler

Kitab')

birok eski malzeme ieriyor.

Bununla birlikte bu kaynaklara bizi anglann dininin yalnzca baz ynleri,


ncelikle de kraliyet boyunun inanlar ve ritelleri hakknda bilgilendirdiini ekleyelim; tpk neolitik ada olduu gibi, mitoloji ve teoloji byk lde mehul
kalmaktadr.
lkonografik belgelerin yorumu her zaman kesin deildir. Yang-ao'nun boyal
mlekleri zerinde bulgulanm motiflerle" ve bunun tesinde, daha sonraki dnemlerin dinsel simgeseligiyle belli bir benzerlik bulunduu konusunda gr birliine varlmtr. Hentze, 12 zt kutup simgelerinin birlemesinin, zamann yenilenmesi ve manevi yenilenile ilikili dinsel dnceleri yanstt yorumunu yapmaktadr. Doumlar ve yeniden doumlar dngsn artran austosbcegi ve
t'ao-t'ieh

masklarna* ilikin simgesellik de nemlidir: Karanlklarn ve lmn i-

indenk ve hayat ykselmektedir. Bir arada olamayacak imgelerin (tyl ylan,


ylan ve kanal vb) birletirilmesi, baka bir deyile Taocu filozof ve gizemcilerin ana izleini oluturan ztlann diyalektii ve coincidentia

oppositorum

da {ztlarn bir-

lii! ayn lde dikkat ekicidir. Tun kpler, kp-evleri temsil eder. 13 Biimleri
ya mleklerden, ya da ahap ilkmeklerden tretilmitir. H Tun kplerde sergilenen hayranlk uyandnc hayvan resimleri sanat byk olaslkla ahap oymalar
rnek almtr. 15
Kehanet yaztlar, neolitik a belgelerinde bulunmayan (veya fark edilemeyen?)
bir dinsel anlay, zellikle de yce gk tanrsnn. Ti (Efendi) veya ang Ti'nin
vYukannn Efendisi) stnln nmze seriyor. Ti kozmik ritimleri ve doa
olaylarn (yamur, r2gr, kuraklk vb) ynetir, krala zafer getirir ve mahsuln
bereketli olmasn salar veya tam tersine felaketlere yol aar ve hastalklar, lm
gnderir. Ona, atalar tapnanda ve knn ortasnda olmak zere iki tr sungu veri-

h ing. Gazeller, iirler veya arklar Kitab diye de evrilebilir. n - K o n f y s u klasik


eserden birisidir. iirler yaklak olarak

M Vtll. veya IX. yzyla

kadar

dayanr.

Konfyus mnevverler iirlere alegorik olarak ahlaki bir anlam vermilerdir - y n .


in halk sanatnda ve ikonografisinde hl kullanlan semender, kaplan, ejderha figrleri
neolitik an s o n u n d a
12

da bulgulanm kozmolojik

simgelerdir.

Bronzegert... der Shangzeit, s. 40 vd, 55 vd, 132 vd, 165 vd.


Bronzegerat... der Shangzeit, s. 215 vd.

Canavar maskeleri - y n .
13

Hentze, Das Haus als U/eltort der Seele, s. 14 ve birok yerde.

11

Li Chi, The Beginnings of Chinese Civilization, s. 32.


A.g.y., s. 35.

15

16

Kr.

Cari

Hentze,

E S K I C I N DINLERI

lir. Ama baka arkaik gk tanrlarnn da bana geldigi gibi, 1 " onun tapm da
dinsel stnlnde bir gerilemeye iaret eder. Ti uzaktadr ve kraliyet soyundan
atalar kadar etkili deildir; ona daha az kurban sunulur. Ama hkmdarn balca
iki kaygs olan bereket (yamur) ve sava sz konusu olduunda, yalnzca ona
yakarlr.
Her ne olursa olsun Ti stn konumunu korur. Kral atalar da dahil olmak
2ere, dier btn tanrlar ona tabidir. Yalnzca kraln atalar Ti nezdinde araclk
yapabilir; dier yandan yalnzca kral, atalanyla iletiim kurabilir; nk kral "tek
insan"dr. 17 Hkmdar, atalarnn yardmyla otoritesini glendiriyordu; onlarn
bysel-dinsel gcne inan ang hanedannn egemenliini merulatryordu. Buna karlk atalar da kendilerine tanan kurbanlarn etine, kanna ve tahl
sungularna bamlyd. 18 Baz bilginlerin yapt gibi, 19 tahttaki aristokrasi iin
ok nemli olan atalar tapmnn, bu nedenle, giderek btn toplumsal katmanlar
tarafndan da benimsendiini varsaymak kanmzca gereksizdir. Neolitik ada bu
tapm iyice yerlemi ve byk bir yaygnlk kazanmt. Yukarda grdmz gibi, en eski ekicilerin (insan odakl kozmik dng etrafnda eklemlenmi) dinsel sisteminin ayrlmaz parasyd. Hatrlanamayacak kadar eski zamanlara dayanan bu
tapma siyasi bir ilev kazandran, ilk atasnn Ti'nin soyundan geldigi varsaylan
kraln stnldr.
Kral, iki grup kurban sunar; Atalar ile Ti ve dier tanrlara. Kimi zaman ritel
hizmet 300 veya 360 gne yaylr. "Kurban" szc "yl" anlamna gelir; nk
yllk dng btn bir ayin olarak alglanr. Bu durum, mevsimlerin doal akn
ve geri gelmelerini salayan takvimin dinsel nemini dorular. Anyang yaknndaki
byk kral mezarlarnda, hayvan iskeletlerinin yan sra, anlalan hkmdara teki
dnyada elik etmeleri iin ldrlm birok insan kurban da bulunmutur.
Kurbanlarn seimi (silah arkadalar ve hizmetkrlar, kpekler, atlar), askeri aristokrasi ve kraliyet boyu iin avn (ritel av m?) hatr saylr nemini vurgula-

16

Dinler Tarihine Giri, 14vd.

17

Kehanet yaztlarnda "Ben, tek insan" (veya belki de "Ben, ilk rsan") ifadesi bulgulanmr;
kr. David N. Keightley, "Shang Theology and the Genesis of Chinese Political Culture," s.
213, dipnot 6.

18

Keightley'in de dikkat ektii gibi (a.gy.,

s. 214 vd), atalar tapm dinsel ve siyasal otoritenin

kayna olarak kraliyet soyunu ne karmtr. Genellikle Cou hanedannn buluu olarak
deerlendirilen "Gn Vekaleti" retisinin kkleri, anglann teolojisine kadar uzanr.
19

rnein Ho, The Cradle oj the East, s 320.


17

DINSEL INANLAR VE DNCELER TARIHI -

maktadr. 20 Kehanet yaztlarnda elimize ulaan pek ok soru kraln kt seferlerin baar ansna ve yararna ilikindir.
Konutlar gibi mezarlar da ayn kozmolojik simgeselligi paylayor ve ayn ilevi yerine getiriyordu: Onlar llerin evleriydi. Yaplarn, zellikle de tapmak ve
saraylarn yapm almalar srasnda insanlarn kurban edilmesi benzer bir inanla
aklanabilir. Kurbanlarn ruhlar yapnn kalclm salyordu; dikilen antn,
kurbann ruhu iin "yeni bir beden" ilevi grd sylenebilir. 21 Ama yeterince
bilgi sahibi olmadmz baka amalarla da insan kurban ediliyordu; zamann yenilenmesinin veya hanedann yeniden retiminin hedeflendii varsaylabilir.
Belli boluklara karm, anglar devrindeki dinin ana hatlar ortaya konulabilir.
Gk tannnm ve atalar tapmnn nemi konusunda kuku yoktur. Kurban sistemindeki (dinsel bir takvimle uyumluydu) ve kehanet tekniklerindeki karmaklk,
khinlerden, rahiplerden veya amanlardan oluan bir "kutsal uzmanlar" snfnn
varln akla getirmektedir. Son olarak ikonografi ise, hem kozmolojik hem de
soteriyolojik bir simgeselligi gzler nne sermektedir; geri bu simgesellik henz
yeterince aydnlatlmamtr, ama klasik in'in balca dinsel kavramlarnn habercisi gibidir.
128. rnek Hanedan: oular Yaklak olarak M 1028'de son ang kral ou
beyine yenildi. Bey, yapt mehur aklamada,22 krala kar isyann, rm ve
nefret uyandran bir egemenlie son verme konusunda gk tanndan ald buyrukla
gerekelendiriyordu. Mehur "Gn Vekaleti" retisinin ilk ifadesi budur. Zaferi
kazanan bey, oularn kral oldu ve in tarihindeki en uzun sreli hanedan balatt
(M 1028-256). Konumuz asndan bu hanedann ykselme dnemlerini, krizlerini
ve kn zetlemek gereksizdir. 23 Yalnzca M VIII. yzyldan III. yzyla kadar
geen srede, savalara ve genel gvensizlik ortamna karn, geleneksel in

20

Li Chi, The Beginnings

of Chmese

Civilzation,

s. 21 vd. Yazar t u n kplerin bezemelerindeki

hayvan motiflerine (kaplan, geyik) dikkat eker. Bunlann olduka karmak bir kozmolojik
ve erginleme simgeleriyle donatlm, amblem niteliinde hayvanlar olduunu ekleyelim.
21

Kr. Eliade, De Zalmom Gengs Khan. s. 182 vd.

22

Bu metin 5u ing iinde k o r u n m u t u r ; ev. Karlgren, 11te Boofe of Documeus,

Baz nemli tarihleri hatrlatalm: MO 7 7 l ' e kadar sren Bat oulan dnemini Dogu

s. 55.

o u l a n d n e m i izledi (y. M 771-256). Yaklak olarak M 4 0 0 - 2 0 0 arasnda kesintisiz


savalar yaand. Sava Krallklar ad venlen b u d n e m imparator Huang-TYn in'i brletirmesyle son buldu.

18

ESK CN DNLER

uygarlnn gelitiini ve felsefi dncenin doruk noktasna ulatn hatrlatmak


yeterli olacaktr. 24
Hanedann balang dneminde, gk tanrs T'ien (Gk) veya $ang Ti (Yukarnn Efendisi) insanbiimli ve kiisel bir tanrnn izgilerini sergiler. Gn merkezinde, Byk Ay'da oturur. Metinler onur gksel yapsn ne karr: Her eyi
grr, gzler ve duyar; durugr sahibidir ve her eyi bilir; hkmlerinde yanlma:. Antlamalarda ve szlemelerde T'ien ve ang Ti'ye bavurulur. Daha ge bir
dnemde, Konfuys ve eidi okullardan birok filozof, ahlak ve teolog, Gn
her eyi grmesini ve bilmesini kutlayacaktr. Ama onlar asndan Gn Tanrs
dinsel niteliini giderek yitirmekte, kozmik dzenin temel ilkesine, ahlak yasasnn
gvencesine dnmektedir. Yce bir tanrnn bu ekilde soyutlanma ve aklclatnlma srecine girmesine dinler tarihinde ska rastlanr (kr. Brahman, Zeus,
Helenistik dnemde filozoflarn tanns, Yahudilik, Hristiyanlk ve Islamda Tanr).
Ama Gk (T'ien), hanedann koruyucusu olarak kalr. Kral, "T'ien'in olu" ve
"ang Ti'nin n a i b f ' d i r " Bu nedenle ilke olarak yalnzca kral, T'ien'e kurban sanabilir. Kozmik ritimlerin normal seyrinden kral sorumludur, herhangi bir felaket durumunda -kuraklk, doast olaylar, fetler, su basknlar- kral kefaret ayinlerine
uymak durumundadr. Btn gk tanrlar mevsimleri ynettii iin, T'ien'in tarm
tapmlannda da bir rol vardr. Bu nedenle tarm dngsnn nemli anlannda
kral onu temsil etmek zorundadr (kr. 130).
Atalar tapm, anglar dneminde yerletirilmi yaplarn geni lde uzantsdr (ama yalnzca aristokrasinin yapt riteller hakknda bilgi sahibiyiz). Kupevin yerini, ogulun atalar tapnana brakt bir tablet alr. Ylda drt kez olduka
karmak trenler dzenlenir; pimi et, tahl ve ikiler sunulur ve atann ruhu
arlr. Bu ruh; bir aile yesi, genellikle de lnn torunlarndan birisi tarafndan
kiiletirilr ve sungular da o paylatrr. Benzer trenler Asya'da ve baka yerlerde

24

"Klasik kitaplar" b u ada yazld veya derlendi. Hentze'rtin de belirttii gibi (Fundc in AlChina, s. 222), oular d n e m i n d e yaznn giderek kutsalln yitirdiine tank oluyoruz.
Yaznn ilk ilevinin - G k - Y e r ve Tann-insan ilikilerim d z e n l e m e k - yerini, soy zinciri ve
tarihyazm kayglan ald. Sonuta yaz bir siyas propaganda arac oldu.

25

Kr.

ing, ev. Legge, s. 428. oular mitsel bir atann, Hou-i'nin (Dan Beyi) s o y u n d a n

gelmekle n yapmtr; bu bey

ing'de (iir i 53) onlara "Tanr'n emriyle buday ve ar-

pa verdii" iin kutlanr. ang d n e m i n i n kral mezarlannda bulgulanan insan kurbanlarn


oular d n e m i n d e tamamen ortadan kalktn da ekleyelim.

19

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II

de olduka yaygndr, lnn temsilcisinin yer ald bir ritel byk olaslkla
anglar zamannda da yaplyor, hatta belki tarihncesinde de biliniyordu. 26
Yer tanrlarnn ve onlarn tapmlarnn, iyi bilmediimiz uzun bir tarihi vardr.
Topran bir ana olarak temsil edilmeden nce, cinsiyetsiz veya ift cinsiyetli bir
kozmik yaratc g olarak duyumsand bilinmektedir. 2 ' Marcel Granet'ye gre,
Yeryz Ana imgesi nce "cinsiyetsiz Kutsal Yer grinm"nde ortaya kmtr.
Bir sre sonra "evcil Toprak ana ve besleyici bir gcn zellikleriyle tasarmlanmtr." 28 Eski alarda ller ev duvarlar iine, tohumlarn sakland yere
gmlrd. Uzun sre tohumlarn bekilii ii kadna aitti. "oular zamannda
kraliyet tarlasn ekmek iin ayrlm tohumlar, Gn O l u n u n odasnda deil,
kralienin dairesinde saklanrd." 29 Ancak daha ge bir dnemde, babayanl soy zincirine dayal ailenin ve derebeylik iktidarnn ortaya kyla birlikte, toprak bir
tanr oldu. oular devrinde hiyerarik biimde rgtlenmi ok sayda toprak
tanrs -aile toprann tanrlar, ky tanrs, krallk ve beylik topraklarnn tanrlar- vard. Sunak ak havadayd, ama tatan bir tablet ve bir aa -topran kozmik bir g olduuna inanlan aa ait zgn tapmn kalntlardr bunlar- ieriyordu. Mevsim dnmleri evresinde eklemlenmi kyl tapmlar, muhtemelen bu
kozmik dinin ilk biimlerini temsil etmektedir; nk ileride greceimiz gibi (
130), Toprak yalnzca tarmsal bereketin kayna olarak alglanmyordu; gg
tamamlayc bir g olarak, kozmik btnselliin ayrlmaz parasyd.
Deindiimiz dinsel yaplarn oular devrine ilikin zengin belge klliyatnn
(arkeolojik malzemeler ve zellikle de ok sayda metin) tamamn kapsamadn

26

Kilden kabartmalar zerine oyulmu, iki kolu yukar kalkm insan figrleri anlald
kadanyla atalan veya bir atalar tapmnm rahiplerini temsil etmektedir (kr. Hentze, Funde in
Aft-China,

s. 2 2 4 ve Levha XL). Bu ikonografk motif neolitik ada ve ang d n e m i n d e

bulgulanmtr (a.g.y.,

ekil 29, 30). ou dneminin ortalarna ait tuntan bir sandk, ata iz-

leginin "folklorlaun!mas"mn m k e m m e l bir rneini yanstmaktadr: Kapan zerinde


kar karya o t u r m u bir erkekle bir kadn, doac slupta naife tasvir edilmitir; a.g.y.,

s.

228, Levha XLUl.


27

Kr. Eliade, "La Terre-Mere et les herogamies cosmiques" (Mythes,

rves et mystires

iinde),

s. 225.
28

M. Granet, "Le dept de l'enfant sur le sol," (Etudes soriolog<ju sur ti Chne iinde), s. 201.
"Yeni d o m u veya lmek zere olan bebek Topraa k o n d u u n d a , d o u m u n m u o l u m u n
m h k m n n yryeceini sylemek O'na [Topraa] der... [Bebei] Topran zerine
brakma riteli rk ve Yer arasnda toz bakmndan zdelik dncesini gerektirir" (a.g.y.,
192-193, 197-198).

29

Granet, a.g.y., s. 200


20

s.

ESK N DNLER

da eklemek gerek. Bu sunuu, baz kozmogoni mitlerini ve temel metafizik dnceleri tantarak tamamlayacaz. imdilik aratrmaclarn ksa bir sredir arkaik
in'in kltrel ve dinsel karmakln vurgulamakla gr birliine vardn
hatrlatalm. Daha birok millet iin de geerli olduu gibi, in budunu da homojen deildi. Ayrca balangta ne dili, ne kltr, ne de dini birliki sistemler
oluturuyordu. Wolfram Eberhard evresel etnik unsurlarn -Thailer, Tunguzlar,
Trk-Moollar, Tibetliler v b - in sentezine katklarn gn na karmtr. 30
Din tarihisi iin bu katklar deerlidir: Dier olgularn yan sra, kuzey amanizminin in dinselliine etkilerini ve baz Taocu ibadetlerin "kkeni'ni anlamasna
yardm ederler.
inli tarihyazclar onlarn klasik uygarln "barbarlar "m inan ve ibadetlerinden ayran mesafenin bilincindeydi. Ama bu "barbarlar"n iinde, ksmen veya
tamamen zmsenmi ve kltrleri sonunda in uygarlnn ayrlmaz birer paras haline gelmi birok buduna rastlanmaktadr. Bir tek rnek verelim: 'ular.
M 1100'e doru onlarn krall kurulmutu. Bununla birlikte anglarm kltrn zmseyen 'ular Mool kkenliydi ve dinlerinin ayrt edici nitelii amanizm
ve esrime teknikleriydi. 31 in'in Han hanedannn egemenliinde birlemesi 'u
kltrnn yklmasna yol aarken, dier yandan onlarn dinsel inan ve ibadetlerinin btn in'e yaylmasn kolaylatrd. Muhtemelen in kltr onlarn kozmolojik mitlerinin ve dinsel ibadetlerinin pek ounu benimsemiti; esrime tekniklerine ise, baz Taocu evrelerde rastlanmaktadr.
129. Dnyann Kkeni ve Dzenlenmesi Szcn gerek anlamnda hibir
in kozmogoni miti korunmamtr. Ama tarihyaztm geleneinde ve birok in efsanesinde Euemerosulatrlm' ve dnyeviletirilmi yaratc tannlar ayrt edilebilmektedir. rnein insanbiimli bir ilk Varlk olan P'an-Ku'nun "Gk ile Yer'in
yumurtaya benzer bir kaos olduu ada" doduu anlatlr. P'an-Ku ldnde
kafas "kutsal bir sarp dag oldu, gzleri gne ve ay, ya nehirler ve denizler,
salar ve kllar aalar ve dier bitkiler oldu." 32 Burada, yaratl bir ilk Varln
30

Bkz. Eberhard'n Kuiiur und Siedlung der Randviker

Chnas ve Lokallulfuren im alen Clu'nn

iki cildi.
51

Kr. J o h n S. Majr, "Research Priorities in the Sudy of Ch'u Religiot," zellikle s. 231 vd.
M III. yzylda yaam Yunan yazar. Ona gre mitolojik kiilikler halklarn korkusu veya
hayranl s o n u c u n d a tannlanlm insanlardr-n.

32

Max Kalenmark'm evirdii metinler, "La naissance d u m o n d e en Chne." s. 4 5 6 - 4 5 7 .


Ayrca bkz. Norman Girardot, "The Problem of Creation Mythology," s. 2 9 8 vd.

21

D N S E L N A N L A R VI- D N C E L F K TARH - 11

kurban edilmesiyle aklayan mitin z fark edilmektedir: Tiamat (kr. 21), Prua ( 75), Ymir ( 173). u ine'de yaplan bir ima, eski inlilerin birok halkla
ve farkl kltr dzeylerinde bulgulanan bir baka kozmogoni izlegini daha bildiini kantlamaktadr: "Ulu Efendi (Huang-ti), (tanrlarn) aa inileri son bulsun
diye 'ong-li'yi Yer ile Gk arasndaki iletiimi kesmekle grevlendirdi." 33 inlilerin mite geirdigi yorum -zellikle tanrlarn ve ruhlarn insanlara bask yapmak
zere yeryzne inii- ikincil nemdedir; eitlemelerin ounluu tam tersine
balang ann. Gk ile Yer tanrlarnn aa inip insanlann arasna karmasna
ve insanlarn da bir daa, bir aaca veya bir merdivene trmanarak ya da kularn
srtna binerek ge kma olanak verecek lde ok yakn olduu o an cennetsi niteliini yceltmektedir. Belirli bir mitsel olayn ("rituelle ilgili bir hata")
ardndan. Gk birdenbire Yerden ayrlm, aga veya sarmak kesilmi veya ba
ge deen da dzlemiti. Bununla birlikte baz ayrcalkl varlklar -amanlar,
gizemciler, kahramanlar, hkmdarlar- esrime hali iinde ge ykselme, bylelikle in i!lo tempore

kesilmi iletiimi yeniden kurma yetisine sahiptir. 34 Cennet nos-

taljisi diye nitelenebilecek olguya, yani esrime yoluyla o ilk, "balang durumu "yla yeniden btnleme isteine btn in tarihi boyunca rastlanmaktadr:
Balangcn birtik/btnlg (/mn-tun) veya insann dorudan tanrlarla karlaabildii bir zaman tarafndan temsil edilen bir durum sz konusudur.
Son olarak bir nc mitte, bir erkek ve kz kardeten, Fu-hi ve N-kua'dan
oluan bir iftten sz edilir. Ejder bedenli bu iki varlk, ikonografide genellikle
kuyruklarndan birbirine dmlenmi olarak tasvir edilir. Bir tufan srasnda,
"N-kua mavi renkli G be renkten talarla onard, byk bir kaplumbaann
ayaklarn kesip drt kutba drt direk olarak dikti, dnyay kurtarmak iin kara ejderi (Kong-kong) ldrd, taan sularn nne set ekebilmek iin kam kllerini
biriktirdi." 35 Bir dier metin Gk ve Yer'in yaratlndan sonra, N-kua'nn insanlar sar topraktan (soylular) ve amurdan (yoksul ve sefil insanlar) ekillendirdiini nakleder. 30
Tarihselletirilmi Byk Y rivayetinde de kozmogoni izlegi seilebilmektedir.
(Mitsel) imparator Yao dneminde "dnyaya henz dzen verilmemiti, engin sular
5

Henri Maspero, Les relfgions chinoist's, s. 186-187. Daha sonralar b u anlat, ruhlarn insanlar
"ele geirmesi" nedeniyle ortaya kan kargaalklarla yorumland; kr. Derek Bodde, "Myths
of Ancient China," s. 389 vd.

34

Kr. Eliade, Mylhes, rtvcs e! mystires, s. 80 vd; Le Chamamsme, s. 215 vd.

35

beh-lsu (M 111. yzyl), ev. Kalrenmark. a.g.y.,

36

Houai-nan

s. 458.

-tsu {M 111. yzyl), ev. Kaltenmark, fl.g.v., s. 459.

22

ESK O H DNLER

dzensiz biimde akyor, dnyay seller kaplyordu." Y, sulan durdurmak iin setler yapan babasnn aksine, "topra kazd ve (sulan) denizlere doru aktt, ylanlar ve ejderleri avlad ve onlar bataklklara pskrtt." 37 Tm bu motifler -sularla
kapl yeryz, ylanlarn ve ejderlerin oalmas- kozmogoniye ilikin bir yapya
sahiptir. Y, yaratc tanr ve uygarlatrc kahraman roln stlenir. inli bilginlere gre, dnyann dzenlenmesi ve insani kurumlarn oluturulmas kozmogoniyle edeerlidir. Hkmdar ktlk glerini drt ufka doru srp bir merkeze
yerletiinde ve toplumun rgtlenmesini tamamladnda, dnya "yaratlm"
olur.
Ama dnyann kkeni ve oluumu sorunu, Lao-uu'nun ve Taoculann ilgisini
ekiyordu, bu da kozmogoniye ilikin speklasyonlarn eskiliini gsterir. Nitekim
Lao-tzu ve rencileri arkaik mitolojik anlatlardan yararlanmaktadr ve Taocu sz
daarnn -Jun-fun, tao, yang ve ym- znn dier okullarca da paylalmas, onun
eski ve btn in'deki yaygn niteliini kantlamaktadr. Biraz ileride greceimiz
gibi (bkz. s. 27), Lao-tzu'nun dnyann kkenine ilikin aklamas, kaosu (hun-tun)
yumurtaya benzeyen bir btnsellik olarak ele alan eski kozmogoni izlegini, metafizik bir dilde, yeniden ilemektedir. 38
Evrenin yaps ve ritimlerine gelince, anglardar 1911 devrimine kadar eitli
temel anlaylarda tam bir birlik ve sreklilik sz konusudur. Geleneksel evren imgesi, ortasndan dikey baucu-ayakucu* ekseninin getii ve drt yn tarafndan
erevelenmi bir merkezdir. Gk yuvarlak (bir yumurta biimindedir), Yer ise karedir. Gk bir kre gibi Yer'i rter. Kimi zaman Yer, bir arabann kare biimli
kasasyla temsil edilir; o zaman Gk gibi yuvarlak glgelii bir orta direk ayakta
tutar. Be kozmolojik saydan - 4 yn ve 1 merkez- her birine bir renk, bir koku,
bir ses ve zel bir simge denk der. in dnyann merkezindedir, bakent
kralln ortasnda ve kraliyet saray da bakentin merkezinde bulunur.
Bakentin ve aslnda her kentin "dnyann merkezi" olarak temsil edilmesi, antik Yakndou'da, eski Hindistan'da, iran'da vb, bulgulanan geleneksel anlaylardan
hi farkl deildir. 35 Tpk dier kene uygarlklarnda olduu gibi, in kentleri de

37

Mencius {Mengzi}, ev. Kaltenmark, s. 461.

36

Bkz. N. J. Girardot, "Myth and Meaning n the Tao Te Ching." s. 299 vd.

Astrolojide, yeryzndeki bir gzlem n o k t a s n d a n geen dey d o r u l t u n u n g k y z n


deldig iki nokadan goz seviyesinin stnde olanna baucu,
yn.
39

Kr. Eliade, Le mythe de Veternel retour, s. 23 vd.


23

altnda olanna ayakucu

denir -

DNSEL I N A N L A R V E D N C E L E R TARH - H

bir tren merkezinden balayarak geliir. 40 Baka bir deyile, kent tam anlamyla
bir "dnya merkezi"dir; nk gkle ve yeralt blgeleriyle iletiim olana salar.
Mkemmel bakentin evrenin merkezinde, Dikili Odun (ier-mu) ad verilen harika
aacn ykseldii yerde bulunmas gerektii varsaylr; bu aga aadaki blgeleri
gn en yksek kadaryla birletirir; "len vakti onun yannda dmdz duran
hibir eyin glgesi olmaz." 11
Gelenee gre, her bakentin hem bir imago mundi {dnya imgesi}, hem de takvim olan bir ritel saray, bir Ming f'ang' olmaldr. Ming t'ang kare bir temel (=
Yer) zerine ina edilir ve samandan yuvarlak bir atyla (= Gk) rtlr. Hkmdar btn yl boyunca bu damn altnda dolar; takvimin gerektirdii yne yerleerek mevsimleri ve aylar sralar geldike balatr. Giysilerinin renkleri, yedii
yemekler, yapt davranlar yllk dngnn farkl anlaryla tam bir uyum iindedir. Yazn nc aynn sonunda hkmdar, yln temel diregiymi gibi, Ming
{'angn merkezine yerleir.42 Hkmdar da. tpk dier "dnya merkezi" simgeleri
(aga, kutsal dag, 9 katl kule vb) gibi, bir anlamda axis mundi'yi

canlandrr ve Yer

ile Gk arasndaki ba kurar. Meknsal-zamansal "dnya merkezleri" simgeselligi


ok yaygndr; hem birok arkaik kltrde, hem de btn kent uygarlklarnda
bulgulanmtr.* 3 Bu arada in'in en mtevaz ilkel konutlarnn da, bakent veya
kraliyet saray gibi, ayn kozmolojik simgesellikle donatldm ekleyelim; onlar
da birer imago mundi oluturur. 44
130. Kutuplama, Birbirinin Yerini Alma ve Yeniden Btnleme Yukanda
belirttiimiz gibi (bkz. s. 23), be kozmolojik say -yani drt yn ve merkez- evrensel bir tasnifin ve benzetirmenin kusursuz rneini oluturur. Var olan her ey
bir stfa veya snrlar kesin bir biimde izilmi bir alt-balga dahildir ve dolaysyla bu snfta toparlanm gerekliklere zg vasflar ve erdemleri paylar.
40
41
42

Paul \Vheatly, The Pivotojthe Four Quarters, s. 30 vd, 411 vd.


Marcel Granet, La penste chinoise, s. 324.
Granet, a.g.y., s. 102 vd; kr. Danses et kgendes de la Chine anaenne, s. 116 vd. Ming Tang'n
merkezindeki b u ritlel d u r u u n "eski eflerin konutlarnn en dip blmlerinde ekilmesi
gereken bir inziva d n e m i ' n e d e n k dutug anlalmaktadr. Alt ya d a onki g n l k b u
sre, sr hayvanlarnda ve mahsulde bolluk olup olmayacan tahmin etmeyi veya belirlemeyi salayan nteller ve gzlemlerle geinliyordu" (La penste

chinoise,

s. 107). 12 gun, bir

sonraki yln 12 ayn temsil ediyordu; bu Yakndou'da ve baka yerlerde de bulgularan arkaik bir anlaytr; kr. Le mythc de l'iternel

retour,

s. 7 8 vd.

43

Kr. Eliade, "Cemre d u Monde, Temple, Maison," s. 67 vd.

44

Kr. R. A. Sten, "Architecture et pensee religieuse en Extrme Orient."

24

ESK N DNLER

Demek ki, makrokozmosla mikrokozmos arasndaki denklikler sisteminin, yani


btn geleneksel dinlerde hatr saylr bir rol oynam genel benzerlikler kuramnn gz pek bir geliimiyle kar karyayz. in dncesinin zgnl, bu
makrokozmos-mikrokozmos emasn daha geni bir tasnif sistemi iine oturtmasndan kaynaklanr. Bu, Yang ve Yin adlaryla bilinen, uzlamaz bir ekilde elikili
ama birbirini tamamlayan temel ilkeler dngsdr. ki blmllk ve kutuplama, ikilik ve srayla birbirinin yerini alma, antitez nitelikli iftler ve coincidentia
opposilorum {ztlarm birlii} trlerinden hareketle eklemlenmi paradigma sistemlerine dnyann her yerinde ve btn kltr dzeylerinde rastlanr. 45 Yang-Yin ztlar
iftinin nemi, yalnzca bunun evrensel bir snflandrma modeli ilevi grmesinden deil, bir yandan birok beden tekniini ve ruh disiplinini sistemletirip
geerli klarken, dier yandan giderek kat kurallara balanan ve sistemletirilen
felsefi speklasyonlara kap aan bir kozmoloji iinde gelitirilmesinden kaynaklanmaktadr.
Kutuplama ve srayla birbirinin yerini alma simgeselligi, daha nce de grdmz gibi ( 127) anglar dnemi tunlarnn ikonografisinde bol bol yanstlm;
zt kutup simgelerinin bulumalarn ne karacak biimde dzenlenmitir; rnein bayku veya karanlklar simgeleyen bir baka figr "gne gzleri'yle sslenirken, k amblemlerine birer "gece" iareti konmutur. 46 Cari Hentze'ye gre,
Yang-Yin simgeselligi, ilk yazl metinlerden ok nceye ait en eski tapm nesneleri
tarafndan da dorulanmaktadr. 47
Marcel Granet, /h ing'de yin szcnn souk ve kapal hava dncesini
artrdn ve isel olan iin kullanldn; yang teriminin ise gneli hava ve
sca dndrdn hatrlatyor. Baka bir deyile, yang ve yin zamann somut
ve antitez nitelikli ynlerini belirtiyor. 48 Bir kehanet el kitabnda "bir k zaman"ndan ve "bir karanlk zaman"ndan sz ediliyor; bu szler uang-tzu'nun zdeyilerinin habercisi gibi: "bir doluluk, btnlk [zaman), bir bitkinlik, dknlk
[zaman]... bir temizlenme [zaman], bir dinginlik [zaman]... bir hayat [zaman],
bir lm [zaman]."49 Demek ki dnya, "srayla birbirinin yerini alan ve birbirini
tamamlayan iki tezahrden oluan, dngsel nitelikte bir btnlk" \tao pien t'ung]
45

Kr. "Remarques sur le dualisme retigieux: dyades et polaritis" balkl almamz (La nostal-

46

Kr. Cari Hentze, Bronzegert, Kultbauten, Religion im altesten China der Shangzeit, s. 192 vd.
Kr. Hentze. Das Haus ah Wdtort der Side, s. 99 vd.
La penste chtnoise, s. 117 vd.
Granet, La pensee chinose, s. 132.

gie des ongines


47
46
45

iinde, s. 249-338).

25

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R TARIMI - II

gsterir. 50 Srayla birbirinin yerini alma dncesinin ztlk dncesine ar bast anlalyor. Takvim yaps da bunu gosteriyor. Filozoflara gre, kn, "yin tarafndan kandrlan yang, yeralt kaynaklarnn dibinde, donmu topran altnda bir
tr yllk snavdan geer ve bundan yenilenmi, canlanm olarak kar. lkbaharn
banda topraa topuguyla vurarak zindanndan kaar: O zaman buzlar kendiliinden atlar ve kaynaklar uyanr." 51 O halde evren, dngsel olarak birbirinin yerini
alan ve birbirinin antitezi biimler dizisinden oluur.
Yang ve in'in etkileiminin ynettii kozmik ritimlerle iki cinsin etkinliklerinin
birbirlerini tamamlayc biimde srayla yer deitirmeleri arasnda tam bir simetri
vardr. Yin olan her eyin diil, yang olan her eyin de eril bir doaya sahip olduu
kabul edildii iin, kutsal evlilik izlegi hem kozmik, hem de dinsel bir boyut sergiler. Gerekten de iki cins arasndaki ritel ztlk hem iki hayat forml arasndaki
uzlamaz, ama tamamlayc elikiyi, hem de iki kozmik ilkenin, yang ve in'in
srayla birbirinin yerini almasn ifade eder. Arkaik kyl tapmlarnn temel
talann oluturan toplu ilkbahar ve gz bayramlarnda, kar karya dizilen iki
koro syledikleri manzumelerle atr. "Yang

arr, yin cevap verir," "olanlar

agnr, kzlar cevap verir." Yer deitirebilen bu iki ifade, hem kozmik hem toplumsal ritme iaret eder. 52 Bu uzlamaz elikili korolar glge ve k gibi atr.
Toplanlan tarla uzayn tamamn, bayrama katlanlar da insan topluluunun ve
doaya ait dier eylerin tamamn simgeler." Dnyada olduka yaygn olan bir
ritel gerei, elenceler toplu bir kutsal birlemeyle talanr. Hayat kural olarak
benimsenen kutupluluk, yln geri kalannda ztlann birliiyle hkmsz klnr veya alr.
Kk bir inceleme eserinde, "Bir yin (yn), bir yang (yn), Tao ite budur"
yazlmtr. 54 Yang ve _ym'in birbirinin yerini almas sonucunda evrenin kesintisiz
dnm, deyim yerindeyse, Tao'nun d grnmn oluturur. Ama Tao'nun
ontolojik yapsna nfuz edilmeye alld anda, saysz glkle karlalr.
Szcn tam karlnn hem "yol," hem "sz" olduunu, "reti" manasnn buradan geldiini hatrlatalm. Tao "ncelikle izlenecek bir yol imgesini" ve "davran
yn, ahlaki kural dncesini artrr," ama bunun yan sra "Gk ile Yer. kut50
51
52

54

A.g.y., s. 127.
A.g.y.,s. 135.
Kr. Granet, Danses et leende s de la Chine ancienne, s. 43; La penste chinois e, s. 141.
Granet, a.g.y., s. 143.
Hs Tz'u, aktaran Granet. La pensee

chinose,

s. 325. Bu, Tao'ya ilikin ilmi t a m m l a n n en esk-

sidir.

26

ESK IN DNLER

sal glerle insanlar arasnda iliki kuma sanatfn, kahinin, bycnn ve kraln
bysel-dinsel gcn de akla getirir." Ortak felsefi ve dinsel dnce asndan,
Tao, gerekliin btn alanlarnda ikin dzen ilkesidir; o zaman Gk Tao'sundan
ve Yer Tao'sundan (bunlar da biraz yang ve yin gibi ztlk iindedir) ve nsann Tao'sundan (yani davran ilkeleri; bunlar kral rneinde, onun gk ile yer arasnda
araclk ilevini srdrmesini salar) sz edilir. 56
Bu anlamlarn bazlar, arkaik balang ann birlik/btnlk kavramndan,
yani bir kozmogoni anlayndan tremitir. Lao-tzu'nun dnyann kkeni zerine
speklasyonlar, yaratl bir yumurtaya benzetilebilecek bir btnlkten hareketle
anlatan kozmogoni mitiyle uyumludur, Tao Te ing'in

42. blmnde yle denir:

"Tao, Bir'i dourdu. Bir, lki'yi dourdu, iki, ' dourdu. , on bin varlk
dourdu. On bin varlk Yin'i srtlarnda tar ve Yang' kucaklar." 57 Lao-tzu'nun geleneksel bir kozmogoni mitim, ona yeni bir metafizik boyut ekleyerek ne ynde
kulland grlyor. "Bir," "btnle edeerlidir; birok mitoloji asndan
tandk bir izlek olan ilk balang btnselliine gnderme yapar. Yorumda Gk
ve Yer'in birliinin (yani "iki"), yine iyi bilinen bir mitolojik senaryo uyarnca, var
olan her eyi dourduu aklanyor. Ama Lao-tzu'ya gre "Bir," ilk birli k/b tnlk
de "yarath"m bir aamasn temsil etmektedir; nk o da gizemli ve kavra namaz
bir temel ilke, Tao tarafndan yaratlmtr.
Kozmogoniyle ilikili bir baka parada (blm 25), Tao "farkllamam ve
mkemmel. Gk ve Yer'den nce domu bir varlk" olarak ifade edilir; "Onu bu
dnyann anas olarak kabul edebiliriz, ama adn bilmiyorum; ben ona Tao diyeceim ve ona bir isim vermek gerekirse, bu ta (Muazzam) olacak."58 "Farkllamam ve mkemmel" varlk MO II. yzylda yaam bir yorumcu tarafndan u
ekilde yorumlanr: "Gk ile Yer'in, kaotik bir biimde (hun-fun) ilenmemi ta
ktlesi hali oluturan gizemli birlii [Hung-t'ung]." w Demek ki Tao ilk balangcn
55

Max Kaltenmark, Imo tseu et le (aosme, s. 30; kr. Granet, La pensen chinoise, s. 300 vd.

,r>

Kaltenmark, Lao (scu, s. 33. "Konfys'un idealini temsil e d e n b u Tao'dur; Kofys

57

Kaltenmark'n evirisi, "La naissance d u m o n d e e n Chine," s. 463. Bu dizi halinde d o u r m a

yle diyordu: 'Sabah Tao'dan sz edildiini duyan akam h u z u r iinde lebilir'" (a.g.y.).
emas. Yi ing'den Yeni Konfysulere kadar, neredeyse b t n felsefi okullar t a r a f n d a n
kullanlmaktadr; kr. Wig-Tsic Chan, The U'ay oj Lao Tzu, s. 176; Norman Girardot, "Myth

and Meanig in the Tao Te Chmg" s. 311 vd.


58

ev. Kaltenmark evirisi, Lao tseu, s. 39.

59

Huai-nan-tzu.

aktaran Girardot. "Myth and Meaning in the Tao Te Oig," s. 307. u a n g -

tzu'ya gre de ilk m k e m m e l birlik hali. mparator Hun-Tun (yani "Kaos") b u t u n insanlar
gibi yedi delikli bir yze sahip olmak iin delindiinde kaybolmutu; ama "Kaos" yedinci

27

D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I -

canl ve yaratc, ama biimsiz ve isimsiz btnldr. Kozmogoniye ilikin bir


dier parada yazld gibi, "simsiz olan, Gk ile Yer'in kkenidir, ismi olan o
bin varln Ana'sdr" (bl. I, dize 3-7). Bununla birlikte bu blmde kozmogoninin balangcn temsil eden "Ana," baka bir yerde dorudan Tao'yu ifade
eder. "Vadi tanras lmez: O, Gizemli Dii dir. Gizemli Dii'nin eii, ite Gok
ile Yer'in kkeni budur." 60
Tao'nun szle ifade edilemezlii baka sfat ve kavramlarla da yanstlr; bu sfat
ve kavramlar balangca ilikin kozmogoni imgesinin, Kaosun (hun-run) eitli
ayrnt farklaryla uzantlarn oluturur. En nemlilerini hatrlatalm: Boluk (hsu),
"hi" (vu), Muazzam (ta), Bir (i).6' Lao-tzu'nun retisini zmlerken bu terimlerden bazlarn yeniden ele alacaz. Ama hem Taocu filozoflarn, hem de uzun mr
ve lmszlk peindeki kei ve mritlerin bu cennet haliyle, zellikle de balangcn mkemmellii ve kendiliindenligiyle yeniden btnlemeye altklarn
imdiden belirtmekte yarar var. Balang haline ynelik bu nostaljide, Yang ve
Yin'in temsilcileri olan olanlarla kzlarn toplu ("kaotik") birlemesi araclyla
"btnsellii" ritel olarak dirilten eski tarmsal senaryonun yeni bir ifadesi seilebilmektedir. Btn Taocu okullarda ortak, temel unsur insann, uygarln zaferinden nce var olan balang halinin yceltilmesiydi. Ama adil ve uygarlam, kurallarn ynettii ve efsanevi krallarla uygarlatnc kahramanlardan esinlenmi bir
toplum kurmak isteyenlerin kar kt da, bu "Doga'ya geri dn" olgusuydu.

131. Konfys: Ritellerin Gc Antik in'deki btn dinsel dnce eilimlerinin belli sayda temel fikri paylat sylenebilir. Gerekliin kayna ve temel
ilkesi olan tao kavram, yin-yang

ritminin

ynettii srayla birbirinin yerini alan

ztlklar fikri ve makrokozmos ile mikrokozmos arasndaki denklik kuram bu duruma rnek gsterilebilir. Bu sonuncu kuram, insan varoluunun ve rgtlenmesinin tm dzlemlerine uygulanyordu: bireyin anatomi, fizyoloji ve psikolojisi, toplumsal kurumlar, kutsal meknlar ve konutlar (kent, saray, sunak, tapnak, ev).
Ama kimileri (ncelikle de Taocular) tao'ya

gre gelitirilen ve kozmik ritimlerle

tam bir uyum iindeki varoluun yalnzca balangta (yani toplumsal rgtlenme ve
kltrn geliiminden nce gelen aamada) mmkn olduunu dnrken, dier-

gr, yedinci delik aldktan sonra olmutu; kr. James Legge, The Tex(<. ofTaoism,
c. 39), s. 267.
60

Blm 6, ev. Kaltenmark, Lao (seu, s. 50.

61

Kr. Girardot, a.g.y.., s. 304.

28

c. I, (SBE,

ESK I N DNLER

leri bu tr bir varoluun asl adil ve uygarlam bir toplumda gerekletirilebileceine inanyordu.
Bu ikinci grup arasnda en mehuru ve en etkilisi hi kukusuz Konfys oldu
(y. M 551-479). 62 Bir anari ve adaletsizlik dneminde yaayan, sefaletin ve ekilen genel skntnn acsn duyan Konfys, tek zmn, aydnlanm nderler
tarafndan gerekletirilecek ve sorumluluk sahibi memurlar tarafndan uygulanacak
kkten bir ynetim reformu olduunu anlad. Bununla birlikte idarede bizzat
nemli bir grev elde etmeyi baaramad ve hayatn eitime verdi. zel eitmenlik
mesleini ilk yapan o oldu. ok saydaki rencisinde kazand baarya karn,
Konfys lmnden ksa bir sre nce misyonunda tam bir baarszla urad
inanandayd. Ama rencileri onun retisinin zn kuaktan kuaa aktarmay
baard ve lmnden 250 yl sonra, Han hanedan hkmdarlar (y. M 206-MS
220), Konfysleri imparatorluun idaresiyle grevlendirmeye karar verdiler. O
tarihten itibaren, iki binyl akn bir sre kamu hizmetlerine stad'n retisi rehberlik etti.
Konfys, szcn tam anlamnda bir dinsel nder deildir. S3 Dnceleri,
zellikle de Yeni Konfyslerin dnceleri genellikle felsefe tarihleri iinde incelenir. Ama ister dolayl ister dorudan olsun Konfys, O n dinini derinden etkilemitir. Nitekim onun ahlaki ve siyasi reformunun kayna dinsel niteliktedir.
Zaten hibir nemli geleneksel fikri, ne tao'yu, ne gk tanrsn, ne de atalar tapmn reddetmez. stelik ritellerin ve treye uygun davrann dinsel ilevini yceltir ve onlara yeni deerler ykler.
Konfys'e gre, tao Gn buyruuyla kurulmutur: "Tao'nun uygulanmasnn nedeni, Gn buyruudur" (Lun Y= Konulmalar,

XIV, 38). Tao'ya gre davran-

mak, Gn iradesine uymaktr. Konfys Gk tanrsnn (T'ien) stnln kabul eder. Ona gre o bir deus otiosus deildir. T'ien her bireyle tek tek ilgilenir ve
daha iyi birisi olmasna yardm eder. "imdeki erdemi ((e) Gk retti" diye aklar
(V, 22). "Gn iradesini elli yamda anladm" (11, 4). Gerekten de stat, Gk
tarafndan kendisine bir misyon yklendiine inanyordu. adalarnn pek ou
gibi o da, Gn yolunun uygarlatrc kahramanlar Yao ve un ile ou hanedanndan krallar Wen ve W u tarafndan rnek alnacak bir biimde yanstldn dnyordu (VIII, 20).
62

Soyad K'ung idi; "Konfys," K'ung Fu-tzu'nun lstat Kungl Latincektirilmi halidir.

63

Ama Konfys ok ksa bir sre iinde uygarlatnc kahramanlara zg vasflar ve erdemlerle donatlmtr; birka m e k iin, bkz. Granet, m penste

29

chinoise,

s. 477 vd.

ONSCUNANClARVEDyjNa-.U:RTARUll -II

Konfys kurbanlarn ve dier geleneksel rituellerii gerekletirilmesi gerektiini; nk bunlarn "stn kii"nin (n-lju), "soylu bir kii"nin hayatnn
paras olduunu aklyordu. Gk, kendisine kurban sunulmasn sever; ama ahlaki tavr ve zellikle de iyi bir ynetimi de sever. Gk ve lmden sonraki hayat
zerine metafizik ve teolojik speklasyonlar gereksizdir (V, 12; VII, 20; XI, 11).
"stn kii" ncelikle burada ve imdi yaand ekliyle somut insan varoluuyla
uramaldr. Konfys ruhlarn varln yadsmaz, ama onlara verilen neme
kar kar. "Onlara sayg gsterin ama," diye tler, "kendinizden uzakta tutun.
Bilgelik budur" (VI, 18). insann kendini onlarn hizmetine vakfetmesi konusunda
ise, "insanlara hizmet edemezken, ruhlara nasl hizmet edebilirsiniz?" der (XI, 11).
Konfys'n gelitirdii ahlaki ve siyasi reform, "btnsel bir eitim," yani
sradan bireyi "stn kii"ye (n-zu) dntrme gcne sahip bir yntemdir.
Herkes, tao ile uyumlu trensel davran renmek, baka bir deyile ritelleri ve
treyi (i) doru uygulamak kouluyla "gerek itsan" olabilir. Bununla birlikte ibadete hkim olmak kolay deildir. Asia tamamen dsal bir ritelcilik ya da ritel
yaplrken bilinli bir ekilde kkrtlan duygusal bir coku sz konusu deildir.
Her doru tretsel davran rktc bir bysel-dinsel gc harekete geirir." 4
Konfys mehur filozof-kral unu hatrlatr: "Yalnzca vakar ve saygyla yz
gneye dnk ayakta duruyordu (Hkmdarlarn ritel duruu) ve hepsi bu kadard"
(yani: kralln ileri kurallara uygun bir biimde seyrediyordu, XV. 4); nk kozmos ve coplum, insann iinde etkin olan ayn bysel-dinsel gler tarafndan
ynetilir. "Doru bir tavrnz varsa, buyruk vermenize gerek kalmaz" (XIII, 6).
"Erdemle (tc) ynetmek sanki Kutup yldz olmak gibidir: Dier tm yldzlar
saygyla onun evresinde dnerken, o yerinde kalr" (II. 2).
Kurallara gre srdrlen davran, kozmik uyumun yeni bir tezahrdr.
Byle bir tavr benimseme yeteneine sahip kiinin, artk eitim almadan nceki o
sradan birey olmad aktr; varolu tarz kkten dnmtr; o "kmil
kii"dir. Tavr ve davranlarn kendi/ndenligim

horukcn,

ritele "dnmyle

uraan bir disiplinin, dinsel bir yaps ve niyeti olduuna kuku yoktur. 65 Bu
adan bakldnda, Konfys yntemi, Lao-tzu'nun ve Taocularn balangcn kendiliindenligine ulamalarn salayacan dndkleri reti ve tekniklere benzer. Konfys'n zgnl, karmak ve ar lde hiyerariklemi bir top-

64

Herbert Fingarette b u ynu gereince aydnlatmtr, Ccm/tcius: The Secular

65

Tantraclkta, Kabbalada ve baz Zen uygulamalannda da benzer bir aba grlmektedir.

30

as Sacred

ESKI N DINLERI

lumdaki vazgeilmez tavr ve davranlarn kendiliinden ritellere "dnmtV'yle


ugramasdr.
Konfyus'e gre, soyluluk ve sekinlik doutan gelen zellikler deildir:
Eitimle elde edilirler. nsan disiplinle ve baz doal yetenekleriyle "soylu bir kii"
olur (IV, 5; VI, 5; vb). Soylulua zg erdemler, iyilik, bilgelik ve cesarettir, insan
en yksek doyuma kendi erdemlerini gelitirerek ular. "Gerekten iyi olan hibir
zaman mutsuz olmaz" (IX, 28). Bununla birlikte, soylu bir kii iin gerek kariyer
ynetim alanndadr (VII, 32). Hem Konfys, hem de Platon'a gre, en ok sayda
insann huzur ve mutluluunu salamann tek yolu ynetme sanatdr. Ama,
yukarda da grdmz gibi, ynetme sanat da, dier btn meslekler, tavrlar
veya anlaml davranlar gibi, dinsel trde bir eitimin sonucudur. Konfys, uygarlatrc kahramanlar ve ou hanedannn byk krallarn kutlu kiiler sayyor,
onlan rnek alyordu. "Bana retileni kendimden hibir ey katmadan aktardm.
Eskilere sadk kaldm ve onlar sevdim!" (VII, 1). Bazlar bu aklamalar, artk geri gelmesine olanak bulunmayan bir

dneme kar

duyulan nostalji olarak

yorumlamtr. Oysa kamusal davranlarn ritel ilevine yeniden deer ykleyen


Konfys, yeni bir yol amtr; dind almann ve toplumsal etkinliin yeniden dinsel boyutlara kavuturulmasnn gerekliliini ve olabilirliini gstermitir.
132. Lao-tzu ve Taoculuk M 100'e doru yazlm

i ("Tarihsel Anlar")

adl eserinde, byk tarihi Ssu-ma 'en, Lao Tan'n (yani Lao-tzu) kendisinden
ritellerle ilgili bilgi almaya gelen Konfyus'e yle dediini anlatr: "Kibirli
mizacn ve btn bu istekleri, bu kendini beenmi havay ve takn gayretkelii
at: Btn bunlarn senin kiiliine hibir yaran yok. Sana syleyebileceim tek ey
bu." Konfys ok zgn bir halde ekildi. rencilerine, btn hayvanlar kulan, balklan, drt ayakllar- tandn ve onlarn davranlarm anladn
syledikten sonra u itirafta bulundu: "Ama ejderi tanyamamm: O bulutlara ve
rzgra binip ge ykseliyor. Bugn Lao-tzu'yu grdm, o bir ejder gibi!"66
Geri bu karlamann gereklii, Ssu-ma 'ien'in kaydettii dier btn rivayetler gibi kukuludur. Ama iki byk dinsel dnrn uyuamazln sade ve
mizahi bir dille ifade etmektedir; "nk," diye ekler tarihi, "Lao-tzu, Tao ve Te
ile urayordu; onun retisine gre insan gizlenmi ve isimsiz bir halde yaamaya zen gstermeliydi. - ' Ama kamusal hayatn uzanda yaamak ve unvanlar kk
grmek, Konfys'n nerdii "stn insan" idealinin tam zddyd. Lao-tzu'nun
66

Memotres hstoriques (ev. Chavannes); kr. Max Kaltenmark, Lan tseu, s. 17


31

D N S E L N A N L A R VE D U U N C E L U R TARH - II

"gizlenmi ve isimsiz" varoluu, onun yaamyksne ilikin hibir gerek bilgi


bulunmayn aklar. Rivayete gre, bir sre ou saraynda arivcilik yapm,
ama kraliyet hanedannn yozlamlndan umutsuzlua kaplarak grevini brakm ve in'in batsna ynelmitir. Hsien-ku geidini amas gerektiinde bu geidin bekisinin istei zerine "Tao ve Te zerine dncelerini sergiledii ve 5.000'den fazla szck ieren, iki blml bir eser" yazd; "sonra gitti ve kimse ona ne
olduunu renemedi." Ssu-ma 'ien btn rendiklerini anlattktan sonra u sonuca varyor: "Btn bunlarn doru olup olmadn dnyada kimse syleyemez:
Lao-tzu gizlenmi bir bilgeydi."
"5.000'den fazla szck" ieren kitap, butun in edebiyatnn en derin ve anlalmas g metni olan, mehur Tao Te ng'dir. Yazar ve yazl tarihi konusundaki grler ise eitli ve elikilidir. 67 Ama metnin bugn sunulan haliyle Konfys'n bir ada tarafndan yazlm olamayaca konusunda gr birliine
varlmaktadr; muhtemelen M III. yzyla aittir. eitli n-Taocu okullara ait bilge szleri ve M VI. yzyla kadar dayanan baz manzum zl szler iermektedir. 6 " Bununla birlikte, sistemsiz niteliine karn, Tao Te mg kendi iinde tutarl
ve zgn bir dnceyi ifade etmektedir. "Bu nedenle eserin ya dorudan yazar, ya
da en azndan eserin kkeninde belirleyici bir etkisi olmu stat konumundaki bir
filozofun varln kabul etmek gerekir. Bu kiiye Lao-tzu demeyi srdrmekte
hibir saknca yoktur."613
Paradoksal bir biimde, Tao Te ing hkmdarlarla askeri ve siyasi nderlere
ynelik ok sayda t ierir. Lao-tzu da, Konfys gibi, devlet ilerinin ancak
hkmdar, Tao yolunu, baka bir deyile vu-vey, "yapmamak" veya "davranmamak"
yntemini izlerse baaryla ynetilebilecegini aklar; nk "Tao her zaman eylem-

07

Bu* k o n u d a en az dort farkl t u t u m ayrt edilmektedir: 1) Lao-zu'yla VI. yzyldaki l a o Tan


ayn kiidir, b u nedenle gerekten Konfys tarafndan ziyaret edilmi olabilir; 2) Lao-tzu,
"ilkbaharlar ve gzler" a (M 7 7 4 - 4 8 1 ) ad verilen d n e m d e yayordu, ama Tao

Tc

mg'i yazan deildir; 3) Savaan Krallklar anda (M 4 0 4 - 2 2 1 ) yayordu, ama Tao Tc


mj'i o n u n yazp yazmadndan emin olunamaz; 4) Tarihsel bir kiilik deildir. Kr. Wingtsit Chan, The Way of Lao Tju, s. 3 5 vd; Jan YUn-Hua, "Problems of Tao and Tao Te Omg,"
s. 2 0 9 (yazar, Fung Yu-Lan'n Lao-tzu zerine son grlerini ve eski Taoculugu sergilemektedir, s. 211 vd).
68

Kr. Max Kaltenmark, Lao (seti, s. 19 vd.

69

A.g.y.,

s. 22. Baka geleneksel edebiyatlarda da ayn d u r u m a rastlanr: Belli bir bilgeye veya

mtefekkire atfedilen eser genellikle o n u n rencileri ve mritleri tarafndan s r d r l p


zenginletirilir. Bir anlamda yazar mehur olurken "anonimleir."

32

ESK C N D I N U R l

sil kalr ve yapt hibir ey yoktur" (37:1).' Bu nedenle Taocu olaylarn akna
asla mdahale etmez. "Eer beyler ve krallar, Tao'ya yknerek, bu mdahale etmeme tavrn srdrebilse, on bin varlk kendiliklerinden onun rneini izlemekte
gecikmezdi" (37:2). Gerek Taocu gibi, "(hkmdarlarn da) en iyisi varl fark
edilmeyendir" (17:1). "Gksel Tao mcadele etmeden zafer kazandna" gre
(73:6), iktidar ele geirmek iin en etkili aralar vu-vey ve iddet kullanmamaktr. 71
"Esnek ve zayf olan, kat ve gl olan yener" (36:10; kr. 40:2, "zaaf Tao'nun
ilevidir").
Ksacas tpk hem hkmdarlara, hem de kendini yetitirmek isteyen her bireye
"kmil insan" idealini neren Konfys gibi, Lao-tzu da siyasi ve askeri nderleri
Taocu gibi davranmaya, baka bir deyile ayn rnein, Tao'nun peinden gitmeye
armaktadr. Ama iki stat arasndaki tek benzerlik budur. Lao-tzu Konfys
sistemi, yani ritellerin nemini, toplumsal deerlere gsterilen saygy ve aklcl eletirip reddeder. "Hayrseverlikten vazgeelim, adaleti reddedelim, halk
gerek aile erdemlerini yeniden bulacaktr" (19:1). Konfyslere gre, hayrseverlik ve adalet en byk erdemlerdir. Oysa Lao-tzu bunlar yapay, dolaysyla
gereksiz ve tehlikeli davranlar olarak grr. "Tao terk edilince, hayrseverlie
bavurulur; hayrseverlik cerk edilince adalete bavurulur; adalet terk edilince
ritellere bavurulur. Riceller incecik bir ballk ve iman tabakasndan baka bir
ey deildir ve kargaann balangcn olutururlar" (38:9-14). Lao-tzu toplumsal
deerleri de, aldatc ve sonuta zararl olduklar iin, mahkm eder. Manta
dayal bilim ise, varln birliini yok eder ve greli kavramlara mutlak deerler
vererek kafa karklna yol aar.'" "Bu nedenle mbarek kii eylemsizlik iine
kapanr (vu-vey) ve szsz bir reti yayar" (2:10).
Sonu olarak Taocu tek bir rnei izler: Tao. Bununla birlikte Tao, her Yaratl'n z ve kkeni, her varoluun temeli olan gizemli ve ele gemez, nihai haki0

Aksi belirtilmedike, Max Kaltenmark'n evirisinden alnt yapyoruz. Wing-ts Ch.m'n The
W ay of Lao Tzu, balkl ingilizce versiyonu notlan ve yorumlan asndan deerlidir; Arthur
NValey'in The VVav and ts Power adl evirisi ise edebi kalitesiyle sivrilmekledir.

71

"Kim ki iktidan ister ve o n u eylemle ele geireceini d n r , ben o n u n baonszlga


m a h k m olduunu haber veriyorum" (29:1). "iyi bir sava nderi sava deildir; iyi bir sava ateli ve atlgan olmaz. Dmann en kolay yenen kii, saldnya hi gemeyendir... Benim iddet kullanmama erdemi adn verdiim b u d u r . Ge d e n k olmak dediim b u d u r .
Ge d e n k olmak eskilerin e n yce idealiydi" (68:1 -2, 7).

' 2 "Bu d n y a d a herkes gzelin gzel o l d u u n u syler ve irkinlik byle kurulur; ve herkes iyinin iyi o l d u u n u syler ve 'iyi olmayan' byle kurulur. 'Uzun' ve 'ksa' ancak birbirleriyle
karlatrlrken vardr; 'yksek' ve 'alak' birbirini destekler" (2:1-2, 5-6).

33

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - [i

kati ifade eder. Onun kozmogoniyle ilgili ilevini zmlerken, Tao'nun szle
anlatlmaz niteliini belirtmitik (bkz. s. 28). Tao Te ing'in

ilk satrnda u ifade

edilir: "Kendisinden sz edilebilen bir Tao, kalc Tao deildir" ('ang tao; 1:1). Bu
cmle, Lao-tzu'nun sz ettii, Taocunun rnek ald Tao'nun 'ang Tao (Kalc veya
Yce Tao) olmad anlamna gelir. 73 Gerekliin btnselliinin oluturduu bu
Tao, varlk biimlerine akndr ve bu nedenle ona bilgiyle eriilemez. Ne Lao-tzu,
ne de uang-tzu onun varln kantlamay dener; birok gizemcinin de bu tavr
paylat bilinmektedir. Anlald kadaryla, "karanln kendisinden daha derin
Karart," yalnzca Taoculuga zg bir esrime deneyimi trne gnderme yapmaktadr; bu konuya ileride dneceiz.
Demek ki Lao-tzu "ikincil," olaan bir Tao'dan sz etmektedir; ama ikincil Tao
da kavranmaz. "Baklarmla taryorum ve hibir ey grmyorum... Dinliyorum
ve hibir ey duymuyorum... Farkllamam bir Birlik'ten baka hibir ey bulmuyorum... Ayrt edilemedii iin ona bir isim konamaz" (blm 14).' 4 Ama baz imgeler ve eretilemeler kimi anlaml yaplar ortaya karmaktadr. Daha nce de belirttiimiz gibi (bkz. s. 28), "ikincil" Tao'ya "Dnya'nm Anas" denir (blm 25 ve
52). "Vadi tanras"yla, lmeyen "Gizemli Dii"yle simgelenir. 7 ' Vadi imgesi hem
boluu, hem de sularn topland bir kab, dolaysyla bereket dncesini akla
getirir. Boluk bir yandan analk ve dourganlk kavram, dier yandan da duyusal
niteliklerin yokluu (Tao'ya zg varolu tarz) ile birlemektedir. Tekerin poyra
boluunda bulumaya ynelen otuz parmak imgesi ok zengin bir simgeselligin
esin kaynadr: "Btn varlklar kendine eken efin, evresinde oullua dzen
veren egemen Birliin erdemi," ama ayn zamanda "boaldnda, yani tutkulardan
ve isteklerden arndnda, tamamen Tao'nun doldurduu" Taocu. 76
"ikincil" Tao modeline uyan mrit, diil gizilglerini, ncelikle de zaaf,
alakgnlll, tevekkl yeniden canlandrr ve glendirir. "Erillii tan, ama
diillii tercih et: Dnyann su yata olursun. Dnyann su yata ol ve En stn

73

"Ya d a daha dorusu Gizemli [Hsuang], daha da dogusu karanlktan

!>le daha derin Karart;

n k gizemin derinlemesinin sonu yoktur" (Kaltenmark, s. 45).


74

Bir dier blm Tao'yu, imgeleri, varlklan, bereketli zleri ve tinsel zleri "bagnnda tayan, 1 '

75

Gizemli Dii ifadesi, "hem Tao'nun gizemli bereketini

"alglanamaz, ayn edilemez bir varlk" olarak tantr (blm 21).


3 g n t n r , hem de vadi veya dadaki

oyuk fikriyle ilikilidir" (Kaltenmark, s. 51). T a o ' n u n bu yn hakknda, bkz. Etlen Marie
Chen'in makaleleri, ncelikle de "Nothingness and the Mother Principle n Early Chinese
Taoism."
76

Kaltenmark. s. 55.

34

ESK C N d i n l e r i

Te'in eksikliini duymazsn ve ocukluk haline geri dnebilirsin" (28:1-2). Taocu


belli bir adan, insan mkemmellii konusundaki arkaik ideal olan erdii halini elde etmeye uramaktadr. 77 Ama iki cinsiyetin btnlemesi ocukluk haline, yani
bireysel varoluun "balangcna dn kolaylatrr; byle bir dn de hayatn
dnemsel yenilenirine olanak verir. Taocunun ilk durumla, "balang"ta var olan
durumla yeniden btnleme istei imdi daha iyi anlalmaktadr. Ona gre hayat
doluluu, kendiligindenlik ve ustin mutluluk yalnzca bir "yaratl'in veya hayatn
yeni bir epifanisinin banda verilir. 78
Ztlarn btnlemesinin rnei her zaman Tao'dur; onun birlik/btnl iinde Yang ve Yin bir arada var olur. Ama daha nce de grdmz gibi (bkz. s. 26),
ntarih andan itibaren Yang ve Yin'i temsil eden gen erkek ve kzlarn toplu kutsal birlemesi, kozmik ve toplumsal birlik/btnlgu dnemsel olarak yeniden
gncellemektedir. O halde Taoculuk arkaik dinsel tavrlardan esinlenmektedir.
Taocuiarn kadnlara kar davrannn feodal in'deki egemen ideolojiyle kkten
elitiini eklemekte de yarar var.
Kozmik ak konusunda btn in'de yaygn olan dnce Tao Te ing'e nemli
bir rol oynar. Tao "hi durmadan evrenin her yerinde dolar" (blm 25). Varlklarn lm ve yaam da Yang ile Yin'in srayla yer deitirmesiyle aklanr: Yang
hayat enerjilerini harekete geirirken, Yin dinlenmeyi getirir. Bununla birlikte
mbarek kii, evrensel lm ve hayat ritminin boyunduruundan kurtulmay umar;
kendi varlnda Boluu gerekletirerek akn dnda kalr. Lao-tzu'nm ifade ettii gibi, "Onun (mbarek kiinin) iinde lme yer yoktur" (50:13). "Bir Te doluluu ile donatlm kii yeni domu bebee benzer" (55:1). Taocular, hayat sonsuza dek uzatabilen, hatta "fiziksel lmszl" salayabilen birok teknik bilir.
Uzun mr aray Tao araynn bir parasdr. Ama Lao-tzu fiziksel lmszle,
ya da insan kiiliinin lmden sonra hayatta kalacana inanm gibidir. Tao Te
ing bu noktada ak bir gr belirtmiyor. 79
Sorunu gerek balamna oturtabilmek iin, Taocu esrime tekniinin amancl
kken ve yapda olduunu hatrlatalm. 80 Kendinden geme hali (trans) iinde
77

Bkz. Eliade, Mephistopheks

78

Haliyle b u t u n geleneksel toplumlarn paylat, ortak bir dncedir bu: Mkemmellik

et l'Androgyne, s. 128 vd.

(kozmik veya "tarihsel") d n g n n bana aittir, ama "yozlama" kendini hissettirmekte gecikmez.
70

80

Kaltenmark, lao tse, s. 82; kr. Ellen Marie Chen, "Is There a Doctrine of Physical mmor-

tality in the Tao te Ching?"


Kr. Granet, La pensee chinoise, s. 501 vd; Eliade, Le chamanisme, s. 350 vd.
35

DNSEL N A N L A R VE DUNCfcLUR TARH - II

amann ruhunun bedeni terk edip kozmik blgelerde dolat bilinir. Ama uangtzu'nun anlatt bir an-oykye gre, Konfys bir gn Lao-tzu'yu "tamamen hareketsiz ve canl bir varlk grnmnden uzaklam bir halde" buldu. Bir sre bekledikten sonra ona seslendi: "Gzlerim mi beni aldatt, yoksa bu gerek miydi? Biraz nce stat, bedeniniz kuru bir tahta parasna benziyordu, dnyay ve insanlar
terk etmi, ulalmaz bir yalnzlk iine yerlemi gibiydiniz." "Evet, diye cevap
verdi Lao-tzu, her eyin Kken'inde lgnca rpnmaya gittim" (blm 21).
Kaltenmark'n da kaydettii gibi (s. 82), "eylerin

Kkenine

yolculuk" ifadesi, Taocu

gizemcilik deneyiminin zn aktarmaktadr. Bu esrime yolculuu her eyin


"balangcfna dn oluturur; zamandan ve mekndan kurtulan ruh, hem hayat
hem de lm akn, ezeli-ebedi imdiki zamana kavuur. amancl esrimenin derinletirilmesi ve ona yeniden deer yklenmesi sz konusudur. aman da kendinden geme hali srasnda zamandan ve mekndan kurtulur: "Dnyann merkezi"ne
uar, "d"ten nceki, insanlarn Ge kp tanrlarla syleebildii cennet
ayla yeniden btnleir. Ama Lao-tzu nun eflerin Kkenine yolculuu, farkl nitelikte bir gizemci deneyim oluturur; nk insanlk halini niteleyen koullamalara
akndr ve bu nedenle ontolojik dzenini kkten deitirir.
Taocutugun ikinci byk stad uang-tzu'nun hayat zerine ok az ey biliniyor. Muhtemelen M V. yzylda yaamt; eger bu doruysa, onun baz zl
szleri Tao Te mg'in yaymlanmasndan daha nceye aitti. Lao-tzu gibi, uang-tzu
da hem genel geer grleri, hem de manta dayal bilimi reddeder. Tek mkemmel bilgi esrime niteliklidir; nk gerekliin ikiliine bulamaz. uang-tzu bu
nedenle lmle hayat zdeletirir: Onlar nihai hakikatin iki varolu tarz veya iki
grnmdr. 81 Taocu yazarlar, bu Hayat/lm birlii izlegini srekli ele alr. 82
Mehur bir mesel, uang-tzu'nun bilin hallerinin grelilii hakkndaki grn
yanstr. "Bir zamanlar ben, uang ou, dmde bir kelebek, uan bir kelebek olduumu grdm; mutluydum; ou olduumu bilmiyordum. Birden uyandm; kendimdim, gerek ou'ydum. Dnde kelebek olduunu gren ou mu, yoksa
dnde ou olduunu gren bir kelebek mi olduumu anlayamadm." 83 Gerekten
de Tao aknn iinde bilin halleri karlkl yer deitirebilmektedir.
81

Blm 18'de baz dokunakl rneklere rastlanmaktadr.

82

Lieh-tzu rencilerinden birine, "ben ve kafatasm gerek anlamda hayat olmadn ve


gerek anlamda lm olmadn biliyoruz" der. "Hayat ve lm bir gidi ve gelitir: Burada
lmenin orada yaamak anlamna gelmediini nereden bilebilirim?" ev. Henn Masp6ro, Le
(oofsme, s. 240.

03

ev. Maspero, a.g.y.,

s. 240. ou o n u n zel ismidir.

36

ESK C N d i n l e r i

Ruhunu her trl koullanmadan boaltan ve Tao'nun birlik/butnlgne erien


mbarek kii, kesintisiz bir esrime iinde yaar. Baz yoginler iin olduu gibi,
dnyadaki bu aykn varolu biimi kimi zaman her eye gc yeten tanrsallk
kavramyla ilikili an terimlerle yanstlr. "Mkemmel nsan saf ruhtur. Tutumu alln yakc scakln veya sel sularnn soukluunu hissetmez. Dalar
yaran yldrm, okyanusu ayaa kaldran kasrga onu korkutmaz. Bulutlar bu
kiinin koum takmlar, gne ve ay ise binekleridir. Drt denizin tesinde dolar
durur; hayat ve lmn birbirini izlemesi onu ilgilendirmez, iyi ve kt kavramlar ise ok uzagndadr." 84 Baz Taocu yazarlara gre, bu esrime gezintileri aslnda
i yolculuklardr. 65 amanizmin egemenliindeki dier halklarda da -rnein TrkMogollar- grld gibi, amann esrime yolculuunda yaad snavlar ve maceralar airlerin esin kaynan oluturmu ve destanlarda yceltilmitir. 80
133. mr Uzatma Teknikleri ince terminolojide, felsefi Taoculuk (Tao-ia,
tam karl "Taocu okul") ile dinsel Taoculuk veya "Taocu din" (Tao t'ao, tam
karl "Taocu mezhep") genellikle birbirinden ayrlr.87 Baz yazarlar bu ayrmn
hakl ve gerekli olduunu dnr; onlara gre Lao-tzu'nun ve uang-tzu'nun Taoculugu, "Taocu din"in ana hedefi olan fiziksel lmszlk arayyla kkten
elien, "katksz bir felsefedir. 8 8 Bir baka grup aratrmac, Taoculugun btn tarihsel biimlerinin temelde birliini savunur. 89 Aslnda hem "metafizikiler" ve
"gizemciler," hem de fiziksel lmszlk arayndaki mritler, ayn paradoksal
Tao anlayn paylayor ve ayn amacn peinden gidiyorlard: Nihai hakikatin iki
tezahrn (yang ve yin, madde ve ruh, hayat ve lm) kendi kiiliklerinde birletirmek. Ama "felsefi Taoculuk" ile "Taocu din" arasndaki ayrm yararldr ve bunu
koruyabiliriz.

94

uang-tzu,

65

"Murakabeyle, kendimizde d o y u m a ulamann yolunu buluyoruz" (^h-Jzu, 4; ev. Kalten-

86

Kr. Kaltenmark, s. 120; M. Eliade, Le Oamanisme,

b l m 2, ev. Kaltenmark, Laotseu,

s. 117-118.

mark, s. 118).
s. 3 2 5 vd. (in'de amancl folklor ve

edebiyat), 177 vd (amancl yapl Tatar destanlan).


87

Sivin'e gre, bu a y n m m o d e m tanhyazmnn iidir; kr. "On the W o r d 'Taoist'," s. 304 vd.

86

Bkz. dier yazarlarla birlikte A. C. Graham, The Book oj Lieh-tzu,

s. 10 vd; 16 vd; Heerlie G.

Creel. What is Taoism?, s. 1-24.


89

En nemlileri Maspero, Granet, Kaltenmark ve Schipper'dir. Bu iki tavnn tartlmas iin,


bkz. N o r m a n Girardot, "Pan of the Way," s. 320-324.

37

D N S t L N A N L A R VE DUJt'JNEl.ER TARH - II

Mritlerin nihai amac fiziksel lmszl elde etmekti. "lmsz" (hsen) iin
kullanlan ve bir adamla bir dan grld ideogram, bir keii artrmaktadr; ama daha eski biimlerde, kollarm bir ku gibi rparak dans eden bir
adam grlmektedir. lmszl elde etme srecindeki mrit, ku tyleryle
kaplanyor ve omuzlarndan kanatlar kyordu. 90 stadn nihai tanrlamas iin
kullanlan ifade, "gn ortasnda ge kmak". kinci bir kategoride, bir tr
yeryz cennetinde yzyllar boyu yaayan mritler yer alyordu: Harika Adalar veya kutsal K'un-ln da." Fiziksel lmszlk formllerini, onlar almaya layk
baz adaylara aktarmak zere zaman zaman dnyaya dnyorlard. Son olarak da
nc bir

kategori,

ancak ldkten sonra yeryz

cennetlerine

ulaanlar

kapsyordu. Ama bu lm yalnzca grnteydi: Tabutlarna, bedenlerinin grnmn verdikleri bir asa, bir ktlt veya sandaletler brakyorlard. "Cesedin kurtuluu" ad verilen olgu buydu. 02 lmszler kimi zaman beyinlerinde ok miktarda
yang enerjisi depoladklarn simgeleyen lsz byklkte bir kafatasyla temsi!
ediliyordu.
Mridin kullanabilecei birok mr uzatma teknii vardr. Bunlann temel ilkesi "yaam gcn beslemek"ten (yang-hs/ng) ibarettir. Makrokozmos ile insan bedeni arasnda tam bir uyum olduu iin, yaam gleri bedenin dokuz deliinden girip kar; bu nedenle onlar titizlikle gzetmek gerekir. Taocular bedende Zincijrt
Tarlalar

ad verilen blm ayrt eder: 95 st "tarla" beyinde, ikincisi kalbin

yannda, ncs ise gbek deliinin akndadr. Perhiz uygulamalarnn kesin bir
amac vardr: Kendilerine zg "enerjiler" ieren besinler ve ifal otlarla organlar
beslemek. Bedenin i blmlerinde yalnzca tanrlarn ve koruyucu ruhlarn deil,
ktcl varlklarn da yaadn hatrlatalm: Zincifre
lucan, mridin

v0

canlln

kemirir.

Mrit,

Kanatlar, k u ty, byl uu ve Taocuiuk arasndaki ilikiler k o n u s u n d a , bkz. M. Kaltenmark, Le Lie-aen

Tchouan,

s. 12 vd. Ku t y n n "amancl uu"un en sk rastlanan sim-

gelerinden biri olduu bilinmektedir; kr. Eliade, Le Chamanisme,


5

Tarlas nda yaayan So-

onlardan kurtulmak iin sradan

"byl uu".

Zamann b o y u n d u r u u n d a n k u r t u l m u ve yalnzca erginlenmilerin ulaabilecei, cennet


topraklannn rnek imgesi soz k o n u s u d u r . Tarihi Ssu-ma 'ien'e gre, MO IV. ve ili.
yzyllann birok kral bu doast adalan aramak zere keif heyetleri gndermiti
(Mtmoires.

ev. Chavannes. c. III, S. 436-437).

92

Baz rnekler iin, bkz. Maspero. Le laoisme, s. 84-85.

93

Zincifrenin (cva slfr) "lmszlk iksit'ni hazrlamak iin kullanlan temel element old u u n u hatrlatalm.

38

ESKl C N DNLER

gdalardan (tahllar, et, arap vb) vazgemeli ve o cini ldrebilecek ifal otlar
ve minerallerle beslenmelidir. 9 *
isel cinden kurtulan mrit iy suyuyla veya kozmik "soluklar"la beslenmeye balar; yalnzca havay deil, gne, ay ve yldz trmlerini de iine eker. MS
III. yzyla ait baz reetelere gre, gnein crm le (yang doruktayken) ve
aynki de (yn'i ierir) gece yansnda zmsenmelidir. Ama asl yaplmas gereken
soluunu tutmaktr; i gryle ve dnceyi younlatrarak soluun grselletirilmesi ve Zincifre

Tarlasnda

dolatrlmas baanlr. 1000 kez nefes almaya yete-

cek kadar bir sre soluk tutulursa, lmszle eriilir.95


Kullanlan zel bir ynteme de "embriyon solumas" (t'ai-si) ad verilir; ana
karnndaki embriyonunkine benzeyen, kapal devre, "isel" bir soluma sz konusudur. 96 "Temele geri gelerek, kkene dnerek yallk kovulur, embriyon haline geri
dnlr." 97 "Embriyon soluu," yogadaki prnyma

gibi (kr. 143) bir meditas-

yona hazrlk altrmas deildir. Bununla birlikte bu uygulama belli bir esrime
deneyimine olanak verir. Tai-ping

ing'e gre (MS III. yzyl), i gryle be or-

ganda yaayan tanrlar ayrt edilebilir. Zaren bunlar makrokozmosta yaayan tanrlarla ayndr. Mrit meditasyon yoluyla onlarla iletiime girebilir, onlara bedenini
gezdirebilir ve bylelikle bedenini glendirebilir. 98
mr uzatmak iin kullanlan bir baka yntem hem ritel, hem de meditasyon
arac olan cinsel bir teknii kapsar. "Yatak odas uygulamalar" \fang tmg) erken antikaa dayanr; amalar canll artrmak, uzun mr ve erkek ocuk sahibi
olmay salamaktr. Ama Taocu teknik, lmsz Yang-eng'in (MS I. yzyl) "Yin
yolu," "beyni onarmak iin tohumlan geri ekmek"ten ibarettir. Aslnda Taoculuga
zg ayn mutlak i huzur sz konusudur: Hayat enerjisinin dalmasndan
kanmak. Mrit tohum salglamadan cinsel iliki kurmaldr. Bu kendini tutma becerisi, "solua" karan tohumun bedenin iinde dolamasn, daha doru bir ifa94

Kr. Maspero, Le taolsmt, s. 98 vd.

95

Maspero, "Les procedes de 'nourrir le prncipe vital' dans la religion taoste ancienne," s. 2 0 3

96

Kar. Maspero, "Les procedes," s. 198 vd; Eliade, Le Yoga,

vd; ayn yazar, Le taotsme,

s. 107 vd.
s. 7 1 vd. Esrimedeki "derin ve

sessi:" solumann k u y k u s u n d a k i hayvanlann solumasna benzediini ekleyelim; hayvan


hayatnn kendiligindenlik ve canllnn inlilere gre kozmosla tam u y u m iindeki bir varoluun m k e m m e l rneini oluturduu bilinmektedir.
97

Formules orales de la respiration embryonnaire adl incelemenin nsz, ev. Maspero, "Les

98

insan b e d e n i n d e yaayan Taocu panteon hakknda, bkz. Maspero, Le taoisme,

procedes," s. 198.
137 vd; kr. M. Strickmann, "The Longest Taoist Scripture," s. 341.

39

s. 116 vd,

l U N M i L N A N L A R V D N C E L E R TAR Hl - 11

deyle alt Zincifre Tarlas'ndan kafadaki tarlaya kadar ykselip beyni yeniden
canlandrmasn salar. Doal koullarda ilikiye giren taraflarn ikisi de bu rimelden yararlanr. MS V. yzyla ait bir metin, "mkemmel meditasyon sayesinde ...
erkeklerin ve kadnlarn Ebedi Hayat yntemini uygulayabileceini" belirtir. ki yatak arkada meditasyon yoluyla "bedenlerinin ve d dnyann bilincinde olmaktan
kmaldr"; dualar edildikten sonra ise erkek cinsel organna, kadn ise kalbine
yogunlamaldr. "Bu, lmeme yntemidir."" 5
lmsz Jung 'eng Kung "onarmak ve ynetmek" yntemini tam olarak biliyordu. "zn gizemli Dii'den alyordu (kr. dipnot 77); bunun temel ilkesi Vadi1deki yaamsal ruhlarn lmemesiydi; nk hayat onlarla srer ve soluk onlarla
beslenir. Bembeyaz salar yeniden siyah oldu, den dileri yeniden kt. Uygulamalar Lao-tzu'nunkilerle aynyd. Onun Lao-tzu'nun hocas olduu da sylenir. "!uC Baz mritler "vampirlik" ad verilen ve ortodoks olmad iin mahkm
edilen bir yntem kullanr. Bu yntem, iliki kurulan kadnlarn yaam enerjisini
yutmaktr: "Hayatn kaynaklarndan gelen bu enerji, hatr saylr mr uzunluu
salyordu." 101
Taocu cinsel tekniin ana hedeflerinden biri alt Zincifre

Tarias'nda erkein tohu-

munu solukla kartrmak ve orada, gbek deliinin alanda yeni lmsz bedenin
"gizemli embriyonunu" oluturmaktr. Yalnzca "soluk"la beslenen bu embriyon,
mrit d grn olarak lnce onun cesedinden ayrlan ve dier lmszlere
katlan bir "temiz beden"de geliir. Mrit, "beynini onarmak" iin ok miktarda Yin
almalyd; birok kez e deitirilmesinin nedeni buydu. Bu uygulama daha ileriki
bir tarihte topluca yaplan "soluklar birletirme" trenine yol at; bu tren
zellikle Budizm tarafndan birok kez eletirilmitir. Ama byle bir "orji" tamamen ritel niteliindeydi; aslnda ntarihin tarm trenlerine dek dayanyordu (kr.
130).
Taocu cinsel uygulamalarda belli bir Hint etkisi sezilmekte; zellikle de hem soluk alp vermeyi, hem de tohum salglanmasn durdurmak iin bir Yoga teknii
gelitirmi "sol el" Tantraclnn etkisi grlmektedir. 102 Tpk Tantraclkta olduu gibi, Taoculugun da cinsel terminolojisi hem zihinsel ilemlere, hem de gizemci deneyimlere bavurur.

99

Kr. Maspero, "Les procedes," s. 386-387. Bu metinden bir para iin bkz. s. 388.

' Max Kaltenmark, Le Le-sien Tchouan, s. 55-56.


101
Kaltenmark, a.g.y., s. 57.
102

Bkz. Le Yoga, s. 2 5 3 vd; kr. elinizdeki eserin 3. cildi (bl. XXXII).

40

E i K I C N DNLER

134. Taocular ve Simya Maden ileyicileri, dkmclerin ve demircilerin baz


ritelleri ve mitolojileri, simyaclar tarafndan yeniden ele alnp yorumlanmt.
Topran "kam"nda maden filizlerinin bymesine, madenlerin doal olarak altna
dnmesine, altnn gizemli deerine ilikin arkaik anlaylar ve "demircilererginleyici kardelik rgtleri-meslek srlan" eklindeki ritel kompleks simyaclann retilerinde de karmza kmaktadr.
Uzmanlar in simyasnn kkenleri konusunda anlaamamtr; simya ilemlerine ilikin ilk metinlerin tarihleri hl tartmaldr. Baka yerlerde olduu gibi
in'de de simya ikili bir inanla tanmlanr: 1) Madenlerin alma dnmesine duyulan inan ve 2) Bu sonuca ulamak iin gerekletirilen ilemlerin

"kur-

tarcl "na duyulan inan. in'de bu iki inanca yaplm kesin gndermeler M
IV. yzyldan itibaren bulgulanmtr. Mencius'un {Mengzil bir ada olan Tsu
Yen'in simyann "kurucusu" olarak kabul edilmesinde herkes gr birliine
varmtr. 1 '' 3 M II. yzylda simya altnnn hazrlanmasyla uzun mr-lmszlk elde edilmesi arasndaki iliki, L An ve dier yazarlar tarafndan aka kabul
edilmitir.'^
in simyas zerk bir disiplin haline gelirken, unlar kullanr: 1) Geleneksel
kozmolojik ilkeler; 2) lmszlk iksiri ve Mbarek lmszlerle ilgili miller, 3)
mrn uzatlmasn, stn mutluluu ve tinsel kendiliindenligi amalayan teknikler. Bu unsur -ilkeler, mitler ve teknikler- ntarihin kltrel mirasna aitti ve
bunlan dorulayan ilk belgelerin tarihinin bize onlarn tam yan da verdiini sanmak hata olur. "Altn hazrlanmas,"

"lmszlk i!ac"nn elde edilmesi ve

lmszlerin "arlmas" arasnda ak bir uyum sz konusudur: Luan Tai, tmparatorWu'nun huzuruna kar ve ona bu mucizeyi de gerekletirebildiini, ama
yalnzca lmszleri "maddeye dntrmeyi" baarabildiini syler. 105 Byc Li
$ao-n, Han hanedanndan mparator Wu'ya unu tler: "Ocakta (tsao) kurban
keserseniz, (doast) varlklar getirtebilirsiniz; (doast) varlklar getirtince,
zincifre tozu san altna dntrlebilir; sar altn ortaya knca, yeme ime iin
kullandnz kapkacag ondan yapabilirsiniz ve o zaman mrnz uzar. mrnz
uzaynca, denizlerin ortasndaki

P'ong-lai adasnda yaayan

grebilirsiniz. nlan grnce ve fong

l03

kutlular

(hsen)

ile jan sungularn verince, o zaman artk

Bkz. H. Dubs, "Begnnings of Alchemy," s. 77; kr. Joseph Needham, Science

inChina.c.V: 2,s. 12.


l04
Needham, a.g.y.. s. 13.
l05
Edouard Chavannes. Les Mimoires historiques de Sse-ma-Ts'ien,
41

c. IH, s. 479.

and Civihzation

DNSEL N A N L A R VE D N C E L E R A R I H 1 - II

lmezsiniz." 106 Demek ki iksiri aramak, "lmszler"in yaad uzak ve gizemli


adalar aramakla ilintiliydi: lmszlerle karlamak, insanlk durumunu amak
ve zamansz, mutluluk verici bir varolua katlmak anlamna geliyordu. 107
Altn aray ayn zamanda tinsel trde bir aray da beraberinde getiriyordu.
Altnn kraliyete has bir nitelii vard: "Dnya'nn Merkezi"nde bulunuyordu ve e
(arsenik slfr veya slfr), sar cva ve gelecek hayatla ("Sar Pnarlar") gizemli
ilikiler iindeydi. M 122'ye ait bir metinde, Hua-nan-t^u'da da bu ekilde sunulmutur; bu metinde madenlerin hzlandrlm dnmne duyulan inancn da
dorulandn gryoruz. 10R O halde simyacnn yapt, madenlerin bymesini
hzlandrmaktan baka bir ey deildir. Batdaki karl gibi, inli simyac da
zamann ritmini hzlandrarak doann eserine katkda bulunmaktadr. Altn ve
yeim ta, Yang ilkesi iinde yer aldklarndan, bedenleri rmeye kar korur.
Ayn nedenle simya altnndan vazolar mr sonsuza dek uzatr. 109 Lien Hsier uan
ucm ("lmszlerin tekmil yaamykleri") iinde korunmu bir rivayete gre.
simyac We Po-yang "lmszlk haplan" hazrlamay baarmt: Mritlerinden
biri ve kpegiyle birlikte bu haplan yuttuktan sonra, kanl canl bir halde dnyay
terk etmi ve dier lmszlerin yanma gitmilerdi. 110
Makrokozmos ile mikrokozmos arasndaki geleneksel benzetirme, be kozmolojik unsuru (su, ate, tahta, hava, toprak) insan bedeninin organlarna ynlendiriyordu: Kalp ate znden, karacier tahta znden, akcierler hava znden, bbrekler su znden, mide toprak zndendi. nsan bedeninin oluturduu mikrokozmos da simya terimleriyle yorumlanr: "Kalbin atei zincifre gibi krmz ve
bbreklerin suyu kurun gibi karadr" vb. 1 " Dolaysyla insan, kozmosu oluturan
btn elementleri ve evrenin dnemsel yenileniini salayan btn hayat glerini
[06

A.g.y., IH, s. 465.

107

Uzak adalarda oturan lmszleri aramak 'in hanedannn ilk imparatorlarnn (M 219;
Ssu-ma-Ch'ien, Mmoires,

c. 11, s. 141, 152; c. 111, s. 437) ve Hanlar h a n e d a n n d a n impara-

tor W u ' n u n ba urayd (M 110; a.g.y.,

111, s. 499; Dubs, "The Beginnings of Alchemy," s.

66).
Fragman eviren Dubs, s. 71-72. Bu metin M IV. yzylda yaam, Mengzi'nin ada Tsu
Yen'in eseri veya o n u n o k u l u n u n r n olabilir (a.g.y.,

s. 74). Madenlerin doal d n m

inanc in'de olduka eskilere dayanr; zellikle bkz. Joseph Needham, Science et Civlisanon, c. 111, s. 636 vd.
104

Bkz. M. Eliade, Forgerons

et Alchimstes

iinde alntlanm metinler (2. bask, 1977), s. 96 vd.

" U o n e l Giles, Clmese immortals, s. 67 vd. "Bedensel lmszlk" laborauvarda hazrlanan


iksirleri ierek elde edilirdi; kr. Needham, a.g.y.. c. V, ksm 2, s. 9 3 vd.
111

Forgerons

et Alchimistes'te alntlanan metin, s. 99.

42

ESK CN DNLER!

k e n d i b e d e n i n d e b a r n d r r . Tek yaplmas gereken, b a n zleri g l e n d i r m e k t i r .


Z i n c i f r e n i n k r m z r e n g i n d e n (temel y a a m esi olan kann rengi) ok, atee
atldnda cva r e t m e s i n d e n k a y n a k l a n a n n e m i b u r a d a n gelir. D e m e k ki zincifre,
l m yoluyla ( n k atee atlma l m simgeler) y e n i d e n r e m e n i n gizemini ierm e k t e d i r . O halde zincifre insan b e d e n i n i n s r e k l i y e n i l e n m e s i n i salayabilir ve
s o n u n d a l m s z l getirebilir. Byk simyac Ko H u n g ( 2 8 3 - 3 4 3 ) , bir yl boy u n c a a l m a n zincifre ve bal k a r m n d a n y a p l m h a p l a r n beyaz salar yeniden
siyahlaurdgn, d m dileri karttn ve h a p l a r b i r yldan s o n r a da alnmaya
d e v a m edilirse l m s z l n e l d e edildiini yazar. 1 1 2
Ama zincifre i n s a n b e d e n i n i n iinde de, zellikle m e n i y i "Zincifre T a r l a l a r T n d a
(bkz. s. 4 0 ) d a m t a r a k yaratlabilir. Bu Zincifre T a r l a l a r n n , "maaraya benzeyen
b i r odas" da b u l u n a n b u gizli beyin blgesinin bir dier ad, K ' u n - l n ' d r . Ama
d i e r y a n d a n K'un-ln, l m s z l e r i n diyar Bac d e n i z i n d e k i bir

masal d a d r .

"Gizemci m e d i t a s y o n l a oraya u l a m a k iin, ezeli, cennete h a s d u r u m a , y a r a t l m a m


d n y a n n 'bilinsizlik' haline b e n z e r bir 'kaotik' (hun) hal iine girilir." 1 ' 3
u iki u n s u r u aklda t u t a l m : 1) Mitsel K'un-ln da ile b e y n i n ve k a r n n gizli
blgeleri arasnda k u r u l a n b e n z e i m ; 2) "Kaotik" hale biilen rol; b u hal, meditasyon yoluyla bir k e z s a l a n d k t a n sonra, Zincifre T a r l a l a r n a g i r m e olana v e r m e k te

ve

bylelikle

lmszlk

embriyosunun

simyevi

hazrlann

mmkn

k l m a k t a d r . l m s z l e r i n diyar olan Bat D e n i z i n d e k i Dag, geleneksel ve ok eski


bir " K l t l m D n y a , " m i n y a t r evren i m g e s i d i r .

K'un-ln d a n n iki kat

v a r d r : D z bir k o n i ve o n u n s t n d e ters d n m b i r k o n i . " 4 Baka b i r deyile,


s i m y a c n n oca ve b e y n i n gizli blgesi gibi su kaba b i i m i n d e d i r . Meditasyonla
yaratlan ve simyevi ilev iin z o r u n l u olan "kaotik" hal ise, Bat s m y a s n d a k materia

prima,

massa

confusa'ya

benzer. 1 1 5 Materia

prima

yalnzca m a d d e n i n ilk yaps

o l a r a k deil, s i m y a c n n isel d e n e y i m i olarak da anlalmaldr. M a d d e n i n hi

U2

James R. Ware, The Nei P'ien ofKo Hung. s. 74 vd. Uzurt mr ilac olarak zincifreden daha
M 1. yzylda Taocu lumsuzler'in efsanevi yaamykulerini derleyen Lieh-hsien uan'da
sz edilmitir. Bir stat birka yl boyunca zincifre aldktan sonra, "ergenlik ana geri
dnm," bir bakas "uarak dolamaya balamt," vb; kr. Max Kaltenmark, Le e-sen
tchouan, s. 271. 146-147 vb.

ll3

Rolf Stein, "Jardins en miniature d'Extr<?me Orient," s. 54. Ayrca bkz. Granet, la pensee chinoise, s. 357 vd.
"''Busimgeselligin ntarihi hakknda, kr. Cari Hentze, Tod, Auferstehung,
Weltordnung,
s. 3 3
vd, 160 vd.
115

Bkz. Forgerons et Alchimistes,

s. 130 vd ve elinizdeki eserin 3. cildi.

43

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - 11

f a r k l l a m a m ilk haline i n d i r g e n m e s i , isel d e n e y i m d z l e m i n d e d o g u m - n c e s i ,


e m b r i y o n haline gerilemeye d e n k d e r . Rcgressus

ad uterum

( r a h m e geri d n ] y o -

luyla g e n l e m e ve u z u n m r salanmas izlegi, y u k a r d a da g r d m z gibi. Tao c u l u g u n ilk a m a l a r n d a n birini o l u t u r u r . En o k k u l l a n l m y n t e m " e m b r i y o n


s o l u m a s "dr (vay-tan), a m a simyac e m b r i y o n a a m a s n a geri d n ocanda
eitli m a d d e l e r i b i r b i r i n e kartrarak da elde e d e b i l i r . " 6
Belli bir a d a n itibaren, dsal simya ( v a y - t a n ) "drak" olarak g r l r ve yoga
t r isel s i m y a n n (ney

lan)

kart olarak k o n u r . Yalnzca ney-tan,

"irek" kabul

edilir; n k iksir s i m y a c n n b e d e n i n d e "ince fizyoloji" y n t e m l e r i y l e ve bitkisel


ya da m i n e r a l m a d d e l e r i n y a r d m n a b a v u r u l m a d a n h a z r l a n m a k t a d r . " S a f m a d e n ler (veya "ruhlar") b e d e n i n eitli b l m l e r i y l e zdeletirilir ve simyevi sreler
l a b o r a u v a r d a gerekletirilmek yerine m r i d i n b e d e n i n d e ve b i l i n c i n d e yaanr. Bed e n , " s a f ' cvann ve " s a f ' k u r u n u n , a y n z a m a n d a e r s u y u ile s o l u u n dolat ve
kaynat potaya d n r .
Yang ve Yin gleri birleerek "gizemli

embriyon'u

("hayat iksiri,"

"Sar

iek") o l u t u r u r , s o n u n d a ban arka tarafnn altndan kp bedenden kaar ve


Ge k a r a k l m s z varl retir (bkz. s. 4 0 ) . Ncy-fan " e m b r i y o n s o l u m a s " n a
b e n z e r bir t e k n i k olarak k a b u l edilebilir; aradaki fark srelerin irek simya terminolojisiyle b e t i m l e n m e s i d i r . S o l u m a , cinsel b i r l e m e y l e ve simyaclkla benzetiril i r - k a d n da potayla zdeletirilir." 7
Son

iki

blmde

anlattmz

birok

d n c e ve u y g u l a m a

'in

ve

Han

d n e m l e r i n d e n ( M O 2 2 1 - M S 2 2 0 ) itibaren m e t i n l e r d e b u l g u l a n m t r ; b u d u r u m daha n c e b i l i n m e d i k l e r i n i kesin olarak g s t e r m e z . Bu m e t i n l e r i i m d i d e n t a r t m a k


bize yararl g r n d ; n k u z u n m r teknikleri ve b i r a n l a m d a simya eski Tao c u l u g u n ayrlmaz p a r a l a n d r . Ama H a n hanedan d e v r i n d e Lao-tzu'nun tanrlatrlm o l d u u n u ve bamsz bir dinsel k u r u m o l a r a k r g t l e n m i T a o c u l u g u n mesihi b i r ilev s t l e n e r e k d e v r i m c i hareketlerin esin kaynan o l u t u r d u u n u da eklemek gerek. Az ok b e k l e n m e d i k saylabilecek b u gelimeler z e r i n d e daha ileride

" 6 Kr. Forgcrons et Alcfimstes'te alntlanan metin, s. 102. Bu "rahme dn" daha eski ve daha yaygn, kltrn arkaik aamalarnda da bulgulanm bir anlayn gelitirilmi halinden
baka bir ey deildir: Dnya'nn kkenlerine simgesel bir dnle, yani kozmogoninin yeniden hayata geirilmesi yoluyla salanan iyileme (bk2. Aspects du mjyfhe, s. 37 vd). Taocular
ve inli simyaclar bu geleneksel yntemi yeniden ele alp mkemmelletirmiin: O n u
yalnzca baz hastalklan iyi etmek iin deil, ncelikle insanda zamann andnc etkisini,
yani yall ve lm tedavi etmek iin kullanmlardr.
117
Kr. R. H. van Gulk. Eroc Cotour Prinis, s. 115 vd.

E SK I N D I N L F . R I

duracaz (kr, 3. cilt, XXXV. b l m ) . imdilik M 1 6 5 tarihli b i r m e t i n d e Laotzu'nun lk Kaos'un bir t r m olarak k a b u ! edildiini ve i n s a n b i i m l i k o z m i k
varlk P ' a n - k u ile zdeletirildigini h a t r l a m a k yeterli olacaktr (kr. 129). 1 1 3
"Taocu d i n " (Tao iao)

ise MS II. yzyln

sonuna

doru

a n g Tao-ling

t a r a f n d a n k u r u l d u ; a n g l m s z l k iksirini elde ettikten s o n r a Ge ykseldi ve


"Gksel stat" (t'ien

jih) u n v a n n ald. Suan eyaletinde d n y e v i ve tinsel e r k l e r i

b u l u t u r a n b i r "Taokrasi" k u r d u . Mezhebin baars eflerinin otac yeteneklerine


ok ey b o r l u y d u . leride d e greceimiz gibi (kr. 3. cilt b l m XXXV), daha ok
p s i k o - s o m a t i k t r d e k e r a m e t l e r sz k o n u s u d u r ; T a o ' n u n e r d e m l e r i paylalrken
birlikte y e n e n yemeklerle d e b u k e r a m e t l e r g l e n d i r i l i r . Aylk orji t r t r e n ,
"soluklarn birlemesi" d e a y n a m a c a ynelikti (bkz. s. 4 0 ) . Tao t a r a f n d a n yenilenm e y n n d e b e n z e r b i r u m u t b i r baka T a o c u h a r e k e t i n , "Byk H u z u r " (Tai-pin)
m e z h e b i n i n d e ayrt edici niteliidir. D a h a MS I. yzylda h a r e k e t i n k u r u c u s u i m p a ratora eskatolojiyle ilgili bir eser s u n d u . Ruhlar t a r a f n d a n y a z d r l m kitap, H a n
hanedann yenileyebilecek yollar

ortay3

koyuyordu.

Kendisine

esin

geldii

iddiasndaki b u r e f o r m c u l d r l d , a m a o n u n mesihiligi m m i n l e r i n z i h i n l e r i n i
uratrmaya d e v a m etti. 184'ce m e z h e b i n n d e r i a n g e h renovato'nun {yenilenm e ! ok y a k n d a geleceini aklad ve "Mavi G k " n yerini "Sar G k " n almas
gerektiini bildirdi ( m m i n l e r b u nedenle balarna sar sarklar s a r y o r d u ) . O n u n
balatt isyan a z daha h a n e d a n devirecekti. S o n u n d a i m p a r a t o r l u k
isyan bastrd, a m a bu m e s i h i h u m m a b t n

birlikleri

ortaa boyunca s r d .

"Sar

Sarklar"n s o n n d e r i I 1 1 2 ' d e i d a m edildi.

lle

"Lao-tzu bedenini dntrd. Sol gzu ay oldu; kafas K'un-lun dagv oldu, sakal gezegenler ve burlar oldu; kemikleri ejder oldu; ei drt ayakl hayvanlar oldu; barsaklar ylan oldu; kam deni2 oldu vb" (Maspero'nun evirdii metin, Lc taoisme, s. 108).

45

ELETREL KAYNAKA

126. in'deki tarihncesi kltrler hakkndaki zengin klliyat iinden u eserleri sayalm:
Wlliam Watson, Early Civilizatton
birlikte); Li Chi. The Beginnings
Cheng Te-k'un, Archaeology
VVatson, Cultural Frontiers

m China (Londra, 1966; mkemmel bir giri blmyle

of Chmese Civilization
in Oma:

in Ancient

(Seattle ve Londra, 1957; 2. bask, 1968);

c. 1, Prehstoric China

(Cambridge, 1959); Willam

Eost Asia (Edinburgh, 1971; kr. zellikle ilk bolum,

"Neolithic Frontiers in East Asia," s. 9-37); Cari Hemze, Fimde m Ah-China.

D as Wfltereben in

altesten Chma (Gttgen, 1967), yazann daha nceki birok eserde sergiledii grlerini
zetlemektedir; Ping-ti Ho, TTe Cradle
Techniques

andldeas

of hc E ast: An lnquity

into the Indigenous

Origns

of

of Neolithic and Early Historic China, 5000-1000 B.C. (Hong Kong ve Chicago,

1975).
in neolitik ann kefi (Yang-ao kltr) hakknda, bkz. J, G. Anderson. Chldren of the
Y'dlovv Earth (Londra, 1934). Ho, son eserinde, in tarmnn, metalrjisinin ve yazsnn yerli
kkenli olduunu savunmaktadr; kr. The Cradle of the Easl, zellikle s. 341 vd. Li Chi ise.
baka kimi arkeologlarn ardndan, Anyang konografisindeki baz Bat (yani Mezopotamya)
etkilerini gun na karmtr {Bcginnings

of Chinese Civilization,

s. 26 vd). Her ne olursa olsun,

in kltrnn de, dier tm kltrler gibi Bat, Kuzey veya Gney kkenli dnceler ve
tekniklerle giderek zenginletii kesindir. Dier yandan sk sk yinelendii gibi, in "Pasifik'e
alan bir penceredir." Gerek Bomeo, Sumatra ve Yeni Zelanda'daki baz halklarnn, gerekse
Amerika'nn kuzeybat sahilindeki kimi kabilelenn dinsel sanatnda, in kozmolojik simgesellignin ve onun sanatsal ifadelerinin etkisi ayrt edilmektedir. Pasifik blgesindeki sanatla ilgili
u iki incelemeye baknz: Mino Badner, "The Protruding Tongue and Related Motifs in the Art
Style of the American Northwestem Coast. New Zealand and China," ve Robert Heine-Geldem, "A Note on Relation Between the Art Style of the Maori and of Ancient China," Wiener
Beitrge "ur Kulturgeschichte

und Linguistk,

Art and the Pacific Basn. A Photographic

XV, (Hom-Viyana, 1966); aynca bkz. Early Chmese

Bcibition

(New York, 1968).

Dinsel anlaylar hakknda, kr. Hennann Koster, "Zur Religon in der chinesischen
Vorgeschichte," Monumenta

Scrica, 14,1949-55, s. 188-214; Peng-ti Ho, The Cradle....,

s. 2 7 9

vd; Bemhard Karlgren, "Some Fecundity Symbols in Ancient Chma," (BuUctm of the Museum
FarEastem

Antiquites,

no. 2, Stockholm, 1930, s. 1-54); Cari Hentze. Funde in Alt-Oma,

vd, 219 vd; ayn yazar, Bronzegert,

Kuhbauten,

und Religion im altesten

(Anvers, 1951); ayn yazar. Da s Hau s ah Weltot


ath pattem)

of

s. 20

Chma der Shang-Zeu

der Secle (Stuttgart, 1961). "Olum motifi" (de-

hakknda, kr. Hanna Rydh, "Symbolsm in Mortuary Ceramics," (BMFE4, no. 1,

Stockholm, 1929, s. 71-121).


127. Tun a kltrleri hakknda, bkz. Cheng Te-k'un, Archaeology
China (Cambridge, 1960): Kwang-Chih Chang, The Archaeology
William Watson, Cultural

m China, c. 11. Shatg

of Ancient Chma,

s. 185-225 ve

Frontiers in Ancient East Asia, s. 38 vd (zellikle s. 42 vd).

46

ESK N D N L E R

Dinsel dnceler hakknda, bkz. Herlee G. Creel, The Brih of China: A Sudy of the Fonnatve Penod of Chtesc Gviljaton (New York, 1937), s. 174-216; Chang, The Arcfaeology of Atcient China, s. 251 vd; Cheng Te-k'un, Archaeolog?

m China, c. II, s. 213 vd; Cari Henze, Bronzc-

gerat, utd Kuitbauen, Reltgton im altesten China der Shang-Zat.


altesten China," Wa>ner Zeitschrift

fr JntiiscJe phlosophie

W. Echhovn, "Zur Religion m

2, 1958, s. 33-53; F. Tiben. "Der Ah-

nenkult in China," AnnoJi del Pon/ico Museo Missionario Emologico 27, (1963), s. 283-475;
Ping-ti Ho, The Cradle
der Orakelinschnfien:

, s. 289 vd; Tsung-tung Chang, Der Kulf der Shang-Dynaste


Eme palographische

Studie jur Religion im archcaschen

im Spiegel

China (NViesbader,

1970); kr. Paul L. M. Serruys'un eletirisi, "Sudies in the Language of the Shang Oracle
nscriptions, Toung Pao, 60, 1974, s. 12-120; M. Chnstan Deydier, Les )iagu\ven.
bibliographique

et synthese

de s itudes

Essai

(Paris, 1976), (kemikler ve kaplumbaa kabuklar

stndeki kehanet yaztlar); David N Keightley, "The Religious Commitment: Shang Theology and the Genesis of Chinese Political culture," HR 17, 1978, s. 211-225.
Krek kemii falcl hakknda, bkz. Eliade, Le Chananiste

(2. bask, 1968), s. 142, dip-

not 1 (kaynaka).
Tao-t'ieh

masklannn simgeselligi hakknda, bkz. Cari Hentze, zellikle Bronzcgerat,

bauten, Religion im ltesen China der Shang-Zeit,

s. 215 vd; Funde in Alt-China,

Kult-

s. 171 vd, 195 vd

ve "Antithetische To-'eh-motive," IPEK 23, 1970/73, s. 1-20.


Agustosbceg simgeselligi de en az bu kadar anlamldr. Larvas topraktan kt iin (bu
nedenle karanln simgesidir) agustosbceg bir dirili amblemidir; bu nedenle lnn azna
konur; kr. Henze, Frhchinesischen

Bronza

ve hayat yaratan karanlklar iblisi t'ao-t'ief

und Kultdarsteungen

(Anvers, 1937), s. 37 vd. I

masklannn dilinde stilize agustosbcei izimleri

bulunur; a.g.y., s. 66 vd
128. ou kltr hakknda, bkz. Ch'eng Te-k'un, Archaeology m China. c. 111, Cho-Oina
(Cambridge, 1963); Kwang-Chh Chang, The Archaeology

of Ancienr China, s. 256 vd, 263 vd.

ou devrindeki din hakknda, kr. Ping-i Ho, The Cradle


Alt-China,

s. 322 vd; Hentze, Funde m

s. 218 vd ve sonraki iki paragrafta saylan eserler.

"Klasik kitaplar"da on kadar Yce Tanr adna rastlanr; bunlarn iinde en nlleri ang Ti
("Yukarnn Efendisi") ve Huang-ti'dir ("Ulu Efendi"). Ama bu tanr adlannn hepsinin temelinde, T (Efendi) ve T'ien (Gk) adtllan bulunur. En stn Tar'nn gksel yapda olduu
aktr: SangT her eyi grr (ih ing, II!, 1,7, 1), her eyi duyar (V, 16, 3, 14); T'ien nsanlan
gzetim altnda tutar (u ing, IV, 9 , 1 , 3), grr ve duyar (III. 3, 5, 7), durugor sahibidir (th
ng, 111. 3, 2. 11-12), verdii kararlarda hi yanlmaz (5u i"g, IV, 3, 2, 5), her eyi anlar ve
gzlemler (IV, 8, 2, 3) vb. Su ngln evirileri iin bkz. Legge'nin The Chinese Classics'inin (V cilt,
Londra, 1861-72) cildi ve Bernhard Karlgren, 5<u Ching:

The

Book

of Doctmtenrs

(Stockholm. 1950).
Yce gk tanrs tapm hakknda, bkz. B. Schindler, "The Development of Chinese Concepiions of Supreme Beings," Asia Majr. Introduciory

Volume, 1923, s. 298-366; H. H. Dubs,

"The Archaic Royal Jou Religion," rourcg Pao, 47, 1958, s. 217-259; J. Shih, "The Notion of

47

D N S E L N A N L A R Vli D N C E L E R T A R H - [I

God m the Ancient Chnese Relgion." Numen 16, 1969, s. 99-138. Joseph Shh c gre, Ti yce
bir tanr, T ten ise kiisel bir tannyd. oulara gre bu iki tanr ad da ayn tanry ifade etmek
zere kullanlyordu; aynca kr. ayn yazar, "11 Dio Supremo," "La religione della Cina," Sforia
dee ReJigom iinde, V, Torino, 1971. s. 539 vd.
Dier dinlerden farkl olarak, in dininin genel taril zerine kitaplarn says fazla deildir.
En yararllarn sayalm: L. Wieger, Hisloire des croyances

religieuses et des opinons plulosophique

en Chine depus Toriine jus^u' nos jours (Hien-hien, 1917), ok temkinli bavurulmas gereken,
olduka znel bir eserdir; Jan J. M. de Groot, The ReligJOUS Sysfem of China, 6 cilt (Leiden,
1892-1910; yeni bask, Taipei, 1964); ierdii belgeler asndan vazgeilmez bir eserdir; Marcel Granet, La relgion des Chinos (Paris, 1922), Henri Masptro, Milanges
ons chinoises,

Post-hunes,

Les reltgi-

(Paris, 1950); C. K. Yang, Relgion m Chnese Sociciv (Berkeley, 1967), in dininin

genel tarihini anlatmasa da nemli bir eserdir; D. H. Smith, Chmese Religons

(New York, 1968),

(ama bkz. Daniel Overmyer'in eletirel yazs. HR 9, 1969-70, s. 256-260); Laurence G


Thompson, Oinese Religion: An Jntroduction (Belnom, 1969); zellikle Han'lardan somaki
dinsel dnce ve uygulamalan anlatr; VVemer Eichhom, Die Religionen

Chinas (Stuttgart,

1973), hayranlk verici bir gncelleme almasdr; Relgo and Ritua! m Chinesc Society, ed. Arthur P. Wolf (Stanford. 1974). Max Kalenmark da konuyu ksa ama parlak bir biimde ilemitir: "La religion de la Chine auique" ve "Le taosme religieux," H/srore des Relgons iinde
(Henri-Charles Puech'in yayn ynetmenliinde), c. 1 (1970). s. 927-957, 1216-1248.
Marcel Granet'nin u kitaplarnda dinsel inan ve kurumlara ynelik ok yerinde
zmlemeler bulunmaktadr: FStes et chansons anciennes de la Chine (1919); Danses et legetdes
de la Chine ancienne
antique

(1926), La penste

chinoise

(1934); aynca kr. Henri Maspero, La Chine

(1927; yeni bask, 1955).

Yeryz Ana hakknda, bkz. Berthold Laufer./ndc A Study of Chnese Archaeology

and Rel-

gion (Feld Museum, Chicago, 1912), s. 144 vd (Bu grlere kar, kr. B. Karlgren, "Some Fecundity Symbols in Ancient China," s. 14 vd); Marcel Granet, "Le dept de l'enfant sur le sol:
Rites anciens et ordales mythiques" (Revue Archeologique

1922, (Etudcs

ioaologques

sur la Chi-

ne, 1953, s. 159-202'de yemden baslmtr). Edouard Chavannes'a gre (Le T'a Chan. Essa de
monographie

d'un culte chinos, Paris, 1910, zellikle s. 520-525), Yer'in Ulu Tanra-Yeryzu

Ana olarak kiiletirilmesi olduka ge dneme ait bir grngdr: Han hanedannn balangcna doru, M II. yzylda gereklemi gibidir; bu tarihten once, yalnzca yerel tapmlar
vard ve bu tapmlar da yer tanrlan evresinde odaklanyordu (a.g.y., s. 437). Ama Granet bu
tannlann. kendilerinden nceki ok eski dii veya "cinsiyetsiz" tanralar ikame ettiini
gstermitir. Burada olduka genel bir grng soz konusudur, kr. Eliade, "La Terre-Mere et
les hierogamies cosmcpes" (.1953; Mythes, rjves et mysteres, 1957, s. 2 0 7 - 2 5 3 \ e
yaymlanmtr).
in kltryle ksmen btnlemi taral ve marjinal farkl kltrlerin aynntl bir
zmlemesi iin, bkz. VVolfram Eberhard, Kuhur und Siedlung der Randvlker
o'nun 36. cildine ek, Leiden, 1942); Lokalkulturen

m olten China, (Toung

Chinas (Toung

ek, Leiden, 1943), c. II (Monuntenta Scrica, Monografi no. 3, Pekin. 1943)

48

Pa-

Pao'nun 37. cildine


LofajfoultutH'n

EK1 C N D t N L H R l

ikinci cildinin dzeltilmi ve geniletilmi bir versiyonu The Local Cultures oj South and F.ast China
balyla yaymlanmtr (Leiden, 1968).
in amanizmi hakknda, bkz. Eherhard, "fite luxal Cultures,

s. 77 vd, 304 vd, 468 vd; kr.

Eliade, l-t cfamanisme (2. bask), s. 349 vd; joseph Thiel, "Schamanismus im ake China." S'fogica, 10, 1968,s. 149-204; John S. Majr, "Research Prioity in he Study of Ch'u religion,"
HR 17, 1978, s. 226-243, zellikle s. 236 vd.
129. En nemli kozmogoni metinleri Max Kaltenmark tarafndan evrilmitir: "La nassance
du monde en Chine," (La Nassance

du Monde

iinde, Sources Onentales c. 1, Paris, 1959), s.

453-468. Henri Maspfro in mitolojisini, zellikle de kozmogoni mitlerini farkl bak


alanna gre tartmtr: Henn Maspero "Legendes mythologiques dans le Cltou Kng." JA, 204,
1924, s. 1-100; Bemhard Karlgren, "Legends and Cults of Ancient China," BuHet of the Muscum oj Far Eastern Antjuties, No. 18, 1946, s. 199-365 (belgesel zenginlii asndan vazgeilmez bir eser; yine de bkz. W. Eberhard, Art/bus Asiae, 9, 1946, s. 355-364'teki deerlendirme
yazsnda Karlgrer'n yntemine ynelik elestn); Derk Bodde, "Myths of Ancient China," (S. N.
Kramer [ed.|, Mythoioges oj the Ancient

V/orld iinde, New York, 1961, s. 369-408); j. Shih.

"The Ancient Chinese Cosmogony," Studia Missionatia

18, 1969. s. 111-130; N. J. Girardot,

"The Problem of Creation Mythology in the Study of Chinese Religion." HR 15, 1976, s. 289318 (en son baz almalann eletirel zmlemesi).
P'cm-Ku miti hakknda, bkz. Maspro. "Legendes mythologques," s. 47 vd, Edouard Erkes,
"Spuren chinesischer Wekschpfungsmythen," T'ourg Pao 28, 1931, s. 355-368; W. Eberhard, The Local Cultures,

s. 442-443; Bodde, "Myths of Ancient China," s 382 vd; Girardot,

"The Problem of Creation Mythology," s. 298 vd.


Yer ile Gk arasndaki iletiimlerin kesilmesi konusunda, bkz. Maspfro, "Legendes
myhologiques," s. 95-96; ayn yazar. Les reliffons

chinoises,

China," s. 389 vd; kr. Eliade, Myhes, rves et mysttes,

s. 186 vd; Bodde, "Myth of Ancient

s. 80 vd.

Nu-kua hakknda, kr. Bodde, a.g.y., s. 386 vd. Taan sulan yene Buyuk Yi miti konusunda. kr. Marcet Granet, Danses el Itgendes, s. 466 vd, 482 vd.
in kentlerinin kkenleri ve torensel yaplan hakknda, bkz. Paul Wheatley, Tht Ptvof oj
fhe Four Quarters.

A Prcliminary

1nqui>y into the Ongun

and C.haracter of the Ancient

Chinese

(Chicago, 1971), s. 30 vd, 411 ve birok yerde; avnca kr. Wemer Muller, D/c heilige

City
Sladt

(Stuttgart, 1961). s. 149 vd.


Kozmoloji ve mekn simgeselligi hakknda, bkz. Graet, La pense

chinoisc, s. 342 vd; Sc-

huyler Camman, "Types of Symbols in Chinese Art," (Arthur F. VVright [ed.|, Studtcs

in Chinese

Thougft iinde, Chicago, 1953, s. 195-221); ayn yazar, "Evolution of Magic Squares in
China," JAOS 80, 1960, s. 116-124 ve "The Magic Square of Three in Old Chinese Phlosophv
and Religion," HR 1, 1961, s. 37-80; Eliade, "Centre du monde, temple, maison," Le Svmtol/sme Cosmique

des monumenfs religicux

82); Hermann Koster, Symbolik

iinde Serie Orientale Roma, c. XIV, Roma, 1957, s. 57-

des chinesi$chen

Univcrsismus

(Stuttgart, 1958), zellikle s. 14

vd, 48 vd; R. A. Stein, "Architecture et pensee religieuse en Extrtme-Orient," Arts Asatcjies 4,

49

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - U

1957, s. 163-186; ayn yazar, "L'habiat, le monde et ie corps humain en Exsreme-Orent et


en Haute-Asie/'JA, 245, 1957, s. 37-74.
Mmg t'ag hakknda, bkz. Granet, La penste chinoise, s. 102 vd, 178 vd, 250 vd; R. A. Sten,
"Architecture et pensee religieuse," s. 164 vd; H. Koster, Symboltk,

s. 34 vd, 48 vd.

130. Kutuplama ve srayla birbinnin yerini alma konusundaki farkl simgeselliklerin


morfolojisi hakknda, bkz. Elade, "Remarques sur le dualisme religieux: dyades et polarits"
(1967; La nostalgie

des origines,

Paris, 1971, s. 249-336'da yeniden yaymland). O n kozmolo-

jistndeki kutuplama hakknda, bkz. Granet, La pensle cfmose, s. 86 vd, 149 vd; Cari Hentze,
Bronzegert,

s. 192 vd; ayn yazar, Tod. Aujersehung,

Koster. Symbolik.

Weltordnung

(Zrih, 1955), S. 150 vd; R

s. 17 vd.

En eski "klasik kitap" olan ih mg'deki ak arklann zmleyen Marcel Granet,


kyllerin herhalde neolitik adan beri kutlad mevsimlik bayramlarn yapsn gn na
karmtr (kr. Fetes et Oumsons anciennes dc la Chine).

"Aslnda bunlar ounlukla dn

trenleriyle ilikili genlik bayramlaryd: Dandan evlilik ilkesi gereince farkl kylerden gelen, iki cinsiyetten gruplar rimellerden alnm zorunlu izlekleri bulunan iirsel atmalara tutuuyordu. Ritellerin bu iirlere katt manzarada, her zaman su ve da unsurlar yer alyor,
bu unsurlann hepsi de kutsal kabul ediliyordu... [Bayramlar] kylnn yaamndaki nemli
anlara, ekicilerin hayat tarznn deiimlerine rastlyordu. Yaz mevsiminde kk kulbelerde
oturduklar tarlalara dalyor; kn ise aile mezrasnda buluuyorlard. Kyl cemaatlerinin
kutsal yerlenyle klasik ritelin kutsal dalan, nehirleri ve ormanlan arasnda kesinlikle bir iliki
vardr: Her iki grup da atalara ait merkezlerdi ve feodal tapmn balca tapnaklar, Atalar
tapna, Yer ve Hasat tanrlarnn sunaklar aslnda eski kutsal yerlerin eitlendirilmi halleriydi. Ayn ekilde, baz kraliyet tapm uygulamalan da kyl bayramlannn izdmlerinden
baka bir ey deildir" (Max Kaltenmark, "Religion de la Chine antique," s. 952).
Tao kavram hakknda, bkz. Granet, La pensee, s. 300 vd; Joseph Needham. Science and Civilizaion

in China, II (1956), s. 36 vd; Koster, Symbolik, s. 16 vd, 51 vd; Ellen Marie Chen,

"Nothingness and the Mother Principle in Early Chinese Taoism," International


Quarterly

9, 1969, s. 391-405; Holmes VVelch, Taoism; 77e Parting

Philosophical

oj the Way (Boston, 1957;

gzden geirilmi yeni bask, 1965), s. 50 vd; Max Kaltenmark, Lao Iseu et le laoisme (Paris,
1965), s. 30 vd; Wing-tsit Chan, The W ay of Lao tzu (New York, 1963), s. 31 vd.
Tao Te C'ig'in kozmogoniye ilikin paralar hakknda, kr. Norman j. Grardot. "Mythand
Meaning in the Tao te Ching: Chapters 25 and 42," HR 16, 1977, s. 294-328 ve 129'da
kaytl kaynaka.
"Vadi tanras," "Gizemli Dii" hakknda, kr. 132.
131. retisini bir tinsel ve siyasal reform arac olarak ilk kullanan Konfys oldu.
Szcn tam anlamnda ders vermiyor, onun yerine rencileriyle syleiyordu. Elli yana
geldiinde ona kraliyet idaresinde bir mevki verildi, ama elinde hibir yetki bulunmadn
anlaynca ksa sure sonra istifa etti. Hayal krklna uramt; on yldan uzun bir sre kralln

50

ESK C N D N I . E R I

tum devletlerine yolculuk etli. 67 yanda eski rencilerinin ncas zerine, doduu yer olan
Lu'ya dnd ve orada be yl daha yaad.
Rivayetler birok eseri, zellikle de "klasik kitapLr" Konfyus'e mal etmektedir, ama
bunlar gerekten yazm olmas ok kk bir olaslktr, hatta bu eserleri o n u n yaymlad
bile kukuludur. Notlarndan ve syleilerden bir derleme daha ge bir tarihte rencileri
tarafndan Lunyu balyla yaymlanmtr ("Konumalar," ngilizce'ye genellikle Analects
evrilmitir). J. Legge, The Analects of Confucius
ymgs of Confuaus

diye

(yeni bask, New York, 1966), L Cles, The Sa-

(yeni bask. New York. 1961) ve W. E. Soothill, The Analects

evirilerinden yararlandk. Ayrca bkz. F. S. Couvreur, Entretiens


(Paris, yeni bask, tarihsiz); James R. Ware, The Sayings of Confuaus

(Londra, 1958)

de Confucius et de ses discpks


(New York, 1955).

Konfyus hakkndaki zengin klliyat iinden unlan sayalm: H. G. Creel, Confuaus

and

he Chinese Way (New York, 1949; yeni bask, 1960), Un Yuang, The Wsdom of Con/icius
(New York, 1938); Liu Wu-chi, Confucius,
fuaus

(Paris, 1956); Daniel Lesle, Confucius

His Life and Times (New York, 1955); Etiemble, Con(Paris, 1962); J. Munro, The Concept

of Man in Faiv

China (Stanford, 1969), s. 49-83. ("The Confucan Concept of Man"); Herbert Fngarette,
Confucius:

The Sccular as Sacred |New York, 1972); ve Arthur F. Wright, Confucianisn

and Chinese

CivilfecMion'da yaymlanan eletirel incelemeler sekisi (New York, 1967).


132. ok sayda Tao Te ing evirisi mevcuttur (yalnzca ngilizce'de 1868 ile 1955 arasnda
yaymlanm otuz be eviri). Marcel Granet'nn Stanislas Julien evirisi hakkndaki

gzlemini birok kez dorulama frsat bulduk: "ok zenli bir eviri, metne ihanet etmiyor,
ama onu anlamay d3 salamyor" (La pesee chinoise, s. 503, dipnot 1). Biz edebi nitelikleri
asndan Arthur Waley, The Way

and Its Povver' (Londra, 1934), yorumun zenginlii ve

doruluu asndan da Wing-tsit Chan, The Way of l/o-tzuyu

(New York, 1962) kullandk.

Ama metin iinde alntlanm paralar, Max Kaltenmark'n hayranlk uyandran kk


kitabndaki eviridendir: Lao tseu et le taoisme (Paris, 1963).
Waley ve Oan'n eserleri, metnin tarihesinin gndeme getirdii ok sayda sorunun incelendii urun giri blmleri iermektedir. Ayrca kr. Jan Yn-Hua, "Problems of Tao and Tao
Te Ching,"

Numen 22, 1975, s. 208-234 (yazar, Fung Yu-lan'n eski Taoctluk zerine son

arattrmalarn tantyor); ayn yazar, "The Silk Manuscripts on Taosm," Toung

Pao 63, 1977, s

66-84 (M 168 tarihli bir mezarda ksa sre nce bulunmu yazmalar hakknda). Ho-angkung'un yorumu Eduard Erkes tarafndan evrilmitir: Ho-shtng-feung's Commenary
translated

and annoted

on Lao-tsc.

(Ascona, 1950).

Toplu sunumlar arasnda unlan sayalm: Henri Maspero, Le taoisme (Melangcs


11, Paris, 1950); Fung Yu-lan, History

of Chinese

Philosophy,

posthumcs,

c.

c. 1 (Princeton, 1952), s. 170 vd;

Max Kaltenmark, La Tseu et le taoisme; Holmes Welch, Taoism: 7~he Parting of the Way (Boston,
1957; gzden geirilmi yeni bask, 1965); Nicole Vandier-Nicolas, Le (aoisme
Etiemble, "En relisant Lao-Tseu." La Nouvelle

Revue Franaise

Creel, Wha( is Taosm? (Chicago, 1970).

51

(Paris, 1965);

171, 1967, s. 457-476; Herlee G.

D N S E L N A N L A R V E D U $ U N C E L E R T A R H - (I

Taoculuk Kollokyumu'na (Bellagio, 7-14 Eyll 1968) sunulan teblilerin bir bolumu History of Religion

9, 1969-70, s. 107-255'te yaymland. zellikle bkz. Holmes H. VVelch, "The

Bellagio Conference on Taoist Studies," s. 107-136; Arthur F. Wright, "A Historan's Reflection
on the Taoist Tradilion," s. 248-255. Taoculuk incelemelerindeki gncel ynelimler hakknda, bkz. Norman J. Girardot, "Part of the Way: Four Studies on Taosm," HR 11, 1972, s. 319337.
Yakn tarihli birka ineleme sayalm: Donald Munro, "The Taoist Concept of Man," The
Concept of Man in Early China (Stanford, 1969), s. 117-139; J. ]. L. Duyvendak, "The Phlosophy of Wu-wei," Asiatische

Studien

1, 1947, s. 81-102; Walter Liebemhal, "The imnortality

of the Sol in Chinese Thought," Monumet Nipoca 8, 1952, s. 327-397; Max Kalenmark,
"Ling-pao: Note sur un terme du taosme religieux," Bbliotheque

de l'lnstitut

des Hautes

Etudes

Chiuyises, XIV, Paris, 1960, s. 551-588; Kimura Eiichi, "Taoism and Chinese Thought," Ata
Asiatica iinde 27, 1974, s. 1-8; Michel Strickmann, "The Longest Taoist Scriptures," HR 17,
1978, s. 331-354. Tao Te ing'de

ve uang-tzu'da ifade edildii ekliyle "felsefi Taoculuka,

"drsel Taoculuk," ya da eitli ince fizyoloji teknikleri veya simyayla lmszlk aray
arasndaki ilikiler hl tartmal bir sorundur. Baz yazarlar, "felsefi Taoculugu" olumsuzluk
taprtmdan ayran farkllklar zerinde durur. Baz yazarlara gre (rnein A. G. Graham, H. H
VVelch, FungYu-lan), ilk byk felsefi Taoculuk donemi, bat! inanlarn (buyu ve halk dini),
Budist anlay ve ibadetlerin istilasyla bozulmutur. Bu bozulmann sonucu "yeni-Taoculk"
veya "Taocu din" olmutur. Kr. Creel, Whal (s Taoism, s. 1-24, 37 vd; A. C. Graham, The Boofe
of Lieh-tzu

(Londra, 1960), s. 10 vd, 16 vd (bu yaklamn eletirisi iin, bkz. K. Schpper,

dkm yazst, Fomg Pao, zel say, 51, 1964, s. 288-292). Buna karlk Fransz inbilimciler
ve onlarn rencileri (Granet, Maspero, Max Kaltenmark, C. Schipper, Anna Seidel vb) iki
"Taocu okul" arasndaki yapsal uyumu gn na karmtr. Kr. bu iki yonembilmsel yaklam yanstan baz yeni eserlerin tartlmas, Norman Girardot, "Part of the Way: Four Studies
on Taoism," s. 320-324 ve zellikle R Sivn'n makalesi; "On the Word 'Taoist' as a Source of
Perplexiy: \Vith Special Reference to the Relations of Science and Religion in Traditonal
China," HR 17, 1978, s. 303-330 (kr. s. 313 vd, Japon bilginlerin yapt son baz yorumlarn
incelenmesi).
inlilerin lmszlk anlaytan zerine, bkz. Ying-ih Yu, "Life and Immortality in the
Mind of Han China," HJA5 25, 1964-65, s 80-122; Ellen Mane Chen, s There a Doctrine of
Physical Immortality in the Tao te ChingV

HR 12,1973, s. 231-249. Joseph Needham Taocu-

luun "bysel, bilimsel, demokratik ve siyasal adan devrimci" niteliini vurgulamtr (Science
and Cmlization

in China, c. 11, 1956, s. 35). Needham'a gre Taocular yalnzca Konfuys-

le deil, btn iinde feodal sisteme de dmand (a.gy.,

s. 100; kr. s. 100-132). Bununla

birlikte N. Sivin bu iddialann hakl gerekelere dayanmad kansndadr; kimse Taocularn ne


feodalizm kartln, ne de bilimsel bir hareketin balangcyla zdeliini kamtlayabilmitir,
kr. "On the Word 'Taoist'," s. 309 vd.
uang-tzu'nun yazlan balca Avrupa dillenne birok kez evrilmitir. Bu evirilenn en
tannm James Legge'ye aittir: The VVmngs of K^an-zze
imdi ise bkz. Burton Watson, The Compiete

(5BE. c. 39 ve 40. Londra, 1891).

Worf of Chuang

52

Tzu (New York, 1968).

ESK C N D N L E R

uang-czu hakknda, kr. Arthr Waley, Three Ways oj Thought

in Ancient

1939, yeni bask, New York, 1956), s. 3-79; Yu-lan Fung, Lao Tzu and Chuang
Chinese

China (Londra,
Tzu. The Spirit oj

Philosophy (Londra, 1947); A. C. Graham, "Chuang-tzu's Essay on Seeing Things as

Equal," HR 9, 1969-70, s. 137-159.


133. Fiziksel lmszle erimeye ynelik Taocu teknikler hakknda, bkz. Henri Maspero,
Le taoisme, s. 89-116; Holmes W e k h , Taoism, s. 97 vd; Max Kaltenmark. Lao tseu et le taoisme,
s. 146 vd.
Taocu lmszler hakknda, bkz. Lione! Giles, A Gailety
1948); Max Kaltenmark, Lc Lie-sien
l'antiqute

Tchouan.

Btographies

of Chinese fmmortate (Londra,

Ugendaires

des Inmortels

taoistes

de

(Pekin, 1953, eviri ve yorum).

"Cesedin kurtuluu" hakknda, bkz. Henri Maspero, Le taoisme, s. 98 vd; H. Welch, Taoism,
s. 108 vd.
Yoginlerin ve simyaclarn "buysel uuu" hakknda, bkz. Eliade, Le Yoga, s. 402 vd; ayn
yazar, Le Chamanisme

(2. bask), s. 439 vd; Forgeron:

et Alchmistes

(yeni bask, 1977), s. 169-

170.
Denizin ortasnda bulunan ve kimsenin yaklaamad kutsal dag efsanesi hakknda,
bkz. Ssu-ma Ch'ien, Memotres,

c. III, s. 436-437: "Eskiden... insanlar oraya ulaabildi: Kulu

Kiiler ve lmeyi engelleyen ila orada bulunur; orada tm varlklar, kular ve drt ayakl hayvanlar beyazdr, saraylar altn ve gmtendir; bu insanlar henz oraya varmamken, oradaki
varlklar uzaktan bir bulut gibi gryorlard; oraya vardklannda kutsal da suyun altna
devrilmiti... Sonu olarak, kimse oraya ayak basamamtr" (bkz. c. 11, s. 152-153). Hatrlanamayacak kadar eski zamanlara ait esrime deneyimleri sonucunda billurlama mistik bir
corafyann paras olan lkeler sz konusudur; kr. veadvipa ad verilen gizemli Kuzey
blgesine doru havaya frlayan rijflere ilikin Hindu efsaneleri; ayn ekilde Anavatapta
golne de yalnzca havada uma gibi doast bir gce sahip olanlar eriebiliyordu; Budha ve
arhat'lar

gz ap kapayncaya kadar Anavatapta'ya ulayordu, bkz. Le Yoga, s. 397 vd.

Turna, tam anlamyla lmszler'in kuudur; bu ku binyldan fazla yaamak gibi bir
hrete sahipti ve "boynu eik halde nefes almay biliyordu; solumay yumuaan bu leknigi
Taocularda taklit etti* (Kaltenmark, Lao tscu, s. 153). Ayrca bkz. J. de Groot. The Re/igious
System oj the Chinese,

IV, s. 232-233, 295, 395. Turnalann dans hakknda, kr. Granet, Danses

et legendes, s. 216 vd.


"Zincifre Tarlalar" ve " Solucan" hakknda, bkz. Maspero, Le taoisme,
Taoism,

s. 91 vd; Welch,

s. 106-109, 121, 130-132.

in'de soluma tekniklerinin eskilii hakknda, bkz. Hellmut Wilhelm, "Eine Chou-Inschrift ber Atemtechnik," Monumena

Sinica 13, 1948, s. 385-388.

"Yaam gcn besleme'ye ynelik teknik hakknda, Henri Maspero'nun incelemesi temel
kaynak olma zelliini korumaktadr: "Les procedes de 'nourrir le principe vial' dans la religion tao'iste ancienne," JA, 1937, s. 177-252, 353-430; ayrca bkz. Le taoisme, s. 107-114. Hint,

53

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - 11

islam ve Hristiyan (Hesykh3Cihk) soluma tekniklerinin karlatmal zmlemesi iin, bkz.


Le Yoga, s. 71-78.
"Embriyon Solumas'mn nemi, insan bedeninin soluklardan olumasndan kaynaklanr.
Dnyann balangcnda, birbirine kanm Dokuz Soluk Kaosu oluturuyordu;

Kaos

dalnca onlar da aynld: Yce ve saf olanlar ykselip gogu oluturdu, kaba ve kirli olanlar ise
aa inip toprak oldu. ilk ve en byk tannlar kendiliinden soluklann dmlenmesinden
yaratld, sonra daha kk tannlar retildi ve douruldu. Daha sonra San mparator, Huangti drt ana yn noktasna toprak heykeller dikerek irsanlan yaratt; onlan 300 yl boyunca
tm soluklara tuttu; soluklar heykellenn ime iyice dolunca, konuup hareket etmeye
baladlar ve eitli insan rklann dnyaya gelirdiler. Bu nedenle insan bedeni topra oluturan kirli soluklardan yaplmtr, ama insan canlandran yaam soluu gkle yer arasnda dolaan saf, an soluktur nsann lmszleebilmesi iin, kirli soluklann yerine tamamen an
soluklar geirmek gerekir; Embriyon Solunumu bunu hedefler. Her gn tahlla beslenen
sradan insan, beden maddesini bu denli kaba bir maddeyle ikame ederken, soluklarla beslenen Taocu, beden maddesinin yerine giderek anlaan, temizlenen bir madde geirmi olur"
(Maspro, Le taoisme,

s. 114).

rphetsu antropogoni ve eskatolojiyle koutluu aklmzda tutalm; kr. 181.


Taoculara gre tr insan bedeni tannlar ve akn varlklarla doludur; bu panteonun betimlemesi iin, bkz. Maspero, Le taoisme,

s. 116-137. Mistik meditasyon ve esrime yoluyla

tanrlarla irtibat kurabilir; a.g.y., s. 137-147.


Taocu cinsel teknikler iin, bkz. Joseph Needham, Science and Ovilrjal/on in Chru, c. 11
(Cambridge, 1956), s. 146-152; Akira Ishihara ve Howard S. Levy, The Tao of Sex. An Annoted
Translation

of fhe XXVIII Section of The Essence of Medicai Presciptons

(Tokyo, 1968, yeni bask,

New York, 1970; yalnzca Taocu tekniklerin zmlemesiyle snrl kalnmadn belirtelim).
Maspero'nun evirdii bir metin ("Les procdes...," s. 385), "tohumlan geri ekip beyni
onarma" tekniini yle betimler: "Bu iin ilkesi, z'n (yani tohum) ok hareketli hale gelmesi
iin iflemektir, (sonra) dan kaca srada sol elin iki orta parma skrotumun (erbezi
torbas) arkasna ve anusn nne konarak, (penis) hzla yakalanr ve kuvvetle sklr ve u zu n
uzun soluk verilirken diler de birok kez gcrdatlr, bu arada Soluk tutulmaz. O zaman z
serbest brakldnda. z dan kamaz, Yeim Kam'tan (penis) geri dnp beyne kar ve
oraya girer. lmszler bu yntemi birbirine aktanr; bunu geliigzel kiilere aktarmayacaklanna kan ierek yemin ederler." Aynca kr. van Gulk, Erotc Coiour Prints...., s. 78.
Maspero'nun MS V. yzyla tarihlendirilebilecegmi 'ahmin ettii Katksz Ajkmlfela Gerek
nsann

Yafamoykus'nde

t o h u m u n geri dndrlmesi yntemi, lmsz stat iang'n be

reetesi atasnda saylmtr. "Kusursuz bir meditasyonla her trl d dnceyi uzaklatrmak
gerekir, o zaman Kadnlar ve Erkekler Ebedi Hayat yntemini uygulayabilir. Bu yntem kesinlikle srdr: Onu yalnzca bilgelere aktann! Bu yntemi her uyguladnzda, nce meditasyona
girin: nce bedeniniz ve d dnya hakkndaki bilinci yitirmeniz gerekir." Bir dua o k u d u k t a n
sonra, "erkekler, z ' (yani spermi) salam bir ekilde koruyarak ve akntya kar krek ekip
belkemiini izleyip Ni-hoan'a (yani bataki Zincifre

54

Tarlasna)

kan Soluu damtarak, (zihin-

E SK I N D N L E R

lerini) cinsel organlarna younlatnrlar: buna, 'Balang noktasna dndrmek', hoan-yoan


ad verilir; kadnlar (zihinlerini) ruhlar besleyen, hareketsiz bir atei damtan. Soluu iki
ggsten cinsel organlara indiren kalbe yogunlatrr; Soluk sonra belkemiginden yukar
ykselip Ni-foan'a gider: buna "gerei dntrmek," hoan-en

denir. Yz gun sonunda.

Aknlga eriilir. Bu yntem ok uzun sre uygulanrsa, kendiliinden Gerek insan olunur ve
ebedi bir mrle yzyllar boyunca yaanr. Bu. lmeme yntemidir" (ev. Maspero, "Les
procedte...," s. 386-387).
Yeni lmsz bedenin "gizemli embriyonu" hakknda, bkz. Welch. Taoism.

s. 108 vd, ] 20

vd.
Taocu tekniklerle Tantrac yoga ilikileri hakknda, bkz. Eliade, Lc Yoga, s. 253 vd, 400 vd;
Needham, Science and Civization,

c. II, s. 425 vd; R. H. Van Gulik, Sexuai Life m Ancient China

(Leiden, 1961), s. 339 v d j . Filliozat, "Taoisme et Yoga,"JA, 257, 1969, s. 41-88. Aynca bkz.
Lu K'uan Yu, Tao/sf Yoga: Alchemy

and Immortahty

(Londra, 1970); bir modern dnem

yazannn kitabnn ngilizce evirisi; Sivin "Hibir Taocu kkenin veya belirli bir balantnn
kant verilmemitir," demektedir "On the Word 'Taoist'," HR 17, s. 319, dipnot 27).
134. in simyas konusundaki kaynakann byk blm iin bkz. Eliade, Le Yoga (Paris,
1954, yeni bask, 1972, s. 404-406) ve Forgerons

et Akhimisles

(gzden geirilmi ve geniletil-

mi yeni bask, 1977), s. 167-168 ve zellikle Joseph Needham, Science and Civilization

in China,

c. V, ksm 2 (Cambridge, 1974), s. 2 vd, 381 vd. En nemli eserleri sayalm: A Waley, "Notes
on Chinese Alchemy," BSOAS 6, 1930, s. 1-24; Homer H. Dubs, "The Beginnings of Alchemy,"
Isis, 38, 1947, s. 62-86; Nathan Sivin, Chinese Alchemy: Prelimnay Sludies (Cambridge, Mass.,
1968; bk2. bizim deerlendirme yazmz, HR 10, 1970, s. 178-182); j . Needham, Science and
Ctvifcation, c.V, ksm 3, 1976 (simya tarihi u arda hazrlanmakta olan sonraki iki ciltte de
srdrlecektir).
Simya metinlerinin evirileri arasnda zellikle unlar sayalm: Lu-Ch'iang Wu ve Tenney L.
Davis, "An Ancient Chinese Treatise on Alchemy Entitled Ts'an Tung

Ch', Written by Wei Po-

Yangabout 142 A.D.,"s/s 18, 1932, s. 210-289): ayn yazar, "Ko H u n g o n the Yellow and the
VJhtte'Proceedingsof

the American

Academy

of Arts and Science 71, 1935, s. 221-284). Bu son

alma Ko Hung kitabnn (Pao P'u Tzu) IV. ve VI. blmlerinin evirisini de iermektedir; I111. blmler Eugen Feifel, Monumenla Serica 6 , 1 9 4 1 , s. 113-2 U'de evrilmitir (bkz. a.g.y., c.
9,1944'te, IV. blmn yine Feifel tarafndan yaplm yeni bir evirisi); VII. ve XI. blmler
ise T. L. Davis ve K. F. Chen tarafndan evrilmitir: "The lnner Chapters of Pao-pu-tzu" (Pro
ceedings of the American

Academy

of Arts and Science 74. 1940-1942,s. 287-325). T. L. Davis ve

alma arkadalarnn evirilerinin deeri hakknda, bkz. J. Needham, Science and C.ivilization,
V, ksm 2, s. 6 ve Nathan Sivin, Chinese Aichemy, s. 15. James R. Ware, Alchemy,

Medicineand

c.
Re-

ligion in the China of A. D. 320: The Ne P'en of Ko Hung adl eserinde (Cambridge, Mass., 1966:
kr. HR 8, 1968, s. 84-85'teki deerlendirmelerimiz), Ko Hung'un Ne P'en'nin tam bir evirisini vermitir. Sivin'in Chinese Alchemy
atfedilen Tan ingyao

adl eserinde (s. 145-214), Sun Ssu-mo'ya (MS VI. yzyl)

ueh'n ("Simya klasiklerinden temel reeteler") notlanm bir evirisi yer

55

L U N i E L I N A N C L A R V E D U $ U N C C U : R T A R H - II

almaktadr. Aynca bkz. Roy C. Spooner ve C. H. Wang, "The Divne Nine Tum Tan Sla Method, a Chinese Alchemical Recipe," (Jsis, 1947, c. 38, s. 235-242).
H. H. Dubs'a gre, ilk belge MO 144 tarihlidir; o yl ilan edilen bir imparatorluk ferman
sahte altn retirken su st yakalanan herkesin halkn huzurunda idam edileceini bldnr
(Dubs, bu metni aynen alntlamm "The Beginnings of Alchemy," s. 63). Ama Needham'n gayet isabetli bir biimde gsterdii gibi (Science and Cvilizalcm,

c. V, ksm 2, s. 47 vd), altn

kalpazanl tam anlamyla bir simya "yntemi" saylama:.


H. H. Dubs simyann kkeninin MO IV. yzyl in'inde aranmas gerektii kansndadr. Bu
yazara gre simya, ancak altnn az bilindii ve saf maden miktarnn dozunu lme yntemlerinden haberdar olunmayan bir uygarlkta doabilirdi. Bu yntemler Mezopotamya'da MO
XIV. yzyldan itibaren yaygnlamt; bu da simyann Akdeniz kkenli olmas olasln
azaltmaktadr (Dubs, s. 80 vd). Ama simya tarihileri bu kany kabul etmemitir (bkz. F.
Sherwood Taylor, The Akhemsts,
getirdiini dnmektedir (a.g.y.,

New York, 1949, s. 75). Dubs simyay Batya ili seyyahlann


s. 84). Ama Laufer'e gre, "bilimsel" simyann in'de bir

yabanc etkisini yanstt da dnlebilir (kr. Laufer, his,

1929, s. 330-331). Akdeniz

dncelerinin in'e girii konusunda, bkz. Dubs, a.g.y., s. 82-83, dipnot 122-123. n simya
ideolojisinin olas Akdenizli kkleri hakknda, kr. H. E. Stapleton, "The Antiquity of Alchemy1'
(Ambix. c. V, 1953, s. 1-43), s. 15 vd. Simyann inli kkenlerini ksaca tartan Sivn (s. 1930), Dubs'n varsaymn reddeder (s. 22-23). Bu konudaki en kkl eletiriyi, kendisi de
simyann bir in yaratm olduunu farkl nedenlerle ileri srmekle birlikte, Needham
yneltmitir (c. V, 2, s. 44 vd). Needham'a gore, lme kar simyacnn en stn eseri olacak
bir iksirin varlna inancn ekillenebilecei tek ortam eski in kltryd (s. 71, 82, 114115) Bu iki anlay -iksir ve simya yoluyla altn retimi- in tarihine ilk kez MO IV. yzylda
katlmt (s. 12 vd vb). Ama Needham altnla olumsuzluk arasndaki ilikinin Hindistan'da MO
VI. yzyldan daha nce bilindiini de kabul eder (s. 118 vd).
N. Svn, ksa sre nce kan bir makalede, Taocu tekniklerin ve simyann tm in'e
yaylm niteliine dikkat eker; kr. "On the Word 'Taoist' as a Source of Perplexty," s. 316
vd. Sivn ayn makalede bilginlerin ou tarafndan "n tarihinin en byk simyacs" (Needham) kabul edilen Ko Hung'un nemini ok yetkin bir biimde zmler; kr. a.g.y., s. 3 2 3
vd.
u son yllara dek batl bilginler "dsal simya" veya tbbi-knya'y (vay-an), "drak"; "isel
simya" veya yoga nitelikli simyay da (ney-ian) "irek" olarak nitelendiriyordu. Bu ikilik ge
dnemin baz yazarlan, rnein Peng Hsiao (IX.-X. yzyl) iin doru olsa da, balangta vaytan "yogadaki karl kadar irekti" (Sivin, nese Alchcmy,

s. 15, dipnot 18). Nitekim "dsal

simya'nn temsilcisi, VU. yzyln byk tbbi-kimyagen Sun Ssu mo, btnyle Taocu gelenek
iinde yer alr; kr. Fo^cros et Alchimistes, s. 98'de alntlanan para (Sivin'in evirisi, a.g.y., s
146-148).
Soluma ve cinsel ilikinin simya simgeselli hakknda, kr. R. H. van Gulik, Erotic
Prim s of the Mg Period vviif an Essay on Chinese Sex Life from the Han to the Ch'ng Dynasty,
206-A.D.

1644 (Tokyo. 1951), s. 115 vd.

56

Colour
B.C.

E SK N D N L E R

Lao-tzu'nun yalnzca lm (kr. dipnot 117) deil, doumu da bir kozmogoni olarak
yorumlanmt; bkz. Kristofer Schipper, "The Taoist Body," HR 17, 1978, s. 355-386, zellikle
s. 361-374,
Lao-tzu'nun tannlatrlmas hakknda, bkz. Anna K. Seidel, La divinisation
le Taoisme

de Lao tseu dans

des Han (Paris, 1969); aynca bkz. ayn yasar, "The mage of the Perfect Ruler n

Early Taoist Messianism. Lao tzu and Li Hung," HR 9, 1969-70, s. 216-247.


Meshi yapdaki Taocu hareketler hakknda, bkz. Paul Michaud, "The Yellow Turbans,"
Mommento Senca

17, 1958, s. 47-127; Werner Eichhom, "Description of the Rebellion of Sun

En and Earlier Taoist Rebellions," Miiteiungen des Jnsttufs fir Orientjorschung

2, 1954, s. 325-

352; Howard S. Levy, "Yellow Turban Religion and Rebellon at the End of the Han," JAOS 76,
1956, s, 214-227; R, A. S tein, "Remarques sur les tvouvements du Taoisme politico-religieux
au II4 siecle ap. J.-C ," Toung Pao 50,1963, s. 1-78. Aynca kr. blm XXXV (kaynakalar).

37

XVII. B L M

BRAHMANCILIK VE HNDUZM:
tLK FELSEFELER VE SELAMET TEKNKLER

135. "Her e y A c d r . . . " Brahmanclgn ve birka yzyl s o n r a H i n d u i z m i n


yaylmas, H i n d i s t a n ' n rilemesini y a k n d a n takip e d i y o r d u . Brahmanlar Seylan'a
m u h t e m e l e n M VI. yzylda gelmiti. M II. yzylla MS VI. yzyl arasnda
H i n d u i z m ; H i n d i i n i , S u m a t r a , Cava ve Bali'ye girdi. Geri H i n d u i z m , G n e y d o u
Asya'da ilerlerken b i r o k yerel u n s u r u da bnyesine k a t m a k z o r u n d a kald. 1 Ama
Orta ve G n e y H i n d i s t a n ' n bu d i n e g e m e s i n d e , s e m b i y o z , asimilasyon ve bagdntrmacik da roi o y n a d . B r a h m a n l a r , uzak blgelere yaptklar kutsal ziyaretler ve
gezilerle H i n d i s t a n ' n dinsel ve k l t r e l adan birletirilmesine b y k katkda bul u n m u l a r d . Milattan h e m e n s o n r a , bu " m i s y o n e r l e r " Vedalar'a ve Brhmana'lara
zg t o p l u m s a l yapy, ibadet sistemini ve d n y a g r n Ari ve Ari o l m a y a n yerel n f u s a k a b u l e t t i r m e y i baarmt. Ama bu ile u r a r k e n , ok sayda p o p l e r ,
m a r j i n a l ve yerli

u n s u r u da k e n d i b n y e s i n d e eriterek h e m h o g r , h e m de

o p o r t n i z m yeteneklerini kantladlar. 2 Birok d z e y d e (mitoloji, ritel, teoloji v b )


k u r u l a n b e n z e t i r m e l e r yoluyla, Brahmanc o l m a y a n dinsel yap b t n l e r i d e y i m
yerindeyse o r t a k bir paydaya i n d i r g e n d i ve s o n u n d a o r t o d o k s H i n d u i z m tarafndan
y u t u l d u . H i n d u i z m i n , yerel ve " p o p l e r " tanrlar k e n d i b n y e s i n d e e r i t m e s i , hl
gncelliini k o r u y a n bir o l g u d u r . 3
Brahmanclktan H i n d u i z m e gei, alglanmas neredeyse olanaksz b i r s r e t i r .
D a h a n c e d e belirttiimiz gibi, t a m a m e n " H i n d u i z m e zg" baz u n s u r l a r Vedalar
t o p l u m u n u n b n y e s i n d e zaten m e v c u t t u ( 64). A m a b u az ok " p o p l e r " u n s u r l a r ,
ilahi ve Brhmana

yazarlarn i l g i l e n d i r m e d i i iin, metinlere geirilmedi. D i e r

y a n d a n daha Vedalar anda b u l g u l a n a n s r e , zellikle d e baz b y k tanrlarn


deer yitirip yerlerini dier figrlerin almas (kr. 6 6 ) , ortaaa k a d a r s r d ,
n d r a , d e s t a n d a k i poplerliini hl k o r u s a da, artk tanrlarn a m p i y o n u ve g u r u r lu n d e r i deildi: Dharma

1
2
3

o n d a n daha g l y d ve daha ge tarihli

Kr. Gonda, Les religions ek I'inde, c. I, s. 268 vd (kaynakayla birlikte).


Kr. Gonda, a.g.y., s. 263.
Eliade, Le Yi>gd, s. 377 vd.

58

metinler

B R A H M A N C I U K VE H N D U Z M

ldra'y bir k o r k a k gibi g s t e r i y o r d u . 4 Buna karlk Vitu ve iva srad bir kon u m a gelmi ve dii tanralar o l a a n s t kariyerlerine balamt.
H i n d i s t a n ' n rilemesi ve H i n d u l a m a s , h e m U p a n i a d l a r a lecilerinn,
h e m d e zellikle G o t a m a Budha'nn tebliinin kantlad d e r i n krizler srasnda
gereklemitir. G e r e k t e n d e U p a n i a d l a r ' d a n sonra dinsel sekinlerin u f k u kkten
deimiti. B u d h a , " H e r ey acdr, h e r ey geicidir!" diye ilan etmiti. Upaniadlar s o n r a s an b t n dinsel d n c e s i n i n izleidir bu g r t r .

retiler ve

s p e k l a s y o n l a r , m e d i t a s y o n y n t e m l e r i ve soteriyolojik t e k n i k l e r varlk n e d e n l e r i n i
b u evrensel acda b u l u r ; n k insan " a c f d a n k u r t a r d k l a r o r a n d a d e e r kazanrlar. nsan d e n e y i m i , h a n g i t r d e olursa o l s u n , ac retir. Daha ge d n e m d e n
b i r yazarn ifade ettii gibi "Beden acdr; n k acnn m e k n d r ; d u y u l a r , [duyu]
nesneleri, alglar aclardr; n k insan acya s r k l e r l e r ; zevk bile bir acdr;
n k o n u ac izler." 5 Ve en eski S m k h y a eserinin y a z a n s v a r a k r i n a , b u felsefen i n t e m e l i n d e i n s a n n acnn azabndan k u r t u l m a isteinin yattn b e l i r t i r :
Gksel sefalet ( t a n n l a r yol aar); y e r y z sefaleti (doga n e d e n olur) ve i ya da org a n i k sefalet. 0
Bununla birlikte evrensel acnn kefedilmesi k t m s e r l i e yol amaz. H i b i r
H i n t felsefesi ya da dinsel ars u m u t s u z l u k iine d m e z . T a m tersine "ac"nm
b i r v a r o l u yasas olarak ilan e d i l m e s i , s e l a m e t i n olmazsa

olmaz

k o u l u diye kabul

edilebilir; o h a l d e b u evrensel ac o l u m l u , h a r e k e t e geirici b i r deer de iermektedir. Bilgeye ve ileciye, zgrle ve m u t l u l u a u l a m a n n b i r tek yolu o l d u u n u
d u r m a k s z n hatrlatr: D n y a d a n elini eteini e k m e k , m a l n d a n , m l k n d e n ve
h r s l a r n d a n a r n m a k , k k l b i r inzivaya ekilmek. Zaten yalnzca insan ac e k m e z ;
ac k o z m i k b i r gerekliliktir. Srf z a m a n iinde var olma, b i r "vdesi" o l m a olgusu
bile acya yol aar. n s a n , t a n n l a r ve h a y v a n l a r d a n farkl olarak, k e n d i varolu halini fiilen a m a olanana s a h i p t i r . Bir k u r t u l u yolu b u l u n d u u k o n u s u n d a k i kesin
k a n - b u kesinlik b t n H i n t felsefelerinin ve g i z e m c i d n c e l e r i n i n o r t a k noktas d r - u m u t s u z l u a veya k t m s e r l i e yol aamaz. Ac e v r e n s e l d i r , d o r u ; ama
z g r l e m e k iin acyla nasl baa klaca bilinirse, ac n i h a i deildir.

5
6

Bkz. Gonda'daki referanslar, s. 271, 275. ller krallnn tanns Yama da bir lde ne
kar; bu tann Kla (Zaman) ile de zdeletirilir (a.g.y., s. 273).
Smkhya Stra'y yorumlayan Anirudha (XV. yzyl), 11,1; kr. Eliade, Le Yoga, s. 23.
Smkhya Krik, I. Yoga zerine ilk eserin yazan olan Patancali ise, yle der: "Bilge iin her
ey acdr" (Yoga Stra, 11,15). Kr. Le Yoga, s. 23.

59

D I N S f l . N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

136. Yce "Uyan" in Y n t e m l e r Btn Hint felsefelerinin ve m e d i t a s y o n


t e k n i k l e r i n i n amac, acdan " k u r t u l m a k " t r . nsann "selameci'ne h i z m e t e t m e y e n
h i b i r i l m i n d e e r i y o k t u r . "Bunun [Benlik iinde b a n n a n Ezeli ve E b e d i olanl d n d a , h i b i r ey b i l i n m e y e d e m e z " (Svetivatara l/p., I, 12). 7 "Selamet" insanlk
halinin almasn gerektirir. Hint l i t e r a t r n d e insanlk halini ifade e t m e k iin
b a l a n m a , z i n c i r l e n m e , tutsaklk veya u n u t m a , s a r h o l u k , u y k u , bilisizlik i m g e l e r i
ayn a n l a m d a k u l l a n l r ve insanlk h a l i n i n yok o l u u n u (baka b i r deyile alm a s n ) , z g r l , k u r t u l u u (mofe$a, mukti,

nirvrta

vb) ifade e t m e k iin ise t a m

tersine b a l a r d a n k u r t u l m a ve p e r d e n i n yrtlmas (veya gzleri r t e n b i r ban


z l m e s i ) veya u y a n m a , h a t r l a m a v b imgelere b a v u r u l u r .
a n d o g y a U p a n i a d (VI, 14, 1-2), gzleri bal halde k e n t i n d e n uzaa g t r l p ,
ssz bir y e r d e terk edilen bir a d a m d a n sz e d e r . A d a m b a r m a y a balar: "Ben buraya gzlerim bal getirildm; b e n buraya gzlerim bal terk edildim!" O zaman
birisi g z l e r i n d e k i ba zer ve ona k e n t i n i n h a n g i y n d e b u l u n d u u n u g s t e r i r .
A d a m y o l u n u sora sora, bir k y d e n dierine g i d e r e k evine d n m e y i baarr. Yazar
ekler: Tpk b u n u n gibi, r u h a n i bir stad olan kii de bilgisizlik

baglanndan

k u r t u l m a y baarr ve s o n u n d a m k e m m e l l i e eriir.
ankara (? 7 8 8 - 8 2 0 ) o n b e yzyl s o n r a , a n d o g y a ' n n bu b l m n parlak b i r
b i i m d e y o r u m l a m t r . Geri Vedantac m e h u r metafiziki bu meseli k e n d i sistem i , y a n i m u t l a k m o n i z m i n b a k asyla aklar. A m a o n u n y o r u m u m e s e l i n i l k
bataki a n l a m n kesinletirip gelitirir.

ankara, hrszlarca karlp Varlk'tan

uzaa (dlman-Brahman'dan uzaa) g t r l e n ve b u b e d e n i n tuzana d r l e n


a d a m n bana ite b u n l a r gelir, diye yazar. Hrszlar, yanl d n c e l e r d i r ("deer,
deersizlik" vb). A d a m n gzleri yanlsama bayla r t l d r ve kars, o l u , dostu, s r l e r i v b iin d u y d u u istein tutsadr. "Ben u n u n o l u y u m , ben m u t l u y u m veya m u t s u z u m , ben akllym veya a p t a l m , ben d i n d a r m vb. Nasl yaam a l y m ? N e r e d e bir ka yolu var? Selametim nerede?" D t k o r k u n an
iinde, gerek Varln

(Brahman-Jman) bilincinde olan, klelikten k u r t u l m u ,

m u t l u ve ayrca dier insanlara kar s e m p a t i d o l u kiiyle karlaaca g n e dek


byle m a n t k y r t r . O n d a n bilgi y o l u n u ve d n y a n n b o l u u n u renir. Bylelikle k e n d i yanlsamalarnn tutsa olan a d a m , d n y e v i eylere bamllktan k u r t u l u r . O z a m a n gerek varln tanr, sand gibi babo b i r serseri o l m a d n
anlar. T a m tersine Varlk ne ise, k e n d i s i n i n d e o o l d u u n u kavrar. Bylelikle bilgi-

Bkz. Le Yogada

alntlanan dier metinler, s. 24 vd.

60

B R A H M A N C I U K VE H N D U Z M

sizliin (avidy)

gzlerine r t t ba z l r ve o da m e s e l d e k i evine d n e n a d a m
kavuur.8

gibi, n e e ve g n l h u z u r u iinde tman'z

Matri U p a n i a d (IV, 2), h e n z insanlk hali iinde g m l kalm kiiyi, "iyilik


ve k t l k m e y v e l e r i n i n rettii zincirlerle b a l a n m " veya bir zindana k a p a t l m
veya "alkolle ("hatalarn alkol") s a r h o o l m u " veya ( t u t k u n u n ) " k a r a n l k l a r n a
g m l m birine ya da bir aldatc cambazln veya gzboyayc hayaller reten
d l e r i n k u r b a n o l m u birine benzetir; "en yce hal"i artk a n m s a y a m a m a s n n n e deni budur,

insanlk

halini

tanmlayan "ac,"

bilisizliin

(av/dyfl) s o n u c u d u r .

ankara'nn y o r u m l a d meselin de g s t e r d i i gibi, i n s a n , d n y a n n a m u r u n a


yalnzca g r n r d e b u l a n d g n kefettii g n e d e k , bu bilisizliin

sonularna

k a t l a n r . S m k h y a ve Yoga'da da o l d u u gibi. Benliin dnyayla h i b i r ilikisi yokt u r (kr. 139).


U p a n i a d l a r ' d a n s o n r a Hint dinsel d n c e s i n i n , selameti bir " u y a n ' l a veya
b a n d a n beri var olan, a m a kavranamayan

b i r d u r u m u n bilincine v a r l m a s y l a

z d e l e t i r d i i sylenebilir. Bilisizlik - b u aslnda mscmn kendisi hakkndaki


dir

gerek Benliin (atman,

e d e n veya mya'nn

purua)

cehaJeti-

" u n u t u l m a s " n a benzetilebilir. Cehaleti yok

p e r d e s i n i y r t a n irfan (jnna, vdya)

selamete olanak tanr:

G e r e k "ilim" b i r "uyan"la edeerlidir. Budha en m k e m m e l " u y a n m i n s a n "


rneidir.

137. D n c e l e r Tarihi ve M e t i n l e r i n Z a m a n d i z i n i Eski U p a n i a d l a r dnd a k i b t n dinsel ve felsefi m e t i n l e r , Budha'nn tebliinden s o n r a yazlmt. Kimi
z a m a n b u m e t i n l e r d e t a m a m e n Budizme zg baz d n c e l e r i n etkisi fark edilmektedir. Milattan s o n r a k i ilk yzyllarda k a l e m e alnm birok eser, Budizmin eletirisini d e d e v a m ettirir. A n c a k z a m a n d i z i n i n i n n e m i n i a b a r t m a m a k gerek. Genelde
h e r Hint felsefe incelemesi, yazld tarihten nceye, o u n l u k l a da o k daha eski
d n e m l e r e uzanan anlaylar ierir. Bir felsefi m e t i n d e yeni bir y o r u m l a karlaldnda, b u o n u n d a h a n c e d e n tasarlanmad a n l a m n a gelmez. Kimi z a m a n baz
m e t i n l e r i n yazl tarihi
6

(yine de yaklak bir b i i m d e ) s a p t a n a b i l i r - k i bu ancak m i -

Tutsaklk ve balardan kurtulmaya ilikin Hint simgesellii ile Gnostik mitolojinin baz
ynlerinin kariatnlmas iin, bkz. Eliade, Aspecis du mythe, s. 145 vd (aynca bkz. elinizdeki kitapta, 229).
Sanskritede Avrupa'nn "felsefe" terimini tam olarak karlayacak bir szck bulunmadn
belirtelim. zel bir felsefi sisteme darsana denir: "bak as, gr, anlama, reti, deerlendirme biimi" ("grmek, tefekkr etmek, anlamak" anlamna gelen drs kknden tremitir).

61

D N S E L N A N L A R VK D S N C K I E R T A R I M I - II

lattar s o n r a k i ilk yzyllarda balayan bir o l a s l k t r - a m a feheji


mandzinini

o l u t u r m a k olanakszdr.

10

dncelerin

za-

Ksacas B r h m a n a gelenekle u y u m l u dinsel

ve felsefi yazlarn Budha'dan birka yzyl

sonra yazlmalar,

onlarn

Budist

d n e m d e o l u t u r u l m u anlaylar yanstt a n l a m n a gelmez.


G o t a m a rakl srasnda farkl felsefi " o k u l larn baz temsilcileriyle karlamt. Bu o k u l l a r d a V e d n t a (yani U p a n i a d l a r retisi), S m k h y a ve Yoga'nn h e n z
t o h u m h a l i n d e k i biimleri fark e d i l e b i l m e k t e d i r ( 148). K o n u m u z asndan, - U p a niadlar'da, Budist m e t i n l e r d e ve Cayna m e t i n l e r i n d e b u l g u l a n a n - bu ilk taslaklar
klasik adaki sistemli i f a d e l e r i n d e n ayran aamalar bir kez daha a n l a t m a k gereksizdir. En n e m l i d n m l e r i belirtmekle, balangtaki yneliten k k t e n ayrlan
deiikliklere iaret e t m e k l e yetinelim. Ama U p a n i a d l a r andan s o n r a btn
y n t e m l e r i n ve soteriyolojilerin o r t a k bir kategoriletirme d o n at s n paylatn
u n u t m a m a l y z . Avidy-karman-samsra

dizisi, v a r o l u = ac, cehaletin u y k u , d ,

s a r h o l u k , tutsaklk olarak y o r u m l a n m a s d e n k l e m i , k a v r a m l a r n , s i m g e l e r i n
i m g e l e r i n b u b i i m d e k m e l e n m e s i ittifakla kabul edilmiti. Satapatha

ve

Brhmana

u n u aklamt: " i n s a n kendisi t a r a f n d a n k u r u l m u b i r dnyaya dodu". 1 1 Sonu


olarak, Brahmanclkla u y u m l u darSana'nn - V e d n t a , S m k h y a , Y o g a - ve Budizm i n , b u belitin aklanmas ve s o n u l a r n n aydnlatlmasyla urat sylenebilir.

138. S i s t e m l e t i r i l m e n c e s i Vednta Vednta

terimi (tam karl "Vecla'nn

s o n u " ) Upaniadlar' ifade e d i y o r d u ; gerekten de U p a n i a d l a r , Veda m e t i n l e r i n i n


s o n u n a y e r l e t i r i l m i t i . 1 2 Balangta Vednta, Upaniadlar'da b u l u n a n r e t i l e r i n
b t n n ifade e d i y o r d u . T e r i m ancak a a m a a a m a ve olduka ge bir tarihte (milattan s o n r a ilk yzyllar) dier darSana'lara,

zellikle d e klasik S m k h y a ve Yoga'-

ya zt, bir felsefi "sistem"e verilen z g n ada d n t . Daha nce Upaniad retilerini z m l e r k e n , s i s t e m l e t i r i l m e

ncesi Vednta'nn ana

fikirlerini

sergile-

mitik. S z c n gerek a n l a m n d a Vednta "felsefe s i s t e m f n e gelince, b u n u n dala


eski tarihi b i l i n m e m e k t e d i r . S a k l a n m en eski eser, Rii Bdaryana'ya m a l edilen
Brahma

Stra, m u h t e m e l e n milattan s o n r a ilk yzylda yazlmtr. A m a ilk eser

k u k u s u z b u deildi; n k Bdaryana k e n d i n d e n nceki b i r o k yazarn i s i m l e r i n i

10

Kr. Le Yoga, s. 20 vd.


" Satapatha Brhmana VI, 2, 2, 27
12
Bu terim daha nce Mundaka Upaniad
lanlmt.

011. 2. 6) ve Svetivatara

62

Jjvnad'da

(VI. 22) kul-

BRAHMANC1UK VF HNDUZM

ve d n c e l e r i n i s a y m a k l a d r . r n e i n bireysel tman'larla

Brahman arasndaki

ilikileri tartrken, Bdaryana farkl k u r a m d a n sz e d e r ve o n l a r n en t a n n m


temsilcilerinin adlarn hatrlatr, ilk k u r a m a gre, tman
cisine gre, k u r t u l u anna k a d a r tman

ve Brahman

n c Vednca k u r a m n a gre ise, tman'h


deildir.

ve Brahman ayndr; ikint a m a m e n ayr ve f a r k l d r ;

t a n n s a l z d e d i r , a m a Brahman'la ayn

13

Bdaryana'nn o z a m a n a d e k n e r i l m i k u r a m l a r t a r t m a d a k i

amac,

ok

b y k b i r olaslkla, B r a h m a n ' var olan h e r eyin m a d d i ve etkili n e d e n i , a y n zam a n d a da bireysel tman'\zxm

temeli ilan eden b i r retinin o l u t u r u l m a s y d ; bu-

n u n l a birlikte b u reti k u r t u l a n l a r n s o n s u z a dek zerk tinsel varlklar olarak v a r


olmaya d e v a m edeceini k a b u l e d i y o r d u . Brahma

Stra'y

o l u t u r a n 5 5 5 zdeyii,

y o r u m l a r d a n y a r d m a l m a d a n a n l a m a k ne yazk ki olduka g t r . Fazlasyla veciz


ve bilmeceli bu stra'lar

daha ok b i r bellek tazeleme ilevi g r y o r d u ; anlam-

larnn b i r stat t a r a f n d a n a y d n l a t l m a s g e r e k i y o r d u . A m a ilk y o r u m l a r unutulm u ve s o n u n d a , a n k a r a ' n n MS 8 0 0 ' e d o r u yapt dahiyane bir y o r u m u n ardnd a n y o k o l m u t u r . Yalnzca baz y a z a r l a n n isimleri ve belli sayda alnt bilinmektedir. 1 4
Bununla birlikte Svetsvatara ve Maitri U p a n i a d ' d a , Bhagavad

Cit

ve Mokad-

h a r m a ' d a ( M a h d b h r a t a ' n n XII. kitab), ankara ncesi Vednta d n c e s i n i n ana


hatlarna ilikin yeterli bilgi b u l u n m a k t a d r . ncelikle mya
mtr. D n c e n i n temelini esas olarak Brahman,

retisi n e m kazan-

yaratl ve my,

a r a s n d a k i ili-

kiler o l u t u r m a k t a d r . Kozmik yaratl B r a h m a n ' n b y l g c n n (my)


h r olarak g r e n eski anlay yerini, h e r bireyin d e n e y i m i n d e my'ya
zellikle d e k r l e t i r m e r o l n e brakr. Sonuta my

bilisizlikle (avidy)

tezaden,

zdele-

tirilir ve d e benzetilir. D d n y a n n okbiimli "gereklikler"!, d l e r i n ierikleri k a d a r aldatcdr. Gerei T a n n ' d a , yani Bir/Btn'de b t n s e l l e t i r m e e i l i m i
(daha nce Rig

Veda, X,

129'da

da

bulgulanmtr)

giderek

gz

pekleen

f o r m l l e r e yol aar. Eer Varlk ezeli ebedi Birlik/Btnlk ise, yalnzca k o z m o s ,


baka b i r deyile n e s n e l e r i n o k l u u deil, zihinlerin o u l l u u da bir y a n l s a m a d r
(my).

ankara'dan iki kuak nce, Vedta stad Godapda bireysel tman'lznn

o u l l u u inancna my'mn
Varlk, Brahman

13
14
15

(yanlsama) yol atn ileri s r e r . " Aslnda b i r tek

v a r d r ve bilge kii Yoga t r bir m e d i t a s y o n l a k e n d i t m a ' m

BrahmaStra,
1, 3, 21.
Bkz. H. de Glasenapp, La phlosophc mdcnne,
Kr. Mndkya Krik, II. 12 ve 19.

s. 145 vd.

63

D N S E L N A N L A R VI: D U U N C E L U R T A K I M - II

d e n e y i m yoluyla b u l u n c a , s o n s u z b i r i m d i k i z a m a n n ve m u t l u l u u iinde
"uyanr."
Brahman-tman

zdelii, g r d m z gibi, Upaiadlar'n en n e m l i kefini

o l u t u r u r ( 8 1 ) . Ama Budist d i n l i m l e r i n i n eletirilerinden s o n r a , Vednta statlar, h e m bir teoloji h e m d e bir k o z m o l o j i , dolaysyla soteriyoloji olan ontolojilerini sistemli ve kesin kurallara bal bir b i i m d e k u r m a k z o r u n d a k a l m t r .
U p a n i a d mirasn y e n i d e n d n m e k ve onu an gereklerine gore f o r m l e etme
abasnda ankara benzersiz bir yere sahiptir. Bununla birlikte eserinin ihtiamna
ve d n c e s i n i n Hint maneviyat tarihi iindeki h a t n saylr etkisine karn, ankara,

Vednta'mn b t n gizemci

ve

felsefi olanaklarn

kullanmamtr.

Ondan

yzyllarca s o n r a b i r o k stac k o u t sistemler gelitirecektir. Zaten Vednta da,


stra'lar ve onlara getirilen ilk y o r u m l a r anda yaratcln t k e t m e m i o l m a syla, dier dariana'lardan

ayrlr. Bu nedenle, S m k h y a ve Yoga "felsefi sistem-

l e r T n i n esasnn IV. ve VIII. yzyllar arasnda ortaya k o n d u u s y l e n e b i l i r k e n ,


Vednta gerek geliimini a n k a r a ' d a n itibaren yaar. 1 6

139. Smkhya Yoga'ya Gre R u h S m k h y a "felsefesi'nin zel t e r m i n o l o j i s i , bu


felsefe bir sistem halinde o l u t u r u l m a d a n ok nce, Katha Upaniad'da, 1 7 y a n i MO
IV. yzylda b u l g u l a n m t r . M u h t e m e l e n daha ge tarihli olan Svetsvatara Upaniad ise, S m k h y a Yoga ilkelerine b i r o k g n d e r m e ierir ve bu iki dar Sana ya
zg t e k n i k sz d a a r n k u l l a n r . A m a S m k h y a retilerinin, svarakrina'ya ait
ilk sistemli eserin ortaya k n d a n ( m u h t e m e l e n MS V. yzyl) n c e k i , tarihi yeterince b i l i n m e m e k t e d i r . Her n e olursa o l s u n bu s o r u n daha ok Hint felsefesinin tarihini i l g i l e n d i r m e k t e d i r . Bizim k o n u m u z a s n d a n sistemletirilme ncesi Smkhy a ' n n - r n e i n M o h a d h a m ' n n baz b l m l e r i n d e n hareketle y e n i d e n o l u i u r u l a bildigi o r a n d a - d a h a ok uygulamaya

dnk

b i r disiplin olan Yoga nn yannda t a m

bir s e l a m e t e erdirici irfan olarak ilan edildiini sylemek yeterli olacaktr. zetle,
S m k h y a , U p a n i a d l a r ' m u z a n t s d r ve selamete ulalmasnda bilginin belirleyici
r o l zerinde d u r m a k t a d r , ilk S m k h y a s t a t l a r n n z g n l u inanlarndan
k a y n a k l a n r : Gerek "ilim," d o a n n , hayatn ve psikolojik-zihinsel etkinliin yaplarnn ve d i n a m i z m l e r i n i n kesin olarak z m l e m e s i n e d a y a n m a l ve r u h u n (j>u-

16

17

Biz de bu nedenle farkl klasik Vednta sistemlerinin tantmn elinizdeki kitabn 3. cildine
braktk.
Kr. rnein 11, 18-19, 22-23; III, 3-4, 10-11; VII, 7-9 vb.

64

BRAHMANCII.IK VE H N D U Z M

r u j a ) k e n d i n e zg v a r o l u b i i m i n i kavramay salayacak kararl bir

abayla

tamamlanmaldr.
Klasik ada, yani Isvarakrina'nn Smkhya

Kr/fc'larnr. ve Patancali'nin Yoga

5!rtJ'larnm yazld srada bile, iki dariana'mn

k u r a m s a l ereveleri b i r b i r i n e ol-

d u k a yaknd. ki temel farkllk ayrt edilmektedir:


r t a n m a z iken, Yoga bir E f e n d i n i n (Isvara) varl

1) Klasik S m k h y a

tan-

postulatna dayand

iin

T a n r c d r ; 2) S m k h y a ' y a g r e k u r t u l u u elde e t m e n i n tek yolu m e t a f i z i k b i l g i


i k e n , Yoga'da m e d i t a s y o n tekniklerine hatr saylr b i r n e m verilir. Dier farkllklar o k a d a r n e m l i deildir. Dolaysyla ksaca tantacamz S m k h y a retileri
Patancali'nin Yoga S h a ' l a r n n k u r a m s a l erevesi iin d e geerli kabul edilebilir.'"
S m k h y a ve Yoga asndan d n y a gerektir
deildir). Yine de eger dnya var ve smyor

(rnein Vednta'daki gibi aldatc


ise, b u n u n h u n (puua)

"cehalet"ine

b o r l u d u r . K o z m o s u n saysz biimiyle, b u n l a r n t e z a h r ve gelime sreci yalnzca


r u h , Benlik k e n d i n i bilmedii ve bu "bilisizlik" nedeniyle ac ekip, kullatg iin
v a r olabilmektedir. S o n Benlik d e k u r t u l u a kavuaca a n d a , t a m o anda Yaratln
b t n ezeli toz (prakrti)
U p a n i a d l a r ' n tman'

iinde e m i l i p kaybolacaktr.
gibi, purua

da szle anlatlamaz. "Vasflar" o l u m s u z -

d u r . Benlik, "grendir Isfcin, t a m karl "tank"], tek b a m a d r , kaytszdr, yalnzca edilgin bir seyircidir". 1 5 R u h u n zerklii ve aldrmazl m e t i n l e r d e s r e k t i
y i n e l e n e n , geleneksel sfatlardr. Yok edilemez, niteliklerden y o k s u n p u r u a ' n n
"zek"s y o k t u r ; n k isteksizdir, istekler ezeli ve eb ed i deildir, bu nedenle ruha
ait olamazlar. R u h ezeli ve e b e d i olarak h r d r , "bilin halleri," p s i k o l o j i k - z i h i n s e l
h a y a t n ak o n a yabancdr. 2 0
Ancak b u purua

anlay karmza h e m e n belli g l k l e r k a r m a k t a d r . Ger-

ekten d e eger r u h ezeli ve e b e d i o l a r a k saf, kaytsz, z e r k ve yok edilemez ise,


psikolojik-zihinsel d e n e y i m iinde kirlenmeyi nasl kabul e t m e k t e d i r ? Ve byle b i r
iliki nasl m m k n o l m a k t a d r ? Benlik ile d o a n n aralarnda s r d r d ilikileri
d a h a y a k n d a n tanynca, S m k h y a ve Yoga'nn b u s o r u n a getirdikleri z m daha
yararl bir b i i m d e inceleyebileceiz. imdilik, b u a y k n d u r u m u n ne kkeni, n e de
nedeninin, yani p u r u j a ' y prakrt'yz

balayan bu " t u h a f ' ilikinin S m k h y a Yoga

iinde kurallara u y g u n bir tartmaya k o n u e d i l m e d i i n i belirtip geelim. R u h ile


d e n e y i m a r a s n d a k i bu ortakln nedeni

18
19
20

ve kkeni,

S m k h y a Yoga s t a t l a n n n ,

Bkz. M. Elade, Le Yoga, s. 21 vd; GeraldJ. Larson, Classical Smkhya,


Smkhya Kril, 19.
Bkz. Lf Yoga'da alntlanan metinler, s. 28 vd.

65

s. 166 vd.

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

i n s a n n b u g n k anlay y e t e n e i n i at iin z l m e z k a b u l ettii bir s o r u n u n iki


c e p h e s i d i r . N i t e k i m insan "idrak", buddhi
da ezeli tzn (prakrti)

araclyla bilir ve anlar. Ama b u "idrak"

- o l d u k a gelikin de o l s a - bir

r n , bir " g r n g " o l d u u iin, buddhi

rndr. Doann bir

ancak dier g r n g l e r l e bilgi ilikileri

y r t e b i l i r ; h i b i r ekilde Benlii bilemez: n k a k n bir gereklikle h i b i r t r d e


iliki s r d r e m e z . Benlik ile Hayat (yani m a d d e ) a r a s n d a k i bu aykr ortakln ned e n i ve k k e n i a n c a k hibir ekilde m a d d e y i g e r e k t i r m e y e n bir bilgisel arala kavranabilir. A m a insanln b u g n iinde b u l u n d u u d u r u m d a byle b i r bilgiye
u l a m a k olanakszdr.
S m k h y a Yoga, acnn n e d e n i n i n "bilisizlik," baka bir deyile r u h u n p s i k o l o j i k zihinsel etkinlikle karmas o l d u u n u bilir. Ama yaratln tarihini s a p t a m a k nasl
olanakszsa, metafizik nitelikteki b u cehaletin tam olarak ne z a m a n ortaya kt da
s a p t a n a m a z . Bu s o r u n a b i r z m b u l m a y a almak b o u n a abadr. Yanl bir s o r u
sz k o n u s u d u r ve Budha'nn da b i r o k kez dikkate ald Brahmanc eski bir dete
gre, 2 1 yanl s o r u l m u b i r s o r u y a s u s k u n l u k l a yant verilir.

140. Yaratln A n l a m : R u h u n K u r t u l u u n a Yardm E t m e k T o z (prakrti),


r u h ( p u r u a ) k a d a r gerek ve o n u n k a d a r ezeli ve ebedidir; a m a p u r u j a ' d a n farkl
olarak d i n a m i k ve yaratcdr. Bu ezeli tz t a m a m e n h o m o j e n olmakla birlikte, dey i m yerindeyse "olu tarz"na sahiptir. Bu o l u tarzlar o n u n gunc denilen
farkl b i i m d e g r n m e s i n e o l a n a k verir: 1) Sflttva (lt ve akl hali); 2) racas

(ha-

reket enerjisi ve zihinsel etkinlik hali); 3) tamas (statik hareketsizlik ve p s i k o l o j i k zihinsel karanlk hali). D e m e k ki her guna

ifte nitelie sahiptir: Bir yanlar nesnel-

dir; n k d d n y a n n g r n g l e r i n i o l u t u r u r l a r ; dier yanlar ise zneldir;


n k psikolojik-zihinsel hayat destekler, besler ve koullandrrlar.
Prakrti, ilk m k e m m e l d e n g e h a l i n d e n kp "erekbilimsel i g d s " (bu konuya
ileride dneceiz) t a r a f n d a n k o u l l a n d r l m belirli zelliklere b r n r b r n m e z ,
mahat,
rinma)

"Byk" ad verilen b i r enerji ktlesi b i i m i n d e g r n r . "Gelime" (pag d s tarafndan s r k l e n e n prakrti,

geer. Ahamkra,

mahat

halinden ahamkra

haline

h e n z "kiisel" d e n e y i m i o l m a y a n , a m a b i r ego o l d u u n u n belli

belirsiz bilincinde (aJam/jcira'nn ifadesi oian afam=ego b u r a d a n g e l m e k t e d i r ) ,


anlay yetisine s a h i p , birliki bir ktle anlamna gelir. G e l i m e sreci, b u anlay
yetisine s a h i p k t l e d e n hareketle, zt ynlere giden iki yola ayrlr: Yollardan biri

21

Kr. ankara, Vednta

Stra, III, 2, 17.

66

B R A U M A N C I U K VF. H N D U Z M

n e s n e l g r n g l e r lemine, dieri znel (duyusal ve psikolojik-zihinsel) g r n g l e r


l e m i n e gider.
S o n u olarak - n e s n e l veya z n e l - evren, enerji ktlesi iinde bir ego sezgisinin
ilk kez ortaya kmasyla birlikte d o a n n ilk a a m a s n n , ahamkra'nn
d n m d e n baka b i r ey deildir. Ahamkra,

geirdii

ikili bir g el i m e sreciyle ikili b i r

e v r e n yaratmtr: Biri isel, dieri dsal b u iki " d n y a " n n a r a s n d a seici d e n k l i k ler vardr. yle ki i n s a n n bedeni, fizyolojik ilevleri, d u y u l a r , "bilin halleri,"
hatta "zeks" tek ve ayn tz tarafndan yaratlmtr: Fiziksel d n y a y ve o n u n
yaplarn da y a r a t a n b u t z d r (kr. 75).
Aa y u k a r b t n Hint sistemleri gibi S m k h y a Yoga'nn da "benlik
luyla

bireyleme

ilkesine

verdii baat n e m i v u r g u l a m a k l a yarar

var.

bilinci"

yo-

Dnyann

yaratl neredeyse "psiik" b i r eylemdir. N e s n e l ve psiko-fizyolojik g r n g l e r


o r t a k bir r a h i m d e n kar; aralarndaki tek fark g u n a ' l a r m / o r m / ' d r ; psikolojik-zih i n s e l g r n g l e r e saftva, psiko-fizyolojik olgulara ( t u t k u , d u y u l a r n etkinlii v b )
racas

h k m e t m e k t e d i r . M a d d i d n y a n n g r n g l e r i ise tamas'n g i d e r e k y o u n -

laan ve hareketsizleen r n l e r i (atomlar, bitkisel ve hayvansal o r g a n i z m a l a r vb)


t a r a f n d a n o l u t u r u l u r . 2 2 Bu fizyolojik t e m e l i n s t n d e , S m k h y a Yoga'nn niye her
psiik d e n e y i m i basit bir " m a d d i " s r e olarak d e e r l e n d i r d i i anlalmaktadr. Ahlak b u n u n acsn eker: r n e i n iyilik r u h u n b i r vasf deil, bilincin temsil ettii
"ince m a d d e " n i n " a r n m a s f ' d r . Gtna lar b t n evreni k a p l a r ve insanla k o z m o s
a r a s n d a o r g a n i k bir s e m p a t i o l u t u r u r . Bu n e d e n l e , insanla kozmos
z fark

deil, yalnzca bir mertebe

arasndaki

fark

bir

farkdr.

Madde, aamal "geliimi" ( p a r i n m a ) sayesinde, s o n s u z sayda ve giderek bileikleip k a r m a k l a a n , g i d e r e k eitlenen b i i m l e r retmitir. S m k h y a bu kadar
usuz bucaksz bir yaratln, b u derece k a r m a k bir biimler ve o r g a n i z m a l a r
y a p s n n kendisi d n d a bir gerekesi ve a n l a m olmas gerektii i n a n c n d a d r .
Biimsiz ve ezelden ebede h a r e k e t s i z p r a k r f ' n i n bir a n l a m olabilir.

Ama g r -

d m z haliyle d n y a , t a m tersine hatr saylr m i k t a r d a ayr yap ve b i i m


s u n m a k t a d r . K o z m o s u n m o r f o l o j i k karmakl S m k h y a tarafndan metafizik b i r
k a n t d z l e m i n e ykseltilmitir; n k s a d u y u , her bileik b t n n bir dieri iin

" Smkhya-Yoga u gund'nn psiik "goruumleru dikkate alarak znel bir yorum da sunar.
Egemen olan sattva ise, bilin dingin, duru, anlayt, erdemlidir: egemen olan racas ise,
heyecanl, belirsiz istikrarszdr; lamas tarafndan bunaltldnda ise, karanlk, kark, tutkulu, hayvanidir (kr. Yoga Stra, II, 15, 19).

67

D N S E L N A N L A R \ T . D O f N C I L l i R T A R H - II

var o l d u u n u bize retir.

r n e i n yatak b i r o k paradan oluan bileik

bir

b t n d r , a m a paralarn bu geici eklemlenii insan iin gerekletirilmitir.^


Bylelikle S m k h y a Yoga, yaratln e r e k b i l i m s e l

niteliini

ortaya

karr:

g e r e k t e n d e Yaratl, ruha h i z m e t e t m e k gibi bir ilevi b u l u n m a s a , sam al a r ,


a n l a m m yitirirdi. D o a d a k i h e r ey "bileik"tir, o h a l d e h e r eyin bu bileenlerden
y a r a r l a n a b i l e c e k bir "idarecisi" olmaldr. Bu "idareci," zihinsel etkinlik veya bilin
halleri o l a m a z (onlar da p r a f m ' n m ar k a r m a k r n l e r i d i r ) . R u h u n v a r l n n
ilk k a n t b u d u r : "Bakasnn y a r a r l a n m a s n a y n e l i k bileim sayesinde, r u h u n
varlnn b i l i n m e s i . " 2 4 Geri Benlik (purua)

k o z m i k Yaratln yanlsamalar ve

karklaryla r t l d r , a m a h e r eyiyle p u u a ' n n k u r t a r l m a s n a y n e l e n bu


"erekbilimsel i g d " prakrti'ye

canllk k a z a n d r r ; n k "Brahman'dan en kk

ota k a d a r Yaratl, r u h u n en s t n bilgiye eriinceye k a d a r o n l a r d a n y a r a r l a n m a s


iindir." 2 5

1 4 1 . K u r t u l u u n A n l a m S m k h y a Yoga felsefesi ruhla "bilin halleri" arasnda


k u r u l a n tuhaf ortakln n e d e n i n i veya k k e n i n i aklamasa da, en azndan bu
ortakln niteliini a y d n l a t m a y a urar. S z c n dar a n l a m n d a gerek

ilikiler,

r n e i n d nesnelerle alglar arasndaki t r d e n ilikiler sz k o n u s u deildir. Ama


zihinsel h a y a t n en ince, en s a y d a m k s m n n , y a n i i d r a k i n (buddhi), saf "lt"
(sattva) h a l i n d e i k e n zgl bir nitelii v a r d r ve b u , S m k h y a Yoga'ya g r e , a y k r
d u r u m u n anahtardr: r u h u y a n s t m a k . B u n u n l a birlikte bu y a n s m a Benlii bozmaz
ve o n t o l o j i k hallerini (ezeli ve e b e d i olu, kaytszlk v b ) y i t i r m e s i n e neden olmaz.
Bir iein a y n a d a y a n s m a s gibi, zek da puraa'y yanstr. 2 5 Ama a n c a k bir cahil,
iein niteliklerinin (biim, b o y u t l a r , r e n k ) aynaya ait o l d u u n u sanabilir. Nesne
hareket edince, aynadaki aksi de - a y n a n n y e r i n d e n o y n a m a m a s n a k a r n - hareket
eder.
Ruh e z e l d e n beri psikolojik-zihinsel deneyimle, yani hayat ve m a d d e y l e b u aldatc iliki iine s r k l e n m i t i r . Bunun n e d e n i cehalettir 2 7 ve avidy
srece, karman

d e v a m ettii

gereince varolu ve o n u n l a birlikte ac da eksik olmayacaktr. Ce-

halet; hareketsiz, ezeli ve ebedi purua ile psikolojik-zihinsel hayatn ak a r a s m 23


24

25
26
27

Smkhya Krik, 17.


Smkhya Stitra, I, 66; Smkhya
dranyaha Up., II, 4, 5.
Smkhya Stra, [II, 47.
Kr. Yoga Stra, 1,41.
Yoga Stra,

Krihd'da Vcaspati Misra, 17; V'oga Stra,

11, 24.

68

IV, 24; krj. Bha-

B K A H M A N C I L I K VH H N D U Z M

d a k i karkln s o n u c u d u r . "Ac e k i y o r u m , " " i s t i y o r u m , " "nefret ediyorum,"'


" b i l i y o r u m " d e m e k ve b u "ben"in ruhla ilikili o l d u u n u d n m e k , yanlsama
iinde y a a m a k ve b u n u u z a t m a k a n l a m n a gelir. O h a l d e hareket n o k t a s yanlsama
iinde olan her eylem, ya daha nceki bir davrann yaratt g c n h a r c a n m a s d r ,
ya da hayaca geirilmeyi, i m d i k i veya gelecekteki bir varolu iinde t k e t i l m e y i talep e d e n bir baka g c n i z d m d r .
V a r o l u yasas b u d u r : Her yasa gibi z n e l l i k - s t d r , a m a v a r o l u u etkileyen
a c m n k a y n a n d a b u yasann geerlilii ve evrensellii vardr. U p a n i a d l a r g i b i ,
S m k h y a ' y a g r e d e , selamete e r i m e k iin bir tek yol vardr: R u h u eksiksiz olarak
t a n m a k . Bu selamete erdirici bilginin e d i n i l m e s i n d e ilk a a m a u d u r :
vasflara

sahip olduunu inkr

etmek.

Ruhun

Bu, acnn bizimle ilikili b i r ey o l d u u n u in-

kr e t m e k , o n u n e s n e l , r u h u n d n d a kalan, yani deerden


bir olgu olarak kabul e t m e k a n l a m n a gelir

ve anlamdan

arndrlm

(nk b t n "deerler" ve b t n

"anlamlar" zek tarafndan yaratlr). Ac, yalnzca d e n e y i m Benlikle zde kabul


edilen insan kiiliiyle ilikilendigi lde va olur. A m a bu iliki bir y a n l s a m a
r n o l d u u n d a n , kolaylkla y o k edilebilir. R u h bilinip k a b u l edilince, deerler

ip-

tal edilir; o z a m a n ac, ac veya acszik o l m a k t a n kar, basit b i r olgu haline g e l i r .


Benliin h r , ezeli ve e b e d i ve etkisiz o l d u u n u anladmz a n d a n itibaren, b a m za gelen her ey, ac, d u y g u l a r , istem, d n c e l e r v b artk

bize ait olmaktan

kar.

Bilgi, Benliin z n n d e k i peeyi i n d i r e n bir "uyan"tr yalnzca. Bu bilgi den e y i m l e deil, b i r t r "vahiy"le elde edilir: Bu vahiy n i h a i gerei annda g z l e r
n n e serer. O h a l d e k u r t u l u u n prakrti

ile ibirlii iinde gerekletirilmesi nasl

m m k n olabilir? S m k h y a b u s o r u y u e r e k b i l i m s e l b i r kantla yantlar:

Madde

i g d s e l olarak p u r u j a ' n m zgrlemesi y n n d e hareket e d e r . Prakrti'nin en ince


d a v u r u m u olan i d r a k (buddhi),

vahye hazrlk basama ilevini g r e r e k k u r t u l u

s r e c i n i kolaylatrr. Kendi vahyi gerekletii andan itibaren, hatal b i r b i i m d e


purua'ya mal edilen zek ve d i e r b t n psikolojik-zihinsel (dolaysyla m a d d i ) u n surlar geri ekilir, r u h t a n k o p a r ve ezeli tz iinde e m i l i p yok olurlar. Bu a n l a m d a ,
"efendisinin isteini

yerine

getirdikten sonra

giden

bir

d a n s z e " benzerler. 2 8

"Prahri'den d a h a d u y a r l bir ey y o k t u r ; bir k e z k e n d i k e n d i n e ' T a n n d m ' dedikten


s o n r a , bir daha R u h ' u n baklar karsna kmaz." 2 9 Bu "hayattayken k u r t u l m u "
kiinin halidir: Bilge hl hayattadr; n k Karma kalnts h e n z t k e t i l m e m i t i r

26

Gerek Mahbhrata'a
gerekse Smkhya risalelerinde bu benzetmeye sk sk rastlanr; kr.
Smkhya Krikd, 59, Smkhya Stra, 111, 69.
Smkhya Krih, 61.

69

D N S E L I N A N C I A R VC D O S O N C L L E R T A R H - il

(tpk m l e k b i t t i k t e n sonra da ald ilk hz nedeniyle d n m e y e d e v a m eden ak


gibi 3 0 ). A m a r u h (purua) l m a n n d a b e d e n i terk ederken t a m a m e n " k u r t u l mutur".31
Aslnda S m k h y a Yoga r u h u n ne d o d u u n u , ne yok o l d u u n u , ne k u l l a t g n ,
n e etkinletiini (yani etkin b i r b i i m d e k u r t u l u a ulamaya altn) a n l a m t r ;
r u h ne zgrle s u s u z l u k d u y a r , ne "kurtarlr". 3 2 "O yle bir h a l d e d i r ki, b u iki
olaslk da d l a n m t r . " 3 3 Benlik saf, ezeli ve e b e d i ve h r d r ; o k u l l a t n k m a z ;
n k k e n d i n d e n baka bir eyle iliki k u r a m a z . Ama insan, p u r u a ' n n kullatgna
inanr

ve o n u n k u r t a n l a b i l e c e g i n i dnr. Bunlar, psikolojik-zihinsel h a y a t m z n

yanlsamalardr. K u r t u l u u n bize bir d r a m gibi g r n m e s i n i n n e d e n i , olaya insani


bir b a k a s n d a n y a k l a m a m z d r . Aslnda r u h yalnzca b i r "seyirci"dir, k u r t u l u
da (mufeti) k e n d i ezeli ve e b e d i z g r l n n bilincine
dir. Ac, o n u n ruhun dnda

varmaktan

baka bir ey deil-

o l d u u n u , yalnzca insani "kiilii" (asmit)

ilgilendir-

diini anladmz anda k e n d i k e n d i n e yok olur.


S m k h y a Yoga s o n s u z g r n g eitliliini
(prakrti)

bir

tek t em el

ilkeye,

maddeye

indirger ve fiziksel evreni, hayat ve bilinci bir tek k a y n a k t a n tretir. Ama

bu reti r u h l a r n , doalar gerei esasta z d e olsalar da, o u l l u u n u v a r s a y a r .


Bylelikle S m k h y a Yoga ok farkl g r n e n l e r i - f i z i k s e l , yaamsal ve z i h i n s e l birletirip, zellikle Hindistan'da benzersiz ve evrensel g r n e n r u h u tek bana
brakr. Nitekim h e r purua t a m a m e n yaltlmtr; n k Benlik n e d n y a y l a , ne de
d i e r ruhlarla hibir iliki k u r a m a z . K o z m o s bu ezeli ve ebedi h r , hareketsiz purua'larla

d o l u d u r ; aralarnda hibir iletiimin m m k n olmad m o n a d l a r d r bun-

lar.
Ksacas trajik ve a y k n b i r r u h anlay sz k o n u s u d u r . Zaten gerek Budist din
limleri, gerekse V e d a n t a statlar b u anlaya iddetle saldrmtr.

1 4 2 . Yoga: T e k Bir N e s n e y e Y o u n l a m a Yoga tekniklerine ilk kesin g n d e r m e l e r Brhmanahda

ve zellikle de Upaniadlar'da ortaya kar. Ama daha nce

V e d a l a r ' d a d a o k sayda yar-Yoga nitelikli u y g u l a m a d a u s t a l a m ve "olaanst


glere" s a h i p baz ilecilerden ve e s r i m e c i l e r d e n sz e d i l m e k t e d i r (kr. 78). Yoga
terimi ok e r k e n bir adan itibaren her t r l ile tekniini

30
31
32
33

Smkhya Krik, 67; Smkhya


Smkhya Krik, 68.
Gaudapda, Mndkya Krik,
Smkhya Slra, i, 160.

Stra, III, 82
li, 32.

70

h e r trl meditasyon

B K A H M A N C I L I K VE H N D U Z M

yntemini

ifade e t m e y e balad iin, Yoga u y g u l a m a l a r n a H i n d i s t a n ' n aa y u k a r

h e r y e r i n d e , h e m Brahmanc, h e m Budist evrelerde, h e m de C a y n a c l a n n arasnda


r a s t l a n m a k t a d r . Ama b u s i s t e m l e t i r i l m e ncesi ve b u t u n Hindistan'a y a y l m
Yoga'nn yan sra, giderek bir Yoga-dariana,

ileride Patancali'nin Yoga S f a ' l a r d a

dile getirecei biimiyle b i r "klasik" Yoga da geliir. Bu yazar aslnda Yoga retisine ve tekniine ilikin rivayetleri derleyip y a y m l a m a k t a n baka b i r ey yapmadn bizzat itiraf eder. 3 4 Patancali hakknda ise h i b i r ey, M II. yzylda m ,
yoksa MS III. hatta V. yzylda m yaadn bile b i l m i y o r u z . Rivayetlerde k o r u n m u t e k n i k reetelerin i i n d e n , yzlerce yllk d e n e y i m i n s n a m a s n d a n yeterince
g e m i olanlar semiti. Patancali'nin b u u y g u l a m a l a r a

kazandrd kuramsal

ereve ve metafizik temele kiisel katks asgari d z e y d e d i r . Olduka yzeysel b i r


tanrcla gre y e n i d e n d z e n l e d i i S m k h y a retisini ana hatlaryla y i n e l e m e k t e n
baka bir ey y a p m a z .
S m k h y a ' n m bittii y e r d e klasik Yoga balar; n k Patancali metafizik b i l g i n i n
tek bana insan k u r t u l u a gtrebileceine i n a n m a z . Bilgi, z g r l n ele geirilm e s i ereine ynelik olarak topra hazrlar: z g r l k , b i r ile teknii ve b i r meditasyon y n t e m i sayesinde kazanlr. Patancali Yoga'y yle t a n m l a r : "Bilin hallerinin y o k e d i l m e s i . ' 0 5 Bu "bilin halleri" (cittavrtti'\e)

s o n s u z saydadr. A m a h e p -

si kategoride t o p l a n r ve b u kategoriler d e n e y i m olaslna denk der: 1)


H a t a l a r ve y a n l s a m a l a r ( d l e r , sanrlar, alglama hatalar, karklklar vb); 2)
N o r m a l psikolojik d e n e y i m l e r i n t o p l a m (Yoga y a p m a y a n n d u y u m s a d g , alglad
veya d n d h e r ey); 3) Yoga tekniiyle yaratlan ve yalnzca e r g i n l e n m i l e r i n
geebildii p a r a p s i k o l o j i k d e n e y i m l e r . Patancali'nin yogasnn amac, ilk iki deneyim kategorisini (srasyla m a n t k hatasndan ve metafizik hatadan kaynaklanrlar)
yok e t m e k ve o n l a r n yerine vecd halinde, d u y u s t ve akld b i r " d e n e y i m "
geirmektir.
Yoga, S m k h y a ' d a n farkl olarak, "bilin h a l l e r i ' n i n (cittavrttO

farkl eitlemele-

rini, trlerini ve g r u p l a r n b i r e r b i r e r yok etmeyi grev bilir. A m a yok e d i l m e s i


a m a l a n a n n yaps, k k e n i ve g c h a k k n d a n c e d e n e y i m yoluyla bilgi edinilmed e n , yok edi ilemine geilemez. Burada "deneysel bilgi"; y n t e m , t e k n i k , uygulam a a n l a m n a gelir. Ha r e k e t e g e m e d e n ve ile uygulamas y a p m a d a n hibir ey edinilemez: Bu, Yoga klliyatnn b i r izlegidir. Yoga S f r a ' l a r m zellikle II. ve III.
kitaplar b u Yoga t e k n i i n e ayrlmtr (arnmalar, b e d e n d u r u l a r , s o l u k alma tek34
35

Yoga Stra l, 1.
yoga Stra 1,2.

71

D N S E L 1 N A N C I A R V E D N C E L E R T A R H - II

nikleri vb). Cavriii'ler (tam karl "bilin girdaplar") h a k k n d a nceden deney i m y a a n m a z s a , b u n l a r denetlenemez ve s o n u n d a yok edilemez. z g r l k ancak
deneyimler

araclyla elde edilebilir. 3 6

Psikolojik-zihinsel n e h r i o l u t u r a n bu v m i ' l e r i n n e d e n i tabii ki cehalettir. 5 7 Ama


Yoga'ya gre, metafizik cehaletin o r t a d a n kaldrlmas bilin hallerini yok etmeye
yetmez; n k o andaki "girdaplar" yok edilse bile, bilinaltna g m l m , usuz
bucaksz "gizlilik" (vdsana) rezervlerinden fkran bakalar gelip o n l a r n y e r i n i
alacaktr. Yoga p s i k o l o j i s i n d e vsan k a v r a m b y k b i r n e m e s a h i p t i r . Bilin
alanna ait bu gler k u r t u l u a giden y o l u n n n e iki t r engel karr; Bir yandan
v d s a ' l a r psikolojik-zihinsel n e h r i , s o n s u z cittavrtti

dizisini d u r m a d a n besler; dier

y a n d a n k e n d i l e r i n e zg v a r o l u l a r n d a n t r (bilin alanna aittirler), vsand'larm


d e n e t l e n m e s i ve z e r l e r i n d e egemenlik k u r u l m a s z o r d u r . Bu nedenle Yogin - u z u n
bir u y g u l a m a d a n g e m i bile o l s a - v s a n a l a r n h z l a n d r d psikolojik-zihinsel
"girdaplar"la y o l d a n k m a tehlikesi yaayabilir, CtMvrf/'lerin y o k edilmesinde
baar salanabilmesi iin, bilinalt-bilin d e v r e s i n i n kesilmesi arttr.
Yoga m e d i t a s y o n u n u n hareket noktas, tek b i r nesneye y o u n l a m a k , ekgrat'dr. Bu nesne, fiziksel bir n e s n e (kalarn a r a s n d a k i n o k t a , b u m u n ucu, kl b i r
cisim vb), b i r d n c e (metafizik bir gerek) veya Tanr (ISvara) olabilir. Ehgrat
altrmas zihinsel akkanln iki reticisini d e n e t i m altna almay hedefler: Duy u m s a l etkinlik ve bilinalt etkinlii. Tek bir n e s n e zerine y o u n l a m a n n , fizyolojinin b a r o l oynad ok sayda altrma ve t e k n i i n k u l l a n m n d a n baka t r l
gerekletirilemeyecei aktr. r n e i n b e d e n y o r u c u veya yalnzca rahatsz bir d u r u iinde ise, eer s o l u k alma dzensiz, ritmi b o z u k ise ehgrat
n e d e n l e Yoga teknii, anga

salanamaz. Bu

("uzuv") ad verilen b i r o k psiko-fizyolojik u y g u l a m a ve

tinsel altrma kategorisi ierir. Yoga'nn bu "uzuvlar" h e m bir teknikler g r u b u n u n o l u t u r u c u l a r , h e m d e s o n dura k u r t u l u olan ilesel ve tinsel bir g z e r g h n
aamalar olarak k a b u l edilebilir. Yoga Stra'larda (II, 2 9 ) artk klasiklemi bir liste yer alr: 1) F r e n l e m e l e r ( y a m a l a r ) ; 2) Disiplin k u r al l ar (myama'lar); 3) Beden
d u r u l a r (sana'lar); 4 ) Soluun d e n e t i m altna alnmas (prnyma)\

36

37

5) D u y u m -

Bedenleri olmad iin deneyim yaayamayan taunlar (vdeha, "bedenszler"), bu nedenle


insanlk durumundan daha ak bir konumdadr ve tam kurtulua eriemezler.
VogaSira l, 8.

72

B R A H M A N C I I . I K VH H N D U Z M

sal etkinliin d nesnelerin e g e m e n l i i n d e n z g r l e m e s i (pratyhra)\


lama (dhran); 7) Yoga m e d i t a s y o n u (dhyna):

8) Enstaz* (samdhi).

1 4 3 . Yoga T e k n i k l e r i lk iki u y g u l a m a g r u b u , yama

ve niyama,

vazgeilmez hazrlklarn o l u t u r u r . Be " f r e n l e m e " (yama)


m e m e k " ) ; satya ("yalan s y l e m e m e k " ) ; asteya

h e r t r l ilenin

vardr: ahims

("ldr-

("almamak"); brahmacarya

("cinsel

18

perhiz"); aparigraha

("cimrilik etmemek"' ). "Frenlemeler" bir Yogin hali deil, Yo-

ga d insanlardan s t n bir
niyama'lan,

6) Youn-

"arnma" hali salar.

Buna k o u t

olarak

Yogin

y a n i bir dizi bedensel ve psiik "disiplin k u r a h " n u y g u l a m a l d r . Pa-

tancali, "bu kurallar, temizlik, s k u n e t , riyazet (tpos), Yoga metafiziinin r e n i l mesi ve Tanr'y ( H v a r a ) h e r e y l e m i n i n gerekesi haline getirme abasdr," diye yazar (Yoga

Stra,

II, 3 2 ) . 3 '

Gerek anlamda Yoga teknii ancak sa/a uygulamasyla balar. Asana, Yoga
Stra, II. 4-6'da "salam, dengeli ve ho" diye t a n m l a n a n ve iyi bilinen yogin d u r u u n u ifade e d e r . H i n t ileciliinin ayrt edici niteliklerinden birini o l u t u r a n ve
U p a n i a d l a r ' d a , hatta Veda klliyatnda bile b u l g u l a n a n bir uygulama sz k o n u s u d u r . n e m l i olan, b e d e n i aba harcamadan

ayn k o n u m d a t u t m a k t r ; a n c a k o zaman

asana y o u n l a m a y kolaylatrr. Vysa, "beden d u r u u , o n u g e r e k l e t i r m e k iin


artk aba h a r c a n m a d n d a , m k e m m e l hale gelir," diye yazar. 4 " "Asana
kii, doal b e d e n s e l a b a l a n y o k e t m e y e ynelik b i r aba kullanmaldr.'"

alan

11

Asana, insan v a r o l u u n a zg kiplikleri y o k e t m e y e y n e l i k ilk a d m d r . Asana,


b e d e n d z e y i n d e bir ekgrai,

tek bir n o k t a y a y o u n l a m a d r : Beden t e k bir d u r u

iinde " y o u n l a m t r . " Ekgraid'nn "bilin halleri"nin d a l g a l a n m a s n a ve dalm a s n a s o n v e r m e s i gibi, asana da, olas d u r u l a r o u l l u u n u hareketsiz, d o n m u
bir

tek

durua

indirgeyerek

Enstaz (lng. enstasis,


gelen samdhi

38
39

40
41

bedenin

hareketliliine

ve

eitli

kullanmlara

fr. enstase) Sanskrice "bir araya getirmek", "birletirmek" anlamna

kelimesinin karl olarak kullanlan bu kelime Hindu, Budist ve Cayna

yogasndaki zne ile nesne arasndaki mesafenin ortadan kalkt st dzey zihinsel hallerden birisini, bilincin belli bir odaa tam olarak younlamasn o noktada emilmesini
ifade eder. Enstaz meditasyonun kendi halinden ok meditasyonun sonucu olan bir haldir
-yn.
Kr. Yoga Sflfra, 11, 30.
"Temizlik" organlann ieriden anndnlmas anlamna da gelir (zellikle Hatha Yoga bu k o n u
zerinde durur). "Sknet," "varolu ihtiyalarm artrma isteinin yokluu"nu gerektirir.
Tapas, scak ve souk vb ztlklara katlanmay kapsar.
Yoga Stra, II, 47.
Vcaspati, ayn yer.

73

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I - II

aklna s o n verir. Zaten "birleme" ve " b t n l e m e " eilimi b t n Yoga uygulam a l a r n n zelliidir. B u n l a r n amac, doal eilimlere u y m a y reddederek,

insanlk

h a l i n i n almasdr (veya y o k edilmesidir).


Asana

h a r e k e l i r e d d e t m e y i y a n s t r k e n , prnyma,

sanlarn genellikle yaptklar gibi b o z u k bir

y a n i s o l u m a disiplini ise in-

ritimle

soluk almann "reddi"dir.

E r g i n l e n m e m i i n s a n n s o l u m a s ya koullara, ya da p s i k o l o j i k - z i h i n s e l g e r i l i m e
gre deiir. Bu d z e n s i z l i k tehlikeli bir psiik akkanla ve dolaysyla dengesizlie, d i k k a t i n d a l m a s n a yol aar. Irsan ancak aba harcarsa, dikkatli olabilir.
A m a Yoga asndan aba, bir "dsallatrma"dr. O halde prnyma
s o l u m a abas yok e d i l m e y e allr: Solumaya

ritim

araclyla

k a z a n d r m a k , y o g i n i n onu

u n u t a b i l m e s i iin, k e n d i l i i n d e n , z a h m e t s i z bir ey haline gelmelidir.


Ge d n e m d e n bir y o r u m c u , Bhoca, "soluma ile zihinsel haller arasnda h e r zam a n bir ilinti b u l u n d u u n a " d i k k a t ekiyor. 4 2 Bu n e m l i bir gzlemdir. S o l u m a ritm i n i bilin halleriyle birletiren iliki, k u k u s u z yoginler t a r a f n d a n e n eski alardan beri deneysel o l a r a k d u y u m s a n m t .

Byk olaslkla

bu

ilikiyi

bilinci

"birletirme" y n n d e b i r ara olarak k u l l a n m l a r d . Yogin, s o l u u n a ritim kaz a n d r a r a k ve o n u giderek yavalatarak, uyanklk h a l i n d e eriilemeyen, zellikle de
u y k u y a zg baz bilin hallerinin "iine girebilir" - y a n i onlar t a m bir zihin
akl iinde, deneysel olarak d u y u m s a y a b i l i r . U y u y a n b i r insann s o l u k r i t m i
u y a n k bir a d a m m k i n d e n daha yavatr. P r n y m a sayesinde b u u y k u r i t m i n i
gerekletiren y o g i n ,

zihin aklndan da vazgemeden u y k u y a

zg "bilin

halleri" iine girebilir.


Hint psikolojisi d n bilin hali bilir:

G n d z bilinci, d l u y k u bilinci,

d s z u y k u bilinci ve "kataleptik bilin" (turiya).

Bu bilin hallerinin h e r biri be-

lirli b i r s o l u k ritmiyle ilikilidir. D e m e k k i y o g i n , prnyma

s a y e s i n d e , y a n i so-

l u k alma ve v e r m e y i g i d e r e k uzatarak - b u r a d a a m a , b u iki s o l u m a an arasndaki


sreyi m m k n o l d u u n c a u z a t m a k t r 4 3 - uyanklk hali b i l i n c i n d e n d i e r hale
hi kesintisiz geebilir.

42
43

YogaSira, I, 34.
Soluma ritmi "an" arasnda yaratlan uyumla salanr: soluk alma, soluk verme ve havann
tutulmas. Yogin altrmalarla bu anlann her birini olabildiince uzatmay baarr.
Prnyma'rm
amac soluma)! olabildiince uzun sre askya almak olduu iin, soluk
nce onalt saniye, sonra otuzbe saniye, elli saniye, dakika, be dakika durdurulur ve
byle devam eder. Solua ritim kazandnlmast ve soluun tutulmas Taocu uygulamalarda,
Mslman gizemcilerde ve Hesukhiac rahiplerin dua yntemlerinde de nemli bir rol oynar. Kr. Eliade, Le Yoga, s. 68-75, 419-420.

74

B R A H M A N C I U K VE H N D U Z M

Asana, prnyma

ve ekgrat,

yalnzca altrma sresiyle snrl da olsa, insan-

lk halini askya almay b a a r m t r . Hareketsiz, s o l u u n u n r i t m i n i dzenleyen,


b a k n ve d i k k a t i n i tek bir n o k t a y a t o p l a y a n yogin, "younlam," "birlemitir."
Younlamasnn niteliini pratyhra

ile lebilir; genellikle " d u y u l a r n bzl-

mesi" veya "dalgnlk hali" diye evrilen bu t e r i m i , " d u y u m s a l etkinlii d nesnelerin e g e m e n l i i n d e n k u r t a r m a yetenei" diye karlamay tercih e d i y o r u z . Duyular, nesnelere y n e l m e k yerine, "kendi ilerinde kalmaktadr." 4 4 Pratyhra,

psiko-

fizyolojik riyazetin son aamas olarak kabul edilebilir. Artk d u y u m s a l e t k i n l i k ,


bellek v b y o g i n i n "dikkatini d a t m a y a c a k , " "akln kartrmayacaktr."
D d n y a n n u y a n l a r n a ve bilinaltnn d i n a m i z m i n e kar kazand bu zerklik, yogine " y o u n l a m a " ve " m e d i t a s y o n " u y g u l a m a s n a g e m e olana v e r i r .
N i t e k i m dhran

( k k dhr: "sk t u t m a k " ) " d n c e n i n b i r tek n o k t a d a toplan-

m a s " d r ; amac anlamaktr.

Patancali, Yoga m e d i t a s y o n u

t a n m l a r : "Birlemi d n c e n i n bir ak."

45

olan dhyna'yt

yle

Vysa u aklamay ekler: "Meditas-

y o n n e s n e s i n i , d i e r nesneleri k a y n a t r m a k iin harcanabilecek h e r t r l abadan


bamsz olarak k a y n a t r m a y a y n e l i k zihinsel kesintisizlik."
Bu Yoga m e d i t a s y o n u n u n . Yoga d m e d i t a s y o n d a n t a m a m e n farkl o l d u u n u
belirtmeye bile gerek y o k . Dhyn,

nesnelerin "iine g i r m e " y i , onlar bysel b i r

b i i m d e " k a y n a t r m a ' y salar. Nesnelerin z n n "iine g i r m e " eylemini akl a m a k ok g t r ; b u n u n e iirsel i m g e l e m trleriyle, n e de Bergsoncu tipte bir sezginin trleriyle

k a r t r m a m a k gerekir. Yoga " m e d i t a s y o n " u n u n farklln,

tutarll, ona elik eden ve o n u y n l e n d i r m e y e asla ara v e r m e y e n zihin akl


hali o l u t u r u r . Gerekten de "zihinsel kesintisizlik" asla y o g i n i n istenci dna kamaz.

144. T a n r ' m n R o l Yoga, S m k h y a ' d a n farkl olarak, b i r T a n r n n , Isvara'nm


(tam karl "Efendi") varln bildirir. Bu tabii ki yaratc bir tanr d e i l d i r .
Ama svara baz insanlarda k u n u l u srecini hzlandrabilir. Patancali'nin szn
ettii b u Efendi, daha ok y o g i n l e r i n tanrsdr. Ancak yogay s e m i b i r i s i n i n
y a r d m n a gelebilir. r n e i n y o u n l a m a n e s n e s i olarak k e n d i s i n i seen y o g i n i n
samdhi'yi

elde e t m e s i n i salayabilir. Patancali'ye g r e , 4 6 bu tanrsal y a r d m b i r

"istein" veya bir " d u y g u n u n " deil - n k T a n r ' n n n e istei, ne de d u y g u s u ola-

44

Bhoca, Yoga Stra, II, 54.

45

Yoga Slra, III, 2.


Yoga Stra, 11, 45.

46

75

D l N S f . L N A N L A R V E D N C E L E R T A R I M I - 11

b i l i r - Svara ile purua

a r a s n d a k i "metafizik b i r s e p a t i ' n i n s o n u c u d u r . Yaplar

a r a s n d a k i d e n k l i k bu s e m p a t i y i aklar. svara ezelden beri zgr,


" a c l a r f n n veya " k i r l e n m e l e r i ' n i n asla eriemedii b i r p u r u a ' d r .

47

varoluun

Bu m e t n i yo-

r u m l a y a n Vysa, "zgrlemi r u h "la isvara arasndaki fark yle aklar: Birincisi


bir z a m a n l a r p s i k o l o j i k - z i h i n s e l varolula (aldatc da olsa) ilikide b u l u n m u t u r ,
svara ise h e r z a m a n z g r kalmtr. Tanr, ne ritellere, ne s o f u l u a , ne de kendi
*efaat"ine gsterilen i m a n a k a n a r ; a m a o n u n "z," Yoga yoluyla z g r l e m e k isteyen Benlik'le, d e y i m y e r i n d e y s e , i g d s e l b i r ibirliine girer.
Tanr'nn

baz yoginlere

kar

gsterdii

metafizik

trde

bu

sempatinin,

l s v a r a ' n m bir z a m a n l a r s a h i p o l d u u insanlarn kaderiyle ilgilenme yetisinin son


aamas o l d u u sylenebilir. Isvara'nn, Yoga dariana'sna

bir a n l a m d a d ar d an

girdii izlenimi u y a n m a k t a d r ; n k k u r t u l u t a o y n a d rol n e m s i z d i r ; v a r o l u u n aldatc alarna y a k a l a n m ok sayda "Benlii" k u r t a r m a iini


prakrti

dorudan

s t l e n m e k t e d i r . Bununla birlikte Patancali, Tanr'y k u r t u l u diyalektii

iine s o k m a g e r e k s i n i m i d u y m u t u r ; n k svara deneysel trde b i r gereklie


d e n k d m e k t e d i r . Daha nce de s y l e d i i m i z
b a l a n m a " yoluyla samdhi'yi

elde e d i y o r l a r d .

48

gibi,

baz y o g i n l e r

" l i v a r a ya

"Klasik gelenein" geerli k l d

b t n Yoga t e k n i k l e r i n i d e r l e m e y i ve tasnif e t m e y i amalayan Patancali, yalnzca


Isvara'ya y o u n l a m a n n m m k n kld bir dizi d e n e y i m i yok s a y a m a z d .
Baka bir ifadeyle, "bysel," y a n i yalnzca ilecinin istencine ve glerine bav u r a n b i r Yoga g e l e n e i n i n y a n sra, "gizemci" trde bir gelenek daha vard. Bu
ikinci gelenekte. Yoga u y g u l a m a s n n son aamalar bir T a n n ' y a - o k seyrek, ok
"entelektel" dzeyde de o l s a - balanma sayesinde k o l a y l a t r y o r d u . Zaten en
azndan Patancali ve o n u n ilk y o r u m c u s u

Vysa'da tantld

ekliyle

lvara,

yaratc ve h e r eye gc yeten T a n r ' n n y c e l i i n d e n de, eitli gizemci anlaylarn d i n a m i k ve v a k u r tanrsna zg pathos'lar

da y o k s u n d u r . Aslnda svara, yo-

ginin l k r n e i n d e n baka bir ey deildir: O , b i r m a k r o - y o g i n , b y k olaslkla da


baz Yoga m e z h e p l e r i n i n piridir. N i t e k i m Patancali, B v a r a ' n m hatrlanamayacak kad a r eski alarda y a a m bilgelerin g u r u ' s u o l d u u n u belirtir; n k , diye ekler,
svara z a m a n a baml deildir. 4 5 Ancak daha ge d n e m i n y o r u m c u l a r , Vcaspati
Mira ( 8 5 0 ye d o r u ) ve Vijnna Bhiku (XVI. yzyl) Isvara'ya b y k n e m ver-

47
48
49

Yoga Stra, l, 24.


Yoga Stra. II, 45.
Yoga Stra, I. 26.

76

RRAHMANCll.lK VE HNDUZM

micir. A m a o n l a r da b t n Hindistan' gizemcilik ve s o f u l u k a k m l a r n n s a r d


bir ada yaamtr. 5 0

145. SamSdhi

ve

" M u c i z e v i G l e r " "Younlama"dan " m e d i t a s y o n ' a

gei

hibir y e n i t e k n i k u y g u l a m a g e r e k t i r m e z . Ayn ekilde, yogin " y o u n l a m a " y ve


" m e d i t a s y o n u " baard andan itibaren, samdhi'yi
Yoga altrmasna gerek d u y m a z . Samdhi,

gerekletirmek iin h i b i r ek

Yogac enstaz, ilecinin b t n tinsel

aba ve altrmalarnn nilai s o n u c u , talanmasdr. 5 1 T e r i m nce bilgi k u r a m y l a


ilikili

b i r a n l a m d a kullanlr: Samdhi,

dncenin,

kategorilere

b a v u r m a y a gerek k a l m a d a n , nesnenin biimini hemen yakalamasn

ve

imgeleme

salayan derin

d n m e halidir; n e s n e n i n "kendinde haliyle" (svarpa), zyle ve sanki "kendi


k e n d i s i n d e n b o a l m " gibi g r n m e s i n i salayan bir h a l d i r b u . 5 5 N e s n e h a k k n d a k i
bilgiyle, bilgi nesnesi arasnda tam bir r t m e sz k o n u s u d u r ; bu n e s n e bilinte a r t k
snrlarn izen ve o n u bir g r n g olarak t a n m l a y a n ilikilerle deil, "kendi kend i s i n d e n b o a l m " gibi g r n r .
Bununla birlikte samdhi, bilgiden o k bir "hal," Yoga'ya zg bir enstaz k i p i d i r .
Bu "hal," Benliin b i r " d e n e y i m " o l u t u r m a y a n davranla k e n d i n e g r n m e s i n e
izin verir. Ama h e r samdhi.

Benlii ortaya karp, nihai k u r t u l u u salayamaz.

Samdhi, d n c e y i m e k n n bir n o k t a s n a veya bir fikre toplayarak salanrsa, buna "destekli" veya "farkllam" enstaz ( s a m p r a j n t a samdhi)

d e n i r . T a m tersine,

samdhi h e r t r l "iliki"nin d n d a salanrsa, y a n i yalnzca varln b t n y l e


anlalmas sz k o n u s u y s a , b u n a " f a r k l l a m a m " enstaz (asamprajnta)

d e n i r , ilk

"hal," gerein anlalmasn salad ve acya bir son verdii iin, b i r k u r t u l u


aracdr. Ama enstaz hali (asamprajnta),
(samskra)" yok eder (Vijnnabhiku)

50

51

52

"nceki btn jifinse ilevlerin izlenimlerini

ve yoginin gemi etkinliklerinin h a r e k e t e geir-

Ge donemden bir dier yorumcu, Nilakantha, Tanrnn etkin olmasa da bir mknats gibi
yoginlere yardm ettiini belirtir. Nilakantha, Svara'ya insanlarn hayatlarn nceden belirleme gcne sahip bir "isten" atfeder; nk "o ykseltmek islediklerini iyi iler yapmaya ve
yok etmek islediklerini de kt iler yapmaya zorlar" (aktaran Dasgupta, Yoga as Phlosophy
and Religion, s. 88-89). Patancali'nin livara'ya verdii mtevaz rol ok gerilerde kalm
gzkyor!
Samdhi terimintn anlamlan unlardr: Birlik, btnlk; iinde eriyip yok olma; ruhun mutlak younlamas; birleme. Bu terim genellikle "younlama" diye evrilir, ama byle olunca
dhran ile kantmlma tehlikesi ba gsterir. Biz bu nedenle onu "enstaz," "phtlama," "birleme" diye evirmeyi tercih ettik.
Yoga Stra, 111. 3.

77

DNSEL NANLAR \ E DNCELER TARH - I I

digi k a r m a n glerini

bile durdurmay

baarr. Bu hal, k k r t l m a d a n d u y u m s a n d t

iin, aslnda tam bir enstaz o l u t u r u r .


Doal olarak "farkllam enstaz" b i r o k a a m a ierir; n k yetkinlerileblir
bir s r e sz k o n u s u d u r . Bu "destekli" evrelerde, samdhi

belli bir "bilgi" sayesinde

elde edilen b i r "hal" olarak ortaya kar. "Bilgi"den "hal"e b u geii hi u n u t m a malyz; n k h e r t r l Hint " m e d i t a s y o n ' u n u n ayrt edici zellii b u d u r . Hintlilerin g e r e k l e t i r m e y e altklar b u bilmekten olmaya p a r a d o k s a l geii o l u t u r a n
"dzey k o p u u , " samdhi'de

gerekleir.

Yogin b u aamaya eriince "mucizevi gler" e d i n i r ; Yoga S t r a ' I a r n 111. kitab,


16. s f r a d a n itibaren b u glere ithaf edilmitir. Yogin, " y o u n l a a r a k , " "meditasyon y a p a r a k " ve belli b i r n e s n e ya da b t n bir n e s n e l e r snf karsnda samdhi'yi
gerekletirerek, d e n e y i m iine katlan nesnelere ilikin baz gizli "gler" kazanr.
r n e i n bilinaltndaki tortulara "younlaarak" daha nceki v a r o l u l a r n ren i r . " Dier " y o u n l a m a l a r " y a r d m y l a o l a a n s t gler k a z a n r (havada u m a k ;
g r n m e z o l m a k vb). z e r i n d e " m e d i t a s y o n yaplan" h e r ey - m e d i t a s y o n u n b y l e r d e m l e r i s a y e s i n d e - z m s e n i r , sahiplenilir. Hint anlaynda bir e y d e n vazg e m e n i n o l u m l u bir deeri vardr. ilecinin h e r h a n g i bir zevkten vazgeerek elde
ettii g, vazgetii b u zevki o k aar. insanlar, iblisler veya tanrlar v a z g e m e , riyazet (tapas) sayesinde b t n evreni tehdit edebilecek bir g c e eriebilir.
Tanrlar, ilecinin kutsal g c n d e byle bir ykselii e n g e l l e m e k iin, onu
"batan karma"y d e n e r . Bizzat Patancali b u gksel batan k a r m a abalarndan
sz eder 5 4 ve Vysa u aklamalar y a p a r : Yogin s o n farkllam vecd haline ulatnda, tanrlar o n a yaklap yle der: "Gel ve b u r a d a Gk'te elen. Bu zevkler
imrenilecek zevklerdir, bu gen kz h a y r a n olunacak k a d a r g z e l d i r , bu iksir
yall ve l m y o k e d e r " vb. O n u gksel kadnlarla, d o a s t g r m e ve iitme
d u y u s u y l a , b e d e n i n i bir "elmas b e d e n ' e d n t r m e vaadiyle k a n d r m a y a alr,
tek szckle ona tanrlk haline geii vaat e d e r l e r . " Ama tanrlk hali d e m u t l a k
zgrle o l d u k a uzaktr. Yogin, "yalnzca cahillerin arzulayacag" bu "byl
seraplar"! k e n d i n d e n uzakta tutmal ve g r e v i n d e , nihai k u r t u l u u n elde edilmesinde sebat etmelidir.
n k ileci elde etlii b y l gleri k u l l a n m a y kabul e d e r etmez, y e n i glere s a h i p o l m a olana y o k olur. Btn klasik Yoga geleneinde, yogin saysz sicici-

53
M
55

Yoga Stra, III, 18.


Yoga Sra, !I1, 51.
Vysa, Yoga Stra, 111, 51.

78

BRAHMANC.1L1K V t H N D U Z M

hi'yi elementler
asamprajnta

zerinde egemenlik

samdhi'ye

kurmak

iin deil,

en

stn zgrle,

e r i m e k iin kullanr. N i t e k i m , Patancali'nin de dedii gi-

bi (111, 37), b u g l e r a n c a k uyanklk hali iinde "kemalt"tr (sddh/ t e r i m i n i n t a m


karl b u d u r ) , a m a samdhi

hali iinde b u n l a r birer engele d n r . ' ' 6

146. N i h a i K u r t u l u Vysa, samprajnta'dan


szlerle zetler: Yogin s a m p r j n t a samdhi'nin

asamprjnta

samdhi'ye

geii u

s o n aamasnda iken kendiliinden

elde edilen a y d n l a n m a (prajn, "hikmet") yoluyla, " m u t l a k inziva" (havaiya),


p u r u a ' n n prafcrt'nin b o y u n d u r u u n d a n k u r t a r l m a s gerekletirilir.

yani

R u h u n bu

o l u halini, bilincin b t n ieriinden boaltld basit b i r vecd diye deerlendirm e k yanl o l u r . Bu t e r i m i n ifade ettii "h3" ve "bilgi," asla m u t l a k b i r b i i m d e
boaltlm bir bilince deil, bilinte hibir n e s n e b u l u n m a m a s n a g n d e r m e yapar;
n k bilin o anda varln d o r u d a n ve b t n s e l bir sezgisiyle t a m olarak dolm u t u r . Daha ge d n e m d e n bir yazarn, M d h a v a ' n m belirttii gibi, "nirocihd y
[her t r l psikolojik-zihinsel d e n e y i m i n kesin olarak d u r d u r u l m a s ] bir var olmam a deil, d a h a ok r u h u n zel b i r halinin dayana olarak d n m e k gerekir." Bu
b t n s e l b o l u k enstazdr; bu k o u l l a n d r l m a m hal artk bir d e n e y i m deil
(nk bilinle d n y a arasnda iliki k a l m a m t r ) , " v a h i y ' d i r . G r e v i n i t a m a m l a yan i d r a k (buddh) geri ekilir, p u r u a ' d a n ayrlr ve yeniden prakrti
Yogin k u r t u l u a ermitir: O b i r clvanmukta,

ile b t n l e i r .

"hayattayken k u r t u l m u kii"dir. Artk

Z a m a n ' m e g e m e n l i i n d e deil, ezeli ve e b e d i bir i m d i k i z a m a n , Boethius'un ezeli


ve ebediyi t a n m l a r k e n k u l l a n d terimle, tunc stans

iinde y a a m a k t a d r .

Yoginin d u r u m u doal o l a r a k elikilidir: n k hayattadr, a m a yine de k u r t u l m u t u r ; b i r beden i v a r d r a m a k e n d i n i de b i l m e k t e d i r , bu nedenle o p a r u a ' d r .


H e m k e n d i vdesi iinde y a a m a k t a d r , h e m l m s z l e d a h i l d i r . Samdhi,

doas

gerei, aykr, elikili bir "hal"dir; n k varl ve dnceyi h e m boaltr, h e m


d e d o y g u n l u k derecesine k a d a r d o l d u r u r . Yoga'nn vecd hali, d i n l e r ve g i z e m c i
d n c e l e r tarihinde iyi bilinen bir izgide yer alr: Ztlarm birlii izgisi. Yogin
samdhi sayesinde ztlklar aar, b o l u k ile d o l u l u u , hayat ile l m , var o l m a k
56

Oysa zor kullanarak, byyle fethedilen tanrlk hali zlemi yoginlerin ve ileclerin zihnini
srekli megul etmitir. Vysa'nn (Yoga Stra, 111, 26) gk katlannda (Brahmflloka'da) oturan baz tanrlarla, siddhi'ler aamasndaki yoginler arasnda byk bir benzerlik olduunu
sylemesi de bu zlemi glendirmitir. Nitekim Brahmloka'daki drt tanr grubunun
yaradllan gerei samprajnta samdht'mn drt snfna srayla denk den bir "tinsel
durumlan" vardr. Bu tannlar bu aamada taklp kaldklar iin nihai kurtulua eriememitir.

79

D N S E L N A N C I - A R VK D I J j U N C F . I . t k T A R H - II

ile var o l m a m a y birletirir. E n s t a : hali, gerekliin farkl hallerinin tek bir hal
iinde y e n i d e n btnletirilmesiyle - g e r e k l i i n z n e - n e s n e diye ikiye b l n m e s i n d e n n c e k i , balangtaki ikilik yokluuyla, farkllamam d o l u l u k l a - edeerlidir
Bu en s t n y e n i d e n b t n l e m e d u r u m u yalnzca ezeli belirsizlie

b i r geri

d n olarak d e e r l e n d i r i l i r s e , ok b y k bir hata yaplr. Btn yazarlarn bilinUstu Yoga hallerine verdii n e m , nihai yeniden b t n l e m e n i n , az ok d e r i n b i r
"vecd" iinde deil de, bu d o r u l t u d a gerekletiini g s t e r i y o r . Baka bir deyile,
samdhi

yoluyla balangtaki ikilik y o k l u u n u n yeniden salanmas, gerekligin

z n e - n e s n e olarak ikiye b l n m e s i n d e n nceki d u r u m a gre u y e n i u n s u r u getiriyor: Birliin ve y c e m u t l u l u u n Mg'a. "Kkene d n " v a r d r , a m a u farkla ki,
"hayattayken k u r t u l a n " kii, ilk d u r u m a zgrlk ve akn bilin boyutlaryla zenginlemi olarak k a v u u r . Benzersiz ve aykr varolu halini yerletirdikten s o n r a ezeli
tamlkla y e n i d e n b t n l e i r . Bu hal, k o z m o s u n hibir yerinde b u l u n m a y a n , ne hayat
d z e y l e r i n d e , n e " m i t o l o j i k tanrsallk" (tanrlar) dzeylerinde
m u t l a k Varlk'ta ( B r a h m a n ) var olan zgrlk

g r l e n , yalnzca

bilincidir.

Bu ideal - z g r l n bilinli olarak f e t h e d i l m e s i - ilk bakta s a m a ve k o r k u n


denecek kertede yararsz bir olguya, yani d n y a v a r d r , i n s a n v a r d r ve insann
d n y a d a k i varoluu kesintisiz bir yanlsama ve ac dizisidir o l g u s u n a Hint d n cesinin getirdii bir g e r e k e l e n d i r m e olarak g r l e b i l i r ; n k insan k u r t u l u r k e n
z g r l n tinsel b o y u t u n u k u r m a k t a ve o n u k o z m o s a ve hayata, yani h z n l b i r
k o u l l a n d r m a iindeki k r v a r o l u biimleri iine " s o k m a k t a d r . "
Bununla birlikte, m u t l a k z g r l k hayatn ve insan kiiliinin
pahasna fethedilmiti. Bylesine kkten bir red, nirvna'ya

mutlak reddi

e r i m e k iin Budha'y

g e r e k t i r i y o r d u . A m a b u ar ve dlayc z m l e r Hint dinsel d e h a s n n kaynaklarn t k e t e m e z d i . ileride greceimiz gibi, Bhagavad

Git k u r t u l u u , d n y a d a n o ka-

dar da el etek e k m e d e n salayacak bir baka y n t e m n e r m e k t e d i r ( 193-194).

80

ELETREL KAYNAKA

135. Hindistan'n Hindulatnlmas ve yerel unsurlann entegrasyonu konusunda, bkz. Eliade, Le Yoga: Immortalile

et Liberte (1954), s. 120 vd, 377 vd (kaynaka); J. Gonda, /.cs leJg;-

ons de Vlnde. c. 1 (Paris, 1962), s. 236 vd, 268 (kaynaka).


Hinduizmin tarihi ve morfolojisi zenne olduka zengin bir klliyat vardr En yararl eserleri sayalm: L Renou ve Jean Filliozat, L'lnde

Gflsscpe, c I (1947), s. 381-667; L. Renou,

L'Himtou/sme Que sais-je?" dizisi, 1951), J. Gonda, Les rtgions de l'lnde, c. I, s. 257-421; Anne-Marie Esnoul, "L'Hindousme," (Historc des Relgons iinde, H.-C Puech'in ynetiminde, c.
1, 1970, s. 996-1104); ayn yazar. L'Hindousme (antoloji, 1973).
Aynca bkz. j. E. Carpenter, Thdim in Medeval Indic (Londra, 1926; belgeleri asndan
deerlidir);,!. Gonda, Aspecs ojEarly

Vmsm (Utrech, 1954); ayn yazar, Chongc and Conmu-

ity in indan Religun (Lahey, 1964); ayn yazar, Vnuism and Sivasm:

A Cnparison (Londra,

1970); Anhr L. Herman, The Problem oj Evil and indan Thoughl (Delhi-Varanasi-Pama, 1976),
s. 146 vd; Sella Kramrisch, "The lndian Great Goddess," HR 14, 1975, s. 235-265, zellikle s.
258 vd (erdii ve tanra), 263 vd (Devi); j. C. Heestermann, "Brahmin, Riual and Renouncer,"
Wener Zeitschrijt
hdeva,

zur Kunde des Sud- und Osastat,

11, 1964, s. 1-37; V. S. Agrawala, Siva Ma-

The Great God (Benares, 1966); Madeleine Biardeau, Clefs j>our la pense

1972); Wendell Charles Beane, Myh,

Cult and Synbols

in Sakta Hinduism.

hmdoue

(Paris,

A Study oj the ndan

Mother Goddess (Leiden, 1977), zellikle s. 42 vd, 228 vd; Wendy Donger O'Flaherty, Ascelidsm and Emtiasn

in the Mythology

oj Sva (Londra, 1973).

Aynca bkz. bl. XXIV'n kaynakalar. 191-194.


Jivacltgn ve Vinuculugun farkl evrelerini XXXI. ve XXXII. blmlerde anlatacaz (c. 111).
136. "Acdan kurtulmak" izlei hakknda, bkz. Eliade, Lc Yoga, s. 27 vd.
Tutsaklk ve balardan kurtulma hakkndaki Hini simgeselligiyle Gtostik mitolojinin baz
ynleri arasndaki benzerlikler zerine, bkz, Eliade, Aspects du tj/the (1963), s. 142 vd ("Bellek
ve Unuma Mitolojisi"}.
137. Vedac dncelerin Upaniadlar'da srmesi hakknda, kr. F. Edgerto. 'The Upanishads: What Do They Seek, and Why,'' JAOS 49, 1929, s. 97-121, zellikle s. 100 vd.
Hint dinindeki sreklilik genel sorunu J. Gonda. Continuity

and Change'de

ilenmitir (bkz.

zellikle s. 38 vd, 315 vd).


Ananda K. Coomaraswamy Hint metafiziinin "geleneksel" (yani tarihsel koullardan
bamsz) niteliini birok kez gun na karmtr. Kr. Selected Papcrs,

-II (yay. haz. Roger

Lipsey. Princeton, 1977).


138. Sistemletirme ncesi dnemin Vednta's hakknda, bkz. S. N. Dasgupta ve S.
Radhakrishnan'n Hint felsefesi tarihlerinin ilgili blmleri; H. de Glasenapp, La philosophie

81

indi-

D N S E L N A N L A R VD D N C E L E R T A R H - II

fime (A.-M. Esnoul'un evirisi, 1951), s. 126 vd; William Bedler, The Vision of Sclf n Early Vcnla (Delhi, Patna, Betares, 1975), zellikle s. 104 vd, 227 vd.
Orta dnem Upaniadlar'ndaki "bedensel" ("olumlu") ve "bedensz" ("lmsz") Brahman
paradoksunu incelemi ( 82); aynca bu metafizik speklasyonun mitolojik ncllerini
hatrlatmtk ( 68). Smkhya felsefesinde de zlann birliine ynelen benzer bir eilim ve
zellikle de kozmik maddeyi (("ak l) ruhun (/urua) kurtuluuna yardm etmeye srkleyen
"erekblimsel bir igd" fark edilmektedir; kr. 140. Gerekliin btncll veya Mutlak
Varlk olarak Brahman'n ayrt edici niteliini oluturan ztlarn birliinin birok mitte, zellikle
de insanlk haline ilikin millerde de ifade edildiini ekleyelim. megi ktln tezahrleri
(iblisler, canavarlar vb) bizzat Tanr'nn bedeninden (ncelikle de dklarndan) kar; baka
bir deyile ktlk, tpk iyilik gibi, tanrsal kkenlidir; Tanrsalln aynlmaz bir parasdr. Kr.
W. D. O'Flaherty'nin alntlayp yorumlad Bralmana ve Purana mitleri; The Origms of Evil in
Hindu Mylhology (Berkeley, 1976), s. 139 vd. Bu motifin baka mitolojilerde de bulgulandru
eklemekte yarar var; eytan veya Olum, Yaratcnn balgamndan veya dksndan ya da
glgesinden doar; kr. Eliade, De Zalmoxrs d Gengis Khan. S. 87 vd (Bulgar efsanesi), 87 (Mordva efsanesi), 101 (Vogul efsanesi).
139. Smkhya metinleri ve onlarn yorumlanna ilikin kaynaka, Lc Yoga. Jmmorrale t
Lbene

adl eserimizde kaytldr, s. 361-364. Buna u almalar eklenebilir: Corrado Pensa

(ev.), Svarakrna,

Smkhya

Krk

con i! commento

Esnoul (ev.), Les strophes de Smkhya

(Smkhya

di Gaudapda
Krik),

(Torino, 1960), Anne-Mare

Gaudapda'nn yorumuyla birlikte.

Sanskrite metin ve notlanm evirisi (Paris, 1964).


Eletirel kaynaka iin, kr. Le Yoga, s. 364. Eklenecek eserler:
J. A. B. van Butenen, "Studies in Smkhya," JAOS 80, 1956, s. 153-157; 81, 1957, s. 1525, 88-107; Pulinbihari Chakravarti, Origin and Developnent
(Kalkta, 1952); Gerald James Larson, Classicai Smkhya.

of the Smkhya

An buerpretation

System

of Thought

of Us History and Me-

aning (Delhi-Varanasi-Patna, 1969). Larson'un eseri Rchard Garbe'dan S. Radhakrishnan'a kadar Smkhya felsefesi yorumlannn eletirel bir derlemesini de ierir (s. 7-76).
Upaniadlar'dak Smkhya dnceleri hakknda bkz. Eliade, Le Yoga,

s. 227 vd; E. H.

Johnston, "Some Smkhya and Yoga Conceptions of the Svetsvatara Upanishad," JRAS,
1930, s. 855-878; ayn yazar, Early Smkhya

(Londra, 1937); J. A. B. van Buitenen, "Studies in

Smkhya," zellikle s. 88 vd, 100 vd; Lirson, Oasscal

Smhhya, s. 99 vd.

Purua'nn ("Benlik") ontolojk yaps hakknda, bkz. Le Yoga, s. 27 vd; Larson, a.g.y.,

s.

181 vd.
Daha nce grdmz gibi "gnosis"in (vdy, jna)

neredeyse bytsel gc Upaniadlar-

da bkp usanmadan yceltilir (kr. c. 1, 80). Nitekim yalnzca ve yalnzca metafizik (irek,
batini) bilgi sayesinde rii'ler bilgisizlii (avidya) yok eder ve kunulua erer, yani insanlk d u n munu amay baanrlar. rfann neredeyse bysel nitelikteki bu gc bir yandan ritellerin
harekete geirdii glere ve dier yandan da ile ya da Yoga uygulamalanyla elde edilen
"mucizevi glere" benzetilebilir (kr. 76 vd). Smkhya bu belirli noktada. Veda ve Upaniad

82

B R A H H A N C I L I K VF. H N D U Z M

geleneklerinin bir uzantsdr. F. Edgerton Upanadlar'da bilginin "byset" niteliini ok yerinde bir yaklamla vurgulamtr; kr. The Bcginnings

ojlndiat

Phibsophy

(Londra, 1965), s 2 2

vd. Aynca b k 2 . Corrado Pensa, "Some Intemal and Comparative Problems n the Field of Indian Religions" (Problems

and Mcthods

oj /ie Hiiioy of Re(g/ons iinde, Leiden, 1971, s. 102-

122), s. 114 vd.


Smkhya t u n l n d e meditasyon su eserinde zmlemitir: SmJircn yog/scfer Meditation
(Viyana, 1977), s. 17-56.

140. Maddenin (prahru)

halleri ve "geliimi" hakknda, bkz. Le Yoga, s. 30 vd.

Dnyann onaya kna ilikin olarak, Smkhya ile Yoga arasndaki fark belirtmekte yarar var. Yogaya gre, d n y a r u h u n gerek yapsnn blgszlj y z n d e n olurken (kr. Yoga
Stra, II, 23-24), Smkhya yazarlan maddenin (prakrt)

geit resminin (parin{lma)

yararn d n e n " bir "erekbilmsel igd" tarafndan


(Smkhya

Kdrk,

harekete

"puu^'nn

geirildii kansndadr

31, 42 vb; kr. Lc Yoga, s. 34 vd). Smkhya felsefesinin pua/prakrti

dualiz-

rnini amaya ynelik bu abas, Upanadlar'daki, zellikle de orta d o n e m Upaniadlar'ndaki


(Kath, Svetfvatara,

Mailri),

Brahman'n "ruhsal" ve "maddesel," "mutlak" ve "greli" vb iki hali

zerine yaplan speklasyonlara benzetilebilir; kr. I 82. Aynca bkz. C. Pensa, "Some Internal
and Comparative Problems," s. 109 vd.

141. Bkz. Le Yoga, s. 42 vd, 100 ve devamnda alntlanan ve yorumlanan metinler.

142. Yoga uygulamalar, bunlarn kkeni ve tarihi hakknda, kr. Elade, Le Yoga,

s. 5 7 - 1 0 8

(zerklik

(Yoga

ve

s. 3 6 4 - 3 6 6 . Bkz. a.g.y.,

s.

kazanma

teknikleri),

109-148

(Yoga ve Brahmanclk),

Hinduizm). Pacancal ve klasik Yoga metinlen zerine, kr. a.gy..

149-167

366: Yoga zerine 1954'e kadar km eserlerin listesi. Bunlarn en nemlilerini sayalnv S. N.
Dasgupa, A Study oj Palanjal (Kalkta, 1920); ayn yazar. Yoga as Philosophy ad Religion
(Londra, 1924); ayn yazar. Yoga

Phiiosophy

m Relalior

(Kalkta, 1930); J. W Hauer. De An/dnge der Yoga-Proxts

to Other

ga al S Heriveg (Stutgart, 1932); ayn yazar. Der Yoga: Ein Indischer


1958); Alain Danielou. Yoga: The Melhod
Science

de l'homme

integral

oj ndian

Weg

zum Sellst (Stuttgart.

(Londra, 1949);Jacques Masui, Yoga.

(Paris, 1954); T. Brosse, Efudcs cxperimeniales

du Yoga (giriinde J. Filliozat'nn bir incelemesi de yer almaktadr; 'La nature

dans s a tradition,"

ThougU

0 a c q u e s Masui ynetiminde yaynlanm metinler ve incelemeler,

Paris, 1953); P. Masson-Oursel, Lc Yoga


techniques

oj Remtegration

Systems

(Stutlgart, 1922); ayn yazar, Der Yo-

Paris, 1963); Jean Varenne, Le Yoga et la tradition

hinduue

des
du yoga

(Paris. 1973).

Yoga Stru'lar, Vysa ve VcaspatimiSra'nn yorumlaryla birlikte. J. H. W o o d s tarafndan


evrilmitir: The Yoga-Systcm

ofPatanjali

(Cambridge, Mass., 1914). Jean Varenne Hm! Upants-

h<Js du yoga'y [Sekiz Yoga Upaniad'] evirmitir (Paris, 1971); Yoga-darsana Upaniad evirisi Le Yoga et la tradition

hindoue

kitab iinde yaymlanmtr (s. 232-255).

Yoga Stra'lar, drt b l m veya kitaptan (pda)


kitap. "Yoga enstaz zerine"dir (samdhijida:

oluur. Ellibir zdeyi (stra) ieren birinci

Samdhi

83

kitab):

ellibe zdeyi ieren ikincisine

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

sdkanapda

("idrak kitab") denir; ellbe slra'lk n c b l m "harika gleri" (vWi) iler.

D r d n c ve en son b o l u m olan havalyapda

(kaivalya:

tecrit) ise, yalnzca o t u z d r t s t r a ' d a n

oluur ve b y k olaslkla daha ge d n e m e ait bir ektir.


Patancali'nin tarihi ne olursa olsun (M II. yzyl veya MS III. hatla V. yzyl) Yoga
Stra'lann yazarnn sergiledii ile ve meditasyon tekniklen hi k u k u s u z hatn saylr eskiliktedir; bunlar ne o n u n , n e de ann keifleridir; o n d a n yzyllar nce snanm tekniklerdir.
Zaten Yoga Stra'larn zgn metni de yeni "felsefi durumlar"a uyarlanmak amacyla birok
kez elden geirilmi olabilir. ok sayda yazar bu temel metin zerinde fikir y r t m ve o n u
yorumlamtr. Bildiimiz ilk eser Vysa'nn Yoga Bhya'sdr (VI.-VII. yzyllar), Vcaspatmisra
Tatvavaisrad

adl eserinde bu yoruma aynca notlar dmtr. Bu iki metin Yoga Stra'lann

anlalmasna yaplm en nemli katklar arasnda yer alr. Kr. Eliade, Patanjali

et Ic Yoga (Paris,

1962), s. 10 vd.

143. Yoga teknikleri zerine, bkz. Le Yoga, s. 57, 108; Patanjali


renne, Le Yoga et la tradion

hindoue,

et !e Yoga.

s. 53-101; J. Va-

s. 114-150.

"Frenlemeler" (yama) ile bedensel ve psiik "disiplinler" (Ntyama) hakknda, bkz. Eliade, Le
Yoga, s. 5 8 vd; Varenne, a.g.y.,

s. 121 vd; Corrado Pensa, "On the Purifcaton C o n c e p t in In-

dian Tradition with Special Regard so Yoga" (East and West, zel say, 19, 1969. s. 1 - 3 5 ) ,
zellikle s. 11 vd.
Yoga durular (asana) ve soluma disiplini (prnyma)
374; Patanjali

zerine, bkz. Le Yoga,

s. 6 2 - 7 5 ,

et le Yoga, s. 5-7, 70; Varenne, a.g.y., s. 126-133.

Yoga "younlamas" (dhrana) ve "meditasyon" (dhyna)


3 7 4 - 3 7 5 ; Varenne, a.g.y.,
Veri. der. sterr.

Akad.

zerine, kr. Le Yoga,

s. 141 vd; Gerhard O b e r h a m m e r , "Strufcturrn yogiseher

s. 7 5 - 8 2 ,
Medtaiion,"

d. VVss., Pfl.-fust. Klasse. 322 (Viyana, 1977), s. 71 vd, 135 vd.

144. Klasik Yogada Isvara'nn rol zerine, kr. Dasgupta, Yoga as Philosophy

and Religion,

8 5 vd; Eliade, Le Yoga, s. 8 3 vd. Rig Veda, Sma Veda ve Yajur Veda'da b u l u n m a y a n Uvara'dan
Atharva Veda'da alt kez soz edilir. Ama lvara, asl en eski Upaniadlar'da ve Bhagavad
kurtulu peindeki herkesin amac olarak ortaya kar; kr. J. Gonda, Change
indian

Religion

gavad

Gtfl'da), 158 vd (felsefede ve klasik Yogada Svara).

Citd'da

and Continuty

(Lahey, 1965), s. 139 vd (Atharva Veda'da Isvara), 144 vd (Upaniadlar ve Bha-

145. S/ddht'ler veya "mucizevi gler" h a k k n d a , bkz. S. Lidquist, Die Methoden


(Lund, 1932), s. 169-182; ayn yazar, Siddhi

uuMMnn: Eine Studie t e r die klassisehen

des Yoga
Wunder

des Yoga (Uppsala, 1935); J. W . Hauer, Der Yoga, s. 326 vd; Le Yoga, s. 94 vd, 375 (kaynaka);
A. Janek, "The Methodical Principle n Yoga According to Patanjali's Yogasutra," ArOr

19,

1951, s. 5 1 4 - 5 6 7 , zellikle s. 551 vd; C. Pensa, "On the Purification Concept in indian
Tradition," s. 6 vd, 1 6 v d .
Samaddh

hakknda, kr. Le Yoga, s. 100 vd; Hauer, Der Yoga, s. 336 vd; Varenne, Le Yoga,

s. 169 vd; ObeThammer, Strufcturenyogsder Medlation.

84

s. 135 vd.

B R A H M A N C 1 U K VE H N D U Z M

Patancali'nin betimledii ekliyle, "sekiz uzuvlu" Yoga dnda (yani "frenlemeler"den


samdhi'ys

kadar altrmalar ve m e d u s y o n l a r dizisi), Hint geleneinde bir de "alt uzuvlu

Yoga" vardr (adanga-yoga).

Bu dizide, ilk "uzuv" {yanvt,

niyama,

cali geleneinde bilinmeyen yeni bir "uzuv" ortaya kar: Tarka

sana)

eksiktir, ama Patan-

(tam karl, "mantk y r u t -

me'dir, ama burada "en stn bilgi" anlamnda kullanlmaktadr). Bkz. A. Zigmund-Cerbu,
"The adangayoga," HR 3, 1963, s. 128-134; C. Pensa, "Osservazzioni e riferinenti per le studio dello adanga-yoga,"

(Istituto

Orientak

d Napoli, Anneli 19, 1969, s. 521-528). "Alt uzuvlu"

b u yoga sistemi ge d n e m Budizmi ve Tantraelkta nemli bir rol oynamtr; kr. c. III. Bkz.
Gnter Grnbold, adanga
ra-Tantra),

122 vd (adanga

Yoga (Al Konumas, Mnih, 1969), zellikle s. 118 vd (KalcakYoga'y retmi unlu hocalarn listesi).

146. Nihai kurtulu ve dvan-mufeta'lk ("yaarken kurtulmu") hali k o n u s u n d a bkz. Le Yoga,


s. 100 vd; kr. Roger Godel, Essaisur

l'exprience

lbiratnce

(Paris, 1951); Varenne, Le Yoga,

s.

162-163. "Tanmlan gerei "iyilik ve k t l n tesine gemi" b u insanst kiiler d n y a


deerlerini dikkate almak zorunda deildir: Onlara her ey mubahtr ve samdhi'yi

gerekletir-

diini iddia e d e n (ya da b u n a itenlikle inanan) ok sayda yoginin yeryznde "kendi cennetlerinde gibi yaamak" iin bu d u r u m d a n yararland anlalmaktadr. Davranlar artk n e d e n sonu

ilikilerinin dna kt iin, metafizik adan

Davranlan nedensellie bal deildir; n k clvan-muitta

bunu

yapmaya

baklan

vardr.

tanm gerei her trl arzudan k u r -

tulmutur ( n k t m vsarcalar yok edilmitir); davranlan herhangi bir sonuca d a yol


amaz; n k k u r t u l m u ruh artk hamum'n etkisinde deildir. O zaman bylesi bir d u r u m d a
h e r trl davran serbest olur ve bu nedenle cfvan-mufcta'nn mutlak yalnzlk halinde o l d u u
sylenir" (Varenne, s. 162).

XVIII. BLM

BUDHA VE ADALARI

147. Prens Siddhrta Budizm, kurucusunun kendini ne tanrnn bir peygamberi,


ne de onun temsilcisi ilan ettii, stelik Tann-Yuce Varlk dncesini bile reddeden tek dindir. Ama o kendisinin "Uyanm" (budha) olduunu syler ve bu noktadan hareketle ruhani rehber ve stat olduunu ileri srer. Onun teblii insanlarn
kurtuluunu amalar. Bu soteriyolojik ary bir "din" haline getiren ve tarihsel
Siddhrta kiiliini olduka erken bir dnemde tanrsal bir Varla dntren de,
o n u n bu "kurtarclk" n d r . Budist din limlerinin teolojik speklasyonlarna ve
masalslatrma abalarna, Budha'y mitsel bir kiilik veya bir gne simgesi olarak gren Avrupa kaynakl kimi yorumlara karn, bu kiiliin tarihselligini inkr
etmek iin bir neden yoktur.
Aratrmaclarn ou gelecein Bdha'smn byk olaslkla M 558'in nisanmays aylarnda (veya bir dier rivayete gre M 567'de), Kapilavastu'da doduunu kabul etmektedir. Kk bir kral olan Suddhodana ile onun ilk ei My'nn
oluydu; onalt yanda evlendi, yirmidokuz yanda saraydan ayrld, "yce ve tam
Uyan"a M 523'n nisan veya maysnda (veya M 532) eriti ve hayatnn geri
kalannda arsn yaydktan sonra, M 478'in (veya M 487) kasm aynda, 80
yanda son nefesini verdi. Ama bu birka tarih ve ileride anlatacamz baz olaylar, Budha'nm -kendisine inananlarn anlad ekliyle- yaamyksnn tamam
deildir asla; n k gerek kimlii -"Uyanm Kii"- bir kez kamuya aklandktan
ve mritleri

tarafndan kabul edildikten

sonra,

hayat d n m ve

byk

kurtarclara zg mitolojik boyutlar edinmiti. Geri bu "micolojiletirme" sreci


zamanla byd, ama daha stat hayattayken de ilemeye balamt. Ama bu
masals yaamykusnu

dikkate almak gerekir; nk gerek Budist teoloji ve mitolojide,

gerekse

ve plastik

so/uluk edebiyat

sanatlarda

as! yaratclk

ondan kaynaklanmtr.

Bu nedenle gelecein Budha'snn, Iradhisaftva'nn (''Uyanm varlk") henz


t u r t a l a r gnde bir tanryken, ana-babasn kendisinin setii sylendi. Gnahsz
bir hamile kal sz konusuydu, bodlisattva anasnn sag brne bir fil veya alt
aylk bir bebek biiminde girmiti. (Eski versiyonlarda yalnzca annenin grd
dten ve bu dte bedenine giren filden sz edilir.) Hamilelik sreci de gnah-

86

B U D H A VE A D A L A R I

szd; nk bodhisatlva

ana rahminde deil, deerli talardan yaplma bir sandk-

tayd. Doum bir bahede gerekleti; anne bir aaca tutundu ve ocuk onun sa
brnden kt.
Bodhisattva doar domaz kuzeye d o n u p yedi adm att ve bir aslan gibi "kkreyip" haykrd: "Ben d n y a n n en ycesiyim, dnyann en iyisiyim, dnyann en yalsym; bu benim son douum; artk benim iin yeni varolu olmayacak." 1 Demek
ki bu d o u m miti, gelecein Budha'snn doar domaz kozmostan akn olduunu
("dnyann doruu"na ulamtr) ve zamanla mekan hkmsz kldn (nk
"dnyann en yals" ve "ilk dogan"dr) bildirmektedir. Birok mucize bu olay
mjdeler. Bodhisattva

bir Brahman tapnana gtrlnce, tanrlarn tasvirleri

"yerlerinden kalkm, BocJhsattva'nm ayaklarna kapanm" ve "(onun onuruna) bir


ilahi sylemilerdi." 2 Babas ocua Siddharta ("Ulalm Ama") adn koyar.
Khinler bedenini inceleyince, "Ulu Adam"n (mahpuntc) 32 asal ve 80 ikincil
iaretini tanyp, onun bir Evrensel Hkmdar (cakravartin) veya bir Budha olacan aklarlar. Yal bir rii olan Asita, Himalayalar'm doruklarndan Kapilavastu'ya kadar uarak yeni doan bebei grmek ister; onu kucana alr ve onun Budha
olacan anlaynca alamaya balar; nk kendisinin, Asita'nn m r n n onun
peinden gitmeye yetmeyeceini bilmekledir.
Doumdan yedi gn sonra Mya lr ve tuita

gnde tanr olarak yeniden

doar. Yedi yl boyunca ocuu teyzesi bytr. Daha sonra her Hintli prensin
ald trden bir eitimden geer ve gerek ilimlerde, gerekse beden eitiminde kendini gsterir. Onalt yandayken komu lkelerden iki prenses, Gop ve Y?sodhar
ile evlenir. O n yl sonra Yatodhar ona bir oul verir: Rhula. Budist ile geleneinin hi holanmad bu ayrntlar muhtemelen gerektir. Zaten Rhula'n
d o u m u n d a n ksa bir sre sonra, Siddhrta saraydan kaar ve bylelikle ancak bir
oul veya torun sahibi olduktan sonra dnyadan el elek ekmeye izin veren Hint
tresine de uyar.
Bu Byk Ayrl evresinde, eksiksiz bir senaryo kurgulanmtr. En eski metinlere gre, Budha, mritlerine yallk, hastalk ve lm zerinde duie dne
yaam sevincini yitirdiini ve insanl bu ktlkten kurtarmaya karar verdiini aklamtr. Efsanede olay daha da dramatik bir biimde sunulur. Khinlerin
uyard Suddhodana, gen prensi saraynda ve koruluunda tecrit etmeyi baarr.

Majjhma

Nikya.

myseres,

s. 149 vd.

* Laha

Viitara,

III. s. 123. Yedi adn smgescllg hakknda, kr. Eliade. Mvt'es, r^ves e t

s. 118 vd; A. Foucher, l& ve du Bouddha,

87

s. 55 vd.

D I N S E . N A N L A R V E T H J U N C I - I K R T A R H - II

Ama tanrlar babann plann boa karr ve korulua kan Siddhrta ilk gn bir
asaya yaslanan k m bir ihtiyarla, ertesi gun "zayflam, morarm, ateler iinde yanan bir h a s t a y l a , nc gn ise mezarla gtrlen bir oluyle karlar.
Arabacs ona hastalktan, yallktan ve lmden kimsenin kaamayacan aklar.
Sonunda, baheye son knda prens dilenen, sakin ve dingin bir ermi grr ve
insanlk halinin sefaletlerine dinin derman olabileceini kantlayan bu grnt onu
teselli eder.

148. Byk Ayrl Tanrlar, dnyadan vazgeme kararn glendirmek iin,


gecenin ortasnda Siddhna'y uyandnp, uyuyan elerinin plak ve tatsz bedenlerini seyretmesini salarlar. O zaman seyisi andaka'y arr, atna biner ve
tanrlarn uyuttuu kentin gneydou kapsndan kar. Kapilavastu'dan on fersah
kadar uzaklanca durur, klcyla salarn keser, giysilerini deitirip avc klna
girer ve andaka'y atyla birlikte saraya geri gnderir. Durduunda, oraya kadar
kendisine elik eden tanrlar grubunu da bandan savmtr. Artk Budha'nn efsanevi yaamoyksnde tanrlar hibir rol oynamayacak, amacna hibir doast
yardm almadan kendi olanaklaryla ulaacaktr.
Gotama adn (ailesinin Skya kabilesi iindeki ad) alp gezgin bir ileci olur ve
VaiSli'ye (Pali dilinde: Vesit) ynelir. Orada Brahmanc bir stat olan rda Klma bir tr klasik ag ncesi Smkhya retmektedir. Bu retiyi ok abuk beller,
fakat o n u yetersiz bulduu iin, rda'y terk edip Magadha'nn bakenti Rcagrha'ya gider. Gen ileciden ok etkilenen kral Bimbisra, ona krallnn yarsn teklif
eder, ama Gotama bu batan karc neriyi reddeder ve bir dier stadn, Udraka'nm rencisi olur. Udraka'nn rettii yoga tekniklerinde de ayn kolaylkla ustalar, ama tatmin olmayarak onu da terk eder ve peinde be mridiyle Gay'ya
ynelir. Felsefe ve yoga konularndaki rakl bir yl srmtr.
Gay yaknnda, sakin bir inziva yeri bulup yerleir ve alt yl boyunca nefsine
en ar eziyetleri ektirir. Gnde bir dar tanesiyle beslenmeyi baanr, ama daha
sonra mutlak bir oruca girmeye karar verir; hareketsiz, neredeyse iskelete dnm
bedeniyle sonunda toza topraa karacak hale gelir. Bu amansz ilelerin ardndan
Sakyamuni ("Sakya'larm ilecisi") unvann alr. Nefs eziyetinin en u snrna ulatnda ve iinde yaam gcnn yalnzca binde biri kaldnda, ilenin bir kurtulu
arac olamayacan anlar ve orucuna son verme kararn alr. Hindistan'n her yerinde tapas'm

sahip olduu byk saygnlk dnlrse, getii deneyim yararsz

saylamazd. Gelecein Budha's felsefeye (Smkhya) ve Yogaya hkim olduunu

88

B U D H A VE ADALARI

aklayabilirdi; dnyay terk etmeden nce de prenslik hayatnn tuln zevklerini


tatmt, insan deneyimlerinin sonsuz eitliliini oluturan - k l t r n , akn ve
gcn byk mutluluklar ve hayal krklklarndan, gezgin bir dindarn yoksulluuna, yoginin vecdine ve murakabesine,' ilecinin inziva ve riyazetine kadarhibir ey ona yabanc deildi artk.
Gotama dindar bir kadnn kendisine sunduu pirin tapasn kabul edince, buna
canlan ok sklan be mridi o n u terk edip, Benares'e [Varanasj gittiler. Bedeni bu
gdayla mucizevi bir biimde kendini onaran Sakyamuni bir ormana yneldi, bir
incir aacn (cfSvattha; Fcus rehgiosa)

seti ve onun dibine oturdu; "uyan" elde et-

meden oradan kalkmamaya karar vermiti. Ama Sakyamuni, meditasyona dalmadan


nce, Mra'nn, " l m ' n saldrsna urad; nk bu byk tanr, onun, doumlarn, lmlerin ve yeniden doumlarn ezeli ve ebedi dngsn durdurarak ok
yaklat selameti, kendi kralln sona erdireceini anlamt. Korkun bir iblisler, hayaletler ve canavarlar ordusu saldrya geti, ama Sakyamuni'nin nceki
sevaplar ve "dost canls mizac" (maitri)

evresinde bir koruma alan oluturdu ve

bu saldr karsnda hi sarslmad.


O zaman Mra, bir zamanlar yapt gnll bir fedakrlk sayesinde kazand
sevaplar nedeniyle, aacn altndaki yerin kendisine ait olduunu iddia etti. Sakyamuni de daha nceki varolularnda sevaplar biriktirmiti,

ama hibir tan

olmad iin, "btn varlklarn tarafsz anas "m yardmna ard ve Budist ikonografide klasiklemi bir hareketle sag eliyle topraa dokundu. O zaman Toprak
y a n beline kadar kendini gsterdi ve Sakyamuni'nin szlerine kefil oldu. Ama
Mra, yani lm ayn zamanda Kma, yani Eros'tur -nihayetinde Hayat R u h u ' d u r ve bodhisattva'nm

dnyaya sunmaya hazrland selamet ayn zamanda

hayati

da

tehdit etmektedir. O zaman saysz kadn, ilecinin evresini sard ve plak bedenleriyle, eitli cilvelerle onu batan karmaya altlar, ama bu aba bounayd.
Yenilen Mra g n batnmdan nce geri ekildi. 3
149. "Uyan". Yasann Vaaz Edilmesi Mra'nn saldrsna ve yoldan karma
abasna ilikin bu mitoloji, Sakyamuni'nin mutlak ahlaki safln ilan etmektedir.
O zaman b t n tinsel glerini merkezi soruna yogunlanrabilir: Acdan kurtulu.
Birinci geceki uykusuz seyrinde meditasyonun drt aamasn dolar ve "tanrsal
Dikkati belli bir noktaya toplama -yn.
3

Bununla birlikte Mra geri dnlmez bir lanete uramamtr ve uzak bir gelecekte o da
Bdha'nn inanlarn kabul edip kurtulacaktr.

89

D I N S E 1 . N A N L A R vr.llUSCNCEl.ER T A R H - II

gz" ( 158) sayesinde dnyalarn b t n n ve onlarn sonsuz geleceini, yani


harman'n

ynettii k o r k u n d o u m l a r , lmler ve yeniden bedenlenmeler |reen-

k a m a s y o n l d n g s n kavrar. kinci geceki uykusuz seyrinde, daha nceki saysz


v a r o lu u n u gzden geirir ve birka ksack an iinde tekilerin sonsuz varolularn grr. nc geceki seyir bodhi'yi, Uyan' o l u t u r u r ; nk d o u m l a r
ve yeniden d o u m l a r n cehennemi d n g s n e olanak veren yasay,

"karlkl

bamllk iindeki oniki retim" yasas ad verilen yasay ( 157) anlar ve ayn zam a n d a b u "retimler"i d u r d u r m a k iin gerekli koullar kefeder. Artk drt Soylu
Geree sahiptir: G n doarken, o artk Budha, " U y a n m t r .
Budha, "Uyan a l a n f d a yedi hafta kalr. Rivayetlerin naklettii mucizevi olaylar iinde, Mra'nm son yoldan karma giriimini aklda tutalm: Kutlu Kii'nin
{Budhal, kefettii selamet retisini tebli e t m e d e n , h e m e n paini

vna'ya

girmesi-

ni nerir. Ama Budha, ancak eitimli ve iyi r g t l e n m i bir cemaat oluturduktan


sonra oraya gireceini syler. Bununla birlikte Budha ksa bir sure sonra, bylesine
g bir retiyi yaymaya gerekten deip demeyeceini kendine sorar. Kararnda
srar etmesini salayan, Brahma'nn mdahalesi ve zellikle de kurtarlabilecek belli
sayda insan b u l u n d u u k o n u s u n d a k i kesin kandr. Benares'e ynelir ve "tanrsal
gz"yle kendisini terk etmi be mridini fark eder. Onlar b u g n k Sarnth'n
y e r i n d e olan bir m a n a s u r d a b u l u r ve kendisinin Budha o l d u u n u aklar. Ac, acn n kkeni, acnn d u r d u r u l m a s ve acnn kesilmesine giden yol hakkndaki drt
Soylu Gerei onlara anlatr ( 156).
Bu ilk aklama, "Yasa \dharma)

arknn d n d r l m e s i sylevi"dir. Be m r i t

o n u n dinini kabul e d e r ve "aziz" ( a r h a t ) olur. Ksa bir sre sonra Benaresli b i r


sarrafn olu da yeni d i n e geer ve o n u ailenin dier yeleri izler. Cemaatin (samgkd) m e v c u d u hzla 6 0 keie ykselir ve Budha onlar lkenin eitli yerlerinde tek
balarna vaazlar vermeye gnderir. Kendisi ise Uruvilv'ya ynelir ve orada bir dizi mucize sayesinde zellikle t a n n Agni'ye tapan brahmanlara, Kasyapa biradere
retisini kabul ettirmeyi baarr. Daha sonra Budha, Kasyapa'nn 1000 m r i d i n e
seslenir: Onlara b t n evrenin t u t k u ateleriyle t u t u t u u n u gsterir; onlar da retiyi kabul edip, hepsi arhat

olur.

O andan itibaren yeni dini kabul edenlerin says oalr. Rcagrha'da, Magadha'nn gen kral Bimbisara, Budha'ya ve cemaatine bir manastr balar. Yine
Rcagrha'da Budha nde gelen iki d i n adamna, Sriputra ile Maudgalyana'ya ve
ileci Mahksyapa'ya retisini kabul ettirir. H e r de Budizmin tarihinde hatr
saylr bir rol oynayacaktr. Bir sre sonra Kutlu Kii babasnn arsna boyun

90

6 U 0 H A VE ADALARI

eger ve byk bir kei topluluuyla birlikte Kapilavastu'ya gider. Bu ziyaret,


birok dramatik olaya ve masals mucizelere sahne olur. Budha babasna ve birok
akrabasna yeni retiyi kabul ettirmeyi baarr. Bu akrabalarn iinde kuzenleri,
ruhbandan olmayan ba mridi Ananda ve yaknda ona rakip olacak Devadatta da
vardr.
Budha Kapilavastu'da fazla zaman yitirmez. Rcagrha'ya dner, SrvastI ve
Vaisl'yi ziyaret eder ve eitli grkemli intisaplar birbirini izler. Babasnn ar
hasta olduunu renince, yeniden onun yanma gider ve onu azizlik mertebesine
ykseltir. Dul kalan kralie, vey olundan kendisini de cemaatine kabul etmesini
ister. Budha bunu reddeder, ama kralie hepsi rahibe olmak isteyen prenseslerden
oluan bir maiyetle o n u Vaisli'ye kadar yaya olarak izler. Ananda da kralieyi savunur ve sonunda Budha rahibelere keilerden daha kat kurallar koyduktan sonra
onu kabul eder. Ama bu istenmeden alnm bir karardr ve aslnda 1000 yl
srecek Yasann, kadnlar kabul edildii iin yalnzca 500 yl ayakta kalacam
aklar.
Baz mritlerinin

gerekletirdii

mucizelerin

ardndan, Budha

"mucizevi

gler'in sergilenmesine kar kar ( 159). Bununla birlikte rakipleri olan "alt
stad"a kar mcadelesinde en byk mucizelerden birini bizzat gerekletirmek
zorunda kalr: Kimi zaman yerden devasa bir mango aac karr, kimi zaman
gkkuann stnde doudan batya gezinir veya kendi imgesini havada sonsuza
dek oaltr ya da Indra'nn gnde annesine t vermek ii ay kalr. Ama bu
masals anlatlar ilk rivayetlerin iinde yer almaz; o nedenle "mucizevi gier'in
(si<Mti'ler) yasaklanmas ve insanlar dine ikna etme yntemi olarak "hikmete"
(prajn)

verilen nem, muhtemelen Budha'nn zgn retisinin paralardr. 4

Tahmin edilebilecei gibi, Budha'nn baarlarn kskanan rakip statlar, iren


iftiralarla onu gzden drmeye urar, ama bu abalan bounadr. Keiler
arasndaki sradan kavgalar ise daha tehlikelidir; Uyan'tan dokuz yl

sonra

manastr kurallannn bir ayrnts hakknda Kausmbfde patlak veren kavga bunlara m e k gsterilebilir (heladaki taharetlenme ibriini kullandktan sonra yeniden
doldurmak gerekip gerekmedii sz konusudur). stat hasmlar yattrmaya
alr, ama kendisinden bu tr ilerle uramamas rica edilir ve o da Kausmb'-

Yine de yaamoykusu yazarlar srekli Budha'nn havadaki yolculuklarndan s2 eder.

91

0 1 N E L I N A N U R V E D U S U N C F L E R T A R H - II

den ayrlr. 5 ok fkelenen ve ruhbandan olmayan mritler de Kutlu Kii'nin


ayrlmasna yol aan keilere balar keser ve inat kavgaclar teslim olmak zorunda kalr.

150. Devadatta'nn M e z h e p Ayrl. Budizme Son Geiler. Budha Parinirvna'ya Giriyor Kaynaklar Budha'nm kariyerinin orta dnemi hakknda ok belirsiz bilgiler veriyor. Yamur mevsiminde Budha kemlere yakm viha'larda

(ma-

nastr) vaaz vermeyi srdryordu. Yln geri kalannda, yannda en yakn mritleriyle yi Yasay vaaz ederek lkeyi dolayordu. Yaklak olarak M 509'da, y i r m i
yandaki olu Rhula son kei oldu. Bununla birlikte yaamyklerinde baz
grkemli Budizme gei ykleri anlatlr; rnein bilmece sorucu Yaka diye biri,
m e h u r bir haydut veya Bengall zengin bir tccar Budist olmutu; demek ki
Ustad'n n vaaz verdii yrenin snrlarn ok amtr.
Budha 72 yana gelince (M 486), kskan kuzeni Devadatta, cemaatin ynetimini kendisine brakmasn istedi. Bu istei reddedilince Devadatta nce kiralk
katiller tutarak, sonra da bir kayann veya tehlikeli bir filin ayaklarnn altnda ezdirerek o n u ldrmeye alt. Devadatta bir grup keile birlikte daha radikal bir
ile vaaz ederek din iinde ayrla yol amt - a m a Sriputra ve Maudgalyana
yoldan kanlar geri dndrmeyi baard ve birok kaynan belirttiine gre, Devadatta, cehennem tarafndan canl canl yutuldu. Kutlu Kii'nin son yllar korkun
olaylar, bu arada da kabilesi Skyalarn urad ykm ve Sriputra ile Maudgalyana'nn lmleriyle karard.
Yaklak olarak M 478'in yamur mevsiminde Budha, yannda Ananda ile birlikte "Bambular Ky "ne (Venugrma) yerleti ve orada ok ar bir dizanteriye
yakaland. Krizi atlatt; Ananda, "Kutlu Kii'nin Cemaat konusunda talimatlarn
brakmadan son nefesini vermeyeceinden" tr ok sevindi. Ama Budha, kendisinin btn Yasay rettiini, baz statlarn yapt gibi hibir gerei gizli
tutmadn syleyerek yantlad onu; o artk "bunak bir ihtiyar" olmu, hayatn sonuna gelmiti ve bundan byle mritleri yardm iin Yasaya bavurmak zorundayd.

Bununla birlikte baz kaynaklarda* bu anlatlma anlaml bir blm eklenir:


VaSl'ye dnen Budha, kutsal Cipala ormannda dinlenir ve nanda'nn nnde
5

Bu anlaml bir olaydr; manastr tresinin, kart ynde birok rnek b u l u n m a k l a birlikte,
mutlaka Budha tarafndan dzenlenmediim gstermektedir;
dassique,

II, s. 485.

92

kr$. J. Filliozat, L'lnde

B U D H A VE A D A L A R I

kez bu yerin holuunu ve "Hindistan ktas "nn eitlilik iindeki gzelligini ver;
kendisine rica edilirse Budha'nn varlnn "kozmik bir dnem boyunca veya kozmik bir dnemin geri kalan boyunca srp gidebileceini" ekler. Ama Ananda her
seferinde sessizliini korur ve stat ondan uzaklamasn ister. O zaman Mra
yanna yaklar ve satngha

(cemaat) salam bir ekilde oluunca parinirvna'ya

gir-

me szn hatrlatr. Kutlu Kii, "Kayglanma ey Kt, artk beklemene gerek kalmad" diye yant verir. Geri kalan m r n d e n vazgeer ve o anda yer sarslr. Ananda stadna bu beklenmedik olayn nedenini sorar ve neler olup bittiini renince
kozmik dnemin sonuna kadar hayatta kalmas iin yalvarr. Ama Budha, Mra'ya
verdii szden vazgeemez. "Bu senin hatan Ananda... Eger sen yazgs nceden belli olana b u n u rica etseydin ey Ananda, o birinci ve ikinci talebini reddedecek, ama
nc seferinde isteini yerine getirecekti. Demek ki bunlar senin hatan, ey Ananda.'"
O zaman mridinden VaiSi'de bulunan keileri toplamasn ister ve ikisi birden Pp'ya gider. Orada demirci Cunda onlan akam yemeine davet eder; sofrada
bir "domuz yahnisi," domuz etinden veya domuzlarn ok dkn olduu bir tr
mantardan yaplan bir yemek vardr. Bu yemek kanl dizanteriye yol aar; Budha'nn h e n z ve glkle iyiletii hastalk anlalan nksetmitir. Yine de Malla'larm
bakenti olan Kusinagara'ya doru yola kar. Zahmetli bir yryn ardndan bitkin den Budha bir korulukta, iki aacn arasnda yzn batya, ban kuzeye verip sa tarafna uzanr, sol bacan sag bacann zerine uzatr. Ananda hkrklara boulur, ama lmek zere olan o n u teselli eder: "Yeter Ananda; kendine eziyet etmeyi ve szlanmay kes... Domu olann lmeyeceini mi sanyorsun? Kesinlikle olanaksz bir ey bu." 0 Daha sonra herkesin nnde Ananda'nm balln
ver ve ona azizlik mertebesine kaca gvencesi verir.
Ananda'nm haber sald Malla'lar, byk bir kalabalk halinde Kutlu Kiinin
evresinde toplanmtr. Budha bir din adam olan, Subhadra'y kendi inancna ikna

Divy

Avadna,

s. 2 0 0 vd. (E. Bumouf tarafndan evrilmitir, Introduction.

Windisch'in inceledii dier metinler, Mraund

Buddha,

s. 74 vd) ve

s. 33 vd. Aynca kr. Foucher, s. 3 0 3

vd.
7

Mahparinibbna

Sutta, 111,40; ev. Foucher, s. 303. nanda'nn lmcl dalgnl b o l m

k u k u s u z Budha'nn l m n aklamak iin uydurulmutu; n k Budha nasl d o u m u n u n koullarn belirlemise, varoluunu da sonsuza dek uzatabilirdi. Bunu yapmamas k e n di hatas deildi. Yine de ne efsane, ne de Budist cemaat nanda'y lekeledi; bu d u r u m , din
savunmas amacyla araya katlm bir b l m n sz konusu o l d u u n u kantlyor.
8

Mahparinibbna

Sutta, V, 14.

93

D I N S E 1 . I N A N O - A R V E D U U N O l U l k T A R H - II

ettikten sonra, mminlerini artarak, onlara Yasa ve Disiplin hakknda hlfi bir
kukular kalp kalmadn sorar. Hepsi sessiz kalr. O zaman Budha son szlerini
syler: "Size sesleniyorum ey dilenci keiler: Yok olmak eylerin yasasdr; sakn
abalarnz gevetmeyin!" Nihayet nc ve sonuncu uykusuz gecede meditasyon u n drt aamasn da kaeder ve son nefesini verir. Krttika dolunay gecesidir; tarih, MO 478'in (veya bir baka rivayete gre 487'nin) kasm aydr.
Sanki b u kadar insani bir lm dengelemek ister gibi, Budha'nn cenaze treni
birok efsaneye yol amtr. Malla'lar ok sayda kumaa sarlm ve bir zeytinya
teknesinin iine k o n m u ly, yedi gn boyunca mzik ve danslarla onurlandrr;
nk ona yaplan cenaze treni, bir cakravatin

olan kral iin dzenlenen cenaze

treniyle ayndr. Kokulu dallardan yaplm odun ynnn zerinde yaklmadan


nce, ceset Kusinagara'da dolatrlacaktr. Ama o d u n yn, stadyla ayn yolu sekiz gnlk bir mesafeyle takip eden mrit Mahksyapa'mn geliinden nce tututurulamaz. Mahksyapa cemaatin birinci nderi olduu iin, en azndan Kutlu Kii
yaklrken orada bulunmas gerekmektedir. Nitekim efsaneye gre, byk mridinin alnn s r p tapnabilmesi iin Budha'nn ayaklan tabuttan dar kar. O zaman o d u n yn kendiliinden alev alr. Kutlu Kii kendi blgelerinde ld iin,
kemiklerini Malla'lar alr. Bununla birlikte komu halklar da spa'lar dikmek iin
kendi paylarn ister. Malla'lar b u n u nce reddeder, ama onlara kar bir koalisyon
oluturulaca tehdidi zerine kemiklerin sekize blnmesini kabul ederler. Kutsal
emanetler, kllerin konduu kavanoz ve kmrlemi odunlar zerine stpa'lar dikilir.

151. Dinsel Ortam: Gezgin ileciler M VI. yzyln bana doru, Hindistan'n Ganj evresi ok zengin bir dinsel ve felsefi etkinlik dnemi yaad; bu
d n e m hakl olarak ayn ada Yunanistan'da grlen tinsel geliimle karlatrimtr. Brahmanc gelenekleri izleyen din adamlarnn ve gizemcilerin yan sra,
saysz Sramana

("aba harcayanlar," Pali dilinde samana)

grubu, ilerinde yoginle-

re, byclere, diyalektikilere ("sofistler"), hatta Crvka'lann ve Lokyata'larn


habercisi materyalistlere ve nihilistlere rastlanan gezgin ileciler (parivrcaka)
vard. Baz gezgin ileci tipleri Vedalar ana ve Veda sonras dneme dek dayanyordu. lerinden ou hakknda, isimleri dnda fazla bir ey bilmiyoruz.
retilerine, Budist metinlerde ve Cayna metinlerinde blk prk bir biimde
deinilmektedir; stelik h e m Caynaclann hem de Budistlerin saldrd bu retiler ou zaman b o z u l m u ve glunletirilmi bir halde sunulmaktadr.

94

B U D H A VK A D A L A R I

Bununla birlikte btn bu iramana

Iar hem insann varoluundan, hem de

Brahmanc ritellerde rtk olarak bulunan retiden tiksinti duyarak, muhtemelen


dnyadan el etek ekmiti. Sramcma'larn anlayp hakim olmaya alt, ruh
gleri {tenashl mekanizmas ve onlarn gizemli itici gc olan eylemdi (karmcm).
Ar ileden para-Yogac esrimeye veya maddenin ampirik zmlemesine, en
kark metafizie, orji uygulamalarna, mantk d bir nihilizme veya baya materyalizme kadar uzanan ok sayda ve eitli aralar kullanyorlard. Seilen yollar
ksmen karman

gereince ruhgn yaamaya mahkm edilmi taycya verilen

deere balyd: Psiik, lml bir organizma m, yoksa yok edilemez, lmsz
bir "Benlik" mi sz konusuydu? lk Upanindlar da znde ayn sorunu gndeme
getirmiti ( 80) ve bu sorun Hint dncesinin hep merkezinde yer alacakt.
Budist metinler ve Cayna metinleri kimi zaman baz din adamlarnn ismini vermeden yalnzca retilerini belirtir. rnein Brahmacala
katalogu sunar: "Bazlar, benliin (atta:

Suttu, uzun bir retiler

Saskritede atman)

ve dnyann ezeli ve

ebedi olduunu ileri srerek, psiik bir disiplinle (Yogada bu disiplin samdhi'yh
zaten mevcuttur) nceki varolularn hatrlanmas gibi doast gler edinerek,
zamann gemi dngleri zerine speklasyon yapar. Bazlar kimi zaman ezeli ve
ebedi oluu, kimi zaman da ezeli ve ebedi olmay ileri srer, rnein ezeli ve
ebedi Brahman'n karsna onun kalc olmayan yaratmlarn koyar. Bazlar benlii bedenle zdeletirir ve bu nedenle benlii kalc olmayan bir olgu kabul eder.
Bazlar dnyann sonsuzluunu, bazlan ise sonlulugunu kabul eder ... Agnostikler
btn sorulardan kanr. Bazlarnn kansna gre, benlik ve dnya nedensiz
retilmitir. Bir dier grup, bedenin dalmasndan sonra benliin bana neler geleceini tasarlayarak, gelecek dngler zerine speklasyon yapar. Bu benlik bilinli, hatta bir biim sahibi olabilir veya h e m biimle hem biim yoklguyla ilgisiz, yani biim alanna yabanc olabilir, sonlu veya sonsuz olabilir, mutsuz duygular hissedebilir. Ya da bilinsizdir veya ne bilinli ne bilinsizdir ve onun hakkndaki her ey inkr edilir vb."' Sulanan baz retiler eitli Budist okullar tarafnd a n yeniden ele alnp gelitirilecei iin bu katalog ok deerlidir.
Sahipleri belli olmayan bu retiler dnda, kaynaklarda baz mezheplerin
adlan da k o r u n m u t u r . Biraz ileride bunlarn en nemlileri zerinde duracaz:
Balca stad Makkhali GoSla olan clvika'lar ve Nigrantha'lar ("Yersizler), yani
Mahvira'nn mritleri olan Caynalar. Gotama'nn statlar, rda Klma ve Rud-

* zetleyen j. Fillozat, L'bde

dassique,

II, s. 512.

95

D N S E L 1 N A N U R V I : D U U N C E I . E R T A R H II - II

raka'ya gelince, Budha onlar zek ve Yoga younlamas gc alanlarnda geride


braksa da, o n u n meditasyon yntemi zerinde hatn saylr bir etkileri olmutu.
Sutta,1'''

Ayrca Smannaphala

Budha'ya rakip alt stadn adlarn sayar. Her bi-

ri hakknda, "cemaat nderi," mehur bir "mezhep kurucusu," bir aziz gibi sayg
gsterilen, kalabalklarn tapt, ya ilerlemi bir kii olduu sylenir. Prana
Kassapa, herhalde eylemin deeri olmadn vaaz etmitir; Acita Kesakmbala,
Crvka'larnkine yakn bir materyalizmi retiyordu; Pakudha Kaccyana'nn retisinde yedi ezeli ve ebedi "beden" (kaya,

yani topran, suyun, atein, rzgrn,

zevkin, zahmetin ve hayatn " b e d e n l e r i ) ve Sancaya'nnkinde muhtemelen kukuculuk sz konusuydu; nk her trl tartmay ustaca bandan savyordu. Dier iki
stat, Makkhali Gola ve Nigantha Ntaputta, yani Mahvira'dr, bu sonuncusu
Budha'nn adalar iinde en nemli dinsel kiilik olmasna karn, Budist kaynaklarda ondan neredeyse hi sz edilmez.
Birok suda'da paribbcaka'larla

karlamalar nakledilir, ama metinler muha-

taplarn reti ve trelerinden ok. Kutlu Kii'nin yantlarna k tutar. rnein


Budha onlar kendi ilelerinden kibre kaplmakla, bakalarn kmsemekle, amalarna ulatklarn sanp bununla tatmin olmakla, marifetlerini abartmakla vb
sular." Gerek samana

veya brahmann ayrt edici niteliinin asla d grn,

ile veya fiziksel eziyet deil, i disiplin, merhamet, nefs hkimiyeti, ruhun batl
inanlardan ve isten d kendiligindenlikten zgrlemek olduunu aklar.' 2

152. Mahvira ve "Dnya'nn Kurtarclar" Mahvira ile ada olmasna, ayn


blgelerde dolap ayn evrelere girip kmasna karn, Budha onunla

hi

karlamad. En gl ve en zgn rakibiyle karlamaktan kanma kararnn nedenleri bilinmiyor. Mahvira, Budha'nn rakipleri iinde, gnmzde bile hl
yaayan bir dinsel cemaat rgtlemeyi baaran tek kiiydi. ki stadn kariyerleri
ve tinsel ynelileri arasnda baz benzerlikler fark edilmektedir. Her ikisi de askeri
aristokratlar kasmdandr (katriya)

ve daha ilk Upaniadlar'da da rastlanan ayn an-

ti-Brahmanc eilimi sergilemektedirler; her ikisi de tam bir "sapkn"dr; nk


yce bir tanrnn varln ve Vedalar'n vahiy niteliini reddeder ve kurbanlarn
gereksizliini aklayp acmaszln knarlar. Ama dier yandan mizalar asnd a n birbirlerinden ayrlrlar ve sonuta retilen de uzlamaz niteliktedir.
10

Digha, 1, 47 vd.

" Udumbarik

Sihanda

Kassapa-Slhanda

Sutta (DigJa. III, 4 3 vd; Rhys Davids, Dialogues

Sutta (Digla, 1 , 1 6 9 vd; Dialogei.

96

1, 2 3 4 vd).

of the Budha,

III. 39 vd).

B U D H A Vfc A D A L A R I

Caynaclk, Budi2mden farkl olarak, Mahvira'nn tebliiyle balamamtr.


Mahvira, mucizevi bir dizi Tirthamkara'nn (tam karl "geit yapanlar," baka
bir deyile "yol aclar, selamet habercileri") sonuncusuydu. 1 ' Bunlardan ilki olan
Rabhaveya dlsvara, "ezeli stat," nce prens sonra ileci olarak milyarlarca yl
yaam, sonra Kaiisa tepesinde nirvnaya ulamt. Dier 21 Tirthamkara'nn efsanevi yaamykleri ayn kalba uygundur ve zaten bu kalp da Mahvira'nn
hayatnn bir modele dntrlmesinden baka bir ey deildir: Hepsi balangta
prenstir, dnyadan el etek ekip dinsel bir cemaat kurarlar. 23. Trthamkara olan
Prsva'nn belli bir tarihselliginin b u l u n d u u konusunda fikir birliine varlmtr.
Benaresli bir kraln olu olan Prsva, 30 yanda dnyay terk etmi, mutlak ilme
erimi ve sekiz cemaat kurduktan sonra yz yan amken bir dan zerinde,
Mahvira'dan 250 yl nce son nefesini vermitir. G n m z d e bile Cayna tapm ve
mitolojisi iinde Prsva'nn srad bir yeri vardr.
Mahvira soylu bir kabilenin efi olan Siddhrta ile, Magadha'nn egemen ailelerinin akrabas Trisl'nn oluydu. Ama efsane onun doumunu, "Dnyann Kurtarclar"nm geleneksel Kutlu Doum erevesine yerletirir: 24. ve sonuncu Trthamkara olacak kii, Prsva'nn kurduu cemaatlerin retisini ve ahlaki mkemmelliini geri getirmek zere yeryzne inmeye karar verir. Bir brahmann ei olan
Devnanda'nn barnda canlanr, ama tanrlar embriyonu bir Magadha prensesinin
rahmine tar. Bir dizi kehanet d her iki anneye de bir kurtarc-caferavartm'in
doumunu mjdeler. Ve tpk Budha ile Zerdt iin olduu gibi, onun doduu
gece de byk bir kla aydnlanr.
ocua Vardhamna (Baarl) ad verilir ve o da Budha gibi prenslik hayatn
tanr, soylu bir gen kzla evlenir ve bir ocuu olur. Ama 30 yandayken annebabas lr ve aabeyinden izin aldktan soma, Vardhamna btn maln mlkn
datr, d n y a d a n el eek eker ve srtna gezgin ileci giysisini geirir. O n ay son u n d a giysiden de vazgeer ve o n u Prsva'nn aktard gelenekten ayran ilk yenilik budur. plak, "zerine boluu giyerek" on yl boyunca kendini en kat ilecilie ve meditasyona verir. Sonunda uzun mchedelerin ve iki buuk gnlk bir
zikrin ardndan, bir yaz gecesi, bir 5la aacnn altnda, bir nehrin kysnda
"mutlak ilme" eriir. Bylece bir cina ("fatih") olur ve ileride mritleri CaynaLar
adn alacaktr, ama ona zellikle Mahvira, "byk kahraman" denir. Otuz yl boyunca gezgin hayatn

srdrr,

Ganj vadisinin

Magadha, Anga ve

Videha

blgelerinde retisini yayar. Mahvira da muson yamurlar mevsiminde, dier


13

Ama Budisler de olduka erken bir d o n e m d e , hatr saylr bir Budha dizisi ilan etti.

97

D N S E L N A N L A R v r D N C E L E R T A R H - II

b t n din adamlar gibi, bir kentin yaknna yerleir. 72 yanda, Pv'da (bugnk
Patna yaknnda) lr. "Nirvna'ya

giri" tarihi hal tartmaldr; bazlarna gre

M 468, Jacobi ve Schubrig'e gre M 477'dir. Ama her hal krda bu tarih,
Budha'nn mVvnasndan birka yl nceye rastlar.

153. Cayna retileri ve Uygulamalar Mahvira'nn kiilii hakknda aa


yukar hibir ey bilinmiyor. Doumunu ve hayatnn baz blmlerini ycelten
mitoloji, tpk Budha'nn etrafnda ekillendirilmi olan gibi, geleneksel Hindistan
mitolojisidir. Cayna yasas M IV.-III. yzyllarda kitaplatrlmt, ama baz
blmleri ok daha eskidir ve belki de dorudan stadn azndan km ifadeleri
de iermektedir. Mahvira'nn retisinin ayrt edici nitelii doann yaplanna duyulan ilgi ve gerek tasniflere, gerekse saylara kar tutkusudur. Onun sistemini
saynn ynettii bile sylenebilmitir (Schubrig). Nitekim, bilin ve be doru
bilgi trnden, yedi ilke veya kategoriden, be beden trnden, r u h u n deerli ya da
deersiz olduunu gsteren alt boya veya renkten (letya),

sekiz "karman maddesi"

trnden, ondrt tinsel vasf aamasndan vb sz edilir. Dier yandan Mahvira,


mritlerine srekli plaklk ve sayz yasa art koan kat ileciliiyle, hem
Budha'dan, h e m de Prva'dan ayrlr.
Mahvira, tanrlarn deil, T a n n ' n m varln inkr eder; Tanrlar belli bir mutlulua sahiptir, ama lmsz deillerdir. Kozmosun ve hayatn ba yoktur, sonu
da olmayacaktr. Kozmik dngler sonsuza dek yinelenir. Ruhlarn says da sonsuzdur. Kurtulmu ruh dndaki her ey fearman'n ynetimindedir. Caynaclm
arkaik yapsn ne karan ayrt edici bir zellii, panpsiizmdir. Buna gre
dnyada var olan her eyin, yalnzca hayvanlarn deil, bitkilerin, talarn, su
damlalarnn vb de bir r u h u vardr. Hayata sayg birinci ve en nemli Cayna buyruu olduu iin, b u panpsiizm inanc, saysz glk yaratr. Bu nedenle mikroskobik hayvancklar bilmeden ldrmesin diye kei yrrken nn sprmek
zorundadr ve gne battktan sonra dar kmas yasaktr.
Panpsiizm kabulne dayanan ve hayata mutlak saygy vaaz eden bir retinin,
insan hayatna hi deer vermemesi ve oru yoluyla intihar en yce m e k diye
gstermesi bir eliki olarak alglanabilir. Hayata, yani dnyadaki tr iinde var
olan her eye sayg, insan varoluunu yeniden kutsallatrmay ya da en azndan ona
bir

dinsel

mana kazandrmay

asla

baaramaz.

Upaniadlar'la

da

vurulan

ktmserlii ve hayat inkr paylaan Caynaclk, ancak tinsel ve kozmik-tesi bir


mutluluk

tasarmlar

(ayrca

bkz.

daha

98

ileride

190):

Nitekim

"karman

B U D H A VE A D A L A R I

maddesi"nde kurtulan ruh. "bir ok gibi" evrenin doruuna doru frlar; orada bir
tr Empyrios'ta* benzerleriyle buluur ve iletiim kurar, saf tinsel, hatta tanrsal
bir cemaat oluturur. Baz irfan okullar ( 228) ve nemli farkllklarla birlikte
klasik Smkhya ve Yoga'y ( 139 vd) hatrlatan bir ktmserlik ve kozmik olmayan "ruhuluk" sz konusudur.
Karman

belirleyici bir rol oynar; nk ruha balanan ve onu g etmeye zorla-

yan psikolojik-bedensel bir organizma tr olan karman


lu (moka),
karman

maddesini yaratr. Kurtu-

madde ile her trl temas kesilerek, yani daha nceden zmsenmi

reddedilerek

ve her trl yeni karman etkilenmesi durdurularak

salanr.

Tahmin edilebilecei gibi, kurtulu, bir ile ve zikirle hayatn talandran Yoga
t r n d e bir dizi meditasyon ve younlamayla elde edilir. 14 Doal olarak kurtuluu
yalnzca keiler ve rahibeler u m u t edebilir. Ama manastr yolu, salnn yerinde
olmas kouluyla, sekiz yana gelmi her ocua aktr. Birka yllk renimin
ardndan rak bir stat tarafndan erginlenir ve be dilekte bulunur: Her hayat korumak, doruyu sylemek, hibir mal sahibi olmamak ve yeni hibir mal edinmemek, bakir kalmak. Kabul edili srasnda ona bir ba ana, nndeki yolu
sprmesi iin ksa bir sprge, konuurken azn rtt (muhtemelen bcekleri
yutmamak iin) k k bir muslin paras verilir. Keilerin ve rahibelerin, drt ay
sren m u s o n yamurlar mevsimi dndaki, gezgin hayat her noktasnda Mahvira'nn hayatna yknr.
Rivayete gre, Mahvira ldnde ruhbandan olmayan geni bir

cemaat

dnda, 14.000 kei ve 36.000 rahibe vard. Rakamlar muhtemelen abartldr;


ama asl artc olan, mritler ve ruhban d cemaat iindeki kadnlarn saysndaki fazlalktr. Baz Cayna statlarnn, keiler gibi plak kalmalarna izin verilmedii iin rahibelerin kurtulua eriemeyeceini dndkleri de dikkate
alnrsa, bu d u r u m iyice artcdr. Ama en eski rivayetler de rahibe ve ruhbandan
olmayan kadnlarn yksek saysn dorulamaktadr. Mahvira'nn zellikle kendi
benzerlerine, soylu ve askeri aristokrasi yelerine seslendii tahmin edilmekledir.
Bu evrelere ait kadnlarn, kkleri en eski Hint maneviyatna uzanan Mahvira
retisinde, Brahmanc ortodoksluun onlara kapad bir dinsel yol bulduklar
varsaylabilir.

* G k y z n n , tanrlann o t u r d u u e n yksek kat - n .


14

Baz teknikler, d a h a ileride Patancal'nin saptayaca klasik Yoga geleneiyle lam bir u y u m
iindedir ( 143). rnein younlama (dhy/a),
nokta"ya toplamaktr.

99

psikolojik-zihinsel etkinlii "bir t e k

D1NSF.I. N A N L A R V U D U U N C E l . l - R T A R H - I I

154. clvika'lar ve "Kader"in Her eye Yeten G c Budha, Maskarin (Makhafi) Gosla'y en tehlikeli rakibi olarak gruyordu. Yllarca Mahvira'nn mridi ve
yol arkada olan Gosla, ile deneyiminden geti, mucizevi gler elde etti ve
cvika'larn nderi oldu. Budist ve Caynac yazlarda korunmu baz yaamyks
gndermelerine gre, Gosla gl bir bycyd. "Byl ate"iyle bir mridini
ldrmt; yine de Mahvira ile girdii bir by karlamas sonrasnda onun lanetiyle ld (muhtemelen M 485-484 arasnda).
civika

teriminin etimolojisi a y d n l a t l m a m t r .

Budstlerin ve Caynalann

saldrsna urayan cvika'larn reti ve uygulamalarnn bulunup yeniden oluturulmas pek kolay deildir. Rakiplerinin kitaplarnda bulunan birka alnt dnda, onlarn yasalarndan bugne hibir ey kalmamtr. Ama olduka eski,
Budizmden ve Caynaclktan birok kuak geriye uzanan bir hareketin s 2 konusu
olduu bilinmektedir.
Gosla'y dier b t n adalarndan ayran, kat kaderciliiydi. arsnn z,
"insan abas hibir sonu vermez" dncesiydi. Ve sisteminin temel ta bir tek
szckle zetlenirdi: tiyati,
"varlklarn

bozulmasnn,

"kader," "mukadderat". Budist bir metne gre, Gosla,


rmesinin

bir

nedeni, bir

gerekesi

olmad"

i n a n a n d a y d ; "Varlklarn temizliinin de nedeni yoktur, varlklar nedensiz veya


gerekesiz olarak arnr, insann kendisinin yapt eylem, tekinin yapt eylem,
insan eylemi yoktur, g yoktur .... enerji yoktur ..., insan gc yoktur ..., insan
cesareti yoktur. Btn varlklar, b t n bireyler, b t n yaratklar, b t n canl eyler
istensiz, gsz, enerjisizdir, onlar kaderin, olaanlklarn, kendi hallerinin
abasyla evrim gsterir..." 15 Baka bir deyile, GoSla btn Hindistan'a yaylm
karman

retisini reddeder. Ona gre, her varlk 8.400.000 eondan (mdhkalpa)

geerek dngsn tamamlamak zorundayd ve sonunda kurtulu kendiliinden,


hibir aba harcamadan geliyordu. Budha bu kusursuz determinizmi ok zalimce
buluyordu ve bu nedenle adalar iinde en ok Makkhali GoSla'ya saldrd:
"Kader" (niyetti)

retisini en tehlikeli reti olarak kabul ediyordu.

Makkhali Gosla, Hint dncesi ufkunda zgn bir yer igal eder: Belirlenimci
anlay onu doal grngleri ve hayatn yasalarn incelemeye gtryordu.' 6
clvika'lar, Mahvira ve Makkhali Gosla'nn ortaya kndan daha eski bir tre

15

Smcvnaphalasutta,

15

Varlklan d u y u saylanna gre snflandrmay nerdi, bitkisel hayalin dnemselligi zerine

54; ev. L. Renou.

kesin gzlemlere dayanarak doann barndaki dnmlere ilikin bir reti tasla

hazrlad (parinmavda).

100

B U D H A VE ACDASI.ARI

uyarnca rlplak dolayorlard. Btn gezgin ileciler gibi, yemeklerini dileniyor ve ok kat beslenme kurallarna uyuyorlard; birou alktan lmeye katlanarak hayatna son veriyordu. Tarikata giri arkaik nitelikteydi: Aday kzgn bir nesneyi tutarak ellerini yakmak zorundayd; boazna kadar yere gmlyor ve salar
tel tel yolunuyordu. Ama civika'lann tinsel tekniklerine ilikin elimize hibir ey
ulamamtr. Onlarn da kendi ile gelenekleri ve meditasyon reeteleri olduunu
varsaymak gerek; dier gizemci okullarn en yksek gok katma benzeilebilecek bir
tr nirv&na'y

17

ima eden baz aklamalar bunu dndrmektedir. 1 7

MS X. yzyla doru civka'lar da. b n Hindisan gibi, Mukf'yi benimsedi ve s o n u n d a


Vinucu bir mezhebin, Pancaratra'Iann iine kartlar; kr. A. L. Basham, History
n oj Ajivks, s. 280 vd

101

and Doctri-

ELETREL

KAYNAKA

147. Sakyamuni'nin yaamyksu hakkndaki geni kaynaka iindeki en nemli eserleri


hatrlatalm: E. J. Thomas, The Life oj Budha as Legend
La vie de Bouddha
Buddha:

d'apres

Geschichte

and History

fes textes el les monuments de finde

und Leende

(Londra, 1927); A. F o u c h e r ,

(Paris, 1949); H. von Glasenapp,

(Zurih, 1950). Rivayetlerin tarihsel deeri Emst VValdschmidt

tarafndan zmlenmitir: "Die Ueberlieferung vom Lebensende des Bvddha," (Abhandlungen


der Akademie

der Wissenschaften

m Gttmgen,

Phl.-hst.

Klasse, 3. dizi, no. 29 ve 30, 1944,

1948); E. Lamotte, "La leende d u Bouddha," RHR 134, 1947, s. 37-71; ayt yazar, Hstoiredu
Boudd/isme indien

des origines

d fire

Saka (Louvai, 1958), s. 1 6 v d ; A n d r e Bareau, "La leende

de lajeunesse du Bouddha dans les Vinayapttaka ancen," nem


ayn yazar, Recherches

sur ia biographie

l: De la QuSte de l'Eveil ala conveson


niers mois, le parinirvna

du Bouddha
de Sariputra

et les jun(ralles

Exremus,

9, 1962, s. 6-33:

dans les Straptaka

ct fes Vr.ayapitaka

et de Maudgalyana

{?2r\s,

anciens,

1963); 11: Us

der-

(Pans, 1970: Ecole Fraase d'Extreme Orient yayn);

a y r yazar, "The S u p e r h u m a n Personality ol the Buddha and Its Symbolisn in the Mahparinlrvnascra of the Dharmaguptaka," Myrhs and Symbols:

Studcs

in Honor oj Mircea

Eliade

(Chi-

cago, 1969), s. 9 - 2 1 ; ayn yazar, "Le Parinirvna du Bouddha et la naissance d e la religion


b o u d d h i q u e , " BEFEO

64, 1974, s. 2 7 5 - 2 9 9 . Son yorumlar Frank E. Reynolds tarafndan

zmlenmitir: "The Many Lives of Buddha. A Study of Sacred Biography and Theravda
Tradition," Frank E. Reynolds ve Donald Capps (ed.), Ihe Biographical

Proccss

iinde (Lahey,

1976), s. 37-61. XIX. yzyln ikinci yarsndaki ve XX. yzyl bandaki aratrmaclara -"rnitynelimliler" (E. Senart, H. Kem, A. K. Coomaraswamy) ve "tarihscler" (H. Oldenberg, T. W. ve
Carohne A. F. Rhys-Davds)- zg yntemsel yaklamlar hatrlattktan sonra, Reynolds iki
perspektifi, "mit" ve "tarih" perspektiflerini btnletirmeyi amalayan yakn tarihli baz yaklamlan zmlyor.
Benjamin l. Schwartz, Budizmin ortaya kna ve genelde selamet hareketlerine ynelik
sosyolojik yorumlarn aldanc niteliine hakl olarak dikkat ekmitir. "Budizm gerekten Prof.
Thapar'n ileri srd gibi, ehirdeki tican evrelerde ortaya kmsa, zellikle bir b u r j u v a
felsefesi' olarak zerimizde bir etki brakmas zordur. Kendisi erken d n e m Budizmin siyasi ve
sosyal retisini vurgularken, Budizmin kabinin orada olmad hissine sahiptir" bkz. "The Age
of Transcendence," (Wisdom,
de, Daedalus,

Revelation

and Doubt:

Penpectives

on the First Millenium B.C iin-

ilkbahar 1975, s. 1-7), s. 4.

"Ulu insan" (mahpurua)

simgeselligi zerine, bkz. A K. Coomoraswamy, "The Budha's

cd, Har, and uma, Crown,"jRAS 26, 1928, s. 8 1 5 - 8 4 0 ; Stella Kramnsch, "Emblems of t h e
Universal Being," joumdl

oj Indian

Society

jor Orientai

Art (Kalkta), 3, 1935, s. 1 4 8 - 1 6 0 ; A

W a y m a n , "Contributions Regardmg the Thrty-Two Charactenstics of the Great Person," Liebenthal Festschrift, ed. K. Roy Sino-lndian

Studes

5, (Santinketan, 1957), s. 243-260.

Meryem'in yapt d o u m d a da "Yedi Adm" izleg yine karmza kyor; kr. james'in O n Incil'i, bl. VI ve Henri de Lubac'n y o r u m u , Aspects

102

du Bouddhisme

(Paris, 1951), s. 126-127.

B U D H A VE ADALARI

Bodhisaftvtj'mn tapnaa takdimi. Szde Matta'mn bir b l m n e (bl. XXIII) benzetilmitir: "Kutlu Meryem kk ocukla birlikte (Msr) tapnana girince, t u m putlar yere devrildi." Ama iki anlat birbirine zt niteliktedir: Msr p u t l a n . Isa Mesih sahte tannlara tapm
kaldrd iin sonsuza dek devrilirken, Brahmanclgm tanrlar gelecekteki kurtarcya bir sayg
iareti olarak secdeye varr; kr. Foucher, La ve du Bouddha,
Lakta

Vistara'da

her, a.g.y.,

s. 55 vd.

n}i Asita'nn bandan geenler u z u n u z u n anlatlr, s. 101 vd; kr F o u c -

s. 61-63'te sz k o n u s u b o l u m u n evirisi; ayn eserde (s. 358) ilgili ikonografi de

nakledilir. Asita'nn ngrs, ocuk isa'y kucana alp Tann'y kutsayan yal i m o n ' u n
b l m n e benzetilmitir ("nk senin saladn, ... hazrladn kurtuluu ... gzlerimle
grdm," Luka, 2:30-32), bkz. Foucher'nn y o r u m u , a.g.y., s. 63-64. Aynca bk2. J. Brinktrine,
"Die buddhistische Asita-Erzhlung als sog. Parallele 2 u m Darstellung Jesu im Tempel," 2eitschrift fr Missionswissznsthaft

und Religionswissenschaft

"L'6pisode d'Asita dans le Lalitavistara," Asiatica:

38, 1954, s. 132-134; F. G. W . de Jong,


Festschrif

F. Weller

(Lepzig, 1954), s. 3 1 2 -

325, C. Regamey, "Encore propos du Lalitavistara et de l'episode d'Asita," Asiatische

Studen,

27, 1973, s. 1-34.

148. Aydnlanma aray zerine, bkz. Foucher, La Vie du Bouddha,

s. 112 vd.

Maddeciler (Lokyata) hakknda, bkz. Le Yoga, s. 366-367'dek kaynaka. u eserler eklenebilir: Debiprasad Chauopdhyaya, Lokyata. A Study in Anckt ndian Materialsm (Yeni Delhi,
1959)
Budha

Mra'nn Budha'y yoldan karma abalar hakknda, bkz. E. Windisch, Mra und
(Leipzig, 1895); ok sayda anlaty evirmitir (s. 8 7 vd); kr. a.g.y.,

devamnda, eytan'n isa'y smamasyla (Luka

4:1-13)

hakkndaki Budist kaynaklar j . Masson, La religion populaire

s. 2 1 4

ve

karlatrmal zmleme. Mra


dans le Canon

uvain, 1942), s. 1 0 3 - 1 1 3 ve E. Lamotte, L'Ensegnemeni de Vimaiakirti

bouddhique

pli (Lo-

(Louvain, 1962), s.

2 0 4 - 2 0 5 , dipnot 1 2 1 ' d e belirtilmi ve yorumlanmtr. Ayrca bkz. J. Przyluski, "La place de


Mra dans la mythologie b o u d d h i q u e , " J A 210, 1927, s. 115-123; A. W a y m a n , "Studies in Yama and Mra," IIJ 3, 1959, s. 4 4 - 7 3 , 112-131; T. O. Ling, Buddhism

and the Mythology

(Londra, 1962); J. W. Boyd, Salan and Mra.

Symbols

Christarc and Buddhst

of Ev;!

of Evil (Leiden,

1975). Son olarak G. Fussman baz blgelerde Mra'nn eski bir yce tanr o l d u u n u
gstermitir; kr. "Pour u n e problemaique nouvelle des religions indiennes anciennes" (JA
2 6 5 , 1977, s. 21-70), zellikle s. 52 vd.

149. Aydnlanma zerine kaynaklar iin. bkz. Foucher, La ve du Bouddha,


Uyan aacnn karlatrmal simgesellig iin, kr. H. de Lubac, Aspeas

s. 3 6 3 - 3 6 4 .

du Bouddhisme,

s. 5 5

vd. "Tanrsal gz" (divya-cafeju) h a k k n d a , bkz. Pali yasa metinlerine ve d a h a ge d n e m


kaynaklarna gndermeler iin, E. Lamotte, L'Enscignemem de Vimaiakirti,

s. 1 6 8 - 1 6 9 , d i p n o t

57. Benares yemini hakknda Pali dilindeki ve Sanskrite kaynaklar, Lamotte, Histoire,
dipnot

l'de

Mipkisophelts

saylmtr. Budha'nn
et l'Androgyne,

kulland

"ip

numaras"

hakknda,

kr.

1, s 2 8 ,
Eliade,

s. 200 vd. "Hanka gler" (sdfhi) ve bunlarn Budha t a r a f n d a n

yasaklanmas k o n u s u n d a , bkz. Le Yoga, s. 181 vd ve daha ileride 159.

103

D N S E L N A N L A R V F D S U N C C L H R T A R H - II

Arlidi'lar hakknda, kr. A. Bareau, "Les cotroverscs relatifs a la an tu re de l'Arhant dans le


Bouddhisme ancen," Hj 1, 1957, s. 241-250.
Cakravartm

(= Evrensel Hkmdar) smgesellgi hakknda, bkz. J Auboyer, "The Sytnbo-

lism of Sovereigniy iri India According to Iconography," ndian An and Leters

12, 1938, s. 26-

36; K. V. Soundara Rajan, "The Chakravarti Concept and the Chakra (Wheel)," Journal
enal Research

oj Ori-

(Madras) 27. 1962. s. 85-90. Ayrca bkz. A. |. Prince, "The Conceptsof Buddha-

hood in Earlier and Later Buddhsm," journal

of the Oriental

Socety of Australia

iinde, 7, 1970,

s. 87-118.
Budizme ilk geiler hakknda, bkz. A. Foucher, M vr du Bouddha,
T. W. Rhys Davids ve Hermann Oldenburg'un evirdii (Vmaya

s. 211-240, 3 6 8 - 3 7 1 .

Texts,

1, Oxford, 1881)

Mahvaggd'da, ilk Budist cemaatin (samgha) tanh anlatlmtr.

150. Budha efsanesinin birbirini izleyen eitli halleri. Lamotte, Hisfoie, s. 7 1 8 - 7 5 6 ' d a
zmlenmitir. Aynca bkz. E. Waldschmidt'in daha yukarda belirtileri incelemeleri, 147.
Devadatta'n kard mezhep ayrl konusunda,
Devadatta," ndian

Anliquary,

"Reste von Devadatta-Episoden," ZDMO


von Devadatta,

der Widersacher

bkz. A. M. Hocar, "Buddha

and

52, 1923, s. 267-272; 54, 1925, s. 98-99; E. Waldschmidt,


123, 1964, s. 552 vd; B. Mukherjee, Dic Uberlieferung

des Buddha,

in den kanonischen

motte, "Le Buddha insulta-t-il Devadatta?," BSOAS

Schnften

(Mnih, 1966); E. La-

33, 1970, s. 107-115.

Budha'nn son yemei hakknda bkz. A. Bareau, "La nourriture offerte au Bouddha lors
de s o r demier repas," Melanges

d'lndianisme

... Lous Renou iinde (Paris, 1968), s. 61-71; kr.

ayn yazar, "La transformation miraculeuse de la nourriture offerte au Bouddha par le Brahrrtane Kasibhradvja," Etudes

tbetaines

dcdees Marcellc

Lalou (Paris, 1971), s. 1-10.

Budha'nn cenaze treni hakknda, bkz, C. Vaudeville, "La Ugende de Sundara et les
funerailles de Bouddha dans l'Avadnaiataka,'

BEFEO

5 3 , 1 9 6 4 , s. 71-91.

Budha'nn kutsal emanetleri hakknda, bk2. J. Przyluski, "Le partage des reliques d u
Buddha," AManges Chnojs et Bouddhiques

4, 1935-36, s. 341-367; B. C. La\v, "An Account of

the Sx Hair Relics of the Buddha (OtahesadhStuvamsa),"

fountal

of ndian

History,

30, 1952, s.

193-204; E. NValdschmidt, "Der Buddha preist die Verehrungswrdgkeit seines Reliquien,"


Von Ceylon bis Turfan

adl eserde yeniden yaymlanmtr (Gottingen, 1967), s. 417-427.

i 151. Budha'nn ada ileciler ve din adanlan hakknda, bkz. Le Yoga, s. 3 8 8 - 3 8 9 ' d a k i
kaynaka. unlar ekleyin: J. Filliozat, L'Inde dasuque,

II, s. 511-516; E. Lamotte, Histoire,

l, s

6 vd.

152-153. Cayna metinlerinin en nemli evirileri unlardr: H. Jacobi, Jaina Stras,


45 (Oxford, 1887); W. Schubnng, VVorte Mahviras
hchfe'in 14. cildi); ayn yazar, Die Jainas

(Gottingen, 1926, Que!len

SBE, c. 22,

z- Religongesc-

(Tbmgen, 1927, ReiigionsgeschcMjche Lfsebucl, fas.

7).

104

B U D H A VE C A O U A S L A R I

Kaynaka ve genel eserler: C. L. jai, Jaina


etudes

jaina.

Eat

present

Jaitismus," Worterbuch

et tches

futures

BiMioguphy (Kalkta, 1945); L. Alsdorf, Les

(Paris, 1965); Jozel Deleu, "Die Mythologe de?

der A4ytholog/e iinde, c. II. s. 2 0 7 - 2 8 4 (a.g.y.,

s. 2 1 2 - 2 1 3 ,

Cayna

yasalan). Toplu incelemeler: H. von Glasenapp, DerJanismus

(Bern, 1925); A. Gurnot. La re-

ligion d'jaina (Paris. 1926); E. Leumann, Buddha

(Mnih, 1926); W . Schubring, Die

Lehre derjainas
tumskunde,
expiations

nach den alten Que!(c dargeteUt

und Mahvira

(= Gnmdriss d. indo-arisehen Phtlologie untf Altcv-

c. 111, 7. Berlin, 1935); C. della Casa, II Cianismo


dan s le nluel anccn

des Religiuns,

des reltgkux

jaina

(Torino. 1962); C. Cailla. Les

(Paris, 1965); ayn yazar, "Le jainisme" (Hisore

I, 1970, s. 1105-1145). Aynca bkz. 190'dak kaynakalar.

Cayna sanatnn ve ikonografisinin asl esin kaynan Mahvira'nn ifte "douu" mitolojisi oluturur; kr. W . N. Brown, Mmiatures Pamngs oj the Jaina Kalpastra (Washington, Smithsonian nsritution, 1934); T. N. Ramachandran, TinifMcuttifamram and ki Temples

(Madras, Go-

vernment Press, 1934); Ananda K. Coomaraswamy, "The Coqueror's Life in Jaina Painting"
(Journal

oj the Indian

Soeiety

oj Orientai

Art, Kalkta, Aralk 1935, s. 1-18).

Mahvira'nn d o u m gecesini aydnlatan k h a k k n d a , kr. Ahrnga


Gana

Stras,

Stra.

II, 15, 7 (=

I, ev. H. jacobi, SBE, c. XXII, Oxford, 1884, s. 191).

Prsva ve Tirthamkara'lar mitolojisi ve ikonografisi hakknda, kr. Hennch Zmmer, Philosophes

ojInda,

s 181-234; Jozef Deleu. "Die Mythologie d e s j i n i s m u s , " s. 2 5 2 - 2 5 3 , 270-273.

154. Makkhali Gosla ve Aclvika'lar hakknda, bkz. Le Yoga,


hakkndaki en eksiksiz kaynak, Bhagavali

s. 389'daki kaynaka. Gola

adl Cayna incelemesidir. Tamii kaynaklarn da kul-

lanan en iyi monografi A. L. Basham'a aittir: tiisory

and Doctrines

oj Ihe jivikas.

A Vatshed

Indi-

an Relgion (Londra, 1951). Acivika tenmi, "bir varlk snfnn yaam biimi veya meslei"
anlamna gelen jiva kkiyle aklanmtr, ama "hayat gibi uzun" anlamna gelen jivt

deyi-

minden de tremi olabilir; bu deyim, kurtuluu elde etmeden once birok varolu yaanacan kabul eden temel retiye bir gndermeydi.

105

XIX. B L M

BUDHA'NIN ARISI:
EBED GER DNN DEHETNDEN
SZE DKLEMEZN EBED MUTLULUUNA

155. Zehirli Okla Vurulan A d a m Budha, retisini sistemletirmeye asla yanamad. Yalnzca felsefi sorunlarla ilgili konumay reddetmekle kalmad, retisinin birok temel noktas, rnein nirvnaya ulaan kutsal kiinin yaay dzeni
hakknda da grlerini aklamad. Bu suskunluk, ok erken dnemlerden itibaren
farkl yorumlara olanak tand ve daha sonra da eitli okullarn ve mezheplerin ortaya kmasna yol at. Budha'nn retisinin szl olarak nakledilmesi ve Yasann
yazya geirilmesi birok sorunu gndeme getirmitir ve bir gn bunlarn tatmin
edici bir

biimde zleceini ummak bouna olur. Ama Budha'nn "gerek

agn"sm btnl iinde yeniden oluturmak olanaksz grnse de, en eski metinlerin bile o n u n selamet retisini kkl deiimlere uram bir halde sunduu
sonucuna varmak da abartl bir yaklamdr.
Budist cemaat (samgha), kuruluundan itibaren, birliini
yaam kurallarna (virnya)

salayan manastr

gre rgtlendi. reti konusunda ise keiler, ruh-

gne ve davranlarn dllendirilmesine, nirvclna'ya

gtren meditasyon teknik-

lerine ve "Budha'nn hali"ne (buna Budhaloji de denir) ilikin baz temel fikirleri
paylayorlard. Ayrca daha Kutlu Kii zamannda retiyi kabul etseler de, dnyadan el etek ekmeyen bir ruhban d sempatizanlar kitlesi vard. Bunlar Budha'ya
inanlan, cemaate kar cmertlikleriyle "erdemler" kazanyor, lm sonrasnda
farkl cennetlerden birinde var olma ve b u n u n ardndan daha iyi bir yeniden bedenlenme hakkn elde ediyorlard. Bu dindarlk tr "halk Budizmi" n i n ayrt edici niteliidir ve yol at mitolojiler, riteller, edebi ve sanatsal eserlerle Asya'nn dinsel tarihinde byk bir neme sahiptir.
Esas olarak Budha'nn hem brhmanlarla iramana'larm (bycler) kozmolojik
ve felsefi speklasyonlarna, h e m de klasik a ncesi Smkhya ve Yoga'nm farkl
yntem ve tekniklerine kar kt sylenebilir. Tartmay reddettii kozmoloji
ve antropogoni konusunda, Budha'ya gre dnyann bir tanr, bir yaratc g veya
kt r u h tarafndan (Gnostiklerin ve Maniheistlerin d n d gibi; kr. 229 vd)

106

BUDHA'NIN ARS

yaratlmad aktr. Budha'ya gre, dnya var olmaya devam eder, yani insanlarn
iyi veya kt davranlaryla

srekli

yaratlr.

Nitekim cehalet ve gnahlar artnca,

yalnzca insan hayat ksalmaz, evren de bozulmaya yz tutar. (Bu dnce btn
Hindistan'da yaygndr, ama dnyann giderek yozlamas, dolaysyla dnemsel
olarak yeniden yaratlmas gereine ilikin arkaik anlaylardan tremitir).
Smkhya ve Yoga'ya gelince; Budha, Smkhya statlannm zmlemesini ve yoginlerin vecd tekniklerini alp gelitirir, ama onlarn kuramsal nkabullerine, ncelikle de Benlik (puruja) dncesine kar kar. Hangi trden olursa olsun
speklasyonlar iine srklenmeyi kesin bir

biimde reddeder. Bu yaklam,

Mlunkyaputta ile m e h u r syleisinde ok gzel yanstlmtr. Bu kei, Kutlu


Kiinin u tr sorular yantsz brakmasndan yaknmaktadr: Evren ezeli ve ebedi
midir, deil midir? Sonlu m u d u r , sonsuz mudur? Ruh bedenle ayn ey m i d i r ,
farkl mdr? Tathgata lmden sonra var olur m u , olmaz m? vb. Mlunkyaputta,
stattan dncesini aka belirtmesini, yoksa bu sorularn yantlarn bilmediini
kabul etmesini ister. O zaman Budha ona zehirli bir okta vurulan adamn yksn
anlatr. Dostlar ve akrabalar bir cerrah getirir, ama adam haykrr: "Bana bu oku
kimin attn, beni bir katriyamn m yoksa bir brhmann m v u r d u u n u , ailesin i n kimler olduunu, kendisinin byk m, kk m yoksa orta boylu mu old u u n u , hangi kyden veya kentten olduunu renmeden, bu okun kartlmasna
izin vermem ...; bu oku hangi tr bir yayla attklarn, ... yayda nasl bir kiri kullanldn, ... oka ne tr ty takldm .... o k u n temreninin ne ekilde yapldn
renmeden kartlmasna izin vermem." Kutlu Kii, bu adam bu eyleri bilmeden
lyordu, diye devam eder, tpk u ya da b u felsefi sorunu zmeden kutsiyet yoluna

girmeyi

reddeden kii

gibi.

Budha niye

bu

tr

eyleri

tartmaktan

kamyordu? "nk yararl deil; nk kutsal ve tinsel hayatla ilikili deil ve


d n y a d a n irenmeye, vazgemeye, isteklerin sona ermesine, huzura, eylere derinlemesine nfuz etmeye, aydnlanmaya, nirvnaya bir

katks yok!" Ve Budha

Mlunkyaputta'ya, kendisinin drt Soylu Gerek'ten baka bir ey retmediini


hatrlatr. 1

156. D r t "Soylu Gerek" v e "Ona Yol" Bu drt Soylu Gerek, Budha'nn retisinin zdr. Uyan'tan ksa bir sre sonra Benares'te verdii ilk vaazda bunlar
be eski yol arkadann nnde dile getirmitir ( 149). ilk Gerek, eziyet veya
acya ilikindir (Pali dilinde: dufekha). Upaniadlar andan sonraki Hint dnr
1

Majjhima

Nfoya,

1,426.

107

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R 1 A l i l i II - II

ve din adamlarnn ou gibi Budha'ya gre de, her ey acdr.

Gerekten de "doum

acdr, k acdr, hastalk acdr, olum acdr. Sevmediinle birlemi olmak ac


ekmek anlamna gelir. Ksacas, be sfawdfa(nm herhangi biri) ile her irl temas,
ac getirir. 2 Genellikle "ac" veya "eziyet" olarak evrilen, dukkha

teriminin ok da-

ha geni bir anlam olduunu belirtelim. Farkl mutluluk biimleri, hatta meditasyon yoluyla elde edilen baz tinsel haller de dukkha

olarak betimlenir. Budha bu tr

Yoga hallerinin tinsel mutluluunu vdkten sonra, bunlarn "kalc olmadn,


dukkha

olduunu ve deiime boyun ediini" ekler.' Zaten kalc olmadklar iin

dukfcJa'drlar. 4 ileride greceimiz gibi, Budha "ben"i, fiziksel ve psiik glerin


be kmesinin (skandha)
d u u n u belirler.

bileimine indirger. Ve dufcfcha'nn sonuta be kme ol-

kinci soylu gerek, acnn (dukkha)


lenmeleri belirleyen "susuzluk"ta (tanh)

kaynan, istek, itah veya yeniden bedenbulur. Bu "susuzluk" kendine srekli yeni

doyumlar arar: Duyusal zevkler istei, s r p gitme istei ve yok olma (veya kendini yok etme) isegi ayrt edilir. Kendini yok eime isteinin "susuzluun" dier davurumlaryla birlikte m a h k m edildiine dikkat ekelim. Gerekten de kendisi de
bir "itah" olan ve intihara yol aabilen yok olma istei bir zm deildir; nk
ebedi ruhg dngsn durdurmaz.
nc soylu gerek, acdan (dukkha) kurtuluun itahlarn (tanh)

ortadan

kaldrlmasnda yattn aklar. Bu gerek, nirvnayla edeerlidir. Nitekim nrvna'ya

verilen isimlerden biri, "susuzluun yok oImas"dr {tanhkkaya).

Son olarak

d r d n c gerek, acnn durdurulmasna giden yollar gsterir.


Budha, Drt Hakikati ifade ederken, nce hastala tan koyan, sonra b u n u n nedenini kefeden, daha sonra bu nedenin ortadan kaldrlmasna karar veren ve en sonunda da o n u ortadan kaldrabilecek aralar sunan bir

Hint tp

yntemini

uygulamaktadr. Budha'nn gelitirdii tedavi, aslnda drdnc gerei oluturmaktadr; varolu hastaln iyiletirmenin yollarn belirtir. Bu yntem, "Orta
Yol" adyla bilinir. Gerekten de bu yol iki ar utan saknmaktadr: Mutluluun
duyusal zevklerle aranmas ve tam ters yol, tinsel mutlulua ar bir ilecilikle
ulalmaya allmas. "Orta YoI"a "sekiz aamal yol" da denir; nk: 1) doru
2

Majjhima.,

Majjhima., 1, 90.

Budist skolastik, dukkha'y

1,141.

olarak aynr (Visuddhimagga.

sradan ac, deiimin neden olduu ac ve koullandrlm hal


s. 499; kr. Rahuta, L'Etseigne ment du Bouddha.

ey "koullandnlm" olduuna gre, o saman her ey du/ekft'dr.


5

Kr. Rahula'nn alntlad metinler, s 41.

108

s. 40). Ama h e r

KUDHA'N|UCACl?ISl

(veya hakl) gr veya kan; 2) doru dnce; 3) doru sz; 4) dogr davran; 5)
doru yaam biimi; 6) doru aba; 7) don dikkat; 8) doru younlamadan
oluur.
Budha bkp usanmadan "Yol'un sekiz kural zerinde durur, onlar eitli
biimlerde aklar; nk farkl dinleyici kitlelerine seslenmektedir. Bu sekiz kural
kimi zaman da amalarna gre snflandrlr. rnein bir Majjhima

Nikya

metni

(1, 301), Budist retiyi yle tanmlar: 1) Ahlak tavr (Sia), 2) Zihinsel disiplin
(.samdhi),

3) Hikmet {panrta,

Sanskritede prajn).

Evrensel ak ve b t n varlklara

duyulan sevgiye dayanan ahlaki tavr aslnda, "sekiz aamal y o l ' u n kuralnn
(3.-5 ), yani doru sz, doru davran, doru yaam biiminin uygulanmasndan
oluur. Birok metin bu formllerden ne anlaldn aklar. 6 Zihinsel disiplin
(samdhi)

sekiz aamal yolun son kuralnn (6.-8.) uygulanmasdr: Doru aba,

dikkat ve younlama. Burada, Budist arnn zn oluturduklar iin daha ileride ele alacamz. Yoga tr ileci altrmalar sz k o n u s u d u r . Bilgelik (prajn) ise,
ilk iki kuraln r n d r : Doru gr veya kan. doru dnce.

157. eylerin Kalc Olmamas ve Anatta retisi lk iki soylu gerek - a c ve


acnn

kkeni-

zerinde dnen

olmamasn (Pali dilinde anatta)

kei,

eylerin

kalc,

dolaysyla

maddi

ve kendi varlnn da madde diiliini kefeder.

Kendini eylerin ortasnda yolunu yitirmi olarak (rnein Vedantac, Orpheusu


veya Gnostikin d u r u m u budur) deil, onlarn varolu biimlerini paylarken bulur; nk gerek kozmik btnsellik, gerekse psikolojik-zihinsel etkinlik tek ve
ayn evreni oluturur. Budha, acmasz bir zmleme uygulayarak, dnyada var
olan her eyin be kategori, - " k m e "

(skandha)- iinde snrlandrlabileceini

gstermitir: 1) "Grnler" veya duyumsal eyler kmesi (maddi


duyu organlarn

ve algladklar

nesneleri

eylerin

tmn,

ierir); 2) duyumlar (be duyu organyla gi-

rilen temaslarla ortaya karlar); 3) alglar ve bunlarn sonucu olan kavramlar (yani
tanyp renmeye ilikin - b i l i s e l - grngler); 4) Hem bilinli hem de bilinsiz
psiik etkinlii de ieren psiik yaplandrmalar (samskara): 5) dnceler (vijnna),
yani duyumsal yetiler ve zellikle de kalpte bulunup duyumsat deneyimleri

rnein doru sz, yalandan, iftiradan, d e d i k o d u d a n , her turtu sert, hakaret ieren veya
kt niyetli szden, son olarak da gevezelikten uzak durulmas anlamna gelir. Doru
davran kural, Budistin can almasn, almasn, gavrimesru cinsel ilikilere girmesini vb yasaklar. Doru yaam biimi bakalanr.a 2ararl mesleklen vb yasaklar.

109

D N S E I . I N A N . A R V E DUUNC.EI.V.R T A R H - 1!

dzenleyen ruh (manas) tarafndan retilen bilgiler. Koullandrlm, "yaplm"


olmayan, dolaysyla "kmeler" iinde snflandrlmayan yalnzca nirvnadr.
Bu "kme'ler, eyler dnyasn ve insanlk halini zet bir biimde betimler. Bir
dier m e h u r forml, hayat ve yeniden d o u m dnglerini yneten neden-sonu
zincirlenmelerini daha da dinamik bir biimde yeniden toparlar ve yanstr.
"Koullandrlm ortak retim" (pratitya-samutpda, Pali dilinde: paticca-samuppda")

adyla bilinen bu forml, oniki etken ("uzuv") ierir, bunlarn birincisi ce-

halettir. istemleri reten cehalettir; istemler de "psiik yaplandrmalar" (samskra)


retir, bunlar da psiik ve zihinsel grngleri koullandrr ve bylece devam
edip gider; arzuya, zellikle de yeni bir varolu yaratp, sonunda yalanma ve
lmle sonulanan cinsel arzuya kadar uzanr. Esas olarak cehalet,

arzu

ve varolu

birbirlerine bamldr ve kesintisiz doumlar, lmler ve ruhgleri zincirini


aklamak iin yeterlidir.
Bu zmleme ve snflandrma yntemi Budha'nn kefi deildir. Klasik dnem
ncesi Yoga ve Smkhya zmlemeleri, ya da daha nce Brhmanalar'm

ve Upa-

niadlar'n speklasyonlar, kozmik btnsellii ve psikolojik-zihinsel etkinlii belli sayda unsur ve kategoriye a y n p snflandrmt. Ayrca Vedanta andan beri
arzu ve cehalet, acmn ve ruhgnn baat nedenleri olarak eletirilmiti. Ama
Smkhya ve Yoga gibi, Upaniadlar da zerk bir ruhsal temel enin, atman

veya

purua'nn varln kabul eder. Halbuki Budha, byle bir ilkenin varln inkr etmi, en azndan suskunlukla geitirmi gibidir.
Nitekim stad'm balang retisini yanstt kabul edilen birok metin, insan
kiiliinin (pudgaia), yaam ilkesinin (jiva) veya a t m a n n gerekliine kar kar.
stat, konumalarndan birinde, unlar aklayan retinin "tamamen sama" olduunu bildirir: "bu evren, bu alman

dr; ben ldkten sonra o olacam; o kal-

cdr, kalr, srer, deimez ve ben de bu biimde sonsuza dek varolacam," 7 Bu


olumsuzlamann ileci niyeti ve ilevi anlalmaktadr: Kiiliin
de meditasyon

yaparak,

bencillik

dorudan

kkleriyle

gerek

olmay

zerin-

birlikte yok edilir.

Dier yandan ruhglerinin znesi olan. ama kendini kurtarabilecei ve nirvnaya ulaabilecei dnlen "Benliin" inkr baz sorunlar yaratyordu. Bu nedenle

Pralltya-samutpda:

'Baml treyi,' 'koullu yaratl/dou,' 'birbirine bal

zuhur,'

'nedensel ba' olarak evrilebilen bu kavram, srekli bir 'olma' (samudaya) ve 'yok olma'
(nirodha) sreci iinde, bireyin g r n m n meydana getiren ve biri dierini etkileyen veya
artlandran ve birbirlerine bal t m fiziksel ve zihinsel tezahrleri ifade eder - y n .
7

Majjhimarktya,

1, 138.

110

BUDHA'NIN ARS

Budha birok kez atman'n

varlna veya yokluuna ilikin sorulan yantlamay

reddetti. rnein gezgin bir din adam, Vacchagotta ona bu konularda sorular
ynelttiinde sessiz kald. Ama daha sonra nanda'ya bu sessizliinin nedenini
aklad: Bir "Benlik" vardr diye yant vermi olsa yalan sylemi olacak ve Vacchagotta Kutlu Kii'yi "ebediyeti kuram "n yandalar arasna yerletirecekti (yani
o n u var olan birok " f i l o z o f t a n biri olarak kabul edecekti). "Benlik" y o k t u r yantn verseydi, Vacchagotta o n u "hie indirgemeci kuram"n yandalarndan biri olarak kabul edecek ve daha da kts, Budha onun kafa karkln daha da artrm
olacakt: "nk yle dnecekti: nceleri hi deilse bir alman'm

vard, imdi

o da yok." Bu m e h u r olay yorumlayan Vasubandhu (MS V. yzyl), u sonuca


varr: "' Benliin' varlna inanmak, kalclk sapknl iine srklenmektir; 'Benlii' inkar etmek, lmle yok olma sapknlna dmektir." 0
"Benliin" gereklii inkr edilince (nairtmya), yle bir paradoksa varlr:
Davran/n ve onun "meyve"sinin, yani davrann dllendirilmesinin nemini ycelten bir reti, aracy,

"meyveyi yiyeni" inkar etmektedir. Baka bir ifadeyle, daha

ge dnemden bir din liminin, Budhaghoa'nn dedii gibi: "Yalnzca ac vardr,


ama hibir ac eken bulunmaz. Davranlar vardr, ama davranlar yapanlar
bulunmaz." 1 0 Bununla birlikte baz metinler daha ayrntldr: "Belli bir varoluta
davrannn meyvesini yiyen, nceki varoluta bu davran yapan kii deildir
ama baka biri de deildir."11
Bu tr tereddtler ve okanlamllklar, Budha'nn kimi tartmal konularda kesin gr belirtmekten kanmasnn yaratt rahatszl yanstmaktadr. Eer
stat indirgenemez ve yok edilemez bir Benliin varln reddettiyse, bunun nedeni Utman

inancnn sonu gelmez metafizik tartmalar beraberinde getirdiini ve

b u n u n da entelektel kibri kkrttn bilmesiydi. Bu inan sonuta Uyan'n elde


edilmesini engelliyordu. D u r m a d a n hatrlatt gibi, o acya son verilmesini ve bun u n yollarn vaaz ediyordu. "Benlik" ve "nirvnanm nitelii" zerine saysz tartma, zm Uyan

deneyiminde

dzeyinde

olanak yoktu.

zlmesine

buluyordu: Bu tartmalarn dnceyle ve szellik

Bununla birlikte Budha, "kiiliin" (pudgala)

belli bir birliini ve srekliliini

kabul etmi grnmektedir. Ar yk ve bu ar y k n taycs zerine verdii

Samyutta

'

Aktaran L. de la Valtee-Poussirt, Nirvna,

10

Vsuddhmaga,

11

Aktaran Vallee-Poussin, Nirvna, s. 46.

Nikya,

IV, 400.
s. 108.

s. 513.

111

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R I M I - II

bir vaazda, unlar aklar: "Ar

yk,

be

sfcandha'dr,

madde,

duyumlar,

dnceler, istemler, bilgi; ar y k n taycs pudgala'dr,

rnein u aileden ge-

1 2

Ama "kiilik yandalar"

len, u ismi tayan vb u saygdeger din adamdr," '


(pudgalavdin)

ile "kme yandalar" (skandhavdin)

arasndaki tartmada taraf

tutmay reddetmi, "ortada" bir tavr srdrmtr. 1 3 Ama kiiliin srekliliine


inan varln korur ve stelik bu koruyu yalnzca halk evreleriyle de snrl kalmaz. Jtakalar, Budha'nn, ailesinin ve mritlerinin daha nceki hayatlarn anlatr
ve kiiliklerinin kimlii her zaman tannr. Zaten "gerek kiiliin" (ona "Benlik"
veya pudgala

demekte tereddt edilse de) sreklilii yadsnrsa, Siddharta'nm doar

domaz syledii u szler nasl aklanabilir: "Bu benim son douum" ( 147).

158. Nirvna'ya

Giden Yol Son iki Gerek bir arada dnlmelidir. nce,

acnn durdurulmasnn susuzlua (tanhfl) tamamen son verilmesiyle, baka bir deyile, "(bu susuzluktan) uzaklamak, ondan vazgemek, onu reddetmek, ondan kurtulmak, ona baglanmamak"la saland aklanr. 1 '' Daha sonra acnn durdurulmasna gtren yollarn, "sekiz aamal yol"da aklanan aamalar olduu belirtilir.
Bu son iki Gerek ak bir ekilde unu ifade eder: 1) Nirvna

vardr,

ama 2) Ona

ancak zel younlama ve meditasyon teknikleriyle ulalabilir. Bunun rtk bir


anlam da, nrvrann niteliine ve nirvnaya ermi kiinin yaam biimine ilikin
btn tartmalarn, szle tarif edilmez bu halin en azndan eiine ulamam
kiiler asndan hibir ey ifade etmeyeceidir.
Budha hibir nirvna "tanm" sunmaz, ama srekli onun baz "vasflan" zerinde

durur. Arhot'larn (kurtulmu azizler) "sarslmaz mutlulua eritiini," 1 5

nirvnanm "bahtiyarlk" olduunu, 1 6 o n u n . Kutlu Kii'nin "lmsz'e eritiini" ve


keilerin de eriebileceini bildirir: "Daha bu hayattayken mevcut olacaksnz, bu
12

Samyutta, lll, 22.

13

Zaten pudgalavdmkr

de, kiiliin elikili bir tanmn nererek, hasmlarna yaklayorlard.

"Pudgala'nm skatdha'larla ayn ey olduu doru deildir; sfeandhn'lardan farkl olduu d a


doru deildir." Dier yandan, skandhavdin

sonunda "kiilii" bir n e d e n - s o n u "dzi"sine

(sam(a) d n t r d ; bu dizinin birlii oynak olsa bile kesintili deildir, bu da onu "ruh"a
benzetir. Bu iki y o r u m daha sonraki, ama yine de Budist d n c e tanhi iinde yer alan
okullar tarafndan gelitirilecek, gelecek ruh-dzleri yandalannn olacaktr. Bununla birlikte elimizde yazlan b u l u n a n ve en iyi tandmz okullar nartmyay\
Vallee-Poussin, Nirvna,
14

Majhima.,
Udana,

16

Angutlara,

s. 66 vd.

I, 141.
VIII. 10.
IV, 414.

112

vazetmektedir; kr.

BUDHA'NIN A G R M

lmsz'e sahip olarak yaayacaksnz." 1 ' Arhat,

"daha hu hay ata. kendi ime

kapanm, nirvnaya ermi (nibbuta) olarak, mutluluu iinde hissederek, zamann


Brahman'la geirir." 16
Demek ki Budha, nirvnanm "bu dnyada grnebilir," "zahir," "gncel" veya
"bu dnyaya ait" olduunu retmektedir. Ama o, yoginler arasnda yalnzca kendisinin (yani, onun ve onun yolunu, "yntem"ini izleyenlerin) nirvnay "grd"
ve ona sahip olduu zerinde srarla durmaktadr. Yasada "azizlerin gz" (arya
caklhu) olarak adlandrlan "gr," koullandntmamla, "yaplandrlmamla,
nirvnayla "temas" salar. 19 Bu "akn gr" de Vedalar andan beri uygulanan ve
koutlarna eski ran'da da rastlanan baz vecd teknikleriyle elde edilir.
Ksacas nirvna'nn

nitelii ne olursa olsun, ona ancak Budha'nn rettii

yntemle yaklalabilece kesindir. Bu yntemin Yoga tr bir yapya sahip olduu


aktr: Gerekten de yzyllardr bilinen bir dizi meditasyon ve younlama ierir.
Ama Kutlu Kiinin dinsel dehasyla gelitirdii ve yeniden yorumlad bir Yoga
sz k o n u s u d u r . Kei nce, o zamana dek kendiliinden ve bilinsizce gerekletirdii b t n davranlarn bilincine varabilmek iin, srekli olarak fizyolojik hayat
zerinde d n m e antrenman yapar. rnein, "uzun uzun nefes alarak, bu u z u n soluk al da zne dek kavrar; ksa ksa nefes vererek, onu anlar vb. Ve tm nefes
verilerinin, ... t m nefes allarnn bilincine varma altrmas yapar; nefes vermelerini ... ve nefes almalarn yavalatma altrmas yapar." 2 0 Ayn ekilde kei,
yrrken veya kolunu kaldrrken veya yemek yerken veya konuurken veya susarken ne yaptn "tam olarak anlamaya" abalar. Bu kesintisiz zihin akl onun
gznde grngler dnyasnn un ufak olabilme niteliini ve "ruh"un gerekdlgn dorular. 2 1 Bu gr duruluu zellikle din d deneyimi nitelik deiimine uratmaya yardmc olur.
17

Mayhima., 1,172.

18

Angutlara, II, 206; \lajjhinw-,

1, 341; vb. Bhagavad

Git,

V. 24 u hatrlatan Vallee-Poussin

tarafndan alntlanan (s. 72-73) metinler: "Mutluluu, sevinci, yalnzca iinde bulabilen
kii, Brahman'la zdeleen yogin, aslnda Brahman olan nirvdmyz

enir." Bir dier Budist

metin k u r t u l m u azizi yle tanmlar: "Bu keiin douya, batya veya gneye gitmeyeceini
sylyorum ...; o, d a h a b u hayatta d n y a d a n k o p m u , nirvnaya enri, soumu, Brahman'la zdelemi (brahma-bhta)"\
19

aktaran Vallee-Poussin, s 73, dipnot 1.

Bununla birlikte "grlebilir," yani hayattayken eriilebilir nirvna ile olimde gerekletirilen
parinirvna'y

birbirinden ayrmak gerekir.

20

Dlgha 11, 291 vd.

21

Nitekim Sumangala Vlsm adl yorum, beden hareketleri zerine mediasyondan u s o n u c u


kanr: "Yryenin canl bir kendilik, dinlenenin canl bir kendilik o l d u u n u sylerler; ama

113

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

Kei, szcn gerek anlamyla tekniklere imdi daha byk bir gvenle
eilebilir. Budist gelenek bu teknikleri kategori halinde snflandrr: "Meditasyonlar" (jhna'hr,

Sanskritede dhyna'lar),

"eriimler" (sanpa(tfler) ve "yo-

unlamalar" (smfldhi). nce bunlar ksaca betimleyecek, sonra


yorumlamay deneyeceiz. lk meditasyonda (jhna),

sonulann

kei arzudan uzaklaarak

"sevin ve mutluluk" duyar, bu duygulara bir zihinsel etkinlik (mantk y r t m e ve


dnme) elik eder. kinci jhflna'da, bu zihinsel etkinlii de dindirmeyi baarr;
dolaysyla i huzuru, bu younlamann sonucunda ortaya kan "sevin ve
mu'.luluk"la dncenin birlemesini renir. nc jhna'da,

sevinten uzaklar

ve tepki vermez, ama tamamen bilinli bir halde kalr ve stn mutluluu bedeninde duyumsar. Son olarak, drdnc aamada, mutlak saflk, tepkisizlik ve uyank
dnce halini elde eder. 2 2
Drt sampatti

("murakabeler" veya "eriimler") dncenin "arndrlmas"

srecini devam ettirir. eriklerinden boaltlan dnce, srasyla uzayn sonsuzluuna, bilincin sonsuzluuna, "hilie" yogunlntnlr ve drdnc sampatti'de
"ne bilin ne de bilinsizlik olan" bir hale eriir. Ama bhifckfu, her trl alg ve her
trl

dnceyi

durdurmay

baararak

(nirodhasampatti) bu

tinsel

arnma

almasnda daha da ileri gitmelidir. Kei fizyolojik adan kataleptik bir hal iinde gibidir ve "bedeniyle nirvnaya dokunduu" sylenir. Nitekim ge dnemden
bir yazar, "bu zellii kazanan bhkfehu'nun baka bir

ey

yapmasna gerek

kalmadn" aklar." "Younlamalar" (samdki) ise, jhna

ve sampatt/'lerden da-

ha ksa sreli Yoga tr altrmalardr ve zellikle psikolojik-zihinsel antrenman


iin kullanlrlar. Bilincin birliini ve aklc etkinliklerin ortadan kaldrlmasn
salamak iin, dnce baz nesneler veya kavramlar zerinde toplanr. Her birinin
kesin bir amac olan eitli samdhi
Bhikkhu,
parak

24

trleri bilinir.

bu ve zerinde duramayacamz daha baka Yoga tr altrmalar ya-

ve bunlarda ustalk kazanarak, "kurtulu yolu"nda ilerler. Drt aama seil-

mektedir: 1) "Akntya giri," hatalarndan ve kukulanndan kurtulan ve yer-

gereken yryen veya dinlenen bir canl kendilik var mdr? Yoktur." Soluk alp verme kon u s u n d a ise, bJifefclu, "onlann maddeye dayandn ve m a d d e n i n maddi b e d e n , drt element o l d u u n u " kefeder vb. Kr. Eliade. Le Yoga, s. 173.
22

Digha, I, 182 vd, bu metin Le Yoga, s. 174-175'te alntlannstr. Ayrca kr Majjhtma..

1, 2 7 6

vb. Bhifekfu'nun daha sonraki ilerlemeleri ne olursa olsun, drt jhna'ya h k i m olmak, o n u n
srekli olarak b u meditasyonlara dalan "tanrlar" iinde yeniden d o u s u n u gvenceye alr.
23

Santideva (MS VII. yzyl), Le Yoga, s. 177'de alntlanmtr.

24

Sekiz "serbestiyet"i (vimofeja) ve sekiz "ustalk saj"n (abhibhiyatana)

114

hatrlatalm.

B U D H A ' N I N CAC.RISI

yznde yalnzca yedi kez yeniden doacak keiin ulat aamadr; 2) "Tek geri
dn," tutkuyu, kini ve aptall yok eden ve artk yalnzca bir kez yeniden
doacak olann aamasdr; 3) "Geri Dn Olmayan" aamasna, kei hatalardan,
kukulardan ve arzulardan tamamen ve kesin olarak zgrletigi zaman ular; 4)
"Hak Eden" (arhat),

btn kirlenmelerden ve tutkulardan arnm, doast bilgi-

ler ve mucizevi glerle (sddh) donatlm olarak hayat sona erer ermez nirvnaya
ular.

159. Meditasyon Teknikleri v e Bunlarn "Hikmet' le A y d n l a n m a s zgn


metinlerden alntlar oaltarak ve onlarn yorumlarn gelitirerek b u Yoga tr
altrmalarn "anlalabileceini" sanmak, saflk olur. Yalnzca bir stadn denetimi
altnda yaplacak uygulama, onlarn yapsn ve ilevini ortaya karabilir. Upaniadlar zamannda doru olan bu olgu gnmzde de geerlidir.
Yine de baz temel noktalar aklda tutalm.

1) ncelikle, bu Yoga tr

altrmalara "hikmet" (prajn), baka bir deyile W;fcfeJu'nun denedii psiik ve parapsiik hallerin eksiksiz bir biimde anlalmas rehberlik eder. En iyi bilinen fizyolojik etkinliklerin (soluk alp verme, yrme, kol hareketleri vb) "bilincine
varma" abas, dind bir bilincin ulaamayaca "haller"i yogine gsteren altrmalarla srer.
2) "Anlalr" klnan Yoga deneyleri sonunda sradan bilinci dntrr. Bir
yandan kei aydnlanmam bir bilincin dorudan yapsyla uyumlu hatalardan
(rnein "kii"nin gerekliine veya maddenin birliine inanmak vb) kurtulur;
dier yandan, srad deneyleri sayesinde her trl kavramsal sistemi aan bir
anlay dzeyine ular ve byle bir anlama yetisi szelletir'lmeyi reddeder.
3) Kei, uygulama iinde ilerlerken, retinin yeni dogrulanmalaryla. zellikle
de aydnlanmam bir bilincin eriebilecei btn varolu hallerini akn bir
"yaplandrlmam"n, bir "Mutlak"n kantlaryla, bir "lmsz"n (veya nirvna)
ak gerekligiyle karlar. Nirvna

hakknda, onun var olduu

sylenemez. Ge dnemden bir din limi, mrvdnann gerekliine

dnda hibir ey
inancn deneysel

(baka bir deyile Yoga tr) kkenini ok ustaca zetler, "n v a ' m n bir bilgi nesnesi haline gelmedii iin var olmadnn ileri srlmesi, bouna bir abadr. Tabii ki nirvna, acnn, d u y u m u n vb bilindii biimde dorudan bilinemez. Bununla
birlikte onun doas ve etkinlii ... bilgi nesneleridir. .. Murakabeye giren yogin
nirvnann, onun doasnn, etkinliinin bilincine varr. Vecd halinden knca
yle haykrr: 'Ah nirvna,

ykm, huzur, mkemmel, kurtulu yolu!' Krler mavi

115

D N S E L N A N L A R V1-; D S O N C E L H R T A K I M I - II

ve sary grmyor diye, gzleri grenlerin de renkleri grmediini ve renklerin


var olmadn sylemeye haklar yoktur." 2 5
Muhtemelen Budha'nn en dahiyane katks, ileci uygulamalarla Yoga tekniklerini zel anlama yntemleriyle btnletirmeyi baard bir meditasyon yntemini
biimlendirmesiydi. Budha'nn Yoga tr ile-meditasyona retinin anlalmasyla
eit deer vermesi de bunu dorulamaktadr. Ama tahmin edilebilecei gibi, ayn
kiinin zihnin farkl dogrultulardaki iki eilimine denk den iki yolda birden
ustalk kazanmas az rastlanr bir olayd. Daha ok erken dnemlerde Yasa metinleri
bu iki farkl yolu izleyenleri uzlatrmaya alt. "Kendilerini Yoga tr meditasyona veren keiler (jld/rt'ler), retiye balanan keileri (dhammayoga'lar)

knyor

ve bunun tersi de geerli. Bunlar tam aksine birbirlerine deer vermelidir; nk


bedeniyle lmsz unsura (yani nirvnaya) dokunarak (yani: 'gerekletirerek, deneyerek') zamann geiren insan azdr. Derindeki gereklii prajn
nfuz ederek grenlerin says da azdr."

(hikmet) yoluyla

25

Budha'nn tebli ettii b t n gerekler, Yoga tarznda "hayata geirilmeli," yani


zerinde murakabeye dalmmah ve "denenmeliydi." Bu nedenle s t a d n en g2de
mridi olan Ananda, reti bilgisi konusundaki Takipsizliine karn, Konsil'den
karlmt ( 185): nk o arhat

deildi, yani mkemmel bir "Yoga deneyf'ne

sahip deildi. SamyuMa iinde yer alan mehur bir metin (II, 115) Musila ile
Narada'y kar karya getirir; her biri Budist kemltn belli bir mertebesini temsil etmektedir. kisi de ayn bilgiye sahiptir, ama Narada kendini asla bir arhat olarak grmez; nk "nirvna ile temas"] deneysel olarak gerekletirmemitir. 2 7
Budizmin btn tarihi boyunca bu ikilik glenerek devam etmitir. Hatta baz
limler, "hikmet"in (prajn),

Yoga deneyimlerine bavurmaya gerek kalmadan, tek

bana nirvnaya ulamay salayabileceini ileri srmtr. "Kuru aziz"e, prajn


ile kurtulana ynelik bu yceltmede "gizemcilik kart" bir eilim, baka bir deyile "metafizikiler"in Yoga tr arlklara direnii fark edilmektedir.
Ni'rvdna'ya giden yolun - k l a s i k Yoga'da samdhi'ye

giden yol g i b i - "mucizevi

gler" (sjfMhi'ler, Pali dilinde: iddin) edinilmesini saladn da ekleyelim. Bu dur u m Budha'nn (ve daha ileride Patancal'nin) karsna yeni bir sorun karmt;

25

Samghabhadra,

aktaran Valtee-Poussin, a.g.y.,

s. 73-74. Kr. Visuddhimagga:

"Aptallar o n u

alglamyor diye, bir eyin var olmad sylenemez."


26

Angutlara,

27

Kr. Le Yoga,

11], 355, Le Yoga, s. 178'de alntlanmm.


s. 180. Bkz. L. de la Vallee-Poussin'it alntlad dier metinler, "Musila et

Nrada" (s. 191 vd).


116

BUDHA'NIN CACHISl

n k bu "gler" uygulama srasnda kanlmaz bir biimde ediniliyor ve bu nedenle keiin tinsel ilerlemesi hakknda kesin bilgiler oluturuyordu: Bu d u r u m ,
keiin

"koullanmalardan

kurtulma"

yolunda

olduunun,

arklarnn

iinde

ogutldg doga yasalarn askya aldnn kantyd. Ama dier yandan ayn
"gler''in ifte bir tehlikesi vard; nk "dnya zerine bysel egemenlik
kurma" gibi bo bir urala bhikfchu'yu batan karabilir ve ayrca dind kesim
iinde de kafa karklklarna yol aabilirlerdi.
"Mucizevi gler" be Yksek lim snf (abhijn,)

iinde yer alr: 1) siddhi,

2)

tanrsal gz, 3) tanrsal iitme, 4) bakalarnn dncelerini bilme ve 5) daha


nceki varolular hatrlama. Bu be aM/jn'dan hibiri, Budist olmayan yoginlerin
elde edebilecei "gler"den farkl deildir. Budha Digha Nkya'da

(I, 78 vd) medi-

tasyon halindeki Mifcfchu'nun oalabildiini, grnmez olabildiini, kat topran


iinden geip, suyun zerinde yryp, gkte uabildiim, veya gksel sesleri duyabildiini, bakalarnn dncelerini okuyabildiini, daha nceki varolularn
hatrlayabildiini aklar. Ama bu "gler'in edinilmesinin keii gerek hedefinden, nirvnadsn

sapurabilecegini eklemeyi de unutmaz. Ayrca bu tr "gler'in

sergilenmesi selametin yaylmasna hibir biimde hizmet etmiyordu; baka yeinler ve esrimeciler de ayn mucizeleri gerekletirebilirdi; stelik dind kiiler
yalnzca bynn sz konusu olduunu sanabilirdi. Bu nedenle Budha, "mucizevi
gler"in r u h b a n d a n olmayanlar nnde sergilenmesini kesinlikle yasaklamt.

160. Koullanmam'n Paradoksu

M M u ' n u n elde ettii dind

bilincin

dnm ve gerekletirdii akld Yoga tr ve parapsikolojik deneyler gz


nnde tutulursa, nirvnann "doas" ve kurtulmu kiinin " d u r u m u " hakkndaki
Yasa metinlerinin aknl, duraksamalar, hatta elikileri daha iyi anlalr.
"Nirvanaya ermi kiinin varolu halinin btnsel bir tkenmeyle, yok olmayla m,
szle anlatlmaz bir lm sonras mutlu varolula m edeer olduunu bilebilmek
iin uzun uzun tartlmtr.

Budha, nirvnann elde edilmesini

bir

alevin

snmesine benzetmitir. Ama Hint dncesinde atein snmesinin onun yok


olmas deil, potansiyel bir hale geri dnmesi anlamna geldiine dikkat ekilmitir. 2 8 Dier yandan eger nirvta en kmil koullanmamsa, Mutlaksa, yalnzca
kozmik yaplan deil, bilgi kategorilerine de akn demektir. Bu d u r u m d a , (eger
varolu bir dnyada olu hali olarak anlalyorsa) nirvnaya ermi kiinin artk
28

A. B. Keith ayn imgeyi Upaniadlar'da, Senar ise Desan'da ortaya karmtr; kr. ValleePoussin, Nirvna, s. 146.

117

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

var olmad sylenebilir, ama o n u n nirvnada, koullanmamn iinde, yani hayal


edilmesi olanaksz bir olu hali iinde "var olduu" da ileri srlebilir.
Budha hakl olarak bu sorunu yantsz brakmtr; nk yalnzca Yol'a girenler
ve en azndan Yoga tr baz deneyleri gerekletirmi, onlar prajn
aydnlatm olanlar, bilin

dnmyle

dnce yaplarnn ortadan kaldrldn


paradoksal

bir

dzleme varlmakta

ve

birlikte

szel yaplandrmalarn

anlayabilir.
bu

ile gereince
ve

O zaman aykr, hatta

dzlemde varlkla

var

olmayan

akmaktadr; dolaysyla "Benlik" iin hem vardr hem de yoktur denebilir; kurtuluun tkeni ve ayn anda stn mutluluk olduu ileri srlebilir. Smkhya Yoga
ile Budizm arasndaki farkllklara karn, nirvnaya ermi, bir anlamda jivanmukta ya, "hayattayken kurtulmu"a benzetilebilir ( 146).
Bununla birlikte, kozmosun mutlak olarak almas, yani yok edilmesiyle
nirvna arasndaki edegerliliginin birok imge ve simge tarafndan yanstldm
vurgulamakta da yarar var. "Budha'nn yedi adm"nn kozmolojik ve zamansal simgeselligine daha nce deinmitik ( 147). Budha'nn varolular arkn (samsra)
paraladn, baka bir deyile h e m kozmosu, h e m dngsel zaman atn duyururken kulland "paralanm yumurta" benzetmesini de bunlara eklemek gerek.
Budha'nn "evi ykmas" ve arhat'larn "dam krmas" imgeleri de en az bu kadar
grkemlidir ve koullandrlm b t n dnyann yok edilmesini yanstrlar. 2 ' Hint
dncesinde (ve genelde geleneksel, arkaik dncede) "kozmos-ev-insan bedeni"
benzetinnesinin ne denli nemli olduu hatrlanrsa, Budha'nn nerdii amacn
devrimci yenilii daha iyi anlalr. Budha, "kalc bir konuta yerleme" (yani
m k e m m e l bir kozmosta belli bir varolusal d u r u m u varsayan) arkaik ideale kar,
kendisiyle ada ruhani sekinlerin idealini koymaktadr: dnyann yok edilmesi
ve "koullanm" her d u r u m u n almas.
Bununla birlikte Budha, "balang oluturan, ilk, yeni" bir reti yaydn asla
iddia etmez. Birok kez "kadim yolu," gemi zamanlarn "azizler"inin ve "uyanm
kmil kiiler"inin paylat zamand retiyi (aklika)

izlediini yineler. 3 0 Bu

29

Bkz. /mages et 5ymk>!es, s. 100 vd ve "Briser le toit de la maison" iinde (birok yerde) aln-

30

"Kadim yolu, bir zamanlarn uyanm kmil kiileri tarafndan k u r u l m u eski yolu grdm.

tlanan metinler.
te benim izlediimi iddia ettiim patika b u d u r " (Samytita-Ntetyd, II, 106). Nitekim,
"gemi zamanlarn azizlen, uyanm m k e m m e l kiileri, b u n bu yce varlklar da byle
bir amaca doru mritlenne, benim b u g n mritlenm g t r d g m biimde rehberlik etmitir; ve gelecek zamanlarda aziz, uyanm kmil kii olacaklar, b t n b u yce varlklar da

118

B U D H A ' N I N ARISI

yaklam, arsnn evrenselliini ve "ezeli ve ebedi" doruluunu vurgulamann


bir dier biimiydi.

mritlerine h u u n benim mritlerim 1 gnucltgun yoldn rehberlik edeceklerdir" (Muyluma.


II, 3-4; kr. a.g.y..

II, 112; III, 134).

ELETREL

KAYNAKA

155. ok sayda Pali metninin ingilizce evirisi bulunmaktadr. En nemlilerini sayalm: Dalogues

of he Budha (Digha Nikya),

Sacred

Books of the Buddhists,

ev. T. VV. ve C. A. Rlys Davds, 3 c. (Oxford. 1 8 9 9 - 1 9 2 1 :

c. 2-4); Furt/er Dialogjes

Chalmers, 2 cilt (Oxford, 1926-27, Sacred


Sayings

of the Budha (Majjhima

Boofcs oj the Buddhists,

Nikya).

ev. Lord

t. 5-6); The Boofe of Kindred

(Samyutkil) Nikya), ev. C. A. F. Rhys Davids ve F. L. W o o d w a r d (Londra, 1 9 1 7 - ] 9 3 0 ,

Pli Text Society,


Nikya),

Translation Series, 7, 10. 13-14, 16); The Bool of Gradual

ev. F. L W o o d w a r d ve E. M. Hare (Londra, 1932-1936, P.T.S.

24-27); Minr
1931, Sacred
vutlaka

Anhologies,

c. 1, Dhmnapda,

Bool s of the Buddhists,

Khuddakaptha.

Sayings

(Angutlara

Translation Series, 22,

ev. T. W. Rhys Davids ( O x f o r d ,

7), Minr Anthologes, c. II, Udna

"As /( Was Said," ev. F. L. W o o d w a r d (Oxford, 1935, Sacred

"Vtrses

o] Uplift"

and iti-

Books of the Buddhists,

no.

8).

En yararl antolojiler arasnda unlar saylabilir: H. C. \VarTer, Budti/ifso in Irosatijn


(Cambridge, Mass., 1896; birok kez yeniden baslmtr); Edward C.onze, Buddfust Tcxt$ Through thcAges

(Oxford, 1954; Harper Torchbooks, New York, 1964); E. Conze, Buddhist

res (Harmondsworth, 1959); E. J. Thomas, Harly Buddhist

Scnptures

Scnptu-

(.Londra, 1935); Lilian Sil-

b u r n , Le Boudcfsnc (Paris, 1977).


evirilerin kaynakas iin, b k 2 . Andre Bareau, "Le bouddlisne nden," Les Reiigims de
l'lnde

iinde, c. III (Payot, 1966, s. 9-246), s. 240-243. Bkz. a.g.y., s. 2 2 7 - 2 3 4 , "Hint Budizm

incelemelerinin tarihi."

156. Budha'nn retisinin temel ilkeleri zerine olduka zengin bir klliyat mevcuttur. En
iyi toplu inceleme eserleri unlardr: E. Conze, Budd/sm: Its Essence
1951; Harper Torchbooks, 1959, s. 11-69; Fr. ev. Le Bouddhisme
developpement.

Lcben,

Grundlage

(Oxford,

son essence et son


d'apres

les

(Paris, 1961); A. Bareau, a.g.y., s. 13-82. Ayrca bkz. M. Walleser, Die pfilodes l teren Buddismus (Hedelberg, 1904); Hermann Oldenberg, Budha,

se'ne Lehrc und seme Cememde

Upanishaden

dans

Payot, 1952, s. 9-67); Wa!pola Rahula, L'Ensegnemet du Bouddha

textes les pius ancens


sophische

and Development

und die Anfnge

(Berlin, 1881; 9. bask, 1921); ayn yazar, Die Uhre

sein
der

de s Buciftismus (Gttingen, 1915); E. Lamotte ve J. Przyluski,

"Bouddhisme et Upantad," BEFEO 32, 1932, s. 141-169; A. K. Warder, "On he Relationship


between Early Buddhism and Other Contemporary Systems," BSOAS 18, 1965, s. 43-63.

1 5 7 . Oniki etken forml hakknda, bkz. Surendranath Dasgupta, A Hisro/^ of ndian


sophy,

Philo-

c. 1 (Cambndge, 1922), s. 84 vd; A. Bareau, "Le bouddhisme indien," s. 40 vd; W. Rahu-

la, a.g.y.,

s. 79 vd; B. C. Law, "The Formulation of he Pratityasamutpda," JRSA, 1937, s. 2 8 7 -

292; A C. Banerjee, "Pratityasamutpda," indian

Hstorical

Quarterly

32, (Kalkta), 1956, s

2 6 1 - 2 6 4 ; Thera Narada, "Kamma or the Buddhist Lawof Causation," B. C. Law Volume,


(Poona, 1946), s. 158-175. Aynca kr. L. de la Vallee Poussn, Bouddhisme.
Iheorie des Douze

Causes

(Gent, 1913).

120

Etudes

Bol. II

et mat(naux.

BUDHA'NIN ACKIbl

Anaa

retisi hakknda, bkz. L. de la Vallee Poussin, NrrvdMi (Paris, 1925); E Conze, Le

bouddhisme,

s. 16 vd; ayn yazar, Buddhist

Thought

in lda (Londra, 1962). s. 34 vd; W. Rahula,

a.g.y., s. 77 vd. Aynca kr. Maryla Faik, "Nnirtmya and Karman," Lous de la Vallee Poussin
morial

Voiume

Me-

iinde (Kalkta, tarihsiz), s. 429-464.

Eri eski Budizmin g n d e m e getirdii sorunlar h a k k n d a , bkz. Frank Reynolds, "The T w o


VVheels of Dhamma: A Study of Early Buddhism" (The Two

Whecls

oj Dhanuna

iinde, C h a m -

betsburg, Pennsylvania, 1972, $. 6-30; kr. ayn yazar, "A Bibliographical Essay on \Vorks related to Early Theravada and Sinhalese Buddhism," a.g.y.,

s. 107-121).

158. Nrvna'nn Batl yorumlarnn mkemmel bir tarihi iin, bkz. Gy Rchard W e l b o n .
The Buddhiu

Nirvna

and rs Western

lnterpreers

(Chicago ve Londra, 1968); kr. zellikle

H e r m a n n Oldenberg (s. 194-220), T. W. ve C A. F. Rhys Davids (s. 221-248) ve L. de la Vallee


Poussin ile T. Stcherbatsky arasndaki tartma (s. 248-296) zerine blmler. De la Vallee Poussin'in ilk yorumu iin, bkz. The Way
ne ojSalvation

to Nirvna:

Six Lectures

on Ancenl Buddhism

as a Diisi-

(Cambridge, 1917), N vna (Paris. 1925) ve "Nirvna" makalesi, Indian

Historical

Qarter!_y 4, iinde, 1928, s. 347-348. Stcherbatzky'nin grleri iin, bkz. The Central Concepton oj Buddhism

and the Meanng

Buddhis

(Leningrad, 1927). Bununla birlikte u z u n bir tartmann ardndan her iki bi-

Nirvna

of the Wod

"Dhanna"

(Londra, 1923) ve The Concepion

of

lim adam da kendi rakibinin y o r u m u n a ikna oldu; kr. T. Stchrbatsky, "Die drei Richtungen in
der Phlosophie des Buddhsmus'' (Rocznik Orjentalistyczny,

10, 1934, s 1-37); L. de la Vallee

Poussin, "Buddhica" (H/AS 3, 1938, s. 137-160).


Friedrich Heiler nirvna
buddhistische
"Nirvna
Uberte

Versenhung

kavramn dinsel deneyim ltlerine gre incelemitir: kr. Die

(Mruh, 1918).

yolu" ve erginlenme simgeselligi hakknda, bkz. M. Ehade, Le Yoga.

Immortalite

et

(Paris, 1954; 6. bask, 1975), s. 169 vd. Yoga ile Budizm arasndaki ilikiler k o n u s u n -

da, bkz. L. de la Vallee Poussin, "Le b o u d d h s m e et le Yoga de Patanjali" (Mimotres

Ch'ois et

Bouddhques 5, Brksel, 1937, s. 223-242); M. EUade, Le Yoga, s. 173 vd; kr. a.g.y., s 382-383,
kaynaka bilgileri; u eserleri ekleyin: Gerhard O b e r h a m m e r , StruJturen yogischer

Meditation

(Viyana, 1977), s. 102 vd.

159. Budist meditasyon teknikleri hakknda, bkz. Le Yoga, s. 173 vd ve kaynakalar iin,
a.g.y.,

s. 3 8 3 vd; Grace Constant Lounsbeny, Buddhist

ra, 1950); E. Conze, Buddhist

Meditation

Meditaton

in the Southern

School

(Lond-

(Londra. 1956).

Jhin'tet ve. dkanmyo^'Uv YakV-mia, bV.2..

de. \a VaMe P o u s s t a , "MuslYa e Narada"

(Mfmoires Chinos et Boudddhiques 5, 1937, s. 189-222) "Yksek limler" (abhijn)

hakknda,

bkz. L. de la Vallee Poussin, "Le Bouddha et les Abhijns," Le Museon, 44, 1931, s. 3 3 5 - 3 4 2 ;
EUade, Le Yoga, s. 183 vd, 3 8 4 ("mucizevi gler" zerine kaynaka).

121

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

160. Arkat'lar

hakknda, bkz. Le Yoga, s. 178 vd; E. Conze, Le Bouddhisme,

s. 9 1 vd; A. Bare-

au, "Le b o u d d h i s m e idien," s. 6 0 vd, 123 vd; aynca kr. lsaline H o m e r , The Early
Theory of Man Perfected: A Study

of the Arhal

Asansfera'nn mistik yaps k o n u s u n d a ,


bouddhique.

Evolufion de la notion d'asamskrta

Buddhist

(Londra, 1936).
bkz.

Andrt

Bareau, L'Absoiu en ph/osophe

(doktora tezi, Paris, 1951).

Koullandrlm dnyann yok edilmesiyle ilgili imgeler zerine (Budha'nn "evi ykmas" ve
a r t a r l a r n "dam krmas"), bkz. M. Eliade, Images et ymtoles, s. 100 vd; ayn yazar, "Briser le
T o k de la Maison: Symbolisme archecionque et physiologie subtile" (Siudies in Mystcsm and
Religion Presented

to Gershom G. Scfolem iinde, Kudus, 1967, s. 131-139).

XX. B L M

ROMA DN: BALANGICINDAN


BAKKHANALA DAVASINA (y. M 186)

161. Romulus ve Kurban Edilen Maktul Eski tarihilere gre, Roma M


754'e doru k u r u l m u t u ; arkeolojik buluntular bu rivayetin geerliliini dorulamaktadr: Urbs sit alannda M VIII. yzyln ortasndan itibaren ikamet edilmeye
balanmt. Roma'nn kurulu miti ve ilk krallarn efsaneleri Roma dininin anlalmas iin ok nemlidir, ama bu mitolojik toplam baz etnografik ve toplumsal
gereklikleri de yanstmaktadr. Roma'nn douu ncesinde yaanan masals olaylar unlar ortaya koymaktadr: 1) Farkl kkenlerden kaaklar bir araya toplanm
ve 2) birbirinden tamamen ayr iki budun grubu kaynamtr. Roma halknn
kt Latin budunu, yerli neolitik a nfusuyla Alpler'in kuzeyinden aa inen
Hmt-Avrupal istilaclarn karmnn sonucudur. Bu ilk sentez. Roma ulusunun ve
kltrnn

ilk

rneini

oluturur.

Nitekim

budunsal,

kltrel

ve

dinsel

asimilasyon ve btnletirme sreci imparatorluun sonuna kadar devam etmitir.


Tarihilerin naklettii rivayete gre, Alba kral Numitor, kardei Amulius
tarafndan tahttan indirildi. Amulius, saltanatn gvenceye almak iin, Numitor'un
oullarm ldrd ve kz Rhea Sylvia'y da Vesta rahibesi olmaya zorlad.' Ama
Sylvia, Mars'tan hamile kald ve iki erkek ocuk dourdu: Romulus ve Remus. Tiber kysnda sulara {bir beik iinde) terk edilen ve mucize eseri bir dii kurt
t s r a f m d a n emzirilen ikizleri bir sre sonra bir oban b u l u p evine gtrd ve kars
o n l a n bytt. Romulus ve Remus yetikin birer erkek olunca, dedeleri tarafndan
tannp kabul edildiler ve taht gasbedeni ortadan kaldrdktan sonra. Numitor u yeniden tahta kardlar. Ancak Alba'dan ayrldlar ve ocukluklarn geirdikleri yerde bir kent kurmaya karar verdiler. Tanrlara danmak iin Romulus Palatium'u
seerken, Remus ise Aventinus tepesine yerleti. lk uurlu iareti Remus fark etti:
Gkte alt akbaba uuyordu. Ama Romulus oniki akbaba grd ve kenti k u r m a onur u o n u n oldu. Palatium'un evresine sabanla bir iz at: Sabann iki yanndan alp
kenarlara biriken toprak, surlar; sabann izi ise hendei temsil ediyordu ve kimi
yerlerde saban kaldrarak gelecekte kaplarn nerelere alacan belirlemiti. Re" Vesta rahibeleri hayatlar boyunca bakire kalyorlard -n.

123

D N S E L I N A N C L A R VE D N C E L E R TARH - H

mus, kardeinin bu gerekd terminolojisiyle alay etmek iin, bir srayta


"suru" ve "hendei" at. O zaman Romulus o n u n zerine atld ve yle haykrarak
kardeini ldrd: "Gelecekte benim surlarm aacak herkes ite byle lsn!"'
Bu rivayetin mitolojik nitelii aktr. Sargon, Musa, Keyhsrev ve baka nl
kiiliklerin de efsanelerinde grlen, yeni doan bebein terk edilmesi izlei burada da karmza kyor (kr. 58, 105). Mars'n ikizleri emzirmesi iin gnderdii
dii kurt, Romallarn savalk vasflarnn almetidir. Terk edilme ve dii bir
yrtc hayvan tarafndan emzirilme, mstakbel kahramann gemesi gereken ilk
erginlenme snavdr. Bunu ergenlik andaki ocuun yoksul ve kaba saba insanlar

arasnda,

kimliini

bilmeden

geirdii

raklk

dnemi

izler

(rnein

Keyhsrev). Gerek "dman (ikiz) kardeler," gerekse amcann (veya dedenin) yok
edilmesi izlegi de ok yaygndr. Kent kuruluunun bir saban iziyle belirlenmesi
riteline (sulcus primigemus) gelince, birok kltrde bunun koutlar saptanmtr
(Dman bir kentin surlar yklp, harabelerin evresinde abanla bir iz alnca da,
bu kent

ritel

anlamda yok edilmi oluyordu 2 ). Baka birok

gelenekte de

grld zere, aslnda bir kentin kuruluu kozmogoninin yinelenmesini temsil


eder. Remus'un kurban edilmesi de, Purua, Ymir, P'an-Ku rneindeki gibi ilk
kozmogoni kurbann yanstr (kr. 75). R o m a n n yerleim

alan zerinde

ldrlen Remus, kentin mutlu geleceini, yani Roma halknn douunu ve Romulus'un kralla kn salar. 3
Bu mitolojik rivayetin, ilk tarihiler tarafndan kayda geirilmeden nceki

za-

mandizinini ve urad deiiklikleri saptamak gtr. Arkaik nitelii tartma


gtrmezdir ve Hint-Avrupa kozmogonileriyle

baz benzerlikleri

ortaya

kon-

mutur. Konumuz asndan daha retici olan ise, bu efsanenin Romallarn bilincindeki yansmalardr. "Roma tanrlarna sunulan bu ilk kanl kurban, halkn belleinde h e p k o r k u n bir an olarak kalacaktr. Kuruluun zerinden yedi yzyldan
fazla bir sre getikten sonra, Horatius bu olay hl bir tr ilk gnah olarak
grmekte ve bu gnahn sonularnn kanlmaz bir biimde Romallarn birbirini
boazlamasna, dolaysyla kentin yok oluuna yol aacan dnmektedir. Roma,
tarihinin her bunalml annda, zerinde bir lanetin arln hissettiini sanarak,
1

2
3

Titus Livius, 1, 3 vd; Ovidius, Fat, 11, 381 vd; Halikamassoslu Donysios, Romaike Arkhologia, I, 76 vd; Plutarkhos, Romulus, 1II-XI; vb.
Servius, ad Aeneid IV, 212.
Florus, Rerum Pomanontm epitome, I, 1, 8; Propertius. IV, 1, 31; ayrca bkz. Jaan Puhvel,
"Remus et frater," s. 154 vd.
Puhvel, a.g.y., s. 153 vd; Bruce Lincoln, "The Indo-Eropean Myth of Creation," s. 137 vd.

124

R O M A DN

kayg iinde kendini sorgulayacaktr. Roma douu srasnda ne insanlarla, ne de


tanrlarla bar iindeydi. Bu dinsel kayg kentin kaderi zerinde arln hissettirecektir."'

162. Hint-Avrupa Mitlerinin "Tarihselletirilmesi" Rivayete gre, kent nce


blgenin obanlar, sonra da Latium'un srgnleri ve serserileri tarafndan iskn
edilmiti. Romulus kadn b u l m a k iin bir sava hilesine bavurdu: Komu kentlerd e n ailelerin de gelip katld enlik srasnda, Romulus'un silah arkadatan gen
Sabin kzlar zerine atlp, o n l a n evlerine srklediler. Sabinler ile Romallar
arasnda kan sava herhangi bir askeri sonuca balanmadan srp gitti; sonunda
kadnlar, aileleriyle kendilerini karanlarn arasm buldu. Barma, birok Sabinin
kente yerlemesine yol at. Romulus kentin siyasi yapsn rgtledikten, senatoyu
ve halk meclisini kurduktan sonra iddetli bir frtnada kayboldu ve halk da onu
tanr ilan etti.
Kardeini ldrmesine karn, Romulus figr Romallarn bilincinde rnek bir
kiilik haline geldi ve yle de kald: O h e m kurucu hem yasa koyucu, sava ve rahipti. Rivayetler, Romulus'un ardllar k o n u s u n d a gr birlii iindedir. Bunlarn
ilki Numa adnda bir 5abindi ve kendini dinsel kurumlarn rgtlenmesi iine verdi; zellikle Fides Publica, Salam man tapmm ne kartt, bu yemin tanras
h e m bireyler, h e m de uluslar arasndaki ilikileri ynetiyordu. Numa'nn ardllar
iinde en mehuru, altnc kral Servius Tullius'tu; Roma toplumunun yeniden
rgtlenmesi, idari reformlar ve kentin bytlmesi o n u n adyla anld.
Roma'nn kuruluundan balayp son kral Etrskl Tarquinius Superbus'un devrilmesine ve Cumhuriyet dneminin balamasna kadar yaanan birok masals
olay nakleden bu rivayetin geree uygunluu uzun sre tartlmtr.

Byk

olaslkla kolektif bellein etkisiyle zaten deitirilmi olan baz kiiliklere ve tarihsel olaylara ilikin anlar, zel bir tarihyazm anlayna uygun bir ekilde
yorumlanm ve dzenlenmiti. Georges Dumezil. Romallarn Hint-Avrupa mitolojisinin byk izleklerini hangi ynde "tarihselletirdiini" gstermitir (kr.
63); yle ki Etrsk ve Yunan etkileri grlmeye balamadan nceki en eski Roma
mitolojisinin Titus Livius'un ilk iki kitabnda rtl

olarak bulunduu sy-

lenmitir.

Pierre Grimal, La Cnilisation Romaine. s. 27. Horattus, ilk karde katlinin sonularna Epodc,
VII, 17-20'de deginvt.

125

D N S E L I N A N U R V E D U U N C I U ER T A R H - II

rnein Romallar ile Sabinler arasndaki sava kon u su n d a , Dumezil skandinav


mitolojisinin ana olaylarndan biriyle, zellikle de iki tanrsal halk. Aslar ve Vanlar
arasndaki atmayla olan artc simetriye dikkat eker. Birinciler Odin ve
Thor'un evresinde toplanmtr. efleri olan Odin, byc-kral-tanndr; ekili
tanr Thor, gn byk hkimidir. Buna karlk Vanlar, bereket ve zenginlik
tanrlardr. Aslarn saldrsna urayan Vanlar direnir; ama Snorri Sturluson'un dedii gibi, "kah bir taraf, kh dier taraf zaferi kazanmaktadr. Bu pahal yarbaanlarn srekli el deitirmesinden bkan Aslar ve Vanlar bar yapar: Balca
Van tanrlar Aslann yanma yerleir ve temsil ettikleri bereket ve zenginlikle Odin
evresinde toplanm tanrlar snfn tamamlarlar. ki tannsal halkn kaynamas
bylece sonulanr ve Aslarla Vanlar arasnda bir daha atma yaanmaz ( 174).
Georges Dumzil, bu mitolojiyle Romallar ve Sabinler arasndaki savan benzerliklerini vurgular. Bir yanda Mars'n olu ve lupiter'in korumas altndaki Romulus ve o n u n rktc savalar olan, fakat yoksul ve kadnsz arkadalar; dier
yanda ise, Tatius ve balca zellikleri zenginlik ve bereket olan (nk kadnlar
vardr) Sabinler. Aslnda bu iki taraf birbirini tamamlayc niteliktedir. Sava bir
zaferle deil, kadnlarn giriimi sayesinde sona erer. Bartan sonra Sabinler Romulus'un arkadalaryla kaynamaya ve bylece onlara zenginlik tamaya karar verirler. Artk ortak olan iki kral, tapmlan kurar: Romulus yalnzca lupiter'e, Tatius
ise ilerinde Quirinus'un da yer ald bereket ve yer tanrlarna tapar. "Ne bu ifte
saltanatta, ne de daha sonra Roma'nm Sabin bileeni ile Latin, Albal, Romulus'iu
bileeni

arasnda bir

tamamlanmtr."

ayrlktan

sz

edildii

asla

duyulmayacaktr.

Toplum

Geri birok bilginin de d n d gibi, ardndan barn geldii bu savan tarihsel bir gereklii ve zellikle de "yerli ahali" ile Hint-Avnpah fatihler arasndaki kaynamay yanstmas da m m k n d r . 7 Ama "tarihsel olaylar"n Hint-Avrupa
toplumlarna zg bir mitolojik emaya gre yeniden dnlp dzenlenmesi de
anlamldr.

skandinav

mitolojisinden

bir

blmle

Roma

tarihsel

efsanesi

arasndaki artc simetri, Roma'daki Hint-Avrupa mirasnn btn incelendiinde derindeki anlamn gzler nne serer. ncelikle, en eski l Roma t a n n gru-

Georges Dumezil, L'heriiage indo-europien a Rome, s. 127-142; La rcligion loiname archalquc.


s. 82-88.
Ama budunsal bileenlen cenaze ritellerinden yola karak ve topraa gmmeyi ahinlere,
lleri yakmay ise Latinlere atfederek tanmlamak tedbirsizlik olur; kr. H. Mtlller-Karpe.
aktaran Dumezil, La rel rom. arck, s. 10.

126

R O M A DN

bunun - l u p i t e r , Mars, Q u i r i n u s - dier Hint-Avrupa halklarnda da bulgulanan


blml ideolojiyi ifade ettiini hatrlatalm: bysel ve hukuksal egemenlik ilevi
(lupiter; Varuna ve Mitra; Odin); sava g tanrlar ilevi (Mars; Indra; Thor) ve
son olarak da bereket ve ekonomik refah t a n n l a n (Quirinus; Nasatya ikizleri;
Freyr).

Bu ilevsel

blnmesinin ideal

tanr

rneini

grubu,

Hint-Avrupa

oluturur:

Rahipler,

toplumlarnn

savalar

tarmclar (yalnzca Hint rneini sayacak olursak, brhmana'hr,

ve

snfa

hayvanclarkatriya'lar

ve

vaiya'lar; kr. 63). Roma'da toplumsal adan e blnme olduka erken bir
dnemde dalmtr; ama efsanevi airet geleneinde bunun anlar fark edilmektedir.
Bununla birlikte Hint-Avrupa mirasnn z, byk oranda tarihselletirilmi
bir biimle k o r u n m u t u r . Birinci ilevin birbirini tamamlayan iki eilimi -VarunaMitra iftinin yanstt bysel ve hukuksal egemenlik- Roma'nn iki kurucusunda
da bulunur: Romulus ve Tatius. Birincisi, iddet kullanan yar-tanr, lupiter Feretrius'un* korumas altndadr; dengeli ve bilge, sacra ve leges'in kurucusu olan ikincisi
Fides Publica'ya baldr. Onlar yalnzca sava nitelii bulunan kral Tullus Hostius ve saltanat dneminde kent kaplarnn zenginlie ve uzun mesafeli ticarete
ald Ancus Marcius izler. 8 Ksacas, ilevin tannsal temsilcileri, ilk Roma
krallar dizisi iinde "tarihsel kiilikler"e dntrlmtr. Balangcn hiyerarik
forml - t a n n s a l b l m l l k - zamandizinsel bir dizi tarznda, dnyevi koullar
iinde ifade edilmitir.
Georges Dumezil, Hint-Avrupa mitlerinin Roma'da tarihselletirilmesinin baka
rneklerini de gn na karmtr. Horatius kardelerden ncsnn, Curiatius karsnda kazand zaferi hatrlatalm; b u zafer, Indra ve Trita'nn Bal
Canavar' yenmesinin izdmdr. ki sakatn, Horatius Cocles (Tek Gzl
Horatius) ve Mucius Scaevola'mn (Solak Mucius) ("Tek Gzl" ile "Solak") efsanesi
de Iskandinavlann tek gzl tanr ve olak tanr, yani Odin ve Thor iftinde
koutunu bulur.

* lupiter Feretnus. Roma tanrs lupiter'in ilevi anlalamam bir yn. Feretrius isminin

8
9

anlam belirsizdir; "silahlan kutsayan," "anlamalarn yapcs" veya "arpan" anlamlanna


gelebilir -yn.
Bkz. G. Dumfzil, Mythe et (popte, c. I, s. 271 vd; c. 111, s. 211 vd.
Dumzl, La religion romaine archaique, s. 90, daha nceki almalanna gndermelerle birlikte.

127

D I N S E I N A N L A R VK D U N C E U - R TARIMI - II

Bu karlatrmal aratrmalarn sonulan ok nemlidir. lk olarak, Roma dininin kklerinin "ilkel" trde inanlarda aranmamas gerektiini gsterir, 1 0 nk
Roma halknn olutuu dnemde Hint-Avrupa dinsel ideolojisi hl etkiliydi. Bu
miras yalnzca belirgin bir mitolojiyi ve ritel tekniini deil, tutarl ve ak bir
ekilde formle edilmi bir teolojiyi de kapsyordu: Dumezil'in maiestas,
mos, augur,

gravitas,

augustus vb terimler hakkndaki zmlemelerini okumak, b u n u anlama-

ya yeter."
Mitolojik izleklerin ve Hint-Avrupa mitsel-ritel senaryolannn "tarihselletirilmesi," bir baka n e d e n d e n trii de nem tar. Bu sre Roma dinsel dehasnn
ayrt edici zelliklerinden birini, onun metafizik kart eilimini ve "gereki"
vasfn da ortaya koyar. Nitekim Romallarn kozmik hayatn ve tarihin dolaysz
gerekliklerine gsterdikleri tutkulu, dinsel ilgi, srad grnglere (bunlar almet
oLarak da kabul edilir) verdikleri hatr saylr nem ve zellikle de rimellerin
gcne duyduklar derin gven arpcdr.
Sonu olarak, Hint-Avrupa mitolojik mirasnn kentin en eski tarihi iinde gizlenerek hayatta kalmas olgusu, kendi iinde. Roma dinsellimn zgl yapsn gzler
nne seren bir dinsel yaratm

oluturmaktadr.

163. Roma Dinselliginin zgl Nitelikleri Metafizik kart dzenleme ve gerek kozmik, gerek tarihsel dolaysz

gerekliklere

gsterilen (dinsel nitelikteki) canl il-

gi Romallarn olaandlklara, rastlantlara veya yeniliklere kar tavrnda kendin i ok erken bir dnemden itibaren belli eder. Gerek Romallar, gerekse genelde
krsal toplumlar asndan, ideal l kendini yllk d n g n n dzenliliinde, mevsimlerin dzenli bir ekilde sralanmasnda da vuruyordu. Her kkten yenilik,
kural ihlaliyle edeerdi; sonuta kaosa geri dnme tehlikesini beraberinde getiriyordu (Eski Msr'da da benzer bir anlay iin bkz. 25). Ayn ekilde olaand
her d u r u m -mucizeler, srad olaylar (canavarlarn domas, gkten ta yamas
v b ) - tanrlarla insanlar arasndaki ilikilerde bir krizi haber veriyordu. Mucizeler
tanrlarn
10

11

honutsuzluunu, hatta fkesini aa vuruyordu.

Sradna

kan

Sz konusu yaklam zellikle yanstan, H. J. Rose'dur; "yzyllar boyunca numen'in yalnzca


numen dei, u veya bu tannmn davurulmu iradesinden baka bir ey olmadn" dikkate
almayan Rose, ntunen'i mam ile zdeletiriyordu (Dumezil, La rel rom. arch., s. 47).
Kr. idees romaines, s. 31-152. Geri bu genel kuramsal aklama ve ayn zamanda dnya
zerinde ampirik egemenlik sisteminin yannda, yabanc kkenli birok inan ve tannsal
figrde vard; ama Roma halknn etnogeness Ibudundoguml anda bu yabanc dinsel
miras zellikle krsal katmanlar kapsyordu.

128

R O M A DN

grngler tanrlarn kolay zlemeyen teofanileri demekti; belli bir adan,


"olvmsuz tanrsal tezahrler"! oluturuyorlard.
Yahve de niyetlerini kozmik grngler ve tarihsel olaylarla duyuruyordu: Peygamberler durmakszn bunlar yorumluyor, haber verdikleri korkun tehditleri
vurguluyorlard (bkz. 116 vd). Romallar asndan mucizelerin kesin anlam belli deildi; tapmla ilgili meslek erbab tarafndan zmlenmeleri gerekirdi. Bu dur u m kehanet tekniklerinin byk nemini; Etrsk haruspefcs'lerine" duyulan korkuyla kark saygy ve daha ge bir dnemde Sibylla Kitaplar'yla dier kehanet
derlemelerini aklar. Kehanet, grlen (auspicia) veya duyulan alametlerin (omina)
y o r u m u n d a n oluuyordu. Yalnzca yarglarn ve askeri nderlerin bunlar aklama
yetkisi vard. Ama Romallar kendilerine almetleri reddetme hakkn tanmt. 1 2
Ayn zamanda falc olan bir konsl, planlarna engel olabilecek iaretleri grmezden
gelebilmek iin, kendini kapal bir tahtrevanda tatabiliyordu. 1 3 Mucizenin anlam
bir kez zlnce, lustratio" ve dier arndrma ritellerine bavurulurdu; nk bu
"olumsuz teofaniler" bir kirlenmenin varln haber vermiti ve bu kirlenmenin
zenle pskrtlmesi nemliydi.
Mucizelerden ve kirlenmelerden duyulan lsz korku, ilk bakta

batl

inanlarn yaratt bir dehet olarak yorumlanabilir. Bununla birlikte zel trde
bir dinsel deneyim sz konusudur; nk tanrlarla insanlar arasnda byle srad
tezahrler araclyla diyalog kurulur. Kutsallk karsndaki bu cavr, doal
gerekliklere, insan etkinliklerine ve tarihsel olaylara, ksacas somut, zel ve o ania
yaanan

olaylara dinsel deer yklenmesinin dorudan sonucudur. Ritellerin

oalmas bu tavrn bir dier ynn oluturur. Tanrsal irade, sonsuz bir dizi
srad iaret ve olayla hic et nuc (imdi ve burada) tezahr ettiine gre, en etkili
ritelin hangisi olacan bilmek a y n bir nem kazanr. Btn tanrsal kendiliklerin
zgl tezahrlerini ayrntlartna varncaya dek tanmak, olduka karmak bir
kiiletirme srecini tevik etmitir. Bir tanrnn ok sayda tezahr ve farkl
ilevleri, zerk "kiiler" olarak birbirinden ayrlma eilimi gsterir.

12
15

Haruspeks: Gerekletirilecek bir iin uygu olup olmadyla ilgili olarak kesilen bir kurbann
barsaklarna bakarak tanrnn karann bildiren khin -yn.
kr. dierleriyle birlikte Cicero, De dvinatiou:, 1, 29
De dn., 11, 77.
Lustratio: Ktcl etkilerden korunmak ve ksmetinin almas iin yaplan bir anndrma
ayini. Bu ayin erevesinde kentler, bedenler, toprak paralan anndnlabilirdi -yn.

129

D N S E L I N A N C l ^ R V E D N C E L E R T A R I M I - [1

Kimi durumlarda bu kiiletirmelerin sonucunda gerek bir tanrsal figr ortaya


kmaz. Onlara, teker teker anlsalar bile, hep g r u p halinde yakarlr. rnein
tarmsal etkinlik belli sayda kendiliin h k m n d e geliir; b u n l a n n her biri -nadasa braktktan sonra topra srmek, hasat etmek, rn arabalara ykleyip
tamaya ve istiflemeye k a d a r - zel bir aamay ynlendirir. Aziz Augsdnus'un
mizahi bir yaklamla hatrlatt gibi, 1 4 yeni doan bebein viyaklamasna ve konumasna yardm etmek iin Vaticanus ve Fabulinus'a, bebei yedirmek ve iirmek
iin Educa ve Pohna'ya, yrmeyi renmesi iin Abeona'ya yakarlrd ve liste
bylece uzayp giderdi. Ama bu doast kendiliklere yalnzca tarmsal ilerle ilgili
olarak ve zel tapm iinde yakarlr. Bunlar gerek kiiliklerden yoksundur ve
" g l e r i etkili olduklar snrl alan amaz. 15 Bu kendilikler, morfolojik adan
tanrlarla ayn hali paylamaz.
Romallarn vasat mitolojik imgelemi ve metafizik karsndaki umursamaz
tavrlar, g r d m z gibi, somuta, zele, imdi ve burada olana kar gsterdikleri tutkulu ilgiyle telafi edilmitir. Roma dinsel dehas pragmatizmiyle, istenen
sonucu alma ynndeki arayyla ve aile, gens, vatan gibi zellikle de organik
topluluklarn "kutsallatrlmas" ile sivrilir. Mehur Roma disiplini, onur veren
ykmllkleri (fdes), 16 sadakatleri, devlete ballklar. H u k u k a atfettikleri dinsel
saygnlk; insan kiiliinin deer kaybna uramas ekiinde yansr: Birey, yalnzca
grubuna ait olduu oranda nem tar. Romallar bireyin dinsel nemim ancak daha
ge bir dnemde. Yunan felsefesinin ve doulu selamet tapmlarmn etkisiyle kefeder; ama nemli sonulara yol

aacak bu keif (kr.

206) zellikle kent

nfuslarn etkilemitir.
Roma dinselliinin toplumsal nitelii, 17 ncelikle de tekilerle ilikilere verilen
nem, pietas

terimiyle ak olarak ifade edilmitir. Piare (bir kirlenmeyi, lekeyi,

ktye iaret eden bir almeti silmek, yattrmak vb) fiiliyle ilikilerine karn, pietas

h e m ritellere,

dzenlerimi5)

hem

de insanlar

arasndaki

doal

(yani kurallara gre

ilikilere titizlikle uyulmas anlamna gelir. Bir oul iin pietas,

babasnn szn dinlemektir; itaatsizlik canavarca, doal

dzene aykr

bir

davranla edeerlidir ve sulu, bu kirlenmenin kefaretini kendi lmyle deH


15

16
17

G'vtas Dei Tanr'nm Kenti], VI[, 3.


stelik bu snrl alanlann iinde bile bu kendilikler nemli deildir; kr. Dumezil, La rel.
rom., s. 52 vd.
Fides hakknda, bk2. Dumezil, a.g.y.. s. 156, dipnot 3 (en son kaynaklar).
XX yzyln kutsallktan uzaklam toplumunda baz Hristiyan kiliselerin gsterdii yeniden "gncellik kazanmak" abalannda da benzer bir eilime rastlanmaktadr (bkz. c. li).

130

ROMA DM
melidir. Tanrlara kar petos'n yam sra, ait olunan gruplarn yelerine, kente ve
son olarak da b t n insanlara kar da pietas vardr. "nsanlarn hakk" (jus gent/um),
yabanclara bile kar belli grevler belirliyordu. "Humanitas kavram aka ortaya
knca, bu anlay Helen felsefesinin de etkisiyle" tam olarak serpilip geliti.
"Humanitas,

yalnzca insan trne aidiyet olgusunun gerek bir akrabalk olutur-

d u u , bunun tpk ayn gens'in veya ayn kentin yelerini birbirine balayan ve
dayanma, dostluk ya da en azndan sayg grevleri yaralan akrabala benzedii
dncesidir." 1 8 XVIII. ve XIX. yzyllarn "insancl" ideolojileri aslnda eski Roma
pietas

kavramn yeniden ele alp, kutsallndan uzaklatrarak gelitirmekten te

bir ey yapmamtr.

1 6 4 . zel Tapm: Penat'lar, Lar'lar, Man'lar Putperestliin sonuna kadar - p a terfamilias [aile reisi) tarafndan ynetilen- zel tapm, devlete bal meslek erbab
tarafndan gerekletirilen kamusal tapmn yannda zerkliini ve nemini korudu.
Srekli deitirilen kamusal tapmdan farkl olarak, ocan evresinde gerekletirilen ev tapm Roma tarihinin oniki

yzyl

boyunca

pek

deimemi

gibi

gzkmektedir. Dier Hint-Avrupa halklarnda da bulguland gibi, arkaik bir


tapm sistemi sz k o n u s u d u r . Tpk riler a Hindistan'nda olduu gibi, evdeki
ate, tapmn merkezini oluturuyordu: Bu atee her gn besin sungular, ayda
kez de iek sungular vb veriliyordu. Tapn, atalarn mitsel-ritel kiiletirilmeleri olan Penat'lar ve Lar'lara ve bireyin bir tr "ikizi" olup, onu koruyan gcmus'a"'
sesleniyordu. Doum, evlilik ve lm anlarnn yaratt krizler, baz ruhlar ve daha kk tanrlar tarafndan ynetilen zel gei

ritellerini

gerektiriyordu. Daha

yukarda (s. 130) yeni doan bebein evresine arlan kendilikleri belirtmitik.
Dinsel evlilik treni yer ve ev tanrlarnn (Tellus, daha sonralar Ceres vb) ve evlilik yemininin koruyucusu olarak l u n o ' n u n himayesinde gerekletiriliyor ve kurban
trenleri ve ocan tavaf edilmesini ieriyordu.
lnn topraa verilmesinin dokuzuncu gn tamamlanan cenaze rimelleri,
dzenli yaplan "l akrabalar" (divi parentes)
IH

11

veya Man'lar tapm iinde srdru-

P. Grimal. a.g.y.. s. 89. Late'n pietas hakkndaki "siyasi" varsaymna (Rn/sc/e Re/ginsgeschkhte, s. 236-239) kar, bkz. P. Boy."ince, La rchgion de V/g'le (1963), s. 58 ve Dumezil, La
rel. rom. arch., s. 400.
Genius (og. gemi): Kelime anlam "dounan." Bir erkein, ocuk salb olmasn salayan
korucuyucu ruhu. Kadnlarda luno (Juro) denilen koruyucu ruh3 karlk gelir.
Paterfamiiias'n doum gnnde ev halk ailenin genius'una (gcus pata famlias) taptrdt yn.

131

R l N S f c l . N A N l . A K VT; D S N O ' l E R VARIMI - II

lyordu. Onlara iki bayram adanmt: ubat ayndaki Parentalia ve mays ayndaki
Lemuria.

!lk

bayram

srasnda

yarglar

zerlerinde

alametlerini

tamyor,

tapmaklar kapatlyor, sunaklardaki ateler sndrlyor ve dn yaplmyordu. 1 9


ller yeryzne geri geliyor ve mezarlarn zerindeki gdalarla besleniyorlard. 2 0
Ama atalar asl yattran pietas'u

(animas

placare

patcrnas:

a.g.y., 21, 533). Eski Ro-

ma takviminde ubat yln son ay olduuna gre, iki zaman dngs arasnda kalan ara dnemlerin ayrt

edici zelliini oluturan "kaotik" ve akkan hale

katlyordu. Kurallar askya almyor, ller yeryzne geri dnebiliyordu. Lupercalia riteli de ubat aynda yaplyordu ( 165): Toplu arnmalar "Yeni Yl "la simgelenen evrensel yenilenmeyi (= dnyann ritel anlamda yeniden yaratlmasn)
hazrlyordu. 2 1
Lemuria'nn gn boyunca (9, 11 ve 13 Mays), ller (Icmur'lar; etimolojisi
bilinmiyor) yeniden geri geliyor ve kendi soylarndan gelenlerin evlerini ziyaret
ediyorlard. Onlar yattrmak ve baz yaayan insanlar beraberlerinde gtrmelerini engellemek iin, aile reisi azn kara bakla taneleriyle dolduruyor ve
onlar tkrrken bir yandan u sz dokuz kez tekrarlyordu: "Bu baklalarla kendimi ve yaknlarm aklyorum." Sonunda hayaletleri rktmek iin tuntan bir
nesneyle grlt kararak dokuz kez yle diyordu: "Atalarmn Man'lar, gidin
buradan!" 22 llerin dnyaya yaptklar dnemsel ziyaretlerin ardndan ritellerle
tekrar yerlerine dndrlmeleri, b t n dnyada ok yaygn bir trendir (kr. Anthesteria trenleri, 123).
Man'larla ilikili bir baka riteli daha hatrlatalm: dcvotio*

Titus Livius, 23

Samnitere kar yaplan bir sava kapsamnda, bu riteli ayrntl olarak betimler.
Lejyonlarnn teslim olmaya hazrlandn gren konsl Decius, zafer iin hayatn
"adar." Bir din adamnn rehberliinde ritel szlerini syler ve lanus, lupiter,
Mars ve Quirinus'tan balayarak ok sayda tanrya ve en sonunda da Man'lara ve
tanra Tellus'a yakarr. Decius, Man'lara ve Yer'e {Tellusi kendi hayatyla birlikte

19
20
21
22
0

23

Ovidius, Fat, II, 533, 557-567.


A.g.y., II, 565-576.
Eliade, Le Myihe de t'Etcrnel Retour, bl. 11, "La regen<5 radon du Temps."
A.g.y.. V, 429-444.
Kendi hayat karlnda tannlann inayetini kazanma amal kurban biimi. Genellikle
generaller tarafndan bir savan kaybedilmesi tehlikesi belirince ba vurulurdu. Dzenlenen
bir ritelde general, kendisini ve dman ordusunu Tellus'a ve Man'lara kurban edecei
andn ierdi (devovere) -yn.
Vlll.9-10.

132

R O M A DN

dman ordularn da adar. Devotio

riteli, "yaratc cinayet" olarak insan kurban

edilmesi biimindeki arkaik anlay yanstr. zetle, kurban edilen hayat, ritel
araclyla gerekletirilmek istenen iin yararna aktarlmaktadr. Decius rneinde gereklemesi istenen i askeri zaferdir. Neredeyse btn panteona yakarlr,
ama Roma ordusunu kurtaran Man'lara

verilen sungudur, yani Decius'un kendini

kurban etmesi ve Samnitlerin topluca ldrlmesi.


ller krallnn eski Latium sakinlerine zg temsilleri bilinmiyor; bize kadar aktarlm olanlar Yunan ve Etrsk anlaylarnn etkilerini yanstr. Byk
olaslkla Latinlerin arkaik lm mitolojisi, neolitik ag Avrupa kltrlerinin geleneklerinin bir uzantsyd. Zaten italik krsal katmanlar tarafndan paylalan teki
dnya anlaylar sonraki Yunan, Etrsk ve Helenistik etkilerle ancak yzeysel anlamda deimitir. Buna karlk Vergilius'un Aine/rf'inin 6. kitabnda deinilen
Hades, imparatorluk a lahitlerinin lm sonrasna ilikin simgeselligi, gksel
lmszle ilikin dou ve Pythagoras kkenli anlaylar M l. yzyldan itibaren Roma'da ve imparatorluun dier kentlerinde halk arasnda ok yaygnlaacaktr.

165. Rahipler, Falclar ve Dinsel Topluluklar Devlet denetimindeki kamusal


tapm belli sayda rahip ve dinsel topluluk uyguluyordu. Monari dneminde, ruhban hiyerarisi iinde kral ilk sradayd: O, Reks sacrorum'du ("kutsaln kral"). Ne
yazk ki ayinlerin kutlan biimi yeterince bilinmemektedir. Bununla birlikte Regia'da, "kraln e v f n d e , Iupiter'e (veya Iuno'ya ve lanus'a), Mars'a ve bir tarm bereketi tanrasna, Ops Consiva'ya ynelik ritel kategorisi gerekletiriliyordu. Bu
nedenle Dumezil'in hakl olarak belirttii gibi, 24 kraln evi bir buluma yeri ve kral
da temel ilevin sentez aracyd. Bu ilevi, aada greceimiz gibi, flamines
maiores

(byk flamenler] a y n ayr ynetiyordu. Nasl Veda a racu'smm din

adam (purohita), rlandal ri'nin druid'leri varsa, daha Roma ncesi dnemde de
reks'in evresinde, bir ruhban topluluu b u l u n d u u varsaylabilir. Ama Roma dininin ayrt

edici zellii,

paralanma ve uzmanlama eilimidir.

Vedalar a

Hindistan'ndan ve ruhban yelerinin yer deitirebildii, dolaysyla her trl


treni kutlama yetkisine sahip olduu Keltlerden farkl olarak, Roma'da her rahibin, her collegum'un (topluluun) veya her sodalicium'un
uzmanlk alan vardr. 2 5
24
25

La rel rom. archaque, s. 576; aynca bkz. a.g.y., s. 184-185.


A.g.y., s. 571.

133

(grubun} kendi zg)

D N S E L N A N C I A K VE D N C E L E R T A R H - I!

Ruhban hiyerarisinde ek$'ten sonra 15 flamen, ilk srada da Byk Flamenler


yer alyordu: lupiter Flamenleri (Flummes Dialis),
lar Sanskritedeki brahrnan'a

Mars ve Quirinus Flamenleri. Ad-

yakn bir anlam tar, ama flamenler bir kast, hatta

bir tollegum bile oluturmuyordu. Her flamen zerkti ve adn ald bir tanrya
balyd. Kukusuz arkaik bir k u r u m sz konusudur; flamenler ritel giysileri ve
ok sayda tabuyla ayrt edilir. Aullus Gellius'un antik eser tutkusu sayesinde jlamen Dialis'm

statsn daha iyi biliyoruz: Bu flamen, Roma'dan uzaklaamyor ve

zerinde hibir d m tamamas gerekiyordu (eger zincirlenmi bir adam onun


evine girerse, azad edilmesi gerekiyordu); gn altna plak kmamal, orduyu
grmemeli, ata binmemeliydi; kirlerle ve llerle veya lm artran eylerle
temastan saknmalyd vb. : f
Mars ve Quirinus flamenleri iin, ykmllkler ve tabular bu kadar kat deildi. Flamen

Martas'in tapm ayinleri hakknda dorudan bilgi sahibi deiliz, ama

15 Ekimde Mars'a sunulan atn kurban edilmesi trenim muhtemelen o ynetiyordu. Flamen

Quirma!zs ise tren srasnda ayin yapyordu; ilk iki tren (21

Austosta yaz Consualia'lar ve 25 Nisanda Robigalia'lar) kukusuz tahllarla ilikiliydi. 27


Collegium

Pont/efes'in kkeni iyi bilinmemektedir. Cicero'nun verdii bir bilgi-

den hareketle, 28 coegium'un, Pnt/eto'lerin dnda, refcs sacrorum

ve jlam/nes maio-

res'i ierdii sonucuna varlabilir. Kurt Latte'nin grnn aksine, 29 Dumezil bu


k u r u m u n antikaa ait olduunu gstermitir. Flamen
sal evresi iinde Pontifeks

Diais'in yan sra, reks'in kut-

tamamlayc bir ilevi temsil ediyordu. Flamenler ayinle-

rini bir anlamda "tarihin dnda" gerekletiriyordu; belirlenmi trenleri dzenli


olarak yapyorlard, ama nceden kaydedilmemi durumlar yorumlama ya da zmleme gcne sahip deildiler. Flamen

Dialis, gk tanrlarna yaknlna karn.

Gn iradesini yanstmyordu; bu i, falclarn sorumlulugundayd. Buna karlk

26

Noctes Aticae, X, 15, kr. Plutarkhos, Ques(. Rom. 111.


Dumezil, La rel. rom., s. 166 vd, 225-239; 168 vd, 277-280. 12 Jlammes minores klasik ada
geerliliklerini yitiren tanrlara balyd: Volcanus, Voltumus, Palatua, Carmenta, Flora, Pomona vb.
* Collegium Pontifeks: Pontiffler topluluu (pontifeks=devlet dininden sorumlu pontiff ya da
27

28
19

rahip.
De domo, 135 ve Har. resp., 12.
Bu yazar, "buyuk pontiffin ve ona bal collegum'un bir devrimle Roma'nn dinsel
rgtlenmesinin bana getiini" varsaymaktadr (Romsche Rdigonsgeschc'te, s. 195).
Dumezil'in eletirisi iin, bkz. a.g.y., s. 116 vd.

134

R O M A DN

Pontifeks collegium'u, daha dorusu pontjeks

maksimus

-dierleri onun yalnzca ma-

iyetiydi- h e m zgrd, h e m de inisiyatif sahibiydi. Dinsel tavrlarn karara ballanaca toplantlara katlr, atanm rahipleri bulunmayan tapmlar yrtr ve bayramlar denetlerdi. Cumhuriyet dneminde, "byk flamenleri ve Vesta rahibelerini
seen" pontifeks

maksimus'ur;

bunlarn zerinde h e m disiplin salayc yetkileri

vardr, h e m de Vesta rahibelerinin danman, kimi zaman da temsilcisidir." 3 0 O


halde byk olaslkla, byk flamen ve pontifeks k u r u m l a n krallk Roma's tarafndan yaratlmamtr; "byk flamenlerin kat stats ve pontifeksin serbestlii
birbirini izleyen yaratmlar, evrimlerle aklanmamaldr; bu durumlar. Roma
ncesi dneme ait farkl tanmlara, ilevlere denk dmekte, bunlar sz konusu
kurumlarn isimlerinde kendilerini hl belli etmektedir; son olarak da unu belirtelim ki, krallk ilevinin dinsel mirasnn en byk pay pontifekse gemitir." 31
Alt Vesta rahibesi, collegium
maksimus.

pontjeks't

balyd. Vesta rahibeleri pontifeks

Byk Pontifeks tarafndan alu ila on ya arasnda seilir ve 30 yllk bir

sre iin kutsanrd. Onlar snmesine asla izin vermemeleri gereken kent ateini
canl tutarak Roma halkn korurlard. Dinsel gleri bekaretlerine balyd: Eer
bir Vesta rahibesi bekaretini yitirirse diri diri bir yeralt mezarna kapatlr, onunla
ilikiye giren erkee de ikence edilirdi. Dumezil'in de dikkat ektii gibi, "etnografyada fazla koutu bulunamam" (s. 576), olduka zgn bir ruhbanlk tr sz
konusuydu.
Falclar topluluu da olduka eski ve pontiffler topluluu kadar bamszd.
Ama meslek s i m iyi k o r u n u r d u . Tek bilinen, falcya gelecei zmesi iin bavurulmaddr. Rol u ya da bu tasanmn (bir tapm yerinin veya bir d i n grevlisinin seimi vb) /as (uygun) olup olmadn bulmakla snrlyd. Falc tannya
sorard: "Si/as est... [eer/as ise] bana u iareti gnder!" Bununla birlikte, daha
krallk dneminin sonunda Romallar yerli veya yabanc baka uzmanlara da bavurmaya balamt ( 167). Zaman iinde Yunan veya Etrsk kkenli kehanet teknikleri Roma'ya sokulmutu. Haruspeks'lerin yntemi (kurbanlarn barsaklarn
inceleme) tamamen Etrsklerden alnmt. 32

30
31
32

Dum2il, a.g.y., s. 574.


A.g.y., s. 576.
Bir tanrdan dorudan esin almay gerektiren kehanet etkinlii ise, devlet denetiminde
olmad iin kuku uyandnyordu. Sibylla Kitaplar adyla bilinen derleme Roma'nn geleceine ilikin srlan iermekle Un yapt iin kabul edilmi olsa gerek. Ama rahipler bu derlemeyi zenle saklyor ve ancak byk bir tehlike karsnda ona bavuruyordu.

135

D I N S f c L N A N L A R VF. D N C E L E R T A R H - II

Kamusal tapmda, bu topluluklarn yan sra. birok kapal grup veya sodalicium
(sodalis = 'arkada'tan tretilmitir) yer alyordu; bunlarn her biri zel bir dinsel
teknikte uzmanlamt. Fetialis'ler

sava ilanlarn ve bar antlamalarn kutsuyor-

du. Mars ve Quirinus "danslar" olan afii'nin 2 her grubunda 12 ye yer alyor ve
mart ile ekim aylarnda, bartan savaa ve savatan bara geildiinde ayin
yapyorlard. Fratres Arvales [Arval Kardeler), ekili tarlalar koruyordu. Luperci"
cemiyeti, 15 ubatta Lupercalia enliini kutlard. Bu ritel, yl sonunun yaratt
kriz dnemine zg trenler erevesinde yer alrd (kr. 12, 2 2 ) . " Luperci'ler,
Lupanar maarasnda bir teke kurban ettikten sonra, yalnzca teke postundan bir
nlk takarak, Palatium'un evresinde a n n d n c koularna balard. Bir yandan
koarken yollarna kanlara da teke derisinden krbalaryla vururlard. Kadnlar
ksrlktan kurtulmak iin kendilerini krba darbelerinin nne atard. M

Bu

riteller. Yeni Yl iin yaplan dier birok tren gibi, hem arndrc hem bereket
verici nitelikteydi. Mannerbund tr bir erginlenmenin de izlerini tayan bir arkaik ritel yap btnnn sz konusu olduuna kuku yoktur; ama Cumhuriyet
dnemine gelinmeden nce, bu senaryonun anlam unutulmu gibidir.
Gerek kamusal, gerek zel tapmlarda, kurban treni bir gda maddesinin sunulmasndan ibaretti: Tahl ve z m n ilk mahsulleri ve tatl arabn ilk rnleri zellikle de hayvan kurbanlar (sr, koyun, kei, domuz ve ekim ay dcs'inde" at).
Ekim ayndaki at dnda, hayvanlarn kurban ediliinde ayn senaryo izleniyordu.
Tanabilir ocak (foculus)

zerinde hazrlk salar yaplyordu; tapnan nndeki

sunan yanna konan bu ocak, kurban verenin /oculus'unu temsil ediyordu. Daha
sonra kurban adayan kii kurban ban hayvann bandan kuyruuna kadar gezdirerek onu simgesel olarak ldryordu. lk zamanlarda hayvan gerekten kesiyordu, ama klasik ritelde bu ii baz rahipler (vic'marii) stlenmiti. Tanrlara
ayrlan pay -karacier, akcier, yrek ve baz dier paralar- sunakta yaklyordu.
Et, zel tapmda kurban adayan ve onun arkadalar tarafndan, devlet iin yaplan
k u r b a n trenlerinde ise rahipler tarafndan yeniyordu.

" Mars rahipleri (salire, "das etmek"ten) -yn.


9
33

34

Luperci: ("kurtadamlar") Lupercalia bayramndaki ayinleri yerme getiren rahip grubu -yn.
Febvanus
ayna adn vermi Februum, Varro tarafndan (De igua latma, VI, 13)
"purgamentum" diye evrilmitir; februare fiili "anndrmak" anlamna gelir.
Plutarkhos, Romulus, 21, 11-12; vb.
Roma takviminde, mart, mays, temmuz ve ekim aylanmn 15., dier aylann 13. gn -n.

136

R O M A DN

166. tupiter, Mars, Quirinus ve Capitolium l s Erken bir ada iyice eklemlenmi bir panteon dzenleyen Yunanlardan farkl olarak, Romallar tarihsel
alarnn balangcnda yalnzca bir hiyerark tanr grubuna sahipti: Esas olarak
arkaik tupiter, Mars, Quirinus ls ve onlar tamamlayan lanus ve Vesta. lanus,
"balangcn" koruyucu tanns olarak listenin banda, kentin koruyucusu Vesta ise
sonunda yer alyordu. Bununla birlikte edebi kaynaklarda. Yunanlarla Etrsklerden
alnm veya yerli ok sayda tanndan sz edilir. Ama bu tanrlarla tanralar ne
snflandrlm, ne de hiyerari iine sokulmutu. 5 5 Baz eski yazarlar di indigestes
ile di novensiles'i

de ayryordu; birinciler ulusal tanrlar (patrii),

dnemlerde kabul edilmi tanrlard.

30

ikinciler daha ge

Titus Livius'un aktard devotio

szlerinin

ortaya koyduu dizi daha deerlidir: Drt byk tanry (lanus, lupiter, Mars,
Quirnus), Bellona ve Lar'lar (sava ve yer tanrlar), di novensiles

ve di indigetes,

son

olarak da Man'lar ve Tellus tanrlar izliyordu ( 164).


Her ne olursa olsun, lupiter, Mars, Quirinus lsnn arkaik niteliinden
kuku duyulamaz. byk flamenin stats ve ilevi, tapmn srdrdkleri
tanrlarn yaps hakknda yeteri kadar bilgi verir, lupiter 37 tam anlamyla egemen,
gksel ve yldrmlar yadran t a n n , kutsaln kayna ve adalet datc, evrensel
bereketin gvencesi ve sava o ynetmese de, kozmosun egemeni olan tanrdr. Sava, btn italik halklarda sava tanry temsil eden Mars'n (Mavors, Mamers)
alandr. Mars kimi zaman bar ritellerle birletirilse de, bu, dinler tarihinde
olduka iyi bilinen bir olgudur: Baz tanrlar kendi etkinlik alanlarnn dna tama
y n n d e btncl, "yaylmac" bir eilim sergiler. zellikle Quirinus rnei bunu
dorular. 3 8 Bununla birlikte daha nce grdmz gibi ( 165), flamen Quinal>s
muhtemelen yalnzca tahllarla ilikili trene mdahale etmektedir. stelik etimolojik adan Quirinus Roma toplumuyla (covirites)

uyumludur; ksacas, Hint-Av-

rupa paral blmlemesinde "nc ilev'i temsil eder. Ama baka yerlerde olduu gibi Roma'da da, n c ilev olduka belirgin bir paralanma yaamtr; bu
d u r u m sz k o n u s u ilevin okdegerlilii ve dinamizmiyle aklanabilir.

35

Varro onlar certi ( - "belirlenmi") ve incet olarak blyor, ilerinde yirmi baat tann, seleci
ayrt ediyordu; kr. Augustine, Cv. dei, VII, 2.
36
Varro, De lngua latina. V, 74; Vergilius, Georg., I, 498.
37
Bu isme Osk-Umbria dillerinde ve Latin diyalektlerinde rastlanr.
35
Bu tanr kimi zaman Mars Gradivusla bir arada bulunur; Her ikisinin de kutsal kalkanlar
(andlia, Titus Livius, V. 52) vardr; Mars'n olu. bysel ve sava krall temsil eden Romulus, lmnden sonra Quirinus'la zdeletirilmitir.

137

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R I M I - II

larus ve Vesta'ya gelince, onlarn arkaik l tanr grubuyla birletirilmesi,


muhtemelen bir Hint-Avrupa geleneinin uzantsdr. Varro'ya gre, prima'lar
lanus'a, summa'lar lupiter'e aittir. Demek ki Iupiter reks'tir; nk dignitas

dzeni

iinde daha avantajl olan summa'lar, yalnzca zaman dzeni iinde avantajl olan
pnma'lardan stndr. 3 9 Meknsal adan, Ianus evlerin eiklerinde ve kaplardadr.
Zaman dngs iinde "yl balanglar" o ynetir. Ayn ekilde tarihsel zaman
iinde de Ianus bata yer alr: Latium'un ilk kral ve insanlarla tanrlarn bir arada
yaad altn an h k m d a n oydu. 4 0 Bifrons

{iki-yzli j olarak tasarmlanr; nk

"her gei iki yeri, iki hali, terk edilen ve iine girilen halleri varsayar." 41 Arkaikligine k u k u yoktur; nk Hint-Avrupallar ve Iskandinavlar da "ilk tanrlar" bilir.
Vesta ismi, "yakmak" anlamna gelen bir Hint-Avrupa kknden tremitir;
srekli yanan gnis Vestae

atei Roma'nn ocan oluturur. Dier btn tapmaklar

drt keliyken, yalnzca Vesta tapnann yuvarlak olmas, Dumezil'in gsterdii


gibi. Yer ve Gk simgeselliine ilikin Hint gretisiyle aklanr. Tapnaklar bir
augur'un gsterdii yerde, drt ilahi yne gre konumlandrlmaldr. Ama Vesta'nm evi iin bir augur'un yer gstermesi gerekmez; nk tanrann btn gc
topraktan gelir; o n u n tapna bir templum

deil, bir aedes

sacra'dr." 1 2 Vesta imge-

lerle temsil edilmiyordu, o n u artrmak iin ate yeterliydi. 43 Bu da bir arkaiklik


ve tutuculuk kantdr; nk imge yokluu balangta btn Roma tanrlarnn
ayrt edici zelliiydi.
Etrusk egemenliinde eski Iupiter, Mars, Quirinus ls gncelliini yitirir;
onun yerini Tarquinius'lar zamannda kurumlaan Iupiter, luno, Minerva ls
39

40

41
0

42

43

Varro, aktaran Aziz Augustinus, G'v. dci, VII, 9, 1; bkz. Dumezil'in yorumu. La rel. rom., s.
333.
Ovidius, Fasti, I, 247-248. Ayn ekilde Ianus baz doal "balanglar1' da ynetir:
Embriyonun ana rahmine dmesini o salar, dini kurduu, ilk tapnaklan yapt, ilk Sturnalia enliklerini balatt vb dnlen odur; bkz. Dumezil'in sayd kaynaklar, a.g.y., s.
337.
Dumezil, s. 337.
Aedes sacra: [-e) adanm ev. Tapnak (templei kelimesi Latncedeki templum'dan gelir.
Templum (og. templa) nceleri, bir a uur (bata kular olmak zere eitli doa olaylann
tannlann bir iareti olarak alglayp yorumlayan kahin) tarafndan gsterilen ve onun
tannlardan iaretler ald blge veya alan ifade ediyordu. Templum ayn zamanda tapnan
dikilecei arazi anlamna da gelmekteydi. Tapnak genellikle augur'un gsterdii mbarek
yere (templum) yaplmtr ama aedes bir augur'un gstermedii yere de yaplabilirdi -yn.
Kr. Dumezil, s. 323; ayn ekilde iran'da da, Atar, yani Ate, Amea Spenta'lar listesinin sonunda yer alyordu (a.g.y.. s. 329).
Fasti, VI, 299.

138

R O M A DN

alr. Baz Yunan unsurlarn da beraberinde getiren Etrsk-Latin etkisi aka bellidir. Artk tanrlarn heykelleri vardr. Bundan sonraki adyla lupiter Optimus
Maksimus, Romallara Yunan tanrs Zeus'un Etrskletirilmi imgesiyle sunulmakladr. Tapm da belli deiimler geirir. stelik Senato'nun zafer kazanan general iin dzenledii zafer alay lupiter'in himayesinde yaplr. Tren srasnda zafer sahibi, lupiter'in sureti haline getirilir: Banda defne dallarndan bir ta, tanr
gibi giydirilmi olarak sava arabasnda ilerler. 4 4 Tapmanda luno ve Minerva'nn
da yer almasna karn, tek efendi lupiter'dir, dilekler ve adaklar ona yaplr.
Dumezil'in belirttiine gre, "luno Roma tanralarnn en nemlisi, ama ayn
zamanda da en artcsdr" (s. 299). luno ismi, "yaam gc" anlamna gelen bir
kkten tremitir. ok sayda ilevi vardr: Hem kadnlarn dogurganlgyla (doumlarda ona Lucina diye yakarlr), hem de aylarn ilk gnleriyle, ayn "yeniden
douu"yla vb ilikili birok enlii ynetir. Bununla birlikte Capitolium'daki
unvan Regina idi; bu sfat gl bir gelenei yanstyor olmalyd ki, Cumhuriyet
dneminde de kabul edilmiti. Ksacas luno Hint-Avrupa ideolojisinin ileviyle
birletirilmi durumdayd: kutsal krallk, sava g, dourganlk. Dumezil bu
okdegerlilikle, Vedalar a Hindistan'nda ve ran'da kendini gsteren ortak
anlay arasnda yaknlk kurar, yle ki tanra ilevi birden stlenip b u n l a n
birletirmekle kadnn toplum iindeki modelini oluturur. 4 5
Minerva ise sanatlarn ve zanaatkarlarn koruyucusudur. Bu isim muhtemelen
italik kkenlidir (her trl zihin etkinliini ifade eden Hint-Avrupal *menk k n d e n tremitir); bununla birlikte Romallar onu Etrskler araclyla almtr. Ama Etruria'da da Menrva (Minerva), Pallas-Athena'nn bir uyarlamasn temsil
ediyordu.
Sonu olarak Capitolium'un l tann grubu hibir Roma geleneinin uzants
deildi. Yalnzca lupiter, Hint-Avrupa mirasn temsil ediyordu, luno ve Minerva
ortakl Etrsklerin eseriydi. Onlar iin de l tanr grubu panteon hiyerarisinde bir rol oynuyordu. megin bu lnn tapnaklarn kuruluuna yn verdii biliniyor. 4 6 Bildiimiz her ey aa yukan budur.

44

45
w

Servus, ad M , IV, 27. Plutarkhos. Aetil/us Paulus, 32-34, Pydna zaferinden (M 168) sonra Paulus Aemilius iin yaplan mehur zafer alayn ayrntsyla betimler; kr. Dumezil'in yorumu, s. 296-298.
Kr. a.g.y., s. 307 vd, Sarasvati ve Anhit'nn ilevinin zmlemesi
kr. Servus, adAen., 1,422.

139

DINSEI

N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

167. Etrskler: Muammalar ve Varsaymlar Roma olduka erken bir ada


Etrsk dnyasyla karlamtr. Bununla birlikte kltrlerin etkileimlerini belirlemek gtr. Arkeolojik belgeler (mezarlar, freskler, heykeller, eitli nesneler)
ok gelimi bir uygarln kantlandr, ama Etrsk dilini bilmiyoruz. Dier yandan hibir antikag tarihisi Etrsklerin tarihini, kltrn ve dinini, Traklar,
Keltler veya Cermenler iin yapld gibi anlatmamtr. stelik Latin yazarlar,
Etrsk dininin baz temel ynlerine ilikin, ancak MO I. yzyldan, yani balangtaki miras Helenistik etkilere uradktan sonra bilgi vermeye balar. Son olarak
Etrsk halknn kkeni bile tartmaldr, bu d u r u m karlatrmal tmevarm
yntemiyle karlan sonularn deerini azaltmaktadr.
Herodotos'un naklettii rivayete gre (I, 94), Etrskler Lydia'llarn soyundandr. Nitekim Lemnos'ta Limnil bulunan baz yaztlar da dilin Asya kkenli
olduunu dorular gibidir. Ama Etruria'da gelitirilen kltrel biimler Asya'nn
gerekliklerini yanstmaz. Kesin olan, denizar bir lkeden gelen fatihlerle, Po ile
Tiber arasna, yani M VI. yzylda Etruria'y oluturan blgeye yerlemi yerli
n f u s gruplar arasnda ok erken dnemde bir sembiyoz gerekletiidir. Etrsk
uygarlnn daha stn olduuna kuku yoktu: Byk bir donanmalar vard, ticaret yapyor, demir kullanyor ve mstahkem kentler ina ediyorlard. Balca siyasi
rgtlenmeleri kentler federasyonuydu; metropolde oniki kent vard. Ama bu kentlerin n f u s u n u n yalnzca bir b l m Etrsklerden; geri kalan ise Umbriallar, Venetler, Liguriallar ve dier italik halklardan oluuyordu.
Gerek sanatta gerekse dinde Yunan etkileri olduka erken bir dnemden itibaren
hissedildi. Semla (Semele) ve Areatha'nn (Ariadne) yannda, Etrsk tanrs Fufluns,
Dionysos olarak tantld. Artumes (Artemis) ve Aplu (Apollon) ile de karlayoruz. Dier yandan birok zgn Etrsk tanrs Latince veya Falisci dilinde isimler tamaktadr: Uni (luno), Nethuns (Neptunus), Maris (Mars), Satres (Satumus).
Mitolojik kahraman Mastama'nn ad (Etrskede: maestrna),

Latince magister'den

tremitir. Roma tanrlarnn Yunan tannlaryla zdeletirilmesi ilemi,

daha

nceki Etrsk deneyimini rnek almtr: luno, Minerva, Neptunus, Etrsk tanrlar
Uni, Menrva ve Nethuns'un bana gelenlere yknlerek, Hera, Athena, Poseidon
yaplmtr. Ksacas, Etrsk kltr ve zellikle de dininin ayrt edici nitelii talik ve Yunan unsurlarn ok erken bir ada asimilasyonudur." Kukusuz zgn bir

47

F. Altheim Asyave Akdeniz mirasnn Etrsk tarihinin banda deil de sonunda daha iyi yakalanabildigine dikkat ekiyor; kr. A Histoy of Roman religion, s. 50; La Religion romaine
antique, s. 42.

140

R O M A DN

sentez sz konusudur; nk Etrsk dehas, kendi vasflarna gre seip ald


dnceleri gelitirmitir. Ama Etrsk mitolojisini ve teolojisini bilmiyoruz. Hatta
H e r d e rneini (Herakles) bir istisna olarak deerlendirmeye bile cesaret edilemiyor; nk jean Bayet'nin abalarna karn, bu kahramann Etruria'da halk arasnda
yaygn bir ne sahip olduu ve Yunan geleneinden farkl, ayrca baz Dogu kkenli
unsurlar da ieren (Melkart) zgn bir mitolojisi bulunduu dnda bir ey bilinmiyor. 4 8 Teolojisine gelince, b u n u n Etrsk "kitaplar" zerine ge dneme ait baz
bilgilere dayanarak yeniden oluturulabileceini sanmak bounadr, ileride greceimiz gibi, bu bilgiler neredeyse yalnzca eitli kehanet tekniklerini kapsar.
Bilginler, ellerinde metin bulunmad iin, arkeolojik malzemeleri titizlikle incelemeye younlamtr. ller ve yer tanralar tapmmn arkaik yaps Malta,
Sicilya ve Ege adalarnn heykellerini ve mezarlarn hatrlatmaktadr (kr. 34).
Kentlerin yan banda, nekropolisler - t a m anlamyla l kentleri- ykseliyordu.
Mezarlar ok zengin biimde donatlmt; erkek mezarlarnda silahlar, kadn
mezarlannda mcevherler arlktayd. nsan kurban ediliyordu; bu det daha sonra
gladyatr dvlerini dourdu. Mezar yaztlarnda lnn yalnzca ana tarafndan
akrabalk balan belirtilmektedir. Erkeklerin mezarlar bir fallusla sslenirken,
kadn mezarlarnda ev biiminde mezar talar (cippus) vard. Kadn evin kendisini,
dolaysyla aileyi temsil ediyordu

49

Bachofen, "anaerkillik"ten sz ediyordu; kesin

gibi grnen, Etrsk toplumunda kadnn stn k o n u m u d u r . Kadnlar erkeklerle


yan yana lenlere katlyordu. Yunan yazarlar, Etrsk kadnlarnn Yunanistan'da
yalnzca kibar fahielere (hetairai)

tannan bir zgrle sahip olduunu aknlkla

fark etmilerdi. Gerekten de Etrsk kadnlar erkeklerin nne peesiz kyordu


ve mezar fresklerinde effaf giysiler iinde, plak atletlerin kavgasn lklar ve
hareketleriyle desteklerken tasvir edilmilerdir. 50
Romallar, Cumhuriyet dneminin sonunda, Etrsk dininin, su perisi Vegoie
veya Tages gibi doast kiilikler tarafndan aktarlm "kitaplar"a sahip olduunu
biliyorlard. Efsaneye gre Tages, toprakta sabanla alan yarktan domutu; ocuk

48

J. Bayet, "Herades-Hercle dans le domaine etrsque" (Les ongnes de l'Hercuie romain iinde,
1926, s. 79-120); ayn yazar. Herek, Hude critque de s pnnapaux monumens relatifs a VHercule
(trusque (1926).
49
Mezar falluslan M IV. yzyldan itibaren grlmeye baland; ev biimindeki cppus'lar ise
ok daha erken dnemlerde bulgulanmtr. Etrskler babann adn, anann ise soyadn
belirtirdi: "Ana, bireysel bir kiilikten ok. soyun bir yesi olarak kabul edilirdi" (Alheim, Le
re!, rom. ant., s. 46; kr. A History ojRoman Rctigon, s. 51 vd).
50
Altheim, La reI. rom., s. 48; kr. A Hisfory..., s. 61 vd.

141

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II

gibi grnse de, bir ihciyann bilgeliine sahipti. Hemen Tages'in evresinde toplanan kalabalk onun rettiklerini zenle yazya geirdi ve bu kayt, haruspicinae
disciplirta'mn

kkenini oluturdu. 5 1 "Kutsal bir kitap"n (veya gizli retiyi ieren

bir kitabn) doast bir varlk tarafndan indirilmesine ilikin mitsel motife,
Msr ve Mezopotamya'dan ortaa Hindistan ve Tibet'e kadar her yerde rastlanr.
Bu senaryo zellikle Helenistik ada yaygnlar. Tages'in puer

aeterms

olarak

tezahr, Hermesiligi artrsa da (kr$. 209), b u n u n Etrsk geleneine ynelik


simyevi, dolaysyla daha ge dneme ait bir "okuma"ya yol amas gerekmez. Konumuz asndan nemli olan, M I. yzyln banda Etrsklerin kitaplarnda
doast nitelikte baz vahiyleri koruduklarna inanlmasdr. Bu metinler esas olarak e ayrlr: libri fulgurales

(yldrmlar kuram), lbri ntuales {acherontici'ter

bunlara balanr) ve lbri haruspiciti

(libr fatales

de

bunlar tamamlar).

Seneca ve Plinius'un incelemelerinden bildiimiz kadaryla, 52 yldrmlar retisi yln her gn iin gk grlemelerinin anlamn aklayan bir fihrist ieriyordu.
Baka bir deyile, 16 blme ayrlm gkyz, meteorolojik olaylarla hayata geen
sanal bir dil oluturuyordu. Bir yldrmn anlam, gkyznn hangi paralarndan
geldiine ve nereye dtne gre ortaya kyordu. Farkl tanrlar onbir ayr
yldrm tr kullanyordu. Demek ki ar yalnzca uzmanlam rahiplerin,
haruspeks'lerin anlayabilecei "gizli bir dil"de aktarlsa da, tanrsal kkenliydi. Bunun, Kildani gretisiyle olan benzerlikleri ortaya konmutur. 5 3 Ama yldrmlar
retisi

bize

kadar ulam

ekliyle,

szde-Aristoteles'in

Meteoroiogica

sndm

"Kildani maguslan"nn anlaylarna kadar, Helenistik bilimin baz etkilerini de


sergilemektedir. 5 4 Bununla birlikte b u etkiler sonu olarak zellikle dili deitirmi
ve onu ada Zeitgeist slubuna uyarlamtr. Ana fikir, zellikle de makrokozmos-mikrokozmos benzetirmesi arkaiktir.
Ayn ekilde haruspeks'lik,

yani

kurbanlarn

barsaklarndaki

iaretlerin

yorumlanmas da bavuru dzlemi arasnda bir banty varsayyordu: tannsal,


kozmik ve insani dzlemler. Organn farkl blgelerinin

zellikleri tanrlarn

kararn belirtiyor ve dolaysyla yakn gelecekteki tarihsel olaylarn nasl bir ak


" Ccero, De div., II, 51. Lydus. Yunanlarn ocuk Tages'i, toprak Hermesi'yle zdeletirdiini
belirtir.
Naturaks quaestione$, II, 31-41 ve 47-51; Nafural/s Historia, li, 137-146.
55
Son olarak A. Piganiol, "Les Etrusques, peuple d'Orent," s. 340-342.
54
Bkz. zellikle S. Weinstock, "Libri Fulgurales," s. 126 vd.
* Zeitgcist: (Zeit: zaman + Geist; ruh) agvn ruhu; belli bir dnemde zellikle o donemin
edebiyatnda, sanatnda vs arlkl olarak yanstlan duygu ve dnceler -yn.

142

ROMA DN

izleyeceini haber veriyordu. 1877'de Piacenza'da bulunan tuntan bir koyun karacieri modelinin zerinde demir kalemle izilmi belli sayda izgi ve krk kadar
tanrnn ad yer almaktadr. 5 5 Model, h e m dnyann yapsn hem de panteonun
dalmn temsil eder.
Makrokozmos-mikrokozmos benzemesi retisi Etrsk tarih anlay diyebileceimiz olgu konusunda da bilgi verir. Ubri fatales't

gre, bir insan hayat topu

topu oniki hafta srer. Onikinci haftadan sonra insanlar "onlarn akllarndan dar
kar" ve tanrlar onlara artk hibir iaret gndermez. 5 6 Ayn ekilde halklar ve
devletler, gerek Etruria gerekse Roma, kozmosu yneten ayn kurallarla dzenlenmi bir mre sahiptir. Etrsklerin ktmserliinden, zellikle kat bir kozmik
ve varolusal determinizme inandklarndan sz edilmitir. Ama birok geleneksel
toplumun paylat arkaik bir anlay sz konusudur: nsan yaratln byk
ritimleriyle u y u m iindedir; n k kozmik, tarihsel, insani btn varolu halleri, kendi zgl bavuru dzlemlerinde hayatn dngselliginin mkemmel rneini
yineler.
lm ve mezar tesi varolu hakkndaki Etrsk inanlarn yeniden oluturmak
gtr. M IV. yzyldan itibaren mezar resimleri "Yunanistan'dakinden farkl, ama
ondan esinlenmi" bir ller Diyar tasvir eder: "l, at stnde veya sava
arabasnda yolculuk eder; teki dnyada belki de atalar olan bir grup insan
tarafndan karlanr; onu Eita ve Phersipnai denen, Hades ile Persephone'nin
bakanlk ettii bir len bekler." 57 Dier yandan, resimlerde Yunan kkenli olmayan cinler, iblisler sergilenir. Bakahraman Kharon, Yunanca ismine karn, Etrsk
mitolojisinin zgn bir yaratmdr. "Kvrk b u r n u bir alc kuu, kulaklar bir at
hatrlatsa da, antlarda zalimce kvrlan dudaklarnn altndan grlen sklm
dileri daha ok kurbanlarn paralamaya hazr bir etobur imgesini artrr." 5 6
Kharon kurbann ldrdkten sonra ller Diyan'na yapt yolculukta ona elik
eder. Ama teki dnyaya girite rol sona erer ve mezar duvarlarna izilmi resimlerden anlald kadaryla, len kiiyi teki dnyada zevklerle dolu bir lm

55

57
58

Bu modelin ka yanda olduu tartmaldr; byk olaslkla MO 111. veya II. yzyla aittir.
Mezopotamya hepatoskopi {kurbann karacierine bakarak kehnette bulunma! yntemiyle ak benzerlikler grlmektedir; bu benzerliklerin daha ge dnemlerdeki etkilerle de
glendii anlalmaktadr.
Varro, metni aktaran ve yorumlayan Boche-Leclerq, Hstore de la divmation, IV. s. 87 vd,
kr. C. O. Thulin, Die Ritualbcher, s. 68 vd; Dumezil. La rel. rom. arch.. s. 653 vd.
Dumzil, a.g.y., s. 676-677.
F. de Ruyt, Garun, demo etrusjue de la mort, s. 146-147.

143

D N S E L N A N L A R V E D U S N C B . E R T A R H - II

sonras varolu bekler.


Libri Acherontici'nin bulunmu birka paras, Msrllarn ller Kitab ile
herhangi bir yaknlk kurulmas olanan vermemektedir. Hristiyan yazar Amobius'a gre (MS IV. yzyl): "Etruria, Libri Acherontici'sinde,

baz tanrlara sunulan ba-

z hayvanlarn kan sayesinde ruhlarn tannsaliaacagn ve lmllk halinden kurtulacan vaat eder." 59 Servius nemli bir bilgi ekler: Baz sunularn ardndan ruhlar tanrlara d n r ve bu tannlar kkenleri unutulmasn diye animales
edilir.

60

diye ifade

Demek ki kanl ritellerle salanan bir tanrlatrma sz k o n u s u d u r ; bu du-

rum ya bir arkaiklik belirtisi, ya da Mithra frysteria'larndaki erginlenme riteline


benzetilebilecek bir kurban-kutsama treni olarak yorumlanabilir (kr. 217). Her
ne olursa olsun, "ruhlarn tanrlamas" Etrsk eskatolojisine yeni bir boyut ekler.
Sonu olarak Etrsk dinsel dncesinin zn bilmiyoruz. Onlarn kehanet,
orientatio,

kentler ve kutsal yaplar ina etme yntemlerinin Roma'nn ilk dnem-

lerinden itibaren byk saygnlk grmesi, Etrsklerin teolojisinin kozmolojik


yapsn belirtiyor ve tarihsel zamann bilmecesini zme konusundaki abalann da
sanki aklyor. Byk olaslkla, bu anlaylar Roma dininin olgunlamasna katkda bulunmutur.

168. Krizler ve Felaketler: Galya Egemenliinden II. Kartaca Savana M


496'da, son Etrsk kralnn srlmesinden ve Cumhuriyet'in kurulmasndan ksa
bir sre sonra, Aventinus tepesinin eteinde yeni bir l tanr grubu, Ceres, Liber
ve Libera iin bir tapnak dikildi. Bereketin koruyucusu bu tannya adanm
tapmn kuruluunda, muhtemelen siyaset rot oynamt. Uzun sredir tarmsal
tapmlara ayrlm bu kutsal yer pleb temsilcilerine aitti. 61 Ceres, etimolojik olarak, kiiletirilmi "[Bitki] Byme'sidir. Bir flamen Ccrialis'in varl ve Cerialia
enlikleri (19 Nisan) nedeniyle yaplan ritellerin zel nitelii, bu tanrann arkaikligini dorulamaktadr. Liber'in ad ise Hint-Avrupa kk *leudf'dan tremi gibidir; bu kk, "filizlenmeyi, doumu ve hasad salayan" anlamna gelmektedir. 6 2
Aziz Augustinus'a gre, 63 Liber-Libera ifti, cinsel birleme srasnda ersuyunu "ser-

59

Adversus Ndtiones, II, 62


adAened, 111, 168.
61
Rivayete gre tapnak Sibylla Kitaplan'na yaplan ilk bavurunun sonucuydu, ama burada
bir anakronizma sz konusudur.
62
E. Benveniste, "Liber et liberi"; Dumezil, a.g.y., s 383.
" Gv. ei. VII, 3.

60

144

R O M A DN

best brakarak," evrensel dllenmeyi ve dourganl destekliyordu. 6 1 italya'nn


baz yerlerinde bu t a n n l a r iin yaplan Liberalia enlikleri (17 Mart) edep d unsurlar ieriyordu: Bir fallusun tand ayin alay, en iffetli kocakarlarn halkn
iinde bu fallusa ta takmas, edepsiz szler vb. 45 Ama ok erken bir dnemde, Ceres, l i b e r , Libera ls Demeter, Dionysos (Bakkhus) ve Persephone (Proserpine)
lsyle zdeletirildi (interpretatio

graeca!).^

Bakkhus adyla m e h u r olan Liber,

Dionysos t a p m n m yaygnlamas sonucunda olaanst bir talihe sahip olacaktr


(bkz. s. 147).
Roma, Yunan tanrlaryla daha M VI. yzylda, Etrsk egemenlii altnda
tanmt. Ama Cumhuriyet'in balangcndan itibaren. Yunan tanrlarnn hzla
asimile edildiine tank olunur: M 499'da Dioskur'lar, M 495'te Mercurius, M
431'de Apollon (salgn hastalklar nedeniyle; demek ki ilk kabul edilen "hekimtann" olmutu). Balangta byl bir ekicilii ifade eden bir cins isim olan
Vens, Yunan Aphrodite'siyle zdeletirildi; ama tanrann yaps daha sonra, Troya efsanesinin etkisiyle deiti. Latin ve italik tanrlarnn zmsenmesinin ayrt
edici nitelii de benzer bir sretir. Diana Alballardan alnd ve daha sonra Artemis'le benzetirildi. M 396'da, Veio'nun koruyucu tanras luno Regina, trenle
Roma'ya yerlemeye davet edildi. Titus Livius mehur bir blmde (V, 21, 3-22),
evocatio

riteini betimler: Diktatr Camilla kuatma altndakilerin tanrasna ses-

lendi: "Ey sen, imdi Veio'ya yardm eden luno Regina, biz galipleri izlemen,
ardmzdan kentimize gelmen iin sana yalvaryorum; kentimiz yaknda senin kentin olacak ve yceliine layk bir tapmak seni arlayacak." Veio'lular, "kendi
falclarnn ve yabanc khinlerin onlar teslim ettiini, tanrlarn onlardan arta
kalacaklar paylamaya arldn, kentlerinden dileklerle arlan baka tanrlarn
kendilerini dman tarafnda bekleyen

tapnaklara ve

yeni

konutlara

oktan

gzlerini diktiklerini bilmiyorlard: Ksacas Veio'lular son gnlerini yayorlard..."


M IV. yzyln ilk eyreinde Kek istilas Helenizmle ilikileri koparmt.
Roma ylesine kkten ykld ki (y. M 390), bazlar harabeleri tamamen terk edip
Veio'ya yerlemeyi dnd. Msr'n Hyksos aknndan sonraki hali gibi (kr.
30), kentin yaklp yklmas Romallarn tarihsel yazglarna duyduklar gveni

64
65
66

A.g.y., VI], 9.
Civ. del, VII. 21.
Kr. J. Bayet. "Les 'Ceralia', alteraion d'un culte latin par le myche grec" (Ooytinces el lte-,
dans la Rome antique), zellikle s. 109 vd.

145

d i n s e l i n a n c u r ve d n c e l e r t a r i h i - II

sarst. Roma ve kalya, ancak Sentinum zaferinin ardndan (y. M 295), Galya egemenliinden kurtuldu. Yunan dnyasyla iletiim yeniden kuruldu ve Romallar fetih siyasetlerini yeniden yrtmeye balad. M III. yzyln sonuna doru, Roma
italya'nn en byk gcyd. Bundan byle siyasetteki deiimler geleneksel dinsel
kurumlar zerinde kimi zaman tehlikeli noktalara varan etkiler yapacakt. Tarihsel
olaylar epifaniler olarak alglayan bir halk iin, askeri zaferler veya felaketler
dinsel anlamlar yklyd.
Ksa bir sre sonra ikinci Kartaca Sava Roma devletinin varln tehdit eder
hale gelince, dinde derinlemesine bir dnm yaand. Roma, kken ayrm
yapmakszn, b t n tanrlara bavurdu. Haruspeksler ve Sibylla Kitaplar, askeri felaketlerin nedenlerini eitli ritel kusurlarnda buluyordu. Sibylla Kitaplarndaki
bilgilere uyan Senato, selamete erdirici nlemler ald: Kurbanlar, kutsal su ile
arnmalar, allmam trenler ve ayin alaylar, hatta insan k u r b a n l a n . ok sayda
mucize ve iki Vesta rahibesinin mcestus'u tarafndan iyice gzda verici klnan
Cannes felaketi (y. M 216) zerine Senato, Fabius Pictor'u Delphoi kahinine
danmak iin gnderme kararn ald. Roma'da Sibylla Kitaplar insan kurbanlar
verilmesini b u y u r d u : ki Yunan ve iki Galyal diri diri gmld. 6 7 Byk olaslkla
arkaik yapda bir ritel sz konusuydu: "yaratc cinayet." 68
Son olarak Roma, y. M 205-204'e Hannibal'e kar kazanlan zaferin arifesinde
ve Sibylla Kitaplarndaki bir telkine uyarak, ilk Asya tanrsn, Pessinus'un Ulu
Ana's Kybele'yi kabul etti. 69 Bir Roma filosu, tanray simgeleyen m e h u r kara ta
Pergamon'dan Roma'ya tad. Ostia'da trenle karlanan Kybele Palatium'daki
tapnana yerletirildi. 70 Bununla birlikte tapmn orji tr nitelii ve ncelikle de
h a d m rahiplerin varl. Roma arballyla fazlasyla eliiyordu. Senato, tapm
gsterilerini zenle dzenlemekte gecikmedi. Kurban trenleri kesinlikle tapnan
67

Titus Uvius, XXII, 57, 6. M 226'da yine Sibylla Kitaplar'na yaplan bir bavurunun
ardndan Yunan ve Galyal birer ift, Galya istilas tehlikesini uzaklatrmak iin din diri
gmld (Plutarkhos, MarceUus, 111, 4). Benzer cinayetler, M II. yzyln sonunda da
grild (Plutarkhos, Quest. Rom., 83). Senato y. M 97'de insan kurban edilmesini
yasaklad.
68
Kserkses Yunanistan'a ktnda, zaferi salamak iin dokuz erkek ve dokuz kz ocuu diri diri gmdrmt. Dier yandan Themistokles'in bir kehanete uyarak Salamis savann
arifesinde gen tutsa kurban ettirdii biliniyor (Plutarkhos, Vita Them., XIII). Bu miselritel izlek hakknda, bkz. Eliade, De Zalmoxis d Gengs-Khan, s. 178 vd.
69
Titus Livius. XXIX. 10 vd.
70
Aies efsanesi sayesinde, Kybele'nin Roma iin yabanc bir tanna olmaktan ktn da
hatrlatmak gerek.

146

ROMA DN

iie kapatld, bunun tek istisnas ylda bir kez yaplan ve kutsal ta ykanmaya
gtren ayin alayyd. Roma yurttalarnn Kybele'ye Anadolu riteli uyarnca sungular vermesi yasakland. Tapnak personeli bir rahip, bir rahibe ve yardmclaryla snrland; ama ne Romallar ne de kleleri bu grevleri yerine getirme
hakkna sahipti. Resmi Roma tapm ise, bir kent praetor'u'

tarafndan denetleniyor-

du.
Bununla birlikte y. M 204'te yalnzca aristokrasinin yelerini biraraya getirecek sodaicum'lar rgtlenmesine izin verildi. Bunlarn balca ilevi, Kybele onuruna lenler dzenlemekle snrlyd. Ksacas, ilk Asya tanrsnn Roma'yn sokulmas aristokrasinin eseriydi. Patriciuslar,'* Roma'mn Douda nemli bir rol oynamaya arl olduu kansndayd. Ama Kybele'nin varlnn

arkas gelmedi.

Doulu tapmlarn istilas bir yzyl sonra yaanacakt. kinci Kartaca Savann
k o r k u n aclar ve dehetinden sonra, Asya tanrlar Roma'y ok daha fazla ekiyordu kukusuz. Ama bu noktada da Roma'ya zg o ikili yaklamla karlayoruz:
bir yandan yabanc tapnlan denetleme gerei, dier yandan onlarn salayaca
yarar yitirme kaygs." Yine de bu iki savan ve sonunda kazanlan parlak zaferin
sonularndan sakmlamad. Bir yandan talya'nn her blgesinden gelen nemli
sayda snmac ve yabanc kleler Roma'ya yld. Dier yandan n f u s u n baz kesimleri geleneksel dinden giderek koptu. M IV. yzyldan itibaren t m Akdeniz
dnyasnda grldg gibi. Roma'da da kiisel dinsel deneyim, giderek acilleen
bir gereksinim olarak ortaya kyordu. Byle bir dinsel deneyime zellikle kk,
gizli meclislerin ve mysteria'l-dinsel trdeki kapal cemiyetlerin, baka bir deyile,
devlet denetiminin dnda kalan gizli demeklerin bnyesinde eriilebiliyordu. Senato, Romal yurttalarn, hatta klelerinin Anadolu Kybele tapmna katlmasn bu
nedenle yasaklamt.
Yaklak olarak M 186'da yetkili makamlar, bahkhanalia'nn, yani gece yaplan
"orgia tr mysteria'lar"m

dorudan Roma'mn iinde var olduunu aknlk ve

fkeyle kefetti. zellikle Helenistik ada Dionysos tapm Akdeniz dnyasna


iyice yaylmt ( 206). Byk Yunanistan zerindeki Roma egemenliinin bir sonucu olarak, mustes'lerin (erginlenmiler} ezoterik cemiyetleri italya yarmadasna.

'

Praetot; nceleri ordunun komutasn elinde tutan, ancak sonradan yasal meselelerle hatta

bayramlarla uramaya balayan st dzey yarg -yn.


" Patriciuslar: Belirli Roma ailelerinden gelen ayncalkl vatandalar. Bunlann ou senatr ve
71

toprak sahibiydi -yn.


Kr. Jean Bayet, Hisoire... de la region romame, s. 134.

147

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H II - II

zellikle de Campania'ya yayld. Nitekim mysfena'lara benzeyen baz riteller


ieren ve kendi dzenlemelerine gre deitirdii gizli bir tapm Roma'ya sokan
kii Campania'l bir falc-rahibeydi. Konsln derhal halka duyurduu bir ihbarn
ardndan, yrtlen soruturma, tapmn boyutlann ve orji tr niteliini ortaya
kard. Saylar 7.000'i aan katlmclar birok iren fiille sulanyordu: Hibir
gizlerini aklamamak zere yemin etmekle kalmyor,

olanclk yapyor

ve

bahtlar alsn diye cinayetler dzenliyorlard. Riteller byk bir gizlilik iinde
gerekletiriliyordu. Titus Livius'a gre, 7 2 sanki akllarn yitirmi ve bedenleri
rpnan adamlar khince szler ediyordu; "salar dalm" kadnlar "Bakkha'lar
gibi, ellerindeki mealeleri sallayarak" Tiber'e kadar kouyor, mealeleri suya
daldryor ve onlar yine alev alev yanar halde geri karyorlard, "nk (mealeleri kirele kartrlm snmemi kkrt"ten yaplmt.' 3
Baz sulamalar, daha ge dnemlerde btn sapknlk ve cadlk davalarnda
kullanlan kalplar hatrlatyor. Soruturmada gsterilen hz ve kat tutum, cezann
arl (btn lkede birka bin idam) davann siyasi niteliini gsteriyor. Yetkili
makamlar gizli cemiyetlerin, dolaysyla bir darbe yapmaya giriebilecek fesat
rgtlenmelerinin tehlikesini eletiriyordu. Bakkha tapm kukusuz tamamen yok
edilmedi; ama Romal yurttalarn bu tapma katlmas yasakland. Ayrca be
yeyle snrlanan her trl Bakkha treni iin Senato kararyla izin alnmas gerekiyordu. Tapm yaplan ve nesneleri, "kutsal bir eyler" ierenler dnda, yok edildi.
Btn bu panik nlemleri, Senato'nun kendi denetimi dnda kalan dinsel cemiyetlerden ne kadar kukulandn gsteriyor. Bakkhanalia'ya kar karlan senafus
consultum," geerliliini asla yitirmeyecekti; yzyl sonra Hristiyanlar zerinde
uygulanan baskda bu karar rnek alnd.

72
73

XXXIX, 13,12.
Ayrca sefahat lemlerine ve cinayetlerine katlmay reddedenleri korkun bir biimde yok
etmekle sulanyorlard (a.g.y., XXXIX, 13, 13). Titus Livius'un metninin ve Bacchanalia'ya
ilikin M 186 tarihli senatus consuJtum'un titiz bir zmlemesi iin, bkz. Adrien Bruhl, Liber Pater, s. 82-116.
Roma Senacosu'nun fikrini dile getiren ve uygulamay mag/strate'lere brakan belge -n.

148

ELETREL KAYNAKA

161. Eski italya ve Roma'mn kkenleri zerine mevcut ola ok geni klliyat Jacques Heurgon, Rome et !a Mtdilerranee

occidentale jusqu'au" gue rrcs puniqus (1969), s. 7-50'de kayde-

dilmitir. Pietro de Francisc'nin Pimordia cvtats adl eseri (Roma, 1959), arkaik dinsel
dnceler ve toplumsal yaplar ele alan birok blm ierir (s. 107-405); kullanlan belgeler
asndan yararl olar bu sayfalar yine de temkinli bir ekilde okunmaldr (bkz. G. Dumezil'in
eletirisi, Revue Belge de Philologie et d'Histoire, 39, 1961, s. 67 vd ve Pierangelo Catalano'nun
gzlemleri, Contributi allo studio del diritto augurale, 1, Torino, 1960, s. 402 vd, 542 vd).
Bakn ilemeyi bilen ve lleri yakan ilk An dili konuan halklar dalgas M II. binylda
talya'nn kuzeyine yerleir: "Terramare" uygarl denen (terra mama'dat; kyllerin geleneksel olarak gbre diye kulland ve ierdii zengin organik maddeler nedeniyle "yal toprak'
denen toprak turu" (Jacques Heurgon, Rome et la Meterrannie

occidentak,

s. 64) uygarl

yaratrlar. M 11. binyln sonuna doru gelen ikinci dalga Vllanovalardr: Demir kullanrlar ve
llerin kllerini pimi topraktan byk kplere koyup, bir kuyunun dibine gizlerler. M 1.
binyln banda, Latium'a Villanova trnde bir uygarlk egemendi.
Genel tarihler iinde unlann saylmas gerekir: A. Piganiol, Hisloire de Rome (5. bask, Paris,
1962), G. deSanctis, Storia dei Roman, c. l-U; Laconquistade!

prnnato in kala <2. bask, Floran-

sa, 1956-1960); L. Pareti, Storia di Roma, I (Torino, 1951); Robert E. A. Palmer, The Archaic
Community

oj the Romans (Cambridge, 1970); ama yazar Dumezitt (kr. s 154) okumadan

eletirir.
G. Wissowa'nn Relgio und Kulius derRmer(2. bask, Munh, 1912) adl temel eserinden
sonra, krallk ve cumhuriyet dnemlerinin dinini ele

alan

birok

toplu

inceleme

yaymlanmtr; zellikle bkz. Cyril Bailey, Phases ut the Religion of Ancient Rome (1932); Nicola
TurcVi, La Religone di Roma anfica (1939); A. Grenier, Le s religions ^tmsifue et ronaine (1948);
Franz Altheim, A History oj Roman Religion (Londra, 1938; Almanca bask 1931 tarihlidir), ayn
yazar. La Religion Romaine Antique (1955); jean Bayet, Histoire psyclologicjue et politique de la religion romaine (1957; 2. bask, 1973); Kurt Latte, Rmisc/e Reltgionsgeschichte

(1960; ama bkz.

A. Brelich'in eletirisi, SMSR 32, 1961, s. 311-354 ve G. Dumezil'in aadaki kitabnda yapt
ok sayda saptama); Georges Dumezil, La religion romaine archaique (1966; 2. bask, 1974); Pierre Boyance, Etudes sur la religion romaine (Roma, 1972).
Religionsgcschichtlches Lesebuch, fas. 5'te bir Lainceden evrilmi memlere ilikin baz tercihler yer almaktadr: K. Latte, Die Religion der Rmer und der Synfrretismus der Kaiserzet
bingen, 1927) ve Frederick C. Grant, Anaent

(T-

Roman Religion (NewYork. 1957). J. G. Frazer'n

The Fasti oj Ovid, yorumlu evirisi (Londra, 1919), benzersiz bir bilgi kayna oluturmaktadr.
italya, Paleo-Venedik, Messapia ve antik Sicilya dinleri hakknda, bkz. Aldo Luigi Prosdocimi'nin genel tantm almas: "Le religioni deU'ltaUa ancica," Storia dclle Reiigioi iinde Giuseppe Castellani (ed.), 6. bask, Torino, 1971), c. II, s. 673-724 (iyi bir kaynaka). Aynca kr.
F. Altheim, A Histo/y oj Roman Religion, s. 18-33 (La Rel. rom. antit/c, s. 7-33).

149

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

Metinleri her yl bir ruhban colL'gm'u tarafndan gerekletirilen rimelleri (kentin


arndrlmas ve halkn kutsal suyla ykanmas) ayrntsyla betimleyen ve Umbna'daki Iguvine'de bulunan Eugubines Levhalar hakknda, bkz. J. W. Poultney, The Bronze Tubles of Iguvium
(Baltimore, 1959; metnin yorumlu yaym); G Devoto, Tabulae Jgvmae (Roma, 3. bask, metin
ve yorum, 1962); G. Dumezil, "Les trois grands dieux d'lguvium," (dees lomaines iinde, 1969,
s. 167-178; 1955'te yaymlanm bir makalenin yeni basmdr); A. J Pfiffig. Religio iguvina. Philologische un Rclgiosgeschrhtl/che Studiet zu den Tabulae Iguvinae (Viyana, 1964).
Romulus ve Remus mitolojisi zerine, bkz. Michael Grant, Roman Myds (Londra ve New
York, 1971), s. 91 v d j a a n Puhvel, "Remus et Frater" (HR 16, 1975, s. 146-157); Bruce Lincoln, "The lndo-European Myh ot Creation," (HR 16, 1975), s. 137 vd.
Romulus'un frtna srasnda karlmasndan soz eden er yaygn versiyondan farkl olarak,
bir baka rivayet zorbalk ettii iin senatrler tarafndan ldrldn nakleder; zorbann
katilleri daha sonra cesedini paralam ve paralan harmanilerinin altna gizleyip gtrmtr;
kr. Halikamassos'lu Dionysus, Rom areh., 2, 56; Plutarkhos, Romulus, 27; Ovdius, Festi, 2,
497 vb. Puhvel bu versiyonla. Purua, Ymir ve Gayomart'n paralanmas arasnda yaknlk kurar; Roma mitinde bu olay Remus'tan ikiz kardeine aktarlmtr, "nk bi insan yalnzca bir
kez ldrlebilir" ("Remus el Fraer," s. 155).
Kentlerin kuruluunun kozmogoniyle ilgili anlam konusunda, kr, Eliade, Le mythe

de

l^iernel reour (yeni bask, 1969), s. 30 vd; \Vemer Mller, Die heilige Stad (Suugart, 1961),
zellikle s. 9-51 (Roma quadrata). Uurlu iaretin (Romulus'un grd oniki akbaba) simgeselligi hakknda, bkz. Jean Hubeaux, Lesgrandi

mythesdc

Romc (1949), s. 1-26; Eliade, Le myt-

he de I'etemel retour, s. 157 vd; Dumezil, La Religion ronaine archaique, s. 499-500.


162. Hint-Avrupa miras hakknda, bkz. G. Dumezil. L'henage indo-ewopeen

a Rome (1949)

ve zellikle Mythe t Epopie, 1 (1968), s. 259-437; burada ilk dn krala ilikin rivayetler
zmlenmektedir; aynca kr. Les dieux sotvcrams des Indo-Buroptens
lojik Sabinler Sava modeli zerine, kr. L'heritage...,

(1977), s. 158 vd. Mito-

s. 127 vd, Mythe el Epopie, c. 1, s 290 vd;

La rel tom. ard., s. 82 vd. Horatius ile Cunatus'lar ve Cocles ile Scaevola "ykuler' nde gizlenen mitolojik Hint-Avrupa motifleri hakknda, bkz. G. Dumezil, Horace et les Curiuces (1942)
ve La rel. rom. areh., s. 90 (burada yazarn daha nceki almalan da kaydedilmitir). ki sakat,
Cocles ve Scaevola, yani Tekgzlu ve Solak, Lars Porsena'ntn kuatt Roma'y, "biri gzUnun
sihirli bakyla, dieri de hileli yemine ilikin kahramanca bir durumada bir Etrsk
komutannn nnde sa elini feda ederek" kurtarrlar. Bu efsanenin koutuna, Iskandnavlann Kr ve olak tanrlar, Odin ve Thor iftinde rastlanr; "birincisi bir gzn feda ettii iin
karlk olarak doast bilgiyi alm, deriyse sa elini demon-kurtun dileri arasnda
brakarak tannlar kurtarmtr" (Dumezil, La rel. rom. areh., s. 90).
H. J. Rose (kr. zellikle "Numen and Mana," HTR 29, 1951, s. 109-130) ve H.
Wagenwoort'un savlannn (Roman Dymmsm, 1950) tartlmas iin bkz. La re i. rom. areh., s. 36
vd (daha nceki almalarn kaynakasyla birlikte). Georges Dumezil, dees romaines (1969)
iinde de yeniden yaymlanan bir dizi incelemede ius, credo ve jides, augur, maiesas ve grav/ias

150

ROMA DN!

gibi baz Roma dinsel kavramlarn zekice zmlemitir; s. 31-152. Aynca kr. P. Grimal,
"Fides'e le secret," RHR 1974, s. 141-155.
163. Romallarn dinsel deneyiminin zgl nitelii hakknda, bkz. Pierre Grimal, La civilisation romaine (1960), s. 85 vd; aynca kr. Dario Sabbatucc, "Sacer" (SM5R 23, 1951-52, s. 91101); H. Fugier, Recherches sur l'expression
"Magie et religion Rome," Annuaire

du sacri dans la lanete

latne (1963); R. Schilling,

de l'Ecok Pratique de s Haules Etudes, V. Bolm, 1967-68, s.

31-55.
Mucizelerin dinsel ilevi konusunda, bkz. j. Bayet, "Prsages figuratifs dterminants dans
l'antiquite grtco-lacine" (Hommages

F. Cumont, Brksel, 1936, c. I, s. 27-51; Croyances et riles

dans la Rome antique iinde yeniden baslmtr, 1971. s. 44-63); R. Bloch, Les prodiges dans
l'antquit( classique (1963); G. Dumezil, La re!, rom. arch., s. 584 vd (s. 590, dipnot 1, kaynaka) Titus Livius (XXI, 62) Kartaca Savann en dramatik tarihlerinden M 218 ylnn k
aylarnda grlen mucizeleri nakleder: "Forum boarium'da bir kz kendi bana nc kata kadar km, daha sonra oradan aa atlamt"; "gkyznde gemi tasvirleri parlad. Spes
tapnana ... yldrm dt." luno'nun mzra kendi bana yer deitirmiti. Krlarda, U2akta
beyazlar giymi insan hayaletleri grlmt. Pcemm'a ta yamt vb. Bavurulan Sibylla
Kitaplar dokuz gn boyunca kurbanlar adanmasn buyuruyordu. "Tm kent kefaret
trenleriyle urat": nce kutsal sularla ykanld, sonra kurban trenleri yapld; daha sonra
krk libre arlnda altn bir adak luno tapmana tand ve Aventinus'a tanrann tuntan
bir heykeli dikildi vb. Bkz. E. de Saint-Denis, "l.es enumfcrations de prodiges dans l'ceuvte de
Tite-Live," Revue de Philologie, 16, 1942, s. 126-142.
Varro'nun naklettii bir liste tanm etkinliinin farkl safhalarn yneten tanrsal kendilikleri saymaktadr: Veruactor (nadasa braklan topran bellenmesi iin), mporcitur (tarlann
derin saban izleriyle srlmesi iin), Institor (tohum ekme ilemi iin), Oburator (apalama
iin), Occator (trmklama iin), Sarritor (ayrk otlann temizlenmesi iin), Subruncinator
(ikinci gbreleme iin), Messor (hasat iin), Connector (hasadn yuk arabasyla tanmas iin),
Conditor (istifleme iin), Promitor (tahln ambardan kanlmas iin). Varro, Fabius Pictor'un
Lbr iuris font/ici'sinden ald bu listeyi, Servius'un koruduu bir metinde saymtr (ad Vergil,
Georg. 1, 21); kr. J. Bayet, "Les Feriae Sementinae" (RHR 137, 1950, s. 172-206; Croyances et
rites dans la Rome antique iinde yeniden baslmtr, s. 177-205), s. 184; aynca bkz. Dumezil'in
saptamalar. La Rel. rom. arch., s. 51 vd.
164. zel tapm hakknda, bkz. A de Marchi, /I cu/to privato di Roma antica, 2 cilt, 18961903; G. Dumezil, La rel. rom. arch., s. 600-610. Aynca kr. Gordon Williams, "Some Aspects of
Roman Marriage Ceremonies and ldeals,"Joumo! oj Roman Studes 48, 1958,s. 16-29; G. Piccaluga, "Penates e Lares," SMSR 32, 1961, s. 81-87; J. M. C. Toynbee, Death and Burial in the Roman Worl (1971). Man'lar hakknda, bkz. F. Bmer, A/nenfeuIt vnd Ahnenglaube
(ARW, Beiheft, no. I, 1943) ve Latte. a.g.y., s. 100, dipnot 2'deki kaynaka.

151

im alten Rom

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A K I Hl - II

Mays ayndaki Lemuria bayram srasnda evleri ziyare ederi iemurlar [ller), yln herhangi bir zamannda gelip yaayanlar rahatsz eden larvae'lerle zde deildir; kr. Dumezil,
a.g.y., s. 373.
24 Austos, 5 Ekim ve 8 Kasm tarihlerinde de mundus (yeralt dnyasna alan ukur)
alnca, ller geri dner. "Mudus alnca, hznl yeralt tanrtlannn kaps alm
demektir" (Varro, alntlayan Macrobius, Satumalia, 1,16, 18). Ama m id us terimi, Romulus'un
"detler gereince iyi ve doga gereince gerekli olan her ey "in tohumlarn ve bira? da silah arkadalannn anayunlannn toprandan att ukur iin de kullanlr (Plutarkhos, Romulus, XI,
1-4; Ovidius. Fat, IV, 821-824). Bkz. Stelan VVeinstock, "Mundus paet," Rhemische Mutum,
45, 1930, s. 111-123; Henri Le Bonniec. Le culle de Ceres a Rome (1958), s. 175-184; W.
Mller, Die heilige Sadt, s. 24-27, 33; Dumezil, a.g.y., s. 356-358.
Devotio

forml

(Titus Livius, VIII,

9-10)

Dumezil

tarafndan

alntlanm ve

yorumlanmtr, a.g.y., s. 108 vd.


165. Her geleneksel toplumda olduu gibi Roma'da da, bayramlar zaman kutsallauryordu;
bu durum takvime verilen nemi aklar. Roma takvimi hakknda, bkz. A Grenier, Rel.
etrusque el romaine, s. 94 vd; J. Bayet, Histoire..., s. 89 vd ve 298 (kaynaka); G. Dumezil, Fite s
romames d'ete el d'automne

(1975).

Mevsim bayramlar ve onlann bandaki tanrlar hakknda, kr. L. Delatte, Recherthes sur
quelquesfgtes

mobiies du calendrier

romain (Uege, 1957); Dumezil, La rel. rom. areh., s. 339 vd.

Aynca bkz. Giulia Piccaluga, Ekmemi spettacolari nei riluali festvi romani (Roma, 1965).
Kutsal yerler -pomerium

(surlarn yeri) ve (empum (rnaugurato ile kutsanm yer)-

hakknda, bkz. Pierangelo Catalano, Contributt ailo studio del diritto augurale, c. 1, s. 292 vd (pomerium, dipnot 177, kaynaka), 248 vd, 305 vd (templum).
Ruhban snf hakknda, bkz. J. Marquart ve T. Mommsen, Handbuch

der

rmisehe

Alter(hmmer(c. I-Vll, 2. bask, 1876-1886), IH, s. 234-415; Wissowa, Rel/gio ud Cuitus der
Rmer, s. 479-549; K. Latte, Rmsche Rdigonsgeschchtt, s. 195-212, 397-411; Dumezil, La
rel. rom. areh., s. 567-583. Refcs ve onun jlamines

maiores ile ilikileri konusunda, kr. G.

Dumezil, "Le rexet les jlamines maiores," The Sacreci Kmgsfp iinde (Leiden, 1959), s. 407-417.
Aynca bkz. Dumezil. "La prthistoire des (lamines majeurs," RHR 118, 1938, s. 188-200; lies
romaines,

1969, s. 156-166'da yeniden baslmtr).

Pontifeks collegium'u ve pontifeks maksimus hakknda, bkz. G. Rohde, Die Kultsatzungen

der

rmisehen Potifces (Religongeschchtlche Versuche u. Vorarbeten, no. 25, Giessen, 1936); J.


Bleicken, "Oberpontife u. Pontifikal-Kollegium," Hemes, 85, 1957, s. 345-366.
Vesta rahibeleri hakknda, bkz. T, C. Worsfold, The Hstoy of the Vestal Virgins of Rome (2.
bask, 1934); G. Giannelli, /I Sacerdozio delk Vestali romane (Floransa, 1933); F. Guizzi, AspeKi
juridici del sacerdozio Romano, il sacerdozio di Vesta (1968).
Falclar ve falclk collegium'u hakknda, bkz. A Bouche-Leclercq, Histoire de la diviation
dan s Yantiquii, c. IV (1882), s. 160 vd; Pierangelo Caalano, Contributi allo studio del diritto augurale, c. I (s. 9-20, augurium

ile auspicium arasndaki farkllkar zerine Mommsen'den I. M. J.

152

R O M A DN

Valeton ve U. Coli'ye varncaya dek gelitirilmi kuramlarn eletirel tartmas; s. 395-558, rehs
ve falclk hakknda; s. 559-574, Latin ve Sabin Reges augures ve Etrsk krallan zerine);
Dumezil, La rel. rom. arch., s. 584-589.
Sibylla Kitaplan'nn kkeni ve tarihi karanlktadr. Efsaneye gre Tarquinius bu kitaplar
ele geirerek, lupiteT tapnana koymu, ancak emir aldklannda ve yalnzca devlet adna onlara bavurmakla grevlendirilmi iki yeli bir heyet atamt. M 367'de be patncius ve be
plebden oluan daimi decemviri collegium'u kuruldu. Kitaplar, kkenleri ne olursa olsun, ikinci Kartaca Sava nedeniyle bavurular amgnda Yunancalatnlm durumdaydlar. M 213'te
carmina Mardana'lar

da bu kitaplara eklendi. "Sulla dneminde Capitolium'la birlikte yaklan;

sonra dnyada Sibylla bulunan her yere, zellikle de Erythra'ye gnderilen heyetler marifetiyle eski halleri yeniden bulunan veya yeniden ekillendirilen; Augustus dneminde dinsel
adan sakncal blmleri ayklanan ve lupiter'den Apollon'a, Capitolium'dan Palatium'a
aktanlan; Tiberius dneminde yeniden gzden geirilen kitaplar, MS V. yzyl banda Stilcho
tarafndan yakld: mparatorlarn onurlandrd collegium o zaman onadan kalkt" (Dumezil,
a.g.y.. s. 594). Sibylla Kitaplan'nn kkeni konusunda, aynca bkz. j. Gag, Apo/lon Roman (Paris, 1955), s. 26-38, 196-204; kr. R Bloch, "Les origines etrusques des Livres Sbyllins,"
Melanges A. Ernout, 1940, s. 21-28.
Sodalicium'lar hakknda, bkz. Wissowa, Religion und Cultus, s 550-564; G. Dumezil, La rel.
rom., s. 579 vd. FeCialis'ler konusunda, kr. Jean Bayet. "Le rite du fecial et le comouatlle
magique" (1935; Croyances et ritesdans

la Rome antique iinde yeniden baslmtr, 1971, s. 9-

44). /us/etinle hakknda, kr. Durnizil, Idees romaines (1969). s. 63-78. Sal/ens'ler hakknda,
bkz. R Cirit, Les pretres danseurs de Rome: Etde sur la corporaon sacerdotaie des Saliens
(1913); Dumizil, La rel. rom., s. 285-287, 581-582. 12 Fratris Arvafa lArval Kardeleri
hakknda, kr. G. Wissowa, "Zum Ritel der Arvalbrder," Hermes 52, 1917, s. 321-347; E.
Norden, A as rdmischen Priesterbchem

(1939), s. 109-268; A. Pasoli, Ata jratrum

Anakm

(1950; metin ve yorum).


Balca fetialis riteli, Roma adna tazminat istenmesiydi; istei karlanmazsa fetialis geri
dnyor ve otuz u gn getikten sonra, dman toprana bir mzrak veya bir kzlck aac
frlatarak, trense biimde sava ilan ediyordu (Titus Livius. 1. 32, 5-14 vb).
Salii, "dans rahipler," sava mevsimini 1 Martta ritellerle aard. Btn kenti dolar ve
kutsanm yerlerde, tannlar onuruna bir carmen syleyerek (Cumhunyet devrinin sonuna
doru bu arknn anlam ank bilinmiyordu) bedenlerini ekilden ekile sokan danslara kendilerini kaptnrlard. Her dans gnnn sonunda bir enlik dzenlenirdi. 9 Marttan itibaren
riteller daha da grkemli bir hal alrd: at yanlan, silahlarn ve sava borularnn kutsal sularla
ykanmas vb. Salii, ekim aynda sava mevsiminin kapann (dklen kann miyazmalannn
(ateli hastalklara neden olduuna inanlan zehirli youn pus! kente bulamasn engellemek
iin), silahlan kutsal suyla ykayarak kutlard. Carmen salare'nin (Saliuslann arks) metni yeniden oluturulmaya allmtr: bkz. L. Bayard, "Le chant des Saliens, essai de restitunon,"
Melanges des Sciences Rel. des Fncultfs Catho\iques de Lille 2, 1945, s. 45-58.
Oniki Fratris Arvals'in tapm merkezi, Roma'ya 7,5 km uzaktaki kutsal "Tanra" (Dea Dia)
ormanyd. Yllk trenler mays aynda gun srerdi: lk ve son trenler Roma'da, ikinci ve

153

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

en nemli tren ise tapm merkezinde yaplrd. Fratris {Kardeler] kutsal ormanda iki hamile
domuzu (porcilae, kusursuz dourganlk simgeleri) ldrp ellerini yerdi. Daha sorra peeler
ve baaklardan yaplma talar takp, ayin alay halinde tapnaa ynelirlerdi; tapman nnde
baaklan elden ele geirirlerdi. Bitkisel bir yemek yedikten sonra, tapnaa kapanr ve Lar'lar ile
Mars iin ilahiler, yakanlar sylerlerdi. (ok arkaik bir Latinceyle yazlm carmen arvakYin (Arval'lann arks} metninin evrilmesi ok gtr). Yakarlar bir dans ve at yarlar izlerdi. Aynca
kr. Ileana Chirassi, "Dea Dia e Fratres Arvales" (SMSR 39,1968, s. 191-291).
Lupercalia hakknda, bkz. L. Deubner, "Lupercalia" (ARVV, 13, 1910. s. 481 vd); A. K. Michels, "The Topography and Interpretation of the Lupercalia" (Trans. Amer. Phl. Assoc., 54,
1953, s. 35-39, zengin bir kaynakayla birlikte); M. P. Nilsson, "Les Luperques" (Latomus, 15,
1956, s. 133-136); Ugo Bianch, "Luperci," (Dtzionario

Epigrajico d Anuchit

Romane, c. IV, Ro-

ma, 1958, s. 1-9); G. Dumezil, La re. rom., s. 352 vd. Topluluun adnda kesinlikle "kurt"
s2cg bulunmaktadr, ama bu adn nasl olutuu belli deildir: kr. Dumzil, La rel. rom., s.
352 ve dipnot 2. J. Gruber'e gre lupercus, bir "lupo-sequos"tan, yani "qui lupum sequitur"dan
tremitir (Glota, 39, 1961). Gruber, ntanhet miras kalm bir Mdnnerbund'un (erkek cemiyeti) sz konusu olduu inancndadr. Aynca bkz. F. Altheim, A History oj Roman Religion, s
206-217; ayn yazar, Romsche

Religionsgeschichte,

I, s. 131 vd. A Alfoldi de lupera'len bir

Mnnert>und kalnts olarak kabul etmekte, bu gizli cemiyetin Roma devletinin kuruluunda da
nemli bir rol oynadn dnmektedir; kr. Die trojanischen

Urahnen der Rmer (Rektoratsp-

rogr. d. Univ. Basel fr das Jahr 1956). Kereny'ye gre, Luperci'ler hem kurtlan (tarikatn kuzey kkenli en eski biimi), hem de tekeleri (gney etkisi) temsil ediyordu; kr. "Wolf und Ziege am Fest der Lupercalia," Melanges Marouzeau

(1948), s. 309-317 (bu makale, Niobe, Zrih,

1949, s. 136-147'de yeniden baslmtr).


Plutarkhos (Romulus, 21, 10) erginlenme trnde bir riteli betimler: Keiler kurban edildikten sonra, iki soylu gen Lupercilerin huzuruna getirilir; "kimileri hl kan damlayan btakla onlann alnna dokunur, dierleri de kan izini ste batrtm bir yn parasyla hemen siler:
Ve genlerin almlan silindikten sonra glmesi gerekir."
G. Dumzil, bu topluluun erginleyici niteliini zmlemitir: Le probleme des Centaures
(Paris, 1929), s. 203-222. Bkz. Gerhard Binder, De Aussetzung

des Kmgskmdes:

Kyros und Ro-

mulus (Meisenheim am Glan, 1964), s. 90-115, zellikle s. 98 vd.


ki Luperci grubunun kousu zerine, kr. G. Piccaluga, "L'aspetto agonstico dei
Lupercalia" (SMSR 33. 1962, s. 51-62).
Februum, Februarius ve Faunus hakknda, bkz. Dumezil, Le problime
vd; A Brelich, Ile variazioni

des Centaures,

s. 195

romane su! tema delle orign (Roma, 1956), s. 95-123; Binder,

a.g.y., s. 80 vd; G. Dumezil, Rel. rom., s. 353 vd.


Kurban trenleri zerine, bkz. S. Eitrem, Opjerritus und Vorop/er der Gncchen
(1913); Wissowa, a.g.y., s. 380 vd; Latte, a.g.y., s. 379-392.
G. Dumezil Mars tapmna zg kurban treni suovetaurilia
boalann kurbann ierir) ile ndra'ya sunulan sautrmani

(domuzlann, koyunlarn ve

arasndaki yapsal benzerlii ortaya

koymutur; kr. Trpeia (1947), s. 117-158; La rel. rom. arch., s. 247-251.

154

und Rmer

ROMA DN

Mars'a kurban edilen Ekim at rituel ve savalar snfna zel atvamedha

(kr. 73) ile

benzerlikleri hakknda, bk2. G. Dumfa, La rel. rom. areh., s. 225-239 ve F<*tes romaines d't et
d'automne

(1975),

s. 179-219.

Daha ge bir donemde (V. yzyl sonu?), (astnda bir Yunan modelini izleyen) Etrsklerin
etkisiyle, kurbann sunulduu tanrnn hissedilebilir varlyla ayrt edilen lectistemia'hr

da Ro-

ma'ya girer. "Her kurbann amac tanny sunakta beslemektir. Ona bir yemek sunmak ise
baka bir eydir" (Dumfezil, La rel. rom. areh., s. 559) Gerekten de tann (yani onun tapm
amal yaplm heykeli) kendisine sunulan masann yanndaki bir yatan zerine yatnlrd.
"Lectistemia'hr

nceleri tapnan dnda hazrlanrd: Bylece insanlar normal zamanlarda bir

cel/a'nn {cella: Eski Yunan ve Roma tapnaklarnn, gizli tapm imgesinin korunduu i ksm)
te dnyasna kapatlm bu koruyucular kendi gzleriyle grebilirdi" (a.g.y.).
166. Di Indigestes

ve dit novensiles

hakknda, kr. Wssowa, Religion und Kultus (2. bask,

1912), s. 18 vd, 43 ve A. Grenier'nin sayd kaynaklar: Les religiors etrusjue el romaine, s. 152.
Titus Livius'un naklettii (VIII, 9, 6) devotio forml zerine ve (bunu byk pontifeks'in
bir uydurmas olarak gren) Latte'a kar, kr. Dumezil, La rel. rom. areh., s. 108 vd.
Arkaik tanr ulusu hakknda, bkz. Dumeztl'in incelemesi. La rei. rom. areh., s. 187-290,
daha nceki almalarn kaynakasyla birlikte (ncelikle: Jpiter, Mars, Quirinus, 1941; Naissance de Rome, 1944; L'heritage indo-europeen a Rome, 1948; M_yihe e( ipopte,

I, 1968, s. 259-

437). Capitolium ncesi l tann grubunun varlna daha nce G. Wissowa da dikkat ekmiti; kr. Religion und Kultus, s. 23, 133-134. K. Latte'a gre, daha ge doneme ait ve
rastlantsal bir gruplama sz konusudur (Rmsche Rehgionsgeschichte,

s. 37, 195 vb); ama bkz.

Dumizil'in eletirisi. La rel. rom. areh., s. 154 vd.


lupiter'in tarm veya savala ilgili bir tanr olarak grnd koullarda, mdahalelerinin
biimini dikkate almak gerekir (Dumezil, La rel. rom, areh., s. 193). "Siyaset ve hukuk, gu ve
adalet, en azndan ideal dzeyinde, birok noktada kesiir: Zeus'a veya Vedalar a
Hindistan'nn egemen tannlan Varuna ve Mitra'da grld gibi, lupiter'in saygnlnn bir
dier unsuru onun tank olarak, kefil olarak ve gerek zel gerekse kamusal yaamda yurttalar
arasndaki veya yabanclarla yaplan ticarette tutulmayan yeminlerin, anamalann cn alan
tann olarak oynad roldr" (a.g.y., s. 190).
Mars hakknda, bk2. Dumgzil, a.g.y., s. 215-256. Kkten farkl bir yneli iin, kr. Udo W.
Scholz, Siuden zem a!t:ialisehen

und altrmisehen

Marskult

und Marsmythos

(1970). Ekim At

kurban hakknda ve H. J. Rose'un tanmc yorumuna (Seme Problems oj Classieal Religion: Mars
[Oslo, 1958], s. 1-17) kar, bkz. Dumezil, Rel. rom., s. 223-238.
Quirinus hakknda, kr. Dumezil, a.g.y., s. 259-282 ve A Brelich, "Quirinus: una divinit
romana alla luce della compara2ione storica," SMSR 36, 1965, s. 63-119. Cari Koch
"Bemerkungen zum rmschen Quirinuskult" adl makalede (Zeitschrift f . Rel. und Geistesgeschchte, 5, 1953, s. 1-25), Dumf zil kart bir yorum sunmutur.
Vesta hakknda bkz. O. Huth, Vesta,

Untersuehungen

zum indo-germanisehen

Feuerkult

(1943); A Brelich, Geheime Schuttgottheit von Rom: Vesta (Albae Vigitae, 7; Zurih, 1949); G.

155

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - 11

Dumezil, "Aedes Rotunda Vestae" (Rijuels mdo-europiens

d Rome iinde, 1954, s. 26-43) ve La

rel. rom. arch., s. 319-332'de zetlenmi dger almalar.


Ianus hakknda, kr. L. A. Lackay, "Janus" (Univ. of Califonia Publicatons

on Classical Phlo-

logy, 15, 1956. s. 157-182); R. Schilling, "Janus, le dieu introducteur" (Melanges

d'archologie

et d'histoire de l'Ecole Franase de Rome, 1960. s. 89-100); G. Capdeville, "Les pithtes cultuelles de Janus" (a.g.y , 1973. s. 395-436); G. Dumezil, La rel. rom. arch., s. 333-339.
Capitolium'un tann ls zerine, bkz. Dumezil'dek toplu tantm, a.g.y., s. 291-317.
Ayrca kr. U. Bianch, "Disegno Stonco del culo Captolino nell'ltala romana e nelle provincie dell'lmpero" (MonumeUi anlichi dei Lincei, 8, 1949, s. 347-415); ayn yazar, "Questions sur
les origines du cule capitolin" (Latomus, 10, 1951, s. 341-366)
luno hakknda, kr. Dumizil. Rel. rom., s. 299-310; ayn yazar. "Junon et l'Aurore" {Mythe
et Epop^e. !U, 1973, s. 164-173). smin etimolojisi iin, bkz. E. Benveniste, "Expression idoeuropeenne de leterrtf," Bull. Soc. Linguistique,

38, 1937, s. 103-112. Aynca bkz. M. Renard,

"Le nom de Junon." Phoibos, 5, 1951, s. 141-143; ayn yazar, "Juno Hstoria," Laomus, 12,
1953, s. 137-154.
luno'nun koruyuculugundaki bayramlar, ncelikle Nonae Caprotmae
hakknda, bkz. Dumezil, s. 301-313. Aynca kr. J. Gage, Matronalia.

ve Matronalia'h'c

Essai sur les organisations

cultuelles des femmes dans l'ancienne Rome (Latomus dizisi, LX, 1963).
Minerva'nn etimolojisi hakknda, kr. A. Meillet, De i.-e. radice *mcn "mente agitare"
(1897), s. 47.
167. EtrUskler zerine, konunun z yakn tarihli birka yaynda bulunmaktadr: M. Pallottino, Eruscologi (6. bask, Milano, 1968); R. Bloch, Les Etrusques
quotidienne ehez

Etrustjues (1961); H. H. Sculard, The Etruscan

(1954); J. Heurgon, La vie


Cities and Rome (Londra,

1967); L. Banti, II mondo degli Etruschi (2. bask, Roma, 1969).


"Etrsk sorunu" M. Pallottino'nun u makalelerinde tartlmtr: "Nuovi Studi sul problema delle origini etrusehe" (Studi Etruschi, 29, 1961, s. 3-30) ve "What Do We Know Today
About The Etruscan Language?" (/ntem. Anthropological

Lmguistic Review 1, 1955, s. 243-253)

Aynca bkz. H. Hencken, Jarqvinia, Villanovarts and early Etruscan (Cambridge, Mass.. 1968), U,
s. 601-646; ayn yazar, Tarquna and Etruscan Origins (Londra, 1968).
Etrsklenn diri hakknda, bkz A. Grenier, La religion irus<jne (= Mana, 2, Ul, 1948, s. 379); R. Herbig, Gtler und Dmonen der Etrusker (Heidelberg, 1948); F. Altheim, A Hiory of Roman Religion, s. 46-92, 485-494; ayn yazar, La Religion romaine antique, s. 33-50; G. Dumzil,
La rel. rom. arch., s. 611-680; G. C. Giglioli ve G. Camporeaie, "La religione degli Etruschi," iran'a delle Religioni (yeniden gzden geirilmi ve geniletilmi 6. bask), II, s. 539-672 (iyi kaynakalar, s. 655-661,670-672).
Giglioli, a.g.y., s. 544-552, 652-654'te klasik yazarlann metinleri kaydedilmi ve zmlenmitir.

156

R O M A DIN

Etrsklerin Asyal kkenleri (Herodotos, I, 94) ve Lemnos |Limni) yaztlar hakknda, bk2.
A. Piganiol, "Les Etrusques, peuple d'Orient," Cahers d'Hstoire

Mondiale, 1, 1953, s. 329-339:

G. Dumzil, a.g.y., s. 614-619.


Etrsk tannlan ve adlarnn Yunancaya evrilmesi konusunda, kr. G. Devoto, "Nomi di divinit etrusche," Studi Etrusch, 6, 1932, s. 243-280 (Fufluns); 7, 1933, s. 259-266 (Culsans);
14, 1940, s. 275-280 (Vertumno); L. Banti, "II culto del cosiddetto 'Tempio dell'Apollo' a Veii
e il problema delle triadi etrusco-ualche," Studi' Etruschi 17, 1943. s. 187 vd; J. D. Beazly, "The
World of the Etruscan Mirror," jourtal o/Helienic Studics, 69, 1949, s. 1-17; F. Messerschmidt,
"Griechische und Etrusksche Religion," SMSR 5, 1929, s. 21-32; Eva Fiesel, Namen de s griechischen Mythos im Etrusltischen (1928; E. Benveniste'nin saptamalan iin, bkz. Rev. Philol., 56,
1930, s. 67-75; Dumezil'in saptamalar iin, bkz. La rel. rom. areh., s. 660-661); G. Dutnezil.
a.g.y., s. 658-676.
Pyrgi (Caere'nin (bugnk Cerveteri] limanlarndan biri) tapnanda ksa sre nce yaklak M 500'e tarihlendinlen Etrske tabletlerin yannda bir de Kartaca yazt bulundu.
Kartaca dilindeki yazda Erusk kralnn Uni (luno) ile zdeletirilen Fenike tanras Astarte'ye kranlarn bildirmesi yer alyor. Sami dnyasndan bir mitsel-ritel forml almaya ve bunun ulusal bir tannya uygulanmasn onaylamaya hazr Etrsk teolojisinin esnekliini ve etkilere akln gsteren bir kant daha... Kr. A Dupot-Sonmer, "L'inscription punque
rcemment dcouverte Pyrgi (Italie),"]A 252, 1964, s. 289-302; buradaki eviri (s. 292), G.
Dumezil, La rel. rom. areh., s. 665 vd'da aynen baslm ve yorumlanmtr. Bkz. daha sonraki
kaynaka iin, J. Heurgon, "The inscripions of Pyrgi," Journal of Roman Studies 56, 1966, s. 114; G. Camporeale, Sora delle Religioni iinde, c. II, 1971, s. 671.
Fal teknikleri konusunda, A Bouche-Leclercq'in kitab, Histoire de h ivination

daa

Vantiquite c. IV (Paris, 1882), s. 3-115 yerine henz bir ey konamamtr.


C. O. Thulin'in ciltlik eserinde, Die etrusksche Dsj/plm, c. I. Die Blilzlehrc
Hogskolas rsskrift, no: 11, 1905, s. I-XV, 1-128); c. 11. Die Haruspicium
1906, s. 1-54); c. III. Ritualbcher

und sur Gesehehe

(Gteborgs

(ayn yer, no. 12.

und Organtsariem der Haruspices (ayn yer.

15.1909, s. 1-158), eitli libn'lerin ierii sunulmu ve yorumlanmtr.


Plinius ve Seneca'ntn yldnmlar kuramna ilikin metinleri ayn kaynaa dayaldr (Caecina). Yalnzca lupiter elinde ayn yldrm kategorisi bulunduruyordu. Dier sekiz yldnm
trn, luno, Minerva, Volcanus, Mars ve Satumus'a denk den tannlar ve kimlikleri belirlenemeyen dier tann kullanyordu. Bkz. Bouche-Leclercq, a.g.y., c. IV, s. 32-61; Thulin, Die
Blrjiehre, s. 47-68; A. Biedl, "Die Himmelsteilungnach der 'disciplina etrusca" (Phologus, 40,
1931. s. 199-214); A. Piganiol, "Sur le calendrier bromoscopique de Nigidius Figulus" (Studies...inhonorofA.

C.Johnson,

1951, s. 79-87); ayn yazar, "Les Etrusques, peuple d'Orient," s.

640-641; S. Weinstock. "Libri Fulgurales" (Papers o/ the Britih ehevi al Rome,


122-142); R. B. Bloch, Les prodiges dans l'aniquilt

19. 1951, s.

elassiyue (1963), s. 149 vd; Dumizil, a.g.y., s.

624-635. Dou retisi ve tekniiyle benzerlik G. Furlani. "11 bidenlal etrusco e un' inserizione
di Tiglatpilesar 1 d'Assiria" (SMSR 6, 1930, s. 9-49); ayn yazar, "Fulnm mesopotamici, ittti,
greci ed etruschi," Stud. Etruschi, 5, 1931. s. 203-231 makalelerinde de tartlmtr.

157

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - 11

Libri haruspcini ve Pacenza'daki tun model zerine, bkz. Bouche-Leclercq, Histoire de la


divination,

e. 4, s. 61-74; Thulin, Ritualbcher,

c. II; G. Furiani, "Epatoscopa babilonese ed

etrusca," SMR 4 (1928): 243-85; Furlani, "Mantca babilnese ede etrusca," Tyrrhenka,

Saggi di

studi etruschi, 1957, s. 61-76. Karlatrmal bir inceleme iin, bkz. La divination en Mesopotame
et dan s les regions voisines (XIV. Uluslararas Asurologlar Demei Toplants, 1967); J. Nougayrol, "Haruspicre etrusque et assyro-babylonienne" (Comptes

rendus de i'Acad. d'lnscriptions,

1955, s. 508-517); ayn yazar, "Le foie d'orentacou BM 50494" (Revue


1968, s. 31-50), E. Laroche, "Elements d'haruspicine hittite" (Rcvue httite

d'Assyriologie,

62,

et asiauque,

12,

1952, s. 19-48); R. Bloch, "Liberte et dtermination dans la divination romaine" (Stud/ m onore
di Luisa Banti, Roma, 1965, s. 63 vd); ayn yazar. "La divination en Etrurie et Rome" (La Divination iinde, c. I, Paris, 1968, s. 197-232).
Piacenza'da bulunan tuntan karacier modeli zerine adlan yazl krk tann byk
olaslkla henz saptanamam belli bir dzene gre gruplandnlmtr. Elimizde panteonun
baka snflandrmalar, zellikle Martianus Minneus Felix Capella'nn De nupts Phologiae et
Merciini adl eserinde naklettii (1,41-61) bir snflandrma bulunmaktadr. Yunan ve YunanRoma speklasyonlanyla dolu bir ge dnem (MS V. yzyl) metni sz konusudur; bununla
birlikte onalt gksel blgeye paylatrlm tannlann ak ve ayrntl tantm nedeniyle deerli
bir belgedir. (Balca kayna Cicero'nun ada Nigidius Figulus'un yapt Etrsk ritelleri
evirisi olsa gerek). Thulin, Piacenza'daki karacierin onalt blmne yazlm tanrsal kiiliklerle Martianus Capella'nn onalt blgesi arasnda bir iliki bulunduundan kuku duymuyordu (kr. Die Gtter des Martianus

Capella und der Bronzeleber

vot Piacenza, Berlin, 1906). Ama

Stefan Weinscock, Helenistik astrolojinin hatn saylr katksn gn na kard; kr.


"Martianus Capella and te Cosmic System of the Etruscans" (/ountal oj Roman Sudies 36,
1946, s. 101-129). lk blgenin, yani Iupiter blgesinin bir zmlemesi iin, bkz. Dumezil,
a.g.y., s. 672-676.
Demonoloji ve lme ilikin inanlar konusunda, kr. S. Weinstock, "Etruscan Demons,"
Stud in onore di Lusa Banti, s. 345-350; C. C. van Essen, Did Orphic Injtuence on Etruscan Tonl)
Painting Exi5t? (Amsierdam, 1927); ayn yazar, "La Tomba del Catdinale" (Studi Etruschi, 2,
1928, S. 83-132); F. de Ruyt, Oarun, dtmon etrusque de la mart (Brksel, 1934); M. Pallotino,
"II culto degli antenati in Etruria ed una probabile equivalenze lessicale etrusco-latino" (Stud
Etruschi, 26, 1958, s. 49-83); J.-M. Blzques, "La Tomba del Carditale y la inflencia orfco-pitagorica eri las creencias etruscas de ultratumba" (Latomus 26, 1965, s. 3-39).
Baz mezar resimlerinde, bir demon elinde bir kitap veya bir tomar tutarken ya da onun
zerine yazarken gsterilir. Ne olduu zlebilen baz harfler lm kiinin adn ve yan belirtir. Anlald kadanyla, "teki dnya iin bir tr pasaport" sz konusudur (F. de Ruyt, s
160). Msr'daki benzerliklerle ilgili olarak bkz. 1. cilteki. 33'n eletirel kaynakas.
168. Aventinus'taki l tann grubu hakknda, bkz. H. Le Bonniec. Le Culte de Ceres a Rome
des origines ta fin de la Republique

(Paris, 1958) ve Dumezil, La rei. rom. arch., s. 379 vd.

"Aventinus tapm de pleblerin kazand zaferin kantdr ve bu toplumsal snfa giderek siyasal
ve dinsel eitlii salayan saysz uzlamann en onde gelenlerinden birinin sonucudur. V.

158

R O M A DN

yzylda bu tapm kurulur kurulmaz klasik tablo ortaya kmtr: Tapnan ek yaplarna yerleip orada alan, pleblerm arivlerini, plebisit metinlerini ve daha ge tarihlerde ds bir nlem
olarak hasm hizbin senams msulftm'lannn kopyalarn saklayan plebeian aediJis'leri (resmi
binalann denetlenmesiyle, kamu oyunlannn ynetimiyle ve kentin iaesini salamakla
ykml yksek memur]" {a.g.y., s. 384). Aynca kr. F. Altheim, La La rel. rom. antique, s. 186.
kisi diil, biri de eril u tarm tannsnn birletirilmesi muhtemelen Byk Yunanistan'dan
[Yunanlarn birok site kurduu ve genellikle Yunan Sicilya'snn da eklendii Gney talya'nn
ky blgeleri-.n.l alnmtr; bkz. Dumezil, s. 448.
Cerialia srasnda, dii domuzlann kurban edilmesinin yan sra barbar bir "oyun" da
oynanrd: "Srtlanna yanan mealeler balanm" tilkiler Circus'a salnrd (Ovideus, Fasl, 4.
679-682). Bu ritelin yorumu tartmaldr; kr. Dumezil. s. 380.
Liber'in etimolojisi hakknda, bkz. E. Benveniste, "Liber et liberi," Rev. Etudes Laines,
1936, s. 52-58. Tapm hakknda, bkz. A Bruhl, Liber pater, ongne et expansion

14,

du culte

dionysiaque a Rome et dans le monde romain (Pans, 1953), zellikle s. 13 vd. Aziz Augustinus'un
Liberalia'lar zerine, ksmen Varro'ya dayanarak verdii bilgiler, Bruhl, s 17 ve devamnda incelenmitir. Franz Altheim, tann Liber'in Yunan kkenli olduunu ileri srer (Terra Mater, Giessen, 1931, s. 15 vd); bkz. Bruhl'un eletirisi, s. 23 vd. Cerealia'nn Yunan yorumu hakknda,
bkz. Jean Bayet. "Les 'Cerealia', aleraton d'un culte latin par le mythe grec." Revue Belge de
Philologe et d'Hstoire, 1951, s. 5-32, 341-366; Croyanees et rites dans la Rome antque iinde
yeniden baslmtr, 1971, s. 89-129.
Yunan etkileri zerine, bkz, Franz Altheim, A History..., s. 34 vd, 149 vd; ayn yazar, La rel
rom. antique, s. 201 vd; Dumezil, a.g.y., s. 450 vd. Kek etkileri hakknda, kr. Altheim, La rel
rom., s. 103 vd, 189 vd,
Apollon zerine, bkz. j. Gage, Apollon Romain. Essai surle cute d'Apollon et le d(veloppement
du 'ritus graeeus' Rome, des ongnes

d Auguste (Paris, 1955).

Vens hakknda, bkz. R Schilling, La religion romaine de W mis depus (es origines /us<ju'au
temps (fAuguste (Paris, 1954); ayn yazar, "Les origines de la Vens romaine," (Ltuomus, 17,
1958, s. 3-26: A Ernout ve P. Grimal'n eletirilerine yantlar). Aynca bkz. Dumezil, a.g.y., s.
422-424, 471-474.
Evoeatio hakknda, bkz. V. Basanoff, Evoeatio.

Etde d'un ituel

miltaire

romain (Pans,

1947); R. Bloch, "H4ra, Uni, Junon en talie centrale" (Compes rendus de l'Academic

des Inscrip-

tions, 1972, s. 384-396). Dier mehur evoeatio rnekleri: MO 264'te Volsinies'ten "anlan"
Vertumnus ve M 146'da Scipio Aemilianus'un "ard" Kartaca tanns Tant (Macrobius,
Sat., III, 9).
Titus Livus'un sayd, M 207'nin mucizeleri hakknda, bkz. J. Cousin, "La ense religieuse de 207 avant J.-C.," RHR 126, 1943, s. 15-41. Dumezil, ikinci Kanaca Savas srasnda dinin
durumunu parlak bir biimde anlatmtr. La rel. rom. areh., s. 457-487. Kybele'nin transveetio'su hakknda, bkz. H. Graillot, Le cu(te de Cybele, mire des deux, a Rome et dans l'empire romain
(Paris, 1912), s. 38 vd. Tanra sodalicium'lan ve bunlann siyasi nemi konusunda, bkz. a.g.y.,
s. 90 vd. Roma ve eyaletlerdeki tapm hakknda, bkz. F. Cumonc, Les rehgions oientales dans (e

159

d i n s e l i n a n l a r ve d u n c e l e k t a r i h i - II

paganisme mmain (4. bask, 1929), s. 17 vd, 208 vd, Aynca kr, Th. Kves, "Zum Empfang der
Magna Mater in Rom," Hstona 12, 1963, s. 321-347; F. Bmer, "Kybele in Rom," Rfterniscfes
Museum 71, 1964, s. 130-151.
Bakkhanalia davas konusundaki kaynaklar ve eletirel kaynaka A Bruhl, Liber Pater, s
82-116'da ok iyi zmlenmitir. u kaynaklan ekleyin: J, Bayet, "Le ph^nomene religieux
dionysiaque" (= Croyances et rtes..., s. 241-274, Bruhl'un kitab hakknda); J. Festugiere, "Ce
que Tite-Live nous apprend des mysteres de Dionysos," (Melanges d'archeologie
l'Ecole Frmaise

et if histoire de

de Rome, 66, 1954, s. 79-99); Latte, a.g.y., s, 270, dipnot 5 (kaynaka);

Dumezil, a g.y., s. 511-516.

160

XXI. B L M

KELTLER, CERMENLER,
TRAKLAR VE GETLER

169. Tarihncesi Unsurlarn Kalcl Keklerin Avrupa'nn eski tarihi iindeki


etkisi kendini en az iki yzyl boyunca, yani M V. yzylda Kuzey italya'nn fethinden (Roma y.

M 390'da kuatld) y.

M 279'da Delphoi'deki Apollon

tapnann yamalanmasna kadar, hissettirdi. Ksa bir sre sonra. Keklerin carihsei yazgs mhrlendi: Germen kabilelerinin genilemesiyle Roma'nn basks
arasnda kalan Keklerin gc srekli geriledi. Ama Kekler ok zengin ve yaratc
bir ntarihin mras syd. Hemen aada greceimiz gibi, arkeolojinin salad
bilgiler Kek dininin anlalmasnda byk nem tar.
n-Keltler byk olaslkla, Orta Avrupa'da y. M 1300-700 arasnda gelien ve
"Kp Tarlas" 1 denen kltrn yaratclaryd. Kylerde yayor, tarm yapyor,
tun kullanyor ve llerini yakyorlard. lk gleri (M X.-1X. yzyllar) onlar
Fransa, spanya ve ngiltere'ye gtrd. Yaklak olarak M 700-600 arasnda demir kullanm Orta Avrupa'ya yayld; Hallstatt ad verilen bu kltrn ayrt edici
zellii, olduka belirgin bir toplumsal katmanlama ve farkl cenaze rimelleriydi.
Bu yenilikler, (Karadeniz kkenli) Kimmerlerin zerindeki ran kaynakl kltrel etkilerin sonucu olabilir. Kek askeri aristokrasisi o sralarda olutu. Cesetler - e n
azndan eflerin cesetleri- artk yaklmyor, ama yanlarnda silahlar ve dier
kymetli

eyalaryla

birlikte

drt tekerlekli bir

arabaya konup, zerleri

bir

tmsekle rtl me2ar odalarna braklyordu. M 500'e doru, La Tene a


adyla da bilinen ikinci demir a srasnda. Kek dehasnn sanatsal yaratcl dor u k noktasna kt. Kazlarda kartlan kuyumculuk ileri ve saysz madeni eya
"barbar dnyann bir zaferi, Keklerin Avrupa kltrne snrl olsa da byk bir
katks" olarak nitelendirildi. 2

Bu adn verilmesinin nedeni, llerin yaklmas ve kllerinin konduu kplerin daha sonra
bir mezarla grnulmesiyd.
Anne Ross, Pagan Celtic Bitain, s. 35. Baz reproduksiyonlariin, bkz. J. j. Hatt, Les Cchcs et
les GaUo-Romams, s. 101 vd.

161

D N S E L I N A N C I - A R V i ; D N C E I . F . R T A R H - II

Din hakkndaki yazl belgelerin ktl dikkate alndnda, arkeolojik belgelerin paha biilmez bir deere sahip olduu grlmektedir. Kazlar sayesinde Keklerin kutsal mekna, yani zerinde kurban trenlerinin yapld bir sunak evresindeki, belli kurallara gre kutsanm yerlere byk bir nem verdii biliniyor. (leride grece|imiz gibi, kutsal meknn snrlarnn ritel biiminde izilmesi ve
"dnyann merkezi" simgesellii eski yazarlar tarafndan nakledilmitir ve bu zelliklere rlanda mitolojisinde de rastlanmaktadr). Yine kazlar sayesinde, farkl trde s u n g u l a n n iki ila metre derinliindeki ritel ukurlarna brakld biliniyor. Bu ritel ukurlan, tpk Yunanlarn bothros'u veya Romallarn mundus'u gibi,
yeralt dnyasnn tannlaryla iletiimi salyordu. MO II. binyldan itibaren bulgulanan bu tr kuyularn ii, bazen zengin bezemelerle kapl tren kazanlarna
ylm altn ve g m eyalarla dolu oluyordu. 3 (teki dnyayla iletiim iindeki
bu kuyularn ve yeralt hazinelerinin ans ortaa efsanelerinde ve Kek folklorunda
karmza kyor).
Arkeolojinin, kafatas tapmnm yaylmasn ve srekliliini dorulamas da en
az bu denli nemlidir. Yorkshire'da bulunan, MO XVIII. yzyla ait stilize kafalarla
sslenmi kiretandan silindirlerden ortaaa gelinceye kadar, Kek kabilelerinin
oturduu btn blgelerde kafataslar ve "kesik ba" temsilleri bulgulanmtr.
Kovuklarn iine yerletirilmi veya tapnaklarn duvarlar iine sokulmu kafataslar, tatan yontulmu kafalar, kaynak sular iine batrlm saysz ahap tasvir
g n na karlmtr. Ama kafataslarnn dinsel nemi klasik yazarlar tarafndan
ortaya k o n m u t u r ve kilisenin yasaklarna aldrmadan, "kesik ba"n yceltilmesi
ortaa efsaneleriyle ngiliz ve irlanda folklorunda nemli bir rol oynar.* Kesinlikle
kkleri tarihncesine uzanan ve birok Asya kltrnde XIX. yzyla kadar yaayan
bir tapm sz konusudur. 5 "Kesik ba"n balangtaki bysel-dinsel deeri, semen
virile'in lersuyul ilk kaynan ve "akln" barnan kafatas iine yerletiren
inanlar tarafndan daha sonradan glendirilmitir. Keklerde kafatas, tannsal
kkenli kutsal bir gcn biriktii yerdi; bu g, sahibini her trl tehlikeye kar
koruyor ve ona salk, zenginlik, zafer salyordu.
Ksacas arkeolojik bulgular bir yandan Kek k l t r n n arkaikligini, dier yandan da baz merkezi dinsel dncelerin ntarihten ortaaa kadar srekliliini ortaya karmaktadr. Bu dnce ve trelerin pek ou neolitik an eski dinsel biri-

3
4
5

Stuart Piggott, Ancient Europe, s. 215 vd; ayn yazar, The Druids, s. 62 vd.
Bkz. Anne Ross, a.g.y., s. 97-164, ekil 25-86 ve Levha 1-23.
Kr. Eliade, Lc Yoga, s. 299, 401-402; ayn ya2ar, Le Chamnisme, s. 339 vd.

162

KELTLER, C E R M E N L E R , TRAKLAR VE G E T L E R

kimine aitti, ama olduka erken bir dnemde Kekler tarafndan zmsenmi ve
onlarn Hint-Avrupal atalarndan miras ald teoloji sistemiyle ksmen btnletirilmiti. Arkeolojinin kantlad artc kltrel sreklilik Kelt dini tarihisine
ge d n e m kaynaklarn, ncelikle de VI. ve Vll. yzyllar arasnda yazlm irlanda dilindeki metinlerle, rlanda'da XIX. yzyl sonuna kadar yaayan destans efsaneleri ve folkloru kullanma olana vermektedir.

170. Hint-Avrupa Miras Baka kaynaklar da Kelt kltrnn arkaikligini


dorulamaktadr. Eski Hindistan'da bulgulanan birok dnce ve treye irlanda'da
da rastlanr ve dilin prozodisi Sanskrite ve Hititeye benzer; Stuart Piggot'un ifade
ettii gibi, "M II. binyln ortak bir mirasnn paralan" sz konusudur. 6 Druidler de tpk brahmanlar gibi, bellee byk nem veriyordu (kr. 172). Eski
rlanda yasalar, kolay ezberlenmeleri iin m a n z u m yazlmt, irlanda ve Hindu huk u k metinlerinin yalnzca biim ve tekniklerinde deil, kimi zaman diksiyonlarnda
da koutluklar bulgulanmaktadr.' Hint-Kelt koutluundan baka rnekler de verelim: Hukuksal bir talebi glendirme yolu olarak bavurulan oru, gerein
bysel-dnsel deeri, 8 anlata] epik dzyaz iine zellikle diyaloglar sz konusu
olduunda manzum ara blmler katlmas, bard'larn0

nemi ve hkmdarlarla

ilikileri. 5
Yazya getirilmi ritel yasak yznden, elimizde kta Relilerinin dinine ilikin
olarak bir yerlinin kaleminden km hibir metin bulunmuyor. Kaynaklarmz,
6

The Druds,

s. 88. Myles Dillon'a gre, Druidler ve brahmanlar. Gal dnyasnda XVIII. yzyla

ve Hindistan'da g n m z e kadar yaam ibadet ve inanlar korumulardr; kr. "The Archaism of Irish Tradition," s. 246. Aynca bkz. ayn yazar, Cdrs and Aryans,

s. 52 vd. Hans

Hartmann, irlanda ve Hint cenaze ritellerini incelerken, rlanda zihniyetinin yapsnn


ingiltere veya Almanya'dan ok, eski Hindistan'a yakn olduu deerlendirmesini yapyor;

kr. Der Totenfeult in Sriand, s. 207.


7

D. A. Bnchy, "The Linguistic and Historical Value of the Irsh Law Tracts," aktaran Dillon,

Bkz. Dillon'daki referanslar, "The Archaism," s. 247, 2 5 3 vd. Aynca bkz. Ce/ts and Aryans.

Bard: Kelt t o p l u m u n d a ark sylemekle ve iirsel methiyeler d z m e k l e ilgili kii. irlanda

"The Arclaism," s. 247.

b a r d l a n methiye airleriydi. Bardlann da dahil olduu arkclar ve dger mzisyenler,


tednyayla ilgili trenlerde nemli bir role sahiptiler - y n .
9

G. Dumzil, Servius

et la Fortune,

s. 221 vd ve birok yerde; J. E. Caerv/vn WillLams, "The Co-

urt Poet in Medieval Ireland," s. 99 vd. Smer-Akkad dnyasyla da, Hint-Avrupallann antik Yakndou halklanyla k u r d u u temaslarla aklanabilecek benzerlikler b u l u n d u u n u
belirtelim; kr. H. Wagner, "Studies in the Origins of Early Celtic Tradition," s. 6 vd ve birok
yerde.
163

DNSEL INANLAR VU DNCIiLFR TARH - II

Yuan-Latin yazarlann birka betimlemesi ve zerlerinde figrler bulunan, genellikle Galya-Roma dnemine ait ok sayda antla snrl. Bura karlk lskoya, Galler ve zellikle de rlanda'da younlam ada Kekleri zengin bir destan edebiyat
yaratmtr. Bu edebiyat, Hristiyanla geiten sonraya ait olmasna karn, byk
blmyle Hristiyanlk ncesi mitolojik gelenein uzantsdr ve bu sylediimiz
zengin rlanda folkloru iin de geerlidir.
Klasik yazarlann verdii bilgiler birok kez rlanda belgeleri tarafndan dorulanmtr. Caesar, De Beio Gallico'suda, 10 Galyallarda iki ayrcalkl snf - d r u i d l e r
ve valyeler- ve ezilen bir n c snf, "halk" snf bulunduunu aklar. yi bilinen Hint-Avrupa ideolojisini yanstan bu l toplumsal blnme

63),

Hristiyanla geiinden ksa bir sre sonra rlanda'da da karmza kmaktadr:


*Rg'in (Sanskritedeki rj ve Latincedeki rSg'in

fonetik edeeri) otoritesi altndaki

toplum, Druidler snf, askeri aristokrasi (jlcth, tam karl "g," Sanskritedeki fejtra'nn tam fonetik karl) ve hayvan yetitiricilerine blnmtr; "b atrig'ler, kendilerini inek (b) sahipleri olarak tanmlayan hr insanlardr (a'rig).""
Hint-Avrupa dinsel sisteminin Keltlerdeki dier kalntlarn ileride belirtme frsat bulacaz. "Hint-Avrupa ve ltalo-Kek toplumlarndaki ortak kalmtlar'n, "biimci bir kuralclkla srdrdkleri kutsal geleneklerin emanetisi konumundaki
gl rahip birlikleriyle (.coiegium)" aklanabileceini imdiden belirtelim. 1 2
blml Hint-Avrupa teolojisine gelince, Caesar'm aktard tanrlar listesinde buna
hl rastlamak m m k n d r ve sz konusu blmleme irlanda geleneinde de yaamaktadr. Georges Dumezil ve Jan de Vries, efsanevi Tuatha De Danatu halknn
eflerinin aslnda ilk iki ilevin tanrlarn temsil ettiini, nc ilevi ise adann
daha nceki sakinleri olarak kabul edilen Fomorlann yansttn gstermilerdir."
Caesar, Kelt panteonunu Romal bir yorumla (interprctatio romana)

sunar. Kon-

sl yle yazar: "En ok sayg gsterdikleri tanr Mercurius'tur. En ok onun heykellerine rastlanr. O n u btn sanatlarn bulucusu olarak grrler; yollardaki seyyahlarn rehberi olarak kabul ederler. nsanlara para kazandrmak ve ticareti kolaylatrmak konusunda en b y k gce o sahiptir. O n u n ardndan Apollon, Mars, upiter ve Minerva'ya taparlar. Bu tanrlar zihinlerinde aa yukar dier milletlerle

10

VI. 13.

" G. DumSzl, L'ideologe tripartc


12

E. Benveniste, Le vocabulatre

des fndo-Europeens, s 11.

des mstutos indo-eumpecnnes.

c. i, s. 10. Krj. daha ileride dip-

not 38, Vendryes'in gzlemleri.


n

Kr. Dumezil. Mytke et Epopee, c. I, s. 289; Jan de Vries, La rcligion des Cdtes, s. 157 vd.
1 6 4

KELTLER. C E R M E N L E K . TRAK1-AR VE ETLIR

ayn biimde canlandrrlar. Apollon hastalklar kovar, Minerva i ve meslek erbabn eitir, lupiter gklere egemendir, Mars savalar ynetir." 14
Galya panteonu hakkndaki b u Romal y o r u m u n gereklii ve dolaysyla deeri
ok tartlmtr. Bununla birlikte Caesar, Keklerin tre ve inanlarn yeterince biliyordu. Alpler'in kuzeyine doru Galya seferine kmadan nce, Cisalpine' Galya'snn prokonslyd. Ama kta Keklerinin mitolojisini bilmediimiz iin, Caesarn sayd tanrlar hakknda ok az bilgi sahibiyiz. "lupiter"i listenin bana
koymamas artcdr. Anlalan Keklerin byk gk tanns en az drt yzyldr
Akdeniz etkilerine ak bir konumda yaayan kent sakinleri arasnda nceliini yitirmiti. Bu, gerek antik Yakndou'da (kr. 48 vd), gerek Vedalar a Hintlilerinde ( 62) ve eski Cermenlerde ( 176) grlen, dinler tarihindeki genel bir
grngdr. Ama zellikle Ren, Moselle ve Sane arasnda ok sayda bulunan, baz
Cermen kabilelerinin de diktii, "Dev lupiter" ad verilen stunlar arkaik bir simgeseliiin, zellikle de Yce Gksel Varlk inancnn uzantsdr. Bu stunlarn, Traianus veya Marcus Aurelius'unkiler gibi, askeri bir zaferi kutlamak zere dikilmediini belirtelim. Forumda veya sokaklarda deil, kentlerden uzakta ykseliyorlard. stelik b u Kelt lupiter'i sk sk bir arkla birlikte tasvir edilmitir; 1 5 arkn
Keklerde nemli bir rol oynad bilinmektedir. Drt parmakl ark bir yl, yani
d n mevsimli dngy temsil eder. Nitekim Kek dillerinde "ark" ve "yl" ayn
szckle ifade edilir. 1 5 W e m e r Mller'in de yerinde bir saptamayla belirttii gibi,
bu Kek lupiter'i demek ki kozmos egemeni, yln efendisi gk tannsdr ve stun
da dnya eksenini (axis

mund) simgeler. Dier yandan rlanda metinlerinde "iyi

t a n n " olarak sz edilen Dagd ile Caesar'n "lupiter" diye ifade ettii Galya
tanrsnn ayn olduu k o n u s u n d a gr birliine varlmtr."
Arkeoloji,

konsln "Mercurius"un

yaygnl

konusundaki

aklamalarn

dorulamtr: 200'den fazla heykel ve alakkabartma ve yaklak 500 yazt. Bu


tanrnn Galya dilindeki ad bilinmese de, adalarda yaayan Keklerde nemli bir rol
oynayan t a n n Lug'la ayn olduu anlalmaktadr. Birok kent Lug diye anlr
(rnein Lugdunum; g n m z n Lyon'u) ve adna dzenlenen bayram irlanda'da da
14

B. G., VI, 17.

* Cisalpine: A l p k i n Roma mparatorluu topraklannda kalan ksm, Alpler'in gneyi - y n .


15

Bkz. Wemer Mller, DieJupitergigantensulen

16

K. Mller'in verdii rnekler, a.g.y.,

und ihre Vemandten,

s. 46 vd.

s. 52 vd. Anus'un drt veya oniki parmakl bir ark

tayan bir varlkla tasviri ortaada bulgulanm bir olgudur; bkz. Mller'in r o p r o d k siyonlann bast baz resimler, s. 51.
17

Jan de Vries, a g.y , s. 4 5 vd.


1 6 5

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -

kutlanr; bu da sz konusu tanrnn btn Kelt lkelerinde bilindiinin kamdr,


irlanda metinleri Lug'u, sava alannda by yapan bir ordu komutan ve ayn zamanda bir baozan ve nemli bir kabilenin mitsel atas olarak tantr. Bu zellikler
onu, Tacitus tarafndan Mercurius'la zdeletirilen Votan-Odin'e yaklatrmaktadr.
O halde Lug'un bysel ve askeri ynleriyle egemenlii temsil ettii sonucuna
varlabilir: iddet kullanan rktc bir tanrdr, ama savalar olduu kadar,
bardlan ve bycleri de korur. Tpk Odin-Votan gibi ( 175), bysel-tinsel yetenekleriyle sivrilir, bu da o n u n niye Mercurius-Hermes'le benzetirildigini aklar. 18
Caesar'm yazdna g r e , " Galyallar, "bir savan banda, ele geirecekleri her
eyi Mars'a adarlar. Zaferden sonra canl ganimetleri bu tanr iin kurban eder ve
geri kalan her eyi tek bir yere yarlar." Galya sava tanrsnn Kelt dilindeki ad
bilinmiyor. Mars'a adanm ok sayda yaztta genellikle lakaplara rastlanyor: Albioriz, "dnyann Kral"; Rigisamos, "En Grkemli"; Caturiks, "Sava Kral"; Camulus, "Gl"; Segomo, "Muzaffer" vb. Baz lakaplar anlalamamaktadr, ama evrilebildiklerinde bile bilgilerimizi fazla zenginletirmezler. Hercules'e adanm yzden
fazla yazt k o n u s u n d a da ayn eyler sylenebilir: Tpk Mars'a adananlar gibi, onlar
da yalnzca bir sava tanrsnn varlna iaret eder.
Baka bilgiler de dikkate alndnda, bu tanrnn olduka karmak bir yapya
sahip olduu ortaya kmaktadr. Yunan tarihi Samosatal Lukianos'a gre (MS II.
yzyl), Hercules'in Kelt dilindeki ad Ogmios'tu. Lukianos bu tanrnm bir tasvirini
grmt: Kel kafal, derisi k n kr, incecik altn ve mercan zincirlerle diline
balanm ok sayda erkek ve kadm srkleyen bir ihtiyard.

Bu erkek ve

kadnlarn balar zayft, ama kamak istemiyor, "neeli ve sevinli bir ekilde
tanry vglere boarak" onu izliyorlard. Yreden birisi Lukianos'a bu tasviri
yle aklad: Onlar, Keltler, sz sanatn Yunanlar gibi Hermes'le deil, Hercules'le temsil ederler; nk Hercules ok daha gldr." 2 0 Bu metin elikili yorumlara yol amtr. 2 1 Zincirlenmi insanlar, Indra'ya elik eden Marutlara ve OdinVotan'a muhafzlk eden Einherjar birliine benzetilmitir (J de Vries). Dier yandan Ogmios'la "usta balayc" Varuna arasnda yaknlk k u r u l m u t u r (F. Le Roux).
18

J. de Vries, a.g.y.,

s. 62. u n u da ekler: "Ama b u zdeletirmenin o n u n an karmak

kiiliinin yalnzca ayrntda kalan bir noktasn yanstmaktan teye gitmediini u n u t m a m a k gerekir."
19

B. G., VI, 17.

20

Lucian, Heracle,

21

Franoise Le Roux, "Le Dieu celtique aux liens: de l'Ogmios de Lucien a l'Ogmios de Durer,"

1-7.

s. 216'da bu yorumlardan bazlann tanmtr; J. de Vries, a.g.y., s. 7 3 vd.


1 6 6

KELTLER. CERMENLER. TRAKLAR VE G E T L E R

Muhtemelen Kelt "Mars', egemen tann-bycye zg ba2i vasflar, onun psikopomp ilevini glendirerek zmsemiti. ( 175'te grecegimiz gibi, Cermenlerde ise Odin tam tersine sava tanrsnn ksmen yerini almt). rlanda destan
edebiyatnda Ogmios'un karl, rnek bir ampiyon olan t a n n Ogma'dr. Ama
"ogamik" denen yaznn bulunuu da ona mal edilir; demek ki b u t a n n sava
gle, Odin tr "ilim"i ahsnda biraraya getirmektedir.
Caesar, "Apoilon'u bir hekim-tanr olarak tantr. Galya dilindeki ismi bilinmese de, yaztlarda b u l u n a n sfatlan otac niteliini genellikle dorulamaktadr, irlanda metinlerinde ise, Tuatha De Danann' iyiletirip dirilten Diancecht'ten sz edilir;
ayrca eski bir cin kovma formlnde de ondan bahsedilir. Ad, demirci tanr
Grobniu'yla birlikte anlmaktadr. Demek ki, Dumezil'in "nc ileV'e zg grd tanrlann temsilcisi olarak kabul edilebilir. "Minerva"ya gelince, onun da
Galya dilindeki ad bilinmemektedir, ama Caesar onu zanaat ve mesleklerin tanras olarak tanmlar (demek ki o da nc ileve aittir). Bu tanra, Dagda'nn kz
ve ozanlarn, demircilerin, hekimlerin koruyucusu tanna Brigantia'ya benzetilmitir.

171. Kelt Panteonu Yeniden Oluturulabilir mi? Caesar'n Romal yorumuyla


klk deitiren panteon, ancak adalarda yaayan Keklerin gelenekleriyle yaplan bir
karlatrma s o n u c u n d a ksmen eriebildiimiz dinsel bir gereklii gizlemektedir.
Galya-Roma devri a n u ve yaztlarndan karlan tanr adlan ise ounlukla panteon
yesi tanrlarn betimsel veya topografik sfatlandr: Baz bilginler b u n l a n hatal
bir biimde zerk tanrlar diye kabul etmitir.
T a n n l a n n Galya dilindeki isimleri k o n u s u n d a elimize ulaan tek bilgiyi, MS I.
yzylda air Lucanus vermitir. "Zalim Teutates'i ve vahi sunaklan olan dehet
verici Esus'u ve en az skit Diana's kadar zalim sunaklar olan Taranis'i korkun
k u r b a n trenleriyle yattranlar"dan sz etmektedir. 2 2 Bu isimlerin gereklii Esus,
Taranucnus (veya lupiter Taranucus) ve Mars Toutasis'ten sz eden Galya-Roma
yaztlannca da dorulanmtr. Bir ortaa yorumcusu 2 3 b u n l a n aklamay denemitir, ama y o r u m l a n elikilidir. Bununla birlikte sz konusu yorum, tanrlarn

P s i k o p o m p (Grk. psufehopompos): R u h u ller lemine gtren Tehber; yaayan bir kiinin

22

Pharsalio, 1, 444-446.
Commema Bemensa, yeniden yaymlayan J. Zwieker, Fontes hisoriae rdigions Cekicae, c. 1, s.

r u h u n u n manevi rehberi - y n .
2>

51 vd.
167

DINSt'L NANLAR VH DNCEU'.R TARH - 11

her birine sunulan kurbanlarn tr hakknda deerli bilgiler vermektedir: Teutates


iin bir adam byk bir fya batrlarak boulur; Esus iin kurban bir aaca aslp
kan aktlr; Taranis iin -"savalarn efendisi ve gk tanrlarnn en b y g u " adamlar ahap bir insan modeli iinde yaklr.
Gundestrup kazan zerindeki figrlerden biri, kurban edilen insan ba aa
bir kabn iine atan giysili bir adam tasvir eder. Birok yaya sava kaba doru
ynelmitir; onlarn stndeki atllar ise kaptan uzaklamaktadr. Jan de Vries 24 Teutates'le ilikisi bulunmayan bir erginlenme ritelinin sz konusu olabileceini
dnmektedir. (rlanda manzum destanlar, kor haline gelmi bir evde yangndan
kurtulmak iin dald kvette boulan kral izlein birok kez iler.

nsan

kurbann gerektiren bir ritelin sz konusu olduuna kuku yoktur.) ^ XVIII.


yzyldan b e n Teutates ismi, "Kabilenin Babas" diye evrilmitir. Tanrnn kabile
hayatnda nemli bir rol oynad kesindir; savan efendisiydi, ama ilevi bundan
daha karmakt. 20
Taranis'e gelince, adnn anlam aktr: Kk, *taran,

"gkgrlts"dr. kin-

cil biimi olan Tanaros ise, Cermenlerin tanns Donar'a yakndr. 2 7 Tpk Donar gibi, Jpiter'le zdeletirilmitir. O halde "dev Iupter" stunlan muhtemelen "gmbrdeyen" Taranis'e, Keklerin eski gk tanrsna adanmt. Esus eklindeki tanr
adna ise zel isimler iinde de rastlanmaktadr, ama bu ismin etimolojisi belirlenememitir. 2 8 iki sunan alak-kabartmalarnda, Esus bir aaca vururken tasvir edilmitir; acaba asarak kurban etme mi sz konusudur? Jan de Vries, Esus'un iskandinav Odin'ine benzetilebilecek bir Galya tanrs olduunu tahmin etmektedir. 2 a
Aslnda hibir eyi kesin olarak bilmiyoruz.

24

La rcligion des Celtes, s. 55.

25

M. L. Sjoestedt, ktadan baz kout rnekler verir, Dieux

ct Heros des Celtes

(s. 75). C.

Ramnoux'ya gre, bir saltanatn veya bir saltanat dizisinin s o n u n d a gerekletirilen b u k u r ban trenleri yalanm zamann yenilenmesinin uzantlaryd (nitekim takvimin belirli tarihlerinde yaplyorlard); kr. "La m o n sacrificielle d u Roi," s. 217.
26

Duval, "Teutates, Esus, Taranis," s. 50; Les dieux de la Gemle, s. 29 vd (sava tanns); J. de Vries'e gre, o "bir Mars kadar, pekala bir Mercurius d a olabilr"d (s. 53); J. j . Hatt ona "ifte
yz, kimi zaman sava, kimi zaman bar" bir kimlik atfetmektedir; kr. "Essai sur
Fevolution de la religion gauloise," s. 90.

27

Kr. H. Birkhan, Cermanen

28

J. de Vries bu ismi, aa y u k a n 'enerji, t u t k u " anlamna gelen "eis k k n e balar ( a g y . , s.

Ag.y., s. 108; ayn ynde, Duval, "Teutates vb," s 51 vd; Les Dieux

wxd Keken, I, s. 310 vd, 313 vd.

106).
Ayrca kr. Hau, "Essai...," s. 97 vd. (pek ikna edici deildir).
1 6 8

de la Gaule,

s. 3 4 - 3 5 .

KELTLER. C E R M E N L E R . TRAKLAR VE GETLER

Heykeller, ikonografi ve yaztlar baka Galya-Roma tanrlarnn isimlerini ve


imgelerini de ortaya karmtr. Baz durumlarda, ada Keklerinin rivayetlerinde
gizlenen mitoloji sayesinde, b u tanrlarn yaplarnn zlp dinsel ilevlerinin belirlenmesi baanlabilmektedir. Ama Keklerin dinsel dehasnn ayrt edici niteliini
oluturan

tutucu

eilim

yznden zmleme

sonulan

ounlukla

belirsiz

kalmaktadr. Mehur bir rnei hatrlatalm: Cernunnos adn tayan, geyik kulaklar ve boynuzlan olan, yal, belki de kel bir adam tasvir eden alak-kabartma.
Bunu grnce, doal olarak Gundestrup kazan zerinde temsil edilen bir sahne
hatrlanmtr: Bana geyik boynuzlar takm ve dikkatsizlik sonucu "Budha
pozisyonu" ad verilmi bir durumda oturan kii, bir elinde bir kolye, dierinde
ko bal bir ylan tutmaktadr: evresinde yabanl hayvanlar ve ok gzel bir geyik vardr. Benzer imgeler ingiltere'de de bulunmutur. 3 0 Geyik ikonografisi ve
dinsel simgesellinin arkaik nitelii bilinmektedir. Val Cammonica'da taa oyulm u ve M IV. yzyla ait bir sahnede, geyik boynuzlu bir tann ve boynuzlu bir
ylan tasvir edilmitir. Ama daha nce grdmz gibi ( 5), Trois Freres Magaras'nm "Byk Byc"s veya "Hayvanlarn Tanrs" da byk, atall boynuzlan
olan bir geyik kafas takmt. O halde Cernunnos da "Yabanl Hayvanlarn Efendisi" t r n d e bir t a n n olarak yorumlanabilir. 3 1
Bununla birlikte geyiin dinsel simgeselligi ar karmaktr. Bir yandan ntarih anda in'den Bat Avrupa'ya kadar uzanan bir alanda, geyik boynuzlarnn
dnemsel yenilenmesi yznden, 3 3 srekli yaratl ve renovatio

(yenilenme) simge-

lerinden biridir. Dier yandan geyik, Keklerin ve Cermenlerin mitsel atas olarak
kabul ediliyordu; 3 3 ayrca en bilinen bereket simgelerinden olduu gibi, cenaze
hayvan ve llerin klavuzuydu; zellikle krallarn ve kahramanlarn gzde avyd:
Onun avlanarak ldrlmesi, kahramanlarn trajik lmleriyle simgesel adan
uyumluydu. 1 4 Dolaysyla Cernunnos muhtemelen "Yabanl Hayvanlar Tanrs"
olmasnn yan sra, baka ilevlere de sahipti. Halk evrelerinde geyiin dinsel
n e m i n i (sava aristokrasinin en sevdii av!) anlamak iin, kilisenin ritellerde
geyik klna girmeye (cervuo jaccre)

kar verdii uzun ve zorlu mcadeleyi

hatrlamak yeterli olacaktr.


30

A. Ross,Pagan Celtic Britain, s. 104 vd.

31

Bk. A. Ross'un alntlad efsaneler, a.g.y.,

32

Kr. Images

el SymboUs,

s. 183.

s. 216. Geyiin dinsel rol hakknda, bkz. De Zalmoxis

d Gcng/s

Khan, s. 146 vd.


55

Kr. O u o Hfler, "Siegfried, Arminius u n d der Symbolk," s. 32 vd ve 66-94. dipnotlar.

34

Kr. De Z a l m o m . . , s. 146 vd; H. Birkhan, s. 4 5 4 vd.


1 6 9

D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I -

C e m u n n o s rnei, okdegerlv bir dinsel yap btnn elde zgl mitsel-ruel


balam olmadan doru yorumlamann gln yanstr. Dii tannsal varlklara
ilikin

arkeolojik

belgelerin

zmlenme

uranda

da benzer bir

glkle

karlalmaktadr. Sylenebilecek tek ey, ok saydaki heykelin ve adan o n l a n n


n e m i n i doruladdr. Matres' ve Matronae'lerin kilden tasvirleri, onlarn bereket
ve analk tanras niteliini (meyve sepetleri, bolluk boynuzu; emzirilen veya kucakta tanan ocuklar vb) ne karmaktadr. Camille Jullian'n yazd gibi, bunlar
adlan verilmeyen ve yz sfata sahip "belki de ad bilinmeyen ve saysz ismi olan
tannalar"d. 3 5 Ama ada Keklerinin metinleri anlaml belirlemeler salamaktadr.
T a n n l a r m anas bir tanrayd: irlanda'da Danu, Galya'da Dn. stelik ayn ismi
tayan koruyucu tanrayla evlenmeden rlanda kral (Eriu) olunamazd; baka bir
ifadeyle, egemenlie Yer tanrasyla yaplan bir hieros gamos

yoluyla eriilebiliyor-

du. Bu mitsel-ruuel senaryo yerli edebiyatta en ok kullanlan ve en kalc izleklerden birini oluturmaktadr. 3 6
Anlalan gk (veya frtna veya gne) tanrsyla Yeryz Ana arasnda gerekletirilen ve hkmdarla bir hierodoulo^

tarafndan kiiletirmen kutsal evlilii

ieren eski Yakndou mitsel-ruel senaryosunun bir versiyonu sz konusudur. Bu


hieros gamos belli bir d n e m iin lkenin bereketini ve saltanatn bahtn gvence
altna alyordu. XII. yzylda bulgulanan kralln kutsanmas riteli, rlanda'da arkaik mirasn o ada hl yaadn gstermektedir: Kral, uyruklarnn gzleri
nnde beyaz bir ksrakla iftleir, at daha sonra ldrlp piirilir, eti kral ve
a d a m l a n arasnda paylalr. 37 Baka bir ifadeyle egemenlik, kralla at biimli bir
Yeryz Ana arasndaki Hieros gamos'la kazanlr. Bir Galya tannas olan Epona
(Kralie), antlarda bir atn s t n d e otururken veya bir atn nnde ya da iki atn
arasnda ayakta dururken tasvir edilmitir. Epona bir Ana Tanra ve psikopomp

'

Matres veya Matronae: lahi Analar. Galya ve ngiltere'de l eklinde tasvir edilen

35

Histoire

35

Bkz. Proinsias Mac Cana, "Aspects of the Theme of King and Goddess in lnsh Literatre;"

tanralar - y n .
de la Caule,

c. VI, s. 4 2 , dipnot 2, aktaran Duval, Les deux, s. 57.

Rachel Bromwich, "Celtic Dynastic Themes and the Breton Lays."


0

Tanrnn hizmetine adanm t a p m a k klesi - y n .

37

Geraldus Cambrensis, Topographia

H i t a m a , b u Veda'c rituelle asvamedha

arasnda ilk

yaknlk kuran F. R. Schrder olmutur; kr. "Ein altirischer Krnungsritus u n d das indogermanische Rossopfer."
1 7 0

KELTLER. C E R M E N L E R , TRAKLAR VE G E T L E R

olarak yorumlanmtr; 3 8 o n u n irlandal karl Rhiannun da (< *Rlgantona, "Kralie") at biimliydi. 3 9


Tpk ingiltere'nin Roma devrindeki ikonografisinde olduu gibi, yerel dilde
yazlm klliyatta da ana tanralarn l gruplar halinde sunulmas tercih edilir.
Bunlann en mehurlar Ulster'in bakentinin koruyucu tanrasn kiiletiren
Macha'dr. 40 Ancak Macha'lardan biriyle yatarak tahta klabilir. Kimi zaman tanra korkun bir yal kadn olarak belirir ve gen bir kahramann yatan paylamak ister. Ama kahraman onun yanna uzanr uzanmaz, kocakarnn aslnda ok
gzel bir gen kz olduu ortaya kar. Kahraman onunla evlenerek egemenlii ele
geirir. 4 1 Bretonlarn Kutsal Kase yklerinde de rastlanan, bir pckle dnm
geiren kocakar mitsel-ritel izlegi daha nce. Brhmanalar anda Hindistan'da da
biliniyordu42
Destanda Kralie Medb'in birok vardr; bu, irlanda krallarnn hepsinin
ona sahip olduu anlamna gelir. Ama Kek toplumlarnda kadnn hatr saylr bir
zgrl ve h e m dinsel hem toplumsal saygnl olduunu da eklemek gerek. Avrupa'da yalnzca Keltlerde ve Basklarda (Hinc-Avrupallar ncesi kavim) bulgulanan
kuluka riteli, kadnn bysel-dinsel nemini vurgular. Kuluka riteli dier arkaik trelerle (rnein baz cenaze ritelleri, lm mitolojisi vb) birlikte, herhalde
neolitik an yerli halklarna ait Hint-Avrupallar ncesi unsurlarn hl yaadn
gsterir.
Tanralara gelince, onlarn bereketi, sava, yazgy ve baht yneten oul
tanrsal ilevleri, Cermenlerin tanralarnda da bulgulanmtr; bu d u r u m da en
azndan ksmen bir Hint-Avrupa mirasnn sz konusu olduunu gsterir. 4 3 Avrupa'nn tarihncesine ve Keltlerin ntarihine kadar uzanan bu dinsel yap btnne,
Akdeniz, Roma - d a h a dorusu Helenistik an bagdatrmaclmn- ve Hristiyan
etkileri aama aama eklenmitir. Keltlerin dinsel dehasn lmek iin, h e m baz
arkaik unsurlarn -ncelikle de diilik, yazg, lm ve teki dnya "gizem"leriyle

38

Kr. H. Hubert, "Le mythe d'Epona."

39

J. Gricourt, "Epona-Rhiannon-Macha," s. 2 5 vd.

40

Gricourt, a.g.y.,

41

Kaynaklar A. C. L. Brovvn tarafndan zmlenmitir: The Origin

s. 26 vd; Macha'nn atla ilikilerine iaret ediyor.


of the Grail Legend,

bl. mi:

"The Hateful F6e W h o Represents Sovereignty."


42

K. A. K. Coomaraswamy, "On the Loathly Bride," s. 3 9 3 vd.

Kuluka riteli: Baz kltrlerde, kans d o u m yapan bir erkein yatana ekilip yerine
getirtigi baz riteller - y n .
43

Kt. Birkhan, Germanen und KeUen, s. 542.


1 7 1

DINSlil. INANCI-AK

DNCELER TARH-11

ilikili treler ve inanlar- korunmasndaki dayankllk, h e m de bunlara antikagdan modernite ncesi dneme gelinceye dek srekli yeni deerler yklenmesi
dikkate alnmaldr.

172. Druidler ve Ezoterik retileri lulius Caesar'm Druidlere ayrd sayfal a r , " Kelt dini zerine en nemli kaynaklardan birini oluturur. Prokonsl, Posidonius'un (M II. yzyl) verdii bilgileri kaynak gstermeden kullanmakla birlikte,
baka bilgilerden de yararlanyordu. Caesar'm yazdna gre, Druidler "tanrsal
ileri gzetir, kamusal ve zel kurban trenleriyle ilgilenir, dine ilikin btn eyleri dzenlerler. ok sayda gen gelip o n l a n n yannda eitim grr ve Druidlere
ok byk sayg gsterilir." "Kamusal ve zel btn anlamazlklar" Druidler "bir
zme balar"; o n l a n n kararlarn kabul etmeyenlerin kurban trenlerine katlmas yasaklanr, bu da bir tr sivil lmle edeerlidir, ilerinde tek ef en stn
otoriteye sahiptir. "O ldnde, saygnlk asndan ne km biri varsa, onun
yerini alr: Eer eflik iin birbirine eit pek ok kii varsa Druidlerin oylamasna,
kimi zaman da silahlara bavurulur. Bu Druidler yln belli bir dneminde, Camutiler lkesinin, btn Galya'nn merkezi olarak kabul edilen kutsal bir yerinde
toplanrlar."
Druidler askerlik yapmaktan ve vergi deme ykmllnden muaf tutulur.
Bylesine b y k ayrcalklarn cezbettigi pek ok kii, onlardan eitim almaya gelir. "Orada ok fazta sayda dizeyi ezberledikleri sylenir: Bazlar yirmi yl o n l a n n
okulunda kalr. Geri kalan her eyde, kamusal ve zel hesaplar iin Yunan alfabesinin kullanld yazya bavurulabilir, ama bu dizelerin yazya geirilmesini dinin
yasaklad kansndadrlar." Caesar Druidlerin bu deti, "retilerini halk arasnda
yaymak istemedikleri" ve eer Druid raklar yazya gvenirlerse bellei ihmal
edecekleri iin yerletirdiklerini aklar. Onlar, "ruhlann lmediine, ama l m d e n
sonra bir bedenden dierine getiklerine" inanr; bu inan "lm korkusunu yok
edip cesareti bilemek iin ok elverili grnmektedir. Yldzlar ve yldzlarn hareketleri, dnyann ve topran bykl, eylerin doas, lmsz tanrlarn gc
ve erki hakknda da ok tartr ve bu speklasyonlar genlie aktarrlar."
Brahmanlar gibi Druidler de rahiptir (kurban trenlerini onlar yapar); ama ayn
zamanda eitimci, bilgin ve filozofturlar. 4 5 Onlarn "btn Galya'nn merkezi ola44

De bello Gattico, VI, 13.

45

Vendryes, Vedalar a Hintlilerinde, Latinlerde ve Keklerde dinsel sz daarnn brligu


(zellikle soyut

kavramlar ifade eden terimler) gstermiti. Bu olgu sz kotlusu Ari dilini


172

KKLTLER. C U R M E N L n i i . R A K L A R VE GETLER

rak kabul edilen kutsal bir yer"de yaptklar yllk toplant ok anlamldr. Kukusuz "dnyann merkezi" olarak kabul edilen trensel bir merkez sz konusudur. -16
Dnyann aa yukar her yerinde bulgulanan bu simgesellik (kr. 12), kutsal
mekna ilikin dinsel anlayla ve yerlerin kutsanmasna ynelik tekniklerle uyumludur: Ama daha yukarda grdmz zere (kr. 169), Kekler kutsal mekan
yapmn ntarihten itibaren uyguluyorlard. Druidlerin yllk toplantlarnn, tanr
isimlerinde ve farkl airetlere zg inanlarda grlen kanlmaz eitlilie
karn, dinsel dncelerde belli bir birlii gerektirdii aktr. Anlald kadaryla, Druidlerin Galya topraklarnda gerekletirdii kamusal kurban trenleri,
Camutiler lkesinin "merkez"inde, locus consecratus'ta

(kutsanm yer) yaplan

byk kurban treninin usullerini rnek alyordu. 47


Kekler insan da kurban ediyordu ve Posidonius'un verdii -Sicilyal Diodoros'un (V, 31) ve Strabon'un (IV, 4) da kulland- bilgilere gre, bu tr kurban
eitli biimlerde yapyorlard: Kurban bir kl darbesiyle ldrlyor (ve can
ekien bedenin rpnlarna ve yere dne gre gelecek hakknda kehanette bulunuluyordu) veya oklarla delik deik ediliyor ya da kaza oturtuluyordu. Caesar, 48
"ar hastalklara yakalananlarn veya savalarda byk tehlikelerle kar karya
kalanlarn, insan kurban ettiklerini veya bu tr kurbanlar adadklarn ve bunun
iin Druidlerin araclna bavurduklarn" nakleder. Baz bilginler bu olgular,
Keltlerin " b a r b a r l g r n n ve Druid teolojisinin hem vahi hem de ocuksu "ilkel"
niteliinin kant olarak yorumlamtr. Ama geleneksel toplumlarn hepsinde insan
kurban edilmesinin ok gl ve karmak bir kozmolojik ve eskatolojik simgesellii vard; bu da onun eski Cermenlerde, Get-Dayahlarda, Keklerde ve Romallarda (Romallar bu tr kurban ancak M 97'de yasaklamtr) s r p gitmesini
aklar. Bu kanl ritel, onu uygulayan halklarn entelektel geriliini veya tinsel
yoksulluunu asla gstermez. Bir tek rnek verecek olursak: Dinler tarihinde bilinen en tutarl ve st dzey teolojilerden birini gelitirmi Bomeo'nun Ngadju
Dayaklar kelle avcsyd (tpk Keltler gibi) ve insan kurban ediyorlard. 4 9

k o n u a n grupla daha ntarih anda "kutsal k o n u s u n d a u z m a n l a r n sahip o k l u u


speklatif olanaklar kantlamakladr: bkz. 170, dipnot 11.
10

Bkz. Franoise Le Roux'nun verdii rnekler. Us dndcs,

47

Kr. J. de Vries, a.g.y.,

s. 109 vd.

s. 218. Caesar'n, Druidler arasnda "en stn otoriteye" sahip "tek 5e I"

hakknda verdii bilgi, dier klasik yazarlarca dorulanmamtr.


B. G.,Vl, 16.
49

Kr. La nostalgic de s origines. s. 159 vd, Hans Scharer'in Dit Gottcsdee


Sd-Bomeo adl eserinin (Leiden, 1946) y o r u m u
173

der Ngadju Dajak in

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I - !

Kaynaklarn hepsi, Druidlerin genliin eitiminde oynad ok nemli rol


zerinde durmaktadr. Anlald kadaryla, yalnzca Druidlik iin hazrlanan ve
h e m teolojiyi h e m de bilimleri derinlemesine incelemesi gereken renciler hocalarnn eitimini yirmi yl boyunca izliyordu. Yaznn reddi (Druid retisi hakkndaki bilgisizliimizin nedeni de b u d u r ) ve bellee, retinin szl aktarmna verilen nem Hint-Avrupa geleneinin uzantsdr. 5 0 reti gizliydi; nk irek nitelikteydi, yani erginlenmemilere ak deildi; bu anlayp Upaniadlar'n ve Tantralar'm irekligini hatrlatmaktadr ( I 8 0 vd).
Ruhg inancna gelince, Caesar'm ileri srd - " l m korkusunu yok edip
cesareti bilemek iin ok elverili" bir reti eklindeki- aklama, ruhun lmden
sonra yaad inancna geirilmi aklc bir y o r u m d a n baka bir ey deildir. Lucanus'un yazdna gre, 5 1 Kekler "teki dnyada da bedeni ayn ruhun ynettiine"
inanr. Pomponius Mela (111, 3) ve Timagenes, 52 Druidlerin retisinde "ruhlar
lmszdr" diye belirtir. Sicilyal Diodoros 5 3 "insanlarn ruhlar lmszdr ve
belli bir sre iin bir baka bedende geri dnerler" diye nakleder. Ruhg inanc
irlanda edebiyatnda da bulgulanmaktadr. 5 4 Dorudan hibir tanklk bulunmad
iin, r u h u n lm sonras varoluunun Druidler asndan hem "lmszlk," hem
de (Upaniadlar'daki gibi) r u h u n bedenlenmesi anlamna m geldiini, yoksa yalnzca r u h u n belirsiz bir "hayatta kal"ndan m ibaret olduunu belirlemek gtr.
Baz eski yazarlar Kekler konusunda Orpheusu-Pythagoras ruhg retisinden sz ettii iin, birok m o d e m bilgin Yunan-Latin yazarlarn Kelt inanlann
Pythagoras'm diliyle yorumlad, baka bir deyile Kelelerin bilmedii bir inan
"icat etlikleri" sonucuna varmtr. Ama M V. yzylda da Herodotos Getlerin ruh u n "lmszl" inancn ayn biimde, yani yukardaki aklamaya gre Pythagoras'm etkisinde kalarak aklyor ve stelik Yunan tarihi de bu inanc inkr etmiyordu ( 179). Aslnda eski yazarlarn Pythagoras'a deinmelerinin nedeni yalnzca
Getlerin ve Keklerin anlaylarnn Orpheusu-Pythagoras retiyi hatrlatmasyd.
Caesar'm Druidlerin bilimsel uralarna ilikin verdii bilgi de kukuyla
karlanmtr: "Yldzlar ve yldzlarn hareketleri, dnyann ve topran bykl50

Kr. c. I, 62'nin eletirel kaynakas.

51

Pharsalia, l, 450 vd.

52

Aktaran Ammianus Marcellinus, XV, 9, 8.

53

V, 2 8 , 6 .

54

Bk2. F. Le Roux, Les Druides, s. 128-129. Bununla birlikte yazar, rlanda'da r u h g n n


yalnzca birka mitsel veya tanrsal varla ait bir zellik olduunu belirtir; kr. s. 130.
174"

K E L T L E R . C E R M E N L E R . TRAKLAR V E GETI.ER

f i vb hakknda da ok tartrlar." Bununla birlikte Coligny'de bulunan takvim


paras, olduka ileri astronomik bilgilerin varln dorulamaktadr. Gerekten
de 235 aya denk den 19 gne yl sren bir dng oluturulabiliyor, bu da iki
takvim sisteminin (ay ve gne) uzlatnlmasm salyordu. Birok yazar da, Strab o n ' u n Get-Dayallarn astronomik bilgileriyle ilgili sylediklerini ayn kukuyla
karlamtr. Ama ileride greceimiz zere ( 179) kazlar, Sarmizegetuza'da ve
Costesti'de, yani Get-Dayallarn trensel merkezlerinde iki "takvim tapma"nn
kalntlarn g n na karmtr.
mparator Augustus, Tiberius ve Claudius dnemlerinde Druidlerin urad
bask, Galya milliyetiliinin yok edilmesini hedefliyordu. Ama III. yzylda, Roma basks hatr saylr lde azaldnda, Kelt dini artc bir rnesans yaad
ve Druidler otoritelerini yeniden kurdu, irlanda'da ise h e m Druidler, hem de
balca dinsel yaplanmalar ortaaa kadar varlklarm k o r u d u . stelik Kelt dinsel
dehasnn yaratcl, Kutsal Kase'nin peine den kahramanlarn evresinde XII.
yzyldan itibaren gelitirilen edebiyatta yeni bir doruk noktas yaayacakt (bkz. c.
111).

173. Yggdrasill ve Eski Cermenlerin Kozmogonisi Cermen dini tarihileri,


Kelt uzmanlarndan ok daha zengin bir bilgi malzemesine sahip olsalar da, kendi
alanlarnn gl zerinde dururlar. Kaynaklar farkl nitelikte ve deerdedir: arkeolojik paralar. Roma devrine ait yazlar (ilk srada da Tacitus'un Germania's),
Hristiyan misyonerlerin betimlemeleri ve zellikle de zlandal s k a l d l a n n 0 iirleri
ve Snorri Sturluson'un XIII. yzylda derledii deerli bir kitap. Zaten mitoloji ve
tapm ana hatlaryla yeniden oluturabilmemizi salamaya yetecek kadar tutarl bir
szl gelenek yalnzca olduka ge bir tarihte (1000 ylnda) Hristiyanlam zlanda'da korunabilmitir. Bu, lzlanda'daki Norveli gmenlerin inanlarna ilikin bilgilerin, ek kantlar olmadka Cermen kabilelerinin b t n iin geerli kabul edilemeyecei anlamna gelir.
Bununla birlikte, ciddi boluklara (Gotlar ve Burgundlar hakknda hibir bilgi
yoktur), farkl kabilelerin Avrupa'nn yarsna dalrken urad eitli etkilerin
(Kelt, Roma, Dou, Kuzey Asya, Hristiyan etkileri) sonucunda inanlarn kazand
ayrk nitelie karn, Cermenlerin dininin temelinde belli bir birlik olduu kuku
gtrmez. ncelikle birok kabilenin geleneklerinde Hint-Avrupa mirasna zg

Skald: Eski skandinavyal bardlara verilen ad - y n .


1 7 5

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -

belli unsurlar hl tanmlanabilmektedir (ilk srada tanrlarn blme ayrl,


uzlamaz elikili ve birbirini tamamlayan egemen tanr ifti, eskatoloji saylabilir). Ayrca gnlerin isimleri Cermen halklarn hepsinin ayn byk tanrlara
taptn gstermektedir. Cermenler IV. yzylda yedi gnl haftay benimsediinde, Roma tanrlar yerine kendi tanrlarnn isimlerini geirdiler. rnein dics Mercur'nin yerini "Odin-Votan'm gn" ald: Eski erken Almancada Wuotanestac,
Ingilizcede wednesday,

Felemenkede woensdag,

eski iskandinav dilinde odhinsdagr.

Bu da Mercurius'un Cermen dnyasnn her yerinde tek ve ayn isimle bilinen bir
tanryla, Odin-Votan'la zdeletirildigin kantlar.
Cermen dininin son evresine, dnyann sonu mitine duyulan tutkulu ilginin egemen olduu vurgulanmtr. M II. yzyldan beri Yakndou'da, iran'da, Filistin'de, Akdeniz'de ve bir yzyl sonra da Roma imparatorluunda bulgulanm genel
bir olgudur bu. Ama Cermen dinini ayrt eden, onun kozmogoni
sonunun

zaten

anlaynda

dnyann

haber verilmesidir.

Yaratln eksiksiz anlatsn Snorri a k t a r m t r ; " balca kayna, putperest


dnemin sonuna doru yazlm hayranlk uyandrc bir iir olan Vluspa'dr
("Vva'nn," yani "falc kadnn kehaneti"). Bu "Kehanetlere" gre (3. drtlk),
balangta "ne yer, ne de gkkubbe." yalnzca "dipsiz uurum," Ginnungagap
vard. 5 0 Dogu kozmogonilerine yabanc olmayan bu imgeye baka metinlerde de
rastlanmaktadr. 1 7 Snorri, kuzeyde souk ve sisli bir blgenin, ller dnyasyla
zdeletirilen ve onbir nehrin doduu bir kaynan akt Niflheimr'in uzandn
belirtir; gneyde yakc bir lke, dev Surtr'un ("Siyah") bekledii Mspell bulunuyordu. Bir ara blgede buz ve atein bulumas sonucunda, insan biimli bir varlk,
Ymir dodu. O uyurken koltuk alt terinden bir erkek ve bir kadn dodu ve
ayaklarndan biri dieriyle birleerek bir oul dourdu. Eriyen buzdan bir inek,
Audhumbla kt; Ymir'i style o besledi. Audhumbla tuzlu buzu yalarken ona bir
insan biimini verdi: Bri. Bri bir devin kzyla evlendi ve ocuu oldu: Odin,
Vili ve Ve. Bu karde Ymir'i ldrmeye karar verdi; onun kannn oluturduu
sel devlerin hepsini yuttu, yalnz biri karsyla birlikte gizemli bir biimde kurtul* Mercurius'un gn; Franszcada mecred r.
55

Gylfagmnmg,

4-9.

56

j a n d e Vries gmtmnga'y, by yoluyla aldatma dncesini ifade eden bir s : c k . yani

57

[X. yzylda Gney Almanya'da yazlm, Hristiyan kkenli bir iir olan " W e s s o b r u n n ' u n

"by, sihir" olarak yorumlamaktadr; kr. "Ginnungagap," s. 4 1 vd.


Duas"na gre, "ne yer, ne gk kubbe, ne aga, ne da vard. .. ne gne parlyor, ne ay ortal aydnlatyordu. Sanl deniz yoktu."
176

K'EI.TUtR. CERMRNf.HU. T I M k L A R VL G I T I . F R

du. Sonra karde Ynir'i dipsiz u u n u n u n ortasna gtrd ve bedenini paralayarak dnyay yarattlar: etinden topra, kemiklerinden kayalar, kanndan denizi,
salarndan bulutlar, kafatasmdan da gogu ekillendirdiler.
nsan biimli bir varln ldrlmesine ve paralanmasna dayanan kozmogoni,
Tiamat ( 21), Purua ( 73) ve P'an-ku ( 129) mitlerini hatrlatmaktadr. Demek
ki dnyann yaratlmas kanl bir kurban treninin sonucudur; bu ok yaygn ve arkaik dinsel dnce gerek Cermenlerde, gerekse dier halklarda insan kurban edilmesinin gerekesini oluturmaktadr. Aslnda ilk tanrsal davrann bir tekrar
olan bu tr kurban, dnyann yenilenmesini, hayatn yeniden retilmesini, toplum u n huzurunu salamaktadr. Ymir ift cinsiyetliydi: 5 " Tek bana bir insan ifti
dnyaya getirmiti. ift cinsiyetlilik, bilindii zere, btnln en mkemmel
ifadesini oluturur. Eski Cermenlerde ilk btnlk dncesi baka mitolojik geleneklerce de glendirilmitir; bu geleneklere gre, tanrlarn atas Ymir eytani
devleri de dourmutu (bu devler son felakete kadar kozmosu tehdi edecektir).
karde kozmogoni iini srdrerek Mspell'den fkran kvlcmlardan
yldzlar ve gksel cisimleri yaratrlar ve o n l a n n hareketlerini dzenleyerek gndelik dngy (gn ve gece) ve mevsimlerin art arda geliini saptadlar. Deirmi
biimli yeryz, dardan byk okyanus tarafndan kuatlmt, tanrlar devleri
okyanusun sahillerine yerletirdi. I tarafta ise Midhgardh' (tam karl "ortadaki
konut"), Ymir'in kirpiklerinden yaplm bir setle korunan insanlarn dnyasn
ina ettiler. Sessiz tanr Hoenir'in ve hakknda neredeyse hibir ey bilmediimiz
Ldhur'un yardmyla, Odin ilk insan iftini iki aatan, kumsalda bulduu Askr ve
Embla'dan yaratt:' 9 Onlan canlandrd, onlara Hoenir akl ve Ldhur da duyularyla insan biimli bedenlerini verdi. Bir dier mit, kozmik aa Yggdrasill'den
kan ve dnya n f u s u n u yaratan iki insandan sz eder. Bu insan ifti, Ragnark un
Byk Knda ( 177), Yggdrasill'in gvdesine snacak ve dallarnda biriken iyle
beslenecektir. Snorri'ye gre, kozmik aata barnan bu ift dnya ykldktan sonra

56

Ymir ismiyle, Sanskritede "cifi cirsiyeh" anlamna gelen Yina arasnda yaknlk k u r u l mutur. Tacitus'a gre {Germama,

2), Cermenlerin mitsel atas Tuiso'ydu; bu isim de eski

sveedek ivisira, "ayntm"!a ayrt kkten gelmedir ve Ymir gibi ift cinsiyetti bir varl ifade eder.
59

Askr, ko2mik dibudak aacn anmsatmaktadr; Evnbla belki de dmlo, "Karaaa" ile ayn
szcktr. Aalardan salanan antropogoni, arkaik mitolojilerde olduka yaygn bir izlek
oluturur; Hint-Avrupallarda da b u l g u h n m u r ; kr. Bonfante, "Mcrocosmo e macrocosmo
nel mito indoeuropeo," s. 1 vd.
177

D I N S U L I N A N L A R VE DSUNCFIL.ER T A R I H I - U

da hayatla kalacak ve daha sonra ortaya kacak yeni yeryznn nfusunu yeniden
yaratacaktr.
Merkez'deki Yggdrasill evreni simgeler. Tepesi ge deer ve dallan dnyay
evreler. Kklerinden biri ller diyarna (Hel), dieri devler blgesine, ncs
ise insanlar dnyasna uzanr. 60 Yggdrasill kar kmaz (yani tanrlar dnyaya
dzen verir vermez), ykm tehlikesiyle kar karya kald: Bir kartal yapraklarn
yemeye koyuldu, gvdesi rmeye ve ylan Nidhg kklerini kemirmeye balad.
Yakn bir gelecekte Yggdrasill yklacak ve bu dnyann sonu (Ragnark) olacaktr.
Burada, dnyann merkezinde yer alan ve kozmik dzeyi, g, yeri ve
yeraltm birbirine balayan, iyi bilinen evren aac imgesinin sz konusu olduu
aktr. 61 Bu kozmolojik simgenin arkaikliine ve hatr saylr yaygnlna birok
yerde deindik. Anlald kadaryla, baz Kuzey Asya ve Dogu anlaylar Yggdrasill imgesini ve mitini etkilemitir. Ama yalnzca Cermenlere zg izgileri vurgulamakta yarar var: Aga -yani k o z m o s - ortaya kar kmaz nihai k ve ykm
da haber verir; yazg, Urdhr,

Yggdrasill'in kklerinin uzand yeralt kuyusunda,

baka bir deyile evrenin dorudan merkezinde gizlidir.

Vlusp'ya gre (20.

drtlk), yazg tanras yalnzca insanlarn deil tanrlarn, devlerin ve her canl
yaratn kaderini belirler. Yggdrasill'in, rnek alnacak ve evrensel varolu yazgsn canlandrd sylenebilir; her varolu tarz - d n y a , tanrlar, hayat, insanlarlmldr, ama yeni bir kozmik d n g n n balangcnda yeniden dirilebilir.

174. Aslar v e Vanlar. Odin ve aman Byleri Tanrlar ilk atalar iftini
Midhgardh'a yerletirdikten sonra, yine dnyann merkezinde, ama yksekte yer
alan kendi konutlarn, Asgardh' yaptlar. 62 Panteon iki tanr grubu arasnda paylatrld: Aslar ve Vanlar. Aslar arasndaki en dikkat ekici tanrlar Tyr, Odin ve
Thor'du; ilk ikisi egemen tanrlarn ift oluturmas kuralna uyarken (Vedalar a
Hindistan'nda Mitra ve Varana), devlerin dman, ekili tanr Thor, Indra'nn sava niteliini anmsatmaktadr. Vanlarn iindeki en nemli tanrlar ise - N j r d h r ,
Freyr ve F r e y j a - zenginlikleri ve bereket, zevk, barla ilikileriyle ayr ediimekte60

Snorri'ye gre, u k k t e n her bin bir kuyuya dalmtr; kuyulann e n mehurlar, Odin'tn
g z n rehin brakaca ( 174) en bilge tann Mmir'in kuyusu ve yazg k u v u s u d u r (Urdharbrunnr).

Muhtemelen gelenein ilk knda, bir tek yeralt kayna biliniyordu.

61

Ayn simgesellik, Saksonlann inancna gre g ayakta tuan Iminsul s t u n u n d a da ortaya

02

Bilindii gibi, dnyann merkezine ilikin topografik bilgiler imgesel bir geometriye gre ina

kmaktadr.
edilmi mitsel bir corafyay yanstr.
1 7 8

KELTLER. C E R M E N L E R . T R A K U R VF GETLKR

dir. Romallar ile Sabinler arasndaki savan mitsel yapsn zmlerken ( 162),
Aslar ile Vanlar kar karya getiren atmaya deinmitik. Uzun ve sert geip
sonucu belirlenemeyen bu sava, nihai bir uzlamayla sona ermiti. Balca Van
tanrlar Aslann lkesine yerleti ve hukuksal egemenliin, bynn ve sava
gcn temsil ettii saygnlklar, kendi ynetimlerindeki bereket ve zenginlikle
tamamladlar.
Birok yazar b u efsanevi olay iki ayr kltrn temsilcileri arasndaki tarihsel
bir atmann ans olarak yorumlamaya uram, bu farkl kltrlerin farkl
dinsel inanlar paylatn dnmlerdir: Yerli tarmclar

(bazlarna gre

"Megalithenvlker") ve onlarn topraklarn fethedenler ("Streitakstvlker," yani


Ari dilini konuan istilaclar). Ama Georges Dumezil, Snorri'nin anlatsnda olduka tarihselletirilmi bir Hint-Avrupa mit izleginin sz konusu olduunu gstermitir. 6 3 Geri neolitik an tanr topluluklannn yaad topraklarn istila
edilmesi, askeri adan stn igalcilerin yerli halklara boyun edirmesi, bunun
ardndan da iki t o p l u m tr, hatta iki farkl budun arasnda bir sembiyozun belirmesi, arkeoloji tarafndan dorulanan olgulardr; stelik bunlar Avrupa ntarihine
zg, baz blgelerde ortaaa dek srm bir grng oluturur. Ama mitolojide
Aslar ile Vanlar arasndaki sava izlegi, Cermenleme srecinden daha eskidir;
nk Hint-Avrupa geleneinin ayrlmaz bir parasdr. Anlald kadaryla, bu
mit rakiplerin uzlamas ve ortak bir toplum iinde btnlemesi ile sona eren
birok yerel savaa rnek olmu ve onlarn hakllk gerekesini oluturmutur.
Bununla birlikte balca Aslann - T y r , Odin ve T h o r - ilk iki ilevin, egemenlik
ve savan tanrlarna zg nitelikleri korumakla birlikte,

figrlerinin gl

deiimler geirdiini ekleyelim; bir yandan Cermen dinsel yaratclna uygun


olarak ekillendirilirken, dier yandan Akdeniz ve Kuzey Asya etkilerine de uramlardr. Odin-Votan tanrlarn en nemlisi, onlarn babas ve egemenidir. Onun
Varuna ile benzerlikleri ne karlmtr: Her ikisi de szcn tam anlamyla egemen tanrlar ve bynn efendileridir; rakiplerini "balar" ve fel ederler; insan
kurbanlara baylrlar. 64 Ama az ileride greceimiz gibi, farkllklar da en az bu kadar dikkat ekicidir.

63

Bkz. son olarak kan Lcs Dcv des Gernais. s. 17 vd (s. 39. kaynaka); D mythc
s. 22 vd.

64

Kr. Dumezil, Les Dieuxdes

Germans, s. 62 vd.
179

m raa,

DNSIJL N A N L A R VE l > U N C R U : R TARH - II

Hvaml

adl iirin bir blmnde ("ok Yukarnn Szleri," 139.-142. drt-

lkler), Odin bysel bilgelik ve gcn simgesi olan Rune yazsn' nasl ele geirdiini anlatr. "Mzrakla yaralanm ve Odin e kurban edilmi, kendi kendime kurban edilmi bir halde, yiyecek ve iecek olmadan" dokuz gn Yggdrasill aacna
asl kaldktan sonra, "arm zerine (Runik) harfler ortaya kt." Bylece gizli ilmi ve iir yeteneini elde eder. Kesinlikle yar-amancl nitelikte bir erginlenme
riteli

sz konusudur. Odin kozmik aata asl kalr;<>;i zaten Vggciros/If, "Ygg'in

(Odin'in adlanndan biri) at (drasill)" anlamna gelmektedir. Daragacna aslmn


"at" denir ve Odin'e sunulan kurbanlarn aalara asld bilinmektedir. Kendisini
mzrayla yaralayan, a ve susuz kalan tanr rtel bir lm yaar ve erginleyici
trdeki gizli bilgelii edinir. Sekiz ayakl at Sleipnir ve dnyada o l u p biten her ey
hakknda ona haber tayan iki karga da Odin'in amancl ynn dorular. Tpk
amanlar gibi Odin de biim deitirebilir ve ruhunu hayvan donuna sokarak
gnderebilir; ller diyarnda gizli bilgileri arar ve bulur; Hcivcmdi'da (L58. drtlk) bir aslm daragacmdan indirip kendisiyle grtrecek gte bir by bildiini aklar; amancl trde bir gizli teknik olan siedr sanatnda uzmandr. 611
Baka mitlerde de hikmeti, mutlak ilmi ve iirsel esini elde etmek iin Odin'in
bavurduu hileler ve demeye raz olduu bedel anlatlmaktadr. Mimir adndaki
dev, sahip olduu gizli ilimle nlyd. Tanrlar o n u n ban kesip Odin'e verdiler.
O d i n , bitkilerin yardmyla, ba korudu ve ne zaman baz srlara erimek istese devin kesik kafasna bavuruyordu."' Snorri'ye gre," 1 Mimir, Yggdrasill'in dibindeki
bilgelik kaynann bekisiydi. Odin bir gzn karp kaynan iine saklayarak
kurban ettikten sonra, bu kaynaktan ime hakkm elde etli.'"'
nemli bir mit, "iir ve hikmet i k i s f n i n kkenini anlatr: Vanlar ile Aslar arasnda bar yapld srada, b t n tanrlar bir kaba tukrrmt; bu trensel tkuRune yazs veya Runik yazr Yimidor harften oluan c>kt btr Cermen yazs - n .
55

Kuzey Asya amanlanrun erginlenmesinde kozmik aacn rol hakknda, bkz. Elinde, Cha-

66

Eski Cermenlerin dmlerindeki, zellikle de Odin-Voan mitolojisi ve kltundeki amacl

manisme, s. 49 vd, 145 vd, 163 vd.


unsurlan "kokeni"ni belirlemek gtr. Bazlnn b u n u Him-Avrupa mirasna dayandrmaktadr. ama Kuzey Asya etkilerini de yabana atmamak gerekir. Her ne olursa olsun, esrim e tekniklerine ve amancl yapdaki inanlara verilen nem, Cermenlerin dinini Asya amanizmine yaknlatrmaktadr.
w

Yukagir samanlar, aman atalarnn kafataslanna bavurur; Lt Clidma/sc, s. 201. Kr. O r p heus'un ba ( 180).

68

Gylfagtming,

8.

^ kr. V/usfd, 25. drtlk.


1 8 0

K r j . T l . E R . C E R M E N L E R . TRAKUR VH GLTI.ER

ilikten olaanst bilgelie sahip. Kvasir adnda bir varlk kt.' 0 ki cce bu
varl l d r d , kann balla kard ve bylelikle bal erbetini liretti. Ondan ien ya
air ya da alim olur. ki teki dnyada, eriilmesi g bir yerde saklanmaktadr,
ama Odin onu ele geirmeyi baarr ve o zamandan beri butun tanrlar bu ikiden
iebilmektedir. Skaldlar, iirsel esini "Ygg'in kupas," "Ygg'in bal erbeti" deyimleriyle olduu gibi, "ccelerin bal erbeti," "Kvasir'n kan" vb diye de ifade ederler. 71 Sonu olarak: erginlendikten sonra (bu Runik harfleri elde etmesini salamtr), g l n kurban ettikten (bu, Mimir'in kuyusundan ime hakkn ona vermitir) ve bal erbetini aldktan sonra, Odin bilgeliin ve btn gizli ilimlerin
tartlmaz efendisi olur. O h e m airlerin ve bilgelerin, hem de esrimecilerin ve savalarn tanrsdr.

175. Sava, Esrime ve l m Odin-Votan, Varuna'dan farkl olarak, bir sava


tanrsdr: nk, Dumzil'in yazd gibi, "Cermenlerin ideolojisinde ve uygulamasnda sava her eyi igal etmi, her eyi renklendirmtir." 7 2 Ana geleneksel
toplumlarda ve zellikle de eski Cermenlerde sava, teoloji tarafndan dorulanan
bir ritel oluturur. nce askeri atma kurban treniyle zdeletirilir: Gerek galip, gerekse ldrlen kii tanrya kanl bir kurban sunmaktadr. Dolaysyla kahramanca lm ayrcalkl bir dinsel deneyime dnr. Ayrca lmn esrik doas
savay esinlenmi aire olduu gibi, amana, kahine ve gelecei gren bilgeye de
yaklatrr. Odin-Votan zgl niteliine, savan, esrimenin ve lmn bu ekilde
yceltilmesiyle ular.
Votan ad, tam karl "fke, lgnlk" olan vut teriminden tretilmitir. Vut,
gen savalara zg dinsel deneyimdir: Bu deneyim saldrgan ve dehet saan bir
fke nbetiyle onlarn insanln dntryor ve onlar k u d u r m u etoburlarla
zdeletiriyordu. Yglnga Saga'ya gre (bol. v), Odin'in arkadalar "zrh giymeden, kpekler veya kurtlar kadar vahi bir halde yryor, kendi kalkanlarn
styorlard ve ay gibi, boa gibi glydler. nsanlar boazlyorlard ve ne
ate, ne de elik onlara zarar verebiliyordu. Buna lwserkirlerin (tam karl "ay

70

ki toplumsal g r u p arasndaki uzlamay kesinletirmek zere iilen sarholuk verici bir ikinin kiiletirilmesi sz k o n u s u d u r . Dumezil b u n u n Hindistan'daki bir karln ortaya

karmtr: Loki. s. 102 vd; kr. Les dieux des G'rmams, s. 31 vd.
71

Kaynaklar, Turville-Petre, Myth and Rchgon

Dieix..., s. 65.

of lt' Netti, s. 38'de belirtilmitir.

181

D I N S E L T N A N U A R VF .HJUNCE1.FR T A R I H I -

postlu, $crkr, savalar") fkesi deniyordu. Ayrca onlar ulfhedhnar,

"kurt postlu

adam" adyla da biliniyordu.


Bir erginlenme dvnn ardndan berserkr
yazdna gre,

73

olunuyordu. rnein Tacitus'un

Chattilerde erginlenecek aday, bir dman ldrmeden nce ne

san ne de sakaln kesiyordu. Taifali'lerde gen adamn bir yaban d o m u z u veya


ay ldrmesi, Heruli'lerde ise silahsz dvmesi gerekiyordu. 7 4 Aday bu snavlar
iinde bir yrtc hayvann varolu tarzn sahiplenirdi; yrtc bir etobur gibi
davrandka rktc bir sava olurdu. Ritelle bir kurt postu giyerek edinilen
kurt adamlk inanlar ortaada byk bir yaygnlk kazanr ve kuzey blgelerde
XIX. yzyla d e k sregelir.
Sava t a n n s Odin-Votan ayn zamanda llerin de tanrsdr. Bysel yollarla
byk kahramanlar k o r u r , ama sonunda onlara ihanet eder ve kendi gzdelerini
ldrr. Bu tuhaf ve elikili davrann aklamas, eskatolojik ragnark
evresine en rktc savalar toplama gereksinimi olabilir.

sava iin

Nitekim dv-

rken len en tannm savalar Valkrler tarafndan gkteki Valhalla sarayna


gtrlrd. 7 5 Odin tarafndan karlanr ve gnlerini son kavgaya hazrlanmak iin
savaarak geirirlerdi.
Esrimeci ve sava yapdaki her cemiyet gibi kylere dehet saan Mnnerb i d e l e r i n koruyucusu Odin-Votan, krsal nfusun gzde tanrs olamazd. Aslma
yoluyla insan kurbann da kapsayan tapm zellikle kral, komutan aileleri ve
onlarn evresi tarafndan kutlanrd. Bununla birlikte

O d i n szcn ieren

birok yer ad, hatta "tarlalar" ve "ayr" anlamlarna gelen szcklerle oluturulm u bileik isimler saptanmtr. Bu d u r u m Odin'in "tarmsal" yapsn deil,
"yaylmac" niteliini, baka tannlarn ilevlerini ve vasflarn sahiplenme eilimini kantlar.
Odin-Votan'm Cermenlerin dinsel hayatnda oynad baat rol, bysel egemenliin

ok

sayda

kerametiyle

aklanabilir.

Dnyann,

tannlarn

ve

insann

yaratlnn balca mimar Odin'dir. (Toplu bellek, mitsel balang zamanlannda


etkin olan dier tannsal kiiliklerin yalnzca adlarn koruyabilmitir.) Ayn ekilde
73

Germania,

74

Eliade, Nassauces mystqutr$. s. 175 ve dipnot 4; "Dace'ier ve Kurtlar" (De Za!moxis

31.
a Gengis

Khan iinde, zellikle s. 17 vd). Tacicus Mani'leri ( y u k a n O d e r ve yukar Viscul d n e m i n d e


yaamlard) kara kalkanlar ve siyaha boyanm bedenlenyle, hibir d m a n n grmeye
dayanamadg bir "hayaletler ordusu" (exercuusfe>alis)
75

Valhil,

gibi betimler (Germania, 43).

"duenlenn salonu." Valkrler (adlan "sava alannda lleri ayklayanlar" anlamna

gelir) ilk balarda olu tayan ruhlard.


1 8 2

KELTLER, C E R M E N L E R , T R A K L A R VE GETLER

nihai sava olar ragnar\i\t

de barol Odin'e decektir. Onun hem egemen tanr,

h e m de sava ve lm tanrs sfat, kralln kutsal niteliini olduu kadar sava


alannda lmeye verilen dinsel deeri de anlalr klar. Bu kavraylar, Cermen erk e n ortaa k l t r n n ayrt edici zellikleridir (kr. c. III).

176. Aslar: Tyr, Thor, Baldr Aslarn ilki olan Tyr (*Tiwaz, Ziu) ok daha siliktir. Tanr isimlerinden ciwar, Tyr'in oulu olduuna gre, balangta stn bir
tanryd. 7 6 Romallarn yorumlarnda Mars'la zdeleirildigi iin, genellikle sava
tanrlar arasna yerletirilir. Gerekten de Tyr'in olduka gelimi bir askeri yn
vardr, ama balangtaki "hukuku tanr" vasf hla seilebilmektedir (Mitra'nn
benzeri). Thing'le, yani d u r u m a l a n n karara baland halk meclisleriyle organik
bir ba vardr. Herkes silahl olarak topland iin b a n zaman meclislerinin sava zamanndakilere benzedii dorudur; kararlar kllar veya baltalar havaya
kaldrarak veya kllarla kalkanlara vurarak onaylanyordu. 7 7
En nemli ve Tyr'in balca vasfn belirginletiren mitsel olay, zamanlarn
balangcnda yaanmtr. Tanrlar, Loki'den hamile kalan bir dii devin dourduu kurt Fenrir'in kendilerini paralayp yiyeceini biliyorlard. Fenrir'i yalnzca bir
oyun olduuna ikna ederek, grlmeyecek derecede

ince, byl bir kayla

balamay baardlar. Kukulu gen kurt, kendisine ktlk yaplmak istenmediin i n gvencesi olarak tannlardan birinin elini enelerinin arasna koymas kouluyla
b u oyuna katlmay kabul etmiti. Yalnzca Tyr buna cesaret etli ve kurt kaytan
kurtulamadn hisseder hissetmez onun elini kopard. 7 8 Georges Dumezil hakl
olarak panteonu k u n a r m a k iin ne denli gerekli olursa olsun, byle bir davrann
bir yem in ihlali anlamna geldiini ve dolaysyla egemen-hukuku tanrda bir bozulmaya iaret ettiini belirtir. 75
76

Ad, *Tiwaz, gk t a n n s n a verilen dger Hin-Avrupa isimleriyle akrabadr: Dyaus, Zeus, l u p i ter. En a z n d a n ba2t C e r m e n kabilelerinde gok t a n n s n a m u h t e m e l e n t r m i n - H e m n n adyla
taplmaya d e v a m edilmitir; bkz. d a h a ilerideki blmler.

" J a n d e Vries'in d i k k a t ektii gibi, "Cermen bak asndan 'sava tanrs' ve ' h u k u k tanrs'
k a v r a m l a n a r a s n d a bir eliki y o k t u r " (Altgemanische
Te

Gylfanning,

boi. 13, 21.

Kr. Les Dieux

des Germains,

Reitgionsgeschiche,

II, s. 13).

s. 75: "Bylece tannsal coplun s o n u alma d z l e m i n d e k a z a n -

dn, ahlaki ve mistik g a n l a m n d a yitirdi: O a n k , tek kaygs k a z a n m a k ve y e n m e k o l a n


yeryz etelerinin veya devletlerinin l a m bir i z d m n d e n baka bir ey deildi

Geri

b t n insan t o p l u m l a r n n hayat iddet v e h i l e d e n o l u m u t u r ; ama en a z n d a n teoloji h e r


ey m k e m m e l olmasa da Mitra'nn veya Fdes'in bir kefili gzettii, tanrsal bir r n e i n
parldad bir t a n n s a l d z e n betimler "
1 8 3

D I N S U . I N A N L A R VK D U S N C N I F T TAJIIH - 11

Thor (Donar) en popler taunlardan biriydi. Ad "gkgrlls" atlanma gelir, silah eki Mjllnir'dir ("ezici"); bu ndra'nn vtjra'snn bir benzeri ve yldrmn mitsel imgestdir (kr. 68). Kzl sakal ve dillere destan itahyla da Vedalar'n ampiyon tanrsna benzer. Thor, Aslarn ve onlann tanrsal konutunun savunucusudur. Birok anlatda, devlerle arpt ve onlar ekiciyle yok ettii grlr. 8 0 Ba dman kozmik ylan Jmungan'dr; dnyay sarm bu ylan ragnark'e
tanrlar iin bir tehlike olacaktr. Birok metin ve baz resimler Thor'u bu ejderha'y denizden dar ekerken gsterir.
Her zaman ekiciyle birlikte gsterilen Thor tasvirleri birok tapmakta bulunuyordu. Tanklar dier tanrlarnkilerden ok, bu tasvirlerden sz etmektedir. T h o r ,
bir tarm tanns olmasa da frtnalarn efendisi olarak, iftiler arasnda olduka
poplerdi. Ama mahsul gvenceye alyor ve kyleri iblislere kar koruyordu. Sava tanr ilevinde ise o n u n yerini Odin almt, lndra'ya zg erotik eilim, belki de dnlerde ekice yklenen ritel rolde kendini belli etmektedir. Thor,
Mjllnir ve devleri ne karan baz mitolojik anlatlarn "folklorlarldg"na dikkat ekilmitir. Thor'un ekicini alan devi kandrmak iin nianl kz klna girmesi buna bir rnektir. Bu folklorik izleklerin gerisindeki ritellerin anlam unutulmu, ama bu mitolojik ykler anlata! nitelikleri sayesinde yaamtr. Birok
edebi izlein "kkeni" de benzer srelerle aklanabilir.
Bakir; safl, soyluluu ve trajik yazgsyla tanrlarn en ilgincidir. Snorri'nin
yazdna gre, Odin'le tanna Frigg'in olu "en iyi tanrdr ve herkes ou ver.
G r n o kadar gzel ve parlaktr ki, k saar... Aslann en bilgesi ve konumada en ustas ve en merhametlisidir." 8 1 O n u n tapm hakknda Eazla bir ey bilinmese
de, evrenin her yerinde sevildii bilinmektedir. Bununla birlikte Baldr dnya
dramndaki nemini lmyle ortaya karmtr. Zaten o n u n miti t m Cermen mitolojisi iinde en dokunakl olandr.
Yine Snorri'nin versiyonuna gre, Baldr uursuz dler grm ve tanrlar onu
dokunulmaz klmaya karar vermi. Annesi dnyann btn eylerini, Baldr'a zarar
vermeyeceklerine yemin ettirmi. Sonra Aslar fl/ng meydannda, Baldr'n evresinde
toplanm ve ona kllarla vurup, zerine her trl ey atarak elenmiler. "Loki
bunu grnce olup biten hi houna gitmemi." Bir kadn grnmne brnp
Frigg'i bulmu ve b t n varlklarn Baldr'a zarar vermeyecekleri konusunda yemin

80

iskandinav tun ann duvar resimlerindeki balta sallayan kiilik ile Thor arasndaki ilikilerin kesin olarak saptanmas gtr.

81

Gylfaginning,

bl 11.
1 8 4

KELTLER, E K M E N L E R . TRAKLAR VI: G H I I . I ' I '

edip etmediklerini sormu. Frigg yle cevap vermi: "Mistillteinn,

'kse otu filizi'

denen bir aa filizi var; o bana yemin istenmeyecek kadar gen grnd." Loki
o n u koparm ve thinge

gitmi. Baldr'n erkek kardei Hdhr kr olduu iin geri-

de d u r u y o r d u , ama Loki ona dal verip yle demi: "Sen de dierleri gibi yap,
saldr ota, ben sana hangi ynde olduunu sylerim." Loki'nin rehberliindeki
Hdhr kse otu filizini kardeine doru att. "Ok Baldr'n bedenini delip geti ve
Baldr yere d p ld. Bu olay tanrlarn ve insanlarn arasnda yaanm en byk
felaketti." Bununla birlikte kutsal bir

yerde bulunduklar iin kimse Loki'yi

eezalandramyordu. 8 2
"Bu dram, V'luspd'nn dorudan yapsndan da anlalabilecei gibi, dnya tarihinin kilit noktasdr. Bu olay nedeniyle yaanan an bayal aresiz bir hal
almtr. Geri o zamana dek Baldr'n iyilii ve merhameti etkisiz kalmt; nk
bir tr lanet sonucunda 'hkmlerinin hibiri gereklemiyordu'; ama en azndan
vard ve bu varoluun kendisi bir kar k ve avuntuydu.'""
Bir sava alannda lmeyen B3dr Valhalla'ya deil, Hel'in topraklarna gitti.
Baldr' serbest brakmasn istemek zere Odin'in gnderdii ulaa, Hel, "dnyadaki her eyin" onun ardndan alamas kouluyla bunu yapaca yantn verdi.
Tanrlarn bilgi verdii insanlar ve hayvanlar, talar ve aalar alad. Yalnzca bir
cad Baldr'n ardndan alamay reddetti ve "onun Loki olduu varsaylr." Sonunda
Thor Loki'yi yakalar ve tanrlar onu bir taa zincirler. stne zehirli bir ylan asarlar; ylann zehri yzne akp d u r u r . Snorri'nm yazdna gre, kars yannda durmakta ve zehirli svnn altnda bir leen tutmaktadr. Leen dolunca kadn onu
boaltmaya gitmekte, ama bu arada Loki'nin yzne zehir akmaktadr, Loki acdan
kvrandka yer sarslmaktadr. Bununla birlikte Loki ragnarok'ie,

kyamet arifesin-

de serbest kalmay baaracaktr.

177. Van Tanrlar. Loki. Kyamet Vanlarn hepsi, az ok dorudan bereket,


bar ve zenginlikle ilikilidir. En eskisi olan Njrdhr kz kardeiyle evlenmi ve
ikizleri olmutur (Freyr ve Freyja). Eski Cermenler ensest ilikiden tiksindii iin,
bu mitolojik rivayet ya Hint-Avrupallardan nceki yerli halklarn trelerini yanstan bir anlat, 8 * ya da bereket, zellikle de tarmsal bereket tanrlarna zg orji ni-

82

Gyl/agmmg, bl. 33-35.

83

Dumezil, Lcs Diexdcs

Snorri erkek ve kz kardeler arasnda evlilie Yanlarda ok sk rastlandn belirtiyor.

Germains, s. 95-96.

1 8 5

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R TAKH -

teliini vurgulayan bir y olarak yorumlanabilir. Tacitus8"' tanna Nerthus'tan,


"yani Yeryz Ana"dan sz eder; bu, Njrdhr'le ayn isimdir. Tanra, bir inein
ektii kagnsyla kabilelerin arasnda dolayordu; tapm "Okyanus" un bir
adasndaki kutsal bir ormanda kutlanyordu ve Romal tarihi yle devam eder:
"Bar ve huzurun grld ve onlarn tadna varld tek d n e m budur." Daha
sonra tanrann kans ve heykeli suya batrlyor ve bu riteli gerekletiren
kleler ayn glde bouluyordu. Tacitus'un anlats muhtemelen Roma'daki Kybele
riteli konusunda bildiklerinin etkisinde kalmtr; bununla birlikte Kral Olaf
destan iinde k o r u n m u bir yk bu tapm t r n n varln dorulamaktadr. 8 6
skandinav putperestliinin son evresinde N j r d h r u n yerini Freyr almtr.
Freyr'in Uppsala tapnagndaki tasviri fallus biimindeydi; tapm orji tr birok
davran ve insan kurbann ieriyordu. Ama mitolojisi pek ilgin deildir. Freyja
ise, belki de yalnzca bir lakap olan Frigg gibi (*Frija), S7 tam bir ak ve dourma
tannasyd. Snorri'ye gre, kendisi eserini yazarken halkn hl tapt tek tanra
oydu ve Freyja ismini ieren yer adlarnn okluu da bu kany dorulamaktadr.
Snorri, Freyja'nn balangta bir Van rahibesi olduunu ve Aslara siedr kehanet tekniini ilk o n u n rettiini de ekler. teki dnya ile iletiim kurma gcne sahipti
ve bir k u biimine brnebiliyordu.
Loki gizemli ve anlalmas g bir tanrdr. Adnn etimolojisi kesin deildir,
tapm kabul etmiyor ve o n u n adna tapnak yaplmyordu. Kendisi de bir As olduu
halde, tanrlara zarar vermeye alr ve dnyann sonu geldiinde onlara kar savaacaktr; Heimdallr' o ldrecektir. Davran yanltcdr: Bir yandan tanrlarn
arkadadr 8 8 ve onlarn dmanlar olan

devlerle

savamay

sever;

ccelere

t a n n l a n n gerek simgeleri olan baz byl nesneler yaptrr (Odin iin Draupnir
yz, Thor iin eki vb). Dier yandan kt, ahlaksz ve canidir: Baldr'n l d rlmesi iini o kotarmtr ve bununla vnr. Dlleri olan yaratklar da o n u n eytani niteliini dorular: Kurt Fenrir ve Byk Ylan oullandr; Valhalla'ya yerleme hakkn elde edemeyen llerin gittii hznl diyarn koruyucusu Hel onun
kzdr.

05
86
87
88

Germania, 40.
zetleyen Davidson, Gods and Myths ojNorthern Europe, s. 93 vd.
Vens'le zdeletirilmitir: dies Venens, Freitag, Friday.
Thor'la birlikte iblisler ve devler diyarna bir yolculua kar; Odin ve Hoenir'e elik eder ve
o n l a n n cce Andvari'yi soymasna yardmc olur vb.
1 8 6

KELTLER. C E R M E N L E R , T R A K L A R VE GETLER

Loki'yle ilgili pek ok mit vardr, ama bunlar genellikle halk masallarn andrr. Kadnlar nezdindeki baarlaryla vnr: Tyr'in eine bir oul vermi, Thor'u n yerine geip karsyla yataa girmitir vb. Tanrlarla devleri sahneye tayan
fars ve yklerin tamamna yaknnda rol oynar. Mehur ve k o r k u n bir iir, Lokasenna, tanrlarn len yapt salona giren Loki'nin onlara nasl kstaha hakaret ettiini anlatr. Ancak T h o r ' u n grnmesiyle bu ayba bir son verir.
Bir yzyl akn sredir bilginler Loki'yi srasyla ate tanrs, gkgrlts
t a n n s veya l m tanrs, Hristiyan eytan'nn bir yansmas veya Prometheus'a
benzeyen uygarlatnc bir k a h r a m a n olarak aklamtr.*' 1933'te Jan de Vries onu
Kuzey Amerika mitolojilerine zg, okanlaml bir kiilik olan Dzenbaz'a benzetmitir. Georges Dumezil ise, Loki, H d h r , Baldr ve dnyann sonunu birlikte hesaba katt iin daha inandrc grnen bir y o r u m nermitir. Loki'nin sahtekr karakteri, ktl ve eskaolojik savata tanrlarn dmanlar arasnda yer almas,
onu

bizim

Mahbhrata'mn

amzn

eytannn

tam

anlamyla

kiiletirilmi

hali

olan

uursuz kiilii- Duryodhana'nn benzeri haline getirmektedir

(kr. 191). Dumezil'e gre, Mahbhrata

ve Edda

arasndaki u y u m u n ap ve

dzenlilii, iyi ve kt arasndaki ilikileri ve dnyann yok oluunu anlatan bir eskatoloji mitinin, Hint-Avrupa halklar daha dalmadan nce oluturulmu bir
milin varln kantlamaktadr.' 5
Daha nce de belirttiimiz gibi ( 173), putperestliin son evresinde Cermenler
eskatotojiyle ok urayordu. Dnyann sonu kozmolojinin ayrlmaz bir parasyd; ve Hindistan, Iran ve israil'de olduu gibi, kyametin senaryosu ve balca
aktrleri biliniyordu. En eksiksiz ve dramatik betimleme, Vlusp

iirinde ve Snor-

ri'nin aklamalarnda yer almaktadr. T m kyamet edebiyatnn iyi bilinen klielerine burada da rastlanmaktadr: Ahlak giderek ker, insanlar birbirini boazlar,
yer sarslr, g n e kararr, yldzlar aa der; zincirlerinden kurtulan canavarlar
yeryzne saldrr; Byk Ylan Okyanus'tan dan kar, byk su baskn felaketlerine yol aar. Ama daha zgl ayrntlar da bulunmaktadr: O yl sren uzun bir
k (fimbulvetr), llerin trnaklarndan yaplm bir gemiyle gelecek bir

dev

srs; baka devler de Surtr'un komutasnda karadan ilerleyecek ve tanrlarn konutu Asgardh'a saldrp yok etmek zere gkkuann zerine trmanacaklardr.
Sonunda tanrlarn ve kahramanlarn ordusuyla canavarlarn ve devlerin ordusu son

89

1932'ye kadar nerilen eitli kuramlarn zeti iin, bkz. j a n de Vries, The Problem

10-22 ve Dumezil, Loki, s. 109 vd.


90

Kr. Dumezil, Les Deux cks Germains, s. 97 vd; M^lhc et Epopee, 1, s. 238 vd.
187

of lobi,

DINSF.L NANLAR VI: DUSUNLER TAI'IHI - II

kavga iin byk bir ovada karlaacaktr. Tanrlardan her biri bir dmana
saldrr. Thor kozmik ylanla arpr ve onu ldrr, ama kendisi de o n u n zehriyle lr. Odin, Fenrir tarafndan paralanr; gen olu Vidar kurtu ldrr, ama o
da az sonra lr. Heimdallr Loki'ye saldrr ve birbirlerini yok ederler. Sonuta
b t n tanrlar ve dmanlar, Surtr dnda, bu eskatolojik kavgada der; hayatta
kalan Surtr kozmik yangn balatr - v e hayat izlerinin hepsi yok olur; sonunda
Okyanus b t n yeryzn yutar ve gkyz de ker.
Ama henz her ey sona ermemitir. Yeil, gzel, hi olmad kadar verimli,
her trl acdan arndrlm yepyeni bir yeryz ortaya kar. l tanrlarn
oullar Asgardh'a geri dnecek, baran Baldr ve Hdhri ise ller Diyan'ndan
kacaktr. ncekinden daha parlak yeni bir gne gkyzndeki yolculuuna
balayacaktr ve Yggdrasill'in iindeki insan ifti yeni bir insanln kk olacaktr.^' Baz yazarlar, idgnark

miti iinde eitli dou etkileri (Iran, Hristiyanlk,

Maniheizmvb) bulunduunu dnmtr. Ama Dumezil'in gsterdii gibi, HintAvrupa eskatolojik milinin iskandinav versiyonu sz konusudur; daha sonraki olas
etkiler daha renkli bir imgelem ve dokunakl ayrntlar eklemekten teye gitmemitir.
Korunabilmi

paralardan

bir

hkme

varlacak

olursa

Cermenlerin

dm,

Avrupa'nn en karmak ve en 2gn dinlerinden biriydi. En dikkat ekici yn,


Akdeniz, Dou veya Kuzey Asya kkenli ok sayda yabanc dinsel dnce ve teknii zmseyerek Hint-Avrupa mirasn yenileme ve zenginletirme yetiidir. Hindu sentezinde ( 135) ve Roma dininin oluumunda da ( 161) benzer bir sre fark
edilmektedir. Ama Cermenlerdeki dinsel yaratcl, Hristiyanla geileri de dumura ugratamamtr. En gzel manzum destanlardan biri olan, Vll. yzylda
ngiltere'de sylenmi Beowulj,

Hristiyan dncelerin etkisi sayesinde, kahra-

manlk mitolojisini ktadaki benzer yaratmlardan daha tam ve daha derin bir
biimde sunmaktadr. 9 " En etkileyici ragnarok

betimlemelerinden biri, Gosforth'ta

(Cumberland) ta bir ha zerine yontulmutur; antn dier yznde isa'nn

" Bu son aynnt zetlediimiz eskatolojik senaryoyla elimektedir; n k d n y a n n s o n u


Yggdrasill'i yklmasyla tamamlanmtr.
9:

Kr. A. Margaret Aren, "The Heroc Pattern," s. 149, 164 vd. Dier yandan ncnakbtame
edebiyat Ht'ldensa^eu'de ortaya k o n d u u biimiyle kahramanca hayat rneine y k u n -

mektedir; a.g.y., s. 165.


188

KELTLER, C E R M E N L E R . TRAKLAR VE G E T L E R

armha Gerilii tasvir edilmitir. 9 ' Aslnda Cermenlerin baz dinsel yaratmlar erken ortaada Hristiyanlkla sembiyoz veya Hristiyanla muhalefet iinde gelimitir. Ortaa krallnn dinsel saygnl sonuta Cermenlerin eski anlayndan, kraln tannsal atann temsilcisi olduu inancndan tremitir: Hkmdarn
"gc," evrensel dzenin hem temeli hem gvencesi olan dnyast kutsal bir gce
baldr. 9 4 Kahramanlk mitolojisinin uzants ise, zenginlemi ve yeniden deer
yklenmi bir halde. valyelik kurumunda ve Sant-Georges, Sor Galahad veya
Parsifal efsanelerinde karmza kar (kr. c. 111).

178. Traklar, Tarihin "Byk s i m s i z l e r i " En eski Trak kltr, nemli bir
tun a kahntsyla Ukrayna'dan gelen yar-gebe halklarn katklarnn sentezi
olarak ortaya kmtr. Traklann etnogenesisi Dinyester, Kuzey Karpatlar ve Balkanlar arasnda kalan olduka geni bir blgede gereklemitir. M VIII. yzyln
sonuna doru Kimmerlerin aknlar sanat ve silahlara baz Kafkas unsurlarn katmtr.

M V. yzylda yazan Herodotos, Traklann,

Hintlilerden sonra en

kalabalk halk olduunu belirtiyordu. Ama onlarn siyasi tarihte oynadklar rolden
bir iz kalmamtr geriye. Yaklak olarak M 429'da Makedonya'ya saldrabilecek
kadar gl Odrysis Krall (Meri vadisinde), bir yzyl sonra II. Philippos
dneminde zerkliini yitirdi. Byk skender de babasnn yaylmac siyasetini
srdrd: Yaklak olarak M 335'te Get-Dayallarn lkesini fethetmek ve onlara
boyun edirmek zere Tuna'y geti. Seferin urad baarszlk, bu Trak kabilelerinin bamsz kalmasn ve ulusal rgtlenmelerini gelitirmelerini salad. Gney
Traklar kesin bir biimde Helenizm yrngesi iine katlrken, Daya ancak MS
107'de Roma eyaleti oldu.
Sanki ayn bahtszlk, Traklann ve Get-Dayallarn dinsel yaratmlarnn da
peini brakmam gibidir. Yunanlar, Trak dinselliginin zgnln ve gcn
ok erken bir ada kabul etmiti. eitli rivayetlere gre, Dionysosu hareketin
k noktas ( I 122) ve Orpheusu mitolojinin ( 180) byk blmnn getii
yer Trakya (veya Frigya) idi. Charmides'e

( 1 5 6 b), Sokrates de, retileri ve u y g u -

lamalar Yunan hekimlerinden stn olan "Trak kral Zalmoksis"in hekimlerinden


hayranlkla sz ediyordu. Ama Herodotos'un mitsel-ritiel Zalmoksis senaryosu

93

K. Berg, "The Gosforth Cross," s. 27 vd; Davidson, Cods and Myths,

s 207 vd. Ayn kilisede

Thor'u Byk Ylan' denizde avlarken gsteren bir ta da (anlald kadaryla bir h a c
paras) b u l u n m u t u r .
94

Kr. Oto Hfler, Gennau/scle Saferalfcngrum, 1. s. x vd, 350 vd.


1 8 9

D I N S E L I N A N L A R V B D N C E L E R T A R I H I -

hakknda naklettii baz deerli bilgiler dnda, Trak ve Trak-Get dinleri hakknda
az sayda ve ancak yaklak bilgilere sahibiz. zellikle Roma mparatorluu anda
ok fazla dinsel ant b u l u n d u u d o r u d u r ; b u n u n l a birlikte yazl tanklk olmad
iin, bunlara ancak tereddtl ve gelip geici yorumlar getirilebilmektedir. Tpk
Keltierde grld gibi, Trak ve Get-Daya ruhban kesimi ve keileri yazdan
k u k u d u y u y o r d u . Mitoloji, teoloji ve riteller hakknda elimizde bulunan kstl
bilgiler Yunan ve Latin yazarlar tarafndan, onlarn Yunanca ve Latince evirileri
araclyla aktarlmtr. Eer Herodotos, Hellespontos (anakkale) Yunanlanyla
baz

konumalarn

kaydetmeseydi,

mitsel-ritel

Zalmoksis

senaryosu,

hatta

Gebelezis'in ismi bile bilinmeyecek. Geri Slav ve Baltk halklarnda, hatta eski
Cermenlerde ve Keklerin soyundan gelenlerde olduu gibi, Traklarn dinsel miras
Balkan halklarnn ve Rumenlerin halk detlerinde ve folklorunda kanlmaz bozulmalarla birlikte de olsa k o r u n m u t u r . Ama Avrupa'nn folklorik geleneklerinin genel dinler tarihi perspektifinden zmlenmesi h e n z emekleme d n e m i n d e d i r .
Herodotos'a gre 9 5 Traklar "Ares, Dionysos ve Artemis"e tapyor, bununla
birlikte krallar en b y k saygy atalan saydklar "Hermes"e gsteriyordu. Yunanca eviriyle birlikte d a h a da iinden klmaz bir hal alan b u ksack bilgiden hareketle, Traklarn z g n p a n t e o n u yeniden oluturulmaya allmtr. Homeros'tan 9 0
Vergilius'a

kadar 9 7

rivayetler

sava

tanrs

Ares'in

vatan

olarak

Trakya'y

gstermiti. Dier yandan Traklar savalk yetenekleri ve l m umursamamalanyla n yapmt. Dolaysyla "Ares" tipinde bir tanrnn onlarn panteonunun
nderi olduu kabul edilebilirdi. Bununla birlikte g r d m z gibi ( 176), Cermenlerin eski gk tanrs Tiwaz, Romallar tarafndan Mars'la zdeletirilmiti.
Demek ki Trak "Ares"inin sonradan frtna ve sava tanrs haline gelen bir gk
tanrs olmas m m k n d r . ' 0 O zaman "Anemis" de, Trak tanralar Bends veya
Kotyto'ya (Kotys) benzeyen bir yer tanrasyd; Herodotos, Trakya d a l a n ve
o r m a n l a n n n vahi doas nedeniyle, onu (rnein "Demeter" deil de) "Artemis"
diye adlandrmay tercih etmiti belki de.

95

V, 7.

90

llyada, XIII, 301; vb.

97

Aen-, 111. 357.

gs

Zaten adnn ikinci bolm, -surdos, "brmek, uguldamak" anlamna gelen

*suer

k k n d e n tretilmi, t a n n Zbelsurdos bilinmektedir; demek ki Yunanlar tarafndan doru


biimde Zeus Keraunos olarak adlandrlan bir frtna tanrs sz konusuydu. Kr. M. Eliade,

De Zalmoxis a Gengs-Khan,

s. 58 ve dipnot 87.
1 9 0

KELTLER. G E R M E N L H R , T R A K L A R VE GETLER

Eer bu "okuma nermesi" kabul grrse, en eski I r a k l a r d a frtna tanrsyla


Yeryz Ana arasndaki kutsal evlilik rnek mitinin bulunduu da varsaylabilir;
"Dionysos" bu birlemenin r n olsa gerekti. Yunanlar, Dionysos'un Trak dilindeki isimlerini biliyordu: En yaygnlar Sabos ve Sabazios'tu. 90 Trak Dionysos'u
tapm, Euripides'in Bafefehaar'da deindii ritelleri hatrlatmaktadr (kr. 124).
Trenler geceleri dalarda, mealelerin nda yaplyordu; vahi bir mzik (tun
kazanlardan, zillerden ve fltlerden kan sesler) inananlar sevin lklar atp,
dnp duran bir halka biiminde lgnca dans etmeye tevik ediyordu. "Bu
dzensiz ve ypratc danslara en ok kadnlar kendilerini brakyordu; giysileri
tuhaft; anlald kadaryla tilki postlarndan yaplm, uzun, bol ve kenarlan
dalgal giysiler olan bessares giymilerdi; tilki postlarnn stnde olak postlar,
balarnda ise muhtemelen boynuzlar vard." I 0

Ellerinde

Sabazios'a

adanm

ylanlar, hanerler veya thyrsos'lar tutuyorlard. Doruk noktasna, "kutsal lgnla" ulatklarnda kurban treni iin seilmi hayvanlar yakalayp parampara
ediyor, etlerini i i yiyorlard. Ritel biiminde i et yeme (omophagia) tanryla zdeleme srecini tamamlyordu; ritele katlanlarn ad artk Sabos veya Sabazios'tu. 101
Kukusuz Yunan Bakkhalannda olduu gibi, geici bir "tanrlama" sz konusudur. Ama esrime deneyimi zgl dinsel vasflar, ncelikle de kehanet yeteneklerini
ortaya karabiliyordu. Yunan Dionysosulugundan farkl olarak, Trak khinlik
sanat "Dionysos" tapmyla ilikiliydi. "Dionysos" khinini belli bir kabile, Bessiler belirliyordu; tapnak yksek bir dan stndeydi 1 0 2 ve khin kadn, tpk Delphoi'deki Pythia gibi, "esrime" hali iinde gelecekten haber veriyordu.
Esrime deneyimleri ruhun yalnzca zerk olmakla kalmayp, tanrsallkla bir
mistik birleme

yaayabilecei inancn glendiriyordu. Ruhun esrime tarafndan be-

lirlenen bedenden ayrl bir yandan insann zndeki ikilii, dier yandan da
"tanrlama"nn sonucu olan ve tamamen tinsel nitelikte bir lm sonras hayat

99

Bkz. E. Rohde, Psyche,

s. 269, dipnot l ' d e saylan kaynaklar. Bir dier tann ad "uzun bir til-

ki postu giymi" manasna gelen, Bassareus'tu. Atina daki Sabazos ritelleri h a k k n d a , b k z .


l00
101

tistoredescroyances...,
Rohde, a.g.y., s. 274.

c. 1, 124.

Bkz. Rohde, s. 2 7 5 , dipnot l ' d e saylan kaynaklar. Tann ile esrik birlemeyi tamamlayan
"coku" hali k o n u s u n d a , bkz. Rohde, s. 279, dipnot 1-5'eki referanslar.

102

Herodotos (VII, 111) Bessileri, Satrailerin bir boyu olarak kabul eder, ama baka yazarlar
(Polybios, Strabon, Plinius vb) onlar daha doru bir biimde, zerk bir halk olarak tantr.
Trak khinlii k o n u s u n d a , bkz. Rohde, a.g.y., s. 281 vd.
191

D I N S E L I N A N L A R VL D U N C K L U R TARH -

olasln ortaya koyuyordu. R u h u n lm sonras belirsiz ve ancak yaklak biimde tahmin edilebilen hayatta kalna ilikin arkaik inanlar giderek deiti ve sonunda ruhg dncesine veya ruhun lmszl konusunda farkl anlaylara
vard. Bu tr anlaylara yol aan esrime deneyimleri muhtemelen her zaman
"Donysosu" trde, yani orji niteliinde deildi. Baz otlar veya ile (inziva, vejetaryen perhiz, oru vb) ve dua yoluyla da esrimeye yol alabilirdi.'"
Yunanistan'da, Orpheusuluk adyla bilinen dinsel anlaylar ve uygulamalar
benzer evrelerde gelimitir (kr. 180 vd). Bedenden ayrlan ruhun lmszlne inan ve stn mutlulua erieceinin kesinlii, baz Trak kabilelerinde
l m n hastalkl denebilecek kertede yceltilmesine ve varoluun deerini yitirmesine yol amtr. Trausiler bir ocuk doduunda dvnyor, ama llerini sevin
iinde topraa veriyordu. 104 Birok antik ya2ar Traklann savataki srad cesaretini eskatolojik inanlaryla aklyordu. Hatta Martianus Capella (VI, 656) onlann
"tam bir lm al"na sahip olduunu ileri sryordu (appetitus

maksimus

mortis);

nk "lmek onlarn gznde gzel bir eydi." Rumenlerin ve Gneydou Avrupa


halklarnn baz folklorik yaratmlarnda lme verilen bu dinsel deer fark edilmektedir. 1 0 5
Herodotos'a gre yalnzca "krallar"n, yani askeri aristokrasinin byk sayg
gsterdii "Hermes"e gelince, onu tanmlamak gtr. Herodotos gne tanrsna,
baka kaynaklarda byle bir t a n n geni lde bulgulansa da, hi deinmez. 1 ' 10 O
halde Traklarn "Hermes"i bir gne tanrs olarak grlebilir. Birka yzyl sonra
"Atl Kahraman" denen antlar Balkanlar'da oalr; Atl Kahraman ise Apollon'la

l03

Traklarda ( P o m p o n i u s Mela, l, 21) ve killerde (Herodotos, IV, 73) kenevir t o h u m l a n ;


Massagetlerde baz "meyvelerin d u m a r u (Herodotos,

l, 202).

Strabon

(VII, 3.

3),

Mysialiann her trl etli gdadan uzak d u r d u u n u , bal, sut ve peynirle yetindiklerini ve b u
nedenle onlara h e m "Tanr'dan korkanlar" (/u'osebes), hem de " d u m a n d a yryenler"
(kapnobatai)

dendiini, Posidonius'j dayanarak nakletmektedir. Anlald kadaryla bu te-

rimler halkn l m n u deil, baz dinsel kiilikleri ifade etmektedir. Kapt\obatai'\er

herhalde

esrik k e n d i n d e n geme haline girebilmek iin kenevir dumann kullanan danslar ve


"aman'lard (kr. De Zalmoxis

Gcngis

Khan,

s. 50, 67).

Strabon, Traklann iinde

kadnlardan uzakta yaayan, kendilerini ianrlara adayan ve "her trltt k o r k u d a n k u r t u l mu" bir halde yaayan, kustai adyla bilinen, mnzevi dindarlar b u l u n d u u n u ekler (VIII, 3,
3).
1Chl

Herodotos, V, 4.

105

Kr. De Zalmoxs

105

Bkz. Pettazzoni, "The Relgion of Ancien Thrace," s. 84 vd.

a Gengs-Khtm, bl. V ve VIII.

192

KFLTLER, C E R M E N L E R . TRAKLAR VE G E T L E R

zdeletirilir. 1 0 7 Bununla birlikte, Herodotos'un deindii "krallk" teolojisini hi


aydnlatmayan daha ge tarihli bir anlay sz k o n u s u d u r .

179. Zalmoksis v e "lmszleme" Ayn tarihi, Getlerin "Traklann en yiit


ve en dort halk" olduunu aklar. 108 Herodotos, "kendilerinin lml olduklan n a inanmazlar" diye devam eder ve bunun ne anlama geldiini aklar: "Hi
tmediklerini ve len kimsenin gidip tanrsal ruh Zalmoksis'e, ya da ilerinden
bazlannn verdikleri adla, Gebeleizis'e kavuacana i n a n r l a r . " m Gebele'izis ad
edebiyatla ilk - v e s o n - kez ortaya kmaktadr. Daha nce Tomaschek bu t a n n
adnn Trak tanrs Zbelsudros, Zbeltiurdos'un bir koutu olduunu saptamt." 0
Gebelezis de, tpk Zbelsurdos gibi, bir frtna tanns veya daha dorusu, adnn
Hint-Avrupal *guer, "parlamak" kknden tredigini belirten Walde-Pokorny ve
Decev'e baklacak olursa, eski bir gk tanrs olmalyd. 1 " Daha ileride zerinde
duracamz bir ritel olan, bir habercinin Zalmoksis'e kurban ediliini anlattktan
sonra, Herodotos unu ekler: "imee ve yldrma kar gkyzne ok atp kendi
tanrlarnn gzn korkutmaya kalkan Traklar bunlardr, zira orada kendilerininkinden baka bir t a n n n n bulunabileceine inanmazlar." 112
Herodotos'un tanklna ramen (bu tankln gramer ve slup olarak artc
bir ihmal iinde ifade edildii dorudur), Zalmoksis ve Gebeleizis'i tek ve ayn
tanr olarak kabul etmek zordur. Yaplar farkldr, tapmlar birbirine hi benzemez. leride de greceimiz gibi, Zalmoksis bir frtna tannsnn hibir zelliine
sahip deildir. Ok atna gelince, Herodotos'un bu ritelin anlamm tam kavrayp
kavrayamad kukuludur. Byk olaslkla tehdit edilen t a n n (Gebelezis) deil,
bulutlarda tezahr eden eytani glerdi. Baka bir deyile, olumlu bir tapm
davran sz k o n u s u y d u : Karanlklann iblisleri zerine ok yadrlarak yldrmlar
tanrsna yknlyor veya ona dolayl yoldan yardm e d i l i y o r d u . " ' Her ne olursa

107

Kr. Gavril Kazarow, De Denkmaeler

<Jes Thrafaschen

Reitergottes in Bulgarien, 1, No: 5 2 8 ,

835 vb.; Petazzoni, a.g.y., s. 87 vd.


,08

IV, 93.

""IV, 94; ev. P.-E. Legrand (Trkede, M. k m e n evirisi).


110

IU

"Die ailen Thrakem," li, s. 62.

A. Walde ve J. Pokomy, Vergkichendes


Decev, Charaktemtik
der Thrakischen

Wrterbuch der indogermaischen Sprachen, 1, 643; D.


Sprache, s. 73, 81. Ama aynca bkz. C. Poghirc,

"Considerations philologiques et Unguistiques sur Gebelezis," s. 359.


I12

1V, 94.

K r . De Zaimox:s Gengs-Khan.

s. 59 vd.
193

DNSEL I N A N L A K VF: D N C E L E R TARIHI -

olsun unu kabul etmek gerek ki, bir tek belgeye dayanarak Gebeleizis'in ilevini ve
"tarih"ini yeniden oluturanlayz. Herodotos'tan sonra Gebele'izis adnn bir daha
anlmamas, mutlaka onun tapmnn yok olduu anlamna gelmez. Ya baka bir
tanryla birletirildii, ya da deiik bir isimle yaamaya devam ettii varsaylabilir.1H
Herodotos'un naklettii en deerli bilgiler

Zalmoksis mitine ve tapmma

ilikindir. Hellespontos ve Pontos Eukseinos (Karadeniz) Yunanlarnn anlattklarndan rendiine gre, Zalmoksis eskiden Pythagoras'm klesiymi: "Azat olduktan
sonra byk bir servet kazanm, yurduna ok zengin olarak d n m . Traklar
yaaylar zor, olduka kaba insanlar" olduklar iin, Zalmoksis onlar uygarlatrmaya girimi. "Sofrasn herkese am, bir eit toplant yeri haline getirmiti;
orada lkesinin ileri gelenlerine bir yandan lenler dzenliyor, bir yandan da ne
kendisinin, ne konuklarnn, ne de gelecek kuaklarn leceini, hepsinin bir yere
gideceklerini retiyordu." Bu arada "yeraltnda bir ev yaptryordu"; oras hazr
olunca "oraya indi ve yl orada yaad. Traklar bir olu iin yaptklar gibi onun
iin de zlyor, alyorlard. Drdnc yl ortaya kt: Ve onlar dediklerine
byle inandrd. Zalmoksis ite byle yapm, diye anlatrlar." Herodotos ekler:
"... kendi dncemi sylemem gerekirse, olay inkr etmemekle beraber, ancak
snrl olarak inanabildiimi syleyeceim; bildiim bir ey varsa, o da Zalmoksis'in Pythagoras'tan yllarca nce yaam olduudur. Bununta berabeT Zalmoksis
adnda bir adam varm, ya da bu Getlerin ulusal tanrlarym, bence nemli
deil."" 5
Doal olarak bu metin antik dnyada, Herodotos'un adalarndan son Yeni
Pythagoraslara ve Yeni Platonculara kadar byk bir etki yapmt. Nakledilen
yk tutarldr: Hellespontos Yunanlar veya bizzat Herodotos; Zalmoksis, onun
retisi ve tapm hakknda rendiklerini Pyhagoras yapda bir tinsel perspektif
iinde birletirmilerdi. Demek ki, Get-Daya tanrsnn tapm r u h u n lmszl
inancn ve erginlenme trnde baz ritelleri iermektedir. Herodotos'un veya
onun bilgi kaynaklarnn aklcl ve Euemerosuluu sayesinde tapmn mysteria

" 4 Ilyas Peygamber hakkndaki Rumen folklorik mitolojisinde frtna tanrsna zg birok
u n s u r u n yer almas, Gebeleizis'in - o donemdeki ad ne olursa o l s u n - en azndan Daya'nn
Hristiyanlatg srada hl etkin o l d u u n u kantlamaktadr. Daha sonra b y k rahip ve
r u h b a n snfnn da tevik ettii bir dinsel bagdatrmaclk s o n u c u n d a , Gebeleizis'le Zalmoksis'in birbirine kart d a kabul edilebilir (bkz. b u b l m n sonu).
" 5 I V , 95-96; Iev. M. k m e n ) .
194

KELTLER. C E R M E N L E R . TRAKLAR V E CliTI.ER

nitelii anlalmaktadr." 6 Nitekim, Getler "lmsz olduklarna inanan" bir h a l k tr, diye yazar Herodotos, 1 1 7 "nk hi lmediklerini ve len kimsenin Zalmoksis'e kavuacan dnrler." 1 1 8 Bununla birlikte

fiili, 119 "kendini

athanatizein

lmsz sanmak" deil, "kendini lmsz klmak" anlamna gelir.

120

Bu "tmsz-

leme" bir erginlenme riteli araclyla elde ediliyor, b u da Zalmoksis'in k u r d u u


tapm Yunan ve Helenistik mysteria'larna

yaklatryordu (kr. 205). Trenleri

tam anlamyla bilmiyoruz, ama Herodotos'un naklettii bilgiler mitsel-ritel nitelikte bir "lm" (gizlenme) ve "yeryzne dn" (tezahr) senaryosuna iaret ediyor.
Yunan tarihi, Zalmoksis'e zg riteli de naklediyor: 121 Her drt ylda bir 0
tanrya "dileklerini iletmek"le grevli bir haberci seip gnderirler. Birka adam ellerinde kk mzrak tutar, 1 " kura ile seilen ise havaya atlr; yere derken
mzraklarn sivri ular bedenine saplanr. Bu kurban treni bir mesaj iletilmesine
olanak veriyor, baka bir ifadeyle Getlerle

tanrlar

arasndaki

dorudan

ilikileri yeni-

den, balangta, Zalmoksis de aralanndayken var olduklar ekliyle gncelletiriyordu. Bir anlamda habercinin kurban edilmesi ve gnderilmesi, tapmn kuruluunun
(ritel iinde gerekletirildiine gre) simgesel tekraryd; Zalmoksis'in yl gizlendikten sonra ortaya k beraberinde getirdii btn sonularyla, zellikle de
r u h u n lmszlnn ve eritii stn mutluluun gvence altta alnmasyla birlikte yeniden gncelletiriliyordu.
Baz eski yazarlar ve ayn zamanda birok modern bilgin Zalmoksis'i bir yandan
Dionysos ve Orpheus'la, dier yandan da mitsel veya gl bir ekilde mitselleti-

1,s

Belki de Herodotos bu nedenle (kaynaklarndan bilgi almsa bile, ki bu kesin deildir)


aynnt vermekten kanmakladr: Onun nysteria'lar konusunda fazla konumad bilinmektedir. Ama Herodotos, Zalmoksis'in Pythagoras'n klesi oldug hikyesine inanmadn, lam tersine Get tanrsnn Pythagoras'tan daha eski olduunu dndn belirtmektedir ve bu nemli bir aynntdr.
117
[V, 93.
118
IV, 94.
" 9 Kr. V, 4.
120
Kr. I. M. Lnfonh,"Hoi athanatizontes, Herodotos IV, 93-94." C/asaca! PJ/lolgy, 93, 1918,
s. 23-33.
121
IV, 94.
0
M. kmen evirisinde "be ylda bir" -n.
* M. kmen evirisinde, "ilerinden kii ellerinde bir kk mzrakla ortaya kar" -n.
195

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -

rilmi kiiliklerle

ilikilendirmitir. 1 2 2 Bu kiiliklerin

ayrc edici nitelii,

ya

amancl bir teknik, ya kehanet, ya da ller diyarna yaptklar inilerdir (katabasis). Ama Herodotos'un Zalmoksis hakknda bize naklettikleri,

amanist veya

amancl mitolojiler, inanlar ve teknikler sistemi iinde yer almaz. T a m tersine,


yukarda g r d m z gibi, o n u n tapmnn e n zgl unsurlar (andreon ve trensel
lenler, "yeralt barna"nda gizlenme ve drt yl sonra tezahr etme, ruhun
"lms2emesi" ve teki d n y a d a m u t l u bir varolua ilikin reti), Zalmoksis'i
mysteri'lara yaknlatrmaktadr.
Milattan h e m e n sonra Strabon' 2 4 Posidonius'un (y. M 135-50) toplad belgelere dayanarak, Zalmoksis mitinin yeni bir versiyonunu sunar. Zalmoksis Pythagoras'n klesiydi; b u n u n l a birlikte efendisinden lmszlk retisini deil, "gk cisimleri zerine baz eyler," yani gkteki baz iaretlerden hareketle gelecekteki
olaylar haber verme ilmini renmiti. Strabon buna Msr yolculuunu ekler;
Msr tam bir b y lkesidir. Zalmoksis astronomi bilgisi, b y ve kehanet gleri
yardmyla kral tarafndan ynetime ortak edilmeyi baarr. "Onlarn lkesinin en
ok saylan t a n r s f n n byk rahibi ve khini olan Zalmoksis, kutsal Kogainon
dann tepesindeki bir maaraya ekilmi, orada kralla hizmetkrlarndan baka
kimseyle g r m e m i t i r ve daha sonra "ona bir tanrya seslenir gibi seslenilmitir." Strabon, Getlere Boerebista h k m e d e r k e n , sz k o n u s u dinsel grevin Dekaeneus tarafndan yerine getirildiini ve Zalmoksis'in rettii canl varlklardan
uzak d u r m a k o n u s u n d a k i Pythagoras kuraln u ya da b u biimde hl s r d n "
ekler, 1 2 5
Posidonius ve Strabon'un bizi bilgilendirdii Get-Dayallann dininin yeni evresinde, Zalmoksis'in karakteri hissedilir lde deimi gibidir. ncelikle, tanr
Zalmoksis'le, s o n u n d a ayn adla tannlatmlan o n u n byk rahibi zdeietirilmitir.
stelik, Herodotos'un anlatt ekliyle, mysteria

yapl bir tapmdan hi sz edil-

memektedir. Sonu olarak Zalmoksis tapmna bir yandan kraln iktidar orta ve
badanman olan, dier yandan da dan tepesinde inzivaya ekilmi olarak

li2

Abaris, Prokonnesoslu Aristeas, Klazomenesli Hermotimus, Girili Epimenides, Pythagoras


vb; kr. 182 vd.

' " Y i n e bu anlamda, Dionysos mysieria'lannn Dionysos'una da benzetilebilir; kr. 206.


1:4

Geografika,

Vlt, 3, 5.

' " S t r a b o n , Boerebista'nn (M 70-44) kariyerini anlatt bir baka blmde (VII, 3, 11), Dekaeneus'u bir byc (gois),

yaimca Msr'a yolculuk etmekle kalmam, tannnn iradesini

kendisine gsterdiklerini iddia ettii baz iaretlen de ciddi olarak renmi bir adam" olarak betimler; "ksa srede kendisine t a n n gzyle baklmaya balanmt."
1 9 6

KELTLER, C E R M E N L E R , TRAKLAR V E G E T L E R

yaayan bir byk rahip egemendir; ve bu tapm, etli besinleri reddettii iin
"Pythagorasdr." Zalmoksis "mysferia"snn erginleyici ve eskatolojik yapsnn
Strabon'un anda hl ne lde geerli olduunu bilmiyoruz. Ama eski yazarlar
baz keilerden ve d i n adamlarndan sz etmektedir ve muhtemelen bu "kutsal
uzmanlar," Zalmoksis tapmnn "mysferia'c" geleneinin uzantsyd. 126

126

Kr. De Zalmoxis A Gengis Khan, s. 67 vd. Strabon'a bir baka aynnt da nemi grnmektedir: Zalmoksis -tpk yakn gemite Dekaeneus gibi- zellikle astronomi ve kehanet
bilgileri sayesinde bu denli mucizevi bir kariyere sahip olablmiir. Jordanes MS VI. yzylda,
ama daha eski tarihli kaynaklara dayanarak, Daya rahiplerinin astronomiye ve doga bilimlerine gsterdii iigiyi srad terimlerle betimliyordu (Cetca, XI, 69-71). Gk cisimleri
hakkndaki bilgiler zerinde srarla durulmas doru bilgileri yanstabilir. Gerekten de gkgne simgesellii ak oian Sarmizegetuza ve Costeti tapnaklarnn bir takvim ilevine sahip olduu dnlebilir. Bkz. Hadrian Daicoviciu, "II Tempio-Calendario dacico di
Sarmizegetuza"; ayn yazar, Dacii, s. 194 vd, 210 vd.
1 9 7

ELETREL KAYNAKA

169. Keklerin tarihncesi iin, bk. M. E. Marien, "O en est !a que$tion des champs d'umes?"
(VAnliquiti

Classique,

17, 1948, s. 413-444); E. Sprockhoff, "Central European Umfield Cul-

ture and Celtic La Tene," P'oceedtng

oj the Prehistoric
archeologtques

Society,

1955, s. 2 5 7 - 2 8 1 ; P. Bosch-

Gimpera, Les lndo-Europen$.

Problemes

G. Devoto, Origin indeuropee

(Floransa, 1962), s. 389 vd; Stuart Piggott, Ancrent Europe

(ev. R. Lantier, Payoc, 1961), s. 241 vd;


(Edin-

burgh, 1963), s. 215 vd (mkemmel kaynaka, s. 261-266); ayn yazar, Tbe Demi (Londra,
1968), s. 9-24; Ricbard Pittoni, "Das Mittel-Metallikum- Die Frhzeit der indogermanischen
Einzelvlker Europas," Anzeiger

d. st. Akad. d. Wssenschaften,

Phil.-hist. Klasse, 1972, No. 5, s.

14-29.
Keklerin tarihi ve kltr zerine geni klliyat iinden u eserleri sayalm: H. Hubert, Les
Celtes,

2 cik (1932); A. Grenier, Les Gaulos

Mythology

(Pans, 1945); T. O'RahiUy, Early

Irish History

and

(Dublin, 1946); T. G. E. Powell, The Ceits (Londra, 1958); Jan de Vries, Kellen un

Germanen (Bern ve Mnih, 1960); J. Philip, Celtic Owlija(ion and ti

Heriage (Prag ve New

York, 1962); C. F. C. Hawkes, "The Celts: Repon on the Study of Their Culture a n d Their Mediterranean

Relations,

tfArchtologe

Classique

1942-62"

(Rapports et

Commentaires,

Congrts

International

iinde, Paris, 1963, s. 3-23); Nora Chadwick, The Ceits (Pelican Books,

1966; ancak bununla birlikte bkz. Piggott, The Druids,


Studies in Iconograpky

VIIJe

and Tradition

s. 193); Anne Ross, Pagan Celtic Britain.

(Londra, 1967); Helmut Birkhan, "Germanen und Kelten

b i s z u m Ausgang der Romerzet," sterreichshe

Ahad.

d. Wissenschaften,

Phil.-hist. Klasse, 2 7 2 ,

1970, s. 1 - 6 3 6 ; Jean-jacques Hat, Les Celtes et les Gallo-Ronajns (Archaeologia Mundi, Cenevre, Paris, Mnih, 1970; mkemmel resimler).
Kek dini erine Yunanca ve Latince metinler j. Zwicker, Fontes historiae

religionis

cellicae

iinde yaymlanmtr (3 cilt, Berlin, 1934-36); Almancaya evrilmi bir metin sekisi Wolfgang
Krause tarafndan yaymlanmtr: Die Kelten (Rei/gonsgescfcfti/ches Lesebuch

iinde, 2. bask,

Tubingen, 1 9 2 9 , 4 6 s.) Dier kaynaklar (Galya yazdan, heykeller, tun heykelcikler, bezemeli
vazolar stndeki tanr tasvirleri) zerine kaynaka iin, bkz. Paul-Marie Duval, Les d'ea de la
Gau!e(Payot, 1976), s. 129-130.
Keltlerin dini hakknda toplu eserler: M.-L. Sjoested, Dieux et heros de s Celtes (Paris, 1940);
J. Vendtyfes, "La religion des Celtes" (Mana, Les relgons de 'Europe ancienne iinde, c. 111, Paris,
1948, s. 239-320; iyi bir tannlar dizini); A. Rees ve B. Rees, Celtic Heriage.
Irelandand

Ancient

Tradition

in

VVales (Londra, 1961); j. de Vries, Kelttsche Religion (Stuttgart, 1961; Fr. ev. La reli-

gion des Celtes, Payot, 1963); Anne Ross, Pagan

Celtic Britain (mkemmel kaynaka, s. 4 8 9 -

503); Franoise Le Roux, "La religion des Celtes" (Histoire des Religions
kard ansiklopedi, c. I, 1970, s. 780-840); Paul-Marie Duval, Les dieux

iinde, Pleiade'n
de la Caule

(1976,

1957'deki eserin gzden geirilmi ve geniletilmi yeni basks).


Ontarihin tapnaktan ve kutsal mekn simgeselligi hakknda, kr. K. Schwarz, "Zum Sand
der Ausgrabungen in der Sptkeltischen Vierecksharze von Holzhausen" (/afresbericht d. Bayerisehe

BodendenkmaSpjl.,

1962, s. 21-77), Piggott, Ancient

1 9 8

Europe,

s. 2 3 0

vd. Ortaa

KELTLER, C E R M E N L E R , TRAKLAR V t G E T L E R

rlanda'snda Merkez ve "kutsal corafya" simgeselligi iin, kr. A. ve R. Rees, Celtic Henta.g.y.,

s.

146 vd.
Kafataslar tapm hakknda, bkz. P. Lambrechts, L'exaltation

de la tete dam

dans l'ari des Celtes (Bruges, 1954) ve zellikle Anne Ross, Pagan Cef/c Britain,

la penste

el

s. 9 4 - 1 7 1 , ek.

25-86 ve levha 1-23 (s. 155 vd, Hristiyanla geiten sonra tapmn sreklilik gstermesi).

170. Kelt kltrnn arkaikligi ve eski Hindistan'la koutluk konusunda, bkz. G. Dumezil,
Serviusel la Fortune (1942); Myles Dillon, "The Archaism of rish Tradition," Proceedings
British

Academy,

of the

33, 1947, s. 245-264; ayn yazar, "The Hindu Act of Truth in Celtic

Tradition," Modern Philology, 44, 1947, s. 137-140; ayn yazar, "Celt and Hindu," Vishveshvaranand IndologicalJournal.

I, Eyll 1963, s. 1-21; J. E. Caervvyn Willams, "The Court Poet in Medi-

eval Ireland," Proc. Brit. Acad.,

57, 1971, s. 85-135. Aynca bkz. D. A Binchy, "The Linguistic

and Historical Value of the rish Law Tracts," Proceedings

of the British

Watkins, "ndo-European Metrics and Archaic rish Verse," Celtca,


midt, Dcftung und Dichtersprache

in indogermanischer

Dillon, ldkten sonra yaymlanan Ce/ts and Ayans

Acadcmy,

29, 1943; C.

6, 1963, s. 194 vd; R. Sch-

Zeit (Wiesbaden, 1967), s. 61 vd. Myles


adl kitabnda (Simla, 1975) sorunu

btn iinde yeniden ele almtr: morfoloji ve szdizimi (s. 32 vd), "kurtuvazi" Icourtoisie;

or-

taa uygarlnda senyr saraylannda gelitirilen ve belirli bir lirik izlege dayanan edebiyat] iiri
ve destans anlat (s. 52 vd), toplumsal kurumlar (s. 95 vd), din (s. 125 vd). Ayrca bkz. Haris
Hartmann, Der Totenbuit in Irland (Heidelberg, 1952); K. H. Jackson, The Oldest Jrish Tradition:
A Window

on the Iron Age (Cambridge, 1964); H. Wagner, "Studies in the Origin of Early Celtic

Tradition," Eriu. 26, 1975, s. 1-26.


Keklerde l toplumsal blmleme zerine, bkz. G. Dumizi), L'ideologie
do-Europeens

tripartic

de s ln-

(Brksel, 1958), s. 11: "Caesar'n fethettii yoz putperest Galya'ntn toplumsal

halini betimleyen belgelerle Hristiyanla geiinden az sonraki rlanda hakknda bilgi veren
metinler karlatrdnda, *ng'i (Sanskritedeki rj-'n ve Latineedeki reg-'in tam fonetik
karl) altnda u ekilde olumu bir toplum tr grnr: 1) Her eye egemen, snrlardan
daha gl, aa yukan Brahmanlar snf kadar ulusst Druidler

('dru-uid),

yani "Alimler"

snf: rahipler, hukukular, raviler; 2) Topran tek sahibi olan askeri aristokrasi, irlanda flaitk'\
(kr. Galya dilinde vlato-, Almancada Gewalt vb), tam anlamyla "g," Sanskritedeki
featra'nn, savalk ilevinin znn anlambilimsel adan edeerlisi; 3) Hayvan yetitiriciler,
rlanda'nn bodirileri,

kendilerini yalnzca inek (1x5) sahibi olarak tanmlayan zgr insanlar

(airig)." T. G. Powell "Celtic Origins: A Stage in the Enquiry" balkl incelemesinde (Journal
the

Royal Anthrop.

Institute,

78,

1948, s. 71-79), Dumezittn kantlamasn (Jpiter,

Qu/rinus, s. 110-123) yeniden ele alp kullanmtr; kr. S. Piggott, The Druids.

oj

Mars.

s. 88.

"rlandallar adalannn tarihini bir istilalar silsilesi olarak alglyordu; sondan bir nceki
igalci halk, Tuatha D4 Danann'lar, 'Tanna Dana'run kabileleri' putperestliin eski tanrlarndan, zellikle de Keklere Hint-Avnpal atalarndan miras kalm tanrlardan kuruludur." Tuatha De Danann'n kurmay heyeti, yce Druidlik byusuyle uraan byk tanr Dada, kahraman t a n n Ogma, Lug ("tm mesleklerin tans") ve demirci Goibniu'dan olumutur. En gerekli biiminde, besin ve zenginlik salayc tarm olarak gzken nc ilev, adann nceki
1 9 9

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -

sakinleri, Fomorlar tarafndan temsil ediliyordu; "Tuaha De Danann'lar b u eytani varlklar


yendiler, b y k b l m n ldrdler ve geri kalann evcilletirdiler. Ve igalci Tuatha De Danann'lar, bu savan ve m e h u r Mag Tuired zaferinin s o n u c u n d a , rlanda'nn tanmsal ve hayvansal refahm salayacak gizleri aklamas karlnda yenilenlerin k o m u t a n n n
balamaya karar verdiler" (G. Dumezil, Mythe et Epopte,
almalara gndermeler). Jan de Vries de. La

cann

1, 1968, s. 289; kr. dipnot 1, nceki

Religion

de s Celtes, s. 157 ve devamnda,

Dutnezil'in b u y o r u m u n u benimsemitir. Ayrca bkz. Mylles Dillon, Ceits and Ayans,

s. 96 vd.

ilevli yapy g n d e m e getiren dier rlanda destan rnekleri iin, bkz. Mythe

et Epopte.

I, s. 6 0 2 - 6 1 2 ("Macha ls"), 6 1 6 - 6 2 3 ("Britanya adasnn ulu zulm"). "Medb kralieleri"


mitiyle Hintlerin Mdhavi, yani evrensel kral Yayti'nin kzyla ilgili mit arasndaki yapsal b e n zerlikler Mythe

e! Epopie,

II (1971), V. blm, s. 331-353'e zmlenmitir. Aynca bkz.

"Nechtan kuyusu," Mythe et Epopee,

111 (1973), s. 27-34.

Caesar'm tanklnn deeri k o n u s u n d a , bkz. Mtchel R a m b a u d ' n u n yararl, ama fazlasyla


eletirel almas: L'Art

de 1a dijormatton

historique

dans

les Commentaires

de Cesar

(gzden

geirilip geniletilmi 2. bask, Paris, 1966), zellikle din z e n n e sayfalar (s. 328-333). "Galya
fatihi ve Roma'da b y k pontifeks olan prokonsl, Galya dini hakknda izdii tabloyla izlenecek siyaseti neriyordu" (s. 333).
"Dev lupiter" ad verilen stunlar hakknda, bkz. W e m e r Mller, Die ]upitergigantensulen
und ihre Verv/andten

(Meisenheim am Glan). 1975, zengin bir kaynaka ile birlikte (s. 113-

127). ark simgesellii konusunda, kr. W. Muller, s. 46 vd; aynca bkz. A Ross, a.g.y.,

s. 3 4 7

vd, 4 7 5 vd; R Pettazzoni, "The Wheel in the Ritual Symbolism of Some n d o - E u r o p e a n


Peoples," Essays

on the Hstory

of Religion

iinde (Leiden, 1954), s. 9 5 - 1 0 9 ; J. J. Hatt, "Rota

flammis circumsepta, propos d u symbole de la roue dans la religion gauloise," Rcvue


archeologique

de l'Es, 1951, s. 8 2 - 8 7 .

Dada hakknda, bkz. J. Vendryes, "La religion des Celtes," s. 263; F. Le Roux, "Notes sur le
Mercure celtque," Ogam,

4 , 1 9 5 2 , s. 289 vd; J. de Vries, a.g.y., s. 4 5 vd.

Lug hakknda, kr. J. Vendryes, "La religion des Celtes," s. 278, 313; J. de Vries, a.g.y.,
vd; P. M. Duval, Les dieux de la Gaule,
cienza

s. 5 8

s. 27 vd; R. Pettazzoni, "II dio gallico a tre teste," L'onnis-

di Dio (Torino, 1955), s. 2 8 6 - 3 1 6 ; R. Lantier, Wrlerbuch der Mythologie iinde, c. II, s.

132 vd, 138 vd, 141 vd.


Galya Mars' hakknda, bkz. J. de Vries, a.g.y., s. 64 vd; P. Lambrechts, Contributions, s. 1 2 6
vd; E. Thevenot, Sur les traces des Mars celtiques

entre Loire et Mont

Blanc (Dissertationes archa-

eologicae Gandenses, Bruges, 1955); F. Benoit, Mars et Mercure. Nouvees recherches


l'mterprttation

gauloise

des divinitis

romaines

sur

(Aix-en-Provence, 1959).

Ogmios hakknda, bkz. Franoise Le Roux, "Le dieu celtique aux liens: de l'Ogmios de Lucien Ogmios d e Dtlrer," Ogam, 1 2 , 1 9 6 0 , s. 2 0 9 - 2 3 4 , daha eski almalar d a tartmaktadr;
J. de Vries, a.g.y., s. 73-79; P. M. Duval, Les dieux de la Gaule,

s. 79-82. Ogma'ya gelince, b u a d

"Gal dilinde olmayan ve Galyal Ogmios'tan alnma benzeyen bir fonetii ele vermektedir": M.
L. Sjoestedt, " U g e n d e s gpiques irlandaises et monnaies gauloises" (Eiudes Celicjues, I, 1936, s
1-77), s 7. Dier y a n d a n Ogmios da Yunancada "soy, dizi, k a n k " anlamna gelen ogmos'tan

2 0 0

K E I T I E R , C E R M E N L E R . TRAKLAR VE GfcTLER

alnma benzemektedir; ama Yunanca kkenli bu tanr adnn gerisinde bir Kelt dinsel gereklii gizlidir.
Tann Ogma'ya, esas olarak rlanda ve Galler lkesi'nde b u l u n m u , V. ve VI. yzyllara ait
3 6 0 mezar yaztnda kullanlm zel bir alfabenin harfleri olan, "ogham'lann babas" denir.
Bkz j . Vendryes, "L'ecriture ogamique et ses origines," Etudts Celtiques,

4, 1939, s 8 3 - 1 1 6

(zengin bir kaynakayla birlikte); bu iaretlerin aritmetik kullanm hakknda, kr. L. Gerschel,
"Origineet premier usage des caracteres ogamiques." Ogam 9. 159. s 151-173. Bkz. en son
kan alma: James C a m e y , "The Invention of the Ogom Cipher," Eriu, 26, 1975, s. 53-65.
"Apollon" h a k k n d a , bkz. J. Vendryfcs, a.g.y., s. 2 6 1 vd, 2 8 7 (Apollon'la birletirilen
tanrlar); F. l e Roux, "Introduction u n e etde de 1' 'Apollon' Celtique," Ogam
59-72; j . de Vries, Relig/on des Celes,

12, 1960, s.

s. 79-86.

"Minerva" hakknda, bkz. j. Vendryfcs, a.g.y., s. 261 vd; J. de Vries, a.g.y., s. 86 vd.

1 1 7 1 . Lucanus'un sayd Galya t a n n l a n hakknda, bkz. P. M. Duval, "Teutates, Esus, Taran."


Etudes

Cdtiquts,

8, 1958-1959, s. 41-58; ayn yazar. "Le groupe de bas-reliefs des 'Nautae Pa-

risiaci'," Momments PcWiinde, 48, 1956, s. 78-85; E. Thevenot, "La pendaison sanglante des
victimes offertes Esus-Mars," Hommages
J. de Vries, a.g.y.,

d Waldemar

Dtonna

iinde (Liege, 1957), s. 4 4 2 - 4 4 9 ;

s. 5 3 vd. 105 vd; Franoise Le Roux, "Des c h a u d r o n s celtiques l'arbre

d'Esus, Lucain et les Scholies Bemoises," Ogam


celtique d u Ciel et de 1'Orage," Ogam
"Esus et les trois 'grues'," Etudes

7, 1955, s. 33-58; ayn yazar, "Taranis, dieu

10. 1958, $. 30-39; U , 1959, s. 3 0 7 - 3 2 4 ; Anne Ross,

Celtiques,

9, 1960-61, s. 4 0 5 - 4 3 8 ; J. J. Hatt, "Essai sur l'ivolu-

ton de la religion gauloise," Revue des ttudes

Anciennes,

67, 1965, s 8 0 - 1 2 5 (sistemli bir yeni-

d e n oluturma abas, ama pek inandrc deil).


Commetua

Bemensia

iindeki ortaa yorumlan elikilidir. Teutates nce Mercurius ile.

sonra baka bir yerde Mars'la zdeletirilir; Esus, Mars ve Mercurius'la, Teutates Dis Pater ve
lupiter'le zdeletirilir.
Bir ev yangnnda lp, sonunda b y k bir fda boulan rlandal kral izlei zerine, bkz.
Clemence Rammoux. "La m o n sacrificielle du Roi," Ogam

6 , 1 9 5 4 , s. 209-218.

Taranis'in dilbilimsel ve tarihsel-kltrel zmlemesi iin, bkz. H. Birkhan, Germanen

und

Kelten, s. 311 vd.


C e r n u n n o s hakknda, bkz. P. P. Bober, "Cernunnos: Origin and Transformation of a Celtic Divinity," Amencan Journal of Archaeoloy,

55, 1951, s. 13-51; J. de Vries, a.g.y., s 1 2 vd

(kaynaka ile birlikte); Anne Ross. Pagan Celtic Brifam, s 180 vd. Val C a m m o n i c a ' d a k i taa
oyulmu sahne hakknda, kr. F. Altheim ve E. Trautmann, "Keltische Felsbilder der Val
Cammonica," M/K. d. dt. archaeologischen
simgeselligi zerine, bkz. M. Eliade, mages

/nstitut, rm. Afat., 54. 1939. s. 1 vd. Geyiin dinsel


et Symboles,

146 vd (kaynaka ile birlikle); O t o Hffler, Siegfried,

s. 216; De Zaimoxts
Arminius

Gengis

und die Symbolik

Khan,

(Heidelberg,

1960), s. 32 vd ve dipnotlar 66-94; Helmut Birkhan. a.g.y., s. 4 5 3 - 4 5 7 . Hristiyan Avrupa'da


geyik masklannn kullanld rieller hakknda, bkz. Waldemar Liungmann, Traditionswanderungen:

Euphrat-Rhein

(FF Communication, No. 118, Helsinki, 1937), s. 735 vd.

2 0 1

D I N S K L I M A N L A R VE D I U N C E . E R T A R I H I -

Matres

ve Matronae

hakknda, bkz. J. Vendyes, a.g.y., s. 275 vd, 288,

a.g.y., s. 122 vd; P. M. Duval, Les dieuxde

la Gaule,

dipnot 9; ]. d e Vries,

s. 55 vd; Anne Ross, a.g.y., s. 265 vd.

M. L. Sjoested Yl d n m g n n d e (Samato), "Kelt yl yeniden doarken," ef-tann ile


ana-tannann rituel biiminde birlemesinin nemini vurgulamt; bu h/eros gamos "kabilenin
hi d u r m a d a n yeniden doan yaam g c n n guvencesi'ydi (Dieu* et J^ros des Celtes.

s. 57).

irlanda h k m d a r ile blgesel tannann (Yeryz Anann bir tezahr) arasndaki kutsal evlilik izlegi, Kelt dili ve tarihi uzmanlar tarafndan sk sk ilenmitir. Son kan almalar arasnda
bkz. Proirsias Mac Caba, "Aspects of the Theme of King and Goddess in Irish Litterature,"
Etudes

Cehiques,

7, 1956, s. 76-114, 3 5 6 - 4 1 3 ; 8, Z958. s. 59-65; Rachel Bromwich, "Celtic

Dynastic Themes and the Breton Lays," Etudes Celtujues, 9, 1960, s. 439-474; A Ross, a.g.y.,

s.

292 vd. Aynca bkz. A C. L. Brown ve A K. Coomaraswamy'nin daha aada belirtilen


almalan.
Geraldus Cambrersis'in Topographia

Hibemica

adl eserinin (1185'e doru) bir b l m n e

dikkati ilk eken F. R. Schrder olmutu: Ulster kabilesi Kenelcunl'lerde kral, uyruklannn
n n d e beyaz bir ksrakla iftleir. Daha sonra ksrak ldrlr, eti piirilir ve kazann iindekilerle krala banyo suyu hazrlanr. Kral eti bltrr ve iinde ykand svy d o r u d a n
azyla ier; kr. "Ein altirischer Krnungsruus u. das indo-germanische Rossopfer," Zeit j. Celtische Philologte,
medha

16, 1927, s. 310-312. Schrder, kraln kutsanmas iin yaplan bu riteli ava-

(kr. 73) ile karlatrmt. Ayn sorun, Dum&il'ci bir bak asndan, Jean Puhvel

tarafndan da ele alnd; "Aspects of Equine Functionality," Myth and Law among
peans iinde (1970), s. 159-172 (ama bkz. Dumezil, Fetes romames

d'tte

the ndo-Euro-

et d'automne,

s. 2 1 6 -

219).
Epona ve Rhiannon zerine, bkz. H. Hubert, "Le mythe d'Epona," Melanges Vendryes (Paris, 1925), s. 187 vd; P. Lambrechts, "Epona et les Matres," L'Antijuite Gassjue, 19, 1950, s.
103 vd; Jean Gricourt, "Epona-Rhiannon-Macha," Ogam 6, 1954, s. 25-40, 75-86, 1 6 5 - 1 8 8
(Epona'nn Bretonlardaki karl olan Rhiannon miti rlanda'da Macha mitine denk der).
Tpk Gricourt gibi, J. Puhvel de blgesel tanralarn

balangta

at

biimli

olduu

kansndadr; kr. "Aspects...," s. 165 vd. Georges Dumezil Macha'y, bir Falc kadn, bir Sava kadn ve bir Kyl-Ana olarak yorumlamt; baka bir ifadeyle u toplumsal ilevi, rahiplii, saval ve kyll temsil ediyorlard; kr. "Le t n o des Machas" (Mythe et Epopie,

I, s.

602-612), s. 6 0 3 .
"Korkun yal kadn ve gen k a h r a m a n n versiyonlarndan birinde, peri ( tanra)
d n m n tamamlayan pcn anlamn aklar: "Nasl sen beni balangta irkin, sonra
da ok gzel bir halde grdysen, krallk da byledir ite. Mcadelesiz ele geirilmez, ama son u n d a hkmdarlk ho ve mkemmel

bir eydir." Bu izlek hakknda, bkz.

Coomaraswamy. "On the Loathly Bride," Speulum 20, 1945, s. 3 9 1 - 4 0 4


kaynaklannn

kullanld karlatrmal inceleme). A C. L

romanlannda

"hkmdarl temsil eden

korkun

Ananda

(zellikle Hint

Brown, Brtonlarn

peri" izlen boyutlu

bir

Graal

biimde

zmlemitir; kr. The Origin o/the Grail Legend adh eserinin (Cambridge, 1943) VII. blm.
Keltlerde ve eski Cermenlerde kadnn dinsel adan nemi k o n u s u n d a , bkz. Helmut Birkhan, Germemen und Kel ten, s. 4 8 7 vd.
2 0 2

KEI-TIER. C E R M E N L E R , TRAKLAR VE GETl.ER

172. Gaiyal Druidlerin stats ve trenleri hakkndaki bilgilerin ou, Posidonius'un


Hstoria'sndan alnmadr (kitap 23). Bu eser kaybolmu, ama Strabon (M 63-MS 21), Sicilyal
Diodoros (M 60-30 arasnda yazmtr), Atheneus (MS II. yzyl) ve lulius Caesar (baka kaynaklardan da yararlanmt) bu kitaptan uzun blmler alntlam ve zetlemitir J. J. Tiemey
"The Celtic Ethnography of Posidonius," Proceedings of (he Royal Irish Academy,

60,1959-60,

s.

180-275'te bu alntlan belirlemeyi baard (metinler s. 225-246'da, ingilizce evirileri ise s


247-275'te yaymlanmtr). Posidonius'un Kelt etnografyas asndan nemi iin, aynca bkz.
Amaldo Momigliano, Alien Wsdom.

The Limits of Hellenization

Ayrca elimizde Plinius'un aktard baz bilgiler (Nat.

(Cambridge, 1975), s. 67 vd.


Hist.,

XVI, 249) ve daha ge

dnemden birok yazarn (MS l.-IV. yzyllar) yorumlan bulunuyor; Nora Chadwick'in deyimiyle bunlar "skenderiye geienei"n oluturuyor; kr. The Druids

(Cardiff ve Connecticut,

1966); aynca bkz. Stuart Piggott, The Druids (1968), s. 88 vd.


Druidier zerine, byk lde kullanlmaz durumda, ok geni bir klliyat mevcuttur. T.
D. Kendrick'in The Druids: A Sludy in Kekic Prekistory

(Londra, 1927) adl eserinden ultra-pozi-

tivist bak as nedeniyle sz edilmelidir: Bu yazara gre, Druidier "byc"yd (bkz.


Franoise Le Roux'nun yerinde saptamalan, "Contribution une definition des druides,"
Ogam,

12, 1960, s. 475-486, zellikle s. 476 vd). unlara bavurulmaldr: Jan de Vries, "Die

Druiden," Kairos, 2 , 1 9 6 0 , s. 67-82; ayn ya2ar. La reltgion des Celtes, s. 212 vd; F. Le Roux, Le s
Druides

(Paris, 1961); Nora Chadwck, a.g.y:, S. Piggott, The Druids (btn bu eserler olduka

eksiksiz kaynakalar iermektedir; aynca Piggott'un kitabnda, s. 123 vd, XVII. yzyldan itibaren grlen romantik Druid imgesinin tarihine de yer verilmitir).
Caesar'n verdii bilgiler daha deerlidir; nk Galya'daki konsllg srasnda druidlerin
ruhani otoritesinin ve siyasi gcnn bizzat farkna varmt. Zaten Roma'da Galya'y bilen ok
kii vard ve abanya kasa Caesar' sulayabilirlerdi.
Byk Britanya ve irlanda'nn yerli klliyat, Druidlik hakknda bilgi edinmek iin paha
biilmez bir kaynak oluturmaktadr. Bkz. daha yukarda ( 170) saylan Myles Dillon, D. A
BmchyJ. E. C. Williams ve K. H. Jacksorin almalan ve Franoise Le Roux, Les Druides. Baz
klasik yazarlann Druidier, bardlar ve vates arasnda saptad farkllk ada Keklerinde
bulgulanmamtr (kr. F. Le Roux, a.g.y-, s 14 vd).
Caesar'n yazdna gre, Druidlerin retisi "nce Britanya'da ve daha sonra da oradan
getii dnlen Galya'da gelitirilmitir ve bugn bile bu retiyi daha iyi renmek isteyenler oraya gider" (De Bello Gol., Vi, 13, 11 vd). Bu saptama bir sru sama varsayma yol amtr
Q. de Vries, a.g.y., s. 218-220'de bu varsaymlardan bazlan hatrlatlr). Ama Druidlik gerek
Galya. gerekse Byk Britanya'da ortak bir gemiten miras kalm bir Kelt kurumudur; de Vries, Caesar'n verdii bu bilginin gerisinde bulunabilecek nedenleri zmlemektedir.
Yine Caesar'n eklediine gre, insanlar "atmalanna hakemlik yaplmas iin, Camutler
lkesinin kutsal yerine" geliyordu; "ama zel ahslann davalan genellikle bal bulunduklar
topluluun Druidleri tarafndan zmlendii iin, herhalde burada sz konusu edilen kabileler aras siyasi atmalard. Idcus consecraius (kutsal yer) meclisi 'ulusst' bir mahkemeydi":
kr. Hubert, Les Celtes, II, s. 227; j . de Vries, Re/, de s Celtes, s. 215-216.

2 0 3

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - II

Kutsal anlaty yazya geirme yasa zerine, bkz. M. VVinternitz, Gcschchft d. indischen
teratur,

Lit-

i (Leipzig, 1908), s. 31; G. Dumteil, "La tradition druidique et l'Scriture, te Vivant et le

Mort," RHR 122, 1940, s. 125-133; S. Gandz, "The Dawn of Literatre." Osins, 7, 1969, s. 261
vd. rlanda'da szl nakil konusunda, bkz. D. A. Blinchy, "The Background to Early Irish
Literatre," Studia Hibemica,
Locus consecratus

1, 1961, s. 21 vd; A. ve B. Rees, Celtic Heritage,

ve tapnaklar hakknda, bkz. F. Le Roux, Les Druides,

es, Rel. d. Celtes, s. 201 vd (kaynaka ile birlikte); R. Lanter, Wrterbuch


II, s. 147 vd. Tapm hakknda, kr. j. de Vries, a.g.y,
lar); R. Lartier, a.g.y,

s. 20 vd.
s. 109 vd; J. de Vri-

d. Mythologie

iinde, c.

s. 228 vd (kurbanlar), s. 233 vd (bayram-

s. 151 vd.

insan kutbannn farkl anlamlan zerine, kr. De Zalmoxis

a Genffs Khan. s. 56 vd.

Keltlerin ve Get-Dayallann dinsel anlaylar zerine, bkz. 178-179.


173. skandinav maara resimlerinin yorumlanmas iin, bkz. O. Almgren, Nordscle Felszehnungen

a/s religise Urfeunden (Frankfurt, 1934; svee bask 1926'da kmtr); Peter Gel-

ling ve Hilda Ellis Davidson, The Chariot of the 5un and Ot her Rites and Symbols
BronzeAge

of the Northern

(New York, 1969), s. 9-16.

Cermen dininin balca kaynaklan. Almanca evirileriyle, W. Baetke, Die Religion


manen'dt

der Ger-

(Que!let?eugms$n (1937]) derlenmitir. zgn metinler F. R. Schrder tarafndan

yaymlanmtr: Quellenbueh

zur germanischen

Religiorsgeschichte

(1933). Tacitus'un kk ince-

lemesinin en iyi yorumlu yaymn Rudolf Much yapmtr; Die GERMANIA des Tacitus

(Heidel-

berg, 1937; 2. bask, 1959).


E. O. G. Turville-Petre'nin Myth and Religion
onaag kaynaklarnn -Edda,

of the North adl eseri iinde (Londra, 1964),

Saga'lar, Snorri Sturluson'un (1179-1241) Edda's ve Saxo Gram-

maticus'un (1150'de domutur) Gesta Danorum'u- ksa bir zmlemesi yer almaktadr; s. 13 4 , 2 8 7 - 2 9 0 , 3 2 1 - 3 2 3 (kr. s. 321-323, farkl yaynlar ve eviriler hakknda kaynaka bilgileri).
F. NVagner'in evirilerini kullandk: Les poemes
poimes

mylho!ogiques

de t'Edda

heroiques

de l'Edd

(Paris, 1929) ve Les

(Litge, 1936). Aynca bkz. C. A. Mastrelli, L'Edda

(zengin

yorumlann elik ettii tam evin, Floransa, 1952); jean l. Young, The Prose Edda of Snorri Sturlusson (Berkeley, 1966); Henry Adams Bellow, The Poetic Edda (New York, 1968).
En iyi genel sunumlar unlardr: \Vemer Bent2, "Die altgermanische Religion," W. Stammler,
Deutsche

Philologie im Aufriss iinde (1957), st. 2467-2556; Jan de Vries, Altgermanische

ongeschichte,

Religi-

l-ll (2. bask, Berlin, 1956-57) ve Turville-Petre, Myth and Religion of the North

(1964). Helmut Birkhan, Germanen

und Kelten bis zum Ausgangder

Rmerzei'a

(Viyana, 1970)

ok yerinde zmlemeler bulunmaktadr, zellikle s. 250-343 (Cermenlerde ve Keklerde


gk tann).
Georges Dumzil birok kez Hint-Avrupa bak asndan Cermen dininin karlatrmal
incelemesini ele almtr kr. ncelikle Les Dieuxdes

Germans

(1959); Loki (1948; yeniden el-

den geirilmi ikinci bask 1959'da Almanca olarak yaymlanmtr); La Saga

de Haingfis

(1953; geniletilmi yeni bask, 1970, Du mylhe au roman balyla); Les dieux souverains

204

des In-

KEI.TLER. CERMF.f'LCR. T PAKLAR VE GETl.ER

do-Europtens

(1977). s. 86 vd. Aynca bkz. Edgar Polome, "The Indo-European Component in

Germanic Retigion," jaat Puhvel (ed.), Myth and Law among

the Indo-Europeans

iinde (Berke-

ley, 1970), s. 55-82; Uno Strutynski, "History and Structure in Germanic Mythology: Some
Thoughts on Einar Haugen's Critique of Dumezil," C. j. Larson, My(h in Indo-European
Antiquity

(Berkeley, 1974), s. 29-50; kr.

Edgar Poloma,

"Approaches to

Germaric

Mythology," a.g.;y., s. 51-65.


Kari Heim'de tamamen farkl bir ynelie rastlanr: Altgermanische

Religionsgeschichte,

(1913), II, 1-2 (1937-1953); kr. Dumezl'le yntenbilimsel tartma (kaynaka bilgileri, Les
Dieux des Germains,

s. 38). Aynca bkz. Peter Buchholz, "Perspectives for Historical Research in

Germanic Religion," HR 8, 1968, s. H 1 - 1 3 8 (Dumezil yaklamna kar diren, s. 114, dipnot


7); W. Baetke, Dos Heilige in Germanisehen
Germains

(1942); R. L. M. Derolez, Les dieux et la religion des

(Fr. ev. Payoc, 1962); H. R. Ellis Davidson. Gods and Myths

of Northern

Europe

(Pen-

guin Books, Harmondsworth, 1964).


Alois Closs bir dizi incelemeyle Cermen dinini tarihsel etnoloji asndan ele almtr; kr.
"Neue Problemstellungen in der germanisehen Religionsgeschichte," Anthropos,
477-496, "Die Religion des Semonenstammes," \Viener

Beitrge zur Kulturgeschichte

29, 1934. s.
und Lingus-

tik, 4, 1936, s. 549-674; "Die Religion der Germanen in ethnologischer Sicht" (Orislus und die
Religionen

der Erde iinde, II, Viyana, 1951, s. 271-366); "Historische Ethnologie und Germa-

nistik: Das Gestaltproblem in der Vlkerkunde," Anthropos,

51, 1956, s. 833-891.

Kozmogoni hakknda, bkz. F. R. Schrder, "Germanische Schpfungsmythen," 1-11, Germanisch-Romanische

Monatschrift

iinde, 19, 1931. s. 1-26, 81-99; Jan de Vries, Altgevt.

II, s. 359-371; ayn yazar, "Ginnungagap," Ata Philotogica

Scandinavica,

Relig.,

5, 1930-34, s. 41-66.

Aynca kr. Kurt Schier, "Die Erdschpfung aus dem Unneer und die Kosmogonie der
Vlospa," Mrchcn,

Mythos,

Dichtung,

Festschrift

Friedrichvon

der Leyen iinde (Mnih, 1963), s

303-334 (ok zengin bir belge klliyatna dayanan karlatrmal inceleme); Bruce Lincoln,
"The Indo-European Myth of Creaion," HR 15, 1976, s. 121-145; ve 73, 75. 76 iin belirtilen kaynakalar.
lik insan iftinin yaratl zerine, bkz. J. de Vries, Altgerm.

Rel,

s. 268 vd; K. Helm,

"Weltwerden und Welverhegen in altgermanischer Sa.g.y., Dichtung u. Religion." Hessische


Bldtter

for

Volkskunde,

38, 1940, s. 1-35 (zengin kaynaka); Otto

mungstraditionen," Reallexikon

der germanisehen

Altertumskunde.

Holler,

"Absam-

I, s. 18-29. nsanlann aalar-

dan dogmas zerine, bkz. G. Bonfante, "Microcosmo e rtacrocosmo nel mito indoeropeo,"
DieSprache,

5, 1959, s. 1-8.

174. Aslar ve Vanlar arasndaki sava zerine balca kaynaklar unlardr: Vlspa, 21-24;
Skldskaparml,

bol. IV; Yu$ingasaga,

1, 2, 4-5, Saxo Grammaticus, Gesta Danomm,

tinler, Dumezil, Tarpeia (1947), s. 253-269; Les Dieux des Germains,

1, 7. Bu me-

s. 10-14'te evrilmi ve

yorumlanmtr. Dumezil, bu savan mitolojik bir Hint-Avrupa iirinin "tarihselletirmesi" olarak yorumunu u eserlerde yapmtr: Tarpeia,

s. 247-291; Loki (1948). s. 97-106; L'htritagc

2 0 5

DNSEL NANLAR VE DSUNCKLER TARH - II

mdo-curopten

Rome (1949), s. 125-142; Les Dieuxdes

Germains,

s. 3-37. Bu yorum J. de Vries,

Aitgerm. Rel., II, s. 208-214 ve W. Betz, "Die altgerm. Rel.," st. 2475'te de kabul edilmitir.
Odin-Votan zerine, bkz. J. de Vries, a.g.y., II, s. 27-106; W. Betz, a.g.y., st. 2 4 8 5 - 2 4 9 5
(bu iki eserde mkemmel kaynakalar yer almaktadr) ve Dumezil, Les Dteux des Germains,
40-64. Ayrca kr. Dumtzil, Lesdieu*

souverans de s lndo-Europens,

s.

s. 189-199; Turville-Petre,

a.g.y., s. 35-74; Derolez, a.g.y., s. 70-91; Davidson, a.g.y., s. 48-72. 140-157. Ksa sre ce
Richard L. Auld, "The Psychological and Mythic Unity ol the God, Odin" adl makaiede (Numen, 33, fas. 2, Austos 1976, s. 144-160) psikolojik bir yorum nermitir. Jan de Vries, Contributions

io the Study o/ Odhin, Especially in His Relaion to Agricultural

Practkes

in Modem

Popular

Lorc adl kitabnda (FF Communications, No. 94, Helsinki, 1931), eski Cermenlerin dinini
folklor yardmyla aklamann tehlikelerini gstermitir (kr. zellikle s. 62-63).
Romallar Odin-Votan' Mercurius'la benzetirmi, Cermenler ise des Mercurii

terimini

"Votan'n gn" diye evirmitir. Bu benzetirmenin nedenleri pek belli deildir. Hatrlatlan
gerekelerden biri, Odin'in de, Mercurius gibi tccarlarn koruyucusu olmasdr. Aynca Mercurius ruhlar iin tam bir ote dnya klavuzuydu ve Odin de sonunda ller tanrs ilevini
stlendi. Ama iki tanry en ok yaklatran, "tinsel" yetenekleri, zellikle de byl gler konusundaki ustalklar ve gizlenmi tekniklerle ilikileridir (kr. i 92). Kozmik aaca asl Odin
hakknda, bkz. A G. Hamel, "Odhin Hanging on the Tree," Ada
1932, s. 260-288: Konstantin Reichardt, "Odin am Galgen," Wachter
HennannJ.

Weigand

Philologica

Scandinavica,

7,

und Hut er. Fes tschrijt far

(1957), s. 15-28. Odin'in kendini kurban etmesi ve gizli bilgelie erimesi

Jere Fleck, "Odhin's Self-Sacrifice - A New lnterpretation, I: The Ritual Inversion (Scaadinavian
Studes,

43, No. 2 , 1 9 7 1 , s. 119-142); II: The Ritual Landscape'te {Scandinavia

Sudies, 43, No.

4, 1971, s. 385-413) zmlenmitir.


Odin-Votan tapm hakknda, bkz. J. de Vries, Altgero. Rel., II, s. 48 vd; Turville-Petre. s.
64 vd, 70 vd. Odin'e adanan insan kurbanlar zerine, bkz. a.g.y., s. 48 vd; aynca kr. James L.
Sauve, "The Divine Victim: Aspecs of Human Sacrifice in Viking Scandinavia and Vedic ndia"
(My(h and Lavv Amongthe

ndo-Europeans

iinde, Berkeley, 1970, s. 173-191).

Eski Cermenlerde amanizm hakknda, bkz. M. Eliade, Le Chamanisme


305. Aynca: Peter Buchholz, Scftamamsche Zge tn der ahislndischen

(2. bask), s. 299-

Ueberlieferug

(lnaugural-

Dissertation, Saarbrucken, 1968); Alois Closs. "Der Schamanismus bei den lndoeuropem"
(Gedenkschrift

jr VVlftdm Brandenem,

Hauck, Goldbrakteaten

Innsbruck, 1968, s. 289-302), zellikle s. 298 vd; Kari

aus Sievern (Mnih, 1970), s. 444 vd. Odin hakkndaki "amanist" yo-

rumlar zerine, bkz. Jere Fleck, "The Knowledge-Criterion in the Grmnisnal: The Case Agairst
'Shamanism'," Arkvjr

nordisk jilolog, 86, 1971, s. 49-61.

Sleipnir, sekiz ayakl at ve iki karga hakkndaki kaynaklar, Vries, a.g.y., 11, s. 63 vd; TurvillePetre, a.g.y., s. 57 ve devamnda zmlenmitir. Aynca bkz. Ellis Davidson, Gods and Myths,

s.

145 vd.
Seiffr hakknda, kr. Eliade, Le Chamanisme

(2. bask), s. 303 vd; Peter Buchholz, Sdama-

ntsj/sche Zge, s. 43 vd.

206

Kl-1.TI.ER, C E R M E N L E R . I R A K L A R VE GETLER

Kvasr mitri dger versiyonlar iin. bkz. Derolez, a.g.y., s. 87 vd; Turviile-Petre. a.g.y., s.
4 5 vd.
Yggdrasil, kozmik aa ve dinya merkezinin simgesellig zerine, bkz. de Vries, Al(ger. Re!.,
II. s. 380; Eliade, Le Chamansme,

s. 211-225. Kr. Turville-Petre, a.g.y, s. 279.

p egnc kadnlar (Klothes) veya Moiai (kr. 87) gibi, Nornlar da insanlarn kaderini
"dokur" (Dinler Tarihine

Giri, 58). Kader kavramn ifade eden isimler (eski iskandinav

dilinde urdh, Anglo-Sakson dilinde wyrd.

Almancada wurd).

Latince verere,

"evirmek"

szcne yakndr. Kader, kader tanras ve Nomlar hakknda, bkz. J. de Vries, AltgemanscheRel.

1, s. 267 vd.

175. Wut, "fke, lgnlk" (jueur) ve Hin-Avrupal benzerleri -Keklerde /erg, Homeros
kahramanlarnda menos-

zerine, bkz. G. Dumezil, Horace el les Curiaces

(Pans, 1942), s. 16

vd. Hint-Avrupa toplumlannda gen savalarn erginlenmesi zerine, bkz. Dumezil, a.g.y., s.
34 vd; Eliade, Naissances mysticjues. Essai sur quelques types d'initiato (Paris, 1959), s. 174 vd.
Berserkir'ler

hakknda, bkz. kaynakalar, a.g.y., s. 174-182, dipnotlar 1-11, Sunlan ekleyin:

Klaus von See, "Berserker," Zeitschrif

frdeuische

Wortforschung,

2, 1961, s. 129-135; A. Marga-

re Arend, "The Heroic Pauem: Old Germanic Helmecs" (From Ol d Norse Literatre

aml Mytho-

logy: A Symposum iinde, yay. haz. Edgar C. Polome, Austin, Texas, 1969, s. 130-199); M. Eliade. "Les Daceset les Loups," De Zalmoxis

Gengs Khan iinde, 1970, s. 13-30; Mary R. Gerste-

in, "Germanic Warg: The Outlaw as Werwolf," Myth in Indo-European


Riiel kurt-adamlk zerine, bkz. De Zalmoxis
Benerkir'krk

Antqui!y.

s. 131-156.

Gengis Khan, s. 26 vd.

gen hamafsa'Iar -Kwakiutl'larda Yamyamlar Cemyeti'nin yeleri- arasn-

daki benzerlikler iin, bkz. Dumezil, Horace e! les Curiaces, s. 42 vd; Eliade, Dc Zalmoxis Gengis Khan, s. 26 vd.
Valkrlerve Valhalla zerine, bkz. de Vries. Altgerm.

Rel., II, s. 58 ve devamnda belgeler ve

kaynaka; kr. H. R. Ellis Davidson, Godsand Myths, s. 61 vd.


176. Tyr ("Tiwaz. Ziu) hakknda, bkz. de Vries, Ahgerm.

Rel, 11, s. 13 vd. Cermen dili ve tari-

hi uzmanlar genellikle Tyr'in sava tanns olarak ilevi zerinde dururlar: kr. Derolez, a.g.y , s.
107 vd; Davidson, a.g.y., s. 57 vd. Tyr'in hukuku yn ve Cermenlerin ban meclisleriyle
(ih/ng) ilikileri hakknda, bkz. de Vries, Ahgerm.

Rel,

Germains,

s. 196 vd.

s. 68 vd;ay

yazar. Us dieux souverams,

11, s. 13 vd; G. Dumezil, Les Dieux des

Tsc/s, (jCrmtin/dn/n
9. S/ucnunde,
artca tanrlarn Mercurius. Mars ve Hecakles.
"%war. r >tifrr^-yTvf')-vt~noT\""Oona) rugura yazar "Roman iarini, "J'y . dlune buet>lerin balca kabilesi olan Semnonlan tantrken, Sebi halknn temsilcilerinin belirli bir
dnemde kutsal bir ormanda toplandn anlatr; orada Tacitus'un regator ommum dcus adn
vrdigj bir u n n y a insan kurbanlar sunarlar. Mgjnlerbir yzyldr b u usut tanrnn ya Tyr, ya
da Votan olduunu kantlamaya uramtr, tartmann tarihesi iin bkz. R. Pettazzoni,
"Regnator omnium deus" (Essays on /e Hisiory o/Religion, Leiden, 1954, s. 136-150; italyanca
metin SMSR

19-20, 1943-46, s 142-156'da kmt), s. 137 vd; kr. Hildebrecht Hommel,

207

DNSEL NANLAR VE D S N E l R TARH - II

"Die Hauptgotheten der Germanen bei Tactus," ARVV, 37, 1941, s. 144-173; J. de Vries, Altgerm.

Rel., U, s. 32 vd; M. Eliade, (mages et Symboies (1952), s. 136 vd. Pettazzoni her iki

tanmlamay da (Tyr veya Votan) reddeder; kalyan bilgine gore, kutsal ormann kiiletirilmemi$ numen'i sz konusudur (a.g.y., s. 145). Bununla birlikte Sebilerin de Herminonlann en
nemli kabilesini oluturduunu; Herminon adnn da Irmin-Hermin isminden trediini hesaba katmak gerekir (kr. Al. Closs, "Die Religion des Semnonenstammes," s. 653 vd). 8 6 3 - 8 6 5
arasnda kaleme alnm Transiato

S. Alexa<iri'nin yazan Rudolf de Fulda, Saksonlarn kendi

dillerinde Irmnsu!, Latincede ise, tm dnyay ayakta tuttuu iin, unversals cnlumna

(evrensel

stunl diye anlan yksek bir ahap utuna aptn yazar. (Irmin ve Irmnsul'a dier
gndermeler iin, bkz. R. Meissmer, "Irmisul bei Widukind von Corvey," Bonner Jahrbucher,
139, 1934, s. 34-35; Heinz Lwe, "Die Irmnsul und die Religion der Sachsen," Deuscles Archvfr

Gesckichte

des Mittelalters,

5, 1942, s. 1-22). Demek ki Irmin bir gk tanrsyd; nitekim

arkaik halklann birou gk tannlann ve stn iannlanni simgesel olarak gkyzn ayakta
tuttuuna inanlan bir stunla temsil eder. Baka yazarlarn ardndan, H. lwe de Innin' regnatoromnium rfeus'la zdeletirir (a.g.y., s. 15). Dolaysyla Cermenler Irmin veya Tiwaz-Ziu ad
verilen bir stn gk tannya tapyordu (kr. H. Hommel, a.g.y., s. 151), daha sonra bu tanrnn
yerini Votan-Odin ald. Bkz. Wemer MUller'n
gigantensukn

mkemmel zmlemesi: Die jupiter-

und ihre Venvandtes (Meisenheim an Glan, 1975), zellikle s. 88 vd.

Thor hakknda, bkz. J. de Vries, Altgerm. Rel., II, s. 107 vd; Dumezil, Les Dieux des Germains, s 67 vd; L'ldeologie
ehez les lndo-Europiens

tripariite

des ndo-Europiens,

s. 54 vd; Aspects

de la/onction

guemere

(1956), s. 69 vd; E. O. G. Turville-Petre, a.g.y., s. 75 vd; F. R. Schrder,

"Thor, Indra, Herakles," 2citschnftj. deutsche PhMogie,

76, 1957, s. 1 vd. Ayrca bk2. H. R. Ellis

Davidson, "Thor's Hammer," FolMore, 74,1963.


Baldr zerine ok geni bir kaynaka bulunmaktadr; ncelikle bkz. J. de Vries, a.g.y., II, s.
214-238; W. Betz, "Die altgerm. Religion," sut. 2502-2508; Dumezil, Les Dieuxdes

Germains,

s.

9 3 vd; Otto Hfler, "Balders Bestauung und die nordischen Felszeichnungen," A;e(ger d. Oslerreichschen

Akademie

der Wissenschaften,

phil.-his. Klasse, 88, 1951, s. 343-372; Turville-Pe-

re, a.g.y., s. 196 vd. Klannhardt ve Frazer'n nemesi olan, Baldr'n tarmsal bereket ruhu olarak yorumlanmas F. R. Schrder tarafndan da benimsenmitir: "Balder u. der zweite Merseburger Spruch," Germanisch-Romaniscke

Monalsschrift,

34, 1953, s. 166-183; J. de Vries bu

kuram eletirmitir: "Der Mythos von Balders Tod." Arkiv for Nordsk

Fiiolog,

70, 1955, s. 41 -

60 (ama de Vries'in yorumu -Baldr'n lmnn gen savalann erginlenme riteline denk
den bir mit olmas- Dumfzil tarafndan kabul edilmemitir; kr. Les Dietu des Germains, s.
104). Mstltemt izleginin tm boyutlaryla zmlemesi iin, bkz. Jonathan Z. Smith, "When
the Bough Breaks," HR 12, 1973, s. 342-372, zellikle s. 350-370. S. Bugge'den beri birok
bilgin Baldr'la sa arasnda yaknlk kurmutur; kr. Derolez. s. 126 vd; Turville-Petre, s 119
vd. Dumezil'e gre Baldr, Tyr'in ("bu soysuzlam skandinav Mitra's") ilevini canlandnr ve
ykseltir, kr. Les Dieux des Gemains,

s. 93.

Aslann bir dier tanns, Heimdallr hakknda, eldeki belgeler paraldr. O, tannlann gece
bekisidir ve durugor yetisine sahiptir; dokuz anadan domutur. Heimdallr ve Loki arasnda
bir dmanlk vardr ve dnyann sonu geldiinde birbirlerini ldreceklerdir. Heimdallr
208

KELTLER, CLRM ENLER. TRAKLAR VE GETLER

hakkndaki kaynaklar B. Penng, He/mclall'da (1941) zmlenmitir; kr. J. de Vries, Ahgerm.


Rel, 11, s. 238 vd; ayn yazar, "Heimdallr, dieu engmatque," Etudes
257-268. Ake Ohlmarks'n Heimdali

unddas

Gemtaniqucs.

10, 1955, s.

Hom adl eserine (Uppsala, 1937) ierdii zengin

belge klliyat nedeniyle bavurulmaldr; getirdii doac aklama (Heimdali = Gute; boynuz
= ay) ise ok naiftir. George Dumezil Heimdallr' Vyu ve lanus'a benzeyen bir "ilk tann" olarak
yorumlar; kr. "Remarques comparatives sur le dieu scandinave Heimdallr," Etudes

Celtiques.

1959, s. 263-283.
1 7 7 . Van tanrlar hakknda, kr. J. de Vnes, a.g.y, II, s. 163-208, 307-313; W. Betz, a.g.y.,
sut. 2508-2520; Dumzil, Les Deux des Gennains,

s. 117-127; Turville-Pere, a.g.y.,

s. 156-

179, 325 (kaynaka).


Nerthus-Njrdhr hakknda, bkz. Helmut Brkhan. Gennancn
Poloma, "Aproposde ladeesse Nenhus." Laiomus,
Hadingus,

und Keken,

s. 544 vd; E.

13, 1954, s. 167 vd; G. Dumezil, La Saga de

u mylhe au roman (1953; geniletilmi yeni bask, Du Mythe ou Roman, 1970); yazar,

Hadingus'un Njrdhr'n ve onunla ilgili mitlerin biraz deitirilmi bir kopyas olduunu
gsterir; aynca kr. "Njrdhr, Nerthuset le folklore scndinave desgenes de la mer," RHR 147,
1955, s. 210-226, Du mytheau

roman, s. 185-196'da bu inceleme yeniden baslmtr.

Freyr ve Frigg hakknda, bkz. Van tanrlarna ilikin kaynaka ve J. de Vries (a.g.y., U, s.
302 vd), Derolez (a.g.y., s. 139 vd) ve Davidson'un (a.g.y., s. 92-127) incelemeleri.
Loki hakknda hatn saylr bir klliyat mevcuttur. 1931'e kadar dile getirilen kuramlar j .
de Vries, The Problem oj Loki (FF Communications No. 110. Helsinki, 1933), s. 10-22'de incelenmitir; aynca kr. Altgerm. Re/., II, s. 255 vd; J. de Vries Loki'yi Kuzey Amerika mitolojisinin
zgl figr Dzenbaz'a benzetir. F. Strm (Lok. Ein mythologischer

Problem,

Gteborg, 1956)

bu tanny "st kardei" Odin'in bir hipostaz olarak gnr. A B. Rooth, iskandinav folklorik
belgelerine dayanarak, balangtaki Loki figrnn rmcek (sve ivelerinde beke) olduu
sonucuna varr; kr. Loki in Scandinavian
und kein Ende" (Festschnjt

Mythology

(Lund, 1961). Aynca bkz. de Vries, "Loki. ..

fr F. R. SchrOder, Heidelberg, 1959, s. 1 vd); Alois Closs, "Loki und

die germanisehe Frmmigkeit," Kairos iinde, 1960, s. 89-100. Georges Dumezil bu sorun
zerine nemli bir kitap yazmtr: Loki (1948); bu eserin olduka deitirilmi ikinci basks
1959'da Almanca olarak kmtr. Aynca bkz. Les Deux des Germains,

s. 94 vd. Dumzl, Loki

ile Baldr' kar karya getiren dramn bir koutunun da Kafkasya'da bulunduunu gn na
karmtr: Kt Syrdon, ilk bakta zararsz grnen bir hileyle yakkl kahraman Sozryko yu ldrmeyi baanr; kr. Loki, s. 169 vd.
skandinav eskatoloji miti hakknda, Danimarkal bilgin Axel Olrik, zengin

belge

klliyatyla byk deer tayan bir kitap yaymlamtr: RugtMrok: Die Sage vmn \Veliunlergang
(ev. W. Ransch, Berlin. 1922). Olrik'e gre, rognak

kavTam baz Kafkas mitlerinin ve hem

Pers, hem de Hristiyan eskatolojilerinin etkisini tayordu. R. Reitzenstei Maiheizmin etkilerine nemli bir yer aynyordu; kr. "\Veltuntergangsvorstellungen," Kykohstorofe Arsskrijt

iin-

de, 24, 1924, s. 129-212; ayn yazar. "Die nordschen, persisehen u. christlichen Vorstellungen
vom Weltuntergang," Vonrge

der Bibliothek

Warburg

209

1923/24, Leipzig-Berlin, 1926, s. 149-

DNSEL INAN1.AR VE D N C E L E R TARH - II

169. Ama Dumezil bunun, Hindistan (Mahdbhrata),

ran ve iskandinav geleneinde bulgula-

nan Hint-Avrupa eskatolji miti olduunu gstermitir; bkz Les Dieux des Germains,

s. 212 vd.

Kr. Stig Wikander, "Germanische und indo-iranische Eschatologe,'' Kairos, 1960, s. 83-88.
Ragnark hakknda, aynca bkz. J. de Vries, Allgerm. Rel., II, s. 397 vd; J. S. Martin, Ragarofe (Assen, 1972).
lmden sonraki hayat ve olum mitolojisi hakkndaki dnceler G. Neckel tarafndan
zmlenmitir: Walha.

Studien

ber germanischen

Jenseitsglauben

(Dortmund, 1931); H. R. El-

lis, The Road to Hel (Cambridge, 1943) ve R. T. Christiansen, The Dead and the Uving (1946).
Savalarn erginlenmesi, kahramann yazgs ve putperestlik-Hristiyanlk sembyozu
hakknda ok yerinde gzlemler iin, bkz. H. Margaret Arent, "The Heroic Pattern: Old Germanic Helmets, Beowulf and Grettis Saa," From Old Norsc Literatre

and Mythology:

A Symposi-

uu iinde (yay. haz. Edgar C. Polomfe. Austin, 1969), s. 130-199.


Gosforth ha zerine, bkz. K. Berg, "The Gosforth Cross," Journal of the Warburg
tauld Institutes,

and Cour-

21, 1951, s. 27 vd (mkemmel rprodksiyonlar).

Kutsal krallk hakknda, Otto Hfler ok bilgece ve insana birok fkr veren bir eser
yaymlad: Germanische
Indivdualmihe

Saferafegtum, l: Der

Runercstem von Rh und

die

germanische

(Tbingen, 1953; aynca kr. The Socrai Kmgsh'p, Leden, 1959, s. 664 ve

devamnda kan makalesi). Bkz. Germanisch-Romamsche

Monatschrifi,

devamnda kan J. de Vries'in deerlendirme yazs ve Critique,

34, 1953, s. 183 ve

83, Nisan 1954, s. 328 ve

devamnda bizim deerlendirmelerimiz. Rok antndaki Runik yaztn nemi, b u n u n yazan


olan tapmak bekisi Varin'in olunu Cermen geleneklerinde ska bulgulanan bir dete uyarak,

bir tanrya deil,

bir

krala,

Gotlann

kral

Theodoric'e

"kurban

ecmesi"nden

kaynaklanmaktadr. Ama Varin bu anu sve'te dikerken, Theodoric yzyllarca nce italya'da,
Verona'da hkm srmtr. Fakat yazt metninin belirttiine gre, Theodoric "hl savalann sonucunu belirlemektedir." Tepeden trnaa silahl, omuzunda kalkanyla sava alna
binip savalara karmaktadr. Theodoric yaarken ve lmnden sonra an, erefi ve
tannlatnlmay tanm bir kral olmakla kalmam, tm Cermen dnyas iin mitsel bir kiilik
haline gelmiti: XIX. ve hatta XX. yzylda Bem'li Diederich adyla hl mehurdu. Bu olgular
zaten biliniyordu, ama Rk yazt yalnzca bir "edebiyat" ya da folklorun deil, yaayan

bir

dinsel inancn sz konusu olduunu kantlamaktadr: Varin antn dikerken, kraln hulsalligna
inanc gsteren bir riteli yerine getiriyordu.
Cermen krall hakknda, aynca bkz. K. Hauck, "Herrschaftszeichnen eines Wodanistischen Knigtums," Jahrbuch f . jrnksche

Landesforschung,

Knigtum bei den Germanen," Saeculum,

7, 1956, s. 289-310.

14, 1954, s. 9-66; j. de Vries, "Das

178. Traklann ntarihi ve tarihi hakknda, bkz. Joseph Wiesner, Die Tkraker

(Stuttgart.

1963). W. Tomaschek'in "Die alten Thraker" balkl incelemesi (Sitjungsberichle Akad. Wien,
130, 1893) hl temel kaynak niteliindedir. Traklann dili zerine yakn tarihli almalarda
baz dinsel dnceler zerine dank, ama yararl bilgiler bulunmaktadr: D. Detchew, Die

2 1 0

KELTLER. CERMENLER, TRAKLAR VE FI ETLER

Thrakischen

Sprachreste

(Viyana, 1957); 1.1. Russu, mba Traco-Dacior (2. bask, Bkre. 1963);

C. Poghirc [ed.|, Thraco-dacica

(Bkre, 1971); ayn yazar, Studa de Tracologie

(1976).

Raffaele Pettazzoni, "La religione dell'antica Tracia"da (Serta Kazarovtana,

Bulgar Arkeoloji

Enstits Yayn, c. 16. Sofya, 1950, s. 291-299) toplu bir bak sunmutur (bu incelemenin
ngilizce evirisi, Essays on the

History

of ReUgtons

ILeiden, 1954)

s. 81-94'te

yeniden

yaymlanmtr). Aynca bkz. Furio Jesi, "Su Macrobio Sat 1,18: Uno Schizzo della religione tracica antica" (5tudi Clasice, 11. Bkre, 1969, s. 178-186).
Traklarm Ares tapm hakknda, bkz. NViesner. a.g.y., s. 101 vd ve dipnotlar 36 vd. BendisArtemis hakknda, kr. a.g.y., s. 106 vd ve dipnot 48 ve devamnda belinilen kaynaklar.
Zbelsurdos hakknda, bkz. G. Seure, "Les images thraces de Zeus Keraunos: Zbelsurdos,
Gebelelzis, Zalmoxi$," REG, 2 6 , 1 9 1 3 , s. 225-261; A. B. Cook, Zeus, 11,1 (Cambridge, 1925). s.
817-824.
Trakyal "Dionysos" hakknda, Erwin Rohde'nin Psyit

adl eserinin VIII. blm hal

alamamtr (Fr. ev. Auguste Raymond. Payot, 1928, s. 264-293). Aynca bkz. Wiesner, a.g.y.,
s. 102 vd.
Traklann "Dionysos" tapm, Sabazios ad altnda, Afrika'ya dek yaylmtr (daha M IV.
yzylda); bkz. Charles Picard, "Sabazios, dieu thrace-phrygien: expansion et
nouveaux de son culte" (Revue archeohgique,

aspects

1961,11, s. 129-176); aynca kr. M. Macrea, "Le

cculte de Sabazius en Dacie" (Dada, zel say 3 , 1 9 5 9 , $. 325-339); E. Lozovan, "Dada Sacra"
(HR 7, 1968, s. 209-243), s. 215-219.
Bagdatrmac Sabazios tapm ("Sabazios'un eli," Yahve ile zdeletirme vb) hakknda,
bkz. W. O. E. Oesterley, "The Cult of Sabazios,' The Labyrinth

iinde (yay. haz. S. H. Hooke,

Londra. 1925), s. 115-158.


Trak-Get ileciler ve murakblar hakknda, bkz. M. Eliade, De Zahnoxis

Cengs Khan, s. 50

vd.
Bulgaristan'daki Atl Kahraman tasvirlerinin dkm Gavril l. Kazarow, Die Denfctaeerdes
Thrakischen

Reitergottes

in Bulgarien

adl eserde verilmitir (2 c., Dissertationes Pannonicae, Bu-

dapete, 1938). Aynca bkz. G. Kazarow, "Zum Kult des Thrakischen Reiters in Bulgarien,"
Wssenschaftliches

Zeitschrift

der Kari Marx Unversitat, Leipzig, 3, 1953-54, s. 135-137; C. Pi-

card, "Nouvelles observations sur diverses reprdsentations du Heros Cavalier des Balkans," RHR
150,1956, s. 1-26; R. Pettazzoni, "The Religion of Ancient Thrace," s. 84 vd.
179. Get-Dayallar dorudan tun ann Traklannm soyundandr. Bugnk Romanya'nn
snrlarnn ok tesine dek yaylmlard. Son dnemlerde yaplan kazlar douda, Dinyester'e,
gneyde Balkanlara, kuzeyde ve batda ise Macaristan, Slovakya'nn gneydousu ve
Srbistan'a kadar Get-Daya sit alanlarn gn na karmtr. M 1. yzylda Kral
Boerebista'nn egemenliinde, Daya devleti en byk gcne erimiti. Ama III. yzyln sonuna doru Balkan yanmadasna

giren Romallar Augustus devrinde Tuna'ya

ulat.

Dayallann ikinci nemli kral Decebalus, Domitianus zamannda, Romallara baanyla direndi
(89), ama iki kanl savata Traianus'un lejyonlarna yenildi (101-102, 105-107) ve intihar etti.

211

D N S E L NANLAR VE D N C E L E R TARH - 1 !

O zaman Daya bir Roma eyaleti yapld. Daya ntarihi ve tarihi hakkndaki zengin kaynaka
iinden unlar sayalm: Vasile Parvan, Getica (Bkre, 1926); ayn yazar, Dada. An Ouine of the
Early Civilizaiion

of the Carpalho-Danubian

Countries (Cambridge, 1928; ayrca bkz. Radu Vul-

pe'nin Rumence evirisi, 4. bask, Bkre, 1967, evirmenin yapt nemli eklemeler ve eletirel kaynakalarla birlikte, s. 159-216); Hadrian Daicoviciu, Dacii (Bkre, 1965); ayn yazar.
Dada de la Buerebista

la cucerirea

romana (Bkre, 1972); R. Vulpe, Aezari

(Bkre, 1966); 1. H. Crian, Burebista

i epoca

getce

m Muntenia

sa (1975). Traklann ve Get-Dayailann

yaylmas ve ikillerle ilikileri hakknda, bkz. M. Duek, "Die Thraker im Karpatenbecken,"


Slovenska

Archaeotogia,

22, 1974, s. 361-428.

Strabon'a gre (304: VII, 3,12), Dayallara nceleri daoi deniyordu. Hesykhios'un naklettii bir rivayetten daos'un Frigya dilinde " k u r f a verilen isim olduunu reniyoruz. Demek ki
Dayallar kendilerini daha eskiden de "kurtlar" veya "kurtlara benzeyenler" olarak adlandnyordu. Kurt, mkemmel sava rneiydi: Kurdun d grnmnn ve hareketlerinin taklidi, askeri erginlenme trenlerinin ve gizli sava cemiyetlerinin ayn edici niteliini oluturuyordu. Demek ki Daya'nn budun ad sonuta bir sava cemiyetinin ritei sfatndan tremi
olabilir. Bkz. Eliade, "Les Daces e les Loups," De Zalmoxis d Gengs Khan iinde, s. 32, dipnot 1.
Get-Dayallann dinsel inanlar hakknda, bkz.!. I. Russu, "Religia Geto-Dacilor. Zei, credinte, practici religioase," Anuand
De Zalmoxis

(nstitutului de Siuto Oasice, V, Cluj, 1947, s. 61-137 ve bizim

Gengis Khan adl eserimizde saylan kaynaka (s. 32, dipnot 1).

GebeleUis zerine, bkz. De Zatmoris

... s. 58-61 ve dipnot 87-97'de kaytl kaynakalar.

unlan ekleyin: C. Poghirc, "Considerations phi(oiogiques et Iinguistiques sur Gebelelzis" (Academia Uterarum

Bulgarica,

Thracia II, - Serdicae, 1974, s. 357*360). Yazar bu tann adn, "Ne-

beleizis olarak okumay nermektedir; adn iik blm "bulul, frtnal gkyz" anlamna gelen Yunanca nephele,

Latince nebula, Anglosakson nifd szcklerine yaklarken, ikinci blm

"tanr" anlamna gelmektedir; kr. s. 359.


Zalmoksis hakknda, bkz. De Zalmcocis...,

s. 32, dipnot l'dekt kaynaka. Kr. a.g.y., s. 3 4

vd: Herodotos'un metninde (IV, 94-96) fark edilen mitsel-rite! senaryonun zmlemesi.
Birok bilginin Zalmoksis'i benzettii Yunan esrimeciler, keramet sahipleri ve "amanfilozoflar" hakknda, bkz. De Za\moxis...,

s. 42-52.

jacob Grimm'den Neckel ve Jan de Vries'e vanncaya dek, birok Cermen dili ve tarihi
uzman, Zalmoksis'in gizlenmesi izleini, bereket tanrs Freyr'in lmesine benzetmitir, ama
byle bir karlatrma mutlaklatmlamaz; kr. DeZalmoxis...,s.

54-55.

Hippolytos'un naklettii bir mite gre, Zalmoksis, Keltler arasnda Pythagoras'n retisini
yaymt (.Philosophumena,

II, 25); bu da Zalmoksis'in dinini ruhun lmszl inancna gre

tanmlayan rivayete verilen nemi bir kez daha kantlamaktadr. H. Hubert Druidlii Trak ve
Get-Daya gizli cemiyetlerine benzetmiti; kr. Les Ceites depuis l'poque de la Tine, s. 283. GetDayal koutluklar asl artran zellikler, byk rahibin nemi, lmszlk inana ve
Druidlerin erginieyici nitelikteki gizli ilmidir. Zaten Keltler de bir dnem Daya'nn batsnda
kalan blgelerde yaad iin, baz Kelt etkileri bulunduunu da hesaba katmak gerekir; kr.

212

KELTLER, C E R M E N L E R . TRAKLAR VE GETLER

V. Parvan, Getica, s. 461 vd; ayn yazar. Dada, Gvihzatiik

antice din tarik

carpato-danubiene

(4.

bask, Bkre. 1967), s. 103 vd, 183 vd; H. Daicoviciu, Dad, s. 61 vd.
Jordanes'in Getca's hakknda, kr. De Zanums..., s. 70 vd ve dipnot. 127. unlar ekleyin:
Norbert Wagner, Getica.

Untersuchungen

Leben des Jordants

und zyrfrhet

Geschchte

der

Goten (Berlin, 1967).


Sarmizegetua ve Costeti'deki "gzlemevi-tapnaklar" hakknda, bk. C. D, Daicoviciu,
"Le probleme de l'at et de la culture des Daces la lumifere des nouvelles recherches" (Nouvdles tudes

d'histoire

prsentes

au Xe Congres de science historiques,

Bkre, 1955, s. 121-

137), s. 126 vd; Hadrian Daicoviciu, "II Tempio-Calendario dacico di Sarmizecetuza," Duca,
zel say IV, Bkre, 1960, s. 231*254; ayn yazar, Dacii, s. 194 vd, 210 vd.
Ortaan mitoloji yknmecisi tarihyazmnda Zalmoksis'in daha sonraki tarihi iin (Gotlarla kartrlan Getler vb), bkz. De Zalmoxi$.,

s. 75 vd.

2 1 3

XXII. BLM

ORPHEUS, PYTHAGORAS VE YENt ESKATOLOJt

180. O r p h e u s Mitleri: Lir algcs v e "Erginlemenin K u r u c u s u " Bilginlerin


bir b l m n k z d r m a d a n , O r p h e u s ve Orpheusuluk hakknda yazmak olanaksz
grnyor: Ya Yunan maneviyatnn tarihi iinde O r p h e u s u l u g u n n e m i n i klten
k u k u c u l a r ve "aklclar," ya da b u n u ok geni erimli bir hareket olarak gren hayranlar ve "ateli" taraftarlar rahatsz oluyor. 1
Kaynaklarn z m l e n m e s i bize iki dinsel gereklik g r u b u n u b i r b i r i n d e n a y r m a
olana veriyor: 1) Orpheus'la ilikili mitler ve masals

rivayetler;

2) "Orpheusu"

olarak deerlendirilen d n c e , inan ve treler. O z a n d a n ilk kez sz eden, M VI.


yzylda Rhegium'lu air Ibykos'tur ve "ad m e h u r O r p h e u s " ifadesini kullanmtr. Pindaros'a gre O r p h e u s , "melodili arklarn babas ve bir f o r m i n k s " algcsdr." 2 Aiskhylos o n d a n "byleriyle b t n doay byleyen a d a m " diye sz eder. 3
Delphoi'deki Sikyonlular hazinesine ait, M VI. yzyla ait bir metopede bir gemin i n s t n d e , elinde liriyle tasvir edilmi ve ad da kesin bir biimde b e l i r t i l m i t i r .
M V. yzyldan beri O r p h e u s ikonografisi srekli zenginlemitir: O n u lir alarken, evresinde kular, yabani hayvanlar veya ona inanan Traklarla birlikte g r rz. Bakkha'lar tarafndan paralanr veya Hades'te dier tanrlarn yanndadr. Ei
Eurydike'yi geri getirmek zere Hades'e iniine yaplan ilk g n d e r m e l e r yine M

Kaynaklann deerlendirilmesi bile bir kategoriden digenne deiiyor: Kukucular belgelerin


yoksulluuna ve ge tarihli oluuna dikkat ekiyor; dierleri bir belgenin yanl tarihi ile
ieriinin yann kartrlmamas gerektigini, dolaysyla btn geerli tanklklar kat bir
eletirel gzle inceleyerek Orpheusuluun ana mesajna ulaabileceimizi dnyor, iki
yntembilim arasndaki bu gerilim Yunanistan'da VI. yzyldan itibaren bulgulanan ve
gnmzde de hl duyumsanan daha derindeki bir felsefi kartl yanstyor. "Orpheus"
ve "Orpheusuluk," polemik tutkulann neredeyse kendiliinden alevlendiriveren konulardan birini oluturuyor.
Eski Yunan'da alnan bir tr lir -yn.

Pyth., IV, 177.

Agamemnon,
1830.
* Dor slubunda ina edilmi Yunan tapnaklannda aritravn zerindeki frizi bezemek iin
kullanlan kare rlyef-yn.
2 1 4

O R P H E U S , P Y I H A C O R A S VE YEN ESKATOLOjl

V. yzyla aittir. 4 Ya ban biraz erken evirdii 5 i i n " veya yeralt g l e r i n i n gir i i m i n e kar k o y m a s y z n d e n baarszla u r a r . 6 Efsaneye gre, " H o m e r o s ' t a n
bir k u a k n c e " T r a k y a ' d a yaamtr, a m a M O V. yzyln m l e k l e r i n d e , m z i i y le y a b a n i hayvanlar veya b a r b a r l a n b y l e r k e n h e p Yunan giysileri iinde izilm i t i r . 7 l m o n u T r a k y a ' d a b u l m u t u r . Aiskhylos'un k a y b o l m u o y u n u Bassarides't

gre, O r p h e u s h e r sabah Apollon'la zdeletirilen g n e e t a p n m a k iin Pan-

g a e u s dana k y o r d u ; b u n d a n rahatsz olan D i o n y s o s o n u n zerine Bakkha'lar


g n d e r d i ; ozan p a r a l a n d ve uzuvlar d r t bir yana dald. 6 H e b r o s ' a {Meri! atlan
ba s u l a r n zerinde ark syleyerek Lesbos'a (Midilli) k a d a r y z d . Byk b i r
dinsel saygyla s u d a n karlan b a d a h a s o n r a k e h a n e t l e r d e kullanld.
Yeri geldike, M VI. ve V. yzyl edebiyatlarnda O r p h e u s ' a y a p l a n baka
g n d e r m e l e r i d e h a t r l a t m a frsat bulacaz. imdilik O r p h e u s ' u n b y s e ! g c n n
ve y a a m y k t l s n d e k i en n e m l i olaylarn tuhaf bir b i i m d e amanc] u y g u l a m a l a r
artrdn b e l i r t m e k l e y e t i n e l i m . Tpk a m a n l a r gibi, o da otac ve m z i s y e n d i r ; y a b a n i hayvanlar b y l e r ve z e r l e r i n d e e g e m e n l i k k u r a r ; E u r y d i k e ' y i geri
g e t i r m e k iin Hades'e i n e r ; ba kesilir, saklanr ve Yukagir s a m a n l a r n n XIX.
yzyla k a d a r kullanlan k a f a t a s l a n gibi, k h i n olarak kullanlr. 4 ' Btn b u arkaik
u n s u r l a r M IV.-V. yzyllarn Yunan maneviyatyla eliir; a m a eski Yunan'daki
n t a r i h i n i , yani O r p h e u s efsanesi iine k a t l m a d a n nceki olas mitsel-dinsel ilevin i b i l m i y o r u z . Ayrca O r p h e u s , ayrt edici nitelikleri y i n e amancl ya da yar a m a n c l t r d e e s r i m e d e n e y i m l e r i o l a n bir dizi m u c i z e v i kiilikle d e - A b a r i s , Aristaios v b - ilikiliydi.
B t n b u n l a r , rivayetlerde nakledildii ve O r p h e u s u p r o p a g a n d a n n da yineledii gibi, efsanevi ozan " H o m e r o s ' t a n nceki d n e m e " y e r l e t i r m e y e yeter. Bu ar-

4
5

7
9

Alkestis, 357 vd.


Kaynaklar, W. K. C. Guthrie, Orpheus and Greek Religion, s. 29 vd ve Ivan M. Linforth, THe
rts of Orpheus'ta zmlenmitir.
Karsnn lmne dayanamayan Orpheus, yeralt lkesine giderek en ili arklanyla
Eurydike'nin salverilmesi iin yakanr. arklardan etkilenen Hades bir anla buna raz olur,
peinden gelecek olan kansma yeryzne donunceye kadar dnp bakmayacaktr - y n .
"Ak iin Alkestis gibi lmeyi gze alamyor, ama hayatta kalp hileyle Hades'e girmeye
alyordu. Bu nedenle onlar (tannlar) onu cezalandrd ve kadnlann elinde ldrd" (Platon, len, 179d).
Kr. Guthrie, Orpheus, s. 40 vd, s. 66 ve ekil 9, kr. Levha 6.
O. Kem, Orphicorum fragmenta, no: 113, s. 33. Musa'lar dalm uzuvlan toplad ve Olympos
dag ktlesindeki Leibethria'ya gmdler.
M. Eliade, Le Chamansme et les (echnicjucs arcfalques de l'extase (2. bask, 1968), s. 307-308.
215

UINM-.L INANt,LAK VL IJU^UNLLLtK lAKkMI II


kaikletirici m i t o l o j i n i n belki d e k s m e n baz hnlarn u y a n d r d bir hak iddias n n r n o l u p olmad ok da n e m l i deildir. (Gerekten de m i t o l o j i n i n geris i n d e . O r p h e u s ' u saygn "balang" zamanlarna d a y a n d r m a ve bylelikle o n u n
" H o m e r o s ' u n atas" o l d u u n u , resmi d i n i n temsilcisi, hatta s i m g e s i n d e n daha yal
ve s a y g d e e r o l d u u n u ilan e t m e istei sezilmektedir.) Asl n e m l i s i , Y u n a n l a n n
M O VI. yzylda eriebilecei en arkaik u n s u r l a r n zenle s e i l m e s i d i r . 1 " O n u n
Trakya'da kalnn, inanlarn y a y m a s n n ve trajik l m n n srarla hatrlatlm a s , " kiiliinin "balang d n e m i " n e ilikin yapsn d e s t e k l i y o r d u . Yunan gelen e i n d e b u l u n a n az saydaki yeralt d n y a s n a ini iinde e n ok O r p h e u s ' u n k i m n
yaygnlamas da anlamldr. 1 2 Katabasis,

e r g i n l e n m e ritelleriyle u y u m l u d u r . Zaten

bizim O z a n da "erginleme" ve mysteria k u r u c u s u o l a r a k n yapmt. E u r i p i d e s ' e


gre, "sylenemez mystena'larn mealelerini g s t e r m i t i . " 1 3 Aristogeiton'a
yazan,

14

Kar'nn

herhalde Eleusis m y s t e n a ' l a n n a g n d e r m e y a p a r a k , O r p h e u s ' u n bize "en

k u t s a l e r g i n l e n m e r i m e l l e r i n i gsterdi"ini a k l y o r d u .
Son olarak O r p h e u s ' u n D i o n y s o s ve Apollon'la ilikileri

de, o n u n "mysteria

k u r u c u s u " n n d o r u l a r ; n k t a p m , e r g i n l e n m e l e r i ve "esrime"yi kapsayan


baka Yunan t a n n s y o k t u r (tabii ki farkl, hatta kart e s r i m e l e r sz k o n u s u d u r ) .
A n t i k a g d a n beri b u ilikiler t a n m a l a r a yol amtr. D i o n y s o s annesi Semele'yi
Hades'ten e k i p k a r d n d a , D i o d o r o s 1 5 O r p h e u s ' u n E u r y d i k e ' n i n peinden yeraltna iniiyle benzerlie d i k k a t eker. O r p h e u s ' u n Bakkha'lar t a r a f n d a n paralanmas
da Dionysosu t r d e b i r ritel, t a n n n m hayvan b i i m i n d e spomgmos'u o l a r a k yor u m l a n a b i l i r (kr. 124). A m a O r p h e u s esas olarak A p o l l o n ' u n k u s u r s u z bir m r i di diye b i l i n i y o r d u . Hatta bir efsaneye gre t a n r n n , nympha

Kalliope'den o l m a

o l u y d u . Apollon'a g s t e r d i i sofuca ballk nedeniyle l d r l m t . O r p h e u s ' u n

10

11

12

13
H
15

Trakya'nn "barbar" halklannn. hatta Karadeniz'in kuzeyinde gebe bir halde dolanan
Iskitlerin daha iyi tannd bir dnemdir bu.
Kr. Trakya'da Orpheus lapmnn bulunduu yerlerin saptanmas iin, R. Pettazzoni, La ReligiondanslaGreceanlique,s.
114,dipnot 16.
Katabasis (is Hadou(Kem,
Orph.fr., para 293 vd, s. 304 vd). Odyss&aak
yeralt lkesine
ini de (fcatai>casisj (XI, zellikle 566-631) byk olaslkl "Orpheusu" bir aktarmay
yanstmaktadr.
Rhesos, 943.
XXV, 1 = Kem. Orph. Frag., no. 23.
IV, 25, 4.
2 1 6

O R P H E U S , PYTHAGORAS VE YF.N1 ESKATOLOJI

ald m z i k aleti, A p o l l o n ' u n l i r i y d i . 1 6 S o n olarak da O r p h es, b i r " e r g i n l e n m e


riteli k u r u c u s u " olarak, a r n m a trenlerine b y k n e m v e r i y o r d u ve hatharsis t a m
anlamyla Apolon'a zg b i r teknikti. 1 7
Aklda t u t u l m a s g e r e k e n b i r o k n o k t a var. 1) Ad ve m i t i n e ilikin b a z i m a l a r
ancak M VI. y z y l d a n itibaren b u l g u l a n s a da, O r p h e u s arkaik t r d e b i r dinsel
kiiliktir. " H o m e r o s ' t a n n c e " yaad, b u d e y i m ister z a m a n d i z i n s e l , ister c o r a f i
adan (yani, H o m e r o s uygarlna zg tinsel deerlerin h e n z u l a m a d "barb a r " b i r b l g e d e yaamas) anlalsn, rahatlkla d n l e b i l i r . 2) "Kkeni"ni ve
tarihncesini b i l m e s e k de, O r p h e u s ' u n H o m e r o s geleneine veya Akdeniz m i r a s n a
ait o l m a d n a k u k u y o k t u r . Traklarla ilikileri t a m bir b i l m e c e d i r ; n k bir yandan b a r b a r l a r n iinde bir Yunan gibi d a v r a n m a k t a , a m a d i e r y a n d a n H e l e n l e r
ncesi aa ait b y s e l - d i n s e l g l e r d e n y a r a r l a n m a k t a d r (hayvanlar zerinde egem e n l i k , a m a n c l katabasis).

Morfolojik adan yine bir mysteria k u r u c u s u (bir kala-

basis araclyla) ve G e t l e r i n , " k e n d i l e r i n i l m s z s a n a n " "Fraklarn u y g a r l a t r c


k a h r a m a n olan Zalmoksis'e y a k n d r ( 179). 3) O r p h e u s t a m b i r e r g i n l e n m e k u r u c u s u olarak tantlmtr. O n u n " H o m e r o s ' u n atas" o l d u u n u n iddia e d i l m e s i n i n
n e d e n i , d i n s e l arsnn n e m i n i v u r g u l a m a isteidir. Bu a g n , O l y m p o s d i n i n d e n
k k t e n a y r l m a k t a d r . O r p h e u s ' u n " k u r d u u " varsaylan e r g i n l e n m e n i n z n bilm i y o r u z . Yalnzca hazrlk aamalar biliniyor; v e j e t a r y e n l i k , ilecilik, a n n m a ,
dinsel eitim (hierot logoi, kitaplar). Teolojik n k a b u l l e r i de b i l i n i y o r :

rahg

ve

dolaysyla r u h u n l m s z l .
R u h u n l m d e n s o n r a k i yazgs, d a h a n c e de g r d m z gibi ( 9 7 ) , Eleusis
e r g i n l e n m e l e r i n i n a m a c n o l u t u r u y o r , a m a D i o n y s o s ve A p o l l o n t a p n l a n da r u h u n yazgsyla ilgileniyordu. Bu n e d e n l e M O VI. ve V. yzyllarda mitsel O r p h e u s
f i g r n n , geleneksel e r g i n l e n m e l e r d e n e s i n l e n m e k l e birlikte, daha elverili

bir

erginieyici disiplin n e r e n bir mysferia'nn k u r u c u s u olarak kabul edildii inandrc g z k m e k t e d i r . Bu disiplin daha elverilidir; n k r u h g n v e r u h u n
lmszln dikkate almaktadr.
O r p h e u s f i g r en b a n d a n itibaren, A p o l l o n ve D i o n y s o s ' u n birleik e t k i s i
altndadr. " O r p h e u s u l u k " da ayn d o r u l t u d a geliecektir. Tek r n e k d e b u deil16

17

Guthrie, Alfcestes'in Apollon'u evresinde vaaklar ve aslanlar ve "lirin ezgisi eliinde dans
eden" maralla birlikte betimleyen bir blmn (dize 578) hatrlatr; The Greeks and Their
Oods, s 315.
Apollon, Orpheus'u Lesbos'ta dile getirdii kehanetleri geri almak zorunda brakr (Philostratos, vita Apoll., 4, 14). Tannnn kskanl m sz konusudur, yoksa iki kehane teknii,
"amancl" teknik ve Pythia teknii arasnda bir uyumsuzluk mu yaanmtr?
217

DNSEL NANLAR VE D N C E L E R TARH - 11

dir. Pylos k h i n i Melampus "Apollon'un gzdesi" olmakla birlikte, ayn zamanda


"Dionysos adn, ona k u r b a n s u n m a trenlerini ve fallus iin dzenlenen treni Yunanistan'a s o k a n " kiiydi. 1 9 Zaten, daha nce de g r d m z gibi ( 90), Apoll o n ' u n Hades'le belli bir ilikisi vard. Dier yandan O l y m p o s l u l a r arasna kabul
edilen Dionysos'la da s o n u n d a bar yapmt. Uzlamaz elikili b u iki tanrnn
yaknlamas anlamsz deildir. Belki de Yunan d n c e s i , iki t a n n y byle yan yana var ederek, H o m e r o s ann dinsel deerlerinin yklmasnn yaratt krizlere
bir zm b u l m a u m u d u n u ifade ediyordu?

181. O r p h e u s u T e o g o n i ve Antropogoni: R u h g ve R u h u n l m s z l
M VI. yzylda Bir ve ok s o r u n u dinsel ve felsefi dnceye egemendi. an
dinsel d n r l e r i kendilerine u soruyu yneltiyordu: "Her bireyle o n u n kendisini
akraba hissettii tanr arasndaki iliki nedir? Tanrda olduu gibi insanda da
rtl olarak var olan potansiyel birlii nasl kavrayabiliriz?" 1 9 Dionysos orjilerinde ilahi ile insani arasnda belli bir birleme gerekleiyordu, ama bu geiciydi
ve bilin eiinin indirilmesi sayesinde salanyordu. " O r p h e u s u l a r " h e m Bakkha'lardan karlmas zorunlu dersi kabul etti - y a n i insann tanrsal olana k a t l m a s h e m de ondan u mantksal sonucu kardlar:

ruhun

lmszl, dolaysyla

tanrsall. Bu amala da orjinin yerine Apollon'un rettii a r n m a teknii katharsis'i geirdiler.


Ozanmz, O r p h e u s u l u k adyla bilinen h e m "erginleyici," h e m de "yaygn" bir
hareketin simgesi ve k o r u y u c u s u oldu. Bu dinsel hareketi dierlerinden farkhlatran, ncelikle yazl metinlere, "kitaplar"a verilen n e m d i r . Platon, Orpheus'a ve
Musaios'a ( O r p h e u s ' u n olu veya rencisi saylyordu) atfedilen ve arnmalara,
l m d e n sonraki hayata ilikin birok kitaba kaynak olarak b a v u r m a k t a d r . Ayn
z a m a n d a "Orpheus"a ait o l d u u sylenen ve teogoni niteliindeki baz alt heceli dizeleri de sralamaktadr. Euripides de Orpheusu "yazlar"dan sz eder ve Orpheu s ' u n tarihsel bir kiilik olduuna inanmayan Aristoteles, "szde O r p h e u s dizele-

16

Herodotos, II, 49.


" Guthrie, The Creeks and Ther Cods, s. 316 vd. Dini pek ekici bulmayan yonlar u felsefi soruyu soruyordu: "inde yaadmz dnyann oul eitlilii ile her eyi douran tek ve
ozgun tz arasndaki iliki nedir?" Aynca bkz. ayn yazar, A Hiitory of Oreek Phosopky, c. 1, s.
132.
218

ORPHEUS, PYTHAGORAS VE YENt ESKATOLOJt

ri"deki r u h k u r a m l a r n n yabancs deildir. 2 0 Plaon'un bu m e t i n l e r d e n b a z l a n n


bilmesi akla y a k n g r n m e k t e d i r (kitaplardan satn alnabiliyorlard).
kinci n e m l i zellik, szde " O r p h e u s u l a r " n hatr saylr eitliliiydi. Teog o n i yazarlarnn veya ilecilerin ve bilicilerin y a n sra, daha ileride, klasik ada
T h e o p h r a s t u s ' u n Orpheotelestes

( " O r p h e u s u erginleyiciler") adn verdii kiilere d e

r a s t l a n y o r d u . Bu arada Plaon'un m e h u r

bir

blmnde betimledii

a r m d r m a c k e r a m e t sahiplerini ve khinleri de h i s a y m y o r u z .

21

sradan

Dinler tarihinde

o l d u k a sk rastlanan b i r o l a y d r b u : H e r ileci, g n o s t i k ve soteriyolojik h a r e k e t ,


saysz s z d e - b i i m e ve k i m i z a m a n ocuka e r g i n l e n m e ritellerine yol aar. Hindistan'da U p a n i a d l a r z a m a n n d a n beri m a n t a r gibi oalan sahte ilecileri veya
Yogaclan ve T a n t r a c l a n n g r o t e s k

taklitilerini a n m s a y a l m . zellikle

lm

s o n r a s k u r t u l u salayan b i r gizli bilginin v a h y e d i l m i ve erginleyici nitelii


zerinde oka d u r u l u r s a , taklitler de oalr. r n e i n m a s o n l u k ortaya ktktan
s o n r a veya " G l h a l l a n n gizemi"yle ilintili o l a r a k Bat A v r u p a ' d a b o y v e r e n saysz
"erginlemeyi" ve "gizli cemiyeti" d n n . Dolaysyla

k e r a m e t s a h i p l e r i n i n ve

Orpheotelestes'lerin etkisine kaplp, O r p h e u s u d n c e ve ritellerin gerekliind e n k u k u y a d m e k saflk olur. Bir y a n d a n , en eski alardan itibaren b e n z e r esrimeciler, k h i n l e r v e otaclar b u l g u l a n m a k t a d r : Bunlar "halk d i n l e r f n i n ayrt edici
n i t e l i k l e r i n d e n birini o l u t u r u r . Dier yandan M VI. y z y l d a n itibaren b u keram e t sahiplerinin, k h i n ve a r n d r m a c l a r n o u n u n O r p h e u s ' u b e n i m s e m e s i , daha
s t n , etkili ve saygn g r n e n baz selamete erdirici gizli bilgiler ve t e k n i k l e r bul u n d u u n u , b u n l a r n taklit edilmeye, en a z n d a n mucizevi kiiliin a d n d a n kaynakl a n a n ltnn s a h i p l e n i l m e y e alldn g s t e r m e k t e d i r .
P l a t o n u n baz imalar O r p h e u s u l m s z l k anlaynn erevesini s e z m e m i z i
s a l a m a k t a d r . Ezeli bir s u u n cezas olarak, n h mezara (sima) h a p s e d i l i r gibi be-

20

21

Platon, Devi et, 364 e, Crat. 402b, Pheb., 66c; Euripides, Hipp., 954, Aristoteles, De an.,
410b 28; Suidas, Orpheus'a mal edilen eserlerin uzun bir listesini verir (Kem, Orph. fr.. no.
223); k. L. Moulinier, Orphee et l'Orphisme l'tpoque
dassicfue, s. 74 vd, eletirel
zmleme.
"... Zenginlerin kaplarnda bekleyen, onlan kendilerinin veya atalannn ilemi olabilecei
adaletsizlikleri balama yetkisini, kurban trenleri ve byler yoluyla tanrlardan aldklarna ikna eden dilenci kurban rahipleri, khinler ... yaptklan riellerin doruluunu ispatlamak iin ayn ve Musa'lann oullan Musaios ve Orpheus tarafndan yazlm bir sr
kitap gsterirler. Bu kitaplarn otoritesine yaslanarak yalnzca ahslan degl. devletleri de
yaayanlar ve llerin gnahlarnn affedilmesinin ve arnmann geerli olduuna nandnrlar ... ve bu erginlenmeler - n k yaptklarna bu ismi verirler- bizi ller diyannn
azaplanndan kurtanr" (Devlet, 364b-365a).
>o

D N S E L N A N L A R V E D S U N C E L F R T A R H - II

d e n e (sma) h a p s e d i l m i t i r . 2 2 Dolaysyla b e d e n l e n m i v a r o l u daha o k b i r l m e


b e n z e r ve l m de gerek h a y a t n balangcn o l u t u r u r . A m a b u "gerek hayat"
k e n d i l i i n d e n elde e d i l m e z ; r u h g n a h l a r n a veya sevaplarna gre y a r g l a n r ve
belli b i r s r e s o n r a y e n i d e n b e d e n l e n i r . U p a n i a d l a r s o n r a s H i n d i s t a n ' d a o l d u u
gibi, nihai k u r t u l u u n a k a d a r r u h g n e m a h k m e d i l e n r u h u n y o k edilemezlii
inanc sz k o n u s u d u r . " O r p h e u s u b i r hayat" s r d r e n E m p e d o k l e s iin d e , r u h
k u t l u l a r n uzanda, "yabanc b i r tensel giysinin" iinde, b e d e n e t u t s a k o l m u t u
( f r a g m a n B 1 1 5 ve 126). E m p e d o k l e s ' e g r e de l m s z l k r u h g n e yol ayord u ; zaten o n u n vejetaryenliinin gerekesi de b u y d u ( l d r l e n h a y v a n d a , yakn
akrabalarmzdan birinin r u h u bulunabilirdi).
A m a vejetaryen u y g u l a m a l a r n daha k a r m a k ve d e r i n b i r dinsel gerekesi de
vard. Etle b e s l e n m e y i r e d d e d e n O r p h e u s u l a r (ve Pythagoraslar) r e s m i tapmda
z o r u n l u olan kanl k u r b a n l a r d a n da uzak d u r u y o r d u . Geri byle b i r ret kentten
k o p m a ve s o n u n d a " d n y a d a n el etek e k m e " kararn da y a n s t y o r d u ; a m a asl beyan ettii, P r o m e t h e u s ' u n d z e n l e d i i ilk k u r b a n treniyle ( 8 6 ) k u r u l m u b i r sist e m olan Yunan dinsel s i s t e m i n i n t o p t a n r e d d e d i l m e s i y d . Et t k e t i m i n i insanlara
ayrp k e m i k s u n g u s u n u tanrlara y n e l t e n P r o m e t h e u s ,

Zeus'u f k e l e n d i r m i ;

a y n c a "cennet" ana, i n s a n l a r n tanrlarla r u h birlii iinde yaad aa s o n veren sreci b a l a t m t " Vejetaryen u y g u l a m a l a r a geri d n h e m atalarn iledii
g n a h n kefaretini d e m e kararna, h e m de ilk m u t l u l u k ana en azndan k s m e n
y e n i d e n k a v u m a u m u d u n a iaret e d i y o r d u .
" O r p h e u s u hayat" d e n e n olgu 2 4 a r n m a , ilecilik ve b i r o k zgl k u r a l ieriyord u ; a m a selamet zellikle b i r "erginlenme" yoluyla, yani k o z m o l o j i k ve t e o s o f i k nitelikte vahiylerle e l d e e d i l i y o r d u . Eski yazarlarn (Aiskhylos, E m p e d o k l e s , Pindaros, Platon, A r i s t o p h a n e s v b ) baz tanklklarn ve imalarn, ayn z a m a n d a daha
ge tarihli baz belgeleri yan yana getirerek, d a h a iyi b i r isim b u l u n a m a d iin
" O r p h e u s u reti" ad v e r i l m i o l g u n u n ana hatlarnn y e n i d e n o l u t u r u l a b i l m e k tedir. Bir teogoni, b u n u n uzants oian b i r k o z m o g o n i ve o l d u k a ayrks bir anro-

2!

Kralylos, 400c; kr. Pkaidon, 62b, ruhun "zindan" veya "hapisanesi" hakknda. Bu blmler
sonu gelmez tanmalara yol amtr.

23

Hesiodos, jler ve Gnler, 90 vd, 110 vd vejetaryenliin mistik ve eskatolojik deerleri k o n u sunda, bkz. Guthrie, Orpheus, s. 197 ve devamnda alntlanm ve yorumlanm metinler ve
zellikle Sabbatucci'nin yorumu: Saggio stil misicismo greco, s. 69 vd. Aynca kr. Detienne,
"La cuisine de Pythagore," s. 148 vd.
2
" Yasalar, VI, 782c.
2 2 0

O R P H E U S , PVTHAGORAS VE YEN ESKAT0LOJ1

pogoiyle karlalmaktadr. O r p h e u s u eskatolojinin asl o l u t u r u c u u n s u r u , hem


H o m e r o s ' u n k i y l e , h e m d e Eleusis'inkiyle elien a n t r o p o g o n i mitidir.
"Rapsodiler" denen t e o g o n t a n l a t l a r H e s i o d o s ' u n aktard soy zincirinin
baz a y r n t l a r n d a n baka bir ey iermez. Z a m a n ( K r o n o s ) Aither'de ilk y u m u r t a y
retir, b u y u m u r t a d a n da ilk tanrt E r o s - P h a n e s d e d e n i r - kar. Dier tanrlar ve
d n y a y , temel r e m e esi olan E r o s yaratr. Ama

Zeus

Phanes'i ve

btn

yaratl y u t a r ve yeni bir d n y a yaratr. Bir tanrnn Z e u s tarafndan y u t u l m a s


mitsel izlei iyi b i l i n m e k t e d i r . H e s i o d o s , O l y m p o s l u t a n r n n A t h en a' n n mucizevi
d o u m u n d a n n c e ei Metis'i y u t t u u n u anlatr ( 8 4 ) . A m a O r p h e u s u teogoni
anlatsnda bu e y l e m i n a n l a m daha farkldr: Evren h k i m i bir tanry, y n e t t i i
d n y a n n yaratcs y a p m a abas fark e d i l m e k t e d i r . Ayrca sz k o n u s u olay, b i r l i k ten hareketle oul bir e v r e n retilmesine ilikin felsefi s p e k l a s y o n u
maktadr.

26

yanst-

Mit b i r o k kez elden geirilmi olmasna k a r n , hl arkaik b i r yap-

d a d r . H a k l o l a r a k Msr ve Fenike k o z m o g o n i a n l a t l a n y l a benzerlii v u r g u l a n mtr.


Baka rivayetler, U r a n o s ve Gaia'y 1 y a r a t a n N y k s (Gece); veya Zaman' (Kronos)
yaratan O k e a n o s ' u t e m e l e olarak kabul e d e r . K r o n o s da Aither'i ve Kaos'u
r e t m i t i r . Kabul edilen bir d i e r t e m e l ge, atma'y d o u r a n Bir'dir; atma
araclyla Yer, Sular'dan ve G k ' t e n a y r l m t r . Ksa s r e nce D e r v e n i papirs, 2 7 Zeus evresinde o d a k l a n a n yeni bir O r p h e u s u teogoniyi ortaya k a r m t r .
O r p h e u s ' a atfedilen b i r dize, "Zeus, her eyin balangc, ortas ve s o n u d u r " d i y o r d u ( s t u n 13, 12). O r p h e u s , Moira'y (yazg) Z e u s ' u n dncesi o l a r a k ifade etti.
"nsanlar 'Moira byle d o k u d u ' d e d i i n d e , Z e u s ' u n d n c e s i n i n olan ve olaca ve
a r t k olmayaca belirlediini k a s t e d e r l e r " (st. 15, 5-7). Nasl ki Ge (Demeter),
A n a , Rhea v e H e r a a y n tanrann farkl a d l a n ise, O k e a n o s da Z e u s ' u n h i p o s t a z n d a n baka bir ey deildir (st. 18, 7 - 1 1 ) . K o z m o g o n i n i n h e m cinsel, h e m de
teki b i r yaps v a r d r : Z e u s "havada" (veya: "yukardan") s e v i m i ve d n y a y

25

26
27

Damasaus M V. yzylda hl Orpheus Rapsodileri adnda bir eser okuyordu. Bunun baz
paralannn daha eski tarihli olduuna (M VI. yzyl) kuku yoktur; kr. Guthrie, Orpheus,
s. 77 vd, 137-142.
Guthrie, TheGreeks and TheirGods, s. 319.
1962'de Selanik yaknndaki Derveni kentinde bulunmu ve M !V. yzyla tarihlendirilmitir. Orpheusu bir metnin yorumu sz konusudur. Bu buluntu bu tr yazlarn eskiliini
ve yksek speklatif niteliini dorulamaktadr.
221

DINSEL INANLAR VE DNCELER T A R I H I -

b y l e yaratmtr. A m a m e t i n k i m l e sevitiini belirtmez. 2 8 Yazar, d n y a n n logosun u n Z e u s ' u n /ogos'uyla ayn o l d u u n u aklayarak, v a r o l u u n birliini s a v u n u r (st.
15, 1-3). B u r a d a n , "dnya"y ifade eden ismin "Zeus" o l d u u k a r s a n r . 2 ' D e r v e n i
p a p i r s n d e k o r u n m u m e t i n b i r o k adan n e m l i d i r ;

bir

yandan erken

bir

d n e m d e gerek a n l a m d a O r p h e u s u gizli k k cemiyetlerin varln d o r u l a r ;


dier y a n d a n , belli b i r O r p h e u s u teolojinin teki, hatta "tektanrc" e i l i m i n i yanstr.
i n s a n n Titanlarn k l l e r i n d e n d o m a s m i t i ise ge d n e m d e n (MS I.-1I. yzyllar) birka yazar d n d a h i b i r y e r d e aka b u l g u l a n m a m t r . 3 0 Ama D i o n y s o s Zagreus mitsel-ritel s e n a r y o s u n a ilikin olarak g s t er m ey e altmz gibi (
125) daha eski k a y n a k l a r d a da bu k o n u y a g n d e r m e l e r b u l u n u r . Baz b i l g i n l e r i n
k u k u c u l u u n a karn, P i n d a r o s ' u n "antik bir yasn kefaretinin d e n m e s i " ifadesind e ve Fasalar'n "eski Titan doasn g s t e r e n l e r e ilikin b i r b l m n d e (701c)
i n s a n n Titan k k e n l i doasna g n d e r m e l e r grlebilir. O l y m p i o d o r o s ' u n v e r d i i
bir bilgiye g r e . P l a t o n u n rencisi Ksenokraes b i r "zindan" olarak alglanan bed e n k a v r a m n D i o n y s o s ve Titanlarla birletiriyordu. 3 1
Bu birka a n l a m belirsiz i m a nasl y o r u m l a n r s a y o r u m l a n s n . Titanlar m i t i n i n
a n t i k a d a " O r p h e u s u " diye nitelendiine k u k u y o k t u r . Bu m i t e gre, i n s a n h e m
Titan d o a s n n h e m de tanrsalln parasyd; n k Titanlarn klleri o c u k Dio n y s o s ' u n b e d e n i n i d e ieriyordu. Bununla birlikte a r n m a l a r (katharmoi)

ve ergin-

l e n m e ritelleri (teletai) yoluyla ve " O r p h e u s u y a a m tarz"n s r d r e r e k Titan uns u r u temizleniyor ve b i r bakhos o l u n u y o r d u ; b a k a bir deyile, tanrlk hali, D i o n y sosu hal d i e r i n d e n ayrlp z m s e n i y o r d u .
Bu anlayn yeniliini ve z g n l n b i r kez daha v u r g u l a m a y a g e r e k y o k .
O n u n M e z o p o t a m y a ' d e k i n c l n hatrlatalm: M a r d u k ' u n insan t o p r a k t a n (yani
ilk C a n a v a r T i a m a t ' m b e d e n i n d e n ) ve iblis ba K i n g u ' n u n k a n n d a n y a r a t m a s (kr.
21). Ama O r p h e u s u a n t r o p o g o n i ne k a d a r karanlk ve trajik g r n r s e g r n s n , aykr bir b i i m d e b i r u m u t u n s u r u da tar. Bu u n s u r a ne Mezopotamya
VVeltnschtiuurtg'unda n e d e H o m e r o s u anlayta rastlanr; n k

insan. Titan

k k e n l i o l m a s n a k a r n , k e n d i n e zg olu biimiyle tanrsalla katlr. Hatta her


28

Bu tr kozmogoni, Memfs teolojisini ( 26), Pherekydes'in sistemini ve Prajpati'nin tek


bana gerekletirdii yaratm ( 76) hatrlatr.

29

Kr. Herakleitos, fragman B 1. B 32.


Plutarkhos, De esu cam., I, bol. 7 (Kem, O Fr., no: 210); Dion Hnsostomos, XXX, 55. En
eksiksiz versiyon iskenderiyeli Clemens'te bulunur, Protrept., 11, 17, 2; 18, 2.

30

51

Olympiodoros, Phaed., 84, 22.


2 2 2

O R P H E U S . PYTHAGORAS VE YEN E S K A T O I O J 1

t r l din d varolu biiminde (cehalet, et oburl uk vb) grlen "eytani" unsurdan


k u r t u l m a yeteneine de sahiptir. Bir yandan Platoncu dualizme ok yakn bir
dualizm (ruh-beden) fark edilmekte; dier y a n d a n , " O r p h e u s u " n u n benzerlerinden
ve sonuta r u h u n k o z m o s t a n ayrlmasn salayan bir mitler, inanlar, tavrlar ve
erginlenmeler b t n grlmektedir. Btn b u n l a r birok Hint tekniini ve soteriyolojiyi hatrlatmakta ( 195) ve eitli gnostik sistemleri n c e d e n haber vermektedir ( 229 vd).

182. Yeni Eskatoloji " O r p h e u s u " eskatolojinin ana hatlar ise Platon, Empedokles ve Pindaros'un baz g n d e r m e l e r i n d e n hareketle yeniden oluturulabilir. Ruh,
l m d e n sonra, Hades'e ynelir. Phaidon

(108a) ve Gorgias'a (524a) gre, yol "tek

ve basit deildir; birok sapma ve birok engel vardr." Devlet (614c-d), d o r u


insann sadaki yola girmesine izin verildiini, oysa ki ktlerin sola doru
gnderildiini belirtir. G n e y talya ve Girit mezarlarnda b u l u n a n ve en azndan
M V. yzyla ait altn levhalarda yazl dizelerde de benzer bilgilere rastlanr.
"Selam sana, selam sadaki yoldan kutsal ayrlara ve Persephone'nin ormanna
d o r u yolculuk edene." Metin kesin bilgiler iermektedir: "Hades'in y u r d u n u n solunda bir kaynak bulacaksn; b u n u n yannda beyaz bir servi ykselir; b u kaynaa
fazla yaklama. Ama bir baka kaynaa daha rastlayacaksn: Bellek (Mnemosye)
g l n d e n souk su fkrr ve orada bekiler nbet tutar. Onlara de ki: 'Ben Yerin
ve yldzl G n o c u u y u m , siz b u n u biliyorsunuz; ama susuzluktan k a v r u l d u m ,
l y o r u m . abuk bana Mnemosyne g l n d e n kaynayan souk s u d a n verin.' Ve
bekiler sana kendiliklerinden kutsal kaynan suyundan verecek ve b u n d a n sonra
dier k a h r a m a n l a r arasnda h k m sreceksin." 3 2
Er m i t i n d e . Platon yeniden bedenlenecek btn ruhlarn, teki dnyada yaadklar deneyimleri u n u t m a k iin Lethe kaynandan imek z o r u n d a olduklarn
nakleder. Ama "Orpheusular"n ruhlarnn yeniden bedenlenmeyeceine inanly o r d u ; b u nedenle onlar Lethe s u y u n d a n imemeliydi. "Ar zahmetler ve aclar
d n g s n d e n srayp ktm ve evik admlarla zlediim taca d o r u atldm.
Hades'in kraliesi olan soylu kadnn m e m e s i n i n altna sndm.'' Ve tanra yant

32

Petelia ve Eleuthemae levhalan. Kr. Guthrie, Orpheus, s. 171 vd ve Zuntz'un yeni yorumu:
Persephone, s. 364 vd.
223

D N S E L INANI.AR VI:. D N C E L E R TARH - II

verir: "Ey talihli, m u t l u kii! Sen b i r i n s a n d n , i m d i t a n n o l d u n " (ev. A. Boulanger). 3 3


"Ar z a h m e t l e r d n g s " belli sayda y e n i d e n b e d e n l e n i i ierir. l m d e n sonra r u h yarglanr, geici olarak bir azap veya m u t l u l u k yerine g n d e r i l i r , 1 0 0 0 yl
s o n r a da y e n i d e n d n y a y a d n e r . Sradan b i r l m l k u r t u l a n a k a d a r b u d n g y
o n k e z y a a m a k z o r u n d a d r . " O r p h e u s u l a r , " s u l u l a n n ektii ikenceleri, "lanetlilerin m a h k m o l d u u s o n s u z azaplar" bol bol betimlemitir. 3 4 Hatta K e m , cehenn e m i ilk y a r a t a n n O r p h e u s u l u k o l d u u n u ileri s r m t r . 3 5 N i t e k i m Ozan'n
(Orpheus)

Eurydike'nin

peinden

katabasii'i

gerekletirmesi,

yeralt

dnyas

h a k k n d a yaplan h e r t r l b e t i m l e m e n i n d a y a n d temeli o l u t u r u y o r d u . Yeniden


O r p h e u s m i t i n i n e g e m e n zellii o l a n "amancl" u n s u r l a kar karyayz: Btn
O r t a ve Kuzey Asya'da yeralt d n y a s n a yaptklar esrik inileri s o n s u z ayrntyla
anlatarak g e n i ve g r k e m l i b i r yeralt corafyasn gelitirip y a y g n l a t r a n l a r n
a m a n l a r o l d u u bilin m e k t e d i r . 3 6
Birok l m m i t o l o j i s i ve c o r a f y a s n d a , g e r e k altn levhalarda tasla izilen
m a n z a r a ve g z e r g h n - k a y n a k ve servi, sadaki y o l - gerekse " l n n susuzlu u m u n k o u t l a n n a r a s t l a n m a k t a d r . Baz d o u etkileri bulunabilecei d e unutul33

34

Metnin balangc anlamldr. Erginlenmi kii, yeralt dnyasnn tanrlarna seslenin "Ey
ller diyannn saf kraliesi, Eukles, Euboleus ve siz dier lmsz tannlar, ben bir
annmlar topluluundan geliyorum. Sizin mutlu rknzdan olmakla vnyorum. Ama kader beni ve dier lmsz tannlan vurdu..." (bununla birlikte, bk2. Zuntz'un farkl
okumas, Persephone,
s. 318). Bir baka tablet de nemli aynntlan onaya kanr: "Haksz
eylemlerimin hak etlii cezay ektim. imdi gz kamatrc Persephone'nin huzuruna, iyi
niyetini gsterip beni azizlerin yurduna gndermesi iin yalvararak geliyorum." Tanra onu
merhametle karlar: "Daha nce hi ekmediin aclan ektin, selam olsun sana... Selam, selam, seiam olsun sana, kutsal ayrlara ve Persephone'nin ormanna giden sadaki yoldan
ilerle" (ev. A. Boulanger, a.g.y., s. 40).
"Bir irkef ukurunun iine gmlecek, ahlaki kirlenmelerine denk bir cezaya arptrldklarn greceklerdir (Devle!, 363d; Phadon, 69c); amurun iinde yuvarlanmay seven
domuz yavnlanna benzeyecek (kr. Plotinus, I, 6, 6) veya delik bir fy doldurmak ya da
bir kalburla su tamak iin sonu gelmez bo abalarla tkeneceklerdir (Gorgas, 493b;
Devlet, 363e). Platon'a gre, bu, kendilerini asla doymayan tutkulara esir eden aklru yitirmi insanlann imgesidir veya belki de aslnda annma ykanmalanndan gemedikleri iin Hades'te artc ykanma suyunu srekli ama bouna bir abayla tamak zorunda kalanlara ve-

35

36

rilmi cezadr" (F. Cumont, Lux perpetua, s. 245).


Pauly-Wissowa, Realencyklopdie,
"Mystenen" maddesi, sut. 1287. Cumont, Pluarkhos'un
mitleri ve Aziz Perus'un Vahyi'nden geerek Dante'ye kadar ulaan btn bu "sannsal
edebiyat"n kkenini Orpheusuluk iinde aramak eilimindedir, a.g.y., s. 246.
Kr. Eliade, Le Chamanisme,
s. 395 vd.
224

O R P H E U S . P Y T H A G O R A S VE YEN E S K A T O L O J I

m a m a l d r . A m a d a h a b y k olaslkla hatrlanamayacak k a d a r eski zamanlara dayan a n ve e s r i m e l e r , g r l e r ve k e n d i n d e n g e m e l e r , d l e r d e yaanan maceralar ve


hayali yolculuklarla ilgili binlerce yllk s p e k l a s y o n l a r n s o n u c u olan, o r t a k b i r
m i r a s sz k o n u s u d u r . eitli gelenekler iinde b u m i r a s n farkl y n l e r i n i n ne
ktna k u k u y o k t u r . Bir p n a r n veya bir emenin y a n n d a k i aa, r n e k "cenn e t " imgesidir; M e z o p o t a m y a ' d a b u n u n karl T a n r ' n n temsilcisi Bahvan-Kral
t a r a f n d a n b e k l e n e n bir b a h e d e k i kutsal aga ve kaynaktr ( 2 2 ) . yleyse b u l u n a n
m a d e n i y a p r a k l a r n dinsel n e m i , H o m e r o s anlatsnda b u l g u l a n a n d a n farkl b i r
l m sonras r u h s a l v a r o l u anlayn y a n s t m a l a r n d a n k a y n a k l a n m a k t a d r . Bunlar
a r k a i k A k d e n i z ve D o g u i n a n ve mitolojileri olabilir. Belki de b u n l a r o z a m a n a d e k
"halk"

evrelerinde ve

merkezden

uzak

yerlerde

korunmu,

bir

sredir

de

O r p h e u s u l a r , Pythagoraslar ve zihni l m sonras hayata ilikin bilmeceyle


m e g u l h e r k e s a r a s n d a belli b i r itibar g r m e y e balamt.
Bununla birlikte " r u h u n s u s u z l u g u " n a getirilen yeni y o r u m

daha i l g i n t i r .

Birok k l t r d e llerin s u s u z l u u n u g i d e r m e k z e r e yaplan cenaze t r e n i salar


b u l g u l a n m t r . 3 7 "Hayat S u y u n u n k a h r a m a n n diriliini salad inancna m i t l e r
ve folklor iinde d e yaygn olarak rastlanr. Yunanlara gre,

lm unutmakla

z d e l e m i t i r ; ller belleini y i t i r m i o l a n l a r d r . Yalnzca Tiresias veya Amphia r a o s gibi baz ayrcalkllar l d k t e n sonra da belleklerini k o r u r . H e r m e s , olu Ethalides'i l m s z k l m a k iin o n a " b o z u l m a z b i r bellek" verir. 3 8 A m a r u h g r e tisi ekillenince, Bellek ve U n u t m a mitolojisi deiir. Lethe'nin ilevi altst o l u r :
Artk

sular,

yeryz

varoluunu

unutturmak

zere,

bedenden

ayrlan

ruhu

karlamaz. T a m tersine Lethe, y e n i d e n b e d e n l e n m e k zere y e r y z n e d n e n r u h t a k i


gksel a n l a n siler. " U n u t m a " artk l m deil, hayata d n s i m g e l e m e k t e d i r .
Lethe p n a n n d a n i m e k tedbirsizliini g s t e r e n r u h (Platon'un szleriyle, " u n u t m a
ve k t l k y u d u m u , " Phaedrus,

248c) y e n i d e n b e d e n l e n i r ve y e n i d e n o l u d n g s

iine frlatlr. R u h g retisini paylaan P y t h a g o r a s , E m p e d o k l e s v e dier y a z a r lar, n c e k i varolularn a n m s a d k l a r m iddia e d i y o r l a r d ; baka bir deyile, teki
d n y a d a belleklerini k o r u m a y baarmlard. 3 9

37
38

39

Bk2. Eliade, "Locum refrigerii..."


"Akheron'dan getiinde bile, ruhunda unutkanlk belirmedi; ve kimi zaman glgeler, kimi
zaman gn diyannda otursa bile, grdklerinin ansn hep korur"; Rodoslu Apollonios,
Argonautika,
1, 463.
Kr. Eliade, Aspects du mythe, s. 150 vd. Pythagoras cemiyetlerde bellek altrmas ve eitimi nemli bir rol oynuyordu (Diodoros, X, 5; lamblikhos, Vita Pylh., 78 vd). ilk tanklktan
M VI. yzyln baz mucizevi Yunan kiilikleriyle ilikilendirilert "unutma" ve yeniden
2 2 5

D I N S P L I N A N C U R Vf! U j N C E L R TARH - T

Altn levhalar zerine yazd f r a g m a n l a r , b i r d i n s e l kurallar m e t n i n i n , Msr veya Tibet "ller kitab"na benzetilebilecek b i r t r teki d n y a r e h b e r i n i n fragm a n l a r gibidir. Baz bilginler o n l a r n Pythagoras k k e n l i o l d u u n u leri s r e r e k ,
" O r p h e u s u " niteliklerine itiraz etmilerdir. Hatta " O r p h e u s u " diye bilinen d n ce ve ricellerin o u n u n aslnda Pythagoras bir yaratm veya o n u n elden geirilmi hallerini temsil

ettii

bile s a v u n u l m u t u r .

Sorun,

b i r k a sayfada aydn-

l a t l m a y a c a k k a d a r k a r m a k t r . Yine d e P y t h a g o r a s ve Pythagoraslarn olas


katks n e denli n e m l i olursa o l s u n , b u n u n b i z i m " O r p h e u s u " g r n g y e y n e l i k
kavraymz d e i t i r m e d i i n i belirtelim. O r p h e u s ve Pythagoras efsaneleri aras n d a a n k benzerlikler b u l u n d u u n a k u k u y o k t u r , s a h i p o l d u k l a r n l e r arasndaki
k o u t l u k da tartlmaz. Tarihsel b i r kiilik ve zellikle d e t a m b i r "tanrsal a d a m "
rnei o l a n Pythagoras, tpk m u c i z e v i " e r g i n l e n m e k u r u c u s u " gibi, g r k e m l i b i r
arkaik u n s u r l a r sentezinin (bazlar da "amancl" niteliktedir) y a n sra, z h t ve
t e f e k k r tekniklerine gz pek bir b i i m d e y e n i deerler y k l e n m e s i y l e ayrt edilm e k t e d i r . N i t e k i m Pythagoras efsaneleri o n u n tanrlarla ve ruhlarla ilikilerine,
h a y v a n l a r z e r i n d e k i e g e m e n l i i n e , b i r o k y e r d e ayn anda g r l m e s i n e g n d e r meler y a p a r . Burkert, P y t h a g o r a s ' m m e h u r "altn u y l u u " n u , a m a n c l t r d e b i r
e r g i n l e n m e y l e karlatrarak

akla; (Gerekten d e Sibirya a m a n l a r n n e r g i n -

l e n m e ritelleri srasnda o r g a n l a r n n y e n i l e n d i i n e ve k i m i z a m a n k e m i k l e r i n i n
d e m i r l e e k l e m l e n d i i n e inanlr). Son olarak P y t h a g o r a s ' m katabasis'i

d e amancl

bir edir. Rodoslu H i e r o n y m o s , P y t h a g o r a s ' m Hades'e i n d i i n i ve o r a d a t a n r l a r


iin syledikleri b t n k t szlerin kefaretini deyen H o m e r o s ile H e s i o d o s ' u n
r u h l a r n g r d n anlatr. 4 0 Zaten bu t r "amancl" zellikler yalnzca O r p h e u s
ve P y t h a g o r a s efsanelerine zg deildir. H y p e r b o r e o i ' l i A p o l l o n rahibi A b a r i s b i r
o k u n zerine b i n i p u u y o r d u ( 91); P r o k o n n e s o s l u Aristeas, l m l e k a n t r labilen esrimesi, a y n a n d a iki y e r d e b i r d e n g r l e b i l m e s i ve karga d o n u n a g i r e b i l mesiyle n l y d ; baz eski yazarlar t a r a f n d a n P y t h a g o r a s ' m d a h a n c e k i b i r beden-

40

hatrlama izlegi, Hint tefekkr tekniklerinde ve speklasyonlarnda nemli bir rol oynamtr; Gnostsizm de bu izlegi yeniden kullanacaktr ( 130).
Eliade, De Zlmoxs Gengis-Khan,
s. 117. Pythagoras'a ilikin mucize efsaneleri, kaynaklar
ve yakn tarihli kaynaka iin, Walter Burkert, Weshc/t und Wissenscha/t,
s. 118 vd, 133 vd,
163 vd. (= Lore and Science in Ancient Pythagoreanism,
s. 120 vd, 141 vd, 166 vd). Yine de bu
efsaneler iinde, amancl trde esrime yolculuklanna yaplan gndermeler eksiktir.
226

O R P H E U S , PYTHAGORAS VK YEN KSKATOLOJI

lenii o l a r a k kabul edilen Klazomenesli Herrotimus u zu n b i r s r e iin bedenini


terk e d e b i l i y o r d u . 4 1
Efsanevi y a a m y k l e r i n i n arasndaki benzerliklere, " O r p h e u s u l a r " m ve Pythagoraslarn reti

ve

uygulamalar

a r a s n d a k i benzerlikler

de eklenmektedir:

l m s z l k v e r u h g inanc, r u h u n Hades'te cezalandrlmas ve e n sonunda


g k y z n e geri d n m e s i , v e j e t a r y e n l i k , a r n m a l a r a verilen n e m , ilecilik. Ama
b t n b u b e n z e r ve ayn n o k t a l a r , " O r p h e u s u l u g u n " z e r k bir hareket olarak varo l m a d n k a n t l a m a z . Belli sayda " O r p h e u s u " yaz Pythagoraslarn eseri olabilir, a m a " O r p h e u s u " eskatoloji m i t l e r i n i n , inan ve ritellerin Pythagoras ve tilmizleri t a r a f n d a n icat edildiini d n m e k saflk olur. ki dinsel h a r e k e t k o u t b i r
b i i m d e , ayn Zeitgeist'in

ifadeleri olarak gelimitir. u farkla ki, Pythagorasc

m e z h e p , k u r u c u s u n u n y n e t i m i altnda kapal, batini t r d e bir cemiyet olarak


r g t l e n m e k l e k a l m a m , Pythagoraslar "eksiksiz bir e i t i m " sistemi de gelitirm i t i r . 4 2 stelik etkin siyaseti d e k k g r m e y e n Pythagoraslar, G n e y talya' n n b i r o k k e n t i n d e iktidar bir s r e ellerinde t u t m u t u r .
Ama

Pyttagoras'n asl

baars,

her eyi

kapsayc

yapda " b t n c l b i r

bilim"in temellerini a t m a s d r . Bu y a p iinde, bilimsel bilgi bir dizi ahlaki, m e t a f i zik ve dinsel ilkeyle b t n l e t i r i l m i t i ve b u n l a r a eitli "beden teknikleri" elik
e d i y o r d u . zetle bilginin h e m g n o s e o l o j i k , h e m varolusal, h e m de k u r t a r c b i r
ilevi vard. P l a t o n ' u n d n c e s i n d e , talyan R n e s a n s n m h m a n i s t l e r i n d e , Paracelsus'ta veya XVI. yzyln simyaclarnda grlebilen, geleneksel t r d e bir "btncl
bilim" sz k o n u s u y d u . 4 5 zellikle Hint ve in tbb ile s i m y a s n d a g r l e n ekliyle
bir " b t n c l bilim "di b u .
Baz yazarlar O r p h e u s u h a r e k e t i bir t r "kilise" veya Pythagoraslnrnkme b e n zetilebilecek bir m e z h e p olarak g r m e e i l i m i n d e d i r . O y s a O r p h e u s u l u u n b i r
"kilise" veya myseria'! dinleri a n d r a n gizli b i r rgt o l u t u r d u u pek inandrc
41

42

43

Bk2. Eliade, De Zah\oxis Gengis-Khan, s. 45, dipnot 44-45. Kr. a.g.y., s. 45-46, baka benzer rnekler.
ilecilik ve ahlak kurallarn mzik, matematik ve gkbilim eitimi tamamlar. Ancak bu disiplinlerin son hedefinin gizemci nitelikte olduu bilinmektedir. Gereklen de "her ey say"
ve "her ey kartlann bir uyumu" ise, yaayan her ey (kozmos da dahil, nk o da "soluk
almaktadr") birbiriyle hsmdr.
Aristoteles'ten sonra bu tr "btncl bilim"in saygnlgtn yitimes ve bilimsel aratrmann
Avrupa'da ilk parlak sonularn XVI. ve XVII. yzyllarda verecek bir youcmbilime
ynelmesi, btncl giriimin yetersizliini asla gstermez. Yalnzca yeni bir bak acs ve
farkl bir lelos sz konusudur Simya kimyann tohumu deil, baka bir anlamlar sistemiyle
uyumlu ve kimyadan baka hedefleri olan bir disiplindi.
2 2 7

D N S E L N A N L A R VE D O S N C U I . E R T A R H - II

gelmemektedir. Ayr edici nitelikleri - b i r halk hareketi olmas, a m a sekinleri de


yanna ekmesi, "erginlenme ritelleri" iermesi ve "kitaplar"a s a h i p o l m a s - onu
daha ok Hint Tantraclna ve yeni-Taoculuga yaklatrmaktadr. Bu dinsel hareketler de "kilise" o l u t u r m a z , ama kout gelenekleri temsil eden, kimisi efsanelem i bir dizi stat sayesinde n kazanm "okullar" ierirler ve ok geni bir klliyata sahiptirler. 4 4
Dier yandan "Orpheusular," arkaik dnemde Kabirler, Telkinler, Kuretalar,
Korybantlar, Daktyller gibi adlarla farkl ilevleri yerine getiren erginleyici gruplarn ardllar gibi g r n m e k t e d i r . Bu gruplarn yeleri baz "meslek s r l a r f n kskanlkla k o r u r d u (bunlar, metalurjist ve demirci, otac, k h i n , erginleyici v b mesleklerdendi). "Orpheusuluk"taki tek farkllk, m a d d e zerindeki egemenlii srdren farkl tekniklerle ilikili "meslek srlar n n yerini, r u h u n l m d e n s o n r a k i
yazgsna ilikin "srlar"m almasyd.
O r p h e u s u l u g u n saygnl Med savalarndan sonra gerilese de, ana dnceleri
- d u a l i z m , insann l m s z l , dolaysyla tanrsall, e s k a t o l o j i - zellikle Plaon'un getirdii y o r u m l a Yunan dn hayatn megul etmeyi s r d r d . A k m
"halk" iinde de yaad ("orpheotelestes"). Daha sonra, Helenistik ada, mystena'l
dinlerde baz Orpheusu anlaylarn etkisi

tanmlanabilmektedir. Hristiyanlk

devrinin ilk yzyllarnda ise, zellikle yeni-Platoncular ve yeni-Pythagoraslar sayesinde, O r p h e u s u l u k yeniden m o d a haline gelecektir. " O r p h e u s u " deneyimin
apn asl ortaya karan da, b u gelime ve yenilenme, birok dinsel bagdatrmaclga yaratc biimde m d a h a l e etme yeteneidir.
O r p h e u s figr ise, "Orpheusuluk"tan bamsz olarak, Yahudi ve Hristiyan
teologlar, Rnesans'n Hermesileri ve filozoflar, Poliziano'dan Pope'a, Novalis'ten
Rilke ve Pierre E m m a n u e l ' e k a d a r u z a n a n airler tarafndan srekli yeniden y o r u m lanmtr. O r p h e u s , Hristiyan veya aydnlanmac, r o m a n t i k veya m o d e m Avrupa'nn, u n u t m a k istemedii az saydaki Yunan mitolojik f i g r n d e n biridir (bkz. c.
III).

183. P l a t o n , Pythagoras ve O r p h e u s u l u k A. N. Whitehead'in m e h u r form l n e gre. Bat felsefesinin tarihi sonuta Platon felsefesine d l m bir dizi
dipnottan ibarettir. Platon, dinsel dnceler tarihinde de ayn oranda n e m l i bir
yer tutar: Ge antikag, zellikle IV. yzyldan itibaren Hristiyan teolojisi, lsma44

Tpk Tantraclkta olduu gibi, daha ge tarihli baz Orpheusu metinler eski bir retinin
aklamalar olarak sunulmutur; stelik bu, en azndan baz rneklerde, doru olabilir.
2 2 8

O R P H E U S . PYTHAGORAS VE YfHI KSKATOLOJI

iliye batniligi, italyan Rnesans farkl farkl b i i m l e r d e de olsa, Platoncu dinsel


g r t e n etkilenmitir. P l a t o n ' u n ilk ve en kalc vasfnn dinsel deil siyasi nitelikte olmas ise, b u olguyu d a h a da anlaml k l m a k t a d r . G e r e k t e n d e Platon adalet ve
u y u m y a s a l a n n a gre r g t l e n m i ideal siteyi k u r m a zlemini tayordu; b u sitenin
h e r sakini belirli ve zgl bir ilevi yerine getirmeliydi. Atina ve dier Y u n a n kentleri bir s r e d i r t o p l u m s a l y a p n n d o r u d a n temellerini t e h d i t eden bir dizi s i y a s i ,
dinsel ve ahlaki krizin penesindeydi. Sokrates p a r a l a n m a n n balca kayna olarak, sofistlerin r l a t i v i z m i n i ve genellemi k u k u c u l u u g s t e r m i t i . M u t l a k ve
d e i m e z b i r ilkenin varln reddeden sofistler, nesnel bilgi olaslna r t l
b i i m d e kar k y o r d u . Sokrates o n l a r n m a n t n n samaln g n na karm a k iin, k e n d i n i b i l m e y e ve ruhsal yetenekler disiplinine varan b i r y n t e m olan
maeulhe zerinde y o u n l a m t . Doal d n y a y a y n e l i k a r a t r m a l a r o n u ilgilendirmiyordu.

Ama Platon h o c a s n n retisini

t a m a m l a m a y a alt

ve b i l g i n i n

geerliliini bilimsel olarak t e m e l l e n d i r e b i l m e k iin, m a t e m a t i k r e n i m i ald. Pythagoras evrensel birlik, k o z m o s u n d e i m e y e n d z e n i ve h e m gezegenlerin hareketini, h e m d e m z i k a l skalay dzenleyen a r m o n i anlay o n u b y l e d i . 4 5 Platon,
y e r y z gerekliklerinin ilk ve d e i m e z arketipleri olan, idealar k u r a m n gelitir i r k e n , h e m sofistlere, h e m d e k u k u c u l a r a yant v e r i y o r d u : N e s n e l bilgi - n c e d e n
m e v c u t ve ezeli ve ebedi modellere d a y a n d n a g r e - m m k n d .
K o n u m u z asndan, Platon'un kimi z a m a n yaadmz d n y a n n m o d e l i olarak
idealar d n y a s n d a n - d n y a m z d a k i m a d d i nesneler e l l e r i n d e n geldiince idealar
taklit e t m e k t e d i r - sz e t m e s i , k i m i z a m a n ise d u y u s a l gereklikler d n y a s n n
idealar d n y a s n n "paras o l d u u n u " aklamas n e m l i deildir.* 6 Ama bu ezeli
ve e bedi m o d e l l e r evreni postulat bir

kez gereince ortaya k o n d u k t a n s o n r a ,

insanlarn idealar bilmeyi n e z a m a n ve nasl b a a r d k l a r n aklamak g e r e k i y o r d u .


Platon b u s o r u n u z m l e m e k iin r u h u n yazgsna ilikin baz " O r p h e u s u " ve Pythagoras retileri s a h i p l e n d i . Geri daha nce Sokrates de tek bilgi kayna olan
r u h u n paha biilmez deeri zerinde d u r m u t u . Sokrates, r u h u n " d u m a n a benzedii"

konusunda

Homeros

t a r a f n d a n da o n a y l a n m geleneksel

kanya

kar

k a r a k , " r u h u tedavi e t m e " n i n gerekliliini v u r g u l a m t . Platon o k daha ileri gider: O n a gre, en deerli ey -hayat
45

45

deil!- r u h t u r ; n k ideal ve ezeli ve ebedi

Aristoteles kurnazca, Platon ile Pythagoras arasndaki tek farkn terminoloji dzeyinde olduunu yazar (.Metafizik, 987 b, 10 vd). Ama Burkert'in de hakl olarak belirttii gibi (i.orc
and Science, s. 44), Pythagoras'a gre eyler saylardr.
Kr. Guchrie, The Greeks and Their Gods, s. 345 (= Les Grecs el kurs Dieux, s. 377); ayn yazar,
A History of Greek Philosophy, c. IV, s. 329 vd.
2 2 9

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TAKM - II

d n y a y a aittir. D e m e k k i Platon, " O r p h e u s u " - P y t h a g o r a s gelenekten, r u h g ve


y e n i d e n hatrlama (anamnesis) retisini, k e n d i s i s t e m i n e u y g u n b i r hale g e t i r e r e k
almtr.
P l a t o n a gre b i t m e k , s o n u t a , k e n d i n i y e n i d e n h a t r l a m a k a n l a m n a g e l i r . ' "
R u h , y e r y z n d e k i iki v a r o l u u a r a s n d a , idealar seyreder: Saf ve m k e m m e l bilgiyi paylar. A m a r u h y e n i d e n b e d e n l e n d i i n d e Lethe p n a r n d a n su ier ve i d e a l a n n
d o r u d a n seyri yoluyla e l d e edilen bilgiyi u n u t u r . A m a b u bilgi b e d e n l e n m i insanda gizli olarak b u l u n m a k t a d r ve felsefi alma sayesinde gncelletirilebilir. Fiziksel n e s n e l e r r u h u n k e n d i iine k a p a n m a s n a ve bir t r "geri d n " yoluyla dnya
d n d a k i v a r o l u u n d a s a h i p o l d u u ilk bilgiyi yeniden b u l u p e d i n m e s i n e y a r d m c
olur. Dolaysyla l m , r u h u n b e d e n l e n m e s i yoluyla d n e m s e l o l a r a k yitirilen ilk
ve m k e m m e l hale geri d n t r . 4 8
Felsefe, r u h a b i r kez bedenden k u r t u l d u k t a n s o n r a nasl s r e k l i olarak idealar
d n y a s n d a kalabileceini, y a n i yeni b i r

b e d e n l e n m e d e n nasl

kanabileceim

rettii l d e , b i r " l m h a z r l a d r . S o n u olarak, geerli bilgi ve Yunan kentlerini y k l m a k t a n k u r t a r a b i l e c e k tek siyaset, postulat olarak ideal ve eb ed i b i r evren ve r u h g n getiren bir felsefeye d a y a n y o r d u . 4 9
Eskatolojik s p e k l a s y o n l a r ok m o d a y d . Geri r u h u n l m s z l , r u h g ve
r u h l a r n b e d e n deitirmesi retileri bir yenilik deildi. R u h u n l m s z l n ve
y e r y z n d e b e d e n l e n m e k zere srekli geri d n d n ilk n e s r e n , M VI.
yzylda Syra'l P h e r e k y d e s o l m u t u . 5 0 Bu i n a n c n olas k a y n a n s a p t a m a k kolay
deildir. Pherekydes'in z a m a n n d a b u i n a n yalnzca H i n d i s t a n ' d a aka dile getirilmiti. Msrllar r u h u l m s z kabul e d i y o r ve eitli hayvan suretlerine girebileceine i n a n y o r d u , a m a o n l a r d a genel bir r u h g k u r a m n n h i b i r izine rastlan-

47

Kr. zellikle Mcnon, 81, c, d.

4S

Eliade, Aspecti du mvihe, s. 153-154. Bkz. ayn eser. s. 154 vd, Platoncu idealar kuram ve
anamnesis ile arkaik toplum insannn davran benzerlikleri konusunda baz gzlemler
(aynca kr. Le MylJe de l'Elemel retour. s. 48 vd).
Hintli metafiztkilerin byk bir gayTetle ruhg (samsara) retisini gelitirdikleri ama
bunu ne bilgi kuramyla, ne de siyasetle ilikilendirdikleri hatrlatlabilir ( 80).

44

50

Cicero, TuscuL, 1, 38 (= Diels, A 5). Dier referanslar iin bkz. M. L. West, Ea ly Greel Philosopky and the Orient, s. 25, dipnot 1-2. Bir dier rivayete gre, Pherekydes "Fenikelilerin gizli
kitaplari'n kullanmt; ama Pherekydes'in dncesi zerinde hatn saylr dou etkileri
bulunduu anlalmakla birlikte (West, s. 34 vd), bu iddia herhangi bir belgeye dayanmayan
bir kliedir (West, a.g.y., s. 3).
2 3 0

O R P H E U S . PYTHAGORAS VE YEN ESKATOLOII

m a z . Getler de " k e n d i n i l m s z k l m a ' n m olabilirliine


deitirmeyi bilmiyorlard.

i n a n y o r , ana beden

51

H e r n e o l u r s a o l s u n , Pherekydes'in eskatolojisi Yunan d n y a s n d a bir y a n k


u y a n d r m a m t r . R u h g ve b e d e n d e i t i r m e retisini " O r p h e u s u l u k " ve zellikle d e Pythagoras, o n u n rencileri ve ada E m p e d o k l e s h e m y a y g n i a t r m ,
h e m d e s i s t e m l e t i r m i t i r . A m a L e u k i p p o s ve D e m o k r i t o s ' u n k o z m o l o j i k speklasyonlar, s o n g k b i l i m s e i keifler ve zellikle d e P y t h a g o r a s ' m retisi, r u h u n
l m d e n s o n r a y a a m a s anlayn v e dolaysyla teki d n y a yaplarn kkten
d e i t i r m i t i . Artk y e r y z n n b i r k r e o l d u u bilindiine gre, ne H o m e r o s ' u n
y e r a l t n d a k i H a d e s ' i , n e de d n y a n n en b a n u c u n d a o l d u u varsaylan "Kutlular
Adas," m i t o l o j i k b i r y e r y z corafyas iinde k e n d i n e yer b u l a b i l i r d i . Pythagoras b i r z d e y i , "Kutlular A d a s f n n " g n e ve ay" o l d u u n u a k l y o r d u . 5 2 Yeni
b i r eskatoloji ve y e n i bir l m corafyas kendilerini yava yava kabul ettirdi:
Artk teki d n y a n n adresi olarak yldzlar d n y a s g s t e r i l i y o r d u ; gksel k k e n l i
o l d u u a k l a n a n r u h ( L e u k i p p o s ve D e m o k r i t o s ' a g r e g n e ve ay gibi "atetendi")
s o n u n d a gklere geri d n e c e k t i .
Platon b u eskatolojiye belirleyici bir katk yapt. " O r p h e u s u " - P y t h a g o r a s gelenekten bes lener e k ve baz D o u kaynaklarn da

kullanarak, ama

b t n bu

u n s u r l a r kiisel bir g r iinde b t n l e t i r e r e k , y e n i ve daha tutarl bir " r u h


m i t o l o j i s i " gelitirdi. H o m e r o s ve Hesiodos'a dayal "klasik" mitolojiyi n e m s e m e d i . U z u n b i r e r o z y o n sreci s o n u c u n d a , H o m e r o s mitleri ve tanrlar balangtaki a n l a m l a r n y i t i r m i t i . 5 3 Zaten " r u h mitolojisi" H o m e r o s geleneinde kendine
h i b i r d e s t e k b u l a m a z d . Dier y a n d a n Platon genlik d n e m i d i y a l o g l a r n d a mitos'u, logosun kart olarak k o y m u t u ; e n iyi d u r u m d a , mit k u r m a c a ile gerein
b i r k a r m y d . B u n u n l a birlikte P l a t o n bayapt l e n d e iki m i t s e l m o t i f , k o z m o goniyle ilgili Eros ve zellikle de k r e b i i m l i , ift cinsiyetli bir varlk olarak
tasarmlanan ilk insan zerinde u z u n u z u n d u r m a k t a n geri kalmaz. 5 4 A m a b u n l a r ar-

51
52

53

54

Herodotos, IV, 93 vd. Kr. 179.


Oysa ki Pythagoras'm fenaMss'ini betimleyen bir ba$ka rivayet, bir yeralt Hades'me
inanldn gsteriyordu.
Daha nce Ksenophon (doumu M 565'e doru) Homeros panteonuna, zellikle de
tannlann insanbiimli oluuna aka saldrmakta duraksamamt. Ksenophon, "btn
tannlann ve insaniann zerinde tek bir tann"y savundu; "onun ne biiminin ne de
dncesinin lmllerinkiyle hibir ortak yan yoktur" (fragman B, 23). Pindaros kadar
dindar bir yazar bile, "inanlmaz" mitleri reddeder (1. Olynpia, 28 vd).
J m 189e ve 193d.
231

DNSEL NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

kaik yapda m i t l e r d i r , ilk insann erdiiligi b i r o k eski gelenekte b u l g u l a n m t r


(rnein H i n t - A v r u p a l l a r d a ) . " Erdii m i t i n i n m e s a j o r t a d a d r : nsan, m k e m m e l lii h i atla b u l u n m a y a n bir birlik olarak alglanmaktadr. Bununla birlikte Plat o n ona yeni bir a n l a m ekler: i n s a n biimlinin kresel biimi ve h a r e k e t l e r i n i n gk
cisimlerine benzerlii; zaten b u ilk varlk da g k t e n inmitir.
Asl a k l a n m a s g e r e k e n insann gksel k k e n i y d i ; n k " r u h m i t o l o j i s i n i k u r a n zellik b u y d u . Gorgia$'ta ( 4 9 3 ) ilk kez eskatolojik bir m i t e rastlanr; beden r u h u n m e z a r d r . Sokrates b u eskatolojiyi Euripides'e ve " O r p h e u s u ' - P y t h a g o r a s
anlatlara d a y a n a r a k s a v u n u r . Burada r u h g yalnzca i m a e d i l m e k t e d i r , a m a Platoncu eskatoloji iin baat n e m e s a h i p bu izlek, y u k a r d a g r d m z gibi, Menon'da z m l e n m i t i r (81a-e). Phadon'dz

(107e), r u h u n u z u n b i r

sre

sonra

y e r y z n e geri d n d belirtilmitir. Devlet, a r k a i k " m a k r o k o z m o s - m i k r o k o z m o s "


simgeselligini y e n i d e n ele alr ve onu t a m a m e n Platonculuga zg bir y n d e , r u h ,
devlet ve k o z m o s a r a s n d a k i b e n z e m e y i gstererek gelitirir. Ama P l a t o n ' u n gl
m i t o l o j i k yaratclnn asl kant, m a a r a izleidir. 5 0
Phaidros'ta

eskatolojik g r d o r u k noktasna ular: R u h u n yazgs ilk kez bu

eserde g k l e r i n hareketleriyle u y u m l u hale s o k u l m u t u r ( 2 4 6 b v d ) . K o z m o s u n birinci temel esinin r u h u n birinci gesiyle a y n o l d u u a k l a n m t r . Ayn diyalogda iki egzotik simgeselliin k u l l a n l m a s a n l a m l d r : Arabasn s r e n bir arabacya benzetilen r u h h a k k n d a k i mitsel i m g e ve " r u h u n k a n a t l a n " imgesi. Birinci imgeye Katha U p a n i a d ' d a da (I, 3, 3-6) rastlanr; u farkla ki. P l a t o n d a g e m l e m e n i n
g l iki ac a r a s n d a k i uzlamaz elikiden k a y n a k l a n m a k t a d r . " R u h u n kanatl a n " n a gelince, insan "bu d n y a n n gzelliini seyre daldnda (vej hakiki Gzellii d n m e y e k o y u l d u u n d a kmaya balar" (249e). E r g i n l e n m e a r d n d a n kanatlarn kmasna i n ' d e , Taocularda ve Avustralya otaclarnn gizli geleneklerinde
rastlanr. 5 7 Bu imge r u h u n , kua veya kelebee benzetilebilecek, u u c u bir tinsel tz
olarak anlalmasyla u y u m l u d u r . "Uu" zeky, gizli eylerin veya m e t a f i z i k
gereklerin anlalmasn simgeler. 5 6 Hatrlanamayacak k a d a r eski zamanlara daya-

55

56
,7

58

Bu anlay. Yeni Platonculuk ve Hristiyan gnostisizminden Alman romantizmine kadar


srarla yeniden ilenecektir. Kr. Eliade, Mtphistophdis
e l'Androgyne, s. 121 vd.
Devlet, VII.
Taocular. bir insan tao'yu elde edince bedeninde telekler kmaya baladna inanrlar.
Avustralyal otaclar hakknda, bkz. M. Eliade, Les religons auuraliennes,
s. 136 vd. Yen-Platoncular. Kilise Babalan ve Gnostikler bu imgeleri yeniden ele alp gelitirecektir.
R/g Veda'da "Zek (manas) kularn en hzlsdr" denir (VI, 9, 5). "Anlayabilenin kanallar
vardr" (Pancavimca Brahmana, IV, 1, 13).
232

O R P H E U S , PYTHAGORAS VE YEN ESKATOLOJI

an b u simgeselliin kullanlmas bizi artmamaldr. Platon, arkaik ontoloji ad


verilebilecek olguyu "yeniden kefedip" gelitirmektedir: idealar

kuram,

geleneksel

maneviyata zg mkemmel lh rnekler retisinin uzantsdr.


Ti'maios'un k o z m o g o n i izlegi Protagoras

ve Jlen'in verdii baz bilgileri gelitir-

se de, yeni bir yaratm sz k o n u s u d u r ve Platon'un bu en s t n k o z m o g o n i g r s n d e , yaratc tanrnn m e v c u t yldzlarla ayn sayda r u h yarattn aklama iini
Pythagoras Timaios'un stlenmesi anlamldr. 5 9 Daha sonra "yldzlarn lmszl" k u r a m n Platon'un rencileri tamamlar. Bu Platoncu yce sentez, iine
katt " O r p h e u s u " ve Pythagoras unsurlarn da o gne dek tandklar en geni
yaytma kavumasn salayacaktr, iinde Babil katklarnn da ayrt edildii bu
reti (yldzlarn tanrsall), Helenistik adan itibaren e g e m e n olacaktr

60

Platon'un dledii siyasi r e f o r m hibir zaman t a s a n dzeyini aamad. Onun


l m n d e n bir kuak sonra. Yunan kem-devletleri. Byk iskender'in ba dnd r c ilerleyii karsnda birer birer ykld. D n y a tarihinde, bir d n y a n n sona
eriinin yeni trde bir uygarln, Helenistik ada geliecek uygarln balangcyla neredeyse i ie getii ender anlardan biridir b u . O r p h e u s , Pythagoras ve
Platon'un yeni dinselligin esin k a y n a k l a n arasnda yer almas anlamldr.

184. Byk i s k e n d e r ve H e l e n i s t i k Kltr M 3 2 3 ylnn 13 Haziran gn


iskender daha 3 3 yana girmeden Babil'de l d n d e , krall Msr'dan Pencap'a
kadar uzanyordu. O n i k i yl ve sekiz ay s r e n saltanat srasnda, Yunanistan'n,
K k Asya'nn ve Fenike'nin kent-devletlerine b o y u n edirmi, Ahemeniler mpar a t o r l u u m u fethetmi ve Porus'u yenmiti. Yine de iskender, t m dehasna ve kendisini evreleyen yar-tanrsal hleye karn - n k Zeus-Ammon'un olu kabul
e d i l i y o r d u - Bias'ta g c n n snrlarn rendi. N e h r i gemeyi ve Hindistan'a
doru ilerlemeyi reddeden o r d u ayakland ve "dnyann efendisi" onlara b o y u n
e m e k z o r u n d a kald. Urad en b y k b o z g u n b u oldu ve Asya'y "d okyanusa"
v a n n c a y a d e k fethetmeyi hedefleyen mucizevi tasars da bylece sona erdi. Bununla
birlikte skender geri ekilme emrini verdiinde Hindistan'n yakn gelecei ve genelde tarihsel dnyann gelecei oktan izilmiti: Asya artk Akdeniz etkilerine

,9
60

Tim., 41d vd.


Kr. Burkert, Lore and Sciences, s. 360. Ruhun gk ve yldzlarla iliki iinde olduu, hatta
gkten gelip oraya dnd inancn, en azndan Herakleitos ve Anaksagoras'tan beri yon
flozodan da paylamaktadr; Burkert, s. 362.
233

DNSEL NANLAR VE D j U N C R L E R TARH - 1 1

"akt"; b u n d a n byle D o u ile Ba a r a s n d a k i iletiim h i b i r z a m a n t a m a m e n kesilmeyecekti.


J . G. D r o y s e n ' i n yazd y a a m y k s n d e n ( 1 8 3 3 ) ve zellikle d e W . W . T a m ' n
kitabndan (1926) beri,

birok

tarihi

farkl,

hatta

birbiriyle

elien

alarndan s k e n d e r ' i n Asya fethinde izledii h e d e f i y o r u m l a m t r .

61

bak

Yaklak yz

elli y l d u s r e n b i r tartmay birka sayfada z m l e m e y i d e n e m e k saflk o l u r .


A m a s k e n d e r ' i n seferleri h a n g i b a k asndan d e er l en d i r i l i r se d e e r l e n d i r i l s i n ,
d e r i n ve geri d n l m e z s o n u l a r a yol atklar k o n u s u n d a h e r k e s g r birlii iind e d i r . skender'den s o n r a d n y a n n tarihsel g r n m k k t e n d e i m i t i r . Daha
nceki siyasi ve dinsel yaplar - k e n t - d e v l e t l e r v e onlarn
d n y a n n m e r k e z i ve m k e m m e l ilk

rnekler

kltrel k u r u m l a n ,

haznesi olarak

polis. Yunanlarla

" b a r b a r l a r " arasnda yok o l m a z b i r farklln kesin d o r u l u u n d a n hareketle gelitirilmi a n t r o p o g o n t - b t n b u yaplar yklr. O n l a r n y e r i n e yava yava oikilmene j k m e n ) k a v r a m , " k o z m o p o l i t " ve "evrenselci" eilimler n e kar. T m direnlere k a r n , i n s a n t r n n t e m e l d e k i birliinin kefi k a n l m a z d .
skender'in hocas Aristoteles, klelerin doalar gerei kle ve " b a r b a r l a r n
naturaliter

kleler o l d u u n u s a v u n u y o r d u . 6 2 Ama i s k e n d e r , Sus'ta iki A h e m e n i p r e n -

sesiyle e v l e n d i ve ran riteline u y a r a k yakn silah a r k a d a l a n n d a n d o k s a n n ranl


soylu ailelerin kzlaryla evlendirdi. Yine a y n ritel u y a n n c a , a y n a n d a o n b i n Mak e d o n a s k e r i n d n yapld. D a h a s o n r a iranllar o r d u d a k i ilk yerleri aldlar, h a t ta sekin b i r l i k l e r

iine

k a b u l edildiler.

M a k e d o n l a r , h k n d a r l a n n n siyasi

anlayn p a y l a m a k t a n uzakt. M a d e m ki zaferi kazanan ve fatih k o n u m u n d a b u l u n a n k e n d i l e r i y d i , "barbarlar" yenilmi h a l k l a r d a n b a k a bir ey deildi. M a k e d o n l a r


O p i s ' t e ayaklandnda - i l e r i n d e n biri "Persleri kendinize h s m ettiniz" diye kon u u n c a - s k e n d e r haykrd: "Ben hepinizi k e n d i m e hsn etlim!" A y a k l a n m a , rivayete gre 3 . 0 0 0 kiinin davet edildii bir u z l a m a leniyle sona erdi. lenin son u n d a i s k e n d e r b a r iin d u a etti ve i m p a r a t o r l u g u n d a k i b t n halklarn toplul u u n idaresine o r t a k olmasn diledi. A y n c a t m d n y a h a l k l a r n n birlikte u y u m
iinde, y r e k ve

ruh

birlii

iinde (homono/d) y a a y a b i l m e s i n i

diledi.

"Daha

n c e d e n b t n insanlarn ayn Baba'nn evlatlan o l d u u n u ve ettii d u a n n i n a n c n n

61

62

rnein A. R. Bum, R. D. Milns, F. Schachermeyr, F. Altheim, Peter Green ve R. L. Fox'un


monografilerini karlatrmak yeterli olacaktr.
Aristoteles, fragman 658. Kr. Platon, Devlet, 470c-471a. Aristoteles'in rakibi Isokrates ise
tam tersine "Helen" teriminin ank belirli bir budunsal kkten geleni deil, belli bir eitime
sahip olan ifade ettiini savunuyordu (Panegyrihos,
50).
2 3 4

O R P H E U S . PYTHAGORAS VE YEN ESKATOI.OJI

bir ifadesi o l d u u n u ve D n y a n n Uzlatrcs


g r e v l e n d i r d i i n i sylemiti."

olmas iin t a n r n n

kendisini

63

s k e n d e r hibir z a m a n Z e u s ' u n olu o l d u u n u ilan e t m e m i t i : Bununla b i r l i k t e ,


bakalar y a k t r d n d a b u u n v a n kabul e d i y o r d u . Yunanlarla Persler a r a s n d a k i
k a y n a m a y s a l a m a k iin, iran'n krala "itaat" (proskynisis) t r e n i n i ald. (Zaten
A h e m e n i h k m d a r l a r n n giysi ve terifat kurallarn daha nce b e n i m s e m i t i ) ,
iranllara gre, proskyness, trene katlanlarn t o p l u m s a l k o n u m u n a g r e deiiklikler g s t e r i y o r d u . Persepolis'teki b i r a l a k - k a b a r t m a 1. Dara'yt t ah t n a o t u r m u ve
soylu b i r ranly da o n a uzatt elini p e r k e n gsterir. A m a H e r o d o t o s alt dzeyden u y r u k l a r n h k m d a r n n d e b y k bir reverans y a p a r a k secdeye v a r d n
aklamaktadr. Bununla birlikte silah a r k a d a l a r n n d i r e n c i k a r s n d a

aran

i s k e n d e r , proskynesis'en vazgeti; aslnda ayn anda i m p a r a t o r l u u n u n tanrs o l m a


d n c e s i n i d e terk etti. 6 4 Bu d n c e n i n esin kayna F i r a v u n l a r r n e i o l a b i l i r ,
a m a Yunanistan'da g i d e r e k belirginleen baz eilimleri de hesaba k a t m a k g e r e k i r .
Yalnzca b i r r n e k verelim: Aristoteles - k u k u s u z skender'i d n e r e k - s t n
H k m d a r geldiinde, o n u n insanlarn arasnda b i r t a n n olacan yazyordu. 6 5 H e r
n e olursa o l s u n s k e n d e r ' i n Asya ve Msr'daki ardllar t a n n l a t n l m a y h i d u r a k s a m a d a n kabullenecektir.
i s k e n d e r ' i n generalleri (diadokhos)

a r a s n d a y i r m i y\l s r e n savalardan s o n r a ,

i m p a r a t o r l u k t a n geriye kalan t o p r a k l a r Makedon hanedan a r a s n d a paylald:


Asya Selefkilere, Msr Lagoslara (Ptolemaioslara), M a k e d o n y a da Antigonoslara
d t . A m a Roma M 2 1 2 ' d e n itibaren, Helenistik krallklarn ilerine m d a h a l e y e
balayacak ve s o n u n d a t m A k d e n i z d n y a s n yutacakt. M 3 0 ' d a O c t a v i u s M s r '
f e t h e t t i i n d e , y e n i oihumene

Msr ve Makedonya'dan Anadolu ve Mezopotamya'ya

k a d a r u z a n y o r d u . Ama Imperium

R o m a n u m ' u n k u r u l m a s a y n z a m a n d a Helenistik

uygarln s o n u n a iaret etti.


skender'in balatt tarihsel d n y a n n b i r l e t i r i l m e s i , ilk zamanlar H e l e n l e r i n
dou

blgelerine

doru

kitlesel

ve

Yunan

diliyle

Helenistik

kltrn

yaylmasyla gerekleti. Halk Yunancast (koinl) H i n d i s t a n ve ran'dan Suriye, Filistin, italya ve Msr'a d e k k o n u u l u p yazlyordu. E s k i veya y e n i k e n t l e r d e . Yunanlar

63
64

Tam, Alexander the Great, s. 117.


Tam, a.g.y., s. 80. skender'e bu deti yalnzca Asyallar iin geerli klmasn lavsiye eden filozof Kallisthenes daha sonralar bir komploya kart ve idam edildi. "Prosfeynes/s-tasars"
hakknda bkz. Peter Green, Akxander of Macedon, s. 372 vd.

65

Politika,

111, 13; 1284a.


235

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - II

t a p n a k l a r ve tiyatrolar y a p p , gymnasium'larn k u r u y o r d u . Y u n a n t r eitim giderek b u t u n Asya l k e l e r i n i n zenginleri ve ayrcalkllar t a r a f n d a n b e n i m s e n d i . Helenistik d n y a n n b i r u c u n d a n dierine "eitim" ve "bilgeliin" deeri ve n e m i
yceltildi. E i t i m - h e r z a m a n bir felsefe z e r i n e k u r u l u y d u - neredeyse dinsel nitelikte b i r sayg g r d . Tarihte hibir z a m a n e i t i m i n , h e m bir t o p l u m s a l y k s e l m e
yolu, h e m d e tinsel m k e m m e l l e m e arac olarak b u k a d a r p e i n d e koulmam 1 * 1
M o d a felsefeler, en bata da Kbrsl bir Sami olan Kitionlu Zenon 6 7 tarafndan
k u r u l a n Stoaclk, a m a b u n u n yan sra E p i k u r o s ve Kiniklerin (feynifeos) r e t i l e r i ,
o/fcumene'nin t m k e n t l e r i n d e e g e m e n o l d u . "Helenistik a y d n l a n m a " ad verilen olgu, h e m bireysellii, h e m de k o z m o p o l i t i z m i tevik e d i y o r d u . Polis'in g e r i l e m e s i ,
bireyi yurttala ve d i n e dair hatrlanamayacak k a d a r eski

zamanlara uzanan

d a y a n m a a l a r n d a n k u r t a r m t ; b u n a karlk b u k u r t u l u , g i z e m i ve usuz
b u c a k s z h g iinde dehet u y a n d r a n bir Ko z m o s iinde yalnzln ve yabanclam a s n ortaya k a r y o r d u . Stoaclar, kent ile evren a r a s n d a k i b e n z e m e y i gstererek, bireyi d e s t e k l e m e y e u r a y o r d u . Daha nce, s k e n d e r ' i n ada olan Diogenes, k e n d i s i n i n bir "kozmopolitte,"
bir

ifadeyle, D i o g e n e s

grmyordu).

63

bir " d n y a y u r t t a " o l d u u n u aklamt (baka

k e n d i n i hibir

kentin,

hibir

lkenin

yurtta

olarak

A m a b t n insanlarn t o p l u m s a l k k e n l e r i ve corafi k o n u m l a r ne

olursa o l s u n kozmopoltai - a y n sitenin, k o z m o s u n y u r t t a l a r - o l d u u d n c e s i n i


yaygnlatranlar Stoaclardr. 6 9 " Z e n o n , ilk e s e r l e r i n d e n olan Devlet'inde, o zamand a n beri i n s a n n a k l n d a n h i k m a y a n gz k a m a t r c bir u m u t s u n u y o r d u ; a r t k
a y n devletlere b l n m e y e c e k , tek bir

tanrsal Yasaya tabi, h e r k e s i n y u r t t a ve

b i r b i r l e r i n i n uzuvlar o l d u u tek bir b y k Kentin, i n s a n yaps yasalarla deil k e n d i g n l l katlmlaryla, rzalaryla veya Z e n o n ' u n ifadesiyle, Ak'la b i r a r a y a gelecei bir d n y a n n d n k u r u y o r d u . " 7 0

66

Bat ve Orta Avrupa'da benzer bir yce limle, zellikle de Hristiyan dnyay salkl hale getirecei ve reforma urataca umut edilen "yeni blirfin, yani yeni bir eitim ve bilimsel
aratrma ynteminin yceltilmesi iin XVII. yzyl beklemek gerekecekir. Kr. c. 111.

67

M 315'e doru Atina'ya gelen Zenon, okulunu MO 300'de "ressamlar poni"nde (ston
poikile) at. Samos'ta Atinal bir babadan doan Epikuros, M 306'dan beri Atina'da ders
veriyordu.
Diogenes Laertios, Peri Bou, Dognaton kai Apophthegmaton
[Filozoflarn Hayattan]. 6:22 Ama
yalnzca bireyin mutluluuyla uraan Kinikler, topluluu umursamyordu.
M. Hadas, "From Nationalism to Cosmopoltanism," s. 107 vd; ayn yazar, Hdlcmslic Culture,

68

69

70

s. 16 vd.
W. W. Tam, Heenistc Civilisaiion, s. 79.
236

O R P H E U S , PYTHAGORAS VE YEN ESKATOLOJI

E p i k u r o s da " k o z m o p o l i r i z r f y a y y o r d u , a m a o n u n balca amac bireyi m u t l u l u u y d u . T a n r l a r n varln k a b u l e d i y o r d u . Bununla birlikte bu tanrlarn ne


k o z m o s l a , n e d e insanlarla h i b i r ilgileri v o k t u . D n y a , t a m a m e n m e k a n i k b i r bi i m d e , b i r yaratcs ve bir a m a c o l m a d a n v a r o l m u bir m a k i n a y d . Dolaysyla insan kendisine e n u y g u n v a r o l u b i i m i n i s e m e k t e z g r d . E p i k u r o s ' u n felsefesi
ataraksia

yoluyla elde edilen d i n g i n l i k ve m u t l u l u u n , m m k n olan en iyi v a r o l u

tarznn ayrt edici niteliklerini o l u t u r d u u n u gstermeyi a m a l y o r d u .


Stoacln k u r u c u s u , s i s t e m i n i E p i k u r o s ' u n sisteminin kart olarak ekillendirdi. Zenon'a v e tilmizlerine gre, d n y a T a n r ' n m ilk t e z a h r n d e n , " T o h u m s a l
Akl" (logos spermatikos),

yani evrensel Yasay d o u r a n ate t o h u m u n d a n hareketle

gelimitir. nsan akl da b u n a k o u t olarak tanrsal bir k v l c m d a n k m t r . Tek


bir Akl p o s t u l a t n ileri s r e n bu teki oktanrllkta, k o z m o s " h i k m e t l e d o l u b i r
canldr." 7 1 Bilge kii d e r u h u n u n en derin yerinde k o z m o s u canlandran ve yneten
a y n Logos'un b u l u n d u u n u k e f e d e r (en eski U p a n a d l a r ' hatrlatan b i r anlay;
kr. 8 1 ) . D e m e k ki k o z m o s , iinde akl b u l u n d u u iin, anlalabilir ve insan kab u l e d e n bir o l g u d u r , i n s a n bilgelii kullanarak tanrsal olanla zdeleir ve kendi
yazgsn z g r c e s t l e n i r .
Geri d n y a ve i n s a n v a r o l u u nceden kesin olarak b e l i r l e n m i b i r plana g r e
gelimektedir, a m a bilge kii, yalnzca erdemli olmas ve grevlerini yerine getirerek, ksacas tanrsal iradeyi gerekletirerek z g r l n kantlar ve d e t e r m i n i z m i
aar. z g r l k (autarbes) r u h u n d o k u n u l m a z l n n kefiyle edeerlidir.

Ruh,

d n y a y a ve bakalarna kar d o k u n u l m a z d r ; i n s a n ancak k e n d i n e zarar v e r e b i l i r .


R u h u n b u ekilde yceltilmesi ayn z a m a n d a insanlarn t e m e l d e eit o l d u u n u n
b e y a n d t r . Ama z g r l e k a v u m a k iin d u y g u l a r d a n k u r t u l m a k ve h e r e y d e n "beden, m l k , an, kitaplar, e r k l e r " - vazgemek g e r e k i r , n k insan "arzulad
h e r eyin klesidir," i n s a n "tekilerin

klesidir." 7 2 Mlkler ve arzular = klelik

d e n k l e m i , H i n t retilerini, zellikle d e Yoga ve B u d i z m i akla g e t i r m e k t e d i r ( 143


vd,

156 v d ) . Ayn ekilde E p i k t e t o s ' u n Tanr'ya

l a y o r u m . Ben seninle eitim!"

73

seslenirken,

"ayn

akl

pay-

diye h a y k r m a s , saysz Hint k o u t u n u artr-

m a k t a d r . H i n d i s t a n ' n ve Akdeniz d n y a s n n metafizikleri ve s o t e r i y o l o j i l e r i aras n d a k i b e n z e r l i k l e r m i l a t t a n n c e k i ve sonraki ilk yzyllarda oalacaktr. Bu tinsel g r n g n n a n l a m n a ileride dneceiz.

71
72
75

Sticot-um veterum Jragmeua.


Epiktetos, IV, 4, 33.
11, 16, 42.

1, no. 171 vd; 11, no. 441-444 vd.

237

DNSEL N A N L A R VE D N C E L E R TARH - II

Helenistik dinlere zg yenilikler de, tpk y e n i felsefeler gibi, b i r e y i n k u r t u l u u n u a m a l y o r d u . E s k a t o l o j i k v a h i y ve e r g i n l e n m e y i g e r e k t i r e n kapal cemiyetler oald. Eleusis m y s t e r i a ' l a n n m erginleyici anlats (kr. bl. XII), l m l e
karlap o n u y e n m e k l e n y a p m t a n n l a r etrafnda odaklanan farkl mysteriasophia'c

d i n l e r t a r a f n d a n y e n i d e n ele alnp boyutlandrlacakc ( 2 0 5 ) . Byle

tanrlar insana daha y a k n d ; o n u n tinsel ilerlemesiyle ilgileniyor ve k u r t u l u u n u


salyorlard. Helenistik mysteria'larn cann ve tanralarnn - D i o n y s o s , sis, Osiris, Kybele, Attis, M i t h r a - yan sra, baka tanrlar da a y n n e d e n l e r l e h a l k arasnda
t u t u l d u : Helios, Herakles, Asklepios bireyi k o r u r ve ona y a r d m eder. 7 4 Tanrlatr l m krallar bile geleneksel tanrlardan daha etkili g r n m e k t e d i r : Kral "kurtar c r d r (sofer), "yaayan yasa"y (nomos empsychos)
Yeni mysteria

a h s n d a temsil e d e r .

d i n l e r i n i n a y n edici zelliini o l u t u r a n Yunan-Dogu bagdatr-

maclg, ayn z a m a n d a s k e n d e r ' i n yenilgiye uratt D o u n u n g l tinsel tepkisini yanstr. D o u , ilk ve en s a y g d e e r "bilgeler"in vatan o l a r a k y c e l t i l m i t i r ;
h i k m e t sahibi statlarn batini retileri ve k u r t u l u y n t e m l e r i n i en iyi k o r u d u k l a r yer b u r a s d r , i s k e n d e r ' i n Hint b r a h m a n l a n ve ilecileriyle yapt tartmalar k o n u alan ve zellikle Hristiyanlk d n e m i n d e ok yaygnlk k a z a n a c a k efsane, Hint " b i l g e l i f n e d u y u l a n neredeyse dinsel hayranl y a n s t m a k t a d r . Gerek
(zgl tarih anlaylaryla u y u m l u ) baz kyamet k a v r a m l a r , gerek yeni b y ve
m e l e k b i l i m f o r m l l e r i , gerekse Ge ve teki dnyaya yaplan e s r i m e yolculuklarnda e l d e edilen o k sayda "vahiy" h e p D o u d a n yaylacaktr (kr. 2 0 2 ) .
Helenistik an dinsel y a r a t m l a r n n n e m i n i ileride zmleyeceiz ( 205).
imdilik, d i n l e r tarihi a s n d a n b a k l d n d a , s k e n d e r ' i n balatt ve R o m a mpar a t o r l u u m u n t a m a m l a d tarihsel d n y a n n birletirilmesi
d n y a s n d a t a r m n y a y l m a s n n getirdii birlie

iinin, neolitik ag

benzetilebilecegini e k l e y e l i m .

Neolitik adan m i r a s kalan gelenek krsal t o p l u m l a r d z l e m i n d e , k e n t merkezlerinden

gelen etkilere k a r m , binlerce yl s r m b i r birlik o l u t u r u y o r d u . A v r u p a

ve Asya'nn t a r m t o p l u m l a r n d a aka g r l e n b u tem el tektiplilikle karlatrld n d a , M I. binyln k e n t t o p l u m l a n hatr saylr bir dinsel eitlilik s u n u y o r d u . (Bunu a n l a m a k iin, birka D o u , Yunan ve Roma k e n t i n i n dinsel yaplarn
k a r l a t r m a k yeterli olacaktr). A m a Helenistik ada o/fcumene'nin dinsellii son u n d a o r t a k bir dil k u l l a n m a y a balayacakt.

74

Bkz. Cari Schneider, Kulturesch/cfJe des Heliemsmus, 11, s. 800 vd; 838 vd, 869 vd.
238

ELETREL KAYNAKA

180. Metinler O. Kem, OrjMicomm

Fragmenta

iinde (Berlin, 1922) yaymlanmtr; ksmi

eviriler iin bkz. W. K. C. Guthrie, Orpheus and the Greek


1952), s. 59 vd, 137 vd ve G. Arrighetti, Frammenti

Religion (Londra, 1935; 2. bask,

Orjici (Torino, 1959). Orpheus ilahilerinin

iyi bir yaym iin, bkz. G. Quandt, Orphei Hymni (Berlin. 1941); G. Faggin'in bol yorumlu ksmi
evirisi: Jnn Ofci (Floransa, 1949). Aynca bkz. G. Dottin, Les Argonauiques

d'Orphte

(Paris,

1930).
Kaynaklann eletirel zmlemesi, birbirinden lamamen farkl bak alanyla. Guthrie,
Orpheus, s. 29 vd ve l. M. Linforth, The Arts of Orpheus'da (Califomia Univ. Press, 1941),
gerekletirilmitir. R. Bhme'nin Orpheus,

der Snger und s cine Zeit adl eseri (Bem ve Mnih.

1970) en eski metinsel bilgileri yeniden titiz bir incelemeye tabi tutmaktadr. Aynca bkz. K. Zegler, "Orphische Dichtung," Pauly-Wissowa, Realencyklopadie,

c. 28, XVIII, 1942, st. 1321-

1417.
Modem eserlerin 1922 tarihine kadar tam bir kaynakas. Kem, Orphicorum

Fragmenta,

s.

345 ve devamnda derlenmitir; bu kaynaka, P. Nilsson, "Early Orphism and Kindred Religious Movements" (Opuxu1a

Selecta,

c. 11. Lind, 1952, s. 628-683; HIR, 28, 1935, s. 181-

230'da yaymlanm bir makalenin geniletilmi yeniden basm), dipnot 1, s. 628-630'da


1942'ye kadar gncellenmtir. Daha yakn tarihli aratrmalar iin, bkz. K. Prtmm, "Die Orphik im Spiegel der neueren Forschung," Zeitf.

Katholische

Theologie,

78, 1956, s. 1-40. Orphe-

us ve Orpheusuluk hakkndaki zengin klliyat iinden, unlar sayalm: E. Mass, Orpheus: Ufersuchungen zur Griechischen,

Rmschet, Atchn'st/cfen Jenseilsdchtung und Religion

(Mnih,

1895); Otto Kem, Orpheus: Eine Religionsgeschkhiliche Uniersuchung (Berlin. 1920); A. Boulanger, Orphie:

Rapportsdel'orphisme

et du christianisme

Macchioro, Zagreus: Studi intorno aU'orjsmo

(Paris, 1925), zellikle s. 17-67; Vittorio

(Floransa, 1930; temkinli bir ekilde bavurulmas

gereken bir kaynak); P. Boyance, Le cul/e des Muses (1937), s. 33-61; Nilsson, "Early Orphism..."; ayn yazar, Gesckichte

d Griech. Rel,

c. I (3. bask, 1967), s. 678-699, c. 11 (2. bask,

1961), s. 246-431; Guthrie, Orpheus and fhe Greek


Gods, s. 307-332; 1. Linforth, The Arts of Orpheus;

Religion; ayn yazar, The Greeks


E. R Dodds, The Greeks

(Berkeley, 1951), s. 146 vd; R Pettazzoni, La religion dans la Grice antique


108-131; Lois Moulinier. Orphte
tuci, Sag'o sul misticismo

e! Vorphisme

a l'tpoque

classique

and Their

and the Irraional


(Paris, 1953), s.

(Paris, 1955); Dario Sabba-

greco (Roma. 1965), s. 69-126; Walter Burkert. "Orpheus und die

Vorsokratiker.'Amfeeu'uJAkmfland, 14, 1968, s. 93-114; ayn yazar, Griechische

Religion der

archaschen und hlassischcr Epocle (Stuttgavt, 1977), s. 440-447 ("Orpheus und Pythagora").
Daha nce Strabon ve Plutarkhos'un ileri srd Orpheus'un Trak asll olduu sav, E.
Rohde (Psychd), E. Mass (Orpheus) ve P. Perdrizet (Cultes ei mylles du Pang(e,

1910) tarafndan

yinelenmitir. Ama A. Boulanger hakl olarak u saptamay yapmtr: "Orpheusulugun en ayrt


edici zelliklerine: gnah bilinci, arnma ve kefaret gereksinimine, cehennem azaplarna Iraklarda asla rastlanmamtr" (Orphie,

s. 47, dipnot 1). Aynca bkz. R. Bhme, Annales

Univ. Saravi-

ensis iinde, 6, 1956, s. 3 vd. A. J. van Windeken "Hyperboreoi'liler"in balangta Orpheusu

2 3 9

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I - 11

eilimli bir dinsel grup olduunu,

daha

sonra

varsaymaktadr; kr. "Hyperboreens," Rhcinische

mitsel bir halk

Museum,

olarak

gsterildiini

100, 1957, s. 164-169.

Ksa sre nce M. Detienne, Eurydike'nin kaybolmas mitinin Farkl bir okumasn
nermitir; kr. "Orphee au miel" (Quaderni

Urbinat di ukura

Oassica,

no. 12. 197], s. 7-23), s.

17 vd. Orpheus'un ldrlmesi V. yzyl ressamlarnn gzde korulanndan biriydi; kr. Guthrie, Orpheus, s. 64-65 ve ek. 4, Levha IV ve Moulinier, s. 14, dipnot 2 (Sr John Beazley, Attic
Red-Ftgures

Vase-Painling?

katalogundan [Oxford, 19421 hareketle hazrlanm liste). Orphe-

us'un vazolarda tasvir edilen ba iin, kr. Guthrie, Levha 5. ek. 7 (a), s. 35 vd.
181. Bir mezara (sema) konur gibi bedene (soma) hapsedilmi ruh konulu Platoncu mit ve
b u n u n Orpheusulukla ilikileri Uzenne, kr. farkl alardan yaplm su zmleme ve yorumlar: Guthrie, Orpheus,

s. 214 vd; ayn yazar, The Greeks and Ther Gods, s. 311 vd; Linforth,

The Aro o/Orpheus, s. 147 vd; Perceval Frutiger, Les Mylhes de Platon (Paris, 1930), s. 259 vd;
F. Cumont, Lux Perpetua

(Paris, 1949), s. 245 vd; Moulinier, Orphee et l'orphisme,

s. 24 vd.

"Orpheusu hayat" zerine, bkz. Guthrie, Orpheus., s. 263-266; Dodds, The Greeks and The
rrational,

s. 149 vd.

Orpheusu mistik anlay zerine, bkz. Dario Sabbatuci, Saggio su! mistcismo greco, s. 41
vd. Orpheusu vejetaryen uygulamalarn anlam konusunda, bkz. Guthrie, Orpheus, s. 197 vd;
Sabbatuci, a.g.y., s. 69 vd; Marcel Detienne, "La cuisine de Pythagore," Archives
Religons,

no. 29, 1970, s. 141-162; ayn yazar, Les Jardins

ctAdons

de Socio/ogie

des

(Paris, 1972), s. 85 ve

birok yerde.
Orpheusu teogoni ve kozmogoni anlatlarna ilikin belgeler Guthrie, Orpheus, bl. IV; Alderinck, Criss and Cosmogony:

Post-Mortem Exs(ence in the Eleusniat and Orphic

Mysteries

(yaymlanmam tez, Chicago niversitesi, 1974), bl. Vl'da evrilmi ve yorumlanmtr. Aynca
kr. R. Mondolfo, "Intomo al contenuto dell'antca teogonia orfica," R/visa di Filologla

Oassi-

ca, 59, 1931, s. 433-461, F. Dmmler, "Zu orphische Kosmologie," Archiv J. Gcsch. d. Phil. 7,
1948.
Fenike ve Msr kozmogonileriyle benzerlikler iin, bkz. Ugo Bianchi, "Protogonos," SMSR
1957, s. 119 vd; ayn yazar, RHR 1961, s. 26 vd; S. Morenz, Aegypten

und die altorphische

Kos-

mogonie (1950).
Williba!d
Schpjungsmythus

Staudacher,

Die

Trennung

hei Hes'od und den Orphiker

von

Himmel

und

Erde:

Em

vorgriechischer

adl kitabnda (Tbingen, 1942; yeni bask,

Darmstadt, 1968), birincisi Gece motifine (Eudemos ve Platon, Timaios,

40c ve 41a), dieri ise

ilk yumurta izleine dayanan (Aristophanes, Kular, 650-713, Hieronymus ve Hellanicos) iki
zgn Orpheusu kozmogoni ayrt ediyor; Rhapsodra'lann kozmogonilerinde bu iki anlat i
ie geirilmitir (s. 85 vd). 1962'de bulunan Derveni papirs, Zeus'un kozmogoniye ilikin
gcn ve mutlak hkmranln ycelten bamsz bir kuramn varln ortaya karmtr.
Derveni papirs S. C. Kapsomenos tarafndan yaymlanm ve Walter Burkert tarafndan Almancaya evrilmitir: "Orpheus und der Vorsokratiker. Bemerkungen zum Derveni-Papyrus
und zum pythagoreischen Zahlenlehre," Aniihe und Abendland,

2 4 0

13 (1967), s. 93-114 (eviri, s.

O R P H E U S , PYTHACORAS VE \ ' E N | ESKATOLOJ

94-96) ve R. Merkelbach. "Der orphische Papyrus vot Derveni," Zctlschrfi


Epigaphik,

/lir Papyvlogy

und

1 (1967), zellikle s. 23-30 (eviri). Aldernck de yorumlu bir ngilizce eviri

yapmtr: a.g.y., bl. IV.


Zeus'un balarna yldrmlar indirdii Titanlarla ilgili mitler zerine, bkz. c. I, 124.
nsanlarn Titanlarn kllerinden dogmas saysz tartmaya yol amtr. Nilsson, Gcschichtc

d.

grtech. Rel, 1, s. 686 vd, mitin eskiliini kabul etmektedir; buna karlk Linforth, Arts, s. 331.
bu anlatnn yan belirlemeyi salayacak hibir irandnc unsur bulunmad kansndadr.
Moulinier'nn an eletirisi (a.g.y., s. 44 vd), olumsuzluu aka belli bir sonuca varmaktadr:
"Dionysos'u yiyen Titanlar mitinin bizim doumumuzla ilintisini ilk fark eden Pltarkhos olmutur: Et yiyen insanlar da Titanlar gibi cezalandrlacaktr" (s. 59, De es :c;ne, s. 996 e'ye
dayanmaktadr; Kem, Orph. Frag. no. 210, s. 231). Buna karlk Dodds mite yaplan tm
gndermeleri hesaba kattnda, "Platon ve seslendigt kitlenin yknn tamamn bildikleri sonucuna kar kmann zor olduunu" kabul etmektedir (s. 156; kr. s. 176, dipnot 132 ve
135). Dodds, Ksenokrates'in tanklna belli bir nem verir. Bu bolme ilikin tartma iin,
kr. P. Boyance, "Xenocrate et les Orpbiques," Rcv. des etudes anciennes, 50, 1948, s. 218-225.
J. C. G. Srachan, "Who Pid Forbid Suicide at Phaedo

62bT (Clossical Quatcrly, zel say 20,

1970, s. 216-220), Ksenokrates'in parasnn Orpheusu bir kaynaktan tretildigini belirtiyor. Zaten Olympiodoros da, Plaon'un eserinin "Orpheus'un yazlantn yanklaryla dolu olduunu" doruluyor (ad Phae. 70c; Kem, Or./r., 224). Aynca bk2. H. Jeanmare, Dionysos, s.
391 vd. Ugo Banchi, Zagreus milini ve Yasaar'n "Titanlarn eski doas" zerine 701c-d
blmn, insanst varlklann iledii ve insan varoluundan daha eski bir "ilk gnah" olarak
yorumluyor; kr. "Pche originel et peehe antecedent," RHR 170, 1966, s. 118 vd.
182. Orpheusu yeralt dnyas zerine, bkz. Kem, R. E., "Myserien," sut. 1287; Cnont,
Ltx perpetua.

Paris, 1949, s. 245 vd; M. Treu, "Die neue 'orphische' Unterweltbesehreibung u.

Vergil," Hcrmes,

82, 1954, s. 24-51. Orpheusu eskatoloji hakknda, bkz. Guthrie, p/cus, s

164 vd, 183 vd; R. Turcan, "L'me-oiseau et l'eschatologie orphique," RHR 155, 1959, s. 3340; Walter Burkert. Lore and Science m Anaent Pythagonsm (Carubndge, Mass.. 1972), s. 125 vd
(zgn bask: Weisheit und Wtssenscha/t, Nremberg, 1962).
Yeniden bedenlenme konusundaki Platoncu kuram hakknda, bkz. R. S. IMuck, "The Piaedrus and Reincamation," Amenca jouotl oj Phlology, 79, 1958, s. 156-164; ayn yazar,
"Plato, Pindar and Metempsychosis," a.g.y., s. 405-414.
talya ve Girit'te bulunan altn levhalarn Orpheusu kkenli olduu dncesi 1930'a kadar genel kabul grm, ama daha sonraki u almalarda bu gre itiraz edilmitir'
Wilamowitz. Glaube
Mtmorial

Lagrange

des Hellenen,

II, s. 202 vd; A Bouianger, "Le salut selon l'Orphisme,"

(Paris, 1940), s. 71; ayn yazar, Orphie

et l'Orphisme,

s. 23; Ch. Picard,

"Remarques sur l'Apologue dit de Prodicos," Rmearchtologique, 6. dizi, c. 42, 1953, s. 23; G.
Zuntz, Persephone.

Three

Essays on Religion and Thought

m Magna Craeca

(Oxford, 1971), s.

318 vd (ama bkz. R. Turcan'n eletirisi, RHR Nisan 1973, s. 184). Artk bu yapraklarn
"Orpheusu-Pythagoras kkenli" olarak anlmas konusunda grus birliine vanlmtr; bkz
Konrad Ziegler vd, "Orphische Dichtung," RE, c. 18, 2, sut. 1386-1388; Guthrie, Orpheus,
241

s.

D N S E L NANLAR VE DUONCEt.ER TARH - II

171-182: F. Cumont, Lux Perpetua,


Pythagoreansm,

s. 248, 406; VValter Burkert, Science and Lore in Ancicnt

$. 113, dipnot 21 (kaynakayla birlikte).

Metinler, Diels-Kranz, Die Fragmenteder

Vorsohratker,

1 B 17-21 ve Kem, Orp. Fr., 32'de

yaymlanmtr. ngilizce evinler: Gilben Murray, "Cntical Appendix on the Orphe Tablets," J.
Harrison, Prolegomena

to the Study of Greek

Religion iinde, s. 664-666 ve Guthrie, Orpheus, s.

172 vd. Altn levhalardaki metinlerin en iyi yaym ve en gl metin zmlemesi Gnther
Zuntz, Persephone,

Three Essays on Religion and TTougft in Magna Graecia,

s. 275-393'tedir (ya-

zar, bu metinlerin Pythagoras kkenli olduu kansndadr).


"lnn susuzluu" zerine, bkz. Andre Parrot, Le "Refrigerium"
1937); M. Eliade, "Locum refrigerii...," Za\moxii.
basks), s. 204 vd; G. Zuntz, Persephone,

dans l'au-de!

Vemant'n

mythiques de la mfmore en Grtce" balkl makalesini de (Journal de Psychologie,

"Aspects

1959, s. 1-

29) kullanarak, Eliade, Aspects du mythe, s. 147 vd; kr. Mareel Detienne, Les maltres
ancienne

(2962

s. 370 vd.

Antik Yunanistan'da "unutma" ve "bellek" zerine, bkz. j.-P.

dans la Grice

(Paris,

1, 1938. s. 203-208; Th. Gaster. Thespis

de verile

(Paris, 1967). s. 9-27 ("airin bellei"), s. 125 vd, ok zengin bir kay-

nakayla birlikte.
Empedokles kendisini, "tannsal ikametten srlm serseri" diye tantyordu: "Eskiden erkek ocuk da oldum, kz ocuk da; bir al ve bir ku oldum, denizde dilsiz bir balk oldum"
(Katharmoi

lAnnmalarl, fragman 117). Empedokles, Pythagoras'tan

sz ederken

onu

"olaanst bir ilim sahibi" diye tanmlyordu; nk "ruhunun btn gcyle uzand yerden on, yirmi insan hayat boyunca bana neler geldiini, ne

olduunu

kolaylkla

grebiliyordu" (a.g.y., fragman 129; kr. Ettore Bignone'un yorumu, Empcdock, Torino, 1926,
s. 483 vd). Hint yoginleri ve n'leri nceki hayatlanndan bazlarn hatrlyordu, ama hepsini bilen yalnzca Budha'yd. Bu ifade, yalnzca Budha'nn her seyi bildiini sylemenin bir biimidir;
kr. Eliade, Le Yoga, s. 186 vd. Samanlarn da nceki varolularn hatrlama iddias tadn
ekleyelim, bu da sz konusu uygulamann arkaklgm gsterir; kr. Eliade, Mythes, rfvcs et
m^sl^res, s. 21.
Prokonnesoslu Aristeas efsanesinin ozu Herodotos, IV, 4'te nakledilmitir. Aristeas kentte
Prokonnesos] bir basmac dkknna girmi ve orada dp lmt. Basmac dkknn
kapatp yaknlarna haber vermeye gitti. Aristeas'n olm haberi kentte yaylrken kente gelen
Kyzikos'lu biri Aristeas'a Kyzikos yolunda rastladn syledi. Bu arada lnn yaknlar cenazeyi kaldrmak iin dkkann kapsn ap ieri girdiklerinde, ieride Aristeas'n ne lsn ne
de dirisini bulabildiler. Bu olaydan alt yl sonra Aristeas Prokonnesos'ta ortaya kt; beraberinde maceralann anlatt bir destan da getirmiti: "Ruhu Phebus tarafndan ele geirilen"
Aristeas, Issedon'lann lkesine kadar gitmi ve orada onlarn komular olan Arimaspesler ("tek
gzl insanlar") ve Hyperboreoi'liler hakknda bilgi toplamt. Sonra ikinci kez ortadan kayboldu, ama Herodotos iki yz krk yl sonra Gney italya'daki Metapontum'da grndn
ve kent sakinlerinden, Apollon adna bir sunak

yapmalann ve bu

sunan yanma

"Prokonnesoslu Aristeas adnda bir heykel" koymalann istediini ekler. Aristeas. Apollon'un
talya'da urad tek yerin Metopontum olduunu ve kendisinin de tannya karga biiminde
elik ettiini sylemi. "Bu szlen syledikten sonra, gzden kaybolmu." Burada amancl n2 4 2

ORPHELLS PYTHAGORAS VE YEN ESKATOIOJ


teligj belirgin birka zellii aklmzda (ualm: lmle kanurtlabilen esrime hal, ayn anda iki
ayr yerde grnme, bir karga biiminde grnme. Ansteas zerine, bkz. Eliade, De Zalmoxis a
Gengs Khart (Paris, 1970), s. 45, dipnot 44 ve Burkert, Lore and Science, s. 147-149'da kaytl
kaynakalar. J. D. P. Bolton, Ansteas of Proconnesus adl kitabnda (Oxford, 1962), efsanenin
"tarihselci" bir yorumunu sunar. Baka bir efsanevi kiilik olan Klazomenes'li Hemotmus da,
bedenini yllar boyunca terk etme gcne sahipti. Bu uzun esrime srasnda, uzaklara yolculuk
ediyor ve geri dndnde gelecegi bildinyordu. Ama bir gn cansz yatarken dmanlan bedenini yakt ve ruhu bir daha asla geri dnmedi (kr. De Zalmoxts...,

s. 45. dipnot 45).

Giritli Epmendes, Phormion ve Leonymus efsanelerinde de baz "amancl" zellikler


tanmlanabilmektedir (kr. De Zalmcms...,

s. 46; Burkert, a.g.y., s. 152). Baz bilginler bunlara

Pamenides ve Empedokles adlann da eklemitir. Daha nce H Dels, Parmenides'in iirinde


betimledii mistik yolculuu Sibirya amanlannn esrime yolculuklarna benzetmiti; bu konu
eitli kantlarla birlikte, Meuli, Morrison, Burkert ve Guthrie tarafndan da yeniden ilenmitir
(kr. De Za]moxts...,

s. 46 ve dipnot 48-50). Empedokles'e gelince, Dodds ona ait metin

fragmanlarnn "bir Yunan amannn neye benzedii

konusunda

belli bir

kavram

oluturmamz salayan birinci elden tek kaynak" olduunu yazar (The Crecks and the Irrational, s. 145). Bu yorum Charles H. Kahn tarafndan reddedilmitir: "Empedokles'in ruhu, Hermotimus ve Epimenides'inkiler gibi, bedenini terk etmez. O, Abaris gibi, bir okun stne binerek yolculuk etmez, ya da Aristeas gibi bir karga biimine brnmez. Hibir zaman ayn anda
iki yerde birden grlmemitir; hatta Orpheus ve Pythagoras gibi ller dyanna bile inmez"
("Relgon and Natural Philosophy in Empedocles' Doctrine of the Soul," Archiv j Cescchchle
der Pklosophie,

42. 1962, s. 3-35, zellikle s. 30 vd). Bununla birlikte Empedokles de baz

by sel gleriyle tannr: Frtnalar denetleyebilir ve yamur yagdrabilir (fragman 111, kr.
Burkert'tek dier referanslar, a.g.y., s. 153-154). Bu uygulama Trk, Mool ve izlanda
amanlanna zgdr; kr. John Andrew Byle, "Turksh and Mongol Shamanism in the Middle
Ages" (Folklore,

83, 1972, s. 177-193), s. 184 vd; Stefan Einarsson, "Harp Song, Heroic Po-

etry..." (Budklavlen,

42, Abo 1965, s. 13-28), s. 25-26, Bunun, szcn dar anlamnda ama-

nizrnm snrlan dna taan bir uygulama olduunu ekleyelim.


Pythagoras "amanizm" zerine, bkz. Burkert, s. 120 vd (zengin bir kaynakayla birlikte); j. A. Philip, Pythagoras and Early Pythagoreanism
La notion de Damon dans le pythagorisme

(Toronto, 1966), s. 159 vd; M. Detienne,

ancien (Paris. 1963), s. 60 vd.

iki Pythagoras kategorisi -ocusmatcier ("alt" kategori olarak kabul edilir) ve matlematc/'ler (Mridin batini ilmini temsil ederler)- arasndaki farkllklar zenne, bkz. Burkert. a.g.y.,
s 166 vd, 192 vd. Aynca kr. M. Detienne, "Des confrenes de guerriers la societ
pythagoncenne," RHR 163 (1963), s. 127-131.
Bir "mezhebin" veya Orpheusu gizli cemiyetlerin varl, Guthrie, Orpheus, s. 203 vd ve
Cumont, Lux Perpetua,

s. 240, 244, 405-406'da kabul edilirken, Gruppe ve VVillamovvtz'n

ardndan, Festugiere de bu gre kar kmtr ("L'orphisme et la leende de Zagreus," Rfvte


Btblitjue, 44, 1935, s. 366-396). Bununla birlikte Orpheusu "gizli gruplar," Tantrac mritlerin
en az o kadar gizli cemiyetlenne benzetilebilir.

2 4 3

DNSEL N A N L A R VE D $ N C E L E R

T A R H - II

183. Platon milleri hakkndaki zengin kaynaka iinden, u incelemeleri sayalm: Kari Reinhardt, Plator's Mythen (.Bonn, 1927); Perceval Frutger, Les Mythes de Platon (Paris, 1930); P M. Schuhl, Etudes sur la jabulation

platonkienne

(Paris, 1947); Ludwig Edelstein, "The Function

of he Myh in Plato's Phlosophy," Journal oj Hslory oj deas, 10, 1949, s. 463 vd; W. J. W.
Koster, Le mythe de Platon, de Zarathoustra et <ks Chaldeens (Leiden, 1951); Paul Friedlnder,
Plato, I (Princeton, 1958, 2. bask, 1969), s. 171-212.
Syra'l Pherekydes ve onun kozmoloji, antropoloji anlaylar zerindeki olas Dogu etkileri
hakknda, bkz. M. L. West, Early Greek Pllosoply and tke Orient (Oxford, 1971). s. 1-75.
Ruhun gksel lmszl inanlar hakkndaki eski kaynaklar ve modem eletirel incelemeler Walter Burkert tarafndan parlak bir biimde zmlenmitir: Lore and Science in Anctcnt
Pythagonsm,

s. 358 vd. Louis Rougier'nin bu dncenin kkeninin dinsel hayal gcnde

deil, "Pythagoras'n astronomik devrimi'nde aranmas gerektiini ne sren yorumu (feriine astronomique

de la croyance pythagoraenne

en l'immortalire teleste des dmes. Kahire, 1935, s.

21 vd), Burkert tarafndan eletirel bir gzle irdelenmi ve reddedilmitir (a.g.y., s. 358, dipnot
41).
Pythagoras ve Platon felsefeleri arasndaki benzerlikler zerine, bkz. Burkert. a.g.y., s. 4 3
vd, 53 vd, 81 vd. Pythagoras bir belge olarak yorumlanan Timaios zerine, bkz. Burkert,
a.g.y., s. 64 vd. 84 vd. Platon zerindeki olas Dogu etkileri joseph Bidez, Eos ou Platon et
l'Onent (Brksel, 1945), bl. 5 ve 9 ile bu tur etkilerin varlna kar kan Jula Kerschensteiner. Platon und der Orient (Sttgart, 1945), s. 147 ve devamnda tartlmtr.
Daha yukarda (dipnot 46), Platon'un bir imgesiyle ("ruhun kanatlan") Hint dncesi
arasndaki benzerlie dikkat ekmitik. Plator'da, tpk Smkhya Yoga ve Vedanta'da olduu
gibi, "szde erdemler'in ruhun en stn yetenei olar ezeli ve ebedi varln huu iinde seyri
yannda degersizletgini de ekleyelim (Dcvkt, IV, 428 vd). Mkemmel bilgenin devi zincirlerinden kurtulup zgrlemek iin isel yaamn mkemmelletirmektir. Gerek Varl
ynelik en yksek ilim insan zgrlemeye gtrr; Tann'y tanmak tannsal olmaktr.
Anamnests retisinin hi beklenmedik bir koutuna da iaret etmekte yarar var. Tpk Platon'un Moo'da rettii gibi (81), Avustralyallar iin de l'ilmefe, hatrlamaktr. Aday,
erginlenme srecinde, zamann balangcnda totem atalarnn etkinliklerini anlatan mitleri
renir. Daha sonra kendisinin de bu atalardan birinin yeniden bedenlenmesi olduunu renir. Belirli bir kahramann mitolojisinde, kendi masals yaamyksn, balang andaki
baarlarn kefeder. Baz maddi nesneler (kayalar, tjurunga'lar vb), onun yeryzndeki daha
nceki anl varoluunun kantlardr. (Platon'a gre, dsal nesneler ruhun yer-st varoluu
srasnda paylat bilgiyi yeniden edinmesine yardmc olur). Aruntalarda erginlenmenin en
son aamas, gen adamla kutsal nesne (.tjunnga) arasndaki mistik zdeliin, adayn babas
tarafndan aklanmasdr. "Gen adam, u nesneyi gr. O senin kendi bedenindir. O senin daha nceki varoluunda dolarken sahip olduun ata kimliidir. Sonra dinlenmek iin yandaki
kutsal maaraya indin" (T. G. H. Strehlow, Relg/ons Australennes, s. 103 vd).
Baka bir yerde. Yunan mitlerinin anma srecinin bir taslan karmtk (kr. Aspects du
mythe, s. 186 vd). Ksenophanes'ten (MO 565'e doru dodu) baz fragmanlar hatrlatalm:

2 4 4

O R P H E U S , P V T H A C O R A S V E YFCNL E S K A T O L . O J I

"Homeros ve Hesiodos'un sylediklerine gre, tanrlar insanlarn utan verici bulaca her turlu
eyi yapmaktadr: zina, hrszlk, karlkl olarak birbirlerini aldatma" (B 11, B 12). Tanrlarn
insanbiimli oluunu kurnazca eletirir: "Eer kzlerin ve atlarn ve aslanlarn ellen olsayd ve
elleriyle insanlar gibi tablolar yapp, eserler iretebilselerdi, atlar atlara benzeyen tann figrleri,
ve kzler de kzlere benzeyen iann figrleri izerler ve onlara kendi bedenlerini
atfederlerdi" (B 15).
Yine de Homeros ve Hesiodos mitolojisi tum Helenistik dnyann bilgili insanlannn ilgisini
ekmeye devam ediyordu. Ama mitler artk kelimesi kelimesine ak anlamlaryla kabul edilmiyordu: imdi onlarda "gizli anlamlar," "satr aralannda gndermeler" (hyponoiai; attegona

terimi

ise daha ge bir dnemde kullanlmaya balanmtr) aranyordu. zellikle Stoaclarn gelitirdii alegorik yntem sayesinde, Homeros ve Hesiodos Yunan sekinlerinin gznde
"kurtarld" ve Homeros tanrlar yksek bir kltrel deeri korumay baard. Bir dier
yntem, Euemerosulk da, Homeros panteonunun ve mitolojisinin kurtarlmasna katkda
bulundu. M III. yzyln banda. Euemeros felsefi yolculuk biiminde bir roman yazd: Hiera
anagraphe

(Kutsal Tarih). Bu eser hemen ve ok byk bir baan kazand. Euemeros, taunlarn

kkenini kefettiine inanyordu: Onlar, tannlatnlm eski krallard. Bu da Homeros'un


tanrlarn korumann "akla" bir yoluydu. Bu tanrlar artk bir "gereklie" kavumutu: Bu
gereklik tarihsel nitelikteydi (daha dorusu tarihncesine ilikindi); onlarn mitleri ilk
krallann kahramanlk destanlannn siliklemi veya hayal gcyle dnme uratlm
anlarn temsil ediyordu.
Platon'un ekillendirdii "ruh nitolojisi"nin ekiciliinden asla bir ey yitirmediini eklemekte yarar var. Ama baz Platoncu mitlerin alegorik yorumu yalnzca bilginlerin ilgisini ekmitir.
184. iskender'in hayatnn ve yaptklarnn toplu bir sunumu iin, bkz. W. W Tam,
Alexander

the Great, 2 c. (Cambridge, 1948; bnnci cilt 1956'da yeniden baslmtr; ikinci cilt

bir kaynak incelemesi ve birok ek bolm iermektedir); A R. Bum, Alexander

the Great and

the Hellenistic World (gzden geirilmi 2. bask, New York, 1962); F. Schachermeyr, Alexander
der Grosse: frgenium und Macht (Viyana, 1949); F. Altheim, Alexander

und Asien; Geschichte

eines

geistiges Erbe (Tbngen, 1953; Fr. ev. Alexandre

et I'Asie, Payot, 1954); R. D. Milns, A!exander

the Great (Londra, 1968); Peter Green, Alexander

the Great (Londra, 1970; gzden geirilmi

ve geniletilmi yeni bask: Alexander


Alexander

oj Macedon,

Pelican Books, 1974); Roln Lane Fox,

(he Great (Londra, 1973). Peter Green ve R L. Fox'un eserleri zengin eletirel kay-

nakalar iermektedir; ayrca Droysen, Tam ve iskender'in dier baz yaamykusu


yazarlarnn tarihyazm nvarsaymlannn zmlenmesine de yer verilmitir. C. T. Griffth,
AlexaiKer he Great: The Mai Problems adl eserinde (Cambridge, 1966), en yetkin uzmanlarn
imzalarn tayan yakn tarihli baz incelemeleri yeniden yaymlamtr. C. A. Robinson, E. Badan ve G. Walser'in (bu sonuncu yazarn makalesi - "Zur neueren Forschug ueber Alexander
den Grossen," s. 345-388- 1956'da yaymlanmt) katklarn da sayalm. Ayrca bkz. j. R. Hamilton, Plutarch: A!exander. A Commentay

(Oxford, 1969).

2 4 5

D N S E L I N A N U R V E D N C E L E R T A R H - II

Genel tarih iin, bk2. P. Jouguet, L'impralisme

macedonien et l'heenisation

1926); G. Glotz, P. Roussel ve R. Cohen, Histore grecque, c. IV: Alexandre

de l'Orient (Paris,
et l'helUnisation

<fu

monde ancique (Paris, 1938; 2. bask, 1945); M. Rostovzeff, Soc/ctl and Economic History of the
HeUenistic VVorld, I-III {Oxford. 1941; gzden geirilmi yeni bask, 1953).
Helenistik uygarlk hakknda, bkz. W. W. Tam, HeUenistic Civilization

(Londra, 1927; yazar

ve G. T. Griffith tarafndan gzden geirilmi 3. bask, 1952); Moses Hades, Hellemsti'c Cuhurc:
Fuson and Diffusion (New York, 1959); ayn yazar, "From Nationalism to Cosnopolitanism," ,/otma! of the History ofldeas, 4, 1943, s. 105-111; Cari Schneider, Kulurgcscfclte des Helknismus, II (Mnih, 1969); eksiksiz bir kaynakann da yer ald (s. 989-1106) antsal bir eserdir.
Schneider, Helenistik uygarln tarihinde drt evre ayrt eder: 1) M 280'e kadar olan
dnemin zgl nitelikleri, ilk evrensel Helenistik tann olan Serapis'in ortaya k, byk
tanrlara hanedanlarn koruyucular olarak taplmas gibi unsurlardr; 2) M 280-220 Helenizm'in en parlak adr; 3) Gerilimler ve eskatolojik kayglar ann (M 220-168)
zelliklen, kyamet metinlerinde, Msr ve Asya kkenli mystena-sopha

tapmlarnda ve Dony-

sosulukta grlen patlamadr; 4) M 168-30 arasndaki Roma fethi sresince birok tapnak
yklr veya yamalanr, rahipler srlr vb.; ama Helenistik dinsel gelenekler erginlenme nitelikli dinsel merkezlerde yaar: Eleusis, Samothrake, Andana, Delos (s. 770-772; ayrca bkz. sonu blmndeki sentez, s. 963-988).
Helenistik ada Yakndou hakknda, bkz. Samuel K. Eddy, The Kmg is Dead: Studies m
the Near Eastern Ressatce to Heliensm, 334-33i B.C. (Lincoln, 1961); F. E. Peters, The Harvest
of Heliensm: A History of the Near East from Alexandcr

the Creat to the Triumph of Christianity

(New York, 1970).


Hkmdarlarn tannlatrlmas hakknda, bkz. daha ileride 205.
Yunan eitiminin yaygnlamas hakknda, bkz. H. 1. Marrou, Hisloire de l'education

dans

l'anticjute (Pans, 1948; 2. bask, 1965), s. 139 vd; W. W. Tam, Heestic Cvljation, s. 268 vd;
M. Hadas, HeUenistic Cuiture, s. 59 vd; C. Schneider, Kulturgeschichte des Heemsmus, 1, s. , 5
("Jugend und Erziehung").
Tevrat Yahudiligiyle Helenistik "aydnlanma" arasndaki karlama XXV. bolmde, zellikle
de 202'de zmlenecektir. Ayrca bkz. Tam, a.g.y., s. 210 vd; M. Hadas, a.g.y., s. 30 vd, 72
vd.
Helenistik ada din zerine kaynaka XXVI. blmde, 205-210'da kaytldr.
W. W. Tam'n ifade ettii gibi: "Helenistik dnyann felsefesi Stoaclkt; geri kalan her ey
ikincildi" (HeUenistic Gvil'zaton, s. 326). Metinler H. von Amim, Sto/corum veferum fragmenta,

l-

IV (1903-1905, 1924; yeni bask, Stuttgart, 1968) iinde yaymlanmtr; talyanca eviri: N.
Festa, Frammenti
Frammenti

degii Stoici antichi (1932-1935, yeni bask, Hildesheim, 1971)veR. Anastasi, I

moraii di Cnsippo (Padua, 1962); Fr. ev. E. Brehier, Les Stoiciens (Paris, 1962); aynca

kr. M. Pohlenz'in Almanca evirisi: Stoa und Stoiker (Zrih, 1950).


M. Pohlenz'in eseri hl temel kaynak niteliindedir: De Stoa, l-II (Gttingen, 1948-49; 2.
bask, 1964; talyanca eviri, Floransa, 1967). Ayrca bkz. J. M. Rist, Stoic Philosophy (Cambridge, 1969); C. Rodis-Lewis, La morale stoclenne (Paris, 1970); R. Hoven, Storisme et stociens face

2 4 6

ORPHEUS. PYTHAGORAb Vfc YENl ESKATOLOjl

au probleme

de l'au-dela

(Paris, 1971) ve Leon Robin'in kaydeuigi kaynakalar. La pcnsic

grecque et Jcs orgines de l'esprit scienCifique (yeni bask, 1973), s. 477-478 ve P. M. Schuhl,
a.g.y., s. 501-503.
Epikuros'ur fragmanlar Hermann Usener tarafndan derlenmitir: Epicurea (1887, yeni
bask. Roma, 1963). Ayrca bkz. C. Arrighetti, Epicuro: pere (tpkbasm ve italyanca evirileri,
Torino, 1960). Konumuz asndan, olduka geni eletirel edebiyat iinden A. J. Festugere'm
eserini saymakta yarar var: Epicure et ses dieux (1946; 2. bask, 1968).
Kinikler hakknda temel kaynaka iin. bkz. L. Robn, a.g.y., s. 464-465.
Helenistik ada Aristoteles'in felsefesi zellikle bilimsel bir saygnla sahipti; ama ortaada Hristiyan, islam ve Yahudi teolojileri zerinde hatn saylr bir etkisi olacaktr. Aristoteles'in metafizii de Smkhya Yoga'dakini hatrlatr. nsan bir bedenden (soma), ruhtan (psykhe)
ve akldan (nous) oluur (de anima, 429a, 23). Akl-ruh ezelden beri vardr ve "insan olutuu
anda dardan onun" iine girer (gen. anim. 136 b, 28). Akl-ruh insann canl organizmasna
akndr ve psiik etkilerin eriemeyecei bir yerden bu organizmay ynetir; ona "insan iindeki tannsal" unsur denir (de anima, 408 b, 29). Nitekim nous, Aristoteles'e gore mutlak, koulsuz, ezeli ve ebedi gereklik olan Tanr'ya benzer; Tanr "hareketsiz" olduu iin etkinlii tamamen tinsel dzeydedir (Ethifca ntfe., 1178 b, 7-22; de caelo, 292 b, 4 vd). Ayn ekilde akl-ruhun da tek etkinlii dnmektir. nsan kiiliini akl-ruh belirlemez. Danya kaytsz ve
yalnzca kendine denk akl-ruhun bal grld kiiliklerle hibir ilgisi yoktur. Domad
iin lm de bilmez (de caeio, 279 b, 20). lm kageldiginde, nous yeniden nceki haline
kavuur. Ama bizim bu bedensiz varolu tarzn bilmemiz, hatta hayal edebilmemiz
olanakszdr; akl-ruhun hibir aklc etkinlii ya da ans yoktur; ona atfedilebilecek tek
yklem olmak'tr (de anima, 408 b, 18 vd). Dolaysyla teki dnyada insan zgrleme istei
duyamaz ve lmszlk inanc anlamszlar. ite Aristoteles retisinin bu bolm ortaada
saysz tartmaya yol amtr.
Bir yandan Upaniadlar ve Vedanta'nn atman in doas zerine speklasyonlaryla; dier
yandan da Smkhya Yoga'da purua'nn yaps ve yazgsyla olan benzerlikleri bir kez daha
vurgulayalm (kr. 141). Bununla birlikte Aristoteles'in retisiyle Hint metafizik anlaylan
arasndaki temel bir farkll da belirtelim: Hint metafiziinde ruhun (atman, purua) kurtuluu
beraberinde zbilinci ve stn mutluluu getinr (kr. scctannda).
skender ve Hindistan zerine, bkz. H. G. Rawlinson, Inercourse
Westem

betwcen

India and the

Worid (2. bask, New York, 1972); A. K. Narain, "Alexander and India," Greece and Ro-

me, 12, 1965, s. 155-165; F. F. Schwartz, "Neue Perspeetive in den griechsch-ndischen


Beziehungen," Orientalistische

Literaturzeitung,

67, 1972, s. 18 vd.

Hindistan ile Bat arasndaki ilk kltrel temaslar zerine, bkz. Le Yoga'da (yeni bask,
1972) kaytl kaynaka, s. 419-420; unlan ekleyin: F. F. Schwartz, "Candragupta-Sandrakottos. Eine historische Leende in Ost und West," DasAlterttm, 18,1972, s. 85-102; H. Scharff,
"The Maurya Dynasty and the Seleucids," Zeitj. vergkichende

Sprachjorschung,

85, 1971, s. 211-

225. F. F. Schwartz'n makalesi, "Arrtan's Indike on India: Intenton and Reality" (Easl and

2 4 7

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

West,

25, 1975, s. 180-200), bu sorunun incelenmesine yaplm en son katklar

tanmaktadr.
iskender'in brahmanlarla syleilerine ilikin anlatlar hakknda, bkz, Friedrich Pfister,
"Das Nahleben der Ueberlieferung von Alexander u. den Brahmanen," Hentes, 68, 1941, s.
143-169; Gnther C. Hansen, "Alexander u. den Brahmanen," Ko, 43-45, 1965, s. 351-380;
J. D, M. Derrett, "Greece and India: the Milindapanha,

tle Alexander-rornance and the Gospels,"

Zeiif. Rdigions und Cesto^escfcfte," 19, 1967, s 33-64; ayn yazar, "The History of 'Palladius'
on the Races of India and the Brahmans," Classica et Meiaevalia,

2 4 8

21,1960, s. 64-135.

XXIII. BLM

MAHAKASYAPA'DAN NGRCUNA'YA
BUDZM TARH

185. lk Blnmeye Kadar Budizm Budha'nm ardl olamazd. Yasay (dharma)


aklam ve cemaati (samgfa) kurmutu; imdi Yasay derleyip toparlamak, yani
Kutlu Kiinin vaazlarn derlemek ve dinin kurallarm saptamak gerekiyordu.
Byk mritler, Sriputra ve Maudgalyana lmt. 1 Ytrmibe yl

boyunca

stadn sadk hizmetkr olan Ananda ise, arhat deildi: Meditasyon tekniklerinde
ustalama zamann bulamamt. 500 arhat'tan

oluan bir konsil toplama giriimi,

Budha'nn ok takdir ettii, ama sevimli nanda'nn aksine kat ve hogrsz bir
karaktere sahip Mahksyapa'dan geldi.
Herkesin zerinde gr birliine vard

rivayete gre,

konsil Rcagriha

yaknndaki byk bir maarada, stad'n lmn izleyen yamur mevsiminde


topland ve toplant yedi ay srd. Kaynaklarn ou Mahkyapa ile Ananda
arasnda yaanan ciddi gerilimden sz eder. Arhat olmad iin Ananda'ya konsile
katlma hakk verilmemiti. Ananda inzivaya ekildi ve ok ksa srede azizlie
eriti. Konsile o zaman kabul edildi veya baka versiyonlara gre, bir keramet
gstererek maaraya girip Yoga glerini kantlad. Zaten onun bu toplantda
bulunmas vazgeilmez bir kouldu; nk stad'n btn sylevlerini dinleyip ezberlemi tek kii nanda'yd. Ananda, Mahkyapa'nm sorularna yant verirken
onun sylevlerini ezberden okudu. Bu yantlar Stra klliyatn oluturur. "Disiplin
sepeti"ni (Vinaya

pitaka)

oluturan metinler ise bir dier mrit, Upli tarafndan

aktarld.
Sylendiine gre, Mahksyapa ksa bir sre sonra Ananda'y Kutlu Kii'ye hizmet ederken yapt birok (be veya on) hata nedeniyle sulad. Bunlarn en
nemlileri, rahibelerin cemaate kabul edilmesini desteklemek ve Kutlu Kiiden
mrn iinde bulunulan kozmik dnemin sonuna kadar uzatmasn isteme grevini yerine getirmemekti (kr. 150). Ananda herkesin ortasnda gnah karmak
1

Kutlu Kii'den yalnzca alt ay once len Sriputra. bhifckhu'lar zerinde byk bir nfuz sahibiydi: "Hikmet" ve ok eitli konularda derin bilgi sahbt olmak anlamnda hepsini
ayordu. Baz okullar onu, Budha'dan sonraki en saygdeer aziz olarak kabul ediyordu.
2 4 9

D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R A K H -

zorunda kald, ama sonunda zaferi kazand ve samgha'nn en ileri gelen kiisi oldu.
m r n n geri kalann (40 veya parinirvna'dan

sonra en azndan 24 yl) hocasnn

rneini izleyerek, yani yolculuk edip insanlara Yol'u vaaz ederek geirdii sylenir.
Budizmin, Rcagriha konsilinden sonraki tarihi iyi bilinmiyor. Sonraki yzylda
samgha'y ynettii belirtilen bakeilerin farkl listeleri geerli bilgiler vermiyor.
Kesin gibi grnen olgu, Budizmin batya doru yayld ve Dekkan'a girdiidir.
Disiplin'in (Viraya) yorumlanmasmdaki farkllklar ve reti konusundaki ayrlklar da muhtemelen oalmtr. Parinirvna'dan

yz veya yz on yl sonra olduka

ciddi bir kriz yeni bir konsil toplanmasn gerektirdi. Ananda'nn mritlerinden
Yasas, Vaisli keilerinin tavrn, zellikle de altn ve gm kabul etmelerini ok
yakksz bulmaktayd. 700 orhat'n Vaisli'de toplanmasn salad. Konsil sulanan uygulamalar mahkm etti ve sanklar bu karar kabullenmek zorunda kald. 1
Ama uyumazlklar agrlaarak srd ve MO IV. yzyln ortalarna gelindiinde farkl "mezhepler" ortaya km gibiydi. Vaisli konsilinden birka yl sonra
Mahdeva adnda bir kei, Ptaliputra'da arhat'lk koullaryla ilgili ok cretkr
be sav ileri srd: 1) Bir arhat ryasnda batan kabilir (yani Mra'nn kzlar
onda bir cinsel boalmaya yol aabilir); 2) bir arhat'z

cehalet hl vardr 3) ve

kukular da vardr; 4) Yol'da bir bakasnn yardmyla ilerleyebilir; 5) Younlamay baz szler syleyerek salayabilir. Arhat'n neminin bu ekilde azaltlmas kendilerini "yaarken kurtulmular" olarak grenlerin abartl kibrine kar
bir tepkiyi yanstyordu. Cemaatler hzla Mahdeva'mn yandalar ve kartlar olarak ikiye blnd. Pataliputra'da toplanan konsil, samgha'nn "be nokta" yandalar
ve onlara muhalif olanlar arasnda blnmesini engelleyemedi. Be noktay destekleyenler kendilerinin daha kalabalk olduunu ileri srerek Mahsmghika Ibyk
konseyi adn ald; muhalifler ise geleneklere bal olanlarn, eskilerin (sthavira)
yolunu temsil ettikleri iddiasyla kendilerini Sthaviralar diye adlandrd.

186. Byk iskender'den A Soka "ya Bu ilk blnme belirleyici ve sonras iin
de m e k oldu; nk onu baka ayrlklar izledi. Samgha'nn birlii onanlmaz bir
biimde yklm, ama bu d u r u m Budizmin yaylmasn engellememiti, ilk blnmeyi izleyen yirmibe yl boyunca Hindistan'n gelecei asndan benzersiz bir
^

Bu ikinci konsil, eidi disiplin kitaplarnda (Vinaya Pitaka) nakledilen son tanhsel olaydr.
Bundan byle Budizmin tarihi paral ve dank bir biimde, daha ge doneme ait eserlerde
anlatlacaktr.
2 5 0

MAHAKSYAPA'DAN NAGARCUNA'YA BUDZM TARH

neme sahip iki olay yaand. lki, Byk skender'in istilasyd; bu istila, bundan
byle Helenistik etkilere ak hale gelen Hindistan asndan belirleyici sonulara
yol at. Yine de tarihe kar umursamaz, tanhyazm bilincinden yoksun Hindistan
ne skender, ne de onun mucizevi giriimi hakknda hibir any saklamad. Hint
folkloru, ancak ok daha sonradan dolama giren masals efsaneler (szde "Iskendername") yoluyla eski tarihin bu en olaanst macerasnn bilincine vard. Ama
Bat ile yaanan bu ilk gerek bulumann sonulan ok gemeden Hint kltr ve
siyasetinde hissedildi. Gandhra'nn Yunan-Budist heykelcilii bunun yalnzca bir
rneidir, ama Budha'nn ilk insan biimli tasvirini ne kard iin nemlidir.
kinci kayda deer olay andragupta (? M 320-296) tarafndan Maurya hanedannn kurulmasyd. Bu prens genliinde iskender'i tanmt. Kuzeybatnn
birok blgesini yeniden fethettikten sonra Nandalan yendi ve Magadha kral oldu.
andragupta ilk Hint "lmparatoriuu"nun temellerini att; torunu Asoka ise bu imparatorluu geniletip salamlatracakt.
M III. yzyln balannda, Sthaviralarm Budizmi kabul ettirdii bir brahman
olan Vtsputra, ruhgleri iinde kiiliin (pudgala) sreklilii retisini savunuyordu (kr. 157). ok glenen bir mezhep kurmay baard. Sthaviralar ksa bir
sre sonra, ASoka'nm saltanatnda, bazlarnn ileri srd gemi, imdiki ve gelecek eyler, "her ey mevcuttur" (sarvam asti) kuram yznden yeni bir blnme
yaad. Asoka bir konsil toplad, ama bir sonu kmad. Yenilikiler "Sarvstivdin" adn ald. Hkmdar onlara dman olduu iin, Kamire sndlar, bylece Budizmi Himalayalar'n bu blgesine de soktular.
Budizm tarihinin byk olay Aoka'nn bu dini kabul etmesiydi (M 274'ten
236'ya veya bir baka hesaba gre M 268'den 234'e kadar hkm srmt). Kendi itiraflarna gre (13. fermanda yazldr), Kalingalara kar kazand zaferden
sonra, Aoka ok sarslmt. Bu savata dman 100.000 l ve 150.000 esir vermiti. Ama on yl nce Moka daha da iren bir cinayet ilemiti. Babas Kral
Bindusra'nn lmek zere olduu anlalnca kardeini ldrtm ve iktidan ele
geirmiti. Bununla birlikte karde katili bu acmasz fatih, "Hindistan hkmdarlarnn en erdemlisi ve tarihin byk simalarndan biri olacakt" (Filliozat). Kalingalara kar kazand zaferden yl sonra Budist oldu. Yeni dinini aka ilan etti
ve yllarca kutsal yerlere hac ziyaretleri yapt. Ama ASoka, Budha'ya olan derin
ballna karn, byk bir hogr sergiledi. Imparatorluundaki dier dinlere
kar cmerte davrand ve onun vaaz ettii dharma, hem Budist hem de Brahmanc
zellikler tayordu. Kaya zerine oyulmu 12. ferman "Tanrlarn dostu, dost

2 5 1

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R I M I - II

bakl Kral Priyadarsi, her tr inantan kiiyi, tm mezhep yelerini ve ruhbandan


olmayanlar aralarnda ayrm gzetmeksizin armaanlarla ve deer verdiini gsteren eitli iaretlerle onurlandrr. Lakin armaanlardan

ve onurlandnlmalardan

ok, her tr inanca sahip olanlar arasnda temel niteliklerin geliimine deer
verir." 3 Sonuta, evren egemeni hkmdarn, mkemmel temsilcisi olduu eski
kozmik dzen anlay sz konusudur. 4
Bununla birlikte byk Mauryalann sonuncusu olan ve Hindistan'n neredeyse
tamamna hkmeden bu kral ayn zamanda Yasann ateli bir yaycsyd; nk onu
insan doasna en uygun yasa olarak kabul ediyordu. Baktria, Sogd lkesi ve Seylan'a kadar misyonerler gndererek, Budizmi her yere yayd. Rivayete gre, Seylan,
onun olu veya en kk kardei tarafndan Budist yapld. Bu gelime hatr saylr
sonulara yol at; nk bu ada gnmze dek Budist olarak kalmtr. ASoka'nn
misyonerlik etkinliine kazandrd atlm, Mauryalann ardllarndan gelen basklara ve skit halklarnn istilalarna karn, sonraki yzyllarda da srd. Budizm
Kamir'den Dou iran'a srad ve Orta Asya zerinden in'e (MS I. yzyl) ve Japonya'ya (VI. yzyl), ylat. Milattan sonraki ilk yzyllarda Bengal ve Seylan zerinden Hindiini, Endonezya ve Filipinler'e girdi.
"Btn insanlar benim ocuklanmdr. Nasl ki kendi ocuklarmn hem bu
dnyada, hem teki dnyada btn iyilik ve mutluluu bulmasn diliyorsam,
btn insanlar iin de ayn eyi diliyorum." Asoka byle demiti. Onun, dinin birletirdii bir imparatorluk -yani Dnya-

d kendisiyle birlikte sona erdi.

lmnden sonra Maurya imparatorluu hzla geriledi. Ama ASoka'mn mesihi


inanc ve Yasay yaymak iin gsterdii eneji Budizmin evrensel bir dine dnmesini, Asya'nn kabul ettii tek evrensel kurtulu dini olmasn m m k n kld.

187. gretisel Gerilimler ve Yeni

Sentezler

ASoka mesihi

siyasetiyle

Budizmin evrensel zaferini salamt. Ama Budist dncenin atlmnn ve yaratclnn

kaynam baka yerde aramak gerekir.

nce "speklasyoncular"la

"yoginler" arasndaki gerilim dikkate alnmaldr; bu gerilim her iki tarafta da


hatr saylr bir yorum ve retinin derinletirilmesi almasna yol amtr.
Sonra din kurallarn ieren metinlerdeki kuramsal nitelikteki uyumazlklar, hatta

evirenler N. A. Nikam ve Richard McKeon, The Ei'cts of Aioka, University of Chicago Press,
1959.
Budizmin geleneksel Hini dncesinin birok temel dncesini kabul ettiinin bir baka
dolayl kantdr bu.
2 5 2

MAHAKSYAI'A'DAN NAGARCUNA'YA BUDZM TARH

elikiler nemlidir; bunlar mritleri srekli olarak kaynaa, yani stad'n retisinin temel ilkelerine dnmek zorunda brakyordu. Bu eski metinleri yorumlama
abas, dnceye hatr saylr bir zenginleme getirdi. "Fikir ayrlklar" ve
"mezhepler" aslnda stad'n retisinin bir "ortodoksluk" iinde son noktasna
ulatrlamayacagnm veya skolastik bir anlay iinde kat bir ereveye sokulamayacann kantyd. 5
Son olarak da, btn dier Hint dinsel hareketleri gibi, Budizmin de, Budist olmayan deerleri srekli zmseyip kendi iine katmas anlamnda, "badatrmac"
olduunu hatrlatmak gerek. Bunun rneini bizzat Budha vermi, Hint mirasnn
byk blmn kabul etmiti. Sz konusu olan yalnzca karman ve samsra retisi, Yoga teknikleri ve Brhmana ile Smkhya tr zmlemeler deil, -onlar kendi bak asndan yeniden yorumlama pahasna- btn Hindistan'a yaylm mitolojik imgeler, simgeler ve izleklerdi. rnein saysz gk ve yeralt kat, buralarn
sakinleri ve geleneksel kozmoloji muhtemelen daha Budha zamannda kabul edilmiti. Kutsal emanetler tapm, parinirvna'dar hemen sonra kendini kabul ettirdi;
kukusuz baz tannm yoginlerin kutsal saylmas bunun ncllerini oluturuyordu. Stpa'larn evresinde zgnlkten yoksun olmayan, ama ana hatlaryla yine de
Budizmden daha eski bir kozmolojik simgesellik biimlenmitir. Birok mimarlk
ve sanat antnn yok olmas, eski Budist klliyatn byk bir blmnn kaybolmasyla birleince, kesin zamandizinleri yaplmasn engelliyor. Ama birok simgeselligin, dnce ve ritelin, kendilerini dorulayan belgesel tanklklardan kimi
zaman yzyllarca daha eski olduu da tartma gtrmez.
Yeni "okullar"m yanstt felsefi yaratcla, zellikle ruhbandan olmayanlar
iinde gerekleen ve daha ar ilese de ayn lde yaratc bir "badaurmaclk"
ve btnleme sreci denk der. 6 Budha'nn veya azizlerin kutsal kalntlarn veya
kutsal nesneleri barndrd kabul edilen stpa, muhtemelen ceset yakldktan sonra
kllerin gmld tmlsten tremitir. Bir taraanm ortasnda, tavafn yapld yuvarlak bir koridorla evrili kubbe ykseliyordu. Caitya, belli sayda direi
ve bir giri sofasyla onun evresini dolaan bir galerisi olan kutsal yerdi. Drt
taraf duvarla rl kk bir hcrede eitli malzemelere yazl metinler bulunurdu. Zaman iinde caitya, tapman kendisiyle kartrld ve sonunda kayboldu.

Her okulun ve her mezhebin kendi skolastisizmini gelitirme zorunluluu hissettii dorudur. Ama bu sistemletirme srecini balatan ve besleyen zgn felsefi yaratmlard.
Bunu bir "halk" grngs olarak deerlendirmemek gerekir; nk esin kaynan ncelikle geleneksel Hint kltrnn temsilcileri oluturmaktadr.
2 5 3

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I - U

Tapm secdelerden ve ritel selamlamalardan, tavaftan ve iek, tr, emsiye vb


sungularndan oluuyordu. Buradaki aykrlk -artk bu dnyayla hibir ilikisi
kalmam bir Varla tapma- yalnzca grntedir; nk stpa iinde yeniden
hakiki klnm Budha'nn "fiziksel bedeni'nin izlerine veya tapnan yapsnda
simgelenen "mimari bedeni"ne yaklamak. retinin zmsenmesiyle, yani onun
"kuram amal bedeni'nin, dharma'nn sindirilmesiyle edeerlidir. Daha sonra
Budha heykellerine ynelik tapm veya onun varlyla kutsallam eitli yerlere
yaplan hac ziyaretleri (Bodh-Gay, Srnth vb), ayn diyalektikle gerekelendirilir;
Samsra'ya

ait eitli nesneler veya etkinlikler, Uyanm Kii'nin yce ve geri

dndrlemez kurtarc eylemi sayesinde inanann selamete ermesini kolaylatrabilir. 7


Kutlu Kii yzyllar boyunca ve muhtemelen lmnn hemen sonrasndan itibaren insan suretinde tasvir edilmedi ve onu temsilen ayak izine, aaca, arka
tapnld. Bu simgeler Budha'nn misyonerlik etkinliini, Uyan Aacn, "Yasa
arknn harekele geiriltnesi'ni artrarak Yasay mevcut klyordu. Milattan hemen sonra ilk Budha heykelleri yapldnda (Gandhra'nn Yunan-Hint heykelleri),
insan figr zdeki simgesellii glgelemedi. Paul Mus'n gsterdii gibi, Budha
imgesi. Veda sunann dinsel deerlerini devralmt. Dier yandan Budha'larn (ve
ayn dnemin, I.-V. yzyllarn Hristiyan sanatnda sa'nn) bann evresindeki
ltl hle Ahemeni dnemine ait bir ilkrnekten, zellikle de Ahura Mazda'nn
ltl hlesinden tremitir. (Zaten bu ilkmek de eski Mezopotamya anlaylarnn uzantsdr; kr. 20). Budist ikonografide ise, simgesellik zellikle Budha'nn yaradlnn kla zdeliini vurgular. Daha nce de grdmz gibi (
81), Rig Veda'dan beri k, "ruh"a en uygun imgesel ifade olarak kabul edilmiti.
Manastrlarn (vihra) kurulmasyla birlikte keilerin hayat baz deiimler
geirdi. Bizi ilgilendiren tek deiim reti ve bilgelik eserlerinin oalmasdr.
ok byk sayda kayp kitaba karn (bu nedenle birok okul ve mezhep hakknda
neredeyse hibir ey bilmiyoruz), Pali dili ve Sanskritedeki Budist klliyat etkileyici bir orandayd. 8 "Yce greti"yi -"nc sepet"i (Abhidharma Pitakah- oluturan metinler, M 300-MS 100 arasnda yazlmt. Bu klliyat, Stralarm biemiyle elimektedir; aklc, didaktik, kuru, kiisellememi eserler. Budha'nn ars

En eski rivayete gre, Budha parinirvna'dan nce, kendisine inananlarn yzyllar boyunca
sunaca btn ballk ve sungulan kabul etmitir; kr. Vasubandhu, AbhidharmakoSa. IV. s.
236-246.
Bu klliyatn yalnzca bir blm Tbete ve ince eviriler iinde korunabilmitir.
2 5 4

MAHAKASYAPA'DAN NAGARCUNA'YA BUDZM TARH

yeniden yorumlanarak felsefi bir sistem biiminde sunulmutur. Ama yazarlar


Stralarda bol miktarda bulunan elikileri aklamaya urar.
Tabii ki her mezhep kendine ait bir abhidharmakosa'ya

sahiptir ve "Yce -

reti"nin farkl versiyonlar arasndaki ayrlklar yeni uyumazlklara yol amtr.


Getirilen yenilikler kimi zaman nemli boyuttadr. Bir rnek verelim: Balangta
nirvna yalnzca "birleik olmayan" (asamshrta) btnd, ama artk okullar, birka
istisna dnda, uzay. Drt Hakikati, Yol'u (mrga), pratitya

samutpda'y

(koul-

landrlm ortak retim), hatta baz Yogac "murakabeleri" "birleik Olmayan"n


dzeyine ykseltir. Arhat

ise baz okullara gre daha aa duruma debilir, baka

okullara gre ise bedeni bile stn derecede ardr; kimileri embriyon aamasnda
veya dteyken bile arhat

olunabileceini ileri srer, ama bu tr retiler baka

stadlar tarafndan sert bir biimde eletirilmitir.


Budhabilimin yeniden yorumlan ise sonular itibaryla daha nemlidir. Sthaviravdinlere gre, Skyamuni kendini

Budha

yapm,

dolaysyla "tanr" olmu bir

insand. Ama baka din limlerine gre, Budha-Skyamuni'nin tanhsellig kk


drc bir olguydu: lk olarak, byk bir tanr nasl tanr haline gelebilirdi?
kincisi, n/rvna's iinde kaybolduu varsaylan bir kurtarcy kabullenmeye rza
gstermek gerekiyordu. O zaman Lokottara okulu birok kozmik dnemden beri
Budha olmu Skyamuni'nin oturduu g terk etmediini ileri srd; insanlarn,
Kapilavastu'da doduunu, vaaz verdiini ve ldn grdkleri Budha'nn gerek
Skyamuni tarafndan yaratlm bir hayalden (nirmita) baka bir ey deildi.
Mahyna bu doketist 0 Budhabilimi yeniden ele alp geniletecekti.
Seylan'n Theravdaclarf da din ayrlklarnn dnda kalamad. Ama okullarn
paralanmas ve oalmas zellikle ktada iddetlenerek sryordu. Rakipleri
Sthaviralar gibi, Mahsmghikalar da blnmeler yaad; nce gruba, sonra da
burada adlarn saymaya gerek olmayan belli sayda mezhebe ayrldlar.

Ama

nemli olan, Mahsmghikalarn Budizmde kkten bir yenilenmeye yol am veya


bunu mmkn klm olmasdr. Bu yenilenme Mahyna (tam karl: "Byk
Tat") olarak bilinir.

'

Dokecizm (Yun. dke, "-m gibi grdm"): Baz ilk Hristiyanlar tarafndan zndklk olarak
kabul edilen ve isa'nn bedeninin ne bir hayal ne de gerek olduunu, ilahi bir tz
olduunu ve acsnn da grnte olduunu savunan reti -yn.
Theravda: Budizmin en eski okulu -yn.
2 5 5

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

188. "Boddhsattva'lann Yolu" Mahyna'nn ilk tezahrlerine M l. yzyln


sonuna doru rastlanr; bunlar farkl uzunlukta, anlalmas olduka g eserler
olan ve Budist dnce ile edebiyata yeni bir slup getiren Prajnprami

Siro'-

lardr (Hikmetin Kemalatna Dair Vaazlar). Hinayna (tam karl: "Kk Tat,"
eski Budizmi, yani Theravda'y ifade etmektedir) ve Mahyna terimlerinin daha
ge dneme ait olduu anlalmaktadr. Yeni yola inananlar ona "boddhisattva'larm
Yolu" adn vermiti. Disiplin konusundaki daha hogrl tavrlar ve daha gizemci bir yapya sahip Budhabilimleriyle dierlerinden ayrlrlar. zerlerinde ruhbandan olmayanlarn dinsel ballklarnn etkisi olduu herkes tarafndan kabul edilmektedir. Artk ulalacak ideal, kendi nirvna'sn arayan yalnz arhat
ruhban d bir kiilik olan boddhisattva'dr. Boddhisattva,

deil,

bakalarnn kurtu-

luunu kolaylatrmak iin kendi kurtuluunu sonsuza dek erteleyen, iyiniyet ve


merhamet megi bir kiiliktir. Rma ve Krina'ya benzeyen bu dinsel kahraman,
kendisine inananlardan keiin zht yolunu deil, bhakti trnde kiisel ball
beklemektedir. Bu arada eski Budizmin bu trden ballktan habersiz olmadn da
hatrlatmak gerek. Machima Nikya'ya gre (I, 142), bizzat Budha kendisine "basit
bir iman veya sevgi duygusu besleyen herkesin cennete gidecegini" aklamtr. 9
Ama imdi "bakalarnn iyili iin" Budha olma kararn almak, yeterli olmaktadr;
nk Mahyna mridin idealini kkten deitirmitir: zlenen artk nirvna
deil, Budha olma halidir.
Budist okullarn hepsi boddhisattva'lann
ynaclar boddhisava'nn arhat'tan

nemini kabul ediyordu. Ama Mah-

stn olduunu

akladlar; nk arhat

"ben"den tam anlamyla kurtulmamt: Bu nedenle yalnzca kendisi iin nirvna'y


aryordu. Arkat'lar, onlar eletirenlere gre, merhameti, hikmet kadar gelitirememiti. Oysa, Prajn-pramit

metinlerinde de yinelendii gibi, boddhisattvalar

"kendi zel mrvna'lanna erimek istemez. Tam tersine varoluun ok acl dnyasn dolamlardr ve yine de yce aydnlanmay amalasalar da, dogum-ve-lm
karsnda titremezler. Onlar dnyann kar iin, dnyann mutluluu iin,
dnyaya duyduklar acma nedeniyle yola dmlerdir. u karan almlardr: Biz
dnyaya siper, dnya iin bir snak, dnyann dinlenecei bir yer, dnyann nihai

Boddhisattva: Skr. Aydnlanm varlk-yn.


9
Metinler oaltlabilir; kr. Digha Nikya, II. 40; Dhammapada,
tanrlar meclisine gidecektir").
2 5 6

288 ("Budha'ya snan kii

MAHAKASYAPA'DAN NAGARCUNA'YA BUDZM TARH

rahat, dnyann adalar, dnyann klan, dnyann rehberleri, dnyann selamet


yollar olmak istiyoruz." 10
Mahyna yeni ve daha da radikal bir felsefeyi, "evrensel boluu" (inyal) gelitirdii iin, bu selamet retisi iyice gz pek bir grnm almaktadr. Gerekten de boddhisattva ve onun hikmetini gstermesi iin yalnzca iki eyin gerekli olduu sylenmektedir: "varlklar hibir zaman terk etmemek ve aslnda her eyin
bo olduunu grmek."" Btn varlklara -yalnzca insanlara deil, hayaletlere, hayvanlara ve bitkilere d e - duyulan merhamet tam gerekletii srada, tm dnyann
gerekliinden "boaltlmas" paradoksal grnmektedir. Eski

Budizm ruhun

gerekdl (nairtmya) zerinde durmutu. Mahyna, boddhisattva'nn


yceltirken, eylerin, dharma'\ann

yolunu

gerekdlgn, kendinde var olmaylarm ilan

etmektedir (dharma Snyat). Ama aslnda bu bir aykrlk, bir paradoks deildir.
Evrensel boluk retisi, gereklik evrenini boaltarak dnyadan kopuu kolaylatrmakta ve benliin silinmesine -Budha Skyamuni ve eski Budizmin birinci
amacna- giden yolu amaktadr.
Snyat felsefesini sunarken bu sorunla tekrar karlaacaz. imdilik yalnzca
Mahyna'ya zg dinsel yaratmlan inceleyelim; nk Byk Tat'n ayrt edici
niteliini oluturan bir yandan ruhban d adaytaki snrsz atlm ve bunun getirdii soteriyolojik mitolojileri, dier yandan da statlannm hem gr sahibi,
hem de an kuralc mucize metafiziidir. Bu iki eilim asla bir atma iinde
deildir, 12 tam tersine birbirini tamamlar ve etkiler.
Birok boddhisattva vardr; nk ezelden beri bir Budha olup tm varlklarn
selameti iin Uyan'a erimeyi dileyen kurtarclar kmtr. Bunlann en nemlileri Maitreya, AvalokiteSvara ve Manculri'dir. Bodhisattva

Maitreya ("iyilik"

anlamna gelen matri'den tretilmi isim), bir sonraki Budha'tn, Sakyamuni'nn


ardldr. En mehuru Avalokitesvara'dr. 13 Onun daha yakn tarihli, milattan sonra
ilk yzyllarda kendini hissettiren (ve yalnzca Budist olmayan) sofulua zg bir
yaratm olduuna kuku yoktur. AvalokiteSvara, Hinduizmin byk tanrsnn
bir sentezi olarak sunulur. O, Evrenin Efendisi'dir; gne ve ay gzlerinden, toprak
ayaklanndan, rzgr azndan kaynaklanmtr; "dnyay elinde tutar"; "cildinin
10

Ajtasfeasn'fea, XV, 293, ev. E. Conze, Le Bouddhume, s. 126.


Vajrachedik, 3, aktaran Conze, a.g.y., s. 128.
12
Hinayna'da ise, halk sofuluunun baz anlkan bhMlu'lan rahatsz edince, byle bir
atma soz konusu olabilir.
13
Adnn anlam konusunda gr birlii yoktur: "Yukandan bakan efendi (iSvara)" (Burnouf)
veya "aaya doru merhametle bakan" (Conze) en inandnc yorumlardr.
11

2 5 7

DNSEL INAN.1AR VE DUSUNCIU.KR TARH - II

her gzenei dnyann bir sistemini barndrr" -Vinu ve Siva'yla ilgili olarak da
bu ifadelere rastlanmaktadr. Avaloktesvara insan her trl tehlikeye kar korur,
hibir duay, ksr kadnlar ocukla dllendirme talebini bile geri evirmez.
Budha Akobhy ile dayanma iindeki MancuSri ("yi Talih"), hikmetin timsalidir
ve ilim sahiplerini korur. in Budizminde nde gelen bir yere sahip olacaktr.
Bodhisattva Avaloktesvara, mistik bir biimde Budha Amitbha'ya baldr, ama
bu sonuncusu Hindistan'da ancak ok ge bir dnemde, VII. yzylda yaygnlk
kazanmtr; o zamana dek saygnl Avalokitesvara ile olan ilikilerine balyd.
Buna karlk VIII. yzyldan sonra, Amitbha'nm baht Tibet, in ve Japonya'da
olaanst alacaktr. Mitolojisi ve tapm artc bir yenilik gsterdii iin, onu
imdiden Mahynac sofuluk balam iinde tantmak yerinde olacaktr. Amitbha
basit bir keiken, Budha olmay ve "mucizevi bir dnya'' edinmeyi diledi; bu
dnyann sakinleri onun erdemleri sayesinde nirvna'ya erinceye dek ei benzeri
grlmemi bir mutluluk yaayacakt. Bu dnya, yani Sukhvati ("Mutlu"), batda
akl almaz bir uzaklktadr: k iinde yzer ve mcevherleri, iekleri ve kular
nedeniyle cennete benzer. Nitekim sakinleri de lmszdr; stelik Amitbha'nm
szl gretisiyle byk bir keyif yaarlar.
Bu tr cennetler Hindistan'da nceden de biliniyordu. Sukhvat'nin ayrt edici
zellii, mminlerin biyuk bir kolaylkla buraya grebilmesidir. Gerekten de Amitbha'nm ismini iitmi ve onu dnm olmak buraya girmek iin yeterliydi: lm
annda tanr aa inecek ve bu kiiyi bizzat Sukhvati cennetine gtrecekti. Sz
konusu edilen, sadakatin mutlak zaferidir. Ama gretisel gerekesi en eski Budizmde bulunabilir. Milinda-panha'nm

ince versiyonunda, "dnyaya gelilerinden

birinde y2 yana kadar ktlk yapm insanlarn hepsi, eger lecekleri anda
Budha'y dnrlerse, ldkten sonra gn tepesinde yeniden dogma hakkn
kazanacaktr" denmitir. 1 4 Geri Sukhvati cenneti, nirvna deildir; ama tek bir
drce'nin veya tek bir sz'n erdemiyle oraya ulaanlar gelecekte hibir aba sarf
etmeden nihai kurtulua erime ansna sahiptir. Budha'nn ve eski Budizmin vaaz
ettii Yol'un kat kurallar dnlrse, bu yeni teolojinin gz peklii daha iyi anlalr. Ama gnlk ibadette Mahyna'nn byk statlarnn metafizik keiflerini
uygulamaktan geri kalmayan gizemci ve sofu bir teoloji sz konusudur yine de.

14

ev. Paul DemiCville, Verson c/moise du Miinda-panha. s. 166. Pali dilindeki versiyon Sri
Lanka manastrclgmn etkisiyle yaplm bir yeniden gzden geirmedir ve araya sokulmu
eklemeleri gsterir.
2 5 8

M A U A K ^ Y A M ' R A N NAGARCUNA'YA BUNIZM TARH

Sonsuz sayda Budha oldgu iin, sonsuz sayda da "Budha Topraklar" veya
"Budha Tarlalar" (Budha-hseira'lar) vardr. Sukhvati, bu saysz Budha Topraklar ndan yalnzca biridir. Bunlar, kurtarclarn erdemleri veya dnceleriyle yaratlm akn evrenlerdir. Avatamsaka

onlar "tozlardaki atomlar kadar saysz" diye

betimler; onlar "ltuf bodcihsaftvci'sn zihnindeki derin dnce "den kmlardr.


Bitn bu Budha Topraklar, "imgelemden kar ve sonsuz biimleri vardr." 1 ? Metinler, bu evrenlerin imgeleme ait olduunu srekli vurgular. "Budha'nn tarlalar"
insanlann dini kabul etmelerini salamak amacyla dncelerinde yceltilen zihinsel yaplardr. Hint dehas bu kez de bir selamet arac olarak kulland yaratc imgeleme deer yklemekte duraksamamtr.

189. Ngrcuna ve Evrensel Boluk retisi Bu mitolojik teolojilere, yine benmerkezci gdleri yok etme kaygsndan hareket eden baz yeni kuramlar elik
eder. Bunlarn ilki, erdemin

aktarlmas

(parmama)

retiidir. Karman

yasasyla

eliir gibi gzkse de. aslnda arhat olmaya abalayan bhMhu'nun verdii rnein
ruhbandan olmayanlara yardmc ve esin kayna olduu ynndeki eski Budizm
inancnn bir

uzantsdr. Ama erdem aktarm retisi,

Mahyna tarafndan

yorumland ekliyle, aa zg bir yaratmdr. Mritler erdemlerini aktarmaya


veya btn varlklarn aydnlanmasna adamaya arlr. Sntideva'mn (VII. yzyl)
mehur olmu Bodhicaryvatra

adl bir eserde yazd gibi; "Btn iyi davran-

larmdan sudur eden erdemle btn yaratklarn acsn dindirmek; hastalk oldgu
srece hastann hekimi, otacs, bakcs olmak istiyorum ... Hayatm ve tm yeniden doularm, tm mlklerimi, edindiim veya edineceim tm erdemi, btn
bunlar kendim iin hibir kar kaygs gtmeden, btn varlklarn kurtuluu kolaylaabilsin diye terk ediyorum." 10
Bir dier yeni dnce, "Budha'nn yaradl"nm her insanda, hatta her kum tanesinde bulunduunu bildirir. Bunun anlam, bizi Budha olmaya kendi "Budhalnz"n zorladdr. Bu yaklam, Upaniad keifle tman-brdhman

zdelii)

ve insann tanrya ancak kendisi de tanrlaarak tapabileceim belirten Hindu


aksiyomla uyumludur. Kuram, Mahyna'da, zellikle

de mehur

"Tathgata

embriyonu" (tathgatagarbha) retisinde nemli lde gelitirilecektir. Bu kuram, Budha'lann doasna ilikin ilk yorumlardan bir dieriyle de uyumludur:
Budha'nn bedeni {trikya)
15
16

retisi. Birinci beden, Yasa bedeni (dharmakya)

Avatamsaka Sira, aktaran Conze, a.g.y., s. 154.


Boddhicarvvatra, III, 6 vd, ev. Fnot.
2 5 9

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

akn, mutlak, sonsuz, ezeli ve ebedidir; gerekten de o dharma'nn

tinsel bedeni-

dir, yani hem Budha'nm vaaz ettii Yasa, hem de mutlak gerek, saj varlktr. (Akla,
Prajpati'nin -baz durumlarda- kutsal heceler ve sihirli szlerden oluan bedeni
geliyor; kr. 77). kincisi, "zevk bedeni" veya sambhogakya, Budha'nn yalnzca
boddiisattva'lann eriebildii grkemli epifanisidir. Son olarak, "bysel yaratl
bedeni" (nirmnakya)

insanlarn bu dnyada karlat ve hem maddi hem de

geici olduu iin onlara benzeyen hayaldir; ama bu hayal de belirleyici bir rol oynar; nk ancak bu hayalet-beden araclyla insanlar Yasay duyup selamete
eriebilir.
Daha nce de belirttiimiz gibi, Mahyta'mn zgl niteliklerini oluturan
retideki bu gelimelerin ve bu mitolojik yaplandrmalarn amac ruhbandan
olmayanlarn kurtuluunu kolaylatrmaktr. Mahyna, Hinduizmin "halka" (tapmlar, bhakt vb) veya bilginlere zg baz unsurlarn da kabul edip kendi
yapsyla btnletirerek, Budist mirasa ihanet etmeden onu yenileyip zenginletiriyordu. Nitekim Ngrcuna'nn (MS 11. yzyl) dehas tarafndan gelitirilen evrensel
boluk retisi (Snyatvda) ayn zamanda Mdhyamika retisi, "orta reti" diye de biliniyordu ve Skyamuni'nin vaaz ettii "Orta Yol"un bir kopyasyd. Boluk
retisi (Snyatvda), Mahynac dindarlkta ok belirgin olan "kolaylk" eilimini sanki dengelemek ister, gibi, derinlii ve felsefi glkleriyle sivrilmektedir.
Ngrcuna'nn Hintli rakipleri ve baz Batl bilimadamlar, Srcytvdda'nn,
Budizmin temel retilerini reddeder grnd iin, nihilist bir felsefe olduunu
aklamlardr. Aslnda dile baml aldatc kategorilerden kurtulmaya alan bir
ontoloji ve ona elik eden bir soteriyoloji sz konusudur: Demek ki inyatvda,
sonunda kartlarn birlii'nt varan aykn bir diyalektik kullanmaktadr; bu da bir anlamda Cusa'l Nicholas't, Hegel'i ve Wittgenstein' artrmaktadr. Ngrcuna,
stn Gerei (paramrthat)

dille ifade etmenin olanakszln kantlayarak, her

trl felsefe sistemini eletirir ve reddeder. nce iki tr "gerek" bulunduunu


hatrlatr: Pratik yararlan olan, uzlamsal veya "dnyann iine gizlenmi" gerekler (lokasamvrti-satya) ve kurtuluu salayabilecek tek olgu. Nihai Hakikat. "Yksek
ilmi" aktarma iddias tayan Abhidharma aslnda uzlamsal bilgilerle almaktadr. Daha da kts Abhidharma, znde imgelem rnlerinden baka bir ey olmayan saysz varolu tanm ve kategorisiyle (rnein skandhahr,

dhu'lar vb)

kurtulua doru giden yolu karartr. Ngrcuna, sylem a iine hapsolmu zihinsel enerjileri zgrletirmeyi ve dogn biimde ynetmeyi hedefler.

2 6 0

MAHAKA$YAPA'DAN NAGARCUNA'YA BUDZM TARH

Var gibi grnen veya duyumsanabilen, dnlebilen veya hayal edilebilen her
eyin boluu, yani gerek olmad gsterilince, bunu birok sonu izler. Birincisi: Eski Budizmin btn mehur formllerinin ve Abhidharma yazarlarnn sistemli
bir biimde yeniden yapt tanmlamalarn yanl olduu ortaya kar. rnein
eylerin retiminin aamas -"kken," "sre," "durma, kesilme"- diye bir ey
yoktur. Skandha'h,

yok edilemez unsurlar (dftu'lar), arzu, arzu znesi veya arzu-

layann durumu gibi eyler de yoktur. Bunlar yoktur; nk kendilerine zg bir


doadan yoksundurlar. Dorudan karman bile bir zihinsel yaplandrmadr; nk
ne gerek anlamyla bir "eylem," ne de bir "eylemci" sz konusudur. Ngrcuna,
"bilekeler dnyas" (samsferta) ile "koullandrlmam" (asamsfcrta) arasndaki
fark da reddeder. "Nihai Hakikat bak asndan, kalc olmama kavram (anitya),
kalclk kavramndan daha doru kabul edilemez." 17 nl "koullandrlm ortak
retim" (pratitya-samudpda)

yasas ise, yalnzca pratik adan yararldr. Aslnda,

"biz koullandrlm ortak retime inya,

'boluk'

diyoruz". 18 Ayn ekilde

Budha'mn aklad Drt Kutsal Hakikatin de kendilerine zg bir doas yoktur:


Yalnzca dil dzleminde ie yarayabilecek uzlamsal gerekler sz konusudur.
kinci sonu daha da kktencidir: Ngrcuna "bal olan" ile "kurtulmu olan,"
dolaysyla samsra ve nirvna arasndaki ayrm da reddeder. "Samsra'y rarvna'dan farkllatran hibir ey yoktur." 19 Bu aklama, dnya (samsra) ve kurtuluun (nirvna) "ayn ey" olduu deil, farkllamad anlamna gelir. Nirvna, "zihnin rndr." Baka bir deyile, nihai hakikat bak asndan bizzat Tathgata da
zerk ve geerli bir ontolojik duruma sahip deildir.
Evrensel boluun nc sonucu ise, dnce tarihinin tand en zgn
ontolojilerden birinin temellerini atar. Her ey "bo," "kendine ait bir doga"dan
yoksundur. Bununla birlikte, inyat'nn (veya nrvna'nm) dayand bir "mutlak
tz"n varolduu sonucuna vanlmamaldr. "Boluun," Snyafd'nn ifade edilemez,
kavranamaz ve betimlenemez olduunun aklanmas, bu vasflarla nitelenen "akn
bir gereklik" bulunduu anlamna gelmez. Nihai Hakikat, Vedanta tr bir "mutlak" kavramn ortaya karmaz; o, "eyler"e ve onlarn duraklamasna, kesintiye uramasna kar tam bir aldrmazlk noktasna erien mridin kefettii bir var olma
tarzdr. Evrensel boluun dnce yoluyla "idrak edilmesi," aslnda kurtulula

17

Mlamadhyama Kkakrika, XXIII, 13,14.


A.g.y., XXIV, 18.
19 a
%y-' XXV, 19. Mlamadhyamakakrik'nn
XXV. blm btnyle nirvna zmlemesine
aynlmr. Bk2. FrederickJ. Sreng, Emptiness, s. 74 vd.
19

2 6 1

DNSEL

edeerlidir. Ama nirvna'ya

N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

erien bunu "bilemez"; unki boluk hem olmaya,

hem de olmamaya akn bir olgudur. Hikmet (prajn), "bu dnyadaki gizli hakikat' kullanarak nihai hakikati ortaya karr: "Dnyadaki gizli gerek" reddedilmez, ama "kendinde var olmayan geree" dntrlr. 2 0
Ngrcuna, inyatvda'y

bir ''felsefe" olarak kabullenmeyi reddeder: O hem

diyalektik, hem de murakabeye dayal bir uygulamadr; mridi her trl kuramsal
dnya ve selamet yaplandrmasndan kurtararak, hibir eyin bozamad bir dinginlie ve zgrle kavuturur. Ngrcuna, kendi kantlarnn veya herhangi bir
baka felsefi iddiann dilin dnda veya tesinde mevcut bir ontolojik temel nedeniyle geerli olduu dncesini kesin bir biimde reddeder. Snyaffl'nn var olduu, olmad veya hem var olup hem de olmad vb sylenemez. Eer her ey
bosa, o zaman Ngrcuna'nn olumsuzlamas da bo bir nermedir saptamasn yapan eletirilere, gerek rakiplerinin aklamalarnn, gerekse kendi olumsuzlamalannm zerk bir varolua sahip olmadn belirterek yant verir: Onlar yalnzca
uzlamsal gereklik dzeyinde var olmaktadr. 21
Gerek Budizm, gerekse genelde Hint felsefi dncesi, Ngrcuna'dan sonra,
deiim hemen belirginlik kazanmasa da, derinlemesine deimitir. Ngrcuna
Hint dncesinde ikin olan kartlarn

birlii'ne

doru ynelme eilimini en u

noktasna kadar gtrmtr. Bununla birlikte boddhisattva

urasnn "her ey

botur" olgusuna karn btn yceliini koruduunu da gstermeyi baarmtr.


Avatamsaka

yle der: "Nirv/a'da kalmasna karn Samsdra'y ortaya koyuyor.

Varlk olmadn biliyor, ama onlar kendi dinine ekmeye alyor. Tamamen
dingin (Snta), ama tutkular da (feleSa) varm gibi grnyor. Yasann Bedeni'nde
(dharmakya)

yayor, ama her yerde, saysz canl varlk bedeninde tecelli ediyor.

Hep derin esrimeler iine dalyor, ama arzu nesnelerinden de zevk alyor..." 22 Butun
bu sylenenlere karn, boddhisattva

ideali merhamet ve zgeciliin esin kayna

olmay srdrmtr.

190. Mahvlra'dan Sonra

Caynaclk:

Mahvra'nn dorudan ardl sthavira

limlik,

Kozmoloji,

Soteriyoloji

(Eski) Sudharman oldu; onun, stadn

szlerini rencisi Cambuya aktard kabul edilir. Demek ki onlar her eyi bilen
kiilerdir (tevalin); nk yalnzca onlar kutsal metinlerin tamamn ellerinde bu20
21
22

Krj. Streng, a.g.y., s. 96.


Mlamadh. XIV, 29.
Siksnanda'nn ince evirisi, aktaran E. Lamotte, L'Enseignement
2 6 2

de Vmalahirti, s. 36.

MAHAKASYAPA'DAN NAGARCUNA'YA BUDZM TARH

lunduruyordu.

Camb'nun ardllar

olan

Sthavira'larm

adlar

bilinmektedir.

Onlarn en nemlisi, M III. yzyln bir ahsiyeti ve Kral andragupta'nn ada


olan Bhadrabhu'dur (lm. M 270 veya 262). Bhadrabhu, Cayna kanonunu
saptam, hatta birok eser yazmtr. Ama Bhadrabhu Cayna cemaatinin blnmesine yol aan krize tanklk ettii gibi, muhtemelen b u krizin nedenlerinden biri de
olmutur.
Rivayete gre, 12 yllk bir alk dneminin gelecegini nceden gren Bhadrabhu, cemaatin bir blmyle birlikte Dekkan'a g etmi, rencisi Sthlabhadra'y da gende kalanlarla ilgilenmekle grevlendirmiti. Birka yl sonra Ptaliputra'da, o zamana dek szl olarak aktarlan btn kutsal metinleri derlemek zere
bir konsil topland. O srada Bhadrabhu, Nepal yolundayd. Yalnzca kendisinin
bildii baz eski metinleri ezberden aktarabilmesi iin ona temsilciler gnderildi.
Ama bu grevliler syleneni iyi dinlemedi ve zgn retiyi ieren bu metinleri
ancak para para akllannda tutabildiler. Yalnzca Sthlabhadra toplam ondrt eserden onunu belledi. Muhtemelen bir efsane olan bu olay, daha ge bir dnemde iki
kanon arasndaki farklar gerekelendirmek iin kullanlacakt.
plaklk kuralna sadk kalan gmenler Magadha'ya gen geldiklerinde, orada
kalan keilerin lakal karsnda akna dndler. Riteldeki baz aynntlara
ilikin tartmalarn ve reti konusundaki ayrlklarn sertletirdii gerilim kuakLar boyunca srd. Sonunda M 77'de kopu kanlmaz bir hal ald ve cemaat ikiye blnd: Svetmbara, "beyaz giyinenler" ve Digambara, "boluu giyinenler."
kinci grup, tam plakla uymayanlarn nihai kunulua eriemeyeceini savunuyordu (dolaysyla kadnlann da tam kurtulua eriemeyeceklerine inanyordu).
Aynca Mahvlra'nn yaamyksne ilikin

baz unsurlar da reddediyorlard

(megin evli olmasn). "Boluu giyinen" keiler, eski metinlerin kaybolduunu


kabul ettikleri iin, Svetmbara'lann oluturduu kanonun gerekliini kukuyla
karlyorlard. V. yzyln ikinci yansnda Valabh'de ikinci bir konsil topland;
b u konsili, kutsal metinlerin bir daha deitirilmemek zere yazya geirilmesi
iin, Svetmbara'lar dzenlemiti.
Burada geni Cayna kanonunu oluturan farkl eser kategorilerini tartacak
deiliz. Kanon sonras metinlerin says da hayli fazladr. 23 Caynaclk, Budizmden

23

Felsefe incelemelerinin yan sra, (Hindu destanianndan ve Purnalar'dan uyarlanm) destanlara, Tirthamkara'larm efsanevi yaamoykulerine. hatta masallara, romanlara ve dramalara da rastlanr; aynca didaktik ve bilimsel eserler de vardr. Anlat klliyat dnda (zaten o
2 6 3

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R TARIHI -

farkl olarak, ilk yaplarn korumutur. Zengin felsefe ve ritel klliyat iinde,
yeni ve yaratc dncelere pek rastlanmaz. Kundakunda'nn Pravacanasra's
1. yzyl) ve Umsvti'nin Tauvrihas

(MS

(tarihi belli olmamasna karn, Kundakun-

da'nn eserinden daha sonraya aittir) gibi en mehur eserler, aslnda daha nce
Mahvra veya onun hemen ardndan gelenler tarafndan ifade edilmi anlaylar
skolastik bir biimde sistemletirmekten baka bir ey yapmaz. 24
Ayn zamanda bir soteriyoloji olan reti, Caynactlgm " Mcevherinde
younlamtr: Doru Grme, Doru Bilgi, Doru Davran. Bu sonuncusu yalnzca manastr disipliniyle gerekletirilebilir. Drt tur "Doru Grme" ayrt edilir:
Birincisi yalnzca grseldir, sonuncusu ise akn ve snrsz bir alglamadr. Be
"Doru Bilgi" trn zmlemeyecegiz. Cayna mantna zg iki sav hatrlatmak
yeterli olacaktr: "bak as retisi" (naya-vda) ve "olabilirlik retisi" (sydvda). Birincisi her ey hakknda birbirini tamamlayan birok beyanda bulunulabilecegini savunur. Belli bir bak asndan doru olan bir ifade, olguya baka bir
perspektiften bakldnda doruluunu yitirir, ama ifadelerin btnyle uyumu
bozulmaz. "Olabilirlik" (syd) retisi grelilii veya gerekliin okanlamhhm
gndeme getirir. Bu retiye, "yedi blml kural" da denir; nk yedi beyan
biimi ierir: 1) Bu yle olabilir; 2) Bu yle olmayabilir; 3) Bu yle olabilir veya olmayabilir vb. reti, dier Hint felsefe okullar tarafndan mahkm edilmitir. 23 Yine de bu iki mantk yntemi Cayna dncesinin en zgn yaratmlarndan
birini oluturmaktadr.
Madde, ruh, zaman ve mekn (bu son iki kategori "tz" olarak kabul ediliyordu), "karman maddesi" vb zmlemeleri gelitirilmi ve sistemletirilmi; snflandrmalar ve saymlar oaltlmt. Belki de Mahvtra'nm Makkhali GoSa'dan
ald ayrt edici bir nitelik de, davranlarn ruhta bir retk biiminde (1ziya) iz
brakt ve bu renklerin bedenlere de nfuz ettii inancdr. Dolaysyla at beden
rengine gre, ruhun erdemli veya erdemsiz olduu saptanabilir: Siyah, lacivert ve
gri yeralt dnyas sakinlerinin renkleridir, sar, pembe ve beyaz yeryznde yaayanlar gsterir; saf ve youn beyaz ise yalnzca evrenin doruuna doru ykselenlere aittir. Baz Yoga uygulamalaryla da uyumlu, arkaik bir anlayn sz konusu

24

25

da tumturakl btr didaktizmden kendini kurtacamamtr), olaanst geni Cayna edebi


retiminde tekdzelik ve ksrlk ar basar.
Bu tr "tutuculuk" geleneksel Hindistan'a zgdr ve kendi iinde asla olumsuz bir zellik
oluturmar. Ama Cayna yazlan, metinlerin ar ve kuru yapsyla farkllar.

Budha, kendilerine yneltilen her soruyu geitiren baz din adamianna saldrrken herhalde
syd-vda'ya

gnderme yapyordu (Digha., 1, 39-42).


2 6 4

MAHAKASVAPA'DAN NGARCUNA7A BUDZM TARH

olduuna kuku yoktur. Nitekim varlklann tinsel niteliklerine gre tasnifinde,


"ruhun kendi saf z iinde ilk murakabeye d a l f n n gerekletirildii sekizinci
aamaya "ilk beyaz murakabe" de denir. Hindistan'daki veya Hindistan dndaki
baka geleneklerde de, renksel-tinsel aama edegerliliine rastlanr.
Smkhya-Yoga anlayndaki doa (prakrti) gibi, madde ruha hizmet etmek
amacyla kendiliinden ve bilinsiz olarak dzenlenmitir. Evren, basz ve sonsuz
olmasna karn, ruhlarn onun yaplarndan kurtulabilmesi iin vardr. Ama imdi
greceimiz gibi, kurtulu kozmostan btncl ve nihai ka anlamna gelmez.
Cayna kozmolojisinin zgnl arkaikliginden kaynaklanr. Hindu ve Budist kozmolojilerin ihmal ettii geleneksel Hint anlaylarm korumu ve onlara yeniden
deer kazandrmtr. Kozmos ((oka), kollar kvrk, yumruklarn kalalarna koymu, ayakta duran bir adamla gsterilir. Bu makro-insan, bir aa dnya (bacaklar), bir orta dnya (bel ve k a n n blgesi) ve bir st dnyadan (gs ve ba)
oluur. kozmik blgeyi axis mundi (dnya ekseni) gibi bir dikey kanal birletirir. Aa dnya, st ste binmi yedi "arz" (bhmi) ierir; her birinin, en koyu siyahtan onalt cins kymetli tan prltsnn oluturduu a kadar uzanan farkl
renkleri vardr. Birinci "arzn" st blgelerinde onsekiz tanr kategorisi yaar.
Dier alt "arz," gerek cehennemleri oluturur; gri, lacivert ve siyah renkte farkl
lanetli snflarn buradaki 8.400.000 kiilik nfusunu oluturur. Onlarn ekilsiz
bedenleri, yakc veya buz gibi dondurucu yeralt diyarlarnda yaplan ikenceler,
geleneksel klieleri hatrlatr. Aff olmayan cinayetler ilemi sulular, makroinsann ayaklarnn altnda yer alan en dehet verici cehennem ukuruna, nigroda'ya
ebediyen hapsedilir.
eitli blgelerinde - b u n l a r kozmik insann organlaryla zdeletirilmitirfarkl renklerde varlklann yaad insan biimli evren, arkaik bir imgedir. Hindistan'da en iyi korunduu ve "mistik k" deneyimleriyle en anlaml biimde
baglantlandnld reti Caynaclktr. Orta blge ana hatlaryla Hindu ve Budist
kozmolojilerin betimledigiyle ayndr. 26 Meru dann stnde yer alan yukar
dnya birbiri zerine binmi ve makro-insann kaburgalanna, boynuna, enesine.
26

Bir disk biimindedir, ortasnda Meru da vardr; dan taban yeralt blgelerine uzanr. Bu
kozmik dan evresinde, deirmi okyanuslarla birbirinden aynlm, ortak merkezli onbe
kta (bunlara "ada," dvipa denir) sralanr. Merkezi kta, Cambudvipa da sralanyla enlemesine yedi blgeye aynlmtr. insanlar yalnzca gney blgede, Bhratavara'da (Hindistan)
yaar. Dier ada-ktalar "keyif topraklarn (bhoga-Mmi) oluturur; nk buralarn sakinleri yaamak iin almak zorunda deildir. Buras aynca yldz tannlannn da ikamet yeridir.
2 6 5

DNSEL I N A N L A R v e D N C E L E R T A R I H I -

yzndeki be delie ve kafasndaki topuza denk den be blgeye ayrlmtr. Her


blge de kendi iinde farkl tanr trlerinin oturduu birok "cennet" ierir. Evrenin zirvesi ve makro-insann sa topuzu olan beinci blge ise kurtulmu ruhlara
ayrlmtr. Bu, kurtulmu kiinin kozmosu amad

(Budist nirvna'da

olduu gibi),

yalnzca onun ok sayda katn trmand anlamna gelir. Kurtulmu ruh siddhaketra'da,

"mkemmeller tarlasfnda kendi benzerleriyle birlikte szle tarif edilemez

ve ezeli ve ebedi bir mutlulua gmlr, ama hl bir makro-insan evreninin iindedir.
Daha Bhadrabhunun zamannda Caynaclk Bengal ve Orissa'ya girdi. Daha sonra Digambara'lar Dekkan'a ve Svetmbara'lar batya ynelip, zellikle Gucerat'a yerleti. Her iki cemaatin rivayetlerinde de, dini kabul eden veya sempati duyanlar
arasnda ok sayda kral ve prensin ad saylr. Dier btn Hint dinleri gibi,
Caynaclk da Mslmanlann basklarndan (yamalar, tapnaklarn yklmas,
plakln yasaklanmas) ok ekmitir. Ayrca Hindu kar-saldirinin da hedefi olmu ve XII, yzyldan itibaren egellenemeyen bir gerileme iine girmitir. Caynaclk, Budizmden farkl olarak, Hindistan'da hibir zaman egemen bir halk dini
olmam ve Hindistan snrlarnn tesine tamay baaramamtr. Ama Budizm ilk
kt lkede tamamen kaybolurken, Bugn Cayna cemaatinin 1.500.000 yesi
vardr ve toplumsal konumlan, kltrel sekinlikleri sayesinde hatn saylr bir
nfuz sahibidirler.

2 6 6

ELETREL KAYNAKA

185- Budizm ve Budist mezheplerin tarihi zerine hatr saylr bir kaynaka mevcuttur. Bunun asl nemli bolm u eserlerde belirtilmitir: L. de la Vallee-Poussin, Le dogtne et la phdosophie du Bouddhisme (Paris, 1930); ayn yazar, Nirvna (1925); La morale bnuddhque (1927); E.
Conze. BucMhsm, Its Es sence and Development

(Oxford. 1951); Fr. ev. Lc Bouddhisme

(Pans,

1952); ayn yazar, Buddhist Thought in India (Londra, 1962); Sukmar Duu, Budha and the Fve
A/ter Cenuries (Londra, 1957); E. Frauwallner, Die Philosophe des Buddhsmus (Berlin, 1956); E.
Lamotte, Histoire du Bouddhisme

Indcn, c. I, De l'origine d i'tre Saka (Lovan, 1958); A Bareau,

"Le Bouddhisme lnden," Les RW/gons de l'lnde iinde, c. 111 (Paris. Payot, 1966), s. 7-246 (s.
234-243, kaynaka).
Pali dilindeki Sitra klliyat zerine, kr. J. Filliozat'nn ksa incelemesi, Renou ve Filliozat,
L'inde dssi<jue iinde, c. II, s. 323-351; A. Bareau, "Le Boudhhistte Irdien," s. 30-40. Yasann
oluumu hakknda, kr. Lamotte, Histoire, I. s. 155-209.
Rcagriha konsiline tm katlanlar, iki metin derlemesini -Straptaka
ro halinde sylemiti. Baz rivayetlere gre, Abhdharma

ve Vinayapitaka-

ko-

Ptaka, "Yce greti sepeti" (veya

"retinin Oz") de ezbere okunmutu; ama bu durum Tripitaka'nm,

Yasann tamamnn da-

ha o ada dzenlenmi olmasn gerektirir ki, bu da pek olas gzkmemektedir; kr. A. Bareau, a.g.y., s. 27.
Snputra'mn nemi hakknda, bkz. A. Migot, "Un grand disciple du Bouddha, Srputra"
(BEFEO, XLVI, 1954, s. 405-554).
Ananda hakknda, bkz. G. P. Malalasekera, Diclionary of Pali Proper Name s, 2 c. (Londra,
1937-38) iinde kaynaka referanslar, I, s. 249-268.
Disiplin'i ezbere bilen Upli hakknda, bkz.
L'Ensegnemert de Vimalakirti

E. Lamotte'un

alntlad belgeler:

(Louvain, 1962), s. 170-171, dipnot 62.

Konsller hakknda, bkz. J. Przyluski, Le concile de Rjagrka

(Paris. 1926-28), ama varsa-

ymlarnn bazlan (Ananda'ya konan konsile girme yasann, gnah keisini dlamaya ilikin
bir ritel kalnts olduu vb) hi inandrc deildir; A. Bareau, Les premers concdes bouddhiques
(Paris, 1955); M. Hofinger, Etde surle concile de VaiSll (Louvain, 1946); E. Lamotte, Hsorc
dubouddhisme

indiet, c. 1,s. 297-319; E. Frauwallner, Die buddhistisehen

Konzlien (ZDMG, C1I,

1952, s. 240-261); aynca bkz. Charles S. Prebish, "A Review of Scholarship on the Buddhist
Councls," jounai of Asan Studies, 33.1974, s. 239-254; JaniceJ. Natier ve Charles S. Prebish,
"Mahsmghika Origins: The Beginnings of Buddhist Sectarianism." HR 16, 1977, s. 237-272.
Kanon konusundaki ayrlklar zerine, kr. A. Bareau, Les Relgions de t'Inde iinde, c. , s.
84 vd.
eitli mezheplerin ortaya k zerine, kr. Lamotte, Histoire, c. 1, s. 571-606; A Bareau,
Les seetes bouddhiques

du Peti Vehicule (Saygon, 1955); N. Dutt, Eariy Monastc Bu&ftsm, c. U

(Kalkta. 1945), s. 47-206; Prebish, "Mahsmghika Origins." Aynca bkz. T. O. Ling, Budlfism
and the Mjylhology of Evil. A Sludy in Theravda Buddlism (Londra, 1962).

2 6 7

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

186. Byk iskender ve Maurya hanedan srasndaki Hindistan zerine, kr. L. de la ValteePoussin, Llnde aux temps des Mauryas et des barbares (Paris, 1930); E. Lamotte, "Alexandre et le
Bouddhsme" (BEFE, XL1V, 1945-50, s. 147-162); A. K. Narain, The ndo-Greeks

(Oxford,

1957); W. W. Tam, The Greeks in Bactria and India (2. bask, Cambridge, 1951).
ASoka hakknda, kr. J. Bloch, Les inscriptions d'ASoka (Paris, 1950); Lamotte, Histoire,
319-340; A Bareau, Les sectes bouddhiques,

s. 35-55. Przyluski'nin La Ugende

s.

de l'empereur

Aioka dans es textes indiens et chnois adl eseri (Paris, 1923), mkemmel metin evrileriyle hl
kullanlabilir durumdadr. "Aioka gcnn dorugundayken ann en byk prensiydi. Ne
M III. ytlzyl ortasnn Roma's, ne de Ptolemaios'lar Msr' Hint imparatorluunun g ve
grkemine eriebilir; ayn ada Selefkler krall Parth'larn basks altnda boyun eerken,
n hl birliini salayacak 'in hanedanna kar mcadele etmektedir. Eer Asoka, Bat
ynnde gsterdii tm abalara karn, bu halklar arasnda tatnmamsa, bunun nedeni o
ada hibir halkn kendinden bakasn grememesi ve grmeyi bilememesidir. stelik
ASoka'nm ann oluturan yalnzca gc deildir; ok az prens, ynetimine zgrlk bir dinin esinlerini onun kadar ll bir biimde tamay becerebilmitir" (J. Filliozat, L'lnde
classique, I, s. 220-221).
Kandahar'da bulunan ift dii, Yunanca-Aramice yazt zerine, bkz. D. Schlumberger, L.
Robert, A. Dupont-Sommer ve E. Benveniste, "Une bilingue greco-arameenne d'Asoka," Comptes rendus des siances de l'Acadtmie

des inscriptions el Be/les Leltres, 1964, s. 1-15; A Dupont-

Sommer, "Une nouvelle inscription arameenne d'ASoka trouvee dans la vallee du Lagman (Afganistan)," a.g.y., 1970, s. 15.
187. Stpa ve kutsal emanetler tapm hakknda, bkz. M. Benisti, "Etde sur le stpa dans
l'lnde ancienne" (BEFEO, L, 1960, s. 37-116); A. Bareau, "La construction et le culte des stpa
d'apres les Vinayapitaka" (a.g.y., s. 229-274); S. Paranavitana, "The Sfpa in Ceylon" (Memoirs
of theArchael.

Survey of Ceylon, c. V, Colombo, 1946); Akira Hirakawa, "The Rise of Mahyna

Buddhism and lts Relation to the Worship of Stupas," Memoirs of the Research Department

of

Toyo Bunko, 22, 1963, s. 57-106. John lrwin, Aoka direklerinin eski bir dinsel gelenein
uzants olduunu, bu gelenee Mezopotamya'dakine benzetilebilecek bir kozmolojik simgeselliin egemen olduunu gstermitir: " 'ASokan' Pillars: A Reassessment of the Evidence," IIII, The Burlington Magazine,

65, Kasm 1973, s. 706-720; 66, Aralk 1974, s 712-727; 67,

Ekim 1975, s. 631-643.


Caitya hakknda, kr. V. R. Ramchandra Dikshitar, "Origin and Early History of Caityas"
OndUm Historical Quarterly,
naka.

XIV, 1938, s. 440-451); ve M. Eliade, Le Yoga, s. 412'deki kay-

Budist tapnaklarn simgeselligi hakknda, Paul Mu'un byk eseri: Barabudur, 2 c. (Hanoi,
1935) hl vazgeilmezliini korumaktadr.
Budha tasvirinin kkeni ve geliimi hakknda, bkz. A. K. Coomaraswamy, "Indian origin of
the Budha Image," JAOS, 46, 1926. s. 165-170; ayn yazar, "Origin of the Budha Image," An
Bulletin, 9,1927, s. 1-42; P. Mus, "Le Bouddha par<5. Son Origine Indienne. Skyamuni dans le

2 6 8

MAHAKASYAPA'DAN NAGARCUNAYA BUDZM TARH

Mahynisme Moyen," BEFEO. 28, 1928, s. 153-280; O. C. Gangoly, "The Antiquity of the
Budha-lmage, the Cult of the Budha,'' Ostasiatische Zetschrijt,
da, Der vedsche UrsprungdesiymbohschenBudhabildes

14, 1937-38, s. 41-59; E. Ben-

(Leipzig, 1940); B. Rowland, "Gandhara

and Late Antique Ar: the Budha Image," American Journal oj Archaeobgy.

46, 1942, s. 223-

236; ayn yazar, The Evolution oj the Budha Image (New York, 1963).
Vedac simgeciliin Budist imgelemde srmesi hakknda, bkz. Paul Mus, BEFEO, 1929. s.
92 vd; A Coomaraswamy. "Some Sources of Buddhist Iconography" (Dr. 8. C. Law Volume
iinde, 1945, bl. I. s. 1-8); ayn yazar, "The Nature of Buddhist Art" (Figures oj Speach or Figuresoj Thought iinde, Londra, 1946, s. 161-199), zellikle s. 180 vd. I.-V. yzyllardaki Isa ve
Budha tasvirleri arasndaki benzerlikler konusunda, kr. Benjamin Rowland, "Religious An East
and West" (HR 2, Yaz, 1962, s. 11-32). Rowland'a gre, ok daha eski bir dneme uzanan bir
simgesellm ortak miras sz konusudur Isa ve Budha, akn doalarm ortaya karmak iin,
(Yunan hatibin togasn devralan) mkemmel retmenler veya gne smgeselligiyle ykl
dev boyutlu figrler olarak tasvir edilmilerdir. Aynca kr. B. Rowland, "Budha and the Sun
God" (Zalmoxis, 1,1938, s. 69-84).
Manastr hayat hakknda, kr. Nalinaksha Dutt, Earfy Monastic Buddkism (gzden geirilmi
bask). Kalkta, 1960; Charles Prebish, Buddhist Monastic Discipline: The Sanskrit

Prdtmok^a

5tras oj he Mahsmghikas and the Mlasarvstivdins (Pennsylvania, 1975).


Abhidharma ptafca klliyat zerine, kr. L. de la Vallee-Poussin, "Documetus d'Abhidharma, traduits et annots." bl. I (BEFEO, 1930, s. 1-28, 247-298); II-III, Mtlanges

chinois

et bouddhiques iinde, 1,1932, s. 65-125; V-V, a.g.y., 1937, s. 7-187; Mahahera Nyanailoka,
Guide Through the Abhidharma-Ptaka

(2. bask, Colombo, 1957); A. Bareau, "Le Bouddhisme

ndien," s. 93-106. Aynca kr. H. V. Guenther, PKiiosophy and Psychology


(Luknovv, 1967); LAbhidharmakokt

in the Abhidharma

de VasuBandhu, ev. La Vallee- Poussin, 6 c,, Paris, 1923-

1931.
Bununla birlikte, Abhidharma'nn

speklasyonlar tevik etmekten ok, tutarl bir felsefi

kuram yardmyla zihni amay amaladn belinmek gerek. Demek ki bu eserin nihai hedefi
soteriyolojiyi vermekti.
188. Prajnpramit

zamandzini, edebiyat ve kaynakas zerine, bkz. Edward Conze'nin

mkemmel sunumu: The Prajnpramit

Literatre (Lahey, 1960); bu eserde Avrupa dillerine

yaplm evirilerin de bir listesi yer almaktadr. Bizzat Conze birok cildi evirmitir; kr. Selected Sayings jrom the Perjection ojWisdom

(Londra, 1955).

Mahyna zerine, kr. E. Conze, Buddhist Thought in India (Londra, 1962), s. 195-237; A
Bareau, Les Religions de l'lnde iinde, III, s. 141-199; ayn yazar. L'aisolu en phlosophe
bouddhique

(Paris, 1951); E. Lamotte, "Sur la formation du Mahyna" (Festschrcjt Friednch

Welkr, Leipzig, 1954, s. 377-396). Mahyna metinlerinin Avrupa dillerine yaplm en nemli
evirilerinin listesi iin, bkz. A. Bareau, a.g.y., s. 242-243.
Mahynac anlatya gre, Kutlu Kii'nin lmnden sonra, rencileri Rcagriha'da,
MahkSyapa'nn ynetiminde topland ve " Sepe'i derledi; bu srada byk boddhisattva'-

2 6 9

DNSEL

NANLAR VE DNCELER TARH - II

lar Vimalasvabhva tepesine kp, Ananda'nn yardmyla Mahdvrcastra'lar derledi. Bu eserler


Devalann. Ngalann veya Gandharvalann yannda gizli yerlere kondu. Parinrvna'dm

ancak

be yz yl sonra, Yasa gerileme iine girmiken, Ngrcuna, Ngalann saraynda Mahynastra'lsnn sakland yedi sand buldu. Bunlar 90 gnde ezberledi ve ruhbandan
olmayanlara aktarmaya balad; bu masals rivayet hakknda krs. Lamotte, L'Ercsegnemeni dc
Vimalakini, s. 67-68.
BodhisKva zerine, bkz. W. Rahula, "L'ideal du Boddhisattva dans le Theravda et le
Mahyna," J A, c. 259, 1971, s. 63-70. Milattan sonraki ilk yzyllarda Mahyna yazarlan
irvaka,

pratyekabudha'l&r

ve boddhisattva'lardan

soz ederler. Bir irvaka (tam karl "renci,

tilmiz") Budha retisini uygular ve sonuta nirvna'ya


Budha) nirvna'y

eriir; bir pratyekabudha

(bireysel

tek bana kavrar, ama tam uyanm bir Budha gibi gerei bakalarna

aklama yetkisine sahip deildir. Bir boddhisattva,

nirvna'yz

eriebilen, ama bakalarnn iyilii

iin bundan vazgeen kiidir (Rahula, s. 65-66).


eitli boddhisattva

zmlemeleri iin. E. Conze, f.e bouddhisme, s. 123 vd; A. Bareau.

a.g.y., s. 169 vd; J. Rahder, DaSabhmikastra


Poussin, Vijnaptimtratsiddhi,

et Boddhisattvabhmi.

Paris, 1962; L. de la Vallee-

c. I, s. 721-742; ve zellikle Etenne Lamotte'un geni aklama-

lar ve yorumlar da ieren evirisi: L'Enscignement

de Vinalakim

(Louvain, 1962).

Maitreya hakknda, kr. H. de Lubac, Amida (Paris. 1955), s. 82 vd ve E. Lamotte'un


alntlayp yorumlad metinler, L'Enseignement de Vmalakitti,

s. 189-192, dipnot 89. Manjuri

hakknda, bkz. E. Lamotte, "Manjusri," Toung Pao, 48, 1960, s. 1-96


Avalokitesvara zenne, bkz. M - T de Mallmann, Introducton d 'ftude d'Avalokteivara

(Pa-

ris, 1948); H. de Lubac, Amida, s. 104 vd. Baz bilginler (Sylvai Levi, Sir Charles Elliot, j. Przyluski, Paul Pelliot, Mile de Mallmann) AvalokteSvara'dak ran kkenli unsurlan ortaya
karmtr; kr. H. de Lubac. a.g.y., s. 237 ve devamndaki tartma. Ama bu unsurlann Hint
nclleri de eksik deildir; kr. J. FillozatJA, c. 239, 1951, s. 81; RHR 1950, s. 44-58.
Amitbha ve Sukhvati hakknda, bkz. H. de Lubac, a.g.y., s. 32-48, 78-119 ve birok
yerde.
P. Demiville'in dipnot 13'te belirtilen makalesi BEFEO, c. 24, 1924'te km ve 258
sayfalk bir ayn-basm yaplmtr.
Dier Budha'lardan hibiri Amitbha'nn ycelik ve etkililiine sahip deildir. Daha sonra
tm bu Budha ve boddhi$aUva'hr

yanlannda tannlar, zellikle de Brahm ile ndra ve Praj-

napramit'nn veya Tr'larn (adlan "Yldz" ve "Kurtarc" anlamna gelen tanralar) eitli
kadn kiiletirmeleri olduu halde betimlenmitir. Bu yeni Budhabilim, Budha'larm
dunyast nitelii hakkndaki n-Mahynac kuramlann uzantsdr. En son halini IV.
yzylda Asanga'nn verdii anlalmaktadr; kr. Vijnaptimtratsiddhi,
ev. L. de la Vallee-Poussin, c. 11, s. 762-813; Hobogirin, fas. 11, s. 174-185.
"Budha tarlalan" (Budha kje(ra'lar). bir Budha'nn merhametinin tezahr ettii saysz evrenlerdir. Temiz, kirli ve karma evrenler ayn edilmektedir. Bizim evrenimiz olan Sah. tehlikeli
ve sefil olarak sunulmaktadr; halbuki Sakyamuni mkemmel aydnlanmaya bu evrende
erimiti. Ama "temiz olsun olmasn, Budha feeira'Iarn hepsi 'Budha Topraklan'dr ve bu nite-

2 7 0

MAHAKASYAPA'DAN NAGAROJNA YA BUDZM TARHI!

likleriyle tamamen temizdir. Temiz tarlalar ile kirli tarlalar arasndaki aynn tamamen zneldir.
Budha'lar kirli bir topra temiz topraa ve temiz bir topra kirli topraa istedikleri gibi
dntrrler" (Lamotte, L'Ensegnement, s. 399). Ayrca bkz. Hobogrtn, s. 198-203'tek Butsudu makalesi.
Budha'lar ve boddhisattva'hr

tapm sayg ve vgu ifadelerini, srekli onlan dnme

abasn, bir gn mkemmel Budha olarak yeniden dogma isteklerini, arr.a en nemlisi onlarn
adlarnn srekli yinelenmesini ierir; bu yntem Hindistan'da ve Mahyna'nn yayld tm
lkelerde ok tutulmutur. Din limleri bu iki ynteme zg erdemleri tartmtr: bir Budha'ya iman veya onun adnn ritticl biiminde yinelenmesi. Aslnda Mahynac bu iki "bulu" Hindistan'da uzun bir tarihoncesine sahiptir ve onlarn "popler" niteliinin altnda kutsal
szcklerin ve "merhamet dUunceler"nn sonu alclna dayanan dnceler gizlenmektedir. Aynca bkz. Frank E. Reynolds, "The Several Bodies of the Budha: Reflections on a Neglected Aspect of Theravada Tradition," HR 16, 1977, s. 374-389.
189. Ngrcuna ve Mdhyamika hakknda, bkz. Frederick J. Streng, Empmess. A S ' u d y R c Uffous Meaning (Nashville, 1967), s 237-245'tek kaynakalar. Ngrcuna'nn hayat hakknda, kr. a.g.y., s. 237-238 ve E. Lamotte, Traite (Louvan, 1944). "Introduction," s. XIXIVteki kaynaka. Lamotte, Kumraciva'ya ve onun okuluna gre, Ngrcuna'nn MS 243300 arasnda yaadn gstermitir (Vima\aki~ti, s. 76). Ngrcuna'nn eserleri ve ona atfedilen
eserler zenne, kr. Streng, a.g.y., s. 238-240. Mlarnadhyanaha

hrika ve Vigrahavyrtani.

reng tarafndan evrilmitir, a.g.y.. s. 181-227. E. Lamotte'un Traite de lagrande


se de Ngrjuna (Ma'nprajnpramtsaslra)

St-

vertu de sages-

adl eseri (2 c., Louvan, 1944, 1949) Kumara-

civa'nn ince versiyonunun 1.-30. blmlerini iermektedir. Eserde, Kumracva'nn katks


olan ekler de yer alyor olabilir. Dier eserlerin Avrupa dillerine evirileri Streng. s. 238-240'a
saylmtr. Mdhyamika

Krk'lann

metni bu eserin Sanskrite, Tbete ve ince yorumlannda

bulunmaktadr. En deerli yorum Candraklrti'ninkidir (Prasannapad). Pasannapad'mn

yinni

yedi bolm farkl yazarlar tarafndan (Stcherbatsky. S. Schayer, E. Lamotte, J. de jong ve J.


May; bkz. Streng, s. 240) Almanca, ngilizce ve Franszcaya evrilmitir. J. May, Candrakirt
sannapad

Kldhyamakavrtti:

Douze chapitres

traduits du sar\scrit et du tibetan

Pra-

(Paris, 1959),

aynca belirtilmeyi hak etmektedir.


Ngrcuna'nn felsefesi hakknda, bkz. Stcherbatsky, The Conception oj Buddhist hlirvna, s.
1-68; La Vallee-Poussin, "Reflexions sur le Mdhyamaka" (Miianges chinois et bouddhiques,
1933, s. 1-59, 139-146); T. R V. Muni, Central Phlosophy

of Bouddhism

II,

(Londra, 1955), J.

May'in saptamalanyla birlikte, IIJ. 3, 1959, s. 102-111; Richard H. Robinson, Early Mdhyamika in India and China (Madison ve Londra, 1967), s. 21-70 ve zellikle Streng'in eseri, s. 43-98,
139-152.
190. Cayna Kanonunun ve cemaatinin ksa bir tarihesi iin, kr. L. Renou, L'lnde Oassique,
11, s. 609-639 Cayna felsefesi iin, kr. O. Lacombe, a.g.y., s. 639-662 ve daha yukanda,
152'de belirtilen kaynakalar. unlan ekleyin: Y. R. Padmarajiah, A Comparative

2 7 1

Study oj the Ja-

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - II

ina Theories ofRealityand

Knowledge (Bombay, 1963). Aynca bkz. Mrs. S. Stevenson, The Heart

of Jainism (Oxford, 1915); S. B. Deo, History of Jaina Monacfism from Inscriptions & Literatre
(Poona, 1956); R, Wlliams, jina Yoga. A Survey of the Medtaeval Srvakcras

(Londra, 1963);

U. P. Shah, Studies in Jaina Art (Benares, 1955); V. A. Sangave, Jaina Commml)', A social survey
(Bombay, 1959).

2 7 2

XXIV. BLM

HNDU SENTEZLER:
MAHBHRATA VE BHAGAVAD GT

191. Onsekiz Gn Sava MahbKdrata, 90.000 dizesiyle dnya edebiyatnn en


uzun destandr. Metin, bize aktarld biimiyle, eitli dzeltmeler ve birok
ilave iermektedir, zellikle "ansiklopedik" blmlerdeki ilaveler dikkat ekmektedir (XII. ve XIII. kitaplar). Bununla birlikte iirin "ilk hali"nin yeniden oluturulabileceini sanmak bo bir dncedir. Yazl tarihine gelince, "bu kavram destan
iin bir anlam ifade etmez" (L. Renou). Manzum destann M VII. ve VI. yzyllar
arasnda tamamland ve bugnk halini M IV. ve MS IV. yzyllar arasnda bulduu kabul edilmektedir (Winternitz).
Ana izlek, Bhratalarn iki soyu arasndaki atma zerine kuruludur: Kurularn
soyundan gelenler (100 Kaurava) ve Pndulann soyundan gelenler (be Pndava).
Kauravalann en yals ve kr kral Dhritartra'nn olu olan Duryodhana, kuzenlerine kar eytani bir kin beslemektedir; o aslnda demon Kali'nin, yani dnyann
en kt ana ait demonun bedenlenmi halidir. Be Pndava -yani Yudhithira,
Arcuna, Bhtma, Nakula ve Sahadeva- Dhritartra'nn kk erkek kardei Pndu'n u n oullardr. Gerekte ise tanrlar Dharma, Vyu, Indra ve iki Asvin'n oullardr ve bu tannsal akrabaln nemi ileride anlalacaktr. Pndu ldnde,
Yudhithira iktidar stlenebilecek yaa gelinceye kadar, Dhritartra kral olur.
Ama Duryodhana boyun emez. Kuzenlerine kurduu tuzaklarn en tehlikelisi,
onlar iinde oturmaya ikna ettii bir evde kard yangndr. Pndavalar bir
yeralt geidinden kaarak kurtulur ve anneleriyle birlikte kimliklerini gizleyerek
ormana snrlar. Bunu saysz macera izler. Brahman klna giren Arcuna,
tanra ii'nin bedenlenmi hali olan prenses Draupad ile evlenmeyi baarr ve onu
Pndavalarn ormanda yaadklar yere gtrr. Draupad yi grmeyip Arcuna'nn
dilenerek toplad gdalar getirdiini sanan anne hayknr: "Ondan birlikte
yararlann." Bylece gen kz be kardein ortak ei olur.
Pndavalarn yangnda lmediini renen kr kral Dhritartra, kralln yarsn onlara brakmaya karar verir. Kendilerine Indraprastha adnda bir bakent ina
ederler ve Ydavalar airetinin reisi olan kuzenleri Krina da orada onlara katlr.

2 7 3

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - II

Duryodhana, Yudhithira'y kendisiyle zaT atmaya kkrtr. Zarlardan biri hileli olduu iin, Yudhithira srasyla mlklerini, kralln, kardelerini, ortak kanlarn
yitirir. Kral bu oyunu iptal eder ve Pndavalara mlklerini geri verir. Ama ksa bir
sre sonra ikinci bir zar oyununa izin verir; kaybedenlerin oniki yl boyunca ormanda ve onnc yl kimliklerini gizleyerek yaamas kararlatrlr. Yudhithira
oynar, yine kaybeder, kardeleri ve Draupad ile birlikte srgne gider. 17.500 beyitiyle en uzun blm olan nc kitap, Vanaparvan ("Orman Kitab") ayn zamanda edebi blmler asndan da en zenginidir: Keiler Pndavalara Nala ve Damayant, Svitri, Rama ve Sit'nn dramatik yklerini anlatr. Bir sonraki blm
srgnlerin tannmadan geirmeyi baard onnc yln maceralann ierir.
Beinci blmde ("Hazrlklar Kitab") sava kanlmaz grnmektedir. Pndavalar
Krina'y eli olarak gnderir: Ya krallklarnn ya da en azndan be kyn kendilerine geri verilmesini talep ederler, ama Duryodhana bunu reddeder. Her iki yanda
da ok byk ordular toplanr ve sava patlar.
Destann en mehur blm altnc kitabn iinde yer alr: daha ileride de
zerinde duracamz Bhagavad Gil. Sonraki blmlerde, onsekiz gn boyunca
ortal kasp kavuran bu savan eitli anlan byk bir emek verilerek anlatlmtr. Toprak ller ve yarallarla kaplanmtr. Kurulann nderleri birbiri pei
sra lr. En son Duryodhana der. Yalnzca Kaurava kurtulur; bunlardan biri
de tanr iva'nn iine girdii Asvatthman'dr. ASvatthman, iva'nn yaratt bir
demon srsyle birlikte gece uyuyan Pndavalarn kampna dalar ve o srada orada
bulunmayan be karde hari, herkesi katleder. Bu kadar cinayetin byk bir kedere
boduu Yudhithira tahttan vazgemek ve bir kei hayat srmek ister; ama
Krina'nm ve birok bilgenin de yardmyla kardeleri onu bu karanndan vazgeirmeyi baanr. Yudhithira grkemli bir at kurban treni yapar (aSvamedha; kr.
73). Dhritartra, yeeniyle onbe yl boyunca ibirlii yaptktan sonra, birka yoldayla birlikte ormana ekilir. Ksa bir sre sonra kendi kutsal atelerinden kan
bir yangnda can verirler. Byk savatan otuz alt yl sonra Krina ve halk da benzer bir son yaar: Bir byyle grze dnen kamlarla birbirlerini ldrrler.
Bakent yklr ve okyanusun sulanna gmlp kaybolur. Yalandn hisseden
Yudhithira, iktidan yeeninin olu Parikit'e (o l domu, ama Krina tarafndan diriltilmitir) brakr ve kardeleri, Draupad ve bir kpekle birlikte Himalayalar'a ynelir. Arkadalan yolda birbiri pei sra lr. Yalnzca Yudhithira ve kpek
(o da aslnda z babas Dharma'dr) sonuna kadar dayanr. Destan Yudhithira'nm

2 7 4

HINDU SENTEZLER:

MAHABHARATAYE B HAGAVADCITA

ller Diyar'na ksa sreli iniinin ve b u n u n ardndan ge ykseliinin betimlenmesiyle sona erer.

192. Eskatolojik Sava ve Kyamet Bu canavarca sava karan, dnyay durmadan oalan bir nfusun yknden kunarmak isteyen Brahma'dr. Brahma baz
tanrlardan ve demonlardan korkun bir krm balatmalar iin insan klna girmelerini istemitir. Mahbhrata,

dnyann sonunu (pralaya) ve bunun ardndan

Yudhithira veya Parikit'in ynetiminde yeni bir dnyann douunu betimler. 1


iir eskatolojik bir yapya sahiptir: "iyi" ve "kt" gler arasnda (devalar ve asura'lar arasndakine benzeyen) geni apl bir sava; ate ve suyla kozmik boyutlarn
yok edilmesi; yeni ve temiz bir dnyann, Parikit'in mucizevi diriliiyle simgelenen, yeniden douu. Bir anlamda, eski Yeni Yl mitsel-ritel senaryosuna ok
grkemli bir biimde yeniden deer yklenmesinden sz edilebilir. Bununla birlikte bu kez sz konusu olan bir "yrn sonu deil, bir kozmik an kapandr.
Purnalar devrinden sonra dngsel kuram yaygnlar. Bu, eskatolojik mitin
mutlaka Hinduizmin yaratm olduu anlamna gelmez. Bu mitteki anlay arkaik
niteliktedir ve hatr saylr bir yaygnla sahiptir. stelik ran ve iskandinavya'da
benzer mitler bulgulanmtr. Zerdt gelenee gre, tarihin sonu geldiinde
Ahura Mazda Ehrimen'i yakalayacak, alt Amesa Spenta'nm her biri bir bademonu
ele geirecek ve ktln bu bedenlenmi biimleri ebediyen karanlklarn iine
pskrtlecektir (kr. 216). Daha nce grdgmz gibi ( 177), eski Cermenlerde de benzer bir eskatolojiye rastlanr; nihai sava (Ragnark) srasnda her tanr bir
eytani varlk veya canavarla arpmay stlenecektir; u farkla ki, Cermenlerde
tanrlar ve rakiplerinin hepsi birbirini kracak, yeryz yanacak ve sonunda denize
gmlecektir. Bununla birlikte, yeyz yeniden su ktlesinden dar kacak ve
oluacak yeni insanlk gen tanr Baldr'm ynetiminde, mutlu bir varoluun keyfini
srecektir.
Stig Wikander ve Georges Dumezil bu eskatolojik sava arasndaki yapsal
benzerlikleri parlak bir biimde zmlemitir. Tm bu nedenlerle, Hint-Avrupallann kyamet mitini bildii sonucuna varlabilir. Kukusuz hissedilir ayrlklar
vardr, ama bunlar Hint-Avrapa dinine zg farkl ynelimlerle aklanabilir.

Georges Dumfjil, Yudhithira'ron saltanatn dnyann yenilenmesi olarak grr; kr. Mythe
et Epopee, I, s. 152 vd. Alf Hiltebeitel. geleneksel Hint yorumunu izleyerek, "yeni a"n
Parikit'in egemenliiyle baladn kabul eder; kr. "The Mahbhrata
and Hindu
Eschatology," s. 102.
2 7 5

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - 1!

Geri Vedalar anda eskatolojik mit bulgulanmamtr, ama bu durum var


olmadn kantlamaz. 2 MahbhdraCa, Dumezil'in deyimiyle, Hindu mitolojisinin
bir Rugann sonu olarak adlandrd "eskatolojik bir krizin destans izdmdr." 3 Nitekim Mahbhrata, baz Veda hatta Veda ncesi unsurlar da ierir. 4 Demek ki, bir an sona eriine ilikin mit, stelik ranllar tarafndan da bilindiine
gre, arkaik Ari gelenekler iine yerletirilebilir.
Ama bu iirin, uzants olduu Hint-Avrupa eskatolojik geleneinden ok daha
zengin ve grkemli bir sentezi yansttn da hemen eklemek gerek. Mahbhrata,
sonsuz insan kitlelerinin yok ediliini ve bunu izleyen yeryz felaketlerini betimlerken, Purna'larn ltl imgelemini kullanr. Teoojik geliimler ve yenilikler
daha nemlidir. "Mesihi" avatra dncesi, gl ve inandrc bir biimde sergilenir. Bhagavad Gitd'daki mehur tanrsal tezahr blmnde (XI, 12 vd), Krina
Arcuna'ya Vinu'nun bedenlenmi hali olarak grnr. Daha nce de saptand gibi, 5 bu teofani de bir pralaya oluturur, destann son ilahilerinde betimlenen "kyam e t i bir anlamda nceden haber verir. Ama (Krina-)Vinu'nun, pralaya'nu tanrs
olarak ortaya kmas, teoiojik ve metafizik sonulan asndan ok nemlidir. Nitekim Mahbhrala'mn

rgsn oluturan dramatik olaylarn gerisinde, Vinu(-

Krina) ile iva'nn ztl ve birbirini tamamlamas sezilir. iva'nn "ykc" ilevi,
Vinu(-Krina)'nn "yaratc" rolyle dengelenmitir. Bir eylemde bu tanrlardan veya temsilcilerinden- biri yer aldnda, dieri yoktur. Ama Vinu(-Krina) da
"ykmlar" ve "dirililer" yaratr. Aynca destan ve Purna'lar bu tanrnn olumsuz
ynn ne karr. 6
Bu d u r u m , stn Varlk Vinu'nun nihai gereklik olduu anlamna gelir; dolaysyla dnyalarn hem yaratlna, hem de yklna o hkmeder. O, dier btn

"Veda ilahilerini yazanlarn dncesi imdiki zamana, tannlann gncel hizmetleri zerine
younlamtr; onlarn gemiteki mitsel baanlan bu gncel hizmetlerin gvencesidir; uzak
gelecek onlar ilgilendirmez" (Dumizil, Mythe et Epopie. c. !, s. 221).
3
Mythe et Epopie, 1, s. 218 vd.
* Stig Wikander, be Pndava'nn babalannn -Dharma, Vyu, ltdra ve kizler- Veda
iannlannn ilevli listesine uyduunu saptamtr: Mitra-Varuna (= Dharma), Indra ( Vyu ve Indra) ve ASvin'ler. Bu liste te iirin tamamland adaki, ne de Soma ve Agni'nin
nemli bir rol oynad Vedalar andaki dinsel durumu yanstr. Sonuta, Mahbhrata
yan-Veda ve Veda ncesi hali sunar: Dumezil, Mythe et Epopte, l, s. 42 vd.
5
Kr. M. Biardeau, "Etudes de la myhologje hindoue," III, s. 54.
6
Purna'larda, Vinu sk sk vahi, tehlikeli, sorumsuz, "deli" diye betimlenir; buna karlk
iva'nn birok kez onu yattrmay, etkisizletirmeyi baard belirtilir. Kr. David Kinsley,
"Through the Looking Glass," s. 276 vd.'da alntlanan metinler.
2 7 6

H N D U SENTEZLER: M A H A B R f M M VE BHAOAVAD C/TA

tanrlar gibi, iyiliin ve ktln tesindedir; nk "erdem ve gnah yalnzca insanlar arasnda vardr" (XII, 238, 28). Yogin ve murkb evrelerinde, Upaniadlar
andan beri bilinen bir dncedir bu. Ama Mahbhrata

-daha dorusu nce-

likle Bhagavad Git~ onu Hint toplumunun tm katmanlannca anlalr klarak


yaygnlatrmtr. iir, Vinu'yu stn Varlk olarak yceltirken, iva ile Vinu'n u n birbirlerini tamamlama zelliini de vurgular. 7 Bu bak asndan. Mahbhrata Hinduizmin ke ta olarak kabul edilebilir. Nitekim bu iki tanr Ulu Tanra
ile birlikte (Sakti, Kli, Durg) milattan sonraki ilk yzyllardan gnmze dek
Hinduizme egemen olmutur.
iva-Vinu'nun tamamlaycl bir anlamda byk tanrlarn zgl uzlamaz
ilevlerine (yaratclk/ykm vb) denk dmektedir. Tanrsalln bu yapsn anlamak bir vahiy gelmesiyle edeerli olduu gibi, kurtuluu ede etmek iin izlenmesi gerekli megi de oluturur. Nitekim Mahbhrata bir yandan iyilik ve Ktlk,
dharma ve adharma arasndaki mcadeleyi, kozmik hayat, toplumu ve kiisel varoluu ynettii iin evrensel bir l olma noktasna erien mcadeleyi betimler ve
yceltir; ama iir dier yandan nihai gerekliin -Upaniadlar'n brahman-tman'dharma/adharma

iftinin ve dier tm zt iftlerin tesinde olduunu hatrlatr.

Baka bir deyile kurtulu, gerekliin iki "hali" arasndaki ilikilerin kavranmasn
gerektirir: somut, el altndaki, yani tarihsel olarak koullandrlm gereklik ve nihai
gereklik. Upaniad tekilik (monizm) somut gerekliin geerliliini reddetmiti. Mahdbhrata'mn

zellikle de didaktik blmleri daha geni bir reti

nerir: Bir yandan, tanrc (Vinucu) deneyimlerle renklendirilmi Upaniad tekilik anlay yeniden beyan edilir; dier yandan, kitapl gelenee aka aykn olmayan her trl soteriyolojik zm de kabul edilir.

193. Krina'nn Vahyi Korkun bir yok etme savan ve bir yuga'nn sonunu
betimleyen edebi bir eserin ayn zamanda Hinduizmde gerekletirilmi her trl
tinsel sentezin ilk mkemmel rneini oluturmas ilk bakta bir paradoks olarak
grnebilir. Brhmanalar andan beri ztlklar uzlatrmaya ynelik eilim Hint
dncesinin zgl niteliini oluturur, ama bu eilimin sonularnn nemi
Mahbhrata'da

anlalr. iir hakknda 8 esas olarak unlar sylenebilir: 1) Vednta

(yani Upaniadlar retisi), Smkhya ve Yoga'nn edegerliligini retir; 2) ritel


etkinlik, metafizik bilgi ve Yoga uygulamasnn temsil ettii "yol"un (mrga)
7
9

Bu tamamlaycln farkl ynleri iin, kr. J. Gonda, Vsnuism and Svcasm, s. 87 vd.
zellikle "szde destans" ve didaktik paralarda (XII ., XIII. kitaplar vb).
2 7 7

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - 11

eitliini yerletirir; 3) zaman iinde belli bir varolu tarzn dorulamaya alr,
baka bir deyile insanlk halinin tarihselligini zmser ve ona deer ykler; 4)
d r d n c bir "soteriyolojik" yolun: Vinu(-Krina)'ya balln stnln beyan
eder.
iir, Smkhya ve Yoga'y sistemletirilmeden nceki aamalarnda sunar. Birincisi, "gerek bilgi" (tattva-jnna) veya "Benlik bilgisi" (tmanbodha)

anlamna gelir;

Smkhya bu adan Upaniad speklasyonun bir uzantsdr. Yoga, Benlii brahman'a gtrrken ayn zamanda ona saysz "g" kazandran her turlu etkinlie
iaret eder. Bu etkinlik ounlukla ilecilikle edeerlidir. Yoga terimi kimi zaman
"yntem," kimi zaman da "g" veya "meditasyon" anlamnda kullanlr. 9 ki dartana edeer kabul edilir. Bhgavad Glt'ya gre, "bilgeler (pandia) deil, yalnzca
dar grl dnceler Smkhya ile Yoga'y birbirine zt kabul eder. Bunlardan birinde gerekten ustalam kii, her ikisinin de sonu vereceine emindir... Smkhya ve Yoga tek ve ayn eydir" (V, 4-5).
soteriyolojik bilgi "yol"unun aynl da Bhagavad Gtfl'da kesin bir biimde
kantlanr. Bu mehur blm, Arcuna'nn "varolusal krizi"yle balar ve insanlk
haliyle kurtulu "yollar"na ilikin rnek oluturucu bir vahiyle sona erer. Arcuna'nn dostlann ve z kuzenlerini ldrmek zorunda kald savatan tr ruhsal bunalma girdiini gren Krina, karma nn prangalarna esir olmadan katra grevini
nasl yerine getirebileceini ona gsterir. Krina'nn vahyi ana hatlaryla: 1) evrenin
yaps; 2) varlk kiplikleri; 3) nihai kurtulua ulamak iin izlenmesi gerekli yollar
zerinedir. Ama Krina, "yce sr" olan bu "antik yoga"mn (IV, 3) yeni bir bulu
olmadn da ekler; o b u n u daha nce Vivasvant'a vahyetmi, o da Manu'ya retmi ve Manu da lkvku'ya aktarmtr (IV, 1). "R-krallar onu bu nakil yoluyla
rendi; ama bu yoga zaman iinde yok olup gitti" (IV, 2). Dzen (dharma) ne zam a n sallantya girse, Krita bizzat tezahr eder (IV, 7), yani verili "tarihsel an"a
uygun bir biimde b u zamand bilgelii vahyeder (bu, avatra retiidir). Baka
bir ifadeyle, Bhagavad Glt tarihsel adan yeni bir tinsel sentez olarak ortaya ksa
da, o ancak gzleri Zaman ve Tarih tarafndan koullandrlm bizlere "yeni" diye
grnr. 1 0
9
10

Bu anlara eitlemesi gerek bir yapsal eitlilie karlk gelir; Eliade, Le Yoga, s. 157 vd.
Bu yaklam Hint maneviyatna ynelik her trl Batl yorum asndan da nemli sonulara
gebedir; nk, Hint retilerinin ve tekniklerinin tarihini, getirdikleri yenilikleri, geliimleri
ve art arda gzlenen deiimlerini de belirlemeye alarak yeniden oluturma hakkna sahip
olsak da, Hindistan'n bak asndan bir "vahiy'in tarihsel balamnn ancak snrl bir erime
sahip olduu unutulmamaldr: Bir kurtanc bilgi formlnn tarih dzleminde 'ortaya
2 7 8

HINDU SENTEZLER:

MAHBttRATA V E BHAGAVAD GI7

Krina'mn vahyettii retinin znn u ksa ifade bulunduu sylenebilir:


Bana inan ve beni taklit et! nk onun kendi varl ve gerek kozmos gerekse tarih
iindeki kendi "davran" hakknda verdii tm srlar, Arcna iin izlenmesi gereken mkemmel m e k yerine geecektir: Arcuna, Krina'mn ne olduunu
yaptn

ve ne

anlayarak, kendi tarihsel hayatnn anlamn bulur ve buna kout olarak

kurtulua eriir. Zaten bizzat Krina da tanrsal modelin rneklik ve kurtarc bilgi
deeri zerinde durur: "efin her yaptn, dier insanlar taklit eder: Onun uyduu kurala herkes uyar" (III, 21) ve kendisine gnderme yaparak unu ekler: "Her
dnyada yapmakla ykml olduum hibir ey yok ... ve yine de ben eylem halinde kalyorum" (li, 23). Krina bu etkinliin derindeki anlamn hemen ortaya
koyar: "Eer ben drt bir yanda yorulma nedir bilmeden hep eylem iinde olmasam, insanlarm da beni m e k alrd. Eer ben iimi yapmasam, dnyalar artk var
olmazd; evrensel karmaaya ve yaratklarn sonunun gelmesine neden olurdum"
(III, 23-24; ev. E. S^nart).
Bu nedenle Arcuna da Krina'mn davrann taklit etmelidir: Yani ncelikle,
edilginligiyle "evrensel karmaa "ya neden olmamak iin, etkinlik gstermeyi srdrmelidir. Ama "Krina'mn yapt gibi" davranabilmesi iin, hem tanrsalln
zn, hem de onun tecelli tarzlarn anlamaldr. Bu nedenle Krina ona grnr:
insan, Tann'y tandka, izlenecek rnei de renir. Krina vahyine. Varln ve
var olmayann kendisinde barndn ve her turlu yaratmn -tanrlardan maden filizlerine d e k - kendisinden sudr ettiini aklayarak balar. 11 O, prakrti'si araclyla, dnyay srekli yaratmakta, ama bu kesintisiz etkinlik onu zincirlemektedir: O, kendi yarattnn

seyircisidir

yalnzca

(IX, 8-10). Zaten Krina'mn esinledii ana

dersi, etkinlie yklenen - v e ilk bakta paradoksal gzken- bu deer oluturur:


Dnyay, ona katlmadan,

yaratp ayakta tutan Tann'y taklit ederek, insan da ayn

eyi yapmay renecektir. "Eylemden zgrlemek iin eylemden el ekmek yetmez: Tek bana eylemsizlik insan mkemmellie gtrmez"; nk "herkes eyleme m a h k m edilmitir" (III, 4-5). Szcn tam anlamyla davrantan uzak dursa
bile, gurut'larn yol at btn bir bilinsiz etkinlik (III, 5), insan dnyaya zincirlemeye ve karma dngsyle btnletirmeye devam eder. (Guna'lar, tm evreni
dlleyip insanla kozmos arasnda organik bir sempati kuran varlk kipidir.)
k" veya "yok olmas" bize onun "kkeni" hakknda hibir ey retemez. Krina'mn da
o denli kararl biimde yeniden beyan ettii Hint geleneine gre, -ayn zamanda kozmik
dnm hareketinin anlan olan- eitli "tanhsel anlar," retiyi yaratmaz,
yalnzca
zamand mesajn uygun formllerim gn na kanrlar. Kr. Eliade, Le Yoga, s. 161 vd.

2 7 9

D I N S E L I N A N U R V E D N C E L E R T A R I H I -

Eyleme mahkm edilmi insan -"eylem, eylemsizlikten stn" olduu iin (III,
8 ) - buyrulan davranlar, yani kendi zel durumu gerei zerine den "devler'i,
davranlar yerine getirmelidir. "Kendi devini (svadharma) kusurlu bir biimde
de olsa yerine getirmek, baka bir halin (paradharma)

devini kusursuz yapmaktan

yedir" (III, 35). Bu zgl etkinlikleri guna'lar koullandrr. 1 2 Krina birok kez
guna'lann kendisinden ileri geldiini, ama onu zincirlemediklerini yineler: "Onlarn iinde olan ben deilim; onlar benim iimdedir" (VII, 12). Bundan kan ders
udur: tnsan, guna'larn yaratt "tarihsel durum"u kabullenip (bu durumu kabullenmek gerekir; nk guna'lar da Krina'dan trer), bu durumun gereklerine gre
davranrken, davranlarna bir deer atfetmekten ve dolaysyla kendi zel haline
mutlak bir deer yklemekten kanmaldr.

194. "Davranlarnn Meyvelerinden Vazgemek" Bu anlamda Bhagavad


Gltfl'mn tm insan davranlarn "kurtarmaya," her trl kutsal olmayan eylemi
"gerekelendirmeye" alt sylenebilir: nk insan, "meyveleri"nden yararlanmaktan vazgetii davranlarn birer sunguya, yani kozmik dzenin korunmasna
katkda bulunan kiitesi dinamizmlere dntrr. Demek ki, Krina'nn hatrlatt
gibi, yalnzca amac sungu olan davranlar insan zincirlemez (III, 9). Prajpati
kurban trenini, kozmosun tezahr edebilmesi ve insanlarn yaayp yaylabilmesi
iin yaratmt. 13 Ama Krina, insann da tanrsal eserin mkemmelletirilmesine
katlabileceini vahyeder: Bunu yalnzca szcn gerek anlamnda (Vedac tapm
oluturan) sungular ve kurbanlarla deil, nitelikleri ne olursa olsun tm davranlaryla yapar. eitli ileciler ve yoginler

pskolojik-fizyolojk etkinliklerini

"kurban ettiklerinde," bu etkinliklerden kopar, onlara yeniden kiitesi bir deer


kazandrrlar (IV, 25 vd); ve bunu yaparken, "hepsi gerek kurban kavramna sahiptir ve kurban yoluyla kirlerini temizlerler" (IV, 30).
Kutsal olmayan etkinliklerin bu ekilde ritele dntrlmesini Yoga mmkn
klmtr. Krina Arcura'ya, "eylem adam"nn H kendini kurtarabilecei, baka bir
deyile dnya hayatna katlmnn sonularndan, eylemliliim srdrerek

yakay

syrabilecei gereini aklar. Uyulmas gereken tek kural udur: Kendini davra-

11
12
13
14

VII, 4-6; IX, 4-5; vb.


XVII, 8 vd; XVIII, 23 vd.
III, 10 vd.
"Eylem adam," yani bilgi, ile veya mistik balanma yoluyla selametini salamak iin sivil hayattan ekilme olana bulunmayan kii.
2 8 0

HNDU

tularndan

SENTEZLER

ve onlarn sonularndan

MAHBHRATA

VE BHAGAVAD CT

ayr tutmay bilmek, baka b i r deyile: "davra-

nlarnn meyvelerinden vazgemek" (phalatrsnavairgya), kiiselhmeden davranmak, sanki kendisine verilmi bir vekaletle bakas adna davranyormu gibi tutkusuz, isteksiz olmak. Eger bu kurala kesin biimde uyulursa, davranlar yeni karma
potansiyeUiklerinm tohumlarn atma2 ve insan karma dngsnn tutsaklndan
kurtulur. "Eyleminin meyvelerine ilgisiz kalr, her an doyumlu, her trl badan
zgr olursa, ii bandan akn gibi grnse de aslnda eylemlilik iine girmez"
(IV, 20).
Bhagavad Gf'nn byk zgnlg "davranlarnn meyvelerinden vazgeerek"
gerekletirilen bu "eylem yogas" zerinde durmasdr. Hindistan'da kazand, dah a nce eine rastlanmam baarnn s i m da buradadr; nk artk her insan, ok
eitli nitelikteki nedenlerden tr toplumsal hayat paylamaya, bir ailesi ve
kayglar olmaya, belli mevkilerde bulunmaya, hatta "ahlakszca" eyler yapmaya
(savata dmanlarn ldrmek zorunda kalan Arcuna gibi) devam etmek zorunda
bile olsa, phalatrnavairgya

sayesinde kurtulu umudu tayabilir. "Meyve is-

tegi"yle harekete gemeden, soukkanllkla davranmann anlam, kendi benlii


zerinde egemenlik kurmak ve kukusuz yalnzca Yoga'nm salayabilecei bir dinginlie ulamaktr. Yoga tekniine ilikin bu yorum, tm vasflan ve eilimleri,
ilecilii, mistiklii veya dnya etkinliine hasredilmi yaamlar uzlatrmak isteyen Bhagavad Git'nm grkemli sentez abasna zgdr.
Herkese ak ve "davranlannn meyvelerfnden vazgemekten oluan bu Yoga
dnda, Bhagavad Git, yalnzca murkblara ayrlm, szcn dar anlamnda bir
Yoga tekniini de ksaca sergiler (VI, 11 vd). Krina u karar verir: "Yoga, ileden
(tapas) stndr, hatta ilimden (j'nna) ve kurbandan da stndr" (VI, 46). Ama
yoga meditasyonu nihai amacna ancak mrit Tann'ya yogunlarsa ular: "Yoga,
dingin ve kaygsz bir ruhla ... sarslmaz bir zihinle ve srekli Ben'i dnerek,
Ben'i nihai ama kabul ederek yaplmaldr" (VI, 14). "Ben'i her yerde gren ve her
eyi Ben'de greni, onu asla terk etmem ve o beni asla terk etmez. Birlik iinde
kendini kefedip tm varlklann iinde bannan Bana tapnan yogin, yaama biimi ne
olursa olsun. Benim iimde bannr" (VI, 30-31; italikler bana ait).
Bu, hem Yoga uygulamalanmn zaferi, hem de mistik adanmlgn (bhakti) en
stn "yol" konumuna yceltilmesidir. Aynca Bhagavad Git'da af anlay gn
na karak, bu anlayn ortaa Vinucu edebiyatnda yaayaca zengin gelimenin habercisi olur. Ama Bhagavad Git'mn nemi, teizmin yaylmasnda oynad belirleyici rolle snrl deildir. Hint maneviyatnn kilit ta olan bu benzersiz

2 8 1

D I N S E L I N A N L A R VE

dnceler

T A R I H I -

yapt, ok eitli balamlarda farkl deerler yklenmeye aktr. Vurguyu insann


tarihselligine yapt iin, Git'nn getirdii zm kukusuz en kapsamls ve eklemek gerek ki, "Tarih'in dngs"yle oktan btnlemi m o d e m Hindistan asndan en uygun olandr; nk Git'da ele alnan sorun. Batllara yakn terimlere
evrilmi haliyle udur: nsann bir yandan Zaman iinde bulunmas, Tarih'e bagi
olmas gereiyle, dier yandan zaman iinde mevcudiyetle ve kendi tarihselligiyle
snrl kalrsa "lanetleneceini," dolaysyla tarih tesi ve zamansz bir dzleme
alan bir yolu bu dnyada bulmak zorunda olduunu bilmesinin yaratt elikili
durum nasl zmlenecektir?
Krina'mn nerdii zm grdk: Dnyada devini (svadharma) yapmak, ama
eylemlerinin meyvelerinin uyandrd istein batan kanclma kaplmamak
(phalatrnavairgya).

Madem ki tm evren Krina(-Vinu)'nun yaratm, hatta epita-

nisidir, dnyada yaamak, onun yaplarna katlmak "kt bir eylem" deildir.
"Kt eylem," dnyann, zamann ve tarihin kendilerine zg ve bamsz bir
gereklie sahip olduuna, yani dnya ve zaman iinde mevcudiyet dnda baka
hibir ey bulunmadna

inanmaktr. Bu kukusuz tm Hindistan'da yaygn bir

dncedir; ama en tutarl ifadesine Bhagavad Git'da kavumutur.

195. "Ayrlma" ve "Btnleme" Bhagavad Git'nn Hindistan'n dinsel tarihindeki hatr saylr roln deerlendirebilmek iin Smkhya, Yoga ve Budizmin
nerdii zmleri hatrlamak gerekir. Bu okullara gre, kurtuluun olmazsa olmaz
koulu dnyadan el etek ekmek, hatta tarihteki var olma kipi olarak insan hayatn
reddetmekti. 15 "Evrensel ac"nn ve yeniden bedenlenilerin sonu gelmez dngsnn kefi,' 6 selamet arayn kesin bir dorultuya ynlendirmiti: Kurtulu iin,
hayatn drtlerinin ve toplumsal kurallarn reddi gerekliydi. nzivaya ekilmek ve
ileci uygulamalar vazgeilmez hazrlk aamasn oluturuyordu. Dier yandan
irfana ulama yoluyla selamete erme, bir "uyan"a, "balardan kurtulma "ya, "gzleri rten ban k a n l m a s f n a vb benzetiliyordu (kr. 136). zetle, selamet ncelikle bir kopuu gerektiriyordu: Ac ekme yeri ve klelerin yld bir zindan
olan dnyadan kma.

15

Samkhya ve Yoga dariana'lannn


"klasik" aamas, Bhagavad Git'nn yazmndan yzyllarca
daha ge tarihlidir. Ama onlann ayn edici eilimleri -zellikle de ruhu psikolojik-zihinsel
deneyimden ayrma amacyla gelitirilen yntemler- daha Upaniadlar anda buulanmaktadr.
' 6 Ruhgnn kanlmazlnn intihar bo bir aba haline getirdiini hatrlatalm.
2 8 2

H N D U S E N T E Z L E R : M A H 6 H R A T A V E BHAGAVAD

GT

Yaratc tanrnn silinmesi de dnyann dinsel adan deer yitimine uramasn


kolaylatrmt. Smkhya Yoga'ya gre evren, ezeli tzn (prakrti) teleolojik sezgisi" sayesinde olmutur. Budha'ya gre byle bir sorun gndemde bile deildir;
Budha zaten tanrnn varlna kar kmaktadr. Dnyann dinsel adan deer yitimine uramasna, ruhun veya Benliin {atman,
zerk ve yok edilemez bir monat olarak tman'

purua)

yceltilmesi elik eder.

reddeden Budha'ya bile gre, kur-

tulu "tinsel" nitelikte bir aba sayesinde salanr.


Ruh-Madde dualizminin giderek katlamas, ran'da iyi ve kty temsil eden
iki kart ilke formlne yol aan dinsel dualizmin geliimini hatrlatmaktadr. Daha nce birok kez belirttiimiz gibi, uzun bir dnem boyunca iyi/kt ztl,
hayatn ve dnyann ritimli dngsn salayan ok saydaki - k o z m i k , toplumsal,
dinsel- ikilik ve kutuplama rneinden yalnzca biriydi. Ksacas balangta uzlamaz elikili iki ilke olarak iyi ve kt iinde soyutlanan olgu, gerekliin zt
ama birbirini tamamlayan ynlerini ifade etmek iin kullanlan ok saydaki
formlden yalnzca biriydi: gece/gndz; eril/diil; hayat/lm; dourganlk/ksrlk; salk/hastalk vb. 17 Baka bir deyile yi ve Kt, in dncesinin yang ve yin
ilkelerinin srayla birbirinin yerini almasyla ifade ettii, ayn kozmik, dolaysyla
insani ritmin parasyd ( 130).
Upaniadlar'da balayan kozmosun ve hayatn deer yitimi, en kat ifadesine
Smkhya Yoga ve Budizm tarafndan gelitirilen dualist ontoloji retileri ve
ayrlma yntemleriyle brnd. Hint dinsel dncesinin bu evrelerinin ayrt .edici
niteliini oluturan katlama sreci, ran dualizminin Zerdt'ten Maniheizme kad a r izlenen sertlemesiyle karlatnlabilir. Zerdt de dnyay ruhsal ve maddesel
olann bir "karm" olarak kabul ediyordu. Mmin, kurban trenini doru bir
biimde yerine getirerek, gksel zn (mtnk)
yordu.

18

maddi tezahrnden (ggtif?) ayr-

Ama Zerdt'e ve Mazdeizm'e gre Evren, Ahura Mazda'nm eseriydi.

Dnya ancak sonradan, Ehrimen tarafndan bozulmutu. Oysa Maniheizm ve birok


gnostik mezhep Yaratl' eytani glerin eseri olarak grr. Dnya, hayat ve
insann kendisi, bir dizi dramatik, uursuz veya canice etkinliin rndr. Bu canavarca ve bir ie yaramayan yaratl sonunda yok olmaya mahkmdur. Kurtulu,
ruhu maddeden, onu tutsak eden karanlklardan ayrmak iin sergilenen uzun
ve zorlu bir uran sonucudur.

17
18

Bkz. Eliade. La Noztalge des Ongines, s. 332 vd.


Bkz. 104. G. Gnoli'nin yorumunu kabul ediyoruz; Eliade, "Spiril, Lght and Seed," s. 18.
2 8 3

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

Geri giderek kktenleer bir dizi "ayrlma" yoluyla ruhu kurtarmay hedefleyen eitli Hint teknikleri ve yntemleri, Bhagavad

Git ortaya ktktan ok sonra

da yeni mritler bulmay srdrd; nk hayatn ve zellikle de sosyo-politik


yaplarla tarih tarafndan belirlenen varoluun reddi, Upaniadlar'dan sonra saygn
bir soteriyolojik zm olmutu. Bununla birlikte, Git

tm Hint dinsel ynelim-

lerini, yani cemaatin ve toplumsal ykmllklerin terkini gerektiren ilecilik


uygulamalarn da gz pek bir sentez iinde btnletirmeyi baarmt. Ama Git<3'nn asl baans, kozmosun, evrensel hayatn ve hatta insann tarihsel varoluunun
yeniden k u t s a l l a t r m a s n gerekletirmesiydi. Yukarda da grdmz gibi,
Vinu-Knna yalnzca dnyann yaratcs ve efendisi deildir, varlyla tm doay yeniden kutsar.
te yandan, her kozmik dngnn sonunda evreni dzenli aralklarla yok eden
de Vinu'dur. Baka bir deyile, her ey T a n n tarafndan yaratlmakta ve ynetilmektedir. Dolaysyla kozmik hayatn, bireysel varoluun ve tarihin "olumsuz
ynleri" dinsel bir anlam kazanr. nsan ank kendi kendine yaratlm bir zindankozmosun tutsa deildir; nk dnya kiisel ve her eye gc yeten bir Tann'nn eseridir. stelik bu T a n n yarattktan sonra dnyay terk etmemitir; orada
kozmosun maddi yaplarndan insan bilincine kadar her dzeyde etkin bir biimde
var olmay srdrmektedir. Kozmik ykmlar ve tarihsel felaketler, yani evrenin
dzenli aralklarla yok olmas Vinu-Krina tarafndan ynetilmektedir; demek ta bu
felaketler

teofanilerdir.

Bu durum Bhagavad

Git'nn tanrsn peygamberlerin alg-

lad biimiyle dnyann yaratcs ve tarihin efendisi olan Yahve'ye yaklatrr


(kr. 121). Zaten tpk Git'nn ne kard vahyin korkun bir imha sava
srasnda gelmesi gibi, peygamberler de agrlann "tarihin deheti" altnda, Yahudi
halk yok olma tehlikesiyle kar karyayken vaaz etmilerdir.
Hint dncesinin zgl niteliini oluturan, gerekliin btnletirilmesi eilimi Bhagavad

Git'da en inandrc ifadelerinden birine kavuur. Kiisel bir tanrnn

h k m altnda gerekletirilen bu btnclletirme, sava, ihanet veya cinayet gibi


tartlmaz "ktlk" ve "felaket" tezahrlerine bile dinsel bir deer verir. 1 9 Ama
Hindistan'n dinsel tarihinde asl nemli sonulara yol aan, hayatn ve insan varoluunun yeniden kutsallatrlmasdr. Milattan sonraki ilk yzyllarda Tantraclk
da organik ilevlerin (beslenme, cinsellik vb) kutsal ayinlere dntrlmesini
salamaya alacaktr. Ama bedenin ve hayatn bu trde kutsallatrlmas, ok kar19

Belli bir bak asndan, Bhagavad Git'nn zt ama birbirini tamamlayan ilkelerin art arda gelii eklinde tasavvur edilen arkaik btncl gereklik anlayyla rttgu sylenebilir.
2 8 4

HNDU SENTEZLER: MAHAmARATAVE

BHAGAVAD GT

mak ve g bir Yoga teknii araclyla elde ediliyordu. Nitekim Tantrac


erginlenme sekinlere zeldi. Bhagavad

Git'nn ars ise tm insan kategorilerine

seslenip, tm dinsel ynelileri cesaretlendiriyordu. Hem kiisel, hem kiitest,


yaratc ve yok edici, bedenlenmi ve akn bir Tanrya balln ayrcalyd bu.

2 8 5

ELETIREL KAYNAKA

191. Bu metne arlk Vishru S. Sukhamkar ve S. K. Belvalkar yneliminde gerekletirilmi


eletirel yaymda da ulamak mmkndr: The Mahbhrata. For the First Time CriticaUy Edited
(Poona, Bhandarkar Oriental Research nstitute, 1933-1966).
P. C. Roy (Kalkta, 1882-89) ve M. N. Dutt'm (Kalka, 1895-1905) eski evirileri, j. A. B.
van Buuenen'in tm evirisi (Chicago Universty Press, 1973 vd) yaymlamncaya kadar yararl
olmaya devam edecektir.
iir hakknda yaplan yorumlann tarihesi iin, bkz. Alf Hiltebeitel, Krjna and the
Mahbhrata. A Srucfy in Indian and ndo-European Symbolsm (yaymlanmam doktora teri, Chicago niversitesi. 1973), s. 134-190. En nemli katklar arasnda unlar sayalm: Adolf Holzmann (gen): Das Mahbhrata und seme Thede, I-IV (Kiel, 1892-93); E. W. Hopkns, The Creat
Epic ojlndia. ts Characterand Origin (1901); Joseph Dahlmann, Gercesis des Mahbhrata (Berlin, 1899); G. J Held, The Mahbhrata: An Ethnobgica! Study (Londra- Arnstetdam, 1935); V.
S. Sukkhamkar, The Meaning of the Mahbhrata (1945. yeni bask Bombay, 1957); Georges
Dumezil, Mythe et Epopie, 1-11 (Paris, 1968, 1971); Alf Hiltebeitel, The Ritual of BattU. Krishna
iti the Mahbhrala (Cornell University Press, 1976). j Bruce Long ksa sure nce notlanm bir
kaynaka yaymlamtr: The Mahbhrata. A Select Arnotated Bibliography (South Asia Occasional Papers and Theses, No. 3, Cornell Unversity, 1974).
Sig Wikander 1947'de svee yaymlanan bir makalede, Pndava'larn babalan olan
tanrlarn Vedalar ana veya ncesine ait, ok iyi yaplandrlm bir grup oluturduunu ve
kahramanlann toplu evliliinin ayn tanrsal gruba ilikin bir theologem't denk dtn
gstermitir. Makale -"La Ugende des Pndava et la substructure mythique du Mahbhrata"G. Dumezil tarafndan evrilmi ve notlanmm Jpiter, Mars, Quirinus, IV (Paris. 1948), s. 37 53, 55-85. Bkz. Mythe et Epopie, 1, s. 42 vd. (Bu kitabn ilk blm -s. 31-257- Mahbhrata'nn Hint-Avrupa mitolojisi asndan zmlenmesine ayrlmtr).
192. Mhabhdrata'mn ran ve skandinav eskatolojlenyle benzerlikleri zerine, bkz. G.
Dumezil, Mythe et Epopee, I, s. 218 vd; Stig Wikander, "Germanische und Indo-Iranische
Eschatologie," Karos, II, 1960, s. 83-88.
Dumezil'in almalar, Madeleine Biardeau, "Etudes de mythologie hindoue: cosmogomes
purniques," II (BEFEO, 55, 1969, s. 59-105, zellikle s. 97-105; aynca bkz. Annuaire de
l'Ecole des Hautes Etudes, V. blm, 1969-70, s. 168-172) ve Alf Hiltebeitel, Kn'sfma and the
Mahbhrata, bl. XVII ve "The Mahbhrata and Hindu Eschatology," HR 12, 1972, s. 95135'te tartlmtr, kr. The Ritual of Balete, s. 300-309.
Destandaki pralaya zerine, bkz. Biardeau, "Etudes," II ve III (BEFEO, 57, 1971, s. 17-89);
bhakti ve avtara 2enne, kr. "Etudes," IV, BEFEO, 63, 1976, s. 111-263.
Aynca bkz. David Kinsley, "Through the Looking Glass: Divine Madness in the Hindu Reli-
gious tradiions," HR 13, 1974, s. 270-305.

2 8 6

H N D U S E N T E Z L E R : M A H A M R A M V E BHAGAVAD

193. Mahbhrata'da

GT A

Smkhya ve Yoga dnceleri zerine, bkz. M. Eliade, Lc Yoga, s. 153

vd ve a.g.y., s. 157, dipnot 1, s. 379-380'de belirtilen kaynakalar. Bhlma o sonu gelmez didaktik konumalarndan birinde unu aklar: "Smkhya ve Yoga'nn her biri kendi yntemini
en iyi yol (krana) diye ver..,. Ben bu retilerin ikisini de doru kabul ediyorum. Ortak
noktalan temizlik, (istekleri) bastrma ve tm varlklara duyulan merhamettir; ama Smkhya ve
Yoga'nn felsefi grleri (tiariana) birbirine benzemez" (Xlt, 11043 vd). Geri iki ciarSana'nn
sistemletirilme ncesi aamalar sz konusudur. Smkhya, livara Krina'nn sisteminin hareket
noktasndaki gibi, ruhu (puraja) psikolojik-zihinsel deneyimden farkllatrma ve ayrma
yntemi olarak tantlmaz.
194. Bhagavad Git<3 zerine ok geni bir klliyat mevcuttur; baz kaynaka bilgileri iin,
bkz, Eliade, Le Yoga, s, 380-381; kr. Bruce Long, a.g.y., s. 16-19. Alntlar Emile S^nart evirisinden (Paris, 1922) yapyoruz. En son km yorumlu eviriler iinde, Franklin Edgerton
(Harvard Univ. Press, 2 cilt, 1952) ve R. C. Zaehner'inkiler (Oxford Univ. Press, 1969) vazgeilmezdir,
Bhagavad Gita'daki Yoga teknii zerine, bkz. Le Yoga, s. 165 vd.
195. Kurban (yasna) araclyla gksel zn "aynlmas" zerine, bkz. G. Gnoli., "Lo stato di
'maga'," (Annali delhtituto Orientale di Napoli, zel say 15,1965, s. 105-117) ve aynt yazarn
104'e belirtilen dier almalar. Aynca kr. M. Eliade, "Spiril, Light and Seed" (HR 11, 1971,
s, 1-30), zellikle s. 18 vd.
Uzlamaz eliik ilkelerin srayla birbirini izlemesi konusunda, bkz, M. Eliade, La NostaJgie
de s origines (Paris, 1971), s. 307 vd.

287

XXV. B L M

YAHUDLN SINAVLARI: KIYAMET


KTAPLARINDAN TORA'NIN YCELTLMESNE

196. Eskatolojinin Balang Dnemi Iaya'nn* Kitab nn 40.-55. blmleri


Deutero-Iaya ("kinci taya") adyla bilinen ayr bir eser oluturur. Metni Babil
srgnnn son yllarnda, yarglandktan sonra muhtemelen idam edilmi ve ad
bilinmeyen bir yazar kaleme almtr (kr. aya, 52:13; 53:12). Bu metin, ncelikle
iyimserlii, ama esas olarak kendi ann tarihine getirdii gz pek yorumla,
dier kehanetlerle keskin bir ztlk ierir. Yahve'nin arac olan byk

kral

Keyhsrev (Kore) (41:2) Babil'in ykln hazrlamaktadr. Babil tanrlarnn stnlne inananlarn akl ksa srede karacaktr; nk bu tanrlar gsz ve hareketsiz putlardr (40:19 vd; 44:12-20 vb). Tek tanr Yahve'dir: "lk ve son benim;
benden baka Tanr yoktur" (44:6, aynca kr. 45:18-22). "nk Tanr benim,
bakas yok. Tanr benim, benzerim yok" (46:9).
Dier tanrlarn varl bile inkr edildiine gre, sistemli bir tektanncln en
kkten ifadesi sz konusudur. "Rahav' {Msr} paralayan, deniz canavannn bedenini deen sen deil

miydin?

Denizi, engin sularn

derinliklerini

kurutan,

kurtulanlann gemesi iin denizin derinliklerini yola eviren sen deil miydin?"
(51:9-10). Hem yaratl hem de tarih, dolaysyla Srgn ve Kurtulu hep
Yahve'nin eseridir. Srgnlerin kurtuluu yeni bir "k" olarak yorumlanr. Ama
bu kez muzaffer bir geri dn sz konusudur: "lde yol, kurak topraklarda
rmaklar yapacam" (43:19). "Dalar, tepeler nnzde sevinle racak.... Dikenli al yerine am, srgan yerine mersin aac bitecek" (55:12-13; kr. 40:9-11;
54:11-14). Yeni k aceleyle yaplmayacak: "Aceleyle kmayacak, kap gitmeyeceksiniz; nk Rab nnzden gidecek, srail'in Tanrs artnz olacak" (52:12).
Dier milletler de hazrlanan kurtuluun iine katlacak: "Ey dnyann drt bucagndakiler, bana dnn kurtulursunuz, nk Tann benim, bakas yok" (45:22;
kr. 56:1-7, Yahve'ye yeni inanmaya balayanlar hakknda). Bununla birlikte israil,
ayrcalkl d u r u m u n u , egemen millet konumunu srdrecektir.

* Kitab Mukaddesin yeni evirisinde Yeaya -yn.


2 8 8

YAHUDILIIN SINAVURI

Kuds'n d, Yahuda krallnn yok olmas ve Srgn, aslnda byk peygamberlerin haber verdii tannsal yarglard. imdi ceza tamamlanmt ve Yahve
Ahit'i yeniliyordu. Bu kez Ahit ebedi olacak (55:3) ve kurtulu sonsuza dek srecekti (45:17; 51:6, 8); nk, '"sonsuz sadakatle sana sevecenlik gstereceim'. Seni kurtaran Rab byle diyor" (54:8). Yahve'nin kurtard srgnler, "sevinle
haykrarak Siyon'a varacaklar. Yzlerinde sonsuz sevin olacak. Onlarn olacak
coku ve sevin, znt ve inilti kaacak" (51:11).
Daha nceki klliyatta, bu cokunun, yceltimin, ok yakndaki kurtuluun kesinlii iinden doan mutluluk grntlerinin benzerine rastlanmaz. Hoea, Yeremya, Hezekiel israil'in kurtulacana olan inanlarn beyan ediyorlard. Ama ikinci
Iaya'nn yazar, bir eskatoloji gelitiren ilk peygamberdir. Gerekten de o, yeni bir
an afann skn haber verir, iki a -henz tamamlanm a ve her an
balamak zere olan yeni a- arasnda kkten bir fark vardr. Dier peygamberler
trajik bir an sonuyla, yaklaan mkemmel ve mutlu bir dier a, srail'in
ahlaksz tutumunun sonunu, onun Tanr'ya samimi bir dnle kendini yenileyebileceini vaaz ediyorlard. Buna karlk, ikinci aya yeni an aln, Tann tarafndan belirlenen bir dizi mucizevi sahne ieren dramatik bir anlat gibi sunar: 1)
Babil'in Yahve (4-3:14-15 vb), Tanr'nm arac Keyhsrev (41:25 vb) veya israil
tarafndan (41:14-16) yklmas; 2) israil'in kurtuluu, yani srgnlerin zgrle
kavumas (49:25-26), l gei (55:12-13), Kuds'e var (40:9-11) ve dnyann
drt bir kesine dalm olanlarn bir araya gelii (41:8-9); 3) Yahve'nin Siyon'a
dn (40:9-11); 4) Yeniden ina ile (44:26), cemaatin oalmasyla (44:1-5), hatta
Aden bahesine evirme tr deiimlerle (51:3) lkenin ihyas; 5) Milletlerin
Yahve'yi kabul edip, kendi tanrlarndan uzaklamas (51:4-5).' Bu eskatoloji senaryosu daha sonraki peygamberler tarafndan da yeniden ele alnp gelitirilecektir (
197). Ama hibiri ikinci Iaya'nn hayal gcne ve ruhani derinliine eriemez.
Kulun arklar adyla bilinen drt iir (42:1-4; 49:1-6; 50:4-9; 52:13; 53:12),
Yahudi halknn ektiklerini zgn ve dramatik bir biimde dile getirir. Bunlann
yorumu saysz tartmaya yol amtr. "Yahve'nin Kulu" (ebhed

yahveh)

byk

olaslkla srgn edilen Yahudi sekinleri kiileirmekedir. Onun skntlar tm


halkn gnahlarnn kefaretinin denmesi olarak kabul edilir. "Yahve'nin Kulu" tm
skntlar kabullenmiti: "Bana vuranlara srtm atm ... Aalamalardan, tkrklerden yzm gizlemedim" (50:6). Srgnle snanma, israil'in gnahlarnn silinmesini salayan bir kurbandr. "Aslnda hastalklarmz o stlendi, aclarmz o
' Kr. FohTer, History of l$rae!ite Religion, s 328 vd.
289

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - 11

yklendi...

Oysa bizim

isyanlarmz

yznden onun bedeni

deildi,

bizim

sularmz yznden o eziyet ekti. Esenliimiz iin gerekli olan ceza ona verildi.
Bizler onun yaralanyla ifa bulduk" (53:4-5).
Kitab Mukaddes'in Hristiyan yorumlar, "Yahve'nin Kulu"nda bir Mesih beklentisi grmtr. Bu yorumu glendiren birok blm vard. "Yahve hepimizin
cezasn ona ykledi... Kesime gtrlen kuzu gibi... hi amad azn... acmaszca yarglanp lme gtrld" (53:6-8). Gnll kurban olan "Kul," "bakaldranlarla bir sayld. Pek oklarnn gnahn o zerine ald, bakaldranlar iin de
yalvard" (53:12). Ama "cann feda ettii iin grnce honut olacak... ganimeti gllerle paylaacak" (53:11-12). Bu da yetmez: Yahve "KuF'unu "milletlere
k" yapacaktr, "yle ki kurtarm yeryznn drt bucana ulasn" (49:6).
Bu metinler, ibrani dinsel dncesinin doruklar arasndadr. "Yahve'nin Kulu"nun getii snavlar araclyla evrensel selamete eriilmesi, Hristiyanln habercisi gibidir.

197. Eskatolojik Peygamberler Hagay ve Zekeriya Srgnler y. M 538'de


geri dner dnmez, dier acil sorunlann yan sra, Tapnan yeniden yapm iiyle
de kar karya kaldlar. Yeni tapnak artk hanedana deil, masraflar stlenmeyi
kabul eden halka aitti. Teme! y. M 537'de atld; bununla birlikte ksa bir sre
sonra almalar durdu. Ancak y. M 520'de, siyasi bir deiimin ardndan, inaat
yeniden balayabildi. Pers Imparatorluu'nu sarsan kriz, yeni bir eskatolojik yceltim dalgasna yol at. Yahuda valiliine atanan Zerubbabil ve bakhin Yeu, peygamberler Hagay ve Zekeriya'nn da desteiyle, tapma yeniden kurma abalarna
hz vermiti. Yaklak olarak M 515'te tapnak kutsand, ama Pers rejiminin yeterince gvenilir bulmad Zerubbabil, tapnan aln gremeden blgeden
ayrlmt.
Ksa sre nce bildirilmi kehanetlerden sarho olup, gelecee cokuyla bakanlar asndan bu yeni bir hayal krklktan dizisinin balangcyd. Tanrsal yarg
yerine geldiine gre, ikinci Iaya'da haber verilen eskatolojik an ne zaman
grnecei soruluyordu. Hagay'a gre, yeni a Zerubbabil tapnan temeline ilk
ta koyduunda balamt (2:15-19). Aynca almalann son erdii gn bir deprem olacam, "milletlerin krallar"nn devrileceini, ordularnn yok olacan ve
Zerubbabil'in Mesih Kral olarak tahta kacan haber veriyordu (2:20-23). 2 Bunun-

Zekeriya'da da benzer dncelere rastlanmaktadr (8:9-13; vb).


2 9 0

YAHUDLN SINAVLARI

la birlikte Tapnak en sonunda kutsanp aldnda, insanlar eskhaton

u n {sonl niye

hl belirmedigini sordu. En inandrc yantlardan birinde, gecikmenin gerekesi


olarak cemaatin yozlamas gsteriliyordu. Ama tarihte birok kez yaand zere,
kinci Iaya'nn ngrd evrensel dnmn ertelenmesi selamet anlayn
deitirdi ve eskatolojik umutlar giderek snd.
Bu karkln srail'in sonraki tarihinde yol at sonulan daha ileride deerlendireceiz. Bununla birlikte eskatolojik kehanetlerin nemi azmsanamaz. Hagay
ve Zekeriya iki a, eski ve yeni alar arasndaki kkten farkllk zerinde durur.
Zekeriya'ya gre, eski aa zg nitelik Yahve'nin ykc iradesiyken, yeni a ayn
eden Yahve'nin kurtarma isteidir (1:1-6; 8:14-15). nce israil'in trajedisinde sorumluluk tayan halklar yok edilecek (1:15), bunun ardndan Yahve Kuds'n
"bollukla dolup tamasn" salayacaktr (1:17; 2:5-9; vb). Tann, Yahuda'nm gnahkrlarn yok edecek (5:1-4), gnahlar lkeden uzaklatracak (5:5-11) ve srgnleri biraraya toplayacaktr (6:1-8; vb). Sonunda Kuds'te Mesih'in saltanat kurulacak ve milletler "her eye egemen Yahve'ye ynelmek, O'rva yalvarmak" iin gelecektir (8:20-22; kr. 2:15).
srail'in Vahyi ad verilen metinde de (aya, 24.-27. bablar) benzer kehanetlere
rastlanr. 3 Ayn izlekier M IV. yzylda ikinci Zekeriya

(9:11-17; 10:3-12) ve pey-

gamber Yoel tarafndan yeniden ilenecektir. Eskatolojik senaryoda u motiflerin


tamam veya bir blm yer alr; Milletlerin yok edilmesi, israil'in kurtuluu,
srgnlerin Kuds'te toplanmas, lkenin cennete dnmesi, tannsal egemenliin veya Mesih'in saltanatnn kurulmas, sonunda tm milletlerin doru dine gelmesi. Bu
cennet imgelerinde Srgn ncesi "iyimser peygamberlerin arsnn eskatolojik
adan deitirildii fark edilmektedir. 5
kinci aya'dan beri, eskhaton afann ok yaknda skecei kabul edilmiti
(kr. taya, 56:1-2; 61:2). Peygamber yer yer, Kuds' onarmakta ge kaldn
Yahve'ye hatrlatma cesaretini bile gsterir (iaya, 62:7). Bununla birlikte kusurun

"O gun Rab yukarda, gkteki gleri ve aada, yeryzndeki krallan cezalandracak. Zindana tklan tutsaklar gibi cezaevine kapatlacak ve uzun sure sonra cezalandrlacaklar.
Ayn yz kzaracak, gne utanacak; nk her eye egemen Rab Siyon danda, Kuds'le
krallk edecek" (24:21-23; 25:12).
4
Yahve ve israil'e kar su ilemi milletlere kar verilecek eskatolojik savan ardndan, bolluk ve banla dolu bir cennet a balayacaktr (Yoel 4:2-3, 12; 4:18-21).
' Fohrer, a.g.y., s. 340.
2 9 1

D N S E L N A N L A R V E D $ U N C E L E R T A R H - II

gnahkrlarda olduunu bilir: "ama sulannz sizi Tann'nzdan ayrd" (59:2). 6 Gerek ikinci Iaya'ya, gerekse Srgn sonras peygamberlere gre, yeni an balangcndan nce ok byk tarihsel altstlkler yaanacaktr (Babil'in k, milletlerin Kuds'e saldrs ve sonra yok edilmeleri).
Eskatolojik kurtulurun dier halklara da yaygnlatrlmas, israil dininin daha
sonraki geliimi asndan nemli sonulara gebedir. Yahve, kinci aya'da (Iaya,
51:4-6) tm milletlere seslenirken, "k gibi gelecek selameti"nden sz eder. "O
gn insanlar kendilerini yaratana bakacaklar, gzleri israil'in Kutsaln grecek"
(17:7). Evrensel kurtulu Sefanya'da daha da ak biimde duyurulur (3:9): "O zaman birlikte bana yakarmalar, omuz omuza bana hizmet etmeleri iin, halklarn
dudaklarn pak klacam." Bununla birlikte herkese vaat edilen kurtulua yalnzca
Kuds'te, israil'in ulusal ve dinsel merkezinde ulalabilecei sk sk belirtilir (Iaya
2:2-4; 25:6 vd; 56:7; Yeremya 3:17; Zekeriya 8:20 vd).
Yalnzca tarihsel dnyay ilgilendiren benzer kehanetlerin yan sra, btnl
iinde kozmosa ilikin daha arkaik trde (kr. 12) ngrlere de rastlanr. Hagay
(2:6), Yahve'nin "yeri, g, denizi, karay sarsacag"n duyurur. Maher gnne
dnyay yok edecek kozmik felaketler elik edecektir (Iaya, 34:4; 51:6). Ama Yahve
"yeni bir yeryz, yeni bir gk" yaratacak ve "gemitekiler anlmayacak, akla bile
gelmeyecektir (Iaya, 65;17). Bu yeni yarattklar sonsuza dek duracak (66:22) ve
Yahve "sonsuz k" olacaktr (60:20). Kuds bile yenilenecek (Zekeriya 2:5-9) ve
"Rab'bin kendi azyla belirledii yeni bir adla" anlacaktr (Iaya 62:2). Daha
birok eskatoloji senaryosunda da grld gibi, yaratln yenilenmesi baz
"cennet" unsurlarn da kapsayacaktr: saysz zenginlikler, benzersiz bereket,
hastalklarn yok olmas, uzun mr, insanlarla hayvanlar arasnda ebedi bar, pisliklerin yok edilmesi vb. Ama o n a n h p ilk mkemmelliine geri dndrlm evrenin ana dayana, gerek bir "dnyann merkezi" olan Kuds olacaktr.

198. Mesih Kral Beklentisi Eskatolojik kehanetlere gre, yenilenmi dnyay


bizzat Yahve7 veya Tann'nm atad ve onun adna hkm srecek bir kral
ynetecektir. Genellikle "Meshedilmi" (rnesiyah:

mesih) ad verilen bu kraln Davud

soyundan geldigi varsaylr. Iaya, "bir ocuk"tan, "Davud'un taht"na oturacak "bir

Peygamber Malaki (MO V. yzyl), "Yahve'nin gun'nn hangi tarihte geleceini belirtmeyi
reddeder. nemli olan isel hazrlktr; nk "onun gelecei gn" (3:2) her an belirebilir.
Iaya, 24:23; 33:22; 43:15; 44:6; "Onlan Siyon danda bugnden sonsuza dek ben
[Yahve] yneteceim" (Mika 4:7; kr. 2:13); Zekeriya 9:1-8; vb.
2 9 2

YAHUDLN SINAVLARI

ogul"dan (9:1-6), "lay'u ktg"nden kacak "yeni filiz"den sz eder (11:1). O,


"kurtla kuzu bir arada yaayacak, parsla olak birlikte yatacak, buza, gen aslan
ve besili sr yan yara duracak, onlar kk bir ocuk gdecek" diye betimlenen
cennet gibi bir dnyada adaletle hkm srecektir (11:6). Zekeriya mesih saygnln, dnyevi otoriteyle ruhani erki, Zerubbabil ile bakhin Yeu arasnda paylatrr (4:1-6; 10:6-14). Bir dier kehanette, Mesih Kral'n Kuds'e giriini betimler:
"O adil kurtanc ve alakgnlldr. Eee, evet, spaya, eek yavrusuna binmi
sana geliyor!" (9:9).
"Yahve'nin Meshedilmi Kulu" ifadesinin balangta tahttaki kral iin kullanldn belirtmekte yarar var. Demek ki eskatolojik kiilik bir krala benzetilmektedir. Daha sonra khinlerin, peygamberlerin ve patriarklarm* meshedilmesinden sz
edildi. 8 Yahve tarafndan "meshedilmek" Tann ile daha yakn bir ilikiye iaret ediyordu. Ama Eski Ahit'te, eskatolojik "Mesih" dnyay kurtarmak zere gkten inen,
doast bir varlk deildir. Kurtulu

yalnzca

Yahve'nin esendir.

Mesih, Davud so-

yundan bir lmldr; Davud'un tahtna oturup adaletle hkm srecektir. Baz tarihiler, Mesih beklentisinin eskatolojik cokunun harekete geirdii, ama yine de
Davud monarisine bal kalm evrelerin iinden kt sonucuna varmtr. Ama
bu gruplar yalnzca bir aznl temsil ediyordu ve bu nedenle Mesih beklentisinin
byk bir etkisi olmamt. 9 Aslnda sorun daha karmaktr. brani dinsel dncesinin zgnl konusunda herhangi bir kukuya yer yoktur, ama gelitirdii kraliyet ideolojisi byk Dou monarilerinde grlen, kraln "kurtanc" rolyle benzerlikler tar. 10
Eskatolojik

kehanetler, srgn ncesi byk peygamberlerin

arlaryla

kartlk iinde sunulmutur: Eskatolojik kehanetlerde insann kkten deimesi ve


yeni bir varolu nitelii umudu deil, yeni bir ag ve dolaysyla yeni bir dnyann
yaratlmas sz konusuydu; insan dolayl yoldan ve bir anlamda kendiliinden,
Yahve'nin mucizesi sayesinde deiecekti. Demek ki eskatolojik kehanetler byk
peygamberlerin arsyla bir uyumsuzluu ve Tann'nn israil'i kurtarma istei konusunda iyimser bir yanlsamay bnyesinde banndryordu." Bununla birlikte,
* Patriark: "Kitab Mukaddes'te zellikle brahim, lsak, Yakub ve dier byk peygamberlerden her birisi iin kullanlr -yn.
8
Bkz. S. Mowinckel, He That Cometh, s. 56 vd.
9
Kr. Fohrer, a.g.y., s. 350.
10
Kr. G. Widengren, Sakraies Knigfum, s. 30 vd; Mowinckel, He That Cometh, 280 vd ve
birok yerde; Ringgrer, "Knig und Messias," vb.
" Kr. Fohrer, s. 352.
2 9 3

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

insann dzeltilip ilk btnselliine dndrlmesin! de ieren kozmik yenilenme


umudunun, arkaik dinselligin, zellikle de yontma ta a ekicilerinin dinselliinin merkezi anlaylarndan birini oluturduunu belirtmek gerek (kr. 12 vd).
Her eskatoloji, insan varoluunu yalnzca tam bir tanrsal i olan yaratln yenileyebilecei ve kutsayabilecegi dncesine yeniden deerler ykleyerek onu srdrr. Geri srgn sonrasnn eskatolojik beklentisi byk peygamberlerinkinden
farkl bir dinsel deneyimin sonucuydu, ama en az onlannki kadar anlamlyd.
Sonuta kiisel abalarla gerekletirilebilen bir tinsel mkemmelleme umudundan
vazgemek ve Tann'nn her eye yeten gcne, selamet vaatlerine iman tazelemek
sz konusuydu.
Esbfuton'daki gecikmenin sonunda yasac ve ritelci trde zt eilimleri glendirdii dorudur. Ama eskatolojik umutlar asla kesin bir biimde yok olmamtr
(kr. 203).

199. Yasacln lerleyii Pers egemenlii altndaki iki yzyllk ban dnemi
boyunca, Srgn'den nce balam ve tutsaklk srasnda da devam etmi yasac reform yerini kesin bir biimde salamlatrd. Babii'de, Yahve'nin halkna aidiyetin
kusursuz simgesi olarak snnet yeniden deer kazand. abat'a gsterilen sayg,
Ahit'e balln kant oldu (Iaya, 56:1-8; 58:13-14). Levililer'de yer alan (17.-26.
bablar) ritel kurallar. Srgn srasnda son halini ald. "Kutsallk Yasas" ad verilen ve Musa'ya atfedilen bu kurallar btn, hayvan kurban trenlerini, cinsel
iliki ve yasaklan, bayram takvimini, tapmn aynntlann dzenlerken, ritel temizlik ve kirlilik zerinde durur. Brhmaalar gibi (kr. 76), "Kutsallk Yasas"
da hayatn ilevlerini ve toplumsal davranlar ritelletirir. Amac, Yahve'nin vaat
ettii lkeyi yeniden fethe hazrlamak iin srail'in temizliini korumaktr. Halk,
yabanc ve kirli bir dnyann ortasnda etnik ve tinsel kimliini koruyabildii
oranda, ayakta kalabilecektir.
Ulusal yaamn yeniden inas, arak byk peygamberlerde olduu gibi ruhun
gerekletirdii bir isel dinsel kabulden deil, Yasann (Tora)

mutlak otoritesi

altnda cemaatin etkili rgtlenmesinden beklenmektedir. Tapm, Tann'nn yceltilmesinden ok, israil'in "kutsall," yani srekli gnahlarn tehdidi altndaki ritel
temizlii zerinde younlar. Kamusal gnahlann kefareti hatr saylr bir nem
kazanr. Byk Kefaret Gn'nn (Yom Kipur)

yerletirilmesi de bunu dorular.

"Kefaret sistemi yle iyi kurulmutur ki, yeni ve daha iyi bir dzen umuduna hi
yer brakmaz. Ruhban snfn anlatlarnda eskatolojiden veya mesihilikten iz yok2 9 4

YAHUDLN SNAVLAR!

tur. Bu anlatlara gre israil, selametinin yzyllar boyunca srp gitmesi iin gerekli tm kurumlara sahiptir." 12 Yasann uygulann denetleyebilecek tek otorite
ruhban snfyd. Pers dnemi boyunca dinsel hayata hkmeden ruhban egemenlii
yaplarn daha Srgn zamannda oluturmutu.
Kral I. Artakserkses'in saraynda yaayan bir Yahudi, Nehemya M 430'a doru
Yahuda valisi oldu ve Kuds surlarn onarma iznini ald. Ayn zamanda dinsel reformlara gitti (baka reformlarn yan sra, srailli olmayan kadnlarla evli din
adamlarnn grevden alnmasn dayatt). Bir dier dinsel nderin, Nehemya'nm
balad ii srdren - m u h t e m e l e n M V. yzyln ilk yllarnda- dier dini lider
Ezra'nn tarihi ise yeterince bilinmemektedir. 1 3 O da uralarnda ilk sray israil'in
"ritel adan temizlii"ne veriyor ve karma evliliklerin bozulmasn emrediyordu.
Kukusuz sz konusu olan rk bir nlem deildi. Tehlike dinsel nitelikteydi;
nk farkl budunlarla evlilikler araclyla Yahveciligin btnl tehdit altna
girmiti. Yine de Ezra'nn reformu etnik ayrmcla ve Yasaclgn glenmesine
yol at. Bundan byle israil blgesine bu akm egemen oldu. Rivayete gre (Nehemya, 8) Ezra, "dinleyip anlayabilecek yataki kadn, erkek herkesin" katld bir
toplant dzenledi ve orada Musa'nn "Yasa Kitab'n" okudu. Burada sz edilenin,
Pentatk un tamam m, yoksa bir blm m olduunu saptamak olanaksz. Ama
bu trensel okumadan beri, srail dini kutsal yazlara "resmen" sahip olmutur.
ok erken alarda. Yasa (Tora)

ile Pentatk kitaplar birbirine kart. Gele-

nein szl naklinin yerini yazl metinlerin incelenmesi ve aklanmas almt.


Ezra, ilk "vaiz" veya "din limi" olarak kabul edildi. Vaiz dinsel tavr konusunda
gerek bir m e k haline geldi (bkz. s. 299, Ben Sira'nn vaizi vmesi). Ama giderek
yeni bir dnce belirdi: szl Tora. Musa'nn, yazl yasann yan sra Tann'dan ek
talimatlar da ald, bunlarn o zamandan beri szl olarak nakledildii ileri srlyordu. Bu yorum klliyat Mjra'y ("tekrarlama") oluturuyordu. Aslnda bu
yaklam, daha o zamandan "irekilik", yani gizli retilerin erginleyici tarzda
nakli ad verilebilecek olgunun merulatrlmasnn bir biimiydi. H Zaman iinde
"din limleri"nin eseri Tora'ya yakn bir dinsel otorite kazand (kr. 201).

12
13

A. Caquot, "Le judaisme depuis lacaptivit de Babylone," s. 143.


Ama (Kellermannin sonularn kabul eden) Morton Smth'e gre, Ezra'nn balatt reformu srdren Nehemya'dr; kr. Palestinian Parti es and Politics that Shaped the Old Testament,
s. 120 vd. Nehemya'nm giritii iin zmlemesi iin, bkz. a.g.y., s. 126 vd.
Mahyna retilerinin ve Tantrac tekniklerin, dger yandan Hermesi, apokaliptik veya
Gnostik "vahiyler"in geerliligi de beri2er bir yorumla dorulanyordu.
2 9 5

D N S E L N A N L A R V E D U M C F . L E R T A R H - II

Konumuz asndan, Ezra'nn reformunu izleyen yzyllarda gelitirilen, elden


geirilip dzeltilen veya yaymlanan eserlerin hepsini belirtmek gereksizdir. Tarihler kitab, Mezmurlar'n ve Nebiim'in" bir bolm bu dnemde yazld" ve daha eski birok metin yine bu dnemde elden geirildi. Yaklak bir isimlendirmeyle
"evrenselci" ve "milliyeti" denebilecek iki zt dinsel akm arasndaki gerilim de bu
dnemde artt, ilk akm, "milletler' n bir gn tek tanr olarak kabul edilecek Yahve'ye tapaca konusundaki eskatolojik peygamberlerin umudunu srdryordu. Buna
karlk "milliyetiler" Vahiy'in yalnzca kendilerine ynelik olduunu beyan ediyor
ve abalarn srail'in etnik btnln korumaya yogunlaunyordu. Aslnda
atma bu sylediimden daha karmak ve ayrntlyd.

200. Tanrsal Hikmetin Kiiletirilmesi Yahudiliin tarihinde hatn saylr sonulara yol aacak en nemli olay, Helenizm'le yaanan atma oldu. Yunanlarn Filistin'le ilikileri, ge tun andan beri sreklilik kazanmt. lk binylda Filistin'e Yunan akn durmadan artt ve Pers egemenliinde bile srd. 1 6 Ama zellikle
iskender'in zaferlerinin ardndan Helen kltrnn etkisi rktc boyutlara ulat.
Yunan dili, kltr ve kurumlar (okullar, gymnasium'fo

vb) yalnzca diaspora iin-

de deil, skender'in lmnden (MO 323) sonra Msr'da h k m sren Ptolemaioslann ynetimindeki Filistin'de de her yere yayld. 17
Tpk Romallarda olduu gibi, zellikle peygamberlerden itibaren tarihe dinsel
anlamlar yklenmiti. Baka bir deyile, tarihsel olaylar israil'in siyasi yazgsn
deitirip ekillendirirken, ayn zamanda selamet tarihi iinde de nemli anlar
oluturabiliyordu. lbranilere gre milli siyaset dinsel etkinlikten ayn bir ey deildi: Ritel temizlik, yani israil'in korunmas siyasi bamszlkla uyumluydu. Helenizm'in giderek artan etkisi, Filistin'de farkl siyasal, dinsel ve kltrel ynelilerde kendini hissettiriyordu. Aristokrasi ve burjuvazinin baz kesimleri, Helen
Au/Wdrung'unu [aydnlanma! ne kard baz dnce ve kurumlar lkeye sokmaya alyordu. Dorudan ulusal kimlii tehdit eden bu "liberal" ve kozmopolit
n

15
16

17

Nebiim (Peygamberler): Eski Ahit'in ikinci bolm denilen (ilk blm Yeu, Hakimler,
Samuel ve Krallar'd) iaya, Yeremya, Hezekiel ve Onikilere (Hoea, Yoel ve Amos gibi dier
ahsiyetler) atfedilen kitaplar -yn.
Birok tarihinin Eyb Kitabn Srgn sonras dneme tarihlendirdigini hatrlatalm.
Kr. Morton Smith, Palestinian ParUes and Politics that Shaped the Otd Testament, s. 58 vd,
228 vd.
E. Bickermann. Der Cott der Makkabaer, s. 59 vd; V. Tcherikover, Hellenistic Civilzation and
ihe jevvs, s. 90 vd; Martin Hengel, Jttesin and Hellenism, 1, s. 65 vd.
2 9 6

YAHUDLN SINAVLARI

siyaset, dier toplumsal kategorilerce, e bata da tutucu dinsel evreler ve krsai


n f u s tarafndan reddediliyordu. Bu iki zt eilim arasndaki gerginlik, Makkabiler
isyanna yol aacakt ( 202).
skender'in fethinden (M 332) Filistin'in bir Roma eyaleti haline gelmesine kadar (M 69) geen srede Yahudi halkn paralayan farkl ideolojik ve dinsel
yneliler, Kuds'le veya diasporada yazlm ok sayda esere damgalarm vurdu.
Yine de unu da b e h n m e k gerek: Zeitgeist'n

yle bir erimi vard ki, Helenistik

anlaylan eletirmek ve reddetmek amacyla yazlm metinlerde bile bu anlaylarn izlerine rastlanyordu.
Hikmetin (hokma) kiiletirilmesi bu dnemin en zgn dinsel yaratmlar
arasnda yer alr. Sleyman'n zdeyileri'nin* (muhtemelen M III. yzyln ortasna doru yazlm kitap) ilk dokuz blm. Hikmetin tannsal kkenini yceltir
ve niteliklerini sayar. "Rab, yaratma iine baladnda ilk beni yaratt. Dnya var
olmadan nce, ta balangta, ncesizlikte yerimi aldm.

Enginler

yokken...

dodum ben..." (8:22-24). "Ben bilgelik (hikmet) olarak ihtiyat kendime mesken
edindim. Bilgi ve saggr bendedir"; "Krallar sayemde egemenlik srer, hkmdarlar adil kurallar koyar... nderler, adaletle yneten soylular sayemde ynetirler" (8:12 vd). Baz yazarlar b u yaklamda, Yunan felsefesinin etkilerini bulmutur.
Bununla birlikte tanrsal ve kiilemi bir kendilik olarak Sophia

(Yun. Sophia=-

hikmet), grece ge bir dnemde ortaya kmtr; ona zellikle Hermesi yazlarda,
Plutarkhos'ta ve Yeni Platoncularda rastlanr. 18 Baka bilginler ise. Yunan etkisinden
nce grlen Sami kkenli kout gelimeleri,

zellikle

de Elephantine'deki"

"Ahikar'm Hikmeti"ni ne karmtr." Hatta Ana Tannalar (Isis veya Astarte)


tapmnda hofcma'nn nclleri aranmtr; ama Hikmet hi de Tann'nn ei/kars
deildir; T a n n tarafndan yaratlm ve onun azndan kmtr.
Bousset ve Gressmann, hakl olarak, Yahudi dinsel dncesinde, zellikle de
Helenistik ada grlen, insan ile Tanr arasndaki "arac varlklar"n nemini
vurgulamtr. 2 0 Baz hikmet okullan hofem'y, Vahiy'in aracs olarak, en stn
otorite konumuna ykseltmitir. Ama a2 sonra greceimiz gibi, eitli ve elikili
* Kitab Mukaddes'in eski evirisinde Sleyman'n Meselleri -yn.
18
Hengel, ]udaism and Helemsm, 1, s. 154 ve 11, s. 98, dipnot 298 (eski kaynaklar ve kaynaka).
" Nil Nehri'ndeki bir ada zerine kurulu ehir -yn.
" Kr. W. A Albright, C. I. K. Story ve H. Donner'm, Hengel, a.g.y., 1, s. 154 vd, II, s. 99'da
zmlenen incelemeleri.
20
W. Bousset-H. Gressmann, Die Rehgton des Judentums im sptheenistschen
Zeitalter (3.
bask), s. 319, 342 vd; kr. Hengel, I, s. 155.
2 9 7

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - 1]

hikmet yorumlar ve ona yklenen yeni deerler, neredeyse Yahudiliin grnm n kkten deitirecek, derin bir krizi yanstmaktadr.

201. Umutsuzluktan Yeni Bir Teodiseye": Kohelet ve Ekklesiastikus"


Ekklesiastes (veya Kohelet21), Eyb Kitab'yla birlikte, verdiinin karln alma
retisinin yklmasnn yaratt sarsntnn dokunakl bir tankl olarak kabul
edilir genellikle. Hikmet klliyatndaki teolojinin aksine, Vai2 Kitabnn yazar
Tanr'nn davranlarnn aklanamazl zerinde durur. Sorun, deli ile arifi (2:15
vd), insan ile hayvan ("biri nasl lyorsa, br de yle lyor" [3:19]) ayn
yazgnn beklemesi deildir yalnzca. Ama "adaletin ve doruluun yerini ktlk
alm, doru insann tahtna kt oturmutur" (3:16). Yazar kendi deneyimlerinden
hareketle yarglara varr: "Bo mrmde unlar grdm: Doru insan doruluuna
karn lyor, kt insann ise ktlne karn mr uzuyor" (7:15). Sakin bir
ekilde, bu dnyadan sanki elini eteini ekmi bir havada, bir filozof gibi, srekli
bu ziege dner: "Ktlerin hak ettii dorularn, dorularn hak ettiiyse ktlerin
bana geliyor" (8:14; kr. 9:2). Sonuta artk Tann'nm "adalet"inden sz edilemez
(5:7; vb). stelik, ne Yaratl'n anlam, ne de hayatn manas kavranabilir artk:
"nsan gnein altnda olup bitenleri kefedemez. Arayp bulmak iin ne kadar aba
harcarsa harcasn, yine de anlamn bulamaz" (8:17); k "insan Tanr'nn yapt
ii bandan sonuna dek anlayamaz" (3:11). Artk O, ne gazabn, ne de affediciligini
esirgemektedir. Hem sululuk duygusu, hem de affedilme umudu bounadr. Tanr
insanlardan uzaklamtr; artk onlarn yazgsyla ilgilenmemektedir.
Zamanla mehur olan "Hepsi bomu ve rzgr kovalamaya kalkmakm"
nakarat (2:11) gerekesini, insan varoluunun gelip geiciliinin ve gnahnn
kefinde bulur. Yazar, lleri yaayanlardan, henz domam olanlar ise her ikisinden de daha mutlu sayar (4:2-3). Hikmet bile botur (1:16-17; 2:15; 9:11). Bununla birlikte Vaiz, Tanrya isyan etmez. Tam tersine, madem ki insanlarn yazgs
"Tann'mn elinde"dir (9:1), "Tanr'nn insana verdii birka gnlk mr"den ya" Teodise: Dnyadaki ktln mevcudiyeti dncesine kar tannnn iyiliini ve kadir
oluunu savunan reti -yn.
Kohelet (Qoheleth) veya Ekklesiastes: Kitab Mukaddes'te ha-Kohelet (genellikle Vaiz
olarak evrilir) tarafndan yazlm kitabn ad -yn.
0
Ekklesiastikus: "Ben Sira'nn Hikmeti" de denilen apokrif kitap -yn.
21

Bu terimin anlam kesin bilinmemektedir; Kohelet muhtemelen "meclis reisi"ne veya "hatp"e
dayanarak tretilmi bir szcktr; kr. Hengel, Judaism and Hdlenism, I, s. 129.
Bundan sonra metinde Vaiz veya Vaiz Kitab olarak geecektir -yn.
2 9 8

YAHUDLN SINAVLARI

rarlanmak gerekir, "nk insann payna den budur" (5:17). insana uygun den
tek mutluluk, hazc niteliktedir. "Git, sevinle ekmeini ye, neeyle arabn i...
Gnein altnda Tann'nn sana verdii bo mrn btn gnlerini... sevdiin
karnla gzel gzel yaayarak geir; nk... payna decek olan budur. almak
iin eline ne geerse, var gcnle al; nk ller diyannda (eolj i, tasar, bilgi ve bilgelik yoktur" (9:7-10).
Bu ktmser aklclk baz Yunan felsefe okullanna benzetilmitir. Volcaire'den
bu yana birok tarihi ve kutsal metin yorumcusu bu metinde Stoacln, Epikuros'un veya Kyrene'li hazclarn etkileri bulunduunu ileri srmtr. 2 2 Helen
kltrnn Srgn sonras Yahudilik zerinde gl ve uzun sren etkileri olmutur (kr. 202). Bununla birlikte Vaiz'de bu etkilere rastlanmaz. Yunan filozoflar ve yazarlar, geleneksel mitolojileri ve teolojileri acmaszca eletirmiti. Ama
Vaiz'in yazan, Tann'nn varln inkr etmeyi brakn, onun gerekliini ve
gcnn her eye yettiini beyan etmektedir: 23 Hi durmadan, onun baglanndan
yararlanmak gerektiini yinelemektedir. stelik Vaiz ne tapm uygulamalarn, ne
de dindarl reddeder. Demek ki sz konusu olan ateizm deil, Tann'nn insanlar
umursamadnn kefinin yol at umutsuzlukla tevekkl arasndaki gerilimdir.
Hayattan zevk alma yolundaki bu agn, hakl olarak, Msr'daki Harpmm

arhs'm

( 30) veya Siduri'nin Glgam'a verdii de ( 23) benzetilmitir.


Ben Sira'nn Vaiz Kitab kadar dokunakl olmayan ve yine Ekklesiasticus adyla
bilinen eseri, o srada tsrail'i etkisine alan kriz hakknda daha ok bilgi vermektedir. Muhtemelen M 190-175 arasnda, bir hikmet okulunun hocas olan bir fakih
(sepr)

tarafndan kaleme alnan kitap, Helen AufJidrung'uyla balan dnen gen

tbranilere seslenmektedir. Ben Sira, Yasann temizliinin (hem dinsel, hem de


siyasi) nemine inanm bir yurtseverdir. Kozmopolitizmin ve evrenselciligin en
etkin yandalan olduklar iin, zenginlere saldnr (13:3, 18-23). Ben Sira, kitabnn
en bandan itibaren dnyevi Helen ideolojisine kar kar: "Tm hikmet Tann'dan
geiir!" diye haykmr (1:1). Bu da onun (nceden Tann'nn iinde var olan) hikmeti,
Tora'yla zdeletirmesine izin verir. Hikmet vgs, 24. blmdeki byk ilahi
kitabnn doruk noktasn oluturur. Hikmet hem yceltilmi konumunu ("Ben En
Yce'nin azndan ktm..."), hem de Kuds'e indiini beyan eder ("ite bylece Siyon'a yerletim ve... iktidanm Kuds'te srdryorum," 24:11).

22
23

Kaynaka referanslar iin, bkz. Hengel, a.g.y., II, s. 77, dipnot 52.
K. Hengel, I, s. 124.
2 9 9

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

"Aydnlanma" temsilcileri olan "kozmopolitlerin savunduu gre kar, Beti


Sira hikmet hocasn, ideal fakihi, Kutsal Metinler'i incelemeye gmlm bir lim
olarak betimler: "O ruhunu ve dncesini En Yce'nin Yasasna verir. Btn eskilerin hikmetini tarar, bo vakitlerini kehanetlere hasreder. zdeyilerin gizli anlamn aratrr, benzetmelerin gizleriyle urar" vb (39:1 vd); nk "her hikmet
T a n n korkusuna dayanr ve her hikmette Yasann gereklemesi sz konusudur"
(19:20). Hikmet klliyatnn, zellikle de Sleyman'n zdeyileri ve baz Mezmurlar'da, gerek "dogn kii," kozmik dzenin ve manevi hayatn tanrsal kkenini kabul eden bilgeydi. Demek

ki insan, hangi dinden olursa olsun, hikmete

eriebiliyordu.

Ama

Ben Sira bu "evTenselci" yorumu reddeder; hikmeti, dindarlk ve ibadetle zdeletirir. Tora, "Musa'nn resmen aklad Yasadan baka bir ey deildir" (24:23). 24
Baka bir deyile. Hikmet, Tanrnn yalnzca srail'e yapt bir batr; nk
Tann her halkn bana bir hkmdar atamtr, "ama israil Tanr'nn paydr"
(17:17).
Teoloji alannda Ben Sira geleneksel tavra dner. Tann'nn insanlann yazgsna
ilgisizletigi grn eletirir; baka bir ifadeyle hem Vaiz'i hem de Kuds'n kozmopolit evrelerinde moda olan Yunan felsefesini knar. zellikle de yaptnn
karln bulma retisini hakl karmaya urar: Tanrsal eserin mkemmelliini yceltir (39:16; 42:15, 22-25); dindarlarn ktlerden farkl bir yazgs olduunu; nk "en bandan beri iyiliklerin iyiler ve ktlklerin de ktler iin
yaratldn" hatrlatr (39:25). Uzun sre "dndkten" sonra u sonuca varr:
"Tanr'nn her yapt iyidir" (39:33). Son tahlilde, "tek doru Tann olacaktr"
(18:2).

Geleneksel tanrsal adaletin bu geici onarmna, "Hikmet d m a n l a r n n sert


eletirisi elik eder; onlar Helen dostu dnekler ve "hafifmerepler" olarak tanmlanr. Ben Sira israil'in "yabanc milletler"den kurtulmas iin dua eder: "fkeni
uyandr, dk gazabn, hasmlar kahret, dman yok et... Senin halkn ezenler
yklp gitsin!" (36:6, 8).
Bununla birlikte mehur 24. blmde Hikmet unu hatrlatr: "Tek bama
gkleri dolatm, enginlerin derinlerine daldm. Denizin dalgalar stnde, tm

24

Ben Sira, "Atalara vg'de (44:1; 49:16), Tevrat tarihinin byk isimlerini yceltir: Hanok,
Nuh, brahim, lshak ve Yakup, Musa vb. Hikmet klliyatnn hibir koutu olmayan, benzersiz bir metindir bu. (Hengel onu Helenistik edebiyattaki kahraman methiyelerine benzetir, de viris illustribus; Judaism and Hellesm, 1, s. 136). Ama yazar giderek soluunu yitirir ve
nce didaktikleen "vg" sonunda tekdze bir hal alr.
3 0 0

YAHUDLN S I N A V L A R I

yeryznde, tm halklarda ve milletlerde hkm srdm" (24:5). Baka bir deyile,


Hikmet, "tm dnyay, doay ve (yalnzca Yahudileri deil) btn insanl dolduran bir g" olarak s u n u l u r A m a Ben Sira Hikmetin evrenselci boyutunu kstlamaya, hatta sonuta yok saymaya mecburdu. Helenizmle ve onun Sophia's ile atma iindeki "Musevilikte bir Hikmet ancak b u mcadelede belirleyici rol oynayan
etkene yaklaarak ne kabilirdi: Yasa... Hofem'nn Helenizme ve onun Sophia'sna
kar bu mcadele iinde Yahudi dininin olumasndaki nemi azmsanmamaidr." 2 6

202. lk Kyamet Kitaplar: Daniel ve I. Hanok Antiokhos IV Epiphanes devrinde (y. M 175-164) Helenizmle atma en u noktaya ulat. Zaten bir sredir
iki hizip arasndaki -Tobiyalar (evrenseiciler) ve Honiler (milliyetiler)- ztlk iddete dklme tehlikesi gsteriyordu. Helen yandalan, Tevrat Yahudiliini dier
ada bagdatrmac yaratmlara benzeyen, "modern" trde bir din haline getirecek
kkten bir reform istiyorlard. Yaklak olarak M 167'de Honilerm baarsz isyan
giriimini frsat bilen rakipleri, Antiokhos'a bir krallk fermanyla Tora'y ksaltmasn tavsiye ettiler. 27 Kuds Tapna, Fenikelilerin Baal'iyle zdeletirilen Zeus
Olympios'un bagdatrmac tapmana dntrld. Ferman, abat'a ve bayram
gnlerine uyulmasn, snneti ve Tora kitaplarn bulundurmay yasaklyor, bu
yasaklan ihlal edenlerin idam cezasna arptrlacan duyuruyordu. Filistin'in her
yerinde GentiJ tannlar iin tapnaklar dikildi ve halk onlara sungu tamak zorunda brakld.
Kenan'n fethinden beri, zellikle de monari dneminde israilliler,

batan

kanc dinsel bagdatrmaclk tehlikesini yaamt (kr. 113 vd). Ama Antiokhos Epiphanes'in saldrs ok daha ciddiydi. Geri Antiokhos'un niyeti Yahve'nin
yerine Zeus Olympios'u geirmek deil, putperestler asndan esas olarak isimsiz

25

W. Schencke, D/e Chokma (Sophia) in der jdischen Hypostasenspekulation,


s. 29. Hengel (1, s.
160), Stoac filozoflarn kozmosun iine ginp ona biim veren Logos'unu anmsatr: "Her
yere giren gerek hikmet olan Evrensel Yasa (logos) Zeus'la zdetir" (Zenon, aktaran Diogenes Laertes, VII, 88).
26
J. Fichtner, Die altorientalische VVeshert in ihrer israelitisch-jdischen Auspragung, s. 127; Hengel, I, s. 162.
27
Bickermann'a gre, Antiokhos'u isyan bastnrken ok fazla iddet kullanmaya Kuds'n
an Helen dostlan itmiti; kr. Der Gott der Makkaber, s. 120 vd ve birok yerde. Misilleme
fermann bizzat Tobiyalar yazmt; kr. Hengel, 1, s. 289.
^ Yahudilerin yabanc uluslara, zellikle de Greklere verdii isim -n.
3 0 1

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

kalm bir tanrya isim vermekti. 2 8 Zate birok Yunan ve Romal yazar Yahve'yi
Zeus'a benzetmiti. 29 Gelenekselciler asndan kutsalla hakaret olan byle bir
benzetme. Stoacln grkemli dinsel ve felsefi bakndan gzleri kamam Helen
dostu mnevverlerin byk blm iin kabul edilebilir bir olguydu. Ama sraillilerin ounun akl byle bir felsefi yorumu almyordu: Onlar Zeus'u, Gent/I'lerin
tapt ok sayda tanrdan biri olarak gryordu. Aynca daha ge bir dnemde tarihi Flavius Josephus'un kabul ettii gibi 30 Antiokhos kutsalla ynelik birok hakaretin (ncelikle Kuds'e kurulan tapmn oktanrl

nitelii),

haydutluun,

hogrszln ve zellikle de Yahudiler zerindeki basknn sorumlusuydu. 3 1


Asmoniler ailesinden Mattathias adnda bir din adam silahl ayaklanmay
balatt. En bandan itibaren bir "sofular" grubu (hasidm'ler) tarafndan desteklendi. Mattathias'n lmnden sonra, sava oullarndan Yuda Makkabi ynetti. M
164'te Tapna ele geirdi ve ibadeti yeniden balatt. Hasdm'ler, dinsel nitelikteki
b u zaferi yeterli buldu. Ama siyasi bamszlk iin mcadeleyi srdren Makkabiler, M 128'de bunu da elde etti. Yzyllar sonra Asmoniler hanedanndan Yahudi
krallar yeniden tahta kmt. 32 Saltanatlar tam bir felaket oldu ve halk M 63'te
Roma egemenliini kabul edip rahatlad.
Antiokhos Epiphanes'in saldrsyla Pompeius'un Filistin'i bir Roma eyaleti haline getirmesi arasnda geen yzyl, Yahudilerin tarihi ve dini asndan belirleyici
oldu. Bir yandan zorla putperestletirme giriimi Filistin Yahudilerinin asla unutamayaca bir yara at: Artk putperestliin masumiyetine inanamyorlard, ve Helenistik kltrle aralarna bir uurum girmiti. 33 Dier yandan Makkabilerin askeri
zaferi, Yahudi krallnn artc bir siyasi nfuz kazanmasn salad. stelik karizmatik Yuda Makkabi megi, daha sonra Romallara kar da baka silahl
ayaklanmalan tevik etti. Ama 66-70 isyan, Titus'un lejyonlarnn ikinci Tapna
ve Kuds' ykmasyla sonuland. Hadrianus da 132-135'te Bar Kokhba'nn [Ben
Kosba] ban ektii ayaklanmay vahice bastrd.

28
29
30
31
32

53

Bickermann, a.g.y., s. 92 vd.


Kr. Hengel, a.g.y., I, s. 261 vd; M. Simon, "Jpiter-Yahvi," s. 49 vd.
Ant.Jud. 12,320 ve 253.
Kr. M. Simon, s. 51.
Yahudiler zerindeki bask ve Makkabiler sava u eserlerde irdelenmitir: Bickermann, Der
Got t der Mahaber, V. Tcherikover, Hellemstic Gvl^adon and the Jews, s. 176-234; S. K.
Eddy, The Kng is Dead, s. 213-256. Aynca bkz. Hengel, Judaism and Hellenism, c. 1. s. 277 vd.
Ama Samiriye, Mavera-i Ordun ve zellikle de Yunanca konuan diasporada badatrmac
eilimler gelimeye devam etti; kr. Hengel, l, s. 308.
3 0 2

YAHUDLN SINAVLARI

Konumuz asndan esas olarak bu dnemin dinsel yaratmlar zerinde duracaz. Beklenecei zere, o an tarihsel olaylar dntrlm, ifreli mesajlar
yklenmi, zgl bir evrensel tarih bakyla btnletirilmitir,

ilk kyamet

metinleri, Daniel ve Hanok'un Kitab'nn en eski blm, "sofular" (hasidim)

evre-

sinde ortaya kar. "Sofular" olduka kapal bir cemaatti; Yasaya mutlak itaatin nemi ve nedamet getirmenin aciliyeti zerinde duruyorlard. Nedamete verilen byk
nem tarihe ynelik apokaliptik bir bakn dorudan sonucuydu. Gerekten de tarihin deheti o zamana dek grlmedik boyutlar almt. Bu nedenle, Daniel ve I.
Hanok, dnyann sonuna yaklatn ngryorlard; "sofular" Tann'nn artk fazla
gecikmeyecek yarg gnne hazrlanmalyd.
Daniel'in Kitab, bugnk haliyle M 164'e doru tamamland. Yazar, kendi
anda veya ksa sre nce yaanm olaylan yzyllarca nce dile getirilmi kehanetler olarak betimlemektedir. Bu yntem (vaticinia ex eventu)
ayrt edici niteliklerindendir:

34

kyamet kitaplannn

Kehanetlere inanc glendirir

ve

dolaysyla

mminlerin o an yaanan snavlara katlanmasn kolaylatrr. rnein Daniel'in


Kitab'nda, Nebukadnezzar'n (M 605-562) grd bir d anlatlr. Kral dnde
bir heykel grmt: Ba altndan, gs ve kollan gmten, kam ve kalalar
tuntan, bacaklar demirden ve kildendi. Birden bir yerlerden kopup gelen bir ta,
heykele arpt: "Demir, kil, tun, gm, altn ayn anda paraland; yazn harman
yerindeki saman pleri gibi oldular. Derken bir rzgr kt, hi iz brakmadan
hepsini alp gtrd" (2:32-36). Daniel d yorumlar: Altndan ba Nebukadnezzar'dr, onun ardndan daha aa bir krallk kurulacak ve sonra gelecek tun krallk
btn yeryzne hkmedecektir. "Demir gibi gl" drdnc krallk, dierlerini
ezecek, ama sonunda kendisi de yok olacaktr. O zaman "Gklerin Tanrs hi
yklmayacak, baka halklann eline gemeyecek bir

krallk

kuracak" (2:44).

Asurlulann (baka bir deyile. Yeni Babil Krall), Medlerin ve Perslerin, en sonunda skender'in birbirlerini

izleyen krallklar giderek hzlanan bir

srecine iaret eder. Ama srail halknn varoluu asl drdnc krallk (yani Antiokhos Epiphanes'in krall) srasnda tehlikeye girer. Bununla birlikte Daniel'in
Kitab, bu yozlam dnyann sonunun yaklatnn ve daha sonra Tann'nn ebedi
krallm kuracann gvencesini verir. Ayrca Daniel, denizden kan birbirinden
farkl drt byk yarat grd kendi dn de anlatr. Bu hayvanlar lmeleri
mukadder drt krall temsil etmektedir; daha sonra tm imparatorlar zerindeki
egemenlik, "kutsallara, Yceler Ycesi'nin halkna" (7:27) verilecektir.
14

Kr. Msr'da mlekinin Kehaneti, Vitaspa ve Sibylla kehanetleri vb.


3 0 3

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

zetle, Daniel'm Kitabnn yazan, gemiin grkemli olaylarn, zellikle de


askeri imparatorluklan yok etmi felaketler dizisini hatrlatrken, belirli bir ama
gdyordu: Dindalanm cesaretlendirmek ve glendirmek. Ama drt kralln
dramatik biimde birbirini izlemesi ayn zamanda birliki bir evrensel

tarih anlayn

da ifade etmektedir. Mitolojik imgelemde Doulu bir kkenin kendini ele verdii
dorudur. Drt madenle simgelenen ve birbirini izleyen drt krallk izlegine hem
Hesiodos'ta, hem de ran'da rastlanmaktadr. Drt yaratn ise Babil'de, iran'da, Fenike'de birok ncl bulunmaktadr. 3 5 Ayn ekilde I. Hanok'ta sz edilen "byk
eon" da (16:1) "Byk Yl" retisine benzetilebilir. 36 Bununla birlikte, Daniel ve
Yahudi kyamet metinleri dier anlatlarda bilinmeyen bir unsuru gndeme getirir:
Evrensel tarihi oluturan olaylar artk ezeli ve ebedi kozmik dng ritmini yanstmaz ve yldzlara da baml deildirler; Tanr'nn

plan

uyarnca

geliirler.37

Bu

nceden hazrlanm planda, merkezi rol israil oynar; tarih drtnala sonuna doru
atlr, baka bir deyile srail'in nihai zaferi ok yakndr. Bu zafer yalnzca siyasi
dzlemle snrl kalmayacaktr; aslnda tarihin sona ermesi israil'in selamete ermesiyle edeerlidir; bu selamet Tanr tarafndan ezelden beri belirlenmi ve halknn
iledii gnahlara karn, Tarihin plan iine kaydedilmitir.

203. T e k Umut: Dnyann Sonu Dier anlatlarda olduu gibi, Yahudi kyamet
metinlerinde de birok fet ve maheri kozmik grng dnyann sonunu haber verir: Gece gne ve gndz ay parlayacak, emelerden kan akacak, yldzlar yrngelerinden ikacak, aalardan kan

damlayacak,

yerin

derinliklerinden

ate

fkracak, talar haykrmaya balayacak vb (IV Ezra 5:4-12). Yl ksalacak, insanlar


birbirini boazlayacak, ktlk ve alk balayacak vb. 38 Ve tpk ran geleneinde
grld zere, evrensel yarg dnyann sonu geldiinde verilecek, dolaysyla
ller de o zaman dirilecektir.
Daha nce aya'nn Kitabnda da (26:19), dirilie deinilmiti ("senin llerin
yaayacak, bedenleri dirilecek"), ama bu blmn tarihlendirilmesi pek kolay degil35

36
37

38

Kr. W. Baumganner, "Danielforschung," s. 214-222; A Bentzen, Daniel, s. 57-67, A


Lacoque, Le Livre de Daniel, s. 49 vd.
Kr. Eliade, Le Mythe de 1 'iternel retour, s. 133 vd; Hengel, 1, s. 191 vd.
Hanok, ge yapt esrik yolculuunda, tm tarihin yazh olduu levhalar grr (1. Hanok,
81:1 vd). Bu motif hakknda, kr. Widengren, The Ascens/ott o/ the Apostle, zellikle s. 27 vd.
Kr. Le Mythe de Vetemel retour, s. 149 vd; P. Volz, Eschaologie, s. 150 vd. Kyamet
kiaplanna zg bu kalplar, arkaik bir musel-ritel senaryodan tremektedir: Dnyann
sonunun gelmesi ve bunu yeni bir yaratln izlemesi ( 12; kr. Aspects du mythe, bl. IV-V).
3 0 4

YAHUDLN SINAVLARI

dir. Bu konudaki ilk tartma gtrmez gnderme Daniel, 12:13'te bulunur:


"gnlerin sonunda dln almak iin uyanacaksn."' 9 Byk olaslkla bir Iran etkisi sz konusudur; ama bitki tanrlarna ilikin paleolitik Dou anlaylarn da
hesaba katmak gerekir (kr. 117). Dirili retisi, kyamet metinlerinde (IV. Ezra; 1. Hanok, 51:1-3; 61:5; 62:14 vd; Baruh'un Sryanice Kyamet Kitab) ve
Ferislerde hi aralksz dile getirilecektir. sa'nn arsn vaaz ettii dnemde bu
reti, Sadukiler hari, herkes tarafndan kabul edilmiti.
Daniel, Yarg Gn'n ise, "kar gibi beyaz" giysileriyle alev alev bir tahtta oturan "Eskiden beri Var 01an"m

huzurunda gerekleirken betimler

(7:9-14):

"Mahkeme kuruldu, kitaplar ald." Hanok da, esrime hali iinde grd dte,
tahtta oturan Tann'y ve "mhrl kitaplar" grm ve gkten kovulan meleklerle
dneklerin alevler iindeki bir uuruma atlmaya mahkm edildii durumaya
katlmt (90:20 vd 40 ). "Mahkeme t a h t f n d a k i "Yceler Ycesi" imgesi IV. Ezra'da
da yeniden ortaya kar: Gnahkrlar "Cehennem frm'na atlacak, erdemliler ise
"Hazlar Cenneti"nde dllendirilecektir (7:33-37 41 ). Mahkemenin ardndan ktlk
ebediyen silinecek, yozlama yenilecek ve gerek her yerde egemen olacaktr (IV.
Ezra 6:26-28 4J ). Atele verilen eskatolojik hkm anlay byk olaslkla Iran
kkenlidir (kr. 104).
Daniel, "Eskiden beri Var Olan "la mahkeme grs iinde, "insanoluna benzer
birinin" gkten iniine de tank olur: Eskiden beri Var Olan'tn huzuruna gtrlr
ve ona "egemenlik, ycelik ve krallk" verilir (7:13-14). Daniel, "nsanolu" ifadesiyle (baka bir deyile, "nsan") eskatolojik zaferin doruk noktasnda israil halkn
simgelemektedir. Bu ifade M 1. yzylda ok tutulacak, zaten Isa da kendisi iin bu
unvan seecektir. Helenistik dnyada yakndan bilinen mitolojik bir figr, Anthropos veya Ezeli nsan sz konusudur. Bu mit Hint-Avrupa kkenlidir (kr. Purua,
Gaymard), ama "lnsanolu"nun (= "insan") en yakn nclleri Iran-"Kalde" dinsel
badatrmadnda aranmaldr (kr. 216). Eskatolojik temsilcilik grevi verilmi Ezeli nsan dncesi. Kitab Mukaddes'e ait deildir. Yaratl'tan nce de var
olan bir dem'den ancak ge dnem Yahudiliinde sz edilecektir.'*3
59

I. Hanok, 90:33 ve Kyrene'li lason'un Yuda Makkabi'nin lmnden ksa bir sre sonra kaleme ald eseri de ayn aa aittir; kr. Hengel, l, s. 196.
40
Charles, Apocrypha, c. , s. 259-260.
41
A.g.y., c. II, s. 583.
42
A.g.y.,c. II,s. 576-577.
43
Aslnda Yahudilik, insanolunun Ezeli nsan mitinin bir eitlemesini oluturduundan habersizdi. Yahudi kyamet kitaplar nsanolunun eskatolojik roln yceltir, ama onun
3 0 5

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

O halde, birliki evrensel tarih anlay yaanan an eskatolojik anlamn


zmeyi salyordu. Dnyann giderek ve kanlmaz bir biimde yozlamas dngsel trde bir kuramla aklayan eski kozmolojilerin aksine (bunun en gl ifadesi, Hintlilerin drt yuga retiiydi), Hasidimler Yahve'yi, Tarih'in tek efendisi olarak ilan ediyordu. Daniel Kitabnda ve I. Hanok'ta, Tann yine merkezi figrdr:
Ktlk, Yahve'nin bir Dmannn ahsnda aka kiiletirilmemitir. Ktlk,
insanlarn itaatsizliinden (l. Hanok, 98:4 vd) ve gkten kovulan meleklerin
isyanndan domaktadr.
Ama kyamet kitaplarnda arka plan hissedilir lde deiir. Artk dnyaya ve
tarihe ktlk glerinin, yani eytan'n ynettii iblislerin, eytani glerin egemen olduu kabul edilmektedir. eytan hakkndaki ilk deginiler (Eyb 1:6 vd; 2:1
vd; Zekeriya 3:1 vd) onu Yahve'nin saraynda yer alan bir melek olarak gsteriyordu. O, "Dman"d; nk insana dman olan gksel varlkt (kr. 115).
imdi, eytan

Ktlk Meini canlandrmaktadr:

Tanrnn

Rahibi olmutur.

Ayrca yeni

bir dnce de giderek belirginleir: ki ag (veya iki krallk) dncesi; "bu saltanat" ve "teki saltanat." Nitekim yle yazlmtr: "Ycelerin Ycesi, bir tek a
deil, iki ag yaratt" (IV. Ezra 7:50). 44 Bu ada zaferi "eytan'n krall" kazanacaktr. Aziz Pavlus, eytan' "bu dnyann tanrs" olarak ifade eder (Korintlilere
ikinci Mektup 4:4). Mesih'in devri yaklarken eytan'n gc doruk noktasna
kacak, yukanda ksaca saydmz felaketler ve aykr grngler oalacaktr
(bkz. s. 304). Ama eskatolojik savata Yahve eytan' yenecek, iblislerin hepsini ya
yok edecek veya boyun edirecek, ktl kkten kazyp atacak, ebedi hayat, nee
ve bar getirerek kendi kralln kuracaktr."" Baz metinlerde, cennete geri
dnten ve dolaysyla lmn ilgasndan sz edilir (IV. Ezra 8:52-54). Bununla
birlikte, tm mkemmelliine ve kalclna karn, yeni yaratlm bu dnya da
fiziksel

44

45

bir dnya olarak kalr.

Yaral'tan nce var oluundan hi sz etmez; kr. Mowinckel, He That Cometh, s. 420 vd.
F. A. Borsch, Douda Ezeli insanolu olarak miolojik kral temas ortaya karmtr; kr. The
Son of Man in Myth and History, s. 89 vd.
Ayn eserde dnyann kanlmaz bozuluu arkaik dncesine de yeniden rastlanmaktadr:
"Yaratl oktan yaland; genlik ann gcn oktan geride brakt" (IV. Ezra 7:55).
Eskhaton'un tarihini "bilgeler" hesaplayabilir: bkz. Daniel 9:22 vd; 1. Hanok 10:12; 89;
90:17; 11. Ezra 4:5; 14:11; vb. Kr. W. Bousset, Reltgon des Judentums, 2. bask, s. 283 vd; P.
Volz, Eschatologie, 2. bask, s. 141 vd.
3 0 6

YAHUDLN SINAVLARI

eytan figr, muhtemelen Iran dualizminin etkisi altnda gelimitir. 4 6 Her ne


olursa olsun, karma bir dualizm sz konusudur; nk eytan balangtan itibaren
Tann iie birlikte var olmaz ve ezeli ve ebedi deildir. Dier yandan Yahve'yi bir
mutlak gerek btncll, yani bir coincidentia

oppositorum

olarak alglayan daha

eski bir gelenei de hesaba katmak gerekir. Bu birlik iinde, btn zlar,
dolaysyla "kt" de bir arada var oluyordu (kr. 59). Samuel'in mehur rneini hatrlatalm: "Bu sralarda Rab'bin ruhu Saul'dan ayrlmt. Rab'bin

gnderdii

kt bir ruh ona sknt ektiriyordu" (I. Samuel, 16:14). Dier dinlerde de grld zere "dualizm," hem dili, hem de geleneksel teoloji postulatlarn sorgulayan
bir tinsel krizin ardndan belirginleir. Bu krizin sonularndan biri de, hayatn,
gerekliin ve tanrsalln olumsuz ynlerinin kiiletiriImesidir. O zamana dek,
(ztlarn: gndz/gece; hayat/lm; iyilik/ktlk; vb birbirini izlemesine dayal)
evrensel

srete

bir an olarak alglanan ey, artk yaltlr, kiiletirilir ve hem zgl,

hem de yalnzca ona ait bir ilevle, zellikle de Ktlk ileviyle donatlr (kr.
195). Muhtemelen eytan, hem arkaik Yahve imgesindeki bir "b)nme"den (bu
blnme, tanrsalln gizemi zerine yrtlen dnce abasnn sonucudur), hem
de dualist Iran retilerinin etkilerinden kaynaklanmtr. Her ne olursa olsun,
Ktln kiiletirilmi biimi olarak eytan figr Hristiyanln oluumunda
ve tarihinde de nemli bir rol oynayacak, daha sonra da XVIII. ve XIX. yzyl Avrupa edebiyatnda saysz dnm geiren nl bir kiilik haline gelecektir.
Eskhaton ve yeni yaratl konusunda, kyamet kitaplar tek bir anlay sunmaz.
Yazclar imdiki zamann fetlerini ve skntlarn "doum sanclar" veya "Mesihi sanclar" olarak ifade etmek konusunda gr birlii iindedir; nk bunlar
Mesih'in geliinden nce yaanr ve onun geliini haber verir. Iaya'da ve Srgn
sonras peygamberlerde olduu gibi, Mesih hep bir insan olarak kabul edilir; o,
Tann'nn Halk'nm kraldr. 47 Bir tek mek verecek olursak, Sleyman'n Mezmurlar (M I. yzylda yazlm bir eser), "adaletsiz egemenleri" ezsin ve "Kuds'
putperestlerden temizlesin" diye, Davud'un olu Mesih'in geliini hzlandrmak iin
edilen bir duay nakleder (17:22-24). "O adil bir kraldr... ve onun saltanatnda
hakszlk olmayacaktr; nk herkes aziz ve onlarn kral Mesih olacaktr" (17:26
vd, 29, 30).

46

47

Kumran metinlerinde, Tann'nn yaratt biri iyi, dieri ise kt iki ruhtan soz edilir (kr.
223); bu reti Zurvanilii artrmaktadr ( 213).
Kr. Mowinckel, He That Cometh, s. 280 vd, zengin bir kaynaka da sunmaktadr.
3 0 7

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

Bazlarna gre, Mesih'in krall hl imdiki eona aittir; bu krallk bir tr ara
dnem, zellikle de bir millenium

oluturmaktadr.'* 8 Bu mesihi krallk 400, 500 ve-

ya 1000 yl srecektir. Onu evrensel yarg gn ve dnyann yklmas izleyecektir.


Bizzat Mesih de lecek ve her ey ilk bataki "sessizlie," yani Kaos haline geri
dnecektir (IV. Ezra 7:28 vd 49 ); baka bir deyile, yeni bir yaratl, dirili ve ebedi
mutluluk gelecektir. 50
Birok metin Mesih'i ezeli ve ebedi varlklar arasna, Hanok, lyas ve Tanr'nn
Ge kard dier kiiliklerin yanma yerletirir. Baz Talmud kaynaklarna gre,
Mesih doduktan hemen sonra cennete veya llyas'la birlikte Ge saklanmtr. 51
Onki Patriarkm

Ahdi ve Kumran metinleri, biri din adam dieri kral iki mesihten

sz eder; ruhban snfndan olan mesih dierinden stndr. Levililerin

Ahdi,

onun

dinsel ynetiminde "tm gnahlarn yok olacan... ve bizzat O'nun cennet kaplarn aacan... ve Azizlere Hayat Aac'nn meyvelerinden yedireceini" belirtir
(18:9-12). Ksacas ruhban snfndan olan mesih, ilk gnahn tm sonularm iptal
edecektir. 52
sa'nn vaaznn ve Hristiyanlk atlmnn da, Makkabiler isyan ile ikinci
Tapnan yklmas arasnda grlen Yahudi mesihi umutlarnn ve eskatolojik
speklasyonlarn ayrt edici niteliini oluturan manevi mayalanmayla uyumlu olduunu ekleyelim (kr. 224).

204. Ferislerin Tepkisi: Tora'nn Yceltilmesi Gerek Yahudilikte, gerekse


dier geleneklerde, kyamet grleri tarihin dehetine kar savunuyu glendiriyordu. Bilgi sahibi olanlar, alarnn felaketlerinde insana huzur veren bir ng-

48

49
50

51
52

Bu dnce daha sonra Talmud speklasyonlarnda gelitirilecekti; kr. Moore, Judaism, II, s.
375 vd.
Charles, a.g.y., II, s. 582.
Sarihedrtn 99a, burada Talmud'daki farkl grler belirtilmitir; aynca kr. Moore, Judasm,
II, s. 375 vd.
Strack ve Billerbeck, Kommentar zum Neuen Testamentaus Talmud und Midrasch, II, s. 340.
Ringgren, La religion d'lsrael, s. 350; Mowinckel, a.g.y.. s. 382. Mesih a zerine
speklasyonlar, milattan sonra ilk yzyllarda Talmudu evrelerde srd. Ayn motifler
aralksz yineleniyordu: Putperestlerin yok edilmesi, Yahudilerin zaferi, Tann'nn mminleri
dllendirdii mutluluklar vb (bkz. Moore, judaism, II, s. 345 ve devamnda saylan kaynaklar). Baz metinler, o gn btn halklarn tek Tann'nn. Yahve'nin taprtm kabul edeceini
ekler (Moore, 11, s. 371). Ama apokalips yazarlannn ok sevdii, eskhaton tarihinin saptanabilecei inanc terk edilmitir. Mesih, Tann'nn setii anda gelecektir. O zamana dek
mminler kefaret demeli, nedamet getirmeli ve Yasaya itaat etmelidir (a.g.y., II, s. 350 vd).
3 0 8

YAHUDLN SINAVLARI

rnun iaretlerini grp zyorlard. Yahudi halknn durumu ktletike, imdiki eonun sonuna yaklat kesinlik kazanyordu. Ksacas, dehetin artmas selametin yaknlnn habercisiydi. Gelecekte de tarihsel olaylarn yol at aclara dinsel
deer yklenmesi birok kez yinelenecek, stelik bunu yapanlar yalnzca Yahudiler
ve Hristiyanlarla snrl kalmayacakt.
Tarihin basks nnde bir ka ya da hayallerle beslenen bir iyimserlik deildir sz konusu olan. Kyamet edebiyat, z ve kkeni tanrsal nitelikte, kutsal bir
ilim oluturuyordu. Daniel'in yazarnn belirttii gibi (2:20-22), "bilgelere hikmeti
veren," Tanr'dr; "derinlikleri ve gizleri ortaya seren, karanlklarda olanlar bilen
O'dur." Efsanevi bir kiilik, balang ann rnek alnacak bilge ve peygamber
imgesi olan Hanok, 5 3 artk ok poplerdir: O, Tufan ncesi kuan ve gkten kovulan meleklerin yarglanaca gnn ok yaknda olduunu nceden bilmiti. imdi yeni bir vahiy bildirmekte ve insanlan nedamet getirmeye armaktadr; nk
ikinci yarg gn yaklamaktadr. Tpk Daniel gibi, Hanok da kutsal ilmi dlerinde ve grlerinde edinir (1. Hanok, 13:8; 14:1; 83:1 vd; 93:1 vd). Onu gksel gizemlerle melekler tantrr ve esrime yoluyla gkyznde yolculuklara kar (bl.
12-36); orada Tanr evrensel tarihin bandan sonuna dek yazl olduu levhalar
grmesine izin verir.
Zamann balangcnda T a n n sofuluklar ve gr yetenekleriyle isim yapm
baz kiiliklere gizli ilmin perdesini amt. Bu eitim batmi nitelikteydi, "mhrlyd"; baka bir deyile, kutsiyeti olmayanlara ak deildi. Daha sonra baz srad varlklara da aktarld. Ama balang dnemi zamanlarn sonu (esfehctfon) ile
kout olduuna gre, kutsal ilim imdi yeniden ve yine snrl bir erginlenmiler
topluluuna vahyedilmektedir. 1. Hanok'ta (1:6), nsanolu erginlenmi tipinin
mkemmel mei, "tm gizlerin efendisi" olarak betimlenmicir. Tahtna yerletiinde, "hikmetin tm gizleri o n u n azndan fkracaktr." 54 En zgl nitelikleri hikmet ve akldr. 55 "Gizli (kurtarc) ilim" izleginin Helenistik ada ok yaygm
olduunu ( 209) ve tm Gnostik okullarn gerekesini oluturduunu da ( 229)
ekleyelim. 56
53

Rivayete gre, Hanok Tufan ncesi patriarklardan biriydi: "Tann yolunda yrd, sonra ortadan kayboldu; nk Tanr onu yanna almt" (Tekvin 5:24). Bu blmn devamnda
okuyacanz satrlar, Hengel'in zmlemelerine ok ey borludur, a.g.y., s. 204 vd.
* A.g.y., 51:3.
55
Dier rnekler iin bkz. Mownckel, a.g.y., s. 375 vd, 385 vd.
56
Hindistan'da, erginleyici biimde aktarlan gizli irfan retisi Upanijadlar andan beri bulgulanmaktadr, ama bu reti zellikle Tanrac klliyatta gelitirilecektir (kr. c. 111).
3 0 9

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

Kyamet kitaplarnn yazarlar, Gk'te gizli ve insanlarn eriemedii bu Hikmet


anlayn alabildiine gelitirmitir. 5 7 Grler ve esrime deneyimleri kyamet
klliyatnda baat bir rol oynuyordu (Helenistik dnyann dier her yerinde olduu
gibi). Grler ve esrimeler gerek "peygamber ve bilge"nin doruluunun kantyd. stelik esrime deneyimleri vahyedilmi ilim klliyatn giderek zenginletiriyordu.

Daniel'in Kitab, yalnzca evrensel tarihi kefederken, "Hanok gelenegi"ni

sahiplenen metinler grnr ve grnmez tm dnyay kucaklyordu: yer ve gk


corafyas, astronomi ve astroloji, meteoroloji ve tp. "Hanok anlatlarTna gre,
kozmolojik gizemler Tann'nn eserinin hem gizlerini veriyor,
yceltiyordu. Hengel'in de saptad gibi (I, s. 208), hasidim

hem

de onu

hikmet hocalar, Hele-

nizme kar, Ben Sira'dan daha sert bir tartmaya girmiti;

nk temelde

"kyametin srlarna ererek" Yunanlannkinden daha stn bir

ilim sahibi ol-

mulard. Nitekim onlarn ilmi kozmosu, Tarih'i ve gksel dnyay olduu gibi,
eskhaton

annda insann yazgsn da kapsyordu; bu bilgiye mantkla ulamaya ola-

nak yoktu. Esrime yoluyla salanan grlerle veya erginlenme yoluyla ulalabilen
batini btncl ve kurtanc bir ilme ilikin bu anlay baka dinsel geleneklerde de
bulgulanmaktadr ve antik Hristiyanlk tarafndan da paylalacaktr.
Kyamet kitaplan dnda baka hibir Yahudi dnce akm, Helenistik-Doulu
dncelerden bu denli yararlanmamtr. Buna karn kyamet kitapiannn temelinde, yine de selamet tarihine ilikin Eski Ahiti anlay yatar. 58 ok nemli bir tinsel olayla, zellikle de badatrmaclgn

yd at dinsel yaratclkla

kar karyayz.

Nitekim ilk kyamet kitapiannn yazarlar olan hasidimler, birok bagdatrmac


sistemden tremi dnceleri alp zmsemilerdir. Ama bu dnceler Yahudilii
zenginletirmi ve ok g bir dnemde Yahudi halknn umudunu ayakta tutmutur. Zaten baka dinsel akmlarda da benzer bir sre grlmektedir. "Esseniler" ad verilen Hasidim topluluu, "Adalet Ostad"nn nderliinde cemaatin geri
kalanndan ayrlm ve lde manastr tr bir hayat srdrmeye karar vermiti (
223); Essenilerin bu manastr rgtlenmesinin en yakn benzeri ise Yunan tr
kapal ve gizli derneklerdir. Hasidimler iinden km ikinci grup olan Ferisller
bile. Yasa retileri iine birok Helenistik dnceyi katmlard. 55

57
56
55

Kr. Hengel, I, s. 206 vd; II, 137, dipnot 630.


Hengel, c. I, s. 251.
Kr. Hengel, c. 1, s. 312. Bkz. ayn yerde, Yahudilerin Dogulu-Helenistik kltrel evreden
aldklar inan ve dncelerin dkm.
3 1 0

Y A H U D I U G I N SIMAVLARI

Sonu olarak, Antiokhos Epiphanes'in kutsalla saldrs ve Makkabilerin zaferle sonulanan ayaklanmas, Yahudiliin gelecekteki yneli ve yaplarn belirlemitir. Antiokhos yandalarn harekete geiren "an Tora kartl," "ar Tora
yandalgfna hz vermi ve sonuta Yasann ontolojisini glendirmiti. 6 0 Tora,
mutlak ve ezeli ve ebedi gerek, yaratln mkemmel megi konumuna ykseltildi. Rabbi Simun ben Laki'e gre (MS 111. yzyl), dnyann var olabilmesi israil'in Tora'y kabul etmesine balyd; yoksa dnya yeniden kaos haline geri dnecekti. 61 Tora'y oluturan 248 buyruun ve 365 yasagm her birine, kozmik bir anlam yklendi. 248 organ ve 365 damarla yaratlan insan, kendi yapsyla hem
Tann'nn eserini (kozmos), hem de onun vahyini (Yasa) yanstyordu. 62 Tora, mutlak gerek olarak, hayat kaynayd. Hillel'in yazd gibi, "ok Tora olan yerde,
ok hayat vardr." 63
Ama Tora'nn yceltilmesi Yahudiliin yazgsn kkten deitirdi. Peygamberlerden (Nebiim) beri, "evrenselci" ve "tikelci" eilimler arasndaki gerilim, ibrani
dinselligi iin uyarclk ilevi grmt. Bu kesin ve yaratc ztln nedeni, esas
olarak Vahiy'in paradoksal niteliiydi. Gerekten de Tann'nn larib. iinde yer alan,
yani Yahudi

halkyla

rensel balamda

snrl bir vahyinin hem yalnzca

israil ogullanna ait, hem de ev-

geerli olduu ileri srlyordu. M II. yzyln ikinci yansnda,

diasporann artc geliimi ve ksmen de dini yayma abalan sayesinde, Yahudilik evrensel

bir din haline gelmek zereydi. Ama Antiokhos'un saldnsma gsterilen

tepki, "Tora'ya saplanp kalma" ad verilen olguya yol at; 64 ama bu tr bir
"saplanp kalma" evrensel bir dinin gelimesini engelleyici bir etkendi. Geri ulusal
kimliin savunulmasnda belirleyici rol Yasa oynuyordu, ama evrensel bir misyon
bilinci gl ve halk destekli bir milliyeti akmn yan sra zgrce geliemezdi.
Zaten bu d u r u m , Yahudi nebiim ruhuyla hareket eden ilk Hristiyan kilisesinin,
60

61

62

63
64

Hengel, c. I, s. 292 vd. Eskaoloji, yani Helenizmle girilen savan "ikinci cephesi," Tora'nm
her alandaki varln snrlayabilecek tek gt; gerekten de Tora sonunda hem tarihsel
imdiki zamana hem de kozmik ritimlere egemen olacakt (a.g.y., s. 312).
R. Eliezer B. Hyrkanos (y. MS 100) u szleriyle Un kazanmtr: "Eer Tora olmasayd. Gk
ve Yer var olmazd." Metni aktaran Hengel, c. I, s. 172. Baka kaynaklar iin bkz. Moore, Judism, I, s. 266 vd, 450 vd.
ki yzyl sonra, Tantraclkta da benzer bir insan biimli kozmik sistem ve ritel
grlecektir; kr. c. III.
Pirfe Abhot, III, 7.
Kr. Hengel, c. I, s. 312. Diasporada bile Tevrat'n ncelii tartmasz kabul ediliyordu. Alegorik yorumlar Kutsal Metnler'in ak anlamn geersiz klmyordu ve Philo yasa ve yasak
buyruklarm kabul ediyordu.
311

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - 11

lsrailoguliannn o denli nefret ettii Samiriyeliler (Elilerin leri 8:4 vd) ve ksa
bir sre sonra da Antakya'nn Yahudi olmayan ahalisi iine (Elilerin leri 11:19
vd) neden misyonerler gnderme karan aldn da aklar. "Tora'nn ontolojisinin
yerini, Tann'nn tarih iindeki zgr ve kunarc vahyinin, ulusal veya tarihsel nitelikteki snrlar artk tanmayan bir vahyin ifadesi olarak, Hristoloji ald." 65
Tora'nn deimezlii ve yasachn zaferi eskatolojik umutlara da son vermiti.
"Kyamet kitaplan bile giderek yok oldu ve yerini Yahudi mistisizmi ald." 66
Yine de Yahudiliin bak asndan evrensel misyonun terk edilmesinin srail
cemaatini kurtarmak iin denmesi gereken bedel olarak grldn eklemek gerek. Sonuta iin z Yahudi halknn tarihsel srekliliiydi. Yalnzca "milliyetilik" deil, her eyden nce "seilmi halk" kavram evresinde ina edilmi bir
teoloji sz konusuydu, israil, Yahve tarafndan seilmiti; O'nun halkyd. Dolaysyla Yahudi halk Tanr'nn iradesiyle kutsanm bir tarihsel gerekligi oluturuyordu. Ulusal yabanclama bir
tarafndan

kutsanm

etnik bir yapnn

tr

dneklikle, yani

kutsallna

dorudan

ynelik bir saldryla,

kfrle

kendi

kkeni

edeerliy-

di. O halde Yahudi halknn birinci grevi, tarihin sonuna dek, kimliini hi bozulmadan korumak, baka bir deyile her saman Tann'nn emrine amade kalmakt.

* Hristoloji; Hristiyan ilahiyatnda sa Mesih'in kiiliini aratran, zellikle ondaki ilahi ve


65
66

insani dogalann niteliini ve yapsn inceleyen bilgi dal -yn.


Hengel, c. I, s. 314.
Ag.jy.,c. [, s. 175.
3 1 2

ELETIREL KAYNAKA

196. Yahudi halknn srgnden sonraki yaam zerine ok geni} bir klliyat olumutur.
Yakn tarihli baz almalar hatrlatalm: K. Gallng, Studien cur Geschichtc Israes im persischen
Zeitalter (Tbingen, 1964); E. Bickerman, From Ezra t o the Last of Maccabees: Foundation s of
Post-biblica! judaism (New York, 1962); 1. L. Myres, "Persia, Greece and Israel" (Palestme
Exploraon Quarterly, 85, 1953, s. 8-22). Dinsel tarihe genel bir bak iin, bkz. Georg Fohrer,
History of Israeite Religon (Nashvil!e-New York, 1972), s. 330-390.
Deutero-laya ("ikinci iaya") zerine, bkz. P. E. Bonnard'n son derece zengin eseri: Le
Second Isaie, son dsciple et leurs iditeurs (Isale 40-68), Paris, 1972.
ikinci Iaya'nn baz blmlerinde Iran etkileri saptanmtr. rnein aya, 50:1 l'de, "ate
yakanlar'dan sz edilir; bu, Avesta'daki athravan terimiyle edeerlidir. Kaynaka iin bkz. David Winston, "lranian Component in the Bible, Apocrypha and Qumran," (HR 5, 1966, s.
183-216), s. 187, dipnot 13. 44. ve 45. blmlerde ran etkisi daha da belirgindir; bu
blmlerin "Keyhsrev'in Silindirleri" ve Yasna, 44 ile benzerliklerine dikkat ekilmitir. Kr.
Morton Smith, "II Isaiah and the Petsians," JAOS, 83-84, 1963, s. 415-421 ve Winston'n
sayd kaynaka, s. 189, dipnot 17.
Kulun arklar zerine, bkz. I. Engnell, "The 'Ebed Yahweh Songs' and the Suffering Messiah in 'Deutero-IsaialT (Bulktin of The John Rylands Library, 1948, s. 54-96); C. Lndhagen, The
Senan Motif in theOld Testament (Uppsala, 1950); J. Lindblom, The Seman Songs in DeuteroIsaiah (1951); C. R. North, The Suffering Servant m Deutero-lsaiah (1942; 2. bask, Londra,
1956) ve yorumu: The Second Jsaiah (Oxford, 1965); H. A. Rowley, The Servant of the Lor d
(Londra, 1952); S. Mowikel, He That Cometh (New York, 1955), s. 187-260; W. Zimmerli ve
j. Jeremias, The Servant of God (2. bask, Londra, 1965).
197. Peygamber Hagay hakknda, bk2. Theophane Charry, O. F. M., Agie-Zacharie-Matackie
("Sources biblques" dizisi, Paris, 1969); F. Hesse, "Haggai" (Rudoiph Festschrift iinde. 1961, s.
109-134); K. Koch, "Haggais unreines Volk" (Zeit.f. alttestamentliche Wissenschaft. 79, 1967,
52-66).
Zekeriya zerine, kr. T. Charry. a.g.y.-, K. Galling, Siud/en..., s. 109-126; Otto Eissfeldt, The
Old Testament: An Introduction (lng. ev. Oxford-New York, 1965), s. 429-440 (zengin bir kaynakayla birlikte, s. 429, 762).
Eskatolojideki gelimeler zerine, bkz. G. Hlscher, Der Ursprung der Jdischen Esckatologie
(Giessen, 1925); P. Volz, Die Eschatoloffe der jdischen Gemeinde in neutestamentlichen
Zeitalter
(2. bask, Tbingen, 1934); G. Fohrer, "Die Struktur der alttestamentliche Eschatologie" (Studien zur alttestamentliche Prophetie iinde, 1967, s. 32-58). Ayrca bkz. 198'de belirtilen kaynaka.
1198. Kutsal Kitap'taki Mesih anlaylar zerine, bkz. H. Gressmann, Der Messias (Gttingen.
1929); A. Bentzen, King and Messiah (Londra, 1955; Messas. Moses redivivus, Menschensohn'un
3 1 3

D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I -

[Zrih, 1948] evirisi); L. E. Browne, The Messianic Hope in its HstoricaJ Seuing

(1951); H.

Ringgren, "Knigund Messias" (Zeit.f. alttest. Wiss., 64, 1952, s. 120-147);!. W. Manon, The
Senant-Messah
(Cambrtdge, 1952); S. Mowinckel, He Tkat Cometh, s. 280 vd; Joseph Klausner, The Messianic deas in Israelfrom its Beginnmg 10 the Completion of the Mishnah (New York.
1955); G. Fohrer, Messiasfrage und Bibelventndms
(1957). Aynca bkz. 203'teki kaynaka.
Talmudu anlaylar iin, kr. G. F. Moore, Judaism in the First Cemuries oj (he Christian Era
(Cambridge, Mass., 1927,1930; yeni bask 1971), 11, s. 349 vd; Gershora Scholem, The Messianic Idea m Judaism (New York, 1971), s. 1-78.
Byk dogu monarilerinin kraliyet ideolojisi ile sraillilerde kurcanc-kral mitsel motifi
arasndaki ilikiler konusunda, bkz. G. Widengren, "Early Hebrew Myhs and Their Interpretation" (S. H. Hooke, Myth, Rtual and Kngshp iinde, Oxford, 1958, s. 149-203), s. 168 vd; ayn
yazar, Sakrales Knigtum im Alten Tes tameri t und im Judentum (Stuttgart, 1955), s. 30 vd.
199. Pentatk'n yazmnn tarihi olduka karmaktr; gndemdeki sorunlar ve kaynaka
iin, bkz. O. Eissfeldt, The Old Testament. s. 155-240; kr. a.g.y., s. 241-300: en eski tarihsel
kitaplarn (Hoea, Hkimler, Samuel, Krallar) metin zmlemeleri.
EzTa ve Nehemya'nm zamandizini birok sorunu beraberinde getirmektedir; bkz. J.
Wright, The Date of Ezra's Corning to Jerusalem (Londra, 1947); ayn yazar, The Building of the
Second Temple (Londra, 1958); A Gelston, "The Foundations of the Second Temple" (VT 16,
1966, s. 232 vd); H. Rowley, "The Chronological Order of Ezra and Nehemia" (The Servant of
the Lord iinde, Londra, 1952, s. 131 vd); ayn yazar, "Nehemiah's Mission and its Historical
Background" (Bul/elin of the John Rylands Library, 37, 1955, s. 528 vd); H. Cazelles, "La Mission
d'Esdras" (VT 4, 1954, s. 113 vd); S. Mownckel, Studen zur dem Buche Ezra-Nehemia, I-III (Oslo, 1964-65); F. Michaeli, Les livres des Chronicjues, d'Esdras et de Nehemie (Neuchtel, 1967).
Kellermann'a ve onun ardndan Morton Smith'e gre, Ezra Nehemya'dan ncedir; kr. U. Kellennann, Nehemia: Quel!en, UeberJiefenmg und Geschchte (Zeit f. Alttest. Wss., Beihefte 102,
Berlin, 1967); ayn yazar, "Erwagungen zum Problem der Esradatierung" (Zet f Alttest. Mss.,
80,1968, s. 55 vd); Morton Smith, Palesinian Parties and Politics that Shaped the Old Testament
(New York ve Londra, 1971), s. 120 vd. Metnin tarihi iin, bkz. O. Eissfeldt, s. 541-559.
Dlayclar (veya "milliyetiler") ile bagdatrmaclar (veya "evrenselcler") arasndaki kartlk, Ezra ve Nehemya'nm peygamberlikleri srasnda belirginleir. Geri tutsaklk dneminden nce de bir kartlk sz konusuydu, ama Ezra ve Nehemya'nm zamannda siyasi bir
nitelie brnd.
Yunus'un {Yona) IV. yzylda yazlm kk kitab, "evrenselci" eilimi ok gzel yanstmaktadr: Tann peygamberi Ninova'ya gndererek sakinlerinin gnahlar yznden kentin
yok edileceini bildirir. Ama Ninovallar nedamet getirince, Yahve cezadan vazgeer. Baka bir
deyile, Yahve tm halklar iirt kayglanr. (Baz yazarlar Rut'un kitabnda da ayn dncenin izlerini bulur). Ama "evrenselci" nitelemesi (dinsel, kltre!, rksal), asimilasyon yandatan iin de
kullanlabilmitir. Daha krallk zamannda yaygnlam bu bagdatrmac eilim doruk
noktasna Helenistik ada kacaktr.

314

Y A H U D L N SINAVLARI

200. Helenistik ada Filistin tarihi iin, bkz. S. Libetman, Greek in Jevrish Palestine

(New

York, 1942); ayn yazar, Hellen/sm in Jnvish Palestine (New York, 1950); F.M. Abel, Hstore de
la Palestine depuis la conqute d'Alexandre)usqu'
Yinvasion arabe, c. I (De la conqu(te d'Alexandre
jusqu' la guerre juive), 1952. Mkemmel bir toplu bak iin, Victor Tcherikover, Hellenistic Cvlzation and theJewss (New York, 1970; branice'den eviri). Aynca bkz. W. W. Tam, Hellenistic Civifeation (3. bask, 1952; yemden bask, New York, 1961), bl. VI: "Hellenism and the
Jews" (s. 210 vd); Samuel K. Eddy, The King is Dead. Studes m the Near Eastem Resistance to
Hellenism, 334-31 B.C. CUmversity of Nebraska Press, Lincoln, 1961), zellikle s. 183-256.
Dinsel tarih iin, W. Bousset ve H. Gressmann'm, Die Religion des Judentums im spdfhelenistischen Zeitalter, 3. bask (Tbingen, 1926; yeni bask, 1966) balkl kitab hl tm
deerini korumaktadr Martin Hengel'in judentum und Heilenismus adl eserinde (1968; 2.
bask, Tbingen, 1973; biz alntlan Ingilizceden eviriden yapyoruz: Judaism and Hellenism.
Studes in heir Encounter m Palestine During the Early Hellenistic Period, 2 cilt, Philadelphia,
1974) sorun parlak bir biimde ilenmitir. Marcel Simon ve Andrfe Benoit sorunu mkemmel
bir sentez iinde sunmu ve iyi bir kaynakayla desteklemilerdir: Lejudalsme et le Christianisme
ancfue, d'Antiochus Epiphane d Constantin (Paris, 1968).
Morton Smith Filistin'de, gerek Kuds (M 320'den 290'a ve daha sonra M 218'den
199'a kadar bir Yunan garnizonu bu kentte kalmtr) gerekse kylerdeki Yunan etkisinin eskiliini ve nemini sergilemitir (Palestinian Parties, s. 57 vd). Martin Hengel ek bir belge
klliyat sunmaktadr: kr. Judaism and Hellenism, 1, s. 6-106; II, s. 2-71 (bl. I: Siyasal ve ekonomik bir g olarak erken dnem Helenizmi; bi. II: Filistin'de bir kltrel g olarak Helenizm ve Yahudiler zerindeki etkisi).
Hikmetin (hokm) kiiletirilmesi ve Doulu hikmet klliyatyla benzerlikler konusunda,
bkz. W. Schenke, Die Chokma (Sophia) m der jdischen Hypostasenspekulation
(Kristiania, 1913);
P. Humbert, Recherches sur les sources tgyptiennes de la litlerature sapientiale Israel (Neuchel,
1929); W. Baumgarner, "Die israelitische Weisheitliteracur" (Tleologiscfe Rundschau, 5, 1933, s.
258-288); J. Fichtner, Die ahorienalisehe Weisheit in ihrer israelilisch-jdischen Ausprgung (Giessen, 1933); H. Ringgren, Word and Wisdom (Lund, 1947); W. F. Albright, "Some CaraanitePhoenician sources of Hebrew wisdom" (Wtsdom m Israel and the Ancient Near East iinde, Vetus Test. eki, 3, Leden, 1955, s. 1-15); G. von Rad, Wisdom in Israel (Nashville ve New York,
1972; Alm. bask 1970 tarihlidir); H. Conzelmann, "The Mother of Wisdom" (The Future of
Our Religous Past iinde, yay. haz. J. M. Robinson, Londra ve New York, 1971, s 230-243);
Hengel, I, s. 153 vd, II, s. 97 vd.
I 201. Vaiz zerine, bkz. J. Pedersen, "Scepticisme israelite" (RHPR, 10, 1930, s. 317-370); R.
Gordis, Koheleth: The Man and His World (New York, 1951); K. Galling, Die Krisis der Aujklntng
in Israel (Mainzer Universktsreden, 1952); H. L. Ginsburg. Studies in Koheleth (New York,
1960); H. Gese, "Die Krisis der Weisheit bei Koheleth" (Les Sagesses du Proche Orient Ancien.
Tra\auxdu Centre d'histoire des religons de Strasbourg iinde, Paris, 1963, s 139-151); O. Lo-

3 1 5

D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I -

reiz, Qohclcth und der aile Orien (Freiburg, 1964); M. Dahood, "Caaane-Phoenician Influence in Qoheleth" (Biblica, 33, 1952, s. 30-52); ayn yazar, "Qoheleth and Receru Discovenes"
(Biblica, 42, 1961, s. 359-366); David NVnston, "The Book of Wisdom's Theory of
Cosmogony" (HR 11. 1971, s. 185-202); R. Braun, Kohekth und sein Verhltnis zur Uteranschen
Biidung und Popularphilosophie (Beihefte z\r Zetschrijt ftr de Aluestamsche Wissenschaft, 130,
Erlangen, 1973); M. Hengel Judaism and Heliemsm, I, s. 115-129 ve kaytl kaynakalar, c. 11, s
77-87 (dipnot 51-162). Metnin tarihsel zmlemesi iin, bkz. Eissfeldt, The Old Testament,
491-499.

s.

Ben Sira hakknda, bkz. G. H. Box ve W. O. E. Oesterley'in yorumlu evirisi: R. H. Charles,


Apocrypha and Pseudoepigrapha oj (he Old Testament iinde (Oxford, 1913), c. 1, 268-517. O.
Eissfeldt, a.g.y., s. 595-599'da metnin tarihsel zmlemesi ve zengin bir kaynaka. Bizim yorumumuz Martin Hengel, a.g.y., c. 1, s. 130-155, II, s. 88-96'ya ok ey borludur.
Ben Sira'nn giriimi Stoac yaklamlarla, ncelikle de dnyann ve insan varoluunun
Tann tarafndan belirlenen bir kadere gre gelitii inancyla (kr. 184) belli bir benzerlik
iermektedir. Aynca Ben Sira, kozmos iinde bir aklc g, yani tanrsallk bulunduu
dncesinde de Stoaclarla ortaktr; kr. M. Pohlenz. De Stoa (2. bask, Gottingen, 1964), I, s.
72. Zenon felsefesi Eski Ahit dncesiyle birok ortak noktas bulunan bir Sami dinsel bak
asnn rndr; kr. Pohlenz, c. I, s. 108. Bu nedenle, Ben Sra ve Aristobulos'tan Philon'a
kadar Yahudilerin Stoac dnceleri asimile etmesi, aslnda bir Dogu mirasn yeniden benimsemeleriydi; kf. Hengel, c. I, s 149, 162. Bununla birlikte Yunan etkilerinin nemi
abanlmamaldr. Ben Sira'nn mehur 24. blm ile isis aretalojileri Imucizebilim) arasndaki
koutluklar uzun suredir bilinmektedir. W. L. Knox, "(Hikmetin) lsis'in izgilerini andran bir
Suriye Astarte'sine arnc yaknlg"na dikkat ekmiti (kr. "The Dvine Wisdom," Journal oj
Theoogcl Sfudes, 38, 1937, s. 230-237; alntlanan blm s. 235'tedir). Aynca kr. H. Ringgren, Wordand Wtsdm, s. 144 vd; H. Conzelmann, "The Mother of Wisdom" (J. M. Robinson,
The Futu re oj Our Relgrous Post iinde, Londra, New York, 1971, s. 230-243); Hengel, c. I, s.
158 vd. II, 101 vd (ek kaynaka, dipnot 331). sis tapmnn III. yzylda Kuds'te bilinmesi
ve Yahudi Hikmet okullannn Isis-Astarte aretalojisini tanrsal Hikmete dntrm olmalan
da olanaksz deildir; kr. Hengel, c. I, s. 158. Ama daha nce de belirttiimiz gibi Hikmet,
Tann'nn ei/kans deildir, onun azndan kar. Bkz. W. Schencke, Die Ckokma in der
jdischen Hypostasenspekulations;
J. Fichtner, Die Altorientalische Weisheit in hrer sraeliischjdischen Ausprdgung; ayn yazar, "Zum Problem Glaube und Geschichte in der israelitischjdischen Weisheitliteratur" (Tfeoiogsche Lteraturzefung, 76, 1951, s. 145-150); J. M. Reese,
Heenstt Injiuence on the Book o/V/sdom and !ts Consecjuences (Roma, 1970); B. L. Mack, Logos
und Sopha. l/nersuchungen zur Weisheitheologie m hellenisiischenJudentum
(Gttingen, 1973).
M III. yzylla MS II. yzyl arasnda yalnzca Dogulu-Helenistik dnyada deil, Budist ve
Hindu Hindistan'da da benzer anlaylann bulgulandgn hatrlatmakla yarar var: En stn
kurtulu arac olarak "ilmin, irfann" (prajn, jnna) dinsel ve mitolojik kiiletirilmesine tank
olunur. Bu sre, gerek Hindistan'da, gerekse Hristiyan Avrupa'da ortaa boyunca da devam
eder (kr. c. 111).

316

Y A H U D L N SINAVLARI

ok grkemli ve antik ada benzerine rastlanmam bir aba ola*. Pentatk'n evrilmesi, dorudan Yunanca yazlan bir Yahudi klliyatna olanak tanmt. M 175-170'te ilk Yahudi "filozofu" Anstobulos gen hkmdar VI. Ptolemaios Philomator'a ynelik eitici ve din
savunucusu bir eser ya2d. Kitabn konnabilmi paralarndan hareketle yazann gz pek bir
kuram ileri strdg sonucuna varlabilir; bu kuram daha sonra sk sk yeniden ilenecektir:
Tora'da dile getirildii biimiyle Yahudi retisi tek gerek felsefedir. Pythagoras, Sokrates ve
Platon onu biliyorlard ve ilkelerini alp kullanmlardr. Yunan airler ve filozoflar "Zeus"tan
sOz ederken, gerek Tann'ya gnderme yaparlar. "nk tm filozoflar Tann hakknda kutsal
anlaylara sahip olmak gerektii konusunda hemfikirdir ve bu bizim cemaatimiz asndan en
st dzeyde nem tar" (aktaran Eusebios, Praeparatio Evangehca, 13, 12:7 vd). Bununla birlikte Musa'nn hikmetinin, tannsal kkeni nedeniyle. Yunan felsefi retilerinden ok stn
olduu aklanr; kr. Hengel, l, s. 163 vd ve II, s. 106-110, dipnot 375-406'da saylan referanslar.
Aristaios'un Mektubu'nun yazan ksa sre sonra Tora'daki Tann dncesini Yunan tanr
anlayyla (yani "evrenselci" anlayla) zdeletirme eilimini daha da ak bir biimde ifade
eder. Yunanlar ve Yahudiler. "Zeus veya Dis gibi farkl adlar verseler de, evrenin efendisi ve
Yaratcs olan ayn Tann'ya taparlar..." (Arist., 15-16). Felsefe eitimi alm Yunanlar uzun
sredir tektanncl vaaz etmektedir. Yazar, Yahudilikle Yunan felsefesinin benzer olduu sonucuna vanr. Bkz. M. Hadas'n ngilizce evirisi ve yorumu: Arisleas to Phocrates: Jewisl
Apocrypha] Literatre (New York, 1951) ve A. Pelletier'nin yaym: Leltre d'Arisee a Pkocraie
(Sources Chretennes, 89, Paris, 1962); kr. V. Tchetikovet, "The Ideology of the Letter of
Aristeas" (Harvard Theotogical Reviev, 51,1958, s. 59-85); Hengel, c. 1, s. 264, II, s. 176.
202. IV. Antiokhos Epiphanes ile Pompeius dnemleri arasndaki Filistin tarihi iin, bk2. daha yukanda, 200'de saylan kaynaka. unlan ekleyin: E. Bickerman, "Un Doeument relatif
la perscution d'Antiochus IVEpiphane" (RHR 115, 1937. s. 188-221); ayn yazar. Der Got t
der Makkaber (Berlin, 1937); ayn yazar. "Anonymous Gods" (Journal of the V/arburg Jnstitute,
1, 1937-38, s. 187-196); B. Nazar, "The Tobiads" (Israet Exploration Jourrutl, 7, 1957, s. 137145; 229-238); j. A. Goldstein, "The Tales of the Tobiads" (Chrstiamty, Judaism and Other Oreco-Roman Cults: Studicsjor Morton Smitft iinde, c. III, Leiden, 1975, s, 85-123).
Antiokhos'un basklan ve kurtulu sava iin, bkz. dipnot 31'de belirtilen kaynaklar. Sonu olarak, Antiokhos'un yapmak istedii -ve esin kaynan da aslnda Helen dostlannn
oluturduu- "reform," Kuds' bir Yunan polis ine dntrmeyi amalyordu; kr. Hengel. c,
i. s. 278. Makkabiler'in JG'faplan'nn en son evirileri ve yorumlan: F. M. Abel, Les vres its
Maccabees, 2. bask (Paris, 1949); S. Zeitlin, The First Book o/Maccabees (NewYork, 1950); ayn
yazar. The Second Book of Maccabees (.1954); J. G. Bunge, Untersuchungen zum zneiten
Makkabaerbuch (Bonn, 1971). Eletirel zmlemeler ve kaynakalar: Eissfeldt, The Old Testament, s. 576-582, 771.
Yahve'nin Yunan tann anlaylanyla zdeletirilmesi hakknda, bkz. Hengel. c. 1, s. 261 vd;
u incelemeyi ekleyin: Marcel Simon, "Jpiter-Yahv. Sur un essa de thtologe pagano-juve"
(Numen, 23, 1976, s. 40-66). Yunan yazarlann ilk tanklklannn -Abdera'l Hekataios. Tie3 1 7

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

ophrastos, Megasthenes, Soli'li Klearkhos- Yahudileri bir "filozoflar" halk olarak sunduunu
eklemekte yarar var; kr. Hengel, I, s. 255 ve devamnda kaynaklarn zmlemesi.
O. Plger, Hasidimlerin uzun bir tarihi olduunu gstermitir; III. yzylda bulgulanan hareketin Pers egemenliinde balad varsaylabilir; kr. Theocracy and Eschatology (Oxford,
1968), s. 23 vd, 42-52. Hasidimler zerine, bkz. Hengel, 1, s. 175 vd, II, s. 118 vd.
Yahudi kyamet metinleri zerine, bkz. W. Bousset, DieJdische Apokaiyptik (Berlin, 1903),
P. Volz, Die Eschatologie der Jdischen Germende in neutestamentlichen Zeitalter, 2. bask
(Tbingen, 1934); H. H. Rowley, The Relevance of Apocalyptic, 3. bask (Londra, 1950); ayn yazar, Jevvish Apocalyptic and the Dead Sea Scrolls (Londra, 1957); S. B. Frost, Otd Testament Apocalyptic: Its Origrns and Grovth (Londra, 1952); Rudolf Mayer, Die Bblische Vorsteung vom
V/ehenbrand (Bonn, 1956); D. S. Russell, The Methodand Message of]ewisk Apocalyptic (Londra,
1964); H. D. Betz, "Zum Problem des religionsgeschichtlichen Verstndnisses der Apokaiyptik"
(Zeitschriftfr Theologie und Kirche, 63,1966, s. 391-409); Hengel, a.g.y., I, s. 181 vd.
Daniei'in Kitab hakknda, bkz. R H. Charles, A Critical and Exegetical Commenary on the
Book of Daniel (Oxford, 1929); W. Baumgartner, "Ein Vieneljahrhundert Danielforschung"
(Theologische Rundschau, 11,1939, s. 59-83; 125-144; 201-228); L. S. Ginsburg, Smdies in Daniel (New York, 1948); A Bentzen, Daniel (2. bask, Tbingen, 1952); O. Eissfeldt, a.g.y., s.
512-529 (zengin kaynaka, s. 512-513, 768-769); Andrt Lacoque, Le Livre de Daniel (Neuchtel-Paris, 1976).
Vaticinia ex eventu zerine, bkz. E. Osswald, "Zum Problem der vaticinia ex eventu" (Zeit. /
d. Alttestamentlsche Wissenschaft, 75, 1963, s. 27-44).
Daniei'in Kitab'ndaki ran etkileri zerine, bkz. 1. W. Swain, "The Theory of the Four Monarchies: Opposition History under the Roman Empire" (ClassicaJ Philology, 35, 1940, s. 1-21);
David Winston, "The Iranian Component in the Bible, Apocrypha and Qumrann: A Review of
Evidence" (HR 5, 1966, s. 183-217), s. 189-192. Dogu etkileri sonnu Hengel, c. I, s. 181 ve
devamnda tartlmtr. Birok izlegin daha nce Peygamberlerde de grldn vurgulamakta yarar vaT.
"Byk Yl" hakknda, bkz. Eliade, Le Mythe de l'Eteroe Refour (yeni bask, 1969), s. 65
vd; B. L. von Waerden, "Das Grossejahr und die ewige WiederkehT" (Hemjes, 80, 1952, s
129-155).
Drt krallk ve drt hayvan zerine, bkz. H. H. Rowley, Darius the Mede and the Four world
Empires in the Book of Daniel (Cardiff, 1935), s. 161 vd; W. Baumgartner, "Zu den vier Reichen
von Daniel 2" (Tkeologsche Zeitschrift, I, 1945, s. 17-22); A Caquot, "Sur les quatre Bdtes de
Daniel Vll" (Semitica, 5, 1955, s. 5-13).
203. Dnyann sonu sendromu zerine, bkz. Eliade, Le Mythe de l'Eternel Retour, s. 133 vd.
Aynca bkz. 202'de belirtilen kyamet kitaplan kaynakas ve T. F. Glasson, Greek Influence in
fewish Eschatology, vvith Speciai Reference to the Apocalypses and Pseudoepigraphs (Londra, 1961).
Bedenlerin dirilii zerine, bkz. R H, Charles, Eschatology (1899; yeni basm, New York,
1963), s. 78 vd, 129 vd, 133 vd; A Nicolainen, Der Auferstehungsglaube
in der Sibel und ihrer
3 1 8

YAHUDLN SINAVLARI

Umwell (1944); E. F. Sutcliffe. The Old Testament and the Future Life (1946); R. Manin-Achard,
De la mort d la rtsurrecton dapres l'Ancien Testament (1956); K. Schubert, "Die Entwicklung der
Auferstehungslehre von der nachexilischen bis zur fruhrabbinischen Zeit" (BM/sche Zeitschrijt,
6, 1962, s. 177-214).
Iran dirili retisi M IV. yzylda aka bulgulanmtr; kr. Theopompos (F. Jacoby,
Fragmente der Griechichen Hstoriker, 115 F 64) ve 112.
Eski Ahit apokrf metinleri ve szde-epigraflan R H. Charles ve alma arkadalar
tarafndan, Apocrypha and Pseudepigrapha adl esenn 2. cildinde evrilmitir (Oxford, 1913). IV.
Ezra, I. Hanok, Sleyman'n Mezmurlar, Oniki Patriarkn Ahdi ve Baruh'un Sryanice Kyamet
Kitab isimli metinlerde bu eviriyi kullandk. Aynca, J. T. Milik, The Books of Enock (1976) ve
Pierre Bogaer, L'Apocalypse syriaque de Baruch'a da, 1-11 (1969) bavurduk. Aynca bkz. A. M.
Deni, Inroduction aux Pseudoepigraphes grecs de l'Ancien Testament (Leidet, 1970).
"nsan Olu" zerine, bkz. E. Sjoberg, Der Menschensohn im thopischen Uenochbuch (Lund,
1946), s. 40 ve devamndaki kaynaka; unlan ekleyin: S. Mowinckel, He That Cometh, s. 346450; C. Colpe, Theolog'sche Wrterbuch zum Neuen Testamenf iinde, VIII, s. 418-425; J. Coppens, Le Fis de l'Homme et les Saints du Tris-Hau en Daniel VIII. dans les Apoctyphes et dans ie
Nouveau Testament (Bruges-Paris, 1961); F. H. Borsch, The Son of Man in Myth and History (Philadelphia, 1967). "nsan Olu" deyiminin Yeni Ahit'teki anlamlar iin, bkz. 221.
eytan zerine, kr. Bousset-Gressmann, D/e Relgon des judentums in sptheUenistischer Zeitalter, s. 332 vd; Ringgren. Word and VVisdom, s. 169 vd (kaynakayla birlikte); Bo Reicke, The
Disobedient Spirits and Christian Baptism (Kopenhag, 1948); B. L. Randelini, "Satana nell'Antico
Testamento" (Bibbia e Oriente, 5, 1968, s. 127-132).
Hanok'un ge k hakknda, kr. G. VVidengren, The Ascension of the Apostle and the Heaveny Book (Uppsala, 1950), s. 36 vd.
Yeni Ahit'e gnderme yapan Talmud metinleri ve mdrajm (H. L. Strack ve] P. Billerbeck
tarafndan evrilip yorumlanmtr: Kommentar zum Neuen Testament aus Talmud und Midrash, IVI (Mnih, 1922-1961).
Apokrif metinlerde ve szde-epigraflarda Iran etkileri zerine, bkz. D. Winson, "The Iranian Component," s. 192-200.
204. Tarihin dehetine kar savunu olarak kyamet kitaplar zerine, bkz. Eliade, Le Mythe
de l'Eernel Retour, s. 133 vd.
Hanok anlatlan zerine, bkz. P. Gtelot, "La mgende d'Henoch dans les Apocyphes et
dans la Bible" (Recherches de Science Reiigeuse, 46, 1958, s. 5-26; 181-210); ayn yazar, "La
g6ographie mythique d'Henoch et ses sources orientales" (RB, 65, 1958, s. 33-69); ayn yazar.
"L'escchatologie des Esseniens et le Lvre d'Henoch" (Revue de Qumran, 1, 1958-59, s. 113131); J. T. Milik, "Problemes de la litterature henochique la lumiere des fragments arameens
de Qumran" (Hamard Theotogical Revevv, 64, 1971, s. 333-378).
Ferisiler hakknda, kr. W. L. Knox, Pharisaism and HeJlenism in Judaism and Christianity, II:
Tfe Contact of Pharisaism vvth 0(fer Cutures (Londra, 1937) ve zellikle L. Finkelstein, The
Pharisees, l-H (1938; 3. bask, Philadelphia, 1962). Aynca bkz. Hengel, a.g.y., I, s. 169-175
3 1 9

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II

("Wisdom ad Torah in Pharisaic and Rabbinic Judaism"); j. Neusner, The Rabbinic Traditions
About the Pharisccs Before 70, c. 1-10 (Leiden, 1971) ve W. B. Davies, Torah in the Messianic Age
andjor the Age to Come Ooumal of Bibi, Lit. Monograph Ser., 7, 1952).
Yahudilerin din yayma abalar zerine, bkz. W. Braude, Jevvish Proielyling (Brown University Studies VI, Providence, 1940) ve Hengel, c. I, s. 168 vd (en son kaynakayla birlikte).
Hengel, hakl olarak, Yahudiliin en byk tarihsel etkiye Helenistik a ve Roma
dneminde eritiini belirtmektedir. "Selefkilere kar giriilen kurtulu sava ve Roma'ya kar
yrtlen zorlu mcadele, byk olaslkla antik dnya iinde benzersiz olaylardr" (l, 309).
Daha sonra lkel Hristiyanlk tarafndan taklit edilip srdrlecek din yayma abasnn da
baka bir megi yoktur. Bununla birlikte "Tora'nm ontolojisi" ve Ferislenn kat yasacl, bir
yandan din yayma atlmnn durmasna, dger yandan da Hristiyanlk karsndaki trajik
anlayszla yol at. Kk Yahudi-Hristiyan cemaat byk zorluklarla ve yalnzca Tora'ya
uyarak Filistin'de kalmay baard. Helenistik-bagdatrmac dneklik sulamas, bugn bile
Pavlus hakkndaki Yahudi yorumlarn etkilemektedir (Hengel, c. I, 309; J. Klausner, L Baeck
ve H. j. Schoeps gibi isimleri rnek verir; kr. c. II, s. 205, dipnot 315). megin H. j. Schoeps'e
gre, Pavlus "babalarnn imanna yabanclam bir diaspora Yahudisidir" (Paul, Londra, 1961.
s. 261). Hengel bu blm alntlarken, Tora'nn bu kadar kat ve Peygamberlerin mesajndan
bu denli uzak. yalnzca din savunusuna ynelik anlalmasnn, incil'deki evrensel eskatolojik
aklamayla badatnlmasnn olanakszln ve bu nedenle herhalde grmezden gelindiini
belirtmitir (a.g.y., s. 309). Tora savunuculanna gre ise, Hristiyanlar M 175-164 arasnda
itsanlan din deitirmeye ve asimilasyona iten Yahudi dneklerine benziyorlard (a.g._y., s. 314)

XXV. BLM

HELENSTK ADA BAGDATIRMACILIK VE


YARATICILIK: SELAMET VAAD

2 0 5 . Mysterfa Dinleri Daha nce de belirttiimiz gibi ( 184), selamet vaadi Helenistik dinlerin yeniliini ve balca zgl izgisini oluturur. Geri ncelikle bireysel selamet

sz konusudur, ama hanedan tapmlan da benzer bir ama gder.' lme

ve dirilie maruz brakacaklarna inanlan tanrlar, insana polislerin koruyucu


tanrlarndan daha yakndr. Onlarn tapm az ok gelikin bir erginlenme (soru
cevapl din dersleri, ayinler, batini retim) ieriyor, bunun ardndan yeni aday
gizii cemiyete kabul ediliyordu. Bir mysteria

cemiyetine aidiyet, baka gizli kar-

delik birliklerine kabul edilmeyi asla engellemiyordu. O adaki tm dier tinsel


akmlar gibi, selamet umudu bagdatrmaclgn etkisi altnda gelimiti.
Gerekten de dinsel bagdatrmaclk dnemin egemen rengidir. Hatrlanamayacak kadar eski zamanlara ait ve ok sk bulgulanan bir grng olarak bagdatrmaclk, Hitit, Yunan, Roma dinlerinin oluumunda, srail dininde, Mahyta
Budizminde ve Taoculukta nemli bir rol oynamt. Ama Helenistik ada ve Rom a dneminde bagdatrmaclgn ayrt edici zelliini, apnn genilii

ve

artc yaratcl oluturuyordu. Hibir ypranma veya ksrlk sergilemeyen


bagdatrmaclk, her trl ditsel yaratcln temel koulu haline gelmi gibidir.
Srgn sonras Yahudilikte bagdatrmaclgn nemini grmtk ( 202). ileride,
Iran dinselligirin baz yaratmlarnda da benzer bir sre saptayacaz ( 212). ilkel
Hristiyanlk da bagdatrmac bir ortamda geliti. Geri bizi ilgilendiren dnemde
bir tek t a n n , yalnzca Serapis iki tanrsal figrn bilinli kaynatmlmasnm sonucudur. Ama -yalnzca birka m e k verecek olursak- Yunan-Dogu mysteria'lar,
eskatoloji ve kyamet speklasyonlar, hkmdar tapmlan bagdatrmac dncenin gcn ve nemini yanstr.

rnein geleneksel bir tamnn, hanedann koruyucu tanns konumuna ykseltilmesi: Selefkiler iin Apollon, Lagos hanedan iin Zeus, Athalidler iin Athena. Hkmdarlann
tannlatnlmas ve bagdatrmac devlet tapmlan da -rnein Ptolemaios hanedan egemenliindeki Msr'da Serapis tapm- ayn hedefe ynelikti.
3 2 1

D I N S E L I N A N L A R V E D N C E L E R T A R I H I -

Selamet vaatlerinin tanra Tykhe'nin ("Talih"; Latinlerde Fonuna) rktc


saygnln bertaraf etmeye alt sylenebilir. Kaprisli ve ne yapaca ngrlemez bir tanna olan Tykhe, ans gibi ansszlk da getirebilir; anangke ("gereklilik") veya heimarmeni ("kader") olarak tezahr eder ve gcn zellikle, rnein skender gibi, en byk insanlarn hayatnda gsterir. 2 Kader, sonunda yldzlara bal kadercilikle birletirildi. Bireylerin varoluu kadar, kentlerin ve devletlerin mr de yldzlar tarafndan belirlenmektedir. Bu reti ve - o n u n ilkelerini
uygulayan- astroloji, Babillilerin yldzlarn hareketine uygulanan gzlemlerinin etkisiyle geliti. Geri mikrokozmos-makrokozmos denklikleri kuram Mezopotamya'da ( 24) ve aynca Asya dnyasnda uzun sredir biliniyordu. Bununla birlikte
imdi insan kendisini kozmik ritimlerle uyumlu hissetmekle kalmyor, yldzlarn
hareketleri tarafndan belirlendiini de kefediyordu. 3
Bu ktmser anlay ancak baz tanrsal varlklarn Kader'den bamsz, hatta
ondan stn olduu inanc sayesinde gzden drlebilir. Bel, Talihin Efendisi,
Fonuna rector, ilan edilir. Isis m u t e n a l a r n d a tanra erginlenen kiiye, mrn kaderin belirledii snrdan teye uzatabilecei gvencesi verir. Isis ve Osiris vgleri'nde, tanna unu ilan eder: "Ben Kader'i fethettim ve Kader bana itaat ediyor."
stelik Tykhe (veya Fortuna) Isis'in unvanlanndan biri o l u r 4 Birok mysteria-sophia'c ve Hermesi metin, erginlenenlerin artk kaderin belirleyiciliinden kurtulduuna gvence vermektedir. 5
Eleusis mysteria'lar yalnzca telesterion'da ve belirli bir tarihte yaplan erginlenme treninden (kr. 97) farkl olarak, dier selamet dinlerindeki erginlenmeler
herhangi bir yerde ve herhangi bir

tarihte gerekletirilebiliyordu. Tm bu

Kr. Tam, Hellenistic Civilization, s. 340.


Stoaclar astrolojik ahlakdclg dzeltmeye almnr; onlar Kader'i, ahlak hesaba katar
bir Takdir-i lahi olarak yorumluyorlard; nitekim gezegenleri de Takdir-L ilahi yaratmt.
Dier yandan Babillilerin yaptktan astronomik hesaplamalann ardndan, dnya tarihinin,
gezegenlerin hkmettii dnemlere ve krizlere aynldn da belirtmek gerek. Bu yeni kozrnk-tarihsel bak baz eskatoloji, speklasyonlann da esin kayna oldu (rnein Yahudi
kyamet kitaplan, 202; Augustus'un i savalarn sonunda kurduu Altn ag vb).
4
Kr. A. D. Nock, Conversion, s. 101, 288-289; J. Bergman, "1 Overcome Fate, Fate Harkens
to Me." s. 39 vd.
5
Kr. Nock, a.g.y., s. 102. sis'e hizmet edip, onurlandraniar zerinde ans'n (casus tnfestus)
gc kalmamtr (Apuleius, Mel., XI, 15). Gnosikler ank/(um'un tutsa deildir (Lactantius, lnsfi(utiones, II, 16); nk ruh (nous), hem Kader'in (heimarmeni),
hem de Yasann
efendisidir (Corp. Herm., 12,9).
* Telestirion: Erginlenme odas veya srlar odas -yn.

322

H E L E N S T K A D A BAGDASTIRMACILIK VE YARATICILIK

e r g i n l e y i c i taprtlar, d z e n l e n i l e r i b a z r n e k l e r d e y z y l d a n d a h a g e r i y e u z a n m a sa b i l e , h a t r l a n a m a y a c a k k a d a r e s k i a l a r d a n b e r i v a r o l d u k l a r i d d i a s n d a y d .
G e r i b u , H e l e n i s t i k a n ve R o m a d n e m i n i n Zeitgeist'ma

zg bir kalp ifadedir;

a m a ileride greceimiz gibi, selamet dinleri baz arkaik dinsel u n s u r l a r yeniden


gncelletirmektedir.

Dionysosuiuk dnda

tm

mysteria'lar

Dou

kkenlidir:

F r i g y a ( K y b e l e v e A t t i s ) , M s r (Isis v e O s i r i s ) , F e n i k e ( A d o n i s ) , I r a n ( M i t h r a ) . A m a
H e l e n i s t i k a d a ve z e l l i k l e d e i m p a r a t o r l u k d n e m i n d e b u D o g u t a p n l a n a r t k
e t n i k bir nitelie sahip deildi; yaplar ve ierdikleri soteriyoloji evrenselci hedeflere y n e l m e i d d i a s m d a y d . K a m u y a a k l a p m l a r n n b y k b l m b i l i n m e k t e d i r ; gizli r i t e l l e r , y a n i s z c n g e r e k a n l a m n d a e r g i n l e n m e k o n u s u n d a b i l i n e n l e r ise, b i r k a k s a v e z l m e s i g b i l g i y l e s n r l d r .
E r g i n l e n m e a d a y n n t r e n l e r s r a s n d a g r e c e i v e d u y a c a h e r e y l e ilgili g i z leri s a k l a m a y a y e m i n ettii b i l i n i y o r . D a h a s o n r a t a p m n k k e n m i t i n i a n l a t a n k u t sal t a r i h i (hieros logos) r e n i y o r d u . A d a y m u h t e m e l e n b u m i t i n c e d e n b i l i y o r d u ,
a m a b u kez o n a yeni, batini b i r y o r u m aktarlyordu; b u da tanrsal d r a m a n n
g e r e k a n l a m n n a k l a n m a s y l a e d e e r l i y d i . E r g i n l e n m e d e n n c e b i r ile v e p e r h i z d n e m i y e r a l y o r , a d a y b u n d a n s o n r a k u t s a l s u ile y k a n p a r n y o r d u . M i t h r a
v e A t t i s nrysteri'larnda z e r i z g a r a y l a r t l m b i r u k u r u n s t n d e b o a l a r v e
kolar

kurban

ediliyordu:

Hayvanlarn

kan

ukurun

iindeki

d a m l y o r d u . A d a y y a p l a n r i t e l l e , t a n r n n l m ve d i r i l m e s i

adayn

zerine

(ya d a y e n i d e n

domas) evresinde eklemlenmi ve dini tren usullerini de belirleyen bir senaryoya,

henz tam aydmlatlamam

t r e n i b i r t r imitatio

bir

biimde

katlyordu.

Ksacas,

erginlenme

dei'yi ( t a n r t a k l i d i ) g e r e k l e t i r i y o r d u . E l i m i z d e k i p a r a p a r a

bilgilerin ou, adayn simgesel l m ve d i r i l m e s i n d e n sz ediyor. Apuleius'un


Metamorphoses

(Dnmler)

adl

eserinin

kahraman

olan

Lucius,

Isis

m y s t e r i a ' l a n n d a e r g i n l e n i r k e n , " g n l l b i r l m " y a a r ve " m a n e v i d o u m g n " n e v a r a b i l m e k i i n " l m n k r a l l n a y a k l a r " (XI, 2 1 , 2 4 ) . K y b e l e mysteria' l a n n d a a d a y a , moriturus,

" l m e k z e r e o l a n b i r i " d i y e b a k l r . 6 Bu m i s t i k l m ,

tinsel nitelikte y e n i b i r

doum

izliyordu.

Sallustius'un yazdna

gre,

Frigya

r i t e l i n d e y e n i e r g i n l e n m i l e r " s a n k i y e n i d e n d o m u g i b i s t l e b e s l e n i y o r d u " {De


diis et m u n d o , 4). Mithra

Tren

Usulleri a d y l a b i l i n e n , a m a a s l n d a H e r m e s i i r f a n n

etkilerini d e tayan m e t i n d e , u satrlara rastlanr: "Bugn, Senin tarafndan yeni-

Firmicus Matemus, De errore projanarum reliponum,


issances Mystiques, s. 236.
323

18. Baka rnekler iin bkz. Eliade, Na-

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - II

d e n yaratlarak, l m s z klnm milyarlar arasnda..." veya: "Hayat' yaratan bu


d o u m a y e n i d e n d o m a k iin y e n i d e n d o m u . . . " 7
T r e n l e r srasnda a d a y baz kutsal n e s n e l e r d e n gzlerini a y r m y o r ya d a onlar
k u l l a n y o r d u . A y n a n d a orta b u n e s n e l e r i n s i m g e s e l l i g i n i n

yorumu

da aktar-

lyordu; m u h t e m e l e n b u nesnelerin k u r t a n c deerini aklayan ve gerekelendren


batini bir y o r u m sz k o n u s u y d u . Aday, erginlenmesinin bir aamasnda

ritel

bir

lene katlyordu. Hatrlanamayacak k a d a r eski alara uzanan b u u y g u l a m a , bizi


ilgilendiren

dnemde

esas

olarak

eskatolojik

bir

anlam

yklenmiti.8

Mithra

mysteria'larnda e k m e k ve arap, erginlenmilere b u hayatta g ve bilgelik, teki


d n y a d a ise a n l b i r l m s z l k s a l y o r d u . ' E r g i n l e n m e s a y e s i n d e a d a y , t a n r larla e i t h a l e g e l i y o r d u . T a n r k a t n a y k s e l m e , t a n r l a m a , " f n i l i k t e n s y r l m a "
( a p a t h a n a t ' s m o s ) t m mysteria'larn

y a k n d a n bildii kavramlardr.10

2 0 6 . M i s t i k D i o n y s o s H e l e n i s t i k a d a ve R o m a d n e m i n d e , e n p o p l e r Yunan
tanrs Dionysos'tu. Halka ak tapm, e s r i m e b l m karlarak (ama e s r i m e l e r
D i o n y s o s u m y s t e n a ' l a r d a r o l o y n a m a y a d e v a m etti) " a r n d r l d " v e t i n s e l l e t i r i l d i . " s t e l i k D i o n y s o s m i t o l o j i s i e n c a n l o l a n y d . Plastik s a n a t l a r , z e l l i k l e d e lahit bezemeleri o n u n m e h u r mitolojik olaylarndan, ncelikle ocukluu (mucizevi
d o u m u , h a r m a n k a l b u r u ) v e A r i a d n e ' y i k u r t a r m a s n d a n , b u n u i z l e y e n hieros gamos'tan b o l b o l esinleniyordu. Mitoloji, tapm yerleri, antlar Zeus'tan ve l m l b i r
k a d n d a n d o a n , baskya urasa da zaferi k a z a n a n , katledilen ve dirilen D i o n y s o s ' u n
b u ikili yaradln y a n s t y o r d u . D e l p h o i ' d e m e z a n g s t e r i l i y o r d u , a m a b i r o k
antta da dirilii tasvir edilmiti. Annesini O l y m p o s l u l a r arasna k a t m a y baarmt; zellikle de Ariadne'yi Hades'ten geri getirip onunla evlenmiti. Helenistik
ada, Ariadne insan ruhunu simgeliyordu.

Baka b i r

deyile,

Dionysos

l m d e n k u r t a r m a k l a kalmyor, mistik bir d n l e o n u n l a birleiyordu da.


D i o n y s o s , technitai

ruhu

12

veya Dionysosu zanaatkr cemiyetleri sayesinde de halk

arasnda yaygnlam, b u cemiyetler M 300'e doru Atina'da bulgulanmtr. Yan

A. Dieterich, Eme Mkhrasliturpe,

F. C u m o n t , Relgfons orienlales. s. 2 1 9 , dipnot 43, s. 256, dipnot 52'de anlan belgeler.

s. 10, aktaran Eliade, Naissantes Mystitfues, s. 236.

F. C u m o n t . Textes et Monumentsfigures

10

Kr. R. Rfittzensten, D/e heenistische Myserienreliponen,

relatifs aux Mystires de Mithra, c. 1, s. 3 2 0 vd.


s. 29 vd; S. Angus, The Mystery Reli-

gions and Christianity, s. 106 vd.


11

Kr. Cari Schneider. Kulturgescfichte de s Hellensmus, c. II, s. 801.

12

Schneider, Kulturgeschchie des Hellercismus, c. II, s. 802.


324

H E L E N S T K C A D A BAGDASTIRMACILIK VF. YARATICILIK

d i n s e l , a m a mysteria

nitelikli o l m a y a n cemiyetler sz k o n u s u d u r . 1 3 Szcn d a r

a n l a m n d a D i o n y s o s mysteria'larna gelince, b u s o r u n u n z n d a h a nce aklamtk

125).

Dionysos'un,

Bakkha'ar'dz,

tapmnm

mysteria

zelliindeki

yapsn d u y u r d u u n u v e erginlenmeyle eriilen gizlerin gerekliliini akladn


h a t r l a t a l m : " n a n c m z b e n i m s e m e y e n l e r e (Bakkha o l m a y a n l a r a ] a k l a n a m a z b u . "
Pentheus m e r a k l a n p sorar: " O n a tapanlar ne kazanyorlar bundan?" "Bunu senin
iitmen treye aykr,

iitmeye de deer hani" (470.-474. dizeler). Sonu olarak

e r g i n l e n m e y l e e r i i l e n giz iyi k o r u n m u t u r . D a h a g e d n e m e ait b i r k a O r p h e u s u


ilahi d n d a , t r e n usullerine ilikin m e t i n l e r i n aa y u k a n hepsi k a y b o l m u t u r .
H e l e n i s t i k a a v e R o m a d n e m i n e ait a r k e o l o j i k b e l g e l e r i n says o k t u r , a m a s i m geselliklerine ilikin y o r u m l a r , bilginlerin ounca kabul grdkleri z a m a n bile,
gerek anlamdaki erginlenmeyi aydnlatmaktan uzaktr.
D i o n y s o s u (Jtaso'nin* k a p a l , d o l a y s y l a r i t e l e d a y a l , y a n i e r g i n l e y i c i n i t e likteki yaps hakknda herhangi bir kukuya yer yoktur. Cumae'de b u l u n a n b i r
yazt ( M V. y z y l b a ) , k a r d e l i k b i r l i k l e r i n i n k e n d i l e r i n e ait m e z a r l k l a r old u u n u ve b u r a l a r a yalnzca B a k k h u s mysteria'larnda e r g i n l e n m i l e r i n k a b u l edildiini

kantlamaktadr.14 Dionysos

ritellerinin

yapld

maaralarn

(buralar

y a l n z c a d i n d l e n l e r e v e e l e n c e l e r e u y g u n b i r e r e v e o l a r a k g r e n b a z bilginlerin

kansnn aksine) tapm meknlar

olduu kantlanabilmitir.

VI.

yzyla uzanan e n eski ikonografik tanklklar, Donysos'u bir maarada yatarken


veya b i r Bakkha'y bir m a a r a n n iindeki b y k b o y tanr m a s k n n n n d e dans
e d e r k e n gstermektedir. Metinlerde de Dionysos maaralar n n d e yaplan kutsa!
d a n s l a r d a n v e ritel a m a k l e n l e r d e n s z e d i l m e k t e d i r . D i e r y a n d a n a y n m e t i n ler trenlerin, gizlilii k o r u y a b i l m e k iin, gece yapldn b e l i r t m e k t e d i r . Erginl e n m e r i t e l l e r i k o n u s u n d a ise v a r s a y m l a r d a n ileri g i d e m i y o r u z . F r i e d r i c h M a t z ,
r e s m e d i l m i sahneler zerine denemesinde, erginlenme treninin ana b l m n n
b i r k a l b u r (lihnon) i i n d e s a k l a n a n f a l l u s u n o r t a y a

karlmas

olduu sonucuna

v a r m a k t a d r . " Pek o k yerde r e s i m l e n m i bu sahnenin herhalde ritel adan b i r

Kr. H. Jeanmaire, Dionysos, s. 425 vd.


Thiasoi: Yun. leos (tanr) kelimesinden tretilmi b u kelime, "tannyla birlikte bulunanlar"
aniamna gelir ve zellikle Dionysos'un alay iin kullanlr - y n .

14

Bkz. Cumont, Les religtons orientales, s. 197, ekil 12, Lux perpetua, s. 2 5 2 , ekli 6; kr. a.g.y.,

15

F. Mat2, Dionysiake tekti, s. 16. Kr. Boyance, "Dionysiaka," s. 35, d i p n o t 2; Eade, c. 1,

S. 4 0 5 - 4 0 6 .
125.
325

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - T

nemi vard,

a m a Boyance, metinlerde yalnzca Dionysos'la

deil,

her

trden

e r g i n l e n m e t r e n i y l e ilgili o l a r a k Iifenon'dan s z e d i l d i i n i g s t e r m i t i r .
D i e r y a n d a n O s t i a M z e s i ' n d e s a k l a n a n ( M a t z ' n l e v h a XXV'i) v e D i o n y s o s ' u n
y a n sra d i e r kiiliin isimleriyle birlikte tasvir edildii yalanc m e r m e r b i r
k a b a r t m a d a , h a s r s e p e t i n s t n d e u yazldr: mysteria.

Tren sepetinin iinde daha

n c e M 111. y z y l d a G o r u b p a p i r s l e r i n d e b u l g u l a n m krepundia

veya signa'lar,

y a n i " m i s t i k o y u n c a k l a r " ( t o p a , rhombos, a k k e m i k l e r i ve a y n a ) b u l u n d u u b i l i n mektedir. Titanlar, ocuk Dionysos-Zagreus'u b u oyuncaklarla kandrp l d r m


ve p a r a l a r a a y r m l a r d r ( k r . 1 2 5 ) . A n c a k b a z H r i s t i y a n y a z a r l a r n n a k i l l e r i y le b i z e k a d a r u l a a b i l m i b u m i t , m y s t e r i a ' l a r d a e r g i n l e n m i iki kii - P l u t a r k h o s v e
A p u l e i u s - ve a y n z a m a n d a H e l e n i s t i k a M s r ' n d a k i O r p h e u s u k a r d e l i k b i r l i i
tarafndan da biliniyordu.16 Antlardan hareketle b i r h k m e v a r m a k gerekirse, fallus
g s t e r i l m e s i , " t a n r n n h u z u r u n a e r i m e d e n n c e y a p l a n o b i r a z r k t c ritelIerin" b i r p a r a s y m i z l e n i m i n i u y a n d r m a k t a d r . 1 7 Boyanc'nin k a n s n a g r e ,
"adayda, kendisine teki d n y a d a ayrcalkl bir yazg salayacak t a n n s a l destein
k e s i n l i i n e i n a n ve i m a n u y a n d r a b i l e c e k ey, b y l e b i r
o l a m a z " (s. 4 5 ) . E r g i n l e n m e

nesnenin gsterilmesi

t r e n i n i n a n a b l m , t a n r n n , m z i k ve d a n s l a

d u y u m s a n r klnan varlyd; b u d e n e y i m "tanryla k u r u l a n y a k n b i r baa inan"


yaratyordu.16
Bu g z l e m l e r h i k u k u s u z t a m a m e n h a k l d r , a m a e r g i n l e n m e r i t e l i h a k k n d a k i b i l g i l e r i m i z e b i r ey k a t m a z l a r . H e r n e o l u r s a o l s u n , f a l l u s g s t e r m e n i n d i n s e l
b i r e y l e m o l u t u r d u u n u ; n k b u n u n hem lm yenmi

bir lml,

hem de tann

olan

D i o n y s o s ' u n r e m e o r g a n o l d u u n u b e l i r t m e k t e y a r a r v a r . Baz k l t r e l v e d i n s e l
balamlarda bir tanrnn r e m e organnn yalnzca yaratclnn gizemini simgelem e k l e k a l m a y p , t a n r n n d o r u d a n varln d a a k t a r d n a n l a m a k i i n , i v a ' n n
Ingam'nn kutsalln hatrlamak yeterli olacaktr. M o d e r n bat d n y a s n d a k u k u -

* Bogabgrtene benzeyen bir m z i k aleti - y n .


16

Boyance, "Dionysiaca," s. 55. Krepucijalar hakknda, aynca bkz. R. Turcan, Les sarcopkages

17

Boyance, s. 45. Kr. Turcan, "Du nouveau sur l'initiation dionysiaque," $. 108.

18

Boyance, s. 44. Turcan, Us sarcophages..., s. 4 0 2 ve devamnda baka erginlenme sahneleri

romains representation dionysaque, s. 407 vd.

de zmlenmitir. Pompei'deki Srlar Villas'nn (Villa dei Misteri) mehur freskleri m u h t e melen Dionysos kllyle ilikilidir. Ama b u fresklerde erginlenme blmlerinin yer aldn
dnenlerin aksine, baz yazarlar bu sahnelerin mystera'lara aklk getirmedii, ne
t a n n n n mitini ne de bir erginlenmenin aamalarn yanstt kansndadr; kr. G. Z u n t z ,
"On the Dionysiac Fresco in the Villa dei Misteri," s. 180-181.
326

H E L E N S T K C A D A BACDASTIRMACILIK VE YARATICILIK

suz byle bir dinsel deneyimin anlalmasna olanak yoktur; nk Hristiyanlk,


mysteria'lardan farkl olarak, cinselliin

ayin deerini yok

saymtr.

Dionysos

t a p m n d a k i ritel y e m e k l e r k o n u s u n d a d a ayn s a p t a m a yaplabilir; b u y e m e k l e r d e


e r g i n l e n m i l e r b a l a r n d a i e k l e r d e n y a p l m a talarla k e n d i l e r i n i n e e l i b i r s a r holua kaptryor, b u sarholuk tanrnn o n l a n n ruhuna sahip olmas diye kabul
e d i l i y o r d u . Bizim b y l e b i r e l e n c e n i n kutsalln k a v r a m a m z g t r . O y s a ki b u
d u r u m D i o n y s o s mysteria'snda e r g i n l e n m e l e r e vaat edilen l m sonras mutluluun habercisiydi.'9
O r p h e u s u eskatolojiyi y a n s t a n daha ge d n e m m e t i n l e r i , D i o n y s o s ' u n y e n i
z a m a n l a n n k r a l r o l z e r i n d e d u r u r . o c u k d a olsa Z e u s o n u e v r e n i n t m t a n r l a r n a e g e m e n k l m t r . 2 0 o c u k t a n r n n e p i f a n i s i e v r e n i n y e n i g e n l i i n i n , kozm i k diriliin habercisidir.21 (Yeniden d o u m ve y e n i l e n m e iareti olarak o c u k , d i n sel f a l l u s s i m g e s e l l i g i n i n u z a n t s d r ) . D i o n y s o s ' u n z a f e r i n e , y a n i d n y a n n d n e m sel y e n i l e n m e s i n e b a l a n a n u m u t l a r , o k y a k n d a a l t n a a d n l e c e i i n a n c n a y o l
a a r . Bu d a , m i l a t n c e s i v e s o n r a s n d a eitli k i i l i k l e r e v e r i l e n (ya d a b u k i i l i k l e rin k e n d i l e r i n e s e t i i ) "Yeni D i o n y s o s " u n v a n n n h a l k i i n d e k i y a y g n l n aklar."

2 0 7 , A t t i s v e K y b e l e K y b e l e t a p m v e A t t i s " m y s ( e n ' a " l a n , b a g d a t r m a c yar a t m l a r n y a p s a l e i t l i l i i n i o a n d i e r d i n s e l b i i m l e r i n d e n d a h a iyi y a n s t r .


Yaklak olarak M 2 0 5 - 2 0 4 ' t e , Kartaca o r d u l a r n n ar t e h d i d i altndaki C u m h u r i y e t i k u r t a r m a k i i n R o m a ' y a s o k u l a n Frigya t a n r a s n n ( 1 6 8 ) , b i n y l l k b i r tarihi vard. Ritel olarak iinde Kybele'yi b a r n d r d n a i n a n l a n kara ta, t a p m n
arkaikliini kantlar; Kaya, Yeryz Ana'nn en eski s i m g e l e r i n d e n d i r . Attis'in ve
A t t i s t a p m n m k k e n i n d e d e h e r z a m a n b i r k a y a , b a k a b i r d e y i l e A n a T a n r a Ky-

19

Kr. F. C u m o n t , Reiigions orientaies, s. 203; ayn yazar, Symbolsme funeraire, s. 372; ayn yazar, Lux Perpetua, s. 255 vd.

20

Kem, Orphicorum Fragmenta, no. 207.

21

" l m d e n sonra dirili anlay ve yeni bir t a n n n n dzenli aralklarla yeniden beliren bir
t a n n olduu dncesi, yalnzca her yl veya iki ylda bir geri gelerek tezahr e d e n bir
t a n n n n grnmeleri (epifani) ve kaybolmalarnn (aphanismoi) birbirini izlemesiyle ak
yaknlklar ieren yaklamlar deildi. Kozmik sre dzleminde ele alndnda, b u anlay yine kozmik lekte bir geri d n d n g s olarak aktanltaya d a kolayca o l a n a k
veriyordu" (Jeanmaire, Dionysos, s. 4 1 3 - 4 1 4 ) . o c u u n DLonysosu simgeselligi h a k k n d a ,
aynca bkz. Turcan, Les sarcophages..., s. 394 vd, 405 vd, 4 3 3 vd.

22

Jeanmaire (s. 4 1 6 ) Ptolemaios Xl'i, triumvir Antonius'u ve daha ge d n e m d e n de Traianus,


Adrianus, Anoninus'u rnek verir.
327

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - II

b e l e b u l u n u r . P a u s a n i a s ' m n a k l e t t i i m i t e g r e (VII, 1 7 : 1 0 - 1 2 ) , Z e u s ' u n d l l e d i g i


bir tatan ift cinsiyeti! b i r canavar, Agdistis d o d u . 2 3 Tanrlar o n u h a d m e t m e y e
ve t a n n a Kybele'ye d n t r m e y e karar verdi. y k n n bir b a k a eitlemesine
g r e , h e r m a f r o d i t i n k a n n d a n b i r b a d e m a a c k t . S a n g a r i o s (Sakarya) N e h r i ' n i n
kz N a n a 2 < b i r b a d e m y i y i n c e h a m i l e k a l d ve A t t i s a d n d a b i r o c u k d o u r d u .
B y y e n Attis, kraln kzyla evlendi, a m a o n u seven Agdistis d n n k u t l a n d
e n l i k s a l o n u n a g i r d i . D a v e t l i l e r l d r d , k r a l k e n d i c i n s e l o r g a n l a r n k e s t i v e Attis k a t , b i r a m a a c n n a l t n d a k e n d i n i h a d m e d i p l d . U m u t s u z l u a k a p l a n
A g d i s t i s o n u d i r i l t m e y e alt, a m a Z e u s b u n a k a r k t ; y a l n z c a A t t i s ' i n c e s e d i n i n b o z u l m a d a n kalmasna izin v e r d i v e cesetteki tek hayat iareti u z a m a y a d e v a m
eden salaryla, hareket eden k k parma oldu.25 Agdistis, erdii Ulu Ana'nn
e p i f a n i s i n d e n baka bir ey o l m a d n a gre, Attis Kybele'nin h e m olu, h e m ,
h e m de kurbandr. Tanra kskanlndan t r p i m a n olur, nedamet getirir ve
sevgilisine alar.
Bu a r k a i k m i t o l o j i v e a a d a d e i n e c e i m i z k a n l r i t e l l e r , H r i s t i y a n l k an n ilk y z y l l a r n d a t m R o m a m p a r a t o r l u u m d a o k y a y g n l a a c a k b i r s e l a m e t
dininin k k n oluturur. Mitsel-ritel senaryonun bitkilerin

bymesinin "gi-

z e m i n i y a n s t t k e s i n d i ( k r . 12); K y b e l e ' y e s u n u l a n k a n v e c i n s e l o r g a n l a r
Yeryz Ana'nn bereketini salyordu. A m a hatrlanamayacak k a d a r eski alara ait
b u tapm, z a m a n iinde yeni dinsel anlamlar yklendi; kanl

riteller

kefaret deme

y o l l a n haline geldi. T a p m n k u r t a r c ilevi m u h t e m e l e n bir s r e d i r zaten biliniy o r d u . P e s s i n u s ' t a mysteria

d i n i t r n d e k a p a l bir k a r d e l i k b i r l i i v a r d . 2 6 A t t i s v e

Kybele tapm Roma'ya g i r m e d e n u z u n sre nce Yunanistan'a yayld ve orada


m u h t e m e l e n baz deiiklikler geirdi. Gerek Yunanistan, gerekse Roma'da kanl
hadm edilme

ritellerinden

v e h a d m r a h i p l e r d e n d u y u l a n t i k s i n t i A t t i s ' i n d a h a alt

b i r k o n u m d a k a l m a s n a y o l a m t . R o m a ' d a M II. y z y l a k a d a r u z a n a n b i r o k
kil h e y k e l c i k l e v a r l k a n t l a n s a d a , t a n n n n u z u n s r e h i b i r k a m u s a l t a p m y o k t u . A n c a k C l a u d i u s v e a r d l l a r n n d e v r i n d e A t t i s ve k u r d u u r i t e l l e r n p l a n a
kt; b u olayn n e m i n e imdi deineceiz.

23

Bu blm, bir Hurri-Hitit mitini anmsatmaktadr: "Tannlann Babas" Kumarbi bir kayay

24

Nana, Ana'nn (dolaysyla Agdistis'in) bir baka epifanisidir.

dllemitir; kr. 46.


2

' Bir baka eitlemeye gre, Attis'i bir yaban d o m u z u ldrr; b u eski bir rivayettir; n k
Herodotos onu Euemerosu bir bakla anlatr (1. 34 vd).

26

Kr. Hepding, Attis, s. 202 vd; H. Graillot, Le cuke de Cybde, s. 396 vd.
328

HULENISTIK A D A BAGDATIKMACILIK VE YARATICILIK

Bayramlar ilkbahar g n d n m n d e , 15-23 Mart arasnda kutlanyordu.37 lk gn


(canna intrat,

" k a m l a r n getirilii"), kanofori

rahipleri {kam tayclar), k e s i l m i

k a m l a r t a p m a a t a r d ; e f s a n e y e g r e , K y b e l e o c u k Attis'i S a n g a r i o s N e h r i ' n i n
kysnda, bir

sazla t e r k e d i l m i h a l d e b u l m u t u . Yedi g n s o n r a dendrofori

r a h i p l e r i (aga tayclar), o r m a n d a n k e s i l m i b i r a m a a c ( a r b o r intrat)

getirirdi.

A a c n g v d e s i ceset g i b i e r i t l e r l e s a r l r ve o r t a s n a b i r A t t i s t a s v i r i b a l a n r d .
A g a , l m t a n r y t e m s i l e t m e k t e y d i . 2 4 M a r t t a , " k a n g n " n d e (tles sanguinis),
r a h i p l e r ( G a l l u s ' a r ) v e e r g i n l e n m e a d a y l a r , f l t , zil v e t e f l e r i n e l i i n d e v a h i b i r
dansa balar, srtlarn kanatncaya kadar kamlar, baklarla kollarnda kesikler
aarlard; lgnln d o r u k noktasnda baz adaylar erkeklik organlarn keser ve
onlar tanraya sunarlard.
2 4 M a r t 2 5 M a r t a b a l a y a n g e c e y i d o l d u r a n l m a t l a r n n y e r i n i , e r t e s i sab a h t a n n n m dirildigi haberiyle gelen ani b i r nee patlamas alrd.28 O g n , "nee,"
Hilaria

g n y d . Bir g n l k " d i n l e n m e ' n i n (re^uietio) a r d n d a n , 2 7 M a r t t a b y k

a y i n a l a y d z e n l e n e r e k n e h r e gidilir v e o r a d a K y b e l e h e y k e l i s u y a s o k u l u r d u (lavatio). Baz y a z a r l a r a g r e b i r e y s e l e r g i n l e n m e t r e n l e r i 2 8 M a m a y a p l y o r d u ; a d a y ,


k u r b a n e d i l e n b i r b o a n n v e y a k o u n k a n y l a t a k d i s e d i l i y o r d u (iatrobolium v e erioboiium). A n l a l d k a d a r y l a , a d a y n k e n d i s i n i h a d m e t m e s i n i n y e r i n i

kurban

t r e n i a l m t ; n k a d a y , t a n r a y a k u r b a n l a r n r e m e o r g a n l a n n s u n u y o r d u . Kyb e l e ' n i n m i s t i k k o c a s o l a r a k " g e r d e k o d a s " n a (pastos, c u b i f u l u m ) v e y a " k a n o p m i n *


alt"na, tpk k e n d i n i sakatlamasnn r n l e r i n i Tanra ya s u n m a k zere b u kutsal
yere giren Gallus gibi, k a b u l edilirdi.20
27

Bayram takvimine ilikin bilgiler olduka ge bir dneme aittir (MS 111. ve IV. yzyllar; kr.
207'nin eletirel kaynakas). Ama tapmn ulat d o r u k noktasndaki yapsn a n l a t m a k
n e m tayor.

28

Birok tarihi, Hristiyan yazar Firmicus Matemus'tan (IV. yzyl), bir tezkerenin zerindeki
t a n n heykeli evresinde yaplan gece at-dvnmelerinin betimlendii bir b l m , b u sahneyle ilikilendirmitir. Birden k getinlir ve bir rahip mritleri avutur: "Cesaret mminler,
t a n n sa; sizler de aclann iinden selamete ereceksiniz" (De errore (rrofanonm rehonum,
22). Firmicus M a t e m u s hangi tapmn sz k o n u s u o l d u u n u belirtmiyor, ama betimlemesi
daha ok Osiris'e uyuyor; kr. Hepding, Attis, s. 106; Loisy, Les mystires palens et !e mystere
chritien, s. 102. Bununla birlikte, iki din arasnda yapsal bir benzerlik b u l u n d u u n u d a
u n u t m a m a k gerekir; kr. M. J. Vermaseren, Cybele and Attis, s. 116.

* Yatan zerindeki tente - y n .


29

Kr. Hepding, a.g.y., s. 190 vd. Bir baka yoruma gre, pastos (tam karl "tanrann
odas") d o r u d a n tapnan iindeki veya yaknndaki bir maara veya bir yeralt blmesydt;
aday buraya girerek bir descensus ad injeros (yeraltna ini) gerekletiriyordu; bkz. Vermaseren, a g.y., s. 117-118. mparatorluk dneminde, tauroboltum ve crioboiium'un her mevsimde
329

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -

Gerek a n l a m d a erginlenme treni k o n u s u n d a elimizdeki tek belge, iskenderiyeli

Clemens'in belirttii

ve adaylarn bir

parola gibi

kulland u f o r m l d r :

" T e f t e n y e d i m ; z i l d e n i t i m ; feernos o l d u m ; o d a y a g i r d i m . " 3 0 E l e u s i s s y n l h e m a ' s y l a


b e n z e r l i k a k a f a r k e d i l i y o r ( k r . 9 8 ) ; b u b e n z e r l i k , ya iki

taraftan birinin

d i e r i n d e n etkilenmesiyle, ya da Helenistik an b i r o k mysteria'snda kullanlan


ortak bir formle dayanarak yaplm
erginlenme

ritellerine

bir

tretmeyle aklanabilir.

Bu s z l e r i n

g n d e r m e y a p t k e s i n d i r . Tef v e zil, K y b e l e ' n i n g z d e

alglaryd. Attis'e "daha yeilken biilmi baak"31 d e n d i i n e gre,

ritel

yemei

h e r h a l d e e s a s o l a r a k e k m e k ve a r a p t a n o l u u y o r d u ; n i t e k i m F i r m i c u s M a t e m u s b u
ayini Hristiyanlarn "Son Yemek" inancnn eytani ve u u r s u z bir karl olarak
y o r u m l a r . 3 2 Kernos'a

g e l i n c e , b u kil v a z o A t t i s e r g i n l e n m e t a p m n d a h e r h a l d e g d a

s u n g u s u iin deil, b o a veya k o u n cinsel organlarn " k a n o p i n i n altndaki" Ana'ya


tamak iin kullanlyordu.'53
i l e r i d e g r e c e i m i z gibi, A t t i s v e K y b e l e mysteria'lan,

en a z n d a n belli bir tarih-

ten itibaren, erginlenmilere " l m s z l k " vaat e d i y o r d u . i m d i balca n t e l l e n n ,


yani

Gallus'lann

kendilerini

hadm

etmesinin

ve

perhizlerin

anlamn

daha

y a k n d a n incelemeliyiz. Helenistik a g m mysteria dinleri, t m "tinsellemeleri 'ne


karn, baz arkaik unsurlar k o r u m u t u . Zaten, bireysel erginlenmeyi gerektiren
dinsel hareketlerin ayrt edici niteliklerinden biri b u d u r . T a m bir D i o n y s o s riteli
o l a n i et y e m e n i n , ilk a v c l a r a z g b i r d i n s e l d e n e y i m i y e n i d e n g n c e l l e t i r d i g i
d n l e b i l i r ( 1 2 4 ) . E l e u s i s m y s t e r i a ' l a r n a e r i t i r i l m e ise, a r k a i k k u t s a m a l a r n ,
ncelikle de buday ve ekmein kutsayc deerlerinin salad bilgilere ulamay
m m k n k l y o r d u ( 9 9 ) . Genel a n l a m d a , erginleyici y a p d a k i t r e n l e r i n b a z a r k a ik t a v r l a r y e n i d e n k e f e t t i i v e a r t k k u l l a n l m a y a n p e k o k
den

deer

tandan

ykledii

baklan

sylenebilir.

veya

Orpheusu

Erginleyici

snnetlerde

mitolojide

ve

ritel

nesnesine yeni-

kullanlan

erginlenmelerde

akmak

rhomfos'un

o y n a d r o l y a d a "sr" s a k l a m a n n d i n s e l ilevini h a t r l a y a l m ( 9 9 ) .
H e l e n i s t i k m y s t e r i a ' l a r t a n r y a y a k n l a m a y g l e n d i r m e k , h a t t a unio mystica'y
(mistik

birleme)

salamak amacyla, arkaik

ritel

tavrlarna

bavurur:

vahi

yaplabildiini eklemekte yarar var. Bu k u r b a n trenleri, imparatorluun sal iin de


dzenleniyordu.
30

Protrept,, 11, 15.

31

Philosophoumena, V, 8.

32

De errore, 18.

33

Hepding'ir (a.g.y., s. 190 vd) ve Loisy'nin y o r u m u n a gore (Les mystires


Aynca kr. Vermaseren, a-g.y., s. 118.
3 3 0

paens, s. 109 vd).

H E L E N S T K C A D A BAGDATIRMACILIK VE YARATICILIK

m z i k , lgn d a n s l a r , d v m e l e r y a p t r m a , sanrlara y o l aan bitkiler y u t m a . Attis


mysteria'lannda

adaylara dayatlan perhiz esas olarak e k m e k y e m e k t e n o l u u r , 5 4

n k t a u n "daha yeilken biilmi baak"tr.


z e t l e ilk e r g i n l e n m e y e m e i , e k m e k ve a r a b n k u t s a y c d e e r i n e i l i k i n d e n e y i m e i n d i r g e n e b i l i r ki, k e n t s a k i n l e r i n i n b u d e n e y i m e e r i m e s i p e k k o l a y d e i l d i r .
Gallus'larn ve baz mritlerin esrime yoluyla k e n d i l e r i n d e n getikleri srada k e n d i l e r i n i h a d m e t m e l e r i ise, k a d n l a r d a n m u t l a k o l a r a k u z a k d u r m a l a r n , b a k a b i r
d e y i l e k e n d i l e r i n i t a m a m e n t a n n y a a d a m a l a r n g v e n c e a k n a a l r . 3 5 Byle b i r den e y i m i n z m l e n m e s i g t r ; a d a y y n l e n d i r e n az o k b i l i n s i z i t i l e r i n d n d a ,
ritel bir erdiilige u l a m a zlemini ve allmam ya d a gsterili bir sakatlk yol u y l a " k u t s a l g l e r " b i r i k i m i n i a r t r m a i s t e i n i , h a t t a m u t l a k b i r imitatio dei ( t a n n
taklidi! yoluyla kendini t o p l u m u n geleneksel yaplarndan dlanm hissetme arzus u n u d a h e s a b a k a t m a k g e r e k i r . S o n u o l a r a k , A t t i s v e K y b e l e t a p m c i n s e l l i i n , fiz i k s e l a c n n v e k a n n d i n s e l d e e r l e r i n i n y e n i d e n k e f i n i m m k n k l y o r d u . Kend i n d e n g e m e h a l i m m i n l e r i k u r a l l a r n ve t o p l u m s a l u z l a m l a n n e g e m e n l i i n d e n
kurtaryordu; bu, bir a n l a m d a , zgrln kefiydi.
Hatrlanamayacak kadar eski zamanlara uzanan deneyimlere yeniden ulama
eilimi, t a n n s a l ift Attis-Kybele'yi "yceltme" ve t a p m l a n m y e n i d e n y o r u m l a m a
abasyla

d e n g e l e n i y o r d u . Yine o a n d i n s e l

badatrmachklanna

zg

bir

g r n g y l e k a r k a r y a y z : E n u z a k g e m i i n e r d e m l e r i n i y e n i d e n ele g e i r m e v e
bununla yarrcasna,

en yeni yaratmlar

y c e l t m e istei.

Milattan

sonra

ilk

y z y l l a r n t e o l o g l a r v e f i l o z o f l a r n n z e r i n d e o k alt a l e g o r i k y o n m , A t t i s ' i
yaratln ilkeleri ve hayat-lm-yeniden d o u m diyalektik sreciyle zdeletiriy o r d u . Attis s o n u n d a , p a r a d o k s a l b i r b i i m d e , gnele zdeletirildi ve p u t p e r e s t liin sonuna doru ok yaygnlaan gne teolojisinin merkezi oldu. Erginlenmen i n ilk a n l a m - t a n r y l a m i s t i k b t n l e m e - y e n i d e e r l e r l e z e n g i n l e t i . 3 7 6 t a r i h l i
b i r R o m a yazt b o a k u r b a n n ve k o k u r b a n n gerekletirenin " s o n s u z a dek

34

Ama m e g i n sln y e m e k t e n geri kalmyorlard; b u nedenle Aziz Hieronymus b u n a


"oburlann orucu" (guios abslrnenun) adn takmt (Ep., CVI1, ad Lactam); aktaran Loisy,
a.g.y., s. 89, dipnot 4.

35

Bkz. Michel Mesln'in etkileyici gzlemleri: "Realites psychques et valeurs religieuses dans les
cultes orientaux," s. 297. Tannya mutlak balln kendini h a d m etmeyi mutlaka gerektirmediini belirtelim. Trensel "bekrlk," simgesel bir evlilikle de salanabiliyordu. Mithrac
erginlenmenin ikinci aamasna Nympfus deniyor, mrit t a n n n n ei oluyordu; ama ritel tam a m e n tinsel niteliktedir; kr. Meslin, a.g.y., s. 302-303.
331

D N S E L N A N L A R VF D N C E L E R TARH - 1 1

yaamak zere yeniden doacan" d u y u r u r . 3 0 Anlalan bir Hristiyan etkisi sz


k o n u s u d u r . A m a Hilaria

mitsel-ritel senaryosunda da, "dirili"

d o u " r t k b i i m d e m e v c u t t u . Mysteria

veya "yeniden

teologlar, herhalde Hristiyan m i s y o n e r -

lerin baars karsnda, Attis'in d e d i i kefaretin s o n u c u olan l m s z l k d n cesini srarla v u r g u l a m t . H e r n e o l u r s a o l s u n . R o m a i m p a r a t o r l a r n n , zellikle


de Antoninuslar hanedannn son

yelerinin

Hristiyanln

atlmn

durdurma

u m u d u y l a F r i g y a t a p m m iyice n e k a r d k e s i n d i r .

2 0 8 . I s i s v e M s r Mysteria'lan
Avrupa'ya yaylma

evrelerinin

M s r mysteria'hn,
bilinmesiyle,

dier

" k k e n l e r i n i n v e A s y a ile
benzer

dinsel

oluumlardan

a y r l r . M II. y z y l n b a n d a , P t o l e m a i o s S o t e r h e m M s r l l a r n

h e m d e Yu-

n a n l a r n s t n k a b u l ettii b i r t a n r n n y a r d m y l a s a l t a n a t n g l e n d i r m e y e k a r a r
verdi. Bylelikle Serapis'i, b y k ulusal t a n n k o n u m u n a ykseltti. P l u t a r k h o s ' u n
naklettii

rivayete

gre

(de

Iside,

28),

Ptolemaios

dnde

tannnn

heykelini

g r m t . M 2 8 6 ' d a ( v e y a M 2 7 8 ' d e ) , h e y k e l S i n o p e ' d e n {Sinop} g e t i r i l d i v e


iskenderiye'de yeni yaplan tapnaa yerletirildi.
h l t a r t m a l d r . A d g e n e l l i k l e Oserapis'ten,
lemaios Soter,

iki bilge t e o l o g u

Serapis'in etimolojisi ve vatan

yani "siris-Apis"ten tretilir.37 Pto-

tapmn yapsn

oluturmakla

grevlendirdi:

M s r l r a h i p M a n e t h o n v e Y u n a n T i m o t h e o s . M s r t a r i h i y l e ilgili b i r e s e r i n d e
aralarnda yer ald b i r o k eserin yazar olan M a n e t h o n , Yunan k l t r n iyi biliyordu,

Eleusis'in

mysteria'ya

mehur

Eumolpides

ailesinden

gelen

Timotheos

ise

birok

eriurilmiti.

Yeni t a p m n b a a r s n asl s a l a y a n , Isis v e O s i r i s ' i n b y k s a y g n l o l d u .


D a h a n c e d e g r d m z g i b i ( 3 3 ) , Yeni m p a r a t o r l u u n t e o l o g l a n O s i r i s i l e
Re'yi b i r l e t i r e r e k , g r k e m l i b i r d i n s e l s e n t e z g e l i t i r m i t i ; b i r b i r l e r i n i
dklar k a b u l edilen b u iki b y k t a n n ,

sonunda zdeletirild.

tamamla-

Osiris'in

halk

a r a s n d a k i y a y g n l d u r m a d a n a r t y o r d u ; n k l d r l d k t e n s o n r a l m yen i p , Isis v e H o r u s s a y e s i n d e t e k r a r " c a n l a n d r l a n " t e k M s r t a n r s o y d u . A b y d o s ' ta v e b a k a y e r l e r d e , e f s a n e s i n i n eitli b l m l e r i n i t e m s i l e d e n ritel s e n a r y o l a r


tapmaklar nnde oynanyordu.

36

H e r o d o t o s , Sais'te b e n z e r t r e n l e r e

katlmt;

Taurobolio criobolique in aeernm renatus; yazt aktaran Hepding, s. 89. Ama boa k u r b a n l a n
kimi zaman her yirmi ylda bir yineleniyordu; kr. Losy, a.g.y., s. 119 vd; Vermaseren, a.g.y.,
s. 106.

57

Ama bkz. Ruth Stiehl, "The O n g i n of the Cuit of Sarapis".


332

H E L E N S T K C A D A BACDATIRMACILIK VE YARATICILIK

o r l a n Yunan mysteria'lanna benzettii iin, b e t i m l e m e k t e n kanmt


T a p n a k l a r n i i n d e y a p l a n b a 2 i gizli O s i r i s
o l d u u n a k u k u y o k t u r . 3 0 A m a b u gizli

ritellerinin

ritelleri,

(II, 6 1 ) . w

gelecekteki hayata ilikin

yaayan bir birey yararna, o n u n

"selameti" iin y a p l m gerek e r g i n l e n m e trenleri diye y o r u m l a m a k biraz tehlik e l i o l u r . D i e r y a n d a n M a n e t h o n gibi b i l g i l i b i r t e o l o g u n Isis mysterialan

iine

d a h a e s k i d i n s e l g e l e n e k l e r i k a t m a d n d n m e k g t r . r n e i n Isis a r e c a l o j i l e r i n i n y e n i b i r b u l u o l m a d k a n u l a n a b i l m i t i r ; b u n l a r k r a l i y e t i d e o l o j i s i y l e ilikili a r k a i k r i t e l f o r m l l e r i y i n e l e m e k t e d i r . 4 0 A y r c a , b i r a z s o n r a g r e c e i m i z g i b i ,
I s i s mysteria'hn

eski Msr'da yaplan baz trenlerin d e uzantsdr.

K o n u m u z asndan, tapmn Msr snrlar dna yaylmasnn zamandizinini


v e y a p t y o l c u l u k l a r z e t l e m e k g e r e k s i z o l a c a k t r . n c e A n a d o i u ve Y u n a n i s t a n ' a
y a y l a n t a p m , M 11. y z y l d a talya'ya v e M 1. y z y l n b a n d a d a R o m a ' y a g i r m i t i r . Msr t a p m h a l k arasnda yle yaygnlamtr ki, S e n a t o ' n u n tapnaklar
y k m a k a r a r l a r n a R o m a l l a r i k i kez o k s e r t b i i m d e k a r k m t r .
an

ve

mysteria'lan

imparatorluk
da

kamusal

dneminin

dier

bayramlar,

mysteria'hn

gndelik

a n l a m n d a e r g i n l e n m e y i o l u t u r a n gizli

bir

riteller

gibi,
ibadet

ve

Isis

Helenistik
ve

szcn

Serapis
gerek

ieriyordu, lik iki t r e n s i s t e m i

a n a h a t l a n y l a b i l i n m e k t e d i r . E r g i n l e n m e k o n u s u n d a ise, A p u l e i u s ' u n Metamorphos e s ' i n i n 11. k i t a b n d a k i t a n k l , h a k l o l a r a k , mysteria'hr

zerine t m antik klli-

yatn e n deerli belgesi olarak k a b u l edilmektedir.


k i b y k k a m u s a l b a y r a m O s i r i s v e Isis
g n c e l l e t i r i y o r d u . B i r i n c i b a y r a m d a , Navigium

mitinin baz blmlerini

yeniden

v e y a "Isis'in G e m i s i , " i l k b a h a r d a

d e n i z e i n d i r i l i r d i , i k i n c i s i , O s i r i s ' i n Inventio'su ( B u l u n u u ) 2 9 E k i m d e n 1 K a s m a
k a d a r s r y o r d u . gn sren perhizin, atlarn ve l d r l p paralara ayrlan
O s i r i s ' i n a r a n m a s n , Isis'in y a p t l m

ritellerini

mimlerin

bulunduu,

ardndan,

tannnn

bedeninin

(kr. 2 9 ) temsil e d e n pandoyeniden

oluturulduu

ve

c a n l a n d m l d d u y u r u l u n c a , sra m m i n l e r i n neesine ve k u t l a m a l a r a g e l i y o r d u . 4 1
G n l k a y i n l e r a f a k s k e r k e n ve a k a m s t y a p l y o r d u . S a b a h o k e r k e n saatte

38

Tarihi, Samothrake (II, 51), Eleusis (II, 171) ve O r p h e u s m y s i e a l a n (11. 123) k o n u s u n d a

39

Baz kaynaka bilgileri iin bkz. F. C u m o n t , Les religons orientaks,

da ayn kaygy gstermiti.


s 2 4 3 - 2 4 4 , dipnot 9 6 -

101; ayrca kr. A. Loisy, Les Mysteres paiens, s. 136 vd; G. Nagel, "The 'Mysteries' of Osiris in
Ancient Egypt," s. 124 vd (Abydos tapnann metinleri).
Jan Bergman, leh bin Isis, s. 121-240.
41

Bu trenin nclleri. Abydos'ta XII. Hanedan'dan itibaren sahnelenen kutsal temsillere d e k


uzanmaktadr.
333

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - II

t a p n a n k a p l a n a l y o r ve s e y i r c i l e r t a n r l a n n h e y k e l l e r i n e h u u i i n d e b a k p ,
rahiplerin gerekletirdii ibadete katlabiliyordu.
Apuleius'a gre tanna tarafndan nceden belirlenen gnde, barahip dine yeni
g i r e n a d a y s u y l a s l a t r ve o n a " i n s a n sesiyle s y l e m e n i n y a k k a l m a y a c a b a z
bilgileri g i z l i c e " a k t a n r . S o n r a t r e n e t m k a t l a n l a n n n n d e , o n a o n g n b o y u n c a
et i e r e n b e s i n l e r y e m e m e s i n i v e a r a p i m e m e s i n i b u y u r u r . E r g i n l e n m e t r e n i n i n
a k a m , m m i n l e r k a l a b a l n n eitli a r m a a n l a r v e r d i i y e n i k a t l a n , d a h a s o n r a
zerine keten bir g m l e k giyer ve rahip tarafndan tapman en cra dua odasna
gtrlr. "Herhalde d a h a sonra yaplanlar ve sylenenler konusunda beni merakla
sorguya

ekeceksin,

dikkatli

okuyucu?

Eger

mmkn

olsayd,

bunlan

sana

a n l a t r d m ; e g e r d u y m a n a i z i n o l s a y d , b u n l a n r e n i r d i n ... B u n u n l a b i r l i k t e s e n i
byle heyecanlandran belki de dindarca bir istektir,

o n u n i i n s e n i d a h a fazla

sabrszlandrmayaym. O zaman dinle, ama bana inan; n k d o r u y u sylyor u m . Ben l m n s n m n a u l a t m ; P r o s e r p i n a ' n n e i i n e a y a k b a s t m , s o n r a elementlerin

iinden

geip

geri

geldim.

Gecenin

ortasnda

gnein

parladgn

g r d m ; yeralt ve g k y z t a n n l a n y l a y z yze kalp, h u u iinde o n l a r n seyrine


daldm ve yan b a l a n n d a onlara tapndm.'"2
Bir l m v e d i r i l i d e n e y i m i n i n s z k o n u s u o l d u u n a k u k u y o k t u r , a m a k e s i n
i e r i i b i l i n m e m e k t e d i r . E r g i n l e n m e a d a y l l e r d i y a r n a i n e r v e d n k o z m i k elem e n t i n iinden geerek geri d n e r ; gece vakti gnein klarn satn g r r ; bu
imge, gece yeralt d n y a s n d a n g e e n Osiris-Re'ye g n d e r m e y a p m a k t a d r belki de.
D a h a sonra dier tanrlara yaklar, onlara b a k a r ve yan b a l a n n d a onlara tapnr.
Bu b i l m e c e g i b i

cmlenin, yeralt

dnyasn simgeleyen ve

tann

heykelleriyle

s s l e n m i s a l o n l a r d a n g e e n a d a y n , b i r d e n b i r e l l b i r o d a y a k a r a k i z l e d i i
g z e r g h o l a r a k y o r u m l a n a b i l e c e i d n l m t r . K i m i b i l g i n l e r ise, p a r a p s i k o l o jik d e n e y i m l e r i veya h i p n o z u g n d e m e getirmitir. Aslnda sylenebilecek tek ey,
erginlenme adaynn s o n u n d a kendisini Osiris-Re veya Horus'la zdelemi hissettiidir; n k sabah, oniki b u r c u simgeleyen oniki kat ritel elbisesi giyen aday,
banda h u r m a y a p r a k l a r n d a n bir tala, tapnan t a m m e r k e z i n d e k i bir ykseltinin
zerine kar. "O halde, gnee y k n e r e k sslenmi bir biimde, orada bir heykel
gibi

durarak"

Isis

heykelinin

nnde

kalabala

grnd.

Metamorphoses'in

k a h r a m a n iin, o g n "mystera'lann barnda y e n i d e n d o u g n y d . " Erginlenm e ilemi nc g n

ritel

bir yl s o n r a ve y i n e

t a n n a n n isteiyle,

H2

niteliinde bir lenle t a m a m l a n d . Bununla birlikte

Met., XI, 23.


334

yeni mrit

"en s t n t a n n n n

gece

HELENSTK C A D A B A G D A T I R M A C I U K VE YARATICILIK

m y s t e r i a l a r T n a d a s o k u l d u (XI, 2 8 ) ; a n l a l d k a d a n y l a b u t r e n O s i r i s ' i n /nvento ' s u y l a ilikiliydi. S o n o l a r a k t a n r a y e n i d e n g r n e r e k o n a n c b i r e r g i n l e n m e


aamas b u y u r u r ; ama b u s o n u n c u erginlenme snav hakknda Apuleius hibir ey
aklamaz.
Daha nce g r d m z gibi

( 33), eski Msr'da

ldkten sonra Osiris'le

z d e l e i l e c e g i u m u l u r d u . A m a m r i t o l a n k i i , mysteria'hra
dnyada

e r i t i r i l e r e k z a t e n bu

tannyla mistik zdelemeyi salard; baka bir deyile,

a a m a d a k i r u h d e i l , yaayan

lm sonras

b i r e y " t a n n l a r d " . O s i r i s n a s l Isis t a r a f n d a n "ye-

n i d e n canlandnlmsa," yeni adayn "tanrlatrlmas" da esas olarak tannann


eseriydi- M r i d i n "varolusal d u r u m u " hakknda bir ey b i l m i y o r u z ; b u n u n l a birlikte, h i b i r e r g i n l e n m i i n ldkten s o n r a tanrlar nezdinde ayrcalkl bir yazgya
sahip olacandan k u k u duymad kesindir. Szcn tam anlamyla erginlenme
t r e n i k o n u s u n d a b a z t a h m i n l e r ileri s r m e k t e n t e y e g e e m e s e k d e , A p u l e i u s ' u n
verdii bilgiler yeni t a p m n b a d a t r m a n yapsn k a v r a m a m z salamaktadr.
Msr

unsurlarnn rol

nemlidir:

ki

kamusal

bayramn

ve

muhtemelen

en

a z n d a n k s m e n e r g i n l e n m e r i t e l l e r i n i n e s i n k a y n a Isis v e O s i r i s m i t s e l - r i t e l sen a r y o s u d u r ; Isis'in e v r e n s e l , h a t t a t e k t a n r a , O s i r i s ' i n d e e n s t n T a n n k o n u m u n a y k s e l t i l m e s i , a r k a i k d n e m d e d e b u l g u l a n m , eitli t a n r l a r e n s t n o k t a y a


terfi

ettirme

ynndeki

bir

eilimin

uzantsdr

(kr.

33).

Dier

yandan

e r g i n l e n m e a d a y n n l l e r d n y a s n a inii ve e i t l i k o z m i k e l e m e n t l e r i n i i n d e n
g e e r e k k t a m a m e n H e l e n i s t i k a a z g b i r a n l a y ele v e r m e k t e d i r .
Msr

mysteria'lanmn

Hristiyanln

ilk

yzyllarnda

halk

arasnda

ok

y a y g n l a m a s , M e r y e m A n a ' m n i k o n o g r a f i s i n e v e m i t o l o j i s i n e i l i k i n b a z zell i k l e r i n s i s ' t e n a l n m a s , y a p a y v e e t k i s i z b i r yeniden

canlandrmann

deil, zgn

b i r d i n s e l y a r a t m n s z k o n u s u o l d u u n u g s t e r m e k t e d i r . M y s t e r i a t a n r l a r , Isis
v e O s i r i s ' i n y e n i e p i f a n i l e r i o l a r a k k a b u l e d i l m e l i d i r . s t e l i k , Yeni O r p h e u s u v e
Yeni P l a t o n c u t e o l o g l a r d a b u H e l e n i s t i k y o r u m l a n ele a l p g e l i t i r e c e k t i r . D i o n y sos'la (o da l d r l m , paralara a y r l m ve dirilmitir) zdeletirilen O s i r i s ,
Yeni O r p h e u s u t e o l o j i y i k u s u r s u z b i r b i i m d e y a n s t y o r d u : T a n n n n k e n d i n i k u r b a n e t m e s i , Bir'in o k i i n d e d a l m a s o l a r a k a l g l a n a n k o z m o g o n i , b u n u i z l e y e n
dirili, y a n i o k ' u n b a l a n g t a k i Birlik i i n d e y e n i d e n b i r a r a y a g e l m e s i . 4 3
T m t a n r l a r n karlkl zdeletirilmesi, ge a n t i k a g t e o z o f l a n n n o k deer
v e r d i i , b a d a t r m a c t r d e b i r " t e k t a n r c l k " l a s o n u l a n r . Byle b i r " t e k t a n n c "
e v r e n s e l c i l i i n z e l l i k l e D i o n y s o s ve O s i r i s g i b i t a m a n l a m y l a a c e k e n t a n r l a r
43

Kr. Macrobius, Jn Somnium Scipions, 1,12.


335

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - II

y c e l t m e s i a n l a m l d r . Isis v e O s i r i s k o n u s u n d a , o n l a r a g e t i r i l e n s o n y o r u m l a r ve
m y s t e r i a ceologlaryla Yeni P l a t o n c u f i l o z o f l a r n y k l e d i i y e n i d e e r l e r , g e r e k v e
e n d e r i n Msr d i n s e l d e h a s n n y a n s m a l a r o l a r a k k a b u l e d i l e c e k t i r . 4 4

209. Hermes

Trismegistos'un V a h y i

Hermesi

klliyat

iinde

nakledilmi

i n a n l a r n , d n c e l e r i n ve i b a d e t l e r i n b t n , H e r m e s i l i k a d a l t n d a t o p l a n r .
A s l n d a M v e M S III. y z y l l a r

arasnda yazlm,

eitsiz

deerde bir

metin

k l l i y a t s z k o n u s u d u r , i k i k a t e g o r i a y r t e d i l i r : H a l k H e r m e s i l i g i n e ait y a z l a r
( a s t r o l o j i , b y , gizli i l i m l e r , s i m y a ) v e s e k i n H e r m e s i k l l i y a t , n c e l i k l e d e Corpus

Hermeticum'un

Yunanca yazlm

o n y e d i i n c e l e m e s i . 4 5 Bu

iki

metin

grubu

a r a s n d a , a m a , i e r i k v e b i e m f a r k l a r n a k a r n , belli b i r n i y e t b i r l i i v a r d r ; b u
birlik,

felsefi T a o c u l u k ile

halk Taoculugu arasndaki

ilikileri

133)

veya

Y o g a ' n n " k l a s i k " ve " b a r o k " i f a d e l e r i a r a s n d a k i s r e k l i l i i a r t r r . Z a m a n d i z i n sel a d a n , e n e s k i m e t i n l e r h a l k H e r m e s i l i g i n e ait o l a n l a r d r , i l e r i n d e n b a z l a r


M 111. y z y l a d e k u z a n r . F e l s e f i H e r m e s i l i k ise, z e l l i k l e M S II. y z y l d a gelimitir.
ngrlebilecei gibi,

bu klliyat

az

ok

Yahudi-Msr

bagdatrmaclm

(dolaysyla baz Iran" unsurlar da) yanstr; ayrca Platonculugun etkileri de ayrt
edilmektedir;

ama

MS

III.

yzyldan

itibaren

Gnostik

dualizm

ar

basar.

" H e r m e s i k l l i y a t , a k t r l e r i , d e k o r u ve m i t l e r i y l e M s r l o l m a i d d i a s n d a d r . Bu
i d d i a , e n azndan baz eski
Msr'na ilikin

metinler

belli bir bilgiye

asndan,

Ptolemaiosiar

dayanmaktadr; bu bilginin

veya

Romallar

g e r e k l i i n i asla

a z m s a m a m a k gerekir."44 Kiilikler (Thoth, A g a t h o d a i m o n , A m o n vb), d e k o r l a r


( M e n f s v e T e b , H e r m o p o l i s , Sais, A s s u a n v b ) , F i r a v u n t e o l o j i s i n i n b a z n e m l i
m o t i f l e r i ( r n e i n s u l a r d a n kan ezeli t m s e i n T e b veya H e r m o p o l i s ' t e o l m a s ) ,
a n t i k Msr gelenekleriyle yaknlk,47 hesaba katlmas g e r e k e n bilgilerdir. T h o t h ' u n
Hermes'le zdeletirilmesi daha nce Herodotos tarafndan da biliniyordu

(II,

152). Helenistik a yazarlar iin, T h o t h t m ilimlerin k o r u y u c u s u , hiyerogliflerin

44

Bkz. c. H.

45

z g n metni kaybolmu bir Logos Teieios'un (Kusursu2 Sz) Asdepius adyla bilinen Latince
evirisi ve Stobeius'un 500'e doru yazd Aruhofcgum iinde k o r u n m u otuz k a d a r alnl
da elde mevcuttur.

46

Jean Doresse, "L'hermetisme egyptianisant," s. 442.

47

Nitekim baz mitlerin, rnein Thoth-Hermes'in de rol oynad tanna Tefnut mitinin eksiksiz Helen versiyonlan papirs metinlerinde ilk hallenyle k o r u n m u t u r ; kr. Doresse, s.
449.
336

H E L E N S T K C A D A BAGDATIRM ACILIK V E YARATICILIK

m u c i d i ve r k t c b i r b y c y d . D n y a y s z n n g c y l e y a r a t m t ;

zaten

S t o a c l a r d a H e r m e s ' logos'la z d e l e t i r m i t i r . 4 8
H a l k H e r m e s i l i g i n i n y a z l a n i m p a r a t o r l u k a n d a n e m l i b i r ro o y n a d . n c e
"ilevsel" nitelikleriyle: Kader'in h e r eye yeten gc karsnda dehete k a p l m
bir

ada, bu metinler "Doann g i z l e r f n i

(benzerlik retisi,

d z e y l e r a r a s n d a " s e m p a t i " i l i k i l e r i ) a k l y o r ve magus

eitli

kozmik

bu metinler sayesinde

d o a n n gizli g l e r i n e s a h i p o l u y o r d u . Y l d z l a r n k a d e r i b e l i r l e y i c i l i i n d e n b i l e
y a r a r l a n l a b i l i r d i . A s t r o l o j i k y a z l a r d a n b i r i n d e , Liber Hermeticus'ta

' 9 l m ve on-

d a n sonraki hayattan hi sz edilmez; n e m l i olan yeryznde m u t l u yaamann


yollardr. Bununla birlikte doa bilgisini, dolaysyla doga zerindeki egemenlii
m m k n klan t a n n l a r d . " M a d e m ki d o a n n gizledii b i r

sempati ve anripai

ann kefi sz k o n u s u d u r , bir t a n n aklamad srece b u gizlere nasl eriilebilir?"50 Dolaysyla

Hermesi

trde ilim,

h e m bir

gizem, h e m de bu

gizemin

e r g i n l e y i c i b i i m d e a k t a r l m a s d r . D o a bilgisi d u a v e i b a d e t y o l u y l a v e y a d a h a alt
bir d z e y d e , b y s e l bask yoluyla elde edilebilir.51
B y r e e t e l e r i v e d o g a b y s y l e gizli i l i m l e r e i l i k i n i n c e l e m e l e r d e n o l u a n
bu snrlan

belirsiz klliyatta, k i m i z a m a n sekin literatre z g anlaylara da

r a s t l a n r . Kore K o s m o u ' d a ( 1 4 - 1 8 ) , r u h l a r n y a r a t l b i r s i m y a i l e m i o l a r a k b e t i m l e n i r . Asclepius'un s o n u n d a k i d u a n n Y u n a n c a s b i r b y r e e t e s i n d e y e r a l r . Bu


Hermesi

"halk"

edebiyatnn

nemi

azmsanmamaldr.

Plinius'un

Naturalis

H i s f o r i a ' s n n v e o r t a a n m e h u r e s e r i Physioiogts'un e s i n k a y n a o l m u ve o n l a r
b e s l e m i t i r . K o z m o l o j i s i ve a n a f i k i r l e r i ( s e m p a t i l e r v e i l i k i l e r r e t i s i , n c e l i k l e
d e m a k r o k o z m o s i l e m i k r o k o z m o s a r a s n d a k i i l i k i ) , g e o n a a d a n XVIII. y z y l
s o n u n a k a d a r h a t n s a y l r b i r y a y g n l k k a z a n m t r ; b u f i k i r l e r e y a l n z c a talyan
P l a t o n c u l a r d a v e P a r a c e l s u s ' t a d e i l , J o h n D e e , A s h m o l e , F l u d d ve N e w t o n g i b i b i r b i r i n d e n o k farkl bilim a d a m l a n n d a da rastlanr.52
48

A. J. Festugifcre, La R4velation d'Hermis Trismesu,

I, s. 71 vd. Ptolemaioslara uzanan bir ri-

vayet, T h o t h ' u n , yani ilk Hermes'in "tufandan nce" yaadn anlatyordu; o n u n yerini
Trismegjstos (U kez byk) ikinci Hermes, sonra o n u n olu Agathodaimon ve o n u n t o r u n u Tat almu. Kor? Kosmou

risalesinde b u kiiliklerin hepsi saylmtr. Bu soy zinciri

aynntlan zgn Msr bilgileridir.


49

Bunun asln oluturan Yunanca metin M III. yzyla aittir; kr. Festugifere, a.g.y., I, s. 122

FestugiSre, Hermimme

51

A.g.y., s. 44.

Bkz. c. li; imdilik kr. Forgerons et AJchimsKs (gzden geirilmi ve geniletilmi 2. bask,

vd.
et mystique paienne, s. 43.

1977), s. 147 vd, 181 vd.


337

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

Tpk

halk

edebiyat

metinleri

gibi,

Hermesi

sekin

literatr

oluturan

yazlarn d a H e r m e s Trismegistos tarafndan vahyedildii k a b u l edilir. Bu incelemeler e d e b i trleri ve zellikle d e gretileriyle birbirlerinden aynlr.
1 9 1 4 ' t e , Corpus

Hermeticum'da

Bousset daha

birbiriyle uzlamas olanaksz iki ayr teoloji y e r

a l d m s a p t a m t ; b u n l a r d a n b i r i i y i m s e r ( m o n i s t - p a n t e i s t ) , d i e r i ise a y r t e d i c i
zelliini gl b i r d u a l i z m i n o l u t u r d u u k t m s e r nitelikteydi. Birincisi iin,
k o z m o s gzel ve iyidir;

nk Tanr ona nfuz etmitir."

k a r s n d a d u y u l a n h u u y o l u y l a , t a n n y a ulalr. H e m Bir,

54

Kozmosun gzellii
h e m Btn olan t a n n

(XII, 2 2 ) y a r a t c d r v e o n a "Baba" d e n i r . n s a n , T a n n ' n n ve k o z m o s u n a r d n d a n ,


l g r u b u n n c s r a s n d a d r . O n u n ilevi

"gksel eylere

t a p n m a k , yersel eylere d e zen gsterip ynetmektir."


zorunlu tamamlaycsdr;
varlktr.

55

o, " l m s z canl Varlk'm

hayranlk duyup

insan sonuta yaratln


ss oan lml

canl

56

Buna karlk, k t m s e r retide d n y a z itibariyle k t d r , " T a n n ' n n , en


a z n d a n lk T a n n ' n n e s e r i d e i l d i r ; n k b u i l k T a n n h e r t r l m a d d e n i n s o n s u z
d e r e c e d e s t n d e k a l r , v a r l n n g i z e m i i i n d e s a k l d u r u r : Bu n e d e n l e T a n n ' y a
ancak dnyadan kaarak ulalabilir, dnyada bir yabanc gibi
kir."

57

d a v r a n m a k gere-

r n e k o l a r a k , C o r p u s ' u n ilk i n c e l e m e s i o l a n Poimandres't

gre

dnyann

y a r a t l n v e i n s a n n p a t e t i k d r a m m h a t r l a t a l m : E r d i i Yce A k l ( N o u s ) n c e
bir Yaratc T a n n retir; b u Yaratc, d n y a y , s o n r a d a A n t h r o p o s ' u , gksel insan
b i i m l e n d i r i r . A n t h r o p o s , alt k r e y e i n e r ve o r a d a " a k t a r a f n d a n a l d a t l a r a k " D o a
( P h y s i s ) ile b i r l e i r v e y e r y z i n s a n n n d o m a s n s a l a r . A r t k t a n n s a l A n t h r o p o s a y n bir kiilik olarak var o l m a k t a n kar; n k insan canlandrmtr: O n u n
h a y a t , i n s a n r u h u n a v e d a nous'a d n r . Du n e d e n l e y e r y z v a r l k l a n i i n d e y a l n z c a i n s a n h e m l m l , h e m l m s z d r . B u n u n l a b i r l i k t e i n s a n , bilgi sayes i n d e , "tanr olabilir." D n y a n n ve b e d e n i n deerini azaltan b u d u a l i z m , t a n n s a l l k l a i n s a n n t i n s e l u n s u r u a r a s n d a k i z d e l i i v u r g u l a r ; t p k t a n r l a r g i b i , ins a n r u h u n u n d a (nous) a y r t
"Ktln btndr,"

53

58

e d i c i n i t e l i i hayat

ve

jfe'tr. M a d e m

ki

dnya

o z a m a n " t a n n s a l l g n d o g u m u " n u (XIII, 7) t a m a m l a m a k

Dnya "lmsz bir canl"dr (Corpus Hermeticum, VIII, 1); ona "tann" veya "byk tann" denir; "gzle grlmez tann" d n y a araclyla tezahr eder (C. H., V, 2).

54

C. f i , XI, I I ; vb.

55

Asclepius, 8.

56

C. f i , IV, 2.

57

Festugifcre, Hermetsme et mystque paienne, s. 37; kr. Revdation, I, s. 8 4 vd.

58

C.H..V1,4.
338

H E L E N S T K A D A BADATIRMACILIK VE YARATICILIK

i i n d n y a y a " y a b a n c " o l m a k g e r e k i r (XIII, 1); n i t e k i m , b y l e l i k l e y e n i d e n y a r a t lan insan l m s z bir bedene sahiptir, o "Tann'nn olu, Btn iindeki Btn"dr
(XIII, 2 ) .
Belirli b i r k o z m o l o j i v e s o t e r i y o l o j i a n l a y y l a u y u m l u b u t e o l o j i n i n , e k s i k s i z
bir "Gnostik" yaps vardr (kr. 229). Ama dualizmi ve ktmserlii paylaan
H e r m e s i i n c e l e m e l e r i , s z c n d a r a n l a m n d a G n o s t i s i z m l e izah e t m e k t e d b i r s i z lik o l u r . " G n o s t i k " t r d e b a z m i t o l o j i k v e f e l s e f i u n s u r l a r d n e m i n Zeitgeist'nm
parasdr: rnein dnyay k m s e m e , bir T a n n

ya

da insanst b i r Varlk

t a r a f n d a n v a h y e d i l e n v e gizlilik k o u l u y l a a k t a n l a n b i r e z e l i i l m i n k u r t a n c d e e r i .
Baz t i l m i z l e r e e r g i n l e y i c i b i i m d e a k t a n l a n b i l g i y e v e r i l e n b e l i r l e y i c i n e m i n H i n t
geleneini (Upaniadlar, S m k h y a ve Vednta), yeniden yaratlan insann " l m s z
b e d e n i n i n de Hathayoga, Taoculuk, Hint ve in simya

ilimleriyle

benzerlikler

gsterdiini de ekleyelim.

2 1 0 . H e r m e s i l i i n E r g i n l e y i c i Y n l e r i Baz b i l g i n l e r ( R e i t z e n s t e i n v e G e f f c k e n )
Hermesiligi dogmalar, ritelleri, tren usulleriyle s z c n gerek a n l a m n d a b i r
d i n s e l t a r i k a t o l a r a k g r m , Corpus

Hermeticum'un da b u tarikatn kutsal kitabn

o l u t u r d u u n u b e l i r t m i l e r d i r . Bousset, W . Kroll ve C u m o n t ' u n a r d n d a n , Festug i e r e d e b u v a r s a y m r e d d e d e r . B i r i n c i s i , i k i zt ve u z l a m a z r e t i n i n v a r l , " b i r


dnce ve hayat sistemini bilinli bir biimde semi bir g r u p insan"m oluturd u u bir tarikat kavramyla badamaz; ikincisi, Hermesi klliyatta "Hermes'e
inananlara

zg

trenlerin

izine

rastlanmaz;

"Gnostik

mezheplerin

kutsama

trenlerine b e n z e r h i b i r ey y o k t u r : n e vaftiz, ne arap ve e k m e k ayini, n e g n a h


k a r m a , n e rahipleri k u t s a m a k iin ellerin b a zerine k o n m a s treni. Ruhban
smfa rastlanmaz: Hibir hiyerarik rgtlenme g r n t s , erginlenme dereceleri
y o k t u r . Y a l n z c a iki s m f b i r e y a y r t e d i l i r : S z d i n l e y e n l e r v e b u n u r e d d e d e n l e r .
A m a b u artk sradanlam bir aynmdr, en azndan Parmenides'ten beri klliyata
girmitir."59
B u n u n l a b i r l i k t e , h i y e r a r i k o l a r a k r g t l e n m i gizli b i r t a r i k a t v a r s a y m k a b u l
grmese

de, sekin Hermesiliin

byk incelemeleri simyaclarn

ve

Tantra-

clannkine benzetilebilecek bir erginlenme ieren kapal g r u p l a n n varlm zorunlu


bir v a r s a y m olarak g n d e m e getirmektedir. Asdep/us'taki bir ifadeyi yineleyecek
o l u r s a k ( b l . 2 5 ) , b i r religjo menfis s z k o n u s u d u r : T a n n " k a t k s z t i n s e l s u n g u l a r

59

Festugifcre, Hermttsme, s. 38; kr. Rtvelation, I, s. 8 1 vd.


339

D N S E L I N A N C L A R V E D N C E L E R TARH - 11

kabul eder.'60 Her

eye karn

kendine

zg

bir

dinsel

hava

ve

baz

ritel

davranlar ayrt edilmektedir: Mritler bir tapnakta toplanr; sessizlik kuralna


uyar ve vahiyler h a k k n d a k i s i m saklarlar; d i n eitimi trensel bir ciddiyet iinde
g e r e k l e t i r i l i r ; e i t i c i ile r e n c i l e r i a r a s n d a k i i l i k i l e r d i n s e l b i r t n y a s a h i p t i r .
Bir k r a t e r i i n d e y a p l a n v a f t i z m i t i , mysteria r i t e l l e r i y l e
eder.

61

Amac

esrime

haline

ulamak

olan

baz

olan yaknla

uygulamalarn

iaret

bilindii

de

varsaylabilir: H e r m e s , tilmizi Tat'a, " l m s z bir beden"e girmesini salayan b i r


e s r i m e d e n e y i m i n i n a k l e d e r ve Tat d a o n u taklit e t m e y i b a a r r 6 2
Batni h i k m e t l e r i n a k t a r m n d a y e n i

bir

modelle

kar

karya

olduumuz

s y l e n e b i l i r . H i y e r a r i k b i r r g t l e n m e , e r g i n l e n m e r i t e l l e r i v e gizli b i r r e t i n i n
aama aama aklanmasn ieren kapal cemiyetlerden farkl olarak, H e r m e s i l i k ,
t p k s i m y a g i b i , z e n l e h a z r l a n m ( y a n i ile, t e f e k k r v e b a z i b a d e t l e r y o l u y l a
"temiz, pak" klnm) birka m r i d e bir " h o c a ' n m aktard ve yorumlad belli
sayda v a h y e d i l m i m e t i n d e n baka bir ey gerektirmez.

Corpus

Hermeticum'un

b y k incelemelerindeki vahyin, bir y k s e k Gnosis, zellikle de selamete erdirici


bir batini ilim o l u t u r d u u n u g z d e n k a r m a m a k gerekir; yalnzca o n u a n l a m a k ve
a s i m i l e e t m e k , " e r g i n l e n m e " ile e d e e r l i d i r . 6 3 Batni b i r m e t n i n d i k k a t l e o k u n m a s
ve z e r i n d e d n l m e s i yoluyla salanabilen b u bireysel ve t a m a m e n tinsel nitelikteki yeni "erginlenme" tr i m p a r a t o r l u k devrinde ve zellikle d e Hristiyanln
z a f e r i n d e n s o n r a g e l i m i t i r . Bu d u r u m , b i r y a n d a n t a n n s a l k k e n l e r i y l e n y a p a n
"Kutsal Kitapiar"n edindii hatr saylr

saygnln,

dier yandan d a MS V.

y z y l d a n i t i b a r e n m y s c e r i a ' l a r m y o k o l u p d i e r gizli r g t l e n m e l e r i n d e o r t a l k t a n
e k i l m e s i n i n s o n u c u d u r . Bu y e n i e r g i n l e n m e m o d e l i n i n b a k a s n a g r e , a r t k
batini retilerin a k t a r l m a s b i r " e r g i n l e m e silsilesi" g e r e k t i r m e z ; k u t s a l m e t i n

60

C. H., 1,3.

61

Corpus Hermeeum'm IV. risalesine gre, zamann balangcnda T a n n bir ferater'i nous'la dold u r m u t u : O n u n iine dalanlar "mkemmel insanlar" olur. Fesugiere b u n u n , mysleria'larda
yaplan iki ayn ritelin bir karm o l d u u n u gstermitir. 1) Kratr'den alman kutsal bir
iecein iilmesi ve 2) Bir a n n m a ve erginlenme ykanmas; kr. "Le baptfcme dans le Cratere"
(Hermetisme e mystique palenne iinde yeniden yaynlanmtr, s. 100-112), s. 108.

62

C. H XII!, 3 , 1 3 .

63

Festugiere, Helenistik aa zg bir klieyi yararl bir biimde zmlemitir: Tapm


tarzndaki mysteria'larda yer alan bir ritelin, yazarn "edebi Mysteria" adn verdii olgu
iine bir metafor olarak tanmas. Ama byle bir izdm dinsel bir deer iermeyi srdrr: O k u y u c u n u n imgelem etkinliini uyanr ve ona mysteria'lann
esinler.
340

derindeki anlamn

H E L E N S T K C A D A BACDA$T1RMACILIK VB YARATICILIK

y z y l l a r b o y u n c a u n u t u l a b i l i r , a m a ierdii m e s a j n y e n i d e n a n l a l r v e g n c e l
k l n m a s iin, u z m a n b i r o k u y u c u n u n o n u y e n i d e n k e f e t m e s i y e t e r l i d i r .
H e r m e s i l i i n a k t a r m , b a t m i l i k t a r i h i n i n h e y e c a n verici b l m l e r i n d e n b i r i n i
o l u t u r u r : B u a k t a r m , S r y a n i c e ve A r a p a k l l i y a t l a r , zellikle d e M e z o p o t a m y a ' d a , H a r r a n ' d a y a a y a n ve XI. y z y l a k a d a r s l a m i i n d e v a r l k l a r n
S b i l e r araclyla g e r e k l e m i t i .

64

koruyan

S o n z a m a n l a r d a y a p l a n baz a r a t r m a l a r ,

W o l f r a m v o n E s c h e n b a c h ' n Par^/vl'inde v e XIII. y z y l n b i r o k s p a n y o l c a metn i n d e baz Hermesi unsurlar b u l u n d u u n u ortaya kard.65 Bununla birlikte, Herm e s i l i i n Bat A v r u p a ' d a g e r e k t e n " y e n i d e n d o u u , " C o s m o d e ' M e d i c i ' n i n t a l e b i
z e r i n e M a r s i l i u s F i c i n u s ' u n Corpus Hermeticum'u Latinceye e v i r m e y e g i r i m e s i v e
b u ii 1 4 6 3 ' t e t a m a m l a m a s y l a b a l a d . A m a d a h a s o n r a g r e c e i m i z g i b i ( k r . c.
III), Corpus Hermeticum'un

yeniden kefi aslnda Hermesiliin yeni, gz pek ve

yaratc bir y o r u m u d u r .

211.

Helenistik

ada

Simya

o l u u m u n d a a a y n eder:

66

Bilim

tarihileri

Yunan-Msr

simyasnn

1) A l a m , b o y a m a v e altn taklit e t m e i l e m l e r i n e

i l i k i n t e k n i k r e e t e l e r a ( r n e i n M III. y z y l a ait Leiden v e S t o c k h o l m


p a p i r s l e r i ) ; 2 ) B y k olaslkla M e n d e s ' I i B o l o s ' u n balatt ( M II. y z y l ) v e D e m o k r i t o s ' a a t f e d i l e n , a n c a k g e r e k l i i p h e l i Physika hai Mystika

adl i n c e l e m e d e

k e n d i n i g s t e r e n felsefi a; 3 ) S o n o l a r a k d a , t a m a n l a m y l a s i m y a k l l i y a t , Z o s i m o s (Ill.-IV. y z y l ) v e y o r u m c u l a n n n

(IV.-V. y z y l ) a. s k e n d e r i y e o k u l u

s i m y a s n n t a r i h s e l k k e n i s o r u n u h e n z z m l e m e m i s e d e , m i l a t c i v a n n d a simy a y a ilikin metinlerin b i r d e n b i r e o r t a y a k m a s , mysteria'lar, Yeni P y t h a g o r a s l k v e


Yeni Orpheusuluk, astroloji,

"vahyeditmi Doulu hikmetler," Gnostisizm vb

t a r a f n d a n t e m s i l e d i l e n , zellikle e i t i m l i i n s a n l a r n , o k u m u y a z m l a r n e s e r i
olan batini akmla; meslek s r l a n n m , ok eski b y ve tekniklerin bekisi konum u n d a k i " h a l k " g e l e n e k l e r i n i n b u l u m a s n n s o n u c u o l a r a k a k l a n a b i l i r . Benzer b i r
o l g u , i n ' d e T a o c u l u k v e Yeni T a o c u l u k , H i n d i s t a n ' d a d a T a n t r a c l k ve Hatha-Yoga
arasnda gzlenmektedir. Akdeniz dnyasnda bu "halk" gelenekleri, arkaik yapda
biT t i n s e l t a v n n H e l e n i s t i k aa k a d a r s r e n u z a n t s n o l u t u r m u t u r . D a h a nce
64

Sabitlerin "peygamberleri, Hermes ve Agathodaimon'du ve Corpus Hermecum'un Kratir


baln tayan IV. metnini olduka iyi biliyorlard. Henry ve Renee Kahane'e gre, kratir
ve Graal, ayn szcktr.

65

66

R. ve H. Kahane, The Krater and the Grail: Hermetic Sources of the Parzifal; ayn yazarlar,
"Hermetism in the Alfonsine Tradition."
Bkz. M. Eliade, Forgerons et Akhimistes (2. bask, 1977), s. 123 vd.
341

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

g r d m z gibi ( 2 0 9 ) , m a d e n c e v h e r l e r i n e , d e e r l i t a l a r a , b i t k i l e r e i l i k i n gelen e k s e l t e k n i k ve i l i m l e r e y n e l i k g i d e r e k a r t a n ilgi a n t i k a n b t n b u d n e m i n i n


ayrt edici niteliidir.
Simya u y g u l a m a l a r n n d o u u n u h a n g i tarihsel n e d e n l e r e baglamalyz? Kukus u z b u n u asla b i l e m e y e c e i z . A m a s i m y a n n , a l t n n s a h t e s i n i y a p m a k v e y a a l t m
taklit e t m e k iin h a z r l a n m reetelerden hareketle zerk b i r disiplin o l a r a k ortaya
kt, o l d u k a k u k u l u b i r a k l a m a d r . Helenistik D o g u , t m m e t a l r j i teknikler i n i M e z o p o t a m y a v e M s r ' d a n m i r a s a l m t v e M e z o p o t a m y a h l a n n d a h a M XIV.
y z y l d a a l t n n a y a r n l m e i l e m i n i g e l i t i r d i i b i l i n m e k t e d i r . Bat d n y a s n
2 0 0 0 yl b o y u n c a m e g u l e t m i b i r d i s i p l i n i , a l t n n s a h t e s i n i r e t m e k i i n h a r c a n a n abalara balamak, eskilerin m a d e n l e r ve alamlar h a k k n d a k i o l a a n s t bilgisini hie saymak, ayn zamanda onlarn zihinsel ve tinsel yeteneklerini yanl
d e e r l e n d i r m e k d e m e k t i r . H e l e n i s t i k s i m y a n n b a l c a a m a c o l a n d n t r m e , ilm i n o a d a k i h a l i n d e b i r s a m a l k d e i l d i ; n k m a d d e n i n b i r l i i b i r s r e d i r Yun a n felsefesinin d o g m a l a n n d a n d . A m a s i m y a n n b u d o g m a y geerli k l m a k ve
m a d d e n i n birliini deneysel olarak kantlamak iin giriilen deneylerden ktna
i n a n m a k g t r . Tinsel b i r t e k n i i n ve bir s o t e r i y o l o j i n i n kaynan b i r felsefi kur a m d a n almas kolay anlalr bir ey deildir.
Dier y a n d a n Y u n a n akl ilimle uramaya giriince, olaanst bir g z l e m ve
m a n t k d u y g u s u s e r g i l e r . Y u n a n s i m y a c l a r n m e t i n l e r i n i o k u r k e n b i z e asl a r p c
gelen, fiziksel-kimyasal g r n g l e r e ilgisizlikleri, yani bilimsel d n c e n i n yokl u u d u r . S h e n v o o d Taylor'm saptad gibi: "Kkrt kullanan herkes, o n u n ergim e s i n d e n ve b u n u n sonucunda svnn

snmasndan sonra

ortaya

kan ilgin

olaylar fark eder; b u n u n aksi dnlemez. Ama k k r t e binlerce kez deinilmi


olmasna

karn,

hibir

yerde

madenler

zerindeki

etkisinden

baka

hibir

z e l l i i n d e n s z e d i l m e m i t i r . Bu n o k t a d a k l a s i k Y u n a n b i l i m d n c e s i y l e y l e s i n e
bir ztlk sz k o n u s u d u r ki, simyaclarn k e n d i amalarna h i z m e t e t m e y e n doal
g r n g l e r l e i l g i l e n m e d i i s o n u c u n a v a r m a m z g e r e k i y o r . Yine d e o n l a n y a l n z c a
altn araycs o l a r a k g r m e k hatadr; n k zellikle ge d n e m eserlerdeki dinsel
ve mistik b i e m servet avclarnn dnce biimiyle pek u y u m a m a k t a d r . . . . Simy a d a b i r b i l i m i n b a l a n g c n a i l i k i n h i b i r iz b u l u n a m a y a c a k t r . . . . S i m y a c asla b i limsel yntemler kullanmaz."57 Eski simyaclarn metinleri

"bu

insanlarn altn

yapmakla ilgilenmediini ve aslnda gerek altndan sz etmediklerini" gsterir;

67

F. Shenvood Taylor, A Survey oj Creek Alchemy, s. 110. Aynca kr. ayn yazar, "Origins of
Greek Alchemy," s. 42 vd.
342

H E L E N I S T I K A D A B A G D A S T I R M A C I L I K VE Y A R A T I C I L I K

" b u e s e r l e r i i n c e l e y e n k i m y a g e r , f a r m a s o n l u k l a ilgili b i r e s e r d e n p r a t i k b i l g i l e r
e d i n m e k isteyen d u v a r ustasyla ayn izlenime kaplr."68
S i m y a n e s a h t e a l t n r e t m e i s t e i n d e n (altn y a p m a u r a e n a z o n i k i y z y l d r
bilinmektedir), ne de bir Yunan bilimsel tekniinden d o m u olamayacana gre
( s i m y a c l a r n f i z i k s e l - k i m y a s a l o l a y l a r a n e d e n l i ilgisiz k a l d n az n c e g r d k ) ,
b u nevi ahsna m n h a s r

disiplinin

"kkenleri"ni

baka yerde aramalyz.

Bu

k k e n , m a d d e n i n b i r l i i n e i l i k i n felsefi k u r a m d a n o k , c e n i n l e r i , y a n i m a d e n f i l i z l e r i n i r a h m i n d e t a y a n e s k i Y e r y z A n a a n l a y oisa g e r e k ( k r . 1 5 ) ; b u a n l a y
yapay, yani laboratuvarda gerekletirilen bir d n t r m e y e d u y u l a n inancn billurlamasn

salamtr.

H e r h a l d e ilk

simya

deneylerine yol

aan,

madencilerin,

d k m c l e r i n ve demircilerin simgecilikleri, mitolojileri ve teknikleriyle karlam a o l m u t u r . A m a asl b e l i r l e y i c i r o l , z a n a a t k a r l a r n d u y u m s a d g h a l i y l e , yaayan

m a d d e n i n d e n e y s e l k e f i o y n a m olsa g e r e k . N i t e k i m , k l a s i k Y u n a n b i l i m i

k a r s n d a s i m y a n n z g n l n , maddenin
M a d d e n i n dramatik

hayatna

i l i k i n deneyimin

hayat

oluturur.

d e , Y u n a n - D o g u mysteria'lan

karmak

ve dramatik

sayesinde

m m k n klndn varsaymak pek yanl olmaz.


M a d d e n i n " a c l a n , " " l m " v e "dirilii" s e n a r y o s u , Y u n a n - M s r s i m y a k l l i y a tnn balangcndan itibaren bulgulanmaktadr. D n t r m e , o n u n bir r n olan
F i l o z o f T a , y a n i opus magnum,

maddeyi d n

aamadan geirerek salanr;

aamalar bileimin iindeki maddelerin aldklar renklere gre isimlendirilir:

bu
me-

lansis ( s i y a h l a m a ) , fofransis ( b e y a z ) , fescmthosis ( s a n ) ve iosis ( k r m z ) . " S i y a h " (ort a a y a z a r l a r b u n a nigredo

der), " l m ' simgeler. Ama vurgulamakta yarar var:

i l e m i n d n a a m a s n a d a h a n c e , s z d e D e m o k r i t o s ' a ait Physika kai Mystika'dz

da,

y a n i s z c n t a m a n l a m y l a s i m y a y a z l a n n m i l k i n d e d e r a s t l a n m a k t a d r ( M II.1. y z y l ) , i n d n ( v e y a b e ) a a m a s saysz e i t l e m e y l e b i r l i k t e (nigredo, albedo,


citrinitas,

rubedo,

k i m i z a m a n viriditas,

k i m i z a m a n canda

pavonis)

t m A r a p ve Bat

simya tarihi b o y u n c a g n d e m d e kalr.


Dahas da var: D n t r m e y i salamak iin, t a n n n n mistik d r a m n n - i l e ,
lm,

dirili-

izdm

maddeye

aktanlmaktadr.

Ksacas

simyac

maddeyi,

m y s t e r i a ' l a r d a t a n n n n ele a l n d g i b i , i l e m e k t e d i r : M a d e n c e v h e r l e r i "ac e k e r , "


"lr" ve baka bir varolu halinde "yeniden doar," yani d n t r l r . Z o s i m o s ,
Sanat

zerine

inceleme

a d l e s e r i n d e (III, 1, 2 - 3 ) , d n d e k i b i r g r y n a k l e d e r :

l o n a d n d a bir kii o n a klla deildiini, paralara a y n l d g n , b a n n k e s i l d i i n i ,


d e r i s i n i n y z l d n , atein iinde yakldn ve t m b u aclara " b e d e n i n i r u h a
68

Shenvood Taylor, A Survey, s. 138.


3 4 3

D N S E L N A N L A R VB D N C E L E R TARH - II

d n t r e b i l m e k iin" katlandn aklar. Z o s i m o s u y a n d n d a d n d e g r d k l e r i n i n s u y u n b i l e i m i n i n s i m y e v i s r e c i y l e ilikili o l u p o l m a d n , t o n u n k u s u r suz bir su imgesi o l u p o l m a d n sorar kendine. J u n g ' u n gsterdii gibi, b u su,
s i m y a c l a r n aqua p e r m a n e n s ' i d i r v e a t e t e e k t i i " i k e n c e l e r " d e separatio
denk dmektedir.

ilemine

69

Z o s i m o s ' u n b e t i m l e m e s i n i n y a l n z c a D i o n y s o s ' u n ve m y s t e r i a ' l a n n d i e r " l e n


t a n r l a r " n n p a r a l a n m a s n h a t r l a t m a k l a k a l m a d n ( b u t a n r l a r n "ilesi" b e l l i
bir d z l e m d e bitkisel h a y a d n g s n n eitli a n l a n y l a - z e l l i k l e "Buday ruh u " n u n ektii ikenceler, l m ve dirilii- benzetirilebilmektedir), a m a n l a n n
e r g i n l e n m e n i t e l i k l i g r l e r i ve g e n e l d e t m a r k a i k e r g i n l e n m e l e r i n t e m e l e m a s y la d a a r p c b e n z e r l i k l e r t a d n b e l i r t e l i m . a m a n c l e r g i n l e n m e l e r d e , s n a v l a r
esrime hali iinde yaansa bile, k i m i z a m a n a n bir vahet ierir: a m a n aday
d n d e kendi bedeninin paralanmasna, bann kesilmesine ve l m n e tank
o l u r . 7 0 Bu e r g i n l e n m e e m a s n n d n y a d a n e d e n l i y a y g n o l d u u ve d i e r y a n d a n
d a m a d e n ileyiciler, d e m i r c i l e r v e a m a n l a r a r a s n d a k i b e n z e r l i k l e r h e s a b a k a t l r ;
Akdeniz'in eski m a d e n c i ve d e m i r c i birliklerinin, b y k olaslkla, k e n d i l e r i n e zg
myster/a'lan o l d u u d n l r s e , Zosimos'un g r s geleneksel toplumlara zg
bir tinsel evren iindeki yerine oturtulabilir. S i m y a c l a n n getirdii b y k yenilik
b y l e c e b i r a n d a a n l a l v e r i r : Onlar,

ac ekmenin

erginleyici

ilevini maddeye

yanst-

mtr. E r g i n l e n e c e k a d a y n n e k t i i " i k e n c e l e r e , " " l m n e " v e " d i r i l i i n e " b e n z e t i r i l e n s i m y a i l e m l e r i s a y e s i n d e , c e v h e r d n m e u r a t l r , y a n i a k n b i r var o l u h a l i e l d e e d i l i r : C e v h e r , "Altn"a d n r . B i l i n d i i g i b i , a k n l m s z l n


simgesidir. D e m e k ki simyevi d n m , m a d d e n i n mkemmeiletirilmesine71 ve
simyac asndan da "erginlenme"nin tamamlanmasna d e n k dmektedir.
Geleneksel

kltrlerde,

mineraller

ve

madenler

canl

organizmalar

olarak

g r l y o r d u : Onlarn cenin olarak r a h m e d m e s i n d e n , b y m e s i n d e n ve d o g m a s n d a n , hatta e v l i l i k l e r i n d e n s z e d i l i y o r d u (kr. 15). Y u n a n - D o g u s i m y a c l a r

69

C. G. Jung, "Die Visionen des Zosimus," s. 153 vd.

70

Kr. M. Eliade, Le chamanisme, s. 52 vd ve birok yerde.

71

C. G. Jung, Psychologie und Alchemie, s. 4 1 6 ve devamnda simya almas yoluyla m a d d e


iindeki tutsak anima mund/'nin kurtanlmasndan sz eder. Gnostik koketi ve yapdaki b u
anlay k u k u yok ki baz simyaclar tarafndan paylalmtr: Zaten b u yaklam. Kozmosun
apofeatostasis'i

(yenilenmesi)

anlayyla

sonulanacak

eskatolojik

dnce

akmyla

btnlemektedir. Ama simya, e n azndan balang d n e m i n d e , anima mund/'nin m a d d e


iinde tutsak olduu grn ileri srmyordu; Madde, belli belirsiz de olsa hl Yeryz
Ana (Terra Mater) olarak duyumsanyordu.
344

H E L E N S T K C A D A BAGDASTIRMACILIK V E YARATICILIK

tm bu

arkaik inanlar benimseyip, onlara yeni deerler ykledi.

Kkrt ve

c v a n n s i m y e v i b i r l e i m i a a y u k a r h e p "evlilik"le ilikili s z c k l e r l e i f a d e e d i l di. A m a b u evlilik a y n z a m a n d a iki k o z m o l o j i k ilke arasndaki m i s t i k b i r b i r l i k t i .


S i m y a n n bak asnn yenilii

de buradadr:

Maddenin

hayat,

artk

arkaik

insann bak asnda o l d u u gibi, "yaamsal" hiyerofanileriyle ifade e d i l m e z ve


" t i n s e l " b i r b o y u t k a z a n r . Baka b i r d e y i l e : M a d d e , d r a m n ve a c n n e r g i n l e y i c i
anlamint stlenirken, r u h u n da yazgsn stlenmi olur. R u h d z l e m i n d e z g r l k ,
aydnlanma

ve

lmszlk

getiren

"erginleyici

snavlar,"

madde

dzleminde

d n m l e . Filozof T a y l a s o n u l a n r . H a t l a n a m a y a c a k k a d a r eski z a m a n l a r a u z a n a n bir mitsel-ritel senaryoya (minerallerin Yeryz Ana'nn barnda cenin olarak
o l g u n l a m a s v e b y m e s i ; y e n i b i r y e r a l t r a h m i y l e z d e l e t i r i l e n ve m i n e r a l i n
a n a r a h m i n d e k i s o n d n e m i n i yaad ocak; minerallerin b y m e s i n i hzlandrmak
v e m k e m m e l l e t i r m e k i i n , m a d e n c i ile m e t a l u r j i s t i n Y e r y z A n a ' y i k a m e e t m e si)

bylesine

gz

pek

bir

biimde

yeniden

deer

yklenmesi,

eski

tarm

t a p m l a r n m mysteria dinine " d n m " n e benzetilebilir. M a d d e y i "tinselletirme,"


" d n m e uratma" ynndeki b u abann sonulanntn nemine daha ileride
deineceiz.72

72

Bkz. c. 111.
345

ELETREL KAYNAKA

I 205. Helenistik adaki dinler Cari Schneider'in Kukurgeschic)ite

des Hellenismus

adl

m k e m m e l eserinde, ok geni? bir kaynakayla birlikte tantlmtr (11, Mnih, 1969; s. 8 3 8


vd, yabanc tannlar). Aynca bkz. F. C. Gram, Hellentic Religion: The Age of Syncretisrrideki
(New York, 1953) evrilmi ve yorumlanm metinler. Kari Prmm, Relgonsgeschichtliches
HandbuchJrdenRaum

der altchristlichen Umveh (Freiburg i. Breisgau, 1943) Helenistik ada

ve Roma d n e m i n d e dinsel gereklikler zerine zengin bir kaynakayla donatlm genel bir
inceleme ierir Aynca bkz. A D. Nock, Conversor: the Old and the Ne w in Relgon from
Alexander the Great toAugustin of Hippo (Oxford, 1933); ayn yazar, Essays on Religion and the
Ancient World, I-II (Oxford, 1972); J o h a n n e s Leipoldt ve Walter G n m d m a n n , Umvelt der
Urchristentum, I (Berlin, 1965), zellikle s. 6 8 vd, 101 vd; V. Cilento, Transposivoni de'antico.
Sdgg su le jorme della grecta al suo tramonto (Milano-Napoli, 1961-66); ayn yazar, Comprensione della religione auica (Napoli, 1967); S a d i di storia religtosa de le tarda aruchia (Messlna,
1968).
Dinsel bagdatrmaclk hakknda, bkz. R. Pettazzoni, "Sincretismo e conversione" (Sagg di
storia delle religiom e della mitoloa iinde. Roma, 1946, s. 143-151); Helmer Ringgren, "The
Problem of Syncretism," Syncresm iinde, yay. haz. Sven S. Hartman (Stockholm, 1969), s. 714; A. S. Kapelrud, "Israel's P r o p h e s a n d Their C o n f r o m a t i o n with he Canaanite Religion,"
a.g.y., s. 162-170; J. van Dijk, "Les conacts ethniques d a n s la Mfesopotamie et les syncrttismes
de la religion sumgrienne," a-g.y., s. 171-206; lan Bergman, "Beitrag zur InterpretaUo Oraeca:
Aegyptische Gtter in griechischer Uebertragung," a.g.y., s. 207-227; Le syncretisme dans les reliions greccjue et romaine (Travaux d u Centre D'Etudes Superieures spfecialise d'Histoire des Religions Strasbourg, Paris, 1972); Geo NVidengren, "Culural Infuence, Cultural Continuity
and Syncretism, Religious Syncretism in Antiquity. Essays in Conversation with Geo Widengren, yay.
haz. B. Pearson (Missoula, Montana, 1975, s. 1-20); F. D u n a n d ve P. Lv6que (ed.), Les
syncretismes dans les religions de l'antiqul4. Colloque de Besanon, 1973 (Leiden, 1975).
Astroloji ve yldz kadercilii, bkz. Kari P r m m , Religionsgeschicfulicfes Handbuch fir den Raunt der altchristlichen Urmvelt, s. 4 0 4 vd (nceki edebiyatla birlikte); R. P. Festugtere, La
Rv(lation d'Hermis

Trismigjste,

1 (1944), s. 8 9 - 1 2 2 ; Franz C u m o n t , Astrology and Religion

Amcng the Greefts and the Romans (New York, 1912); ayn yazar, L'Egypte des Astrologues
(Brksel, 1973); ayn yazar, Lux Perpetua (1949), s. 3 0 3 vd; H. Ringgren (ed ), Fatalistic Belie/s
(Stockholm, 1967), zellikle lan Bergmann'm incelemesi, "l Overcome Fate, Fate Harkens t o
Me," s. 35-51; C. Schneider, KultujgeschchtedesHellemsmus, II, s. 907-919.
Roma d n e m i n d e yldz fat h e m Roma'da, h e m de t m imparaorlukta yaygn bir m o d a
haline gelir. Augustus kendi yldz faln yaymlar ve sikkelerin zerine o n u n b u r c u olan Olak
b u r c u n u n simgesi vurulur.
Yedi gezegen mitolojisi ve teolojisinin izleri haftann 7 g n n d e , Yuhanna'nn Vahyi'ndeki
7 melekte, 7 gk kat ve 7 c e h e n n e m kat kavramnda, Mithra tapmndaki 7 basamakl ritel
merdiveninde vb. fark edilmektedir.

346

H E L E N S T K A D A BADATIRMAC1UK VE YARATICILIK

H k m d a r tapm iin, bkz. E. Bickermann, "Die rmische Kaiserapotheose," ARW, 2 7 ,


1929, s, 1-24; Lilly R Taylor, The Dtvmity of fhe Romtrn Emperor (Middletown, 1931); Mac
Evance, 77te Orienta! Oripn of HeUenistic Kngship (Chicago, 1934); D. M. Pippidi, Recherches sur
le culte imperia! (Bkre, 1939); ayn yazar, "Apocheose impSriale et a p o h e o s de Pertgrinos,"
SMSR 20, 1947-48, s. 77-103; Kari P r m m , Religionsgeschicftliches Handbuck, s. 5 4 - 6 6 (zengin
bir kaynakayla birlikte); L. Cerfaux-J. Torvdruu, Le culte des Souverains dans la civilisation
helknistique (Paris, 1958); Le culte des souverains dans i'Empire romain (Encretiens sur ]'antiquit<
classique, no. 19 (Vandoeuvres ve Cnevre, 1973).
Mysterialzr

h a k k n d a k i edebi kaynaklar N. Turchi, Fonies mysterionm

aevi hellenistici iin-

de yaymlanmtr (Roma, 1923). Kari P r m m ' n Religionsgeschichtliches Handbu adl eseri, din
savunusu niteliine karn belge klliyat ve kaynakasyla (s. 2 1 5 - 3 5 6 , "Die Mysterienkulte in
d e r antiken Welt") vazgeilmezliini k o r u m a k t a d r . Ugo Bianchi ksa sre nce bir antlar ve
ikonografk belgeler sekisi yaymlamtr: The Creeh Mysteries ( U i d e n , 1976).
Mysteria dinleri h a k k n d a toplu incelemeler: R. Reitzenstein, D/e hellenistischen Mysterienreligionen nach ihren Grundgedanken und Mrfeungen (3. bask, 1927); N. Turchi, La reliponi misleriosofiche del mondo antico (Roma, 1923); R. Pettazzoni, I Misten. Saggio di una teoria storico-religiosa (Bologna, 1924); S. Angus, The Mystery-Religions

and Christianity (Londra, 1925); H. R

Willoughby, Pagan Regeneration. A Study of Mystery Initaton in the Graeco-Roman World (Chicago, 1929); F. C u m o n t , Les reUgfons orientaes dans le paganisme romain (4. bask, 1929); A Loisy, Les Mysttres palens et le mystire chreen (2. bask, Paris, 1930).
Ayrca bkz. The Mysteries. Papers from the Eranos Yearbooks (New York, 1955); M. Eliade,
Naissances mystiques. Essai sur quelques types dinitiation

(1959), s. 2 3 0 vd; A D. Nock,

"HeUenistic Mysteries and Christian Sacraments" (Mnemosyne, 1952, s. 117-213; Early Gentile
Christianity and lts HeUenistic Background, Harper T o r c h b o o k , New York, 1964, s. 1 0 9 - 1 4 6 ' d a
yeniden baslmtr); R Merkelbach, Roman und Mysterium

m der Antihe (Mnih ve Berlin,

1962); P. Lambrechts, 'L'imporance de I'enfant dans les religions mystires," Latomus, 28,
1957, s. 322-333; G. Freymuth, "Zum Hieros Gamos in d e n anciken Mysterien," Museum He!veticum, 2 1 , 1 9 6 4 , s. 86-95; F. C u m o n t , Lux Perpetua (Paris, 1949), s. 2 3 5 vd; L Bouyer, "Le
salu dans les religions i Mysteres," Revue des Sciences Religieuses, 27, 1953, s. 1-16; aynca kr.
d a h a aada, I 2 0 6 - 2 0 8 ' d e kaytl kaynakalar.

206.

Helenistik evrede ve Yunan-Roma

devrinde Dionysos zerine, b k z . U. v o n

Willamowitz-Moellendorff, Die Glaube derHellenen, 11 (1932), s. 2 6 1 vd; H. Jeanmaire, Dionysos. Histoire u cculte de Bacchus (Paris, 1951), s. 4 1 7 vd (ve s. 4 9 7 ve devamndaki kaynakalar); C. Schneider, Kulturgeschichte d. Helknismus, II, s 8 0 0 - 8 1 0 , 1 0 9 7 v d (kaynaka); M.
P. Nilsson, The Dionysiac Mysteries m the HeUenistic and Roman Age (Lund, 1957); ayn yazar,
Geschchte d. griechischen Religon, II (geniletilmi 2. bask, 1961), s. 3 6 0 - 3 6 7 ; R Turcan, Les
sarcophages romains d reprtsentation dionysiaque: Essai de chronologie et cthistoire religieuse (Paris,
1966).

347

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II

o c u k Dionysos hakknda, kr. D. Costa, "Dionysos enfant, les bacchoi et les lions," Revue
Arch(ologique, 39, 1952, s. 170-179; Turcan, Les sarcophages romains, s. 3 9 4 vd. Semele'nin
tannalatnlmas zerine, bkz. P. Boyance, "Le disque de Brindisi et l'apothose de Semele,"
Revue des Etudes Anciennes, 44, 1942, s. 195-216; Nilsson, The Donysiac Mysteries. s. 4 ve 14;
P. Boyanc, "Dionysos et S4mele." Atti della Pontfcia

Accademia Romana di Archeologa,

38,

1965-66, s. 79 vd.
Dionysos mysteria'larnda erginlenme k o n u s u n d a , kr. Schneider, a.g.y., s. 1101 'deki kaynaka. zellikle bkz. F. Matz, D/onysrafee tlete. Archologsche l/ntersuchungen zum DfonysosKult m hellenistschen und rmischer Zeit (1964); G. Zuntz, "On the Dionysiac Fresco in the Villa
dei Mtsteri at Pompei," Proceedings of the British Academy, 4 9 , 1 9 6 3 , s. 177-202; R. Turcan, "Un
rite controuv de l'initiation dionysiaque," RHR 158, 1960, s. 140-143; ayn yazar, "Du n o uveau s u r l'initiation dionysiaque," Latomus, 2 4 , 1 9 6 5 , s. 101-119; ayn yazar, Les Sarcophages
romains, s. 4 0 8 vd; P. Boyancfe, "Dionysiaca. A p r o p o s d ' u n e etde recente sur l'initiation
dionysiaque," tevue de s Etde s Anciennes, 68, 1966, s. 33-60.
Dionysosu hiasoi tapmnda maaralarn rol zerine, bkz. P. Boyance, "L'antre dans les
m y s t f r e s d e Dionysos," Rendiconti della Pontificia Accademia di Archeologia, 3 3 , 1 9 6 2 , s. 107-127;
Claude Bfcrard, Anodoi. Essai sur l'imagerie de s passages chtoniens (Bibliotheca Helvetica Romana,
XIII, lnstitut Suisse d e Rome, 1974), s. 5 8 vd, 144 vd; ayn yazar, Melanges d'Histoire ancienne
et tfarchtologe

offerts d Paul Collart (Lozan, 1976), s. 61-65.

Aynca bkz. F. C u m o n t , Efudes sur le symbolisme funeraire des Romains ( 1 9 4 2 ) , s. 3 7 0 vd;


ayn yazar, Lux Perpetua, s. 250 vd.

2 0 7 . Frigya mysteria'lannn zl anlatm iin, bkz. R. Pettazzoni, I Msieri, s. 1 0 2 - 1 4 9 ; A


Loisy, Les Mystires paiens, s. 83-120; F. C u m o n t , Les religons oriemales, s. 43-68, 2 2 0 - 2 3 0 ; K.
P r m m , Relgionsgeschichtliches Handbuch, s. 2 5 5 - 2 6 3 (nceki kaynakayla birlikte); C. Schneider, Kulturgescfichee d. HelJenismus, c. II, s. 856 vd.
Attis tapmna ilikin yazl kaynaklar (edebi kaynaklar ve yaztlar) H. Hepding, Attis, seine
Mythen und sein Kult iinde (Giessen, 1903) derlenmi ve yorumlanmtr. H. Graillot'nun Le
culte de Cybile, Mire des Dieux, Rome et dans VEmpire roman (Paris, 1912) adl kitab hl vazgeilmez bir kaynaktr. M. J. Vermaseren'in Corpus Cultus Cybelae Atisque'in ilk cildinin
1977'de yaymland. Ayn yazar, The Legend of Attis in Creek and Rman Art (Leiden, 1966) ve
Cybele and Attis. The Myth and the Cult (Dancadan eviren A M. H. Lemmers. Londra, 1 9 7 7 )
adl eserleri de yaymlamtr; bu son eser zengin bir kaynaka da iermektedir. Aynca bkz. P.
Lambrechts, Attis: Van herdersfenaap tol god (Brksel, 1962; kr. s. 61-74; Franszca zet).
Kubaba-Kybele'nin n t a n h zerine, bkz. R. Eisler, "Kubaba-Kybele," Philologus, 1909, s
118-151; 161-209; E. Laroche, "Koubaba, deesse anatolienne et le probleme des origines de
Cybde," EUments orientatu: dans la religion grecque ancienne (Paris, 1960), s. 113-128; Vermaseren, Cybele and Attis, s. 13-24; Dario M. Cosi, "La simbologia della porta nel Viccino Oriente:
Per una interpretazione dei m o n u m e n t i rupestri frigi," Annali della Facolt di Lettere e Filascfia,
1 (Floransa, 1976), s. 113-152, zellikle s. 123 vd.

348

H E L E N I S T I K A D A B A G D A T I R M A C U . I K VE VARATICILIK

Kybele ve Auis tapm hakknda bkz. P. Boyanc, "Sur les mystferes phrygens: 'J'ai mang6
dans le t y m p a n o n , j'ai b u dans la cymbale'," Revue des Etudes Anciennes, 37, 1935. s. 1 6 1 - 1 6 4 ;
J. Carcopino, "La rtforme romatne d u culte de Cybele et d'Attis" (Aspecs mysi^ues de la Rome
paletine, Paris, 1942, s. 49-171); P. Lambrechts, "Les fetes 'phrygiennes' d e Cybele et d'Attis"
(Builetin de l'lnsttut

eTHistoire Belge de Rome, 27,

1952,

s. 141-170);

E. vat Doren,

"L'Evolution des mysteres phrygiens Rome," Antiquite Classique, 22, 1953, s. 79-88; Charles
Picard, "Les cultes de Cybele et d'Attis" (Numen, 4, 1957, s. 1-23); P. Romanelli, "Magna Mater
e Attis sul Palotino," Hommages d Jean Bayet (Brksel, 1964 = Latomus, 70). s. 619-626; A. Brelich, "Offerte e interdizioni alimentari nel culto della Magna Mater a Roma," SMSR 36, 1965, s.
26-42; D. Fishwick, "The C a n n o p h o n and the March Festival of Magna Mater," Transacons
and Proceedings of the American Phlologcal Association, 9 7 , 1966, s. 1 9 3 - 2 0 2 ; Dario M. Cosi,
"Salvatore e salvezza nei Misteri di Attis," Aevum, 5 0 , 1 9 7 6 , s. 42-71.
Pastos'un (cubiculum) ritel ilevi ve anlam zerindeki tartma, Vermaseren, a.g.y., s.
117'de zetlenmitir.
Taurobolium hakknda, bkz. R. Duthoy, The Taurobolium. Its Evoluion and Terminology (Leiden, 1969), nceki klliyatla birlikte.
A Loisy, skenderiyeli Clemens'in naklettii ve "Teften yedim ...; odaya girdim" szlerine
y o r u m getiren bir mite dikkat ekmitir. Zeus bir hileyle t a n n l a n n anasyla (Kybele) birlemiti;
"Kybele kullanldn anlaynca fkelenmesin diye, bu hakaretin kefaretini d e m e k iin k e n dini h a d m etmi gibi, tanrann kucana bir koun teslislerini att. Bu miti nakleden Amobius, Zeus'un Ana Tanna'yla birleebilmek iin boaya d n t n syler" (Myslfres palens, s.
110).
Gallus'lar h a k k n d a bkz. Vermaseren, a.g.y., s. 9 8 v d ve a.g.y., s. 200 ve devamnda belirtilen kaynaklar. Tanryla zdeleme anlamnda hadm edilme zerine, bkz. Michel Meslin,
"Ralits psychiques et valeurs religieuses dans les cultes orientaux, l cr -]V e siecles" (Revue
Historique, 512, Ekim-Aralk 1974, s. 289-314), s. 295 vd.
Frigya mysteria'lan

ile Hristiyanlk arasndaki ilikiler k o n u s u n d a , bkz. M. J. Lagrange,

"Attis et le christianisme," RB, 16, 1919, s. 4 1 9 - 4 8 0 ; ayn yazar, "Attis ressuscifc," RB. 3 6 , 1 9 2 7 ,
s. 561-566; A. Loisy, a.g.y , s. 108 vd; Vermaseren, Cybele and Attis, s. 180 vd.
Aynca bkz. Hugo Rahner, "Christian Mysteries and Pagan Mysteries" (Greefe Myths and Christian Mystery iinde, Londra-New York, 1963, s. 1-45) ve 205'teki kaynaka.

2 0 8 . Msr mysieri'lan hakknda, bkz. F. C u m o n t , Les religions orientaes, s. 69-94, 2 3 1 - 2 4 8 ;


A. Loisy, Les Mysteres palens, s. 1 2 1 - 1 5 6 ; K. Prmm, ReligionsgeschicMiches Handbuch, s. 2 6 8 280; Geovges Nagel, "The 'Mysteries' of Osiris in Ancient Egypt," The Mysteries iinde, s. 119134 (metnin Franszcas Eranos-Jahrbuch,

1944'te yaymlanmtr); Curt Schneider, Kulturgesc-

hichte d. Hellenismus, 1!, s. 8 4 0 vd.


Serapis zerine, bk2. P. M. Fraser, "Two Studies on the Cult of Sarapis in the HeUenistic
World," Opuscula Atheniensia, 3 , 1 9 6 0 . s. 1-54; ayn yazar, "Current Problems concerning the
Early Histoy of the Cult of Sarapis," Opuscula Alheniensia, 7, 1967, s. 23-45; Ruth Siehl, "The

3 4 9

D I N S E L I N A N L A R VE D N C E L E R T A R I H I -

Origin of the Cult of Sarapis," H R 1 9 6 3 , 3 , s. 21-33; Ladislaws Vidman, Isis und Sarapis bci den
Grtechen und Rmem (Berlin, 1970); J. E. Stambaugh, Sarapis Under the Early Ptolemies (Leiden,
1972); W. Hornbostel, Sarapis. Studien zur Uebe'lieferungsgeschchte,

den Erscheinungsformen und

Wandungen der Getalt eines Gottes (Leiden, 1973).


Herodotos ve Msr mysteria'lan zerine, bk2. A. B. Lloyd, Herodotos, Kitap 11, bl. M l ' d e k i
y o r u m (Leiden, 1975-76).
Isis tapm ve Roma tmparatorlugu'nda yaygnlamas zerine olduka zengin bir klliyat
mevcuttur; bkz. R. Merkelbach, Isis/este in griechischrmischer Zeit. Daten und Biten (Meisenheim
am Glan, 1963); M. Mnster, Untersuchungen zur Gttin Isis (Berlin, 1968); R. E. W i u , Isis in the
Graeco-Roman World (Londra ve Ithaca, 1971; hayal knkhg yaratan bir kitap); S. K. Heyob,
The Culto/IsjsAmongWomen in the Graeco-Roman World (Leiden, 975). Aynca kr. R Harder,
"Karpokrates von Chalkis u n d die memphitische Isispropaganda" (Abhandt. d. Preussschen
Akad. d. Wissenschaften, Phil.-Hist. Klasse, 1943:14, Berlin, 1944); D. Vandebeek, De interpretatioGraeca v a t de hisfgur (Studia hellenstica 4, Louvain, 1946).
Tapmn yaylmas zerine son yaynlar arasnda, unlan sayalm: G. Grimm, Zeugnrsse
aegyptischer Religion und Kunstelemente in rmischen Deutschland (Leiden, 1969); P. F. T c h u d i n ,
isis m Rom (Aarau, 1962); Tam Tinh Tram, Le culte cf/sis Pompei (Paris, 1964); Franoise Dun a n d , Le culte d'Isis dans le bassn oriental de la Mtditerranie, 1-111 (Leiden, 1973); M. Malaise,
Les conditions de pinitraion

et de dijfusion de s cultes tgyptiens en Italie (Leiden, 1972).

Isis aretalojileri zerine, bkz. D. Mller, "Aegypten u n d die griechischen Isis-Aretalogien"


(Abhand d. Sdchsischen Akad. d Wissensda/ten, Phl -hst. Klasse, 53:1, 1961); Jan Bergman, leh
bin Isis. Studien zum mempJjitischen Hintergrund der griechischen hisaretalogien

(Uppsala, 1968);

kr. HR 1 1 , 1 9 7 1 , s. 2 3 6 ve devamnda Jonathan Smith'in deerlendirmeleri; ayn makale, dipnot 10, s. 241-242'de zengin bir kaynaka.
Isis tapmna erginlenme k o n u s u n d a , bkz. M. Dibelius, "Die lsis-weihe bei Apuleius u.
verwandte lnitiationsriten," Botschajt und Geschichte iinde (Tbingen, 1965), I, s

30-79

( 1 9 1 7 ' d e yaymlanm inceleme); V. von G o n z e n b a c h , (/niersuchung j u den Knabenweihen


Js/sfeult (Bonn, 1957); J. Gwyn Griffths, Apuleius of Madauros

im

The isis-boofe (Leiden, 1975).

Aynca bkz. J. Baltrusaitis, La Qu^e d'/sis. Introduction l'egyplomarue. Essai sur la leende d"un
mythe (Paris, 1967).

S 209. Hermesi metinler A. J. Festugifcre ve A. D. Nock tarafndan, Hermis Trismigiste, 1-IV'te


(Paris, 1 9 4 5 - 1 9 5 4 ) yaymlanmtr. W. Scott ve A S. Ferguson'un Hermeica, l-IV ( O x f o r d ,
1924-1936) adt ingilizce evirilerine, n o t l a n ve yorumlan asndan deerli olsa da, dikkatle
bavurulmaldr; n k yazarlar kt bir metin zerinde almtr.
J e a n Doresse, "L'hermdtisme gyptianisant" d a (Hrsloire des Religions, II, Paris, 1972, s.
4 3 0 - 4 9 7 ; kt. s. 4 3 3 - 4 4 1 , metinlerin d k m ) m k e m m e l bir s u n u m ve gncelleme y a p mtr. Festugifere'in temel eseri. La Rivelation

d'Hermts

vazgeilmez bir kaynaktr. Ayn yazar, Hermttisme

Trismeffste,

I-IV (Paris, 1944-54) hl

et mystique paienne adl kitapta da ( 1 9 6 7 )

baz incelemeleri ("L'Hermisme" (1948) ve "Hermetica" (1938) d a b u n l a n n iindedir) derle-

3 5 0

H E L E N S T K C A D A BAGDATIRMACILIK VE YARATICILIK

m itir. Aynca bkz. K. Prmm, Rglgoasgeschichicles Handbuch, s. 540-605; G. var Moorsel, The
Mystenes

of Hermes Trismestos

(Utreccht, 1955); H u g o Rahner, Creek Myths and Orisfian

Myitery (Londra ve New"York, 1963), s. 190 vd.


La Rtvdation

d'Hermis

Tnsmgsfe'in ilk cildi olan L'Astrologie el les sciences occultes't,

halk

Hermesiliinin metinleri u z u n uzadya zmlenmi, b u arada da ksmen evrilmitir. Kort


Kosmou'da r u h l a n n yaratlnn simyevi yaps zerine, bkz. Festugiere'in Pisciculi (Mnster,
1939"), s. 1 0 2 - 1 1 6 ' d a yaymlanan ve Herm^tisme et mystique paienne, s. 2 3 0 - 2 4 8 ' d e y e n i d e n
baslan makalesi.
Felsefi Hermesilik yazlan yaznsal trlerine gre aynlr Poimatdres bir aretalojidir, yani
tanrsalln (bu m e k t e tannsal Nous'un) mucizevi bir t e z a h r n n

(areti)

kozmogoni anlat paralan ve reti logos'lan da b u l u n u r (kr. Festugiere, Rivilation,

anlatdr;
II, s. 2 8

vd); l. ve XIII. metinler bir tannlama deneyimini betimler (Hermesi selamet vahyi bu iki metinde yer alr; kr. Festugiire, Hermttisme et mystique paenne, s. 34 vd, 3 8 vd).
iyimser teoloji Corpus Hermet/cum'ut V, VII ve IX. metinlerinde; k t m s e r reti ise I, IV,
VI, VII ve XIlI'te sergilenmitir. Ama kimi zaman iki eilim ayn kitap iinde birlikte var olur.
Corpus Hermelicum'un Msr'la yaknlklar Reitzenstein (R. Reitzenstein ve H. H. Schaeder, Studien zum antiken

Syncretsmus iinde. Leipzig-Berlin,

1926,

s. 43-44);

("L'authenticit de l'inspiration gyptietne dans le Corpus Hermeticum,"

Philippe Derchain
RHR 161, 1962, s.

172-198); Martin Krause ("Aegyptisches Gedatkengut in der Apokalypse des Asclepius,"


ZDMG, Ek, l, 1969, s. 4 8 - 5 7 ) ve j e a n Doresse ("Hermfes et la gnose, p r o p o s de 1'Asclepius
copte" ve son olarak "L'Hermtisme 6gyptianisant," s. 4 4 2 - 4 5 0 ) tarafndan ortaya k o n m u t u r .
Baz Yahudi kayraklannn etkileri de saptanmtr: Corpus Hermeticum, I'de "Tekvin'den
sz edilir; bkz. C. H. D o d d , The Bible and the Greeks (1935), s. 99 vd; Scott, Hermetica, I, s. 5 4
vd. Aynca k. Marc Philonenko, "Une allusion d e l'Asclepius au livre d'Hnoch" (Christianity,
/udasm and other Greco-Roman Cults, Studiesfor Morton Smth, II, Leiden, 1975, s. 1 6 - 1 6 3 ) .
Poimandres, R. Reitzenstein tarafndan incelenmitir: Poimandres. Studien zur grtechischdgyptischen und frhchrsiiichen Literatr (Leipzig, 1904); Festugiere, Rtfvlation, c. IV, s. 4 0 vd;
H a n s j o n a s , The Gnostic Religion ( 1 9 5 8 , gzden geirilmi 2. bask, 1963), s. 147-173; E Haenshen, Gott und Mensch (Tbingen, 1965), s. 3 3 5 - 3 7 7 . Nag Hammadi Gnosis kitaplnda
Yukan Msr lehesinde bir Hermesi metinler derlemesi b u l u n m u t u r ; b u n l a n n iinde bir n Asclepius'un birok u z u n paras da yer almaktadr; kr. J. Doresse, "Hermfcs et la gnose. A p r o p o s de l'Asclepius copte" (Novum Testamentum,

1, 1956, s. 54-59); ayn yazar, Les Lvres secrets

des gnost/jues d'Egypte (Paris, 1958). s. 2 5 6 vd; ayn yazar, "L'hermetisme egyptianisan," s
434.

2 1 0 . Hermesi tarikatlann varln R Reitzenstein, Poimandres, s. 2 4 8 ve devamnda


("Poimandres-Gemeinde" zerine) ileri s r m ve b u gr Geffcken, Der Ausgang des griechisch-rmischen Heldentums (Heidelberg, 1920), s. 20 ve devamnda kabul edilmitir. Bu varsaymn eletirisi iin. bkz. Festugiere, La RSvdation d'Hermes Trismigiste, I, s. 8 1 - 8 4 ;
Hermitisme

el mystique pdfenne, s. 37-38.

351

DNSEL NANLAR VE DNCELER T A R H - I I

Tapm nitelikli mysteria'hnn


Festugifcre, L'idial
Hermitisme

edebi mysteria izdmlerinin yaratlmas k o n u s u n d a , bk2.

re!igieux des Grtcs et l'Evangile, s. 116-132; La Revelation,

s. 82 vd;

et mystique pcenne, s. 1 0 3 vd. Aynca bkz. A D. Nock, "The Queston of Jewish

Mysteries," Gnomon, XIII, 1937, s. 156-165; Essays on Reigion and the Ancieni World {Oxford,
1972), 1, s. 459-468'de yeniden baslmtr.
Hermesi "erginlenme" k o n u s u n d a , bkz. G. Sfameni Gasparro, "La gnosi ermetica c o m e
iniziazione e mistero," 5M5R 36, 1965, s. 53-61; H. ve R. Kahane, The Krater and he Grail Hermetic Sources oj he Parzival (Urbana, 1965), s. 40 vd.
Hermesilik ve Essencilik arasndaki ilikiler zerine, bkz. F. M . Braun, "Essenisme et
Hermitisme," Revue

Thomiste,

54, 1954,

s. 5 2 3 - 5 5 8 ;

kr. ayn ya2ar, "Hermetisme et

Johanisme," Revue Thomis/e, 55, 1955, s. 22-212; 56. 1956, s. 2 5 9 - 2 9 9 .


Sbilerin Hermesi klliyat Scott, Hermelca, IV, s. 2 4 8 - 2 7 6 ' d a zmlenmitir (yazar
zellikle D. A. Chwolsohn'un 2 ciltlik Die Ssabier und Ssatemus, Sen Petersburg, 1 8 5 6 eserinden yararlanmtr); aynca bkz. Festugiere-Nock, Herm&s-Trismegiste,

rv, s. 1 4 5 - 1 4 6 ; J. B. Se-

gal, "The Sabian Mysteries," E. Bacon (ed ), Vanished Civilizat/ons iinde (New York-Londra,
1963), s. 201-220.
Hermesi Arapa Hermes klliyat k o n u s u n d a , bkz. Revdat/on d'Hermts

Trism^gsle'in ilk

cildinde L. Massignon'un eki, s. 384-399 ve Henry ve Rende Kahane, The Krater and the Grail:
Hermetic Sources of the Parzival, s. 116-122.
XII. yzylda ok sayda Arapa eserin evrilmesi sayesinde, Hermesilik Avrupa'da d a
tannmaya balad: kr. R ve R Kahane, s. 130 vd. Wolfram von Eschenbach'n Parzvat'
zerindeki Hermesi etkiyi ve graal (kupa, vazo, anak) teriminin krater

szcnden

tredisini ortaya karan R. ve H. Kahane'dr: The Krater and the Grail, birok yerde. Kr. ayn
yazarlar, "Hermetism in the Alfonsine Tradition," M^langes offerts a Rita Lejeune (Gembloux, 1,
s. 443-445). H. ve R. Kahane'n vard sonular Henty Corbin, En islam iranien, 11 ( 1 9 7 1 ) , s.
143-154'te de kabul edilmitir.
Corpui Hermetcum'un Latince evirisi ve b u n u n Rnesans'taki n e m i hakknda, bkz. FrancesA. Yaes, Giordano Bruno and the Hermed'c Tradition (Chicago, 1964) ve elinizdeki kitabn
III. cildi.

211. Simyaya toplu bir bak iin, bkz. M. Eliade, Forgerons et Alcfmisles (1956; dzeltilmi
ve geniletilmi 2. bask, 1977). Helenistik simya zerine, kr. a.g.y., s. 122 vd ve s. i 7 4 - 1 7 5 ' t e
belirtilen kaynaka. Son almalar arasnda unlan sayalm: R P. Festugiere, La Rve!at/on
etHermes Trismegiste, l (1944), s. 216-282; F. Shenvood Taylor, "A Survey of Greek Alchemy"
(Journal of Hellenic Studies, 50, 1930, s. 103-139); ayn yazar, "The Origins of Greek Alchemy,"
Ambuc, 1, 1937, s. 30-47; ayn yazar, The Alchemists (New York, 1949); R. P. Multhauf, The Origins of Chemistry (Londra, 1966), s. 103-116; W. J. Wilson. "Origins and Development of Greco-Egyptian Alchemy" ('ba Symposia, 111, 1941, s. 9 2 6 - 9 6 0 ) ; J. Lindsay, Heilemsfc Alchemy
(Londra, 1970).

352

H E L E N S T K A D A B A C D A S T I R M A C I U K VE YARATICILIK

Daha M XVI. yzylda bulgulanan (omegin Ebers papirs) metalrjiye ve k u y u m c u l u a


ilikin teknik reeteler belli bir kutsal yapm balam da iermektedir - n k geleneksel t o p lumlarda retim ilemlerine bir ritel elik ederdi. Yalnzca "kimyasal" reeteler ieren Leiden
ve Stockholm papirsleri (bkz. Multhauf, The Orcgins o} Chemntry, $. 96 vd, en son kaynakayla birlike) Teb'deki bir mezarda, (Preisendanz tarafndan yaymlanan) XII. ve XIII. b y metinleriyle birlikte b u l u n m u t u . R G. Forbes, Mezopotamya'da gerek sentetik lacivert ta ve
cam retimi (daha M XVII. yzylda), gerekse ila reetelerinin yazmnda kullanlm "gizli
dil"e ilikin birok r n e k saymaktadr; kr Studes in Ancient Technology, I (Leiden, 1955), s
125. Mezopotamya'da MO Vll. yzyln tp metinlerinde u uyar birok kez yinelenir: "Bilen
bilene gsterebilir, ama bilen bilmeyene gstermemelidir"; ayn uyanya on yzyl ncesine,
Kassitler dnemine ait cam retimi reetelennde de rastlanmaktadr; kr. Forbes, a.g.y., s. 127.
Helenistik an simya metinleri, erginlenmemilere batini gerekleri aklamay yasaklayan
paylamalar ve yeminlerle d o l u d u r . Ostanes "srlan gzbebei gibi k o r u m u t u r ; lyk olmayan
rencilere verilmemelerini buyurmutur vb"; baka rnekler iin, bkz. J. Bidez ve F. C u m o n t ,
Les Mages Heenise$ (Paris, 1938), II, s. 3 1 5 vd. Opus aicJymicum smnn korunmas z o r u n l u luu antik dnyann s o n u n d a n g n m z e dek sregelmitir. Zaten "meslek srlan"nn yaz yoluyla aktarld sans, m o d e m tarihyazmnn bir yanlsamasndan baka bir ey deildir. "Srlan
aklama" iddias tayan bir klliyat varsa, o da Tantrac klliyattr. Ama b u ykl klliyat iinde sdhana iin vazgeilmez bir nitelik tayan pratik bilgiler asla b u l u n m a z : Belirleyici anlarda
yalnzca deneyimin doruluunu denetlemek iin bile olsa, bir hocann varl zorunludur.
H. E. Stapleton, skenderiye simyasnn kkeninin Helenistik a Msr'nda deil, M e z o p o tamya'da, Harran'da aranmas gerektii kansndadr; m u h t e m e l e n M 200'de, yani Stapleton'a gre Physika kai Mystika'dan nce kaleme alnm Agathodaimon

Kisalesi'nin yazannn

Hamn'da b u l u n d u u n u ileri srer; kr. "The Antiquity of Alchemy," Ambx, V, 1953, s. 1-43.
Arap simyasnn atlmn aklamaya ynelik varsaymlardan biri olan

bu

gr

hl

tartmaldr. H. J. Shepard bir dizi yakn tarihli almasnda simya mistiinin kaynan
Gnostisizm olarak tanmlamtr; kr. "Gnosticism and Alchemy" (Ambix. IV, 1957, s. 8 6 - 1 0 1 )
ve Forgercms et Alchmustes, s. 174-175'teki kaynaka.
C. G. J u n g "Die Visionen des Zosimos" adl incelemesinde Zosimos'un

grsn

yorumlamtr (bu makale, Von den V/urzeln des Bewusstseins [Zrih, 1954), s. 1 3 7 - 2 1 6 ' d a
yeniden yaymlanmtr). "Gr" metni, M. Berthelot, Coecton des ancens Alchimistes grecs (Metinler), s. 107-112, 115-118'tedir; kr. F. Shenvood Taylor'n yeni yapt ingilizce eviri,
Ambix, l, s. 88-92. Simya eserlerinde, separotio bir insan b e d e n i n i n paralanmas olarak
aklanmtr; kr. Jung, a.g.y., s 154, dipnot 27. Elementlerin "ikence ekmesi" h a k k n d a ,
bkz. a.g.y.. s. 211.

353

XXVII. BLM

IRAN'NIN YHN SENTEZLER

212. Arsakidler Devrinde (M 2 4 7 - MS 2 2 6 ) Dinsel Yneliler

Iran dini,

A h e m e n i i m p a r a t o r l u u d e v r i l d i k t e n (y. M 3 3 0 ) s o n r a , H e l e n i s t i k a n a y r t e d i ci n i t e l i i n i o l u t u r a n g e n i v e k a r m a k b a g d a c r m a c l k h a r e k e t i i i n e s r k l e n d i
( k r . 2 0 5 ) . K e n d i n i y. M 2 4 7 ' d e k r a l ilan e d i p , y e n i u l u s a l A r s a k i d l e r h a n e d a nn k u r a n Parth n d e r i Arsakes'in I r a n n bir b l m n n bamszln yeniden
ele g e i r m e s i d e b u s r e c i d u r d u r m a d . G e r i P a r t h l a r , b o z k r a t l l a r n a d a y a n a n b i r
d i n s e l ve k l t r e l g e l e n e k b t n n d e b e r a b e r i n d e g e t i r m i t i .

Krallk ideolojisi-

nin, A r s a k i d l e r d e n itibaren belirginlemeye balayan baz u n s u r l a r , b y k olaslkla y z y l l a r d r i m p a r a t o r l u k l a r a r a s n d a k i s n r b l g e l e r i n d e g e b e h a y a t t a r z n


s r d r e n b u b o y u n emez airetlerin mirasn temsil etmektedir. Ama Helenizmin
e k i m g c n e d a y a n m a k o l a n a k s z d v e e n a z n d a n M S l. y z y l a d e k , A r s a k i d l e r
H e l e n l e m e y i tevik etti (sikkelerinin s t n e Yunan tanrlar o y u l m u t u ) . Bununla
birlikte taklit e d i l m e k istenen m o d e l i n , skenderiye o k u l u H e l e n i z m i n i n de b i r o k
Sami ve Asya kkenli u n s u r u z m s e d i i n i hatrlatalm.
O a a ait o k s a y d a v e o k e i t l i b e l g e l e r v a r d r ; Y u n a n ve Latin y a z a r l a n n
yazlan, antlar, yaztlar, sikkeler. Ama bunlarn ran dinsel inan ve dnceleri
k o n u s u n d a verdii bilgiler genellikle hayal krcdr. Arsakidler d n e m i n d e k i dinsel y a r a t c l k , g e d n e m b e l g e l e r i n d e d a h a k o l a y y a k a l a n m a k t a d r . S o n a r a t r malar, d a h a ge tarihli belgelerin Parth d n e m i n d e ifade e d i l m i veya n e karlm i n a n ve d n c e l e r i dile getirdiini ortaya k o y m u t u r . Zaten d n e m i n s l u b u
d a b u y d u : Saysz k l t r e l atma ve alveriin a r d n d a n , daha eski anlaylarnd a n hareket e d e n yeni dinsel biimler ortaya kyordu.
O a n k a y n a k l a n b i z e e s a s o l a r a k u n l a r g s t e r i y o r : 1) M i t h r a ' y a b t n i m p a r a t o r l u k t a t a p l m a k t a d r v e b u t a n r n n k r a l l a r l a z e l i l i k i l e r i v a r d r ; 1 2 ) magus'1ar, k u r b a n r a h i p l e r i k a s t n o l u t u r u r v e z e l l i k l e d e k a n l k u r b a n l a r ( i n e k v e at)

Yaayan h k m d a r l a r n tannlatnlmas Helenistik aa zg bir olgudur, Arsakidlerde de


bulgulanmtr; b u konuda en az u m e k bilinmektedir; kr. J. Duchesne-GuiHemin, La religimi de tiran ancien, s. 225, kaynaka ile birlikte.

* oul hal mag, Arap. mecs-yn.


354

RAN'IN YEN SENTEZI-KR!

gerekletirirler; S t r a b o n , m a g u s ' l a n n Anht'ya t a p t m yazar, a m a M i t h r a tapm m a da katldklarn gsteren bilgiler m e v c u t t u r (Mithra mystena'larnda rolleri
v a r d ) ; 3 ) A t e t a p m o k y a y g n d r ; 4 ) M II. ve I. y z y l l a r d a Hystaspes'in Kehanetleri2

baln

tayan,

Roma'ya

kar

kaleme

alnm

(metinde

Roma'nn

yklaca bildiriliyordu), a m a ran eskatoloji klliyatyla u y u m l u bir Y u n a n c a kyamet m e t n i e l d e n ele dolayordu.3


N e v a r ki, P a r t h d n e m i n i n a s l b y k d i n s e l y a r a t m l a r b a k a b i r a l a n d a d r .
M i t h r a mysreria'lar M I. y z y l d a A k d e n i z d n y a s n d a y a y g n l a m a y a b a l a r (ilk
belge M 6 7 t a r i h l i d i r ) ; m e s i h - k r a l d n c e s i n i n d e a y n a a d o r u , y i n e M i t h r a
evresinde gelitirilmi bir mitsel-ritel senaryoyla balantl olarak belirginletii
t a h m i n edilebilir; belli itirazlar b u l u n m a k l a birlikte, W i d e n g r e n ' i n gsterdii gibi,
Gnostik "inci I l a h i s f n i n s u n d u u biimiyle

kurtarc miti

herhalde Arsakidler

d n e m i n d e o l u m u t u r . S o n o l a r a k , Z u r v a n i t e o l o j i ve z a m a n a , s o n s u z l u a , " t i n s e l "
yaratln fiziksel yaratltan n c e gelmesine ve m u t l a k dualizme ilikin dnceler y i n e b u d n e m d e g e l i m i t i r . Bu a n l a y l a r b i r k a y z y l s o n r a , S a s a n i l e r d e v r i n d e , s i s t e m l e t i r i l e c e k ve k i m i z a m a n b y k b i r g a y r e t l e d z e n l e n e c e k t i r .
T m b u dinsel biimler arasndaki teme! uyumay gzden karmamak gerekir.
fadelerdeki eitlilik amalarn farkllyla

aklanabilir.

rnein halk dininin

g n d e l i k t e z a h r l e r i n d e veya teolojik s p e k l a s y o n l a r d a , krallk ideolojisinin u n s u r l a r n a r a m a k b o u n a b i r a b a o l u r . T m b u y a r a t m l a r n o r t a k ve z g l b i r n i t e lii, d a h a e s k i , k i m i z a m a n a r k a i k a n l a y l a r n u z a n t s o l m a k l a b i r l i k t e , " a k " kalmaya d e v a m etmeleri, yani sonraki yzyllar boyunca gelimeyi s r d r m e l e r i d i r .
Hystaspes'in Kehanetleri,

m u h t e m e l e n Hint-lran kkenli klasik eskatolojik m o t i f l e r i

(yln k s a l m a s , e v r e n s e l b o z u l m a , s o n s a v a v b ) y e n i d e n ele alr; b u n l a r , S a s a n i


d n e m i n i n P e h l e v i k y a m e t m e t i n l e r i i i n d e , n c e l i k l e d e Bahman
c e k t i r . D i e r y a n d a n Kehanetler,

Ya'ta g e l i t i r i l e -

n b i l i c i l i k l e r i n i 7 0 0 0 yllk b i r e s k a t o l o j i k z a m a n -

d i z i n t e m e l i n d e d o r u l a r ; h e r b i n yla b i r g e z e g e n i n h k m e t m e s i , b u a n l a y t a k i Eab i l e t k i s i n i ele v e r m e k t e d i r ( k r . iyi b i l i n e n 7 g e z e g e n , 7 m a d e n , 7 r e n k v b d i z i s i ) .


A m a b u z a m a n d i z i n s e l e m a y a i r a n ' a z g b i r y o r u m g e t i r i l m i t i r : lk a k b i n y l
b o y u n c a T a n r v e K t l k R u h u s t n l k iin savar; K t l k z a f e r i k a z a n m g i b i
g r n m e k t e d i r , o z a m a n Tanr, gne tanrs Mithra'y ( Apollon, Helios) gnderir v e y e d i n c i b i n yla o h k m e d e r ; b u s o n e v r e n i n n i h a y e t i n d e , g e z e g e n l e r i n g c

1
3

Hystaspes, Vitaspa'nn Yunanca yazl biimidir.


J. Bidez ve F. C u m o n t , Les Mages hetttmses, 1, s. 217; G. Widengren, Les relgions de liran, s.
2 2 8 vd; J. R. Hinnells, "The Zoroastnan Doctnne of Salvaion," s. 147 vd.
355

DNSEL N A N L A R V E D N C E L E R TARH - II

t k e n i r ve evrensel bir yangn d n y a y yeniler.* Eskatolojik amalara ynelik bu


m i t o l o j i k 2 a m a n d i z i n l e r , m i l a t t a n s o n r a k i ilk y z y l l a r d a Bat d n y a s n d a d a o k
yaygnlaacaktr.
M i t h r a ile z d e l e t i r i l e n b i r k u r t a r c - k r a l n d o u m u n a i l i k i n a n l a t l a r d a d a ,
eskatolojik u m u t fark edilir. Tanrlarla insanlar arasnda araclk yapan, geleneksel
t a n n s a l k r a l v e kozmohrat

kavram, yeni soteriyoloji anlamlaryla zenginleir; kur-

tarc beklentilerinin ar bast bir ada b u sre kolaylkla

anlalmaktadr.

Mithridates Eupator'un mucizevi yaamyks b u eskatolojik u m u d u m k e m m e l


bir biimde yanstmaktadr: Doacan bir k u y r u k l u yldz m j d e l e r ; daha yeni
d o m u b e b e i n z e r i n e y l d r m d e r , a m a g e r i d e y a l n z c a b i r y a r a k a l r ; gelec e i n k r a l n n e i t i m i b i r dizi e r g i n l e n m e s n a v n d a n o l u u r ; M i t h r i d a t e s ta g i y diinde, daha pek o k kral gibi, Mithra'nn bir bedenlenii olarak kabul e d i l i r / '
Hristiyanlktaki sa'nn d o u m u efsanesinin altnda da b e n z e r b i r m e s i h i s e n a r y o
vardr.

2 1 3 . Zurvan ve K t l n K k e n i Zurvan ve Zurvaniliin g n d e m e getirdii


sorunlar h e n z zmlenememitir. Arkaik bir t a n n n n sz k o n u s u o l d u u n a k u k u
y o k t u r . 6 G h i r s h m a n , ( o m u z l a r n d a n kan) ikizleri d o u r a n erdii ve kanatl b i r
t a n n y t a s v i r e d e n b i r L u r i s t a n t u n h e y k e l i n i n , Z u r v a n ' t e m s i l ettii k a n s n d a d r ;
i n s a n n a n n s i m g e s i o l a n a y i n a l a y o n a barsom

(al d e m e t i ) s u n g u s u n u

tamaktadr.7 Eger b u y o r u m doruysa, Ahura Mazda ve E h r i m e n ' i n babas olarak


Z u r v a n m i t i n i n , ilk y a z l t a n k l k l a r d a n o k d a h a e s k i b i r a d a d a b i l i n d i i s o n u c u n a v a r l a b i l i r . R o d o s l u E u d e m o s ' u n k a y d e t t i i n e g r e ( M IV. y z y l n i k i n c i
y a n s ) , " m a g u s ' l a r . . . t e k ve akli B t n ' e k h ' M e k n ' , k h ' Z a m a n ' a d n v e r i r ; A h u r a
M a z d a v e E h r i m e n , y a n i Ik ve K a r a n l k o n d a n d o m u t u r . " 8 Bu bilgi n e m l i d i r :
A h e m e n i d e v r i n i n s o n u n a d o r u , iki t e m e l i l k e n i n , A h r u m a z d a v e E h r i m e n ' i n t e m 4

F. C u m o n t , "La Fin d u m o n d e selon les mages occidemaux," s. 9 3 vd; Bidez-Cumont, Les

Iustinus, XXXVII, 2; Pluarkhos, Quaest. Conviv., I, 6, 2; Wdengren, a.g.y., s. 266 vd; ayn ya-

Widengren (Hochgottglauhe im alten Iran, s. 310), Nuzi tabletlerinde (M XIII. XII. yzyllar)

Mages heltenisis, l, s. 2 1 8 vd.


zar, "La mgende royale de l'lran antique," birok yerde.
bu tannnn adn b u l d u u n u sanmtr. Ama E. A. Speiser, sz k o n u s u adn Zarva(n) olarak
o k u n m a s gerektiini gstermitir; dolaysyla b u r a d a sz edilen bir Hurri tannasdr; kr.
Annual of the American Schools of Oriental Research, XVI, 1936, s. 99, dipnot 47-48.
7

Ghirshman, Arlibus Asiae, 1958, s. 37 vd; Duchesne-Guillemin, a.g.y., s. 146.

E u d e m o s ' u n metni Bidez-Cumont tarafndan yaymlanmtr, Les Mages hellenises, II, s. 6 9 70; kr. i, s. 62 v d
356

RAN'IN YEN SENTEZLER

sil ettii iyi v e K t ' n n o r t a k k a y n a o l a r a k Z a m a n - M e k n z e r i n e s p e k l a s y o n larn iranllarn yabancs olmadn g s t e r m e k t e d i r .


A v e s t a ' d a " z a m a n " i i n k u l l a n l a n t e r i m , Ehvvda'dr; b u n u n s z c k o l a r a k t a m
k a r l "Aziz" v e y a "Acele e d e n " d i r ve W i d e n g r e n b u s z c n e n b a n d a n i t i b a r e n g k k u b b e y i i f a d e ettii, y a z g l a r a h k m e d e n b i r g k t a n n y a z g s f a t l a r d a n b i ri o l d u u k a n s n d a d r

D e m e k k i Z u r v a n b a l a n g t a z a m a n n k a y n a o l a n , iyi ve

k t talihi d a t a n , s o n u t a y a z g y a h k m e d e n bir g k t a n r s y d b y k o l a s l k l a . 1 0
H e r te o l u r s a o l s u n , Z u r v a n a r k a i k b i r y a p d a d r : K o z m i k k u t u p l a m a l a r l a h e r t r l u z l a m a z ztl b n y e l e r i n d e b i r a r a d a b u l u n d u r a n b a z ilkel t a n n l a n h a t r l a t r .
Ge

dnem

Avesta'da

(muhtemelen

IV.

yzylda

yazlm

metinler),

Z u r v a n ' a o k a z d e i n i l i r , a m a h e p z a m a n v e y a k a d e r l e ilikili o l a r a k g s t e r i l i r . B i r
metinde,11 dorularn ve dinsizlerin ruhlarnn "Mazda'nn yaratt" Cinvat kprs n e ( 103) u l a m a d a n n c e , " Z u r v a n ' n at y o l d a " ilerledikleri b e l i r t i l m i t i r .
Kader/zamann, baka bir deyile h e r bireye t a n n m geici s r e n i n eskatolojik
ilevi a k a v u r g u l a n m t r . Bir d i e r b l m d e , Z u r v a n s o n s u z z a m a n o l a r a k t a n t l r ; 1 2 b a k a b i r y e r d e Zurvan

akarana,

" S o n s u z Z a m a n " ile Z u r v a n dar ego fesava-

dhta, " u z u n z e r k z a m a n " a r a s n d a a y r m y a p l r ( Y a t , 7 2 : 1 0 ) .


Tm

b u n l a r , geici s r e n i n

sonsuzluun

banndan

fkrmas

zerine bir

k u r a m varsaymaktadr. Pehlevi eserlerinde, "uzun uzadya zerk kalan zaman,"


" s o n s u z z a m a n " d a n k a r v e 1 2 . 0 0 0 yl s r d k t e n s o n r a k k e n i n e g e r i d n e r . 1 3 Belli
sayda b i n yldan oluan d n g l e r k u r a m eskidir, a m a Hindistan, Iran ve Mezopotamya'da farkl farkl yaplandrlmtr. Antik an s o n u n a d o r u yaygmlasa v e
saysz kyamet m e t n i ve k e h a n e t t e kullanlsa da, binyllar k u r a m ran'da, zellikle
d e Z u r v a n i evrelerde ayr bir atlm yaamtr. N i t e k i m Z u r v a n i yazlar zaman
ve k a d e r zerine speklasyonlarla d o l u p taar: Bunlar K t l n

kkenini

ve

d n y a d a k i g n c e l s t n l n a k l a m a k iin o l d u u k a d a r , d u a l i z m s o r u n u n a d a h a
k e s i n bir z m g e t i r m e k iin d e kullanlr.

Widengren, Hochgoitgiaube, s. 232 vd; Zaehner, Zurvan, a Zoroastrian Dilemma, s. 8 9 vd.

10

Eudemos'un naklettiklerinden harekede, Zurvan'a magus'lar tarafndan, yani Med lkesinde


tapmldna gre, Zerdt'n b u k o n u d a k i s u s k u n l u u n u n tartmalardan m k a y n a k landna, yoksa Peygamberin iinde b u l u n d u u evrede b u zaman ve kader tannsnn fazla
n e m tamadn, hatta belki hi olmadn m gsterdiine karar vermek gtr.

"

Vidlvdt, 19:29.

Vidlvdt,

13

Bundehin, 1:20; Denhart, 282.

19:13 ve 16.

357

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R TARH - II

P l u t a r k h o s , Isis v e O s i r i s h a k k n d a k i i n c e l e m e s i n d e ( 4 6 . - 4 7 . k s m l a r ) , M IV.
y z y l a ait k a y n a k l a r a d a y a n a r a k , " M a g u s Z e r d t " r e t i s i n i
ktan

doan Oromazdes

n a k l e d e r : " e n saf

{Ahura M a z d a ) " ve " k a r a n l k l a r d a n

doan

Aremanos

l E h r i m e n l " er b i n yllk iki d n e m b o y u n c a srayla e g e m e n o l u r ve sonra b i r


3 0 0 0 yl d a s a v a r l a r . D n y a n n e i t b l m e a y r l m ( A h u r a M a z d a ' n m egem e n l i i n i , E h r i m e n ' i n e g e m e n l i g i v e o n u d a 3 0 0 0 yllk s a v a i z l e r ) 9 0 0 0 y l l k b i r
m r o l a c a i n a n c n a , g e d n e m e ait v e Z u r v a n i e l e r a s n d a n z e n g i n b i r m e t i n d e , Menhi

Khrat'a

d a r a s t l a n r (VII: 11). Z e r d t l k E h r i m e n ' i n y n e t i m i n d e k i

bir a dncesini dladna gre, Plutarkhos'un kulland kaynaklar Z u r v a n i


anlaylarna g n d e r m e y a p y o r olsa g e r e k . Ayrca P l u t a r k h o s , A h u r a Mazda ile
E h r i m e n arasnda bulunan Mithra'nn
Perslere, b u

tanrlara

kendi

( b u n e d e n l e "arac" d i y e n i t e l e n m e k t e d i r )

niteliklerine

zg

kurbanlar

sunmay

rettiini

y a z m t r ; " K t D e m o n " i i n t o p r a k - y e r a l t y l a ilgili b i r k u r b a n n g r l m t - k i ,


b u da Z e r d t bir anlay deildir.'4
P l u t a r k h o s Z u r v a n ' d a n s z e t m e z , a m a i k i z l e r m i l i ve o n l a r n b i r b i r i n i n y e r i n i
alan e g e m e n l i i n i n aklanmas, b i r o k ge d n e m m e t n i n d e t a m a m e n Z u r v a n i l i e
z g y a k l a m l a r o l a r a k t a n t l r . Bir E r m e n i r a h i b e , K o l p l u E z n i k ' e g r e , h e n z
hibir ey y o k k e n Z u r v a n (Zrvan,

"bu 'Kader' veya 'Ebedi

Mutluluk' anlamna

g e l i r " ) b i r o u l s a h i b i o l a b i l m e k iin b i n y l b o y u n c a k u r b a n s u n m u t u . 1 5 A n c a k
s u n d u u k u r b a n n bir s o n u getireceinden k u k u d u y d u u iin ("Benim s u n d u u m
kurbann ne yarar

olabilir

ki?"),

iki

oul r a h m i n e dt: "Sunulan kurbann

karl olarak" Ahura Mazda ve "yukarda belirtilen k u k u n u n karl olarak"


E h r i m e n . Z u r v a n ilk d o a n k r a l y a p m a y a k a r a r v e r d i . A h u r a M a z d a b a b a s n n
dncesini o k u d u ve b u n u Ehrimen'e d e aklad. E h r i m e n r a h m i yrtt"5 ve dar
kt. A m a Zurvan'a o n u n olu o l d u u n u akladnda, u yant ald: "Benim
o l u m g z e l k o k u l u ve ltl, s e n s e k a r a n l k ve p i s k o k u l u s u n . " O z a m a n " l t l
ve g z e l k o k u l u " A h u r a M a z d a d o d u v e Z u r v a n o n u k r a l o l a r a k k u t s a m a k i s t e d i .
A m a E h r i m e n o n a d i l e i n i v e ilk d o a n k r a l y a p m a n i y e t i n i h a t r l a t t . Y e m i n i n e
k a r g e l m e m e k i i n , Z u r v a n k r a l l 9 0 0 0 y l l n a o n a v e r d i . Bu s r e n i n a r d n d a n
Ahura Mazda h k m srecekti. O zaman, diye devam eder Eznik, Ahura Mazda ve

14

Widengren, Plutarkhos'un metnini tanmtr: Rel. de l'lran, s. 2 4 4 vd.

15

Eznik, Conlre les sectes, kitap II, bol. 8, metni eviren: R. C. Zaehner, Zurvan, s. 438-439.

16

Eznik, Zurvan'n erdii o l d u u n u iyi kavramt. Ama daha ge d o n e m d e n baka yazarlar bir
"ana"dan veya Zutvan'n "kans"ndan sz eder; kr. Zaehner, a.g.y., s. 6 3 vd, 4 2 3 , 428. Bkz.
Eznik ve Theodore bar Konai'nin, Bidez-Cumont, a.g.y., II, s. 8 9 - 9 2 ve Zaehner, s. 4 2 1 ve
devamnda yaymlanan metinleri (kr. b u metinlerin tartlmas, cug.y., s. 54 vd).
358

RAN'IN YEN SENTEZLER

E h r i m e n " y a r a t k l a r y a p m a y a k o y u l d u l a r . A h u r a M a z d a ' n n y a r a t t h e r e y iyi ve


d z g n , E h r i m e n ' i n y a p t h e r e y ise k t v e e r i b r y d . " E h r i m e n ' i n y a r a t t k l a r t a m a m e n k t b i l e olsa, h e r i k i t a n n n n d a y a r a t c o l d u u n a d i k k a t e k e l i m .
A m a k o z m o g o n i i i n e y a p l a n b u o l u m s u z k a t k ( d a l a r , y l a n l a r ve z a r a r l h a y v a n lar v b ) , D o u A v r u p a ' d a n S i b i r y a ' y a d e k y a y g n o l a r a k r a s t l a n a n o k s a y d a h a l k
k o z m o g o n i s i n e i l i k i n m i t v e e f s a n e n i n asal u n s u r l a r n d a n b i r i n i o l u t u r m a k t a , 1 7 b u
yaratlta T a n r t ' n n Rakibi d e bir rol o y n a m a k t a d r .
n e m l i P e h l e v i i n c e l e m e s i Byk B u n d e h i n ' d e a k l a n d g i b i (111, 2 0 ) , " t m
yaratl, k u r b a n l a gereklemiti." H e m b u anlay, h e m d e Z u r v a n miti kesinlikle
Hint-Iran kkenlidir; nk bunlara Hindistan'da da rastlanmaktadr. Prajpati, bir
o u l s a h i b i o l m a k i i n dkyana

kurbann18 s u n m u ve o da, k u r b a n sunarken

kukuya kaplmt ("Bunu sunmal mym? Sunmamal mym?"). Prajpati evreni


k e n d i b e d e n i n d e n r e t e n b i r U l u T a n r ' d r ve a y n z a m a n d a y l , z a m a n s a l d n g y
d e t e m s i l e d e r ( 7 6 ) . K u k u , y o l at f e l a k e t l e r l e b i r l i k t e , b i r r i t e l h a t a s o l u t u r u r . O halde Ktlk
cudur.

bir teknik arzann,

tanrsal kurban rahibinin

bir dikkatsizliinin

sonu-

eytan k e n d i n e zg bir ontolojik d z e n e s a h i p deildir: O kendisini isteme-

d e n yaratana, dahas varlnn artlarn n c e d e n snrlayana bamldr.


l m n ve k t l n kkenini, yaratcnn dikkat veya n g r
aklayan - d n y a n n aa yukar

eksikliiyle

her yerinde bulgulanan- mitlerde,

kukunun

u u r s u z s o n u l a r n a ilikin mitolojik izlein b i r o k k o u t u n a rastlanr. Z e r d t ' n


d e paylat en eski anlayla olan farkllk ayrt e d i l m e k t e d i r : A h u r a Mazda iki
r u h y a r a t r , a m a K t R u h kendi
Tanr,

varolu

biimini zgrce

ktln ortaya kndan dorudan sorumlu

seer

( k r . 1 0 3 ) . Bilge

deildir.

Ayn

ekilde,

b i r o k a r k a i k d i n d e , y c e v a r l k b n y e s i n d e ztlarm birli'ni b a r n d r r ; n k o
gerekliin b t n l n oluturmaktadr. Ama Zurvani mitinde, daha birok benz e r m i t t e d a g r l d 2 e r e , k t l k i s t e m e d e n d e olsa b i z z a t U l u T a n r t a r a f n d a n
yaratlr. Her ne olursa olsun, en azndan Eznik'in naklettii anlatda, Z u r v a n kozm i k yaratlta hibir roi o y n a m a z : E g e m e n l i k simgelerini ikiz oullarna a r m a a n
e t l i i n e g r e ( A h u r a M a z d a ' y a b a r s o m ' u ve P e h l e v i k i t a b Z d t s p r a m ' a g r e , " g l g e n i n
z n d e n y a p l m b i r a l e t i " d e E h r i m e n ' e v e r i r ) , deus otiosus o l d u u n u b i z z a t k a b u l
etmektedir.

17

Bkz. bizim "Le Diable et le Bon Dieu" incelememiz. De Zalmoxis Gengis Khan iinde, s. 8 1 -

18

Kr. S. Levi, La doctrine du sacrifice dans les Brhmanas (1898), s. 138.

230.

359

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II

214. Zamann

Eskatolojik

ilevi

Pehlevi

metinlerinin

ve

onlarn

yeniden

g z d e n geirilmi hallerinin (Mazdeizm, Sasani l m p a r a t o r l u g u ' n u n resmi din kurum u haline geldiinde [226-635), hatta islam fethinden sonra bile b u g z d e n geirip
dzeltme abas s r m t r ) o l u t u r d u u , birbirini izleyen katmanlarn iinde yn
b u l u n a b i l d i i l d e , Z u r v a n i l i k b a m s z b i r d i n d e n o k , M e d m a g u s ' l a n n n gel i t i r d i i b a g d a u r m a c b i r t e o l o j i o l a r a k g r n m e k t e d i r . 1 ' N i t e k i m Z u r v a n ' a asla
k u r b a n s u n u l m a z . stelik bu ilk Tanr, hep A h u r a Mazda ve Ehrimen'le birlikte
a n l r . Bin yllar r e t i s i n i n u y a d a b u b i i m d e Z u r v a n n v a r l n h e r z a m a n gerektirdiini belirtelim - y a k o z m i k z a m a n tanrs, ya d a z a m a n n yalnzca s i m g e s i
veya kiiletirilmi hali olarak. 9 . 0 0 0 veya 1 2 . 0 0 0 yllk d n y a tarihi d o r u d a n
Z u r v a n ' n k i i l i i y l e ilikili o l a r a k y o r u m l a n r . Baz S r y a n i k a y n a k l a r n a g r e , 2 0
Zurvan'n evresinde, aslnda o n u n hipostazlar olan t a n n , Akar, Frakar ve
Z r k a r v a r d r . Bu i s i m l e r , A v e s t a ' d a y e r a l a n arhara
( " g z k a m a t r c k l a n " ) ve marokara

( " e r k e k l e t i r e n " ) , jrakara

("yalandran") sfatlaryla

aklanabilir.21

S z e d i l e n t a b i i ki, i n s a n v a r o l u u n u n a a m a s n d a , g e n l i k , o l g u n l u k , y a l l k
alarnda kavrand haliyle y a a n m z a m a n d r . K o z m i k d z l e m d e , bu zamans a l b l m l e m e n i n h e r b i r i 3 0 0 0 y l l k b i r d n e m l e i l i k i l e n d i r i l e b i l i r . Bu " zam a n f o r m l "ne U p a n i a d l a r ' d a v e H o m e r o s ' t a d a r a s t l a n r . 2 2 D i e r y a n d a n P e h l e v i
m e t i n l e r i n d e de b e n z e r bir f o r m l kullanlmtr; rnein Ahura Mazda "olur, olm u t u , o l a c a k " ve " A h u r a M a z d a z a m a n , " zamn
h e p olacak."

23

i Ahura

Mazda,

"olmutu, olur ve

A m a Z u r v a n (= Z a m a n ) a y n z a m a n d a " e v v e l d e n h e r ey o l a n v e s o n r a

da h e r ey olacak" olandr.24
Ksacas, zamansal imgeler
balamlarda bulgulamr.

ve s i m g e s e l l i k l e r

hem

Zerdt, hem

Zurvani

1 2 . 0 0 0 y l l k d n g iin d e a y n d u r u m g e e r l i d i r .

Bu

d n g , Zurvani speklasyonlarda rol oynar. Z u r v a n , drt yzl bir tanr olarak


t a n t l r v e o n u n s n r l a r n f a r k l k o z m o l o j i k d r t l e m e l e r i z e r ; e s k i b i r g k s e l za-

19

Wdengren, Zurvanilik ile Med magus'lan arasndaki ilikilere aklk getirmitir; kr. Re/, de

20

Bu metinler, Zaehner, Zurvan. s. 4 3 5 , 439, 4 4 0 ve devamnda evrilmitir. Kr. Duchesne-

21

Nyberg, "Questiors de cosmogonie et de cosmologie Mazdiennes," s. 89 vd; Zaehner, Zur-

22

Bkz. Widengren, a.g.y., s. 319, dipnot 4; Homeros, llyada, l, 70 {Trke eviride "gemekte

23

Bkz. Zaehner'in evirdii metin, a.g.y., s. 278.

24

Zaehner'deki metinler, a.g.y., s. 232 ve 283; kr. Widengren, a.g.y., s. 318 vd.

l'lran, s. 320 vd.


Guillemin'in y o r u m u , s. 186 vd ve Widengren'in yorumu, a.g._y s. 317 vd.
van, s. 2 2 1 vd; Widengren. a.g.y., s. 317 vd.
olan, gemii, gelecei" -n}.

360

RAN'IN YEN SENTEZLER

m a n v e k a d e r t a n r s n a u y g u n d e n d e b u d u r " "Snrsz z a m a n , " s a m a n i akanrak


i i n d e b u l g u l a n a n t a n n Z u r v a n o l d u u n a g r e , A h u r a Mazda v e E h r i m e n ' d e n a k n
o l d u u a n l a l m a k t a d r ; n k " z a m a n , iki yaratltan d a h a g l d r . . . " d e n i r . 2 6
Yava y a v a

dualizmi

katlatran

Mazdeist

ortodokslukla

Zurvani

teoloji

a r a s n d a k i p o l e m i k l e r i t a k i p e d e b i l i r i z . A h u r a M a z d a ve E h r i m e n ' i n k a r d e o l d u u ,
Zurvan

tarafndan yaratldklar

m a h k m edilir.

27

dncesi,

Denkan'm

bir

blmnde

haliyle

Bu n e d e n l e o r t o d o k s P e h l e v i k i t a p l a n n d a iki r a k i b i n k k e n l e r i so-

r u n u g n d e m e g e t i r i l m e z . A h u r a M a z d a ve E h r i m e n e z e l d e n b e r i v a r d r , a m a b i r an
g e l e c e k , D m a n ' n v a r l s o n a e r e c e k t i r . Bylece, z a m a n v e b i n y l l a r r e t i s i n i n
n i y e M a z d e i s t l e r i i n d e t e m e l b i r n e m e s a h i p o l d u u anlalr.
M a z d e i s t t e o l o j i y e g r e z a m a n , yaratl

iin v a z g e i l m e z

olmakla

kalmaz,

Ehrimen'in y o k edilip, ktln s k l p atlmasn m m k n klan da odur.28


G e r e k t e n d e A h u r a M a z d a d n y a y , k t l y e n m e k v e y o k e t m e k iin y a r a t m t r . K o z m o g o n i a a m a s n d a bile b i r e s k a t o l o j i v e s o t e r i y o l o j i n - v a r s a y m l a n
sz k o n u s u d u r . Bu n e d e n l e k o z m i k z a m a n a r t k e v r i m s e l deil izgiseldir: Bir b a
v a r d r v e b i r s o n u o l a c a k t r . Geici s r e , E h r i m e n ' i n s a l d r s n n d o l a y l s o n u c u d u r . A h u r a M a z d a , i i n d e k t l e k a r s a v a n y e r alaca snrl b i r a r a l k olan
izgise! z a m a n y a r a t a r a k , o n a h e m b i r a n l a m ( b i r e s k a t o l o j i ) h e m d e d r a m a t i k b i r
yap

( n i h a i zafere k a d a r k e s i n t i s i z

sren

sava)

kazandrmtr.

Bu da

Ahura

M a z d a ' n n snrl z a m a n , b i r Jsutsa tarih o l a r a k yaratt a n l a m n a geiir. Z a t e n Mazdeist d n c e n i n e n b y k z g n l , k o z m o g o n i , a n t r o p o g o n i ve Z e r d t ' n


v a a z n , tek v e a y n k u t s a l t a r i h i n o l u t u r u c u a n l a n o l a r a k y o r u m l a m a s d r .

2 1 5 . ki Y a r a t l : M S n k v e G i t i k BumJehijn'n i l k b l m n e g r e ,

Ahura

M a z d a ve E h r i m e n ezelden beri vardr; ama z a m a n iinde s o n s u z olan A h u r a Mazda,


m e k n i i n d e E h r i m e n t a r a f n d a n s m r l a n s a b i l e , E h r i m e n h e m m e k n , h e m d e zam a n i i n d e s n r l d r ; n k belli b i r an gelecek ve o n u n v a r o l u u s o n a e r e c e k t i r .
Baka b i r d e y i l e , M a z d e i z m d e , T a n r b a l a n g t a s o n l u d u r ; n k k a r t o l a n

25
26
27

28

Kr. Nyberg, "Questions de cosmogonle," s. 57; Zaehner, a.g.y., s. 54, 97 vd.


Buniehin'in ilk blmnden para, eviren Widengren, a.g.y., s. 325.
Denhart (M 829; 1-5), iki ruhu konu alan Gatha metninin (Yasna, 30:3) yorumu hakknda;
kr. Duchesne-GuUemin, s. 185 vd.
Bundehin'de (bl. 1,1; Zaehner, TeachingsoftheMag,

s. 35), Ahura Mazda'nn ismi d a h a

vardr: Zaman, Mekn ve Din. Drtleme, Zurvanilikten alnmtr, ama Yaraulj' aklamak
iin gereklidir; kr. Duchesne-Guilemin, s. 309-310.
361

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R t H I - 11

E h r i m e n tarafndan s n r l a n m t r . E g e r E h r i m e n saldrya gemeseydi, b u d u r u m


ebediyete kadar byle devam edecekti. Ahura Mazda ona dnyay yaratarak cevap
verir, b u d a o n u n m e k n iinde de s o n s u z hale g e l m e s i n i salar. Bylece E h r i m e n
aslnda Ahura Mazda'nm m k e m m e l l e m e s i n e y a r d m eder.

Baka b i r

ifadeyle,

k t l k , b i l m e d e n ve i s t e m e d e n , iyiliin zaferine y a r d m c olur. Tarihte sk sk


karlalan b u anlaya, Goethe d e tutkuyla balanmt.
A h u r a M a z d a , h e r eyi b i l d i i i i n , s a l d r y n g r r v e " i d e a l " y a d a " t i n s e l "
b i r y a r a t m r e t i r . B u n u n iin k u l l a n l a n menok t e r i m i n i n e v r i l m e s i g t r ; n k
h e m m k e m m e l bir dnyaya, h e m de henz cenin halinde bir dnyaya g n d e r m e
y a p a r . Dtastn

i Dlnik'e

g r e ( 3 7 : 3 v d ) , minok

o l a n m k e m m e l d i r ve Denkart

da

( 9 : 3 7 , 5 ) d n y a n n b a l a n g t a l m s z o l d u u n u a k l a r . D i e r y a n d a n Bundehin
(1, 6 ) Yaratl', s r d 3 0 0 0 yl b o y u n c a , " d n c e s i z , h a r e k e t s i z , ele g e l m e y e c e k
k a d a r i n c e " o l d u u i i n , menok
minok

hali olarak betimler.30 A m a en ok v u r g u l a n a n ,

h a l i n i n g k s e l ve t i n s e l n i t e l i i d i r . Bir IV. y z y l m e t n i n d e y l e y a z a r : "Ben

g k s e l d n y a d a n (menok)

g e l d i m ; v a r o l m a y a y e r y z d n y a s n d a (getk) b a l a m a -

d m . Balangta t i n s e l h a l d e t e z a h r e t t i m , b e n i m ilk h a l i m y e r y z h a h d e i l dir."31 Bununla birlikte soyut bir varoluun, Platoncu bir idealar d n y a s n n sz kon u s u o l m a d n b e l i r t e l i m : Minok

h a h , h e m tinsel, h e m s o m u t bir olu tarz olarak

tanmlanabilir.
K o z m i k d r a m d a ve d n y a t a r i h i n d e d r t a a m a a y r t e d i l m e k t e d i r . lk b a t a ,
E h r i m e n ve k a r a n l k l a r , A h u r a Mazda'nn k d n y a s n a saldrr. A k o z m i k ' trde
bir d u a l i z m sz k o n u s u d u r ; n k Zerdt'n retisinde A h u r a Mazda h e m n,
h e m d e k a r a n l k l a r n y a r a t c s d r ( k r . Yasna,
s a l h a l d e n (menok)

m a d d e s e l h a l e (getih)

44:5). Ahura Mazda, yaratln ruh-

i z d m n retmeden nce, Fravailere

(Gk'te yaayan ve nceden var olan ruhlar), k t l n gleriyle savamak iin


y e r y z n d e , bedensel bir varoluu kabul e d i p etmeyeceklerini sorar32 ve Fravailer
b u n u k a b u l e d e r . Bu d a b e d e n l e n m i h a y a t a , a l m a y a ve s o n u t a m a d d e y e b a l l
d o r u l a r ki, Z e r d t ' n arsnn kendine z g nitelii de b u r a d a n kaynaklanr.

29

Zaehner, Teachings oj the Mag, s. 30.

30

Bkz. Duchesne-Guiilemin'in alntlad ve yorumlad dier metinler, a.g.y., s. 3 1 0 - 3 1 1 ;

31

Pend Nmak i Zertut (- Pendndme-i Zerdt [Zerdt'n tler K'tai>l), 2. drtlk, ev. H.

aynca kr. Mary Boyce, A History of Zoroastrianism, 1, s. 229 vd.


Corbin, "Le Ternps cyclique d a n s l e Mazdeisme," s. 151.
Akozmizm: Evrenin varlnn veya tanrdan ayn bir evrenin yadsnmas - y n .
32

Bundehin, bol. I, ev. Zaehner, Zurvan, s. 336.


362

RAN'IM YF.NI SENTEZLER

Gnostik ve Maniheist ktmserlikle belirgin bir farkllk sz konusudur. 3 3 Nitekim


Ehrimen'in saldrsndan nce, maddi yaratl (geril?) kendi iinde iyi ve mkemmeldi. Ktl sokarak onu bozan Ehrimen'in saldrs oldu. Bunun sonucunda,
artk tm yaratl bir "karm" hali (gumedn) iindedir ve bu hal ancak nihai temizlikten sonra ortadan kalkacaktr. Ehrimen ve onun iblis ordular maddi dnyay, zararl yaratmlarn sokup, onu kirleterek ve zellikle de insanlarn bedenine
yerleerek bozmaktadr. Nitekim, baz metinler Ahura Mazda'nn maddi yaratmna,
Ehrimen'in olumsuz bir getik yaratmyla yant vermediini ima eder: Dnyay
bozmas iin, oraya girip yaamas yeterlidir. "Dolaysyla, Ehrimen insanlarn bedenini mesken edinemedii zaman, tm dnyadan temizlenecektir." 34
Ehrimen'in saldrs dokunakl szlerle betimlenir: Gn evre kuan yrtar,
maddi dnyaya (getik) girer, sulan kirletir, bitki rtsn zehirler ve bylece ezeli
Boa'nn lmne neden olur. 35 Gaymart'a, ilk Insan'a saldrr ve Fahie hem onu,
hem de onun araclyla tm insanlar kirletir.

(Bununla birlikte, Gaymart

saldrdan sonra 30 yl daha yaamaya yazglyd)- Daha sonra Ehrimen kutsal


atein zerine atlr ve dumana neden olarak onu kirletir. Ama Ehrimen, iktidarnn
doruk noktasnda, yine de maddi dnyann iinde tutsaktr; nk Gk kapanarak
onu yaratln iinde kapana kstrr. 3 "

216. Gaymart'tan Saoyat'a Gaymart, Ahura Mazda ile Spandarmart'n,


Yeryznn oludur; dier mitsel Makro-insanlar gibi deirmi bir biimi vardr ve
"gne gibi parlar." 37 lnce, bedeninden madenler kar; tohumu gne yla
arndrlr ve te biri yere d p raventi retir; ilk insan ifti, Maye ve Mayne
de raventten doacaktr. Baka bir deyile, ilk insan ifti, mitsel Ata (Gaymart) ve
Yeryz Ana'dan doar ve ilk biimleri bitkiseldir; bu mitsel tema btn dnyada
olduka yaygndr. Ahura Mazda onlara iyilik yapmalarn, demonlara tapmamalarn ve besinlerden uzak durmalarn buyurur. Gerekten de Maye ve Mayne

33
M
35

34

37

Mazdeizm'e gre, Mani'nin kkten dualizmtn tam bir sapknlk rneiydi.


Dlnkart, VI, 264, ev. S. Shaked, "Some Notes on Ahreman," s. 230.
Gda ve ila olarak kullanlan bitkiler bu boann iliinden doar ve sperminden de yararl
hayvanlar rer. Burada "Hainuwele" trnde bir mitin ans fark ediliyor; kr. 11. Boa'nn
ldrlmesi konusunda, kr. Duchesne-Guillemin, s. 323-324; Mary Boyce, a.g.y., s. 138
vd. 231.
Ehrimen bir daha Gkyzne saldramaz; zira "Gk kalelerfni mzraklarla silahlanm Fravailer korumaktadr; kr. Zaehner, Dflvvn and 7Wifht ojZoroastrianism, s. 270.
Kr. Platon, len, 189d vd.
363

D N S E L NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

Ahura Mazda'y yaratc olarak ilan eder, fakat Ehrimen'in batan karma abalarna
kanp, topra, suyu ve bitkileri o n u n yarattn haykrrlar. Bu "yalan" yznden,
ift lanetlenir ve ruhlar kyamet gnne dek cehennemde kalacaktr.
Otuz gn boyunca hibir ey yemeden yaarlar, ama daha sonra bir keiden st
emer ve holarna gitmemi gibi yaparlar; bu ikinci yalan iblisleri glendirir. Bu
mitsel blm iki trl yorumlanabilir: 1) "Yalan syleyerek" ilenen gnah; 2) Yemek yiyerek, yani insanlk halini kurarak ilenen gnah yanstmaktadr. Gerekten
de birok arkaik mitte, ilk iftin beslenmeye ihtiyac olmad grlr; stelik ran
inancna gre, zamann sonunda insanlar yeme ime alkanlndan vazgeecektir. 38
Bir otuz gn daha geer ve Maye ile Mayne bir sr ban kesip atete piirir.
Yemein bir parasn atee, bir baka parasn havaya atarak tanrlara sunarlar,
ama bu paray bir akbaba kapar. (Bir sre sonra ilk olarak bir kpek et yer). Bu,
Tanr'nn sunguyu kabul etmedii anlamna gelebilecei gibi, insann etobur
olmamas gerektiini de ifade edebilir. Elli yl boyunca Maye ile Mayne hibir
cinsel arzu duymaz. Ama iftleirler ve ikizleri olur; ikizler "o kadar lezzetlidir ki"
birini baba, dierini de ana yer. O zaman Ahura Mazda, ebeveynleri bir daha
onlarn cann almasn diye, ocuklarn tadn yok eder. 39 Daha sonra Maye ile
Mayne'nin baka ikiz ocuklar olur; bu iftler tm insan rklarnn atalar
olacaktr.
Gaymart miti (Avesta'da gaya maretan,

"lml hayat"), Zerdt teologlann

geleneksel mitolojiyi yeniden yorumlama almalarn deerlendirebilmek asndan ok anlamldr. Ymir veya Purua gibi, Gaymart da ezeli ve erdii bir makroinsandr, ama onun ldrlmesine farkl deerler yklenmitir. Artk onun bedeninden tm dnya deil, yalnzca madenler -baka bir deyile gezegenler- ve tohumundan ilk insan iftini douran ravent yaratlmtr. Daha ge dneme ait Yahudi
speklasyonlarnda dem'in hem kozmolojik vasflar, hem de parlak tinsel erdemlerle donatlmas gibi, Gaymart da srad bir konuma ykseltilmitir. Mazdeist
kutsal tarihte, Zerdt ve Saoyant'm yanna yerletirilir. Gerekten de maddi
Yaratl (gt) iinde, yi Din'in vahyi nce Gaymart'a iner.'10 Ehrimen'in saldrsnn ardndan 30 yl daha hayatta kalabildiine gre de, vahyi Maye ve Mayne'ye aktarabilmi, onlar da daha sonra bunu kendi soylarndan gelenlere iletmitir.

38
39

10

Bundehin, ev. Zaehner, Teachmgs oj the Mg, s. 145; kr. ayn yazar, Zurvan, s. 352.
Greater Burtdalshrc, XIV, 14, ev. Zaehner, Teachings, s. 73; bir baka eviri iin bk2. A Christensen, Le premier homrne et k premier roi, I, s. 19-20.
Denkan, 7:1,4; ev. Mote, Culte, mytheet cosmologe dans liran ancien, s. 504.
364

RAN'IN YEN SENTEZLER

Mazdeist teoloji, Gaymart', Zerdt ve Saoyat'a eit, kusursuz bir Doru ve


Kmil nsan ilan eder. 41
Gaymart'n daha ge dnemin teologlar

tarafndan yceltilmesi, sonunda

insanlk halinin kefaretinin denmesini salar. Nitekim insan da, Gaymart gibi,
bir ruh ve lmsz bir bedenle, iyi olarak yaratlmt. Maddi dnyaya lm,
Atalarn iledii gnahn sonucu olarak, Ehrimen soktu. Ama Zaehner'in de saptad gibi, 42 Zerdtle gre ilk gnah bir itaatsizlikten ok bir yarg hatasdr:
Atalar, Ehrimen'i Yaratc sanmakla yanlmtr.

Bununla birlikte Ehrimen ne

Gaymart'n, dolaysyla ne de insanlarn ruhunu ldrmeyi baarabilmitir. Ruh,


Ahura Mazda'nm en gl mttefikidir; nk maddi dnyada yalnzca insan hr
iradeye sahiptir. Ama ruh, ancak iinde yaad beden araclyla etken olabilir;
beden ruhun aract veya "giysilidir. stelik beden de (Gnostiklerin ileri srd
gibi) karanlklardan deil, ruhla ayn tzden yaplmtr; balangta beden ltl
ve gzel kokuluydu, ama tensel istekler onun kt kokmasna neden oldu. Bununla
birlikte maher gnnden sonra, ruh yeniden diriltilecek ve anl bir bedene kavuacaktr. 4 '
zetle, insan yi ile Kt arasnda tercih yapma zgrl sayesinde, yalnzca
kendi selametini salamakla kalmaz, Ahura Mazda'nm kurtarc etkinliine de
katkda bulunabilir. Daha nce grdmz gibi ( 104), her kurban rahibi
Ehrimen'in saldrsnn yaratt "karm"dan (gmean) nce var olan temizlik halini kendi ahsnda yeniden kurarak, dnyann "dnm"ne katlr; nk Mazdeizme gre, maddi Yaratl -yani madde ve hayat- kendi iinde iyidir ve arndrlp eski haline dndrlmeye layktr. Bedenlerin dirilii retisi, Yaratl'n paha biilmez deerini ilan eder. Maddeye dinsel deer ykleme konusunda, XVII. yzyldaki
Batl kimyager-filozoflardan nce grlm, en kesin ve en yrekli giriim budur
(kr. c. III).
Gaymart'n ldrlmesi ve ilk iftin ortaya kyla Zerdt'n zuhur etmesi
arasnda geen 3000 ylda, bir dizi efsanevi saltanat yaanmtr. Bunlann en
nlleri, Yim (Yima), Azdehk ve Freton'un saltanatlardr. Zerdt, Gaymart a ve
gelecekteki Kurtarc Saoyant'a eit mesafede, tarihin tam merkezinde

belirir. (MS IV.

yzyldan bir rivayete gre Saoyant, Kasaoya glnde ykanacak bir bakireden
doacaktr; bir mucize eseri, b u gln dalgalar Zerdt'n tohumunu korumak41
42
43

Bkz. Moli'nin alntlad metinler ve yorumlan, a.g.y.. s. 485 vd; 521.


The Dawn and Twilight of Zoroastrianism, s. 267.
Bkz. Dfrfeuri'n Zaehner tarafndan evrilmi ve yorumlanm blmleri, a.g.y., s. 273 vd.
365

DNSEL NANLAR VE DSUNCEI-ER TARH - II

tadr). Daha nce de grdmz gibi ( 104, 112), nihai Yenilenme (fra-kereti)
Saoyant'n yapaca bir kurban trenin ardndan gerekleecektir. Pehlevi kitaplar
bu eskatoloji senaryosunun blmlerini daha ayrntl bir biimde betimler. nce,
son bin yl boyunca, insanlar aamal olarak et, st ve bitki yemekten vazgeecek, sonunda yalnzca suyla besleneceklerdir. Bundehin't

gre, mrlerinin so-

nuna yaklaan ihtiyarlarn da bana ayn ey gelir.


Aslnda eskatoloji, Atalarn yaptklarn ve davranlarn, onlan iptal edebilmek
iin yinelemektedir. Bu nedenle insanlar zerindeki gcn yitiren dii demon z
(Agzllk), dier demonlan paralayp yemek zorunda kalacaktr. Saoyant ve
Ahura Mazda'nn gerekletirdii eskatolojik kurban, yani kz Hathays'un kurban
edilmesi, Ehrimen'in ezeli Boa'y ldrmesinin karldr. Hathays'un ilik veya
yandan hazrlanan ve beyaz-haoma ile kartrlan iksir, diriltilen insanlar
lmsz klacaktr. lk nce tik nsan Gaymart dirilecektir. Balangta yaanan savalar yinelenecektir: Ejder Azdehk yeniden ortaya kar ve m llo tempore

onu yen-

mi Freton'un da diriltilmesi istenir. Son savata iki ordu kar karya gelir, her
savann rakibi bellidir. En son, Ahura Mazda ve Srz'un darbeleriyle Ehrimen ve
z der. 44
Baz kaynaklara gre, Ehrimen ebediyen gszle mahkm edilir; baka kaynaklara gre ise, dnyaya szd deliin iine itilir veya yok edilir. 45 Dev bir
yangn madenlerin eriyip dalardan aa akmasna neden olur ve bu ate nehrinde
-ktleri yakan bu nehir, dorulara scak st gibi gelir- dirilen bedenler gn
boyunca arndrlr. Sonunda yangn dalan yok eder, vadilerin ii dolar ve cehennemle balanty salayan delikler tkanr. (Dzlemi bir yeryz bilindii gibi
bir cennet dnyas imgesidir; dnyann hem ilk balangta byle olduuna, hem de
esfehton'da, "son"da byle olacana inanlr). Yenilenme'den sonra, gnah tehlikesinden kurtulmu insanlar, hem tensel (baka bir ifadeyle, aileler yeniden biraraya
gelecektir), hem de tinsel mutluluk iinde sonsuza dek yaayacaktr.

217.

Mithra

Mysteria'lar Plutarkhos'a gre,* 5 Kilikya

korsanlan

Mithra

"mysieria'larn gizlice kutluyordu"; Pompeius tarafndan yenilip tutsak edilince, bu


44

Bkz. Bundehin, 34:23; Duchesne-Guillemin, a.g.y., s. 350 vd; Zaehrer, Dawn and Tvviligfjt, s.
309 vd. Brahraanlar Hindistan'nda ve Cermenlerde de korunmu, bir Hint-Avrupa eskatolojik mitinin sz konusu olduu kesindir; kr. 177,192.
4
' Menfe i Kral, 8:11-15; DZnkart, XII, 13: ksm 297; kr. Duchesne-Guillemin'in sayd dier
kaynaklar, s. 351; Zaehner, a.g.y., s. 314 vd ve 351; G. Widengren, Rel. de l'lran, s. 230 vd.
44
Pompey, 24, 5.
366

RAN'IN YEN SENTEZLER!

tapm Batya da yaydlar. Mithra mystena'larna yaplan iik ak gnderme budur. 4 7


Mihryajt'ta (kr. 109) yceltilen ran tanrsnn hangi srele mysferid'lann
Mthra'sna dnt bilinmemektedir. Anlalan onun tapm, Mezopotamya ve
Anadolu'ya yerleen magus'lar

arasnda gelimitir. Tam bir kahraman-tatr rnei

olan Mithra, Parth hkmdarlarnn koruyucusu olmutu. 1. Antiokhos Kommagenes'in (M 69-34) amt-mezan, tanny kraln elini skarken gstermektedir. Ama
anlald kadaryla Mithra'ya ynelik kraliyet tapm hibir gizli ritel iermiyordu; Ahemeniler devrinin sonundan itibaren, byk Mthrakana

trenleri kamusal

olarak kutlanyordu.
Mithra mysteria'lannn mitolojisi ve teolojisi hakknda, zellikle ekillerle bezeli antlar sayesinde bilgi sahibi oluyoruz. Edebi belgelerin says fazla deil ve bunlar esas olarak tapmdan ve erginlenme derecelerinin hiyerarisinden sz ediyor.
Mitlerdan biri Mithra'nm, tpk insans Ullikummi ( 46), Frigyal Agdistis ( 207)
ve Oset mitolojisinin mehur bir kahraman gibi, bir kayadan douunu (de petra
natus) anlatyordu. 46 Bu nedenle Mithra mysferia'lannda maara ok nemli bir role
sahipti. Dier yandan, el-Birnfnin naklettii bir rivayete gre, Parth kral tahta
kmadan bir gn nce bir maaraya ekiliyor ve uyruklarna yeni domu bir bebek, daha dorusu dogas kkenli bir ocukmu gibi yaklap, tapnyorlard. 49
Ermeni rivayetleri, Meher'in (yani Mihr, Mithra) kapanp, ylda bir kez kt bir
maaradan sz eder. Nitekim yeni kral, yeniden doup bedenlenmi Mithra yd. 50
kla dolu Beytllahim maarasndaki sa'nn doumuna ilikin Hristiyan efsanelerinde de bu ran izlegi karmza kar. 51 Sonu olarak, Mithra'nn mucizevi
doumu, byk Iran-bagdatrmac kozmos egemeni-kurtarc mitinin ayrlmaz bir
parasyd.
En nemli mitolojik blm, Mithra'nm boay almas ve baz antlara gre,
Gne'in (Sol) emriyle, onu kurban etmesinden oluur. Mithrac alak-kabartmalarn ve resimlerin neredeyse tamamnda, boann ldrl tasvir edilmitir.

47

Tapma ve tapmn Batya szmasna ilikin tm dier edebi epgrafk ve arkeolojik kaynaklar

48

Kr. G. Dumfail, Legendes sur les Nartes, s. 192 vd.


Al-Birni, ndia (ev. Sachau), II, s. 10.
G. VVidengren, Irausch-semitische Kulturbegegneng, s. 65; ayn yazar, Les religims de tiran, s
269. Baka rnekler iin bkz. S. Hartman, Gaymart, s. 60, dipnot 2, s. 180 ve dipnot 6.
Aynca kr. I. Gershevitch, Mithraic Stud/es iinde, s. 85 vd. s. 356.
Kr. M. Eliade. MephstopheUs et l'Androgyne, s. 61 vd; ayn yazar, De Zalmoxis Gengs Khan,
s. 37 vd.

MS ilk yzyllardan daha eskiye U2anmaz.


49
50

51

367

DNSEL I N A N C U R V K D N C E L E R TARH - I I

Mithra grevini istemeye istemeye yerine getirir; ban evirip bakmadan, bir eliyle boann burun deliklerinden yakalar, dieriyle de brne ba saplar. "Can
ekien kurbann gvdesinden tm ifal otlar ve bitkiler dodu ... iliinden ekmei veren buday filizlendi ve kanndan mysteria'larm kutsal ikisini veren balar
yeerdi." 52 Mithra'nn boay kurban etmesi, Zerdt balamda bir bilmece gibi
grnmektedir. Daha nce grdmz gibi ( 215), ezeli Boa'y Ehrimen
ldrmtr. Bununla birlikte daha ge tarihli bir metin, bu kurbann yararl sonularn nakleder: ezeli Boa'nn ay yla arnm tohumundan hayvan trleri
doar ve bedeninden bitkiler biter. Morfoloji asndan, bu "yaratc cinayet" bir
erginlenme tapmndan ok, tarmsal trde bir dinde daha kolay aklanr. 53 Dier
yandan az nce grdmz gibi ( 216), maher gnnde Saoyant ve Ahura
Mazda, kz Hathays'u kurban edecek ve onun yandan ya da iliinden yaplacak
iksir insanlar lmsz klacaktr. O halde Mithra'nn baarsyla bu eskatolojik
kurban arasnda yaknlk kurulabilir; bu durumda, mysteria'lara eritirilmek, nihai
Yenilenme'nin, baka bir deyile erginlenme adaynn selametinin bir n-gerekletirimi olduu sylenebilir. 54
Boa maarada, gne ve ayn huzurunda kurban edilir. 12 bur veya 7 gezegen
ve rzgrlarla drt mevsimin simgeleri, kurban treninin kozmik yapsna iaret
eder. Mithra gibi giydirilmi iki kiilik, Kautes ve Kautopates, her birinin elinde
yanan bir meale, tanrnn yaptna dikkatle bakar; onlar gne tanrs Mithra'nn
iki ayr tezahrn temsil eder (nitekim szde-Dionysius, "l Mithra"dan sz
eder, Epist. 7).
Sol ve Mithra arasndaki ilikiler, henz zmlenmemi bir sorunu gndeme
getirmitir; bir yandan, Mithra'dan daha aa bir konumda olmasna karn. Sol
ona boay kurban etmesini buyurur; dier yandan Mithra'ya yaztlarda SoJ invictus
ad verilir. Baz sahneler Sol'u, Mithra'nn nnde diz km dururken gsterirken, bakalarnda iki tanrnn el skt grlr. Her ne olursa olsun, Mithra
ve Sol, boann etini paylatktan bir lenle dostluklarn perinler. len kozmik

52

F. Cumont, Les Mysteres de Mithra (2. bask), s. 113. Ks. ayn yazar, Textes et Monumens
jigurts relatfs aux Mystires de Mithra, 1, s. 179 vd, 186 vd.
53
G. Widengren, ge donemden bir Babil mitini, Kalu'yu nakleder; bu mitte, kozmik bereketi
salamak amacyla bir boga kurban edilir; kr. Iranisch-semtische Kuhurbegegnung, s. 51 vd.
54
Boga kurbanna ilikin benzer bir yorum iin, bkz. j. R. Hinnels, Mithraic Studies iinde, s.
305 vd. Aynca H. Windischmann'dan beri (1859), birok Iranbilimci Mithra ile Saoyant
arasndaki arpc benzerliklere dikkat ekmitir. Bu konuda bkz. en son olarak Hinnels,
a.g.y., s. 311 (referanslar iin dipnot 132).
368

R A N I N Y I N ! SENTEZLER

maarada yaplr. ki tanrya, hayvan masklar takm yardmclar hizmet eder. Bu


len, erginlenme derecelerini belirten masklar takm mritlerin tarikat efine (pater) hizmet ettii ritel yemeklerinin modelini oluturur. Birok alak-kabartmada
tasvir edilen bir sahne olan Solun Ge knn bu lenden ksa bir sre sonra
gerekletiine inanlr. Sonra Mithra da ge ykselir; baz imgelerde Gne'in
arabasnn arkasndan koarken gsterilir.
Mithra, mysteria

ilahlarnn trajik yazgsn paylamayan tek tanrdr. Bu nedenle

Mithrac erginlenme senaryosunun lm ve dirilii artran snavlar iermedii


sonucuna varlabilir. Erginlenme treninden nce adaylar, mysteria
koruyacaklarna yemin ederlerdi (sacramentum).

larn srrn

Aziz Hieronymus'un bir metni 55 ve

birok yazt, yedi erginlenme derecesinin adlar dizinini aktarmaktadr: Karga


(corax). Gelin (nymphus). Asker (miies), Aslar (ieo), Pers (perses), Gne Ula (heliodromus) ve Baba (pater). lk derecelere, yedi yandan byk ocuklar bile kabul
ediliyordu; anlald kadaryla, belli bir dinsel eilim alp, arklar ve ilahileri
reniyorlard. Mritler cemaati iki gruba blnmt: "Hizmetkrlar" ve ieo derecesinin stndeki erginlenmiler! kapsayan "katlmclar." 56
Farkl derecelerdeki erginlenmelerin ayrntlarn bilmiyoruz. Hristiyan dininin
savunucular, Mithrac

sacramentum'lara

kar

bunlann esin kayna eytan'dr!), aday yeni


"vaftiz"den sz etmektedir.
iindi.

58

57

yrttkleri
bir

polemikte

hayata soktuu

(nk
anlalan

Muhtemelen Lu ritel rnies derecesine hazrlanan aday

Bilindii kadaryla, mrit kendisine uzatlan tac, "kendisinin tek tacnn"

Mithra olduunu syleyerek reddetmeliydi. 59 Daha sonra aln kzgn demirle


dalanyor 60 veya yanan bir mealeyle arndrlyordu

55

61

Leo derecesindeki ergin-

Ep., 107, ad Laetrn.


Kr. Cumott, Textes et monumentsfigures,
I, s. 317 ve 11, s. 42; burada Porphyros, De abstinentia, IV, 16'dan da bir para alntlanmtr.
57
Tertullianus, Depreascr. haeret. 40. Kr. Textes et Monumen(s, II, s. 51.
58
Loisy, Mysteres patens et mystire chretien, s. 173. Corax'a zg erginlenme snavn bilmiyoruz; Porphyros'a gre (De abst., IV, 16), "Kargalar" yardmclardr. (Kargann, Gnein
boay kurban etme buyruunu Mthra'ya aktaran haberci olduunu hatrlatalm.) Njymphus
derecesine zel aiameler, bir amdan (evlilik amdan), bir saltanat tac (Vens'e gnderme)
ve mridin artk eriebilecei "yeni " simgeleyen bir kandildi.
59
Tertullianus, De corona, 15 ( Textes et Monuments, II, s. 50).
60
Tertullianus, Deprascr. haeret.. 40.
61
Lukianos, Memppus, 7.

56

369

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - II

lenme treninde, adayn ellerine bal dklyor ve dili de balla kaplanyordu. Bal,
mutlularn ve yeni doanlarn besiniydi. 62
IV. yzyldan bir Hristiyan yazara gre, adaylann gzleri balanyor, bu arada
lgnca hareketler yapan bir topluluk onlar kuatyor, bir ksm kanatlarm
rparak karga gaklamalan karrken, dierleri aslan gibi kkryordu. Elleri tavuk
bagrsaklanyla balanm baz adaylann suyla dolu bir hendein stnden atlamas
gerekiyordu. 6 3 Capua'daki mithraeum'da bulunan resimlerde yer alan erginlenme
sahneleri, bu anlatlan erginlenme smavlanndan bazlarna inandrclk kazandrmaktadr. En iyi korunmu sahnelerden birini Cumont yle betimler: "Mrit
plak bir halde, gzleri bal ve belki elleri de arkadan balanm olarak oturur.
Erginleyici sanki onu ne doru itecekmi gibi arkasndan yaklar. Karsnda,
Dou tarz bir giysiye b r n m ve banda da uzun bir Frigya klah olan bir rahip, elindeki klc uzatarak mride yaklar. Baka sahnelerde, plak adayn diz
kt, hatta yere uzand da grlr." 64 Erginlenecek adayn, bir cinayet benzetmecesinde yer almas gerektii ve ona kurbann kanyla boyanm bir kl gsterildii de biliniyor. 6 ' Byk olaslkla baz erginlenme ritelleri bir kuklayla yaplan dvleri de ieriyordu. Nitekim tarihi Lampridius, imparator Commodus'un
gerek bir cinayet ileyerek Mithra nvysteria'lann kirlettiini yazar. 66 leri srldne gre Commodus, bir mles'i "Baba" derecesinde erginlerken, yalnzca benzetmece halinde sunmas gereken cinayeti gerekten ilemi ve aday ldrmtr.
Yedi derece birer gezegenin korumas altndayd: corax'
Vens, miles'i

Mars, leo'yu

Jpiter, Penesi

Ay, heliodromus'u

Merkr, rtymphus'u
Gne ve Pater'i

de

Satrn koruyordu. Santa Prisca ve Ostia mithraeum'larnda gezegenlerle ilikiler

62

Porphyros, De antro rvympl. 15 (= Texta el Monuments, II, s. 40). Yeni doan bebeklerin dillerinin zerine bal srlrd. ran geleneinde baln aydan geldii kabul edilirdi. Kr. Cumont, a.g.y., I, s. 320.
63
Szde-Augustinus, Quaes(. ver. et nov rest , 114, 12 (= Textes et Monuments, II, 8). Baz yazarlar bu bilginin doruluunu kukuyla karlamaktadr, ama Loisy'nin dedii gibi,
"anlatlann kaba nitelii onun gerekliini dorulamaktadr; yazanmzn bu konuda syledikleri, yaplan hareketlerin onun anlamm bilmedii veya yinelemek istemedii bir simgesel
yorumu olduunu dndrtmektedir" {a.g.y., s. 183).
Mithraeum (og. Mthraea): Mithra tapmnn yapld tapnak -yn.
64
F. Cumont, Les religions orientaks, s. 142, levha XIII. Capua mithraeum'undaki baka desenlerin rprodksiyonlan iin, bkz. Vermasseren, Mithras, ekil 51-53, s. 132-133.
65
Cumont, Les Mystfres de Mithra, s. 135.
66
Commodus, 9 - Textes et Monuments, II, 21.
370

RAN'IN YEN SENTEZLER

aka tasvir edilmitir 6 7 Dier yandan Origenes," 8 her biri farkl madenlerden
yaplm (kurun, kalay, tun, demir, alam, gm ve altn) ve ayr ayn tanrlarla
ilikilendirilmi (kurun Kronos'la, kalay Aphrodite'yle vb) yedi basamakl bir
merdivenden sz eder. Byle bir merdiven byk olaslkla hem Mithrac gizli cemiyetin simgesi yerine geiyor, hem de riel bir rol - b u roln ne olduunu bilmiyoruz- oynuyordu.

218. "Eer Hristiyanln Yolu Kesilseydi..." Mithra mysfena'lar tartlrken,


Ernest Kenan'n mehur cmlesini alntlamak kanlmaz oluyor: "Eer byme
aamasndaki Hristiyanln yolu, herhangi lmcl bir hastalk tarafndan kesilseydi, dnya herhalde Mithrac olurdu." 69 Renan, Mithra tjrysteria'larmn III. ve IV.
yzyllardaki saygnlndan ve halk arasndaki yaygnlndan etkilenmi olsa gerek; herhalde ona en arpc gelen de, bu rrysteria'lann Roma imparatorluumun
btn eyaletlerine yaylm olmasyd. Gerekten de bu yeni mysteria

dini, gc ve

zgnlyle ar basyordu. Gizli Mithra tapm. Iran mirasn Yunan-Roma


sentezine katmay baarmt. Onun panteonunda, klasik dnyann balca tanrlar
Zurvan ve dier Dou tannlaryla yan yana boy gsteriyordu. Ayrca Mithra
mysteria'lan

imparatorluk ana zg tinsel akmlar, yani astrolojiyi, eskatoloji

speklasyonlann, gne dinini (filozoflar tarafndan gne tektanncl olarak


yorumlanyordu) zmsemi ve bnyelerine katmt. Iran mirasna karn, tren
dili Latinceydi. Yabana (Msrl, Suriyeli, Fenikeli) bir ruhban snf tarafndan
ynetilen dier Doulu selamet dinlerinden farkl olarak, mysteriahrm

efleri, pa-

ter'ler talya yanmadasndaki nfus gruplarndan ve Roma eyaletlerinden kyordu.


Aynca Mithraclk, orji nitelikli veya canavarca riteller iermemesiyle de dier
mysteria'lardan

ayrlyordu. Tam bir asker dini olan bu tapm, yelerinin disiplini,

kanaatkrl ve ahlakyla, eski Roma geleneini anmsatan bu erdemlerle bu dinin


dnda kalanlar da gerekten etkiliyordu.
Mithraclgn kazand yaygnlk ise mucizevi boyutlardayd: Iskoya'dan Mezopotamya'ya, Kuzey Afrika ve ispanya'dan Orta Avrupa ve

Balkanlar'a kadar

yaylmt. Tapnaklarn ou eski Roma eyaletleri olan Daya, Pannonia, Germania'da bulunmutur. (Tapm, ne Yunanistan'a ne de Anadolu'ya girmemi gibidir). Bu-

57

68
69

Ferma, il mitreo sotto la chiesa di Sama Prisca, s 72 vd; G. Becatti, Scavi di Ostia, c. II: i Mtrei
(Roma, 1954), s. 108 vd.
Contra Ceisum, VI, 22.
MarcAurek, s. 579.
371

DNSEL NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

nunla birlikte her bir gizli cemiyetin en fazla 100 ye kabul ettiini de hesaba katmak gerekir- Dolaysyla belli bir anda yz kadar tapman bulunduu Roma'da bile, mritlerin says 10.000'i gemiyordu. 70 Mithraclk neredeyse yalnzca askerlere ak gizli bir tapmd; dinin yaylma hatlar lejyonlarn hareketlerim izliyordu.
Erginlenme ritelleri hakknda sahip olduumuz kstl bilgi, Msr veya Frigya
mysferia'lanndan ok, Hint-Avrupa "erkek cemiyetlerTnin (Mnnerbnde) erginlenmelerini hatrlatmaktadr ( 175); nk daha nce de belirttiimiz gibi, Mithra
lm tanmam tek mysleria

tannsyd. Dier gizli tapmlar iinde yalnzca

Mithraclk kadnlar kabul etmiyordu. Kadnlarn selamet tapmlanna katlmnn


daha nce hi grlmemi oranlara ulat bir ada, byle bir yasak tm
dnyann Mithrachg kabul etmesini tamamen olanaksz klmasa bile, en azndan
ok gletiriyordu.
Yine de Hristiyanlk savunucular Mithraclgn olas "rekabet"inden ekiniyordu; nk mysteria'lan efkaristiyanm (kutsal ekmek ve arap ayini) eytani bir taklidi olarak gryorlard. lustinus, 71 ekmek ve suyu kutsama iin kullanmay ngren
"kt eytanlar" suluyordu; Tertullianus 72 "ekmein kurban olarak adanmas"ndan
sz ediyordu. Gerekten de erginlenmilerin ritel yemei, boann kurban edilmesinden sonra Mithra ve Sol'un yapt lenin bir ansyd. Bu tr lenlerin,
Mithrac erginlenmiler iin bir kutsama yemei mi oluturduunu, yoksa imparatorluk anda ok yaygn olan dier ritel ziyafetlerine mi benzediini saptamak
gtr. 73 Her ne olursa olsun, Mithrac (ne de dier mysteria'l

tapmlardaki)

lenlerin dinsel bir anlama sahip olduu inkr edilemez; nk belli bir tanrsal
rnei takip etmektedirler. Hristiyanlk savunucularnn onlara ynelttii sert
sulamalar, bu yemekleri ekmek-arap ayininin eytani taklitleri olarak knamalar
da onlarn kutsal niteliini gstermektedir. Erginlenme vaftizini baka tapmlar de
uyguluyordu. Ama II. ve III. yzyllarn Hristiyan teologlar asndan, Mithraclkla olan benzerlikler daha da rahatsz edicidir; kzgn demirle alna dalanan
iaret, onlara vaftiz kutsamasn tamamlayan bir ritel olan signatio'yu hatrlatyordu; ayrca II. yzyldan itibaren, iki din de tanrlarnn doumunu ayn gnde
(25 Aralk) kutluyor ve dnyann sonu, kyamet ve llerin dirilii konusunda benzer inanlar paylayorlard.

70
71
72
73

Kr. Widengren, "The Mithraic Mysteries," s. 453.


Apol, 66.
De praescr., 40.
Kr. I. P. Kate, "The Mithraic Cult Meal iri Us Greek and Roman Envronment," s. 343 vd.
372

IRAN IN YEN SENTE2LERI

Ama bu inanlar ve b u mitsel-ruel senaryolar zaten Helenistik ag ve Roma


dneminin Zeitgeist'mn

bir parasyd. Anlalan o ki, farkl bagdattrmac selamet

dinlerinin teologlar, deerini ve baarsn nceden bildikleri baz dnce ve


kalplam ifadeleri alp kullanmakta bir saknca grmyorlard (bu konuda daha
nce Frigya mysteria'lan rneini vermitik, 207). Sonuta asl nemli olan, dini
kabul ve erginlenme snavlar yoluyla renilen mitsel-ritel senaryoya getirilen
teolojik yorum ve kiisel deneyimdi (bu konuda hem Hristiyan olmayan kitleler
iinde, hem de Hristiyanlk tarihinde eitli kutsamalara yklenen ok sayda ve
farkl deeri hatrlamak yeterli olacaktr). 74
Birok imparator, zellikle de siyasi nedenlerle, Mithrachg destekledi. Diocletianus ve dier Augustuslar 307 veya 308'de Carnutum'da "imparatorluun y a r d m cs" Mithra'ya bir sunak adadlar. Ama Konstantinos'un 312'de Milvius kprsnde
kazand zafer, Mithraclgn sonunu getirdi, lulianos'un ok ksa saltanatnda
tapm tekrar eski saygnlna kavutu; bu filozof-imparator Mithrac olduunu
aklyordu. O n u n 363'te lmesinden sonra bir hogr dnemi balad, ama Gratianus'un 382 tarihli kararnamesi Mithraclga verilen resmi destei sona erdirdi.
Tm batini selamet dinleri ve gizli cemiyetler gibi, Mithra tapm de bask ve kovuturmaya uraynca tarihsel bir gerek olarak ortadan kayboldu. Ama Iran dinsel
dehasnn baka yaratmlar, giderek Hristiyanlaan dnyaya szmaya devam etti.
III. yzyldan itibaren, Maniheizmin baarlan kilisenin temellerini sarst ve Maniheist dualizmin etkileri tm ortaa boyunca srd. Dier yandan Iran kaynakl
birok dinsel dnce -zellikle sa'nn doumuna ilikin birka motif, meleklerle
ilgili bilgiler, magus izlei, Ik teolojisi, Gnostik mitolojinin baz unsurlar- sonunda hem Hristiyanlk hem de slam tarafndan zmsendi; baz rneklerde bu
dncelerin izleri erken ortaadan Rnesans'a ve Aydnlanma ana kadar takip
edilebilmektedir. 7 '

74
7

Kr. John R. Hinnels, "Christianity and the Mystery Cults," s. 20.


' Bkz. Bu eserin Ilt. cildi.
373

E L E T R E L KAYNAKA

212. Panhlann siyasal ve kltrel tarihi konusunda iyi bir sunum iin, bkz. Franz Altheim,
Alexandre

et I'Asie (Fr. ev. Paris, 1954), s. 275 vd; R. Ghirshman, Parthes el Sassandes (Paris,

1962); l. Wolski, "Les Achemenides et les Arsacides," Syria, 43, 1966, s. 65-89; ayn yazar,
"Arsakiden und Sasaniden," Festschriftfr

Franz Altheim (Berlin, 1969), I, s. 315-322.

Elinizdeki kitabn 1. cildinde, 100'de saylan ran'n dinsel tarihine ilikin tm genel sunumlar Parth ana ilikin blmler iermektedir. zellikle bkz. J. Duchesne-Guillemin, La
retigion de l'Iran ancien (Paris, 1962), s. 224 vd; G. Wdengren, Les religions de 1 'Iran (Fr. ev. Paris, 1968), s. 201 vd; ayn yazar, Iranisch-semtische

Kullurkegegnung in pariischer Zeit (Kln ve

Opladen, 1960); ayn yazar, "Jufs et lraniens l'epoque des Parthes." V'etus Tesamenfum, Ek
IV, 1957, s. 197-240; ayn yazar, "ran and Israel in Parthian Times," Temenos, II, 1966, s. 139177; Stig Wikander, Feuerpnester

in Kteinasien und Iran (Lund, 1946).

Hyslaspes'm Kehanetleri hakknda, bkz. Widengren, Les religions de l'Iran, s. 228 vd; J. Bidez-F. Cumont, Les mages hel/enises (Paris, 1934), I, s. 228 vd. John R. Hinnells bu Kehanetlerin Zerdtu teolojiyle uyumlu olduu kansndadr; kr. "The Zoroastrian Doctrine of Salvation in the Roman World" (Man and His Salvation.

Studies m Memory

oj S. C. F. Brandam,

Manchester, 1973, s. 125-148), s. 146 vd. Kr. F. Cumont, "La fin du monde selon les mages
occidentaux," RHR Ocak-Haziran 1931, s. 64-96.
Arsakidler devrinde krallk ve Mithridates Eupator'un mucizevi yaamyksndeki
erginleyici simgesellik hakknda, bkz. Widengren, "La leende royale de l'Iran antique," Hommages Ceorges Dumezl (Brksel, 1960), s. 225-237 ve Les religions de Uran, s. 266 vd.
213. Zurvan'n arkaik yaps hakknda, bkz. G. Widetgren, Hochgotglaube

im ailen ran

(Uppsala, 1938), s. 300 vd; aynca kr. Religions de l'Iran, s. 244 vd, 314 vd. Zurvan hakkndaki
metinler, R. C. Zaehner, Zurvan,

a zoroasnan

dilemma (Oxford, 1955) iinde evrilmi ve

yorumlanmtr; aynca kr. ayn yazar, The Teachings oj the Magi (Londra, 1956).
Zurvanilik hakkndaki geni klliyat iinden, Zaehner, Widengren ve Duchesne-Guillemin'in eserleri dnda, unlan sayalm: M. Mole, "Le probleme zurvante," JA, c. 247, 1959, s.
431-470; Ugo Biarchi, Zaman

i Ohrmazd

(Torino, 1958), s. 130-189; Gherardo Gnol,

"Problems and Prospects of the Studies on Persan Religon" (Problems and Methods oj the Hisory oj Religions, Leiden, 1971, s. 67-101), s. 85 vd.
Dou Avrupa'dan Sibirya'ya kadar her yana yaylm, Tann'nn rakibinin de rol oynad
kozmogoni mitleri zerine, bkz. M. Eliade, De Zalmoxis a Cengis Khan (1970), s 81-130 (Iran
efsaneleri s. 109-114'te zmlenmitir).
Eznik, Contre les seetes (ev. Zaehner, Zurvan, s. 438-439) iinde anlatlan mitin devamnda, Ahura Mazda dnyay yarattktan sonra gne ve ay nasl yapacan bilmiyordu. Ehrimen
ise bunu biliyordu ve demonlara bundan sz etti: Ahura Mazda gnei yaratmak iin annesi ve
ay yaratmak iin de kz kardeiyle yatmalyd. Bir demon reeteyi hemen gidip Ahura
Mazda'ya anlatt; kr. Eliade, De Zalmoxis

a Certgis Khan, s. 109-110 ve dipnot 80-81.


374

IRAN IN YEN SENTEZLER

Widengren'in ReligionsdeVlraridn

gsterdii gibi (s. 321), mogus'lar da ersest iliki uygulama-

laryla tannyordu. Eznik'in naklettii mitin devam bir elikiyi de iermektedir; nk


"baanh bir yaratc" olarak grnen Ahura Mazda ("Ahura Mazda'nm yaratt her ey iyi ve
doruydu"), yine de yaratmn tamamlayamamtr; burada baz dii otiosi trlerinin ayrt edici
zelliini oluturan "zihinsel yorgunluk" sz konusudur (kr. De Zalmoxis...,

s. 110 vd ve

birok yerde). Bu blm herhalde Panh Magilennin davrann dorulamak amacyla eklenmi, nedenbilimsel bir mittir.
214, Sasani andaki dinleri III. ciltte ele alacaz (bkz. daha aada 216). Widengren,
Les religions de Viran, s. 273 vd ve Duchesne-Guillemin, a.g.y., s. 276 ve devamnda bu konuda
iyi bir inceleme bulmak mmkndr. Bununla birlikte ge dnem metinlerinde rastlanan
birok anlayn Ahemeni dneminden daha eskiye uzanmadn unutmamakta yarar vardr;
kr. dig. yaz. birlikte G. Widengren, "The Problem of the Sassanid Avesta," Holy Book and Holy
Tradition iinde (yay. haz. F. F. Bruce ve E. G. Rupp, Manchester University Press, 1968), s. 3653.
Binyl retisi ve zaman forml (ardkra, fraokara

ve marokara)

hakknda, bkz. H. S.

Nyberg, "Questions de cosmogonie et de cosmologie Mazdeennes" (JA, 214, 1929, s. 193310; 219, 1931, s. 1-134), s. 89 vd; ayn yazar, Die Religionen de s diten Iran (Leipzig, 1938), s.
380 vd. Snrl zaman ve aydnlatma aralannn rol hakknda, bkz. M. Mole, Cul(e, myihe et
cosmologie dans tiran ancien (Paris, 1963), s. 395 vd.
215. ki yaratl hakknda, bkz. Nyberg, Duchesne-Guillemin, Zaehner ve VVidengren'n
kitaplan dnda, minh ve getik zerine, G. Gnoli, "Osservazioni sulla dourina mazdaica della
creazione" (Annali dell'lstituto Orientale di Napoli, zel say, 13, 1963, s. 163-193), s. 180 vd; S.
Shaked, "Some Notes on Ahreman, the Evil Spint and his Creation" (Studies in Myscism and
Reiigion presented to Cershom G. Scholem, Kuds, 1967, s. 227-234); ayn yazar, "The Notions
ming and getig in the Pahlavi Textes and Their Relation to Eschatology," Ata Orientalia,
1971, s. 59-107; Mary Boyce, A History oj Zoroastrianism

32,

I (Leiden, 1975), s. 229 vd. Aynca

bkz. Henry Corbin, "Le Temps cyclique dans le mazdeisme et dans Yismaelisme" (Eranos-Jahrbuch, 20, 1955, s. 150-217).
216. Gaymart miti zerine kaynaklar, A. Christensen, Les types du premier homme et du premier roi dans l'histore legendaire

de s Iraniens (Leiden-Uppsala, 1917-1934, 1, s. 19 vd), S. S.

Hanmann, Gaymart, etde sur le syncr&isme dans l'ancien iran (Uppsala, 1953; pek ikna edici
olmayan bir alma) ve M. MoU, Cuite, mythe et cosmologie (s. 280 vd, 409 vd, 447 vd) iinde
ksmen evrilip yorumlanmtr.
Duchesne-Guillemin, a.g.y., s. 208 vd, 324 vd; Zaehner, Davm and Twlight, s. 180, 232,
262 vd; M. Mole, a.g.y., s. 484 vd. (Hartmann'm savnn eletirisi) konunun iyi ilendii
almalardr. K. Hoffmann yan tanrsal bir Veda kiilii olan Mrtnda ("lmcl tohum") ile

375

DNSEL NANLAR VE D U U N C f L E R TARH - II

benzerlikleri ortaya karmtr; kr. "Mnnda et Gaymart," Munchener


Sprachwissenschajt,

Studien

jur

11, 1957, s. 85-103.

Makrokozmos-mikrokozmos izlegi ve kozmogoniyle, Gaymart'la ilikileri zerine, bkz.


Anders Olerud, L'ldie

de macrocosmos

el de microcosmos dans le T/MEE de Platon (Uppsala,

1951), s. 144 vd ve Ugo Bianchi, Zaman i Ohrmazd.

Lo zoroastriimo

netle suc origni e nella sue

essenza (Torino, 1958), s. 190-221 (s. 194 vd, Olerud'un eletirisi).


Yahudi evrelerinde dem hakknda benzer speklasyonlara rastlanr. Sbylla Kitaplar'

ndan, M II. veya 1. yzyl tarihli bir metin (111. 24-26), dem (Adam) adn bir kozmos simgesi
olarak aklar: A = analole, Dou; D = duss, Bat; A = arktos, Kuzey; M = mesembreia.

Gney.

Aynca kr. Kle Hanok'un Kitab (Charles. The Apocrypha, Oxford, 1913,11, s. 449); simyac Zosimos, Commenfaires authentiques,

ksm 11. ev. Festugiere, La Rtvation

'Hermes

Trismiste,

(Paris, 1944), s. 269.


Kurban edilen veya aslan masum bir varln tohumundan doan bitki-insanlar miti
zerine, bkz. M. Eliade, "Gaymart et la Mandragore," Ex Orbe religionum. Studia Geo Widengren
Oblata, II (Leiden, 1972), s. 65-74.
Bundahjn'de nakledilen daha eski bir rivayete gre, Gaymart saldrganlara iddetle direnmi ve lmeden nce onlara da byk kayplar verdirmitr. Maniheist mitolojide lk insan,
Gfchmurd (Gaymart) Kt'nn saldrsna kar direniin komutanyd; kr. G. Widengren,
"The Death of Gaymart" (Myths and SymMs.

Studies in Honor oj Mrcea Eliade, Chicago, 1969,

s. 179-193), s. 181. Aynca bkz. ayn yazar, "Primordial Man and Prostitute: A Zervanite Motif
in the Sassanid Avesta," Stuides m Mystiasm

and Reigton, presented

to Gershom

G. Scholem, s.

337-352.
Mkemmel nsan olarak Gaymart hakknda, bkz. M. Mote, Culte, mythe et cosmologie,

s.

469 vd. Mole'ye gre, "Mazdezm'in makro-insan Gaymart deildir; O, daha ok Ahura
Mazda'nn bir tecellisine benzer" (a.g.y., s. 410).
nsann iindeki tkenmez, yok olmaz unsurun farkl ifadeleri (ah, "can"; urvan, "ruh"; baodhal, "bilgi"; din vejravai)

Duchesne-Guillemin. a.g.y., s. 327 ve devamnda zmlenmitir.

Aynca burada konuyla ilgili eletirel kaynakann z de hatrlatlmtr.


Gelecek kurtanclar ve nihai yenilenme hakknda, bkz. Duchesne-Guillemin, s. 343-354
(eskatolojide fark edilebilen elikilerin ksa zmlemesi, s. 352-353); G. Widengren, Les religions de l'Iran, s. 127 vd; Molf, a.g.y.. s. 412 vd ve elinizdeki kitabn 1. cildindeki ( 111-112)
kaynakalar.
217. Franz Cumont'un iki ciltlik eseri, Iextes
Mithra,!,

et Monuments

jiguris

relatjs aux Mystires

de

II (Brksel, 1896, 1898) vazgeilmezliini korumaktadr. Ayn yazar kk bir sen-

tez kitab da yaymlamtr: Les Mysttres de Mithra (Brksel, 1900, 3. bask, 1913); aynca bkz.
Les religions orientaks

dans le paganisme romain (4. bask, Paris, 1929), s. 131 vd, 270 vd. Cu-

mont'un Mithraclk zerine, herhalde lmnden ay nce Mays 1947'de tamamlad son
almas ancak 1975'te yaymlanmtr: "The Dura Mithraeum," ev. ve yay. E. D. Francis, Mithraic Studies iinde (Manchester, 1975), s. 151-214. Cumont'un yorumunun eletirel bir

376

RAN'IN YEN SENTEZLER!

zmlemesi iin, bkz. R. L. Gordon, "Fran2 Cumont and che Doccrines of Mithraism," a.g.y.,
s. 215-248. Daha nce Stig Wikander. Cumont'un Etu<ks sur les Mysttres

de Mithra adl

almasnn yaymlanan ilk (ve tek) fasiklndeki (Lund. 1950) yeniden oluturma abasn
eletirmiti (ama bkz. Widengren'in deerlendirmeleri, Stand und Aufgaben der iranischen Relgionsgeschichte,

Leiden, 1955, s. 114 vd).

Yaztlar ve antlar klliyat M. I. Vermaseren, Corpus Inscriptionum


ors Mithriacae,

et Monumentorum Religi-

1-11'de (Lahey, 1956, 1960) guncellenmitir. Bkz. ayn yazar, Mithras, The Sec-

ret Go (Londra ve New York, 1963, Danca'dan evrilmitir).


A. Lisy, Les Mysteres poiens et le mystire

chrttien (2. bask, 1930), s. 157-198; R. Peuaz-

zoni, l Misleri (Bologna, 1924), s. 220-281; J. Duchesne-Guillemin, La rdigon

de l'lrar anaen,

s. 248-256; G. Widengren, "The Mithraic Mysteries in che Greco-Roman NVorld with Special
Regard to Their lranian Background" (La Persia e 1 mondo greco-romano

iinde, Accademia Na-

zionale dei Lncei, 1966, s. 433-455, yazarn daha nceki yaynlarna gndermelerle birlikte);
R. C. Zaehner, The Dawn and Twilight of Zoroastrianism,

s. 128 ve devamnda ksa sunumlar yer

almaktadr, Ayrca bkz. K. Prumm, Rdigonsgesctalches Handbuch fr den Raum der altckristiichen Umwelt (Freiburg im Breisgau, 1943), s. 281 vd.
1971'de Manchester'da yaplan Birinci Uluslararas Mithraclk ncelemeleri Kongresi'nin
teblileri, John R. Hinnells ynetiminde yaymlanmtr; Mithraic Stud/es (Manchester University
Press, 1971). ikinci Kongre 1975'te Tahran'da toplanmtr. Aynca bkz. The Journal of Mithraic
Studies, 1975 vd.
G. Widengren eserlerinin ounda Mithra mysteria'lannda bulunan Iran kkenli unsurlan
ne karmtr; bkz. son olarak "The Mithraic Mysteries," birok yerde. R. Merkelbach ran
kkenli baka zellikler de bulgulamtr; kr. "Zwei Vermutungen zur Mithrasreligion," Numen,
6, 1959, s. 154-156. Parth kralnn tahta k ve Meher zerine Ermeni rivayederi hakknda,
bkz. G. Widengren, Iranisch-semitische

Kulturbegegnung

in partischer Zeit (Kln ve Opladen), s

65 vd; S. Hartman, Gaymart (Uppsala, 1953), s. 60, dipnot 2, s. 180 ve dipnot 6. Kr. Eliade,
DeZalmoxis,

ss. 37 vd.

Carsten Colpe, "Mithra-Verehrung, Mithras-Kult und die Existenz iranischer Mysterien"


balkl makalesinde (Mitlime Studes, s. 378-405) mysteria'lann kkenini Pontus ve Kommagenes blgesine yerletirir; bu yazara gre, belki de daha yakn tarihli (MS II. yzyl) ve siyasal
ynelimli bagdatrmac bir tapm sz konusudur.
Kurban treninden nce Mithra ve boay gndeme getiren blmler zerine, bkz. Duchesne-Guillemin, a.g.y.. s. 250 ve M. 1. Vermaseren, Mithras, the Secret God, s. 79 vd; bu maceralar yalnzca Orta Avrupa'da, Ren ile Tuna arasnda kalan blgedeki antlarda tasvir edilmitir.
Kautes ve Kautopates zerine, bkz. Leroy A. Campbell, Mithraic Iconography

and ideolog/

(Leiden, 1968), s. 29 vd ve Martin Schwartz, "Cautes and Cautopates, the Mithraic Torch
bearers," Mithraic Studies iinde, s. 406-423; bu iki incelemede daha nceki klliyatn byk
blm de saylmtr.
Boga kurban tasvirlerinde, Mithra ba dnk olarak, "sanki arkasna bakyor gibi ve
yznde tuhaf bir hzn ifadesiyle gsterilir; genellikle solda yer alan bir karga ona doru egit-

377

DNSEL NANLAR VE DNCELER I A R 1 H I - II

mi$tir; yine genellikle soldaki kede gne, sagdakinde ay figrleri bulunur; aada bir ylan
ya da bir kpek yaradan fkran kana doru atlr; bir akrep can ekien hayvann testislerini
kskacyla sktrr ve inesiyle sokar; kimi zaman bir kannca da lene katlr; ya da boann
altnda duran bir kratCros tasvir edilir; bir aslan sanki testiyi koruyor veya testiden iiyor gibi
grnr; bu arada ylan da ayn ile urar gibidir.... Boann havaya dikilmi kuyruunun ucu
baak demeti biimindedir: Hatta kimi antlarda boann yarasndan kan yerine baaklar
fkrdg gsterilir" (Loisy, Les Mystires paiens, s. 185-186, Cumont'u zetlerken).
Boga kurban eden Mithra zerine olduka geni kaynaka iinden unlan hatrlatalm:
Vermasseren, a.g.y.. s. 67 vd; ayn yazar, "A llnique Representaton of Mithras," Vigliae Chrisianae, 4, 1950, s. 142-256; L. A Campbell, Mithraic Iconography,

s. 247 vd; John R Hinnells,

"Reflections on the Bull-Slayng Scene," Mithraic Studies, s. 290-312 (yazar, boa kurban sahnesinde bulunan hayvanlann -kpek, ylan, akrep- yi ve Kt arasndaki atmay temsil ettiini ne suren Cumont'un yorumunu reddeder).
Iran Zerdtilerinde Mihragan srasnda hayvanlann kurban edilmesi zerine, bkz. Maty
Boyce, "Mihrragan

Among the Irani Zoroastnans," Mithraic Studes, s. 106-118.

Mithra erginlenmesinin yedi derecesi hakknda, bkz. F. Cumont, Textes et monuments


jigures, 1, s. 314 vd; G. Widengren, "The Mithraic Mysteries," s. 448 vd; Campbell, a.g.y., s. 303
vd. Uzun sre, ikinci derece nymphus degl, Hieronymus'un hibir yazmasnda (Ep. ad Laetam,
107, 10) gememesine karn, lryplius'tu; ama bu tenm San Slvestro Mithra yaztlarnda
bulgulanmtr; kr. Bnce M. Metzger, "The Second Grade of Mithraic nitiarion," Hstorical and
terary

Sludies iinde (1968), s. 25-33. Aynca bkz. W. Vollgraff, "Les cryfi des inscriptions

mihraiques," Hommage d Waldemar

Deonna (Brksel, 1957), s. 517-530.

Baz bilginlerin, IV. yzyldan bir yazann (Szde Augustinus, Quues(. vei. et novi Test., 114,
12) betimledii erginlenme trenini doru kabul etmek konusunda tereddtleri vardr; kr. F.
Saxl, Mithras. Typengeschichte

Untersuchungen

(Berlin, 1931), s. 67, dipnot 2. Buna karlk Lo-

sy'nin ardndan (a.g.y., s. 183), Prmm (Handbuch,


mann, Die Umvelt des Christentums

s. 290) ve J. Leipold (Leipold-W. Grund-

iinde, c. III, Berlin, 1967, s. 35) bu metinde yaplan

erginlenme snav betimlemelerinin gerek olduunu kabul etmektedir.


Capua'daki mithraeum

fresklerinin renkli rproduksyonlan ksa sre nce M. J. Vermasse-

ren, Mithriaca, I: Tle Mithraeum at Sa. Mana Capua Vetere (Leiden, 1971) iinde yaymlanmtr.
Aynca bkz. ayn yazar, Mithriaca, II: The Mithraeum

at Ponza (1974).

218. Mithra mysteria'lannn Roma mparatorluu iinde yaylmas zerine zengin bir kaynaka mevcuttur. Bkz. F. Cumont, Textes et monuments jiguris ve M. I. Vermasseren, Corpus
ifjscnpiionum, I-Il. Aynca kr. Vermasseren, Mithriaca,
cultede Mithra sur la cte septentrionale

1-11; W. Blawatsky ve G. Kochelenko, Le

de la mer Noire (Leiden, 1966); V. J. Walters, The Cult oj

Mithras in the Roman provinces oj Gaul (Leiden, 1974); G. Ristow, Mithras in rmischen Ktn (Leiden, 1974); CC. M. Daniels, "The Role of the Roman Army in the Spread of Practice of
Mithraism," Mithraic Studies, s. 249-274; Nicolae Mitru, "Mithraismul in Dacia," Studii Teologice
(Bkre), Seria II, c. 23, 1971, s. 261-273.

378

IRAN'IH YEN SENTEZLER!

R, Merkelbach, Mithrac kozmogoninin Platon'un Timaos'undan esinlendii kansndadr.


Kr. "Die Kosmogonie der Mithra-mysterien" (Ercmc-jahrbuch,

34, Zrih, 1966, s. 219-258), s.

249 v'd Aynca bkz. R, Turcan, Milhras Platonicus. Recherches sur l'hellenisaon

philosophique

de

Mithra (Leiden, 1975),


Antik adaki tapm yemeklerinin karlatrmal bir zmlemesi iin, bkz. J. P. Kane,
"The Mithraic Cult Meal in Us Greek and Roman Environment," Mithraic Studies, s 313-351
(zellikle bkz, s 341 vd). Aynca bkz. A. D. Nock, "Hellenistic Mysteries and Christian
Sacraments," Mremosytte, Ser. 4, 5, 1952, s. 177-213 (bu inceleme Essavs on Religion and the
Anciett World, Oxford, 1972, s. 791-820'de yeniden baslmtr) ve daha aada, 220'de belirtilen kaynaka.
Hristiyan din savunucusu yazarlarn tankl zerine, bkz, Carsten Colpe, "Die Mithramystetien und die Kirchenvter," itomanitas et Ckistianitas,
dam-Londra), s. 29-43.

379

Stufta /. H. Wasirf; iinde (Amster-

XXVIII. B L M

HIRSTYANLIIN DOUU

219. Bir "Mehul Yahudi": Nasrah Isa MS 32 veya 33'te, Hristiyanlara zulmetmekte gsterdii gayretle sivrilen Saul adnda gen bir Ferisi, Kuds'ten am'a
gidiyordu. "Birdenbire gkten gelen bir k evresini aydnlatt. Yere yklan Saul,
bir sesin kendisine 'Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?' dediini iitti. Saul, 'Ey
Efendim, sen kimsin?' dedi. 'Ben senin zulmettiin sa'ym' diye yant geldi. 'Haydi
kalk ve kente gir, ne yapman gerektii sana bildirilecek.' Saul'la birlikte yolculuk
eden adamlann dilleri tutuldu, olduklar yerde kalakaldlar. Sesi duydularsa da
kimseyi gremediler. Saul yerden kalkt, ama gzlerini atnda hibir ey gremiyordu. Sonra kendisini elinden tutup am'a gtrdler, lj gn boyunca gzleri
grmeyen Saul hibir ey yiyip imedi." Sonuta Hananya adndaki bir Hristiyan,
sa'nn gr yoluyla verdii talimat zerine, ellerini Saul'n zerine koydu ve Saul
yeniden grmeye balad. "Kalkp vaftiz oldu. Sonra yemek yiyip, kuvvet buldu." 1
Bu olay. Isa armha gerildikten iki veya yl sonra gereklemiti (sa'nn tam
hangi tarihte ldrld bilinmiyor: MS 30 veya 33 olabilir. Dolaysyla Pavlus'un Hristiyanl kabul etmesinin tarihi en erken 32, en ge de 36 olarak saptanabilir). leride greceimiz gibi, isa'nn diriliine inan Hristiyanln, zellikle
de Aziz Pavlus Hristiyanlnn temel unsurunu oluturur. 2 Bu olgu ok nemlidir;
nk Hristiyan cemaatinin tarihini anlatan ilk belgeler Pavlus'un Mektuplan'dr.
Mektuplar'n hepsine benzersiz bir ateli inan damgasn vurmutur: Diriliin,
dolaysyla sa araclyla eriilecek selametin kesinlii. Yunan dili ve edebiyatnn
byk uzman Willamowitz-Moellendorff, "sonunda Yunan dili canl ve yakic bir
tinsel deneyimi ifade ediyor" diye yazmt. 3
Bir baka olgunun daha altn izmek gerek: sa'nn mesihligini onaya karan
olayla Pavlus'un anlatlan esrime deneyimi arasnda ok ksa bir sre - b i r k a yl
bulunmas, imparator Tiberius'un saltanatnn onbeinci ylnda (demek ki MS 28-

2
3

Elilerin leri 9:3-5,18-19. ler'in yazan ditilmi sa ile am yolundaki karlamay iki yerde daha anlatr; 22:4-21; 26:12-20.
Pavlus, Korintlilere 1. Mektup'ta, dinlen tsa'nn kimlere grundgn listeler (15:1-2).
Willamowuz-MoeHendorff, aktaran G. Bornkamm, Paul, s. 9-10.
380

HIRSTYANLIIN D 0 C U 5 U

29'da), Vaftizci Yahya admda bir ileci, eria Irma'nn evresindeki blgeyi dolaarak, "insanlan, gnahlarnn balanmas iin tvbe edip vaftiz olmaya ard"
(luka 3:1-3). Tarihi Flavius Josephus onu, Yahudileri erdem, adalet ve dindarlk
yoluna aran "namuslu bir adam" diye betimler. 4 Aslnda Yahya, esinli, fkeli, yaman bir adam; Yahudi dinsel ve siyasi hiyerarilerine aka isyan etmi gerek bir
peygamberdi. Binylc bir mezhebin nderi olan Vaftizci Yahya, kralln yaknda
kurulacan aklyor, ama mesihlik unvanm sahiplenmiyordu. ars olaanst
bir baan kazand. Tm Filistin'den vaftiz olmak zere koup gelen binlerce kii
iinde, Celile'deki Nasra'da domu Isa da vard. Hristiyan anlatsna gre, Vaftizci Yahya onu grr grmez Mesih olduunu anlad.
isa'nn neden tr vaftiz olmak istedii bilinmiyor. Ama ona mesih saygnlnn vaftizle indii kesindir. ndilerde, bu vahyin gizemi, Tann'nn R u h u n u n bir
gvercin gibi inmesi imgesi ve gklerden gelip yle diyen sesle yanstlmtr:
"Sevgili Olum budur..." (Matta 3:16; kr. Markos 1:11; Luka 3:22). Vaftizin hemen
ardndan sa le ekildi, indilerde, eytan tarafndan snansn diye, "Ruh'un isa'y
le gnderdii" belirtilir (Markos 1:12; Matta 4:1-10; Luka 4:1-13). Bu denemelerin mitolojik nitelii aka bellidir, ama simgesellikleri Hristiyan eskatolojisine
zg yapy ortaya koyar. Morfolojik adan senaryo, Gotama Budha'nn getiklerine benzeyen, bir dizi erginlenme snavndan olumaktadr (kr. 148). sa krk gn
krk gece oru tutar ve tblis onu "ayartmaya" alr: nce mucizeler gerekletirmesini ister ("Tanr'nn Ogluysan u taa syle ekmek olsun"; blis onu Kuds'e
gtrp tapnan tepesine karr, "Tann'nm Oluysan kendini buradan aa at"
der), sonra ona mutlak iktidar vaat eder: "Btn buralarn ynetimini ve zenginliini sana vereceim." Baka bir deyile, iblis ota, kendisine tapmas kouluyla.
Roma mparatorluu'nu yok etme gcn (yani kyamet metinlerinde de haber verilen, Yahudilerin askeri zaferini) sunmaktadr. 5
Isa bir sre insanlan tpk Yahya gibi ve muhtemelen daha baarl bir biimde
vaftiz etti (kr. Yuhana 3:22-24; 4:1-2). Vaftizci Yahya'nn Hrodes {Antipasl

4
5

Ant.Jud., 18, dize 2, 116-119.


Geri "ayartmalar" senaryosu InciUerde derlenen mucizevi rivayetler arasna daha ge bir
dnemde, 66-70 ayaklanmasnn baanszlga uramasndan, yani Romallarn tapna
ykmasndan sonra katlmtr. Ama kilisenin iinde gelitii simgesel onamda, "ayartmalar"
isa'nn gerekletirecei mucizelerin (nk ksa bir sre sonra suyu araba dntrecek,
ekmekleri ve balklan herkesin kamn doyuracak ekilde oaltacaktr) ve Hristiyanln
zaferinin habercisiydi (nk Roma imparatorluu bir silahl ayaklanmayla yklmasa da, sonunda yenilecek, yani Hristiyan olacakt).
381

DNSEL I N A N C U R VF DNCELER TARH - II

tarafndan tutuklandn renen tsa, Yahda'dan ayrlp ana yurduna {Celile}


dnd. Flavius Josephus, Hirodes'in bu davrann duyduu korkuyla aklar:
Hirodes, Vaftizci Yahya'nn kitleler zerindeki nfuzundan ekiniyor ve bir ayaklanma kacandan korkuyordu. Her ne olursa olsun, onun hapsedilmesi sa'nn
vaazlarn balatt. sa, Celile'ye gelir gelmez, Evangelos'u, yani Tanr'nm Mjde'sini
duyurdu: "Zaman doldu, Tanr'nn Egemenlii yaklat. Tvbe edin, Mjdeye
inann!" 6 Bu ar, bir yzyldan uzun bir sredir birka istisna dnda tm Yahudi
dinselligine egemen olan eskatolojik umudu ifade etmektedir. Peygamberlerin ve
Vaftizci Yahya'nn ardndan, sa da dnyann ehresinin ok yaknda deieceini haber veriyordu: Vaaznn z budur (kr. I 220).
sa, evresine toplanan ilk mritleriyle birlikte, sinagoglarda ve ak havada vaaz ve ders veriyor, zellikle de sradan, yoksul insanlara sesleniyordu. Kutsal tarihe
ve Tora'nn en sevilen kiiliklerine gndermeler yaparak, hatrlanamayacak kadar
eski alara dayanan imge ve simge "krk ambar"ndan yararlanarak, zellikle de
simgesel bir dil olan mesellere bavurarak geleneksel didaktik yntemleri kullanyordu. Helenistik dnyann daha pek ok "tanrsal insan"mda da grld gibi,
sa da hekim ve otacyd, her trl hastal iyiletiriyor ve insanlar tutsak alan
kt ruhlar karyordu. Gsterdii baz mucizelerin ardndan, byclkle
suland ki, bu suun cezas idamd. Bazdan, "cinleri, cinlerin nderi Baalzevul'un
gcyle kovuyor" dediler. "Bazlar ise O'nu denemek amacyla gkten bir belirti
gstermesini istediler." 7 Yahudiler kt ruh kovuculannm ve otaclarn nn
henz unutmamt; I. veya II. yzyldan bir rivayet, "byclk yapan ve israil'i
yoldan karan" Yeu'dan sz eder. 8
sa'nn vaaz, siyasal ve dinsel adan nfuz sahibi iki grubu, Ferisleri ve Sadukleri kayglandrmakta gecikmedi. Ferisler, Nasralnn Tora'ya kar taknd
fazla zgr tavrdan rahatszd. Sadukller ise, her trl mesihi propagandann yol
aabilecei karklklardan saknma gayreti iindeydi. Gerekten de sa'nn vaaz et-

6
7

Markos 1:15. Matta 4:17, "Gklerin Krall"ndan sz eder, ama bu iki tenm eanlamldr.
luka 11:15-16. Luka, "bir belirti gstermesi" isteinin ve byclk sulamasnn anlatsal
bir birlik oluturduunu iyi grmtr; dier ndilerde bu olaylar ayn ayn nakledilir, Markos 3:22; 8:11; Matta 12:24, 38; 16:1; kr. Dodd, The Founckr of Christianity, s. 179, dipnot
11.

Kr. B Sanhedrin, 43. Bu metnin nemi, Hristiyan kaynaklanndan bamszlndan ileri gelmektedir ve daha sonra deerlendireceimiz baka bilgiler de vermektedir (kr. ilerideki
dipnot 12). Talmud kaynaklan J. Klausner, Jesus of Nazareth, s. 17-47'de saylp
tartlmtr.
382

HIRSTYANLIIN D O U S U

tigi T a n n ' n m Krall, bazlarna "Yurtseverler"in dinsel banazln ve siyasi


dnszlgn hatrlatyordu. Yurtseverler, Romallarn otoritesini tanmay reddediyordu; nk onlara gre "Tek Ynetici ve Efendi Tann'yd."* Oniki havarinin en
azndan biri. Yurtsever Simun, 10 eski Yurtseverlerdendi (Markos 3:18). Luka'ya
gre, sa armha gerildikten sonra, rencilerinden biri yle der: "Biz O'nun srail'i kurtaracak kii olduunu ummutuk" (24:21).
Zaten tncil yazarlarnn kitaplarnda anlatlan en grkemli ve gizemli olaylardan
biri, isa'nn duyurduu Krallk konusundaki yanl anlamay da ortaya koyar. 11 Isa
gnn bir blmnde vaaz verdikten sonra, Taberiye Gl'nn kylarna kadar
peinden gelmi 5.000 kiinin yiyecei olmadn renir. O zaman hepsini oturtur ve ellerindeki birka ekmei ve bal mucizevi bir biimde oaltarak herkesin
k a m n doyurmasn salar. Arkaik bir ritel davran sergilenerek, grubun mistik
dayanmas ifade edilmi veya onarlmtr. Bu rnekte ortaklaa yemek esfehaton'un simgesel ncl anlamna da gelebilir; nk Luka (9:11), sa'nn daha nce
onlara Tanr'nn Krallndan sz ettiini belirtmektedir. Ama bu yeni mucizeyle
gzleri kamaan kalabalk, o szn derindeki anlamn kavramam ve sa'y o kadar beklenen, srail'i kurtaracak "Mesih-Kral" sanmtr. "Isa onlann gelip kendisini
kral yapmak zere zorla gtreceklerini" anlad (Yuhanna 6:15). O zaman kalabal
datt, rencileriyle birlikte bir kaya bindi ve Taberiye Gl'nn kar yakasna
geti.
Bu yanl anlama, erken domu bir ayaklanma olarak yorumlanabilirdi. Her ne
olursa olsun, kalabalk isa'y terk etmiti. Yuhanna'ya gre (6:66-67), yalnzca
Onkiler ona bal kald. sa, MS 30'un (veya 33'n) ilkbaharnda Fsh bayram yortusunu Kuds'te kutlamaya, onlarla birlikte karar verdi. Bu seferin amac konusunda uzun sre tartld -tartma hl srmektedir. Anlald kadaryla Isa,
arsn israil'in dinsel merkezinde duyurmak, bylelikle karsmdakileri olumlu

* Yurtseverler veya Zelotlar (ya da kelime anlamyla Gayretliler): Roma igaline ve onlann
oktannh dinlerini Yahudilenn yaad topraklarda yayma giriimlerine kar iddetle
direnen muhafazakar Yahudi grubu. Yahudilerin siyasal ve dinsel yaamndan hibir dn
verilmemesi gerektiini savunduu iin Roma'yla uzlama yanls Yahudilerle de atmtr,
ilerinden Sicarii (Lat. scanus'dan 'katil') denilen bir grup ise bu amalar dorultusunda
terre bavurmutur -yn.
9
josephus, Ant.Jud., 18, 1, 6, 23.
10
Kr. Brandon.Jesus and theZealotes, s. 44-47, 243-245.
" Bu olay dn incil'de de anlatlmtr (Markos ve Matta onu ikier kez anlatr); Markos 6:3044; 8:1-10; Matta 14:13-21; 15:32-39; Luka 9:10-17; Yuhanna 6:1-15.
383

DNSEL NANLAR VE DUSUNCELIIR TARH - II

ya da olumsuz bir yanta zorlamak istiyordu. 12 Kuds'e yaklatnda, bazlar


"Tann'nn Krallnn hemen ortaya kacan sanyorlard" (Luka 19:11). sa kente
bir mesih kral gibi girdi (Markos 11:9-10), satclar ve alclar Tapmak'tan kovdu
ve halka vaaz verdi (11:15 vd). Ertesi gn yeniden Tapnaa girdi ve bag sahibinin
kirasn istemek iin gnderdii kleleri ldrdkten sonra, olunu da yakalayp
ldren kaatil baclar meselini anlatt. sa szlerini yle balad: "Bu durumda
ban sahibi ne yapacak? Gelip baclar yok edecek, ba da bakalarna verecek"
(12:9).
Rahipler ve khinler iin meselin anlam akt: Peygamberlere zulmedilmi ve
en son gnderilen Vaftizci Yahya da yeni ldrlmt. sa'ya gre, srail hl
Tann'nn Bag'n temsil ediyordu, ama dinsel hiyerarisi mahkm edilmiti; yeni
srail'in baka nderleri olacakt. 13 stelik

sa, ban mirassnn, efendinin

"sevgili oglu'nun kendisi olduunu ima ediyordu - b u mesihi aklama igalci


glerin kanl misillemelerine yol aabilirdi. Bakhin Kayafa'nm aka dile getirecei gibi, "btn ulus yok olacana, halk uruna bir tek adamn lmesi" daha uygundu (Yuhanna 11:50). Hem olaya hzla mdahale etmeleri, hem de Isa yandalann kukulandrmamalan gerekiyordu. Tutuklama geceleyin ve gizlice yaplmalyd. Fsh arifesinde, sa son yemei rencileriyle birlikte kutlad. Bu son ortak sofra, Hristiyanln ana riteline dnecekti: Anlam zerinde ilende duracamz ( 220), efkaristiya.
"ilahi syledikten sonra, dar kp Zeytin Dag'na doru gittiler" (Matta
26:30). Rivayetlerde, bu dokunakl geceden geriye, Hristiyanlarn bilinlerini hl
uratran iki olayn ans kalmtr. sa Petrus'a, "bu gece horoz tmeden" kendisini kez inkr edeceini haber verir (Matta 26:34; kr. Markos 14:26-31). Aslnda
sa Petrus'u rencilerinin en istikrarls, mminler cemaatini ayakta tutacak adam
olarak gryordu. Onun inkn insann zayfln doruluyordu yalnzca. Bununla
birlikte byle bir davran Petrus'un saygnln ve karizmatik erdemlerini asla
yok etmez. Bu ac verici olayn anlam bellidir: Selamet dncesine dayal tutumda, ne insani erdemler, ne de gnahlar hesaba katlr; nemli olan nedamet getirmek ve u m u d u n u yitirmemektir. Eer gemiteki bu Petrus rnei olmasa, Hristiyanlk tarihinin byk bir blmnn gerekelendirilmesi gleirdi; onun sa'y
inkr ve nedamet getirmesi (Matta 26:74) bir anlamda tm Hristiyan yaam iin
ibret alnacak mkemmel rnee dnmtr.
12
13

Dodd, agy.. s. 139 vd; R. M. Grant, Auguitus lo Constantine, s. 43.


Kr. Dodd, s. 150.
384

HIRSTYANLIIN D O U U

"Getseman denen yerde" geen u sahne de en a2 ayn lde m e k oluturmaktadr. Isa yanna Petrus ve dier iki rencisini alr ve onlara yle der:
"lesiye kederliyim. Burada kaln, benimle birlikte uyank durun" (Matta 26:38).
Birka adm atar, "yzst yere kapanp dua etmeye" balar: "Baba, mmknse bu
kse benden uzaklatrlsm, Yine de benim deil, senin istediin olsun" (26:39).
Ama rencilerinin yanma dndnde, onlan uyumu bulur. Petns'a yle der:
"Demek ki benimle birlikte bir saat uyank kalamadnz!" (26:40). Onlara bir kez
daha "uyank durup dua edin" der. Ama bounadr: "Geri geldiinde rencilerini
yine uyumu buldu. Onlann gz kapaklarna arlk kmt" (26:41-43; kr.
Markos 14:32-42; Luka 22:40-46). Glgam'm yaad servenden beri ( 23), uykuyu yenmenin, "uyatk" kalmann en zor erginlenme snavn oluturduu bilinmektedir; nk bu snav insanlk halinin almasn, "lmszl" hedeflemektedir. Getseman'de "erginleyici uyanklk hali"nin -birka saatle snrl olmasna
karn- insann gcn at ortaya kmtr. Bu baarszlk da Hristiyanlarn
ou iin bir ibrete dnecektir.
Ksa sre sonra Bakhin'n muhafzlan, herhalde Romal askerlerin de desteiyle, sa'y tuluklar. Olaylann sonraki akn saptamak gtr. ndiler'ele iki ayr
yarg nakledilmektedir. Sanhednn sa'nn kfr suu ilediine karar verdi; nk
bakhin ona, "Yce Olat'm Olu Mesih sen misin?" diye sorunca, Isa "Benim" diye
cevap verdi (Markos 14:61-62; kr. Matta 26:57-68; Luka 22:54, 66-71). Kfrn
cezas talanmayd, ama o dnemde Sanhedrin'in idam cezas verme yetkisine sahip
olup olmad kesin deildir. Her ne olursa olsun, sa daha sonra Yahuda valisi
Pontius Pilatus tarafndan yargland. Ayaklanma karmakla sulanp ("Sen Yahudilerin kral msn?"), tipik bir Roma cezas olan armha gerilerek idam edilmeye
mahkm oldu. Kendisiyle alay edilen sa (zerine mor bir giysi giydirilir, bana
dikenlerden rlm bir ta geirilir; askerler onu "Selam, ey Yahudilerin Kral"
diye selamlar), iki "haydudun" arasnda armha gerilir. Josephus bu terimi ISstai
sk sk asileri ifade etmek iin kullanrd, "isa'nn idamnn, Roma hkmetine
kar giriilen Yahudi ayaklanmasnn bastrlmas ve Yahuda'daki ibirlikilerinin
yok edilmesi balamna oturduu aktr. Kuds'teki yetkili makamlann gznde,

* sa zamannda Kuds'teki en yksek hukuk kurumu ve Yahudi konsili -yr.


385

DNSEL NANCI-AR VE DNCELER TAKIMI - II

Tann'nn Krallnn kurulacana ynelik her aklama, bir Yahudi krallnn yeniden kurulmas anlamna geliyordu." 14
sa'nn tutuklanmas, yarglanmas ve armha gerilmesi, mminlerin dalmasna yol at. sa tutuklandktan ksa bir sre sonra, onun en gzde rencisi Petrus
kendisini kez inkr etti. Mutlak iman dnda anlalmas olanaksz aynks bir
olay gereklemeseydi, isa'nn vaaz etlikleri, hatta belki ismi bile kesinlikle unutulup giderdi: armha gerilenin dirilii. Pavlus'un ve Inciller'in naklettii rivayet,
bo mezara ve dirilen sa'nn saysz tezahrne belirleyici bir nem atfetmektedir.
Bu deneyimlerin nitelii ne olursa olsun, onlar Hristiyanln kaynan ve temelini oluturur. Dirilen sa Mesih'e inan, manevi gcn yitirmi bir avu kaa, yenilmezliine gvenen kararl insanlar grubuna dntrmtr. Havarilerin de yeni
bir hayata dogmadan ve Tann'nn Mjdesi'nin ilk misyonerleri olmadan nce,
umutsuzluk ve tinsel lm erginlenme snavndan getikleri sylenebilir neredeyse.

220. Mjde: Tann'nn Krall Yakndr Rudolf Bultmann, sa'nn yaamyklerinin "katlanlmaz yavanlndan sz ediyordu. Gerekten de az saydaki tanklk
pek gvenilir de deildir. Bunlarn en eskileri -Pavlus'un Mektuplar- sa'nn tarihsel yaamn neredeyse hi dikkate almaz. 70 ile 90 arasnda yazlan Sinoptik ndiler," ilk Hristiyan cemaatlerinin szl olarak naklettii rivayetleri derler. Ama bu
rivayetler hem sa'ya, h e m de dirilmi Isa Mesih'e ilikindir. Bu durum onlarn belgesel deerini mutlak olarak zedelemez; nk Hristiyanln ana unsuru, bir kurucuyu sahiplenen her din gibi, bellefc'tir. sa'nn ans, her Hristiyanm izlemesi gereken rnei oluturur. Ama ilk tanklarn naklettii rivayetler, yalnzca "tarihsel"
deil, ayn zamanda "ibret alnacak" nitelikteydi, isa'nn etkinliinin aslna uygun,
kesin doru anlann deil, olaylarn ve vaaz edilen inanlann nemli yaplarn
koruyorlard. Bu iyi bilinen bir grngdr, stelik yalnzca dinler tarihiyle de
snrl deildir.
Dier yandan, ilk Hristiyanlar olan Kuds Yahudilerinin, Filistin Yahudilii
iinde kyameti bir mezhep oluturduu gereini de hesaba katmak gerekir. Onlar, Mesih'in ikinci kez geliinin hemen gereklemesini bekliyordu; onlar ilgilendiren eskatolojik bekleyiin tarihyazm deil, tarihin sonuydu. Aynca, dirilen

14

Grant, Auguslus to Constantne, s. 43. Talmudu gelenek, sa'nn Yahudi makamlar


tarafndan yarglandn ve Fsh arifesinde aslarak idama mahkm edildiini nakleder; Klausner, Jests o/ Nazareth, s 18 vd.
" erik asndan birine benzeyen Matta, Markos, Luka ndileri -yn.
386

HIRSTYANLIIN D O U S U

stat figr evresinde ok erken dnemden balayarak kurtarc tanrlarn ve ilahi


esinli insann (theios anthropos)

mitolojilerini andran bir mitoloji ekillenmiti ki,

bu da olaan bir eydi. Daha ileride deineceimiz bu mitoloji ( 222) ok


nemlidir: Hem Hristiyanla zel dinsel boyutu, hem de Hristiyanln daha sonraki tarihini anlamamza yardmc olmaktadr. Nasral sa'nn izdmn arketipler ve akn figrlerle dolu bir evrene yanstan bu mitler, onun kendi davranlar
ve szleri kadar "gerektir": Gerekten de bu mitler onun ilk ve zgn arsnn
yaratcln ve gcn dorular. Zaten Hristiyanln dinsel dili, bu evrensel
simgesellik ve mitler sayesinde, kmenik bir nitelik alr ve anayurdu dnda da
anlalr hale gelir.
Sinoptik Inciller'in bize arnn zn, ncelikle de Tanr'mn Krallnn ilann aktard ittifakla kabul edilir. Daha once de hatrlattmz gibi ( 219), Isa Tanr'mn eliliine Ceiile'de Tann'nn Mjdesi'ni duyurarak balar: "Zaman doldu;
Tann'nn Krall yaklat" (Markos 1:15). 15 Eskhaton

yakndadr: "Burada bulunan-

lar arasnda, Tann'nn Krallnn gl biimde gerekletiini grmeden lm


tatmayacak olanlar var" (Markos 9:1). "O gn ve o saati, ne gkteki melekler, ne
de Oul bilir; Baba'dan baka kimse bilmez" (Markos 13:32).
Ne ki, sa'nn baz baka ifadeleri. Kralln kurulduu izlenimini uyandrr. Bir
adamn iindeki cini kovduktan sonra, yle der: "Ama ben cinleri Tann'nn eliyle
kovuyorsam, Tann'nn Krall zerinize gelmi demektir" (Luka 11:20). Isa, baka
bir yerde, Vaftizci Yahya'nn zamanndan beri "Gklerin Krall zorlanyor, zorlu
kiiler onu ele geirmeye alyor" der (Matta 11:12). Bu ifade herhalde, Tann'nn
Krall iddet kullanan kiiler tarafndan engellense de, artk balamtr, buradadr, anlamna gelmektedir. 16 O an metinlerinde sk sk dile getirilen kyamet
alametlerinden farkl olarak, Tanr'mn Krall felaketler yaanmadan, yani dsal
iaretler grlmeden geliverir. "Tanr'mn Krall gze grnr bir ekilde gelmez.
nsanlar da 'te burada' ya da 'te urada' demeyecekler; nk Tanr'mn Krall
iinizdedir" (Luka 17:20-21). Tanr'mn Krall benzetmelerde, tek bana filizlenen
tohumun giderek bymesine (Markos 4:26-29); hardal tanesine (30-32), hamuru
kabartan mayaya (Matta 13:33) benzetilir.

15

16

ada yorumlar. Tann'nn Krallna ilikin dn ifadeyi de (Markos 1:15a; Luka. 11:20;
Luka 17:20-21; Matta 11:12) gerek kabul etmektedir. Kr. Perrin, Redtscovermg tfte Teachings ofjesus, s. 63 vd; ayn yazar, The Ncvv Teslament: An nlroducton, s. 288 vd.
E. Ksemann, "The Problem of the Htstorical Jesus," s. 42 vd; Permi, eiiscoverig, s. 76.
387

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - II

Tann'mn Krall hakkndaki bu iki ayr aklama - o k yakn bir gelecekte


u anda,
lir.

17

imdi-

veya

sa'nn eliliinin birbirini izleyen evrelerine denk dyor olabi-

Bunlarn ayn arnn iki farkl yorumunu ifade etlikleri de varsaylabilir: 1)

Peygamberlerin ve kyamet metinlerinin haber verdii Kralln, baka bir deyile


"tarihsel dnyann sonu"nun ok yaknda gerekleecei ve 2) sa'nn aracl sayesinde zaten imann geici olmayan imdiki zamannda yaayanlarn etkinliinin,
T a n n ' m n Krallnn geliini hzlandrmas. 18
isa'nn Mesihliini asl vurgulayan, arnn bu ikinci olas yorumudur. rencilerinin isa'y Mesih olarak kabul ettiine kuku yoktur, zaten ona verilen
"Hristos" ad da b u n u dorulamaktadr ("Mesih'in Yunanca'daki karl). sa kendinden sz ederken bu terimi hi kullanmaz; ama bakalan tarafndan sylendiinde
kabul eder (Markos 8:29; 14:61). Isa muhtemelen, kendisinin vaaz ettii Mjdelerle
Yahudi Mesihiliginin milliyeti biimleri arasndaki farkll vurgulayabilmek
iin, Mesih adlandrmasndan kanmtr. Tann'mn Krall, "Yurtseverler"in silah
zoruyla kurmak istedii teokrasi deildi. sa kendini en ok insan Olu ifadesiyle
tanmlyordu. Balangta "insan"n eanlamlsndan baka bir ey olmayan bu terim (kr. 203), sonunda -isa'nn vaaznda rtk, Hristiyan teolojisinde ise ak
olarak- Tann'mn Oglu'nu ifade etmeye balad.
Ama en azndan ara hatlanyla yeniden oluturulabildigi kadanyla, sa "kiilii,"
Ac eken Hizmetkr figrne benzetilebilir (Iaya, 40-55; kr. 196). "Kendisini
bekleyen snavlardan sz ettii dizeleri gerek saymayp bir kenara atmak, hibir
hakl gerekeye dayandnlamaz. ekecei aclar, kk drlmeyi ve kukusuz
lm de nceden dnp, b u olaslklan kabullendiine inanlmazsa, onun tm
T a n n elilii aklanmaz bir hale gelir. O Kuds'e girerken, belki de Tann'mn kendisine zafer getirecek bir mdahalede bulunabilecei olasln

da tamamen

dlamam, ama bu giriiminin tehlikelerini herhalde bilerek stlenmiti." 19


"Kutsal Yasay ya da peygamberlerin szlerini geersiz klmak iin geldiimi
sanmayn" diye aklar Isa; "Ben geersiz klmaya deil, tamamlamaya geldim"
(Matta 5:17). Tpk peygamberler gibi, o da ritellerin biimcilii karsnda yrek
temizliini yceltir; bkp usanmadan T a n n sevgisi ve komu sevgisi zerinde du-

17
18

19

Marcel Simon, Le Judalsme et k Otristianisme antique, s. 86.


Perrin, Bultmann'm izinden giderek, "varolusal gereklik deneyimi"nden sz ediyor; kr.
New Tcstamer, s. 290.
Simon, a.g.y., s. 87. ki ideal figr, Mesih ve Ac eken Hizmetkr'n isa'nn ahsnda birletirilmesi hakknda, kr. Dodd, a.g.y., s. 103 vd.
388

HIRSTYANLIIN D O U U

rur. Dada verdii vaazda (Matta 5:3-12; Luka 6:20-23), merhametlileri ve temiz
yreklileri, yumuak huylu ve bar olanlar, doruluk uruna zulm grenleri
bekleyen mutluluklara deinir. Hristiyan dnyasnn dnda en ok yaylm ve
tutulmu incil metni budur. Bununla birlikte, Isa iin israil hl Tann'nn seilmi
halkdr. O, srail halknn kaybolmu koyunlar iin gnderilmitir (Matta 15:24)
ve ancak istisnai durumlarda putperestlere ynelir: rencilerine onlarn arasna
girmemelerini buyurur (Matta 10:5). Ama Tann'mn Krallnn kuruluuna "btn
uluslan" kabul etmi gibidir (Markos 13:10; Matta 8:11). Peygamberlerin ve Vaftizci Yahya'nn ardndan, sa'nn elilii de Yahudi halknn geirdii kkl dnme
uyuyor, baka bir deyile Yeni srail'in, Tann'mn yeni halknn ortaya knn
peinde kouyordu. Rab'btn Duas (Luka 11:2-4; Matta 6:9-13), buna ulamak iin
izlenecek "yntem"i hayranlk verici bir biimde zetler, ibrani sofuluunun bir
ifadesi olan bu dua, birinci tekil deil, birinci oul ahs kullanr: Babamz, her
gn bize rzkmz ver; gnahlarmz bala; bizi ktlkten kurtar. Bu ierik kadim
sinagogun kaddi

duasndan tremitir; eski bir dinsel deneyime yeniden eriebilme

zlemini yanstr: Yahve'nin yeniden Baba


nerdii metin daha zl ve dokunakldr.

20

olarak tezahr etmesi. Ama isa'nn


Bununla birlikte her duaya hakiki iman,

yani ibrahim'in tanklk ettii trden bir iman nfuz etmelidir (kr. 57). "nk
Tanr iin her ey m m k n d r " (Markos 10:27). Ayn ekilde "iman eden biri iin
de her ey m m k n " d r (Markos 9:23). brahim! imann gizemli erdemi sayesinde,
cennetten kovulan insann varolu tarz kkten deiir. "Duayla dilediiniz her eyi
daha imdiden alm olduunuza inann, dileiniz

yerine

gelecektir"

(Markos 11:24;

kr. Matta 21:22). Baka bir deyile Yeni srail, brahim! imann gc sayesinde gizemli bir biimde ortaya kar. Bu durum, dirilmi sa Mesih'e iman vaaz eden
Hristiyan propagandasnn baansn da aklar.
Isa, Son Yemei rencileriyle birlikte kutlarken, "eline ekmek ald, kredip
ekmei bld ve 'Aln, bu benim bedenimdir' diyerek rencilerine verdi. Sonra
bir kse alp kretti ve bunu rencilerine verdi. Hepsi bundan iti. 'Bu benim
kanm' dedi Isa, 'biroklar uruna aktlacak ahit kandr'." 21 ada bir kutsal me20

21

Kutsal metin yonmculan en eski kaddi metniyle ("Tann senin hayatn ve gnlerin boyunca
Kralln kursun...") isa'nn metnindeki ("Kralln gelsin.. ") szleri arasndaki farkllk
zerinde de durur; k. Perrin, Teachings, s. 57 vd ve ayn yerde saylan bu konudaki
klliyat.
Markos, 14:22-24; kr. Matta, 26:26; Luka, 22:19; Korintlilere Birinci Mektup, 11:24. Yuhanna (6:51), herhalde zgn Aramice deyiin farkl bir evirisine dayanan, bir baka kout
versiyonu nakletmektedir.
389

DNSEL NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

tin yorumcusu unu yazmakta duraksamyor: "sa'nn bundan daha kesin bir biimde dorulanm baka bir sz yoktur." 22 Yalnzca Luka, sa'nn kesin buyruunu
naklediyor: "Beni anmak iin byle yapn" (22:19). Pavlus bu rivayetin gerekliini
dogrulasa da (Korintlilere Birinci Mektup 11:24), bu szcklerin sa'nn azndan
ktn kantlama olanamz yok. Ritel, Yahudi ev ayini usullerinin, zellikle de
ekmek ve arabn kutsanmasnm bir uzantsdr. sa bu treni sk sk yapyordu;
vergi tahsildarlar ve gnahkrlar orada olduunda, sofra olaslkla Krall ifade
ediyordu. 2 3
ilk Hristiyanlar asndan "ekmein blnmesi" (Elilerin ileri 2:42) tapmn
en nemli blmn oluturuyordu. Bu bir yandan isa'nn varlnn ve dolaysyla
onun kurduu Kralln yeniden hayata geirilmesiydi; dier yandan da bu ritel,
zamann sonunda dzenlenecek Mesih leninin erken rneiydi. Ama sa'nn
szleri daha derin bir anlam da iermektedir: Yeni srail'in temeli olan "yeni ahit"i 24
gvenceye almak iin kendisini gnll olarak kurban etmesinin gereklilii. Bu anlam, ancak kendini kurban ederek lmekle

yeni bir

dinsel

hayatn ortaya

karlabilecei inancm gerektirmektedir; bu, bilindii gibi, arkaik ve btn


dnyaya yaylm bir anlaytr. Ritelde onun bedeni ve kanyla salanan bu
manevi birlemeyi sa'nn kendi kiiliiyle mistik bir zdeleme olarak kabul edip
etmediini saptamak gtr. Pavlus'un aklamas bu yndedir (Korintliler 1 10:16;
kr. 12:27; Romallar 12:5; Efesliler 4:12) ve gerek teolojik dncesinin, gerekse
dilinin zgnlne karn, zgn bir Kuds geleneinin uzants da sz konusu
olabilir. 25 Her ne olursa olsun, ilk Hristtiyanlann birlikte yemek yemesi, isa'nn
son davranna yknmeydi; bu hem Son Yemein anlmas, hem de Kurtanc'nn
kendini gnll olarak kurban etmesinin ritel biiminde yinelenmesiydi.
Efkaristiya, morfolojik adan, Akdeniz antikanda, zellikle de mysteria
rindeki tapm lenlerini anmsatmaktadr.

25

dinle-

Bu lenlerin amac, mysteria-sophia'c

yapda bir tanryla manevi btnleme yoluyla, katlanlarn kutsanmasn, dolaysyla selametini salamakt. Hristiyan riteliyle bulutuu noktalar anlamldr: O

22
23

4
25

26

Dodd, a.g.y., s. 10.


"Dokunulmazlar"n varln, banaz Yahudiler bir hakaret olarak alglayp fkeleniyorlard
kukusuz.
Kunran cemaati de kendini bir Yeni Ahit'in taraf olarak kabul ediyordu; kr. 223.
Pavlus bu dnceyi derinletirerek gelitirir; Hristiyan cemaatini, Yeni israil'i "Mesih'in
bedeni'yle zdeletirir; her Hristiyan "Mesih'in iinde," Mesih de "onun iinde'dir.
Bkz. dierleriyle birlikte A. D. Nock, Early Gentile Christianity and hs Hetieniuic Background, s.
73 vd, 138 vd.
390

HIRSTYANLIIN D O U S U

dnemde olduka yaygn olan tannyla mistik bir btnleme umudunu tar. Baz
yazarlar efkaristiyay, Dogu selamet dinlerinin etkileriyle aklamaya almsa da,
bu temelsiz bir varsaymdr (kr. 222). Bir imitatio

Christi

{Mesih yknmesi)

arand lde, ilk dost sofras neredeyse bir sakrament oluturuyordu. Bu merkezi ntelm -vaftizle birlikte Hristiyan tapmmm en nemli ritelidir- yzyllar
boyunca ok sayda ve birbirinden ayrlan teolojiye esin kaytag oluturduunu
imdiden belirtelim; gnmzde bile, efkaristiya yorumu Roma Katolikliini reformcu kiliselerden aynr (kr. c. III).

221. Kilisenin Douu MS 30 ylnn Pentekost gn, isa'nn rencilerinin


hepsi bir aradayd. "Anszn gkten gl bir rzgrn esiini andran bir ses geldi
ve bulunduklar evi tmyle doldurdu. Ateten dillere benzer bir eylerin dalp
her birinin zerine indiini grdler, imanllarn hepsi Kutsal Ruh'la doldular,
Ruh'un onlar konuturduu baka dillerle konumaya baladlar" (Elilerin leri
2:1-4). Kutsal Ruh'un atele ilikili tezahrleri, dinler tarihinde olduka bilinen bir
izlek oluturur: Bunlara Mezopotamya ( 20), ran ( 104), Hindistan'da (Budha,
Mahvlra vb; 152) rastlanr. Ama Pentekost balamnn daha belirgin bir hedefi
vardr: iddetli rzgr, ate dilleri ve birok dil konumak, Sina'daki teofaniye
ilikin baz Yahudi rivayetlerini hatrlatr (kr. 59).27 Baka bir ifadeyle, Kutsal
Ruh'un inii Tann'nn, Sina'dakine benzer, yeni bir vahyi olarak yorumlanr.
Hristiyan Kilisesi, Pentekost gn doar. Havariler (Eliler}, ancak Kutsal Ruh onlara indikten sonra, incil'i vaaz etmeye balar ve ok sayda "mucize gerekletirir,
belirti sergilerler" (iler 2:43).
Petrus o gn kalabal ilk kez Hristiyanla arr. O ve yoldalar sa Mesih'in dirildiine tanklk eder; O'nu Tann diriltmitir (2:24, 32 vb). Zaten Davud
gelecei grerek, bu mucizeyi haber vermiti (2:31), o halde dirili peygamberlerin
nceden bildirdii eskatolojik olaydr (2:17-21). Petrus Yahudilerden tvbe etmelerini istedi ve "her biriniz sa Mesih'in adyla vaftiz olsun" dedi; "bylece gnahlannz balanacak ve Kutsal Ruh armaann alacaksnz" (2:38). Kerygma'nn
(Hristiyanl tebli etme) ilk mkemmel rneini oluturan bu konumann
ardndan ok kii Hristiyan cemaatine katld (ler 2:41'e gre, 3.000 kii). Petrus
bir baka yerde yine frsat knca (doutan ktrm bir adam iyiletirmiti; 3:19), Yahudileri bilgisizliklerinden tr isa'y mahkm ederek yanldklarn kabule
ve tvbe edip vaftiz olmaya ard (3:13-19).
17

Kaynaklar iin, bkz. E. Troeme, Le livre des 4c(es et l'fsto/re, s. 202 vd.
391

DINSEL INAN1-AR VE DNCELER TARH - II

Elilerin leri, Kuds'teki ilk Hristiyan cemaatinin (yazar bu cemaati Yunanca


ekklesia szcyle ifade eder) hayatn sezinler gibi olmamz salar. Anlald
kadaryla imanllar topluluu geleneksel dinsel disipline (erkek ocuklarn snnet
edilmesi, ritel arnmalar, Sabat'ta almama, Tapmak'ta dualar) hl uymaktadr.
Ama eitim, ekmei blmek, yemeklerini paylamak ve Tann'y ven dualar etmek
iin sk sk toplanrlar (2:42, 46). Bununla birlikte (imanszlara verilen vaazlar
hakknda birok rnek sayan) Elilerin leri, cemaat yelerine verilen eitim
hakknda hibir ey nakletmez. Ekonomik rgtlenme konusunda ise, Elilerin
tleri u saptamay yapar: "imanllarn tm bir arada bulunuyor, her eyi ortaklaa
kullanyorlard. Mallarn mlklerini satyor ve bunun parasn herkese ihtiyacna
gre datyorlard" (2:44-45). Mesih'in ikinci kez gelecei gn bekliyorlard.
Kuds Hristiyanlar, Musevi detlerine kesin bir biimde uymalarna karn,
bakhinlerin ve Saduklerin hmn zerlerine ekiyorlard (4:1-3). Petrus'la Yuhanna Tapmak'ta vaaz verirken tutukland ve Sanhedrin'e karld, ama daha sonra
serbest brakldlar (4:1-3). Bir baka kez, Havarilerin hepsi tutukland, sonra Sanhedrin tarafndan serbest brakldlar (5:17-41). Daha ileriki bir tarihte, muhtemelen MS 43'te, (Bakhinl Hanan'n ailesinin desteini salamak isteyen l. Hirodes
Agrippa'nn emriyle elilerden birinin boynu vuruldu (12:1 vd). Ferislerin tavr
biraz daha farklyd. Saul'un hocas Gamaliel, Sanhedrin nnde Elileri savundu.
Ama Kuds asll imanllar ("braniler") destekleyen Ferisler, diaspora Yahudileri
("Helenistler") iinden Hristiyanl kabul edenlere dmand; onlan Tapnaa ve
Kutsal Yasaya kar olmakla suluyorlard (6:13-14). Hristiyan inancnn ilk ehidi
olan Istefanos, 36-37de bu nedenle talanarak ldrld (7:58-60); "Istefanos'un
ldrlmesini Saul da onaylamt (8:1). Ayn gn "Helenistler" Kuds'ten srlp
Yahuda ve Samiriye krlarna dald (8:1). Bundan byle Kuds Kilisesi'nin egemenlii Eliler'in ve onlann nderi olan "isa'nn kardei" Yakup'un eline gemiti.
"ibraniler" ile "Helenistler" arasnda daha o zamandan bir gerilim sezilmeye
balanmtr, "ibraniler," Mesih'in ikinci kez grnmesini beklemelerine karn, daha tutucu ve Yasaya daha baldr. Yahudi yasasnn ritellere ilikin buyruklarna
sadakatle uymakta ve Yahudi-Hristiyanlk terimiyle ifade edilen hareketi tam
anlamyla temsil etmektedirler. 28 Pavlus, onlann Kutsal Yasaya bu mutlak ballna uymay reddeder (kr. 222). Gerekten de Mesih'in diriliini aklayan ve

26

Norman Perrin, Incillerde korunan olay anlatlarn ve isa'nn szlerini onlara balamakladr; Yahudi-Hrisiyanlann bir dier ayn edici nitelii de kehanetlere duyduklan ilgidir;
kr. The New Testament, s. 45 vd.
392

HIRSTYANLIIN D O U U

kendilerini bu olayn tanklar olarak gsterenlerin, Talmudu bir Kutsal YasacLk


uygulamas pek anlalr bir ey deildir. Kuds'e yerlemi ve Hristiyanl benimsemi Yahudilerin iinde "Helenistler" kk bir grup oluturuyordu. Tapnak'ta yaplan ibadete ok byk bir deer vermiyorlard. Istefanos konumasnda
yle haykrmt: "En Yce Olan, insan eliyle yaplm konutlarda oturmaz" (ler
7:48). "Heienistler"in dalmas, Diaspora Yahudileri ve sradt bir durum olarak,
Antakya putperestleri arasnda dini yayma srecine hz verdi (11:19). Hristoloji diasporada geliti. "nsan Olu" unvannn - b u unvann Yunancada artk bir anlam
y o k t u r - yerini "Tann'mn Olu" veya "Rab'bin Olu" (Kyrios) ald; "Mesih" terimi
Yunancaya evrildi: Hristos ve sonunda bir zel isme dnt: Isa Mesih {esus
Hristos).
Dini yayma giriimleri ok erken bir dnemden itibaren putperestlere ynelmiti. Antakya'da putperest asll ilk byk yeni imanllar cemaati olutu; "Hristiyanlar" IMesihilerl nitelemesi ilk ke2 orada kullanld (iler 11:26). 29 Hristiyan
misyonu Helenistik dnyaya Antakya'dan yayld. Mesihi bir Yahudi hareketinin
Yunan dncesi ve dinselligiyle karlamas, Hristiyanln geliimi asndan
belirleyici sonulara yol aacakt. Aziz Pavlus'un paha biilmez erdemi de, sorunun
verilerini iyi yakalamas ve doru, tutarl grd tek zm egemen klmak iin
bkp usanmadan savama cesaretini gstermesi olmutur.
Muhtemelen I. yzyln banda, Kilikya'daki Tarsus'ta doan Pavlus, 30 "btn
halkn saygsn kazanm bir Kutsal Yasa retmeni" olan Gamaliel'in (iler 5:34)
yannda eitim grmek iin Kuds'e gelir. Kendisini yle betimler: "zbez braniyim. Kutsal Yasaya ballk derseniz. Fetiiydim. Gayret derseniz, kiliseye zulmeden biriydim" (Filipililere

Mektup 3:5;

kr.

Galatyallara

Mektup 1:13-14).

Hristiyan kart propaganda seferine kmken, Mesih am yolunda ona grnr.


O, isa'y tanmam olanlar iinde. Havari unvan alan tek kiidir. Gerekten de dirilmi Mesih onu imanllar arasna katmtr: O yayd Mjde'yi bir insandan
almam ya da renmemi, bunu ona "sa Mesih vahiy yoluyla" aklamt (Galatyallar 1:11-12; I. Korintliler 2:16). "teki Uluslann Elisi" {Gentillerin Havarisi)
olan Pavlus, Anadolu, Kbrs, Yunanistan ve Makedonya'da misyonerlik amacyla
n

30

E. Peterson, "Hristos'un yandalar" adnn siyasi armn gstermitir; kr. Frhkirche, Judenam und Gnosis, s. 64 vd. Yeni mezhebe ilk deinen Latin yazan olan Suetonius, mparator Claudius'un Yahudileri 49'da Roma'dan srdn; nk "Hristos'un tahriki'yle
kanklk kardklarn hatrlatr (Judaei impulsore Chresto tumu!iuan().
Tevrat'tan alnma ismi Saul'un yanna, babas Roma yunta olduu iin, Roma ad Pavlus'u
da ekler.
393

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - U

uzun yolculuklara kar. Birok kentte vaa2 verir, kiliseler kurar, uzun sre Korinthos ve Roma'da kalr. Yahudilerin ihban zerine Kuds'te tutuklanr ve iki yl hapiste kaldktan sonra imparatorun mahkemesine karlr. Roma'da iki yl gzetim
altnda, ama serbest olarak yaar; ancak Elilerin leri'nin anlats bu noktada birden kesilir ve havarinin bana ne geldiinden sz edilmez. 62 ile 64 arasnda, Roma'da ehit edilmitir.
Elilerin leri'nde kendisine ayrlan (toplam yirmi sekiz blmden) onbe
blme ve yine ona atfedilen ondrt Mektup'a karn, 31 Aziz Pavlus'un hayat, havarilii ve dncesi hakkndaki bilgilerimiz para paradr. Onun derin ve kiisel
Mjde yorumu, szl olarak ve muhtemelen imanllarla imanszlarn karsnda
deiik biimlerde sergilenmiti. Mektuplar, sistemli bir incelemenin birbirini izleyen blmleri deildir. Baz reti veya ibadet sorunlarn takip eder, aydnlatr,
kesinletirirler. Bu sorunlar onun verdii vaazlarda zenle tartlm, ama cemaat
tarafndan yeterince anlalmam ya da getirilen tipik Pavlusu zmler dier
misyonerlerce eletirilmi, hatta zaman 2aman reddedilmitir. Bununla birlikte,
Mektupar'n ilk kilisenin en eski ve en nemli belgesini oluturduunu da hemen
eklemek gerek. Onlar domakta olan Hristiyanln en ar krizlerini olduu kadar, ilk Hristiyan teologun yaratc cesaretini de yanstr.

222. teki Uluslarn Elisi Aziz Pavlus'un teolojisi ve kerygma's,

o n u n $am yo-

lunda yaad esrime deneyiminden tremitir. Bir yandan, Dirilmi'in 32 Mesih olduunu, Tann'nn insanlan gnahtan ve lmden kurtarmak zere gnderdii Olu
olduunu kabul eder. Dier yandan, onun Hristiyanl kabul Mesih'le mistik bir
ortaklk ilikisi kurar. Pavlus deneyimini, armha gerilmenin benzeri olarak yorumlar (Gaiatyallar 2:19): O artk "Mesih'in dncesine sahip"tir (l. Korintliler
2:16) veya onda "Tann'nn Ruhu vardr" (7:40). "Mesih benim araclmla konuuyor" der hi ekinmeden (11. Korintliler 13:3; Romallar 15:18). Mistik bir
biimde "nc ge" kadar kanldgm ve Tann'dan "vahiy" aldn ima eder
(Korintliler II 12:1-4, 7). Bu "iaretler ve mucizeler" ona, "putperestlerin sz dinlemesini salamak" iin Tanr'mn Ruhu tarafndan verilmitir (Romallar 15:18). Bu
ayncalkl deneyime karn, Pavlus aslnda dierlerinden ayn, srad bir stat ta-

31

32

5 veya 6 mektubun gerekten ona ait olduunu herkes kabul etmektedir; bunlann iinde
en nemlileri Romallara Mektup, Korintllere Mektup I, II, Galatyallara Mektup'tur. Ama
mektuplann gen kalan ayn Pavlusu dncenin deiik ifadeleri veya uzantlandr.
Dirilmi Mesih en son Pavlus'a grnmtr (Korintliler 1,15:8).
394

HIRSTYANLIIN D O U U

lep etmez. Her imatl, vaftiz kutsamas yoluyla Mesih'le mistik birlemeyi gerekletirir; nk "Mesih isa'ya vaftiz edildiimizde hepimizin O'nun lmne vaftiz
edildiimizi bilmez misiniz? Baha'nn ycelii sayesinde Mesih nasl lmden dirildiyse, biz de yeni bir yaam srmek zere vaftiz yoluyla O'nunla birlikte lme
gmldk (Romallar 6:3-4). Hristiyan vaftiz yoluyla "Mesih'tedir" (Korintliler 11,
5:17); mistik bir bedenin paras olmutur. "ster Yahudi, ister Grek, ister kle ister zgr olalm, hepimiz bir beden olmak zere ayn Ruh'ta vaftiz edildik ve hepimizin ayn Ruh'tan imesi saland" (Korintliler 1,12:13).
Suya batrlma yoluyla lm ve dirili, dnyann her yerinde bulgulanan bir su
simgeselliiyle uyumlu ve iyi bilinen bir mitsel-ritel senaryodur." Ama Aziz Pavlus vaftiz ayinini yakn gemiin tarihsel bir olayna balar: sa Mesih'in lm ve dirilii.
Ayrca vaftiz mmine yeni bir hayat salamakla kalmaz, Mesih'in mistik bedeninin
bir uzvuna dnm srecini de tamamlar. Geleneksel Yahudiliin byle bir
anlay kabullenmesi olanakszdr. Dier yandan bu ayin ada olan vaftiz nitelikli dier uygulamalardan, rnein ok sayda kutsal suyla ykama treninin esas
olarak bir arnma ilevi grdg Essenilerinkinden de ayrlmaktadr (bkz. 223).
Efkaristiya ayini de Yahudilie yabancdr. Tpk vaftiz gibi, efkaristiya da mmini
Mesih'in mistik bedeniyle, kiliseyle btnletirir. Tann'ya krettii kran ksesiyle Mesih'in kanna, blp yedii ekmekle Mesih'in bedenine "payda" olur (Korintliler

I, 10:16-17); kr. 11:27-29). Aziz Pavlus'a gre, selamet Mesih'le mistik

zdelikle edeerlidir. manllar sa Mesih'i iinde tar (Korintliler II, 13:5). Kurtulu, Tann'nn karlksz bir bayla, esas olarak da Isa Mesih'in hull, lm
ve diriliiyle salanmtr.
Aziz Pavlus'un Tann'nn ltfuna verdii baat nem (Romallar 3:24; 6:14, 23
vb), anlald kadaryla kendi deneyiminden tretilmitir: Tm dndklerine ve
yaptklanna karn -ii lstefanos'un talanarak ldrlmesini onaylamaya dek
vardrmtr- T a n n ona selamet yolunu amtr. Dolaysyla Tora'nm ritel ve ahlak buyruklanna uymak Yahudi iin gereksizdir. Gerei sylemek gerekirse, insan
gnahn bilincine Kutsal Yasann yerlemesinden sonra varmtr; Yasay tanmadan
nce, gnahkr olup olmadn bilmiyordu (Romallar 7:7 vd). Yasann denetiminde olmak, "dnyann temel ilkelerine bal olmak"la edeerlidir (Galatyaliar 4:3).
Bu da, "Yasann gereklerini yapm olmaya gvenenlerin hepsi"nin "lanet altnda"
olduu anlamna gelir (Galatyaliar 3:10). Putperestlere gelince, Tanr'y yaptklaryla, yarattklaryla tanma olanaklan bulunmasna karn, "akll olduklann ile33

Kr. Dinler Tarihine Giri, 64 vd; images el Symboles, bl. V.


395

DNSEL N A N C L t R VE DNCELER TARH - I]

ri srerken aklsz olup ktlar"; bir ktlk ve yozluk kayna olan putperestlik
iine gmldler (Romallar 1:20-32). Ksacas, gerek Yahudiler gerekse putperestler iin, kurtulu yalnzca iman ve sakramentlerle' gelecektir. Selamet "Tann'nn karlksz armaan"; "Rabbimiz Mesih sa'da sonsuz yaamdr" (Romallar
6:23).*
Byle bir teoloji anlaynn Aziz Pavlus'la Kuds'n Yahudi-Hristiyanlarn
kar karya getirmesi kanlmazd. Kudsller, dini yeni kabul eden putperestlerin snnet olmasn art kouyor ve onlann topluca yenen yemeklerle efkaristiya
ayinlerine katlmasn yasaklyorlard. Pavlus'ta (Galatyallar 2:7-10) ve Elilerin
Ileri'nde (15) elikili anlatlar bulunan bir atmann ardndan, iki taraf Kuds'te
toplanp bir o n a noktada uzlat. Dini kabul eden putperestlere yalnzca "putlara sunulan kurbanlarn etinden, kandan, boularak ldrlen hayvanlarn etinden ve fuhutan" saknma koulu getirildi (iler 15:29). Bu karar muhtemelen Pavlus yokken
alnmt. "teki Uluslann Elisi" bu karar kesinlikle kabul etmezdi; nk Yahudi
kurallannn bir blm bylelikle korunuyordu. Her ne olursa olsun, Kuds
toplants putperestler iindeki Hristiyan propagandasnn beklenmedik baarsn
doruluyor; bu baan, Filistin'de yaanan yar baarszlkla eliiyordu.
Ama Aziz Pavlus kendi kiliselerini, kurduu cemaatleri sarsan baz krizlerle de
karlat. Korinthos'ta mminler. Kutsal Ruh'un balad ruhsal armaanlara veya "karizmalara g2 dikti. Aslnda Helenistik dnyada olduka yaygn bir dinsel
uygulama sz konusuydu: enthusiasmos aray. "Karizmalar" ifa yetenei, mucizeler gerekletirebilme gc, khinlik, eitli dillerde konuma becerisi, bu dilleri
evirebilme vb yetiler salyordu (Korintliler I, 12:4 vd). Esrime deneyimlerinden
ve elde ettikleri glerden balan dnen baz mminler, Ruh'u, dolaysyla
zgrl ank elde ettiklerini sanyorlard; a n k onlara her eyin (6:12), hatta fu-

* Sakrament (Lat. sacramenan):

34

Yeni Ahit'in Yunanca evirisinde bu kelime myserion (sr)

olarak evrilmitir. Sakramentler, yani belirli ayinler yoluyla, ilahi ltfn aktanldgna
inanlr. Bu sakramentlerin mesih tarafndan kurulduuna inanlr. Bu ayinler yedi adettir:
vaftiz, glendirme (konfirmasyon), efkaristiya (kominyon), gnah karma, hastalan yala
meshetme, ruhbanlk, evlilik -yn.
Romallara Mefetup'un -ltuf teolojisi ve han kurtanclg bilgisi bu mektupta gelitirilmitir- Aziz Pavlus'un en nemli ya2is olduunu belirtmekte yarar var. Birok teolog,
Rtmhhfa
Mektup'u Yeni Ahit'in en nemli kilab olarak kabul eder. Bu derin, cretli ve
zlmesi g metnin yorumlanmas, birok speklasyonu esinledii gibi, onbe yzyldr
Hristiyanl hem paralayan, hem de yenileyen krizlere yol amtr. En nemli ada
teolojilerden biri. Kari Barth'n mehur yorumuyla balamtr (bkz. c. III).
396

HIRSTYANLIIN D O U U

huun bile serbest olduunu dnyorlard (6:15-16)." Pavlus onlara, bedenlerin


"Mesih'in uzuvlar oldugu"nu hatrlatr (6:15). Aynca karizmata {ruhsal armaanlar) hiyerarisini de gelitirir En nemli yer elinindir [havari), sonra khin gelir,
onu da nc srada retmenlik ruhsal armaann alanlar izler (12:28; kr. 14:15). Sonuta, Aziz Pavlus daha stn armaanlar zlemini inkr etmez, ama unu ekler: "imdi size en iyi yolu gstereyim" (12:31). Bunu Pavlusu dncenin doruk
noktalanndan biri olan, sevginin stnlne vg izler: "Insanlann ve meleklerin
diliyle konusam, ama sevgim olmasa, ses karan bakrdan ya da nlayan zilden
farkm kalmaz. Kehnette bulunabilsem, btn srlar bilsem, her bilgiye sahip olsam, dalan yerinden oynatacak kadar byk imanm olsa, ama sevgim olmasa bir
hiim" vb (13:1-13).
Anlalan Aziz Pavlus'un insanlann karizma arayn kabullenmesinin nedeni,
ncil'in arsn Helenistik evrelere yakn bir dinsel dile evirme gereini kavram olmasyd. O, Yahudilerin yzkaras, teki uluslann da (putperestlerin) samalk sayd "armha gerilmi isa'y" duyurmann gln herkesten iyi biliyordu (Korintliler 1, 1:23). Yahudilerin ounun paylat, bedenlerin dirilecei
inanc, yalnzca ruhun lmszlgyle ilgilenen Greklere

sama geliyordu. 3 6

Dnyann eskatolojik yenilenmesi u m u d u n u n da anlalmas ayn oranda gt; buna karlk Yunanlar maddeden kunuimann en gvenli yollanm anyordu. Eli bu
duruma uyum salamaya alt; Helenistik evrelere daha derinlemesine girdike,
eskatolojik beklentiden daha az sz eder oldu. Aynca olduka anlaml yeni bulular
da fark edilir. Yalnzca Helenistik sz dagann (gnos's, mysterion,
sk

sk

kullanmakla kalmaz, Yahudilie ve

lk

sophia, kyrios, $tSr)

Hristiyanla

yabanc baz

kavramlar da benimser. megin Aziz Pavlus, Gnostisizmin temel dncesi olan,


alt konumdaki "psiik inefsani} insan" ve onun ztt "ruhani insan" dualist dncesini sahiplenir. 37 Hristiyan, tamamen ruhani (pneumatifeos) olabilmek iin, tensel
35

36

37

Bu grng, Hint dinleri tarihinde (kr. 146) ve Gnostisizmde ok boyutlu bir biimde
bulgulanmtr ( 230); baz Hristiyan ve Ulam mistik akmlannda da buna rastlanacaktr
(kr. c. III).
Mesihin dirilii Hristiyanlann dirileceinin gvencesidir (Korintliler 1. 15:12 vd). Pavlus. Yunan kkenli bir anlay, lmden hemen sonra elde edilen lmszlk inancn da paylar
(Filipililer 1:23; kr. Korintliler II 5:8). Bununla birlikte, lmden sonraki varolu tamamen
bedensiz deildir; lmden sonra yaayan (veya onun ifadesiyle "dirilen"; Korintliler 1,
15:44 vd) "ruhsal beden"dir (pneumatikos.). "Ruhsal beden" retisine baka geleneklerde de
rastlanr (Hindistan, Tibet vb). Aziz Pavlus'un zgnl, lmszl dirilile birletirmesidir; ama bu zm baka sorunlan da beraberinde getirmitir.
Korintliler 1, 2:14-15. "lk insan yerden, yani topraktandr, ikinci insan gktendir" (15:47).
397

DNSEL NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

insan zerinden atmaya alr. Bir dier dualist zellik, Tanr'y bu an "nderlerinden" (Korintliler 1, 2:8), baka bir deyile "temel ilkelerin" (Galatyallar 4:3, 9)
egemenliindeki dnyann, kart olarak koyar. Bununla birlikte Pavlus'un teolojisi
temelinde Tora'ya dayal kalr. Gnostiklerin zerinde ok durduu stn ve kurtanc T a n n ile Yarath'm sorumlusu kt Yaratc Tanr arasndaki ayrm reddeder.
Kozmos, insann gkten kovulmasndan sonra ktln egemenliine girmitir,
ama kefaret denerek salanan kurtulu ikinci bir yaratlla edeerlidir ve dnya
ilk bataki mkemmelliine yeniden kavuacaktr.
Pavlus'un Mesihilii dirili fikri evresinde geliir; bu olay Mesih'in doasn
da ortaya karr: O Tann'nn Olu ve Kurtarc'dr. Mesihi drama, o ada iyi bilinen, ama aslnda ilk ifadeleri ok daha eskiye dayanan bir soteriyoloji senaryosunu hatrlatr: 38 Kurtanc, insanlar iin gkten yeryzne iner ve grevini yerine getirdikten sonra tekrar gkyzne dner.
Pavlus, MS 51'de Korinthos'ta kaleme alnm en eski mektubu olan, Selaniklilere Birinci Mektup'ta, isa'nn ikinci kez geliine ilikin "Rab'bin bir sz"n w bildirir: "Rab'bin kendisi bir emir arsyla, bamelegin seslenmesiyle, Tanr'nm
borazanyla gkten inecek. nce Mesih'e ait ller dirilecek. Sonra biz yaamakta
olanlar, hayatta olanlar, onlarla birlikte Rab'bi havada karlamak zere bulutlar
iinde alnp gtrleceiz. Bylece sonsuza dek Rab'le birlikte olacaz" (4:16-27).
Alt yl sonra, 57'de, Romallara unu hatrlatr. "u anda kurtuluumuz ilk iman
ettiimiz zamankinden daha yakndr. Gece ilerledi, gndz yaklat" (Romallar
13:11-12). Ancak isa'nn ikinci kez gelii beklentisi Hristiyan cemaatlerin hayatn
bozmamaldr. Yenilen ekmei hak etmek iin almann gereklilii zerinde durur
(Selanikliler II, 3:8-10) ve yrrlkteki yasalara uyulmasn, ynetime itaat edilmesini, vergilerin, resimlerin denmesini ister (Romallar 13:1-7). imdiki

zamaria

byle eitli anlamlara ekilebilecek tarzda deer yklenmesinin (Isa Mesih'in ikinci
kez gelii beklenirken, tarih devam etmektedir ve ona sayg gsterilmesi gerekir)
sonulan, ksa srede hissedilecektir. I. yzyln sonundan beri nerilmi saysz
zme karn, tarihsel imdiki zaman

sorunu ada Hristiyan dncesini hal

uratrmaktadr.

38

39

Arkaik mitolojilerde, insanlan eitmek veya kurtarmak iin inen ve sonra Ge geri dnen
birok doast Varlk tipi bulunur (Tann'nn Oullan, Yaratc Tanrlar, Uygarlatna Kahramanlar, Mesihi ve binylc figrler vb).
Kr Korintliler I, 15:51: "ite size bir sr aklyorum."
398

HIRSTYANLIIN D O U U

Aziz Pavlus'un eski Kilise iinde edindii nemli saygnlk, Yahudilii sarsan ve
Yahudi-Hristiyanlk eiliminin geliimini felce uratan bir felaketin sonucudur
byk lde. Havari Pavlus. salnda, bu kadar etkili deildi. Ama onun lmnden ksa bir sre sonra, 66'da Yahudiler Roma'ya sava aar; bu sava 70'te,
Kuds'n harabeye dnmesi ve Tapnan yklmasyla sonulanr.

223. Kumran'da Esseniler Sava srasnda, 68 yaznn balarnda, Vespasianus'un ordusundan bir blk ln tam ortasnda, l Deniz sahilinde bulunan
Kumran "manastn'na saldrd ve buray yok etti. Manastn savunanlann katledildii anlalyor; ama bu felaketten bir gn nce ok sayda yazmay kilden byk
vazolara saklama frsat buldular. 1947 ile 1952 arasnda bu yazmalarn bulunmas,
Yahudi kyameti hareketleri ile Hristiyanln kkenleri hakkndaki bilgilerimizi
yenilememizi salad. Gerekten de bilim adamlar. l Deniz'deki bu manastr cemaatinin, o zamana dek yalnzca Flavius Josephus, Philon ve Gen Plinius'un verdii zayf bilgilerden tannan gizemli Esseniler mezhebi olduunu tanmlayabildiler. 40 Bugne dek zlm ve yaymlanm yazmalar arasnda, Eski Ahit'in
baz kitaplarna ilikin yorumlann yan sra, baz zgn incelemeler de yer almaktadr. Bunlarn en nemlilerini sayalm: "n Ogullannn Karanln Oullanna
Kar Sava Tornan," "Disiplin Risalesi," "kran Mezmurlan" ve "Habakkuk zerine Yorum."
Bu yeni belgelerin yardmyla, mezhebin tarihi ana hatlaryla yeniden oluturulabilir. Onlarn atalar, dinsel banazln ve Makkabiler savandaki roln hatrlayacamz (kr. 202) Jasd/m'lerdir. Kumran cemaatinin, tilmizleri tarafndan
"Adalet retmeni" ad verilen kurucusu, Saduk bir rahip, yani meru ve an ortodoks ruhban snfnn bir yesiydi. Simun'un (MS 142-134) "ebediyen prens ve
bakhin" ilan edilip, bakhinlik makam geri dnlmez bir biimde Saduklerden
Hasmonlara getikten sonra, "Adalet retmeni" bir grup mridiyle

birlikte

Kuds' terk etti ve Yahuda lne snd. Kumran metinlerinde lanetlenen "kt
khin"in Simun olduu tahmin edilebilir; srgndeki "Adalet gretmeni'ne zulmetmi, hatta Kumran'a saldrmay bile tasarlamt ki, o srada Eriha valisi tarafndan
ldrld (Makkabiler 1, 16:11 vd). "Adalet retmeni"nin nasl ld bilinmi-

40

tki belge kategorisi -Kumran yazmalan ve klasik yazarlarn tanklklar- arasndaki elikiler,
bir yandan klasik yazarlann yetersiz bilgisi, dier yandan da bu apokalipsi mezhebin karmak yapsyla aklanabilir. Kumran cemaati. Essenilgin buctnun temsil etmemektedir;
Filistin'in baka blgelerinde de Esseni gruplar bulunduuna kesin gzyle baklmaktadr.
399

DNSEL NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

yor. 41 rencileri ve mritleri ona Tann'nn habercisi olarak tapyordu. Musa'nn


Eski Ahit'i m m k n kld gibi, "Adalet retmeni" de onu yenilemiti; eskatolojik Kumran cemaatini kurarak, Mesih ann erken rneini oluturmutu.
lk metinler yaymlanr yaymlanmaz, uzmanlar Essenilerle ilk Hristiyanlarn
dinsel anlaylar ve uygulamalar arasnda anlaml benzerlikler bulunduunu fark
etti. imdi, bu yeni belgeler sayesinde, kyameti bir Yahudi mezhebinin tarihsel ve
ruhani ortam (Si im Leben)

bilinebiliyor. Essenilerde grlen kimi koutluklar,

isa'nn vaaz ettii inanlar ve Yeni Ahit yazarlarnn sk sk kulland ok sayda


deyimi de aydnlatyor. Ama en az bu kadar nemli farkllklar da grlyor. Kumran cemaati kat bir manastr hayat sryordu; ilk Hristiyanlar ise insanlarn iinde yayor, bir misyoner cemaati oluturuyordu. Her iki mezhep de kyameti ve
Mesihiydi: Esseniler, tpk Hristiyanlar gibi, kendilerini Yeni Ahit halk olarak
kabul ediyordu. Ama eskatolojik bir peygamber (Yeni Ahit'e gre, bu peygamber
Vaftizci Yahya'nn ahsnda zaten gelmiti) ve iki mesih bekliyorlard: Onlan kutsayacak Khin-Mesih ve Gentillere kar alacak ve dorudan Tann'nn zaferle sonulandraca savata, srail'e

komuta

edecek

Kral-Mesih.

Nitekim

"n

Oullan'nm Karanln Oullan'na kar Sava Tomar" bu eskatolojik atmann


sava plann oluturur. 6 yllk bir seferberlik sresini, 29 yllk bir sava izleyecektir. n Oullan ordusu 28.000 piyade ve 6.000 atl savadan oluacak, ok
sayda melek tarafndan da desteklenecektir. 42 Hristiyanlar da Mesih'in yarg ve
dnyann kunarcs olarak ikinci muzaffer geliini bekliyordu, ama sa'nn retisi
uyarnca, Kutsal Sava ideolojisini paylamyorlard.
Gerek Esseniler, gerekse Hristiyanlar iin, Mesih zamanlarn sonunda zuhur
edecek ve ona sonsuz bir krallk verilecektir; her iki Mesihi retide de ruhbanlk,
krallk ve peygamberlik unsurlar bir arada mevcuttur. Bununla birlikte Kumran
klliyatnda, nceden var olan bir Mesih anlay (ikinci dem; nsan Olu)
rulgulanmamtr; stelik Mesih henz Gksel Kurtarc olmam ve ilk kilisenin
Hnstolojisinde olduu gibi henz iki Mesih figr birletirilmemitir. 4 3 "Adalet

Dupont-Sommer, ve onun ardndan baka aratrmaclar, "dinsiz khin'i onun


Mdrlmesini kkrtmakla suluyor; kr. Les tcrits eneniens, s. 375 vd. Bununla birlikte bu
ktlk, belgeler tarafndan aka dorulanmyor; metinlerin zmlemesi iin, bkz. F. M.
Iross, The Ancient Library oj Qumran, s. 157-160.
:
Y. Yadin, The Scroll oj the War oj tfe Sons oj Light Agamst lle Sons o/ Darfcness; Dupont>:tnmer, a.g.y., s. 369 vd.
l:oss. a.g.y., s. 221 vd. tbranilere Mektup, sa'y "Melkisedek'n dzeni" uyannca, hem
-irin, hem kral niteliinde bir Mesih olarak tantr (6:20; 7:1-25; vb). Cross bu yorumda,
400

HIRSTYANLIIN D O C U U

retmeni," eskatolojik bir kiilik olarak, yeni a balatmt. rencileri ona


bir Mesih konumu veriyordu: O, Kutsal Yazlar'n gerek, batini anlamn ortaya
karan ve stelik peygamberlik gleriyle donatlm bir retmendi. Baz metinler, zamanlarn sonunda gretmen'in dirileceini ima

eder. 44 Ama

konunun

uzmanlarndan Cross'un deerlendirmesine gre, "eer Esseniler retmenlerinin


bir Rahip-Mesih olarak geri dnn bekliyor idiyseler, umutlarn fazlasyla
dolayl bir biimde ifade etmilerdir" (s. 299); b u da Yeni Ahit'in bu dnceyi gelitirirken gsterdii srara zt bir tutumdur.
Bu iki kyameti mezhebin rgtlenmesi ve ritel sistemleri artc benzerlikler gsterir, ama yine en az bu kadar nemli farkllklar da saptanmaktadr. Esseniler hem ruhbandan olanlar hem de olmayanlar kapsayan bir cemaatti. Dinsel etkinlikleri (eitim, tapm, kutsal metinleri yorumlama) grevleri babadan ogula
geen khinler ynetiyordu; ruhbandan olmayanlar da maddi kaynaklan bulmaktan
sorumluydu. Ynetici gruba rabbm

(szcn tam karl, "kalabalk olanlar") de-

niyordu; bu terim Yeni Ahit'te de karmza kmaktadr (temsilcilerini seen


"topluluk"; kr. ler 15:12). Ruhbandan oayan oniki kii ve rahip i halkay
oluturuyordu. En yksek makam "mfetti"likti (mbahker); bu yksek nder bir
"oban" gibi davranmalyd ("am Belgesi," 13:7-9). Onun ilevi, Hristyanlardaki
"oban" veya episfeopos'u anmsatmaktadr.
Kumran'da, katlmak isteyen yeni aday cemaatle btnletiren erginleyici vaftizi, ylda bir kez yaplan suyla arnma ritelleri izliyordu. Hristiyanlardaki "ekmein blnmesi" gibi, Esseniler de birlikte yedikleri yemei Mesih'in len sofrasnn erken habercisi olarak gryorlard. 45 Cemaat yeleri evlenmiyor; nk hepsi
kendilerini kutsal savan neferleri olarak gryordu. Burada gerek anlamda bir
ilecilik deil, esfeaton'un ok yaknda gelecek olmasnn dayatt zorunlu bir
geici ile sz konusuydu. 4 6 Bir dier benzerlik noktasnn daha altn izmek gerek:
Essenli kutsal metin yorumcularyla Yeni Ahit yazarlarnn kulland ve ne Tal-

44

45
44

ilk kilisenin Hristolojisi Essenilerin Mesih beklentisine uyarlama abasnn veya daha dorusu, tm Mesih zlemlerinin son noktas olacak tek bir figr sunma abasnn izlerini bulur
{.a.g.y., s. 221).
Bunlann en nemlisi ve en ok tanlm!, Saylar 21:18'i yorumlayan "am Belgesi"nin bir
blmdr; eviriler ve zmlemeler iin, bkz. Dupont-Sommer, a.g.y., s. 145 vd ve Cross,
s. 226 vd.
Kr. Cross'un alntlayp yorumlad metinler, s. 85-91,235-236.
Cross metinleri zmlemitir, s. 96-99, 237-238. Kr. Korintliler 1 7:29-31: "... Zaman
daralmtr;... kans olanlar kanlan yokmu gibi. .. olsun."
401

DNSEL INANI.AR Vfi DNCELER TARH - II

mudu Yahudilikte, e de Philon'da benzerine rastlanan, ortak yorumlama yntemi.


Esseniler zel bir yntem (peer) uygulayarak. Eski Ahit'in kehanetlerinde ada
tarihe kesin gndermeler ve dolaysyla yaknda gerekleecek baz olaylara ilikin
ngrler buluyordu. "Bilgi'ye ulaabilenler, yani "Adalet gretmeni"nin aklad kyameti irfann srrna erebilenler, en byk savan patlamak zere olduunu biliyordu. Zaten daha nce de grdmz gibi ( 202), tm Yahudi kyamet
kitaplar batini bilgiyi yceltiyordu. Ayn ekilde, zellikle ikinci kuaktan itibaren, Hristiyanlar da gnosise zel bir deer yklyordu: Mesihin ikinci kez geliinin n habercisi olan iaretleri sabrszlkla zmeye urayorlard. Esseniiere
gre, dinsel bilgi tam anlamyla eskatolojik nitelikte ve vahyedilmi bir bilgiydi.
Pavlus'un Mektuplar'nda ve Matta ile Yuhanna'nn ndilerinde de buna kout bir
anlay belirtilmitir. Bir st dereceye kmak iin alnan eitim, hatta cemaatin
kutsal ayinleri batini diye kabul ediliyordu; nk Tann'mn Krall "beden"e
deil, yalnzca "ruh"a aktr. 17 Ksacas, gerek Yahudilerde gerekse Hristiyanlarda
gizli irfan ve batmilik, kyamet "yntemi"nin paralardr. Kumran'm yklmas ve
Esseniierin dalmasndan sonra, baz kurtulanlar muhtemelen Filistin'deki Hristiyan ekirdeklerine katlmtr. Her ne olursa olsun, apokalipsi ve batini gelenekler
ilk iki yzyln Hristiyanlnda korunmu ve baz Gnostik eilimlere cesaret vermitir (kr. 228).
Esseniierin teoloji diliyle, Yuhanna ncilinde kullanlan dil arasnda da arpc
benzerlikler vardr. Kumran metinlerinde, "dnyann " (Yuhanna 8:12), "k
oullar" (12:36), "gerei uygulayan kii ... a gelir" (3:21), "Gerein Ruhu'yla
yalann ruhu" (Yuhanna'nn Birinci Mektubu 4:6) gibi Yuhanna'ya zg birok deyime rastlanmaktadr. 48 Esseniierin retisine gre dnya, Tann'nn daha balangta
yaratt iki ruh arasndaki sava alandr: Gerein Ruhu ("Ik Prensi" ve "Hakikat
Melei" de denir) ve Ktlk ya da Yozluk Ruhu; bu ikincisi Beliaden, "Karanlklar
47

48

Kr. Yuhanna 3:5: "bir kimse sudan ve Ruh'lan domadka Tann'nn Egemenliine giremez" Kumran klliyatnda ve Yeni Ahit'te "bilgi"nin (= gnoss (irfan)) batini nitelii konusunda, bkz. F. Ntcher, Zur theologsche Terminologie der Qumranscht Texe, s. 25 vd; W. D.
Davies, " 'Knowledge' in the Dead Sea Scrolls and Mt. 11:25-30"; J. Jeremias. Die
Abendn\ahlworie Ju, s. 58 vd; K. G. Kuhn, "Die Sektenschrift u. die iranische Religion,"
zellikle s. 299 vd.
Bu deyimlerin Kumran metinlerindeki edeerlileri Cross tarafndan saylmtr, s. 207, dipnot 13-17. !k-karanlk dualizmi ve zellikle de Ruh'un mkemmel tezahr olarak n
yceltilmesi. Iran kkenli dncelerin etkisini gstermektedir. Ama Eski Ahit'te ve dier
Sami dinlerinde de benzer bir imgelemin bulunduu unutulmamaldr; kr. Eliade,
Mephistopheks et l'Androgyne, s. 64 vd.
402

HIRSTYANLIIN D O G U > U

Prensi" Iblis'ten bakas deildir. Bu iki Ruh ve onlarn ruhsal ordular arasndaki
sava, insanlar arasnda ve her "Ik Olu'nun kalbinde de srer (Disiplin Kitab
4:23-26). Essenilerin eskatolojik senaryosu, baz Yuhanna metinlerine benzetilmitir. Disiplin Kitab(3:17-23), Ik Prensinin rehberliinde ilerleseler de, Adalet
ocuklan'nr kimi zaman Karanlklar Meleinin

etkisiyle

hataya dtn

hatrlatr. Ayn ekilde, Yuhanna'nm Birinci Mektubu da, "Tanrnn ocuklar" ve


"Iblis'in ocuklan'ndan sz eder ve iblisin yoldan karma abalarna kar mminleri uyarr (3:7-10; 4:1-6). Ama Esseniler eskatolojik sava beklentisi iindeyken,
Yuhanna'nm metinlerinde mcadelenin hl srmesine karn kriz alm; nk
Isa Mesih ktl yenmitir.
Bir baka farkll daha vurgulamakta yarar var: Yuhanna'da Ruh, genellikle
Tanr'nm veya Mesih'in Ruhu diye anlalr (Yuhanna'nm Birinci Mektubu 4:13); Disiplin Kitab'nda ise, k Prensi veya Gerein Ruhu, k Ogullar'nn yardmcs
olarak belirir. Bununla birlikte Yuhanna'nm deindii Parakicos*

figr (14: 17;

15:26; 16:13; vb), Kumran'nkine benzer bir teolojinin trevi gibidir. Mesih, kendisine tanklk ve mminlere araclk etsin diye onu gndermeye sz vermitir,
ama Paraklitos kendi adna konumayacaktr. Kutsal Ruh'tan hi beklenmeyecek
byle bir ilev, kutsal metin yorumcularnn zihnini srekli megul etmitir. Kumran metinleri

sayesinde kkenini anladmz Paraklitos,

morfolojik

adan

Yahve'nin gksel maiyetinden bir kiilikle, zellikle tanrsal haberci veya haberci
melekle benzemektedir. 49 Ama Iran etkileri, ncelikle de dinsel dualizm ve melekbilim, Yahve'nin sarayndaki iki melei (kr. 203) iki zt ilkenin temsillerine
dntrmtr: iyilik/ktlk, gerek/yalan, k/karanlk. Esseniler de, Yuhannac klliyatn yazar gibi, ran dualizminin derin izlerini tayan, bu badatrman
Filistin teolojisini ve eskatolojisini benimsiyordu.
Deindiimiz ok saydaki benzerlie karn, Esseniler ve ilk Hristiyanlar
farkl yaplar gstermekte ve birbirinden ayrlan amalarn peinden gitmektedir.
Essenilerin eskatolojisi ruhban snfnn geleneklerinden tremitir; Hristiyan
eskatolojisinin kkleri ise Eski Ahit'in kehanetlerindedir. Esseniler ruhban snfn
ayrlkln srdrp glendiriyordu; Hristiyanlar ise tam tersine tm toplumsal katmanlara ulamaya alyordu. Esseniler, temiz olmayan ya da fiziksel veya
ruhsal kusurlar olan kiileri mesihi ziyafetlerden dlyordu; Hristiyanlar iin
ise, Tanr'nn Krallnn iaretlerinden biri sakatlarn iyiletirilmesi (grmeye
* Yardma; Teseilici; t -n.
49

Cross, a.g.y., s. 214, dipnot 82'de, Kenanl ilk haberci melek rneini hatrlatmaktadr.
403

DNSEL NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

balayan krler, konuan dilsizler vb) ve llerin dirilmesiydi. Son olarak da,
sa'nn dirilii ve Kutsal Ruh'un armaan olarak. Kutsal Yasann disiplininin yerini
ruhsal zgrln almas bu iki Mesihi cemaati birbirinden ayran merkezi
"grng"y oluturmaktadr. 50

2 2 4 . T a p n a n Y k l m a s . kinci G e l i i n G e c i k m e s i Romallara kar Mesihi

savaa girmeyi

reddeden Yahudi-Hrisciyanlann bir

blm 66'da, Mavera-i

rdn'deki Pella'ya karld; bakalar Suriye, Anadolu kentlerine ve skenderiye'ye


snd. Savamay reddetmelerinin anlam asilerin gznden kamad: Hristiyanlar" israil'in ulusal yazg dayanmasndan kopuyordu." Bu olay, kilisenin Yahudilikten kopmasnn balangcna iaret eder. Bununla birlikte Yahudilik de benzer bir davran sayesinde hayatta kalmay baaracaktr. Yzyln en nemli dinsel
nderi ve silahl ayaklanmaya tm gcyle kar km Rabbi Yohanan ben Zakkay,
kent kuatldnda bir tabut iinde karlr. Ksa bir sre sonra, Yafa yaknndaki
Yabne kynde bir ilkokul amak iin Titus'tan izin alr. Rabbi Yohanan'n kurduu
bu okul sayesinde ulusal dzlemde yenilmi ve yok olma tehlikesiyle kar karya
kalm Yahudi halknn tinsel deerleri kurtarlacaktr.
Kutsal kentin harabeye dnmesi ve Tapman yklmas, hem Yahudilerin hem
de Hristiyanlarn dinsel yneliini birdenbire deitirmitir. Yahudiler asndan
Tapnan yklmas, atalarnn alt yzyl nce yaadndan daha ciddi bir sorunla
kar karya kalnmasna neden olmutu; nk o zamanlar bu felaketi ngren
peygamberler, nedenini de aklamt: Yahve, halkn saysz kfrnden dolay
cezalandrmaya hazrlanyordu. Oysa bu kez tam tersine, kyamet metinleri ktlk
glerine kar eskatolojik savata Tanr'mn nihai zaferinin kesin olduunu duyurmutu. Bu beklenmedik ve anlalmaz felaketin aklamas Yabne'den geldi: Yahudilik srecek, ancak "reform"dan geecek, yani bo kyamet beklentilerinden ve mestiliklerden vazgeip yalnzca ve yalnzca Ferislerin retisini izleyecekti (kr.
204). Bu kararn ncelikli sonular Kutsal Yasann ve Sinagog'un glenmesi,
Mina'lann ve sonunda da Talmud'un deer kazanmas oldu. Ama Tapnan ikinci
kez yklmas Yahudiliin geliiminde derin izler brakt; tapmn gerekletirilebi-

50
51
52

Cross, s. 241 vd.


Drt yl nce, 62'de, Kuds'teki Yahudi-Hristiyan cemaatinin lideri Yakup ehit edilmiti.
Eusebios, Efefeles'astifee Historia, li, 5, 3.
404

HIRSTYANLIIN D O G U $ U

lecegi tek kutsal alan olan tapnaktan yoksun kalan mminler, artk dualar ve dinsel
eilimle yetinmek zorundayd."
Sava srasnda Hristiyanlar arasnda da kyamet cokusunun yeniden ykseliine tack olundu: Mesih'in ikinci kez geliini de hzlandracak Tanr mdahalesinin
artk gecikmeyecei umudu. Markos'un ncili bu kyamet umudunu yanstr ve
srdrr. 54 Ama Mesih'in ikinci kez geliinin gecikmesi can skc sorulara yol
ayordu. Bu sorulara verilen yantlar esas olarak kategoride snflandrlabilir:
1) Mesih'in ok yaknda yeniden gelecei daha da kararl bir biimde ifade edilir
(megin Peirus'un Mektubu); 2) kinci kez geli daha uzak bir gelecee ertelenir ve
bu uzayan ara dneme teolojik bir gereke gsterilir (megin Matta ve Luka'nn
indileri); 3) Mesih ikinci kez gelmitir; nk sa'nn armha gerilmesi ve dirilii
aslnda gerek "son olay" (eskhaton)
aktr (megin Yuhanna incili).

oluturur ve "yeni hayat" artk Hristiyanlara

55

Sonunda bu nc aklama ar basacaktr. Zaten bu aklama ilk mminlerin


kartlattg aykrlklarn bir uzantsdr: Gerekten de sa Mesih dier insanlardan
hi de farkl deildi; Tanr'nn Olu olmasna karn, kk drld ve armhta
ld. Ama dirilii tanrsalln dorulad. Yine de bu parlak kant herkes tarafndan kabul edilmedi. (Yahudilerin ouna gre, Mesih'in geliinin ulusal kurtulua
ve dnyann ak, grnr

bir dnm geirmesine yol amas kanlmazd). Artk

imanszlarn katlmn salamak iin Mesih'in ikinci kez gelii bekleniyordu.


Yuhanna lncili'nin yazan ve ona inananlar evresi ikinci kez geliin ertelenmesi sorununa gz pek bir yant verdi. Tann'nn Krall kurulmutu bile; tpk tarihsel
sa kiiliinde bedenlenen Mesih'i Yahudilerin ounun grememesi gibi -ve sa
Mesih'in tanrsall da inanmayanlar tarafndan hl kabul edilmemiti- bu
Kralln da kendiliinden ve evrensel olarak ak, grnr

hale gelmesi beklenemezdi.

Ksacas, dinler tarihinin tamamnda iyi bilinen ayn diyalektik sre sz konusudur: Kutsaln kutsal olmayandaki epifanisi, aym zamanda bir gizlenme oluturur;
nk onun tezahr ettii nesneye yaklaan herkes asndan, kutsal ak, grnr
deildir. Bu kez kutsal -Tann'nn Krall- tarihsel adan snrlar ve yeri belirli
bir insan cemaatinde tezahr etmitir: Kilise.

53
54

55

Kr. Judah Goldin, "On Change and Adaptation in judaisra," s. 290 vd.
70'teki feiaketin ardndan, Hristiyanlar isa'nn hayat, elilii, lm ve dirilii zerine
Kuds kaynakl rivayetleri toplamaya ve yazya geirmeye balar; bunlar ilk indilerdir.
Kr. Penin, Irtroduction, s. 41.
405

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - II

Mesih'in ikinci kez geliine yklenen bu yeni deer, b i r o k dinsel d e n e y i m ve


teolojik s p e k l a s y o n olana y a r a t m a k t a d r . Bildik s e n a r y o n u n - M e s i h ' i n ikinci kez
geliinin T a n n ' m n zaferinin, k t l n y o k olmas ve tarihin s o n u n u n g e l m e s i y l e
d e k a n t l a n a n s o m u t ve parlak t e z a h r olarak a l g l a n m a s - yerine, tinsel hayatn bu
dnyada

da ilerleyip m k e m m e l l e e b i l e c e g i ve tarihin akn b i r d n m e ura-

nla bilecei inanc g n y z n e kt. Baka b i r deyile, tarihsel varolu T a n n ' m n


Krallnn m k e m m e l l i i n e ve yce m u t l u l u u n a eriebilirdi. Geri Krallk ncelikle m m i n l e r in "ak ve g r n r " olacakt, a m a h e r Hristiyan cemaati de
k u t s a n m bir h a y a t n m k e m m e l rnei, dolaysyla insanlar Hristiyanl kabul
e t m e y e tevik e d e n bir o d a k haline gelebilirdi. Kutsaln diyalektiinin, Kralln Kilise ile zdeletirilmesiyle balatlan b u yeni y o r u m u g n m z d e bile s r m e k t e ;
a n c a k p a r a d o k s a l bir b i i m d e , zellikle birok "kutsallk y i t i m i n d e " k e n d i n i gsterm e k t e d i r ( n d i l e r i n ve anlatnn mitselliginin y o k
sradanlatr mas, ayinlerin basitletirilmesi,

edilmesi,

tren

usullerinin

m i s t i k l i k k a r t eilimlerin g

k a z a n m a s ve dinsel simgeselligin g z d e n d m e s i , kiliselerin yalnzca etik deerlerine ve t o p l u m s a l ilevine d u y u l a n ilgi vb). a d a Hristiyan d n y a d a b u "kutsallk yitimleri" t a m a m l a n m a k z e r e d i r (kr. c. 111).

406

E L E T R E L KAYNAKA

219. Nasral sa zerine XIX. yzyl bandan beri giderek hzlanan bir ritimle oalan eserlerin byk blm, zellikle yazarlarnn ideolojisi ve yntembilimi asndan ilgintir. Herrnann E. Reimarus'tan (1779) Wilheln Wrede'ye kadar (1901) km almalarn eletirel ve
ayrntl bir tarihesi iin, bkz. Albert Schweitzer, Von Remarus
ben-Jesu-Forschung

zu Wrede: E/ne Geschichte

der Le-

(Tbingen, 1906; 6. bask, 1951); biz 1968'de yeniden baslan The Questof

tbe Historical Jesus balkl ingilizce eviriyi (1910) kullandk; 1968 basksnda yer alan James
M. Robinson'n giri blm, daha ge tarihli baz almalarn (Maurice Goguel, R. Bultmann,
Kari Barth, F. Buri vb) zmlemesini iermesi asndan deerlidir.
Yakn tarihli baz eserleri sayalm: G. Bomkam, Jesus von Nazareth
bert Stauffer, Jesus: Getalt und Geschichte

(Stutgart, 1956); Ethel-

(Bem, 1957); J. Jeremias, Das Problem des historischen

Jesus (Stutgart, 1960); H. Conzelmann, G. Eberling, E. Fuchs, Die Frage nach dem historischen
Jesus (Tbingen, 1959); V. Taylor, The Life and Ministry
The Founer

of Christiarity

Umoignages

profanes

of Jesus (Londra, 1954); C. H. Dodd,

(Londra-New York, 1970). Aynca bkz. J. Moreau, Les plus anciens

sur Jesus (Brksel, 1944); E. Trocme. jttus de Nazareth

s vie (Paris, 1971); Jesus and the Hisorians

(ColweU Festschifi),

vu par les Umoinsde

yay. haz. F. Trotter (Philadelp-

hia, 1968), W. Kmmel, "Jesusforschung seit 1 9 5 0 " Theologische Rundschau, 31, 1966, s. 15
vd, 289 vd.
indilerden Origenes'e kadar en eski "Isa Hayat ykleri" Robert M. Gran, The Eariiest
ves of Jesus

Li-

(New York, 1961) iinde zmlenmitir. Inciller dndaki baka kaynaklarn

aktard bilgiler iin, bkz. Roderic Dunkerley, Beyond the Gospels (Harmondsworth, 1957). j o seph Klausner soruna Museviliin bak asndan yaklamtr; bkz. Jesus of Nazareth

(lbranice-

den eviri, Londra, 1925) ve From Jesus to Paul (branice'den eviri, New York, 1943). sa ve
Hristiyanln douu zerine iyi bir toplu sunum (kaynakalarla birlikte) iin, bkz. Marcel Simon, M. Simon ve A. Benoit, Le Judasme

et le Christimisme

antique

iinde (Paris, 1968), s. 3 3

vd, 81 vd, 199 vd. Aynca bkz. Robert M. Grant, Augustus to Constantie (New York, 1970), s.
40 vd; Norman Perrin, The Nevv Testamenf: An Introduction

(New York, 1974), s. 277 vd.

Vaftizci Yahya'nn rencileri Hristiyan cemaatine rakip, ayn bir mezhep oluturmay
srdrd. Bkz. M. Goguel, Jean-Bapliste (Paris. 1928); 3- Steinmann, S. Jean Baptiste et 1a
sprituaiU

du disert (Paris, 1955); J. Danifclou, Jean-Bapttste, timoinde

t'Agneau

(Paris, 1964); J.

A. Sint, "Die Eschatologie des Tufers, die Taufergruppen und die Polemik der Evangelien," K.
Schubert (ed.), Von Messios zum Christos iinde (Viyana, 1964), s. 55-163.
sa'nn mucizeleri ve bunlarn Helenistik by ve leurjilerle l(theurgy) lk olarak Msr'daki
Yeni Platoncular tarafndan uygulanan ak by sistemi; iyi ruhlara niyaz ederek ve onlarn
grevlendirilmesiyle yaplrd -yn) ilikileri zerine, bkz. L. Bieler, Theos arter, 1-11 (Viyana,
1935, 1936); H. van der loos, The Mracks of Jesus
Exorcista

(Stuttgart, 1972); G. Petzke, Die Traditionen

(Leiden, 1965); O. Bcher, Chrisfus


ber Apol/omus vo Tyana und das Neue

Testament (Leiden, 1970); Morton Smich, "Prolegomena to a Discussion of Aretalogies. DLvine


Men, the Gospels and jesus," Journal ofBiblical

Literatre,
407

40, 1971, s 174-199; J. Hull, Helle-

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - II

nistic Magic and theSynoplic

Tradition

(Naperville, 1974); Jonathan Z. Smith, "Good News is no

News: Aretalogy and Gospel," Christianity.fudaism

and Othcr Greco-Romat

Cults. Studes for Mor-

ton Smith iinde, 1 (Leden, 1974), s. 21-38.


isa'nn Ferislerle ilikisi hakkndaki Sami ve Yunan kaynaklan John Bowker, Jesus and the
Phrasees iinde (1973) evrilip yorumlanmtr.
Hirodes Antipas'n egemenlii hakknda, bkz. H. Hoehner, Herod

Antipas

(Cambridge,

1972). "Yurtseverler" ve onlarn hem sa, hem de Yahudi-Hristiyanlkla ilikileri zerine, bkz.
S. C. F. Brandon'n fikir verici ama tartmal kitab: Jesus and the Zealots

(Manchester, 1967).

Yurtseverlerin lks, "kuruluu hi kuku yok ki Mesih'in geldii zamanla akacak veya
onun hemen ncesinde yer alacak bir teokrasiydi ... Dinsel inanlarnn gc tartma
gtrmezdi. Milliyetiliklerini harekete geiren de bu inant" (M. Simon, Lejudaismeet
anisme

ie chris-

antique, s. 214).

isa'nn yarglanmas konusunda, bkz. The Triai of Jesus (Moule Festschrijt),

yay. haz. E. Bam-

mel (Londra, 1970). Aynca kr. A Jaubert, "Les seances du sanhedrin et les recits de la
passion," RHR 166, 1964, s. 143-163; 167, 1965, s. 1-33. A Ammassari, La Resurrezione,
nell'nsegnamento,

nede prjezie,

nelle appanzioni

d Ges (Roma, 1,2. bask, 1967; 11, 1976) adlt

eserde Dirili'in kapsaml ve zgn bir yonmu yer almaktadr.


220. sa'nn, Tann'nn Krallg'nn ok yakn olduunu vaaz etmesi hakknda, bkz. T. W.
Manon, The Teaching

of Jesus (Cambridge, 1931; 2. bask, 1937); N. Perrin, The Kingdom

God m (Je Teaching of Jesus (Londra, 1963); ayn yazar, Rediscovenng

the Teaching

of

of Jesus (New

York, 1967), s. 54-108 (aynca bkz. notlanm kaynaka, a.g.y., s. 249 vd).
Tann'nn Krall u anda zaten mevcuttur; kr. E. Ksemann, "The Problem of the Historical Jesus," Essays on Nevv Testamert Themes iinde (Londra, 1964), s. 15-47; N. Perrin, Rediscovenng the Teaching of Jesus, s. 76 vd (yakn tarihli metin yorumlannn bir zmlemesi) ve M.
Simon, a.g.y., s. 85 vd.
Efkaristiya zerine, bkz. Oscar Cullmann, Le culte dans l'Egl'se prtnitve (Paris, 1945), s. 12
vd; K. G. Khn, "Repas cultuel essenien et Cene chretienne," Les Manuscrits de la Mer Morte
(Strasbourg Kollokyumu, 1957), s. 8 5 vd; Jean Danidou, Theoloffe

du Judio-Christianisme

(To-

umai, 1958), s. 387 vd; M. Simon, a.g.y., s. 184 vd. Karlatrmal bir inceleme iin, bkz. A D.
Nock, Early Centile Christanity

and Its Hellenistic Background

(New York, Torehbook, 1964), s.

109-146; "Hellenistic Mysteries and Christian Sacraments" makalesi, Mnemosyne, IV. Seri, 5.
1952'de yaymlanmtr.
sa'nn gerekletirdii inanlmaz iyiletirmeler, cin kovmalar ve mucizelerle, Helenistik
(megin Tyana'l Apollonios) ve Yahudi rivayetlerinde (kr. Perrin, Rediscovenng

the Teaching

of

Jesus, s. 135'te saylan Babil Talmud'undan baz rnekler) saptanan benzer baanlar arasnda
nemli bir fark vardr. Isa hep insan "kurtaran iman" zerinde durur (kr. Markos 5:34; 10:52;
Luka 7:50; 17:19 vb). Isa iine cin girmi bir ocuu iyiletirdikten sonra, rencileri ona sorar: "Biz cini neden kovamadk? sa, 'imannz kt olduu iin' karln verdi.... bir hardal tanesi kadar imannz olsa, u daa buradan uraya g derseniz' ger; sizin iin imknsz

408

bir ey

HIRSTYANLIIN D O G U j U

olmayacaktr"

(Matta 17:19-22; kr. Luka 17:6). mana bu ekilde deer yklenmesi ise, data

nce de belirttiimiz gibi, Helenistik edebiyatta ve Babil Talmud'unda derlenmi rivayetlerde


hi grlmez; kr. Perrin, Rediscovenng the Teaching of Jesus, s. 130-142 ve a.g.y., s. 130, dipnot
1, s. 131, dipnot 1-6 vb'de saylan yakn tarihli almalar.
221. Kilisenin douu ve tarihsel kaynak olarak Elilerin (Havarilerini ileri zerine, bkz. J.
Dupont, Les problemes

du Lvre des Actes d'aprts

hen, Die Apostelgeschichle

les travaux

ricens

(Louvain, 1950); E. Haenc-

(Gttingen, 1956), E. Trocme, Le ivre des Actes et l'kistoire

(Paris,

1957).
Kuds cemaati zerine, bkz. L. Cerfaux'nun Recueil Lucien Cerfaux
meleri, 11 (Gembloux, 1954), s. 63-315; P. Gaetcher, Petrus
O. Cullmann, Peer:

Dscple, Apostle, Martyr

iinde derlenmi incele-

und seine Zeit (Innsbruck, 1957);

(1962; Petrus, 1960'n gzden geirilmi ve ge-

niletilmi 2. basksnn ngilizce evirisi). lk Kilise ile Yasac ve Hizipi Yahudilik arasndaki
ilikiler zerine, bkz. E. Peterson, Frhfe/rche, Judentum
Hebrer,

Essener, Christen

und Cnosis. (Viyana, 1959), H Kosmalas,

(Leiden, 1959); M. Simon, Verus Israel (Paris, 1948; 2. bask, 1964).

Elilerin lerinde, Kuds'teki ilk Hristiyan cemaatinin Pavlus'un kar kt (Galatyallara


Mektup 2:12) nderi, "Rab isa'nn kardei" (Galatyallar 1:19) Yakup'tan neredeyse hi soz
edilmez. Onun Talmudu Musevilikle ilikileri aktr (arap imez, hi tra oimaz, hayatn
Tapnak'a geirirdi vb). 66-70 savandan sonra Yakup hizbi onadan kaybolduu iin, ans
da silindi. Ama Yakup, baka belgelerde (Ibranilerin ncili, Toma ncili, Szde-Clementines vb),
kilisenin en nemli kiilii olarak tantlmaktadr; kr. S. G. F. Brandon, 77te Fail of Jerusalem
the Chrisian

and

Church (Londra, 1951), s. 126-154; J. Danielou, Nouvelle h/stmre de I'Eglise, l (Pa-

ris, 1963), s. 37-38.


Yahudi-Hristiyanlk hakknda, bkz. H. J. Schoeps, Theologie und Gesckiche des Judenchristentum (Tbingen, 1949); Jean Danielou, Theologie

du Judto-Christianisme

zellikle s. 17-101; M. Simon vd, Aspects

du Judeo-Christianisme:

1965). M. Simon ve A. Benoit, Lejudaisme

et le Christianisme

(Toumai, 1957),

Colloque de Strasbourg

antique,

(Paris,

s. 258-274'te iyi bir toplu

bak. unlan ekleyin: M. Simon, "R6flexons sur le judto-christianisme," Studies for Morton
Smith, 11, Leiden, 1975, s. 53-76 (baz yakn tarihli almalann eletirel incelemesi). YahudiHristiyanlgn ayn edici nitelii yalnzca Yahudi Yasas'na uyulmasna gsterdii ballktr; bu
ballk daha sonra "bir tr fosillemeye" dnr; "baz Yahudi-Htristiyanlar yalnzca kilisenin
gsterdii reti geliimine ayak uyduramadklar ve Hristiyan dogmasnn, zellikle de Yunan
dncesinin anlaylanm ve kadrolann ald andan itibaren, ilkel basit kerygma'ya

gre

kazand yeni deer ve zenginlikleri kabul etmedikleri ya da yalnzca bunlan bilmedikleri iin,
sapkn durumuna

dmlerdir. Tavrlannn ok

ozgl bir gstergesi olan

Pavlus'a

dmanlklannn kkeninde hi kukusuz berikinin Yasaya kar ald tavr yatyordu. Ama
bu dmanlk onlan, Pavlusu dncenin balang noktasn oluturduu Hristoloji gelimelerinin uzanda tuttu. Onlar gerek reti, gerekse din hkmleri anlamnda, ilkel cemaatin
deimez miraslar olarak kald. Yani deyim yerindeyse olumsuz biimde, gelime yetersizlii
nedeniyle sapkn oldular" (Marcel Simon, Le Jmkisme et le christianisme anttyue, s. 270).

409

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - U

Yahudilerin Hristiyanl reddetmek iin ileri srdkleri gerekeler D. R. A Hare, The Themeofjewish

Persecution

of Christianity

in the Gospel Accordingto

St. Mat(hew

(Cambndge, 1967),

s. 1-18'de incelenmitir.
222. Aziz Pavlus'un Hristiyanl kabulne ve teolojisine ilikin yorumlara, iki kuak boyunca, bir yandan Filistin Yahudilii ile Helenistik Yahudilik arasnda yaplan ok kat bir aynm,
dier yandan da bu iki Yahudilik biimine ilikin fazlasyla kiisel deerlendirmeler egemen olmutu. megin Albert Schweitzer, Filistin dinsel yapsn paylatn kabul ettii Aziz Pavlus ile
tamamen Helenistik Yahudilikle btnlemi gsterdii Aziz Yuhanna'y kart kutuplara koyuyordu (kr Die Mystic des Apostels

Paulus, Tbingen, 1930); bir Yahudi yorumcu, C. J. G.

Moncefiore ise Pavlus'u diasporanm kklerini yitirmi kitlesi iine yerletiriyordu; Montefiore,
eer Pavlus Filistin'in saf ve stn Yahudiliini bilseydi, ncil'i asla kabul etmezdi, sonucuna
vanyordu (kr. Judaism

and St. Paul, Londra, 1914). Benzer tavrlar, Joseph Klausner, From Je-

sus to Paul (lbraniceden eviren W. F. Stinespring, Londra, 1943; yeni bask, New York, 1961);
S. Sandmel.AJevish Understandingof

the New Testamenc

(New York, 1956), s. 37-51; H. J. Sc-

hoeps, Paulus (Tbingen, 1959) balkl almalarda da savunulmaktadr.


Ama son aratrmalar bir yandan Talmudu ideoloji ve sz daar zerindeki derin Helenistik etkiyi, dier yardan da Helenistik yazlarda Sami anlaylarnn varln gstermitir. Filistin
Yahudilii ile Helenistik Yahudilik arasndaki eski ikilik artk dayanaklarn yitirmitir (kr.
200, 204'teki kaynakalar). Ayn nedenle, A Schvveizer'in parlak bir biimde gelitirdii, iki
Hristiyan dinsellik biimi -Pavlusu ve Yuhannac- arasndaki kartlk da silinmitir. Bkz. W.
D. Davies, Paul and Rabbnc judaism.

Seme Elemerts m Paultne Theology (Londra, 1948; yeni

bask Harper Torchbook, New York, 1967, yeni bir giri blmyle birlikte: "Paul and Judaism
Since Schweitzer," s. VI1-XV). Pavlus, Ditilmi Isa Mesih'in arsn dinlerken kendisini asla bir
dnek olarak grmyordu. Ama Isa Mesih'te Mesih'i kefeden bir Yahudinin bak asndan
srail'in ve Yasann gerek niteliini yeniden tanmlyordu. Pavlus'a gre, bundan byle
"Tann'mn h a l k f n m ayrt edici nitelii Yasaya itaat deil. Isa Mesih'e imand. Bu bir anlamda Yahudi dinsel evrenselciliinin son noktasna vardmlmasyd; nk sa Mesih sayesinde
"Tann'mn halk" evrensel barmay gerekletirebilir ("ne Grek ne Yahudi, ne erkek ne kadn"
vb) ve dnyann yenilenmesini, "Yeni Yaratl"! hazrlayabilirdi.
Bu konuda yakm tarihli geni klliyat iinden unlar sayalm: M. Dibelius ve W. G.
Kmmel, Paulus (2. bask, Berlin, 1956); j. Dupont, Grosis. La connaissance
Epitres deSaitt

relgeuse

dans les

Paul (Louvain, 1949); A. D. Nock, St. Paul (3. bask, Londra, 1948); L. Cerfaux,

La theologje de l'Eglise suivant 5aim Paul (2. bask, Paris, 1948); W. C. Van Unnk. Tarsus or Jensalem (Londra, 1952); E. Earle Ellis, Paul and His Recent

Interpreters

(Grand Rapids, Michgan,

1961); ayn yazar, "Paul and His Opponents. Trends in the Research," Studiesfor

Morton

Smj'th,

I (Leiden, 1975), s. 264-298 (zellikle, s. 284 vd); J. W. Drane, Paul, Libertine

or Legalist:

Study in the Theology of the Majr Pauline Epistles (Londra, 1975); K. Stendhal, Paul Amongjev/s
and Gentiles

(Philadelphia, 1976); E. P. Sanders, PuI and Palestinian

Judaism

1977). Aynca bkz. W. D. Davies, "Paul and the People of lsrael," Nevv Testamen
1977, s. 4-39'da en son baz savlann tartlmas.
410

(Philadelphia,
Studies, 24,

HIRSTYANLIIN U O G U U

223. Olu Deniz yazmalarnn birka evirisini belirtelim: T. H. Gaster, The Dead Sea Scriptures
in Engl/sh Translion (New York, 1956); G. Vermes, The

Dead

Sea

Scrolls

(Harmondsworth, Penguin Books, 1962); j. Carmignac vd, Les Texles de Qumran

n English
traduits

annotes, I-1I (Paris, 1961, 1963). Aynca bkz. A. S. van der Ploeg, Le rouleau de la guerre.

el

Traduit

et annote avec une Infroduction (Leiden, 1969); Y. Yadin ve C. Rabin, The Scroll of (he War of the
Sonso/L/gftAgainsttheSonso/Darlmess (Londra ve New York, 1962). Aynca J. M. Allegro, F.
M. Cross, A. Dupont-Sommer vb eserlerinde evrilmi ve yorumlanm birok metin bulunabilir.
Toplu sunumlar iinde en yararllan unlardr: J. M. Allegro, The

Dead

Sea

Scrolis

(Harmondsworth, 1956); Y. Yadn, The Message of the Scroils (Londra, 1957); H. Bardtke, Die
Sekte von Qumran
and Modern

(Berlin, 1958; 2. bask, 1961); F. M. Cross, jr., The Ancent Library

of Qumran

Biblcal Studies (New York. 1958, gzden geirilmi ve geniletilmi 2. bask. 1961);

O. Cullmann, J. Danielou vd., Les Manuscrits

de la M er Morte.

1958); R. K. Harnson, Tfte Dead Sea Scrolls: A Introduction


mer, Les ecrits essenens dicouverts

Colloque

de Strasbourg (Paris,

(New York, 1961); A Dupont-Som-

pres de la Mer Morte (Paris, 1959; 2. bask, 1965); E. F. Sutc-

liffe, The Monks of Qumran as depicted in the Dead Sea Scrolls (Londra, 1960); H. Ringgren, The
Faithof

)umran. Theology of the Dead Sea Scrolls (Philadelphia, 1963).

1957 bana kadar yaplm Kumran yazmalanyla ilgili yaymlann kaynakas, C. Burchard,
Bibliographe

tu den Handschriften

von Toten

Mer (Berlin, 1957) iindedir. Yazar Revue de

Qumran'da bu kaynakay gncellemeyi srdrmtr. Seilmi yaynlar listesi ( 1 9 5 1 - 1 9 6 4 )


iin, A. Dupont-Sommer, Les ecrits essenens... (2. bask, 1965), s. 442-444, aynca kr. R. K.
Harrison, The Dead Sea Scrolls, s. 151-158.
Hristiyanlkla ilikiler konusunda, bkz. j. Dandou, Les Manuscrits de la Mer Morte et les
origmes du christianisme (Pans, 1956); K. Stendhal (ed.), The Scrolls and the Nov Testamem
York, 1957); H. Kosmala, Hebrer,

Essener,

Christen

Scrolls and the Eariy Church (Chicago, 1962); j. van der Ploeg vd., La secte de Qumran
nes du christianisme

(New

(Leiden, 1959); L. Mowry, The Dead Sea

(Bruges ve Paris, 1959); M. Black, The Scrolls ani Christian

et les ortgt-

Origins (Edin-

burgh ve New York, 1961); ayn ya2ar, The Scroils and the Chrisd'anty (Londra, 1969); J. H.
Charleswonh (ed ), John and Qumran (Londra, 1972). Aynca bkz. F. Notscher, Zur rheoiogschen
Terminlogie

der Qumran

Texte (Bonn, 1956); W. D. Davies, "'Knowledge' in the Dead Sea Sc-

rolls and Matthew 11:25-30," Christian


66; J. Jeremias, Die Abendmahlsworte

Origins and Judaism

iinde (Philadelphia, 1962), s. 31-

jesu (2. bask, Guingen, 1949), s. 58 vd.

ran'la ilikiler konusunda, bkz. K. G. Kuhn, "Die Sektenschrift und die iranisehe Religion,"
Zeitschrift

fur Theologie

und Kirche, 49, 1952, s. 296-316; H. Michaud, "Un mythe zervanite

dans un des manuscrits de Qumran," VT, 5, 1955, s. 137-147; David Winston, "The Iranian
Component in the Bible, Apocrypha and Qumran: A Review of the Evdence," HR 5, 1966, s.
183-216; S. Shaked, "Qumran and Iran: Further Considerations," Israel Oriental

Studies, 2,

1972. s. 433-446; Richard N. Fiye, "Qumran and Iran: the State of Studies," Studies for Morton
Smiih, 111 (Leiden, 1975), s. 167-173 (David Winston ve dier aratrmaclann kantlan
karsnda olduka kukucu davranan Frye, Skaked'n savn ise kabul eder; kr. s. 172-173).

411

D N S E L NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

Peer yorum yntemi hakknda, bkz. Cross. The Anneni Library of Qumra, s. 218, dipnot
38'deki kaynaka; bu kaynakaya, Lawrence H. Schiffman, The Hatakha

at Qumran' da ekleyin

(Leiden, 1975). ki Ruh arasndaki sava zerine, bkz. Y. Yadin ve C. Rabin, The Scrolls of the
War, s. 29 vd ve birok yerde.; H. S. vanderPloeg, Le rouleau de la guerre; Cross, a.gy.,

s. 2 1 0

vd (dipnot 25, kaynaka); S. Shaked, "Qumran et Iran," s. 437 vd.


Paraklitos figr konusunda, bkz. O. Betz'in mkemmel karlatrmal incelemesi: Der Paraklet. Firsprecher im hretischen
gnosschen Schriften

Sptjudentum,

m Johannts-Evangelum

und m neu gefundenen

(Leiden-Kln, 1963).

224. R. Yohanan ben Zakkay hakknda, bkz. Jacob Neusner'in monografileri: / e of Rabbcn
Yohanan

ben Zakkai

(Leiden, 1962); Development of a Legend: Studies in the Traitioni

Conceming

Yohanan ben Zakha (Leiden, 1970). unu ekleyin: N. Sed, "Les raditions secretes et les disciples de Rabban Yohannan ben Zakkai," RHR 184, 1973, s. 49-66.
Tapnan yklmasnn sonulan hakknda, bkz. G. F. Moore, Judaism
of the Christian

in the First Centuries

Era, 1-1! (Cambridge, Mass., 1927,1930), l, s. 93 vd, II, s. 3 vd, 116 vd; kr. Ju-

dah Goldin, "Of Change and Adaptation in Judaism," HR 4 , 1 9 6 5 , s. 269-294; Jacob Neusner,
From PoJitics to Piety: The Emergence

of Pharisaic Judaism

(Englewood Cliffs, 1973); Sheldon R.

lsenberg, "Power Through Temple and Torah in Greco-Roman Period," Studies for Morton
Smrth, III, s. 24-52.
70 yln felaketinin Hristiyanlk asndan sonulan zerine, bk2. L. Gaston, No stone on
Another. Studies in the Significance
N. Penin, The New Testament,

of the Fail of Jerusalem

inthe Synoptic Gospels (Leiden, 1970);

s. 40 vd, 136 vd.

Hristiyanlar ile Yahudiler arasndaki ilikiler konusunda, bkz. Robert A Kraft, "The Multiform Jewish Heritage of Early Christianity," Studiesfor

Morton

Smith, III, s. 174-199; Wayne A

Meeks," 'Am!Jew?'Johannine Christianity and judaism," a.g.y., I, s. 163-186; aynca kr. G. W.


Bruchanam, "The Present State of Scholarship on Hebrews," a.g.y., I, s 299-330. Roma imparatorluumda Hristiyanlar ile Yahudiler arasndaki ilikiler zerine, bkz. Marcel Simon, Verus
Israel (Paris, 1948; 2. baskt, 1964).
Mesih'in ikinci kez geliinin gecikmesi konusunda, bkz. Norman Perrin, The New
ment: An Introduction,

s. 40-51,197-198; A. L. Moore, The Parousia

Testa-

in the Ne w Testament (Le-

iden, 1966).
Hristolojinin kkenleri konusunda, bkz. R. H. Fuller, The Foundation
rfstology (Londra, 1965); Manin Hengel, DerSohn Gottes. Die Enstehungder
jdisch-hellenistische

Religiongeschichte

of New Testament
Christolope

Ch-

und die

(gzden geirilmi ve geniletilmi 2. bask, Tbingen,

1977); C. F. D. Moule, The Origin of Christology (New York, 1977).


Yeni Ahirin teolojisi zerine ok geni bir klliyat mevcuttur. N. Perrin, The New Testament (s. 353-359, kaynaka) ve Rudolf Bultmann, Theology of the New Testament,

I-U (Ing.

ev., New York, 1951,1955; kapsaml ve kiisel bir eser, ama eletirel kaynakalar da ieriyor,
1, s. 357-368; II, s. 253-260) adl eserlere bavurulabilir.

412

HIRISTI YAN LGN D O C U S U

Bu blmde tartlan sorunlar iin vazgeilme! bir eser: Gerhard Delling vd, B/Jiogrcphe
zur jdisd-fellenis'scfert und in(ertesiamentanschen

Literatr:

413

1900-1970

(2. basla, Berlin, 1975).

XXIX. BLM

IMPARATORLUK DEVRINDE PUTPERESTLIK,


HRISTIYANLK VE GNOSTS

225.Jam

redit etVirgo...

Ulu Ana Kybele tapm. Roma aristokrasisi tarafndan

sahiplenilmise eer (bkz. s. 146), daha ge donemde Roma'ya sokulan dier Dogu
dinlerinin baarsn da kent proletaryas ve Roma'ya yerlemi ok sayda yabanc
salad. Cumhuriyetin son iki yzylnda geleneksel din -yani kamusal tapmlargiderek saygnltgn yitirmiti. Baz ruhban mevkileri (megin jlamen
sayda sodalitium

Dialis) ve ok

artk kullanlamayacak denli eskimi ve ypranmt. Helenistik

ada her yerde grld zere, dinsellik tanra Fortuna'nm (Tykhe) ve yldzlara
bal kaderciliin etkisine girmiti

( 205). By ve astroloji yalnzca halk

kalabalklarn deil, baz filozoflar da cezbediyordu (Stoaclar astrolojinin geerliliini kabul ediyordu). savalar srasnda ok sayda Dogu kkenli kyamet
anlats ortalkta dolayordu; Sibylla Kitaplar adyla bilinenler Roma'nn gcnn
yaknda sona ereceini duyuruyordu. stelik Roma'nn bir gn sonunun gelecei
konusunda eskiden beri var olan saplant, 1 bu kez yaanan kanl olaylarca da dorulanr gibiydi. Horatius, kentin sonunun yaknda gelecei konusundaki kayglarn
gizlemiyordu. 2
Caesar, Rubicon'u geince Yeni Pythagoras Nigidius Figulus, Roma'ya, hatta
insan soyuna son verecek bir kozmik-tarihsel dramn baladn ilan etti. 3 Ama
uzun ve ykc i savalarn ardndan gelen Augustus'un egemenlii, bir pax acterna
' "Tm tarihsel krizlerde, iki k miti Roma halknda bir saplant olarak yer etmitir: 1)
kentin mr, belli sayda ylla snrl olduu iin (Romulus'un grd oniki kartaln aa
vurduu "mistik" say) sona erecektir ve 2) 'Byk Yl' tm tanhe, dolaysyla Roma'nn da
tarihine evrensel bir ekpyrosis'le (yangn) son verecektir. Aslnda Roma'nn kendi tarihi ok
ge bir dneme dek bu kayglan yalanlama iini stlenmitir; nk Romn'nm kuruluundan 120 yl sonra. Romulus'un grdgu oniki kartaln, pek ok kiinin korktuu gibi,
kentin tarihsel mrnn 120 yl olaca anlamna gelmedii anlalmtr. 365 yln sonunda,
kentin her ylnn bir gne denk olaca bir 'Byk Yl'm sz konusu olmad saptanm ve
kaderin Roma'ya her biri 100 yllk oniki aylk farkl bir 'Byk Yl' bitii varsaylmtr" (Le
mythe de l'iterncl relour, yeni bask, s. 157).
" Epode, XVI.
Lucanus, Pharsala, 639, 642-645.
414

MPARATORLUK C A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE C N O i l S

(ebedi bar) salam gibiydi. ki mti -Roma'nm "ya" ve Byk Yl- esinledii
kayglarn bo olduu ortaya kyordu; nk bir yandan Augustus Roma'y yeniden kurmutu, dolaysyla artk kentin mr

konusunda ekinecek bir

ey

kalmamt; dier yandan da demir andan altn aa gei kozmik bir felaket
yaanmadan gereklemiti. Nitekim Verglis, son saecuum'un, yani gne ann
-evrensel yangna yol aaca dnlen a- yerine Apollon an geirmiti;
bylelikle efepyrdsis'i gndem d brakyor ve i savalar demir andan altn
aa geiin dorudan belirtisi olarak kabul ediyordu. Daha ileriki bir tarihte, Augustus'un saltanat gerekten alt a kurmu gibi grnd srada, Vergilius
kentin mr konusunda da Romallarn kayglarn yattrmaya alt. Aeneid'te

(1,

255 vd), Vens'e seslenen Iupiter, Romallara hibir meknsal veya zamansal
snrlama koymayaca konusunda ona gvence verir: "Ben onlara sonsuz imparatorluu verdim" (imperium

sine fine dedi). Aeneid

yazldktan sonra, Augustus kentin

ikinci kurucusu ilan edildi ve Roma'ya da urbs aeterna

(ebedi kent) ad verildi. Au-

gustus'un doum gn olan 23 Eyll, "Augustus'un varln kurtard ve ehresini deitirdii evrenin balang noktas" olarak kabul edildi. 1 O zaman Roma'nn,
ad

infinitum

(sonsuza dek) kendini dnemsel olarak yenileyebilecei umudu

yaylmaya balad. Bylelikle, oniki kartal ve ekpyrsis mitlerinden kurtulan Roma,


Vergilius'un da ilan ettii gibi (Aeneid, VI, 798), "Gne'in ve yln yollarnn
tesine uzanan" (extra anni so!/s<pe vias) blgelere kadar yaylabilecekti.
Burada tarihi, yldzlarn

belirledii haderden veya kozmik dngler yasasndan

kurtar-

mak ve Roma'nn ebedi yenilenmesi mitiyle, kozmosun (kurban rahipleri veya


hkmdar araclyla) dnemsel

yeniden yaratm

sayesinde yllk yeneniini

ieren ar-

kaik miti buluturmak iin gsterilen stn bir abayla kar karyayz. Bu, ayn
zamanda, kozmfo dzlemde

tarihe deer ykleme

giriimidir; yani tarihsel olaylar ve

felaketler, dzenli aralklarla evrene son verip, onun yenilenmesini salayan gerek
tozmife yangnlar

veya dalmalar

olarak kabul edilmektedir. Tarihin yol at sa-

valar, ykmlar, aclar artk bir kozmik adan dierine geii haber veren iaretler
olarak yorumlanmamakta, bu geiin kendisini

oluturmaktadr.

Bylelikle her bar

dneminde tarih yenilenmekte ve bunun sonucunda yeni bir dnya balamaktadr;


sonu olarak (Augustus evresinde rlen mitin de gsterdii gibi) hkmdar, kozmosun yaratlmasn

4
5

yinelemektedir.5

J. Carcopino, Virgle et le mystere de la IVe eglogue, s. 200.


Le mythe de feternel retour. i. 159-160.
415

DNSEL NANLAR VE DNCELKR TARH - II

Vergilius IV. EMog'ta, altn an, Asinius Pollio'nun konslyle yeniden


balamakta olduunu duyurur (y. M 40, yani Occavius'un kesin zaferinden nce).
"Yeni bir yzyllar dngs douyor (magnus ab integro saeclorum

nascitur

ordo}.

ite

Bakire (Baak burcu) geri geliyor (jam redit et Virgo) ve Satrn'n saltanat geri
dnyor." Dnyann her yannda bir "altn rk" ortaya kar ve Apollon da onlann
hkmdardr (5-10). Vergilius, altn an dnne zg btn bu iaretleri, kimlii bilinmeyen, ama birok bilgine gre Pollio'nun olu olduu varsaylan bir
ocuun doumuyla ilikilendirir. Bu esinle dolu ve muammal iirin anlam ok
tartlmtr ve hl da tartlmaktadr. Konumuz asndan Vergilius'un ileriyi
grme gcn vurgulamak yeterli olacaktr: Gerek bir vates* gibi, i savalarn sona ermesinin hem kozmik hem de dinsel balamn kavram ve Octavius Augustus'un zaferinin getirecei barn eskatolojik ilevini nceden bilmitir.
Gerekten de Augustus'un saltanat, geleneksel Roma dininde yaratc bir yeniden doua iaret eder. 6 Suetonius'a gre (Aug., 90-92), Augustus gerek bir eski zaman Romais gibi davranyor, dleri ve baka uyarlar dikkate alyor, tanrlarn
tezahrlerini gzlemliyor, tanrlara ve insanlara kar pietas''
ratorun belirleyici davranlarm
1

anlayyd... Pietas ve religo

uyguluyordu, "impa-

koullandran Stoac teoloji deil, bu din

araclyla, Roma gemiinin dinsel tavr ve idealleri

bilinli olarak elden geirilip yenilenmiti." 7 Augustus kard bir kararnameyle,


harap durumdaki tapnaklarn onarlmasn buyurdu ve ok sayda yeni tapnak
yaptrd. Uzun sredir bo duran rahiplik makamlarn yeni atamalarla tekrar iler
hale getirdi (rnein jlamen Dialis makam), Titii, Lupercus, Arval Kardeler gibi
saygn sodlirum'lan yeniden canlandrd. O ada yaayanlar bu deiimin gerekliinden kuku duymuyordu. "Yeni an gelii airlerin ilahilerinde olduu gibi,

air, zellikle ilahi esinle dolu air -yn.


0

Augustus reformlannn dinsel zgnl zerinde srarla durma onuru Franz Aitheim'a aittir; kr. A History of Roman Relion, s. 350 vd; La relgton romaine antique, s. 230 vd. Okuyacanz sayfalar onun zmlemelerine ok ey borludur.
Pietas iin bkz. s. 1 3 0 - y n .

Latncedek reJ/gio kelimesinin geni bir kavramsal erevesi vardr. megin religiosus sfat,

kltc anlamda "batl inanl" demek olabilecei b i "dinsel neme sahip",


"hrmetkr", "dindar", "ilahi yasayla yasaklanm" veya "tabu" gibi anlamlara da gelebiliyordu. Des religus, uursuzluk getirecei dnlen bir eydi ve byle gnlerde i ve dger
faaliyetler yasakt - y n .
Altheim, La religion romaine, s. 241.
416

MPARATORLUK C A I N D A PUTPCRESTUK, HIRSTYANLIK VF. G N O S I S

kamusal gsterilerle de kutland." 8 Augustus devrinin sanat eserleri dinsel deneyim


ve dncedeki bu yenilenmeyi parlak bir biimde yanstyordu.
Ama Augustus'un lmyle birlikte, tarih "altn ag" yalanlama iini stlenmi
ve Romallar yeniden ok yaknda gerekleecek bir felaketin beklentisi iinde
yaamaya balamtr. Fakat Augustus yzyl Hristiyan Bat uygarlg iin mkemmel mek olarak kalmtr. stelik Vergilius ve ksmen de Cicero, edebiyatta ve
genellikle de ortaaa zg olan ve Rnesansta da srdrlen kltrde grlen
teolojinin de esin kayna olmutur.
226. Bir religio ill/atd'nn ektikleri lulius Caesar, lmnden sonra, dier
tanrlar arasnda bir tanr ilan edildi ve M 29'da Forum'da ona bir tapmak adand.
Romallar, byk komutanlarn lmlerinden sonra tanr katna ykseltilmesini
onaylyor, ama onlarn yaarken tanrlatrmasn reddediyordu. Augustus ancak
eyaletlerde tanrsal unvanlar kabul etli; Roma'da yalnzca Divi /ilius, "Tanr'nn
oglu'ydu. Bununla birlikte resmi ve zel lenlerde, imparatorluk genius'u da {hami
ruh) kutlu saylyordu.
"yi" imparatorlarn tanrlatnlmas ve buradan hareketle, imparator tapmnn
rgtlenmesi Augustus'tan sonra genelleti. 10 Ama Tiberius tanrlatrlmam;
nk Caligula bu talebi Senato'ya sunmay ihmal etmiti. Caligula'ya gelince, o
lmnden nce kendini tanrlatrmaya zen gstermi, ama senatrler onun
anlmasn yasaklamt. Claudius, Vespasianus ve Titus tannlatrlrken, bunu hak
etmeyen Galba, Othon ve Vitellius'la, Senato'nun dman Domitianus srecin
dnda brakld. Silsile sistemi bir kez gvenceye alndktan sonra, 11. yzyln
tm byk imparatorlar tanrlatrld; imparatorlarn birbirini biraz hzl bir
biimde izlemeye balad III. yzylda ise bu olguya rastlanmad."
Hristiyanlara zulmedilmesinin balca nedeni II. yzyldan itibaren imparator
tapmn reddetmeleriydi. Balangta, Neron'un emriyle gerekletirilen kym
dnda, Hristiyan kart nlemler zellikle kamuoyunun dmanlndan cesaret
ald. lk iki yzyl boyunca, Hristiyanlk religio illicita {yasak din! olarak kabul edil8

Altheim, a.g.y.. s. 238.

Bununla birlikte Caesar'n bir Captolium'da, bir de Quirinus tapnanda heykeli vard; bu
ikincinin zerinde jyle bir yazt gze arpyordu: Deo invicto
resmen "tanrsal lulius" unvann almt.

10

11

{yenilmez Tann). MO 44'te

Burada, Helenistik Dounun bir etkisi sz konusu deildir. Daha nce Cicero, "iyi ve yiit
insanlarn ruhlannn znde tannsallk bulunur" diye yazmt (De Leg., 11, 11, 27).
Kaynaklar iin, bkz. Robert Gram, Augustus to Constantine, s. 17.
417

DNSEL NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

di; Hristiyanlar baskya uruyor; rk resmen izin verilmemi yasad bir dine
inanyorlard. 202'de Septimius Severus, din yayma abalarn yasaklayan, ilk
Hristiyan kart kararnameyi kard. Ksa sre sonra Maximinus kilise hiyerarisine saldrd, ama bir sonu alamad. Decius'un saltanatna kadar, kilise bar
iinde geliti. Ama 250'de, Decius'un bir kararnamesi tm yurttalarn imparatorluk tanrlarna kurban sunmalarn zorunlu kld. Bask ksa srd, ama ok ar oldu; bu da tvbe edenlerin saysnn o kadar yksek olmasn aklar. Kilise,
zellikle gnah karclar ve ehitleri sayesinde, yine de bu snavdan zaferle kt.
Valerianus'un kararyla 257-258'de gerekletirilen bastrma hareketini uzun bir
bar dnemi izledi (260-303). Hristiyanlk imparatorluun her yerine ve tm toplumsal katmanlara (hatta imparatorun ailesine kadar) szmay baard.
Diocletianus'un yapt son bask dnemi (303-305), en uzun sreli ve en kanls
oldu. imparatorluun iinde bulunduu dramatik duruma karn, kamuoyu bu kez
Hristiyanlara kar daha nceki kadar dmanca bir tavr almad. Ama Diocletianus
da imparatorluk dncesini glendirmek iin, bu yabanc ve ulusallk kart dini
yok etme karan almt; Roma'nn eski dinsel geleneklerini canlandrmak ve zellikle de neredeyse tanrsallatrlm imparator imgesini yceltmek istiyordu. Ama
Augustus reformunun miras zaman iinde giderek dalmt. Msr ve Anadolu
tapnlan artc bir yaygnla sahipti; stelik imparatorluk korumasndan da
yararlanyorlard. Commodus (185-192) sis ve Mithra mysteria'lanna erginlenmi,
Caracalla ise (211-217) Suriye'nin gne tanrs. Sol invictus'un tapmm tevik etmiti. Birka yl sonra, Suriye imparatoru ve Emesus Tanrs'nn barahibi Elagabal, tapmm Roma'ya soktu. Elagaba! 222'de ldrld ve Suriye tanrs kentten
srld. Bununla birlikte, ileride greceimiz gibi ( 239), Aurelianus (270-275)
Sol invictus tapmn Roma'ya yeniden sokmay ve tutunmasn salamay baard.
Aurelianus yalnzca Roma'nn byk dinsel gemiini yceltmenin boa bir aba olduunu, kutlu Roma geleneini o srada evrenselleme zellii gsteren tek din
olan, tektanrc yapdaki gne teolojisiyle btnletirmek gerektiini anlamt.
II. yzyln sonuna doru, daha byk basklar balamadan nce, birok
Hristiyan teolog ve polemiki, putperest makamlar ve mnevverler karsnda dinlerini savunmay ve hakllm gstermeyi denedi. Ama giriimleri baanszlkla
sonuland. Baz Hristiyan savunucular (Tatianos, Tertullianus) ya saflklarndan ya
da beceriksizliklerinden, putperestlie ve Helenistik kltre sert saldrlar ynelttiler. En nemlisi, Iustinos (165'e doru ehit edildi) Hristiyanln putperest
kltrn kmsemediini gstermeye alt; Yunan felsefesini vd, ama bu ara-

418

MPARATORLUK C A I N D A PUTPERESTLK. HIRSTYANLIK VE G N O S S

da onu Kutsal Kitap vahiylerinden esinlendiini de hatrlatt. skenderiye Yahudiliinin kantlarn yeniden kullanan lustinos, Platon ve dier Yunan filozoflarnn
kendilerinden ok daha nce "peygamber" Musa'nn vaaz ettii retiyi bildiklerini
ileri srd. Din savunucularnn baarszla uramas beklenmedik bir ey deildi. Yetkili makamlar asndan Hristiyanlk, yalnzca dinsizlik ve imparatorun
manevi ahsiyetine hakaret sularn ilemekle kalmyordu; orji ve ensestten
ocuklan ldrmeye ve yamyamla kadar her trl suun da potansiyel sanyd.
Putperest sekinler asndan, Hristiyan teolojinin z -Kurtarcnn hull, ektii aclar ve dirilii- anlalmaz bir samalktan baka bir ey deildi. stelik, bu
yeni selamet dininin banaz dnszlgu oktanrc dinlerle bar iinde bir arada
var olma umudunun gereklemesini olanaksz klyordu.
Hristiyan misyonerler asndan bask ve kovuturmalar en byk tehlikeyi
oluturuyordu; ama kilisenin karlat tek tehdit bu deildi. sis ve Mithra
mysteria'lar, Sol invictus lapm ve gne tektanrclg, resmi korumadan da
yararlandklar iin, ekinilmesi gereken rakiplerdi. Ayrca ok daha ince bir tehlike de kiliseyi ieriden tehdit ediyordu: eitli sapkn akmlar ve ncelikle de
Gnostisizm. Sapkn akmlar ve gnosisler, Hristiyanln balangcndan itibaren
ortaya kmlard. Yazl bir Yasa bulunmad iin, inanlarn ve ibadet ritellerinin doruluunu snamann tek yolu havarilerin anlatlaryd. 150'ye doru, havarilerin hepsi lmt, ama onlann tanklnn aktarlmas kendi yazdklar veya esin
kaynan oluturduklar baz metinler ve szl nakil araclyla salanmt.
Bununla birlikte havarilerin anlatsnn aktarlmasnda kullanlan iki yol -yazl
ve szl- az ok tartmal yeni bulular (bid'atl eklenmesine de akt. Tm
Hristiyan cemaatler tarafndan kabul edilen drt incil'in ve Elilerin {Havarilerini
Ileri'nin yan sra, 12 havarilerin isimleriyle anlan baka metinler de ortalkta dolayordu:

Toma

ncili, Hakikat incili, Szde-Matta ncili, Petrus'un leri,

Yuhanna'nm leri vb. ou (o zamana dek "gizli" kalm vahiyleri ierdikleri iin)
apokrif diye nitelenen bu eserler,

dirilen Mesih'in Havarilere

aktard ve

hayatndaki olaylarn gizli anlamna ilikin batini bir retinin anlatsn ieriyorlard. Gnostikler ite bu gizli, korunmu ve szl gelenek yoluyla aktarlm retiyi sahipleniyorlard.

12

II. yzyln ikinci yansnda, an tum byk kiliselerinin. Havan geleneini yalnzca bu metinlerin temsil ettiini kabul nemlidir. Artk Hristiyanlk da kendi Yasasna sahiptir -Yeni
Ahit- ve "kitapl bir din" dir.
419

DNSEL NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

227. Hristiyan Gnosisi Batnilik ve dolaysyla erginlenme sorunu, zellikle ve


ncelikle Gnostisizmin balatt kriz srasnda, saysz tartmaya yol aacakt.
Baz Gnostik yazarlarn ar iddialar karsnda, Kilise Babalar ve daha sonra da
eski ve modern tarihilerin ou sa'nn uygulad, daha sonra da rencilerinin
srdrd bir batini retinin varln inkr etti. Ama olgular bu gr rtmektedir. Batnilik, baka bir deyile snrl sayda mride ynelik reti ve ibadetlerin erginleyici yoldan aktarlmas, Helenistik an ve milat civarndaki dnemin
tm byk dinlerinde bulgulanmaktadr. Erginlenme senaryosuna (gizli reti ve
riteller, mminlerin arasndaki ayrmlar, sessizlik yemini vb), Yasac (er'i)
Yahudilikte ve Yahudi mezheplerinde, Essenilerde (megin Disiplin Kitab, IX, 16
vd; VI, 13-23), Samirilerde ve Ferislerde, deiik llerde rastlanmaktadr. 13
Belli bir batini retiye Markos'un ncilinde de deinilmektedir (kr. 4:10 vd;
7; 17 vd; 10:10 vd). Kilisenin balangcndan itibaren, cemaatin iinde erginleyici
trde bir rakl gerektiren aama ayrt edilmektedir: "Yeni Balayanlar,"
"lerleyenler" ve "Kmiller." Origenes'e gre, "ncil yazarlan, isa'nn benzetmelerin
ouyla ilgili yapt aklamalar gizli tutmutur." 14 skenderiyeli Clemens bu konuda daha ak bir ifade kullanr. "Dorudan mbarek havariler Petrus, Yakup, Yuhanna ve Pavlus'tan gelen, babadan ogula aktarlm ve Tann'nn ltf sayesinde bize kadar ulam mutlu retilerin gerek nakilleri"ni korumu hocalarn anar."
Belli sayda mmine ynelik ve szl olarak aktanlp (13, 2) gizli kalmas gereken
retiler sz konusudur; bu retiler gnostik gelenei oluturur (15, 2). Clemens,
baka bir eserinde, unu belirtir: "Mesih, dirildikten sonra, Doru Yakup, Yuhanna
ve Petrus'a gnosisi verdi; onlar da bunu dier havarilere verdiler; dier havariler
de 70'lere verdiler; onlardan biri de Barnaba'yd."16
Gnosisi aktarmaya layk bulunan mritlerin seimindeki ltleri ve zellikle
de erginlenme koullann ve aamalarn saptamak olanaksz grnyor. Tm
mminlere aamal olarak "batini" trde bir eitim veriliyordu; bu eitim, vaftiz,
efkaristiya ve ha simgecilii, bamelekler ve Yuhanna'nn Vahyi'nin yorumu
zerineydi. "Kmiller"e ve "Kmil" olma yolunda ilerleyenlere aklanan gizler ko13

14

Bkz. Morton Smith, Clement oj Alexandria and a Secret Gospel oj Mark, s. 197-199. Merhaba
klliyat, ncelikle de Hekala metinleri, Yahudilikteki bu gizli retiler ve ibadetler geleneinden hareketle geliecektir (a.g.y., s. 198).
Matta Yorumu, XIV, 2.

" Stromatei, I. 1,11,3


16
Hypotuposeis'dcn
fragman, nakleden Eusebios. Ekkleasuke
Danielou, "Les traduions secretes des Aptres," s. 200.
420

Historia,

11, 1, 3-4; kr. lean

MPARATORLUK A I N D A l'UTPCRKSTLIK. HIRSTYANLIK VE G N O S I S

nusurda ise, muhtemelen Mesih'in, meleklerin yaad yedi gk katndan aa


inii ve yukar k mystena'lann (kr. Efesliler 4:9) ve bireysel eskatolojiyi, yani
ruhun lmden sonra izledii mistik gzergh iliyorlard. Szde-Dionysius bu
mistik gzergh, Havarilerin szl geleneine balyordu. "Bylece, piskoposlar
silsilesinden ayn, Havarilerin imanm aktaran ... ama ncil ve Havariler ana ait
karizma geleneini de srdren bir marifet ehli veya ruhani stadlar silsilesi belirir
gzlerimizin nnde." 17
Bununla birlikte Havarilerin batini gelenekleri, ruhun ge ykselii gizemine
ve gksel dnyann srlarna ilikin bir Yahudi batniliinin uzantsdr. Ancak bu
retilere Sblerde de rastlanr. stelik Msr'daki (kr. 53) ve iran'daki baz
eskatoloji anlaylaryla da benzerlikleri vardr. Yahudilik ve Hristiyanlka paylalanlardan farkl baka dnce ve inanlarn yan sra, birok gnostik, putperest
veya heteredoks Hristiyan yazarda da bunlara rastlanr. Gnosisin ve batniligin niye belli bir andan itibaren kilise hiyerarisinin gznde kukulu hale geldii anlalyor. Havarilere ait gizli ve szl bir anlat aktarmna sahip olduklarn iddia
eden kimi Gnostikler, ncil'in ef<ws'una tamamen zt baz reti ve ibadetleri
Hristiyanlk iine sokabilirlerdi. Tehlikeli olan dar anlamlaryla "batnilik" ve
"gnosis" deil, "erginlenmeyle renilebilen gizli bilgi" rts altnda dine szan
"sapkn akmlar"d.
Geri "Kitap" ve dogmalar henz saptanmad srece. Isa Mesih retisinin
baz gz pek yorumlarn sapknlkla sulamak bir istismar olarak grlebilirdi.
Ama birok rnekte, "sapknlk" -yani Tanr'nm Mjdesi'nin yanl yorumlanmasaka ortadayd; megin Eski Ahit'in geerlilii reddedilip Baba-Tann kt niyetli
ve aptal bir demiurgos olarak grldnde, bu ak bir sapknlkt. Ayn ekilde
dnya ve hayatn, rastlantsal veya eytani yaratmlar olarak mahkm edilip deersizletirilmesi de bir sapknlkt. Geri Aziz Pavlus da bu dnyann eytan'n egemenlii altnda olduu kansndayd ve gerek Yahudi, gerekse Hristiyan kyamet
metinleri yeryznn ok yaknda yok olacan bildiriyordu. Ama ne Aziz Pavlus,
ne de kyamet kitaplarnn yazarlar yaratln tanrsal kkenine itiraz ediyordu.
228. Gnostisizmin Yaklamlar "Gnostisizm" adyla bilinen tinsel akmn
kkenini saptamak kolay deildir. Ama onu, an farkl dinlerinin (Zerdtlk,
mysteria'lar,

Yahudilik, Hristiyanlk) paras olan nceki veya ada ok sayda

gnosisten ayrmak gerekir. Daha nce grdmz gibi bu gnosisler batmi bir
17

J. Danielou, a.g.y., s. 208 vd.


421

DINSF.L NANLAR VE DNCELER TARH - II

reti ierir. G n o s t i k yazarlarn k u l l a n d mitolojik ve e s k a t o l o j i k izleklerin aa


y u k a n h e p s i n i n , s z c n dar a n l a m n d a G n o s t i s i z m d e n d a h a eskiye d a y a n d n da
ekleyelim. Bazlar eski ran ve U p a n i a d l a r a H i n d i s t a n ' n d a , O r p h e u s u l u k ve
Platonculukta b u l g u l a n m a k t a ; bazlar ise Helenistik t r d e badatrmacl, E s k i
Ahiti ve ahitler aras Yahudilii ya da Hristiyanln ilk ifadelerini y a n s t m a k tadr. Bununla birlikte, d a r anlamnda G n o s t i s i z m i belirleyen belli sayda dank
u n s u r u n a2 ok o r g a n i k bir b i i m d e b t n l e t i r i l m e s i deil, o ada o k y a y g n
olan baz m i t , d n c e ve theoiogoumene'nin gz p e k ve ok k t m s e r b i r b i i m d e
yeniden yorumlanmasdr.18
Valentinusu gnosisin

bir

tanm,

skenderiyeli

Clemens tarafndan

nakle-

dilmitir: "Kurtulu, n e iken ne o l d u u m u z u ; n e r e d e y k e n n e r e y e atldmz; hangi


h e d e f e d o r u k o t u r d u u m u z u ve fidyemizin n e r e d e n dendiini; d o u m u n ve y e n i l e n m e n i n n e o l d u u n u r e n e r e k elde edilebilir." 1 9 U p a n i a d l a r , S m k h y a Yoga v e
B u d i z m d e n farkl olarak - b u n l a r i n s a n n g z d e n d m e s i n i n ilk n e d e n i k o n u s u n d a
k o n u m a k t a n zenle k a n r - G n o s t i k l e r i n rettii k u r t a r c bilgi ncelikle b i r
"gizii tarih "in (daha d o r u s u e r g i n l e n m e m i l e r asndan gizli kalan bir tarihin)
a k l a n m a s n d a n o l u u r : D n y a n n k k e n i ve yaratl, k t l n k k e n i , insanlar
k u r t a r m a k iin y e r y z n e i n e n tanrsal Kurtarc'nn d r a m ve akn T a n n ' n n nihai
zaferi; bu zafer, tarihin sona e r m e s i ve k o z m o s u n yok olmas tarznda yansyacaktr. Btncl

bir mit sz k o n u s u d u r : D n y a n n k k e n i n d e n imdiye d e k t m belir-

leyici olaylar n a k l e d e r ve onlarn b i r b i r i n e bal o l u u n u kantlayarak eskhaton'u


i n a n d n c klar. Bu b t n c l m i t i n b i r o k v e r s i y o n u n u biliyoruz. Daha ileride bunl a r d a n bazlarna d e i n e c e k , zellikle de M a n i ' n i n gelitirdii en g r k e m l i s i n i n zerinde duracaz ( 2 3 3 ) .
Valentinusu t a n m a dnecek olursak, G n o s t i k , gerek
varlnn), u anda bir bedenin iinde t u t s a k olsa

bile,

varlnn
tanrsal

(yani

tinsel

k k e n d e ve

yaradlta o l d u u n u renir; bir z a m a n l a r akn bir b l g e d e yaadn, a m a daha


sonra aadaki b u d n y a y a atldn, hzla selamete d o r u ilerlediini ve s o n u n d a

18

19

Theologoumene.

(tekil theologoumenon): Belirli bir dogmaya kar olarak ilen srlen ve kiisel

bir dnceyi yanstan teolojik szler -yn.


megin Gnostik din limleri mesihin dnyaya inti mitini, onu Kitab Mukaddes'ceki
balamndan -Yaratc Tann tarafndan gnderilen Mesih- kopararak ve bambaka bir
"gizli tanh"le ilikilendirerek yeniden yorumlamlardr (Yaratl uursuz bir trajedidir ve
dolaysyla ktln gerek cisimlenisi olan bir demiuTgosa veya eytani bir varla
balanmaldr).
Theodotus'tan Alntlar, 78, 2.
422

MPARATORLUK A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE G N O S S

bedensel zindanndan kurtulacan da renir; son olarak da, doumu madde iine
dle edeerliyken, "yeniden dou"unun tamamen ruhsal nitelikte olacan
kefeder. Ana fikirleri zetleyelim: ruh/madde, tanrsal (akn)/tannsal olmayan
dualizmi; ruhun (= tannsal zn parasnn) d, yani (zindanla zdeletirilen)
bir bedende cisimlemesi ve gnosis (marifet, irfan) sayesinde kurtuluun (selamet)
kesin olarak elde edilmesi.
lk bakta, Orpheusu-Platoncu dualizmin lsz, kozmos kart ve ktmser
bir geliimiyle kar karya olduumuz sylenebilir. 20 Aslnda olay daha karmaktr. insanln dram -zellikle de d ve kurtulu- tanrsal dram yanstr.
Tann, insanlar kurtarmak iin, dnyaya bir ezeli varlk veya kendi Olunu gnderir. Bu akn varlk hulln tm aalayc sonularm yaar, ama kesin olarak
ge dnmeden nce, birka seilmie gerek kurtarc gnosisi aktarmay baarr.
Baz versiyonlarda, oulun veya akn varln aa inii daha dramatik bir ynde
boyutlandrlr: Varlk, eytani glerin eline geer ve maddeye daldrlarak sersemletilince kendi kimliini unutur. O zaman Tann bir Eli gnderir ve bu eli
onu "uyandrp" kendisinin bilincine yeniden varmasn salar. (Bu mit, nci tlahisi'nde hayranlk uyandrc bir biimde anlatlan "kurtarlm Kurtarc" mitidir;
kr. 230).
ran'da da baz koutlar bulunmasna karn. Tanr tarafndan gnderilmi
kurtarc-elinin en dorudan

megi doal olarak Isa Mesih'tir. 1945'te Yukar

Msr'daki Nag Hamadi'de bulunan metinler, baz nemli gnosis okullarnn YahudiHristiyan kkenini ortaya koymaktadr. 21 Yine de onlann teoloji ve ahlak anlay,
Yahudiliin ve Hristiyanln vaaz ettiklerinden kkten farkldr. ncelikle Gnostiklere gre, gerek Tanr, yaratc Tanr, yani Yahve deildir. Yaratl, sfli, yani
eytani glerin eseridir; veya kozmos, daha stn bir dnyann az ok eytani nitelik tayan sahte kopyasdr; gerek Yahudiler, gerekse Hristiyanlar asndan kabul

20

Kr. 181 vd. Platon'a gre, demiurgosun ktln temsilcisi olmadn hatrlatalm.
Dnya bir "kozmos'tur, o halde mkemmel ve uyumludur. Gerek Plotinos, gerekse Stoaclara gre, yldzlar tannlardr ve onlara ynelik murakabe yalnzca aklda ve dncede
mevcut varlklara yaknlamay kolaylanr; kr. Enneades. II, 9; IV, 8; vb. Ruhun bedenlenmesi ise, Plotinos'a gre, bir "d"tr; nk ruh tinsel tamlgm ve zerkliini yitirmektedir (IV, 8; 5. 16); ama ayn zamanda aadaki dnyada bulunan varolulara yardm etme
amacyla bilinle karar verilmi bir initir (IV, 8, 7.1).

21

megin Nag Hamadi'de bulunmu Toma'ya gre ncil metni, Oksyrynkhus papirslerinde
isa'ya atfedilen ve 1897'den beri bilinen loga'larn eksiksiz versiyonudur; kr. H.-C. Puech,
En quite de la Cnose, II, s. 33 vd, 65 vd ve birok yerde.
423

DNSEL NANLAR VK DOSUNCELF.R TARH - II

edilemez anlaylardr bunlar. Geri ge dnem putperestliinde, kozmogoni tm


olumlu dinsel anlamn yitirmiti. Ama Gnostikler daha da ileri giderler. Dnyann
yaratlmas Tann'mn gcnn her eye yettiinin bir kant olmaktan kmakla kalmaz, st blgelerde yaanm bir kazayla veya Karanln Ia kar ilk saldnsnn
sonucuyla aklanr (kr. Maniheist mit, 233). BedenlenmL varolu ise, brakn
Yahudilerin ve Hristiyanlarn dnd gibi bir "kutsal tarih" iine yerlemeyi,
ruhun dn kantlar ve yanstr. Gnostiklere gre, peinden gitmeye deecek
tek ama, bu tanrsal parann kurtarlmas ve yeniden gksel dnyaya karlmasdr.
Daha nce grdmz gibi ( 181 vd), insann "d," yani ruhun bedenlenmesi Orpheusu ve Pythagoras teologlar da uratrmt: Bu durum, ya gkte
ilenmi bir gnahn cezas, ya da ruhun yapt feci bir tercihin sonucu diye aklanyordu. Milattan sonraki ilk yzyllarda Gnostik ve baka akmlardan ok sayda
yazar bu iki miti gelitirip deitirdi. 22
Dnya bir kaza veya felaketin sonucu olduuna, cehaletin egemenliinde ktlk
glen tarafndan ynetildiine gre, Gnostik kendini kltrne tamamen yabanclam bulur ve onun tm kurallaryla kurumlann reddeder. Gnosis yoluyla elde
edilen i zgrlk ona kendisini istedii gibi kullanma ve doru bildigince davranma olanan salar. Gnostik, Kutsal Ruh'un belirledii bir semenin sonucu olan
sekinler grubunun yesidir. Pneumatikhos

veya "Ruhaniler" snfna - "Kmiller,"

"Kral Oullan"- aittir; yalnzca onlar kurtulacaktr. 23 Tpk riji'ler, sannyasi'k

ve

yoginler gibi, Gnostik de kendisini toplumu yneten yasalardan bak hisseder:


O, iyiliin de ktln de tesindedir. Hint olgulanyla karlatrmay srdrecek olursak, Tantrac "sol el" okullarnn cinsel tekniklerine ve orji tr ritiel-

22

23

Baz Hristiyan ya da yan-Hristiyan Gnostikler (Valentinus, Markion, Bardesanes (Bar Daysan)), Mani, Kre Kosmou'nun yazan ve anlald kadaryla Origenes, bedenlenmeyi bir ceza
olarak gren Orpheusu-Pythagoras dnceyi meleklerin dne ilikin Tevrat mtiyle
birletirerek kullandlar. Ruhun gnll iniine ise, ya narsisizm - r u h , maddi dnyaya
yansyan kendi grntsne k olmutu- ya da hrs neden olur. Bu anlaya Apameia'l
Numenios'ta, Poimandres'm
yazannda, Plotnos'ta rastlanr; kr. tUm referanslar biraraya toparlayan E. R. Dodds, Pagan and CfrrsH'an in an Age of Anxiey, s. 23-24.
kinci snf olan psiikler |nesaniler|, bir nefsi (psykfe) olanlan ierir ve onlar da bu nitelikleriyle yukarya doru ekilebilir, ama ruhlan (pneuma) yoktur. Sen olarak nc snf
"tenseller" (somatikhos veya hyletikhos, bedensel veya maddesel) tamamen maddenin iine
gmlmtr ve yok olmaya mahkmdur. Bu iki kategori bireyin bouna rpnlar retinin gizli, batini aktanmn zorunlu klar.
4 2 4

MPARATORLUK A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE G N O S S

lerine (kr. c. III, bl. XXXVIII), cinsel adan zgr Gnostik mezheplerin (ncelikle
de Phibionistlerin)" orjileri denk der.

229. Byc Simun'dan Valentinus'a Hristiyanlk

savunucusu yazarlar,

Byc Simun'u ilk sapkn ve tm sapkn akmlarn atas olarak mahkm eder. Baz
tarihilere gre, Simun terimin dar anlamnda bir Gnostik deildir, ana rencileri 70'teki felaketin ardndan Gnostik olmutur. 25 "Byk G dedikleri Tanr
gc"ne sahip olduunu iddia eden Simun'un yaad Samariye'de, Havari Petrus'un karsna Simuncu hareket dikildi. 26 Nitekim ona "birinci Tanr" olarak
aplyordu ve Simun'un Sur'daki bir genelevde bulduu ei Helena, Tann'nn
"Dncesi'nin (Ennoia) en son ve en gnahkr bedenlenii olarak kabul ediliyordu.
Simun'un, zgrln satn ald Helena-Ennoia, evrensel kunuluun arac olmutu. Byc Simun dinler tarihisini, zellikle Helena'nm yceltilmesi ve bunun
esinledii mitoloji nedeniyle ilgilendirir. "Byc" ile fahienin birlemesi, evrensel selameti salar; nk bu birleme aslnda Tann ile tannsal Hikmetin biraraya
gelmesidir.
Anlalan bycln ilkomegi Faust efsanesinin gerisinde, bu srad iftin
ans vardr. Nitekim Simun Roma'da Faustus ("Kaynlm") diye bilinirdi ve ei de
daha nceki hayatlanndan birinde Troya'l Helena idi. Ama Hristiyanln ilk
yzyllarnda zellikle havari Petrus'la byc arasndaki en byk atmaya
deiniliyordu. Efsaneye gre, Simun Roma'da, hatr saylr bir seyirci kalabal
nnde ge ykseliini duyurmu, ama havarinin ettii dua onun berbat bir halde
aa dmesine neden olmutu.

24

25

26

"Burada bir eletiri ya da itirazn tesinde, inat, iddetli, geni erimli ve tehlikeli sonulara
yol aan bir isyan sz konusudur: nsanlk haline, varolua, dnyaya, dorudan Tann'ya
kar bir isyandr bu. Bu isyan mevcut durumu evirecek ve altst edecek, solu sa ve sa
sol yapacak, d ie ii da dndrecek, alt ve stn yerlerini deitirecek nihai bir olayn
hayal edilmesine olduu gibi, nihilizme de yol aabilir: Kendilerini her trl doa ve ahlak
yasasndan bak gren 'cinsel zgrlk Gnostikler'in kendi bedenlerini ve dnyay
onlan kirletmek, 'ypratmak', inkr ve yok etmek iin kullanp suiistimal ettikleri bir nihilizmdir bu; her varln, her eyin, geleceinin btn iinde evrenin kesin tamamlan
noktasna 'Byk Bilgisizlik' karanlnda, 'var olmama'nn huzurunda ulaacan ileri
suren bir Basileides nihilizmidir"; H.-C. Puech, En quitede la Cnose, c. I, s. xx.
K. R. M. Grant, Gnosticism and Early Christianity, s. 70 vd; J. Danielou. Novdle hisoire de
l'Eglise, s. 87.
ler 8:10. Bununla birlikte Byc (Magusl Simun'un ve ler'de sz edilen Simun'un tek
ve ayn kii olmas an deildir, kr. Jonas, The Gnostic Reigon, s. 103.
425

DNSEL INANCLAR VE D N C E L E R TARH - II

Markion rnei de birok adan reticidir. 85 civarnda Pontus'ta doar; Sinop piskoposunun oludur ve ortodoks detlerini byk lde korur. Ama Pavlusu Yahudi kartln ok an bir noktaya vardrr. Markion Eski Ahit'i reddeder ve yalnzca Luka'nn incili ve Pavlus'un on mektubuyla snrl kendi yasa
kitabn oluturur. Buna kendisi de bir risale ekler: Teolojinin ilkelerini tantt
Antitezler. Markion 144'te Roma'da presbiterlerin* kendisine katlmasn salamaya
alt, ama baarl olamad. Aforoz edildikten sonra, retisini giderek kktenleen bir ynde gelitirdi ve gerek bir Kilise kurdu. Mkemmel bir rgt olduu iin, Akdeniz havzasndaki ok sayda Hristiyan cemaatine mezhebini kabul
ettirmeyi baard. Bu yeni teoloji ok yaygnlat ve zaten bu nedenle ortodoks
yazarlarn bkp usanmayan saldnlarma urad. Ama III. yzyln ortasndan itibaren, Markionculuk inie geti ve Batda yz yldan ksa bir sre iinde yok oldu.
Markion Gnostik dualizmin zn benimsemekle birlikte, onun kyameti sonularn dlar. Onun dualist sistemi Eski Ahit'in yaratc tanrs tarafndan kurulmu Yasa ve adaletle, iyi Tann'nn vahyettigi sevgi ve Mjdeyi kart kutuplara koyar. iyi Tann, insanlar Yasann boyunduruundan kurtarmak iin, olu sa Mesih'i
gnderir. sa, maddi olmasa da, hissedebilen ve ac ekebilen bir beden alr. Isa
vaaznda iyi Tanr'y yceltir, ama sz edilenin Eski Ahit'in tanrs olmadn belirtmekten kanr. Zaten Yahve de, sa'nn vaaz sonucunda bir akn tanrnn
varlndan haberdar olur. sa'y ona zulmedenlere teslim ederek alr. Ama
armhta lm selameti de getirir; nk Isa kendini kurban ederek yaratc tanrya
insanln kefaretini demitir. Bununla birlikte dnya hl Yahve'nin egemenlii
altndadr ve maher gnne dek mminler zulm grecektir. yi Tanr ancak o zaman kendini gsterecektir: Mminleri Krallna kabul edecek, insanlarn geri
kalan ise madde ve onun yaratcs ile birlikte kesin bir biimde yok olacaktr.
Bir baka Samariyeli olan Menandros, Gnostisizmi Antakya'ya soktu. Kendini,
insanlan kurtarmak iin gkten inmi kurtarc olarak tantyordu. 27 Onun vaftiz ettii kiiler meleklerden stn oluyordu. Ardl Satornil (Antakya'da yaklak 100130 yllarnda faaliyet gsterdi) yalnzca yaratc meleklerin ba olan Yahudilerin
Tann'snm karsna gizli tanry koyuyordu. eytan'n eseri olarak aklad evli-

Prespiter: ilk Hristiyan kilisesinde cemaatin yallanna (Yun. presbuteros)


verilen isim. ilevlerinin piskoposunkiyle (Yun. episkopos)
27

yn.
lrenaeus, Adversus haereses,

I, 23, 8.
426

'ihtiyarlarna

ayn olduu dnlmektedir -

MPARATORLUK CAINDA PUTPERESTLK. HIRSTYANLIK VE G N O S S

ligi mahkm etti. 28 Teolojiye dualizm egemendi. Ona gre, iki insan kategorisinden, gksel paylaanlar ve paylamayanlardan ilk sz eden Satomil'di.
Yuhanna ile ada bir Yahudi-Hristiyan olan Kerinthus 29 dnyann gerek
Tann'y bilmeyen bir demiurgos (yaratc Tanr) tarafndan yaratldn retir:
Szcn dar anlamnda Gnostisizmin ilk ifadesi budur. Kerinthus'a gre, sa Yusuf
ile Meryem'in oludur; vaftizi srasnda Mesih bir gvercin donunda onun zerine
inmi ve Mehul Baba'y gnlnde grmesini salam, sonra ile'den nce yeniden Tanr Baba'nm yanma kmtr. 30
Asya ve Suriye'ye yaylan Yahudi-Hristiyan Gnostisizmi Msr'a da girdi.
Kerinthus'un yerletii skenderiye'de, Karpokrates 120'ye doru benzer bir retiyi aklad: sa Yusuf un oludur, ama bir "g" onu kutsamtr. 31 Bu gc alan sa'ya denk olur ve ayn mucizeleri gerekletirebilir. Karpokrates'in gnosisine zg
ynlerden biri de, kktenci ahlak kartldr: "Bu, yalnzca Yahudi Tanrt'sna
deil, Yasaya kar da bir Gnostik isyan olarak grnmektedir." 32 Karpokrates'in
ada bir dier iskenderiyeli, Basileides Byc Simun'un rencileri tarafndan
yaylan retilerin ilk sentezini yapar. Gnostik trde geni ve karmak bir kozmoloji gelitirir, gklerin ve onlan yneten meleklerin saysn arpc bir biimde
oaltr: 365 melek sayar! 33 Basileides, Yahudi Yasasn tamamen reddeder: Yahve,
dierlerine ne kadar egemen olmaya ve kendine itaat ettirmeye alsa da, dnyay
yaratan meleklerden biridir yalnzca.*
En nemli Gnostik stat, hi kuku yok ki zamannn en byk teologlar ve
mistikleri arasnda yer alan Valentinus'tur. Msr'da doan ve eitimini skenderiye'de tamamlayan Valentinus, 135-160 yllan arasnda Roma'da vaaz vermitir.
Ama piskoposluk mevkiini elde edemeyince, kiliseyle yolunu ayrm ve kenti terk

28

lenaeus, 1, 24, 2.
Irenaeus, III, 3, 4.
* ile veya isa'nn ilesi: (Lat. posa o, 'ac ekme' kelimesinden) sa'nn Kuds'e Palmiye
29

Pazar'nda giriinden Hayrl Cuma gn armha genliine kadarki Kutsal Hafta iinde
meydana gelen ileli olaylan ifade eder -yn.
30

Irenaeus, 1,28.
Irenaeus, 1, 23, 1.
32
Jean Danielou, Nuvelle histoire de l'Eglise, 1, s. 96.
31

33

34

Bkz. H. Leisegang'n aynen yaymlayp yorumlad metinler: La Gnose, s. 143 vd. Aynca kr.
Grant'n son derece yerinde saptamalar, Gnosdasm and Early Christianity, s. 142 vd.
Irenaeus, Adv. Haer., 1, 2 4 , 4 .
427

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - II

etmitir. 35 Valentinus, grkemli sistemini gelitirirken ktln varln ve ruhun dn, dualist bir bak asyla -rnein bir kart-Tann'nn mdahalesiyle- deil, tanrsalln dorudan iinde yaanm bir dramla aklamay
amalar. Hibir zel Valentinus sentezinin muhteemliini ve cretkrln gereince aktaramaz. Ama bir zetin de, tm kozmik, yaamsal, psiik ve ruhsal
gerekliklerin kkenini aklayp dramn nakletmek iin dokunakl bir tekdzelik
iitde sralanan saysz silsile, "trm" ve "izdm" bir kenara brakmak gibi bir
avantaj da vardr. 36
Valentinus'a gre, mutlak ve akn Birinci Temel lke olan Baba, grlmez ve
anlalmazdr. Ei olan Dnce (Ennoia) ile birleir ve birlikte Pleroma'y oluturan 15 eon ifti doar. 37 Baba'y tanma isteiyle gz bir ey grmez olan sonuncu
eon Sophia bir krize yol aar ve bu krizin ardndan ktlk ve tutkular ortaya
kar. Sophia ve neden olduu sapkn yaratmlar Pleroma'dan aa atlnca daha alt
bir bilgelik retirler. Yukanda yeni bir ift, Mesih ve onun diil ei Kutsal Ruh
yaratlr. Nihayet en bataki mkemmelliine dndrlen Pleroma, sa da denen
Kurtarc'y dourur. Kurtarc alt blgelere inerken, alt Hikmet'ten gelen maddi
unsurlardan "grnmez madde"yi oluturur ve psiik unsurlarla da Demiurgos'u,
yani Tekvin'in Tanr'sm biimlendirir. Bu tann bir st dnyann varlndan habersizdir ve kendisini tek Tanr sanr. Maddi dnyay yaratr ve soluuyla can verdii iki insan kategorisini, Hylikler (Maddiler) ve Psiikleri (Nefsaniler) oluturur.
Ama st Sophia'dan gelen tinsel unsurlar, Demiurgos'un iradesi dnda onun soluuna karr ve Pneumatikler (Ruhaniler) snfn dourur. 38 Mesih, maddeye tutsak olmu bu ruhsal paracklar kurtarmak iin yeryzne iner ve terimin dar

35

16

37

38

1950'ye kadar Valentinus'un teolojisi hakknda elimizdeki tek kaynak renaeus, skenderiyeli Clemens ve Hippolytos'un naklettii alntlar ve zetlerdi; stelik bu yazarlar da daha
ok onun rencilerinin eserlerini kullanmt. Ama Nag Hamadi'de bulunan Hakikat incili,
Valentinus'un eseri olmamasna karn, kesinlikle onun dncesini temsil etmektedir. Dier
Nag Hamadi metinleri de (megin Doa ncelemesi ve Dinli? Hakknda Rhegus'a Mektup)
Valentinus okuluyla balantldr.
Bu tr silsilelerin ve alayan gibi birbirini izleyen tecelli dizilerinin yaratt byleyici etki, o
aa zg niteliklerdendir. Mutlak Gerekle eitli gereklik snflan arasnda kalan ara
aamalar ve arac failleri oaltma eilimine filozoflarda da (megin Plotinos) rastlanr, ama
Gnostik yazarlarda -zellikle Basileides, Valentinus, Mani'de- bu eilim hem bir saplant,
hem de bir klie halini almtr.
Pleroma (Yun. pllrma, 'tamlk. btnlk') terimi ilk tanrnn evresindeki ruhani dnyay
ifade eder; eonlarn tamam tarafndan oluturulmutur.
Tm Gnostiklerin benimsedii insan snfnn varl byle aklanr; kr. 228.
428

MPARATORLUK C A C I N D A PUTPKRESTI.IK. HIRSTYANLIK VE G N O S S

anlamnda bedenleniten kurtulma bilgisini vahyeder. Bylelikle gnosis sayesinde


uyanan Ruhaniler ve yalnzca

onlar, Babaya doru kar yeniden.

Hans Jonas'n da belirttii gibi, Valeuinus sisteminde ruhsal bir kkeni olan
madde, tannsal tarihle aklanmaktadr. Gerekten de madde, mutlak varln bir
hali ya da bir "sevgisi," daha dorusu bu halin "katlam dsal ifadesi"dir. Bilgisizlik (Sophia'nn "krlemesi") dnyann varlnn ilk nedenidir 39 - b u dnce
(baz Vedana okullaryla

Smkhya-Yoga okullar

tarafndan paylalan) Hint

anlaylarn hatrlatr. Tpk Hindistan'da olduu gibi, bilgisizlik ve bilgi, iki


ontoloji trnn ayrt edici niteliklerini oluturur. Bilgi, Mutlak olann balang
kouludur; bilgisizlik, ayn Mutlak iinde gereklemi bir kargaann sonucudur.
Ama bilgiyle salanan selamet, kozmik bir olayla edeerlidir. 40 Son Ruhani'nin
kurtarlna, dnyann yok olmas elik edecektir.
230. Gnostik Mitler, imgeler ve Eretilemeler Bellek yitimi (baka bir ifadeyle, kendi kimliini unutmak), uyku, sarholuk, uyuma, tutsaklk, d, sla hasreti, Gnosis statlarnn yaratmlar olmasalar da, Gnostiklere zg simge ve imgeler arasnda yer alr. Ruh, maddeye ynelip bedensel zevkleri tanmak isteyince,
kendi kimliini unutur. "lk oturduu yeri, gerek merkezini, ezeli ve ebedi varln unutur." 41 Gnostiklerin bellek yitimi ve edinilen bilgilerle hatrlama mitinin
en dokunakl ve dramatik sunumu, Toma'nm Ileri'ndeki nci Ilahisi'nde bulunur.
Bir prens, "tslamas nlayan ylann evreledii denizin ortasnda bulunan tek
inci"yi aramak zere Doudan Msr'a gelir. Msr'da lke sakinleri tarafndan tutsak edilir. Ona kendi yemeklerinden verirler ve Prens kimliini unutur. "Kral olu
olduumu unuttum ve onlann kralna kulluk ettim ve ailemin beni gnderme nedeni olan inciyi unuttum ve onlarn besinlerinin arlndan tr derin bir uykuya
daldm." Ama prensin ailesi bana gelenleri renir ve ona bir mektup yazar.
"Uyan ve kalk uykundan ve mektubumuzdaki szleri dinle. Kral olu olduunu
hatrla. Nasl bir klelik iine dtn gr. Msr'a gnderilme nedenin olan inciyi hatrla." Mektup bir kartal gibi uar, prensin zerine iner ve sz olur. "Onun
sesi ve hrtsyla uyandm ve uykumdan syrldm. Mektubu aldm, ptm,
mhrn krdm, okudum ... Kraliyet soyundan ebeveynlerin olu olduumu
hatrladm ... Msr'a gnderilme nedenim olan inciyi hatrladm ve tslamas
39

41

Hansjonas, The Grwsiic Rdgiort, s. 174.


Kr. Jonas, s. 175.
Ge dnemden bir Gnostik mezhebin, Harranllann retisi; kr. Jonas, a.g.y., s. 63.
429

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARIHt - II

nlayan ylan bylemeye koyuldum. Onu byyle uyuttum, sonra onun zerine
babamn adn syledim ve inciyi alp babamn evine dnmek iin yola koyuldum." 42
Bu anlat, Salvator

savatus, "kurtarlm Kurtarc" mitinin en baarl versiyonu-

dur. Buradaki her mitsel motifin koutlarna, farkl Gnostik metinlerde de


rastlandn ekleyelim. 43 imgelerin anlamnn saptanmas kolaydr. Gerek deniz,
gerekse Msr, insan ruhunun ve onu zgr brakmak iin gnderilen Kurtanc'nn
tutsak edildii maddi dnyann ortak simgeleridir. Gksel blgelerden aa inen
kahraman, lke sakinleri arasnda fark edilmemek iin, "ltl giysi"sini kanp
"pis giysi"yi srtna geirir; bu, "tensel zarf," iine girdii bedendir. Ge ykseliinin belli bir annda, "kendisine benzeyen" anl k giysisiyle karlanr ve bu
"ikiz"in gerek Benlii olduunu anlar. Akn "ikiz"le karlama, Iran anlaynda
grlen, ruhun gksel imgesi olan den'y
lmnn nc gn kar

44

artrr; den,

insann karsna

Jonas'n da dikkat ektii gibi, bu akn ilkenin

Benliin iinde kefedilmesi Gnostik dinin ana esini oluturur. 4 '


"Hayat"a (= maddeye) daldrlmann yol at bellek yitimi ve bir elinin
davranlar, arklar ve szlerinin verdii bilgilerle kendini hatrlama izleine ortaa Hindistan'nn dinsel folklorunda da rastlanr. En yaygn efsanelerden biri
Matsyendranth'n bellek yitimini anlatr. Bu Yoga stad bir kralieye k olmu
ve kimliini tamamen unutarak onun sarayna yerlemi veya bir dier versiyona
gre "Kadal lkesfnde kadnlara tutsak olmutu. Matsyendranth'n tutsak olduunu renen mridi Goraknth, bir dansz klnda onun karsna kar ve
bilmece gibi arklar syleyerek dans etmeye balar. Matsyendranth yava yava
gerek kimliini hatrlar: "Tensel yolun" lme gtrdn, "unutkanlnn"
aslnda gerek ve lmsz doasn unutmak anlamna geldiini ve "Kadal'deki
byleyiciliin" din d hayatn seraplarn temsil ettiini anlar. Goraknth, az da42

43

44
45

Baka metinlerle birlikte bu metni de evinp yorumlayan: H. Leisegang, la Gttose, s. 247248; Jonas, a.g.y., s. 112-124; R. M. Grant, Gnoitidsm. A Source Book, s. 116 vd.
Jonas, "pis giysi" ile "ltl giysi," ylan, mektup ve ge ykseli motiflerinin belli koutlarm
hatrlatr; kr. a.g.y., s. 116 vd. Aynca bkz. H.-C. Puech, EnquttedelaGnose,
c. 11, s. 118 vd
(= Annuaire du Coilege de Frana, 1962-63).
Kr. c. I, 111 ve eletirel kaynakadaki ilgili blm.
A.g.y., s. 124. Apokrif ncil Toma'ya Gre incil'de (logton 84), Isa rencilerine yle der:
"Sizden nce retilmi, ne olen ne de tezahr eden imgelerinizi grdnzde ne kadar
ar bir eye katlanacaksnz!" (ev. Puech). "imge" (e'fen), yani Benlik (akn Ben) bir "melek" olarak da tasvir edilir, kr. Puech, a.g.y., 11, s. 130 vd, 142 vd. Akn Ben'in "melekle
karlamas, szle tarif edilemez atman-Brahman
430

birlii deneyimine benzetilebilir.

MPARATORLUK A C I N D A PUTPERESTLK. HIRSTYANLIK VE G N O S I S

ha lmszln yitirmesine neden olacak "unutkanla" tanra Durga'nm yol


atn ona aklar. Bu by, diye ekler Goraknth, "Doga"mn (yani Durg'mn)
insann bana indirdii ezeli ve ebedi bilgisizlik lanetini simgeler."*
Bu folklorik izlegin "kkenleri" Upaniadlar ama dayanr. andogya Upaniad'da yer alan mesel (hrszlar tarafndan tutsak edilip, gzleri bal bir halde
kentinden uzaa gtrlen adam) ve ankara'nn yorumu hatrlanacaktr: Hrszlar
ve gzlerdeki bag, bilgisizlii ve yanlsamay temsil eder; ba zen ise ona gerek
bilgiyi aklayan Mrit'tir; geri dnmeyi baard evi onun dtman'm, mutlak
Varlk'la, brahmarih

zde Benliini simgeler (kr. 136). Smkhya-Yoga da ben-

zer bir tavr alr: Benlik (purua) tam anlamyla bir "yabancfdr, dnyayla (prakrti)
hibir ilgisi yoktur. Gnostiklerde olduu gibi. Benlik (Ruh, pneuma),

hayatn ve ta-

rihin dram iinde, "tek bamadr, kaytszdr, yalnzca edilgin bir seyircidir" (kr.
136 vd).
ki akm arasndaki karlkl etkilenme olaslklarn da dlamamak gerekir,
ama yzyllar

nce Hindistan (Upaniadlar),

Yunanistan

ve

Dogu

Akdeniz

(Orpheusuluk ve Pythagoraslk), Iran ve Helenistik dnyada patlak vermi krizlerden hareketle gelimi, kout tinsel akmlarla kar karyayz muhtemelen.
Gnostik yazarlann kulland pek ok imge ve eretilemenin saygn bir tarihi, hatta
tarihncesi ve olaanst bir yaygnl bulunmaktadr. En gzde imgelerden biri,
bilgisizlik ve lmle zdeletirilen uykudur. Gnostikler insanlarn uyumakla
kalmayp, uyumay sevdiini de ileri srer. Gin~ unu sorar: 47 "Niye uykuyu hep
sevecek ve sendeleyenlerle birlikte niye siz de sendeleyeceksiniz?" Yuhanna'nm Vahyi'nde, "[Beni) duyan ar uykusundan uyansn" yazldr. 48 leride greceimiz gibi, Maniheizmde de ayn motife rastlanr. Ama bu tr ifadeler Gnostik yazarlann
tekelinde deildir. Efeslilere Mektup'ta da (5:14), u anonim satrlara yer verilir:
"Uyan ey uyuyan! ller arasndan ayaa kalk! Mesih sana k saacak." Gerek Yunanistan ve Hindistan'da, gerekse Gnostiklerde, Uyku (Hypnos) lm'n (Thanatos)
ikiz kardei olduu iin, "uyandrma" eyleminin "soteriyolojiyi aktarma"ya ilikin
bir anlam vard (terimin geni anlamnda: Sokrates dinleyicilerini, bazen onlara
ramen, "uyandrr").
46
47

48

Krj. M. Eliade, Le Yoga, s. 311 vd.


Aktaran jonas, a.g.y., s. 70. Ginz, bir baka balamda, dem'in uykusundan nasl
uyandn ve g2erini n geldii yere nasl diktiini anlatr; kr. Jonas, s. 74.
Kr. J. Doresse. Les livm$ecrctsdcsgnosiquesd'Egypte,
l, s. 227. "Ben gecenin Eon'u iinde
uykudan uyandran sesim"; Hippolytos'un alntlad Gnostik bir metin paras byle balar
(Re/ut., V, 14, 1).
431

DNSEL NANLAR VI: D N C E L E R TARH - II

Arkaik ve btn dnyada yaygn bir simgesellik sz konusudur. Uykuya kar


kazanlan zafer ve uzun sre uyank kalma, olduka tipik bir erginlenme snav
oluturur. Baz Avustralya kabilelerinde, erginlenecek adaylar gn boyunca uyumamak zorundadr veya afak skmeden yarmalan yasaklanr. 49 Mehur kahraman
Glgam'm acnacak kenede baansz olduu erginlenme snav hatrlanacaktr:
Uyank kalmay beceremez ve lmszle erime ansn yitirir (kr. 23). Orpheus ve Eurydike tr bir Kuzey Amerika mitinde, bir adam ller Diyar'na inmeyi ve yeni len eini bulmay baanr. ller Diyar'nn efendisi, tm gece uyank
kalrsa, kansm geri gtrebileceine sz verir. Ama iki kez ve stelik ikincisinde
yorgunluunu almak iin btn gn uyuyup dinlendikten sonra da, adam afaa kadar uyank kalmay baaramaz. 50 "Uyumama"nm yalnzca fiziksel yorgunluu yenmek deil, asl ruhsal gcn kantlamak anlamna geldii grlyor. "Uyank," tamamen bilinli kalmak u anlama gelir: Ruh dnyasnda

var olmak. sa, rencilerine

durmadan uyank kalmalarn sylyordu (rnein kr. Matta 24:42). Getsemani


Gecesi'ni o denli trajik klan da, rencilerinin sa ile birlikte uyank kalmay becerememesidir (kr. 219).
Gnostik klliyatta bilgisizlik ve uyku, "sarholuk"la ilgili terimlerle de ifade
edilir. Hakikat ncili, "Gnosis'e sahip olan", "sarho olduktan sonra yeniden kendini toparlayan ve yeniden kendine gelip, znde onun olan yeniden aklayan bir
kii"ye benzetir. 51 "Uyanma," edinilen bilgilerle hatrlama, ruhun gerek kimliini
yeniden kefetme, yani gksel kkenini yeniden bilme anlamna gelir. Maniheist bir
metinde, "Gz kamatnc ruh, iine dtn sarholuk uykusundan uyan ...
balangta yaadn o yce yere kadar izle beni" diye yazldr. Sbi gelenekte
gksel eli dem'i derin uykusundan uyandrdktan sonra, ona yle seslenir:
"Artk ne uyukla, ne de uyu, Tann'mn sana verdii grevi unutma." 52
Sonu olarak, Gnostik vcazda, bu imgelerin -bilgisizlik, bellek yitimi, tutsaklk, uyku, sarholuk- ruhen lmeyi ifade etmek iin kullanlan eretilemelere
dnr. Gnosis gerek hayat, yani kurtuluu ve lmszl salar.

49
50
51

52

Eliade, Nassances mystrues, s. 44.


Kr. Le Chamanisme, s. 281 vd.
Hakikat ncili, 22:18-20; James M. Robinson, The Nag Hamrmdi Library, s. 40 (metni Georges W. Mac Rae evirmitir).
Kr. Jonas, a.g.y., s. 83-84; Puech, a.g.y.. II, s. 210-211; ayrca bkz. Eliade, Aspecls du mythe,
s. 159 vd.
432

MPARATORLUK A I N D A PUTPERESTLK, HIRISTtYANLIK VE G N O S S

2 3 1 . ehit Paraklitos Mani 14 Nisan 216'da Babil'de, Seleukeia-Ktesiphon'da


d o d u . Rivayete gre, b a b a s Patek, a n arda u g n boyunca et y e m e m e s i n i , arap
i m e m e s i n i ve k a d n l a r d a n uzak d u r m a s n bildiren b i r ses d u y d u . Kafas karan
Patek vaftizci b i r

Gnosis

mezhebi

olan

Elkesaicilere

katld."

ocuk

sakat

d o m u t u (anlalan topald). D r t yana geldiinde babas o n u , Elkesai cemaati


iinde b y t m e k amacyla yanna ald. Yirmi yl akn bir s r e (219-220'den 240'a
k a d a r ) Mani, ok ateli bir Yahudi-Hristiyan evrede b y d ve yetiti. Bu nedenle,
Maniheist sentez iindeki Hristiyan elerin n e m i n i a z m s a m a m a k g e r e k i r . Ama
M a n i ' n i n dinsel eilimi Hristiyan teolojisi, eskatolojs ve ritellerine k a r t l k
iinde k e n d i n i gsterdi. Srasyla

12 ve 2 4 yalarnda ald ve k e n d i g r e v i n i

aklayan iki vahiy, o n u Elkesai m e z h e b i n d e n ayrlmak z o r u n d a brakt. Bu vahiylerin ieriini bize bizzat Mani a k t a r m a k t a d r . Bir melek ona "klar Cennetinin
Kral"nn (Maniheizmin s t n ve iyi Tanrs) m e s a j l a r n iletmiti. lk m e s a j d a
b a b a s n n cemaatini terk etmesi i s t e n i y o r d u . O n i k i yl s o n r a , 240'ta gelen ikinci
m e s a j d a ise artk harekete gemesi b i l d i r i l i y o r d u : "imdi s e n i n iin h a l k n nne
k m a ve retini gr sesle d u y u r m a z a m a n geldi." 5 4
G e n ve elimsiz a d a m yeni bir selamet d i n i n i n y o r u l m a k n e d i r bilmez havarisine d n t r e n m a n e v i z a h m e t l e r hakknda neredeyse h i b i r ey b i l m i y o r u z . Hindistan'a yapt ve 2 4 0 - 2 4 1 ' d e n 2 4 2 veya 2 4 3 ' n bana k a d a r s r e n ilk havarilik
y o l c u l u u n a k n e d e n l e r i n i d e b i l m i y o r u z . 5 5 Her n e o l u r s a o l s u n , H i n t m a n e viyatnn baz temsilcileriyle

k u r u l a n ilikiler

gerek Mani,

gerekse

Hindistan

asndan baz s o n u l a r a yol at. Yeni kral I. a h p u r t a r a f n d a n arlan Mani,


Sasanierin bakenti Beapat'a ( G u n d e a h p u r ) gitti. a h p u r , p e y g a m b e r d e n o k etkilendi ve h e m o n a , h e m d e m i s y o n e r l e r i n e inanlarn t m i m p a r a t o r l u k t a serbeste
vaaz e t m e h a k k n tand. Bu y e n i d i n i n r e s m e n tannmas d e m e k t i ve bu olayn tari-

* Paraklitos: (Yun. 'savunucu') Yuhanna'nm Incili'nde Kutsal Ruh'un eanlamls olarak


53

54

55

kullanlr. Kitab Mukaddes'in Trke evirisinde "Yardmc" olarak evrilmitir (14:16) -yn.
MS 100'de Parth lkesinde, Elkesai tarafndan kurulan heterodoks Yahudi-Hristiyan mezhebi.
Fihrist, s. 50, ev. H.-C. Puech, U manichesme. s. 43. Maniheist rivayetlere gre. Peygamber
vafti-zci mezhepten kendi hr seimiyle ayrlmt. Ama daha ok hiyerari tarafndan
dlanma benziyor.
"Maniheist propagandann balamasnn kayglandrd hkmetin ald baz nlemlerden
kunulmak iin mi kmt bu yolculua? Ama Budist inanlan renmek ya da tam tersine
Havari Toma'nn izinden gidip bu lkede nceden kurulmu Hristiyan cemaatlerini kendi
inanlanna m kazanmakt?" (Puech, s. 44).
433

DNSEL NANLAR VE D N C E L E R TARH - II

h i sofuca b i r sadakatla kaydedildi: 21 Mart 2 4 2 (veya b i r baka hesaba gre, 9 Nisan 243).
M a n i ' n i n , 242'den 273'e dek s u r e n I. a h p u r d e v r i n d e k i hayatn yeterince bilm i y o r u z . Bu da, p e y g a m b e r i n yaam h a k k n d a , balangc (iki vahiy, a h p u r ' u n yeni d i n i kabul etmesi) ve s o n u (gzden d m e s i , l m ) d n d a , neredeyse h i b i r
ey b i l m e d i i m i z anlamna geliyor. Kesin g z k e n , kralla o l d u k a iyi
s r d r d ve t m ran i m p a r a t o r l u u n d a , en d o g u

i l i k i l er

ucuna k a d a r u z u n vaaz

y o l c u l u k l a n n a ktdr. A y n c a dinini y a y m a k iin, i m p a r a t o r l u u n ilerine ve


yabanc lkelere (Msr, Bakcriana v b ) ok sayda heyet g n d e r m i t i r .
Nisan 2 7 2 ' d e a h p u r l r ve yerine olu H r m z tahta kar. Mani o n u n l a hem e n g r m e k ister. Yeni h k m d a r n k o r u m a m e k t u p l a r n yenilemesini salar ve
Babil'e g i t m e izni alr. Ama en ge bir yl sonra H r m z l r ve tahta kardei I.
Behram kar.

Kraln h u z u r u n a

arlan

Mani,

"en b y k m e m l e k e t

gezisi,"

"Havari'nin genliinin getii yerlere ve k e n d i yaratt cemaatlere veda ziyareti"


olarak nitelenebilecek bir y o l c u l u u n a r d n d a n , G u n d e a h p u r ' a gelir. 5 6
N i t e k i m gelir gelmez m a g u s l a r n ba, kat mobed

Karter t a r a f n d a n sulanr:

Mazdeist h o g r s z l n k u r u c u s u , Mani'nin vaaz ettii inanlarn u y r u k l a r resmi d i n d e n saptrdn ileri s r e r . Kralla g r m e frtnal bir havada geer. Mani
grevinin tanrsal niteliini aklaynca, B e h r a m patlar: "Bu vahiy niye sana indi de,
l k e n i n efendileri olan Bize i n m e d i ? " Mani, " T a n n ' m n iradesi b y l e y m i " diye
yantlar. 5 7 M a h k m edilir ve zincirlenerek h a p s e atlr. Zincirler ( ellerinde,
ayaklarnda, biri d e b o y n u n d a d r ) nedeniyle h i hareket edemez ve a r l k l a r n d a n
t r (yaklak yirmi kilo) ok b y k aclar eker. ile - M a n i h e i s t l e r b u ileyi
H r i s t i y a n l a n n " a r m h a gerilme" terimiyle n i t e l e r - 2 6 g n s r e r . 5 8 Yine d e d i n dalar p e y g a m b e r i ziyaret edebilmi ve bu ziyaretlerin eitici ykleri Maniheist
gelenek iinde y e n i d e n e l d e n geirilerek k o r u n a b i l m i t i r . Mani 26 ubat 2 7 7 ' d e , 6 0

56

57
58

Puech, Le manichisme, s. 50. Rivayete gre Mani yoldalarna yle seslendi: Bana bakn ve
bana doyun ocuklanm; nk bedenimle irden uzaklaacam" (kr. Franois Decret,
Mani et la tradiuon mamckienne,
s. 67).
Puech, a.g.y., s. 51; kr. Decret, s. 68.
Mani, ok dokunakl bir duada Tanr'sna yakanr: "Yceliin oullarna yolu gsterdim. Beni
bu dnyaya gnderme nedenin olan buyruunu yerine getirdim. imdi brak da kurtuluun
huzuruna ereyim, dmanlann yuzun artk grmeyeyim, gl seslerini bir daha
duymayaym. Bu kez zaferin byk tacn bala bana" (F. C. Andreas, Mnteliranische
Manichaica aus Chinesisch-Turkesan,
111, s. 863).
434

MPARATORLUK C A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE G N O S S

yandayken lr. Cesedi paralara ayrlr, ba kent kapsnda tehir edilir, geri
kalan ise kpeklere atlr.
Peygamberin lmnden hemen sonra Behram, bu hareketin acmasz bir biimde ezilmesini emreder. Maniheist kilise kesin olarak yok edilme tehlikesiyle kar
karya kalr. Yine de yzyllar boyunca, Batda Iber Yanmadas'na, Douda ise
in'e kadar yaylarak ilerlemesini srdrr.
232. Maniheist Gnosis Manihezm ncelikle bir gnosistir ve bu zelliiyle
yukarda anlattmz byk Gnostik hareketin bir parasdr. Ama dier mezhep
kurucularndan farkl olarak, Mani, yalnzca erginlenmilere ak batini bir retiyle snrl kalmayan, herkese seslenebilen, evrensel bir din kurmaya almtr.
Kendinden nceki baz dinlerin deerini kabul etmekle birlikte, onlan eksik
bulmaktadr. Dier yandan tm Kutsal Yazlar'n ve tm bilgeliklerin zn kendi
kilisesine kattn ileri srer: "Nasl ki, gl bir aknt oluturmak iin, bir nehir
baka bir nehirle birleirse, eski kitaplar da yle eklendi benim Yazlar'ma; ve daha
nceki kuaklarda grlmemi kadar byk bir bilgelik oluturdular." 59 Nitekim
Mani, isa'ya nemli bir rol atfeder ve Paraklitos dncesini de sahiplenir; Hindistan'dan ruhg kuramn alr; ama asl Orta ran'n dncelerini, ncelikle de
Ik-Karanlk dualizminin ve eskatolojik miti yeniden iler.

Bagdatrmaclk,

dneme zg bir belirtiydi. Mani rneinde bu bir taklik gereklilikti de. O kilisesini Iran imparatorluunun iki ucuna da yaymak istiyordu. Bu nedenle hem dou,
hem de bat blgelerine yakn dinsel dilleri kullanmak zorundayd. Yine de Maniheizm, ayrk grnen unsurlarna karm, gl ve zgn bir yaratmn i
btnln gsterir.
Budizm ve Hristiyanlk gibi evrensel bir din olan Maniheizm, bu iki Kilise gibi, bir misyonerlik dini olmak zorundayd. Mani'ye gre, vaiz "retiyi vaaz ederek ve insanlara Gerek iinde rehberlik ederek, dnyay srekli dolamaldr". 60
Son olarak ve bu noktada da Zeitgeist'la uyum iinde Maniheizm "kitapl bir dindir.
Zerdtl, Budizmi ve Hristiyanl sarsan tartmalardan ve zndklklardan
saknabilmek iin, Mani dinin kutsal yasasn oluturan yedi kitab da kendisi
yazmtr. Orta Perse yazd ilk kitap, buhragn hari, dierleri Sryanice veya
Dou Aramice olarak kaleme alnmtr. Bu geni retimden geriye ok az ey ve
yalnzca eviri olarak kalmtr; ama bu eviri paralarn ulat dillerin says ve
59

Kephalia,

60

Al-Brn, Chrortolog/,

154, ev. Puech, Le Manicheisme,

s. 69.

s. 190; Puech, s. 64,


435

DNSEL NANLAR VE d n c e l e r TARH - II

eitlilii (Sod dili, Kptice, Trke, ince vb) Maniheist inanlarn vaaznda
kazanlan benzersiz baary kantlamaktadr.
Tm gnosislerde, bu arada Smkhya-Yoga ve Budizmde de olduu gibi, kurtulua giden yol insanlk halinin kesin bir zmlemesiyle balar, insan yalnzca bu
dnyada yaad, yani bedenlenmi bir varolua sahip olduu iin ac eker, baka
bir deyile, ktln penesinde yaar. Kurtulu tek gerek bilim olan, kurtaran
gnosisle salanabilir. Gnostik retiye uygun bir yaklamla, ktln egemen olduu bir kozmos, akn ve iyi Tann'nn deil, ancak onun dmannn eseri olabilir. O halde dnyann varl, daha nceki, kozmos ncesi bir halin n kabuln
beraberinde getirirken, insann iinde bulunduu dokunakl, gnahkr durum da
yce bir mutluluk iindeki bir balang halini gerektirir. Maniheist retinin z
iki formlle zetlenebilir: iki ilke ve an61

Dier yanda bu iki forml Gatha'lar

sonras Iran dinselliinin de temelini oluturur. Bu nedenle Maniheizmin, badatrmac a boyunca Gnosis'in ranl davurumu olduu sylenebilir. Bir yandan
Mani baz geleneksel ran anlaylann yeniden yorumlamtr; dier yandan, eitli
kkenlerden (Hint, Yahudi-Hristiyan, Gnostik) ok sayda unsuru kendi sistemiyle
btnletirmitir.
Maniheizm inananlara yalnzca bir soteriyolojik ahlak ve yntem salamyor,
ayn zamanda ve asl nemlisi btncl, mutlak bir bilim sunuyordu. Selamet, gnosisin kanlmaz sonucudur. Bilme, belleini yitirenin sonradan edindii bilgilerle
kendini hatrlamasyla edeerlidir: Mrit kendini bir k paras, yani tanrsal
yaradla sahip olarak kabul eder; nk Tanr ile ruhlar arasnda tzsel zdelik
sz konusudur. Bilgisizlik ruhla bedenin, ruhla maddenin karmnn sonucudur
(Hindistan'da ve baka yerlerde M V. yzyldan itibaren egemen olan bir anlay).
Ama Mani'ye gre, tm gnosis statlar iin de geerli olduu zere, kurtarc gnosis, kozmosun gizli (veya unutulmu) tarihinin bilgisini de ieriyordu. Mrit, evrenin kkenini, insann yaratl nedenini. Karanlklar Prensi'nin kulland yntemleri ve In Babas'nn gelitirdii kar yntemleri bildii iin selamete erebilyordu. Baz kozmik grnglerin, ncelikle de ayn hallerinin "ilmi aklamas" o
ada yaayanlan ok etkiliyordu. Nitekim Mani'nin gelitirdii byk kozmogoni

61

Pelliot'nun evirdii <JA, 1913, s. 110 vd) bir Turfan metnine gre, "dine girmek" isteyen,
mutlak ayn nitelikle iki ilke, k ve karanlk bulunduunu ve an: dnyann henz olmaya balamad ve n karanlktan ayn olduu evvelki an; karanlklar k blgesine
saldrdktan sonra ortaya kan ara dnem, yani orta an; ve nihayet bu iki ilkenin yeniden
aynlacag zaman balayacak olan son an.
436

MPARATORLUK A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE G N O S S

ve eskatoloji mitinde, Doga ve Hayat nemli bir rol oynar: Ruhun dram, evrensel
yaamn morfolojisine ve kaderine yanstlr.

2 3 3 . B y k Mit: Tanrsal R u h u n D v e K u r t u l u u Balangta, "evvelki

zaman'da, iki "yaradl" veya "tz," Ik ve Karanlk, iyi ve kt bir snrla


ayrlm halde bir arada varolur. Kuzeyde "Ycelik Babas" (Hristiyanlarn Tanr
Baba'syla ve ran'da da Zurvan'ia zdeletirilir), gneyde ise "Karanlklar Prensi"
(Ehrimen veya Hristiyanlara gre eytan) egemendir. Ama maddenin "dzensiz
hareketi" Karanlklar Prensi'ni krallnn st snrna doru sktrr. Gz kamatrc grnce, ii onu ele geirme arzusuyla tutuur. O zaman Baba,
dman kendi bana pskrtmeye karar verir. "Hayatn Anas"n "arr," baka
bir deyile kendi benliinden bir hipostaz tasarmlar; Hayatn Anas da yeni bir
hipostaz tasanmlar: "lk insan" (mitin ranl izdmlerinde Ahura Mazda), ilk
insan, aslnda "ruhu'nu, be ktan yaplm "zrh"n oluturan be oluyla birlikte snra iner. Karanln karsna dikilir, ama yenilir ve demonlar (Arkhontlar)
be olunu yer. Bu bozgun kozmik "karm"n da balangcdr, ama ayn zamanda
Tann'mn nihai zaferini de salar; nk karanlk (madde) imdi bir k parasna,
yani tanrsal ruhun bir parasna sahiptir ve Baba, o parann kunuluunu hazrlarken ayn zamanda karanla kar nihai zaferini de dzenlemektedir.
Baba, ikinci bir yaratma eylemine girierek, Yaayan Ruh'u "arr"; o da
karanla doru inip Ezeli Insan'm elinden tutar62 ve onu gkteki vatanna. Iklar
Cenneti'ne doru kanr. Yaayan Ruh, demon Arkhontlan yere sererek onlann derilerinden gkleri, kemiklerinden dalan, etlerinden ve dklanndan topra yaratr. (Burada, Tiamat, Ymir, Purua tipi bir ezeli devin veya canavann kurban edilmesi yoluyla yaratmay konu alan eski mitle karlayoruz). Ayrca karanlkla
temasn fazla zarar vermedii k paralanndan gnei, ay ve yldzlar yaratarak
n ilk kurtuluunu gerekletirir.
Son olarak, Baba son bir ar yapar ve trm yoluyla "nc Eli"yi yaratr.
nc Eli kozmosu, hl tutsak k paracklann toplayacak ve nihayetinde kurtaracak bir makine gibi dzenler. Ayn ilk onbe gnnde paracklar dolunay olan
aya kadar ykselir; ikinci onbe gnde k aydan gnee ve en sonunda da gkteki
vatanna aktarlr. Ama geride demonlarn yuttuu k paracklan kalmtr. O zaman eli, erkek demonlara gz kamatrc plak bir bakire klnda grnr; dii
demonlar ise onu plak ve gzel bir gen adam olarak grr (gksel elinin erdii
62

Tokalamak, tam bir Maniheis ritel haline gelecektir.


437

DNSEL i n a n l a r v e d n c e l e r t a r i h i - II

d o a s n n u u r s u z , "eytani" y o r u m u ) . Arzuyla y a n p t u t u a n e r k e k A r k h o n t l a r
t o h u m l a r n ve onlarla birlikte y u t t u k l a r saarlar. T o p r a a d e n t o h u m l a r
h e r t r l b i t k i n i n d o m a s n salar. Gen a d a m g r r g r m e z h a m i l e kalan dii
d e m o n l a n n d o u r d u k l a r u c u b e l e r ise topraa atlnca aalarn t o m u r c u k l a r n yerler, bylece o n l a r n i i n d e k i z m s e r l e r .
"Tensel istekler" b i i m i n d e kiileen m a d d e . n c E l i n i n izledii taktiin
tehlike anlar aldn fark e d e r ve h e n z t u t s a k d u r u m d a k i k paracklarnn
evresinde d a h a gvenli bir z i n d a n yaratmaya karar verir. Biri e r k e k dieri dii iki
d e m o n , n t a m a m m y u t a b i l m e k iin, ucubelerin hepsini yer ve s o n r a da iftletiler. d e m ve Havva byle dnyaya gelir. H e n r i - C h a r l e s Puech'in yazd g i b i ,
" d e m e k ki bizim s o y u m u z , bir dizi iren y a m y a m l k ve cinsellik eylemi s o n u c u n da d o m u t u r . Hl da b u eytani k k e n i n d a m g a l a r n t a m a k t a d r : A r k h o n t l a n n
hayvansal biimi olan b e d e n ; insan iftlemeye ve r e m e y e , y a n i m a d d e n i n yapt
plan u y a r n c a , h e r kuan b e d e n d e n bedene tad, 'kaptan kaba aktard' k l
r u h u sonsuza dek esir olarak t u t m a y a iten libido,

arzu" (a.g.y.,

s. 8 1 ) .

A m a a r t k en o k k dem'de t o p l a n d iin, o ve soyu k u r t u l u u n balca


a m a c haline gelir. E s k a t o l o j i k s e n a r y o yinelenir: Nasl Yaayan R u h , Ezeli Insan't
k u r t a r m s a , alaltlm, bilgisiz d e m de, A h u r a Mazda veya "k sa" ile zdeletirilen Kurtarc, " T a n n ' n n O l u " t a r a f n d a n uyandrlr. K u r t a n c Akln ( " N o u s
tanrs," "Nous") b e d e n l e n m i hali, dem'in iindeki k e n d i r u h u n u , y o l u n u a r p
karanlk iinde z i n c i r l e n m i r u h u n u k u r t a r m a y a gelir (Puech, s. 8 2 ) . Dier g n o s i s
sistemlerinde de o l d u u gibi, k u n u l u u n evresi vardr: U y a n m a , k u r t a r c bilgin i n v a h y e d i l m e s i ve anamnesis

(edinilen bilgilerle kimliini hatrlama}. " d e m ken-

dini inceledi ve k i m o l d u u n u bildi..." "Yeniden akllanan k u t l u k i i n i n r u h u d i r i l di." 6 3


Bu soteriyolojik s e n a r y o o z a m a n k i ve gelecekteki t m gnosis yoluyla k u r t u l u l a n n rnei olur. D n y a n n s o n u n a dek, n, yani tanrsal r u h u n b i r b l m ,
d n y a z i n d a n n n d u v a r l a n iinde, insanlarn ve h a y v a n l a r n bedeniyle t m b i t k i
t r l e r i n d e kapal k a l m dier b l m " u y a n d r m a y a , "

dolaysyla

kurtarmaya

alacaktr. Ac eken sa'nn, lesus Patibilis'in a r m h iin d e b y k oranda


t a n n s a l r u h b a n n d r a n aalar kullanlr. Maniheist Faustus'un ifade ettii g i b i ,
"Her aaca aslan Isa, insanlarn hayat ve Selametidir." 6 1 D n y a n n s r m e s i tarihsel

62

64

Theodoros bar Konai; Fr. Cumont, Recherches sur Je Mamchisme


iinde, I, s. 47: Turfan belge paras, S 9, Henning tarafndan yaynlanm ve Puech tarafndan evrilmitir, s. 82.
Aziz Augustinus'un naklettii deyi, Contra Faustum, XX, 2.
438

MPARATORLUK A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE G N O S S

sa'nn haa g e r i l m e s i n i n ve can e k i l m e s i n i n uzamasna neden o l m a k t a d r . Geri


k paracklar, y a n i m u t l u llerin r u h l a r ay ve g n e "anaklar" tarafndan
srekli gk cennetine t a n m a k t a d r . Ama dier y a n d a n , Mani'nin gsterdii yolu
izlemeyen, yani r e m e k t e n uzak d u r m a y a n h e r k e s nihai k u r t u l u u g e c i k t i r m e k t e d i r ;
n k , m a d e m k i k s p e r m d e y o u n l a m t r , o halde dnyaya gelen h e r ocuk
bir tanrsal p a r a n n tutsakln u z a t m a k t a n baka bir ie yaramaz.
Mani, " n c Zaman", eskatolojik sonu b e t i m l e r k e n , t m Bat Asya'da ve Helenistik d n y a d a iyi bilinen kyamet i m g e l e m i n d e n yararlanr. D r a m , bir dizi k o r k u n snavla (Maniheistler b u n a "Byk Sava" adn verir) balar, onu Adalet Kilisesi'nin zaferi ve S o n Yarg izler; r u h l a r Mesih'in m a h k e m e s i n d e (bima) y a r g l a n r .
Ksa bir e g e m e n l i i n a r d n d a n , Mesih, Seilmiler ve iyiliin t m kiilemi halleri
ge ykselecektir. T u t u a n ve 1 4 6 8 yl srecek b i r yangnla a r m a n d n y a y o k
olacaktr. S o n k p a r a c k t a n da bir "heykel"in iinde t o p l a n p ge kacaktr. S 5
Madde, t m kiilemi halleri, d e m o n l a r ve k u r b a n l a r , anetlileriyle birlikte b i r
t r "top" (Mos) iine hapsedilecek ve d e v bir u u r u m a atlp, zeri bir kayayla
kapatlacaktr. Bu kez iki T z arasndaki ayrlk kesin olacak; n k Karanlk b i r
d a h a asla k kralln istila e d e m e y e c e k t i r .

2 3 4 . M y s t e i u m tremendum

Olarak Mutlak D u a l i z m Bu g r k e m l i m i t o l o j i d e ,

ran tinselliinin ve Helenistik g n o s i s i n ana izlekleri fark e d i l m e k t e d i r . Mani,


i n s a n n d m e s i n i n , g n a h k r l n n nedenlerini, d n ve tanrsal r u h u n madde
iindeki t u t s a k l n n

farkl b l m l e r i n i

y e n i d e n anlatarak,

saysz

ayrntyla

"aklar." r n e i n H i n t gnosislerindeki (Smkhya-Yoga ve B u d i z m ) b o l u k l a r , hatta


s u s k u n l u k l a karlatrldnda,

Maniheist teoloji,

k o z m o g o n i ve a n t r o p o g o n i

anlatlar "kkenler"e ilikin h e r s o r u n u n yantn verir gibi g z k m e k t e d i r . Maniheistlerin k e n d i retilerini niye daha "gerek," yani d i e r l e r i n d e n daha " i l m i "
k a b u l ettii anlalmaktadr: n k b u reti gerekliin b t n n bir neden-sonu
zinciri iinde a k l y o r d u . Gerei s y l e m e k gerekirse, M a n i h e i z m ile eski ve y e n i
bilimsel m a d d e c i l i k a r a s n d a belli bir b e n z e r l i k vardr: Her ikisine gre de, d n y a ,
hayat ve insan bir rastlantnn sonulardr, iki ilke a r a s n d a k i atma bile bir kaza
s o n u c u n d a p a t l a k vermiti: Lycopolisli s k e n d e r m a d d e n i n "dzensiz hareketi" a d m
verdii olgu n e d e n i y l e . Karanlklar Prensi k e n d i n i In y a n banda b u l m u t u .
Yukarda g r d m z gibi, d n y a n n o l u u m u n d a n insann ortaya kna k a d a r
65

Bununla birlikte baz Maniheist okullara gore, tm Ik paracklar kurtanlamayacak; baka


bir deyile belli sayda ruh sonsuza dek Madde'nn tutsa olarak kalacaktr.
439

DNSEL NANLAR VE DNCELER TARH - 11

t m "yaratllar," d r a m n k a h r a m a n l a r n n b i r i n i n ya da dierinin s a v u n m a davran l a r n d a n baka bir ey deildir.


A k o z m i k bir felsefenin veya g n o s i s i n , Mani'nin sistemini ekillendiren trajik
k t m s e r l i e eritiine o k e n d e r rastlanr. D n y a ( k o z m o g o n i eylemini

tanrsal b i r

Varln gerekletirmesine karn) eytani bir t z d e n , A r k h o n t l a n n b e d e n l e r i n d e n


y a r a t l m t r . n s a n , en tiksinti verici b e d e n l e r iindeki eytani glerin e s e r i d i r .
Daha trajik ve insan daha aalayc bir baka a n t r o p o g o n i miti y o k t u r herhalde
(Burada da a d a bilimle b e n z e m e l e r fark ediliyor; m e g i n F r e u d ' a gre y a m y a m lk ve ensestin, insan m e v c u t haline g e t i r m e d e k i katklar b y k t r ) .
nsan v a r o l u u , tpk evrensel y a a m gibi, tanrsal bir b o z g u n u n lekesinden
baka bir ey deildir. G e r e k t e n de eer Ezeli nsan iin en banda sava k a z a n sayd, ne k o z m o s , n e hayat, ne de insan var olacakt. K o z m o g o n i , k e n d i Benliinden
bir paray k u r t a r m a k iin T a n n ' n n u m u t s u z bir davrandr; ayn ekilde insann
yaratl da M a d d e ' n i n k paracklarn t u t s a k e t m e y e d e v a m e d e b i l m e k iin sergiledii u m u t s u z bir davrantr. n s a n , iren k k e n i n e karn, d r a m n m e r k e z i ve
amac o l u r ; n k iinde bir para t a n n s a l r u h tamaktadr. 6 0 Yine d e bir yanl a n lama sz k o n u s u d u r ; n k Tanr insan'la insan o l d u u iin deil, tanrsal kkenli
olan ve insan t r ortaya k m a d a n nce de var olan ruh'la ilgilidir.

Ksacas

T a n n ' n n h e p k e n d i n i k u r t a r m a k iin gsterdii bir aba sz k o n u s u d u r ; b u d u r u m da da bir " k u r t a n l m K u r t a n c f d a n sz edilebilir. Zaten t a n r n n etkin o l d u u tek
an da b u d u r ; n k gen e l d e girikenlik ve eylem Karanlklar Prensi'nden gelmektedir. Maniheist klliyat, zellikle d e r u h u n d n ve skntlarn b e t i m l e y e n ilahileri b u k a d a r d o k u n a k l klan da b u d u r . Maniheist m e z m u r l a r m b a z l a n b y k
bir gzellie sahiptir ve lesus Patibilis, insan m e r h a m e t i n i n e n d u y g u l a n d n c yaratmlarndan biridir.
Beden eytani bir yaradla s a h i p o l d u u n a gre, Mani en azndan "Seilm i l e r i n 6 7 ok kat ile kurallarna u y m a s n b u y u r u r , a m a intihar yasaklar.
n c l l e r - i k i ilke ve K t l n ezeli s a l d r s - bir k e z k a b u l edildikten s o n r a , t m
s i s t e m i n a y a k l a n y e r e salamca basar. T a n n ' n n d m a n n a ait olan eylere, y a n i
Doa, Hayat ve insan v a r o l u u n a dinsel deer y k l e n e m e z , yklenmemelidir.

"Gerek

din, eytani glerin yapt z i n d a n d a n k a m a k ve d n y a n n , h a y a t n , i n s a n n nihai

66

67

elikiye bakn ki, bu tannsal kvlcm spermin iindedir. Mani; Ruh, Ik, semen virile
lersuyu) arasndaki zdelie ilikin arkaik Hin-lran dncesini kullanmaktadr.
Dier Gnostik mezhepler gibi, Maniheizm de mminleri ikiye aynr: Dinleyiciler veya Dine
Girmeye Hazrlananlar ad verilen bir alt snf ve "Seilmiler" denen sekinler.
440

M P A R A T O R L U K C A I N D A P U T P E R E S T L K . HIRSTYANLIK V E G N O S S

y o k o l u u n a hizmec e t m e k d e m e k t i r . Gnosisle elde edilen " a y d n l a n m a " selamet iin


yeterlidir; n k m m i n i d n y a d a n k o p a r a n belli b i r d a v r a n biimi g e l i t i r i r .
Baz simgesel hareketler (bar p c , kardee s e l a m l a m a , t o k a l a m a ) , dualar
ve ilahiler d n d a , ritetler gereksizdir. Balca b a y r a m olan Bema, M a n i n i n ektii
ilenin ansna y a p l m a k l a birlikle, Havari'nin " k r s " s n , (bema) y a n i k u r t a r c
g n o s i s retisini yceltir.
G e r e k t e n d e Maniheistlerin asl dinsel etkinliini, vaaz, "reti" o l u t u r u r . 111.,
a m a asl IV. yzylda t m A v r u p a , Kuzey Afrika, A n a d o l u ' d a k i Maniheist m i s y o n e r lerin says oalr. V. yzylda belli bir gerileme g r l r ve VI. yzylda Man i h e i z m Avrupa'da k a y b o l m a k

zeredir,

a m a baz m e r k e z l e r d e ( r n e i n VIII.

yzylda Afrika'da) hl ayaktadr. Ayrca V. y z y l d a , Sasani m p a r a t o r l u u m d a ,


M a z d e k h a r e k e t i n i n esin kaynan o l u t u r u r ve E r m e n i s t a n ' d a VII. yzylda ortaya
kan Pavlusularla, X. yzylda Bulgaristan'da b e l i r e n Bogomilcilik m u h t e m e l e n
baz Maniheist izlekleri y e n i d e n ele alp k u l l a n m t r (kr. c. III). Dier y a n d a n ,
VII. y z y l n s o n u n d a n itibaren, yeni ve gl bir itki M a n i ' n i n inanlarn O r t a Asya ve in'e tar, b u r a l a r d a M a n i h e i z m XIV. yzyla d e k yaayacaktr. 6 8 Maniheist
k o z m o l o j i k d n c e l e r i n , H i n d i s t a n ve Tibet'te dolayl ya da dolaysz bir etki
yaptn da ekleyelim (c. III, bl. XXXVI). stelik belli b i r "Maniheist eilim," Avr u p a m a n e v i y a t n n hl a y n l m a z bir parasdr.
Vaaz edilen inanlarn kazand t m b u baarlar, M a n i h e i z m i n t a m bir sapkn
a k m rnei o l a r a k g r l d v e yalnzca H r i s t i y a n l a r , Maguslar, Yahudiler ve
M s l m a n l a r deil, Sbiiler gibi G n o s t i k l e r ve r n e i n Plotinos gibi filozoflar taraf n d a n da iddetle eletirildii gereini g z d e n k a r m a m z a n e d e n o l m a m a l d r .

68

Uygur Kaannn 763'te kabul ettii Manihei2m, tm Uygur mparatorluumda 840'ta


Krgzlar tarafndan yklncaya kadar devlet dini olur. in'de, VII. yzylda Maniheist
"tapnaklar" dikilir ve "k Dini," Taoculuk ve Budizm tarafndan majinailetirilse de, XIV.
yzyla dek etkinliini korur (Puech, s. 64-67 ve dipnot 257).
441

E L E T R E L KAYNAKA

225. Dogu taprtlarnn Roma'ya ve Roma Imparatorlugu'na girii uzenne, bkz. F Cumont,
Les religions orienfales dans le paganisme

romain, 4. bask (Paris, 1929); A D. Nock. Converson.

The Old and the Mew m Religion from A!exander

the Great

to Augustme of Hppo (Oxford, 1933;

yeni bask, 1961), s. 66 vd, 99 vd. 122 vd; ayrca kr. 205-208'deki kaynakalar.
Sibylla Kitaplar zerine, bkz. 165'te belirtilen kaynaka ve A. Perett, La SMa
ne propaganda

ellemstica

babilonese

(Floransa, 1942); A Kurfess, Dit Sibyllmsche VVessagungeu (Mnih,

1951); V. Nikiprowetzki, La Troistme

Sibylle (Paris-Lahey, 1970), zellikle bl. VI (reti), s.

71 vd; John J. Collins, The Sibyme Oracles of Egyptan Judaism

(Missoala, Montana, 1974; Hele-

nistik dnyada Byk Yl retisi, s. 101 vd). Kyamet kitaplar klliyat ve Hikmet okullaryla
ilikileri konusunda, bkz. 202-204'te kaytl kaynaka; unlan ekleyin; J. Z. Smith, "Wisdom
and Apocalyptic," Rehgtous

Syncretsm

in Antiquity:

Essays n Conversaton

wt/ Geo Widengren

iinde (Missoula, 1975), s. 131-156; John J. Collins, "Cosmos and Salvation; Jewish \Visdom
and Apocalyptic in the Hellenisic Age," HR 17, 1977, s. 121-142.
IV. Eklog hakknda, bkz. Ed. Norden, D/e Gebur de s Kndes (Berlin, 1924); j. Carcopno,
Virgile etle mysttre

de la IV* Eglogue (Psris,

1930; geniletilmi yeni basm, 1943); Henri Jean-

maire. La Sibylle el le retour de l'dge d'or (Paris, 1939).


Roma'nn yazgs hakkndaki iki mit, jean Hubaux. Lesgrands
ve M. Eliade, Le myihe de l'tternel

mythes de Rome (Paris, 1945)

retour (yeni bask, 1969). s. 157 ve devamnda incelenmitir.

Pax Augusta hakknda, bkz. Charles Norris Cochrane, Christianity

and Oasscal

Cuture

(Oxford-NewYork, 1940; dzeltilmi ve geniletilmi yeni bask, 1944), s. 1-26.


Augustus'un dinsel reformlan hakknda, bkz. Franz Althem, A History

of Ronan

Religion

(Londra, 1938), s. 321-410; ayn yazar, La religion romaine antique (Fr. ev., 1955), s. 223 vd.
226. imparatorluk a hakknda mkemmel bir sentez eseri iin, Robert M. Grant, Augustus
to Constantine.

The TTrust of the Christian

Movemcnt

into the Roman World (New York, 1970).

Hkmdar tapm zerine, bkz. 205'teki kaynaka.


Kilise ile mparatorluk arasndaki ilikiler konusunda, bkz. E. Peterson, Der Monohe/smus
ais poltisches

Problem (Leipzig, 1935); G. Kittel, Chnstus und Imperator

E. Stauffer, Cfmstus und die Casaren,


nm. Etde sur l'attitude

du christianisme

(Stuttgart-Berlin, 1939);

2. bask (Hamburg, 1952); J. M. Homus, Evangk

et Laba-

primitif devant les poblemes de l'Etat, de la guerre et de ta

violence (Cenevre, 1960).


Hristiyanlk ile klasik gelenek arasndaki atma zerine iyi sentez almalar: C. N. Cochrane, Christianity

andCtassical

and the Classical Tradition

Culture (2. bask, 1944) ve H. Chadwick, Eariy Chnsf/an Thought


(Oxford, 1966). Aynca bkz. W. Jaeger, Early Christianity

Paideia (Cambridge, Mass., 1962); J. Carcopno, De Pythagore


Labriolle'un La reaction paenne

aux Aptres

and Greek

(Pans, 1956). Pierre

adl eseri (5. bask, Paris, 1942) hl ok yararldr.

Hristiyanla gei konusunda, bkz. A. D. Nock, Converson, s. 187 vd, 297 vd (kaynaklar
ve kaynaka); Gustave Bardy, La converson

u christianisme
442

durant

les premiers

siedes (Pans,

M P A R A T O R L U K A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE G N O S I S

1949); A. Tuck, Evangeiisation

ei catechese aux deux premiers secles (Paris, 1962); Paul Aubn,

Le probleme de la "convemon". Etde sur un thime commun d l'heilensme et au christianisme


is premiers siecles (Paris, 1963).

des tro-

Hristiyanln yaylmas zerine, A. von Hamack, Misson und Atsbre/fung in der enten
Jahrhunderten,

drei

4. bask (Leipzig, 1924) hl vazgeilmez bir eserdir; aynca bkz. R. Liechtenhan,

Die urchnstliche

Mission (Zrih, 1946); Jean Danielou ve Heri Marrou. Nouvelle histoire de

l'Egiise, I: desorigines

a Grigoire leGrand

(1963), s. 112-340.

Hristiyanlar zerindeki basklar konusunda, bkz. P. Allard, Histoire de s perstcutions,

5 c. (3.

bask, Paris, 1903-1908); olduka eskimi ama yararl bir eser; H. C. Babut, L'adoraon

des em-

pereurset

les origines de la persecution

de DiocUten

(Paris, 1916); H. Gregoire, Le s perseculions

dans l'Empre romain (Brksel, 1951, geniletilmi 2. bask, 1964); J. Moreau, Les persicutions
Christianisme
Martyrdom

du

dans l'Empre romain (1956; mkemmel bir sentez almas); W. H. C. Frend,


and Persecution in the Early Church (Oxford, 1965); G. E. M. de Ste Croix, "Why were

the Early Christians persecuted?" Pas and Presem, 26, 1961, s. 6-31. Aynca kr. N. H. Baynes,
"The Great Persecution," Cambridge Anaent

History, XII, 1939, s. 646-677; G. E. M. de Ste

Croix, "Aspects of the Great Persecution," Harvard Theologicai Review, 47, 1954, s. 75-113.
En nemli din savunucusu yazarlar unlardr: To Autolycus

balkl yazy kaleme alan

Antakyal Theophilos (180'e doru); Suriyeli Tatianos (165'e doru); Tertullianus (Apologeticum 197'de yazld); Minucius Felix (Octvus'un yazan) ve zellikle de ehit lustlnos.
Din savunucusu yazarlar hakknda, bkz. M. Pellegrino, Gli Apologetici del II secolo, 2. bask
(Brescia, 1943); ayn yazar, Sfudi sudanlca Apologetca

(Roma, 1947); E. R. Goodenough, The

Theology ofJustin Martyr (lena, 1923); W. H. Shotweli, The Exegesis oj]ustn


P. Prigent, JusHn et l'Ancien Testament

(Chicago, 1955);

(1964).

Havarilerin yaptklarnn ve sylediklerinin szl nakilleri zerine ok geni klliyat iinden unlan sayalm: R. P. C. Hanson, Tradtian in the Early Church (Londra, 1963); M. Pellegrino, La radizione nel Cristianesimo
Der Traditionsbegrijf

antico (Torino, 1963). Katolik bak as iin: A. Deneppe vd,

(Munster, 1947); ve Yves Congar, La tradtion et les tradilions (Paris, 1960);

Protestan teolojinin tavn iin: O. Cullmann, La Tradition (Neuchtel-Paris, 1953); E. Flessemann-Van Leer, Tradtion and Scripture m the Early Church (Assen, 1954) ve G. G. Blum, Tradtion und Sukzession. Studien zum Normbegrijf desapostohschen

von Paulus >s lrenu<. (Berlin, 1963);

aynca kr. A. Ehrhardt. The Apouolic Successon in the First Two Centuries of the Church (Londra,
1953;anglikan tavn).
Ksa sre nce Georg Kmmel Yeni Ahit aratrmalarnn tarihini Das Nene Testament: Geschichte der Erforschungoflnvestigation
tory of Investigation

adl eserinde (1970; ng. ev. The New Testament:

The His-

of its Problems, Nashville-New York, 1972; zengin kaynaka, s. 407-465)

yeniden izdi. Ksa bir sunum iin bkz. R. M. Grant. The Formation of the New Testament
York ve Evanston, 1963). Aynca bkz. A Riesenfeld, The Gospel Tradition
(Londra, 1957) ve 221 ve devamnda belirtilen kaynakalar.

4 4 3

(New

and His Begmnngs

DINSEL INANLAR VE DNCELER TARIHI -

227. Yasac Yahudilikteki ve Yahudi mezheplerdek, Esseniler, Samirler ve Fensllerdek


batntiik (= reti ve gizli riteller) zerine kayraklar. Morton Srrth, Ckmot

oj Alexandria and

a Secret Gospel of Mark (Cambridge, Mass., 1973), s. 197-199'da belirtilmitir (bu eser hatr
saylr belge klliyatyla deerlidir; ama yazarn ileri srd sav -sa'nn gerekletirdii
erginleyici nitelikteki vaftiz ve bu gizli gelenei sahiplenen "Yasa" d uygulamalar- metin
yorumcular tarafndan genellikle reddedilmitir). Bkz. a.g.y., s. 199 vd: sa'nn gizli retisi
zerine kaynaklann zmlemesi.
Yahudi batniligi zerine, bkz. G. Scholem, Jcvvsl Gnosfirism, Merkabah Mystcismus
mudc Tradition (New York, 1966); ayn yazar, "Jaldabaoth Reconsidered," Mdanges
ech, s. 405-421; Jean Danidou, Thiologe du Judeo-christanisme

and TalH.-C. Pu-

(Paris, 1957), s. 121 vd Ayrca

bkz. Morton Smith, "Observations on Helihaloi Rnbbati," Biblical and Other Studies iinde, yay.
haz. A. Altmann (Cambridge, Mass., 1963), s. 142-160; James M. Robinson (ed.), jevsh Gnostic Nag Hammadi

Texts (Berkeley, 1975).

Peder Jean Danidou "Les raditions secretes des Aptres" balkl makalesinde (EranosJahrbuck,

31, 1962, s. 199-215), Hristiyan batraliinin kaynaklarn incelemitir. Bu yazara

gre, "Havarilerin batini gelenekleri. Havariler zamannda var olan ve ok belirli bir alan,
gksel dnyann sriann kapsayan bir Yahudi batniliinin Hristiyanlk iindeki devamdr"
{a.g.y.. s. 211). Aynca bkz. G. Quispel, "Gnosis and the New Sayings of Jesus," Erano$-]ahrbuch,
38, 1969, s. 261-295.
Hristiyan gnosisi hakknda, bkz. J. Dupon, Grosis. La connaissance reiigieuse dans les Eptres
de Saini Paul (Louvain, 1949); Stanislas Lyonnet, "Saint Paul et le gnosticisme. L'Epltre aux
Colossiens," Orini detlo Gnosticismo

iinde, s. 531-538; H. j. Shoeps, Aus fnthchmtiicher

(Tbingen, 1950); ayn yazar, Urgemeinde,


Bartch, Gnpstisc/es Gut und Gemeinde-tradition

Judenchrisuntum,

Zei

Gnoiis (Tbingen, 1956); H. B.

bei Ignatius

von Antiocken

(Gtersloh, 1940).

Aynca bkz. M. Simonetti, Testi gnostici crisuani (Bari, 1970) ve 221'deki kaynaka.
228. Gnosis ve Gnostisizm zerine aratrmalar son 40 ylda nemli ilerlemeler kaydetmitir;
bununla

birlikte "Gnostisizm" adyla ifade edilen

akmn kkenleri

sorunu

henz

zlmemitir. Adolf Hamack'a gre, -MS 11. yzylda grld ekliyle- Gnostisizm,
Hristiyanlk iinde kkl bir Helenlemeyi temsil eder ("eine akute Hellenisierung des
Christentum"). Gnostisizmi, Yunan felsefesinin etkisiyle, Hristiyan retisinin bozulmasnn bir
rn olan eytani bir sapknlk diye gren Hristiyan teologlarn da -ilk srada Lyon'lu
renaeus ve Romal Hippolytos- sav buydu. Ama hl temel kaynak niteliini koruyan Hauptprobleme der Gnosis (Gttingen, 1907) adl eserde, Wilhelm Bousset bunun tam kart bir
aklama nerir: Tamamen Gnostik izlekleri (dualizm, Kurtanc kavram, ruhun esrime iinde
ge ykselii) karlatrmal bir bak asndan zmleyerek, onlarn ran kkenli olduunu
bulur. Demek ki Gnostisizm, Bousset'ye gre, Hristiyanlk ncesine ait ve Hristiyanl da
kapsam bir grngdr. R. Reitzenstein yapt birok almayla bu varsaym gelitirir ve kesinletirir. Bu almalann en nemlisi Dos ransde Erlsngmystenum'dur (Leipzig. 1921). Reitzenstein, en belirgin ifadesi Toma'nn lleri'ndeki nci llahisi'nde bulunan, ran kaynakl
"kurtanlm Kurtanc" mitini yeniden oluturur (kr. 230). Gnosisin ran kkenli olduu
444

MPARATORLUK C A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE G N O S S

gr baz arkiyatlar ve din tarihilerince eletirilirken, G. Widengren tarafndan kabul


edilmi, dzeltilmi ve son hali verilmitir; bkz. zellikle "Les origines du gnosticisme et l'histoire des religions" balkl makalesi (Le ongn dello Gnosticismo,

Cooquo di Messina iinde, Le-

iden, 1967. s. 28-60); sveli bilgin bu makalede daha yakn tarihli baka varsaymlan da incelemektedir.
Hans Jonas'n The Gnostic Religion: The Message of the Alien God and the Begmings of Christanty adl eseri (Boston, 1958; geniletilmi bask, 1963), "gnosis grngsnn ok kapsaml
felsefi zmlemesi asndan temel bir kaynaktr. Jonas, H. Leisegang'm ve Simone
Petrement'm ardndan, Gnostiszmi inceleyen itk felsefe tarihisidir; ama Leisegang'n La Gnose' (Leipzig, 1924, 3. bask, 1941; Fr. ev. 1951) zellikle uzun metin alntlan asndan
yararldr; Simone Petrement'm eserinin bal yledir: Le dualisme chez Platon, les gnosttjues et
les mcmtiens

(Paris, 1947). Gnostik hareketin balangc hakknda, Jonas iki farkl kltrel

evrenin rn olan iki ayn gnosis tr ayrt etmektedir: Suriye-Msr ve Iran (bu varsaym
NVidengren tarafndan eletirilmitir, a.g.y., s. 38 vd).
Robert M. Grant'm Gnosticism and Early Chrstianty

adl kitab (New York, 1959), konuya

mkemmel bir giri oluturmaktadr; baz Gnostik sistemlere ilikin ok yerinde zmlemeleri
asndan deerlidir. Grant, Gnostisizmin ortaya kn 70'lerdeki felaketin ardndan Yahudi
kyamet dncesinin iine dt krize balamaktadr. Baka yazarlann yan sra Peder Jean
Danelou tarafndan da kabul gren bu varsaym, Jacob Neusner, "judaism in Late Antiquty"
(Judaism, 15, 1966, s. 230-240), s. 236 ve devamnda eletirilmitir.
Giles Quispel'e gre, Gnosis evrensel bir dindir (kr. Gnosis als Weltreligon,

Zrih, 1951),

ama 11. yzyln farkl Gnostik sistemleri Yahudi ve Yahudi-Hristiyan kyamet speklasyonlarndan tremitir (kr. Gnostic Studies, 1-11, Leiden, 1973'te derlenmi incelemeleri). Henr-Charles Puech'in gnosis tarihine ve grungbilimine, 1934'ten beri eitli bilim dergilerinde
ve L'Annuaire

du CoiUge de France's yaymlanan almalanyla yapt nemli katklar, ksa sre

nce u balkla yeniden baslmtr: En qu(te

de la Gnose: 1. La Gnose et le Temps, 11. Sur

l'Evangiie selon Thomas (Paris. 1978). Bu eserde yer alan Plotinus, Gnosis grngbilimi ve
Gnosis/Zaman zerine incelemeleri aynca belirtmekte yarar var (I, s. 55-116, 185-214, 215270).
R. Mc L. Wilson, The Gnostic Problem'da

(Londra, 1958) iyi bir gzden geirme almas

yapmtr; yazar zellikle farkl gnosis okullarnda bulunan Yahudi ve Hristiyan utsurlann
zmlemitir; aynca kr. Messina Kollokyumu'na sunduu tebli: "Gnosis, gnosticism and the
New Testament" (Lf Origim dello Gnosticismo, s. 511-527).
Gnostisizmin kkenleri zerine uluslararas kollokyuma katlanlar, gnosis ve Gnostisizm terimlerinin anlam snrbnnn iyi izilmesini nermitir: "Gnostisizm," "herkesin bu ekilde
adlandrmakta gr birliine vard, MS II. yzyla ait belli bir sistemler grubunu ifade etmektedir." Buna karlk "gnosis" ise, "tanrsal gizler hakknda yalnzca bir sekinler grubunun
eriebilecei bilgi" anlamna gelmektedir (Origtni dello Gnosticismo, s. XXIII). Messina Kollokyumu sayesinde, Gnostisizmin "kkenleri" 2erine varsaymlann says ve eitlilii bir kez daha
dogrulanabilmitir. Ugo Bianchi, "Perspectives de la recherche sur les origines du gnosticisme"
adl incelemesinde (Origim, s. 716-746), Gnostik zleklerin morfolojik bir taslan karm, bu
4 4 5

DINSEL NANLAR VE D U i O N C E L E R TARH - II

arada onlarn corafi dalmn ve olas tarihsel balantlarn da zmlemitir. Aynca bkz.
ayn yazar, "Le probleme des origines du gnosticisme" {a.g.y-. s. 1-27).
Messina Kollokyumu'na sunulan ok sayda tebli iinde, unlan sayalm: H. Jonas,
"Delimitaion of theGnosic PVenomenon-Typological and Historical (Origmi, s. 90-108); A
Bausani, "Letture iraniche per Toriine e la definizione tipologica di Gnos" (s. 251-264); G.
Gnoli, "La gnosi traica. Per una impostazione del problema" (s. 281-290: yazar zellikle Maniheizmi incelemektedir); R. Grahay, "Etements d'une mythopee gnostique dans la Grece
classque" (s. 323-339); M. Simon, "Elements gnostiques chez Philon" (s. 359-376); H. Rnggren, "Qumran and gnosticism" (s. 379-388); H. J. Schoeps, "Judenchristentum und Gnosis" (s.
528-537); G. Quispel, "Makarius und das Lied von der Perle" (s. 625-644).
Plotinos ve Gnosis hakknda, bkz. H.-C. Puech'in En quite de la Gnose isimli incelemesi, I, s.
55-116; Platoncu dualizmle (zellikle Plotinos'un yorumundaki), Gnosik dualizm arasndaki
ilikiler zerine bkz. E. R. Dodds, Pagan and Christan in an Age of Anxiety.
ous Experience jrom Marcus Aurelius to Canstantin

Some Aspecs

of Religi-

(Cambridge, 1965), s. 24 vd, 83 vd,

Yukan Msr'daki Nag Hammadi'de bir kpn iinde Gnosik yazmalar bulunmas ve
bunlarn ele geirilmesinin, zlmesinin ve yaymlanmasnn olduka hareketli yks, Jean
Doresse, Les lvres secrets
decouverts

Khenoboskion

Dart, The Laughing

des gnostiques

d'Egypte.

. Introduction aux ecnls gnostques

coptes

(Paris, 1958), s. 133 vd ve bilinmeyen ayrntlar da eklenerek, John

Savior'da (New York, 1976) anlatlmtr. Aynca bkz. James R. Robinson.

"The Jung Codex: The Rise and Fail of a Monopoly," Religous Siudes Revew,
30. Metinlerin eksiksiz basks, The Facsimile Edition o} the Nag Hammadi

3, 1977, s. 17Codces,

1976'da

tamamlanmtr. Ba2i metinlerin, eviriler ve yorumlarla birlikte eletirel yaymlan 1956'dan beri aama aama srdrlmtr, ama tek eksiksiz eviri (ne yazk ki notsuz ve yorumsuzdur)
James M. Robinson'm yneliminde kmtr: The Nag Hammadi

Library (New York, 1977).

Nag Hammadi'de bulunan kitaplk, saysz alma yaplmasna yol amtr. Bkz. David M
Scholer. Nag Hammadi

Bbliography,

1948-1969

(Leiden, 1971) ve Novum Testamentum

dergisin-

de yaplan yllk gncellemeler. Yeni yaynlarn -eletirel basmlar, eviriler ve metinlerin tarihiyle yorumlarna katklar- ok bilgece bir zmlemesi in, bkz. Carsten Colpe, "Heidnische.
judische und christliche berlieferung in den Schriften aus Nag Hammadi," Jahrbuch fir Antike
und Christentum, 16, 1973, s 106-126; 17, 1974, s. 109-125; 18, 1975, s. 144-165; 19,
1976, s. 120-138.
Yeni metinlerin zmlemesine ve yorumuna ynelik almalarn iinden unlan sayalm:
W. C. van Unnik, Newly Discovered Gnostic VVntngs (Naperville, 1960); Alexander Bhlig, Mysterion und Wahrheit
Honour of Alexander
gnostiques.

(Leiden, 1968), s. 80-111, 119-161; Essays on the Nag Hammadi

Texts in

Bhlig (yay. haz. Martin Krause, Leiden, 1972); M. Tardieu, Tros my(hes

Adam, Eros et les animaux

d'Egypte dans un icrtt de Nag Hammadi' (II, 5), Paris, 1974.

Aynca bkz. Henri-Charles Puech'm En cfuite de la Gnose eserinin ikinci cildinde, Sur Evangile sebn Thomas'da

derlenmi incelemeleri (Paris, 1978). Ayn ciltte (s. 11-32) Toma Incili'nin eviri-

si de bulunmaktadr (ilk kez eletirel notlar ve yorumla birlikte 1959'da yaymlanmtr). Geni
lde notlanm bir dier eviri jean Doresse, L'Evangile
]sus

selon Thomas ou Fes Paroles Secreies de

iinde (Paris, 1959) yer almaktadr. Aynca kr. J.-E. Menard'm mkemmel yorumu:
446

M P A R A T O R L U K C A I N D A PUTPERIi.STl.IK. HIRSTYANLIK VE G N O S S

L'Evangiie selon Thomas (Leiden, 1975). Bu nemli metin hakknda, aynca bkz. Robert M.
Grant, The Secret Saying ofJesus (New York, 1960), R. Mc L. VVilson, Studies in the Gospel o/Thomas (Londra, 1960): B. Gartner, The Theology of theGospel

of Thomas (Londra, 1961).

En ok tartlm ve birok kez evrilmi metinlerden biri. Hakikat Incili'dr; kr. W. W.


Isenberg evirisi, R. M. Grant, Gnosticism, s. 146-161 ve George W. MacRae evirisi, j. M. Robinson, The Nag Hammadi Library iinde, s. 37-49.
Phitippe'in incili (Nag Hammadi Library, s. 131-151. ev. W. W. Isenberg) zerine, bkz. R.
Mc L. Wilson, The Gospel of Philip (Londra, 1962); j.-E. Menard, L'Evangile selon Pklippe (Paris,
1967).
Son onbes ylda evrilmi ve notlanm birok Gnostik metin antolojisi yaymlanmtr.
unlan belirtelim: Robert M. Grant, Gnosticism. A Sourcebook of Hereica! Writngs from the Early
Christian Period (New York, 1961); Wemer Foerster, Die Gnosis, -II (Zurih, 1969. 1971).
229. Byuc Simun zerine, bkz. Grant, Gnosticism and Early Christianity,

s. 70-96; H. Leise-

gang. La Gnose, s. 48-80; L. Cerfaux, "Simon le magicien Samarie." Recherches de Science religieuse, 27, 1937, s. 615 vd; L. H. Vincent, "Le culte d'Helene Samarie," Revue Biblique, 45,
1936, s. 221 vd; H. Jonas, The Gnostic Religion, s. 103-111, 346 (kaynaka).
Dr. Faust efsanesinin kkenleri konusunda, kr. E. M. Butler, The Klyth of the Magus
(Cambridge, 1948); Gilles Quispel, "Faust: Symbol of Westem Man," Eranos jahrbuch,
1966, s. 241-265; Gnostic

Studies,

35,

II (Leiden-lstanbul, 1973), s. 288-307'de yeniden

baslmtr.
Markion'un Antitezler

adl eseri kaybolmutur, ama Tertullianus'un Adversus Marconcn

adli

kitab sayesinde zn biliyoruz. Birok ortodoks yazar Markionculuu rtmtr; lustinos, Irenaeus ve Korinthoslu Dionysus'un adlan saylabilir.
Adolph von Hamack'n Marcion: das Evangelium

vom fremden

Gotl adl eseri (Leipzig, 2.

bask, 1924), alamamtr. Aynca bkz. E. C Blackmann, Marcion and His Influence (Londra,
1948); H. Leisegang, La Gnose, s. 185-191; Hans Jonas, The Gnostic Reigion, s. 130-146; Grant,
a.g.^., s. 121 vd.
Heterodoks Yahudi-Hristiyanlk zerine, bkz. J. Danielou, Theologie <du judeo-Chnsiianisme
(Toumai, 1958). s. 68-98; Kerinthus hakknda, a.g.y.. s. 80-81. Karpokrates hakknda, bkz.
H. Leisegang, La Gnose, s. 176 vd. Morton Smith, Oement

of Alexandria

and a Secret Gospel of

Mark, s. 261-278. Basileides hakknda, bkz. Leisegang, La Gnose, s. 136-175; Wilson. The
Gnostic Problem, s. 123 vd; Grant, a.g.y., s. 142 vd.
Valentinus ve okulu zerine, bkz. F. M. Sagnard, La gnose valentinenne
saint Irenee

et le temoignage de

(Paris, 1947), A Orbe, Estudios valentinianos, I-IV (Roma, 1955-1961; aslnda

Gnostik ve Hristiyan teolojilerinin karlatrmal bir incelemesi sz konusudur); H. Jonas, The


Gnosic Religion, s. 174-205; ayrca kr. Hakikat ncili zerine kaynaka. Valentinus okulundan
yazlar arasnda. De Resurrec'one (Epistula ad Rheginum)
Malcom Lee Peel, The Epistle to Rhegnos. A Valentman

incelemesine deinmekte yarar var; biz


Letter

on Resurection

(Philadelphia,

1969) adl eserdeki eviri ve yorumu kullanyoruz. Bu ksa metin (sekiz sayfadan ksa)
4 4 7

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

zellikle nemlidir; nk Nag Hammadi'deki bireysel eskaolojiye ayrlm ilk Gnostik belgeyi
oluturmakladr (rnein kiinin lm ve olum sonras varoluu).
Valeninus, rencilerinin isimleri bilinen tek gnosis staddr. Bu rencilerden biri olan
Herakleon, Yuhanna Incili'yle ilgili ilk yorumu kaleme ald; Ongenes kendi yorumunu yazarak
onu yantlad. Zaten Valentinus'un sistemini de bu renciler gelitirdi; yle ki Valentinus'un
zgn retisinin ana hatlarn saptamak zordur. Valentinusu teolojinin farkl ifadeleri
hakknda, bkz. R. Grant, Gnosticism and Early Christianity,

s. 134 vd.

Ahlak kurallann dikkate almayan Gnostik mezhepler, ncelikle de Phibionitler hakknda


(otjileri Epiphanius, Panarion, 26, 17:1 ve devamnda betimlenmitir), bkz. Stephen Benko,
"The Liberine Gnostic Sect of Phibionites According to Epiphanius," Vgilae Christianae,
1967, s. 103-119; Alfotso M. di Nola, Parok

Segrete

2,

di Ges, s. 80-90; Eliade, Occutsm,

Witchcraft and Cultural Fashions (Chicago, 1976), s. 109 vd, 139-140.


Gnostik Sbi mezhebi rak'n gneyindeki 13.000-14.000 mritlik bir cemaat iinde hl
yaamaktadr. Mezhebin ad manyi

("Gnostikler") teriminden tremitir. Elimizde onlarla il-

gili ok sayda eser bulunuyor: iki Gin^d ("hazine"), Yuhanna'nn Kitab. Bu eser, zellikle Lady
E. S. Drovver'n cokusu ve enerjisi sayesinde ele geirilmi dualar ve dier tapm metinlerinden
oluan bir yasa kitabdr. Sbiilerin gerek dinsel uygulamalan (ncelikle de vaftiz ve ller
ayini), gerekse teolojiyi sa Mesih'in vaazndan nceki, ok eski bir dneme uzanyor olsa gerek. Ama mezhebin kkeni ve tarihi henz yeterince bilinmemektedir. Anlald kadaryla,
onodoks Musevilie kart ve hem Gnostik, hem de ran kkenli dncelerden ok etkilenmi, sapkn bir Yahudi mezhebi soz konusudur. Kurt Rudolph'un yazd gibi: "Suriye-Yahudi
akmnn vaftizci bir mezhep biiminde rgtlenerek hayat ve dil asndan kapal bir cemaate
dnm bir koludur; bu mezhep artk kaybolmu bir inancn ok deerli belgelerini
gnmze dek korumutur."
Bu konuda hatr saylr bir klliyat (metinler ve eletirel incelemeler) bulunmaktadr: bkz.
E. S. Drower, The M andaeans of Irak and Iran (Oxford, 1937; yeni bask, Leiden, 1962); K. Rudolph. Mandische

Que!!en (Die Gnosis iinde, yay. haz. W. Foerster, II, Zrih, 1971, s. 171-

418); ayn yazar, Die Mander, 1-11 (Gttingen, 1960-61); aynca bkz. ayn yazardan bir toplu
sunum: "La religion mandeenne," Histoire des Reiigions iinde (H.-C. Peuch'in ynetiminde), II
(Paris, 1972), s. 498-522.
230. nci ilahisi uzun bir tanmaya yol amtr. Mitin ran kkenli olduunu zellikle R.
Reitzenstein, Das ranische Erlsungsmysterium

(Bonn, 1921), s. 72 vd; G. Widengren, "Der ira-

nische Hintergrund der Gnosis" (Zeitschrift fiir Religions-und Geistesgeschchte, 4, 1952, s. 97114), s. 105 vd; ayn yazar, Religionsphnomeneloge
(Berlin, 1969), s. 506 ve devamnda ileri
srlmtr. Jonas, The Gnostic Religion, s. 116 vd; Erik Peterson, Frhkirche, judentum

und Gno-

sis (Roma-Fribourg, 1959), s. 204 vd; Alfred Adam, Die Psclmen des Thomas und das Perlenlied
als Zeugnisse vorchristlicher Gnosis, Berlin, 1959, H.-C. Puech, En qute de la Gnose, II, s. 118 vd,
231 ve devamnda iyi zmlemeler bulunabilir. Aynca bkz. A T. J. Klijn, "The So-Called

4 4 8

M P A R A T O R L U K A I N D A PUTPERESTLK, HIRSTYANLIK VE G N O S S

Hymrof the Peatl" Vigilae Chrstianae,


seangehum

L4, 1960, s. 154-164; G. Quispel, Makarius, <ias Thot-

und das Lied von der Perle (Leiden, 1967).

Arkaik ve doulu kltrlerde inci simgeselligi zerine, bkz. M. Eliade, lmages et Symboks,

s.

164-198; M. Mokri, "Les Symbolesde la Perle,"JA, 1960, s. 463-481. Hristiyan teologlarda incinin Mesih'le zdeletirilmesi hakknda, bkz. C. M. Edsman. Le baptime
sala, 1940), s. 190 vd; Eliade, lmages et Symboles, s. 195 vd.

defeu

(Leipzig-Upp-

Matsyendranth ve onun belleini yitirmesi hakkndaki efsaneler bizim Le Yoga adl


kitabmzda (s. 308 vd) zmlenmitir; kaynaklarla ilgili bilgiler, bkz. a.g.y., s. 403. Srgn,
yabanc bir ikede tutsaklk, tutsa uyandran ve onu yola dmeye aran haberci izleklerine ShreveTd'nin bir risalesinde de rastlanmaktadr: Rtat de l'exil occidenial.

Bu eser Henry

Corbin, En islam iranien, II (1971), s. 270-294'te parlak bir biimde zmlenmitir.


"Kurtarlm Kurtarc" miti zerine, bkz. R. Reitzetstein ve G. Widengren'in daha yukarda
belirtilmi eserleri; aynca kr. C. Colpe'un ynelttii eletiriler: Die relgomgeschichiche
(Gttingen, 1961).

Schule

Tamamen Gnostiklere zg imgeler ve simgeler zerine, bkz. Hans Jonas, The Gnostic Religion, s. 48-99; G. Mac Rae. "Sleep and Awakening in Gnostic Texts" (Ortgini dello Gnosticismo, s.
496-510); H.-C. Puech, En quete de la Gnose, 11, s. 116 vd. Aynca bkz. M. Eliade, Aspects du
mythe (Paris, 1963), s. 142 vd.
231. Maniheizm incelemeleri tarihi, Avrupa'daki dnce tarihinin nemli bir blmn
oluturur; yalnzca Isaak de Beausobre'un Histoire critque de Manichie

et du Manchesme adl

eserinin (2 cilt, Amsterdam, 1734-1739) ve Bayle'in Dictionnaire'indeki makalelerin yaratt


felsefi ilgiyi ve heyecanl tanmalar hatrlamak bile yeterli bir rnek verecektir; bkz. J. Ries,
"Introduction aux itudes mantcteennes. Quatre secies de recherches," Ephemerides Thfoiogicae Lovanienses,

33, 1957, s. 453-482; 35, 1959, s. 362-409; XX. yzylda yaymlanm

almalar hakknda, kr. H. S. Nyberg, "Forschungen ber den Manchasmus," Zeitschrijt Jir
neuetestamentliche

Wissenschaft,

34, 1935, s. 70-91; Raoul Mansell, Ueresia del male (Napoli,

1963), s. 11-27. En iyi toplu anlatm hl H.-C. Puech'in kitabdr: Le Mancheisme.


teur, sa docircne (Paris, 1949); dipnotlar (s. 98-195)

Son fonda-

mkemmel bir belge klliyat

oluturmaktadr. Ayn yazar, Histoire des Religions, II, 1972, s. 523-645'teki "Le Manicheisme"
blmnde yeni bir sentez almas sunmutur. Aynca bkz. G. Widengren, Mani und der
Manichismus

(Urban-Bcher 57, Stuttgart, 1962; biz alntlan ngilizce eviriden yaptk: Mani

and Manichaeism,

Londra ve New York, 1965); O. Klima, Manis Zeit und Leben (Prag, 1962);

Franois Decret, Mani et la tradition

tmnichtenne

(Paris, 1974). u almalardan da hl

yararlanlabilir: A. V. W. Jackson, Researches in Manichaeism,

with Special Re/erence

lo the Turfan

Tragments (New York, 1932); A. H. Schaeder, "Urform und Fortbldungen des manichaischen
Systems," Vortrge der Bibliotheh

Warburg

1924-25 (Leipzig, 1927), s. 65-157; U. Pestalozza,

"Appunti sulla vita di Mani" (Reale Istituto Lombarda d Lettere, Seri 11, c. 67, 1934, s. 417-479;
yazann Nuovi Sflggi di religjone mediterranea

adl eserinde (Floransa, 1964) yeniden baslmtr,

s. 477-523). Yakn tarihli eserlerin kaynakas iin, kr. L. J. R Orr, Mani: A Religio-Hisorical

4 4 9

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

Description

oj His Personaliiy

(Tez, Leiden, 1967), s. 261-277; Puech, "Le manicheisme," s.

637-645.
Patek'in duyduu ses yksn nakleden lbn en-Nedim'dir (Fihrist, s. 83-84, ev. Flgel).
Patek'in de girdii vaftizci mezhep hakknda, bkz. Puech, Le Manichesme,

s. 40-42 ve dipnot

146-156'da kaynaklann tartlmas; G. Widengren, Mani, s. 24-26.


Sryani kkenleri V. yzyla uzanan Yunanca bir dinsel formller kitab, vaftizci mezhebi
tanmlama olana vermektedir: Traianus'un saltanatnda Elkesai tarafndan kurulan YahudiHristyan bir gnosis hareketi olan Elkesaiciler sz konusudur. Bkz. A Henrichs ve L. Koenen,
"Ein griechischer Mani-Codex," Zeitschrijt f Papyrologie

und Epigraphik,

5, 1970, s. 97-216;

Haris j. W. Drijvers, "Die Bedeutung des Klner Mani-Codex fr die Manichaismusforschung,"


Mdanges... Henri-Charles Puech iinde, 1974, s. 471-486; Gilles Quispel, "Mani the Apostle of
jesus Christ" (Epefetasis. Mil anges... Cardinal Jean Danielou iinde, 1972, s. 667-672); R. N. Frye, "The Cologne Greek Codex abou Mani," Ex Orbe Religionum (Festschrijt G. Widengren),

1, s.

424-429, F. Decret, Mani, s. 48 vd.


Mani, buhragn

adl kitabnda her iki vahyi yazya geirdi (kr. al-Btrn, Chronology oj An-

cien Nations, ev. Edward Sachau, Londra, 1879, s. 190). Kpti Kephalaion'un tanklna gre,
Mani'ye bir tek vahiy indi, o srada oniki yandayd: isa'nn geleceini mjdeledii Paraklios,
yani Kutsal Ruh indi ve ona uzun sre gizli kalan "sim," yani Ik ile Karanlk arasndaki
atmay, dnyann kkenini, dem'in yaratln, ksacas ileride Maniheist retinin 2n
oluturacak eyleri aklad; kr. Kephalaia (= H. J. Polotsky, Manichdeische Handschriften,

c. I,

Stuttgart, 1934), bl. I, s. 14-15.


1. ahpur'la grmenin tarihi konusunda, kr. Puech, a.g.y., s 46 ve dipnot 179-184; 9
Nisan tarihi S. H. Takizde tarafndan hesaplanmtr. Mani'nin son yolculuu hakknda, kr.
W. B. Henning, "Mani's Last Joutney," BSOAS, X 1942, s. 941-953. Mani'nin lmne ilikin
baz vahice ayrntlara gelince (canl canl derisinin yuzlmesi vb), doruluklar kukuludur;
kr. Puech, a.g.y., s. 54-56.
232. Mani'nin yazlan, P. Alfaric, les Ecriures manicheennes,

I-Il, Paris, 1918-19'da

zmlenmitir; daha sonraki keifler ve F. W. K. Muller, E. Chavannes, P. Pelliot, W. B. Henning vb yaynlar iin, bkz. Puech, Le Manichisme,

s. 144 vd (dipnot 240 vd); ayn yazar, Histo-

ire des Religions iinde, 11, s. 547 vd; Widengren, a.g.y., s. 151-153; aynca kr. Ort, Mani, s. 32
vd. ahpur'a ithaf edilmi ve Ona Perse yazlm buhragn

dnda, Mani kitaplarnda

Sryanice veya Dou Aramiceyi kulland: "Yaayan incil", "Srlar Kitab", "Pragmateia" (veya
"Risale"), "Hayat Hazinesi", "Devler Kitab" ve "Mektuplar" (Puech, Le Manichiisme,

s. 67 ve dip-

not 262). Peygambere mal edilen metinler arasnda en nemlileri Kephalaia'hr

veya "Blm-

ler"dir. Metin evirileri ve yorumlan iin bkz. A. Adam, Tcxte zum Manichdismus (Berlin, 1954);
C. R. C. Allberry, A Manichaean

Psalm-Bodk

(Stuttgart, 1938); E. M Boyce, The Mamchaean

Hymn Cydes in Parthian (Oxford, 1954); H. J. Polotsky, Manichische

Homilien (Stuttgart, 1934);

H. J. Polotsky ve A. Bhlig, Kephalaia (Stuttgart, 1940); F. Decret, Mani, s. 58 vd.

4 5 0

M P A R A T O R L U K A I N D A PUTPERESTLK. II1RISTIYANUK VE G N O S S

233. Mit. Puech, le Manichame,

s. 74-85, Wdengren. a.g.y., s. 43-69, Has Jonas, The Gnos-

tic Religion (2. bask. Boston, 1963), s. 209-231'de anlatlmtr. G. Widengrer, Manheizmin
ranl oluunu vurgulamaktan da geri kalmadan (aynca bkz. Les religions de l'lran, s. 331-341),
mitteki bazt kiiliklerin ve blmlerin Mezopotamyal ncllerini cok yerinde saptamalarla
zmlemitir; kr. Mesopotamian

Ekmcnts

in Manichaeism

(Uppsala, 1946), s. 14-21, 25, 53

("Hayatn Anas"), s. 31 vd. ("Karanlklar Prensi"), s. 74 vd. ("Haberci") vb. Aynca bkz. W. B.
Henning, "Ein manichischer Kosmogonscher Hymnus," NGWG.

1932, s. 214-228; ayn ya-

zar, "A Sogdian Fragment of the Manichaen Cosmogony," BSOAS, 12, 1948, s. 306-318; A V.
W. Jackson, "The Doctrine of the Bolos in Manichaean Eschatology," JAOS, 58, 1938. s. 225234; Hans J. W. Drijvers, "Mani und Bardaisan. Ein Beitrag zur Vorgeschichte des
Manichaismus" (Melanges... Henri-Charles Puech, s. 459-469).
"Karanlklar Prensi" zerine, bkz. H.-C. Puech'in nemli incelemesi, "Le Prince des
T^nebres et son Royaume," Satan (Paris, 1948), s. 136-174. "Arkhontlann batan kanlmas"
bolumu zerine, kr. F. Cumont, Recherches sur (e Manicheisme, 1 (Brksel, 1908), s. 54-68 ve
Puech, Lc Manicheisme,

s. 172 (dipnot 324). k (ruh), semen virtle edegerllii konusunda,

kr. M. Eliade, "Spirit, Light and Seed," Hstory of Religions, 11, Austos, 1971. Bitkilerin bir
ezeli varln tohumlarndan kmas miti konusunda, kr. M. Eliade, "La Mandragore et les
mythes de la 'naissance miraculeuse'," Zaimoxis, 3.1940-42, s. 3-48; ayn yazar, "Gayomart et
la Mandragore," Ex Orbe Reigonum, U, s. 65-74; ayn yazar, "Adam, le Chris et la Mandragore,"
Melanges...

H.-C. Puech, s. 611-616.

234. lesus Patibilis imgesi, zellikle de ekmek yapmnn, tahllara ikence etmek anlamna
geldiine gre, bir gnah olduu dncesi (kr. Puech, Le Manicheisme,

s. 90), tanm dinsel-

ligiyle ilikili baz arkaik inanlar hatrlatmaktadr ( 11 vd).


Maniheizmin yaylmas hakknda, bkz. U. Pestallozza, "11 manicheismo presso i Turchi occdentali ed orentali," Reale Istituto Lombarda di Scicnze t Lettere, Seri 11, c. 57, 1934, s. 417479 (Nuovi Sagg di Religione Mediterranee iinde yeniden baslmtr, s. 402-475); G. Messina,
Chnstianesimo

Buddhismo Manicheismo nell'Asia Antca (Roma, 1947); H. S. Nyberg, "Zum Kampf

zwischen slam und Manichaismus," OLZ, 32, 1929, st. 425-441; O. Maechen-Helfen,
"Manichaeans in Siberia" (Univ. of Califomia Publications in Semitic Philology, XI, 1951, s. 311326); M. Guidi, La lotta tra l'lslam et il Manicheismo

(Roma, 1927); W. B. Henning, "Zum zent-

ralasiatischen Manichaismus," OLZ, 37, 1934, st. 1-11; ayn yazar, "Neue Materialen zur
Geschichte des Manichaismus," ZDMG, 40, 1931, s. 1-18. E. de Stoop'un, Essai sur la diffusinn
du manicheisme

dans l'Empire Romain adl kiab (Gand, 1909) eskimitir; daha yakn tarihli kay-

nakalar iin, bkz. Puech, a.g.y., s. 148, dipnot 257 ve VVidengren, Mani, s. 155-157. Kr. P.
Brown. "The Diffusion of Manicheism in Roman Empire,"joumal of Roman Studies, 59, 1969, s
92-103; F. Decret, Aspects du manichdisme

dans l'Afrique

romame

(Paris, 1970). "Yeni

Maniheizm" ad verilen akmlar zerine kaynakalar iin, bkz. c. III, bl. XXXVI.

4 5 1

XXX. BLM

TANRILARIN ALACAKARANLII

2 3 5 . Zndklk v e O r t o d o k s l u k lk sistemli teoloji, II. yzyl boyunca Kiliseyi


tehlikeli bir biimde sarsan krizlerin s o n u c u d u r . Kilise Babalan, Gnostik mezheplerin "zndklklarn" - n c e l i k l e de k o z m o s kart duali2m ve Isa Mesih'in hulln n , l m n n ve diriliinin r e d d e d i l m e s i n i - eletirerek, aama aama o r t o d o k s
eilimi ekillendirdi. O r t o d o k s l u k , esas olarak Eski Ahit teolojisine sadakatten olu u y o r d u . Gnostikler, tbrani d n c e s i n i n ilkelerini k s m e n ya da t a m a m e n inkr ettikleri iin, zndklarn en b e r b a t l a n olarak g r l y o r d u . Gerekten de Gnostik
dnceler - r u h u n , balangtaki Bir'in barnda nceden var olmas, yaratln
n z i nitelii, r u h u n m a d d e iine dmesi v b - Kitab Mukaddes'in teolojisi, kozmogonisi ve insanbilimiyle u y u m u y o r d u . D n y a n n yaratlna ve insann doasna
ilikin Eski Ahit retilerini paylamadan, insann kendisine Hristiyan demesi
m m k n deildi: Tanr k o z m o g o n i iine maddeyi yaratarak balam ve bedensel,
cinsiyetli ve zgr insan, yaratcsnn sureti olan, ona benzeyen insan yaratarak
tamamlamt. Baka bir deyile, insan bir tanrnn tasavvurlaryla yaratlmt.
"Tarih," insann zgrln kullanmay ve kendini kutlu klmay, s o n u olarak
tanrlk mesleini icra etmeyi rendii geici sredir. 1 nk yaratln s o n u ,
k u t l u klnm bir insanlktr. Bu da zamansallkla tarihin n e m i n i ve insan zgrl n n belirleyici roln aklar; n k insan kendisine ramen tanr yaplamaz.
Hristiyanlk da b u anlaylar benimsemiti. Aziz Pavlus, sa Mesih'in salad
yeni d o u m u yceltir: "Bir kimse Mesih'teyse yeni yaratktr" (Korintliler II 5:17);
"snnetli o l u p o l m a m a n n n e m i y o k t u r ; nemli olan yeni yaratltr" (Galatyallar
6:15); "yeni bir insan veya tek bir yeni Insanlk'tr" (Efesliler 2:15). Claude Tresm o n t a n t ' n yazd gibi, "bu adan bakldnda, Gnostik mitte olduu gibi ilk,
nceki halimize dnmek

deil, tam tersine geriye hi b a k m a d a n ileriye, yaklaan ve

gerekleen yaratla ynelmek sz k o n u s u d u r . Hristiyanlk gnosis veya Yeni Pla-

Burada, brani dncesinin hayranlk uyandran yorumcusu Claude Tresmontam'n


dncelerini aktaryoruz; bkz. La metaphysique
du christianisme, s. 53 vd ve Essai sur la
penste hebraique, bol. 1-11.
452

TANRILARIN ALACAKARANLII

[ o n c u l u k gibi bir geri dn retisi deil, bir yaratm retiidir." 2


Mesih'in ikinci kez geliinin gecikmesine ve artan basklara karn, paradoksal
g z k s e de Hristiyanlk, "iyimser bir din" g r n m n d e d i r . Gnostiklere kar gelitirilen teoloji yaratl kutlar, hayat kutsar, tarihi yalnzca dehete indirgendi i n d e bile kabul eder. Yabne'deki o k u l u n d a Yahudiliin srekliliini salayan Rabbi
Y o h a n a n ben Zakkay gibi. Kilise de gelecee u m u t ve gvenle bakyordu. Geri biraz i l e n d e greceimiz gibi, hayatn inkrn ele veren baz davranlar (ilecilik,
m a n a s t r hayat, bakireliin vlmesi vb) eitli kiliselerde kabul g r y o r ve k i m i
zaman yceltiliyordu. Bununla birlikte, u m u t s u z l u u n egemen olduu; a y n edici
niteliini neredeyse Gnostklerink kadar k t m s e r ve k o z m o s kart felsefelerin
o l u t u r d u u bir ada, 3 kilisenin teolojisi ve uygulamalar ierdikleri dengeyle sivriliyordu.
Kilise Babalanna gre, o r t o d o k s l u k havarilik silsilesiyle u y u m l u y d u : Havariler
retiyi d o r u d a n Isa Mesih'ten almlar ve onu piskoposlarla kendi ardllarna
aktarmlard. 4 Irenaeus ve Hippolytos'a gre ise, zendekanm nedeni Yutan felsefesinin Kutsal Yazlar' kirletmesiydi.
Walter Bauer b u sav, 1934'te eletirmitir. 5 Alman bilgin ncelikle, ortodoksluk-zendeka ztlnn olduka ge bir d n e m d e , II. yzyl b a l a n n d a belirginletiine dikkat eker. lk Hristiyanlk epey karmakt; oul ve eitli ifadeler
ieriyordu. Aslnda ilk Hristiyanlk biimleri, sonralar zndklk saylan biimlere
d a h a yaknd. W a l t e r Bauer u sonuca varyor: Hristiyanln byk merkezi Edessa Urfa), iskenderiye, A n a d o l u - ilk iki yzylda sapknd; o r t o d o k s l u k buralara ancak daha sonralar girdi. Bandan itibaren tek o r t o d o k s m e r k e z Roma'yd.
Dolaysyla

antik

ada

Ortodoksluun

zaferi

Roma

Hristiyanlnn

zaferi

Kr. La mitaphy$ique
du christianisme,
s. 71. Kilise Babalarnn genelde Gnostik Yahudi
speklasyonlann grmezden gelip, normatif Yahudiliin ilkelerini izlemeleri anlamldr.
Tarihilerin genellikle suskunlukla geitirdii u paradoksu hatrlatalm: En byk gnosis
statlan, gerek Markion, gerekse baz klasik yazarlar (Epiktetes, Plutarkhos) trajik ve ok
ktmser felsefelerini bir refah ve ban anda, Antonnuslann "altn ag'inda gelitirmitir;
kr. Dodds, Pagan and Christian inAnAgeof
Any.ety, s. 4.
Zndklar da bir havarileri olduu iddiasndayd (rnein, Petrus'un evirmeninden,
dolaysyla Petrus'un kendisinden retiyi alan Basileides), ama Kilise Babalan bu szde silsileleri, gizli ve dogrulanamaz olduklar iin reddetti. Irenaeus'un yazd gibi (Adv. Hzer., 3, 4,
3), "ne Valentinus'tan nce Valentinusular, ne de Markion'dan nce Markioncular vard."
Rechtg!ui>igfee/t und Ketzerei im altesten Ckristentum. Eserin 1964'teki ikinci basks Ingilizceye de evrildi: Onhodoxy and Heresy in Earliest Christianity (1971). Bkz. Andre Benoit'nn
ksa, ama ak sunumu, Le judaisme et !e Chrislanisme aticjue, s. 297 vd.
4 5 3

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

anlamna geliyordu. "Bylece Roma, oul ve hareketli biimlere, eitli ve genellikle zt akmlara s a h i p ilk Hristiyanla, ne kmay baard ve dier a k m l a r
ona gre zndklk olarak nitelendii iin o r t o d o k s l u k adn alacak zel bir biim
getirmeyi baard." 6
Bununla birlikte, Andrfe Benoit'mn da belirttii gibi, Bauer'in aklamas tamam e n tarihsel niteliktedir; ortodokslua ve zndkla zg reti ieriini dikkate
almamaktadr. Bu iki zt t a v n n teolojik bir zmlemesini gerekletirme o n u r u H.
E. T u m e r ' a aittir. 7 T u m e r ' a gre, zendeka "bir yandan kilisenin aka tanmlad
retileri r e d d e d e r e k , dier y a n d a n da Hristiyan imannn zgl ieriini bozarak
ortodoksluktan ayrlr;

zetle, zendeka geleneksel imandan bir sapmay temsil

eder." 8 " O r t o d o k s l u k , tutarl ve iyi dzenlenmi bir dnce sistemi olarak g r n r k e n , ilk reti temellerinden giderek uzaklap, eitli sulandrc, sakatlayc,
bozucu etkenleri ve arkaizm unsurlarn bnyesine katan zndklk ise paral,
t a m a m l a n m a m ve sonuta tutarsz k u r a m l a r kmesi olarak g r n r . " 9 Hristiyan
dncesinin tarihi asndan, "ortodoksluun zaferi tutarlln tutarszla, belli
bir mantn hayal r n varsaymlara, bilimsel bir biimde gelitirilmi bir teolojinin dzensiz retilere kar zaferidir.... O r t o d o k s l u k hukuksal bir k u r u m a , tarihi ve siyaseti olan bir t o p l u m a bal g r n m e k t e d i r . Ama ayn zamanda b i r
dnce sistemine, bir retiye de baldr. O h e m h u k u k s a l k u r u m u n , h e m de
teolojinin parasdr." 1 0
Ksaca o r t o d o k s l u k : 1) Eski Ahit'e ve belgelerce d o r u l a n m havari anlatlarna
ballk;

2) Mitolojiletirici

imgelemin arlklarna kar diren; 3) Sistemli

d n c e y e ( d e m e k ki Yunan felsefesine de) sayg; 4) Toplumsal ve siyasal kurumlara, ksacas Roma dehasna zg bir kategori olan h u k u k s a l dnceye verilen
n e m l e tanmlanr. Bu unsurlarn her biri nemli teolojik yaratmlara kap aralam
ve kilisenin zaferine u ya da b u lde katkda b u l u n m u t u r . Bununla birlikte bu
u n s u r l a r n her biri, verili bir anda, Hristiyanln tarihinde k i m i zaman b y k
tehlikeler yaratan krizlere yol am ve ilk

Hristiyanlk

geleneinin yoksul-

lamasna da neden olmutur.

6
7

6
9
10

A. Benoi, a.g.y., s. 300.


E. H. W. Tumer, The Pattem

oj ihe Chistian

Truth; A Benoit bu eseri de tartmtr, s. 302

vd.
A. Benoit, s. 303.
A.g.y., s. 306
A.g.y, s. 307.
4 5 4

TANRILARIN ALACAKARANLII

2 3 6 . Ha v e Hayat A a c G n o s t i s i z m kart p o l e m i k l e r nedeniyle, kilise iinde


batini eitim ve Hristiyan G n o s i s gelenei n e r e d e y s e t a m a m e n b o u l m u t u r (Daha
sonralar, kilise hiyerarisi m i s t i k d e n e y i m l e r e kar da ayn k u k u c u l u u gsterecektir; kr. c. 111). Hristiyanln, kilisenin birliini k o r u m a adna d e m e k zorunda kald belki d e en y k s e k b e d e l d i b u . B u n d a n byle Hristiyan Gnosisi ve batini
retiler, r e s m i k u r u m l a r n d n d a , m a r j i n a l bir k o n u m a i n d i r g e n m i ve gizlenm i olarak yaayacaklard. Baz batini anlatlar (ncelikle d e kyamet k i t a p l a r n d a ve
apokrif

m e t i n l e r d e k o r u n a n l a r ) halk evrelerinde

ok yaygnlaacak,

ama

bu

yaygnl s a p k n gnosis s i s t e m l e r i n i n , zellikle de M a n i h e i z m i n trevi olan m i t l e r


ve efsanelerle paylaacaklard (kr. 237).
Bu b l m d e ilenen k o n u asndan, ilk kilisenin yaad k i m i

skntlar,

r n e i n Paskalya s o r u n u n a (II. yzyln s o n u n a d o r u ) veya disiplin s o r u n l a r n a


(vaftiz o l d u k t a n s o n r a ar g n a h l a r ilemi m m i n l e r i n affedilmesi v b ) ilikin
tartmalar z e r i n d e d u r m a n n bir y a r a n yok.
G e n e l d i n l e r tarihi asndan H r i s t o l o j i n i n d o g m a t i k ifadelerinin yol at
tartmalar ve krizler h e m daha d e r i n , h e m de daha a n l a m l d r ; bu s o r u n zerinde
ileride duracaz. imdilik, Hristiyanlk ncesi dinsel miras da k a p s a m a y a ynelik iki k o u t ve birbirini t a m a m l a y a n eilim ayrt edildiini b e l i r t m e k l e y e t i n e l i m ;
Mesih'in arsna evrensel bir b o y u t kazandrmay hedefleyen srekli ve eitli
abalara tank o l u n d u u sylenebilir. Birinci ve en eski eilim, D o u l u , putperest
veya Kutsal Kitap k k e n l i s i m g e s e l l i k l e r i n ve m i t o l o j i k s e n a r y o l a r n z u m s e n m e s i
ve b u n l a r a yeni de e r l e r y k l e n m e s i y l e k e n d i n i g s t e r m e k t e d i r .

zellikle

111.

y z y l d a n itibaren g r l e n teolojik speklasyonlarla yansyan ikinci eilim ise. Yunan felsefesinin, zellikle d e Yeni Platoncu metafiziin yardmyla H r i s t i y a n l
"evrenselletirmeye" a l m a k t a d r .
Daha nce Aziz Pavlus da vaftiz k u t s a m a s n a a r k a i k yapda bir s i m g e s e l l i k
yklemiti: l m ve ritel dirili, Mesih'te y e n i d e n d o u . lk teologlar b u senaryoyu gelitirdi: Vaftiz, d e n i z c a n a v a n y l a yaplacak d v iin engin sularn dibine
initir; b u n u n ilk r n e i ,

Mesih'in eria N e h r i ' n e iniidir. Yklenen b i r d i e r

deer, t u f a n n kart tipi olarak vaftizdir, lustinos'a gre, Isa Mesih, yani Yeni N u h ,
S u l a r ' d a n zaferle k m ve yeni bir r k n n d e r i o l m u t u r . Vaftizdeki plakln da
h e m ritel, h e m m e t a f i z i k b i r a n l a m v a r d r : d e m ' i n cennetten k o v u l d u k t a n s o n r a
srtna geirdii eski yozlama ve g n a h giysisinin terk edilmesi sz k o n u s u d u r .
T m bu izleklere baka yerlerde d e rastlanr: " l m Sular," eski D o u , Asya ve
O k y a n u s y a m i t o l o j i l e r i n i n bir t e m a s d r . Ritel plaklk, b t n l k ve tamlkla

4 5 5

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

edeerlidir: "Cennet," "giysi" y o k l u u n u , yani "ypranma" (arketipik zaman imgesi) y o k l u u n u kapsar. Enginlerin dibindeki canavarlara birok gelenekte rastlanr;
enginlerin dibine ini kahramanlarn getii bir

erginlenme snavdr.

Geri

Hristiyan asndan vaftiz, sa Mesih tarafndan yerletirildii iin, bir k u t s a m a d r .


Ama yine de snav (= canavarla dv), simgesel l m ve dirili (= yeni insann
d o u u ) eklindeki erginlenme ritelleri b u k u t s a m a treninde y i n e l e n m e k t e d i r . "
Yine Aziz Pavlus'a gre, vaftiz yoluyla ztlarm uzlatrlmas salanr: " A n k ...
ne kle ne zgr, ne erkek ne dii ayrm var" (Galatyallar 3:28). Baka bir deyile,
vaftiz edilen kii ilk cinsiyetsiz hale geri dner. T o m a lncili'nde bu dnce ak
b i i m d e ifade edilmitir: "Ne zaman ki erkei ve diiyi, artk erkein erkek, diinin
dii olmayaca tek bir ey haline getireceksiniz, ... o zaman T a n n ' n m Krallt'na
gireceksiniz." 1 2 nsan m k e m m e l l i i n i n r n e k ifadesi olarak erdii simgesinin arkaikligi ve evrensel yaygnl zerinde d u r m a y a gerek yok. Aziz Pavlus'tan sonra bu
simgeselliin giderek daha az anlmasnn nedeni, m u h t e m e l e n Gnostiklerin erdiilie verdii hatr saylr n e m d i . Ama bu simge Hristiyanln tarihinden asla
t a m a m e n silinmedi. 1 3
Hristiyan imgelemi, tren usulleri ve teolojisinin Dnya Aac simgeselligini
asimile etmesi ise daha da cretkr bir giriimdir.

Burada da arkaik ve t m

d n y a y a yaylm bir simgeyle kar karyayz. yilii ve k t l b i l m e aacnn


o d u n u n d a n yaplan ha, k o z m i k aala zdeletirilir veya o n u ikame eder. Ha,
" y e r y z n d e n gklere ykselen" bir aa, "gn ve yerin merkezinde dikilen, evrenin salam dayana olan" l m s z bir bitki, "Golgota'ya dikilmi hayat aac"
diye betimlenir. reti incelemelerine ve tren usullerine ilikin birok metinde,
ha bir m e r d i v e n e , bir stuna veya bir daa benzetilir; bunlar "Dnyann Merkez i c e zg ifadelerdir. Bu d u r u m , Merkez imgesinin Hristiyan imgelemine kendini
doallkla kabul ettirdiinin kantdr. Geri iyilii ve ktl b i l m e aac ve kozmik
aa olarak h a imgesinin kklerini Kutsal Kitap anlatlarnda da b u l m a k m m k n d r . Ama gkle iletiim, ha (= m e r k e z ) araclyla salanr ve t m evren bu ekilde "kurtarlr." Ama selamet kavram. Dnya Aac simgeselliginde bir arada var
11

Kr. M. Eliade, Dinler Tarihine Giri, 64, 65; images et Symboles, s. 199-212.
Logion 22, ev. Puech; kr. logion 106: "kiden bir yaptnzda, insan olu olacaksnz."
15
Bkz. M. Eliade, Mephitophelis et l'Androgyne, s. 129 vd; Wayne A. Meeks, "The Image of The
Androgyne: Some Uses of a Symbol in Earliest Christianity," zellikle s. 180 vd. Erdii mitolojisi Scotus Erigena'yla yeniden ortaya kar, Jacob Boehme, Baader ve Alman romantizmiyle srp, baz ada teolojilerde yeniden gncellik kazanr.
* sa'nn armha gerildigi tepe; tam karl: Kafatas -n.
12

4 5 6

TANRILARIN ALACAKARANLII

olan, srefci yenilenme ve kozmik yeniden yaratl, evrensel bereket ve kutsallk, mutlak
gerek ve s o n u olarak lmszlk kavramlarn yineleyip tamamlamaktadr aslnda. 1 4
Baka arkaik izlekler de yava yava armha gerilme senaryosuna katlmtr.
sa Mesih, dem'in yaratlp g m l d yerde, d n y a n n m e r k e z i n d e a r m h a gerildiine gre, "dem'in bana" akan kan o n u vaftiz etmi ve gnahnn kefaretini
d e m i d e m e k t i r . " Madem ki K u r t a r c n n kan ilk g n a h n bedelini d e m i t i r ,
armh (= Hayat Aac), (zeytinya, buday, z m ve onlarla birlikte ifal otlarla
simgelenen) k u t s a m a l a r n kayna olur. 1 6 III. yzyldan itibaren zellikle Hristiyan
yazarlar tarafndan gelitirilen

b u mitolojik

izleklerin u z u n ve karmak bir

tarihncesi vardr: l d r l e n bir tanrnn ya da bir ezeli varln k a n n d a n ve beden i n d e n harika bitkiler kar. Ama Hristiyan yazarlarn yeniden ele alp iledii bu
arkaik senaryo ve imgelerin Avrupa'nn dinsel folklorunda benzersiz bir baar
saladm i m d i d e n vurgulamakta yarar var. Saysz halk efsanesi ve arksnda,
a r m h n altnda veya sa'nn m e z a n n d a biten ifal ieklerle otlardan sz edilir.
rnein

bir

Rumen

halk

iirinde,

buday,

kutsal

zeytinya

ve

zmn

K u r t a r c n n k a n n n rnleri o l d u u belirtilir.
Ve etim dyordu
Onun dt yerden
iyi buday kyordu
Saplyorlard ivileri
Kanm fknyordu
ve onun damlad yerden
iyi arap akyordu...
Kaburgalarmdan akyordu
kan ve su
Kan ve sudan -asma
Asmadan -meyveler
Meyvelerden -arap:
Hristiyanlar iin akan sa'nn kan. 17

14
15
16

17

Kr. Dinler Tarihine Giri, 99 vd, lmages et Symboles, s. 213 vd.


Kr. The Bookofthe Cave ojTreasures, s. 53.
Referanslar iin bkz. M. Eliade, "La Mandragore et les mythes de la naissance miraculeuse," s
23 vd.
"La Mandragore"da alntlanan metinler, s. 24-26.
4 5 7

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R TARH - U

2 3 7 . "Kozmik Hristiyanla" D o r u Hristiyan folklorunun anlamna ve genel


dinler tarihi asndan nemine III. cildin son b l m l e r i n d e n b i r i n d e deineceiz.
Ama Hristiyanlk mesajnn mitolojik imgelem ve Hristiyanlk ncesi dinsel
mirasn srekli z m s e n m e s i sreci araclyla "evrensellemesi'' adn v e r d i i m i z
o l g u n u n r o l n i m d i d e n belirtmekte yarar var. ncelikle kullanlan simgelerin
o u n u n (vaftiz. Hayat Aac, o n u n l a zdeletirilen armh, k u t s a m a maddelerinin
- z e y t i n y a , k u t s a n m zeytinya (khrsma), arap, b u d a y - kkeninin Kurtarc'nn
kan olmas), Yasac Yahudilikte veya ahitleraras apokrif metinlerde bulgulanan
baz simgelerin uzants o l d u u n u ve bunlar gelitirerek kullandn hatrlatalm.
Kimi zaman da (Kozmik Aa, Hayat Aac gibi rneklerde) neolitik adan itibaren
var olan ve Smer k l t r n d e n beri Yakndou'da eitli deerler y k l e n m i arkaik
simgeler sz k o n u s u d u r .
Baka rneklerde, Yunan-Roma devrinde Yahudilerin alp kendi bnyelerine
katt p u t p e r e s t kkenli dinsel uygulamalarla karlayoruz (rnein arabn ritel
amal kullanm, Yahudi sanatnda Hayat Aac simgesi vb). 1 6 Son olarak unu da
belirtelim: Hristiyan yazarlarn kulland ve Avrupa'daki dinsel halk kitaplaryla
folklorun gzde k o n u l a n haline gelecek ok sayda mitolojik imge, figr ve izlek,
apokrif Yahudi metinlerinden tremitir. Ksacas, Hristiyan mitolojik imgelemi,
k o z m i k dinsellige zg, ama Kutsal Kitap (Tevrat) balamnda bir kez yeniden yor u m l a n m a ileminden gemi motifleri ve senaryolar alp gelitirmitir. Hristiyan
teolojisinin ve mitolojik imgeleminin bunlara kendi deerlerini eklemesi, Kenan
lkesinin fethiyle balam bir sureci devam ettirmekten baka bir anlam tamaz
(kr. 60).
Teoloji diliyle syleyecek olursak, birer Hristiyan senaryosu iine katlan ok
sayda arkaik rivayet bylelikle "kefaretleri d e n m i ve kurtarlmlardr." Aslnda
sz k o n u s u olan, eitli ve okbiimli dinsel evrenlerin benzetirilmesi o l g u s u d u r .
Baz mitolojik tanrlarn veya kahramanlarn - a n t i k a sonunda, ama zellikle erk e n o r t a a d a - Hristiyan azizlere d n t r l m e s i n d e de benzer bir srele karlalmaktadr.

A2z

tapmmn

ve

kutsal

emanetlerin

anlamn

daha

ileride

zmleyeceiz (kr. bl. XXXII). Ama bu tapmn sonularndan birini i m d i d e n

18

Bkz. E. Goodenough, Jevvsh Symbols in the Greco-Roman Penod, VI, s. 136 vd; XII, s. 123 vd.
(arabn dinsel amal kullanm); VII, s. 87 vd; XII, s. 126 vd. (Hayat Aac). Ama Yahudiliin
zmsedii putperest simgelenn says aslnda ok daha fazladr: boa, aslan. Zafer, kartal,
deniz kabuu, ku, gemiler vb; bkz. Goodenough'n VII.-XI. ciltlerin zeti, c. XII, s. 132183.
4 5 8

TANRILARIN ALACAKARANLII

hatrlatmamz gerek: Putperest dinsel rivayetlerinin "Hristiyanlatrlmas" - y a n i


Hristiyan d e n e y i m i ve imgelemi erevesinde hayatta k a l m a l a r - frmen'in {Hristiyan cemaatin) kltrel birliinin salanmasna yardmc o l d u . Bir tek rnek verecek olursak, Yunanistan'dan irlanda'ya ve Portekiz'den Urallar'a

kadar grlen

saysz ejderha avcs tanr ve k a h r a m a n n hepsi b i r d e n ayn azize d n t : Saint


Georges (Aya Yorgi}. Yerelligi ama, t m dinsel evrenselcliklere zg bir vasftr. 1 9 Daha 111. yzylda imparatorluun her yerinde Roma dnyasnn birliini tehdit e d e n eitli k e n d i iine k a p a n m a ve zerklik eilimleri fark edilmektedir. 2 0 Kent
uygarlnn kmesinden sonra, Hristiyanlk ncesi dinsel geleneklerin benzetirilme ve birletirilme sreci hatr saylr bir rol oynayacaktr.
Bu nemli bir o l g u d u r ; n k d i n tarihilerinin fazla dikkatini e k m e m i folklorik trde dinsel yaratcln ayrt edici zelliini o l u t u r m a k t a d r . Teologlarn,
mistiklerin ve sanatlarn yaratclna kout bir yaratclk sz k o n u s u d u r . Bir
yandan Hristolojik gizemin izdm t m doaya yanstldna ve dier yandan
da Hristiyanln tarihsel u n s u r l a r ihmal edildiine gre, burada bir "Kozmik
H r i s t i y a n l k ' t a n sz edilebilir. Tarihsel unsurlar bir kenara braklrken, buna
karlk d n y a d a k i varoluun trensel b o y u t u zerinde d u r u l m a k t a d r . K urtanc'nn
l m ve diriliiyle kefareti denen, sonra da T a n n ' n n , sa'nn, Meryem'in ve
Azizlerin admlaryla kutsanan bir k o z m o s anlay, yalnzca tek tk rnekler ve
simgesel dzeyle snrl kalsa da, erdemler ve gzelliklerle y k l bir dnyaya yenid e n k a v u m a olanan veriyor, savalar ve savalarn deheti ise tarihsel dnyay
bu gzellik ve erdemlerden y o k s u n brakyordu. 2 1
Bununla birlikte Hristiyan f o l k l o r u n u n az o k sapkn saylan kaynaklardan da
beslendiini ve k i m i zaman teoloji asndan birinci derecede n e m e s a h i p mit,
d o g m a veya senaryolar g r m e z d e n geldiini de belirtelim. rnein, Avrupa folklorunda Tevrat'taki kozmogoni anlatsnn silinip gitmesi anlamldr. Gneydou Avrupa'da
"halk arasnda yaygn" tek k o z m o g o n i , dualist bir yapdadr: H e m Tanr'y, h e m de
eytan' ibanda gsterir. 2 2 Bu k o z m o g o n i n i n bulgulanmad Avrupa anlatlann-

19

20
21

22

Hindistan'da (yerli tann figrlerinin ve tapmlannm Hindulatnlmas), in'de (zellikle halk


Taoculugunda), Yahudilikte (Kenan lkesi fethedildii dnemde ve ortaada) ve tslamda
da benzer srelere rastlanmaktadr.
Kr. Roger Remondon, La crise de VEmpre romain (1970), s. 322.
"Kozmik Hristiyanlk" konusunda, bkz. M. Eliade, De ZaImoxis Gengis Khan, bl. VII,
zellikle s. 241 vd ve elinizdeki kitabn 3. cildi.
Baz bilginlerin "kozmogonik suya dal" advn verdii minen sz ediyoruz, bu miti De
Zalmoxis a Gengis Khan, bl. lll, s. 81-130'da inceledik.
4 5 9

DINSEL INANLAR VE DNCELER TARIHI -

da, hibir kozmogoni mitine rastlanmaz-23


Kyamet metinlerinde ve Yahudi, Hristiyan ya da sapkn apokrif metinlerde iyi
bilinen figrlerin ve senaryolarn Avrupa folklorunda yaamas s o r u n u n a ileride yen i d e n dneceiz (kr. c. III). Bu arkaik gelenekler snfnn XX. yzyla kadar varln k o r u m a s , onlarn krsal n f u s l a n n dinsel evrenindeki n e m i n i gsterir.
m e g i n Sbillikte ve Maniheizmde sk sk kullanlan, a m a k k e n i muhtemelen
Smerlere dayanan bir mitolojik motifin Rumenlerin ve dier Dogu Avrupa halklarnn l m mitolojisinde ve cenaze ruellerinde hl o k nemli bir rol oynamas
hayli anlamldr. Gerek Sbi, gerekse Maniheist yazlar, yedi g k katnn h e r birinde b u l u n a n " g m r k l e r " d e n ve gksel yolculua kan r u h u n yannda tad
"mal"lar (yani eserlerini ve dinsel erdemlerini) inceleyen " g m r k l e r " d e n sz
eder. 2 4 Rumenlerin de dinsel folklorunda ve cenaze detlerinde, " l n n , yedi atmosfer g m r n d e n (vmile vdzduhuluO geerek izledii yol"dan sz edilir.
Hristiyan teolojisi ve mitolojisi tarafndan z m s e n m i baz ran simge ve
senaryolarn sayalm. Bedenlerin diriliine ilikin ran dncesi, Musevi mirasla
birlikte devralnmt. "Dirili

bedeninin, gksel bir giysiye

benzetilmesi, hi

tartmasz Mazdeist teolojide o k b o l rastlanan unvanlar hatrlatmaktadr. Salih


olanlarn bedenlerinin ldayaca olgusu, en iyi aklamasn iranllarn k dininde bulmaktadr." 2 5 sa'nn d o u m u - m a a r a n n stnde parlayan yldz veya k
s t u n u - imgelemi, iran'n (Parthlar) Evren H k i m i - K u r t a n c ' n m d o u m u senaryos u n d a n alnmtr. Yakub'un n-lncili (18:1 vd) Beytllahim'deki maaray dolduran, kr edici bir ktan sz eder. k ekilmeye balaynca ocuk-lsa b e l i r m i t i r .
Bu anlatm, gm Isa ile ayn tz paylat veya o n u n tecellilerinden biri olduu
anlamna gelir.
Ama efsaneye asl yeni unsurlar katan. Opus imperfectum

in Mtthaeum'un ad

belirsiz y a z a n d r . O n a gre, oniki magus-kralt. Zaferler Tepesi'nin yaknnda yay o r d u . O n l a r , Mesih'in geliine ilikin Seth'in gizli vahyini biliyor ve h e r yl iinde
su kaynaklar ve aalar bulunan bir maarann yer ald daa t r m a n y o r l a r d .
Orada g n b o y u n c a T a n n ' y a d u a edip, yldzn g r n m e s i n i bekliyorlard. Yldz
s o n u n d a k k bir ocuk biiminde g r n d ve ocuk onlara Yahuda'ya gitmelerini

23
24

25

Fransa bu duruma rnektir; kr. Paul Sebillot, Folklore de France (1905), s. 182.
Kr. Geo Wdengren, Mesopotamian
Elementi in Manicheism, s. 82 vd.'da ("The Customers
and the Merchandise") ve R. Murray, Symboh of Church and Kngdom, s. 174 vd, 247 vd.'da
alntlanm metinler.
J. Duchesne-Guillemin, La religion de l'iran ancien, s. 265.
460

TANRILARIN ALACAKARANLII

syledi. Magus krallar, yldzn rehberliinde iki yl yolculuk etti. Evlerine geri
dndklerinde tank olduklar mucizeyi anlattlar. Havari Torna onlarn lkesine
geldiinde, m a g u s krallar vaftiz olmak istediler. 2 6
Ayn efsaneye, ok d n d r c birka ekle birlikte, bir Suriye eserinde, Tarih-i
Zukniridt

de rastlanr. Oniki "bilge-kral"n ir l kesinden geldii belirtilir; "ir,"

Zerdt'n d o u m yeri olan iz kentinin adnn b o z u l m u halidir. Zaferler Tepesi


iran'n k o z m i k da Hara Barzaiti'nin, yani g yere balayan dnya ekseninin
(<rris mund) i z d m d r . O halde Seth, Mesih'in geliine ilikin kehanetin bulund u u kitab, "dnyann merkezi"nde gizlemi ve yldz, k o z m o k r a t r - K u r t a n c ' n n
douunu orada h a b e r vermitir. ran geleneklerine gre, kutsal dan zerinde
ldayan hvarena*

Zerdt'n t o h u m u n d a n mucize marifetiyle d o m u Kurtarc

Saoyant'n geliini h a b e r veren iarettir. 2 7

2 3 8 . Teoloji A t l m Daha nce de sylediimiz gibi, II. yzyln Gnostik krizi


srasnda yaplandrlan Hristiyan teolojisi esas olarak Eski Ahit'e ballgyla
t a n m l a n m a k t a d r , ilk ve en nemli Hristiyan teologlardan trenaeus k u r t u l u u , yani sa Mesih'in h u l l n d e m ' i n yaratlmasyla balayan, ama cennetten kovulula
engellenen eserin devam ve tamamlan olarak yorumlar. Mesih, insanl g n a h n
sonularndan k u r t a r m a k iin, dem'in varolusal gzerghn yeniden izler. Bun u n l a birlikte d e m g n a h k r ve yazgs l m olan insanln i l k m e g i iken, Mesih yaratcdr ve l m s z l k vaadiyle k u t s a n m y e n i bir insanln m k e m m e l
rneidir, trenaeus, d e m ile Mesih arasnda antitez niteliinde koutluklar arar ve b u l u r : Birincisi b a k i r topraktan yaratlmtr, Mesih de bir bakireden d o m u tur; d e m yasak aacn meyvesini yiyerek

itaatsizlik

eder,

Mesih

armhn

yapld aacn z e r i n d e ikence grmeyi kabullenerek itaat eder; vb.


Bu ayn gzergh yineleme retisi, bir yandan b t n l iinde Kutsal Kitap
vahyini asimile etmeye, dier y a n d a n da Hull, ayn vahyin tamamlan olarak gerekelendirmeye ynelik ikili bir abann r n olarak yorumlanabilir. Kutsal tak26

Patrologia Graeca, L.V11, st. 637-638; kr. M. Eliade, Meph/siophees et VAndrogne, s. 61 vd,
kaynakayla birlikte.
* Hvarena: Krala has grkem, ilahi ltuf. Iyan bir hale olarak tasavvur edilmitir, Hukmdann zerine iner ve ona kutlu klar. Bylece kral, tanrsalln ilan eder ve tann adna
mutlak gle ynetme yetkisine sahip olur. Roma imparatorlannn halesinin, Avrupa krallannn tacnn habercisi saylr -yn.
27
Kr. Mephistopkelis et i'Androgyne, s. 62-64.
" Tann'nn sa'da bedenlenmesi -yn.
4 6 1

D N S E L N A N L A R V I ; D S U N C E 1 . E R T A R H - II

vimin, baka bir deyile trensel z a m a n n ilk yaplar, Yahudi k u r u m l a r n n devam


niteliindedir; ama h e p Hristolojik yenilikler sz k o n u s u d u r , lustinos, Pazar' hem
dirilile h e m de dnyann yaratl ile ilikilendirerek, "ilk gn" olarak gsterir.
Hristiyanln mesajnn evrensel niteliini, o n u israil'in kutsal tarihiyle gerekten evrensel tek t a r i h - birletirerek vurgulamaya ynelik b u aba, Yunan felsefesini asimile etme abasyla atba ilerler. Logos teolojisi, daha d o r u s u onun
H u l l n n gizemi, dinsel s p e k l a s y o n l a n n nnde Eski Ahit'le ulalamayan ufuklar aar. Ama b u gz pek yenilik tehlikesiz de saylmaz. lk sapkn akmlardan
olan, Gnostik kken ve yapdaki dosetizm, Hull dncesine kar direnci dramatik bir b i i m d e yanstr. Dosetistlere gre ("benzemek," "belirmek" anlamna gelen
doke y k l e m i n d e n tretilmitir). Kurtarc, hululn ve armhta ac ekmenin
alaltclgn kabullenemezdi; onlara gre Mesih insana "benziyordu"; n k insan
biiminde bir g r n t y e b r n m t . Baka bir deyile ile ve l m eken baka
birisiydi (insan Isa veya Kireneli Simun).
Bununla birlikte
haklyd.

Dinler

Kilise

Babalar,

Hull

dogmasn

tarihi asndan bakldnda,

hull

amanszca
en

son

ve

savunmakta
mkemmel

hiyerofaniyi temsil eder; T a n n , somut ve tarihsel bir insanda t a m olarak bedenlenmi


- y a n i snrlar belirli ve deimez bir tarihsel zamansallk iinde etkinlik kazanm - ama o n u n bedenine de hapsolmamtr ( n k Oul, Baba ile ayn tzdendir).
Hatta

sa

Mesih'in

totosis'iain

zamanlarn

balangcndan

beri

gereklemi

hiyerofanilerin talanma noktasn oluturmakla kalmayp, b u n l a r dorulad, yani


geerliliklerini kantlad da sylenebilir. Mutlak olann tarihsel bir kiilikte bedenlenme olasl kabul edilince, kutsaln evrensel diyalektiinin geerlilii de
t a n n m olmaktadr. Baka bir ifadeyle, Hristiyanlk ncesi saysz kuan, nesnelerde ve kozmik ritimlerde kutsaln, yani tanrsaln varln aklarken bir yanlsamaya k u r b a n gitmedikleri kabul edilmektedir.
Logos'un H u l l d o g m a s n n g n d e m e getirdii sorunlar, teslisi teolojide daha
da ecrefilleir. Geri teoloji speklasyonlarnn kayna Hristiyan

deneyimiydi.

Hristiyan kilisesi en bandan beri Tanr'y kiilik altnda tanmt; 1) Eski


Ahit'te z u h u r e d e n Baba, Yaratc ve Yarg; 2) Dirilmi sa Mesih; 3) Hayat yenilem e ve T a n n ' n n Kralln tamamlama gcne s a h i p Kutsal Ruh. Ama IV. yzyln
balarnda, iskenderiyeli bir rahip olan Arius, daha tutarl ve felsefi bir teslis y o r u m u nerdi. Arius teslisi r e d d e t m i y o r , ama tanrsal kiiliin ayn tzden geldiini inkr ediyordu. O n a gre T a n n tektir ve yaratlmamtr,
0

isa'nn gerilecegi ha tamaya zorlanan kii, bkz. Matta 27:32 -yn.


4 6 2

O u l ve Kutsal Ruh

TANRILARIN ALACAKARANLII

daha sonra Baba tarafndan yaratlmtr, dolaysyla ondan daha alt bir konumdadr. Arius bir yandat Melek sa, yani bamelek Mikail ile zdeletirilen Mesih
retisini (11. yzyl banda Roma'da b u l g u l a n a n reti), dier y a n d a n Oul'u ikincil bir tanr olarak s u n a n Origenes'in b a s savlarn y e n i d e n ele alp iliyordu. Ariu s ' u n y o r u m u piskoposlar arasnda bile belli bir baar kazand, ama 325'teki znik
Konsilinde Ariusulugu

reddeden

simge

benimsendi.

Bununla

birlikte

Arius

teolojisinin gl savunucular kt ve tartma yarm yzyl akn bir sre d e v a m


etti. 2 8 Baba ve Ogul'un tzsel zdelii (homouson) retisini Athanasios (l. 373)
gelitirdi; Aziz Augistinus bu retiyi, una substantia-res

personae

(bir tz,

kiilik) formlyle zetledi- Tartma yalnzca teologlar arasnda kalmad: Teslis


d o g m a s kalabalklar heyecanlandryordu; nk eer sa Mesih yalnzca ikincil
bir tanrysa, dnyay kurtarma gcne sahip o l d u u n a nasl inanlabilirdi?
Teslis teolojisini srekli s o r u n yaratt; Rnesans'tan beri aklc felsefeler kendilerini ncelikle Teslis karlklaryla tanmlad (kr. c. III). Ancak Teslis teolojisinin, Hristiyanlar! g n d e l i k d e n e y i m i n ve mantn erevesinden k u r t u l m a y a zorlayarak, gz p e k speklasyonlara cesaret v e r m e k gibi bir o l u m l u l u u da vard. 2 5
Meryem'in giderek kutsallatrlmas ve sonuta tanrlatrlmas ise zellikle
halk dindarlnn eseridir. I. yzyln s o n u n a d o r u , yani Yuhanna i n c i l i n i n yazld tarihte, kilise Meryem'in dinsel n e m i n i kabul etmiti. sa armhn zerinden
annesine yle seslenir: "Kadn, ite olun! ... Sonra renciye: te, annen!" (Yuhanna 19:26 vd). Meryem'in n e m i anneliinden kaynaklanr. O Deipara,

"Tanr

d o u r a n kadm"dr. Bu terim ilk kez III. yzyl banda bulgulanr; ama monofizitler 3 0 b u terimi s a p k n bir anlamda kullannca, Deipara'nn yerine daha ak bir ter i m geirilir: Theotokos, "Tanr'nm annesi." Ama o hep bir Bakire Anne'ydi ve Efes
Konsilinde Meryem'in daimi bakirelii dogmas akland. 3 1
Bu m e k t e d e , t m dnyaya yaylm arkaik bir dnceyi asimile etme ve ona
yeni bir deer y k l e m e abas fark edilmektedir. Gerekten de Meryem, Bakire Ann e teolojisini hatrlanamayacak k a d a r eski alara u z a n a n Asyal ve Akdenizli byk
tanralarn (rnein Hera; 9 3 ) kendi kendine r e m e anlaylarn y e n i d e n ele alp
28
29

30

31

Ariusuluk 388'de kesin olarak yenildi.


Bu adan bakldnda Ngrcuna'nn metafiziine ( 189), Kabalaya ve Zen statlarnn
yntemlerine benzetilebilir (kr. c. ili).
Mesih'te insanlk ve tannsallgn tek bir kendilik (physis) halinde kaynatn dnen
sapkn hareket (V. yzyl ba).
Ama Meryem'in gnah ilemeden hamile kald dogmas Batda ancak 1000 ylna doru
ortaya kacaktr.
4 6 3

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

m k e m m e l l e t i r m e k t e d i r . Meryem teolojisi, tarihncesinden beri diiliin dinsel


gizemine gsterilmi en eski ve anlaml sayg ifadesinin d n t r l m halini temsil etmektedir. Bakire Meryem Bat Hristiyanlnda

cannsal Bilgelik figryte

zdeletirilecektir. Buna karlk Dou Kilisesi, Theotokos teolojisinin yan s r a ,


gksel Bilgelik, iinde dii Kutsal Ruh f i g r n n zgrce serpilip byyecei Sophia retisini gelitirecektir. Sofyanoloji (sophianologie)

yzyllar sonra Dou Hris-

tiyanlnn entelektel sekinleri asndan, Katolik felsefenin yenilenmesinde Yeni


Thomaslga b e n z e r bir rol oynayacaktr.

239. Sol Invfcfs ile in hoc

signo

vinces

A r a s n d a . . . Daha nce g r d m z

zere ( 226), Aurelianus (270-275) Roma Imparatorlugu'nun birliini salamak


iin t e k t a n n c yapda bir g n e teolojisinin n e m i n i hakl olarak saptamt. Emesus'un tanrsn, yapsn ve tapmn k k t e n deitirerek, yeniden Roma'ya sokm u t u . Suriye unsurlar zenle temizlenmi ve rahiplik Romal senatrlere emanet
edilmiti. Dets So! Jnvctus'un yllk kutlama g n olarak,

t m d o u l u gne

tanrlarnn d o u m g n olan 25 Aralk seilmiti.


H e m Yunan ve Romal Apollon-Helios m m i n l e r i , h e m de Mithra ile Suriye Baal'lerine tapanlar, g n e t a p m m n ve teolojisinin evrenselci niteliini anlam ya da
sezmiti. stelik filozoflarn ve t e o z o f l a n n ou, gnele ilikili bir t e k t a n n c l n
taraftaryd. Gerekten de III. yzyl s o n u n u n ayrt edici niteliini oluturan tektanrclk ve evrenselcilik eilimleri IV. yzylda iyice e g e m e n oldu. o k sayda dinsel
bagdatrmaclk, mysteria'for,

Hristiyan Logos teolojisinin atlm, h e m impara-

tora h e m de Imperium'a uygularftn g n e simgesellig, Bir k a v r a m n n ve Birlik mitolojisinin yaratt byleyici etkiyi yanstr.
Konstantinos (306-337), Hristiyanl kabul etmeden nce, g n e tapmma
inanyor ve Sd Invictus'u i m p a r a t o r l u u n u n temeli olarak g r y o r d u . ekilli antlarda, sikkelerde, yaztlarda ok bol gne tasvirine rastlanyordu. Ama Sol lnvictus'un e n s t n t a n n olduuna inanan Aurelianus'tan farkl olarak, Konstantinos
gnei Tanr'nn en m k e m m e l simgesi olarak kabul ediyordu. Gnein daha stn
bir T a n n ' y a tabi klnmas, b y k olaslkla o n u n Hristiyanla geiinin ilk sonuc u y d u ; ama Yeni Platoncu P o r p h y r o s daha n c e d e n b u dnceyi dile getirmiti. 3 2
Rakibi Maksentius'un l d belirleyici

Milvius

Kprs savandan nce

Konstantinos'un g r d iaret k o n u s u n d a tanklklar birbirini t u t m u y o r . Lactanti-

32

Kr. F. Akheim, La religion romaine anque, s. 323 vd; ayn yazar, Der unbesegte Got, bl. V.
4 6 4

TANRILARIN ALACAKARANLII

us'a gre, Korstantinos "uykusu srasnda kalkanlarn zerine gksel iareti koyd u r m a ve savaa byle girme konusunda uyarld: taat etti ve kalkanlarn zerine
sa Mesih'in ismini y a z d r d . " " Ama Sezariye piskoposu Eusebios, Vita Constantini
adl eserinde (I, 2 8 - 2 9 ) , farkl bir y k anlatr: "Gn ortasnda g n e ufukta alalmaya balarken g n ortasnda gneten ok daha parlak klar saan ha iaretini
ve zerine yazl u szleri kendi gzleriyle g r d - K o n s t a n t i n o s b u n u bizzat
aklad: O n u n l a [hala] yeneceksin. O ve yanndaki t m askerler b u g r n t karsnda o k sarsld ... Konstantinos b u g r n t n n ne anlama gelebileceini kendine
s o r u y o r d u ki, ertesi gece T a n r n n Mesih'i, gkten gsterdii iaretle uykusunda
ona g r n d yine ve gkte g r d bu iarete uygun askeri a m b l e m l e r yaptrmasn ve o n l a n savata bir zafer silah olarak kullanmasn b u y u r d u . "
Bu tanklklarn d o r u l u u ve Konstantinos'un g r d iaretin Hristiyan m
putperest mi o l d u u hl tartlmaktadr. 5 4 H e r ne olursa o l s u n , Konstantinos'un
Hristiyanl semesi, i m p a r a t o r l u u n r e s m e n Hristiyanlamasna yoi at. 315'ten itibaren sikkelerde ilk Hristiyan iaretleri grlmeye baland ve s o n putperest
imgeleri 323'te y o k o l d u . Kilise ayrcalkl bir hukuksal statye kavutu, yani devlet, piskoposluk m a h k e m e s i n i n sivil davalarda verdii h k m l e r i n geerliliini kabul etti. Hristiyanlar en y k s e k mevkilere getirildi ve putperestlere kar kstlayc nlemler artrld. Byk Theodosius dneminde (379-395) Hristiyanlk devlet
dini oldu ve putperestlik kesin olarak yasakland; d n n m a z l u m l a n b u g n n zalimleri o l m u t u .
Aslnda Konstantinos d i n i kabul e t m e d e n nce Hristiyanlk g c n , canlln
kantlamt. 300'e doru Antakya ve iskenderiye'de e n geni ve en iyi r g t l e n m i
dinsel t o p l u l u k Hristiyan cemaatiydi. Daha da nemlisi, Kilise-lmparatortuk uzlamaz elikisi d n s z niteliinden yava yava syrlmaya balamt. Son Hristiyanlk savunucular Lactantius (240-y. 320) ve Sezariyeli Eusebios (263-y. 339),
i m p a r a to r lu u k u r t a r m a k iin tek u m u d u n Hristiyanlk o l d u u n u ileri s r d ,
Hristiyanln s o n u n d a zaferi kazanmasnn birok nedeni vardr. lk srada
Hristiyanlarn sarslmaz i man ve manevi gc, ikence ve l m karsnda
gsterdikleri ve en b y k d m a n l a r Samosatah Lukianos, Marcus Aurelius, Galie n u s , Celsus'u bile hayran brakan cesaretleri yer alyordu. Dier yandan Hristiyanlar arasnda benzersiz bir dayanma vard; cemaat dullarn, yetimlerin, yallarn b a k m n stleniyor ve korsanlara esir
33
34

De mortibus ersecutorum, 48.


Bkz. A. Benoit, Le judalsme et le christianisme

denlerin fidyelerini d y o r d u .

antique, s. 308 vd.


4 6 5

DNSEL NANLAR VE DO$ONCELER TARH - II

Salgnlar ve kuatmalar srasnda, yalnzca Hristiyanlar yarallar

tedavi edip

lleri g m y o r d u , i m p a r a t o r l u u n t m kkszleri, yalnzlk acs eken kalabalklar, kltrel ve toplumsal yabanclama kurbanlar iin kilise bir kimlik edinme
ve v a r o l u l a n n a bir a n l a m kazandrma ya da b u anlam yeniden b u l m a konusunda
tek u m u t t u . T o p l u m s a l , rksal, entelektel engeller b u l u n m a d iin, her isteyen
bu iyimser ve aykr t o p l u m u n yesi olabiliyor, bu topluluun iinde gl b i r
yurtta, m e g i n i m p a r a t o r u n mabeyincisi eski bir kle olan p i s k o p o s n n d e yerlere k a d a r eiliyordu. Byk bir olaslkla tarihte hibir t o p l u m - n e d a h a nce, ne de
daha s o n r a - ilk d r t yzyln Hristiyan cemaatlerinde yaanan b u eitliin, bu
m e r h a m e t i n ve b u kardee sevginin bir benzerini daha tanmamtr.
En beklenmedik ve Avrupa'nn dinsel, kltrel ve toplumsal tarihinde hatr
saylr sonulara yol aan yenilik, d n y a d a n el etek e k m e ve ok kat bir ilecilikle
ayrt edilen manastr yaants oldu. 3 5 Bu olgu yakn zamana kadar sanld gibi,
yalnzca Msr'da deil Filistin, Suriye, Mezopotamya'da da, III. yzylda bamsz
bir biimde ortaya kmtr. 3 6 Msr manastr hayatn Aziz Antonios k u r a r , ama
Teb lndeki manastr hayatn (burada IV. yzyl s o n u n a doru 7 , 0 0 0 k a d a r kei
b u l u n u y o r d u ) 320'ye doru Pacomius (290-347) rgtler. Peter Brown'n da belirttii gibi, keiler "anti-kltr" - l ve m a a r a l a r - gnll olarak semiti. 3 7
Onlarn b y k saygmlg bir yandan iblislere kar zaferlerinin, dier yandan da
yrtc hayvanlar zerindeki egemenliklerinin s o n u c u y d u . Yeni bir dnce g n
y z n e kmaya balad: Keiler, bu gerek "azizler" iblislere e m i r verebilecek ve
d u a l a n y l a T a n n ' n m iradesini esnetebilecek kadar g l d r . Gerekten de yalnzca
keiler i m p a r a t o r u n baz kararlarna kar kmaya cesaret ediyordu. Stunu zerinde inzivaya ekilen Simeon Stylites davalar inceliyor, kehanetler bildiriyor, ifa
datyor, y k s e k m e m u r l a r azarlyor ve onlara tler veriyordu.
IV. yzyln sonuna doru keilerden kaynaklanan bir iddet dalgas Mezopotamya'dan Kuzey Afrika'ya k a d a r yayld: 3 8 8 ' d e Frat yaknndaki Kallinikum'da bir
sinagogu yaktlar ve putperest tapnaklarn b u l u n d u u Suriye kylerine dehet
satlar; 391'de skenderiye patrii Theophilos onlar,

b y k Serapis tapna

S e r a p e u m ' u ykarak kenti "arndrmaya" ard. Ayn d n e m d e putperestlerin evle35

36

37

A.-J. Festugifcre, Les Moims d'Orient, I. Culture et Sainteti; A Vbus, History of Asceticism in
theSyrian Orient, I-II; J. Lacamfcre, Les hommes ivres de Dieu.
Msr manastr yaamnn hzla gelitii ve kendisini mehur eden edebiyat sayesinde hatn
saylr bir nfuz kazand dorudur.
Peter Brown, The World of Late Antiquity, s. 101 vd: aynca kr. ayn yazar, "The Rise and
Function of the Holy Man in Late Antiquity."
4 6 6

TANRILARIN ALACAKARANLII

rine zorla girip put aryorlard. 415'te bir g r u p banaz kei tarihin tamk olduu
e n iren sulardan birini iledi: skenderiye'nin soylu kadn filozofunu, rencisi
p i s k o p o s Synesius'un "ana, abla, retmen ve hayrsever kadn" diye and (Ep.,
XVI) Hypathia'y lin ettiler.
Douda piskoposlar kendi k o n u m l a r n salamlatrmak iin keileri kulland;
piskoposlar ve keiler birlikte halkn bana geip grleri belirlemeye balad.
Peter Brown'n belirttii gibi, "bu tuhaf adamiar Hristiyanl bir kitle dinine
dntrd" (a.g.y., s. 107). Onlarn ardllar olan erken ortaa keilerinin zellikle Batda gerekletirdikleri de en az b u k a d a r artc g r n y o r .

2 4 0 . Eleusis'te Duran O t o b s . . . Putperestliin "resmen" sona ermesini hibir


tarihsel olay, G o t h kral Alaric'in 396'da Eleusis tapman yakmas kadar iyi
yanstamaz. Ama dier y a n d a n baka hibir m e k d e , p u t p e r e s t dinselliinin gizlenmesi ve srekliliine ilikin gizemli sreci b u n d a n daha iyi gstermez. V. yzylda,
Eleusis mysteria'lannda bizzat erginlenmi, tarihi E u n a p i o s son meru hiyerofantn kehanetini nakleder. Hiyerofant, Eunapios'un yannda, kendi ardlnn gayr
meru ve tabu saylacan n g r r ; bu ardl Atina yurtta bile olmayacaktr; daha
da k t s "baka tanrlara a d a n m " ve "yalnzca onlarn trenlerine bakanlk
etmeye" y e m i n etmi birisi olacan bildirir. Bu hakaret yznden tapnak yklacak ve iki T a n n a tapm sonsuza d e k y o k olacaktr.
Nitekim, diye d e v a m eder Eunapios, Mithra mysteria'lannda y k s e k derecelerde
erginlenmi birisi (pafer k o n u m u n d a y d ) hiyerofant oldu. O s o n Eleusis hiyerofantyd; n k ksa bir sre sonra, Alaric'in G o t h l a n T h e r m o p y l e s geidinden lkeye
szd; arkalarndan "siyahl adamlar," Hristiyan keiler geliyordu ve Avrupa'nn
e n eski ve e n nemli dinsel merkezi kesin olarak ykld. 3 8
Bununla birlikte, Eleusis'te erginlenme riteli ortadan kalksa da, D e m e t e r en
dramatik teofanisinin m e k n n terk etmedi. Geri Yunanistan'n geri kalannda Aziz
Demetrios tarmn k o r u y u c u s u olarak yerini almt. Ama Eleusis'te baka bir yerde bilinmeyen ve hibir zaman kilise tarafndan kabul edilmemi Azize Demetra'dan
sz ediliyordu ve hl da sz edilir. Kyller XIX. yzyl bana kadar tanrann
bir heykelini ritel biiminde ieklerle kaplard; nk tarlalarn bereketini o
salyordu. Ama yre sakinlerinin silahl direniine karn, heykel 1820'de E. D.
* Hiyerofant (Yun. hierophantes):
38

Eunapios, BioiSophiston,

Eleusis ntellerini yneten barahip -n.

s. 42 vd. (Boissade yay., 1822); kr. G. E. Mylonas, Eleusis, s. 8, C.

Kereny, Eleusis, s. 17-18.


4 6 7

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

Clarke tarafndan s k l p Cambridge niversitesi'ne armaan edildi. 3 9 1860'ta yine


Eleusis'te, bir rahip arkeolog F. Lenormant'a Azize D e m e t r a ' n m hikyesini anlatt;
Demetra, Atinal bir yal kadnd; bir "Trk" o n u n kzn karm, a m a yiit b i r
palikarya kz k u r t a r m a y baarmt - v e 1928'de Myonas ayn y k y Eleusis'li
doksanlk bir n i n e d e n dinledi. 4 0
Hristiyan Demeter mitolojisinin en dokunakl b l m ubat 1940 banda
yaand ve Atina basn b u olay defalarca n a k l e d i p tartt. 41 "Clz, bir deri bir kem i k kalm, ama k o c a m a n ve capcanl gzleri olan" yal bir k a d m , duraklardan birinden

Atina-Korinthos otobsne bindi. Bilet alacak paras olmad iin, bileti

o n u bir sonraki durakta indirdi. Bir sonraki d u r a k Eleusis'ti. Ama o f r otobs


bir daha altramad; s o n u n d a yolcular a r a l a n n d a para toplayp yal kadnn biletini almaya karar verdiler. Kadn y e n i d e n otobse bindi ve b u kez m o t o r alt. O
z a m a n yal kadn onlara yle dedi: "Bunu daha nce yapmalydnz, ama hepiniz
bencilsiniz ve m a d e m ki imdi aranzdaym, size bir ey daha syleyeceim:
Ettiinizi bulacaksnz; ot bile, su bile bulamayacaksnz!" Hescia'da yaymlanan m a kalenin y a z a n yle d e v a m ediyor: "Daha tehdidini yeni bitirmiti ki, srra kadem
bast....

Kimse o n u otobsten inerken g r m e m i t i .

Herkes birbirine

bakyor,

gerekten bilet verilip verilmediini a n l a m a k iin koan kontrol ediyorlard."


Szlerimize son verirken Charles Picard'n u temkinli saptamasna yer v e r e l i m :
"Bu y k y dinleyen Yunan dili ve edebiyat uzmanlarnn m e h u r Homeros'a vg'n n baz yerlerini

daha yakndan

hatrlama

eilimine

s a n y o r u m ; b u eserde, Eleusis kral Keleos'un saraynda

pek

direnemeyecegini

kadn klna giren

Kore'nin annesi de ayn kehanetleri bildiriyor ve - b i r fke nbetine kaplp taanlar dinsizlikle s u l a r k e n - b t n blgenin bana gelecek rktc felaketleri haber
veriyordu" (a-g.y., s. 103-104).

39

j. C. Lawson, Modern Creek Folklore and Ancient Creek Religion, s. 80 vd.

^ F. Lenormand, Monographie de la voie sacree eleunisienne, s. 399 vd; Lawson, a.g.y., s. 81 vd;
Mylonas, a.g.y., s. 12.
41
7 ubat 1940 tarihli Hest''da kan ve C. Picard tarafndan evrilen bir makaleyi
kullanyoruz: "Demeter, pussance oraculaire," s 102-103.
4 6 8

E L E T R E L KAYNAKA

235. ibrani dinsel dncesi iin, bkz. Claude Tresmontant, Essa/ sur la penste hebraique

(Pa-

ris, 1953); Hristiyan teolojisinin Kitab Mukaddes'e dayal yaps iin, bkz. ayn yazar, La
metaphysique

du christianisme

et la naissance de la philosophie

chretienne

(Paris, 1961). s. 21 vd.

Tann'nn 'sureti olma, ona benzeme" izlegi hakknda, bkz. J. Jervell, imago Dti. Gen. 1, 26 j , im
Spatjudentum,

in der Gnosis und in den paulinischen

Briejen (pttingen, 1960).

"Ortodoksluk" tanm etrafndaki tartmalar iin, bkz. Walter Bauer, Rechtglaubgheit


Ketzerei im l!es(en Cr/sientum (Tbingen, 1939, 2. bask, 1964), Ing. ev. Orthodoxy

und

and He-

resy inEurliest Grfstianity (1971); E. H. W. Tumer, The Pattern of the Christian Truth (Londra,
1954); A. Benoit, M. Simon ve A. Benoit (ed.), Le Judaisme

et le Christianisme

antique iinde (Pa-

ris, 1968), s. 289-330. "Attk Hristiyan kkenler konusunda basitletirici ve yekpare bir
baktan vazgemenin zaman gelmitir. Hristiyanlk, Isa imann sahiplenirken, bunu tek ve
ayn biimde ifade etmemitir; dorudan Yeni Ahit iinde bulunan farkl teolojiler zerine
yaplm aratrmalar bile bunu kantlamaya yeter: Pavlusu teoloji, Yuhannac teoloji...," A. Benoit, a.g.y., $. 300.
236- Su simgeselligi ve mitolojisi zerine, bk2. M. Eliade, Dinler Tarihine Giri, 64, 65; lmages et SymMes,
tumjuturi

$. 199 vd. Hristiyan vaftizinin simgeselligi zerine, bkz. J. Danielou, Socratnen-

(Paris, 1950), s. 13-20, 55-85; ayn yazar, Bible et Liturgie

(1951), s. 29-173; Hugo

Rahner, Greeh Myth and Christian Mystery (Londra, 1963), s. 69-88.


ilkel Hristiyanlkta ve Gnostiklerde

erdii

simgeselligi

zerine,

bkz.

M.

Eliade,

Mphislopheteset!'Androgyne (Paris, 1962), s. 128 vd; unlan ekleyin: A. di Nola, Parole Segrete
di Ges (Torino, 1964), s. 60 vd; Wayne A. Meeks, "The Image of the Androgyne: Some Uses of
a Symbol in Earliest Christianity," HR 13, 1974, s. 165-208 (zengin bir kaynaka); Derwood
Smith, "The Two Made One: Some Observaons on Eph. 2:14-18." Ohio Journal oj Religious
Studies, 1, 1973, s. 34-54; Robert Murray, Symbois oj Church and Kingdom. A Study n Eariy Synac
Tradition

(Cambridge, 1975), s. 301 vd. Emst Benz, Adam: DerMythus

des Umenschen

(Mnih,

1955). ada yazarlar iinde, hem sa Mesih'i, hem de kilise ile rahipleri erdii kabul eden Katolik teolog Georg Koepgen' sayalm: Die Gnosis des Christenums

(Salzburg, 1939), s. 316 vd.

Nicolas Berdiaev'e gre de, gelecegin mkemmel insan sa Mesih gibi erdii olacaktr: kr. The
Mean'ng oj the Creative Act (1916, !ng. ev. 1955), s. 187.
Kozmik Aa ve "Dnya Merkezi" simgeselligi zerine, bkz. Dinler Tarihine Giri, 99 vd;
lmages et Symboles, s. 55 vd, 213 vd. Kozmik Aga veya Hayat Aac olarak armh simgeselligi
zerine, bkz. lmages et Symboles,

s. 213'te belirtilen referanslar; unu ekleyin: H. Rahner, a.g.y.,

s. 46-68 ("The Mystery of the Cross").


Golgota tepesine gmlen ve sa'nn kanyla vaftiz edilen "dem'in ba" hakknda, bkz.
TheBookojthe

Caveoj

Treasures

(Sryamce'den ev. E. A. W. Budge, Londra, 1927), s. 53.

armhn dibinde biten harika bitkiler hakknda, bkz. M. Eliade, "La Mandragore et les
Myhes de la "naissance miraculeuse'," Zalmoxis,

3, 1940-42, s. 3-48 (kr. kaynaka notlan, s


4 6 9

DINS1HL N A N L A R V E D N C E L E R T A R H - II

44-45); ayn ya2ar, "Adam, le Christ et la Mandragore." Mdanges...

H.-C. Puech (Paris, 1974), s.

611-616.

zm bann kkeninin Kurtarcnn kan olmas efsanesi hakknda, bk2. Eliade, "La
Mandragore...," s. 24 vd; N. Cartojan, Crtile popuiare

in literatura

romneasc.

c. 11 (2. bask,

1973), s. 113 vd.


Sryani klliyatta, Sabitlikte ve Maniheizmdeki hhrisma'nn [kutsal zeytinya] ("Hayat
iksiri") kkenine ilikin efsaneler zerine, bkz. G. Widengren, Mesopotamian

Elements

m Marnc-

haeism (Uppsala, 1946), s. 123 vd; Roben Murray, ymMs in Church and Kingdom, s. 95 vd, 320
vd.
Batda dolaan benzer efsaneler (Seth ve ha, zeytinya ve Wrisma aray vb) hakknda,
bkz. Escher Casier Quinn, The Quesi oj 5eth jor the Oil of Life (Chicago, 1962).
I 237. Helenistik ada ve Roma dneminde uzun bir zaman dilimini kapsayan, Museviliin
putperest ikonografisini ve onun simgeselligini asimile etme sreci, Edwin R Goodenough'un
oniki ciltlik dev eseri, Jewish Symboh

in fhe Graeco-Roman

Penod'da

(New York, 1953-1965)

parlak bir biimde anlatlmtr. Aynca kr. Monon Smith, "The mage of God; Notes on the
Hellenization of Judaism, with Especial Reference to Goodenough's Work on Jewish
Symbols," Bulietn of ihe John Rylands braty,

40, 1958, s. 473-512.

"Kozmik Hristiyanlk" zerine, bkz. M. Eliade, De Zalmoxis

Gegis Khan (Paris, 1970),

bol. VII.
Dou Avrupa folklorunda bulgulana dualist kozmogoni anlatlan hakknda, a.g.y., bol.
111.
Hristiyanlk iindeki ranl katklar, J. Duchesne-Guillemin, La Religion de Viran anaen (Paris, 1962), s. 264 ve devamnda ksaca anlatlmtr (kr. s. 264, dipnot 2-3, kaynaka).
isa'nn doumunun bir maarada gerekletiini belirten en eski Hristiyan kaynaklar, Yakub'un n-lncili (18:1 vd), ehit lustinos ve Origenes'tir. lustinos, Mthra mystetia'lannda
erginlenmiler: saldnyor ve onlarn "eytan'n ayartmasyla, erginlenme trenlerini speleum
adn verdikleri bir yerde gerekletirdiklenni iddia ettiklerini" belirtiyordu (Dalogue avec Tryphon, bl. 78). Bu saldn, Hristiyanlann Mihrac speieum ile Beytllahim maaras arasndaki
benzerlii daha II. yzylda algladn kantlar.
Opus imperjeetum

in Mtthaeum ve Tarif-i Zuhnin hakknda, bkz. Ugo Monneret de Villard,

Le leggende orientali sui Magi evangelic


he Kuhubegegnungin
et l'Androgyne

partiseher

(Roma, 1952). s. 62 vd; G. Widengren, Iransch-semitisc-

Zeit (Koln-Opland, 1960), s 70 vd; M. Eliade, Mtphntophdes

(Paris, 1962), s. 60 vd.

238. Hristiyan teolojinin atlm hakknda hatn saylr bir kaynaka bulunmaktadr. Baz
kaynaka bilgileri iin, bkz. J. Danifelou ve R Marrou, Nouveile Histoire de l'Egise, I, s. 544555. unlan sayalm: J. Danelou, Message

evangdique

et Cullure helUnistique

siteles (Touma, 1961); M. Wemer, Die Ertstehug des christlichen


dargestellt

Dogmas problemgeschichtUch

(2. bask. Tbingen, 1954); H. A Wolfson, The Philosophy


4 7 0

aux Uf el Ule

of the Church Fathers

TANRILARIM ALACAKARANLII

(Cambridge, Mass., 1956); E. F. Osbom, The Philosophy of emeni


1957); J. Danielou, riine
l'Ecriture d'apris

riine

(Paris. 1950); H. Crouzel, Thiologie

(Paris, 1956); A Houssiau, La Christologie de Saint Irenie


Irinie. Introduction

oj Akxandria

(Cambridge,

(Paris, 1950); H. de lubac, Histoire el Esprit. L'lntelligence

d l'itude de sa theologie

de

de l'image de Dieu chez Origine

(Louvain, 1955); A Benoit, Samt

(Paris, 1960); R. P. C. Hanson, Origen's Doctnne oj

Tradition (Londra, 1954); C. Tresmonlant, La meaphysique


philosophie chretienne (Paris, 1961).

du christanisme

et Ia naissance de la

Arius ve znik Konsili hakknda, bkz. H. Marrou, Histoire de l'Eglse iinde, I, s. 290 vd,
551-553 (kaynaka); W. Telfer, "When Did The Arian Controversy Begin?" Joumai oj Theological Studies (Londra), 47, 1946, s. 129-142; 48, 1949, s. 187-191.
Meryemoloji zerine, bkz. F. Braun, La mire desftles.

Essa de thiologie johannicfue (Paris,

1953); J. Galot, Mary m the Gospel (1964); Kari Rahner, Mary, Moiher oj he Lord (1958); E.
Schillebeeckx, Mary, Motherof the Redemption
and Devoton, I-U (1963, 1966).

(1964); H. C. Graef, Mary. A History oj Doctnne

239. Sol Invictus ve gne dini hakknda, bkz. F. Altheim, La region romaine antique (Fr. ev.
1955), s. 298 vd; ayn yazar. Der unbesiegte

Gott (Hamburg, 1957), zellikle bl. V-VI1; G. H.

Halsberghe, The Cultoj Sol Invictus (Leiden. 1972).


Konstantinos'un Hristiyanl kabul etmesi ve dinsel politikas zerine, bkz. A Piganiol,
L'empereur

Constantin

(Paris, 1932:

yazar, Konstantinos'u

bir badatrman

olarak

grmekledir); A. Alfldi, The Conversion of Constantin and Pagan Rome (Oxford, 1948), W. Seston, Diocktien

et la Titrarcb.it

(Paris, 1946); H. Kraft, Konsfantm religise

Entwicklung

(Tbingen, 1955); aynca kr. F. Altheim'n yukanda belinilen eserleri, zellikle de Der uniwsiegte Gott, bl. VII. yi bir sentez almas iin, bkz. Andre Benoit, M. Simon ve A. Benoit, Le Judaismt et le Christanisme antique iinde (Paris, 1968), s. 308-334. "Konstantinos'un grd
iaretin gerek anlam ve kayna ne olursa olsun, tarihiler bu konuya belli ki, Konstantinos
sorunu

hakkndaki

genel

anlaytan

ynnde

bir

aklama

getirmeye

eilimlidir.

Konstantinos'un 312'de gerekten Hristiyanla katldn dnenlere gre, iaretin anlam


lamamen Hristiyan niteliklidir (kr. Alfldi, Vogt vd). Konstantinos'un 312'de Hristiyanlk
saflanna gemediini dnenler ise, iaretin ya putperest ya da Hristiyan nitelikli olabileceini, ama imparatorun onu mminleri yanna ekmek iin kullandn kabul ederler (kr.
Greegoire). Son olarak, Konstantinos'un 312'den itibaren bagdatrmac bir ynde evnm
gsterdiini dnenler ise, Konstantinos'un gordgu iarete hem putperestliin, hem de
Hristiyanl ifade edebilecek okdegerli ve esnek bir yorum yklemektedir" (A. Benoi, a.g.y.,
s. 328).
Hristiyanln IV. yzyldaki tarihi zerine, bkz. Henn Marrou'nun sentez almas, J.
Danidou ve H. Marrou, Nouvefle Histoire de l'Eglise. I: Des origines Saint Gregoire le Grand iinde (Paris, 1963), s. 263-372, 547-559 (kaynaka).
Hristiyanlkla putperestlik arasndaki ilikiler hakknda, bkz. P. de Labriolle, La rtacticm
paienne, 5. bask (Paris, 1942); E. R. Dodds, Pagan and Christian in an Age of Anxiety.

4 7 1

Some As-

D N S E L N A N L A R VE D N C E L E R T A R H - II

pects ojRelgious

Experience from Marcus Aureius to Constantine (1965); A, Momigliano (ed.), The

Conjiict be(ween Paganism omJ Chtstanuy in the jounh

Century (Oxford, 1963), zellikle H. 1.

Marrou, "Synesus of Cyrene and Alexandriar Neoplatonism" (s. 126-150); H. Bloch, "The Pagan Revival in the West at the Hnd of the Fourtb Century" (s. 193-218); Peter Brown, The
Worid of Late Antiquity. From Marcus Aurelus to Muhammad (Londra, 1971), s. 34 vd.
Manastr hayatnn kkenleri ve ilk gelimeleri zerine, bkz. H. Marrou, a.g.y., s. 310-320
(kaynaka, s. 553-555); A, Vbus, Hstory o/Ascetism in ihc yrcan Orient; I. The Origin oj Ascetism. Early Monasticism iri Penia; II. Early Monasticism
1960); D. Chitty, The DesertaCity

in Mesopotamia

and Syria (Louvain, 1958,

(Oxford, 1966); Peter Brown, "The Rise and Function of

the Holy Man in Late Antiquity," Journal oj Roman Sftute, 61,1971, s. 80-101 ve The Worl of
Late Antiquity

kitab iinde bl. VIII (s. 96-114). Aynca bkz. A j. Festugire, Les Moines

d'Orient, I-1V (Paris, 1961-66) iindeki notlanm eviriler ve Jacques Lacarrifcre'in ok zengin
biimde resimlenmi eseri: Les hommes ivres de Dieu (Paris, 1961).
240. Eunapios'un Bioi sophistorc'unda, son meru hyerofantn kehanetlerini konu alan
paras, C. Kerenyi, Eieusis (New York, 1967), s. 17-18'de evrilmitir; aynca bkz. George E.
Mylonas, Eleusis and the Eletsinian Uysteries (Prmceton, 1961), s. 8,
Eleusis'te yaayan putperest gelenekler hakknda, bkz, F. Lenormand, Monographie

de a

voie sacrit ^leusim'enne (Paris, 1864), I, s. 398 vd. (Lenormand'm anlatt Aya Demetra efsanesi, bir kaynaka da ekleyen A. 8. Cook tarafndan ngilizce'ye evrilmitir; kr. Zeus, 1, 1914, s.
173-175); John Cuthbert Lawson, Modern Greek Folkore andAncient

Greek Religion. A Study oj

Survivols (Cambridge, 1910, yeni bask, New York, 1964), s. 79 vd, 7 ubat 1940'taki olay
hakknda, bkz. Charles Picard,"Demeter, puissance oraculaire," RHR 122, 1940, s. 102-124.

4 7 2

DZN
Abaris (Apollon rahibi), 215, 226, 243
Abhidharma, 254, 260, 261
abhidharmakoSa, 255
Acita KeSakmbala, 96
civika'lar, 95, 100, 101, 105
dem, 11, 305. 364, 3 7 6 . 4 0 0 . 4 3 1 , 4 3 2 ,
438, 450, 455, 457. 461, 469
Agdistis, 328, 367
ahamkra, 66
Ahemeiler, 233, 367
Ahura Mazda, 254, 275, 283, 356, 358366, 368, 374-376, 437, 438
Akobhy, 258
altn ag, 138. 327,415-417
altn levhalar, 223, 224, 241
Amitbha, 258
anamnesii, 438
nanda, 91-93, 111, 1 1 6 , 2 4 9 , 2 5 0 . 267,
270
anatta, 109, 121
Antakya, 312, 393, 426, 465
Antiokhos IV Epiphanes, 301-303, 311,
317
Aphrodite, 145, 371
Apollon, 140, 145, 153, 159, 161, 164,
165, 167, 192, 201, 215-218, 225,
226, 242, 321, 355, 407, 415, 416,
464
Apuleius, 323, 326, 333-335
arborintrat,
329
Arcuna, 273, 276, 278-281
Ares, 190,211
arha, 53, 90, 104, 112, 113, 115, 116,
118, 122, 249, 250, 255, 256, 259
Ariler, 131
Arius, 462,463, 471
Arsakidler, 354,355, 374
Arval Kardeler, 136, 416
asamprajnta,
77, 79
dsana, 72, 73, 84, 85
Aslar, 126, 178-180, 183, 184, 186, 205,
208
asmit, 70
ASoka, 251, 252, 268
ASvatthman, 274
atalar tapm, 14,15, 17-19, 29
atman, 60, 61,63-65, 95, 110, 111, 247,
259,277,278,283,431
Auis, 238, 323. 327-332, 348, 349
augur, 128, 138
AvalokiteSvara, 257, 258, 270

avidy, 61-63, 68, 82


axis mundi, 24,165, 265, 461
Azdehk, 365, 366
Azize Demetra, 467
Baal, 3 0 1 . 4 6 4
Baalzevul, 382
Baba ve Ogul'un tzsel zdelii
(homousion), 463
Bdaryana, 62, 63
bagdatrmaclk, 58, 194. 253, 301, 321,
331, 346, 354. 464
Bahman Yat, 355
bakhos, 222
Bakkha'Iar, 148, 214, 216, 218, 325
bakkhanalia, 147, 148, 160
Baldr, 184-188, 208, 209, 275
Bamaba, 420
Ben Sira, 295, 298-301, 310, 316
berserkir, 181, 207
Be Pndava, 273
Bhadrabhu, 263, 266
Bhagavad Cit, 80, 84, 113, 274, 276278, 280-282, 284, 285, 287
!>hiftWu, 114, 115, 117,249,257, 259
boddhisattva, 86, 256, 257, 259, 260,
262, 269-271
Bodhicaryvatra, 259
boga, 330, 331, 368, 377, 378
boluk, 28, 34, 79, 2 6 1 , 2 6 2
brahman, 19, 60-64, 68, 71, 80-83,87,
90, 94-97, 99, 103, 113, 134, 163,
172, 199, 238, 248, 251. 259, 273,
277, 278, 366, 430, 431
Brhmana'lar, 58, 70
budcfhi, 66, 68-79
Budha Tarlalar (Budha ketra'lar), 259,
270
Budha, 53, 59, 61, 66, 80, 86-94, 96-98,
100, 103, 104, 106-113, 116-118,
120, 122, 169. 242, 249, 251, 253,
254-259, 261, 264, 268-271, 283,
381, 391
Bundahijn, 376
Byc Simun, 425, 427, 447
Byk Y, 22, 49
Byk iskender, 189, 233, 251, 268
Caesar, 164-167, 172-174, 199, 200,
203, 414, 417
Caynaclk, 97, 98, 100, 263, 265, 266
4 7 3

D N S E L N A N L A R V E D S U N C U L K l f T A R H - II

cehennem, 90, 92, 224, 239, 265, 346,


364, 366
cennet, 28, 36, 38, 85, 106,220, 225,
256, 258, 266, 291-293, 306, 308,
366, 389, 439, 455, 461
Ceres, 131, 144, 145
Cerialia, 144,159
Cermenler, 11,140, 165,167-169,171,
173. 175-178, 180-182, 185, 187190, 202, 204, 206-208, 275, 366
Cicero, 134,158, 417
cttavrKi'ler, 71, 72
coinciertlia opposnorum, 16, 25, 307
Collegium Pontifeks, 134
Corpus Hermeticum, 336, 338-341, 351,
352
criobolium, 329

Dnidler, 163, 164, 172-175. 199, 203,


212

Duryodhana, 187, 273, 274


dualizm, 83, 223, 228. 283, 307, 336,
338, 339, 355, 357, 361-363, 373,
402. 403, 423, 426, 427, 435. 444,
446, 452
dnyann merkezi, 23, 36, 162, 173,
178, 234, 292, 457, 461
dnyann sonu. 176, 178, 186-188, 208,
275, 303, 304, 353, 372, 388
efkaristiya, 372, 384, 391, 395, 396, 420
Ehrimen, 275, 283, 356, 358-366, 368,
374, 437
ekgrat, 7 2 , 7 3 , 7 5
Ekklesiastes, 298
Ekklesiasticus, 299
ekmei blmek, 392
ekpyrsis, 415
Elagaba!, 418
Eleusis mysteria'lan, 216, 238, 322, 330,
467
Eleusis, 221, 246, 332, 467, 468, 472
Empedokles, 220, 223, 225, 231, 242,
243
epifani, 35, 146. 260. 282, 327. 328,
335, 405
Epikuros, 236, 237, 247, 299
Epona, 170, 171, 202
Erdem (te), 30
erdiji, 35.81, 232,328, 331, 356,358,
364, 437. 456, 469
erginleme/erginlenme, 18, 121, 124,136,
144, 154, 168, 174, 180, 182, 194,
207, 2 0 8 , 2 1 0 , 2 1 2 , 2 1 6 , 2 1 7 , 2 1 9 ,
220, 222, 223. 226, 228, 238, 244,
246, 285, 310, 321-326, 329-331,
333-335, 339, 340, 344, 348, 350,
352, 353, 356, 367-370, 372, 373.
378, 381, 385, 386, 420-422, 432,
456, 467, 470
Eros, 89, 221,231
eskatoloji, 45, 144, 176, 187. 188, 209,
220, 2 2 1 , 2 2 8 , 2 3 1 , 2 3 2 . 241,275,
286, 289-294, 305, 306, 308. 312,
321. 322, 324, 327, 344, 355, 357,
361, 366, 371, 376, 381, 382, 386,
391, 397, 400, 401, 403, 421. 422,
433, 437, 448
esfelaton, 291. 308-310, 366, 383, 401.
405, 422
Esseniler, 310. 395, 400-403. 420. 444

am aac, 328, 329


andaka, 88
andragupta, 251, 263
ang eh, 45
'ang Tao, 34
ocuk Dionysos, 348
'ong-li, 22
ou hanedan, 29
oular, 18-20. 48
uang-tzu, 25, 27, 34, 36, 37, 52, 53
'ular, 21
Daya, 371
Daniel, 11, 303-306, 309, 310, 318
darSana, 61, 62, 64, 65, 76. 278, 282,
287
Decius, 132, 133,418
Dekaeneus, 196
Demeter, 145, 190, 221, 467, 468
Deutero-laya ("ikinci aya"), 288, 313
Devadatta, 9 1 , 9 2 , 1 0 4
Devotio, 133,152
dhran, 73, 75
dharma. 90, 249, 251, 254, 257, 260,
273, 274, 277, 278
dharmakya, 259, 262
dhtu'lar, 260, 261
Dhritartra, 273, 274
dhyna, 75, 84, 114
Digambara, 263, 266
Diocletianus, 373, 418
Dionysos, 140, 145, 147, 190, 191, 195,
196, 215-218, 222, 238, 241, 246,
323-327, 330, 335, 344, 347, 348
Dionysos-Zagreus. 326
4 7 4

dizin

Esus. 167, 168, 201


Etrskler, 135, 137. 139-144, 155-157
Euemerosuluk, 21, 194, 245
Euripides, 191, 216, 218. 219, 232
Eurydike, 214-216, 224, 240, 432
evocatio, 145
evrensel boluk, 257, 260
Ezeli nsan, 305, 437, 438, 440
Ezra, 295, 296, 314

ha, 188, 189, 210, 219, 420, 439, 456,


462, 465
Hades, 133, 143. 214-216, 218, 223.
224, 226, 227, 231, 246, 324
Hagay, 290-292, 313
hasidim, 302, 303, 306, 310, 318, 399
Hasmoniar, 399
Hvamal, 180
Havva, 438
hayat aac, 456-458
hayat suyu, 225
Heimdallr, 186, 188, 208
Helenizm, 145, 189, 246, 296, 301, 310.
311, 315, 354
Herakleitos, 233
hermafrodit, 328
Hermes, 142, 166, 190, 192, 225, 228.
295, 297, 322, 323, 336-341, 351,
352
hieroi logoi, 217
hierosgamos, 170, 202, 324
hikmet, 79, 91, 109, 115, 116,180, 237,
238, 249, 256-258, 262, 297-301,
309, 310, 315-317, 340, 341, 425,
428, 442
Hindistan, 23, 56, 58, 59, 70, 71, 77, 81,
88.93, 94,98, 100, 107, 131. 133,
139, 142, 155, 163, 171, 178. 187,
199, 219, 230, 233, 235, 237. 247,
250, 251, 253, 258, 265, 266, 268,
281, 282, 284, 316, 341, 357, 359,
391, 422, 429-431, 433, 435. 436.
441
Hint-Avrupa
dini, 128, 164, 275
erkek cemiyetleri, 372
eskatolojik gelenei, 276
eskatoloji miti, 210
kozmogonisi, 124
-hlar, 123, 126, 127, 131, 138, 163,
185, 187, 207. 232, 275
miras, 126, 127, 139, 175, 188
mitleri, 125, 127, 128. 179, 188, 286
teolojisi, 164
Hirodes, 381
hiyerofani, 345, 462
hiyerofant, 467
hokma, 297, 301
homousion, 463
Horatius, 124, 125, 127, 414
hsien, 38, 41
Huai-nan-tzu, 42
hulul, 395,419, 423, 452,462

fallus, 14, 15, 141, 145, 186, 218, 325327


Feristler, 305, 310, 319, 320, 382, 392,
404, 408, 420, 444
Fides Publica, 125, 127
Filistin, 176, 235, 296, 297, 301, 302,
315, 317, 320. 381, 386, 396, 399,
402, 403, 410. 466
Filozof Ta, 343, 345
fimbulvetr, 187
Firmicus Matemus, 323, 329, 330
Fiavs Josephus, 399
Floris'li Joachim, 11
Fortuna recor, 322
Fortuna, 322, 414
Fravailer, 362, 363
FrSton, 365, 366
Freyja, 178, 185, 186
Freyr, 127, 178, 185, 186, 209, 212
Frigg, 184
Fu-hi ve N-kua, 22
Gaa, 221
Gallus'lar, 329-331, 349
Gamaliel, 392, 393
Gayman, 363-367, 375, 376
Gebeleizs, 190, 193, 194, 212
Germania, 371
getik, 362, 363, 375
Getler, 174, 193-196, 213, 217, 231
Getsemam. 385, 432
Ginnungagap, 176
Gnosis. 340, 351, 393, 397, 402, 419424, 427, 429. 432, 433, 435, 436,
438-441, 444-446, 448, 450, 452,
453, 455
Gnostisizm, 11, 226, 339, 341, 353, 397,
419, 420, 426, 427, 444, 445, 455
GoSla, 100
gk tanrs, 16,18. 19. 29, 47, 165, 134,
168, 190, 193, 204, 208, 357
gunc, 66, 67, 279, 280
Gundestrup kazan, 168, 169
4 7 5

DINSEL INANLAR VE

DNCLER T A R I H I -

hun, 43
hun-tun. 22, 23. 27, 28
Hrmz, 434
Hysiaspes'in Kehanetleri, 355, 374
Hristiyanlk, 19, 164,188, 189, 210,
228, 238, 308, 310, 320, 321, 327,
328, 349, 356, 372, 373, 384, 392,
399, 408, 409, 411, 412, 417-419,
421, 425, 435, 442, 444, 447, 452455, 458, 459, 462, 465, 469-471
Hristoloji, 312, 393, 400, 409, 412, 455,
459, 462
Hristos, 388, 393

Kekler, 11, 133, 140, 161-174, 190,


198, 199, 202-204, 207, 212
Kerinthus, 427, 447
kernos, 330
Kohelet, 298
Kolplu Eznik, 358, 359, 375
Konfyus, 16, 19, 27, 29-33, 36, 50-52
Kong-kong, 22
Konstantinos, 373, 464, 465, 471
KorS Kosmou, 337
ktlk, 23, 61, 82, 87, 183, 225, 258,
284, 298, 300, 305-307, 359, 362,
389, 396, 400, 403, 404, 424, 428
Kozmik Hristiyanlk, 459. 470
kozmogoni, 21-23, 27, 28, 34, 44, 49,
50, 124, 150, 176, 177, 220-222,
231,233, 240. 335,351,359, 361,
374, 376, 424, 436, 439, 440, 452,
459, 470
kozmoloji, 14, 16, 18, 25, 46, 50. 64,
106, 144. 187, 220, 244, 253, 265,
268, 306, 310, 339, 345, 360, 364,
427
hozmopolitai, 236
kozmopolitizm, 236, 237, 299
Krina, 256, 273, 274, 276, 278-282,
284, 287
Kuds, 289, 291-293, 295, 297, 299302, 307, 315-317, 375, 380, 381,
383, 385, 386, 388, 390, 392, 393,
396, 399, 404, 405, 409, 427
Kumran metinleri, 307, 308, 399, 402,
403
kurban, 17-19, 22, 30, 41, 61, 96, 124,
129, 131-136, 141-144. 146, 151,
154, 155, 159, 162, 166-168, 172,
173, 177, 179, 180-182, 186, 191,
193, 195, 204, 206, 207, 210, 218220, 274, 280, 281, 283, 289, 290,
294, 323, 328-332, 335, 354, 358360, 365-370, 372, 377, 378, 390,
396, 415, 418, 426, 437, 439, 462,
466
kurtanc-kral, 314, 356
Kutlular Adas, 231
Kutsal Ruh, 391, 396, 403, 404, 424,
428, 4 3 3 , 4 5 0 , 4 6 2 , 464
Kybele, 146, 147, 159, 160, 186, 238,
323, 327-331, 348, 349, 414

lanus, 132, 133, 137, 138, 156, 209


lesus Hristos, 393
Iaya, 288, 289, 290, 291, 292, 294,
296, 304, 307,313, 388
mago mundi, 24
imparator tapm, 417
irfan, 61, 64, 99, 282, 309, 316, 323,
402, 423
inci lahisi, 355, 423, 429, 444, 448
ncil, 102, 320, 381-383, 385-387, 389,
391, 392, 397, 405-407, 409, 410,
419-421, 423, 428, 430, 432, 433,
450, 456, 460, 470
Indra, 58, 127, 154, 166, 184, 270, 273
Isa Mesih, 103, 312, 386, 389, 391, 393,
395, 398, 403, 405, 410, 421, 423,
426, 448, 452, 453. 455-457, 461463, 465, 469
lsis, 238, 297, 316, 322, 323, 332-336,
350, 358, 418, 419
Istefanos, 392
livara, 65,75-77, 84, 287
lvarakrina, 59, 64, 65
luno, 131, 133, 138-140, 145, 151, 156,
157
tupicer, 126, 127, 132-134, 137-139,
153, 155, 157, 164-168, 183, 200,
201, 415
kader, 76, 100, 125, 178, 207, 224, 316,
322, 337, 357, 358, 361, 414, 415,
437
Kapilavasu, 86, 87, 88,91, 255
karizma, 396, 397, 421
karizmata, 397
karman, 62, 68, 78, 85, 90, 95, 98-100,
253, 261,264
Karpokrates, 350, 427, 447
Kaurava, 273, 274

Lao-tzu, 23, 27, 28, 30-37, 40, 44, 45,


51, 57
Lar'lar, 137, 154
476

dizin

Lemuria, 132, 152


Liber Hermeticus, 337
Liber, 144,145, 1$9
Libera, 144, 145
Liberaia, 145, 159
librijulguraies, 142
libri haruspicini, 142
iibri rituales, 142
Lien Hsien 'uan uan. 42
Logos, 237, 301, 336, 462, 464
Loki, 181, 283-188, 208, 209
Lutg-an, 13, 14, 15
Lupercalia, 136
Luperci'ler, 136, 154

Medb, 171, 200


meditasyon, 39, 40, 43, 54, 59, 60, 63,
65, 70-73, 75, 77, 78, 83-85, 89, 94,
96, 97, 99, 101, 106, 108, 110, 112,
113, 114, 116, 117. 121, 278, 281
Menandros, 426
Mencius, 41
Merkr, 370
Meryem, 102, 103, 335, 427, 459, 463,
464. 471
Meshedilmi (tnesiyah: mesih), 292
Mesih Kral, 293
Mesih, 290, 293, 307. 308. 313, 381,
385, 388, 390, 393-395, 400, 401,
405, 427, 428, 431, 461-463
Midhgardh, 177, 178
Mimir, 178,180, 181
Minerva, 138-140, 156, 157, 164, 165.
167, 201
Ming t'ang, 24, 50
misyonerler, 175, 252, 312, 332, 386,
394, 419, 433, 441
Mithra, 144, 238, 323, 324, 331, 346,
354-356, 358, 366-373, 377, 378,
418, 419, 464, 467, 470
Mihraclk, 371, 372, 376, 377
Mjllnir, 184
Moira, 221
mokja, 60, 99
Mokadharma, 63, 64
Mjde, 382, 386-388, 393, 394, 421,
426
mufet, 60. 70
mysteria, 144. 147, 148, 194-197, 216,
217, 227, 228, 238, 246, 321-328.
330-336, 340, 341, 343-345, 348350, 352, 355, 366-373, 377, 390,
418. 419, 421, 464, 467, 470
myueria-sophia,
390

Macha'lar, 171
Maye ve Mayne, 363. 364
magus, 142, 337, 354-357, 360, 367,
373, 375, 434, 460, 461
Mahbhrata, 63, 69, 187, 210, 273, 275,
276, 277, 286, 287
Mahdeva, 250
MahkSyapa, 9 0 , 9 4 , 2 4 9 , 2 6 9
Mahsmghika. 250, 255, 267
mahat, 66
Mahvlra, 95-100, 105, 262-264, 391
Maitreya, 257, 270
Makkabiler, 297, 302, 308, 311, 317,
399
Makkhali GoSla, 95, 96, 100, 105, 264
Malla'lar, 93,94
Manlar, 131, 132, 137, 151
Mancuirl, 257
Mani, 106, 363, 373, 376, 422, 424,
428, 432-441, 450, 460
Maniheist, 434-436, 438, 440
Maniheizm, 188, 209, 283, 373, 431,
433, 435, 436, 439, 440, 441, 446,
449, 451,455, 460, 470
Manu, 278
Mra, 89, 90, 93, 103, 250
marifet, 96, 421,423,461
Markion, 424, 426, 447, 453
Mars, 123, 124, 126. 127, 132-134, 136138. 140, 154, 155. 157, 164, 166168, 183, 190, 200, 201, 207, 341,
370
Mauathias, 302
Maudgalyana, 90, 92, 249
Maurya hanedan, 251, 268
my, 61,63
maara, 43, 196, 232, 244, 249, 325,
348. 367-369, 460, 466, 470

Nag Hammadi, 351,432, 444, 446, 448


Ngrcuna, 260-262, 270, 271, 463
Nastral sa, 387,407
naya-vda, 264
Nebukadnezzar, 303
Nehemya, 295, 314
Nenhus, 186, 209
ney-tan, 44, 56
nirmnakya, 260
nmita, 255
mrodha, 79

4 7 7

DNSEL NANLAR Vb. DNCELER TARH - II

nirvina, 60, 80, 90. 93, 97, 98. 101, 106,


107. 108, 110-118, 121, 250, 253256, 258, 261, 266, 270
Njrdhr, 178, 185,186, 209
N-kua, 49

Penat'lar, 131
Pentaok, 295, 314. 317
Petrus, 224, 384-386. 391, 392, 405,
419, 420. 425, 453
Philon, 399
Physika kai Mysika, 341
petas, 130-132. 416
Ping-tiHo, 13,14
Platon, 31, 194, 215, 218-225, 227-234,
240, 241, 244, 245, 297, 317, 335337, 362, 363, 407, 419, 422, 423,
446, 464
Plinius, 142, 157, 191, 203, 337, 399
Pluarkhos, 124, 134, 136, 139, 146,
152, 222, 224, 239, 241, 297, 326,
332. 356, 358, 366, 453
pontifefes mafemus, 135
prajn, 79, 91, 109, 115, 116, 118,262,
271, 316
prakrii, 65-70, 76, 79, 82, 83, 265, 279,
283, 431
pralaya, 275, 276, 286
Prnyma, 74
pratyhra,
73, 75
Prokonnesos, 242
Prokonnesoslu Ariseas, 226, 242
Prometheus, 187, 220
proskynisis,
235
pudgala, 110-112, 251
pudgalavdn, 112
Prana Kassapa, 96
Purua, 22, 61, 65, 66, 68, 69, 70, 76,
79, 82. 83, 87, 102, 107, 110, 124,
150, 177. 247, 283, 287, 305, 364,
431, 437
Pythagoras, 133, 174, 194-197, 212.
220, 225-231, 233, 241-244, 317,
341, 414, 424, 431

Octavius, 235, 416


Odin, 126, 127, 150, 166, 168, 176182, 184-186, 188, 206. 207, 209
Orta Yol, 108, 260
Orpheotelestes, 219
Orpheus, 195, 214-219, 221, 224, 226,
228, 233, 239, 432
Opheusu, 109. 174, 189,192, 214228, 231-233, 239-241. 243, 325.
326, 335, 341-424
antropogoni, 222
cemiyetler, 222, 243
dualizm, 423
eskatoloji, 223, 227, 241, 327
kozmogoni, 240
mistisizm, 240
mitoloji, 330
teogoni, 240
teoloji, 222
yeralt dnyas. 241
Orpheusuluk, 214, 431
Ona Asya, 13, 252, 441
Osiris, 238, 322, 323, 329, 332-336,
349, 358
kmen, 234, 387, 459
l Deniz, 399
lmszler, 38, 40-43, 53. 54
lmszlk iksiri, 4 1 , 4 5
lm motifi, 1 4 , 1 5
P'an-Ku, 21, 45, 49,124, 177
Pakudha Kaccyana, 96
Pndava, 276
Pndavalar, 273, 274, 286
Pindu, 273
Pannonia, 371
paradharma, 280
Paraklitos, 403, 412, 433, 435, 450
Parentalia, 132
Parikit, 274, 275
parivrcaka, 94
Patancali, 59, 65, 71, 73, 75-79, 83-85,
99, 116
Pavlus, 306, 320, 380, 386, 390, 392399, 402, 409, 410, 420, 421, 426,
441, 452, 455. 456

Quirinus, 126, 127, 132, 134, 136-138,


155, 417
Ragnarok, 177, 178, 275
Remus, 123,124, 150
Romulus, 123-127, 136, 137. 150, 152,
414
ruhg, 95, 106, 108, 110, 174, 192,
217, 220, 225, 227, 230, 232, 435
Sabazios, 191, 211
Sabinler, 125. 126, 150, 179
Sabos, 191
sa, 136, 225
478

dizin

Saduktler, 382, 392, 399


Saint Georges, 459
sakrament, 391, 396
Samdh, 77, 79
sampatti, 114
sambhogakya,
260
samgha, 90, 93. 104, 106. 249, 250
Samirtler, 420,444
samsra, 62, 118, 253, 261
Saoyant, 364, 365, 366, 368, 461
Satomil, 426, 427
selamet, 59-61, 64, 69, 89, 90, 97, 102,
106, 117, 130, 146, 219, 220. 254,
257, 259, 260. 262, 280, 282, 290292, 294-296, 304, 309, 310, 321323, 328, 329, 333, 340, 351, 365,
368, 371-373, 380, 390, 391, 395,
419, 422, 423, 425, 426, 429, 433,
436, 441, 456
sima, 219
Seneca, 142, 157
Sibirya, 1 3 , 2 2 6 , 2 4 3 , 3 5 9 , 3 7 4
Sibylla Kitaplar, 129, 135. 144, 146,
151, 153, 376, 414, 442
siddha-kera,
266
Siddhrta, 87, 88, 97
siddhi, 79, 91, 103, 115-117
simya, 41-44. 52, 55, 56, 227, 336, 337,
339, 340-344, 352
simya altn, 41
Sinoptik indiler, 386
skandha'lat,
112, 260
Sol invictus, 368, 418, 419, 464
soma, 220
Sophia, 297, 301, 315, 428, 429, 464
soter, 18, 59, 62, 86, 219, 223, 237, 238,
257, 260, 264, 277, 278, 284, 323,
339, 342, 356, 398, 4 3 1 , 4 3 6
Ssu-ma 'ien, 3 1 , 3 8
sthavira, 250,262
Shaviralar, 250, 251. 255
SthOlabhadra, 263
Stoaclk, 236, 237, 245, 246, 299, 302,
316, 337, 414, 416
Strabon, 173, 175, 191, 192, 196, 197.
203, 212, 239, 355
stpa, 94, 253, 254
svadharma, 280, 282
syd-vda, 264
Syra'l Pherekydes, 230, 244

inyal, 257, 261, 262


Snyatvda, 260, 262
Svetmbara, 263, 266
amanizm, 37
Sarig hanedan, 14, 15, 17-19, 21, 23, 25
ang Ti, 16, 19, 47
arkara, 60, 61, 63, 64, 66, 431
eytan, 82, 103, 187, 306, 307, 319,
359, 369, 381, 421, 426, 437, 459,
470
J/l i ("Tarihsel Anlar"), 31
ih ing, 25
iva, 59, 258, 274, 276, 277, 326
u ing, 18, 19, 2 2 , 4 7
Sun hanedan, 29
ta (Muazzam), 27
T'ai-ping ing, 39
t'ao-t'ieh masklar, 16
tanh, 108, 112
Tann'nn Krall, 383, 384, 386-389,
402, 403, 405, 406, 408, 456, 462
Tao, 16, 21, 23, 26-29, 31-39, 43-45,
50-52, 54, 74, 232. 339, 441, 459
tao pien t'ung, 25
Tao Te ing, 27, 32, 34-36, 50-52
Taocular, 23, 52
Taoculuk, 37, 39, 44, 51. 52
Taokrasi, 45
lapas, 73,78, 88, 281
Taranis, 167, 168.201
Taranucus, 167
tarihin sonu, 275, 312, 386, 406
Tarsus, 393
laurobolium, 329, 349
Telhis, 131, 132, 137
teofani, 129, 276, 284, 391, 467
teslis, 462
Teutates, 167, 168, 201
ifeos anthropos, 387
Theravda, 256
Theravdaclar, 255
Thor, 126, 127, 150, 178, 179, 184-189,
207, 208
Ti, 11,16-18, 48, 51, 123, 124, 132.
137, 146, 148, 183, 222, 226, 233,
240, 241, 254, 397
Tiamat, 22, 1 7 7 , 2 2 2 , 4 3 7
Tiberius, 175, 380, 417
Tibet, 142, 258, 441
T'ien, 19, 29, 4 7 , 4 8
Tmagenes, 174

Sriputra, 90, 92, 249, 267


iramanalar,
95, 106

4 7 9

D N S E L N A N L A R V E D N C E L E R T A R H ! - II

Titanlar, 222,241
Titii, 416
Tius Livius, 125, 137, 1 4 5 , 1 4 8 , 4 0 4
Tobiyalar, 301
Tora. 294, 295, 299, 300, 301, 311, 317.
320, 382, 395, 398
tre (10, 30
Traklar, 11, 140, 189-194,210.211,
2 1 4 , 2 1 7 , 239
Trakyal "Dionysos", 211
tun a, 13, 14, 184, 189, 211, 296
Tunguzlar, 21
Trk-Mogollar, 21, 37
Tykhe, 322, 414
Tyr, 178, 179, 183, 187, 207, 208

Votan, 166, 176, 179-182, 206. 207


Vlusp, 176, 178, 180, 185, 187
Vysa, 73, 75, 76, 78, 79, 83, 84
We Po-yang, 42
Wen, 29
Wu, 29
Yabne, 404, 453
Yahudilik, 19, 299, 305. 308, 311, 317,
321, 402, 404, 409, 410, 420, 421,
444, 458, 459
Yahve, 129, 211, 284, 288-296. 301,
306-308, 312. 314, 317, 389, 403,
404, 423, 426, 427
yang, 23, 25-28, 37-39, 283
Yang-ao, 13-16
Yao, 22, 29
Yeni Orpheusu
teoloji, 335
Yggdrasill, 177, 78, 180,188
yin, 23, 25, 26, 27, 28, 37, 39, 283
Ymir, 22, 124, 150, 176, 177, 364, 437
Yoga, 39, 40, 58-60, 62-85, 88, 95, 96,
99, 106-110, 113-118, 121, 162,
219, 237, 244, 247, 249, 253, 255,
264, 265, 268, 277-285, 287, 336,
341, 422. 429-431
Yuhanna. 383, 392. 402, 403, 410, 420,
427
Yurtseverler, 383, 3 8 8 , 4 0 8

uta subsantia-tres
personae, 463
Upaniad, 431
Upariadlar, 59, 61, 62, 6 4 , 6 5 , 6 9 , 70,
73, 82-84, 95, 96, 98, 107, 110, 115,
117, 174, 219, 220, 237, 247, 277,
282-284, 309, 339, 360, 422, 431
Uranos, 221
Uyanm (budha), 86, 90
vaftiz, 339, 340, 369, 372, 380, 381,
391, 395, 396, 401. 420, 426, 427,
433, 444. 448, 450, 455-457, 458,
461, 469
Vaftizci Yahya, 381, 382, 384, 387, 389,
400, 407
Vaiili, 91-93, 250
Valentims, 422, 424, 427-429, 447,
448, 453
Valhalla, 1 8 2 , 1 8 5 . 1 8 6 , 2 0 7
Valkrler, 182, 207
Vanlar, 126, 178, 179,180, 185, 205
vsan' lar, 7 2 , 8 5
validnia exventu, 303
Vtslputra, 251
vay-an, 44, 56
Vedatua, 70, 109, 110, 244, 247,261,
429
Vens, 145, 159, 186, 369, 370, 415
Vergiiius, 133, 137, 190,415-417
Vesta, 137, 138
Vesta rahibeleri, 123, 135, 146, 152
Vinu, 59, 101, 258, 276-278, 281, 282,
284
vihra, 92, 254
virurya, 106

Zalmoksis, 189, 190, 193-197. 212, 213,


217
Zekeriya, 290-293, 306, 313
zendeka, 453, 454
Zenon, 236,237, 301, 316
Zerdt, 97, 275, 283, 357-362, 364,
365, 368, 374, 378, 421, 435, 461
Zerubbabil, 290, 293
Zeus, 19, 139, 155, 183, 190,220-233,
235, 240, 241, 301, 302, 317, 321,
324, 327, 328, 349
zincifre, 4 2 , 4 3
Zincifre Tarlalar, 38, 40, 43, 53
zincifre tozu, 41
Zosimos, 341, 343, 344, 353, 376
Zurvan, 307, 355, 357, 358-362, 364,
371, 374, 437
zndklk. 255, 435, 452, 453, 454

4 8 0

DNSEL NANLAR VE
DNCELER TARH
G o t a m a B u d h a ' d a n Hristiyanln D o u u n a
n
' I

i r c e a Eliade

Mircea Eliade, antsal e s e r l e r i n i n - D i n l e r T a r i h i n e Giri,


Dinsel i n a n l a r ve D n c e l e r Tarihi- bu cildinde d e
dinsel dnceler tarihinin haritasn karmaya d e v a m

<^'2>

ediyor.
_1:V

Eski

in, B r a h m a n c l k ,

adalar, Roma,

Hinduizm,

Kelt v e C e r m e n

Budha

ve

dinleri, Yahudilik,

Helenistik dnemin dinsel dnceleri, mesihilik ve


binylc h a r e k e t l e r , d n y a n n s o n u z e r i n e s p e k l a s y o n l a r , ran'daki
dinsel sentezler ve Hristiyanln douu, tm bunlar "harita"nn bu
ciltteki paralarn
sonlarndaki

o l u t u r u y o r . Dier ciltlerde o l d u u gibi b l m

zengin

kaynakalar, profesyonel aratrmaclara

yol

gsterici nitelikte.
B i r k e z d a h a a n l y o r u z ki, E l i a d e ' y i a y n k o n u d a a l a n d i e r a r a t r m a c l a r d a n ayran en b y k zellii dinler tarihini a n l a t r k e n mitleri,
teolojiyi, t a r i h v e f e l s e f e y i b y k bir ustalkla s e n t e z l e m e s i v e b y l e c e
insann d n c e tarihini d e anlatmay baarmasdr. Onun eserlerinin
en arpc noktas, s y l e m s e l ya da s i m g e s e l olarak t m teolojilerde,
mitolojilerde ve liturjilerde b u l u n a n t e m e l yaplar o r t a y a koymas;
dinin,

kendini

oluturan

elerden

farkl

bir s i s t e m ,

eklemli

bir

d n c e , bir d n y a g r o l d u u n u s y l e m e s i d i r . E l i a d e klliyatnn,
dinler tarihinin g r n g l e r labirentinde k a y b o l m u o k u y u c u n u n zihin
karkln giderecei, o n a

ISBN

n e t bir h a r i t a s u n a c a kesin.

9 7 5 - 8 2 4 0 - 8 2 - X

ISBN 975-8240-84-6

9 78975

2408 7

9 7 89758 240845

You might also like