You are on page 1of 138

italo Calvino

VAROLMAYAN VALYE
(Roman)

Trkesi:
Gl Ik

ADA YAYINLARI

NS Z

Masallarmzn kapsn aralayan bir varm, bir yokmu


deyii talo Calvinonun bu yaptna pek uygun bir balang olurdu:
Bir varm, bir yokmu, bir varolmayan valye varm; soylulardan
soylu, yiitlerden yiitmi, ama hem varm, hem yokmu. Derken
bir gn bu valye... Masaln gerisini anlatcsna, brakp, biz
ncesine, yazarnn yaam ve sanat yksne deinelim.
talo Calvino kltr, zellikle bilimsel kltr dzeyi yksek bir
ailedendi; Kbada meslek almalar yapmakla grevli Liguryal bir
baba ile Sardunyah bir anneden, Havana yaknlarnda Santiago de Las
Vegasda 1923te dodu. ki bilimci, ocuklarna ulusalc armlar
yapan talo advn uzaklardaki lkesini unutmasn dileiyle vermilerdi,
ama o daha iki yana basmadan yurtlarna, baba topra Sanremo'ya dndler.
talyada Faizmin trmanarak yerletii, zgrlklerin kstlanp
smrgecilik sevdasnn krklendii, rejimle Kilisenin uzlat
yllarda, yazarmz aile ocanda herhangi bir dinsel eitim almadan,
vicdan zgrlne ve bimsel dnceye saygyle yetitirildi, ilkin
doaya, ardndan nsana aratrarak, zmleyerek, her gn yinelenen
bir merak ve ilgiyle bakmay rendi. Bu tutum mrboyu karakterinin
temel izgisini oluturacakt.
Calvino yksek renimini, babas gibi, tanm dalnda yapmaya
karar vermiti ki, Mttefiklerin alaa edip Almanlarn kurtard
Mussolininin Kuzey talyada kurduu talyan Sosyal Cumhuriyetince
askere arld. arya uymak yerine ondlt yandaki kardeiyle
birlikte Direniilere katld.

Dndnde, ikinci nemdi kararn vererek, edebiyat fakltesine


yazld, 1947de mezun oldu ve Direni deneyimini bir ocuun
gzleriyle anlatt ilk romann yaymlad. ^Yapt, zellikle nl talyan
yazan Cesare Pavese beenerek, gen yazarn artc dgcn ve
kalem ustalm vurgulad.
y
Sava ve Direni konulan daha sonra Ultimo viene corvo (En Son
Karga Gelir / 1949) ve Lentrata in guerra (Savaa Giri / 1954) balkl
yk kitaplarnda, giderek derinleen bir sorunsallkla yinelendi.
Ama Calvino sradan insann gncel, somut sorunlarna arlk
veren Yeni-gerekik akmnn smrlanna ulam, dgcnn
zorlamasyle gnteli ve somutu ama peindeydi. Bu gelimeyi kendisi
yle anlatr:
Ben, nceleri, o zamanlar dedikleri gibi yeni-gereki' ykler
yazyordum. Yani, benim deil de bakalannm bandan gemi olan ya
da gemi olduunu ya da olabileceini dndm ykler
anlatyordum, ve bu bakalar da halktan denen kiilerdi, ama kep
biraz dzensiz, garip tip* lerdi, dnceleri ve duygtdanyle yle pek fazla
uramak- sztn, yalnz syledikleri szlerle, yaptktan eylerle anlatlabmeleri gerekiyordu. Ksa ksa cmlelerle, abuk abuk yazyordum.
e Direni ykleriyle balam olmam rastlant deil. Bu ykler
iyi oluyordu, nk serven ykleriydiler, batan sona hareketli, vurdukrdil, biraz zalimce, dnemin havasna uygun, atp-tutan trden,
anlatnn tuzu biberi saylan suspence de eksik olmuyordu. 46da bir de
ksa roman yazmtm, II sentiero del nidi di ragoo (rmceklerin
Brd Patika), Yeni-gerekiliin acmasz hoyratlyle var gcmle
girimitim konuya, oysa eletirmenler masals olduumu sylemeye
basadlar. Ben bile be ldes dedim: k iyi anlyordum ki, marifet ii
snfndan, gndelik iddet olaylarndan sz ederken masals olabilmekti,
atolar-

dan, kuulardan dem vururken masals olmak herkesin harcyd.


Bylece, o yllarn halk yaantsndan alnma konular stne
yeni-gereki romanlar yazmay denedim, ama ba- anl
olmuyorlard, ben de onlan daktiloya ekmeden ekmeceye
tkyordum. Anlatmaya neeli bir tonla giriirsem yalan oluyordu;
gerek ok daha karmakt; her biemle- tirme eninde sonunda
zenti oluyordu. Daha dnceli, daha kaygl bir tonu
benimseyecek olsam, herey bozaryor, hznleniyordu, benim olan
o havay, yani yazann bir bakas deil de ben olmam hakl
gsterecek tek zr yitiriyordum. Deimi olan aslnda evrenin
mziiydi: Direni dneminin ve sava ertesinin ba sonu belirsiz
yaants zaman iinde uzaklayordu, olaanst ykler anlatan
btn o garip tiplere rastlamaz olmutunuz ya da rastlyordunuz da,
artk onlarla zdelemek, anlattklar ykleri benimsemek
gelmiyordu iinizden. Gerek daha baka, uzaktan bakldnda
daha normal gzken raylara oturuyordu, kurumlayordu; halk
kurumlannn aracl olmadan grmek gt; zaten ben de belirli
bir kategoriye sokulmutum: Byk kentlerin gri giysili, beyaz
gmlekli aydn kesimine. Ama, suu d etmenlere yklemek k
kolay, diye dnyordum; belki de gerek bir yazar dedim ben,
biroklan gibi, bir deiiklik dneminin dalgasna kaplarak
yazmtm; sonra da esinim tkenivermiti.
Bylece, kendime ve hereye ierledim, kiisel bir heves
olarak, 1951de II visconte diraezzatoyu (kiye Blnen Vikont)
yazmaya koyuldum. Bir yaz biimine bir bakasn yelemek, ya da
bir ahlksal allegori yaratmak gibi bir niyetim yoktu, dar anlamda
politika yapmak da dedi amacm. Kukusuz, pek bilincinde
olmamakla birlikte, o yllarn havasndan etkileniyordum. Souk
savan ortasndaydk, havada bir gerilim, bir satr paralan
vard: Grntye dnmyorlard ama, ruhlarmza egemendi
bunlar. Ve te,

tmyle dugcmden kaynaklanan bir yk yazarak, hi farketmeden, o


belli ann actstm de getirmekle kamtyor, ondan syrmay salayacak
atlm da anlatm oluyordum; yani olumsuz geree edilgenlikle boyun
emiyor, ona Direni edebiyatnn zellikleri olan hareketlilii, atptutuculu- u, ilii, biemsel tutumluluu, amansz iyimserlii Icatma- y
baaryordum.
Bylelikle, boylu boyunca ikiye ayrlan ve her paras kendi hayatm
sren adamn yks ortaya kt; ada dnrlerin yabanclam
ya da bask altnda diye tanmladklar, yanm kalm, sakatlanm,
btnlkten yoksun, kendine dman ada insann masallam
grntsyd kiye Ayrlan Vikont. Onu 956-57 yllarnda bir baka
soylu izledi: ocuk yata evinin gidiine ve kendine zorla benimsetilmek
i&tenen davran kurallarna kar karak aalara trmanan, bir daha
yere ayak basmayan, kendi yaantsna verdii dzeni tutarllkla lmne
dein srdren Aaca Tneyen Baron* (l barone rampante).
Bu kahramanmla bama alk olmadm birey geliyordu der
Calvino, onu ciddiye (diyordum, inantyordum ona, kendimi onun yerine
koyuyordum. Bakii baron Cosimo di Rondo olaytn gldr
erevesinden kyor, belli kltr zellikleri tayan bir ruhsal portre
oluturuyordu.
Calvino bu arada uzun bir alma sonunda eitli lehelerden
derledii masallar talyancalatrarak yaymlamt (Le fiabe
tatiane/talyan masallar).
Son ki romanna bu deneyiminin de eklenmesiyle, masal >eleriyle
rtl, masal yaplarna dayanan** II cavaliere

* Aaca Tneyen Baron (ev. Aydn Eme), E yaynlan, stanbul 1871.


** Vladimir Proppun masal yaplan zerindeki aratrmasnda belirlenen
temel yaplar bu romanda gzlemlenebilir (Bkz, V. PROPP, Masaln
biimbilimi, Fr. dan ev. Mehmet Rifat - Sema Rifat, B/F/S yay.,
stanbul 1985).

10

inesistente (Varolmayan valye) ortaya kt. Bakiileri soylu


olduundan romanzi araldich (armal romanlar) olarak amlan bu
roman 1%0da I nostri antenati (Atalarma) bah altnda tek kitapta
toplanarak, modem msamn, grnmlerin ve olaylarn tesinde,
kendisine tpatp benzeyen atalarnn yksn oluturdular\
Tarihsel masalannm ilkinde XVII. yzyilm, kincisinde XVIII.
yzyn ortamn kendince canlandran Calvino, bu kez daha gerilere,
Charlemagne'n Ispanyay Mariplilerden geri almak zere savat
VIII. yzyla gidiyordu.
valyelik konusunu ilerken Avrupa ve talyan edebiyatndaki
kkl geleneklere dayanyordu: Dinsel coku ve basklan, filizlenen
liklik zlemleri ile Ortaa nice yaptlara konu olmutu. X1I-XIII.
yzyllarda k talyan airleri Fransz szl edebiyatnn yiitlik
destanlarndan esinlenerek, Charlemagne valyelerini ycelttiler, o
destanlar daha sonraki fantastik eler ve soylu aklarla dolu breton
des- tanlaryle kartrarak renklendirdiler.
Ortaan ideal insann simgeleyen valye, efendisi imparatora
onur bavyle bal, apayn bir ahlak anlayna uymas, sk bir ruhsal
disiplin iinde yaamas, drst, kadna kar saygl olmas, zayflan
(dullan, yetimleri) korumas gereken, mrn din lks uruna
savaa adam bir kahramand. valyelik, aa egemen olan Kisenin
etkisiyle, giderek bir tr dinsel tarikata dnt.
Daha sonra kentlerin gelimesi, ticaretle geinen bir orta snfn
treyerek toplumda arltk kazanmas e, salt dine dayal dzen
sarsd, valyelik ideali unutuldu.
XV-XVI. yzyllarda talyan airleri konuya peniden el attlar,
ancak anlay deimiti, valyeler ya parodi, ya da Calvino'nun
dorudan esinlendii nl air Ariostodaki gi-

* Buradaki alntlar ve kitabn bitimindeki Sonsz Italo Cal- vino'mn


amlan yayma ekledii Sonszden zetlenerek evrilmitir.
11

W serven kahraman oluyorlard: Ortaan deil. Yenian kendi


gcn ve kiiliini kantlama peinde her trl lgnl yapabilen, kendi
radesinin gcyle ayakta duran, kendi yazgsn kendi izen insan idealini
canlandryorlard.
Calvino, bu zengin valyelik edebiyat geleneklerinin birikimiyle
yazd. Konuya bir modem masalc olarak yaklat, geleneksel destan ve
masal yaplarna kendi XX. yz yl adam elikilerini aktararak; tpk bir
modem ressamn geleneksel bir konuya yaklat gibi.
zettikle, varolana kar olmayan, doluya kar bosu eri
srdm ve daha baka benzeri motifleri ilediim yklerde baarl
olduumu duyuyorum.
Tm eletirmenlerin tartmasz kabul ettikleri gibi, Varolmayan
valye, bu baarl romanlarn banda geliyor.
Romanda, bizi, talyada ocuklarn bile severek okuduu elenceli
yk dzleminin tesine ileten, yazarn ada metafiziine anahtar olan
ifci cmlesini vurgulayalm; balarda:
Gen Rambaldo grnn bu denli aldatc olabileceini hi
aklndan geirmemiti
ve sonlara doru:
Varolmay da renir insan.

Son sz yine Calvinoya brakacaz; kitap bittiinde r dileyen, bir


glmsemeyle kaldrp rafa koysun, dileyen bir de yazarn dinlesin.
Italo Calvino geen Eyll aytnda Sienada ld.
stanbul, Ekim 1985 GL IIK

12

Parisin kzl surlar dibinde Fransa ordusu saf saf dizilmiti.


CarlomagnoC*) ordusunu denetimden geirecekti. saatten fazladr
oradaydlar; hava scakt; bir ilkyaz ikin- disiydi, biraz kapal, puslu; millet
zrhlarn iinde ar atee braklm tencerede gibi piiyordu. Kmldamadan
duran
(*) Charlemagne (742-814): Ortaan en nl kiilerinden biri, destanlarda ve
tarihte efsaneletirilmi Frank devlet adam ve komutan; IX. yzyl
balangcnda papann elinden imparatorluk tacn giyerek, lkesinin
snrlarn her ynde geniletti ve Romanra yklndan sonra Avrupada
ilk birlii kurdu. Ele geirdii topraklar Frank kurumlanna gre rgtledi,
bylece tipik ortaa toplum dzeni olan derebeylik yerleti. Eitim ve
aratrma fikrinin uyandnl- mas, Eskia uygarlnn canlandrlmas
yolunda harcanan byk abalar dolaysyla bir Charlemagne Rnesansndan sz edilir. Ispanya'y fethetmi bulunan Ma- riplilere kar
yapt uzun savalardan tr, evresindeki nl valyelerle birlikte
Fransz kahramanlk trklerinin bakiilerinden biri haline geldi.
Charlemagne evrimi destanlarn oluturan bu yaptlar saz airlerinin dilinde Fransadan talyaya tanarak bu lke edebiyatn hem balangta,
hem Rnesans dneminde nemli lde etkilediler. (.N.)

13

o valye dizisinde baylm ya da uyuyakalm olanlar yoktu


diyemeyiz, bereket zrhlan hepsini eyerlerinin zerinde dimdik, kaskat,
hep bir rnek tutuyordu. Birdenbire, borazan kez ald: Tolgalarn
sorgular durgun havada bir rzgr esmi gibi yerlerinden sradlar, o
ana dein iitilen deniz uultusuna benzer ses hemen kesildi, bylece,
miferlerin maden boazlarnda boulmu bir sava horultusu olduu
anlald. Ve ite, neden sonra, dipten doru ilerlediini grdler, doal
boyutlarndan daha bykm gibi gzken bir ata binmiti
Carlomagno, sakal gsnde, elleri eyerinin n kamdayd. Bugn
sava, yarn saltanat, bugn saltanat, yarn sava derken, kotur babam
kotur, o savalarn son grdklerinden beri biraz ihtiyarlam myd
ne?- Her subayn nnde ati durduruyor, dnp onu tepeden Aja bir
szyordu:
sYa siz kimsiniz, Fransann yiidi?
Bretagnal Salomon, efendimiz! diye yantlyordu o, aesinin
yettii kadar bararak; miferinin siperini kaldryor, scaktan
kpkrmz olmu yzn ayordu; ardndan baz yararl bilgiler
sunuyordu, rnein yle: Bebin svari, binbeyz piyade,
binsekizyz hizmetkr, be yldr seferdeyim.
Greyim sizi Bretonlar, eksik olma yiidim! diyordu Carlo,
sonra daga-dk, daga-dk, bir baka svari blnn komutanna
varyor, yeni batan balyordu:
Ya siz kimsiniz, Fransann yiidi?
ViyanaTi Ulivieri, efendimiz! diye heceliyordu o, mi* ferini aar
amaz. Hemen ardndan: bin seme svari, t yedibin kiilik birlik,
kuatma makinam, Tanrnn inayetiyle, Franklarn hkmdar Carloya
an olsun diye, kfir Fierabracciay yendim!
yi etmisin Viyanal, aferin sana diyordu Carlomagno, sonra
maiyet subaylarna: Atlar biraz sska, saman taynm arttrn. Ve
ilerliyordu:

14

Ya siz kimsiniz, Fransann yiidi? diye yineliyordu hep o ayn


tempoyla: Tatta-tatata-tatata-tatata...
Mompolierli Bernardo, efendimiz! Brunamonte ile Ga- lifernonun
galibi.
Gzel kenttir Mompolier! Gzel kadnlarn kenti! Maiyetindekilere: Bir bakn bakalm, rtbesini ykseltebilir miyiz unun.
Bu tr szleri imparatordan duymak hotu, ama yllar yldr, hep ayn
nktelerdi yinelenen.
Ya siz kimsin2? Armanz tanyorum...
Aslnda kalkanlarnn zerindeki armalardan hepsini tanrd,
kendilerini tantmalarna gerek yoktu, ama grenek byleydi ite:
valyelerin adlarn bildirip yzlerini gstermeleri gerekiyordu. Kimbilir,
belki de yle olmasa ilerinden bazlar denetlenmekten daha elenceli bir
i bulup kendi zrhlarn bir bakasna giydirip gnderirler diyeydi.
Dordonal Alardo, Amone dknn soyundan...
Hell olsun sana Alardo, papadan ne haber?
Ve byle srp gidiyordu. Tatta-tatata-tatata-tatata...
MongioiaU Gualfre! Sekizbin svari, ller dnda!
Sorgular dalgalanyordu.
DanimarkalI Ogier! Bavyeral Namo! ngiltereli Palme- rinoP
Aksam kyordu. Miferlerin hava delikleri ile enelik- leri arasnda
yzler pek iyi seilemez olmutu. Artk her szck, her hareket nceden
bilinebilirdi, yllar yldr srp giden o savata herey yleydi zaten; hep
ayn kurallara uygun olarak yaplan her arpma, her teke-tek vuruma
yleydi: Hatta ertesi gn kimin yenecei, kimin altolaca, bar- saklan
dar dklme srasnn kimde olduu, kimin eyerden dp km yere
vurmayla paay kurtaraca bugnden belliydi. Geceleri, mealelerin
nda, demirciler zrhlarn zerinde hep ayn berelere eki sallyorlard.
Ya si2?

15

Krai gele gele bembeyaz zrhl br valyenin nne gelmiti;


yalnz incecik, siyah bir izgiyle epeevre evriliydi zrh; baka her
yan apak, bakml, iziksiz, ekyerleri kusursuzdu; miferinin
tepesinde gkkuann binbir rengine dnen, kimbilir hangi Dou
horozunun kuyruundan yolunmu bir sorgu ykseliyordu.
Kalkannn zerinde, geni bir pelerinin kvrmlar arasnda bir arma
bulunuyordu; armann iinde kvrlarak iki yana alm bir pelerin
vard, ortasnda daha ufak bir baka arma, onun iinde de yine iinde
daha ufak bir baka arma bulunan bir baka pelerin. Giderek incelen
izgilerle hep birbirinin kvrmlar arasndan alan bir dizi pelerin
izilmiti, ortalarnda birey olmalyd, ama desen o kadar ufalyordu
ki, ne olduu seilemiyordu.
Va siz, uradaki, byle tertemiz, bakml... diye yneldi ona
Carlomagno; sava uzayp gittike, yiitlerin temizlik kurallarna
hergn biraz daha boverdiklerini grmeye almt.

Ben..
Ses kapal miferin iinden bir insan grtlandan kar gibi
gelmiyordu, demir zrhn paralan titreiyordu sanki, yankdan tr
de hafif bir uultu duyuluyordu.
...Guildivernizade ve Corbentraz ve Sural Vesairezade, Aa
Selimpia ve Fez valyesi Agilulfo Emo Bertrandino yum!
Yaaa... dedi Carlomagno, aa sarktt altdudan- dan
borazanms, hafif bir ses kt, yle der gibiydi yani: Btn bu
adlar aklmda tutmaya kalksam hap yutardm dorusu! Ama hemen
kalarn att:
Peki, neden tolga siperinizi kaldrp da yznz gstermiyorsunuz?
valye kln kprdatmad, ustalkla yaplm demir eldiveni
iindeki eli eyerinin kan daha sk kavrad, kalkan tutan teki eli
rperir gibi kasld.
Carlomagno steledi:

16

Hey, yiit valyem, size sylyorum! Ne diye hkmdarnza yznz gstermiyorsunuz?


Miferin hava deliklerinden ak-seik bir ses geldi:
Ben yokum da ondan, efendimiz
Ha, bir bu eksikti! diye bard imparator. Ordumuzda
imdi de varolmayan bir valye var, ha! Bir greyim, bakaym.
Agilulfo bir an duraksar gibi oldu, sonra eli hi titremeden,
ama ar ar, tolga siperim kaldrd. Miferin ii bombotu.
Gkkua rengi sorgulu beyaz zrhta kimseler yoktu.
Allah, Allah! Yaa yaa gr temaa! dedi Carlomag- no. E,
peki madem yoksunuz, nasl oluyor da h2met veriyorsunuz?
rademin gc sayesinde, efendimiz dedi Agilulfo, Ve
kutsal davamza olan inancmla. .
Ya, ya, yledir elbette, gzel syledin, insan grevini byle
yapmal. Eh, varolmayan biri olarak maaalahmz var!
Agilulfo srann sonuncusuydu. mparator artk herkesi
denetlemiti; atnn ban evirdi ve otama doru uzaklat.
Miyarlamt artk, karmak sorunlar aklndan karmaya
bakyordu.
Borazan saflan bozun borusunu ald. Allm at kemekei
balad, koskoca mzrak orman rzgrda bir buday tarlas gibi
dalgaland. valyeler eyerlerinden iniyorlar, uyumu bacaklarn
alsn diye hareket ettiriyorlar, seyisler atlan dizginlerinden tutmu
gtryorlard. Sonra kargaa ve toz bulutunun iinde valyeler
seildiler, kafa kafaya verip,tepelerinde rengrenk sorgular
oynaan bekler oluturmular, akalap hnerler gstererek, kadn
ve

17

onur dedikodular yaparak, saatlerce sren o zorunlu hareketsizliin


acsn karyorlard.
Agilulfo o beklerden birine katlmak zere birka adm att, derken
hi nedensiz, bir bakasna geti, ama kendine bir yer amad, hi kimse
de ona aldrmad. Gevezeliklere katlmakszn, biraz birinin, biraz
tekinin omuzlan arkasn* da bir sre kararsz kald, sonra bir kenara
ekildi. Alacakaranlkt; tolgasnn tepeliindeki gkkua rengi tylerin
hepsi imdi ayn belirsiz renge boyanmlard, ama apak zrh orada,
ayrn ortasnda tek bana gz alyordu. Agilulfo birdenbire kendini
plak duymu gibi kollarm kavuturup omuzlarn sard.
Sonra silkindi, hzl admlarla ahrlara doru ilerledi. Orada, atlarn
tmarnn kurallara uygun olarak yaplmad kansna vard, soylu
seyisleri paylad, at uaklarna cezalar verdi, btn i vardiyalarn
denetledi, grevleri yeni batan datt, btn ilerin nasl yaplacan
herkese teker teker kl-krk yararak aklad, iyi anlayp anlamadklarm
gr* mek iin kendi sylediklerini yineletti. Ve her an subay meslektalarnn grev ihmalleri ortaya ktndan, onlar teker teker arp
tatl akam sohbetlerinden alkoyuyor, imallerini nazike, ama amaz
bir titizlikle yzlerine vuruyor, kimini nbete, kimini devriyeye, kimini
nbetileri denetlemeye ve benzeri hizmetlere gnderiyordu. Her zaman
haklyd, valyeler onu atlatmann yolunu bulamyorlard ama, honutsuzluklarn da gizlemiyorlard. Guildivernizade ve Cor- bentraz ve
Sural Vesairezade, Aa Selimpia ve Fez valyesi Agilulfo Emo
Bertrandno rnek bir askerdi kukusuz, ama hi kimse ondan
holanmyordu.

18

Gece, ota kurmu ordular iin yldzl gkyz gibi dzenlidir; nbet
sralar, keif subay, devriyeler. Baka her- ey, sava durumundaki ordunun
o bitmez kargaas, beklenmedik olaylarn birden aha kalkveren atlar gibi
ortaya kt gndz kemekei imdi uykuya varmtr, hristiyan aleminin
tm savalarn ve drt ayakllarm yenmitir uyku; hayvanlar sra sra,
ayakta uyur, arasra nallarn yere srter, hafiften kiner ya da anrrlar;
insanlarsa kendilerini en sonunda yine miferlerinden, zrhlarndan
soyunmu, birbirinden ayr, birbiriyle kartrlmayacak birer kii olarak
bulduklarna memnundurlar; ite orada, horul horul hor- lamaktalar hepsi.
te yanda, kfirlerin ordughnda da herey tptpna ayndr: Ayn
admlarla ileri geri gidip gelen nbetiler, kum saatinden son kum taneciinin
getiini grr grmez koup nbeti devralacaklar uyandran nbeti avuu,
uykusuz gecesinden yararlanp karsna mektup yazan subay. Hristiyan ve
kfir keif kollar iki yandan karlkl yarm m erler, neredeyse ormana
kadar gelirler, ama orada biri bir yana, teki teki yana sapar, hi
karlamazlar, sonra gerisingeri ordugha dnp hereyin yolunda olduunu
bdi-

19

rir, gidip yatarlar. Yldzlar ve aydede iki dman otan zerinden


sessizce kayp giderler. hsan hibir yerde ordudaki kadar rahat
uyumaz.
Yalnz Agllfo o rahatlktan nasibini alamyordu. Tam donanml
beyaz zrhnn iinde, hristiyan ordughnn en derli-toplu, en
konforlu adrlarndan birinde, srtst uzanmay deniyor,
dncelerini srdryordu: Uykuya dalmaya hazrlanan birinin ba
sonu belirsiz dnceleri deil, hep belli bir mantk izgisi izleyen,
yerli yerince dnceler. ok gemeden dirseine dayanp
doruluyordu, herhangi bir el iine dalma gereksinimi duyuyordu;
zaten prl prl olan klcm parlatmak ya da zrhnn ekyerlerini
yalamak gibi. Bu iler de uzun srmyordu: te, az sonra ayaa
kalkyor, mzram, kalkanm alp adrndan kyor, beyazms glgesinin ordughta gezindii grlyordu. Sivri tepeli adrlardan
uyuyanlarn ar soluklarnn konseri ykseliyordu. Gzlerini
yumabilmek, bedeninin bilincini yitirmek, kendi saatlerinin
boluuna gmlmek, sonra uyanp kendini yeniden ncekinin ayn
bulmak, yaantsnn ipliklerini yeni batan rmek ne demektir,
Agilulfo bunu bilmiyordu ve varolan insanlara zg olan uyuma
yetisine imrenmesi de yle, insann aklnn bile almad bir eye
kar duyduu belirsiz imrenmeydi. urada burada, adrlarn
kysndan kesinden km, yukar kalkm baparmaklaryle
plak ayaklarn grnm onu daha fazla etkiliyor ve tedirgin
ediyordu: Uykuya varm ordugh bedenlerin sultanlyd, iilmi
arab ve bir sava gnnn terini hohlayan eski Adem teni serilmi
yatyordu gzalabildiine; adrlarn eiklerinde iim boalm zrhlar
karmakark ylmlard, sabaha hizmetkrlar ve seyisler alp
gzelce parlatsnlar, br hale- yola koysunlar diye bekliyorlard.
Dikkatli, sinirli, kibirli, geip gidiyordu Agilulfo: geri beden sahibi
insanlarn bedenleri iinde hasete benzer bir tedirginlik
uyandryordu, ama ayn zamanda gururla, bir stnlk duygusuyle
kasla

20

rak kmsyordu onlan. nleri dillere destan olmu meslektalar, o


anl valyeler, aslnda neydiler yani? Rtbelerine, adlarna,
baardklar byk ilere, glerine ve yiitliklerine tank olan zrhlar
ite bir kabua, ii bo bir demir ynna dnmt, insanlar ise
orackta horlayp duruyorlard, yzlerini yastklarna gmm, aralk
dudaklarndan incecik bir salya szyordu. O ise, hayr, paralanamaz,
blnemezdi: Gnn ve gecenin her saatinde, falan gn Aa
Selimpia ve 'Fez valyesi iln edilmi, hristiyan ordusunun onurunu
yceltmek iin falan, falan ve falan kahramanlklar gstererek,
imparator Carlomagnonun ordusunda filan ve filan birliklerin
komutanlna atanm bulunan Guil- divernizade ve Corbentraz ve
SuraI Vesairezade Agilulfo Emo Bertrandino olarak kalyordu.
stne stlk, tm ordughn en gzel, en temiz zrh, varlnn
ayrlmaz bir paras olarak onundu. Ayrca dnyalara nam salm nice
valyelerden daha iyi bir subayd; hatta subaylarn en iyisiydi.
Gelgelelim, gecenin iinde umutsuz, drt dnyordu.
cKommtan beyzadem, balayn ama, nbeti devralmaya ne
raman gelirler acaba? saattir burada aa oldum!
Nbeti karn anyormu gibi mzrana abanmt.
Agilulfo ban evirmedi bile:
Yanlyorsun, ben nbeti subay deilim dedi, yrd, geti.
Kusura bakmayn, komutanm. Hani baktm buralardan
geiyorsunuz da, sandm ki...
TTiTmpffp en ufak bir eksiklik Agilulfoya hereyleri denetlemek,
bekalarnn ilerinde baka yanllar ve ihmaller bulmak iin delice bir
istek verirdi, uluorta, geliigzel yaplm eyler karsnda iddetli bir
ac duyard... Ama grevlerinin arasnda o saatte yle bir denetim
yapmak bulunmadndan, bu davran da yersiz, hatta disipline aykr
saylrd. Agilulfo kendini tutmaya, ilgisini ertesi gn zaten uramakla
ykml bulunduu zel sorunlara snrlamaya a

21

lyordu; rnein mzraklarn konduu birtakm avadanlklarn ya da


saman kuru tutmaya yarayan gerelerin dzenlenmesi gibi... Ama
beyaz glgesi hep geceden artakalm bir arap damacanas
bulabilmek umuduyle mahzeni kartran bir avuun, bir nbeti
subayn, devriye erlerinin kargsna dikiliyordu.... Her seferinde
Agilulfo bir an iin ne yapacam kestiremiyordu, yalnzca varlyle
bakalarn disiplin saygsna zorlamay beceren biri gibi mi
davransn, yoksa grevli olmad bir yerde bulunduundan, kibarca
bir adm geri ekilip, hi orada yokmu gibi mi yapsm, bilemiyordu.
Bu kararszlk iinde, dncelere dalarak durabyor- du: o tavrlardan
ne birini ne tekini taknamyordu; yalnzca herkesi rahatsz ettiini
duyuyordu, bakalar ile iliki kurabilmek iin bireyler yapmak
istiyordu, rnein avu edasyle buyruklar yadrmaya, svp
saymaya balamak ya da meyhane arkadalar arasnda yapld gibi
katla katla glp ak-sak lflar etmek gibi. Byle yapacak yerde,
kibir maskesi takm bir ekingenlikle ya da ekingenlikle dengelenen
bir kibirle, anlalmaz bir selam mrldanarak geip gidiyordu;
ardndan, onlarn kendisine bireyler sylediklerini sanarak, Ne?
diye yle bir dnp arkasna bakyor, ama hemen sonra kendisiyle
konumadklarm anlayarak, oradan kaarcasna uzaklayordu.
Ordughm snrlarna, ssz yerlere doru ilerliyor, plak bir
ykseltiye varyordu. Durgun geceyi yalnzca sessiz kanatl, minik,
biimsiz birtakm glgelerin yumuack uuu kmldatyordu, bir an
bile bir yn tutturamayan yarasalard bunlar. Fare ile ku arasnda ne
olacan arm o zavall bedenleri bile elle tutulur gvenli bir
nesneydi, yle ak agziyle sivrisinekleri yutarak, havada kendisini
oradan ortaya atabilen birey ite; oysa rzgr esintileri, uuan
sivrisinekler ve ay Agilulfonun btn o zrhnn her yarndan
girip kyorlard. Yreinde mayalanp kabarm olan belirsiz fke
birden patlak verdi: Agilulfo klcn knn

22

dan ekti, iki eliyle birden kavrad, alalan her yarasaya vargcyle
indirmeye koyuldu. Sonu sfr; yarasalar hay sonu belirsiz uularn
srdryorlard, havann yer deitirmesiyle ancak sarslyorlard.
Agilulfo klcm yel deirmeni gibi savuruyordu; artk yarasalara
vurmaya almaktan vazgemiti; darbelerine bir dzen gelmiti, klla
eskrim kurallarna uyuyordu; ve ite gelecek arpmaya hazrlanr gibi,
talim yapmaya balam, ters vuru, aldatma, savuturma hareketleri
stne kuramlar sralyordu.

Birden durdu. Orada, bir itin arkasndan tepede bir delikanl


bitivermi, kendisini seyrediyordu. Tek silah klcy- d, gs hafif bir
zrhla korunmutu.
Ah, valyem! diye bard delikanl, Sizi engellemek
istemezdim! arpmaya m hazrlanyorsunuz? afan ilk klanyle^
sava balayacak, deil m? tzin verir misiniz ben de sizinle birlikte
talim yapaym? Ve ksa bir sessizlikten sonra: Ordugha dn geldim...
Benim ilk arpmam olacak... Herey beklediimden o kadar deiik
ki...
Agilulfo imdi yan duruyordu, klcm gsne bastrm, kollarm
kavuturmu, kalkannn ardna gizlenmiti.
Silahl atma durumunda komutanlka verilen karar ve
buyruklar subaylara ve birliklere harekt balangcndan bir saat nce
bildirilir dedi.
Delikanl hevesi kursanda braklm gibi kalakald, ama hafif bir
kekelemeyi yenerek, yine ayn cokuyla sz ald:
imdi bakn, ben buraya ey iin geldim... babamn cn almak
iin... Siz byklerimden, ltfedip, savata emir tsoarre olacak o kfir
kpei ile karlamak iin ne yapmam gerektiini sylemenizi
istiyordum, yani tpk onun kahraman pederim Rossiglione markisi
Gherardoya yapt gibi!
ok kolay, delikanl dedi Agilulfo, sesinde imdi biraz

23

coku seziliyordu, ynetmelikleri ve tzkleri ezbere bilen, bu


bilgisinden, ayn zamanda da bakalarnn hazrlkszlm
kantlamaktan zevk alan birinin cokusu. Dello, chna. ve Onur
Lekeleri Genel Mdrlne bu isteinin gerekesini belirten bir
dileke ile bavurursun, onlar gereini dnr' ler*
Onun, hi deilse babasnn adn duyunca aknlk ve sayg
gstermesini bekleyen delikanh bu sylevin anlamndan nce tonuna
gcendi. Sonra valyenin dediklerini dnmeye alt, ama yine
iin iin yadsmaya ve yreindeki cokuyu ldrmeye abalyordu.
Aman valyem, benim derdim genel mdrlkle deil ki, beni
anlyorsunuz herhalde, yani kendi kendime diyordum ki,
yreimdeki bu cesaretle, bir deil, yz kfiri gebertmeye yetecek
bu atele... Sonra silah kullanmada da stme yoktur, iyi eitildim,
biliyor musunuz?... Diyordum ki, o karklkta, daha ne yana
gideceimi anlayamadan, bilmem ki... O kpei bulamazsam,
elimden kaarsa, ite byle durumlarda sizler ne yaparsnz, syleyin
valyem, yani savata zel bir sorununuz varsa, yalnz sizin iin
lm-kalm meselesi olan birey yani...
Agilulfo kuru bir yant verdi :
Ben sk skya kurallara uyarm. Sen de yle yap, yamlmazsn.
Balayn dedi ocuk, souktan donmu gibi kalakal- mt,
Cannz skmak istememitim. Sizinle, bir soylu valye ile
birazck kl talimi yapmak isterdim! nk ben eskrimde ok
iyiyimdir, ama bilirsiniz ya, hani bazen sabahn krnde, insann
kaslar uyumu olur, daha snmamtr yani, o zaman istediim gibi
frlayamyorum. Size de olur mu?
Bana m? Hayr, olmaz dedi Agilulfo, srtm dnm,
uzaklayordu.
Delikanl konaklama yerlerine dald. afaktan nceki be

24

lirsiz saatti. adrlarn arasnda insanlarn ilk kmldanmalar


seziliyordu. Kurmaylar daha kalk borusu almadan ayaktaydlar.
Komutanlarn ve kurmay subaylarn adrlarnda, gkyznden
szlen alacakaranlkla yanan mealeler yaklmt, Akamdan
fsldatklan gibi gerekten sava gn myd bu balayan? Yeni
gelen tedirginlie kaplmt, ama beklediinden, kendisini oraya
srklemi olandan deiik bir tedirginlie; daha dorusu; yeniden
topraa salamca bastm duyma kaygsyd bu, nk imdi her
dokunduu ey sanki ii bomu gibi ses veriyordu.
Prl prl zrhlarm kuanm, tepeleri sorgulu tostoparlak
miferler giymi, yzleri siperlerinin ardna gizli soylu yiitlere
rastlyordu. ocuk dnp dnp arkalarndan bakyor, tavrlarna,
yle zrh, mifer, omuzluklar tek paraym gibi bellerinin zerinde
kurumla bir yandan bir yana dnlerine yknmek geiyordu
iinden. te, yenilmez valyelerin arasndayd, silah elde onlar
savata izlemeye, onlar gibi olmaya hazrd ite! Ama izledii iki
valye atlarna binmek yerine, zerinde ktlar yl bir masaya
geip oturdular, iki byk komutan olmalydlar kukusuz. Delikanl
koup kendini tamtt:
Ben mteveffa marki Gherardonun olu, valye aday
RossiglioneIi Rambaldoyum' Sevil surlar dibinde kahramanca
-arparak ehit olan babamn cn almaya geldim!
tin adam ellerini tyl miferlerine attlar, alt yanndan,
boazlktan ayrarak kardlar, masann zerine koydular. Ve
miferlerin altndan iki dazlak, sanmtrak kafa, derisi biraz prsm,
her yanndan saikm iki yz, rengi solmu kaytan layklar kt: iki
yazman, kt doldurmakla mr tketen iki kocam memur surat.
Parmaklarm tk- rklediler :
Bir bakal, Rossiglione, Rossiglione... diyerek kocaman bir
kayt defterinin sayfalarn evirmeye baladlar. 4yi ama senin
kaydm dn yaptk ya! Ne istiyorsun? Neden birliinde deilsin?

Hibir ey, yani bilemiyorum, bu gece uyku tutmad, sava


Hi^fmmpk, ben babamn cn alacam, biliyorsunuz, emir soarreyi
ldrmeliyim, bu i iin aramam gereken bir yer varm... Hah, buldum:
Dello, calma ve Onur Lekeleri Genel Mdrl nerededir acaba?
Bak, bak, bak! Daha dn geldi, bugn ayann tzyle bamza
neler karyor! Genel mdrl kim syledi sana?
u ey valye var ya, o syledi, ad her neyse, hani bembeyaz
zrh olan...
Offf! Bir o eksikti! Varolmayan burnunu sokmad i de yoktur
zaten!
Nasl varolmayan? Bur unsuz mu yani?
Kendi ba nasl olsa armaz diye, bakalarnn ban artmaya
baylr.

Kendi ba niye armaz peki?


Ba var m ki arsn? O yle, varolmayan bir valyedir ite...
Varolmayan da ne demek? Ben grdm ya ite! Bal gibi vard!
Ne grdn ki? Bir demir yn... O, varolmadan olan biridir,
anladn m, aylak?
Gen Katnbaldo grnn bu denli aldatc olabileceini hi
aklndan geirmemti: ordugha ayak bastndan beri hereyin
gzktnden farkl olduunu kefediyordu.
Demek Carlomagnonun ordusunda insan varolmas gerekmeksizin anl-anl bir valye, stelik yiit sava ve .gayretli bir
subay olabiliyor, ha?
Yava ol bakalm! Kimse Carlomagnonun ordusunda, vb...
demedi ki. Yalnzca: bizim birlikte byle byle bri var, dedik, o kadar.
Genelde neyin olabilip neyin olamayaca bizi ilgilendirmez. Anlald
m?
Rambaldo Dello, calma ve Onur Lekeleri Genel Mdrlnn
bulunduu adra doru ilerledi. Artk zrhlara

26

ve tyl miferlere bakp aldanmyordu: o masalarn gerisindeki zrhlarn


iinde toz-topraa bulanm elimsiz adamcazlarn bulunduunu anlyordu.
Zrhn iinde o kadarck birinin varolmas bile nimetti 1
Demek imdi sen general rtbeli Rossiglione markisinin cn almak
istiyorsun! Bakalm: bir generalin cn almak iin usulne en uygun ilem
binba temizlemektir. Kolayndan tane verelim sana, iin tamam olsun.
Galiba anlatamadm: benim ldrmem gereken kii emir soarre. anl
pederimin yaamna son veren oydu!
Anladk canm, anladk, ama emir ldrmek yle kolay i mi
sanyorsun... Drt yzba ister misin? Sana hemen bu sabah drt kfir
yzbas garantileyebiliriz. Hem bak, aslnda drt yzba bir ordu
komutanna karlk tutulur, oysa senin baban topu-topu tugay komutanym.
Ben soarreyi arayp bulacam, karsaklarn dar dkeceim! Onu,
bakasn deil, onu!
Sen bu kafayla sava yerine soluu mahpusta alacaksn aslanm !
Azmdan kan kulan duysun! Sana soarre iin glk karyorsak, bir
bildiimiz var demektir... Ya imparatorumuzun el altndan soarre ile bir
pazarl varsa...
Ama iki grevliden, o ana dein kafasn ktlarn arama gmm
duran sevinle yerinden doruldu :
Tamam, tamam ite! Hibir ey yapmana gerek yokmu! calmann
falan yeri deil! Ulivieri, geen gn, iki amcasn savata ldler sanp lerini
almt! Oysa amcalar bir masann altnda szp kalmlarm! imdi bizim
elimizde fazladan iki amca intikam var, bamz dertte yani. imdi erisi
dorusuna geliyor: bir amca intikamn biz yarm baba intikamna edeerli
sayarz, yani elimizde ak bir baba intikam varm demek.
Rambaldo fkesinden ldracakt:

Ah, zavall babacm!


Ne oluyorsun, canm?!

27

Kalk borusu almt. Gnn ilk nda ordugh silahl


adamlarla kaynayordu. Rambaldo, giderek dzenli mangalara ve
birliklere dnen o kalabala karmak isterdi, ama o demir
tokumalar ona bceklerin kanat rpmas ya da ii bo kabuklarn
trtsym gibi geliyordu. Savalarn birou belden yukar
zrhlarn giymilerdi, demirden yan ve srt paralarnn altndan donpaa bacaklar grnyordu, nk uylukluk, bacaklk ve dizlikler
eyere trmandktan sonra giyilirdi. O elikten gvdelerin altnda
bacaklar ekirge bacaklar gibi incecik gzkyordu; konuurken
tostoparlak, gzsz balarn kmldatlar, zrhlara brnm ellerini
kollarn kmldatlar ekirgeleri ya da karncalar andryordu;
btn o kouturmaca zaten ne id belirsiz bir bcek
kaynamasna benziyordu. Aralarmda, Rambaldonun gzleri birey
aratrd : Agilulfonun apak zrhyle karlamay umuyordu, o
ortaya karsa belki ordunun kalan da daha bir somutlaacakt ya da
belki karlat en salam varlk varolmayan valyeydi.
Bir am aacnn dibinde grd onu, yere oturmu, aatan den
kozalaklar dzgn bir plana uygun olarak, dik gen biimi
diziyordu. afan o saatinde, Agilulfo hep dikkat isteyen bir ile
urama gereini duyard : bireyleri saymak, geometrik ekiller
halinde dzenlemek, artma tik sorunlar zmek gibi. O saat,
cisimlerin gece boyunca brndkleri glge younluunu yitirip,
yava yava yeniden renklerini kazandklar, ama n hafiften
demesi, usulca sarp sarmalamasyla bir belirsiz eikten getikleri
saatti: insann yeryznn varolduuna en az gvendii saat. Agilulfo ise, cisimleri karsnda hep kendi iradesinin gcyle gslemesi
gereken bir masif duvar gibi duyma gereksinimin- deydi, ancak
bylelikle kendi kendisinin kuku gtrmeyen bilincini
koruyabiliyordu. evresindeki dnya belirsizletike, anlalmaz
olduka o da bu yumuack lolukta boulup gittiini duyar,
boluun iinden ak-seik bir dnce, bir

irade hareketi, bir niyet bulup karamazd. Kendini rahatsz duyard:


yle anlarda kendinden geecek gibi olurdu sanki; dalp gitmemek
iin kimi zaman pek byk bir aba harcamas gerekirdi. te o zaman
saymaya balard: yapraklar, talar, mzraklar, kozalaklar, eline ne
geerse onu. Ya da onlar sralar, kare ya da piramit biiminde dizerdi.
Bu tr titiz uralara dalnca rahatszln yener, honutsuzluunu,
tedirginliini, bezginliini alteder, her zamanki zihinsel berraklna ve
gvenli tavrlarna yeniden kavuurdu.
Rambaldo onu byle grd, dalgn ve hzl hareketlerle kozalaklar
gen biiminde yerletiriyor, sonra genin kenar zerinde kareler
(dtryor, ardndan dik kenarlardaki kozalaklar toplayp
hipotenstekilerle karlatryordu. Rambaldo burada hereyin trelerle,
trenlerle, kurallarla, formllerle yrtldn anlyordu, ama ya
bunun altmda ne vard, altmda? Oyunun tm bu kurallarnn dnda
olduunu bilmekten doan anlatlmaz bir korku saryordu yreini...
Ama sonra dnyordu, kendisinin de ille babamn cn alacam
diye tutturmas, gnlndeki bu savama, Car- lomagnonun
savalarnn arama katlma atei de hilie gmlp kaybolmamak
iin bir tre deil miydi, tpk valye Agilulfonun vle knaalaklan
kovun kaldrmas gibi yaa_ye gen Rambaldo bylesine beklenmedik
sorunlarm tedirginliiyle bunalarak kendini yere att, hngr hngr
alamaya koyuldu.
Salarna bireyin konduunu duydu, bir eldi, demirden bir el, ama
hafif. Agilulfo yambana diz kmt :
Neyin var ocuum? Neden alyorsun?
teki insanoullanndaki ruhsal knt, bunalm ya da fke
nbetleri Agilulfoya hemen kusursuz bir sknet ve gven verirdi.
Varolan kimselerin kapldklar sarsnt ve bunalmlara kar bakl
olduunu duymak ona bakalar- na yukardan bakma ve koruyucu bir
tavr takmma olanam veriyordu.

29

Balayn dedi Rambaldo, yorgunluktan olmal. Btn gece


gzm krpmadm, imdi de kendimi arm durumdaym. Bir
dakikack olsun uyuyabilsem... Ama gn aard artk. Ya siz, byle hi
uyumadan, nasl dayanyorsunuz?
Ben bir an bile uykuya dalsam kendimi arrdm dedi Agilulfo
yavaa, daha dorusu kendimi armam bile, hepten kaybederim. te
bu yzden gnn ve gecenin her anm uyank geiriyorum.
Kt birey olmal...
fYooo. Sesi yeniden kuru, gl bir ses olmutu.
Peki, zrhnz srtnzdan hi karmaz msnz?
Beriki yine mrldanr gibi sylendi:
Srtm diye birey yok ki. karmann da, giymenin de anlam yok
benim iin
Rambaldo ban kaldrm, o karanlkta bir bakn kvlcmn
grmek istermiesine siperin yarklarna bakyordu.
Peki nasl oluyor bu?
Ya baka trls nasl oluyor?
Beyaz zrhn demirden eli hl delikanlnn salarmday- d.
Rambaldo bann zerinde onun arln ancak farkedi- yordu, tpk bir
cisim gibi, kendisine ne avutucu, ne skc, hibir insan yaknlnn
scakln aktarmyordu; delikanl yine de iine gerilimli bir inada
benzeyen bir duygunun yayldn duyuyordu.

30

Carlomagno atnn zerinde, frank ordusunun banda ilerliyordu.


Yaklama yryndeydiler; aceleleri yoktu; pek hzl gitmiyorlard.
mparatorun evresinde yiit valyeleri beklenmiler, sabrsz atlarn
dizginliyorlard; o sarsntda, dirsek dirsee vermi giderken, gms
kalkanlar bir baln solungalar gibi kalkp iniyordu. Upuzun, zeri
pullarla kapl bir bala benziyordu ordu: ylan balna.
Kyller, obanlar, kasaballar yol kysna yor-- lard.
Carlo bu, kral Carlo!
Onu pek alk olmadklar tacndan ok sakalndan tanyarak yerlere
kadar eiliyorlard. Sonra hemen dorulup savalar semeye alyorlard:
Bak, uradaki Orlando!(*).

(*) Orlando (Roland): Charlemagnen yeeni ve efsanev Charlemagne


evrimi kahramanlarnn en nls. Denildiine gre, Bretagne u
eyaletleri kontu olan Roland, Charlemag- nem Ispanya'dan dnen art
kuvvetlerine saldran Vas- konlar tarafndan 778de Ronceveaux'da
ldrlmtr. evresindeki teki valyelerin banda zamanla bir efsane kahraman haline gelen Roland ilkin Fransada la Chanson de Roland
destannda, sonra talya'da, Hal seferleri anda, iki dinsel dnyay
kutsal sava ortamnda kar karya getiren o ruh inde ele alnarak,
Mslmanlara kar arpan hristiyan valyelerin rnei olarak grld. (.N.)

Yok canm, Uliveri o!


Bir tanesini bile karamyorlard aslnda, ama hi f arket- mezdi,
gnk nasl olsa o da, teki dejradaydlar, ve istediklerini grm
olduklarna yemin etseler balar armazd.
Topluca at kotururlarken, Agilulfo arasra ileri doru ksa bir kou
koparyor, sonra durup tekileri bekliyor, arkasna dnp birliin
yanak dzen ilerleyip ilerlemediine bakyor ya da gnee bakarak
ufkun zerindeki yksekliinden saatin ka olduunu hesaplamaya
alyordu. lerinde yalnz o, yry dzenini, molalar, geceden
nce varmalar gereken konak yerini dnyordu. teki soylu
valyeler ise, canm yaklama yryndeydiler ya ite, hzh da gitseler yava da gitseler, nasl olsa yaklayorlard ve imparatorun
yorgun, yal olduunu bahane ederek her meyhanede durup imeye
hazrdlar. Yol boyunca meyhane levhalar ile hizmeti kzlarn
klarndan baka ey grmyorlard > biz de anlatalm derken
azmz bozuyoruz ya, neyse ; bunun dnda, sanki bir sanda
kapatlm gibi yolculuk ediyorlard.
evredeki binbir eye kar en fazla merak gsteren yine
Caromagno oluyordu.
Aaa! rdeklere bakn, rdeklere! diye yaygaray basyordu.
Yol kysndaki ayrlarda ordu kadar rdek vard. Ortalarnda da
bir adam, ama ne halt kartrd hi anlalmyordu: elleri srtnda,
melerek yryor, ayaklarm rdekler gibi dmdz kaldryor,
boynunu uzatp Vak... vak... vak yapyordu. rdekler hi oral
deildiler, onu kendilerinden biri sayyorlard herhalde. Aslna
bakarsanz, adamla rdekler arasnda grnrde pek bir fark da yoktu,
nk srtndaki paavralar toprak rengiydi (ou uval paralan
birletirerek yaplm gibiydi), ama yer yer tpk rdeklerin tylerinin
renginde yeilimtrak griydi, ayrca onlann

32

biribir renkteki izgilerini andran yamalar ve lekelerle kap* l, hem de


lime limeydi.
Hey, sen, imparatorunu byle mi selamlyorsun? diye barlar
soylu valyeler; unun bunun basna musallat olmaya dnden
hazrdlar.
Adam ban evirip bakmad bile, ama o bartlardan rken
rdekler hep birlikte havalanverdiler. Adam burnunu havaya dikti,
onlarn uularna bakarak bir an bekledi, sonra kollarm iki yana at,
zplad, byle zplaya zplaya, paavralardan salkm-saak kollarn
rpa rpa, kahkahalarla glerek ve keyifli Vak! Vakblar kararak
sry izlemeye alyordu.
Yaknda bir bataklk vard. rdekler uarak gidip zerine kondular,
kanatlarn toplayp, hafif bedenleriyle yze yze uzaklatlar. Adam su
birikintisine varnca kannst att kendini, sulan her yana fkrtt,
acemice hareketlerle debelendi, bir Vaki Vak! denemesi daha yapt,
ama suya gmld iin sesi bir gurultuya dnt, yeniden su yznde gzkt, yzmeye abalad, bir daha batt.
Elinde sazdan bir denekle kagelen bir kyl kzna valyeler
sordular :
O adam rdeklerin oban m?
Yooo, rdeklerin oban benim, benim rdeklerim bunlar, onun
bir ilgisi yok, o Gurduludur... dedi kyl kz.
Peki, ne ii var rdeklerinle?
Hiii, arasra tutara tutar byle, rdekleri grr, feleini arr,
kendisi olduklarn sanr...
Kendini rdek mi sanr yani?
rdekleri kendisi sanr... Gurdulu ite, nasldr, bilirsiniz:
dalgacnn biridir...
E imdi nereye gitti?
Soylu yiitler batakla yaklatlar. Gurdulu grnrlerde yoktu.
rdekler te yana gemi, paytak paytak otlarn arasnda yrmeye
balamlard. Batakln evresindeki e-

33

reltiotlarndan doru bir kurbaa korosu ykseliyordu. Adam sanki


soluk almas gerektiini o anda anmsam gibi birdenbire bam
sudan kard. Burnunun ucunda, suya yansyan, ereltiotlaryle kapl
o kynn ne olduunu kavrayamyormu gibi aknlkla baknd.
Her ereltiotunun zerinde ufack, yemyeil, prl prl bir hayvanck
oturmu, kendisine bakyor, var gcyle Vrak! Vrak! diye
haykryordu.
Gurdulu, pek sevindi pek, Vrak! Vrak! Vrak! diye yantlad, o
byle seslenince tm ereltiotlarndan suya, sudan ereltiotlarna
doru bir kurbaa sraydr balad. Gur- dulu da Vrak! diye
bararak zplad, tepeden trnaa srlsklam, amurlara batm olarak
kyda buldu kendini; kurbaa gibi meldi, ylesine iddetli bir
Vrak! kard ki, sazlar ve otlar krlp kt, soluu yine suyun
iinde ald.
yi de, boulmaz m? diye sordular soylu yiitler bir balkya.
E, bazen Omobo kendini unutur, kaybolur, gider... Ama
boulmaz... Asl dert balklarla birlikte aa takldnda... Birgn
kendisi balk tutmaya kalktnda yle olduydu... A suya salm,
bakm bir balkcaz aa taklmak zere, ne yapsn, o balkla o kadar
zdelemi ki, kaldrp kendini suya atm, kendisi girmi aa...
Omobo ite, birsiniz...
Omobo da nereden kt? Ad Gurdulu deil miydi?
Biz Omobo diyoruz.
Ama o kz...'
Ha, bakn, o bizim kyden deil, demek onun kynde yle
aryorlar.
Peki, kendisi hangi kydendir?
Valla, yle, dolar ite...
Atllar armut aalanyle dolu bir meyva bahesinin ya* randan
geiyorlard. Armutlar olgundu. Savalar mzrakla- nyle armutlar
iliyor, miferlerinin azlndan ieri atyorlar, sonra saplarm
tkryorlard. Armut aalanyle bir

34

sraya dizilmi, kimi grseler beenirsiniz? Gurdulu-Omo- bo'yu.


Kollarn arptarak dal gibi yukarya doru kaldrmt, ellerinde,
aznda, bann stnde, giysilerinin yrtklarnda hep armutlar
vard.
una bak dedi Caromagno elenerek, kendini armut
aalarna benzetmi!
Silkeleyeyim de grsn! dedi Orlando ve bir sille indirdi
Gurdulu btn armutlarn birden koyverdi, armutlar ayrda
bayr aa yuvarlandlar, onlann yuvarlandn gren Gurdulu da
ayrlarda bir armut gibi yuvarlanmaktan kendini alamad, bylece
gzden kayboldu.
Majesteleri, onu balaynz! dedi oradan bir ihtiyar
bahvan. Martmzul kimi zaman yerinin cansz bitkiler ya da
meyvalarn arasnda deil, hkmdarmzn sadk kullarnn yannda
olduunu anlayamyor!
mparator hogryle sordu:
Peki, sizin Martinzul dediiniz bu kan zoru ne? Kafasndan
neler getiini kendi de bilmiyor galiba!
Biz nereden bilelim, efendimiz? htiyar bahvan grm
geirmig birinin saduyusuyle konuuyordu. Aslnda belki tam
anlamyle kak olduu da sylenemez: varolan, ama olduunu
bilmeyen biri yalnzca.
Aman ne gzel! Bir yanda varolan, ama olduunu bilmeyen bu
bendem, bir yanda varolduunu bilen ama varolmayan valyem.
Birbirlerine pek yarayorlar, inann bana!
Caromagno artk eyer stnde durmaktan yorulmutu.
Atuaklanna dayanarak, sakalnn iinde soluk solua sylenerek
indi: Zavall Fransa! mparator yere basar basmaz, bir iaret
verilmi gibi btn ordu durdu ve ota kuruldu. Karavana piirmek
iin kazanlar hazrland.
Gurgur mudur nedir... getirin bakaym bana, ad neydi onun?
dedi kral.
Ad gittii yere gre deiir dedi bilge bahvan, pei-

35

ne takld hristiyan ya da kfir ordusuna gre de; Grgr da derler, GidiYusuf da, Naber Yusuf, Bin-stanbul, Pestan- zul, Bertinzul,
Martingarip, Gariban, Hayvanherif, Vadideki irkin, Gian Paciasso ya da
Pier Paciugo da adlandr. Tanr bilir, cinin bucanda bir iftlikte
bunlardan apayn bir ad takm da olabilirler; bir de ne var, biliyor
musunuz, adlan mevsimden mevsime deiir. Galiba adlar ona hi
yapp kalmyor, zerinden akp gidiyor. Zaten hangi adla arrsanz
onun iin farketmez. Onu arrsnz, keilerden birini aryorsunuz
sanr; lf arasnda peynir ya da ekmek deyin, ^Buradaym diye ses
verir.
ki valye Sansonetto ile Dudone Gurduluyu karga tulumba,
uval gibi srkleyerek getiriyorlard. Carlomag- nonun nne varnca
ite-kaka ayaa kaldrdlar :
A ban, hayvan! Kraln huzurunda olduunu grmyor musun?
Gurdulunun yz aydnland; frank zellikleriyle ma- ripli
zelliklerinin birbirine kart, scak basm bir ablak yzd bu:
karayaz cildini kzl iller basmt; kemerli bir burunla i dudakl fara
gibi bir azn zerinde, iinde kan damarlar gzken su mavisi gzler;
sanmtrak, ama kvrck salar, tutam tutam, fra gibi bir sakal. Btn o
sa- sakal ormannn arasnda taklp kalm at kestaneleri ve pisipisiler.
Carlomagnonun nnde yerlere kapanp secde etmeye balad, bir
yandan da enesi almt. O ana dein yalnz hayvan sesleri kardm
iitmi olan o beyzadeler aakal* dlar. Szckleri yutarak, dili
dolaarak, ala-tela konuuyordu; kimi zaman bir leheden tekine, hatta
hristiyan ve marip dillerinin birinden tekine dur-d ur aksz atlyordu.
Anlalmaz sesler, ipe-sapa gelmez szler arasnda, aa yukar yle
demeye gelen bir sylev veriyordu:
Burnumu yerlere dedirerek, dizlerinize kapanp arz- ubdiyet
eylerim, naiz majestelerinin muhteem bendesiyim

36

efendimiz, zat- lilerinize emreyleyin, bendenize itaatim son s uzdur.


Kemerine bal tad ka silah gibi ekti: ...majesteleri
hkmediyorum, emreyyorum, yapla deyip de asasyle byle, byle,
ite asamla benim yaptm gibi yapt myd, sonra da byle benim
bardm gibi hkme- diyoruuuum, emreyliyoruuum, yaplaaaa!
diye bard myd, siz btn kpolu kpek kullan bana ba emek
zorundasnz, yoiksa kaza oturturum hepinizi ha, en bata da eni,
bunak suratl, sakall ihtiyar, seni!
Kellesini bir vuruta m uuraym, efendimiz? diye sordu
Orlando, klcm knndan ekmiti bile.
Efendimiz, yalvarrz, balayn onu dedi bahvan. Hep
byle kartrr ite: kralla konuuyorum diye kafay datt,
karsndaki mi kral, kendisi mi, hatrlamaz oldu.
Dumanlar tten kazanlardan karavana kokusu geliyordu.
Carlomagno balayc bir tavrla :
una bir tas orba verin! buyurdu.
Gurdulu azn gzn oynatarak, yerlere kadar eifip anlalmaz
szler ederek, bir aacn altna ekildi, yemeine dald.
Ha, imdi ne halt ediyor?
Gurdulu tas yere brakm, sanki iine girmek istermi gibi bam
sokmaya alyordu. yi yrekli bahvan omuzundan tutup sarst :
Martnzul, aklm bana sesle, sen orbay ieceksin, orba seni
deil! Unuttun mu? Kakla azna gtrecektin hani...
Gurdulu hrsla orbay kaklamaya giriti. Ka yle canla bala
savuruyordu ki, arasra hedefi aryordu. Dibinde oturduu aacn,
tam kendi bann yksekliinde bir oyuu vard. Gurdulu aacn
oyuuna kak kak orba dkmeye balad.
Senin azn deil o, aacn oyuu!

37

Varolan eylerin ortasnda, srtm kamak isteyen bir tay gibi


keyifle yuvarlanan bu etli butlu, iri bedenin hareketlerini Agilulfo
bandan beri tedirginlikle kark bir dikkatle izlemiti; ona baktka
ba dnyordu sanki.
valye Agilulfo! dedi Caromagno. Bakn ne diyeceim! Bu
adam size seyis olarak atyorum! Ne dersiniz, ha? Gzel bulu, deil
mi?
valyeler alay ederek kkr kkr glyorlard. Hereyi (hele
ak-seik bir imparator buyruunu) ciddiye alan Agilulfo ise ilk
komutlarn vermek zere yeni seyisine dnd, ama Gurdulu orbay
mideye indirdikten sonra, aacn glgesine serilip uyuyakalmt.
ayra devrilmi, az ak, horluyordu, gs, midesi, karn, demirci
kr gibi inip kalkyordu. Yal tas kocaman plak ayaklarndan
birinin yanma yuvarlanmt. Herhalde kokusunu ekici bulmu olan
bir kirpi, otlarn arasndan kp tasa yaklat, dibinde kalm birka
damla orbay yalamaya koyuldu. Bu arada dikenlerini Gurdulunun
plak ayann tabanna srtyordu, ipincecik bir orba szntsn
izledike, dikenlerini iyiden yiye batrmaya balad. Berdu sonunda
gzlerini at: onu uykusundan eden ac duygusunun nereden geldiini
anlayamadan baklarm evresinde gezdirdi. ayrn ortalk yerinde
dimdik kaynana diline benzeyen plak aya, yanmda da ona bir
gzel yaslanm duran kirpiyi grd.
Ey ayak diye sylenmeye balad Gurdulu, hey, sana
sylyorum, ayak! Budala gibi orada dikilmi ne halt ediyorsun? O
hayvan seni delik deik ediyor, grmyor musun? Ayaaak, ayak!
apal ayak! Beri ekilsene! Cann yanyor, duymuyor musun? Salak
ayak! Birazck ek kendini canm, birazck yeter! hsan bu kadar da
budala (dur mu yahu! Ayaaak! Sz anlamaz ayak! Bak una, nasl da
kalbura evirtiyor kendini! Biraz beri ekil, salak! Nasl anlatsam, bilmem k! Bak, dikkatli bak ama: ben ne yaparsam sen de yle yap, ite
yleee...

38

Boyle diyerek bacan kvrd, ayan kendine ekti, kir- piden


kard.
te oldu; grdn m ne kolaym, gsterir gstermez sen de
becerdin. Enayi ayak, neden onca zaman kendini delik deik ettirdin
sanki?
Acyan tabann ovuturdu, frlayp ayaa kalkt, slk almaya
balad, bir kou tutturdu, allklara dald, bir yellendi, derken bir daha,
gzden kayboldu.
Agilulfo onu aratrmak ister gibi harekete geti, ama nereye
kaybolmutu acaba? nnde sk yulaf tarlalar, ko* cayemi ve
kurtbar itleriyle yol yol olmu, rzgrn at oynatt vadi alyordu,
iektozu ve kelebek ykl meltemler, gkyznden kptiks, apak
bulutlar gelip geiyordu. Gurdulu, gnein dnerken oynak k-glge
oyunlar yapt bu tepelerde srrolmutu, u ya da bu yamacn herhangi
bir noktasnda olabilirdi.
Kimbilir nereden, atlak bir trk sesi geldi:
Bayonneun da kprleri vay vay !...(*)
Vadinin tepesinde Agilulfonun beyaz zrh kollarn gsnde
kavuturdu.

Ee, yeni seyisin hizmetine ne zaman balyor? diye takldlar


valye meslektalar.
Agilulfo bir otomat gibi, tonsuz bir sesle belirtti: mparatorun
szl buyruu kanun kuvvetinde 'kararname gcndedir, derhal
yrrle girer.
Bayonneun da kprleri vay vay!... ses bir daha duyuldu, bu kez
daha uzaklardan.

(*^ Metinde Franszca: D sur les ponts de Bayonne (-Nj

IV

Bu yknn getii ada dnyann dzeni henz karkt.


Varolan hibir eyin karlk vermedii adlara, dncelere, kalplara,
kurumlara rastlamak olaand. te yandan yeryz adsz, teki
eylerden ayrmsz cisimlerle, kiilerle, yetilerle kaynayordu. yle
bir ad ki. ya^lma, i?! hn-afr- ma, varolan herevle srtme iradesi
ve direnci henz tmyle kullanlmyordu, nk biroklar
yoksulluktan, bil- gisizlikten, ya da, tam tersine, herey byle de
pekl y- rdunden ntlrn bundan hi yararlanmyorlard, bu yui
den bir miktar bolukta vlece vitn gidiyordu lte o za- man, byle
erimi durumda bulunan irade ve zbilincm, tpk alglanamayacak
kadar minik su zerrelerinin younlap buluta dnt gibi, nr
noKtada younlat nluvnrdThu topak, rastlant sonucu ya da
igdyle o zamanlan verde ak bulunan bir ada, bir sova. asker!
kadrolarda bir gtSeye, pr yenne getirilecek grevler ve saptanm |
>-nraL Jar beine tosluyordu; ve en nemlisi bo bir zrfa
rastJyordu, en nemlisi dedim nk o olmazsa varolan biri bile
yokolma tehlikesiyle kar karya kalrd, siz bir de varolmayan
dnn... Guildivernizade Agilulfo da yiitlik gsterip an vermeye
byle balamta ite.

<0

Bu yky anlatan ben Rahibe Teodora, Ermi Colom- bano


tarikatmdanun. Manastrda, eski belgelerden, grme odasnda
kulama alnan dedikodulardan, bir de olaylar yaam kiilerden
salayabildiim tek-tk tanklktan yararlanarak yazyorum. Biz
rahibeler askerlerle konuma frsatm pek bulamayz: demek
istiyorum
ki,
bilmediklerimi
de
dgcmle
kafamda
canlandryorum; elimden baka ne gelir ki? Zaten yknn tamam
da benim iin pek ak-seik deil. Anlayla karlamaksnz: soylu
ailelerden de gelmi olsak, biz rahibeler ky kz saylrz, hep
dnyann dnda, hereyden uzak, ilkin atolarn, ardndan
manastrlarn drt duvar arasna kapal yaamzdr; yaammz
boyunca grp greceimiz dinsel trenler, dualar, perhizler, tarla
ileri, hasat, ba bozumu, uaklarn krbalanmas, birka mahremi ile
zina olay, bir miktar yangn, -be idam, arasra dman istillar,
yamalar, rza gemeler, veba salgnlar falan dr, hepsi o kadar. Bir
zavall rahibecik ne bilsin dnyay? Ben de ite, gnahlarmn kefareti
olarak anlatmaya baladm bu yky g bel srdryorum.
imdi Tann bilir, size arpmay nasl anlatacam; ben, Tanr
korusun, mrm boyu savalardan uzak kalmmdr; atomuzun eteindeki ovada yaplan o drt-be meydan savann dnda demek
istiyorum, biz kz ocuklar burlarn arasndan, kaynar katran
kazanlarnn ortasnda durup seyrederdik (sonra nice gmlmemi
ceset ayrlarda rmeye braklrd da, ertesi yaz biz oyun oynarken
bir eekars bulutunun altmda bulurduk!), diyordum ya, sava stne
bir eycikler bil- mem ben.

Rambaldo da birey bilmiyordu: yaamnn baharnda akl fikri


savatayd ama, silah banda bu k gn olacakt. Orada, safta yerini
alm, atnn stnde saldn buyruunu bekliyordu ama hi zevk ald
yoktu. st ba bir alay
41

eyle yklyd: elik rgden boazlkl yelei, yakalkl, omuzluklu,


karnlkl zrh, ierden baktnda dary yarm yamalak grebildii
gagal miferi, zrhnn stnde sava giysileri, kendinden byk bir
kalkan, saa sola dneyim derken arkadalarnn kafasna indirdii bir
mzrak ve altnda, her yan demirden rtlerle kapl olduundan,
grnmeyen bir at.
Emir soarrenin kann dkerek babasnn cn alma istei
hemen hemen gemiti. Btn ordu saflarnn iaretlenmi buiunduu
birtakm haritalara bakarak kendisine demilerdi ki:
Borazan aldmda sen atnn zerinde mzran dorultup
dmdz karya ko, t onu ieyene kadar. soarre saflarn tam o
noktasmda dvr. Yampiri gitmezsen mutlaka yakalarsm, tm
dman ordusu dalrsa o baka, ama byle birey hemen hibir
zaman ilk saldrda olmaz zaten. Bak, imdi aslnda ufak bir hesap
yanl da olabilir, ama onu sen ilemezsen hi tasalanma, senin
yanndaki ileye- cektir nasl olsa.
ler byle yryorduysa, Rambaldonun umurunda bile deildi
artk.
arpmann baladnn belirtisi ksrk oldu. Ram* baldo
aalardan doru sapsan bir toz bulutunun ilerlediini grd, bir baka
toz bulutu da ayaklarnn dibinden ykseldi, nki hristiyan atlar da
drt nala komaya balamlard. Bambaldo balad ksrmeye; zaten
imparatorluun tm ordusu zrhlarnn iine tklm ksryordu;
byle ksrerekten, kfir tozuna doru drtnala kouyordu, maripli
ksr de gittike daha yakndan duyuluyordu. ki toz bulutu
birbirlerine eritiler; ovann drt bir yan ksrklerle ve mzrak
vurularyle inledi.
lk arpmada hner ilemekten <ok (nk yle yaparsan
mzran kalkanlara arpp paralaman ya da daha beteri, o hzla
yzst yere aklman tehlikesi vard), d-

42

mam atndan alaa etmekti: tam atma annda mzra hop diye
k ile eyeri arasna sokmak gerekiyordu. ler yolunda
gitmeyebilirdi elbette, nk mzran ucunu yere evirdin mi
kolayca bir engele taklabilirdi ya da bir bakardn yere saplanp
kaldra olmu, mancnk gibi seni eyerinden frlatyor. Yani ilk
saflarn arpmas demek, mzraklarna yapm savalarn havada
uumas demekti. stelik elinde mzrak varken nsan ya dostunun
ya dmannn brne vurmadan birazck olsun saa sola dnenediinden, hemen yle bir trafik tkankl oluyordu ki, bir ey
anlayabilene akolsun. te o zaman geriden iki tarafn aslan
kllarm ekmi drt nala yetiiyorlard, yldrm gibi darbeler
indirerek o kalabal yarmalan pek g olmuyordu dorusu.
Sonunda dman ampiyonlar kalkan kalkana karg karya
geliyorlard. Teketek vurumalar balyordu, ama yerler artk at
leleri ve llerle kapl olduundan, savalar g bel hareket
edebiliyorlard, birbirlerine eriemediklerinden, karlkl svp
sayarak ilerini boaltyorlard. O noktada svgnn nitelii ve
arl byk nem alyordu, nk svgnn ldrc ya da ancak
kanla temizlenen trden, dayanlmaz, orta iddette ya da sudan
oluuna gre karlnda deiik onarmlar istenebilirdi, bazen de
kuaktan kuaa aktarlan kan davalar doard. Dolaysyla, birbirinin meramn anlamak nemliydi, ama Mariplilerle Hristiyanlarn, ortada dolaan onca marip ve hristiyan leh- esi
varken birbirlerinin meramm anlamalar kolay deildi; diyelim ki ne
demeye geldiini anlamadn bir kfr yedin, ne yapacaktn? Yutup
oturman gerekirdi, stelik, Tann bilir, mrboyu haysiyetinden olmu
olacaktn. te bu nedenle, arpmann bu aamasna evirmenler de
katlrd: hafif silahlarla donatlm, ufak-tefek atlara bindirilmi bir
evik kuvvettiler, drt bir yan dolar, svgleri havada yakalar,
kime yneltilmilerse annda onun diline evirirlerdi.

43

Khar as-Sus!
Solucan pislii!
Mrik! Sozo! Mozo Escaivao! Marrano! Hijo de puta! Zabalkan!
Merdete
'Bu evirmenleri ldrmemek gerektii konusunda iki taraf arasnda
sessiz bir centilmenlik anlamas vard. Zaten evirmenler oradan oraya
seirtip dururlard, o kargaada, koskocaman bir ata binmi, elleri kollan
zrhlarla kapl, kurun gibi ar bir savay ldrmek kolay i deilken,
onlarn pire gibi sradklarm bir dnn. Ama bilinen bir gerekti:
sava savat, eh arasra postu deldiren de oluyordu elbette. te yandan,
evirmenler de birka dilde orospu ocuu demeyi bildiklerinden
yararlanarak, onca tehlikenin iine atlyorlarsa, bu ite birtakm karlar
vard kukusuz. Eli abuk olan sava alanlarndan her zaman iin iyi bir
rn toplayabilirdi, hele tam zamannda, yani getii her yeri ekirge
gemie benzeten piyade erleri gelmeden varabilirse.
Piyadeler, yerden yma olduklarndan, kvr-zvr toplamada daha
elverili konumdadrlar, ama valyeler iin en civcivli annda, eyerlerinin
stnden tepelerine bir tane indirir, ne var ne yoksa yukarya ekiverirler.
Ganimet diyorsam, llerden alnan eya demek istemiyorum, nk l
soymak insann yle kafasn toplamasn gerektiren bir itir, burada sz
konusu olan kaybedilen eyalar. Savaa byle birbiri stne kat kat ylan
binbir donanmla ssl gitme greneiyle, daha ilk atmada bir alay akla
hayale gelmez kvr-zvr yere der. Eh, durum byle olunca da kimde
savaacak hal kalr artk? Asl vuruma dklenleri toplamak iindir;
akama ordugha dnnce gelsin takas, alveri fasl. Dne dolaa, bir
ordughtan tekine, hatta ayn ordughn bir alayndan tekine aktarlanlar
hep ayn eyalardr; zaten sava dediin gittike daha ok hrpalanan,
berelenen eyalarn elden ele gemesinden baka nedir ki?

44

Rambaldonun bana gelenler kendisine sylenenlere hi mi hi


uymad. Mzran dorulttuu gibi atld, iki safn karlamasn
heyecandan titreyerek bekledi; ama kimse birbirine demeden,
valyelerin herbiri iki dmann arasndan gesin diye hesaplanm
jgibiydi herey. ki ordunun saflan birbirine srt evirerek herbiri
kendi yolunda bir sre drt nala gittiler, sonra geri dndler,
vurumaya altlar, ne var ki o ilk cokudan eser kalmamt. O
kemekete emiri imdi nasl bulacakt? Rambaldo kazk gibi bir
Maripli ile kalkan kalkana arpt. kisinden hibiri tekine yol vermeye niyetli deil gibiydi: kalkanlaryla tiip duruyorlard, atlan da
toynaklarn yere dayamlard.
Aldan yaplmasna soluk yzl Maripli konutu.
evirmen! diye bard Rambaldo. Ne istiyor by?
O aylaklardan biri ayak altnda dolayordu zaten, hemen
bitiverdi:
Geit vermeni istiyor.
Daha neler!
evirmen evirdi, beriki yantlad.
Mutlaka gemeliymi, grevliymi; o gemezse sava
planland gibi yrmezmi...
Emir soarrenin nerede olduunu sylesin brakaym!
Maripli bararak alak bir tepeyi gsterdi. evirmen :
urada, u soldaki tepedeymi!
Rambaldo dnp drt nala uzaklat.
Ye ehramlara brnm emir ufku seyrediyordu.
evirmen!
Buradaym.
Syle una; ben Rossiglione markisinin oluyum ve babamn
cn almaya geldim.
evirmen evirdi. Emir drt parman birletirip yukar
kaldrarak bana ne der gibi sallad elini(') :

*) Gnmzde Orta-Gney talyada ok sk yaplan bir el hareketi.


(.N.)
45

O da kimmi?
Babam kimmi, ha? Bu senin son kstahln olacak!
Rambaldo klcm ekti. Emir de onu taklit etti. Silahorluuna
diyecek yoktu. Rambaldonun ba dertteydi ki r az nceki al suratl
Maripli soluk solua, bireyler bara* rak yetiti.
evirmen alelacele evirdi:
Durun efendim! Balayn, yanlmm! Emir soarre sa yandaki
tepede olacakt! Bu emir Abdldiir!
Teekkrler! dedi Rambaldo. Onurlu bir savasnz!
Atnn bam evirdi, emir Abdl klcyla selamladktan sonra
drtnala teki tepeye yolland.
Rambaldo'nun markinin olu olduu sylenince emir soarre
Efendim? dedi. Kulana birka kez bararak yinelemek gerekti.'
Sonunda bam sallad, klcn ekti. Rambaldo zerine atld.
Ama tam vurumaya balamlard ki, belki soarre bu da deildir diye
bir kuku dodu iine, cokusu biraz snd. Olanca heyecan ile
vurumaya alyordu ama, darbeleri indirdike, hasmmrn kimliinden
bsbtn kukulanyordu.
Bu kararszlm az kalsn cam ile deyecekti. Maripli onu gittike
daha yakndan sktryordu ki, yarabalarnda bir kyamettir koptu. Bir
mslman subay kargaann iine dalmt, birden bir lk att.
O l duyan Rambaldonun hasm atekes ister gibi kalkann
kaldrd, yant verdi.
Ne dedi? diye sordu Rambaldo evirmene.
Dedi ki: evet, emir soarre, gzln hemen yetitiriyorum!
Ya, demek o deilmi!
Ben diye aklad hasm, emir soarrenin gzlk- baym.
Siz Hristiyanlarn henz bilmediiniz bir aygt olan gzlk, gz
kusurlarn dzeltmeye yarayan merceklerden ya

plr. soarre miyoptur, savata gzlk takmak zorundadr, ama


gzlk camdan olduu iin, her vuruunda bir tanesi ki- nr. -Benim
grevim ona her seferinde yeni gzlk yetitirmek. Bu nedenle
sizinle olan vurumam kesmeyi diliyorum, yoksa gzleri doru
drst grmeyen emirim g durumda kalacak.#
Gzlkba, hal diye kkredi Rambaldo, fkesinden hemen
onun kamn m desin, yoksa gerek soarrenin zerine mi atlsn,
bilemiyordu. Ama gz grmez olmu bir hasmla vurumak da
marifet miydi sanki?
Beni brakmak zorundasnz beyzadem, diye srdrd
gzlkba, nk sava planna gre soarrenin klna zarar
gelmemesi gerekiyor, ama gz grmezse hali dumandr!
Ve gzl elinde sallayarak telere doru baryordu :
te emirim, gzlnz geliyor!
Yooo! dedi Rambaldo, bir kl vuruuyla gzl parampara etti.
Aym anda, sanki bin para olan merceklerin ngrts sonunun
geldiini belirtmi gibi, soarre dosdoru gidip bir hristiyan
mzrana sapland.
imdb dedi gzlk, Cennetteki hurileri grmek iin gzle
gerek duymaz nasl olsa.
Atn mahmuzlayarak uzaklat.
Emirin cesedi eyerinden dt, bacaklar zengilere takl kald,
at onu srkleyerek Rambaldonun ayaklarnn dibine getirdi.
soarreyi lm, yerde srklenir grmenin heyecan, onu
izleyen eliik dnceler, sonunda babasnn cn alm olduunu
syleyebilmenin. zaferi, emirin lmne gzln bin para ederek
yol am olmakla cn hakkyle alp almad sorusu' kendisini
oraya kadar getirmi olan amacndan kendini birdenbire yoksun
duymann aknl, hepsi yreinde bir an srd. Ardndan
duyduu tek ey,

47

savan ortasnda kafasna ivi gibi saplanan o dnceden kurtulmu


olmann, ayaklarna kanat takm gibi koabil- menin, evresine
bakabilmenin, savaabilmenin olaanst ferahl oldu.
0 zamana dein emiri ldrmekten baka birey dnemediinden, savam dzenine hi dikkat etmemiti, hatta bir
dzeni olduunu bile dnmemiti. Herey yepyeni geliyordu,
savasn lgnln ve dehetini an,cak imdi tadar gibiydi. Toprak
imdiden llerle ieklenmiti bile. Zrhlaryla devrilmi cesetler,
demir uyluklar, dirseklikleri ya da baka zrh paralar stste
ylrken nasl olanak vermilerse yle yatyorlard, bazlarnn
kollar ya da bacaklar havaya dikili kalmt. Yer yer kaln zrhlarda
gedikler alm, i organlar darya dklmt, zrhlarn iinde
sanki salam birer beden yokmu da, rastgele barsaklar tktrlm,
onlar da ilk yarktan frlam gibiydi. Bu kanl grntler
Rambaldoyu pek duygulandrd: yoksa btn o kabuklar
kmldatamn, gcendirenin scack insan kam olduunu unutmu
muydu? lerinden yalnz bir tanesi btn o kabuklardan ayryd:
yoksa Rambaldo zrh apak valyenin ele avuca smaz yapsnn
tm ordugha yayldm m sanmt?
Atm mahmuzlad. ster dost, ister dman, yaayan varlklarla
karlamak isteindeydi.
Ufack bir vadideydi: her yan psszd, pllerle zerlerinde
vzldayan sineklerden baka kimsecikler yoktu. Sava bir atekes
annda olmalyd, ya da alann bambaka bir yerinde kuduruyordu.
Rambaldo atnn zerinde, evresini dikkatle inceleyerek gidiyordu.
Birden bir nal sesi: bir tepenin zerinde ata binmi bir sava. Bir
Maripli! evresine abucak bir gz atyor, atnn dizginlerini
gevetiyor, kamaya balyor. Rambaldo atm mahmuzluyor, dyor
peine. imdi o da tepenin zerinde; bakyor Maripli orada, ayrda
drt nala gidiyor, zaman zaman fndk aalarnn arasnda

48

gzden kayboluyor. Rambaldonun at ok gibi: komaktan baka ey


beklemiyormu sanki. Delikanl memnun: ite, sonunda, o cansz
kabuklarn altnda at ata, insan insana benzemi. Maripli saa
sapyor. Niin? Rambaldo imdi ona yetieceine emin. Ama o ne,
allklarn arasndan bir baka Maripli bitiveriyor ve yolunu kesiyor.
Kfirlerin ikisi birden gen dnp Rambaldonun zerine ullanyorlar;
tuzakm bu! Rambaldo klcm ekip ileri atlyor, Alaklar! diye
baryor.
Biri karsna kyor, miferi kapkara, yaban ars gibi bir ift
boynuzu var. Delikanl bir kl vuruundan kendini kolluyor, klcn
onun kalkanna vargcyle indiriyor, ama at kamyor, k Maripli
yakndan sktryor, imdi Rambaldo kl-kalkan oyununa giriiyor,
bir yandan da dizlerini ve kalalarm oynatarak atm kendi evresinde
dnmeye zorluyor. Alaklar! diye hayknyor, gerekten fkeli,
nk gerekten etin bir sava veriyor, ki dmanla birden baede*
bilmek iin didinirken gcnn azalmas kemiklerine ve kanna
leyen ldrc bir perianlk yaratyor, imdi tam dnyann
varolduuna inanmken belki de lecek Rambaldo ve tam da imdi
lmek daha ok mu zc, daha az m, bilemiyor.
kisi birden sktnyorlard. Geriliyordu. Klcnn kabzasn
smsk kavramt: onu bir kaybetse hereyi kaybederdi. O anda, tam
o son anda, birinin drt-nala geldiini duydu. O sesle birlikte, sanki bir
trampet falmasna, iki hasm ondan ayrldlar. Gerilerken
kalkanlarn kaldrm siper ediyorlard, Rambaldo da dnd: bakt,
yambanda Hristiyan silahlan tayan, zrhnn zerine meneke
rengi tnik giymi bir valye. Miferinin tepesinde yine meneke
rengi upuzun tylerden oluan bir sorgu dalgalanyordu. Hafif bir
mzra evik hareketlerle savurarak Mariplileri uzak tutuyordu.
imdi yanyanalar, Rambaldo ile tanmad valye. O

49

hep yle mzran fr dndryor. ki dmandan biri alda* tc bir


hareket yapp mzran elinden kapmay deniyor. Ama meneke
valye mzra zrhnn halkasna asyor, elini klcna atyor. Kfirin
zerine atlyor, teketek vuruuyorlar. Rambaldo kim olduunu
bilmedii koruyucusunun klcn nasl bir eviklikle kullandn
grnce az kalsn her* eyi unutup seyre dalacak oluyor. Ama bir an
sryor bu: hemen teki dmann zerine atlyor, kalkanlar byk
bir grltyle arpyor.
Boylece menekenin yannda vurumaya girdi. Baarsz kalan
her yeni saldrdan sonra dmanlan geri ekildiklerinde, hzl bir
dei-tokula biri tekinin hasmyla arpmaya balyor, deiik
silah oyunlaryla Mariplileri serseme eviriyorlard. Bir arkadala
dirsek dirsee arpmak tek bana arpmaktan bambaka eydi:
birbirinizi yreklendirirsiniz, bir dman olma duygusuyla bir dostu
olmak duygusu ayn scaklk iinde erir, gider.
Rambaldo kendi kendisini yreklendirebilmek iin sk sk
berikine sesleniyor; o ise susuyor. Delikanl, arpma srasnda
soluunu idareli kullanmak gerektiini anlayp kendi de susuyor; ama
dorusu silah arkadann sesini duymadna da biraz can sklyor.
Kavga daha da kzyor. Ve ite meneke giysili sava kendi
Mariplisini eyerinden alaa ediyor: adam yaya kalnca allklara
snyor. teki Rambaldonun zerine ullanyor, ama vurumada
klcm knyor; tutsak dmekten korkarak atm dndryor, o da
kayor^
Teekkr ederim kardeim diyor Rambaldo yardmna koan
valyeye yzn ap gstererek, hayatm kurtardn. Ve ona elini
uzatyor: Adm Rossiglione markilerinden Rambaldo, valye
adayym.
Meneke valye hi yant vermiyor: ne adm balyor, ne
Rambaldonun uzatt sa elini skyor, ne yzn ayor. Delikanl
kzaryor:

50

Neden yant vermiyorsun bana?


teki ne yapsa beenirsiniz? Atn dndryor, drt-nala
uzaklayor.
valyem, sana hayatm borlu olsam da bu yaptn
ldrc bir aalama sayacam! diye sesleniyor Rambaldo,
ama valye uzaklam bile.
Bir yandan esrarl kurtarcsna duyduu minnet, vuruma
srasnda doan sessiz birliktelik, bir yandan o beklenmedik
kabalk karsnda kapld fke, te yandan zaferle biraz
yattktan sonra kendine hemen oyalanacak baka nesneler
arama hrs ile Rambaldo meneke savann peine dmek
zere atn mahmuzluyordu; bir yandan da avaz avaz baryordu :
Kim olursan ol, kstahlm deteceim sana!
Mahmuzluyor, mahmuzluyor, gelgelelim at kmldamyor.
Gemiden tutup ekiyor, atn ba aa dyor. Eyerinden
sarsyor, sanki bir tahta atm gibi sallanyor. Bunun zerine yere
iniyor. Atan demirden ballm karyor ve gzlerinin akn
gryor: lm. Zrhnn iki demir levhas arasndan giren bir
maripli darbesi ile yreinden vurulmu. Bacaklarn ve
kalalarm saran demir kalplar onu olduu yere kk salm gibi
ayakta tutmasalar, oktan yere yla- cakm. Kendisine o ana
kadar hizmet ettikten sonra ayakst len o yiit ksran acs
Rambaldo'nun yreindeki fkeyi bir an bastrd: heykel gibi
kalakalm atn boynuna sarld, soumu burnundan pt. Sonra
silkindi, gzlerini kurulad, yaya kaldndan, koa koa uzaklat
oradan.

Ama nereye gidecekti? Bir derenin aalkl yamacnda, bozuk


dzen patikalarda kouyordu, evresinde sava izi gzkmyordu
artk. Esrarl valyenin izini de yitirmiti. Artk onu elinden
kardna inanarak, rastgele yrd, yine

52

de hl Ama bulacam onu, isterse dnyann br ucunda olsun! diye


dnyordu.
imdi o kavurucu scaktan sonra, en byk derdi susuz- luktu. Dere
kysna su imeye indiinde allarn kprdadm duydu; ayrda uzun
bir iple bir fndk aacna balanm bir at otluyordu, zerindeki ar zrh
paralar karlm, oraca ylmt. Hi kuku yoktu: esrarl
valyenin atyd, sahibi de uzakta deildi herhalde! Rambaldo onu aramak iin sazlarn arama dald.
Dere kysna vardmda, bam yapraklarn arasna soktu; sava
oradayd. Ba ve srt, kabuklu deniz hayvanlarm andran zrhn ve
miferin iinde kapalyd; ama zrhn uyluk, diz ve bacak paralarm
karmt, szn ksas, belden aas plakt ve derenin kayalar
zerinde yalnayak kouyordu.
Rambaldo gzlerine inanamyordu. nk bu bir kadn plaklyd:
Altn tylerle kapl dmdz bir karm, yuvarla- ck pembe kabaetleri,
uzun, gergin gen kz bacaklar. Bu gen kz yans (kabuklu deniz
hayvan yans imdi daha da insanlktan uzak ve anlamsz gzkyordu)
kendi ekseninde dnd, uygun bir yer aratrd, ayaklarn akntnn iki
yanna bastnp, dizlerini biraz bkt, demir zrhl kollarn dizlerine
dayad, ban ne, poposunu geriye uzatt, rahat rahat, kurumla i
etmeye koyuldu. Yuvarlaklan uyumlu, tyleri narin, fskiyesi nazik bir
hanmckt, Rambaldo ona derhal sevdaland.
Sava kz dereye indi, suya doru eildi, hafiften ur- pererek
arabuk ykand, pembe ayaklariyle srayarak yu- kan kotu. te o
anda kendisini sazlarn arasndan dikizlemekte olan Rambaldoyu
farketti,
Kpolu kpek!(*) diye bard, kemerinden bir haner ekip
delikanlya frlatt, ama her zamanki usta silahor

(*) Metinde Almanca: Schwelne Hund (.N.)

52

hareketiyle deil, fkesinden lgna dnm, artk tabak m olur, sa


fras m olur, elinde ne varsa erkein kafasna frlatan sinirli kadn
hareketiyle.
Yine de hanerin Rambaldomn alnna saplanmasna ramak kald.
Delikanl utanarak ekildi. Ama bir an sonra, yeniden onun karsna
dikilip, seni seviyorum demenin bir yolunu bulmak iin ldryordu. Bir
nal sesi iitti; ayra kotu; at yoktu; gen kz srrolmutu. Gne
alalyordu: Ancak o zaman bir gnn geip gittiini farketti Rambaldo.
Yorgun, yaya, bana gelen onca eyden sonra, mutlu olamayacak
kadar sersemlemi, eski kaygsn daha yakc baika kayglarla deitoku ettiini anlayamayacak kadar mutlu ordugha dnd.
Biliyor musunuz, babamn cn aldm, yendim, soarre savata
ld, ben..., ama karmakark, ala-tela, anlatyordu, nk artk
varmak istedii nokta bakayd, ...ite ben tam o ikisine kar
arpyordum ki, bir valye yetiip yardmma kotu, sonra bir de ne
greyim, meer asker deilmi, kadnm, hem dnya gzeli, yzn
bilmem ama, zrhnn stne meneke rengi eteklik giyiyor.
Ha! Ha! Ha! diye kahkahay bastlar adr arkadalar;
'gslerini ve kollarn kaplayan mosmor rklere merhem srmekle
urayorlard, savatan sonra zrhlarm her kardklarnda olduu gibi
felket bir ter kokusu sarmt ortal.
Demek kafay Bradamanteye taktan ha, civciv! Onun da senden
baka derdi yok nk! Bradamante ya generalleri elden geirir ya
seyisleri! Kuyruuna tuz. bile eksen tutamazsn!
Rambaldo diyecek sz bulamad. adrndan kt; gne
batyordu, kpkzl. Daha dn, gnein alaldm grdnde, kendi
kendisine yle soruyordu: Yann gne batarken ne halde olacam
acaba? Denemeyi baarm olacak mym? nsan olduumu kantlam
olacak mym? Topran

S3

zerinde yrrken iz braktm? Ve ite o yarnn gn* batm


buydu, o ilk denemeler alm, nemlerini imdiden yitirmilerdi,
yeni deneme beklenmedik ve etin trdendi, kant yalnz oradan
salanabilirdi. Bu belirsizlik iinde, Rambaldo beyaz zrhl valyeye
iini dkmeyi diliyordu, kendisini anlayabilecek tek kiiydi o, neden
ama, sorsanz syleyemezdi.

54

Hcrenin altnda manastrn mutfa var. Bunlan yazarken kalayl


bakr kaplarn tangrts geliyor kulama: bulak rahibe kardelerim
kt soframzn anaklarn ykyorlar. Barahibe bana onlarnkinden ayr
bir grev vermeyi uygun buldu: Bu yky yazma grevini. Ama
aslnda manastrdaki btn iler ayn amaca yneliktir, ruhun selmetine, bu nedenle hepsi bir gibidir. Dn arpmay anlatyordum ya,
bulakhanenin tangrts kulama mzraklarn kalkanlara ve zrhlara
vuruu, ar kllarn miferlere indirdii darbeler gibi geliyordu;
avlunun tesinde, dokumac rahibelerin tezghlarnn vurularn
iitiyordum, drt-nala kouya kalkm atlarn nal seslerine
benzetiyordum: bylelikle kulaklarmn iittiklerini yar kapal gzlerim
grntye, suskun dudaklarm szcklere, sonra yine daha baka szcklere dntryor, kalemim beyaz sayfada o szckleri kovalyordu.
Bugn hava daha bir scak, lahana kokusu daha bir ar, zihnim
daha bir tembel galiba; bulaklarn patrts ile frank ordusunun
mutfaklarndan teye geemedim: Savalar dumanlan tten karavana
kazanlarnn nnde gryorum, taslarn oraya buraya arpn,
kaklarn trampet

55

alar gibi tkrdatldn, kepelerin kazanlarn kenarlarna vuruunu,


boalm, dibi tutmu tencereleri kazym iitiyorum; ister
Normanlarnki, ister Angioino'larnki, ister Bor- gognaJIannki olsun,
bu grnt ve bu lahana kokusu her alayda yineleniyor.
Bir ordunun gc kard grlt patrtdan llrse, Franklarn
tangr tungur ordusunun yemek saati geldiinde bykln
gerekten kantladn syleyelim. Gmbrt vadilerde, ovalarda
yanklanyor, sonunda bir yer geliyor, kfir kazanlarndan gelen eit
yankyle kaynayordu. Dman da ayn saatte, berbat bir lahana
orbasn kaklamakla urayordu. Dnk sava bu denli patrtl
deildi. Bu kadar da berbat kokmuyordu.
Dolaysiyle, ykmzn kahramanlarn mutfaklarn evresinde
canlandrmaktan baka arem yok. jtte Agilulfo: dumanlarn
arasnda, lahana kokusundan hi etkilenmeden, bir kazann zerine
eilmi, Alvernia alay ahlarna uyanlarda bulunuyor. Ve ite gen
Rambaldo, koa koa geliyor.
valyem! dedi soluk solua, Sonunda buldum sizi! Bir
sorunum var, beni anlarsnz herhalde, valye olmak istiyorum!
Dnk arpmada cm aldm..., karklkta..., hem yalnz da
kaldm, bir bama, karmda iki dman..., tuzakm yani,., o zaman
ben de..., demek istiyorum ki imdi dvmenin ne olduunu
rendim artk. Savata en tehlikeli yeri bana versinler istiyorum, ya
da nemli iler baaraym da n salaym istiyorum.... yani kutsal
davamz uruna... savunmasz kadnlar, zayf ihtiyarlar kurtaraym...
siz bana syleyebilirsiniz...
Agilulfo dnp bakmadan nce, grev banda rahatsz edildiine
ne kadar skldm belirtmek ister gibi ona srtn evirerek bir an
durdu; sonra bam evirdi, rahatlkla ve yerli yerince konumaya
balad, orackta nne srlen bir konuyu hemen kavrayp, uzmanlk
bgisiyle aydnlatmaktan zevk ald her halinden belli oluyordu.

56

Deerli valye adaymz, bana belirttiin kadariyle, sanrm,


valyelik rtbesinin, gerek sava srasnda birliklerin banda,
gerekse baka zamanlar, cesurca atldmz bireysel giriimlerimiz
srasnda, kutsal davamz savunmaktan ve kadnlara, ihtiyarlara,
dknlere yardm elinmi uzatarak an ve onur kazanmaktan baka
bir ykmllk getirmedii kansndasm. Doru anlam mym?
Evet.
Bak imdi: filhakika bu saydklarmn hepsi bizim sekin
valye alaymzn zel grevleri arasnda yeralr, ama... bu noktada
Agilulfo bir glck yapt, Rambaldonun beyaz boazlktan ktm
duyduu ilk glckt bu ve hem nazik, hem alayl bir glckt, ....
ama grevlerimiz bunlarla bitmez. Eer istiyorsan sradan
valyelere, birinci snf valyelere genelkurmay valyelerine
den grevleri sana bir bir sralayabilirim....
Rambaldo szn kesti:
valyem, sizi izlemek ve rnek almak benim iin yeterli
olacaktr.
Demek kuramlardansa deneyimlere ncelik vermeyi
yeliyorsun; ynetmelikler buna izin veriyor. Peki, bak bugn, her
aramba yaptm gibi, Ordu Levazm Dairesinin hizmetinde
denetmenlik yapyorum. Bu grevim gerei Alver- nia ve Poitou
alaylarnn mutfaklarm denetlemekteyim. Beni izlersen, bu nazik
hizmet dalnda yava yava deneyim kazanabilirsin.
Hi de Rambaldonun bekledii ey deildi bu, biraz bozuldu
dorusu. Ama szn geri almay istemediinden, Agi- lulfonun
ahbalarna, mahzencilere ve bulaklara yapt ve syledii
eylerle ilgilenirmi gibi gzkt, hepsinin yalnzca gzler kamatran
bir silahl servene atlmadan nceki hazrlk trenleri olduunu
umuyordu hl.
Agilulfo yiyecek taynlarn, orba porsiyonlarn, dol-

57

durulacak anak saysn, kazanlarn iine neyin ne kadar sacam


defalarca hesaplyordu.
unu bil ki dedi Rambaldoya, bir orduya komuta ederken en g
ey, bir kazandan ka tas orba kacan bilmektir. Hesaplar hibir
alayda tutmaz. Ya nereye gittiini, kaytlara nasl geireceini bilmediin
tayn artklan olur, ya da azaltaym dersen eksik kalr, birlikte hemen
honutsuzluk bagsterr. Her sahra mutfann peinde artklar
toplamaya gelen sr-sepet dilenciler, yoksul kocakarlar, sakatlar
vardr. Ama tabii bu da bitmek bilmez bir kargaaya yol aar. Duruma
biraz aklk getirmek iin, ber alayn kendi mevcudunun listesiyle birlikte
her zaman karavana kuyruuna giren yoksullarnn da adlarn
vermelerini bdirdim. Bylece her orba tasnn nereye gittiini kesinlikle
bilebileceiz. imdi sen valyelik grevlerinde deneyim edinmek iin,
listeleri eline alp imparatorluk mutfaklarm dolaabilir, hereyin yolunda
gidip gitmediini denetleyebilirsin. Sonra da gelip sonucu bana
bildirirsin.
Rambaldo ne yapsmd? Hayr m desin, ya an ve onur, ya da hi mi
desindi? yle yapsa, Tanr bilir, sama-sapan birey yznden kariyerini
tehlikeye sokard. Gitti.
Hafakanlar basm, kafas karm olarak dnd:
Evet, ey, yani btnyle iler yolunda grnyor dedi Agilulfoya
aslnda tam bir arapsa. Hem sonra, u orba almaya gelen yoksullarn
hepsi karde mi?
Nasl, karde mi?
Ne bileyim, birbirlerine benziyorlar da... Birbirlerine su damlas gibi
benziyorlar. Her alayn tpk brlerininkine benzer bir yoksulu var.
Balangta sandm ki hep ayn adam, bir mutfaktan tekine dolayor.
Sonra listelere baktm, adlar deiik: Boamoluz, Carotm, Balingaccio,
Bertel- la... Bunun zerine avulara sordum, denetledim: Evet, birbirini
tutuyor. Ama dorusu benzerliin bu kadar da...
Gidip kendim bakaym.

58

kisi birden Lorenlilerin kesimine yneldiler.


te, o adam.
Rambaldo biri varm gibi bir noktay gsterdi. Gerekten de
biri vard: Ama insann gz renkleri solmu, binbir lekeyle dolmu
yeilli-sanl giysileri, illerle kapl, tutam tutam, diken gibi bir
sakalla evrili yz kolay kolay seemiyor, topran ve yapraklarn
renkleriyle kartryordu.
O Gurdulu yahu!
Gurdulu mu? Al sana bir ad daha! Onu tanyor musunuz?
Adsz ve akla gelebilecek tm 'adlarn takld biridir o.
Teekkr ederim valye aday; yalnz hizmetlerimizdeki bir
aksakla parmak basmakla kalmadn, imparatorun buyruu ile
atanan ve hemen srrolan seyisimi bulmama da olanak verdin.
Lorenli ahlar birlie tayn datma iini tamamlam, kazan
Gurduluya brakmlard:
Al, orbann hepsi senin olsun!
orbann hepsi! diye bard Gurdulu, pencereden sarkar gibi
kazann iine eildi, her kazann en deerli ierii olan, epeevre
yapm 'kabuu kazyabilmek iin kayle vuruyordu.
Herey orba! sesi kazann iinde yanklanyordu, o byle
canla-bala debelene dursun, kazan stne devrildi.
imdi Gurdulu tersine dnm olan kazann altnda kalmt.
Ka ar bir ana vurur gibi vurduu, Herey orba! diye
brd duyuldu. Derken kazan ayakland, tosbaa gibi
yryverdi, sonra tersyz oldu ve Gurdulu yeniden gn na
kavutu.
Tepeden trnaa lahana oPbasna batm, lekelenmi,
yalanm, stelik islere bulanmt. Suratndan akan orbayla kr
olmu gibiydi; kollarm ileriye uzatm, Herey orba! diye
haykrarak gidiyordu, gzlerini ve yzn kaplayan orbadan baka
ey goremiyordu; Herey orba!

59

sanki evresindeki hereyden kak kak almak ister gibi, bir eliyle
kan savuruyordu:
Herey orba!
Rambaldo 'bunu grnce o kadar rahatsz oldu ki ba dnd; ama
irenmekten ok kukulanmt: Ya orta yerde yle kr gibi drt dnen o
adam haklysa, ya dnya iinde hereyin dalp gittii, hereyin birbirinin
rengine buland bir muazzam orbaysa? Az kalsn mdat! orba olmak
istemiyorum! diye baracakt, ama bakt ki Agilulfo yan- banda,
kollarn kavuturmu duruyor, o sahnenin bayal kargsnda, kendisi
sanki pek uzaklardaym gibi kl bile kprdamyor, bu korkusunu onun
asla kavrayamayacam anlad. Beyaz zrhl valyenin yreinde hep
uyandrd bunun tersi nitelikteki tedirginlik, imdi Gurdulunun yaratt
yeni tedirginlikle karlanyordu: Bylece dengesini yeniden bulmay ve
sakinlemeyi baard.
Sesinin tonunu bozmamay baararak Agilulfoya sordu: Neden
hereyin orba olmadn kendisine anlatp bu maskarala bir son
vermiyorsunuz?
Bunu anlatmann tek yolu onu belli bir grevle ykm- lendirmektir dedi Agilulfo; sonra Gurduluya dnd: Sen Franklarn
kral kutsal imparator Carlonun buyruuyle benim seyisimsin. Bundan
byle her dediimi yapmak zorundasn. imdi ben Cenaze leri ve Din
Vecibeler Genel Mdrlnce dnk savan llerini gmmekle
grevlendirildiimden, bir kazma-krek alacaksn, sava alanna gideceiz, ehit dp Tann katna ermi kardelerimizin mbarek nalann
defnedeceiz.
Rambaldoyu da ard, valyelerin bu ikinci nazik grevini de
renmesi gerekirmi.
birlikte sava alanna doru yryorlard: Agilulfo o evik olmak
isteyen, ama inelerin stnde yryormua benzeyen admlanyle;
Rambaldo gzlerini falta gibi am, bir gn nce mzraklarn ve-dol
darbelerinin yamuru al-

60

tuda getii yerleri tanmakta sabrsz; Gurdulu kazma-kli- rek


omuzda, grevinin arln hi mi hi kavramam ishk alp
trk ararak.
Getikleri srttan, en kanl arpmalarn yapld ova
gzkyordu. Yerler cesetJerie rtlyd. Peneleriyle llerin
omuzlarna ya da yzlerine tutunmu akbabalar eilmi,
gagalaryle deilmi karnlan kartryorlard.
Aslnda bu akbabalarn ii de yle bemen yoluna girive- ren
bir i deildir. Sava bitmek zereyken alaklara inerler: ama alan
elik zrhlarnn iinde smsk kapal llerle kapldr, yrtc kular
gagalaryle ne kadar vururlarsa vursunlar, bir izik bile
izemezler. Akam ker kmez kart ordughlardan, yerde
yzkoyun srnerek, l soyucular gelir. Akbabalar yeniden
havalanp gkyznde daireler izerek, onlarn ilerini
tamamlamalarn beklerler. lk klar, rlplak bedenlerden
aarm bir sava alann aydnlatr. Akbabalar yeniden yere
konarlar, len balar. Ama ellerini abuk tutmak zorundadrlar,
nk ok gemeden mezarclar gelecek, kulardan esirgedikleri
eyi kurtlara sunacaklardr.
Agilulfo ile Rambaldo kllarm, Gurdulu kreini savurarak,
o kapkara konuklar kovalayp uurdular. Sonra gaml grevlerini
yerine getirmeye koyuldular: Herbiri kendine bir l seti,
ayaklarndan srkleyip tepeye, mezarna yerletirmeye elverili
bir yere srkledi.
Agilulfo bir ly srklerken yle dnyordu:
Ey l, sen benim asla sahip olmadm ve olamayacam
eye sahipsin: te bu bedene. Aslnda sahip deilsin: Sen bu
bedensin, yani efkrlandm zamanlar varolan insanlarda
imrendiimi farkettiim eysin. Aman ne gzel leymi ya! Madem
ki bunsuz da hereyi yapabiliyorum, kendimi ayncalkl
sayabilirim. Hereyi, yani bana en nem* li gelen hereyi;
stelik ounu varolan insanlardan daha da iyi beceriyorum,
onlarn o her zamanki kabasabahk, lubalilik, tutarszlk kusurlan,
o kotU kokular olmakszn. Geri

61

varolan kimselerin yapp ettiklerine benim asla elimden gelmeyecek


birey ekledikleri, zel bir damga vurduklar doru. Ama eer srlar
burada, bu ikembe torbasndaysa, aman teekkr ederim, eksik olsun
daha iyi. Bu plak bedenler vadisi de beni yaayan insanlarn
mezbahasndan daha fazla tiksindiriyor diyemem.
Gurdulu bir ly srklerken yle dnyordu:
Ey l, sen benim yellenmelerimden daha pis kokular sayorsun.
Bilmem neden herkes sana acyp duruyor? Hareket ediyordun, imdi
hareketin besleyecein kurtlara gee* cek. Salarn, trnaklarn uzuyordu:
imdi saacan svlarla ayrn otlan gnein altnda daha ok
uzayacaklar. Ot olacaksn, sonra otlan yiyecek olan ineklerin st, st
en ocuun kan olacaksn, bu byle gidecek. Gryorsun ya, ey ceset,
yaamay sen benden iyi beceriyorsun!
Rambaldo bir ly sreklerken yle dnyordu:
Ey l, ben de senin gibi, kendimi topuklarmdan tutturup
srkletmek iin geldim. Nedir beni iten bu coku, bu sava ve ak
tutkusu, senin ak kalm gzlerinin, talara arpp duran bann olduu
yerden baklmca? Bunu dnyorum, ey l, bana bunu
dndrtyorsun; ama ne far- keder ki? Hibir ey. Biz yaayanlar iin
de, siz ller iin de, mezardan nceki ite bu gnlerden baka gn yok
ki. Dilerim onlar ziyan etmeyeyim, dilerim olduum ve olabileceim
eylerden hibirini boa harcamayaym. Frank ordusu uruna yiitlikler
gstereyim. Gururlu Bradamanteyi kollarmla saraym, o da beni sarsn,
dilerim. Umarm sen de gnlerini daha kt geirmemisindir, ey l.
Nasl geirmi olursan ol, senin zarn atld. Benimkiyse hokkada dnp
duruyor. Ve ben, ey l, kendi kaygm seviyorum, senin dinlenmem
deil.
Gurdulu trkler okuyarak cesede bir ukur kazmaya hazrland. Onu
upuzun yere yatrd, llerini ald, kazmay-

62

la snrlarn izdi, sonra yerinden kaldrd, canla bala kazmaya


giriti.
l, kimbilir, belki de yle durmu beklerken cann sklyorduk
Cesedi ukurdan karp bir yanna dndrd, kendi kazma
sallarken seyretsin diye.
l, birka kazma da sen indirsen fena olmaz hani...
Cesedi dorulttu, elie bir kazma tututurmay denedi. l
devrildi.
Tamam, anladk. Beceremiyorsun. Eh, kazmasna ben kazaym
da artk ukuru sen doldurursun.
ukur 'kazlmt: Ama Gurdulunun dzensiz kazma vurulanyle ortaya biimsiz, huni gibi bir ukur kmt. imdi Gurdulu
ukuru bir denemek istiyordu. ine girip uzand.
Oh, ne rahat! nsan burada byle ne gzel dinleniyor! Ne ho
yumuack toprak! Byle iinde yandan yana dnmek ne zevkli! l,
gel bak ne gzel bir ukur kazdm sana!
Sonra dnp vazgeti:
Ama bir dakika, madem ukuru sen dolduracaksn dedik, en
iyisi ben aada kalaym, sen krekle topra zerime y!
Birazck bekledi.
Hadisene! raini abuk tut! Bu da i mi yahu! Bak, byle
yapacaksn!
Yatt yerden, kazmasn uzatarak topraklar aaya almaya
balad. Btn yn zerine ykld.

Agilulfo ile Rambaldo bouk bir lk iittiler, korkudan myd


yoksa kendini byle gzelce gmlm bulmann keyfinden miydi,
anlalmyordu. yice topran altnda kalm olan Gurduluyu tam
zamannda ekip kardlar, az kalsn bouluyormu.

63

valye Gurdulunun iini bozuk dzen, Rambaldonun* kini


yetersiz buldu. O kendisi kk bir yolun iki yanna paralel, dikdrtgen
biimi ukurlarn kenarlarn belirleyerek minicik, dzenli bir mezarlk
yapmt.
Akamst dnerken ormann seyreldii bir yerden getiler, frank
ordusunun marangozlar mancnklar iin tomruk, ate iin odun
kesiyorlard.
imdi Gurdulu, sra geldi odun kesmeye.
Gel gr ki, Gurdulu baltasn rastgele savuruyor, yakacak
odunlarla birlikte ya tahtalar, baldrkara demetlerini, ko- cayemii
allklarn ve yosun tutmu aa kabuklarm bir araya koyuyordu.
valye marangozlarn balta sallaylarn, gereleri, odun
ynlarn denetliyor, bir yandan da Rambaldoya odun toplanmas
srasnda bir valyeye den grevlerin neler olduunu anlatyordu.
Rambaldo ona kulak vermiyordu; btn o zaman boyunca dilinin
ucunda bir soru vard, ite Agi* Iulfo ile gezintisi sona ermek zereydi
ve soruyu sormamt.
valye Agilulfo! diye szn kesti.
Agilulfo birtakm baltalar elden geirmekteydi:
Ne istiyorsun?
Delikanl sze nereden balayacan bilemiyordu, yreindeki tek
konuya girebilmek iin birtakm zrler bulmay beceremiyordu. Bu
yzden kzarp bozararak sordu:
Bradamanteyi tanyor musunuz?
O ad iitince, her zamanki karmakark ynlarndan birini
gsne bastrm yaklaan Gurdulu yerinden srad. Tahta paralan,
ieklenmi hanmeli dallar, ard mey- valar, kurtba yapraklar
havalarda utular.
Agilulfonun elinde kl gibi keskin bir iki yzl balta vard. Odu bir
sallad, hz ald, bir meenin gvdesine indirdi. tki yzl balta aac bir
vuruta keserek bir yanndan teki .yanna geti, ama gvde kknden
ayrlmad, ylesine yerli yerine oturmutu vuru.

64

Rambaldo rkerek yerinden srad:


Ne oluyor, valye Agilulfo? Neyiniz var? diye haykrd.
Agilulfo imdi kollarm kavuturmu, gvdenin evresini
dolaarak inceliyordu.
Grdn m? dedi delikanlya. Elin bir an bile titremeyecek, kesin bir vuru. Kesie bak, nasl da dmdz.

65

VI

Yazmaya baladm bu yk dndmden de gm. imdi


de lmllerin en byk gml olan karasevday anlatmak dyor
bana; adam, manastrn drt duvar, utanga huylu oluum beni
bugne dein ondan uzak tuttu. Sevdadan sz dildiini hi iitmedim
diyemem dorusu; manastrda, gnahtan nasl uzak kalacamz
renelim diye arasra oturup byle eylerden laflarz, kafamzdaki
belirsiz kavramlarla ne kadar laflayabilirsek elbette, en ok da
iimizden bir zavall rahibecik, toyluundan tr gebe kaldnda, ya
da Tann korkusu bilmez bir zorba tarafndan karlp da sonra geri
dndnde kendisine neler yaptklarn bir bir anlattnda. Demek
istiyorum ki, sava gibi, ak stne de, dleyebildiim kadarn
elimden geldiince anlatacam: ykii vazha yacamrfan anlayabildiimiz hiten, geri kalan btn evleri karmay bilme sanatdr; ama
sayfa sona erdi mi yasam yeniden haslar ve bir bakarz ki. bildiimiz
sev geypfctpn hit*

Bradamante daha fazlasn m nliyordu ki? Btn o dii sava


yaantsndan sonra, ruhunda derin bir doyumsuzluk

66

duygusu kk salmt.. valyelik yaantsna atlmasnn nedeni kat,


kesin, dnsz olan, bir ahlk kuralna ve silahlarla atlarn
kullanlnda titizce hesaplara dayanan eylere kar tutkusuydu.
Oysa bula bula ne bulmutu o yaantda? Savaa olanca lbalUiiyle,
uluorta dalan, ter ve kana batm iri yan herifler, i saatleri biter bitmez
tek yaptklar kafay ekmek ya da o gece ilerinden hangisini adrna
alacak diye kendi peinden aptal aptal seirtmekti. nk, herkesin
bildii gibi, valyelik byk eydir, ama valyeler koca bebeklerden
farkszdrlar, nemli iler baarmaya alkndrlar, ama yle uluorta,
geliigzel, uymaya and itikleri ve kl-krk yararak saptanp
kesinletiklerinden, onlara dnme zahmetini brakmayan kutsal
kurallar iyi-kt izleyerek. Sava dediinin nasl olsa biraz mezbaha
biraz allm ilerdir, pek yle ince eleyip sk dokunacak yan yoktur.
Aslnda Bradamantenin de onlardan ayrl yoktu: Tanr bilir, bu
kesinlik ve dnszlk heveslerine de kendi gerek yapsna kar
kmak iin kaplmt, rnein tm Fransa ordusunda derbeder biri
varsa o da Bradamanteydi. adn deseniz, tm ordughn en dank
adryd. Erkekler, kadm ii saylan amar ykamak, skk dikmek,
ortalk sprmek, dkntleri toplamak gibi ileri bile iyi-kt stlenmilerken, prenses gibi martlarak yetimi olan Brada- mante elini
scaktan soua srmezdi; ordu birliklerinin evresinde hep dolaan o
kocam amarclarla bulaklar hepsi mi hepsi uygunsuz kadnlar
olmasa, adrna kpek dse kafas yarlrd. Nasl olsa kendisi
iinde oturmuyordu; gn ynca zrhn giyinir, eyerine atlard;
gerekten de silahlarm kuand m bambaka olurdu, miferinin
tepeliinden baldrlklarna dein prl pnl parlard, en kusursuz, en yeni
gcr -gcr donanmlar sergilerdi, zrhnn zerine giydii gmlei
meneke rengi fiyonklarla sslyd, bir tanesi bile eksik olsa kyameti
koparrd. Sava alannda

67
t

byle valyelerin en gzalcs olma tutkusu kadnca bir hevesten ok,


soylu yiitlere srekli meydan okuyuun, onlarn karsnda bir
stnln, gururun anlatmyd. Dostta olsun, dmanda olsun silahlarn
kusursuz bakmn ve kullanlm ruhsal kusursuzluun belirtisi sayard.
Beklentilerine bir lde karlk verdiine inand bir ampiyona,
rastladnda da, iinde o gl ak isteklerinin kadm uyanverirdi.
Bunda yine kendi kesinlik lklerine ters dt sylenirdi: Hem
sevecen, hem hrsl bir sevgiliydi. Ama eer erkek yola girer, denetimi
elden karr, dizginleri onun eline brakrsa, Bradamante ondan hemen
sour, daha elik ruhlu birinin peine derdi. Ama artk kimi bulabilirdi
ki? Hristiyan ya da dman aslarndan hibirisi onu etkilemez olmutu:
Hepsinin zayf noktalarn ve samalklarm renmiti.

Onu sabrszlkla arayan Rambaldo yzn ilk kez grdnde,


Bradamante 'adrnn nndeki aklkta okuluk talimi yapyordu. Ksa
bir tnik giymiti; plak kollanyle yay geriyordu; yz o zorlanmadan
tr biraz glgelenmi* ti; salar ensesinde toplanm, sonra
darmadan bir at kuyruu halinde salverilmiti. Ama Rambaldonun
baklar hi bir ayrntya taklmad: Kadn, endamm, renklerini, hepsini
birden grd, ondan bakas olamazd, hemen hi grmeden umutsuzca
istedii kadnd o, baka hibir trl olamazd.
Ok yayndan frlad, gidip nian direine, daha nceden saplanm
bulunan okla bir sraya dizildi.
Okulukta sana meydan okuyorum! dedi Rambaldo ona doru
koarak.
Delikanl oldu-olas byle koar kadna doru: Ama onu srkleyen,
gerekten o kadnn ak mdr acaba? Yoksa her- eyden nce kendi
kendisine duyduu ak, ona yalnz kadnn sunabilecei bir varolma
gvencesini aray mdr? De-

68

ltanl koar ve sevdalanr, kendine gvensiz, mutlu, umutsuzdur,


onun gznde kadn varl kuku gtrmeyen kiidir. o kant yalnz o
verebilir. Ama kadn da hem var-hem yoktur: te erkein karsnda,
o~da yrei garpnl, T yensiz durmaktadr, delikanl nasl anlamaz
bunu? kisinden hangisinin gl, hangisinin zayf olduunun ne nemi
var? Eit durumdadrlar. Ne var ki delikanl bilmez bunu, nk
bilmeyi istemez: Alm ektii varolan kadndr, kuku gtrmeyen
kadn. Kadm ise daha ok ey bilir; ya da belki daha az; yine de
'bdikleri deiik eylerdir; imdi arad deiik bir varolu biimidir;
birlikte okuluk yarma giriiyorlar; kadm delikanly azarlyor,
ustalnn hakkn vermiyor; o ise bunun bir oyun olduunun farknda
de. evrede Fransa ordusunun adrlar, rzgrda dalgalanan bayraklar, sonunda saman taynlarna kavumu sra sra atlar.
Hizmetkrlar valyelerin sofrasn kuruyorlar. valyeler epeevre
beklenmi, ocukla ok atma yarna giren Bra- damanteyi
seyrediyorlar. Bradamante diyor ki:
Hedefi tutturuyorsun ama hep rastlant ite.
Rastlant m? Hedefi daha bir kez bile armadm, rastlant ha!s*
Yz tane oku armadan atsan da rastlant, hep rastlant!
yleyse ne var rastlantsal olmayan? Rastlant olmadan baarya
kim ulaabilir ki?
Alann kysndan Agilulfo ar admlarla geiyordu; ak zrhnn
zerinden bir kara pelerin sarkyordu; bakmak istemeyen, ama
kendisine baktklarn ben, umursamazlk gstermek isteyen, oysa
umursamasna
bal
gibi
umursayan,
ancak
bakalarnn
sanabeceklerinden bir baka biimde umursayan birinin yryyle
yryordu.
valyem, gel sen gster bu iin nasl yaplacam...
Bradamantenin sesinden o her zamanki kmseyici ton
silinmiti, davrannda allm gururdan eser kalma-

mt. Agilulfoya doru iki adm ilerlemi, yay kertiklen-, mi okuyJe


birlikte uzatyordu.
Ar ar yaklat Agilulfo, yay ald, pelerinini omuzlarnn bir
silkiniiyle geriye att, kollarn yayla birlikte ne uzatt. Hareketleri bir
hedefe yaklamaya alan kaslarn ve sinirlerin hareketi deildi: Gleri
kendi diledii bir dzene sokuyor, okun ucunu hedefe giden grnmez
izgide durduruyor, yay tastamam, gerektii kadar kmldatarak
frlatyordu. Okun hedefe ulamamas olanakszd. Bradamante haykrd:/
te, nian almak diye buna derler!
Agilulfonun kl kprdamad, hl titreen yay demirden elleriyle
sk sk tutuyordu; sonra elinden yere brakt; pelerinine sarnd,
yumruklaryle zrhn gsl zerinde kavuturdu; ve uzaklat, gitti.
Diyecek hibir eyi yoktu ve hibir ey dememiti.
Bradamante yay yerden ald, kollarm uzatarak kaldrd, at kuyruu
salar omuzlarn dvyordu:
Kim, ondan baka kim, yay bylesine gvenle gerebilir? Kim her
hareketinde onun gibi titiz ve kesin olabilir?
Byle sylenerek otlar tekmeliyor, oklar itin kazklarnda
paralyordu. Agilulfo uzaklamt bile, bam evirip bakmyordu; sanki
bam eerek yryormu gibi, gkkua renkli sorgucu ne dmt,
yumruklarn gsnde skm, kara pelerinini ardsra srklyordu.
evrede toplanm bulunan soylu yiitlerden bazlar lgnlk nbeti
geiren Bradamanteyi keyifle seyredebilmek iin imenlerin zerine
oturdular:
Agilulfoya abay yaktndan beri zavallnn rahat huzuru
kalmad....
Nasl? Ne dediniz?
O szleri havada kapan Rambaldo, syleyeni kolundan kavrad.
Ya, aylak, yle ite, valye hanunkzmzn nnde

70

daha pazulanm iiredur sen! O artk ii-d tertemiz zrhlardan


bakasn beenmiyor! Agilulfoya karasevdal olduunu bilmiyor
musun?
Ama nasl olur... Agilulfo.... Bradamante... nasl yapar bunu?
yle bir yapar ki, varolan tm erkeklerden hevesini alnca tek
istei hi mi hi varolmayan bir erkek olur...
Artk her kukulandnda, her efkrlandnda beyaz zrhl
valyeye komak Rambaldo iin doal bir davran biimi olmaya
balamt. imdi de yle yapt, ama yine ondan bir t istemek iin
miydi, yoksa rakip olarak kars* na dikilmek iin mi, bilmiyordu.
Hey, fstk, yatan iin biraz elimsiz saylmaz m, ha? diye
taklyorlard silah arkadalar. Bradamante de epey dknlemi
olmalyd: Bir zamanlar onunla bu tonda konuabilirler miydi hi:
Sylesene diye steliyorlard o saygszlar, diyelim ki
rlplak soydun, ne geecek dine? Ve kabasaba kahkahalar
atarak glyorlard.
Bradamante ile valyeden byle szediMiini duymann acs
ile, o ykde kendisine hi yer olmadm, kimsenin onu adam
yerine koymadn anlamann fkesi birbirine baryor,
Rambaldonun yreini bsbtn sktryordu.
Bradamante imdi eline bir kam geirmi, havada savurarak
merakllar onlarla birlikte de Rambaldoyu kovalyordu.
Ne sanyorsunuz yani, her kim olursa olsun, herhangi bir
erkee yapmas gerekeni yaptracak kadar kadm deil miyim
sanyorsunuz?^
Onlar da bir yandan koarken bir yandan baryorlard:
Hih! Hih! Hih! Bradamante, bir eksii varsa ekinme, bizden
iste de tamamlayalm!
Rambaldo, tekilerin itip kakmasiyle, o aylak sava

71

gruhunu dalana kadar izledi. Artk can Bradamantenin yarana


dnmek istemiyordu; bundan byle Agilulfonun yaknlndan da
tedirgin olacakt. Rastlant bu ya, yannda Torrismondo adnda bir
delikanl vard, Cornovaglia dklerinin kk olu; surat be kar,
yerlere bakarak, slk ala ala gidiyordu. Rambaldo hemen hi
tanmad bu delikanlnn yannda yrmesini srdrd, iini dkme
isteiyle, ene almaya balad.
Ben burada yeniyim, bilmem ki, umduum gibi kmad, herey
insann avucundan kayp gidiyor, hibir yere varamyorsun, bir
eycikler anlayamyorsun.
Torrismondo gzlerini kaldrmad, rktc slm bir an kesip
homurdand: Herey iren.
Yani ey dedi Rambaldo, ben aslnda o kadar ktmser deilim,
yle anlar oluyor ki zevkle dolup tayorum, hayranlklara kaplyorum,
sonunda hereyi anladm sanyorum, hah diyorum, eer u anda olup
bitenleri grmek iin doru ay buldumsa, eer frank ordusunda
sava hep byleyse, Ibu diyorum, gerekten dlediim ey. Ama gel
gr ki hibir eye gvenemiyorsun... >
Neye gvenmek istiyorsun ki? diye szn -kesti Torrismondo.
Armalar, rtbeler, geitler, sanlar... Hepsi maskaralk. Soylu yiitlerin
anl servenlerinin grntlerini ve sloganlarn tayan kalkanlar
demirden deil, kttan hepsi: Parmam bir yanndan bastrsan br
yanndan kar.#
Bir batakln kenarna gelmilerdi. Kydaki talarda kurbaalar
vraklayarak zplyorlard. Torrismondo ordughtan yana dnm, it
kazklarnn tepelerinde, ykseklerde dalgalanan bayraklar, sanki
hereyi smek isteyen bir el hareketiyle gsteriyordu.
Ama imparatorluk ordusu.... diye kar kt Rambaldo
(yreindeki burukluu darya dkebilmek istemiti ama, tekinin
hereyi lgnca yadsy karsnda yaya kal--

72

initi, imdi kendi aclarnn tam yerini kavrayabilmek tio ly


karmamaya gayret ediyordu), unu kabul etmek gerekir ki
imparatorluk ordusu yine de kutsal bir dava uruna arpyor,
Hristiyanl kfirlerden koruyor.
Ne savunma var, ne saldr, hibir eyin anlam yok dedi
Torrismondo. Sava dnya durduka srecek, ne kazanan olacak ne
kaybeden, sonsuza dein byle karlkl siperlerde akl kalacaz. Bir
taraf olmasa teki tarafn hibir varl kalmayacak, artk onlar da, Ibiz
de neden savatmz oktan unuttuk... u kurbaalar iitiyor musun?
Btn yapp ettiklerimizde, onlarn vraklamalanndan, kydan suya,
sudan kyya sramalarndan fazla anlam yok....
Benim iin yle deil dedi Rambaldo, benim gzmde, tam
tersine, herey fazla kalplam, fazla dzenli... Erdemi, yiitlii
gzlerimle gryorum grmesine de, hepsi yle sopsouk ki...
Varolmayan bir valyenin olmas, ak sy- liyeyim, rktyor beni...
Yine de ona hayranm, yapt herey ylesine kusursuz ki, varolsa bu
kadar gven veremezdi insana, neredeyse kzard Bradamanteyi
anlyorum... Hi kukusuz, Agilulfo ordumuzun en stn nitelikli valyesi...
!
Ne demek: ?
O da bir gz boyamaca, hem de tekilerden beter.
Gz boyamaca dediin de nedir? Yapt hereyi ciddi olarak
yapyor.
Hibir ey yapt yok! Hepsi masal.... O da yok, yapt iler de
yok, syledii eyler de, hibir ey yok, hibir ey....
yleyse, tekilerin yannda bu kadar sakncal bir durumdayken
nasj oluyor da orduda o yeri tutuyor? Yalnzca sanyla m?
Torrismondo bir an ses karmad, sonra yavaa yle

75

dedi: Burada sanlar da yalancdr. stesem hereyi havaya uururum.


zerine basacak bir toprak paras bile kalmaz.
0 zaman hibir ey kurtulmaz m?
Kurtulur belki. Ama burada deil.
Kim? Nerede?
Kutsal Gral valyeler i(*)
E, nerede onlar?
skoya ormanlarnda.
Sen grdn m?

Hayr
Peki ne biliyorsun?
Biliyorum ite.
Sustular. Yalnzca kurbaalarn vraklad iitiliyordu. Rambaldonun
yreini bir korku saryordu, sanki o varaklama hereye egemen
oluyormu, onu da bir yemyeil, yvk, kr solunga vuruunda
boacakm gibi. Ama Brada- manteyi hatrlad, savata klcm ekmi
haliyle nasld ama, korkusunu unutuverdi: Savamak, onun o zmrt gzlerinin nnde yiitlikler gstermek iin sabrszlanyordu.
(*) Gral (ya da Graalh Ortaa inancna gre, sa'nn havarileriyle yedii
son yemeinde kulland tas. En tannm efsane guruplarndan
birine konu olmutur. valye romanlar Gral' arayanlarn
servenlerini ve onun yznden ortaya kan ekimeleri anlatr. Gral
efsanesi XII-XIII. yzyllarn en artc bir iir rndr, valyelik
efsanelerini, Citeaux tarikatnn din lksn ve pagan efsanelerini
kendinde toplar. Bu efsanenin, zamannda Roma Kilisesinin resmi
grnden uzaklaan ve ona cephe alan sapkn tarikatlarca,
Hristiyanln Doudan Avrupann kuzey blgelerine Roma'dan deil,
baka yollardan geip, iinde sa'mn kannn topland kutsal Gral ile
birlikte getirildiini ileri srerek, Kilisenin yerine -bir baka dinsel
yetke yaratabilmek amacyla karld dnlmektedir. Burada
izilen, ie kutsal sava ile balayp kolayca iddete ynelen Gral
valyeleri Tarikat grnts de daha ok an sapkn
tarikatlarndan esinlenmi. (.N.)

74

vn

Burada, manastrda, her tvbekra gnahlarndan arnmas iin


bir kefaret, sonsuz selmete ulamak iin bir yol bulunur. Benim
payma den de bu yky yazmak: etin bir kefaret bu, etin.
Darda gneli bir yaz, vadiden ba- rmalar, alkalanan sularn
sesi geliyor, hcrem yksekte, darack penceremden nehrin izdii
bir dnemeci gryorum, ky delikanllar soyunmu, suya girmiler,
tede, sal* kim st fidanlarnn arkasnda gen kzlar da 'giysilerini
karm, suya iniyorlar. Delikanllardan biri, suyun altndan yzerek
gitti, gitti, imdi ban kard, bakyor, kzlar da lk la
bararak onu birbirlerine gsteriyorlar. Orada ben de olabilirdim,
soylu arkadalar, kendi dzeyimde delikanllar, hizmetiler, uaklarla.
Neyleyeyim ki kutsal grevimiz gelge dnya nimetlerine srt evirip,
kendimizi kalc bireye adammz gerektiriyor. Kalc brey... eer
bu kitap da, kl olmu yreklerle yerine getirdiimiz tm dinsel
grevlerimiz de daha imdiden kl olup gitmemise.... urackta,
nehirde, yaamla titreen ve suda halka halka yaylan ak
oyunlarndan be abuk kl olup gitmemise.... Bir heves,
balyorsun yazmaya, ama bir an geliyor, kalemden to2u
mrekkepten baka ey akmaz oluyor, bir damla-

75

ck yaam szmyor, yaamn tm darda, pencerenin dnda, senin


dnda; artk bundan byle yazdn sayfaya asla samayacakmsn,
bir baka dnya aamayacak, gereken sray yapamayacakmsn gibi
geliyor. Belki de bylesi daha iyidir; belki de neeyle yazdn zamanlar
ne mucizeydi, ne Tanrnn inayeti: gnaht, putlara tapnmayd, kibirdi
belki. Bunlarn dnda mym yleyse? Hayr, yazmakla iyiye doru
gitmedim: Yalnzca sabrsz, dnyadan habersiz genliimin birazm
tkettim. Bu krgn sayfalar ne iime yarayacak? Kitap olsun, adak
olsun, deen senin deerinden teye gemez ki. nsan yazmakla kendini
kurtarr diye birey yok. Yazarsn, yazarsn, bir de bakarsn ki ruhun
elden gitmi bile.
yleyse barahibeye gidip kaferetimi deitirmesini, beni kuyudan
su ekmeyle, kenevir eirmeyle, nohut ayklamayla grevlendirmesini
mi isteyeyim? Yaran olmaz. Yine yazc rahibe grevimi, elimden
geldiince yerine getireceim. imdi de valyelerin lenini anlatmam
gerekiyor.
mparatorluun tm grg kurallarna aykn olarak, Carlomagno
sofraya daha tekiler gelmeden, zamansz otururdu. Oturunca da
ekmek, peynir, zeytin, ye biber, yani sofraya ne konulmusa,
plenmeye balard. stelik elleriyle plenirdi. Mutlak iktidar en lmh
hkmdarlarn be dizginleri sk sk koyvermelerine, geliigzel
davranlarda bulunmalarna yol aar.
Soylu yiitler er beer skn ediyorlard, ssl tren giysilerini
giymilerdi, srmalarn, dantellerin arasndan yine zrhl gmleklerin
demir alan gzkyordu, ama delikleri iri iriydi, zrhlar ise bayramlk
zrhlard, ayna gibi prl prl, ama klla yle bir vursan darmadan
oluverecek cinsten. ilkin Orlando gelip imparator amcasnn sama yerleti, sonra Montalbanolu Rinaldo, Astolfo, Baional Angio- lino,
Normandiyal Riocardo ve btn tekiler.
Masann teki ucuna Agulfo gelip oturdu, hep o lekesiz

76

sava zrhyle. Asla ackmazd, ne dolduracak midesi, ne atal


gtrecek az, ne Borgogna arab ile slatacak dama yoktu da
sofraya niin otururdu? Yine de saatler saati uzayp giden o
lenlerden hi eksik olmazd, oysa Agilulfo o saatleri hizmetinin
gerektirdii ilerle daha iyi deerlendirmeyi pekl bilirdi.
Bilmesine bilirdi de, aslnda dava uydu: Btn tekiler gibi,
imparatorun sofrasnda bir yere hakk vard ya, o yeri
doldurmahyd; ve len trelerine de, gnn btn teki trelerinde
gsterdii titizlikle uyard.
Yemekler mi? te orduda her zaman ne yenirse o: Hindi
dolmas, kaz evirmesi, dana kebab, st domuzu, ylan bal,
mercan bal, falan filn. Uaklar tepsileri sunar sunmaz soylu
yiitler atlyorlar, elleriyle tutup tutup koparyorlar, yemeklerin
suyunu zrhlarna bulatryorlar, her yana sala sratyorlard.
Kargaa savatakinden geri kalmyordu: orba kseleri devriliyor,
kzarm tavuklar havada uuyor, agzlnn biri olduu gibi
tabana boaltmadan nce, uaklar yemek tepsilerini zorla ekip
gtryorlard.
Masann Agulfonun bulunduu ucunda ise herey tertemiz,
sakin, dzenliydi, ama bir o yemek yemeyen valye iin, sofrann
kalan iin olduundan fazla hizmetkr gerekiyordu. 'Her yanda kirli
tabaklar karmakark ylmken o kadar ki iki yemek arasnda
tabak deitirmeye bile frsat kalmyor, herkes nerede yiyebilirse
orada, hatta arasra rtnn stnde yiyorken, Agilulfo bir kere
durmadan nne yeni yeni yemek kaplar, irili ufakl tabaklar,
anaklar, biim biim, boy boy bardaklar, atallar, baklar, orba
kaklar, tatl kaklar konulmasn istiyordu, stelik baklar iyice
hilpnmi deilse, getirenin vay haline, hem temizlikten yana
ylesine titizdi k, bir bardan ya da taban zerinde bir donuk
leke oldu mu hemen geri gnderiyordu. Sonra hereyden alrd:
Azck, ama alrd; bir kap yemei bile geri evirmezdi. rnein
yaban domuzu kzartmasndan ince bir dilim kesip alr, bir tabaa
eti, kk bir tabaa so

77

su koyar, sonra ok iyi bilenmi bir bakla eti incecik eritler halinde
keser, bu eritleri bir baka tabaa aktarr, zerlerine sos dker, sosu
ilerine ekmelerini beklerdi, byle gzelce soslanm et paralarn bir
baka kaba alr, ara- sra bir uak arp kirli taba geri gnderir,
yetine temizini isterdi. Bu ilerin herbiriyle yarm saat kadar oyalanrd.
Tavuk, sln, bldrcn yediinde neler olduunu hi sormayn, zel
olarak getirttii birtakm sipsivri baklarla zerlerinde saatlerce
kuyumcu gibi alr, en incecik bir kemiin zerine yapp kalm son
incecik inat et lifini syrabilmek iin ba birka kez deitirirdi.
arap da alrd, srekli olarak oradan oraya boaltr, nndeki bir alay
kadehlerin ve bardaklarn birinden tekine aktarr, paylatrr,
marapalarda kartrr, arada br uaklardan birine uzatrd, gtrp
yenileriyle deitirsin diye. Bol bol da ekmek tketirdi: Ekmek iinden
minimini birbirine -eit toplar yuvarlayarak masa rtsnn zerine
dzenli sralar halinde dizer; ekmek kabuunu ufalayarak krnt yapar,
krntlardan ufak piramitler oluturur, sonunda uaklara bir fra getirip
masa rtsn sprmelerini buyurur, derken yeniden balard.
Btn bu uralarnn ortasnda, sofradaki konumalarn tek szn
karmaz, tam zamannda lfa karrd.
Soylu valyeler sofrada nelerden mi konuurlar? Neden
konuacaklar, her zamanki .gibi bbrlenip dururlar ite.
Alr sz Orlando:
unu sylemem gerekiyor kiy Aspramonte arpmasnda durum
ktye gidiyordu, bereket ben kral Agolanteyi^ delloda yendim de
Durlindanay elinden aldm. Klca yle bir yapmt ki, sa kolunu bir
kl vuruuyla kestiimde, yumruu Durlindanamn kabzasn smsk
kavram olarak kald da ancak kerpetenle aabildim.
Agilulfo lf azna tkar:
Niyetim seni yalanc karmaktr sanma, ama raporlara

78

gre Durlindana dman tarafndan Aspramonte savandan be gn


sonraki atekes grmeleri srasnda teslim edilmi- ir. Nitekim,
anlama koullarndan biri gereince frank ordusuna terkedilen hafif
silahlar listesinde kaytldr.
Alr sz Rinaldo :
Zaten Fusberta olaynn yannda ne nemi var onun? Pirene
dalarn getiimizde ben o ejderle boumu, klcm: bir vurunca
gvdesini ikiye ayrmtm, stelik hepiniz, bilirsiniz ki ejderlerin
derisi elmastan serttir.
Agilulfo altnda kalr m hi:
imdi olaylar yle yerli yerince bir gzden geirelim:
Pireneleri gei harekt Nisan aynda yaplmt, Nisan aynda da,
herkese bilindii gibi, ejderler deri deitirirler, yeni domu
bebekler kadar yumuack ve narindirler.
valyeler:(
Canm her neyse, o gn olmu, baka bir gn olmu, orada
olmu, baka bir yerde olmu, oldu ya, ona bak, kl krk yarmann ne
alemi var...
Ama keyifleri kamt. u Agilulfo var ya, hereyi hatrlard, her
olay belgeleyebilirdi, en nl, herkese gerek- saylan, hi
grlmemi olanlarn bile aynntlanyle anlattk- ' lan yiitlikleri, yle
akamlar alay komutanlna rapor edilecek sradan hizmet
olaylarna evirmekte stne yoktu. Zaten dnya dnya olal, savata
olup bitenlerle, sonradan anlatlanlar arasnda fark vardr, hem sonra
bir savann yaamnda baz olaylarn gerekten olmas ya da
olmamas o kadar nemli deildir; ortada insann kiilii vardr, deil
mi efendim, gc vardr, sonra tutarl davranlar vardr, bunlara
baklr, iler tam yle yle gitmemise bile pekl da gitmi
olabileceklerine, benzeri bir durumda bundan sonra yle
gidebileceklerine inanlr. Ama Agilulfo gibi birinin yaptklarn, ster
gerek, ister uydurma olsunlar, destekletecek hibir eyi yoktur: Ya
gnbegn yazl olarak rapor edilmi, kaytlara geirilmilerdir, ya da
bolukta kalrlar,

79

kapkara bolukta. Aglulfoya kalsa meslektalarn da kendine


benzetmek ister; onlar ise Bordeaux arabiyle kafay ekip
bbrlenirler, bugn hi varolmadan dne malolan tasarlarla, bir sre
birine, bir sre tekine atfedildikten sonra, kendilerine uygun
kahraman her zaman bulup onun stnde kalan sylencelerle
iinirler.
Arasra ilerinden biri Carlomagnoyu tankla arr. Ama
imparator o kadar ok sava yapmtr ki hepsini birbirine kartrr
artk, hatta u anda yapt sava bile doru drst hatrlayamaz. Onun
grevi savaa gidip vurumak, ok ok bir sonraki sava dnmektir;
yaplp bitmi savalar nasl gitmilerse gitmiler; tarih yazarlarnn ve
saz airlerinin anlattklarm pay brakarak dinlemek gerekir; imparator
yle herkesin peisra dolap erisini dorusundan ayrmaya kalksa
vay haline. Ancak asker kadrolar, rtbeleri, soyluluk sanlarnn ya da
topraklarn ban ilgilendiren bir anlamazlk kt zamanlar kral
fikrini sylemek zorundadr. Fikri diyorsam, o da bil' noktaya kadar elbette: Aslnda Carlomagnonun kendi iradesi pek arlk tamaz,
sonular dnmesi, eldeki kantlara gre yarglamas, yasalara ve
greneklere uyarak zmlemesi gerekir. Bu nedenle, dncesini
sorduklarnda omuzlarm kaldrr, ortadan bireyler syler, kimi zaman
da Amaaan! Kimbilir! Sava zaman deil m, at atabildiin kadar!
diyerek geitirir. Ekmek ilerinden minimini yuvarlaklar yaparak
aslna uygun anlatlm olmasalar bile yine de frank ordusunun yzn
aartan her olaya bir itirazda bulunan o Guildivernizade valye
Agilulfoya canndan bezdirecek bir angarya yklemek gelir iinden,
ama en usandrc hizmetlerin onun gayretkelik etmek iin drt gzle
bekledii frsatlar olduunu sylemilerdir kendisine, bu yzden byle
bir areden yarar ummaz.

Derken Ulmeri dedi ki:


Agilulfo, azizim, neden bu kadar ince eleyip sk dokuyorsun anlamyorum. Yiitliklerimizin am halkmzn belleinde devleiyor ya, bu da onlarn gerek bir zafer, kazandmz sanlarn ve rtbelerin hakl temeli olduunun kant
saylr.
Benimkilerin deil* diye lf azna tkt Agilulfo. Ben
her sanm ve sfatm kesinlemi, tartma gtrmez belgelerle kantlanm yiitliklerle aldm!
Sen onu kavuuma anlat! dedi bir ses.
Agilulfo yerinden frlad:
Bunu kim sylediyse hesabn verecek!
Sairin ol, uslu dur dediler tekiler: Madem senin hep
bakalarnn yiitliklerine itirazn oluyor, bililerinin de kp
seninkileri eletirmesini nleyemezsin...
Ama 'ben kimseyi aalamyorum: Yalnzca yer, tarih
ve belge belirterek olaylar saptyorum!
Konuan bendim. Ben de olaylar saptayacam. Gen
bir sava ayaa kalkt, benzi solmutu.
Gemiimde tartma gtrecek bir eyler bul da greyim seni, Torrismondo dedi Agilulfo; delikanl gerekten
de Cornovaglial Torrismondoydu. rnein, bana valyelik silahlarnn, bundan tam onbe yl nce, skoya Kralnn kz Sofronianm bekretini iki haydudun saldrsndan
kurtardmdan tr kuandnldm tartabilir misin?
Evet, tartrm: skoya kralnn kz Sofronia onbe
yl nce bakire deildi.
Masann bir bandan 5brne\bir mrlt dolat. O zamanlar yrrlkte bulunan valyelik yasalarna gre, soylu kkenlerden gelme bir gen kzlt bekretini kesinlemi
bir tehlikeden kurtaran kiiye derhal valyelik silahlan kuandr l rdi; ama artk bakire olmayan bir soylu hanm tecavzden kurtarmann dl
yalnzca\bir onur belgesi ve
maa ikramiyeydi.
81

Yalnzca fanim valyelik onuruma deil, klcmla koruduum bir


soylu hanma kar da aalama saylan byle bir iddiay nasl ileri
srebilirsin?
Srebilirim de ondan
Kantlarn?
Sofronia benim annemdir!
Soylu yiitlerin barlarndan aknlk lklar koptu. Yani gen
Torrismondo imdi Cornovaglia dklerinin ocuu deil miydi?
Evet diye aklad Torrismondo, yirmi yl nce, o zamanlar on
yanda bulunan Sofronia dourdu beni. te s- koya hanedannn
madalyonu. Gsn kartrarak altn zincire asl bir madalyon bulup
kard.
O ana dein yzn ve sakaln 'bir tabak akarsu karidesine emi
bulunan Caromagno, gzlerini kaldrma zamannn geldiine 'karar
verdi.
Gen valye dedi, sesinde en yce imparatorluk yetkesiyle,
szlerinizin ne kadar vahim olduunun farknda msnz?
Tmyle dedi Torrismondo, dem de bakalarndan nce kendi
amdan.
evrede t kmyordu: Torrismondo, kk olu olarak valye
sann alma olanan bulduu Cornovaglia dknn evld olduunu
reddediyordu. Piliini iln etmesi demek, hanedandan bir prensesin
ocuu bile olsa, ordudan uzaklatrlmay gze almas demekti.
Ama Agilulfo iin durum daha da ard. Kt niyetli kiilerin
saldrsna urayan Sofroniaya rastgelip de namusunu kurtarmadan
nce, beyaz bir zrhn iinde serven arayarak dnyay dolaan bir sade
savayd. Daha dorusu (ok gemeden renildii gibi), iinde sava
bile bulunmayan bo bir zrht. Sofroniay savunmada gsterdii yiitlik
ona valyelik silahlarm kuanma hakkn vermiti; o sralar Aa
Selimpia valyelii de ak olduundan, o san alm-

82

. mparatorun hizmetine girii, dller, madalyalar, terfi- ler, sanlar


daha sonra eklenmiti, yani o olayn sonucu saylrd. Kurtard
Sofroniann bekretinin aslnda varolmad kantlanacak olursa,
valyelii uup gidecekti, daha sonra yapt eylerin hi birinin hibir
deeri kalmayacakt, tm adlan ve sfatlan iptal edilecek, bedeni gibi
varolmayacaklard.
Torrismondo anlatyordu:
Annem daha ocuk yatayken bana hamile kalm, annesiyle
babas durumu renince kzarlar diye korkarak Is- koyadaki krallk
sarayndan kam, yaylalarda dolamaya balam. Beni gkkubbenin
altnda, bir fundala dnyaya getirmi, be yama gelinceye kadar
ngiltere'nin krlarnda, ormanlarnda bytm. Bu lk anlar mrnn
en gzel dnemidir, ona da bu adam gelip son verdi. O gn hatrl
yorum. Annem beni maaramza beki brakmt; kendisi her zaman
yapt gibi, tarlalara meyva hrszlna gidiyormu. Yolda kendisinden
yararlanmak isteyen iki haydutla yzyze gelmi. Belki de sonunda
arkada bile olurlarm, aslnda annem sk sk yalnzlktan yaknrd.
Ama kendine gan arayan u ii bo zrh kagelmi, haydutlar
kovalam. Annemin kral soyundan olduunu anlaynca korumasna zilmi, en yakn ato olan Cornovaglia atosuna gtrm, dklere emanet
elmi. Ben de bu arada maarada yapayalnz, a kalmm. Annem ilk i
olarak'.dklere terketmek zorunda kald minicik yavrusundan sp
etmi. Uaklar mealelerle gelip beni aradlar, atoya gtrdler.
Comovaglialar- la hsup lan Iskoya hanedannn nurunu kurtarmak
iin dk ile des bem evlt edindiler. Yaantm tm soylu ailelerin
kk evltlannnki gibi skc ld, binbir kayda arta baland. Bir daha
annemi grmeme izin vermediler, o da uzak bir manaslara ekilip rahibe
oldu. Yaamnm doal gidiini saptran o bir alay yalann arl bugne
dein zerinden kalkmad. imdi, ite, sonunda gerei syleye

83

bildim. Ne olursa olsun, benim iin bugne dein olanlardan daha beteri
olamaz.
Bu arada sofrada tatl servisi yaplm, suluboya renklerinde katmer
katmer bir pandispanya getirilmiti, ama o birbirini izleyen aklamalar
zinciri yle bir aknlk yaratmt ki, dili tutulmu azlara hibir ataln
yaklat grlmyordu.
Ya siz, bu ykye ne dersiniz? diye sordu Carlomagno,
Agilulfoya. valye demediini herkes farketti.
Dzmecedir. Sofronia 'gen kzd. iek gibi tertemiz. Adm da,
onurum da yle olmasna bal.
Dediinizi kantlayabilir misiniz?
Sofronia'y arayacam.
Aradan onbe yl getikten sonra onu braktnz gibi bulacanz
m sanyorsunuz? diye haince sordu Astolfo. Dvme demirden yaplm
zrhlarmzn bile mr ok daha ksadr.
Kendisini o dmibtn aileye emanet ettiimin hemen ertesinde
rahibe olmutu.
Bu devirde, onbe ylda, Hristiyanln hibir manastn
saldrlardan, yamalardan korunamamtr, her rahibe de cppesini en az
drt-be kez karp giyecek vakit bulmutur...
Her ne olursa olsun, bekret kayb bir saldrgan gerektirir. Her
kimse onu bulur, Sofroniamn hangi tarihe kadar gen kz saylabilecei
konusunda tanklm alnm.
Derseniz size derhal yola kma izni veririm dedi imparator,
Sanrm u anda en byk isteiniz tartma konusu edilen sannz ve
silah tama hakknz kaybetmemektir. Bu delikanl gerei sylyorsa
sizi hizmetimde tutmam olanaksz, hatta varlnz hibir bakmdan,
hirkmig denekleriniz asndan da gznne alamam.
Carlomagno i bitiren birinin memnunluuyle konumak

tan kendini alamamt, Grdnz m, u ukldan yakay kurtarmann


yolunu nasl da bulduk der gibiydi.
Beyaz zrh imdi iyice ne doru eilmiti, iinin bo olduunu hibir
zaman yapmad gibi belli ediyordu. Duyulur duyulmaz bir sesle
konutu:
Bvet, hkmdarm, yollara deceim
Ya siz? Caromagno, Torrismondoya dnd. Evlilik d bir
ilikiden domu bulunduunuzu bildirmekle soyunuz gerei hakknz
olan rtbeyi koruyamayacanzn farknda msnz? Hi deilse babanzn
kim olmas gerektiini biliyor musunuz?
Beni asla resmen tanyamaz....
yle demeyin, hi belli olmaz. Her erkek, ya ilerledike, mrnn
bilanosundaki hesaplan aksz kapatmaya bakar. Ben de
gzdelerimden olan btn ocuklarm resmen tamdm, stelik saylar da
kabarkt hani, Tanr bilir, ilerinde benden olmayan birileri de vardr
Babam bir erkek deil.
E, kim yleyse? eytanba m?
Hayr efendimiz, diye yantlad Torrismondo istifini bozmadan.
Kim peki?
Torrismondo salonun ortasna doru ilerledi, bir dizini yere dayad,
gzlerini gkyzne kaldrd, yle konutu:
Kutsal Gral valyelerinin Tarikat.
len sofrasnda bir mrlt dolat. valyelerden birka istavroz
kardlar.
yle aklad Torrismondo:
RfamUm, annem pek yaramaz, ele avuca smaz bir ocukmu,
hep atonun evresindeki ormanlarn kuytuluklarna dalarm. Gnlerden
bir gn, ormann derinliklerinde Kutsal Gral valyelerine rastlam,
orada dnya nimetlerinden uzak kalarak moral eitimi iin kamp
kurmularm. ocuk o savalarla oyunlar oynamaya ba

85

lam, o gnden sonra da ailesinin gzetiminden kamay baardka


soluu o kampta alyormu. Gelgelelim o ocuk oyunlarndan karnnda
bir ocukla dnm.
Carlomagno bir an durup dnd, sonra dedi ki:
Kutsal Gral valyelerinin hepsi bekret and imilerdir, hibiri
seni resmen olu olarak tanyamaz.
Zaten ben de byle bir eyi istemem dedi Torrismondo.
Anneciim bana hi belli bir valyeden sz etmedi, btnyle Kutsal
Tarikat baba bilip^saymay retti bana.
yleyse diye ekledi Carlomagno, btnyle Tarikat bu tr bir
andla baml deildir. Yani kendini bir ocuun babas iln etmesini
engelleyecek birey yok. Eer Kutsal Gral valyelerinin yanlarna
varr da kendini topluca Tarikatn ortak ocuu olarak kabul ettirirsen,
Tarikatm ayrcalklar gznne alndnda, asker haklarn soylu bir
ailenin evld olduun zamankinden ayr olmaz.
Gideceim dedi Torrismondo.

Franklarn ordughnda o akam yolculuk akam oldu. Agilulfo


donanmm ve atn titizce hazrlad, seyisi Gurdulu ise battaniyeleri,
koumlar, tencereleri-tavalar rastgele kucaklad, nereye gittiini
grmesini engelleyecek koca bir yn yapt, efendisine ters ynde yola
koyuldu, atm drt-nala koturmaya (balayarak, nesi var nesi yoksa
yolda kaybetti.
Agilulfo ayrlrken uurlamaya kimse gelmedi, yalnzca gariban
seyisler, at uaklar ve demirciler geldi, onlar valyeler arasnda pek
ayrm yapmazlard, bu subayn tekilerden daha ukl ama daha
mutsuz olduunu da sezmilerdi. Carlomagnonun soylu yiitleri, yola
k saatinin bil- dirilmedii zryle gelmediler; aslmda pek de zr
saylmazd: Agilulfo lenden kalktktan sonra kimseyle tek sz
eltmemiti. Ayrl yorumlanmad: Grevleri hibiri akta kalmayacak
biimde bakalarna devredildikten sonra, var

86

olmayan valyenin yokluu sanki ortak bir karar varilmiesine,


sessizlikle geitirilmeye layk grld.
zlen, hatta zntden ne yapacan aran tek kii
Bradamanteydi. adrna kotu, abuk! diye dadlar, hizmetileri,
halayklar ard, abuk!, giysileri, zrh paralarn, mzraklar,
koumlar havalara savuruyordu, abuk!, hem bunu her zaman
soyunurken ya da fkesi bana sradnda yapt gibi yapmyordu,
derleyip toplanacak ne varsa listesini karp yollara dmekti niyeti.
Hereyimi hazjr edin, gidiyorum, gidiyorum, burada bir dakika
daha kalamam artk, gitti o, bu orduya anlam veren tek kii, yaamma
ve savama anlam verebilecek tek erkek gitti, imdi 'geriye ne kald ki:
Ben de aralarnda olmak zere, bir sr ayya zorba, yaamak dediin
yataklarla tabutlar arasnda yuvarlanmak; o, yalnz o tm bunlarn gizli
geometrisini, dzenini, nereden gelip nereye gittiim anlamak iin
gereken kural biliyordu!
Byle diyerek sefer zrhnn paralarm kuanyor, meneke rengi
gmleini giyiyordu, gz ap kapayncaya kadar eyerinin stne
frlad, hereyiyle erkeksiydi, yalnzca gerekten kadm olan baz
kadnlarn erkeksi olmak istediklerinde takndklar o marur tavr
dnda. Ve atn mahmuz- lad, drt nala kaldrd, it kazklarn skerek,
adr iplerini kopararak, bakkaliye tezghlarn devirerek, koskoca bir
toz bulutu iinde kayboldu.
Yaya olarak onu aramaya koan Rambaldo da o toz bulutunu grp
seslendi:
Nereye gidiyorsun Bradamante, nereye? Ben burada senin iin
duruyorum, sense kalkm gidiyorsun! yle demek isteyen
sevdalann inat fkesiyle barmt: Ben buradaym, gencim, ak
doluyum, nas olur da benim a- kundan holanmaz, beni iten, beni
sevmeyen u kadm ne ister ki? Benim kendisine verebeceklerimden,
vermem gerekenlerden fazla ne ister?; byle lgna dnen ak hi
akl

87

na getirmez ki, bir yerde ona olan sevdas ayn zamanda kendinedir, ona
sevdalam olan kendinedir, ikisinin birlikte olabilecekleri ve olmadklar
eye duyduu sevdadr. Ve Rambaldo o lgnca telala adrna kotu, atn,
silahlarm, heybelerini hazrlad, o da yollara dt, nk savata ancak
mzraklarn ulan arasnda bir kadn az grdn zaman iyi vuruursun, ve
herey yaralar, toz bulutu, at kokusu, herey, yalnzca o glmsemenin
tadn tar.
O akam Torrismondo da ordughtan ayrld, o da hznlyd, o da
umutlu. Ormana yeniden kavumak istiyordu, ocukluunun nemli, karanlk
ormanna, annesine, maara gnlerine ve daha gerilerde babalarnn
tertemiz tarikatna; gizli bir konaklama yerinin atelerinin evresinde,
bembeyaz giysileri iinde silahl, suskun nbet bekleyen, alack dallarn
neredeyse ereltiotlarna dedii, verimli topraktan hi gne grmeyen
mantarlarn bittii, ormann en sk yerinde.
Caromagno bacaklar biraz titreyerek lenden kalkt, btn o
beklenmedik yolculuklarn haberini aldktan sonra otana doru ilerliyor,
Astolfonun, Rinaldonun, Yabanl Gui- donun, Orlandonun sonradan hep
saz irlerinin dillerine destan olan servenlere doru yola ktklar
zamanlan hatrlyordu; imdiyse o eski muharipleri zorunlu hizmet ykmllkleri dnda uradan uraya kprdatmann yolu yoktu. Gitsinler,
yapsnlar, gentirler nasl olsa diyordu Carlo- magno, eylem adamlarna
zg, harekette her ?Mnan bereket olduunu dnme alkanlgyle; ama
yreinde artk yeni yeni eylerin geliine sevinmekten ok, eskilerin kayboluuna acnan ihtiyarlarn burukluunu duyuyordu.

vm

Ey kitap, akam oldu, ben de daha hzl yazmaya baladm


artk, nehirden yukarlardaki avlann sesinden baka ses
gelmiyor, penceremde dilsiz yarasalar uuuyor, bir kpek
havlyor arasra, samanlklardan doru sesler nlyor. Barahibe
bana detecei kefareti iyi semi galiba: Bazen bir bakyorum,
kalemim kdn stnde alm bam gidiyor, ben de peisra
kouyorum. Geree doru kouyoruz, kalem ve ben, hep bir
beyaz sayfann dibinden kagelmesini beklediim geree; bu
manastra kapamp kefaretini dediim tm gevekliklerimi,
doyumsuzluklarm, kinimi kalem vu- rulanyle gemie
gmebildiim zaman ulaabileceim ancak geree.
Sonra ufak-tefek eyler, bir fare tkrts (manastrn
tavanaras fare yuvas), penceremi arptran bir beklenmedik
esinti (iimi brakmaya dnden 'hazrm ya, hemen pan- curu
amaya kouyorum), bu yknn bir olaynn sona erip bir baka
olaynn balamas ya da yalnzca bir satrba yetiyor, bir
bakyorum, kalemim kurun gibi arlam, gerei kovalayan
kogu kararszlam.
imdi sra Agilulfo ile seyisinin yolculuklar srasnda gelip
getikleri lkeleri anlatmaya geldi: Hepsini bu beyaz

89'

sayfaya sdrmalym, tozlu anayolu, nehri, kpry, te Agilulfo


hafif admlarla ilerleyen atnn stnde gidiyor, dgdk-dgdk, o
bedensiz valyenin arl yok, at hi yorulmadan millerce gidebir,
efendisi deseniz o zaten yorulmak nedir bmez. imdi kprde ar
nal sesleri var: do-go- dok, dogo-dok! Atnn .boynuna sarlm
Gurdulu, iki ba birbirine yle yakn ;ki, at m seyisin kafasiyle
dnyor, seyis mi atn kafasiyle, belli de. Kdn zerine yer yer
alarla krlan bir dz izgi ekiyorum, Agilulfonun yolu bu. leri-geri
dnp dolaan bu karalama da Gurdulunun yolu. Uuan bir kelebek
grd m, peinden * sryor atn Gurdulu, kendisini atn de,
kelebein eyerinde sanyor, by- lece yoldan ayrlp ayrlarda
dolamaya koyuluyor. O byle dnp dolaadursun, Agilulfo kendi
yolunu dosdoru izleyerek erliyor. Gurdulunun anayoldan ayrlarak
sapt yollar bazen grnmez kestirmelerle akyor (ya da, binicisi
ynetmediinden, at kendince bir yol seip, oraya dalyor), on- ca
dolamba yaptktan sonra bizim berdu kendini yine anayolda
efendisinin yanbamda buluyor.
Buraya, nehir kysna bir deirmen izeceim. Agulfo durup
yolu soruyor. Deirmenci kadn nazike yantlyor, arap ve ekmek
sunuyor, ama o geri eviriyor. Yalnzca at iin saman kabul ediyor.
Yol hem tozlu, hem gneli; iyi yrekli deirmencer ayorlar,
valye nasl olmu da susamam diye.
O gittikten sonra, drt-nala kalkm bir manga asker paJartsyle Gurdulu geliyor:
Efendimi grdnz m?
Efendin de kim?#
Bir atl ite...hayr:bir at....
Yani sen bir atn m hizmetindesin?
Yooo... atm bir atn hizmetinde....
Ya atn zerinde kim var?
ey... o belli de!

30

Ya senin atn zerinde kim var?


Bilmem! Kendisine sorsanza!
Sen de yemek imek istemez inisin?
sterim, isterim! Yemek de isterim! mek de isterim!
Ve tknyor.
Bu imdi izdiim, evresi surlarla sarl bir kent. Agi- lulfonun bir
kapsndan girip bir kapsndan kmas gerekiyor. Kapdaki nbetiler
yzn gstermesini istiyorlar; yzn gstermeyen kimseyi ieri
sokmama buyruunu almlar, nk evreyi haraca kesen korkun bir
haydut olabilirmi. Agilulfo olmaz diyor, nbetilerle vuruuyor, geidi
zorluyor, kayor.
Bu, 'kentin tesinde izdiim de orman: Agilulfo ormann her yanm
dolayor, sonunda korkun haydudu bulup ninden karyor. Silahn
alyor, zincire vuruyor, alp kendisine geit vermek iitemeyen bekilerin
nne srklyor.
te, 'korktuunuz haydudu zincire vurdum!
Oh, Tanr senden raz olsun, ak valye! Ama syle bize, kimsin,
miferinin siperini neden kaldrmazsn?
Adm yolumun sonunda deyip kayor Agilulfo.
Kentte kimileri onun bir sava melek, kimileri Araftaki ruhlardan biri
olduunu sylyor. Biri diyor ki:
At sanki zerinde binici yokmu gibi hafif kouyordu. Buradan,
ormann bittii yerden bir baka yol geiyor, o da kente varyor.
Bradamante de bu yoldan geliyor. Kent- tekilere diyor ki:
Ak zrhl bir valyedir aradm. Buradadr, biliyorum Hayr, yok
diye yantlyorlar.
Yoksa var demektir.
yleyse git neredeyse orada ara. Buradan kat, gitti. Gerekten
grdnz m onu? inde bir insan yarm, gibi duran bir beyaz zrh....*
nsan yoktuysa ne vard peki iinde?
Hibir insann olamayaca birey!
^

Sizin ileriniz eytan iine benziyor diyor bir ihtiyar


Seninkiler de, ey sesi baldan tatl valye!
Bradamante atm mahmuzlayp uzaklayor.
Az sonra, kentin meydannda Rambaldo atn dizginliyor.
Buradan bir valye geti mi?
Hangisi? ki tane geti, sen nc oluyorsun.
tekini kovalayan.
deilmi, doru mu? n \
lerinden biri erkek
kincisi kadndr.
:Ya birincisi?
Hibir ey deildir.
Ya sen?
Ben mi? Ben... erke
Neyse, Tanrya kr!
Agilulfo peinde Gurdulu ile drt-nala gidiyordu. Yola koa koa
bir kadn kt: Salar darmadank, giyseri parampara, yere diz
kt. Agilulfo atm durdurdu.
mdat, soylu valyem, diye yalvard kadn, buradan yaran
mil tede bir sr vahi ay soylu hanmm dul Pris- cillann
atosunu kuatt. atoda yalnzca biz birka savunmasz kadn
yayoruz. Kimse ne ieri girebiliyor, ne dar kabiliyor. Beni
burlardan aaya halatla sarkttlar, o canavarlarn penelerinden
kurtulmam mucizedir. Ne olur valyem, gel, kurtar bizi!
Klcm her zaman dul hanmlarn ve savunmasz kimselerin
hizmetindedir dedi Agilulfo. Gurdulu, bu kkhan- m atnn
eyerine al da bizi hanmnn atosuna iletsin.
Bir da patikasndan gidiyorlard. Seyis ndeydi, ama yola
bakmyordu bile; kollarnn arasnda oturan kadnn gs giysilerinin
yrtklarndan pespembe, dolgun gzkyordu, Gurdulunun akl
bandan gidiyordu.
Gen kz dnm, Agilulfoyu seyrediyordu.
Efendinin tavrlar ne kadar da soylu! dedi.

92

Oh, oh... diye yantlad Gurdulu, o lk gse el atmakla


meguld. '
Her szyle, her hareketiyle ylesine gvenli ki... diyordu kz,
gzlerini Agilulfodan ayrmadan.
Oh... diyordu Gurdulu, dizginleri bileklerine dolam, bir insan
bedeni nasl 'byle hem sert, hem yumuack olabilir diye iki eliyle
birden aratryordu.
Ya o sesi, diyordu kz, keskin, madensi...
Gurdulunun azndan ka ka bir bouk inilti kyordu, zaten
azn kzn boynuyle omuzunun arasna gmm, mestolup gitmiti.
Kimbilir hanmm onun tarafndan aylardan kurtarlmaktan ne
kadar memnun olacak... Ah, nasl da imreniyorum ona.... Aaa, una
bak: yoldan kyoruz! Ne oldu, seyis efendi daldn m?
Patikann bir dnemecinde bir kei dilenci anan uzatyordu.
Rastlad her dilenciye metelik olarak saptad sadakasn veren
Agilulfo atn durdurdu, kesesini kartrd.
'Kei paralar cebine indirirken:
Tann sizden raz olsun valyem, dedi ve kulana bir* eyler
fsldamak iin eilmesini iaret etti: Karln hemen vereceim:
Dul Priscladan saknn! Bu ay masal bir tuzak! Aylar kendi
eitmitir, anayoldan geen en yiit valyeleri kendisini kurtarsnlar
diye artr, doymak bilmez ehvetini byle giderir.
Herhalde doru sylyorsunuz kardeim diye yantlad
Agilulfo, ama ben valyeyim, gzyalar iindeki bir kadn resmen
yardm dileinde bulunuyorsa geri eviremem.
ehvetin alevlerinden korkunuz yok mu?
.Agilulfo kaamak yantlad:
ey... bakalm ne olacak...
O atoda biraz oyalanan bir valyeden geriye ne kalr, biliyor
musunuz?

93

Ne kalr?
te gznzn nnde. Ben de bir zamanlar valyeydim, ve
Priscillay aylardan kurtardm. Halimi gryorsunuz.
Gerekten de hali hal deildi.
Deneyiminizi aklmdan karmayacam, kardeim, ama
denemeyi gslemeye kararlym.
Ve Agilulfo atn mahmuzlad, Gurdulu ile hizmetiye yetiti.
Bilmem bunca dedikoduyu nereden bulur bu keiler dedi kz
valyeye, Dinsel olsun olmasn, hibir evrede bunlardaki kadar
dedikodu, bunlardaki kadar fitne-fcur yoktur.
Bu civarda ok' kei var m?
Kum gibi kaynyor. Hep yeni yeni birileri kageliyor.
Sen onlardan biri olmayacam dedi Agilulfo Haydi, acele
edelim.#
Aylarn homurtusunu iitiyorum? diye bard kz.
Korkuyorum! ndirin beni de u alln ardna saklanaym.*
Agilulfo atonun bulunduu akla vard. Her yan aylardan
kapkara kesilmiti. valye ile atm grnce dilerini gcrdattlar,
omuz omuza verip yolunu kestiler. Agilulfo klcm deirmen gibi
savurarak saldrya geti. Kimisini iledi, kimisini sersemletti,
kimisini hrpalad. Atnn stnde Gurdulu da onu izledi, aylar ile
kovalad. On dakika sonra, aylarn kimisi post olup yerlere serilmi,
kalanlar ormann kuytuluklarna snmlard.
atonun kaps ald.
Soylu valyem, minnet borcumu sizi konuk ederek
deyebilirmiyim?
Eikte, hizmetileri ve halayklariyle evrili Priscilla belirmiti
(bizimkileri oraya gtrm bulunan gen kz da

94

arala nndayd; nasl etmise etmi, eve dnmt, srtnda az nceki


paavralar deil, gzel temiz bir nlk vard).
Agilulfo, peinde Gurdulu ile, atoya girdi. Dul Priscilla pek yle
selvi boylu, etine dolgun saylmazd, ama bakmlyd, gs pek iri
deildi, ama gzelce belirtilmiti, kara gzleri fldr fldrd, uzun lfn
ksas, diyecek sz olan bir kadnd. Orackta, Agilulfonun beyaz
zrhnn nnde diller dkyordu. valye kibar davranyordu, ama
sklgand.
Guildivernizadelerden valye Emo Bertrandino Agilulfo dedi
Priscilla, adnz biliyorum, kim olup kim olmadnz da.
O belirtme zerine Agilulfo tedirginliinden kurtulur gibi oldu,
sklganl brakt, gvenli bir tavr taknd. Yine de eildi, bir dizini yere
dedirdi, Hizmetinizdeyim dedi, sonra yay gibi ayaa frlad.
Sizden sz edildiini ok duydum dedi Priscilla, ne zamandr
sizinle karlamay ok istiyordum. Bylesine ku umaz, kervan
gemez bir yere hangi rzgr att sizi?
Agilulfo dedi ki:
ok ge kalmadan, bundan onbe yl nceki bir bekreti aramaya
ktm.
Bu denli ireti bir hedef peinde koan bir valyeye de hi
rastlamamtm dedi Priscilla. Ama madem aradan oribe yl gemi,
atomda konuk olmanz dileyerek sizi bir gece daha yolunuzdan
ahkoyarsam vicdanm szlamayacak demektir.!
Agilulfo ev sahibesinin yaranda atoya girdi; hanmla birlikte
birbirini izleyen iie salonlarda gzden kayboluncaya ripgn teki
kadnlarn hepsinin gz ondayd. Kadnlar sonra Gurduluya dndler,
ellerini rparak:
Aman da ne yakkl seyismi byle! dediler.
Gurdulu maymun gibi ortalarnda durmu kamyordu.
Ne yazk ki pireleri var, pek de kt kokuyor! dediler. Haydi,
'gelin, abucak ykayalm unu!

95

Alp kendi dairelerine gtrdler, rlplak soydular.


Priscilla, Agilulfoyu iki kii iin hazrlanm bir sofraya gtrmt.
Azla yetinmeye alk olduunuzu biliyorum, valyem, s\ma sizi
onurlandrmak iin balang olarak bu sofraya buyur etmekten daha iyi bir
yol bilmiyorum. Sonra fettan bir tavrla: Tabii, yreimdeki minnet
duygularn gstermek iin bu kadarckla yetinmeyeceim.
Agilulfo teekkr etti, ato sahibesinin karsna oturdu, parmaklarnn
arasmda biraz ekmek krnts ufalad, birka saniye sustu, hafife ksrd,
havadan sudan sz etmeye koyuldu:
Hanmefendi, bir gezgin valyenin ksmetine gerekten ok eitli
ve garip servenler kar. Bu servenleri birka bekte toplayabiliriz.
Birinciler....
Byle gzel gzel, yerli yerince, bilgili konumay srdrd, kimi
zaman bir ar titizlik kukusu uyandryordu ama, bunu gidermek iin
derhal baka bir konuya atlyor, ciddi szlerin arasna nkteler, akalar
kartrarak lf ustalkla balyor, olaylar ve insanlar 'hakknda ne fazla
olumlu, ne fazla olumsuz, karsndakinin rahata benimseyebilecei
yarglar ileri sryordu; ayrca kibarca sorular sorarak onu kendi
dncesini sylemeye zendiriyordu.
Ah, sohbetinize doyum olmuyor! dedi Priscilla, mutluluktan
uuyordu. Agilulfo birden' konumaya baladndaki gibi apansz,
sessizlie gmld.
Priscilla ellerini rpt:
alsn sazlar, sylesin kzlar!
Salona lvta alan kzlar girdi. lerinden biri Tekboy- nuz gl
derleyecekx> arksn syledi, ardndan
Gel, ey nazl yasemin, yastm en eyle...(*) arksn.

(*) Metinde Franszca: Jasmin, veuiHez embellir le beau cous- sin.


(.N.)

96

Agilulfo mzii ve arkclar gzel szlerle vd.


Bir grup gen kz raksederek ieriye girdi. ncecik entariler giymi,
'balarna elenkler takmlard. Agilulfo demir eldivenleriyle, masada tempo
tutarak dansa elik ediyordu.
atonun bir baka kanadnda, maiyetteki hanmlarn dairelerinde
oynanan danslarn da ondan geri kalr yan yoktu. Gen bayanlar yar plak
oyunlar oynuyorlar, oyuna Gurduluyu da katmak istiyorlard. Seyis, srtnda
hanm- larrn dn verdikleri bir ksa entariyle, yerinde durup topu
kendisine atmalarn bekleyecek yerde, topun peinden kouyor, ille de ele
geirmeye alarak, hanmlardan biraz birinin, biraz tekinin zerine
ullanyor, o kemeke arasnda derken bir baka esin alyor, kadnla birlikte
evrede serili duran yumuack deklerden birine yuvarlanveriyordu.
Ay, ne yapyorsun? Olmaz, olmaz, koca eek seni! Ay, bakn ne
yapyor bana, olmaaaz, ben top oynamak istiyorum, ay! ay! ay!
Gurdulu kendinden gemiti. Yaptdklar lk banyodon sonra, mis gibi
kokularn, o pembe-beyaz bedenlerin ortasnda, artk tek istedii havadaki
tr (kokularna karp gitmekti.A, a, yine geldi, ff, anneciim, adama bak yahu, aaa!
tekiler hibir ey yokmu gibi top oynuyorlar, akalayorlar,
glyorlar, arklar sylyorlad:
Ay, ay, ay, gkyznde gezen ay...
Gurdulunun tekilerin arasndan ayrp ald kkha- nm sonunda
uzun bir lk kopardktan sonra, arkadalarnn yanma dnyordu, yz
biraz kzarm, biraz sersemlemi glerek el rpyor; Haydi, haydi, bana da
atn! diyerek oyuna brakt yerden balyordu.
ok gemeden Gurdulu bir bakasnn zerine yklyordu.
Hot, yallah, sktn ama, ay ok kabasn yani, olmaz dedim sana,
canm yakyorsun, bana baksana sen... ve pes diyordu kk bayan.

97

Oyunlara katlmayan baka birtakm tazeler ve hatunlar oturmu


ene alyorlard:
....nk, biliyorsunuz ya, Filomena Clara'y kskanyordu, halbuki...
bir de bakyordu Gurdulu ona belinden kavram, Aman dm patlad!...
halbuki diyordum, Viligelmo aslnda Eufemiaile krtryormu... hey,
nereye gtryorsun beni...?; Gurdulu onu omuzuna vurmutu,
...Anladnz m? teki saloz o her zamanki kskanlyla..; hatun
Gurdulunun omuzundan aa sarkm, gevezeliini, el-kol hareketlerini
srdryordu; sonunda ylece gzden kaydoluyordu.
ok gemeden yz pancar gibi kzarm, asklarndan biri kopmu,
gerisingeri dnyordu, brakt yerden balyordu yine:
Ne diyordum ha, Filomena Claramn san bam yolmaya kalkt,
oysa teki...

Bu srada len salonundaki rakkaselerle sazendeler ekilmilerdi.


Agilulfo ato sahibesine imparator Caromagno nun algclarnn en sk
aldklar besteleri sralyordu.
Hava da kararyor diye belirtti Priscilla.
Agilulfo dorulad: Gece oldu, kopkoyu bir gece.
Size hazrlattm oda...
Teekkr ederim. Parktaki blbl iitiyor musunuz?
Size hazrlattm oda... kendi odamdr...
Konukseverliinize gerekten hayran oldum... Blbl u meede
tyor. Pencereye yaklaalm.
Kalkt, demirden kolunu kadna uzatt, pervaza yaklat. Blbln dem
ekmesinden esinlenerek bir dizi iirsel ve mitolojik antrmada bulundu.
Ama Priscilla ksa kesti:
Yani, blbl sevdasndan tryor. Biz de...
Ah, min-el ak!

96

Agilulfo sesinde yle sert bir tonla haykrmt ki, Priscilla rkt.
valye birdenbire ak tutkusu zerine bir syleve giriti. Priscilla
smscak duygular iindeydi; onun koluna girerek, zeri tavanlkl
kocaman bir yatan egemen olduu bir odaya srkledi.
Agilulfo soluk almadan syleniyordu:
Eski alarda ak bir tann sayldndan...
Priscilla kapya ifte kilit vurdu, valyeye yaklat, ban zrhna
edi, dedi ki:
Birazck dm ben, ocak da snm...
Agilulfonun aklna geldi:
Scak odalarda m, souk odalarda m sevimenin daha salkl
olduu konusunda eskilerin dnceleri deiiktir. Ama ounun
d....
Ah, ak stne bilmediiniz de yok... diye fsldad Priscilla.
ounun d, boucu scaklktan kanmakla birlikte, belli
oranda doal lkln bulmmas yolundadr....
Kadnlar arp atei yaktraym m?*
Ben kendim yakarm,
Ocan iinde kmelenmi hazr duran odunlar inceledi, eitli odun
trlerinin verdikleri deiik alevleri vd, ak ya da kapal yerlerde ate
yakmann ayr ayr yntemlerini sralad. Priscillann i ekmesiyle sz
yarda kald; bu yeni sylevlerinin ak titreimlerini yokettiini farketmi gibi, Agilulfo ate konulu sylevini, duyularn ve duygularn ateiyle
benzetmeler ve deindirmelerle sslemeye balad.
Priscilla imdi gzlerini yan kapam, glmsyor, trdamaya
balayan alevlere ellerini uzatarak diyordu ki:
Ah, ne gzel bir lklk... bunun tadm yatakta, yorgan-' lann
arasnda karmal...
,
Yatak konusu Agilulfoya yeni bir dizi gzlemde bulunma frsat
verdi: Ona kalrsa, yatak yapmalk etin bir sanat*

t ve Fransa'daki hizmetiler o sanattan habersizdiler, en soylu


saraylarda bile araflar doru drst katlanmyordu.
Yoo, hayr, yani benim yatam da m....? diye sordu dul lifinim.
Hi kuku yok, sizin yatanz bir kralienin yatadr,
imparatorluun tm topraklarnda bir ei bnzeri yoktur, ancak,
evrenizde yalnzca size layk eyler grme dileim* den tr, u
kr farkederek kayglanmama gcenmeyiniz...
Ah, o kark! diye bard Priscilla; Agilulfonun etkisiyle
imdi o da kusursuzluk illetine tutulmutu.
Yata kat kat atlar, ufak-tefek kabarklklar, kat yerleri, fazla
gergin ya da gevek ksmlar bulup hayflanyorlard, bu aray bir an
dayanlmaz bir straba dnyor, bir an gn gittike daha yksek
katlarna yceli oluyordu.
Yata somyasna dein kaldrdktan sonra, Agilulfo kurallarna
uygun olarak yeniden yapmaya balad; karmak bir iti, hibir ey
rastlantya braklmamalyd, birtakm giz li hnerler katlmas
gerekiyordu. Agilulfo tm bunlan dul hanma ayrntlaryle
aklyordu. Ama ikide bir beenmedii bir eyle karlayor, yeni
batan balyordu.
atonun teki kanatlarndan bir bart, daha dorusu nne
geilmez bir brt ya da anrma koptu.
Priscilla yerinden srad: Ne oluyor?
Hi, dedi valye, seyisimin sesi.
O bartya daha tiz baka barmalar karyordu, yldzlara
kadar ykselen i ekileri gibi.
Ya imdi ne oluyor? diye sordu Agilulfo.
Ne olacak, kzlar, dedi Priscilla, oyun oynuyorlardr, genlik
ite.
Bylece gecenin seslerine kulak kabartarak yata dzeltmeyi
srdryorlard,
Gurdulu baryor....
u kadnlar da ne amata ediyorlar ya...

100

Blbl....
Austos bcekleri....
Yatak krksz, hazrd. Agilulfo dul hanma dnd. Hanm
rlplakt. Giysileri edeplice yere imvermilerdi.
Agilulfo belirtti:
plak hanmlara, duyularn en yce cokusu olarak, zrhl bir
valyeye sarlmalar tlenir.
Aferin sana: Tereciye tere satyorsun! dedi Priscilla. Dn
domadm ya ben!
Ve byle diyerek, bir srayta Agilulfonun zerine trmand,
kollanyle bacaklarn zrhn evresine dolad.
Bir zrh tm kucaklama biimlerini birbiri ardnca denedi, sonra
aygn-baygn yataa szld.
Agilulfo baucuna diz kt: Salarn....
Prisdlla soyunurken, tepesinde toplanm bulunan salarm
zmemiti. Agilulfo insann duyularnn comasnda salarn en byk
pay olduunu aklamaya koyuldu.
Bir deneyelim, bakalm
Demirden ellerinin kararl, ama nazik hareketleriyle kadnn
rglerden yaplm topuzunu zd, salarm gsne omuzlarna
dkt.
Ama diye ekledi, kadm, bedeni plak, baysa yalnz klfetli bir
topuzla deil, tller ve talarla da sslenmi olarak grmek isteyenlerin
de bir bildii var kukusuz.
;Bir daha deneyelim mi?
Salarnz kendim tarayacam.
Tarad da: Sa rme, rgleri kvrp ssl firketelerle tepede
tutturmadaki ustaln kantlad. Sonra tllerle, deerli talarla
ssleyerek atafatl bir ba yapt. Bu i bir saatini ald, ama Priscila
valyenin uzatt aynada kendini mrnde grmedii kadar gzel
grd. Onu gelip yanna uzanmaya ard.
Derler ki dedi Agilulfo, Klepotra her gece yatanda bir zrhl
sava dlermi.

101

Ben hi denemedim diye itiraf etti kadm. Biitn erkekler zrhlarn


ok daha nce karrlar.
y yleyse, imdi denersiniz.
Ve usulcack, araflan krtrmadan, btn silahlary- le birlikte
yataa girdi, mezara girmi gibi derli-toplu, boylu boyunca uzand.
Klcnz da asksndan karmayacak msnz?
Ak tutkusunda ll davranmak diye foirey yoktur.
Priscilla mutluluktan kendinden geerek gzlerini yumdu.
Agilulfo dirseine dayanarak doruldu.
mine ttyor. Kalkp bir ba'kaym, baca neden ekmiyor.
Pencerede ay douyordu. Agilulfo mineden yataa doru
dnerken duraladr
Hanmefendi, gelin, bu gecikmi aym atonun burlarndan
seyredelim.
Kadm pelerinine sard. yle sarma-dola kuleye trmandlar. Ay
orman _gmIyordu. Kukumav tyordu. atonun baz pencereleri
hl aydnlkt, arasra lklar, kahkahalar, inlemelerle kark seyis
anrtlar geliyordu.
Doada varsa yoksa hep sevda....
Odaya geri dndler. mine snmek zereydi: Yere - melip
kzlere flediler. Orackta yanyana dururlarken, Pris- cillanm pembe
dizleri valyenin maden dizliklerine deiyor, daha susuz, yepyeni bir
yaknlk douyordu aralarnda.
Priscilla yatana yeniden uzandnda pencerelerde ilk gn
belirmiti bile.
Bir kadnn yzn afan ilk klan kadar deitiren ey yoktur
dedi Agilulfo, Priscilla'mn yz en uygun alsm diye yata tavanliyle
birlikte baka yere ekmek zorunda kald.
Naslm? diye sordu dul hanm.

102

zDnya gzelisin,1
Mutluydu Priscilla. Ama gne hzla ykseliyordu, snlarn
izleyebilmek iin de Agilulfo yatan yerini durmadan deitirmek
zorunda kalyordu.
afak skyor dedi. Sesi deimiti bile. valyelik grevim bu
saatte yola koyulmam gerektirir.
Bu kadar erken, ha! diye szland Priscilla. Tam da imdi!
ok zgnm, soylu hanmefendi, ama beni aran daha nemli
bir grev var.
Ab, o kadar gzeldi ki....
Agilulfo dizini yere dayad:
Kutsayn beni Priscilla.
Kalkt, seyisi ard. atonun her yann dolat, sonunda buldu
onu: Tkenmi, bitkin derek, kpek kulbesine benzer bir yerde
uyuyakalmt.
abuk, atna atla!
Ama om srtlayp kendisi 'bindirmek zorunda kald. Ykseliini
srdren gne, ormann yapraklarnn altammna iki atlnn resmini
izdi: Seyis, eyerinin stnde dengesini g tutturan bir uval gibi,
valye incecik salnan bir selvi glgesi.
atonun soylu hanmlar ile halayklar Priscillann evresini
sarmlard:
Nasl oldu hanmefendi, nasl oldu?
Ah, nasl anlatsam, bilmem ki! Bir erkek, bir erkek ki...
Ah, syleyin, anlatn, nasl?
Bir erkek,.......bir erkek.... Bir gece boyunca, hi durmadan, bir
cennetti...
Ama ne yapt? Ne yapfc?
Nasl syliyeyim ki? Ah, gzeldi ite, gzel...
Ama hani eymi ya? Ama siz... diyorsunuz ki....>
Nasl olduunu imdi bilemeyeceim.... Neler, neler.... Ee, ya siz, o
seyisle....?

103

Ne? A, ne bileyim, sen biliyor musun? Hayr: sen! Yok, yok


hatrlamyorum....
Nasl olur? Grltnz bize kadar geliyordu hanmlar...
Aman, kimbUir, zavallck ite, ben hi hatrlamyorum, e, ben de
hatrlamyorum... belki sen... Yok canm: Ben mi? Hanmefendi, siz
valyeyi anlatn, ne olur, ha? Nasld Agilulfo?
Ah, Agilulfo!

104

IX

Eski bir tariheyi neredeyse okunmaz olmu ktlardan izleyerek


bu kitab yazan ben, ancak imdi farkediyorum ki sayfalar, sayfalar
doldurmuum da yknn daha bandaym; asl imdi balyor olay,
Agilulfo e seyisi, Sofroniamn bekretinin kantn bulabilmek iin
servenli yolculuklarna dzlyorlar; yollar hem izleyen hem izlenen
Bradamante nin, sevdal Rambaldonun ve Gral valyelerini arayan
Tor- rismondo'nun yollarna karyor. Ama olaylar kalemimden su gibi
akacak yerde, ipin ucunu karyorum, daha ne kadar ok yolculuu,
engeli, kovalamacay, aldatmacay, delloyu, turnuvay kda
aktarmam gerektiini dnnce herey arap sama dnyor.
Manastr yazmanl, hi durmadan szckleri arayp tarama, hereyin
en derindeki zn dnme kefareti bakn beni nasl deitirdi: bu
ana kadar aralarnda ben de olmak zere sradan okurlarn en byk
elence saydklar ey, yani her valye romanm oluturan serven
rgs bana imdi gereksiz kvr zvr, souk bir ssleme esiymi,
dncemin en nankr yanym gibi geliyor.
Koa koa, alelacele anlatmak isterdim, her sayfay bir destan
dolduracak kadar dellolar ve arpmalarla renk-

105

lendirmeyi isterdim, ama durup da yle yazdklarm yeniden bir


okuyaym desem, bir de bakyorum, kalem kdn zerinde iz
brakmam, sayfalar bembeyaz.
Dilediim gibi anlatabilmem iin bu beyaz sayfadan kzl
kayalarn ykselmesi, kdn unufak olup iri taneli, akll bir kuma
dnmesi, zerinde diken diken katrtrnaklarnn bitmesi gerekirdi.
Ortasndan kvnla bkle uzanan belli belirsiz bir patikadan mzram
eyerine asm, atnn stnde dimdik Agilulfoyu geirirdim. Ama bu
beyaz sayfa, bir kr yolundan baka, urada alak bir gkkubbeye
dnmeliydi, hem o kadar alak ki, yolla arasnda yalnzca gaklayarak uan kargalara yer kalmalyd. Kalemle kda izler
kazmann yolunu bulmalym, ama hafif izler, nk ayrn iinde,
otlann arasnda gizli bir ylann geii sezil- meli, fundalklarn
arasnda bir tavan dolamal, ite bakn, imdi aa km duruyor,
ksack Ibyklariyle evresini kokluyor; hop, kayboldu bile....
Przsz sayfada herey hi gzkmeksizin, yzeyde hi
deiiklik olmakszn kmldyor, tpk yeryznn kr kr
kabuunda aslnda hereyin kmldad, ama hibir eyin
deimedii gibi; nk yalnzca bir tek madde her yana yaylmtr,
tpk zerine yaz yazdm kt gibi bzen, deiik kalplar,
deiik younluklar, eitli renk ayrmlar dian, ama yine de, tyl,
telekli ya da kaplumbaa kabuu gibi tmsekli beklemelerinde
bile, hep bir dz yzeyin zerine srtrlm gibi gzken bir
yaygnlk; ve o tyllk, teleklilk ya da tmseklilik kimi zaman
kprdar gibidir, ya da epeevre yaylm tekdze maddeye
dalm bulunan deiik niteliklerin iliki ve oranlarnda, zde hibir
ey deimeksizin, baz deiiklikler olur. Diyebiliriz ki, burada,
yerini deitirdii kesin olan tek kii Agiulfodur, at demiyorum,
zrh demiyorum, zrhn iinde, ata binmi yollara dzlm olan o
yalnz, o kendi derdine dm, o sabrsz ey. Onun evresinde
dallarndan kozalaklar dyor, a-

106

kltalannn arasndan dereler akp gidiyor, derelerde balklar yzyor,


trtllar yapraklar kemiriyor, kaplumbaalar sert karnlarn yere
sryorlar; ama bu hareket yalnzca bir gz aldatmacas, denizin
dalgalan gibi bas sonu belirsiz bir alkalanma. Ve o dalgada alkalanp
duruyor Gurdulu, evresindeki cisimlerin halsna tutsak, kozalaklarla,
balklarla, trtllarla, yapraklarla birlikte o da ayn hamura baslm,
yerkabuunun bir kabartsndan baka birey deil.
Bu kdn stnde Bradamantenin, Rambaldonun ya da fkeli
Torrismondonun kousuna belirtmek daha ne kadar g oluyor!
Tekdze yzeyde bir kabart olmalyd, kd altndan bir toplu ineyle
izmi gibi hafif bir kabart, ve o kabarklk, o yneli hep yeryznn o
ortak hamuruyle dolu, ona batm olmalyd; duygu ve gzellikle ve ac
da ite tam o noktada olmalyd, gerek srtme, gerek hareket de
orada.
Ama byle bembeyaz sayfalan unufak etmeye, ilerine maaralar
ve vadiler kazmaya, giriir, krklklar ve izikler yaparak, soylu
yiitlerin at koturmalarn orada okursam, yky nasl srdrebilirim?
En iyisi, anlattklarma yardmc olacak bir harita izmek, gzelim
Fransay gururlu Britanya'y, kapkara dalgalarla dolu Man Denizini,
urada, yukarda, dalk skoyay, burada, aada, sarp Pi- reneleri,
hl kfir elinde bulunan Ispanyay, ylanlarn anas Afrika'y gstermek.
Sonra minimini oklarla, arp iaretleriyle, saylarla kahramanlarmzn
yolculuklarm teker teker belirtebilirim. te oldu: Biraz dolambal
olmakla birlikte kestirme saylacak bir izgiyle Agilulfoyu ngiltereye
ayak bastryorum, Sofronianm onbe yldr ekildii manastra doru
ilerletiyorum.

Agilulfo oraya varyor ki ne grsn: Manastrn yerinde bir yknt.

107

ok ge kaldnz, soylu valyem diyor bir ihtiyar, o talihsiz


kadnlarn lklar bu vadilerde hl nlyor. ok zaman olmad, bu kylara
akn yapan maripli korsanlar manastr yamaladlar, btn rahibeleri
tutsak alp gtrdler, duvarlar da atee verdiler.
Gtrdler mi? Nereye?
Kle olarak satmak iin Fasa, efendiciim.
O rahibelerin arasnda, nceki yaantsnda skoya Kralnn kz
Sofronia olarak bilinen biri de var myd?
Rahibe Palmira demek istiyorsunuz! Olmaz olur mu? O haydutlar onu
hemen srtlarna vurdular! Gen kz saylmazd ama, yine de ho kadnd
dorusu. O korkun herifler saldrdnda nasl da avaz avaz baryordu,
bugn gibi hatrlyorum.
Yamada bulundunuz demek?
Bulunmayp da ne yapalm, biz ky halk, btn mrmz meydanda
geer zaten.
Peki, yardmlarna komadnz m?
Kimin .yardmna, yani? Bakn imdi, beyzadem, herey yle
birdenbire olup bitti ki., bizim ne komutanmz vard, ne deneyimimiz...
Yzmze gzmze bulatrmaktansa hibir ey yapmayalm, daha iyi
dedik.
Bakn ne diyeceim, bu Sofronia, manastrda, gerekten dinibtn bir
rahibe miydi?
Bu zamanda geri rahibenin de trls oluyor ama, rahibe Palmira
btn piskoposluun en dindar, en namuslu ra- hibesiydi.
abuk, Gurdulu, limana gidelim, Fasa doru yelken aalm.

Bu imdi ince, dalgal izgilerle gsterdiimin hepsi deniz, deniz de


deil de, Okyanus. imdi Agilulfonun binip yolculuk ettii geminin resmini
yapyorum, birazck bu yana da
108

koskocaman bir balina resmi iziyorum, oldu ite, bir de yle iki yana
doru alm bir parmen rulo ile ssleyelim, iinde de Okyanus diye
yazalm. Bu ek, geminin getii yolu gsteriyor: Dilerseniz bir de balinann
yolunu gsteren ok izebilirim; aaa! ikisi kesiiyorlar. E, demek oluyor ki
Okyanusun bu noktasnda balina ile gemi toslaacaklar, balinay daha
byk ediime gre de arpmadan gemi zararl kacak. imdi btn
ynlerde birbirini kesen birok ok izeyim de, bu noktada 'gemi ile balina
arasnda dehetli bir arpma getii anlalsn. Agilulfo aslanlar gibi
dvyor, mzran balinann sarsna saplayveriyor. Fkran iren
yala tepeden aa du yapyor, ite bu fskiyeyi de yle drt bir yana
salan izgilerle gsteriyorum. Gurdulu derseniz, balinann srtna atlyor,
gemiyi falan unutup gidiyor. Hayvan kuyruunu yle bir arpyor, aman,
gemi alabora oldu. Demir zrhl Agilulfoya ta gibi Okyanusun dibine inmekten baka yapacak i kalmyor. Dalgalara gmlmeden nce seyisine
sesleniyor:
Sen Fasa git! Ben yaya geliyorum!
Gerekten de, miilerce derinlie dalan Agilulfo, denizin dibindeki
kumlara ayak basyor ve balyor hzl hzl yrmeye. Sk sk deniz
canavarlarna rastlayp klcm savurarak -kendini koruyor. Bir zrh iin
deniz dibinde dolamann tek sakmcas nedir, siz de bilirsiniz: Paslanmak.
Ama tepeden trnaa balina yayle svandndan, ak zrhn zerinde imdi
onu her trl zarardan koruyacak bir ya katman bulunuyor.
Okyanusa bir de deniz kaplumbaas resmi yapyorum. Gurdulu,
denizin kendisinin iinde deil, kendisinin denizin iinde durmas
gerektiini anlayncaya kadar bir kova tuzlu su yutmutur; ve sonunda
koskocaman bir deniz kaplumbaasnn kabuuna tutunmutur. Biraz
yolculuu hayvann gnlne brakarak, biraz sille-tokat atarak ynetmeye
alarak, Afrika kylarna varyor. Burada, maripli balklarn suya
saldklar bir aa taklyor.

100

Alan tekneye eken balklar bir de ne grsnler: Zp zp zplayan


barbunya balklarnn ortasnda giysileri rm, yosun tutmu bir adam!
insan bal tuttuk! nsan bal! diye barmyorlar.
Ne insan bal be! Gidi-Yusufun t kendisi! diyor ba- lkba.
Gidi-Yusu bu, ben tanyorum!
Gerekten de, Gidi-Yusuf, Gurdulunun hi farkna varmadan
dman hatlarn geip, sultann otana vardnda, mslman
mutfaklarnda kendisine verilen add. 'Balkba askerliini Ispanyadaki
marip ordusunda yapmt; Gurdulunun salam yapl ve yumuak huylu
olduunu bildiinden yanna ald, onu inci avcs yapmaya niyetlenmiti.
Balklar bir akam, Fas kysnda talarn zerine oturmu,
kardklar istiridyeleri teker teker ayorlard, Gurdulu da yanlarndayd;
bir de ne grsnler, sudan ilkin bir sorgu, bir mifer, ardndan btn bir
zrh kmaz m? Zrh yrye yrye kyya kadar geldi.
Ista'koz-adam! Istakoz-adamb diye bartlar balklar,
korkularndan koup kayalklarn arasna saklandlar.
Ne stakoz-adam be! dedi Gurdulu. Benim efendim bu!
Yorgunluktan bitkin dmsnzdr valyem. Onca denizi yaya
geldiniz!
Hi de yorgun deilim diye yantlad Agilulfo. Ya sen burada ne
yapyorsun?
Ispanya gazisi sze kartr
Sultann hesabna inci anyoruz, her akam bir baka gzdesine yeni
bir inci armaan eder de....
yzaltmbe gzdesi olan sultan her gece birini onurlandrrm,
yani her gzde ylda yalnzca bir gece ziyaret kabul edermi. Sultan
ziyaret ettii gzdesine bir inci armaan edermi, bu nedenle tacirler
kendisine her gn taze taze bir inci bulmakla ykmlym. Ama o gn
tacirler ellerindeki mal tketmiler, mutlaka bir inci bulsunlar diye balklara haber salmlarm.

UO

spanya gazisi Agilulfoya dedi ki:


Madem denizin dibinde elinizi kolunuzu sallaya sallaya
yryorsunuz, gelip bizim almalarmza katlsanza!
Bir valye kr amacna ynelik giriimlere asla el atmaz, hele
dindmanlarnca yrtmyorlarsa. Ey kfir, bu seyisimi kurtarp
doyurduunuz iin size minnetim sonsuz, ama sultannzn bu gece
yzaltmbeinci gzdesine armaan edecek inci bulamamas
umurumda bile deil.
Ama bizim ok umurumuzda dedi balk, nk bulamazsak
krbalatrlar bizi. Bu gece tefciiere benzemeyen bir gerdek gecesi. Sra
yeni bir gzdede, sultan onun yzn daha hi grmemi. Neredeyse bir
yl oluyor, korsanlardan satan almlard, imdiye kadar sras gelsin diye
beklemi. imdi sultann onun ziyaretine eli bo gitmesi yakk almaz,
hem stelik hanm sizin dindanz, skoya krallarnn soyundan gelme
Sofronia, Fasa kle olarak getirmilerdi, hemen hkmdarmzn
haremine aldlar.
Agilulfo heyecanlandm belli etmedi.
Ben sizi bu dertten kurtaracam dedi. Tcirler sultana yeni
geline allm bir inci yerine uzaklardaki lkesinin zlemini giderecek bir
armaan gtrmesini nersinler: Yani tam takm bir Inristiyan savas
zrh.
Peki o zrh nereden bulacaz?
Benimki ne gne duruyor? dedi Agilulfo.

Sarayn harem dairesinde, Sofronia odasnda akam olsun diye


bekliyordu. Oymal penceresinin kafesinden bahedeki palmiyeleri,
havuzlan, iek tarhlarn seyrediyordu. Gne alalyor, mezzin ezan
okuyor, bahede gn batnmn mis kokulu iekleri ayordu.
Kapya vuruyorlar. Vakit geldi. Yo, her zamanki harem- aalarym.
Sultann yollad bir armaan getiriyorlar. Bir zrh. Apak bir zrh. Anlam
ne ola ki? Sofronia yine yalnz

111

kalarak pencereye yaklat. Neredeyse bir yldr oradayd. Cariye diye


satn aldklarnda, kendisine sultann az nce boad bir gzdenin srasn
vermilerdi, onbir ay akn bir sre sonra gelecek bir sray. yle
gnlerce, elini scaktan soua vurmadan haremde oturmak da
manastrdakinden beter bir skntyd.
Korkmayn, soylu Sofronia dedi bir ses omuz banda. Zrh dile
gelmiti!
Bir zamanlar lekesiz iffetinizi kurtarm olan Guildiver- nizadelerden
Agilulfoyum ben.
Ay! mdat! diye yerinden sramt sultann gzdesi.
Bunun zerine toparland:
Ha, evet, bu beyaz zrh bana yabanc gelmemiti zaten. Yllar nce
bir haydut benden yararlanmaya kalktnda tam zamanmda
yetimitiniz....
imdi de dininizden olmayan bir ee varmann kahrndan kurtarmak
iin tam zamanmda yetitim ite.
Ya,.... hep siz, eksik olmayn, emi...
imdi, sizi ibu klcmla koruyarak, sultann sarayndan yanma alp
gtreceim.
Ya.... Ne demezsin...
Haremaalar, sultann ziyaretini haber vermeye geldiklerinde,
kltan geirildiler. Sofronia, bir pelerine brnm bahelerde valyenin
yannda koturuyordu. Muhafzlar alarm verdiler. Ak zrhl valyenin
hedefini hi amayan klcnn karsnda ar yataanlar pek ie
yaramad. Agilulfonun kalkan tm muhafz birliinin mzrak saldrsna
kar durdu. Gurdulu atlar getirmi, bir hintincirinin gerisinde bekliyordu.
Limanda hristiyan diyarna yelken amaya hazr bir kalyon bekliyordu. Ve
Sofronia -geminin gvertesinden, kumsaldaki hurma aalarnn
uzaklatn grd.

112

imdi buraya, denizin stne, kalyonu iziyorum. Deminki gemiden


biraz daha byk yapaym da, balinaya rastlarsa bile bir felket olmasn.
6u eri izgiyle kalyonun yolunu gsteriyorum, San Malo limanna kadar
vanyor. u ie balon: urada, Biscaille krfezinin hizasnda kesien
izgiler ylesine arap sama dnm ki... iyisi mi kalyonu birazck daha
u taraftan geireyim, sonra uracktan, uracktan, hay aksi eytan, gitti
Bretagna kayalklarna toslad! Batt gemi, dosdoru denizin dibine iniyor,
Agilulfo e Gurdulu g bel Sofroniay kurtarp kyya karyorlar.
Sofronia bitkin. Agilulfo onu bir maarada barndrp, seyisiyle
birlikte Carlomagnonun ordughna ulamaya karar veriyor: Bekretin
henz sapasalam, kendi adnn yasal hakk olduunu bildirecek. Ben
imdi Bretagna kysnda maaraya bir arp iareti koyuyorum ki, sonra
aradmda bulabileyim. Gelgelelim yine ayn noktadan geen u izgiye:
Artk haritam her ynde izilmi izgilerden yle karmakark oldu ki,
bunun ne olduunu anlayamyorum. Ha, evet, Torrismondonun yolunu
gsteren bir izgiydi bu. Demek, tasal delikanlmz tam buradan geiyor,
Sofronia ise maarann iinde serilmi yatyor. O da maaraya
yaklayor, giriyor, gryor onu.

113

Torrismondo oraya nasl m gelmiti? Agilulfo Fransa dan


ngiltereye, ngiltereden Afrikaya, Afrikadan Bretag- naya
geedursun, Cornovaglia dklerinin mnevi kk olu da Kutsal
Gral valyelerinin gizli ordughn bulabilmek iin hristiyan diyarnn
ormanlarn altst etmiti. Kutsal Tarikat her yl yer deitirdiinden
ve varln yabanclara asla duyurmadndan, Torrismondo
yolculuu srasnda srecek hibir iz bulamyordu. inde Gral adyla
birlemi olan bir seziyi izleyerek, rastgele dolayordu; ama sofu
valyelerin tarikat myd arad, yoksa skoya fundalkla- rnda
kendi ocukluunun anlarn m kovalyordu? Kimi zaman,
karaamlardan kapkara kararm bir vadinin birden nnde al, ya
da dibinde kpklerden bembeyaz'kesilmi bir rman uuldad
kurun kayalardan bir uurum yreini anlatlmaz bir heyecana
bouyor, o da bunu bir uyan sayyordu. te, galiba buradalar,
yaknda olmallar. Ve eer o topraklardan doru hznl bir av
borusunun sesi ykselirse, Torrismondonun tm kukulan siliniyor,
her kuytuluu kar kan arayarak bir iz, bir iz anyordu. Sonunda
rastlaya rastlaya yolunu arm bir avcya ya da srlerini otlatan
bir obana rastlyordu.

114

Uzak Curvaldia lkesine vardnda, bir kyde mola verdi,


kyllerden Tanr akna biraz kara ekmekle peynir istedi. -Vermesine
seve seve verirdim, kkbey, dedi bir kei oban, gel gr ki, ben de,
kanm da, ocuklarm da bir deri-bir kemik kaldk. valyelere verdiimiz
hara o kadar yksek kil u orman sizin meslektalarnzla dolup tayor,
yalnz giysileri deiik. Ordu kadarlar, iaeye gelince, hepsi bizim
boynumuzun borcu oluyor!
Ormanda yaayan valyeler, ha? Nasl giyiniyorlar peki?
Beyaz pelerin, altn mifer, iki yannda bir ift kuu kanad.
ok da sofular, yle mi?
Dindarlklarna diyeceim yok elbet. Ellerini paraya sriip
kirletmiyorlar, nk el srecek metelikleri yok. Ama zorbalk desen
tmen tmen, bize de eyvallah demek dyor! imdi elimizde
avucumuzda birey kalmad: Ktlk var. Bir daha geldiklerinde, ne
vereceiz onlara?
Dpi i kanl koa koa ormann yolunu tutmutu bile.

ayrlarn arasndan, bir derenin durgun sularnda br sr kuu


salnarak yzyordu. Torrismondo onlar izleyerek kydan gidiyordu.
Aalarn arasndan bir harp sesi geldi: Flin, flin, flin!. Delikanl
yrdke ses bir ardndan gelirmi, bir nnden gidermi gibiydi: ' Flin,
flin, flin. Aalarn seyreldii yerde bir insan glgesi belirdi. Miferi
beyaz kanatlarla ssl bir savayd, elikte bir mzrakla ufak bir harp
tutuyor, arasra akort yapyordu: Flin, flin, flin!. Tek sz etmedi;
baklar Torrismondodan kamyor, sanki onu hi alglamyormu gibi
zerinden kayp gidiyordu, yine de sanki delikanlya elik eder gibiydi:
Aa gvdeleri ve fundalklar onlar birbirlerinden ayrdnda, yine Flin,
flin, flin diye akort yaparak aryor, yolunu bulI

115

masn salyordu. Torrismondo onunla konumak, bir eyler sormak


isterdi, ama suskun, ekingen, izliyordu onu.
Aalarn seyreldii bir akla geldiler. Her yanda elle* ri mzrakl,
altn zrhlar giymi, upuzun beyaz pelerinlere sarnm savalar vard,
hertoiri bir baka yne dnm, baklar bolukta kaybolmu,
kmldamadan duruyorlard. lerinden biri bir kuuyu gagasna msr
taneleri tktrarak besliyordu, ama gzlerini baka yana evirmiti.
algcnn yeni bir akort vermesine, at stndeki bir sava, borusunu
kaldrp uzun uzun alarak karlk verdi. Sustuunda, btn o savalar
yerlerinden kmldadlar, herbiri (kendi ynnde, birka adm attlar,
sonra yine put kesildiler.
Torrismondo olanca cesaretim toplad:
valyeler, yanlyorsam balayn beni, ama siz Gr... diyecek
oldu.
Omuz bandan bir ses szn kesti:
Sakn ola admz azna almayasn!
Sa sakal apak bir valye yambanda hareketsiz duruyordu.
Biz (byle derin dinsel dncelere dalp gitmiken, gelip rahatnm
karman yetmedi mi?
Ah, balayn, ne olur! diye ona dnd delikanl. Aranzda
bulunmaktan ylesine mutluyum ki! Sizi ne kadar ok aradm, 'bir
bilseniz!
Niin?
. nk... srrm aa vurmak iin duyduu delice istek bir kutsal
kavrama kar karak gnah ileme korkusunu bastrd, ...nk ben
sizin olunuz um!
htiyar valye hi tnmad. Bir an sustuktan sonra:
Burada ne babalar bilinir, ne oullar dedi. Kutsal Tarikata giren
kii dnyadaki her trl akrabalk ban koparr.
Torrismondo kendini itilmiten ok, dknklma uram duydu:
Keke o lekesiz babalan fkelenseler, bekledii

116

gibi kendisini reddetselerdi; kantlan nlerine serer, kan bandan dem


vururdu; ama olaslklar hi yadsmakszm, il* ke gerei hibir tartmaya
girilmeyeceini belirten byle- sine umursamaz bir yant dorusu cesaret
kinciydi.
Sonsuz bir hayranlk beslediim bu kutsal tarikatn ocuu olarak
tannmaktan baka bir dileim yok diye ayak diredi.
htiyar dedi ki:
Madem tarikatm?^ bylesine hayransn, tek dileinin buraya kabul
edilmek olmas gerekir.
Torrismondo bu yeni olana hemen ekici buldu:
Kabul edilebilir miyim dersiniz? diye bard.
Layk olduun zaman, evet.
Ne yapmam gerekiyor?
Yava yava tm tutkularndan arnp, kendini Graln akna
brakman.
A, ama o ad siz sylyorsunuz ya ite?
Biz valyeler syleyebiliriz; siz, bu inancn yabancla- n, hayr.
yi an, neden burada herkes susuyor da bir tek siz
konuuyorsunuz?
inancmza yabanc olanlarla ilikiler benim grevimdir. Szcklerin
ou temiz olmadndan, valyeler onlan azlarna almamay yelerler,
dudaklarndan yalnzca Gral m sesi duyulsun isterler.
Syleyin, balang olarak ne yapaym?
u akaa yapram gryor musun? zerinde bir i damlas var.
Sen hi kmldamadan ylece dur, gzlerini yapran zerindeki i
damlasna dik, o damlaya bakarken, dnyadaki hereyi unut, onunla bir
ol, t ikendi benliini yitirdiini, varlnn her yamna Gralm sonsuz
gcnn ilediini duyana kadar.
Ve onu bir bana brakp gitti. Torrismondo gzlerini su damlasna
dikti, bakt, bakt, aklna kendi dertleri geldi.

117

yapran zerine ini yapan bir rmcek grd, rmcee bakt,


bakt, sonra yeniden su damlasn seyretmeye balad, bir aya
karncalanmt, kmldatt, ff! cam sikiliyordu. evresinde ar
admlarla yryen valyeler ormann iinde azlar ak, gzleri
yuvalarndan uram bir gzkp bir kayboluyorlard, yanlarnda
dolaan kuularn yumuack tylerini arasra yle bir
okuyorlard. Kimi zaman ilerinden biri kollarn iki yana ap
iekiiyle kark bir lk atarak ksa bir kou koparyordu.
Torrismondo civarda yemden beliren ihtiyara sormadan
edemedi:
unlara da ne oluyor?
Ne mi oluyor? Esrime dedi ihtiyar. Eer byle dalga geer,
burnunu hereye sokarsan asla tadamayacam bir ey. O
biraderlerimi sonunda hereyle tam btnlemeye ulamlar.
Ya brleri? diye sordu.delikanl: Baz valyeler sanki tatl
rpertiler geiriyorlarm gibi kalalarm alkalayarak gidiyor,
azlarn buruturuyorlard.
Onlar henz ikisi aras bir aamadalar. e yeni balayan
acemi valye kendini gnele ve yldzlarla btnlemi duymadan
nce, ancalk daha yatandaki eyleri kendi iindeymi gibi duyar,
ama ok youn bir biimde. Bu daha ok genleri etkiler. Derenin
ak, dallarn uultusu, topran altnda mantarlarn byy bu
grdn biraderlerimize ok hafif, bo bir gdklanma duygusu
veriyor.
Aradan bir sre geince yorulmazlar m?
Yava yava daha ileri aamalara ularlar, ilerini yalnzca
daha yaknlardaki eylerin titreimleri deil, gklerin sonsuz soluu
'kaplar, giderek duygularndan koparlar.
Herkese byle olur mu?
Pek az kiiye olur. Eksiksis biimiyle iimizden ancak birine,
Seilmi kiiye, Gral kralna olur.
Aalarn seyreldii bir alana gelmilerdi, zeri tavan-

118

lkl bir tahtn nnde bir alay valye silah talimi yapyorlard.
Tavanln altnda oturmu, daha dorusu bzlp kalm, hareketsiz
duran biri vard, insandan ok mumyay andryordu, yine Gral
niformas giymiti ama daha bir atafatl trnden. Kestane gibi
kuruyup kalm yznde gzleri ak, hatta falta gibiydi.
Ama, yayor mu bu? diye sordu delikanl.
Yaamasna yayor da, artk Graln akna kendini ylesine
kaptrm ki, ne yemee gereksinim duyar, ne kmldamaya, ne
ihtiyalarm grmeye, neredeyse solumaya bile gereksinimi
kalmamtr. Grmez, duymaz. Kafasndan neler getiim kimsecikler
bilmez: Dnceleri hi 'kukusuz, uzak gezegenlerin yrngelerinin
yansmasdr.
Peki, madem grmyor, yleyse neden nnde asker geit resmi
yapyorlar?
Gralm trelerinde var da ondan.
valyeler kendi aralarnda eskrim altrmalar yapyorlard.
Gzlerini bolua dikmi, kllarn kesik hareketlerle oynatyorlard,
ama admlan sanki bir an sonra ne yapacaklarm bilemiyorlarm gibi
sert ve anydi. Yine de bir tek vuruu bile yanlmyorlard.
yi de, o uykuda gezer halleriyle nasl vuruabiliyor- lar?&
Kllarmz oynatan iimizdeki Graldr. Evrensel ak dehet
verici bir fke biimini alabilir ve bizi, diimanlan- mm sevgiyle
ilemeye itebilir. Tarikatmz savata asla yenilmez, nk biz hibir
aba gstermeksizin, hibir seim yapmakszn vuruuruz, brakrz
kutsal fke bizim bedenlerimizde kendini gstersin.
Ve iler hep yolunda gider, ha?
Kendini her trl insan iradesi kalntsndan syrm, kendi en
ufak kmldanlarm bile Grala brakm olan kii iin, evet.
En ufak kmldanlar m? Yani imdi siz yryorken de mi?tf

119

htiyar uyur-gezer gibi ilerliyordu.


Elbette. Ayam kmldatan ben deilim: Brakyorum, Gral
kmldatsn. Bir dene. Hepimiz yle balarz.
Torrismondo denedi, ama bir kere kesinlikle baaramyordu ve kincisi hi zevk almyordu bu iten. Yemyeil
yapraklarla dolu, ku uularyle, sincap sesleriyle nlayan orman
vard evresinde, komak, her yana dalmak, av hayvanlarn
yuvalarndan dar uratmak, o gizi, o yabanc doay kendi
benliiyle, gcyle, abasyle cesaretiyle gslemek isterdi. Oysa
orada durup, bir inmeli gibi ayakta sallanmak zorundayd.
Kendini brak diye tenbihliyordu ihtiyar, brak herey seni
senden alsn.
Torrismondo dayanamad:
Valla, asln isterseniz ben baka eylerin beni almasn- dansa,
kendim baka eyleri almay yelerim.
htiyar dirseklerini yznn stnde aprazlayarak hem
gzlerini, hem kulaklarm kapad:
nnde gidecek daha ok uzun bir yol var, ocuum.
Torrismondo Gral ordughnda kald. renmeye, babalarna ya
da biraderlerine (artk onlara ne diyeceini bilemez olmutu)
yknmeye abalyordu, fazla bireysel gelen her duyguyu
bastrmaya, Graln sonsuz ak ile zdeleerek eriyip gitmeye
abalyordu; valyelerde esrime uyandran o anlatlmaz duygularn
en ufak belirtilerini alglamaya dikkat kesilmiti. Gelgeldim gnler
birbiri ardnca geip gidiyordu, arnma yolunda en ufak bir adm bile
atamyordu. Onlarn en sevdikleri ne varsa, Torrismondonun iini
skyordu: o sesler, o mzik, hep yle titremeye 'hazr bekleyi.
Hele biraderlerinin srekli yaknl, o giyinileri, hafif zrhlan ve altn
miferleri, bembeyaz tenleriyle kimi yalanm, kimi narin, alngan,
kskan genler, fikeleri burnunda dolamalar yok muydu, 'gittike
daha ok sinirine dokunuyordu. stelik her hareketlerini Graln
yaptrd zryle,

120

davranlarnda ahlaksal lkala kapp koyveriyorlar ve hep yle


lekesiz kaldklarm iddia ediyorlard.
Bir zamanlar kendisini de yle gzleri bolukta yitip gitmi, ne
yaptklarna bile baikmadan retip, ardndan heroin unutuvermi
olduklar dncesine katlanamyordu.

Hara toplama gn geldi att. Ormann evresindeki tm kyler


belli zamanlar Gral valyelerine belli miktarda peynir tekerlei,
havu sepeti, arpa uval ve st kuzusu vermek zorundaydlar.
Kyllerden bir heyet geldi:
Demek istiyorduk ki bu yl Curvaldia diyarnn her yannda rn
kt gitti. ocuklarmz bile neyle doyuracamz bilmiyoruz. Ktlk
kargsnda zengin-yoksul ayrl kalmad. Dinibtn valyeler,
yalvarrz, bu seferlik haracmz balayn.;*
Gral Kral tavanln altnda her zamanki gibi suskun,, kprtsz
oturuyordu. Birden kamnn stnde kavuturduu ellerini ar ar
at, gkyzne kaldrd (upuzun trnaklan vard), azndan bir ses
kt: HiiiiL...
O sesi iiten tm valyeler mzraklarm dorultarak zavall
Curvaldiallarn stlerine yrdler.
mdat! Kendimizi -savunalm vari! diye 'bardlar kyller.
gKom, baltalarmz, trpanlarmz alalm. Ve il yavrusu gibi
daldlar.
Gece bastrnca valyeler gzlerini gkyzne dikip, boru ve
davul sesleri esliinde Curvaldia kylerine yrdler. Yabalarla, ba
baklanyle silahlanm kyller sra sra erbetiotu dizilerinin,
itlerin arasndan frlayp yollarn kesmeye altlar. Ama
valyelerin aman vermeyen mzraklan karsnda etkisiz kaldlar.
Savunma hatlarn yaran valyeler altlarndaki ar sava atlanyle
tatan ve samandan yaplm kulbelerin zerine ullanyor, atlar-

121

nn nallan altmda ne bulurlarsa eziyorlar, kadnlarn, buzalarn, minimini


ocuklarn lklarn duymuyorlard bile. valyelerden bazlar yanan
mealeler getirmi, damlar, samanlklar, ahrlar, yoksul buday
ambarlarn atee veriyorlard; kyler giderek iinden lklar, kuzu
melemeleri duyulan birer ate emberine dnyordu.
valyelerle birlikte akma srklenmi olan Torrismondo lgna
dnmt.
Ama niin, syleyin, niin! diye bararak, szn dinletebilecei
tek kii bildii ihtiyarn peinden kouyor, bar bar baryordu. Hereye
kar yreinizin sevgiyle dolu olduu yalanm demek! Hey, dikkat, u
ihtiyar kadncaz ezeceksiniz! Bu zavalllara kar nasl byle
davranabilirsiniz? mdat, beik alevler iinde kald! Aman, ne yapyorsunuz?
Gralm hikmetini soruturmaya kalkma, ey mptedi! diye uyard
ihtiyar. Bunlar yapan biz deiz ki; hareketlerimizi ynlendiren
iimizdeki Graldr! Onun fkeli akna brak kendini!
Ama Torrismondo eyerinden atlam, bir anaya yardma komutu,
onun yere den bebeini alm, kucana veriyordu.
.Olmaz, rnmn hepsini almayn! O kadar emek vermitim! diye
haykryordu bir yal adam.
Torrismondo yambanda bitti:
Brak o uval, haydut seni! diyerek bir valyenin zerine atld,
zorla ald uval elinden ekti.
Tanr seni korusun! Yanmzdan ayrlma! dediler, ellerinde yabalar,
soan baklan, baltalarla bir duvarm gerisine snm, kendilerini
korumaya alan o biareler.
Yarm daire biiminde dizilip, hep birlikte zerlerine saldralm! diye
bard Torrismondo ve Curvaldia kyl- llerinin bana geti.
imdi valyeleri evlerden darya kovalyordu. htiyar

122

valye ve ellerinde mealeler tutan baka iki valye ile yzyze


geldi.
Dmana satlm bu, yakalayn!
Dehetli bir kavga koptu. Curvaldiallar kebap ileriyle,
kadnlarla ocuklar talarla giriiyorlard. Birden bir boru sesi iitildi:
Geri ekilin!. Curvaldallann iddetli tepkisi karsnda valyeler
birok yerden geri pskrtlm- lerdi, imdi de ky
boaltyorlard.
Torrismondoyu sktrmakta olan manga da geriledi.
Haydi biraderlerim! diye bard ihtiyar, brakalm Gral
nereye dilerse oraya gtrsn bizi!
tekiler dizginleri toplayarak hep bir azdan haykrdlar:
Zafer Gralndr!
Yaa, varol! Kurtardn bizi! Kyller Torrismondonun
evresinde toplanyorlard. Sen de valyesin, ama vicdanlymsn!
Demek bylesi de olurmu! Bizimle kal! Bundan byle ne dilersen
dile bizden!
Artk.... ne dilediimi ben biliyor muyum ki.... diye kekeliyordu
Torrismondo.
Bu savatan nce biz de birey bilmiyorduk, insan olduumuzun bile farknda deildik... imdiyse hereyi yapabilirmiiz....
yapmak istiyormuuz... yapmalymz gibi geliyor... Ac bile verse...
Ve dnp llerine alayorlard.
Sizinle kalamam... Kim olduumu bilmiyorum... Elveda...
Ve atma atlad gibi uzaklat.
Geri dn, geri! diye baryorlard kyller, ama ky, Gral
orman, Curvaldia gerilerde kalyordu be.

O lke senin, bu lke benim, avare dolamaya balad


Torrismondo. O gne dein tek lk olarak Kutsal Gral valyeleri
Tarikatm dlediinden, baka her onuru, her

123

zevki kmsemiti. imdi o lk yklp gitmiti ya, tedirginliine


nasl bir hedef belirleyecekti?
Ormanlarda yaban meyvalar toplayarak, yol stnde duralad
manastrlarda fasulya orbas ierek, kayalk kylarda deniz
kestanesi yiyerek gemiyordu. Ve gnn birinde, Bretagna kysnda
yine bir maarada kestane ararken, yatm uyuyan bir kadn iliti
gzne.
Kendisini diyar diyar dolatran istek, yumuack bir bitki rts
ile kapl, topra pp geen bir alak rzgrn estii yerler, gnesiz,
berrak gnler istei, imdi o solgun dolgun yanaklara inmi o upuzun
kara kirpikler, kendinden gemi bedenden fkran o scaklk,
kabark gsn zerine braklm o el, o slak dank salar, o
dudaklar, o kalalar, o iaret parmaklar, o soluk karsnda yatr
gibiydi sanki o istek.
Torrismondo zerine eilmi, seyre dalmt ki, Sofronia
gzlerini at:
Bana bir ktlk etmezsiniz, deil mi? dedi yumuaklkla. Bu
ssz kayalklarda ne aryordunuz?
Benliimde hep eksik olan bireyi aryordum, ne olduunu
ancak imdi, sizi grnce anladm. -Bu kyya nereden geldiniz?
Rahibeyim beni bir Mslmanla evlenmeye zorladlar ama ben
iiyzaltnabeincisi olduumdan aslnda sultann kars nlmaHm hi,
nk o hxristiyan sava beni alp buraya getirdi, stelik bir de
dn yolculuunda gemim batt, kazazede oldum, zaten giderken de
korkun korsanlarn eline dmtm.#
Anlyorum. Peki, yalnz msnz?
Kurtarcm uraya, imparatorun kararghna kadar gitti,
anladm kadanyle birtakm ilemler yaptrmas gerekiyormu.
Sizi 'klcmla korumay nermek isterdim, ama yznz
grdmde yreime den ate bsbtn alevlenir

124

de, beni drst saymayacanz davranlara srkler diye korkuyorum.


Aman aman, byle eyleri dert etmeyin, grm geirmi bir kadnm
ben. Ne var iki, her seferinde, iin tam anak noktasnda kurtarcm
kageliyor, hep ayn kii.
Bu sefer de gelir mi?
Kimbilir, bir de bakarsnz, gelmeyiverir.
Adnz balar msnz?
Azra ya da Palmira. Sultann hareminde ya da manastrda oluuma
gre deiir.
Azira, bana yle geliyor ki, sizi her zaman sevdim... daha nce de
benliimi sizde yitirmitim...

125

XI

Caromagno atnn stnde, Bretagna kysna doru ilerliyordu.


imdi (greceiz, imdi greceiz, Guildivemizade Agilulfo, sakin
olun. Eer sylediiniz gibiyse, yani eer bu kadn onbe yl nceki
bekretini hl koruyorsa, bir diyeceim yok, valye atanmanzda
hibir usul sakatl kalmyor, o delikanl da bizi kandrmaya kalkm
demektir. Emin olabilmek iin kadn ilerinden anlayan bir bacy da
maiyetimde getirdim; bilirsiniz ya, biz askerler byle konularda pek
becerikli saylmayz....
Gurdulu'nun atna tnemi giden kocakar syleniyordu:
Bastne efendimiz, bastne, temiz i karacam, isterse ikiz
olsun... Kula ar iitiyordu, (grevinin ne olduunu henz tam
kavrayamamt.

Maaraya ilkin ellerinde mealelerle iki maiyet subay giriyorlar.


Ve aknlk iinde gerisingeri dnyorlar:
Efendimiz, szkonusu bakire gen bir askerle sarma dola yatar
durumda.
Aklar yaka-paa imparatorun huzuruna karlyorlar.

126

Sofronia, sen, ha! diye baryor Agilulfo.


Carlomagno delikanlya yzn amasn buyuruyor.
Torrismondo!
Torrismondo, Sofroniaya doru atlyor:
Demde sen Sofroniasm! Ah, anneciim!
mparator soruyor: Bu delikanly tanyor musunuz Sofronia?
Kadn, benzi kl gibi, ban eiyor, duyulur duyulmaz bir sesle:
Eer Torrismondo ise, onu ben byttm.
Torrismondo eyerine atlyor:
Mahremimle zina ederek iren bir su iledim! Beni bir daha asla
grmeyeceksiniz!
Atm mahmuzluyor, ormana doru, saa sapyor.
Agilulfo da atm mahmuzluyor: Beni de bir daha grmeyeceksiniz!
Adm sanm yok artk! Elveda!
Sola sapyor, ormana dalyor.
Herkes zlerek ylece kalakalyor. Sofronia yzn elleriyle
rtyor.
Sa yandan bir nal sesi geliyor. Torrismondo ormandan drt-nala
dnyor. Baryor:
Ama nasl olur? Az nceye kadar bakireydi o! Nasl da hemen
dnmedim? Bakireydi, bakire! Annem olamaz!
Ltfedip aklasanz diyor Carlomagno.
Aslnda diyor Sofronia, Torrismondo benim olum deil, erkek
kardeim, daha dorusu vey kardeim. Kral babam savaa gittikten bir
yl sonra annemiz skoya Kraliesi, galiba Kutsal Gral valyeleri ile
bir rastlant sonucu karlatktan sonra dnyaya getirmi onu. Kral
dneceim haber verince o kt yrekli yaratk (ne yazk ki annemizi
byle nitelemek zorundaym), kardeimi gezmeye karttrmak
bahanesiyle bana ormanda yolumu kaybettirdi. Eve dnen kocasna
korkun bir yalan sylemi. Demi ki ben daha on yandayken evden
kap bir pi dnyaya getirmiim.

127

Yanl anlalm bir evlt saygsndan tr, annemizin bu srrm hibir


zaman ele vermedim. Henz kck bir bebek olan vey kardeimle
birlikte fundalklarn arasnda ya- gamm srdrdm, hem de o yllar, daha
sonra Cornovaglia dklerinin beni zorla kapatacaklar manastrda
geireceklerimin yannda zgr ve mutlu saylrd. Bu sabah, yani otuz-
yama kadar, erkek nedir bilmedim; ne yazk ki bir erkekle ilk
karlamam da mahremimle zina yoluyle oldu...
u ie bir bakalm diyor Caromagno uzlatrc bir tavrla.
Mahremle zina durumu hl varit, ama vey kardeler arasmda olunca en
vahim biimi saylmaz....
Mahremle zina olay falan yok, kutsal majesteleri! Yreini serin tut
Sofronia! diye baryor Torrismondo yz sevinle parlayarak:
Kkenlerimi aratrrken bir sr rendim, mrm boyunca da gizli tutmak
istiyordum: Annem sandm kii, yani sen, Sofronia, skoya Kraliesinin
kz deilsin, Kraln bir kylnn karsndan doma evlilik- d kzsn. Kral
eini, yani imdi annem olduunu rendiim kiiyi seni evld olarak
benimsemeye zorlanu, ama o da vey analn gstermi ite. imdi
anlyorum hereyi! Kral onu istemedii bir anala zorlaynca, o da seni
bandan defetmek iin frsat kollamaya balam; bunun iin de ayakst
iledii bir gnahn meyvas olan beni sana malet- mi. Sen skoya Kral
ile bir kyl kadnn ocuusun, ben Kralie ile Kutsal Tarikatn
ocuuyum, aramzda hibir kan ba yok yani, tek bamz az nce
zgrce kurduumuz ve senin yeniden kurmay dilemeni btn yreimle
istediim ak badr.
Eh, galiba iler yoluna giriyor diyor Caromagno ellerini
ovuturarak. Aman ge kalmadan u bizim yiit valyemiz Agilulfoyu
bulalm da adnn sannn kurtulduunu bildirelim bari.
Bir valye koa koa geliyor: Ben gidip bildireyim, efendimiz!
Rambaldodur bu.

128

Ormana dalyor. Balyor seslenmeye:


vaaalyeeeem! valye Agllulfoooo! Guildivemizaaa- de
valyeee! Guildivemizade ve Corbontraz ve Surall Ve- sairezade,
Aa Selimpia ve Fez valyesi Agilulfo Emo Bertraaandinooo!
Herey yoluna girdim! Geri dnn! arsna yalnz yank karlk
veriyor.
Rambaldo ormann her patikasn kar kar aratrmaya balad,
patikalardan baka yamalar ve dere yataklarm da seslenerek,
kulak kabartarak bir belirti, bir iz aratrarak dolat, ite bir nal izi.
Bir noktada daha belirgin, sanki hayvan orada duraklam gibi. O
noktadan sonra nal izleri daha hafifliyor, sanki at bam alp gitsin
diye zgr braklm. Ama aym noktadan bir baka iz, demir pabulu
bir ayan izleri ayrlyor. Rambaldo o izin ardna dt.
Soluunu tutuyordu. Bir akla geldi. Bir mee aacnn dibinde
gkkua rengi sorgulu bir mifer, bir beyaz zrh, uyluk, kol, el
paralar, yani Agilulfonun tm donanm yerlere salmt; kimi
paralar dzenli bir piramit oluturma niyetiyle yerletirilmi gibiydi,
kimileri yere ylece yuvarlanmlard. Klcn kabzasna bir not
ilitirilmiti: Bu zrh Rossiglioneli valye Rambaldoya.
brakyorum. Altmda yarm kalm bir karalama vard, sanki
atlacakken hemen vazgeilmi bir imza gibi.
valye! diye sesleniyor Rambaldo, mifere, zrha meeye,
gkyzne dnerek. valye! Zrhnz yeniden kuann! Fransann
ordusunda ve soylular arasndaki yerini2 tartma gtrmyor artk!
Bir yandan zrhn paralarm birletirmeye, ayakta durdurmaya
abalayarak baryor: Varsnz valye, bunu kimse yadsyamaz
artk!
Hibir yant kmyor. Zrh ayakta durmuyor, mifer yere
yuvarlanyor,
valyem, onca zaman yalnzca iradenizin gcyle da* yandnz,
hereyi sanki varmsnz gibi yerli yerince yapmay baardnz, imdi
neden byle birdenbire teslim oluyorsunuz?

129

Ama artk ne yana dneceini kendi de bilmiyor: Zrh bo,


eskiden olduu gibi bo deil, valye Agilulfo ad verilmi ve imdi
denizde bir su damlas gibi eriyip gitmi olan o eyden de boalm.
Rambaldo imdi kendi zrhm karyor, soyunuyor, beyaz zrh
kuanyor, Agilulfonun miferini giyiyor, klcm, kalkann eline alyor,
atma atlyor. Byle donanm olarak imparatorun ve maiyetinin
huzuruna kyor.
Hah, Agilulfo, dndnz demek, herey yolunda ya?
Ama miferin iinden bir baka ses karlk veriyor:
Ben Agilulfo deilim majesteleri! Siper kalkyor, Rambaldonun
yz gzkyor. Guildivernizade valyeden geriye kala kala beyaz
zrh ile onu bana braktn belirten bir pusula kald. imdi savaa
atlmaktan baka ey dnmyorum!
Alarm borular alyor. Bir kalyon filosu Bretagnaya bir maripli
ordusu karm. Frank ordusu koup saf saf oluyor.
dite dilein gerekleti dedi kral Carlo, vuruma zaman geldi
att. Tadn silahlar onurlandr. Agilulfo etin cevizdi ama
askerliine diyecek yoktu dorusu!
Frank ordusu istilaclara kafa tutuyor, marip cephesinde bir
gedik ayor, gen Rambaldo 'gedii ilk zorlayanlarn arasnda.
Dvyor, vuruyor, kendini savunuyor, adamakll hrpalanyor,
adamakll hrpalyor. Birok hasmna yeri ptryor. Mzrana ka
dman sarsa, birbiri ardna iliyor Rambaldo. stila birlikleri geri
ekiliyorlar, kyda demirli duran kalyonlarnn evresine
bekleniyorlar. Frank glerinin sktrmasiyle, yenilenler denize
alyorlar, geride kalanlar Bretagnann boz topraklarn maripli
kaniyle suluyorlar.
Rambaldo savatan zaferle ve yarasz kyor; ama zrh,
Agilulfonun o apak, el dememi, prl prl zrh imdi tepeden trnaa
amurlara batm, dman kanna bulanm,

130

ezilip berelenmi, izilmi, paralanm, sorgucunun tylerinin yans


yolunmu, miferi arplm, katkm tam gizemli armasnn
zerinden syrlm. Delikanl imdi onu kendi zrh gibi, yani
Rossiglioneli Rambaldonun zrh gibi duyuyor; ilk srtna takt
anlarn rahatszl artk gerilerde kal' m; zrh zerine eldiven gibi
oturuyor artk.

Bir tepenin srtnda, drt-nala gidiyor. Vadinin dibinden tiz bir


ses nlyor:'
Hey, sen, tepedeki, Agilulfo!
Kendisine doru drt-nala gelen bir valye var. Zrhnn
zerinde meneke rengi bir tnik. Bu kendisini izleyen
Bradamante.
Sonunda buldum seni, beyaz valye!
inden ona hemen Bradamante, ben Agilulfo deilim,
Rambaldoyum! diye barmak geliyor, ama bunu ona yakndan
sylemek daha doru olur diye dnyor, atnn ban evirip
ona doru ilerliyor.
Sonunda bana doru gelen sen oluyorsun, ele avuca smaz
valye! diye baryor Bradamante. Bir gn senin de bana
kotuunu grmek iin neler vermezdim, gelii-g- zel, uluorta,
eline nasl gelirse yle i grmeyen, peimsra kouan hdk
srsne benzemeyen tek erkek!
Bunlan sylerken atann bam eviriyor, ondan kaarm gibi
yapyor, ama ikide bir ban dndrp o da oyuna katlyor,
peinden kovalyor mu diye bakyor.
Rambaldo konumak iin sabrszlanyor: Grmyor musun ki
ben de sarsan biriyim, her kmldanmdan istek, doyumsuzlk,
tedirginlik akyor? Ama benim de tek stediim ne istediini iyi
bilen biri olmak! diyecek ona, ama bunu syleyebilmek iin de,
glp duran ve te, hep dlediim gn bu! diye mrldanan
Bradamanteyi drtnala kovalyor.

131

Kz gzden kaybetti. Issz, otlarla kapl bir vadide imdi.


Bradamantenin at bir dut aacna balanm. Herey onu izledii ve kadu
olduunu aklndan geirmedii o ilk seferi andryor. Rambaldo atndan
iniyor. te: Bradamante orada, yosunlarla kapl bir bayra uzanm. Zrhn
karm, topaz rengi ksa bir tnik giymi. Yatt yerden ona kollarn
ayor. Rambaldo, beyaz zrhn iinde ilerliyor. Ben Agilulfo deilim, bak
u sevdalandn zrha, bak imdi nasl da bir bedenin arlyle
hrpalanyor, iindeki benim gen ve evik bedenim bile olsa. Grmyor
musun insanst lekesizlii nasl da yitirdi bu zrh, iinde vuruulan, her
darbeye ak bir giysi, sabrl ve yararl bir gere olup kt? demenin tam
zaman ite. Byle demek istiyor, istemesine istiyor da, orada kalakalyor,
kza doru kararsz birka adm atyor. Belki de en iyisi ban amak,
zrhn karmak, Ram- baldo olduunu sylemek, rnein imdi ite,
Bradamante dudaklarnda bekleyen bir glmseyile gzlerini yummuken.
Delikanl kaygyla zrhn karyor: imdi Bradamante gzlerini aacak,
kendisini tanyacak.... Yoo: Sanki varolmayan valyenin grnmeyen
yaklamasn bakyle rahatsz etmek istemezmi gibi bir eliyle yzn
rtt. Ve Rambaldo onun zerine atlyor.
Oh, evet, emindim! diye baryor Bradamante, gzleri kapal.
Bunun olabileceinden her zaman emindim!
Ona sarlyor, ikisi ayn ate iinde birleiyorlar.
Oh, evet, evet, emindim bundan!
Bu i de olup bittiine gre, sra geldi gzgze bakmaya.
Beni grecek diye dnyor Rambaldo bir gurur ve ve umut
imeinde, hereyi anlayacak, bylesinin yerinde ve gzel olduunu
anlayacak ve mrboyu sevecek beni!
'Bradamante gzlerini ayor.
Sen, ha!

132

Yatt yerden frlyor, Rambaldoyu itiyor.


Seo! Sen! Az fke dolu, gzlerinden yalar fkrarak
haykryor:
Sahtekr
seni!
Ayaa sryor, klcn 'kapyor, Rambaldonun zerine yryor,
vuruyor, ama keskin yanyle deil, kafasna kafasna vurup
sersemletiyor, delikanlnn silahsz kollarn belki kendisini savunmak,
belki de onu kucaklamak iin aarken tek syleyebildii u oluyor:
Syle ama, syle, gzel olmad m yani..................?
Sonra kendinden geiyor, kulana aldan son ses ekip giden
Bradamantenin atnn nal sesleri.
Tadm bilmedii pckleri dilenen ak mutsuzsa, o tad tadar
tatmaz yasaklandm grene ne demeli? Rambaldo korkuya meydan
okuyan asker yaantsn srdryor. Kavga nerede kzmsa, orada
kendine mzrayle yol ayor. Kllarn frtnasnda meneke rengi bir
imek grdnde Sradamante! diye haykrarak kouyor, ama hep
bouna.
Derdini amay diledii tek 'kii yokolmu. Kimi zaman konaklama
yerlerinde dolarken, bir gs zrhnn kalalar zerinde dimdik
duruu ya da bir dirsekliin birden kal- kverii ile yerinden sryor,
nk Agilulfo canlanyor belleinde. Ya valye eriyip gitmediyse, ya
kendine bir baka zrh bulduysa? Yaklap yle diyor Rambaldo:
Sayn meslektam, sakn alnmayn ama, miferinizin siperini bir
kaldrr msnz acaba?
Her seferinde bir bo ukurla karlamay umuyordu: Oysa her
seferinde bir ift burulmu byn stndeki bir burunla yzyze
geliyordu. Balayn diye mrldanyor, ban alp gidiyordu.
v

Agilulfoyu arayan biri daha var, o da Gurdulu, rastlad her bo


tencerenin, tavann, bacann, kovann nnde durup baryor:

133

Beyefendiciim! Buyrun beyefendiciim!


Yol kysnda bir ayra oturmu, bo bir arap iesinin azndan
ieri doru uzun bir sylev veriyordu ki, bir ses onu ard:
erde kimi aryorsun, Gurdulu?
Torrismondo bu, Carlomagno'nun huzurunda grkemli bir dn
yaparak Sofronia ile bagz olmu, yannda ei, ardnda frala'halufc bir
maiyetle, atnn stnde, imparatorun kendisini kont olarak atad
Curvaldia'ya gidiyor.
Efendimi aryorum diyor Gurdulu.
O arap iesinde mi?
Benim efendim varolmayan biridir; bir zrhn ierisinde olmad gibi
bir arap iesinin ierisinde de olmayabilire
Ama efendim hava-cva oldu gitti!
Ne yani, ben imdi hava-cvann m seyisiyim?
Peimden gelirsen benim seyisimsin.

Curvaldiaya vardlar. Az kalsn tanyamayacaklard. Kylerin yerinde


ta konaklar, dei menleri, kanallar e kentler domutu.
yi insanlar, ite geri dndm, sizinle kalacam....
Yaasn! Ne iyi! Yaasn valye! Yaasn gelin!
Sevincinizi vereceim habere saklayn: Bundan byle kutsal adnn
nnde eileceiniz Caromagno bana Curvaldia kontu sanm verdi!
Aa... Ama ey... Caromagno mu....? Dorusu ey, yani...
Anlamyor musunuz? Artk bir kontunuz oldu! Gral valyelerinin
haracndan sizi hep ben koruyacam!
A, biz onlarn hepsini nice zamandr Curvaldiann her yanndan
kovduk, gittiler! Bakn, biz onca zaman hep boyun edik.... Ama imdi
grdk ki ne valyelere ne kontlara

134

borlu olmakszn gl gibi geinip gidebilirmiiz... Topraklarmz iliyoruz,


elii atlyeleri, deirmenler falan yaptk, kendi yasalarmz geerli klmay,
kendi snrlarmz savunmay kendimiz stlendik, yuvarlanp gidiyoruz ite,
bir eksiimiz yojs. Siz yrekli bir gensiniz, bizim iin yaptklarnz unutacak
deiliz... Bizimle birlikte kalmanz isteriz
ama eit koullarda
...........
Eit koullarda, ha? Kontunuz olaym istemiyorsunuz demek? Ama
bu imparatorun buyruu, anlamyor musunuz? Hayr demeniz olanaksz!
Eh, hep byle derle; zaten: Olanaksz.... Graln adamlarn bamzdan
defetmek de olanaksz gzkyordu.... Hem o zamanlar daha elimizde
trpanlarmzla yabalarmzdan baka eyimiz de yoktu... Biz kimseye zarar
vermek istemeyiz kk bey, hele sizi incitmeyi hi istemeyiz.... Deerli bir
gensiniz, bizim bilmediimiz nice eylere alksnz.... Burada eit koullara
raz olup aramzda kaln, zorbalk etmeye kalkmazsanz, kimbilir, belki
yine bamza geersiniz....^*).
Torrismondo, onca zahmetten yoruldum artk dedi Sofronia tl
peesini kaldrarak. Bu insanlar akl bamda gzkyorlar, stelik bize
nazik davranyorlar, kent de baka biroklarndan daha gzel ve daha iyi
donatlm gibi gzkyor... Neden uzlamann yolunu aramayalm?
Ya maiyetimizdekiler?
<*Hepsi Curvaldia yurtta olurlar dedi kentliler ve ne hak
ediyorlarsa onu alrlar.
Yani imdi varolup olmadm bile bilmeyen u seyis Gurduluyu da
kendime eit mi sayacam?
O da renecektir... Dnyada varolduumuzu biz de bilmiyorduk...
Varolmay da renir insan....
(M Avrupa tarihinde, kentlerin imparatorun yetkesine kar karak
zynetim yoluna sapmalar aslnda Charlemagne andan daha
sonra, XI. yzyl dolaylarnda gerekleen bir olgudur. (.N.)

135

xn

Ey kitap, ite sonuna vardn. Son gnlerde badndrc bir hzla


yazmaya baladm. Bir .satrdan brne, lkeden lkeye, denizden
denize, ktadan ktaya sryordum. Nedir bu kapldm lgnca tela,
bu sabrszlk? Gren de birey bekliyorum sanr. Ama buraya dnyann
hi durmadan deien durumlarndan yakay kurtarmak iin sman
rahibeler ne bekleyebilirler ki? Dolduracak yeni sayfalardan ve manastr annn ahlm vurularndan baka ne bekliyorum ben?
te, sarp patikadan yukan doru bir atn nal sesleri geliyor, ite
tam manastrn kapsnda durdu. AtU kapy alyor. Darack
penceremden gremiyorum, ama sesini iitiyorum.
Hey, iyi yrekli rahibeler, dinleyin beni, hey!
Ama o ses deil mi bu, yoksa yanlyor muyum? Evet, o, t kendisi!
Su sayfalarda o kadar uzun uzun nlattm Ram- baldonun sesi!
Rambaldonun ne ii var burada?
Hey, iyi yrekli rahibeler, Tann akna syleyin, bir sava kadm,
u nl Bradamante bu manastra m snd?
te, Bradamanteyi dnyann drt bucanda arayan Rambaldo
sonunda buraya da gelecekti nasl olsa.

136

Kapdaki rahibenin sesini iitiyorum:


Hayr, asker karde, burada sava falan ne gezer yalnzca
senin gnahlarnn balanmas iin yalvaran zavall dindar kadnlar
var!
imdi pencereye koup baran ben oluyorum:
<aEvet, Rambaldo, buradaym, bekle beni, geleceini biliyordum,
imdi iniyorum, seninle geleceim!
Ve arabuk bartm, manastrda alnma sardklar sarglan,
cppemi, ile gmleimi karyorum, ekmecemden topaz rengi ksa
tniimi, girfamin paralarm, bacaklk- lan, miff eri, mahmuzlan,
meneke rengi gmleimi alyorum.
Bekle beni Rambaldo, buradaym, ben, Bradamante! Evet,
kitap. Bu yky anlatan Rabibe Teodora ile sava Bradamante,
ikimi? ayn kadnz. Biraz sava alanlarnda, vurumalar, aklar
arasmda at kotururum, biraz manastra kapanp bamdan geen
ykleri dnr, kda geiririm, anlamak iin. Gelip buraya
kapandmda Agilulfonun karasevdasyle mutsuzdum, imdi gen ve
tutkulu Rambaldo iin ra gilbi yanyorum.
te bu yzden, bir an geldi, kalemim komaya balad. Ona
doru kouyordu; gelmekte gecikmeyeceini biliyordu. Sayfann
yararl yan onu evirdiindedir, ardnda kitabn tm sayfalarn
zorlayan, darmadan eden yaam vardr. Kalemi iten g, o seni
yollar boyunca koturan zevktir. Baladn ve hangi yky
anlatacam bilemediin blm manastrdan ktnda dnecein
ke gibidir, seni bir ejderha ile mi, bir korsan gruhu ile mi, bir
byl ada ile mi, bir yeni akla m yzyze brakacak, bilemezsin.
Koa koa geliyorum, Rambaldo. Barahibeye allahasmarladk
bile demiyorum. Beni eskiden beri tanr onlar, bilirler ki kavgalardan,
kucaklamalardan, aldatmacalardan sonra geleceim yer hep bu
manastrdr. Ama bu kez deiik olacak... Olacak

137

Gemi zamanda anlattktan, heyecanl yerlerde imdiki zamana


kaydktan sonra, ite, ey gelecek, senin atnn eyerine atladm. Daha
temelleri atlmam kentlerin fcueleririin burlarndan hangi bayraklar
dalgalandrarak karlyorsun beni? Bir zamanlar sevdiim atolardan ve
bahelerden hangi yangnlarn dumanlar ykselecek? Hangi
beklenmedik altm adr hazrladn, sen ele avuca smayan, sen
bedeli yksek hzinelerin habercisi, sen fethedilmeyi bekleyen krallm benim, ey gelecek..............

238

O N

S Z

Bugn iinde yaadmz dnya, bakalarna kyasla hibir


deiik zellii bulunmayan kimselerin, en ufak bireysellikten bile
yoksun braklm, giderek nceden saptanm bir soyut
davranlar toplamna dnm kiilerin dnyas. Gnmzde
sorun artk insann benliinin bir blmn yitirmesi deil, tmn
yitirmesi, hepten yokolmasdr.
Evrenle bir btn oluturduundan, organik maddeden
ayrmayan, bu nedenle henz varolmadn sylebilecei- miz
ilkel insanla baladk; yava yava, rnler ve durumlarla bir
btn oluturduundan, hibir eyle srtmeyen, evresindeki
eylerle (doa olsun, tarih olsun) likisi (savam ve savam
yoluyle uyum) kalmam, bu yzden varolmayan, ancak soyut bir
dzenek gibi dileyen yapay insana vardk
Bu dncelerin dm iimde, yava yava, uzun sredir
kafamda yer etmi bulunan bir grntyle zdeleti: yryen ve
ii bombo olan bir zrh. yksn yazmay denedim (1959),
Varolmayan valye kt ortaya.
Agilulfo, varolmayan sava, toplumumuzun tm evrelerinde pek yaygn bulunan bir insan tipinin psikolojik izgilerine
brnd; bu kahraman zerinde pek rahat alabildim. Agilulfo
formlnden (irade ve bilinle donatlm bir varolmay) bir
mantksal kartlama sreciyle (yani dnceden yola kp
grntye vararak; oysa genelde bunun tersini yaparm), bilinten
yoksun varlk ya da nesnel dnya ile zdelik formln elde
ettim, bylece seyis Gur- duluyu yarattm. Bu kahramanm
birincisinin ruhsal bamszlna eriemedi. Bun,da alacak yan
yok, nk Agilulfo rneklerine her yerde rastlanyor, Gurdulu
rneklerine ise ancak etnoloji kitaplarnda rastlanr.

139

Biri bedensel bireysellikten, teki bin bireyselliinden yoksun


olan bu ifci kii bir yky gtremezlerdi; onlar, varolma ile
varolmamann ayn kiide savaacaklar daha baka kahramanlarn
canlandracaklar konunun yalnzca haberiiydiler. Varolup olmadn
henz bilmeyen kii olsa alsa bir gentir; demek ki bu yknn asil
kahraman bir gen olmalyd. Stendhal tipi bir soylu yiit olan
Rambaldo, btn genlerin yaptklar gibi, varolmann kantlarn arar.
Varolmann kant bir eyler gerekletirmektir; Rambaldo
uygulamann, deneyimin, tarihin temsilcisidir. Bir gen^ daha
gerekiyordu, Torrismondo, onu da mutlan temsilcisi olarak izdim,
ona gre varln kant kendinden baka bir eyden, kendinden nce
varolandan, nce bir btnken kopup ayrt eyden
kaynaklanmaldr.
Gen adam iin, kadn varl kuku gtrmeyendir; bylece iki
kadn izdim: bri, Bradamante, eliki olarak, sava olarak sevda,
yani Rambaldonun yreini alan kadn; teki pek az deindiim
Sofronia, bar, dot-n- cesi uykunun zlemi, Torrismondonun
gnlnn sultam. Bradamante, sava olarak sevda, kendinden baka
olan, yani varolmayan arar, bundan tr Agildfoya tutkundur.
Geriye mistik deneyimi, btn iinde eriyip yitme olarak

varolmay rneklemek kalyordu, yani Wagner, Samurayla- nn


Budizmi; ve sahnede Gral valyeleri belirdiler. Sonra bu kavrama
kart olarakr- tarihsel deneyim olarak varolu, o gne dein tarihin
dnda braklm bir halkn bilinlenmesi kalyordu, bylece dnyada
varolduklarm bile bilmeyecek kadar yoksul ve ezilmi olan ve
varlklarm mcadele yoluyla renecek olan Curvaldialan Gral
valyelerine kar kardm.
Artk dediim tm eler hazrd; onlan ilerinde tadklar o
birazck varolu korku ve kaygstyle kmldanmaya brakmak yeterdi;
ama bu kez, sonunda ataUttm ykye ben kendim de inanacak,
dalp gidecek deildim; madem bu

140

bir ykyd, u elence diye adlandrlan eylerden olmalyd. Bu


elence formln ben hep elenmesi gerekenin okuyucu olmas
diye anlammdr: yknn yazan in de bir elence olmas anlamna
gelmez bu, yazar olaylarla arasna mesafe koyarak anlatmaldr,
soukkanl aiilmlaryle cokulan, zdenetim ile itenlik anlar birbirini
izlemelidir, aslnda bu en fazla yoran ve sinirlen geren yaz biimidir.
O zaman, bu yazma abasn da somutlatrarak bir kiiye
dntrmek geldi aklma; ve yazman rahibeyi yarattm, sanki anlatan
oymu gibi yaptm, bu da benim daha rahatlkla, daha itenlikle
almama olanak veriyor, yky srkleyip gtryordu.
Grdnz gibi, ykde ben diyen birine gereksinim duydum,
bu herhalde masal anlatmna zg nesnel soukluu, modem
anlatmn galiba vazgeilmez sayd bu lirik ve yaknlatrc e ile
gidermek iindi. Anlatnn tmyle dnda kalan bir ben buldum, bir
kartlk dzenei daha yaratm olmak in de bu ben bir rahibe
olsun dedim.
Bir ardatc-yorumlayc sbemin varl, dikkatimin birazn
olaydan yazma eylemine, yaamn karmakl ile, bu karmakln
abece gstergeleri biiminde aktarld sayfa arasndaki ikiye
kaydrd. Bir an geldi, yalntz bu likiyle genir oldum, ykm
yalnzca rahibenin beyaz sayfa zerinde kouturan kaztynden
kaleminin yksne dnyordu.
Bu arada, anlat ilerledike, yknn tm kiilerinin nasl
birbirlerine benzediklerini farkediyordum, hepsi ayn kay- gt ve
korkunun etkisi altnda kmldanyorlard, ve rahibe, kazty kalem,
benim, dolmakalemim, ben kendim ayn kiiydik, ayn ey, ayn kayg,
ayn doyumsuz araytk. Anla- ictlann sanrm herhangi birey
yapan herkesin batna gelen eydir, kafasndan her geen ey
elindeki ie yani ykiiye yansr, ben de bu dnceyi son bir
anlatt oyununa dntrdm, ykc rahibe ile sava Bradamanteyi
ayn

141

kii yaptm. Aklma son anda gelen bir srpriz bu, ve sanrm size
sylediimin tesinde hibir zel anlam tamyor. Ama siz ille de,
ne bileyim, iselletirici zek ile da-dnk canlln bir btn
olmas gerektii anlamna falan geldiini dnmeyi yeliyorsanz, o
sizin bileceiniz i.
Bu yky dilediiniz gibi yorumlamak da sizin bileceiniz i,
imdi dou aamalar stne anlattklarm sizi hi balamasn. Ben
yky varln insan olarak gerekletirme yolunda bir deneyime,
varln fethediliine dntrmek istedim. Ayn zamanda ak
diye adlandrlan trden bir yk olsun dedim; hereyden nce,
grntlerin mantk erevesinde birbirini izleyiinden dolam, bir
ovk olarak ayakta dursun, ama gercek yaamna, okuyucuda
uyandrd ve nceden kestirilemeyen soru-yant oyunlarye
balasn istedim7
Dilerim Atalarmz oluturan yk ada insann atalarnn
soyaac gibi grlsnler, izdiim her yzde ev- remizdekilerin,
sizin, benim baz izgilerimiz sezilsin.
talo CALVNO
Haziran 1960

142

Bu kitap 1985 ylnn Ekim


aynda Dizerkonca
Matbaasnda dizilip
baslmtr.

You might also like