Professional Documents
Culture Documents
SR
ROMAN
krm
z
krm
krm
z
GR
14 Ocak
Huanchaco,
Peru
Sahili
krm
krm
altst etmekle yetinirdi ama her drt be ylda bir Tanr'nm gazabn, sanki
onlan yeryznden silmek istercesine insanlarn zerine salard. Her birinde
yzlerce insann ld kasrgalar, normalin otuz kat yalar ve lmcl
toprak kaymalar gerekleirdi. El Nifio her zaman yapt gibi gelir giderdi.
Hi kimse onu ho karlamazd ama atlatmay da baarrlard. Ancak
bugnlerde dualar bile onlara yardm edemezdi: Pasifik'in zenginliklerini soyan
alar, bir seferde on iki jumbo jet alacak kadar geniti.
Belki de, diye dnd Ucanan caballitosu dalgalarla birlikte ykselip
alalrken, ben aptaln tekiyim. Aptal ve sulu. El Nifio, balk iftlikleri veya
uluslararas hukukun verdikleri zararlar karsnda hi bir ey yapmayan bir
koruyucu azize inanan dierleri gibi sulu.
Eski gnlerde, diye dnd, Peru'da samanlarmz vard. Ucafian,'
arkeologlarn Trujillo ehri yaknlarndaki Kolomb ncesi tapnaklarda, Ay
Tapna'nn arkasnda neler bulduklarn biliyordu. Orada 90 tane iskelet
bulunmutu. Kafaya bir darbe veya bir mzrakla ldrlm kadn, erkek ve
ocuklarn iskeletleri. M.. 560 ylnda, sel sularn durdurmaya alan yksek
rahipler umutsuzca bir abayla 90 kiiyi tanrlarna kurban etmiler ve El Nifio
gitmiti.
Ar avlanma sonucu balklarn kknn kurumasn engellemek iin kimi
kurban edeceklerdi?
krm
krm
retebilirsin.
krm
"Bir zamanlar burada bir l vard," demiti babas ona. "ln kaplad
dzlkler. imdi iki lmz var dzlkler ve yanlarnda okyanus. Bizler
yamur tarafndan tehdit edilen l sakinleriyiz."
Hl karaya ok yaknd.
Suyun zerinde abaladka kendine gveni geri geldi. Neredeyse
cokulandran bir duyguydu. Minik midillisini dosdoru denize srdn,
sudan srayan gm parltlar grene ve gnn parlayan alayanlar
halinde yakalayana dek krek ektiini hayal etti. Balinalarn gri kamburlar su
17
krm
Bir anda amandra dnerek yok oldu. Sonra yukar frlayp yzeyde vahice
dans etti ve tekrar aa ekildi.
Ucanan halat yakalad. Avular yrtlarak elleri kesildiinde kfretti.
Birka saniye iinde kayk tehlikeli biimde sallanmaya balamt.
Yalpalayarak halat brakt. Suyun derinliklerinde amandra krmz krmz
parlad. Halat altnda dikey olarak, tel gibi gergin duruyor ve caballitoyu
peinden ekiyordu.
An iine bir eyler girmi olmalyd. Byk ve ar bir ey. Bir klbal
belki de. Ama khbahklan bundan daha hzl olurdu. Bir klbal hzla
uzaklar ve caballitoyu peinden srklerdi. Aa taklan her neyse deniz
yatana doru dalmak niyetindeydi.
Ucanan yine halata el att. Kayk yine sarsld ve onu dalgalarn iine frlatt.
Tkrerek su yzne ktnda caballitonun su altnda kaybolduunu ve
pruvasnn ge baktn grd, palamutlar suya dklmt. fkeden
kudurdu arkalarndan dalamyordu bile. Kendini ve kayn kurtarmas
gerekiyordu.
Sabah av ziyan olmutu.
Krek ondan biraz uzakta yzyordu ama Ucanan'n onun peinden gidecek
zaman yoktu, krei sonra yakalard. Pruvaya atld ama kayk kar konulmaz
bir biimde derinlere ekiliyordu. Bir anlk taknlkla kendini k tarafa doru
ekti ve sa eliyle arad eye tutundu. Aziz Peter'e krler olsun c a k a l
dndaki en deerli varlktan ba ve dal maskesi hl oradayd.
krm
krm
Saylan ok fazlayd.
Ucanan etrafnda dnd. Bakt her yerde balk vard. Boynunu uzattnda
balklardan oluan ktlenin iindeki bir aralktan caballitosunun siluetini grd.
Etrafndaki karanlk younlarken cierleri yanmaya balad.
krm
krm
BRNC BLM
ANOMALLER
krm
krm
z
4 Mart
Trondheim,
Norve
kylar
Drst olmak gerekirse ehir bir niversite veya aratrma enstits iin
fazlasyla samimiydi. Bakklandet veya Ntellenberg gibi blgelere bakldnda
Trondheim'm bir teknoloji bakenti olmas neredeyse dnlemezdi bile. Eski
ahap evleri, parklar, krsal kiliseleri, dikmeler zerinde ykselen renkli su
depolan, kartpostal gibi baheleri ve avlulanyla geen zaman ve ilerleyen bilgi
ile eliiyordu ama NTNU*, Norve'in-nde gelen teknik niversitesi hemen
kedeydi.
krm
Johanson NTNU kmpsne doru srmeye devam etti. Bir kar bulutuyla
kaplanm ana bina tam karsndayd. 20. yzyl banda yaplm, kale
tarznda, heybetli ve gsterili bir yapyd; arkasnda ise derslikler ve
laboratuvarlar bulunuyordu. 10.000 rencisiyle kampus, neredeyse kendi
basma bir kasaba saylrd ve aktiviteyle kaynyordu. Johanson memnuniyetle
i geirdi. Glde geirdii zamandan keyif almt. Evvelki yaz kardiyoloji
departmanndan, birka konferansta karlat bir asistanla glde birka hafta
sonu geirmi ve her ey yolunda gitmiti ama yine de ilikiyi bitirmiti.
Bandan beri uzun vadeli dnmemiti stelik gereklerle yzlemesi
gerekirdi: o elli alt yandayd, kz ise ondan otuz ya genti. Birka hafta sonu
iin harikayd ama bir mr srmesi dnlemezdi. Her halkarda Johanson
insaniann ona ok yaklamasna izin vermiyordu. Hi vermemiti.
krm
krm
"Hmmm." Johanson kabaca bir bakt. "Dediim gibi bunlar kll solucan.
Gzel rnekler de. Okyanus taban bunun gibi yaratklarla doludur. Ama trleri
hakknda bir fikrim yok. Bunlarla derdin ne?"
"Birbilebilsek."
"Peki ne biliyorsunuz?"
"Onlar kta yamacnda", yedi yz metre derinlikte bulduk."
Johanson enesini svazlad. A olmallar, diye dnd. Hl canl
olmalarna armt, birok organizma derinliklerden koparlp karlmay
kaldramazd.
Gzlerini kaldrd. "Onlara yle bir bakmann zarar olmaz. Seni yarn
ararm."
"Harika." Lund bir an durdu. "Solucanlarla ilgili garip bir ey fark ettin
deil mi? Bakndan anlayabiliyorum."
27
"Belki."
"Ne?"
"Kesin olarak syleyemem. Taksonomi'" benim uzmanlk alanm deil. Kll
solucanlar her tr biim ve renkte olabilirler ve tmne hakim deilim ama bu
ikisi..."
krm
krm
krm
krm
"O zaman niye oradaydlar?" diye sordu Lund. "Ve ne zaman bir raporum
olabilir?"
"Bana glk kartmayacaksn deil mi?"
"Demek istediin oysa, bir ay bekleyemem."
"Yok artk!" Johanson ellerini kaldrd. "Solucanlar bir dnya yolculuuna
gndermem gerek. Bana iki hafta ver ve tartma. Daha hzl yapmamn yolu
yok."
Lund sessizce oturdu. Tavuk yahnisi gelmiti ama tabana dokunmamt.
"Metanla beslendiklerini mi sylyorsun?"
"Metanla yaayan bir bakteri ile besleniyorlar," diye dzeltti. "Kark bir
simbiyotik sistem. Unutma ki, sz konusu solucanlar bizimkilerle bal olabilir
de olmayabilir de. Henz hibir ey kantlanmad."
"Eer bu solucanlar Meksika'dakilerden daha byklerse, daha da alardr
herhalde," dedi Lund akayla.
"En azndan senden daha a," dedi Johanson taba gsterirken. "Bu arada,
eer elinde varsa, u canavarlardan birka tanesine daha ihtiyacm olacak."
"Bitmelerine daha ok var."
"Yedeinizde daha ok mu var?"
"Bir dzine kadar," diye cevaplad. "Ama geldikleri yerde ok daha fazlas
bulunuyor."
"Ne kadar daha fazla?"
"Tahminen syleyeceim ama... Birka milyon kadar."
31
12 MART
Vancouver Adas,
Kanada
Gnler gelip geerken yamur yamaya devam etti. Leon Anawak en son ne zaman
bylesine uzun zaman boyunca yadn hatrlamyordu. Yllar nce olmalyd.
Okyanusun araf gibi dz yzeyine bakt. Uzakta ince, gm bir izgi, gnlerdir
ilk kez yamura bir ara vadeden alak, kaln bir bulutu su yzeyinden ayryordu.
Yine de buna gvenilemezdi, yerine her zaman bir sis kebilirdi. Pasifik
Okyanusu, genelde hi uyarmadan can ne ekerse onu yapard.
krm
krm
krm
krm
Alt gverteye gidip bir yn kat ald ve istasyona geri yrd. Vancouver'da
eski, dknt bir Ford'u vard ama adada Shoemaker'n tarih ncesinden kalma
Land Cruiser' ile idare ediyordu. Araca binip motoru altrd ve kasabann
birka kilometre dnda, nefes kesici okyanus manzarasna sahip kayalk burnun
zerindeki lks otel Wickaninnish Han'na doru srd. Bulut, para para
mavilikleri gstererek dalmaya balamt. yi bakm grm yolu takip .\terek
youn ormann iinden on dakikada geti. Kk bir otopark alanna geldiinde
aracn brakarak yryerek devam etti ve yerde ryen devasa aa gvdelerini
geti. Yrd patika, akam gneinde yeil yeil parlayan aalarn arasndan
yukar trmanyordu. Nemli topran kokusunu alyor ve su prtlaru
duyuyordu. am dallan, erelti otlan ve yosunlarla kaplanmt.
Her ey enerji dolu ve canl grnyordu.
35
krm
"Nasl yani?"
"te "ben de kendime bunu sorup duruyorum."
Kadn ban sallad. "Benim ksmetim de henz grnmedi ama en azndan
neden olduunu biliyorum. Belki de beklemeyi brakp aramaya
balamalsnz."
"Aryoruz zaten." Bilgisayarn kapatt. "Uydu takip cihazlarmz var
telemetri. Ve sonar. Srleri takip edebiliyoruz."
36
krm
"Megulsn."
Anavvak bilgisayarna ve defterine bir gz att. Raporu yarna kadar
bitmeliydi ama... "Wickaninnish Han'nda m kalyorsun?"
"Evet."
"Bu gece iin bir plann var m ?"
"Ah," diye srtt. "Herhangi biri bana bu soruyu sonnayal on yl oldu."
Anavvak da ona srtt, "Aslnda midemi dnyordum. Konumaya akam
yemeinde devam edebiliriz."
"yi plan." Kadn aa kknden kalkp sigarasn sndrd ve izmariti
cebine att. "Seni uyaraym, azm doluyken hep konuurum. Bu arada," elini
uzatt, "Ben Samantha Crovve. Bana Sam de."
"Leon Anavvak."
Otelin nndeki kayalk b u m a ina edilen restoran etkileyici bir Clayoqot
Koyu ile adalar, arkalarnda ise krfez ve sarho eden yamur orman manzaras
sunuyordu. Anavvak ve Crovve pencere kenarnda bir masaya oturmulard ki
eer ortalkta birka tanesi grnseydi balinalar izlemek iin harika bir nokta
olurdu.
"Sorun u ki," dedi Anavvak, "Gezgin ve ak deniz orkalar henz
grnmediler. Yerleiklerden hl byk miktarda var ama adann batsn
sevmiyorlar ve Johnstone Boaz 'ndaki yaam bile onlar iin rahatszlk verici
olmaya balad."
"Neden?"
krm
"Orada da hepsine yetecek kadar yiyecek yok. rnein gri balinalar, burada
VVickaninriish Krfezi'nde okyanusta bulamayacaklar bir besin kayna
bulurlar. Onuphis etegans."
"Elegans? Kulaa ho geliyor."
Anavvak glmsedi.
"Uzun, ince bir solucandr. Krfez sakin ve kumludur ki bu da solucanlar iin
38
krm
krm
"Her neyse, sen bana ne yaptn sylediine gre sra bende. Ne bilmek
istersin?"
Anavvak uzun uzun dnmedi. "Neden ie yaramad?"
Soru kadn elendirmi gibiydi. "e yaramadn da nereden kardn?
Samanyolu kabaca yz milyar yldzdan oluuyor. Herhangi birinin etrafnda
dnyaya benzer bir gezegen olup olmadn tespit etmeye almak kurnazlk
isteyen bir , nk yeteri kadar k yaymyorlar. Onlar hakknda sadece
bilimsel hilelerle bir eyler renebiliyoruz. Teorik olarak her yerdeler ama
yz milyar yldzdan gelecek sinyalleri dinlemeyi istersen sen d e n e ! "
"Anlyorum." Anavvak srtt. "Yirmi bin balinay takip etmek buna kyasla
kolay bir i."
"Benimki gibi bir meslein insan nasl da yal ve salar beyazlam bir
hale getireceini anladn m? Okyanusu litre litre szerek minicik bir baln
varln kantlamaya almak gibi. Ve unutma ki balklar yerlerinde
durmuyorlar. Muhtemelen sonsuza kadar szecek ve sonunda baln aslnda
hi var olmadna karar vereceksin. Yine de hep oradayd, binlercesinle birlikte
40
yzyordu, sadece hep bakmadn yerlerdeydi. Anka Kuu bir seferde birka
litre szebilir ama yine de hep snrldr; diyelim ki Georgia Boaz ile. Nereye
varmak istediimi anladn m? Orada bir yerlerde uygarlklar var ama
kantlayamyorum. Evren ok byk, belki de snrsz ve rasathanedeki
srahinin kahve yapabilme ihtimali bizim onlar bulma ansmzdan daha
gl."
Anavvak bir anlna dnd. "NASA uzaya bir mesaj yollamam myd?"
" H a , u mesaj." Gzleri byd. "Demek istiyorsun ki neden kmz
kaldrp kendi grltmz yapmyoruz? Eh, haklsn. 1974'te NASA
Arecibo'dan sadece yirmi bir bin k yl uzaklktaki kresel yldz kmesi
M13'e"ikilik dzende bir mesaj gnderdi. Ancak esas sorun ayn: sinyal ister
bizden, ister bakasndan gelsin tek yapt yldzlararas evrende dolanp
durmak. Herhangi birinin ona rastlamas inanlmaz bir tesadf olur. Ayrca
bizim iin dinlemek gndermekten daha ucuz."
"Yine de bu ansmz artrrd."
"Belki de bunu istemiyonzdur."
"Neden ki?" Anavvak armt.
"te, S E T I ' d e istiyoruz ama birok insan dikkatleri zerimize ekmek
istemiyor. Dier uygarlklar burada olduumuzu bilseler, belki de gezegenimizi
elimizden alrlar. Tanr esirgesin ama bizi kahvalt niyetine yiyebilirler bile."
"Ama bu ok sama."
"yle mi? Yldzlaras yolculuu becerecek kadar zekilerse muhtemelen
pek yle kavgaya dkn deillerdir. te yandan bu ylece inkr
edebileceimiz bir ey deil. Bence asl, dikkatlerini kazara nasl
ekebileceimiz zerine dnmeliyiz, br trl yanl izlenim yaratabiliriz."
Anavvak sessizdi. Sonunda, "Hi pes etmek istediin oldu m u ? " diye sordu.
krm
krm
Crovve ona bir bak att. Sonra bir paket sigara karp iinden bir tane yakt
ve derin bir nefes ekti. "Takntlarmdan bir dieri," dedi duman flerken.
"Kendine iyi bak Leon."
42
13 MART
Norve
Sahili
ve Kuzey Denizi
Sigur Johanson bir hafta boyunca Tina Lund'dan haber almad, bu srada hasta
olan baka bir profesrn yerine bakt ve National Geographic iin bir makale
yazd. Ayrca Riquewihr, Alsace'taki sekin arap reticisi Hugel & Fills iin
alan bir tand arad ve kendine birka kaliteli arap gnderilmesini salad.
Bu arada Nibelunglar Destan 'nn orkestra eflii Sir Georg Soti tarafndan
yaplanl959 plak kaydn arad. Bu da, araplarla birlikte, Lund'un
solucanlarn zihninin dehlizlerine itti.
Lund sonunda aradnda bulumalarnn zerinden dokuz gn gemiti.
Kadnn keyfi yerindeydi.
"Sesin telasz geliyor," dedi Johanson. "Umarm bu bilimsel yargn
etkilemiyordur."
"Byk olaslkla," diye cevaplad Lund.
"Akla."
" H e r eyin zaman var. imdi dinle, Thorvaldson yarn kta yamacna
gitmek iin denize alyor. Bir dal robotu indireceiz. Gelmek ister misin?"
Johanson verdii szleri aklndan geirdi. "Sabaha rencilere slfr
bakterilerinin cinsel ekiciliklerini anlatmam gerek."
krm
"Kristiansund."
Trondheim'n rzgr ve dalgalarn dvd kayalk gney-bat sahilinde
arabayla bir saatlik mesafeydi. Yaknlarnda Norve Denizi ve Norve ukuru
boyunca yaylm petrol platformlarna uu yapan helikopterler iin bir
havaalan vard.
"Size sonra katlabilir miyim?" diye sordu.
"Olabilir," dedi Lund. "Aslna bakarsan bu hi fena fikir deil. Ben de daha
sonra gidebilirim. br gn ne yapyorsun?"
43
krm
"1
krm
krm
"Ama
eer
Tina'nn
krm
Yanm saat sonra bir dzine petrol iisiyle birlikte helikopterde oturuyorlard.
Denizin rpntl, donuk gri yzeyi aada uzanyordu, zeri gz alabildiine
gaz ve petrol tankerleri ve vapurlarla benek benekti. Bir sre sonra platformlar
uzakta grnd. Bir Amerikan irketi 1969'un frtnal bir gecesinde Kuzey
Denizi'nde petrol bulduundan beri blge endstriyel bir alan grnm
almt. Ayaklar zerindeki fabrikalar Hollanda'dan Trondheim kylarndaki
Haltenbank'a kadar uzanyordu.
iddetli rzgrlar helikopteri dverken Johanson kulaklklarn dzeltti.
Tm kaln kyafetler giyiyor ve kulak koruyucular takyorlard ve ierisi o
kadar skkt ki neredeyse diz dize oturuyorlard. Grlt konumay imknsz
klyordu. Lund gzlerini kapatt.
krm
1
kuyudan gelen iki yz bin varil. Bundan memnun olmamz gerekir ama
deiliz." Birka yz metre ileride ykleme iin iskele babasna balanan bir
tankeri iaret etti. "Onu dolduruyoruz. Daha sonra biri daha gelecek ve
bugnlk bu kadar. ok yaknda tkenmeye balayacaz."
Ana kuyular iskelenin tam altnda deillerdi, biraz tede dalmlard.
karlan petrol, gaz ve sudan arndrlyor ve deniz yatandaki tanklara
depolanarak oradan ykleme amandralarna pompalanyordu. Platformun
evresinde be yz metrelik bir gvenlik alan uzanyor ve bu alandan ancak
bakm aralarnn gemesine izin veriliyordu.
Johanson demir parmaklklarn zerinden bakt. "Thorvaldson daha gelmedi
mi?"
"Dier ykleme amandrasnn yannda, gr mesafesinin .hemen
dnda."
"Yani aratrma gemilerinin bile yaklamasna izin vermiyor musunuz?"
"Thorvaldson Gullfaks'a ait deil ve bizim kriterlerimize gre ok byk.
Balklar uzak tutmaya almak bile yeterince dertli i."
"ok sorun oluyorlar m ? "
"Geen hafta bir balk srsn platformun altna kadar izleyen birka
adam kovalamak zorunda kaldk. Bir de Gullfaks A'da bir tanker motor arzas
yznden srklendi. Yardm iin birka eleman gnderdik ama tayfas tam
zamannda sorunu zd."
krm
1
Dar bir merdivene geldiler ve Jrensen'in selamlad bir grup iiyi
geerek aa indiler. Ayak sesleri elik basamaklarda yanklanyordu.
"te koridorun sonu. imdi bir seeneiniz var. Ya sola gidip bir fincan
kahve alr ve y a n m saat sohbet ederiz ya da saa dner teknenize gideriz."
"Kahve kulaa ho geliyor," dedi Johanson.
"Zamanmz yok," diye cevaplad Lund.
"Thorvaldson sizi almadan gitmez," dedi Jrensen. "Rahatlkla"
"Kotura kotura gitmek istemiyorum. Bir dahaki sefere daha uzun kalrn,
sz. Sigur'u da getiririm. Ama bu sefer beni ikna edemezsin."
Jrensen gld ve Lund'la Johanson'a darya kadar elik etti. Rzgr
yzlerini sryordu. Konaklama modlnn alt ucunda, aralklarndan kabaran
dalgalan grebildikleri kaln bir elik zgarann zerinde duruyorlard.Havada
srekli bir slk ve vzlt sesi vard. Jrensen onlar baka bir ksa geide
gtrd. Turuncu bir motorbot vinle aa sarktlmt. "Thorvaldson'da ne
yapacaksnz?" diye sordu Jrensen ylesine. "Statoil'in daha da uzaklarda
alma yapacan duydum, doru m u ? "
"Mmkndr." dedi Lund.
"Yeni bir platform m u ? "
"art deil. Belki de bir SWOP'!"
Ak Deniz Tek Kuyu retim Sistemleri tanker benzeri devasa aralard ve
yz elli metreden daha derinlerde kullanlan kendi petrol kanna tesisleri
vard. Petrol geici depo olarak grev gren yk istif blmelerine
pompalanrken, esnek akis hatt arac kuyunun zerinde sabit tutard.
krm
ualar.
krm
51
Ama balklk verimi dtke petrol arz da dt. Birok deniz alt petrol
yata imdiden kurutulmutu ve Avrupa kullanlmayan platformlardan oluan
devasa bir hurdaln hayaletiyle yz yze gelmiti. Petrol uluslarnn balarna
atklar beadan kurtulmalarnn tek bir yolu vard. Kta sahanlnn dier
yannda, el dememi petrol yataklar derin denizin altna ve kta yamalarna
gmlyd. Konvansiyonel platformlar bu durumda ie yaramad iin Lund
ve ekibi deiik bir teknoloji gelitiriyorlard. Kta yamac her yerinde ayn
diklikte deildi, baz ksmlarda eimi azalyor ve teraslar oluturuyordu
deniz alt tesisleri iin ideal blge. Derinlerde almann getirdii riskler insan
ii altrmaktan kanmay gerektiriyordu. Petrol retiminin dmesiyle
petrol iilerinin talihi de tersine dnmt. 1970 ve 80'lerde iyi cretler alyor
ve rabet gryorlard ama imdi Gullfaks C'deki ii saysn iki dzineye
kadar indirme planlan vard. Hatta Troll A gibi devasa bir yap bile pratikte
kendi kendine ileyebilirdi.
Gerek u ki Kuzey Denizi petrol endstrisi artk kr etmiyordu. Ama onu
kapatmak ok daha maliyetli olacakt.
krm
Irdindan bakt. Lund eliyle onu ard. "Jean-Jaques Alban ikinci kaptandr.
fhorvaldson'u yzer tutuyor," dedi Lund. "Jean benim ilgilenmem gereken
jyler var. Benim iin Sigur'a gz kulak olur m u s u n ? " ki adam izlerken
leeleyle gitti.
"Sanrm Vctor'u bana aklamaktansa yapacak daha nemli ilerin vardr,"
fjtdi Johanson.
krm
krm
Alban.
"Yani imdi neredeyiz?"
"Bir platonun zerinde dolanyoruz. Altmzdaki deniz yata devasa petrol
depolar barndryor."
S "Hidratlar var m ? "
f
krm
55
krm
ROV yamaca yneldi. Birka saniye sonra deniz yatandan dik bir duvar
grntye girdi. Yksek birka kelti alan grnyordu ama kalan artk
tandk olan pembe ktlelerle kaplyd.
"Her yerdeler," dedi Lund.
Johanson ona katld. "Buradaki hidrat katmanlarnn bir haritas var m?"
"Arazi metan dolu hidratlar, kayalarn kovuklarndakiler, deniz
tabanndan szan gaz..."
"stlerindeki buzu kastediyorum."
Lund klavyeye bir eyler yazd. Deniz yatann bir haritas ekrannda
belirdi. "Ak renk blmleri gryor musun? Hidrat keltileri orada."
"Vctor\m u anki yerini gsterebilir misin?"
"Buralarda bir yerde." Lund ak renk blmlerle kapl bir alan iaret etti.
"Tamam. Onu u yne ve sonra da yukar doru ynlendir."
56
Projektrler solucanlardan korunmu bir alan buldu. Bir sre sonra yer
yukar doru eimlendi ve ardndan da dik duvar grnd.
"Bizi yukar kar," dedi Lund. "Yavaa ve dikkatle."
Birka dakika iinde biraz nce grdkleri resim yine olutu. Beyaz kll
pembe tp bedenler.
"Tam beklendii gibi," diye mrldand Johanson. "Haritann doru
olduunu varsayarsak buras hidrat yataklarnn ana kua. Burada bakteriler
metandan besleniyor olmal... ve solucanlara yem oluyorlar."
"Peki ya saylardan ne haber? Milyonlarcasn greceini bekliyor
muydun?"
"Hayr."
Lund arkasna yasland. "Tamamdr." dedi eklemli kolu kontrol eden adama.
"Victor'u biraz yere indirelim. Bir avu solucan alp blgeye gz atacaz."
Johanson kapsnn vurulduunu duyduunda saat ona gelmiti. Lund ieri
girip, minik sehpa ile birlikte kabindeki tek konfor alann oluturan kk
koltua devrildi.
"Gzlerim acyor," dedi kadn. "Alban bir sreliine nbeti devrald."
Baklarn
peynir
ve
ak
Bordeaux
iesine
kaydrd.
"Tahmin
Kadna bir kadeh uzatt ve Lund bir yudum ald. "Lanet eyler hidratlarn
stne kamp kurmu. Her yer onlarla dolu."
krm
"Hayr. Demek istediim benim zevkime gre yeterinden fazlas vard ama
ben aznlktaydm."
"Nasl olsa yapacaksn. Petrol iilerine artk ihtiyacnz kalmad, yle deil
mi?"
"Dinle Sigur, ona yalan sylemekten holanmyorum ama lanet olsun ki bu
sanayi deimek zorunda ve bazlar iinden olacak. Jrensen Gullfaks C'deki
igcnn O'da 9 azaltlacan biliyor. Bir platformu toptan slah etmek o
kadar adam beslemekten ok daha ucuza geliyor. Statoil Gullfaks B'deki
iilerin tmnden kurtulma fikrini dnp duruyor. Onu baka bir
platformdan iletebilirdik ama zahmetine anca ucu ucuna deer."
krm
olmazd.
Yine de evreci
duyarln ok
" N e olmu?" dedi kadn alaya alnd iin diklenerek. "Petrol irketleri
hatalarndan ders alabilir.'"
"Evet de hangileri?"
"nmzdeki birka on yl boyunca alt yz verimsiz, tarihi gemi
platformu skmekle uraacaz. Bunun kaa patlayaca hakknda en ufak bir
fikrin var m? Milyarlar! Ve o zamana kadar sahanln petrol tkenmi
olacak. O yzden sorumsuz olduumuzu syleme."
"Tamam, tamam."
"Mrettebatsz denizalt ilemcileri nmzdeki tek yol. Onlar olmazsa
Avrupa, Ortadou ve Gney Afrika'daki boru hatlarna baml kalr."
"Hi phem yok. Sadece neyle kar karya olduunuzun farknda msnz
onu merak ediyorum."
"Mesela?"
"Mesela devasa teknolojik zorluklar."
"Bunu biliyoruz."
"Muazzam miktardaki petrol ve andrc kimyasal ar basn altnda,
ok az insani mdahale ile ilemeyi planlyorsunuz..." Johanson tereddt etti,
"... derinliklerde ne olduunu gerekten bilmiyorsunuz."
"te bu yzden aratryoruz."
"Bugn yaptnz gibi mi? Yeterli deil. Tatilden eve elinde ipak fotolarla
gelip gittii yerleri bildiini iddia eden bir bykanne gibisiniz. Basite
sylemek gerekirse anlayamadnz bir sisteme mdahale ediyorsunuz."
. "Ah hayr yine m i ? " diye homurdand Lund.
krm
krm
60
18 MART
Leon Anavvak nefesi kesilmi bir halde bekledi. Haydi, diye dnd.
Yapabilirsin.
Beyaz balina, altnc kez dnd ve aynaya doru yzd. Vancouver
Akvaryumu'nun sualt seyir blmnde bir grup renci ve gazeteci heyecanla
bekliyordu. nlerindeki cam duvardan dosdoru havuzun iini grebiliyorlard.
Gne nlar suyun iinde bklyor, dipte ve kenarlarda dans ediyordu.
Karartlm seyir blmnde gn ve glgeler izleyen yzlerde
kprdayordu.
krm
krm
"Ama Gallup bundan daha ileri gitti," dedi Anavvak. "Yllarca hayvanlarn
dier canllarn zihinsel durumunu anlayabilecei fikrini reddetmi ama iaret
testi bu durumu kkten deitirmiti. Bugnlerde sadece empanzelerin ve
orangutanlarn kimliklerinin farknda olduuna inanmakla kalmyor, bu
farkndaln onlarn dier varlklara kar niyet ve duygu beslemelerini
saladn, empati kurabildiklerini dnyor. Baka bir deyile dier
canllarn zihinsel durumunu anlayabiliyorlar. Bu, Gallup'un teorisinin z ve
epey taraftan var."
Sonradan gazetecileri dizginlemesi gerekeceini dnd. Birka gn iinde
62
krm
ruh
hallerini
"Bu bile kendi iinde tartmal. Her durumda, syleminizde yunuslar veya
balinalarn yeteneklerini snrladnz duymadm veya belki de yanl
duymuumdur."
"Burada bir snrlama yapmaya ihtiya yok," dedi Anavvak huysuzca. "Biraz
nce balinalarn kendilerini tandklarn kantladk."
"Bu deneyin iaret ettii sonu, evet."
"Eh o zaman ne demeye alyorsunuz?"
Kadnn gzleri kocaman ald. "Olduka ak yle deil mi? Sylediim
u ki bir beyaz balinann nasl tepki verdiini grebilirsiniz ama ne
dndn bilmeniz mmkn deil. Gallup'un aratrmalarn ben de
okudum. Hayvanlarn dierlerinin zihinsel durumuna kar hassas olduunu
kantlayabileceini dnyor ama o hayvanlarn bizim gibi dnp
hissettikleri
varsaymna yaslanyor.
Siz balinalar
insanlatrmaya
alyorsunuz."
Demek itiraz buydu. nanlr gibi deil. Bu Anavvak'n hep kar kt
eydi, "Size byle mi grnd?"
krm
krm
Birka soruyu daha cevaplandrdktan sonra grubu yolcu etti. Grup gzden
kaybolana kadar bekledi, ardndan aratrma ekibiyle deneyi ve kalan testlerin
tarihleri ile prosedrlerini gzden geirdi. Herkes gittikten sonra havuzun
kenarna doru yryp derin bir nefes alarak rahatlamaya alt.
Halkla ilikiler gl ynlerinden biri deildi ama bununla ba etmeyi
renmesi gerekiyordu. Kariyeri yoluna girmi ve parlak gen bir bilimci
olarak ismini duyurmutu. Bu dnyann Alicia Delavvareleri ile niversiteden
yeni km, kitaplarna ylesine gmlm ki denize bir kez bile elini
sokmam ocuklar daha ok tartmaya srkleneceine phe yoktu.
- melerek elini beyaz balinalarn havuzunun serin suyuna soktu. Her
zaman testleri ya akvaryum almadan nce ya da akam kapandktan sonra
yaparlard. Uzatmal yamurlardan sonra Mart kendine geliyordu ve sabahn
lk gnei tatl tatl tenini styordu.
Kz, balinalara insan gibi davrandn sylemiti. Sulama tam on ikiden
vurmutu. Anavvak bilime kar ll yaklamyla gurur duyuyordu. Hatta
tm hayatn arya kamadan yayordu. ki imez, partilere gitmezdi.
Aratrmasnn ayaklan yere salam basyor, dikkat ekmeyi arzulayan teorilere
dayanmyordu. New age ruhaniliinden tiksinen bir ateistti ve hayvanlara insani
deerler atfetmekten kanyordu. Yunuslar, neredeyse nefret veya hor gnnek
kadar tehlikeli bir romantik dnce biiminin oda haline gelmilerdi,
insanlar onlar stn bir tr olarak grme eilimindeydiler, szde iyilikleri
65
krm
"Hayr."
"nsanlar seni dinliyor Leon. Balina gzleme turlanna kar bir konusan
bunu ciddiye alrlar. Senin gibi bir adam iimize yarard."
Anavvak aniden durdu. "Ama ite mesele bu. Benim iinize yarayacam
dnyorsun. Ama ben, bana gerekten ihtiyac olanlar dnda kimsenin iine
yaramak istemiyorum."
" B a k ! " Greyvvolf balina havuzunu iaret etti. "Sana ihtiyalar var. Seni
' burada, bir ift esir balinayla har neir olurken grmek beni hasta ediyor.
Onlar kilitlemediiniz zamanlarda da pelerine dyorsunuz. Turistlerini
teknelerinize alp onlar lmne kovalyorsunuz."
"Syle bana Jack, vejetaryen misin?"
" N e ? " Greyvvolf gzlerini kst.
"Merak ediyorum da acaba ceketini yapmak iin kimin derisini yzdler?"
Yryp gitti.
Greyvvolf aceleyle peine dt. "Bu farkl. Kzlderililer ezelden beri doa
ile uyum iinde yayorlar. Hayvan derilerini"
"Ayrntlar bo ver."
"Ama bu byle."
"Senin sorunun ne biliyor musun Jack? Aslnda iki sorunun var. ncelikle,
kendini adam bir evreci gibi davranrken aslnda tm yaptn kendi
orunlarn yllar nce hale yola koyan Kzlderililer adna bir sava vermek.
kincisi de sen Kzlderili deilsin."
krm
krm
krm
Kambur balinalar.
Anavvak neeyle glyordu. Yunus ve balinalar zerine uzmanlam iinin
ehli her setolojist gibi, bir balinay su pskrtmesinden tanyabilirdi; byk bir
balinannki epey metrekp doldururdu. Cierlerindeki hava skr sonra da
dar deliklerden yksee frlar, atmosferde genileyip souyarak puslu
damlacklar olutururdu. Pskrtmenin ekli ve ebad, trn bireyleri arasnda
bile deiirdi. Balinann byklne, dalnn sresine ve hatta rzgra
balyd. Ama bu kez, u gr serpinti bulutunun kambur balinalara ait olduu
su gtrmezdi.
Anavvak dizst bilgisayarn evirip kapan kaldrarak at. Sabit diskte,
o yoldan dzenli olarak geen yzlerce balinann tarifinden oluan bir veri
taban vard. Eitimsiz gzler iin, balinann su yzeyinde kalan ksm brakn
bireyi, tr belirlemek iin bile yeterli deildi, stelik daha da beteri grnt
genelde alkantl deniz, pus, yamur veya kr eden bir gne ile
engellenirdi. Ama her balinann kendisini tanmlayc zellikleri vard. Onlar
birbirinden ayrmann en kolay yolu kuyruklarna bakmakt. Bir balina
daldnda kuyruu ounlukla suyun zerinde bir sallanrd ve her balinann
kuyruk alt zeldi, deseni, yaps ve biimi deiirdi. Anavvak birok kuyruu
ezberinden bilirdi ama dizst bilgisayarndaki fotoraflar da yardmc
oluyordu.
Oradaki iki balinann eski dostlar olduuna dair bahse girmek isterdi.
krm
krm
Ondan ne istiyorlard?
Anavvak' bir huzursuzluk kaplad. Balinalarn byle gzlerini dikip
bakmas normal deildi. Buna benzer bir duruma hi ahit olmamt.Yine de
antasna eilip kamerasn alma drtsne direnemedi. Kameray havaya
kaldrd. "imdi sakin ve sabit durun..."
Belki de kamera bir hatayd. yle olsa bile, bu balina gzlemi tarihinde
kambur balinalarn fotoraflarnn ekilmesine ilk kez itiraz edileriydi. Sanki
emir alm gibi iki koca kafa, dalgalarn altna batan bir ift ada gibi yok oldular.
Arkalarndan birka sessiz lkrt ve kabarck kt. Anavvak ltl denizde yine
yalnz kalmt.
Gne yakndaki kynn zerinden ykseliyordu. Sis, dalarda asl
kalmt. Gri sular maviye dnyordu.
Grnrde tek bir balina bile yoktu.
Anavvak tuttuu nefesini verdi ve kameray tekrar antann iine koydu.
71
Aklna daha iyi bir fikir geldiinde drbn almak zereydi. ki yeni arkada
henz uzaklam olamazd. Ses kaydedici cihaz kard, kulaklklar takt ve
hidrofonu yavaa suya indirdi. Kulaklklar trdad, tngrdad ve uuldad
ama bir balinann varln iaret edecek hi bir ses yoktu. Anavvak bir balinann
belirgin arsn duymak iin bekledi ama tam bir sessizlik vard.
Sonunda hidrofonu tekrar gverteye ekti.
Bir sre sonra uzakta bir yerlerde pskrtme bulutlan grd ama bu onlar
son gr oldu.
Tofno'ya geri dnerken gsteriye tank olsalard turistlerin nasl tepki
vereceini dnd v e gsteri tekrarlandnda ne yapacaklarn. Haberler
abuk yaylrd. Davie ve evcil balinalar; rezervasyonlarn ard arkas
kesilmezdi.
Muhteem!
krm
72
23 Mart
Trondheim, Norve
igur Johanson irkilerek uyanp el yordamyla alar saati arad, sonra alann
telefonu olduunu fark etti. Gzlerini ovuturup sverken yatakta doruldu
ama dengesi onu yar yolda brakt ve tekrar yataa dt. Ba dnyordu.
Bir nceki geceyi hatrlamaya alt. Birka renci ve i arkadayla ge
laatlere kadar imiti. Aslnda niyetleri sadece eski kasaba kprs Gamle
Bybro'dan ok da uzak olmayan bir rhtm ambarndan bozma restoran
Havfhen'de akam yemei yemekti. Restoran muhteem bir deniz mahsulleri
mensne sahipti ve ok iyi birka arab vard. Gerekten mkemmel araplar,
diye hatrlad. Pencere kenarndaki masalarndan aknty gsteren mendirekleri
ve kk tekneleriyle Nid nehrini gryorlard ve nehrin tembelce yakndaki
Trondheim fiyorduna akmasn seyretmilerdi. Birileri fkra anlatmaya
balam, sonra da Johanson restoran sahibiyle paha biilmez yllandrlm
araplar incelemeye rutubetli arap mahzenine inmiti.
krm
ini ekti. "56 yandaym," dedi kendi kendine tekrar dorulurken. Daha
, fazla byle devam etmemeliyim.
Telefon hl alyordu. Ayaa kalkp oturma odasna doru sendeledi.
Yoksa bu sabah dersi mi vard? Yan tam tamna gstererek, enesinin
gsne dmesini zar zor engellerken-rencilerin nnde durmakta olduunu
hayal etti. Dili i ve pasl gibiydi, konumaya dair herhangi bir ey yapacak
, halde deildi.
Telefona eritiinde birden o gnn Cumartesi olduunu fark etti. Ruh hali
birden
bire iyileti. "Johanson," diyerek telefonu at, sesi beklenmedik ekilde
(
net kmt.
"Hi amasaydn bari," dedi Tina Lund.
Johanson gzlerini yuvarlad ve bir koltua oturdu. "Saat ka?"
"Alt buuk."
"Bugn Cumartesi."
73
Tl
"Biliyorum. Sen iyi misin? Sesin pek iyi gelmiyor."
"Kendimi ok iyi hissetmiyorum. Beni sabahn krnde ne demeye desek
aryorsun?"
Lund kkrdad. "Seni Tyholt'a benimle gelmeye ikna ederim diye
umuyordum."
"Enstitye mi? Tanr akna Tina ne diye?"
"Birlikte kahvalt ederiz, diye dndm. Elenceli olur. Kare birka
gnlne Trondheim'da ve seni grmekten keyif alacan biliyorum."
Duraklad. "Ayrca bir konu hakknda fikir danmak istiyorum."
"Ne?"
"Telefonda olmaz. Eee, geliyor musun gelmiyor musun?"
"Tamam, bana bir saat ver." dedi Johanson. Derin derin esnedi sonra
enesini krmamak iin durdu. "Aslnda iki saat. Gelirken laboratuvara urarm,
belki solucanlarla ilgili bir ey kmtr."
"yle umalm. Garip deil mi? nceleri tela eden bendim ama imdi
tersine dnd. Tamam rahat rahat hazrlan ama ok gecikme."
"Hizmetinizdeyim." diye homurdand Johanson. Sersemlemi halde dua
girdi.
Yarm saat sonra kendini daha canl hissediyordu. Darda, Kirkegata
Caddesi'nde hava gneliydi ama in cin top oynuyordu. Son kar birikintileri
erimiti ve Johanson arabay Gloshaugen kampsne doru srerken slkla
Vivaldi'den bir paray alyordu. niversitenin hafta sonu kapal olmas
gerekirdi ama kimsenin kurallara aldrd yoktu: hafta sonu elektronik
postalarna bakmak ve rahatsz edilmeden almak iin en iyi zamand.
krm
krm
Lund ban sallad. "ok riskli. Yzen yaplarn da demir atmas gerekir."
"Biliyorum."
krm
krm
"Karmzdaki onca kant bir dn. lk olarak dev kalamar iin yanl yer."
"Pekl," Lund elini yle bir sallad. "ama nerede yaadklarn bilmiyoruz.
Haklarnda hibir ey bilmiyoruz."
"Yine de kesinlikle buraya ait deiller."
"Solucanlar da yle."
Sessizletiler.
"Tamam farz edelim ki haklsn," dedi Johanson sonunda. "Architeuthisler
utanga yaratklardr. imdiye kadar birilerine saldrdklar grlmedi. Ne diye
endieleniyorsun ki?"
"Onlar grenler byle demiyor."
"Tanr akna Tina, zavall bir tekneyi alabora etmi olabilirler ama petrol
endstrisi iin bir tehlike oluturduklarn dnyor olamazsn."
Lund ekran kapad. "Peki. Eee, bana ne getirdin? Test sonulan geldi m i ? "
Johanson elindeki zarf ona doru sallad ve at. Zarfn iinde sk tk
yazlarla dolu tula gibi belgeler vard.
"Tanrm!" diye haykrd kadn.
"Merak etme bir zeti vardr... ite burada!"
"Brak da greyim."
"Bir saniye." Kada bir gz att. Lund ayaa kalkp pencereye doru
yrd. Sonra odada volta arnaya balad.
Johanson kalarm atp belge tomarn kantrd. "lgin."
"kar baklay!"
"Solucanlann halkal solucan olduunu sylyorlar. Bu taksonomik rapor deil
ama Hesiocaeca methanicola ile benzerlikleri ima ediyor. Azlarnn bykl
karsnda annlar. Bir de... hmmm, detaylar, detaylar... hah ite burada.
Azlann muayene etmiler. Kazmak veya oymak iin gl ene yaplan."
krm
"imdi metan ele alalm. Metan iinde ok hafif karbon izotopu barndrr,
bylece solucanlar daha hafif formdan beslenen bakterilerle ortak yaadnda
bakteri de solucan da hafifler. Bizim solucanlar epey hafifler."
"Siz biyologlar pek antikasnz. Bunu anlamak iin bir solucana neler
yapyorsunuz?"
"En tatsz ilemlerden biri. Onu kurutup toz haline getirip sonra lyoruz.
imdi, elektron mikroskobu taramasna gelirsek... DNA'y boyadlar... Tabii
ok zenle..."
Lund ona doru atlarak belgeleri ekitirdi. "Derse ihtiyacm yok. Tek
bilmek istediim sondaj yapmak iin gvenli olup olmad."
"Bir ey sylemek iin..." Johanson zeti kapt ve son satrlar yeniden
okudu. "Byleyici."
"Ne var?"
"leri dlar bakteri kapl. Endosimbiyotik'Ve ektosimbiyotik'bakteriler.
Grnen o ki senin solucanlar otobs dolusu bakteri tayorlarm."
"Peki bu ne anlama geliyor?"
"Bildiklerimize bir ey eklemiyor. Solucan gaz hidratlar zerinde yayor
ve ii d bakteri kaynyor, yani avlanmyor veya zemini kazmyor. Sadece
orada iko gbeinin zerine yatp buzun zerinde tembellik ediyor. Ancak
yine de delmek ve kazmak iin muazzam byklkte enelerle donanm.
stelik yamataki solucanlar tembel ve ikodan baka her eye benziyordu.
Derim ki belirgin biimde eviklerdi."
kisi de bir sre konumad. Sonunda Lund "Orada aada ne yapyorlar,
Sigur?" diye sordu.
krm
5 Nisan
Vancouver Adas
ve
Vancouvet;
Kanada
Durdu. Alicia Delavvare krmz salan at kuyruu gibi toplanm, son moda
mavi gne gzlkleriyle yannda duruyordu.
"Ben de gelebilir miyim?"
Anavvak Blue Shark'm gvertesine bir gz att.
"Doluyuz."
krm
"zgnm. Lady Wexham yarm saat iinde bir tura kacak. Istmal kapal
blm ve bfesiyle bundan daha lkstr..."
"Bfeye ihtiyacm yok. Haydi bana bir yer bulunur mutlaka. K tarafta
olmaz m ? "
"Kabinde imdiden iki kiiyiz, Susan ve ben."
"Ayakta durabilirim." Alicia glmsedi. Byk n dileri ile illi bir tavan
gibi grnyordu. Sizinki katlmak istediim tek tur."
80
"Licia?"
"Alicia'nn ksaltmas. Senin adn Leon deil m i ? "
Anavvak kzn elini skt.
krm
"Geen gn akvaryumda her eyi bilirim diyen bir aptal gibi davrandm ve
zr dilerim."
"nemli deil."
"zr dileme sras sende."
"Niye ki?"
Kz uzaklara bakt. "Fikirlerimi dier insanlarn nnde eletirmene
diyeceim bir ey yok ama grnmle dalga gememeliydin."
"Grnn m? yle bir ey... Ah Tanrm."
"Dedin ki eer bir balina beni makyaj yaparken grse zekmdan kuku
duyarm."
"yle demek istememitim."
81
krm
yavalad.
Turistler
'
krm
krm
;
V
'
'
'
krm
"Eee ne olmu?"
"Garipti."
"Bana yle demitin. ki yannda kamburlar. Bazlar ansl douyor, bense
byle bir deneyimi karm oldum."
"Sanki beni kontrol ediyor gibiydiler. Bir eylerin peinde gibi
grnyorlard."
85
"Anlamadm."
"Hi ho deildi."
"Ho deil m i ? " Stringer inanmazlkla ban sallad. "Sen iyi misin? Onla a
o kadar yaklaabilmek iin her eyi verirdim. Keke yerinde olsaydm!"
" O r a d a olsaydn byle demezdin. Holanmazdn bile. Hl kimin kimi
izlediini anlamaya alyorum. Bir de neden..."
"Leon onlar balina, casus deiller."
Gzlerini ovuturdu. "Bo ver. Yanldm herhalde."
Stringer'n telsizinde bir czrt oldu. Tom Shoemaker'n sesi feryat etti
"Susan, doksan dokuzuncu kanala ge."
O anda farkl balina istasyonlar tarafndan mesaj alp vermek iin kullanlan
frekans olan doksan sekizdeydiler. Ayn anda tm farkl gzlemlerle ilgili bilgi
alveriinde bulunabilmelerini salayan pratik bir ayarlamayd. Tofino
Havaclk, Sahil Gvenlik ve tabii maalesef balina gzlemi fikri o kadar, dn
gelikin olmayan, zevk iin balk avlayanlardan da pek ou ayn kanal
kullanyordu. Her istasyonun zel konumalar iin kendine zel bir frekans
vard. Stringer kanal deitirdi.
"Leon yannda m ? "
"Evet."
Kadn telsizi Anavvak'a verdi ve bir sre konutular. Sonra Anavvak
"Tamam, yaparm. Yo, ge haber vermi olmalar sorun deil. Onlara dner
dnmez uaa atlayacam syle. Sonra grrz." dedi.
" N e oldu?" diye sordu Stringer adam telsizi verirken.
"Inglevvood'dan bir rica."
"Armatr firma m ? "
krm
krm
krm
"Emin olamyoruz... ama kesin bir ey var. Asl sorun o anda balamt.
Barrier Queen motorlarn durdurdu ve yardm ars yaparak beklemeye
balad. Denizde dayanamayaca akt. Yakn civardaki gemilerden pek ou
onlara ihtiya duyulmas ihtimaline karlk rotalarn deitirdiler. Bu arada
Vancouver'dan iki kurtarma botu ald. ki buuk gn sonra, akamzeri olay
mahalline vardlar, altm metrelik bir derin deniz rmorkr ve yirmi be
metrelik bir gemi. Herhangi bir kurtarma operasyonunun en zor ksm halat
gvenli biimde rmorkrden gemiye atabilmektir. Kt hava artlarnda
saatler alabilir; nce ince bir halat, sonra biraz daha kaln ve en sonunda ar
ekme halat. Bitmez bilmez bir ilemdir. Ama bu vakada bir sorun olmamas
gerekirdi. Hava koullar iyiydi ve deniz sakindi. Ancak halat engellendi."
"Neyle?"
krm
"Saldrlan balam."
"Evet."
" M m k n deil" dedi Anavvak. "Balinalar kendileri kadar veya
kendilerinden kk eyleri alabora edebilirler ama kesinlikle daha byk
olanlar deil. stelik aresiz kalmadklar srece daha byk- bir nesneye
saldrmazlar."
"Mrettebat olayn byle olduuna dair yeminler ediyor. Balinalar saldrd
ve"
" N e tr balinalar?"
"Tanr bilir."
Anavvak dnceli bir halde kalann att. "Senaryoyu tekrar dnelim.
Farz edin ki halatlara mavi balinalar e n byk t r saldrd. Balaenoptera
musculus otuz metre uzunlua kadar byyebilir ve 120 tondan fazla
ekebilir. Bu gezegende yaam en byk hayvanlar onlardr. imdi byle bir
yaratn kendisi ile ayn uzunlukta bir gemiyi batrmaya kalktn varsayalm.
Hayvann daha hzh olmasa da en az gemi kadar hzl olmas gerekirdi. Yine de
bir mavi balina, ksa mesafelerde ok da zorlanmadan saatte 50 - 60 kilometre
hza kadar kabilir; vcut yaps suyun direnci ile mcadele etmesini
89
krm
"Tabii ki hayr."
"Anlyor musun? Yerin desteini almana ramen onu kaldramazsn. Suda
bu lksn de olmayacaktr. Yzerken kendi arlndan fazlasn
kaldramazsn. Balina ya da insan olman durumu deitirmez. Tamamen
orantl ktle meselesi. stelik bir de yerinden oynayan su problemi olacak.
Balinayla ilikisine gre suyun arl ne kadar olacak? Balinann kuyruunun
itme gc dnda elinde pek bir ey kalmyor. Biraz ansla balina gemiyi azck
iteleyebilir tabii. Ama te yandan o da geminin gvdesi tarafndan
dndrlebilir. Biraz bilardo gibi anlayacan."
Roberts enesini kad. "Bazdan kambur balinayd diyor. Bazlar da disiz
balinalardan bahsediyor. Barrier ucen'in gvertesindeki mrettebat da
ispenneet balinalan grdn sanyor."
"Birbirinden daha farkl tr olamazd."
"Dr. Anavvak ben mantkl bir adamm," dedi Roberts. "Bence rmorkrler
kazaen bir srnn ortasnda kalm olabilir. Belki de gemiler balinalar
tarafndan srklenmemitir de tam tersi olmutur. Belki de mrettebat aptalca
bir eyler yapmtr. Ama kesin olan bir ey var ki o da daha kk olan
teknenin balinalar tarafndan batrlm olduu."
Anavvak duyduklarna inanamyordu.
"Mrettebat halat henz balamt," diye devam etti Roberts. "Barrier
Queen 'in pruvasndan rmorkrn kna uzanan gergin elik bir halat.
Balinalar sudan ykselip fam zerine atlamlar, yani anlayacanz bu vakada
momentumlarn yavalatacak ekilde yer deitiren su ktlesi yoktu. stelik
mrettebata baklrsa trlerinin epey byk rnekleriydi." Duraklad.
"Rmorkr havaya kalkm ve dnerek batm."
"Peki ya adamlar?"
"ki kayp var. Dierleri kurtarld. Syleyin Dr. Anavvak balinalarn bu
davrannn bir aklamas var m?"
krm
krm
Srtst yzmek zorunda kald bir noktaya geldi. Birka metre altnda
liman yatann amurlu pl vard. Su o kadar bulankt ki ancak
zerindeki devasa midye beini grebiliyordu. Hzla palet rparak pruvaya
doru yzd. Midye yn balad gibi aniden bitiverdi. lk defa midyelerin
yaratt kntnn tam boyutunu kavramt. Midyeler, Barrier ueen'm alt
ksm boyunca iki metre kalnlnda bir tabaka oluturmulard.
krm
kntnn ucunda bir yank vard. Anavvak bu yarn nnde doland. Sonra
klfndaki bann olduu ayak bileine uzand. Ban ekerek kabuklara
doru saplad.
baktan sarkyordu s t rengi, yar saydam bir madde kalnts. Anavvak onu
numune kavanozuna, doku rneinin yanna koydu. Buradan kmak iin
sabrszlanyordu. Kalbi hzla arpyordu, bu yzden yava, kontroll
hareketlerle ykselip uzakta iki dalgcn tepe klar grnene dek gverte
boyunca yukar kt. Anavvak iki dalgca doru ilerledi. Onlar da midyeleri
bulmulard. Biri ba ile ktlenin iinden bazlarn karmaya alyordu.
Anavvak onlara doru frlayacak herhangi bir eye kar hazrlanarak gerildi
ama hibir ey olmad.
kinci dalg baparmayla yukary iaret etti ve yzeye doru
ykseldiler. k yava yava glendi ama su yine de amurluydu.
Sonunda Anavvak gntnda gzlerini krpyordu. Maskesini kard ve
minnetle nefes ald.
Roberts ve dierleri rhtmda onlar bekliyorlard.
"Eee aas nasl?" diye sordu Roberts. "Herhangi bir ey bulabildiniz m i ? "
Anavvak ksrd ve bir az dolusu rhtm suyu tkrd. "yle saylr."
krm
ktlar k i dmen limana iki yz mil kalana kadar gayet iyi altna gre
bu pek mmkn deil ya da pervaneye motor durduunda tutundular."
" G e m i midyeler tarafndan okyanusun ortasnda m istila edildi?"
"Doru, geri 'ele geirildi' daha uygun bir fiil olur. Nasl olduunu hayal
etmeye alyorum. Devasa bir midye srs dmene yerleir. Dmen
sknca geminin k yana yatar. Dakikalar iinde motorlar durur. Pervane
dnmeyi brakr. Dmene gittike daha ok midye yapr ve tkankl
glendirir. Annda pervane evresine ve gvdeye yaylrlar."
" A m a gemi ak denizdeydi," dedi Roberts, kafas karmt. "Tonlarca
yetikin midye de nereden kt?"
"Balinalar neden rmorkrleri korkutup kurtarma halatlarna saldrr ki?
Olmayacak hikye anlatmaya balayan sendin."
"Biliyorum ama..." Roberts dudan srd. "Hepsi ayn anda oldu.
Neredeyse arada bir ba olduunu dndryor. Ama bu ok anlamsz. Yani,
balinalar ve midyeler?"
Anavvak tereddt etti. "Barrier Queen'in omurgasn en son ne zaman
kontrol etmitiniz?"
"Dzenli denetlemeler var. stelik zel bir boyayla kaplanmtr. Sen
sormadan syleyeyim, boya evre dostudur. Ama zerine tutunabilecek fazla
bir ey yok. En fazla birka tane kaya midyesi."
"Aada birka midyeden fazlas var." Anavvak Roberts'a bakt. "Ama ite
sorun bu... Her halkarda orada olmamalar gerekir. Barrier Queen haftalarca
midye larvas srlerine maruz kalm gibi grnyor. stelik... aada baka
bir ey daha vard..." Anavvak midye tabakasndan ona doru frlayan eyi
anlatt. Konuurken tm olay hatrlad. nce ok, sonra kafasn gemiye
arpmas yldzlar uumutu.
krm
" D r . Anavvak?"
Bo bo bakmay brakp Roberts'a dnd. Evet, diye dnd. Kalamar
olmal. Denizanas iin fazlasyla evik ve glyd. Tek bir esnek kas gibi
midyelerin arasndan frlamt. Sonra bir ey daha hatrlad: hayvan yara
yaklatnda ortaya kmt. Bayla onu kesmi olmalyd. Cann m
95
krm
"Dur bir saniye. Haydi bir daha bakalm. Tedirgin bir gri balina veya
kambur balina srs Barrier Queen tarafndan tehdit edildiini hissediyor.
leri daha da ktye gtrecek ekilde iki rmorkr ortaya kp kazara onlara
tosluyor. Onlar da kar saldrya geiyor. Ayn anda tesadfen, ilep gverteye
ald biyolojik bir salgnla sarslyor. Ve denizdeyken bir kalamar midyelerin
arama smyor."
Roberts ona bakakald.
"Ben bilim kurguya inanmam." diye devam etti Anavvak. " H e r ey bir
yorum meselesidir. Adamlarndan birka tanesini aa gnder. Midyeleri
kazyp davetsiz misafirler iin gzlerini ak tutsunlar. Eer bir tane
grebilirlerse yakalasnlar."
"Nanaimo'daki laboratuvardan ne zaman haber gelir?"
"Sannn birka gn iinde. Inglevvood'un raporunun bir kopyasn ben de
isterim. Yardm olacaktr."
"Gizli bir kopyas." diye hatrlatt Roberts.
"Tabii. Bir de mrettebatla iki ift laf etmek isterim gizli olarak tabii."
Roberts ban sallad. "Bunun kararn ben veremem ama ne
yapabileceime bir bakarm."
Kamyonete doru yrdler ve Anavvak ceketini kartt. "Normalde byle
vakalara bilim adamlarm arr msnz?" diye sordu.
"Bu iin normal bir taraf yok." dedi Roberts. "Bu benim fikrimdi. Kitabn
okumutum ve bu adada yaadn biliyordum. Soruturma kurulu pek mutlu
olmad ama bence doru olan yaptk. Balinalar bizim iyi bildiimiz bir konu
deil."
krm
"Sorun ne?"
"Blue Shark telsizle balarnn belada olduunu syledi."
Anavvak bir nseziyle "Balinalarla m?" dedi.
"Tabii ki hayr. Balinalar neden sorun karsn ki? Yok yok, mesele yine u
kanck Jack Greyvvolf. Bu adam hyarn teki."
97
6 Nisan
Kiet,
Almanya
Solucanlarla ilgili son raporlar Tina Lund'a vermesinden iki hafta sonra, Sigur
Johanson bir taksiye binmi, Avrupa'nn ileri gelen deniz jeobilimleri aratrma
merkezi Geomar Aratrma Merkezi'ne doru gidiyordu. Deniz yatann
yaps, geliimi veya tarihi ile ilgilenen herkesin ilk dura burasyd. James
Cameron bile Titanic ve The Ahyss gibi filmler iin onay almak amacyla
buraya pek ok ziyarette bulunmutu. Ama kamuoyunu merkezin
aratrmalarnn deerine ikna etmek biraz daha zordu. Yzeysel bakldnda,
tortunun iinde dolanmak veya deniz suyunun tuzunu lmek pek de dnyann
sorunlarn zecekmi gibi grnmyordu. stelik pek az kii deniz dibinin
neye benzedii hakknda bir fikir sahibiydi. Sonuta bilim insanlarnn gerei
kefetmesi 1990'lann sonunu bulmutu. Gnein scaklndan ve ndan
mahrum olsa da okyanus taban kurak, verimsiz bir yer deildi. Bilakis, hayatla
kaynyordu.
krm
krm
krm
Sofistike bir ilevsellik havas yayan, ferah bir fuayeye girdiler. Sahling onu
birka merdivenin ardndan elik bir asma kprye ynlendirdi. Johanson, ciddi
bir enstit iin Geomar Aratrma Merkezi'nin phe uyandracak kadar son
modaya uygun olduunu dnd.
"Genelde dersler iin oditoryumu kullanrz," diye aklad Sahling, "ama
bugn okul ocuklarndan bir snfmz var.
"Bunu takdir etmeli."
Sahling srtt. "Bir avu 15 yandaki ocuk iin oditoryum da herhangi bir
snf gibidir; bu yzden onlara bir tur yaptryoruz. Neye isterlerse
bakabiliyorlar ve neredeyse istedikleri her eye dokunuyorlar. Lithothek'i sona
sakladk. Oras rnekleri sakladmz yer. imdi Gerhard onlara uykudan nce
masallarm anlatyor."
"Ne hakknda?"
"Metan hidratlar."
Sahling metal bir kapy kaydrarak at. Ykseltilmi platform dier tarafta
da devam ediyordu. Birka adm yrdler. Depo odas neredeyse orta
byklkte bir uan hangan kadard ve Johanson'un gzne taklan grece
byk bir teknenin olduu rhtma kadar uzanyordu. Sandklar ve aralar
duvarlara yaslanmt.
"ounlukla kelti z ve kayalardaki gzeneklerde biriken sular
topluyoruz," diye aklad Sahling. "Bu bir jeolojik tarih arivi ve onunla gurur
duyuyoruz."
Elini ksaca kaldrd. Aadan uzun boylu bir adam selamna karlk verdi,
sonra tekrar evresini saran genlere odakland.
100
krm
Bir renci elini kaldrd. "Be yz metre ok da derin deil, yle deil
ini?" dedi. "Jacqes Piccard batiskatiyla on bir bin metre derine inmiti. te
buna derin denir. Neden orada buz grmedi?"
krm
"Ah, sadece Japonlar deil," dedi Bohrmann. "Tm dnya onu karmak
istiyor. Ama bu o kadar kolay deil. Biz sekiz yz metre civar bir derinlikte
rnek toplarken, hidratlar yzeye olan yolun yarsna gelmeden zlmeye
baladlar. Onlar gverteye aldmzda kardmzn sadece kk bir
paras kalmt. Metan hidratlar fazlasyla istikrarszdr. Be yz metre
derinlikteki bir derecelik s art bile o seviyede depolanan tm stokun
dengesizlemesine neden olabilir. Hzl davranmamz gerektiini biliyorduk.
Hidrat ynlarn aldk ve ayrmalarn nlemek iin onlar sv nitrojene
soktuk. Haydi gelip bir bakm."
"Bu ite baya iyi," dedi Johanson, Bohrmann snf paslanmaz elikten
blmeleri olan rafl bir niteye doru ynlendirirken. Deiik ebatlarda
konteynerler, altta drt adet tanka benzer, gms flarla birlikte birimin
iine dizilmiti. Bohrmann birini ekip kararak bir ift eldiven giyip kapa
at. Bir tslama sesi oldu ve fnn iinden duman ykseldi. Birka ocuk
korkarak geri ekildi.
"Sadece nitrojen," diyen Bohrmann konteynerin iine uzand ve amurlu
buz gibi grnen yumruk byklnde bir bek kard. Birka saniyede
102
kprp atlamaya balamt. Bayla kza iaret etti ve bir para krp ona
uzatt. "Epey souk ama cann actmaz," dedi.
"Kokuyor:"dedi kz.
Gruptan bazdan gld.
"Evet, rk yumurta gibi. Bu, yaylan gazn kokusu." Daha fazla para
krp datt. "Buzdaki koyu renkli izgiler kelti kalntlar. Birka dakika
iinde biraz kir ve bir avu su dnda hibir ey kalmayacak. Buz erir ve metan
moleklleri kafeslerinden serbest kalarak havaya karr. Ya da bir baka
deyile, deniz yatann grnrde sabit olan bir paras dalarak arkasnda iz
brakmadan yok olur. te size gstermek istediim buydu."
ocuklar kpren buza dikkat kesilmilerdi. Bohrmann paralar eriyene
kadar bekledi, sonra devam etti. "imdi, siz izlerken grnmeyen bir ey daha
oldu. Hidratlara bylesine dikkat etmemizin nedeni budur. Metann buz
kristalleri tarafndan sktrldn sylediimi hatrlyor musunuz?
Yakaladnz her hidrat santimetrekpne karn yz altm drt santimetrekp
metan havaya kat. zlme srasnda metan hacmi gz ap kapayncaya
kadar yz altm drt kat artyor ve sizi avucunuzda bir su birikintisiyle
brakyor. stersen tadna bak," dedi kza, "ve bize ne dndn syle."
Kz ona dehet dolu bir bak att. "Ama ok pis kokuyor!"
"Artk kokmuyor. Gaz dald. Ama korktuysan ben yaparm."
krm
krm
st dudana bastrd.
"Senin
krm
krm
krm
"Nereden biliyorsun?"
"kelti ekirdekleri. O dnemdeki kresel snma hakknda tm
bildiklerimiz iki bin metre derinlikten gelen tek bir kelti ekirdeinden
geliyor."
"Peki kelti size buna neyin sebep olduunu anlatyor m u ? "
krm
Johanson grntnn her detayn inceledi. Bir anda iki karanlk leke fark
etti. Lekeleri iaret ederek "Bunlar ne? Buzdaki gedikler m i ? " diye sordu.
Sahling teknisyene bir eyler syledi ve grnt deiti. Bir anda solucanlar
ekranda belinniti.
"Karanlk lekeler deliklerdi," dedi Sahling. "imdi sahneye hzlandmlm
ekimde bakalm."
Johanson solucanlarn buzun zerinde kvranmalarn seyretti. Sanki bir
koku alm gibi etrafta biraz dndler. Hzlandrlm hareketleri yabanc ve
rahatsz ediciydi. Harekete getiklerinde vcutlarnn iki yanndaki kllar kpr
kpr hareket ediyordu.
"imdi dikkatle seyret."
krm
Bohrmann onu bekliyordu. Yemekle birlikte birka kadeh arap itiler ama
sonunda konuma kanlmaz olarak okyanusa dnd. Tatl geldiinde
Bohrmann sradan bir eyden bahseder gibi "Statoil'in planlarnn ne kadarn
biliyorsun?" diye sordu.
krm
krm
krm
112
11 Nisan
Kanada
Anavvak onu annda tanmt. Veri tabannda J-19 olarak listelenmiti ama bir
pala gibi kvrlan ayrt edici srt yzgeci ona takma adn vermiti: Cengiz. Bedenin
dier tarafna yrd ve Vancouver Akvaryumu Deniz Memelileri Aratrma
Program yneticisi John Ford'u, Nanaimo'daki laboratuvann bandaki Sue
Oliviera ve baka bir adamla konuurken grd. Sahili evreleyen aalanr altnda
toplanmlard. Ford eliyle Anavvak' ararak "Kanada Okyanus Bilimleri ve
Balklk Enstits'nden Dr. Ray Fenvvick." diye tantrd.
krm
Fenvvick oraya otopsi iin gelmiti. Cengiz'in ldn duyar duymaz Ford
incelemenin kapal kaplar ardna yaplmak yerine cesedin bulunduu sahilde
yaplmasn nermiti, Byk bir grup renci ve gazeteciyi armak ve onlara
orkann anatomisine ieriden bir bak sunmay istiyordu. "stelik," dedi,
"Otopsi akta yaplrsa farkl grnr - daha az klinik ve uzak olur. Kendi
dnyasnda, denizin yaknnda, bir orkann cesedine bakacaz. nsanlar iin
iine daha ok dahil olacaklar iin bu konuda daha tutkulu hissedeceklerdir. Bu
bir yem tabii ama ie yarayacaktr."
Ford, Fenvvick, Anavvak ve Rod Palm konuyu aralarnda tarttlar. Palm,
Tofmo sahilinin aklarnda, Stravvberry Adas'ndaki deniz aratrma
istasyonundan bir doa bilimciydi ve Stravvberry Adas ekibi ile birlikte
Clayoquot Koyu'ndaki ekosistemi gzlemliyordu. Palm oradaki orka
aratrmalaryla isim yapmt..
113
krm
"Bu meseleye bakmann iki yolu var. Ya zebra midyelerle balantl bir trle
veya bir mutasyonla urayoruz. Zebra midyeler gibi grnyor ve ayn onlar
gibi kolonize oluyorlar ama bissuslarnda bir gariplik var. Ayaktan uzayan lifler
allmadk derecede uzun ve kalnlar. Onlara 'jet midyeler' adn taktk."
Oliviera yzn svazlad. "Daha iyisini bulamadk. Canl rneklerden birkan
izledik ve onlar... ey, normal zebra midyeler gibi akntya kaplarak hareket
etmiyorlar. Rotalann ieri su alp da fkrtarak iziyorlar. Da kan suyun
gc onlar itiyor ve dmen olarak da liflerini kullanyorlar. Bu sana bir eyi
hatrlatt m ? "
"Kalamarlarn ieri ektikleri suyu fkrtarak itici g salamalar."
"Evet baz trleri yapar ama bir ey daha var. Aklmdan dinoflagellata
geiyor, tekhcreli organizmalar. Baz belirti trlerde hcrenin duvarndan
darya bir ift kam uzanr. Kamlardan biri dmen grevi grr, dieri ise
kendi etrafnda dnerek ilerlemeyi salar."
" A m a bunun dnda ortak bir noktalan yok."
"Buna geni anlamda bir paralel evrim olarak bakyorum. u anki aamada
114
bulabileceim her ipucuna ihtiyacm var. Bildiim kadaryla dier hibir midye
ini byle hareket etmiyor. Bunlar bir balk srs gibi yzyor ve kabuklarnn
unca arlna ramen momentumlann koruyabiliyorlar."
"te bu okyanusun tam ortasnda nasl olup da Barrier Queen'in gvdesine
yerletiklerini aklar," dedi Anavvak elenerek. "Bu artc blm myd?"
"yle."
"Peki seni afallatan ne oldu?"
Oliviera l balinaya bir adm yaklaarak derisini okad. "Orada bulduun
doku paralan. Onlar ne yapacamz bilemiyoruz, stelik yapacak pek bir
ijey de yok. ou blm zaten rmt. Analiz edebildiimiz kk bir
para da bize pervanedeki maddeyle bandakinin ayn olduunu gsterdi.
Dahas imdiye kadar karlatmz hibir eye benzemiyor. Doku kaslma
yetenei asndan allmadk derecede iyi gelimi. nanlmaz derecede gl
uma ayn zamanda ar elastik. Ne olduunu bilemiyoruz."
"Bu durum biyolojik ldamay gsteren bir kant olabilir m i ? "
"Muhtemelen. Neden ki?"
"nk bana doru parlad."
"Sana arpan eyden mi bahsediyorsun?"
"Evet. Midye yatayla oynarken zerime frlad."
"Belki de bir parasn kestiin iindir. Yine de bu dokunun ac hissetmesini
salayacak sinirler veya buna benzer herhangi bir ey banndrdna inanmam.
Sadece... bir hcre ktlesinden ibaret."
krm
Yaklaan sesler duydular. Bir grup insan kumun zerinden onlara doru
geliyordu. Bazlannda kameralar dierlerinde ise not defterleri vard.
"Balyoruz." dedi Anavvak.
"Tamam." diye cevaplad Oliviera mitsizce ona bakarken. " N e yapmam
istiyorsun? Sonular Inglevvood'a gesem mi? lerine yarayacan
sanmyorum. Birka tane daha rnee bakmay tercih ederim, zellikle de o
dokudan."
krm
"Ama balina ya, balina iin ayn zamanda lmcl de olabilir. Karaya
vurduklarnda lmelerinin sebeplerinden biri muhteem ya tabakalarnn
arldr. Otuz metre boyunda ve yz otuz ton arlndaki bir mavi balina,
dnya zerine ayak basm en byk dinozordan drt kat daha ardr. Bir orka
bile dokuz ton ekebilir. Bu byklkteki yaratklar ancak suda hayatta
kalabilirler. Her ey, bir svya batan her nesnenin arlnn yerinden ettii
sv ktlesinin arl kadar azalacan syleyen Archimedes Kanunu'nda
dmleniyor. Karada, balinalar eer evreden s emen ya tabakalarnn
yaltm etkisiyle lmedilerse, kendi arlklarnn altnda lmne ezilirler.
Karaya vuran balinalarn ou ar snmadan lr."
"Orkaya olan bu muydu?" diye sordu bir gazeteci.
krm
krm
krm
Anavvak iki botun olduu yere doru hzland. Davulun sesi suyun zerinde
yaylyordu.
"Jack O'Bannon." dedi Stringer. "Onun iin gzel bir fikrim"
"yle bir ey yapmayacaksn. Beni grebildin mi?"
"Evet."
"Sk dur."
Anavvak telsizini kapatt ve Zodiac' ak denize dndrd. En sonunda
neler olduunu grebiliyordu. Blue Shark ve Lady Wexham denize yaylm bir
grup kambur balinann arasndayd. Ara sra dalgalarn arasndan kuyruklar
kyor veya fkrtlan sular havada beliriyordu. Lady Wexham,m beyaz
gvdesi gmmda parlyordu. Krmz boyal gvdeleriyle iki kk, khne
spor balk teknesi Blue Shark n evresinde daireler iziyordu.
'
Greyvvolf Anavvak'n yaklatn fark etse de dikkate almad. Botun iinde
ayakta duruyor, davul alp ilahiler sylyordu. Dier bottaki iki adam ve bir
kadm hakaret yadrp bela okuyorlard. Arada srada da Blue Shark'm
119
krm
Ypranm kayalar gibi grnen iki kara adack, botun hemen yannda sudan
ykseldi. Gri balinalar. Byleyici bir fotoraf olabilirdi ama Greyvvolf gn
rezil etmiti.
"Geri dnn," diye bard Greyvvolf. Blue Shark'm yolcularna gzn
dikmi, kollarn tehdit edercesine havaya kaldrmt. "Geri dnn ve balinalar
rahat brakn. Doayla uyum iinde yaayn. Botlarnz havay ve okyanusu
kirletiyor. Fotoraf ekebilin diye balinalar kovalanyor. Buras onlara ait.
Evinize gidin. Buraya ait deilsiniz!"
Bo laf, diye dnd Anavvak. Elbette Greyvvolf bile sylediklerine
inanmyordu. Ama destekileri tezahrata balad.
"Haydi ama Jack! Biz burada balinalar koruyoruz, unuttun mu? Balina
gzlemi on lan anlamamza yardm ediyor. nsanlann onlara farkl bir ekilde
bakmalarn salyor. imize ta koyman balinalarn da iine gelmez."
"Balinalann karlan ha? Sen gayet iyi bilirsin deil m i ? " Greyvvolf dalga
geiyordu. "Hatta akllarn okuyabilirsin deil mi Sayn bilim adam?"
"Jack u Kzlderili samalklarn brak. Ne istiyorsun? "
"Reklam," dedi Greyvvolf.
"Peki bunu buradan nasl yapacaksn?" Anavvak elini okyanusa doru
sallad. "Burada sadece iki bot ve bir avu dolusu insan var. Haydi bunu adam
gibi konuup doru drst bir propaganda yapalm. ki taraf da iddialarn
ortaya koysun ve iyi olan kazansn."
krm
krm
krm
-Anavvak ona doru yzd. Kadn onu grp kollarn uzatt. "Ltfen, bana
yardm etmelisin."
"Edeceim," diye bard Anavvak. "Sakinlemeye al."
krm
kez bile bir orka insanlara saldrmamt, insanlara merakla, dosta veya
umursamazca yaklarlard. Balinalar da teknelere saldrmazd saldrmazlard
ite. Aniden bir su dalgas ona arpt ve krmz bir parlama onunla balinalarn
arasna girdi. Eller uzanarak onu kavrad. Sonra Greyvvolf botu yzen dier
insanlara yneltti. Alicia Delavvare'i sudan kard ve kz bir banka oturttu.
Anavvak hrltyla nefes alan bir adam dorulttu ve dierlerini aramak iin
deniz bakt. Stringer neredeydi?
ki dalga arasnda kadnn kafasn grd. Yannda bir kadn daha vard.
Orkalar ters yz olmu Zodiac' sarmlard ve her iki yandan yaklayorlard.
Parlak siyah kafalar dalgalar yaryor, alm eneleri birka sra fildii rengi
dii gzler nne seriyordu. Birka saniye iinde kadnlarn yanna
varacaklard. Ama Greyvvolf dmendeydi ve kararllkla onlara doru
ilerliyordu.
Anavvak Stringer'a elini uzatt.
"nce onu al," diye bard Stringer.
Greyvvolf Anavvak'a kadm gvenlie ekmesi iin yardm etti. Sonra
Stringer bota trmanmaya alt ama suya kayd ve balinalar da arkasndan
daldlar.
Stringer bir anda yalnz kalmt. "Leon?" Kollarm uzatt, gzleri korkuyla
ful ta gibi almt. Anavvak kadnn sa elini yakalad.
krm
krm
"Ucluelet'ten haber var," dedi Davie. Tezgahn arkasna uzanp ksa dalga
telsizin dmelerini evirdi. "Bir trol teknesinden sinyal. Bir Zodiac'tan yardm
ars alm ama yardma gittiinde saldrya uram. Geri dnyor."
"Nasl bir saldr?"
"Sinyal gitti. Onu kaybettim."
126
"Ya Lady
Wexhaml"
"Haber yok. Tofno Havaclk iki uak gnderdi onlar daha yeni
yakaladm."
"Ve?" diye sordu Shoemaker sabrszca. "Lady'yi grebiliyorlar m?"
"Tom daha yeni kalktlar."
"Biz neden onlarla gitmedik?"
"Aptal olma. Gayet iyi biliyorsun k i "
"Onlar bizim teknelerimiz Tann akna! O lanet olas uaklarna binmemiz
gerekirdi!" Shoemaker lgn gibi volta atyordu. "Lady'ye ne oldu?"
"Bekleyip greceiz."
"Beklemek mi? Bekleyemeyiz! Ben oraya gidiyorum!"
"Tom"
"Bir Zodiac'mz daha var yle deil mi? Devilfish'i alnz ve gidip kendimiz
bakanz."
"Sen akln m kardn?" dedi kaptann biri. "Leon'un sylediklerinden tek
kelime bile anlamadn m? Bu ii Sahil Gvenlik'e brakmalyz."
"Sahil Gvenlik diye bir ey kalmad!" diye bard Shoemaker.
"Belki Lady Wexham biz olmadan geri dnebilir. Leon dedi k i "
"Belki demek yeterli deil!" Davie onlar susturmak iin elini kaldrd ve
Shoemaker'a uyaran bir bak att. "Yeteri kadar hayat kaybedildi Tom. Bir
bakasnn daha gereksiz risk almasn istemiyorum. Pilotlann rapor vermesini
bekleyip sonra ne yapacamza karar vereceiz."
krm
krm
"Ah o zaman benim iin endieleniyorsun yle mi? Ama zaten kendi
teknemi almay dnmyordum. Orada epey darbe ald. Sizinkini alrn."
"Deviljish 'i m i ? "
"Elbette."
"Onu kimseye vermem," dedi. "Hele de sana."
"O zaman benimle gelmen gerekecek."
"Jack, b e n "
krm
krm
"Leon!"
Uzakta kk, keskin bir siluet belirmiti, dalgalarn zerinden zar zor
grnyordu. Lady Wexham\n sadece st gvertesi suyun zerinde kalmt.
nsanlar kprde ve pruvadaki gzlem platformunda toplanmlard. Orkalar
tehditkr bir halde daireler iziyor, aracn suya gmlmesini bekliyorlard.
"Ah Tanrm," dedi Shoemaker, "bu mmkn deil..."
Greyvvolf onlara dnd ve yavalamalarn iaret etti. Shoemaker klapeyi
geri ekti. Gri, oluklu bir kambur nlerinde suya kt, ardndan iki tane daha
geliyordu. Balinalar yzeyde birka saniye oyalanp, dank, V eklindeki
pskrtmelerini kardlar ve kuyruklarn gstermeden yeniden daldlar.
Anavvak suyun altndan gelilerini hissedebiliyordu. Yaklaan saldrnn
farkndayd.
"Haydi ilerle!" diye bard Greyvvolf.
Shoemaker gaza bast. Devfish iteklenerek ileri frlad. Arkalarnda
balinalarn dev gibi siyah vcutlar sudan frlayarak geri dtler. Son srat
giden Zodiac batan Lady Wexham,& doru yaklat. Sonunda kprden ve
platformdan el sallayan insanlar grebiliyorlard. lklar suyun zerinde
yankland. Anavvak kaptann kurtulanlar arasnda olduunu grerek rahatlad.
Parlak siyah yzgeler birer birer suyun altnda kayboldu.
krm
krm
krm
krm
Anavvak omzunun zerinden bakt. Dev dbi bir dalga onlara doru
geliyordu. "Dndnden daha abuk elebilr," dedi.
ki gri balina suyun altna dald. Ldy'tda traiindaki deniz alayarak
kprd sonra kpr bir su anaforu iinde kayboldu. K taraf havaya kalkt
ve Lady Wexham'm nce pruvas, sonra da geri kalan derinliklere gmld.
"Yakla!" diye bard Greyvvolf.
Her nasl olduysa Shoemaker itaat etti. Devilfish''n pruvas batan Lady'nin
134
krm
teekkr etmekte haklydlar, eer isterse karsnda diz bile klrd. Ama
Anavvak'n iinden gelmiyordu. Bu ani fedakarlk gsterisi phe
uyandryordu. Greyvvolf un Lady Wexham\ kurtarmak iin gsterdii abann
grnd kadar masum olmadna emindi. Gn Jack O'Bannon iin epey
baarl gemiti. nsanlarn kulak verdikleri ve gvendikleri oydu. Balina
gzleminin felaketle sonulanacam hep sylemiti e h , dinlemi olsalard...
Simdi de bu! Yaknda insanlar onun ngrl sezilerini onaylayacakt. Daha
iyi bir ortam dileyemezdi.
Anavvak bo ofiste fkeyle bir aa bir yukar volta atyordu. Balinalarn
neden byle davrandn bulmak zorundaydlar. Aniden Barrier Queen 'i
hatrlad. Roberts ona bir rapor gnderecekti. O rapora acilen ihtiyac vard.
Telefonu alp santrali arad ve armatr firmaya balanmak istedi.
Roberts'm sekreteri cevap verdi. Patronu bir toplantdayd ve rahatsz etmesi
mmkn deildi. Anavvak Barrier Queen soruturmasndaki rolnden sz etti
ve meselenin acil olduunu belirtti. Kadn toplantnn daha da nemli olduunu
syledi. Evet son saatlerin kyamet gibi olaylarn duymutu. Kederini ve
endiesini paylayordu ama Roberts' toplantdan karmay reddetti. Mesaj
brakmak ister miydi?
Anavvak tereddt etti. Roberts raporun gizli olduunu sylemiti. Yneticiyi
zor durumda brakmak istemiyordu. Belki de rapordan hi bahsetmemeliydi.
Sonra aklna bir fikir geldi. 'Aslnda Barrier Queen'm gvdesindeki istila ile
ilgili aradm," dedi. "Midyeler vard ve bir eit organik madde oraya skmt.
Bazlarn Nanaimo'daki enstitye gndermitik. Yenilerine ihtiyalar var."
"Yenilerine m i ? "
krm
olduunu
"Hayr var. Suyun iindeydin ve buradaki su buz gibi souk. imdi birileri
bizi senin donmu barsaklarn yznden sulamaya kalkmadan klinie ko
bakalm."
"Hey," kz ona kt kt bakt. "Bu benim suum deil tamam m ? "
Anavvak tezgahtan kalkp doruldu ve arka ofisteki pencereye doru yrd.
Devfish darda sanki hibir ey olmam gibi salmyordu. Hafif bir sis
kmt.
"Bana anlattn o adadan gitme patavras da neydi?" dedi. "Seni yanma
almak iin kurallar inedim. Bunu sadece bana o yalan attn iin yaptm."
"Ben..." kekeledi. "Yani... gerekten gitmeyi istedim. Bana kzdn m?"
Anavvak ona dnd. "Bana yalan sylenmesine ok sinirlenirim."
"zr dilerim."
"Peki neden imdi gidip beni ilerimle babaa brakmyorsun? Haydi
Greyvvolfa ko. O sana gz kulak olur."
"Tanr akna Leon." Bir adm att ama Leon geri ekildi. "Sadece senin
turuna katlmak istedim, hepsi bu kadar. Sana yalan sylediim iin zr
dilerim. in dorusu birka hafta daha buradaym ve Chicago'dan gelmiyorum.
British Columbia niversitesi biyoloji rencisiyim. Neden bu kadar
bytyorsun? Bunu komik bulursun sanmtm"
"Senin aka anlayn bu mu? Birilerinin beni kandrp yararlanmasnn
neresi komik?" Kontroln kaybediyordu ve Alicia'nn hakl olduunu
bilmesine ramen sesini alaltamyord. Bunlarn hibiri kzn suu deildi.
krm
137
krm
Anavvak afallamt.
138
12 Nisan
Trondheim,
Norve
krm
"Eer dier eylerde de iinde olduun kadar iyi olsaydn." dedi Johanson,
kadnn duyduundan emin olmad kadar ksk bir sesle.
krm
"Ltfen Sigur, yola biraz daha ge ksan olmaz m? ki saate kadar bir
toplant var, ben de dnmtm ki... Eh sana ok. uzak deiliz ve uzun da
srmez. Gz ap kapayana kadar ii bitiririz. Gle akam gidebilirsin."
"Ben"
"Gerekten biraz ilerleme kaydetmeliyiz. Yetimemiz gereken bir zaman
plan var ve bu eylerin ne kadar masrafl olduunu bilirsin. Programn
gerisinde kalyoruz nk..."
"Gelirim dedim tamam m ? "
"Bir tanesin."
"Geerken seni alaym m ? "
krm
krm
krm
krm
krm
krm
krm
Koridorda ilerlediler.
"O zaman kaym bari." Kadn yanandan pt ve kibarca evin dna
kard, sonra kapy kilitledi. Hava neredeyse kararmt ve yamur hl
yayordu. Yolculuun ounluunu karanlkta yapacakt ama bu fikir ekici
saylrd. Sibelius dinlerdi, Finlandia ve gece, hi de fena bir karm deildi.
"Pazartesi dnecek misin peki?" diye sordu Lund, onu arabaya geirirken.
"Muhtemelen pazar leden sonra."
"Seni bir ara ararm o zaman."
"Tabii. Bir plann var m ? "
"Eh, her zaman i var," diyen kadn duraklad. "Kare hafta sonu iin
ailesinin yanna gitti."
Johanson arabann kapsn at. "Hep almak zorunda deilsin, biliyorsun
deil m i ? "
Lund glmsedi. "Elbette."
krm
krm
durup
da
romantizmin
ne
demek
olduunu
dnmediine
inanyorum."
Gzleri bulutu.
Ve birbirinden aynlamad.
Johanson'un elleri oktan kadnn salarnn arasnda, uzun san tutamlar
okuyordu.
"Belki de bana gsterebilirsin." diye mrldand Lund. Gzleri kapal
adamn boynuna bir kolunu dolad.
p onu. imdi.
kisi de hareket etmedi. Bir iaret bekler gibi ylece kilitlenmilerdi.
Sorun ne? diye dnd Johanson. Neden olmuyor? Lund'un bedeninin
scakln hissedebiliyor, kokusunu alyordu ama kendini davetsiz bir misafir
gibi hissediyordu.
"Olmuyor." dedi Lund.
Johanson gln souk sularna dm gibi hissediyordu. Bir ey yok
olmutu. Hevesi kam, yerine rahatlama gelmiti. "Haklsn." dedi.
steksizce birbirlerinden ayrldlar. Johanson muhtemelen kendi gzlerinde
de olan soruyu Lund'un gzlerinde grd. Sahip olduumuz eyi mahvettik
mi? "yi misin?" diye sordu.
Lund cevap vermedi. Johanson arkasn botun kenarna verip onun nnde
diz kt ve ieyi ikram etti. "Bizim gibi iyi dostlar," dedi, "asla sevgili
olmamal."
Bir klieydi ama doru etki etti. Kadn kkrdayp ieyi kapt ve bir yudum
ald. Sonra gld. arab tutmak iin elini azna gtrd ama kahkahas arap
krm
senin kamaranda bir dakika daha kakaydm bir eyler olabilirdi, ama imdi..."
Johanson ieyi ondan alp biraz arap iti. "Hayr," dedi, "yine bu geceki
gibi olurdu."
"Ama neden?"
krm
enesini ellerine dayad. Kalarn atm, aymn altnda otururken son derece
gzeldi ama Johanson olanlardan piman deildi. "Bitiren hep ben oldum." dedi.
"Bir intikam melei yani."
"Komik olma. ounlukla sinirime dokundular, ok yava, fazla tatl, ok
aptal. Bazen kurtulduuma emin olmak iin ylesine katm ki..."
"Ya imdi?"
"te. Gerek bir sebebi yoktu. Byk trajediler, tabak anak frlatma
olmad. Sadece her eyin zerime geldii hissi. Korktum... baml olmaktan
korktum. kimizin bir aile kurmaya baladn grebiliyordum. ok gemeden
evde ocuklar ve bahede bir kpek olacak, ben de sorumluluk almak zorunda
kalacaktm."
krm
Pazar akam eve dndler. Johanson Lund'u evine brakp yola devan etti
Kirkegata Caddesi'ndeki evine ayak basar basmaz inziva ile yalnzlk
arasndaki fark hissetti ama his, hzla geip gitti. Bu duyguyu holde brakt,
sknt ve melankolinin oraya kadar elik etme izni vard, ondan sonrasna
geemezdiler.
antasn yatak odasna tayp televizyonu at. Kanallar arasnda
dolarken Royal Albert Salonu'nda bir konsere rast geldi. Kiri Te Kanawa, La
Traviata'y sylyordu. Mzie elik ederek antalarn boaltmaya ve
yatmadan nce ne imek istediini dnmeye balad.
Mzik durdu ama o bir tirt katlyordu ve konserin bittiini fark etmedi.
Arka planda haberler balad.
"... ilk ili'de duyulmutu. Norveli ailenin kayboluunun, ayn dnemde
Peru ve Arjantin kylarnda grlen olaylarla balantl olup olmad
bilinmiyor. Her lke kylarnda da balk tekneleri kaybolmu veya denizin
ortasnda terk edilmi olarak bulunmutu. Teknede bulunanlardan hibir iz
bulunamad. Be kiilik aile, derin deniz balkl tantm gezisi iin trol
teknesine binerken hava sakin ve gneliydi."
krm
krm
yannda ortaya kard. Tatil sezonu onlarsz olmazd. Solucanlarla bir ilgilei I
yoktu.
Kalan birka para giysisini de toplad, televizyonu kapatt ve mzik
dinleyip kitap okumak zere oturma odasna geti. Ama ne bir CD koydu ne de
bir kitap ald. Bir sre aa yukar volta atp sonunda pencerenin nnde durdu.
Darda sokak lambalar caddeyi aydnlatyordu.
Gl o kadar huzur doluydu ki...
Buras da huzur doluydu...
Her ey bu kadar huzur doluysa kesinlikle ters giden bir eyler olmalyd.
Samalama, dedi kendi kendine.
Kendine biraz grappa koydu, bir yudum ald ve haberleri unutmaya alt.
Sonra aklna NTNU'daki bir biyolog arkada olan Knut Olsen geldi. O
denizanalar, mercanlar ve deniz anemonlar hakknda daha ok ey bilirdi.
Olsen telefonu nc alnda at.
"Uyumu muydun?" diye sordu Johanson.
"ocuklar uyumadan mmkn olmuyor." dedi Olsen. "Bugn Marie'nin
beinci ya gn. Gl nasld?"
krm
Olsen her daim neeli bir aile babasyd ama onun scak, yerleik yuvas
Johanson'a gre tam bir cehennemdi. le molalarnda karlamadklar
srece i dnda grmezlerdi ama Olsen nezih bir mizah duygusu olan, iyi
bir adamd. Drt ocukla o mizah duygusuna ihtiyac var tabii, diye dnd
Johanson. "Bir gn bize gelmelisin.' dedi Olsen, ikisi de bunun asla
olmayacam bilmesine ramen. "Haberleri grdn m ? "
Bir anlk duraklama oldu. "Denizanalarm mu?"
"yi tahmin. Neler oluyor?"
"Bariz deil mi? Biyolojik istilalar her zaman olur; kurbaalar, ekirgeler,
denizanalar..."
"Ama Portekiz savalar ve kutu denizanalar?"
"Sra d..."
" N e bakmdan?"
"Dnyann en lmcl deniz yaratklarndan ikisi. stelik haberlerde
sylenenler de bir tuhaf."
"Yz ylda yetmi lm m ? " diye sordu Johanson.
"Ah, o tam samalk." Olsen alayla homurdand.
"ok mu abartl?"
"ok az! Gerek lm says ok daha fazla, eer Bengal Krfezi ve
Filipinleri de sayarsan; aklanamayan vakalarla bildirilmemi kayplar hesaba
hi katmyorum. Avustralya'nn kutu denizanalaryla ba hep dertteydi.
Rockhampton'n kuzeyindeki nehir azlarnda ryorlar. Neredeyse tm
kazalar s suda oluyor seni dakikadan az bir srede ldrebilirler."
155
krm
"ki tane."
"te sana anomali. Avize aac yerel bir bitki deil."
Johanson gzlerini devirdi. "Bana bir avize aac istilas tehdidi altnda
olduumuzu syleme. Benimkiler epeyce barllar."
"Kastettiim bu deildi. Neyin doal olduunu ve neyin olmadn
unuttuumuzu sylyorum. 2000 ylnda Meksika Krfezi'ne yerel balk
rezervini tehdit eden bir denizanas istilasn incelemek iin arldm.
Louisiana, Mississippi ve Alabama'daki reme alanlarn istila etmiler, balk
yumurtalar ve larvalarnn stne bir de balklarn yiyecei planktonlar
yutuyorlard. Hasarn sebebi, orada hi olmamas gereken ve Pasifik'ten gelen
bir Avustralya denizanasyd."
"stilac bir tr."
"Kesinlikle. Denizanalar besin zincirini yok ediyor ve balk mahsuln
harap ediyorlard. Tam anlamyla bir felaketti. Bu olaydan birka yl nce, safra
suyunda tarakl denizanalar tayan bir kargo gemisi yznden Karadeniz'de
, ekolojik bir afetin eiine gelinmiti. Karadeniz lkeleri bir yaygara kopardlar
ama birileri bir eyler yapana kadar blge ar zarar grmt bile. Denizdeki
bir metrekare bana sekiz bin denizanas. Bunun ne anlama geldiini biliyor
musun?"
Olsen fkeyle kendi kendine konuuyordu.
"Bir de br mesele var, Arjantin aklarnda Portekiz savas. Oras onlarn
yaama alan deil. Orta Amerika, Peni ve ili olabilir. Ama daha gneyi? Mmkn
deil. On drt l, bir anda. Bir biyolojik istila. Blge sakinlerinin bunu
beklemediklerine bahse girebilirsin. imdi de Bariyer Resifi'nde kutu denizanalan!
Sanki birileri onlan byyle oraya nakletmi gibi."
krm
"Bana garip gelen," dedi Johanson, "bu ikisinin en zehirli iki tr olmas."
"Aynen," dedi Olsen yavaa, "ama umarm bana bir komplo teorisi
yazmaya kalkmazsn. Buras Norve, Amerika deil. Denizanas salgnlar iin
pek ok muhtemel aklama var. Baz bilim insanlar El Nifio diyor, dierleri
de kresel snmay suluyor. Malibu'da istilalar yllardr grdklerinden ok
daha beter ve Tel Aviv'de baz dev trlere rastland. Kresel snma, istilac
trler her ey yerli yerine oturuyor."
"H-h."
"Beni dinliyor musun?"
"Tabii. On drtten fazla lm. Komplo teorileri hakknda ne diyordun?"
Olsen gld. "Samahk. Ama gerekten bunun bir anomali olduunu
dnyorum. Dnemsel bir fenomen gibi grnyor ama bence baka bir ey."
"lgin." Solucanlar Olsen'e anlatsa myd? Ama onu ilgilendirmezdi ve
Statoil mesele manetlere karsa pek mutlu olmazd Olsen ok konuurdu.
"Yarn le yemeine ne dersin?" diye sordu Olsen.
"Olur."
" D a h a fazla bir eyler bulup bulamayacama bakarm. Bilgi avna
karm." Kkrdad.
"Harika," dedi Johanson. "Yarn grrz." Telefonu kapatt. Sonra
Olsen'e kayp tekneleri de sormak istediini hatrlad. Vazgeti, yarn
bahsederdi.
Solucanlar bilmese denizanas hikyesinin onu bu kadar etkileyip
etkilemeyeceini merak etti. Muhtemelen etkilemezdi nk ilgisini eken
denizanalar deildi. Asl bilmek istedii, eer varsa aradaki balantlard.
Ertesi gn N T N U ' y a giderken Johanson haberleri dinledi, daha nce
duymad yeni bir ey yoktu. Dnyann deiik yerlerinde insanlar ve tekneler
kaybolup sonsuz speklasyona sebep oluyorlard ama ortada tatmin edici bir
aklama yoktu.
Ben
de sana
dn
onlardan
krm
Olsen odaya girdi. "Bana kahve ikram edecek misin?" dedi dikkatle etrafa
bakarak. Merak Olsen'in faydal ama yorucu ynlerinden biriydi.
"Her ey yan odada." dedi Johanson.
Olsen yan odaya doru eilip avaz kt kadar bararak kahve istedi.
Sonra oturup oday gzden geirdi. Johanson'un sekreteri ieri koturup
Olsen'in nne kupay arpt ve dimdik masasna geri dnd.
"Bunun nesi var?" dedi Olsen ararak..
"Ben kendi kahvemi kendim koyarm," dedi Johanson, "her ey akta
duruyor, Termos, st, eker, kupalar..."
Olsen grltyle yutkundu. "Yani haberleri dinlemedin m i ? "
"Arabada dinledim?"
"On dakika nce CNN'de fla haber getiler. Odamda bir televizyon var,
158
krm
en
az bizim
kadar
bilgiye
sahip
olduklarn
krm
Fena fikir deil, diye dnd Johanson. Eer solucanlar hidratlar iin
ldryorlarsa, hidratlar isteyen irketler de onlara rastlam olmalyd. Sorun
uydu ki... "Asyallar'n bulgularn ona aacaklar hayal bile edemiyorum,"
dedi, "onun kadar az sk olacaklardr."
"Skaugen'in solucanlardan bahsetmeyeceini mi dnyorsun?"
"Tabii ki hikyenin hepsini anlatmaz. zellikle de imdi."
"Elinden baka ne gelir ki?"
"Eh..." Johanson kelimeleri arad... "... bir ey ima etmek istemem ama
birinin solucanlar umursamadan birimi ina etmeye karar verdiini dn."
"Mmkn deil!"
"Sadece bir varsaym."
"Ama sana sylemedim mi, Skaugen dn tutuyor."
"tibar ona ait. Ama burada paradan sz ediyoruz. Bazlar solucanlar
bilmiyormu gibi davranmann sorun olmayacana karar verebilir."
160
krm
Roanne,
Fransa
Jean Jerme on iki Breton stakozuna byk ciddiyetle bakt. Hayatta birok
eye byk ciddiyetle bakard. pheciliini alt firmaya borluydu.
Troisgros, Fransa'da otuz yl boyunca kesintisiz olarak Michelin yldzn
koruyabilen tek restoran olmasyla vnrd. Jerme tarihe gelenei bozan
adam olarak gemek istemiyordu. Ona balklarn efendisi denebilirdi;
Troisgros'da deniz rnlerinden sorumluydu, ve afaktan beri ayaktayd.
krm
Toptancs ondan bile uzun zamandr ayaktayd; gne sabaha kar te, bir
gecede gurme mutfann Mekke'sine dnm olan, Paris'in on drt
kilometre dndaki, bir zamanlarn nemsiz kk kasabas Rungis'te
balamt. Drt kilometre boyunca yaylan ve her yan klandrlm kasaba,
toptanclarn, restoran sahiplerinin ve hayatn mutfakta veya mutfaa malzeme
alarak geirenlerin urak yeriydi. Tm Fransa'dan rnler burada bulunabilirdi:
Normandiya'dan st, krema, tereya ve peynir; Brittany'den en iyi kalite
sebzeler ve gneyden aromatik meyveler. Belon, Marennes ve Arcachon
havzasndan gelen istiridye iftileri ve St. Jean de Luz'dan ton bal avclar
otobanlarda gmbr gmbr yklerini zamannda yetitirmeye alrlard.
Deniz kabuklularyta dolu soutuculu kamyonlar yollarda karavan ve arabalarla
yarrlard. En iyi kalite rnler Fransa'nn herhangi bir yerinden nce
Rungis'te sata kard.
Ama her iyi kalite mal birbirinin ayn deildi. Istakozlar da sebzeler gibi
Brittany'den gelmiti ama ilerinden bazlar dierlerinden daha cezbediciydi.
Jean Jerme hepsini tek tek kaldrd ve her adan inceledi. Kenarlar su yosunu
ile kaplanm her polistren kasann iinde alt tane vard. Elbette canlydlar
ama zar zor hareket ediyorlard, ki bu da kskalar baland iin normaldi.
"yiler." dedi Jerme.
Bu aslnda dudaklarndan dklen bir vgyd. Istakozlardan fevkalade
etkilenmiti. Kk saylrlard ama epey arlard ve kabuklan parlak bir koyu
maviydi.
162
krm
krm
krm
krm
166
18 Nisan
Anavvak
etrafndaki
teni
krm
gzlerinin
kzanp
yaardn
hissedebiliyordu. Ban dik tutmak iin mcadele ederek monitre bakt.
Kanada'nm bat sahilleri kaosa srklendiinden beri gzleri ekrandan
ayrlmamt ancak yine de ok az bilgi toplayabilmiti varln hayvan
davranlar biliminde r aan bululardan birine borlu olan elektronik kant.
Telemeni.
1970'lerin sonunda bilim insanlar hayvanlar gzlemlemek iin devrim
niteliinde bir metot gelitirmilerdi. O zamana dek bir trn dalm veya
g yollan ve davranlar ile ilgili eksiksiz veri toplama yntemleri yoktu.
Hayvanlar nasl yaar, avlanr ve iftleir, ne isterler veya neye ihtiyalar
vardr; bunlarn hepsi speklasyon konusuydu. Elbette binlerce hayvan gece
gndz gzleniyordu ama doal ortamlarnda nasl davranacaklarn
ngrmenin imknsz olduu koullarda. Tutsak bir hayvan gzlemlemek,
hapisteki bir adam izlemek gibiydi: zgrken nasl yaadn bilmenin olana
yoktu.
krm
krm
krm
krm
Susan Stringer...
Onu her dndnde, kadn kurtaramad iin sululuk duyuyordu. Kendi
kendine ne onun ne de bakasnn Stsan' orkanm enelerinden kurtarmak iin
yapabilecei bir ey olmadm syleyip durmutu ama iindeki kuku
kaybolmuyordu. Bir balinann dnce srelerini anlayamad srece deniz
memelilerinin zeks ile ilgili yapt aratrmalarn ve yazd btn makalelerin
ne yaran vard ki? Bir orkay avn brakmak iin ikna etmek mmkn myd?
170
krm
krm
krm
zpknlarla, demir sopalarla ldrlr. Her seferinde ortalk kan glne dner.
Bir de her yl saysz yunus ve muturun katledildii Japonya'dak Futo var. Bu
nesillerdir byle gidiyor, herhalde kendilerini neyin beklediini bilmeleri gerek.
yleyse neden hl oraya gidiyorlar?"
"Pek zekice grnmyor," diye kabullendi Ford, "ama biz de hl atmosfere
sera gaz salyor, yamur ormanlarn kesiyoruz, stelik yapmamamz
gerektiini bile bile.. Bu da pek akllca deil."
Delavvare kalarm atp suflesinin kalanlarn kayla syrd.
"Yine de doru." dedi Anavvak.
"Ne doru?"
"Balinalarn teknelerin zerine atladklarnda yaralanabilecei hakknda
Licia'nn syledii.. Demek istediim, eer aniden birka insan yok etmek
gibi bir fikre kaplrsan, ne yaparsn? Kendine iyi gr as olan gizli bir ke
bulur, oraya saklanr, silahn dorultur ve ate edersin. Bu arada kendini
vurmazsn."
"Tabii bir eyler saduyunu etkilemediyse."
"Hipnoz?"
"Belki sadece hastaydlar. Ya da kafalar karkt. Evet ite bu; kafalar
karm!"
krm
krm
"Aslna bakarsan toksin teorisini unut." dedi Ford. "Eer mesele sadece
orkalar olsa bir ipucu yakaladn sylerdim ama orkalar ve kamburlar byle
g birletirince... hi sanmyorum Leon."
Anavvak bir an dnd. "Balinalarla ilgili tutumumu bilirsin," dedi
yumuak bir sesle. "ounlukla bir hayvann davranlarnda kast arayan veya
zeksndan bahseden son kii olurum. Ama... sizde de bizden kurtulmak
istedikleri hissi uyanmad m?"
iddetle itiraz etmelerini bekledi ama Delavvare ban sallad. "Evet, ama
yerleikler hari."
"nk yerleikler dierlerinin getii yerlere gidip, onlar deitiren
krm
krm
177
20 Nisan
Lyons,
Fransa
krm
krm
krm
sular korkun bir hastalk tarafndan ele geirilmiti ve o anda en dikkal ekil I
belirti Pfesteria piscicida adn tayordu. Toksinler su alt yaamn ld yo.
mercanlar yeni hastalk trlerine direnemiyor ve alg yataklar enfeksiyonla
doluyordu. Ama tm bunlar, an balk avlanmasnn, kimyasal atklarn, ky
blgelerinin ehirlemesinin ve kresel snmann sonularna katlanan
denizlerde olan bitenin sadece kk bir yansmasyd. Kimse katil alglerin
istilasnn yeni bir gelime mi yoksa dnemsel bir olay m olduuna karar
veremiyordu ama daha nce emsali grlmemi bir boyut ve hzla yaylyordu;
ve doa bir kez daha yeni trler retmekte ne kadar yaratc olduunu
gstermiti. Avrupa'da insanlar Pfesteria henz kendi kylarna gelmedii
iin krediyorlard ama Norve kylarnda binlerce balk lyordu ve Norveli
somon iftlii sahipleri iflasn eiine gelmiti. Bu kez katil organizma,
Pfesteria 'nn kk kardei Chrysochromulina polylepis\\. Kimse bunun
ardndan gelecek olan dnmeye cesaret edemiyordu.
Ve imdi de Pfesteria piscicida Breton stakozlarna saldnyordu.
Ama gerekten de Pfesteria piscicida myd?
Roche pheyle doluydu. Organizma beklediinden ok daha saldrgand.
Asl bilmeceyse stakozlarn nasl olup da hayatta kaldyd. Algler onlarn
iinden mi kmt? Jlemsi maddeye mi karmlard? Jle, havayla temas
eder etmez zlmt, Roche bunun da ayrc bir fenomen, yeni bir ey
olduuna emindi. Ama hem jle hem de algler stakozun iinde mi saklydlar?
Ve eer yleyse hayvann etine ne olmutu?
krm
181
22 Nisan
Kta
kenar,
Norve
Denizi
krm
krm
diye
sordu
Lund.
"Sudaki
gaz
"Ayrm hidratlardan m ? " Bohrmann duraklad. "te asl soru bu. Eer
hidratlar zyorsa bu parametrelerin deitii anlamna gelir,"
"Peki durum bu m u ? " dedi Lund.
krm
ne
sylemitim?"
dedi
Stone.
"Olmayan
bir
sorun
iin
dertleniyorsunuz. imdiye dek sadece bir rnek grdk." Destek almak iin
dierlerine bakp tekrarlad. "Lanet olas tek bir rnek."
krm
krm
krm
Lund iini ekti. "Dierleri o kadar aptal deil biliyorsun. Biri onlan bilgi
iin sktrp karlnda bir ey vermediinde anlarlar. stelik onlarn da
kendi sessizlik kurallar var."
"Ben sana demitim."
"Ne zaman?"
"imdi. Sonular geldi."
Johanson ve Lund baktlar. ten ie gerei biliyorlard. Johanson
bilgisayarnn kapan kapad ve adam ana gverteye doru izlediler.
Bohrmann masa banda ayakta durmu, yumruklarn masaya dayayp
eilmiti.
"imdiye kadar yamacn hemen her yerinde ayn durumu bulduk," dedi,
"deniz metana doymu. Verilerimiz Thorvaldson 'dan gelenlerle uyuuyor.
Birka farkllk var ama temelde ayn." Duraklad. "Laf dolandrmak
istemiyorum. Bir ey, byk miktarda hidratn dengesizlemesine sebep
oluyor."
Kimse kprdamad. Kimse konumad.
Ardndan Statoil ekibi bir azdan konumaya balad.
solucanlarn
buzu
" T a m a m ! " Bohrmann herkesin sessiz olmasn iaret etti. "Durum bu. Hl
solucanlarn
ciddi
hasar verebileceklerini
dnmyorum.
Ancak
unutmamalyz ki solucan vakas hidratlarn zlmesiyle ayn zamana denk
geliyor."
"ok yardmc oldun." diye mrldand Stone.
"Srecin ne kadar ilerlemi olduunu biliyor muyuz?" diye sordu Lund.
krm
krm
krm
yukar hareket ettiren kumanda koluyla oynuyordu. Son birka saati kameri
kzan gzleyerek geirmiti ama hl dikkatli grnyordu. Olmak
zorundayd da: saatler boyunca deniz yatann bulank grntlerine bakmak
hipnotik bir etki yaratabilirdi. Bir anlk dikkatsizlik, bir Ferrari deerindeki
tehizatn sonsuza dek kaybolmasna sebep olabilirdi.
Kontrol odasndaki klar kslmt. Monitrler, nlerinde oturan veya
ayakta duran insanlarn yzne soluk bir k yanstyordu. Dnya artk buradan
ibaretti: sadece yzeyini ifreli bir arazi gibi inceledikleri ve her detaynn bir
mesaj verdii deniz yata vard.
krm
frlayarak kepeye arpp onu yuttu. Her ey drt dnen bir anaforun iinde
kayboldu.
Grnland
Denizi
krm
Bauer bir ba hareketiyle onu yanna ard. Kel kafas, koca gzlkleri ve
beyaz sivri sakalyla, kadnn imdiye dek grd herhangi bir bilim
adamndan ok daha fazla uuk kak dahi kliesine benziyordu. Altm
yandayd ve imdiden kamburu kmt ama yadsnamaz bir ekilde enerjikti.
VVeaver, Lukas Bauer gibi insanlara sayg duyard. Onun gibilerde neredeyse
insanst bir eyler vard. Onlara, iradeleri nedeniyle imrenirdi.
"una bir bak Karen," dedi adam net bir sesle, "byleyici deil mi? Su
burada saniyede on yedi milyon metrekp orannda aa doru akyor. On yedi
milyon/" Ona doru eildi. Bu, dnyann tm nehirlerinin toplamndan yirmi
kat fazla."
192
"Dr. Bauer." VVeaver elini adamn omzuna koydu. "Bunu bana drdn< Q
kez sylyorsunuz."
Bauer gzlerini krptrd. "Gerekten mi?"
"Ve hl amandralarn nasl ilediini bana anlatmadnz. Eer sizin
tantmnz yapmam istiyorsanz bana bunu anlatmanz gerekecek."
"Evet.. imdi, yle diyebiliriz, amandralar y a n i gezgin otonom
gstergeler onlar... Ah, ama bunu zaten biliyorsun deil mi? Bu yzden
buradasn."
"Akntlarn bilgisayar simlasyonlarn yapmak iin buradaym, bylece
insanlar amandralarn nereye gittiini grebilecekler. Hatrladnz m ? "
"Tabii. Beni affet, bilmene imkn yok... Sen daha... Neyse, maalesef pek
zamanm yok. Yapacak ok i var. Neden bir sre izlemiyorsun, s o n r a "
"Dr. Bauer, yine mi! Nasl altklarn bana anlatacanza sz
vermitiniz."
"Elbette. Makalelerimde"
"Dr. Bauer makalelerinizi okudum ve bir bilimci olarak eitim grmeme
ramen onlar ben bile zor anladm. Popler bilimin elendirici olmas gerekir.
Herkesin anlayabilecei bir dille yazmanz gerek."
Bauer krlm gibiydi. "Benim makalelerimin anlalmas kolaydr."
"Sizin ve sizin alannzda alan dier bir avu insan iin belki."
"Bu doru deil. Metni dikkatle okursan"
"Hayr Dr. Bauer, sizin anlatmanz istiyorum."
krm
"Nereden?"
"Dergiler, televizyon programlan, enstitler..."
"Ne kadar ilgin."
"Hi ilgin deil, gayet n o r m a l halkla ilikilerin mantki sonucu. Halkla
likiler'in ne ie yaradn biliyor musunuz?"
Bauer haylazca sntt. "Belki bana anlatrsn!"
" Z e v k l e sadece onuncu kez anlan olurum. Ama nce sizin
anlatacanz eyler var!"
"Ama yapamam," dedi Bauer sinirle. "ndirilecek amandralar var... Sonra
unutmamam gerekir k i "
"Sznz tutup bana anlatn." dedi VVeaver serte.
"Ama Karen, tatlm, sorular sorulan tek kii sen deilsin. Ben de dnyann
193
drt bir yanndaki bilim insanlar ile yazyorum. Bana en akla hayale gelmez
eyleri bile soruyorlar. Daha yeni, bir tanesi solucanlar hakknda soru sormak
iin e-posta gndermi. Dn b i r solucan! Hatta metan konsantrasyonunun
normalden yksek olup olmadn bile renmek istedi, ki yle... Ama nasl
bildi? Gidip"
"Bununla ben ilgilenirim. Sizin yardmc komplocunuz olurum."
"nce ilgilenmem gereken"
"Eer benden gerekten holanyorsanz.,."
Bauer'in gzleri ald. "Anlyorum. Demek yle?" Den omuzlan bir kahkaha
ile sarsld. "te bu yzden asla evlenmedim. Durmadan antaj. Tamam o zaman,
daha ok abalann, sz veriyorum. imdi gitmeliyiz. Gel benimle!"
Vv'eaver onu izledi. Srklenir tanma, suyun zerindeki gri gn altnda,
serenden aa sallanyordu. Birka metre uzunluundayd ve koruyucu bir
erevesi vard. Yardan fazlas ince, parlak bir tpten oluuyordu ve tepesinde
iki tane kresel cam kap vard.
Bauer ellerini ovuturdu. Kaban ona birka beden boldu ve onu egzotik bir
Kutup kuu gibi gsteriyordu. "amandray suya indiriyoruz," dedi, "ve o da
akntyla birlikte hareket ediyor. Onu kocaman bir su zerresi gibi dn.
Sylediim gibi, altmzda dikey bir aknt v a r su aa batyor... Eh, geri
battn gremezsin ama yine de batyor. imdi, nasl aklasam?"
"Jargon kullanmamay deneyin."
krm
"ok iyi." Bauer ondan memnun kalm gibiydi. "Yani su sadece aknt
olarak hareket etmez, tabakalar halinde yukar ve aa da hareket eder. En
souk akntlar deniz yatamdadr, scak akntlar ^yzeydedir ve derin deniz
akntlar da arada bir yerlerde. Elbette scak akntlar, soumaya baladklar
daha souk blgelere ulamadan nce yzeyde binlerce kilometre yol kat
edebilirler. Ve su souduka"
"Arlar."
"Aynen. Yani su arlar, bu da batmasna neden olur. Yzey akntlar derin
deniz akntlarna, hatta deniz taban akntlarna dnr ve aknt yn deiir.
Tam tersi de geerlidir ama bu sefer snan su ykselir. Bylece tm ana deniz
akntlar srekli bir hareket halinde olur. Ve tm de birbiri ile balantl
olduu iin kesintisiz bir dei toku sreci vardr."
194
krm
Kta
Kenar,
Norve Denizi
krm
Johanson onu tand. kinci kaptan, mrettebatn takt isimle oban Kpei
idi. Hvistendahi arkasn dnd. O da el hareketleriyle adamlar uyarmaya alt.
Sonra, her ey bir anda oldu. Kpren, tslayan bir gayzer onlar yuttu. Johanson
kamera kepesinin sudan ykselen hatlarn grd. Burun deliklerini dayanlmaz bir
slfr kokusu doldurdu. Sonne 'nin k taraf batt ve sonra metal eneler yana
savrulup devasa bir salncak gibi ykseldi. Teknisyenlerden ikincisi kepenin
geliini grp yere yatt. Dieri ise donup kald, ardndan geriye doru ekingen bir
adm atp tkezledi.
oban Kpei adam yere ekmek iin ald ama metal eneler adama arpp
onu havaya frlatt. Gverteye tekrar dtnde kalaslarn arama akld ve
hareketsiz kald.
"Ah, Tanrm!" dedi Lund nefes nefese. "Ltfen, hayr."
JohansonTa birlikte hareketsiz bedene kotular. kinci kaptan ve dier tayfalar
adamn yannda diz kmlerdi. oban Kpei onlara bakt.
"Ona dokunmayn."
" A m a " diye balad Lund.
"Doktoru arn."
196
Bohrmann gzlerini ovuturdu. "Bir patlama oldu. Kepe hidratlann iine yirmi
metreden fazla girdi ve gaz dan kt. Ekrandaki devasa baloncuu grdn m ? "
"Evet. Burada buzun kalnl ne kadar?"
krm
"Hayr."
"On yl nce bir balk yelken at ve bir daha geri dnmedi. Son telsi/
irtibatnda kahve yapacan sylemiti. Bir aratrma gemisi enkaz kydan elli
deniz mili akta, Kuzey Denizi tabannda allmadk derecede derin bir
ukurluun iinde buldu. Denizciler blgeye Cad Kazan dediler. Enkazda hasa
izi yoktu ve deniz tabanna dz olarak oturmutu. Sanki aniden yzmeyi brakp,
bir ta gibi dibe kmt"
"Kulaa Bermuda eytan geni gibi geliyor."
"Tam zerine bastn. En azndan ince eleyip sk dokuyunca geriye kalan tek
teori bu. Bermuda, Florida ve Kosta Rika arasndaki blgede dzenli olarak byk
gaz patlamalar olur. Eer atmosfere yeteri kadar gaz ykselirse, bir uan
trbinlerini atee verebilir. Biraz nce yaadmzn birka kat byklkte bu
metan patlamas suyun younluunu o kadar drr ki bir gemi dibe batnlabilir."
Bohrmann saklama tanklarn iaret etti. "Bu malzemeyi Kiel'e gtrp baz testler
uygulayp neler olduuna ilikin cevaplar bulacaz sana sz veriyorum, o
cevaplar kesinlikle bulacaz. Bu lanet olas olaylar yznden imdiden bir
adammz yitirdik."
"Yoksa...?"
krm
"Annda ld. Bir sonraki rnek iin kepe yerine otoklav oyucuyu"
kullanacaz. Bylesi daha gvenli. Neler olup bittiini renmemiz gerek. Deniz
yatann orasnda burasuda rasgele derin deniz niteleri ina edilirken ylece
oturup seyretmeye hazr deilim." Bohrmann parmaklklardan uzaklat. "Ama
sanrm buna altk. Hep dnyada neler olup bittiini aklamaya alyoruz ve
kimse bize aldrmyor. Ya sonra ne oluyor? Aratrmalar byk irketlerin
kontrolnde. Seninle benim bu gemide olmamzn tek nedeni Statoil'in bir solucan
bulmu olmas. Devlet bilime para ayramyor, bu yzden para endstriden geliyor.
Bugnlerde merak adna bilimin zerresi yok. Bu solucan da bir akademik merakn
oda deil. Bizden onlar kurtarmamz istedikleri bir soran sadece. Bilim her
zaman acil ve tercihen endstriye bamsz bir hkmdarlk salayacak bir
uygulamaya zorunlu klmyor. Belki de bu solucanlar gerek sorunun kendisi
deildir. Hi kimse durup da bunu dnd m? Gerek sorun baka bir ey olabilir
ve solucan ikilemini zdmzde her eyi daha da beter hale getirebiliriz."
Kuzey douya doru birka deniz mili boyunca yeni bir olay olmadan
keltiden bir dzine rnek kardlar. D eperi plastik borularla kapl be metrelik
bir tp olan otoklav oyucu, muazzam bir rnga gibi deniz yatandan rneklen
ekip alyordu. Yukar ekilmeden nce tp valilerle hava geirmez bir biimde
mhrleniyor ve tortu, buz, hidratlarn zarar grmemi st tabakas, gzeneklerde
birikmi sular ve hatta s ve basn sabit kald iin rnekler alnrken hi rahatsz
edilmeyen yerel organizmalardan oluan bir baka evrenin paralar kusursuzca
korunuyordu. Bohrmann, ilerindeki tm katmanlarn barndrd yaamn zarar
198
krm
24 Nisan
krm
Cep telefonundan gelen sesi dinledike kalar atld. "Ama bu iki hafta
nceydi," dedi, "benden zellikle kendisi ile irtibatta olmam isteyen Roberts'n
msait olamad iki hafta."
Sekreter ona beyefendinin ok megul bir adam olduunu hatrlatt.
"Ben de yleyim." diye hrlad Anavvak. Sakinleerek daha dost canls bir
sesle konumay denedi. "Bakn, bat kylarndaki durum zvanadan kmak
zere. Buradaki sorunumuzla Inglevvood'daki olay arasnda ak benzerlikler
bulunuyor. Eminim ki Bay Roberts da bana katlacaktr."
Bir anlk duraklama oldu. " N e gibi benzerlikler?"
"Eh, balinalar tabii ki. Bunun ak olduunu sanmtm."
200
ve ba tral bir siyahi adam geliyordu. "Biraz rahatla olur mu? Danny*yi
Anavvak ona glmseyen dier adamla el skt. Kanada ordusunda grevli
krm
aheseri olan, ar hassas arbaletini tayordu. "Buras gzel bir adaym." dedi
krm
"Greyvvolf cesur deil." diye hrlad Shoemaker. "O herif ancak kar varsa
hareket eder. Ama bu sefer fena uvallad. Makah bundan holanmayacak.
Kendi kendini onlarn kan kardei ilan etmi adamn balina avna kar bu
tutkulu konumasna teekkr edeceklerini hi sanmam, deil mi Leon?"
Anavvak cevap vermedi.
Danny sakzm aznn iinde bir taraftan dierine geirdi. "Herkes hazr
m?" dedi.
O anda pilot onlar uan ak kapsndan ieri davet etti ve el sallad.
Anavvak bunun ne anlama geldiini biliyordu. Ford irtibat salamt. Tam
zamanyd. Shoemaker'n yorumuna cevap vermek yerine elini adamn omzuna
koydu. "stasyona dndnde bana bir iyilik yapar msn?"
"Tabii," dedi adam, "bu aralar ok da youn olduum sylenemez."
"Son birka hafta iinde gazetelerde Barrier Queen ve yapt kaza ile ilgili
bir eyler km m bir bakver. Belki interneti ve televizyon kanallarn da bir
kontrol edebilirsin."
202
"Neden?"
"imde rapor edilmediine dair bir his var."
"A-ha."
"Eh ben pek bir ey duyduumu hatrlamyorum, ya sen?"
Shoemaker ban kaldrp gnee bakt. "Yok. Sadece Asya'daki gemi
kazalar ile ilgili bulank birka ey. Ama bu ondan bahsedilmedii anlamna
gelmez. Buralarda iler kzal beri gazete okumadm. Ama iyi bir nokta.
Dnnce, tm bu kargaa hakknda da fazla bir ey sylenmedi."
"Aynen yle." dedi Anavvak.
Uak kalkarken Anavvak Danny'ye dnd. "Senin iin markay balina yann
iine atelemek. Balinalar hi bir ey hissetmeyecek. Bilim insanlar yllardr
markalar balina derisine tutturmak iin bir yntem bulmaya alyorlar ama
zm Kiel'deki bir biyologdan geldi. Markalarla bir arbalet ve kk oklarn
ucuna sabitlenmi zaman-derinlik kaydedicileri. Okun ucu ya deler ve balina
aleti birka hafta boyunca tar. Orada olduunu fark etmez bile."
Danny ona bakt. "Kiel'den bir biyolog m u ? "
"e yarayacana inanmyor musun?"
"Ah tabii yarar. Ama bence acyp acmadn balinaya sormak gerekir.
Vay be, acayip doru hesaplamanz gerek. Ya tabakasndan daha derine
gitmeyeceini nereden bileceksiniz?"
krm
"Ya bir insana ate edersen ne olur?" diye lafa kart Delavvare arkadaki
koltuktan. "Dart yar yarya m girer?"
Anavvak ona bakmak iin dnd.
"Evet ama seni ldrmeye yetecek kadar derine girmi olur."
DHC-2 yana yatt, lagn altlarnda parldyordu.
"Bu elimizdeki tek uygun seenekti," dedi Anavvak, "esas mesele belirgin b
sre boyunca balinay takip edebilmemizi salamakt. Arbalet metodu en gvenilir
olan gibi grnd. Marka, kalp at, vcut ss, su ss. Derinlik, hz ve dier
deikenlerle ilgili bilgiyi kaydediyor. Asl sorun kameray balinaya takmak."
"Neden onda da arbalet kullanmayalm?" diye sordu Danny. "Birok dertten
kurtulurdunuz."
"Kamerann hangi yne bakar ekilde saplanacan bilmenin olana yok.
Her halkarda balinay grmek isterim. Onu izleyebilmeyi isterim ve bu da
ancak kamera zerinde deil de bir ada uzakta olursa mmkn olabilir."
203
krm
krm
krm
"Ho deil." dedi Danny. Arbaletini sa eline alarak kanadn balantsnda otunum
kadar koltuunu itti. "Beni iyice yakna ve gzel bir yere gtrmeniz gerekecek."
Delavvare ban sallad. "zleyemeyeceim."
" N e d e n ? " diye sordu Anavvak.
"e yaramayacak. Sonunda Danny suya decek, biliyorum."
"Sen dert etme," diye gld pilot, "bu herifler her eyi yapabilir."
Uak ileri atlp suya yaklat, Whistler\n kprsyle ayn seviyeye geldi.
Bir anda Lucy'nin grnd noktann zerinden getiler. Hibir ey yoktu.
"Daire iz," diye bard Anavvak, "ve kk olsun. Lucy dal yerinin epey
yaknlarnda yzeye kacaktr."
DHC-2 serte salland. Aniden deniz onlara doru ykseldi. Danny balant
noktasnda bir maymun gibi dengeli, bir eli kap pervaznda dieri arbaletinde
ate etmeye hazrd. Aadaki suda, dalgalarn arasndan bir balinann silueti
belirdi. Sonra parlak, gri bir kambur yzeye kt.
"Evet!" diye bard Danny.
" L e o n ! " diyen Ford'un sesi telsizden ykseldi. "Yanl balina. Lucy
nmzde, sancak tarafnda."
"Siktir." diye mrldand Anavvak. Yanl hesap yapmt. Grnen o ki Lucy
oyun oynamak istemiyordu. "Ate etme Danny."
Uak daireler izmeyi brakarak daha da alald. Altlarnda dalgalar
rpnyordu. Rmorkrn k tarafna yaklayorlard. Bir an, sanki dmdz
Wlistler'm kprsne uacaklarm gibi grnd ama pilot rotalarn ayarlad
ve hantal geminin yanndan getiler. Biraz ileride Lucy kuyruunu gstererek
yeniden dald. O anda Anavvak Lucy'nin kuyruundaki benzersiz izgileri
tand. "Yavala." dedi.
krm
krm
"Baardk!"
"yi i!"
"Tek at ve Tanrm grdn m? nanlmaz!"
Uan iinde herkes ayn anda konuuyordu. Danny kendini kabinin iine
ekmeye davrand ve Anavvak da uzanarak ona yardm etti. Sonra bir ey suda
parlad.
Bir gri balina havaya srad. Devasa gvde onlara doru atld.
Tam uu rotalarnn nndeydi.
"Yksel!" diye lk att Anavvak.
Motorlar itiraz eden bir lk kopard ve Danny uak yukar kalkarken
srtst dt. Anavvak bir an yaralarla kapl bir kafay, bir gz ve az grd.
Gl bir patlama kabini sarst. Danny'nin biraz nce oturduu sa kanadn
yerini harabe haline gelmi bir balant yeri ald: Delavvare lk att. Pilot
lk atyordu. Anavvak lk att. Deniz hzla stlerine geldi.
Bir ey yzne arpt. Buz gibi souk.
krm
krm
210
26 Nisan
Kiel,
Almanya
Metal kap yana kayarak ald. Bohrmann'm baklar derin deniz simlasyon
odasnn heybetli duvarlarnda dolat. Her ne kadar minyatr olsa da, okyanusu
ilemenin bir yoluydu. nsanlar tarafndan ikici elden deneyime dayanlarak
yaratlm odann iindeki dnya gereinin idealize edilmi bir kopyasyd.
nsanlar, gerek hakknda, onun ikameleri hakknda bildiklerinden ok daha
azn bilirdi. Amerikal ocuklar alt bacakl tavuklar izerdi nk tavuk
bagetler altlk paketlerde satlrd. Yetikinler ise bir inek memesinden
tiksinirken, karton ielerden st ierdi. Dnya ile ilgili deneyimleri arptlmt
ama bu sadece onlarn kibrini artrrd. Bohrmann simlatre ve sunduu
olanaklara hayrand ama yaam analiz etmek yerine taklit etmek bilimi kr
edebilirdi. Gezegenin birok insan iin artk yeterli olmadn anlayarak onu
deitirme niyetindeydiler. Yamal bilimin Disneyland'inde, insan mdahalesi
srekli olarak yeni ve rahatsz edici biimlerde gerekelendirilyordu.
Buraya her geliinde ayn fikre saplanp kalyordu: bilimin nelere kadir
olabileceini asla tam olarak bilemeyeceklerdi, sadece neye kalkmamas
gerektiini biliyorlard ki bunu da kimse duymak istemiyordu.
krm
krm
izgi solucan hareket etmeye balad. Kska gibi az ardna kadar ald
ve buzu kemirdi.
"imdi unu izle."
Bohrmann, Suess'in yaklatrd grntye bakt. Buzun iine ileyen
kk organizmalar grnr hale geldi. Sonra, aniden
"Ah Tanrm!" dedi Bohrmann.
Kimseden t kmad.
"Eer bunun ayns kta yamac boyunca oluyorsa..." dedi Sahling.
krm
"Hayr, hakl," diye szn kesti Bohrmann, "biz bile kendimizden emin
deilken insanlar endielendiremeyiz. Demek istediim buna neyin sebep
olduunu biliyoruz ama sonularna gelince... sadece speklasyon. imdilik
syleyebileceimiz tek ey, ok miktarda metann serbest kalabilecei."
"aka ediyorsun," dedi Sahling, "ne olacan tam tamna biliyoruz."
Bohrmann dalgnca yeniden sakaln ekitirdi. "Diyelim ki halka akladk.
Tm manetlere ktk. Ya sonra?"
"Gazeteler bir
yaparlard?"
meteorun
dnyaya arpacan
sylese
insanlar
ne
"Hkmetleri ie katacaz."
"Halka aklayacak myz?"
"Neden olmasn? Bu gnlerde her ey aktan hallediliyor. Kuzey Kore'deki
ve ran'daki nkleer programlardan, ortala arbon ve deli dana salan
hyarlardan, genetii deitirilmi gdalardan ve domuz vebasndan haberdar
edildik. Fransa'da zehirlenmi kabuklu hayvanlar yznden dzinelerce, hatta
yzlerce insan lyor ve bunu rt bas etmiyorlar yle deil m i ? "
"Ama eer halk bir Storegga Kaymas'ndari'bahsettiimizi duyarsa..." dedi
Bohrmann.
"Bunun gerekten yle olduundan emin olacak kadar kantmz yok." dedi
Suess.
"Simlasyon zlmenin ne kadar hzl gerekletiini gsteriyor. Ben
derim ki, bilmemiz gereken tek ey de bu."
"Ama ne olduunu kantlamaz."
Bohrmann tartacakt ama Suess'in hakl olduunu biliyordu. Eer
argmanlar kaya kadar salam olmadan halka aklama yaparlarsa, petrol
endstrisi konuyu elinin tersiyle bir kenara itebilirdi. Teorileri kerdi. Daha
ok erkendi.
Suess kalarn att. "Bir hafta daha derim."
"Bu ok uzun bir zaman." dedi Sahling.
"Ben de fazlasyla hzl olur derim," diye tartmaya katld Mirbach,
"solucann tekinin taksonomi raporunu beklerken trnaklarn yiyecein bir ay
geirebilirsin ama b i z "
"Bu koullar altnda ok uzun bir zaman."
"Baka aremiz yok." diye karar verdi Suess. "Yanl alarmn kimseye
yaran dokunmaz. zerinde almaya devam etmeliyiz."
krm
214
29 Nisan
rondheim,
Norve
ohanson Olsen'in ofisine girdi. Kapy kapatp masasnn dier ucuna oturdu.
'Msait bir zamann m ? "
Olsen srtt. "Hi bo atmadm."
"Peki ne buldun?"
Olsen sesini alaltarak fsldad. "nce hangisini istersin? Canavarlar m
yoksa doal afetler m i ? "
Onu diken stnde tutuyordu. Johanson da oyuna katld. "Hangisini tercih
edersen."
"Haydi ama bir dn," dedi Olsen ona sinsice bakarken, "senin de elini
biraz amann zaman gelmedi m i ? "
Johanson yeniden arkadana ne kadarn anlatabileceini dnd. Adam
aka merakndan lyordu ve eer onun yerinde olsayd Johanson da bilmek
isterdi. Ama Olsen rendikten sonraki birka saat iinde tm niversite
haberlerle alkalanrd.
Bir eyler uydurmak zorundayd. Olsen delirdiini dnecekti tabii ama
bu gze ald bir riskti.
krm
"Bir teoriyle ortaya kan ilk kii olmay dnyorum." diye mrldand.
"Mesela?"
"Anomaliler sadece bir tesadf deil. u denizanalar, kaybolup duran
gemiler, kaybolan veya len insanlar. in iinde bir dzen olduunu fark
ettim."
Olsen bo bo bakt.
"Hayr."
7
"Haydi ama... Senin bahsettiin ey... eytan m? Ktln gleri m i
Kk yeil adamlar m? X-Files m ? "
"Sadece bir teori. Ama bir yerlerde bir balant olmal. Ayn anda birden ok
deiik fenomen oluyor, bu sana bir tesadf gibi mi geliyor?"
"Bilmem."
"te yle. Bilmiyorsun. Ben de bilmiyorum."
"Aklnda nasl bir balant var?"
Johanson belirsiz bir hareket yapt. "Senin ne bulduuna gre deiir."
"ok akllca." Olsen dudaklarn bzd.
"Bana ne bulduunu anlat, sonrasna bakarz."
Olsen bir ekmeceye eildi ve bir tomar kat kard. "nternetten
topladklarm." dedi. "Beni neredeyse uydurduun o samalkla kandracaktn."
"Hikye n e ? "
"Orta ve gney Amerika plajlar kapatld. Kimse suya girmiyor ve
denizanalar balklarn alarn dolduruyor. Costa Rica, ili ve Peru'da
maheri srler halinde kylara iniyorlar. Portekiz savas ve ikinci bir tr
daha, epey kk ama acayip uzun zehirli dokunalar var. nce kutu
denizanas olduunu dnmler ama imdi baka bir ey, belki de yeni bir tr
olduundan pheleniyorlar."
"Ya Avustralya'daki kutu denizanalar?"
"Benzer bir sorun." Olsen kat tomarm kartrd. "Artan saylar. Balk
endstrisi kaosa srklenmi. Turizm diz km."
"Ya balklar? Denizanalar onlar rahatsz ediyor m u ? "
"Artk ok ge, oktan gitmiler Byk srler ky eridini terk etmi. Trol
teknelerinden gelen raporlar her zamanki blgelerini brakp denize aldklar
ynnde."
"Ama orada yiyecek bulamazlar. Resmi hikye ne?"
krm
" T m etkilenen alanlarn acil durum komiteleri var," dedi Olsen, "ama
hibir ey sylemiyorlar. Denedim."
"Demek ki asl beter eyleri kendilerine saklyorlar."
"yle gibi." Olsen bir yaprak kat kard. "una bir bak. Basnda tantana
ile verilen ama arkas gelmeyen olaylarn bir listesi. Afrika'nn bat
sahillerindeki denizanalar. Japonya'daki muhtemel bir denizanas salgn.
Filipinler'deki denizanas istilasnn onaylanmas. Kayp olarak bildirilen
insanlar, sonra sznden cayanlar, sonra bir bak daha. Ama hepsi de bununla
kyaslannca solda sfr. Son birka yldr belli bir tr algden sz ediliyor.
Pfesteria piscicida. Mikroskobik bir katil. nsanlar ve hayvanlar hedef alyor.
Ondan kurtulmak neredyse imknsz. imdiye kadar Atlantik'in te yannda
kapal kalmt ama imdi Fransa etkilendi. Durum pek ho grnmyor."
216
krm
"Elbette," dedi Johanson, "ama benim sylediim de bu. Bir kutu denizanas
istilas bir ey ama dnya apnda bir patlama gibi sra d bir fenomen ise
baka bir ey."
Olsen parmak ularn birbirine bastrd. " E h eer gerekten balant
kurmak istersen. Biyolojik istilalarn balamak iin doru yer olduunu
sanmyorum. Ben olsam, davranlar anomaliler zerine giderdim. Daha nce
hi karlamadmz trden saldrlar gryoruz."
"Baka yeni trlere rastladn m?"
"Aklnda bir ey var m ? " dedi Olsen kasten.
Eer solucanlardan bahsedersem hemen anlar, diye dnd Johanson. "Pek
yok." dedi.
217
Olsen kat tomarnn kalann ona verdi. "Peki, sylemeye henz haz
olmadn o eyi ne zaman sylemeyi planlyorsun?"
Johanson klar
smarlayacam."
ald
ve
ayaa
kalkt.
"Sana
bir
ara
bir
iki
Grnland
Denizi,
Spitsbergen
yaknlar,
Svalbard Adalar
Karen VVeaver'm ona byk yardm dokunmutu ama iki gn nce kadn,
aratrmalarm orada srdrmek iin Spitsbergen'in merkezi Longyearbyen'de
gemiden ayrlmt. Frtnal bir hayat sryor, diye dnd Bauer ki
kendisininki de pek dzenli saylmazd. Gazetecilie baladndan beri denizle
ilgili konulara eilmiti. Bauer'in anlad kadaryla iini, ona dnyann en
vahi alanlarn gezme olana verdii iin semiti. VVeaver, arlktan nefret
eden ama iine olan dknl nedeniyle, anlamak iin rahatndan vazgeen
Bauer'in aksine ularda olmay seviyordu. Bu, birok bilim insan iin
geerliydi: insanlar onlar maceraclarla kartrrd ama macera aslnda onlarn
bilgi iin dedikleri bedeldi.
krm
krm
krm
220
30 Nisan
Vancouver
Adas,
Kanada
krm
krm
Buraya uarak geldim, diye dnd Anavvak, hem de yaamla dolu koyu
yeil bir okyanusun iinden geerek ve hi korkmadm. Artk bana bir ey
olamaz. Su, arlm toprak zemin gibi tayacak ve irademin gcyle a
ulaacam. Sam hakl. ok kolay. Korkacak hibir ey yok.
nnde devasa bir yaratk sudan kt ve ift atall muazzam bir kuyruk
yldzlara ykseldi.
Korkacak hibir ey yok.
Ama ok uzun bir an boyunca tereddt etmiti ve kuyruun grntsyle
yine bocalad. radesi onu tayamayacakt ve hayal gc yer ekimine kap
amt. leri adm atarak denize batt. Su ban rtt ve onu karanla ekti
lk atmak istedi ama az, akcierlerine acyla ilerleyen suyla dolmutu.
Savamasna ramen su onu daha da aa ekti. Kalbi lgn gibi atyordu ve
kafasnn iinde bir uultu vard, eki darbelerinin grlts gibi...
222
krm
krm
krm
Anavvak bandaki ilii hissetti, acyordu. Dizi de acyordu. "Yok bir ey.
Sakinleelim m i ? "
krm
Palm ksrd. "Ray Fenvvick ve Sue Oliviera ile uzun bir konuma yaptm,"
dedi, "J-19'un otopsisi ve ondan sonra olanlar hakknda. Sizin uak kazasnn
olduu gn sahile bir gri balina daha vurdu. Daha nce grdklerimden biri deildi
ve veri tabannda da yoktu. Fenvvick buraya uamad nk ok meguld ama
Nanaimo'nun her zamanki otopsi rneklerine ihtiyac vard, bu yzden birka adam
topladm ve onu kendimiz paraladk. ren bir iti, sana syleyeyim. Neredeyse
kalbe ulamtk ve ben gs kafesinin iinde botlanmla ayakta duruyorke^
ayam kayd batan aa kan ve yaa bulandm, her tarafmdan damlyorlar
Ziyafet eken zombilere benziyorduk. Kalbe dibinden bakarken pek romanti
gzkmedii kesin. Her neyse, beyinden de rnek aldk."
krm
"Evet o."
"Haydi canm."
"Birileri bunun ne olduunu bana anlatacak m?" diye lafa kart Delavvare
"Peki, birka yl nce Amerikan hkmeti Deniz Kuvvetleri'nin
denizaltlann yerlerini tespit etmek zere bir alak frekans sonar sistemi
kurmasna izin verdi," dedi Palm, "Sistemin ad Surtass LFA. Youn bir ekilde
denemeleri yaplyor."
"Cidden m i ? " Delavvare armt. "Ya Deniz Memelilerini Koruma
Anlamas'na ne oldu? Anlamaya uymak zorunda olmallar."
"Bir sr insan bir sr anlamaya tbi." dedi Anavvak kasvetli bir
glmsemeyle. "Ama anlamalarn aklar var. Eninde sonunda Amerikallar
dnya okyanuslarnn yzde seksenini gzetim altnda tutma frsatn
tepmeyeceklerdi ve Surtass sistemi de bunu mmkn klyor. Her neyse, proje
yz milyon dolara mal oldu ve sistemin bandakiler balinalara hibir zarar
gelmediini srarla sylyorlar."
"Ama sonarlar balinalar iin zararldr. Bunu en aptal bile bilir."
"Maalesef kesin olarak kantlanm deil," dedi Palm, "gemi deneyler
balinalarn ve yunuslarn sonara kar ar derecede hassas olduunu gsterdi
ama kimse yeme, reme ve g alkanlklar zerine nasl bir etkisi olduunu
syleyemiyor."
"Bu ok sama." diye homurdand Anavvak. "180 desibelde bir balinann
kulak zar patlayabilir. Yeni sistemdeki her su alt vericisi 215 desibel retiyor.
Hepsinin birleik sinyal gc ise ok daha yksek."
Delavvare onlara bakt. "Peki... bu onlar nasl etkiler?"
krm
"Eh, ben yine de teorinin dikkate alnmaya deer olduunu dnyorum "
dedi Delavvare.
"Ah gerekten m i ? "
"Neden olmasn? Hayvanlar deliriyor. Birka tanesiyle balad ve yayld
tpk kitlesel bir psikoz gibi."
"Licia, bu samalk. Kanarya Adalarf nda yaplan bir tatbikattan sonra len
gagal balinalara ne olduuna bir bak. Grltye kar gagal balinalardan daha
hassas bir hayvan yoktur. Tabii ki delirdiler. O kadar paniklediler ki sudan
lgnca kaarak karaya vurdular. Yksek grlt onlarda kama istei
uyandryor."
"Veya belki de grltye saldrmak istiyorlar." diye cevaplad Delavvare
inatla.
" N e y e saldrmak? Dtan takmal motorlar olan Zodiaclar'a m? Bu, ne
zamandan beri grlt oldu?"
"O zaman baka bir ey olmal. Bir deniz alt patlamas."
"Buralarda olmaz."
"Nereden bileceksin ki?"
"Biliyorum ite."
"Yanlma ihtimaline dayanamyorsun deil mi, Leon?"
"Bunu senin sylemen ok komik."
"stelik buralarda daha nce de karaya vuranlar oldu. Yz yllardr oluyor.
ok eski hikyelerde"
"Biliyorum, Licia. Herkes bunlar biliyor."
"yi. O zaman yerlilerin de sonar m vard?"
" N e ilgisi var?"
krm
Pht balina kanyla ayn renkteydi ama maddenin kendisi effaft ve havayla
temas edince zlerek dald. ou ie yaramayacak kadar bozuldu," Palm
masaya doru eildi, "ama birazna bakabildiler. Sonular birka hafta nceki
baz bulgularla eleti. Maddeyi daha nce de grmlerdi. Nanaimo'da."
Anavvak bir an sessiz kald. "Neymi?" diye sordu ksk sesle.
"Barrier Queen 'in zerindeki midyelerin iinde bulduun maddeyle ayn.'
"Yani geminin gvdesindeki mnddeyle beyinlerdeki m a d d e "
"Tamamen ayn. Organik madde."
"Yabanc bir organizma," mrldand Anavvak.
"Yabanc bir ey, evet."
Anavvak sadece birka saattir ayaktayd ama kendini tkenmi hissediyordu
Delavvare'i botla Tofno'ya geri gtrd. Tahta iskeleye trmanrken dizi
sancyla zonkluyordu. Ac, hareketlerini ve dncelerini etkiliyordu. Kendini
aresiz, karamsar ve her trl tatszln merhametine terk edilmi hissediyordu.
Dilerini skarak Davie'nin Balina stasyonu'ndaki terk edilmi ofise girdi,
dolaptan bir portakal suyu kapt ve masann arkasndaki koltua kt. Aklnda
ayn anlamsz dnceler dnp duruyordu, kuyruunu kovalayan bir kpek
gibi.
Delavvare onu takip etmiti, adam tereddtle seyrediyordu.
"Kendine bir eyler al." dedi buzdolabn iaret ederek.
"Ua indiren balina..." diye balad kz.
Anavvak ieyi ap bir yudum ald.
"Balina kendine de zarar vermi olmal Leon. Muhtemelen lmtr."
Bir an dnd. "Evet," dedi, "sanrm haklsn."
krm
Ah, hayr, yine mi? Anavvak kz terslemenin eiine geldi ama onun yerine
omuzlarn silkti. "Sanrm."
"Sen bir Makah msn?"
Anavvak neredeyse elindeki ieyi dryordu. Demek sormak istedii
buydu. Neden bir kzlderiliye benzediini renmek istiyordu.
"Bunu da nereden kardn?" diye tersledi.
230
krm
Ekrann altnda bir yaz kutusu ald: General Judith Li, ABD Deniz
Kuvvetleri
"ngiliz Kolombiyas kylarndan ekilmeyi dnmeli miyiz?" diye sordu
muhabir. "Bir baka deyile, blgeyi doaya geri vermeyi?"
"ncelikle, bir ey almadk ki geri verelim diye dnyorum," dedi Judith
Li, "doa ile uyum iinde yayoruz, ve tabii bu uyumu daha da gelitirebiliriz."
"Ancak u anki duruma bakarsak uyum iaretleri gremiyoruz."
"Bu durum, sntnn her iki tarafndan nde gelen bilim insanrar ve'bilim
enstitleriyle zerinde ortaklaa altmz bir konu. Elbette, hayvanlarn
toplu olarak davran deitirmeleri endie verici ama durumu gereinden fazla
bytmemek gerekir. Panik yapacak bir ey yok."
231
krm
"Bu tek tarafl bir bak," dedi Li yumuak bir sesle. "Belli k fazlasyla sra
d bir sreteyiz. Daha nce buna benzer bir ey hi olmad. Bu yzden elbette
kendini uzman ilan eden herkesin aceleci ve erken karm ya da
dncelerinden halk korumamz gerekir. Demek istediim her eyi bir kenara
braksak bile, daha kaytlar bile doru drst olturamadk. stelik baa
kamayacamz bir tehlike grmyorum."
"Yani her eyin kontrol altnda olduunu sylyorsunuz."
"Hedefimiz kesinlikle bu."
"Bazlar baarsz olduunuzu syleyecektir."
"Bu durumda ne beklediklerini renmek isterim. Askeriyenin Black
Havvk'lar ve sava gemileriyle balinalara saldracan dndklerini
zannetmiyorum."
232
"l says her gn artyor. Kanada hkmeti ngiliz Kolombiyal lultl til
acil durum blgesi ilan etti ve snrlamalar getirdi"
"O blgedeki olaanst hl koullan sadece gezi tekneleri iin geerli
ilep ve tankerler etkilenmiyor."
"Son birka gn boyunca kayp gemilerle ilgili raporlar yad. Belki
bununla ilgili bir eyler sylemek istersiniz."
"unu aka belirteyim, bu raporlar balk tekneleri hakknda. Yani kk
motorbotlar." dedi Li acl bir sabrla. "Zaman zaman bir tekne kayboluyor.
Olaylar aratryoruz. Sylememe gerek yok, tabii ki kurtulanlar bulmak iin
elimizden geleni yapyoruz. Ama bu arada, her aklanmam olayn bir saldr
vakas olduunu dnmemek gerek. Umarm insanlar bunu anlyordur."
Muhabir gzln dzeltti. "Eer hatalysam ltfen dzeltin ama
Vancouver'daki Inglewood firmasna ait bir ilebin kart son olay, bir
rmorkrn batmasyla sonuland."
Li
parmak
ularn
bahsediyorsunuz."
birletirdi.
"Sanrm
Barrier
Queen'den
krm
"Peki General, iki gn nce bir Tofino Havacla ait bir uak denize
akyd. Bize bu olaydan biraz bahseder misiniz?"
"Bir deniz ua dt, bu doru."
"Raporlar bir balinayla arptn sylyor."
"Olay soruturuluyor. Ltfen her ayr vaka ile ilgili yorum yapmam
beklemeyin. Benim grevim daha yksek bir seviyede, eminim anlay
gsterirsiniz."
"Elbette." Muhabir ban sallad. "O zaman belki sizin iinizden
bahsetmeliyiz. Tam olarak greviniz nedir? Komitenin amacn nasl
tanmlarsnz? imdiye kadar sadece olaylara tepki verebildiniz."
Li"nin yz kasld. "Acil durum komiteleri etki gstermek kadar tepki
vermek iin de var. Durumu gsmz dik karlyor, deerlendiriyor ve
nmz gryoruz. Erken tehis, ak ve kapsaml planlama, nleme ve
tahliye baarmzn anahtardr. Ama daha nce de sylediim gibi bilinmedik
233
krm
"Ah, daha onunla tanmadm." dedi Ford. " H e p hareket halinde, oraya
buraya uup duruyor."
"Kanada ve ABD'nin birleik bir komite oluturduunu bilmiyordum."
"Her eyi bilemezsin Leon. Sen bir biyologsun, hatrladn m ? "
"Saldrlar hakknda basnla veya herhangi biriyle konutun m u ? "
krm
Kime sorabilirdi?
Yallara.
Ama ne?
Doru olabilir miydi? Kanada yerlileri sahip olduklar bilgileri kuaktan
kuaa aktarmlard, ta ki 1885'teki Kzlderili Kanunu bu szl gelenei
krana dek. Bu kanun vatanlarn terk ederek veya ocuklarn hkmet
okullarna gnderip beyaz toplumla 'kaynamaya' tevik ederek onlar
kimliklerini satmaya tevik etmiti. atal dilli bir ylan gibi, Kzlderili Kanunu
onlara bir eyin szn vermi ama baka bir ey sunmutu. Glmseyerek
btn toplumla kaynamaktan bahsetmiti ama yerliler kendi topluluklar
arasnda skmlard. Ama bu bile ylan iin yeterli deildi. Kzlderili
Kanunu'nun yol at kbus devam etaiti. On yllardr Kanada'nn yerli halk
geleneksel yaam tarzlarn, yz yl nce kesildii yerden devam ettirmeye
alyordu. Kanada hkmeti iyiletirmeler yapyordu ama hibir ey
kltrlerini geriye getiremezdi. Eski ilim ve irfanlarn bilen yerlilerin says
gittike azalyordu.
krm
krm
Ya kendisi?
Birbirlerinden beterlerdi. Greyvvolf bir Kzdderili olmaya alyordu ve
deildi; Anavvak ise Kzlderili gibi grnmesine ramen, asla olmamaya
kararlyd.
Her ikisi de glnt. ki zavall.
Ah, bu aryan lanet olas dizi! Onu dncelere itiyordu. Ve dnmek
istemiyordu.! Uzaklamak iin o kadar urat hayata, onu geri itecek bir
Alicia Delavvare'e ihtiyac yoktu.
Kime sorabilirdi?
George Frank!
Tand eflerden biriydi. Tam olarak arkada saylmazlard ama iyi bir
adamd ve Wickaninnish blgesindeki Nootka boylarndan biri olan Tla-o-quiaht'n taayii Haw'ilh'yi. Hav'ilh bir eflik payesiydi ama taayi Haw'ilh
ondan bir adm tesi, byk efti. Taayii Haw 'ilh ngiliz monarisine benzerdi,
mevkileri soylarndan gelirdi. Bu gnlerde ou topluluk seilen meclis yeleri
tarafndan ynetiliyordu ama bu soylu eflere hl sayg duyuluyordu.
Vancouver Adas'nn kuzeyinde byk efler kendilerine taayii Haw 'ilh
diyorlard ama gneyde onlara taayii chaachaabat denirdi. Tahminine gre
George Frank'in daha ok bir taayii chaachaabat olmas gerekiyordu. Belki
de yerli terimlerinden kanmalyd.
efi kolaylkla ziyaret edebilirdi, VVickarinnish H a n n d a n ok da uzak
olmayan bir yerde yayordu. Dndke bu fikri daha ok beendi. Ford'un
aramasn beklemektense dngy krabilir ve iin nereye gideceine
bakabilirdi. Rehberde Frank'in numarasn.buldu ve onu arad.
"Demek balinalar sormak iin buraya geldin," diyordu Frank otuz dakika
sonra, youn dallar olan, ge ykselen aalarn arasnda yrrlerken.
krm
"Anlamadm."
"Bizim hayvanlarla ilgili algmz sizinkinden farkldr. Nootkalar hibir
zaman bir balinann cann almad. Balinalar, yaamlarn Nootka'ya verir ve
ite farkl olan budur b u bilinli bir eylemdir, anlyor musun? Nootkalar'n
inan sisteminde tm doa bilinlidir, kocaman, birbiriyle balantl bir bilin."
Bir patikaya sapt ve Anavvak onu izledi. Orman geni, orak, aasz bir
bolua ald. "Duruma bir bak. Utan verici. Aalar gitmi, toprak anp
oraklam ve artk nehir bir kanalizasyondan fazlas deil. Balinalara ne
olduunu anlamak iin bunu grmen yeter. Hishuk ish ts awalk."
krm
ama arlk oumuz sadece keyif iin iiyoruz. Yine de beyaz adamn biri elinde
birayla bir yerli grdnde, hemen, 'ah ne kadar trajik, onlar imeye biz
altrdk,' diye dnyor. Bir yanda zavall bamllarz, dier yanda ise eski
bilgeliin miraslar. Peki ya sen Leon? Sen nesin? Hristiyan m?"
Anavvak soruya ok armad. Daha nce George FrankTe konutuu
birka seferde, sohbet kendi yolunda serbeste ilerlemiti. Taayii Haw'ilh bir
konudan dierine geliigzel atlyordu. "Herhangi bir kiliseye bal deilim."
"Zamannda ncil'i incelemitim, biliyor musun?. Kadim gereklerle dolu. Bir
Hristiyan'a aacn neden yandn sor, o da alevlenil iinde Tanr'nn olduunu
syleyecektir. Seni kadim hikyelere ynlendirecektir ve orada da yanan bir allk
bulacaksn. Peki bir Hristiyan orman yangnn byle mi aklar?"
"Tabii ki hayr."
"Aynen yle. Ama yine de her inanl Hristiyan bu yklere deer verir.
Kzlderililer de eski hikyelerine inanr ama gerek olduklarn dndkleri
iin deil. Bizim hikyelerimiz unlarn bunlarn nasl olduunu aklamaz.
Genel fikri anlatr. Bizim yklerimizde her eyi bulabilir ve hibir eyi
bulamazsn nk her eyi mecazi olarak anlaman gerekir ama yine de bir
anlam vardr."
krm
"Gryorsun ya," diye devam etti Frank, "bu senin tandn haliyle
'balinalarn dnyas'. Bu dnyada yayorlar ve dnya onlarn hayatta kalma
savalarn iyi ya da kt olarak etkileyen bir olaylar zincirinden ok daha
fazlasdr. Belki sorun balinalar deil, Leon. Onlar problemin sadece bir paras
olabilirgrebildiimiz tek para."
Akvaryum,
Vancouver
Anavvak'n taayii Haw'ilh'\ dinledii anlarda, John Ford artk ift grmeye
balamt. Saatlerdir iki ekran birden kontrol ediyordu. URA'nn Lucy ve
onun gri balina srs ile ilgili video kaytlar bir ekrandayken, dieri ise
karelerden olumu boyutlu bir haritada bir dzine yeil noktay
gsteriyordu. Sr hareket edip dzen deitirdike, yeil noktalar da sanal
evrende hareket ediyordu. Neredeyse suya indirilir indirilmez, robot Lucy'nin
kuyruk ekliyle kard sesleri eletirmiti; bylece sesleri onun kimliini
tehis etmede kullanabiliyor ve pozisyonunu ekranda gsterebiliyordu. En
karanlk derinliklere bile dalsa robot onu kaybetmeyecekti.
kinci ekranda hl Lucy'nin ya tabakasna gml markadan gelen veriler
akp duruyordu: kalp ritmi, dal derinlii, konum verileri, s, basn ve k.
URA ve markadan gelen birleik veriler Lucy'nin son yirmi drt saatte neler
yaptnn kapsaml bir dkmn veriyordu. Delirmi bir balinann hayatndan
yirmi drt Saat.
Gzlem odasnda bilgisayar verilerini izlemek iin drt kiilik yer vard.
Ford ve iki asistan yan karanlkta oturuyorlard. Drdnc alma istasyonu
botu. Bir mide sorunu ekibi kiiye indirmi ve hepsini gece mesaisine
mahkum etmiti.
krm
Ford gzlerini ekranda tutarak, yana uzanp elini bir poete soktu. Bir avu
erez aznda kayboldu.
krm
deiiyordu. Dier tm gstergeler sabitti. Gri balinann kalbi sabit bir ekilde
atyor, bazen az hzlanyor, bazen de yavalyordu. URA'nn hidrofonu su
altndaki tm sesleri alyordu: denizin hrts ve kabarcklarn sesi, orkalarn
seslenileri ve kamburlarn alalp ykselen arks, bir uzaktaki bir geminin
pervane sesi... ama sra d bir ey yoktu.
Ford kapkara ekrann nne oturdu ve enesi trdayana kadar esnedi.
Kalan son birka erezi toplad ama parmaklar katlamt. Cipsleri tekrar
masaya brakt ve gzlerini krptrarak ekrana bakt. Verilerde bir eyler
oluyordu.
Sonda kayda balad andan beri, sfrla otuz metre aras bir derinlik tespit
etmiti. imdiyse krk gsteriyordu ve sonra elli. Lucy harekete gemiti. Ak
denize doru ilerliyor ve gittike derme iniyordu. Dier balinalar da hzla onu
takip ediyorlard. Bu bir keyif yzmesi deildi. Bu g hzyd.
Aceleleri ne? diye dnd Ford.
Lucy'nin kalp atlar yavalad. Dalna devam ediyor, hzla derine
iniyordu. imdi cierleri daha nce tadnn onda biri, belki de daha az kadar
oksijen tayordu. Kalan oksijen kannda ve kaslarnda depolanmt.
krm
"Bili? Jackie?" diye bard Ford. Gzleri ekrana kilitlenmiti. "Gelip una
bir bakn."
Monitrlerin etrafna toplandlar.
"Dalyor."
krm
Vancouver Adas
karar
verirseniz
ok
tepki
krm
"Tabii ama, bir yandan balinalar ok para ediyor." dedi Anavvak. "Bir
Makah szcs bir gri balinann deerini yarm milyon Amerikan dolan olarak
belirledi. 'Balinalar ve balina ya deniz ar lkelerde en yksek fiyata
satlyor.'dedi. Ve hemen hemen ayn nefeste, Makahlar'n yaad ekonomik
zorluklar ve isizlik oranlarn anlatt. Bu ok akllca deildi ve ruhanilikten
epey uzakt."
"Ah, muhtemelen bu konuda da haklsn. Ama Makahlar'n gdsnn ister
gelenek ister agzllk olduunu dn, beyaz adamn balina soylarm
tamamen kurutacak kadar avland bir zamanda, haklar olduu halde balina
avndan uzak durduklarn da teslim etmen gerekir. Ticari balina av tam olarak
ruhani deil tabii. Yaama ticari bir mal gibi davranmay balatanlar beyazlard
Kendi istediklerini elde etmekte son derece hzllard a m a imdi biz paray
ima bile ettiimizde ylesine byk bir fke uyandryor ki, neredeyse
gezegenin kurtuluu sz konusuymu gibi. Komik deil mi? Aborjinler doann
onlara sunduu kaynaklardan sadece ihtiyalar olan alrlar, ama beyazlar
ellerine geeni smrn Ne zaman ortalkta hibir ey kalmaz, ancak o zaman
uyanrlar ve kaynaklarmz korumaya karar verirler b u da doay ona hibir
zaman zarar vermeyenlerden korumak anlamna gelir. Eer balinalar hl tehdit
altndaysa asl sulanmas gerekenler Norveliler ve Japonlar'dr. Biz hibir
zaman bir trn kkn kurutmaktan sulu olmadk ama cezasn eken yine
biziz."
Anavvak sessizdi.
"nsanlarmz kapana ksld." dedi Frank. "ler iyileirmi gibi ama kendi
bamza kurtulamayacamz bir mcadele iinde skp kaldmz
dnmekten vazgeemiyorum. Sana her iyi avdan, her baarl i
anlamasndan, her kutlamadan sonra Kuzgun iin bir eyler ayrdm
sylemi miydim?"
"Hayr."
"Kuzgun ve onun al hakknda bir eyler biliyor musun?"
Anavvak ban sallad.
krm
krm
Frank uzun uzun Anavvak' bakt. Sonra yz bir glmseme ile krt. 'le
bu cokulu bir Kzlderili dyd, yle deil mi dostum? Haydi gel, buna
imeliyiz. Ah, unuttum, sen imiyorsun..."
1 Mays
Trondheim,
Norve
krm
"Konferans salonundaym. Daha nce aramak istedim ama bir dakika bile
bo anm olmad." Sesinde bir aksilik vard. "Her ey yolunda m?" diye sonlu
Johanson.
"Tabii. Geliyor musun?"
"Bir saniye sonra oradaym."
Demek Lund oktan yukar kmt. phesiz Johanson'un bilmesi
gerekmeyen bir i yznden. Umursad yoktu. Bu onlarn lanet projesiydi.
Konferans salonuna girdi. Lund, Skaugen ve Stone, nitenin ina edilmesi
dnlen alan gsteren byk bir harita iziminin nnde ayakta
duruyorlard. Stone telal bir sesle rahatsz olmua benzeyen Lund'la
konuuyordu. Skaugen de pek mutlu grnmyordu. Johanson ieri girerken
dnd ve yarm azla glmsedi. Hvistendahi geride telefonla konuuyordu.
"sterseniz, sonra geleyim..." dedi Johanson.
"Hayr, u anda tam aradmz adamsnz." Skaugen masay iaret etti.
"tursamza."
Lund, Johanson'u anca fark etmi gibiydi. Stone'u cmlesinin ortasnda
brakp yaklat ve adam yanandan pt.
"Skaugen, S ton e'dan kurtulmak istiyor." diye fsldad. "Bize yardm etmen
gerek."
Johanson tepki gstermedi. Kadn, onlarn yerine ileri yoluna koymasn
istiyordu. Onu bu ie bulatrrken aklndan ne halt geiyordu?
Oturdular. Hvistendahi telefonunu kapad. Johanson, hepsini orada
problemleri ile brakp, hemen kap gitmek istiyordu. "Tamam," dedi her
zamankinden souk bir sesle, "balamadan nce ksa bir aklama.
Soruturmam ilk haline gre daraltmak zorunda kaldm, yani zellikle enerji
irketleri ile aktan balan olan bilim insanlann ve enstitleri hedefledim."
"Bu akllca m ? " diye sordu Hvistendahi telala. "Sanmtm ki, eee, kap
dinlerken mmkn olduu kadar gizli kapakl davranacaktk."
krm
249
krm
"Peki," dedi Stone, "ama hl onun da solucana rastladna dair kant yok."
Johanson ban sallad. "Bizim dedektiflik almamz bir de tersten dnn.
Somlar bize geliyor olsun. Szde bamsz bir bilim adam olarak benim fikrimi
sorsunlar. Soruyu soran kii de bilim insan ve JNOC'un danman olsun ama
sadece bilimsel merakn gidermek istediini iddia etsin. imdi, ben de en bandan
solucan hakknda bilgi sahibi olduumuzu sylemek istemem ama tedirg olurum.
Ne bildiini renmek isterim. O yzden, Matsumoto'nun adamlarnn bana yapt
gibi bilgi almak iin onu sktnnm ve nemli bir hata yapanm. nk sorulannn
konusu ok belirgin, ok hedefe dnk olurdu. Beni sorgulayan kii biraz krmazsa,
ald tepkiden karsndakinin bamteline bastn bilirdi."
"Eer bu doruysa," dedi Lund, "Japon kta yamac da etkilenmi
demektir."
"Ama elinizde kant yok." diye srar etti Stone. "Bizim dmzda birilerinin
solucana rastladm gsteren minicik bir para dahi kantnz yok." ne
eildiinde k, gzlk erevesinde parlad. "Bu eit bir bilgi iimize
yaramaz. Hayr, Dr. Johanson! Gerek u ki, kimse solucann varln
ngremezdi, nk baka bir yerde bu yaratkla karlalmad. Nasl
bilebiliriz, belki de Matsumoto sadece solucanlan merak etmitir?"
250
krm
"Hangi durum?"
"Deniz suyuna sra d derecede yksek miktarlarda metan kanyor. Hepsi
birbirine uyuyor." Johanson tereddt etti. "Bu meseleye yine igdleri
kartracam iin zgnm, Dr. Stone, ama Matsumoto'nun ekibi ile
konuurken benim gerei tahmin etmemi salamaya altklar izlenimi
edindim. phesiz gizlilik, yemini etmilerdir ama hibir ciddi enstit veya
bilimci, insanlarn hayatnn bal olduu bir bilgiyle oyun oynamaz. Bunun
savunmas yoktur. Byle bir ey gerekleirse, sadece"
krm
krm
diyerek
sessizlii
bozdu
Lund,
"solucana
ne
zaman
Stone dondu kald. Sonra, "Prototipi gzlemek ile dorudan ilgili deilim.
niteyi ben ina etmedim, sadece projeyi izdim. Beni neyle suluyorsunuz?
u anda neler olduunu bilmemekle m i ? " dedi.
krm
"Hayr."
diye
itiraf etti,
uzun bir
krm
"Bunu yapamazsnz!"
"Bunu daha sonra tartrz."
Stone, onunla gz gze gelmemeye alan Hvistendahl'a dnd. "Tanr
akna Thor, birim gayet iyi alyordu."
"Sen aptaln tekisin." dedi Hvistendahi aka.
Stone birden km grnd. "zgnm," dedi, "byle olsun istemedim.
Sadece birimi ayaa kaldrp altrmak istemitim."
Johanson adama acd. Baarl bir prototip reten ilk kii olmak istemiti.
Derin deniz nitesi onun bebei, kariyerinde ilerlemesini salayacak benzersiz
bir frsatt. Bu yzden solucanlar grmezden gelmeye karar vermiti.
Bir sre ie yaramt. Resmi olmayan testlerin baarl olduu bir yl
gemiti. Sonrasnda resmi balang, retim koturmas ve derinliklerin fethi
vard. Bu, Stone'un zafer geidi olabilirdi. Ama solucan tekrar ortaya kmt.
Ve etki alan bu kez birka metrekare ile snrl deildi.
255
krm
"Sigur!"
Kadn ona yetiti ama Johanson devam etti.
"Ah, haydi ama Sigur, byle kei gibi inat olman art m ? " diye bard
din. "Gerekten seni kovalamam istiyor musun?"
Johanson aniden durup dnd. Kadn neredeyse ona arpyordu.
"Neden olmasn? Ne kadar hzl olduunu hepimiz, biliyoruz."
"Aptal."
"yle mi? Konuurken de, sz verirken de her zaman ok hzlsndr.
Aslnda kadar hzlsn ki, onlara sormadan arkadalarn hakknda planlar bile
kurarsn."
"Seni kendini beenmi pi. Ben bu olaya karmak istememitim."
"yle mi? Ah, bak bu ok rahatlatc." Bir cevap beklemeden yola devam etti.
Lund bir an tereddt etti, sonra adamn yannda belirdi. "Tamam, sana
Nylemeliydim. zr dilerim. Gerekten."
"Bana sormanz gerekirdi."
"Kahretsin, sormak istiyorduk ama Skaugen araya dald ve sen de her eyi
yanl anladn."
"Beni niversiteden uzaklatrdnz, sanki bir yk beygiriymiim gibi satn
aldnz."
"Hayr." Kadn, Johanson'un ceket kolunu yakalad ve onu durmaya zorlad.
"Onlar bir yokladk, hepsi bu. Farazi olarak, sana biraz izin verip
vermeyeceklerini renmek istedik."
Johanson homurdand. "Kulaa hi de yle gelmiyordu."
"Sana tamamen yanl anlatt."
krm
krm
"Ve
sen de bunu
yapmay
krm
krm
glerdi. Buna teori denebilir miydi? Nihayetinde onu destekleyecek bir kant
yoktu, sadece iinde dnyann uuruma yuvarlandna ve bunun sorumlusunun
da denizler olduuna dair rahatsz edici bir his vard.
Eer fikrini gelitirmek istiyorsa kanta ihtiyac vard...
Mmkn olan en ksa srede VVeaver'la bulumalyd. Neden onunla
Shetland'da bulumasnd ki? Statoil her eyin parasn dedii mddete uak
sorun olmazd.
Hayr, diye dnd aniden, hem de hi sorun olmazd.
Birka saat nce Skaugen, gerekirse onun iin armha gerilmeye hazr
olduunu sylememi miydi?
O kadarna gerek yoktu. Bir helikopter yeterdi.
Johanson sandalyesinde geriye yasland ve saate bakt. Bir saat iinde dersi
vard, sonra baz DNA dizi analizleri hakknda bir departman toplants
olacakt.
Bilgisayarda yeni bir klasr ap, adn Beinci Gn koydu.
Aklna gelen ilk isim oydu. ncil'e gre, Yaratln beinci gnnde, Tanr
denizleri yaratm ve yaayan varlklarla doldurmutu. Ve denizler ve
iindekiler bugnlerde kyameti koparyorlard.
krm
Yazmaya balad.
Her geen dakika daha da rperiyordu.
261
2 Mays
Vancouver ve
Vancouver Adas,
Kanada
Geen krk sekiz saat boyunca Ford ve Anavvak ayn veri sekansnda
debeleniyorlard. nce zifiri karanlk. Sonra insan kulann duyma eiinin
dnda bir ses sinyali salnm. Toplamda sinyal. Ve en sonunda o bulut.
Ildayan, maviye alan bir bulut. Birden ekrann ortasnda belirmi ve da
doru dalmt; tpk genileyen bir evren gibi. Ik gz alc deildi, soluk
mavi bir parltyd; donuktu, zayfa yaylyordu ve balinalarn muazzam
siluetlerinin zar zor grnmesine neden olmutu. Ekran hzla yaylarak
kaplamt. Balinalar, sanki bir byyle dondurulmular gibi n nnde asl
duruyorlard.
Birka saniye geti.
Bulutun derinlerinde bir hareket oldu. ieriden bir ey, kvranan ylana
benzer bir imek ileri frlad.- nce ve sivri ucu balinalardan birinin bann yan
tarafna sapland. Bu Lucy'ydi. Her ey bir anda olup bitmiti. Bulutun iinden
dier balinalara doru da k akmalar gerekleti, sonra gsteri balad gibi
aniden sona erdi.
krm
Sonrasnda, film geriye saryormu gibi grnd. Bulut kendi iine doru
kt ve yok oldu. Ekran karard. Ford'un teknisyenleri filmi yavalattlar,
sonra bir kez daha yavalattlar. znrl iyiletirmek iin akllarna gelen
her yolu denediler ve daha fazla k verdiler ama kaset zerinde almalarnn
zerinden saatler getikten sonra bile balinalara ne olduu gizemini zmede
bir adm ileri gidememilerdi.
Sonunda Anavvak. ve Ford acil durum komitesi iin raporlarn yazmaya karar
verdiler. Nanaimo'da yaayan ve biyolojik ldama zerine uzman bir biyologun
yardmn istemelerine izin verildi. Adamn aknlnn zerinden gelmesi bira/
zaman ald ama sonunda onlarn vard sonucu dorulad: bulut ve k akmala
organikti. Uzmana gre, k akmalar bulutun iindeki bir zincirleme reaksiyon
sunucu oluuyordu; geri nasl tetiklendiklerini veya amalarn syleyemezdi
262
"Judith Li kontrol ele alana kadar," dedi John Ford, "iler iyi gidiyordu."
Anavvak, Oliviera ile telefondayd. "O midyelerden daha fazlasna
ihtiyacmz var." dedi kadn.
"nglevvood'dan kimseye ulaamyonm." dedi Anavvak. "Benimle
konumuyorlar ve Li de tm olanlarn bir kazadan ibaret olduuna, ekme
halatnda aptalca bir hata yapldnda srar ediyor. Kimse midyelerle ilgili tek
laf etmiyor."
krm
krm
"Peki o zaman unu bir dn," dedi Delavvare, "Tofino'da bin iki yz insan
yayor ve sadece ana cadde var. Ama insanlar, birbirleri hakknda bilinecek
her eyi bilmiyorlar."
krm
" N e olmu?"
"Eer kk bir kasaba bile olan biteni takip edemeyecek kadar ok
bykse, btn bir gezegene ne demeli?"
"Ah, yapma!"
"Demek istediim hkmet haberleri her zaman engelleyemez ama ileri
kartrabilir. Bunun iin habercileri dizginlemek yeterli. ddiaya girerim
internetten topladn her ey buradaki r>asmda da vard ama biz fark etmedik."
Shoemaker ona bir gz att. "Doru..." dedi kukuyla.
"Daha fazla bilgiye ihtiyacmz var," dedi Anavvak. Tabandaki yumurtayla
oynuyordu. "Geri dorusunu sylemek gerekirse bilgi bizde. Ya da Li'de."
"O zaman ondan iste." dedi Shoemaker.
Anavvak kalarn kaldrd.
"Bilmek istediin bir ey varsa, sormalsn. En kts ne olabilir? Dosdoru
bir ret ya da dikkate alnmama."
265
krm
krm
krm
"Sonra iin ucunu kard," dedi Anavvak hrltyla. "Jack'in bir baka
sorunu da gereklikle ba olmamas. Kafasnn kark olduu zamanlardan
birinde Manitu'nun Ruhu gelip ona 'Bugnden sonra adn Greyvvolf olacak,
balinalarn ve yaayan tm canllarn koruyucusu. Git ve onlar iin sava.'
demi. Grne gre bize kzmt ve bylece kendini bizimle savamas
gerektiine inandrd. stelik hl benim yanl tarafta olduumu ama bunun
farknda olmadm dnyor." Anavvak artk fkeyle doluydu. "Ne yerlile
ne de doa korumas hakknda bir ey biliyor. Yerliler onun histerik olduunu
dnyorlar yapacak bir eyi olmayan ocuklar, almaya zahmet etmeyen
herifler, ayyalar gibi bela arayan, kendi yaamlar da altst olanlarn dnda
Onlar Greyvvolf un bir harika olduunu dnyorlar, bir de salar aarm
hippiler ve krfezin tadn karabilmek iin turistlerin gitmesini isteyen
srfler var. Her iki kltrn de serserilerini kendine ekiyor; anaristle),
kaybedenler, dlanmlar, militanlar, Greenpeace'in adn kirlettikleri iin
rgtten kovulmu arlklar, kabilelerinden atlm yerliler ve sahtekrla!
Balinalar pek ounun umurunda bile deil. Sadece azgnlk etmek istiyorlar
Ama Jack bunlan fark etmiyor ve ciddi ciddi Deniz Muhafzlarnn kamuoyu
oluturan evreci bir grup olduuna inanyor. Hatta masraflarn karlyor. Bir
oduncu ve ay rehberi olarak para kazanyor ve bir kpee bile yetmeyecek b
268
mezbelede yayor. Berbat bir halde. Onun gibi biri nasl olur da bylesi bir
baarszlk abidesine dnebilir?" Nefes almak iin durdu.
Bir mart havada feryat ediyordu.
Delavvare bir dilim ekmee ya srp zerine reel ekledi ve bir srk ald.
"yi," dedi, "Hl o adam sevdiini syleyebilirim."
Ucluelet ismi Nootkalar'dan geliyordu ve gvenli liman anlamndayd. Doal
bir limana kurulmu kartpostal gibi bir kasaba olan Tofno, artk sadece bir
balk kasabas olmaktan km, balina gzlemcileri iin nemli yerlerden
biri haline gelmiti.
Greyvvolf, kasabann nispeten bakmsz blgelerinden birinde yayordu.
Eer ana yoldan sapp birka yz metre boyunca bir arabann anca saca
genilikte olan kklerle sarmalanm bir patikay takip ederseniz, yzlerce yllk
orman, ortasnda bir kulbenin olduu bir genilie alrd. Hi kimse,
kulbenin konfor eksikliinin bizzat iinde yaayan kadar farknda olamazd.
Havalar iyi olduunda v e Greyvvolf un kt hava tanm bir hortumla
dnyann sonu arasnda bir eydi zamann darda, ormanda dolanarak
geirir, turistleri kara aylar grmeye gtrr ve garip bir takm ilerle megul
olurdu. Geceleri bile onu evde bulma ihtimali sfra yaknd. Ya ak havada ya
da soylu bir kurtarcy yataa attndan phe duymayan macera heveslisi bir
turistin yannda uyurdu.
krm
krm
krm
"Evet."
Bir kez daha uzun bir sessizlik oldu.
"Kzlderili samal dediin eye ben inanyorum, Leon. Neden olduunu
bilmek ister misin?"
Normal artlarda konuma orada biterdi. Anavvak kp gider ve Greyvvolf
da arkasndan hakaretler yadrrd. Yok, bu doru deildi: Anavvak odadan
kmadan nce satamaya balard. "Pekl."
Greyvvolf serte ona bakt. "Benim ait olduum kendi halkm var. Onlar
ben setim."
"Onlar da seni setiler mi?"
"Bilmiyorum."
"Jack, eer kusura bakmazsan, sen halkn hayal ettiin gibi gryorsun,
eski bir vvestem filminden kma Kzlderililer gibi. Peki halkn bununla ilgili
ne dnyor? Onlarn amacna yardm ediyor musun?"
"Kimsenin amacna yardmc olmak zorunda deilim."
"Hayr efendim, zorundasn. Eer bir yere aitsen sorumluluk alman gerekir
ler byle yrr."
"Beni kabulleniyorlar. Tek istediim bu."
"Sana glyorlar Jack!" Anavvak ne eildi. "Bunu gremiyor musun?
Etrafna toplanm bir sr avare var. Elbette bazlar Kzlderili ama kendi
insanlarnn bile evrelerinde istemedikleri trden. Sen yzde yirmi be
Kzlderilisin ve kalan beyaz ve ounlukla rlandal kan. Neden bir rlandal
olmay semedin? En azndan isim uygun olurdu."
"Ben kullanyorum."
krm
Sakin ol, diye dnd Anavvak. Buraya teekkr etmeye geldin ve ettin.
Gerisi lzumsuz. Artk kalkmalsn.
Ama kalkmad.
"Peki, bana bir eyi akla. Halkn tarafndan kabullenilmeyi bu kadar
nemsiyorsan, neden otantik olmay denemiyorsun?"
"Senin gibi mi?"
Anavvak irkildi. "Beni bu iin dnda tutalm."
"Nedenmi?" Greyvvolf bard. "Bu senin aptal sorunun. Neden vaaz
dinleyen ben oluyorum?"
"nk veren benim." Aniden sinirlenmiti. Ama bu kez fkesini
umursamazlk etmeyecek, iini keminnesine izin vermeyecekti. Bunun iin artk
ok geti. Kendiyle yzlemesi gerekiyordu ve bunun ne anlama geldiini
biliyordu. Greyvvolf a kar kazand her zafer, kendisine kar malubiyet olacakt.
272
Greyvvolf yan kapal gzlerle onu izliyordu. "Buraya teekkr etmeye gelmedn."
"Onun iin geldim."
"Gerekten yle mi sanyorsun? Ah, Tanrm, yle sanyorsun. Ama buraya
gelmenin sebebi o deil." Dudaklar bir kmsemeyle kvrld. "Haydi
bakalm. Bana sylemek iin lp bittiin ey ne?"
"yle diyeyim Jack. Kendine bin kere Greyvvolf diyebilirsin ama bu kim
olduun gereini deitirmez. sim vermede kurallar vardr ve senin vakanda
bunlardan bir teki bile gerekletirilmedi. Duvarnda ok gzel bir maske var
ama sahte, tpk ismin gibi. Ve senin aktivist grubuna gelince, o da sahte."
Birden sylemeye hi, en azndan bugn niyetlenmedii her ey dudaklarndan
dklvenniti. Buraya Greyvvolf a hakaret etmek iin gelmemiti ama kendini
durduramyordu. "u birlikte takldn insanlar, isiz gsz serseriler. Sadece
elence iin geliyorlar. Bunu anlamyor musun? Hibir ey baardn yok.
Balinalar korumak ile ilgili fikirlerin ocuka. Kendi halkn semek b u da
samalk. Senin setiin halkn, kak fikirlerini hibir zaman anlamayacaklar."
"Eer yle diyorsan yledir."
"Akln bana topla, Jack. Biliyorsun ki, onlar balina avlamak istiyor, sen
de av durdurmak istiyorsun. Bu ok onurlu bir dnce ama onlar hi
dinlemiyorsun. Aslnda o insanlara kar kyorsun ve belli ki sen h i "
"Makahlar arasnda da benim gibi dnen pek ok insan var."
"Elbette a m a "
"Kabile yallar, Leon. Tm kzlderililer, etnik gruplarn kltrlerini
trensel cinayetlerle ifade etmesi gerektiini dnmyor. Onlara gre,
Makahlar da tpk Washington eyaletinin geri kalan gibi yirmi birinci yzyln
bir paras."
krm
"Bu tartmay daha nce de duydum." dedi Leon hor grerek. "Ve senden
ya da kabile liderlerinden kmad. Deniz obanlar Dernei'nin yaymlad
bir basn bildirisinde okumutum. Argmanlarn bile kendi bana ortaya
koyamyorsun, Jack. nanlr gibi deil. Nedenlerin bile sahte."
krm
274
"
Gzleri parlad. "Senin tek yapman gereken baka bir yere tanmakt ve
bu her eyi deitirdi. Hayatnn ynn deitirdin. Benim hibir zaman bu
ansm olmad."
"Bana bunu syleme."
"Ah tabii, terbiyemi taknp dzgn bir ie girebilirdim. Ne de olsa, buras
zgr bir lke. Baarl olduun srece kimse nereden geldiini sormaz. Baz
insanlar ansldr, etnik kkenlerden oluan bir krkyama gibilerdir, her eyin
en iyi tarafn kendilerinde toplamlardr. Neresini isterlerse oras yuvalar olur.
Benim ebeveynlerim basit insanlard, tedirginlerdi. Oullarna nasl kendine
gvenli olunacam veya evreye uyum salanacan retmeyi.bilmiyorlard.
Kendilerini hep yanl anlalm ve kklerinden koparlm hissediyorlard ve
bana dnyalarn en beteri denk gelmiti. Tam bir rezaletti. Ve benim iin iyi
olan tek ey de rezil oldu."
"Evet, donanma. Yunuslarn."
Greyvvolf hznle ban sallad. "Donanma iyiydi. Ben imdiye kadarki en
iyi bakcydm, bu yzden sama sapan sorulardan kurtulmutum. Ama eve
dnnce her ey yeniden balad. Annemle babam birbirlerini deli ediyorlard;
annem Kzlderili gelenekleriyle, babam da County Mayo hakknda durmadan
konumasyla. Sanki birbirlerine kendi kimliklerini kantlamaya alr
gibiydiler. Kkenlerinden gurur duymay istedikleri sylenemezdi. Ama sadece
bir yerden gelmi olmay, 'Ben buraya aidim.' demeyi istiyorlard."
"Bu onlarn sorunuydu Jack. Bunu kendi sorunun haline getirmek zorunda
deilsin."
krm
"Ne? Haydi Leon, ben... seni krmak istememitim. Ben... Of, Tanr akna,
Leon, otur."
"Neden?"
krm
"Tofno Kahraman."
"stediin kadar gl. Tofno Kahraman olmak harikayd. Hi tanmadn
insanlar gelip, srtm svazladlar. Herkes r aan balina makaleleriyle nl
olmuyor. Eline geenle yetinmeyi bileceksin."
Anavvak kutuyu kafasna dikti. "Peki ya muhalif grubun nasl?"
"Deniz Muhafzlar m?"
"Evet."
"Tarih oldu. Yars balinalar tarafndan ldrld, kalan da rzgr gibi
dald." Greyvvolf kalarn att. "Sorun ne biliyor musun Leon? nsanlar
nemlerini yitiriyor. Herkesin yeri doldurulabilir. Artk idealler ve onlar
olmadan bizi olduumuzdan daha nemli klacak bir eyler de yok. Herkes
aresizce dnyann onlarla, onlarsz olacandan bir para daha iyi bir yer
olduunu kantlamaya urayor. O kk olan iin bir ey yaptm. Belki
deerdi. Belki beni biraz daha nemli yapar."
Vancouver
Rhtm
Birka saat sonra, hava kararnken Anavvak iskeledeydi. Etrafta tek bir kii dahi
yoktu. Tm uluslararas rhtmlar gibi Vancouver liman da dev gibiydi.
Arkasnda, kasalarn oluturmu olduu keli dalaryla konteyner rhtm
vard. Kasalarn kara siluetleri gmi mavi ge uzanyordu. Araba
ileplerinin d hatlan, tankerler, kargo gemileri ve zarif, beyaz renkli souk
zincir gemilerinin arasnda muazzam ayakkab kutular gibi grnyordu. Sa
tarafnda sra sra depolan gryordu. Biraz ileride hortumlar, metal plakalar ve
hidrolik paralardan oluan ynlar vard. Oradan sonra ekek sahas
balyordu ve arkada da indirme iin yzer havuzlar vard. Boya kokusu
rzgrla ona kadar ulayordu.
krm
Midyelerin arasndan frlayan eyin en ufak bir izi bile olmayacakt. Aslnda.
Anawak gemiyi tekrar incelemenin ne faydas olacan bilmiyordu. Rasgele bil
att. Nanaimo'ya yardmc olacak herhangi bir ey bulursa alacakl
Bulamazsa, bu macera ona sadece bir geceye mal olacakt.
Omurgadaki ey.
Bir kalamar veya vatozdan byk deildi ve bir k patlamas
yaratabiliyordu. Birok yaratk bunu yapabilirdi: kafadan bacakllar, denizanas,
derin deniz balklar. Ama Anavvak, grdnn, FordTa birlikte video
ekiminde seyrettikleri parlamayla ayn olduuna emindi. Parlayan bulut
grd eyin birka kat byklkteydi ama k parlamalar ona Barrier
Oueen 'in altnda neler olduunu hatrlatmt. Eer ayn organizma iki yerde
grldyse iler kzyor demekti. Omurgadaki ve balinalarn beyinlerindeki
madde ile rhtmdaki ey tpatp ayn gibiydi.
Balinalar sorununun sadece bir paras, bizim grebildiimiz tek para.
Barakalarn nnde duran jipleri grd. Binann pencerelerinde k yand.
Aniden, projektrlerin altnda ayan beyan ortada olduunu fark etti. rneldi
ve havuzun kenarna gelene dek aceleyle ilerledi. Jiplerin varl ile o kada
ilgiliydi ki nnde grdn anlamas birka saniyesini ald. Jipleri unutup bir
adm daha yaklat.
Barrier Queen yzyordu. Oysa gemiyi desteklerin zerinde bulmay
bekliyordu. Neden sudan karmamlard? Pervaneyi tamir etmeyi bitirmiler
miydi? Ama o zaman ekekte olmalarna gerek kalmazd!
krm
Mkemmeldi.
stn ve kot pantolonunu karp maskesini takt, paletlerini giydi ve
kalem fenerini ald. Sonra toplama torbasn bileine sard. Takmn bacana
takt dal ba tamamlad. Oksijene ihtiyac olmayacakt. antasn bir
iskele babasnn ardna tktrd, ekipmann toplad ve suya inen dar bir
merdivene gelene dek aceleyle havuzun kenarnda ilerledi. skeleye son bir
278
krm
Suya bakyorlard.
Ses karmadan suya dald. Muhtemelen devriyeler, diye dnd. Ya da
ge saatlere kadar alan birileri. Dar karken dikkatli olmalyd.
Sonra karanlkta fener nn grlebileceini fark etti ve feneri kapatt.
Karanlk etrafn sard.
Nc tarafa gidiyorlard? K tarafa doru. Belki de pruvaya doru gidip
aratrmasna orada devam edebilirdi. Ayaklarn rparak hareket etti. Bir sre
sonra tekrar yzeye kt ve srtst dnd, gzleri havuzun kenarndayd.
Kimse yoktu.
apadan hiza alarak aa dald. Tereddtle gvde boyunca ilerledi. Daha
fazla midye bei... Bir yark veya ukur aryordu ama bulamad. Torbasn
midye ile doldurup oradan kmas gerekiyordu. Elleri titriyordu ve parmaklan
hissizlemiti.
Parmaklan...
Birden parmaklarn grebildiini fark etti. Kollan ve bacaklar da
parlyordu. Hayr, su parlyordu. Derin, mavi bir parlt.
Al Tanrm...
Sert'bir parlama gzlerini kr etti. gdsel olarak gzlerini korumak iin
elleri kaldrd. Ik patlamalar. Bulut. Neler oluyordu?
Bulunduunu fark etti. Bir sualt projektrnn altndayd ve omurga
souk beyaz n altnda duruyordu. Oluklu midye bekleri grd ve rperdi
Bir an iin ne yapmas gerektiini bilemedi. Ama kar yol yoktu. K tarafa
doru, antasnn durduu merdivene gitmesi gerekiyordu. Kalbi deli gibi
arparak sert k stunlarn geti. Cierlerindeki hava bitiyordu ama
merdivene ulaana kadar yzeye kmak istemiyordu.
te orada, dnerek dibe doru iniyordu.
Basama kavrad ve kendini yukan ekti. Yukandan gelen barlar ve
koan admlar duyuyordu. Paletlerini ve maskesini karp feneri beline takt
ve kenardan yukarsn grene dek trmand.
Barakada Anavvak'a bir battaniye verilmiti. Askerlere komitenin bilimsel
kanadndan olduunu anlatmaya almt ama onlar dinlemeye niyetli
deillerdi. Onlarn ii, Anavvak'n kamayacandan emin olmakt
Direnmeyecei veya zgrlne komaya almayaca aka belli
olduunda onu iki askerin ve bir subayn daha olduu ve sorularla sktrlaca
barakalara gtrmlerdi. Anavvak, naslsa gitmesine izin vermeyecekleri iin
yalan sylemenin anlamsz olacan biliyordu bu yzden subaya kim olduunu
ve orada bulunma nedenini anlatt.
krm
krm
"Ama ben yanl bir ey yapmadm." dedi Anavvak. Syledii kendine bile
inandrc gelmiyordu.
Subay glmsedi. "Komite olsun olmasn, izinsiz bir blgede bulunmak
sutur."
Anavvak' dier askerlerle brakp dar kt. Anavvak'la konumasalar da
onu dikkatle izliyorlard. Anavvak, kahve sayesinde biraz snm hissediyordu
ve ileri batrd iin kendine kzyordu. Tek tesellisi, onunla ilgilenmeye gelen
her kimse, ondan biraz daha bilgi alma ihtimaliydi.
Yarm saat geti. Sonra Anavvak yaklaan bir helikopterin sesini duydu.
Dany grmek iin limana bakan pencereye dnd. Helikopter stlerinden
geip yere inerken pervanelerin sesi bir an iin sar edecek boyuta ulat.
Dardaki kaldrmda ayak sesleri duyuldu. Ak kapdan darda
konuulanlar blk prk duyuluyordu. Arkalarndaki bir subayla iki asker
ieri girdi "Ziyaretiniz var Dr. Anavvak." Drdnc kii kapda belirirken,
subay yana ekildi. Anavvak kadn hemen tand. Kadn ona doru yrd ve
Anavvak kendini kadnn ak mavi gzlerine bakarken buldu. Doulu bir yzde
cam gbei. "yi akamlar." dedi kadn yumuak, ie ileyen bir sesle.
Bu Generai Judith Li'ydi.
3 Mays
Thorvaldson,
Norve
Kta
Yamac
krm
Son yllarda, Statoil hzla gelien teknolojiler iin yeni bir blm kurmutu
Tam otomatize edilmi sistemlere geilmesinin sunabilecei avantajlar hzla
kavrayan Stone, kurula bir seri neri sunmu ve nl Norve irketi FMC
Kongsberg tarafndan tasarlanm bir derin deniz nitesinin kurulumu ona
emanet edilmiti. Birka yzey alt birimi o srada baka yerlerde
kullanmdayd ama Kongsberg prototipi, muazzam tasarruf vaat eden ve ak
deniz tesislerinde r aacak tamamen yeni bir sistemdi. Prototipin inas her
ne kadar resmi olarak asla kayda gemediyse de, Norve hkmetinin bilgisi
dahilinde ve onayyla yaplmt. Stone, birimin bazlarnn isteyeceinden daha
erken ileme balatlacan biliyordu. zellikle Greenpeace daha ok test
yaplmasn isteyecekti ve bunlar tamamlamak aylar alacakt. Bu gvensizlii
anlamak zor deildi; insan hatalar ve ahlaki lekte, petrol endstrisinin
verdii zaran amak mmkn deildi. Baka hibir i kolu, petrol endstrisinin
yapt gibi her yere yaylan kar ilikileri ile gezegeni bylesine Domamt.
Bylece proje bir sr olarak kald. Kongsberg, internet sitesinde kavramsal bir
alma yaynladnda bile Statoil operasyonu gizlilik perdesinin altnda
tutuldu. Deniz yatanda bir hayalet alyordu ve yaratclarnn uykularn
karmamasnn tek sebebi mkemmel ilemesiydi.
Zaten Stone farkl bir ey beklememiti. Bitmek tkenmek bilmeyen
testlerin ardndan her riski deerlendirip btn tehlikeleri giderdiklerine ikna
olmutu.
krm
krm
krm
Yeni nesil denizaltlardan olan kk, hafif bir arat. Kre eklindeki effaf
gvdesi, iinden bir ift robot kolun kt iki ikin blme eklenmiti. inde
yanlarnda kontroller olan iki adet rahat oturma yeri vard. Deep Rover'w
yaklatnda, yapt seimin doruluundan memnun kalmt. Ara vince
bir kabloyla balyd ve alt kapaktan ieri srnmelerine yetecek kadar havaya
kaldrlmt. Pilot Eddie salam yapl eski bir donanma pilotuydu ve imdiden
ieri girmi, aletleri kontrol ediyordu. Bir denizaltnn suya indirilmesi srasnda
hep olan sradan kargaa sryor, mrettebat, teknisyenler ve bilim insanlar
gvertede koturuyorlard. Stone, Alban' grerek yanma ard. "Fotoraf
nerede?" diye bard. "Ve video ekimi yapacak adam?"
"Hibir fikrim yok." dedi Alban. "Kameraman buralarda oyalanrken
grmtm."
"O zaman ona oyalanmay brakp buraya gelmesini syle." diye tersledi
Stone. "Film ekilmeden aa inmeyeceiz."
Alban kalarn atp denize bakt. Gr mesafesinin dk olduu, puslu
bir gnd.
"Havada kt bir koku var." dedi.
"Metan."
"Ktleiyor."
Doruydu. Denizin zerinde slfr gibi bir koku asl kalmt. Bu kadar
kt kokmas iin epey miktar gaz havaya szm olmalyd. Hayra almet
deildi.
"Kendi kendine dalr." dedi Stone.
"Bence dal ertelemelisiniz."
"Samalk!" Stone etrafna baknd. "u lanet olas fotoraf nerede?"
krm
"Sebebi u." dedi Stone ineleyici bir sesle. "Sorunu daha doru, daha iyi
greceiz. Tanr akna Jean, hibir ey Rover'n yolunu kesemez, hele birka
solucan asla. Drt bin metreye kadar dalabiliyor"
"Drt bin metrede gvde ieri ger," diye dzeltti Alban, "en fazla bin
metrede gvenli."
"Gerekleri biliyorum. Ve biz de dokuz yz metreye iniyoruz. Yanl
gidebilecek ne var ki?"
"Bilmiyorum. Ama deniz taban deimi. Su gazla doluyor ve birim
sonarda grnmyor. Aada neler olup bittiini ancak Tanr bilir."
"Sanrm."
"Eee, o zaman sorun ne?"
"Sorun u ki," dedi Alban skunetini yitirerek, "ii senin yerine bir robot da
yapabilir. Ama hayr, illa kahraman oynaman gerek."
Stone iki parmayla gzlerini iaret etti. "Bunlarla sorunun ne olduunu bir
robottan ok daha kesin olarak tehis edebilirim. Anlyor musun? Sorunu yerinde
inceleyerek. Problemler byle zlr, gidip iyice inceler ve tamir edersin."
"yle olsun."
"Peki, aa ne zaman ineceiz?" Stone saatine bakt. "Tamam, bir yarm
saat daha. Yok, yirmi dakika olsun." Edde'ye el sallad ve pilot elini kaldrp
ardndan kontrol iine dnd. Stone srtt. " N e d e n endieleniyorsun?
Buralardaki en iyi pilot bizde. Zorunda kalrsam aleti ben bile kullanrm"
Alban cevap vermedi.
"Dal planna son bir kez bakacam. Eer bana ihtiyacnz olursa
kamaramdaym. Ve bana bir iyilik yap Jean, u aptal kameramanlar bul. Gren
de suya dtklerini sanr."
Trondheim,
Norve
Tra losyonu gerekten bitmi miydi? Mmkn deil. Sigur Johanson, hayatn
kk lkslerini stoklard. arabnn veya bakm rnlerinin bittii hi
grlmemiti. Elbette, bir ie daha Kilon losyonu olmalyd.
krm
Beinci gn!
CD'yi alm myd? nanlmas g fikrini destekleyen tm malzemeler o
CD'nin iindeydi. Belki gazeteciyle bu konuda tartma frsat olurdu. Ah, ite
orada, tirt ve orap ynn altndayd.
Kirkegata Caddesi'ndeki evden koar adm kt ve yolun karsna, jipine
ilerledi. Nedense, bu sabah evden kmaya pek hevesliydi. Enerjisi neredeyse
histerikti. Arabay altrmadan nce eve son bir defa bakt.
287
krm
Tatsz bir kayp duygusu iini sard. Dnya deiiyor, diye dnd. Bizi
hizaya getiriyorlar. Bir yerlerde bir karar alnd ve biz bir paras deildik
nsanlk orada deildi.
Arabay altrp srd.
Kiel,
Almanya
krm
Metan.
Simbiyoz, slfr bakterisinin de tadna hi bakmamasna ramen metanla
yaad anlamna geliyordu. Metann ou oksijensiz kelti iinde olurdu ve
slfr bakterisinin hayatta kalmak iin oksijene ihtiyac vard. Arkebakterilerin
ise yoktu. Oksijen olmadan metan paralar ve bunu deniz tabannn altnda
birka kilometre boyunca devam ettirebilirlerdi. Bilim insanlar arkebakterilerin
her yl 300 milyon ton deniz alt metamn dntrdn tahmin ediyorlard
ki, bu da muhtemelen iklimin yararna oluyordu. Paralanan metan bir sera gaz
olarak atmosfere szamazd. Bu adan baknca, arkebakteriler bir eit evreci
zel tim saylrd.
Tabii deniz yatanda kaldklar srece.
dediini
289
hatrlad
Bohrmann
krm
Thorvaldson,
Norve
ie
ZOTI
ertelendi?"
"ini kaybetmeme ihtimali var, tabii eer ileri yoluna koyabilirse." Saatine
bakt. " H e r an denizalt ile suya inebilir. Ona ans dile."
"Neden aa bir robot gndermiyor?"
" n k delinin teki. Sanrm bir krizin sadece onun yntemleri ile
zlebileceini ispat etmek istiyor. Clifford Stone'un vazgeilemez
olduunu."
krm
krm
Korku.
Ama neden?
Thorvaldson,
Norve
kta
yamac
krm
kinci sefer her ey yolunda gitti. Stone, i bilir bir edayla sonraki birka saat
boyunca prototipi arayacaklarm anlatt. O ana kadar edindikleri bilginin ksa
bir zetini verip yamacn deien morfolojisine deindi ve prototipin deniz
tabannn yerel olarak dengesizlemesi yznden kaym olmas gerektiini
belirtti. Hepsi de kulaa pek ciddi geliyordu. Belki de gereinden fazla.
Genelde nl kaifler grev banda veya sonunda sylenecek zekice bir laf
bulurlar, diye dnd Stone. Meseleyi mkemmel olarak zetleyen bir ey.
"enim iin kk ama insanlk iin byk bir adm. te bu ilham venniti.
Elbette Neil Armstrong byle bir laf kendi kendine bulmu olamazd. Daha
nceden prova yapm olmalyd ama yine de... Julius Ceasar: Geldim, grdm,
yendim. Kolomb'un nl bir laf var myd? Ya da Jaques Piccard'n?
Dnd. Aklna hibir ey gelmiyordu.
Ama insan her eyi kendi bulmak zorunda deildi. Bohrmann'n insanl
derin deniz dallar ile ilgili syledii birka anlaml cmle burada ie
yarayabilirdi.
"Elbette aa bir robot gnderebilirdik," dedi, "ama bu ayn ey olmazd.
Robotlar tarafndan yaplm fazlasyla kamera kayd grdm. nanlmaz
eylerdi." Hmm, sonra ne diyordu? "Ama gerekten denizaltnn iinde
oturmak, her eyi boyutlu grmek b u n u hayal etmek bile g. Hibir ey
buna benzemez. stelik... eee... stelik bize... eee... ok daha iyi bir fikir.
293
aada gerekten neler olduuna dair daha iyi bir grnt sunacana vc
eee... neler yapmamz gerektiini gstereceine phe yok."
" A m i n ! " dedi Alban sessizce arkadan.
Stone arkasn dnp denizaltnn altna srnd ve kapaktan ieri trmand
Pilot uzand ama Stone yardm elini grmezden gelerek kendini ieri ekip
oturdu. Biraz helikopterde olmaya benziyordu. En garip olan da hl ak
havadaym gibi hissetmesiydi. Tek fark gvertedeki uultuyu duymamakt
Akrilik baloncuk birka santimetre geniliindeydi ve hava szdrmazd.
" H e r eyin zerinden bir kez daha gememi ister misiniz?" diye sordu
Eddie.
"Hayr."
Eddie daha nce, kendine has dorudan ve soukkanl tavryla ona
denizaltyla ilgili her eyi aklamt. Stone nlerindeki kk bilgisaya
konsoluna bakt. Sa elini aa indirerek koltuunun kenarndaki kontrol leri
dokundu. Darda, gvertede fotoraf fotoraf ekiyor ve kameraman kayda
devam ediyordu.
"Harika," dedi Eddie, "elence balasn."
Denizalt yana doru salland. Bir anda gverteden ykselmi, geminin
zerinde kayyorlard, sonunda aadaki rpnan denizi grdler. Deniz iyinkabarmt. Bir an hareketsiz orada asl kaldlar. Sonra Alban balama iaretim
verdi. Stone ona doru ban sallad. Bundan sonraki birka saat boyunca sualt
telefonu zerinden haberleeceklerdi. Denizalt ve gemi arasnda optik kablola
yoktu, sadece ses dalgalan olacakt. Vin onlan brakt andan itibaren orada
tek balanna kalacaklard.
Stone'un midesi dmlendi.
krm
Bir sarsnt daha oldu, sonra stlerindeki kablo braklrken bir metal seli
duyuldu. Denizalt nce batt, sonra bir dalgann zerinde ykseldi, sonra da
Eddie valfleri atnda suyun tanklara dolmasn salad. Bylece Deep Rovm
dakikada otuz metre hzla inerek ta gibi batmaya balad. G tanklarnn
klannn dnda tm klar kapalyd. G sarfiyat hayati nem tayordu,
o enerjiye daha sonra ihtiyalan olacakt.
Grecek ok az balk vard. Birka yz metreden sonra derin mavi sula
siyaha dnd. Gvdenin dier yannda fiee benzer bir k akmas oldu
nce bir tane, ardndan daha ok.
"Ildayan denizanalar." dedi Eddie. "ok ho, deil m i ? "
Stone bylenmiti. Daha nce birka dal yapmt ama hibiri bir Detp
Rover'la. deildi. Gerekten de sanki onlar denizden ayran hibir ey yokmu
gibi hissediyordu. Konsollarn krmz bile dardaki parlayan
organizmalarla bir btnm gibi grnyordu. Bu yabanc evrene bir ilenin
birim kurma fikri bir anda o kadar sama sapan geldi ki neredeyse glecekti
294
Denizalt batarken, ierideki hava serinledi ama kusursuz biimdikeyifliydi. Alt bin metre derine inebilen Alvin, MIR veya Shinkai ile
karlatrldnda Deep Rover'm s dzenlemesi olduka lkst. Yine de
ihtiyatl olmak iin scak bir kazakla kaln bir ift orap giymiti
denizaltlarda aletleri kazara olabilecek darbelerden korumak iin ayakkablara
izin yoktu. Eddie dikkatli ama sakin grnyordu. Arada bir hoparlrlerden
bir ses geliyor, teknisyenler onlar kontrol etmek iin aryorlard. Kelimeler
anlalrd ama sesler denizden gelen binlerce sesle karp bozuluyordu.
Derine, daha derine iniyorlard.
Yirmi be dakika sonra Eddie sonar at. Krenin ii, elektronik mrltlara
karan yumuak bir slk ve tkrt sesiyle doldu.
Deniz tabanna yaklayorlard.
"Patlam msr ve iecekler hazr," dedi Eddie, "gsteri zaman."
Projektrleri at.
Gullfaks
C,
krm
krm
Uzaktan, kydan gelen bir ses duydu. Ritmik arpma sesi ykselerek bi
helikopterin grltsne dnt. Jrensen ban kaldrd. Buralarda uan tm
helikopterleri bilirdi. Uzakla ve zayf gr mesafesine ramen Gullfaks'm
stnden geip sisin iinde kaybolan Bell 430'u tamd. Motorlarn homurtusu
yava yava uzaklat ve sonunda yine sessizlik oldu.
Yamurun son damlalar parlayan bir toz tabakas gibi platformu kaplad.
Belki de ieri girmeliydi. Bir saat kadar oyalanmas gerekiyordu. Bo zaman
nadiren olurdu, televizyon seyredebilir, kitap okuyabilir veya satran
oynayabilirdi. Ama konaklama blmne girmeyi can ekmiyordu.
Platformun br yannda elik vincin ucunda bir ate ar ar yanyordu.
Kayplarn feneri. Hey, bu neredeyse bir film gibi olmutu. Tm hayatn geip
giden helikopterler ve gemileri seyrederek bir platformun tepesinde yaam
yal bir adam iin hi fena deildi.
Ona Kayplarn Feneri diyecekti.
Byk baba, bize bir hikye anlat.
296
Kel,
Almanya
krm
Deep Rover,
Norve Kta
Yamac
krm
Baloncuk karmaas alarak daha sakin bir deniz tabann gzler nne
sermiti. Denizalt azar azar ykseldi. Eddie acele etmeden, Deep Rover
yamacn hemen stnde sabit bir derinlie eriene dek safra tanklarna su bast
"Panik bitti." dedi.
Saatte iki knot veya 3.7 kilometre hzla, aracn son hzyla ilerliyorlard, bu
298
dk tempolu koan herhangi birinden bile daha yavat. Ama uzak bir m e a l e
amaya almyorlard aslna baklrsa neredeyse tam da Stone'un b i r i m i
kurduu noktaya gelmilerdi. ok uzakta olamazd.
Pilot srtt. "Bunu beklemeliydik herhalde, ha?"
" B u kadarn deil."
"Kimi kandryorsun? Deniz lam ukuru gibi kokuyordu. O gazn bir
yerlerden kyor olmas gerekir. Ama sen kendi bildiin gibi yapmak istedin;
buyur bakalm."
Stone cevap vermeye tenezzl etmedi. Doruldu ve hidratlar grmek iin
baknd ama grnrde bir tane bile yoktu, sadece birka yalnz solucan
kalmt. Pisi baln andran byk bir yass balk dipte yatyordu. Onlar
yaklanca tembel tembel harekete geip kelti kaldrd.
Akrilik gvdenin her santimetre karesine 100 kilo suya eit basn, varken
burada oturmak ne kadar da gerek dyd. Bu an ile ilgili her ey yapayd:
Deep Rover yamacn kenarnda srklenirken deniz yatann aydnlatlm
blgesinin kenarnda duran glgeler, dank n tesindeki zifiri karanlk,
kapsln iinde elektronik mdahaleyle dzenlenen basn, dzenli bir oksijen
akyla salanan kabin havas ve fazla karbon dioksitin yanmas.
Derinliklerde insan vakit geirmeye ikna edecek hibir ey yoktu.
krm
Rahatlamaya alt. Eddie, Thorvaldsori'a ksa bir rapor verdi. Ara sra
birka midye veya deniz yldz gryorlard. Pilot dardaki suyu iaret etti.
"Nereden biliyorsun?"
"Bilmiyorum. Sadece olacana ihtimal vermiyorum. Demek istediim
abisal dzlkler zellikle ilgi ekici deil. B e n deniz canllarn g r m e k
isterim."
"Picard 11,340 metreye inmemi mivdi?"
"Ha, u eski terane." Eddie gld. " Tm kitaplarda yle yazyor ama yanl
Derinlik lm cihazndaki bir hata. Cihazn ayarlar svire'de tatl su ortam
iinde yaplmt ama tatl su deniz suyu kadar youn deildir. Dolaysyla
dnya zerinde bir denizaltnn okyanusun en derine indirildii tek seferde
derinlii 600 metre hata ile yanl ltler. imdi eer"
"Bak, urada!"
nlerindeki k huzmesi karanlk tarafndan yutuluyordu. Yaklatka deniz
tabann aniden dibe doru keskince indiini grdler. Ik, karanlk
cehennemde kaybolmuft.
"Burada dur."
Eddie'nin parmaklar kontrollerin zerinde uutu. ticileri yeniden
dengeledi ve Deep Rover durdu. Sonra kendi etrafnda dnmeye balad.
"Burada aknt epey gl." dedi Eddie. Denizalt, projektrler uurumun
kenarn aydnlatana kadar dnd. "Grne gre burada bir eyler derinlere
km, stelik ok da nce deil. Epey yeni olmu derim."
Stone, gzlerini huzursuzca etrafta gezdirdi. "Sonarda bir ey var m?"
" E n az krk metrelik bir d gsteriyor. Dier tarafta ne olduunu
bilemem."
"Demek istediin p l a t o "
"Plato yok. Olduu gibi km."
krm
Stone bayla onaylad. Eddie denizaltyla bir manevra yapp boru hatt
boyunca ilerledi. Bir an testere enelere benzer yarn bulunduu yerde
oyalandlar, sanki ak bir vahi azn arasnda yutulmay bekler gibiydiler.
krm
"Sen delirmisin."
Bklm borunun te tarafnda yarlm deniz taban dik bir eimle
alalyordu. Tortu bulutlar kalnlat. Artk Eddie'nin gerginlii grnr hale
gelmiti. Yollarna her an yeni bir engel kabilirdi.
Sonra ilemci niteyi grdler.
301
krm
Titriyordu.
Sakin ol, dedi kendi kendine. Eddie sana acil durum enerji ikmalini
gstermiti. Kontrol panelinin st srasndaki dmelerden biriydi. Ya kendi
kendine alrd ya da senin aman gerekirdi. Karanlkta parmaklaryla
paneldeki tular arad.
Bu da ne?
Iklar gittiine gre etraf zifiri karanlk olmalyd. Ama parlayan bir ey
vard.
imdiden yzeye yaklamlar myd? Kararmadan nce derinlik leri
kontrol etmiti ve yzeye daha 700 metrelik yollar olduunu grmt.
Denizalt henz yamacn st snrna ulaamamt. Sahanln uurum snrna
ve gnna olduka uzaktaydlar.
Gzlerini krpt.
Soluk mavi bir parlama sudan yaylyordu, aslnda o kadar soluktu ki orada
olduundan bile emin olmak zordu. Derinliklerden ykseliyor, baca gibi
biimiyle dipsiz karanlkta gzden kayboluyordu. Stone nefesini tuttu. Eer bir
eyler ona yaklayor olsayd, en azndan n parlamas artard. imdilik k
dalgalarnn ou suda kayboluyordu, yani hl uzaktayd.
Dev gibi olmalyd.
optik
bir
yanlsama,
krm
ona
doru
eilirken,
dardaki
altnda
bir
e)
belirdi.Krmzms, muazzam bir tabaka, sanki bir bulut gibi Deep Rover'
don geliyordu ve yamaca arpacaklarn sanan Stone'un eli kontrolleri
uzand.
Sonra aslnda yamacn onlara arpacan anlad.
Yama hzla onlara doru geliyordu.
Bu, arpma kk kreyi binlerce paraya ayrmadan nce dnebildii
son ey oldu.
Bell 430,
Norve Denizi
"Daha iyi olamazd." Johanson kitabn kapad. Deniz kaln bir sis
tabakasnn altna gmlmt ama Johanson zar zor da olsa petrol
platfonnlarnn ve gemilerin siluetlerini grebiliyordu. Deniz epey kabarm
olmal, diye dnd. Gl bir frtna geliyordu.
krm
atrtlar. Hatta arkasndan bir yerlerden gelen dzenli bir zil sesi bile vard
Rzgrn akustie etkileri byleyiciydi. Johanson arkasndaki koltua dondu
uma zil sesi kesildi.
Walt Whitman'a dald.
Storegga
Kaymas
krm
Yirminci yzyln ikinci yarsna gelindiinde bilim insanlar akl almaz bir
keif yapmt. Orta Norve kylarnn aklarnda, krk bin yllk bir zaman
dilimi iinde yamatan byk bir para spren pek ok toprak kaymasnn
izini bulmulard. Kaymalarda birka faktr etkili olmutu: yamaca yakn
akntlarn ortalama scaklnn artt scak dnemler ve on sekiz bin yl
nceki, suyun souk olduu ama basncn dt buzul a gibi. Jeolojik
olarak dorusunu sylemek gerekirse, gezegenin tarihinde hidratlarn dengeli
olduu dnemler asl istisnalard.
Ve modern dnyann insanlar byle bir istisnai dnemde yayor, skunetin
onlar aldatmasna izin veriyorlard. Kuraln byle olduunu sanmak ilerine
geliyordu.
Sonuta 5500 kilometrekpten fazla deniz taban, yer kaymalaryla Norve
305
A |||
krm
|___
krm
| crbest brakt. Alban kendini kalmaya ikna ederken gaz yukar frlyor, sarp
duvarlar yaryor, kayalar atlatyor ve sahanln ykselerek ne kaymasna
ncbep oluyordu. Saniyeler iinde kilometrekplerce ta kt. Daha fazla
kalman dibe yklrken, sahanlk snrndaki tm deniz taban harekete geti ve
kaymaya balad. iddetli bir zincirleme reaksiyon birbiri ardna heyelanlar
tctikledi ve zerine knt yaan son sabit katmanlar da amura dnt.
Petrol kuyular, boru hatlar ve platformlaryla skoya ve Norve arasndaki
[ sahanlkta ilk atlaklar olutu.
Birileri frtnann iinden Alban'a bard. Alban dnd ve bilim subaynn
deliler gibi ona ellerini sallamakta olduunu grd. Adamn sylediklerini zar
I zor duyabiliyordu. "Yama." oldu tek duyabildii. "Yama."
Denizin skuneti lgn bir taknla dnt. Kara dalgalar Thon'aldson'u
dvyordu. Alban umutsuzca Deep Rover'n suya indirildii yerdeki vin kolu
I ynne bakt. Sular kpryordu. Metan kokusu artk dayanlmaz hale gelmiti.
Ceminin ortasna komaya balamt ki adam onu kolundan yakalad.
"Bu taraftan Alban! Tanrm! Mutlaka grmen gereken bir ey var."
Gemi sarsld. Alban alak bir gmbrt duydu. Suyun altndan geliyordu.
kisi birlikte dar, sallanan merdivenden kprye ktlar.
"Bak!"
Alban kontrol paneline bakt. Sonar derinlikleri taryordu. Gzlerine
inanamad. Deniz taban yok olmutu. Dev bir girdaba bakyor gibiydi. "Yama
kyor." diye fsldad.
O anda artk Eddie ve Stone iin yapacaklar bir ey kalmadn anlamt,
nsezisi korkun bir gereklie dnmt. "Buradan uzaklamalyz." dedi.
'Hemen."
"Ama hangi yne?" diye sordu dmenci.
Alban dnmeye alt. Aada neler olduunu ve arkasndan ne
geleceini biliyordu. Limana dnmek sz konusu deildi. Thorvaldson'un tek
ans yapabildii kadar abuk daha derin sulara ulamakt. "Bir telsiz mesaj
yaynlayn," dedi, "Norve, skoya, zlanda ve tm dier Kuzey Denizi
lkelerine. Sahillerini tahliye etmek zorundalar. Mesaj aralksz gnderin.
Herkese ulamaya aln."
"Ama ya Stone v e "
"oktan ldler."
Kaymann ne kadar gl olabileceini dnmeye cesaret edemiyordu.
Monitrdeki grntler tylerini diken diken ediyordu. stelik henz
tehlikeden kurtulmu deillerdi. Sahile birka kilometre daha yaknda gemi
alabora olurdu. Daha aklarda, gz dnm frtnaya ramen kurtulmak iin
bir anslar olabilirdi.
307
kazanan
ve
yolundaki
her
eyi
srkleyen
amurumsu
ktleleri
Sveggesundet,
Norve
balangt.
krm
yklemi ve yamurda hzla ilerlemiti. Kim bilir Johanson buna ne derdi ama
Lund bir arabay son raddeye kadar zorlamak gerektiine inanrd.
gibiydi.
Adamn
sesindeki
bir ey
Lund'a Johanson'un
hakl
terastan grnen manzara bunun gibi yamurlu ve sisli bir gnde bketkileyiciydi.
Lund restorana doru ilerledi ve ieri girdi. Kare gelmemi ve servis henz
almamt. Mutfak yamaklarndan biri bir sepet sebzeyle yanndan geti ve
Lund'a patronun ehirde biraz ii olduunu syledi. Ne zaman dneceini
bilmiyordu.
Bu senin hatan, dedi Lund kendi kendine.
Burada bulumak iin szlemilerdi ama muhtemelen arabay deli gibi
srdnden bir saat kadar erken gelmiti. imdi oturup beklemek zorundayd.
Dar, terasa kt. Yamur yzne vuruyordu. ou insan ieri kaard
ama Lund farkna bile varmad. ocukluunu tarada geirmiti. Gneli gnler
harikayd ama yamuru ve frtnay da severdi. Aniden, yolun son yarm
saatinde jipin camna vuran damlalarn feci bir frtnaya dndn grd. Sis
incelmiti ama bulutlar km, gkyznde alaktan hzla srkleniyorlard.
Kabaran denizde beyaz kpkler ykseliyordu.
Bu ite bir yanllk vard.
*
Blgeyi gayet iyi bilecek kadar buraya gelmiti ama o anda plaj her
zamankinden daha uzunrnu gibi grnyordu. akllar ve kayalar, arpan
dalgalara ramen sonsuza dek uzanyonnu gibiydi. Sanki deniz aniden
ekiliyor, diye dnd.
krm
Tsunami
Bir seziyle cep telefonunu karp Kare'yi arad. Onu hazrlksz yakalamak
yerine geldiini syleyebilirdi. Hibir eyin yanl gitmesini istemiyordu.
Kare'nin cep telefonu drt kez ald sonra telesekretere dt.
Kader baka trl yazlmt. Bu durumda oturup bekleyecekti.
Gzlerine giren salarn geriye svazlad ve en azndan kahve makinasmn
altn umarak ieri girdi.
krm
simlasyonu deil, ok daha basit bir eydi. Birileri bir kovay suyla doldurup
altna vurmutu ve e merkezli halkalar su zerinde yaylmt. Bir tsunami\
gz nnde canlandrmak iin bu grnty sadece birka milyon kez ilaha
byk hayal eresi gerekiyordu.
310
Sadece.
Yer kaymas ile tetiklenen tsunami, saatte yedi yz kilometrelik bil hzl
da doru yaylmt. Dalgann tepe noktas uzun ve dzd. Milyonlarca tonluk
su tayordu ve enerji yklyd. Birka dakika iinde sahanln krld
noktaya ulat. Deniz slat ve bu dalgann hzn kesti. Dalgann cephesi
yavalamasna karn tad enerjiden ok azn kaybetti. Su ktlesi hzla
ilerlemeye devam etti ama yavalad iin st ste ylarak ykselmeye
balad. Deniz slatka, tsunaminin ykseklii artmaya devam etti ve dalga
boyu arpc biimde azald. Sradan yzey dalgalar tepe noktasnda rpnarak
ona katld. Kuzey Denizi sahanlndaki platformlara ulatnda hz saatte
400 kilometreye kadar azalm ama ykseklii imdiden on be metreyi
bulmutu.
On be metre bir petrol platformu iin hibir eydi, tabii dalga sradan deniz
dalgas olduu takdirde.
On be metrelik bir su tmseini tayarak, saatte drt yz kilometre hzla
ilerleyen ve deniz tabanndan yzeye uzanan bir sismik dalga, son hzda giden
bir jumbo jetin momentumuna sahipti.
Gullfaks
C,
Norve
Sahanl
Lars Jrensen, bir an iin Gullfaks'n kalan son birka ayma katlanabilmek iin
ok yal olduunu dnd. Titriyordu. Ne oluyor?, diye dnd. O kadar
titriyordu ki sanki platform da onunla birlikte sallanyordu. Bunun dnda hi
de fena hissetmiyordu. Biraz bunalmlyd belki ama hasta deildi.
krm
Oslo,
krm
Sonra her ey ateli, akkor halinde bir bulut gibi patlad ve Jrensen denize
utu. Patlamann paralad ve parmaklklarda kalan elinin acsn hissenedi
bile. Ate halkalan onu yutmadan nce tsunami batan platforma arpt. Gullfaks
C paralara ayrld ve beton direkler denize dald.
Bykbaba, bize bir hikye anlat...
Norve
Kadn adam dinledike kalar atlyordu. "Ne demek istiyorsun?" diye sordu.
"Yani bir eit zincirleme reaksiyon m u ? "
312
krm
Sveggesundet,
Norve
krm
"Bu havada m ? " ke suratn buruturdu. "Eh, sen bilirsin. Donuna kada
slanrsan sakn beni sulama."
Shetland Adalar,
Byk
Britanya
krm
dalyordu. Karen VVeaver diye tahmin etti. Kadndan birka metre tede bir
motosiklet ayaa alnm duruyordu. Johanson gerinip VVhitman'n iirlerini
antasna koydu ve paltosunu ald. "Birka tur daha yapmak elenceli olurdu,"
dedi, "ama hanmefendiyi bekletmi olurduk. Yarn len vakti beni almaya
gelir misin? Saat 12'de diyelim."
"Sorun deil."
Kapnn kayarak almasn bekledi, sonra merdivenlerden aa indi. Yeniden
salam topraa adm atmaktan memnundu. Pilot yeniden kalkmak zorundayd ama
grnen o ki zor hava artlan iinin bir parasyd. Ksa bir mola verip benzin almak
zere Lervvick'e gidecekti. Johanson antasn omzuna att. Paltosu rzgrda uuup
ayaklanna dolanyordu ama en azndan yamur yamyordu. Karen VVeaver onu
karlamak zere yaklat. Garipti ama att her admla daha da klyonnu
gibiydi. Johanson'un yanna geldiinde anca 1.67 metre boyunda grnyordu. Ho
ve skyd. Kot pantolonu kasl bacaklannda gerilmiti ve gl omuzlar den
ceketinin altndan belli oluyordu. Johanson'un grd kadanyla makyaj
yapmamt. Cildi doal bir bronzlukla parlyordu ve ahuyla geni elmack kemikleri
boyunca yaylan illeri vard. Rzgr koyu kestane buklelerini datyordu. Kadn
onu merakla inceledi. "Sigur Johanson." dedi. "Uuun nasl geti?"
"Perian. Yanmda beni rahatlatacak VValt VVhitman'n olmasna
krediyorum."
Kadn glmsedi. "Yemek yiyelim mi?"
"Tabii. Ne tarafa?"
Motosikleti iaret etti.
"Kasabaya kadar onunla gidebiliriz. Eer umay becerebildiysen Harley
sorun olmayacaktr. Geri tuzlanm biftek ve bezelye orbas cann skmazsa
istasyonda attrmak daha kolay olur."
krm
krm
krm
krm
Sveggesmdet,
Norve
Yal adamlar veda iin kucaklamakta srar ettiler. Onun Kare iin doru
kadn olduuna emin olduklarn sylediler; mnasip bir kadeh aquavite burun
kvrmayan bir kadn. Sonra, kardelerden biri ona mahzenlerden dar,
merdivenlerden yukar elik edene kadar Lund'u aka, t ve iltifat
yamuruna tuttular. Adam kapy ap bardaktan boanrcasna yaan yamuru
grdnde Lund'un emsiyesi olmadan gidemeyeceine karar verdi. Lund
idare edebileceine dair onu ikna etmek iin her yolu denedi ama hi ans
yoktu. Yal adam b emsiye bulmak iin ieri dnd ve sonra veda seremonisi
yeniden balad. Sonunda iki kardein iyi dileklerinden kap yamurun iinde
ilerlemeye balad.
Her ey ok keyifliydi, diye dnd. Hava biraz nce olduundan daha da
kararmt ve rzgr daha da amanszd. Hzland.
Bir yerlerden bir zil sesi belli belirsiz duyuldu. Lund durdu. alan cep
telefonuydu. Arayan Kare olmalyd! Ceketinin fermuarn at ve Kare'nin
sesini duymay bekleyerek aceleyle telefonu kard.
"Tina?"
"Sigur araman ok ho ama-"
"Tanr akna neredeydin? Sana ulamaya alyorum."
"zr dilerim, b e n "
"Neredesin?"
"Sveggesundet." kekeledi. Hatta czrtlar vard ve arkadan gelen grlt
yznden Johanson baryordu ama sesinde Lund'un daha nce hi duymad
bir tn vard. Bu onu korkuttu. "Sahilde yryorum. Hava kt ama beni
bilirsin. B e n "
"Oradan uzakla!"
"Ne?"
"Yapabildiin kadar abuk ka!"
"Sigur! Delirdin m i ? "
krm
krm
Saa dnp binaya doru komaya balad. Fiskehuset pek uzak deildi.
Gk grlts artmt ama duymazdan gelmeye alp korkusundan syrld.
stelik hzlyd. Dalgadan daha hzl. Hz iki kiiye de yeterdi.
Bir kez daha deerli saniyeler kaybetmi, bu arada dalga yaklamt. Ama artk
jipi gryordu, yamur perdesinin arasnda karanlk bir siluet. Bo bir mit
verecek kadar yaknd.
Daha ncekinden de htzl kotu. Kayalar bir patikaya aldlar ve sonunda
betona ayak bast. te, jip oradayd.
Haydi Tina, ko.
Beton salland.
Ko.
Elleri cebine girdi, parmaklan anahtarlarn etrafna kilitlendi. izmeleri
yerde dzenli bir ritim vuruyordu. Son birka metrede tkezledi ama nemli
deildi, gelmiti. A haydi, abuk!
Anahtar elinden kayd.
Ah hayr, diye dnd. Ltfen, imdi deil.
Kendi etrafnda dnerek deli gibi anahtar arad.
Gkyz karanla gmld.
Yavaa ban kaldrd ve dalgay grd.
Acelesi gemiti. Artk ok ge olduunu biliyordu. Hzl yaamt ve
abucak da lecekti. En azndan abucak olacan umuyordu. Bazen kendi
kendine lmn nasl bir ey olacan dnd olmutu, kaderi
mhrlendiinde ve vaktinin geldiini anladnda bir insann aklndan neler
geerdi? Senin iin geldim, diyecekti lm. Be saniyen var, o yzden cann
ne isterse son olarak onu dn. stersen dnp hayatna bak.
Arabam takla atarken veya yksek bir yerden derken, hayatnn,
ocukluunun, ilk aknn grntlerinin bir en iyiler potpurisi gibi gzlerinin
nnden getiini sylemezler miydi?
krm
Sahanlk
Dalga denizi evreleyen ky eridine ulatnda sahanla akl almaz bir hasar
vermiti.
Knlmanm yaknlannda olan petrol kuleleri ve platformlan yamala birlikte
gzden kaybolmulard. Tek bana bu durum bile binlerce kiinin yaamna
mal olmutu ama yine de daha gelecek olaylann yannda erez kalrd. Su ileri
322
atlp dik bir duvar oluturacak ekilde ykselirken suyun derinlii azalmt
Darbenin gc altnda platformlarn payandalar kibrit p gibi krlmlard.
On be dakikadan ksa sre iinde seksenden fazlas suya gmlmt. Kuzey
Denizi'ndeki platformlar krk be metre ykseklikteki dalgalara dayanabilir
ekilde ina edilmiti ve bu da istatistiksel olarak yz ylda bir olurdu;
dolaysyla sorun sadece dalgann ykseklii deildi, dier faktrlerin
birleimiydi.
Sradan dalgalar bile metrekare bana yirmi tona kadar basn
yaratabilirlerdi ve bu da limanlardaki dalgakranlardan paralar koparmalarna
ve onlar kasabann ortasna savurmalarna; veya yelkenlileri havaya
uurmalarna ve bir ilebi ikiye blmelerine yeterdi. Bu sadece rzgr kaynakl
bir dalgann etkisiydi. Bir tsunaminin gc ise bambaka bir meseleydi. Bir
tsunaminin iddetinin yannda, en vahi yzey dalgas bile uysal bir kuzu gibi
kalrd.
Toprak kaymas ile tetiklenen tsunami sahanln yarsna ulatnda yirmi
metre yksekliindeydi, bu da platformlarn gvertelerinin altndan geip
gidecek kadar alakt.
Ama platformlarn temellerine vurduu kuvvet ise ok daha lmcld.
krm
krm
Sahil
D sahanln kmesinden sekiz dakika sonra tsunami Faroe Adalar'nin sarp
kayalklarna vurdu. Drt dakika sonra Shetland Adalan'na ulat ve ondan iki
dakika sonra da sko anakarasna ve Norve'in gneybat sahillerine arpt.
Hibir g Norve'i tamamen su altnda brakamazd, belki bir tek denize
dmesi halinde tm insanl dnyadan silebilecek bir kuyrukluyldz dnda.
Norve karas, birbiri ardna gelen dalardan oluuyor ve en byk dalgalarn
bile amas g yksek uurumlarla korunuyordu.
krm
krm
krm
krm
krm
Felaket
Dalga, dar doru yaylmaya devam ediyordu. Birleik Krallk'n dou
sahillerini, ardndan Danimarka'y bast. Edinburgh ve Kopenhag arasndaki
sahanlk allmadk derecede sd. Kuzey Denizi'nin hl ksmen kuru bir
kara paras olduu zamanlardan kalma antik bir kalnt olan Dogger Bank*
burada deniz yatandan ykseliyordu. Bir zamanlar birok hayvana ev
sahiplii yapan bir adayd ama zamanla dalgalar giderek ykselmi ve sonunda
adada yaayan hayvanlar bomutu. imdi deniz seviyesinin otuz metre
altndayd ve ilerleyen, dev dalgann daha da ykselmesine sebep oluyordu.
krm
bakarlard. Ama bir tsunami ard ardna gelen dalgalardan oluurdu. Zirveleri
arasndaki geni aralk ikinci dalgann insanlar gvende olduklarn
zannettiinde vurduu anlamna geliyordu.
Olanlar bu sefer de farkl deildi.
Bir eyrek saat sonra ikinci dalga ilki kadar gle arpt ve ykm
tamamlad. Kyy yirmi dakika sonra vuran ncs dierlerinin anca yars
boyundayd. Ardndan bir drdncs geldi. Sonrasnda ise hibir ey olmad.
Almanya, Belika ve Hollanda'da sahip olduklar fazladan uyar zamanna
ramen tahliye nlemleri pek ie yaramad. Neredeyse herkesin bir arabas
vard ancak hepsi de arabay kullanmak gibi bir parlak fikre de sahipti. Hzla
yaylan haberlerden on dakika sonra trafik kilitlenmiti. Sonra dalga geldi ve
trafik ald.
krm
331
KNC BLM
FELAKET ATOSU
krm
krm
seviyesinin
4000
metre
aasnda
gerekletirdikleri
krm
yapmaktadrlar.
335
10 Mays
Chteau
Whistler,
Kanada
krm
Su alt kablosu kasl bir kol kadar kaimdi. Sahanlk boyunca uzanyordu ve
apalar ile balk teknelerinden korunmas iin deniz tabanna gmlmt.
Resmi adyla TAT 14, Avrupa'y Amerika'ya balayan transatlantik bir
kabloydu. Kapasitesi hemen hemen dnyadaki tm dier kablolardan stnd.
Bunun gibi kablolardan sadece Atlantik'te dzinelerce vard. Gezegen boyunca
yz binlerce kilometrelik fberoptik kablo uzanyor ve bilgi ann omurgasn
oluturuyordu. Kapasitelerinin te biri internet iin ayrlmt. Oksijen Projesi,
175 lkeyi bir eit kresel sper internet ile birletiriyordu. Bir dier sistem,
ayn anda yaplan 48 milyon telefon grmesine edeer olan saniyede 3.2
terabitlik aktarm kapasitesi salayabilmek iin sekiz fiber optik kabloyu
balyordu. Hassas cam elyaflar oktandr uydu teknolojisinin yerine gemiti.
t)nya, sanal toplumun bitlerinin ve baytlannn, telefon konumalarnn, video
grntlerinin, mziin, e-postalannn gerek zamanl yolculuklarn yapt
k tayan kablolarla sarlyd.Kresel ky uydulardan deil kablolardan
mteekkildi.
Adalar Sahanl'n getikten sonra kablo deniz yatana ylan gibi sokularak
okyanus tabannda uzand.
Ya da en azndan yle yapacakt, tabii eer deniz yata ve sahanlk yok
olmasayd.
Kiel'den yola ktktan sonra sekiz milisaniye bile gemeden mesaj,
kablonun aniden gigatonlarca amur ve kayann altna gmlp bittii Faroe
Adalan'nn gneyindekiokyanusa ulat. Glendirilmi telleri ve esnek plastik
klfyla dayankl kaplamas yrtlm, cam optik lifleri paralanmt; bylece
k dalgalarndan oluan mesaj amura gnderilmi oldu. Heyelan kablonun
zerine ylesine bir gle kmt ki paralanm ular yzlerce kilometre
boyunca yaylmt. TAT 14 yoluna ancak zlanda Havzas'nda devam ediyor
ve sahanl Nevvfoundland'in gneyinden geip sahile paralel ilerleyerek artk
yararsz kablo uzantsnn kara hattna baland Boston'a ulaana kadar
devam ediyordu. Rocky Dalan'nn zerinden dnen veri otoban kuzeye
doru ilerleyerek, Kanada'nn bat kysndaki Vancouver' geiyor ve optik
kablo Blackcomb Da'nn eteklerindeki prestijli lks otel Chteau VVhistler'n
trafosunda geleneksel bakr bir kabloya balanyordu. Orada bir fotodiyot ilk
bataki ilemi tersine dndryor ve optik vurular yeniden dijital veriye
eviriyordu.
Normal artlarda Kiel'den gelen mesaj fotodiyottan geerek Gerhard
Bohrmann'n dizst bilgisayarnda bir elektronik posta olarak grnrd. Ama
durum hi normal deildi ve milyonlarca insan gibi Bohrmann'n da balants
kesilmiti. Kuzey Avrupa'daki felaketten bir hafta gemi, transatlantik internet
trafii sekteye uramt ve telefon grmeleri bile yaplabildikleri zaman
uydu araclyla gerekletiriliyordu.
krm
Acil durum komitesi tarafndan ona verilen rnobil telefonuna uzand v<
KielTe uydu balantsn tulad. Bekledi. Birka denemeden sonra Geoma 'l
irtibat kurmu ve Sues'e balanmt. "Hibir ey gelmedi." dedi.
" E h , denemeye deerdi." Suess"in sesi son derece net geliyordu ama
cevabn gelmesinde B o h n n a n n ' sinir eden bir gecikme oluyordu. U y d u
aramalarna bir trl alamamt. Sinyal, arayan kiiden uyduya gidene k a d
36,000 kilometre dolayor ve alcya gitmek iin yine ayn mesafeyi
geiyordu. Konumalar duraklamalar ve st ste binen seslerle dolu oluyordu
"Burada da hibir ey almyor." dedi Suess. "Hatta gittike ktye gidiyo
Norve'e ulaamyoruz, skoya dan ses soluk kmad ve Danimarka u and
sadece haritada bir nokta. Acil durum nlemlerini unut gitsin, hibir e)
yaplmyor."
"u anda telefonda konuuyoruz yle deil m i ? "
"Sadece Amerikallar istedii iin. Bir spergcn askeri ayncalklartnm
tadm karyorsun. Avrupa'da ise durum mitsiz. Bir telefon amay
istemeyecek tek kii bile yok. Herkes dehete dm durumda nk ailelerini
ve arkadalanna ne olduunu bilmiyorlar. Bir veri karmaas iindeyiz. Msail
olan birka ebeke de hkmet ve acil durum birlikleri tarafndan alnd."
"Peki ne yapacaz?" diye sordu Bohrmann mitsizce.
" H i bir fikrim yok. Belki Queen Elizabeth hl denize alabilir. All
postaclar sahile gnderip dokmanlar aldrabilirsin. Eh, bu durumda, dm
bakaym alt hafta gibi bir zamanda bilgi sana ular herhalde?"
Bohrmann ac dolu bir kahkaha att. "Cidden." dedi.
" B u durumda baka seeneimiz yok. Kalem kat al."
krm
"Bala."
Suess'in ona sylediklerini yazarken arkasndaki lobiden bir grup
niformal adam geip asansre ilerlediler. Balarnda Afrikal hatlar olan uzun
boylu bir adam vard. Nianlarna baklrsa ABD ordusunda st rtbeliydi
zerinde PEAK yazan bir knye takmt.
Adamlar asansre dolutular. ou ikinci ve nc katlara gidiyordu,
kalanlarysa baka bir kata kacakt.
Binba Salomon Peak tek bana devam etti. 550 odalk otelin st dzey
misafirlere ayrlm zel lks sitlerine giderken dokuzuncu kata kt. Bir al
kattaki kk sitlerden birinde kalyordu. Sade, tek kiilik bir oda ona uyard
ama otel ynetimi komiteye en iyi odalarn ayrmak konusunda srar etmil
Ayak seslerini boan halyla kapl koridorda yrrken sunum iin yapacaklarn
aklndan geirdi. Dier taraftan bazlar niformal bazlar sivil kadn VI
erkekler geldi. Kaplar alarak ofislere dntrlm odalar gz nne serdi
Birka saniye iinde Peak byk bir kapnn nne gelmiti. Kapnn nndek
338
iki asker selam verdiler. Peak rahat iareti verdiinde biri kapy alp c e v a p
bekledi ve gsterili bir ekilde kapy at. Peak ieri kabul edilmiti.
"ler nasl?" diye sordu Judith Li.
Kadn spor salonundan odasna bir kou band getirilmesini ayarlamt.
Peak onun uyumaktan ok kotuunu dnyordu. Her zaman kou bandnn
zerindeydi: televizyon seyrederken, elektronik postalarna bakarken, dizst
bilgisayarndaki ses tanma program vastasyla bildirilerini, rapor ve
konumalarn! dikte ettirirken, her tr konuda brifing alrken ve dnrken
bile. imdi de kou bandndayd. Bir earp ipeksi salarn tutuyordu. nden
fermuarl ince bir eofman st ve skca oturan altn giymiti. Tutturduu hza
karn nefesi dzenliydi .Peak kendi kendine Amiral Li'nin krk sekiz yanda
olduunu hatulatmak zorunda kalyordu. Kou bandndaki ince kadn rahatlkla
on ya daha gen biriyle kantnlabilirdi.
"yi." dedi. "Baa kyoruz."
Etrafna baknd. Sit lks bir apartman dairesi byklndeydi ve buna
uygun olarak denmiti. Geleneksel Kanada tarz eyalar mine, bolca
odun ve ahabn gzellii Fransz zarafetiyle btnletirilmiti. Pencerenin
yannda byk bir piyano vard. Kou band gibi o da odann standart bir
paras deildi: Li onu aadaki lobiden getirtmiti. Muhteem bir kemer
soldaki byk yatak odasna alyordu. Peak banyoyu hi grmemiti ama
iinde bir sauna ile jakuzi olduunu duymutu.
Ona kalrsa kou band odadaki tek yararl eyayd, zenle tasarlanm
dekorda kaba siyah bir ktleydi. P e a k ' e gre sofistike eyler ve ordu ileri
birbirine uyum salamyordu. Peak mtevaz bir gemiten geliyordu. Orduya
gz ho eylerde olduu iin deil, yaad evrenin sokaklar ounlukla
hapishaneye ald iin katlmt. niversite diplomasn" ve subay
niformasn trnaklar ile kazyarak elde etmiti. Kariyeri dierleri iin bir
ilham kaynayd ama kklerini deitirmiyordu. Hl adr bezinin altnda
veya ucuz motellerde kendini daha rahat hissederdi.
krm
"Haydi ama Sal, herhalde aradn cevab okyanusun ylece sana vereceim
sanmyordun." Li kou bandnn sfrlama dmesine bast ve indi. "Tm
karnaval bu yzden burada, unuttun mu? Yardm etmek, neler olduunu
anlamak iin. Herkes geldi m i ? "
"Herkes burada. Sonuncusu imdi geldi."
"Kim?"
"Solucanlar kefeden Norveli. Ad, eee..."
"Sigur Johanson." Li banyoya gitti ve boynuna dolad bir el havlusuyla
geri dnd. "Artk isimlerini renmenin vaktidir Sal. Bu otelde yz k
var, yetmi bei bilim insan. Kahretsin Sal, istediim ok da fazla bir ey
deil."
" yz ismi rendiini mi sylyorsun?"
"Gerekirse bin tanesini de renirdim. Kendini toplamaya balasan iyi olur."
"aka yapyorsun." dedi Peak.
"Kantlayabilirim."
"Peki. Johanson'un yannda ngiliz bir gazeteci var. Kutupta neler olup
bittiini sylemesini umut ediyoruz. Kadnn ad n e ? "
"Karen VVeaver." dedi Li salarn kurularken. "Londra'da yayor
Oinografiye ilgi duyan bir muhabir. Bilgisayar merakls. Grnland Denizi'nde
mrettebatyla birlikte batan gemide bulunmutu." Srtarak kar beyaz dilerim
gsterdi. "Keke o geminin olduu gibi dier her eyin de fotoraflar elimizde
olsayd."
"Keke." dedi Peak glmseyerek. "O fotoraflar ve Vanderbilt'ten sz
aan herkesin yz kzaryor."
"Gelmek zere."
krm
"zere?"
"Helikopterde."
"Vay canna. Hava aracmzn arlk tama kapasitesi beni hep artyor.
Biliyorsun ki Sal, o domuzu uurmak zorunda olsaydm ter iinde kalrdm
Eh, konuklarmz akna evirmeden nce Chteau VVhistler'da sansasyonel
bulular olursa beni haberdar et."
Peak tereddt etti. "Azlarndan karmayacaklarn nerden biliyoruz?"
"Bunu milyon kez konutuk."
"Tabii ama bu daha birka milyon kez az saylr. Bu adamlar gizlilikten hi
anlamyorlar. Hepsinin aileleri ve arkadalar var. Daha farkna bile varmadan
gazeteciler buraya doluup soru sormaya balayacak."
"Bizim derdimiz deil."
"Eh olabilir de."
340
"O zaman onlan orduya al." Li umursamazca bir iaret yapt. "Skynetime
tbi kl. Konuurlarsa vur."
Peak dondu.
"aka yapyorum Sal." Li ona el sallad. "Merhaba, dedim ki akayd!"
"aka kaldracak halde deilim," dedi Peak, "Vanderbilt hepsini
skynetime almak iin lp bitiyor ama bu hi de gereki deil. Yardan
fazlas yabanc, ounlukla Avrupal. Szlerinden dnmeye karar verirlerse
elimizden bir ey gelmez."
"O zaman elimizden geleni yaparz."
"Onlar zorlayacak msn? e yaramaz. Kimse bask altnda ibirlii
yapmaz."
" K i m zorlamaktan bahsetti ki? Tanr akna Sal, olmayan sorunlar icat
etmekten bir vazgesen. Bize yardm etmek istiyorlar. Ve sessiz kalacaklar. Ve
eer bir ekilde dillerini tutmazlarsa hapsi boylayacaklan fikrini edinirlerse
daha iyi. Telkin gc ok ie yarar."
Peak ona pheyle bakt.
"Baka bir ey?"
"Hayr, sanrm tamamz."
"yi. O halde sonra grrz."
Peak kt.
krm
kendine saklyordu. Bu haliyle daha iyiydi. Ordudaki bir avu kadn generalden
biriydi ve askeriyenin komuta kademesindeki ya ortalamasnn epey
altndayd. Bu bile deneyimli komutan ve siyasetilerin phesini ekmeye
yeterdi. Dnyann en gl adamyla olan arkadaa ilikisi durumu
iyiletirmeyecekti bu yzden Li hedeflerini amaz bir dikkae takip ediyordu.
Sahne klarndan kanyordu ve Bakan'n ona ne kadar ihtiyac olduunu
dnme biiminde karmakla asla yer olmad iin senaryolarn kark
olarak anlatlmasndan holanmadn, u karmak dnyay daha basit
terimlerle aklamann ounlukla Li'ye dtn, Savunma Bakan veya
Ulusal Gvenlik Danman'nn tleri pek de akl k a n gibi gelmediinde hep
onun rehberliini aradm ve Li'nin hem onlarn hem Dileri Bakanl'nn
bak alarn akladn kamuoyu nnde asla ak etmiyordu.
Li, kendine Bakan'n fikirlerinin kayna olduunun fark edilmesine asla
izin vermezdi. Eer sorulursa "Bakan yle dnyor..." veya "Bu konuda
Bakan'n fikri..." diye cevaplard. Kimsenin, Beyaz Saray'n Efendisi'ne nasl
hocalk ettiini, entelektel ve kltrel ufkunu atm ve onu sahiplenebilecei
fikirlerle donattn bilmesine gerek yoktu.
krm
krm
hayvan gayet iyi tanyordu. Bu, bir sonraki admnda ne yapacana bal
olarak yararl olduu kadar tehlikeli de olabilirdi. Kimsenin onun hakknda
kibirli olduunu veya yetenekleriyle gsteri yaptn dnmesine izin
veremezdi. imdiden yeteri kadar parlamt. Arada bir niformasn kolsuz bir
elbise ile deitirerek, Beyaz Saray'daki dinleyicilerini memnun etmek iin
Chopin, Schubert veya Brahms alacakt. Balo salonunda Bakan'n ayaklann
yerden kesip kendini Fred Astaire gibi hissetmesini salyordu. Veya ona,
ailesine ve eski Cumhuriyeti dostlarna kurucu atalarnn gnlerinden kalma
arklarla serenat yapyordu. Grntsnn bu ksm tamamen ona aitti. Yakn,
kiisel balar kurmakta ustayd, bylece Savunma B a k a m ' n m beyzbol
tutkusunu ve Dileri Bakat'nn Avrupa tarihine olan ilgisini paylayor,
Beyaz Saray'daki akam yemeklerine alaca davetleri garantiye alyor ve
Bakanlk konutunda tm bir hafta sonunu geiriyordu.
Dardan bakldnda alakgnll grnyordu. Siyasi meselelerle ilgili
fikirlerini kendine saklyordu. Nazik, byleyici, kendinden emin fakat buna
karn asla kendini beenmi veya kat grnmeden askeriye ve siyasetiler
arasnda arabuluculuk yapyordu. Birok forslu adamla ilikisi olduu
syleniyordu ama hibiri doru deildi. Li bunu kaygszca grmezden
geliyordu. Hibir soru onu telalandracak kadar garip olamazd. Gazetecileri
ve siyasetileri kolayca yenir yutulur duyumlarla beslemekteki yetenei ile her
zaman hazrlklyd ve parmaklarnn ucundaki engin bilgileri, detaylar
hazmedilir biimde sktrlm bir dosya gibi aabilirdi.
Elbette okyanusta neler olup bittiine ilikin en kk bir fikri bile yoktu
ama Bakan' olaylara dahil etme becerisini gstermiti. Ktk gibi CIA
dosyasn birka anahtar noktayla aklamt. Sonu olarak Chteau VVhistler'a
gnderilmiti ve Li bunun ne anlama geldiini ok iyi biliyordu.
krm
Belki de Bakan' aramalyd. Ksa bir sohbet iin. Bakan bundan hep memnun
kalrd. Delegelerin geldiini veya Li'nin tanmyla evlerindeki krize ramen
ABD'nin gayr resmi arsna uyduklarn syleyebilirdi. Ya da NOAA'nn
tanmlanamayan seslerle benzerlikler bulduunu anlatmalyd. Bakan bu tr eyleri
severdi. Bunun "Efendim, gelime kaydettik." gibi bir tns vard. Elbette Bakan'n
Bloop ve Upsweeps'zerine veya NOAA bilim insanlarnn neden Slowdown'\n
kaynan belirlediklerini dndkleri hakknda bir eyler bilmesini beklemiyordu.
Bunlarn tm fazla detayd ve stelik gerekli de deildi. Gvenli uydu balants
zerinden birka gven veren kelimeyle Bakan mutlu olacakt ve mutlu bir Bakan
yararl bir Bakan'd.
Onu arayacakt.
krm
kopard iin bol bol zr dileyen Inglevvood idari mdr Clive Roberts'la
irtibat kurmasna izin verilmiti. Li'nin kesin talimatlar yznden msait
olamamt ki bu da sekreteri telefonlarna cevap verip Anavvak'
savutururken, onun yan banda olduu anlamna geliyordu.
Sunum hazrland iin Anavvak'n oturup beklemek dnda yapacak bir
eyi yoktu, bylelikle tm dnya kaosa srklenir ve Avrupa'y sel basarken
Anavvak tenis oynamaya gitti. Dizini denemek iin sabrszlanyordu. Oyun ei,
al gibi kalar ve kocaman burnu olan, ufak tefek, Fransz bir adamd. Ad
Bemard Roche'tu, bakteriyologdu ve bir gece nce Lyons'tan gelmiti. Kuzey
Amerika kendini gezegenin en byk yaratna kar savunmak iin mcadele
ederken, Roche'un mcadelesi en kk olanylayd.
Anavvak saate bakt. Yanm saat sonra bulumak iin szlemilerdi. Hkmet
gsteriyi ynetmeye baladndan beri otel turistlere kapalyd ama etraftaki insan
kalabal sanki turist sezonunun en ilek zamanlan gibi bir grnt veriyordu. u
ana kadar en azndan birka yz delege gelmi olmalyd. Bunlarn yandan fazlas
ABD istihbarat evreleriyle bir ekilde balantlyd. ou, Chteau'yu kendi
kumanda merkezine dntrmek iin hi vakit kaybetmeyen CIA adna
alyordu. Amerika'nn en byk istihbarat tekilat NSA, muhabere istihbarat,
veri koruma ve kriptolojiden sorumluydu ve drdnc kata yerleen neredeyse bir
departman dolusu adamm gndermiti. Beinci kata Pentagon ve Kanada Gvenlik
stihbarat Tekilat tarafndan el konulmutu. Onun zerindeki kat MI5'e ve ngiliz
stihbarat Tekilat'na ve Alman Askeri Gvenlik Tekilat ile Federal stihbarat
Tekilat'nrn bir blmne aynlmt. Franszlar Direction de la Surveillance du
Territoire'dan temsilciler gndermilerdi ve Finlandiya'dan Paeiskunnan
Tiedusteluosasto gibi sve stihbarat Tekilat da oradayd. stihbarat servisleri iin
tarihi bir bulumayd, benzersiz bir insan ve veri topluluu dnyay yeniden biraz
olsun anlama abasyla bir araya gelmiti.
krm
Anavvak dizini ovdu. Dizinden yukan bak gibi bir ar sapland. Tenis iin
aceleci davranmt. zerine bir glge dt, bir dier askeri helikopter inie
geerek bumunu karaya edi. Anavvak gl makinann alalmasn izledi,
sonra duruu dikleti ve ieri girdi.
krm
krm
Salonun iinde ksa bir mrldanma oldu. Birka gergince arkasna yasland
ve bacak bacak stne att. Bir tek omuzlarna zensizce att atksyla
Norveli biyolog, can sknts olarak nitelenebilecek bir kaytszlkla
sandalyesinde geriye yaslanmt. Koyu gzleri Li'ye sabitlenmiti. Li, adam
lp bimeye alt ama Johanson'un ifadesinden bir ey karamyordu.
Neden, diye dnd. Adam evini kaybetmiti, yani felaket onu pek ok kiiye
gre daha dorudan etkilemiti. Kederli olmas gerekirdi ama belli ki deildi.
Li'nin aklna tek bir ey geliyordu. Johanson, yeni bir ey duymay
beklemiyordu. mitsizlik ve kederinden daha baskn bir teorisi vard. Ya
dierlerinden daha fazlasn biliyordu ya da yle olduunu sanyordu.
Li, gzn ondan ayrmayacakt.
"Hepinizin byk bir bask altnda olduunu biliyorum." diye devam etti.
"Bu yzden, bu toplanty mmkn kldnz iin her birinize gnlden
teekkrlerimizi sunuyorum. Ve her eyden nce bugn burada bizimle olan
bilim insanlarna teekkr ediyorum. tenlikle inanyorum ki, sizin
yardmnzla yakn gemiin olaylarn iyimser bir ekilde gzden
geirebileceiz. Siz bize umut etmek iin sebep veriyorsunuz."
Li sakin, dost canls bir sesle konuuyordu. Herkes pr dikkat onu
dinliyordu ama Vanderbilt'in az akt ve dilerini kartryordu.
"Sanrm hepinizin aklna bu toplanty neden Pentagon, Beyaz Saray ya da
Kanada Parlamentosu'nda yapmadmz sorusu gelmitir. Bir yandan size
olabildii kadar rahat bir alma ortam yaratmak istedik. Chteau VVhistler'n
letafeti efsanevidir. Ama en nemli zellii konumu. Dalar gvenli, kylar
ise deil. Amerika veya Kanada'da bizim iin gvenli olan tek bir ky ehri
dahi yok."
krm
krm
hal ilan ettiler. Kanada ve ABD imdiden ABD'nin liderlii altnda glerini
birletirdiler.Uluslararas durumun nasl gelieceine gre Birlemi
Milletler'in bir ekilde kontrol ele alma olasl var. Dnyann drt bi
yannda var olan dzen sarslyor ve yeni yetki alanlar ortaya kyor. Sra d
koullar gz nne alndnda evet, yetkimiz mevcut."
Daha fazla soru yoktu.
"Peki," dedi Li, "o zaman balayalm. Binba Peak, sra sizde...."
Peak ne kt. Yukardan gelen k abanoz teninde parlyordu. Uzaktan
kumandann dmesine bast ve ekranda bir uydu grnts belirdi.
Kasabalarn benek benek grnd bir ky eridinin epey yksekten ekilmi
fotorafyd.
"Belki baka bir yerde balamtr," dedi, "belki balangc bu deildi ama
bugnk bilgilerimize gre, ilk vaka Peru'da grld. Ortada biraz daha
belirgin olarak grnen kasaba Huanchaco." Elindeki lazer iaretleyicisini
denizin farkl blgelerinde dolatrd. "Huanchaco, ak ve berrak havaya
ramen birka gn iinde yirmi iki balk kaybetti. Bazlarnn tekneleri daha
sonra denize doru srklenirken bulundu. ok gemeden spor tekneler, motor
yatlar ve kk yelkenliler de kaybolmaya balad. Baz vakalarda enkazdan
kk paralar bulundu ama ounlukla geriye hibir iz kalmamt."
krm
krm
krm
"Biliyorum. artc olduu kadar tuhaf bir olay, ya da size yle gelebilir.
Ama kresel olarak gerekleen tm tuhaf olaylar bir araya getirdiinizde balk
srlerinin son birka ayda daha nce olmad kadar ok gemi batrdklar ok
ak. Bazlar balklarn hayatlarn kurtarmak iin dibe yzdklerini, bunun
bir tesadf olduunu sylyor. Ayn olay rgsne bakan dierleri ise bir
stratejiye iaret ediyor. Balklarn gemileri alabora etmek iin bile bile
yakalanm olmalar ihtimalini grmezden gelmiyoruz."
krm
Balina bir kez daha geti, ardndan iskele tarafndaki suyun derinliklerinde
bir ey belirerek yavaa ykselmeye balad. Baka bir balina. Suyu dik olarak
yarp, yzgeleri ak biimde yzeyin dna frlad. Gvertedeki insanlar
baklar sabitlenmi ekilde balarn evirdiler.
Hayvann vcudu yana yatt ve sonra tekneye yatay olarak arpp ikiye
bld. Enkaz paralan havaya sald ve insanlar oyuncak bebekler gibi
savruldular. Anavvak yelken direinin krldn grd. kinci balina enkazn
zerine atld. Ksa srede cennetin skuneti yerini cehenneme brakmt.
Tekne batt ve gemi gvdesinin paralan genileyen kpk halkasnn etrafnda
sahipsizce szld. nsanlardan hi iz yoktu.
"Aranzdan sadece bir avu kii, bu tarz bir saldrya tanklk etti." dedi
Peak. "te bu yzden geri kalannzn grmesi nemliydi. Tehlikeli blge artk
sadece Amerika ve Kanada ky eritleri ile snrl deil. Dnya apnda en
byk gemiler dnda tm teknelerin denize kmas yasakland."
Anavvak gzlerini kapatt. DHC-2'nin balinayla arpmas uzaydan acaba
nasl grnrd? O olayn da bir kayd var myd? Sormaya cesaret edemedi.
Faciaya mdahale etmeden sadece eylemsiz ekilde seyreden camdan bir gzn
dncesi bile rahatsz ediciydi.
Sanki dncelerini iitmi gibi Peak devam etti. "Byle bir kayt size
354
kalpsizce gelebilir, bayanlar ve baylar ama biz rntgenci deiliz. Mmkn olan
her seferde yardm etmeyi denedik." fadesiz gzlerini bilgisayar ekranndan
kaldrd. "Maalesef bu tr vakalarda hep ok ge kalnr."
Peak kaygan zemin zerinde hareket ettiini biliyordu. Kazalar aradklarn
ima
etmiti
ve
bu
yzden
neden
bunlar
nlemek
iin
daha
fazla
zamanl ama kusurlu bir ekilde koordine edilmi bir saldrlar zinciri ile kar
Peak ona bakt ve isteksizce "Olabilir." dedi.
krm
" A m a farkl kpekbal trleri aniden insan etine bir alk duymaya
baladlar. Birka haftalk zaman iinde saldrlarda on kat art yaand.
Binlerce mavi kpekbal b i r ak deniz t r sahanla g etti. Dikburun
canavar, byk beyazlar ve ekibal srleri kurtlar gibi hep birlikte
avlanyor, ky blgelerine akn ediyor ve ciddi hasar veriyorlar."
"Hasar derken?" diye sordu bir diplomat koyu Fransz aksan ile.
"Anladmdan emin deilim. ldrlen insanlar m var?"
krm
krm
Ekran bir fabrika trol gemisi, yakalanan av gvertesinde ileme birimi olan
dev gibi bir aracn resmi doldurdu.
"Bu Anlhanea. ki hafta nce mrettebat bir gverte dolusu Chironex
fleckeri yakalad. Bir dier deyile kutu denizanas. Ya da en azndan biz
Chirone.r veya ok benzeri bir ey olduunu sanyoruz. Her halkarda balklar
bir hata yapp avlarn gerisin geriye denize atmaktansa, alar atlar ve
tonlarca saf zehir gverteye boald. Baz balklar hemen ld; dierleri daha
sonra, neredeyse grnmez ve bir metre uzunluunda dokunalar geminin
orasna burasna saldmda ldler. Ertesi gn yamur yad. Tm gemideki
denizanas paralan yamurla denize dkld. Kimse zehrin nasl olup da ime
suyuna kartn bilmiyor, ama Anthanea artk bir hayalet gemi. Ve imdi
insanlar daha dikkatli ve trol gemilerinde koruyucu kyafetler bulunduruluyor
357
ama asl sorun hl ayn. Dnyann pek ok blgesinde balk filolar balk
yerine zehir yakalyorlar."
Balk avlayamyorlar, nk denizde hi balk kalmad, diye dnd
Johanson. Haydi ama Peak, asl sebep olmasa da bylesine bir detay
geitirilmemeli.
Ya da, belki de gerekten sebep o?
Elbette. Saysz sebepten biriydi.
Akl solucanlara kayd.
Ne yaptklarn bilir gibi grnen tm bu mutant organizmalar... Kimse neler
olup bittiini fark etmiyor muydu? Grnmez sebepleri her yerde olan ama
imdiye dek hep gizli kalm bir hastaln belirtilerini yayorlard. ok
ustalkl bir kamuflaj. nsanlk denizdeki balklar tketmiti ve geriye kalan
birka sr lm kapanlarndan kanmay renmiti; ve zehir saan
askerlerden oluan ordular alarda onlarn yerini alarak balklk sektrn
zehirli kollarla bomulard.
Deniz insanl ldryordu.
Ve sen de Tina Lund'u ldrdn, diye hznle dnd Johanson. Onu Kare
Sverdrup'tan vazgememesi iin tevik ettin. Seni dinlemeseydi asla
Sveggesundet'e gitmeyecekti.
Onun suu muydu?
Neler olacan nereden bilebilirdi ki? Lund muhtemelen Stavanger'de olsa
da lecekti. Ya Havvaii veya Floransa'ya giden ilk uaa binmesini syleseydi?
Lund'u kurtard iin kendini tebrik mi edecekti?
krm
oraya kaptrm, gzel ve doru olan her ey iin bir cennet yaratmt. Ev onun
yaratm, kendinin cismiydi. Kiralanm bir kasaba evinin asla olmayaca bir
biimde bir smakt.
Tna'yla geirdii hafta sonundan beri oraya gitmemiti.
Oras da deimi miydi?
Gldeki su gvenliydi ama bu fikir onu huzursuz etti. nnde ne kadar i
olursa olsun en ksa zamanda ilk i oraya gidip kontrol edecekti.
krm
Peak ekrana bir grnt daha getirdi. Bir stakozdan geriye kalanlard.
"Hollyvvood buna maher habercisi gibi bir eyler derdi." dedi Peak
ineleyici bir srtla. "Ve bu sefer safsatalar doru kard. Orta Avrupa,
patojenleri bunun gibi yaratklarn iine saklanan bir salgn tarafndan kuatld.
Dr. Roche'a teekkr edelim nk artk bu mikroskobik kaak yolcularla ilgili
hakikati biliyoruz. En yakn taksonomik eleme Pfesteria piscicida, tekhcreli
bir alg. Dinoflagelletalarn zehirli olarak bilinen yaklak altm trnden biri.
Tm katil algler iinde Pfesteria en beteri. Birka yl nce ncelikli olarak
Kuzey Carolina civarnda olmak zere Kuzey Amerika kylarnda onunla hi
ho olmayan bir temasmz oldu. Pfesteria milyarlarca baln lmnden
sorumluydu. Yerel balklar iin ekonomik bir felaketti ama asl olarak
salklarn etkiledi. Pek ounun kollarnda ve bacaklarnda lezyonlar olutu,
hafza kaybndan mustariptiler ve en sonunda ilerini brakmak zorunda
kaldlar. Pfesteria 'y inceleyen bilim insanlar da uzun vadede salk soranlar
ile yz yze geldiler." Duraklad. "1990 ylnda algi inceleyen bilim
insanlarndan biri, Hovvard Glasgovv, Kuzey Carolina niversitesi'nin zel
tasarlanm laboratuvarlarndan birinde cam bir tank temizliyordu ki bir
eylerin yanl gittiini fark etti. Zihni hzla alyordu ama bedeni sanki yava
ekimde hareket ediyormu gibiydi. Eklemleri hzna erimeyi reddediyorlard.
Glasgovv'un hastal Pfesteria toksinlerinin havaya karabileceinin ilk
iaretiydi, bylece organizmalar daha gvenlikli bir birime aktarldlar.
Maalesef binann mimar ileri eline yzne bulatrmt ve havalandrma
toksinleri direkt olarak Glasgovv'un ofisine pompalamts. Kimse hatay fark
etmedi, bu yzden alt ay boyunca zehirli havay soludu. Ba arlar o kadar
ktlemiti ki zorlukla alabiliyordu. Dengesini yitirdi. Karacieri ve
bbrekleri zehirlendi. Telefonda konutuktan be dakika sonra tm konuma
hafzasndan siliniyordu. Kasabada dolanyor ve eve giderken kayboluyordu.
Telefon numarasn, hatta ismini dahi unuttu. ou kii bir beyin tmr
olduuna veya Alzheimer hastas olduuna inanyordu ama Glasgovv onlar
dinlemedi. Sonunda Duke niversitesi'nde bir seri test yaptrmaya ikna oldu
ve sorunun bambaka bir karakteristii olduu anlald. Pfesteria ile temas
etmi dier aratrmaclar daha sonra akcier enfeksiyonlar ve kronik bronit
359
krm
krm
"Bu midyeler birer zebra midyesinin zelliklerini tayorlar ama sradan zebra
midyelerinin yapamad bir eyi yapabiliyorlar. Ynlerini belirleyebiliyorlar."
Peak gemicilik kazalarna gemiti. Delegeler henz Pfiesteria byme
erilerinin arasnda yollarn bulmulard ama imdi bir baka harap eden
istatistikle kar karyaydlar. Renkli izgiler dnyay aprazlamasna
kesiyordu.
"Ticari gemiler iin seyrsefer rotalar." diye aklad Peak. " H e r eyin
anahtar tanabilir mallarn yeniden datm. Bir kural olarak hammaddeler
kuzeye doru gnderiliyor. Boksit Avustralya'dan, petrol Kuveyt'ten ve demir
361
denizi Kuzey Denizi yoluyla Man Denizi'ni geiyor. Kabaca her yl krk drt
bin gemi Hong Kong'u dnyann geri kalanna balyor. Saysz ilep, tanker
krm
ve feribot dnyann drt bir yannda gidip geliyor ki balk filolar, filikalar,
geri kalan her ey bir kumardr. Eer yz metre uzunluundaki bir tank bu
dalga ukuruna batarsa gvdesi bir metreye kadar erilip drlebl. Bu
herhangi bir yap iin muazzam bir esnemedir. Ama tanker yine de denize alr
nk hesaplarna gre her ey yolunda gidecektir." Peak belli belirsiz
glmsedi. "Ama bu hesaplamalar aklanamaz kazalar olmaya baladnda
hibir anlam ifade etmez. Riski hesaplayamazlar. Farkl bir zihin biimi ne
kar. Biz buna kpekbal saldrs sendromu diyoruz. Kimse yrtcnn nerede
dolandn veya bir dahaki sefer kimi yiyeceini bilemez bu yzden tek bir
kpekbal binlerce turistin denizde yzmesini engelleyebilir. Teorik olarak tek
bir insan-yiyen kpekbalmm turizmin zerinde ciddi bir etkisi olmas mmkn
deildir ama pratikte etkisi harap edici olabilir. Yani, birka hafta iinde,
aklanabilir bir neden ortada yokken daha nce hi olmad kadar fazla kaza
gren bir armatr firma dnn. Hibir aklamas olmayan, endie verici bir
fenomen tarafndan gemiler batrlyor ve hatta parmak ucunda yryenler bile
gvende deil. Kimse sradakinin kim olduunu veya durumu gvenlik altna
almak iin ne yapmak gerektiini bilmiyor. Artk rme, frtna hasar veya
yn hatalarndan bahis almyor. Sokaklarda dolanan sz u: Denize alma."
Peak imdi midyeleri gsteriyordu. izgili kabuklarn arasndan kan
psklleri iaret etti.
"Bu lif, bir eit ayak. Zebra midyeler bunlar akntda srklenirken bir
yzeye tutunmak iin kullanrlar. Teknik olarak yapkan protein reten
liflerden oluurlar. Bu son midye soyunda lifler bir dmene dnm. Yzme
teknii Pfesteria piscicida'nin ne doru gidiinden pek farkl deil. Elbette
paralel evrim srasnda adaptasyonlarn olduu biliniyor ama bu binlerce
milyonlarca yl alyor. Yani ya bu yeni midyeler kendilerini gzelce sakl
tuttular ya da bir gecede hayret verici yeni yetenekler gelitirdiler. Eer durum
buysa, hzl bir mutasyonla kar karyaysak ki birok adan bunlar hl zebra
midye, sadece artk tam olarak nereye gittiklerini bilir gibi grnyorlar.
rnein Barrier Queen 'in su kesimi tertemizken yekesi midyelerle kaplyd."
krm
Peak uzaktan kumanday altrd ve ekranda yan yatm dev gibi bir gemi
belirdi. Ykselen deniz bir ev byklnde dalgalar gvdesine arpyordu.
Bardaktan boanrcasna yaan yamur detaylar grmeyi gletiriyordu.
"Japonya'nn en byk otomobil ileplerinden Sansuo." diye aklad Peak.
"Son yolculuunda kamyonlardan oluan bir kargosu vard. Gemi, Los Angeles
aklarnda bir midye srsne toslad. Barrier fitee olay bir kez daha
gerekleti, midyeler yekeyi kilitledi ama bu kez koullar daha sertti. Dev bir
dalga sancak tarafndan gemiye arpp onu suyla doldurdu. Sonra neler
olduunu ancak tahmin edebiliriz. Dalgann gc kamyonlardan bir ksmm
yana yatrm olmal. Fotoraf, yeke kilitlendikten on be dakikadan az bir sre
sonra ekildi. Bir on be dakika daha sonra Sansuo ikiye ayrld ve batt."
Duraklad. "O gnden beri benzer vakalarn listesi her geen gn byyor.
Gemilere yardm etmek iin yola kar rmorkrler saldrya uruyor ve pek
ok kurtarma operasyonundan vazgeiliyor. Her kazada verilen hasar da
oalyor. Dr. Anawak bu deliliin ardnda bir yntem olduunu sylerken
hakl. Ve ok yakn bir zamanda bunun pek ok biimde geldiini kefettik."
Peak bir kilometre uzunluunda, karanlk bir bulutun uydu fotorafn
gsterdi. Denizin uzak bir noktasndan kyya doru srkleniyor ve orada
kalnlap, kirli krmz renkte bir sorguca dnyordu. Sanki denizin hemen
altnda daha yeni bir yanarda patlamas olmu gibi grnyordu.
"Bu bulutun altnda Phoebos Apollon n, likit doal gaz tayan bir tankerin
kalntlar var. Bir Panamax gemisi trnn en byk rnei. Ancak Nisan'm
on birinde Tokyo kylarndan elli deniz mili akta makina dairesinde bir
yangn kt ve drt tankn silip spren bir seri patlamaya sebep oldu. Phoebos
Apollon birinci snf bir tankerdi, kusursuz durumdayd ve dzenli olarak bakm
gryordu. Yunanistan'daki armatr irket soruturma iin azimliydi bu
nedenle aaya bir robot gnderildi."
krm
Kamera artk gvdeye ok daha yaknd. Bir ey tabakas, kaln bir ynt
halinde metali kaplamt. Projektrlerin nda erimi mum gibi parlyordu.
Rubin heyecanla ne eildi. "Ne diye oradalar?" dedi.
"Onlarn ne olduunu sylerdiniz?" diye sordu Peak.
"Denizanalar." Rubin ekrana bakt. "Kk denizanalar. Tonlarca
olmallar. Ama neden gvdeye yapyorlar?"
"Zebra midyeleri ne zaman yn belirlemeye balad? Her neyse," diyen
Peak devam etti, "O smks tabakann altnda bir yerlerde deniz sandklar
bulunuyor. Skm olduklarn tahmin etmek pek de zor deil."
Bir diplomat tereddtle elini kaldrd. "Eee... eyler nedir... eee..."
"Deniz sandklar m?" Lanet olas her eyi aklamas gerekiyordu. "Emme
sistemi iin su alan dikdrtgen oyuklar. Flora ve buzun ieri girmesini
engellemek iin metal szgelerle korunurlar. Borular geminin iinde dallanr
ve deniz suyunu ihtiya olan yerlere tarlar artma iin, yangn ktnda
kullanmak zere veya en nemlisi motorlar soutmak iin. Denizanalannn
gvdeye ne zaman yerletiini sylemek zor. Belki gemi batana kadar
gelmediler. te yandan... Eh u senaryoyu kafanzda canlandrn. Denizanas
srleri tankere doru srkleniyor. Bir beden ktlesi olarak gvdeye
arpyorlar ve birka saniye iinde deniz sandklar tkanyor. eri su
alnamyor. Gittike daha ok denizanas st ste toplanyor ve organik
amurun szgelere skmasna sebep oluyor. Bu arada motorlar son su
damlalarn kurutuyor ve borularda su kalmyor. Bir somaki admda soutma
sistemi bozulacaktr. Motor an snr, kaygan petrol hava kabarcklar ile dolar,
silindir balar krmz krmz parlar ve valflardan biri patlar. Kzm benzin
dan frlar ve zincirleme bir reaksiyonu tetikler stelik bunu sndrmenin
hi yolu yoktur nk sisteme su girmez."
krm
sebebi...
krm
bin kii ld, dokuz bin bina yok oldu ve sekiz bin tekne denizde kayboldu.
Ama bu vakalardan hibiri, en son Kuzey Avrupa'da yaanan tsunaminin
yanma bile yaklaamaz. Kuzey Denizi lkeleri, gelimi, endstriyel
toplumlardr. Orada, ounluu kyya yakn olmak zere, iki yz krk milyon
insan yayor."
lmcl bir sessizlik oldu.
"Corafi olarak tm blge gz ap kapayncaya kadar dnme urad.
Bunun insanlk asndan ne sonular douracan ngrmek iin henz ok
erken ama ekonomik etkileri bir felaket oldu. Dnyann en nemli
limanlarndan baz lan ok ciddi hasar ald veya tamamen yok oldu. Birka gn
nce Rotterdam hl tarihin en byk deniz ticareti merkezi, Kuzey Denizi ise
dnyann ok nemli fosil yakt depolarndan biriydi. Kuzey Denizi'nden
gnlk ortalama drt yz elli bin varil petrol karlyordu. Avrupa'nn petrol
yataklarnn yans Norve kylan aklarnda, nemli bir blm ise Britanya
aklarnda bulunuyordu ve bu hesaba blgenin Dnya'nn toplam doal
gazmdaki payn katmadk bile. Ama yine de tm endstri saatler iinde yok
oldu. Erken tahminler l saysnn iki veya milyon olduunu ngryor, bir
o kadar da yaral ve evsiz bulunuyor."
Peak saylar sanki hava durumu sunuyormu gibi sralyordu.
"Asl soru kaymaya neyin sebep olduu. Polychaeteler hi phesiz imdiye
kadar karlatmz en arpc mutasyon rnei. Hibir ey, milyarlarca
solucann nasl olup da bakterilerle birleip kta yamacn istila ettiini
aklayamyor. stelik, Dr. Johanson ve Kiel'deki arkadalarmz hl tm
hikyeyi bilmediimize inanyorlar. Hi phesiz solucanlarn istilas hidratlar
dengesizletirdi ama bu lde bir felaket hibir manta smyor. Baka bir
etken daha olmal. Dalga, sadece sorunun en ok grnr ksmyd."
krm
krm
krm
"Az nce ahit olduumuz ey," dedi, "deniz tabanndan byk miktarlarda
metann salnmasyd. imdi, her ne kadar gvertede olanlarn yaamlarn
kaybetmeleri beni zm olsa da, serbest kalan gaz ok daha byk sorunlar
yaratacak. Su alt heyelan srecinde atmosfere salnan gaz, Juno batarken
salnann bir milyon kat kadar. Su alt rezervlerinde kalan tm metann benzer
ekilde serbest kalmas durumunda neler olabileceine dair senaryolar
inceledik. Bu durum bir lm emrine e deer. Atmosferin dengesi lmcl
ekilde bozulacaktr."
Durdu. Peak sert bir adamd ama bundan sonra gelecek olan ey onun bile
korkudan dn patlatyordu. "Size sylemek zorundaym." dedi yavaa.
"Solucanlar Atlantik ve Pasifik'te de bulundular. Daha ak olmak gerekirse
Kuzey ve Gney Amerika, Bat Kanada ve Japonya kylarnda, kta
yamalarnda varlar."
Soluksuz bir sessizlik vard.
"Bu kt haberdi."
Bir ksrk, odada kk bir patlama gibi yankland.
"yi haber ise, bu istilalarn henz Norve yaknlarnda kaydedilen miktarn
yaknna bile gelmemesi. Organizmalar birbirinden izole edilmi alanlarda
369
kmeleniyorlar. imdilik ciddi bir hasar oluma riski yok. Ancak, bir ekilde, bil
anda, saldrnn younlaarak gerekleeceini dnmek zorundayz
Kaynaklarmz geen sene Norve yaknlarnda Statoil tarafndan bir ilemci
kurulmak iin seilen blgede, kk solucan gruplarna rastlandn gsteriyor"
"Hkmetim bu iddiay dorulayamyor." dedi bir Norveli politikac arka
sralardan.
"Tabii ki." dedi Peak alayla. "Zaten bu projede grev alan herkes ld. Bilgi
almak iin Dr. Johanson ve Kiel'deki bilim insanlarna gvenmek
durumundayz. Ama bu sefer avantajl balyoruz ve bunu kullanmak bizim
sorumluluumuz. Bu Tann'nn belas solucanlarla savamak zorundayz."
Ksaca duraklad. T a n n ' n n belas solucanlar. Bu iyi olmamt. ok
duygusal bir laf etmiti, bitie az kala tkezlemiti.
"Tanr yardmcmz olsun, ama haklsn." diye bir ses grledi.
artc bir grn olan bir adam ayaa frlamt. Bir kaya gibi salam
ve sert grnyor, bir kule gibi ykseliyordu. Turuncu kyafetlere brnmt
ve fra gibi siyah salar beyzbol apkasnn altndan kyordu. An byk
bir gne gzl, geni, kurbaa gibi azndan kanmak istercesine yukar
kvrlm kck burnunun zerinde dengede duruyordu. Geni az alp
muazzam enesi dtnde Muppet Show'u hatrlamamak imknszd.
Dr. Stanley Frost, yazyordu devin yaka kartnda. Volkannlog.
"Dokmanlar okumu olarak geldim," diye grledi sanki vaaz verir gibi,
"ve grdklerimden hi holanmadm. Nfusu youn blgelerin yaknlarndaki
kta yamalar ile ilgileniyorsunuz."
krm
krm
Vanderbilt beyaz bir mendil karp alnndaki teri sildi. Peak kusacak gibi oldu.
Bu adamdan nefret ediyordu. Kimsenin ondan holanmamas, hatta belki
adamn bile kendinden holanmad gereinden nefret ediyordu. Bir
bozguncuydu, alaycyd ve amur atard. Ve her eyden te, Peak adamn her
zaman hakl olmasndan nefret ediyordu. Vanderbilt'e olan nefreti Li ile
paylat birka eyden biriydi.
krm
krm
krm
krm
krm
krm
krm
krm
Duraklad.
"Bilim insanlarna gelince, ltfen size yardm etmek iin elimizden gelen
her eyi yaptmzdan emin oun. u andan itibaren sadece size verilen dizst
bilgisayarlar kullanmanz rica ediyoruz. Otelin her yerinde internet balants
mevcutbarda, lobide, odalarnzda, spor salonunda yani nerede olursanz
olun evrimii olabilirsiniz. Otelin ats uydu anaklaryla dolu ve btn
tehizat yeniden alr halde. Telefon konumalar, fakslar, elektronik postalar
379
krm
Johanson
krm
"Henz ok erken."
"Fazla vaktimiz yok Sigur."
Johanson ban sallad. "Li ve Vanderbilt gibiler ikna edilmeyi isterler.
Kaya gibi kant isterler, varsaymlar deil."
"Salam kantlarmz var!"
"Zamanlama tamamen yanl olurdu. Bugn onlarn zafer gn. Tm bu bilgiyi
bir araya toplayp, renkli bir felaket festivaline dntrmlerdi. Vanderbilt'in
byk Arap teorisini anlatma frsat oldu ve onu grdn deil mi? Tann askna,
bununla gurur duyuyordu! Eer bir ey syleseydim meydan okuyormuum gibi
alglanrd. Kendi zekice teorilerinden yine kendi kendilerine phelenmelerini
istiyorum ve bu dndnden daha abuk olacak."
381
Li
lk ncelii kou bandna kmakt. Hz saatte dokuz kilometreye ayarlad ve
rahat bir tempo tutturdu. Beyaz Saray' arama vakti gelmiti. ki dakika sonra
kulaklklarnda Bakan'n sesini duyuyordu. "Jude! Sesini duymak ne gzel.
Nasl gidiyor?"
"u anda kouyorum."
"Kouyorsun. Tanrm Jude, sen bir harikasn. Hepimiz iin bir rneksin
tabii benim dmda." ten bir kahkaha att. "Benim zevkime gre fazla
sporseversin. Pekl, sunum plana uygun gitti mi?"
"Kesinlikle."
"Peki onlara phelerimizden bahsettin m i ? "
"Maalesef efendim artk Vanderbilt'in phelerini biliyorlar."
Bakan hl kkrdyordu. "Ah Jude, artk Vanderblt'e kar yrttn bu
kan davasn bitirmen gerek."
"O herif gtn teki."
krm
"Evet. Hepsi de pek bir kibirliydi. Eh, herif mymntnn tekiyse benim
elimden bir ey gelmez. Bu bir gerek. Peki sen ne demeye alyorsun Jude?"
krm
"Sadece syledim."
"Haydi ama, baklay kar! Dier seeneimiz ne?"
"Demek istediiniz, dzinelerce Ortadou delegesinin de dahil olduu bir
komite tarafndan ynetilmenin alternatifi mi?"
Bakan sessizleti. "Belki de biz ynetebiliriz." dedi sonunda.
Li konumadan nce, sanki dnmesi gerekiyormu gibi bekledi. "Bu
mkemmel bir fikir efendim."
Telefonu kapattktan sonra bir sre daha kotu. Sonra byk piyanonun
basma oturdu, vcudu hl terden srlsklamd ve ellerini tulara yerletirdi.
Odakland.
krm
KH-112
krm
krm
krm
krm
"Orada nerede?"
"Montauk'ta. Gzel bir kasaba. Geen yl arkadalarla oraya gitmitim,
Sandy ile ayrldktan hemen sonra. ounlukla sarhotuk ya da kafamz gzeldi
ama orada kayalklarda ylece yatp gnbatmn izlemek gzeldi. nc gece
bardaki garson kzla ii piirdim, vay be, ne yolculuktu!"
krm
Montauk,
ABD
krm
krm
krm
krm
Hzland.
Beyaz sel daha hzlyd.
'Montauk'aho geldiniz' tabelasna birka metre kala araba yoluna ulatlar.
Yol onlarla kaynyordu. Bir kamyon geri dnerek kamaya alyordu. Hooper
Harley'nin altndan kaydn hissetti. Arac dzeltmeye alt ama motosiklet
kontrolden kmt.
Ah, hayr, diye dnd. Ltfen. Tamun, hayr.
Kamyon yola devrildi. Harley ona doru kayyordu. Hooper, Linda'nn
lk attm duydu ve motosikleti btn gcyle dndrmeye alt.
Kamyonun nnden kayarak getiler ve krom kapl metali kl pay skaladlar.
Harley hl dnyordu ama Hooper onu dzeltti. nsanlar yollarndan
kayordu. Umursamad. nlerindeki yol akt.
Son srat Southampton'a ilerlediler.
Buckley Feld,
ABD
"Orada ne oluyor?"
Cody'nin parmaklar klavyede gezindi. Grntlere deiik filtrelerle
bakmaya alt ama tm grebildikleri ak renkli bir ktlenin okyanustan
karaya aktyd.
"Bir dalgaya benziyor." dedi. "Lanet olas kocaman bir dalga."
"Ama bir dalga grmedik." dedi Mike. "Bunlar hayvanlar olmal."
"Hangi siktiimin hayvan?"
"Onlar..." Mike monitre bakt. aret etti. "Bak, tam orada! una yaknla.
Bir metreye kadar."
Cody blgeyi seerek yaknlat. Ekran aydnlk ve karanlk piksellerden
oluan bir grntyle kapland.
"Daha yakn."
Pikseller geniledi, bazdan beyaz, dierleri ise grinin deiik tonlarndayd.
"Peki, belki de delirdim," dedi Mike yavaa, " a m a eye benzemiyorlar
m ? " Nasl mmkn olabilirdi ki? "Kskalar," dedi, "kska ve kabuklar."
Cody ona bakt. "Kska m ? "
"Yengeler."
Cody'nin enesi dt. Uyduya ky eridini aramas iin gerekli komutlar
girdi.
KH-12-4, Montauk'tan East Hampton'a, oradan da Southhampton, Mastic
Plaj ile Patchogue'ye geti.
"Bu olamaz." dedi Mike.
"Olamaz m?" Cody dnd. "Bal gibi de oluyor. Orada aada denizden bir
eyler kyor, stelik tm Long Island kylar boyunca. Hl Montauk'a
gitmek istiyor musun?"
New
krm
ABD
Montauk'un kndan hemen sonra 27. Otoyol, Long Island 495. Ekspres
Yol'a balanyordu. Bu yol Queens'e gidiyordu. Montauk'tan New York'a 200
kilometre
civar mesafe vard ve byk ehre yaklatka yol
kalabalklayordu. Yolun hemen hemen yarsnda, Patchogue yaknlarnda,
fazladan trafik skkl olacakt.
Bo Henson kendi zel kurye irketinde bir postacyd. Long Island'a gnde
iki kez gidip geliyordu. Patchogue'ye havaalanndan bir paket alp yaknlarda
bir yere brakmak iin gitmiti. imdi de ehre geri dnyordu. imdiden
394
yorucu bir gn geirmiti ama Fedex gibi byk irketlere kar savarken
uzun saatlerden yaknmann bir alemi yoktu. Geri ok yaknda
rahatlayabilecekti. Tm teslimatlarn yapmt ve ii beklediinden daha erken
bitmiti. Yorgunluktan can kmt ve can bir bira ekiyordu.
Amityville yaknlarnda, Queens'ten aa yukan krk kilometre nce,
ndeki araba kayd.
Henson frene asld. ndeki araba dzeldi ve hemen yavalad. Drtleri
yanmt. Bir ey yolu kaplamt. Gm karanyordu ve Henson yolu neyin
kapladn gremedi, sadece hareket ettiini ve soldaki allardan geldiini
fark etti. Sonra yengeleri grd. Otoban onlarla dolup tayordu. Yolu
gemeye alyorlard ama hi anslar yoktu -krk kabuk paralan ve smk
izleri imdiye kadarki zayiatn kahntsyd.
Trafik srnerek ilerliyordu. Sanki sabun zerinde gider gibiydiler. Henson
kfretti. Yaratklarn nereden km olabileceklerini merak etti. Gazetelerde
Christmas Adas'ndaki dalardan remek iin denize g eden yengeleri
okumutu. Her yl yz milyon tanesi adeta tek bir ktle halinde yola
kyorlard. Ama Christmas Adas Hint Okyanusu'ndayd ve fotoraflarda
grd yengeler dev gibi ve kmnzlard, bunun gibi kaynaan beyaz bir
ktle deil.
krm
krm
396
11 Mays
Chteau
fVhistler,
Kanada
Deiimle bark olmann her zaman bir yolu vard. Ya da en azndan Johanson
hep bir yolunu bulmutu. Evini kaybetmek her ne kadar onu zse de onsuz
yaayabileceini de biliyordu. Evliliinin bitii bile yeni bir balang olmutu.
Trodheim'dayken ksa sreli ilikileri yalnzln blm ama hibiri onu
rahatsz etmemiti. Ona kalrsa, estetik duyarllklarna veya armoni zevkine
bir ey eklemeyen her ey pe gidebilirdi. Yzey, bakalar ile paylat bir
eydi ama derinlikleri kendine saklyordu. Hayatla baa kmak iin yntemi
buydu.
Ancak imdi, gnn erken saatlerinde, baka, daha rahatsz edici hatralar
gemiten kendilerini belli ediyordu. Sol gznn almasn istememiti ama
artk aldna gre daha tepeden bir ayla bakyor, hayatndaki deiim
tarafndan mahvedilen insanlar dnyordu.
krm
Kars.
nsanlar hayatlarnn kontrolnn kendi ellerinde olduunu dnerek
byrlerdi. Ama o karsn terk etmiti ve kars kontroln bir yanlsama
olduunu renmek zorunda kalmt. Onunla tartm, ona yalvarm,
barm, anlay gstermeye alm, sabrla dinlemi, acmas iin yalvarm
ve ortak yaamlarndan dertop edilip atlarak geride braklmt. Herhangi bir
eyi deitirebilme gc olduuna inanmaktan vazgemiti. Hayat bir kumard
ve o kaybetmiti.
Bir anda daha farkl hissetmeye balamas onun suu muydu? Duygular
masumiyet ve sululuun tesindeydi, hayatn koullarna kar verilen
biyokimyasal tepkimelerdi. Pek romantik olmadn biliyordu ama endorfinler
her trl romantizmden fazlasn ifde ediyordu. O zaman suu neydi?
Tutamayaca szler vermek...
Johanson dier gzn at.
Deiim onun iin yaam iksiriydi. Kars iin ise bir eit komay
397
krm
krm
krm
Nanaimo,
Vancouver Adas
Anavvak, Ray Fenvvick, John Ford ve Sue Oliviera ile birlikte enstitnn byk
sunum odasnda oturuyordu. Projeksiyon cihaz balina beyinlerinin boyutlu
modellerini gsteriyordu. Oliviera onlar bilgisayarda tasarlam ve jlenin
bulunduu blgeleri iaretlemiti. Beyinlerin iinde ve etrafnda dolaabiliyor,
400
krm
krm
krm
"Dert deil. Normalde seni eitmemiz gerekirdi ama imdi vaktimiz yok.
Her halkarda elbiseler korumann te birini oluturuyor. Onlara yzde yz
gvenebilirsin. Su ve hava geirmez PVC'den yaplmtr. Dier te ikisi ise
konsantrasyon ve dikkat. Bekle, giymene yardm edeyim."
krm
i m , k.vnamz var, yani bir sorun yaanmas pek mmkn deil. Yer,
zdrmaz beton kapldr ve pencereler kurun geirmezdir. Laboratuvardaki
hava yksek teknoloji rn filtrelerle dezenfekte edilmitir.Herhangi bir atk
su borusu yok nk sv atklar bina iinde sterilize ediyoruz. Radyo, faks
veya bilgisayar vastas ile d dnyayla balant kurabiliriz. Dondurucular ve
hava dolam sistemi, kontrol odas, viroloji laboratuvar ve resepsiyon e
zamanl alarmlarla dendi. Laboratuvann her kesi kameralarla
gzetleniyor."
"ok doru." diye grledi Vanderbilt hoparlrlerden. "Yani herhangi biriniz
dp lrse ocuklara harika bir film kacak."
Johanson, Oliviera'nn gzlerini devirdiini grd.
Dier mhrl kabinlerden geerek laboratuvara girdiler. Oda, otuz metre
karelik bir alana yaylyordu ve dondurucular, buzdolaplan ve duvara monte
edilmi raflaryla daha ok bir restoran mutfan andryordu. Duvarlardan
birinin nne sra sra dizilmi byk metal flarda viral kltrler ve sv
nitrojende korunan dier organizmalar vard. Deiik bankolarda alacak
fazlasyla yer vard. Laboratuvann ii giysileri delecek sivri keler olmayacak
biimde tasarlanmt. Oliviera alarm almasn salayacak byk krmz
dmeyi iaret ettikten sonra onlan bankolardan birine gtrd. Tp eklindeki
konteyneri at. Otuz santimetrelik suyun iinde kk beyaz yengeler, hibir
hayati belirti gstermeden ylece yatyorlard. Oliviera metal bir spatula ald ve
onlar drtt ama hibiri kmldamad. "l gibiler."
"Maalesef," dedi Rubin, "bize canl rnek sz vermemiler miydi?"
"Li'ye baklrsa, yolculuun banda canhlarm." dedi Johanson. ne eilip
hepsini tek tek inceledi. Oliviera'nn koluna dokundu. "Soldan ikincisi. Baca
kprdad."
krm
veya
ksz
derinlerden
geldiklerini
mi
krm
"Deil." dedi Roche. Kabuun ounu dolduran yar sv, yapkan jle
ktlesini iaret etti. "Bizim stakozlarn iinde bulduumuz yapkan madde
ile ayn."
Oliviera jleyi kakla bir kavanoza koydu. "una bakn," dedi, "kafann
arkas hl normal bir yenge gibi grnyor. Ortaya doru inen u lifleri
gryor musunuz? Bunkr sinir sistemi. Yengecin tm duyular yerinde ama
onlar kullanmasn salayacak bir ey yok."
"Aslnda," dedi Rubin, "jle var."
"Normal anlamda bir yenge deil." Roche kavanozdaki transparan ktleye
bakt. "Sistem alyor ama canl deil."
406
fVeaver
VVeaver mutluluktan uuyordu. Sadece ifreyi girecekti ve dizst bilgisayar
ona hayal bile edemedii kadar bilgiye eriim salayacakt. Normal artlarda
buradaki kadar veriyi bir araya toplamas aylar alrd ve stelik askeri uydulara
ulamak hibir zaman mmkn deildi. Ama bu inanlmazd! Sitinin
balkonunda oturup NASA'nin sunucusuna balanabilir ve Amerikan
ordusunun uydu haritalarna dalabilirdi.
krm
krm
krm
evrimii
krm
Arap lkeleriyle bir ba yoktu ama hibir zaman yeteri kadar dikkatli olmak
mmkn olamazd. CIA'in pheleri yersiz ksa bile, bilim insanlarn
haberleri olmadan omuz zerinden gzetlemek yararlyd. Gerekleri ortaya
ktklar anda renmek her zaman en iyisiydi.
N a n a i m o ' y a geti ve asansre doru ilerleyen JohansonTa Oliviera'y
dinledi. Tecrit laboratuvanndaki gvenlik nlemlerini konuuyorlard. Oliviera
kimyasal duun onlar kemiklerine kadar delebilecek gte olduu gibi bir ey
syledi ve Johanson bir espri yapt. kisi de glerek zemin kata ktlar.
Johanson neden kimseye teorisini anlatmamt? Sunumdan sonra, sitinde
WeaverTa birlikteyken neredeyse syleyecekti ama yine imalara dnmt.
Li bir dizi telefon grmesi yapt, Nevv York'taki Peak ile konutu ve
saatine bakt. Vanderbilt'in rapor saati gelmiti. Sitinden kt ve Chteau'nun
gney tarafndaki gvenlikli odaya ilerledi. Bu, Beyaz Saray'daki Sava
Odas'yla eti ve tpk konferans salonu gibi dinlemeye kar korumalyd.
Vanderbilt ve ekibinden iki kii onu bekliyorlard. CIA efi daha yeni
helikopterle Nanaimo'dan dnmt ve her zamankinden daha bile klkszd.
"Washington'u balayabilir miyiz?" diye sordu Li, merhaba demeye bile
gerek grmeden.
"Eh, yapabiliriz," dedi Vanderbilt, "ama pek ie yaramaz"
"Konuya gel, Jack."
"BakanTa konumak istiyorsan Vvashington'u aramann manas yok. Orada
deil."
Vancouver
Adas
Nanaimo,
krm
istila. Sorunumuz, Pfesteria' mn bir kez suya girmesiyle birlikte her eyin
kontrolden kmas. Gittike artan bir hzla yaylyorlar, yengeler ldkten
ok sonra bile. Biri dnda tm de geldiklerinde lyd ama artk sonuncusu
da gitti."
"Kamikaze yengeler." diye mrldand Anavvak.
"leri bakteriyi karaya karmak, tpk solucanlarn grevinin buza
nakletmek olduu gibi." dedi Johanson. "Bundan sonra yok oluyorlar.
Denizanalar, midyeler, hatta jle bile b u organizmalardan hibiri uzun
yaamyor ama hepsi de grevlerini yerine getiriyor."
"Ve o da, ne pahasna olursa olsun bize zarar vermek."
"Kesinlikle. Balinalar bile intihara meyilli oldular." dedi Fenvvick.
"Saldrgan davran normalde hayatta kalma stratejisinin bir parasdr, aynen
kamak gibi ama burada byle bir duruma dair kant gzkmyor."
Johanson glmsedi. Koyu renk gzleri parlad. "Ben bundan o kadar da
emin deilim. Tm bu olaylarn merkezinde, ak bir hayatta kalma stratejisi
var derim."
Fenvvick gzlerini ona dikti. "Vanderbilt gibi konuuyorsun."
"Aslnda, hayr. Vanderbilt baz konularda hakl ama temelde onunla ayn
fikirde deilim." Johanson duraklad. "Ama ksa sre sonra, o benim gibi
konumaya balayacak."
Li
krm
krm
krm
"Eh, bu akla yakn." dedi Li dnceli bir halde. "Eer byk bir nesne
derinlik leri uzun bir sre kapatrsa rahatlkla kaya ile kantrlabilir."
"Hepsinin stne bir de istila edilen dmenler ve pervaneler var. Deniz
sandklar hl etkisi artan biimde tkanyorlar. Hindistan aklarnda batan
bir demir filizi ilebinin haberini yeni aldk, anlalan o ki, haftalar nce
414
"Evet."
"Harika fikir. Nevv Yorklular' kimyasallarla ldrelim, sonra ehri kiraya
verebiliriz. Belki inliler ilgilenir! Asya'da yerleri kalmadn duymutum."
krm
New
York, ABD
Tam nnde bir adam yere kt ve ld. Peak ar koruyucu giysisinin altnda
terliyordu. Bir oksijen maskesiyle nefes alrken kurun geirmez gzlklerinin
ardndan bir gecede cehenneme dnm olan ehre bakt.
krm
Ama Nevv York ve Long Island' hastalkl olanlarn salkl olanlarla eit
muamele grebilecei ekilde karantina altna almakt. Bunu baarmak iin
canlanm dilerine takp alyorlard ve ilk etki iyimserdi. Nevv York hazrlkl
grnyordu. Dnya Ticaret Merkezi'ne 1993'te yaplan ilk saldndan sonra,
daha sonra olabilecek krizleri ynetmek iin o zamann valisi acil ynetim
brosu O E M ' i kurmuta. Doksanlarn sonunda ehir tarihinin en byk
tatbikatn gerekletirerek bir kimyasal silah saldrsn canlandnn ve alt
yzden fazla polis, itfaiyeci ve FBI ajann Nevv York'u kurtarmaya armt.
Tatbikat hi hata olmadan gerekletirilmi, Senato cmert saylabilecek ek
fonu onaylamt. OEM elinde birden bombaya dayankl, kendi havalandrma
depolan olan ve Kyamet Gn'n beklentisi iinde krk yksek donanml
personelin alabilecei kadar byk komuta merkezine harcayacak on be
milyon dolar bulmutu. 11 Eyll 2001'den ksa sre nce Dnya Ticaret
Merkezi'nin yirmi nc katma kurulmutu. imdi OEM yeniden kuruluyordu
416
krm
"Dinle Sal," dedi Li, "bu eyin bizi yenmesine izin vermeyeceiz.
Toksinlerin insandan insana bulamadndan neredeyse yzde yz eminiz.
Bedensel bulama riski neredeyse hi yok. Bu mikroplan kanalizasyondan
silmek dnda hi ansmz yok. Onlar kimyasallara boacaz, yakacaz,
yok olmalar iin dua edeceiz n e gerekiyorsa onu yapacaz."
"Pekl, yapalm o zaman." dedi Peak. "Ama hibir ie yaramayacak. Evet
rzgr muhtemelen zehirli bulutu datacak ama alglere gelince... Bu ehirdeki
herkesin sudan yararlandn unuttun mu? Ykandlar, bulaklan ykadlar,
417
krm
lincouver
Adas,
Kanada
krm
Delavvare birasndan bir yudum ald ve azn sildi. "Of, adam sktrmay
brak. Eer syleyemiyorsa, syleyemiyordur. Tamam m ? "
Yuvarlak, turuncu camlar olan yeni bir gzlk takmt, Sana bir eyler
yapm, diye dnd Anavvak. Kannan orman hali gitmi, ipeksi bir ekilde
omuzlarna dklyordu. Koca dilerine ramen gzel grnyordu. Gerekten
gzel.
Shoemaker ellerini kaldrd ve soma mitsizce iki yana sarktt. "Beni de
katmalsnz. Demek istediim, yardmc olabilirim. Hem burada oturup rehber
kitaplarn tozunu almaktan iyidir."
419
krm
Shoemaker ona muzipe bakt. "Eminim fazladan bir kii iin yer
bulabilirim."
Delavvare kalarn att. Anavvak neler dndn merak etti ama saat
yedide geleceine dair Shoemaker'a sz verdi. Artk kalkma zaman gelmiti.
Shoemaker Davie ile bulumak iin Ucluelef e gidecekti, Anavvak ise, yannda
konuacak Delavvare'in olmasna memnun bir halde ana caddeden teknesine
doru ilerledi.
420
krm
krm
Anavvak, ite haksz olduun nokta bu, demek istedi. Byk gemiler de daha
iyi durumda deillerdi. Ama sessiz kald. Dier kazalardan bahsetmesine izin
yoktu ve Tofno ahalisi dnyaya sadece kendi gzlerinden bakyordu.
"Eminim byk altndan glyorlardr." diye homurdand yal adam. "u
byk balklk irketleri tekellerini durmadan geniletiyorlar. nce
stoklarmz silip sprdler, imdi de geriye kalanlar tketiyorlar, bu arada
benim gibi sradan balklar da oturup seyretmek zorunda kalyoruz."
Birasndan bir yudum ald. "O lanet olas balinalan vurmamz gerekir. Onlara
patronun kim olduunu gstermeliyiz."
Bu tepki her yerde aynyd. Anavvak Tofino'ya geldiinden beri ayn istekle
karlayordu.
Balinalar ldrn.
Btn abalar boa m gitmiti? Birka tane delik deik koruma yasas
karmak iin yllardr verilen zorlu uralar? Zvanadan km balklar,
bamteline basmlard avlanma sahalarna sadece en byk fabrika trol
gemileri girebiliyordu ve onlar da Uhslaras Balina Av Komisyonu, av kotalan
ve av yasaklarna sinir olanlarn eline koz veriyorlard.
Anavvak kahvenin parasn dedi ve tekrar istasyona dnd. Ofis botu.
Tezgahn arkasna geip bilgisayar at ve internette deniz memelileri zerine
yaplan askeri aratrmalan aramaya balad. Chteau'da istedikleri her bilgiye
erime imknlar vard ama genel internet balants derin deniz kablolarndaki
sorunlar yznden sk sk kopuyordu.
krm
krm
krm
Anavvak buzdolabna gidip bir bira ve kola kanp, onlar tezgahn zerine
koydu. Greyvvolf, Heineken'in yansn tek bir yudumda iti.
"nemli bir iini mi bldm?"
"Bahse deer bir ey deil. Beverly Hills'ten gelen birka zengin pislikle
balk avlyordum. Sizin balina gzleminizden kaan tm aptallar benim bama
t. Anlalan kimse bir alabalk saldrsndan korkmuyor bu yzden oltayla
avlama turlarna dndm. Adamzn glleri ve nehirlerine balk turlar
dzenliyorum."
"Balina gzlemine olan tavrn deimemi bakyorum."
425
krm
Greyvvolf odada volta atarken yorgun bir ifadeyle onu izledi. "Bana neden
bu samalklar anlatyorsun ki?"
"San Diego'daki u anki aratrma yunuslarn beslenme alkanlklar,
avlanma, iletiim ve eitilebilirlik potansiyelleri, yunuslar tekrar doal yaama
gndermenin yollan ve bunun gibi eyleri inceliyor. Ama orduyu asl
ilgilendiren ey beyinleri. Yunus beyni altmlardan beri orduyu bylyordu
ama ilk Krfez Sava zamanndan beri bu ilgi artt. Sen, orduya bundan birka
yl nce katlmtn. Aynldnda, toplam drt yunus blnden ikisi, MK-6
ve MK-7'den sonmlu temendin."
krm
Bir sre sessizce dolandlar. Greyvvolf ormann iindeki denize inen bir patika
seti. Krk dkk bir iskele kydan koyun sade gzelliine uzanyordu.
Greyvvolf ypranm kalaslarn zerinden geip ayaklarn aa sallandrarak
oturdu. Anavvak da onu izledi. Tofno'dan grlebilen tek ey bumun arkasnda
saa doru destek payandalarnn zerindeki birka ev ve rhtmdaki
istasyondu. Akam gneinde gz alan dalara baktlar.
427
"Saldrarak m?"
"teleyerek. Dalgcn kyafetine, davetsiz misafiri bir amandraya balayan bir
kangal ip rarnyorlard. amandra bir elektronik flaa balyd, bylelikle dalgcn
konumunu belirlemek kolay oluyordu ve bizim adamlarmz gerisini hallediyordu.
Mayn tarama da ayn ekilde ilerliyordu. Yunus mayn bulur bulmaz bakcsn
uyaryordu. Baz dunmlarda bir ip ve mknatsla, mknats maynda kalyor ve ipin
ucunda tekneye karlyordu. Maynn ok sk dibe batmad durumlarda ii
bitirmek iin ipi yukar ekmek yetiyordu. Biliyorsun, katil balinalar ve beyaz
balinalar bir kilometrelik derinlikten torpido bile getirebilirler. Gerekten etkileyicidir.
Anlaman gereken ey u ki, mayn bulma ii insanlar im tehlikelidir. lk nce yzne
patlatma tehlikesi vardr ama daha beteri, deniz yatan atmann tam gbeinde,
kynn hemen yannda araman gerekir, bylece her zaman vunlursun."
krm
" M K o hakknda."
"Doal olarak donanmann ilk yunus basan yksn biliyordum
yetmilerin bamda, Vietnam'da. Yunuslar Cam-Ranh Koyu'ndaki limanlan
korumak ve herhangi bir Vietkong su alt sabotajn engellemekle
grevlendirilmilerdi. Bu M M S ' t e sana ilk anlattklan hikyedir ve bununla
gerekten gurur duyarlar. Ama anlatmadklar ey, detaylardr. Yzc
Etkisizletirme Program gibi eyler mesela b u n u hibir yerde
duyamayacana emin olabilirsin. Bu sradan bir yunus operasyonu deildi. Bu
hayvanlar dalglann maskelerine ve paletlerine saldnrd ve hava tehizatyla
balantlarn kesmek iin eitilirdi. Ha, daha sertlemek gerektiinde
kullanmalan iin burunlarnda ve yzgelerinde mzrak benzeri baklar vard.
Hatta bazlarnn srtlarna taklm zpknlan vard. Artk yunus deillerdi,
birer lm makinasydlar. Ama sonrasnda olacaklarla kyaslannca bu bile
zararsz saylrd. Donanma yunuslann bunnlanna hidrotermik ineler balad
ve dalglara toslamalann emretti. rngalarn iinde 207 bara kadar
sktrlm karbondioksit vard, bu da dalgcn bedeninde dolaarak
genleiyordu. Kurbanlar patlyordu. Hayvanlanmz krkn zerinde Vietkong ve
yanllkla iki tane de kendi adammz ldrdler."
krm
krm
"Bu tam da Lilly'nin yapt ey," diye lafn kesti Anavvak heyecanla,
"beynin bir haritasn karmaya alyordu."
"Donanmada o haritalardan epey var, inan bana." dedi Greyvvolf ac ac.
"Beni hasta ediyordu ama enemi tutuyordum. Sonra bana bir yunus
gsterdiler. Bir tankn iinde, boynunda koum takmna benzer bir eyle
yzyordu. Mekanizmada etinin iine giren elektrotlar vard. Elektrik sinyalleri
vastasyla yunusu ynlendirmenin bir yolunu bulmulard. Yani, haklarn
430
krm
krm
Chteau
Whstler,
Kanada
krm
grmek isterdim ama yayn kestiler. Yine de phem yok. Sanrm okyanus
dnglerini ve deniz yzeyinin bir dngnn etki alannda ykseldiini
biliyorsun?"
"Biraz."
"Gulf Stream de byle bir alandr. Bauer bu blgede bir deiimin
olduundan pheleniyordu. Suyun normalde dibe batt Kuzey Atlantik
bacalarn bulamyordu. Akntlarn aknn bir ey tarafndan engellendiini
dnyordu ama ne olduunu bilmiyordu."
"Ve?"
VVeaver ona dnd. " T m hesaplamalar yaptm, verileri karlatrdm,
kontrol ettim, yeniden hesapladm, yeniden karlatrdm, yeniden kontrol
ettim ve sil batan yine yaptm. Gulf Stream dngs kayboldu."
Johanson kalarn att. "Demek istediin..."
"Dng artk durdu. ok spektrumlu grntlere bakarsan scakln
dtn aka grebilirsin. Hi phe yok, Sigur. nmzde yeni bir buzul
a var. Gulf Stream durdu. Bir ey onu durdurdu."
Gvenlik
Konseyi
krm
Bakann gzn kan brmt. Offutt Hava ss'ne gelir gelmez yapt
ilk ey, gvenli bir video balantsyla Ulusal Gvenlik Konseyi'ni toplanmaya
armak olmutu. Telekonferans, Washington, Offutt ve Chteau'yu birbirine
balyordu. Bakan Yardmcs, Savunma Bakan, Savunma Bakan Yardmcs,
Dileri Bakan, Bakan'n Gvenlik Danman, FBI Mdr ve
Genelkurmay Bakan ile birlikte Beyaz Saray toplant odasndaydlar. Potomac
Nehri'nin karsnda CIA Karargahndaki Terrle Mcadele Merkezi'nin
penceresiz bir salonunda Merkezi Haber Alma Mdr, Operasyonlar Mdr
Yardmcs, CTC"Mdr ve zel Harekat Birlikleri Komutan da ekrandayd.
ABD Merkez Komutanl Kumandan Judith Li ve CIA Mdr Yardmcs
Jack Vanderbilt konseyi tamamlyorlard. Chteau Vv'histler'n geici sava
odasnda oturmu, dier konsey yelerini sra sra dizilmi monitrlerden
seyrediyorlard. Bazlar akn ve aresiz grnrken, pek ounun yznde
ac bir kararllk ifadesi vard.
Bakan fkesini gizlemeye gerek grmyordu. O akamzeri Bakan
Yardmcs, Beyaz Saray Personel Mdr'nn bir acil durum kabinesi
toplamasn nermiti ama Bakan Gvenlik Konseyi'nin tm toplantlarn
bizzat ynetmeye kararlyd. Dizginleri brakmaya hi niyeti yoktu.
Bu, tam Li'nin istedii gibiydi.
434
krm
krm
krm
bir kar elde edecek kimse yok. Ama bunlarn olduunu inkr etmenin de bir
anlam yok ve Jack'in houna gitsin gitmesin, Orta Dou'da bunlardan muaf
tutulmuyor. Bunlar gerekler ve ben de kervana katlp suu Araplar'a
ykleyecek deilim."
"Pekl, Orta Dou'da kk gemi kazalar olduysa ne olmu?" diye
homurdand Jack.
"Pek de kk saylmazlar Jack."
"Belki de bir megalomanla urayoruzdur," dedi Dileri Bakan, "bir
sulunun zihniyle."
"Bu daha makul." dedi Li. "Bir birey etrafta byk miktar paralar saabilir
ve szde saygdeer amalar uruna teknoloji ile uraabilir. Geri bana
sorarsanz bu olaya yle bakmalyz: birileri solucan srleri gnderiyor biz
de onlar yok etmek iin bir eyler icat ediyoruz ve bu i byle srp gidiyor."
"imdiye kadar ne tr nlemler almd?" diye sordu Dileri Bakan.
" B i z " diye balad Savunma Bakan.
"New York'u tecrit ettik." diye onun szn kesti Li. Kendi yapt iin
vgsn bakalarnn toplamasndan hi holanmazd. "Ve yeni aldm
haberlere gre Washington'daki yenge istilas haberleri doruland. Keif iin
gnderilen insansz uaklar tarafndan tespit edildiler. Bu ehri de ayn ekilde
tecrit etmek durumunda kalacaz. Beyaz Saray personeli, Bakan' takip
ederek kriz sresince ehirden ayrlmal. nemli ky ehirlerinde
grevlendirilmek zere alev pskrtclerle donanm birliklerin hazrlanmas
emrettim. Bu arada bir antitoksin gelitiriyoruz."
"Denizaltlan veya dal robotlarn kullanmak iin yaplan planlar var m?"
diye sordu CIA Mdr.
krm
"Hl solucanlar itlaf etmeye alyoruz. u anda dip tarama alan ile
deniz yatan spryoruz. Ayrca deniz canllarn uzak tutmak iin stratejik
ky blgelerinin evrelerine alar geriyoruz. Bu istila kart nlemlerimizden
bir dieri."
"Biraz ilkel, deil mi?"
"Ama saldn yntemleri de yle. Her halkarda, balinalar alt etmek iin
sonar kullanr .i zereyiz. Surtass LFA ile onlar sar edeceiz. Birileri bu
438
bir kar elde edecek kimse yok. Ama bunlarn olduunu inkr etmenin de bir
anlam yok ve Jack'in houna gitsin gitmesin, Orta Do'da bunlardan muaf
tutulmuyor. Bunlar gerekler ve ben de kervana katlp suu Araplar'a
ykleyecek deilim."
"Pekl, Orta Dou'da kk gemi kazalar olduysa ne olmu?" diye
homurdand Jack.
"Pek de kk saylmazlar Jack."
"Belki de bir megalomanla urayoruzdnr," dedi Dileri Bakam, "bir
sulunun zihniyle."
"Bu daha makul." dedi Li. "Bir birey etrafta byk miktar paralar saabilir
ve szde saygdeer amalar urana teknoloji ile uraabilir. Geri bana
sorarsanz bu olaya yle bakmalyz: birileri solucan srleri gnderiyor biz
de onlar yok etmek iin bir eyler icat ediyoruz ve bu i byle srp gidiyor."
"imdiye kadar ne tr nlemler alnd?" diye sordu Dileri Bakan.
" B i z " diye balad Savunma Bakan.
"Nevv York'u tecrit ettik." diye onun szn kesti Li. Kendi yapt iin
vgsn bakalarnn toplamasndan hi holanmazd. "Ve yeni aldm
haberlere gre Washington'daki yenge istilas haberleri doruland. Keif iin
gnderilen insansz uaklar tarafndan tespit edildiler. 13u ehri de ayn ekilde
tecrit etmek durumunda kalacaz. Beyaz Saray personeli, Bakan' takip
ederek kriz sresince ehirden ayrlmal. nemli ky ehirlerinde
grevlendirilmek zere alev pskrtclerle donanm birliklerin hazrlanmas
emrettim. Bu arada bir antitoksin gelitiriyoruz."
"Denizaltlar veya dal robotlarn kullanmak iin yaplan planlar var m?"
diye sordu CIA Mdr.
krm
"Hl solucanlar itlaf etmeye alyoruz. u anda dip tarama alar ile
deniz yatan spryoruz. Ayrca deniz canllarn uzak tutmak iin stratejik
ky blgelerinin evrelerine alar geriyoruz. Bu istila kart nlemlerimizden
bir dieri."
"Biraz ilkel, deil mi?"
"Ama sald'H yntemleri de yle. Her halkarda, balinalar alt etmek iin
sonar kullanr <c zereyiz. Surtass LFA ile onlar sar edeceiz. Birileri bu
438
krm
krm
krm
Saa bakt. Yangn hl tnelde alev alev devam ediyordu. Askeri tankerin
srcs gvenlik protokoln ihmal edip gaz maskesini takmam ve
direksiyon banda bilincini kaybetmiti. Bir konvoyun parasyd. Kaza bir
zincirleme reaksiyona sebep olmu, dzinelerce ara alev almt. imdi oradaki
scaklk bir volkann iindekine eti.
Peak kazaya engel olamad iin kendini suluyordu. Bir tneldeki bulama
tehlikesinin, zehirlerin dalaca sokaklardakinden kat kat fazla olaca
belliydi. Ama nasl her yere yetiebilirdi ki?
Peak'in nefret ettii bir ey varsa, o da kendini aciz hissetmekti.
Ve imdi sra Washington'dayd.
"Bununla baa kamayz." demiti Li'ye telefonda.
441
Chteau
Whistet;
Kanada
krm
"imdi m i ? "
"Sizinle zel olarak konumam gerekiyor."
"Korkarm megulm. Bir saat sonra olur mu? Baz telefon grmeleri
yapmam gerekiyor."
"Hi merak etmiyor musunuz?"
"Merak m ? "
"Benim bir teorim olduunu dndnz sylemitiniz."
"Benim sitime gelin."
Vancouver
Adas
krm
443
12 Mays
Chteau
Whistler,
Kanada
Belki de, diye dnd Johanson, bu bir dnm noktas olur. Ya da belki de
aptal ve yal delinin teki olduumu dnrler.
Ekrann solundaki kk platformun zerinde duruyordu. Projeksiyon
kapalyd. Geceyi Tofino'da geiren AnavvakT bekledikleri iin birka
dakikalk bir gecikme yaanmt ama artk delegeler toplanmlard. n srada
Li, Vanderbilt ve Peak vard. Peak gece Nevv York'tan dnmt ve sanki
enerjisinin byk blmn orada brakm gibi grnyordu.
Bir toplulua seslenmek Johanson'un ikincil yeteneiydi. rencilere ders
vermeye ve konferanslarda konumaya alkt, ara sra standart gereklere
kendi gr ve teorilerini eklerdi. Ama ders vermek iin en kolay ksmyd,
sadece bakalarnn aratrmalarnn meyvelerini toplar ve sorular cevaplardn.
krm
krm
krm
krm
"Ne?"
"Birok derin deniz yarat bizden daha iyi gremez ama dier duyular
gelimitir. Bedenleri basntaki en kk deiime bile tepki verir. Yzlerce
hatta binlerce kilometre teden gelen ses dalgalarn fark ederler. Dikkatlerini
ekmeden, hibir denizalt onlar grebilecek kadar yaklaamaz. Teorik olarak
milyonlarca balk belirli bir blgede yayor olabilir ama eer glgelere
gizlenirlerse, onlar asla bulamayz. Eer bu sradan balklar iin bile byleyse,
zeki varlklar nasl tespit edeceiz? Onlar grmemizi istemiyorlarsa, buna izin
vermezler! kincisi, bu yaratklarn neye benzeyebilecei konusunda hibir
fikrimiz yok. imdiye kadar birka tuhaf fenomeni kayda alabildik mavi bir
bulut, yldrma az ok benzer k akmalar ve Norve kta yamacnda garip
bir ey. Bunlar yabanc bir zeknn iaretleri mi? Peki ya jleye ne demeli? Ya
da Murray Shankar'm tanmlayamad sesler? Ve son olarak da nc sebep.
Uzun bir sre, denizlerdeki yaamn sadece n eriebildii st blgelerde
mmkn olabileceine inandk. Oysa artk okyanuslarn her yerinin, hatta on
bir bin metre derinliklerin bile yaamla kaynadn biliyoruz. Derinlerdeki
birok organizma s sular aramaya ihtiya duymuyor. Aslna baklrsa,
birou o deiiklii kaldramaz, derinliklere uyum salam vcutlar iin su
scakl ok yksek, basn ok dk olacaktr ve altklar besinleri
bulamayacaklardr. te yandan bizler suyun yzeyine ne kadar aina olsak da,
ancak ok az sayda robot ve hantal denizaltlar iindeki birka bilim insan
derinlikleri ziyaret etti. Bir uzayl gemisinin kameralarn Dnya'ya evirdiini
farz edin. Her kare sadece birka metrekarelik alan yakalayabiliyor. lk
ekimde Kalahari l'ne zum yaplsn. kincisinde Mool bozkrlarna.
ncsnde ise Antarktika'ya, drdnc kareyi ise bir ehrin zerinden
geerken eksinler ve o karede birka metrekarelik im alanda bir aaca ieyen
bir kpei yakalasnlar. Uzayllar nasl bir izlenim edinirdi? Bu gezegende zek
sahibi bir yaam formu yok ama ilkel yaam biimleri dank olarak mevcut."
krm
"Yapay zek konusunda nde gelen bir otorite." diye aklad Fenvvick.
Aniden canlanmt. "u anki nral biliim aratrmalarnn snrlarn zorlayan
bir gelecek vizyonu yaratt. Eer beynin nasl altna dair neler bildiimizi
anlamak istiyorsan... aslnda daha iyisi, dier zeki rklarn beyin hakknda neler
bildiini anlamak istiyorsan mutlaka onun almalarna bakman gerekir."
Fenvvick heyecanla kzard. "te bu! Kurzvveil'n nron bilgisayar! Bir ipucu
bulmu olabilirsin."
krm
"Gerekten m i ? " diyen Li srtt. " C I A ' i n beyin ykamayla uzman olarak
ilgilendiini zannediyordum."
Vanderbilt burnundan soludu. "Neden bahsettiklerini anlatacak biri var m?
Eer biliyorsam, kahrolaym. Birileri bunu aklayacak m ? "
" N r o n bilgisayar bir beynin kusursuz bir kopyasn oluturmak iin
kullanacan modeldir." dedi Oliviera. "Beyinlerimiz milyarlarca sinir
hcresinden, baka deyile nrondan oluur. Her nron dier saysz nrona
baldr. Elektrik atmlarn kullanarak birbirleri iis iletiim kurarlar ve
beyinlerimizin srekli gncellenmesini, y* d u ...^cmonmesini ve
bildiklerimizi a vleyip, hissetmemizi ve renmemizi friariar Yaadmz
krm
"MKo tamamen askeri bir ihtiyatr." dedi Li sakince. "Eer var olmasayd
yerine insan hayat kurban etmemiz gerekecekti. Eminim fark etmisinizdir,
her zaman savalarmz seemiyoruz. Program u an iin beklemede ama
bunun geici bir duraksama olduuna eminim. Yapay zek yaratma yolunda
epey ilerdeyiz. Tpta organlar mikroiplerle deitirmemiz ok zaman
almayacak. rnplantlar daha imdiden krlerin grme duyularn ksmi de olsa
geri getiriyor. Tamamen yeni zek biimleri ortaya kacak." Anavvak'n
gzlerinin iine bakt. "Gelmek istediiniz nokta buydu, deil mi? Tm kantlar
Orta Dou teorisini destekler gibi grnecekti, tabii eer insanlk Kurzvve'n
ngrd kadar ilerlemi olsayd. Ama yle deil. Bu jle, bir nron
bilgisayar ile ayn ii gryor ve yaayan hibir bilim insan byle bir eyi icat
edebilecek kapasitede deil."
"Pratikte nron bilgisayar tm dnme srelerini kontrol edebilecekti."
dedi Anavvak. "Jlenin de ilevinin byle olduunu var sayarsak, o zaman bir
canly sadece ynlendirmiyor, o canl oluyor. Yabanc maddenin hcreleri
normal beyin hcrelerinin grevini stleniyor. Ya beynin kapasitesini
artryorlar"
"Ya da beynin yerine geiyorlar." diye sze kart Oliviera. "Leon hakl.
450
krm
bakn, insanlar asla buna benzer bir sava yapmazlar. Niye denizden saldrlsn?
Kimin baca yengeleri gibi, denizin onlarca kilometre derinliinde yaayan
organizmalarn genleriyle oynamak iin bir nedeni olacak? Orada alacak bir
tek insan bulamazsn. Tm bunlar bizim zayf noktalarmz renmek iindi.
Deney yapyorlar v e dahas dikkatimizi datmaya alyorlar."
"Dikkatimizi datmak m?" diye tekrarlad Peak.
"Evet. Dman tm cephelerden birden saldryor. Baz saldrlar kbus
senaryolara sebep oldu, dierleri ise can skntsndan teye gitmedi ama asl
mesele, hepsinin bir ekilde bizi megul etmesi. Bizi drtyorlar ki aslnda
neler olup bittiini fark etmeyelim. Hasan en aza indirgemek iin urarken,
asl tehdidi gzden karyoruz. Sirk palyaolar gibiyiz, snklarn zerindeki
bir dizi taba dengede tutuyoruz. Srekli bir srktan dierine atlyor, tabaklan
dndrp yere arpmamalarn salamaya alyoruz. Son taba evirir
evirmez hzla ilkine dnmemiz gerekiyor. Ama tabaklarn says bizim
hokkabazlk becerilerimizi ayor. Bir sre sonra saldrlann hacmiyle baa
kamayacaz. Tek tek baklrsa balina saldrlar veya balk stoklarnn
kaybolmas ok endielenmeyi gerektirmez. Ama hepsi st ste gelince
amalarn gerekletiriyor ve bizi paralize edip bouyorlar. Eer olaylar
yaylmaya devam ederse, hkmetler kontrol yitirecek, dier devletler bu
durumdan yararlanacak ve blgesel, hatta uluslararas atmalar olacak. ler
nndan kacak ve kimse durduramayacak. Uluslararas yardm kurulular
kecek ve tbbi yardm ebekeleri an yklenecekler. Her ynden yaplan
dorudan saldnlar, derinliklerde gizlice gelitirilen bir eyi gizlemek iin ve
ok yaknda onu engellemek iin teknolojimiz, enerjimiz, bilgimiz ve hatta
zamanmz bile olmayacak."
krm
tam da, burada, bizim gezegenimizde, bizimle paralel olarak gelimi herhangi
bir zeki canl trnn yapmak isteyecei eydir."
"Dr. Johanson!'' Vanderbilt bir mendil karp alnndaki terleri sildi. "Siz
benim gibi profesyonel bir hafiye deilsiniz. Benim deneyimlerimin
ayrcalndan yoksunsunuz. Son on be dakikadr bizi elendirmek iin harika
bir i kardnz ama byle bir karmaann temeline inmek istiyorsanz
kendinize bu iten kimin kar olduunu sormalsnz. Kimin kar var?
Sulunun kokusu byle alnr. Ortalkta d o l a n p "
"Kimsenin kar yok." dedi bir ses.
Vanderbilt dnd.
"Aynen yle, Vanderbilt." diye devam eden Bohrmann ayaa kalkt.
"Kiel'dekiler, eer baka kta yamalar da kerse neler olabileceinin
senaryolarn modellemeyi dn gece bitirdi."
"Biliyorum." dedi Vanderbilt kaba bir tavrla. "Tsunamiler ve metan. Kk
bir iklim problemimiz o l a c a k "
"Hayr," dedi Bohrmann, "kk bir problem deil. Bu bir idam cezas.
Hepimiz elli be milyon yl nce, byk miktarlarda metan atmosfere son kez
sahndmda neler olduunu biliyoruz"
"Elli be milyon yl nce ne olduunu nereden, nasl bilebilirsiniz?"
krm
krm
nceleri teoriyi iddetle reddeden bir tek Vanderbilt varm gibi grnyordu ama
sonraki saatte durum deiti. Topluluk, sert bir mcadele iinde kilitlenmi iki
kampa blnmt. Olup biten her ey ele alnp, yeniden gzden geirildi. lk
anomaliler. Saldran balinalar. Solucanlarn kefine sebep olan olaylar. Bir ragbi
man seyretmek gibiydi, fikirler ne atlp arpyor ve geri ekiliyor, sonra da
retorik dirsekler tarafndan oyun dna atlyor, bir tarafn ne frlamasna izin
veriliyor, itirazlarla cepheden karlanyor ve sonra da usta numaralarla
engelleniyorlard. Ama tm bu manevralarn ardnda, Anavvak'a tandk gelen bir
drt vard: Baz insanlar, insanln stnlne meydan okuyan paralel bir
zeknn varh dncesine katlanamyorlard. fkelerini dile getirmiyorlard ama
hayvan zeks ile ilgili tartmalarda tecrbeli olan Anavvak onlan fark edebiliyordu.
Tartmaya alttan alta bir saldrganlk girmiti. Johanson'un teorisi ile oluan aynlk
aslnda tam olarak bilimsel deildi, her eyden nce insan olan uzmanlann arasnda
bir atlak oluturmutu. Vanderbilt'in tarafnda Rubin, Roche, Frost, Shankar ve
tereddtl Peak varken, Johanson'u Li, Oliviera, Fenvvick, Ford, Bohrmann ve
Anavvak destekliyordu. stihbarat ajanlan ve diplomatlar nceleri sessiz kalmlard
ama onlar da teker teker arpmaya katlmlard.
Hayret vericiydi.
dedi
krm
"Lobide."
isterdiniz?"
"Evet."
"Telefondan sizi istiyorlar."
Anavvak kalarm att. Chteau'da onlara dorudan ulalamyordu ama
akraba ve tandklarn acil durumlarda arayabilmesi iin bir numara vard. Li
delegelerden bu numaray verirken dikkatli olmalann rica etmiti. Numara
Shoemaker'da vard. Birinde daha m vard?
Li
"Uzayllar m ? " Bakan artc derecede kendine hakim grnyordu.
' "Tam olarak deil." dedi Li. imdiye kadar bunu saysz kez konumulard.
"Uzayl deiller, bizim gezegenimizin canllar. sterseniz, rakip bir tr
diyebilirsiniz."
Chteau, uydu kanalyla Offutt Hava ss'ne balanmt. Offutt'taki
toplantda Bakan'n yan sra Savunma Bakan, Bakan'n Gvenlik
Danman, Yurtii Gvenlik Bakan, Dileri Bakan ve CIA Mdr vard.
Artk VVashington'un da Nevv YorkTa ayn kaderi paylaacana phe yoktu.
ehir tahliye edilmi ve kabinenin tm Nebraska'da kamp kurmutu. Karann
ilerine yaplan geri ekilme genelde plana uygun olarak ilemiti, bu kez
hazrlklydlar.
krm
"Bu doal bir afet deil, planlanm bir saldr." diye gelmiti cevap. "Bir
terrist saldr. Bu insanlarn Kresel Tepki Merkezi'ndeki bilgisayarlarnn
banda gece gndz almasna ihtiyacmz var. Rolleri hayati nemde. Onlar
bizim terrizme alan penceremiz ve hibir yere gitmeyecekler."
"Nevv York biyolojik katillerin kuatmas altnda." diye cevap vermiti CIA
Mdr. "Orada neler olup bittiini bilmiyor musun? Washington da farkl
olmayacak."
"Kresel Tepki Merkezi kritik biranda kaplarn kapasn diye kurulmad."
"Elbette ama o insanlar lebilir."
456
krm
"Bu dini bir mesele." diyen Savunma Bakan umursamaz bir el hareketi
yapt. "Politik adan nemsiz."
"Asl politikann kendisi nemsiz." dedi Peak. "Darda azap ve korku
dnda hibir ey yok. Manhattan'a bir yolculuk yaparsanz, kendiniz de
grrsnz. Asla kiliseye ayak basmam olanlar bile diz km dua ediyorlar."
Bakan dnceli bir .tavrla tavana bakyordu. "Bu olayda, Tann'nn
planlannn," dedi, " n e olabileceini kendimize sormalyz."
"Hatrlatmama izin verirseniz, efendim, O bu konseyin bir yesi deil."
dedi Vanderbilt. "Bizim tarafmz bile tutmuyor."
457
krm
kapasiteye sahip deil ve bizim bunu aka ortaya koymamz gerekecek. Tabu
uzmanlk sahibi ve fikirleri olan adamlar olacaktr ve bu beyinleri
kullanmamamz iin bir sebep yok. Afrikal ve Asyal mttefiklerimizin de
yardmn ekleyelim b u doru bir mesaj verecektir. Ama bu kendimizi
uluslararas camiann en tepesine konumlayabilmek iin bizim ansmz. Bir
asteroit arpmas gibi insanl bir anda yok edecek bir tehlike deil. Ama, evet,
yz yze kaldmz korkun bir tehdit, yine de eer doru hareket edersek,
kazanan biz olacaz."
krm
blgelerinde yaayan nfusu, Kuzey Avrupa'da olduu gibi, srmek veya yok
etmek. nc adm alt yapmz yok etmek y i n e Kuzey Avrupa'da ak
deniz endstrisinin yklmas buna rnek. Balklk endstrisinin kesintiye
uratlmasn da bunun iinde sayabilirsiniz b u bizim besin kaynaklarmzn
ciddi ekilde azalmasna sebep olacaktr, zellikle de nc dnya lkelerinde.
Drdnc adm byk ehirler, medeniyetimizin dayanaklar kentli nfus
karann ilerine ekilmeye zorland. Ve nihayet en sonuncu, beinci adm olarak
da iklim deiiklikleri ve bylece dnya bizim trmz iin yaanmaz hale
gelecek: Ya donacak ya da sular altnda kalacak, ya snacak ya da souyacak
veya hepsi birden olacak detaylar bilmiyoruz."
"Ama bu durum dnyay tm hayvanlar alemi iin yaanmaz klmaz m ? "
diye sordu Gvenlik Danman.
"Karada evet. Flora ve faunann birok trnn yok olacan sylemek
yanl olmaz. Ayn felaketin elli be milyon yl nce de olduu bana anlatld,
sonucunda byk saylarda hayvan ve bitki trnn soylar tkendi ve dier
trlerin geliimine yer atlar. Byle bir krizi hazrlamadan nce kendi
kurtulular zerine epey kafa yormu olsalar gerek."
"Bylesine bir ykm. Bu..." Yurtii Gvenlik Bakan kelime arad. "O kadar
ar ki... nsanlk d.".
"Eh, onlar insan deil." diye hatrlatt Li.
"Onlar durdurmak iin umut var m ? "
"Kim olduklarn bulmamz gerekiyor." dedi Vanderbilt.
Li ona dnd. "Sonunda yola m geliyorsun?"
krm
dnersek,"
dedi
Savunma
Bakam,
"dnyaya
ne
"Henz ok erken."
"nsanlar soru soracaktr."
"O zaman yant uydurun. Sen politikacsn, yle deil mi? Eer kp
denizin dibinde baka bir zeki trn olduunu dorudan sylersek, insanlan
oktan ldrrz."
" B u arada," dedi CIA Mdr Li'ye dnerek, "bu deniz eytanlarna ne
demeliyiz?"
Li glmsedi. "Johanson'un bir nerisi var. Yrr. "
"Yrr m ? "
"Y ve iki tane r. Kazara bulmu. Klavyede bilinsiz parmak hareketlerinin
sonucu. Herhangi bir isim kadar iyi diyor ve ben de katlyorum."
"Peki, Jude." Bakan ban sallad. "Bu teorinin nasl ekilleneceini greceiz.
Tm olaslklan hesap etmek zorundayz, tm seenekleri. Ve eer ad yrr ya da her
ne diyorsanz o olan bu yabanclara kar bir sava verdiimiz ortaya karsa onlarla
savaacak ve kazanacaz. Yrr'a. sava ilan edeceiz." Dierlerine bakt. "Bu bizim
iin bir frsat. Byk bir frsat. Bunu kullanmanz istiyorum."
IVeaver
krm
Son otuz dakikadadr VVeaver havuzda bir aa bir yukar gidip geliyordu.
Saat sabaha kar biri gemiti. imdiyse bornozuna sarnm, plak ayak ve
slak salarla lobiden geip asansrlere gidiyordu. Gz ucuyla Leon Anavvak'n
otelin barnda oturduunu grd ve bir an orann adam bulmak iin garip bir
yer olduunu dnd. Mahzun bir halde bir tabureye tnemi, el srmedii bir
bardak kolasna gzlerini dikerek bir kase fst eeliyor, bir fstk alp sonra
tekrar kaseye atyordu.
O sabahki konumalarndan beri onu hi grmemiti. Belki de rahatsz
edilmek istemiyordu. Lobiyi ve evre odalar bir hareket sarmt ama bar
neredeyse bombotu. Koyu renk takm elbiseler iindeki iki adam bir keye
ekilmi aceleyle bir eyler konuuyor, askeri pantolon giymi bir kadn
nndeki ekrana bakyordu. Arkada alan bat yakas mzikleri ortama hi
ilgisi olmayan bir sradanlk havas veriyordu.
Anavvak mutsuz grnyordu.
VVeaver tam da gidip giyinmenin daha iyi olacan dnrken adama
doru yrmekte olduunu fark etti. Islak ayaklar parkede iz brakyordu.
"Merhaba."
Anavvak bo gzlerle ona dnd.
VVeaver durdu. Birinin zel alanna dalmak ve- davetsiz misafir olarak n
yapmak dnyann en kolay eyiydi. Bara yasland ve bornozunu ekitirdi.
Aralarnda iki tabure vard.
"Merhaba." dedi Anavvak. Gzleri kayd. Sonunda onu grmt.
VVeaver glmsedi. "Ne...eee... ne yapyorsun?" Aptal soru. "Bu sabah
ortadan kayboluverdin."
"Evet, kusura bakma."
krm
462
krm
Bykannesinin, acs fkeye dnen kk, korku dolu, huzursuz kza nasl
baktn bilmiyordu. Okulda notlan gibi davranlar da dibe vurmutu. Bir de
okulu knp sokaklarda dolanmas, ilk esrarn imesi, serserilerle taklp kendini
kaybedene dek imesi ve isteyen herkesle yatp kalkmas vard, ki bu tipler hep
orada oluyorlard. Sonunda enselenip okuldan atlm, bir sokak arasnda krtaj
olmu, sert uyuturucular kullanm, slahevine girmiti. Problemli ocuklar
iin olan bir evde alt ay yaamt. Zihni ve bedeni bir sava alan olmutu.
Ama kaza onun denize olan sevgisini azaltmamt. Su karanlk bir byyle
ona sesleniyor ve onu derinlere anyordu. Onu o kadar gle anyordu ki
bir gece Brighton'a kadar otostop ekmi ve kydan aa yzmt. Sonra,
ehrin klan ayn aydnlatt gece karas sular tarafndan yutulduunda
yzeyin altna batmt.
Boulmak kolay deildi.
ManTn karanlk sularnda srklenmi, kalp atlar kulaklannda
gmbrdeyene dek nefesini tutmutu. Ama deniz yaamn bedeninden ekip
almak yerine ona kalbinin ne kadar gl olduunu gsteriyordu.
On yandayken balayan kbusunun iinden karak yzeye frlamt.
Yaknlarnda bir filika vard ve onu kurtarmt. Ar hipotermi ile hastaneye
kaldrlmt. Orada gelecei ile ilgili plan yapmaya balad. Taburcu edildikten
sonra bir saat boyunca bedenine bakacak ve bir daha asla byle grnmek
istemediine karar verecekti. Piercinglenni karm, kafasn kaztmay
brakm, on snav ekmeyi deneyip becerememiti. Bir hafta sonra yirmi snav
ekebiliyordu.
krm
krm
14 M a y s
Anawak
Yola kma kararm vermek kolay olmamt ve kararn verdikten sonra bile
Li'nin, gitmesine izin verecei kesin deildi. Ama tersine Li onu gitmesi iin
zorlamt. "Eer burada kalrsan kendini asla affetmeyeceksin. Aile hayatta
her eyden nce gelir. Gvenebilecein tek eydir. Tek istediim sana
gerektiinde ulaabilmemiz."
imdi uakta oturmu Li'nin neden aile balan hakknda vaaz vermeye o
kadar istekli olduunu merak ediyordu. Kadnn cokusunu paylaamyordu.
krm
krm
| antasn Cape Dorset'e olan uu iin bagaja teslim etti. Giedeki kadn
...usunun bir saat rtarl olacan bildirdi. "Belki kasabada yapacak birka
iniz kalmtr." diye ekledi bir glmsemeyle.
Anavvak duraklad. "Eee, aslnda yok. Buralar bilmiyorum."
Kadn arm gibiydi. Grnts tam bir nuk olan birinin nasl olup da
Itkenti bilmediini dnyordu belli ki. "Grecek ok ey var." diye nerdi.
Kasabada bir tur atmalsnz. Nunatta-Sunaqutangit Mzesi rnein.
Iqaluit.
ok uzun zaman nceydi. Baz eyler tandk grnyordu ama
grdklerinin ounu hatrlamyordu. Bulutlar Montreal'in ardnda kalm
gibiydi ve artk gne elik mavisi gkte parlyor, havay keyifli bir biimde
styordu. En az on derece olmal, diye dnd Anavvak ve fazla kaln
giyindiini hissetti. Ceketini karp beline dolad ve tozlu yollarda yrmeye
balad. Etrafta artc bir trafik vard. Buralarda bu kadar ok 4x4 veya ATV
olduunu hatrlamyordu ve ok aksl iki kiilik arabalar motosikletler gibi
ortalkta dolanyorlard. Caddenin iki yanma karakteristik Kutup stili ile ina
edilmi, onlar yerden yksekte tutan payandalanyla kagir evler dizilmiti.
Dorudan tundra toprann zerine kurulan evler donmu topra eritir ve
batard.
krm
ocukken epey davul dans grmt. Ama bu ok uzun zaman nce, her
m yolunda gittii bir dnemdi... tabii eer gerekten yle bir dnem
llmusa..
Carlayan gnmn bunaltc derecede scak olduu sokaa kt. Anglikan kilisesinin sandan geti kulesi olan ta
ilinde gazeteyle bir banka oturdu. Daha nceki iftin dnda uuu bekleyen
kimse yoktu. Kendini dnyadan soyutlamak iin gazeteyi kaldrd, makalelerin
ieriklerini zmseyerek okudu ve sonra da gazeteyi bir kenara brakt.
En sonunda bilet giesindeki gen kadn onlar almak iin geldi. Bir yan
kpdan geip kk, ift motorlu pervaneli bir uan, bir Piper'n bekledii
m.nevra alanna yrdler. Anawak ve yol arkadalar dar uaa inmek iin iki
merdiven ktlar. Sadece alt koltuk vard. Tm bagajlar uan arkasndaki
| | t n altna yerletirilmiti. Kokpit hibir blme olmadan dorudan kabine
nvilyordu. Kalk pistine ilerleyerek bir dier Piper'n kalkmasn bekledikten
loa ksa, hzl bir kalkla sallanarak havalandlar. Terminal ufalp gzden
kayboldu, uzakta Frobisher Koyu panldyordu. Buzullarla oyulmu; buz
mrlalar ve kar alanlar ile benek benek dalarn zerinden batya utular. Sol
itiraflarnda gn klar Hudson Boaz'nn zerinde parlyor, bu arada sa
taraflarnda da Anawak'n ismini birden hatrlad bir gln, Amadjuak'n
zerini ldatyorlard.
Bir zamanlar, ara sra oraya giderlerdi.
Ba dndren bir hzla hatrlyordu. Anlar gzlerinin nnde kar
lirtnasndaki birer glge gibi belirip onu hi de gitmek istemedii gemie
ekiyordu.
Arazi alalarak suya yol verdi. Uu, kokpit penceresinden hain topraklar
grnene dek denizin zerinden yirmi dakika daha devam etti. Tellik Koyu'nun
yedi adas grnd. Adalardan birinin ilerine doru ince bir izgi ilerliyordu.
Cape Dorset pisti.
krm
Yere indiler.
Anawak kalbinin lgn gibi attn hissediyordu. Yuvaya dnmt. Piper
yavaa terminale yanarken dar kmak iin sabrszlanyordu.
nuit sanatnn bakenti, yar aka yan imrenmeyle kuzeyin New York'u
denen Cape Dorset'te 1200 kii yayordu.
Bu, modern Cape Dorset'ti.
Gemite iler farklyd.
krm
"Polar Lodge."
Yal adamn yznde belirgin bir hayal krkl vard ama sonra
glmsedi. "ptal edebiliriz. Mdrn tanyorum. Hi dert deil."
"Sizi zahmete sokmak istemem." dedi Anavvak. Sadece babam buza
gmmeye geldim, diye dnd, ve sonra da buradan cehennem olup gitmek.
"Hi zahmet olmaz." dedi Akesuk. "Sen benim yeenimsin. Ne kadar
kalacaksn?"
"ki gece. Bu kadar yeter sandm, deil m i ? "
arkaya
at.
Mary-Ann'i
hatrlyor
musun?
Tabii
ki
vard.
Onlarn
evi Kuugalaaq't.
Annesinin kardei
Akesuk
Kirmgait'te yayordu.
Anavvak hl orada yaayp yaamadn merak etti.
Kasabann tmn dolayor gibiydiler ve amcas neredeyse tek tek her bina
hakknda yorum yapyordu. Anavvak aniden Akesuk'un onu gezdirmekte
olduunu fark etti. "Iji Amca ben buralar biliyorum." diye itiraz etti.
"Sama! On dokuz yldr yoksun. Her ey deiti. u spermarketi hatrlyor
musun?"
"Hayr."
"Grdn m? Eskiden yoktu. Yeni. Hatta daha byk bir tane bile ald.
krm
inanamazsn. Bili Clinton, Jaques Chirac, Helmut Kohl. Kohl dev gibiydi,
hepimiz yannda cce kaldk. Hmm bu ne zaman olmutu? Dur bir
hatrlayaym..."
Akesuk direksiyonu serte krd. Denize doru giden bir tali yolda hzla
ilerlediler. Her renkte ve byklkteki kagir evler koyu kahverengi manzarann
arasndan belirli bir dzene uymakszn belirip kay blyorlard. urada burada,
seyrek kar birkmtileriyle birlikte tundrann dayankl paralan gze arpyordu.
Cape Dorset Liman bir depo ve ylda bir veya iki kez bir kargo gemisinin
yaamsal nemdeki mallan getirip boaltt ykleme vinlerinden ibaretti.
Oradan ok da uzakta olmayan Tellik Koyu'nun gelgit havzasna yryebilir ve
cezir zaman komu ada Mallikjuaq'a, blgenin gm alanlannn bulunduu ve
kayklann ekee alnd gl kenan ile doal parkna geebilirdiniz.
Durdular. Anavvak kamyondan indi ve iskele boyunca yryp masmavi
kutup sularna bakt. Akesuk ksa bir sre arkasndan geldi ama sonra onu
yalnz brakt.
skelenin grnts Anavvak'n Cape Dorset'ten ayrlmadan nce grd
son eydi, uaktan deil de ikmal gemisinden grmt. On iki yandayd.
Gemi onu lkeyi umutla ve nlerindeki yeni dnyann heyecanyla terk ederken
uzun zaman nce kaybolan buzdaki cennete, yas tutan yeni ailesiyle birlikte
alp gtrmt.
Be dakika sonra yavaa kamyona geri geldi ve tek sz etmeden yolcu
koltuuna trmand.
"Evet, eski liman," dedi Akesuk yumuak bir ses tonuyla. "Bizim
limanmz. Hibir zaman unutmayacam. Gittiin zaman Leon, kalbimiz
krld..:"
Anavvak serte ona bakt. "Kimin kalbi?" diye sordu.
"ey..."
krm
"Teekkr ederim ama... yine de otelde kalsam daha iyi olur sanrm:"
Amcasnn alnacan bekliyordu ama Akesuk dnceli baklarla
karlad. "Bir iki imek ister misin?" diye sordu.
krm
krm
Yemekten sonra Anavvak Polar Lodge'a dnd. Akesuk onu kalmak iin
ikna etmeye almad. Kk odadaki iekleri alp masaya koydu: "stediin
zaman fikir deitirebilirsin." dedi.
Cenazeye iki saat kalmt. Anavvak odasndan kmam, sadece ylece yatp
uyumaya almt. Baka ne yapacan bilmiyordu. Tabii ki yapacak ok ey
vard. Onu Mallikjuaq'a gtrecek birilerini bulabilir veya oraya kendi
yryebilirdi; Tellik Koyu halen donmu vaziyetteydi ve onun arlm tard.
Ya da bunu Akesuk'tan rica edebilirdi. Onu, grd herkesle tantrmak iin
Cape Dorset'i boydan boya dolatrmaya itiraz olmayaca kesindi. nuit
yerleimlerinde, ister kan bayla ister evlilik yoluyla olsun herkes bir aileydi
ve nuit sanatnn kalbi Cape Dorset'te yaplacak bir tur muazzam bir sergi
gezintisi gibiydi. Ama Akesuk tarafndan etrafta gezdirilmek hovarda oulun
eve dnmesi gibi bir ey olurdu ve kimsenin eve dndn dnmesini
474
krm
Akesuk babasn son bir kez grmeyi isteyip istemediini sordu ama
Anavvakistemedi. Rahip hl konuurken tabutun iindeki adam hayal etmeye
alt. Orada herhangi birinin bile olduuna inanmak gt. Aniden l adamn
bir daha yanl bir ey yapamayacan fark etti, babas sonsuza dek gitmiti.
Su ve masumiyet artk nemli deildi. Hayat boyunca yapt ve yapmay
beceremedii her ey, sade tabutu souk yeryz ile sarmalanrken artk
anlamn yitirmiti. Anawak'a baklrsa oktan nemini yitirmiti. Yal adam
onun iin o kadar uzun yllardr lyd ki cenaze ge kalm bir formalite gibi
geliyordu.
Kendini bir eyler hissetmek iin zorlamay brakt. Tek istedii gitmekti.
Eve. gitmek. Ama ev neredeydi?
Cemaat ark sylemeye baladnda kendini dlanm hissetti. Titriyordu
ama souktan deil. Evi dndnde Vancouver veya Tofino'yu kastetmiti
ama artk bunun doru olmadn anlayabiliyordu.
Anavvak kara bir delie bakyordu. Gr darald ve dnya dnmeye
balad. Karanlk onu kuatt, bir dalga kadar gl ve kanlmazd. Kapana
kslm bir hayvan gibiydi, karanlk ona doru aktka seyretmeye
zorlanyordu.
"Leon."
Panik iinde ykselmeye balad.
"Leon!"
Akesuk kolunu tuttu. Anavvak krklarla dolu yze ve gri byklara kafas
karm gibi bakt.
"yi misin olum?"
"yiyim." diye mrldand.
"Gzel Tanrm, zar zor ayakta duruyorsun." dedi Akesuk, sesi merhametle
doluydu. Yas tutanlar ona doru dnd.
"yiyim, teekkrler Iji."
krm
krm
"Bilmem."
"Evinin nerede olduunu biliyorsundur."
"Aada."
"Pekl."
Uak dala geip sonra yeniden dnd. ehir klar grld ama sadece
birka serpintiydi, Vancouver iin ok azd. Buras Vancouver deildi. Karanlk
suda srklenen buz ktleleri vard ve kasabann tesinde mermerden bir da
ykseliyordu.
krm
Kkt. Paketi amaya balad ama iinde hibir ey yoktu, sadece katlar
vard. Buruuk katlar bir yana att ve paketle birlikte ailesinin cesetleri de
onu, ardndaki kara dalgalarla buzun zerinde bir bana brakarak yok
oluncaya dek her bir katman tek tek at.
Koca bir kambur balina suyu yard ve yeniden batt.
Sonra k.
Anavvak yatakta doruldu. Saat sabah 2.30'du. Dili damana yapmt bu
yzden kalkp mini bara gitti. Bir kola alp at ve iti. Sonra teneke kutuyu
tutarak pencereye gidip perdeleri at ve dar bakt.
Otel Kinngait'e ve komu kylerin bazlarna bakan bir tepenin zerine
kurulmutu. Gece ak ve bulutsuzdu ve gecenin hafif aydnl, evleri,
tundray, kar tarlalarn ve denizi tarifi imknsz bir krmzms altn rengiyle
yalyordu. Yln bu zaman asla tam karanlk olmazd, sadece ekiller biraz
yumuar ve renkler solard.
Birden gzelliini grd. Dnceli bir halde gkyzne bakt, sonra
gzleri dalarda ye koyda gezindi. Tellik Koyu'nun donmu denizi gm
damarlar gibi parlyor, Mallikjuaq Adas sudan uyuklayan bir balina gibi
ykseliyordu.
imdi ne olacakt?
Shoemaker ve Delavvare ile birlikteyken istasyonda kendini nasl
hissettiini, Davie'ye, Tofino'ya ve evresindeki her eye yabanclamasn
hatrlad. Kendini dnyann kalanndan korumak iin iinde olmas gereken bir
eyin yokluunu hissetmiti. Ufukta ok nemli bir ey vard, bundan emindi.
Sanki sra d bir deiim ona gelecekmi gibi heyecan ve korkuyla dolu
beklemiti.
Bunun yerine babas lmt.
O zaman bu muydu? Her eyi deitirecek olan o olay bu muydu? Babasn
gmmek iin kutba dnmesi miydi?
krm
Bir sre sonra giydi, krk eritli bir apka takt ve ay nda yrd. Caddeler
bir tek ona kalmt. Bir yorgunluk dalgas onu sarana dek kasabada doland, sonra
otel odasnn scaklna dnd ve ban yasta koyduu anda uyudu.
Ertesi gn Akesuk'u arad. "Kahvaltya ne dersin?" diye sordu.
Amcas arm gibiydi. "imdi masaya oturduk. Megul olursun sandm."
"Tamam, dert deil."
"Bekle, daha yeni baladk. Neden sen gelmiyorsun? rplm yumurta ve
jambon var."
"Harika."
479
krm
"Kim bilir? Bir eylerin beni ard falan yoktu. Belki de Vancouver bir
sre benden kurtulmak istedi."
"Sama."
" E h babamla bir ilgisi yoktu eer byle dnyorsan. Onun ardndan
alayacak deilim." Kulaa kalpsizce geldiini biliyordu ama o kadar ktyd
ki. "Bunu yapamam Iji."
" O n a ok ykleniyorsun."
"Kt bir hayat srd."
Akesuk ona uzun uzun bakt. "Evet yle ama o zamanlar ok da seenei
yoktu." Kahvesinin telvesini szd. Sonra glmsedi. "Bir nerim var.
Gezimize bugnden balanz. Mary-Ann ile birlikte deiiklik olsun diye bir
yerlere gitmeyi planlyorduk P o n d Koyu'nun kuzey batsna. Sen de bizimle
gelebilirsin."
480
Anavvak ona bakt. "Sz konusu bile olamaz. Haftalarca orada kalacaksnz.
steseydim bile o kadar uzun kalabilmem mmkn deil."
"Bizimle kal demiyorum. Birlikte yola karz ve birka gn sonra sen
dnersin. Yetikin bir adamsn, elini tutmama gerek yok. Kendi kendine uaa
binebilirsin deil mi?"
"Ama ok zahmet olur Iji, b e n "
"Zahmet lafn duymaktan skldm. Gelmek sana neden zahmet olsun ki?
Pond Koyu'nda bir grupla buluacaz. Tm ayarlamalar yapld ve eminim
senin medeni kna da kalacak bir yer bulunur." Gz krpt. "Ama kolay bir yol
olacan sanma. Hepimiz gibi kendine den ii yapacaksn."
Anavvak amcasnn davetini evirip evirdi. Onu hazrlksz yakalamt.
Kendini bir gn daha kalmak iin hazrlamt, iki deil.
Ama Li ihtiyac olduu kadar kalmas gerektiini aka sylemiti.
Pond Koyu. gn daha.
"Neden gelmemi bu kadar istiyorsun?" diye sordu.
Akesuk gld.
"Neden sanyorsun?" dedi. "Seni yuvana gtreceim."
Araziye kmak. Bu iki kelime nuit yaam felsefesini zetliyordu. Araziye
kmak kylerden kamak ve yaz kumsallardaki adrlarda veya bankizlerin
kysnda kamp yaparak geirmek, nuitlcr'in kendi tketimleri iin
avlamalarna izin olan balk, balina, fok veya narval avlamak anlamna
geliyordu. Medeniyetten uzakta, yaamak iin ihtiyalar olan her eyi
alacaklard; elbiseler, ara gere ve avlanma ekipmanlarm ATVlere, kzaklara
veya teknelere ykleyeceklerdi. Gidecekleri arazi el dememiti, insanlarn
binlerce yldr yol ald usuz bucaksz bir yerdi.
krm
Yine de, Anavvak'n da gittike fark ettii gibi baz eyler deimiti.
Dnyann onlardan sradan ilere girmelerini ve endstriyel toplumun bir
paras olmalarn istediini fark etmilerdi ve bunun karlnda, Anavvak bir
ocukken esirgenen kabullenilme, onlara balanmt. Dnya aldklarnn bir
481
ksmn geri veriyor ve onlara kadim geleneklerin batl yaam tarznn yannda
yerini ald yeni bir grnm kazandryordu.
Anavvak'n ardnda brakt yer bir deeri ve kimlii olmayan corafi bir
blgeydi, insanlarnn enerjisi gitmiti ve kimse tarafndan sayg grmyorlard.
Sadece babas bu eski resmi deitirebilirdi ama bunu krklemek iin en ok
eyi yapan da o olmutu. Cape Dorset'e gmlen adam daha geni bir boyun
emenin sembol olmutu: ailesini koruyamayan, kendine acyan, fkeli, yal,
sefil bir alkolik. Cape Dorset'i gzden kaybolduu o gn Anavvak gvertede
durmu ve sislere barmt: "Haydi gidip kendinizi ldrn! O zaman
bylesine bir utan kayna olmazsnz." Bir anlna onlara bir mek
oluturup, gverteden atlamay dnmt.
Ama bunun yerine bat yakal bir Kanadal oluvermiti. Onu evlat edinen
ailesi Vancouver'da yayordu ve renimini desteklemek iin ellerinden gelen
her eyi yapan iyi insanlard. Birbirlerine ok bal olmamlard geri. Sadece
koullarn bir araya getirdii bir aileydi. Leon yirmi drt yandayken
Alaska'daki Anchorage'a tanmlard. Ona ylda bir kez tebrik kart
gnderirlerdi ve Anavvak da scak bir cevap yazard. Onlan hi ziyaret etmezdi
ve onlar da bunu bekliyor grnmezdi.bu fikir muhtemelen onlar artrd.
krm
Akesuk'un arazide bir keif laf yeni bir anlar silsilesini uyandrd- ate
banda geirilen uzun gecelerde insanlar hikyeler anlatr ve tm dnya
canlanm gibi grnrd. Kkken Karlar Kraliesi'nin ve Ay Tann'nn
gerek olduuna inanrd. glularda domu erkek ve kadnlarn yklerini
dinler ve bir gn buza yolculuk yapacan, avlanarak kendiyle ve Kutup
mitiyle uyum iinde yaayacam hayal ederdi: yorulduunda uyuyacak, hava
uygun olduunda alp avlanacak ve aken yiyecekti. Arazide bazen biraz
temiz hava iin adr brakr ve bir gn bir gece boyunca avlamrlard. Bazen
de gitmeye hazr olurlard ve av olmazd. Bariz organizasyon yokluu
qallunaaqlar'a hep pheli grnrd: nasl olur da bir insan zaman planlar ve
rakamlar olmadan yaard? Qallnaaq her zaman var olann yerine yeni
dnyalar kurard. Doann yntemleri tali yollar aard ve eer iler bekledikleri
gibi deilse ya bunu yok sayar ya da yok ederlerdi.
Anavvak Chteau'yu ve ekibin yz yze olduu zorluklan dnd. Geen
aylarn olaylarnn bir insan eylemi olduuna inanmay srdren Jack
Vanderbilt'i dnd. nuitler'in yntemini anlamak isteyen herhangi biri bat
dnyasnn temel direi olan kontrol deliliinden vazgemek zorundayd.
Ama en azndan hepsi ayn trd. Ama denizdeki yaratklarla aralannda
hibir benzerlik yoktu. Anavvak Johanson'un hakl olduuna inanmt. nsanlk
bu sava kaybetmenin eiindeydi ve Vanderbilt gibileri kendininkinden baka
bir fikri gremiyord. Belki de CIA mdr baarszlklarnn farkndayd ama
deimeyecekti.
" P e k i . " dedi Li. Anavvak kadnn bu kadar abuk kabul etmesini
beklemiyordu. "Ya ikincisi?"
krm
Li gld. "Sen zeki bir adamsn Leon. SETl'den birilerine almaya karar
vermitik bile. Dr. Crovve'u tanyor musun?"
"Evet, iyidir."
" N e yapabileceime bir bakarm. Buraya sa salim gel."
Kuzeye dorudan bir rota tutturmak yerine Havvker Siddeley pervaneli ua
douya yneldi. Akesuk pilotu kk bir tur atmaya ikna etmiti, bylece
Anavvak, dnyann en byk kaz kolonisine ev sahiplii yapan kusursuz
yuvarlak golleriyle bir doal yaam korama alan olan Byk Koukdjuak
Dzl'n takdir edebilirdi. Cape Dorset ve Iqaluit'ten gelen yolcular vahi
doaya keif yolculuunun balayaca Pond Koyu yolundaydlar. ou iin
manzara tandkt ve oktan uyumulard. Ama Anavvak bylenmiti.
Bir sre ky hattn takip ettiler ve Kutup dairesini getiler. nlerinde Foxe
Havzas'nm gm manzaras vard, donmu yzeyi atlaklarla, patikalarla ve su
havuzlanyla yark yarkt. Bir sre sonra dik yamalar ve keskin kayalklaryla
dalk arazi tekrar grnd. Kar, derin, glgeli kayalk geitlerin altnda parlyordu.
Nehirlerin kaynayan sulan donmu gllere dklyordu. Batan gnein nda
manzara her zamankinden daha muhteemdi. Engebeli kahverengi da sralan karl
vadilerle kesiliyor, dik yamalar ge uzanyordu, kayalar kar kmelerinin altnda
gizlenmiti. Sonra, neredeyse hi uyarmadan uak mavi lekeli bir ky hattn geti
ve snrsz bir buz ktlesine bakar oldular: Eclipse Boaz.
krm
Pond Koyu Cape Dorset kadard ama dier her adan gneydeki kasabalardan
ok farklyd. Blgedeki yerleim drt bin yldan eskiydi ama kimse Anavvak'n
Iqaluit'te grdne benzer, yllara meydan okuyacak mimari yaplar dikmeye
uramamt. Akesuk, Nunavut'un bu blgesinde geleneklerin dier her
yerden daha fazla rol oynadn aklad. Hatta bazlar amanizme inanyor
dedi dikkatle ve ardndan aceleyle bunlarn iyi Hristiyanlar olduklarn da
ekledi.
Geceyi otelde geirdiler. Akesuk onu erkenden uyandrd ve hep birlikte
kyya indiler. Yal adam havay koklad ve yumuak havann devam
edebileceini ilan etti. Ava klabilirdi.
" B u yl bahar bizi bekletmedi." dedi tatminle. "Otelde buzulun kysna
yarm gnlk yol olduunu duydum. Belki de bir gn, deiir."
"Neye gre deiir?"
Akesuk omuz silkti. " H e r tr ey olabilir. Deiir. Bir sr hayvan
greceksin balinalar, foklar, kutup aylar. Bu sene buz her zamankinden
daha abuk krlyor."
krm
gediklerin
krm
Akesuk burnunu krtrd. "Ben yle demezdim. Biz douya giderken veya
daha kuzeye ilerlerken zaman ayn kalyor. Oraya ne zaman varacann nemi
yok. Hatrlamyor musun? Daha uzun bir yol setin diye hayatn almay
durdurmaz. Zaman boa gitmez."
Anavvak sessizdi.
"Eh, annen ona acyordu." diye karlk verdi Akesuk ve Mary-Ann'e bir
ey syledi.
486
krm
kinci bir gneli gecenin ardndan Anavvak'n zaman algs uup gitmiti.
Dnyann en temel kaynaklarndan birine yolculuk ediyorlard. Her eye
bilimsel bir aklama bulabilecek Anavvak kadar mantkl biri bile buzun
zerinde yas tutarak dolaan kutup aysn anlatan eski nuit yksndeki
mant anlayabiliyodu. Bir nuk kadnna olan ak akln glgelemiti. Ay,
kadn gayri meru bulumalarn kocasna anlatmamas iin uyarmt ama avc
haftalar boyunca sefalet iinde iz srmekten dndnde kadn ona acm ve
ann nerede bulunabileceini sylemiti. Ay onun ihanetini duymu ve avc
onu aramaya ktnda onu ldrmek iin igluya dalmt. Penesini kaldrm
ama acsna yenilmiti. Kadnn lm bile ihaneti unutturamazd. Bu yzden
kamt.
krm
krm
krm
krm
Buzulun kysnda bir yer bulup bir su kmesine yaslandlar. Gmi deniz
nlerinde uzanyordu. Anavvak yzeyin hemen altnda yzen elik mavimsi
glge balklarm grd. Bir sre dakikalarn, ylece gemesine izin verdiler ve
sonra aniden, sanki Doa onlar bekledikleri iin dllendirmeye karar vermi
gibi iki spiral ulu azdii bir ift apraz kl gibi sudan ykseldi. Bir ift erkek
narval buzul kysnn hemen ucunda glndler. Yuvarlak bask kafalar
grndkten hemen sonra koyu gri bedenleri suya dald. On be dakikadan ksa
bir sre sonra geri dneceklerdi. Ritimleri buydu.
ykselip
alalrken
buzdan
hafife
491
atlama
ve
krlma sesleri
krm
krm
krm
fazlas intihar ediyor. Derin bir travmayla uzlayoruz. Zamana ihtiyacmz var
Yaayanlarn umutlan lenlere kurban edilmemeli."
Anavvak ufuktaki gnei seyretti. "Haklsn." dedi.
Sonra ani bir drtyle Akesuk'a Chteau'da rendiklerini, ne zerine
altklarn ve denizde zeki canllann olduundan phelendiklerini anlatt.
Li'nin talimatlarna itaatsizlik ettiini biliyordu ama umurunda deildi. Btn
yaam boyunca suskun kalmt. Akesuk ailesinden geriye kalan tek kiiydi.
Amcas dinledi. "Bir amann dn dinlemek ister misin?" diye sordu
sonunda.
"Samanlara inanmam."
"Kim inanr? Ama bu bilimle zebilecein bir sorun deil. Bir aman sana
ruhlarla boutuunu syleyecektir, bir zamanlar yaayanlarn u anda
yeryznn canllarnn bedenlerini ele geirdiini. Qallunaaq yaam
mahvetmeye balad. Ruhlar, denizin ruhu Sedna'y fkelendirdiler. Bu
yaratklarn kim olduunun nemi yok, onlarla savamaya alrsanz elinize
hibir ey gemeyecek."
"O zaman ne yapmamz gerekiyor?"
"Onlar kendinizin bir paras gibi grn. Bize sylediklerine gre dnya o
kadar kk bir yer ki, ama iin gerei hl birbirimize yabancyz. Onlarla
irtibata gein, tpk nuitier'in yabanc diyaryla yaptnz gibi! Ayrlk yaralar
iyiletirilse iyi olmaz m ? "
krm
kaybetti ve grkemle oradan ayrld. Kampa dnerek merakl bir bak att ama
sonra bir buz ktlesinin ardnda kayboldu.
" N e kadar ar hareket ettiine bak." diye fsldad amcas. "Ama o ay
koabilir olum. Bahse girebilirsin ki koabilir " Kkrdad, sonra anorann
iine uzand ve kk bir heykelcik kararak Anavvak'n kucana brakt.
"Sana bunu vermek iin bekliyordum. Her hediyenin uygun bir an vardr ve
belki de bunu alman iin u an doru zamandr."
Anavvak oyma heykelcii ald. Bir kuun bedenine bir insan kafas
yerletirilmiti, sa yerine kutyleri vard. "Bir ku ruhu m u ? "
"Evet." Akesuk bayla onaylad. "Komularmzdan biri Toonoo Sharky
yapt. Artk nl oldu. Modern Sanatlar Mzesi onun ilerini ald. Al. nnde
engeller var. Buna ihtiyacn olacak. Zaman geldiinde dncelerini doru
yere ynlendirecektir."
"Neyin zaman geldiinde?"
"Bilincin ykselecek." Akesuk'un elleri birer kanat oldu. "Ama ok uzun
bir sre uzak kaldn. Pratiin eksik. Belki de sana ku ruhunun grdklerini
syleyecek birine ihtiyacn vardr."
"Bilmece gibi konuuyorsun."
"Bu bir amann ayrcaldr."
stlerinden bir ku utu.
"Bir Ross marts." dedi Akesuk. "imdi gerekten anslsn Leon. Her yl
buraya binlerce ku gzlemcisinin srf byle bir mart grebilmek iin geldiini
biliyor musun? O kadar nadirler. Eh artk endielenecek bir eyin yok. Ruh
sana bir iaret gnderdi."
krm
Daha sonra uyku tulumundayken Anavvak bir sre uyank yatt. leden
sonra gnei adrn zerinde parlyordu. Gzcnn "Nanuq, n a n u q ! " diye
bardn duydu. Kutup Denizi'ni dnd ve altndaki bilinmeyen dnyay
hayal etti. Zihni, akntyla Byiot Adas'na gelip orada donmadan nce
Grnland'daki bir buzuldan kopup gelen bir buzdann tepesine varncaya dek
srklendi. Sonunda rzgrlar ve dalgalar onu buzdan koparm ve daha
gneye srklemilerdi. Anavvak ryasnda buzdann tepesine giden kar kapl
dar bir patikadan kt. Orada eriyen sulardan zmrt yeili bir gl olumutu.
Bakt her yerde sakin, mavi denizi gryordu. Zamanla buzda eriyerek onu
bir bulmacann zlecei sakin sularn dibine, tm yaamn kaynana
gtrecekti.
Belki de orada, kendisine yardm edebilecek bir aman olabilirdi.
496
24 Mays
Frost
krm
krm
498
kska gibi
8 Haziran
krm
"u anda her ey kuramsal." dedi Frost. "Ama burada olaylarn arkasnda
bir zeknn var olduunu farz edersek, inanlmaz stratejik hareket ediyorlar.
Kuzey Denizi felaketinin sonrasnda herkes bir sonraki afetin youn nfus
blgelerinden birinde olacam dnd. Ve hakikaten solucanlar byle
blgelerde bulundu, ama kk saylarda. Bu szde ordularn tkenmesi veya
yeni solucan ordularnn yaratlmasnn zaman almas, en bariz aklama
olabilir. Ama bence dikkatimiz zellikle yanl ynlendirildi. Gerhard ve ben,
Kuzey Amerika ve Japonya'daki gsz istilalarn sadece bir dikkat datma
taktii olduuna eminiz."
krm
"Ah, manzarann sizi aldatmasna izin vermeyin." dedi. "Burada epey bir
hareketlilik var."
Serin deniz melteminde apkasndan kan sa telleri uuuyordu. Mavi
gkyz, gne gzlklerinin camna yansyordu. Fred akmakta ile
Terminatr karm bir eye benziyordu ve sesi huzurlu am ormanlarna kadar
tanyordu.
"Eer iki milyon nceki volkanik patlama Kanarya Adalan'n denizden darya
ykseltmeseydi, u anda burada duruyor olamazdk. Cennet gibi grnebilir ama
500
sizi aldatmasn. Aada bir ifti ky var, ad Tijarafe ve harika bir yer, muhteem
quesos de almendras satarlar. Her yl sekiz Eyll'de Fiesta del Diablo kutlamalarn
yaparlar. Bir eytan ky meydan boyunca koarak alev kusar. Neden? nk
adallar Cumbre'nin doasn bilirler. Ate ve patlamalar burada doal yaamn bir
parasdr. Bunu bilirler ve solucanlarn arkasndaki g de biliyor. Adann nasl
yaratldn biliyor. Ve eer bir eylerin nasl yapldn bilirseniz, genellikle zayf
noktalarn da bulabilirsiniz."
Frost bayrn kenarna doru birka adm att. Gevrek volkanik kayalar,
adamn Doc Marten botlarnn altnda trdadlar. Aada uzakta prl prl
dalgalar kyya vuruyordu.
" 1 9 4 9 ' d a Cumbre Vieja bir patlamayla harekete geti. Patlama
kraterlerinden birinden, San Juan volkanndan gelmiti. plak gzle grmek
zordur ama o zamandan beri kilometreler boyunca bir fay, adann batsndan
durduumuz yere kadar uzanyor. Byk bir olaslkla, bu krlma La Palma'nn
derinlerine kadar iniyor. Patlama srasnda, Cumbre Vieja da srasnn bir
blm drt metre kadar okyanusa kayd. Bir sonraki patlamada, kayalarda
kslp kalm allmadk derecede yksek miktarda zemin suyu sayesinde,
adann batsndaki blgelerin tamamen denize kmesi byk olaslk. Scak
magma volkanik bacaya dolutuunda, su bir anda genleecek ve buharlaacak.
Ortaya kacak basn, bat kanadn rahatlkla suya doru patlatabilir. Daha
imdiden dengesizleti ve dou ile gney kanatlan zerine bask yapyor. 500
kilometrekp kadar kaya okyanusa kecek."
krm
501
krm
"Asl sorun bu deil bir eit nakli her zaman yapabiliriz. Hayr, ben asl
borunun kc ol panelinin olaca komuta gemisini dnyordum. Eer
borunun uzunluunu 400 ya da 500 metreye kadar uzatacaksak, bunu
tayabilecek kadar byk bir gemiye ihtiyacmz olacak. Bu yarm kilometrelik
bir boru demek! Kurun gibi ar ve derin deniz kablolarndan daha kaln
olacaktr. Onu sarp kaldrma imknmz yok. stelik boruyu ynlendirirken
geminin sabit kalmasna ihtiyacmz var. Bir saldrdan endie etmemiz
gerektiini sanmyorum ama hidrostatik dert olacaktr. O uzunlukta bir boru,
geminin sudaki dengesini etkilemeden ylece bir taraftan aa sarktlamaz."
krm
krm
504
N C BLM
INDEPENDENCE
krm
Leon Anawak,
505
12 Austos
Independence,
Grnland
Denizi
krm
krm
"Flaggland?"
" E n st dzey konaklama alan. Amiraller ve personelleri iin. Gemi tam
507
krm
"Ah, gerekten mi? Jodie o filmde beni oynadktan sonra, bir sre h e r k e s
beni Bayan Foster diye armt." Crovve kafasn sallad. "yi, peki, neden
olmasn? Kimlik kartm yanmda m? Evet. Hadi gidelim, Leon."
Peak, ona 2. KatTn her yerini gezdirdi. Tura pruva tarafndan baladlar ve
geminin ortasna doru ilerlediler. Crovve, kou bantlar ve arlk makinalar
ile dolu olan spor salonunu takdir etti. i bombotu. "Normal artlarda ieride
kalabalktan hareket edemezsiniz." dedi Peak. Independence bin kiilik
personeli barndrabilir. u anda sadece iki yz kii var."
Astsubay odalarnn yanndan getiler rahat ranzalar, yeterli depolama
alan, katlanr bir masa ve sandalyelerle donatlm drt ya da alt kiilik
koulard.
"Konforlu." dedi Crovve.
"Ne adan baktnza bal. Yukarda iler kztnda, uyuyabilmek pek
mmkn olmaz. Uu gvertesi zerinde alalp ykselen helikopterlerin ve
dikey kalkan jetlerin gmbrts, banzn birka metre stndedir. En byk
zorluu yeni personel eker. lk bata btn gleri tkenir."
"Almak ne kadar srer?"
"Alamazsnz. Sadece uyandrlmaya alrsnz. Daha nce uak
gemilerinde grev yaptmdan bilirim, genelde aylarca denizde olursunuz. Bir
sre sonra her an uyandrlmaya hazr olarak yataa girmek size normal gelir.
Derin uykunun ne olduunu unutursunuz. Eve dndnzde, ilk gece
cehennem gibi geer. Kulaklarnz durmadan motor grltlerini, inip kalkan
aralarn, koturan insanlarn seslerini ve aralksz yaplan arlan a r a r a m a
bunlarn yerinde sadece tklayan bir saatin sesi vardr."
krm
krm
"Doru." Peak sinirli bir biimde bakt. "O zaman biz de buradan derin
deniz operasyonumuzu yrtrz. Bunda bir sorun gremiyorum."
"zr dilerim. Sanrm uzayda ok fazla zaman geirmiim."
Anavvak srtt. imdiye kadar tek kelime laf etmemiti ama yine de Crovve
onun varln gven verici buluyordu. Srada JlC'yani Mterek stihbarat
Merkezi vard. "Keif sistemlerinden gelen btn veriler burada deifre edilir
ve yorumlanr." dedi Peak. "Bir ey Independence''a ok yaklarsa, iyice
inceleriz ve eer ocuklar o eyi beenmezse, ate edip vururlar."
"Bu gerekten byk bir sorumluluk." mrldand Crovve.
510
"Bilgisayar onlarn ilerinin bir ksmn stleniyor." dedi Peak. "Ama tabii
haklsnz." Dier odalara doru ynlendi. "CIC ve JC'de gerekleen birok
ey olduka teknik meselelerdir ama ayn zamanda btn dnyadan gelen
haberleri de izlemeyi ihmal etmeyiz. Ekranda her zaman CNN, NBC ve birka
nemli kanal ak olur. Savunma Haritalandrma Dairesi'nin veri tabanlar dahil
olmak zere ihtiyacnz olan btn enformasyona eriiminiz olacak. Halkn
kullanmna ak her eyden ok daha detayl olan Donanma haritalar ile
alma ayrcalna sahip olacaksnz."
krm
"Genelde hangar hava aralar ile doludur," dedi Peak, "ama bu operasyon
iin sadece an'da park etmi olan alt Sper Stallion'a ihtiyacmz olacak. Bir
acil durum annda, her ara elli kii tahliye edebiliyor. Ayrca, eer gerekirse
yardmc olabilecek iki Sper Cobra saldr helikopterimiz var." Geide
benzeyen iki akl iaret etti. "D platformlar hava aralarn hangardan
at'ya tamak iin kullandmz asansrlerdir. Her gverte asansrii otuz
tonluk kapasiteye sahiptir."
Crovve sancak tarafndaki geide doru yrd. elik grisi deniz bo ufka
doru uzanyordu. Bu sulara ok az buzda inebilirdi. Dou Grnland Aknts
onlar ky boyunca, 300 kilometre teye tayordu. Independence, bir sre
sonra srklenen yumuak buz paralar ile karlaacakt.
511
Anavvak ona katld. "Olas dnyalardan bir tanesi daha, yle deil m i ? "
Crovve bayla onaylad.
"Dnyad bir su alt uygarl zerine senaryonuz var myd?"
"Btn bir repertuarmz var, Leon. Gln gelecek, biliyorum ama ne
zaman yabanc yaam formlar hakknda dnsem, ilk aklma gelen Dnya
gezegenidirokyanuslar, Dnya'nn kabuunun alt, kutuplar, gkyz. Kendi
gezegenini bilmiyorsan, dier dnyalar nasl anlayabilirsin'?"
"te en byk problemimiz bu."
Koca bir merdiven boluu gibi birok kat birbirine balayan rampadan
aaya doru Peak'i takip ettiler. Tnel dzleti ve bir gei yoluna dnerek
geminin k tarafna yneldi. u anda Independence'' n kalbindeydiler. Bir yan
kap ak kalmt, koridora suni kla aydnlatyordu. eri girdiklerinde,
Crovve son birka haftadr video balants ile konutuu biyologu tand. Sue
Oliviera, birka laboratuvar tezgahnn arkasnda durmu, iki adamla sohbet
ediyordu. Adamlar kendilerini Sigur Johanson ve Mick Rubin olarak tanttlar.
Btn kat bir laboratuvara dntrlm gibi grnyordu. Tezgahlar ve
ekipmanlar para para gruplanmt. Crovve'un dikkatini kutu soutucular ve
sv dolu flar ekti. Yan yana birletirilmi iki byk konteynerin zerinde
biyolojik tehlike iareti vard; grne gre bir yksek gvenlik blmn
oluturuyorlard. Ortasnda, kk bir cv boyutunda olan bir yap vard, etrafn
bir yrme yolu evrelemiti. elik merdivenler tepesine kyordu. Kaln
borular ve kablo demetleri duvarlarn kutu biimli tehizatlara balyordu.
Byk oval bir pencere, genie aydnlatlm i ksmn gsteriyordu. erisi
su ile dolu gibiydi.
"Gemide bir akvaryumunuz mu var?" dedi Crovve.
krm
krm
"Bu tarafa ltfen." Peak cam yapy iaret etti. Crovve ebatlann tahmin
etmeye alt, en azndan sekiz metreye on metre olmalyd. "Bu bizim
okyanusa alan kapmz olan su geidimiz ikiz kilit setine sahiptir: havuzun
dibindeki cam kapaklar ve gvdedeki elik kapaklar. kisinin arasnda
metrelik dik bir baca var. Son derece gvenlidirler, kapaklar asla ayn anda
almazlar. Bir denizalt bacann iine braklr braklmaz cam kapaklan kapar
elikleri aarz. Denizalt geri dndnde tam tersi yaplr. Denizalt bacaya
girer, elik kapaklar kapanr ve camdan ieriyi gzetleyerek orada olmamas
gereken bir eylerin bulunmadna emin olun
karn kontrol edilir; baca, suyu yabanc maddele
tarayclarla doludur. Sonular ik :
tieri de kontrol panelindedir. Denizalt bacada bir dakika kadar kalr. Cam
kapaklar, biz tamamen temiz mesajn alana kadar almazlar, sonra denizalt
havuza alnr. Ayn prosedr yunuslar iin de kullanyoruz. Beni izleyin."
Sancak tarafndaki iskele boyunca yrdler. Havuzun kenarndan bir
konsol ykseliyordu, havuzun tam kesine konumlandrlm, monitrler ve
dier baka gerelerle donatlmt. Delici gzleri olan palabykl, clz bir
adam bir grup askeri brakarak yanlanna geldi. "Kumandan Luther Roscovitz."
diye tantrd Peak onu. "Dal istasyonundan sorumludur."
"Siz Bayan Uzayl'snz, deil m i ? " Roscovitz uzun sararm dilerini
gstererek srtt. "Yolculuumuza ho geldiniz. Neden bu kadar geciktiniz?"
"Uzay gemim rtar yapt. k konsol."
"i gryor. Bunu kapaklar hareket ettirmek ve denizaltlan aa
gndermek iin kullanyoruz. Aynca havuzu doldurmak istediimizde pompay
da kontrol ediyor."
Crowe, Independence hakknda okuduklann hatrlad. Salonun k tarafn
kapayan elik perdeye doru ban evirdi. "Bu da bir su geirmez blme, yle
deil m i ? "
"ok doru. Safra tanklarn doldurarak geminin suda daha derine batmasn
salanz, bylece k kapa aldnda deniz suyu ieri dolar ve kendi zel
girii olan, kk, gzel bir liman yaratr."
krm
Crovve aa, havuza bakt. Neopren kyafetler iinde iki kii, yunus
havuzunun kenarnda ayakta duruyordu: kzl sal, ince bir kadn ve uzun siyah
atkuyraklu, atletik yapl dev gibi bir adam. Bir yunus onlara doru yzp
kafasn sudan kartt ve dev adamn przsz alnn okamasna izin verdi.
514
krm
krm
"Evet. Bunu olduu gibi, yabanc bir yaam formundan gelen ve onun nasl
dnd n anlayabileceimiz bir mesaj olarak grmeliyiz." Elini bir plastik
dosya ynnn zerine koydu. "Bu dosyalarda uygulayacamz yaklamn
temelini zetledim. Ama bunun kolay olacan dnenleriniz varsa, maalesef
hayallerinizi ykmak zorundaym. Ne tr bir yaratn zerimize yedi salgn
birden saldn hi phesiz dndnz. Sannm Close Encounters of the
ThirdKind, E.T., Alien, IndependenceDay, TheAbyss ve Contact gibi filmlere
ainasnzdr, yani karnza ya canavarlarn ya da azizlerin kmasn
bekliyorsunuz. Close Encounters''va sonunu ele alalm: uzaydan gelen bir stn
zek, deerli bulduu kiileri daha parlak, daha iyi bir gelecee gtrecek.
Birok insan iin bu rahatlatc bir dnce ama size bir eyleri hatrlatmyor
mu? Aynen yle! Bu tr filmlerin altnda gl bir dini boyut vardr. Ayn ey
bir dereceye kadar SET iin de sylenebilir. Sorun, bu yaklamn bizi yabanc
bir zeknn ne kadar farkl olabileceine kar kr etmesi."
krm
krm
"ans."
"ans m ? "
"Zek birok deiik faktr zel bir ekilde bir araya geldiinde oluur. Ka
tane tanmlama istersiniz? Baz insanlar, zeknn belirli bir kltrde deerli
saylan neyse o olduunu dnrler. Bazlarna gre ise, zek temel dnme
srelerinin snanmasyla belirlenebilir, bakalar da zeky istatistiksel olarak
lmeyi dener. Bir de kaynana ilikin o som var tabii: zek doutan mdr,
yoksa kazanlr m? Yirminci yzyln banda zeknn, bir kiinin belirli
grevleri yerine getirip getiremediinin incelenmesiyle llebileceine
inanlyordu. Bugnn uzmanlar zeky deien evre koullarna uyum
salayabilme yetenei olarak tanmlamalarnda bu fikri temel alrlar. Onlarn
bak asna gre zek kazanlr, genetik olarak belirlenmez ama bakalar da
zeknn insan olmann temel bir paras, dncelerimizi yeni oluan koullara
uydurabilmemizi salayan ve doutan gelen bir kabiliyet olduunu syler. Bu
dnceye
gre
zek,
deneyimlerden
renme
ve
evrenize
uyum
I 4 4 M M * * 1 4 1 * ! *
m > * 9 9 S 1 9 8 i * Ol 9 I 1 9 4 1 1 I *
t < i
e .: ) * * * 9 9 * * * 9
* *
1 * 1 9 I l H ( < H U ) l m
L.
M 9 9 4 * M t S l l < B t H t U l ( l III 1
8 8 4 * 9 * * * 8 9 9 * a 9 9 9 8 * * I fl fl
4 1 t * s * I I. M U*M-.99 0 t S ;
1 I 4 4 8 i I t t d l 1 l !** * I 4 I 9 S t 1 i I 4 I I 1 ,
f c * 1 : i i > t : V * * * { *** 9 1 1 9 9 9 9 * * } i
9 * * S * tj * : * 9 9 t * S V * 99:*'*:* * 1
| > I iI t ) ) 0
H t t t l 9 l l t t l l l 1 I > t t S
I t t l l t l H S t I;|4sel4***4\
* > ( ) ( ' . : 9 ) S 1 * 9 t l i > * < 9 9 * * * * S {
k
t a * 6 \
K O l t t l i l ( * * 1 i M $ 1 1 1 9 9 ' a 9 9 9 9 t t S 9 S M f
li
t J f * * 4 4 4 9 i % * * 9 * l i
i 1
I
t i l ! 9 1 H K I 1 ( 1 1 9 9 8 9
I. 9 * 9 9 4 t : K 9 4 9 > 9 9 * 9 9 I
U***t*
& ) ! * 4 4 t 9 9 4 9 t ) l ! l ( a l t > l 9 9 * 9 *
11 t I ) i i 4 4 9 * 9 t 9 9 1 * i 1 9 * 1 i > 9 9 9 9 9 !
!* * * ' * .*. f 9 9 t 9 9 9 9 9 9
4 4 * 9 < > 4 C I 8 4 l t 4 M I 8
a s ( 9 9 S * 1 S 8 9 9 9 9 i 9 9 9 t # 9 *
"S 9 * *.. 4 9 i> ^ ***>* 1 4 9 9 C M M S *>
l
4 4 I > I I 9
4 9 ) > < 3 4 9 9 9 1 4 4 4 4 44
1 U
1 j 4 S 19*0 9 > S 9 9 9 9 4 9 t i l 4 4
- * < # e v 4 9 9 I H ! > U M M M I t
> S 4 :
#9 4 * 9 t * * 4 I * 11 9 9 9 4 9 1
9 4
S t * * e B s 9 9 4 4 11 S I 9 4 8 4 9 4 4 9 4
* 4 4 4 M M V l S t l i
i s * * 1 I \ 4 4 9 8* 1 4 * * * 44 4 9 4 4 1 4 . n
9 4 > 4 4 I 4 1 t 9 4 4 t 1 l t t 1 * |
3 9 f i i 4 ^ 9 8 * 8 1 H 4
. A 1 t 4 4:
H I i l t U 4* 9 : 4 4 4 ^ 9 9 4 4 4 4 4 4 4 4 9 4 t l l *
> o > > 1 e M l l l l t n t l l I M t l I I9II9I
I < I * 4 t < '1 * I I J 4.1 4 I 4 I 8 t * 4 C 9 ( M M .
1 4 9 S 9 M S : ,* * 4 . H 4 0 * 8: IS 4 *% 4 4 4 9 *|
| 8 9 4
* s> D M M t M H t H I M I I I I I I
: i D t t t l ) M M M M l t M M M l l l | | j
1 1 * 1 i t 4 4 S 8 8 M I l V I I I I I 4 I M I 4
- r i s i M t H o l l l i m l ( l l l l l l n )
.e a s * t > 9 ; 4 V i } 4 4 t 4 6 * 4 M 4 )
M M t M H M M M
I 4 * i 4 J * 4 8 4 * * * I I i
i %
m M J/ti
i t> a
1 o > 99lat h t t l K i
krm
*.**'* I
Ii it
% i I
I ! ! ( t:l
1a
1n.
tfte
iO
9-i
i*
b | ,
llllttlt
4 t t t i t t n c
'.*
|H(M>>>3
m * t ( - * i
IIt918lI1jt
8 9
i m
-i:
m
sAAsssI
mim
krm
krm
"Gezegenimizi ziyaret edip bizi canl canl yemeleri iin ok nazik bir
davetiye." dedi Vanderbilt.
"Yetkilileri endielendiren de tam olarak buydu. Ama buna her zaman bir
cevabmz vard: uzayllarn davete ihtiyac yok. nsanlk onlarca yldr uzaya
radyo sinyalleri gnderiyor. Tm radyo trafiimiz oraya gidiyor, buna istihbarat
servislerinin sohbetleri de dahil. Bu sinyalleri gnderenin teknolojiye sahip bir
medeniyet olduunu anlamak iin illa da ilamn zmeniz gerekmez." Crovve
diyagram indirdi. "Arecibo mesajnn nedefine ulamas yirmi alt bin yl
srecek, yani bir cevap alana kadar elli iki bin yl geecek. Su alt mesajmzn
daha hzl gideceini duymak sizi memnun edecektir. Birka aamal
ilerleyeceiz. lk irtibatmz dorudan olacak. Onlara iki matematik problemi
gndereceiz. Eer sportmenlerse cevap vereceklerdir. lk irtibat vrr'm
varln kantlamak ve bir diyalog balatma ansmz lmek iin tasarland."
521
krm
krm
"Bizim zeki olduumuzu bilmeleri gerek," diye srar etti Rubin, "eer bir
tr stn matematik ve fizik bilgisiyle tanmlanyorsa, bu biz olmalyz."
"Evet, ama zeki ve bilinli miyiz?"
Rubin kafas kararak bakt. "Nasl yani?"
"Zekmzn farknda myz?"
"E, tabii ki."
"Veya belki de renme kapasitesiyle ina edilmi bilgisayarlaradr. Elbette
biz gerei biliyoruz ama onlar da biliyor mu? Teorik olarak btn bir beyni
elektronik benzeriyle deitirmek mmkndr ve bylece yapay zek elde
edersiniz. Yapay beyin senin yapabildiin her eyi becerebil. Bir uzay makinas
ina edebilir ve ktan hzl uurabilir. Ama baarlarnn farknda olur mu?
1997'de dnya satran ampiyonu Garry Kasparov hr [BM bilgisayar olan
Deep Blue'ya yenildi. Bu Deep Blue'nm bilinli olduu anlamna m gelir?
Yoksa niye kazandn anlamadan m bunu baard? ehirler kurmamz ve deniz
alt kablolar dememiz bizim -/eki veya bilinli olduumuzu gsterir mi? SET,
bir gn bir makina medeniyeti ile karlalabileceini hibir zaman gz ard
etmemitir; yaratclar yok olduktan sonra var olmay srdrm ve binlerce
yldr gelimeye devam etmi bir bilgisayar zeks."
krm
"Bir bilimsel tartmaya kanmak istemem," dedi Li sonunda, "ama saf zek
duygusuzdur. Bilinle balantl zek ise tamamen farkl bir meseledir. Bence
bilinli ve zeki bir yaratn mutlaka deerleri olmak zorundadr. Eer yrr
bilinli zekya sahipse, en azndan bir deeri tanmak durumundalar: yaamn
deeri. Ve kendilerini korumaya altklarna gre, buna sahipler. Demek ki,
deerleri var. renmemiz gereken nokta bu deerlerin bizimkilerle akp
akmad. Belki de kck bir rtme vardr."
Crovve ban sallad. "Evet," dedi, "belki de vardr."
O akamzeri ge saatte ilk ses dalgasn hazrladlar ve derinliklere
524
Arkadalar
krm
krm
"Bylesi bir hikyenin gizli bir anlam olmal. Sonsuz mcadele, deil mi?
yi ile kt arasndaki sava."
krm
krm
"Dnya'y kurtarmak,"
"Tamam, dediklerimi unut."
" N e dndm bilmek istiyor musun?"
Anavvak, evet anlamnda ban sallad.
"Bence daha yanl dnyor olamazsn. Yllar boyunca hep iine kapanp
tm ykn kendi bana tadn. zerinde bulunduun buzda o sendin.
Buz gibi, yanma yaklalamaz bir ktle. Ama orada bu ktle erimeye balad.
Batmakta olduun okyanus, Yrr Krall deil. Bizim dnyamz. Ait olduun
yer oras. Seni bekleyen macera ite bu. Dostluk, sevgi, dmanlk, nefret ve
fke. Senin grevin kahraman roln stlenmek deil. Bu roller uzun sre nce
datld ve l insanlara aitlerdi. Sen, yaayanlarn dnyasna aitsin."
Gece
Her biri farkl ekillerde dinleniyordu. Crovve'un minyon, narin vcudu
battaniyeyle sarmalanmt ve yalnzca gmi gri salar aktayd. VVeaver
rtnn zerine yzst yatmt, bir tarafa dm ba yastk olarak
kulland nkolunun zerine yaslanmt. Kestane rengi salar yalnzca
aralanm dudaklarn akta brakacak biimde yzn rtyordu. ShankarTn
uykusu huzursuzdu; durmakszn yatak rtsn ekitiriyor, homurdanp
aralklarla bouk bir ekilde horulduyordu.
Rubin ounlukla uyankt.
krm
Johanson, kollan iki tarafa alm bir halde srtst uzanmt. Bylesi
yaylmac bir pozisyona yalnzca subaylara ayrlm kabinler izin verebilirdi.
Bu Norveli'ye ylesine uygun bir pozisyondu ki bir keresinde, eski
sevgililerinden biri, onun sanki bir malikanenin efendisiymiesine uyuduunu
sylemek iin uyandrmt. Her gece o ekilde uyuyordu gzleri kapalyken
dahi hayat kucaklamak ister grnen biri gibi.
"u minik
iaret ederek,
"Vuruldun
Vanderbilt
krm
13 Austos
Ziyaretiler
krm
uzun srmezdi. Her halkarda, karmak ve zeki bir uygarln yerlemek iin
seecei evre deildi.
ikincisi, yrr ile temas kurmak iin anslar ancak onlara yaklanca artacakt.
Bu blgenin neresi olmas gerektii tartmaya akt. Btn teoriler, ihtimalle
bir noktaya kadar doruydu. Okyanuslarn tabanndaki bentik blgede"
yaadklarna inandracak sebepler vard. Son zamanlardaki anomalilerin ou
derin deniz ukurlarnn yaknlarnda gereklemiti. Ama ayn zamanda,
evlerinin geni abisal dzlkler olduuna dair de kant vard. Ve Atlantik'in
ortasndaki yaam vahalarnda var olduklanna ilikin Rubin'in nerisi de
reddedilemezdi. En sonunda, Johanson yrr'm nerede yaadklarna deil, u
anda nerede bulunduklarna odaklanmalar gerektiini nermiti.
Grnland Denizi'nin souk suyu dibe batmay brakm ve bunun
sonucunda da Gulf Stream durmutu. Bu fenomen iin ancak iki sebep
olabilirdi: ya su snmt, ya da Kuzey Kutbu'ndaki buzlarn erimesiyle gneye
akan souk tatl s, Kuzey Atlantik Akntsnn tuzluluk orann drerek suyu
hafifletmi ve bylece batmasn engellemiti. ki aklama da blgede ok
iddetli bir hareketlilik olduunu gstermekteydi. Arktik Okyanusu'nun bir
yerlerinde yrr, denizdeki radikal deiiklikleri yaratmakla meguld.
Gemiden uzak olmayan bir yerde.
krm
Uu
Gvertesi
krm
Laboratuvar
Rubin ve Oliviera ile gverteden aa inerken, Johanson bir psikozun ne
zaman kendi gerekliini yarattn merak etti. Fiei o atelemiti. Elbette,
teoriyi o bulmasayd daha sonra bakas dile getirecekti. Ama yine de,
rettikleri enformasyon bir hipotezi temel alyordu. Bilinmeyen yaratklarn
gzlerini ve kulaklarm grdklerini hayal etmeleri iin bir orka srsnn
Independence'm etrafnda yzmesi yetmiti. Aslnda her yerde yabanclar
gryorlard. Mesaj gndermelerinin en nemli sebebi buydu, ve bu yzden bir
cevap bekliyorlard.
krm
krm
krm
krm
"Kamaya alyor!"
Johanson Spherobot'u geri evirerek sepetten uzaklatrd. Robot, kafesin yan
kenanna arpt ve dan kt. Bir kolu sepetin kapan yakalayarak kapatt.
Yaratk kat kadar incelecek kadar yasslat ve kapaa doru frlad,
arpmadan birka santimetre nce durdu ve bir kez daha biim deitirdi. Bu sefer
suyun iinde effaf bir an eklini alana kadar kenarlar her yne doru geniledi
ve hareketsiz kalarak sepetin yansn kaplad. Vcudu erildi. Birka saniye iin bir
denizanasna benzemiti ama sonra toparland. Tekrar bir top eklini almt.
537
krm
"Tabii ki," dedi Johanson, "yrr birinin dierine zarar vermesine engel
olmutur."
"Sence bu jle, baka bir genetik mutasyon mu?"
"Bilmiyorum. Doal olabilir y a da belki de birisi tarafndan
tasarlanmtr."
"Belki de yrr bunlardr."
538
krm
"Belki tanku tesisatlarnda bir sorun vardr." dedi Oliviera. "Orada bir yere
skm olabilirler m i ? "
"Mmkn deil." diye reddetti Rubin.
krm
" H e r ekilde," diye hrlad Johanson, "toplant saati geldi. Umalm da,
yukardayken aklmza nereye katklarna dair bir fikir gelsin."
Kafalar karm ve sklm bir ekilde simlatrn klarn kapattlar ve
kapya doru yrdler. Rubin laboratuvar klarn kapatt ve dierlerini
koridorda takip etmek iin kapya yneldi.
Ama laboratuvardan dar kmad.
Johanson, adamn kap eiinde durduunu ve karanla doru baktm
grd. Yavaa ona doru yrd, Oliviera da arkasndan geliyordu.
Derin deniz simlasyon odasnn oval penceresinin arkasnda bir ey
parlyordu. Soluk ve dank bir k.
Mayi.
"Mavi bulut." diye mrldand Rubin.
540
Komuta
Merkezi
Sancak
krm
krm
krm
hcreler kimyasal
sinyallerle
haberleirler."
dedi
"Evet ama bunun anlam nedir? Bu hcreleri ayn yne yzen balklardan
oluan bir sr gibi mi tasvir etmeliyiz?"
"Balk srleri, ayn anda ayn yne doru hareket ediyor gibi sadece
grnrler," diye aklad Rubin, " aslnda balk srs davran basnla
ilgilidir."
"Onu biliyorum, ben sadece demek istemitim k i "
"Balk vcutlarnn yanlarnda hassas organlar vardr," diye aldr etmeden
Rubin devam etti, "eer bir balk pozisyonunu deitirirse, hareketi su
araclyla bir basn dalgas oluturur. Bu dalga etrafndaki btn balklar
tarafndan fark edilir ve onlar da otomatik olarak buna uyarak btn srnn
ayn yne dnmesini salarlar."
"Biliyorum dedim!"
"Ama tabii ki!" Delavvare'in yz aydnland. "te b u ! "
"Ne?"
"Basn dalgalan. Bu jlemsi mac'deden byk bir ktle basn dalgalan
ile btn bir balk srsn ynlendirebilir. Balklarn alardan
kaabilmelerinin nasl bir sihirle olabileceini kendimize soruyorduk. Eh,
cevabmz bu olabilir."
krm
"Btn bir balk srsn ynetmek mi?" diye sordu Shankar, pheyle.
krm
Havuz
Gvertesi
krm
krm
koymutu. Bir tek koulu vard: firma, denizaltnn inasn kendilerine tannan
ok ksa srede bitirmek zorundayd.
Teklif edilen ykl para, anlamann imzalanmasn salamt.
Bilim insanlar, tepeden trnaa onlara s yaltm salayan yapay kauuktan
kyafetlerine brnm halde saat on otuzda iskelede dizildiklerinde Roscovitz,
bir kez olsun kendisi onlara bir eyler retebilecei iin memnundu. Ordu ve
mrettebat iin atamalar Norfolk, Virginia'da gereklemiti. Pek ou
Donanma zel Birlikleri yesiydi, suya ylesine alknlard ki neredeyse
yzgeleri kacakt. Ama Roscovitz bilim insanlarnn da derin deniz uuu ve
sava konusunda bilgili olduklarndan emin olmak istiyordu. Keif srasnda
bir eyin gerekleebilecei ve sivillerin belirleyici bir rol stlenmeleri
gerekebileceini biliyordu.
Ba teknisyeni Kate Ann Brovvning'e, drt deniz alt aracndan birini
indirmesi talimatn verdi. Deepflight 1 onlara doru yavaa aa inmeye
balad. Botun alt ksm tekerlekleri olmayan abartl bir Ferrari'ye benziyordu,
drt uzun, ince silindirle donatlmt. Havuzun lam stnde, gvertenin drt
metre yukarsndaki gz hizasnda asl durana dek bekledi. O adan
bakldnda, allageldik deniz alt aralanyla pek az ortak yne sahipti. Yass,
geni ve neredeyse dikdrtgenimsi biimi, k tarafnda bulunan drt itici ve n
tarafna doru knt yapan iki yar saydam pilot kabiniyle daha ok bir uzay
gemisini andryordu. Saydam kubbelerin hemen altnda ise bir ift eklemli kol,
aracn ba tarafndan dar uzanyordu. En ok dikkat ekeni ise aracn ksa
kanatlaryd.
krm
millik bir hza kabilir. D gvdesi seramikten, saydam kubbeler ise akrilikten
yapld ve titanyumla evrili. Tm derinliklerde gvenli. Ayn zamanda harika
bir panoramik gr de salyor ki ite bu svalm m yoksa nian m alalm
kararn vermemize yardmc olacak." Alt ksm iaret etti. "Deepflight'l&nmm
drt torpido ile donattk. kisi az miktarda bir patlaycya sahip -bir balinay
yaralayabilecek ya da belki de ldrebilecek kadar. Dier ikisi ise daha fazla
hasar verebilir. Bunlar bir kayay paralamak ya da bir balina srsnden
kurtulmak iin kullanabilirsiniz. Ama rica ederim atelemeyi pilota brakn,
tabii lmemi ya da bilincini kaybetmemise, ki byle bir durumda zaten fazla
bir seenee sahip olmayacaksnz."
Roscovitz ellerini rpt.
"Test uuu iin ilk srada olmak konusunda aranzda kavga edebilirsiniz.
Ayrca bilmeniz gereken bir ey daha var. Aracn yakt size sekiz saatlik bir
sre tanyacaktr. Eer herhangi bir yerde skrsanz, yaam destek sistemi
size doksan alt saat yetecek oksijen salayacaktr. Her halkarda da endieye
gerek yok o zamana kadar Tanr'nn zel ordusu, Amerikan Donanmas sizi
kurtarmaya gelmi olacaktr. imdi... ilk kim denemek istiyor?"
"Su olmadan m?"diye sordu Shankar, havuza phe dolu bir bak atarak.
Roscovitz srtt. "1500 tonluk su yeterli olur m u ? "
"Eee... ey, sanrm."
Bilgi
Merkezi
Muharebe
krm
Deepflight
krm
Roscovitz ona srtt. "Batmakta olan bir sava gemisinde bulundum, inan
bana, buna benzer hibir yan yok."
Devasa geminin k metre metre suya batyordu. Independence, zeminin
550
krm
nce ben bir tur arac sreceim ve ardndan kontrol sen devralacaksn ve
ben de sana neyi yanl yaptn anlatacam."
Birdenbire ara ne doru eildi. Akrilik kubbelerin st suyla kapland ve
yumuak bir eimle aa meyillendiler. Aracn nnde ve kanatlarnda yer
alan projektrler yand. Anavvak havuzun dibindeki kaplamann kaydn
grd, artk oluun giriinin zerinde duruyorlard. Geit alp, tamamen
aydnlatlm, en ucunda koyu renkli elik bir kapak bulunan bir bacay
meydana kard. Deepflight yavaa batarak baca boyunca ilerledi ve
tepelerindeki cam kapaklar kapand. inin bulandn hissetti.
" M e r a k etme,"dedi Roscovitz, "hzla kmamz salayacaklardr. Esas
zaman alan oradan geri kmak."
elik kapaklar sarsntyla harekete getiler. Devasa metal paneller ayrlrken
manzara ortaya kmaya balamt: derinliin sonsuza uzanan karanl.
Deepflight bilinmezlie doru batmaya balad.
Roscovitz hz verip arala bir kavis izdi. Ara yana yatmt. Anavvak
bylenmiti. Daha evvelden okyanusun st katmanlarnda kullanlmak zere
tasarlanm kk geleneksel dal aralarn kullanmt ama bu farklyd.
Deepflight, suda sanki havalanm bir uakmasna hareket ediyordu. Ve
hzlyd da! Bir arabada, saatte on iki deniz miline denk gelen 14 millik bir hz
yava grnebilirdi ama suyun altnda Deepflight mthi bir hz sergiliyordu.
Independence'm altndan uzaklap, suyun dalgal yzeyinin tepelerinde
belirmesini hayranlkla izledi. Roscovitz denizaltnn burnunu dik bir ayla
indirdi. Bir kez daha yana dnd, helikopter gemisinin k tarafna yneldi ve
dala geti. Tepelerinde, geminin devasa dmen kanad vnlyordu.
Ardndan Roscovitz keskin bir biimde arac yana yatrd. Anavvak her an
iin nlerinde bir orkann yuvarlak siyah-beyaz yzn grmeyi bekliyordu
ama bunun yerine iki yunus ieri bakmaya balad. Balarndaki kameralarla
deniz alt aracnn etrafnda kaygszca dolanyorlard.
"Glmse Leon!"diyerek gld Roscovitz. "Kameraya yakalandn!"
krm
krm
Muharebe
Bilgi
Merkezi
"Alak frekansta bir sinyal," dedi Shankar. "Scrateh ile ayn dzende."
Shankar ve Crovve CIC'ye aceleyle kotular. Ayn zamanda kydaki
istasyondan da teyit gelmiti. Hesaplamalarna gre, ses IndependenceTn
bulunduu blgeden geliyordu.
Li ieri girdi. "Ne olduunu anlayabiliyor musunuz?"
"Hemen deil." Crovve ban sallad. "Bilgisayann yardmna ihtiyacmz
var. Sinyali ayrtrp, iinde belli dzenler aramaya balamalyz,"
"O zaman gelecek sene grrz."
553
Mterek
stihbarat
Merkezi
krm
Crovve, uzayl medeniyetler zerine olan btn teorilerin aslnda ayn birka
somya bal olduunu aklamt. Bunlardan biri uydu: Zeki yaam formlar
ne kadar byk ya da kk olabilirler? SET iinde odak noktas yldzlararas
iletiim olmasndan dolay, insanlar gzlerini gkyzne dikmi dier
gezegenlerdeki yaamlar dleyen ve temas kurmak isteyen uzayllar zerine
varsaymlarda bulunuyordu. Byle yaratklarn karada yaamas gerekirdi ve bu
yzden boyutlar ile ilgili ak snrlamalar vard.
Son zamanlarda astronomlar ve astrobiyologlar Dnya ktlesinin yzde
85'inden az, yzde 133'nden fazla olmayacak bir gezegenin, bir ya da iki
milyar yl iinde zeki yaamn gelimesine olanak salayacak yzey
554
krm
krm
krm
"Londra."
"Pekl, ehirdeki btn evler ve sokaklar bir anda yerlerinden olmu ve
aralarnda karmlar. imdi senin grevin hepsini bir araya toplamak. Bunu
ok eitli ekillerde gerekletirebilirsin ama sadece bir tanesi Londra'y tekrar
kunnan salar."
"yi, gzel ama her ev nereye ait olduunu nasl biliyor?" VVeaver iini ekti.
"Hayr, baka adan bakalm. Hcrelerin nasl balandn bo ver neden
paralarnn toplamndan daha kabiliyetli bir eyi yaratmak iin teslim
oluyorlar?"
bilmiyor ama yine de hep beraber inaat bitireceklerdir. imdi bir de, iilerin
yerlerini deitirdiimizi dn. On iilik bir zincir tulalar elden ele
gnderirken, ilerinden birinin yerine vidalan sktran adam koyduumuzu
dn byk bir soruna yol aarsn."
"Anladm. Sadece herkes ait olduu yerdeyken sre ileyebiliyor."
"imdi, birinin btn iilere ne yapmalar gerektiini syledii iin sorun
kmadn dnebilirsin ama o kii de iiler olmadan binay ina edemez.
Biri dierini tamamlyor. Plan iilerin mterek almasn gerekletiriyor,
iilerin mterek almas da plan."
"Bu durumda bir planlayn var."
"Ya da, belki iiler plann kendisidir."
"O zaman her ii dierinden, az da olsa, farkl kodlanm olmal k i
dnrsek gerekten yle."
"Doru. iler sadece grnmde benzer. Peki, tekrar baa dnelim. Bir
plan var. Btn birimler farkl kodlanm. Hepsini bir ebekeye evirmek iin
baka ne yapman gerekir?"
VVeaver dnd. "Sanrm birlikte almaya raz olmallar."
"Daha basit bir cevab var."
Birden Anavvak'n ne demek istediini anlad. "letiim. Hepsinin anlad
ortak bir dil. Bir mesaj."
"Ve bu mesaj iilere her sabah ne diyecek?"
"Kalk ve inaat sahasna git."
"Baka?"
"Oraya vardnda nereye ait olduunu hatrla."
krm
Anawak
krm
nnden srekli olarak bir dizi rakam geerken derinlerden gelen sesleri
dinliyordu. Mrettebattan birine gre Greyvvolf ve Delavvare havuz
gvertesinde MK-6 Tan MK-7'lerle deitiriyorlard.
Anavvak hzla ara rampasna ve oradan da bo hangar gvertesine ilerledi.
Hava souk ve rzgrlyd. Devam etmek niyetindeydi ama bir ey onu tuttu.
Gverte asansrlerinin bulunduu yerde bulunan kap yksekliindeki
aklklardan gn grnyor olmasna karn hangar blmne sodyum
buharl lambalarn uuk sarms hakimdi. Alann yalnzca bir kapnn
almasna, bir pencereye trmanlmasna ya da bir kapaktan ieri girilmesine
izin verecek kadar helikopterler, Harrier jetleri, aralar, kargo ve tehizat ile
dolu olduunda nasl grneceini kafasnda canlandrmaya alt. Jipler ve
fork-lift kamyonlar rampalar sarsacak ve hava arac an'dayken yzlerce
denizci ie odaklanm ekilde silahlar ve ara gereleri hzla
yerletireceklerdi. Independence'm heybetli grnm kolektif bir almann
iine gmlecekti.
Bu bo haliyle hangar ksm absrd bir grnm sergiliyordu. e yaramaz
haldeydi. Kirilerin aralarndaki barakalarda kimse yoktu. Lo tavann elik
kirilerine yerletirilmi sar lambalarn aydnlataca hibir ey yoktu.
Duvarlar boyunca borular uzanyor, bolukta sonlanyordu. Her yer tehlike
iaretleriyle doluydu fakat bunlar grecek kimse yoktu.
krm
Laboratuvar
Johanson Oliviera'ya, kriz sona erdiinde gerek bir stakoz sz vermiti.
Tanktan bir yenge kartp, PVC kaplamal hava geirmez konteynerierin hazr
beklemekte olduu garaja getirmek iin Spherobofu kulland. Robot yengeci
kutulardan birinin iine brakp kapan kapatt.
Konteyner bir su geidinden geirilip kuru bir alana getirildi. zerine
perasetik asit pskrtldkten sonra duruland, sodyum hidroksit zeltisinden
geirildi ve baka bir su geidine ynlendirilip tanktan karld. Artk derin
deniz haznesinin iindeki suyun ne kadar zehirli olduu nemli deildi:
konteynerin d temizdi.
"Kendi bana halledebileceinden emin misin?"diye sordu Johanson. La
Palma'daki emme tpn indirmek zere olan Bohrmann'la bir telefon
grmesi ayarlamt bile.
"Sorun deil." Oliviera iinde yengecin bulunduu kutuyu kaldrd. "Eer
ters giden bir ey olursa lk atanm. Umarm beni o pislik Rubin deil de, sen
duyarsn."
krm
"Sevgili bayan," Johanson kollarn at, "eer bir fikir sahip olunmaya
deerse, bu fikre ilk kimin vardnn ne nemi var ki?"
Oliviera srtt. "Kendini kandryorsun. Peki. Brakalm istediini yapsn
a m a ie yarar biri olduu konusunda ikna olmu deilim."
Sedna
Anavvak havuzun kenarna doru yrd. Gverte hl suyla doluydu. Neopren
kyafetlerini giymi olan Delavvare ve Greyvvolf, dizlerine kadar suyun iine
girmi, yunuslarn koumlarn kartyorlard. Oda grltlyd. Deepflight
deniz alt aralarndan biri olan Afi raydan aa indiriliyor, Roscovitz ile
Brovvning ise bu sreci kontrol masasndan denetliyorlard. Ara yavaa
havuza doru alald ve yavaa indiinde suda hafife salland. Su geidinden
gelen k, kk dalgalarla dolu yzeyde parldyordu.
"Denizaltlan yine gezintiye mi kartyorsun?" diye seslendi Anavvak.
"Hayr." Roscovitz, Deepflight' iaret etti. "Bu bebekte bir arza olutu
dikey hareketle ilgili bir hata."
"Ciddi bir ey mi?"
"Kontrolden geirmemiz gerekiyor."
"Bu bizim kullandmz, deil mi?"
"Endielenme. Senin hatan deil." Roscovitz gld. "Muhtemelen bir
yazlm hatas. Birka saat iinde dzeltiriz."
Ufak bir dalga taarak Anavvak'n ayaklarn slatt.
" L e o n ! " dedi Delavvare gzleri prldayarak. "Gel, bize katl."
"Harika bir fikir,"dedi Greyvvolf, "ie yarar bir eyler yaptn grmek
isterim."
"Yapyordum." diye kar kt Anavvak.
krm
"Ya, eminim." Greyvvolf kendisini bumu ile drtp gcrtl sesler kartan
bir yunusu okad.
"Sadece nasl olduunuzu grmek istedim."
"ok naziksin." Greyvvolf yunusu hafife okad ve hzla uzaklamasn
izledi.
"Hi haber var m ? "
krm
krm
krm
Yksek
Gvenlik
Laboratuvar
krm
Eer deniz suyunun bir tek damlas bile bir evren dolusu yaam
larndrmasayd, belki Roche gizemli maddenin doasn anlayabilirdi.
Yzyllardr insanlar, btn balklar, memeliler ve kabuklular ile ilgilenmekten,
okyanuslardaki yaamn yzde 99'unu gz ard etmilerdi. Okyanusun gerek
efendileri aslnda kpekbalklar, balinalar ve dev kalamarlar deil, sonsuz
saydaki mikroskobik organizmalard. Sadece bir litrelik deniz yzeyi suyunda
yaklak olarak birka milyar virs, bir milyar bakteri, be milyon hayvansal
tekhcreli ve bir milyon alg bir arada bulunuyordu. Hatta 6000 metre derinlikten
alnan su rneklerinde bile milyonlarca virs ve bakteri bulunuyordu. Bu
kargaay tam anlamyla takip edebilmek mmkn deildi. Dnyamn en minik
yaam formlarnn kozmosu hakknda bilimin anlay derinletike, kavramas
daha zor bir grnt ortaya kyordu. Deniz suyu gerekte nedir? Eer ona bir
lloresan mikroskobu ile yakndan baklrsa, ince bir jelden yaplm gibi
grnecektir. ie gemi bir makromolekller zinciri, her damlann iinde
birlemi asma kprler gibi uzanmaktadr. Saydam filamentlerin arasna
yaylm ince tabakalarn ve zarlarn zerinde saysz bakteri kendi ekolojik
nilerini bulmutur. ki kilometre uzunluunda DNA molekl, 310 kilometrelik
protein ve 5600 kilometrelik polisakkarit bulmak iin bir mililitrelik deniz suyu
yeterliydi. Ve btn bu karmn iinde bir yerlerde zeki olabilecek
mikroorganizmalar vard. Kendilerini sradan mikroplar gibi gstererek
saklanyorlard. Olaanst zelliklerine ramen, jle egzotik yaam
formlarndan deil, sradan derin deniz amiplerinden oluuyordu.
krm
Oliviera esnedi.
Ne Roche'un ne de rhtmdaki suyu analiz edenlerin onlar niin fark
etmedii akt. Derin deniz amiplerinin birleip yengeleri ve balinalar kontrol
edebilecei, kimsenin aklna gelmemiti.
"mknsz." diye karar verdi Oliviera.
Sesi clz kmt. Taksonomik sonular tekrar inceledi, ama bildiklerinde
hibir deiiklik olmad. Bulgularna gre, ellerindeki jlemsi madde bir amip
trnn rneklerinden oluuyordu. Bilimin daha nceden tan r ve ounlukla
okyanusun 3000 metre derinliinde inanlmaz rakamlarda var n a n bir tr.
"Samalk." diye tslad Oliviera. "Olamaz! Benimle d*\ga geiyorsun, yle
deil mi? Sen kendini gizliyorsun, bir amip taklidi yapyorsun. Sana
inanmyorum, hem de hi inanmyorum! Hangi cehennemdi: n ktn? Nesin sen?"
DNA
Johanson dndkten sonra, ikisi birlikte jlenin iindeki hcreleri ayrtrmaya
altlar. Amiplerin hcre duvarlar patlayana kadar aralksz olarak onlar
dondurup sttlar. Protein molekllerini proteinaz kullanarak paraladlar ve
amino asit zincirlerine dnmelerini saladlar. Daha sonra fenol eklediler,
rnekleri yava ve uzun sren bir santrifj leme srecinden geirdiler ve bylece
zeltiyi protein krntlar ve hcre duvar artklarndan ayrtrdlar. Sonunda
ellerinde gizemli organizmay anlamann anahtar olan kk bir miktar berrak
ve sulu bir sv kald.
Saf DNA.
kinci adm daha ok sabr gerektiriyordu. D N A ' y deifre etmek iin
blmlerini ayrp kopyalarn karmalar gerekiyordu. G e n o m bir btn
halinde okunmak iin fazlasyla karmakt, bu yzden belirli ksmlarn'dz
analizine baladlar.
Zahmetli bir iti ve Rubin de hasta olduu iin izinliydi.
"Gt herif!" diye kfretti Oliviera. "u anda bir ie yarard. Nesi varm?"
"Migren." dedi Johanson.
"Hah, bak bu bana teselli oldu. Migrenler iyi can actr."
krm
krm
"Bir parasn."
"Trondheim'daki evini zlemiyor musun?"
Johanson arabn kadehinin iinde dndrd.. "Beklediim kadar deil."
dedi bir anlk duraklamann ardndan. "ok gzel bir evdi a m a hayatm
orada deildi. Hi kimselerin bilmedii bir yerde, gl kysnda bir evim var.
Verandada oturup gle bakarken Sibelius ya da Brahms dinleyebilir, iyi bir
arap iebilirsin. Ei benzeri bulunmayan bir yer." Johanson ieye uzanp
kadehleri doldurdu. "Oraya gitmi olsaydn anlardn. Suya yansyan geceyi
izlemek b y l e bir n unutmak imknsz. Tm varln yldzlarda
younlam gibi geliyor. Aadaki ve yukardaki evreni delip geen k
noktacklar gibi. Harika bir duygu, ama bunu tecrbe etmeden
anlayamazsn."
"Dalgadan sonra oraya gittin m i ? "
"Yalnzca hatralarmda."
"Ben anslydm,"dedi Oliviera, "henz bir zarara uramadm. Ailem ve
arkadalarm iyiler. Her ey hlen yerli yerinde." Duraklad. "Ama benim gl
kenarnda bir evim yok."
"Herkesin gl kenarnda bir evi vardr."
Oliviera'ya sanki Johanson daha fazlasn sylemek istiyormu gibi gelmiti
ama o kadehindeki arab dndrd durdu. En sonunda konutu: "Bir
arkadam kaybettim."
Oliviera sessiz kald.
"Tina karmak biriydi. Hayatn son hzda yaard." Glmsedi. "ok garip
ama birbirimizi zgr brakmaya karar vermeden gerek anlamda birbirimizi
bulamadk. Sanrm hayat byle bir ey."
"zgnm."dedi Oliviera yumuak bir ses tonuyla.
krm
krm
Johanson
Bir sre boyunca farkl veri tabanlann aratrdlar ve jle iindeki hcrelerin
DNA dizi analizlerini baka yerlerde yaplm analizler ile karlatrdlar.
Oliviera, balinalarn beyinlerindeki maddeyi inceledii gne ait sonular
hemen buldu. O srada baz iftleri sralan arasnda bir farkllk fark etmemiti.
"O hcrelerden daha fazlasn incelemeliydim." dedi fkeyle.
"yle olsa bile, byk ihtimalle ayrt edemeyecektin."
"Yine d e ! "
"Tekhcreli organizmalardan oluan bir bileik yap ile uratmz
nereden tahmin edecektin? Hadi, Sue, kendini yiyip bitirmenin alemi yok.
leriyi dnmeliyiz."
571
Oliviera iini ekti. "Evet, haklsn." Saatine gz att. "Sigur, neden yatmaya
gitmiyorsun? kimizin de btn gece ayakta kalmasna gerek yok."
"Ya sen?"
" D e v a m edeceim. Bu D N A kaosunun daha nceden bulunmu olup
olmadn bilmek istiyorum."
"Brak sana yardm edeyim."
"Git de dinlen biraz. Gzellik uykuna ihtiyacn var b e n i m iin artk ge.
Krkma geldiimde doa bana yzmde ve gz kenarlarmda krklklar
verdi. Uyank ya da yar uyuklar vaziyette olduum zamanlardaki fark kimse
anlayamyor. Sen git. u gzelim arabn da yanna almay unutma bilimsel
objektifliimden daha fazla tketmeyi gze alamam.
Johanson, kadnn problemle kendi bana mcadele etmek istediini anlad.
Kendini sulamas iin hibir neden yoktu ama muhtemelen onu rahat brakmak
daha iyi olacakt.
ieyi ald ve laboratuvardan ayrld. Dar ktnda yorgun olmadn
fark etti. Kuzey Kutup Dairesi'nde zaman adeta uup gidiyordu. Neredeyse
aralksz devam eden gn, gn mkemmel bir dng haline getirinceye
dek uzatyor, bu dng yalnzca birka saat sren akam karanlyla kesintiye
uruyordu. Gne gzden uzak, ufukta kayarak ilerlemekteydi. Bu, gece olarak
tarif edilebilirdi ve psikolojik adan, yatma vaktiydi. Ama Johanson uyumak
istemiyordu. Bunun yerine rampada yrmeye devam etti.
Hangar gvertesinin bykl, glgelerin soyut ekilleriyle belirsiz hle
geliyordu. Alanda hl kimse yoktu. Daha evvelden oturmakta olduklar yere
gz att; metal sandk lo kta tamamen grnmezdi.
Rubin onlan grm olamazd.
Ama o Rubin'i grmt.
krm
572
krm
573
14 Austos
Heerema,
La
Palma,
Kanarya Adalar
krm
krm
Van Maarten emri operatre iletti. "Artk onu aabilirsiniz." diye ekledi.
"nce yarsn. Eer yolumuz zerinde bir engel yoksa, o zaman tamamm
aacaz."
Yzeyin drt yz metre altnda, zarif bir metamorfoz gerekleiyordu.
Byk metal paket kat kat alarak iskelelerden oluan bir yapya dnt.
Blgede herhangi bir mani gzkmeyince, ksa sre sonra birim yarm futbol
sahas byklndeki kafese benzeyen erevesiyle suyun iinde asl
kalmt.
"Harekete hazrz." dedi operatr.
Frost kontrol paneline bakt. "Bir kaya duvarnn hemen yannda olmalyz."
575
"Pekl." dedi Frost. "Daha iyi grebilmek iin birimi biraz ykseltip, krk
be derecelik ayla yana eelim. Sonra da boruyu indirmemizin zaman gelmi
olacak. Umarm solucan yemek iin ackmtr."
"Alktan kvranyor." dedi van Maarten.
krm
576
drtgen bir ekle dnt ve kayadan biimlenmi taraa gzler nne serildi.
skele o kadar bykt ki, Bohrmann'a bir uzay istasyonunu artryordu.Bo
dibe doru yolculuunu srdrd, ekranlar solucanlarla kaplanana kadar pembe
ktleye yaklat. tc eneleriyle, her bir kvranan, srnen, kll vcut
ekranda detayl olarak izlenebiliyordu.
Kontrol odasnda soluksuz bir sessizlik vard.
"nanlmaz." diye fsldad var Maarten.
"Bir temizliki karsndaki tozu kiri hayranlkla seyretmez." dedi Frost serte.
"Artk elektrik sprgeni amann ve onlan ortadan kaldrmann zaman geldi."
Daha don tanmlamak gerekirse, emme borusu aslnda vakum yaratarak
aznn nnden geen her eyi iine eken bir emme pompas idi. almaya
haladnda grnrde herhangi bir ey olmamt. Pompann snmaya ihtiyac
vard y a da en azndan Bohrmann yle umuyordu. Solucanlar aralksz
kazmaya devam ediyorlard. Herkese bir hayal krkl kt. Kimse tek kelime
konumuyordu. Bohrmann gzlerini boruyu gsteren iki monitre dikmiti.
Sorun neydi? Boru ok mu uzundu? Pompa yeterince gl deil miydi?
O cevap ararken, grntde bir eyler deiti. Bir ey solucanlar ekip
srklyordu. Vcutlarnn arkas ykseldi, dikine yukar ekildi ve lgnca
titreti... Ve sonra kameraya doru frlayp sonra gzden kayboldular.
krm
Independence,
Grnland Denizi
Donnnggg!
Trondheim'da pazar sabah alan anlar. Kirkegata Caddesi'ndeki kk
kilise. Gne nlarnn altnda an kulesi korkusuzca gkyzne ulamaya
alyormu gibi grnyor ve beyaz merdivenli, eimli atl, toprak renkli evi
glgesi altnda brakyordu.
Ding dong, gzel dnya. Uyan artk.
Ban yastn altna gmd. Sanki ne zaman yataktan kalkacana kilise
anlar karar verecekti. Daha neler! Dn gece faklteden arkadalaryla ya da
rencilerle takhp ok mu imiti? Bu gayet mmknd.
Donnnggg!
"Saat sekiz."
Duyuru sisteminin hoparlrleri. Kirkegata Caddesi'nin sessizlii
kaybolmutu, beraberinde an kulesi ve toprak renkli ev de. Kafasnn iindeki
nlamann sebebi Trondheim'm anlar deil, korkun bir ba ansyd.
Johanson gzlerini at ve kendini yabanc bir yatan krm araflarnn
iinde buldu. Etrafnda sralanm baka yataklar vard ama hepsi botu. Bir
sr tehizatla dolu steril grnen penceresiz byk bir odadayd Geminin
revirindeydi.
Burada ne ii vard?
Kafasn kaldrd ve tekrar yastklara doru dt. Gzleri kendiliinden kapand.
Baka her eyi ban atlatan bu nlamaya tercih ederdi. Midesi de bulanyordu.
"Saatdokuz."
krm
"... bir iki kadeh itikten sonra." diye doktorun szn tamamlad Johanson.
Ayaa kalktnda kan beynine hcum etti. Angeli hemen yanna gelip onu
kolundan tuttu. "Ben iyiyim, teekkrler." Johanson onu uzaklatrd. "Sahi
neredeyim ben?"
krm
Sancak
Komuta
Merkezi
krm
"Elbette iki insan arasnda, ayn trde iki tekhcreli organizma arasnda
olduundan ok daha az benzerlik vardr. Benim ve bu odadaki herhangi bir
kiinin DNA Tan arasnda istatistiksel olarak bir milyon tane kk fark vardr.
1200 baz iftinin tamam insanlar birbirinden ayrr. Ayrca, ayn bireyden iki
farkl hcre aldnzda, aralarnda kk deiiklikler grrsnz
mutasyonlarm sebep olduu biyokimyasal tutarszlklar. Ayn ekilde, sol
elimden bir hcreyi ve karacierimden de bir dierini incelerseniz, sonularn
ayn olmadn grrsnz. Ama DNA o hcrelerin kesinlikle Sue Oliviera'ya
ait olduunu syleyecektir." Duraklad. "Tekhcreli organizmalar ise baka bir
hikyedir. Tek bir hcre btn organizmay oluturur. Yani sadece bir genom
vardr ve tekhcreli organizmalar aseksel redikleri iin anne ve babann
kromozomlar birbirine karmaz. Bunun yerine organizma blnerek oalr
ve btn kaltsal bilgisini kopyalar."
580
Al:
A2:
A3:
A4:
krm
"Grdnz gibi analiz edilmi diziler tamamen ayn. Birbirinin ayns drt
adet tekhcreli." Kad bir kenara koydu ve ikincisini kaldrd. "Ama bizim
elde ettiimiz sonu bu oldu."
Al:
A2:
A3:
A4:
krm
"Neden mi? Elbette bizi ldrmek iin!" dedi Vanderbilt kzgnlkla. "Bu
vck vck pisliin amac zgr dnyay ortadan kaldrmak."
"Peki, o zaman," diye hrlad Johanson, "neden onlara ate etmiyorsun? Bu
tekhcrelilerin Mslman olup olmadna m bakalm? Belki de DNA'lar
slmi kktendincidir. Sana gre ok mantkl olurdu."
Vanderbilt gzlerini ona dikti. "Sen kimin tarafndasn?"
"Akln tarafndaym."
" D n gece kafa st dtnde akln neredeydi?" Vanderbilt kstaha
sntt. "Belki de devirdiin bir ie Bordeaux yznden onu kaybetmisindir...
582
Ara
Rampas
krm
"Dn gece sana neler oldu?"diye sordu Oliviera beraber laboratuvara doru
ilerlerlerken.
Nron
Bilgisayar
Zihni bulankt. Bir kadeh arap itiini hatrlyordu. Ve ksa bir sre
konumulard. Ve ardndan... Bir ey mi grmt?
Klik.
Oliviera kalarn kaldrd. "Tanrm,"dedi kadn. "Kafana gerekten salam
bir darbe yemi olmalsn."
krm
VVeaver bir sre dnd. Dahili telefonu alarak laboratuvan arad. "SigUf?
Merhaba. Bir bilgisayar simlasyonu zerine alyoruz. Hcrelerin nasl
biletikleri konusunda yeni fikirler var m?" Bir sre dinledi. "Anladm.
Deneriz... Tamam. Bana haber verirsin."
"Ne dedi?" diye sordu Anavvak.
"Bir faz testi uygulayacaklarm. Jleyi ayrtrp tekrar birletirmeyi
deneyecekler."
"Bu durumda onlar da hcrelerin kokuyu mu kullandn dnyor?"
"Evet." VVeaverTn aln krt. "Sorunumuz u, hangi hcre ilk olarak
kokuyu salglyor? Ve neden? Eer bu bir zincirleme reaksiyonsa, bunu balatan
birinin olmas lazm."
"Belki bir genetik program var." dedi Anavvak. "Sadece belirli hcreler
bilemeyi balatabiliyor olabilir."
"Yani beynin bir yars dierinden daha ok ey yapma kapasitesine sahip..."
VVeaver dnd. "Enteresan bir fikir. Ama doru olduundan emin deilim."
"Bekle bir dakika y a yanl izi takip ediyorsak? Sonuta hcrelerin bir
araya gelip byk bir beyin oluturduklar varsaymndan yola kyoruz."
krm
Rubin
krm
Kat'a geldiinde bir geide dnd ve dar bir kapya ulat. Kilitliydi. fic
giriini yapt. Kap hzla aldnda Rubin koridora girdi. Sonuna kadar
ilerleyip bir baka kilitli kapya ulat. Bu sefer ifreyi girdiinde, gstergede
yeil bir k yand. Bunun hemen stnde cam bir panelin arkasnda bir kamera
vard. Rubin yaklat ve camn nne gzn yerletirdi. Kamera retinasn
tarayp gei iznini verdi.
Onaylama ilemi tamamlandnda kap yana doru kayarak ald. i
bilgisayar ve monitrlerle dolu kocaman, karanlk bir odaya girdi. Grn ile
CC'ye benzerlii arpcyd. Siviller ve niformallar kontrol masalarnn
bandayd. erisi, bilgisayar seslerinden kaynaklanan bir uultuyla doluydu.
Li, Vanderbilt ve Peak, saydam yzeyi aadan aydnlatlm bir izelge
masasnn etrafndaydlar.
krm
krm
Merkezi
Muharebe
krm
bir ses dizisi, btn bir okyanusu aabilecek zellikte. Alak frekansta dalgalar
inanlmaz mesafeler kat edebilirler. Ve bu ok hzl bir stakkato. Sesalt ile ilgili
problemimiz, 100 hertzin altndaki sesleri duyabilmek iin onlan birka kat
hzlandrmamz gerekmesi. Ama bu durumda stakkatoyu da hzlandrmak zorunda
kahnz. Bu sinyali anlamann anahtan onu yavalatmakta yatyor."
"Paralarn ayr ayr tanmlayabilmek iin," dedi Shankar, "sinyali
esnetmemiz gerekti. Dolaysyla czrt sesini, uzunluu ve iddeti deien bir
titreimler dizisine dnene kadar yavalattk."
"Yani mors alfabesi gibi."
"Evet, ona benzer bir fonksiyonu olduunu sanyoruz."
"Tanmlamay nasl yapyorsunuz?" diye sordu Li. "Spektrogramlarla m?"
"Evet ama yeterli deiller. Bir eyi dinlemek istiyorsak, en iyi yntem onu
gerekten duyabilmektir. Biz de bir akustik hilesi kullandk. Radar resimlerine
detaylan artrmak iin eklenen sahte renk uygulamasna benziyor. Her ayn sesi
aldk ve duyabileceimiz bir frekans ile deitirdik ama orijinalinin uzunluunu ve
iddetini koruduk. Orijinal sinyal her frekans deiiklii yaptnda, kendinizinkini
uygun bir ekilde dntrdk. Bu ekilde Scratch'va stesinden geldik.
Crovve klavyede bir tua bast. "Aldmz mesajn duyabileceimiz
versiyonu yle."
Ses, sanki su altnda alan davullar gibi gmbrdyordu. Birbirinden ayrt
edebilmek iin neredeyse ok hzlyd ama dikkatle dinlendiinde, iddette ve
uzunlukta deiken bir titreimler dizisi olduundan phe duyulmuyordu.
"Gerekten bir koda benziyor," dedi Anavvak, "ama ne anlama geliyor?"
"Bilmiyoruz."
cevaplad
Vanderbilt.
"Biraz
nce
krm
krm
Crovve glmsedi. "Leon hakl," dedi,' Dirinin sembolleri doru ayarlamas, onlan
anlad manasna gelmez. Zeknn ve yaratcln kesin kan bir canlnn gerek
dnyadaki balantlan anlama ve zerine fikir retme yeteneinde yatar. Bunun iin
derin bir kavrama gcne ihtiya vardr. En gl bilgisayarlar bile gz karan ile
ilem yapamaz, manta kar hareket edemez, evresine anlam ykleyemez.
evresiyle ilgili deneyimlerinden tecrbe karamaz. Bence yrr da cevaplann
hazrlarken ayn kayglara sahipti. Durumu gerekten kavrayabildiklerini sinyallerinde
bize anlatabilecek bir ey aram olmallar." Crovve ekran iaret eni. "Bunlar iki
matematik probleminin zmleri. Eer yakndan bakarsanz, ilk cevabn arka arkaya
591
on bir kez sralandn grrsnz; sonra kez ikinci cevap, bir kez ilk cevap, sonra
dokuz, kez ikinci cevap, ve bu ekilde srp gidiyor. Bir noktada ikinci cevap yaklak
otuz bin kez tekrarlanyor. Ama neden? Sonularn birden fazla tekrarlanmas, mesajn
aletlerimiz tarafndan algdanabilecek uzunlua ulamasn salayacaktr, bu mantkl.
Ama neden hepsi bu karmaa iinde sralanm?"
"te imdi Bayan Uzayl devreye giriyor." dedi Shankar gizemli bir
glmseme ile.
"Jodie Foster, benim gizli kimliim!" diye bayla onaylad Crovve. "tiraf
etmeliyim ki, cevap o filmi dnrken aklma geldi. Bu sralamann kendisi
de bir kod. Eer nasl okumanz gerektiini biliyorsanz, karnza siyah ve
beyaz piksellerden oluan bir resim kyor tpk SETE de bizim zerinde
altklarmz gibi."
krm
"Umarm Hitler'in bir resmi deildir." dedi Rubin. Bu sefer herkesi gldrmeyi
baarmt. Artk gemideki herkes Jodie Foster'n oynad Contact adl filmi
seyretmiti. Filmde, uzayllar Dnya'ya mesaj olarak bir resim gnderiyorlar ve
resmin pikselleri de bir uzay gemisi ina etme klavuzunu ieriyordu. nsanlk
teknolojinin geliimi boyunca uzaya yayn yapp durmutu ve uzayllar aralarndan
birini rasgele semiti. Aksi gibi, bu Hier'in bir grntsyd.
"Hayr," dedi Crovve, "Hitler deil."
Shankar birka tua bast. Rakam kolonlar kaybolup yerini bir resme brakt.
"Nedir bu?" Vanderbilt daha iyi grebilmek iin ne eildi.
"Tanmadnz m?" diye sordu Crovve. "Fikri olan?"
"Bir gkdelene benziyor," dedi Anavvak.
"Empire State Binas olabilir mi?" diye nerdi Rubin.
"Yok artk." dedi Greyvvolf. "Empire State Binas'nn neye benzediini
nereden bilecekler? Bence bu bir fze."
"Peki bir fzenin neye benzediini nasl biliyorlar?" diye sordu Delavvare.
"nk deniz taban terk edilmi fzelerle kaynyor! Nkleer fzeler,
kimyasal fzeler..."
"Arka plandaki ekiller nedir?" diye sordu Oliviera. "Bulutlar m?"
"Su olabilir." dedi VVeaver. "Belki derin denizin bir grntsdr. Bir eit
kaya oluumu."
"Su konusunda haklsn." dedi Crovve.
Johanson sakalm kad. "Bir anta benziyor. Belki bir semboldr. Dini bir ey..."
"Bu insanca oldu, ok insanca." Crovve ok eleniyor gibi grnyordu.
"Bu resme baka bir adan da bakabileceiniz hl aklnza gelmedi mi?"
krm
Heerema,
La Palma,
Kanarya Adalar
Belki kutlamaya bu kadar erken balamamak lazmd. Son on alt saattir emici
aralksz alyor, pembe yaratklar koca lokmalarla yutuyordu.
evrelerindeki ani deiim solucanlar ok rahatsz etmie benziyordu, ou
srklenirken paralanmt, geri kalanlar ise kvranp kaslyor ve lrken
eneleri seiriyordu. Boru, ilk kll solucanlar altna gerilmi koca alara
kusmaya baladnda, Frost gverteye kotu. Su alarn arasndan akp
gittikten sonra, dev kzaklar ylm bedenleri Heerema'ya yanam halde
bekleyen ilebin tanklarna boaltyordu. Frost ellerini vck vck ktlenin iine
daldrd ve kontrol odasna dnd; elleri smks bir maddeyle kaplyd ama
avularndaki birka l solucan zaferle havada sallyordu.
"En iyi solucan, l solucandr." diye grledi. "Duyun sesimi! Yiii-haaa!!!"
Bohrmann dahil hepsi alklad.
Girdap gibi savrulan tortu daldktan sonra lekeli lav kayalar ekranda
belirdi. Birbirinden ayr kabarck zincirleri kayalarn yzeyinden ykseliyordu.
Aydnlatma iskelesindeki kameralar zum yapt ve Bohrmann kayalardaki
lekelerin gerekte ne olduunu seebildi. "Bakteri tabakalar." dedi.
Frost ona dnd. "Peki, bu ne anlama geliyor?"
krm
imdiye kadar kez nbet deitirmiti. Ervvin Suess birka saat iinde
helikopterle Kiel'den gelecekti. O zamana kadar dayanmalyd.
Esnedi. Alak bir uultu oday dolduruyordu. Aydnlatma iskelesi ve emici
son saat iinde yavaa kuzeye ynlendirilmiti. Polarstern keif gezisinden
alnan lmler doruysa, istila sadece bu dzlk ile snrlyd. Solucanlar
tamamen vakumlamak iin en azndan birka gn daha gemesi gerektiini
biliyordu ama iinde umut domaya balamt. Sudaki metan miktar normalin
zerindeydi, ama endie etmek iin gerek bir sebep yoktu. Eer solucanlar ve
bakterileri yok etmeyi baarrlarsa, ksmen anm hidratlarn yeniden denge
koullarna ulamas mmknd.
Gz kapaklar arlap kapanrken, ekranlara bir bak att. Ne grdn
kavramas iin bir sre gemesi gerekti. Grnt deimiti. "Aada bir ey
parldyor." dedi. "Boruyu oradan uzaklatr."
Van Maarten gzlerini kst. "Nerede?"
"Monitrlere bak. Suyun iinde bir k akmas vard. Bak, ite orada! Bir
kere daha parlad."
Bir anda tamamen aylmti. Yanl olan bir eyler vard, aydnlatma iskelesinin
kameralar da bunu onaylyordu. Borunun aznn etrafndaki tortu bulutu
kaybolmutu. Kabarcklar ve karanlk topaklar onun evresinde dnerek ykseliyordu.
Emiciyi gsteren ekranlar bir anda karard. Boru sarslarak yana savruldu.
"Lanet olsun, neler oluyor?"
Operatrn sesi hoparlrlerden ykseldi. "Boru byk beklerhalinde bir
eyleri ekiyor. Emicinin dengesi bozuldu. Ne yapacamz"
krm
krm
"Hemen."
"Haydi o zaman. Bunu bir deneyelim."
Rambo, ismini herhsangi bir ksaltmadan deil, gerekten de Sylvester
Stallone filmlerinden alyordu. Vctor 6000'in kk bir versiyonu gibi grnen
ROV, arkasnda ve her iki yannda dengesini salayan iticiler, drt kamera, iki
adet gl ve mafsall kol ile donatlmt. Sadece 800 metreye kadar olan
derinliklerde i grebiliyordu ve ak deniz endstrisinde ok popler bir arat.
On be dakika iinde arac kullanma hazr hale getirmilerdi. Ksa sre sonra
volkann srt boyunca taraaya doru iniyordu. Heerema'daki pilot paneline
elektrooptik bir kablo ile balyd. Aydnlatma iskelesi grntye girdi. Robot
aa doru yoluna devam etti, hzland ve manevra yaparak skm emiciye
yneldi. Gemidekiler, emiciyi Rambo'mm kameralar vastasyla yakn
mesafeden incelediklerinde, iticilerin ve video sistemlerinin salam olduunu
ama borunun dev volkanik kayalann altnda tam anlamyla tuzaa dtn
grdler. Hibir yere kprdamasna imkn yoktu.
Rambo'nun mafsall kollan kayalan oradan kaldrmaya balad. lk bata
robot grevini baaracakm gibi grnyordu. Hepsini teker teker
uzaklatnyordu, ta ki taraa zeminine gmlm, eimle ykselen ve emici
boruyu kaya duvarna doru bastran sivri bir volkanik kayaca gelene kadar.
"Robot bunu beceremez." diye karar verdi Bohrmann. "Gerekli itkiyi
retemez."
"Harika!" dedi Frost, burnundan soluyarak.
"Peki, ya pilotlar boruyu geri ekerse?" diye nerdi Bohrmann. "Serbest
kalmasn salayacak gerilim yaratlabilir."
Van Maarten ban sallad. "ok riskli. Boru yumabilir."
krm
597
15 Austos
Independence,
Grnland
Denizi
krm
"Tek ansmz," dedi, "onlar yaamay hak ettiimize ikna etmek. Ve bunu
sadece onlara kendimizi anlatarak baarabilirizD Belki u ana kadar hesaplarna
katmadklar bir eyler vardr. Onlar tekrar dnmeye ikna edecek bir eyler."
"Paylalan deerler." dedi Li.
"Ne kadar az olsa da."
>
Oliviera, Johanson ve Rubin kendilerini laboratuvara kapatmlard. Tankn
iindeki jlemsi varl paralara blmeye ya da tam anlamyla ayrtrmaya
alyorlard. VVeaver ve Anavvak ile srekli iletiim iindeydiler. VVeaver,
bilgisayardaki sanal yrr'im elektronik DNA ve feromonlarla donatmt. e
yaryordu. Tekhcrelilerin bilemesinde kokunun kullanldn teorik olarak
gstermilerdi ama pratikte tankn iindeki jlemsi madde ibirliine
yanamyordu; varlk ya da varlklarn bileimi, kendini yass bir pide ekline
dntrm ve tankn zeminine kmt.
tekrar kontrol etti. Btn veriler bir sonraki gne kadar rzgrsz bir hava ve
dalgasz bir deniz olacan sylyordu. Su sabaha gre ok daha sakindi.
Bu bilgiye dayanarak Anavvak' konumak iin yanma artt ve aknlkla
onun Arktik mutfa hakknda neredeyse hi bilgi sahibi olmadn rendi.
Bu sorumluluk, tm ordu kariyeri sresince ilk kez olarak kendini ikram
servisinin banda bulan Peak'e yklendi.
Peak bir dizi telefon grmesinde bulundu ve o akamstnn ge
saatlerinde iki helikopter Grnland'a yolland, Li ba alarnn onlan, o gece
saat dokuzda balayacak bir partiye davet ettii duyurusunda bulundu.
Helikopterler, Grnland usul bir ziyafet iin gerekli tm malzemelerle geri
dnd. Masalar, sandalyeler ve bir bfe, Ada'nin hemen yannda, uu
gvertesine kuruldu. Danya bir stereo ses sistemi tand ve evreye, souu
kesmesi iin stclar yerletirildi.
Mutfaktaki kouturma bir faaliyet girdabna dnverdi. Yemek kaplar
ve tavalar karibu etiyle doluydu; foktan elde edilen etsuyu orbaya dnmt;
maktaaq yani gevrek narval derisi eritler haline getirilmi ve pufla rdei
yumurtalar kaynatlmaya balamt. Independence'm frncs her sene
dzenlenen hamur ii yanmalannda nuitier'in ok baarl olmasn salayan,
yass ve lezzetli bir ekmek eidi olan pide yapmyla urayordu. Kutup
alabal ve somon fileto halinde eitli bitkilerle birlikte kzartlm;
dondurulmu mors eti carpaccio haline getirilmi ve ynla pirin suya
boaltlmt. Yemek yapmak konusunda hibir bilgisi olmayan Peak blge
yerlilerinin tavsiyelerine gveniyordu. Yalnzca yerel tek bir yemek kabul
grmemiti. Her ne kadar i mors barsann stnl herkes tarafndan
yceltilse de, Peak bunun vazgeebilecei bir tecrbe olduunda karar klmt.
krm
Kaptan kk, makina dairesi ve CIC'de grev yapmas iin bir ekirdek
mrettebat ayarlad, bylelikle saat tam dokuzda neredeyse herkes; denizciler,
bilim insanlar ve ordu mensuplan gverteye varm, alkolsz ho geldiniz
kokteyllerini ierken bfenin almasn bekliyorlard. Ksa zaman iinde bilim
insanlar askerlerle, askerler denizcilerle ve denizciler de bilim insanlaryla
sohbete balamt.
Li'nin dzenlemi olduu parti arkalarnda bulunan Ada'ya ait olan elik
kule ve etraflarn kaplayan usuz bucaksz denizin grntsyle garip bir
partiydi. Uzaklarda ekilmekte olan sisin gerekst tepelerini ve ufuk
izgisinde alak bir konumda bulunan krmz bir topu andran gnei
grebiliyorlard. Temiz hava canlandrc bir biimde souktu ve masmavi bir
gkyz ykseklerde uzanyordu. .
Aslnda onlar bir araya getiren koullar dnda her ey hakknda
konuuyorlard a m a nazik bir konumaya tutunma konusundaki srarlarnda
skntl, neredeyse umutsuzca bir eyler vard. Gece yars yaklap akam
599
krm
"Evrim benim uzmanlk alanm deil," dedi Peak, "ama bana gre, ou
canl zamann ak sresince daha byk ve daha karmak hle gelmitir.
nsanlar buna en mkemmel rnektir. Bence evrimde byle bir eilim olduu
ok ak."
"Eilim mi? Yanl. Bunlar dnrken temel aldmz, karmaklk
zerine doann deney yapt kck bir zaman dilimi. Ama bizim evrimin
600
bir kmaz soka olmadmz kim syleyebilir? nsanl herhangi bir doal
eilimin en st seviyesi olarak grrsek kendi nemimizi ar derecede
abartm oluruz. Hepiniz evrim aacn grmsnzdr, trler arasndaki
ilikiyi gsteren ve her yne dallanan bir diyagram. Sence insanlk nerede
olmal, Sal? Aacn bir ana dalnda m yoksa ondan kan kk yan dallardan
birinde m i ? "
"Bir ana dalda, elbette."
"Bu cevab bekliyordum. nsana zg bak asna tipik bir rnek. Bir
cinsin biri hari dier btn dallarnn soyu tkendiinde, geriye kalann ana dal
olduunu dnyoruz. Neden? nk varlmz srdryoruz, en azndan
imdilik. Ama ya dierlerinden tek fark sadece biraz daha uzun sre
dayanabilmek olan sradan bir yan dal isek? nsanlk, bir zamanlar ok zengin
olan bir evrimsel kolun ayakta kalan tek yesidir. Dier btn kollar yok olmu
bir biyolojik geliimin geride kalanlaryz, Homo ad verilen bir deneyden tek
sa kalan biziz. Homo habilis: soyu tkendi. Homo erectus: soyu tkendi.
Homo sapiens neanderthalensis: soyu tkendi. Homo sapiens sapiens: hl
hayatta. Bir sreliine gezegen zerinde hakimiyet kurduk ama dikkat!
evrimin sonradan grmeleri olarak hakimiyetimizi, doal stnlk ya da uzun
sreli var olma ile kartrmamalyz. Bu gezegenden zannettiimizden ok
daha ksa srede kaybolabiliriz."
krm
krm
Delavvare. Zihinlerimizin evrimi, doa ile yakn temas hlinde olduumuz iki
milyon yllk bir sre iinde gereklemitir. Hayatta kalmann tarihncesi
kurallarnn genlerimizde kazl olmas ihtimali yksektir. Her halkarda,
evrimimizin minicik bir paras uygarlk denen dnemde gemitir. Baban ve
onun babas hayatlarn ehirlerde geirdii iin beynindeki btn
biimlendirici bilginin sonsuza kadar yok olduunu mu zannediyorsun? Neden
otlarn arasnda srnen kk hayvanlardan korkarz? Neden rmceklerden
nefret ediyorsun? nk bir zamanlar buna benzer korkular insanlarn
hayatlarn kurtaryordu. nk korkuya daha duyarl olan bireyler tehlikeden
uzak duruyor ve daha ok ocua sahip oluyordu. Sebep budur ite. Haksz
mym, Jack?"
Vanderbilt, gzlerini Delavvare'den Anavvak'a evirdi. "Peki bunun yrr ile
ne alakas var?" diye sordu.
"Belki gzlerimize biraz rmcekler gibi grndkleri iin alakas var."
diye karlk yerdi Anavvak. "Hah! Dolaysyla bize nesnellikten bahsetme.
Nasl grnrlerse grnsnler, yrr'dan, jleden, tekhcrelilerden ve zehirli
yengelerden tiksinmeye devam ettiimiz srece, onlarn zihinlerinin nasl
altn asla kefedemeyiz. Bu ekilde mmkn deil. lgimizi ekecek olan
tek ey, geceleri maaralarmza srnerek girip ocuklarmz almasnlar diye,
bize benzemeyen her eyi yok etmek olacaktr.
Johanson kendini ana gruptan kurtard, glgede durmu ve nceki gece olanlar
hatrlamaya alyordu, Li ona yaklat ve bir kadeh uzatt. Krmz arap.
"Bunu, yalnzca alkolsz ikilerin dahil olduu bir keif gezisi sanyordum."
dedi Johanson arm halde.
krm
Johanson arabndan bir yudum ald. "Syle bana General," dedi, "nasl
birisin?"
"Bana Jude de. 'General' yalnzca beni selamlamak zorunda olanlar iin."
"Eh, seni anlayamyorum."
" O neden?"
"Sana gvenmiyorum."
Li elenmi bir halde gld ve kadehinden bir yudum ald. "Duygularmz
karlkl Sigur. Dn gece sana ne oldu? Bana hl hatrlayamadn syleme."
"Zihnim bombo."
"Hangar alannda ne yapyordun? Gecenin bir yansyd."
"Yalnzca rahatlyordum."
"Ve ondan evvel de Oliviera'yla birlikte rahatlyordun."
"Bizim kadar megul olduunda rahatlamak ok nemlidir."
603
krm
"Pekl, eer bir Tanr varsa ve zeki bir Tann ise, o zaman Tanr dnyay
biraz nce anlattm ekilde dzenlemi olmal. Dolaysyla biz Tanr'nn eti
muhteem eseri deiliz, sadece btnn iindeki gerek roln anladnda
hayatta kalabilecek olan bir varyantz."
"O zaman insann Tann'nin suretinde yaratlm olmasna ne diyeceksin?
Buna da m kar kacaksn?"
"Esas yrr\ kendi suretinde yaratm olabilecei imdiye kadar muhakkak
aklndan gemi olmal. Yoksa bunu dnemeyecek kadar dar grl
msn?" Buchanan'm gzleri fkeyle panldad ama Crovve ona konuma frsat
vermedi. "Ama zaten bu tartmann hi nemi yok. Tanr, gzdesi olan tr
mmkn olan en iyi tasarmla yaratm olmal. Eh, biz insanlar dier trlerin
ouna gre byz. Byk bir vcut daha iyi bir vcut mudur? Baz trlerin
doal seilim yoluyla daha bydkleri dorudur ama ounluk kk
boyutlaryla soylann baanyla srdrmektedir. Kk organizmalann kitlesel
yok olularda hayatta kalma ans daha fazladr, bu da her birka milyon ylda
bir daha byk canllarn ortadan kalkt ve evrimin kk trlerle devam
ettii anlamna gelir. Baz yaratklar gittike byr ve sonra yeni bir meteorit
arpar. Boom! te sana Tanr'nn plan."
"Bu kadercilik."
krm
krm
krm
"Ta ki, daha istikrarl bir tr gelip stnln ispat edene kadar.
Vurgulamak istediin noktay anlyorum, Sigur. Tarihncesi zamanlarda
kaltmsal zelliklerimiz kltrmz ekillendirdi ve karlnda genetik
olarak gereince deitik. Genlerimiz bu tartmay ynlendiriyor. Ne kadar
dnmek istemesek de, konumamzn temellerinin olumasn salyor.
Fazlasyla gurur duyduumuz btn dnsel mirasmz, genetik
ynlendirmenin bir rn sadece. Ve kltr de, hayatta kalma mcadelesiyle i
ie gemi bir sosyal davran repertuarndan daha te bir ey deil."
Johanson cevap vermedi.
"Yanl bir ey mi syledim?" diye sordu Li.
"Hayr, sessiz bir hayranlkla dinliyordum. Kesinlikle haklsn. nsan evrimi, genetik
deiim ile kltrel dnm arasndaki karlkl bir oyundan ibaret. Beynirnizin
bymesini ynlendiren genetik deiimlerdi. 500000 yl nce doa grtlamzn
yapsn deitirdi ve serebral kortekste'konuma merkezini oluturdu. Bu genetik
deiim de kltrel evrirrinizi tetikledi. Konuma, bize dncelerimizi sergileme,
gemiimizi tanmlama, geleceimizi tarama, hayallenrnizi diUmdirme imkn salad.
Kltr, biyolojik srelerin bir rndr ve biyolojik deiim de kltrel geliime verilen
tepkidir. ok uzun bir zamanda gerekleir ama aynen byledir."
607
krm
Mavi
Bulut
krm
Adamlardan biri ona dnd. "Orada byk bir ey var, efendim. Bir ey,
eee... ey gibi"
"Ne gibi?" Li onu omzundan tuttu. "Bilgiye ihtiyacmz var, aptal herifi
Neler oluyor?"
Adamn beti benzi att. "ey b u lk bata ekranda hibir ey yoktu,
ardndan, bir saniye kadar sonra bu eyden tabakalar olumaya balad. Nereden
geldiler bilmiyorum. Deniz aniden katlat. Kendilerini duvar gibi bir eye
dntrdler, onlar h e r yerdeydiler."
"CobralarT gnderin. Blgeyi aratrmalar iin onlara imdi ihtiyacm var."
"Yunuslarn raporu ne?" diye sordu Greyvvolf.
"Bilinmeyen yaam formu." dedi askerlerden biri. "Onu ilk yunuslar tespit etti."
"Lokal m i ? "
"Hayr, her yerde. Ama geri ekiliyor gibi mesafe bir kilometre ve hareket
etmeye devam ediyor. Sonar, geminin her tarafn saran geni madde kuaklan
gsteriyor."
"Yunuslar u an nerde?"
"Aamzdalar. Giriin nnde toplanyorlar. Sanrm korktular ve ieri
girmek istiyorlar."
nsanlar hl akn akn CC'ye giriyordu.
"Uydu grntlerini ekrana getir!" diye emretti Peak.
Odann bana yerletirilmi devasa monitr, KH-12 tarafndan
grntlenen Independence \ gsteriyordu. Karanlk-bir alann zerindeydi.
Herhangi bir mavi ktan eser yoktu.
"Biraz nce tm ekran klar iindeydi." dedi uydu verilerini takip etmekle
grevli olan adam.
krm
krm
Hzla dar ktlar. Rubin onlarn ayrln izledi. Li'ye doru eildi ve alak
sesle ona bir eyler syledi. Li onu dinledi, bayla onaylad ve ardndan tekrar
ekranlara dnd. "Beni bekleyin!" diye seslendi Rubin. "Ben de geliyorum "
Havuz
Gvertesi
krm
Delavvare blme duvarndaki gsterge paneline doru bast indi. Byk elik
levhalar harekete getiinde hl dalmaya devam ediyordu, cam giriin
metre altndayd. Alrlarken, altndaki deniz gzler nne serildi. ki yunus
geide girdi. Tedirgin grnyorlar ve burunlaryla cama vuruyorlard.
Greyvvolf beklemelerini iaret etti. nc bir yunus ieri girdi.
Artk elik kapaklar btnyle almt. Cam kmbetin altnda azm am
bekleyen bir karanlk vard. Ne mavi bir parlt, ne bir k akmas, ne de
orkalar grnyordu, dier yunus da ortada yoktu. Delavvare, daha aaya,
elleri cam yzeye dokununcaya kadar gverte zemininin altna indi; yunus
blnn geri kalanlarn gzleriyle arad. Birden drdnc bir yunus
grnd, hzla dnd ve geidin iine girdi. Greyvvolf bayla onaylad ve
Delavvare Roscovitz'e tamam iareti yapt. elik levhalar yavaa birbirine
doru kaydlar ve donuk bir sesle kapandlar. Geidin iinde tarayclar devreye
girdi; suyu kirlenmeye ve toksinlere kar test etti. Birka saniye sonra yeil
k yand ve tehlike yok iareti Roscovitz'in kontrol panelinde belirdi. Cam
kapaklar kayarak sessizce ald.
Aklk yeterince genilediinde yunuslar hzla Greyvvolf ve Anavvak'n
onlar bekledii havuza yzdler.
Peak, Roscovitz'in cam kapaklar kapatmasn izledi. Adamn gzleri monitre
kilitlenmiti. Rubin havuzun kenarndayd ve geidin iine bakyordu.
"Geriye iki tane kald." dedi Roscovitz kendi kendine.
Hoparlrlerden darda kalan yunuslarn slk ve klik sesleri geldi. Gitgide
daha da tedirginleiyorlard. Greyvvolf un ba su yzeyine kt, arkasndan
Anavvak ve Delavvare grnd.
krm
"Tehlike geti manasna gelmez. Geriye kalan son ikisini de ieri alalm."
Peak bakakald. Ekranlarn kenarlarnda mavi bir parlt grnmeye
balamt.
"Acele etseniz iyi olur," dedi, "o ey yaklayor."
Bilim adamlar tekrar geide daldlar. Peak CTC'yi arad. "Oradan neler
grebiliyorsunuz?"
"Etrafmzdaki halka daralmaya devam ediyor." Li'nin sesi konsolun
hoparlrlerinden tiz bir ekilde ykseldi. "Helikopterler suyun altnda kaybolduunu
rapor ediyorlar ama onu uydu grntlerinde rahatlkla izleyebiliyoruz. Geminin
altna inmeye alyor gibi. Sizin oras her an daha aydnlanabilir."
"I zaten gryoruz. Aftmzdaki bu ey ne? Mavi bulut m u ? "
613
krm
"imdi zaman deil." dedi Peak aksice. "Yapacak daha nemli iler var."
Gzlerini ekranlardan alamyordu. Ik giderek gleniyordu.
"Sal, oradaki iiniz bitti mi?"
"Evet. Neler oluyor?"
krm
Birdenbire onun ne olduunu anlamt. Siyah bir burun ve beyaz bir alt
eneye sahipti, eit sayda sralanm dileri yan ak azmn arasndan grnen
bu eyi tanmt. Trnn imdiye kadar grd en byk rneiydi. Durmak
niyetinde olmakszn derinliklerden dikey bir biimde, her geen an biraz daha
hzlanarak ykseliyordu. Zihninde dnceler uumaya balad. Saniyenin
ksa bir blm iersinde birok bilgi parac bir araya geldi. Cam kapaklar
kaln ve ok salamdlar ama canl bir fzeyle arpmaya dayanamazlard.
Yaratn uzunluu en azndan on iki metreydi. En yksek hznda kendini
sudan saatte elli alt kilometreyle frlatabilirdi.
krm
krm
krm
618
krm
Ah, Tanrm, diye dnd Rubin. Aziz Tannm. Balinann yzgeci, oradayd,
tam nndeydi, ona ulamak zereydi...
Orka, az ardna kadar alm halde bir su pskrtsyle ykseldi.
Roscovitz'in bacaklar orkann eneleri arasnda kayboldu. Az skca
kenetlenen hayvan bir an iin suyun zerinde hareketsizce asl kald ve
ardndan suya dt.
619
Muharebe
Bilgi
Merkezi
krm
Gvertesi
krm
Peak bir kfr savurdu. Balina gitmiti ve ne Greyvvolf ne de Anavvak'tan ortada eser
yoktu. O devasa gvdeyi aramak iin iskele boyunca koturdu ama havuz, grn
engelleyen k akmalar, bulank ekiller ve pskren sularla tam bir gerekst
cehenneme dnmt. leride askerlerden biri havuzun iindeki ylankavi yarata
ate ediyordu ama bunun bir etki salamad aka ortadayd.
"Kes u n u ! " Peak adam konsolun bulunduu yne ittirdi. "Alarm ver.
Kapaklan a ve Deepflight 'tan kurtul." Gzlerini suda gezdirdi. "Ardndan u
kahrolas su geidini kapat."
Asker hzla oradan aynld.
Peak iskelenin kenanna doru yrd ve elinde zpkn tfei, havuzun iine
dikkatle bakt.
621
Anavvak suyun altna girer girmez gvertenin kulak trmalayc sesleri, alak
sesli tslamalara ve gurultulara dnt. Greyvvolf hemen yannda, dik biimde
duruyor, azndan baloncuklar kyordu. Anavvak onun kolunu, suyun altna
ektiinden beri brakmamt. Fikrinin ie yarayp yaramayacan bilmiyordu.
Bir ey sratle onlara doru geliyordu. Kocaman, ba olmayan bir ylan
gibiydi. Yar saydam mavi dokunun zerindeki k izgileri nabz gibi atyordu.
Gvdesinden kan yzlerce ince, kamya benzer uzant havuzun yzeyini
spryordu. Anavvak birden yaratn etrafn taramakta olduunu anlad.
Krbalar, havuzun her bir ayrntsn seziyordu. Korku ve hayranlkla izlerken,
gvdeden yeni bir dizi dokuna uzayp, onlara doru kvrlmaya balad.
Orkann ak az aralarnda beliriverdi.
Anavvak kendinde bir deiim hissetti. inde bir para kendini kapatm,
sakince sorular soruyordu. Bu saldrgann ne kadar balina, ne kadar jlemsi
maddeydi? Bir balina kendi igdlerinin deil de yabanc bir bilincin
kontrolndeyken nasl davranrd? Hayvan bu parldayan jlenin bir paras
olarak dnmeliydi, normal orka reflekslerine,sahip bir orka gibi deil. Belki
avantaj salayabilecekleri nokta buydu. Belki onun akln kartrabilirlerdi.
Orka hzla onlara doru atld.
Anavvak bir yana kaarken Greyvvolf u da aksi yne doru itti. Greyvvolf un
yzerek uzaklamakta olduunu grd b u iyiydi, plann anlamt. Balina
hzla aralarna girdi, avnn bir anda blnm olmas onu artmt.
Birka saniye kazanmlard.
Anavvak, orkann nerede olduuna bakmadan doruca dokuna ormannn
iine yzd.
krm
nce dokunalardan oluan bir perde etrafn sarmt. Bu canl ormann iine
dalmann iyi bir fikir olup olmadna emin deildi ama artk bu konuda
622
krm
ok ksa bir sre boyunca asker, kapaklarn ak kalmasnn daha iyi olup
olmayacan dnd ama kapatmas talimatn almt ve bu emre uydu. Artk
engel oluturacak bir deniz alt arac yoktu. Gl bir motorla alan kapak,
organizmann muazzam gvdesini yard.
Peak telala silahn kaldrd. Biraz nce Anavvak' grmt. Bir anlna sanki
orka onu kapm gibiydi fakat ardndan Anavvak suyun yzeyinde tekrardan
belirdiinde balina havuzun tam aksi noktasnda yzyordu. Askerler onun
siyah srtna ate ettiler ve hayvan su yzeyinin altna batt.
Onu vurmular myd?
Kontrollerin bandaki asker, "Geit kapanyor!" diye bard.
623
Peak duyduunu belli etmek iin elini kaldrd ve ardndan iskele boyunca
yrmeye balad. Gzleri havuzun uzaktaki tarafn tanyordu. Mermiler
ahtapotumsu eye zarar vermiyordu, patlayclarla ona saldrmak ise fazlasyla
riskliydi. Havuzun iinde hl insanlar vard.
Greyvvolf, AnawakT taklit ederek dokunalarn iine yzd. Tm gcn
toplayp havuzun dier yanna doru hzla yzerken gl kollaryla suda hzla
ilerliyordu. Birka metre tede jlenin ana gvdesi yoluna kt ve geri dnmek
zorunda kald, yn duygusunu tamamen kaybetmiti.
Dokunalar onu sarp omuzlarndan kavrad. Greyvvolf mthi tiksinmiti.
Artk dnemiyordu. Delavvare'in lmne ait grntler gzlerinin nnden,
tekrar tekrar oynayan bir film eridi gibi geiyordu. Dokunalar vcudundan
skp uzaklatrarak kamaya alt.
Aniden kendini su geidinde buluverdi. Denizalt gzden kaybolmutu.
Kapaklarn kapanrken yaratn gvdesine saplanmasn ve gvdesi boyunca
onu bimesini izledi. Organizmann tepkisi konusunda yanlmak mmkn
deildi: honut kalmamt.
Orka, havuzdan hzla nne ktnda da gibi bir su duvar Peak'e doru
ykseldi. Korkamayacak kadar akna dnm olan Peak onun enesine
bakakald. Geriye sendeledi, bu srada tm havuz gvertesi de darmadan
oluyordu. Organizma suyun iinde fkeyle hareket ediyordu. Jleden devasa
ylanlar sarmal bir biimde tavana ykseliyor, duvarlara arpp iskeleyi
spryorlard. Peak askerlerin lklarn ve silahlarnn seslerini duydu ve
havada uuup havuza vuran bedenleri grd. Ardndan bacaklan altndan
kayd ve serte srtst dt. Orkann gvdesi ona doru atld. Peak inledi,
zpkn tfeine skca tutundu ve serte suyun iine ekildi.
krm
Baloncuklardan olumu bir girdabn iine batt. Parltl mavi bir ktle
bacana yapt. Silahyla ona vurduunda mengenemsi kavray gevedi.
Tepesinde, orka suyu yararak tekrar havuza dald. iddetli bir basn dalgas
Peak'in suyun iinde dnerek savrulmasna neden oldu. Bir metre kadar
tesinde balinann aznm ardna kadar aldn grebiliyordu. Zpkn silahn
yaratn aznn iine dayad ve ateledi.
dt. Ac tm vcudunu kaplad. Sol aya ters bir ayla bklmt ama neredeyse
bunun farkna dahi varmamt.
Gzlerine inanamaz halde etrafnda olumakta olan manzaraya bakakald.
Organizma lgna dnm gibiydi. Ortada havay dven dokunalardan
oluan bir kaos vard. Rafl dolaplar yklyor, ara gereler havada uuuyordu.
Yalnzca tek bir asker grnyordu ve o da iskelede kouturuyor; suyun iine
ate ediyordu. Ardndan dev bir kol askeri havuzun iine ekti. Peak, yar
saydam bir ey bann stnde savrulurken meldi. Bu te bir ylan ne bir
dokunat d a h a evvelden karlat hibir eye benzemiyordu. Gvdenin
ucu yan yolda biim deitirdi, nce bir balk formu ald, ardndan ise havada
sarmal bir ekilde ilerleyen ipliksi duyargalara dnt. Havuz, eitli
hayvanlarla dolu grnyordu. Suyun dna srt yzgeleri ykseliyor ardndan
kyorlard. Deforme olmu kafalar grndler, hatlarn kaybedip ekilsiz
bir ktleye dnerek suya dtler.
Peak gzlerini ovuturdu. Hayal mi gryordu yoksa suyun seviyesi mi
alalyordu? Bir makina homurtusu duyuyordu. Ardndan anlad: havuz
gvertesindeki suyu dan pompalyorlard. Balast tanklan boalyordu.
Independence in k taraf, yapay limann iindeki su denize boaltlrken belli
belirsiz bir biimde ykseldi. fkeli dokunalar geri ekildi. Birdenbire
organizmann tamam suyun altnda kayboldu. Peak duvardan g alarak
kalkmaya alrken sol aya onu yan yolda brakt. Tam gverteye
decekken iki el onu arkasndan kavrad. "Bana yaslan." dedi Greywolf.
Peak devin kollarna tutundu. Kendisi de ufak tefek saylmazd ama
Greyvvolf un yannda kendini clz ve gsz hissediyordu. Greyvvolf onu bir
hamlede kaldrd ve iskeleden yk indirme blmne doru komaya balad.
krm
Anavvak.
Suyu tarad. Anavvak neredeydi?
Anavvak ksrerek ykleme blmne yakn bir yerde belirdi. Greyvvolf
aceleyle yanma giderek onun kenara gelmesini salad. Suyun devam eden
alalm izlediler. Devasa bir organizma grnr hale gelmiti, yzeyi belli
belirsiz biimde mavi renkte parldyordu. eklen zayf bir balinay ya da
iman bir deniz ylanm andnyordu. Grnen o ki dar kmann bir yolunu
anyordu. Havuzun etrafn hzla doland, her keye giriyor, duvarlar boyunca
srnyor, seri ve sistemli bir biimde v?r olmayan bir k anyordu.
625
krm
Tek bir kelime sylemeden Anavvak ona katld. Li havuzun iindeki enkaz
incelemeye devam ediyordu. Gz ucuyla, havuzun dibinde bir hareketin farkna
vard. skelenin ucuna doru yrd ve bir merdivenden aa indi. Kadnn
dikkatini eken her ne idiyse artk Anavvak'n gr alannda deildi.
Roscovitz'in sallanan bedeninin, daha dorusu ondan arta kalanlarn yanndan
geip ilerledi. Anavvak onun bardn duydu. Kadn jle ynnn etrafndan
hzla doland. Anavvak koarak geldi, neredeyse Brovvning'e taklp dyordu.
Teknisyen, ayrmakta olan ktlenin altndan onlara bakyordu.
krm
Heerema,
La
Palma,
Kanarya Adalar
krm
krm
Sensrler ierdeki ellerin iin sanal bir dokunma duyusu salyorlar. nanlmaz
duyarllar; eer istersen denizin dibinde onlarla vasiyetini imzalayabilirsin."
"Aada ne kadar kalabiliyoruz?"
"48 saat," diye cevaplad van Maarten. Bohrmann'n yzndeki endieli
ifadeyi grnce srtt. "Korkma, o kadar uzun bir sreye ihtiyacn olmayacak."
Torpido biimli, yaklak bir buuk metre uzunluundaki iki robotu gsterdi.
ticiler ile donatlmlard ve ularnda camla kaplanm bir blm vard. Her
iki robot da metrelerce uzunlukta kablo ile zerinde kumanda kollar, tular ve
ekranlar olan bir konsola balyd. "Bunlar sizin trackhoundl&nmz. Arama
kpekleri, otonom su alt aralar. Aydnlatma iskelesini bulmaya
programlandlar, o yzden kendi yolunuzu bulmaya almayn, onlarn sizi
ekerek gtrmesine izin verin. Saatte drt deniz mili hz yapyorlar, yani
dakika iinde orada olacaksnz."
"Programlamalar ne kadar gvenilir?"
"Olduka. Trackhoundlar su iinde kendi pozisyonlarn ve derinliklerini
saptayacak her trl sensre sahipler. Kaybolmanza imkn yok, ayrca
nnze bir engel karsa trackhound ondan kanarak yoluna devam edecektir.
Balant kablosunun br ucundaki konsol tarafndan programlamas
etkinletiriliyor. ni, k o k kolay. ticiyi ' 0 ' iaretli tu herhangi bir
program aktif hale gelmeden altryor, bylece trackhoundu bir kumanda
kolu ile de idare edebiliyorsunuz. Kk kpekiiniz cannzn istedii yne
gidebiliyor. Sorunuz var m?"
krm
"Telsiz iletiim," diye aklad Frost, "el iaretleri ile uramaktan ok daha
iyi. Kavrayclar kullanabiliyor musun?"
Bohrmann giysinin iinde parmaklarn oynatt. Kavrayc bu hareketlerini
taklit etti. "yle sanyorum."
"Van Maarten sana konsolu uzatacak, onu tutmaya al."
lk seferde baarmt. Bohrmann rahatlayarak derin bir nefes verdi. Eer
her ey kavrayclar kullanmak kadar kolay olacaksa, bir sorun kmayacak
demekti.
630
"Bir ey daha. Eer giysinin aasna bakarsan bel hizasnda kk, drtgen
bir alan greceksin, dz bir alter gibi. O bir P O D . "
"Bir ne?"
"u anda kafana takmana gerek olan bir ey deil. Sadece bir gvenlik
nlemi. htiyacmz olursa, sana ne olduunu anlatnm. Amak iin zerine
glce bastrman yeterli. Tamam myz?"
" P O D nedir?"
"Dalarken yannda olmas iyi olan bir ey."
"Ne olduunu bilmek isterdim"
"Daha sonra. Hazr msn?"
"Hazrm."
Van Maarten geit tnelinin kapan at. Aydnlatlm, ak mavi sular
ayaklarna vurdu.
"Kendinizi sakince iine brakn." dedi. Trackhoundlan arkanzdan *
atacam. Onlan altrmak iin geitten kana kadar bekleyin. Stan, bence
sen kendininkini nce altr."
Bohnnann paletlerini giriin kenanna kadar srd. En ufak bir hareket bile
inanlmaz bir g gerektiriyordu. Derin bir nefes ald ve kendini ne don
devirerek aaya brakt. Su evresinde ykseldi, tnelin yapay klarnn
yanndan gemesini seyretti ve tekrar kendini dik pozisyonda buldu. Tnel
boyunca yavaa batmaya devam etti ve denize ulat, bir balk srsnn tam
ortasna dmt. Panldayan binlerce balk her tarafa yzyor, canl bir spirale
dnyor ve sonra tekrar bir araya geliyorlard. Sr birka kez ekil
deitirdi, yayld ve tekrar kat. Bohrmann trackhound'un yannda olduunu
grd ve daha derine indi. Tnelin , dubann karanlk hatlarnn arasndan
etraf aydnlatyordu. Paletlerini rpt ve bu ekilde olduu yerde durabildiini
fark etti. Dal giysisi imdi giyilebilir bir denizalt gibi olduka rahatt.
krm
Frost, bir baloncuk stunun arasndan onu takip etti ve Bohrmann ile gz
gze gelinceye kadar aa indi. Bohrmann, Amerikah'nn apkasn hl
taktn fark etti.
seyretmiti, efsanevi denizalt Alvin ile 4000 metre derinlie inmiti. Ama
hibir ey onu bir giysi iine kapatlarak elektronik bir kpek tarafndan
bilinmeyene doru ekitirilmeye hazrlayamazd.
Tutunduu robotun doru drst programlanm olmasn umut etti, aksi
halde nereye gittiini anlamasna imkn yoktu.
Projektrlerin nda bir plankton yamuru belirdi. Trackhoundlam
elektronik vzlts Bohrmann'n balnn iinde yanklanrken dikine ini
sryordu. Gece gibi karanln iinde zarif atmlarla dalgalanan narin bir
yaratk nnde beliriverdi; derinlerde yaayan bir denizanasyd, sanki bir uzay
gemisi gibi halka biimli k sinyalleri gnderiyordu. Bohrmann bunlarn daha
byk bir avcdan kaarken kard panik sinyalleri olmamasn diledi. Sonra
denizanas kayboldu. Uzakta baka denizanalar ldyordu ve parlak bir bulut
gzlerini kamatrarak nnden geti. Korkudan geri ekildi ama rengi beyazd,
mavi deil. Bulutun kayna, kendi yaratt bulankln iinde kaybolmadan
ksa bir an panldad ve Bohrmann onun ne olduunu anlad. Bir mastigoteuthis
idi, genelde 1000 metre civar derinliklerde rastlanan bir derin deniz kalamar.
Tehlikeye kar beyaz mrekkep pskrtmesi akla yatknd, karanlk dipte siyah
renk hibir ie yaramazd.
Kpek, kayn ekmeye devam etti.
Bohrmann aydnlatma iskelesinden bir k grebilmek iin suyu tarad, ama
nnde ilerleyen Frost'un soluk dnda evresi kapkarayd. En azndan
ilerlediini tahmin ediyordu, sabit duruyor da olabilirlerdi; yldzsz bir evrende
iki sabit k noktas gibiydiler, Frost ve kendisi.
"Stanley?"
"Ne oldu?"
"Artk bir eyler grmemiz gerekmiyor m u ? "
"Sabrl olmalsn, dostum. Gstergelere bak. Daha iki yz metre
derinlikteyiz."
krm
nlerinde bir ey vard. Gzlerini ksarak bakt ve uzak bir parlt grd. lk
bata donuk bir leke gibiydi ama sonra bulank bir drtgene dnt. indeki
cokulu rahatlama duygusuyla, aferin sana, demek istedi. Aferin sana, akll
kpek.
Aydnlatma iskelesi ne kadar da kk grnyordu.
Bunu dnmeye devam ettii sre boyunca mesafe azalmaya devam etti ve
632
krm
krm
Birka saniye sonra mrltya benzer bir ses duyuldu. Trbinlerden biri
mafsal etrafnda dnyordu. Hemen sonra dierleri de dnmeye balad.
"Harika!" diye bard Frost. "imdi onlar altrmay dene."
Gvenlik iin borudan birka metre geriye ekildiler ve iticilerin almaya
balamasn izlediler.
Boru sarsld. Baka bir ey olmad.
"Hata verdi." dedi van Maarten.
"Grebiliyorum." Frost kalarn att. "Denemeye devam et. Onlar aksi
yne dndr."
O deneme de bir ie yaramad, zeminden havalanan balk suyu iyice
bulanklatrmt.
" D u r u n ! " Bohrmann kollarn sallyordu. "Yukardakiler, biraz dunun!
Gzlerimize amur karmaktan baka hibir ie yaramyor."
ticiler yavalayarak durdu. Balk bulutu zld ve szlen amur
paracklar brakarak dibe kt. Borunun az zorlukla seiliyordu.
krm
Nefesini tuttu.
Yavaa, ok yavaa, kayann st yars kopmaya balad.
"Evet!" diye lk att Frost. "Tanr ahidim olsun!"
Kaya gitgide daha hzl ekilde yana yatyordu, kendi arlyla
devriliyordu. Ortasndan ikiye ayrld ve borunun yanma derek zeminden
ykselen yeni ve daha byk bir kelti bulum kaldrd. zerindeki ar dal
giysisine ramen, Frost zplayp sevinle kol sallamay becerdi. Ay yzeyinde
Amerika iin byk bir adm atan Amstrong'a benziyordu.
"krler olsun! Hey, van Maarten! Lanet olas eyi devirdik. Boruyu
hareket ettirmeyi tekrar dene!"
Bohrmann patlamann yeni heyelanlar yaratmamasn btn kalbiyle
diliyordu. Girdap gibi dnen tortunun iinden iticilerin almaya baladn
duydu ve boru birden hareket etti. Yukar doru bkld ve az ksm devasa
bir solucann ba gibi tortu bulutunun iinden ykseldi. Sanki evresini
gzlemlermi gibi nce onlara doru, sonra aksi yne dnd.
"alyor!" diye bard Frost.
"Harikasnz." dedi van Maarten kuru kuru.
"Bana bilmediim bir ey syle." diye karlk verdi Frost. "imdi bizi
yutmadan nce onu durdur. Alan bir kez daha tetkik ettikten sonra yukar
geliyoruz."
Boru biraz daha ykseldikten sonra yuvarlak az alald ve n iinde
canszca salland. Frost yzmeye balad ve Bohrmann da onu takip etti.
Gzleri nce iskeleye sonra geriye doru kayd. Ne olduunu bilmedii bir ey
onu huzursuz ediyordu.
"Ne acayip." dedi Frost ve donuk, kasvetli bulutu bayla iaret etti. "una
bir baksana Gaerraaad. O karmaada benden daha ok ey grebilirsin."
krm
krm
krm
"Oraya vanncaya dek hibir eyi altrma. Seni bir kez daha projektrlerle
arpma rotasnda grmek istemiyorum."
"Kovucunun etkisi ne kadar srecek?"
"POD'lar en azndan alt saatlik bataryaya sahip." Frost, paletlerini dzenli
biimde rpp trackhound'ua konsolunu sa elindeki kskala tutarak suda
ykseldi. Bohrmann onu takip etti.
"Neyse, elveda ocuklar." dedi Frost. "Ayrlmak zorunda olduumuz iin
zgnm."
638
krm
" H e y ! " Konsol, eklemli kskacndan kaymt. "Tanr akna neler o l u "
skelen zerinden birdenbire nc bir gvde ortaya kmt. Korkutucu
bir zarafetle projektr dizisine doru hzla yzyordu. Uzun ve koyu renkli bir
srt yzgecine ve eki biiminde bir kafaya sahipti.
" S t a n ! " diye bard Bohrmann.
Son gelen dier ikisinden ok daha byk, devasayd. Azn ap Frost'un
sa kolunu yakalayarak ekitirirken eki ba yukan kalkmt.
"Kahretsin!" diye bard. "Seni lanet pi, brak beni, s e n i "
ekibal kocaman dikdrtgenimsi kafasn bir yandan tekine savurdu,
sabit durmak iin kuyruunu kullanyordu. Alt ya da yedi metre uzunluunda
639
olmalyd. Frost, bir yaprak gibi sarslyordu. Kyafet iindeki kolu omzuna
kadar kpekbahnm boaznda kaybolmutu. "Defol git!" diye bard.
"Tanr akna Stan," diye bard van Maarten, "solungalarnn olduu yere
yumruk at. Gzlerine vurmaya al."
Elbette, diye dnd Bohrmann. Bizi izliyorlar. Onlar her eyi grebiliyor.
Bohrmann baz zamanlar bir kpekbalyla karlamann, onun tarafndan
saldrya uramann ya da saldrya urayan birini izlemenin nasl bir ey
olduunu merak ederdi. Ne tam olarak cesur ne de korkak saylrd. Baz kiiler
onu bir macerac olarak dahi tanmlayabilirlerdi. Kendini risk almaktan
korkmayan, ama risklerin peinden koma merakls da olmayan biri olarak
nitelendirebilirdi. imdi ise, bu kocaman avcyla kar karya gelmi halde
onun ya da bir bakasnn kendini nasl yarglayacann bir nemi yoktu.
Bohrmann kpekbalndan kamad. Ona doru yzmeye balad.
Daha kk olan yaratklardan biri yan taraftan ona yaklat. Gzleri seirdi
ve az hzla ald. Elektrik alannn iine yzebilmek iin byk efor sarf
ettii kesindi. Hzland ve serte Bohrmann'a arpt.
krm
640
krm
Hissizletiren bir korku onu ele geinniti. ticiyi kapatp etrafna baknd.
Byk kpekbal, tortu bulutunun iinden az ardna kadar alm bir
biimde ^frlad. Nefes kesici bir hzla ona doru geliyordu. Bu kez
Bohrmann'n zihni kapamvermiti. Kamay andran kafa ona arpp duvara
doru gerisingeri frlattnda hl trackhoundu altrmas gerekip
gerekmediini dnyordu. Kaya duvarna arptnda bouk bir atrt
duyuldu. Kpekbal onu ardnda brakp yzd ama ardndan yan arabas
gibi bir hzla geri dnd. Bohrmann lk att. Yaratn ak az omzundan
641
krm
krm
"Sana yardm etmeleri iin aaya birka robot yolluyoruz," dedi van
Maarten, "ve iki adam. Elimizde iki dal giysisi daha var."
"Unut o fikri. POD'lar ie yaramyor."
"Biliyorum. Frost'a ne olduunu" van Maarten cmleye devam edemedi.
"Onlan yine de aa gnderiyoruz. Yanlarnda patlayc mermili zpknlar
olacak v e "
"Patlayc mermi mi? Ne dahiyane bir fikir!" dedi Bohrmann ineleyici bir sesle.
"Frost onlara ihtiyacnz olmadna emindi."
"Hayr. Tabii ihtiyacmz yoktu."
"POD her zaman ok etkili olmutu..."
Bir ey Bohrmann'n gsne serte toslad ve onu yangn derinliklerine
savurdu. O kadar armt ki, lk atmay unutmutu. Lo kta ekibaly
grd. Hayvan ona dikine vurmutu. Yan yatarak aklktan ieri girmeye
alyordu.
Seni akll pi kurusu, diye dnd fkeyle. Kalbi gsnden frlayacak
gibiydi. Sana bunu deteceim.
Hayvann kafasna darbeler indirirken, bir yandan da trackhoundu elinden
karmamaya alyordu. enelerin alp kapann zar zor grebiliyordu.
ekibai aa yukar girii zorluyor ama Bohnnann'a eriemiyordu. Yukarda
kalan gz lgn gibi dnp dunyordu. Bohrmann kavrayclarndan birini
kaldrd ve tam o gzn zerine vurdu.
krm
Bulutun iinden bir ey ona doru firlad. Bir ekibai ona doru yatay olarak
h:2a geMyordu. Kk olanlarndan bir tanesiydi. Hayvann kafas balnn
bkml camna vurdu. eneleri ald. Sra sra diler pleksiglas kazyarak gcrtl
sesler kard. Kpekbalnn vcudu aklktan gelen engelliyor ve Bohrmann
neredeyse hibjr ey seemiyordu ama grebildii kadan ona yetti. Daha arkaya
ekilmeye alt ama birden yangn duvarlan ykld. Srtst geri dt.
Zifiri karanlk.
Sol kavraycs hantalca konsolun zerinde doland. Trackfound'un
projektrn aan dme konsolun st ksmmdayd. Biraz nce grmt...
Nerede bu dme?
644
te burada!
Projektr yand. I evresinde gezdirince yarn geni bir maaraya
aldn fark etti ve daha sonra onu akla doru evirdi. Kpekbalnn
kafas oradayd, ileri geri zorluyor ama daha fazla ileri gidemiyordu.
Skmt.
Bohrmann kollarn kaldrd ve drtgen kafaya darbeler yadrd.
Kpekbal vcudunun yansna kadar ieri girmi olmalyd. Birden hayvan
kanatacak kadar yaralamann ok iyi bir fikir olmadn fark etti. Onun yerine
btn arln kullanarak onu itmeyi denedi ama suyun iinde yeterli
olmuyordu. Sallanan kafaya kendini savurdu; kpekbal geri ekilinceye
kadar ona gsyle, omuzlaryla, kollaryla toslad. Trackhound'un
durmadan hareket ediyor, hayvann pembe grtlan ve alp kapanan
solungalarn aydnlatyordu.
Buradan nasl kacan senin sorunun, diye dnd Bohrmann. Ama artk
dar kman istiyorum. Buras benim maaram. Defol git!
"Defol git!"
"Dr Bohrmann?"
Kpekbal kayboldu.
Bohrmann geri adm att. Kollan titriyordu. O kadar gerilmiti ki, daha nasl
devam edebileceini bilmiyordu. Yorgunlua dayanamayarak dizlerinin zerine
dt.
" D r Bohrmann?"
"Kulamda vzldayp durmay brak, van Maarten." ksrd. "Beni
buradan karacak bir eyler yap."
krm
krm
Grnland Denizi
krm
hangar
krm
Laboratuvar
Rubin hl solgun grnyordu ve konutuu zaman sesi cyaklayan bir
papaan gibi kyordu. Hayatta olduu iin anslyd. Greyvvolf onu az daha
ldrecekti. Biyolog bu durumu anlayla karlamt. Yznde hafif bir
glmseme vard ve Johanson'a Guguk Kuu adl filmdeki Hemire Ratchct
karakterini anmsatyordu, tabii Jack Nicholson tarafndan boaz skldktan
sonraki halini. Saa ya da sola bakmas gerektii zaman btn gvdesini o yne
dndryordu. Acnacak haldeki durumunu kimseden saklamyor ve
Greyvvolf a hibir kzgnl olmadn ifade ediyordu.
krm
"kisi birlikteydiler, deil mi?" dedi kulak trmalayan bir sesle. "ok ac
ekiyor olmal. Geidin almas iin srar eden bendim. Bana saldrmas
yanlt ama onu anlayabiliyorum."
Oliviera ve Johanson gz gze geldiler ama bir yorum yapmadlar.
Byk jlemsi madde topaklar tankm iinde szlyordu. Tekrar k
samaya balamlard. Ama biyologun esas ilgisini eken ey jle deil
bulutun kendisiydi. Li'nin adamlar topladklar iki buuk tonluk ayrm
maddeyi simlasyon tanknn ime boaltmlard. Madde bekleri ile serbest
yzen mkrooimuizmalu arasnda vkiok duyarllk iarayclaryla bir robot
geziniyor ve suyun kimyasal analizim yaparak verilen paneldeki ekranlara
van juyord; Robotun d kenar tplerle doluydu, bir dmeye basarak suya
doru uzatlabiliyor, alyor, kapanyor ve tekrar yerine dndrlyordu. Btn
gvdesi ile Spherobt'tm ok fazla byk deildi ama manevra kabiliyeti
yksekti.
Johanson konsolun basnda bir uzay gemisi kaptan gibi oturuyordu, elleri
kumanda kollarn kavramt. Laboratuvann klan, olanlar grebilmeleri
649
ve
hareketleri
taklit
krm
' "Bilakis o " Johanson sustu. Rubin haklyd. Yunus biimi kaybolmutu.
imdi kanata benzer yzgelerini yavaa rparak suda ykselen bir vatozu
andryordu. Kanatlann ulan byyerek ince dokunalar olutunk.
"una bir bakn!"
Vatoz ekli ylana benzer bir forma dnt. Ktle kasld. Birden senkronize
hareket eden binlerce kk balk iinden frlad, tekrar birleti; ktle gittike
artan bir hzla d grnmn deitirmeye balad, sanki bir program
650
krm
Muharebe
Bilgi
Merkezi
" N e demek istiyorsun?" Crovve enesini eline dayad. Her zamanki gibi
parmaklar arasnda bir sigara vard ama bu kez iilmemiti bile. Bir nefes
almaya dahi vakti olmamt. O ve Shankar yrr' dan gelen mesajdan bir anlam
karmaya alyorlard.
krm
suda yaadklarn
Mterek
stihbarat
Merkezi
krm
Kumanda
Odas
krm
krm
"Peki bundan nasl bir anlam karmamz gerek?" Vanderbilt iine ekti ve
alnn ovuturdu.
"Olaslk bir anomalide yatyor." dedi Rubin zayf bir el hareketiyle. "Tamir
enzimleri bile bazen hata yapar. ok sk deil, belki on bin tamirden birinde
yanl yapabilirler. Orijinal ekline getirilmesi gereken bir baz iftini atlarlar.
Pek bir ey deil gibi grnyor ama bir bebein hemofili ve hatta kanser
hastas olarak domasna yeter. Biz bu tr anomalileri kusur olarak grrz
ama bunlar tamir mekanizmasnn her zaman almadnn kantdr."
Sancak
j
Komuta
Merkezi
krm
krm
"Bizde bir eyler var," dedi Crovve bezgince, "ikinci mesaj bir formle
dayanyor, suyun kimyasal forml. H 2 O . Geri kalannn ne demek olduunu
alarak reneceiz, tabii eer huzur iinde almamza izin verilirse."
"Biz de biraz ilerleme kaydettik." diye ekledi VVeaver.
"Biz de yle!" dedi Rubin hzla. "Byk bir adim attk, eee, Sigur ve
Sue'nun yardm sayesinde." ksrd. "Belki sen aklamak istersin, Sue?"
"ok naziksin." diye mrldand Oliviera, sonra dierlerine dnd.
"Hcrelerin bilemesini salayan maddeyi ayrtrmay baardk. Bir feromon
ve nasl ilediini biliyoruz. Bunun iin vgleri Sigur hak ediyor, yaratk
657
ekilden sekile girerken evre rnekleri toplamak iin canavarla savaa girmeyi
o gze ald."
Masaya effaf ve kilitli bir kap koydu. Yar yarya suya benzer bir svyla
doluydu.
"Yrr kokusu bunun iinde. Analiz ettik ve sentezlemeyi baardk. Forml
artc derecede basit. Hl iletiim olarak bunu nasl kullandklarndan veya
bir araya gelmelerini neyin tetiklediinden yzde yz emin deiliz. Ama bir
eyin bilemeyi tetiklediini varsayarsak ve bunun kralie olduunu farz
edersek nasl olup da milyonlarca, milyarlarca serbest gezen, gz kula
olmayan amipi bir araya getirdii sorusu ortaya kyor. te feromon bu ie
yaryor. Koku su alt iletiimi iin uygun deildir molekller ok abuk
dalr. Ama ksa mesafelerde feromon sinyalleri mkemmel alabilir. Ve
anlayabildiimiz kadaryla amiplerin feromon iletiimi bu tek koku maddesiyle
snrl. Bir kelime daarcklar yok, sadece tekbir szck: toplan! Bilemeden
sonra hcrelerin aralarndaki iletiimi nasl srdrdklerinden emin deiliz.
Tek syleyebileceimiz bir eit bilgi alverii olduu. Bir nron
bilgisayanndan veya insan beyninden ok da farkl deil. Bamsz birimler
aralarnda ileyecek habercilere ihtiya duyuyor. Biyolojide bu haberci
maddelere ligand diyoruz. Bir hcre dierine bilgi aktarmak istiyorsa ylece
oraya gidip bunu syleyemeyeceine gre, bir mesaj gnderir ve bunu dier
hcreye ligandlar tar. Ve ligandlar hcreye ulatnda, bu herhangi bir
modem evi ziyaret etmeye benzer: zili olan bir kapya varrlar bilimsel olarak
sylemek gerekirse bir reseptr. Ligandlar zili alar ve mesaj sinyalleri bir
alayan gibi hcrenin merkezine akar ve genoma yeni bilgiyi ulatrr."
Duraklad.
krm
Reseptrleri ilevlerine gre etiketledik. Genel reseptr, 'Ben y r r ' m ' diyor.
zel reseptr ise, ben ilevini tamamen yerine getirebilen, DNA's
bozulmam, salkl bir y r r amipiyim, kolektifin bir paras olmaya laym ve
toplantda yerimi almaya hazrm.' diyor."
"Ama bunu tek reseptrle de yapamazlar m?" diye sordu Shankar kalarn
atarak.
"Hayr, muhtemelen yapamazlar." dedi Oliviera. "Aslna bakarsanz bu
dahiyane bir sistem. Modellememize gre, bir y r r hcresi daha ok duvarlarla
evrilmi bir askeri kampa benziyor. Dardan yaklaan herhangi bir asker
genel bir iaret ile, niformasyla tannyor. niforma, kampn iindeki dier
askerlere ben sizden biriyim mesajn veriyor. Ama aranzda Michael Caine
sava filmlerini seyredenler varsa, niformalarn bazen bir aldatmaca olduunu
bilirler. Bir kez kampn iine dardan biri szdnda hayatnz tehlikede
demektir. Yani Michael Caine'in tannabilmek iin zel bir iarete de ihtiyac
var. Parolay bilmesi gerekir. Benzetmelerim askeri adan doru mu, Sal?"
Peak ban sallad. "Tamamyla."
krm
"nk biyokimyalar buna kar kacak bir ahlaka izin vermiyor." dedi Li.
" N e kadar zeki olsalar da."
"Ah, harika!" diye araya girdi Vanderbilt. "Chanel no.5 kullandklar
srlarn rendik de ne oldu? Demek istediim bunu bilmek ne iimize
yarayacak? Hep birlikte gidip onlarla bileebilir miyiz yani? Pekl, o zaman
gidip bir grup y r r ile parti yapaym."
krm
Crovve ona aalayan bir bak att. "Sanki seni aralarna alacaklar da."
"Siktir git, Crovve."
krm
krm
krm
Yzmek
krm
Kumanda
Odas
krm
CIA ajan tam arkasnda duruyordu, elinde bir fincan kahve vard. kisi
odada yalnzd. Peak havuz gvertesinde temizlik operasyonunu hzlandrmaya
alyor ve dal ekipmanlarnn durumunu tespit ediyordu.
"Sonra ne olacak?"
"Almak zorunda olduumuz karar ok ak."
"Byle bir ey yapmaya hazr deiliz. Rubin hl megul. stelik bunu
yapmamak daha iyi olur."
Muharebe
Bilgi
Merkezi
krm
"O zaman form konu d. Baka ne gibi bir bilgi ilgi eker? Nfus
bykl m ? "
"Murray! O saynn ardnda o kadar ok sfr olmal ki tm bu gemiyi
kaplasan bile yeterli olmaz. stelik srekli olarak blnyor veya lyorlar...
Kendilerinin bile saylarn bilmediine kalbm basarm." Crovve sigarasn
inedi. "Bireysel amiplerin bir nemi yok. Tamamen nemsiz. Asl nemli
olan btn. stersen buna y r r ideas de, ya da yce yrr kimlii. Yrr genomu."
Shankar gzlklerinin zerinden ona bakt. "Biz onlara sadece
666
Kapal
Kaplar
Ardnda
krm
Li kou bandn maksimum hza ayarlamt. Nonnal artlarda takm ruhu adna
kendi payna deni yapar ve jimnastik salonunda idman yapard. Ama u anda
rahatsz edilmek istemiyordu. Offutt Hava ss ile gnlk uydu grmesini
yapyordu.
"Moraller nasl Jude?"
"Mkemmel efendim. Saldn ar bir darbe oldu ama durumu kontrol altna
aldk."
"Ve herkes hl istekli mi?"
"Daha ncekinden de fazla."
"Ben endieliyim." Bakan sava odasnda tek bana oturuyordu. "Boston
tamamen tahliye edildi. Nevv York ve Washington'dan artk umudumuzu kestik.
Ve Philadelphia ile Norfolk'tan yeni korkun haberler alyoruz."
"Biliyorum."
" B u lke cehenneme dnd, Jude. Dnyada suyun altndaki yaratklar
bilmeyen kalmad. Birileri enesini tutamad ve bunun kim olduunu renmek
istiyorum."
" N e nemi var ki, efendim?"
" N e nemi mi var?" Bakan yumruunu masaya vurdu. "Amerika bu
operasyonu yrtmeyi kabul etti ve Birlemi Milletler'den bir piin kendi
bana hareket etniae gz yummam! Acnas kk lkelerini ne kartmak
iin ok urayorlar. Burada neler olup bittiini grdn m? ler rndan
kmaya balad."
"Neler olup bittiini biliyorum."
667
krm
krm
Muharebe
Bilgi
Merkezi
krm
Laboratuvar
krm
"alyorum. Ya sen?"
"1 lyuyamadm."
"Belki bira/. Bordeaux yudumlamalyz. Ne dersin?"
T e e . ey..." Anavvak utanm grnyordu. "Teklif iin teekkrler ama
ben alkol imem."
"Hi m i ? "
"Hi."
" K o m i k . " Johanson kalarn att. "Genelde byle eyleri fark ederim.
Sanrm bu ara hepimizin dikkati dank."
"yle diyebilirsin." Anavvak duraklad. "ler nasl gidiyor?"
"yi. Sorununu zdm." Sradan bir ey syler gibiydi.
"Sorun?"
" K a r e n T e birlikte zerinde altnz sorun. Mutasyon geiren DNA
yoluyla hafza. Haklydnz. Gayet mmkn ve nasl ileyebileceini buldum."
Anavvak inanmazlkla ona bakt. "Hoplayp zplamadna inanamyorum."
"Eer yeterince enerjim olsayd birka takla atardm. Ama haklsn.
Kutlamamz gerekir."
"Eee, bana nasl ilediini anlatmayacak msn?"
"O gizemli ok deiken blgeleri hatrlyor musun? Onlar kme. Genomun
zerinde, her tarafnda, deiik protein ailelerini kodlayan kmeler bulursun.
Bunlar... Anlattklarm sana bir ey ifade ediyor m u ? "
"Bana biraz yardm etmen gerek."
krm
"Kmeler genlerin bir alt snf. Belli bir ilev gren genler, mesela reseptr
oluturmak veya herhangi bir madde retmek gibi. Eer D N A ' n n bir
blmnde ayn ilevi gren genler toplanm olarak bir arada bulunuyorsa,
buna bir kme diyoruz. Yrr genomunda bunlardan sryle var. Ve i burada
ilginleiyor: yrr hcreleri kendilerini tamir ediyorlar ama tamir tm genom
boyunca olmuyor. Enzimler DNA'y tepeden trnaa hata iin taramyorlar,
belli baz sinyallere tepki veriyorlar. Biraz trenlere benzediklerini
syleyebilirim. Eer sinyal onlara bala diyorsa tamire balyorlar. Ama eer
sinyal dur derse daha ileri gitmiyorlar nk o noktada"
"Kmeler var."
krm
-Ve Li."
"Neden Li?"
"Partide sohbet ediyorduk ve hafzamla ilgili biraz fazla endielenmi gibi
grnyordu. Sanki ne kadar bildiimi anlamaya alyor gibi hissettim."
Johanson Anavvak'a bakt. "Fikrimi sordun. Ben hepimizin ayn ama iin
altn dnmyorum. Hibir zaman da dnmedim, UTisr/er'dayken
bile Li ile ilgili garip bir eyler hep vard, imdi bir de Rubin ve migreni kt.
Bunun ne anlama geldiini bilmiyorum ama bir eyler birbirini mtmuyor."
"Erkek sezgisi..." Anavvak huzursuzca srtt. "Peki sence Li bizden ne istiyor?"
Johanson tavana bakt. "Ona sorman gerek."
Kumanda
Odas
krm
"Dahice!" Gzlerinde bir parlt vard. "Bu hyardan tam olarak memnun
olmadmz biliyorum ama bu sefer kendini atn sylemeliyim."
"Herhangi bir test yapt m?"
"Kk lekte. Ama lei nemli deil: ie yaryor. Birka saat iinde
Bakan arayacam. Sonra RubinTe beraber dala gideceiz."
"Kendin mi gideceksin?" dedi Vanderbilt ararak.
Havuz
Gvertesi
Byk
Resim
krm
krm
krm
"Ama yrr iin bu ayrm yok." diye ekledi Li. Bir sebepten bu fikir onu
memnun etmiti. "Beden zihindir ve zihin de beden. Hibir yrr kolektifin
karlarna aykr bir ey yapmay dnmez. Bireyin deil trn hayatta
kalmas nemlidir ve eylemleri her zaman hepsinirt ortak kararnn sonucu.
Byleyici! Hibir yrr bulduu iyi bir fkr iin dl almaz. Yrtmenin bir
paras olmak bir yrrTn isteyebilecei en byk mutluluk. Som u ki, her bir
hcrenin bireysel bir bilinci var m?"
"Bizim bildiimiz ekilde deil." dedi Anavvak. "Tek tek hcrelerle ilgili
bir ben-bilincindenbahsedilebileceine emin deilim. Ama her hcre kesinlikle
bireysel anlamda yaratc. Onlar, bir deneyimi yaratcla eviren ve daha sonra
kolektife aktaran sensrler. Bir fikir muhtemelen sadece eer arkasndaki drt
yeterince kuvvetliyse gz nnde bulunduruluyordu^ yani yeterli sayda yrr
bu fikri kolektife vermeye alyorsa. Dier fikirlerle karlatrlacak ve sonra
gl olan fikir ayakta kalacaktr."
"Tpk evrim gibi." diyerek ban sallad VVeaver. "Doal seilim ile
dnme."
677
"Ama bize tek gnderdikleri ifreli mesajlar!" diye patlad Vanderbilt. "Bize
tarih ncesi dnyann bir resmini gnderdiler. Neden? Ne demeye alyorlar?"
krm
Havuz
krm
Gvertesi
"Hey, Jack."
krm
"Hayr, aslnda deilsin. Son yirmi drt saatte neler olduunu bilmiyorsun."
"Biliyorum."
"Nasl?"
"Sue birka kez beni ziyarete geldi. Hatta Peak bile biraz nce nasl gittiini
kontrol etmek iin aa indi. Hepsi de, sormasam bile bana neler olduunu
anlatyorlar."
Anavvak dmdz ileri bakt. Aniden fkelenmiti. "Eh, o zaman bana
ihtiyacn yok sanrm." diye terslendi.
Greyvvolf cevap vermedi.
"Burada tek basma rmeye karar verdin."
"Hayvanlarn arkadaln tercih ediyorum."
Licia onlardan biri tarafndan ldrld, demek istedi Anavvak. Ama son
anda kendini tuttu.
"Ben de Licia'y kaybettim, biliyorsun." dedi sonunda.
Greyvvolf bir anda dondu. Sonra tornavidasn kameraya sokuturmaya
devam etti. "Mesele bu deil."
"O zaman ne?"
"Benden ne istiyorsun Leon?"
"Biliyor musun, Jack, emin deilim. Drst olmak gerekirse, ben de merak
ediyorum."
Greyvvolf un ksk sesle mnldandm duyduunda neredeyse tnele
varmt:
"Bekle, Leon."
Hatralar
krm
Belki de, diye dnd Johanson, kolektifin nasl cevap vereceini grmek
iin Crovve'un mesajlarndan birini tankn iine gndermeliyiz.
Ba aryordu ve buna neyin sebep olduunu biliyordu. ok fazla
almaktan veya uykusuzluktan deildi. Ba, beynine kslp kalan hatralar
yznden aryordu.
O sabahki toplantdan beri ar ktlemiti. Beyninin iindeki slayt
681
krm
eri giriyor. plak duvarlardan baka bir ey yok, sonra dnyor. Saa
doru geidi takip ediyor. Yeniden dnyor, bu kez sola. Buras geni, bir
arabann geebilecei kadar. Sesler ve grltler geri geliyor, bu defa daha
yksekler. Yakn olmallar, ikinci dnn hemen arkasnda. Yaklayor, sonra
keskin bir sola dn ve...
Laboratuvar.
Hayr o laboratuvar deil. Baka bir laboratuvar. Daha kk, tavan daha
alak. Ama derin deniz odasnn bulunduu dntrlm ara gvertesinin
zerinde. Bu laboratuvarda da bir simlasyon tank var, ok daha kk bir
kopyas. Ve iinde mavi bir parlt var, dokunalar olan mavi bir ey.
nanamayarak etrafna bakmyor.
Tm oda altndakinin kk ama mkemmel bir kopyas. Yan yana
laboratuvar tezgahlan, ekipman raflar, sv nitrojen tanklan. Ekranl bir konsol.
Bir elektron mikroskobu. Odann bir ucunda, zrhl cam kapnn zerinde
biyolojik tehlike iaretleri. Ve daha arkada ak bir kap ve dar bir geit.
682
krm
"Ne?"
"nlem. Laboratuvar sadece bir nlem."
Johanson kolunu kurtaryor. "Belki de Li ile konumalym."
"Hayr, b e n "
"Ya da Oliviera'ya sylemeliyim. Aslnda belki de tm ekibe anlatmalym.
Ne dnyorsun, Mick? Bu bir oyun m u ? "
"Tabii ki hayr."
"O zaman belki bana ne halt kartrdn sylersin!"
Rubin'in gzlerinden panik okunuyor. "Sigur, bunun akllca olduunu
sanmam. Acele etmemelisin. Beni duyuyor musun Sigur? Acele etmemelisin!"
Johanson homurdanarak hzla uzaklayor. Rubin'in arkasndan geldiini
duyabiliyor. Adamn korkusunu ensesinde hissedebiliyor.
Acele etmemelisin.
Beyaz k.
Gzlerinin nnde yldzlar uuuyor ve ac zihnini ele geiriyor. Duvarlar,
geit, her ey kararyor. Yerin kaydn gryor.
Laboratuvarn tavanna bakyor.
Her ey yerli yerine oturuyor.
Johanson ayaa frlad. Oliviera hl steril blmde alyordu. Derin bir
nefes alp konsola, tezghlara, derin deniz odasna bakt. Sonra da tavana.
zerlerinde ikinci bir laboratuvar vard. Ve kimsenin bilmemesi
gerekiyordu. Rubin onu bayltm olmalyd ve unutmas iin de ila
vermilerdi.
Ama neden?
Havuz
krm
Gvertesi
Johanson
krm
"ey, aslnda"
"Sadece on dakika srer. Ne dndn renmek istiyorum. Sanki
gnlerdir ierideymiim gibi geliyor. Ak havaya ihtiyacm var."
"meyeceine emin misin?"
Johanson vcuduna bakt. Bir kazak ve pantolon giymiti. Kaln paltosu
laboratuvardayd. "Kendimi glendirmeye alyorum." dedi.
"zel bir sebebi var m ? "
"Nezle olman engeller. Gen tutar. Aptalca sorularla uraman engeller."
Sesini ykseltiyordu. Sakin ol, dedi kendi kendine. "Dinle, birileri ile
konumam gerek. Senin bilgisayar programn sayesinde aklma geldi ama bunu
rampada tartmak olmaz. Neden dan kmyoruz?"
"Evet, tabii."
Rampadan kp Ada nm iine ilerlediler. Johanson, gzleriyle gizli kamera
ve mikrofonlar aryormu gibi gzkmemek iin epey aba sarf etti. Zaten
onlar fark edemeyeceini biliyordu. Bunun yerine, "Jude hakl tabii." dedi.
"Acele etmemeliyiz. Sanrm ii zmek iin birka gnmz var ama
dnyordum ki..."
Ve byle konumaya devam etti. Zekice gibi grnen samalklar uydurup
durdu ve bu arada da VVeaverT zarife Ada'dan ak havaya kard. El
hareketleriyle konuuyordu ve sancak tarafndaki helikopter pistlerinden birine
gelene dek kadnn nnde ilerledi. Hava her zamankinden daha souk ve
rzgrlyd. Okyanusa bir sis perdesi inmi, aknt hzlanmt. Dalgalar aada
ilkel hayvanlar gibi yuvarlanyordu, gri ve uyuuk, havaya tuzlu su kokusu
yayyorlard. Johanson mt ama fkesi iten ie onu styor gibiydi.
"Sigur, ne demek istediini anlamyorum." dedi VVeaver.
krm
Aslnda tm kantlar nasl bir zek ile kar karya olduumuzu ve bunun nasl
iledii konusunda yaptmz tm varsaymlarn doru olduunu gsteriyor. O
zaman neden gece gndz altktan sonra yavalamamz isteniyor?"
"nk artk bize ihtiyalar yok," dedi VVeaver ifadesiz bir tonla, "nk
Mick zaten baka bir laboratuvarda, baka bir ekiple alyor."
"Biz burada sadece bilgi salamak iin varz." diye ban sallad Johanson.
"imizi yaptk ve grevimiz bitti."
"Ama anlamyorum. Mick, bizimki ile alakasz nasl bir projede alyor
olabilir ki? Demek istediim, ortada ok fazla seeneimiz yok, yle deil mi?
Tek seeneimiz yrr ile bar yapmak. Baka ne hedeflenebilir ki?"
"Anlalan bize rakip baka bir grev var ve Mick ikili oynuyor. Ama bahse
girerim, btn bunlar onun fikri deil."
"O zaman kimin?"
"Jude."
"Ondan en bandan beri pheleniyordun, deil mi?"
"Duyulan gvensizlik karlklyd. Bence,' ikimiz de birbirimizi
ynlendiremeyeceimizi fark ettik. Onunla ilgili ereti duran bir eyler hep
vard a m a sylediklerine inanmamak iin tek bir mantkl sebep
dnemedim."
"Peki imdi ne olacak?" diye sordu VVeaver.
"Artk zihnimi toparladm ve sakin bir kafayla dnebildim." dedi
Johanson, snmak iin kollarn kendine sararken. "Jude burada durduumuzu
grecektir. Beni gz nnde tutmak zorunda. Ne hakknda konutuumuzdan
emin olamayacak ama hafzamn geri gelmesi ihtimalini dnecektir. Zaman
tkeniyor. Bu sabahki konumas bizi srtndan atmak iindi. Eer kendi hareket
plan varsa, imdi saldrmak zorunda."
"Baka bir deyile, mmkn olduu kadar abuk ekilde neyin peinde
olduklarn bulmak zorundayz." VVeaver bir an dnd. "Neden dierlerini
uyarmyoruz?"
krm
"ok riskli. Hemen fark eder. Tm gemi dinleme aletleriyle dolu olsa gerek.
Bizi bir yerlere kapatrlar ve anahtar da frlatp atarlar."
"Benden ne yapmam istiyorsun?"
krm
"Son zamanlarda birine hi kimyasal ekim hissetin mi, Sigur?" diye sordu
Shankar akayla.
"Hayr, bu aralar kendimle etkileimdeyim. Jude'u grmediniz deil m i ? "
"Biraz nce LFOC'deydi." dedi Crovve.
"Teekkrler."
"Ah, bu arada Mick seni anyordu."
"Mick m i ? "
mrltlar, sonra ara sra gelen trt ve hoparlrlerden gelen slk sesleri.
Ekrandan bir yunusun glgesi geti. Greyvvolf sonunda bl salmt.
Li, Peak veya Vanderbilt'ten eser yoktu. Johanson JC'yi kontrol etti. Tpk
dier kumanda odalar gibi o da botu. Subay gazinosuna bakmay dnd
ama orada muhtemelen ya birka asker ya da Vanderbilt'in adamlarn
bulacakt. Li kamarasnda veya jimnastik salonunda olabilirdi. Btn gemiyi
arayacak vakti yoktu.
Eer Rubin laboratuvara gidiyorsa, VVeaver onu yakalard. Kendisinin ise
nce Li ile konumas gerekiyordu.
Pekl, diye dnd. Eer ben seni bulamyorsam, sen beni bulmak
zorundasn. Acele etmeden kamarasna gitti ve odann tam ortasnda durdu.
"Merhaba Jude." dedi.
Kameralarla mikrofonlarn nereye saklandn merak etti.
"Az nce neleri hatrladma inanamazsn. Ana laboratuvann zerinde
baka bir tane daha var. Rubin, migren arlar tuttuunda oraya gitmeyi
seviyor. Belki sen bana onun orada ne yaptn anlatrsn. Tabii i arkadalanna
arkadan vurmak dnda."
Gzleri mobilyalarda, lambalarda, televizyon sehpasnda gezindi...
"Sanrm sen gnll olarak bilgi vermeyeceksin, deil mi, Jude? Sen bana
engel olamadan, ekibin geri kalanna her eyi anlatabilirim." Biraz abartyordu
ama kadnn dikkatini ekmek istiyordu. "stediin bu mu, Jude? Ya sana ne
demeli Sal? Ah, zr dilerim, Jack, senin orada olduunu neredeyse
unutmutum. Sen ne dnyorsun?"
krm
Weaver
krm
VVeaver ieri girdiinde Oliviera elinde metal bir kapla yksek gvenlik
nitesinden kyordu.
"Mick'i grdn m ? "
"Hayr, gzlerim sadece feromonlar gryor." Oliviera grmesi iin
elindeki kab kaldrd. Her iki yan ak olan bir mahfazayd. leri renksiz sv
ile dolu sra sra cam tpler vard. "Biraz nce arad ve buraya geleceini
syledi. Sanrm her an kapda belirebilir."
"Yrr kokusu m u ? " diye sordu VVeaver test tplerini iaret ederek.
"Evet. Bu akamzeri tanka birka damla damlatacaz. Kim bilir? Belki de
hcreleri bilemeye ikna ederiz. Eer baarrsak, teorimiz kantlanm olacak."
Oliviera laboratuvara baknd. "Kar soru: Sigur'u grdn m ? "
"Biraz nce onunla uu gvertesinde sohbet ediyorduk. Bir sonraki mesajla
ilgili baz ilgin fikirleri var. Bu Sam'in hayatn kolaylatrabilir. Her neyse,
sonra gelirim."
"Olur."
VVeaver dnd. Hangar gvertesine bakabilirdi ama eer Johanson
phelerinde haklysa sadece dikkatleri zerine ekmi olurdu. stelik yasak
blgenin yaknlarnda dolanrken o kapnn alaca pek pheliydi.
Havuz gvertesine doru tnelden ilerledi.
Havuz neredeyse tamamen dolmutu, Roscovitz'in ekibinden kalan
teknisyenler ilemi kontrol ediyorlard. Greyvvolf ile Anavvak'n suda
olduklarn grd.
"Yunuslar kardnz m?" diye sordu.
Anavvak sudan kt. "Evet." Ona doru yrd. "Sen neler yaptn?"
"Pek bir ey yapmadm. Galiba hepimiz kafamz toplamaya alyoruz."
"stersen bunu beraber yapabiliriz." dedi Anavvak yumuak bir ses tonuyla.
Adamn gzlerinin iine bakt ve kollarn boynuna dolamay nasl istediini
fark etti. Tm bu korkun meseleleri unutmak ve ok uzun zaman nce yapmas
gereken eyi gerekletirmek iin.
Ama hibiri bu durumdan kaamazd. Ve bir de, Licia'y kaybeden
Greyvvolf oradayd.
Yznde hzla solan bir glmseme belirdi.
3. KAT
krm
krm
Johanson dik dik ona bakt. "Evet, ama bu maskaralklara ne gerek vardi?"
" n k yksek komuta kademesi size gvenmiyor," dedi Li, "nk
banl abalannzm aslnda bir saldny sakladn rendiinizde, ortal
velveleye verebilirsiniz. Hatta tpk filmlerdeki bilim insanlar gibi
davranacanzdan korkuyorlar; kt niyetli olsalar bile yabanclar yok etmek
yerine korumak ve incelemek isteyebilirsiniz."
"Filmler? Hani u ordunun anlamad her eyin zerine btn silahlaryla
gidip yok ettii filmler m i ? "
"Hah, bu cmlen hakl olduumuzu gsterir ite." dedi Vanderbilt gbeini
ovuturarak.
"Ltfen mantkl ol, Sigur...."
krm
zavall, kibirli, aptal, her boku bilen bilim adam. Birka baln lmesi kimin
umurunda, esas kurtulmas gereken biziz-"
"Ama kurtulamayz!" Johanson artk baryordu. "Anlamyor musunuz?
Btn yaam formlar birbirine baldr. Ve yrr ile savaamayz o n l a r bizden
stn. Mikroorganizmalarla savamak bouna, sradan viral enfeksiyonlar bile
bizi alt eder ama asl mesele bu deil. nsanlar bu gezegende yaayabiliyorlar,
nk bu gezegene mikroplar hkmediyorlar."
"Sigur..." dedi Li yalvarr bir sesle.
Johanson dnd. "Kapy a," dedi, "bana kalrsa bu konuma burada bitmitir."
"Pekl." Li dudaklar smsk gerilmi bir ekilde ban sallad. "Sal, Dr.
Johanson'a yolu gster."
Peak tereddt etti.
"Kulaklarnda bir sorun mu var, Sal? Dr. Johanson gitmek istediini
belirtti."
"Fikrini deitiremeyeceimize emin inisin?" dedi Peak, sesi gergin ve
umutsuzdu. "Belki daha sonra bunun doru karar olduunu grebilirsin."
"Sadece kapy a, Sal." dedi Johanson.
Peak isteksizce bir adm ne att ve duvardaki bir dmeye bast. Kap
kayarak ald.
"Ve dier kap eer zahmet olmazsa."
"Tabii."
Johanson dan kt.
"Sigur!"
krm
"O zaman bir anlama yapalm. Ben bir zm bulana dek bana biraz zaman ver.
Durumumuzu bu akam detaylca konuabiliriz. Ve bu arada ikimiz de dierine sorun
karacak bir eyler yapmaz. Bu teklifle ibirlii yapabilir miyiz?"
Johanson dilerini gcrdatt. Gerekleri dierlerine aklarsa ne olurdu? Ya
Li'yi burada ve imdi reddederse ona ne olurdu?
"Anlatk," dedi,
Li glmsedi. "Teekkrler Sigur."
Weaver
Aslnda havuz gvertesinde kalmak istiyordu. Anavvak hl Greyvvolf un
moralini ykseltmeye alyordu. Adamlardan biri iin duyduu hisler onun
yannda kalmay istemesine sebep olurken, dierinin acs da kadn yanndan
ayrlmaya gnlsz klyordu. O gl, devasa adam bu kadar kederli
grmekten nefret ediyordu. Ama Johanson'un anlattklarn ok kayg verici
bulmutu. zerinde dndke, Independence'm gvertesinde olup bitenler
daha uursuz geliyordu. ten ie lmcl bir tehlike altnda olduklarn
hissediyordu.
Rubin o ana kadar oktan laboratuvara dnm olmalyd.
"Sonra grrz," dedi, "yapacam iler var."
Kelimeler azndan kt anda kulana hatal geldi. ok sradand.
Anavvak kalarn att. "ler mi?"
"Ah, anlarsn ya unlar bunlar."
Bu tr eyleri beceremezdi. Aceleyle rampadan kp koridora geti.
Laboratuvann kaps akt. eri girdiinde Rubin'in Oliviera'yla konumakta
olduunu grd. Tezghlardan birinin yannda duruyorlard. Rubin ona dnd.
"Selam. Bana bir ey mi soracaktn?"
VVeaver duvardaki bir dmeye bast ve kap arkasndan kapand. "Bana bir
eyi aklayp aklayamayacan merak ediyordum."
"Doru adam buldun." Rubin sntt.
"Bunu bilmek gzel." Onlara katld. Gzleriyle tezghn stn tarad.
Tezgha yaylm her trl ekipman vard. Bir muhafaza biriminin iinde eitli
boyutlarda neterler duruyordu.
krm
Hangar
"Sanrm bana niye yukanda gizli bir laboratuvar olduunu, orada ne halt
ettiini ve neden igur'u baylttn rahatlkla anlatrsn?"
Birka adm geri gitti. Soldaki borular elik perde boyunca ykseliyor ve
uzun bir pas izi yapyordu. Onlarn zerinde bir sigorta kutusu vard, etraf
soyulan boyayla kaplyd.
Kapy bulmutu.
inanlmayacak kadar iyi gizlenmiti. O kadar kararl bir ekilde aramasayd,
asla bulamazd. "VVeaverTa birlikte daha nce aradklarnda bile, sanat eseri
saylabilecek bu aldatmacaya kanmlard. Hl hatlarn bulamyordu, sadece
kapy gizleyen, grnte geliigzel detaylar seebiliyordu.
VVeaver!
RubinTe konumu muydu? Li'ye verdii sze uygun olarak onu geri mi
arsayd?
Nefes nefese bo gvertede volta att, ne yapmas gerektiinden emin
deildi. Birden gemi gzne bir hapishane gibi grnd. San klaryla lo
hangar bile sanki zerine zerine geliyordu.
Dnmesi lazmd.
Uzun admlarla aracn sancak ksmna yrd ve asansre bindi. Ani rzgr
giysilerini ve salarn havalandrd. Denizin alkants giderek artyordu.
Saniyeler iinde yz srayan sularla kaplanmt. Platformun kenarna giderek
aaya, Grnland Denizi'nin ay mdaki huysuz manzarasna bakt.
Ne yapacakt?
Kumanda
Odas
krm
Li onu duymu gibi davranmaya dahi zahmet etmedi. "ini yap Jack." dedi
Vanderbilt'e. "Ve onu bizzat yap."
Vanderbilt srtt. "Zevkle bebek."
Laboratuvar
Oliviera'nn uzun surat daha da uzamt. nce VVeaver'a, sonra Rubin'e bakt.
" E e e ? " dedi VVeaver.
Rubin'in yz soldu."Neden bahsettiini bilmiyorum."
"Mick, beni dinle." VVeaver onunla masa arasna girdi ve neredeyse dost
canls bir tavrla omzuna elini koydu. "Ben konumay pek beceremem. Ksa,
kesin sohbetleri severim. imdi neden batan balamyoruz? Bu sefer beni
mazeretlerle skma. Tam zerimizde bir laboratuvar var. Oraya hangardan
kabiliyorsun. Elbette kap gayet iyi gizlenmi ama Sigur seni girip karken
grd. Ve sen de ona arkadan saldrdn. yle deil mi?"
"Tahmin etmeliydim." Oliviera, hor gren bir tavrla Rubin'e bakt.
Biyolog VVeaverTn skca tutan elinden lortulmaya alt ama beceremedi.
"Hi byle bir samalk duymadm b e n asla... Hayr!"
Weaver, bota kalan eliyle bir neteri kavramt. Ucunu adamn
atardamarna bastrd. Rubin geri kamaya alt. VVeaver ba adamn
derisine biraz daha batrd ve kaslarn gerdi. Biyolog kskac iinde
hapsolmutu. "Akln m kardn?" diye inledi. " N e yaptn z a n n e d i "
krm
Vanderbilt
Vanderbilt, Johanson'u ldrmek iin bir arzu duymuyordu ama onu canl
tutmak iin zel bir sebebi de yoktu. Komik bir ekilde adamdan holanyordu
ama bunun konuyla ilgisi yoktu: grevini almt ve emirleri akt. Johanson,
bundan byle bir gvenlik riski oluturmayacakt.
Yannda Floyd Anderson vard. Independence 'taki pek ok kii gibi birinci
subayn da ikili bir grevi vard. Eitimini donanmada alm olsa da, CIA'e
sadkt. Buchanan ve mrettebattan birka dnda, gvertedeki hemen hemen
herkes gibi CIA'in kara kapl defterine kaytlyd. Anderson daha nce Pakistan
ve Krfez Sava'nda gizli operasyonlarda bulunmutu. yi bir ajand.
697
Ve bir katil.
Vanderbilt olaylann gidiatn dnd. Son ana kadar karlarnda
terristlerin olduu fikrine inanmt ama artk Johanson'un bandan beri hakl
olduunu kabul etmek zorundayd. Onu ldrmek yazk olacakt, zellikle de
bu Li'nin fikri olduu iin. Vanderbilt, mavi gzl cadya tahamml
edemiyordu. Li paranoyakt, katyd ve dzenbazd. Ondan nefret
ediyordu ama yine de kadnn sinsi acmaszlnda bir mantk hatas
bulamyordu. lgn olabilirdi ama haklyd. Ve bu konuda da haklyd.
Birden Johanson'u Li hakknda Nanaimo'da uyardn hatrlad.
Kadn deli. Capisce?
Belli ki Johanson anlamamt.
Kimse ilk bakta anlamazd. Li'nin kusurunu grmek zordu: kadnn her
yerde komplolar grmesi ve takntl hrs onu ar tepki vermeye zorluyordu.
Yalan sylyor, aldatyordu ve hedefine ulamak iin herkesi, her eyi kurban
etmeye hazrd. Bakan'n gzdesiydi ve Bakan bite kadnn gerek yzn
gremiyordu. Dnyann en gl adam kiminle dans ettiini bilmiyordu.
Hepimiz dikkat ermeliyiz, diye dnd Vanderbilt. Ta ki zaman geldiinde
birisi silah kapp sorunu zene dek.
Koridorlarda aceleyle ilerlediler. D platformda dolanan Johanson onlara
bir kyak ekiyordu. Deli kan ne demiti. ni bir rzgrla...
Kumanda
Odas
krm
bize iki saniyeye mal oldu. Biraz daha vakit kaybedersen, Sal, seni kendim
vururum. Adamlarn topla. Bir dakikan var. Sonra VVeaver'a haddini
bildireceiz. Bilim insanlarnn av yasa bitti artk."
Laboratuvar
"Seni aalk pi-4curusu," dedi Oliviera, "Sigur'u baylttn. Aklndan ne
cehennem geiyordu?"
Rubin'in gzlerinde kr bir panik vard. Gzleriyle tavan tarad.
"Bu doru deil, b e n "
"Kameralar aryorsan zahmet etme, Mick," dedi VVeaver yumuak bir
tonda. "Birileri buraya gelene kadar lrsn."
Rubin titremeye balad.
"Sana bir kez daha soracam Mick, yukarda neler oluyor!"
"Bir toksin gelitirdik." diye kekeledi.
"Toksin m i ? " diye tekrarlad Oliviera.
"Senin almandan yararlandk, Sue. Demek istediim, senin ve Sigur'un tabii
ki. Siz bir kez feromonun formln karnca, istediimiz kadann retmemizin
nnde bir engel kalmad ve... Ee... Onu radyoaktif bir izotopla birletirdik."
"Ne yaptnz?"
"Feromonu zehirledik yrr hcreleri, aradaki fark anlayamyor. Baz
denemeler yaptk v e "
"Yani orada bir tane daha m derin deniz odas var?"
"Sadece kk bir tane... Karen, ltfen. Ba kaldr. Bu gereksiz. Her eyi
grebiliyor ve duyabiliyorlar."
krm
krm
"Buraya geleli daha bir hafta bile olmad ama daha imdiden irtibat
saladk." dedi VVeaver. "Neden bir anlama iin uramayalm?"
"ok ge." Rubin'in sesi bir gcrt gibiydi.
VVaver'n gzleri duvara ve tavana kayd. Li veya Peak ieri dalmadan nce
ne kadar zaman kaldn bilmiyordu. Belki de Vanderbilt geliyordu. Fazla
srmezdi. " N e demek ok ge?"
" o k g e ! " diye lk att Rubin. "ki saatten az bir sre iinde toksini
salyoruz."
"Aklnz karmsnz." diye fsldad Oliviera.
"Mick," dedi VVeaver, "bana bunu nasl yapacafnz tam olarak anlatman
gerek. Yoksa elim kayabilir."
"Yetkim y o k "
"ok ciddiyim."
Rubin batan aa titriyordu. "Deepflight 3'teki iki torpidoyu kullanacaz.
Havuz
Gvertesi
"KarenTa aranzda bir eyler mi var?" diye sordu Greywolf kasalara malzeme
yerletirirken.
Anavvak armt. "Eee, pek saylmaz."
"Saylmaz derken?"
"Benim bildiim kadaryla sadece iki iyi arkadaz."
Greyvvolf ona yle bir bakt. "imizden en azndan birinin ileri doru
drst halletmesinin vakti gelmiti." dedi.
"Ya benimle ilgilenmiyorsa?" Anavvak bunu syledii anda neyi itiraf
ettiini fark etti. "Bu tr ilerde umutsuz vakaym, Jack."
krm
"Hey..."
"tiraz etme, doru sylediimi biliyorsun. Neden onun peinden
gitmiyorsun? Belli ki seni istiyor."
"Buraya seni grmeye geldim, Karen iin deil."
"Buna minnettarm. imdi git."
"Tanr akna, Jack. ine kapanmay brak artk. Haydi ayaklarn yzgece
dnmeden bir yrye kalm."
"Yzge bana uyar."
Anavvak ne yapacan bilemez bir halde tnele bakt. Tabii ki VVeaverTn
ardndan gitmek iin sabrszlanyordu ve bu sadece biraz evvel itiraf ettii gibi
kadndan holand iin deildi. VVeaverT rahatsz eden bir eyler olduuna
emindi. Kadn heyecanl ve gergin grnyordu. Ona JohansonTa ilgili
anlattklarn dnmeden edemiyordu.
701
Anderson'un
asansr
Abis
Gl bir gnbats rzgr havada uuldad. Kutuptaki buz rtlerinden geliyor
Independence'm gvdesine arpan beyaz tal dalgalar yaratarak denizin
zerinde scaklk namna ne kaldysa emiyordu.
Okyanus yzeyinin alkantl sularnn altnda girdaplar ve trblanslar
oluuyordu ama derinlere inildike sular sakinleiyordu. Burada aylar nce
iindeki tuzla arlam buz gibi souk su, denizin dibine alayanlar gibi
kmekteydi. Ac souk hl hakimiyetini srdryordu, ancak bir sredir
scaklk etkisine maruz braklarak hzla eriyen kutup buzlarnn tatl suyu
denize karyordu. Denizlerin akcieri olarak da tanmlanan ve oksijen zengini
souk suyu derinliklere tayan Kuzey Atlantik Aknts yava yava duruyordu.
Termohalin dolam durmu ve tropiklerden gelip scaklk tayan aknt
kurumutu.
Ama henz tam anlamyla durmamt. Dibe ken su stunlar artk tespit
edilemiyor olsa bile, az bir miktar souk su hl yavaa derinliklere
szmaktayd. Okyanusun karanlk durgunluunda, Grnland havzasnn
yzlerce, binlerce metre dibine inene kadar metre metre kyorlard.
krm
Devasa bir alana yaylmt: bulut formunda deildi, ince duvarl ve boru
biimliydi; jlemsi maddeden oluan saysz ayak zemine sk sk tutunmutu.
Borunun iinde dokuna gibi milyonlarca uzant eit aralklarla 'sralanmt,
ritmik olarak dalgalanan bir ayr andryordu. Byk bir nesneye doru
beyazms bir maddeden byk topaklar zerlerinde ilerliyordu. Mavi parlt,
ancak bu nesnenin hatlarn gsterecek kadar glyd ve grnen iki ak
kubbeden ibaretti. Deepflight, belli bir ayla amurlu zeminin zerinde sabit
duruyordu.
Organizma, bir sredir denizaltn donmu beyaz topaklarla yklyordu ve
702
gemi neredeyse dolmutu. lem bitti. Borunun bir blm ayrlarak gemiye
doru batt ve onun d yzeyini kaplamaya balad. Gvdenin etrafndaki
transparan madde kaslarak sktka kozay kapad. Parlayan mavi tabakalar
yayld ve birleerek denizaltn jlenin iine hapsettiler. Uzun ince bir boru
ona doru ilerledi ve nabz gibi atmaya balad. inden su pompalanyordu.
Oraya ait olmayan bir su. Jleden oluan zarif boru suyu, denizaltnn zerinde
aslym gibi duran ve Norve kta sahanlndaki bir amur volkannn iinden
gelen scak suyla dolu devasa bir organik balondan ekiyordu. Aslna baklrsa,
iindeki daha scak ve hafif su yznden balonun yzeye doru ykselmesi
gerekirdi ama arl onu sabit tutuyordu.
Scaklk geminin etrafna sarlm jle kesesinde toplanyordu.
Beyaz yumrular annda tepki verdi. Saniyeler iinde hidratlarn donmu
kristal kafesleri eridi. lerinde sktrlm metan, sanki bir patlama gibi hzla,
eski hacminin yz altm drt katna kadar genileyerek Deepflight'i gazla
doldurdu ve jle kabuu davul gibi gerene dek iirdi. Jleden oluan koza
boudan ayrld ve kapand. Kaamayan gaz, bata yavaa, sonra etrafndaki
basn azaldka hzlanarak yukar ykseldi. Gaz, koruyucu kozas ve denizalt
kurun gibi yzeye frladlar.
Laboratuvar
Tek kolu Rubin'e sarlm ve dier eli adamn boazndaki neteri tutan VVeaver
ne ilerledi ama ok uzaa gidemedi. Laboratuvann kaps kayarak ald. Ar
silahl asker frtna gibi ieri dalp nian aldlar. VVeaver, Oliviera'nn dehet
iinde lk attn duydu. Durdu ama Rubin'i tutmaya devam etti.
krm
703
"Ck ck ck." Li bir adm ne kt. VVeaver Rubin'i skca tuttu ve onu
tezghn arkasnda kprdamadan duran Oliviera'ya doru geri ekti.
Oliviera'nn elinde hl iinde feromon rnekleri olan test tp vard.
"Mick Rubin muhtemelen dnyadaki en iyi biyologlardan biri," dedi Li,
"sorunu u ki, her zaman kendini kantlamak zorunda hissediyor. nl olmak
iin her eyini verir. Bu yzden enesini tutmak onun iin bu kadar zor. Onu
mazur grmeniz gerek. Mick, bir para nn tadna varmak iin kendi ninesini
bile satar." Durdu. "Ama nemi yok. Ne planladmz biliyorsunuz, yani
sebeplerimizi de anlyorsunuz. lerin bu noktaya gelmemesi iin elimden
geleni yaptm ama sanrm artk herkes srrmz biliyor, yani bana baka bir
seenek brakmadnz."
"Aptalca bir ey yapma, Karen." diye yalvard Peak. "Adam brak gitsin."
"yle bir ey yapmayacam."
"Ona hl ihtiyacmz var. Eer onu serbest brakrsan, daha sonra seninle
oturur konuuruz."
"Zaten gereinden fazla konuuldu." Li tabancasn ekerek VVeaver'a nian
ald. "Onu brak, Karen, yoksa seni vururum. Bir daha uyarmayacam."
VVeaver tabancann kk namlusuna bakt. "O kadar ileri gidemezsin."
dedi.
"Gerekten mi?"
"Bunun iin bir sebep yok."
krm
Gverte
Asansr
"Dr. Johanson!"
krm
krm
DRDNC
BOLUM
BATI
krm
Aratrmalar gsteriyor ki, insanlar belli bir alt ya da metaseviyedekinin tesinde zeky tanma yeteneine sahip deiller.
Bizlerin, zeky fark edebilmemiz iin onun bizim davran
kalplarmza oturmas gerekiyor. Bu erevenin dnda ileyen bir
zek ile karlatmzda rnein mikro dzeyde onu
alglayamyoruz. Benzer bir ekilde, eer bizden ok daha stn bir
zek, bizim ok temizde bir zihin ile temas kurarsak, onun mant
bizi aaca iin sadece kaos grebileceiz. Daha yksek bir zeknn,
insan kavraynn tesindeki parametrelerle ald kararlar bizim
zekmz iin anlalmaz olacaktr. Bir kpein bizi nasl grdn
hayal edin. Kpee gre insan bir zihin deil, itaat edilmesi zorunlu
bir gtr. Onun bak asna gre insan davranlar anlamszdr,
nk bizim davranlarmz kpek algsnn kavrayamayaca
fikirlere dayanr. Bu adan bakarsak, eer Tanr varsa, onun zeksn
kavrayamazdk nk ilahi dnceleri bizim iin anlamas
olanaksz, ok fazla sayda faktr ihtiva edecekti. Bu nedenle, Tanr
kaosun bir gc olarak grnecekti ve tabii bylece brakn bir
sava, bir futbol man bile ynetmesini istemeyeceimiz bir varlk
olacakt. Bu trden bir varlk insan algsnn snrlarnn ok tesinde
olurdu. Ve bu da u soruyu ortaya karyor: bir meta-varbk olan
Tanr, daha alt seviyedeki insann zeksn fark edebilir mi? Belki
de eninde sonunda petri kabndaki bir deneyden ibaretiz...
SaTnarrtha
Crovve,
Gnlkler
Deepflight
krm
709
Kpr
Dev gemi sarsld.
Felaketin geldiini gren Buchanan harita masasna tutunarak zar zor ayakta
kalmay becerdi. Onun kadar ansl olmayan dierleri yere kapaklandlar.
Ada'nn altndaki kumanda odalarnda sallant o denli bykt ki monitrler
atlad ve ekipman paralar havaya savruldu. C C ' d e Crovve ve Shankar
koltuklarndan frladlar. Saniyeler iinde geminin her yerine kaos hakim
olmutu. almaya balayan alarm sirenlerinin sert sesi, barlar, koturan
ayak sesleri, arpma, uuldama ve bir kattan tekine, koridorlar boyunca
yaylan karmaaya kart.
arpmadan sonra saniyeler iinde makina ve soutma dairelerinde
teknisyenler lmt. Cephanelik ve iki tane LM 2500 gaz trbininin olduu
makina dairesinin olduu noktada, gvdenin dndan geminin iine doru
devasa bir krater almt. Ak yark yirmi metre uzunluundayd. Su bir tufan
gibi eri akp, patlamadan sa kurtulanlar ldryordu. Kamaya alanlar
kilitli kaplarla karlamt. Independence" kurtarmann tek yolu, hasar alan
yerlerdeki insanlar fkeyle kuduran su ile hapsederek, takn suyun geminin
kalann silip sprmesini nlemekti.
Gverte
Asansr
krm
krm
Souk, bir patlama gibi onu arpt. Kpkl sular, bedeni derinliklere inen
Vanderbilt'in gzlerindeki kan sildi. Gemi grnrde yoktu sadece iinde bir
glgenin belirdii sonsuz, kararan bir yeillik gryordu.
Glge ok hzl hareket ediyordu. Yaklatka az ald.
Sonra Vanderbilt iin her ey bitti.
Laboratuvar
"Tanr akna, ne yaptn zannediyorsun? "
"Brak onu."
Kelimeler hl VVeaver'n kulaklarnda nlyordu: Peak'in dehet iindeki
sorusu ve onu takip eden Li'nin zalim sesi. Sonra laboratuvar sallanp ykseldi.
Patlamann gmbrtsn tarifi imknsz bir grlt takip etti. Etraflarndaki her
ey altst olup birbirine arpt. VVeaver, RubinTe birlikte odann kar tarafna
savruldu. Yn halindeki aletler ve mahfazalarla dolu bir keye dtler. Gk
grlemesi gibi bir ses laboratuvara yayld. Her ey sallanyordu. Sonra knlan cam
sesini duydular. VVeaver'n ilk dnd ey yksek gvenlik laboratuvan oldu ve
laboratuvann hava geilmez odalannn, zrhl camlannn dayanmas iin dua etti.
Kalasnn zerinde srnerek etrafna lgn gzlerle bakan Rubin'den uzaklat.
krm
Adamn sesi silahtan kan sesle bouldu. VVeaver bir kedi gibi atlarak
yakndaki tezghn arkasna snd. Li'nin elindeki silahn ne olduu hakknda
en ufak bir fikri yoktu ama kurunlar masay parampara etti. Cam paralar
yanndan uup giderken yz kiloluk bir mikroskop yere dp tuzla buz oldu.
Kaosun arasndan sirenler hi durmakszn almaya devam ediyordu. Aniden
Rubin ona doru komaya balad, gzleri panikle fal ta gibi almt.
" M i c k ! " diye bard Li. "Aptal herif, buraya gel!"
krm
"Kapy a, Sal."
Eer Peak bir ey sylediyse bile kknse duymad. Kulaklar sar eden bir
patlamayla cam tuzla buz, oldu. Tonlarca deniz suyu onlara doru pskrd. VVeaver
kotu. Arkasnda bir su girdab laboratuvan sprd ve yoluna kan her eyi devirdi.
"Karen." dediini duydu Rubin'in. "Beni brakma"
Oda pskren sularla dolmutu. Peak'in kapya atldn grd, ardnda Li
vard. Kumandan dar karken eliyle bir dmeye bast. VVeaver bunun ne
demek olduunu biliyordu.
Gverte
Asansr
krm
"Kendini biraz kaldrman gerek." dedi Anavvak. Sonra da, "Orada dur, Jack
Seni almaya geliyorum. Seni yukar iterim ve Sigur seni eker."
"Hayr." dedi Greyvvolf.
"Jack..."
"Bylesi daha iyi."
Laboratuvar
Rubin ne bir ey duyabiliyor, ne de grebiliyordu. Tanktaki su zerinde dnp
duruyordu. Son birka saniyede ne halt olup bittiini dnd. Sonra kudurmu
su ktlesinin devrilmi raf bacann zerinden kaldrdn hissetti. Serbest
kaldktan sonra doruldu.
Tanrya kr, diye dnd. En kts bitmiti.
Tankn iinde cidden ok su vard ama laborafuvar doldurmaya yetecek
kadar deil. Tamamen boalsa bile, yayldnda bir metreden fazla
ykselemezdi.
Li neredeydi?
Askerlerden birinin cesedi yannda srkleniyordu. Bir dieri ise ayaa
kalkarak aknlkla etrafna baknd.
Li gitmiti.
Onu terk etmilerdi.
Rubin nce suya sonra kapya bakt. Zihni ald. Buradan kmas
gerekiyordu. Gemide bir patlama olmutu ve muhtemelen batyorlard.
Laboratuvar parlamaya baladnda ayaa kalkmak zereydi.
Iklar akt.
Tanktan darya boalan sadece su deildi. Ayaa kalkmaya alt ama
kayp srtst dt. Ba suyun altnda kayboldu. Kendini dzeltmek iin
kollarn rpt ama bir direnle karlat.
Yumuak. Hareketli.
Gzlerinin nnde yine klar akt ve jlemsi madde yzn kaplamaya
baladnda nefes alamaz hale geldi. Jleyi yznden skp atmak iin
lgnca trmalad ama kaygan maddeyi kavramak mmkn deildi.
krm
Greyvvolf
Ne kadar huzurlu. Ne kadar sakin.
Vanderbilt muhtemelen byle hissetmemiti. Vanderbilt korkmutu. Onun
lm, hak ettii gibi vahice olmutu ama korku olmadnda her ey ok
farklyd.
Greyvvolf derinlere batt.
Nefesini tuttu. Midesindeki korkun acya ramen nefes vermemeye
kararlyd. Yaamn uzatabileceini dndnden deildi; bu onun iin son
bir irade gsterisi ve kendi kendine karar verdii son hareketti. Suyun ne zaman
cierlerine dolacana o karar verecekti.
Licia buradayd. stedii, deer verdii her ey suyun altndayd. Ve
Greyvvolf da son yolculuunu oraya yapyordu, zaten mantkl olan buydu.
Artk zaman gelmiti.
yi bir yaam sr, ve bir gn, bir orka olarak yeniden doarsn.
Suyun iinden karanlk bir glgenin zerinde dolandn grd. Sonra bir
dierinin. Balinalar ona aldrmadlar. Bu doru, diye dnd Greyvvolf. Ben
sizin dostunuzum. Bana zarar vermezsiniz. Elbette bunun gerek sebebinin
daha sradan olduunu biliyordu. Onu fark etmemilerdi. Byle orkalarm
arkada olmazd. Artk orka bile deillerdi. nsan kadar acmasz bir tr
tarafndan ele geirilmilerdi.
Peak
"Sen akimi m kardn?"
krm
Ara
krm
Rampas
krm
"Artk bunun bir nemi yok." dedi Johanson. "Planlarn ne almak zorunda
kald. Birilerinin onu durdurmas gerek. O maddeyi aa indirmesine izin
veremeyiz."
Tahliye
Independence'taki birok insann aksine Crovve olan biteni tam olarak
biliyordu. Parlayan krenin ykseliini gvdedeki kameralar monitrlere
tamt. Anlayabildii kadaryla, top jlemsi maddeden yaplmt ve
patladnda gaz, iinden darya genlemiti. Muhtemelen metandr, diye
dnd Crovve. Dnen kabarcklar arasnda tandk bir grnt yakalamt,
gemiye doru hzla ilerleyen bir denizalt.
Torpidolarla silahlanm bir Deepflight.
krm
CC'de yanyordu. Ne israf. O anda bir sigara iin her eyini verebilirdi. br
taraf boylamadan nce son bir sigara tttrebilmek ne gzel olurdu. gdleri
ona gemideki hi kimsenin kurtulamayacan sylyordu.
Ama hayr, diye dnd aniden. Samalama! Cankurtaran sallarna muhta
deiliz.
Helikopterlerimiz var!
ini bir rahatlama hissi kaplad. Shankar merdivenin tepesine ulamt.
Eller uzanarak onu yukan ekti. Crovve onu izlerken, bu yaadklannn belki de
insanln en iyi bildii trden bir iletiim olduunu dnd; saldrgan,
acmasz ve lmcl.
Askerler onlar Ada'nn ilerine gtrdler.
Pekl Bayan Uzayl, diye dnd. Hl evrende zeki yaam formlar
bulmak istiyor musun?
"Sigaranz yoktur herhalde, deil mi?" diye sordu askerlerden birine.
Adam ona bakakald.
Buchanan
krm
Buchanan ikinci subay ve dmenci ile birlikte kprdeydi, son gelimeleri takip
ediyor ve gerekli emirleri veriyordu. Sknetini koruyordu. Anlad kadaryla
arpma, makina dairesini ve depolama alanlarnn bir blmn havaya
uurmutu. Depolar nemli deildi ama makina dairesindeki hasar, hidrolik
sistemler ve yakt pompalama istasyonlannda bir zincirleme reaksiyon
balatm, yeni patlamalan tetiklemiti. Aracn sistemleri birer birer kyordu.
Gemi, elektriini motor gcyle alan bir dizi enerji istasyonundan
salyordu. ki gaz trbinine ek olarak, Independence in alt dizel elektronik
jeneratr vard ve bunlar da arka arkaya bozulmulard. Artk u anda ilk
ncelikleri tahliyeydi. Patlama geminin ilerinde olmutu ama baz n kargo
kompartmanlar imdiden suyla dolmutu ve Independence pruva tarafndan
batyordu.
Gvdeye ok fazla su dolmutu. Basn arttka, su pruva blmnn en
ularna kadar yol alacak, sonra elik perdeleri yararak bir st kata kacakt
Eer k taraftaki elik perdeler de dalrsa, gemi suyla dolacakt.
Buchanan hayal kunmyordu: geminin kesinlikle batacan biliyordu. Asl
mesele ne zaman batacayd. Kurtulup kurtulamayacaklan ona ve gemide ne
olup bittiini doru tahmin etmesine balyd. u anda suyun laboratuvann
altnda olan ara kargo gvertesini basmak zere olduunu tahmin ediyordu.
Muhtemelen asker yatakhanelerinin bir blmne de girecekti. Ellerindeki tek
720
3. KAT
Anavvak ok fazla insanla karlamad. Li veya PeakTe burun buruna
geleceinden korkuyordu ama herhalde onlar dier yne gitmilerdi. Nefesi
kesilerek ve gsndeki srekli acyla koridorda koarak revire ulat.
krm
721
Laboratuvar
'
krm
krm
Li
Gizli laboratuvar zarar grmemi gibiydi. Yer cam krklaryla kaplyd ama
dier her ey olmas gereken yerde grnyordu. Arka planda birka monitrn
parlyordu.
"imdi, u silindirleri nereye koymutu?" dedi Li yksek sesle.
Tabancasn tekrar klfna koydu. Oda terk edilmiti. Minyatr tanktan
gelen mavi bir parlt grmeyi bekliyordu ama sonra Rubin'in toksini oradaki
varlk zerinde denediini hatrlad, hem de sylediine gre epey baanl bir
ekilde. Lombozlardan birinden bakt. Hibir ey. Organizma grnmyordu.
Bir parlama yoktu.
krm
Li bir kahkaha att. Bir silindiri Peak'e verdi ve elinde dierini tutarak
laboratuvardan kmak zere yrd. "Be dakika iinde y r r T sonsuza dek
yerin altna gmeceim, buna inan."
"Aaya beraberinde kimi gtreceksin? Sence Mick hl yayor olabilir mi?"
"Mick umurumda bile deil."
"Ben gelebilirim."
"Teekkrler, Sal. Bu ok cmert bir teklif ama nasl yardm edeceksin?
Aada mavi amuru ldrmemem iin barp aracak msn?"
"Bu farkl, sen de biliyorsun! kisi arasnda o kadar fark var k i "
Neredeyse koridora kmlard. Kar ynden biri ba nde koarak
geliyordu.
724
"Leon!"
Anavvak aniden durdu. ok yaknlard. Aralarnda sadece yan koridora
alan geit vard.
"Jude, Sal..." Anawak onlara bakt. "Bu ne srpriz."
Bu ne srpriz. Amas bir cmleydi. Anavvak, hayat buna bal olsa bile rol
yapamyordu. Li, onun gzlerine bakt anda adamn her eyi bildiini
anlamt.
"Neredeydin?" diye sordu.
"Ben... ey, dierlerini bulamadm... yani..."
Li zaman kaybettiini dnd. Adam belki arkadalarn aryordu, belki
de bir i eviriyordu. Fark etmezdi. Anavvak yolunda bir engeldi.
Li silahn ekti.
Uu
Gvertesi
krm
Gvde
Uu gvertesinin hemen hemen otuz metre atanda deniz suyundan oluan sel, n
kargo alanlarnn ve alttaki subay yatakhanelerinin elik perdelerini zorluyordu.
Tek bir torpido suda yzyordu. Denizalt patladnda serbest kalm ama
725
3. KAT
"Hayr." dedi Peak. Silindiri yere brakt ve silahn Li'ye evirdi. "Bunu
yapamazsn."
Li'nin tabancas hl Anavvak'a nianlanmt. "Sal, itaatsizliinden bktm
artk." diye tslad.
"Silahn indir."
krm
"Sal!"
Arkasn dnd. Li nnde yere melmiti. Kadn silah kavrad ve ona
dorulttu.
Peak donup kald.
"Jude." Ban sallad. "Dinle, Jude..."
"Aptal." dedi Li ve tetii ekti.
Uu
Gvertesi
Kpr
krm
Uu
Gvertesi
3. KAT
krm
Laboratuvar
Patlama laboratuvar salladnda gen asker, elindeki silahla tam arkalarnda
duruyordu. Hep birlikte suya dtler. VVeaver sudan karken bir byk
patlama daha oldu. Sonra elektrikler kesildi ve karanlkta kaldlar.
krm
krm
"MacMillan?"
Ban kapdan ieri uzatt. "MacMillan? Neredesin?"
Ildayan organizma
yeniden birleiyordu.
Dokunalar
ortada
grnmyordu. Yaratk imdi dmdz bir kat gibiydi.
"Kapy kapa." diye bard Johanson. "Hl dar kabilir. Her yerde su
var."
"MacMillan?"
VVeaver kapnn pervazna dayanp odann iine bakt ama asker gzden
kaybolmutu. Kurtulamamt.
nce, parlayan bir dokuna uzand. VVeaver geri srad ve kapy kapatacak
dmeye bast. Dokuna ne atld ama kap sratle kapand.
Deneyler
Patlama gemiyi sarstnda Anawak bir yan koridora trmanyordu. Artk nefes
nefese kalmt ve dizi aryordu. Uak kazasndan beri o dizi sorunluydu ve
bir de stne Vanderbilt tekmelemiti.
Havuz gvertesine giden tek yol, hangardan gelen bir ara rampasndan
geiyordu. Dnd ve ara rampasna ulaacak yere gelene dek trmand.
Ykseldike hava snyordu. Yukarda ne olup bitiyordu? Hangarn orada
tkezledi ve asansr boluklarndan gelen youn, kara duman grd.
Birden, birinin yardm ln duydu.
Hangara doru birka adm att. "Kimse var m?" diye bard.
Herhangi bir ey grmek ok zordu; soluk sar klar karanlk dumana
nfuz etmek iin zayf kalyordu. Ama imdi sesi daha net duyabiliyordu.
Crovve'un sesiydi.
" S a m ? " Anavvak youn dumann iine kotu. Dinlemek iin durdu. "Sam?"
Cevap yoktu.
krm
Bir an bekledi, sonra dnerek rampaya kotu. Rampann artk dik bir kanal
olduunu fark ettiinde ok ge olmutu. Bacaklar bkld ve en azndan
rngalardan bir ksmnn salam kalmasna dua ederken kayd ve dn
yumuatan bir su birikintisine devrildi. Titreyerek emekledi ve VVeaverTa
Johanson'un laboratuvardan ktklarn grd, havuz gvertesine doru
ilerlerken yanlarnda bir ceset tayorlard.
nndeki zemin ince bir su tabakasyla kaplanmt.
Tabii ki! Havuz suyla doluydu ve bu su artk koridorlardan akyordu. Eer
gemi biraz daha yatarsa bu blm tamamen sular altnda kalacakt.
Acele etmeleri gerekiyordu.
"rngalar aldm!" diye bard arkalarndan.
731
Uu
Gvertesi
krm
Feromon
3. KAT
krm
Zaman tkeniyordu.
Birden torpidoyu grd. Ak bir geide yuvarlanmt. Li zaferle haykrd.
733
ne atlp torpidoyu kapt ve tekrar yan koridora kotu. Peak'in cesedi gni kapamt.
Ar cesedi ekti ve sonra merdivenlerden indi, son iki metreyi zplayarak at.
kinci torpido aada duruyordu.
Bundan sonras ocuk oyuncayd. Acele etti. Belki de o kadar kolay
olmayacakt; den nesneler birok yan koridoru kapamt. Onlan temizlemek
ok uzun srerdi. Geri dnmesi gerekiyordu. nce yukan hangara ve sonra
rampadan aa.
Torpidolar kucaklayarak elinden geldii kadar hzla ilerledi,
Anavvak
Rubin bir ton arlnda gibiydi. Dal kyafetlerini kuanr kuanmaz
Johanson bunu acdan inleyerek yapmt cesedi el birlii ile sancak
tarafndaki, artk bir kayak pistiymiesine ykselen iskeleye srklediler. Su,
k tarafndaki kapdan ekilmiti ve atlak zemin grnyordu. Demirlenmi
drt Zodiac, havuzun iindeki su laboratuvara giden tnele aktka ykselmiti.
Anavvak, atrdayan eliin sesini dinlerken geminin bu gerilime daha ne kadar
direnebileceini merak etti.
denizalt, eri ekilde tavandan sallanyordu. Deepflight 2, kayp
Deepflight /'in yerini almt. Dier iki gemi de srasyla dizilmiti.
krm
Artk hazrlard.
Anavvak ryasmdaki buzdan dnd. Suyun altndan arlaca
zamann geldiini biliyordu. Buzda eriyecek ve bylece bilinmeyen
okyanusun dibine batacakt.
Ama orada onu kim ya da ne bekleyecekti?
IVeaver
"Sen gitmiyorsun, Leon.' " N e demek istiyorsun?"
"Ne dediysem onu." Rubin'in bir aya blmeden dar sarkmt. VVeaver
onu tekmeleyerek ieri soktu. "Ben gideceim."
"Neden?"
"nk yle olmas gerekiyor, ite bu yzden."
"Gidemezsin." Kadn omuzlarndan tuttu. "Karen, sa dnemeyebilirsin.
Bu"
"Tehlikesini biliyorum," dedi kadn yumuaka, "ama seeneklerimizden
hibiri ok iyi deil. Siz ikiniz dier denizaltn aln ve bana iyi ans dileyin."
"Karen! Neden?"
"Gerekten duymak istiyor musun?"
"Araya girdiim iin zr dilerim," dedi Johanson, "ama zaman
kaybettiimizi hatrlatabilir miyim? Neden ikiniz kalmyorsunuz ve ben
gitmiyorum?"
krm
"Ayrca aas benim dnyam. Derin mavi deniz, Leon. On yamdan beri
oras benim yuvam."
Anavvak azn at ama VVeaver parman onun dudaklarna bastrp ban
sallad.
"Ben gidiyorum."
"Sen gidiyorsun." diye fsldad Anavvak.
"Tamam." Kadn etrafna baknd. "en girdiimde su geidini ap beni
indirebilirsiniz. Kapaklar aldnda neler olacan bilemeyiz. Belki yrr annda
saldnr, belki hibir ey olmaz. En iyisini umalm. Gemiyi zincirden saldmzda
yapabiliyorsanz. bir dakika kadar bekleyin ve sonra ikinci denizaltn indirip
buradan kan. Sakn beni takip etmeye almayn. Yzeye yakn kaim ve gemiden
735
uzaklasn. Ben epey derine dalabilirim. Ve sonra da..." Duraklad. "Ah, birinin bizi
bulmasn umalm. En azndan bu aralarn uydu vericileri var."
"On iki knotluk hzla Grnland veya Svalbard'a ulamamz iki gn srer."
dedi Johanson. "Yeteri kadar yaktmz yok."
VVeaver'a kalbi arlam gibi geliyordu. Johanson'u kucaklad ve
Shetland'de tsunamiden nasl katklarn hatrlad.
Birbirlerini tekrar greceklerdi!
"Cesur kz." dedi Johanson.
Sonra Anavvak'n yzn elleri arasna ald ve dudaklarn serte onunkilere
bastrd. Aslnda onu sonsuza dek brakmamay istiyordu. Bu konuda
konumamlard ya da yaplmas gereken eyleri hi yapmamlard...
imdi duygusal olma.
"yi anslar." dedi Anavvak yavaa. "En fazla birka gn sonra tekrar
beraberiz."
VVeaver, bir srayta pilot blmesine kayd. Denizalt hafife salland.
Kann st uzanan VVeaver pozisyonunu ald ve kilitleri altrd. Yavaa iki
kubbe de kapand. nndeki aletleri gzden geirdi. Hepsi alyordu.
Baparman kaldrarak iaret verdi.
Yaayanlarn
Dnyas
krm
Sonra kayboldu.
Anavvak iinde bir sz hissetti.
Bu roller uzun sre nce datld
yaayanlarn dnyasna aitsin..
Greyvvolf!
ve l
insanlara
aitlerdi.
Sen,
krm
Bileklerinin etrafnda su vard. Suya girip birka kula att ve sonra ayaa
kalkp daha derinleene dek yrd. Hangara giden rampann balad yere
geldiinde tavan sanki suya uzanyormu gibi grnyordu. Hl yukarda
kalm biraz hava vard. LaboraUvarn kilitli kapsnn yanndan yzerek geti,
keyi dnd ve yukar bakt. Rampann baz blmleri neredeyse dz hale
gelmiti ve dier yerleri ise inanlmaz dikti. Hangara giden blm artk lo bir
tepeydi. zerinde kara bir duman ktlesi asl kalmt. Emeklemek zorunda
kalacakt. Dal kyafetlerine ramen mt. Denizaltyla kamay
baarsalar bile bu iten sa kurtulacaklarnn garantisi yoktu.
737
Gvertesi
Johanson yalnzd.
Floyd Anderson'un yznden birka kaburgasnn krldna emindi.
Yapt en kk bir hareket bile feci can actyordu. Rubin'in cesedini btn
arlyla Deepflight''a yerletirmeye alrlarken pek ok kez lk atmann
eiine gelmiti ama diini skmt.
krm
Gc tkeniyordu.
Kamarasndaki Bordeaux'yu dnd. Ne israf! imdi bir kadeh ne gzel
giderdi. Kaburga krklarn tamir etmezdi belki ama en azndan acy daha rahat
katlanlr hale getirirdi. Tek bana kadeh kaldrmas gerekecekti, gemide
hayatta kalan tek keyfine dkn kii oydu. Aslna baklrsa, son birka aydr
beraber alt insanlardan hibiri, onun yaamdaki ince keyiflerden ald
zevki paylamyordu.
Bohrmann...
Alman, bir kadeh Bordeaux'yu takdir etmeyi bilirdi. Ama ondan baka
kimse yoktu. Elbette Sue Oliviera bundan keyif alrd ama marketten alnan bi
ie araptan da ayn ekilde holanrd. Chteau'da birlikte alt tm
insanlar arasnda, bir Pomerol'u takdir edebilecek kadar kltrl kim vard,
belki bir tek...
Judith Li.
Deepflighfa atlarken gsndeki any unutmaya alt. Ayaklar zerine
dtnde inledi ve titreyen dizleriyle doruldu. Sonra melip kumanda
kapan at ve blmeleri aan mekanizmay altrd.
Kubbe eklindeki kapaklar dikey bir biimde, yavaa yukar kalktlar.
Blmeler almt. "Herkes gemiye." diye bard.
Ne kadar garip! Tam orada, yamuk duran havuz gvertesinde asl bir
denizaltnn tepesinde dengede durmaya alrken, batan bir geminin iinde
tek bana kalmt. Hayatn neler getireceini gerekten bilemezdiniz.
Judith Li mi?
Ona bir damlasn bile vermektense, tm arabn Grnland Denizi'ne
boaltrd daha iyi. Bazen dnyadaki gzellikler iin yaplacak en iyi ey,
onlarn yanl ellere dmemesini garanti altna almakt.
Li
Nefes nefese hangara kotu. Btn gverte kapkara bir bulutla kaplanm gibiydi.
Dumanlarn arasnda neler olduunu grebilmek iin gzlerini ksarak bakt.
Sonra bir ses duydu. "Sam? Samantha Crovve?"
krm
Uu
Gvertesi
krm
Crovve'a sigara temin etmenin yan sra Pakistanl a pek bir ie yaramyordu. K
tarafn uzak ucunda perian bir ekilde kvrlm adamn herhangi bir plan yapacak
hali kalmamt. Crovve'un da aklna bir fikir gelmiyordu. Kuduran alevlere
mitsizce bakn. Ama vazgeme dncesinden btn kalbiyle nefret ederdi. Onlarca
yl, yabanc bir zek bulabilmek midiyle uzaydan gelen sinyalleri dinleyerek
geiren biri iin, vazgemek sama bir eydi. Kesinlikle bir seenek deildi.
Birdenbire gk grlts gibi bir patlama oldu. Alev alev bir bulut Ada'nn
etrafn sard, ate pskryor ve mirte gibi trdyordu. Gl sarsntlar
gverteyi sallad ve sonra cehennemin iinden frlayan alev demetleri onlara
doru uzand.
A lk att. Ayaa frlayp birka adm geri gitti, aya kayd ve kenardan
aa yuvarland. Crovve adamn uzanm ellerini yakalamaya alt. Bir an iin
adam dengesini bulmu gibiydi, yz korkuyla arplmt ama sonra lklar
atarak dt. Adam ykselen k kaplanna arpt, arkasndan gzden yitip gitti.
Crovve bir aprt sesi duyup dehet iinde kenardan ekildi ve etrafna baknd.
Alevler etrafn sarmt. evresindeki her yerde asfalt yanyordu.
Dayanlmayacak kadar scakt. Sadece sancak taraf yangndan kurtulmutu.
Crovve, hayatnda ilk kez gerek aresizlii hissetti.
Scaklk onu geri ekilmeye zorluyordu. Sancak tarafina kotu ve kerardan ilerledi.
D asansr kontrol paneline ulat.
imdi ne yapacakt?
"Sam?"
imdi de gaipten sesler duymaya balamt! Yoksa biri adn m
aryordu? mknsz.
740
"Sam Crovve?"
Biri onu aryordu.
"Buradaym." diye bard.
Ses nereden geliyordu? Uu gvertesinde kimse yoktu.
Sonra anlad.
Dikkatle kenardan aa sarkt ve denize doru uzanan platformu grd.
"Sam?"
"Buradaym! Yukarda!"
Btn gcyle baryordu. Aniden biri platformun zerine koup yukar bakt.
Bu Anavvak't.
" L e o n ! " diye bard. "Leon, buradaym."
"Tanrm, Sam." Kadna bakt. "Gelip seni alacam."
"Nasl?"
"Yukar trmanacam."
"Trmanacak bir yukars kalmad." diye bard. "Buras cehenneme dnd,
Ada, uu gvertesi, her ey yanyor."
"Murray nerede?"
"ld."
"Buradan kmamz gerek, Sam."
"Sylediin iin sa ol."
"Atlayabilir misin?"
Crovve aa bakt. "Bilmiyorum."
"nmzdeki on saniye iinde ie yarayacak daha iyi bir fikrin var m ? "
"Hayr."
"Bir Deepflight ile kaacaz." Anavvak kollarn uzatt. "Hadi atla. Seni
tutacam."
Havuz
krm
krm
"Ah. ok yazk..."
Li ona bakt. Silahn indirdi.
"Ne soracaksan sor."
krm
"Ne olmu? Btn dnya her zaman Amerika'nn en pis ileri halletmesini
bekliyor ve ite imdi biz de yapyoruz! Ve dorusu da bu! Dnyann yrr'n
bilgisini paylamasna izin veremeyiz, bu yzden onlar yok edip o bilgiyi
kendimize saklamalyz. Sonra artk gezegenin kaderini kimin elinde tutaca
hakknda endielenmemize gerek kalmayacak. Dman rejimlerin ve
diktatrlerin en ufak bir ans bile olmayacak. Kimse bizim stnlmze
kar kamayacak."
"Yapmaya altn ey insanl yok edecek!"
Li dilerini gcrdatt.
743
"Siz bilim insanlarnn, hep ayn itirazlar zrvalamaktan baka yaptnz bir
ey yok. inizde kimsenin dman yenmeye cesareti yok y r r \ tamamen
ortadan kaldrmann sorunu zebileceini dnmediniz bile. Sadece amipleri
yok etmenin dnyann ekosistemini mahvedeceini syleyerek szlanp
durdunuz. Yrr u anda ekosistemi mahvetti bile! Bizim kkmz kurutuyorlar!
Sence ksa srecek bir evre felaketi, insanl stn rk olarak yeniden baa
geirmek iin denecek kk bir bedel saylamaz m?"
"stnlk taslamak isteyen bir tek sen varsn, seni zavall deli. Solucanlarla
nasl baa kacaksn"
"Hepsini zehirleyeceiz. Bir kez yrr yolumuzdan ekilince, aada canmz
ne isterse onu yaparz."
"Btn insanl zehirleyeceksin!"
"Biliyor musun, Sigur? nsanlarn saysnn azalmas aslnda kendi bana
bir frsat. Biraz bo alan alrsa, gezegen ne gzel havadar olur." Li'nin gzleri
ksld. "imdi yolumdan ekil."
Johanson kprdamad. Zincire tutunup ban yavaa sallad. "Denizaltn
sabote ettim." dedi.
"Sana inanmyorum."
"O zaman ansn dene."
Li bayla onaylad. "yle yapacam."
Kolunu kaldrd ve ate etti. Johanson kenara kamaya alt. Kurunun
gs kemiine girdiini hissetti ve iini bir ac dalgas kaplad.
Lanet kar onu vurmutu.
Asansr
krm
Gverte
Eli zinciri brakt. Yalpalarken bir eyler sylemeye alt, arkasn dnd
ve sonra karn st pilot blmesine dt.
Deepflight
krm
Smak
krm
krm
Hangisi?
Roscovitz'in ba teknisyeni Kate Ann Brovvning ona denizaltn nasl
kullanacan gstermiti. Son derece ak anlatmt ve Johanson da dikkatle
dinlemiti. Bu tr eyler ilgisini ekiyordu. Deepflight derin deniz
aratrmalarnda yeni bir a amt ve gelecek her zaman Johanson'un ilgisini
ekerdi. Dmenin nerede olduunu biliyordu. Ve yapmaya alt eyi
gerekletirmek iin hangi donanm kullanmas gerektiini de biliyordu. Tek
yapmas gereken, bu bilgiyi hafzasndan karmakt.
Dn.
Parmaklan lmek zere olan rmcekler gibi etrafa kan bulatrarak kontrol
panelinde dolat. Onun kan.
Dn.
te oradayd. Ve onun yannda da...
747
Li
Judith Li, kubbesinden dar bakt. Birka metre nnde kanaln elik
duvarlarn grebiliyordu. Gemi salna salma aa iniyordu. Bir metre sonra
pervaneyi altracakt. Sonra aa ve yana doru dik bir yollar vard.
Independence sonraki birka dakika iinde batabilecei iin ondan mmkn
olduu kadar uzaklamak istiyordu.
lk kolektife ne zaman rastlayacakt? Byk bir tanesi sorun karabilirdi,
bunun farkndayd ama bir kolektifin ne kadar byk olabilecei ile ilgili en
kk bir fikri bile yoktu. Bir de orkalarla karlama riski vard ama ne olursa
olsun aracn silahlaryla yolunu aabilirdi. Korkacak bir ey yoktu.
Mavi bulutu beklemesi gerekecekti. Feromonu salmann doru zaman y r r
hcrelerinin biletii and.
Lanet olas amiplere iyi srpriz olacakt.
Ne garip bir fikir. Amiplere srpriz yaplabilir mi?
Birden ard. Kontrol panelinde bir deiiklik olmutu. Ekran klarndan
biri snmt, bu da kontroln aktarldn...
Kontroller!
Arac artk o ynetmiyordu! Kontrol pilot blmesine gemiti, Monitrn
ekrannda iki ince ve iki daha byk torpidonun, yani zrh delicilerin, grafikleri belirdi.
krm
Yz ta kesildi.
Torpido
krm
leceiz.
leceim.
Korkuyla dolmutu. lmek istemiyordu. Her eyin sona ermesini
istemiyordu. Hayat seviyordu ve daha yapaca ok ey vard. imdi lemezdi.
Hayr. Daha zaman gelmemiti.
Korku dayanlmazd.
Suya ekildi. Bir ey kafasnn zerine kt. ok hzl arpmamt ama
onu batrmaya yetmiti. Anavvak tekmeleyerek kendini kurtard. Nefes nefese
yzeye kt ve ona neyin vurduunu grd. Kalbi durdu.
Zodiaclar'dan biri akntya kaplmt. Patlamann basnc onu havuz
gvertesinde demirlendii yerden kurtarm olmalyd. Kpren sularn
zerinde srkleniyor ve tnelden yukar ilerliyordu. Dtan takmal motoru
ve kk yamur kabini ile kusursuz bir ime bot. Sekiz kiilikti, yani iki
kiiye fazlasyla yeterdi ve ii acil durum malzemeleriyle doluydu.
" S a m ! " diye bard.
Onu gremiyordu. Sadece karanlk su vard. Hayr, diye dnd. Daha bir
saniye nce buradayd. " S a m ! "
Su hl ykseliyordu. Tnelin yars oktan batmt bile. Uzanp Zodiac'
tuttu, kendini botun stne ekip doruldu ve etrafna baknd. "Hayr." diye
inledi. "Hayr! Lanet olsun, hayr!"
Emekleyerek botun br tarafna gitti ve suyun yzeyini tarad.
te oradayd! Gzleri yan kapal, botun yannda srkleniyordu. Elleri zayfa
hareket ediyordu. Anavvak suya eilerek kadnm bileklerini yakalad ve ekti.
" S a m ! " diye bard.
krm
Bir glle gibi akla frladlar. Kabinin tepesi geidin tavann syrd ve sonra
Zodiac bir dalgann tepesinde uup bir an havada asl kaldktan sonra serte
suya dt.
krm
krm
Anavvak sessizdi.
Birlikte Independence'm sulara gmlmesini seyrettiler.
BEINCI BLM
TEMAS
krm
Dler
Uyan!
Uyanm.
Nereden biliyorsun? evrende karanlktan baka bir ey yok. Dnyann
dibine yaklayorsun. Ne gryorsun?
Hibir ey.
Ne gryorsun?
nmdeki kontrol panellerinin krmz ve yeil klarn gryorum. Bana
denizaltnn iindeki ve dndaki basnc syleyen gstergeleri gryorum. Ne
kadar oksijen kullandm, ne kadar yaktmn kaldn ve ne kadar hzla
gittiimi, Deepflight''m ne kadar bir eimle daldn gryorum. Ara
dardaki suyun kimyasal bileimini saptayp bana veriler ve grafikln
gsteriyor. D scaklk sensrlerle izleniyor ve bir rakam gryorum.
Baka ne gryorsun?
Suda dnp duran paracklar gryorum, projektrlerin nnde kar tanelen
gibiler, kk organik madde bekleri derinlere batyor. Su, organik bileimlere
doymu. Bulank grnyor. Hayr bekle. ok bulank grnyor.
krm
VVeaverTa deniz yzeyi arasnda neredeyse bir kilometrelik bir mesafe vard
Hibir ey ona saldrmaya kalkmamt. Orkalar ve yrr yolunu kesmemilerd
Deepflight'taki her ey kusursuz bir biimde iliyordu. Denizalt byk, elipse
benzer bir spiral izerek aa iniyordu. Arada uada klarn nnde kk bi
balk beliriyor ve sonra hemen kayordu. Dkntler suda dolanyordu. Krille
a taklyor, her minik kabuklu beyaz bir nokta olarak grnyordu. Parack
yamuru kaynana geri yanstyordu.
754
krm
krm
krm
krm
Drt tane.
Hayr, bekle. Aalarda tane ku var, bylece yedi yapt. Adam on sekiz
metre tede. Benimle kadn arasnda on be metre var. Kpei n metre uzakta,
tam nnde kotump tasmasn ekitiriyor. Kular, yerden on metre yukandalar,
her birinin arasnda elli santimetre var. Yanl! Sokan her tarafnda kaynaan
milyarlarca organizmay gremiyoruz. Sadece tanesi insan. Biri kpek. Saydn
tane kuun dnda, gremediin elli yedi tane daha var. Aalar yaayan
organizmalardr, yapraklarnda ve kabuklannda saysz bcek yaar. Kularn
tylerini akarlar igal etmitir, tpk bizim derimizin gzeneklerini olduu gibi. Elli
kadar pire, on drt kene ve iki kk sinek kpein krkne gml ve bu arada
binlerce minik solucan midesinde yayor. Salyas bakteri dolu. insann
bedenleri mikroplarla dolu, dolaysyla organizmalar arasnda neredeyse hi mesafe
yok. Sporlar, bakteriler ve virsler havada uuuyor ve organik bir zincir
oluturuyorlar, insanlar da bunun paras. Hepimiz bir byk sperorganizma
olarak birbirimize balyz. Denizde de dunm farkl deil.
Millerce mesafe iinde tek insan yaam formuyum,
saymyoruz. O artk bir yaam formu deil, nk ld.
tabii Rubin'i
krm
krm
Nasl bir dng ama! Deniz taban Dnya'nin drt bir tarafnda bkp
usanmadan hareket eder, gezegenin iinden gelen basn nedeniyle krlarak
ayrlr ve batan kta plakasnn arl ile ekilir. Srekli sktrma, ekme ve
srklemeden oluan jeolitik doum sanclar ve cenaze seremonileri ile
Dnya'nin yz ekillenir. Zamanla Afrika ve Avnpa birleecekler. Tekrar
birleecekler! Ktalar hareket ediyorlar, krlgan kabuu yararak giden
buzkranlar gibi deil, tam tersine kaytsz bir ekilde srklenerek. Kambriyen
ncesinde paralara ayrlan ilk sperkta Rodinia'dan beri durmakszn bir
hareket iindeler. imdi bile onun kalntlar yeniden birlemek iin
didiniyorlar, tpk Pannotia ve sonunda Pangaea'y birleerek oluturduklar ve
sonra tekrar paralara ayrldklan gibi. En son beraberlik hatras, etrafnda tek
760
bir okyanusun olduu 165 milyon yd nceki son sperkta olan blnm bir
aile. Mantodaki eriyik talarn ak hzna bal olarak, tekrar birleene kadar
gezegenin etrafnda birbirlerini aramaya lanetlenmiler.
Sen bir paracksn.
Tm bunlarn sadece bir nefeslik blmne tank oluyorsun. Senin
yolculuunun balad bir yl ncesinden beri, Atlantik deniz taban be
santimetre kayd. Yolculuun seni yaamn gnna ihtiya duymad
yerlere gtryor. Lavlar hzla souyarak faylar ve yarklar oluturuyor. Deniz
suyu yeni olumu, delik deik zemine doluyor. Bir kilometre boyunca aktktan
sonra Dnya'nn iindeki scak magma haznelerine ulamasna ramak kala
duruyor ve sonra yaam veren mineraller ve scaklkla geri dnyor. Slfrle
kararm su, ev yksekliindeki bacaya benzer kaya oluumlarndan fkryor,
kaynayan bir scaklkta ama kaynamadan. O derinliklerde 350 derece
scaklktaki su kaynamaz, sadece yukar doru pskrerek besin zenginliini
datr ve evre sularnn saladnn yz misli besin getirir. Yolculuk yaptn
bilinmeyen evrende, a ihtiya duymayan yabanc yaratklarn ilk ileri
karakoluna ulatn. Buras, bir metre uzunluundaki boru solucanlarnn, bir
insan kolu boyundaki midyelerin, kr beyaz yengelerin, kr beyaz balklarn
ve ama hepsinden ok bakterilerin yuvasdr. Onlar, bir nevi gnyla
beslenen ve tm yaayan canllara enerji kayna salayan yzeydeki yeil
bitkiler gibi derinliklerdeki edeeri, birincil reticiler. Ama bu bakterilerin
gnna ihtiyalar yok: onlar hidrojen slfiti okside ediyorlar. Yaam
kaynaklan yerkabuunun alt. Bacalarn etrafndaki deniz tabann muazzam
miktarlarda kaplyorlar ve solucanlar, midyeler ve baz yengelerle simbiyotik
olarak yayorlar. Bu srada baka yengeler ve balklar da bu midyeler ve
solucanlarla besleniyorlar ve hibirinin tek bir gne nna ihtiyac olmuyor.
krm
2.500 metre.
Deniz tabanna doru bir bin metre daha. evresinde ak denizden baka
hibir ey yoktu ama sonar garip trtlar karyordu. Byk bir ey
yaklayordu. Hayr, sadece yaklamyordu. Dosdoru ona doru geliyordu ve
muazzam bir ktleydi. VVeaverTn zerindeydi ve aaya doru hzla batyordu.
VVeaver, o ey yaklarken suda uar gibi ilerleyerek 180 dereceyle dnd. D
mikrofonlar denizaltnn iinde bo, dnya d bir feryat yankladlar ve ses
gittike ykseldi. VVeaver uzaklamaya niyetliydi ama merak galip geldi.
Ktleden yeteri kadar uzaktayd ve onu takip ettiine dair bir iaret yoktu.
Belki de bir yaratk deildi.
Yan yatarak tekrar ona doru szld. Artk ayn derinlikteydiler ve
bilinmeyen ey tam karsndayd. Deepflight trblans nedeniyle salland.
Trblans m?
Bu kadar byk olan ne olabilirdi? Bir balina m? Ama bu ey on, yz, hatta
daha ok balina byklndeydi...
Projektrlerini at.
Ve o anda dndnden daha yakn olduunu fark etti. In hemen
kenarnda ktle grntye girdi. Bir an iin VVeaver afallad, nndeki dz yzeyin
ne olduunu veya neye ait olduunu anlayamad. Sonra gzlerinin nnden
gemeye devam etti ve kta bir ey grd. Kaln, metrelerce uzun izgiler ve onlar
takip eden kvrmlar. Dehet iinde, ekillerin tandk harflere dnmesini izledi:
USS inde...
ok iinde haykrd.
krm
krm
Bir parack, ilerin ne kadar sreceini sormaz. Bir parack sadece hareket
eder veya durur. Yaratln ritmini izler, btnn itaatkr bir hizmetiidir. Bir
eyin ne kadar srecei saplants insanlara zel bir durumdur, yaamn anlarn
birbirinden ayrmak, kendi doanz inkr etmek iin lanetli bir abadr. Yrr
zamanla ilgilenmez. Kendi trleri ortaya ktndan beri, zaman genomlarnda
tarlar; 200 milyon yl nce bugnk Kuzey Amerika'y oluturan kara ktlesi
okyanus kaya bloklaryla birleerek byrken, 65 milyon yl nce Grnland
Avrupa'dan koparak uzaklamaya balarken, 36 milyon yl nce Atlantik'in
topografk zellikleri oluurken ve spanya hl Afrika'dan olduka uzakken;
ve sonra 20 milyon yl nce deniz alt da sralar Arktik ve Atlantik
Okyanuslar arasndaki dolama izin verecek kadar ktnde. Grnland
havzasnda balayan ve seni gneye, Afrika ve Antarktika'ya gtrecek u anki
yolculuunu ite bu dolama borlusun, kk parack.
763
Dolaykutupsal
akntya"doru ilerliyorsun,
deniz akntlarnn
triyaj
krm
Bunun gibi bin yolculuk daha yaparsan, deniz taban kendini tamamen
yenilemi olacak.
krm
krm
Ve sonra balad.
Kolektif
VVeaver nce halsinasyon grdn sand. Uzakta soluk bir mavi parlt
gryordu. Mavi hayalet ykseldi, dev bir avutan flenen bir toz bulutu gibi
uutu ve ardndan gzden kayboldu.
Parlt yeniden belirdi, bu kez daha yaknd ve yaylmt. Bu sefer kaybolmad
ve denizaltnn zerinden bir kavis izerek geti; VVeaver'n ban iyice
kaldrmasna sebep olmutu. Grd ey, kozmik bir buluru andryordu. Ne kadar
uzak ya da byk olduunu sylemek mmkn deildi ama kadna denizin dibine
deil de, sanki uzak bir galaksinin snrlarna ulam gibi mssettirrniti.
766
krm
bakyordu.
Hidrostatik
basn
gzlerini
yuvalarndan
frlatmt.
karanlk ykseldi.
Organizmann
gvdesi boyunca
Alt
dalgalar
bir tartma yrtr gibi birbirlerine yaklayorlard. VVeaver, o ana dek sadece
jyrr'n mavi parltsn grmt ama bu ince dokunalar ltl bir beyazd.
yaplan bir bale gsterisi gibiydi. Aniden VVeaver uzakta bir yerlerden,
krm
gemiinden gelen bir mzik duydu: Debussy'nin La pim que lente 'i, babasnn
sevdii yavan yava vals. Mzik onu artp mutlu etti ve korkularn
dindirdi. Elbette okyanusta La plus que lente alacak kimse yoktu ama iinde
olduu duruma mkemmel derecede uygundu. Gzlerinin nndeki inceleme
oyunu, izlerken ta kestirecek kadar gzeldi ve VVeaver'n o anda farknda
olduu tek ey...
Gzellik.
krm
krm
rmcek irkin.
irkinlik bakann gzndedir. Neden rmcei irkin buluyorsun?
Aptalca bir soru. Ne demek, rmcek neden irkin? nk yle ite. Bir
kpek yavrusu gibi sevimli baklar yok, gzel deil, onu sevemezsin, hatta
onu okayamazsn. Yabanc ve hain bir grnm var sanki yok edilmesi
gerekirmi gibi.
Kitap hrdayarak aa inip, rmcei ezerek yere yaptrd.
Buna piman olmasr iin ok zaman gemesi gerekmemiti. Ar Maya 'nin
Maceralar n izlemek iin televizyon karsna oturdu; bal arlarnn iyi
770
olduunu renmiti. Bu sefer bir rmcek de vard, sekiz bacakl, sabit bakl,
ezilmesi gereken bir rmcek. Sonra rmcein dudaksz az ald ve tiz,
ocuksu bir ses kt kk kzn rmceklerden duymay bekledii trden
dehet verici tehditler savurmuyordu. Ah, hayr. Bu rmcek alabildiine
sevimliydi, minik ve eker bir eydi.
Birden nasl olup da bir rmcei ldrebildiini merak etmiti. Daha
kts, ldrd rmcein geceleri ryalarna gireceini, tiz ocuk sesiyle
onu aracan biliyordu. Dncesi bile o kadar korkuntu ki, Karen
alamaya balamt.
te o zaman sayg duymay renmiti.
Ve gemite ald bu ders, yllar sonra Independence''m gvertesinde bir
fikre dnmt. Zeki bir trn, bir dierini o trn zeksnn etrafndan
dolanarak kurnazlkla kandrabilecei hakknda bir fikir. Onlara belki zaman
kazandrabilecek ve hatta karlkl uzlaya varmalarn salayabilecek bir fikir.
Yksek gelimilii, kendisine benzerlik derecesiyle len insan iin, yrr'a
benzemeye almak nasl bir teslimiyetti!
Yaradln gzdesi olduunu zannedenler iin nasl bir yenilgi!
Beyaz, dnen Ay zerinde szlyordu.
Ve alahyordu.
krm
Yaratk ne kadar iyi niyetli olursa olsun bu giriim temas kurma denemesine
lmcl bir son hazrlard.
Kralie bunu yapmayacakt. O zeki bir kzd.
Kz m?
nsanca dnme biimi, nasl da hemen devreye giriyordu.
Weaver kahkahalarla gld. Sanki bununla bir iaret vermi gibi evresindeki
k azald. Her ynden geri ekiliyor gibi grnyordu. VVeaver, kralie olarak
adlandrd varln, ayrtn fark etti. zlyor, genleiyor, sanki evrenin
genlik zamanndan kalma bir yldz tozu gibi aracn evresini saryordu. Kk
beyaz noktacklar, gzlem kubbesinin zerinde dans ediyorlard. Eer her biri, bi
tekhcreli ise ok byklerdi, neredeyse bir bezelye kadar.
Deepflight serbest kald ve beyaz kre tekrar bileerek aracn tam altnda
yzmeye balad, drt bir yana sonsuzca uzanan mavi bir disk tarafndan tanyor
gibiydi. Denizalt suda epey ykselmi olmalyd. VVeaver aa, diskin yzeyine
bakt ve grdklerini ifade edebilecek tek eyi dnd: trafik skkl. Mavi
yzey, ldayan yzlerce yaratkla kaynayordu. Bedenlerinde karmak desenler
parldayan kimeraya benzer balklar, jlenin iinden dar frlyor, bir araya geliyor
ve tekrar ktlenin iine batyorlard. Uzakta bir yerlerde havai fiekler patlyor ve
krmz noktalardan oluan alayanlar dklyor, denizaltnn tam nnde, gzn
takip edemeyecei bir hzla yeni ekiller oluturuyorlard. Aa doru banp, beyaz,
kreye yaklarlarken yavaa bir ekil almaya baladlar ve gerek biimleri
VVeaver'n gzlerinin nne serildi. Kadn korkudan baylr gibi oldu. Bunlar
sand gibi sadece kk balklardan oluan bir sr deildi; on kollu ve uzun,
zayf vcuduyla devasa, tek bir varlkt.
Bir kalamar. Otobs byklnde bir kalamar.
krm
Hayaletler
krm
773
krm
krm
VVeaver alyordu.
Bir saat kadar sonra deniz sakinlemeye balad. Bir saat daha geti ve da
gibi dalgalar yumuaka yuvarlanan tepelere dnt.
saat sonra blmesini amaya cesaret etti.
Kilit bir klik sesiyle serbest kald ve ykselirken alak bir vzlt kard.
VVeaver buz gibi havayla yz yze geldi. Dar bakt ve uzakta bir kambur
balinann ykselip dalgalarn arasnda yok olduunu grd. Orka deildi, daha
bykt. Bir daha yzeye ktnda ok daha yakna gelmiti; gl kuyruunu
sudan kard.
krm
Kulaklarnda bir nlama vard. Suya bakarken eki sesi ve nlama artt ve
kafasnn iinden gelmediini fark etti. Grlt yukardan geliyordu, sar
edecek kadar yksekti. VVeaver ban kaldrd.
Suyun hemen zerinde bir helikopter yaklayordu.
krm
krm
z
15 Austos
krm
krm
krm
krm
Yeni bir gelime de bir Katolik papazn Romal bir delegasyonla denize alp
dalgalara kutsal su serpmesi ve eytana kmasn emretmesi oldu. nanlmaz.
Tann'nn emirlerine srekli kar gelen ve onun yaratm kirletmeye alm bir tr
olan bizler, inancn bir temsilcisini dmann akln basma getirmeye yolluyoruz.
Emirlerini umursamadmz bir yaratcnn retilerini yayacak yzmz var yani.
Sanki sa'nn retilerini yaratcmza vaaz ederek bizi esirgemesini ister gibiyiz.
Dnya kyor.
Bugn, gemi battktan bir y sonra gazeteyi ayorum ve unu okuyorum: "Yrr
dnyay sonsuza dek deitirdi."
Gerekten deitirdiler mi?
Bizim kaderimizde nihai bir rol oynaddar ancak onlar hakknda neredeyse hibir
ey bilmiyoruz. Biyokimyalarn anladmz sanyoruz ama bu bir bilgi mi? Onlarla
o zamandan beri karlamadk. Sinyalleri hl okyanus boyunca yanklanyor ama
anlayamyoruz, nk bizi dnerek hazrlanmamlar. Jlemsi maddeden bir kfle
nasl oluyor da ses karabiliyor? Sesi nasl alglayabiliyor? Sormann anlamsz
olduu milyonlarca somdan sadece ikisi. Cevaplar bizde yatyor. Sadece bizde.
krm
Belki de arkaik mirasmz zekmzn geliimi ile bartrmak iin yeni bir insanlk
devriminin zaman gelmitir. Eer hl bir armaan olan Dnya'ya layk olduumuzu
kantlamak istiyorsak, aratrmamz gereken yrr deil, nihayet biz, kendimiz,
olmalyz. Gkdelenlerimiz ve bilgisayarlarmz arasnda reddetmeyi rendiimiz
kkenimiz, bizi daha iyi bir gelecee gtrecek yolu aydnlatacaktr.
Hayr,yrr dnyay deitirmedi. Bize dnyann gerekte nasl olduunu gsterdi.
Artk hibir ey eskisi gibi deil. Bu ey hari, hl sigara iiyorum.
Konstantlar olmasa ne olurduk?