You are on page 1of 234

Cahit Uuk _ Bir mparatorluk kerken

NDEKLER
nsz 7
Balarken 11
Halep'e Yolculuk 19
Hadiye ile Vehbi 22
Enis Paa'nm Vefat 57
Selanik'e Dn 76 mleki iftlii'ni Ziyaret 102
Aile Byyor 114
Deiimin Habercisi Gnler 149
stanbul'da Yeni Hayat 174
Beikta'taki Ahap Ev 200
Madam Mektebi 219
Tuzbaba Yokuu'ndaki Yllar 227
Umut Balkesir'de 285
Fatih Yangn 318
stanbul gal Altnda 322
Anadolu'ya Ka 351
Unutuluun Acs 381
Son Topraa Doru 426
Yorgun Yllar 476
Fotoraflar 483
nsz
Sevgili okurlarma birka szm var...
Bu kitap bir roman ya da bir belgesel deildir. Sadece benim yaadklarmn, belleimde
naklanm anlandr. Ve yaamm boyunca btn sevdiklerimden dinlediklerimdir. Romanc
kalemimden belki biraz duygusalca yazldr.
Belirtilen tarihlerde yanlmalarm olabilir. Nedeni, hemen hemen hepsinin -baz belgeler dndaocukluumda merakla, heyecanla dinlediklerimden olumasdr.
stelik o gnleri yaayan sevdiklerimin hibiri artk hayatta deiller ki. Baz konular onlara sorma
imkn ne yazk ki yok...
Ailemin gemiine merakl, duygusal bir ocuktum. Gemiimizi, kklerimizi, soyumuzu
sopumuzu renmek isterdim. Ailemden szle szle bana neler geldiinin merak iindeydim.
Ve sorardm. Onlar; annem babam, amcam, dadm ve daha sonlar bykannem, bana gerekleri en
dz ve en kesin izgileriyle anlatrlarken, hayalim almaya balard. Anlatlanlar, pek az kalm
sandk eyalaryla, evimizin kullanlan eyalaryla birletirmeye balardm. Yayvan azl porselen
kahve fincan, annemin belki de satmaya kyamad bir taks, anlatlan gemiin iinden bana
seslenirdi.
Annemin, -kenarlar belki de altnd bilmiyorum- prl prl sarmak yapraklaryla evrili ayna
tabanl iki barda, yine kristal ve altn yaldzla yol yol ssl gelinlik srahisi, ilk alnd zamanlar
son derece zarif ve kymetli bir takm imi. Bugn
vitrinimde duran bu 110 yllk srahi takmnn deeri bence lszdr ama yaam uzunluuyla
gerek bir antika olmutur. O zamanlardan bu zamanlara kalan buna benzer bykl kkl
eyalar, bamn iinde masal masal yaayan anlarm, yaadklar devrin gerek, fakat konumayan
ahitleridir.
Eer benim, birisi kk erkek kardeimin kz Aye ok, dieri kz kardeimin kz Zeynep
Ava, ocukluumda dinlediklerimi ve yaadklarm hep merak etmeseler ve her dinlediklerinde,

"Halacm, teyzeciim ne olur yaz." diye yalvar-masalar; yaz masama her oturduumda, stnde
"Ne olur yaz halacm, ne olur yaz teyzeciim" ktklarn bulmasam, belki de bu anlar ortaya
kmayacakt.
"Soyumuzu sopumuzu, bir kuak yukarsndan sonralar bilmiyoruz. Bu yeterli deil, kklerimizi
renirsek kendimizi daha rahatlkla tanyabileceiz" szcklerinde hep yalvar ve rica vard.
ocuklar gerekten, can yrekten gemilerini tanmak istiyorlard. Haklydlar. Benim, kendi
kendimi tanmamda, gemiimi bilmemin byk bir pay vard. Karakterimin a-tsmdaki haran
bana kimlerden szlp geldiini biliyordum. Gemiimin bana yol gsterdiini hissediyordum.
Soyumla onur duyuyordum. Duygusallm, salam karakterim, korkusuzluum, alkanlm, el
ustalklarm, kalemim ve sonunda yazarlmn z kaynaklarnn, ne kadar temiz oluklardan akarak
bana geldiklerini biliyordum. Kendime olan saygm, gemiteki sevdiklerime olan duygularmdan
domaktayd. te, btn bu sylemeye altklarmn gerilerindeki hikyelerin zetleri olan anlar,
bylece dodu.
Aye ile Zeynep okudular. Sevdiler, beendiler. Birinci planda onlar vard. Elbet ki ok sevindim.
Fakat 60 yldan beri saylar ok romanlarm, yklerimi okuyan, beni Cahit Uuk olarak seven
son derece vefal okurlarm da (imdi onlarn ocuklarna yazyorum. Yllarca nce kitaplarm
okuyan gen kzlar, gen erkekler bugn ocuklarna son 10 yldr yazdm saylar 242'ye ulaan
zgn masallarm tavsiye ediyorlar) beenirlerse, 1,5 ay kadar ksa bir srede, frtna benzeri,
rzgr rzgr eserek yazdm "Bir mparatorluk kerken" adl an8
larm okuyup severlerse, bu, benim 60 yldr sren almalarmn en byk armaan ve koskoca
60 yln sonunda bana bir kutlama olacaktr.
Cahit Uuk 31-7-1995
Balarken
Hac Ratibe Hanm, Doyran'dan Selanik'e gelin gelirken, eyizini tam krk manda arabas tamt.
O zaman Selanik'te dn evleri, zengin yoksul herkese kaplarn aar, ehir halk da gelini
grmeye gelirdi. Doyran Beyi'nin onurlu kz Ratibe Hanm, salona kurulan, ieklerle sslenmi,
oymal stunlu gelin tahtna oturup, kendini seyrettirmeye raz olmamt. Aklna gelen eytanca
plan uygulam; gelinliini eyiz halayna giydirmi, mcevherlerini, tacn ve gerdanln ona
takarak tahta oturtmutu. Kendisi arka odalarn birinde topuzunu zp uzun salarn am, srtn
minderlere yaslayarak uzun siyah kehribar ubuunun ucunda sigarasn ierken, konuklar gelin
sandklar eyiz halaynn gzelliini birbirlerine anlatyorlard.
Bu muhteem dnn stnden yllar gemiti. Kz Seher on alt yandayd. Bir gn annesi onu
ard:
"Gel seninle u sandk odasna gidelim. Benim yllarca amadm birka eyiz sandm var,
onlara bir bakalm. Belki houna gidecek, eyizine alabilecein baz eyler vardr. "
Sandklardan kocaman bir tanesini atlar, iinden deri tulumlarda saklanan krk paralan, Hint
kumalar, in ipeklileri, engr (Ankara) allar, antika evreler, pekirler, petemallar kt.
Seher'in eyizine baz paralar ayrdlar. Seher kumalardan ok, antikalardan holanmh.
Bu kocaman, st kubbeli byk sandn drt kesinde gri renkli, kaba bakkal kdndan eker
klah biiminde drt klah duruyordu. Anne kz birbirlerine glmseyerek baktlar. Nadide
kuma11
lar ve antikalarla tka basa dolu sandkta bu biimsiz klahlarn ne ii olduunu merak etmilerdi.
Seher klahlardan birini alarak, zenle, kapal olan kdnn katlarn at, ok armt. Klahn
iinde parl parl parlayan talar vard. Bir blmn dikkatle avucuna dkerek elini annesine
uzatt. Katibe Hanm gld:
"imdi hatrladm. Annem kuyumcumuzun 'Gerekli olanlar kullandk, artanlar kt klahlara
koyduk' dediini sylemiti. Sandklan yerletiren byklerim de bana sylemilerdi ama
unutmuum ite, tuhaf..."

Eski sandn drt kesinden kan klahlardaki prlantalar, zmrtler, elmaslar ve incilerle Seher
Hanm'a birok tak yaptrlmt. Seher Hanm da hem daha nce sahip olduu taklarn, hem de
sonradan sihirli sandndaki klahlardan kanlarla yaplanlar, iki kz Ahsen ve Hadiye arasnda
bltrmt. Kendisi ilk genlik yllarnda taklarla sslenmise de sonra hi kullanmad iin
kzlarna vermiti.
Hac Katibe Hanm, kzlar Mnire, Naile, Seher ile olu Mehmet Bey'e ayr birer iftlik
balamt. Mnire Hanmefendi'ye Malar, ikinci kz Naile Hanm'a Araplar, en kk kz
Seher'in payna da mleki iftlii dmt. Olu Mehmet Bey ise hibir zaman kendisine
verilen ubuk iftlii'ne ilgi gstermemiti.
Seher Hanm kendisine 'hanmefendi' denilmesini sevmezdi; ald aile terbiyesi ona alakgnll
olmas gerektiini retmiti. Ailenin byk erkekleri ve hanmlarnn hepsi birer tarikata
mensuptu. Seher Hanm da Bektai tarikatna balyd. O devirlerde insanlar kendi dnya
grlerine en yakn olan tarikata gnl verirlerdi. Bu tarikatlar, kiiliklerin olgunlamasna,
insanlarn tanr emirlerinin derinliklerindeki anlamlar kavrayp, kendi nefislerini terbiye etmelerine
yardmc olan yollard. Bu yola koyulanlar o derin ve geni felsefeden bol bol pay alrlar ve
kendilerini insanlk yolunda eitirlerdi.
Seher Hanm'n annesi Hac Katibe Hanm, gemiiyle, kltryle, grgsyle aydnlk, rnek bir
kadnd. nsanlara, hele muhta kimselere hem gnl kaplan, hem evinin kaplar, hem de kesesi
c12
merte akt. Doksan Trk-Rus harbinde yz elli gmeni -onlara barnaklar ve yaam artlar
kurulana dek- alt ay kendi konanda konuk etmiti.
Seher Hanm, babas Miralay Mustafa Bey'e evlatlar iinde en ok benzeyeniydi. Hac Katibe
Hanm'n olu Mehmet Bey, tm uramalarna karn kk kzlar Seher gibi becerikli bir iftlik
sahibi olamayacakt.
Daha ok bilimle, dnyann geleceiyle, astronomi ve yeni keiflerle ilgiliydi Mehmet Bey. Kk
yeeni Hadiye'ye kendi icad sinemay oynattnda kk kzn akl durmutu. Doum
zorluklarnda kullanlmak zere lavta adnda bir aleti gelitirmi, sonra aile doktoru Bulgar Tenofa
hediye etmiti. Doktorun, "Aman Mehmet Bey, bu icadnzdan kimseye sz etmezseniz, 'Ben
yaptm' diye vnebilirim" ricas karsnda Mehmet Bey icadnn onur zevkini doktor Tenofa
seve seve brakmt. Bu tip uralar nedeniyle onun iftlii elbette ki ileri gidememiti.
Seher Hanm, daha gencecik bir kzken bile at srtndan inmezdi. mleki iftlii'ne trenle
gidebilecei halde yolunu bir saat uzatarak ksra Berrakla gidip herkesi artrd. zerinden hi
kartmad yeldirmesi aslnda gen bir iftlik sahibesine uygun kyafet deildi. Fakat Seher
Hanm, hayatnda hi araf giymemi, yzn rtme-miti. Son derece ciddi, onurlu ve otoriter
olmasna ramen kibirden, gururdan uzak, vnmesiz ve alakgnllyd. Son derece cesurdu.
Zehirli ylanlar bile balarndan yakalayarak iki silkeleyite frlatp atard ama fndk faresinden
yle korkard ki, grdnde kendini masa stnde bulurdu.
Cesurdu nk babas Miralay Mustafa Bey de kahraman bir kumandand. Annesi Hac Katibe
Hanm da srasnda hnkrna asker veren ve onlarn giyimini, yiyip imelerini stlenerek vatan
hizmetine koan bir kimseydi.
yz elli yllk gemii olan ailenin tm yeleri de onurlu, soylu, okumu kimselerdi. Miralay
Mustafa Bey'le Hac Katibe Hanm'n en kk kzlar Seher, ocukluunda byklerinden,
dadsndan dinledii anlarla beslene beslene bymt. Biraz erkek ocua benzerdi. Fakat Hac
Katibe Hanm ile kz, gzellikleri ve salarnn uzunluuyla nlydler.
13
Ata binmeyi babasndan, diki, nak ve hesap ilerini de annesinden renmiti. iftlik ilerine
kar hevesi ise yedi ceddi toprak adamlar olan babasndan gemi olmalyd. Miralay Mustafa Bey
bir kyl ocuuydu. Okumay kendi kendine renmi, sonra okula gitmiti. Parlak bir renci
olarak snflar atlaya atlaya askeri okullar bitirmi, savalara katlm, gsterdii baarlarla

rtbeler almt. Seher babasna hayrand. Beraberce iftlik ileriyle uramaya baylyordu. Ya
ilerledike o yoldaki becerileri de artyordu.
Babas bir gn ona, "At srtnda da bayr demiyor, yalnz bana iftlii dolanyorsun kzm.
Memleketimizde Rum, Bulgar ekiya-lar var, dikkatli olman gerekiyor." demiti. Seher
gzbebeklerinde eytanca bir ifadeyle babasna bakm ve "Babacm bana tabancalarnzdan
birini armaan eder ve biraz da silah kullanmay, niancl retirseniz benim iin zlmenize
gerek kalmaz" cevabn vermiti. Babas onun dileklerini yerine getirmekte gecikmemiti. O
gnden sonra da Seher tabancasn belinden eksik etmemiti. Ksa srede iyi bir nianc olmutu.
Bu, kabzas sedefli, kk, zarif bir tabancayd. Ksa srede Seher'in belinde tabancasyla gezen
keskin bir nianc olduu evreye yaylmt. Seher zaten cesur bir kzd, artk korkusuzluu
katmerlenmiti.
Seher konan iinde, yazlan keten ve ipek elbiseler, klan ise kat kat etekler, ynl elbiseler
giyiyordu. Souk havalarda dar karken zerinde ii san samur, vizon, st atlas kapl krkler
oluyordu. Dizlerine kadar inen uzun siyah salarn hep iki rg rerdi. Bu kadar uzun ve gr
salarndan topuz yapmaya zendii zaman, yarm saat sonra bu arla dayanamayan ba arr,
firketelerini karr, topuzu zerdi.
Ablas Mnire Hanmefendi, Beylerbeyi payeli Enis Paa'yla evliydi. Paann genliinde geirdii
kabakulaktan tr, Enis Paa'yla Mnire Hanmefendinin ocuklar olmamt.
Mnire Hanmefendi, Enis Paa'nn biraderi Osman Nuri Bey'le, en kk kz kardeini
evlendirmeyi istemi, sonunda bu hayalini de gerekletirmiti. Enis Paa'nn kk kardei Osman
Nuri Bey ok yakkl, boylu poslu bir genti. San sal, mavi gzlyd. Tam bir Rumeli asilzade
ocuuydu. Rumeli beylerinin erkek ocuklarnn, avclk, ku beslemek, at yetitirmek gibi
tutkular vard.
14
I
Osman Nuri Bey on alt yandayken kopan Osmanl-Rus Har-bi'ne gnll olarak yazlm ve
Rusya'ya gitmiti. Osmanllar yenilmi ve Ruslara esir dmlerdi. ki yl Rusya'da esir kalm,
ona k olan gzel bir Rus kz kendisini bakmt.
Rusya'daki yaamndan ok eyler eklemiti kiiliine Osman Nuri Bey. O souk iklimde gzel
Rus kzyla geirdii iki uzun gurbet ylndan sonra vatanna dndnde bir baka insan olmutu
adeta.
Seher Hanm da kocasna kt, ama ylesine onurlu, ylesine ba dik bir kadnd ki, bir gn olsun
Osman Nuri Bey'e Rus sevgilisine ait bir soru bile sormamt.
mleki iftliini, kocasyla birlikte idare etmek istiyordu ama Osman Nuri Bey sadece haray
bytmekle yetinmiti. At yetitirerek kazan salayacan sylerdi ama her doan ksraa, taya
gnl balad iin hibir zaman satamamt. Seher Hanm'n gen omuzlarndaki iftlik ykn
hibir gn paylaamamt.
Osman Nuri Bey'in son derece mfik bir ruhu vard. Sabahlar mkemmel bir avc grnmyle
fieklikleri, av torbas ve iftesiyle ava kard. Akam eve dndnde kz Hadiye'nin
"Babacm bugn de av torbanz bo" szlerine, "Ah evlatcm, tam nian alp tetii ektiimde
elim titreyiverdi. Ku utu gitti" cevabn verirdi. Osman Nuri Bey, kulara kyamayan, onlara
kurun atamayan bir avcyd.
mleki iftlii ok byk bir arazi stnde kuruluydu. iftliin ortasn blen Galik nehri
bereket getirmekteydi. iftlikte Bulgar, Rum, Trk ve ingene yarclar almaktayd. Bulgar ve
Rumlarn kk kiliseleri vard. Mslmanlarn ise camileri... iftliin ortasn blen Galik
nehrinin kar kysnda Tripko'nun (Bulgar ormanc) yetitirdii ve ilettii orman uzanyordu.
Osman Nuri Bey'in keyiflerinden biri de akamlan otlaklardan dnen sry seyretmekti. iftlik
balkonunda oturur, saatlerce srnn geiini izlerdi.
iftlik evinin yananda khya ailesinin evi vard. Bulgarlarn,
15

Rumlarn, Trklerin ve ingenelerin kyleri ise kendi ibadethanelerine yakn, ama iftliin olduka
uzandayd. Sebze bahesindeki kuyudan suyu ekmek iin, gzleri bal beygir ve katrlar, hi
durmadan dnerlerken, iftliin evresinde oraya zg bir ses duyulurdu: Gcr, gcr, gcr... Hi
dinmeyen bu sese ormann iini dolduran eitli kularn sesleri cevap verirdi.
Osman Nuri Bey'in keyfi yerindeydi; gen, alkan kars iftlii mkemmel surette eviriyordu.
Seher Hanm yeniliklere ak bir insand. iftlik, her yl yeni bir harman makinesine, bir bier
dvere ve daha eitli makinelere sahip oluyordu. Seher Hanm bunlara para harcamakta cmertti.
Gerek Selanik'teki konakta gerekse iftlikte normal bir hayat srmekteydi. Konan mutfanda
aba ve yamaklar vard. Konakta kalfalar, hizmeti kzlar, halayklar, uaklar ve arabalkta
seyis almaktayd.
Osman Nuri Bey'le Seher Hanm'n iki kzlar vard: Ahsen ve Hadiye.
Hadiye musikiye meraklyd. Annesi egzersiz piyanosu alnca, babas da kuyruklu beyaz bir konser
piyanosu hediye etmiti kzna. Hadiye Selanik'in nl ustalarndan piyano dersi almaktayd. Fakat
bunun yan sra Trk musikisi klasiklerini de seviyordu. Bir yandan da devrin geerli lisan Arapa
ve Farsa'y renmek isteindeydi. Okumaya meraklyd. Sabah akam elinden kitap dmezdi.
Bir yandan da annesinin kurduu gergefte nak ilemekteydi. Elleri bu ilere de yatknd.
Gen Hadiye'nin elleri, marifetli olduu kadar gzeldi de. Mat beyaz teni, parlak kahverengi
gzleriyle gzel bir kzd. Boyu bir altmt; O zaman ki llere gre ok hafif saylacak bir
kilodayd. Beli incecikti, zaten korseli gezmekteydi. Belleri dar, aaya doru indike genileyen,
omuzlar bzgl ve kabark, uzun etekli kyafetler giyiyordu.
Salar anneannesi, annesi ve teyzelerinin salar benzeri gr ve uzundu ama byklerininki gibi
fazla uzamasna izin vermemekteydi. Salar bann arkasnda gevek yapl bir topuzla
toplanmaktayd.
Hadiye Selanik'in gzellii kadar kl da nl kzlarndand.
16
Elbiselerin gndelik giyilenleri eve gelen iki usta terzi ve raklar tarafndan dikilmekteydi. Btn
ev halknn giyecekleri bu terziler tarafndan dikilir, dar misafirliklere gezmelere giyilen son
model elbiseler de kutular iinde ipek ktlara sarl olarak Paris'ten gelirdi. Seher Hanm da bu
ok pahal ve k elbiselerden giymekteydi.
Ablas Ahsen dertli bir gen kzd. Byk amcas Enis Paa'mn Mardin'de mutasarrf olduu
sralard. Ahsen'in evlenmek zere olduu bir tp rencisi olan nianls da oradayd. Delikanl bir
gece, ders altktan sonra dikkatsizce gerilince baucundaki dolabn stnde serili rty ekmi,
yanan lamba da beraberinde devriliver-miti. Gazlar bir anda nianlsnn stne dklm ve
vcudu meale benzeri tutumutu. Gecenin ge saatinde yanarak odasndan frlayan delikanly hi
kimse tutamamt. Sonunda nne ip gererek drmler, kilimlere sararak yangn
sndrebilmilerdi. Ama bu arada gen tp rencisinin can da uup gitmiti.
Ahsen bu ac haberi duyunca, birdenbire menenjit geirmiti. Uzun sren bir tedaviden sonra
iyiletiinde bir daha yz glmemiti. Belki olua ocua kararak unutur dncesiyle bir
muhasebe mdryle evlendirilmiti. Ancak anne olmann mutluluklar bile yreindeki yangn
sndrememiti. Drt olan, bir kz ocuu olmutu. Kzn birka yandayken kaybedince
yzndeki son tebessm izgisi de uup gitmiti. Ahsen'in bu durumu btn aileyi ok zmekteydi.
te Selanik'teki Katibe Hanm Kona'nda bu acl gnlerin yaand sralarda, stanbul'daki ablas
Mnire Hanmefendi'den Seher Hanm'a bir mektup geldi. Mnire Hanmefendi mektubunda
"Hadi-ye'yi bize gnder. Paa da ok zlemi. Kzcaz bu yasl havadan biraz olsun uzaklar hi
olmazsa." diyordu.
Osman Nuri Bey kzna tutkundu; onu gzlerinden bir dakika bile ayrmak istemezdi. Ama aabeyi
ve yengesine "hayr" diyebilir miydi ki?
Hadiye yannda Yaver Aa ve bir kalfayla birlikte trene bindirildi ve stanbul'a doru yola ktlar.
Selanik'te kalan Seher Hanm, kz, damad ve onun drt olu ile har neir olmaktayd.

Memleketin havasnda esen kt rzgrlar drt bir yan yava yava saryordu. Bulgar ve Yunan
eteleri sk sk iftlie basknlar duzenliyorlard. Ekin tarlalar yaklyordu; ufak ufak hrszlklar balamt. Seher Hanm bu
skntlarn balad gnlerde sk sk dergha gitmekte, oradaki byklerden tler alp, teselli
bulmaktayd. Bylece eksilen gcn tazelemeye alyordu.
Bu arada teyzesi ile amcasnn yanndaki Hadiye her hafta hava-disli mektuplar yazyordu. Bir gn
gelen mektup Seher Hanmla Osman Nuri Bey'i hem zm, hem de heyecanlandrmt.
Enis Paa Halep'e vali tayin edilmiti. Yaknda gideceklerdi. Ha-diye'yi de yanlarnda gtrmek
istiyorlard. Hadiye mektubunda "Sizleri ok zlememe ramen Halep'i grmek ve uzun bir vapur
seyahati yapmak da beni heyecanlandryor. Ne olur izin veriniz, teyzemi ve amcam gurbet ellerde
yalnz brakmayaym" diyordu. Bu izin isteinin ardndan Enis Paa'nn kardeine yazd yan rica,
yar emir havas tayan mektubu da gelince, Hadiye'ye Halep'e gitme izni verilmiti.
Ganizade brahim Vehbi Diyarbakrlyd, orada yayordu. Jn Trkler tekilatnn bir yesiydi. Bu
tekilatn Fransa'da olan koluyla gizlice haberleiyordu.
Babas Hac Ganizade Hafz Necip Efendi ilk evladnn bu gizli tekilatn yesi olduunu
bildiinden, endieliydi.
Enis Paa ile Diyarbakr Valilii'ne balad gnlerden beri dosttular. Halep Valilii'ne tayin
olunduunda, "Aman Paam, benim Vehbi ocuu yle himayene al. Beraberinde gtr. Birok
arkada bu yzden yakaland, imdi Fizan'da srgndeler" ricasnda bulununca, Enis Paa ok
sevdii dostunun olu Vehbi Ganizade'yi kendine hususi kalem mdr tayin ederek yanna alm
ve bylece Diyarbakr'dan uzaklatrp, srgnlere yollanmaktan kurtarmt. Vehbi yirmi be
yandayd. Beylerbeyi payeli Enis Paa'nn Kalem Mahsuz Mdr olarak stanbul'a gelmiti.
nnde uzun ve zorlu yllar onu bekliyordu.
18
Halep'e Yolculuk
talyan Lloyd Triestino kumpanyasnn elyo adl byk yolcu gemisi, rhtmdan ayrlrken Galata
nlerinde ddn uzun uzun ald. Mavi sularda szlerek ilerleyen geminin gvertesinden
rhtmdakilere sallanan ipek mendillerden biri M-nire Hanmefendi, dieri Hadiye'nin
ellerindeydi. skenderun'a kadar srecek deniz yolculuu balamt.
stanbul'da Halep'e gidi yol hazrlklaryla geen zaman iinde Vehbi Bey, Enis Paa Kona'nda
konuk edilmiti. Bu arada Hadiye'nin teyze olu Hayri'yle de dost olmutu.
Hayri on yalarnda, uyank, zeki, akll ve sevimli bir ocuktu. Vehbi stanbul'a giderken baba
ocanda kalan Sdka ablasndan, Kadri, Neyire ve Alaattin adl kardelerinden ayrlnn hznn
ve onlara duyduu zlemi, kk Hayri'yle ksmen de olsa gidermekteydi.
Hayri haremde yayordu. Teyzesi Mnire Hanmefendi onu ok seviyordu. Mnire
Hanmefendi'nin bir sevgilisi de Hadiye'ydi. Hadiye de teyze ocuu Hayri'yi ok ama ok
seviyordu ve ikisi iyi arkadatlar. Hadiye'yle Hayri'nin gnlerinin btn saatleri beraberce
gemekteydi. Beraber okuyorlard. Saz aldnda, Hayri hayran hayran Hadiye ablasn dinliyor;
nak ilediinde gergefin bandan ayrlmyordu.
Hayri sk sk haremden selamla geiyor ve oradaki dostu
19
MA
Vehbi aabeyine haremdeki yaamdan sz ediyordu. Fakat en ok da Hadiye ablasnn gzelliini,
beceriyle gergef ilemesini, usta parmaklaryla piyano, ut ya da keman almasn, okuduu cilt cilt
kitaplar anlatyordu. Yznn gzelliinden, beline mendil dolayarak kz akranlaryla ince bel
yarmalar yapndan sz ediyordu.
Vehbi, Hayri'nin geli saatlerini heyecanla bekler olmutu. Gen hususi katip Vehbi Ganizade,
Hayri'nin anlatmyla her gn biraz daha tand Hadiye'ye hayranlk duymaya balamt.
Yzeyde balayan hayranlk yava yava derinlere yneliyor, yreine doru sokularak kesinden
bucandan tututuruyordu. Hi yz yze gelmedii, sesini duymad kz, gn getike

dayanlmaz bir merakla tanma istei duymaya balaynca benliini de bir korku kaplamt. Sonra
da bir eit kara sevdaya tutulduunu anlamt.
Ancak gerek Enis Paa, gerekse Mnire Hanmefendi gen Vehbi'yi ok beenmekte, takdir
etmekte ve sevmekteydiler. Mnire Hanmefendi ve Paa hazretleri sk sk onu hareme
aryorlard.
Fakat Hayri bir gn bir havadisle gelmiti:
"Enis Paa ailesinin yakn dostlar ve semt komular olan bir mlkiye paas, gecenin ok bir ge
saatinde konaa gelerek yeenleri Hadiye hanmefendiyi kymetli tek oullar Rza Pa-a'ya
istemiler." ;
Vehbi birdenbire yldrm arpm gibi olmu, korka korka
sormutu.
"Vermiler mi?"
Hayri'nin cevab kesindi.
"Verememiler nk Hadiye ablam istememi."
Hayri sonraki gnlerde azar azar olsa da havadisleri getirmeyi srdrmt.
"stememesinin sebebi neymi biliyor musunuz Vehbi aabey?"
Pek tabii Vehbi bilemezdi.
"Padiah efendimiz, dul kz Sultan ile Rza Paa'nn evlenmesini mnasip grm. Oysa Rza Paa
padiahn dul kzyla
evlenmek istemiyormu. O zaman gen paann babasyla annesi, 'Olumuzu Enis Paa'nn yeeni
Hadiye Hanmefendiyle evlendirip onun evli olduunu syleyerek zr dileyebiliriz' dncesiyle
bu tasarlarn hemen yerine getirmek zere Hadiye ablam istemeye gelmiler. Ama Hadiye ablam
byle bir evlilie raz olmam elbetteki..."
Gen Vehbi derin bir soluk alarak rahatlamt. Hayri de bu konuyu bir daha hi amam, Vehbi
aabeyine Hadiye ablasndan sz etmemiti. Bu arada Hayri'yi Selanikten gelen annesi Nahide
Hanmefendi alp geri gtrmt. Zaten Enis Paa Kona halk da Halep Valilii'ne vakitlice
gitmek zere hazrlklarn tamamlamlard.
Geminin lks mevkileri Enis Paa ailesine tutulmutu. Birinci mevkiler Paa'nn himayesindeki
memurlara, nc mevkiler ise uaklar, arabaclar seyisler, aalar, ahlar ve yamaklar iin
ayrltlmt.
Yolculuun daha ilk dakikalarnda Enis Paa Kona'nm abas Hasan Aa, Hadiye'nin
diktirdii beyaz nl ve uzun beyaz a klahn bana geirmi, raklar da mutfak giysilerini
giymilerdi. Vapurun mutfana dalp ilk nce oray artlamlard. Sonra vapur mutfann kap
kaa, konaktan gelen mutfak ara gereleriyle yer deitirmi ve ardndan iba yaplmt. lk
gnn Trk ve Mslman yemekleri bu biimde ortaya kmt. inde haram bir nesne
bulunmayan bu yemeklerin aktarld sahanlar ve tabaklar, aba ve raklar tarafndan yemek
salonun kapsna kadar getirilmiti. Orada sofracba ve halayklar tarafndan teslim alnp servis
edilmiti.
Enis Paa dini btn, slam dinine son derece uygun bir yaam sryordu ancak uyank bir kiilie
de sahipti. Bata refikas Mnire Hanmefendi ve yeeni Hadiye olmak zere konak mensubu dier
hanmlarla oturulan sofraya geminin talyan kaptann da buyur etmiti. Enis Paa, talyan kaptanla
20
21
Franszca konuuyordu. Kaptan, Trklere, Trk yemeklerine ve Trk terbiyesine, nezaketine
hayranln sk sk tekrarlyordu.
Hadiye'nin dnya gzeli bir Van kedisi vard. Ancak bu gzel kedi yolculuun zntl anlarndan
birinin yaanmasna neden olmutu. O kadar nazl, o kadar kibard ki, kendisine hazrlanan tuvaleti
beenmemiti. Aram, taram, sonunda kaptann kabinini bulmu ve orada da en mnasip yer
olarak da kaptann krknn iini semiti. Tabii bu olay zerine ortalk birbirine girmiti. Hadiye
ve yardmc kzlar bu temizleme iini btn rica ve yalvarmalarna ramen kaptann elinden
alamamlard. Nazike onlar geri eviren ve bu temizleme iini de kendisi stlenen kaptan, "O

gzel kedi de misafirimdir. Yapt i hi ayplanamaz" diyerek de gnllerini almt. Ancak


Hadiye yllar sonra bile bu hikyeyi anlatrken yeniden ya-amcasma utandn sylerdi.
Enis Paa ok bilgili ve kltrl bir kiiydi. Gen Vehbi'yi gerek din, gerekse sanat, edebiyat, tarih
ve iir konularnda konuturmay biliyordu. Vehbi dopdolu bir genti. Okumu, okuduklarn
belleine yerletirmi, rahat konuabilen, yalboya resim yapan, hem kaligrafi hem de anlam
ynnden gzel yazabilen; bykleri tarafndan takdir edilen bir kiiydi.
brahim Ganizade Vehbi'nin kamaras birinci mevkideydi ve ancak birinci mevki gvertelerinde
dier maiyet erkn ile dolamaktayd. Birinci mevki salonunda yemek yiyorlar, lks mevki
salonlarndan gelen piyano seslerini dinliyorlard. Vehbi biliyordu ki piyano alan parmaklar o hl
yzn hi grmedii halde iin iin yanp tututuu gzel kzn parmaklardr. Birinci mevkiden
lks mevkiye klan merdivende kimi zamanlar eseri bir rzgr piyanoya elik eden arklarn
yanklarn getiriyordu. Bu yle bir heyecan kaynayd ki eer imkan olsa o ark sesini
duyabilmek iin btn gnlerini akamlara dek merdiven banda geirecekti. Ama o devirlerin
terbiyesi snrlarnn dna klabilir miydi ki hi? Yolculuk okuyarak, dnerek, denizin
maviliklerini, srayan yunuslar seyrederek, geminin peinden hi ayrlmayan martlarn
lklarn,
22
kanat seslerini dinleyerek, en ok da st kattaki gzel kz dnerek akp gitmekteydi. Gen ak
Vehbi bu yolculuun hi bitmemesini istiyordu...
O suluboya kk resimler yaparak vakit geiriyordu; yukar kattaki gen kz ise Selanik ve
stanbul arasndaki gidi geliler nedeniyle deniz yolculuklarna alkt. Ama bu yolculuun
atmosferi bambakayd. Beyaz, pembe, mavi, sar renkli malahlar vard. Hergn deiik ilemeli,
uzun ipek bartlerini bana dolayarak kamarasndan ktnda srtna bartsne uygun
malahn giyiyordu. Ak deniz rzgryla rpnan ipek malah, yars bana sarl, yars
omuzlarndan uuan bartleri, narin bilekli ayaklarnda yazlk iskarpinlerle kt.
Deniz iyot kokuyordu. Hava temiz ve rzgr bamsz esmekteydi. Hadiye on alt yanda yar
ocuk, yar gen kzd. Yolculuk sresince denizlerde hi frtna olmamt fakat on alt yandaki
Hadiye'nin tm varlnda frtnalar kopmaktayd. ocukluktan genlie gei dneminin
frtnalaryd bunlar. Uykular rahat deildi, ban yasta koyduunda derinden derine duyduu
sesler ylesine eitliydi ki. Sonra hzla yol alan geminin sular yararken kard sesler ak
lumbozdan ieri doluyordu. Denizin kokusu da bu sesler kadar gzeldi, heyecan vericiydi. Ara sra
seyahat balamadan ksa sre nce gecenin ge saatinde aile dostlarnn geliine konu olan hadiseyi
dnyordu. Rza Paa gzlerinin nnde canlanyordu. Yakkl, kltrl bir gen paayd; stelik
soyluydu. Gemi kuaklarnda hep bilinen, saygdeer kimseler vard. "Eer" diyordu, "yle bir
nedenle istemeselerdi bu teklife hayr diyebilir miydim?"
Bunu da pek kesinlikle bilemiyordu ama sanki ba sonu bilinen eylerden holanmadn
hissediyordu. Onun gnlyle "evet" diyecei bir kimse bambaka olmalyd; birdenbire kvermeliydi. Gizlerden, srlarn sakladklarnn ardndan gelmeliydi. Evet, tanyabilmek iin aba
harcamalyd, bunun zorluunu kestiriyordu. Ama Hadiye bilmece zmeyi ok severdi.
Yaanmamlar yaamann tad herhalde ok hotu. Jules Ver23
ne'in romanlarn soluk solua okumasnn nedenleri bylesi gizlerin ardnda sakl olan zebilme
istekleri deil miydi?
Dads evlenecek kzlarn ksmetlerinden sz edildiinde, her zaman bir cevahir yumurtlard
barndan:
"Ya gurbetten gelecek ya kars lecek..." Hadiye karsn yitirmi acl bir kimseye kesinlikle
varamazd. Ktmserdi hep, "Gurbetten gelmeli" derdi. inde yreini arptran, sk sk soluunu
kesen bir heyecan vard. Bymt artk, bir eyler olacakt ya daha da arttka... Fakat bunlarn
nasl bir ey olduunu hibir zaman kestiremiyordu. Kitap okurken sayfalarn arasndan birilerinin

kvereceini, hayatnn yolunu deitireceini sanrd. Fakat bylesi dncelerin hayal gcnden
kaynaklandn da bilirdi. Kendi kendine, fikirlerine ve dncelerine glerdi sonunda.
Nereden bilebilirdi ki lks gvertelerin altndaki birinci gvertede, ortadan uzunca boylu, sportmen
vcutlu sarn bir gen adam dolamakta... Gzel mavi gzlerinde, btn hisleri yanklanan gen
adamn onun ksmeti olduunu nasl bilebilirdi ki?
elyo adl byk lks gemideki seyahat skendurun'a kadar btn ihtiamyla srmt.
Kendilerinden ve raklarndan baka hi kimsenin giremedii arndrlm mutfaktaki aba
Hasan Aa'nm bandaki klahn, her gn ykanp kolalanmasn yine Hadiye dnmekteydi.
Klah ve i gmleklerinin prl prl temiz ve tl olmasn gndeme koyan gen kz daha bir sr
inceliklerle de uramaktayd. Hadiye kimselere sezdirmeden, kimseyi tedirgin etmeden, temizlik
konusunda ne kadar titiz ve dikkatli olduunu bildii sevgili teyzesinin hibir konuda zlmemesi
iin kalfalarn, halayklarn ve uaklarn giyimleri ve zenli olmalar grevlerini de stlenmiti.
Zaten Hadiye'nin Enis Paa Kona'nda ok sevilmesinin nedeni, onun gen yama karn insan
idaresinde gsterdii ustalk deil miydi?
Hadiye gidecekleri Halep ehrindeki valilik konanda amcas Enis Paa'yla teyzesi Mnire
Hanmefendi'nin her konuda
24
gvenceleriydi. z evlatlar belki bu kadar kusursuz olamazd. Amcasyla teyzesi iin Hadiye
Allah'n kendilerine bir ltfuy-du. Hadiye annesiyle babasnn da kymetlisiydi. Fakat o devirlerin
terbiye ve sayg geleneklerine gre Enis Paa, Hadiye'nin babas Osman Nuri Bey'e "Osman
kardeim, bu Halep ili valiliim srasnda Hadiye kzmn bizimle yaamasna msaadeni rica
ediyorum" dediinde akan sular durmutu. br yanda ok sevdii baldz Mnire Hanmefendi de
kk kz kardei Seher Hanm'a, "Sevgili kardeim, imparatorluun baehirlerinden biri olan
Halep'te kendimi yalnz hissetmemek iin Hadiye kzmn bir sre iin bizimle yaamasna izin
vermeni istemekteyim" deyince o da, "Kzmz Hadiye sizin de kznz" cevabn vermiti. Mnire
Hanmefendi'nin Paa ynnden ocuksuz olmas zaten btn ailenin zntsyd. Ahsen hasta
olmadan nce bazen o, bazen Hadiye amcalaryla teyzelerinin konaklarna gider, oraya nee ve
hayat verirlerdi.
Seyahat yaklak be gn srmt. Gemi irin skenderun ehri aklarnda demir attnda
Hadiye'nin yrei cz etmiti. Artk salarmdaki ipek rty uurmaya alan deniz kokulu
rzgrlardan ayrlyordu. ylesine balanmt, ki elyo vapurunun iinde yaanan gnlere
gecelere... Kamarasndaki eyalar bavullara yerletirmesine yardm eden gen kz belki belki onun
zldn anlamt. Sonra Hadiye de teyzesinin eyalarn yerletirmeye gelen kalfalara yardm
etmiti. Yolculuk bylece noktalanmt. i yanyordu. Gz pnarlar nemliydi ve hayatnn en
unutamayaca gnlerinin geride kaldn biliyordu. Kaptan onlar merdiven banda uurlarken,
"Chere Matmazel" demiti, "Sizi hi unutmayacam. Hele piyanoda verdiiniz konserler, Trk
musikisi ve onlarn yannda valsler, mazurkalar ve polkalar her zaman kulaklarmda nlayacak.
Sizin soylu kiiliinizde Trk rknn gen kz tipini, yakndan tandma her zaman sevineceim
ve gururla dneceim" demiti.
lk nce araba ve atlar indirilerek mavnalarla kyya tanmt. Atlar arabalara koulmutu. Enis
Paa'yla Mnire Hanmefendi kupa arabalaryla yolculuk edeceklerdi. Hadiye baz
25
konaklamalarda onlarn yanma gelmekle beraber asl yolculuunu ak faytonla srdrecekti.
skenderun'da birka gn kalmlard. Buradaki misafirlikleri ok ho gemiti. Btn ehir halk ve
kk byk memurlar tarafndan uurlanmlar ve yola koyulmulard.
Serin deniz yolculuundan sonra hava birdenbire yle deiik gelmiti ki Hadiye'ye, faytonun
krn atrmt. Sratle yol alan atlarn yapt bir rzgr oluuyordu ama yle scakt ki... Hi
almad kuru bir scakt bu. Selanik de yazlar scakt fakat oradaki nemli bir scaklkt.
nde paa amcasyla teyzesinin arabas trmanmaktayd. Onlarn yanlar sra elli kadar atl
jandarma gidiyordu. Belki arka blmlerde de vard ama yolun n ksmlar ylesine skt ki kimi

zamanda kupa arabas gzden kayboluyor, kimi zaman arkadaki kiralk arabalar grnyordu.
Dalarda bu dne dne ykselen yolda gen brahim Vehbi, Hadiye'yi grmt. Grmt ama ne
grmek... Bir ift iskarpin, etekleri rzgrla kprdayan bir yeldirme, bir de srma ilemeli krem bir
bartnn arabann dna karak rzgrda rpman ucunu ieri eken beyaz eldivenli kk bir
el... Hepsi bu kadard, ama gen Vehbi'yi ldrtmaya yetecek bir grntyd.
br tarafta Hadiye hi de alk olmad scaklkla bouuyordu. Yanlarndaki st hasrla kapl,
buzluklu byk iedeki serin ime suyuyla arada bir yzn ykayarak dayanmaya alyordu.
Arada, hi tanmad ormanlara girdiklerinde glgeliklerde mutlu oluyordu.
le zamannda yemek molas iin durulduunda arkadan gelenler uzakta bir aa altna hasrlar,
onlarn zerine de kilimler seriyor, stlerine minderler atyorlard. Hazrlklar tamamlandnda
Paa, kars ve gen Hadiye Hanmefendi arabalardan iniyorlard. Vapur yolculuunun son
gecesinde aba Hasan Aa'nn hazrlad kuru kfteler, s etler, brekler; yine o hasrl
buzluklarda korunmu ayranlar ve soutulmu meyvalarla donatlm yer sofralarna oturuyorlard.
Hadiye, amcas ile teyzesinin birazck yorulmalarna ramen
26
glmseyilerinden, memnunluklarn anlyordu. Onun da yz glyordu. Byk ve sonunu hi
bilmedii bir gizli servenin iindeydi sanki. Yeme ime hazrlklar hep yardmclar tarafndan
yaplyordu. Sonra kolunda srmal pekiriyle ibriki-ba dedikleri kalfa, efendilerinin ellerine
sabun uzatyor ve su dkerek ykanmalarn salyordu. Sonra yine yola dyorlar, geceleri bir
yerlerde konaklyorlard.
Gnler sonra Halep grnd. Vali Kona ehrin gzel bir semtindeydi. evresi, stlerinde demir
parmaklklar bulunan yarm duvarlarla evrili, ats kiremitli, pencereleri kafesli birka katl
kocaman konan demir bahe kaplar ardna kadar almt. Vali Paa, hanmefendisi ve kzlar ki ilk zamanlar . hep yle sanlmt- ile rekafatisi ba kalfa Kamer'in arabalar konan kapsndan
ieri girdikten sonra, onlar konakta ikamet edecek maiyet memurlar, kalfalar, uaklar, seyisler,
ah-lar, yamaklar birer birer izlediler. En sonunda Yaver Aa ile brahim Vehbi Bey nlerine
den mihmandarlarn peinde kapdan ieri admlarn attlar. Halep'teki hayat bylece balamt.
Halep'te yaanan iki yl Hadiye iin ok anlaml gemi, orada ok byk bir snav vermiti.
Konan btn idaresini teyzesi ona brakmt. Konakta yaayan adamlarna, konan her konudaki
bakmyla ilgili grevlilerine, emirleri Hadiye verecekti. Mnire Hanmefendi, sevgili yeeninin
Osmanl gelenek greneklerine gre yksek bir snf olan Valilik makamnn gerektirdii btn
protokol renmesinin art olduuna inanyordu.
Kendi byk tecrbesi, yeenine renmesi gerekenleri rahatlkla aktarmaya yaramaktayd. Hadiye
ksa srede gerek vekilharca verilen siparileri, gerekse hesaplar kontrol iini kavramt. Konakta
yemek ve imek iin nelere ve ne kadar gereksinme olacan renivermiti. Teyzesiyle amcasnn
byk devleri vard. Onlar kar koca Osmanl mparatorluu'nun bi27
rer elisi mevkiindeydiler. Hibir yanl davranlar olmamalyd. Yerinde olmayan bir tek kelime
bile kullanmamalydlar. Sultan Abdlhamit son derece kukucu bir padiaht. Memleketin her
yerine tayin ettii en knden en byk mevkiine kadar btn memurlar, padiahn hafiyeleri
tarafndan sk skya gzlenmekteydi. Enis Paa da, refikalar Mnire Hanmefendi de, yeenleri
Hadiye de bylesi bir gzlenme altnda olduklarn bir dakika olsun akllarndan karmyorlard.
Davranlar, konumalar hep kendi dikkatlerinin kontro-lndeydi. Sadece kendileri deil,
adamlarnn da bir tek yanl sz etmeleri zc olaylarn ortaya kmasna neden olabilirdi. Byk
devlet adamlar hep bu bask altndaydlar. Vilayetteki yksek rtbeli memurlar arasnda bile
gizlenmi olabilen bu hafiyeler, cann skacak herhangi bir davran olduunda ya da igzarlk
yapaca tuttuunda saraya bir jurnal uuruverirdi. Geri eski hkmdarlar benzeri hemen
boulmak, ldrlmek gibi korkun sonular olmuyordu ama bu sorun daha Vali Pa-a'nm Vilayet
koltuuna oturduunun ilk gnnde hemen gndeme geldi. Bu yzden de davranlar ve
konumalar dikkat szcnden gemeliydi. Hadiye bu ilerde son derece beceri gstermekteydi.

Ciddi, arbal, alkan ve sabrlyd. Kendini bir protokol okulunda sanyordu. Amcasyla
teyzesinin her konuda koruyucu meleiydi.
Halep Vali Kona'nda Paa'nn sa kolu Kalem Mahsuz Mdr gen brahim Vehbi'ydi. Vehbi
Bey, babasnn "biraderim, can beraberim" dedii bu harika insana hayrand. Paa ylesine kltr
olgunluuna sahipti ki, onun kiiliini besleyen bu olgunluun yllar yl aile geleneklerinin
potalarndan szle szle bu kvama ulatn, beraber geen her gnn sonunda daha iyi
kavryordu. Enis Paa, Beylerbeyi payesini bouna almamt. Beylerbeyi payesini birok kimse
belki de bu zelliklere hi sahip olmadan alabiliyordu. Fakat Enis Paa, gerek yz elli yllk soyu
ile gemii bilinen, gerekse devletine sevgisi, hkmdarna ballyla tannan kiilii ile, alnnn
akyla o payeyi kazanmt. Btn bunlar ktkte siciliyle bilinmekle beraber, "Para iin her
ktl yapan hafiyelerin erlerinden
28
Allah korusun" sz bile dudaklarndan yksek sesle kmamt Enis Paa ailesinin.
Bylece kusursuz ekilde tam bir seneyi Halep'te geirmilerdi ki, gecenin birinde telgraf memuru
Paa'ya bir ifre sundu. Enis Paa gecenin beklenmedik bir vaktinde gelen ifreyi zdnde
beyninden vurulmua dnd. ifre yleydi:
"Hakknzda sylenenlerin gereklere uyup uymadnn renilme nedenleriyle, mahalli
memuriyetinizden Dersaadet'e dnmeniz Padiahmz efendimiz tarafndan emredilmektedir."
Enis Paa vefakr dostu, can, canan ei Mnire Hanme-fendi'yi yanma armakta gecikmedi.
Sevgili yeeni Hadiye de zlm ifreyi heyecanl, titrek sesiyle okudu. Hadiye beyninden
vurulmua dnmt. Renginin sararmasndan baka grnnde hibir belirti olmayan teyzesi,
son derece vakur, ciddi ve temkinliydi. Ksa konutu:
"zlmeyiniz aziz Paam, byle hadiseler Allah'n en lekesiz kullarnn bana bile gelebilir. Yalnz
ok rica ederim, soukkanllnz kaybetmeyiniz. Bugne dek Allah'mdan ne dilediysem benden
esirgememitir. Buna btn imanmla inanyorum. Bu gece yarsnda Allah'mn bin bir ismiyle
esma ekeceiz. Bu kara yazy alnnza yazmak isteyenler perian olacaklardr. nk Allah'n
sillesi onlarn alnlarnda aklarken, size srmek istedikleri leke kendi alnlarna yazlacaktr."
Paa tevekklle glmsedi. "Her zaman ne gerekirse onu yapacanza imanm var" diyebildi
sadece. Hadiye amcasna sarld. Onu pt.
Hadiye bakireydi. Ona dz beyaz bir elbise giydirildi. Bana beyaz bir rt doland. Byk kabul
salonunun orta yerine serilen beyaz arafn ortasna oturtuldu. Eline bin bir taneli bir tebih verildi.
evresine konak halknn gvenilen kadnlar, krk kii doland, diz kerek oturdular. Her birinin
elinde bin taneli tebih vard. Hepsi boy abdesti almlard. Gece yars
29
balarken tebihler ekilmeye baland. Allah'n bin bir ismi, ism-i celili tekrarlanacakt. Bu, yle
byk bir inan, yle bir yalvart ki, gen, yal herkes, Allah'n huzurunda diz kmlerdi. Bu
grnleriydi, ama Allah'n huzurunda yrekleriydi secdeye kapanan. Yrek dilleriydi Allah'n bin
bir ismini bin kere tekrarlayan.
Hadiye de esma ekiyordu. Kendi yreinden taanlarn tanrnn bin bir ismini her tebih tanesinde
tekrarlayanlarn gleriyle birletiini hissediyordu. Grnmez bir buuydu sanki yreklerden
kopan... Birbirleriyle birleerek bir ak bulut halinde gklere ykseliyor, oralarn yce sahibine
ulayor ve oradan, hakszla urayan kiinin aclarn silecek yce buyruun kmasn
diliyordu....
Bin bir ism-i celili eken parmaklar, birer birer avularda toplanan tebihleri dudaklara
gtrmekteydi. Tmnn yrei Allah'n secdesindeydi. Sonunda btn tebihler avulara
toplanarak dudaklara gtrldnde, konan atsna talar atlmaya balad. Kk kk
talard bunlar, ama sesleri yanklarla byyerek salonun iinde duyuluyordu.
Mnire Hanmefendi avucundaki tebihi nne, yere brakt. Orada bulunanlarn tm tebihlerini
brakp avularn gklere kaldrarak kr dualarn etmeye balad. Ksa bir sre sonra Mnire
Hanmefendi Hadiye'ye fsldad.

"Git amcana mjdeyi ver evlatcm".


Hadiye szlerek kt kapdan ksa bir sre sonra dnd. Teyzesinin boynuna sarlarak fsldad:
"Yeni bir ifre gelmi az nce. 'Geri dnmenize gerek kalmamtr. Vazifenize devam ediniz.'
Altnda Sultan Abdlha-mit'in imzas."
Bu inanlmas g ama gerek olay yllar sonra anlatan Hadiye, "Hl o gecenin ihtiamn
unutamam. Ben duygularmn sivrilmi keskin ularndan bir eylerin frlayp benim varlmdan
fkrdn hissediyordum. Byle hissedebilmek, harika bir ycelie ulatryor insan. nanyorum
ki bizim beyinlerimizin iletiimleri tanrya ykseldi ve oradan amcama hakszlk edenlerin
suratlarna amarlar vuruldu. Ya atya vuran
30
talar? Onun aklamas yok, belki bize yle sesler duyuruldu. Zaten yeryznde daha milyonlarca
gizlerde kalan srlar var." diyecekti.
O geceden sonra Enis Paa iki seneye yakn bir sre Halep'te valilik makamnda erefle oturdu.
stanbul'a dndklerinde de o gnlere tank olan dostlarndan, Zat- ahane'ye birtakm sebepsiz
jurnaller sunulduunu, padiahn o ilk anda hiddetle verdii kararn birka saat sonra "Ben Enis
Paa'ya gvenirim" diyerek deitirdiini dinlemilerdi.
31
Hadiye ile Vehbi
Selanik'ten stanbul'a gelilerinde olduu gibi, Halep'ten dnte de mevsim kt. Hadiye,
Selanik'i, Beyaz Kule'sini, baba ocan zlemiti. Yreinin derinliklerinden szp yzeye kan
mzmzca honutsuzluklarn hi de Halep'ten ayrllarndan kaynaklanmadnn farkndayd. Enis
Paa Kona'nm akp giden tekdze yaam ise hi deildi.
"u halde bana ne oluyor byle? Neden huzursuzum, neden bilmediim halde bir eylerin
zlemlerini duyuyorum?"
Halep'e giderken on alt yandayd. Oysa imdi on sekize ulatn yani artk bydn aklna
bile getirmiyordu. Hep kendi kendini aratrmaktayd. Hani havalar bozmadan nce insann
yreine bir tuhaf hisler dolar, sonra bakar ki yamurlar balam, ite o da tpk yleydi.
yle hissettii gnlerin bir sabahyd. Teyzesi artmt Hadiye'yi. ana kz, "Kk hanm,
hanmefendi acele gelmenizi istedi" deyince Hadiye telaland. Gergefte bir ie balamt. Krem
saten stne bir ift nar aac, ortalarnda fskiyesinden sular fkran bir havuz, kenarlarnda da
sar sar nergisler. Yer minderine diz kp nnde oturduu byk gergeften kmldayamazd. Sol
eli gergefin altndayd. Parmaklarnn arasndaki yeil ham ipek geirdii ineyi, mar yaprann
kenarn gsteren yere usulca saplad. Usulca gergefin altnda duran dizlerini geri ekti. Naksn
kenarda duran rtsn rtt ve ayaa frlad. Birka dakika gecikmiti ama bunu teyzesine zr
dileyerek anlatnca gecikme suu balanrd.
32
yle de oldu. Teyzesi glmsyordu.
"Anlamtm zaten. Sorduumda 'Masallardaki naklar benzerini iliyor kk hanmefendi'
demiti. E, syle bakalm hanm kzm, o muhteem ipek duvar halsn ne zaman bitireceksin?"
Teyzesinin ses tonunda bir tuhaflk sezinlemiti.
Fakat "Acelesi mi var teyzeciim?" diyememiti. eyizine katlacak becerilerinden biriydi ama
ortada fol yoktu yumurta yoktu. Aceleye ne gerek vard?
Mnire Hanmefendi, Hadiye'nin gzleriyle sorduklarn grmezlikten geldi.
"Otur otur, ayakta durma evlatcm."
Teyzesi yatak odasndaki kapitone, kenarlar fitilli krmz uha minderinde oturmaktayd. Arkasna
gelen pencere nndeki minderliklerin zerine zenle serilmi bir ipek elbise durmaktayd. Hadiye,
teyzesinin Halep'te diktirdii bir yolu lacivert, bir yolu gm rengi k elbiseyi ok beeniyordu.
Teyzesi elbisenin sandk odasndaki dolaptan getiriliinin nedenini aklamt.

"Bugn akama doru yani akamst-'kahvalt saatinde aziz ve kymetli dostum Leyla
Hanmefendi'ye davetliyiz. Bilhassa senin de gelmeni yazm gnderdii mektupta."
Hadiye heyecanland. Yanaklarna ate bast. Sevinmiti. Leyla Hanmefendi'ye (nl kadn
airimiz) kar byk bir hayranlk duymaktayd. ocukluundan beri teyzesi Hadiye'yi bu aziz ve
kymetli dostum dedii Leyla Hanmefendi'nin konana gtrrd. Ama iki senelik bir ayrlktan
sonra bu zarif k ve gzel hanmefendiyle yeniden karlamak tadna doyum olmayacak bir
hadiseydi.
Teyzesi Hadiye'ye dikkatle bakyordu.
"Salarn gzel yaplm ama arabayla Yavuz Aa'y gnderdim, perukan alp getirecek. Sen uuk
pembe renkli, ipek kark o ynl elbiseni giysen diyorum. Bir kere giymitin, ok yakmt."
ki saat sonra Enis Paa Kona'nin byk kapsnn ift ka33
natlar ardna kadar almt. ki siyah atn ektii kupa arabas dar karlmt. Haremin
merdivenlerinden inen siyah ipek tafta arafl Mnire Hanmefendi son derece zarifti. Siyah gderi
eldivenli elinde yine siyah kk bir anta tutmaktayd. Ufack ayaklarnda orta boy topuklu siyah
iskarpinler vard. Dal gibi inceydi vcudu. Yz kalnca hasr bir peeyle rtlyd. Yannda
yeeni Hadiye koyu erguvan rengi tafta araflyd. Dirseklerine kadar uzun gderi eldivenler, iine
giydii elbisesine uygun, solgun pembe renkliydi. arafnn etei bol, beline doru daralmaktayd.
Bu narin vcudun bandan omuzlarna ve oradan da dirseklerine kadar inen pelerin, uuk pembe
renkli eldivenlerle saklanan kollarn rtmyordu. Ayaklarnda sivri burunlu, st renkli talarla
ilemeli tokal, zarif, yksek topuklu siyah rugan iskarpinler vard. Onun da peesi rtlyd. Fakat
bu pee teyzesininki gibi hasr denilen, hasr biimi dokunmu siyah ipek kumatan deildi.
Yznn btn gzelliini, ileri yeil menevili kahverengi gzlerinin parltlarn, dudaklarnn
pembeliini gizleyemeyen incecik bir tl peeydi. Hadiye incecikti. yle ki bir erkek mendilini
bkerek beline doladnda, ular birbirine deiyordu.
Araba Fatih Kk Otluku Yokuu'nun Arnavut kaldrm deli yolunda ar iniltili bir yavalkla
kyordu. Ama buna ramen atlarn nallar kaldrm talarna arptka her admlarnda imek
akmasna sesler karmaktayd. Leyla Hanmefendi'nin kona da Fatih'teydi.
Bir sre bu biimde yol alndktan sonra muhteem konan kapsnda araba durdu. Yaver Aa yere
atlayarak hanmefendisinin siyah eldivenli elini son derece nazik bir biimde tutarak inmesine
yardm etti. Sonra Yaver Aa'nn uzanan eli yavaa Hadiye'nin eline dokundu. O da yavaa
fsldad:
"Daha henz yardma gerek yok, ama yine de teekkr ederim Yaver Aa."
Bakalfa konuklar haremin kapsnda karlarken yukarda, merdiven banda Leyla Hanmefendi
beklemekteydi. Hadiye teyzesinin iki basamak ardmdayd. ki sevgili dost orada kucaklatlar.
Leyla Hanmefendi dostundan ayrlnca bir adm
34
gerileyerek Hadiye'ye bakt. Sevgiyle, hayranlk dolu bir bakt bu. Dudaklarndan dklen szler
de duygularn kelimelere yklenmesiyle scackt.
"Aman Allahm maallah, Hadiye kzmz ne kadar bym, gelimi. Artk gen bir hanm
olmu."
Kollarn amt. Hadiye usulca bu alan kollarn arasna sokuldu. Leyla Hanmefendinin kollar
zldnde yzn dostu Mnire Hanmefendi'ye dndrd.
"Bu ne gzellik byle, bu ne bahar tazelii. Aman Allahm, ne kadar da zlemiim ikinizi de."
Hadiye yavaa mrldand, zlediine kavumaktan mutlu olduunu ifade etmeye alt.
araflardan orackta soyunuldu. Bakalfa ve halayklar sessizce uan admlarla konuklarn
araflarn bohalatmak zere alp gtrdler. Hadiye, Leyla Hanmefendinin kendisini olduu
kadar, konan, konann o douyla baty byk bir zarafetle, yadrganmadan kaynatrmasndaki
havasn da zlemiti. Aradan geen iki yldan sonra Hadiye bunlar grdnde, bu konan

yerletiril-mesindeki ustalkta Leyla Hanmefendi'nin olu byk mimar Vedat Bey'in emei,
tavsiyeleri var m dncesi bandan geiyordu.
Byk salonun dekorasyonu insana huzur vermekteydi. eit eit koltuk ve kanepeyle denmiti.
Bir blmnn yerli sanatlarn elinden kma olduunu Leyla Hanmefendi daha nceleri
anlatmt. Fakat byk blm de Fransa'dan getirtilmiti.
Hadiye her zamanki gibi yine byk kuyruklu piyanonun yannda duralad. Piyanonun kristal altl
amdanlar gmtendi. stnde garp mzii ustalarnn bstleri sralyd. inden yine geirdi.
"Bu salonda dou ile bat kardee dosta yan yanalar. Utlarn, kemanlarn, santurlarn
kemenelerin, tamburlarn, rebaplarn yannda yabanclk duymadan sessizce duran bir de
viyolensel vard. pek etekleri hrdayarak teyzesiyle ev-sahibesi Leyla Hanmefendi'nin
oturduklar yana yrd.
Halep hakknda uzun uzun sorular ynelten Leyla Hanmefendi'ye teyzesi tatl tatl Halep'teki
yaam, imparatorluun
35
u vilayetlerindeki havay anlatyordu. Hadiye teyzesinin baz zc olaylarn sklat yolundaki
szlerini ise ilk kez duyuyordu. Halep'te bir tedirginlik, mparatorluk aleyhine gizli gizli cephe
alnmakta olduunu duyunca armaktan kendini alamad. Leyla Hanmefendi de "stanbul'un
havasnda da kara bulutlar dolanmakta" deyince bsbtn ard Hadiye. Bu gibi szler Halep'te
olsun, dnlerinden sonra kendi evlerinde olsun hi konuulmamt. Neler oluyordu
memleketlerinde?
Teyzesi neler sylyordu aziz dostuna?
"Selanik'te de yine o tuhaf rzgrlar esmekte. Gerek benim, gerekse kardelerimin iftliklerine
Bulgar ve Rum eteciler basknlar dzenliyorlarm. Dorusu Paa da ben de iin iin tedirginlik
duymaktayz. Vaka imdilik bizim adamlarmz onlarla baa kyorlarm ama her geldiklerinde
arkalarnda bir zarar brakyorlarm."
Hadiye annesiyle babasn iftlikte dnnce yreine bir haner saplanmcasma ac duydu.
Selanik'te iftlikte neler oluyordu? O, bu rktc dncelere gmlm artk konuulanlar
dinlemiyordu. Neden sonra banda karanlk bulutlar dalnca karsnda oturanlarn aralarna
yeniden dnd. Leyla Hanmefendi glmseyerek Hadiye'ye bakmaktayd.
"Nerelere gitmitin gzel kzm? Senin bize katlman bekliyoruz. Sanki uzaklardaydn."
"Affedersiniz efendim, birdenbire Selanik'i, iftlii ve annemle babam dnyordum."
"ok mu zledin?"
"ki yl grmedik. zledim efendim, hem de ok."
Mnire Hanmefendi sze kart.
"Kz kardeime, Osman Bey kardeime mektup yazarak gelmelerini rica etmitim. Mhim bir
mesele hakknda grmemiz lazm da."
Sonra Leyla Hanmefendi'ye dnd:
"Hadiye kzm byd. Artk onun gelecei hakknda annesi ve babasyla konumamz
gerekmekte."
Ve iki arkada genlerin zaman geldiinde yuva kurmalar hakknda karlkl bir konumaya
koyulmulard.
36
"Bana kalrsa sevgili Mnire kardeim, dnyada en g meslek evlilik meslei. Bugn
memleketimizde hl eski gelenekler srdrldnden kzlarmz gelin balarna ta yaplarak
taklan limon iekleri benzeri masum ve temiz yetitirilmeye gayret sarfediliyor. Fakat evlilik
messesesinin eitli konular hakknda hibir bilgi verilmiyor. Bir gen kz evlilik hayatna
baladnda birok bilgilerden yoksundur. Akll kimseler ksa zamanda bu noksanlarn anlayarak
bilgi edinme yolunda aba sarfetmeye balarlar."
Leyla Hanmefendi'nin at konu Hadiye iin gerekten artc idi. Can kula ile dinliyor, bir
yandan da kendini tartmaya alyordu. lk nce kltrn dnd. Okumutu, o zamann kibar

aile kzlarna evlerinde aldrlan zel derslerle ok eyler renmiti. Babas her zaman sylerdi,
okumak bir sihirli anahtardr. Bilgi hazinelerinin kaplarn aar insanlara. O sihirli anahtar elde
ettiine inanyordu. Lisan renmiti. Arapa, Farsa ve Franszca...
Mzikte de olduka beceri sahibiydi. Klasik Trk musikisinin btn makamlarn renmiti. Belki
bir tek musiki aleti alsayd daha iyi olurdu ama o piyanoyu da ud kadar seviyor, kanun da
alabiliyordu. Hem de sadece kendisine kadar deil fasllara karacak kadar.
Naksa gelince... Balad byk bir duvar halsn gergefte grenler, "Bir usta ressamn
frasndan kma resim kadar gzel, renk uyumlar harika" diyorlard. Yastklar da ilemiti. Salon
ss yastklar. Dantela da biliyordu. Her grd ve beendii dantelaya bakarak kopya ediyordu.
Birden Leyla Hanmefendi sordu:
"Peki reel kaynatmay biliyor musun? Mesela vine reeli?"
Hadiye byle bir soruyla karlaacan aklnn ucundan bile geirmiyordu. Yanaklarna ate bast.
Evlerindeki reelleri ya haremlerdeki becerikli kalfalar, ya da mutfaklarndaki ah-ba yapard.
"Hayr efendim, maalesef bilmiyorum. Bana renmem gerektiini de sylemedi byklerim."
37
"Hanmlarn ou bilmezler, o nedenle de ocuklarn uyarmazlar ama ben sana reteceim.
Akamst kahvaltsn bir yapalm, sonra btn incelikleriyle reteceim. Benden sana bir hatra
olur."
Az sonra salonun ift kanatl kaps ald, kol alarna zor san byk gm bir tepsi tayan
beyaz eldivenli, redingotlu, papyon kravatl bir harem aas ieri girdi. ki hanmefendinin
ortalarnda duran masann st, eitli reeller, rekler, brekler ve biskvilerle dolu tabaklarla
donand. Arkadan bu sefer daha kk bir gm tepsiyle kalfa onlara yaklat. Srtnda bir yolu
krmz, bir yolu sar ipek kumatan uzun bir elbise vard. Ayak sesleri duyulmuyor, uarcasna
yry srasnda tepsideki bardaklar, aydanlk ve demlik, ekerlik hi kprdamyordu.
Bandaki hotoz biiminde dolal ipek krep sar oyalarla sslyd. aylar bardaklara
boaltmadan nce usulca, "Ak m koyu mu emir buyurursunuz" diye soruu ylesine yumuak,
ylesine nazikeydi ki... Haremaas salondan kmt. ay getiren kalfa ise birka adm geri geri
giderek el pene divan durmutu. Leyla Hanmefendi ona dnd, hi de otoriter olmayan mfik bir
sesle hitap etti:
"Teekkr ederiz Nazikder Kalfa. Burada gen bir kzmz var. Sonraki aylar da onun elinden
imek bir zevktir. Siz kabilirsiniz."
Nazikder Kalfa eilerek hanmefendiyi selamlad, yine geri geri yryerek bir rya sessizlii iinde
dar kt. Hadi-ye btn bu gzel davranlara hayran kalmt. Bu, nezaket, zarafet ve saygnn
bir sevgi potasnda eriterek sunuluuydu herhalde. Leyla Hanmefendi ilk ikramlar yapmak iin
davranrken Hadiye byk bir dikkat ve yumuakllkla onu nledi.
"Msaade buyurursanz Leyla Hanmefendi teyzedim" diyerek tabaklar birer birer alarak
teyzesine ve Leyla Hanme-fendi'ye buyur etti. En sonunda kendisi de birka biskvi ve rek ald.
Bir taraftan ay iiliyor, dizlerine serdikleri kolal keten peetelerin stndeki tabaklarda brek ve
rekleri yiyorlard. Bu arada da konuuluyordu.
38
Leyla Hanmefendi teyzesinin sorusu zerine son yazd iirin bestelenmek zere istendiini
anlatyordu. Sonra szn kesti, ortalarndaki masada duran billur bir taba kaldrd. Hadiye'ye
dnerek glmsedi.
"te az nce szn ettiim vine reeli. Rengi hi bozulmadan, tanecikleri ezilmeden yani
grnm de lezzeti ve kokusu kadar zevk verici olmal. Biraz tadar msn? Bakalm beenecek
misin?"
Gerekten tombul tombul mayhoa vineler mis mis kokuyordu. Krmz, yakut renkli erbeti de
tam kvamnda bir koyuluktayd.
Leyla Hanmefendi'ye yaplan ziyaretin zerinden ksa birka gn gemiti ki, Hadiye'nin anne ve
babas Enis Paa Kona'na geldiler. Kavumann heyecanl dakikalarndan sonra Halep'ten gelen

hediyeler sahiplerine sunulmutu. Misafirlerin Selanik'ten getirdii hediyeler de yerlerini bulmutu.


Hadiye'nin ilgisini eken babasnn tedirgin haliydi. Sanki ortada istemedii bir eyler vard. Sk sk
paa aabeyisi ve yengesiyle odalarna kapanp saatlerce konutuktan sonra Osman Nuri Bey'in
kzna daha dkn, daha mfik grnm Hadiye'ye bir tuhaf geliyordu. Bylece geen bir
haftadan sonra konan kahveci-bas Kamer Kalfa -Hadiye ona Kamer abla derdi. Akl banda,
saz sz yerinde bir hanm kadnd- Hadiye'yi bir keye ekti. evresine baknd. Kimseler
olmadna emin olunca kulana fsldad:
"Sevgili sultanm haberin yok galiba. arklar syleyerek piyanonun banda bir hayli kalmaktasn.
Sonra da gergefinin nnde diz kyorsun. Dnyadan haberin yok senin."
"Dnyada haberim olmayan neymi ?"
"Ne olacak. Senin evlendirilmen konuuluyor."
Hadiye donup kalmt.
"Evlendirilmek mi? Ama ortada ne grc var ne de haberciler."
"Gerek yok ki bunlara. Paa amcan ve Hanmefendi teyzen seni evlatlar gibi sevdikleri, ka
zamandr paa amcann husu39
si kalem mdrln yapan Ganizade brahim Vehbi Bey'e verecekler."
Hadiye birden heyecanland. Ganizade brahim Vehbi Bey... Kk Hayri'nin u bir zamanlar her
gn anlatt Jn-trk, u yakkl ressam, gzel yazan, gzel konuan, soylu kiizade gen adam.
Hadiye ylesine armt ki... Ka yldr bir at altnda yaadklar halde birka kez kafes
arkasndan yokuu kn grmt sadece. Fesinin arkasndan grnen salar saryd. ok k
giyinmiti.
Hayri, "Vehbi aabeyim nl terzi Mir'de diktiriyormu elbiselerini." demiti bir kez. Sonra da
Vehbi Bey'i anlatmt:
"Gzleri de gk rengi ama hafife bulutlu gk mavisi, yle boncuk mavisi deil. Sonra yle gzel
resimler yapyor ki Hadiye abla. Onunla Glhane Park'na gittiimizde bana iekleri adlaryla
anlatyor. Gkyzndeki tm yldzlarn adlarn rendim. Dnyann btn lkelerini biliyor,
Hadiye abla. Bana haritalar ezberden iziyor. iirler okuyor, Arapa, Farsa, Trce. Franszlarn
bir nl yazarlar varm. Onun btn yklerini anlatyor. Ve diyor ki 'Bunlar dikkat edilerek,
dne dne okunursa gizlerinde bir sr anlam vardr.' lk tantmz ylda bana Diyarbakr
masallar da sylerdi. Sonralar yine masal sylemesini istediimde 'Artk bydn, baka eyler de
renmelisin. ok okumalsn ki bydnde bu vatana hizmet edebilesin. Bir meslek sahibi
olmalsn ama bu meslekte ilerlemek iin ok bilgili olmalsn' diyor."
ki yl nce Hayri'den her gn dinlenen bu szler bann gizli kelerinde yazlmlard. imdi
imek hzyla pepee saklandklar yerden frlyorlard.
Ganizade brahim Vehbi Bey'i amcas da anlatmt.
"Bu gen adam Diyarbakrldr. Diyarbakr vatanmzn gemi zamanlarda yaanrken oluan
kltryle, tarihiyle, sanat eserleriyle dopdolu ehirlerinden biridir. nsanlar grgl, saygn
kimselerdir. Yzyllar boyu bu potalardan szlen zellikleri tayan, gerekten asil aileler vardr.
te Ganizadeler de bu dou ehrinin kkl ailelerinden biridir.
I
Dostum biraderim, can beraberim Hafz Necip Beyefen-di'yle yllar iinde oluan dostluumuz
bana gerek dostumun, gerekse olu brahim Vehbi'yi yakndan tanmama vesile olmutu. brahim
Vehbi Bey olumuz birtakm ileri hareketlere atlmt. Bizlerle beraber oluunun gerek sebebi bu
hareketlerin onu srgnlere kadar gtrebileceiydi. Yanmzda bulunduu yllar boyunca
olgunlat, Takn davranlarn tehlikeli snrlarndan tmyle kopmasa bile daha ciddi dnr
oldu. Biraz da ona hak vererek Osmanl mparatorluu'nun ke doru gittiini anlyoruz ama
genler ok daha baka, derin dnmekteler ite. brahim Vehbi Bey olumuz da byle fevkalade
cevherli bir gen. imdi iki yldr benimle sessiz sedasz bir korunmada ama iin iin kaynadna
inanyorum."

Birer birer anmsyordu amcasnn bu sylediklerini. Ya teyzesi... Senelerdir brahim Vehbi ile ka
g yoktu aralarnda. Sk sk paayla beraberken odalarna davet ederlerdi. O zaman Hadiye'nin o
l beraberlie katlmas imknszd.
Hadiye o gn piyano alamad. Gergefinin nndeki mindere diz kemedi. Kamer Kalfa'nn
syledikleri bann iinde tekrarlanyordu. Yreinde tuhaf bir arpnt vard. Bir eyler oluyordu.
O gnn akamna doru -ki gnlerden perembe idi- bir hareket balamt. Bu hemen hemen her
hafta tekrarlanrd. Enis Paa Kona'nn enlendii, havasna bir baka tadn yayld gecelerden
biri balayacakt.
nl tambur ustas stad Cemil Bey ve beraberindeki saz heyeti konakta arlanacaklard. Yemek
salonundaki uzun yemek masasna prl prl beyaz kolal rtler serildi. Konan en kymetli
Saksonya ve Rosenthal yemek takmlar, kristal srahiler, bardaklar, kymetli gm atal bak
takmlaryla sofralar kuruldu. Yemek salonundaki midye biimli mermer el ykama kurnalarnn
gm musluklar parlatlmt. Ayrca gm leen ve ibrikler de vlmt. Byk sakslardaki
yeilliklerin yapraklar bile birer birer silinmiti. Sofrann ortasndaki kristal vazolara pembe gller
doldurulmutu.
40
41
Mnire Hanmefendi tafta elbisesinin uzun etekleri hrdayarak yumuak admlarla btn bu
hazrlklarn eksiksiz olmasn gzlyordu. Mnire Hanmefendi'nin btn bu teftileri srasnda
Hadiye de yannda olurdu. nk bu dzeni yllardan beri sevgili yeeni Hadiye'ye brakmt.
Hadiye konan dzeninin srdrlmesi ve alanlarn denetlenmesi konusunda artk ustalamt.
O bir devi stlendiinde teyzesi bir tek eksik olmayacan bilirdi. Aba Hasan Aa da
hanmefendisinin emirlerini byk bir baaryla yerine getirmekte ustayd. orbasyla, etlisiyle,
stlsyle, breiyle, kompostosu, erbetleri, dondurmalaryla ikramn en mkemmelini ortaya
kartrd. Akam yemeinde konuk saz heyeti mensuplar bir tek eksikliin varln da o kadar
mkemmelin yannda ho-grrlerdi. Konakta iki iilmezdi. Enis Paa hayatnda azna haram
olann bir damlasn bile koymamt. Elbette ki bu prensibine konuklar da ba emek
zorundaydlar.
Yemek uzun srmt. Her hafta olduu gibi, yemekten sonra eller, azlar ykanp, kenarlar srma
ilemeli keten havlulara kurulandktan sonra byk heyet, sazendeler, hanendeler, alanlar ve
syleyenler haremdeki byk misafir salonuna buyur edildiler. Kahveler orada iiliyor, sigaralar
orada tttrlyordu. eitli konular zerinde konumalarla yemein verdii tatl geveklik
dalmaya baladnda yava yava piyanonun stndeki sazlar da birer birer alnd. Akort sesi o
byk salonun havasn neeyle kaplamaya balarken Tamburi Cemil Bey ve yanndaki usta
icraclarn bulunduklar blmn nne paravanalar konuldu. Bu paravanalarn ardna her zamanki
gibi konan hanmefendisi, evin st kademeli hanmlar ve yine hanm konuklar yerletiler. Mnire
Hanmefendi deve ty malah srtnda, banda ilemeli rtsyle koltuundayd. Yannda yeeni
Hadiye ve dier hanmlar oturuyorlard.
Klasik Trk mzii fasllaryla balayan, szle szle k-ekelere, stanbul ve Rumeli
trklerine kadar gelen bu nefis hava, gecenin son ikramlar olan scack leblebiler ile boza, kaynar
sahlepler ve yannda hafif yiyeceklerle noktaland.
Konuklar evlerine kadar gtren arabalar konaa dnd42
gnde ev halk oktan yatak odalarna ekilmiti. Hadiye konuklar gittikten sonra her zamanki gibi
bir sre salonda kald. inin cokunluunu yattrmak iin biraz kanun alard. inin
cokunluunda bir de saz heyetiyle aralarndaki paravanaya duyduu fke vard.
O kadnla erkein aralarna paravan konularak ayrlmalarna hep isyan ederdi. Kadn da erkek de
Allah'n beraber yaamalar iin yaratt canllard. Neden sokakta araf ve pee, neden evde
haremlik ve selamlkla birbirlerinden ayrlyorlard?

Saz heyeti musiki icra ederken Hadiye de piyanosu yahut utu ile onlara elik etmek istiyordu. i
yanp tutuuyordu. Fakat paravann arkasndayd. stne stlk bir de malah giyip ban
rtmekteydi. syan doluydu. O Selanik'te domutu. Oradaki Hristiyanlara Hristiyan olduklar iin
deil onlar serbest yaayabildikleri iin hep imrenirdi. Beyaz Kule'de deniz kysndaki kahvelerde,
gazinolarda kadnlar erkekler beraberce oturup yer ierlerdi. Hatta buz gibi souk biralarn da
karlarndaki erkeklerle tokuturarak ierlerdi.
Yzn hi rtmeyen, araf yerine de yeldirme giyen annesine hep imreniyordu fakat ona izin
yoktu. Bir gen kz hibir zaman iftlik sahibi bana buyruk Seher Hanm gibi davranamazd.
Annesi de babas da buna izin vermezlerdi. Fakat Hadiye kadnlara da birgn hrriyet geleceini
dlerdi. O gn gelecekti.
Trk sanat mzii icra edildii gecenin sabahyd. ayan, gm bir tepsi iinde kahvaltsn
getirdi. ayan, Hadiye'nin Halep'ten alnm nedimesiydi. Bu kk nedime Halep'in Blbl
Aziziye kynde bir aann kzyd. Hadiye on sekiz yandayd. ayan ise on iki belki de on .
Kocaman siyah gzl, dalgal gr siyah sal, buday tenli, ceylan vcutlu, evik, ne-eli, gzel bir
kzd ayan.
Hadiye'ye "kk hanm" diyordu. Kk ayan, kk hanma hayrand. evresinden hi
ayrlmyor, onu gzlyor, onun sevdiklerini yapyor, holanmadklarn sezerek yapm43
yordu. Sabahlar zor tad gm tepsiyle daha nce Kamer Kalfa'nn yapt gibi kk hanmn
kahvaltsn yatana getiriyordu. Bu pek itah olmayan kk hanmn kahvalt tepsisinde,
ayan'm azn sulandran bir sr nefis yiyecekler doluydu. ayan sadece siyah havyar
sevmiyordu. Yoksa o ballar, reeller, tereyalar, eitli kurabiyeler, eitli peynirler, kzarm
scack ekmeklere bakarak iinden, "Nasl olsa hepsini yiyemeyecek. Ku kadar yemek yiyor. Tka
basa yemek yese yle ince belli, narin olabilir miydi ki! Bizim kydeki gbekli, karnl kadnlara
benzerdi" diyordu.
Kendisi itahlyd ama hi bir zaman yle iko biri olmak niyetinde deildi. Haremden selamla,
st katlardan alt katlara ok kouturuyordu. Bahedeki salncakta kolan vurmaya da frsat
buluyordu. nk, hanmefendinin korumasnda, evin ayrcalkl kzlarndan biriydi. Zaten giyimi
kuam da konaktaki kzlara benzemiyordu. Kk hanm ona ok k elbiseler diktiriyordu. Bahar
ve k mevsimlerine girerken konakta bir usta terzi, iki rayla haftalarca alr, bata
hanmefendiler olmak zere btn konak halknn elbiselerini dikerlerdi. Kk hanmn yannda o
da bir kk hanmd sanki.
Hadiye'nin yatana getirdii gm tepsi ard ve ii eitli yiyeceklerle doluydu. Ard ama
yarm saat sonra odaya girip tepsiyi aldnda da pek hafiflememiti.
"u tepsiyi masaya koy, bana ge ayan."'
"Aaa, olur mu hi kk hanm.."
"Olur olur. Hadi ekinme. Nasl olsa senden baka kimse odama izinsiz giremez. Senin burada
kahvalt ettiini, benim de gizli gizli sigara tttrdm gremezler."
Paylatklar bu sr, ikisinin de ok houna gidiyordu. Trelere gre evin kzlar hanmefendilerle
yemek yiyemezlerdi.
O gnn akamnda yemekten sonrayd. Hadiye'nin oda kaps yine "tk tkland". Gelen ayan'd.
Yavaa aralk kapdan szld. Heyecanl bir hali vard. Kk ve ksk bir sesle Hadiye'ye
fsldad:
"Kk hanm, Paa amcanzla Hanmefendi, bey babanz, anneniz, teyzenizin odasnda sizi
beklemekteler."
44
Hadiye birden heyecanland. Ka gnlerdir bir eyler oluyordu. Sevgili bykleri sk sk bir araya
geliyor ancak hibiri konuulanlar hakknda ona bir tek kelime bile tlatmyorlard. stne eki
dzen verdi. Sigarasn sndrd. Konsolunun stndeki byk porselen leene doru yrrken
ayan kotu, ibrikten kk hanmn ellerine su dkt. Hadiye ellerini bir gzel ykad, azn

alkalad. Su dkme ii bittiinde ayan havlulukta asl havluyu kapm, rahat kullanlmas iin iki
ucundan gergince tutmutu bile. Bu ilerden sonra Hadiye yatak odasndan kt.
Sahanlktaki masada bir gece lambas yanmaktayd. Alak boylu bu minyatr lambay Hadiye ok
severdi. Tombul, stl fanusu, iki avucunun iine girecek yass biimdeydi. stndeki hava
deliine oturtulmu, zarif dantela sslemeli, ferforje bir kapa vard. Hadiye, bu zarif gece
lambasn bir baka zellii iin de severdi. Geceleri yandnda fanusun iki yannda beliren bir
krmz yaz vard.
"Selanik Bonmaresi."
Ah, ne kadar severdi Selanik'i. leri yllarda, Selanik yazsn her grdnde ve her iittiinde, bu
ad gzlerinin yaarmasna neden olacakt.
Toplant teyzesinin yatak odasndayd. Bu oda teyzesinin en sevdii meknlardan biriydi.
Yaamnn byk bir blm, kendisine zg bir havas olan bu odada geerdi. Gerek konan
halk, gerekse yakn ama ok yaknlar -rnein yatlar, akrabalar gibi- bu oday severlerdi.
Orada gemile kucakla-lr, gemie duyulan zlem giderilirdi. Boyu tavana kadar yksek, st
yer yer altn yaldzl ieklerle, kabartmalarla ssl ini sobann beyaz emaye borular da zarifti.
st kapa hi r-tlmezdi sobann. Dantela. ilemeli ikinci kapann stnde, hava akmn
azaltarak odunlarn iin iin yanmasn salamak amacyla, duvar takviminin bir gn nceki sayfas
yar kavrulmu, yazlar kabarm, yapk dururdu. Hadiye odann klk kapitone ar deri
perdesinin altna girerek kapy hafife vurdu. Amcasnn nazik sesini duydu:
45
"Geliniz."
Hadiye, kapnn porselen yuvarlak tokman usulca evirerek kanad ittiinde, drt byn
pirin mangaln evresinde buldu. Kapitone krmz uha minderlerden oluan kede grd
teyzesi, her zamanki yerindeydi. Amcas Enis Paa, srtn arkadaki divana yasl mindere dayayp
bada kurmutu. Karlarndaki iki minderde ise annesi ile babas yar diz km
oturmaktaydlar.
Hadiye onlara yaklarken, drt sevgili bynn gzlerindeki k daha da artt. Drd de
seviyorlard Hadiye'yi. Hem seviyor hem ok takdir ederek beeniyorlar, onunla gsleri
kabaryordu. Hadiye gzeldi, zarifti, her zaman giydiini yaktrrd. Akln besleyen bilgileri onu
birok yatndan stn tutuyordu. Sesini hi bir zaman ykseltmeden, temkinli seilmi
kelimelerle anlatabilme rahatl, onu yeni tanyanlar arasnda hemen beeni yaratrd.
Enis Paa'nn sevgi dolu sesi duyuldu.
"Gel bakalm gzel kzm. yle benimle babacn arasndaki bolua otur."
Hadiye gsterilen yere dizlerini rahatlkla bkerek otururken teyzesi paasnn szn tamamlad.
"Bu gece mhim bir mevzumuz var. Aramzda ka gndr senin hayatnn yeni yoluna ait
konumalar oluyor."
Hadiye iinden, "Haberim var. Kamer abla bana yetitirdi" diye dnmesine ramen bildiini
belirtecek hibir anlam grnmedi yznde. Ciddi bir ifadeyle ve sabrla bekledi. "Uzun lafn zeti
benim gzel kzm..."
Babasyd konuan. Sesi bouka ve heyecanlyd.
"Sevgili Paa aabeyim ve saygdeer aziz baldzm, teyzen Mnire Hanmefendi, yllardan beri
tecrbelerinin haddelerinden geirdikleri btn imtihanlar, senin son derece iyi notlar alarak
iftiharla tamamladn bildirdiler. Bugn kendilerinin takdirlerine mazhar olan ve z evlatlar
yerine koyduklar, kendilerine hususi kalem mdrl yapan Ganizade brahim Vehbi Bey'le eer elbetteki rza gsterirsen, hayr deil de evet kabulm dersen- seni evlendirmeyi dnyorlar.
Biz ana
46
baba olarak byklerimizin bu tekliflerine evet demi bulunmaktayz. Senin evet veya hayr demek
hakkn mahfuz olmak artyle, burada toplanm seni pek ok seven, mutluluunu saadetini isteyen
byklerine, fikirlerini dncelerini rahatlkla aklayabilmeni rica etmekteyiz yavrum. "

Hadiye kendini ok rahat konuacak halde hissediyordu. Btn bu sevgili aile byklerine
gveniyordu. Her konuda fikirlerine, grlerine, inceleme, tanma, yeteneklerine, gveni
sonsuzdu. Fakat yine de byle tepeden inme bir teklife amamak elinde deildi. Yaanacak hayat
kendisinindi. Karar verilmeden nce sormalar gerek deil miydi?
Fakat iinde, duygularnn derinliklerinde, scack bir esintinin dolatn hissediyordu. Sanki
btn amalarna ramen bu scaklk yava yava bymekte, yreine tatl bir arpnt
vermekteydi. Btn hislerinin arasndan syrlan bir baka duygu da biimleniyordu banda.
"Acaba benim alnyazm bu mu? Acaba imdiye kadar hep geri evirdiim isteyenler arasnda, bana
en yakn olan bu kimse mi? Acaba byklerimi bylesine etkisi altnda brakan gen adam benim
hayat arkadam m olacak? Bu benim kaderim mi?"
Bykleri sakin durmalarna ramen, sekiz gz stnde, sekiz kulak merakla beklemekteydi.
Hadiye rahatt, sakindi, telasz bir grnmdeydi. Ama derinden derine heyecanlyd. Yznde
k k bir glmseme belirdi. Dudaklar kendi iradesinin dnda konutu.
"Sevgili drt bymn gnlden diledikleri ve benden bekledii sanyorum cevabn evet olmas.
Madem ki byle dnlm sizlere hayr diyebilir miyim?"
Drd birden sordular:
"Yani evet mi diyorsun Hadiye?"
"Evet diyorum, evet."
Drt byk sevgilisi rahatlamlard. ki erkek karde birbirlerine sarlarak prlerken iki kz
karde Mnire Hanmefendi'yle kk kz kardei Seher Hanm da gzyalarn tutamamlard.
47
Sonra hepsi ayaa kalktlar, bker birer Hadiye'ye sarlarak onu barlarna bastlar, kutladlar.
Mnire Hanmefendi ngram ald. Az sonra Kamer Kalfa byk gm tepside kristal
bardaklarda limonlu gl erbetleri getirerek ileri yananlara buyur etti. Geride duran Hadiye'ye
sunarken onun kulan f-sldayverdi:
"Kapdan dinliyordum. Senin cevabn duyunca Hayri'yi bu haberi selamlkta bekleyen Vehbi Bey'e
gnderdim, mjdeyi verdim. Bana bir altn lira geldi."
erbetler iilerek kutlama yapldktan sonra tekrar yerlerine oturdular. Enis Paa son derece
memnundu, kardeine dnp:
"Hadiye kzmn eyizi bizden. O sizin kznz olduundan daha da ok bizim kzmz, hi itiraz
kabul etmiyorum. neden iplie kadar bizim boynumuzun borcu, sizler mcevherler armaan
edebilirsiniz."
"Sevgili Paa aabeyim, bizi bu zevkimizden mahrum etmemelisiniz. Annesi de ben de ok
zeniyoruz."
"Uzun sze gerek yok kk kardeim Osman Nuri Bey..."
Paann sesi bir aabeyi sesi deil de Vali Paa'nn buyruk veren tonundayd. Elbet ki kk
kardeler boyun eeceklerdi.
Dn ok ksa zamanda yaplacakt. Paa bir baka vilayete tayin edilebilirdi.
"Seher Hanm kardeimle refikam Mnire Hanmefendi'den, gerekli ne ise sipari vermek iin
yarndan itibaren harekete gemelerini rica edeceim."
Sonra Hadiye'ye dnd.
"Sevgili kzm, sen de arzularn neyse annene byk bir gnl rahatlyla syleyebilirsin."
Hadiye hepsinin ellerini pt.
Odadan karken yine glmsyordu nk hi de girdii andaki Hadiye deildi. Artk bir gen
adamla szlendirilmiti. Kendini ok tuhaf hissediyordu. Bir deiikti tm duygulan, bunlarn neler
olduunu anlat deseler, bir tek cmlelik sz bile edemezdi. Odann kapsn rttnde kaln kap
perdesiyle
48
dardaki yaam arasnda kalmt. Sanki bir daha kapyla perde arasndaki aralktan hi
kamayacakt. Yoksa evlilie giden yollarn tm byle karanlkla m kaplyd? Birden glmeye

balad; bu ok gen, ok neeli bir glt. "Yoksa deliriyor muyum" diye mrldand ama bir
yandan glyordu.
Niini, nedeni konusunda bilinsizdi. Neeli miydi yoksa birdenbire olanlar karsnda aknla
m dmt? Perdeyle kap arasndan kmadan kkr kkr glyordu. Sonra sesler duydu. Byk
sofada trdayan hasrlarn sesleriydi bunlar. Birileri mi geliyordu teyzesinin odasna? Perdenin sol
ucunu iterek alan aralktan karken, br utan birinin girdiini hissetti. Bakmad bile. Perdeyle
kap arasnda yakalanmak hi de ho deildi. nk konak halkndan kimi merakllarn kaplar
dinlediklerini hep duyard. Byk sofadan kendi odasna girecei koridora ulatnda, yzndeki
glmseme dudaklarnn ucuna ilimicesine oralarda kalmt.
Odasna geldiinde ayan pembe fanuslu byk lambalar yakmakla urayordu. Fanuslar byk
ve ard. ayan'm elleri ise henz kkt. Hadiye birka hzl admla ayan'm yardmna kotu.
"Bu yuvarlak fitilleri kesmek ok zor kk hanm."
Lambann, yuvarlaka karnl ince boylu iesini yerine takarlarken Hadiye fitilini hemen hemen
sonuna kadar kst. Sonra yine beraberce byk karpuz fanusu yuvasna oturttular. Odann ii uuk
bir pembe kla aydnland. ayan o an kk hanmnn yzne bakt. armt.
"Ama siz galiba benim beceriksizliime glyorsunuz kk hanm."
O zaman Hadiye hl glmekte olduunu farketti. ayan'm zlmesini istemezdi. Onun siyah
dalgal sal ban okad.
"Sen hi beceriksiz deilsin ki ayancm."
"Teekkr ederim, haklsnz belki ama ben bu kymetli fanuslar drp krmaktan hep
korkuyorum. Kamer abla bismillah diyerek ie balarsan ellerin ok daha marifetli olur diyor. Ben
de bismillah ekiyorum iimden hem de ka kez birden..."
49
Szn deitirdi.
"Aaa siz hl glyorsunuz kk hanm."
ayan' da merakta brakmamalyd. Birden hi dnmedii szckler azndan dklverdi:
"Galiba sevincimden nk bana sz kestiler."
ayan bilgi bilgi gld.
"Haa efendim, btn konak halk bu gzel havadisle alkalanyor."
Hadiye armt.
"Ama nasl duyulmu?"
"Birisi byk hanmefendinin kapsn dinlemi."
"Kimmi o birisi?"
"Bilsem de syleyemem efendim ama azck dnnce kim olduunu anlayverirsiniz."
Hadiye daha ok glmeye balamt. Bu glnn nedeni az nceki 'Galiba sevincimden'
szlerineydi. Birden dnd, yoksa gerekten sevinmi miydi? Bu sorunun yantn gece yatanda
yine kendi kendine vermiti. Her kz muhakkak gnn birinde evlenirdi. Bu evliliin ne tarihi, ne
gn bilinebilirdi. te Hadiye'nin bu bilmecesi zmlenmiti artk. Ganizade brahim Vehbi
Bey'le evlenecekti. Srlar zlmt. Belki de bu gizliliklerden syrlmann verdii bir
rahatlamann sevinciydi glleri.
Gnler geiyordu. Her gn arya klyordu. Annesi, teyzesi ve Hadiye, imanyanko'ya gnlk
yatak takmlarnn sipariini vermilerdi. Beyolu'nda Paris'te i gren byk bir maaza vard.
Oradaki Fransz madama Hadiye'nin ve damadn i amarlar ile gelinlik yatak takmlar
smarlanmt. artlar, siparilerin en ksa zamanda teslimiydi. Sz almlard. Bu i amarlar
son derece ar fakat zarif olacakt. Konan byk terzisi bir Rum madamd. En son Paris
modasn yanstan modelleri ve drt rayla beraber gelmiti.
Mnire Hanmefendi'nin, gelinlik elbisesinin kuman Halep'teki bir fabrikaya sipari vererek
yaptrdn rendiinde Hadiye ok amt. Teyzesi nasl da kimselere duyurmadan bu ii
baarmt. Gece denilen gelinlik kuma, st altn
50

beneklerle ili, ince ipek organze benzeriydi. Duvak da ayn tln zerine beyaz ipek puantiyeliydi.
Bir de paalk denen giysisi vard. Dnler perembe gn yaplyordu. Cuma gn yani dnn
ertesi sabah gelin bu paalk tuvaleti giyerek byklerin ellerini pmeye odasndan kard. Bordo
rengi ince ipek kadife kumatan diktirilmiti. Yakasnn kenarlar ve kollarnn kapaklar altn srma
pskll eritlerle sslyd.
Drt byk eyiz sand alnmt. Sandklar da Paris'ten gelmeydi. stleri yuvarlak bombeli,
ileri kat kat sepetli olan sandklar ok bykt. Yerletirilen giysilerin burumamas iin sandn
iinde drder santimlik keten eritlerle kafes halinde rlm ksmlara sepet denilmekteydi.
Sandklar her gn gelen siparilerle dolmaktayd. Hadiye darya gelin gitmedii iin ayrca
mobilya alnmyordu. Aile yadigr nefis kristaller, antikalar, gmler, Saksonyalar, Bohemya
yemek takmlar, su takmlar, atal bak takmlar dnda deme alnmyordu. Yalnz yatak odas
ve yanndaki zel oda Hadiye'nin arkadalar ve dostlaryla oturabilecei biimde deniyordu.
Sandk odasnn ambar dolaplarnda, ileri sabun tozu dolu, ykanmam Amerikan bezi torbalarda
saklanan ran hallar, bu iki odaya ve sofasna denmek zere torbalarndan karlyorlard.
Kapalar'nn henz gen fakat en nadide prlantalar kasasnda saklayan kuyumcusu Dikran
Efendi, gen damat Ganizade brahim Vehbi'nin de dostuydu. Hem Vehbi Bey, hem Mnire
Hanmefendi ona sipariler vermilerdi. Dikran Efendi yannda koruyucusuyla beraber sk sk
modeller beendirmek zere konaa gelip gitmekteydi. Konan iinde bir tela, bir hareket, bir
heyecan, kasrga benzeri esmekteydi.
Mnire Hanmefendi'nin krks geliyordu. O gne kadar Hadiye ve mstakbel damad iin deri
tulumlar iine saklanan, eitli krkler ortaya karlmt. brahim Vehbi Bey'e biri gnlk, iki
krk yaptrlmt. Hadiye'nin de evde konuk arladklarnda giyebilecei eitli ev krkleri vard,
fakat evlenirken daha yenileri yaptrlmt.
51
Btn bu telan nedeni brahim Vehbi Bey'in babas, annesi, iki erkek kardeiyle ablas ve kz
kardeinin dne gelebilmeleri iindi. Mevsim ka giriyordu. Diyarbakr-stanbul osesini karlar
rterse dne gelmeleri mmkn olamazd.
Hadiye'nin eyizleri yannda, konak halknn elbiseleri de diktiriliyordu. Hepsinin mevkilerine,
yalarna gre biim biim dn elbiseleriydi bunlar.
Sonra dne uzak semtlerden gelecek olan gece yats davetlilerinin akrabalk ve dostluklar
derecesine uygun hediye bohalar da hazrlanyordu. eit eit srmal, ipekli, keten ynl
kumalardan yaplan astarl ve gzel dikilmi bohalard bunlar. Erkek akrabalara sunulacak
bohalardaki armaanlar, ipek, keten, koton frenk gmleklerine uygun den kravatlar, i fanilas,
klot ve oraptan oluuyordu. Bu armaanlarn tmn Mnire Hanmefendi seiyor, beeniyor,
yerletirilmelerine nezaret ediyordu. Bohalarn kapatlmasmdaki dzgnlk de nemliydi. n
ksmna gelen keye konulacak renk renk byk bal toplu ineler bile zenle ilitiriliyordu.
Hanm akrabalara ve dostlara hazrlanan ipekli ar kumalardan zenle dikilmi bohalara ise yine
Paris'te yaptrlm veya konakta alan terzilere diktirilmi i fanilas, klot -giyecek kimselerin
yalarna gre uzun paal, daha az ssl; genlere ise paalar fistolu, bel kemerleri ilemeli
klotlar- elbise, svire mendilleri konulmaktayd. Bu hediye bohalarnn saylar ok olduu iin
hazrlanmalar bir hayli zaman almaktayd.
Selamln st kat tmyle harem dairesiydi. Selamlkta bir byk toplant salonu, iki konuk yatak
odas, bir de o blme hizmet veren halayklarn odalar ve kahve oca denilen ve bir kahvecinin
idare ettii ksm bulunmaktayd. Bu selamlk dairesi, konan giriindeki arabalklarla ahrlarn ve
konan tmne hizmet veren mutfak ve ah yamaklarna ait bir blmn stndeydi.
Cmle kaps ok bykt. Kanatlar aldnda atlar zlm arabalar rahata dar sokaa
kabiliyorlard. Cmle kapsnn ald byk kapl avlunun sanda kuyusu, Krk52
eme suyunun akt emesi, iinde krmz balklar yzen bir havuzu ve mevsimine gre aan
iekleriyle elli metre karelik bir bahe bulunmaktayd. Bu avlunun haremle arasn ayran duvarda

bir dnme dolap bulunmaktayd. Bu dolabn bir yz selamlkta, dier yz haremdeydi.


Selamlktaki mutfakta pien yemekler dnme dolabn raflarna konur ve dolap evrilirdi. Ak
blm hareme dnnce orada bekleyen kalfa ve halayklar devreye girerlerdi. Yemekler, harem
bahesine bakan byk yemek salonuna tanrken kapaklar kapanm sahanlarn scaklklarn
korumas iin tepsilerin zerine rtler rterek tanrlard.
Konan byk kiler odas yemek salonunun bulunduu kattayd. Kilerin sorumlusu Hasene Kalfa
belindeki kemerinden sarkan bir top anahtarla dolard. Kilere kendisinden ve iki randan baka
kimseler giremezdi. Kiler onun idaresi altndayd. Hesaplara kitaplara o bakar, abamn gda
maddelerini israf edip etmediini o kontrol ederdi. Hafta balarnda konan hanmefendisine hesap
verir, gerekli paray alrd. Konan gvenli kiisi Yaver Aa ve aba senelik ve haftalk
alverileri yaparlard.
Konakta ylesine bir dzen kurulmutu ki saat benzeri deimeden ilerdi. Konan odalarnda
yanan ini sobalara gereken odunlar her yln kiraz zamannda alnr, sobalara sacak byklkte
kestirilerek byk odunlua istiflenirdi. K geldiinde konan eitli blmlerinde hizmet veren
kzlar her gn bu odunlardan yeterince yukar katlara tarlard.
Konakta ite imdi yeni bir devre balamt. Enis Paa Kona'nda asndan iisine, kalfasndan
cariyesine kadar herkesin sevip sayd, stne titredii kk hanmefendilerinin dn
kurulacakt. Bu konak halk iin ok ama ok nemliydi. En byk bayramlardan daha da stnd
bu dn. Konakta Enis Paa'yla Mnire Hanmefendi'nin dnlerinden beri aaal bir dn
yaplmamt.
Paa hazretleriyle Mnire Hanmefendi'nin btn beklentilere ramen ocuklar olamamt.
Mnire Hanmefendi kk
53
biraderi Mehmet Bey'in olu Rdvan'la Yaver Aa'nm gzel kz Kevser'i kk bir merasimle
evlendirmiti. Enis ve Mnire adn koyduklar iki ocuklar da olmutu. Fakat hibir zaman bu
dn konak halknn hayalinde derin izler brakmamt. ocuklarn doumlar da konakta
yanklar yapan byk sevinler getirmemiti. Ama imdi Paa hazretleriyle Mnire
Hanmefendi'nin z yeenleri, evlat saydklan kk hanmefendi Hadiye'nin dn kuruluyordu.
Bu dn devrin Padiah tarafndan da ltuflandrlm, Beylerbeyi payeli Enis Paa'ya bir rtbe
daha veren bir ferman ile bir nian gnderilmiti. Ayrca Mnire Hanmefendi'ye de prlantalar,
zmrtler, yakutlarla ssl birinci snf bir nian, fermanyla birlikte sunulmutu. Saraydan,
Hadiye'ye de Padiahn genlere verilen ikinci snf bir nian gelmiti. Zat- ahanenin bu byk
iltifatlarna mazhar olabilmek, bata Enis Paa olmak zere kars ve gen yeenleri iin
unutulmayacak onur ve sevin kaynayd.
Gnler getike hazrlklar tamamlanyor, bir hafta srecek dn tarihi yaklayordu. Hadiye bir
rya alemindeydi sanki. Btn hazrlklar, bu tela, bu sandklara yerletirilenler, Paris'ten gelen
ipek ktlara sarl muslin keten amarlar, sabahlklar, ropdambrlar, dikilen tuvaletler,
elbiseler, krklerden kutulara yerletirilmi olarak gelen krkler, mendiller, oraplar, iskarpinler,
allar, earplar daha neler neler kendisine ait deil gibiydi. Bir masaln iinde, bir romann sayfalar
arasndaki olaylard sanki btn bunlar.
Nikh dnden bir gn nce kylacakt. Btn salon bu merasim iin hazrlanmt. Trk musikisi
icra edildiinde kullanlan paravanalarla salon ortadan blnmt. Nikhtan sonra byk bir
yemek daveti verilecekti.
ki gn sonra dn balayacakt. Hadiye merak iindeydi. Btn bu uralar iinde Ganizade
brahim Vehbi Bey'in neler yaptn merak ediyordu. Hayri arada bir Hadiye ablasna Vehbi
aabeyinden haberler getiriyordu. Vehbi aabeyi, Beyolu'nun en nl erkek terzisi Mir1 e yeni
elbiseler smarlam, ye54
ni kunduralar almt. Hadiye merakla sorunca, "Vehbi aabeyim de kendine eyiz hazrlamakta"
diye fsldamt. Sonra "Sakn syleme" diye tembih etmiti ama dayanamayarak sylemiti:

"Sana da kymetli ama ok gzel bir prlanta yzkle bir ift kpe alm. Dostu kuyumcu Dikran
Efendi'nin deyiiyle sultanlara laykm ki Vehbi aabeyimin sevgilisinin ellerine su
dkemezlermi nk Dikran Efendi, Hadiye ablam ok iyi tanyormu. stanbul'un en gzel kz
diyormu Dikran Efendi."
Hadiye'nin mcevherleri artmaktayd. Nadide eyleri severdi ama kendisi yle mcevher dkn
deildi. Hayri'nin bu szleri heyecanlandrd onu. Vehbi Bey'in zarif hediyelerine sevinmiti. Son
gnlerde son derece duyguluydu, gzleri sk sk buulanyordu. Uykular hi de ksa bir sre nceki
kadar rahat deildi. Ryalar gryordu. Btn bu ryalarda gller, smbller, akayklar ve daha
bin bir eit iek dolup taan baheler, sular sakrdayan havuzlarn banda dem eken gvercinler
gryordu. Uyanyordu ter iinde, oysa hava soumaktayd. Kendi kendine, 'te byle Hadiye kz,
sana bir eyler olduunun farkmdasn' diyordu. Gelecek gnleri dnmek istiyordu ama o gnlerle
ilgili hayaller kurabilmek iin hibir bilgisi yoktu ki... Henz hi yakndan grmedii, yz yze
gelmedii, sesinin tonunu bile iitmedii bir kimseyle paylaaca hayatnn hayallerini bile
kuramyordu. Demek ki bu dnceleri sonradan gelitirebilecekti. O gnden sonra kelimelere
dkt dnceler aklndan geerken yreine yldrm arpmasna bir arpnt duyuyordu.
"Mavi gzlerinin yle tatl baklar var ki Hadiye abla."
Hayri'nin szleriydi bunlar. Acaba bu mavi gzle kendisine nasl bakacakt? Yreinin aynas
myd bu mavi gzler? Nasl tanyacaklard birbirlerini, nasl yaknlaacakt? Yabanc saylmasa da
hi tanmad bir kimseyle bir araya gelebilmek zor mu olacakt yoksa aralarnda douverecek bir
scaklkla hi yabanclk ekmeyecekler miydi?
Vatanndaki gelenekler, yasalar byle yaplmt, srp gitmekteydi. Kap aralnda sorulan bir
soruya evet denilecekti.
55
Bu 'evet' hayat boyu srecek bir beraberliin tm ykleriyle kabul demekti. Hadiye'nin
dnceleri bu biim yasalara yatkn deildi. ehirlerde yaayan insanlarn bir blm gizli gizli bu
yasalar iniyorlard. Gnllerinin ektii, gzlerine kestirdikleri erkeklerle mektuplayorlard.
Kaamak delilikler bile yaplyordu. Gizlice mesire yerlerine gidiyorlar; oralarda buluup,
konuuyorlad bile. Kylerde ise ka g yoktu. Kyl kzlar iin erkekleri tanmak, onlarla
konumak daha kolayd. Tarlalarda beraber ekin atyorlar, beraber orak biiyorlar, harmanlarda
beraberce dven dvyorlard. Fakat ehirli kzlar, hele dine sayglar, trelere ballklar bulunan
yksek tahsilli blm, -tabii ki bu, eve gelen hocalardan alnan derslerle salanyordu- byklerin
isteklerine boyun emek zorundaydlar...
56
Enis Paa'nn Vefat
Mnire Hanmefendi'nin sevgili hayat yolda hastayd. Bu hastalk belki de nce ruhunda
balamt. Halep'ten dndkten sonra kaderi de tersine dnmt. Yldz Saray'nda, yksektekileri aaya ekebilmek iin bin bir dalavere evriliyordu.
Nasl dolaplar dndrlmt bilinmez, Enis Paa bir baka byk vilayete tayinini beklerken
emeklilik gelip atmt. Bylece Babali'den her ay gnderilen, iinde ayl bulunan ipek pskll
keseler klvermiti artk. Falan filan vilayetin Vali Paa's deil, emekli aylna balanm
mtekait bir Vali Paa'yd.
Henz gen saylacak bir yatayd. Hibir suu yoktu, arpk hibir ey yapmamt. Padiahna
saygl ve balyd. Nedenler daima gizlerin karanlklarna gmlrd. Hi belli olamazd bu gibi
iler. Yalnz bilinirdi ki, padiahn en gzde kumandan, yksek bir mevkideki bir Nazr Paa's
gnn birinde azledilir, srlr, hatta idam edilebilirdi. Kulaktan kulaa duyulan dedikodularn da
gerek sebebi hibir zaman renile-mezdi.
Bu oyunlar oynayanlar, Yldz Saray'nda padiahn evresini saran dalkavuklar ve hafiyelerdi.
Gzdeleri drebilir, hi gzde olmayanlarn yldzlarn parlatabilirlerdi. Daha bir yl nce Enis
Paa, yeeni Hadiye'yi evlendirirken kendisine ve eine vc szlerle iltifat edilerek birinci derece
nian gnderilmiti.

57
Daha bu nemli armaanlarn sevin glmsemeleri yzlerinden silinmeden balarna gelen
felaket, onlar akna evirmiti. Bu hi beklemedii hadise, Enis Paa'yi ezmi, znts bir
benzeri gittike byyerek dayanlmaz olmutu. Paa sonunda yataa dmt. Kendisi de bu i
kntsnn altndan kalkamayacan anlamt. Geri Allah'tan gelen kazaya, rzadan baka are
olmazd ama bu Allah'tan gelen kaza deildi ki rza gsterilebilsin. Bu fitne ile hazrlanm bir
felaketti. Bu olaydan sonra konaktaki hayat da deiti.
Bata Enis Paa olmak zere konan iinde devaml yaayanlarn says yirmi kiiydi. Bu
kiilerin yemeleri, imeleri hatta ttn paralar bile Paa'nm btesindendi. sraf haramd ama
zaman zaman israfa varan bir bollua alktlar. Bu rahatln sonrasnda imdi giderlerden nasl
ksnt yaplaca konusunda hemen hemen hibirinin fikri yoktu.
Mutfakta, aba Hasan Aa'nn sabahlar ilk ii, kmr atelerinin maltzlarndan birine bir
tencere oturtmak, bu tencerenin iine de eritildiinde azna kadar dolacak miktarda Halep tereya
doldurmakt. Erimi ya tenceresinin iinde byk bir kepe dururdu. Maltzlara vurulan
tencerelerdeki yemeklere, kakla deil kepeyle ya kdyarlard. Yirmi kiilik konak halkndan
baka misafirlerin de says hergn on kiiden az olmazd. Misafirlerin az olduu gnlerde
yemekler artsa bile atlmazd. Konan fakir fukaras oktu. Her gn onlarn da sahanlar
dolmalyd. Konan byk kubbeli, iinde halvet ve soukluu bulunan hamamnn klhan hi
sndrlmezdi. Hamamn kaps, konak halk ykandktan sonra, Otluku Yokuu'nun daha
aalarmdaki Halic'e doru mahallelerden gelenlere de her zaman akt. Konan, Krkeme
akarsuyunun topland byk haznesinden, evinde akarsuyu bulunmayan fakir fukara kimselerin
musluklarna da su verilirdi. Btn bunlar gemii yzlerce yla dayanan kkl ve soylu bir ailenin
treleriydi.
Yerlemi adetler bozulamazd. Bir konak halkna nasl or-basz, sebzesiz, etsiz, pilavsz, tatlsz,
breksiz, muhallebisiz,
58
hoafsz yemek karlabilirdi? Bu yiyeceklerin ya, unu, tuzu, biberi ve lleri nasl
azaltlabilirdi? Gelen fakir fukarann tabaklar nasl bo geri evirilirdi? Nasl scak hamamda
ykanmalarna izin verilmezdi?
Bu hi durmayan deirmeni dndrecek sular kesildike, bu gidiatn nasl srdrleceini hibiri
bilemiyordu. Artk Babli'den her ay bir kese altn gelmiyordu. Konan dzenini Paa'nn emekli
maayla srdrmek olas deildi. Mnire Ha-nmefendi'nin Selanik'teki iftliinde de iler yolunda
gitmiyordu. Subalarnm ballna ramen evre ylesine yozlamt ki Rum, Bulgar, ingene
yanalar, bahvanlar ve iilerin ou alp rpyordu. Gelir yava yava klmekteydi. Yunan ve
Bulgar eteleri sk sk iftlie baskn yaparak soygunlar dzenliyordu. Msr'daki vakflardan gelen
yllklar henz kesil-memiti ama krpla krpla klmt.
Enis Paa, maddi skntlarn verdii zntlere bir de hibir dayana olmayan sebeplerden dolay
padiahn gznden drlmesinin onur yaras eklenince, kendisini ayakta tutan gcnn
tkeniini engelleyememiti. Bir keye koyduklar pek fazla olmayan ihtiya akeleri tkeniyordu.
Artk yatandan kalkamyor, hatta hi brakmad namazn bile yatanda klmaya gayret
ediyordu.
Bu arada memleket sarsntlar geiriyordu. Osmanl mparatorluu'nda knt devri balamt.
Konan mali durumu bozulurken, bir yandan da Selanik'ten g eden yakn akrabalar konaa
geliyordu. Bylece para ihtiyalar artyor fakat kaynaklar kuruduka zorunlu ksntlara
gidiliyordu. lk nce az ya ve az etle yemek piirmeyi beceremeyen aba Hasan Aa kazan
kaldrd. O devirde henz ileri aksamadan, akarlar kesilmeden yaayan kimseler vard. Hasan Aa
yle bir konakta almak veya Bolu'ya dnmek iin Paa'dan izin istedi. Cebine bir miktar emekli
ikramiyesi konularak konaktan ayrlp, yamaklaryla beraber kp gitti.
Artk haremle selamln arasndaki dnme dolap durmu, dolabn sevimli gcrts susmutu.
Ykanp temizlenmedii iin

59
eskiden yuttuu yalar kusarak btn sevimliliini yitirmiti. Kzlar yemek zamanlarnda fsldaa
gle yemek sahanlarn almak iin dnme dolab ifter ifter eviremeyeceklerdi artk. Yemek
haremde piecekti. Harem mutfandaki Bakalfa Hase-ne, alk iini yklenmiti. Bylece eli
bol, yalar kepe kepe kullanan aba yerine geip, yemekleri her eyijksarak piirmeye
balamt.
Ka doru soba bacalarnn bir ou ttmez olmutu. Konak halk yaklan birka sobann
evresinde ve sobalardan karlan korlarn konulduu mangallarn etrafnda snyorlard. Konakta
yaayanlarn bu birka yerde toplan genler iin keyifli bile olmutu. Tm bir odann scana,
mangal bana snyor, fincan oynuyorlard. Bir tepsi iine yirmi kadar fincan tersine kapatlyor,
bir tanesinin altna bir yzk saklanyordu. Fincanlar kaldrlyor, yz bulana armaan olarak
bir yemi veriliyor veya bir ark syletiliyordu. Kimi geceler dama oynanyor, baz geceler niyet
tutularak maniler okunuyor, bilmeceler syleniyordu.
Konakta kurulu dzenin henz bozulmad gnlerde Enis Paa'nm gen ve aydnlk yeeni
Hadiye'nin tertipledii, tadna doyulmayan musiki geceleri artk yaplamyordu. Paa henz yataa
dmeden nce yaplan son toplant, bir devrin anlaryla birlikte kapann da simgelemekteydi.
Enis Paa Kona'nm devaml hekimi Hayrullah Bey artk her gn paay ziyarete geliyordu.
Mnire Hanmefendi'ye ve yznde tebessm, gzlerinde yalarla hasta amcasnn bandan
ayrlmayan Hadiye'ye gl olmalarn ancak sonun yaknlamakta olduunu sylemekteydi.
Mnire Hanmefendi, Allah'tan gelenlere ba emesini bilen, olgun bir kiilie sahipti. Fakat
Hadiye henz on dokuz yanda, hayatnn baharnda, yaam doluydu. lmn sevdiklerini alp
gtreceini kabul edemiyor; bembeyaz sakall, nurlu yzl, gzleri efkat ve hogryle
parldayan bu sevdii insann, her gn biraz solmasna, gzlerinin nda bir baka aleme
baknn buularnn belirmesine dayanamyordu. Sevgili amcasn her sabah biraz
60
daha ufalm buluyordu. Yzndeki o hogr anlamna, yaklamakta olan sonu kabulleniin
glgesi eklenmiti. leceini biliyordu ve yznde, ailesine rahat bir yaam brakamayacann
acs belirliydi.
Hadiye, amcasnn uurunun, aklnn btnyle yerinde olduunu gryordu. Konuuyordu,
kurduu cmlelerde hi aksaklk yoktu. Ksa, kesin, anlamlar akt. Bir sabah Hadi-ye'yi odada
yalnz bulduu bir anda, sylediklerini kimsenin duymasn istemediini belirten ksk bir sesle
konumutu:
"Hadiye yavrum, ben hakkn rahmetine kavumak mutluluuna erimek zereyim. Bu evde artk
hayat gn be gn zorlaacaktr. Sen teyzenin stndeki ykleri azaltmaya al. El birliiyle
genleri evlendirmeye gayret ediniz. Birka sadk bendesiyle kalmal ancak o zaman elindeki
gelirle geimini salayabilir.
Size gelince; kular kanatlannca ana baba yuvasn terke-derler. Alllahma krler olsun, sen de
yuvan kurdun. Artk kendi hayatnz yaamalsnz evladm. Bu benim sana vasiyetim: Teyzen ok
darda kalrsa ellerinin onun stnde, yreinin onun yannda olacana imanm var. Hi vakit
geirmeden Vehbi Bey olum -Babli'deki hl dostlarm olduklarna gvendiim kimseler vardronlara mracaat ederek kendisine layk bir memuriyet almaldr. imdi tlerimi yerine
getireceine dair bana sz ver evladm."
Sustuunda Hadiye'nin gzlerinden artk tutamad yalar akmaktayd.
Amcasna sz vermesinin stnden birka gn gemiti ki sevgili amcas hakkn rahmetine
kavutu. Artk Enis Paa Kona' nn gnei batmt. Hayat birdenbire deiivermiti. Dualara
karan hkrklar tayordu her keden, bucaktan. stanbul'un en nl mevluthanlarma mevlutlar
okutuluyordu. Lokmalar dklyor, helvalar karlyordu. Konan cmle kaplar akt. Oluk oluk
akrabalar, e dost, tandklar, ahbaplar, konan fakir fukaras geliyorlard. Kimse Mnire
Hanmefendi'yi alarken grmemiti nk o derdini yreine gmmesini, ac61

i!
I
larma sayg gstermesini bilen, dini btn, soyundan gelme terbiyesi salam, onurlu bir kadnd.
ou kimselere benzeme-yiinin derinliklerinde bir Nakibendi dervii olmas kadar, Allah'n
izdii kader yazsna saygs yatyordu. Paasn kaybediinin zerinden bir ay gemiti ki bir gn
Hadiye'yi odasna ard.
Krmz uha minderinde oturmaktayd. Banda beyaz barts rtlyd. Elindeki Kuran-
Kerim'i kere perek kaparken, dudaklarnda hl dualar srmekteydi. Karsna oturmasn eliyle
iaret etti. Ona bakt. Yz son derece ciddiydi. O ciddiyet sanki btn i aleminin duygularn
rten bir maskeydi.
"Merhum amcan seninle konutuklarn bana nakletmiti. imdi ona verdiin sz yerine getirme
zamandr kzm."
Hadiye "Ama teyzeciim" diyecek olduunda eliyle susmasn iaret etti.
"Zaman diyorsam zaman gelmi demektir. Hasene Kalfa ile konutum, evlenme ama gelmi
drt kzmz var. Hasene, Sitti'nin tand arac kadn vastasyla onlara birer koca bulduracak.
Zaten onlarn eyiz sandklar dolu. Taklar, paralar da var. Onlar en ksa zamanda
evlendirilecekler, kendi yuvalarn kuracaklar. Hanende Aye Hanm'la smail Efendi, konan
demirbalardr. Onlar yine olduklar yerde kalacaklar. Hasene, Sitti ve Kamer'e gelince... Onlar da
gndersek bile konaktan dar admlarn atmay beceremezler. O nedenle benimle kalacaklar."
Hadiye'nin gzlerindeki yalar dinmek bilmiyordu. i bar yanyordu. Sevgili teyzesinin yeni
hayatn programlama-smdaki kararllk szlerinin her kelimesinden belliydi.
"Size, Vehbi Bey'le sana gelince Hadiye kzm, en iyi kararlar vermekte, en doruyu semekte akl
seliminin sana yol gstereceine gveniyorum. Vehbi Bey olum bize yllarca bir erkek evlat
olmutur. Ona da, namusuna, sedakatine de imanm var. Artk Enis Paa'nm hususi katibi deil.
Elbette kendi hayat yolunu seecek. Ona uygun bir memuriyet bulunacaktr. Sizin rahat
yaayacanza inanyorum, gveniyorum.
Vehbi Bey'le senin evlenmeni tasarladmzda diyorduk ki; 'te biz kar koca kocadmzda
sevdiimiz iki gen hep bizimle olacaklar. ocuklarnn bu konan odalarnda doularn
greceim, bymelerini byk bir zevkle seyredeceiz. Sofalarmzda onlarn koumalarn
gzleyeceiz. Kahkahalar ortal nlatacak.'"
Hadiye, direnmesine ramen btn vcudunun titremesinin nne geemiyordu. Gzlerinden akan
damlalar artk aralkszd. Yol yol yanaklarndan gsne damlyordu.
"Vehbi Bey olumuz Selanik veya yaknlarnda bir memuriyet istemeli. Annenle babana yakn
olursanz onlarn da hasretleri diner hi olmazsa."
Mnire Hanmefendi sustu.
"Aladn gryorum. Ben de alyorum ama benim gzyalarn iime akmakta yavrum. Hayat
gidiatmz hi beklenmedik bir zamanda deiiverdi. Zor, fakat katlanmak mecburiyetindeyiz,
baka yolu var m ki?"
Yine bir an sustu.
"Beni dnme, maddi ynden geimimizi salayabilirim. Konan artk hi kimseye yaramayacak
antikalar var. Gmler, kristaller, hallar ve benim mcevherlerim... Gerektiinde onlar elden
karabilirim. Sonra... Sonra kendimi biraz daha rabbime yaknlatrmak istiyorum. Bu zlemim
ok ama ok. Vaktimin ounu ibadetle geireceimi umuyorum. Yani benim iin zlme. te
benim szlerim bunlar evlatcm. Seni dourmadm ama belki de dourandan daha yaknm sana.
Paa amcan ok mutlu ettin. Seni de evlatlarn mutlu eder inallah."
Yaknnda diz km oturan Hadiye'ye eildi. Onun yzn avular arasna alarak alnndan pt.
Hadiye sarld teyzesine. Konumalarnn sona erdii anlalyordu. Yavaa doruldu, teyzesinin
odasndan ayrld.

Byk sofada idare lambalar yanmt. Hasrlar ayaklarnn altnda trdad. inde bir eyler
kopuyordu. Gven iinde akp giden yaam bilinmezlere doru yol almak zere deiiyordu.
Koridoru geti. Soldaki atya klan merdiven altnda62
63
ki odann nnden geerken kzlarn konumalar anlalr eitten deildi. Telal, heyecanl
seslerdi bunlar, tartyorlard. Onlara evlendirilecekleri haber verilmiti.
Hadiye iin yer yerinden oynamt, kntnn atrdla-rn duyuyordu. Enis Paa Kona'nn
debdebeli yaants sona ermiti artk. Kk antreye girdiinde oturma odalarnn kapsnn aralk
olduunu grd. Gzlerinin yan silmek iin sol kolunun azna sokulu mendilini kard. Vehbi
Bey onun aladn anlamamalyd. Mendilini gzlerine bastrd. Ban aralktan uzattnda,
kocasnn duygulu mavi gzlerindeki endieyi grd. Teyzesiyle konumaya davet edildiinde o da
bir eyler olacan sezinlemiti. Hadiye ieri girdi. erde buulu, tatl bir pembe k vard. Yava
yava kocasnn yanma yaklat. Bu oturma odas tpk teyzesinin odasnn benzeri deliydi. Ke
pencerelerinin nnde boylu boyuna st Halep ii srmal pembe ipek kumala kapl kerevet,
stnde ileri dolgulu, duvara dayal sert yastklar vard. Yine kedeki kapitone, kenarlar fitilli,
ortalar dmeli ke minderi ise koyu yeildi. Byk tepsili, ayakl pirin mangal ve kedeki
yeil ini sobasyla, Mnire Hanmefendi'nin odasnn minyatryd. Hadiye, teyzesinin odasn
ok sevdii iin Mnire Hanmefendi onlarnkini de yle detmiti.
"Niin lambann ikincisi yanmyor Vehbiciim?" Bu szler gerekleri gizlemek bahanesinden
baka bir ey deildi. Vehbi de renmek istediklerinin dnda bir cevap verdi.
"ayan yakmak istedi ama yaktrmadm." "sraf nlemek iin mi?"
Cevap ksayd.
"Evet gzelim, israf haramdr. Ama bugnlerde tedbire daha ok uymalyz."
kisi de konumalarnn anlamszln biliyorlard ama Vehbi soramyor, Hadiye ise
syleyemiyordu. O srada odann kaps vuruldu. ayan'm sesini duydular:
"Efendim, paa teyzeniz sizleri yemekte bekliyorlar." kisi de telaland. Saatin farknda deildiler.
Enis Paa
64
Kona'nn belirlenmi, hayat artlar ne olursa olsun deitirilemeyen yasalar vard. Kahvaltlar
istenilen saatlerde -tabii bu, evin byklerine zeldi- yatak odalarnda yenilebilirdi ama le ve
akam yemeklerinin saatleri hi deimez ve yemek salonunda toplanlrd.
Hadiye ve Vehbi kendilerine eki dzen vererek beraberce lo antreye, sonra harem sofasna
ktlar. Yemek salonu alt kattayd. Harem merdivenlerini indiler. Hadiye'nin yreini hzn
kaplamt. Merdivenlerden bile ayrlmak acyd. ocukluunda trabzanlarndan kayd, ilk
genliine geerken basamaklarn er er inip kt merdivenlerdi bunlar ve ksa bir sre sonra
artk inemeyecekti. Bayram sofralarnn tadn, iftar yemeklerini, o kutsal duygularla rperilerle,
midedeki aln verdii istekle bir oru gnn bitirme zevkini de unutabilir miydi?
Dnnde le ve akam yemeklerini odalarnda kurulan bir masada yemilerdi. Bir cuma sabah,
bordo renkli ipek kadife uzun paalyla kendisini deimi, bym hissetmenin heyecann
unutur muydu hi? Paalnn geni yakas ve kol kapaklar epeevre, son derece zarif, altn srma
pskllere bezeliydi. Uzun etekleri merdivenlere de deiyordu. Gen ve k kocas Vehbi orackta
bir iir okuyuvermiti:
"Grdm ol meh duuna, bir krk atp samurdan, Pembe atlas stne, yamak taklm nurdan,
Merdivenler bsii nermini dmn ile mest, Atlad dmen tutup ifte bir zevrakeye." iiri
fsldayarak okuduktan sonra Hadiye'nin sol elini sa omzuna almt. "Bu iir senin iin sylenmi
sanki. te merdivenler eteklerini pmekten mest olmulard" demiti. Vehbi air deildi ama
ezberinde Farsa, Arapa, Franszca ve Trke o kadar iir vard ki, zengin bir iir hazinesine
sahipti. Hadiye'yle daha ilk buluma gecelerinde birbirlerini tanmak iin uzun uzun konumalar

yapmlard. Ve Hadiye birdenbire bu gk gzl, altn sal, duygusal, nazik, terbiyeli, anlayl
gen adama snvermiti. Hi tanmadan, konumadan balayan evlili65
i yadrgayan, hatta bylesi evliliklerin vefaszln dnen Hadiye, birdenbire byl, srl bir
beraberliin bambaka bir tad olduunu anlayvermiti.
Karsnda zlecek bir bilmece vard. Her dakika bu bilmecenin dmlerini zecekti. Her gn
bir yeni ynn tanmaya alacakt. Fakat bunlar oluurken, yreinde alan bir kapnn
ardndaki srl sevgi bahelerine ilk admlarn atacan hi dlememiti.
Btn bir hafta srecek muhteem dnn gelip att gnn sabahnda, berberi zidor salarn
yapyor, terzisi Madam Marika gelinliini giydiriyor, raklar da yardm ediyorlard. Mnire
Hanmefendi ile kzkardeleri Nahide Hanm ve Seher Hanm, gzlerinde akmayan yalarm
buulanyla gelinin birka adm gerisindeydiler. Gelinin duvan mesut bir kadnn takmas
yasayd. Bu kadn da bu zelliklerin tmne sahip olduklarn sanmyorlard. Mnire
ocuksuzdu; Seher hibir zaman kocasyla fikir birlii kuramamt. Nahide'nin kocas ise tam bir
Rumeli kibar asilzadesiydi: Hovarda, iki seven, kendine zg bir hayat sren bir kiiydi. Ne kendi
mal ml-kyle uramaya yanard, ne de karsnn iftlii ve evin yk-leriyle ilgilenirdi.
Gelin kendi duvan kendi koyacakt. Onlar bu sevgili ocuklar iin mutluluk dualarn
edeceklerdi.
Btn bu dnceler tm tazelikleriyle Hadiye'nin aklndan geivermiti. Evet, bu merdivenlerden
artk ksa bir sre sonra inemeyecekti. Baka merdivenler nerelerde olacakt, hangi kaplardan
girecek, hangi mekanlardaki merdivenlerden inip kacakt?
Yemek odasna girince karlat grnt btn duygularn alp gtrd. Masann bandaki
sandalye botu. Artk amcas Enis Paa yoktu. Sandaki sandalyede teyzesi oturuyordu. nce yz
bsbtn incelmiti. Bu yzn gerek duygular derin bir gizin ardna gizlenmiti. Ak renkli,
geni uzun etekli bir ynl elbise giymiti. Salar paasn kaybedince ylesine dklmt ki
tepesindeki topuzu klmt.
Hadiye geciktikleri iin zr diledi. Teyzesinin sanda Aye Hanm, onun yannda Merzuka
Hanm, Mnire Hanmefendi, Kevser Hanm, Mnire Hanmefendi'nin erkek kardeinin gelini
oturuyordu. Karlarndaki yerler ise Hadiye'yle damad Vehbi Bey'e aitti. Yemek salonun harem
bahesine bakan boydan boya camlarnn ardnda Hali grnyordu. Gndzleri cvl cvl ileyen
kayklar ve vapurlaryla neeli olan Hali, geceleri az ve solgun klarla hznl bir
grnmdeydi. stanbul Hadiye'ye, Selanik'in aydnlk, renkli gecelerinden sonra ok i karartc
gelmiti. Hele bu koyu dindarlarn, soylularn, kibarlarn yaad Fatih'e almak zor olmutu. Bu
gece bsbtn kasvetliydi. Yars bo masada yemek sresince ok az konuulmutu. Yemekler
orba, sebze, et, pilav, brek ve kompostodan olumaktayd.
Hadiye aba Hasan Aa'nm yemeklerini biraz ar bulurdu ama ok lezzetli olduklarn da inkr
etmezdi. imdi Ha-sene Kalfa'nm piirdii yemekleri -zaten itahl bir insan deildi- artk iyice
seer olmutu. Byk bir deiiklik her keye bucaa ylesine usulca sinmiti ki! Grnte
sofrann bandaki bo sandalyeden baka deien bir ey yoktu. O bo sandalyenin yllar yl
sahipliini yapan byk varlk giderken sanki drt bir yan da boaltmt. Hadiye, kocasyla kendi
sandalyelerinin boalmdan sonraki grnty dnmek bile istemiyordu. Teyzesini nasl brakp
gideceklerdi? Yreindeki yzlerce ate damlac birlee birlee kocaman bir kor halini alyordu.
Yemekten sonra Mnire Hanmefendi orada bulunanlara "Geceler hayrolsun" diyerek odasna
ekileceini syledi.
Hadiye, teyzesinin her akamn benzeri delail-i erif okuyacan, tespih ekeceini, uzun uzun
secdelerle namaz klacan biliyordu. Eer uyuyamayacak olursa, oyalanmak iin gzlerine
gzlklerini takacak, mendil mendil kesilmi Hint tlbentleri stne hesap ii naklar ileyecekti.
Paasn kaybettiinden beri st mcevherle ssl hotozlarn bana takmyordu. Son kulland
kenarlar yine kendi iledii nefis oyalarla bezeli beyaz hotozu, yatann ba ucundaki be katl
abanoz

66
67
etajerin st rafnda duruyordu. Teyzesinin bu ok sevdii hotozu bir daha kullanmayacan
biliyordu.
Musiki gecelerinin dnda her zaman misafir salonunda ahenkler yaplrd. Hadiye piyanonun
bana geer, Kevser utu-nu alrd. Hanende Aye Hanm da tefiyle tempo tutarken davudi sesiyle
arklar okurdu. Mnire Hanmefendi bu kk topluluun saz gecelerinden ok holanrd. ou
zaman Paasn da salona getirirdi. Artk konakta ses soluk kesilmiti. Geceleri t kmyordu;
rtl kaplarn ardnda yksek sesle konuulmuyordu. Aclar byk, ylesine bykt ki her
dakika gemite yaanm bir an anlatlyordu. Diyarbakr'daki, Halep'teki valilik zamanlarndan
nce Paann mutasarrf olarak gezdikleri yerler birer birer tazeleniyor, konuanlarn da
dinleyenlerin de gzleri nemleniyor, yalar akyordu.
Aclarn en by Hadiye'nin yreindeydi. Sk sk "Ya Vehbiciimin sevgisi, koruyuculuu,
tesellileri olmasayd?" diye dnyordu. Ama krler olsun ki gzyalarn silen, efkatli elleri,
ban yaslayaca scack bir gs olan Vehbisi vard.
Teyzesiyle o nemli kararn verilmesinin stnden ksack bir sre gemiti ki bir akam Vehbi
Bey, Babli'den heyecanl bir haberle dnd. nemli haber Hadiye'nin yreine haner benzeri
sapland. Kocasnn tayini kmt. Halbuki daha teyzesinden ayrlmann, onu yalnz brakmann
kararn yreine sindirememiti bile. Mnire Hanmefendi sevinmi grnyordu. "Kular
kanatlannca yuvadan uarlar nk onlarn da yuva kurmalar gereklidir. Doann gidiat budur"
diyordu ama kimi zaman da Hadiye onu gzleri kzarm yakalyordu. Sorduunda teyzesinin
cevaplar hazrd: Sobann duman kam veya gece hi iyi uyuyamamt.
Vehbi Bey Selanik'in Pristine kazasna Tahrirat Mdr tayin olmutu. Teyzesi, "lk memuriyetler
daima byledir. Biz de evlendiimizde Paamn rtbesi vard ama memuriyetler kkten balar,
yava yava, kdem kdem ykselir" diyor ve bu memuriyetin pek uzun srmeyeceini tahmin
ettiinden fazla eya gtrmelerine gerek olmadn szlerine ekliyordu.
Hadiye teyzesinin tavsiyelerine uyarak hazrlklarn ya68
parken, Kevser ve Merzuka hanmlar, kalfalar yardm ediyorlard. Mnire Hanmefendi, "Buradan
ev eyas gtrmeye gerek yok. Seher kardeim lzumlular Selanik'ten temin eder." diyordu. O
gzel zarif karyolay, gardrobu, tuvalet masas ile yatak odasn brakacakt. Bylece anlar da
yerlerinden kpr-damayacakt.
Dolaptan kocasnn elbiseleriyle kendisininkileri alp bavula yerletirirken, ayr bir blmde beyaz
patiska bir torbada duran gelinliini bir kere daha dzeltmek istedi. Beyaz gderi iskarpinleri
kutusundayd. Mendilleri ve eldivenleri ipek kaplamal birer kutuda saklyd. Harika gzellikteki
byk yelpazesini birka kere ap kapad. Kumanda uuk pembe, mavi, sar, uuk yeil
renklerden desenler bulunan kenarlar dantelli beyaz tl yelpazesini ne kadar seviyordu.
Dnnden sonra birka akraba toplantsnda kullanmt. Pristine Tahrirat Mdr'nn hanm
byle bir yelpazeyi nerede kullanabilirdi ki? Gld. Pristine ve bu harika yelpaze! Sonra iini ekti.
Anlara dald, dn gecesini hatrlad...
Teyzesi prlanta talarla ilenmi bir ta hediye etmiti. Annesinin o tacn gerdanln, babasnn da
akarsu bileziini vermesi Hadiye'yi ok sevindirmiti. Hele amcasnn armaan gelinlii... ok
geni etei, uzun kuyruuyla prl prld. Kat kat tl ve tafta, i eteklikleriyle bsbtn muhteem
bir grnt yaratyordu.
Hadiye bu muhteem gelinliiyle heyecan iinde bekliyordu. leye doru adet gerei damat
gelirdi. Gerekten de le saatlerinde aadan sesler duydu. Az sonra da merdivenlerden kan
Vehbi Bey^ grd. Yznn rengi saryd; sadece elmack kemikleri pembeydi. Kendisine bakp
bakmadn gremedi. Bayla onu selamlayarak sa kolunu uzatt. Hadiye o kola sol kolunu
soktuunda, elbisesinin altndaki titreyiler kendi elinin titreyilerine kart sanki. Btn dn
halk odalarnn kaplarnda, byk sofada ayaktaydlar. Ellerindeki keselerden kardklar liralar,

eyrek liralar aralarnda gemekte olan gelinle gveyin bana serpiyorlard. Altnlarn krdayan
seslerine, grenlerin "Maallah, Allah nazardan korusun" sesleri karyordu.
69
Yzgrmlk treni iin gelin odasna girdiklerinde kap rtld. Kamer Kalfa, byk gm tepsi
iinde altn zarfl kristal bardaklarda, limonlu gl erbeti getirdi. Tepsiyi ieride brakt, geri geri
yryerek kt. Yalnz kalmlard. Vehbi'nin zarif elleri yumuak bir hareketle yzn rten
duva aarak geriye brakt.
Sa elindeki eldiveni karmaya alan Hadiye'ye yardm etti. Daha nce alndn duyduu iri tek
ta prlanta yzk kutusundan karld, hafife titreyen eller birbirlerine deerek, yzk parmaa
takld.
"Deersiz hediyemin kabuln rica ederim efendim."
Ses ok erkeke, fakat scackt.
"Benim iin ok deerli, teekkr ederim efendim."
Birbirlerinin yzlerine bakyorlard. Baklar, gzlerden yreklerin derinliklerindeki duygular
lmeye alyordu sanki.
Bu on, on be dakika, yzyllar kadar uzun gelmiti ikisine de. O uzayp giden dakikacklar
bittiinde, Vehbi usulca eilerek Hadiye'nin yanana ufack bir p kondurmutu. Sanki bir ate
damlacyd yanaklarna deen. Sonra Vehbi birka kez iini eker gibi derin soluklar ald. Yine
btn nezaketi, zarafeti ve yumuaklyla birka kelimecik fsldad.
"Bu dakikalara ulaabilmek iin o kadar byk bir sabrla bekledim ki Allahma yz binlerce
krler olsun."
Ve odadan kt.
Dn gnlerinin bu dakikalarn hatrlarken Hadiye'nin yanaklarnda hissettii ate, rperte
rperte btn vcuduna yaylyordu. Sonra, duygularyla grdkleri birdenbire deiiverdi,
gzlerinin nnde baka bir grnt canland.
Dn gecesi yatak odasndayd. Byk yuvarlak fanuslu, ift bohem lambalardan yaylan uuk
pembe solgun kta, evre bir baka grnmdeydi. Bronz karyolanmn ba ksm parlyordu.
Beyaz stne sim ilemeli yatak rts l sld. Sanki bir pembe rya gryordu.
Beyaz gelin zamba dolu vazo, bir buhurdan benzeriydi.
70
Kokular bile lk ve pembeydi sanki. Hadiye, sol dirseini yaslad konsolun yanndayd. Bir an
kardaki boy aynasnda kendi hayalini grd. ard. Beyaz ince duvakla rtl yz, kendi yzne
hi benzemiyordu.
Gzleri srmeli, yz pudralyd. Dudaklar da her zamankinden daha pembeydi. Bu incecik belli,
uzun elbisesinin arn uzunluunda kuyruu olan gelin kendisi miydi?
nce kuma, gsnn taze yuvarlaklarn gizleyememiti. Beyaz bir kuunun zarafetini tayan
gzel yznden/safiyetin, masumluun btn zellikleri yansyordu.
inde kabaran, dalga dalga vcudunu saran heyecanda byk bir sevin de gizliydi. Kendini belki
de ilk kez beeniyordu. Gzel olduunu grmt. Her gn aynada grp alt bu yz bir
bakayd. Onurlu, kendine gvenen, mutlu olacana inanan birisinin yzyd bu. Seviniyordu.
Gzlerinde, amcas ile teyzesinin odalarnda, nl bir hattatn yazd bir levha canlanrken,
amcasnn tatl sesiyle okuyuu da kulaklarnda yankland:
"nnallahu Cemiln
Yuhubbun Cemal"
evirisini de hatrlad. "Allah gzeldir, gzelleri sever". Kendisini bir bakasnn gzleriyle grm
ve beenmiti. "Galiba gzelim" diye glmsedi. Allah gzeldir, gzelleri sever. Allah' onu da
seviyor muydu?
Aadan duyulan sazlarn ald hava deimiti. Yeni baladklar, gelin havasyd. Yrei
burkulurcasna arpmaya koyuldu. Btn dikkatiyle kapnn porselen tokmana bakyordu. Az
sonra kap vuruldu, yuvarlak tokmak ekseni evresinde dnd. Kap usulca araland ve abucak

rtld. Gelen Vehbi Bey'di. Bayla selamlad Hadiye'yi. Fesini kartarak sehpann zerine
brakt. Karyolann ucunda kbleye doru serili duran seccadeye yrd. Hadiye, Vehbi Bey'in
yumuakl-ndaki zarafeti gzlyordu. Seccadenin ucuna vardnda, ayandaki rugan iskarpinleri
kartt.
Hadiye'nin aklndan, "Ak bala namaz klnr m" sorusu geti. Klnyordu ite. Annesinin bir
szn hatrlad:
71
"Allah'n karsna ruhunuzla knz. Onu szlerle deil yreinizle seviniz. Onu kendi yreinizde
hissediniz. O zaman gerek Allah' bulursunuz."
Kocas olacak bu gen adam, teyzesi Mnire Hanmefendi demek ki davranlarndaki bu sadelik
ve derinlik yznden ok seviyordu.
Bir rekat namazn uzunca bir zaman dualar blmne ayrlm olmalyd. Gen adam gzleri
kapal, elleri ak bir sre ylece kalmt. Hadiye de birden farkna vard. Kendisi de dua ediyordu.
Banda tac, gerdannda mcevherler yokmu gibi, teller duvaklara, ipeklere brnmemi gibi,
btn dnya gereksinmelerinden syrlm bakir ruhuyla, Allah'nn huzurunda, onun secdesindeydi.
Gzleri tam rtl deildi ama evresini grmyordu. Sadece Vehbi'nin ge doru kaldrlm
ellerinin yanndayd sanki. Onun da ruhunun elleri havadayd. Yreinden kopan dualarn, Tanrya
hibir arac olmakszn dorudan doruya ulaacan hissediyordu.
Yzne bir hava arpnca, yar aralk gzleri ald. Vehbi Bey'i grd. Yaknmdayd. Sanki az
nce dualarla dnyadan uzaktaki insan o deilmi gibi scack glmsyordu. Hadi-ye'nin
bandaki tac ald.
"Dnya gzeli sevgilimi rahatlatmalym. Msade eder misiniz?"
Hadiye mennun cevap verdi.
"ok sevinirim."
Becerikli elleri kocasna yardma kotu. Beraberce karttklar tac Vehbi zenle komedinin stne
brakt. Sonra Hadiye duvan tutan firketeleri skt. Duvak muhteem bir bulut gibi yere indi.
Hadiye'nin dudaklarndan iradesinin dnda szckler dklverdi.
"Oh, dnya varm. Sabahtan beri bu klktaym."
Vehbi hayranlkla karsna bakyordu.
"ikayete hakknz yok. Bu klk her kza bylesine yakmaz ki."
"Ben her zaman ok sade ve rahat giysileri severim."
"Biliyorum."
72
Vehbi'nin tatl gl ok hotu.
"Ama nereden biliyorsunuz?"
Vehbi bu kez azck sesli gld.
"Benim kk dostum Hayri yoluyla. Sizin her gn neler' giydiinizi, nasl vakit geirdiinizi,
hangi saatler musiki ile uratnz, hangi zamanlar okuduunuzu, hangi tiyatrolarda hangi
oyunlar seyrettiinizi, hangi piyesleri beendiinizi, hangi ar dramlarn Ermeni aksanyla
konuan aktrlerine glmemek iin kendinizi zor tuttuunuzu da biliyorum."
Hadiye'nin gzleri irilemiti. ylesine mutlu, ylesine rahatlamt ki.
"Ya demek byle."
"Evet gzelim, bana hi de yabanc deilsiniz. Hakknzda sylenen en nemsiz szler bile
gnlmde yazldr."
Hadiye birden glmeye balad. kisi de konumay srdrmek isteindeydiler. Vehbi iki pencere
arasndaki yuvarlak masay gsterdi.
"Burada yenilip iilecek bir eyler var. Benim gzel sevgilimin bugn yemek yemediini
biliyorum. Acaba ben gzelime elimle bir erbet sunsam, birka yudumcuk yle isek. Sonra bu
tatl tuzlu rek, breklerden yesek. Bylece hayatmz beraberce yaamaya baladmz gecenin
ilk yemeini yemi

ruz.
Hadiye ylesine rahat ve mutluydu ki. Gerekten rahatlamt. O gne dek bekledii, korkun
gerdek gecelerinden birinin yaanmayacan dnerek sevindi.
Karsndaki erkek ne kadar genti. Fakat yandan beklenemeyecek bir olgunluun doruundayd.
Gelecek gnlere scack bir geceyle balayacaklard. Bu ne kadar byk bir saadetti. Hadiye'nin
elinden tuttuunda glmsyordu gen adam.
"u gzel elleri de rahatlatalm deil mi?"
Beraberce eldivenleri karttlar.
"u gzel ayaklar da serbest olmallar sanyorum."
"Ah zahmet etmeyiniz, beni utandryorsunuz."
Ama Vehbi onu dinlemiyordu. Sivri burunlu, beyaz saten
73
iskarpinleri kartmak iin eilmiti. Ve hi yadrgamadan iskarpinlerden kartt ayaklar sevgi
szckleriyle ovuturuyordu.
"Zavall gvercin kanad ayakklar. Ne kadar da ac ekmiler."
Hadiye'nin ayaklar gerekten rahatlamt.
"Ama sizin iskarpinleriniz ayanzda duruyor."
Vehbi birazck rkek sordu:
"Sizi rahatsz etmez mi?"
"Yok, yok, kesinlikle. Ama siz rahat edemezseniz karyolann ayak ucunda terlikleriniz var."
Vehbi'nin kprdamasna vakit brakmadan yerinden frlam, kendi terliklerini giyivermiti.
Kocasnn terliklerini de getirmiti. Bu kez birbirlerine bakarak gerekten kahkahalarla glmeye
koyuldular.
Sonra glmeleri duruldu. Birbirlerinin dncelerini anlamaya alarak baktlar. Hadiye ayaa
kalkt. Yatak odasnn yanndaki gardrop odasna geti. Az sonra dndnde, srtnda son derece
k mavi bir saten sabahlk vard. Kocasn da robdambrm giymi buldu. Bu klk deitirme
onlar biraz daha birbirine yaklatrmt. Sanki krk yldan beri birbirlerini tanyor, seviyorlard.
"Artk rahatlkla bir ey yiyip iebiliriz sanyorum. Ama ben ilk nce yzm ykamak istiyorum.
Biraz sslym ve bu beni rahatsz ediyor."
Az sonra karlkl koltuklarna oturmular, bu kez birbirlerine yiyecek iecek ikram etme yarma
balamlard. Bir sre bylece geti. Vehbi bir ara kapdan yana bir gz att. Sonra Hadiye'ye
dnd. Biraz sklganca, biraz da yavaa konutu.
"Beni taral biri diye tanyorlar. Evet Diyarbakrlym fakat benim ailem pederahi deil maderahi
bir ailenin ocuu olarak yetitirdi beni. Bizim trelerimizde erkekler kadnlarna byk sayg
duyarlar. Bizim evliliimizin ilk gecesi, biroklarnn ilk gecelerine benzemeyecek. nk henz
birbirimizi tanmaya alyoruz."
Hadiye akn bir sevinle ii titreyerek kocasna bakyor
74
ve yreinin kapsnn Vehbi'ye aralandn hissediyordu. Bu akilli/ mantkl, gzel sesli, duygulu,
altn bal, gk gzl adam sevmeye balamt bile.
Vehbi uzanp elini tuttu, dudaklarna gtrd. Kslm kck fakat scak bir sesle konutu:
"Buraya gelirken oda kapmzn yannda bir hanm grmtm. 'Sizi sabaha kadar bekleyeceim.
Ben sizin yengeni-zim' demiti. Hadiye gzel sevgilim, acaba o hanma hi gerek duymayacamz
syleyerek kapmzdan uzaklatrsak daha iyi olmaz m?"
Hadiye, Vehbi'nin ne demek istediini kavramt. Birbirlerini tanyacaklar, yakn olacaklar bir gn
geldii zaman birbirlerinin kollarnda yatacaklard. Vehbi'nin bu soylu davran karsnda utan
duydu. Usulca yerinden kalkarak hanm uzaklatrd...
Hadiye bir ses duydu. rkildi, rperdi.
"Dalp gittin gzelim. Ben diyorum ki Pritine'ye gelinliini de gtr. Bir dn olduunda yle
anl hretli bir gelinlik grsnler."

Konuan Kamer Kalfa'yd. Grd harika ryadan bir anda uyanverdi. Dnn stnden iki yl
ne abuk gemiti. Bu iki yl iinde neler, neler olmutu. Sevinler, heyecanlar ve unutulmaz byk
aclar. Ve imdi btn hayat deiiyordu. Yaam sanki bir ryayd. Bugnn gerekleri ertesi gn
dt. Hadiye, Rumeli'nin bir bucandaki bir dnde o gelinlii giymek istemiyordu. O gelinlik,
hayatnn balangcnda nemli bir rol olan muhteem bir anyd. Ve bir daha giyilmeden ylece
korunacakt. Hadiye gelinliini, gnn birinde eer ksmet olursa kzlarna gstermek zere
saklad. Fakat ksmet olmad.
75
Selanik'e Dn
Hadiye gvertedeydi. Beyaz Kule'yi grdnde memleketini ne kadar zlemi olduunu
anlayverdi. O gne dek zoraki bir kstlamayla gerilettii zlemleri, sanki zemberei boalm bir
yay benzeri frlayvermiti. Yallarn ve kynn gzelliini gzlerken bir yandan da ban kocasna
eviriyor ve "Ah ah, ne kadar zlemiim Vehbiciim" diyordu.
Vehbi Selanik'i ilk kez gryordu. Kendi doduu ehre hi benzemeyecekti elbette. Fakat Vehbi
Selanik'in uzaktan grd an birdenbire Hadiyesinin zlemlerinin yerinde olduunu kavrayverdi.
Birden nereden fkrdn bilemedii bir sevin sard ruhunu. Sanki krk yldr hasretini ektii bir
sevgiliye kavuma sevinciydi. Azametli surlarla, muhteem kaplarla girilen Diyarbakr' da ok
severdi ama o doduu, byd ehirdi. Karsnn aylardan beri glmeyen solgun yzne renk
gelmiti. Gzlerinin ii, yz l sld. Onu byle grnce daha ok sevindi, sonra dnd. ki
yldr Hadiye'yle karlkl doduklar ehirleri konumular, zelliklerini birbirlerine anlatmlard.
Hadiye'ye Diyarbakr' sevdirmiti. Fakat onu memleketine gtrmeyi hi dnmemiti nk
Diyarbakr ban, gzel kzlara damgasn vurmaya merakl bir ejderhayd sanki. Hem de hep
yanaklarda, burun kanatlarnda kard. Tedavisi bilinmiyor, ilac bulunamyordu.
Hadiye'nin bartsnn akta brakt kahklleri, esen Olimpos rzgryla kpr kprd. Vehbi
ona bakmaya doyam16
yordu. Bir kolunu Hadiye'nin omuzuna attnda Hadiye glmsedi.
"Bu davrannz burada yadrganmaz, ayplanmaz. Baknz arafl deilim. Srtmda
stanbul'dayken sayfiye yerlerinde giydiim bir yeldirme var."
Vehbi karsna bakarken glmsyordu. lk sz kesildiinde Kamer Kalfa ile Hadiye'ye bir haber
ulatrmt.
"Hadiye Hanm'dan ince pee kullanmamasn rica ediyorum, ltfen iletir misiniz!"
Cevap gelmekte gecikmemiti.
"Ben yzm hasr pee ile rtemem. Bugn de yarn da kesin kararlym bu konuda."
Vehbi cevaba deil, bu anlamsz hrnla kaplmasna ok zlmt. Hadiye ise sz kesilmesi
ans olarak Vehbi'nin gnderdii hediye ile byle tepeden inme bir istei hi bada-tramamt.
Vehbi'nin gnderdii hediye gerekten ok gzeldi. Anlamlyd. Bu, insan duygulandracak
incelikte bir diki kuruuydu. Koyu bej gderiyle kapl, stten kapakl, mcevher kutusuna
benzeyen minyatr bir sandk biimli kutunun kapa zerine ve drt bir yanma suluboya ile
leylaklar izilmiti. Tmyle baklmaya doyulamayan gzellikteydi. Ya iindeki gm yks,
birka boy kk biki makas... i lavanta iei dolu inedenlii pembe satendendi. Bir deste,
kenarlar dantelli ortalar muslin, svire doumlu mendil bu zarif hediyeyi tamamlyordu. Hadiye
byk bir heyecanla mendilleri kaldrdnda grd, kutunun dibine uzatlm, uzun ve yass
eflatun iede leylak kolonyasyd.
Hadiye bunlar dnrken iinde bulunduklar gemi hz kesmiti. Kalabalk limana szle szle
giriyordu. Hadiye'nin de Vehbi'nin de heyecanlar son durana varmt. Bir an nce kyya kmak
istiyorlard. Ryadaydlar. Beraberce ilk seyahatleriydi. Aylarca srmesini istedikleri bu gezi ne
yazk ki uzun deildi. Annesi ile babas, teyzeleri, ablas, ocuklar rhtmdaydlar.
Gzyalaryla, kucaklamalarla dolu kavuma dakikalarca srd. Ablasnn drt olu Enis, Enver,
Orhan ve Yusuf, Hadi-

77
ye'nin evresini sarmlard. Ailenin tm kendi zel faytonlar ile gelmiti. Hadiye ile Vehbi iin
Seher Hanm'n arabas tahsis edilmiti. Arabaya bindiklerinde Yusuf, ceylanca bir srayla
kendini arabaya ve teyzesinin kucana atverdi. Kar-koca birbirlerine baktlar. Bu baklarnda
birka yl ocuksuz yaama kararlarndan vazgemeleri zamannn geldiini sezinlediler. tenlikle
gltler. Hadiye, Vehbi'ye eildi. Onun kulana fsldad:
"Neden olmasn sevgilim?"
Vehbi de onun kadar heyecanlyd. Bu, o gne kadar hi duymadklar bir hevesin heyecanyd.
Vehbi de ban evirerek Hadiye'nin kulana yavaa, "Avrupa ile Asya'nn karm bir bebek.
Na harika deil mi" dedi. "Sana benzeyen bir ki-zm olmasn isterim." Hadiye glyordu.
"Doulu erkekler hep erkek ocuk severler sanrdm. lk nce sana benzeyen bir kz."
"Ben yars sana yars bana benzemeli diyorum. Senin gzlerine baylyorum."
"Ben de senin iri gzlerinin harika baklarna baylyorum."
"Peki kabul, senin gzlerinin rengi, benim gzlerimin biimi..."
Glyorlard. Hadiye birdenbire Fatih Otluku Yokuu' ndaki kederli evden uzakta olmann
rahatln duydu. Vefaszlk myd bylesi dnceler? Yok, yok hi de deil. O anlar birazck
gerilere itelemiti sadece. O byk ve kederli aclarn basklarna daha fazla dayanamayacakt.
20 yandayd. Dayanma gcnn ok stndeydi son aylarn aclar. Yaamn da treleri vard. Bu
dncelere dald srada arabacnn gemleri kasmasyla sarsld. Araba, Islahhane Caddesi'ndeki
Ratibe Hanm Kona'nm avlu kaps nnde durdu.
Avlu hi deimemiti. Birdenbire havann nasl lk ve tatl olduunu farketti. Byk asma
ardandan sararm zm
78
salkmlar sarkmaktayd. Bir yz caddede, br yz avludaki emenin musluundan hl "tp tp
tp" sular damlamaktayd- Arabalarn konulduu, atlarn barnd ahr kapsnn nnden geerken
ocukluunda derin soluklarla koklad atlarn, onlarn gbrelerinin karm havay iine ekti. Bu
kokuyu severdi. Evini zlemiti. Aklnn bir ucunda ikinci zlem be-liriyordu. mleki iftlii'ni
de zlemiti. Bostanlara byk kuyulardan su eken dolaplarn bitmeyen gcrtlarn duyuyordu
sanki.
Evin halk, a Nazmiye Nine, yamaklar, evde i gren kzlar arka srada, nlerinde kalfalar sra
sraydlar. Hadiye ellerini pmek isteyenlere yanaklarn uzatyor, hepsine sarlyordu. Birden
kanatlar ardna kadar ak duran evlerinin i kaps nnde dadsn grd. "Benim Arabm"
diyerek merdivenlere kotu. Zenciydi dads. Onun kendine zg bir kokusu vard. Hadiye ne
kokulu sabunlar, ne lavantalar denemiti. Hibiri onun o Afrika kkenlilere mahsus kokusunu
deitirememiti. Ama o kokuya da dadsna olduu kadar tutkundu. Yemenisinin altndan fkran
kvrck salar st beyazd. Fakat yz hl tazeydi. Hi burumamt. Belki hi burumayacakt
da. Sa elindeki bastonu brakt. Kollarn at, gzyalar birbirine kavutu. Vehbi az gerideydi.
Btn ev halk bu sahneyi gzlyordu. Hepsi alamaktayd. Dadnn dili yine etrefilliydi.
Kelimeler yarm yarmd. Kimisinin ba yutulmu, kimisinin sonu yoktu. Hadiye hepsini
anlyordu. Fakat Vehbi bir kelimesini bile zemiyordu.
"Sana bakt, sana bytt, hani senden bir yavrusu..."
Hadiye comutu.
"Dadcm, dadcm, benim sevgili Arabm."
Onun kulana eildi.
"Eer bakacana sz verirsen... Sz verirsen dadcm."
"Sana lazm olursa yavrusu dado bytr."
Dad yan gzle Vehbi'ye bakt. Ona da kollarn at, kucaklad gen damat beyini. Osman Nuri
Be/in sesini duydular.
"Dad kalfa izin ver de biz de kzmz barmza basalm."
Baba kz sarltlar. Hadiye btn sevdiklerinin gsle-

79
rinden gslerine geti. Annesi her zamanki scack, yumuak, dervi davranlaryla kzn
okad.
"Sana kzlk odan hazrladk. kn, ykann, dknn. stlerinizi deitirin. Sonra yemee inin. "
Yukar kattaki odasnda tek kiilik bronz karyolasnn yerine konulan ift kiilik karyoladan baka
hibir deiiklik yoktu.
"Biliyor musun Hadiiim, dad ocukluk anlarm tazeledi. Benim de dadm zenciydi."
ocukluunu hatrlamt. Diyarbakr, btn ailesi, annesiyle, babas, kardeleri, evi. Kars
doduu eve ve bu byk evdeki ailesine kavumutu. zlem gideriyordu. Kendi ailesi ise
uzaklardayd. Hepsinden uzakta oluuyla kendisini gurbette hissedebilirdi. Yok hayr, hi de yle
hznl duygular yoktu iinde. zlemiti hepsini ama mutluydu. inden "Ben ka-rmkyl
olmuum meer" diye sevimli bir duygu szlp geti gitti.
Karsnn gen kzlk odasndaydlar. Zarif bir Rumeli havas vard bu odada. Pencerelerdeki
kenarlar frfrl tl perdeler, iki yana toplanm, duvarlardaki engellere pembe renkli kurdelelerle
balanmlard. Duvarlarda Hadiye'nin iledii birka goblen levha aslyd. Bir de Hadiye'nin
resmi vard. Bytlm kahverengi beyaz bir fotoraft. Hadiye, Vehbi'nin byk bir dikkatle
izlediini grnce anlatt.
"Selanik'te fotorafhaneler vard. Fakat kimse gidip de ektirmezdi. Bu fotoraflarn yabanc
kimselerin eline gemesi kuskusuydu fotoraf ektirmemelerinin nedeni. Ama benim bu resmimi
teyzezadem hsan Bey'in kaynpederinin ei ekmiti. Stk Bey fotoraf meraklsyd. Evinde,
ailesinin, ocuklarnn resimlerini ekerdi. Kendisi Selanik defterdardr. Benim bu dekolte giysili
fotorafm, ei Fatma Hanm teyzem ekmiti, Stk Bey deil. Ne kadar yakn akraba olsak, yine
byle bir resim ektirilemezdi."
Vehbi hl resme hayranlkla bakmaktayd.
"Ne kadar gzel masum, ocuksu bir yz. Rafael grebilseydi muhakkak ki bir portreni yapmak
isterdi. yi ki Stk Beyefendi fotoraf meraklsym ve senin bu gzel resmini ek80
misler. Keke ben de resme daha ok alabilsem de yle yalnzca natrmortlar deil senin gzel
resimlerini yapabilsem."
Avluya bakan pencerelerin dndaki mermer setlerde, pembe iekler, karanfil sakslar sralyd.
"Annem yllarca bu pencere ilerini bo brakmam. Ah anneciim, ne kadar olgun, ne kadar
fedakardr. Beni teyzeme gnderdii zamanlar sevgili ablasnn mutluluu uruna barna sabr ta
basmt. nk o ocuksuzdu. Sayg, sevgi iin yapamayaca fedakarlk yoktu."
Artk konumadlar. abucak bavullarn atlar. Giyecek bir eyler kartp, stlerini deitirdiler.
Salarn taradlar. Odalarndan dar ktklarnda byk sofann lambalar yaklmt. Hadiye
duralad.
Egzersiz piyanosunun stndeki amdann mumlan yaklmt. Oraya doru yryen Hadiye
piyanosunun kapan at. Parmaklar tular okad. Sonra okayan parmaklar, tulara dokundu ve
bir melodi dodu. Vehbi ard. Bu bir Diyarbakr trksyd. Vehbi'nin hi sesi yoktu ama arada
srada tra olurken tpk iftliindeki adamlarnn syledii iveyle mrldand bir arkyd bu.
"Gidirem dur diyen yok Kebab oldum yiyen yok, Ayrlk gyneini, Benden baka giyen yok."
Hadiye bu halk trksn alyor, hem de Vehbi'nin okuduunun benzeri bir biimde sylyordu.
Vehbi, karsnn piyanosunu ilk kez dinliyordu.
Evlenmelerinden hemen sonra Vali Paa hastalanmt. Hastaya sayg bykt elbet. O hastayken
evde hi saz sz olur muydu? Hadiye ne ut alm, ne de piyanosunun kapan amay
dnmt. Gndzleri amcasyla beraberdi. Geceleri ise Vehbiciinindi.
Vehbi birdenbire yle mutlu hisseti ki kendisini. Sanki yeni evlenmilerdi. Beraberliklerindeki
scakl, zntler, aclar bozamayacakt artk. Onu hi kimselerle, en sevdikleri olsa bile
blmeyecekti. inden bu dileklerinin Tanr tarafndan kabu81

lunu niyaz etti. Birdenbire hayatlar deiivermiti.


Gzel karsnn sesi de ne kadar gzeldi. Kk fakat duygulu bir sesti bu. Syledii Diyarbakr
halk trks de azna yakmt. Bu trky nasl ve ne zaman renmiti, soram-yordu. Onun
almay kesmesini istemiyordu. Kestane rengi gr salar, beyaz ensesinde gevek bir topuzla
toplanmt. Omuzlar hafif kprdanlarla oynamaktayd. Vehbi gl bir resim ustasnn
frasndan doma bir tabloyu seyrediyormuasma heyecan duymaktayd. stelik bu tablo
canlyd. "Hem de ebediyen benim", diye dnd.
Hadiye arknn ikinci blmn Krte sylemeye balamt. iftliklerindeki renberler sylerdi.
Bann iine anlar verdi. Babasnn iftliklerinden hangisiydi acaba. plak bir ata binmiti.
Ayaklarnda diz altlarna kadar yumuak deri izmeler vard. Babas onun eersiz ata bindiini
grmemeliydi. "Doru deil. yi bir svari koumlar eksik bir ata binme-melidir"' derdi ama Vehbi
o gen tayla iyi anlayordu. Ayaklarnn en kk bir kprdanyla sylediklerini hemen
anlyordu.
Beraberce bir aydan geiyorlard. Vehbi onun byle birdenbire aya yneleceini kestirememiti.
Sular derin deildi ama ak sertti. Attan aya derse Vehbi'yi kapp gtrebilirdi. Ayaklarn
taynn karnna sararak yaptrmt. Vcudunu ne emiti. Yelelerini iki eliyle kavramt.
Altndaki tay, onun kendisini salama aldn anlamakta gecikmemiti. Ykn ayn
derinliklerine doru evirivermiti. lkin sar izmeli ayaklar, sonra bacaklar sulara gmlmt.
Gen tay neelen-miti. Sraya sraya kar kyya doru yzyordu. Vehbi heyecan ve nee
iinde bir snavdayd. Sularn serin arplar ne kadar hotu. st ba slanmt ama kimin
umurundayd. Hi korkmuyordu. ayn kar kysna geldiklerinde sular bacaklarndan,
ayaklarndan ekiliverdi. Tay kinedi, hafif de ahland. O da sularda serinlemiti. Vehbi o srada
yaknlarda birisinin ark sylediini duymutu, gen bir delikanl sesiydi bu. Yank ve
duyguluydu.
"Lober lober loberdo
\
82
Lovo desti mnderdo"
Gidirem dur diyen yok
Kebab oldum yiyen yok
Ayrlk gyneini
Benden baka giyen yok"
Birdenbire bir ann iine san d benzeri dnceler uup dalverdi. Hadiye susmu,
parmaklar durmutu. Vehbi karsna yaklat. Onun kestane rengi salarnn tel tel derek
parldad ensesine bir kk teekkr pc kondurdu. Hadiye dnd, glmsyordu.
"ardn deil mi Vehbiciim. Bu arky sylediin zamanlar senin de memleketinin zlemiyle
yanp tututuunu anladm."
"Ama ne zaman sylyorum?"
"Ekseri tra olurken. Bazen de resim yaparken mrldanrdn."
"Piyanonu ve sesini ilk kez duyuyorum. Bana ocukluumu, bu arky bir renberimizden
duyduum dakikalar anmsattn."
Birden yemekte beklendiklerini anmsadlar. Glmsediler birbirlerine. Hadiye piyanosunu
grdnde kendisini tutamadn, zlem gidermek zere okamak iin tabureye oturduunu
syledi.
"Nasl oldu bilmiyorum. Senin mrldandn trky ne zaman renmiim bunun da farknda
deilim." El ele tututular, merdivenlere doru yrdler.
Yemek odas bahe stndeydi. Camlarn dnda gece balamt. Perdeler rtl deildi. nk
hepsi avluya almaktayd. Bahenin uzun demir direk stndeki kaln kristal caml feneri
yaklmt. Iklar, avlunun evresindeki ieklere ve emenin musluundaki damlalara
yansmaktayd.

Hadiye ocukluunu dnyordu. iftlikten getirdii ve avucunda yemleyerek bytt sar


minik civciv kocaman bir "eyaz horoz olmutu. Uzun sar ve gl bacaklar, bir yana yatk krmz
ibii ile bu ahane horoz Hadiye'yi annesi san83
maktayd. Peinden ayrlmaz ve sabah erkenden penceresinin altnda terek onu uyandrrd.
Sofrada herkes eski yerlerine oturdu. Gzleri ocuklar arayan Hadiye ablasna eilerek
"Neredeler" diye sordu.
"oktan yattlar. Yusuf sana vurulmu. Zorla yatrdm. Bir trl uyumuyordu. Sabah erkenden
gelip seni uyandrrsa ama kardeim."
Osman Nuri Bey kzma kavumaktan son derece mutluydu. Gzlerini kzndan ayramyordu.
Yemek srasnda hep stanbul'dan konuuldu. Kznn artk Selanik'e yakn bir yerde yaayacana
memnundu.
"Seni ok zlyorduk evlatcm. Merhum aabeyimle yengem hanmefendiyi ok mesut
ediyordun, bunu biliyordum. Fakat hasretine de dayanamyordum. Ho, keke aabeyim yaasayd
da biz barmza ta basaydk. Nurlar iinde yatsn sevgili bym. Seni z evlad gibi severdi."
Hadiye babacnn gzlerinin nemlendiini, bunu ele vermemek iin de sesli ksrdn
farketmiti. Annesi bu konunun uzamasnn Hadiye'yi zeceini bildiinden bahsi deitirerek
kzma iftlikten sz at.
"Belki Vehbi Bey olumuz mahalli memuriyetine gitmeden nce ksa da olsa beraberce bir ziyaret
yaparz. mleki'ye Avusturya'dan yeni bir harman makinas ile bir bier-dver makinesi
getirttim. Yeni icat edilmi olan bu makinalar orakla ekip bimekten, dvenle harman yapmaktan
kurtaracak bizi. Az emekle btn iftliin tarlalarndaki budaylar, arpalar
harman ediyor."
Ya o zaman kadnl erkekli, gen kzl, delikanll alanlar ne olacaklard? Harman zamanlarnn
davullu zurnal, zamara-l, armonikal harman elenceleri de tarihe mi karacakt?
Geni etekli urbalar stnde renk renk ilemeli nlkl, nak nak ieklerle bezeli brmck
gmlekli Bulgar kzlaryla Bulgar ve Trk delikanllar horon tepemeyecekler miydi? Genlerin
birlikte oturduklar, evrilen kuzularn itah ac ko-kularyla, pilavlar, brekler, ayranlar,
erbetlerin, gizli gizli iilen araplarn neelendirdii sofralar da m artk kurulmayacakt? ocukluunun en unutulmaz saatleri hep harman zamanlarna rastlard. mleki iftlii
harman sonu elencelerinde civar kasabalarn iftlikleri arasnda hep birinci gelirdi.
Sofraya bir tepsi brek getirilmiti. Tepsinin ortasndaki boaltlm yerde byk bir anak dolusu
yourt vard. Hadiye gevindi. Bu Selanik ve evresine zg, elde oklavayla alm son derece ince
yufkadan yaplma brein yre ad, 'pide' idi. Brei ve ortasndaki yourdu gren Vehbi Bey,
yavaa Hadi-ye'ye fsldad:
"Tpk bizim Diyarbakr'da da brek byle sunulur. Tatl-larsa turuyla buyur edilir. Doduumuz
memleketin benzer yanlar varm demek, sevindim."
Hadiye kocasnn usulca sylediklerini yksek sesle evreye tekrarlad. Damat beyin sofralarndaki
benzerlikten holanmas onlar da memnun etmiti.
Sz yine iftlie dnmt. Bu kez Osman Nuri Bey yeni doan taylarn "ok enfes eyler,, ok
iyi para getirecek" diye anlatmaya balad. Hadiye glmeye balaynca Osman Nuri Bey de gld:
"Benim sevgili evlatcm acaba neden glyorlar?"
Hadiye hl glyordu.
'
"Biliyorsunuz ama yine de soruyorsunuz babacm."
"Hayr yavrum. Seni Allah hep gldrsn ama bu glnn sebebini gerekten anlayamadm."
Bu szleri Hadiye deil annesi cevaplad:
"Elbette biliyorsunuz Osman Nuri Bey, kzn glyor nk o ok enfes eylerin hi para
getirmeyeceklerini, her zamanki gibi satmaya kyamayacamz dnyor."
Osman Nuri Bey sz deitirdi.
"abucak u nefis pideyi paylasanz iyi olacak."

Seher Hanm tepsiyi biraz kendisine doru ekti, uzatlan tabaklara ikier dilim brek, yanma da
birer kepe yourt verdi.
"Babacm taylarnz satamayacanz belli. Acaba hara-ki ksraklarn, taylarn saylar ka oldu?"
Osman Nuri Bey tatl, gevrek bir kahkaha att:
84
85
"Saylarn imdi pek bilemiyorum ama bir hayli oaldlar."
"Saolun babacm, aslnda haklsnz satamamakta..."
Kocasna dnd:
"yle gzel canllar ki insan bakmaya kyamyor dorusu. Babam onlar o kadar tatllkla eitiyor,
yetitiriyor ki! Atlar zaten akll hayvanlardr, babamn yetitirdikleri sadece konuamyorlar! Ama
insanlarla ylesine iletiim kuruyorlar ki sevmemek elde deil. nsan her birine ayr ayr hayran
kalyor."
Sonra birden annesine dnd:
"Anneciim sizin sevgili ksranz Berrak ne alemde? Yine birbirinden gzel taylar dnyaya
getiriyor mu?"
Annesinin yznde bir an iin hznl bir anlam belirip gitti.
"Yoksa onu kayp m ettiniz?"
"Yo, yoo, Allah korusun, sal yerinde ve yavrular dourmakta..."
Annesi szn bitirmeyip susunca Osman Nuri Bey onun yarm kalan szn tamamlad:
"Biraz zgn nk Berrak gzlerini kaybetti."
Hadiye kk bir lk atmaktan kendini alkoyamad.
"Aman allahm zavall Berrakcm..."
"zlme kzm, gren gzlerden daha iyi gryor sanki. Sylemesem fark etmezdin bile... iftlik
yolunun btn sokaklarn, dnemelerini belleine kaydetmi herhalde. Evimizin kapsna
geldiinde kineyerek duruyor."
Hadiye derin bir soluk ald.
"Buna da ok kr..."
Sonra breklerini yemeye koyuldular. Vehbi Selanik pidesine baylmt. Karsna sordu:
"Herhalde siz de bu gzel brei yapmay biliyorsunuzdur. Evimize gittiimizde bizi bu lezzetli
brekten yoksun brakmazsnz sanyorum?"
"zlerek bilmediimi syleyeceim."
"u halde valide hanmefendiden renmelisiniz. Bu brein harika bir tad var."
86
Bunun da cevab olumlu deildi:
"Annem harika diki diker, naklar yapar, kocaman bir iftlii evirmeyi baaran bir hanmdr ama
maalesef brek yapmay o da bilmez. Ne yapalm, trelerimizin suu..."
Bu bilgisizlikleri konusunda biraz mahcup olmutu galiba:
"Ben brekler yapmay beceremem ama nefis reel kaynatmasn bilirim. Bu konuda en ustalarla
snava girebilirim."
Sofrann havasndaki neeli esintiler ok hotu. Yemek nefis bir dilber duda tatlsyla sonuland.
Kalktklarnda byk oturma odasnda kahveler iildi. Osman Nuri Bey izin isteyerek kalkt.
"ocuklar yol yorgunudurlar, geceniz hayrolsun. Sizler de fazla gee kalmayn."
Salona doru yneldiklerinde Hadiye'nin yrei piyanosunu grmek isteiyle smverdi. Kuyruklu
beyaz piyanosu oturma odasnn yanndaki byk misafir salonundayd. Hadi-ye'ye o sevgili
piyanosunu babas almt. Piyano eve getirildiinde Osman Nuri Bey son derece keyifliydi. Kzma
bir de hikye anlatmt:
"ingenenin biri olunun iyi yetimesi iin hafz olmasn istermi. Fakat okuyup ezberlemesi iin
bir Kuran- Kerim alacak paras da yokmu. Sonunda deerli davulunu satm. Bir Kuran- Kerim
alm ve bir de hoca tutmu. Artk evlerinde her gn okuma sesleri duyulmaktaym. Aradan bir

hafta gemi. Baba bir de bakm ki olan bir minderde srtst keyifle yatm, bir eyler
mrldanyor. Yaklaarak kulak vermi. Olan raftaki bal kavanozuna yalanarak bakyor, bir yandan
da 'Dal dal stnde, dal raf stnde, bir anak bal' diye sylenip duruyormu. ingene baba
sevincinden neredeyse uacakm. Olu hafz olmu, hem de nasl hafz. O da oluna karlk bir
beyit atm: 'Benim hafz ulum, benim karpuz ulum renmi, her bir eycikleri renmi adam
olmu, sataym Kuran- Kerim'i de alaym ona bir davulu erif.'"
Yannda duran Hadiye hikyeye kahkahayla gldkten sonra babasna sormutu.
87
"Hikyeniz ok ho ama bizimle ilgisini anlayamadm babacm."
Babas bir hayli glmt kzn sorusuna.
"lgisi, kendimi o garip parasz ingeneye benzetiimde. Senin gerekten iyi bir piyanist olman
istiyordum ama anneniz, 'Hadiye henz kk, bu piyano fazla deil mi?' diyordu. Ben de sesi pek
gzel olmayan, akort tutmayan piyanoyu yeterli bulmuyordum. Kzmn mzik kltrnn
ilerlemesi iin iyi bir piyanoya gereksinmesi olduunu dnyordum.
Benim satacak davulu erifim yoktu ama atlarm, ksraklarm vard. Birka tanesini gzden
kardm, hem de seve seve ve sevgili kzma layk bir piyano bylece evimize geldi. Gle gle
kullan evlatcm."
Hadiye bu anlarn dnrken glmsyordu. Babasnn kzma sevgisi ylesine bykt ki bir
zamanlar onu Selanik'te ngilizce eitim yapan okula gndermek istemiti fakat bu isteklerini
gerekletirememiti. Hadiye'yi aabeyi ve karsnn ablas Mnire Hanmefendi ok seviyorlard.
Onu sk sk stanbul'a davet ediyorlard. Onlarn bu isteklerine hayr diyemi-yorlard. Hadiye bu
yzden ngilizce eitim yapan okula gidememi, mzik derslerini de srdrememiti.
"Piyanomu grmek ister miydin Vehbiciim?"
"Elbet gzelim, elbet."
Hadiye salon kapsnn yuvarlk porselen sapn usulca evirdi. Yar aralk kapdan szlerek ieri
girdiler. Salon sokak tarafmdaydi. Sokan havagaz lambalarnn , rtl panjurlarn izgi
izgi aralklarndan ieri szarak ieriye romantik, mavimsi bir aydnlk vermiti. Bu mavi buulu
aydnlkta piyanosu da mavimsi bir renk almt. Grntlerde hibir deiiklik yoktu. Hadiye sanki
gemi yllarda yayordu. evresi onu sevgiyle okayarak sararken yine bir an byk bir sevin
scakl yreini kaplayverdi. Artk ruhuyla yarm deildi. O gemi ylllarda duyduu nedenini
bilmedii yalnzlk duygular yoktu artk. Kocasnn elini tuttu, ban kaldrarak onun yzne
bakt.
88
"Burada yabanclk duyuyor musun Vehbiciim?" "Senin yaadn dnyann gemii beni de
saryor. Senin on alt yandaki halini grmeye alyordum ama sonra bunun gereksizliini
dndm. nk aradan geen drt yl iinde hi ya almamsn ki sevgilim."
Hadiye kocasnn sesindeki scakln yrekten gelmekte olduunu hissediyordu. Mutluydular. Bu
mutluluklarnn sonsuza dek srmesini beraberce istiyorlard.
"Hani stanbul'da ara sra okuduun bir ark vard. Galiba Nihavend olduunu sylemitin
sanyorum. Hatrladn m? Ama ev halkn rahatsz eder miydik acaba?" "Hangi arkyd
Vehbiciim?" "Yine bir nevnihal ald u gnlm Simten gonca fem bbedel pek gzel tein
ruhleri yakt u gnlm Pr eda pr cefa pek kk pek gzel" Hadiye arknn gftesini batan
sona dek okurken piyanonun nne oturdu. Kapan kaldrd, tularn zerindeki rty katlayarak
kenara koydu. Az sonra mavi buulu aydnla yakan mzik damla damla szlerek doarken
Hadiye byk bir istek ve cokuyla arky sylemeye balad.
arknn son ezgileri bittiinde piyanonun rtsn tularn stne beraberce serdiler, kapan
beraber rttler.
Hadiye'yle Vehbi yatak odalarnn avluya bakan ak pencereleri nndeki koltuklarda
oturuyorlard. Kahvalt ailece yenilmiti. Ev halk iiyle gcyle uramaktayd.

Selanik'e geldikten sonra kendilerini ylesine baka hissediyorlard ki... Sanki ikisi de muhteem
bir kafeste yaayan iki esir ku iken kafeslerinin kaps alvermiti. Ve onlar mavi denizin stnde
enginlere doru kanat rparak uuyorlard. Vehbi nedenlerini zemediini sylediinde Hadiye
yle dedi:
"Ben biliyorum Vehbiciim. Bu stanbul'un daha kapal, kat trelere ba eerek yaanan hayatnn
insan ruhuna yapt
baskdan kurtuluun sevincidir. Buradan stanbul'a her gidiimde sevdiklerime kavumann byk
sevincinin yannda hep bana kasvet veren duygular yreimi kara bulutlar benzeri kaplar. Evlerin
kafeslerinden sklrm. Kaim peeli, pelerinli araf giyenlere acrm.
Teyzemle merhum amcam ok aydn insanlar olmasaydlar ve onlar annemle babam kadar
sevmeseydim stanbul'a ayak atmazdm. Rumeli topraklarnn derinden derine insan etkileyen
uygar havasna hayranm. nsanlar aydnlktr, aydn grldr; yeniliklere aktr ve genel olarak
halk alkandr. Sonra Osmanl Saray'nm hafiyeleri de pek barnamazlar nk burada onlarn
jurnallerine girecek malzemeleri veren kimseler de yoktur."
Hadiye ocukluunda balayan Selanik ile stanbul arasndaki gidip-gelmeler yznden aradaki
fark ayrt edebiliyordu. Selanik, Osmanl mparator luu'ndan 100-200 yl nce beyliklere
kaplarn am bulunan, Avrupa ehirlerinin etkisi altnda, aydnlk, neeli bir ehirdi. Halk da bu
ehrin atmosferine uyan uygar kimselerin mozaiinden olumaktayd. Tatl su frenkleri denilen
Hristiyan blm vard. Mslman kesimin "Balta Mslman" diye adlandrdklar ve Selanik'in
en gzel semtindeki yallarda yayan bir kesim bulunmaktayd.
350 yl nce Sabbatay Sevi adnda bir Musevi, Tevrat'tan, Zebur'dan, ncil'den ve hatta Kuran-
Kerim'in birok blmnden seerek yapt yeni bir tarikat kurmutu. Gerek Mu-sevilerden
gerekse baka dinlerden birok kimsenin bu sinsi sinsi yaylan tarikata ballklar ylesine artmt
ki, devrin padiah Sabbatay Sevi'yi karsna artm, "Bata kendin ve taraftarlarnla
Mslmanl kabul etmezsen hepinizin ba uurulacaktr" demiti. Bata Sabbatay Sevi olmak
zere btn onun yolunu benimseyenler grnte Mslmanl kabul etmiler fakat inanlarn
da gizli gizli srdrmekten vazgememilerdi. te bu nedenle "Dnmeler" ad verilen bu geni
topluluk, son derece kibar, kltrl ve zengin olmann yollarn bilen insanlardan olumaktayd. D
grntleriyle gerek Mslmanlar gibi yaamaktaydlar. Namaz, Ramazan, oru ve bay90
ramlara hep sayglydlar. Bu topluluun ileri bir seviyede yasamas birbirlerine ciddi bir sosyal
dayanmayla bal bulunmalarndan kaynaklanyordu. Zengin aile kzlar, yoksul fakat jyi
yetimi, yksek tahsilli, ciddi ve akll genlerle evlendirilirlerdi. Zengin ailelerin erkek evlatlar
da elerini ayn ekilde yetitirilmi aile fertlerinden seerlerdi. Bu bir eit yardmlamayd ve bu
yzden aralarnda dk seviyeli kimseler yoktu. Dier yrelerden bilhassa da Mslmanlardan kz
alp vermezlerdi.
Selanik'in Trk kkenli Mslman halk ise davulun dengi dengine alndna inanyordu.
Topluluun kadnlar kadn, molla, hanm, hanmefendi diye adlandrlrd. Erkekleri ise aa efendi,
bey, beyefendi, paa hazretleriydi. Hibir beyefendi kendi seviyesine uymayan kimseyle
evlenmezdi. Gelenekler grenekler byle kurulmutu.
Hadiye, Nakibendi tarikatna bal kkl bir ailenin ocuuydu. Biraz katca kurallar olan bu
tarikat, Hadiye gibi dnyaya geni bir pencereden bakan gen bir kza uymuyordu. Byklerinin
bal bulunduu bu yola sayglyd. Ama kendisi bu yollarn hibirine sapmamt. Daha ok
annesinin Bektai tarikatndan holanyordu. Fakat Bektai tarikatna girmemiti. Seher Hanm, hr
ve aydnlk fikirleriyle Bektailiin baz dar kaplarn aralama areleri bulurdu:
"Btn tarikatlar Allah'a giden yollar arayp bulma kolaylklarn salamak iindir. Ben Bektai
derviiyim. En yumuak tutum budur. Sonra zaten Allah' bulmak, ona kavumak abasnda olan
bir kimse iin btn bu uralara gerek yoktur. Yreinin kaplarn amay baaran insan orann
ba kesine kimi konuk eder ki. Bunu sylemeye gerek var m? Bana gelince... Ben her dalda,
iekte, her kuta, bcekte akan suda, yaan yamurda, karda, dnyann her yannda, soluk

almda, ksacas kendi vcudumda bile Tanr'nn mucizesini gryorum. Uzak yollara derek
arama abalarn gstermek niye ki? Benim Bektailie giriimin nedeni ise Bektailiin ileri
grl insanlarn topluluu olmasdr. Kltr vardr, sevgi vardr. Yalansz, riyaszdrlar. "
91
Selanik'te eitli dinlerin, milletlerin insanlar kendilerine bir yaama dzeni kurmulard. Herkes
birbirine yardmcyd. iirden, mzikten, cemiyet halinde yaamaktan holanrlar, tatl sohbet
gnleri insan uyandrr, dndrr, ilerlemeye yol aard. Sokaklarda apkals, feslisi, klahls,
takkelisi, alvarls, pantolonlusu, cbbelisi, sarkls, kasketlisi, yani her tr erkek vard. Kadnlar
da yleydi. apkals, tayyrls, mantolusu, arafls, ba-rtls, atkls, entarilisi; eitli
giyimlerdeydiler. Hi kimse kimseyi knamyor, hor grmyor, ayplamyor, tenkit etmiyordu.
Hogrnn huy edinilmesi Selanik'i Selanik yapmt.
Doduu ehir hakknda duygularn, gzlemlerini sylerken Hadiye birden zld. Kocas, sevgili
Vehbicii Anadolu ocuuydu. Birden kocasnn yzne bakt. O, itenlikle g-lmsyordu.
"Vehbiciim, szlerimle seni incitiyor muyum yoksa? Glmseyiinin anlamn da zemedim."
Vehbi karsnn elini tutarak dudaklarna gtrd.
"Anlattklarnn hepsi gerek, ben de baka trl dnmyorum zaten. Anadolu'nun insancklar
padiahlarna asker verenlerdir. Anadolu yarmadas gerekten ana doludur. Bu topraklarda byk
dedelerinden balayan bir erkek yokluu hakimdir. Dedeleri, oullar hep ehit olmulardr.
Her ii geride kalan kadnlar yapar. Baehirler imparatorluun memur snfn yetitirdiinden
kurbanlar azdr, ocaklar snen ise kyllerdir."
"Ah Vehbiciim yrein ne kadar yankm. Ben de bilmeden bu atei kartrdm. Bala beni."
"Bir gn gelecek bu garipler kul olmaktan kurtulacaklar. Buna inanyorum. Vatan topraklarnn
yznde, gzle grlmeyecek belirsizlikte de olsa kprdanmalar var. Eski adil havasn yitirmekte
olan imparatorluk kendi slalesiyle ylesine byd, geniledi ki btn evlatlar o slalenin
ihtiaml yaay iin seferber olmu durumda.
Osmanl mparatorluu'nun din, milliyet, rf adet ayrma92
dan halkn bir tutarak, onlara insanca yaama hakk verme geleneinin yerinde bugn yeller
esmekte. Bu yeller son gzellikleri de nne katp gtrmekte."
Vehbi, susarak evresine baknd. Hadiye byk ciddiyetle onu dinliyordu. kisi de kendilerini
memleket konulu konumalarn heyecanna kaptrmlard.
"Vehbiciim birden sustun, evrene baktn. te Selanik'le stanbul'un fark burada. Bu konumalar
einle dostunla hatta yeni tantklarnla yapabildin ama stanbul'da senin de bildiin gibi yerin
kula vardr. Byle serbeste konuamazsn bile."
Vehbi kollarn alabildiine at. Genliinin btn gc, gveni ve neesiyle yksek sesle konutu:
"Ben imdi bu mutlu ky ehrindeyim, krler olsun ya-rabbi. Benim sevgili idealist Jntrk
arkadalarmn ou hl Fizan'da srgndeler, bir blm de Paris'teler. Ben de babamn ricalarna
dayanamayp Enis Paa hazretlerinin Kalemi Mahsus Mdr olup Diyarbakr'dan
ayrlmasaydm..."
Kollarn usul usul indiriyordu.
"imdi bu hrriyet havas, rahatl iinde karmdaki harika gzele bu konumalar
yapamayacaktm. Fizan'da kurtulu mitlerimin her gn biraz krlnn strab iinde kvranyor
olacaktm."
Durdu, dnd, gzlerinin mavi derinliklerinde klar parlamaktayd.
"Buraya geleli on be gn oldu. Bu, benim hayatmn en mutlu on be gn diyebilirim. Sevgili
karmla ok daha yaknlama imknn bulabildik. Duygularmz derinletike beraberliimizin
temellerini atmaktayz. Biribirimize sonsuz gvenimiz var. Ballmz altn kadar saf ve doal.
elikten salam. Sevgili karcm, sylemek istediim bir srrm var. Acaba benim bu srrm
paylamak ister mi hayat yoldam?"
"Can gnlden btn kalbimle isterim sevgili Vehbiciim."

"Bu cevabi alacama emindim. Bu yle bir sr ki, insan ancak kendisiyle paylaabilir. Sen benim
canmn yanssn. Elbette ki seninle paylaarak daha da rahatlayacam."
93
Hadiye ylesine heyecanlanmt ki kalbi gsn delerce-sine sesli sesli arpmaya balamt.
Yanaklarna ate ykseliyordu.
"ttihat ve Terakki Frkas ad.altnda yeni bir frka kurmaktayz. Eski ideal arkadalarmzn
birou burada. Gnler getike yle bir parti olacak, yle bir glenecek ki, bamzdaki kimseye
dur diyebilecek, onu hizaya getirecek, kuvvetlenecek..."
Birden sustu. Ellerini uzatarak Hadiye'nin ellerini, avularnn arasnda skarak tuttu.
"Ah sevgilim, ah canm, nasl da heyecanlandn. Yanaklarn ate bast. Yrein kt kt atmakta.
Haklsn canm heyecanlanmakta, haklsn. Ben de ok heyecanlym. Selanik'e gelirken, tohum
halindeki mitlerimin, burada birdenbire ekilecek topra bulduunu anladm. imdi mitlerim filiz
filiz.
Biliyor musun sevgilim, ben de daha ok kk yalarda vatanmn insanlarnn kul olmaktan
kurtulmalarnn hayalini kurardm. Hem akrabam, fikir ve lk arkadam olan Ziya (Gkalp) ile
gizli gizli hayalleri ayn yalarda, heyecanla duymaktaydk. Bir gn kt haberi bana ulatrdlar.
Ziya beynine bir kurun skm, intihar etmi. Orada yldrm arpm gibi oldum, szlerin sonunu
dinlemeye frsat bulamadan, baylmm. Beni aylttklarmda 'Merak etme, lmemi, hastanede'
szlerini duyunca, hastaneye kotum. Ba sarglyd. Sarma dola olduk. kimiz de alyorduk.
'Neden Ziya, neden yaptn bu ii' diye sordum. Cevab aynen yleydi. 'Mefkuresizlikten. yle
ykseklere trmanmak istiyorum ki, ama adm atmamza bile frsat bulamyordum.' Ona 'Daha ok
genciz. Bir eyler yapacaz. Biraz daha yalarmz ilerlemeli.' dedim.
te o srada Jntrkler tekilatna girmitik. Her ay Paris'teki arkadalarmzdan, gizli gizli baslan
gazeteler geliyor^ du. Ktlar o kadar inceydi ki, mektup zarflarnn ilerindeki ince astar
ktlarnn arasna yerletiriliyordu bu gazeteler. Dnyann her tarafnda faaliyetteydi bu tekilat.
te o sralarda Diyarbakr'daki arkadalarmzn birou yakaland, Fizan'a srldler.
Biroundan bir daha haber alamadk. Babacm
94
ok uyank bir insandr. Benim odamdaki taban tahtalarnn altnda gizleyip, stne hal serdiim
zulam kefetmi. Gazeteleri grm. Datlacak olanlarn tmn bana gnderdi. Sonra bana
yle dedi:
'Sen ailemizi de srgnlerde rtmek isteyecek, vicdansz bir ocuk deilsin Vehbi. Benim ilk gz
arm, medar- ifti-harmsm. Bu memleket elbetteki bir gn rmeye yz tutmu bu kimselerin
elinden alnacak. Memleketimizin insanlar kula kul olmaktan kurtulacaklar bir gn. nsanlar
sadece Allah'n kuludurlar. Bunu gnl rzasyla yapmaktayz. Ama daha byk ilere atlamam
evladm. Senden sonra iki olum, iki kzm var. Sen bu ilerle uramay srdrrsen sonra benim
bam belaya girer. Kadir olum henz lisede. Kzlarm henz evli deiller. Byk kzm evlenecek
yata. Alaattinim ise daha ldeki Krt dostlarmn yanndan yeni geldi.
Hepimiz mahvoluruz evladm, bana kyarsan Sdka'ya Neyire'ye, iyi okuyan Kadri'ye (Profesr
Cokun ok'un babas, merhum Bahriye ok'un kaynbabas) ac. Onu da Fizan'a srerler.'
Tabii ki Enis Paa Hazretleri ltfetmiler. Kendi geleceklerini tehlikeye atarak, babamn ricalarna
evet diyerek beni yanna Hususi Katip olarak ald. Ah, kaderimin bir idealimi elimden alrken bana
ylesine byk bir armaan hazrladn nereden bilebilirdim sevgili Hadiyeciim. Sen Allah'n bir
ltfusun bana. Allah'n en sevgili kullarndan biri olmalym ki, seni bana nasip etti. te hem sen
varsn yanmda, hem de Ziya'nn mefkuresi diye adlandrd ideallerimize kavuma yolundayz."
Hadiye, Vehbi'yi byk bir gururla dinlerken, gzlerinin nne komular emsi Paa'nn kz ile
aabeyinin Harbiye'de snf arkada olan, edebiyat dersi veren gen Harbiye rencisi Mustafa
Kemal gelmiti. Kocasna o genten sz etmeliydi.

Mustafa Kemal'in annesi Zbeyde Hanm Seher Hanm'a her geliinde, "Hadiye sultan kzm
bymekte, gzellemekte, nun gzel gerdanna bir gerdanlk takmak istiyorum. Tam Mustafama
layk bu arife kzmz" diyormu. Annesi de "lahi
95
Zbeyde Hanmcm, senin Mustafan henz Harbiye talebesi. Benim kzm da bahede sek sek
oynayan kk bir kz. imdi bylesi szlerin konuulmamas gerek. Hadiye okullar bitirecek, lisan
renecek, musikiyle yllar geirecek." diye cevap veriyormu.
Hadiye annesi bunlar bir ahbabna anlatrken duymutu. Bu istemenin sadece Zbeyde Hanm'm
fikri olduunu anlamakta gecikmemiti. nk emsi Paa'nm kz ile Mustafa Kemal'in
birbirlerini sevdiklerini, ablas Ahsen Hanm da biliyordu.
Bir gn ablasyla birlikte emsi Paalara konuk gitmilerdi. Paa'nm gzel ve modern kz Mustafa
Kemal'den ald edebiyat derslerinden sz ederek ders kitaplarn ve yaz defterini gstermiti.
Hadiye gz ucuyla defterin sayfalar banda ufack yazlarla sevgi kelimelerini okuyuvermiti.
Gen kz Hadiye'nin grdklerinden habersizdi. Ablasna fsl fsl, "ok ciddi bir gen. Paa
babam da annem de, ona, onun namus ve drstlne gveniyorlar. yle olmasa evimize
rahatlkla, girip kabilir miydi?" diyordu.
Ahsen de kk kz kardeinin okuduklarn grmemiti bile. "Herhalde onu beeniyorsundur
kardeim" demiti. Arkada da "Harbiye'den mezun olduunda sanyorum beni isteyecektir" diye
cevaplamt onu... Gerekten de seneler sonra Mustafa Kemal annesini gndererek gen kz
istetmiti. Hatta sz bile kesilmi fakat daha ileri gidilememiti.
Hadiye, Enis Paa Kona'nda yaad srada, Abdlha-mid'in dul kzyla evlendirmesine engel
olabilmek iin, kendisini Rza Paa'ya istemelerini Vehbi'ye anlatm, fakat Zbeyde Hanm'in bu
isteinden sz etmemiti.
Mustafa Kemal, Selanik'in nl genlerinden biriydi. Yakkl, alkan, akll/stelik son derece
de kt.
deallerinden sz ettiinde, Mustafa Kemal'in aklna gelivermesi bouna deildi. Selanik'te gizli
gizli bu gen adamn fikirlerinin konuulduunu biliyordu. Selanik'e geldiklerinin ertesi sabahnda
babas Mustafa Kemal'den sz etmiti.
"Ben komumuz olan bu gen adam, ocukluundan beri
ezlyordum. Ad Mustafa idi. lk okulda hocas ona yann ok stndeki ayrcalklarn
grdnde aklnn, zekasnn, konuma kabiliyetlerinin stnl dolaysyla Kemal adn
vermiti- Prl prl, harika bir gen. Harbiye'yi stn bir baaryla bitirdi. O daha talebeliinin son
senelerinde, Beyaz Ku-le'nin altndaki gazinoda, tek bana nnde tek bir kadeh rak ile saatlerce
otururdu. Sanki gencecik bir renci deil de, bir bakumandanm hissini verirdi bana. imdi
stanbul'da Er-kan- Harp olmak iin almakta. Bu benim memleketimin yetitirdii Mustafa
Kemal'den gelecekte pek ok basanlar beklemekteyim. Onda byk bir liderlik vasf bulmaktaym.
Biliyor musun kzm, Zbeyde Hanm'm annene anlattna gre, Mustafa Kemal benim OsmanlRus harbine gnll gidiimin hikyesini biliyormu. Selanik'teki trelere gre daha ana kuzusu
saylan bir yata bu harbe gidiimden dolay byk heyecan duymu. Hele esir dtmzde
soukta lme terk edilmemiz, onda byk bir isyan uyandrm olmal. Beni her grdnde
byk bir saygyla selamlard."
Hadiye babasnn Rus harbine gnll gidiinden sz ediini hatrladnda, o artk efsane benzeri
bilinen anlar kocasna anlatmak istei duydu. Vehbi Bey'in ilgisini ekeceini dnerek
anlatmaya koyuldu:
"Souk tipi, korkun bir frtna evrelerini sarm. Babam bir kylye bir altn vererek ayann
altna bir tahta paras alm. Her biri kardan adam gibiymi. Ve biliyorlarm ki ksa bir sre sonra
buzdan adamlar halinde dimdik ayakta lecekler. Fakat bir anda hi beklenmedik bir hadise olmu.
lerinden birinden bir ses ykselmi. Bu ses, lgnca esen frtnann sesini bastrm. Allahekber,
Allahekber, Allahekber, lailahe illallah, Allahekber, Allahekber, Allahekber... Allah'a uzanan
bu dev ses bir an sonra donmak zere olan iki bin gen insann azndan karak tek ses halini

alvermi. ki bin gen, iki bin lme mahkm insann sesi yle mthi, yle inanlmaz bir g
oluvermi ki, sanki gk kaplar alm, Rabbin huzuruna ulam sesleri. Korkun frtnay
bastran, dinleyenleri ilikleri-ne kadar rperten bu heybetli ses onlar lme terk edenleri
97
ylesine akna evirmi ki, gelmiler, onlar ikier, er, beer blerek kasabann scack evlerine
yerletirmiler.
Sonra, iki yl Rusya'da kalmlar. Babama, gzel bir Rus kz bakm. Memlekete dndnde on
sekizden on dokuz yana basm. enesinde, kt gnden beri hi kesmedii kumral sakalna
karan byklaryla, ensesine inen salaryla bir baka bir dnyann insanym sanki. Rusa
renmi. Tpk bir mujik benzeri alvarms pantolon, ayanda uzun izmeler, srtnda sol yandan
dmeli pamuklu gmleinin stnde kaba ynl kumatan ceketi. Hep o gzel Rus kz sevgili
tarafndan dikilmiler. Tpk Ruslar gibi Kazaska oynuyormu. Yank halk trkleri sylyormu.
ki yl sonra Rusya'dan zorlukla koparken, yreinde biriken hasretin ne kadar dayanlmaz
byklkte olduunu, vatannn topraklarna ayak bastnda anlam."
Hadiye btn bunlar sevgili Vehbisine anlatp sustuunda kocasnn mavi gzlerini kaplayan
buuda btn duygulan okunmaktayd.
"Ne kadar heyecan verici, sanki onunla birlikte yaamca-sma duygulandm. nsanlarn anlar,
kendi ykleri bulunmas ne gzel. Sen de sevgili babacnn genlik hayatnn ksa bir dilimini ne
kadar incelikle anlattn.
Gen Mustafa Kemal elbetteki baban saygyla selamlayacak. O bir asker. Babann dillere destan
olmu hikyesini o da duymu elbet. O genlik heyecanyla vatan iin atein iine at-lvermesine
ne kadar sayg duymutur kimbilir? imdi kymetli kaynpederimi ok daha iyi anlyorum. O
kulara nian ald halde tetii ekemeyen, satmak iin yetitirdii gzelim taylar yreinden
koparamad iin elden karamayan babann ne kadar mfik bir insan olduunu dnrken,
yreindeki o vatan sevgisinin yceliini de kavryorum.
Sz Mustafa Kemal'in vatan sevgisine getirmitin. Bu gen adama sevgi ve sayg duyuyorum.
Keke bu harika genle tanabilseydim."
Vehbi bu szleri sylerken ok yllar sonra kznn bu vatan kahramannn karsna ailesinden bir
gen kz olarak kacan bilebilir miydi?
98
Selanik'te gnler neeli geiyordu. Seher Hanm'n kona kzyla damadnn gelii nedeniyle her
gn dolup boalyordu. Uzak akrabalar, yakn dostlar, ahbaplar akn akn gelmekteydi. Sofralar
kuruyor, le akam yemekleri, sabah kahvaltlar yeniyor; sabah kahveleri, brekli rekli akam
aylar iiliyordu. Hadiye'nin getirdii hediyeler birer birer sunuluyordu. Bir cmb, bir sevinti
yaanan.
Pritine'ye gitme gnleri bylece yaklatka oradaki hayata gerekli ara gere temin ediliyordu.
Gerek yatak odalar, gerekse oturma odalar iin eya ana baba ocanda ayrlyor, eksikler ardan
alnyordu. Hadiye kendisinin ve kocasnn giyecekleri dnda stanbul'dan pek bir eyler
getirmemiti. Annesi, "Bu da gerekir, bu da iinize yarar" diye yataklar, yorganlar, hallar, perdeler
ve daha eitli ev eyalarn ortaya kardka Hadiye "yi ki stanbul'dan bavullarmz,
sandklarmz, yatak takmlarmz, havlularmz, giyeceklerimizle gelmekle yetinmiiz" diyordu.
Eyalar denkleniyor, krlacaklar sandklara yerletiriliyordu. Seher Hanm, "Ablam eyizine itirak
etmemizi kesinlikle istememiti ama babanla benim bu hevesimiz iimizde kald. imdi ise yeni bir
eyler almamz sen istemiyorsun kzm" szlerini sk sk tekrarlyordu. Krk yllk yerleik kkl
bir konakta, elbette ki bir tara evine yaraacak birok eya bulunabilecekti.
Vehbi telgraf ve mektuplarla Pritine'de ev tutulmasn salamt. inden ustalar yeni km, iki
katl, geni baheli bir ev tutmutu; hem de stanbul'daki kiralara gre komik denilecek bir
parayla...
Artk bir hafta sonra Pritine'ye gideceklerdi. Seher Hanm ok gen olan kznn kk bir tara
ehrinde birok konuda yalnzlk ekeceinden korkuyordu. A bulabilirler miydi? Temizlik ileri

iin becerikli bir hizmeti gerekliydi. Sonra kocas daireye gittiinde ok yalnz kalacakt. Geri
ayan yanndayd, Hadiye'nin el ula idi. Getir gtr ilerinde yataklar dzeltmek gibi basit ileri
grrd. Fakat henz on be yanda bir o99
cuktu. Sonra Hadiye hastalansa yardma koacak biri yoktu.
Seher Hanm bu dncelerini Aye Hanm'a at. Aye Hanm, Osman Nuri Bey'in amcasnn
torunun geliniydi. Kocasyla geinemediinden sekiz yandaki kz Mukaddes'i alp Osman Nuri
Bey'lerin konana gelmiti. Artk evine dnmeyeceini de kesinlikle belirtmiti. Byk amca
Osman Nuri Bey'le Seher Hanm'm konaklarnn kaplar gibi yrekleri de her zaman akt. Hele
byle gencecik bir kadnn ocuuyla birlikte onlarn yuvalarna snmas durumunda... Hemen
onlara bir oda ayrlm, dayatlp denmi ve Aye Hanm'la Mukaddes artk bir daha geri
dnmeleri sz konusu olmamak zere ailenin bireyleri arasna girmilerdi.
Gurbette yalnzln ne olduunu bilen Aye Hanm'm gzel mavi gzleri Seher Hanm' dinlerken
buulanmt.
"Halacm, izin verir, mnasip grrseniz, sevgili Hadiye-miz de evinde ona yardmc ve can
yolda olmam isterse, ben Hadiye Hanm'la Pristine'ye seve seve giderim. Bylece benim hayrsz
adam da yerimi yurdumu bilmediinden beni rahatsz edemez" diye bir teklif ortaya atmt. Seher
Hanm kzma sormaya bile lzum grmeden -nk Hadiye Aye Hanm yengeyi ve Mukaddes'i
ok severdi- Aye Hanm'm bu scak teklifine evet demiti. Hadiye'ye bu haberi verdiinde o da
ylesine sevindi ki... Kk Mukaddes de Hadiye Halasn ok seviyordu. Selanik'e geldikleri
gnden beri onun peinden ayrlmayan Yusuf gibi o da Hadiye'nin yannda, yamacmdayd.
Hadiye, ablasnn oullarndan en k Yusuf u ok seviyordu. Yusuf onlarn sabah uyandrcs
idi. Hibir g, gzlerini at dakika Hadiye teyzesinin odasna komaktan onu engellemiyordu.
Hadiye odasnda onun sevdii badem ekerlerinden bulunduruyor, ona masallar anlatyordu. Vehbi
de resimler iziyordu. Yusuf bu resimlere bakarak minik masallar uyduruyordu. "Beni de gtr
Hadiye Teyze, beni de gtr Vehbi Bey enite" diye her gn yalvaryordu.
Vehbi Bey de Hadiye de Aye Hanm'm kendileriyle geleceine seviniyorlard. Vehbi Bey karsnn
ev ileri konusunda hakl olarak ok fazla bilgisi bulunmad biliyordu. Aye Ha100
nm ka yllar evini evirmi bir gen kadnd. Ona elbetteki i ^rdrmeyeceklerdi fakat tecrbeli
birinin evin evrilmesine gz kulak olaca da bir gerekti.
Sevinenlerden birisi de kk ayan'd. stanbul'a dne geldiklerinde Mukaddes ile arkada
olmutu. Aslnda evin kk hanmlarnn evde yaayan halayklar ve kk beslemelerle senli
benli olmalarna kesinlikle izin verilmezdi. Fakat Enis Paalarda tutum bakayd. Kurallar
yumuakt. Bylelikle Aye Hanm'm kzyla ayan byklerin hogrlerine snarak arkada
olmulard. ayan Aye Hanm'la Mukaddes'in odasnda yatacakt. Enis Paa Kona'nn kalabalk
personeline alkt, yalnzl hi sevmezdi. Beraber olacaklarna ok sevinmilerdi.
ayan, "Beyefendinin tuttuu evin bahesi bykm. Yetikin aalar varm. Bir kolon salnca
kurarz, seksek oynarz, boncuk oynarz, topa eviririz. Oh gel keyfim gel. Geceleri beyefendi
kitap okurken kk hanm da Aye Hanm yengenin odasna yani bizim odamza misafir gelir.
skambil, fincan, tavla oynarz. Sonra,beraberce dantel ilerken, ipliklerimizi ler yar yaparz.
imdilik elence blm bu kadar. Daha gerisi, orann oyunlarn reniriz Mukaddes" diyordu.
Son hazrlklar tamamlandnda Seher Hanm kz ve damadna yapt program anlatt.
"Pritine'ye hareketinize daha bir hafta var. Bu haftann birka gnn iftlikte geirelim. Hadiyem
mleki iftlii'ni ok sever. Sizin grmenizi de istemekte. iftlii sevip sevmeyeceinizi de
merak ediyor."
Vehbi Bey kaynvalidesini dinlerken glmsyordu. "Elbet seveceim anneciim. Benim babam
hem iftlik sahibi, hem de tccard. Diyarbakr'n iine kendisi pek gitmezdi. Orada adamlarnn
evirdii bir maazas vard. Antika meraklsyd. O maazada antika inilerini, porselenlerini,
billurlarn, kristallerini sergilerdi. Bu sergilediklerinin iinden bir fincan bile satlamazd. nk

hepsine ayr ayr tutkundu. Satlk mallar da vard. Bunlar da gzel nadide ay takmlar, sofra
takmlar, kristal su, erbet, ayran bardaklar, in porselenleriydi."
101
mleki iftlii'ni Ziyaret
Vehbi'nin gzlerine ilk arpan, iftlii saran alak dalarn yeiliydi. Kar yakada, balarn
ykseklerde esen rzgrlara vermi aalarn yeiliydi bu. Boylar poslar ile doaya insan eliyle
armaan edilmi bir orman olduu belliydi. Vehbi'nin bir yannda kars, br yannda kaymvaldesi
Seher Hanm'm bindii ksraklar yrmekteydi. Heyecanlydlar.
Bindii Arap doru ksra hi tanmad binicisinin ustaln anlayabilmiti. Buyruklarna
yumuaka boyun emekten memnundu. ou zamanlar iftlie gelen konuklarn at binme
konusunda ne lde bilgileri olduunu hemen kavrard.
Seher Hanm, anlay ve sahibine ball gzleri grmedii lde artan beyaz ksra Berrak'a
binmiti. Vehbi bu ata hayran olmutu. Grmediini sylemeseler kesinlikle anlayamayacakt.
Admlarn att yerleri sanki grerek seiyordu. Svarisini hoplatmadan, sarsmadan yle tatl bir
rahvan yry, yle ahenkli bir trsa kalk vard ki...
Hadiye'nin bindii at ise be yanda bir aygrd. Bu at bir arada yetiirlerken kendilerine verilen
terbiyeyi renmi, kavram ve kusursuzdular.
Avrethisar kasabasnda trenden indiklerinde, suba (iftliin bakahyas) yannda iki seyis ile
istasyonun dnda onlar beklemekteydi. Suba Cafer Aa yllar nce gen bir delikanlyken,
suba olan babas emekliye ayrlmadan nce ii renmek ve onun elinde yetimek zere iftlie
gelmiti. Yllar gei-vermiti, hem de abuk abuk. Gzel bir evde yaamt. Efen102
dii Seher Hanm onu evlendirmiti. ocuu olmutu. Bolluk, holuk iinde yaamann verdii
rahatlkla hi geveme-miti. Her gn ilk gnk kadar zenle alm, gerek Seher Hanm', gerek
Osman Nuri Bey'i sevmi, saym, onlarn maln kendi z malymcasma korumutu. Seher
Hanm'n ok gvendii bir kii durumuna ykselmiti.
Seher Hanm taze bir kz evikliiyle Berrak'in stne sramt. Srtnda, iinde beyaz izgileri
bulunan siyah renkli Al-paga kumatan, dar yenli, geni etekli bir yeldirme vard. Ke-merindeki
kuan sol yannda beyaz klfnda grnen sedef kabzal tabancasn iftlie her geliinde
yanndan ayrmazd. Sa elindeki nakl gm sapl, ift burma deriden zarif kamsn yol
boyunca hi kullanmamt. Sadece kk seslerle komut vermekle yetinmiti. Bandaki rts her
zamanki gibi ular kulak arkalarnda olmak zere rtlmt.
Hadiye gen kzlk zamanndan kalma bir yeldirme giymiti. Gl kurusu renginde ince ynl bir
kumatand. Bana, iinde yol yol altn srma izgiler bulunan, ham ipekten bir barts
dolamt. ki uzun ucunu omuzlarndan srtna brakmt.
Vehbi ise haki renkli klot pantolon ve kahverengi izmeler giymiti. stndeki cepli bir avc
ceketi ile kt. stanbul'da Rumeli'ne yol hazrlklar yaptklar srada karsna, "Terzim Mir" e
smarladm takm elbiseler onu artt. Ben de ona 'Artk Enis Paa Hazretlerinin Katibi Hususisi
deilim. Mir, ben artk taraya gidiyorum ve Tahrirat Mdrl yapacam. Belki Rumeli'nde
byle bir giyime gereksinme duyarm' demitim" diye bu deiik kostmleri hakknda bilgi
vermiti. Gerekten de o tedbirli davran ie yaramt. Osmanl Nuri Bey'le, Seher Hanm'm
damad at stnde bile kt, zarifti.
Hadiye kocasnn zenli giyiniinden ok memnundu. Kat kat elbiseleri vard. Redingot, jaketatay,
takm elbiselerin ceketleri altna giydii ran alndan, Fransz kumalarndan iyi dikilmi yelekleri,
kol dmeleri, kstekli el ii altn cep saati, kravatlar ve kravat ineleri hep zenle seilmiti.
Kocasnn
103
bandaki serpu (avlarda giyilen bir eit apka) ona ok yak-mt. Bir baka hava vermiti.
Vehbi iftliin snrna geldiklerinde gzleri alan yeilliklere hayran kalmt. Sa yan aal olan
yolun solunda muhteem Galik Nehri akmaktayd. Bulunduklar yerde nehir genie kumsalna

rahatlkla uzanmt. Ak bile belirsizdi. Gne kprtsz, yzne altn yaldz srmcesine parl
parld. Kumsal ylesine temiz, ylesine inceydi ki...
Hava ne kadar deiikti. "stanbul'da sobalar yaklmtr" diye dnmekten kendini alamad. Oysa
Selanik'te ilkbahar benzeri bir sonbahar yaanmaktayd. Gne srtn stmt. Hafife terlemiti
bile. Yolun kimi yerleri kumsald. Duralayp baktnda Seher Hanm aklad:
"Karak bastrdnda Galik nehri byle nazik, yumuak deildir. Yollara taar, tarlalar basar; biz
buna ok seviniriz nk, ekildiinde brakt milli toprak ekinlerimize ok faydaldr."
"Galik Nehri'nin faydalar yalnz annemin szn ettii tarlalarmza getirdii bereketle bitmez.
Nehirde ok balk vardr, stelik ok da lezzetlidirler. iftliin arka tarafnda dalyandan kan
balklar burada yaayanlar doyurduktan sonra Av-rethisar pazarnda satlr.
Nehrimizin bir nemli zellii daha vardr. Bu, nereden koparp getirdii bilinmeyen altn
zerrecikleridir. Merakllar suyun yaygn akt yerde sularn kaptan kaba aktararak, altn toplarlar.
Ho deil mi? ocukluumda Suba Cafer Aa'nm kzyla ok almtk ama bir trl bir zerre
altn elde edememitik."
Yolun kenarndaki aalarn ardnda evresi itlerle rl sebze baheleri balamt. Bu sebze
bahelerinin ardnda mey-va aalar grnyordu. nc bahede byk bir bostan dolab
dnmekteydi. "Gcr, gcr, gcr" ayn tempoda sevimli bir trk okuyan bostan kuyusunun
dolabn gzlerinin yanlarnda birer siper bulunan bir katr evirmekteydi. Dolabn stndeki
kovacklardaki sular byk havuza dklrken gneten binbir k alyorlard.
104
Vehbi evresine hayranlkla bakyordu. Bahelerin nnden geerlerken itlerin ardnda gl
kpek havlamalar balyordu.
"iftliimizin beki kpekleri iin her gn sabah akam ekmek frnnda zel ekmek piirilir.
Onlara birok iftlikte arpa krmasndan yal verirler. Ama burada baka trl beslenirler. Otuz
kadar kpeimiz zel bakmlar sayesinde ok gldrler. Btn baheleri, balar, allar,
ahrlar, kmesleri korurlar."
"Arayc Fiei hl yayor mu anne?"
Annesi kznn szlerine glmsedi.
"Elbet yayor ama, kendisi deil torunu."
Sonra damadna dnd.
"Bir fino kpeimiz vard, Hadiye adn Arayc Fiei koymutu. Byk bahelerin, evimizin,
ahrlarn, yani btn iftliimizin evresinde geceleri durmadan dolanr, kapdan uygunsuz
adamlar grr ve havlayarak btn iftliin kpeklerini ayaa kaldrrd. Grseniz kck,
sevimli bir fino idi. Kendisi normal mrn tamamladnda yerine kzn brakmt. Onun
ocuklar hl iftliimizde, evde grevlerini aksatmadan srdrmekteler."
Vehbi kaynvaldesini dinlerken, evreyi gzlyordu. Her taraf ylesine derli toplu ve temizdi ki
sra sra el arabalar, kazmalar, krekler, byk bir dzen iinde yan yana bir duvarn kenarnda
durmaktayd. O binann alak d duvarlarnn ardnda sundurmalarn birinde arabalar vard.
Koumlarn tm duvarlara aslyd. Dier iki byk sundurmada harman ve orak biim makineleri
yaz beklemekteydiler. Trmklar, aletler, engelli sabanlar sra sra idi. Burada rastladklar
renperler durup onlar selamlyorlard. Herkes iinde gcndeydi. Bir yerlere gidip
gelmekteydiler. iftlik binasnn nne ulatklarnda daha nce iftlie varan Suba iki katl
byk yapnn nnde onlar karlad. Yannda seyisi beklemekteydi. Seher Hanm, Hadiye ve
Vehbi Bey atlarndan indiler. Hadiye kendi atnn alnn pt, yanaklarn sevdi. Sonra Berrak
ksraa yaklat. Onun kulana eilerek, sevgiyle "Berrak seni yle
105
zlemiim ki... Seni de, btn buralar da, burann yeil kokan havasn da nasl zlemiim" diye
fsldad.
Berrak onu tanmt. Burun kanatlarn aarak Hadiye'yi koklad. Ksa kinemelerle ona kendince
bir eyler syledi. Hadiye biraz yorulmutu. Bacaklar da armt. Yllardr ata binmemiti.

"Ho geldiniz, sefalar getirdiniz."


Binann orta yerindeki balkondan seslenen Osman Nuri Be/i selamladlar. Seyisler atlar
yedekleyerek ekilirken, nde Seher Hanm ardnda Hadiye ve Vehbi Bey, geni kapdan binann
iine girdiler. Byk hanasn (sofa) drt bir evresinde odalar sralyd. Cmle kapsnn kanatlar
akt. Ortada yemek tmasas vard, yemek hazrlanmt. Sa yanda iki kap, ortasnda kenarlar
dantela benzeri ilemeli mermer kurnasyla el ykama kurnasnn musluu gmt. ki yanndaki
havlu asklklarnda ular srmal havlular aslyd.
Yemek masasnda krksz bir keten rt seriliydi. orba tabaklar ve altndaki yemek tabaklar
zarif porselendendi. Yanlarndaki atal, bak, kaklar gmt. Sofraya oturacaklarn says kadar,
ular ceviz byklnde gm, kesme kristal tuzluklar, biberlikler sralyd. Hadiye iin iin
sevindi. Yllarca nce iftlik sofras iin annesine ettii ricalar yerine getirilmiti. Bu dzen hem
de byk bir zenle kurulmutu. Kaln kristal srahinin yumuak kesimli karnnn iindeki ikinci
blm buz doluydu. Hadiye yan gzle kocasna bakyordu.
Vehbi'de hi yadrgam bir hal yoktu. Sadece mutlu ve memnun grnyordu. Hadiye buna
sevindi. Kocas bylesi grntlere alkt.
Osman Nuri Bey st kat merdivenlerden ar ar indi. Karsyla damadn selamlad. Kzma sarlp
pt.
"Ho geldiniz, sefalar getirdiniz. Ben geldiimde hava sabahtan azck puslu idi. Ama sonradan
at. Vehbi Bey olum, bu mevsimde Diyarbakr'n havas nasldr?"
"K balamtr efendim. Sobalar, ocaklar yaklyordur. Yaz ylesine scaktr, fakat iddetli k
yapar. Bahar, sonbahar gzeldir. Bu aylarda ise orann sonbahar oktan bitmitir."
106
"Selanik ve iftliin bu aylar en sevdiim mevsimleridir."
"Babacm, bu tatl sohbetinizi yemekte srdrrseniz, midelerimiz de mutlu olur sanrm."
Sonra kocasna dnd:
"Sen de ok acktn m Vehbiciim?"
Vehbi karsna biraz aarak bakt. Onun azndan 'acktm' diye bir kelimenin ktn hi
duymamt. Glmsedi.
"Hem de ok."
iflikte orta hizmetlere bakan Sofiye adnda gen bir Bulgar kz gm tepsi iinde getirdii
porselen orba tasn ve kepeyi Osman Nuri Bey'in nne brakt. Osman Nuri Bey, iftliin nl
orbalarndan biri olan yourtlu buday orbasnn stndeki nane ve ya tabakasn kartrp sra
ile uzatlan tabaklara paylad. Mutfak kapsndan elinde ekmek sepetiyle kveren ayan' grnce
Hadiye ard.
"Sen de nereden ktn? Nasl geldin?"
ayan kkrdayarak, glmesini zorlukla tutuyordu. Sabah erkenden byk beyle birlikte trenle
Avrethisar kasabasna, oradan da faytonla iftlie gelmilerdi. Hadiye'ye ekmek sepetini uzatrken,
fsldad.
"Sizden bir dakika bile ayr kalmaya dayanamyorum kk hanmcm."
Hadiye ona gz krpt.
"Ben de senden ayancm."
Sonra kocasna dnd.
"te mleki iftlii'nin zelliklerinden biri. Ekmeimiz, ince, kepekleri alnmam has buday
unundan yaplmadr. imdi frndan km."
Gerekten ortala scack buday ekmeinin kokular yaylmt. orbadan sonra kuzu tandr
kebab, tereyal kuskus pilav yenilirken, taze yayk ayranndan yaplm stnde tere-ya
benekleri yzen cack iilmiti. Tere otu, maydanoz, krmz turp, yeil biber, domatesten oluan
yeil salata iftliin nefis zm sirkesi ve Ayvalk zeytinyayla lezzetlendirilmiti. Manda
stnden yaplma su muhallebisi iftliin gllerinden ka107

rlm gl suyuyla kokulandrlmt. Her ey o kadar taze, o kadar zenle yaplmt ki bu tadna
doyulmaz le yemeini Vehbi hi unutamayacakt.
Yemekten sonra Seher Hanm, Suba Cafer Aa ile i konumalarna oturduunda Osman Nuri
Bey kzyla damadn harasna gtrd. Ahrdaki atlarn blmeleri alak boylu ta du- v| varlardan
yaplmt. Yerlerse kaln kerestelerin aralkl denmeleri ile salkl ve rahatt. Osman Nuri Bey
ahrlara girerken, sigarasn sndrp p kutusuna atmt. erisi lotu. Blmelerin yarm
kaplarndan balarn karan ksraklar, aygrlar, taylar, Osman Nuri Bey'in kokusunu aldklarnda
kesik kinemelerle ve taban tahtalarna ayaklarn vurarak sevinlerini belirttiler.
Hadiye cebinden kartt kttan avucuna ald ekerlerden sevinli atlara birer ikier sundu.
lerinde Hadiye'yi yllardr grmemelerine ramen unutmayanlarn sevinleri daha da
grltlyd. Yarm aha kalkabiliyorlard. Boyunlarndan yemliklere balydlar. Yoksa kyameti
koparacaklar bir gerekti.
Vehbi ahrlarn yaplmalarndaki kusursuzluu hemen grd. Hayvanlarn idrarlar ve dklar
tahtalarn aralklarndan alttaki meyilli beton zemine iniyordu. Gnde iki kere akarsuyla ykanan alt
zeminden akan sular darda bir havuzda birikiyordu. Sonra gbre gereken bahelere
yumuatlarak, hafifletilerek kullanlyordu. Elinde olmadan babasnn ahrlarnda bu kadar
kullanl bir sistem bulunmadn dnd. inden "Avrupa ktasnn bir paras olan Rumeli ile
bizim dou illerinin fark ne kadar belirgin" dncesi geti. Derinden derine bir sz rpertti
vcudunu. Ahrdaki ara gerelerin tm Avrupa kkenliydi. Kaalar prl prld. Koumlar
temiz ve yeniydi. Kedeki set stnde duran eyerler, zengiler gz alcyd. Bilgi ve refah her
yanda glmsemekteydi.
"Buradaki hayvanlarn tm ok talihli mahluklar efendim. Her ey o kadar mkemmel, o kadar
kusursuz ki sizi kutlarm aziz pederimiz."
Osman Nuri Bey ks ks glyordu. Vehbi nedenlerini bilmediinden karsna bakt. O da
glmsyordu.
"Vehbiciim dikkat edersen babam, bu iltifatlarn kabul
108
ederek teekkr etmedi. Sebebi, kendisi son derece hakinastr. Bu nedenle annemin payna den
takdirleri kendine mal etmemekte..."
"Evet Vehbi Bey olum, ben sadece bu atlar sever, oka-rm; terbiyelerine dikkat ederim. iftliin
gerisi Seherimize aittir. Btn tasarmlar, alm-satmlar, bakm gereksinimleri onun becerileri
arasndadr. Bilmem ki anlatabiliyor muyum Vehbi Bey olum?"
Vehbi Bey elbetteki anlyordu. Nazike glmseyerek kaynpederini cevaplad:
"u halde efendim takdirlerimizin drtte n muhterem validemiz hanmefendiye takdim edelim
mnasip grrseniz."
Osman Nuri Bey o ocuksu muziplikle tatl kahkahalar atmaktayd. Bir koluyla karsn, br
koluyla kzn sarmaya urayordu. Sonunda sadece kzma sarlabildi.
Seher Hanm yumuak bir kararllkla kocasnn kolundan syrlmay baarmt. O hi bir zaman
byle durumlardan holanmazd. En iyi, en stn baarlarnda bile kendisine yaplacak iltifatlar
yarda kesebilecek bir konuma biimi vard. Yine yle davrand.
"Osman Nuri Bey her zaman ok naziktirler ve kk ilerde bile byk szler etmeyi severler."
Hadiye babasnn yanana bir pck kondurdu.
"Ah sevgili babacm, sizin bu irin konumalarnz bile ne kadar zlemiim."
Yemekten sonra erken yatlmt. Vehbi ge saatlere kadar uyuyamad. O gece hep dnd. Elinde
olmadan kendi iftlikleri ile mleki iftlii'ni karlatrd. Kendi verimli topraklarnda hl eski
sistem iftilik yaplmaktayd. Pirin, hl dz arazilerde ekiliyordu. Oysa arazinin meyilli olmas
gerektiini o kadar ok sylemiti ki! Pirin yetitirilirken gereken suyun olduu yerde durarak
pirinle beraber sivrisinek retimine yardm etmemesi gerektiini anlatamamt.
Vehbi iinin szlann yattramyordu. Rumeli topraklar daha ileriydi. Verim yksekti.
Bylelikle refah dzeyi de ok

109
yksekti. Diyarbakr'n Dicle nehri vard. Fakat nehrin suyundan en ok kylarndaki karpuz
tarlalar faydalanrd. ehrin iine yaplan su ebekeleri ise pek temiz deildi. Kendi evlerinde bir
damlama kp vard. Bu bir eit filtreydi. me suyunu szerdi ama, mikroplarndan arndrmazd.
Bu kadar bol suyu olan Avrupa ehirleri sularn mikroplardan arndran tesisler kurmulard, hem
de yllar yllar nce. Memleketini Selanik'le karlatrdnda yreine tortular kyordu; geri
kalmln kederleri, aclaryd bu tortular. Sonra kendi evlerini dnd. Yz glmsedi.
Yatak odalarnn bulunduu ikinci kat balkonunun parmaklklarna pembe sarmak glleri
dolalyd. Balkonun sol duvarna ise hanmelleri sarmt. leride Galik nehri sessizce akyordu...
Uzun kask izmeleri giymi balklar nehrin iine girmi balk tutuyorlard. Kar yakada,
Tripko'nun ba stnde yine onun yetitirdii gen ormann yeillikleri gz almaktayd. Ormann
eitli aalarnn yapraklarnn filtresinden geen temiz hava evreyi sarmt. iftlik evinin
nndeki aalarda ten kularn sesleri duyuluyordu.
Balkonda kurulan kahvalt masasnn banda toplanmlard. Masada bulunan yiyecek ve iecekler
doald. Henz salm st ve ayrandan yaplma yayk tereya, gnlk yumurta, iftliin
kovanlarnn bal, taze pimi rekler ve frndan km scack ekmeklerle buulu taze
zmlerden oluan kahvalt nefisti.
Vehbi'nin geceki karamsar dnceleri dalp gitmiti, Birden elinde st barda ylece kald.
Sesler gelmeye balamt. Yzlerce, binlerce trnakl ayan topraa srtmesinden kan bir sesti
bu. Ve bu seslere eitli melemeler, brmeler, kinemeler, gdaklamalar karyordu. Yaklaan
ayak seslerinden, gdaklamalardan, anrmalardan, kinemelerden oluan bir seldi sanki. Yava
yava artp byyerek yaklaan bu ses duyulduunda Osman Nuri Bey ubuunun ucundaki
sigarasn yakt. Sandalyesinin arkasna yasland. Yznde genileyen mutlu bir glmseme ile
damadna dnd:
110
"Srler otlaklara yaylmaya gidiyorlar. Bu benim doya-madm bir grntdr. Hi bkmam."
Srnn ilk banda ksraklar, aygrlar, taylar geiyordu. Arkalarnda kk bir boluktan sonra
inekler, kzler, mandalar, eekler, keiler, olaklar, kolar, kuzular, hindiler, sonra gagalayarak
kou halindeki partal kazlar, en geride paytak paytak geri kalmamaya uraan rdekler. Bu harika
resmi geit bir saate yakn bir zaman srd. Sonra sesler kk kk snerek uzaklat.
Balkondaki seyirciler ancak bu seslerin dinmesinden sonra evredeki dier sesleri duyabildiler.
Yedi sebze bahesinde dnen bostan dolaplarnn gcrtlarna karan ku seslerini iittiler.
Rzgrn aalarn arasnda dolarken kard belli belirsiz sesleri, Galik nehrinden havaya
srayp yeniden suya den kocaman baln su altsn duydular. Bu tadna doyulmaz doa
sesleri, balkondaki drt duygulu insan kendilerinden geirircesine yumuatm, gevetmi,
rahatlatmt. ylesine derinlerinden yzeye kan bir mutluluk iindeydiler ki...
iftliin kylerinin ortasndaki meydanda Bulgarlarn kiliseleri, Rumlarn kiliseleri, Mslmanlarn
camileri vard. Hepsi ryalarda grlebilecek gzellikte birer minyatr yapya sahiptiler. Her
milletin kendi ingene halk vard. Burada gl bir hogr havas hkm sryordu. Her milletin
kendi dini ve milli bayram kutlamalarna yakn kylerde yaayanlar da hep davetliydi. Bulgarlar
zamaralarm, armonikalarn alarlarken, gen gzel kzlarla grbz salam delikanllar da hora
teperlerdi. Ama Trk, Rumu, ingenesi de onlarla beraberdi. Trkler davul zurna alar, yank
sesli kzlar delikanllar kendi halayla-nn teperlerken trkleri syleyenler sadece Trkler olmazd.
Rumlar, ingeneler de ortaktlar bu trkye.
"Mayada'dan kalkan kazlar
Al topuklu beyaz kzlar, Yreimin ucu kzar
111
Al topuklu beyaz kzlar
Al topuklu beyaz kzlar..."

mleki iftlii'nin Bektai sahibesi Seher Hanm btn bu insanlar arasndaki milliyet, din, dil,
rk, adet ayrcalklarna sayg gsterirdi. Byk ve ll adalet duygusu, geni hogrs ve pay
datmalardaki amaz eit lsyle bu eitliki havann hi bozulmamasn salamaktayd.
ylesine tatl bir alma, omuz omuza veriti ki bu, arada bir baskn yapan Rum etelerine hep
beraberce kar koyuyorlar; Bulgar etelerini de ayn tutumla datyorlard. Seher Hanm ise
iftliini basan ekiyalara hangi milletse onun dilini konuan insanlaryla haber salyordu:
"Yamalamalarna sebep her ne ise konuarak ortadan kaldralm. Bu iftlik bugn benim ise yarn
bir bakasnn olacaktr. Paralar m yok? Hastalar m var? Evlenecek, dn m yapacaklar?
Anlatsnlar. Belki dertlerine derman olabiliriz. Onlar da kanunlara kar gelmekten bylece
kurtarrz."
etelere birka koyun, arap, rak, ekmek gnderiyordu. Onlar ellerini silahlarna dokundurmadan
Seher Hanm'm maddi ve manevi yardmlar karsnda rahatlyor ve mahcup olarak geri
ekiliyorlard. Bir daha gelmeleri sz konusu olduunda Seher Hanm'a haberci gndererek
dertlerine deva bulmasn rica ediyorlard.
te btn bu scak birlik beraberlik havas iinde, Seher Hamm'la Osman Nuri Bey'in kzlar ve
damatlar onuruna bir len yapacaklard. Btn bu lenin masraflar kendilerine aitti. Sadece
be koyun istemilerdi, o kadar.
len muhteem oldu. Ky meydannda sandalyeler, sedirler sralanm, serilen hasrlarn zerine
minderler konulmutu. Yer sofralar kurulmutu. Havai fiekler yapmlard. Bunlar barut, mangal
kl ve gazla yaplan sade fakat neeli parltlar veren mehtaplard.
Kat kat rengarenk etekler, ilemeli bluzlar giymi, rgl salarndan kurdeleler uuan Bulgar
kzlar; yine eitli folklor kostmleriyle Rum kzlar, delikanllar; sa rglerinde altn112
lar takl, darack belli, uzun elbiseli Trk kzlar, delikanllar hep beraber oynadlar, halaylar
ektiler, horalar teptiler. Bu deiik kltrn arklar, trkleri mozaik mozaik birbirine kartGenler hem elendiler, hem d*e elendirdiler.
Kuzular evrildi, sini sini brekler, tatllar, pilavlar yenildi; ayranlar, araplar, raklar, erbetler
iildi. Gece ay nda yaplan bu len sabah afak skene dek srd.
Btn sesler dindiinde ortalk grltszce topland ve meydan boaltld. O gn herkes izinliydi.
Unutulmayan gecelerden biri yaanmt. Ancak o gecenin cokun neesi srp giderken, orada
bulunanlarn hibiri, byle muhteem bir elencenin bir daha tekrarlanamayacan bilmiyordu
elbetteki. Yllarca srp gelen salam beraberliklerin zlebilecei kimsenin aklnn kesinden
bile gemiyordu.
Ertesi sabah iftlikteki konuklar kalanlara veda ederek atlara bindiler. Avrethisar kasabasna at
srdler, oradan trenle Se-lanik'e gelindi. Dnlerinde hava geldikleri gnler kadar yumuak
deildi. Sertlemiti. Yamur serpitiriyordu.
Vehbi yolda hep dnmt. Sevgili eini Selanik'te brakarak Pritine'ye nceden gitmeliydi.
Eyalar gnderilmiti ama Hadiye'yi yeni bir evi dzenleme zorluuyla karlatr-mamalyd. Evi
yerletirmeli, sobalar kurmal, eve bir a, bir hizmeti tutmal, karsn hazr eve getirmeliydi.
Hadiye sobalar yanan scak bir eve gelmeli, yemekleri hazrlanm bir sofraya oturmalyd. Bu
fikrini pein olarak kabul etmeleri ricala-ryla kars ve kaymvaldesine at. Hadiye balangta
kabul etmek istemedi ancak kocasnn ricalar karsnda "peki" demek zorunda kald.
113
Aile Byyor
Ertesi gn, Vehbi Bey^ mahalli memuriyetine balamak zere Pritine'ye uurladlar. Hadiye onun
kt kapnn rtlmesinden sonra birdenbire alamaya balad. Sanki btn dnya boalvermiti.
evresinde insanlar, sevdikleri sanki yoktu artk. Koca dnya zerinde yapayalnzd. Bu ylesine
doldurulamayan bir boluktu ki akln mantn kullanamaz olmutu. Mant, "Gle gle gitsin.
Sana bir yuva hazrlamak, senin rahatn salamak iin gitti " diyordu. Fakat iinde bir baka ses
ykseliyordu. "Rahat evmi, scak odal, kurulu sobalym. Bunlar isteyen var myd ki? Ben

evimi dzenleyemeyecek beceriksizin biri miyim? imdi gnlerimi nasl geireceim. Artk piyano
almak bile istemiyorum. Annemle misafirlie mi gideceim, konuklar ya da akrabalarmz
gelirlerse onlarla m avunacam?" Bu dnceler uzayp gidiyordu. Geceleri yatanda
smamyordu. Yalnzl karabasan benzeri byyor, byyordu. Yeenleriyle bile avunamyordu.
Ta ki Vehbi'den ilk mektup gelen kadar...
Mektup geldiinde zarf elleriyle gsne bastrarak bir kouda yukar frlad. Yatak odasna girdi.
Kapy kilitledi. zlemlerini dindirecek bu mektubu okurken o zevki kimseyle blmek
istemiyordu. Pencerenin yanndaki koltua oturdu. Bandaki topuzunu tutan firketelerden birini
kartarak zarfn kenar ucundaki aralktan sokarak dikkatle kesti. indeki kd kard. te o
dakikada gzlerinden yalar boand. Sanki sevgili Vehbisi karsndayd. Sayfann sa bandaki
kelimeleri okurken sanki onun scack, yumuak sevgi dolu sesini duydu.
114
"ki gzm Hadidim,
Duyduum hasret, hislerimi rahatlkla sylemekten beni alkoymakta. Sensiz yolculuk bana
ylesine uzun geldi ki. Bitmedi, tkenmedi, sanki Pritine'ye vardmda sana kavua-cakmm
hissine kapldm. Birazck da yle oldu. Eyalarmz getiren adammz denkleri am, ambalajlar
skm, ortala kendince bir eki dzen vermiti. Eyalarn arasnda sana ait bir ift terlik, bir de
okuduun, arasnda bir bellek konulmu bir kitabn vard. Hemen atm sayfay. Senin gzlerinle
grdn, okuduun kelimeleri usul usul okudum. Seni yanmda hayal ettim. Gzlerimi kapayarak
seni dndm. Sonra sesini duydum. Gerekten yanmdaydn, buna amamalsn gzelim nk
sen canmdasm, kanundasn, iliimde kemiimdesin. Bunu anlatabilecek kelimeler henz
domam. Szler yetersiz, kelimeler manasz. Anlatamyorum, ne desem kafi deil. zledim seni,
zledim zledim ite. Bu zlem yangn benzeri beni yakp tututurmakta. Affet beni, affet gzelim,
affet ki kendimi bylesine kabiliyetsiz grmekten kurtulaym. Sana bir an nce kavumak iin
evimizi geceli gndzl bir aba ile yerletirmeye alyorum. Tuttuum a imdiden gzel
hanmna yemekler tasarlamakta. Senin yemeklerle pek ilgilenmediini sylediimde 'Bak sen, bak
sen, hele ben alarm bir ocaa koyaym, grrsn beyim nasl yiyecek. Bir aya kalmayacak,
fstklar gibi olacak.' dedi. Yatak odamzn duvarna astmz bir resmin vard. Onu grd. ok
zayf olduun iin zld. Seni fstk gibi yapmak tela oradan gelmekte.
Havalar yap esmez, frtnalar kopmaz, kasrgalar ortal duman etmezse Hadiye seni bekliyorum.
Elbette Aye Hanm yenge ve kk Mukaddes'le birlikte.
Bu satrlar 'Seni ok ok zledim' szckleriyle bitirmeliyim. Tra olacam ve vazifeme
gideceim. ki gzm Hadisim, seni Allah'n birliine emanet ediyorum. Bana iki satrck olsun bir
mektup yazarsan yle sevinir yle sevinirim ki belki de sevincimden ldrrm.
Zevcin Vehbi
115
Muhterem babamla annemin ellerinden perim. Sevgili baldzm Ahsen Hanm'a sayglarm
sunarm. Enver'in Orhan'n Yusuf un gzlerinden perim.
Vehbi"
Hadiye'nin gzlerindeki yalan kurutan, duyduu sevincin heyecann byklyd. "Vehbiciim
bilmiyor ki ben de hasretinin ateiyle yanyorum. Gnlerin saat deil de dakika kadar ksa olmasn
isterdim. O zaman zamanlarn uzunluklar ksalverirdi."
Vehbi'nin evin tmyle yerletiini haber verdii uzun telgraf geldiinde, hemen bavullarnn
kilitlerini kapatt. nk bavullar oktan hazrlanmt. ayan'la Mukaddes de sevinten
uuyorlard. Buna karlk Osman Nuri Bey'le Seher Hanm zgndler. Yavrularndan yine ayr
deceklerdi.
Pristine'deki evlerinin bahe kapsndan girdiklerinde Ha-diye Vehbisinin boynuna atlmaktan
baka bir ey dnmyordu ama byle bir ey a kadnn, hizmeti kzn, daire hademesinin
nnde uygun dmezdi ki...
Vehbi Bey Hadiye'nin ellerini avularnn iine ald, ona yapmackl gelen bir arballkla bakt.

"Ho geldiniz efendim. Siz de yenge hanm. Mukaddes kzm, ayan kzm."
Aye Hanm arafnn peesini yarm amt. Kapnn yannda bekleyen hademe hl ellerindeki
bavullarla durmaktayd. Aye Hanm ilk nce hademeye bavullar evin baheye alan kapsnn
nne brakmasn syledi. Sonra damat beyin sorusunu cevaplad:
"Sa olunuz efendim. Cidden ok rahat bir yolculuk yaptk. Sa olunuz."
A kadn ksa boylu, iman denilecek kadar tombul, orta yal bir kadnd. Aye Hanm'dan
yalyd ama onun elini pmekten baka ne yapabilirdi ki? Hadiye'ye yaklat, eliyle temenna etti,
"Ho geldiniz hanmcm" dedi.
116
I
Hadiye'nin neden cevap vermediine aarken onun bakt yana ban evirdi. Birden utand, yz
kzard. Telala sz etmeye alt.
"Ah, ah benim sersem kafam ite. Byle marifetler yapar bu sersem kafam. Gzel hanmm kusura
bakma."
Hadiye onun kendince bir kusur ettiini anlamt.
"Ho bulduk ama sen bu kadar zlecek bir su mu iledin hanm?"
"Bana hanm deme sultanm, Zehra de. Benim adm Zehra kadn. Elbette ki beni pataklasan da yeri
var. Baksana gzelim kendi amarm yol tarafna, n baheye sermek olur mu?"
Hadiye ipte serili olan belki otuz arn uzunluundaki amara bakt. Bunun neresi sutu?
"Bala hanmm."
"Peki peki balandn, ama sen de bu amarlar buraya sermenin neden su olduunu bana
syle."
"Tvbe tvbe hanmm, o amar dediin benim donum-dur. Ondan tr sutur elbet."
Hadiye'nin aknl bsbtn artmt. Sonunda Vehbi konuyu aklad.
"Hadisim bizim Zehra hanm bugn geliyorsunuz diye sevinmi, baksanza srtnda urba giymi. O
serili olan Zehra Ha-nm'in hergn giydii donu, yani alvardr. "
Hadiye ile birlikte Mukaddes ve ayan da kahkahalarm tutamadlar. Glmelere Aye Hanm'la
Vehbi de katld. Sonradan glmeler karsnda affolduunu sanan Zehra Hanm da glmeye
balad.
"Ah don dedikse i donum deil, a benim hanmm, d dnmdr. Aman ne kadar byk bu d
donu demisindir gzelim ama yremizin yasas byledir. Bol kumatan anl hretli olmal
alvarmz. Salmrken yakmaldr insana."
Birka dakika sren bu sevimli konumalar Vehbi ile Hadiye'nin kavuma heyecanlarn
yattrmt.
Hepsi birden ieri girdiler. Zehra Hanm oturma odasnn kapsn aarak Aye Hanm'la Vehbi ve
Hadiye'yi ieri buyur etti. Sonra koa koa mutfaa gitti. Az sonra elinde ii kpkl kahve
fincanlar dolu tepsiyle grnd. Hadiye kahvesini ier117
ken kocasna sevgiyle bakyordu. O da glmsyordu. Sevinliydi. Hadiye henz her taraf
gezmemekle beraber sofann ve oturma odasnn deniini ok beendiini syledi. Vehbi oturma
odasn Enis Paa Kona'ndaki oturma odalarn hatrlatan bir biimde demiti. Glmseyerek bu
konu zerinde konuurken dardan bir feryat koptu.
"Bak sen, gene yamurun da yaaca tuttu. imdi zorla kuruttuum donum yeniden sland. Vah
aklsz kafa, a be Zehra baksana bir yol gkyzne. Ak bulutlar kurun rengine bouna m
dnm, akl edip de toplasana ipteki donunu."
Hadiye kahkahalarla glmeye balad. ok ho bir karlama merasimi olmutu. Kocasna
bakyordu. O da memnundu. Sakin ve mutlu grnyordu.
"Geldiniz sa salim, Allah'ma krler olsun. te byle gzelim sonunda bir ev sahibi olduk.
Kendi evimiz. Evet treler, bizim trelerimiz; yasalar, kendi koyduumuz yasalar." "krler olsun

ki evet. Kendi yuvamzdayz." Vehbi dndklerini yapabilmenin gnl rahatl iindeydi. inde
oturduklar odann yeil kk ini sobas yanyordu. Birinci nikel kapa akt. Dantela benzeri i
kapa fer-forjeydi, siyah demir kapan yarsn kavrulmu bir takvim yapra rtmekteydi.
Hadiye iini ekti.
"Teyzemin sobasnn minyatr. Tpk teyzemin ve bizim oturma odalarmzn benzeri demisin
Vehbiciim. Ne kadar ince, derin dncelisin. Bylelikle benim hi yadrgamayacam
biliyordun deil mi?"
"Eer gerekten byle hissediyorsan ok sevineceim." "Baka trlsn nasl dnebilirim?
Pencere nndeki kerevet, o kerevete yaslanm bordo uha yastklar, kapitone minderler, minyatr
pirin mangal... Yalnz daha ok houma giden, duvar boydan boya kaplayan kitaplklar. Hem
benim kitaplarm da, senin kitaplarn da ciltlenmi. Senin kitaplarn felsefi ierikli olduklarndan
kahverengi maroken ciltli, benimkilerin bir blm genlik kitaplar, ocukluumdan kalma,
elbette ki daha hafif kitaplar. Kaz patisi renginde, sar, yumuak
118
ciltleriyle ne kadar sevimli olmular. Saol Vehbiciim. Ne kadar sevindim duygularndaki zarafet
ve inceliklere."
"Ben de cilt ileri yapan birinin burada bulunduunu duyduumda ok sevinmitim."
Akam, yuvarlak yemek masasnn tam ortasndaki tavandan sarkan, evresi renk renk porselenlerle
ssl, aa yukar indirilip karlan lambann ne kadar tatl bir pembelikle masay
aydnlatyordu. lk gecenin yemeinde ayan' da sofraya almak istediler fakat ayan kabul etmedi.
Kendince uygun nedenleri vard.
"Ben henz hanmlarla beylerin oturduklar masalarda yemek yemesini bilmiyorum ki. Hem ne
gerei var ki? Ben Zehra Hanm'la ok daha rahat yerim."
Yemek nefis bir tarhana orbasyla balad, yahni, pilav, zeytinyal prasa ve brek en sonunda
ok lezzetli bir yourt tatlsyla tamamland. Byk beklentisi olan aferinler, teekkrler, ellerine
salklar iiten Zehra Hanm'm ii de bahe benzeri ferahlad.
Pritine'de k sert gemekteydi. Evin sobas da hi sn-drlmemiti. Hadiye gnlerini evinin
dzeniyle uraarak, kitap okuyarak, arada gelen konuklar arlayarak geirirken bir yandan da el
ii yapyordu. Gnler ksayd. Kocas le yemeine eve geliyordu. Beraberce geirdikleri saatlerin
dnda Aye Hanm'la sohbet ediyor, Mukaddes'in okula balamadan nce bir eyler renmesine
alyordu. ayan'm okumaya kar hevesi de kabiliyeti de yoktu. Btn abalarna ramen
elifbann birinci sayfasndan ikinci sayfasna geememiti.
"Kk hanm siz bana dantel retiniz. Ne olursunuz..."
Hadiye ona bir kutu dmc marka kuka, bir de t aldrmt, ilkten iki santim eninde bir dantela ile
renimine balamt. Ksa zamanda dantelann santimleri artmt. Makine gibi iliyor, her iki
gnde bir kuka bitiriyordu.
Sakin, mutlu gnler bylece birbirini izliyordu. Pritine'de ikinci senelerini dolduracaklard
neredeyse. Hadiye bu arada
119
birka kez Selanik'e gidip dnmt. Bir ziyareti srasnda annesi "Evliliinizin nc yl
bitmekte kzm, hl ocuk istememekte direnmekte misin?" diye sormutu.
Hadiye annesinin ilgisinin yadrgatan bir yan bulunmadn bilmekle beraber zlmt. Cevab
ise annesini artm, zmt.
"Ne demekmi istememek... stiyoruz ama olmuyor. Onu biz de bilmiyoruz anneciim."
"u halde aile doktorumuz Tenof la grelim. Biliyorsun o hem dahiliye, hem de kadn doum
uzmandr. Hemen aralm."
"Hayr anne, bunu kocamla konumadan yapamam."
Annesi bu cevaba da zlmt.
"Pekala yleyse, kocanla konu, karar verin. Ablann kz Meziyet'i kaybettikten sonra aclarmz
ancak senden gelecek bir bebek dindirecektir."

Hadiye ziyaret gnleri sona erince Pritine'ye dnd. Kocasna bir trl bu konuyu aamyordu.
in iin korkuyordu da. Teyzesi Mnire Hanmefendi de evlendiinde ocuklar olmamt. Ebeler,
doktorlar, ilalar; hibiri sonu vermemiti. Teyzesi zrl bir kadn olduunun acsn ekerken
Paa bir gn, "Ben de bir muayene olmalym Mnireciim, hep sana yklenildi. Bunun senin deil
de benim suum olmas mmkndr" diye onu teselli etmiti. Sonra yeni bir mitle devrin en nl
bevliyecilerinden birine grnmt. Tahliller yaptrlmt. Sonuta paann ocukluunda
geirdii iddetli bir kabakulak hastalnn yapt bir arza aa kmt. Sevgili teyzesi
rahatlamt ama bu kez kocasnn zl onu kahreder olmutu. Bir daha ocuk konusunu
amamak zere kapatmlard. Hadiye'nin korkusu da byleydi. Eer kendi ocuk dourabilir de
sevgili Vehbisinin olamyorsa, onun strabna dayanamayacan biliyordu. inden "nallah su
bendedir" diye dualar ediyordu.
Bir gn Aye Hanm yengesiyle konuurken bu konu ah-verdi, hem de birdenbire. O babasz bir
ocuk, hem de kz ocuk yetitirmenin glklerinin yllar getike artacandan korktuunu
sylyordu. "Ama yine de babal veya babasz ana
120
lmak bir kadn iin ok byk mutluluktur. Sen hl dour-mavacak msn Hadiyeciim?" diye
sorduunda Hadiye zgn cevap verdi:
"stiyoruz, Vehbi benden daha ok hevesli ama ilk yllar hep korunduumuzdan belki de birimizden
birimizde bir arza bulunduundan ocuk sahibi olamadk. imdi de olmuyor Aye Hanm
yengeciim."
Aye Hanm zlmt fakat bu znt ksa srd.
"kinizin de kusursuz olduunuza eminim. Belki de kk yardmlarla bu tutukluk dzelebilir.
Denemelisiniz."
Szlerinin duyulmamas izin sesini alaltt.
"Bizim Zehra Hanm'm esas meslei ebelikmi. htisas da ocuksuz kadnlar dourtmakm."
Hadiye glmeye balad.
Otuz arn kumatan alvarlar giyen alarnn byle bir becerisi olabilecei gerekten inanlmazd.
"Glme glme Hadiyeciim, ebelii nlym. O marifeti yznden de iki tane ev alm kendine.
Artk ebelik yapmyormu, bo durmaktan skld iin Vehbi Bey'in a aradn duyduunda
talip olmu."
Hadiye daha ok glyordu. Selanik'te nl doktorlar varken Pristine kasabasnda kendilerine
alk yapan Zehra Ha-nm'dan medet ummak! Ama ne komikti. Sonunda Aye Hanm yengesini
glmeleriyle darltmaktan ekindii iin sordu:
"Ksr kadnlar nasl ocuk sahibi yapyormu?"
"Anlattna gre birka tane basit, hibir tehlikesi olmayan dtan kullanlan ila ve bir de bele kp
ekmek usulyle..."
Cevap Hadiye'yi artmt.
"lalan anladm. Artk ne dereceye kadar tehlikesizler inanlmaz ama, o bele kp ekmek nasl bir
yntem?"
Aye Hanm'm bu konuda birok eyler bildiini ciddi tutumundan anlamt. Yengesi:
"Gleceksen hi konumayalm, bu konuyu kapatalm."
Hadiye yengesini darltacandan korkuyordu. nk ylesine inanm bir hali vard ki!
121
"Niin gleyim Aye Hanm yengeciim. Btn kylerdeki, kasabalardaki hastalara, dertlilere
doktorlar m yardm ediyorlar? Burada bir dahiliyeci doktorla bir de belediye ebesinden baka kim
var ki? Ama herkesin de ocuu oluyor. Demek bu halk hekimlerinin de ok eskilere dayanan
bilgileri ve tecrbeleri var."
"Byle dndn iin sevindim nk uzun zamandr Zehra Hanm'n o basit yntemle birok
gen hanma annelik saadetini tattrdn biliyorum."

Hadiye artk glmyordu. inden 'Keke byle bir mucize olsa. Vehbiciimi mutlu edebilsem.
Elbette ki ben de bylece analn tadn duyabilirim' diye dnmeye bile balamt.
"Aye Hanm yengeciim, Zehra Hanm'n sihirli tedavisi hakknda ne biliyorsunuz?
Aye Hanm 'Bu asi kz yola geliyor' diye dnerek uzun uzun bakt Hadiye'nin yzne.
"Hani ksrk olduumuzda, souk algnlnda srtmza kupa ekeriz ya, ite kuyruk sokumunun
bitimindeki yere kupa deil de tpk kupa ekercesine iine yanm pamuk atarak kk bir kp ile
ayn ii yapyormu. Hepsi bundan ibaret. "
"Yaaa..."
"Evet ya, kupa nasl cierle hcum eden kan da ekerek cierleri rahat ettiriyorsa bu da o
ksmda bir hareketlenme meydana getiriyor demek. Belki de kapal kan damarlarna taze kan
getirerek kadnn almayan, tutukluk yapan yumurtalklarn canlandryor. Bunun tatbikini,
neticesini bilmem ama burada yaadmz sre iinde size de ikram edilen baklavalarn ou Zehra
Hanm'a gnderilen hediyelerdi. yl, be yl, hatta daha uzun zaman ocuksuz yaayan
hanmlarn Zehra Hanm'n becerisini denediklerinde hamile kaldklarn biliyorum. Ayn bu usulle
ocuk douran hanmlarn lohusalklarna Zehra Hanm'la beraberce gittik. Onlardan hikyelerini
de dinledim."
Hadiye aklna, zeksna cesaretine hayran olduu Aye Hanm yengesini dinlerken iine scak scak
mitler dolmaya balamt.
122
Ya kk hanm, byle ite. ster misin senin gibi okumu,
ili/ kltrl bir hanm kzmz da bylece hamile kalver-sn?
Hadiye ocuklamt. Yreinin bir kesinde ocuksuzluun verdii birikmi zntlerinin
karanlna bir k szyordu.
"Hadiyeciim denemekten ne kar? Bir de biz deneyelim, zararl bir yn yok, ne diyorsun
gzelim? Vehbi Bey'e de sylemeyiz. Belki ho karlamaz. Sana bir zarar gelmesinden korkar."
Hadiye sesle szle deil ban birka kez eerek denemeye raz olduunu belirtti. Kabul etmiti.
Deney yaplmt. Gerekten son derece sakncasz, basit bir yntemdi. Ne ac, ne ar duymutu.
Yalnz kuyruksokumu-nun stne, oradan btn vcuduna ok houna giden bir scaklk yaylmt.
Hepsi bu kadard. Mrl mrl okuduu dualarla Zehra Hanm ylesine sevimliydi ki ii ona kar
sevgiyle dolmutu.
Bylece bekleme gnleri balamt. Hi dnmek istemedii halde Hadiye'nin aklndan bir an
bile kmayan bir bekleyiti bu. nndeki bir ay garip bir ekilde mitlenerek geirdi. kinci ayda
midi bsbtn artt. nc ayn sonunda hamilelii kesinlemiti. mitlerinin geree
dnmesi ile duyduu sevinten ldrabilirdi. nanamyordu ama hamileydi. Evin iinde
Vehbi'nin dnda byk bir sevin dalga dalga yaylmaktayd. Zehra Hanm o sabah kahvaltdan
sonra Hadiye'yi bir kenara ekti.
"Artk senden de isteyeceim hanmcm."
"Syle Zehra Hanm syle, elimden geleni seve seve yaparm."
"Bunu bilirim gzelim, bak ne diyeceim sana. Hani ka
yl nce geldiinizde bahede ipe serili unuttuum donum vard. "
Hadiye glmeye balad.
"Gene glersin bilirim. Allah gldrsn seni hanmm."
123
"Onu unutmadm, hi unutmayacam Zehra Hanmcm."
"Bundan sonra bir daha unutamayacaksn. O gn grdn donun kuman bir garip gelin almt.
Her kp ektiim bahtsz gelin bana otuz arn donluk alr. Senden de isteyeceim ama hanmcm
senden basma deil, ipekli isterim. Bak sakn hayr demeyesin hanmm..."
Hadiye Zehra Hanm'n yanaklarn okad:
"Hayr der miyim hi Zehra Hanmcm, istediin kuma olsun, kadife olsun, atlas olsun, hemen
bugn..."

Artk Vehbi Bey'e de sylemeli, mjdeyi vermeliydi. Ama nasl bir yntem kullanmalyd?
Kocasn artmadan, inandrc bir slupla bu byk mjdeye hazrlamalyd. Vehbisi yle hassas,
yle duygulu bir insand ki... Yava yava m yoksa birdenbire mi aklamalyd?
Bu dncelerine bir biim verebilmek iin aba gsterirken vakit le olmutu. Kocas her konuda
olduu gibi iinde ve evindeki zamanlarn da deimez lde dzenli geirirdi. Kapnn alm
her gnn benzeri amamt. Evin sofasnda-ki saat le vaktini haber veriyordu. kapy ayan
amt. ayan drt yaprakl gld sanki, az kulaklarnda gzleri parl parld:
"Sefa getirdiniz beyfendi."
"Hobulduk ayan, ne o yle, glmenin nedenini renebilir miyim?"
ayan bu sefer kkrdad.
"Affedersiniz efendim ama benden bir ey renemezsiniz.
Vehbi, "Hayrdr inallah" diyerek fesini bandan kard. ayan fesi beyin elinden kapt. Bir an
nce onun karsndan uzaklamak istiyordu. Yoksa hi de stne vazife olmayan bir eyleri
azndan karabilirdi.
Vehbi hanasm (sofa) mutfak kaps yanndaki el ykama musluuna yrd. Ellerini ykarken garip
bir nsezi ona bilmedii olaylarn olmakta olduunu haber veriyordu.
Yemekleri oturma odasnn yuvarlak masasnda yiyorlard.
124
Doruca o yana yneldiinde Hadiye'nin onu karlamaymm merak kukuya dnverdi.
Oturma odasnn kapsn anca dar kmak zere olan kars ile karlat. Hadiye'yi
dnlerinin sabahnda giydii bordo renkli, sim pskll paaly-la karsnda grnce az nce
duyduu kuku sevince dnverdi. Dn sabahnn btn duygular hemen yreine t.
Hadiye uzun bol etekleri yerlerde, incecik belli paal iinde o mutlu sabahki kadar ve sanki
stnden yl gememi-cesine gzel, tazeydi. Mutluydu. Kollan Vehbi'nin boynuna dolanrken
Vehbi'nin elleri onun narin belinde birbiriyle kavumutu.
"Hadiye iki gzm, sevgilim, bu ne srpriz. Bu kyafetinle, gzelliinin btn ihtiamyla seni
dn gecemizin sabahm-daki kadar taze, neeli ve mutlu bulmak... Yoksa unuttuum bir
kutlamamz m vard bugn?"
"Yo, yo Vehbiciim, bir ahbaba rnek vermek zere paalm sandktan karmtm. ayan'n
yalvarmalarna dayanamayarak giydim."
"Aferin ayan kza. O da ok neeliydi bugn. Bugn evimizin havasnda bir bakalk var."
Sarma dola oturma odasna girdiklerinde Vehbi sofrann iki kiilik kurulduunu grnce karsna
sordu:
"Aye Hanm yengemizle Mukaddes yoklar m?"
Hadiye bir an dnd.
"Belki de ge kahvalt etmilerdir de ackmamlardr. Benden sofrada bulunmayacaklar iin zr
diledi Aye Hanm yenge."
Ettii szlerle gerein hibir ilgisi yoktu. ylece azndan ikvermiti. Sofrann ortasnda bir
byk mavi kase durmaktayd, iinde bir deste badem iei vard. Masann ak yeil muslin
rts akayklarla ilemeliydi. Evin en gzel porselen tabaklar, kristal bardaklar, gm atallar,
baklar, kaklarla kurulu yemek masas harika grnmlyd.
Karlkl yerlerine otururlarken Vehbi biraz aknd. Kar-s paaln giymiti. Sofra ancak zel
gnlerin gerektirdii zenle kurulmutu. Ve ubat aynda badem bahar iekleri...
125
in:
Bir trl soramyor, karsnn bugnn nemini aklayacam umuyordu.
Sofraya orbay ayan getirdi. Hadiye, Vehbi'nin tabana bir kepe orba koydu. Kendi tabana
almad. Vehbi onun or-1 ba almasn bouna bekledi. Hadiye glmsyordu, heyecan-' lyd.
"Bugn canm hi orba istemiyor."

"Ama senin sevdiin tarhana orbas Hadiciim."


"Evet Vehbiciim ama kusura bakma, sen ltfen bala."
Sonra Vehbi'nin bir ey daha sormasna frsat vermeden baharlar iaret etti.
"Havalar aceleci, aalar artt Vehbiciim; bahemizdeki badem aac iek am. ayan
kkhanm kzacak diye dnm ama dayanamam birka dal kesmi."
kinci yemek boraniydi (Ispanaktan yaplan bir Selanik yemei). Hadiye ondan bir kak ald,
ataln ucunda bir lokmay azna gtrmesiyle yerinden frlayp dar kmas bir oldu. Vehbi'nin
lokmas aznda bymt. Yutamyordu. Nesi vard sevgili karsnn? Merak ve endie iinde
dnmesini bekleye-meyecekti. Birden kalktnda Hadiye glerek ieri girdi. Yzn ykamt.
Alnndaki peremleri slakt. Yerine oturdu. Glerek kocasnn yzne bakt.
"Bugn Zehra Hanm'in benden bir ricas oldu. Rica gibi deil de adeta bu isteinin yaplmasnn
zorunlu olduunu belirtti."
Vehbi daha da armt.
"Hibir ey anlamyorum Hadiciim. Bugn hibir gnmze benzemeyen saatler yaamaktayz."
"Haklsn Vehbiciim."
"Peki devam et. Ricas neymi Zehra Hanm'm?"
"Otuz arn ipekli kuma istiyor. Kendisine yeni bir alvar yapmalymz.
"alvar m yapmal? Yapmal mymz?"
Hadiye ne syleyeceini, nasl syleyeceini bir trl ta-sarlayamyordu. Anlatmaya baladnda
sesi titreyecekti. Belki de kslacak, syleyemeyecekti. Kendini zorlad, tutuk, ksk bir sesle
szckleri sralamaya alt:
126
"Evet, her tedavi ettii gen kadnn, tedavi cevap verirse otuz arn kuma almas gerekirmi."
"Anlamyorum Hadiyeciim, anlayamyorum. Bu etrefil szleri11 ardnda neler gizli, ltfen
akla. Yoksa ldracam Hadiciim."
"Ben de anlayamyorum. Olayn aknl iindeyim sevgilim. Anlatlmas g... nanlmas daha
zor bir hadise ile kar karyay2- Buna olay demeyeyim. Mucize desek nasl olur? nk..."
Hadiye sustu. Yerinden kalkarak kocasnn oturduu sandalyenin arkasna geti. Kollarn onun
boynuna dolad. Yanan kocasnn yanana yaslad. Gzyalar birbirine karmt. Kulana
fsldad:
"Yedi ay sonra bir bebeimiz doacak. Allah nasip ederse..."
Vehbi konuamad bir sre.
"Gerek mi sylediklerin? Yani Zehra Hanm seni tedavi mi etti?"
"Evet sevgilim, ilasz, sakncasz bir yntemle."
Vehbi usulca ayaa kalkt, kollarn karsnn belinden zmeden olduu yerde dnd. Onu barna
yaslad, ikisi de beraberce duyduklar llemeyecek byklkteki sevinle sarma dola oldular.
Hadiye hem glyor hem alyordu. Vehbi'nin btn vcudu ile titreyilerini Hadiye iliiyle
kemiiyle, canyla duyuyordu. Bylesi bir sevin onlara gerekten bir mucizenin mjdesiydi.
Sevgilerinin, beraberliklerinin iei ama yolundayd. Bir sre yrek yree, can cana
birbirlerinin sevgisinde ycelerek ylece kaldlar. lk nce kendini toparlamaya alan Vehbi oldu.
Ceketinin yan cebinden mendilini kararak ilk nce karsnn sonra kendinin gzyalarn sildi.
"Aklm, uurum durmu sanki. Dndke 'bu bir mucize' diyorum. Sevgimiz, akmz, yce
beraberliimiz mey vasini vermek zere, iek ama yolunda. Allahma binlerce krler olsun."
Sonra karsndan olanlar tmyle uzun uzun anlatmasn isteyecekti. Fakat o srada ne kendisinin
sormaya, ne de Hadisinin anlatmaya hali vard.
127
Sofray ylece brakarak hi konumadan birbirlerinin yah ;'| gzlerinin iine bakarak bu mutlu
anlarn tadn beraberce pay- V, lamak zere yukar odalarna ktlar.
Hadiye elindeki kartpostala bakt. Ban, sandalyeye dayad ellerine yaslam bir gen kadn
resmiydi bu. Bu gen kadnn karn hafife kabarkt. Zarfn sa yanndaki krmz renkli pulun

zerindeki Merutiyet Hatras yazs, iekli bir elenk iine yerletirilmiti. elengin altndaki
kurdela biimindeki kaidede 10 Temmuz 1324 tarihi vard. Desenlerle ssl krmz pulun
ortasnda padiah turas ve Devlet-i Aliye Postas, en altnda Trke ve Latin harfleriyle 20 para
yazlyd. Kartpostaln alt sa kesinde "Sekizinci ay iin naiz bir hatra -Vehbi" yazs...
Kart gsne bastrd. Hadiye'nin zlemlerle yanan yrei sevinle dolmutu. Kocas Hadisinin
hamileliinin drdnc ayndan sonra bu tara kasabasnda yaamasn sakncal bulduundan
nlerindeki aylar Selanik'te geirmesini istemiti. Drt aydan beri birbirlerine sevgi ve hasret dolu
mektuplar, kartlar yollayarak zlemlerini azaltmaya alyorlard.
Hadiye bir sre sonra, bu zarif, bu ince duygu dolu anla-rn hatras kartpostaln arkasn evirdi.
Vehbi Bey'in okunakl, noktas virgl yerinde, son derece dzgn yazs vard. i titreyerek kartn
sandaki yazy okudu.
"Selanik'te Refikay Hayatm Hadiyeciime takdim". Sol bata "10 Temmuz 1325" tarihi atlmt.
"ki gzm Hadiciim,
Dn bir mektup yazmtm. Bu gece seni ryamda grdm. Hem bu ryann, hem de
hamileliinizin sekizinci aya dahil oluunun bir hatras olmak zere u kart takdim ediyorum.
Maalesef gzel bir kart bulamadm. Kusura bakma. Vehbi."
Sevgili Vehbisinden ayryd. Onun efkatini, ilgisini, sesini, kucaklaylarn zlemiti. Bu buram
buram hasret dayanlr gi"
bi deildi. Ama bu ayr kal sevgiyle besledii bebei iin daha salklyd- Genliinin btn
gcn bebeini bytmek iin harcadn hissediyordu. Annesi ve ev halk evresindeydi. lgi
odam11 en ykseindeydi. stedii yiyecekler, cannn birdenbire ektii bulunmas g yemiler
bile hemen nne getiriliyordu.
Kar koca beraber geirdikleri gnlerde doacak yavrularnn adn koymulard. ok sevdikleri, bir
satr yazsn bile karmadan okuduklar Hseyin Cahit'in adn koyacaklard. Kz olursa Cahide,
erkek olursa Cahit.
Mutlu bykanne Seher Hanm seferberdi sevgili kk kznn bebei iin. Karyola beik
alnmt. Kaliteli Hint ketenleri, Fransz canfez patiskalarndan araflar, yastk klflar, pikeler,
ipek saten yorganlar yaptrlmt. Ynden, yumuak ingiliz sko battaniyeleri, portbebeler
hazrlanmaktayd. Kundak takmlarysa ipekliydi. nce Bursa ipeinden pembe mavi, ak yeil,
beyaz renklerde erli olmak zere kundaklar, i bezleri, ara bezleri, pamuklu bezler dikilmiti.
Bohalar dolusu kundak entarileri, balklar, zbnlar, donlar, oraplar, mama nlkleri, ss
nlkleri, hazr patikler, el rgs patiklerle kymetli bebein btn eyizleri tamamlanmt.
Osman Nuri Bey ve Seher Hanm sevgili kzlarna ve doacak torunlarna da Hadiye'den gizlice
taklar hazrlamlard. Doum elbette evde olacakt. Ailenin sevgili ebesi Olga hemen hemen her
gn geliyordu. Selanik'in kibar ailelerinin ebesi olan Olga gerekten bir doktor kadar becerikliydi.
Kk, tombul fakat yumuack elleri glyd. Tersine gelen bebekleri dl yuvasna uzanan eliyle
evirmesini bilen Olga ailenin sadece ebesi deil, aralarnda derin sevgi balan olan dostlaryd da.
Bu gvenin yan sra karlkl sevgi ve dostluk da her iki taraf iin de deerliydi.
Doktor enkof Hadiye'nin kontroln stlenmiti. Gebeli-m ok salkl ilerlemesinden
memnundu. Doumun normal artlar iinde olacandan emindi. Daha nce ailenin byk k128
129
z Ahsen'in drt olu ve sonra kaybettikleri kzlarnn doumunu enkof la Olga beraberce
stlenmilerdi. Hadiye'nin doumunu stanbul'da yapmasn isteyen Mnire Hanmfendi'ye,
doktorun bu aylarda yolculuun sakncal olaca gerekesini bildirerek zr dilemilerdi. Bir
bebein doduu iklimde bir yl yaamas gerektiini bildiklerinden, doumun zerinden bir yl
getikten sonra stanbul'a geleceklerini ona yazmlard. Seher Hanm, Hadiye'nin dnyaya
getirecei bebein kz olacan biliyordu. Ryasnda sevgili annesi Ratibe Hanm' grmt.
Mjdeyi ondan almt. "Grdm ryay yorduumda bir kzn olaca mjdesini almtm.
Aklca da gzellike de grenleri artacak bir kz douracaksn kzm" diyordu. Hadiye de Vehbi

de bir kz evlat zlemekteydiler. Annesi kz torunu doacana inandndan bebein eyizlerinde


pembe renk daha oktu. Pembe kundak entarileri, pembe muslin kumatan dantelli balklar,
patikler, oraplar, hatta beiinin cibinlii de pembe tldendi.
Hadiye hergn Kordonboyu'ndaki Hamidiye Caddesi'ne kadar yryler yapyordu. Bazen Beyaz
Kule'nin nndeki caddede yryordu. Artk ok ksa sren bulantlar tmyle gemiti. Her
zaman yemee kar isteksizlii yerini ona deiik bir zevk veren itaha dnmt.
Yine birgn Beyaz Kule'deki ak hava gazinosunun nnden geiyordu. Orada daha ok kadnl
erkekli Hristiyanlar oturur, kahve, ay ve iki ierlerdi. Trk kadnlarnn yle kahvelere,
lokantalara gitmeleri olanakszd. Bir masada tek bana oturan gen bir kadn dikkatini ekti.
Gzeldi, kt; bana meyvalarla ssl bej rengi, geni kenarl bir apka giymiti. Elinde sayfalar
ak bir kitab okurken bir yandan da nndeki kakaval (kaar, Rumeli dilinde kakavaldr) peyniri
ve pembe-cik kenarl bir francaladan birer lokma yiyor ve kocaman sapl bir bardaktan st
kpkl bira iiyordu. Hadiye'nin ilgisini en ok bu bira ekmiti. Gen ecnebi kadn kitabn
okurken arada bir yle zevkle yiyor, birasn iiyordu ki Hadiye olduu yerde arlat. Her zaman
byle rahata her yere gidebilen, is130
dikleri joj^anta ve gazinolarda yiyip iebilen, deniz hamamlarn dnda pervaszca yzebilen Rum,
Yahudi ve ecnebi kadnlara imrenirdi. Trk Mslman kadnlarn sadece bylesi basit zevklerden
deil dnyann tm nimetlerinden mahrum olduunu grdke biraz da iin iin kskanarak
imrenirdi. Fakat olduu yerde aklm gibi durmasnn bu kez ok farkl bir nedeni vard.
Kendisini tutmasa o gen kadnn yanma yaklaacak, ona, "Affedersiniz, kakavalnzdan,
francalanzdan birer lokma, biranzdan da birka yudum imeme izin verir misiniz" diyecekti. Son
zamanlarda sk sk aklna yiyecek bir ey taklyor, onu iddetle istiyordu ki bylesi arzulara hi
alk da de-ildi
Annesi, "zlme yavrum, her anne namzedinin bana gelir. Bilirsin ad da a ermektir" diyordu.
Kendini o duraklamadan zorla kurtararak koar admlarla Islahane Caddesi'nin yolunu tuttu. i
fke ve isyan doluydu. inden durmadan syleniyordu.
"Neden, ne farkmz var, onlar da kadn. Tpk bizler gibi yiyip iiyorlar. Evleniyorlar, seviyorlar.
E ve evlat sahibi oluyorlar. Benden stnler mi, ne ayrcalklar var? Neden ince de olsa
yzmzde pee var? Neden renkleri ve biimleri deiik bile olsa hep araf giymek zorundayz?
Bir irkinliimiz mi var? Elhamdlillah Mslmanz. Erkeklerimiz de Mslman fakat onlar btn
erkeklerin haklarna sahipler."
Admlarn sklatrmt. Her zaman yarm saatte ald yolu ok ksa srede aarak evinin kapsna
geldi. Bu konak onlara bykannesi Ratibe Hanm'dan kalmt. Karanlk yasaklarn girmedii bir
konakt.
Kapy yle hzl almt ki nde ayan btn ev halk kapya komulard. eri admn atar
atmaz ilk ii yzndeki pe-eyi kartp atmak oldu. ayan havada yakalad. Annesi meraklanmt.
"Neyin var evlatcm?"
"Hibir eyim yok. Yalnz bizim evde bulunmayan bir nes-neyi imezsem lrm belki."
Osman Nuri Bey'in sesi duyuldu.
131
"Fesuphanallah. Hayrdr inallah. Neymi bizim evde bulunmayan nesne?"
"Bira babacm, bira. fke iindeyim. Beyaz Kule'deki gazinoda bir madam grdm, bira
iiyordu" szleriyle tm duygularn, isyanlarn sralayverdi. Bykler acaba bira bebee dokunur
mu konusunu tartrlarken Osman Nuri Bey'in sesi. ykseldi yine:
"Tahammr etmi arpa suyudur. Bilakis, bizim itah kt kzmza yarar bile..."
Aradan 20 dakika gememiti ki, Hadiye, bardakta kpkl taze bira, (Viyana'dan Selanik'e her
sabah ilk trenle gelirdi) tr tr francala ve kaar peyniriyle o lgn aln gidermeye alrken,
bir yandan da babasna araf, pee, kara pskll krmz fes hakkndaki isyan dolu dncelerini

aktaryordu. Osman Nuri Bey kznn bira kpkleri bulam dudaklarna, ekmek peynir yiyiine,
bira iiine muhabbetle bakyordu. Sonra onun karsna oturdu. ayan'dan bir bardak istedi.
Bardaa bira doldurdu.
"Gzel kzmn frtna gibi esiinin erefine bardam kaldryorum."
Hadiye duble bardan babasnn bardana tokuturdu, sonra iini ekti.
"Ya benim byle aydn fikirli annem babam olmasayd? Benim bu iddetli isteim karsnda
'Kzmn itahn aa/ demek yerine, 'Haydi oradan mnasebetsiz kz' gibi szler eden bir annem
babam olsayd."
"krler olsun ki yle deiliz. Senin dncelerini tayan aydnlk bir yeni neslin yetieceine,
Osmanl Trklerinin bir blmn saran kara cehaletten kurtaracana btn kalbimle inanyorum.
Bugnlerin aydnlk gnelerinin domasn beklediimi de syleyeyim sana evlatcm."
Hadiye rahatlamt. Bira hakikaten tatl bir ba dnmesi ile uyku getirmiti. evresinin ona
gsterdii byk ilgi yreini stm, oradaki isyanlarn bulutlarm rzgr benzeri nne srp
gtrmt. nnde oturduu masadan kalkar kalmaz byk sofadaki kk piyanosunun bana
geti. Sesi g132
zeldi- Bir Rumeli trks tuturdu. almaya ve sylemeye koyuldu. Evin iine nee, sevin, k
doluyordu. Ratibe Hanm fCona'mn anna yakr kymetteki gzel, akll kz birka ay sonra
tpk byk annesi gibi soyunun btn zelliklerini tayan bir bebek dnyaya getirecekti. Bu yle
byk bir sevin, yle byk bir mutluluk kaynayd ki btn ailenin yzn gldryordu. O
gnden sonra Hadiye can ektike birka kez bira imiti. A ermesi bittiinde ise aramad.
Hadiye'yi sevindiren kartlar birikiyordu. Her biri yzlerce defa okunuyordu.
te baka bir kartpostal da 20 Temmuz 1325 Pazartesi tarihini tayordu. Pritine'den yollanmt...
Sar kvrck sal, elleri oturann iindeki eyleri kartran gzel bir kz bebek. Dantelli
gmleinin asks omuzuna dm, sevimli mi sevimli. Kartn sol kesindeki yaz:
"Cahide'nin sevgili annesine takdim. Vehbi." Hadiye kartpostaldaki bebee bakyor, bakyor,
bakyordu. i sevgiden dolup taarak bakyor, doyamyordu. Artk doacak bebein kz olacana
yle inanmlard ki Cahit adnn yanna trnak iinde "e" harfini koyuyordu. Kocas rahatlkla Cahide diyordu. Btn bu kartlar, mektuplar ak yeil ipek kapl bir kutunun iinde saklyordu.
Arada bir srasn kartrarak bir tanesini ekip okumaktan ok holanyordu:
"ki gzm, ryamn bir hatras olmak zere takdim ediyorum. 6 ubat 1325. Debreden."
Bu kartpostal ksa bir sre iin bir i gezisine gittiinde gnderilmiti. stnde, elinde bir deste
iek tutan, tllere sarl gzel bir kz ocuunun resmi vard. Hadiye eski tarihli kartpostala
bakarken daha sonra gelen mektubu ap okuyordu. Vehbi karsnn gzel bir kz ocuu dnyaya
getirdiini ryasnda grmt. Glmsyordu. O gzel kz ocuu imdi karnnda tekmeler
atmakta, suda balk benzeri o darack dnyasnda oradan oraya kaymaktayd. Kalbi sevinle
arpyordu. Son zamanlarda gnler bir trl gemiyordu.
12 Austos 1325 . "9. ayn hitam hatras olmak zere tak133
dim. Vehbi." Yldz'da pembe bir kk, nnde yeil bir suyla dolu havuz. Resimli kartn arka
yznde Vehbi'nin o gzel yazsyla birka satr.
"ki gzm mektubun yine hayli gecikti. Halinin pek de sk sk mektup yazmaya msait olmadn
itiraf ve kabul etmekle beraber seni yine biraz muahezeden kendimi alamyorum. Zira mektup
alamamak beni afiyetinden dolay endieye gark ediyor. Shhatine dua ve bearet afiyetinle intizar
eylerim ruhum. Vehbi."
Hadiye elindeki Kthane deresini gsteren kartpostala bakarken kendini salkl fakat yorgun
hissediyordu. Vehbisi-nin imzasn tayan bu kart stnde 15 Austos 1325 tarihi vard. Kartn
altn okudu: "ki gzm,

Bugn 14 Austos 1325 tarihli bir kta musavver verakpa-reni aldm. Merak etmemem iin bana
cesaret veriyorsun. Teekkr ederim. Cenab- Hak da sana afiyet ve ifa buyursun. Bugnlerde
derdi zevanm sana duadr. Allah kabul eyleye. Vehbi"
Hadiye Vehbisinin dualarna muhtat. Biraz korkuyordu. Yaam, kadnlarn doumlaryla
srmekteydi. Bunu biliyordu. Biliyordu ama bu ilk doumu olacakt. Dokuz ay dolmutu. Daha ne
kadar bekleyecekti. Cahide'nin sabrszlandn anlyordu. Artk geceleri yatana uzanp
uyuyamyordu. Arkasna yastklar dayyorlard. Havalar scak ve bunaltcyd. Geceleri ylece yar
oturur biimde, uykuyla uyanklk aras bir halde geiriyordu.
Seher Hanm her dakika banda, kznn yanndayd. Heyecanl fakat cesaret vericiydi. "Doum
yelli yamurdur. Frtna benzeri eser, gelip geer" diyordu.
ayan postacnn getirdii kartpostal ulatrdnda Hadiye yatanda yatyordu. Mavi yeil gzl
kz sol kolunun arasndayd.
134
"Aman Allahm bu ne gzel ey. Bu benim kzm Cahidem mi? Yarabbi sana krler olsun.
Salkl bir yavrum oldu. Alla<-hm bu canl bir bebek mi yoksa rya m gryorum? Allahm,
inanamyorum, bu bebek benim mi?"
Hadiye'nin bu szlerini duyan ayan mrldand.
"Elbette bu bebek bizim Cahidemiz. Babasyla annesinin karm. Salar da ne kadar gr. Allah
nazardan esirgesin."
En sonunda ayan dayanamad. "Kkhanmcm beyefendiden size bir kart geldi" diye usulca
seslendi. Hadiye ban evirerek ayan'a glmsedi. Yanaklarnda pembe gller am, gzlerinde
klar yanyordu. ayan'n uzatt kartpostal ald, iini ekti. Dalga dalga heyecanla kark bir
sevin, rpertiyle btn vcudunda dolat. Kendisi gelemiyordu ama nasl olsa gelecekti. Belki de
yoldayd. Kzn ona gstermek, kollarna vermek iin yanp tutuuyordu.
Ihlamur Kk resimli kartpostaln sol banda Vehbicii bir tarih dmt. "17 Austos
Pazarertesi. Gece saat 3. Kzm Cahide'nin tevelld hatras."
Kartn altndaki tarih 18 Austos 1325 Sal.
"Muhterem Refikam,
Cenab- Hakka arz- teekkrle tebrikatm takdim ederim. Hissiyat- meserretim uzun yazmaya
manidir. Senin de hal-i buhrann ok laf dinlemeye msait deildir. Bunun iin sz ksa
keseceim. Halet-i ruhiyeni yazmaya ilk msaade edecei bir zamanda hatt destinle yazlm
afiyetnameni benden esirgemezsen beni bir kat daha minnettar etmi olursun. nk annemin
telgraf bu husustaki merakm izah edemedi. Telgrafta senin afiyetinin de tebir edilseydi
gnlmde hissettiim uk-te-i elem hasl olmazd. Kzmn gzlerinden per, senin de ke-irtal-i
afiyetine intizar ederim ruhum. Vehbi."
Hadiye, kocasndan gelen mektubu cevaplamak iin bir dakika bile vakit kaybetmek istemedi.
Kd kalemi eline ald, yazmaya balad.
"Canm, sevgili Vehbiciim.
Beni nasl da merak ediyormusun. Oysa ben ne kadar iyiyim. Ne kadar mesudum. Gece yastmn
yanna koyduklar
135
i
i;
kzma baktka, sevincimden aklm duruyordu. Salkl bir bebek. Kpr kpr. Annem ona yarm
kundak yapt, pembe ipekliden. Nasl da yakt kzma... Sar sal bir bebek. Annem onun
salarnn rengi iin kirli lepiska diyor. Altnla gm karm prl prl salarna baktka o
ektiim bulantlarn skntlarn unuttum Vehbiciim. Gzbebekleri aklar grnmeyecek kadar
byk. Bu menevili gzlerinde btn aramama ramen kendi gzlerimin ancak krntlarn
grebildim. Senin gzel gzlerinin renginde, srmeli gzleri var ki kendi nazarm deecek diye
korkuyorum.

Daha imdiden onun iin ne hayaller kuruyorum. Annem de benim iin kurmutu ama yerine
getirilememiti. Biz1 inallah evladmz hayal ettiimiz, zendiimiz zere bytr, yetitiririz.
Ben bylesine rahat bir doumla, bylesine bir evlada sahip olmann verdii saadetle, son derece
iyiyim, salklym. Sanki dokuz ay -ki son iki ayda geceleri yatamyordum. Cahi-deciimiz beni
uyutmuyordu- o yadrgadm gebelii geir-memim, sanki ldresiye sanclar ekmemicesine
salklym. Birok lohusalar gibi yataa mhlanm da deilim. Kalkp dolatm, annem
gzlerden saklyor. Ama sevgili Vehbiciim, imdi en byk ve dayanlmaz isteimin seni grmek
olduunu bilmelisin. Senin gsne bam yaslayabilmek... sonra da kzmz kollarna
verebilmek. Onu beraberce pp sevebilmek.
Hemen gelemeyiinin nedeninin memuriyetin olduunu biliyorum. Dua ediyorum. Ayr olduumuz
her an iin gnderdiin ve yreinin btn scakln satrlarnda hissettiim kartlarn her dakika
yastmn altnda. Defalarca okuyorum. Mutluyum Vehbiciim, ok mesudum. Biliyorum ki
bylesi drt ba mamur bir saadet binde bir kadna nasip olmaktadr. Onlarn en mesudu da
Allah'n bu sevgili kulu Hadiye'dir. Sana ok eyler daha yazmak isterdim fakat kzm emzirme
saati geldi. ayan sevgiyle stlendii dadlk vazifesine balad bile. Sevgilerimle, hasretlerimle
gzlerinden perim Vehbiciim. Ca-hide'nin annesi Hadiye."
136
Hadiye'nin dualar kabul olmutu. Vehbi bir akamst yrei hasret, kollar armaan paketleriyle
dolu kageldi. Daha sokak kapsmdayken Ratibe Hanm Kona'ndan taan musiki ezgileri onu
karlad. Avluyu geip binaya giri merdivenlerine yaklatnda oynak bir kek havasna elik
eden zil seslerini duydu. Bir yandan da gzel sesli bir kadnn okuduu trk iitiliyordu.
Arkasndan Osman Nuri Bey'in sesini duyunca dnd.
" Dad kalfa ar kzlar. Bey olumuzun bavullarn ieri alsnlar. Misafir salonunun kaplarn
rtmeden bizim hanma bey olumuzun teriflerini mjdele. Mjdele ki artk bu musiki alemlerine
son demenin zaman geldiini ltfen kabul buyursunlar."
Dad kalfa bastonunun yardmyla topallaya sallana, koturmaya abalad. Az sonra yolculuk ve
Pristine hakknda ayakst konumalar yapan iki erkein yanna dndnde yannda Seher Hanm
da vard. Vehbi Bey kaynvalidesinin elini pt. Seher Hanm damadn alnndan pt. Salonun
kaplar rtlmt ama zil ve tef sesleri sryordu. Merdiven banda grlen ayan lk
atmasn tutamayarak bard:
"Kkhanm mjdemi isterim. Beyefendi geldiler."
te bu ln stnden bir dakika bile gemedi ki merdiven banda Hadiye belirdi. Tavanda
yanan avizenin btn klar onun da evresini sarmt. Vehbi, gzyalarnn buusu arasnda, bu
k iinde Hadiyesini grd. Yerlere kadar uzun dantellerle ssl beyaz geceliinin gizledii
vcudu bir krpe kz narinliindeydi. Uzun salar zensiz gevek bir topuzla ensesinde
toplanmt. Bu topuza girememi ksa salar ise akaklarndan yanaklarna, boynuna
dklmlerdi.
Yz solgundu. Bu mat renkli yzde gzleri olduklarndan daha da iri grnyordu. Parldayan
ltlarla yanan, doutan srmeli gzler nasl da gzeldi. Vehbi'nin gzlerindeki buular da yaa
dnvermilerdi. Birbirlerine eklenen damlalar sararm yanaklarnda iki kl yoldu.
Hadiye evresini saran boluun ortasnda heykel gibi kprdamadan duruyordu. ylece
birbirlerine baktlar. Sonra
137
Vehbi basamaklara atld, st katn merdiven banda birbirlerine kavutular. Hadiye'nin kollar
Vehbi'nin boynuna doland. Vehbi'nin kollar onu kucaklad. Yrekleri beraberce arpar olmutu,
yzleri yanak yanaa geldi. Vcutlar da tpk yreklerinin benzeri idi. Bu kavuma an bir saniye
mi srmt yoksa yzyllar kadar uzun muydu? Bunu bilmiyorlard. Vehbi konumak, bir eyler
sylemek istiyordu ama sesi bir trl kmyordu. Sonra kendine bile yabanc gelen bir sesle
konuabildi.

"Be ay dile kolay. Arada bir iki gnlk fakat bir an kadar ksa kavumalarn dnda be asr kadar
uzun, dayanlmaz be hasret ay. Ama geti ite. Hem de bize dnyann en gzel mkfat
balanarak. "
"Ah Vehbiciim gel, gel de kzn gr. Henz uyumad, memeden sonra ok keyifli dakikalar
yayor."
Yatak odalarna girdiler. Cahide byk karyolann orta yerine yatrlmt. Beline kadar ak yeil
bir pike rtlyd. O anda att tekmelerle stn averdi. ki pembe tombul ayak kt ortaya.
Vehbi eilerek bu ayaklar pt, koklad. Onu seyreden Hadiye'ye dnd.
"Onu kucama alp barma basmak iin yanyorum ama ykanmal, bu yol giysilerini zerinden
kartmalym."
Ksa bir sre sonra ykanm, taranm ve elbiselerini deimi olarak dndnde Hadiye
Cahide'yi ona uzatt. Cahide annesinin efkatli ellerinden babasnn acemi ellerine alnd. Vehbi son
durana varan sevgisinin btn benliini kaplaynn byk zevkini tadarak kollarnn iindeki
yavrusuna bakt. Baktka onun barndan kopma bir paras olduunun bilincine varyordu. Bu
ufack bir insan yavrusuydu. Akla sevgiyle, efkatle, isteyerek, zenerek, hasretle bekledikleri
yavrularyd. Vehbi yavrusunu, mrnn kendilerine balanmas ve kr dualaryla birlikte
koklad. Yzne, gzlerine, yanaklarna dudaklarn kondurdu. pmeye kyamyordu. Sonra usul
usul, kalbinin zonklarcasma deli deli att yreinin stne bastrd-O anda bu kck canly
ylesine sevdi, ylesine sevdi ki bu sevginin yreine, beynine, kanma, canna srldn, yaa138
minin gayesi olduunu ve mr boyunca onu koruyarak gerekirse cann verebileceini tm
bilinciyle anlad.
Cahide'nin sonundaki e harfini atvermilerdi. Kzlarnn nfustaki ad Seher Cahide'ydi ama ona
artk sadece Cahit diyorlard. Vehbi ou zamanlar daha da ksaltyor ve Caca diyordu. 15 gnlk
izni bittiinde Vehbi bilgili bir bebek bakcs oluvermiti. Sabahlar, geceyi kznn her "gk"
deyiiyle kalkt iin uykusuz kalan karsn uyandrmaya kyamyordu. Kznn kundan kendisi
ayor ve temizlie balyordu. Sonra ayan yardma geliyordu. Bebein altn temizliyor, ardndan
yarm banyosunu yaptryorlard.
Vehbi'nin izni bitip iinin bana dndnde karlkl yazlan destan destan mektuplarn ounun
konusu Cahit'ti. Fakat Hadiye'nin mektuplarnn baz satrlarnda duyduu havadisler yer almaya
balamt.
"Selanik Rumlarnn Trk komularna daha dorusu tm Trk ve Mslmanlara olan tavrlar
deiiyor Vehbiciim. Uzun yllar tatl tatl beraber yaamaya alm bu kimselerin belirsizce de
olsa burunlarnn havaya kalkmasnn arkasnda neler var? iftlikteki iler de aksatlyor. Rum
yarclarla Bulgar yarclar artk eski adamlarmz deillermi gibi davranyorlar-m. Annem
anlatmak istemiyor. Fakat ileri aksattklarn, ortaklk paylarnn yarsndan fazlasnn kendilerine
verilmesi gibi yaplmas imknsz eyler istediklerini annemin kederli bir dille azndan
kardklarndan reniyorum. Selanik'in iindeki sebze bahelerimizin Rum kiraclar artk dzgn
deme yapmyorlar. Dkknlardaki kiraclar da yle. iftlie ylda bazen alt ayda bir gelen
Bulgar, Rum eteleri ziyaretlerini sklatrmlar ve isteklerini arttrmlar.
Burada hayat zorlayor. Bilmem ki kendimiz iin nasl bir hatt hareket dnmeliyiz. Teyzem
gnderdii mektuplarnda bizi zlediinden ve Cahit'i grmek istediinden sz ederek bizi
istanbul'a aryor. 'Vehbi Bey olumuz iin burada bir i te-rnn edilebilir' diye de notlar
dmekte. Acaba teyzemi dinleyerek istanbul'a ge hazrlanalm m? Bu ehri, buradaki yaam139
mz ok seviyorum ama, artlarmz deiirse nasl hareket edeceimizi bilemiyorum. Kendimi
deil Cahitimizi dnyorum. Birok atda artk mavili beyazl Yunan bayraklar grlyor.
Selanik'i, bu evi, ailemi, akrabalarm ne kadar seversem seveyim, bu topraklara ilk ayak basan
cedlerimizin mezar talarnn skld bu ehirde, eski mutluluklarmz srdremeyeceimizi
hissediyorum Vehbiciim. Hep dnyorum, kiliselerin an seslerinin, ezan seslerini bomaya

balayacak kadar oald bir ehirde kzmz nasl bytebiliriz? Ksa bir zaman sonra sorular
sormaya balayacaktr. Ona nasl cevaplar verebiliriz? Sen tahsili, terbiyesi, akl fikri olan mstesna
bir insansn. Dn ltfen, derin ve etrafl dn. Sonra da bir karar verelim."
Mektuplarn birounda Vehbi'nin de endieleri grlyordu.
"Bulgarlarn ete dvlerine hazrlandklar ortalkta gizliden gizliye dolamakta. Bir yandan da
Yunanllarn yaknda harekete geme ihtimalleri konuuluyor. Sanki Osmanl mparatorluu'nun
topraklar saylan btn Balkan lkelerinde patlayacak bir volkan yaknlayor. Tavsiyelerini ok
yerinde buluyorum Hadisim. Ben bir sre daha mahalli memuriyetimde kalmak zorundaym.
stanbul'a yakn vilayetlerin birine tayinim iin Dahiliye Nezaret-i Celilesi'ne mracaat ettim.
Gelecek cevabn msbet veya menfi oluu ile hatt hareketimi tayin edeceim. Bu arada yine bir
izin istedim. Beraberce yeni ve en yerinde kararlarmz byklerimizle birlikte vermemizde hayr
vardr sanyorum."
Sonraki bir baka mektupta yine Cahit'ten, onun byd bu aylar iinde beraber
olamamalarndan duyulan zntden sz ediliyordu.
"Bugn Cahit'in ilk inci dii kt. Annemi di buday daveti yapmaktan alkoyamadm. Yine
sazlar szler, engiler, kurulan sofralar yine dolup boalan konuklarla eski gnlerde ya-yormuuz
hislerine kapldm."
Vehbi baba ocandaki trelere gre yetitirilmiti. Srasnda hem evinin erkei, hem kadn roln
de oynamay ustalkla, stlenebiliyordu. Pritine'de yalnz geirdii yllar boyunca
140
asz, hizmetisiz kendine rahatlkla bakabiliyordu.
"Sevgili Hadisim. Cahitimizin doum gn. Sevinliyim fakat yannzda bulunamaymm
zntsn duyuyorum. Yazdklarnn keyifsiz taraflarna benden de bir znt ekleyeceim. Dn
daireden geldiimde evin kapsn aar amaz beni bir duman karlad. Eve giren hava ile bir
patlama oldu ve btn ev birdenbire birdenbire tututu. Ancak yatak odamzdaki dolaptaki resmi
evraklarm, nfus tezkeremi, yedek paramzn bulunduu kutuyu ve senin birikmi mektuplarn
alabildim. Bu arada ellerim de biraz yand. zlme, geti bile.
imdi srtmdaki elbiselerim ve dairede asl pardesmden baka hibir eyim yok. Elbetteki
Selanik'e dneceim. Bu arada daireye gittiimde masamda Dahiliye Nezareti'nden gelen zarf
buldum. Beni Selanik Muhacirin Mdrl'ne tayin etmiler. Selanik'te bir Muhacirin Mdrl
kurulduuna gre imparatorluun tehlikeli mntkalarndan gler balam demektir.
Bulgaristan'daki Yunan topraklarndaki Trklerin g gelecekte ciddi atrtlarn meydana
geleceinin habercileridir sanyorum.
Allah bize seeceimiz en hayrl yolu aacaktr sevgili Hadisim. Pek yaknda greceiz inallah.
Seni, Cahitimi hasretle barma basar, perken ikinizi de Allah'n birliine emanet ediyorum
gzelim. Babanla annemin, Aye Hanm yengemin ellerinden, Mukaddes'in gzlerinden perim.
Vehbi."
Cahit iki buuk yandayken, karyolas annesinin yatann yanbandan alnp dadsnn odasna
geirildi. nk be ay sonra, ona bir karde geliyordu. Bu, henz akllarnda olmayan bir
misafirdi. Gen kar koca doktordan bu haberi aldklarnda armlard. nk dnyann ve her
eyden nce Osmanl imparatorluu'nun sarsnt geirdii gnlerde, ikinci bir ocuk sahibi olmak
ok byk sorumluluktu. Bir ocuu yeterli buluyorlard. Bu konuda kararlydlar fakat ikinci
bebein gelecei-ni duyduklarnda dtkleri aknlk, ok ksa bir sre sonra,
141
byk hem de ok byk sevince dnt. Cahide'ye Nahide adn koyabilecekleri bir kz karde
dnyaya gelirse, ileride ik; kz karde birbirlerine destek olabilirlerdi. Zaten tek ocuk bi aile iin
yeterli deildi.
Bu mjdeyi Cahit'e sylemek iin henz ok erkendi. Yava yava altracaklard. Kendisine bir
ortak geldiini sanarak kskanabilirdi. Sevgilerinin blnmeyeceini, paylalmayacam,

herbirinin sevgisinin ayr olacan davranlaryla Cahit'e anlatacaklar, bylece bu bebei


sevmesini salayacaklard.
ki yl alt ay nce Cahit'in doumu erefine anl hretli bir hogeldin elencesi yaplmt. Fakat
bu iki buuk yl belki de elli yllk bir deiiklie urayarak gemiti. Ortalk karmakarkt.
Yunanllar azmt. Balkanlar kpr kprd. Her gn deiik blgelerde vurumalar,, kargaalar
kmaktayd. Osmanl mparatorluu'nun geni snrlar iindeki milletler, yllar nce kaybettikleri
itibarlarn ve topraklarn geri almak iste-indeydiler.
Osmanl Devleti'nin yneticileri, btn bu olanlar grmyor ve duymuyormucasma bir davran
iindeydi. Olaylarn dallanp budaklanp evreyi sarna hi de nem vermiyorlard. Sanki Osmanl
devleti eski kudretli devirlerinde olduu gibi, elini kaldrsa isyanc balar ezebilecekti. Bunu,
devletin kendisinden baka btn Trk ve Mslman halk biliyordu. Hkmetlerinin bu ar
uykudan uyanmasn dualaryla salayamayacaklarn da anlamlard.
Btn bu kaygl dnceler yine de Hadiye ile Vehbi'nin doacak yeni yavrular iin hayaller
kurmalarn engellemiyordu. Hayatlarn planlarken kmazlara saplandklar zaman akllarna
gelen son are, Anadolu'ya gemek, Diyarbakr'a gidip, oraya yerlemek noktasna kadar
ulayordu.
Vehbi'nin ailesi Diyarbakr'da rahat yayordu. Evleri bykt. Hayatlarnn kurulu dzenine
imparatorluun dertleri pek uzanamyordu. Diyarbakr stanbul'dan ok uzaklardayd. Oralara
yolculuk bile bir meseleydi. Fakat a Badat uzak
142
deildi. Gidebilselerdi Vehbi'nin annesi ve babas da, kardeleri de bayram ederlerdi.
Vehbi'nin babas Hac Ganizade Hafz Necip Efendi'nin ikinci olu Kadri henz okuyordu.
Alaaddin ise ilkokuldayd. Evin byk kz Sdka evliydi; bir de olu vard. Onun k Meyire
(Turan Feyziolu'nun annesi) henz evlenme ana bile gelmemi bir gen kzd.
Hadiye iin kalabalk aile iinde yaamak byk bir mutluluktu. stelik kocasn ok sevdii gibi,
onun tm ailesini de uzaktan uzaa da olsa seviyordu. Ancak onu Diyarbakr'a g fikrine kar
kartan nemli bir neden vard:
"Fakat Diyarbakr'a gidemeyiz Vehbiciim. Ben Diyarbakr'n nl bann teyzemin orada
yaayan ahbab bir hanmdan dinlemitim. Gzlerde, burunda, dudaklarda kan henz tedavisi
olmayan ark bannn insan ne kadar korkun ekilde irkinletirdiini biliyorum. Kzmz
Cahit'i bile bile bu tehlikenin ortasna atamam Vehbiciim. Gitmemiz imknsz. imdilik burada,
Selanik'teyiz. A deiliz, akta deiliz. ban konusu olmasa Anadolu'nun bir kynde bile seninle
ve ocuklarmla yaayabilirim. Fakat Diyarbakr, hayr. Cahit'in gzel yananda kocaman bir
krater ve yznn yarsn yiyip bitirmi bir bann dncesi bile tylerimi dikan diken ediyor."
Geri Vehbi'nin babasnn ald ok ciddi tedbirler sayesinde ailenin hibiri ban karmamt.
Hafz Necip Efendi aydnlk, ileri grl olan birisiydi. Yaral kimseleri sran sivrisineklerin,
ban, salkl kimselere aladna inanmaktayd. Pirin tarlalarndan kalkan sivrisinekler ehre
geceleri hcum ediyorlard. ou kimseye stma alarken, bir yandan da ban mikroplarn
yayyorlard. Hafz Necip Efendi mthi scaa ramen btn ev halkn tlbentten yaplma
cibinliklerde yat-ryordu. Kuytu kelere sinen sivrisineklere bir takm kokulu otlardan ttsler
yakp, onlar karmak suretiyle gndzleri de tedbir alyordu. Bylece Hac Ganizade ailesinin
hibirinde ban kmamt. Ama yine de Vehbi Hadiye'ye srar edemezdi. nk Hadiye'yi
endielerinde hakl buluyordu.
143
En sonunda stanbul'a gte karar klmlard. Selanik'teki grevi nasl olsa ksa zaman sonra
bitecekti. te o zamana kadar ikinci bebekleri dnyaya gelecekti. Bundan sonra da stanbul'a g
edilecekti.
Gnler haftalar geiyordu. Selanik'in yaamnda gze arpan belirli deiiklikler oluyordu.
Pahallkla birlikte yokluklar da balamt. Daha eski yllarda Avrupa pazarnn btn rnleri
satlan, yiyecek, iecek ve giyecek dahil her ey bulunan maazalarda artk yoklar balamt. Seher

Hanm doacak torunu iin hazrlklara koyulmutu. Ama para skntsnn ba gstermesi ve ar
pazarda aranan mallarn bulunanamas yznden bu hazrlklarn Cahit'in doumu ncesinde
gsterilen zenle hi de ilgisi yoktu. Hadiye, abuk byyen, gelien Cahit'in gerek kundak
takmlarn, gerekse giyecek amarlaryla elbiselerini bir kenara kaldrmt. imdi Cahit'in
kullanlm bebek giysilerini kardei de kullanacakt.
Doum yaklatka evde, tela artyordu. Cahit'in ebesi sk sk eve uruyordu. Doktor enkof her
on be gnde bir Hadi-ye'yi kontroldan geiriyordu. Hamilelii iyi gidiyordu. Ancak Hadiye' nin
hamilelii boyunca Doktor enkof un tekrarlad bir sz vard:
"Hadiye Hanm, ltfen gazete okumaynz. Siyasi hibir konu ile ilgilenmeyiniz. Ortalk kark ve
daha da karacak. Siz sadece, tadnz bebeinizin gelimesini engellememek iin sinirlerinizin
salam olmas gerektiini dnnz. Bu ehirde hepimiz, deiik dinler ve kkenlerle yllardr
dosta, kardee geinip gitmeye alktk. Hepimiz bu yeni durumlar yadrgamaktayz. Ben, "Trk
dostu, Trklerin doktoru" diye Bulgarlarn kara listesindeyim. Ben hekimim. Benim iin din, dil,
rk, milliyet sz konusu deildir. Hibir zaman bu deimeyecekken stanbul'da okudum. htisasm
da orada yaptm. Bize iyi hekinn olmamz, dertli insanlarn hastalklarna ifa verebilmemiz
retilmiti.- Bu yolda yemin etmitik. Ama gryorsunuz ya, bir hekimi de kara listeye almlar.
Byle dnen kimselerin bilmem ki dnyaya ve kendi milletlerine ne hayrlar dokunabilir?"
144
Hadiye de Vehbi de artk iki buuk yana basan Cahit'e iftliklerini son bir kez gstermek
istemilerdi. Hadiye Selanik'te buuk yl sren hayatnn artk noktalanacan, bir daha belki de
hi Selanik'e gelemeyeceini hissediyordu.
Seher Hanm, "iftlie gitmek biraz tehlikeli gibi geliyor bana ama suba ve silahl adamlar
evreye yaylmlar. 'Gelebilirler' diye haber yolladlar. Vehbi Bey olum, Hadiye kzm, iftlik
binasndan pek uzaklamaynz. Ormana, balara, bahelere gitmeyiniz. Bir geceden fazla
kalmanz da tavsiye etmem ocuklarm." demiti.
Vehbi ve Hadiye yanlarnda bebekleri Cahit, Cahit'in dads ayan -artk on alt yanda esmer
gzeli tatl bir kzd- beraberce yola ktlar. Avrethisar kasabasndan sonra iftliin yedek binek
arabas, evrelerinde silah kuanm suba ve onun sadk adamlarnn korumas altnda iftlie
vard. Her yan o kadar yeil, o kadar gzel, Galik nehri altn gibi parldyordu ki... iftlik tpk eski
gnlerdeki gibiydi. alanlar, gidip gelen yarclar, dnen dolaplardan taan su seslerine kadar her
ey, ilk ocukluk yllarnn benzeriydi. Fakat Hadiye'nin yrei paralanyordu. Yzyllardan beri
ailesine ait olan topraklarda yaklaan frtnann ac seslerini duyuyordu. Eski gnleri, hi olmazsa
son bir gn iin yaayabilmek istiyordu.
Hadiye bu sevin, bu gzellikler karsnda iten ie kederliydi. "Kzm benim duyacam
zntleri hibir zaman duyamayacak. Ama ne yazk ki, annesinin nelerin sahibiyken btn hepsini
yitirmekten duyduu acnn bykln anlayamayacak."
iftliin drt bir yann gezerken evrelerindeki silahl korucular yadrgyorlard. Cahit iftlie
hayran olmutu. Ormanlara, dalara trmanmak, uzaklarda grnen tarlalara gitmek istemiti. Ama
sakncal olduu iin gitmediler. Ahrlardaki atlara, ksraklara hele taylara da baylm, akl
gitmiti.
Saatler ilerlemi, akam olmutu. Akam yemeinden son145
ra odalarna ekilmilerdi ki birden onlar rperten silah sesleri duyuldu. Vehbi yataktan kalkarak
srtna ropdambrnk-giydi.
"Ben yle bir aaya inip Suba ile konuaym."
O bu szleri syledikten sonra kapya doru ilerlerken, dardan kap vuruldu. Vehbi'nin sorusunu
Suba ksaca yantlad:
"Rahatsz ettim. Meraklanmaynz. Allara kurt inmi. Bana haber getirdiler. Silah sesleri o
yzdenmi. Merak edersiniz diye dndm."
Vehbi kapy aralad.

* "Saol Suba. Bir de yarn sabah dneceimizi syleyecektim."


"Erkenden mi beyim?"
"Evet Suba."
"yleyse kahvalty hazrlatr, sizi uyandrrm."
"Saol Suba, iyi geceler."
Sabah Suba kapy tklattnda uyanp giyinmiler, hazrlklar bitirmilerdi. Aaya indiler,
kahvalt masas ocukluundan beri alt biimde kurulmutu. Krmz beyazl damal rt
seriliydi. Yumurtann, tereyann gnl, sabahn st, ambardan karlm peynirler, mevsimin
reelleri, mis gibi buday kokan ekmek henz frndan km, scackt. Masann ortasna, ayan'in
toplad bir deste pembe gl, bir orba kasesi iinde konulmutu. Her ey o kadar kkl, o kadar
deitirilmesi imknsz gibi grnyordu ki Hadiye'nin gzlerine yalar doldu. Btn bu gzelim
doa ile evrili mekn, btn bu taze, temiz, saf yiyeceklerle kurulmu masay bir dte mi
gryordu? Halbuki her yan elle tutulacak kadar gerekti. yleyse neden byle hemen
yitirilecekmiesine yreine ac veriyordu?
Artk Cahit dadsnn odasnda yatyordu. Zaten dadsna ok dknd. ayan da kk bebee
tutkundu. Onun iin cann seve seve verebilirdi. Aralarnda tatl bir beraberlik kur146
uslard. kisinin karyolalar birbirine bitiikti. ayan'n karyo-1 snn yanndaki komodinin stnde,
yass bir portakal b-klnde, beyaz fanuslu gece lambas duruyordu. Lambann evresi siyah,
incecik bir dantel gibi oymal, zarif bir ferfor- papa vard. Geceleri hep yanyordu. Gece yars
uyanan Cahit yar uykulu "tton" diye seslendiinde, ayan yatandan frlayp/ kulbundan tuttuu
kk st kabndan doldurduu biberonu Cahit'in azna veriyordu.
iftlii ziyarete gidilerinin zerinden ay gemi, Hadiye'nin hamilelii son gnlerine
yaklamt. Dokuz ay dolmutu. Bebek, bir gece sabaha kar annesini hi zmeden kolayca
douverdi. Mini minicikti. Doduunda bykannesine benzeyen kocaman kara gzleri, siyah
dalgal salar vard. Ad nceden konulmutu. Nahide Kaya idi. Nahide ile Cahide birbirine
uyuyordu ama Kaya,5eher Hanm'm atalarndan bir bykannenin adyd.
Kaya Hatun... Kendi hakknda soydan soya gelen hayat yklerine gre harika bir kadnd. Gzel,
ok akll, becerikli, stelik ok da cesurdu. Vehbi ile Hadiye bu mini mini kocaman gzl bebee
hayran olmulard.
Doumun sabahnda Hadiye yatann yast zerine Ka-ya'nn kundan koydu. Onun yanma da
kocaman bir ta bebek... Ve Cahit'i odaya ardlar. Hadiye, Kaya'y gsterdi ona: "Bak Cahit, bu
mini mini kz, senin kardein. Sana gelirken bir gzel hediye getirmi."
Cahit, minik kardeine glmseyerek yle bir bakt, sonra uzatlan ta bebei kucaklayarak
hoplaya zplaya odadan kt. O gnden sonra anneyle babann btn dikkatleri Cahit'in
zerindeydi. Kardeini kskanp kskanmayacan gzlemekteydiler. Ama yle bir durum hi
olmad. Cahit kz kardeini ok normal karlamt. Onu ok seviyordu. Gzel tatl kelimecik-ler,
hatta ninniler bile sylyordu.
Mini mini Nahide Kaya, Cahit gibi itahl deildi. tahl lsa zaten annesinin st de yetmeyecekti.
Hadiye'nin hamilelii hep o zc hadiselerin pepee gelmesiyle gemiti.
147
zntler, sinir gerginlikleri, yreini kaplayan korkular yznden ikinci yavrusunu byle minik
ve narin olarak dnyaya getirdiinin azabn ekiyor, ona Cahit'e gsterdiinden daha fazla
zeniyordu. Hadiye, Kaya'nn bykannesi Seher Hanm gibi minyon biri olabileceini aklna
getirmiyor, hep kendini sulu buluyordu. Yllar boyu Kaya hep nazl bir yapya sahip olacakt. Ta
ki on alt yana kadar. Ya on alt olduunda birdenbire serpilivermi, bedeni uzayp Cahit'i
gemi, harika vcutlu gzel bir kz olmutu. Fakat Hadiye bebeinin ileride nasl olacan o
gnlerde dnemiyordu bile.
Kaya bir yana bastnda annesi doum gn elencesi yapmay tasarlyordu. Ancak doum
gnnde Kaya atelenerek yatt, elence ertelendi. Ondan sonraki doum gnlerinin hibiri de

yaplamad. Kayack hep hastalanyordu. Sonunda doum gn kutlamalarndan vazgeildi. Kaya


bydke narin yaps daha ok ortaya kyordu. Cahit yandayken, annesi ona be yandaki
ocuklar iin satlan elbiselerden alyordu. Kaya bir yama geldiinde ise bir ya elbiseleri bile
bykt ona.
Evin dndaki hayat tatsz, ekilmez, zntl, rktc boyutlar alarak her gn biraz daha
zorlayordu. Hadiye ile Vehbi artk Selanik'te kalamayacaklarn dnyorlard. Sela-nik'i
terketmek zorundaydlar. Kendilerine kuracaklar yeni yaam hakknda ise hibir fikirleri de yoktu.
148
Deiimin Habercisi Gnler
Vehbi Bey'in yeni memuriyeti belirlenmiti. Selanik vilayetine Muhacirin Mdr olmutu.
Selanik'e her gn Bulgaristan'dan, Makedonya'dan ve Yugoslavya'dan kafileler halinde gelen ilk
muhacirler, az da olsa eyalarn yanlarnda getiriyorlard.
Kimi gnlk giysileriyle, kimi yar plak, kadn erkek, oluk ocuklu muhacirler akn akn
Selanik'e kouyorlard. Vehbi Bey topraklarndan kopup gelenlere barnacak yer, yiyecek, giyecek
bulmak zorundayd. Fakat btn bu ilere ayrlan tahsisat son derece kstlyd. Gelenlerin ou
ksa bir sre iinde Selanik'ten birer birer stanbul'a g ediyordu.
Herkes kendi bann derdine dmt. Yanlarndaki eyalar sata kardklarnda, bunlar yok
pahasna almak isteyenler sadece Selanik'in Rumlaryd.
Seher Hanm'm konanda da bir tedirginlik sryordu. Stma benzeri sinsi bir korku yreklerini
rpertiyordu. Geceleri, d avlu kapsnn eskiden hemen hemen hi taklmayan kol demirleri artk
yerlerine konuluyor, ahrlarn i avlu kaplar, binann ana giri kaps da kilit kilit stne vurularak
kilitleniyordu. Ve o gnlerde Yunan palikaryalar laternalaryla sokak sokak dolaarak Rumca
arklar syler olmulard. Eskiden sadece kendi mahallelerinde yaptklar buna benzer elenceler
ar-hk Trk Mslman mahallelerine de tamaya balamt. Sk sk kulaktan kulaa dolaan
haberler, en cesur kimseleri bile
149
rktyordu. Selanik'in byk ve tannm ailelerinin reisleri pek sokaa kmaz, iyerlerine gitmez
olmulard. Genlerse bilinmeyen kimseler tarafndan karlyor, kimisi fidye karl^ salveriliyor,
bazlar ise bir daha evlerine dnemiyorlard.
Seher Hanm'n byk kznn kocas bir gece vakti gizlice evden ayrlmt. Kendisi Amasyalyd.
Oraya gidecek, sonra da kars ile ocuklarn yanma aldracakt. Osman Nuri Bey'le Seher Hanm,
damatlar sk sk i yolculuuna kt iin sadece byk kzlar Ahsen ve onun ocuklaryla
yaamaya zaten alklard.
Tam o gnlerde, Osman Nuri Bey'e yazlp, kap altna raklm bir tehdit mektubu ellerine geti.
Herkes armt. Ai lecek hemen toplandlar. Mektup defalarca okundu.
"Osman Nuri Bey,
Sen mleki iftlii sahibisin. Zenginsin. Bugne kadar^ ehrin geri mahallelerinde yaayan
yoksul Hristiyanlar hi dndn m? Hi aklnn ucundan geti mi onlara yardm etmek?
Gemedi elbette ki. Ama imdi bunlar dnmek zorundasn. Yarn gece, evinin d kapsnn
yanndaki tan arkasna, aadaki yazl sayda Osmanl altn koymadn durumda, ne canndan,
ne malndan emin olabilirsin."
stenilen Osmanl liralarnn toplam, herhangi bir iftlik sahibinin eli altnda bulundurduu parann
ok stndeydi. Zaten, Doyran Beyi'nin torunu Seher Hanm, canla bala alarak biriktirdii
paray apulculara kaptrmay aklnn kesinden bile geirmezdi.
Seher Hanm gece boyu areler arayp durdu. Dnceleri dnp dolap ayn noktada
younlayordu. Osman Nuri Bey evden uzaklamalyd. Evinde bytp evlendirdii bir evlatl
vard. Kocas lmt. Seher Hanm'n yardmlaryla, on alt yandaki kzyla birlikte ehrin uzak
bir semtinde yaamaktayd.

Seher Hanm, uzun uzun dndkten sonra sonunda kocasna, "Osman Nuri Bey, siz Ltfiye'nin
evinde gizlenmek', bir mddet orada kalmalsnz. Gerisini ben hallederim. Msterih olunuz. Bu
tarz dnceme ne dersiniz?" dedi.
150
Onun bu fikrini, Hadiye'yle Vehbi Bey de uygun grdler. Seher Hanm szlerini yle tamamlad:
"Benim Rumlardan ok dostum vardr, iyiliimi gren bu insanlara danacam. En mnasip bir
yolu seeceiz. Sizin yeniden eve dnmenizi temin edeceim."
Osman Nuri Bey, Seher Hanm'n fikirlerini her zaman beenirdi. Aralarnda o zamana dek hibir
konuda anlamazlk kmamt. Bu dncesini de doru bulduunu syleyerek itirazsz kabul etti.
Seher Hanm, Selanik'te her gn artan allmam olaylarn ksa sre sonra bir frtnaya
dneceini gryordu. Kocasnn evden uzaklamas karar verildikten sonra Hadiye'nin de
kzlaryla stanbul'a gitmesi gerektiini sylemeye balad:
"Ahsen'i ve torunlarm, kocas nasl olsa Amasya'ya aldracak. Vehbi Bey olumun bu Muhaceret
Mdrl'nn de pek uzun sreceini sanmyorum. Sizin bu kargaann iinde bulunmanz
istemiyorum. Birka gn sonra sizin de Selanik'ten ayrlmanz gerekli evlatcm."
Hadiye ok zgnd. Babas Ltfiye'nin evinde saklanacakt. Bu gizlilik ne kadar srecekti, belli
deildi. Ahsen ablas ocuklaryla birlikte Amasya'ya g edeceklerdi. Annesi birka emektaryla
yalnz kalacakt. Buna raz olamazd.
"Ben sizi burada yalnz brakamam. Hem de kocamdan ayr bir yerlere gidemem. Anca beraber,
kanca beraber."
Annesi kznn bu szlerine karlk vermedi fakat yznde okunan kararllk, dndklerini
uygulamak iin fazla gecikmeyeceini anlatyordu.
Daha o gece Osman Nuri Bey'in amarlarn ve giysilerini dikkati ekmemesi iin bavul yerine
bohalara yerletirdi. Kocasnn ayrca klk deitirmesi lazmd. Muhacirler iin diktii cppe
biimi bir paltoyu giydirdi. Fesinin de zerine bir beyaz sark dolad. Kendisi de nci kadnn
arafm giydi. Hibir gn rtmedii yzn hafif bir peeyle kapad ve kocasyla birlikte evden
ktlar.
Islahane Caddesi'nden ana yola doru yrrlerken, acele
151
acele evlerine dnen komularnn hibiri bu arafl kk kadnla, cppeli sarkl, boylu poslu
adamn, gerekte Osman Nuri Bey'le Seher Hanm olduunu akllarndan bile geirmediler. Yolda
bir kira arabasn durdurarak bindiler. Yol boyunca yksek sesle konumadlar, gelecek gnlerde
neler yapacaklarn aralarnda fsldatlar. Ortala, Osman Nuri Bey'in iftlie gittiini
yayacaklard. Buna inanldn grdkten sonra, yine byle bir gece karanlnda Osman Nuri Bey
molla klnda yuvasna dnecek ve hi sokaa kmayacakt. Ta ki ortalk hayrlsyla yatmcaya
dek...
Ltfiye'nin kk evinin kapsnda arabacy beklettiler. Seher Hanm ieri girdi. Uzunca sre sonra
geri dnd. Arabaya binerken, bu gece evlatlarnn babas, kocas, Osman Nuri Bey'i son kez
grdn nereden bilebilirdi ki?
Evine dndnde kzlarna "Babanz Ltfiye'ye emanet ettim. Misafir odalarn hemen
hazrladlar. Yatan yaptlar. Onlara babanzn rahata baklmas ve beslenmesi iin bir miktar
para braktm. Allah hakkmzda hayrl gnler versin demekten baka szm yok evlatlarm" dedi.
Hadiye yal gzlerle annesine bakyordu. Annesi temkinli ve sakindi. Kendi gzlerinden akan
yalar annesi grdnde tpk ocukluunda duyduu szlerden birini iitti.
"Sil gzlerinin yan evlatcm. Allah insan alatacak aclardan korusun. Babann hayatn
korumak iin bu tedbire bavurduk. Yarndan tezi yok sizin vapur biletlerinizi aldracam. Zaten
teyzen de ok yalnz. stelik Cahit'le Kaya' da ok merak ediyor. Ksa bir sre sonra yine hep
bir araya gelmemizi Allah'n nasip etmesine dua edelim.."
O gece Vehbi Hadiye'yi karsna ald. Yz endieliydi. Rengi umutu. Fakat ciddiydi.

"Senden, kzlarmdan, buradaki hayatmzdan ayrlmak hi de kolay deil gzelim. Fakat


yanda kz ve kucanda bir bebei olan gen bir kadnn, yaknlarda karacan sandm bu
ehirde yaamalarnn gln nceden tahmin edemezdik. Yalnz bir erkein kendini korumas
daha kolaydr."
152
Hadiye daha ok endielenmiti.
"Neler sylyorsun Vehbiciim. Bu ehirde yaamak, zorluklar gibi szlerin anlam nedir?"
Vehbi sylemekle susmak aras duralad. ini ekerek derin bir soluk ald.
"Haberler iyi deil Hadiyeciim. Btn muhacirlerin anlattklar, benim de burada dinlediklerime
gre, Bulgarlarn Sela-nik'e saldrmalar tehlikesiyle kar karyayz. Sabah annemle konutuk.
iftlie birka saldr olmu. Bunlar kk apulcu Bulgar komitelerinden. Senin duyman
istemiyordu ama bunlar senden gizlemem doru deil."
Hadiye'nin vcudu ta kesilmiti sanki. ylece duruyor, irilemi gzleriyle kocasna bakyordu.
Sonra kekelercesine sordu:
"iftlii yakp ykp talan m etmiler yoksa?"
"Henz deil. Sylendiine gre bunlar igal glerinin ncleriymi. "
"Aman Allahm..."
"Aman Allahm... Evet kancm syleyecek sz bulamyorum. Devletimizin topraklar ucundan
bucandan tutuuyor. Bu tutumalar byk yangnlarn kvlcmlar. Devletimiz kyor. Drt bir
yanmz dmanlarla evrili. Biz de hibir zaman olmadmz kadar gszz."
Durdu. Karsn elinden tutarak yanma ekti. Kollaryla onu sard.
"Eer annem bilet bulduysa hemen gitmelisiniz. Burada, bu ehirde kalamazsnz."
"Seni brakamam."
"Ben de seni burada kzlarmla birlikte alkoyamam sevgilim. Bu ksa srecek ayrla gs
germekten baka aremiz yok."
"Ya sen?"
"Ben imdilik Osmanl mparatorluu'nun tm memurlaryla birlikte, sonuna kadar devletimizin
emirlerini tatbik etmek zere burada kalmak mecburiyetindeyim."
153
Hadiye ile Vehbi'nin kararlarna karn Seher Hanm vapur biletleri bulamad. nk ehri
kaplamaya balayan ylesine bir g vard ki. Bu g ilk bakta hi de belirli deildi. Grnte
Rumlarn azgnca elenceleri, geceleri barmalar dnda gnlk hayat eskisi gibi sryordu.
Ancak Seher Hanmn gerek kendisi gerekse adamlarnn btn aratrmalarna ramen bilet
bulunamyordu. Hadiye ise eyalarn toplam, yolculuk hazrlklarn tamamlamt. Bir kk
denk ve birka bavula gerekli eyalarn yerletirmiti. Bekliyorlard. Vehbi Bey sanki ortalkta
esen kargaa rzgrlarnn farknda deilmi gibi her sabah iine gidiyordu. le yemeklerine eve
geliyor, sonra yine vazifesi bana dnyordu.
Bu srada, Seher Hanm'a ailenin temellerini sarsan bir haber ulatrld. lkten bu haberin bir
dedikodudan kaynaklandn dnerek glmsemiti. Fakat sonralar sylentiler kendisine
ulatka glmseyileri kukulara dnt. Birka uykusuz geceden sonra Hadiye'yi bir kenara
ekerek ona konuyu at.
"Babanz Osman Nuri Bey'in Ltfiye'nin gen kz ile iliki kurduu szleri ortalkta dnmekte."
Hadiye ilkten annesinin szlerinin anlamlarn kavrayamad. Babas Ltfiye'nin gen kz... Annesi
bu szleriyle neyi anlatmak istiyordu? Fakat dili tutulmu gibi soramad. ylece ta kesilerek
durdu. Annesi de kznn aknlna akl erdirememiti. Szleri tekrarlad. Kelime kelime tane
tane yeniden anlatt.
"Akas Osman Nuri Bey'in yani babanzn Ltfiye'nin kzn benim zerime nikahlayaca
sylentileri ortalkta dnmekte. Yel esmeden yaprak kprdamaz. Ate olmayan yerden duman
kmaz. Ataszleri hep gereklerden domutur. Osman Nuri Bey de bu yolda gidiyor olmal. Uzun
evliliklerin sonunda erkeklerde bir acaipliktir balar. Tpk k geldiinde aalarn sularnn

ekilmesi gibi, erkeklerin de kendilerini yaatan cinsi hayatlarnda bir gerileme bagsterir. Cinsi
glerinin azal erkeklere ok byk aclar ektirir. Bu doa olayn evliliklerinin doal bir
sonucu gibi grmekte gecikmezler. Gen bir kadnn, yitirdikleri gc geri getirecei midine
kaplarak
154
W
- leine arpk denemelere bavururlar ki. Sonuta mitleri bo-akp/ gerekle ilgisi bulunmayan bir
ie bavurduklarn rdklerinde, artk hayatlarnn salam temellerini kerttiklerini anlarlar. Fakat
artk i iten gemitir. te muhterem pederiniz Osman Nuri Bey'in hayatn korumak iin
aldmz tedbir, onu bylesine arpk bir ilikiye gtrd demek. Bu bana gelen szlerin gerekle
ilgileri olmasa bile ylece yaylmas beni son derece rencide etti. yu vukuundan daha ktdr
derler. te yle. Kadnlk gururum zedelendi. Onurum krld. Haysiyetimle oynand. Artk Osman
Nuri Bey benim hayatmn dndadr. Senin ve Ahsen'in nasl davranacanz sizlere aittir. Hi
karmam, babamzdr. Kzar, krlabilir, yrekleriniz yaralanabilir. Fakat ne olursa olsun
babamzdr. Benimle olan ilgisi, bana yapt hakaret sizin onu terk etmenize sebep deildir. Bana
sakn 'babam zr diler. Bunlarn gerekle hibir ilgisi yoktur. Babamz bala' demeyiniz. Yoksa
annesiz de kalabilirsiniz.
Seher Hanm ylesine ciddi, ylesine kararlyd ki. Hadiye, gerek olmasa bile babasnn bu
szlerin yaylmasna neden olan davranlarn hi affetmeyecekti. Onun da kz evlat olarak
haysiyeti krlmt. Yrei para parayd. Sanki bana bir ta dmt. Onarlmas mmkn
olmayan biimde yaralanmt. Elbette ki hatal babasyd.
"Haklsnz anne. Babamdr ama onu hibir zaman affetmeyeceim. Aile bykleri birtakm
mesuliyetleri yklenmek zorunda olan kimselerdir. Onlar her halleriyle, evlatlarna torunlarna
olduu kadar, yaadklar toplulua kar da rnek olmak zorundadrlar. Babam yalnz sizi deil
sizinle birlikte beni de kaybetmitir. Ben de kadnm, zevceyim, anneyim. Babamn bu arpk
davrann hogrmekle kendim iin de byle hakarete ak kap brakm olurum. Sizin
yannzdaym anne."
Seher Hanm kollarn at, Hadiye ana kucana bitkin bir ekilde sokulup snd. Annesinin
kollar onu kucaklad, barna bast. O dakikadan sonra, evin dndan ieri girecek her sze, yrek
kaplarn rtmlerdi.
155
Osman Nuri Bey'in gerek karsna, gerekse kzna
g
affedilmesi ricalaryla dolu mektuplar cevapsz brakld. Ha-diye 25 yllk yaamnn en g, en
zor kararn bylelikle ve-miti. O gnden sonra Osman Nuri Bey'in geride brakt elbiseleri, av
giysileri, sevdii, kullanmaya alk olduu nesi varsa toplanarak gnderildi. Bu gidenler iinde,
Seher Hanm'm ok severek takt nadide ayr deerli inci kolye de Osman Nuri Bey'e geri
verildi. Byle yrekten, gnlden silerken gsterilen menfaat cmertlii, ancak Doyran Beyi'nin
soylu evlad Ratibe Hanm'm kzma yakr bir davrant.
Seher Hanm, Osman Nuri Bey'i hayatndan dlamt. Bir daha adn azna almamak, gemi
hayatlarmdaki hatralarn anmamak zere bir dlamakt bu. Elbette ki, Osman Nuri Bey'in evdeki
yeri botu. Hadiye'nin eline babasnn akma, piposu, mendili, kanepe arasna skm tespihi
getike, yrei burkuluyor, gzlerine ya geliyordu. Sadece babasna ait eyleri topluyor, ortadan
kaldrararak anlar kuyusu diye adlandrd bir kutunun iinde, kimseye hele annesine hi sz
etmeden saklyordu.
Ratibe Hanmefendi'nin, Seher kzma brakt konan ilk byk felaketiydi bu... O zamana kadar
hi byle bir hadise olmamt. Zaten geleneklere, trelere gre baa gelse bile, ba krlr fes
iinde, kol krlr yen iinde kalr, kan kusulsa kzlak hoaf diye gizlenirdi. Ama Ratibe Hanm'm
soyundaki evlatlar arasnda, saklanacak gizlenecek hadiseler olmad iin bu felaket ilk kara aln
yazsyd. Seher Hanm zaten kendini, evini iftliini, tek bana evirmeye alkt. Osman Nuri

Bey tam bir Rumeli Beyi idi. Bol paras olan, evresindekileri kullanmay bilen, keyfine dkn;
avc olduu halde kulara acdndan avlanamayan; yetitirdii taylar keyfince grebilme uruna
satamayan bir karaktere sahipti. Btn yaplan ilerdeki harcamalarn hangi deirmenin suyuyla
baarldn dnmezdi bile. Btn sava, btn ura, btn aba Dobran Beyi'nin onurlu,
becerikli torunu ener'in omuzlarmdayd.
156
Osman Nuri Bey'in yokluu ile yaamlarnn gidiatnda byk bir deiiklik olmayacakt. Fakat
felaketler sadece aile iinde deildi ki. ehirdeki dkknlarnn, sebze bahelerinin, evlerin
kiraclarnn bir blm Rumlard. Bir blm ise o evleri, o i yerlerini habersizce terk edip giden
Trklerdi. Para akan musluklar birer birer kesildike Ratibe Hanm konann sahibesi Seher
Hanm iin zor dnemler balamt. Hem de nasl zor... Yaz aylarnda ehirden uzun sreli
ayrldklarnda, evde kalan birka uak ne kadar gvenilir olsalar da, bu kark zamanlarda evleri
hrszlara, soygunlara kar korumasz kalyordu. O yzden kendisinin ve kz Ahsen'in btn
mcevherleri, iftlik evindeki gizli kasasmdayd. mleki iftlii'ne gitmeliydi. iftliinin
herhangi bir baskna uramas olaslnda, hem kendi hem de kznn servetini yitirebilirlerdi ki, bu
da onlar iin byk felaketti.
Seher Hanm iftlie gitme iini Hadiye'yi uurladktan sonra yapmay tasarlamt. Fakat
Hadiye'yi gtrecek olan vapura bilet hl temin edilememiti.
te tam bu srada iftlikten gelen suba, felaket haberlerini verdi. iftlie artk sk sk basknlar
yaplyordu. Bunlar silahlandrlm, zel surette yetitirilmi igalci Yunan birlikleriydi.
Saldrganlklar henz insanlara deildi. iftliin Rum yarclar ile birleerek srlerden hayvanlar
alyor, tarlalar atee veriyorlard. Seher Hanm bir trl mleki iftlii'ne gitme frsat
bulamyor, zlyor ve tedirgjnleiyordu.
Olaylar, ok ksa bir srede pepee skn etti. Selanik, Yunan birliklerinin igaline urad.
ehirdeki tm Trk bayraklar yrtld, her yere Yunan bayraklar asld. Rumlarda bir sevin, bir
yaygara; dayanlmaz olaylar stste geliyordu. Trk ocuklaryla Rum ocuklar arasnda kavgalar,
vurumalar kyor, Trklerin balarndaki fesler kaplp yerlerde ineniyor, kiliselerde anlar
kulaklar sar edecek younlukta durmadan alyordu. Ancak bu kargaa fazlaca srp gitmedi.
Btn o sevin lklar sustu. Yunan bayraklar gnderlerden indirildi. Kilise-ferin anlar durdu.
157
Seher Hanm'n konandaki pencerelerin tmnn panjurlar rtlmt. Geceleri lambalar
yakldnda, ierinin klarn szdrmayacak kaln perdeler sk skya rtlyordu. Alveri iin
ahr kaps kullanlyordu. Evin ambar her zaman baklagillerle dolu bulunduruluyordu.
Gereksinmelerin ounu ambardan karyorlard. Aylarca srecek ktlklara gs gerecek olan bu
kiler, Seher Hanm'm annesi Ratibe Hanm tarafndan kurulmutu. O zaman bu zaman, bu tre
bozulmam, srdrlmt. Btn bakliyat, ekerler, yalar ballar, pastrmalar, sucuklar, eitli
peynirler, kuruyemiler... Dardan -eer arda bulunabilirse- sadece sebze ve meyva alnyordu.
Evde, Ahsen Hanm'm drt olu Enver, Enis, Orhan, Yusuf ile Hadiye'nin kzlar Cahit ve Kaya
vard. ocuklarn ilkokul son snfa giden en by Enver'i evden dar salmyorlard. Rumlarla
dvebilir, bana kt iler gelebilirdi. syan halindeydi. Olanlarn farkna varan sadece Enver'di.
"Ben Trk olu Trk'm" diye bir balad m artk susmak bilmezdi. Orta Asya'dan glere kadar
gerilere giderek, Trklnn kklerini anlatrd. Trk ordusuna katlmasna izin verseler -ya
henz on ikiydi- frlar giderdi. Annesi Ahsen Hanm da tpk byk olu gibi cokulu bir
vatanseverdi. Zaten olundan sadece on alt ya bykt. Fakat sanki yatmlar gibi ayn
heyecan, ayn fkeyi paylayorlard. Rumlarla, Bulgarlarla hibir zaman ba-daamamlard.
Onlara kar hogrleri yoktu. Byle olmalarna ramen ikisi de mkemmel Rumca ve Bulgarca
biliyorlard. Ahsen iftlikteki Rum ve Bulgar yarclarn kzlaryla -daha onlara dmanca hisler
beslemeden nceki ocuk yllarnda- arkadalk ederken renmiti. Enver ise yine iftlikteki
rgatlarn ocuklarndan, Selanik'teki mahalle arkadalarndan renmiti. Son senelerde

Balkanlardaki Trklere yaplanlar dinledike, Ahsen artk onlarn dmanyd. Oluna da bu


hisleri alamt.
Seher Hanm iftlikten gelen haberi dinlerken sevinmiti-Rum eteler ekilmiti. iftlie fazla
ktlklerinin dokunmasna zaman kalmamt. Fakat suba yamann szlerinin sonu, tylerini
diken diken etmiti:
158
"Hanm, iftlik Bulgar komitaclarnn basknlaryla yamalanyor. Bizler oluk ocuu civar
kylere yolladk. Oralarn halde olduunu bilmiyoruz ama..."
"iftlie bir gelmeliyim."
"Gelme hanm! Bulgar, Yunan gibi deil, zalim. Senin kurunlarlar."
"Gelmeliyim ama ancak birka gn sonra... nce kzm stanbul'a uurlayacam. Sonra
geleceim. Suba Avrethisar'a gelir, beni trenden alr."
Bu szlerin sylenmesinden bir gn sonra idi, sabahleyin gn doarken Islahhane Caddesi'nin ta
deli kaldrmlarnda yzlerce atn nal seslerinden oluan bir akrt ile uyanld. lk duyan
Ahsen'di. Selamlk odasnn panjurlarn aralayarak sokaa baktnda dehet iinde kald. Nallar
kaldrmlarda kvlcmlar kararak geen atlarn stlerinde, uzun kirli salar sakallarna karm,
omuzlarnda aprazlama aslm ifte kur-unluklar bulunan, belleri kamal, elleri baltal silahl
komitaclar vard. Hepsi sarhotu. Naralar atp, ellerindeki silahlarn tetiklerine rasgele basan bu
adamlar, birdenbire atlarnn gemlerini ekerek duraladlar. Onlar durduran Ratibe Hanm'n
konann panjurlar ardndan Bulgarca, "Zalimler, haydutlar, ekyalar, kahrolun; def olun
memleketimizden" diye baran kadn sesiydi. lk nce duraladlar. Sonra arkalarna baktlar.
Arkadan gelen beyaz ksrakl bir komitacyd. Ksrak Ratibe Hanm'm konann nne geldiinde
durmu, ayaklar ile talar dverek bir adm daha atmyordu. Sarsna inen kamlar, karnna
saplanan sivri mahmuzlar hi duymuyordu. Yalnz kini-yor, aha kalkyor, svarisini atarak o
evin kaps nnde durmak istiyordu. Bu, Seher Hanm'n gzleri grmeyen ksra Berrak'tan
bakas deildi. Taylk zamanndan beri gelip gittii yollar grrcesine tanyan, harasna en esiz
ksraklar douran Berrak'ti bu. Penceredeki gen ses, bu grnt karsnda bsbtn cotu.
Bulgarca en ar hakaretleri pepee sralamaya balad. Komitaclarn reisi olduu giyim
kuamndan, davra-nindaki azametten belli olan Berrak'm svarisi durdu. Ber-rak'm dizginlerini
yanndaki adama uzatt, aaya atlad, evin
159
kapsna birka adm att. Sonra dzgn bir Trke ile seslendi:
"Vay vay vay... Benim dilimi byle gzel konuarak bana kfreden kz grmek istiyorum ben.
An u kapy, yoksa krarm."
Seher Hanm ilk nce panjurlarn ardndan baran kzm geri ekti.
"ldrdn m Ahsen? Akln bana topla."
Sonra yanndakilere dnd:
"Ahsen'e birka damla yattrc sinir ilac verin. Hadiye sen de ablanla megul ol. Ben aaya
iniyorum" dedi.
Son derece sakin grnyordu. Odadan karken Ahsen'i yattrmaya alan emektarnn
bandaki rty alarak salarn rtt. Hzl admlarla sofaya kt. Sratle merdivenleri indi.
Avluya alan kapnn kilidini evirdi. Yine ayn abuklukla avlu kapsna ulat. Kol demirim
indirdi. Kilidi evirdi, kanad at. Komitac karsnda ufack tefecik kadn grnce ard. Bu
kadn ylesine sakin, ylesine nazik ve glmserdi ki. Onun Bulgarca syledii szleri duyunca
bsbtn ard.
"Kzm adna zr dilerim sizden gospodin. Kusura bakmaynz, hastadr. Hem de ar. Balarn
naslsa zm, odasndan kam. Sizlere ho geldiniz demesi gerekirken barp armasndan
anlamsnzdr, deil mi?"
Seher Hanm'm szleri, Bulgar komitac reisini daha da artmt:
"Affedersiniz hanmefendi, galiba ben de kabalk ettim. Dilimizi iyi konuuyorsunuz."

"Ama siz de bizim dilimizi ok iyi biliyorsunuz. "


"Elbette. Ben stanbul'da yetitim ve Galatasaray Sultanisi'nde okudum. Biz aslnda kt insanlar
deiliz ama artlar bizleri bu hale getirdi."
"Sizleri misafirlerimiz sayacaz. Nasl bir yardmda bulunabilirim sizler iin, bir eyler ikram
etmek isterdim."
"Yo, yo hi gerek yok. Yalnz u ahrnzdan istifade etmemize msaade edin."
"Elbet efendim, pek tabii sayn gospodin."
te o srada, grltlerden uyanp odasndan kan, koa160
rak baheye frlayan Cahit, ortaln havasn birdenbire kart-nverdi. Seher Hanm torununu
gsledi, "Sen annenin yanna ko- 0^ nasta' hem de ok." dedi. Avucunu ince ellerine ald
"abuk, git ona bir bardak su ver."
Cahit onun bu szlerinden hibir ey anlamad. Fakat bykannesinin elini actrcasna skmasndan
onu dinlemek zorunda olduunu anlamt. Hoplayarak zplayarak geldii gibi birdenbire ortadan
kayboldu.
Seher Hanm komitacya dnd. Kederli bir yzle, acl bir sesle iini ekerek konutu:
"Hasta kzmn ocuu. Aile doktorumuz Tenof Bey 'Bu ocuu annesinden koruyunuz. Bir
lgnlk devresinde onu da kendini de ldrebilir 'diyor." "ok zldm."
Seher Hanm derin bir soluk ald. Vaziyeti kurtarmt. Yalnz bu kurtuluu salama balamalyd.
"Teekkr ederim sayn gospodin. Yalnz ahrn i avlumuza olan kapsn kilitlememize izin verin
ltfen. Hasta kzm burada dolamaya karrz. Askerlerinizi grdnde korkmu, lgna
dnmt. Byle karlamalara sebebiyet vermemeliyiz, deil mi efendim?"
Komitac, "Tabii, kilitleyebilirsiniz," dedi. Nezaketle onu selamlayarak geri ekildi. Seher Hanm
kapy rterek demirleri vurdu, kilitledi. Ve oraca kerek kusmaya balad. Merdiven banda
gizlice olanlar gzleyen, konumalar dinleyen Ahsen ve Hadiye bata olmak zere btn ev halk,
kouarak onu kt yerden kucaklayp ieri aldlar. Byk bir tehlike atlatlmt. Bu bir tanr
yardmyd. Yoksa her trl felaket balarna gelebilirdi.
Hele Cahit'in sabah mahmurluu iinde ortaya frlayver-mesi... Seher Hanm gerisini
dnemiyordu. Komitaclarn Mslmanlara, kadnlara, ocuklara, hele kz ocuklarna neler
yaptklar btn aclyla biliniyordu. Allah korumutu onlar. Korumu da stanbul'da yetimi,
Galatasaray Sultanisi'nde okumu bir komitacyla karlatrmt.
161
Bu olaydan iki gn sonrayd. Hadiye, ayan, Cahit ve Ka-ya'dan oluan kk kafile, gzyalar
iinde evden ayrlmlard. Elbetteki normal giysileriyle deildi. Hadiye de ayan da evlerinde
alan kadnlarn araflarn giymilerdi. ayan on alt yandayd. Cahit ve Kaya'ya ise ah
kadnn torununun elbiseleri giydirilmiti. Bir eit gizli bir kat bu.
Kk kafilenin bindikleri talyan vapuru, lks bir gemiydi. Gvertede kpeteye yaslanan gen
kadn, onun yannda yine ayn klktaki gen kz, ikisinin arasnda ellerine sk sk sarlm, eski
psk elbisesiyle gzel kz bir ocuu, rhtma bakyorlard. ayan'm kucandaki bebek ise
dnyadan habersizdi. Rhtmdaki erkein yanndaki ufak tefek kadnn yz peesizdi. Kocaman
bebekli siyah gzlerinde, dnyann en byk acsn ekenlerin anlamlar yansmaktayd. Gen
erkein mavi gzleri ise ya iindeydi. Gemiden kendisine el sallayanlara belli belirsiz el iaretleri
yapyordu. evresine kimliini tantmak istemiyor gibiydi.
Zor durumlara dt zamanlarda, Hadiye'nin iinden taan bilinmez bir eit g, onu ayakta
tutard. Yine yleydi. Gzleri yalyd. Rhtmda duranlara ve onlarn bast topraa balar
ylesine glyd ki. Fakat rhtmdaki kocas ve yan-bandaki annesine neeliymi gibi mendil
sallyordu. indeki bir ses ona 'her ey yoluna girecektir, kendini kapp koyuverme' diyordu.
Yzne vuran Olimpos rzgr yanan alnn okuyordu. Bu okaylar gzlerindeki yalar
arttryordu. Bir daha bu iyot kokulu rzgr soluyamayacak myd? Saken yitirdii babacn,
yapayalnz kalacak anacan gremeyecek miydi? Brakt ehre henz Bulgarlarn nc

komitaclar girmiti. Arkadan, dierleri geleceklerdi. Ve bu gelenlerin hepsi Galatasaray Sultanisi


mezunu olmayacakt.
Bir sre Vehbi onlarla birlikte olacakt. Ama sonra drt ocuuyla ablas ve anac yapayalnz
kalacaklard. Ablas ger162
ekten hastayd. Kardeini uurlarken alyordu. Bu gzyala-kardei iin, onun ayrl iindi. Ama
dier gnler de hep alard. Fakat gz alamas deil, z alamas idi. Gzlerini her vumduunda
Mardin'in dz toprak damlarnda lgnca koan bir'meale canlanyordu. Bir yl sonra evlenmeyi
hayal ettii tbbiye son snfndaki nianlsnn, dersini alrken tepesinde vanan lambann
devrilmesiyle tutuup, canl bir meale benzeri damlarda komas, bir trl yakalanamamas, nne
ip gerilerek drldnde ise i iten gemi olmas sonucu onu yitirmek... Unutamamt...
Unutmayacakt. Alyordu. lnceye kadar alayacakt. Teyzelerinin ardndan alayan ev halknn
arasnda, hkrarak bara bara alayan drt erkek ocuk da vard. Enver, Enis, Orhan, Yusuf...
Hadiye, birka gn nce Bulgar apulcularnn bindikleri atlar arasndaki Berrak' da hi
unutamayacakt. Evinden uzaklara gtrlmesine boyun emeyen, ifteler atan, aha kalkan,
kaldrmlardan ate karan Berrak gzlerinden hi ama hi gitmeyecekti. Bann iine btn yrek
paralayc grntsyle resimlenmiti.
ocukluunun da, ilk genlik yllarnn da en gzellerini yaad yerlerden ayrlyordu. Onu
anlaryla, grntleriyle, sevgiyle balayan salam balar atrdyordu. inde frtnalar
kopuyordu.
Vapur st ste ddk alyordu. Yolcu geirmeye gelenlere 'gidin, biz ac tatl btn ykmzle
gidiyoruz, hoakalm' diyordu sanki. Burnunu ak denizlere doru evirmiti. Yava yava
hzlanyordu. Rhtmdan ayrlrken Hadiye'nin yrein-deki balar gerilmeye balamt. Gerildike
aclar artyordu, artyordu. Fakat kopmuyorlard. ylesine salamdlar ki. Rhtmdaki sevdii
erkekle sevdii kadn gittike ufalyor, kl-yorlard.
Seher Hanm ve damad Vehbi Bey, eve dndklerinde gidenlerin yerlerinde braktklar byk
boluk ikisine de dayanl163
maz lde ac verdi. Fakat hayat srecekti. Bu byle gelmi byle gidecekti. nsanolu etten sudan
kandan yaplmayd. Ama bu karm ok glyd. Dayanklyd. ileler ekilirken duyulan ac,
insan yaamaktan vazgeiremiyordu. Yiyecekler, iecekler, uyuyacaklar, oynayacaklar; alayp
glecekler, dayanlmaz aclar ekecekler, fakat yine de hayata drt elle sarlacaklard.
Seher Hanm akam yemeinden sonra damadna ve kzna ertesi sabah erkenden iftlie gideceini
syledi. Vehbi Bey'in "Msaade ederseniz ben de sizinle geleyim anneciim" szlerine Seher
Hanm'n cevab kesindi.
"Sizin gelmeniz doru olmaz. Bana en iyi refakati yine benim.
Ve uykusuz geen bir gecenin sabahnda yatandan kalkt. Konak halknn hibirisi uyuyamamt.
Konan sol yanndaki ahrlarda gndz balayan amata gece naralara, sarho ba-rmalarna
dnmt. Komitaclar zaferlerini kutluyorlard. Mzik alnyor, horalar tepiliyordu. ou
civardaki iftliklerden alnm koyunlarn, pililerin kzarrken kartt kokular ortal
kaplamt. Seher Hanm'n yreinde bir byk sz daha vard. Gzleri hi grmeyen sevgili
ksra Berrak huysuzluk ediyor olmal ki kamlanyordu. Onun feryatlarn duyuyordu. i bar
zaten yanmaktayd. Berrak'm acs da bu yangnn tuzu biberiydi.
Sabah, beyaz izgileri bulunan dar yenli, geni etekli siyah alpaga kumatan yeldirmesini giydi,
sanki Berrak'la gidecekmi gibi bir garip his duymaktayd. Tabancasn sa cebine yerletirdi.
Bana siyah rtsn rtt. ki ucunu her zamanki gibi kulaklarnn arkasna att. Tek bana evden
karken darda kimselere grnmek, kimseyle konumak da istemiyordu. Islahhane Caddesi'nde
bir kira arabas evirerek bindi. Ban evirdi. Denize bakt. talyan gemisi, evlad ve torunlaryla
birlikte kk ayanc da sa salim stanbul'a gtrecekti. Hi olmazsa onlar, karanlk gnler

yaanrken o aclar tatmayacak-lard. Cahitiin hayalinden, iftlikte geen son birka gn alnamayacakh.
4
164
stasyona geldiinde, kira arabasndan indi. Gieden Av-thisar'a j^iet istedi. Giedeki yllardr
tand Rum memur ile Rumca konuuyordu. Memur aarak bakt. ki eski dosttular. iftlikten
dnlerinde Seher Hanm'n elindeki anta dolu olurdu. Tereyalar, peynirler, meyvalar, taze ky
ekmekleri giede boalrd. Memur gzlnn stnden bakt. aknd.
"Hanm sana bilet kesmeyeceim. Avrethisar yok artk. stasyonu brakmlar. Kendilerine gerekir
diye, gerisi yaklm. Katliam olmu."
"Ben Avrethisar'da kalmayacam ki Yorgi Efendi. "
"Ne? mleki iftlii'ne mi gideceksin? Aman Allahm. Sen akln m kardn hanm. lk nce
Yunan eteleri kasp kavurdu. Sonra Bulgar komitaclar yakt ykt, talan etti. Sen hl oraya
gitmeyi dnyorsun."
"Her ne halde ise grmem gerekli Yorgi Efendi, mal cann yongas."
"Yonga derken canndan olacaksn be hanm. Bizler dostuz, birbirimizi severiz, sayarz. Gel bu eski
gvur dostunu dinle, gitme."
"Estafurullah, gvur da ne kelime, hepimiz bir Allah'n kuluyuz Yorgi Efendi."
"Bilirim, bilirim seni. Sen de beni bilirsin ama senin canna kyarlarsa yanarm."
"Sa ol, gitmem gerek. Orada insanlarm var. ldler mi kaldlar m, grmeliyim. Sen kes
biletimi."
"Benden gnah gitti. Bana bir iler gelmez inallah. Sonra Yorgi beni uyarmad deme."
Bileti uzatt.
"Der miyim hi Yorgi Efendi. Haydi allahasmarladk. Hakkn helal et."
"Benim ne hakkm var ki, sen helal et. Yllar yl dolu gelen ellerin burada boald. oluumun
ocuumun kursaklarnda hl senin ikramlarn var."
"Estafurullah estafurullah, onlar kk eyler. Sz etmeye bile demez."
El sktlar. Yorgi Efendi kompartmana kadar onunla geldi.
165
Tren kalabalkt. Seher Hanm' her zamanki gibi pencere kenarnda bir yer bularak oturttu. Tekrar
el sktlar.
iftlik evi sandan solundan yaklm, yklmt ama yine ba ememiti. Krk camlar,
paralanm kaplar talanclarn saldrlarna uradn gsteriyordu. Tek atl talika'dan kap
nnde indiinde suba onu karlad. Yz gz rk, yara bere iindeydi. Sol elinde sarglar
vard. Seher Hanm' karsnda grnce alamaya balad. Onun ellerine atld. Seher Hanm
kollarn at ona, kucaklatlar. Bu, ellerin kollarn araclk yapt bir yrek kucaklamasyd. kisi
de alyordu. eri girdiler. Dvld, hrpaland aka gzken suba yardmcs, ocak bana
bir minder att, bir yastk dayad. Hanmn oturmasna yardm etti. Eline bir fincan kahve
tututurdu. Suba belindeki kuandan teneke bir tabaka kararak uzatt.
"Gm kutumu Rumlar arpt, altn ksteimi Bulgarlar..."
Seher Hanmn karsna diz kerek mindere yere oturdular.
"Allah'tan gelen kazaya, rzadan baka are var mdr ki? Ama btn bu olanlara Allah da raz
deildir."
Ve Seher Hanm'la gz gze baktlar. Seher Hanm'm gzlerindeki sessiz soruyu suba da
gzkapaklarn kapayp aarak, ban iki kez ne eerek cevaplad.
"Beni ok dvdler. Birinci gelenler de ikinci gelenler de. ldrmediler. Hanmn altnlarn burada
saklarm, bir dahaki geliimizde nerede olduklarn bize syleyeceksin. te bu yzden seni
ldrmyoruz. kinci geliimizde blbl olacaksn. Sonra da cann cehenneme yollayacaz.'
diyorlard.
Benim cevabm ksayd. 'Benim hanmm ok aklldr. Altn varsa bile burada gizler mi hi.
Buraya sk sk Rum, Bulgar ekiyalar gelirler. Hi byle yerde para brakr m o. Paras varsa bile

herhalde ehirdeki bankalardadr. Ama yoktur. Sorun buradaki Rum rgatlara, Bulgar yarclara.
Btn kazandn
166
onlarla blmez miymi? Anlarsnz o zaman' diyordum."
Seher Hanm gzlerinin yan sildi. "Sa ol" dedi. Anlamt gizli kasas ele verilmemiti. Kznn
mcevherleri hl yerinde duruyordu. Yeniden itenlikle mrldand: "Sa ol, sa ol subam."
O gece Seher Hanm'a yanan ambarlarn bulunduu bodrum katnda, bir dek serdiler. Kendileri
de biri onun ayak ucunda, br kap nnde nbet tutarak beklemek zere oturdular. Pitovlar
dolu, kurunlar yanlarnda, baltalar el altndayd. Seher Hanm da tabancasn yastnn altna
koyarak gzlerini yumdu. Gzkapaklar rtlmt ama subann alamakl sesiyle anlattklar
resim resim gzlerindeydi. Bu resimler canlyd, renkliydi, sesliydi. Yunanllarn ilk nce yaktklar
orman gryordu. Bir krpe ormand, imdi dallar kavrulmu, topraa sapl kara gvdeler, dalsz
budaksz, filizsiz kalmt... Alandaki allar boalm, apulcular koyunlar srler halinde
nlerine katarak gtrmlerdi. Daha ok iler yapacaklard ama arkadan Bulgar komitalar skn
etmiti. Yunan etelerini ldrerek, kaanlar srtlarndan vurarak bozguna uratmlard.
Zulm ondan sonra balamt. Btn Mslmanlar camiye doldurmulard. Tenekelerle gaz
dkmler, sonra da yakmlard. ki suba st rtl bostan kuyusunun iinde saklanarak
canlarn kurtarmlard. Bulgarlar btn srlar, haradaki atlar, ksraklar nlerine katp
karmlar, komitac balar en nadide hayvanlara kendileri binmilerdi. iftlik binasn giderayak
atee vermilerdi. Fakat gkten inen rahmet saanak halinde yanca, bina yanmaktan kurtulmutu.
Arada esen iddetli rzgr hibir yeil dala, yapraa doku-namyordu artk. Krk camlardan
binalarn iine dalyor, yan yank devrilmi kaplardan kyordu. Rzgrn dolamasndan doan
hi allmam seslere karan bir baka ses daha vard. Bostan dolaplarndan birinin her naslsa
ldrlmemi beygiri, zlp aa alnmad iin duraklaya duraklaya bostan do167
labm evirmeyi srdryor olmalyd. Arada bir alkla kini-yordu. Bostan dolabnn inildeyen
sesine elik eden a ve yorgun hayvann feryatlar, ylesine garip ve ar bir ac yklyd ki Seher
Hanm dayanamad, yatandan doruldu. Subaya seslendi.
Suba ile yardmcs frladlar yerlerinden.
"Buyur hanm, emrin..."
"u zavall hayvan kurtarn Allah rzas iin. Bir de yem torbas takn boynuna. Brakn varp kendi
bann aresine baksn."
Bakahya ile konuan ikinci kahya silahn omzuna vurdu, baltasn eline alarak kapy aralad.
karak karanla kart. Ksa bir zaman sonra bostan dolabnn gcrdayan sesi dindi ve beygirin
feryatlar sustu. Kahya dndnde anlatt:
"Kuyudan durmadan ekilen sularla byk havuz dolmu, tam. Bostanlar gl olmu. Bizim
emektar beni grnce sesini kesti. Yem torbas sundurmada aslyd; taktm boynuna. Ama bu
hayvanlar insanlardan daha hislidir. Artk oralarda ii bittiini anlam olmal ki ald ban drt
nala kalkarak utu gitti. Allah selamet versin garibe."
Seher Hanm candan yrekten teekkr etti. kinci suba dar ktnda yatan ayakucunda
dikilen subana fsldad:
"Biz usulca eve girebilir, karanlkta el yordamyla kilerdeki dolab aabilir miyiz acaba suba? Ne
dersin, baarabilir miyiz?"
Subanm cevab olumluydu:
"Sizin gelmenize gerek yok hanm. Ben arka yoldan emekleyerek gider -baheye alan kapy
krmlard zaten- oradan girer, kilere girerim. Allah izin verirse emanetleri yerlerinden karr, size
teslim ederim. Nasl olsa anahtar da benim zulam-da sakl. Siz hi tasalanmaynz hanmm.
Evelallah bana gveniniz."
Seher Hanm bu teklifi kabul etti.

"Neredeyse sabah olacak hanmm. Ben size bir kahve yapaym, biraz da yiyecek tedarik edeyim.
Suba devini yapp dndnde sizi tren istasyonuna kadar beraberce uurlarz."
168
Seher Hanm byle gvenilir kimseleri olduu iin Allah'a kretti. Bekleme zamannn ne kadar
srdn kestiremedi. Elinde bir pazar zembiliyle kapdan giren subay karsnda grnce
kahvesinin son yudumunu iti, sigarasn toprak zeminde sndrd.
Suba elindeki zembili Seher Hanm'n yanna braktnda yz kararmt. Fakat glmsyordu.
"Emanetleriniz hanmm. Dolabn iinde ne varsa kn ettim, o deri kutuyu da ylece zembilin
dibine yerletirdim. stne bostandan bulduum salata, spanak ne varsa doldurdum."
Seher Hanm'n teekkr ksa srd.
"Saol suba, Allah senden raz olsun."
Fakat bu birka szck, gemi senelerin birikmi gveniyle, sevgileriyle, dostlukla ylesine dolu,
ylesine yklyd ki, suba bunu anlamakta hi de glk ekmedi.
Sabah beklediler. Alacakaranlkta bulunduklar yerden ktlar. Pazar sepeti subamm elindeydi.
Erkekler baltalar brakmlar, sadece silahlar omuzlarmdayd. Seher Hanm sana soluna bakmak
istemiyordu fakat gzleri onun izni olmadan evriliyordu. Tripko adl Bulgar yardmcsn ok
sevmi ona ok gvenmiti. Beraberce yaadklar uzun zaman dilimi iinde bu inann
zedeleyecek hibir hadise olmamt. Seher Hanm evresine bakarken Tripko'nun yetitirdii zm
balarnn yanm, kavrulmu topraklarn grd. Ksa bir sre nce salkm salkm zmlerin
sarkt ktkler, imdi topraktan km cad ellerine benziyordu. Kara kara krlm dallar, bu
ellerin parmaklaryd. Seher Hanm'n yrei ta kesilmiti. Artk son bostan dolabnn da sustuu
byk dolabn arklar, derin bir lm uykusuna yatmlard. Her taraf yanm yaklmt, ilerideki
kk Rum kilisesi salamd fakat iine Mslmanlarn doldurulup yakld camiden taan
dumanlarla kapkarayd.
Renber evleri tmyle yaklm, buday ambarlar yerle bir edilmiti. nlerindeki ziraat
makineleri, bier dverler, har169
man makineleri, sapanlarn hepsi, yangnlardan paylarn almlard. arpk urpuk kvrlmlar,
bklm kara demir ynlarna dnmlerdi. Arada bir nlerine delirmicesine koan bir tavuk
frlyordu. Yaral bir kpek, tyleri yanm bir kaz, akn akn yollarda dolayordu. Deprem
olsa, bir tufan, kasrga olsa, geride salam bir nesne kalabilirdi. Fakat burada yoktu. yz elli
yllk gemii bulunan, stne titreyerek zenle baklan mleki iftlii yoktu artk. nsan yoktu.
Kyls yoktu. alan yoktu. Yarcs, orta yoktu. Orman, balar, baheleri yoktu. inde
Allah'n secdesine ba konulan kck camii yoktu. Kuzu koyun sesleri yoktu. Horozlar
tmyordu. Hergn sepet sepet yumurtlayan tavuklar yoktu. Memelerinden helal ak stler akan
inekler yoktu. Her baharda yanlarnda taylar zplayan kk soylu ksraklar yoktu. Gali nehrinin
s sularnda, pelerinde erli beerli palazlaryla yzen kazlar, rdek srleri yoktu. Tarlalarda ot
yoktu. Ykk evlerin bacalarnda duman yoktu. Yoktu, yoktu, yoktu...
Seher Hanm, dz topuklu rugan pabularyla yrd topra hissetmiyordu. Ayaklaryla toprak
arasndaki balar zlmt. Uuyordu sanki. Yllar boyunca emek verilen mleki iftlii'nin
sahibi de yoktu artk. O da yoktu. Kederlerinin bykl altnda ezilmiti. Yoktu yoktu yoktu.
Kendisi de bu yokluun ortasnda tmyle yok olmalyd. Gerekten yoklua karmalyd.
Subann elindeki pazar zembilini yakalayp nehrin akan yoluna frlatmalyd. Birden harekete
geti. Suba ne olduunu anlamadan, iinde elmaslar bulunan zembili ald. Frlatp atacakt ki, bir
ses onu olduu yere mhlad. Ban evirdi, ona seslenenler Tripko'yla, kars Maria'yd.
"Hanmm, hanmm buralarda iiniz ne?"
Seher Hanm kendine gelir gibi oldu.
"Benim iim doduum gnden beri buralarda deil miydi ki?"
Tripko da, kars da alyorlard.

"Elbet hanmm, elbet velinimetimiz elbet. iniz buralardayd ama artk buralar eski buralar deil
ki!"
170
Bunlar syleyen Tripko'ydu. Sesi ok telal, korkuluydu.
"Sizi grmesinler, ellerinden biz bile kurtaramayz. Suba-lar yannzdan ayrlsnlar. Trene kadar
sizi biz gtrelim."
"Olmaz yle ey."
"Biz sendeniz hanmm, gelenlerden deiliz ama onlar bizden deil ki. Onlar zalim. Bizim de her
eyimizi yakp yktlar. Sonra kkenimizin Bulgar olduunu anladklarnda ldrmediler. oluk
ocuk hepimiz yaral bereliyiz ama yayoruz ite. Buna yaamak denirse."
"Evet. Ot yok, ocak yok, para yok, pul yok, ekmek yok, et yok. Hibir eyimiz yok ama ite
yayoruz."
Tripko subama dnd.
"Canmzn yaamasn, buradan sa salim kurtulmasn istiyorsanz onu bize brakn. Siz banzn
aresine bakm. Onu Avrethisar'a biz gtrelim. Bir araba buluruz"
Suba, Seher Hanm'a bakt.
"Hakkn helal et hanmcm."
kisi birden Seher Hanm'n cevabn beklediler.
"lk nce siz hakknz helal edin."
"Ne hakkmz var ki hanmm, ama madem ki istiyorsun, helal olsun."
"Sen de helal et kz kardeim Maria."
Yllar boyunca birlikte alan, birlikte glen alayan, y-rekleriyle birbirlerini lesiye seven bu
drt insan zorla koptular. Tripko'yla kars Maria, Seher Hanm' ortalarna aldlar. Maria, Seher
Hanm'n bartsn tpk kendi barts biiminde dolayverdi bana, ularn gsne
dmledi.
Yarm saat sonra Avrethisar'a varmlard. Tren istasyonu ana baba gnyd. Yerli Rum'u, yerli
Bulgar' da Trkler gibi ortal kasp kavuran Bulgar komitalarndan kayorlard. Gl kuvvetli
Tripko, kalabal ite kaka Seher Hanm'a yol amaya alyordu. Gya trene binecekleri sraya
sokmaya a-han bir Bulgar komitac, yanndaki ufak tefek kadn trene bindirmeye alan
Tripko'nun bana bir dipik vurdu. Bulgarca ag bir kfr savurdu. Tripko ona aldrmad. Seher
Hanm'
171
ff
trenin basamana doru itmeye devam etti. Ancak komitac bu kez gzlerini Seher Hanm'm
elindeki zembile dikti. Zembili almak iin elini uzatnca, Seher hanm iddetle geri ekti. Komitac
ylesine fkelenmiti ki ikinci dipii Seher Hanm'm yzne indirdi. Burnundan kanlar boanan
Seher Hanm, soukkanlln koruyarak elindeki zembili Maria'ya uzatt. ne atlan Maria
zembili kucaklayp barmaya balad:
"O zembil benim. oluuma ocuuma topladm. Onu da m alacaksnz? Soydunuz bizleri be!"
Bu szler elbette Bulgarcayd. Komitac elini zembilden ekti.
"Vah hanmm vah. Cann ok yanyor mu? Ah elleri krlsn kpeklerin."
Maria basamaktaki Seher Hanm'a fsldad.
"Hanmm meraklanma, iinde ne varsa canm pahasna koruyacam. lk frsatta eline teslim
edeceim."
"Saol Mariacm teekkr ederim. Allahasmarladk."
"Gle gle hanmcm.
Seher hanm tklm tklm vagonda bir keye melerek bzlebildi. Cebinden kard mendili,
kkrdak kemii krlan burnundan akan kanlara bast. Dayanlmaz aclarla geen yolculuktan sonra
binbir zorlukla evine varabildi. Evinin kapsnda onu karlayanlar, kan iinde kalan elbiselerini
kartrken, hkrklarla alyorlard. Evde uaklardan biri doktor enkof a gnderildi. Fakat

bulunamad. O da Trk dostu olduu iin Bulgarlarn yannda damgal bir kii olmutu. Saklanyor,
nerede olduunu evindekiler bile bilmiyordu. aresizlik iinde.Seher Hanm'm pansuman evde
bulunan ilalarla yapld.
Btn bu kargaa durulduunda Ahsen elmaslarn sorabildi. Seher Hanm uzun uzunu anlatmak
yerine "Tripko'nun kars Maria'da" diyebildi. Annesinin haline zlp alayan Ahsen'in
hkrklar, elmaslarnn elden gittiini renince daha da artt.
lkten Bulgar komitaclarla balayan igal, sonra Bulgar as172
^erleriyle srd. Fakat arkadan gl Yunan ordularnn Sela-nik'e yrmeleriyle ehir dt. Artk
Selanik'te Osmanl dmanl nne geilmez bir hal almt. Yava yava soylu ailelerin evlerine
baskn yaplmaya balanm, tabii Seher Hanm'm kona da bu saldrlardan payn almt.
Hadiye'nin piyanosunun birini, gya satn alnacakm bahanesiyle gtrmlerdi. Sonra st kattaki
konser piyanosu gitmiti. Eve girmeye ayaklar alan soyguncular, ii zorbala dkmlerdi.
Geliyor, kapy alarak gya mfettimi, vergi memuruymu gibi sorular soruyor, sonra evin
eyalarn yklenerek, Seher Hanm'm eline bir kt paras verip kp gidiyorlard.
Evde sadece kadn ve ocuklardan oluan, korumasz bir aileydiler artk. Vehbi Bey de ksa bir sre
nce iine son verildiinden gitmek zorunda kalmt. Seher Hanm, evin hem erkei hem
kadnyd. Geim gailesini stlenmiti. Hadiye'nin dads ok yalyd. Rahat yaama alkt. nce
o, evdekileri mateme boarak Allah'n rahmetine kavutu. Cenazesini mezarla gtrdklerinde,
Mslman mezarlnn yerle bir olduunu grmlerdi. Artk annesi Hac Ratibe Hanm'n, kocas
Miralay Mustafa Bey'in kabirleri yoktu. Daha eski aile mezarlar da yoktu. Talar devrilmi, ortada
kalm bir sr ecdat mezar, ilk nce Bulgar sonra Yunan tekmeleri, baltalar ile sklp yok
olmutu. Seher Hanm, iinde yaad halde, grdklerine, iittiklerine ayordu. inde
bulunduu ehir bilmedii, yadrgad, gerek olduuna bir trl inanamad bir baka Selanik'ti
sanki.
173
stanbul'da Yeni Hayat
Erken gelmi bir sonbahar akamyd. Hava adeta kt. Ortalk erkenden kararmt. Sokak
lambalarnn solgun kzlms klarnda, glgeleri yere dmeyen insanlarn acele gidi gelileri,
Hadiye'ye ne kadar hazin geliyordu. Darafaka Cad-desi'nin yamru yumru kaldrmlarnda,
atlarn nal sesleri de znt veriyordu. Caddenin iki yanndaki dkknlarn came-kanlar ardndaki
soluk klar da, evlerin sk sk rtl perdelerinden szan klar da neesizdi. Kira arabasnn
iindeydiler. Artk Enis Paa Kona'nm atlar satld, arabac seyis de sa-vld iin fayton ve
kupa arabas kullanlamyordu.
Zaten Hadiye rhtmda kendisini kimselerin karlamamasndan, ekilen telgrafn konaa
ulaamadn anlamt. Rhtmda ayan'in, "urada kibar ls bir kira arabas duruyor.
Kkhanm onu evirelim mi?" sorusuna, Hadiye "Baka araba da yok zaten, evir ayancm"
cevabn vermiti.
Arabann iine girdiklerinde, Hadiye ayan'in kibar ls benzetiine hak verdi. Lime lime yrtk
atlas yzl karlkl oturma yerlerinin yaylar kkt. Zorlukla yerleebildiler. ayan Hadiye'nin
soluna oturmutu. Kaya kucamdayd. Cahit ikisinin ortasna skmt.
Vapur, Selanik'ten uzaklarken birinci mevki kamaralarna komulard. lk ileri stleri balarn
deitirmek olmutu. kardklar st balarn gece basnca ayan kamarann lumbo-zundan
denize frlatmt. Yemek salonuna indiklerinde bebek
174
Kaya uyutulmutu. Hadiye, ayan ve Cahit tertemiz giysileriyle ktlar. Dalgasz bir denizde gzel
bir yolculuk yapmlard. Hadiye kendini ok iyi hissediyordu. Sanki henz on alt yanda bir gen
kzd, amcas ve teyzesiyle Halep'e ulamak iin vapurla skenderun'a gidiyorlard.

inden "Keke bu yolculuk daha uzun srseydi" diyordu. zntlere, ayrlk aclarna, doduu
ehrin felaketle kar karya oluuna arkasn dnmt sanki. Dnmek istemiyordu. Kalan son
dayanma gcn de zlerek yitirmemeliy-di.
Akam vakti vapur Galata rhtmna yaklarken gvertedeydi. stanbul nasl snk, karanlk ve
kasvetli grnd Hadiye'ye. Rhtmdaki grlt patrd, barmalar ge ykseliyordu. Yolcu
karlamaya gelenler, merdivenlere hcum eden hamallarla karmakarkt. ayan Kaya'y
Hadiye'nin kucana vererek hamallardan birini evirmiti. Hamal kk dengi srtna vurmutu.
Bavulu da kolundan yakalamt. Kouyordu. ayan zor g onu durdurdu. O srada kibar ls
diye biraz hor grd arabay evirdi. Hadiye'nin azn atrmyordu. "Brak imdi pazarl
ayan" deyilerini, "Kk hanmcm olur mu yle ey. Bunlara yz vermeye gelmez, bizi
soyarlar vallahi" diye cevaplyordu. Kk hanmn hibir zorlukla karlamasn istemiyordu.
Madem ki ayan yanndayd o rahat etmeli, yorulmamal, zlmemeliydi. Araba Otluku Yokuu'nun bana geldiinde, arabac gcrdatarak frenlerini ekti. Sonra yere atlad. Arabann yava
yava ilerlemesi iin hayvanlarnn nne geti.
Hadiye ocukluundan beri bu Arnavut kaldrm deli yokuta arabayla gitmekten holanmazd.
Kucandaki Kaya'y sol eliyle gsne basarken sa eliyle de Cahit'i sk sk tutuyordu. Son
dayanma gcn iki yavrusunu korumaya harcyordu sanki. ini sebebini zemedii bir kayg, bir
tkeniin karanl kaplayvermiti. ayan'm "Buras buras, arabac dur" sesiyle silkindi. Ban sol
pencereden yana evirdi. Evet gelmilerdi. Enis Paa Kona'nn kaps nndeydiler. ayan ara175
bann kapsn at, basamaa basmadan yere atlad. Kapnn da tokmana yaparak hzla vurmaya
balad. Bir yandan d usul usul syleniyordu.
"l topra m serpilmi bu uaklara. Ahba ve yamaklar da m duymazlar kapnn tokman!"
Gerekten kap almyordu. Arabac tekerleklerin nlerine birer ta koymakla meguld. Arabasn
salama aldktan sonra arka tarafta bal denkle bavulu, kapnn nne indirdi.
"Kk hanm sen param ver de ben savuaym."
ayan bu szlere pek aldrmayacakt ama Hadiye'nin sesiyle dnd.
"Al antam, ayan. Arabacnn parasn ver. Nasl olsa kapy bir duyan bulunacak."
ayan paray verdi. Hadiye'yle Cahit de inip arabacy bandan savdktan sonra kapy
tokmaklamaya koyuldu. Neden sonra kap ald. Konan en kk halay Ziynet'ti bu. Kapdakileri grnce geriye doru lk la bard:
"Geldiler, geldiler... Kkhanmefendi geldiler. Aman Al-lahm."
Sonra Hadiye'ye dnd:
"Hanmefendi ne kadar zlyordu. Telgraf biraz nce gelmiti. Karlayc gnderildi ama
yetiemedi. Geldiler geldiler, kkhanmefendi geldiler!"
ayan'a sarlmt:
"Dur kz, bebeimizi ezeceksin. Aman Allahm, bu da Cahit Hanm m?"
Biraz sonra ak kanadn nne Mnire Hanmefendi dnda btn konak halk mt.
Kalfalardan birisi Cahit'i kapt, br bavulu yakalad, birka dengi ieri aldlar.
Hadiye sadaki baheden gelen gnn son aydnlnda, stne atlanlarn, boynuna sarlanlarn,
elini eteini pmek isteyenlerin hepsinin ne kadar solgun, ne kadar zayf, sska olduklarn grd.
Sadaki mutfan kaps rtlyd. Mutfan stnde ah ve yamaklarn kald odalarn
pencereleri karanlkt. Niin bu pencerelerde k yok; beyaz klah yana yklm ahba Hasan
Aa nerede diye dnd. Hasan Aa'nm g176
,yUZn ararken yoksa aslnda eski gnleri mi zlyordu?
ini ekti.
Bavulla denk ieri alnmt. Byk kapnn kanad, darnn karanl ile ierinin hznnn arasn
bld ve kafile hep beraber basamakl merdivenlerden mermer sahanln caml kapsn

geerek, selamln koridoruna kt. Oradan st hareni blmne giden merdivenlerin kaplar
akt.
Merdivenlerden yumuak kk admlarla yukar ktnda, Hadiye trabzana bir eliyle yaslanm
duran teyzesini grd. O da ne kadar zayflamt. Byk sofada yanan lambann nda yz de
saryd. Kocaman siyah gzleri kederle parlayan, teyzesinin yz myd? Sevinmi miydi?
Heyecanl myd? zgn myd? Hi de birbirinden ayredilemiyordu. Hadiye teyzesinin
konumasn heyecanla bekledi. Onun onurlu, olgun, kendine gvenen, soylu kiiliine yaraan ses
tonunu ok severdi."Ho geldiniz, sevgili yavrularm, ho geldiniz sefalar getirdiniz."
Teyzesinin sesindeki titreyi de yz kadar hznlyd. Hadiye ilk nce teyzesinin ellerini
yakalayarak gsne bastrd. Sonra eilerek, pt, pt. "Aman Allahm ne kadar zlemiim. im
hasretle yanyormu meerse" diye dnd.
"Hadiyeciim telgrafn ge geldi. Sana karlayc yolladk ama bak yetiememi. Kusura bakma
yavrum. "
"Kusur mu olurmu hi teyzeciim, geldik ite. kr kavuturana."
Teyzesinin alan kollarna sokuldu. Bu kk ulu kadn, nasl da bu kadar zayflamt ama yine
snlacak kadar bykt. Bir sre yle gs gse kaldlar. Hadiye'nin gzleri ya iindeydi.
Teyzesinin gzleri ise buuluydu. Ayrldklarnda, Hadiye dizleri yannda heyecanla onlar
seyreden Cahit'i gsterdi.
"te teyzeciim., bu Cahit, bu da Kaya. "
Mnire Hanmefendi eilerek ocuklar yanaklarndan pp, salarn okad.
"Allah mrl etsin, anal babal bytsn inallah."
177
"Dualarnzla sevgili teyzeciim."
Mnire Hanmefendi yeniden Cahit'e eildi, elbisesinin yakasnn nndeki, iinde paasnn
portresi bulunan minyatr ineye yakndan bakt. Sonra gzlerini Hadiye'ye evirdi. "Nereden
buldun paamn bu resmini Hadiye?" "Halep'te ekilen bir resmi vard bende, o resmi Viyana'ya
gnderdim, orada yapld. Kzm douncaya kadar ben takyordum, artk onun oldu. ok gzel
deil mi teyzeciim?"
"Gerekten gzel bir minyatr, ok houma gitti. Benim vefakr kzm, saol."
Birden durdu. Yznde sezilmesi g, ii titreyerek bir sevincin uucu glgesi belirmiti. Hadiye
teyzesine bakt.
"Kzlarn ok gzel maallah. Bahtlar da gzel olur inallah."
Hadiye, teyzesinin kzn beeniine ylesine sevinmiti ki kendini uacakmcasma hafif hissetti.
Mnire Hanmefendi yanndaki Kamer Kalfa'ya dnd.
"Kevser Hanm, Enis, Mnire neredeler?" "Onlar evde yoklar efendim, sabahtan annesine
gitmilerdi."
Mnire Hanmefendi, sanki Hadiye'nin ocuklarna gsterdii sevgiyle evin asl ocuklarnn hakk
yenilmi gibi bir ses tonuyla konuarak Hadiye'yi artmt. Kendilerine gsterilen ilgide hibir
abartma yoktu ki; iki taraf da birbirlerini zlemilerdi. Kavumann heyecan samimi ve karlkl
idi. Acaba teyzesi onlarn bu karlama treninde bulunmamalarna sevinmi miydi? Yoksa kzm
myd? Hadiye bunu ayrt edemedi. Teyzesinin szleriyle dnceleri baka yola donuverdi.
"Sana kzlk odan hazrlattm. ocuklar iin de bir karyola ile bir beik koyduk. Siz imdi gidin
dinlenin. Yemekte grrz.
"Sa olun teyzeciim."
Hadiye iinde nedenini net olarak zemedii bir buruklukla koridora doru yrd. Yorgun
deildi ki... Sadece kavumann, zlem gidermenin heyecanyla doluydu. Teyzesi onu neden
odasna armamt? Annesinin, kocas Osman
178

Nuri Bey'den uzaklatn duymam olamazd. Onun dncelerinin ne halde olduunu


sormamt. Ahsen ablas ve oullar hakknda da ilgisiz kalmt.
Enis Paa Kona'ndaki yaam balamt. Ertesi gn ha-rnarnn hazr olduu haberi Hadiye'ye
ulatnda Kamer Kalfa memnundu.
"oktandr klhan yaktrlmyordu. Ka odun tasarrufu iin. Bugn erefinize yakld. Btn hane
halk bayram ettik. Kzan hamama almz kk hanmefendiciim."
Hadiye, ayan ve ocuklaryla aaya indi. Hamamn bulunduu Malta ta deli baheye
basamak merdivenle klrd. Konan devaml Krkeme suyu akan emesinin musluu hl tp
tp tp diye altndaki yalaa damlamaktayd. Sadaki selamlk duvar boyunca uzanan iekliklerde
kasmpatla-r amt. Beyaz, sar kasmpatlard bunlar. Hamamn kapsnn yanndaki duvarn
stnden Hali srtlar grnyordu.
Her yan ylesine sessizdi ki Hadiye bir an kendini rya gryor sand. Bu bir gemi zaman
dyd. O an iinde hi deiiklik yoktu. Sanki ocuk veya gen kzd. Btn hayat geriye
dnmt. Sanki Paa amcas misafirleriyle selamlkta sohbet ediyor, hamam bahesinden caml
ift kapyla ayrlan byk taln duvarndaki dnme dolabn gcrtl sesi duyuluyordu. Yemek
kokular burnuna geldi. Ahba bugn neler dktr-mt acaba? Talkta gen krpe halayklarla
kouarak kahkahalar atan kzlar, konan en emektar kalfas kilerciba Ha-sene azarlayacakt
imdi.
"Sizi kpeolu kpekler, yine azdnz. Sizin yemeklerinizi ksmal. Yiyip yiyip kuduruyorsunuz.
Konan iinde greceiniz i mi yok da burada komaca oynamaktasnz? Haydi bakalm def olun
karmdan."
Yine kkrdamalar, kahkahalar, kouturmalar... Kahkahalar kkrdamalar bakla kesilmi gibi
duruvermiti. Bir hrt179
nn yerde srnn duyuyordu. Mnire Hanmefendinin kat kat tafta eteklerinin hrtsyd bu.
Hi azarlamazd kzlar fiske bile vurulmas yasakt. Ama o, uzun eteklerini hr hr ses vererek
geliverdi mi ortalk st liman kesilirdi.
"Kkhanm Cahit huysuzlanyor, sizi istiyor. K ykadm. Souklukta havlularna sarl,
stnde krk rts uyudu bile."
Hadiye ard. Neler sylyordu bu ayan kz? Sonra birdenbire rya silindi. Bann iindeki
resimler eski albmlerin sayfalar arasna gizleniverdiler.
"yle ya elbette, beni bekleyecek melek yavrum, elbette anasn isteyecek."
Gemi zamandan iinde yaad zamana kk admlarla abucak donuverdi. Kaim, sar vernikli
tahtadan yaplan kk kapl hamama yrd. D, byk bal demir ivilerle sslyd. Kapy
itti. Glmsedi. Bu kk kap ne kadar da ard. Zorlukla alrd. nk arkas krmz
dmelerle tutturulmu kapitone kuma kaplyd. Bir ucu kapnn pervazna bal, ucunda st
pamuktan ve krmz uha sarl ar bir tokmak vard. Kap dtan itildiinde arkadaki tokmak
tmyle almasna izin vermez, ancak insan geecek kadar aralanrd. Bylece ak kalarak
hamamn soukluuna, darnn havasnn girmesi nlenirdi.
Hadiye kapy iterek ieri girdi. Kk hamamn karsndaki kap aralkt. erisi, hamam blm
byklndeki so-" ukluktu. Hamamdan havlulara sarlarak kldnda, pembe, mavi, beyaz
ipekli srmal rtlerle kapl iltelerin bulunduu bu yerde dinlenilir, erbetler, limonatalar iilirdi.
Soukluk da ayn hamam blm gibi, tavanmdaki renk renk camlardan k alrd. Hadiye kapdan
ieri admn atnca yine gemi zamanlara gei yapmcasma duralad. Sedirin stnde pembe
Halep ii srmal rtler seriliydi. Orada krk rtnn altnda yatan kendisiydi sanki. Kenarda
bekleyense ablas Ahsen'di. Ksa bir sre sonra dads basma tlbent balayacak, vcudunu
havlularla ovarak iyice kuruduuna inandktan sonra giydirecek ve krk rtye sarp sarmalayarak
hamamdan karacakt.
180
di.

"Ama anneciim ben beklemekten skldm."


Hadiye gerilere kaan dncelerinden, zamana dnver"Bala sevgili yavrum, geldim, geldim ite."
Evet, kznn sesiyle geriye dnmt. Artk tmyle yaad zamann iindeydi. abuk abuk
Cahit'in elbiselerini kard, ak duran bohadan petemalm alp abuklukla soyunarak sarld.
Ayaklarna nalnlarn giydi. Scak blme girerken ayan'a dnd.
"Sen Kaya ile k, bizi bekleme. Bana kzlardan birini gnder."
Cahit'in elinden tuttu. O da naln giymek istemiti.
"Ama burada sana gre naln yok gzel meleim."
"Ayaklarm yanmaz m taa basarsam?"
"Hayr, talar lktr, houna gidecektir. Ama haydi ben de plak ayakla sana arkadalk edeyim."
Cahit yle mutluydu ki. Selanik'teki evin hamamnn tavannda byle balon gibi imi renk renk
pencereler yoktu. Bu kadar kocaman da deildi.
Scackt. Musluu amt annesi. Birinden su deil de duman akyordu sanki. Annesi bir kk tas
uzatm, "stediin kadar su dkebilirsin" demiti. Fakat Cahit su dkmek deil de kurnann
iindeki suya girmek istiyordu. Hi durmadan kua bir cvlt halinde konuuyor, arada bir de
arklar sylyordu. Sonunda annesinin dizleri zerine yzkoyun yatrld. Gzlerine sabun
kamamas iin Hadiye kzn hep byle ykard. Sabunlandnda ortalk gl kokmutu. Cahit
kendini bir gl bahesinde sanyordu. Sular al al akan gl bahesi. Bunu annesine syledi.
"Sular akyor, gller kokuyor. Ne gzel, ne gzel..."
"Sen de bu gl bahesinin blblsn bebeim."
Cahit annesiyle bu hamam keyfini btn yaam boyunca hep hatrlayacakt. Her ansnda yrei
burkulacakt nk, o yllardan sonra bir daha byle muhteem bir dekor iinde ana kz sefa
yapmamt. Yapamamlard.
Enis Paa Kona ok bykt. Sofalar, koridorlar, harem181
den selamla gei koridorlar botu. Yerden iki katl konan cihannma -dnyay gren
anlamnda- denilen, atda bir byk camekanl odas vard.
Cahit ok meraklyd. Ksa zaman sonra konan odunluklarn, kmrlklerini, ambarlarn, kileri
gezmi, renmiti. Kilerciba Hasene Kalfa, kileri merak ettiini syleyen Cahit'i kilere
gtrmt. Belinde bir deste anahtar aslyd. O anahtarlardan birini seerek kilerin kapsn
amt. Beraberce ieri girmilerdi. Cahit birdenbire Selanik'teki iftlii hatrlamt. Oradaki
kilerde soan, biber, baharat diye ona gsterdikleri eylerin kokularyd bunlar. Ve imdi iinde
bulunduu, yarlar boalm uvallara birer birer bakyordu Cahit.
"Onlar bir zaman azlarna kadar dolard sultan kzm."
"imdi niye yok Hasene Kalfa?"
Hasene Kalfa bandaki yemeninin ucuyla gzlerini siliyor-du. Sesi de bir bouk kmt.
"Yine olacak akll kzm benim, yine olacak. Bu konan anl hretli paas bizleri koyup gitti.
imdi ksz kaldk da o yzden."
"Yani benim paa babamdan m sz ediyorsunuz?"
Cahit sesini yavalatt. Hasene Kalfa'ya daha da sokuldu.
"Annem her zaman paa amcasna gizli gizli alar. Onu ben grmedim ama ok seviyorum, ok
sevdiim iin annem iinde onun minyatr bulunan ineyi bana verdi."
Hasene Kalfa ile Cahit'in arasndaki dostluk kiler odasn gezerken kurulmutu. Hasene Kalfa birer
birer uvallarda bulunan kuru besin yiyeceklerini anlatmt ona. Cahit her grd ile ilgiliydi.
Mercimekten ne yemekler yapld renmiti.
"Mercimek orbasn severim ben."
"Hemen bu akam bir mercimek orbas listeye koyalm yleyse."
"Sizde listeyle mi yemek pier Hasene Kalfacm?"
Hasene Kalfa, Cahit'i kucaklayarak havaya kaldrd. Barna bast.

Kamer Kalfa konan kahvecibasyd. evresindeki ya182


mai/ halayklar hep atk kala konuarak idare etmek yolundayd. Az konuur, az gler, ciddi bir
gen kzd. Evlenmemiti. Bu ksmet ii deildi. Talipleri olmutu. "Erkek kahr ekmem" diyerek
isteyenleri reddetmiti. Cahit'le dostluu da haremdeki kahve oca denilen byk oday kefetme
istei srasnda kurulmutu. Cahit iin kahve oca ok ilgi ekiciydi. Byk caml dolaplarda
eitli biimlerde fincanlar, bardaklar sralyd. Fincanlarn zerlerinde zarf denilen gmten altn
kaplama ilemeli ssl klflar vard. Kulpsuz kahve fincanlar bu zarflar iine yerletirilirdi.
Bylece kulpsuz fincanlarn tutulmas rahat olurdu. Zarfl kahve fincanlar gibi zarfl bardaklar da
vard. Sonra normal kulplu su, erbet, limonota bardaklar da mevcuttu. Bu caml dolabn ii bir
zccaciye maazas kadar zengindi. Gm veya altn kaplama zarflarn iine in, Alman, Fransz
kkenli nadide porselen fincanlar yerletiriliyordu. Bu fincanlarn ikram srasnda konulaca eitli
boyda gm tepsiler ylesine zarif ve gzeldiler ki. Hepsi her zaman ovuluyordu; prl prldlar.
Caml dolabn raflarnda sral fincan ve bardaklar, gelen konuklarn derecelerine gre kullanlrd.
Yksek mevkideki misafirlere altnl zarflarda, in porseleni fincanlarla kahve ikram edilirdi.
Kahveleri ienlerin zevklerine gre kahve yapard Kamer Kalfa. Koyu, ak, az ekerli, orta ekerli,
sade, hepsini bilirdi. Kahveler her zaman bol kpkl olurdu. Kamer Kalfa iinde o kadar ustayd
ki...
Harem bahesine bakan kahve oca odasnda, ok byk bir ocak vard. Atei her zaman yanan
odunlarn kzlerinin bir ksm, byk bir kpte sndrlrd. Eer ocakta kor bulunmad srada
kahve istenirse, sndrlm kk kmrlerden bir krek dolusu karlr, ocaa konur, zerine
biraz ispirto dklrd. Kibritin aklmasyla birlikte kav gibi kuru kmrler hemen yanverirlerdi.
Bu odann dier caml dolaplarnda saysz eitte porselen sofra takmlar korunurdu. Bu
dolaplarda gndelik kullanmn dnda karlan Fransz Limoge, Alman Rosentall, in ve ngiliz
porselenlerinin en nadideleri daha tek tek seilmi yemilikler, yksek ayakl, kulplar d buz
konulacak yuvalar bulunan eitli renkte ve zarafet183
te sofra srahileri, ieklikler, vazolar, kl tablalar, sofra nihaleleri, nihale zerine scak yemek
konulabilen altlklar, ilerine peete geirilen gm, porselen, kristal peetelikler, stlerine atal,
bak kak konulan atallklar, tuzluklar ve bileziklerin hepsi zarif ve bilgili bir hanmn seimiyle
alnm, toplanm eylerdi. Bir byk dolabn ekmecelerinde ise hepsi ketenden olmak zere
saysz sofra rts sralyd. Hepsi kolal, tl, beyaz ilemeliydiler. pek ilemeliler pastel
renklerdeydi. Hepsi birbirinden gzel ve gz nuru dklerek ilenmi nadide rtlerdi.
Yirmi drt kiilik yemek masasnda yenilen gnlk yemekler iin bu zarif keten rtler ve peeteler
kullanlrd. Yemek odasnda, kap yanlarnda gm musluklu, midye biimi el ykama kurnalar
olmasna karn altn sslemeli gm leen ve ibrik de her zaman kapnn yarandaki setin stnde
dururdu. Koluna att srma pskll keten havlu ile bir gen kz isteyenlere ibrikten su dkerek
ellerini ykamalarn salar, sonra da havluyu uzatrd.
Cahit odasna ilk girdiinde, Kamer abla onu nnde byk pirin mangaln bulunduu ke
minderine oturtmu, sonra da mini mini iek biimli fincanla kahve ikram etmiti.
Cahit, ara sra annesinin fincan tabana boalt kakuleli kahveden imeye baylrd. Ama byle
keye kurularak bir minik fincan dolusu kahve ikram ilk kez oluyordu. Kamer abla da kendi
kocaman fincanna kahve boaltmt. Karlkl misa-fircilik oynuyorlard sanki. Kahvelerini
ierlerken Kamer Kalfa ondan Selaniklileri sormutu. Cahit aile iinde olanlar konusunda ok
eyler bilmekteydi. Fakat Kamer ablasna sadece Se-lanik'e Yunanllarn girdiini anlatt.
Bykbabasnn evden gittiinden sz etmedi. Annesinin yatak odasnn penceresi nnde her
sabah terek herkesi uyandran beyaz horozun tn taklit etti. Sonra Cahit, Paa babasnn
fincann grmek istedi.
Kamer Kalfa dolab at. inden kede duran ktlara sarl paketi kartt. zenle ktlar at.
Gerek altn zarfl incecik in porseleni fincan gsterdi Cahit'e.

184
"Paa efendimiz 40 yl bu fincandan kahvesini imiti. Nur iinde yatsn."
Kamer Kalfa'yla dostuklar o gn balayan Cahit artk her-gr kahve ocana uruyor, zambak
biimli fincanndan bir kahve iiyor, konuuyorlard. Bazen masal bile anlatyordu Kamer ablas.
Cahit, Enis Paa Kona'nda, konan hanendesi olan Aye Hanm'la da dost olmutu. Onunla
arkadal arklar zerine kurulmutu. Onunla Selanik trkleri sylyorlard. "Hanmefendi izin
verse de arada bir eski gnleri yd edebilsek" diyordu Aye Hanm, "O musiki geceleri ryalarma
girmekte. O muhteem musiki gecelerini beraberce yaadmz musikiinas arkadalarla
bulutuumuzda hi olmazsa ayda bir yle geceleri yeniden yapsak diye yalvar yakar oluyorlar.
Hanmefendiye, Hadiye Hanm'n erefine eski dostlar bir toplasak, ona bir hogeldin musiki
gecesi yapsak sultanm, diye yalvaracam."
Konan eski muhteem yaantsn dnrken Hadi-ye'nin ii szlyordu. Bazen haftada, kimi
zaman on be gnde bir musiki alemleri olurdu. Tamburi Cemil Bey topluluu ile birlikte gelirdi.
Byk misafir salonunun bir kesine paravanlar konulurdu. Konan hanmlar o yanda oturup
saz yakndan dinlerlerdi. Bu konuklara ilk nce aadaki byk yemek salonunda kurulan
muhteem sofralarda yemek ikram edilirdi.
Selamlkta Paa hazretlerinin zel blmnde kahveler, sigaralar iildikten sonra haremin misafir
salonuna klrd. Enis Paa be vakit namaznda, Ramazan'da orucunda, dinine son derece bal ve
saygl bir kimseydi. Fakat gzelin de hayranyd. Her zaman bir kta okurdu. "Allah gzeldir,
gzelleri sever". Musiki de gzeldi ve sylenmesi gerekirdi. Konakta yaplan fasllarn tasavvuf
musiki yanlar da ok derindi. Her toplulukta icra edilirdi.
Hadiye, Selanik dn misafir olduu teyzesinin konanda, kendisini nedenlerini anlayamad
biimde hznl ve yalnz hissediyordu. Kocasndan ayryd. Fakat bu bir sebep deildi. Hergn
birbirlerine mektuplar yazyorlar, haftada bir
185
gn postalyorlard. Bylece ayr geirdikleri hayatlarn birbirlerine anlatabiliyorlard Annesinden
de mektup alyor, ona selamlar yazyordu.
Selanik'teki yaama duyduu hasreti bylece grntyle olmasa bile yazyla giderebiliyorlard. u
halde neydi iindeki bylesine derin ve dayanlmaz lde bastran bu yabanc duygu?
Fatih'te Enis Paa Kona'nn bulunduu Kk Otluku Yokuu bir zamanlarn en kibar semtiydi.
Devrin nl kiilerini, seraskerleri, saray yavrusu konaklaryla da nlyd. Halep Valisi El Said
Mehmet Enis Paa'nm kona da Otluku yoku-undayd. mparatorluun en byk devlet adam
Kazaskerin kona ile kar karyayd. Fakat uzun yllar boyu bu ihtiaml yaam srdren semt,
artk btn parltsn yitirmiti. Bu yokuta bulunan konaklarn hemen hepsinin arabalar ya
satlm ya da Enis Paa Kona'nm kupas ve faytonlar gibi arabalktayd. Konaklarn ounun i
hizmetlerini gren alar, yamaklar, uaklar, aalar savlm, cariyeler azad edilmi ya da rak
kartlarak evlendirilmilerdi. Artk hemen hergn bu konaklarn kaplarna baka semtlerde oturan
dostlarn, arkadalarn, akrabalarn arabalar dayanmyordu. Konuklar gelseler bile, bindikleri, clz
beygirlerin ektii fakirlemi kira arabalaryd.
Artk Kk Otluku Yokuu'nda srtlarnda kfeler, ellerinde terazi ile dolaarak satt mallarn
duyurmaya alan, avaz avaz baran yourtular, cierciler, yemiiler, sebzeciler grnmeye
balamt. Bir zamanlar bu sokakta sral konaklarn kaplarndan, ellerinde zembiller tayan ah
yamaklaryla kurumlu konak ahlar kard. Satn alnan etler yle paketlerle deil, ar
hammallarnn srtndaki kfelerle getirilirdi. Ah-larn arya karken kuaklar arasna
gizledikleri para keseleri hep dolu olurdu. Yamaklar ise ellerindeki zembillerde satn aldklar
gnlk kk gereksinmeleri tarlard. nk konaklarn kilerleri bykt ve eksiklikler her
mevsim banda tamamlanrd.
Ya imdi ne olacakt? Selanik'ten sonra Otluku Yoku186
leine

'ndaki Enis Paa Kona'nda yaayanlar Hadiye'ye yk l gelmilerdi ki... Onlarn banda da
teyzesi Mnire Hanmefendi geliyordu; ban seccadeden kaldrmyordu. Yzndeki btn anlam
bir glmezlik maskesiydi sanki. Sadece kavutuu yeenine bakarken yznde kck solgun bir
glmsemenin glgesi beliriyordu. Cahit'in frtna cokunluu ile neesi, hareketleri onu
artyordu. Hadiye'nin minik kz Kayac daha m ok seviyordu? Yoksa onun yle minicik
oluuna, narinliine mi acyordu? Hadiye bunu pek anlayamyordu. "Teyzem bizim disiplinli
ocukluumuza, bizlerin sayg ve davranlarmzdaki tutuma alkt. Bugnn ok deiik terbiye
sistemleri belki de onu yadrgatmakta" diye dnyordu.
Hadiye, ocuklarn yle gemi yllarn kat terbiye kurallar iinde yetitirmek niyetinde deildi.
Onlar gemie deil gelecee gre yetitirmek istiyordu. Annelerine, babalarna, byklerine "siz"
diyeceklerdi. Ama onlara her konuda konuma hakk, "neden", "niin" diye sorabilme, hatta
kendilerince tartma rahatl bile byk cmertlikle verilmiti. Byk kz Cahit drt yan
srmekteydi. Kk Kayac henz iki yana girmiti.
Selanik'te yaadklar sre iinde konakta iki bebek daha domutu. Bunlar, Mnire
Hanmefendi'nin aabeyinin torunlaryd. Enis adn koyduklar olan drt yanda, Mnire adn
verdikleri kz ise iki yandayd. Enis ile Mnire adeta byk insanlar kadar ardlar, hatta
kederliydiler sanki. Hadiye kendi ocuklarnn salkl neeleri, koup oynamalar ile bu ocuklar
karlatrdnda arp kalyordu.
ocuklarn anneleri Paa'nm yaverinin kz Kevser'di. Tatl, scack, neeli biriydi. Hadiye ve
Kevser genlik arkadaydlar. Kevser ve annesi sk sk konakta misafir olurlard. Eskiden ayr evde
yaamaktaydlar. Vehbi ile Hadiye konaktan ayrlnca Mnire Hanmefendi kardeinin olu ile
Kevser'i evlendirmi ve konaa almt.
Mnire Hanmefendi birka kez Hadiye'ye "ocuklarn fazla serbest brakmyor musun?" imas ile
onun terbiye siste187
I
ii
mini beenmediini belirtmiti ama Hadiye glmsemiti. Teyzesine, "Sevgili teyzeciim, dnya
sratle deimekte. ocuklarm gemi zamana gre deil onlarn ileride yaayacaklar zamana
gre yetitirmek isteindeyim" cevabn vermiti. Gerekten de byle dnyordu, iinde
bulunduklar yzyl, gemi yzyllarla llemeyecek kadar sratle ilerliyordu. Bu ilerleme
durdurulamayacak kadar hzlyd. Dnyann birok lkesi bu kouya ayak uydurmakta gecikmemi,
hatta geliini ok erkenden sezerek banda katlmt bile. Osmanl mpara-torluu'nu
dndndeyse Hadiye'nin yrei szlyordu. Gemi zamanlarda, her konuda en bata, en ileri
devletlerin nndeydiler. Ama imdi ne yazk ki gerideydiler.
Ne yazk ki artk Selanik'te de yaamayacakt. Oysa kendisi, kocas ve ocuklar iin ne hayaller
kurmutu. Annesine iftlik ilerinde yardm edecekti. Vehbisi de iftlik, ubuk sahibi bir ailenin
ocuuydu. Belki de memurluu brakp doann iindeki yaam seerdi. ocuklarn Selanik'teki
ngiliz mektebinde okutacakt. Lisan bilmek birok lkenin kaplarnn almasna yardm
edebilirdi. Kzlar dedelerinin yetitirdii taylarda balayarak, binicilik reneceklerdi. Doay her
ynyle tanyacak, seveceklerdi. Gerisini dnmek istemiyordu. nk artk bo hayallere
kaplmann, hatta olmayacan kesinlikle bildii dncelerini zihninden bile geirmenin sras
deildi.
Gerek, btn aklyla karsna dikilmiti. Selanik'i, baba ocan terketmek zorunda
kalmlard. Ve nasl geinebildiim bilemedii teyzesinin evine yerlemilerdi. Henz bu evde ne
kadar kalacaklarn da bilemiyordu. Artk bir gen kz deildi. Evli ve iki ocuk annesiydi.
Kendisini grlerini deimi hissediyordu. Teyzesine hayrand. Onu annesi kadar severdi.
Beraber geen senelerde hep mutlu olmutu. Enis Paa hem amcas hem de enitesiydi. Mnire
Hanmefendi ise hem teyzesi hem de yengesiydi. Bu ift tarafl yakn akrabaln bir baka scak

yan da ona bir baka sevgi, sayg vermiti. Onlar da mutlu etmiti. Fakat imdi kendisi mi
deimiti yoksa teyze-sindeki bir bakalk m vard?
Evin havas da bazen kendisine yabanc grnyordu. Ge188
. erinden birka gn sonra bu deiiklii sezinlemiti. Paasz konakta blnmeler, kutuplamalar
m balamt? Yoksa belki skiden de vard ama o mu anlamyordu? Kilerciba Hasene e Sitti pek
geinemiyorlard. Eskiden Hasene Kalfa btn kalfalarn bayd. O evin hanmefendisinden
buyruk alrd. Hanmefendinin emirleri onun yoluyla konaa yansrd. Konan genci yals onun
buyruklarna ba eerlerdi. imdi Hase-ne'nin birka taraftar vard. Dierleri de Sitti'nin. Kamer
Kal-fa'y eskiden kulu klesi olan raklar bile pek saymaz olmulard. Konak halknn her bireyi,
yalnz kaldklarnda dierleri hakknda szler etmekteydi; hem de ac szler. Hadiye bu
dzensizliin memleketiyle edeerli olduunu anlamaya balamt. Dardaki tutarszlklar
evlerin ilerine szlmeye balamt demek ki.
Teyzesiyle derinlemesine konumalar yapmamt ve yapmak niyetinde de deildi. "Neler oluyor
Allahm neler oluyor?" Hadiye bu szleri sk sk tekrarlyordu. Cahit'in cokun mizac teyzesini
tedirgin ediyor gibiydi. Sk sk Kaya'y vyordu. Cahit iinse, "Frtna benzeri kz, bazen lodos
kimi zaman da poyraz estirmekte, dz yrmyor mu bu kz? Ya sryor ya kouyor. Merdivenleri
ift basamak kma havasnda. Bacaklar uzadnda herhalde er er kacak. nmeyecek,
trabzanlardan kayacak. Bari ad gibi gerekten erkek olsayd daha yakacakt" diyor, Hadiye'yi
hrpalayan, iini szlatan deyimler kullanyordu.
Son zamanlarda Cahit'in deiik bir yn belirmiti. Bu taklit edebilme yeteneiydi. Enis Paa
Kona'nda yaamaya baladklarnn onuncu gnyd. Birdenbire Hadiye'nin karsna deiik bir
klkta kvermiti. Dadsnn paalar bol fistolu patiska donunu giymiti. Tabii bu onun iin ayak
bileklerine kadar uzun bir don biimi olmutu. Bana Hasene Kalfa'nm tlbendi benzeri bir oyal
yazma dolamt. Srtna da -nereden bulmusa- st dikili, pamuklu bir hrka geirmiti. Bu
hrkann stne bir kuak balam, kuaa da bir deste anahtar asmt. Bylece minyatr bir
Hasene Kalfa oluvermiti. Onun sesinin benzeri barrken, ellerini de beline dayamt. Hadi189
ye'nin kahkahalarna gelenler olmutu. Alk ve kahkahalar Cahit'i bsbtn coturmutu. Ancak
grlt birdenbire Mni-re Hanmefendi'nin sesiyle kesiliverdi.
"Nedir bu grlt patrt byle?"
Hadiye dnnce teyzesiyle burun buruna geldi. Konan insanlar belki yllardan beri bylesine
neelenme frsat bula-mamlm zlemiyle comulard. El rpmalar kahkahalar arasnda,
hanmefendilerinin tafta eteklerinin hrtlarn, ayak seslerini duyamamlard. Cahit de ylece
ortada kalvermiti. Herkesi bu kadar gldren, sevindiren oyundan cici annesinin
holanmamasnn nedenini kavrayamamt. Annesine bakt. Hadiye ona glmseyerek gz krpt.
Eliyle de "yeter" iareti yapverdi. Cahit birden .arkasn dnd. Hl zerinde glmseme
krntlar bulunan kalabal yararak kendi odalarna doru kotu. ayan onun peinden yrd.
O zaman Hadiye yzndeki glmseme silinmeden teyzesine bakt.
"Bugn kzmn bir kabiliyeti daha meydana kt teyzeci-im. ayan- hayret bir ustalkla Hasene
Kalfa oluverdi."
Mnire Hanmefendi'nin yz bembeyaz oluvermiti. Birden arkasn dnerek sofann dip
tarafndaki odasna doru yrd. Hadiye iinden "Keke duygularmla deil de mantmla cevap
verseydim. Teyzemi incittim galiba, zr dilemeliyim" diye dnrken, artk teyzesinin eski
hogr sahibi insan olmadn anlad iin ok zgnd.
Hadiye'nin iinde, o zamana kadar gizli kalm yabanc bir ses syleniyordu:
"Hadiye anlamalsn. Utanmalsn. Ama sen ki mzik almalarn, tahsilini onun hatr iin yarda
brakp, ocuksuz olmalarnn kederini giderebilmek iin ona kotun. imdi senin cierparene
kzabiliyor. Aman Allahm, insanlar ne kadar dei-ebiliyormu. Aman Allahm byle eyler

dnmemeliyim. Hepsini sil kart bann, yreinin iinden. Hi olmad diye dn. Teyzen seni
de yavrunu da pek ok sevmekte. Sen yanlmaktasn. Gerekleri arpk grmektesin."
190
Birden dnceleri duraklad, kesildi. Baka bir yne dn-a. Konuan ayan'd.
"Kk hanm mjdemi isterim. Beyefendimizden mektup
var."
Hadiye'nin dnceleri birdenbire ylesine byk bir sevince dnt ki, biraz nceki dnceleri,
ilyavrusu gibi da-hverdi. ayan haremin byk sofasn br blme balayan koridorun
bandayd. Elindeki mektubu sallyordu. Hadiye kotu, mektubu kapt ve yatak odasnn
bulunduu yana doru kotu. Kk holdeki oturma odasnn yanndaki yatak odasna girdi. Kapy
rterek kilitledi. Srtn kapya yaslayarak mektubu gsne bastrd. O sevin dakikalarn uzatmak
iin bir sre yle durdu. Sonra pencere yanndaki kk yuvarlak masann solundaki koltua sandaki Vehbi'nin koltuuydu. O evliliklerinin ilk sabahndan balayarak karlkl oturup uzun
uzun konutuklar koltuklard- oturdu; gsne bastrd zarfn yzn evirerek okudu.
stanbul, Fatih, Kk Otluku Yokuu, Halep Valisi Enis Paa Hazretlerinin konaklarnda
muhkim, brahim Vehbi Beyin Refikalar, ffetli Hadiye Hanmefendi.
Hadiye sevgili kocasnn mektubunu tekrar gsne bastrd. Sevin, sevin, sevin ne kadar
bykt. Az sonra onun satrlarnda sesini duyacakt. Onun yreinden, yumuak bakl gzel
mavi gzlerine yansyan sevgiyi grecekti. Yava yava zarf at. Yine usulca, sevinle, saygyla,
ikiye katl mektubu kartt ve okudu.
"Sevgili iki gzm Hadisim,
Selanik'ten ayrlnn hznl anlarn btn incelii, btn derinliini anlatarak balayan
mektubunu dakikalarca okudum. Katlayp zarfna sakladm sayfalar yeniden kartp okudum.
Bylece kzlarn ve vefakr nedimen ayan'mzla yaptn yolculukta seninle olma mutluluuna
kavutum. Dalgalarn sesini duyurdun bana. Kzmn zlemlerinin bana ulamasn saladn
Hadi'im. Eer Pritine'deki yangn bizim en gzel hatra eyalarmzla birlikte mektuplarmz da
yakma-sayd bunlar ocuklarmza sevgimizin, akmzn bykl191
n anlatan en gzel vastalar olacakt. Fakat sevgili kaleminin eliiyle bana duyurduklarn ylesine
byk mutluluk kayna ki, kelimeler yetersiz, inan yetersiz, anlatamayacam.
Konan artk eski Enis Paa Kona olmadna da zldm. Sen her zaman Selanik'ten stanbul'a
gelilerinde stanbul'un ve konan havasn yadrgadn sylerdin. Haklsn sevgilim, haklsn
yerden ge kadar. Selanik ile stanbul arasnda dalar kadar fark vardr. Ben de ok iyi biliyorum
bu duyguyu.
Buradan sz etmeliyim sevgilim. Annemiz hl kararnda srarl. Dn yok bu kararnn.
Babamz reddetmiti evinden ve yreinden. Orasn bilemeyiz elbette ki. Belki de cayr cayr
yanmaktadr. Skp atm gibidir. Sanki Osman Nuri Beyefendi bu evde yaamamtr. Sanki
yaayan evlatlar sadece kendisine aittir. Bylesi gururlu bir hanmefendi annemiz Seher
Hanmefendi. Onun kararlarna sayglym elbette ki.
Ama sevgili kaynpederimi gizlice ziyarete gittiimde ben o evde babamza hizmet eden iki saygl
hizmetkardan baka kimse gremedim. Yani gerek Ltfiye gerekse kz balar nlerinde, kederli ve
zgndler. Babamzn evresinde pervanelerdi. Ama bu pervaneliklerinde ona sahip olmular
hissine bir zerre bile kaplmadm. Bu grntlere ahit olunca annemizin gerekten bu konuyu
onur, gurur meselesi yapmasnn hatal olduunu dnr oldum Hadisim. Fakat elden gelen bir ey
yok.
Babamz ziyarete gidiimizin gizli kalmasna ok itina ettim. Edeceim de. Sevgili babamzn
pembe yanaklar biraz solgun, salar ve sakallar artk bembeyaz. Bana ok sevgi ve yaknlk
gsterdi. "Seni kucaklarken Vehbi Bey olum, btn ailemi birlikte barma basyorum evladm.
Berhudar ol, bahtiyar ol, Allah senden raz olsun" diye gzyalaryla dua etti. ok mteessirim

Hadiyeciim. Bu mkemmel ailenin byle bir felaketle dalmasna sebep olanlar her kimlerse,
Allah'n lanetleri onlar arpar diye dnyorum. Bu byle sevgilim...
Ablamz Ahsen Hanm ve sevgili yeenlerimizin ve aziz annelerinin shhatleri yerinde. Fakat
hibirimizin neesi yok el192
bette. Annemiz bu arada btn srarlarmza tekrar ramen iftlie gitti. Akama doru dndnde
getirdii haberler zcyd. Artk iftlik diye bir yer yokmu. Her yan yanm, yklm, yaam
snm.
Suba onu iftlikte istasyonda karlam. Bir de nereden bulduysa at bulmu. Suba ile birlikte
Tripko'nun bir blm yanm ormannn tepesinden iftlie bakmlar. En hazini, iftlie, eskiden
sokulamayan kurtlar inmi. Annemiz melerek aalara baktnda yanbamda alt tane kurt
grm. Suba kurtlarn saldracaklarndan korkarak 'Gidelim Hanmm, kaalm' demi. Ama
annemiz Suba'nn szlerine glp yle demi:
'Kurtlardan hi korkmadm. Suba sen de korkma. Ben o kurtlar senelerce srlerimin en besili
koyunlaryla besledim. Onlar bana dokunmazlar. Onlar insan deiller ki gelip de beni
dipiklesinler... Onlarn bana sayglar vardr.'
Bu arada, sona sakladm bir de iyi haberim var. Sana teferruatn fazlaca yazmadm son iftlik
ziyaretinde annenin iinde elmaslar bulunan zembili Tripko'nun karsnda kalmt. Hepimiz pek
tabii olarak elmaslardan midi kesmitik. Ancak dn sabah kap alnd. Tripko kageldi, elinde
annemizin zembili. Gzlerimize inanamadk ve elbette ok sevindik. Bu sadakate amamak
mmkn deil..."
O gece akam yemeinden sonra Mnire Hanmefendi'nin odasnda toplamlard. Hanende Aye
Hanm, Kevser, Mer-zuka Kalfa hatta gen yardmc kzlar ve ocuklar. Vefa'dan boza getirilmiti.
Bardaklar doldurulmu, zerine scak leblebiler dklmt. Byk bir gm tepsi dolusu eitli
kuruyemiler, bir baka tepside meyvalar... Tpk paann salnda yaanlan gecelerin bir benzer
olmalyd bu gece. Hadiye'nin konaktan ayrlaca duyulmutu. Genler kendileri iin misafirlie
rahatlkla izin verilecek bir kapnn alna seviniyorlard. Evden kamayan yallar ise evlerinin
neesi, midi, hareket
193
kayna kk hanmlarndan uzak kalacaklar iin dertliydiler. Fakat bu gece iin konak halk
giyinmiler, taranmlar, kokular srnmlerdi. Aye Hanm tefini ve Hadiye'nin udunu getirmiti.
"Musiki ruhun pasn, yasn, karasn siler yunar ykar arndrr" diyordu. Paann lmnden sonra
ilk defa Hadiye'nin uduyla, tefiyle tempo tutarak, davudi sesiyle arklar okumaktayd Hanende
Aye Hanm. Fakat bu arklarn tm tasavvuf musikisinden seme paralard.
Paalarnn lmne ve Hadiye'nin ayrlna bir eit att. Fakat genlerin hele drt ocuun
getirdii nee havas iinde arklar da nihavendler ve hzzamlarla yumuamt. Boza iildikten,
yemiler yenildikten, arklar sylenerek ut ve tef alndktan sonra saatlerce konuulmutu. Bir
daha dnmeyecek eski zlemler ve anlar. ocuklarn dnda orada bulunanlarn tm
duygularyla, dnceleri ile hznlydler. Anneleri, ocuklarn birer birer Mnire
Hanmefendiye uzattlar; o hepsini koklad, pt. Odann kaps alp kapand, kapanp ald.
Sonunda Mnire Hanmefendi tek bana kald. Yerinden kalkarak seccadesini at. Allah'n
huzuruna kabilecei gnn, saatin zlemiyle rabbinin secdesine kapand.
Gece bittiinde, teyzesinin usulca kulana fsldad szler aklndan bir trl kmyordu:
"Kevser ocuklarna gereken ilgiyi gstermemekte. Mnire geceleri yatandan kaarak Sitti
Kalfa'nm koynuna girmekte..." Hadiye'nin btn vcudunda imek hzyla bir rperti doland. Sitti
Kalfa gerek bir Afrikal siyaht. Scak topraklarn ocuu... Ailesinden koparlarak souk lkelere
getirilmiti. Her zaman rd. ok da yalyd ve onun kronik ksrnden hep znt duyard
Hadiye. O sevimli ihtiyar emektarn verem olduu kuruntusu tard. Bir de Mnirecii dnd.
Bukle bukle altn sal, altn gzl scack minicik bir kz, kapkara ko-cam Sitti'nin koynunda bir
yumak k. Onun scack gsne sokularak en yaknnda bulamadklarn onda aramakta.

"Ben Sitti'nin verem olmas endiesini duymaktaym teyze-ciim. Mnire'yi bu hareketten


alkoymann aresi bulunamaz m?"
194
"Hayr kzm nk Sitti kza k. Besliyor, ykyor, masallar sylyor, onunla oyunlar oynuyor."
Mnire Hanmefendi susmutu. Hadiye de dnyordu. F&er bu kuruntusu gerekse zaten
ocuklarn bu tehlikeden Icorumak deviydi.
"Bu hafta doktor Hayrullah Bey aylk muayeneleri iin gelecek. Sen de ocuklarn da onun
muayenesinden gemelisiniz. Tabii btn ev halk da..."
Hadiye, ayan ve ocuklar yatak odalar blmne geilen koridoru yrrlerken, yanndaki
Kevser'e sokuldu.
"Biz burada misafiriz artk. Cahit, Enis ile Mnire'den ayrlmak istemiyor. Son gnleri bizim
odamzda geirmelerine izin verir misin?"
Kevser sevinerek izin verdi. ocuklar hatta minik Kaya bile lk la Hadiye'nin evresini
sardlar. Hadiye iinden "Hi olmazsa Doktor Hayrullah Bey'in muayenesine kadar Mnirecii
Sitti'nin koynundan koruyalm" diyordu.
O gece Enis'le Mnire'nin misafirlikleri Cahit'i de ok sevindirdi. lkten ayan'in syledii masal
dinlediler. O srada Kaya uyumutu. Zaten henz masallardan anlamayacak kadar minicikti. Enis,
Hadiye teyzesini ok seviyordu. Pek iyi anlamamakla birlikte onlarn baka yerlere gidecekleri
znts iindeydi. Masal bittiinde bu konunun ne demek olduunu Hadiye teyzesine sordu.
Sorular kendisine greydi; ksa ve kesindi.
"Hadiye teyzeciim, gidecekmisiniz?"
"Evet."
"Ama neden, nereye?"
O konumaya baladnda Cahit kulak kesilmeye balamt nk onun gitme szlerinden haberi
yoktu. Merakla annesinin dudaklarndan kacak ikinci yant bekliyordu.
"Sen yuvada byyen yavru kusun. Yavru kularn umay rendiklerinde kendi yuvalarna
utuklarn biliyor musun?"
"Hayr."
"u halde ren. Yuvalarda anne kula baba kua kadar
195
yer vardr. Yavrular byynce o kck yuvaya samazlar Kendileri bir yuva yaparak uup
orada yaamaya giderler.
Enis'in sesi alamaklyd.
"Ama Hadiye teyze biz de mi baka yuvaya gideceiz? Ben burasn seviyorum."
Buraya kadar gzlerini kocaman aarak dinleyen Cahit birden sze kart:
"Ama anne biz ku deiliz ki! Selanik'te evimiz vard. Hem de kocamand. Enver aabeyle Orhan,
Yusuf, Enis aabeylerim vard. Burada Enis'le Mnire var. Buradan da m ayrlacaz?"
Sonra Enis'e dnd:
"Siz burada domusunuz. Bu yuva kk deil ki... Hibir yere gitmeyeceksiniz."
Hadiye kck kznn dncelerinde ve bu dnceleri mantklca aklamasna ard. Hadiye
kular rnek verdiine zld. Kzn zmeden gerekleri, doruyu sylemeliydi.
"kiniz de gerekten haklsnz fakat biz tansak bile yine sk sk bir araya geleceiz."
Sonra onlarn ortaya yeni sorular, yeni fikirler atmalarna meydan vermeden kzna dnd:
"Cahitciim babandan bir mektup aldm. Selanik'ten buraya yeni iinde almak zere geleceini
yazyordu. Beikta semtinde bir eve tanmamz gerekli" diyordu.
"Babam geliyor demek yaasn!"
Sonra birdenbire sesini duyulmayacak ekilde alaltmt, Hadiye kznn ses tonunu kltmesinin
nedenini anlyverdi. Enis'le Mnire'nin babalar lmt. Onlar hibir zaman "Babamz geliyor
demek yaasn yaasn!" diye baramayacaklard.
"Dadcm bir masal daha sylersen hemen yataklarmza

girip yatacaz."
ayan masala balarken Hadiye, Kaya'y kendi geni karyolasnn duvardan yana tarafna yatrd,
stn rtt. Cahit Kaya'nm karyolasnda, Enis'le Mnire de Cahit'in karyolasnda yatacaklard.
196
Ertesi gn biraz ge uyandlar. Gece epeyce ge yatlmt. Kahvalt oktan yenilmiti. Onlar iin
ayr kahvalt hazrland. Kahvaltdan sonra hepsinin elbiseleri deitirildi, salar tarand nk
Doktor Hayrullah Bey gelmiti. Muayene Mnire Ha-j^efendinin odasnda yaplacakt. Kevser
ocuklaryla ieri girdi. Doktorun muayenesi bir saat kadar srmt. Kevser ocuklaryla odadan
knca Hadiye, ayan, Cahit ve Kaya'ya sra gelmiti.
Hayrullah Bey ilk nce Hadiye'yi karsna ald. Aralarnda uzunca bir konuma oldu. Selanik'te
Bulgarlarn zulmnden sonra Yunanllarn ktlk yapp yapmadklar konusunda bilgiler ald.
Hadiye de aa yukar ilk genlik yllarndan beri Hayrullah Bey'in bakmndayd. Doktor
Hadiye'yi salkl fakat biraz kansz buldu. st ste iki annelik kolay deildi.
"Hadiye hanmkzm biraz gdanza dikkat etmeli, bilhassa kan yapc yiyeceklere yz
vermelisiniz."
Hadiye'nin yle pek itahl biri olmadn iyi bildiinden daha bir sr tler verdi. Sonra sra
dadsnn yannda duran Cahit'e geldi. Annesi onun btn elbiselerini kartt. Odann tavana dek
yksek boylu ini sobas muayene iin yaklmt. Oda stlmazsa yebilirlerdi. Cahit rlplak
olmaktan pek holanmamt. Yz glmyordu fakat somurtmu da deildi. Sadece ciddiydi.
Muayenin rahatlkla yaplabilmesi iin annesi onu teyzesinin sedef kapmal, alak boylu, kk
ceviz masasnn zerine kard. Doktorun/'Cahide hanm bir daha, daha derinden, imdi deriri bir
soluk alarak nefesinizi tutun" gibi szlerini kelimesi kelimesine dinliyordu. Muayene bitinceye
kadar skldn belirtmemeye alarak hep yle ciddi davrand. Doktor eliyle omuzuna hafife bir
tokat vurdu, glmsyor-du.
"Bu ok ciddi kk hanm, ok salkl maallah."
Sonra Cahit'in yanaklarn elleriyle ellerinin arasna alarak onun yzne bakt. Dudaklarn srarak
glmsedi:
"Sizi tebrik ederim Cahide Hanm, kendinize ok iyi bakm, salnz gzelce korumusunuz."
Cahit'in ciddi yz bu beeni szleri karsnda itenlikle
197
gld. Annesi onu acele acele giydiriyordu. Tmyle giyindiinde doktora dnd.
"Teekkr ederim efendim beni salkl bulduunuz iin aslnda ben yle suratl biri deilim ama
plak olunca utanyorum da ondan yle duruyorum."
Doktor tatl bir kahkahayla gld.
"Demek benden utanyordun."
Mnire Hanmefendi de Hadiye Hanm da teekkr ettiler. Mnire Hanmefendi Kaya'y iaret etti.
"Kaya'y nasl bulacaksnz merak ediyorum. ok zayf, ok naif. Selanik'in dman izmeleriyle
inendii gnlere rastlam Hadiye Hanm'm hamilelii. ok zntl ve korkulu gnler iinde
gemi dokuz ay."
Hayrullah Bey'in muayenesi uzun srd. Ona her konuda gvenilirdi. Muayeneyi bitirdikten sonra
ilk szleriyle Hadiye'yi endielerinden kurtard.
"Kznzn sizi dndren kuruntularnzla hi bir ilgisi yok. Narin bir bebek fakat bnyesi salam.
Geni gs yaps iindeki cierleri de salam. Fakat ok hassas, duygusal bir bebek. Onunla mrl
mrl konutuk, dost olduk her konuda. Deiik bir yaradlta. Byk kznzla, ayr ayr karakterle
sahipler. Kaya bydnde -tecrbelerime dayanarak syleyebilirim Hadiye Hanm- uzun boylu,
narin vcutlu gzel bir kz olacaktr. O gnlere yetiemezsem beni anarsnz."
"nallah kzlarmn ocuklarnn da hekimi olursunuz."
Hayrullah Beyin scack kahkahasnda sanki birazck znt saklyd.
"Dualarnzla Hadiye Hanm kzm, dualarnzla."
O gn akama kadar btn konak halk muayeneden geirildi.

Sitti verem deildi. Kronik bir broniti vard. Bununla birlikte doktor bir kan tahlili yaptrlmasn
istedi.
"Bizim hastaneye gelebilirse Sitti Kalfa'y daha sk bir muayeneden geirebiliriz. Dier uzman
arkadalarn da muayene etmelerini temin ederim."
Mnire Hanmefendi de Hadiye de ok teekkr ettiler.
198
q nra karlkl kahveler iildi, sohbet edildi. Doktor Hayrullah ReV gitme msaadesi isteyince,
Mnire Hanmefendi kederli ve mahcup tavrla ellerini ovuturuyordu.
"Maalesef doktorcuum zatalinizi kendi arabamzla gn-deremeyeceiz. Araba kullanmak artk
bizler iin imknsz hale
geldi."
Sonra iini ekti, adeta utanyordu.
"Paam yok artk. Selanik ve iftlik elden gitti. Son aylarda Msr'daki vakflarmzn gelirlerinde de
ksnt yaplnca atlar sattrdm. Arabalar arabala ektik. Kalfalar orda tavuk besli-yorlarm."
Hadiye teyzesinin hi kimseye bu kadar aka mali durumunun kmazlara girdiini anlattn
grmemiti. Fakat doktor onlarn gerek, halden anlayan dostlaryd. Sylemeden yapamamt
herhalde. Misafirlerini konak arabalarndan biriyle, ksa kupa, yazsa faytonla gndermeye alkt.
imdi bunun imknszln anlatmak iin byle konuuyordu.
"Ac eyler doktorcuum, fakat gerek bu merkezde." Doktor Hayrullah Bey, Mnire
Hanmefendi'nin ellerini elleri arasna ald, bu narin serin elleri dosta skt.
"Memleketimizin bu hale dmesinin mesulleri bizim gibi insanlar deiller. Kymetli
hanmefendiciim, hepimizin hali malum. Byle oluumuzun utancn onlar eksinler. Utanacak
kimseler varsa onlardr. Bu vatan bu hale getirenler, smrenleri, keselerini dolduranlar
grmemezlikten gelen Saray'dr. Sizleri ve aileniz efradn, konan emektarlarn salkl
bulduuma son derece memnunum. Her zaman emirlerinizdeyim. Beni yalnz aile doktorunuz deil
bir kardeiniz olarak kabul buyurmanz rica ederim."
nce kda sarl bir Osmanl altn doktor visitesini, Hadiye btn srarlarna, ricalarna ramen
Hayrullah Bey'e kabul ettiremedi. Doktor Hayrullah Bey o gnden sonra Enis Paa Kona'na her
zamanki gibi her ay geldi, fakat bir kere olsun vizite almad. Mazeret olarak hep ayn szleri
tekrarlyordu:
"Hekimler ailelerinden cret almazlar."
199
Beikta'taki Ahap Ev
Hadiye, Enis Paa Kona'ndaki yatak odas takmn yeni evine gtrecekti. Mnire Hanmefendi,
sandk odasndaki ykanmam Amerikan bezlerine sarl rulo hallarn arasndan, Hadiye'nin
beendiklerini seerek ayrd. Hadiye i gveysi usul evlilik yapldndan ona btn bir ev eyas
eyiz yaplmamt. Mnire Hanmefendi bu eksikliklerin btnlenmesini stne vazife olarak
kabul ediyordu. Sandk eyalar, mutfak eyalar, zccadye gereksinmelerini kendi evinden, bir
ksmm da dardan satn alarak tamamlamak iin alyordu. Hadiye, onun gelir kaynaklarnn
nasl azaldn bildiinden, btn bu cmerte verdiklerine set ekmek istiyor ancak teyzesi kabul
etmemekte direniyordu. Sonunda ikisi ortasn buldular. Baz ihtiyalarn teyzesi temin edecekti,
bazsn da Hadiye. Evleri Beikta arsna yakn olduu iin kolayca alabilecekti.
Evin kaps, -drt basamakla klan, n parmaklkl bir sahanlktayd. Sol yanndaki demir
kafesli kk pencereden, kapya gelenleri gzlemek mmknd. ki katn altndaki talkta
mutfak, hizmeti odas, hela, evin mermer deli kk hamam vard. Birinci kat sokaktan bir
metre kadar yksekti. Oturma ve yemek odalaryla misafir salonu bu kattayd. Merdivenlerin ve
odalarn bulunduu sofay, sokak kapsndan renkli camlarla ssl bir camekan ayryordu.
Sokak kapsnn tam karsna gelen pencerelerin ortasnda, kk, zarif oymalarla ssl, mermer
bir el ykama kurnas bulunmaktayd. Alt kattaki genie talk, krmz ini karolarla

200
, pljyd. Mutfak, hamam ve hizmeti odasnn arasndaki kap baheye alyordu. 50 metrekarelik
bahenin ortasndaki fski-eli kenarlar dantela dantela oymal mermer havuz, iek tarhlaryla
evriliydi. Drt bir yan beyaz, sar, pembe kasmpat-laryla rtlyd.
Hadiye, gen kaynbiraderini de yanma alarak evi grmeye gittiinde, kk olmas nedeniyle
byk bir hayal krklna uramt. Beikta'n bu kibarca saylan semtindeki ahap ev, aslnda
yaps, doramalar, kaplar, pencereleriyle iyi bir ustann elinden kmt. Her haliyle zarifti,
gzeldi. irin ve tipik Osmanl yap biimindeki bu ahap ev, tpk minyatr bir konakt. Belliydi ki
sahibi bu evi yaptrrken ok zenmiti. Saak-larndaki oymal tahta sayvanlar ok emek verilerek
yaplmt. Kafesler de zenliydi. Belirsiz bir mat vernik ekilmiti. Sokak kaps da kafeslere
benzer fakat az parltl grntde vernik-lenmiti. Ahap evin bulunduu sokak, kesme kaldrm
talaryla deliydi. Aa yukar birbirine benzeyen iki katl evler kar karya sralyd. Bu sra
evlerin belki en sevimlisiydi bu irin, ahap ev. Kiras da keselerine uygundu.
Mnire Hanmefendi konan artk hi kullanlmayan gm atal, kak, bak takmlar ile
Limoge sofra takmlarndan yeterince ayrd. Yemek masalarna uygun, keten sofra takmlar
seildi. Havlular, yatak takmlar, yorganlar, battaniyelerle misafir salonu iin bir blm eya
teyzesinin kanepe ve koltuklarndan seildi. Mnire Hanmefendi, "Hadiye kzm, konakta
beendiin ve iine yarayabilecek ne varsa ekinmeden alabilirsin" diyordu. Hadiye teyzesinin bu
yrekten cmertliine teekkr ederek gereken ufak tefek eyalar, rnein sigara sehpalar, sigara
tablalar, kk birka gm kahve tepsisi, porselen bir ay takm, aydanlk, demlik gibi
eylerden sevdiklerini seti. Enis Paa Kona'nda bunlar ve bunlara benzer ylesine ok sayda
kullanm d ev ara-gereci vard ki!
Beikta'taki ahap evi temizlemeye, konakta bu ilerle uraanlarn banda bulunan Hasene Kalfa,
Kamer Kalfa ile kz201
lara komut verebilecek durumdaki Merzuka Hanm gitmiler_ di.
Tanma ileri konaktaki personelin ok sevdii bir devdi Paa efendilerinin salklarnda her
ilkbahar Erenky'de, Gztepe'de yahut amlca'da tutulan evlere tanmak ok keyifliydi. O
zamanlar bu sayfiye yerlerindeki konaklarda, kklerde hep sahipleri otururlard. Sonralar bu
kklerin sahipleri stanbul'un baz baka semtlerine tanmlard. Sayfiyede yaamak hem
masrafl hem de zordu. ehirde ilerine giden beyler ya irket-i Hayriye vapurlaryla, ya da zel
sandallaryla stanbul yakasna geerlerdi. Bu gidip-gelmeler genlere g gelmezdi ama yallar
yorard. te bylece boalan kkler, ehirde klayan ailelere yazlar kiraya verilmekteydi.
Yazlk evlerin btn gereksinimleri manda arabalarna yklenirdi. Arabalarn yola kmasndan bir
hafta nce temizlie giden konak alanlarnn keyiflerine diyecek olmazd. Bahar geldii iin
yazlklarn bahelerinde eitli meyve aalarnn bir blm iee keserken, bir blm de
yemilerini vermi olurlard. Kaplar, pencereler fora ak dururdu. Rzgr, bahelerdeki mor
salkmlarn, hanmeli, yasemin, ebboy, gl, zambaklarn kokularn kucak kucak evin iine tard.
Ayaklar altndaki tahta bezleriyle, sar taban tahtalarn gcr gcr ovan elleri bellerindeki gen
kzlarn kahkahalar, trklere kararak ak pencerelerden dar taard. Hele yemek zaman ayr
bir keyif yaanrd. Bu kafilelerle birlikte konan abas, muavinleri, bir iki yamak da gelirdi.
Baheye aalarn altna serilen hasrlarn stne atlan mindere kurulurlard. Sralanan tepsi tepsi
breklerin, pilavlarn, etlerin, sebzelerin, kompostolarn, meyvelerin yenilmesi keyiflerine keyif
katar, neelerini artrrd.
Hadiye'nin Beikta'ta tuttuu evin temizliini yapmak zere Merzuka Hanm'm bakanlndaki
kafile sevinle ktklar ehirii yolculuunun ardnda ylesine armlard ki-Hadiye Hanm,
kk hanm, Hadiye Abla -Merzuka yle sy202

1 rdi- bu evde mi oturacakt? Konan azad edilmi eski kalfalarndan yal Glfidan Kalfa da bu
kafileye yardm dokunur dncesiyle katlmt. Evi grdnde arp kalm, durmadan
syleniyordu:
"Sultanmz Hadiye bu kulbede tni yaayacak? Ne gnlere dtk Allahm. Attan inip eeklere mi
bineceiz. nanamyorum vallahi. Bakas sylese, Beikta'ta ar yaknnda darack bir sokakta,
sra evlerin birinde sevgili Hadiye sultanmz, iki kz ve muhterem zevcileriyle asz, uaksz
yaayacak deseler, inanmazdm kap yoldam. imdik atn bana, bu kbus-lu ryadan uyandrn
beni."
Hadiye, kulana kadar gelen bu yal kalfann szlerini dnyordu. Gerekten son seneler iinde
yaamlar ne kadar sratle deimiti. Neler, neler grmlerdi. Bir romanda oku-sayd kendisi de
inanmazd. Arkasna dnp baktnda bu ksack zamann iine ne ok deiikliin sdn
gryordu. Koar adm nlerinde alan yol onlar hep ktye gtrmekteydi. Yolun sonunda belki
de bir uurum gizliydi. Byk Osmanl mparatorluu halknn dncelerine samayan bu
gerilemelerin karanlk uurumuna yuvarlanacak myd yoksa?
Glfidan Kalfa'ya yaklat. Kollarn onun hafif kuru vcuduna efkatle dolad. Akan yalarla slak,
sararm yanaklarndan pt.
"Glfidan Kalfacm, sandn kadar kt deil gnmz. Yalnz devirler deiiyor. Herkes
'Azck am, kavgasz bam' demek istiyor. Sen bile niin olunla, gelininle, torunlarna
oturmuyor da evki yuvana dnm bulunuyorsun? Eski yuvana dnte ite bu gerek gizli. Kimse
kimsenin derdini, ykn ekmek istemiyor."
Glfidan Kalfa'nn bam teline dokunmu olmalyd. Gzlerindeki yalar artt.
"Gzel mi yani? Daha m tatl kck kck evlerde ayr ayr yanan ocaklar? Balarnda
tecrbeli, bilgili bykleri olmayan yuvalarda ocuk yetitirmek... Taze kadnlar evinin iini
grrken beiklerini sallayacak byk analar bulunmayacak. Bu evlerdeki hayat daha m tatl? A
benim gzel evladm,
203
bir ocak yanar, stnde kaynayan bir tencerede bir evin halkm doyuracak yemek pier. Btn
ailenin evresine doland sofrada yenilen yemein tad tek bana yenilenden daha m lezzetsiz?
Bereketi de baka. Bir sobal evde toplamann zevki tek bana oturulan odalarda var m?
Sevgilerin aktarlmas, o scack odalarn iindeki insanlarda daha kolaydr. Hem de btn hayat
daha ucuza yaanrd. Sonra, sonra sizler konaklarda doan, konaklarda debdebe iinde byyen
nice sultanlar bundan sonra hep byle kulbe azman evlerde mi yaayacaklar?"
Glfidan Kalfa elbette ki haklyd. Szleri yerinde ve doruydu. Fakat hayat selinin azgn
sularndan kurtulup bir kyya kmak mmkn myd?
"Bu evi yerletirelim Glfidan Kalfacm, greceksin bu kk yuva da sevgi yandnda, eve
gne girmiesine scack ve aydnlk olacaktr. Hele sen bir ba ek Glfidan Kalfacm.
Elbirlii ile bizim kk yuvamzn eyalarn yerli yerine koyalm, sonra bir scak orba piirelim,
sofrann evresine toplanp beraberce bu orbay ielim."
"Ah ocuk, mini miniydin ilk grdmde. inin aydnl, iinin sevgisi yznde, gzlerinde,
gllerindeydi. Daha o zamanlarda sana baktka yreime ferahlk doard. krler olsun
Allah'ma hl ylesin. Benim Heybetullah Sultanm kzm.
Glmsyordu. Gzleri sanki evresini grmyordu. Gerilere, gemilere bakyordu sanki.
Syledii szleri iitince Ha-diye yanlmadm anlad.
"Yeni yetitiin sralardayd. Yan on alt var myd bilmiyorum ama sana Heybetullah Sultan
adn o zaman takmtm. Sen Enis Paa Kona' nn izzetli paas ile iffetli hanmefendisinin
mterek yeeniydin. ann bykt. evreden hep sayg, sevgi grrdn. Daha seni grmeden
namn konaa ulamt. Gzel mi gzel, akll m akll, nazik mi nazik, bir sultan gibi de gsterili
diyorlard. Ben de hayal ediyordum. Paamzn erkek kardeinin, hanmefendimizin kz kardeinin

kz, kurumludur, heybetlidir, hem de saysz meziyetleri vardr herhalde, diye dnyordum. Bir
sabah 'Gelmi, gelmi, gece gelmi'
204
diye szler yayld. Dad kalfann elindeki kahvalt tepsisini . aptm. yle bir baktm. Vay, vay,
vay... eitli reeller, reklen kurabiyeler, tereya, st ve aydanlk. Aman Allahm. Btn bunlar
yiyecek mi bu kz? Tepsi elimde girdiimde bir de ne greyim? Dantelli yastn zerinde uyuyan
bir bebek. Gzel mi gzel, melaike misali saf, temiz bir yz. yle bir baktm, heyecandan
titremeye baladm. Fincanlar birbirine arparak seslendiler. Gzel gzlerin alverdi. Bu gzler
glmekteydi. Mahmur mahmur bir glmseme.
'Heybetullah Sultan gnaydn' dedim. Alak gnll tatl bir sesle sordun:
'Benim nerem heybetli?'
O zaman anladm ki bu kza bu ad takmakla yanl bir ey yapmamm. Bu kzn yrei,
yreindeki sevgi heybetli. Birka kelimeciin iinde bana uzanveren, beni saran scaklk
gerekten ylesine heybetliydi ki ite o zaman bu zaman kk Hadiye Hanmefendimizi ben hep
bu adla ardm.
Tepsiyi yatana yerletirdim. indeki yiyeceklere yle bir baktn.
"Ay bu tepsidekilerin hepsini ben tek bama m yiyeceim?'
Biraz ay, biraz st, bir parack peynir, zeytin, bir kk ekmek stne atal ucuyla biraz havyar.
Hepsi bu kadar. Yalvardm.
'Yiyiniz. Heybetullah Sultanm ltfen, baldan biraz, tereyandan hi olmazsa bir damlack
ekmeinize sreyim.'
Bana muzipe glmsedin.
'"Kalfacm, bu tepsi byle dolu gelip dolu giderse teyzem ile amcamdan azar yerim. Ltfen bu
tepsiyi masann zerine koyunuz. Basma geip afiyetle yiyiniz ltfen. Rica ederim.'
Ben o zamanlar daha gentim, itahm yerindeydi. Gzel sultanm krar mym hi. Oturdum,
havyardan balayarak tepsinin iindekilerin ounu bir gzel silip sprdm. Heybetullah Sultan'
iyi besliyorum diye hanmefendi bana teekkr bile ettiler.
O gnden sonra kahvalt tepsin hep benimle gnderildi.
205
Btn yaknlmz o zamandan balamt gzelim. Ah ne zeldi, ne gzel gnlerdi."
Bu konumalardan sonra Hadiye iin bana geti. anlara talimatlar vermeye balad.
"u haly buraya seriniz, kanepeyi buraya, koltuklar kanepenin yanlarna."
Sesi ipek kadar yumuakt. Duyanlar bu sz emir anlamna deil de rica ediyormu gibi alrlard.
Komutlar veren Hadiye daha nce bann iinde tasarlad yerleme plann gz nne seriverdi.
ok ksa zaman iinde orada bulunanlarn rtbelerine gre yaplan iblm sonucu ev yerlemiti.
Daha kapdan girildiinde ilk gze arpan byk boy aynas, sofaya ok daha byk bir grnt
veriyordu. Orta masada ayan'in baheden kestii renk renk kasmpatlarla dolu kristal anak
grenlere "hogeldin" diyordu sanki. Akam kmeden Enis Paa Kona'nn insanlar Hadiye'ye,
"Salkla afiyetle gle gle oturunuz" dileklerini sundular. ki kira arabasna doluarak Fatih'e
doru yola koyuldular.
Akamn yemekleri piirilmi, sofra kurulmutu. Yemek masasnn ortasnda pembe karanfillerle
dolu bir vazo vard. Sofadaki duvar lambas yakld. Kafesli pencerelerin perdeleri rtld.
Merdivenlere kk idare lambalar kuruldu. ayan Cahit ile Kaya'ya yemek odasnda akam
yemeklerini yedirdi. Hadiye, yukar sofann duvarndaki lambasn yakt. Sonra yatak odasna girdi,
konsolun zerindeki yuvarlak fanuslu ift lambalarn fitillerini dzeltti. Kibriti akt. Lambann alt
tarafndaki viday yava yava aarak klar ayarlad.
Bekliyordu. Kulaklar sokaktan geen araba tekerleklerinin kaldrm talarnda kart
seslerindeydi. Birounun tekerlekleri ses vermiyordu nk tekerlekler lastikle kaplyd. Sadece at
nallarnn akrtlar ve arabaclarn komut sesleri duyuluyordu. Bu bekleyi dakikalarnn her biri
birer saat kadar uzundu. Zaman gemek bilmiyordu.

Fanuslarn ilk pembe klarn gnderdikleri geceyi, evliliklerinin ilk gecesini dnd. O gece
yllarn gerisinde kal206
gt! Fakat bann iinde, duygularnda tazecikti. Gzleri mbe klarda glmsyordu. Bir an
fanuslarn ortasndaki vnaya bakt. Orada grd, btn gnn alarak geiren bir Renc kadn
deildi. stekli, taze heveslerle parldayan biri 'ard. Kk evini gnlnce yerletirmenin sevinciyle
neeliydiHeyecanlyd. Sevdiini merakla bekliyordu. Kk ahap
evlerini Vehbi grmemiti. Daha dorusu grme frsatn bulamamt. Hadiye'nin yreinden
yzne vuran neenin ardnda bir de byk sevin gizliydi. Vehbi'nin Selanik'ten dnyle
birlikte, hayatlar iin duyduu karamsarlk a dnmt. stanbul'da Vehbi'yi bekleyen ideal
arkadalar evresini sa-rvermilerdi. Selanik'e ilk gidilerinde balayan almalarla bir araya
toplaan ilerici gen erkekler, ttihat ve Terakki Frkas almalarn srdrmlerdi.
Ganizade Vehbi de onlarla beraberdi. Eski Jn Trklerden biriydi. eitli kariyerleri olan arkada
evresi iinde en yakn arkada, dostu, memleketlisi Ziya (Gkalp) Bey'di. Faik Ali, Sleyman
Nazif, Fuat emsi, Mabeyn bakatiplerinden smail Hakk Bey de bu grubun iindeydi. Deiik
fikirleri olan bu dostlar gayede beraberdiler. Halka halka birbirine gemi elikten bir zincir
benzeri, birbirlerine balydlar. Vatanlarn ok seviyorlard. erideki arpklklar, yolsuzluklar,
ktye doru son kouyla gidi, onlar harap ediyordu. Bir araya toplanp yurtlarnn yaralarna
merhem srp, sapklklar, yolsuzluklar dzeltme yollar aratryorlard. Vehbi de bu grubun
iindeydi. Bu vatanseverler gnden gne oalmaktaydlar. Vehbi bu ak iinde, dostlar ile
birlikte kendini birdenbire Osmanl mparatorluu Meclis-i Mebusan'nda Siverek mebusu olarak
buluvermiti.
Beikta'ta oturmalar gerektiini Hadiye'ye atnda henz bu yeni devi tasar halindeydi ve
gelimeler geree dnmeden karsna sylememiti. Enis Paa Kona'ndaki misafirliklerinin
son gecelerinden birinde ilk nce karsna anlatt. Sonra beraberce Mnire Hanmefendi teyzelerine
konuyu atlar.
207
"Artk bilmiyorum efendim, bu Meclis-i Mebusan'da bir eyler yapabilecek miyiz? Hakikaten ben
de arkadalarm da diken stndeyiz, kuku iindeyiz. Bir parlamento ki halkn demokrata setii
kiilerden deil de Padiah buyruu ile kurulmutur. Bu durumda btn azalarn almalar da bu
buyrukla yryecektir. Ve yine bir emirle parlamento feshedilebi-lir."
Mnire Hanmefendi iin Vehbi gibi drst, kltrl ve soylu bir gencin kendisine yakr bir
mevkiye ykselmesi memnuniyet vericiydi.
"Hayrl uurlu olur inallah evladm. Ben sizi kiiliinize yakr bir ite alr grmekle gurur
duyacam. Paam hayatta olsayd -o bilirsiniz mparatorluk ve Padiah'a ok balyd-o da ok
sevinecekti. Osmanl mparatorluu'nun btn padiahlarna saygs hatta bazlarna hayranl
bykt. Bu yle bir hayranlkt ki onun gzlerini adeta balamt. Kusurlar, erilikleri grmezdi.
Belki de grmek istemezdi. Kendisinin en veriml devlet adaml yapacak yata, jurnalcilerin
fitneleri ile birdenbire azledilerek tekatle sevk edilmesi karsnda, byk zntye kaplmasna
ramen 'Zat- ahanelerinin elbette ki bir dnceleri var ki ahsma byle bir vaziyeti mnasip
grdler' demiti.
Oysa ben hi de onun dncelerine ortak olmamtm. yle fkelenmi, yle kzmtm ki... Biz
kadnlar baz hadiseleri erkeklerden daha baka trl grebiliyoruz. Sonralar dostlaryla bir araya
geldiimizde, padiahn evresindeki baz kiilerin kendi menfaatleri iin onun nasl gzlerden
drldn iyice renebildim..."
Mnire Hanmefendi gzlerini gemilere evirmiesine uzun uzun dnd sonra iini ekti.
"Yine de hakknzda hayrl olsun diyeceim evlatlarm. ocuklarnz daha iyi yetitirme frsatn
bulacaksnz. stanbul, gitmeyi dndnz Diyarbakr'a benzemez. Gerek tahsil iin, gerekse

musiki renmek iin deerli hocalar bulunabilir. Mektepler de yle. Hadiye'nin daha kzlar
domadan nce bana yazd mektuplardan biliyorum. Onlara bir yandan
208
memleket kltrn verirken, br yanda da birka yabanc dil retmek istediini sylyordu.
imdi bu imknlar douyor demektir."
Bu konulara iyice daldklar srada kap vuruldu, Merzuka ieri girerek "Efendim Sleyman Numan
Paa hazretleri terif ettiler. Ellerinizi pmek istiyorlarm" haberini verdi.
Sleyman Numan Paa, Mnire Hanmefendi'nin yeeniydi. Kendisi Shhiye Nazr'yd. Hadiye ile
Vehbi yerlerinden frlayarak paay oda kapsnda karladlar. Selamlatlar. Doktor Sleyman
Numan Paa zayf, dik ve ince vcutlu, son derece zarif ve o lde ar, ciddi bir kiilie sahipti.
Mnire teyzesini ok severdi. Mnire Hanmefendi de bu yeenini yerlere gklere sdramayacak
lde sever, beenir, onunla gsnn kabardn her zaman sylerdi.
Kahveler iilip konumalar balaynca, Mnire Hanmefendi Vehbi Bey'in Meclis-i Mebusan'a
girdiini anlatt. Paa yznde anlamn belirtmeyen bir ciddiyetle Vehbi'ye bakt, ksaca "Tebrikler
efendim" dedi. Sesi de yleydi.
Sanki karsndakiler yakn akrabalar deil de yeni tant kimselerdi. Hadiye "Paa day" dedii
Sleyman Numan Paa'nn bylesi katlam ciddiyetini, tahsilini Almanya'da yapna ve orada
uzun sre yaamasna balad. Almanlarn her konuda kat disiplinlerini bilmekteydi. Paa hem
hekim, hem de askerdi. Zaten onu yeni tanyan ve onun Trk olduunu bilmeyen kimseler Alman
sanmaktaydlar.
Paann ksaca "Tebrikler efendim" deyiinin ardnda gizli neler vard? Hadiye dnyordu. Paa
daysnn kk kz kardei Raife ile ok seviirlerdi. O neesi, kahkahalar, komiklikleri,
scaklyla hi de aabeyine benzemezdi. Aabeyine kzdnda hemen onun dimdik duruu ile
dikilir, onun ses tonuyla sylenmeye balard:
"Hanmlar, insan kendi evinde ne kadar ciddi ve disiplinli olursa bakalaryla birlikte bulunduunda
da hi falso yapmaz. Bir misafirlikte veyahut da yabanclar arasnda bulunduunuzda bir yeriniz,
banz, gsnz kanmaya balayabilir. Herden orasn kamak m, asla. Oraya bir parmanzla
belirsizce
209
birka fiske vurmalsnz. Hepsi bu kadar. Kendi evinizde hi yabanc kimse yok, fakat sizler bir
saygdeer kimsenin sofra-smdaym gibi ciddi, dikkatli zenli davranmalsnz. Anlalyor mu
hanmlar?"
Bu "hanmlar" dedii, kendisinden hayli byk yataki ablas, ablasnn kzlar Mride, Merzuka ve
kendi kk kz kardei Raife ile Kemal adndaki kardeiydi. Hadiye bunlar dnrken bir anda
bulunduu yerden Sleyman Numan Paa'nn konana gidivermiti. Her taraf prl prld; Alman
disiplininin Mslman temizlii ile karmasndan doan bir parltyd bu. Yalnz aile bireyleri
olduu zamanlarda bile krksz, birbirinden gzel keten rtl uzun yemek masalarmdaki sofra
adab, yemek pay etme usulleri hep Paa'nn kurallaryd. atal, bak sesleri duyulmazd. aprtl,
hprtl orba iil-mezdi. Beyaz fistolu ve tiril tiril kolal prostelas ile Rum kzlarnn hizmet
ettii sofralar her zaman iekli, her zaman dzenli ve zenliydi.
Paa'nn Almanya'daki yaamndan paralar anlattnn farkna vardnda Hadiye birden kulak
kesildi. Paa, Almanya'daki hastanelerin temizliini, orada alanlarn vazifelerine ibadet eder gibi
sayg gsterdiklerini sylyordu. Sonra Paa'nn "Tp en kutsal bilimdir" diye balad uzun
konumasn teyzesi birdenbire baka bir konuya geerek kesiverdi.
"Sevgili Sleyman'm, hani u bizim Msr'daki vakflarmzdan gelen vakfiyelerimizin neden
kesildiini bir sorup soruturman rica etmitim?"
Cevap ksa kmt.
"Evet teyzeciim soruturdum. Oralardan artk para alamayacaksnz."
"Ama nasl olur evladm. O vakflar bize cedterimizden miras. Sen koskoca Shhiye Nazr'sn.
yle bir elini sallasan..."

Cevap ksa fakat acyd.


"Ne am'n ekeri, ne Arabm yz."
"Yani artk oradan bir kuru gelmeyecek mi?"
"Evet teyzeciim. Benim Shhiye Nazrlmn Msr'n ilerine kadar sokulabileceini hi
dnmemelisin. mparatorlu210
"u gmekte olan bir memleketin Shhiye Nazr nedir ki?"
Hadiye, Paa daysnn tok bir ciddiyetle "Tebrikler efendim" deyiinin bilmecesini zverdi. Paa
days da kocas ve dostlar gibi imparatorluun kmekte olduunu belirtmiti.
Bann iindeki dnceler birdenbire dalverdi. Kaplarnn nnde bir araba durmutu. Odadan
kp merdivenden koarken bann iinden kopan dnceler dudaklarna geldi:
"Ah sevgili teyzeceim, Msr'daki vakflarndan para gelmezse halleri ne olacak?"
Hzl fakat dikkatlice, basamaklar koarak idi. ayan daha nce davranm, sokak kapsn amt.
Hadiye dnyay unuttu. Gelen kocasyd. Sevdii Vehbi, sevecei insand. Fesini Ha-diye'ye
uzatrken onun yanana bir pck kondurdu. Elindeki bir deste nergisi uzatt. Pardessn
kartmasna yardm eden ayan'n ban okad. Sonra evreye bakt, gzleri parl-dad. Glen
yz bsbtn kland.
"Ben sanyordum ki bu eve yerlememiz bir ay falan srecek. Ama masamza iekler bile
konulmu. Bahemizde ok gzel kasmpatlar vard. Eline salk ayan. Aferin."
Sonra sordu.
"ocuklar evi yadrgadlar m?"
"Yok hayr, sevdiler. Hele bahedeki kk havuza, iindeki balklara bayldlar."
"Sevindim. Neredeler imdi?"
'
"Kaya uyudu. Cahit seni bekliyor olmal."
Ksack ve abuk konumalar Cahit'in duymasna ve frtna benzeri yemek odasndan frlamasna
yetmiti. Vehbi kollarn at. Cahit bir top benzeri bu kollarn arasna hoplad. Sarldlar.
Ksa bir zaman sonra Vehbi ykanm, taranm, srtna gri flanel ev elbiselerini giymiti. Yannda
Hadiye, onun eline yap-an Cahit ile beraber evi geziyordu. Yatak odasna hayran olmutu.
Konan ok yksek tavanl ve ok geni odasndaki karyola burada nasl da bulunduu mekna
uyum gstermiti. Sanki gerek yerini bulmutu. inde lavabo bulunan mermer
211
masa da kendini gstermiti. Hele aynal konsol zerindeki, bir yolu pembe bir yolu altn yaldzl
srahi ve bardaklarla, kenarlar altn yaprakl aynal tepsi de ne kadar yakmt bu eve Kafesli orta
pencerenin nndeki kk yuvarlak kahvalt masas, alt pembe saten, st Brksel dantelli rts
ile bu irin odada ok k durmutu. ki yandaki iki pembe saten koltuk da gzellikleri
tamamlamt.
"Bu eyalarmz yllardr yaadklar konak odasnda ne kadar gurbetteymi. Fakat imdi gerek
yuvalarna kavumular sanki."
"Beendiine ok sevindim. ok acele yerletiimiz iin sana beendiremeyeceim korkusu
iindeydim Vehbiciim. imdi ok mutluyum."
"Senin elini dedirdiin yerlere gzellik ve zevk getirdiini ben bilmiyor muyum sanyorsun
Hadiciim?"
"ok mesudum Vehbiciim. nk bu bizim ilk ve gerek evimiz."
Bir an sustu, zr diler bir sesle yeniden konutu: "Pristine vard ama ben oraya bir trl
smamamtm. Hep evrenin havasn yadrgamtm. Sanki vatanmzda deildik."
"Vatanmzda sanyorduk ama meerse deilmiiz Hadisim."
ayan'm sesiyle kendilerine geldiklerinde glmsediler. ayan onlara yemein hazr olduunu
haber veriyordu. Aaya indiler. Yemek odasn da Vehbi ok beendi, sevdi. Kolal keten rts,
porselen tabaklar, gm atallar ve ortasnda kasmpatlar dolu vazosuyla sofra kusursuzdu.

Sofraya oturduklarnda ayan, uyku saati geen Cahit'i yatrmak iin msaade istedi. Cahit bir sre
nce yemeini yemiti ama herkesten nce yeniden sandalyesine kurulmutu. Nergisler de bir
gm vazoya konulmu, br ieklerin yanndayd. Vehbi kzma bakt. Henz kkt ama
annesi ve babasyla arkadat. Byk biriymi gibi onlara bakyor ve gzleriyle "Ne olur beni
yannzdan ayrmayn. Hi olmazsa bu gece" diyordu sanki.
212
Vehbi kapnn yannda bekleyen ayan'a dnd.
"Dads, kzma bu gecenin erefine izin vermeni rica ediyorum."
"Ama beyefendi, o yemeini yedi."
"Ama ben doymamtm ki. Almn yarsn saklamtm."
"Madem ki alnn yarsn saklam..."
ayan'dan izin kt. Cahit sofrada kald.
Hadiye btn sevincine, mutluluuna karn yreinde bir eziklik duymaktayd. Vehbi onun
tutumundaki gizli znty sezmekte gecikmedi. Baklaryla sordu.
"Ben biraz zgnm. Bu geceki yemeklerimiz nefis, enfes. Paa konann alar yaptlar ama
yarn ne olacaz? Ben hi yemek yapmay bilmem ki."
Vehbi'nin eli uzand. Karsnn elini okad.
"nemli deil. Elerden birinin bilmediini eer br biliyorsa mesele yok demektir."
"Ne demek istiyorsun yani. Sen yemek piirmeyi bilir misin Vehbiciim?"
"Evet, hem de lsn bilirim. Annem kzlar kadar erkek ocuklarna da ev iletmecilii konusunda
beceriler kazandrmt. 'Eer karnz hasta olursa, evde yardmclarnz bulunmayabilir, hasta
kadna kim bakacak? Kim ocuklar doyuracak. Sonra askere gidildiinde kopan dmenizi kim
dikecek? Skkleri kim onaracak? Her ii kadnlar kadar olmasa bile renmelisiniz' diye elimize
ineler vermiti. Mutfaktaki ocan bana da sokmutu oullarn."
Hadiye hem am hem sevinmiti kocasnn szlerine.
"Bana retirsin deil mi Vehbiciim?"
"Elbette karcm."
Vehbi glmsyordu.
"Seve seve. Fakat bu demek deildir ki bu evin mutfak ve ev ilerini senin bana ykleyeceim.
devlerin var ve daha da olacak. imdi Osmanl mparatorluu Meclis-i Mebusan'm-da Siverek
mebusu bir zevciniz var: Ve bu zevci, ailesine mevki ctirnaisine gre bir hayat srdrmelidir.
Yarndan sonra Alaat213
tin bizimle yaayabilecek. Evin ar, pazar ilerinde yardmc olacaktr. Sonra bu eve bir orta
hizmetisi, bir de a alnacak gzelim, anlald m?"
Kocasnn yumuack, tatl sesiyle syledikleri ezilen yreine ifal bir sevin veriyordu. Yemek
zevkli geti. Yemekler lezzetliydi. Yemek bittiinde ayan sofray toplayp tabaklan bir tepsiye
doldurarak gtrd. Sonra dnd. Yine Cahit'i yatrmak zere izin istedi.
Beikta'taki ahap evde hayat rayna oturmutu, hem de ksack sre iinde. Alaattin gelmiti. On
alt yanda, salkl, gleryzl, kocaman siyah gzl esmer bir delikanlyd. Hadi-ye'ye "Anne"
diyordu. Hadiye kendisine "Anne" demesinden ok holanmt.
Alaattin yle candan, yrekten anne diyordu ki Vehbi'nin "Aranzda ok az ya fark var sevgilim.
Anne deyiini yadrgyorum ben" demesine Hadiye kar kmt:
"Biz onunla ana evlat olduk bile. Sen bu ie karma Vehbi-ciim. Belki lde yetitii iin ilk
annesini st annesi olarak benimsemi, gerek annesini yadrgamtr. inde bir hasret vardr. Bana
anne demekle belki hasretini dindiriyordun"
Alaattin 16 yandayd ama nfus kaydnda yaplan bir yanllk sonucu 18 grnyordu. Bu
yzden belki de askere arlacakt. Ortalk karmakarkt. Vehbi birka yere birka sz etse, onun
bu aralar askere alnmasn nleyebilirdi. Hadiye bunu dnm, fakat kocasna syleyememiti.
Vehbi hi byle iler yapar myd? Kardei de herkesin evlad gibi askere gidecekti. Hadiye, "Ama

daha ocuk" diyecek olmutu, Vehbi "Ya kktr ama yandan daha gldr. Ky kkenli
salkl bir gen. Bir Krt annenin drt yana kadar stn em-mitir" cevabn vermiti.
Ermeni etelerinin Diyarbakr kylerinde zulm yapmaya baladklarnda, bu durum Vehbi Bey'in
annesine ok tesir etmi, Alaattin'e verdii st kesilmiti. Alaattin lde yaayan bir
214
aile dostuna gnderilmiti. Ailenin de yeni domu bir bebei vard. Annesinin st boldu. Hem
Alaattin'i hem de kendi bebeini emzirip bytecekti. Alaattin iki yl Krt dostlarn himayesinde
yaamt ve artk baba ocana geldiinde blbl gibi Krte konutuu halde bir tek kelime
Trke bilmiyordu.
Gerekten boylu boslu, gl kuvvetliydi. Ksa sre iinde Hadiye'nin sa kolu olmutu. Haftada
bir kurulan Beikta pazarna gidiyordu. Bir gm Mecidiye ile evin bir haftalk alveriini
yapyordu. Hem ucuz hem de taze yiyecekler, salatalar, meyvalar alyordu. Evin en alt katndaki
byk tel dolabn iine ana-oul yerletiriyorlard bu yiyecekleri. Akaretler'de oturan akrabalar
Mevhibe Hanmefendi, kendi hizmetisi eliyle bir hizmeti, bir de a buldurmutu onlara.
A Cevahir, esmer, kara kuru, ufak tefek, fakat gen, evik bir kadnd. Evlenmeden nce alt
konaktaki hanmndan ok eitli yemekler renmiti. Kocas harpte lnce ocuunu annesine
brakarak almaya balamt. ayan Cevahir'i sevmiti, arkada oluvermilerdi. ayan
ocukluunu Enis Paa Kona'nda geirdiinden hem terbiye alm, hem de topluluk iinde
geinmenin usullerini renmiti.
ayan, bulunduu yerden ok memnundu. Vaktiyle Enis Paa Hazretlerinin refikalarna, Halep'in
Blbl Aziziye kynden getirilip satlan kk bir cariyeydi. Ama ksa zamanda aklyla, zeksyla nnde alan yolda kendisini sevdirerek ilerlemiti. lk nce Enis Paa.Kona'nm kymetli
kk hanmefendisi Hadiye Hanm'n, eyiz halayklna ykselmiti. imdi ise onun kznn
dads olabilme mutluluuna erimiti. ok gururluydu. Bu gururu baz kimselere kar artyor,
azamet biimini alyor, onlara tepeden bakyordu. Kk hanmyla gezmeye gtrldnde,
gittikleri konaklardaki kzlara, cariye kalfalara ok acyordu. Onlara ok kt davranlyordu.
Bazen konaklarn hanmefendileri, ou zaman da bakalfalar tarafndan krbalanyorlard. En
kk yanllar bile Kaf Da kadar byk grnyordu. Horlanyor, azarlanyor, yemek imekten
alkonularak cezalandrlyorlard. Fakat gerek Enis Paa'nm kymetli hanmefendisi, gerekse
konan bakalfalar raklara kt muamele et215
mezlerdi. Hanmefendi, ciddi, ve sertti. Fakat kusurlarn grdnde onlara tler verir, "Benim
cezalandrmam anlamszdr. Sizler Allah tarafndan cezalandrlmamaya gayret ve dikkat ediniz.
Tanr sizi nerede olursanz olun grr. Bir kere, be kere, on kere balar. Ama bu balamalar
sizleri terbiye etmezse sonu kt gelir. Bunu da bilesiniz. Sille-i Rabbani yani Allah'n tokad ok
ac verir kullarna. Neye uradnz arrsnz." derdi.
Hogryle kark korkutucu tler, Enis Paa Kona'ndaki kalfalar, uaklar, cariyeleri,
raklar hep bir terbiye ve sayg izgisinde tutard. Konak alanlar iinde en talihlilerinden biri
olduunu biliyor, bu yzden vakit vakit artan gururu azamete dnyordu.
Konaktan edindii disiplinli sistem sayesinde stleri ve altlaryla nasl konuulacan, onlara nasl
davranlacam bildii iin Cevahirle ok dengeli bir dostluk kurmutu. On sekiz yirmi yalarnda
durgun, sessiz bir kz olan Glizar da Hadi-ye'nin insan idaresindeki bilgisi ve yumuak otoritesi ile
evin gidiatna kolaylkla uyum salamt.
Hadiye daha a gelmeden bir gn kendi bana bir pilav piirmek istemiti. Pilavn suyu az gelmi
eklemi, ok gelmi yeni pirin koymu, derken lapa pirinlerle, i pirinlerin karmndan ortaya
acaip, yenilemez bu yemek kmt. Bu garip pilav sonunda bahenin bir kesine dklerek
serelere bir ziyafet ekilmiti. Geirdii bu ac deneyimden sonra artk sk sk mutfaa giriyordu.
Cevahir, hanmnn yemek konusundaki bilgisizliinin farknda deildi. Fakat ok konukan
olduundan iini sylene sylene yapyordu.

"Hanmcm, baz pirin iki l su kaldrr, kimisi de iki buuk. Ben en iyisi, lyle deil de,
yle gz karar, mesela ykanm pirinci tencereye koyunca pirincin stne bir parmak su koyarak
ie koyulurum. Eer pirin 10 dakika sonra suyunu eker, delik delik bir grnt alrsa stne
birazck yle birka birka orba ka scak su serpitirerek demlenmeye brakyorum"
Pilav gerekten tane tane, birbirine yapmayan, ya da kararl ve lezzetli oluyordu
216
"Ispana amurlarn aktmas iin scaka su iinde yarm
aat kadar brakrm. Sonra akar su altnda byk bir dikkatle
kklerini, yaprak aralarn ykarm. Sonra souk suda bir sre
brakrm. Suyunu szgete szerek soann, yan, tuzunu,
bir avu pirincini katarak tencereyi orta hararette ocaa vururum."
Hadiye onun sylene sylene yemek yaplarndan yava yava bir eyler reniyordu. "Bir kadnn
as da olsa yemek konusunda bilgili olmas gerekmi. Kzlarma bu gibi bilgiler de
retmeliyim" diyordu.
Beikta'taki eve tandklarnn haftasna Mnire Hanmefendi ok ho bir hareket yapmt.
Konan misafir salonundaki piyanoyu Hadiye'ye gndermiti. Bu Beikta'taki kk eve giren
eyalar arasnda en ok sevindikleriydi. Teyzesi bir de tezkerecik eklemiti. Tezkeresinde,
piyanoyu Fatih'ten Beikta'a omuzlarndaki kaylarla tayarak getiren hamallar iin, "Ben onlarn
haklar olan cretlerini dedim. Senin para vermene gerek yok yavrum. Hepinizi Allah'n birliine
emanet ediyorum" diye yazmt. Hadiye iki yorgun hamala cmerte birer bahi verdikten sonra
arka bahede bir de yemek ikram etmiti.
Piyanonun geliine Cahit belki annesinden daha ok sevinmiti. Annesi piyano alarken onun
yannda oturup seyretmekten ve kck bir sesle annesinin arksn beraberce sylemekten ok
holanrd. Hadiye kznn iyi bir kula olduunu biliyordu. Kendisiyle birlikte ark sylemeye
daha iki yalarndayken balamt. Kzna gelecekte mzik tahsili yaptrla-bilirse iyi bir
mziki olabileceini dnyordu.
Hadiye kznn btn zelliklerini dikkatlice inceliyor, ona yol gsterici olmaya alyordu. Daha
kolaylkla ilerleyebilmesi iin bir eyler yapmalyd. Dostlaryla ocuklar hakknda konuuyorlard.
Btn gen anneler kendisi kadar ocuk yetitirme konusuyla ilgili deillerdi. Anadan babadan
grme usuller217
le ocuklarn eitiyorlard. Oysa Hadiye gemi deil gelecein insann yetitirme idealindeydi.
Beikta'ta bir anaokulu aldn duyduunda sevindi. Hemen aratrmalara giriti. Byk ve
evresi yksek duvarlarla evrili bir kkteydi ana okulu. Ad Madam Mektebi'ydi. Bir Trkle evli
Fransz bir hanmn kurduu anaokuluydu. Vehbi ile uzun konumalardan sonra bir karar verdiler.
Cahit, Madam Mektebi'ne verilecekti. Okula iki yanda alnan ocuklar hem ilkokula kadar
yetitirilip hazrlanacak, hem de Franszca retilecekti. Tabii bu arada mzik de vard.
Hadiye okul sahibi hanmla grmeden sevinli ve mitli olarak dnd. Hemen Cahit'in okul
kyafeti hazrl balad. Okul giysileri Baker'de satlyordu. Hadiye, Beyolu'ndaki ngiliz
maazas Baker7in eski bir mterisiydi. Kendisinin birok giyim eyas, iskarpinleri oradan
alnrd. ocuklarn da Ba-ke/den giydiriyordu. Dikileri gzel, biimler rahat ve kullanlyd.
Cahit'e lacivert yumuak kumatan ii krmz ynl astarl, beyaz bahriye yakal, sar bahriye
dmeli bir palto ile okul niformas biiminde elbiseler alnd. Bu elbiselerin zerine fisto
kumatan beyaz nlkler, klk krk ve kadife balklar, pabularnn zerine dizlerinden yukarya
kadar giyilecek tozluklar, yn ve pamuk oraplar, siyah tek atkl rugan iskarpinler, yumuak
deriden siyah ve kahverengi botlar, mendiller alndktan sonra Cahit'in okula bir cumartesi gn
balamas kararlatrld.
218
Madam Mektebi

Cahit, bir yannda annesi br yannda dads, elleri onlarn ellerinde okulun kaps nnde durdu.
Omuzlarna inen salar bukle bukleydi. zerinde etekleri pilili yeni elbisesi, ayanda uzunca
konlu beyaz oraplaryla, tek atkl rugan patikleri vard. stne de gelincik rengi kumatan
mevsimlik par-des giydirilmiti. Cahit bu pardesy ok seviyordu. Geni beyaz pike yakasnn
kenarlar, enli beyaz gpr dantelle evriliydi. Ortalar al renkli, kenarlar altn ereveli dmeler,
ikier ikier yaka altndan etein st bana kadar sralyd.
Hadiye de ok kt. nce belini sk skya saran geni etekli siyah tafta arafnn pelerini,
dirseklerinin stndeydi. Beyaz gderi uzun konlu eldivenleri pelerinin bitimine kadard. araf
eteinin stne beyaz Valensiya dantellerle ssl bir bluz giymiti. Bu bluzun dik yakas, narin
boynunu yarya kadar rtmt. Yakasnn sol yanna prlanta, zmrt ve lal rengi yakutlarla bezeli
bir yaka inesi takmt. Kolunda incecik gm tellerden rlme bir anta tamaktayd. arafnn
uzun eteinin gizledii, yksek keli siyah rugan iskarpinlerinin sadece ular grnyordu.
ayan, lacivert-siyah ptikare tafta tayyr ile klkta Ha-diye'den geri kalmyordu. O da uzun
konlu lacivert eldivenler giymiti. ncecik vcudunu rahatlkla tayan yksek keli iskarpinleri
ile on derece zarifti.
Madam Mektebi'nin nnde arabadan indiklerinde, yoldan gelip geen erkekler hayranlkla,
kadnlar ise merakla onla219
ra bakyorlard. Zili ayan ald. Kap hemen ald. Kanad geriye doru eken niformal kapc
onlar selamlad.
"Haber verilmiti efendim. Siverek mebusu brahim Vehbi Beyefendi Hazretleri'nin refikalar ve
kerimeleri, deil mi?"
ayan, kendisini de mebus beyin kerimeleri sanan adama peesinden azametle bakt. inden,
"Kerimeleriymi. Kk hanmn benim kadar kz olabilir mi ki? Sersem adam. Ben kerime falan
deilim. Bu kk prensesin dad kalfasym" demek istiyordu ama ses kartmad.
Kapnn kanad geriye doru aldnda de grdkleri bahenin gzelliine hayran oldular.
Hadiye yerinde bir karar verdiine ok sevindi. akll yoldan ileride grnen binaya doru
yrrlerken, ellerinden tuttuklar Cahit srayp komaya balamt. Hadiye onun frtnaya
dnverecek sevincini yattrmak iin elini hafife skt. Kzma doru eildi. Peesini am,
yz sararmt.
ayan, Hadiye'nin heyecann anlamakta gecikmedi. Bir eyler syleyip onu yattrmak istedi.
"Bu ilk mrvvetimiz kk hanmcm. Cahit'imiz ana mektebi de olsa okula ilk admn atyor
demektir. Ben, Cahit'imizi byle gzel bir mektebe vermekle ne kadar iyi ettiinizi dnyor ve
seviniyorum."
eride ilerliyorlard. Byk yapnn nne geldiklerinde kapdan onlara yol gsteren kavasn yerini
bir bakas ald.
"Bu taraftan hanmefendiler, yle buyrun. Madam direktrmz sizi bekliyor."
Teekkr ederek yol gsterenin pei sra geni mermer basamakl merdivenleri ktlar. Byk
sofada geni bir hal deliydi. Orta yerdeki masann zerinde, byk bir vazo dolusu krizantem
vard. Duvar diplerinde sandalyeler, sehpalar sralyd. Burasnn mdriyet binas olduu
anlalyordu. Ne bir ocuk sesi, ne bir barma duyuluyordu. Yol gsterici soldaki byk kapnn
nnde durdu. Kapy tklatt, ieriden bir ses cevap verdi:
"Antrez."
Yol gsterici, kapnn tokman evirerek kanad geriye itti.
"Buyrunuz efendim."
Sonra usulca fsldad:
"Yaz masasnn arkasndaki hanmefendi, mektebimizin kurucusu, direktrmz Madam
Blanche'tr efendim."
Madam Blanche ayaa kalkmt. Rahat ve dzgn bir Trkeyle onlar selamlad, yer gsterdi.
Hadiye kendisini takdim etmek isteyince glmsedi.

"Sizi bekliyordum hanmefendi. Bu saatte burada bulunuumun sebebi de bu zaten."


Hadiye, Madam Blanche'm masasnn nndeki koltua, Cahit karsndaki, ayan da onun
yanndaki sandalyeye oturdular. Madam Blanche, Fransa'da Sorbonne'da okuduu sralarda ayn
faklteye devam eden soylu bir Jn Trk'le tanarak evlendiklerini anlatt:
"Bizimki bir ak izdivac. Yoksa ne benim Katolik ailem, ne de Rasim'in Mslman ailesi bu
izdivaca izin verirlerdi. Fakat biz Trklerin karasevda dedii sevdaya tutulmutuk. Birbirimizden
bir an bile ayr kalamayacak kadar byk bir sevdayd. Onun ailesi benim Mslman olmam
istedi. Fakat kocam buna gerek bulunmadn srarla onlara anlatt. kimiz de Science Politique
blmnden parlak dereceyle mezun olduk. nsanln dinler st olmas gerektiine inanyorduk.
imdi on yldr stanbul'da yayoruz. Kocam Hariciye mesleine giremedi. nk eleri ecnebi
olan kiiler hariciye mesleine intisap edemezlerdi. Biz de okul amay tasarladk. rencilerimiz,
anaokulundan sonra kocamn ama hazrlklarnda bulunduu bir okula devam edebilecekler."
Hadiye bu zarif ve scak Fransz kadnna hayran olmutu. Onu candan kutlad, Madam Blanche da
fikirlerinin aydnlndan tr Hadiye'yi tebrik etti. Anlamlard. Hatta dost olabileceklerini
dnyorlard. Madam Blanche kalkarak Cahit'in yanna geldi, onu okad, elinden tuttu. Cahit'in
ayaa kalkmasn rica ederek Hadiye'ye dnd,
"imdi izin verirseniz Matmazel Cahit'i snf retmenine takdim edeyim. Dnmde size ilk ana
snfmz gstereceim. Orada yemekhanemiz, oyun ve resim, boya, elileri, m220
221
zik derslerinin yapld salonlar var. Bir de zek testinden geirilip stn derece alan ocuklarmz
iin bir snfmz var. Hepsini beraberce gezeceiz. imdi msadenizle efendim."
Cahit'e eildi, "Annenize, dadnza hoa kalnz diyelim. Olur mu Cahit?"
"Peki efendim. Hoa kalnz anneciim, dadcm. Akamst beni kim alacak acaba?"
"Seni Alaattin amcan alacak yavrum."
Hadiye de, ayan da Cahit'i ptler. O, Madam Blanche'n elini brakmadan, dnp, onlara bir kere
glmsedi.
Cahit okula balamt.
Hadiye ile ayan, Cahit ile gidip yalnz dnn aknl iinde eve gelmilerdi. Bir trl bir iin
ucundan tutamayan ayan, kendisini hasretle bekleyen Kaya'y kaparak Hadiye'nin yanna
getirmiti. Kaya cvl cvl ablasn sormaktayd. Ona okulda olduunu bir trl anlatamaymca,
"Akamst Alaattin amcayla gelecek" dediler. Kaya gn boyunca pencereden ayrlmadan bekledi.
Havalar erken kararmaya balamt. Gnler ksayd. Byle olmasna ramen Hadiye bir trl vakit
geiremedi. Oturma odasnn cumbal, kafesli penceresinden sk sk sokaa bakyordu. Kzn bir
sr yabanc ocukla birlikte yoku aa inen bir arabada brakmaya gnl elvermediinden,
Alaattin'i gndermiti. Yine pencereden bakt bir srada kznn sevinli sesini iitince sokak
kapsna kotu. Onun kapya kotuunu gren ayan da peinden geldi. Kap alr almaz
kendisini ^annesi ile dadsnn kollar arasna atan Cahit, mthi heyecanlyd. Anlataca yle ok
konu vard ki. Acele acele konuuyor, birinden dierine atlyordu. Hadiye, onun yorularak
durulmasn sabrla bekledi.
"Kck masalar var. Tpk masallardaki gibi. Minik sandalyeler. Her yan hep kck. Yemekler
baka trl ama sevdim. Biroklar suda halanm yemekleri yemediler. Ben de tuhaf buldum ama
yedim ite. retmenimiz aferin dedi bana. Hem ben ok gzel Franszca konuabilirmiim."
222
"Bunu kim syledi?"
"Yine hocamz. Dilim kolayca dnebilecekmi. -drt ay sonra konuabilirmiim."
"ok sevindim yavrum. Bu dediklerine gerekten ok sevindim-"
inden ykselen dualarn Tanr katna ulamasn bekliyordu. Kznn daha okulun ilk gnnden
getirdii haberlerin byle srp oalmas dualaryd bunlar. O gece yemekte Cahit babasna

okulunu anlatt. Hi yabanclk ekmemiti. Evinden, annesiyle dadsndan ayrlnca hi


korkmamt.
Vehbi kznn sylediklerinin her kelimesini dikkatle dinliyordu.
"Oyunlar oynadk baba. iirler okundu. Bahede jimnastik de yaptk. Hocam bana bravo dedi.
Bravo ne demek babacm?"
"Aferin demek."
Kaya henz yle bebekti ki, ablasnn anlattklarndan hibir ey anlamyordu. Zaten daha nce
yemeini yediinden, sofradan kalklmasn bekleyemedi. Dads onu yatmaya gtrd.
"Pastrma yaz balarsa okulun bahesinde bir msamere yaparz dediler. Pastrma yaz nedir
baba?"
Hadiye de Vehbi de kahkahalarla gldler. Cahit onlar gldrdn grnce sevindi. O da
kahkahalara ortak oldu.
"Hani ara sra pastrma diye kokulu kuru bir et yiyoruz ya..."
"Evet, seviyorum ben pastrmay..."
"te o pastrmalarn yapld zamana rastlayan gnlerde, havalar birdenbire snr. Havalar
scaklaymca glge yerlere aslan slak etler abuk kuruyarak pastrma biimine girerler. te o lk
gnlere pastrma yaz denir."
Cahit dnceliydi. Bann iinde Franszca szckler, yeni rendii kelimeler kaynap
duruyordu. Onlar szerek birbirinden ayrmas, anlamlaryla bann iine resimlemesi
gerekiyordu.
223
Bir akam Cahit direktrleri Madam Blanche'tan bir mektup getirdi. Havalar hl dzgn
gidiyordu. Okulun bahesinde bir piknik yaplacakt. Bir de piyes oynanacak, Cahit bu piyeste
hastanede alan bir hemire rolnde olacakt. "Kendisine hemire niformas temin edilmesini
rica ediyoruz" deniliyordu. Mektubun alt kesinde, Beikta'ta, kyafetlerin satld maazann ad
ve adresi de yazlyd.
Hadiye ertesi gn yanma Alaattin'i de alarak arya kt. Ad ve adresi verilen maazay bulmak
zor olmad. Ksa srede alveri tamamland.
Msamere birka gn sonrayd. Cahit bu gnlerin gemesini sabrszlkla bekliyordu. Okulun
bahesinin bir kesine sahne kurulmutu. Kck karyolalar tanarak bu sahneye yerletirildi.
Ksa bir sre sonra sahne bir hastane kouu halini almt. Kk komodinlerde ilalar ve pamuk
kavanozlar sralyd. Sahne gerisinde ise ufack sedyelere beyaz araflar serilmiti.
Cahit bu telal hazrlklar grdke heyecanlanyor, kendisine verilen rol ezberliyordu. Akam
eve geldiinde kapdan ieri hzla giriyor, pepee anlatmlarla havadisleri ailenin gzleri nne
resim resim seriyordu.
Nihayet beklenilen gn geldi att. Cahit o gecesini ryalarla geirmiti. Annesiyle babasnn
okuduklar, onun da resimlerine bakt harp dergilerindeki dvleri, yardma koan hemireleri,
sedyelerde taman yarallar grmt. Sabah kahvaltsn bile her gnk gibi yiyemedi. Dads
salarna sard bigudileri skt. Annesi bu lle lle salar ensesine toplad. Bana kep giyecekti.
Kira arabas arld. Cahit'in oyun giysileri zenle bavula yerletirildi. Annesi ve dadsyla yola
koyuldular. Kaya, amcas Alaattin Bey'e emanet edilmiti.
Baheye sandalyeler, masalar konulmutu. Konuklar bu masalarn evresindeki sandalyelere
oturmulard. Karlarndaki sahnenin n muharebe alanyd. Kck minyatr askerlerin
ellerinde oyuncak silahlar vard. Subaylarn yarsnn balarndaki kabalaklarn rengi deiikti. Haki
renkli elbiselileIPPP
rin balarndaki kabalaklar, ay yldzlyd. Bunlar dman askerine kar koyan Mehmetiklerdi.
Aralarnda, balarnda ay yldzl kepleri, srtlarnda bembeyaz gmlekleriyle hemireler
koumaktaydlar. Silahlar atlyor, yaralanp yere denlerin yardmna yzleri maskeli, elleri
lastik eldivenli doktorlar, shhiye erleri, hemireler kouuyordu. Bu minik olanlarn, kzlarn

gerekletirdii, gerek bir dv alanymcasma seyircileri heyecanlandryordu. Aralarnda


gzya dkenler de vard.
Cahit, harp alanndaki hemire roln hi armadan, beceriyle oynamt. Piyeste rol alan
ocuklarn en k olan Cahit'in bu oyunu seyircilerin ok houna gitmi, onlar
heyecanlandrmt. Masalarn birinden uzun boylu, pembe yanakl, beyaz sa ve sakall bir bey
ayaa kalkt. Bu bey, vatan airi Mehmet Emin Bey'di (Yurdakul).
Yryerek Cahit'in yanma yaklat, eilip alnndan pt.
"Aziz ocuk, rol yaparken yarasn sardn gen subay benim olumdur. Ona gsterdiin efkati
bydnde de sana muhta kimselere seve seve harcayacan dnyorum. te Trk evlad,
ite gelecekte gerek byk bir kadn olacak bir kk kz. Seni kutluyorum. Adn ne yavrum?"
"Adm Cahit efendim."
"Cahide deil de Cahit, yle mi?"
"Evet efendim. Hseyin Cahit'in ad. Annemle babam onu ok severlermi, onun adn koymak
istemiler. Ama kzlar domu, onun iin Cahide deil de Cahit."
;
Cahit, okula baladktan bir ay sonra, retmeninin ezberlettii Franszca arklar sylemeye
balamt. Annesiyle babas seviniyorlard, hem de ok. Kzlar be yan srerken bir dil
reniyordu. Cahit elbetteki byle olduunun farknda bile deildi.
Havalar soumaya baladka Cahit'in okula gidip dnmesi zorlamt. Amcasyla yryerek gidip
dnyorlard. Yamurlu gnlerden sonra kar yaacakt. Evin sobalarn henz
224
225
kurmamlar, mangalla idare ediyorlard. Mangallar bahede yaklyor, kmr gazlar bittiinde
korlar kllenerek ieri alnyordu. Fakat Hadiye mangal konusunda ok titizdi. eri alnmadan
nce son kontrollarm kendisi yapyordu.
Yaadklar mahalleye almlard. ar pazar yaknlarnda olduundan alverileri rahatt. Bazan
ayan da arya kyordu. Byk ileri Alaattin yapyordu. Hadiye'ye bte dzenlemek,
hesaplar tutmak kalyordu. Vehbi Bey iin de Mec-lis-i Mebusan'a gitmek, yolun yaknl
dolaysyla kolaylkt. in en zor yan Cahit'in okulu meselesiydi. Okul Tuzbaba yokuunun
ortasmdayd. Karda kta, yamurda amurda Cahit'in gidip gelmesi daha da zorlaacakt.
Bu srada Hadiye, annesinden bir mektup ald. Annesi Selanik'ten yollad mektubunda, "Aye
Hanm yengen buradaki ilerini halletti. stanbul'a ge hazrlanyor. Eer Pritine'de olduu gibi
sizlerle oturmasnda bir saknca yoksa, size gelip gelemeyeceini soruyor. Benim fikrime gre, onu
ve Mukad-des'i sen de, sevgili damadm Vehbi Bey de ok seversiniz. Sizinle yaamasn mnasip
grrm. Ltfen bu husustaki cevabn en ksa zamanda bildir kzm" diyordu.
Hadiye, "Elbette ki Aye Hanm yengem iin evim her za-. man ak" diye dnd. u halde,
onlar gelmeden nce daha byke bir eve tanmak zorundaydlar. Tuzbaba yokuunun
yukarlarnda bir ev tutabilirlerdi. Hem yokuun yukarlarn-daki evler daha havadar, manzaralar
da daha gzeldi. Henz k bastrmadan ev bulup, tanmaya karar verdiler.
Bir hafta iinde, Tuzbaba yokuunun tepesinde, okula ok yakn, bahe iinde, katl, ferah
aydnlk bir ev bulundu. Tanmann en g yan, Hadiye'nin piyanosu konusunda oldu. Piyano,
hamallarn omuzlarndaki kaylarla Tuzbaba yokuundan yukar karld. Eyalar ise at
arabalaryla tand.
226
tuzbaba yokuu'ndaki yllar
Evin sokak kaps, meyve aalarnn bulunduu iekli bir baheye alyordu. Bir patika yolla
ulalan evin kapsna, drt be basamak merdivenle klmaktayd. Kapdan ieri girildiinde,
krmz inilerle deli geni taln sonunda, dar bir avluya alan arka kap vard. Geni yemek
odas bahenin s-tneydi. Pencerelerinden deniz grnyordu. Yemek odasnn karsndaki
mutfak kullanl ve geniti. Pencereleri baheye bakyordu. Ah Cevahir ok sevinmiti. "Oh
"diyordu, "pencere nne bir kerevet koyarz. lerimi bitirdiimde sigaram manzara seyrederek

tttrr, yorgunluk kahvemi ierim." Mutfa ayan da ok sevmiti. Pencere nne konulacak bir
masada ocuklarn kahvaltlar verilebilir, Cevahir ve yardmc kzla birlikte yemeklerini
yiyebilirlerdi. Evin sobal hamam arka avlu kapsnn yannda, st kata kan merdivenin
karsndayd. Yayvan tahta merdivenlerin basamaklar alakt. Rahata klp inilebilecekti.
Birinci kattaki, baheye bakan pencereli byk oda, misafir salonu olmutu. Arkadaki iki odadan
biri Cevahir ile kk hizmeti kza verilmiti. Sofann bir yanndaki yklklere, evin yatak,
yorgan battaniye gibi eyalar yerletirilmiti. kinci oda sandk odas olmutu. kinci katta baheye
bakan cumbal oda, Aye Hanm'la Mukaddes'e hazrlanmt.
En st kattaki byk oda, Hadiye ile Vehbi'nin yatak odalaryd. Arkaya bakan oday Hadiye ile
Vehbi ok seviyordu. Buraya, Beikta'taki evde bir trl yer bulunamad iin bod227
rum katndaki sandklar iinde kalan kitaplarn yerletirilecek- I lerdi.

Sobalar kuruldu. Odunluk, sobalarda yaklacak kuru odunlarla dolduruldu. Dier kesine antrasit
kmr uvallar yerletirildi. Karyolalarnn tam karsna kurulan, kapa sekiz mika pencereli
dkme siyah demir salamandra soba, Cahit'i ok sevindirmiti. Havalar birdenbire souyup, sobaya
doldurulan yumurta biimli antrasit kmrlerin her biri, paskalya yumurtalar benzeri kpkrmz
ate oluverince, sekiz pencereden odaya dolup taan krmzlk karsnda yalnayak koarak
oynamak, taklalar, perendeler atmak, tadna doyulmaz bir sevinti.
Tuzbaba'daki eve, Beikta'taki ahap evden ok daha abuk yerlemi ve snmlard. Beikta'taki
ev onlar iin artk sevimli bir anyd. Bu anlar en ok Cahit tarafndan hatrlanyordu nk o evin
sokann seslerini hi unutmuyordu. Mahalle arasndaki karlkl evlerin sraland dar sokakta
dolaan satclarn sesleri, yansmalar yapard. Cahit bu satclar ve sesleriyle ok ilgilenirdi.
"Esilaym, eski fesi, sakolar, pantolonlar, paltolar, yelekler, etekler eskilayiim, eskiciii..."
Yahudi ivesiyle baran eskicinin sesi, kapal pencerelerden ieri dolard. Bir de yourtusu vard
mahallenin.
"Silivri, gaymahl yourt!"
Kendisi sokan bandayken, son eve kadar uzanan heybetli bir sesti bu. Ularnda asl yourt
tablalarnn arlyla erilmi asksn sol omzuna atm, kk dalar ben yarattm ifadesiyle
duran bu satcy, baz geceler Cahit taklit yeteneini kullanarak sanki evin iine sokuveriyordu.
Amcasnn teneke bal kutularndan yapt tablalar bir askyla omuzuna atp, ortalarna kyordu
Cahit. Ayn ses tonu ve iveyle sanki minyatr bir yourtuydu. Yrmesi, her evin nnde
sendeleyerek durmas, hele sesiyle maln sunmas hepsini kahkahalara bouyordu.
Baz geceler de eskici Yahudi klnda sahneye kyordu. Banda dadsnn siyah kttan yapt
gya melon apka, sr-' tnda yine dadsnn becerisiyle dikilmi partal bir redingot, avaz avaz
"Eskilayimmm, eskilayimmm" demeye balyordu. \fe zaman Selanik'ten, bykannesinden bir
mektup gelse, annesinin pembe yz hemen soluyordu. te o zamanlar Cahit onun yzn
gldrmek iin hemen klktan kla giriyordu.
Evde henz sekiz kii yayorlard. Ama Aye Hanm yengeyle Mukaddes de geldiklerinde saylar
ona ykselecekti. Hadiye, bu kalabalk nfuslu evi nasl idare edeceini sk sk dnr olmutu.
Geri, Vehbi'nin. Meclis-i Mebusan'dan ald aylk yksekti. Fakat Hadiye, ekonominin ne demek
olduunu pek bilmiyordu. Yemekten idare olamazd. Evindeki insanlar iin ayr yemek
piirilemezdi. Bir tencere kaynadnda, btn ev halk o tencerede pienlerden yiyecekti. Treleri
byleydi. Byle grmlerdi. Peynir, ya ve kahvenin kalitelisi alnmalyd. Hatta su, Karakulak
olmalyd. Vehbi ay konusunda ok bilgiliydi. ay Albayrak'tan alr, harmann kendisi yapard.
Mutfakta ay demlediinde yukar katlara kadar kan kokusunu Cahit yle severdi ki. Bu kokunun
yaylmas kahvalt masasna a-rlmasmn yakn olduunun habercisiydi.
Son zamanlarda piyasada has ekmek sknts balamt. Alaattin ekmek almak iin her gn
Beikta'n en nl frnna iniyordu. Kimi gnler baz yiyecek maddelerinin bulunmas gleiyor,
aratrmak dolamak gerekiyordu.

Btn bu deiimler yle usuldan, yle sinsi sinsi geliyordu ki, sadece kstl parayla geinenler
farkediyordu. brahim Vehbi ailesi, henz bu yavaa sokulan yokluklarn farkna va-ramyorlard.
Onlar o gnk btelerinin dna kmamaya abalyor, yalnzca ocuklarn yiyeceklerine dikkat
ediyorlard. Onlara yedirecekleri ekmek beyaz, katksz ve pikin olmalyd. Tereyalarn bir
ksm kark kyordu. Hadiye tereyann
228
229
safn, karndan kolaylkla ayrt edebiliyordu. O bir byk iftlik sahibinin kzyd. Rumeli'nin
besili kvrck etlerine, katksz stlerine, saf tereyalara alkt. stanbul'un, Beikta gibi
padiahlarn sultanlarn ve saray mensuplarnn yaadklar semtinde, yokluklarn boy gstermesi
inanlr i deildi.
O sralarda Vehbi Bey'in amcasnn olu, Balkesir Vilayeti Taridat Mdr Cemil Bey, onlara ksa
bir ziyarette bulundu. Vehbi'nin, Selanik'in nl ailelerinden birinin kz ve Beylerbeyi payeli bir
paann yeeni olan kars Hadiye'yle, ilk kez karlayordu. Byle kiilerin burunlarnn
Kafda'nda olduunu bilirdi Cemil Bey. Hadiye'yi taksz, altnsz, incisiz sade giyimiyle
karsnda grnce birdenbire ok sevinmi ve onu canna yakn bularak sevmiti. Hadiye de,
Vehbi'den yaa fazla byk olmayan Cemil Bey'i ok sevmiti. Muzip ve nkteli konumas, arada
sze kartrd ho fkralar ve mizah ile ok ho bir adamd.
Sohbet ederlerken Cemil Bey sz bir ara memleketin durumuna getirdi:
"Bu stanbul'a ne olmu byle? Memleketimizin bir sr zorluklarla karlamas, henz bizim
Diyarbakr'a muvasalat etmemitir. Halbuki stanbul'a sefalet havas kara bulutlar gibi kmtr.
Tahsil hayatm srasnda stanbul, ab- havasyla tertemiz, kibar ve efendi erkekleri, hanmefendi
kadnlaryla bir baehrimizdi. Vehbi Bey biraderim, Osmanl mparatorluu'nun saygdeer bir
mebusu oluyorsunuz. Ltfen bizleri aydnlatnz. mparatorluumuzun bu ehri neden byle
gerilemi?
Ekmekler kararm, iine sprge tohumlar atlyormu. Efendim artk stanbul'da yaanlamaz.
Balkesir ise hl eski halinde bir Anadolu vilayetinin btn zelliklerini koruyor. Bak Vehbiciim,
eer stanbul'da vaziyetler daha da ktye giderse, gnder oluu ocuu Balkesir'e. Orada bir
tarla kiralar, buday, nohut, mercimek gibi hububat yetitiririz. Tereyalarmz hl nefis yal
yourtlardan yaykta yaplyor. Zeytinyalar-mz Ayvalk'tan geliyor. Bolluk ve holuk iinde
yaamaktayz.
230
Ha, yalnz u mesele nemli. Balkesir, dinine ok baldr. Orulara hi ara vermezler. Mevlutlar,
dualar hemen her evde, ^er vesile ile okunur. Kk kzlar, hafz olmak iin mahalle mekteplerine
devam ederler. Eer bunlar sana aykr gelmezse ve buradaki yokluklar artarsa, Balkesir'de sizlere
kucak aacak sizleri sevenleriniz var."
Cemil Bey gittikten birka gn sonra, Selanik'ten Aye Hanm yengesiyle Mukaddes geldiler. Ne
sevin, ne mutluluktu. Aye Hanm, Selanik'in havasyla, kokusuyla gelmiti. Son olaylar, son
havadisler ylesine oktu ki, anlatlmakla bitmeyecekti. En nemlileri ise aile konularyd. Hadiye
ok mutluydu. nk Aye Hanm yengesine ikinci kez evini ve yreini amt. Mukaddesik
babaszln hissetmeyecekti. Kz ok akllyd. Okumak, retmen olmak, annesini bakmak
istediini sylyordu. Okullar alm, kaytlar oktan kapanmt. Vehbi hayrl bir i iin
Darlmuallimat'a (kz retmen okulu) bir rica mektubu yazd. Mukaddes, cuma geceleri izinli
kmak zere apa'daki Darlmuallimat'a yatl kaydoldu.
Aye Hanm'la, Hadiye birlikte bir ar gezisi yaparak dolatlar. Mukaddes'in ihtiyac olan palto,
iskarpin, elbise benzeri giysileri aldlar. Bir de yeni bavul. Hafta banda Vehbi Bey, kocaman yeil
gzl, krmz dudakl, zayf, kck kzn elinden tutarak, apa'daki okuluna gtrd. Kendisini
Mukaddes'in velisi olarak tantt ve onu okuluna brakt.
Cahit, adeta hayran olduu Mukaddes ablasn bir grp, bir kaybetmenin zntsn, perembe
gecelerinin avuntu-suyla geirmeye alyordu. Kendisi de okuldayd zaten. Aye Hanm yengenin

daima evde bulunmas Cahit iin ok byk bir sevinti. Beraberliklerinden ikisi de ok
memnundular. Aye Hanm o gne kadar hi ayrlmad biricik kznn hasretini, perembeleri
beklemekle geirirken, bir yandan da Cahit'e drt elle sarlmt. Cahit okul dnlerinde Aye
Hanm yengesinin odasna kouyordu. Okul havadislerini nce ona, sonra annesine, ve dadsna,
akamlan da babasna veriyordu.
'231
Selim Srr Hoca, sve'ten yeni gelmiti. Darlfnun'da (niversite) serbest dersler veriyordu.
Hadiye'nin bu serbest derslere devam edebilmek iin giri davetiyesi vard. Girecei dersleri
kararlatrmt. Bu derslere devam edenler sadece dinliyor, notlar alyorlard. Bir eit kltr
alveriiydi. Snf gemek, imtihana girmek sz konusu deildi. Selim Srr Bey'in sve'ten
edindii vcut hakkndaki bilgilerden, Hadiye ok faydalanmt. Devam ettii konferanslarda,
sve'teki insanlarn vcut bakmna ne kadar nem verdiklerini renmiti. Selim Srr Bey
(Tarcan) anlatyordu:
"Her mahallede bir jimnastik salonu vardr. Orada ocukluktan balayarak srdrlen jimnastik
hareketleriyle, vcut saln ve vcut gzelliini korurlar. Bu hareketlerle vcuttaki kan
dolamn hzlandrrlar. Mslman Trklerin ounluunun namaz klmalar bu yzden bir
kazantr."
Selim Srr Bey her konferansnda bu bilgileri hem rencilerine, hem de serbest derse girenlere
cmerte sunuyordu. Selim Srr Hoca'nn iki kz vard. Bu kzlar incecik ve zariftiler. Hep birlikte
sahnede jimnastik gsterilerini yaparken onlan seyretmek byk bir zevkti. Hoca da kzlar kadar
evik hareketliydi. de lastikten yaplmaydlar sanki. Vcutlarnn kvrlp bklmeleri
alacak kadar gzeldi. Mzikle dans ediyorlard. Bu bir eit jimnastik balesiydi.
Hadiye bu derslere devam ettike ok heyecanlanyordu. Sabah uyandnda pencerelerinin nnde
rendii hareketleri yapyordu. Piyanosunu da misafir salonuna yerletirmiti. Her gn egzersiz
yapma imkan buluyordu. ark sylerken ald derin derin soluklarn, tiryakisi olduu sigarann
cierlerine verecei zarar azaltacan hayal ediyordu.
Vehbi Bey kzn sk sk arkadalaryla topland lokallere gtryordu. Bir gn de tramvayla
Fatih'e, Mnire Hanme-fendi'yi ziyarete gidiyorlard. Tramvayda Ziya Bey'le (Gkalp)
karlatlar. Diyarbakr'dan yeni gelmiti. Sevinle kucaklatk232
tan sonra Vehbi kzn tantt. Ziya Bey elini uzatt, Cahit bir b-yiik adammcasna Ziya'nm elini
skt. El pmeyi sevmiyordu.
Ziya Bey, elini skan kk kzn bu davranna biraz aarak Vehbi'ye dnd. Gzleriyle ona
sordu. Vehbi glmsedi:
"Benim kzm ancak ok ok yallarn elini per. Kendisine yakn yata bulduklarnn ise ellerini
skar. Yani Ziyacm, kzm seni kendisine akran bulmu demektir."
Ziya Bey, babasnn kucanda oturmaya niyetlenen Cahit'i kendisine ekerek yanaklarndan pt.
Sonra Vehbi'ye dnd:
"Saol Vehbi. ok mutluyum u dakikada. Bu gzel kzn beni gen ve kendisine arkada
grmesiyle, kendimi gerekten ok gen hissetmeye baladm."
Cahit, babasnn "Ziyacm" dedii kimsenin, dostu Ziya Bey olduunu anlamt. Yrei sevinle
doldu. Masallarn babasndan dinlemiti. Onun hayat hikyesini annesine anlatrken duymutu.
"Kzmn ad Cahit'tir."
Ziya Bey daha ok glmsedi. Yz aydnland. Gzleri parlad.
"Cahit demek..."
"Evet Ziyacm, seni de yakndan tanyor. Senin btn masallarn ona okudum."
Cahit'in sesi araya girdi:
"Babacm baka eyler de biliyorum. Hani banda bir kurun bulunduunu..."
Ziya Bey artk glmyor, byk bir sevgiyle Cahit'i gzlyordu. Eilerek sordu:
"Hakkmda daha neler biliyorsun Cahit?"

"Babamn akrabas, yakn dostu ve Diyarbakrl Trk kkenli olduunuzu ."


Ban babasna evirerek bakt. Vehbi ban iki kez sallad.
"Okuyabilirsin Cahit."
Cahit byk bir insan ciddiyetiyle hafife ksrd, sonra okumaya balad.
"ocuktum, ufacktm,
top oynadm acktm.
233
Buldum yerde bir erik, Kapt bir alageyik. Geyik kat ormana,
Tramvay Fatih'e gelmiti. Cahit, Ziya Bey'in yzne bakt.
"Devamn bir baka grmemizde okurum Ziya amcac-m."
Ziya Bey'in kollan Cahit'i alarak gsne bastrd. Gzleri yalyd. Vehbi'nin gzleri de
nemlenmiti. de duygu gzelliklerinin heyecanyla yaadklar bu dakikalar hi
unutmayacaklard. Ziya Bey ayrlrlarken tekrar pt Cahit'i, sonra Vehbi'ye dnd:
"Bu masallar, bu iirleri hem yazar, hem de hep dnrm; bunca emek ne iin? Kendi kendime
'Daha ciddi eyler yazmalydm' diye sylenirdim. u dakikadan sonra artk hi dnmeyeceim.
Cevaplarn senin kzn bana verdi."
Sonra tramvay durdu. Vehbi'yle Cahit, Ziya Bey'e veda ederek indiler.
Cahit okulun tatil olduu gnlerde, hele hava gneli ise kendi bana hep bahedeydi. Bahenin
duvarlar yksekti. ine dlecek havuz da yoktu. Topra kk apasyla kazmaya baylyordu.
Dads ona mutfakta filizlenen kuru soanlar ekmeyi retmiti. apalad topraa at kk
ukurlara, soanlar ba yukar gelmek zere sokuyor, stlerini toprakla kapatyordu. Bir hafta
sonra topraktan ba veren yeil ular grdnde, Cahit avaz avaz sevin lklaryla bu mjdeyi
vermek zere eve kouyordu.
Yine bir tatil gnyd. Vehbi Bey karsna, o gn Cahit'i Meclis'e gtreceini syledi.
"Ona 'Bizim meclis de tpk sizin okula benziyor, biz kocaman adamlar da sralarda oturuyoruz'
diye sz etmitim. O gnden beri sk sk onu Meclis'e gtrmem iin yalvaryor."
Hadiye armt.
"Bana bu isteinden hi sz etmemiti. Hayret."
Onlar konuurlarken kap usulca ald, Cahit ieri girdi. Gemici yakal, stlerinde pa
kabartmalar olan sar dmeli lacivert paltosunu giymiti bile.
"Babacm, siz hazrlanmadnz m?"
Hadiye kapda sabrszlanan kzma sordu:
"Hayrola kkhanm, byle iki dirhem bir ekirdek hazrlanmsnz, nerelere yolculuk?"
"Babam bugn dadma, 'Cahit'i giydir, Meclis'e gtreceim' demi. Sslenmemin nedeni bu.
Meclis-i Mebusan'a gitmek kolay m?"
O gn, Beikta Caddesi'ndeki Meclis-i Mebusan binasna girdiklerinde, Cahit binann bykl
karsnda kendisini minicik grd. Akam eve dndklerinde, grd her eyi annesine soluk
solua anlatt:
"O hallar serili koridorlar, duvarlarnda tablolar, tavanlarnda kocaman avizeler asl salonlar, hepsi
siyah elbiseli sakall sakall beyler... Hepsi de bana sorular sordular. Onlara okulumu anlattm.
Franszca arklar syledim, iirlerimi okudum. Babama hi anlamadm, szcklerle bir eyler
sylediler. Arada benim adm geiyordu ama anlayamyordum. Bize aylar, limonatalar,
kurabiyeler ikram ettiler. Pencerelerin dndaki denizden gemiler, sandallar geiyordu. ok
gzeldi."
Sonra glmsedi. Annesinin kulana sokuldu.
"Kk iim geldiini sylediimde, babam beni ald. Yrdk, yrdk, bir kapnn nne geldik.
Babam kapy at. 'Haydi iini gr. Ben seni kapda bekleyeceim' dedi. Girdim, ierisi bizim bu
oda kadar byk. Helann ta insanlara gre deil, hele ocuklara hi deil. Masallardaki devlere
yaraacak kadar geni mermer. ukura dmemek iin ok dikkat ettim. Babam demiti ki,

'Helann st tarafnda bir zincir vardr. in bitince, onu ek kzm.' Babam syledii iin ektim o
zinciri, ama dm koptu. Birdenbire yle sular fkrd ki kendimi ta-in dma zor attm."
Vehbi Bey, kznn tuvalet meselesinden sz ettiini anlamt.
234
235
"Su benim gzel kzm. Sana zincirin ne ie yaradn anlatmalydm."
"Akolsun Vehbiciim."
"Ama anneciim, ben slanmadm ki. Hem de ayaklarm bile slatmadan oradan kmay
baardm."
Hadiye hep kuku iindeydi. Kznn okumaya devam etmesini istiyordu. Madam Mektebi bitince
Cahit'i bir Fransz mektebine veya koleje verecekti. Onu nlerindeki hayata gre hazrlamalyd.
Mzik bilmeliydi, bir-iki lisan konuabilmeliydi. Kendisi iirleri anlayacak kadar Farsa ve
konuabilecek, derdini anlatabilecek kadar Arapa biliyordu. Fakat bu iki dilin dnya dilleriyle
hibir balants yoktu. Oysa Franszca bilmek, Fransz edebiyatn evirilerden deil de, z
dilinden okumann mutluluu bir bakayd elbette. Sonra imparatorluun birok nl ailesi,
ocuklarna mrebbiyeler tutarak, lisan retiyorlard. Hadiye, kendi doduu memlekette
yaayabilseydi, bugn istediklerini yerine getirebilecekti. Fakat artk Selanik'in hayali vard sadece.
Oralarda sahip olduklar gzellikler )roktu artk. Orada yaanan mutlu yllar, bandaki anlar,
hcrelerinde kilitliydi. Dnmek bile istemiyordu. Bugnk hayatn srp srmeyecei bile belli
deildi. Gelecek, karanlklarn ardnda gizliydi. Ancak sarayn dnyann gidiinden habersiz
olduunu iyi biliyordu. Hl eski hamam, eski tas.
Yenilmez bir ycelikte olduunu sandklar imparatorluun evresinde dnen d oyunlar
grmyorlard. Saray ve evresindekiler israf haramdan saymyorlard. Bu tarz yaam srenler
sadece saraydakiler deildi. Saraya en ufak bir ba olanlar bile lks iindeydiler. Bu deirmenin
sularnn d borlarla aktnn farknda mydlar? Halk, orta snf, yaamlarn glkle
srdryorlard. Pahallk her gn katmer katmer artmaktayd-Bir miktar birikmi paralar vard,
ama, onlar da kendi gelirlerinin stnde yaamaktaydlar. Ev halknn says artmt; buna karlk
gelirleri, pahallk karsnda her gn eksilmekteydi.
Hadiye iyi bir yolda olmadklarn hissediyordu. Yreini miren endieler, Cemil amcann szlerini
hatrlaynca dal ordu. Cemil amcann, "Eer bir gn aresizlik iine derse- Balkesir'de bir
amcanz olduunu, onun, kaplar sizlere ck bir evi bulunduunu unutmaynz" szleri ile
avunuyordu- Skrlarsa Balkesir'e gidebilirlerdi.
Cevahir ve Alaattin her hafta Beikta pazarndan yzleri aSk dnyorlard. Bir hafta, on be gn
nce pazardan ve bakkallardan yiyecek maddeleri almaya yeterli olan bir gm Mecidiye, artk ie
yaramyordu. evrede konuulanlar ise hi y-' rek ferahlatc deildi. Rumeli'de asi bayra
ekenler birer birer artmaktayd. stanbul, muhacirlerin aknna uramt. Ev kiralan pahallamt.
anakkale, birok ailenin erkeklerini yutmutu. aresiz kalm kimsesiz kadnlarn, koltuk altlarna
alp Bedesten'e gtrdkleri sandk eyalar artk para etmiyordu. Alclar mcevherat ve altn
ziynet eyalar istiyorlard.
anakkale'den gelen unlarla yaplan ekmekler, gaz kokmaktayd. ngilizler kaarlarken btn gda
maddelerine gaz boca etmilerdi. Baka ekmeklerin ise sprge tohumlarndan yapld szleri
ortalkta dolayordu. Alaattin nereden buluyorsa buluyor, ocuklar iin has ekmek getiriyordu.
Ailelerin byk bireyleri iinse, askerin tayn ekmeklerini satn alyordu.
Btn bu zntl gidiat iinde Vehbi Bey ailesi de hayatlarn ayn dzeyde tutabilmek iin bir
takm tedbirler almaya balamlard. Alaattin, bahenin iek tarhlarna soan ekmiti. Yine onun
tavsiyelerine uyan Hadiye, bahenin komu duvarna bitiik bir kmes yaptrmt. Pazardan on
kadar tavuk alnmt. Hi deilse ocuklar taze yumurta yiyeceklerdi. Taze yumurta ve yeil
soanla aile btesine ne kadarlk bir yardm olabilirdi ki? Alaattin, "Akmasa bile damlar" diyordu.

Giderler artarken gelirlerde hi ykseli olmuyor, hatta baz aylar maalar da gecikiyordu. Havalar
soumu, odun kmr masraflar da iki katma kmt. Hadiye iin iin korkuyordu. A Cevahir,
aylnn artrlmasn rica etmiti. Kk yardmc kz da... Madam Mektebi'nden gelen bir
mektupta, pahallk
236
237
nedeniyle, aldklar aylk cretlerle okulu idare edemeyecekleri belirtilerek aylklara zam yaptklar
haber verilmiti.
Vehbi, Meclis toplantlarna gidiyordu. mparatorluun her gn yeni kmazlara battn grp
kayglanyordu. Yz hep endieliydi. Artk sadece ocuklaryla oynarken ve karsyla babaa
kald dakikalarda yznn gergin hatlar yumuu-yordu. Tam bu dncelere dald srada
karsnn szleriyle silkindi. Dncelerinin yn deiti, aile meeleri n plana kverdi.
"Pahallk ve yokluklar artmakta. imdilik idare ediyorum Vehbiriim, henz btemizi
denkletirebiliyorum. Lakin bu pahallk ve yokluklar srerse, o zaman ok zorda kalacaz
demektir"
Vehbi, bir sredir kafasnda kurup* durduu dnceleri karsna ama zaman geldiini anlad.
"Ben sizi Balkesir'e gtreyim. ocuklarn da, senin de hava deiimine ihtiyacnz var. Bir
taraftan da, Diyarbakr'a, babama bir mektup yazdm. Hem ikimizin, hem de ocuklarn son
resimlerini gnderdim. Bir imkn varsa bana bir miktar para gndermesini de rica ettim.
Bugnlerde mspet bir cevap geleceini umuyorum."
Hadiye'nin yz kzard. Gzleri buuland.
"Beni beceriksiz ve tutumsuz bir kimse sanacaklar. Byle dnrlerse, ok zlrm
Vehbiciim."
Vehbi'nin hi duraklamadan verdii cevap rahatlatcyd.
"Babam Diyarbakr'da yayor. Ama imparatorluun kmekte olduunu o da gryor.
Dncelerini, ifreli yazd geen mektubunda anlarm."
Vehbi glmsedi.
"Biz Jn Trkler, mektuplarmzn alarak okunduunu bildiimizden arkadalarla aramzda bir
ifre yapmtk. Kolay yazlr, ancak ifreyi bilenler tarafndan okunabilirdi. Babacma da
retmitim. Bu ifremiz sayesinde fikirlerini, dncelerini ak ak yazabiliyor."
Hadiye, Vehbi Bey ve Alaattin dnda evin bykl kkl halk bu olaylarn farknda deillerdi.
ayan, ay balarnda Vehbi Bey'i getirdii altnlar Hadiye'ye teslim ederken gryordu. Bu altnlar
her ay, mavi atlas ya da krmz satenden yaplm ipek pskll keseler iinde mebus beylere
sunuluyordu. Altm altn kadard. Komodinin stnde duran o ayn altnn, konsolun gizli gzne
ayan yerletiriyordu. Hadiye, boalan keseleri de ona veriyordu. ayan, altnlar yerletirmeden
nce kk hanmn yatak rts zerine dkerek, onlarla oynamaktan ok holanyordu.
Hadiye'nin dilinde ayan'm bir ad da emniyet sand idi. Ahbap gezintilerinden dnte, takt
mcevherleri ayan'm eline verirdi. O muhafazalara koyar ve konsolun gizli gzne saklard.
katl evin temizliini, Hadiye'nin talimatlaryla a-yan'n gzetiminde Cevahir ve yardmc kz
yapmaktayd. ayan yava yava yemek piirmeyi de reniyordu. Hadiye de alkla ilgili
beceriler edinme abasmdayd. lk pilav piirme deneyi kt sonulanm ama sonunda pilav
yapmay renmiti. Bir de saray lokmas tatlsnda kendisini usta sayabiyor-du. Bu yndeki
almalar Hadiye iin ok nemliydi. renmeliydi. leride belki de o ilerin kendi payna
denini yapmas gerekecekti. Osmanl mparatorluu nerelere doru gidecekti? Bu knt
padiahn yerini bir bakasnn almasyla dze-lebilecek miydi? Osmanl tarihinin gemiinde
denenmi bylesi deimelerle sanki iyi sonular elde edilmi miydi ki yeniden ayn yola
bavurulmakla kurtulua kavuulabilsin? Daha iyi gnlere ulalabilme midi yoktu. Hadiye bu
konularda karamsard.
Hafta sonlarnda ocuklar ve ayan' alarak Fatih'e, teyzesine gidiyordu. Cahit'le ayan bu gece
yats misafirliklerine baylyorlard. ayan, ocukluunu ve ocukluktan kn g-zel gnlerini

beraberce geirdii konak halkna kavuuyordu. Onlara Selanik ve Pristine anlarndan tmn
anlatamamt, ou sebeple hikyelerin gerisini de syleme frsat buluyordu. Cahit'le Kaya ise Enis
ile Mnire'ye kavuuyorlard. Konaktaki
238
239
gen kzlar da ocuklarla beraberlikten ok holanyordu.
Yollar uzun srmekteydi. Gidip gelmeler zordu. Bu yzden aileler ve dostlar birbirlerine gn
birlik ziyarete gitmiyor-lard. Ad gece yats olan, birka gnlk, haftalk, hatta on be gnlk
misafirlikler yaplyordu.
Kanlca krfezindeki Defterdar Stk Beylere de gece yatsna gidiyorlard. Stk Bey'in kz
Mehdiye Hanm, Hadiye'nin teyzesi Naile Hanm'n olu hsan Bey'e evliydi. Bu evlilikle, iki aile
arasndaki dostluk akrabalkla daha da perinlenmiti.
Kanlca krfezindeki Kprl Yal'da oturuyorlard. Yalnn yars deniz kysnda, yars da orman
tarafndayd. Orman tarafndaki ok byk odann ad Tmarhane idi. Buras, evin ocuklar ile
gece yatsna gelmi konuklarn kzl olanl ocuklarna ayrlm oyun odasyd. Adna tmarhane
denilmesinin sebebi ise ocuklarn hibir tehlike olmakszn istedikleri kadar bara ara
oynamalarna izin verilmesindendi. Komaca, krebe, kat gen yavrusu, heykel oyunlar, zpzp,
ip atlama, seksek, uzun atlama, btn oyunlar serbestti. Yerler hal seriliydi. Pencerelerin demirleri
vard.
Bu oyun saatlerinin dnda, yalnn deniz st blmnde grlt yaplamazd. Hele deniz kysna
inmek kesinlikle yasakt. Evin hanm son derece tedbirliydi. Kzlarn ve torunlarn denize
dmekten korumak iin baheyle deniz arasnda tahta perde yaptrmt. Kapsnn anahtar da
Fatma Ha-mm'dayd. Hadiye de ok meraklyd. Yalnn denizle dudak dudaa olmas onu hep
rktrd.
Aye Hanm yengesi, Defterdar Stk Beyleri Selanik'ten tanyordu. stanbul'a dndnde bir trl
ziyaret frsat bulamamt. Kanlca'ya Stk Beylere gece yatsna gitmeyi dndn Hadiye'ye
sylerken, Cahit duymu, "Ne olur Aye Hanm yengeciim beni de gtrn, ltfen ltfen" diye
yalvar yakar olmutu. Aye Hanm, Hadiye'nin her konuda gvenini kazanm bir kimseydi. Kzn
ona gz kapal emanet edebilirdi.
O gn Aye Hanm, Cahit'i de alarak Kanlca'ya gitti. Cahit
240
sevin iindeydi. Annesinden ayrlrken onu pt. Hibir yaramazlk yapmayacana da sz verdi.
Kanlca'da Fatma Hanm'n torunu Neriman vard. Kendisinden biraz kkt ama iyi
anlayorlard. Bir de evin on alt yalarnda Fsunsaz adnda bir evlatl vard. O da Cahit'i ok
severdi.
Bykler yalnn deniz st odasnda kahvelerini ierlerken, Cahit baheye kmak istediini
syledi. Fsunsaz da msaade istedi.
"Bizim maltz keilerini merak ediyormu, hem de stlerinin nasl saldn grmeliymi. "
Bahedeki ahrda alt tane maltz keisi vard. Fsunsaz ahr sprd, onlar bir p kovasna
doldurdu, bahedeki aalarn dibine dkt. "Bu kei dklar yle gl bir gbredir ki bilemezsin
Cahitciim. Topra bunlarla besleyince aalar daha ok meyva verir. Sebzeler daha lezzetli olur.
imdi bu p kovasn bir gzel ykayacam.", dedi.
Deniz kenaryla baheyi ayran tahta perdenin ortasndaki kapy at. Kapnn nnde iki basamak,
mavi denizle dudak dudaayd. Fsunsaz kap eiindeki basamaa meldi, kovasn ykamaya
balad. Bir yandan da keyifli bir trk sylyordu. Cahit onun yan bandayd. Sonra daha da
yaklat. Onun durduu basaman yanma o da meldi. Fsunsaz kovasn suya daldryor, iine
elini sokarak her yann ovuturduktan sonra suyu boaltyordu. Denizin dibi yle mavi yle
gzeldi ki, geliyor, iki basama okayp geri gidiyordu.
Cahit, yle dikkatle, yle,holanarak bakyordu ki. Birden ne olduunu anlayamad. Ayaklan
bast basamaktan kayd, sanki uarcasna havaland. lk nce gn sonsuz maviliklerini grd,

gzleri yumuldu, yeniden atnda artk mavi gk yoktu. Drt bir yannda uurum benzeri mavi
derin sular vard. Soluk almak istedi, tuzlu sular azna doldu. Gerisini hayal meyal hatrlyordu.
Bacana bir el yapt. Fsunsaz'm alayan sesine karan dalgalarn seslerini duyuyordu. Sonra
kapkara bir bolukta, soluksuz derin kaytszlk ... Aradan ne kadar zaman getiini bilmiyordu.
lkten uzaktan uzaa sesler duyar gibi oldu. evresindeki alamalar, feryatlard bunlar. Fsunsaz
241
alyordu. Bykler baryorlard. ki el onu bacaklarndan tutarak ba aa evirmiti.
Azndan burnundan boalan sular, bir tenekenin iine ar ar ar akyordu.
Cahit birden kendine geldi. Sonra Aye Hanm yengesinin hkrklarn duydu:
"Ah benim biricik yavrum, ah, ah, ok krler olsun Allah onu bizlere balad. Ben Hadiye'nin
yzne nasl bakardm sonra? Ah ah ah!"
Bacaklarna yapan iki el onu dorultmutu. Fakat Cahit ayaklarnn zerinde duramad. Eer
birka el kucaklamasayd, yere kecekti.
abuk abuk stndeki slak elbiseleri kardlar, bir leenin iine koydular. Ilk suyla batan aa
ykadlar. Sonra havlulara sarld, bana bir tlbent doland. Derin derin soluk ald. Nefesinin
kt yerler hakikaten yanyordu ama Cahit nefes alabildiine ylesine mutlu oluyordu ki.
Fatma Hanm'm kucanda, yataa yatrld. Uykusu da gelmiti ama gzlerini amalyd, evresini
grmeliydi. Kirpikleri birbirlerine yapmt sanki. Amaya alrken Fsun-saz'm sevinli
barmasn duydu:
"Cahitdim, a gzel gzlerini, Fsunsaz ablan grsn. A gzelim, ne olursun a"
Cahit, Fsunsaz'm tatl yalvarna dayanabilir miydi? Onu ok seviyordu. Yapk kirpiklerini
aralayabildi. Fsunsaz'm yz gzlerinin yaknndayd. Mavi gzleri kan ana, kpkrmzyd.
"Alamsn Fsunsaz ablacm. Ama neden?"
"Ah senin alamsn diyen dillerini sevsinler, aladm ya. Alamak deil de feryat figan ettim.
Aptal kafal, sersem bir kzm ben. Yanma sokulup eie meldiini grmtm de oradan
kaldrmay akl etmemitim."
Fsunsaz'm szleri bir ninniydi sanki. Gzleri yeniden kapanyordu, uyumak istiyordu. Kirpikleri
yeniden birbirlerine yumuldu, uyuyuverdi.
Gzlerini atnda tavanda oynaan klar grd.
"Uyandn m?"
242
Bunu soran Neriman'n annesi Mehdiye teyzeydi.
Az sonra Fsunsaz'm sandndan kan ocukluk giysileri giydirilmiti. Bir byk tepsi iinde
sevdii birok yiyecek vard. Hele keilerin stnden yaplma ikolatal muhallebiye baylmt.
Tereya srlm, kzarm ekmekleri, peyniri, reeli doya doya yedikten sonra, el beziyle azn
sildi. Btn hane halk evresinde toplanmt. Teekkr etti. Fatma Hanm teyzesi son derece
scack bir sesle, adeta rica edercesine konumaya balad.
"Bak Cahit, gzel evladm, burada bulunan ve seni annen kadar seven bizlerin hepimizin senden bir
ricamz olacak."
Cahit biraz armt ama meraklanmt da. Szlerin sonunu sabrla bekledi.
"Bugnk denize dme olayn annene sylemeyeceksin."
te Cahit bunu yapamazd. Annesinden hibir gizlisi olamazd. Bunu syleyecekti, ama Fatma
Hanm elini dudaklarna gtrd.
"Elbette ki Cahit annesine yalan sylemez. Fakat eer bu deniz kazasn annene sylersen, bana
yine byle bir iin geleceini dnerek seni gzlerinin nnden ayrmaya korkacaktr. Ve hibir
yere dadnla bile brakmayacaktr. Eer bu olay hep beraber sylemez isek, bilmedii iin byle
byk bir merak ve korkuya kaplmayacaktr, anlatabiliyor muyum yavrum?"
Cahit anlyordu. Ban "Evet" dercesine iki kere sallad.
"Kabul ediyor musun?"
"Evet, fakat ne zamana kadar?"

"Gelin oluncaya kadar..."


Cahit kahkahalarla gld.
"Uuuu, o zamana kadar nasl sabrederim?
"O zaman dediin yllar abucak geecektir Cahitciim. Gz yumup amcaya kadar. Bir de
bakacaksn, gelinlik an gelivermi."
Cahit yine gld, sonra ciddileti.
"E ne yapalm, ben de sylemem."
243
Stk Beylerin krfezdeki kprl yallarnda, o gece elenceli geirilmiti. Cahit kazann
etkisinden abuka syrlmt. Yalnz Fatma Hanm sk sk kolonya ile sildii dereceyi Cahit'in
azna koyarak, ateinin olup olmadn kontrol etmiti.
Ertesi gn leye doru, Kanlca iskelesinden onlar Beikta'a gtrecek irket-i Hayriye
vapuruna bindirdiler. Cahit bylesi gezintilerden dnlerde, evini, annesini, babasn, kardeini,
dadsn ok zlediinden heyecanlanrd.
Tuzbaba'daki eve ulatklarnda Cahit annesini gnlk oturma odasnda, alm bir sandn
banda buldu. yle hzla koup annesinin gsne atld ki ikisi birden az kalsn yuvarlanacaklard. Hadiye, pp koklamadan sonra birka adm geri ekilerek kzma bakt. Kz
bir bakayd. Sanki boyu uzamt. Sanki bir iki ya daha bymt.
Cahit, annesinin urasn merak etmiti. Eilerek sandn iine bakt. Kitap doluydu. Kahverengi
maroken ciltli kitaplarn yannda, kaz patisi renginde yumuak ciltli kitaplar vard.
"Beikta'taki evde yerimiz dard, kitaplarmz sandklarndan karamamtk. Ama burada bo
duvarlara yeni yaptrdm raflarmza koyabiliriz. Sen de bana yardm eder misin gzel kzm?
Hem de tatlca nasl vakit geirdiini anlatabilirsin.
Cahit'in yanaklarna taze bir ate bast. inden, "Ah keke sz vermeseydim" dnceleri
geiverdi. Fakat o sylememeye sz verdii blmleri atlayarak orada yaptklarn bir gzel
anlatrken, annesinden ilk kez bandan geen bir eyi saklyordu.
K geiyordu. Cahit, Madam Mektebi'ne giderken kasklarna kadar tozluklar giyiyordu. Krk
manonuna soktuu elleri hi myordu. enesinin altndan balanan siyah kadife bal da
kulaklarn souktan koruyordu. Zaten okul evlerinin yakmmdayd. Cahit bu k seviyordu.
244
Odalarda ini sobalar yaklyordu. Baz geceler annesiyle babasndan ayrlamyordu. Onlarn
konumalarn dinleye dinleye yanlarnda, kucaklarnda uyumaya da baylyordu. Sabah onlarn
mrl mrl iir okuyular ile uyanmaksa, unutulmaz tadlar veriyordu. Annesiyle babas birbirlerine
usulca iirler okuyor, Cahit bu gzel dakikalarn bitmemesi iin iinden dua ederek dinliyordu.
Bahar gelmiti. stanbul'un drt bir yan, Boaz kys svama yeildi. Bu yeillikler kme kme
pembe erguvanlarla bezeliydi. Vehbi, drt yakn arkadayla o zaman harika bir mesire yeri olan
Gksu deresine giderken Cahit'i de yanna ald. Gksu deresinin iki yannda birbirinden zarif, gzel
yallar vard. Hepsinin birka basamakla dereye inilen kk rhtmlarna, her mevsim onarlp
boyanan sandallar balyd. Derede balk tutulurdu. Cuma gnleri btn sandallar rhtmlardan
sklr, malahl, arafl, yeldirmeli, bartl hanmlarla beyler, bu sandallarla dere boyu
gezintilere karlard.
Cahit, dadsndan, Cevahirden ve onlarn arkadalar olan baz konuklardan duyduu Gksu
deresini ok merak ediyordu. Vehbi Bey, hem yakn birka arkadayla dere kysndaki
lokantalarda bir le yemei yemek, hem de sonra bir sandal gezisi yaparak kzyla Gksu deresini
tantrmak istemiti.
Gn sabahtan ok gzel balamt. Lokantada gzel bir balk ziyafeti ekmilerdi. Gn le
sonuna dntnde, sra derede sandal sefasna gelmiti. Babasnn arkadalar, kahve nndeki
basamaklardan birer birer sandala bindiler. En sonunda Vehbi, Cahit'i sandala bindirmek iin
sandaldaki arkadana uzatt. O, Cahit'i tutmak zereyken, nasl olduysa sandal birdenbire kydan

ayrlverdi. Byk bir "cup" sesi duyuldu. Bir anda sular ald, krmz jarse pantolonu, krmz
kaza ve tepesi beyaz ponponlu krmz balyla Cahit sulara g-rnlverdi. Her ey bir an kadar
ksa bir zamanda oluvermiti. Sandaldakilerin drd birden Cahit'i yakalamak zere kydan
245
yana tler. Dengesi bozulan sandal, Cahit'in gmld sularn stne kapaklanverdi. Vehbi,
kendini suya atmak zereydi ki o anda duralad, suya den arkadalarndan birinin elinde havaya
kaldrd kocaman bir mercan bal benzeri kzn grd. Atlarak onu kapt, gsne bastrd.
Cahit alamyordu. Kendini yitirmemiti. Vehbi kz kucanda, biriken kalabal yararak kahveye
kotu.
Orada bir masa zerinde kznn slak elbiselerini kartt, garsonlarn getirdii havlulara sararak
kucana ald.
Babas slak salarn kuruluyordu. Cahit'in elbiseleri mutfakta atee tutularak kurutuluncaya kadar
orada kalmak zorundayd. Arkadalar slakt. Vehbi'yi brakmak istememelerine karn, Vehbi
srarl ricalarla onlar bir arabaya bindirerek gnderdi.
Vehbi havlulara sard kznn elbiseleri kurutulup getirildiinde el abukluuyla Cahit'i giydirdi.
Salarn tarad. Bu arada kznn ve kendinin heyecanlan yatmt. Kzn kucaklad, evredekiler,
"Gemi olsun, verilmi sadakanz varm beyim. Allah yavrunuzu size balad" szleriyle onlar
uurladlar. skeleye bir arabayla indiler. Vapura bindiler. Vehbi Bey yolda uzunca bir sre
dnd. Sonra biraz ezik ve zgn bir sesle konutu:
"Bu konuyu imdilik annene sylemeyelim Cahit. Annen rkecektir. Ve her evden ayrlnda kt
haber bekleyecektir."
Cahit'in yznde acaip bir ifade belirmiti.
"Yani ne kadar zaman?"
"Sen biraz byynceye kadar..."
Cahit'in yz karmakarkt. Kalar alnnn ortasnda birlemiti adeta.
"Evet kzm?"
"Yo, yoo baba, gelin oluncaya kadar bunu da gizleyemem."
"Sen gelin oluncaya kadar da ne demek?"
"Ne demek mi? imde bunu da saklayacak kadar yer yok ki!"
Vehbi rkerek adeta duyulmaz bir sesle sordu:
"Daha nce de mi vard?"
246
"Elbette vard ya, Kanlca..." deyince birden kpkrmz oldu.
"Ne demek Kanlca yavrum. Orada da m bandan gizlenecek bir olay geti?"
Cahit alamaya balamt. Artk sabr kalmamt. Zaten ipin ucunu karmt. Gerisini de
syleyecekti.
"Ben Cahit sz verdim. Siz de Vehbi sz verirseniz sylerim. Ama anneme sylememek artyla.
Kabul m?"
"Kabul. "
Cahit ineden iplie kadar Kanlca olayn anlatt. i boalm, hafiflemiti. Baba kz karar
verdiler. Cahit'in Gksu deresine dmesi anneye sylenmeyecekti. Uzun yllar sylenmedi de...
Vehbi Bey kzyla gezmelerinde ok daha dikkatliydi artk. Yollarda yrrlerken kznn elini
brakmyordu.
Hadiye Darlfnun'un serbest derslerine gitmeyi srdryordu. Donanma Cemiyeti'ne de ye
olmutu. Cemiyetin sosyal faaliyetlerinde almaktan holanyordu. Msamereler veriliyor,
piyangolar yaplyor, para toplama abalaryla grup almalarna hz veriliyordu. Kzlay iin de
ehit ailelerine, ocuklarna yardm kollar da durmadan alyorlard.
Bir cuma gnyd. Cahit'in okulu tatildi. Hadiye mze mdr Hamdi Bey'in mzenin askeri
blmnde verecei bir konferansa, Donanma Cemiyeti dare Heyeti'yle birlikte davetliydi.
Cemiyetteki arkadalar yetikin ocuklarn da beraber gtreceklerdi. Anneler ocuklarna

bylece Askeri Mze'yi de gezdirebileceklerdi. Hadiye kzna Baker'dan ald, iinde nar iei
bluzu olan ptikare dpiyesini giydirdi. Kendisi de son derece zarif ve kt. Bu zarafet ve klktaki
arballk giydii siyah renkten gelmekteydi. arafnn etei dar ve uzundu. Pelerini ise her
zamanki gibi dirseklerine kadard. Bu kyafetin zellii ise eteinin zerine giydii ve vcudunun
hatlarn belirten tayyr idi. inde Valansiya dantellerle ssl dik yakal
247
beyaz organze bluzu ile pelerinini kardnda, herhangi bir Fransz kadnnn zarafetiyle boy
lebilecek kadar kt. Ellerindeki siyah gderi eldivenleri bileklerinden dmeliydi.
Askeri Mze'nin kapsndan girdiklerinde, Donanma Cemiyeti yeleri hanmlar peelerini
amlard. Davetiyelerdeki numaralara gre yerlerini aldlar. Hadiye kznn baln kard,
salarn dzeltti. Cahit'e orada nasl davranacan iyiden iyiye anlatmt.
"Konumay yapacak olan, mze mdr Ahmet Hamdi Bey'dir. Gezeceimiz Askeri Mze'de
birok yenilikler yapt. Kendisi ok deerli, vatann seven, vatan iin ok alan bir kimsedir."
diye, mzelerde yapt nemli yeniliklerin neler olduunu da kzma anlatmt.
Ahmet Hamdi Bey salonun sahne tarafndaki kapsndan girdiinde, btn davetliler ayaa kalkp
alklamaya balad. Ahmet Hamdi Bey alklara teekkr ederek krsdeki yerini ald.
"Bugnk konumamz, lkemizin harp iinde oluu ve harbin getirecei btn zorluklara,
yokluklara, felaketlere gs gererek dayanan Trk kadnlar, Trk analar ve babalarn dvte
yitiren Trk ocuklarnn fedakrlklar konusundadr.
Sizler, cepheye koan babalarnz, kocalarnz ve evlatlarnzn arkasndan elbette ki gzya
dkmektesiniz. Fakat feda-krlk-larnz ve alkanlnzla, vatan uruna evlerinden ayrlan bu
kahraman erkeklerin yokluunu evrenizdeki insanlara hissettirmemektesiniz. Cephe arkasndaki
devlerinizi bilmektesiniz. Var gcnzle bu dvtesiniz. Trk anasn, Trk eini, Trk
ocuunu, hepinizi candan yrekten kutlarm."
Bu uzun konuma yle scack, yle yrekten kopmayd ki, antalar alyor, karlan beyaz
mendiller gzlerdeki yalar siliyordu. Hadiye'nin gzleri bulutlanm, yanaklar yalyd.
Ahmet Hamdi Bey szlerinin sonunu getirerek gelenlerin ilgilerine, heyecanlarna, beraberlerindeki
kopmazla teekkr etti. Alk bitmiyordu. Gerekten ok gzel saatler yaanmaktayd. Sonra
marlar alnd, iirler okundu; heyecan her an ar248
ordu. gu saatler sren heyecan doruk noktasna ykselte'n, Ahmet Hamdi Bey'in birka sz oldu:
"Muhterem Hanmefendiler, sevgili ocuklar. Elimde Donanma Cemiyeti'ne ait bir piyango bileti
var. imdi bu piyango biletini buradaki hamiyetli hanmlar arasnda bir ak artrmaya karacam.
Bilet en sonunda kimin elinde kalrsa onun olacaktr. Bu piyangonun geliri Mdafa- Hukuk
Cemiyeti'ne sunulacaktr."
Bir lira ksa zamanda be, on, yirmi, elli, altm oluverdi. Hanmlar comulard, artryor,
artryorlard. Hadiye de ak artrmaya katlmt. Cahit'i yanndaki sandalyenin stne karmt.
Kck sesini ykseltmeye alarak haykryordu. "Yirmi be kuru." Sonra paray krsdeki
sepete gtryordu. Belki bir saat, belki de sadece be dakikayd geen zaman fakat salonu byk
bir heyecan dalgas sarmt. Artk herkes dnmeden, o ana kadar ne kadar ba yaptn bile
bilemeden var gcyle bileti artrma cokunluu iindeydi. Krs stndeki sepet, kt, gm,
altn paralarla dolmutu.
Ahmet Hamdi Bey, en son bir altn lira getiren Cahit'e bakt. Yanaklarn okayarak onun elindeki
altn liray sepete brakt ve elindeki piyango biletini kaldrarak gsterdi.
"Saolunuz aziz Trk kadnlar, sizler bu vatann temel direklerisiniz. Var olunuz. Bu sepette
birikenler, askerlerimizin ila parasna, sarg bezine, bakmlarna gidecektir; buna emin
olabilirsiniz. Sizlere teekkr edilemez; sizler Tanr katnda yerlerini alm mukaddes insanlarsnz.
Saolunuz, varolunuz. imdi piyango biletini sahibine takdim edeceim. Birinci olan kk
hanmefendi Cahit kzmz... Bileti kendisine veriyorum."

Alklar arasnda bileti Cahit'e verdi. Cahit teekkr etti, bir kou annesinin yanma geldi. Hadiye
onun kulana eildi, bir eyler syledi. Cahit geldii yldrm hzyla Ahmet Hamdi Bey'in yanna
kotu, onu selamlad.
"Muhterem bymz, ben bu bileti kazandm iin ok butluyum. Bu mutluluumu sonsuza dek
srdrmek iin biletimi Donanma Cemiyeti'ne armaan ediyorum, ltfen kabul ediniz."
249
.J ,
Ahmet Hamdi Bey bir an durakladktan sonra byk krsnn yannda duran minicik kz
kucaklayarak para dolu sepetin yanma kard. Sesi titriyordu.
"te sayn hanmefendiler, bu kk kzda btn Trk kzlarn gryorum, iftihar etmekteyim.
Gsm yle kabarmakta ki tarifi g. Yaasn gelecein analar, alklyoruz, hep beraber
alklyoruz."
Bir Cuma gn idi. Cahit babasn evrede gremedi. Sor-maktansa, aramay dnd. Bir bir
odalar dolamaya balad. Babas hibirinde yoktu. En st katta "Cihannma" denilen bir oda
vard. Orada henz yer olmad iin almayan kitap sandklar ve birtakm kullanlmayan eyalar
durmakta idi. Ci-hannmanm, Hadiye'nin yatak odas ile Aye Hanm yengenin odasnn benzeri
bir cumbas vard. Cahit, yldrm hzyla merdivenleri aarak birinci kata ulat, sofada daha da
hzland. Kendini cihannmann sofasnda bulduunda soluk solu-ayd. Fakat derinden derine
soluklannca, iine bir tuhaf, bir deiik, bilmedii fakat holanverdii bir koku doldu. Koku
cihannma odasndan geliyordu. Parmaklarna basarak kapya yaklat, koku daha da artmt.
Kapy amaya karar verdi. Tokma yava yava evirdi, kanad aralad; yle sessizdi ki kanad
iterken gcrdamad bile, ban arasna soktu. Birdenbire ylesine ard ki! Babas oradayd fakat
hi de bildii, tand biimde deildi. Alak bir tabureye oturmutu. Arkas dnkt, salar
pencereden giren gneten altn bir yaldz gibi parlyordu. Srtnda bir beyaz doktor gmlei vard,
uzun etekleri tabureden sarkarak yere birikmiti. nnde ayakl, tahta bir ara vard, bu aracn
ortasnda bir resim duruyordu. Ve babas elindeki uzun sapl frayla o resme bir eyler sryordu.
Odann havas o tuhaf kokuyla tka basa doluydu; soluklanmak isteyince genzi yand. Elinde
olmadan ksrnce birden babas dnd. Babasnn ilk anda ciddi bir ifadeye brnm olan yz,
kzn karsnda grnce bir anda yerim sevince, sevgiye brakt.
"Gel bebeim, yle rkm tavan gibi durma. Gel bak, babac*"1 ok krler olsun, resim
sehpasn koyacak bir yer buldu. Bulup da boya kutularn at, samur fralarn ince kt
sarglarndan kararak u vazonun iine yerletirdi. Paletini saran paketten kurtard.
Bir zamanlar her gn resim yapardm. Frsatlar azald. Ka seneler var ki bugn bekliyordum. Gel
bak, u kar grntleri resimlemeye alacam."
Cahit byk merakla sehpann stndeki resme bakyordu. Kimi yerleri henz karakalem siyah
iziliydi, kimi yerleri boyanmt. Bu stanbul'un kar kylardan grnen siluetiydi. Minareleri
sisler iinde olan Sultanahmet Camii ve evresi... Cahit babasna ii iine smayarak hayranlkla
bakyordu, imreniyordu, resim yapabilmek ne gzeldi...
"Ah babacm ben de resim renmek istiyorum. Hep istiyorum ama bugn sizi grnce iimde
bir eyler olmaya balad. Bana da retir misiniz?"
Vehbi kznn merakna sevinmiti. inden dualar ykseliyordu. "Yarabbi yurdumuza dirlik,
dzenlik ver, ver de, biz de ocuklarmz yetitirebilelim." Her ey ve her istek memleketin
dzeninin daha fazla bozulmamasna balyd.
Birden bann iine korkularn, kuruntularn sisli, buulu bulutlar srlmeye baland. nsanlar
sevdikleri iin almak, onlarla beraber yaayarak evlatlarn yetitirmek istiyorlard. Bu
isteklerinde gereklere uymayan bir yn yoktu ki. Vehbi sadece ve sadece bunlar istemekteydi.
Kk de olsa bir yuvas olmasn ve o atnn altnda yaayanlarn souklardan, yamurlardan
korunmasn, karnlarnn rahatlkla doymasn, salklar yerinde bir yaam srdrmelerini
istiyordu. Evet, sadece bu kadar basit, bu kadar dmdzd istekleri. Dncelere dalan Vehbi Bey,
Cahit'in yanndan ayrldnn farkna bile varmad.

Birazdan odann kaps ald, ieri Hadiye girdi. Srtnda koyu renkli araf vard; yanaklar
pembe pembeydi, heyecanl ve neeliydi.
Vehbi Bey elindeki paleti masaya brakt, ellerini beyaz bir bezle sildi.
250
251
"Hayrola karcm, heyecanlsn?"
Hadiye heyecann yattrmak istercesine birka derin soluk ald. antasn masaya brakt,
elindeki eldivenlerini karyordu.
"Bugn Donanma Cemiyeti'nde ok duygusal saatler yaand, yeni yeni kararlar alnd."
"Hayrl olsun, ne gibi kararlar?"
Hadiye cevap vermedi, telala arafnn pelerinini karyordu. O srada ayan, iinde iki kahve
fincan bulunan gm bir tepsiyle ieri girdi. Hadiye ayan'a glmsedi.
"Hay sa ol ayancm, Hzr gibi yetitin. u eteimin belinin kopalarn skver. Kahveleri de
masaya brak."
ayan onun dediklerini yerine getirdi. Eteinin darack belindeki kopalar ald. Hadiye saa sola
bir iki kprdannca etek kayarak yere syrld. ayan arabuk Hadiye'nin belindeki etei, peeyi,
yerdeki etei masadaki antay, eldivenleri toplayp hzla odadan kt. Hadiye arafnn altna
giydii etei volanl, volanlarn ular dantelalarla ssl pembe renkli i etekliiyle kalmt. ayan
sol kolunda zenle tuttuu robd-ambr ile odaya girdi.
"yeceksiniz kk hanm. Burada soba yanmyor." Hadiye gld.
"Ama ben yanyorum ayan zlme. Mamafih beni dndn iin teekkrler ederim."
ayan'm tuttuu robdambr giydi, kuayla ince belini skt. ayan kt. Vehbi sigara paketini
uzatt, ikisi de birer sigara aldlar. Kahvelerinden birer yudum itiler.
"Anlatn bakalm Donanma Cemiyeti'nde olanlar." Vehbi heyecanla Hadiye'nin azndan kacak
szleri bekliyordu. Fakat Hadiye'nin odaya ilk girdiindeki o heyecanl hali gitmi, yzne
endieyle kark ciddi bir ifade yerlemiti.
"imdi dnyorum da acaba tekliflere evet demekle acele mi ettim Vehbiciim?"
"Kafann iinde neler olduunu bilmiyorum ki Hadici-im..."
"Haklsn, Donanma Cemiyeti'nde btn hanmlar bize ha252
ueri veren ve alakadar olmamz rica eden bakanmza sz ver-dik-"
Hadiye sigarasndan nefes nefes stne ekiyordu. Sanki btn dumanlan iinde tutarak soluklar
dar vermiyordu. Vehbi her zaman sabrlyd fakat karsnn bu konuyu bir trl
aklayamamasmn nedenlerini merak ettiinden sabrszlanyordu. Evet o sylemedike Vehbi'nin
merak artyor Hadiye'nin de yznn pembelii uuyordu. Sonunda iini ekti.
"Sana sormadan daha dorusu sana danmadan sz vermemeliydim."
Sonra anlatt, mesele yleydi. Devlet harpteydi, byk zorluklar iindeydi, halknn yardmn
istiyordu. Bu yardm da uydu: Hanmlarn cmerte, Devlet-i Aliyye'ye ss eyalarn, taklarn
mcevherlerini vermelerini istiyordu.
"Bu, Cemiyet'in yllk toplantsyd. Gen katip o kadar gzel, o kadar candan konuuyordu ki
tiyatro salonunu dolduran yzlerce hanm ellerindeki, boyunlarmdaki ziynetlerini verdiler. Eh, yle
topluluklara giderken sslenmek, ziynet eyalar kullanmak adetim deildir. O yzden hibir
eyimi veremedim sadece sz verdim."
"Bu nasl bir sz?"
"Btn mcevherlerimi satarak stikraz- Dahili senetleri alacama dair. Devlet, bizlerden alaca
paralara karlk, ayda bir miktar altn olarak faiz verecek."
Vehbi dnceliydi. Hibir zaman karsnn yapt ilere, kararlara karmazd ama bu sefer
tutumu bakayd.
"Bana dammalydm Hadiyeciim."

"Haklsn Vehbiciim ama madem ki devletimizin yardma ihtiyac varm, bizlerden yardm
istemekte. Devletime yardm
benim mcevherlerimden daha gurur verici bir davran deil mi?"
"Elbette karcm elbette. Senin kadar vatansever bir insan Jn elbette ok doru bir hareket.
Ancak vermek istediklerin de senin aile yadigrlarn. Senin iki kz ocuun var deil mi? y-'e
dnmeliydin. Kzlarna vereceklerini bir tarafa brakarak, kendine ait olanlar devletine hibe
edebilirdin."
253
"Ama bizden hediye deil, bor istiyorlar." "Demek Cahit gelin olurken vermeyi tasarladklarn ve
bana her zaman szn ettiin kymetli gerdanlk takmn bor veriyorsun. Ya benim sana
dnmzde taktm mcevherler? Ya da Kayacmn bir lal, bir prlanta, bir zmrtl halka
kpeleri, ya o evresi mor yine ortasnda be keli prlanta zincirli, boynuna taktn saatin?
Sayaym m. Amcan Paa hazretlerinin, teyzen Mnire Hanmefendi'nin hediyeleri, sayaym m?
Bir ekmece dolusu altn zincir. Desteyle inciler, saysz yzklerinin hepsini mi vereceksin
Hadiyedim?"
Hadiye'nin gzleri buulanmt. Konuamyordu. rkek bir ocukmu gibi kocasna bakyordu.
"Demek benim hamiyetli vatansever karcm, btn varln devletine bor vererek karlnda
ssl psl yazlm kt paralar alacak. ehzadeler, bakadmlar, gzdeler ve Padiah efendimiz
de btn mcevherlerini devletlerinin yardmna sunmak iin satacaklar m? Sanmyorum ki
Osmanl Dev-leti'nin dnya milletlerine boazna kadar borlu olduu bu devirde, onlar ahsi
servetlerinin bir tek bakr sikkesini dahi vatanlarnn yaralarn sarmak zere verebilsinler."
Vehbi'nin yz saryd. ylesine byk bir znt duymaktayd ki... nk Meclis'te bu konuda
tartlmak istenmi, nazr paalar ve mebus beyler bu meselenin konuulmasna bile
yanamamlard. Millet her zaman fedakrd, byle devirlerde Osmanl Devleti tebaasndan ister, o
da kefen paralarna kadar karr verirdi. Ama artk halkn ekmek paras bile yoktu; ancak asker
urbas giyerek, yar a yar plak yollara dyorlar, oralarda padiahlar iin canlarn seve seve
veriyorlard. Hadiye kocasn hi byle konuur grmemiti.
"Beni hamiyetsiz sanma sakn. Sakn hakkmda yanl dncelere kaplma. Fakat benim soylu,
alicenap karm tabii ki verdii sznden dnmeyecektir ama ancak, kzlar iin ayrd dndaki
mcevherleriyle stikraz- Dahili senetleri alarak vatanna yardm edecektir."
Aadaki orta katta Aye Hanm yengenin odasndaki Ca254
ujt yukarda konuulanlar iitse bile elbette hibir ey anlaya-mayacakt. Aye Hanm perembe
gnlerini hep hazrlkla geirirdi- Ykanr, paklanr, en gzel elbiselerini giyer; salarn tarar,
topuzunu ok dikkatle yapard. Kolay m, bir haftadr ii vana yana zledii kz Mukaddes
gelecekti. O gn a Ceva-hi/e de Mukaddes'in sevdii yemekler yaptrlrd. Aye Hanm mutfaa
iner, Mukaddes'in bayld Rumeli breini aard. Cevahir, biri peynirli, dieri kymal brek
tepsilerini beyaz rtlere sararak mahallenin frnna gtrrd.
En sonunda sokak kapsnn ngra n m m ttnde Aye Hanm heyecan iinde odadan
frlard. Merdivenleri hzla iner, evin kapsndan baheye inen merdivenleri de bir solukta aarak
kapy aard. Mukaddes artk araf giyiyordu. Siyah arafnn altnda dar muallime formas
vard. Elinde ii kitap, defter, kalem dolu olan antasn tard.
Aye Hanm kzn perken hep alard. Cahit onun gzyalarna zldn sylediinde, "Bunlar
bu gzyalar deil, kavuma sevincimin incileri" derdi. Mukaddes'in tatil gecelerinde sofrada bir
baka enlik olurdu. Kaya da sofrada beslenirdi.
Sofraya indiklerinde, Cahit annesini grnce birden ard. Birka saat nce koyu renkli arafyla
frtna benzeri eve giren, yanaklarnda pembe gller am gzleri yldz yldz ldayan annesinin
pembe glleri sararm, gzlerinin klarn buular rtmt. Mukaddes'e sorular soruyor, can
kulayla dinliyordu gya. Babas da resim yaparlarken ne kadar neeliydi. Ne olmutu annesiyle
babasna, glmsyorlard ama ikisi de alayacaklarmcasma zntl grnyorlard.

Gece dads yataa gtrmek zere geldiinde, Mukaddes, Cahit'e "Biliyor musun Cahitciim,
yarn seninle Hilal-i Ahmer (Kzlay) iin iane toplama gezisine kacaz. Annen izin verdi." dedi.
Cahit, Hilal-i Ahmer ve iane szcklerinden bir ey anlamad, Mukaddes Ablasnn yzne bakt.
Mukaddes glerek ona sarld.
"Elbette bir ey anlamadn biliyorum. Annenle bir yerlere
255 '
giderken grmsndr; boyunlarndaki kocaman sar kumbaralarn sallarlar, 'Hilal-i Ahmer iin
bir iane istiyoruz' derler. te sana kk, bana kocaman bir kumbara verecekler. Sokaklarda gezip,
yaral askerlerimiz iin para toplayacaz."
Yaral asker kelimesi arm yapmt. Annesiyle babasnn konumalarndaki cephe, yaral asker,
lm szlerini ok iitiyordu. Bir yerlerde, byk bir sava olduunu biliyordu ama nedenini
anlamyordu.
"Sizde byk kumbara, bende kk. Ben her yanmzda geenin, her karmzdan gelenin yolunu
keseceim. Kumbaram ak diye seslendirerek 'Hilal-i Ahmer'e ltfen yardm ediniz' diyeceim,
deil mi Patakez abla."
Daha Cahit ilk konumaya baladnda Mukaddes Abla demeyi becerememi, Patakez abla
demiti. yle holarna gitmiti ki> dzeltmemilerdi. Cahit o zamandan beri Mukaddes'e Patakez
abla diyordu. Birbirlerine iyi geceler dilediler. Cahit dadsyla odalarna gitmek zere odadan
ayrld.
Beyazt Meydan'nm ortasnda bir byk adr kurulmutu. Ortasnda krmz bir yazyla Hilal-i
Ahmer yazlyd. Birok gen hanm, gen bey ve ocuk vard. Cahit'le Mukaddes beraber
kacaklard. Cahit'in ayaklarnda siyah yumuak deriden yandan dmeli potinleri, stnde beyaz
tozluklar vard. Srtnda bahriye paltosu vard. Beyaz yn eldivenleri ve balyla ok kt.
Mukaddes de annesinin diktii koyu bordo renkli yeni arafn giymiti. Peesini rtyordu,
ayanda bordo renkli iskarpinler, ellerinde beyaz eldivenler vard.
adrdan ktlar, ikisi de ok heyecanlyd. Yz yine hafif pudra srm olmasna ramen
Mukaddes'in yz sarcayd. Cahit'i ise ate basmt. Daha birka adm atmlard ki Cahit ne
atld, orta yal bir beyin nn kesti.
"Yarallarmzn bakmlar iin Hilal-i Ahmer'e yardm etmez miydiniz efendim? ehitlerimizin
ocuklar iin, eleri iin."
Bey bakt bakt, elini yeleinin cebine atarak bir yirmilik gm Mecidiye kard, sonra bir tane
daha...
256
"Buraya m atacaz kk hanm?"
"Ltfen efendim u kk delie. Gm ve altn paralar u yandaki delie atlacak, kt paralar
stndekine."
Bylece balayan toplama ii iyi gitmiti. ki saat sonra dolan kumbaray boaltmak iin Beyazt
Meydan'ndaki adra dndler. lk deneylerden sonra karar vermilerdi. Cahit konumay yapyor,
Mukaddes kumbaray silkeliyordu. nk paralarn arln kaldrmaya Cahit'in gcnn
yetmediini anlamt. Her adra dndklerinde grup bakannn tebrikleri teekkrleri pepeeydi,
armt.
Akama doru yorulmulard. Kendilerine ayrlan semtlerin en sonuncusu Babali'ydi.
Ktphaneler ve doktorlar dolaldktan sonra bitecekti. Babali Caddesi kk kumbaray
doldurdu. Byk kumbarann dolmasna yakn Prof. Besim mer Paa'nn Sultan Mahmut
Trbesi'nin karsndaki muayenehanesi nne gelmilerdi.
"Bu son duramz Cahitciim?"
Paann kapsn aan uak Mukaddes'in konumasn dinledi.
"Hasta deiliz. Hilal-i Ahmer'e iane topluyoruz. Paa hazretleri ltfen bizi kabul etmek ltfunda
bulunurlarsa minnettar kalrz."
Uak sokak stndeki odann kapsn vurarak girdi, az sonra kt:

"Buyrun, Paa hazretleri sizi bekliyor."


Besim mer Paa, Cahit'in kumbarasna yle gm mecidiyeler deil, sar sar altnlar att. Onlar
sokak kapsna kadar uurlarken, ocuklar pt, "Berhudar olun evlatlarm. Bu vatanda sizin gibi
kzlarmz yetitike memleketimizin istikbalinden korkmayalm. Gle gle ocuklar, baka
zamanlarda Hilal-i Ahmet'in yardmna ktnzda sizleri yine beklerim."
Hadiye'yle Vehbi kzlarn sabahtan akama kadar hi dolamam gibi prl prl nee iinde
grdklerine sevindiler. Ama Cahit onlarn hl her zamanki hallerine dnmemi olduklarn
grnce ok zld. inden karar verdi, sofradan kalktklarnda onlara bu zntl grnlerinin
sebeplerini soracakt..
257
Cahit elinde orba ka dncelere dalmt.
"Karadeniz'de gemileriniz mi batt efendim?"
Cahit ard kald. Birka kak orba imiti henz. Uzun dnce yollarn nasl da ksack
zamann iine almt. Glmseyerek babasna bakt.
"Affedersiniz babacm, orbay ierken Diyarbakr'daki evinizi, bahenizdeki havuzu hatrladm.
"
"Sevgili kzm, bu sofra bandaki herkes ve ben, sabahn erken saatlerinden beri yaadnz
serveninizin hikyesini bekliyoruz."
Cahit kendisine bakan Mukaddes ablasna dnd.
"Patakez ablacm, pek o kadar merakl bir eyler olmad deil mi?" Mukaddes sitemle Cahit'e
bakt.
"Affedersin sevgili Cahit ama hi de yle dediin gibi gemedi gnmz."
O gece annesi onlara bir mzik leni verdi. lk nce udla klasik Trk musikisi besteleri ald,
okudu. Sonra piyanonun nndeki tabureye oturdu. Parmaklar ruhunda yaayan frtnalar
yanstyordu. Konakta yle frtnal mzik yaplamazd. Ama imdi Hadiye comutu. Valsler,
marlar alyor ve yine yksek sesle okuyordu.
Hadiye'nin parmaklar tularn zerinde ylesine yumuak, okarcasna dolamaktayd ki... Sesi de
artk hznl ve aclyd. Syledii ark yava yava baka makamlara geiyordu. Sonunda
tmyle deimiti. Bu artk bir trkyd. Gerilerdeki anlarn scaklnda yaayan bir Rumeli
trks.
"Mayada'dan kalkan kazlar, al topuklu beyaz kzlar."
Artk ne Mayada'da geni beyaz kanatlarn mavi gklere aan kazlar vard, ne bu trkye kendini
kaptrp ayak uydurarak hora tepen al topuklu beyaz kzlar.
"Kanadnn ucu szlar."
Hadiye'nin yreinin ucu deil, her yan szlyordu. Neden byle yrei yanyordu? Yoksa
stanbul'un da, kendi sevgili Selanik'i gibi elden gidecei korkusu muydu?
O neeli gnn sevinli gecesinin sabahnda Vehbi Bey Ha-diye'ye mcevherler konusunu amt.
"Bugn emanetlerini kuyumcu bir dostuma gstereceim. lk nce bir fiyat bildirmeliyiz, belki
mcevheratna kendisi talip olur, belki bir mnasip mteri bulur. Sen hi zlme gzelim. Madem
ki kararnda ciddisin ve ocuklarmz iin ayr dediklerimi de aynen kabul ettin... smail Hakk
Be/le de bu konudaki fikirlerini almak zere konuacam."
Hadiye kocasn dinlerken henz kahvaltsn yemekte olan Cahit'in byk merak ve dikkatle
kendilerine baktn grmt. Vehbi karsna dnd.
"Cahif i de Kapalar'ya gtrsem, onun ilgisini ekeceini sanyorum. Bugn Meclis de tatil.
Zaten son gnlerde hep tatil ya. Ne dersin gzelim?"
Hadiye ksa bir dnceden sonra mrldand. "Eer sence bir mahzuru yoksa..."
Cahit biraz sonra giyinmi olarak odaya girdi. Vehbi Bey Hadiye'ye dnd:
"smail Hakk Bey gelirken kzn da getirmelisin demiti. Emanetlerini teslim ettikten sonra ona,
stinye'ye gideriz. Belki smail Hakk Bey alkoyabilir, gece de kalabiliriz deil mi?"
"Elbette Vehbiciim. Cahit ok dikkat et. Ben lebiderya yerlerden hep rkerim."

Sokak kapsna giden bahe yoluna girerlerken Cahit babasnn elini sk sk tutuyordu.
Yoku bitmi, Beikta'a inmilerdi. Tramvayla Sultanahmet'e gideceklerdi. Babas tramvay
durana yrd. Gelen tramvayn vatmanna eliyle durmasn iaret etti. n kapdaki
merdivenlerden sahanla girdiler. Tramvayn iindeki sralarn bo olanna, Cahit pencere tarafna,
Vehbi orta geitten yana oturdular. Tramvay tavandan yerlere kadar sarkan kahverengi perdelerde
orta yerinden blnmt. Cahit perdeleri grdnde ard. Hemen babasna sordu.
Vehbi bu g konuyu, kadnlarn erkeklerden saklanma ne258
259
denlerini anlatma zorunluluunu dnd, sonunda zetledi
"Hanmlarn daha rahat edebilmeleri iin yle onlara zel blm ayrmlar."
Cahit hemen baka konulara geivermiti. Gzel oymalarla ssl yaldzl byk bir kapnn
nnden geiyorlard. Dikkatle bakyordu. Babasna dnd.
"Kaplar ok gzel ama kapal. Nbetiler de var. Babacm kimin evi var bu kapnn ardnda?"
Vehbi glmsyordu. Ne sylemeliydi kzma? "Buras Dolmabahe Saray kzm; iinde imdiki
padiahmz Sultan Reat oturmakta."
Cahit, padiahmz Sultan Reat kelimelerini iitince heyecanland.
"Hani bir gn Ihlamur'da geziyorduk. Btn insanlar yollarn kenarlarna sralanmlard. Atl
tfekli askerlerin arasndaki ssl arabada oturan beyaz sakall padiah m? Hani ben selam
durmutum da o da bana glerek selam vermiti?" "Evet kzm. Beyaz sakall padiah."
"Bu duvarlarn arkasnda imdi benim dedeciim gibi uzaklarda yalnz bana oturuyor, yazk."
Vehbi, Cahit'in Sultan Reat'a acmasn ok yerinde buldu. Gerekten padiahlk kendisine ok ge
gelmiti. Sultan Reat artk sabah konutuklarn, le zaman tmyle unutuyordu. Cahit yine
baka bir soruya gemiti. "Babacm niin sokaklarda ok az insan var? br insanlar neredeler?
Hem de bu insanlar hep kadn ve ocuk. "
Cahit'in sorular Vehbi'nin yreine haner gibi saplanmt. Ona 'Cephelerde, savalarda yar a
yar tok, yar giyinik, yar plak, bou bouna hi uruna lyorlar. Vatann drt bir yannda
nedenleri belirsiz dvyorlar7 diyemezdi ki! "Erkekler ilerinde glerinde..."
Bu zor sorular devam edecekti ki onun szlerini duymazla gelmesi frsat kvermiti. Galata
Kprs'n geiyorlard-Kprnn Hali yakasnda balk tutanlar vard.
"Balk tutanlara bak Cahitciim. Oltalarn ularndaki balklar gm gm parldyor."
Tramvaydan indiler. Cahit yine babasnn eline sk sk sa-lmti- Sultan Mahmut Trbesi'nin
bulunduu dar sokaktan KTuruosmaniye Caddesi'ne ktlar. Bu cadde Cahit'in ok houna
gitmiti- Byk dkknlarda eitli mallar satlyordu. Hava soumutu. Ban havaya kaldrarak
ge bakt. Kuruni renkli bulutlarla rtlyd. Burnuna bir odun kokusu doldu. Dkknlardan
birinin camekanndan karlm bir boru duman pskryordu.
Nuruosmaniye Camii'nin avlusunda sralanm sakz leblebi, fndk, fstk satclarnn yzleri
mosmordu. Souk ilerine ilemiti besbelli. Avluyu getiler. Avluyla Kapalar'nn kapsnn
arasndaki amurlu sokakta lgn bir rzgr esiyordu. Cahit babasna sordu.
"Kapalar nerede babacm?"
"te karmzdaki byk kapnn ardnda."
Demek sonunda Kapalar'ya ulamlard. Artk me-yeceklerdi. O byk kapdan
girdiklerinde ierinin scack havas Cahit'in yzn okad, btn vcudunu sarverdi. Ve oktan
beri duymad bir koku genzini gcklad.
Tarn, karanfil, zencefil, nbet ekeri... Bunlarn kokularn bykannesinin ksrk iin
kaynatt erbetlerden biliyordu. Bunlar dost, bildik kokulard. Bykannesi ksrk tuttuunda
her zaman krmz renkli menku adn verdii bu scak uruplardan ierdi. Menku kokusunu andran
kokuyu derin derin iine ekti. Birden bykannesini, bykbabasn, teyzesini, Enver, Enis,
Orhan, Yusuf aabeyleri zlemiti. Hepsi burnunda tutmutu. Gzel evlerini, yeil pancurlu yatak
odasn, annesinin krmz ibikli beyaz horozunu grecei gelmiti.

Bykannesi "Cahitciim inallah nmzdeki yaza gelebilirsin, sen de Galik nehrinde yzmeyi
renirsin. Btn ailenin yzmeyi rendii soylu bir nehirdir" demiti. Gelecek yaz niin hi
gelmemiti? Anlamak istiyordu.
Babas Diyarbakr'a annesi de Balkesir'e gitmekten sz eder olmulard. ini ekti. Babasnn bir
eyler sorduunu far-kedince ban ona kaldrarak bakt.
"evrene bakmyorsun Cahitciim. Evde duyduun sevin260
261
cin buralar grnce artacan sanyordum, neyin var gzelim, yoksa hl yor musun?"
"Hayr myorum babacm. Burann kokularn soluk-laymca birden Selanik'i ve iftlii
hatrladm. zlemiim hem de ok."
Vehbi duralad.
"Bu konular akama konualm olur mu? Senin imdi evrenle ilgilenmeni istiyorum. Zaten birka
sokak sonra ksa sre iin Kapalar'nn dna kacaz. Dikran Efendi dostumun dkkn
darda, yine Kapalar'ya bal bir han iinde."
Cahit evresine bakmyordu, dkknlarn ounun cameknl vitrinleri yoktu. Hele kumalarn,
halclarn nleri tmyle akt. lerinde minderlere bada kurup oturan kimseler dkkn
sahipleri miydi acaba? Cahit'in en ok houna giden erbetilerdi. Pantolonlar, yelekleri srma
ilemeliydi; gslerinde sa yelek cebinden kan bir deste kordonun ular sol cebinin iindeydi.
Srtlarnda cici annesinin yemek odasnda grd el ykama ibriinin azman vard. Kocaman ama
stnde sslemeler, ilemeler, ngraklar asl olan incecik uzun boyunlu az, erbet boaltmaya
elveriliydi. Bu ibrii erbeti, srtnda tayordu. Gelen geenler erbet istedike hafife eilerek
belindeki cam bardaklardan birine boaltyordu.
Yrylerini srdryorlard. Dar bir sokaa girmilerdi. Daha henz keyi dnmlerdi ki
karlarndaki kemerli kapdan giren souk rzgr yzlerinin scan soutuverdi. Cahit yine bir
elini manonunun iine soktu, br eliyle babasnn elini ararken Vehbi'nin sesini duydu.
"Geldik."
Dar sokak kk bir meydanckta bitmiti.
Karda, kesme tatan yaplma, kck pencerelerinde Cahit'in kollar kalnlnda kara kara
parmaklktan bulunan iki katl binann kaps akt. O kapdan girdiler. Vehbi darack lo
koridorun dibindeki alak boylu, demir bir kapnn nnde durdu.
"te buras, dostumun alakgnll mcevherat maazas-Vehbi kapnn yumruk biimindeki
siyah demir tokma"1
262
iki kez vurdu. Demir kap hi beklemeden gcrdayarak ar ar ald. Banda sarms bir takke
bulunan orta yal bir adam sordu:
"Kimi arzuladmz beyzadem?"
"Merhaba Kirkor, beni tanmadn m yoksa?"
Adam hafife yaklaarak Vehbi'ye baknca, yz gld.
"imdi tanmm beyim, hogeldiniz, sefalar getirdiniz. Dikran Efendimiz ieride. Buyrunuz,
buyrunuz efendim."
Cahit bu eilebildii kadar yerlere eilen adam ok sevmiti. Belli ki babasn seviyordu ama niin
byle eilip doruluyordu? Bu davran sevincinden, yoksa saygsndan myd? Adam geriye
ekildi, nlerindeki karanlk geidin sonundaki kapya yrdler. Buralarda Kapalar'nn o
kendine zg kokusu yerini, slak bir kf kokusuna brakarak kamt. Adam izin isteyerek
nlerine geti, geidin sonundaki kap ilk kapdan daha alakt. Demirdendi. Byk demir ivilerle
birbirlerine balanmt. Adam mandaln evirerek kapy at. Yksek sesle ieri seslendi:
"Vehbi Beyefendi hazretleri terif buyurdular efendim. Yanlarnda kerimeleri kk
hanmefendiyle birlikteler, baka yabanc kimse yok efendim."

Kapdan ieri girdiler. Cahit'in ilk alglad havaszlk ve kaln bir kf kokuuydu. erisi souktu.
Tam karda kk bir yaz masasnn ardndaki, salarna sakalna kr dm gle yzl adam
ayaa kalkt. Boyu ksackt. Yz yle aydnlk, yle sevimliydi ki...
"Merhaba aziz dostum Dikrancm."
"Sonunda gelebildin, hem de kzn Cahit'le birlikte..."
Dikran Efendi masasnn ardndan karak Vehbi'ye yaklat, kollarn amt. Sarldlar.
"Sefalar getirdiniz. Ayaklarnza scak sular m, souk sular m dkmeliyiz? Biraderinize bu kadar
hasretinizi ektirmek cefadr, bilirsiniz. Aman allahm, msaade edersen kzmn yle alnndan bir
busecik alaym."
Cahit yrek kaplarnn aldn anlamakta gecikmedi. Ona Dikran amca diyecekti.
263
Dikran Efendi, Cahit'in alnna bir pck kondurmak iin eildi.
"Dur hele dur bakalm bu afet kzn henz kulaklar bo mu? Dikran amcas elleriyle onun
kulaklarn delecek ve kendisine btn nazarlar defedecek olan firuze tal birer altn kpe takacak.
kar bakalm u krkl baln."
Dikran Efendi'nin szleri Vehbi'nin yreini oynatmaya yetti. Hadiye kznn kulaklarnn
delinmesini istemiyordu. Ancak bunu bu kadar heyecanl olan dostuna nasl syleyebilirdi? Cahit
baln kanvermiti.
"Dikran amcacm, kulaklarm actmadan delebilir misiniz? Annem kulaklarmn delinmesini,
canmn acyacandan korktuu iin hi istemiyordu. Ama ben mavi firuzeden altn kpelere yle
baylrm ki."
Vehbi artk bu ii nleyemeyeceini anlamt. Dikran Efen-di'yle Cahit ie koyulmulard bile.
Dikran Efendi kymetli kpeler, yzkler, ineler ve taklarla dolu dolaplarn birinden siyah kadife
kapl kk bir tepsi karmt. "lerinden birini se bakalm."
Cahit hepsine birer birer bakt, sonra stnde bir firuze bulunan altn kpeyi seti. Dikran Efendi bu
sefer dolaptan bir kk ie kard, bir yandan da anlatyordu.
"Bu saf alkoldr. Bir pamuk parasn alkolle slatarak bu kpeleri mikroptan arndracam, sonra
sultanlar sultan kzmn ilk nce sa kulan birazck uyuturacam. Ardndan da kpesini
takacam."
Cahit, Dikran amcasnn kpenin sivri ucunu atn ve elini sa kulana yaklatrdn grd. O
incecik delici ucun kulana batn bekliyordu ki Dikran amcasnn sesini duydu. "te kk
hanm sa kulanzda ok gzel bir kpeniz var. imdi sol kulanz kskanmaktadr. Onu da el
abuklu-uyla o acl durumundan kurtaralm."
Sol kula da alkolle silindi. Her ey yle ksa bir zaman iinde oluvermiti ki Cahit armt.
"Bu i de tamam sultanm. imdi hemen aynaya bakar msnz.
Cahit aynaya bakt, yanaklar pembe pembeydi. Salarn kulaklarnn gerisine attnda kpelerinin
kulaklarna yaktn grmt. inde byk bir sevin vard.
"Vehbi Beyciim eer izin verirsen kzna gstermek istediim bir albmm var. Kzma onu
vereyim, o zaman senin meselen stne eilebilirim. Btn kalbimle hizmetine hazrm kardeim
Vehbi Beyciim."
Dikran Efendi maroken ciltli, stnde yaldz baskl kocaman bir tura bulunan albm kilitli
dolabn iinden kard, masasnn stne koydu.
"Cahit kzm u grmeni istediim albmde, benim yetitiim zamanlardan bugne kadar
messesemizin, gerek padiahmz efendimize, gerek veliaht gerek valide sultanlar, kadn efendiler,
gzdeler, ehzadeler ve btn Osmanl mparatorlu-u'nun byklerine yapt mcevheratn
fotoraflar var. Bunlara bakman isterim."
Cahit byk bir ilgiyle albmn sayfalarn evirmeye balamt. Onlar da byk siyah maroken
koltua yan yana oturdular.

O gn smail Hakk Bey'in stinye'deki yalsna gidilemedi nk Cahit'in kulaklarnn delinmesi ve


kpe taklmasnn Hadiye'ye aklanmas gerekliydi.
Eve dndklerinde Cahit'in sevinci sryordu. Annesine kpesini nasl gstereceini, onun ne
kadar sevineceini dnerek heyecanlanyordu. Baba kz oturma odasna girdiler. Hadiye pencere
nndeki koltukta oturmu, kitap okuyordu. Cahit'in frtna benzeri odaya girmesiyle kitab kapatt.
Sonra Vehbi girdi ieri. Cahit'te bir bakalk vard. Soyunmak istiyordu. Dadsna yaklat. ayan
paltosunu kard. Baln zerken Cahit'in sevinle kpr kpr olduunu grnce dura-lad.
"Bugn fevkalade bir eyler mi oldu Cahitciim?" Cahit srl baklarla ilk nce nndeki koltukta
onlar gzleyen annesine bir gz att sonra dadsna fsldad.
"Balm karnca neler olduunu greceksiniz."
264
265
ayan aceleyle kurdelay skt. Krk baln karnca kulaklarna bakt.
"Amaan aman, pembe sedef kulaklara bir eyler taklm maallah ne de yakm sultan kzma."
Hadiye ayan'n syledikleriyle birden frlad, yanlarna geldi. Cahit'in kulaklarndaki firuze tal
yeil altn kpeleri grnce akna dnd. Vehbi'ye bakt, o aresizce omuzlarn kaldrd.
Boynunu bkt, yava sesle fsldad:
"Oldu bir kere, emrivaki. Dikran Efendi dostum byk bir itenlikle bir jest yapmak istedi; ben
engel olmaya altmsa da kzn 'Annem canmn yanaca korkusuyla izin vermiyordu ama Dikran
amcacm madem ki usta ellerinizle hi canm yanmadan bu ii yapacaksnz, ben de ok
istiyorum zaten' deyince, sonunda byle oluverdi."
Hadiye kocasna bir ey diyemedi, kzma dnd. Cahit yle sevin iinde, yle cokuluydu ki...
Onun gzlerindeki prltlar sndrmekten rkt. stemedii bir i yaplmt ama olmutu bir kere.
Ona yaklat, kpelerine bakt.
"ok gzel yavrum. Sana da ok yakm."
Cahit sevinerek annesinin boynuna sarld, kpelerini Aye Hanm yengesiyle, tatil gn
olduundan evde bulunan Mukaddes ablasna, Cevahir'e ve amcasna gstermek iin odadan frlad.
Hadiye'yle Vehbi odada yalnz kaldklarnda Vehbi karsnn merakla beklediini dnd
mcevherat konusunu anlatt. Dikran Efendi'nin mcevheratn -lm var, insanlk hali szleriyletek tek cinslerini, biimlerini, saylarn, elmaslarn kratlarn yazd senedi gsterdi. ki gn izin
istediini syledi.
Bu iki gn abuk geti. Dikran Efendi herkesten daha fazla, yani gerek kymetleri lsnde deer
vererek btn mcevherat satn almt. Dikran Efendi, Vehbi'ye, kuruu kuruuna dedii
Osmanl aknlaryla dolu bir keseyi verirken yle dedi:
"Vehbi Bey biraderim, hanmefendinin bunlar niin elden
266
kardn sormayacam. Bu ou aile yadigr olduunu anladm antika paralar ben itinayla
bir kutuya yerletirerek, stne de 'Bu mcevherler Vehbi Bey efendinin ailesi tarafndan bana
satlmlardr. Eer gnn birinde geriye almak isterlerse, satn aldm gnn fiyatlaryla
kendilerine yeniden satlacan da vesikaladm. Hemen vazgeersen, imdi bile geri alabilirsin."
Fakat Hadiye, hem dar zamannda devletine yardm etmek, hem de her ay alacaklar faiz altnlarla
aile btesine katkda bulunacan dndnden, kesedeki altnlarn tmyle stikraz- Dahili (i
borlanma senetleri) ald. Bir ay abuk geti. Yarm Osmanl altn faiz bedeli Hadiye'yi ok
sevindirdi. O sevinmeleri srasnda, bunun ilk ve son sevin olacan bilmiyordu elbette ki. Aradan
geen zaman iinde faizlerin bedellerinin hep daha sonraki aylarda verilecei bildirildi. Bu aylar
hep birbirine eklenerek demeler geciktirildi. Ve sonunda ses soluk kmaz oldu. nk devlet,
kk saylan i borlarn bile deyemez duruma dmt...
Devletlerinin gcne gvenerek servetlerini sunmulard. Ancak lenlerle lnmedii gibi, yok
olan servetlerle de insanlar yok olmuyorlard. Hadiye, Rumeli topraklarndaki muazzam
zenginliklerinin yokluunu nasl barna basmsa, kendi kck sayd servetinin acsn da ilk

yitirdiklerinin ucuna eklemedi. Mcevheratn yitiriinin yksn bir daha ne kimseye anlatt, ne
de yand yakld.
Bu arada gnler geiyor, stanbul yokluklarn iine hergn biraz daha gmlyordu. Dertler
yalnzca yokluk da deildi. Beyolu semtinin, Tatavla'nm Rumlarnda, Selanik'in igalinden nceki
cokunluklar balamt. Laterna sesleri ara sokaklardan caddelere tayordu. Kiliselerin anlar
daha canl alyordu. Eskiden, dini gn habercisi anlar bylesine sk sk duyulmazd. Sanki imdi
her gn bir bayrama, paskalyaya dnmt.
Beyolu zaten sadece kibar Trklere hitap ederdi. nl terziler, berberler, nl lokantalar, byk
oteller, ecnebilerin, le267
vantenlerin, ili, Osmanbey, Nianta kibarlaryla, tatl su frenklerinin ve Rumlarn boy
gsterdii yerlerdi. Artk Beyo-lu'nu tmyle kendi mallarym gibi grmeye balamlard
Maazalarn adlar da belli belirsiz deitiriliyordu. Bu deiiklikler Beikta semtinde pek fark
edilmiyordu. Yalnz Trkler arasnda honutsuzluk, neesizlik ve mitsizlik artmaktayd. Pahallk
ve yokluklar insanlarn yzlerindeki glmsemeleri silmiti.
Vehbi Bey arada bir Hadiye'ye, "Btemizi gzden geirelim. Musluklarn sular birdenbire
kesilebilir" diyordu. Fakat Hadiye ekonomi konusunda pek bilgili deildi. Daha dorusu, ylesine
bolluk iinde domu, bolluk iinde bymt ki, nerede ve nasl ksnt yaplacan
kestiremiyordu. Sadece artk sa yaptrmak iin Beyolu'na zidor'a gitmiyordu. Sa maas alm,
sa tuvaletlerini ayan'in yardmyla kendisi yapyordu. Cahit'in ve Kaya'nn uzayan salarn,
alnlarmdaki peremleri kendisi kesmeye balamt. Ne kendisine, ne ocuklarna mevsimlik yeni
alveri yapmak iin Baker'a gidiyordu. Alaattin -drt fra, birka renk pabu boyas ve cila
almt. Pabular artk evde boyanyordu. ok abuk boy atan, ayakkab numaralan deien,
elbiseleri daralan Cahit'e zorunlu olarak ayakkab almyordu. Elbiselerin dikileri sklerek etekleri
uzatlyor, geniletiliyordu. Bir blm de Kaya'nn ileride giymesi iin saklanyordu.
Sokaa alan d kaplar kapandnda, evin iindeki yaam ev halkn her zaman memnun
edebiliyordu. Hele ayan, ya bydke daha becerikli, daha gnn insan olma abasn
gsteriyordu. Onun bir dnyas vard. Aye Hanm'la birlikte birka kere direklerarasma -tabii
Ramazan'da- gitmilerdi. Tiyatro seyretmiti. Bir cuma gecesi seyrettii piyesi, evde sahnelemeyi
aklna koymutu. Bata Mukaddes, kendisi, Cevahir ve kk yardmc kz, yatak araftan
kurduklar perdenin arkasndaki sahnede oynayacaklar, evin bykleri de eer tenezzl ederler,
alakgnlllk gsterip tiyatrolarna gelirse, seyirci olacaklard.
Provalar birka gn srd. Sonunda perde ald. Vehbi
gey, Hadiye ve Aye Hanm sandalyelerde oturmu piyesi seyrediyor, Cahit ve minik Kaya da
bykler kahkahay bastnda glyordu. Sahne bir ld. Tabii, ne kum vard, ne de gnein
yakc scan yanstan gne. Ama oyuncular oyuna balamadan nce Darlmuallimat talebesi
Mukaddes, perdenin nne karak oyunu anlatmt. Dilenci khmdaki ayan, lde fakir bir
Arap kadnn, Cevahir" de zengin bir kadn canlandryordu. Zengin Cevahir, fakir Arap kadn
ayan'a soruyordu.
"lde ne ararsn be kadn?"
"lde kemik ararm."
"A be lde kemik ne arar?"
"Senin yediin etlerin kemikleri. Belki stlerinde syrlacak bir lokmack et vardr. ocuuma
yedirmek isterim."
Konumalar bylesine uzayp giderken, oyuncular ylesine komiktiler ki Hadiye kahkahalarla
glyordu. Trajedi oynanyordu. Ama artistlerin dilleri o kadar beceriksiz, kelimeler yle yanl
sralanyordu ki, glmemek imknszd. Piyesin asl Direkleraras'ndaki Manukyan tiyatrosundan
alnmt. Ancak seyreden ayan, sahneye koyan Cevahir idi. Cahit'i de ayan'n a ocuu rolnde
sahneye kartmlard.

Ara sra byle neelenmelerine neden olan piyesler dnda, evdeki yaam, planland gibi
srmekteydi. Hadiye, Da-rlfnun'daki serbest derslere haftada gn gidiyordu. Derslere
gitmedii gnler, Donanma Cemiyeti'nin almalarna yardmc oluyordu. Fakat diki konusunda
pek bilgili deildi. Sadece biilen asker gmleklerini, asker donlarn makineye ekiyordu. Bu ii
ksa zamanda orada renmiti. Hanmlarn getirdii yatak araflarn keserek sarg bezleri
hazrlyorlard. Orada geen saatler iinde baz konularda bilgisiz olduunu anladka, "Kzlarm
renmeli. Benim bilemediklerimin hepsini ok iyi yapmallar ki anneleri gibi iin iin znt
duymasnlar" diye dnyordu. Bir kadnn ne kadar ok bilgiye ihtiyac olduunu Cemiyet iine
kart zaman daha iyi anlamt. Nak ileyip, ut ve piyano almann, Farsa ve Arapa
bilmenin, kitap okumann bylesi topluluklarda hibir ie yara268
269
madiini renmiti. Kendisini de eitmesi lazmd. Sarg bezi yapmak iin keten araflarn bir
santimini bile ziyan etmemeyi becerebilmek, bal bana bir baka hesap iiydi. Donanma Cemiyeti'nde arkadalk ettii hanmlardan geri kalmayacakt. Buna kararlyd.
Onu en ok zorlayan, ev idaresinde artan masraflarn nasl kstlanaca idi. lerinde bu yoldaki tek
bilgi sahibi galiba Cevahir idi. rnein bir gn nce pien pilavn, tencere dibine yapan
pirinlerini azck suyla kaynatarak yumuatyor, stne bir domates doruyor, bir kak un katarak
ertesi gnn orbas haline getirebiliyordu.
Cevahir, "Hanmm biz ok fakirlik ektik. Fakirlik neler retti bize, neler" diyordu.
Hadiye, "Bu eit bilgiler stnde zihin yormaktansa, neden daha rahat yaayp, ihtiyalarmz
daha az para harcayarak karlayacamz ortamlar aramyoruz" diye dnyordu. Bu dncelerin
ardnda ise hep Balkesir konusu ortaya kyordu.
Cemil amca, oradaki tarlalarda yetien mercimek, nohut, patates, soan, yazlk yeil sebzelerin
hepsi, kavun, bol bol acur ve salatalk sayesinde bir ailenin ok az masrafla geinebileceini
sylememi miydi? ocuunun yetimesine ok byk yardma olan Madam Mektebi zaten
bocalyordu. Fransz hanm ocuklarn alp Fransa'ya gitmiti. Mektebi kocas idare ediyordu ama
pahallk yznden artan masraflar karlamak gleiyordu. Sk sk aylk cretleri artrmak
zorunda kalyordu. yle olunca da deme zorluu ekenler ocuklarn okuldan alyordu. Okul
herhalde dayanamayp kapanacakt. Cahit Balkesir'de de okuma renebilir, daha byynce orada
mektebe balard. Kaya'nm da narin ve zayf olan bnyesi daha iyi beslenme ve yeni hayat artlan
iinde dzelebilirdi. ayan Balkesir'e oktan razyd.
"Kk hanmcm ben ne kadar severim toprak ilerini. Kymzdeki ocuukluumun anlar
arasnda renber olan babam hatrlyorum. Beni de tarlaya gtrrd. Balkesir'e gidersek, siz hi
merak etmeyin, ben evin ilerini de eviririm. Ye270
mek piirmeyi rendim. A istemeyiz. ocuklarla oynamas iin bir kk evlatlk buluruz.
Zaten bydler'maallah."
Hadiye her hafta Cahit'i, Kaya'y ve ayan' alarak Fatih'teki teyzesi Mnire Hanmefendi'ye yapt
gnbirlik ziyaretlerini srdryordu. Teyzesi, evinin geimine dair hi konumuyordu. ayan, eski
kap yoldalaryla konumalar srasnda, konan btn havadislerini renip Hadiye'ye
ulatryordu. Mnire Hanmefendi ok sknt ekmekteydi. Her ay bir mcevherini veya bir antika
eya satarak evin yaamn srdrmeye alyordu. Selanik'ten artk bir tek kuru bile gelmiyordu.
Konak halk o gnlere dek bolluk, holuk iinde yaamaya alkt. A az malzemeyle yemek
yapmay beceremiyor, kzlar az sabun kullanarak ykadklar amar beyazlatamyor, kalfalar, az
ekerle ve kahveyle nasl lezzetli ve kpkl kahve yaplacan bile bilmiyorlard. Herkes
aknd.
Alnna patates dilimleri balayarak, aryan ban tedaviye alan Sitti, bitmi tkenmiti. Kamer
aknd. Kzlarn bir ikisi bohalarn drp gece yars konaktan kamlard. Ziynet,
hanmefendisine ok balyd. Geceleri yatan onun karyolasnn ayak ucuna seriyor, bylece en

kk hizmetlerine bile yardmc olmaya alyordu. Tabii ki Merzuka, annesi makamnda tuttuu
Mnire Hanmefendi'nin sa koluydu. Hadiye, bunlar iittike teyzesine yardm edebilmenin
arelerini dnyordu. Ama teyzesi bir tek imay bile kabul edemeyecek kadar gururluydu.
Parmak kadar yeeninden yardm m alacakt?
"Allah yazdysa bozsun Hadiye yavrum. Allah'ma krler olsun, idare ediyoruz ite. Kimse a
deil, akta deil. Bu bylece srp gidecektir. Allah cmle kullarnn yardmcs-dr."
Byle konumalarn almasn bile engelliyor, hatta eer dardaysa Hadiye'ye yardm edebileceini
sylyordu. Hadiye dnyor, bu konularda teyzesini hakl gryordu. Konakta satlabilecek o
kadar kymetli, nadide eyalar vard ki... Teyzesinin mcevherleri de oktu. Bykbabasndan ona
gemi antika hallar, in vazolar ve daha neler, neler vard. Teyzesi iin
271
birinci planda evini ve insanlarn geindirmek geliyordu. Kendisi ise derviti. Bir lokma, bir hrka
ona yeterliydi. Seccadesi tebihi, Kuran- Kerim'i, Delail-i erifi vard. Yazlar pencerelerin,
klarn yanan sobann evresine btn hane halkn topla. yabiliyordu. Hem kimse henz a
kalmamt.
Hadiye, iini ekerek teyzesini takdir ediyor, onun her hadiseye ba emesine biraz da imreniyordu.
Teyzesi isyan etmiyor, "Allah'tan gelen kazaya, rzadan baka are yoktur" prensibini kabul
ediyordu. Btn bu muhakemeleri yaptka, sonuta Balkesir'e gitme karar yava yava
ekillenmeye balyordu. Annesine yazp, bu konuda fikrini sormutu. Annesi toprak adamyd.
Gelen cevapta annesi gitmesini salk vermiti: "Dnyada en byk dost topraktr yavrum. Eer sen
ona hizmet edersen, o, seni her zaman besler. Git kzm. Hem de orada kocann bir yakn size
kucak aacaksa, hemen git.
Bizleri dnme. Elbet Allah bizlere de bir kar yol gsterecek evladm. ocuklar Rum okullarna
gidiyorlar. imdi zaman byle icap ettiriyor. Tahsilin Rumu, Trk yoktur. Bir eyler reniyorlar.
Zor ama ne yapalm, baka aremiz var m ki? Yusuf ok alkan, zeki. Rum okulu iinde
parmakla gsterilen, snf birincisi bir ocuk. Rum dostumuz Yorgaki Efendi gerek bir dostmu.
Bizden ellerini ekmedi. Her derdimize kouyor. Merak edilecek bir yanmz yok. Bizler iin
zlme yavrum. Sen kendi hayatn tanzim etmene bak."
Hadiye, Osmanl mparatorluu'nun harita zerindeki btn dip snrlarn ve corafi ayrcalklarn
biliyordu. Hem de Osmanllara gemeden nceki krallk, prenslik, dukalk adlar, nvanlaryla.
Prensler, kontlar, kontesler, dkler hayatlaryla, yalar, doum ve lm tarihleriyle aklndayd.
Fakat kendi kendine de dnyordu.
"Ne yazk ki bugn birer birer elimizden kan bu lkelerin hikyelerini bildiim kadar, kendimizi
tanmyorum. Suikastlar, intiharlar, hangi tarihte hangi milletin prensesiyle hangi milletin
prensinin birbirlerine k olduunu, hangi hastalktan ldklerini bile, sanki bana ok
gerekmiesine renmiim- mparatorluumuz kyor, snrlar hergn biraz daha klyor. Elimizde bir Anadolu
yarmadas kald. Gerekirse kaabileceimiz Anadolu'dan baka topramz m var ki? Kurt
kocaynca kpeklerin maskaras olurmu. mparatorluumuz kocad artk. Ne yazk. Ne yazk..
Bu tr dnceler, ocukluk yllarmda hibir bymn aklnn ucundan bile gemezdi. imdi
kk, gizli ve mahzun sesimizle 'Vatann barna dman dayam hanerini, yok mudur
kurtaracak baht kara maderini' iirleri okuyoruz."
Hadiye'nin zihninde hep bunlar ve bunlara benzer zc, zc olduu kadar ezici dnceler
birbirlerine eklene eklene, zincir benzeri uzayp gidiyordu.
Bu dnceler dnp dolap Balkesir'e dayanyordu. Henz Vehbi Bey ile bu konuyu
konumamt. Bylesi nemli kararlar verilmeden nce, konuyu kendi bana btn boyutlaryla
dnrd. Balkesir'e gitme fikri, hergn biraz daha aklna yatar olmutu. Kendisi farkna
varmadan ucun ucun hazrlklara bile balamt. rnein oturma odasnn btn duvarlarna
yaptrd raflardaki kitaplarna baktka ii eziliyordu. Bu sevgili dostlarn yine mi sandklara

yerletirecekti? Balkesir'e kitapsz gidemezlerdi. En azndan okumaktan bkamadklar kitaplar


Balkesir'e gtrleceklerdi. ay deil, gn bile ayrlamazd sevgili kitaplarndan.
Zaten Selanik'e giderken ev eyalarnn byk blmn Enis Paa Kona'nda brakmlard.
Beikta'taki ev de kckt. ok az eya getirmilerdi. Tuzbaba yokuundaki byk eve
tandklarnda Hadiye'nin, "br eyalarmz da getirelim bu ev byk" deyilerini Vehbi Bey,
"Hi oradaki rahatlarn bozma gzelim. Burada ne kadar oturacamz belli deil ki" diye
engellemiti. Daha bir sre nce byk abalarla, harcamalarla tandklar Tuzbaba'daki evin
eyalar, yine derlenip toparlanacakt. Yatak odalar, misafir odalar, raflara sral kitaplaryla bu
sevimli, bu scack oda boaltlacakt.
Vehbi Bey'le durumu deerlendirdikleri gece, Hadiye bir tereddtn onu at:
272
273
"Balkesir'e ksa bir zaman iin gidiyoruz. Acaba bu evi bylece hi bozmadan braksa mydk?"
Vehbi Bey bu konuyu dnmt.
"Belki seversiniz de daha ok kalmak istersiniz. Belki de kalmak zorunluluu ortaya kar.
Boaltmak daha dorudur Sonra stanbul'da hrszlklar, soygunlar artyor. inde kimsenin
yaamad dayal, deli bir ev yolsuzluklar meslek edinmi kimseler iin ok ekici olabilir
karcm. En dorusu, ilk kararmz tatbik etmek."
"Yani en ksa zamanda derlenip toparlanmamz gerekli."
"Evet gzelim. Eer Diyarbakr ban konusu seni rkt-meseydi, oradaki aile ocam, bize
barn aacakt. Beni, seni ve ocuklarm grebilmek hasretini eken ailem, bu vesileyle ne kadar
mutlu olurlard.
Her ta yerinde ardr ataszmz, bizim ailemiz iin de ne kadar geerli. Benim baba evimi
grmeni isterdim Hadisim. ok sevip, beenir hatta orada temelli yaamak isteyebilirdin. nk
henz babam sa. Erkek evlatlarnn en by yani ben, evimden nce Jn Trklk sevdas ile
koptum, sonra da karmkyl oldum. Ancak bir kerecik Diyarbakr'a gidebildim.
Dn Hadisim, yksek, salam duvarlar iinde bir bahe ve ta deli byk bir avlu. Evin nne
den tarafnda, fskiyeli ve iinde buz gibi souk suyu olan byk bir havuz. Ben delikanllk
amda, sabahn erken saatlerinde bu havuzda ykanrdm. K geldiinde suyun stn rten buz
tabakasn krar ve iine suya girerdim. Babamn yasak* koymas bile, beni yazn scan
azalttran, kn souktan donan kanm kamlayarak dirilten bu banyolardan vazgeirememiti.
Gne havuz sefasndan sonra balardm. Evimizin ii her odada yanan ocaklar ve sca koruyan
kaln duvarlar yznden her zaman lktr. Sabahlar btn aileyi evresinde toplayan kahvalt
sofras, yemek odasnn byk oca nnde kurulurdu. Byk pirin sininin etrafnda,
oturacaklarn saysna gre in porseleninden tabaklar sralanrd. atallar, kaklar, baklar
gmt. Reeller, tulum peynirleri, beyaz peynir, zeytin gibi yiyecekler de in porseleni anaklara
konulurdu. Babam, bykbabanv dedem, evlerinin dzenine ok merakl kimselerdir.
Evimizde dedelerimizden bize kalan eyalarn tm nadide antikalardan olumaktayd.
Bykbabam servetini salnda ocuklara bltrd. Kzlarn oullarndan ok seviyordu
herhalde ki, Diyarbakr'n en gzel evlerinden biri olan baba ocan, byk kz halama brakmt.
Halamn ocuu olmamt. Onun favorisi bendim. 'ldmde bu mal, mlk sana eeecek'
dedike, bir gn ondan ayrlacam dnp, zlrdm. Halamn evinde, bizim evimizden ok
deerli antikalar bulunuyordu. Gzlerimden hi gitmeyen bir blm de, bahe duvarlarnn avluya
bakan yanlarnn beyaz ini deli oluuydu. Bu beyaz inili duvarlarn avlular, krmz lalelerle
bezeliydi.
Ben 'lmmden sonra' kelimesini hi mi hi sevmiyordum. Onun benden ok yaamasn
dnerek ondan evvel lmek isterdim. ok severdim halam. Bana kitaplar ap iirler okurdu.
Fakat benim Diyarbakr'dan ayrlmam onu ok zmt. Vedaya gittiimde, 'Gidiyorsun, sebebi
mevtim olacaksn Vehbiciim' demiti. Ben Halep'teyken ld halacm. Mallar kocasnn soyu

tarafndan blld. Parada pulda, malda mlkte, hele mirasla gelecek varlklarda hi gzm
yoktur, bilirsin. Sormadm bile.
Anlatmak istediim, Diyarbakr'da henz dzeni bozulmayan bir scack yuvamz bulunduudur.
Babam da tpk aziz kaynpederim gibi hara sahibidir.
Hac Ganizadeler namuslar ile, ciddiyetleri ile tannm kimselerdir. Babam erkek evlatlaryla kz
evlatlarn ayn sevgi stnde yetitirmeye almtr. Sdka ve Neyire kz kardelerim de ok iyi
tahsil ve terbiye grmlerdir. Babamn da, annemin de ailelerinden kendilerine geen mallar
vardr. Babamn ky, iftlii var. Fakat hibir ynyle ky aas deildir. Gerek ve aydnlk
bir Mslmandr. Hurafelere kapal, slam dininin ufkunun parlaklnda yryebileceine iman
edenlerdendir. Yannda alanlarn haklarna riayet eder. Aa deil, alanlarn babalar,
beyleridir. Onu candan severler. Dertleri-ne her zaman deva olur."
274
275
Vehbi sustu birdenbire. Glyordu.
"Ailemi, Diyarbakr' anlatarak seni kandrmaya altm sanma gzelim. Galiba ok zledim.
Anlatarak zlem gideriyorum sanrm."
"Ama ben yle holanyorum ki Vehbiciim. Sesindeki hasret titreyilerini yreimde duyuyorum.
Keke Cahit'in yznn yarsn gtrebilecek, yahut Kayacmn dudan yutacak o ban
korkusu olmasayd da, bana gurbet gibi gelen Balkesir'e gideceimize, Diyarbakr'a temelli g
edebilseydik. O, Dicle kysnda, karpuz tarlalarndaki yksek kule biimli gvercinlikleri
gzlerimle grebilseydim. O, yzlerce, binlerce gvercinin, ancak kendilerinin girebildikleri
penceredklerden girip klarn seyredebilseydim. Keke kzlarmz da senin ocukluundaki gibi,
kocaman karpuzlarn stne ata biner gibi binerek kahkahalar atsayd. Keke akam kerken
karpuz tarlalar ortasnda kurulan sofralarda, oralara has yemekler yiye-bilseydik. Sonra, ileri
boaltlm yarm karpuzlarn boluklarna, kl ve gazya dkp onlar yakarak Dicle'ye atabilseydik. Ve karpuz mealelerin, Dicle zerinde yzerek gidiini grseydik. stemiyor muyum
sanyorsun Vehbiciim. Ben topraklarn, vatann, evini, aile ocan yitirmi bir kimseyim. Hi
kaybedilmeyecek bir topraa kk salp, kaybetmek korkusunu duymamann rahatl iinde
ocuklarm yetitirmek istemez miyim? ocuklarm birdenbire bykbabalarn, bykannelerini,
teyzelerini, teyzezadelerini kaybettiler. Kendilerini ok seven, koruyan bir topluluktan
kopuverdiler. imdi evrelerini btn yakn akrabalarnn kuataca yeni, taze bir dnyaya
kavumalarn, o mutluluu duymalarn, o gven iinde bymelerini istemez miyim Vehbiciim?
Burada bu ehirde, btn akrabalarm da topraksz, gvencesiz kaldlar. Onlarla grtmzde
sadece gzyalaryla kederlerini anlatyor; mitsizliklerinden, korkularndan sz ediyorlar.
ocuklarm bu acl atmosferin, mitsizliklerin iinde yetitirmek istemiyorum Vehbiciim.
Diyarbakr ban as ktn duyduum gn, neredeysek, hemen g hazrlklarna
balayacam bilmelisin."
Bu konumalar Vehbi ile Hadiye'nin sevgilerini glendiriyor, pekitiriyordu. Birbirlerine
gvenlerini artryordu. Vehbi, karsnn gnlden, yrekten sylediklerine btn kalbiyle
inanyordu. Hadiye'nin gzlerinden szlen yalar, Vehbi'nin gzlerindeki yalara karyordu
sanki. kisi de ylesine rahatlamlard ki. Glmsediler. O srada ayan yle yemei stne
itikleri kahveleri getirdi. Vehbi, kmak zere olan ayan'a durmasn syledi.
"ayan kzm, sen Cahit'i giydir. Bugn hava gzel. Onu smail Hakk Bey'e gtrmeyi
dnyorum. Karcm ne dersin?"
Hadiye kocasna bakt. Hemen Fikret'in iirinden bir satr-ck okuyuverdi:
"Glerken alyor bana
Bu en gzel teranedir."
Hadiye, gzyalarn silerken, ayan'm odadan kmam olduunu ve kendisine baktn grd.

"Meraklanma ayancm, gzel eyler konutuk. Gzlerim bu yzden yaland. Ve sana kesin
kararmz syleyebilirim. En ksa zamanda Balkesir'e doru yola kacaz."
"Ah, gzmz aydn olsun kk hanmcm."
Bir an durdu, yz kart.
"Ya Aye Hanm teyze ile Mukaddes ne olacak?"
Henz onlarn ne olacaklar konusunda bir eyler konu-mamlard ama cevap vermekte tereddt
etmedi.
"Aye Hanm yengen elbette -tabii isterse- bizimle gelecek. Mukaddes ise cuma gnleri de
mektepte kalacak. Baka aresi yok zaten."
ayan kt. Henz kahvelerinin son yudumlarn ien Vehbi ile Hadiye, Cahit'i giyinmi olarak
karlarnda grdler.
Beikta iskelesinden vapura bindiklerinde artk Cahit'in heyecan bym de bymt.
Kocaman vapur saa sola yalpalayarak kydaki iskelelere uraya uraya giderken, Cahit'in midesi
bulanmaya balamt. Babasna bakt. Gzlerinde sorular sra srayd.
276
277
"Ya bu midemin bulants artarsa? Ya birdenbire gurt diye kartrsam babacm. Ne yapmalym?"
Babas onun iinden geenleri anlam gibi bir an dnd
"Derin soluk al Cahit. Nefesini hemen dar salverme. Bu sallant bana bir eycik yapmayacak
diye tekrarla. Merak etme. Eer bulant azck oalrsa, aresine bakarz. Ama zaten neredeyse
stinye iskelesine gelmekteyiz."
Cahit ban dikletirdi. Derin soluklar alarak babasnn sylediklerini iinden tekrarlamaya balad.
Az sonra yznn kaan rengi yerine gelmeye balamt. Babas Cahit'in yanan okad.
"Grdn m dzeliyor sanki. Etrafna bak. Ne gzel yallar var. Hepsi masallardaki sultan
saraylarma benziyor deil mi yavrum?"
Gerekten gzel bir yerlerden geiyorlard. Rhtmda balk tutan hanmlarn araflar da,
bartleri de yoktu. Tpk annesi gibi salarn topuz yapmlard. stlerinde ynl elbiseler, uzun
yn ceketler vard. Vapurun salnts durmutu. Cahit sevinle tuttuu soluu da salverdi.
"Oh ok kr. Sonunda geti babacm."
skeleye gelmilerdi. Vapur iskeleye toslad. lk yolcularla bilikte vapurdan ayrldlar.
"Biraz yryeceiz Cahitdim."
"Ben yorulmam. Yryebiliriz babacm. Hem de etraf seyrederiz."
skelenin hafif yokuundan caddeye ktlar. Cahit ard. Denizden grdkleri gzel yallarn
hibiri grnmyorlard. Yksek bahe duvarlarnn ortalarnda kke saylan tahta veya demir
kaplar vard. Cahit, babasnn bir eyler sylemesini bekliyordu. Fakat o byk bir dikkatle
kaplara bakyordu.
"Numaralarna bakyorum. Ka senelerdir gelmemitim-Yanl kap almayalm."
"te, 78."
Sevinle barmt. Admlarn hzlandrdlar. Cahit babasndan daha hzlyd. Ba hizasna gelen
ngran sapma ya' pyarak kuvvetle ekti. Ortal dinlediler. ngran sesi k
derinlerde yanklanmt. Beklediler, beklediler. Yorgun ayak sesleri yaklat, ar ar kapnn bir
kanad ald:
"Ooo. Vehbi Beyefendi hazretleri buyurmular. Hogeldi-niz beyefendimiz. Ka senelerdir
grnmyordunuz efendim. smail Hakk Beyefendimiz de arada srada sizi zlediklerinden bahis
buyuruyorlard bendenize."
Sonra birdenbire kendisini byk bir dikkatle inceleyen kk kz grd.
"Aman efendim aman. Bu da kerimeniz kk hanmefendi mi? Maallah efendim. Allah nazardan
esirgesin. Ne kadar gzel bir bebek. Efendimiz de bu kk misafirin teriflerine ok memnun
olacaklar. Kendileri kk sultanlar da yalmza davet ederler. Drrevval Sultan hazretleri de
dads ile birka defa terif etmilerdi."

Cahit, bu szlerin ounu anlayamadndan neler sylendiini zemiyordu. Bilmece gibiydi. Ne


biim konuuyordu bu yal adam. Gzel eyler syledii belliydi ama hibirini anlayamamt.
eri girdiler. Byk, yoku bir baheydi. Aalarn aralklarndan aalardaki deniz grnyordu.
ki tarafta, renk renk am kasmpat tarhlar vard. ieklerin ortasndaki darack kum deli
patika kvrla kvrla aaya iniyordu. Yal adam nde, Cahit babasnn eline yapm arkasnda,
ayaklar kaya kaya yryorlard. Birdenbire aalklar byk bir meydann kysnda bitiverdi.
Denizle aralarna giren byk beyaz yal ile kar karya geldiler. katlyd. Sadaki geni,
beyaz merdivenlerin yanlarnda, byk mermer sakslarda, yeillikler vard. Cahit ilk kez byle
gzel, byle beyaz ve bu kadar byk bir yal gryordu. Pencerelerdeki yeil pancurlarn kimileri
rtl, kimileri yar akt.
Mermer merdivenlere doru ar ar yryorlard. Cahit artk bir masaln iine doru giriyordu.
Acaba dars bu kadar gzel olan yalnn ierisi nasld? Kalbi gsnde ku gibi rpnyordu.
Yal adam kapnn zilini ald. Zil sesi yalnn iinde yankland. ok yksek boylu kapnn
kanad, ok bekletmeden araland. Gsnde fisto frfrl, beyaz nlkl, banda be278
279
yaz yine frfrl fisto bir bant bulunan, siyah ipek elbiseli bir gen kz kapy at ve Cahit'i artan
bir lk kopard:
"Aman efendim aman. Kim bu kk misafir. Sizin kz m Paam o. Ah efendim ah bu kk bir
Sultandr yoksa?"
"Safa bulduk Marika. Ben de seni tanyamayacaktm az kalsn. Bymn, artk bir gen kz
olmusun."
Vehbi kzna eildi.
"Bak Cahit, Marika bu evin kz saylr. Annesiyle babas bu yalnn emaktarlardr. Hakk Bey
kardeimin evini evirirler. Marika da burada dodu, burada byd. imdi demek eve yardmda
bulunmaya balam bile."
Baba kzn nne dt. Hol geniti, sakslar ieklerle doluydu. kinci bir kapdan byk sofaya
getiler. Solda yukar kata kan ift tarafl merdivene yrdler. Marika abuk abuk kyordu.
Onlardan daha nce merdivenlerin yukar sahanlna ulat. Bir oda kapsnn vurulduunu iitti
Cahit. Arkadan Marika'nn yksek sesi duyuldu.
"Ah beyefendiciim. Gznz aydn. Vehbi Beyefendi terif ettiler. Yannda bir misafiriniz daha
var. Ama Beydim, krk yl dnseniz aklnza gelmez. "
Merdiven sahanlnn gerisinde, boylar tavana kadar yksek kapnn iki kanad birden almt.
Cahit'in gzleri kamat. Deniz bu byk odann iindeydi sanki. Mavi bir aydnlk tavana
ykselmiti. Yksek tavann orta yerini kaplayan byk bir avize, denizden vuran klarla
tutumutu. Binlerce, yzbinlerce krk ayna paralar tavanda, duvarlarda kpr kprd. Cahit,
ylece kap eiinde durmutu. Iklar yznde, gzndeydi. Gerekten bir masal dnyasnn
iindeydi.
Btn bu oynayan kprdayan renklerin, klarn ardndan bir ses duydu. Scack, sevgi, zlem dolu
bir sesti.
"Vehbi, Vehbi. Seni Allah yollad. yle yalnzdm ki bana getirdiin bir hediye yreimi imdiden
ykad. Hastalm kovdu bile. Bu bana yazdn Cahit'in mi? Vehbi, rica ederim yaklanz. Henz
ifal olmadm. Ama iyilemeye baladm hissediyorum."
280
Vehbi, Cahit'i kap azndan alp, elinden tutarak pencere nne doru gtrd. Oradaki ezlongda
gzel biri yatmaktayd.
"Cahit, bu benim kardeim kadar sevdiim, belki de daha ok sevdiim arkadam smail Hakk
Bey'dir. Kendisi padiahn saraynda Mabeyn Bakatibi'dir. ok nemli bir i grmektedir. Ona
Selanik'ten yazdm mektuplarda senden sz etmitim. O da 'Vehbi, stanbul'a geldiinde, kz
bana muhakkak getir" demiti. te Hakk Bey amcan."

Cahit byk bir dikkatle bakt Hakk Bey'i tmyle grmt. Gzleri Alaattin amcaya
benziyordu. Yalnz teni beyazd. Byklarnn ular yanaklarna doru sivriydi. Salar ok gzeldi.
Ama en ho yan gzlerinin iinde, denizden vuran klar benzeri parltlardaki sevgiydi.
Bir adm daha ilerledi.. smail Hakk Bey kollarn amt. Cahit, bu kollarn arasna kendisini att.
Hakk Bey, tpk annesi gibi leylak kolonyas kokuyordu. Gsndeki kck canly bir sre
brakmad. Cahit de sevgiyle bastrld gsten ayrlmak istemedi.
Onlar konuurken Marika ieri girmiti:
"Yemek iin neler emredersiniz efendim? Burada m sofra kuralm?"
Hakk Bey telalanmt.
"Yok yok aaya ineceim. Bu sihirli ila bana ok iyi geldi. Kalkabildim."
Odann ortasnda ciciannesinin odasndaki alak boylu sedef masann benzeri sedef kakmal bir
masa vard. Sanki st ift katlyd. evresinde dolanp eilip eilip her yanma bakyordu. Hakk
Bey onu gzlyordu.
"Cahit o bir oyun masasdr. Bak sana gstereyim."
stndeki battaniyeyi atarak ayaa kalktnda, Hakk Bey daysnn zerindeki robdambrn n
almt. inde, uzun beyaz ipek geceliini grmt. Babas bazen gecelik entarisi giyerdi ama
ou zamanlar pijama kullanrd. Hakk Bey days, babasndan yarm ba daha uzundu. Gl bir
vcudu vard. Omuzlar geniti. Ba ile omuzlar arasndaki boynu da uzundu.
281
Cahit salonun her tarafn gzden geirmiti. Hakk Bev days yanma geldiinde oyun masasnn
nndeydi.
"Hakk Bey daycm, bu oyun masasnn bilmecesini -zer misiniz ltfen. ok merak ediyorum."
Hakk Bey gld.
"zelim bari. Bak urasnda bir dme var. Buna baslnca 'tk' diye bir ses verecektir. u
stndeki ksm yana doru evir. te bak imdi satran masas oluverdi. Bir daha evirirsen
iskambil masas haline dnyor."
Sahanla ktlar. Hakk Bey robdambrmn kuan balad, ayandaki yumuak terliklerle
yle sessiz yryordu ki...
Yemek masasnn iki bann arkasndaki duvarlarda, yerden tavana kadar ykselen bfe vard.
Cahit gzlerini ayramyordu. Ceviz renkli dolaplar oymalarla sslyd. Sandalyelerin yksek
arkalklarnn tepeleri de bu gzel oymalarla sslyd. Sofra rts beyaz ketendi.
Babasyla Hakk Bey days, Merutiyet, Meclisi Mebusan, Hrriyet ve tilaf Frkas, ttihat ve
Terakki Frkas diye birtakm szlerle dolu bir konumadaydlar ki, aba yemei getirdi. Hakk
Bey masann bir ucunda, Vehbi Bey onun sanda, Cahit de solundaki iskemlelerdeydiler. Marika
da abamn peinden yemek salonuna girdi. orba kasesini abanm tepsisinden alarak ilk
nce Vehbi Bey7 e tuttu. orba ok gzeldi. inde mini mini etler bulunan bir dn orbasyd.
Patates presi, et, pirin pilav, kymal brek ve tatl olarak da dilber duda yediler.
Yemekten kalkldnda, Hakk Bey days yalsn gezdirdi Cahit'e. Vehbi Bey biliyordu ama bir
kere daha dolat. Cahit drt duvar kaplayan kitap raflarn ok beendi. Btn kitaplarn kenarlar
yaldzlyd. stlerinde padiahn imzas olan turalar vard. Hakk Bey daysnn karyolas da ok
bykt. Sar altn benzeri parlyordu. Tavandan sarkan cibinlii ise pembe tldendi. Her yan yle
gzel, yle yaldzl eyalarla doluydu ki, Cahit iinden "Tpk bir masal saray Hakk Bey daymn
evi" diye geirdi.
282
Yeniden, Hakk Bey'in ezlonga uzand odaya dndler. Hakk Bey oyun masasnn altndaki
ekmeceden bir kutu kartt. stnde krk balkl etekleri, kolaazlar, yakas krkl bir manto
bulunan gzel bir kz resmi vard. Cahit'e uzatt.
"A bakalm kzm, a da seninle bir iskambil partisi yapahmCahit dikkatle at. Evirdi, evirdi kutunun kapak yann

buldu, usulca at, iskambilleri kartt. Hakk Bey oyun masasnn bir yanma oturdu.
"Karma gein kk hanm."
Cahit yksek iskemleye kmay baard. Hakk Bey days ktlar ylesine ustaca karyordu ki
imrendi. skambillerin arka taraflarnda da kutunun stndeki gzel kzn resimleri vard.
"Ktlarnz ok gzel Hakk Bey daycm"
"Ya, beendin demek."
Hakk Bey ktlar datmaya balaynca Cahit byk bir ciddiyetle sordu:
"Nesine oynayacaz Hakk Bey daycm?"
Hakk Bey yle candan bir kahkaha att.
"Ben kazanrsam, haftaya yine gelmenize. Hem de byle bir gecelik deil birka gece kalmanza.
Sen kazanrsan, beendiin iskambiller senin olur."
Oyun ok ciddi biimde balad. Sonunda Cahit kazand. Kck kahkahalar, el rpmalarla
kazanmay kutlad.
O gece Hakk Bey'in ezlongta yatt gnlk odann zerindeki odaya bir yer yata serildi. Babakz koyun koyuna yatacaklard. Yer yatann serildii scack odada, tavanda gecenin klar
oynayordu. Bu kez yalnn pencerelerinden denize den klard tavanlara uzanan, tavandaki
resimleri canlandran, parldatan.
Cahit'in ba babasnn ba ile kolu arasnda, gzleri tavanda, kulaklarnda dalgalarn rhtmn
oyuklarmdaki sesleri, nasl uyuduunun farkna bile varmad.
Sabah onu o zamana kadar tatmad bir gzel mzik uyandrd. Bu mzik denizin trksyd.
Yine o zamana kadar
283
yznde dolaan klarla hi uyanmamt. Iklar, kprtl denizden tavana, tavandaki avizenin
kristal paralarna konup, oradan yzlerini okuyordu. Ertesi sabah dnerlerken, Hakk Bey
daysnn da gzlerini yaartan bir ayrlk sahnesi oldu...
284
Umut Balkesir'de
stanbul'dan ayrlyorlard. ay kalmay tasarlamlard. Sonra ne yapacaklard? Ancak
Hadiye'nin gznde ok bytt bu Balkesir g, onu artacak bir kolaylkla yoluna girmiti.
Btn ev toparlanm, her ey denklenip sandklara yerletirilmiti. Kalacak eyalar Enis Paa
Kona'nm kullanlmayan selamlk kabul odasna yerletirilmiti. Hadiye, her eyin bylesine
yolunda gidii iin, "Bu bize Allah'n bir ltf", diye dnyordu.
Balkesir'e giderlerken, ilk nce stanbul'dan Bandrma'ya hareket eden kk bir yolcu vapuruna
bindiler. Bu, heyecanl bir yolculuk oldu. ngilizlerin denizlere mayn dkt syleniyordu.
Gndz btn yolcular denizi gzledi, kimi yolcular da evreyi drbnle taradlar. Bir ara vapur
yolculardan birinin "mayn" diye barmas zerine rota bile deitirildi. Sonradan bunun suyun
stnde ylesine yzen bir gaz tenekesi olduu anlald.
Bandrma'ya ulatklarnda onlar tatsz bir srpriz bekliyordu. ehirde kolera nedeniyle karantina
vard. Herkese zorunlu kolera as yaplacan rendiler. Hkmet Tabiplii binasnn tahta
merdivenlerinden karken, Vehbi Bey karantinann ne anlama geldiini usulca Cahit'e anlatt.
Sevecen, koruyucu eli Cahit'in sol avucunu skca kavramt. Kaya'nn eli de Hadiye Hanm'm
elindeydi.
Merdivenlerin bitiminde stnde karantina yazl kapnn
285
ardnda ocuk barlar ve alamalarna bir kzn sesi karyordu. erdeki grnt gerekten
korkuntu. Beyaz gmlekli bir adam, elinde tuttuu ok byk bir enjektrn ucundaki i. neyi
gstererek sert ve yksek sesle baryordu:
"Sradaki, haydi sradaki. Haydi zrlamay brak, gel. imiz ok, vaktimiz kt."
Sradaki iri yar kz, on be yanda vard ama bar gklere kyordu. Vehbi Bey eilerek
Cahit'in kulana fsldad:

"Haydi gsn a, gster nasl cesur bir kz olduunu onlara."


ne olmamak iin direnen byk kzn nne yrrken, bluzunun dmelerini amaya balamt
bile. Ancak o anda ineyi yapacak adamla arasna aniden annesi giriverdi. fkeli ve kararl bir
sesle, "Bu enjektr kullanamazsnz" dedi.
"Nedenmi o?"
"Sebebi basit. Daha nce baka bir gse sapladnz grdm."
"Ne demek istiyorsun sen?"
"unu demek istiyorum. O enjektrn mikroplu olduunu ve kaynatlmas gerektiini size
hatrlatyorum."
Enjektr elinde belki de Hadiye Hanm'a daha sert bir cevap vermeye hazrlanan salk memuru,
daha geriden gelen sesle duralad:
"Hanmefendi hakldrlar. Orada masa stnde kaynamakta olan enjektrlerden birini aln ve yine
kaynatlm bir ine kullann, anlald m?"
"Bastne doktorum."
Hadiye, masada doktor olduu anlalan beye teekkr etti. Bu arada Cahit'in heyecan da yn
deitirmiti. Bu salk yntemlerini hie sayan adamn, hekim tarafndan azarlanmasna
sevinmiti. Gsne serte batrlan kocaman inenin acsna "gk" bile demedi. Onu gren Kaya
da gsn at.
Karantinadan ktktan sonra doruca Bandrma tren istasyonunun yolunu tuttular. Tren ok
kalabalkt, glkle yer bulabildiler. Oysa mebuslara ayrlm, "vagon-u mahsus" yazl
286
lcompartman botu. stasyondaki memur, Siverek Mebusu olan brahim Vehbi Bey'e, bu vagonu
amak istediyse de o kabul et-medi. Hadiye kocasnn bu teklifi geri eviriinin nedenlerini
kavrayamamt. ocuklarn ikisini bir koltukta oturtmak zorundaydlar. Halbuki zel
kompartmanda kimseler olmayacakt. Vehbi Bey karsna, "Byle ayrcalkl yerlere kendimizi
altrmayalm, bugn varsa yarn yoktur. Oysa cebimizdeki bilete gre her zaman bir yer
bulabiliriz" demiti.
Vehbi Bey ailesini yerletirinceye kadar Balkesir'de kalacakt, sonra stanbul'a teyzeleri Mnire
Hanmefendi'nin konana yerleecekti. Hi kimse daha ilerisini dnemiyordu. imdilik
nlerindeki sorun, ksa sre kalnmas kararlatrlan Balkesir'deki yaamn dzenlenmesiydi.
Ve en nihayet Balkesir'e giden trendeydiler.
Cahit tren yolculuunun nasl getiini hi hatrlamyordu. Belki de babasnn kucanda masal
dinlerken uyumutu. Trenden indiklerini de hatrlamyordu. Sadece Cemil amcalarnn evine
ulatklarnda, krmz lacivert beyaz izgileri i ie emberinin, trende unutuluunun acs
aklndayd.
Cemil amcay sevmiti; akac biriydi, gleryzlyd. Ya Hatice Hanm yenge... O da ok hotu.
Bol bol kahkaha atyordu. Onu da sevmiti. oullarnn en k lisedeydi. Cevat aabey, ite
Cahit en ok onu seviyordu. Onunla iyi arkadat. En kk ocuklar on iki on yalarndaki
Nihal ablayd, altn renkli ipek gibi salar uzundu. Krmz yanaklar, mavi gzleriyle Cemil
amcaya benziyordu. Nedense kendini Cahit'le ayn yata sayyordu. Cahit'in annesi, " olandan
sonra gelen kz elbet biraz deiik olur" diyordu.
Cemil Beylerin bu byk, kasvetli evinde bir sre yaadlar. Ev, hi gne almyordu. Hadiye
denklerin birkan -iinde yataklarla hallar bulunan- atrmt. Gerisi tanmak zere olduklar
daha gzel, daha gneli evde alacakt.
Cahit o byk, bo ve karanlk evde bandan geen rktc bir olay unutmayacakt.
Evin yukar kaldrarak, dmesi mandalla engellenen kaim
287
ereveli, ar caml pencereleri vard. Cahit kollarn pencerenin iine dayam, bahedeki kulara
bakyordu. Sofra rtsn baheye silkeleyen ayan'm ekilmesinden sonra serecikler krntlara
mlerdi. Zplaya zplaya krntlardan pay almaya urayorlard. Bir gmbrt duyup ban

kaldrdnda, kocaman erevenin mandalndan kurtulup indiini grd. Sol kolunu ekebildi.
ereve btn arlyla Cahit'in sa bilei zerine derken, camlar bin para olarak bana,
yzne gzlerine inmiti. Cannn acsndan m, korktuundan m barmt, bana kimler
mt, hatrlamyordu. Annesinin sesini duyuyordu:
"ereveyi kaldrn, ben Cahit'in kolunu ekeyim, abuk daha abuk."
ereveyi yukar kaldrp mandallamlard. Hadiye, Cahit'in kemikleri paralanm bulmaktan
korktuu kolunu usulca geri ektiinde, sevinle barmt:
"Yarabbi, krler yarabbi. ereve bilezii ezmi, koluna sanyorum bir eycikler olmam."
Cahit etrafta sylenen, alayan seslerin kime ait olduunu bilmiyordu. Sadece annesinin gle
yzn gryor, sesini duyuyordu.
"Gemi olsun bebeim, bak kolun sapasalam, krk filan yok, parmaklarn oynatabiliyorsun.
imdi bileziinin skan srgsn aacaz, greceksin yavrum, bileine hibir ey olmam."
Kolundaki ortas "C" markal, kaln ilemeli gm bilezii, babas bir sene evvel Siverek'e
gittiinde orann nl gmsne yaptrarak, doum gn hediyesi olarak getirmiti. Hadiye
eline tututurduklar bir kerpetenle bileziin srgsn ekerek at. Bilezii kolundan kard.
Cahit'in kolu hafife kzarmt ama baka da bir ey olmamt. Cahit, o bilezii dzeltilerek
takmay istemedi, an olarak kald. ok kymetli bir an idi, nk sa kolunu kopmaktan
kurtarmt.
Balkesir'deki yaam, sanki Hkmet Caddesi'nde iki katl, alt odal gneli eve tandklarnda
balamt. Denkler al"
288
j, yer yatanda, yatyorlard. Yataklar gndzleri toplanp odann kesine ylyor, geceleri
yeniden seriliyordu. Vehbi gey ksa bir sre onlarla kaldktan sonra stanbul'a dnecekti.
Mevsim henz bahara girmiti. Bahelerinde set stndeki erik aacnn dallarnda patlam msr
benzeri iekler amt. Artk ne piyano vard, ne de ark sesi... Cahit bazen annesini gzleri
kzarm gryordu, sorduunda gzlerine toz katn sylyordu. Cahit toz kat szlerine
kanmyor, dnyor, alamasnn nedenlerini aratryordu. Sonra, "Annem de bu bo evde benim
gibi rahat deil, mutfamzda Cevahir yok, ev ilerine bakan kzmz yok, annemin sa kolum
dedii Alaattin amca yok." diyordu. Yemekleri ayan yapyordu. amarlarn ykanmas iin de
bir kadncaz tutmulard. Mikroplardan arndrlm bir temizlie merakl Hadiye iin iki ocuklu
bir evin evrilmesi gt.
Evin yiyecek iecek alverilerini Vehbi Bey yapyordu. Hkmet Caddesi'ndeki yeni eve
yerletiklerinin onuncu gnyd. Annesini gzlerini kzarm olarak babasnn bavulunu
yerletirirken grnce, Cahit'in gzlerinden yalar boanmt. Anlamt, babas gidiyordu.
Gitmemesi iin yalvard, bedenine sarld. Vehbi Bey kznn nnde meldi, yzyze geldiler.
Onun gzyalarn ceketinin yan cebinden kard mendiliyle sildi.
"Alamak yok kzm, imdilik babann evine para getirebilecei bir ii olduuna sevinmelisin. Ben
iimin bana gitmek zorundaym. Yoksa..."
"Yoksa para getirilemez, a kalrz yle mi..." Daha ok alamaya balad. Vehbi onu kucaklad,
barna bast ama kendi gzlerinin yalanmasn engelleyemedi ve ok zld. Kzma gerekleri bu
kadar keskin izgileriyle akladna piman oldu. Kendi gzyalarn dindirdi, glmsemeye
alt:
"O kadar da deil kk hanm, almasam da sizleri uzun zaman yedirip iirecek birikmi
paramz var, bunu bylece bil ve kendini bo yere zme. Ben bir hafta veya on gn sonra
buradaym inallah."
289
"nallah babacm."
Vehbi Bey o gn gitti. Evin pencerelerinden ieri dolan gne kararmt sanki... Akama doru
Cahit'in babasna duyduu zlem ylesine artt, byyp oald ki, doru kirli amarlarn
konulduu sepetin bana kotu. Sabah babasnn kard pijamalar en stte duruyordu. Onlar

ald, sonra Kaya'ya seslendi. Kaya koarak geldi, kocaman siyah gzleri korku doluydu, ablasnn
sesi onu rktmt.
Cahit elindeki pijamalar gsterdi.
"Ben baba kokusu koklayacam, belki sen de istersin diye ardm."
Kaya'nn yz gld, "sterim" dedi.
"yleyse benimle gel".
Dadsyla yatt arka odaya girdiler. Yataklar keye ylm, stleri bir pikeyle rtlmt. ki
karde duvarla yataklarn arasndaki darack bolua sokuldular, babalarnn pijamalarn yzlerine
dayadlar, koklamaya baladlar. Babasnn kulland tra sabunu, losyonu ve amarn sabun
kokularnn karmyd baba kokusu... Soluklandka zlemleri yatacana artyor, oalyor,
dayanlmaz bir ate olup yreklerine kadar sokuluyordu.
ocuklarn ortadan kaybolduklarn fark eden Hadiye, baheyi, odalar, hatta atdaki oday
aratrd. ayan'a sordu, o, oyun bahesinin solundaki mutfaktayd, grmemiti. Hadiye yeniden
eve girdi, sonra onlar yatak ymyla duvar arasndaki aralkta, babalarnn pijamalaryla sarma
dola olarak buldu. Uyumulard. Onlar rktmeden uyandrmalyd. Yava yava seslendi:
"ocuklarm, Cahitciim, Kayacm, sizlere verilecek gzel bir havadisim var. yle gzel ki,
duyunca sevineceksiniz."
Cahit'in gzleri ald.
"Yoksa babam geri mi dnd?"
"Yok canm, yolcu yolunda gerek, hayrlsyla gitsin de, hayrlsyla dnebilsin. Bugn Cemil
amcamzla kiraladm tarlamza gideceiz."
ym?
Cahit yerinden frlad, Kaya pek anlayamad, gzlerini ovuturuyordu.
Hadiye gld. Kzlar iini avermiti, ikisinin de yanaklar al ald, gzleri prl prl.
"Siz babanzn kirli pijamasyla ne yapyordunuz baka-?"
Cahit Kaya'ya bakt.
"Syleyelim mi?"
"Syleme abla, annem belki de kzar."
"Niin kzacakmm, syleyin ltfen."
Cevab Cahit verdi.
"Baba kokusu kokluyorduk."
"Kirli pijamalardan m?"
"Kirli deiller ki, mis, mis kokuyorlar."
Kaya sze kart:
"Baba kokusu kirlenmez ki..."
Hadiye, 'Tatl ocuklarm benim" diye glmsedi.
"Haydi kalkn, dadnz bu akamst kahvaltnz tarlada yaptracak, sepet hazrlad. Mar mar,
isterseniz baba kokusunu bir kenara kaldrn. Belki yine koklamak istersiniz. Hatta ben de sizinle
beraber koklayabilirim. Ykann, ama ilk nce ayakyoluna urayn; yollarda byk, kk diye
telalanrsnz."
kisi de porselen lazmlklarna oturdular. Bir yandan da herkesin dilinde olan mar sylemeye
baladlar.
"anakkale'de Gelibolu'da dman ezeriz/Kan dkerek evk ederek harbe gideriz."
yle avaz avaz sylyorlard ki, Hadiye ard. Nereden, kimden, nasl renmilerdi bu dman
ezen, kan dkmekle vnme marn... Onlara Selim Srr Hoca'dan rendii, Trke'ye -da
ban duman alm/gm dere durmaz akar/o aalar gzel kular/yryelim arkadalar- diye
evirdii mar retmeliydi. Keke utumu getirseydim diye hayfland. Ama nadide ve zarif bir
uttu, dayankl deildi, o yzden Ve pek de keyif dnemedii iin getirmemiti. Oysa ocuklanna bir eyleri alarak retmek daha kolay olurdu.
290

291
ocuklar tuvaletten ktklarnda ellerini yzlerini ykamlard. Sokak kaps alnnca, Hadiye de
ocuklar da merdivenlerden indiler, Cemil amcay gleryzyle karlarnda buldular.
"Allah kavutursun Hadiye Hanm kzm."
Hadiye teekkr etti.
"imdi yayl araba kapda. ine bir ilte attrdm, birka da yastk koyduk, kalm m?"
Cahit yayl arabada, arabacnn arkasndaki pencerenin nne yerleti. Cemil amcayla Hadiye, dip
tarafa bada kurarak oturdular. ayan kucana Kaya'y ald, orta yere oturdu.
Hkmet Caddesi, Balkesir'in en nemli caddesiydi. Hkmet Kona, caddenin sonundayd.
Hkmet Kona'nn bulunduu yerde cadde sola dnyor ve baka isimle ehrin sonuna kadar
sryordu. Orada Balkesir erafndan iftlik ubuk sahipleri Ali Faik Beylerin kona vard.
Cadde stndeki btn evlerin birinci katlan dkknd. Zccaciyeciden manifaturacya, lokantadan
kahvehaneden manavlara, kasaplara kadar eit eit dkknlar sralanyordu. ekercilerde peynir
ekeri, akide ekeri, nbet ekeri, birka eit kurabiye, baklava ve tatl eitleri satlmaktayd.
Yaplm gdalarn hepsi katksz tereyayla piiriliyordu. Ekmek frnlarnda esmerimsi buday
ekmekler nefisti. Sebzeler taze, meyveler lezzetli... Hadiye'nin itah almt. Henz salm,
scack, ya alnmam stler, mis gibi kokuyordu. Btn bunlarn bolluu ve ucuzluu, zevksiz
denmi bir evde yaamann zntsn ortadan kaldryordu. Ksa bir zaman sonra ocuklarn,
ayan'm ve kendisinin salklar daha da dzelecekti.
ocuklar, bir sre stanbullu kzlar gibi giyinebileceklerdi. Cahit d grnmyle, ksa bir sre
sonra Balkesirli olacakt. nk abuk byyordu. Onun klen elbiseleri Kaya'y idare edecekti.
Ama Cahit'e yeni elbiseler diktirecekti. Hadiye bunlar dndnde alkanlklarndan
vazgemenin acs yreini burkuyordu. Artk Baker'dan ngiliz paltolar, svire Bali pabular
yoktu. imanyanko da yoktu. Balkesir Hadi292
ve'ye ky gibi geliyordu. Rumeli kasabalarna benzer yeri yoktu- Hatta Rumeli kyleri bile daha
ileriydi. Anadolu'nun baka ehirlerini bilmiyordu ama Balkesir'i tanmaya balamt.
Arabada Cahit'le Kaya cotular ve arkya baladlar. Ama bu sefer anakkale'de dman ezen, kan
dken mar deildi.
"Telgrafn tellerine kular m konar/nsan sevdiine canm byle mi yanar/Telgrafn tellerini
armlamal/Yar stne yar seveni kurunlamal..."
Hadiye anlamyordu, ocuklar bu arklar nereden ve kimden reniyorlard? ayan'a sorduunda,
ald cevaptan ard. amarc kadndan reniyorlard. Her geldiinde yeni bir trk veya ark
okuyor, ocuklar da duyunca hemen reniyordu. Hadiye kzlar iin telalanyordu, amarc
kadnn arklarn, trklerini reniyorlard.
Cahit balar rtl, uzun entarili kk hafz kzlara imreniyordu. Kuran- Kerim okuduklarn
dadsndan iitince, ilk sz "Annem beni de bu mektebe gnderse, kk bir hafz olmak ne
gzel!" olmutu. Hadiye, ayan'dan Cahit'in bu isteini duyduunda ard. Kz mahalle
mektebine gitmek istiyordu. Hemen iyi bir hoca bulmalyd; Cahit okuma yazma renmeliydi,
eer ok isterse Kuran- Kerim de alabilirdi.
Gnler, aylar getike daha nelere heves edeceklerdi kimbi-lir?
Cemil Bey konumaya balaynca bu dnceleri bir kenara itildi.
"Bu tarla, benim senelerden beri kiraladm tarlalarn yanndadr. Meyilli bir arazidir. Koyunlarn
otlad otlaklarn eteklerinde olduundan, yamurlar btn gbreleri bu tarlalara indirir. Gbre
masrafmz hemen hemen yoktur. Topraklarmz bu yzden ok verimlidir. Buday bire yz verir;
kavun -bilhassa k kavunlar- harika, dayankl ve lezzetlidir. Karpuz daha aalara ekilir. Kavun
pek su istemez ama karpuzlarn biraz daha suya ihtiyac vardr. Msr, nohut, bakla, fasulye,
Mercimek bu tarlalarda fevkalade iri ve bol mahsul verir.
te tarlalarmz da grnd. u yamacn altndaki aa
293

yukar dnm size ait. Bizim tarlamz srlmt. imdi sizin tarlay da bizim alanlara
srdreceim. Burada srlmeler erkekler, tohum ekimleri kadmlar tarafmdan yaplr. Gndelikle
alrlar, namusludurlar, aldklar parann helal olmasn isterler. Kaytarmadan alrlar.
Evinizin merdiven alt, kavunlarnzn aslarak kurumasna yarar. Bir de kiler odas ayrmak
lazmdr. Budayn tmn un olarak deil, bir blmn buday olarak saklarz. Ekmek iin
gerektike deirmene bir uval buday gndeririz. Budaydan isterseniz elenmi beyaz un,
isterseniz kepekli un -ki daha faydaldr- elde edilir. te byle Hadiye Hanm kzm.
Cemil amcanz stanbul'un eski halini hi grmeyince, sizleri bu salk, tazelik, bolluk ve ucuzluk
cennetine davet etti. yi de etti. Yaknda imkn olanlar stanbul'u terkedeceklerdir. Orada hayat
ekilmez hale gelmi ne yazk."
Ortalk zmrt misali yemyeildi. Tarla kenarlarndaki meyva aalarnn bir blm iee;
erkenci bademlerle erik-lerse yemie dnmlerdi. Kiraladklar tarlalar henz ot iindeydi. bek
bek kular konup kalkyor, evre yeil, doa alabildiine canlyd. Cahit'le Kaya arabadan ilk
inenlerdi. Tarla kysndaki gelinciklerden, papatyalardan toplamaya balamlard bile. ayan ok
kk yalarnn mutluluunu yeniden yayordu. Babas, annesi, kardeleri yanndayd sanki.
Blbl Aziziye kyndeydi.
Hadiye'nin bann iindeyse mleki iftlii'nin ilkbahar yayordu. Elinde olmadan
Anadolu'nun fakirliiyle Rumeli'nin zenginliklerini kyaslyordu. Orada artk karasaban yoktu,
makineler vard. Harmanlar dvenlerle dvlmyor, harman makineleri saplaryla buday, arpay
yerlerinden kolaylkla ve abuk ayrveriyor ve uvallara dolduruyordu. Ama yine de mutluydu
Hadiye... zerine bast bu toprak Trklerin-di. Kimse ellerinden alamayacakt. Zaten Selanik'e
sallarla ilk gidenler arasndaki atalar da Konyal deiller miydi? Herkes yerli yerine yerleiyordu
bylece...
Hadiye'nin yreini stan, bir baka deiikliin sevinciy'
294
Hi imdi kira ile de olsa topraa sahipti. Topra tohumlaya-caklard. Toprak da onlara
yiyeceklerini verecekti. Bir inek de almalydlar. Bu dncesini Cemil amcaya syledi. Cemil Bey
sOn derece beendi Hadiye'nin bu fikrini.
"Yeni evinizin arka bahesinde kk bir ahr var, orada inee bakabilirsiniz."
ayan onlar dinlerken heyecanland: "Ben st samay unutmadm, yine saabilirim.
ocuklarmza taze st, mis gibi yourt, hatta peynir bile yapabiliriz. Kk hanmcm hemen bir
inek alalm, hatta gebe bir inek olsun ki dourunca st bol olsun."
Cemil amca aratrmay vaat etti. ayan sevin iinde kahvalt sepetinden beyaz kareli yer rtsn
kard, arabaya koyduu minderleri getirdi. abucak yiyecekleri kard, bir de kk ispirto oca
getirmiti. Hemen su kaynatarak ay yapnca en ok Cemil amca sevindi.
Akamst kahvalts srasnda Cemil amcayla konuuyorlard. Hadiye, Cahit iin bir zel hoca
istediini syledi. Cemil amca bir an dnd.
"Lise Mdr Evranoszade Vasfi Bey aziz dostumdur, hem de sizin hemerinizdir. Kendisiyle
grr, isteinizi ona iletirim."
Evrenoszade szc Hadiye'yi heyecanlandrd. Ailesinin bir kolu Evrenoszadelerdendi. Hem de
yakn akrabalar vard. "Acaba bize akrabal olan biri mi" diye dnd. Cemil amca onu da
soracan vaat etti.
Bir ilkbahar sabah, Hadiye birdenbire Balkesir'den bu-uk ayda ayrlamayacaklarn
kavrayverdi. Buna iin iin sevindiini de ayn anda fark etti. Gnler getike, bo evi
doldurmaya, yaanr biime sokmaya balad. lk nce ocuklaryla ayan'a beyaz karyolalar satn
ald. Bunlar Balkesir'in Rum ailelerinin kaa benzer gidileri srasnda sattklar ngiliz ma-h
salam ve gzel karyolalard. Ev halk bayram etmiti. ayan'in eyizi iin alnm olan ve
yanlarnda getirdikleri Singer el diki makinesi ald. Byk karyolalarn yatak araflar k295

ltld. Neyse ki Hadiye, Donanma Cemiyeti almalar srasnda makine kullanmay renmiti.
Oturma odalarnn penceresinin nndeki yerli tahta kerevetle minderlere, yastklar diktirdi. Bu
kereveti divan biimine sokacak renkli iekli ketenlerden rtler dikti. Pencerelere ok byk
gelen perdeleri uygun biime soktu.
Evin elektrii, sokaktan geen ana hattan kvrk bir tel atlarak alnmt. Hadiye elektrik irketine
bavurdu. Kanuni biime uygun olarak dzeltildi. Denklerin geri ksmn atlar, ocuklarn
oyuncaklar karld. Bunlarn arasnda Cahit'in Solmaz adl sevgili tabebei, ban oynatnca
meleyen kuzusu, i ie on yumurtadan oluan byk krmz yumurtas vard.
O gnlerin birinde, Cemil amca yannda genten, ciddi grnl bir retmenle kageldi. ayan
onlar karlad, hem oturma, hem de misafir odas olarak kullanlan byk odaya buyur etti.
Hadiye gndelik, yakas kapal, kollar uzun elbisesiyle yanlarna girerken ban rtt. Selanik'te
olsayd hocann yanma ak bala kard ama buras Balkesir'di. Muallim Bey'in nasl biri
olduunu henz bilmiyordu. Odaya girince Cemil amcayla Muallim Bey ayaa kalktlar. Cemil
amca onlar tantrd.
"Okuma reteceiniz, kk talebenizin anneleri... Hadiye Hanmefendi kzmz. Kendileri ilim
irfan sahibesi ve aydnlk bir kiilie sahiptirler."
Hadiye, Muallim Bey'i ban eerek selamlad. Cemil amca onlarn selamlamalarndan sonra
konutu.
"Hadiye Hanmefendi kzmzda, bugnn medeni, mnevver bir Rumeli hanmn da
tanyacaksnz Ekrem Bey. Ekrem Bey lisede edebiyat retmektedirler. Ayn zamanda
muharrirdirler. Sanyorum kzmza ok ksa srede okumay yazmay reteceklerdir."
Hadiye Cemil amcaya alakasndan dolay teekkr etti, sonra Ekrem Bey'e kz hakknda biraz bilgi
vermek gerektiim dnd.
"Kzm Cahit henz be yandan birka ay ald. imdi ta296
jebenizi araym, kendisiyle tantraym efendim."
Hadiye dar kt, az sonra yannda Cahit'le geri dnd. Cemil amca oturmutu, Muallim Ekrem
Bey henz ayaktayd. Onlara doru birka adm att. Cahit dikkat kesilmiti, parl parl gzleri
dikkatle incelemekteydiler yeni hocasn... Hadiye ciddiydi, kzna eildi:
"Cahitciim, hocanz Ekrem Beyefendi..."
Ekrem Bey'e doru yaklaan Cahit, onun uzatt elini ilk nce kuvvetle skt, sonra ba eerek
pp bana koydu. O srada ayan kahve tepsisiyle ieri girdi. Kahveyi ilk nce Cemil amcaya
buyur etti, o byk bir alakgnlllkle kahveyi Ha-diye'ye doru evirdi.
"lk nce hanmlara ayan Hanm kzm. Biz Diyarbakrllarn ounun aile yaps maderahidir. "
ayan szlerden pek bir ey anlamad, glmseyerek k-khanma dnd; Hadiye, teekkr
ederek kahvesini ald. Cemil amcayla Ekrem Bey divana oturdular. Sessizce kahveler iilmeye
baland. Yine Cahit'in sesi kt. Sorusu annesineydi.
"Ben kalemlerimi, defterlerimi, resim defterimi, yaz defterimi getireyim mi anneciim?"
Hadiye bayla Cahit'i evetledi. Cahit'in yerinden kalkp kapdan kmasyla az sonra geri dnmesi
bir oldu. Boalan fincanlar ayakta bekleyen ayan tepsiyi ald, dar kt. Cahit merak iindeydi.
Okuma yazma renmek g myd, kolay myd; abuk mu okuyacakt, yoksa uzun sre sonra m
okuyabilecekti. Derslerine almak iin ne kadar zaman gerekecekti? Oyun oynamaya, masal
dinlemeye vakti olacak myd? Dizlerinin zerine koyduu mektep antas, kitaplar, kalemler ve
defter eitleriyle doluydu. Bunlar stanbul'da levazm subay olan amcas Alaattin, ona kocaman
harflerle yazd bir mektupla beraber yollamt. Mektubu dolduran harflerin bir blmn
biliyordu ama, yine de okumasna annesi yardmc olmutu:
"Sevgili Cahitciim,
Ben Askeriyede levazm zabiti oldum. Gerekli defter, kalem, mrekkep, silgi ve daha birok eyler
satn alma vazifesi
297

bana verildi. Her kalem eyann en salam, en iyisi ve ucuzu aratra aratra satn almyor. Bu
alveri srasnda ben de pek tabii ki cebimdeki kendi paramla -devletin paras ayr bir kese iindesana gereken bu krtasiye malzemelerini satn aldm. Boya kalemleri, yaz kalemleri Alman Faber
marka. Bir de ak aldm sana. imdilik sevgili aabeyim kaleminizi aar. O kalem aarken ok
dikkatlidir. ak imdilik babanzda durmaldr. Mektebe baladn zaman -ki bym olacaksnsen kullanabilirsin. Amcan seni ok ok zledi. Sen de ben zledin mi Cahitciim? Seni hasretle
perim. Byklerin ellerinden, Kayacmn gzlerinden perim. Dadna selamlar.
Amcan Alaattin."
Amcasnn mektubu, mektep antasnn kapann iine yerletirilmiti. Cahit, bir annesine, bir
retmenine bakyordu. Elleri antasnn stnde duruyordu. indeki sabrszlk her an artyordu.
Derse ne zaman ve nasl balanacakt? Bu bekleme zaman belki gerekte birka dakikayd fakat
Cahit'e saatler gibi gelmiti.
Hocasnn szleriyle dncelerinden ayrld.
"Eer Hanmefendi emir buyururlarsa bugnden derslerimize balayabiliriz."
Annesinin cevab da ne kadar gecikiyordu. Oysa Hadiye hemen cevap vermiti.
"Memnuniyetle efendim, siz Cahit'le yandaki kk odada ders yapabilirsiniz."
Sonra kzna dnd, "Haydi Cahit, hocana yol gster, orada resim yaptn masann banda
alabilirsiniz sanyorum" dedi. nde Cahit, ardnda retmeni bo odaya getiler. Duvara yasl
kk masann nndeki iskemlelere oturdular. Cahit'in kalbi yine ku gibi kanat rpyordu.
Hocasnn sesi ne kadar yumuack, ne kadar tatlyd, sanki Cahit'in heyecann anlam, onu
yattrmak istiyordu.
"Cahit hanm kzm. Benim derslerim mekteplerde verilen derslere hi benzemez. Biz seninle
resimler izeceiz, bir eit oyun oynayacaz, bu resimlerle derslerimizi yrteceiz. Bu oyunu
seveceini, oynamaktan holanacan sanrm. Eer se298
verek oynarsan ay sonra beraberce masallar, hikyeler okuyabiliriz."
Cahit'in dili tutulacakt; boaz, az kurumutu. Kalbi, ay sonra ay sonra diye tempo
tutuyordu sanki. rkerek sordu...
" ay sonra...?"
"Hi mbalaa yok Cahit."
Sormadan edemeyecekti.
"Mbalaa ne demek efendim?"
Ekrem Bey gld, sevinliydi, sanki Cahit'in sorusundan holanmt. "Abartmak demektir" ve
hemen acele acele konutu, "u antan a da bakalm, resim defterimiz var m acaba?"
anta ald, resim defterini kard.
"Gzel, galiba burada kalemlerin de var, Faber marka, hem de en iyilerinden demek."
Ekrem Bey, hmm der gibi bir ses kard.
"imdi u gzel resim defterinin birinci sayfasn a bakalm."
Cahit sayfay at, retmeni boya kalemlerinden sar rengi seti, sayfann sa tarafna kocaman bir
armut resmi izdi, yanna da bir a harfi yazd. imdi beni iyi dinle Cahit. Elifbamzda eitli
harflerimiz vardr. Armut kelimesini sylemek iin ilk ses nedir, a'dr. A harfi birka eit yazlr.
Bata a, sonda a, serbest a; bata a, sonda a, serbest a. Armut yazmak iin bata a kullanlr. kinci r
harfidir. R harfi bata kullanlr, serbest kullanlr. Sonra m harfi gelir..."
Cahit o gece uyumadan nce, yatanda yzlerce kez sabahki dersini tekrarlad, tekrarlad. Gece
dnde amcasna mektup yazmaya baladn grd.
Ertesi gn, sabah ok erkenden uyandnda sevinliydi. Armut yazabiliyordu, kahvaltsn ok
istekli yapt. Her zaman dadsn biraz zerdi. O gn dadsn sevindirdi.
Cahit'in kaim resim defteri drt ay sonra yzlerce, yzlerce resimle, o resimlerin yannda batan,
ortada, sonda, serbest harfler ve o harflerle oluan kelimelerle dolmutu. Cahit o defterini mr
boyunca saklayacakt, eer sonralar stanbul'a

299
dndklerinde evlerini soyan hrszlar tarafndan alman eya. lan iinde, o sevgili resim defteri de
gitmeseydi...
Cahit okuma renmenin byk sevincini srdrrken* pijamalarn kokladklar gnlerden beri,
babas bir kerecik gelebilmiti. Ancak Balkesir'de kal ok ksa srmt; ok telalyd, pembe
yz solgundu. Cahit babasnn neesizliini gidermek iin, "Ne olur babacm, kuduralm
babacm" diye babasn kandrmt. Bu oyun yataklarna gitmeden nce oynanyordu.
Babalarnn evresinde koarlar, babalarna yakalan-mamaya alrlard. Yakalandklarnda
babalar tarafndan g-dklanrlard. Oynamaya raz olan Vehbi Bey, eskisi kadar nee-lenememiti.
Oyun srasnda bile Hadiye'nin sorularna cevap yetitirmeye alyordu.
Sonra annelerinin sesini duydu.
"Paydos ocuklar, babanz yormaynz."
Sonra dar seslenmiti.
"ayan, gel ocuklar yatr."
Dads onlarn srtlarndan kanlar toparlad, beraberce ktlar.
Kar koca yalnz kaldklarnda yarm yarm konutuklar konuya dndler. Hadiye ksaca
Balkesir'deki hayatlarn anlatt.
"Netice itibaryla burada memnunuz. Hayatmz dzene soktuk saylp tarla kiraladm, srdrdk,
ektik. Bir dnmne sebze, dier iki dnmne buday ektirdik. yi mahsul alacaa benziyoruz. Ve
bylece Balkesir'de buuk ay kalma kararmz kendiliinden ertelendi."
Vehbi'nin solgun yznde yumuak bir glmseme belirdi.
"Ben de memnun oldum bu yeni kararma. Zaten dnemeyecektiniz. Burada bulunuunuz benim
iin ok rahatlatc. nk emniyette olduunuzu biliyorum. stanbul karmakark, tpk
Selanik'tekinin benzeri... stanbul'da gz nnde olmalym. in iin o kadar zgn ve bedbinim
id..."
Vehbi karsnn ellerini avular arasna ald, okad, pt. "Ama" dedi, "Trk milleti bilirsin en dar
zamanlarnda kme300
ir/ toplanr. Bir kiinin gc on kat artar, kabarr, coar, ken-j kurtarr. Yine birleeceiz, gcmz
mayalayacaz. Sonunda kurtuluun yollarn aacaz karcm."
Bu konumalarn zerinden geen gn iinde Hadiye kocasn tarlalarna gtrd. Bir sre nce
otluk olan tarlalar, boy atm budaylar, sebzeler, ieklenmi karpuzlar, kavunlar, salatalklarn
yerde serilmi yapraklar ve kollaryla yemyeildi.
Vehbi'nin solgun yz topran verimli mjdeleriyle glmt.
"Vehbiciim, yle beklenmedik eyler oluyor ki, insan ister istemez neeleniyor. Mesela geen gn
telala odaya giren ayan, 'Kkhanmcm, zeytinya tenekemiz boalm meerse' haberini
verdi. Beraberce kiler odasna girdik, ikimiz de ardk. Tavandan tp tp zeytinya damlyordu.
Bizim evsahibi bir odasn kilitli brakmt. Meerse bu oda stok zeytinyalarnn deposuymu.
Kendisi bir sre iin seyahatteymi, ne zaman dnecei belli deilmi. ayan damlayan
zeytinyann altna bo ya tenekesini koydu. lk nce biriktirip, geldiinde kendisine verelim diye
dndk."
Vehbi karsnn neesiyle neelenmiti.
"Balkesir dnyadan uzak bir lke sanyordum. Fakat buradaki ailelerin erkekleri, oullar, erkek
kardeleri birer birer evlerinden mehul yerlere gitmek zere ayrlyorlar. Gidenler yanlarna birer
miktar para, tayabilecekleri kadar da yiyecek alyorlarm."
Vehbi karsn glmseyerek dinliyordu. Anadolu, Milli Mcadele ateiyle iin iin tutumaya
balamt. ocuklaryla ayakta kalma mcadelesi veren Hadiye, evresinde olup bitenlerden
habersizdi. Oysa Mustafa Kemal Paa, zmir'in Yunanllar tarafndan igali zerine Samsun'a
gemi, Trk milletinin Dvel-i Muazzama'ya kar bakaldrn rgtlemeye balamt. Bir

yandan da her gn yurdun drtbir yanndan kara haberler geliyor, Franszlar, talyanlar, ngilizler
Anadolu'yu aralarnda paylayor, ehirler pepee igal ediliyordu.
Vehbi karsna olup bitenleri anlatp korkutmak istemiyordu. Karsnn kendisi iin
endielenmemesi gerekiyordu.
301
"stanbul'dan Anadolu'ya kaanlarn saylar da her artyor. Ben ve benim gibi arkadalarm hep gz
nnde bulunmak zorundayz. Allah hepimizi ktlerin erlerinden korusun."
1
"Biliyorsun Enis Paa amcay en verimli alt bir dev|
rinde hi sebepsiz yere birdenbire aa almlard. Bu gizli a
lmalarnzda ok dikkatli olmalsnz. "
Ii
"Merak etme Hadiciim, karnda eski bir Jntrk var.
|
Kumda yrr, izini belli etmez. Beni hep halim, selim, mteva1
z, efendi adam olarak tanrlar."
1
"Ama gerekte yle deil misin ki? "
I
"Elbette yleyim, ama st karla kapl, sakin bile olsa ya!
nardalarn ne zaman patlayacaklarn, lavlarnn fkracan
!'l|
kimse bilemez."
Hadiye kocasnn kendisi hakknda byle konutuunu ilk kez duyuyordu. Heyecanlanmt.
"Teekkr ederim Vehbiciim, yreinin gizliliklerinde sakl bir kapy bana araladn iin,"
Vehbi Bey ertesi gn kendisine gelen bir telgraf zerine hazrland. le trenine yetimek zere
evden kt. Vehbi Bey'in stanbul'a vardktan sonra ektii telgrafnda yle ekleme de vard:
"Mektubum elden sana ulaacaktr. Belki, on gn sonra gelebilirim. Sevgilerim hepinize... Vehbi."
Hadiye mektubu bekliyordu. Postalarda sansr olduu biliniyordu. Vehbi, verecei haberlerin
sansr szgecine taklarak aleyhinde kullanlmamas iin mektubunu elden yollamt-Ka gnler
sonra Cemil amca eliyle gelen mektup Hadiye'ye ulaabildi.
ocuklar dadlaryla tarlaya gitmilerdi. Sebzeler birer birer olgunlayorlard. ayan bezelye de
ektirmiti/'Taze soan, dereotu, eer bezelyeler de yetiirlerse taze bezelye st gibidir. Akam bir
de pirin pilav yaparm "diye hevesle gitmiti. He302
nz dn saatleri gelmemiti. Rahatlkla mektubunu okuyabilecekti. Ne zaman ayr dseler
Vehbi'nin mektuplarn hasretle bekler, geldiklerinde dnyalar onun olurdu.
Bir sigara sarmalyd. Balkesir'in civarnda bir kyde Kavala ttnne benzeyen altn renkli nefis
bir ttn yetiiyordu. Gm tabakas srma saakl ttnle doluydu. Sigara kd sknts vard.
Kyller uurtma kd bulurlarsa seviniyorlard nk o da pek yoktu. Gazete kadyla sarlan
ttn deil sanki zehirdi. imdilik Cemil amcann bulduu birka deste kd vard. Ar hareket
etmesinin nedeni, tadaca okuma zevkini biraz daha geciktirerek merakn arttrmakt. Gm
tabakadan bir tutam ince saak ttn kard. Sol elinin ba ve iaret parmaklar arasna koyduu
sigara kdn az lde ttnle doldurdu. Sigara sarmakta ok ustayd. Mthi tiryakiydi. ocuk
denecek yatan beri iiyordu. Sadece hamilelik ve st verme zamanlarnda kendini zorlukla
tutabilmiti. Ama imdi ylesine ardan alyordu ki. Sigarann dudaa gelen taraf incecikti.
Ateleyecek tepesi daha kalncayd. Tabakasn kapatt, sigarasn dudann sol kesine ilitirdi ve
kibriti akt.
Dizleri stnde sevgili Vehbisinin zarf duruyordu. Hkmet Caddesi'nde 28 numaral hanede
Siverek Mebusu Ganiza-de brahim Vehbi Bey'in Muhterem Refikalar Hadiye Hanmefendi'ye...
Elden geldii iin zarfta damga yoktu. Kirlenmemiti. Eskiden olduu gibi topuzundaki baa
firketelerden birini ald, zarfn kenarndaki arala bir ucunu soktu, yava yava kesti, mektubu
kard. Hl ilk mektuplar ald zamanlardaki heyecan duyduuna seviniyordu. Demek ki
sevgileri yayordu. Drde katl kd at ve okumaya balad:
"Sevgili Hadisim, canm benim,

Seninle kar karya olmak, anlatacaklarm dinlerken yzne yansyan duygular gzlerinde
grmek isterdim. Fakat ne are ite byle yapmak zorundayz. Elimizde deil ki!
Hadisim, szn edeceim ilk haberler seni zecektir, biliyorum. Fakat hemen ilave edeyim ki
daha sonraki satrlarm ise
303
o zntleri ksmen olsun hafifletecek, belki de sevindirecektir bile.
Gzelim herhalde sizlere de bu kt felaket haberi ulamtr. Anadolu'nun birok mntkalar
paylalyor. Kt gnler balad. Daha ktleri peindedir. Fakat Anadolu'muz kaynyor. in iin
duyulan fke, hakszlklara kar isyan hisleri ahlanyor. En nemli konu Anadolu'da balatlmas
dnlen kar koyma harekat iin gereken silah, mermi top tfek yok. Osmanl
mparatorluu'nun devlet bykleri hl mevki ve para savamdalar. Fakat sevgili Hadisim bizim
yeraltna gizlenmi direniilerimiz harikalar yaratmaktadrlar.
imdi gelelim benim durumuma Hadiciim. Yeni seimler yapld. Sakin kendi halinde, namuslu,
hkmdarna bal efendi biridir, diye hakkmda konuanlar sayesinde yeniden mebus seildim.
Demek oluyor ki imdi Ganizade brahim Vehbi refikalar Hadiye hanmefendi hl Siverek
mebusu eidirler. Bu benim iin hi de nlecek, gururlanacak bir mevki deildir. Asla
karcm. kmekte olan bir imparatorluun kokmu Meclis-i Mebusan'nda mebus olmak. Fakat
bu mevki bana bugnlerde gerekli, nk bu klf sayesinde bir takm vatan vazifelerimizi
yapabileceiz. Sizlerin yani ailemin Balkesir'de bulunmas da buralara gelip gitmekte bana rahatlk
salayacak. Ben davranlarmla etliye stlye karmayan sessiz sedasz bir kimse grnmm
srdrmekteyim. Bu grnty yaratmaktaki maksadm, gerek ahsiyetimi, vatansever mcadeleci
kimliimi gizlemekti. Bunda muvaffak olduumu da sanyorum. Daha anlatlabilecek ok konu var.
Fakat ne olur ne olmaz diyorum. Mektubumu getiren kimse son derece gvendiim birisidir fakat
yine de baz anlatacaklarm geldiim zamana saklayacam. Btn abam ok ksa zamanda
sizlere kavumak ve hasretlerimi gidermek.
Seni, ocuklarm, derme atma da olsa evimizi ok zledim. Burnumda ttyorsunuz. Cahit'in
okumay skmesi ve yazabilmesi beni son derece sevindirmekte. ocuklarm her dakika yanmda
grebileceim bir yerlerde yaamak, onlarn bydkleri srada geirecekleri deiiklikleri onlarla
beraber
304
olup grmek istiyorum. Btn oalm bym sevgilerimin hasretleriyle nz de Allah'n
birliine emanet ederim sevgilim. Zevcin Vehbi. Vefakr ayan kzmzn da gzlerinden perim.
Hadiyeciim bu mektubumu okuduktan sonra yakman rica ederim."
Hadiye mektubun sonundaki imzay gremiyordu. Gzleri yalarla doluydu. Onlarn dinecei
yoktu.
Neredeyse ocuklar tarladan dneceklerdi. Gzlerini sildi. Kocasnn mektubunu bir kez daha
fakat yava yava okudu. ini ekti. Vatannda neler oluyordu ve daha neler olacakt? Kendi
rahatlarnn yerindelii yeterli miydi? stanbul'da kalan akrabalar, Shhiye Nazr Sleyman
Numan Paa'nm kz kardei Raife, mektubunda "Aabeyimi birok tannm kimselerle Malta'ya
sreceklermi. Suunun ne olduunu kendisi de bilmiyor. Hadiyeciim ne gnlere kaldk" diyordu.
Vehbi'nin mektubunu katlayarak zarfna koydu, bir yerlere gizlemeliydi. inde kimselerin
okumamas gereken haberler vard. Yakmaya gnl raz deildi. Saklamalyd. Bu mektuplar ve
buna benzer mektuplar gelecekte ocuklar okumalyd. Dnyordu. Artk ii boalm
mcevherat kutusunun dibindeki astar skerek altna gizleyebilirdi. Ve yle de yapt.
Gizleme iini bitirdikten sonra bir sigara yakarak pencerenin nne oturdu. Bu evin kafesleri yoktu.
erisini gzlerden saklamak iin bir glgelik tl perde asmlard. Tl perdenin aralndan sokaa
bakt. ayan iki yannda ocuklaryla geliyorlard. Cahit'in srtna, tpk kyl kzlar gibi kocaman
bir deste beyaz iekli yonca balyd. Arkasndan boynundaki tasmaya bal iple ektii beyaz
kuzusu geliyordu. Hadiye yan kk odadaki gizli merdivenden koarak aaya indi. Cahit de
Kaya da annelerinin bedenine atldlar. kisi bir azdan kuzuyu anlatyorlard.

"Bir de baktm ki, tarlann ortasndaki ceviz aacnn altnda bir kuzu otluyor. Adn Melek mi
koyalm yoksa Karagzl rn? Ne kadar kocaman kara gzleri var. Srmeli srmeli."
Hadiye avluda dolaan kuzuya yle bir bakt gld.
305
"Kuzunun ad Melek olamaz, nk melekler kzdr. Oysa bu bir erkek kuzu."
Cahit merakla kuzusuna bakt. Annesinin nereden nasl anladn soramad.
"Madem ki erkek o zaman Karagzlm olsun."
O akamstnden sonra Cahit Karagzlm'n btn bakm ilerini stlendi. Yemini suyunu
veriyor, kk ahr sp-ryor, gbrelerini de bahedeki aalarn kklerine dkyordu. Cahit'e
kuzu alnnca Kaya'ya da kk bir krmz balk alnmt. Cahit'in kuzusu, Kaya'nn bal olacakt
da ayan'm inei alnmayabilir miydi? Peinde henz domu, aln beyaz bir danasyla birlikte inek
de evlerine gelince artk tmyle Balkesirli olmulard. Hadiye yn ileri yapmaktayd. Bir de
yourt mayalamaya merak sarmt.
Gnn birinde elinde iki koca bavulla Aye Hanm yenge kageldi. Bu konuk evde byk bir
sevin yaratt. Aada yemek odasnn yanndaki bo oda Aye Hanm yengeye dendi. Yere bir
kilim serildi, bir de yatak, yorgan, yastk, duvara alabilecek gaz lambas. nk oda kullanlmyor
diye oraya tesisat yaptrlmamt.
Aye Hanm yenge geimini salamak iin bohacla balamt. Baka aresi kalmamt. Kz
artk eve kmayacak, tatillerde mektebinde kalacakt. unun urasnda birka senesi vard. Hadiye
ok zldn belli etmedi.
"Aye Hanm yengeciim bu ilere gerek yoktu. Bir evimiz, amz, ekmeimiz vard. Bu ii bir
kerelik yapn, sonra yine eskisi gibi beraber yaarz. Mukaddes mektebini bitirince, muallimlie
balayacak nasl olsa. O zamana kadar bizimsiniz. "
Ricalarna Aye Hanm, "almak namusumuzla ekmeimizi karmak ereftir bizim gibi kadnlar
iin" diyor, baka bir ey demiyordu.
Bu arada Hadiye'nin hayatn sarsacak, btn planlarn deitirmesine sebep olacak bir olay ortaya
kvermiti. Hamileydi.
306
Cahit'i can gnlden isteyerek dnyaya getirmiti. Kaya-ck beklenmedik misafirdi. "Ho geldin"
demilerdi. Fakat or-taln bu kadar kark olduu bir zamanda nc bir ocuk; hayr asla bunu
kabul edemezdi. O srada Vehbi yine ksack bir ziyaret iin gelmiti. Hadiye gnn en nemli
konusunu atnda Vehbi sevindi, hem de nasl bir sevinme.
"Bakarsn bir de Balkesirli efe olumuz olur Hadisim, fena nil? Bunun senrzmesine gerek yok.
Allahn ltf."
Kocasnn btn ricalarna ramen gidip doktoruyla konutu.
"Bu hi beklemediim, hazrlkl olmadm bir zamanda... ki ocuum bana yeterli,
dnmemitim. imdi de dnemiyorum, vatanmz paralanmak tehlikesiyle kar karya. Ben
kucamda bir bebekle kendimi dnemiyorum. Hem de yam ilerledi. Otuz bir yandaym.
Anne olmak iin ge bir ya zaten."
Doktoru ok ksa srede bebekleri drmeye yarayacak bir ila nerdi. Hadiye, ilac eczanede
hemen yaptrtt, hi kimseye, ne ayan'a, ne Aye Hanm yengesine, ne de kocasna syledi. la
iesini kilitli bir dolapta saklad. Akam iecekti. Ertesi gn normal bir regli benzeri kanamayla
hi teekkl etmemi bebek gidecekti. O gn, ok sevdii, Balkesir'e ilk geldikleri gnden beri
grt Ulviye Hanm, Hadiye'yi ziyarete gelmiti. Ulviye Hanm, ayan'dan onun nisaiye
doktoruna gittiini renmiti. Gz krpt, glmsedi.
"Saklama saklama Hadiyeciim, yzndeki gzellikten belli, hamilesin. Hayrl uurlu olsun."
Hadiye onun szn yarda kesti.
"Dourmaya niyetli deilim Ulviyeciim. Doktordan ila aldm, zaten kk bir gecikme."
Ulviye Hanm da Hadiye'nin szn kesti.

"Kk bir gecikme dediin bir buuk aylk bir bebek. Gnah ok byktr Hadiyeciim. Hem
ben de hamileyim, tpk seninki kadar. Haydi haydi ocuk olma. u ila iesini beraberce helaya
dkelim, olur biter. Benim de iki kzm var. Beraberce birer Balkesir efesi doururuz."
307
Hadiye bylenmi gibi yerinden kalkt. Kilitli dolaptaki ilac kard, Ulviye Hanm onun elinden
ieyi kapt. Gtrp helaya dkt. Sevine sevine dnd:
"Haydi hayrl uurlu evlat olur inallah. Beni de her zaman bu vesileyle anarsn kardeim."
Hadiye dnyordu. Gnler aylar ne abuk gemiti. Balkesir'e geleli iki yl olmutu. Artk
Balkesir erafnn hanmla-ryla kzlaryla dosttu. Lise mdr Evronoszade Vasfi Bey gerekten
akrabalar kmt. Hadiye, Balkesir erafndan Hac Faik Beyin annesi ve kzyla da ahbapt. Sk
sk Hac Faik Beylerin ehir dndaki iftliklerine misafir gidiyorlard.
Bylece seneler geivermiti. Cahit okula balamt. Fakat retmenlerinin disiplin merak
yznden kaba davranmalan, Cahit'i zenerek, hevesle gittii mektepten soumutu. Ancak kk
bir kulbede oturan sakall kapc, barda taran son damla oldu. Birgn okul k Cahit'i
kulbesine armt.
"Bak mangalda sana msr patlattm."
eri almt, sonra da yanaklarndan perek bir takm kt laflar sylemiti. Cahit mektep dn
hepsini annesine anlatnca Hadiye'nin akl bandan gitti. Ertesi gn kapc Maarif Mdrl
tarafndan sorguya ekilmi, evlerinin kapsna kadar gelen mdire hanm kapcnn
cezalandrldn ve kovulduunu haber vermiti ama Hadiye kzn mektepten almt. Hocalar
tutacakt Cahit'e, zel ders aldracakt. Evrenoszade Vasfi Bey, Hadiye'nin ricas zerine kendi
okulunun retmenlerinden birkan Cahit'in tahsili iin vazifelendirmiti.
Hadiye alt aylk hamileydi. Balarndaki felaketler yetmiyormu gibi, bir de Avrupa'da balayan
spanyol nezlesi adl mthi ldrc grip, Balkesir'e kadar ulamt. Camilerde ezan seslerinden
ok sela sesleri duyulmaktayd. Hadiye pencereden dar bakamyordu. O kadar pepee cenazeler
geiyordu ki korku iindeydi. Dar kamyorlard. Mikrop bulaabilecek hibir harekette
bulunmuyorlard. Fakat yine de spanyol nezlesi
308
Vehbi Bey ailesinin hepsini birden sard. Hadiye en sonra yatt. Evin iinde btn odalarda yataklar
doluydu. tahszlk, bir haftalk iddetli yksek ate ve sonrasnda lm her evin kapsn
almaktayd. Hadiye hem karnndaki bebei hem de kzlar iin korku iindeydi. Hastalarn en ar
da Cahit'ti. Hadiye birazck kendine gelir gibi olduunda kalkmt. Gelen doktor Cahit'in
cierlerindeki kann hacemat ile alnmas gerektiini syleyince dehet iinde kald. Alyordu,
kyamyordu evlatcma. Cahit'i zorla yatan iine oturttular, doktor iinde jiletler olan zmbal bir
aleti srtna bastrd. "at" diye bir ses. Yedi sekiz kanl izginin stne kupa ekiliyor, kan
alyorlard. Hadiye iinden "gidiyor, gidiyor evladm kaybediyorum "diyen sesi susturamyor-du.
Bir eyler yapmalyd ama bu bir eylerin ne olduunu bilmiyordu ki? Elleri kendi iradesinin
dnda pamuk pakedine uzand. Bir para pamuk ekti, bardakta duran suya batrd. O, suyla
dolmu pamuk parasn Cahit'in dudaklarna srd. O srada Cahit'in dudaklar ald, Hadiye
pamuu yavrusunun dili zerine brakt. Cahit tpk bebekliinde memesini emdii gibi pamuktaki
suyu emiyordu. Bir an sonra birer mavi izgi gibi grnen gzlerin kapaklar araland. Annesini
grd ve tand.
"Anne, su!"
O anda Hadiye'nin iindeki sesin szleri deiiverdi. "Kurtuldu, yavrum kurtuldu" diyordu.
Gerekten bandaki lm melei, yalnz Cahit deil, btn ev halkna dokunmadan kp gitmiti.
Birka gn sonra doktor yemek perhizini kaldrd. ayan da Meryem de Aye Hanm da yataktan
kalkmlard ama btn ev halk halsiz, solgun ve atlar. Aye Hanm yenge bir taraftan, ayan bir
taraftan yemek piirmeye baladlar.
On gn sonra Hadiye'nin aklna kendisi gibi hamile olan arkada Ulviye'yi sormak geldi. Fakat
ayan'm verdii cevap ok acyd. Hastalnn ilk haftasnda karnnda oynayan canl bebei ile

gmlmt. Hadiye alad, alad, alad. Kendi bebei karnnda tekmeler atyordu. Ulviye
arkadan hibir gn aklndan karamad. Bir de korku duymaktayd. Ateli, ar bir hastalk
geirmiti. Ya karnnda tad yavrusuna bir zarar gelmise?
309
Cahit dadsyla ar ar yryerek evine dnyordu. Karas Hazretleri'nin trbesi nnde
soluklanmak iin biraz durdular. Trbenin onarmn yapan ta yontucular seyretmeye baladlar.
Ta paralar krlp, drt bir yana salyordu. O srada Cahit'in sa gzne bir ta kym kat.
Gzn ovuturarak eve dndnde, sa gz tmyle kan iindeydi. Balkesir'de gz doktoru
olmad iin aileye bakan dahiliyeci "stanbul'a gtrn" demiti. Hadiye'yi byk znt iinde
brakan bu gz rahatszl, Cahit'in sa gznn bebei kenarnda yara amt.
Cahit babas ile yolculuk yaptn hatrlyordu. stanbul'da havalar souktu. Gndzleri doktor
doktor geziyorlar akam Fatih'teki konaa geliyorlard. Artk eski konaktan eser kalmamt.
Mnire Hanmefendi'nin odasnda soba yanyor, btn ev halk oraya toplayorlard. Yemek odas
dondurucu soukluktayd. Cahit'i babas sarp sarmalyordu ama spanyol nezlesi srasnda ekilen
kupa dolusu kanlarn geriye alamamt. Kanszd. Rengi sapsaryd. stelik sa gz de bantlyd.
lalar, merhemler, banyolar, doktor doktor gezmeler. Geceleri babasyla birlikte yatyordu.
Gzndeki kan azalmca yanlarnda ilalar, Balkesir'e dndler. Trenden indiklerinde kar
yayordu. Her taraf buz kesmiti. Saaklardan buzlar sarkyordu. Vehbi Bey'in elinde, iinde
ikisinin giysileri bulunan bavul vard. Bouna bir kira arabas beklediler. Sonra Vehbi Bey Cahit'i
srtna ald, bir eliyle srtndaki yavrusunu tutuyor, br elindeyse koca ar bavulu tayordu.
stasyonla evin aras o kadar uzamt ki hzl yrye-miyordu. Yerler buzla kaplyd. Ayaklar
mt, donmutu hatta. Cahit babasnn srtnda uyumak istiyordu. Babas durmadan sorular
soruyor, onun uyumamas iin urayordu. Cahit, insan ok d zamanlarda uyursa, o
uykudan bir daha uyanlmayacam ok sonra rendi.
Eve ulatklarnda kapy aan ayan, Cahit'i kucaklad-Hadiye kocasnn elinden bavulu ald. Yan
odann kestirme
310
merdivenlerinden yukar kata ktlar. Oturma odasnn sobas grl grl yanyordu. Odann ii
scakt. Vehbi aydnlk, scak odada mutluluklarn en byn duyuyordu. Kaya'ck da ksack
siyah salar,,gelincik iei benzeri krmz yanaklaryla uyanarak yanlarna gelmiti. Vehbi
gzleri nemli fakat yz glyordu. "Bundan tesi yoktur, mutluluun daha bylesi yoktur"
diyordu.
Balkesir yllar tatl geiyordu. Btn aile Balkesir'deki hayat benimsemiler ve seviyorlard.
Aye Hanm yenge, stanbul ile Balkesir arasnda mekik dokuyordu. Ailenin btn ahbaplar Aye
Hanm yengenin at pazarlar drt gzle bekliyorlard. Mukaddes bir yl sonra Darlmuallimat'
bitirecekti. Memlekette ilk mektep hocalarna ok ihtiya vard. Meslee baladktan sonra artk
annesine tccarlk yaptrmayacakt. Ama annesi iini severek yapyordu. Hadiye de yengesine
Balkesir arlarnda bulunmayan bebek amarlar, fanilalar, klotlar sipari veriyordu.
Vehbi Bey'in Balkesir'deki ksa misafirliklerine, gidip gelmelerine katlanmaktan baka are
olmadndan artk ikayet etmiyorlard. Zaten Kaya dnda, evdekilerin hepsinin uralar vard.
Cahit'in gidip gelen hocalarnn verdii derslere bir de resim eklenmiti, karakalem resim
reniyordu. Hadiye makinenin banda kundaklar, ara bezleri, kk tlbent zbnlar, kundak
entariler dikiyordu. Geceleri de hem kzlarna hem de doacak bebee pembe ve mavi renkli
patikler iliyordu. Bebek kz olursa pembe, olan olursa mavileri giyecekti. Mevsim bahara
dnyordu.
Hadiye'nin doumu yaknd. ocuklarn odasnda kurduu diki kesinde bir eyler dikiyordu.
Bacaklarn uzatm, alnnda terler birikmiti. Havalar birdenbire baharn lklaan gnlerine
dnmt. Doum odas olarak Aye Hanm yengenin odasn hazrlamlard. Aye Hanm
stanbul'dayd. Yirmi
311

gnden nce dnmezdi. Odaya badana yaplmt. Perdeler y^ kanm, iindeki eyalar gnee
kartlarak havalandrlm, silinmi temizlenerek yerletirilmi, oda kapsnn nne sbl-me ile
slanan bir havlu konmutu. Odaya girenler ilkin o beze ayaklarn sileceklerdi. Geceleri rahat
uyuyamyordu. Baz geceler arkasna yastklar dayayarak uyumaya alyordu. Gndzleri ise
almaktan yorgun dyordu. Diki dikerken arkasndaki yasta yaslanarak uyukluyordu. Cahit
annesine dikkatle bakyordu. nce bol elbisesinin altndaki karnnda kardei kprdanmaktayd.
Hadiye birden kznn sorusu ile gzlerini at.
"Anne ben ne zaman gelin olacam?"
Hadiye'nin uykulu hali alverdi. "Bu soru niin aklna geldi kzm?"
Cahit'in yznde deiik bir ifade belirmiti. Dndklerinin etkisi ile yznde allmam
biimde bir glmseme vard.
"Cevap vermiyorsunuz anneciim. Ben ne zaman gelin olacam?"
Annesinden kacak cevab bekleyemeyen bir tela iindeydi sanki.
"Beklemekten usandm anneciim."
Hadiye bsbtn armt. Kz nelere merak sarmt.
"Yani gelin olmay beklemekten mi?"
"Hayr ama saklamaktan yoruldum da!"
Hadiye'nin tela meraka dnt.
"Neyi saklamaktan kzm? Syle ltfen. Beni meraklandrma rica ederim."
Cahit gerekten rahatsz, sklm bkkn bir haldeydi.
"Syle yavrucuum. Syle de rahatla. nk daha mini mini bir kz ocuusun. Gelin olmana yllar
var. Niin veya kime veya kimlere ne konusunda sz vermitin yavrum?"
"Fatma Hanm teyzem, Mehdiye teyzem, Semiha ablama, Aye Hanm yengeme sz vermitim."
"Ama artk bydn Cahitciim. Seninle iyi arkadaz. nsan annesiyle bu kadar iyi anlaabiliyorsa
gelin olma senelerini
312
beklemeye ne gerek var ki? Syleyip rahatla ben de meraktan kurtulaym gzelim."
Annesinin sesinde yle bir yalvar vard ki Cahit'in iinde bir yerler paralanm, acmaya
balamt sanki. Syleyecekti hem de hepsini birer birer. Sze balad:
"Anneciim hani bir kere Aye Hanm yengemle beni Kan-lca'ya Stk Bey daylarn yalsna
gndermitiniz ya..."
Hadiye barmamak iin kendini zor tuttu. Yoksa, yoksa orada kznn bana bir felaket mi
gelmiti. Glmsemeye, tatl tatl sormaya alyordu. Fakat sormad, "Evet" diyebildi.
"te o zaman ben keilerin ahr yanndaki kapdan denize dmtm."
O zaman artk Hadiye kendisini tutamayarak barmaya balamt.
"Nasl, nasl? Niin seni oraya braktlar?"
"Ben Fsunsaz ablann yanndaydm. Keileri sayordu.. Sonra iini bitirince ahr sprd.
Keilerin pisliklerini denize atmak iin kapy at. Dalgacklar o basamaa gidip geliyorlard. te
bir zaman kendimi birdenbire o yeil derinliklerin iinde buldum. Boulmaktan son anda
kurtarldm. zerimdeki slak elbiseleri kartp, Fsunsaz'in donlarn, entarilerini giydirirlerken
hepsi bir azdan 'Ah Hadiye Hanm'a ne cevap veririz' diye alayp baryorlard. Sonra bana 'Bu
olay gelin olana kadar annene sylememelisin. Duyarsa bir daha kimselerle seni hibir yere
gndermez. Gnderse bile hep bana bir i gelecek diye korkar ve zlr. Bunun iin en dorusu
gelin oluncaya kadar sylemeyeceine bize sz ver' dediler."
Cahit bunlar sylerken annesi ta kesilmi durmaktayd. Fakat gzlerinden yle ok ya akyordu
ki, Cahit annesine atlmak istedi. Karnndan gsne ulaamayacan kestirince yanna giderek
boynuna sarld. Sonra gzyalarn silerek onu avutmaya alt.
"Alamaynz anneciim. te kznz karsmzda sapsalam duruyor. Gelin olmay hi
dnmeyeceim artk. yle rahatladm yle rahatladm ki. Her dndmde anneciim313

I
den gizli bir sr byyor kabaryor, ylesine kocaman oluyordu ki."
Kotu testiden bir bardak su doldurarak annesine uzatt Hadiye suyu iti, gzyalarn silen kzna
yeniden sarld. pt koklad. Sanki kaybettii kymetli bir bebeini yeniden bulmutu. O gece
Cahit'in erkenden uykusu geldi. Byk yknden kurtulmann rahatl iinde uyuyuverdi.
Gecenin bir vaktinde bir konumalar ve telal seslerle uyand. Ortal dinledi. Az sonra ses seda
kesilmiti. Yeniden uykuya dalmak zereydi. Baka bir ses duydu. Birden irkildi. Bu evlerinde hi
duymadklar bir sesti. Alayan bir bebein sesiydi. Bir an ard. Dnemedi. Akl almad. Sonra
bard:
"Kardeim dodu, kardeim dodu."
Yatandan frlad, uzun geceliinin etekleri ayaklarna dolana dolana, merdivenlerden ifter ifter
atlaya atlaya, aa kata indi. Aye Hanm yengenin oda kaps aralndan, idare lambas yanan
merdivenlere kadar bir k uzanyordu. Ayaklarnn ucuna basa basa aralk kapya yaklat. Annesi
yer yatanda, kollar arasndaki yar kundakl bir bebei sol eliyle gsne bastrmt. Sa elinde
henz yaklmam bir sigara tutuyordu. Cahit kapy birazck aralad ban uzatmaa alt. Annesi
onu grnce solgun yz kland, "Gel Cahitiim gel. Bak Balkesir efesi bir gzel erkek
kardein dnyaya geldi. Gel kardeini p. Cahit kap aralndan top hzyla ieri dald. Annesine
kotu. lk nce onu pt. Sonra yeni domu kardeine gzleri sevgiyle dolarak bakt.
"Beni sevdi galiba. Ad Aydn m?"
"Evet, Aydn. Elbet seni sevecek. Her bebein senin kadar tatl ablas m var ki?"
Kaya artk oyuncaklarn brakmt. Cahit ise derslerini bile alamaz olmutu. Akllar fikirleri
Aydn bebekteydi. Her dakika onunla beraber olmak istiyorlard. inde ceviz yapraklar yzen
banyosunda grbz, salkl ve gzel bebek ykanrken, bir yanda Cahit br yanda Kaya, elleri
suyun iinde onu sevmeye doyamyorlard. Onu ilk kez banyo iinde grdkle314
rinde, iki kz karde ilk nce bebein pipisine sonra birbirlerinin gzlerinin iine bakmlard.
Hadiye onlarn sormalarna frsat vermeden anlatmt.
"Erkek ocuklarn i musluklar darda, kzlarnsa kapal yerdedir."
Cahit ile Kaya'ya annelerinin bu anlatm yeterli gelmi, meraklan bitmiti. kisi de ilk yalnz
kaldklarnda kendi musluklarnn ieride gizli olduunu birbirlerine sylemiler ve bir daha bu
konuyu akllarna bile getirmemilerdi. Evin iinde bu nee ve sevin srerken Vehbi Bey
kagelmiti. Cemil amcann hanm Hatice Hanm, evde konuktu. Olunu ilk kez onun kucanda
grd. Hatice Hanm Aydm' zplatyor, bir yandan da Diyarbakr ivesiyle bir tekerleme
sylyordu:
"Hop gelem hop hop gelem,
Kzlara laf at gelem glm,
Hop gelem hop gelem
Kzlara laf at glm
Her gzelden tatl glm"
Aydn' Vehbi'nin kucana verdiler. Vehbi karsn alnndan pt:
"Annelik hediyesi."
Bir olu olduu iin ok sevinliydi. Akam yemeinden kzlar yataa girince, Hadiye Aydm'
emzirerek yatrmt. O zaman kocasnn gzleri iine binbir sorguyla bakmt.
ayan kahvelerini getirdiinde onlar koyu bir konumann iinde buldu. Kapdan girerken kulana
arpan kelimelerden hibir ey anlayamamt.
"Evet, Meclis-i Mebusan basld. Biroklarmz tutukland. Malta'ya srlenler iinde Sleyman
Numan Paa da var. Meclis-i Mebusan kapatld..."
ayan kahveleri verirken Vehbi susmutu. ayan dar kt onlar konumalarn srdrdler.
Hadiye soruyor, Vehbi anlatyordu:

"Evet sevgili Hadisim. Bana kimse dokunmad. Masalardaki evrakm, ktlarm bile almadan
ktm. Bana da sanyo315
rum ki Anadolu yolu alacak. Ankara'ya gitmeliyim. Fikir, siyaset ve ideal arkadalarm Ankara'ya
yollandlar. "
"Bizleri dnme. Burada dzenimizi kurduk Vehbiciim Sen hayatnn yolunu izmelisin.
Ankara'ya buradan m yoksa stanbul'dan m gideceksin?"
"Herhalde stanbul'dan. Orada arkadalarmla birka toplant yapp konuup karar almalyz. Sizleri
sk sk arayacam. O mektuplarm gnderdiim kiiyle yine benden haberler alrsnz. imdi para
meselelerimizi konualm. Meclis-i Mebu-san'm kapatlaca lakrdlar henz fsldanmaya
baladnda, baz iini bilir arkadalar nayak olmulard. Son aylmz da alabildik. Benim bir
miktar tasarruf ettiim param var. Bu son aylm size brakacam."
Hadiye glmsyordu. Bu glmsemede birazck da gurur pay vard.
"Bizim de paramz var. Buras o kadar ucuz bir ehir ki sonra karnz Hadiye hanm da artk o ilk
tandnz beceriksiz..."
Vehbi onun szn kesti, "Estafurullah, o nasl sz Hadisim."
Hadiye glmsemeyi srdryordu. "Evet beceriksiz kz deil artk. Bir kere buday, un
uvallaryla dolu kilerimiz var. Bu kilerde fasulye, nohut, mercimek, bezelye, patates, msr ve
kurutulmu sebzelerden patlcan, bamya, hazrlanm k yiyeceklerinden tarhana, Rumeli eritesi,
yourtlar, orbalk hatta susammz bile var. Turularmz, reellerimiz ve henz daha bitmeyen
kavunlarmz bile mevcut."
Vehbi eilerek karsnn ellerini avularnn iine alp pt.
"Var ol sevgilim. Sa ol karcm. Bana nasl destek olduunu biliyor musun?"
"Daha sayaym m? Stmz, yamz, peynirimiz hepsi. Zeytinyalnz ise hl tavandan akyor."
Vehbi keyfinden glmeye balamt. Gelirken yreine eziklik veren zntleri, endieleri
beraberliklerinin scanda erimiti. Hadiye'yi evinin dzenini kurmu grmekle de yrei
rahatlamt. Bu rahatln ne kadar sreceini bilmek mmkn
116
deildi. O gecenin sabahnda Vehbi Bey geldii gibi sessizce evinden ayrld.
Aydn alt aylkt. Vehbi Bey henz stanbul'dayd. Hadiye, Cemil amca kanalyla kocasnn
mektuplarn alyordu. Cevaplarn ise postayla gnderiyordu. Aralarnda bir eit ifreli yazma
oluturmulard. Aktan aa syleyemeyecekleri havadisleri birbirlerine bylelikle
ulatryorlard. Balkesir'deki hayat daha nceki senelere benziyordu. Tarlalar ekiliyordu.
neklerine ilave olarak baheye bir kmes yaptrmlard. Yumurta ihtiyalarn bylece temin
ediyorlard. Evdeki yardmc kz Meryem dier Ermenilerle birlikte Balkesir'den ayrlmt. Hadiye
onun memleket dna m yoksa yurdun baka bir yresine mi gittiini bilmiyordu. Eve bir baka
Balkesirli kadncaz yardmc olarak almlard.
Byle sakin bir ortamdaki hayatn bir sabah birdenbire deiebileceini hibiri dnmyordu.
Postac kapy ald; stanbul'dan Merzuka imzal bir telgraf geldi.
317
Fatih Yangn
stanbul'dan gelen telgraf ok ksayd:
"Konak yand, geliniz."
Telgraf Hadiye'nin teyzesi Mnire Hanmefendi'nin manevi kz Merzuka Hanm'dan geliyordu.
Bunu hemen ikinci bir telgraf izledi:
"Teyzeniz ar hasta, acele geliniz."
Apar topar hazrlandlar. Denkler yapld. Cahit'le Kaya da sevgili teberilerini, kymetli
bebeklerini denklere yerletirdiler. Hadiye Hanm iki kz, kucandaki Aydn ve ayan'la birlikte
stanbul'a hareket etti.

Artk ocuklarn stlerinde Baker'dan alnma k elbiseler, ayaklarnda tek atkl rugan siyah
iskarpinler yoktu. Balkesir arsndan satn alnm, yine tek atkl fakat yle yumuack olmayan
pabular giymekteydiler. Birer tara ocuu havas iindeydiler.
Cahit yola ktklarnda belli belirsiz bir endieyle annesine sordu:
"Yine gsmze kocaman ineler batracaklar m acaba?"
yl nce Balkesir'e gelirken Bandrma'da gslerinden yaplan kolera alarn hatrlyordu. O
gn her ne kadar cesaretlerini toplayp gslerini amlarsa da, o byk inenin acs unutulacak
gibi deildi...
Vehbi Bey onlar rhtmda karlad. Hadiye, Cahit ve Vehbi gey bir fayton arabaya bindiler. ayan,
kucanda bebek ve yannda Kaya'yla beraber bir baka arabadayd. Rhtmn nnden
ayrlmlard. Arabann lastikli tekerlekleri ses vermiyor, sadece atlarn nal sesleri yanklanyordu
evrede. Hepsi yerinde yeller esen Enis Paa Kona'n dnyorlard.
Arabalar, Sarahaneba'ndaki Bozdoan Kemerleri'nin hemen yaknnda, kalan son yanmam evin
nnde durdu. Kap alnd. eriden gelen telal ayak sesleri, kouturmalardan sonra kap ardna
dek ald.
Merzuka Hanm, "Ah, Hadiye ablacm" diye haykrarak Hadiye'nin gsne atld. Merzuka
Hanm'm gerisinde sarn bir erkek ocuu olan Enis'le, Kaya yalarnda, siyah sal Mnire
sessizce duruyorlard. Ksa bir bakmadan sonra ocuklar birbirlerine yaklatlar. Fslt halindeki
bir sesle Kaya ile Cahit'e havadisi verdiler:
"Cici annem ok hasta. Artk gnde bir kerecik odasna a-rlyoruz, bir daha sokmuyorlar."
Bunu syleyen Mnire'ydi. Enis de gerisini tamamlad:
"Konak yand, her eylerimiz de yand. Artk bizim hibir eyimiz kalmad. Elbiselerimiz,
amarlarmz bile yok. Oyuncaklarmzdan bir tek bu bilyem var. O da srtmdaki ceketimin
cebinde kalm."
Drt ocuk konuurlarken arabaclar yollanm, konak halkyla yeni gelenler sarma dola olmu,
bir yandan da hkrklarla alayorlard. Mnire Hanmefendi'nin yz ocuk kadar klmt.
Gzleri byk, derin ve karanlkt. Bu iri gzlerde, kendi derdinden ok evini, ocan yitirmenin
kederi ve aresizlik okunuyordu. Mnire Hanmefendi dert yanmay onuruna yediremeyen, ikayet
etmeden katlanabilme yceliine ulam soylu bir kadnd. Ar hastayd. Ancak, lmn Allah'n
emri olduuna inanrd, ondan gelen her eye boyun emekten baka are bulunmayaca
gereiyle barkt. Ama bu kck kalm hasta kadnn omuzlarna ken geim sknt-s/
yreindeki sorumluluk onu eziyordu. Konak halkndan Kevser, ocuklar Enis ve Mnire;
kahveciba Kamer Kalfa,
318
319
Merzuka, Hanende Aye Hanm, Hasene Kalfa ve daha bir Ok emektarnn maddi ve manevi
arlklar... Bu insanlar yiyecek iecek, snacak ve barnacaklard.
imdi Sarahaneba'ndaki katl evin bo odalarmdayd-lar. Hepsi Enis Paa Kona'nm insan,
birer emektaryd. Ama hibiri kapnn dndaki hayat bilmiyordu. Onlar, konaktaki grkemli
hayatn dzgn bir ekilde devam etmesi iin almlard. Her ihtiyalar da konan paasyla
hanmefendisi tarafndan dnlm, temin edilmiti.
Paa'nm lmnden sonra bir sre daha tempo deitirilmemiti. Konak halkndan hi kimse bu
deirmeninin suyunun nereden geldiini dnmemiti bile. Mnire Hanmefendi'nin gelirleri
birbiri ardnca kesilince, baz aylar Kamer Kalfa, baz aylar kbal Kalfa araflarna brnp,
yzlerini kaln peelerle rterek Fatih'teki Kk Otluku yokuunu yorgun admlarla trmanyor,
Sandalbedesteni'nin yolunu tutuyorlard. Ellerinde ya antika bir gm veya altn leen ya da ibrik
bohalanm olurdu. Sonra o gtrdkleri antika paralarn gerek deerinin yarsn bile
karlamayacak paralarla konaa geri dnerlerdi.
Fatih yangn Enis Paa Kona'n yalayp yuttuunda yine de bir midi vard Mnire
Hanmefendi'nin. En kymetli hallar kurtarmlar, beraberlerinde Sarahane'deki eve tamlard.

Dier kymetli eyalarn da tm kurtarlarak konan altndaki yangn mahzenlerine


yerletirilmiti. Bunlar arasnda konan ok nadide gmleri, Bohemya saksonyalar, Bohemya
kristalleri, gm atal bak takmlar; Alman ve Fransz porselenleri ile her biri ayr birer kymet
olan mobilyalar vard. Soylu ve grgl bir gemiin btn bu birikimleri, yangn esnasnda
konan altndaki yangn mahzenine indirilmi ve be katn ayr ayr demir kaplar sk skya
rtlmt. Herkes yangna ok zlm, ancak mal cann yongasdr diye sevinmiti. Yangndan
on be gn sonra evin kalntlar arasna girilip, iin iin scan koruyan ilk demir kapan st
temizlenecekti. Ondan sonra mahzenin ilk nce birinci katma inilip oras boaltlacak, sonra da
srasyla dier katlar...
320
Mnire Hanmefendi ve konak halk yangn felaketinden sonra mahzenlerden kacak eyalarnn
umuduyla kendilerini avutuyorlard.
Ancak kapaklar ald gn, Hayri'nin kendisine getirdii haber Mnire Hanmefendi'nin bu son
umudunu da yerle bir ediverdi: Konan eyalar mahzene yerletirilirken, ucu tutumu bir yorgan
da eyalarla birlikte bu mahzenlere kapatlmt. Mahzendeki btn eyalar yorgann ucundaki
atele tutuarak gnlerce iin iin yanmt. Gmler erimi, birok ey krlm, dierleri kl
olmulard.
Mnire Hanmefendi'nin son mitleri bylece kaybolmutu.
imdi Sarahaneba'nda, katl bo bir ahap evin kocaman bo bir odasnda, evin tek mobilyas
olan pirin yatanda yatyordu. znts ve aresizlik sonucu kanser onu bir anda hakimiyeti
altma almt. Bir gsn kaybetmiti. Hadiye, yznde avutucu bir glmsemeyle, eskiden
gsnn bulunduu o kanl ukura pansuman yapyordu. i teyzesi iin para parayd, yanyordu
teyzesine.
Mnire Hanmefendi muhteem bir direnle strabn kimselere belli etmiyordu. Sadece, "Hadiye
evlatcm u menhus ineyi yapar msn?" dediinde, morfinin tesirinin azald, sancnn
balad anlalyordu.
321
stanbul gal Altnda
Gelip geen gnler hep keder ve ac yklyd. Hadiye iin hayatnn en zor dnemleriydi.
Birdenbire almas byk glklerin iine dvermiti. Fatih yangn yaamnn en byk
felaketlerinden biriydi. Hastalanp yataa den teyzesinin son gnlerini yaadn, eve gelen
doktorun sylemesine gerek yoktu. Hadiye de lmn yakn olduunu gryordu. Teyzesi ar
dozda verilen morfinlerin etkisiyle yar uykudayd. Aylr gibi olduunda sanclar balyordu.
Evin ii kalabalkt. Konak emektarlarnn tm Sarahane'deki evdeydiler. Hasene Kalfa, sevgili
hanmefendisinin ba-ucundan hi ayrlmyordu. Kamer Kalfa, Glfer Kalfa, Zeynep de oradayd.
Kevser, ocuklar Enis ve Mnire ile ailenin dostu Drdane Hanm da Sarahane'deydi.
Hadiye, Vehbi Bey, ayan, Cahit, Kaya ve Aydn ailenin en yaknlaryd. Yalova'da askerliini
yapan Alaattin, izin alp gelmi, Hadiye'nin en knden en byne kadar btn, ilerine
yardm ediyordu. Aye Hanm yenge de kzyla beraber Hadiyeciinin yardmna komutu. Btn
bu kalabalk doyurulacak, yatrlacakt. Rahatlar temin edilecekti. Nasl ve hangi parayla?
Vehbi Bey artk isizdi. Ellerindeki azck paray harcasalar bile yetmeyecekti. Btn stanbul,
Dvel-i Muazzama tarafndan igal edilmiti. te yandan Bolevikliin yaylp ar ve ailesinin
kuruna dizilmesinden sonra, stanbul'a akn akn Be322
yaz Ruslar geliyordu. Boleviklerin, ar ve ailesini ortadan kaldrmasndan sonra zengin asiller
Fransa ve svire'ye kamlard. Daha parasz olanlar ise snrdan Trkiye'yi snyorlard.
Sokaklarda birbirinden gzel Rus asilzadesi kadnlar iek satmaya urayor, erkekler stlerindeki
saray mensuplarna zg elbiseleri ve askeri niformalaryla kibrit, sigara satcl yapyorlard.
Sokaklar Rus dilberleriyle doluydu. Bunlarn bir ksm stanbul'un zengin apknlarnn ana
dveriyorlard. ou, Rusya'dan kamalarn salayan kimseler tarafndan soyulmulard.

stanbul'un artk tad kalmamt. Kendilerini dnyann sahibi sanan ngilizler bata, Franszlar,
talyanlar sokaklar doldurmulard. Burunlar kaf dandaki bu adamlara rastlamaktan btn
stanbullular korkuyordu. Ruslarn stanbul'a akn ile mcevher fiyatlarnda mthi bir d
balamt. Ruslar karabildikleri neleri varsa hatta altn dilerini bile skp satyorlard.
Teyzesinin lmnden birka dakika nceydi. Mnire Hanmefendi, odadakilerin hepsine eliyle
kmalarn iaret edip Hadiye'ye, "Sen kal" demiti. Odann kapsn kilitleyen Hadiye, akn ve
kederli onun emirlerini yerine getiriyordu. Yanna gelmesini iaret etmiti teyzesi. Sesi de
uzaklardaym gibi yava kmt.
"u ykl a Hadiye. Oradan mcevher sandn getir."
Hadiye, minyatr sandk biimindeki mcevher kutusunu dolaptan kartarak teyzesinin yanna
yaklat.
"A kapan."
Hadiye kapan aamad. Teyzesi sa elini zorlukla yastn altna sokarak bir kese kard. Bu
keseyi grnce Hadiye'nin boazn bir yumruk tkand. Merhum amcasnn mavi ipek satenden,
az beyaz ipek kordonla bzlm aylk keselerinden biriydi bu.
"Anahtar iindedir. Biraz da paramz var iinde. Son para323
mz, 20 altn kadard. Cenazeme yeter sanrm."
Hadiye'nin boazmdaki yumru konumasn engelledi. Sadece azndan bouk bir ses kartt.
"Ama teyzeciim." "Sus, sakn alama. lm hak, miras helaldir. A u sandAnahtar uzatyordu. Hadiye kilidi at, kapan kaldrd. "Ltfen biraz abuk evlatcm." Kapa
kaldrd.
"Baz blmlerdeki boluklar iin beni bala kzm. Sonra yerine koymay dnerek gerektike
satmtm. imdi bu mcevherlerin hepsi senindir yavrum. Vaka borlarm vardr. Ka-valal
Mehmet Efendilere hallarm rehin yatrarak bor almtm. Hastalm hesapta yoktu.
deyemedim. Fakat borlarm, hallarla kapayabilirsin. Bu mcevherlerimin hepsini senin iin
saklamtm. Sen dnyada tek evladmsm. Paam da, ben de seni hep z evlat gibi grdk. Sen de
anann babann sevgilerinden alarak bize verdin sevgini. Berhudar ol kzm. Teyzene, hakkn
helal et."
Hadiye ta kesilmi gibi duruyor, gzlerinden yalar szlyordu. Kutuyu kapatarak iskemlenin
stne brakt. Teyzesinin sa elini tutup pt, pt. Alnna, yanaklarna srd.
"imdi sen nce mcevher sandn kilitle. Anahtarn Pa-a'nm aylk kesesine, son aylndan
artrdm birka lirann yanma koy. Sonra koynuna sok."
Hadiye, teyzesinin dediklerini yaparken artk gzyalar yreine akyordu. Teyzesinin o klm,
yumuack, hl emir verirken kulland tonda sylediklerini yerine getirdi. Odadan karken
hkrklarnn boazndan tamasna engel olamyordu. Fakat biliyordu ki sevgili teyzesi derin
uykuya dalm, artk hi duymayacakt.
Teyzesinin nedense sandk dedii kutuya bakmaktayd. Ksa bir sre nce bir hazine kymetinde
mcevherlerin barnd kutu, artk botu. Teyzesi, "Hallarmla deyebilirsin" dedii zaman da,
onlarla Kavalal Mehmet Efendi'den alman borlar kapatamayacan biliyordu. Ancak susmu,
hibir ey syle"
324
mti- Neden syleseydi ki, onun gnl rahatl ile yatmasn istiyordu.
Vehbi Bey Alaattin ve Hadiye, Mnire Hanmefendi'nin lmnden sonra Merzuka'y da aralarna
alarak hesaba oturmulard. Vehbi Bey, Dikran Efendi'yle birlikte Sandal Bedeste-ni'ne giderek
btn mcevherlere kymet bitirmiti.
Mcevherlerin hepsi Sandal Bedesteni'nde hara mezat satlmt. Bu mezatlara dankl dvle
gelen kuyumcular ve mcevher iiyle uraanlar, mcevherleri biilen fiyatlardan ok daha
aalara kapatmlard.

Bylece teyzesinin btn borlar son kuruuna kadar denmiti. Hatta yal kalfalara da birer para
para verilerek gnlleri honut edilmiti. Hadiye de, Vehbi Bey de bu g iin sonunu getirince
rahatlamlard. Hadiye artk her aklna geldike bol bol alayabiliyordu. Fakat insan ok sevdii
birini kaybedince, hayat o noktada duraklamyordu ki. Hem de hi durmadan yeniliklere,
deiikliklere gebe olarak sryordu.
Sarahane'deki evden ayrlmadan birka gn nceydi. Cahit sokak kapsnn alndn duydu.
Adetiydi, kapy amadan nce sordu:
"Kim o?"
"Ben Hayri. Hadiye Hanm'm teyzesinin olu Hayri. Askerdim. ngilizlere esir dmtm."
Cahit l bast.
"Hayri Bey day, Hayri Bey daym geldi. Anne, baba, Hayri Bey daym geldi."
- Kapy at, karsnda Hayri Bey daysna hi benzemeyen birisi vard. Yznn derisi burumu
, elmack kemikleri kmt.
"Sen beni tanyamadn ama ben seni tandm Cahitciim. Ne kadar bym benim sevgili
Cahitim."
melerek kollarn amt. Cahit, ii sevin dolu bu sska adamn kollarna atlmt. Bir yandan
da sordu:
"Size ne yaptlar byle Hayri Bey daycm."
Hayri Bey, Cahit kucanda ieri girdiinde Hadiye ablas
325
f
ile kar kariya geldi. kisi de alamaya balamlard. Hayr, ablasna sarld.
"kr grtren Allah'a. "
"kr olsun Allah'a. Hepinizi iyi bulduuma ne kadar sevinliyim bilseniz."
"Ama cici annemi kaybettik Hayri Bey daycm."
Hadiye birden sylemeyecekti ama, "Cahit'ten duyduu da iyi oldu" diye dnd.
"Bamz sa olsun ablacm."
"Evet Hayriciim, hem memleketimiz byk felaket iinde, hem de ailemiz perian oldu."
Hayri yznde mahzun bir glmsemeyle bakt Hadiye ablasna.
"Benim ektiklerimi bilseniz. Bizi tmyle ikence iinde yaattlar. ldrmediler ama kendi
kendimizi ldrmemizi bekleyerek, sefaletin en younu ile kar karya braktlar. Ama lmedik
ite. "
Az sonra btn ev halk evrelerine toplanmt. Bakyorlard; Mnire Hanmefendi'nin kz kardei
Naile Hanm'n kymetli ocuunun bu hale nasl dtne ayor ve inanamyorlard. Hayri'nin
srtnda bej rengi, kirden kay olmu bir pantolonla, ksa kollu bir gmlek vard. inde amar
yoktu. Gs bar akt. Bir ara ayak ayak stne att. Sonra glmeye balad.
"Bu ayamdaki postallarn taban, alt aydan beri yok. stlerini koruyabilmek iin altndan sicimle
balyordum."
Ayan kaldrp gsterdi. Odada bulunanlarn hepsi kendi zntlerini, yangn acsn, lm
felaketini unuttular. Hadiye, ayan'in gzleri iine bakt. Gzleriyle konutular. ayan Hayri'nin
bana dikildi.
"Su stacam. Beyimizin pijamalarndan birini getireceim. Siz yle bir rahatlayn Hayri
Beyciim."
"Hay Allah raz olsun ayancm."
Beraberce ktlar. Yarm saat sonra, paalar ksa, kol azlar bileklerinin yukarsnda, mavi renkli
pijamalaryla bir baka Hayri'yi grdler. Yz gz meydana kmt. ayan bir elinde tepsiyle
girdiinde Hayri gzyalarn tutamad.
326
"Bir aydr keskin gne altnda, a susuz yryorduk. Susuzluk alktan beter. Her milletten btn
esirler kendi dillerinde 'su, su' diye inliyorlard. Nihayet bir su bulabilmitik. st yeil bir tabaka

kapl, kk bir su birikintisiydi. Etrafta sivrisinekler uuuyordu. Hemen karsnda davul gibi
ierek gerilmi bir at lei yatyordu. Hepimiz birden kendimizi suyun bana attk, ellerimizle yeil
yosunlar iterek suyu imeye baladk. Hem de doya doya. Bir yanmda at lei, br yanmda le
gibi yar l, pis insanlar."
Odada t kmyordu. Hayri oturduu minderden kalkp masaya gitti, ilk nce ekmei pp bana
koydu. Alayam-yordu ama gzlerinden yalar akyordu.
"Acaba yiyebilecek miyim? Sanmyorum. Midemin zarlar birbirine yapmtr."
"Hayri Bey, bir bardak st de var. Ondan birka yudum alnz."
Hayri Bey, ayan' dinledi, birka yudum st iti.
"Hay Allah senden raz olsun ayancm. Hi ses kmad midemden. Galiba sevindi garibim."
Az sonra bahenin aalar arasna gerilen ipte Hayri'nin bej rengi esaret elbiseleri aslmt.
Bylece Hayri de, Vehbi Bey ailesine katlm oldu. Ne gidecek bir kona, ne cebinde be kuru
paras, ne de alacak gc vard. Hayriye, teyzesinin oluna efkatle bakyordu.
"Kurtuldun. Kark, zor gnler de yayor olsak da vatanna dndn ve seni ok seven ailene
kavutun. Bizler ok sevinliyiz. Teyzeciime, Selanik'e hemen bir telgraf ekeyim. Mjdeyi
vereyim. O seni kaybettiini sanyor, dualar, yasinler okutuyordu."
Konan yllar yl misafiri olan smail Efendi ile kars, saz alemlerinin davudi sesli hanendesi
Aye Hanm, artk memleketlerindeki evlerine dnmlerdi. Hadiye, Merzuka'nn onlarla gitme
isteine kar koyarak brakmamt. Teyzesinin manevi kzyd. O da son sene iinde dris Zeki
Bey adl bir tccarla nianlanmt. Nianls Anadolu'daki ticareti ile meguld. Bir sre sonra
karsn alp gidecekti.
327
Hadiye'nin kadrosu bylece klmt. Mukaddes haftada bir gece gelecekti. Aye Hanm yenge,
kz okulunu bitirip muallime oluncaya kadar Hadiye ile kalacakt. Alaattin askerliini bitirmi, ae
Nazrl'nda kk bir memuriyete girmiti.
Balkesir'den gelen haberler i karartyordu. Gzelim Balkesir de dman igali altna girmi,
kentin sakin yaam altst olmutu. Artk ne Hkmet Caddesi'ndeki evlerine, ne de tar-larma geri
dnebilirlerdi. ken bir imparatorluun kalntlar altnda kalmlar, oradan oraya savruluyorlard.
imdi artk Hadiye, kk ailesiyle Kkayasofya'da tuttuklar eve tanmaya hazrlanyordu.
Cahit ile Kaya'yi, n kaps Nuruosmaniye Caddesi'nde bulunan, Bezm-i Alem nas Valide
Sultaniyesi mektebine kaydettirmilerdi. Yava yava tanma hazrlklar yapyorlard.
Bir gece Hadiye Aydm' emzirirken, aa kattan sesler iitti. Ev henz yle kalabalkt ki,
ilerinden birisinin grlty yaptn dnerek ocuunu emzirmeyi srdrd. Sabah erkenden
barmalar, feryatlarla uyand. Yerinden frlayacakt, ayan selamsz sabahsz odalarna dald.
"Kk hanm. Uyannz, uyannz. Felaket, soyulmuuz!"
Hadiye geceleri sk sk uyandndan uykusuzdu. ayan'n szlerinden bir ey anlayamad.
"Kk hanmcm. Bu gece eve hrsz girmi, btn ev halknn giyeceklerini, bizim btn sandk
eyalarmz almlar."
O srada evin iindekilerin tm yzleri sapsar, gzleri ya iinde, odaya dolutular. Vehbi de
onlarn arasndayd.
"Mutfan kapsn skerek merdiven gibi kullanmlar ve ylece ikinci kata kmlar. Sanrm
Alaattin'i kloroform ile bayltmlar. nk hl derin uykuda."
"Derin uykuda m? "
Yerinden frlad. Aaya kotu. Alaattin tek ak pencerenin nnde yz sapsar, l benzeri
yatmaktayd. Masajlar ve sarsmalardan sonra Alaattin kendisine geldi. Ne olduunu anlayamamt.
Yanna dnd, gnlk elbiseleri yoktu. Vehbi'nin
328
elbiseleri de alnmt. Hadiye kocasna baknca sinirden glmeye balad. Vehbi'nin srtnda
Meclis-i Mebusan'da giydii jaketatay vard. Alaattin'in ise bir tek elbisesi bile yoktu. Pija-

malaryla kalmt. Kadnlarn araflan, iskarpinleri, neleri varsa hepsi gitmiti. Alaattin
alamaklayd.
"imdi nasl ie gideceim" diye szlanrken Cahit'in sesi duyuldu.
Gecelik entarisiyleydi. Ayaklar plakt fakat ylesine heyecanlanmt ki m bir hali yoktu.
"Amcacm zlmeyiniz. Dn ocuklarla oynarken ben sizin ihtiyat zabiti elbiselerinizi giymitim.
Onlar bizim odamzda brakmtm. imdi getiririm."
Merdivenleri ikier ikier koarak kyordu. Az sonra amcasnn zabit elbiseleriyle dnd. Alaatin
yeniden asker klna brnmt. Sonra aaya indiler. Balkesir'den getirdikleri denklerin
stn saran kilimler bakla kesilerek almt. ayan'n "Biraz erzak ve sabun gtrelim" diye
denge koyduu bulgurlar, nohutlar, mercimekler, sabunlar ortala dklmt. Hadiye'nin
yangndan kurtulabilen sandk eyalar, deri tulumlar iinde duran yaplmam krkler, top top ipek
kumalar, elbiseler ve i amarlarnn yerinde yeller esiyordu. eyizinin en kymetli paralan
yangnda kl olmu, kalan blmleri de hrszlar tarafndan gtrlmt.
Kaya alyordu. Paralanm dengin iinde bebei yoktu. ayan dehete dt. ocuklarn
klklar, paltolar, elbiseleri, i amarlar, ynl fanilalar da yoktu. Hem .alyor, hem de
syleniyordu.
"Kahrolascalar. Elleri kknden ayrlascalar. Haydi bykleri soydunuz, bu yavrucaklar plak
brakmaya ne hakknz vard. Haram olsun. aldklarnzdan kazanacanz parayla alacanz
yiyecekler, boaznzda kalr da boulursunuz inallah" diye beddualar ediyordu. Bir taraftan da
erzak torbalarnn iinde kalanlar da derleyip torbalara toplayarak, azlarn balyordu. Bir ara
ak duran mutfak kapsndan darya baknca yine feryad bast.
"Aman Allahm, baheye her eyleri dkp samlar. "
329
Aa katta bulunanlar hemen baheye kotular. Gerekten de bahe kapsndan karken dkp
satklar bir sr giyecek vard. Herkes sadan soldan bir eyler toplamaya balad. Yangn
arsasndan sokaa kadar dklenleri toplaynca, ayan'n yz gld. ocuklarn paltolar,
elbiseleri, pabular bulunmutu. Sanki bilen birisi, ocuklar seven birisinin marifetiydi bu. Kim
olabilirdi?
Herkes neyi kalm, neleri alnm gzden geirdi. zc, uzun gn boyunca, dert yanp, ikayet
etmeyen sadece Vehbi Bey'le Hadiye'ydi.
Vehbi, "Ya sen merak edip de aaya inseydin Hadisim. Ya onlarla karlasaydm. Aman Allahm.
Allah seni yavrularna ve bana balad." diyordu.
Vehbi Bey, smail Efendi, Alaattin kalfalarla birlikte altlar, kalan eyalar toparlayp, denkleri
yeniden sardlar. Kaya ile Cahit de oyuncak bebeklerini sokakta bulduklarna seviniyorlard.
Yeni tandklar konak yavrusu ev, Sultan Mahmut trbesinin karsndaki yolun devamnda,
Kadrga'ya inen yokuun zerindeydi. katlyd. Avukat Murat Bey'in refikalar Mev-hibe
Hanmefendi'ye aitti. Vehbi Bey, konan sokak zerindeki selamlk blmn kiralamt. Her
katta iki byk oda, bir genie sofa, koridorlarn sonunda ayak yolu ve el ykama ab-destlikleri
vard.
lk kattaki byke oday Hadiye yemek odas yapmt. Evin giri kapsnn yannda, Krkeme
akar suyu vard. Selamlk blmnn mutfa olmad iin birka basamakla klan kahve
ocan, mutfak olarak kullanacaklard. Ev sahipleri Murat Bey, refikalar Mevhibe Hanm, yal
dads, bir de gen evlatlklar ile oturuyordu. Ev sahiplerinin sesleri duyulmuyordu. Vehbi Bey
ailesi de yle barp aran kimseler deillerdi. Anlaabileceklerdi.
Byk giriin sol yannda, basamakla klan sahanlkta, Alaattin'in yerletirdii etajerin
raflarnda, renk renk pabu boyalar, eitli byklkte fralar sralyd. st kattaki deniz ta330
rafndaki oday, yangndan kurtulan salon takmlarn yerletirerek misafir odas yapmlard.
Vehbi sonunda Meclis-i Mebusan merasim elbiselerinden kurtulmutu. nk bir elbise satn
almak zorunda kalmt. Frtna yava yava diniyordu. zntler kaybolmuyordu ama hi olmazsa

tortular dibe kyordu. Alaattin'in kk maa da aile btesine katkda bulunuyordu. Vehbi
Bey'e henz maduriyet maa balanmamt. Zor durumdaydlar. Ekmek bulunmuyordu. Her gn
yemek zorunda kaldklar ekmek iin "sprge tohumundan yaplyor" deniliyordu. Bu ekmekler
yznden btn stanbul halk periand, dillerde kan yaralar tedavi edilemiyordu. Alaattin bulup
buluturup, kzlara ve erkek yeenine beyaz ekmek getiriyordu. Her i dn de elinde kk
paketlerle otlar, ekirdekler tayordu. Bunlar, iteki arkadalarnn tlerine gre kaynatp,
dillerine pamukla sryorlard. Bu tedavi de hi mi hi iyi gelmiyordu. Bir gn de ate yakmaya
yarayan ra paralarn dillerine srmlerdi. Dillerinin yaras geecee benzemiyordu.
Sonbahar gelmiti. Havalar souyordu. Evleri Marmara'ya kar olduu iin frtna koptuunda cam
kenarlar slklar alyordu. Islklar balaynca, ierisinin insan scakl ile snm havas da
souyordu. Tek sobalarn ktklar evde brakmlar, yenisini alamyorlard. Mangal yaklyor,
alevleri geinceye kadar darda braktktan sonra, zerindeki korlar kllenince odaya almyordu.
Yoksa hep birlikte zehirlenebilir-lerdi.
Kkayasofya yokuunun bitimindeki meydanckta bulunan, kk irin evde, Malta'da srgnde
bulunan Numan Pa-a'nn kz kardei Raife Hanm, ablasnn kzlar Mride ve Merzuka Hanmlar
oturuyorlard. Cahit sk sk anesiyle bu eve gidiyordu. Ufak tefek, cana yakn bir kadn olan Raife
teyzeyi Cahit ok seviyordu. Onun da nianlsn Malta'ya srmlerdi. zntl olmasna ramen
kahkahalar boldu. Merzuka teyzenin boylu boslu bir yzba olan kocas smail Bey enite, onu
hamile olduu halde brakarak ortadan kaybolmutu. Cahit, s331
mail Bey enitenin kayboluuna ok zlnce, annesi onun kulana fsldamt:
"Enitemiz, Mustafa Kemal Paa'nn yanma gitti. zlmek deil, sevinmeliyiz."
Cahit annesine, "Babam niye Mustafa Kemal Paa'nn yanna gitmiyor" diye sorduunda annesi,
"Baban deil Anadolu'ya gitmek, sokaa bile kamyor, farknda deil misin yavrum?" demiti.
Yine gizlice fsldamt:
"Frsat kolluyorlar. Baban gidecek ama ngilizler onun kardei, yani amcan Kadri Bey'i yakalayp
Beyazt Meydan'nda asmak zere stanbul'a getiriyorlarm. Fakat Alacada Krtleri dadan inip
amcan getiren Padiah taraftar mfrezeyle dvmler. Askerlerden de len olmu Krtlerden
de. Fakat Kadri Bey'i kurtararak daa gtrmler. imdi baban aryor-larm ama bir trl
bulamayacaklar. nk baban artk tccardan Nizamettin Efendi adyla yayor. "
Cahit duyduklar ile yle heyecanlanmt ki. Biraz rkm fakat daha da ok sevinmiti. Alacada
Krtleri, amcasn da Diyarbakrl bir Krt sandklar iin kurtarmt.
"Babann ailesi Trktr. Ama gerek baban, gerekse ailesi, insanlar milletleri ile ayrmazlar. Hangi
milletten, hangi mezhep ve dinden olduklarn dnmeden insanlar severler."
Cahit, btn bu szlerin ne anlama geldiini dnyordu. Memleketinin kt gnler geirdiini
biliyordu. Henz ocuktu ve yardm edemedii iin ok zlyordu. Aklna Hayri Bey daysnn
esaretten ka yks geldike, hl tyleri diken diken oluyordu. nsanlarn insanlara niin bu
kadar ktlk yaptn bir trl anlayamyordu. Hayri Bey days da onlarla beraberdi artk. Her
gn en az bir kere, ngilizlerin acmaszlndan sz ederek gerek ykler anlatyordu.
"ngilizler esirlerin paralarn alyorlard. Baz esirler altnlarn yutuyorlard. Bu, btn evre
halknca duyulmutu. ngilizler esirleri ldrmyor, fakat onlar ehirden ehire yryerek
gtryorlard. Yorgunluktan ayakta uyuyorduk. Ayakta uyuyanlarn sonu lmd. nk
kafilenin en gerisinde kalyorlar332
di. O zaman l ekiyalar, bu zavalllara usulca yaklap, ellerindeki eri baklaryla karnlarn
boydan boya keserek, dklen barsaklarda altn aryorlard. Bulduklarnda da 'Souvenir, souvenir'
diye bararak kayorlard. Ben oundan gentim. Ne nde, ne de en arkada kalmamaya gayret
ediyordum. nk nlerde de ngilizlerin fil hortumundan krbalarn yemek vard.
Cahit, bu ykleri tyleri diken diken olarak dinlerken, yrei Hayri Bey daysna kar sevgiyle,
efkatle doluyordu. Olunun yaadn renen Naile Hanm, Selanik'ten elden para gndermiti.

Hayri, paray alr almaz hemen kendisine srmal kaysyla subay elbisesi smarlamt. Giyinip
kuanp dar karken, ayan'a gz krpyor, Cahit'in anlamad birka sz ediyordu.
"Ne yaparsn ayancm. ok skntlar ektik. imdi ok kr paamz kurtardk. stanbul'da
yle tatl haraolar var ki, bana byle sslenip ktmda ok itibar ediyorlar."
ayan, "atm size Hayri Bey" diyordu.
Onlar byle syleirken, bir gn annesi gelivermiti. Yeenini iki dirhem bir ekirdek, hem de
asker niformasyla grnce aarak bakm, sonra glmt ac ac.
"Malup memleketin anl zabiti, nereye byle" demiti. Hayri Bey days kpkrmz oluvermiti.
O gn Hayri Bey dar kmaktan vazgeip, ona verilen pijamalarn zerine geirerek ocuklara
masallar anlatmt. Birka gn sivil elbiselerle kp, eve gece ge vakit dnmt. Bir gece onlar
uyurken odalarna gelmiti. Cahit, Hayri Bey daysnn sesiyle uyanmt. Dads da uyankt. Bir
eyler konuuyorlard.
"Allahasmarladk ayancm. Gitmek var, dnmek yok "
"Gle gle Hayri Bey kardeim."
Sonra gelip Cahit'i pmt. Cahit, yar uyur yar uyankt. "Neler oluyor" diye soramamt.
Kaya'y da pmt. Sabah uyandnda geceyi hatrlad, rya grdn sand. Sonra birden
yatandan frlayp merdiven trabzanlarndan kayarak orta kata indi. Hayri Bey daysnn yata
bozulmamt bile. Annesine kotu. Onun gzleri yalyd. Yatanda oturmutu. Yorgann srtna
rtm, Aydn' emziriyordu.
333
"yeceksin Cahitciim."
Cahit yordu. Ama vcudu deil yrei buz kesmiti Annesi alyordu. Oraca diz kt,
annesine sokuldu. Hadiye yorgannn bir ucuyla onu sard.
"Hayri Bey daym gitmi anne."
Hadiye hemen cevap verdi.
"Onun yeri buras deildi."
Demek ki Hayri Bey days da smail Bey enite gibi, Mustafa Kemal Paa'nn kurduu ordulara
katlmak zere stanbul'dan Anadolu'ya kamt.. Yeniden iini ekti. Biraz daha byk olsa
kendisi de yryerek bile Anadolu'ya Mustafa Kemal Paa'nn yanma giderdi. Askerlik bilmiyordu
ama hemire olabilir, yarallara bakard.
Cahit, Mnire Hanmefendi'nin manevi kz Merzuka tey-zesiyle arkadalk etmeye de baylyordu.
O, ok gzel masallar biliyordu. Eski gnleri, Direkleraras'ndaki tiyatrolar, Kel Hasan'm
komedilerini, Manukyan tiyatrosunda seyrettii piyesleri, sonra annesiyle babasnn evlendii gn
ballandra ballandra anlatyordu.
"yle gzeldi ki Hadiye ablam. Enitem de masallardaki prensler gibi giyinmiti. Balarndan
aaya hep liralar atmlard. dris Zeki Bey'le ben ise, kendimiz iin "gariplere dn gerekmez"
dedik. Zaten istesek bile yapamayz. Zeki Bey gndzleri pek sokaklarda grnemez zavallm."
Cahit, Merzuka teyzesinin acl acl konumalarna zlmt. Niin gndzleri sokaa
kamadn merak etmiti. Bunu sormutu, ama Merzuka teyzesi glmsemiti.
"Kimbilir, belki de utangatr."
Cahit, koskoca bir erkein utanmasnn nedenlerini anlayamamt. O gece hep bunu dnmt.
Sonunda dris Zeki Bey'e bir isim takmt. "Bilmece Adam."
Sabah kahvaltda dads ok heyecanlyd. Her iini beceriksizce yapyordu. Masa rtsn arpk
sermiti. St bardan telatan zerine devirdi. Silmek isterken ekmek sepetini az
334
calsm yere deviriyordu. Cahit merakla gzlyordu. Sonunda dadsna sordu.
"Neyin var?"
"Heyecanlym. Bugn Sultanahmet Meydan'nda Halide Edip'in mitingi var. Annene sylersem,
'Kalabalkta ezilirsin' diye izin vermez. Ben de habersizce bir kaamak yapmak istiyorum. Camilere
siyah bayraklar asmlar. Daha imdiden ine atsan yere dmeyecek kadar kalabalkm."

Cahit birdenbire yle heyecanland ki, "Ben de geleceim seninle dad" dedi.
"Olmaz gzelim. Annen duyarsa kyameti kopartr. Ben onu bilirim, insan kalabalklarndan
korkar."
"Ben de annemden izin alp seninle geleceim. Ondan gizli bir ey yapmamaya kararlym."
"zin al yleyse."
Cahit frlad. Annesi henz kalkm, Aydm'la urayordu. Karsna dikildi.
"Anneciim. Sultanahmet Meydan'na gitmeme izin verir misiniz?"
"Parka her zaman gidiyorsunuz ya."
"Hayr parka deil, meydana. Halide Edip Hanm'in nutku varm. Onu dinlemek istiyorum."
Hadiye'nin yznde deiik bir glmseme belirmiti. Sanki bir eylerden ok holanm,
gururlanmt.
"Sana izin benim hamiyetli kzm. Git Halide Edip Hanm' dinle. Hem de can kulayla. Sonra
dndnde bana anlatrsn. Yalnz ok kalabala girmeyin. Panik falan olur, ezilirsiniz."
lgnca bir sevin sana ile annesine koup sarld.
"ok teekkr ederim anneciim. Kenarda dururuz. Ezilmeyiz, merak etmeyiniz."
Sultanahmet Meydan, meydan olal byle bir kalabalk grmemiti. Gerekten ine atlsa yere
dmeyecekti. ayan ndeydi. nsanlara bir eyler sylyordu. Alp ona yer veriyorlard.
Dadsnn elinde bir bardakla bir ie su vard. Herkese bir eyler fsldyor, kalabalk blnyordu.
Bylece krs335
nn yanma kadar ulatlar. Krs yksekti. Halide Edip Hanm henz konumuyordu. yle uultu,
yle grlt vard ki.
Siyahlar giymiti. Kocaman siyah gzl bir kadnd. Konumaya baladnda bir anda grlt
bakla kesilmi gibj dindi. Sanki tek tek, kelime kelime syledikleri kanatlanp uuyor, Cahit'in
yreinin iine giriyorlard. Sonra Sultanahmet Camii'nin minarelerinden ezan okunmaya balad.
Alklar, "Yaa"lar "var ol" sesleri birbirini kovalyordu. Halide Hanm sanki bir frtnayd. Sesiyle
her ulat kiinin yreine sokulacak gte bir frtna.
Eve dndklerinde Cahit heyecandan kpkrmz kesilmi yz, barmaktan kslm sesiyle
annesine, "Halide Edip Hanm oradakilere enjektr sz a yapt. Trkleri birletirme, coturma
as. O meydan dolduran genlerin ou bu gece Kuva-i Milliye'ye katlmak zere Hayri Bey
daym gibi Anadolu'ya giderler." O gn, Cahit iin de ayan iin de unutulmayacak bir gn oldu.
Hadiye, okullar alaca zaman ayan'm hrszlarn gznden naslsa kam diki makinasn
kartt, iki kzma da siyah nlkler dikti. Babas da onlar Beyazt Meydan'na, stanbul'un en nl
krtasiye maazas Afitap'a gtrd. ki kzma sar msvedde defterleri, yaz defterleri, kalemler
ald. "Her cins malzemenin en gzelleri burada bulunur" diyordu babas. Gerekten de yleydi.
Yerli mallarnn en iyileri, yabanc mallarn ekstralar satlyordu. ok k kalem kutular, resim
boyalar, eitli kalemler, mrekkep hokkas ve mrekkep kalemleri de aldlar. Babas maazann
sahibiyle dosttu. Kede kocaman gm semaver kaynyordu. stndeki demlikten mis gibi bir
ay kokusu tayordu. Maazann sahibi Mehmet Sadk Bey onlara ay ikram etti. ay servisinin,
gm ay tabaklar, gm kaklar ve kristal bardaklarla yaplmas Cahit'in ok houna gitti.
Dkkndan kacaklar srada Sadk Bey babasna fsldarken Cahit duydu.
336
"Vehbi Beyciim, buradan, yle yan sokaktan dnseniz mnasiptir. nk bu sabah meydanda
gen bir adam da astlar. Kk hanmlar grmemeli."
Babas sapsar olmutu. Gelirlerken meydanda ok kalabalk biriktii iin hibir ey grmemilerdi.
Ama imdi polis kalabal dattndan grebilirlerdi. Vehbi Bey maazadan ktktan sonra
hemen yan sokaa sapt. Oradan arka caddeye yrdler. Baba-kz akam eve, ilerindeki alveri
sevincinin yannda, o gen adamn aslmasnn znts ile dndler. Cahit'in iine bir de korku
dolmutu. ngilizlerin babasn aradklarn annesi sylemiti.

Akam Vehbi Bey kitaplarnn ciltlerini yapt. Sonra mavi, krmz renkli ktlarla kitap
kapaklarn birlikte kapladlar. Cahit son derece dikkatle babasn gzlyor ve yaptklarn
reniyordu. lerini bitirdikleri zaman yukar ktlar. Aadaki oda kkt ve bir mangal
ateiyle lklamt fakat yukars souktu. Annesi, gaz lambasnn nda nlklerin iliklerini
ayordu. Cahit hemen havadisi verdi.
"Bugn Beyazt Meydan'nda gen bir adam asmlar. Krtasiye maazasnn sahibi Sadk Bey
babama sylerken duydum. Ben de Balkesir'de bir ekiyann kaskat olmu lsn grmtm."
"Aman Allahm, neler grmsn!"
"Hkmet meydanna getirmiler diye sylenince okuldan dnp geri kotum. Elleriyle ayaklar
ne doru kazk kesilmiti. lk grdmde hi korkmamtm ama o ekiya imdi her gece ryama
giriyor."
Hadiye dehet iinde kalmt. zgnd. nsanlarn ne kadar ok ac ektii gnlerdi bunlar.
Bann iinde niinler, nedenler sra sra komaya balamt. Sorularna cevap verecek kimse
yoktu. Kck kz aslan ekiyalardan rahatlkla sz edebiliyordu. Bunlar normal olaylar gibi
anlatyordu.
"Aman Allahm, sen ocuklar daha kt grntlerle karlatrma. Yazk evlatlarmza, hem de
ok yazk. Onlarn gzleri ktlkleri deil gzellikleri grmeli Allahm. Sen bizlere, benim
milletime ac gsterme."
337
Dualar buu halinde yreinden tayor, ge doru ykseliyordu sanki. Bir ara babas odadan
kmt. Cahit annesine sokuldu.
"Anneciim bana Kadri Bey amcamdan sz etmitiniz, ngilizler yakalasalar onu da Beyazt
Meydan'nda asacaklar myd? "
"Nelerle ban yoruyorsun evlatcm. Amcan artk yle tehlikelerden uzak, Ankara hkmetiyle
alyor. Ona kimse elini bile sremez."
Cahit lafnn sonunu getirmeye kararlyd.
"Ama ya babam bulurlarsa, onu da Beyazt Meydan'nda asarlar m?"
"Cahit rica ederim, benim sinirlerimi bozacak konumalara
balama."
"Ama anne ben bu ehirde kalmak istemiyorum. Balkesir'e gidelim. Oradaki okula gndermeseniz
bile, Kuran kursuna gidip kck hafz olurum. Evlerde Kuran okur, hanmlar hngr hngr
alatrm. Gzel mevlit okurum."
Hadiye byk bir dikkatle kzn dinliyordu. Kz daha on bir yanda neler, neler dnyordu.
Onunla daha baka biimde ilgilenmeliydi.
"Ben stanbul'u sevmiyorum anne. Burada yaamak da istemiyorum. Kaya sokaa ktmzda
ngilizlerin Senegalli askerlerini grnce korkudan alyor. nk herkesin ocuklarn yakalayp
kazanlarda piiriyorlarm.
Geen gn dadmla Glhane Park'na giderken Alemdar Sinemas'nm nnden geiyorduk.
Kardan talyan subay geliyordu. Birisi dadmn peesini averdi. Dadm yle fkelendi ki,
"Kpekolu kpekler" diye barp, peesini aan adamn suratna koca bir tkrk att. Biz o an
asker dadm dverler diye korktuk ama adam mendilini kartp tkr silerken, arkadalar
kahkahalarla glerek onunla alay ettiler."
Hadiye yine ard. Kendisinin dnda Cahit bir eylerin farkna varyor, olaylar karsnda isyan
edip, stanbul'da yaamak istemiyordu.
"Burada ne tarlamz var ne de mahsulmz. Ne ineimi2' ne gzel stmz, taze tereyamz, ne de
benim sevgili koum
338
var. Balkesir'e gidelim, orada erik aacnn altnda krmz balmzn mezar bile var."
Kap eiinde bekleyen Vehbi de kznn sylediklerinden aknla dmt.

"Sanyorum hepimizin uyku saati geldi geiyor. Annenle ben bu konuda anlatk. stanbul'da daha
fazla kalmamza neden yok. Planlar hazrlamaktayz. Planlarmz uygulayacamz zaman
gideceiz."
"Oh, yaasn."
Cahit odadan knca, Vehbi Bey karsnn yanna gelerek adeta kt. Can ok skknd.
"Cahit, stanbul gibi, yurdun birok ehri gibi, Balkesir'in de igal altnda olduunu unutuyor tabii.
Ne de olsa bir ocuk. Tabii dmann elinde olmayan yerler de var gidebileceimiz. Ama ona
seyahate kabilecek paramz olmadn nasl syleyebilirdik?"
Hadiye glmsedi.
"Evet..."
Sonra birden duralad. Sylediklerinin onu incitmesini istemiyordu.
"Benim mcevherlerim dursayd. Eer seni dinleseydim, imdi hibir skntmz olmayacakt.
Vatana hizmet dedim, bu bizim borcumuz dedim, ama devlet bize bir maduriyet maa bile
demekten aciz. Ama yine de hibir eyimiz yok deil. Seni dinleyip satmadklarm var. Onlar bizi
Anadolu'ya atar zannediyorum."
Vehbi'nin cevab kesindi.
"Onlar satamazsn."
"O zaman hazr Naile Hanm teyzem buradayken, babamn davetine, Selanik'e giderim. Bana bir
eyler vermek istediini sylyormu. ocuklar mektebe yerletirelim. ayan onlara bakar. Sen de
pek evden kma. Bana en ksa zamanda dnmek zere bir Selanik seyahati vacip oldu demek ki."
Sonra konumadlar. kisi de baka kar yollar olmadn biliyordu.
Ertesi gn fslt gazetesinin havadisleri, yzlerini gldre339
cek gibiydi. Mustafa Kemal Paa, vatan topraklarn geri kazanmaya balamt. Byk bir sevin
dalgas yreklerini sard.
Cahit daha nce annesinin oynamalar iin verdii, ancak hibir kuponu kesilmeyen stikraz-
Dahili tahvillerini dolabndan kartt. Ularna makara iplikleri balayarak pencereden aaya
sallad. Gelen geen bakyordu. Cahit, "Paamz kazanyor, dman pskrtyor, yaasn paamz"
diye baryordu. Kaya da pencerede Cahit'i taklit ediyordu.
Hadiye ertesi gn olunu grmek hevesiyle Selanik'ten gelen teyzesine gitti. Naile Hanm, olu
Hayri'yi stanbul'da bulamad iin Selanik'e dnecekti.
"Teyzeciim sizinle Selanik'e gelebilir miyim?" Teyzesi merakla yzne bakarken o devam etti.
"Babam aryor. 'Seni dnya gzyle bir daha greyim kzm' diyor. Ben de hem onu, hem de
annemi ok zledim."
Teyzesi Naile Hanm, Selanik'te kalmt. Yunanllardan ok dostlar vard. Yunan Meclis-i
Mebusan'nda, Trklerden de milletvekili vard. Orada itibar bykt.
"imdilik vaziyetimiz iyi. Sonralar ne olur bilemeyiz. Madem ki Selanik'e gelmek istiyorsan, yeni
bir pasaport alalm, seni kzm diye yazdralm. Bylece bir mesele kalmaz."
Hadiye hazrlklara balad. ocuklarn mekteplerinin alma zaman gelmiti. Kzlar ilk gnler
okula amcalar gtrecek, akam ayan alacakt. Altklarnda kendileri gidip gelebilirlerdi.
Merzuka teyze, dn hazrlmdayd.
Cahit, bir gece yatanda uyku ile uyanklk arasnda yatarken irkildi. Sokak kapsnn yava yava
alndn duydu. Merzuka teyzenin yatandan frlamas ile kendisini yataktan atmas bir oldu.
Cahit kulak kesilmiti.
Merzuka Hanm merdivenlerden uarcasna indi. Cahit kulak kesilmiti. Az sonra kapda elinde bir
lamba ile Merzuka teyzesi grld. Lambann nda, Merzuka teyzesinin yannda bir erkek
olduunu farketti. Ayaa frlayp kapya kotu. Bu erkek Merzuka teyzenin nianls ve yaknda
evlenecei adamd. Eilerek bayla onu selamlad.
340
"Ho geldiniz efendim."

"Ho bulduk kk hanm. Naslsnz?"


"yiyim. Merzuka teyzem de sizi bekliyordu."
"Demek beni bekliyordu."
"Evet bekliyordu. Siz dris Zeki Bey deil misiniz?"
"Evet, nam- dier Yahya Kaptan."
Yahya Kaptan adn duyunca Cahit dilini yutacakt.
"Anadolu'ya silah karan u nl kahraman m? Btn Trkler Yahya Kaptan' biliyor. Annemin
btn arkadalar, tandklar Yahya Kaptan'a hayranlar."
dris Zeki Bey kahkahalarla glmeye balamt.
"Demek bana hayranlar. "
Hla ayaktaydlar. Merzuka armt. Elindeki lambay neden sonra masaya brakt. Sevinliydi,
artk uykusu falan da yoktu. Taze, neeli ve gzeldi.
"Size bir eyler hazrlayaym m Zeki Bey?"
"Teekkr ederim gzelim. A deilim yalnz bir yorgunluk kahvesi ltfederseniz."
"Estafurullah."
Merzuka Hanm aaya kotu.
dris Bey bandaki kalpa kartnca, Cahit elinden alp masaya koydu. Bu srada Merzuka
fincan kahve ile ieri girdi.
"Cahit de bizimle birlikte bir kahve ier diye dndm". "Ah ok teekkr ederim Merzuka
teyzeciim. " Cahit son derece sevinliydi. Merzuka teyzesini, kahraman Yahya Kaptan'la, yani
hasretle bekledii dris Zeki Bey ile bulumu grdne sevinmiti. Yahya Kaptan eilerek Cahit'i
yanaklarndan pt.
"Beni grdn hi kimselere sylemeyeceksin deil mi?"
"Syler miyim hi. Sonra ngilizler sizi de yakalayp asarlar."
"Aferin, sen akll bir kzsn."
Karlkl oturarak kahvelerini itiler. Cahit msaade istedi.
"yi geceler efendim."
341
Sonra koup Merzuka teyzesine sarld, pt. Yahya Kaptan da kollarn at, Cahit'i kucaklayp
pt.
"yi geceler. Bahtiyar ol evladm."
Cahit kt, merdivenleri er er trmanarak yatak odasna girdi. Zaten gecelii srtndayd.
Yorgan aarak ieri girdi. Yata buz gibiydi ama Cahit'ten ate fkryordu. Bir anda yata snd
ve hemen uyudu.
Sabah erkenden uyandnda yava yava Merzuka teyzesinin yatt misafir odasna kotu. Usulca
kapy at. Merzuka teyzesi yalnzd ve alyordu. Cahit'in geldiini grnce yorgan kaldrd, onu
kollar arasna ald. Yava yava alamalar dindi. kisi de uyudular.
Okula balamlard. Ellerinde kapakl sar bir hasr anta, iinde iki tabak, iki atal, bak, iki
peete ve sefertas vard. Alaattin Bey, okula giderlerken, bir eliyle Kaya'yi, bir eliyle Cahit'i
tutuyordu. Yemek sepetini Cahit tayordu. Sultan Mahmut Trbesi'nin yanndaki sokaa girip, dar
ve amurlu yolda ilerliyorlard. Bezm-i Alem nas Valide Sultanisi'nin arka kaps, stanbul'un en
eski ve nl matbaas Servet-i Fnun'un karsndayd. Zaten Sultaninin ilk ksm o kapnn hemen
iindeydi. lk gnler gerek Kaya, gerekse Cahit iin ok heyecanl gemiti. Snflar o kadar
kalabalk deildi. Hocalarla talebeler bylece birbirlerini daha iyi tanyorlard. Cahit'in, Fransz
mal sar tahta kalem kutusu, arkadalarnn ilgisini ekmekte gecikmedi. Hele eit eit kurun
kalemleri birbirinden gzeldi.
lk dersler Cahit iin kolayd. Zaten hendese, tarih, corafya, yaz ve kraat, tahrir derslerini
seviyordu. Bir de Franszcas vard. Cahit buna ok sevinmiti. Madam Mektebi'nde rendii
arklar, iirler, rakkamlar ve harfleri hl unutmamt. Fakat hesap dersleri ile aras iyi deildi,
renmek iin zorlanacakt.

Hesap hocalar Rabia Hanm'd. Cahit, hocasn sevdii kadar verdii dersleri de sevebilse ne iyi
olurdu.
342
Tam sofraya oturduklar srada kapnn alnnca, yemek odasndakiler birbirlerine baktlar. Zaten
her kap alndnda yrekleri oynuyordu. Buna birka hadise sebep olmaktayd. Yahya Kaptan'n
gizli geceyars ziyaretleri ve Vehbi'nin kardei Kadri Bey'in istanbul'da aranmas... Zaten
Kkayasof-ya'daki eve tandklarndan beri Vehbi Bey artk kendi adn kullanmyordu. Kendisi,
ticaretle uraan Nizamettin Efen-di'ydi. Btn mahalleye kendilerini yle tantmlar, ocuklara da
bunu sk sk tembihlemilerdi. "Baban kim" diye soranlara "Tccar Nizamettin Efendi" cevabn
vereceklerdi.
ayan kapya kotu. Az sonra aadan seslendi, "Kk hanmcm, teyzeniz Naile Hanmefendi
terif ettiler."
Hepsi derin bir soluk ald. Karlamak iin aaya indi. Selamlatlar, ptler. Hadiye masaya
teyzesi iin de tabak, atal, kak koydurdu. Hadiye teyzesinin geliine sevinmiti ama ona ikram
edecekleri nefis yemekleri olmad iin zlmt.
"Hl Balkesir'den getirdiim tarla mahsullerini yemekteyiz teyzeciim."
Naile Hanm glmsemeye alt.
"Ne mutlu sizlere, tarlanzda ektiklerinizi yiyebiliyorsunuz. Biz Selanik'te kendi topramz kiraya
vermeye zorlandk. Hem de pek ucuz bir fiyatla."
Sofraya st naneli buday orbas geldi. Bu Diyarbakr orbasyd. Onu nohut yahnisi, bulgur
pilav ve kuru kays hoaf izledi. Teyzesinin getirdii Selanik havas, aileye bir baka scaklk
vermiti. Kahveleri getiren ayan glyordu, "Kusura bakmayn Naile Hanmcm.
Kahvelerimizin eski tad yoktur."
Gltler, nk kahve dedikleri kavrularak kahve deirmeninden ekilmi nohuttan baka bir ey
deildi.
Gnlk skntlar, Dvel-i Muazzama'nm stanbul'u igali felaketi, yokluklar, zorluklar stne
sohbet ettiler. En sonunda Naile Hanm ziyaretin nedenlerini anlatt.
"Hadiyeciim, mterek pasaportumuz hazrland. ki gn
343
sonra yola kmalyz. Bilmem ki bu ksa srede hazrlanabilir misin?"
Hadiye hazrlklarn oktan tamamladn, hatta bavulunu bile yerletirdiini syledi.
"Geceyi burada geireceim ocuklar acaba sizi rahatsz eder miyim?" sorusuna Hadiye ile Vehbi
Bey cevap verdi:
"Ne mnasebet teyzeciim; bamzla beraber."
ki gn abucak geti. Hadiye teyzesi ile Selanik'e gitmek zere evden ayrld.
Hadiye, Selanik'te ilk nce annesini ziyarete gitti. Onlarn hali kelimenin tam anlamyla feciydi.
Annesi evlerinin yukar katnda, Hadiye ile Vehbi'nin eski yatak odalarnda yayordu. Kz Ahsen
ile torunlar bir odann iinde oturuyor, yatp kalkyor, en acs da yemeklerini orada, mangal
zerinde yapyorlard. Evin dier odalarnn her birinde Rum aileler barnyordu. Hatta ahrlar bile
muhacirlerle doluydu. Evde drt tuvalet bulunmasna karn belki elli kii yayordu. Seher
Hanm'm btn eyalar igalciler tarafndan soyulmutu. Bir odann iine neleri karabilmise
ymt. Ykl tuvalet olarak kullanyorlard. Sevindikleri tek ey ise, musluklardan sularn
akma-syd.
Anne kzn kavumalar ok hazin olmutu. Bykler kendilerini tutabilmiler ama ocuklar
gzyalarna engel olamamlard. Seher Hanm zgnd ama olaylara boyun emi deildi. Yine
onurlu ve ba dikti. Sk sk "Nasl olsa bu hayat byle yrmez. Bir gn dzelecek" diyordu.
Hadiye, akama kadar anacnn sevgisinin scaklnda oturdu. Mnire Hanm'm yangn
felaketinden sonra btn eyalarnn mahzenlerde kl olmas, kansere yenik dmesi konuulurken
alyorlard. Hadiye'nin Balkesir'deki hayatnn klaryla glmsyor-lard.
"Sen karanlk basmadan babana gitmelisin Hadiyeciinv

Sokaklar tehlikeli."
344
Ailenin ilk olu Enver, artk delikanlyd. 'Teyzeciim, ben size refakat ederim."
Seher Hanm kukuland.
"Sen oralar nereden bileceksin?"
"Sorarz bykanneciim. Artk Selanik'in iinde kaybolacak halimiz yok ya!"
"Ne kadar kalacaksn Hadiyeciim?"
"ok ksa diyorum ama belli olmaz anneciim. Ben her gn size geleceim."
Enver'le birlikte sokaa ktlar. Hadiye'nin ii ate gibi yanyordu. Selanik artk o bildii, sevdii
memleket deildi. Kilise anlar neden byle durmadan alyorlard.
Enver anlatt.
"Gya btn Anadolu'yu ele geirmiler. Onun iin al-yormu anlar. Halbuki haberler bize gn
gnne ulayor. Buradaki btn Trkler, Mustafa Kemal Paa'nm att her adm biliyorlar. Bu
haberler sanyorum Rumlardan kyor teyzeciim."
Enver, teyzesini bykbabas Osman Nuri Bey'in evine kolaylkla gtrmt. Sonra itiraf etmiti.
"Ben bykannemin yasan hibir gn dinleyemedim teyzeciim. Bykannem dedemi bouna
uzaklatrd. Ltfiye de kz da bykbabamn karsnda el pene divan duruyorlar. Bykbabam
iki hizmetisi tarafndan paalar benzeri baklyor. Greceksiniz bykbabamn rahat son derece
yerinde. Ayrca ben de dier kardelerim de her zaman onu ziyarete gidiyoruz."
Hadiye babasyla karlat zaman, Ltfiye'nin de kznn da hi deimemi olduunu grd.
Hadiye'ye kar son derece nazik ve terbiyeliydiler. Misafir odalarna gelin yata gibi bir yatak
hazrlamlard. Sofralarnda yemekleri de mkemmeldi. Gece baba-kz yalnz brakmlard.
Saatlerce konutular. Osman Nuri Bey ok zgnd.
"Seher Hanmefendi bana ok hakszlk yapt. Ben byle bir mnasebetsizlii yapacak insan
mydm yavrum? Bu insanlarn namuslarna leke srlmt. Onun zerine ben de bu le345
keyi silmek iin bir formalite nikah yaptm. Yoksa Ltfiye hizmetine alm olduum bir emektar
insan, kz ise beni baba sevgisiyle seven kzmdr. Hepsi bundan ibaret."
Hadiye, babasnn anlattklarn ii titreyerek dinliyordu. Neden bu aksilikler olmu, aile oca
paralanm, blnmt. Kader mi, aln yazs myd bilmiyordu ama babasnn gerei
sylediine btn kalbiyle inanyordu. Fakat yaplacak hibir ey yoktu. Artk ok yaydan kmt.
Ltfiye ile kzna, babasn byle tertemiz, kesinde sayg ve sevgiyle baktklar iin minnettar bile
oldu. Eer babac imdi bu evde olmasayd, Ratibe Hanm Kona'nn bir odasnda, belki de
bugnk rahatnn binde birini bile bulamadan yaayacakt. Sabah uyandnda style, ayyla,
reeliyle tertemiz bir kahvalt sofrasna buyur edildi. Yava, sakin konumalar oluyordu. Tpk
Ltfiye' nin kendi evlerinde olduu zamanlar gibiydi bu geen saatler. Sonra yine baba kz yalnz
braktlar. Osman Nuri Bey kzn birka kez koklayarak pt.
"Ah evlatcm, nasl hasret doluyum sizlere. "
Hadiye alamaya balamt.
"stanbul'daki hayatmza katlanyorum ama dayanlr gibi deil babacm. ocuklarm mektebe
yazdrdm. Kaya ablasnn klm elbiselerini, paltolarn giyiyor ama Cahit'e yeni bir palto bile
alamadk. Etekleri ksalm, kol azlar, ilikleri ypranm bir palto ile mektebe gidiyor. Bana
hibir ey sylemiyor. ocuklarmn byle yokluklar nedeniyle akranlar arasnda boynu bkk
kalmalarna katlanamyorum."
Baba kz karlkl alyordu. Osman Nuri Bey gzyalarn sildi. Kzn enesinden kaldrd.
"Sil gzlerinin yan evladm. Senin buraya gelmeni rica ettiimde hep bunlar dnyor,
zlyordum. Benim artk dnya malnda gzm yok. Hibir zaman da olmamt zaten.
Kapalar'nn en gzel yerinde, Nuruosmaniye kapsndan girildiinde sa kolda, tane
dkknm var. Onlar sana vereceim. Bu muameleler ancak buraya gelebilirsen yaplabilecekti.

Avukatmla konutum, en ksa, zamanda muameleleri tamamlayacak. Dkknlarn sahibi olacaksn.


ster satar, ister
346
kiralarsn. Bundan sonra gzlerim ak gitmeyecek."
Hadiye babasnn ellerine kapanarak pmek istedi. Osman Nuri Bey onun bu hareketi yapmasn
engelleyip ban gsne ekti. Oraya yerletirdi. Baba kz birbirlerine kavumulard. Hadiye
ertesi gn eve gelen babasnn avukat ile tant. O gayet sakindi.
"Hi zlmeyiniz hanmefendi. Babanz bunlar hibe yoluyla size vermeyi dnyorlard ama hibe
daima tehlike ar-zeder. Ben hi kimse hakknda kt dnen bir kimse deilim ama
Kapalar'daki dkknlar size sat yoluyla devredece-giz."
Hadiye avukatn neler sylediini anlamt.
Mmkn olduu lde babasyla beraber olmaya gayret ediyordu. Babas Anadolu'da yaayanlarla
iftihar ettiini sylyordu. Ksa srede btn Dvel-i Muazzama'y kap dar edeceklerine iman
ediyordu.
"Allah'n Trk milletine armaan bir Mustafa Kemal'imiz var. Bir Mustafa Kemal ki dnyada bir
ei daha yok."
Baba-kz saatlerce oturup dertletiler:
"Senin ocukluunda, imdi kzn iin dndklerini ben de senin iin dnrdm. Fakat seni
aabeyim ile teyzenin sevgi alarndan kurtaramamtk. Seni bu yzden laykyla okutamamtk.
imdi sen de ayn endieler iindesin yavrum. Babacnn grm geirmiliine gven ve sana
sylediklerime inan."
Hadiye'nin gzyalar kurumutu. inin derinliindeki zntlere babasnn szleriyle serin
rahmetler yaarak rahatlamt. yi ve gzel gnlerin gne gibi doacana inanmt.
Hadiye, stanbul'a yazd mektuplarda hep "haftaya geliyorum" diyordu ama, dkknlarn devir
ilemi en salam bi-imde ancak nc ayn sonunda bitirilebildi. Hadiye babasnn verdii
paralarla ocuklarna giyecekler, amarlar ald.
347
Bir bavul dolusu giyecek ve kutular dolusu yiyecekle stanbul'a, evinin kapsna bir kira arabasyla
dayandnda evin ii sanki bir anda havai fieklerle aydnlatlverdi. ocuklarna duyduu zlem
artk dayanlmaz hale gelmiti.
Ama geldiinin sabah stanbul'un kasvet ykl havas yreini karartverdi. Btn gzler
Anadolu'dayd. Babalar, oullar, damatlar birer birer stanbul'dan Anadolu'ya gemeye devam
ediyorlard. stanbul'da ngilizlerin sngl nbetilerinin gzleri nnde cephaneler boaltlp
Anadolu'ya karlyordu. stanbul adeta boalmt.
Hadiye ile Vehbi babaa vererek konuup, dkknlar satmaya karar verdiler. Kapalar'daki
dkknlar kylr cinsten deildi ama stanbul'da oturulacak hal kalmamt.
Diyarbakr'a gitmeye karar verildi. Diyarbakr'da haberi alan Ganizade bykleri sevin
iindeydiler. Yitirdikleri oullar, saylar artm olarak baba ocana dnyordu. Hem de ge-linli,
kzl olanl.
Btn bu gnlere gelinceye kadar, Hadiye'nin sandklarn-daki kymetli rtler, ipekliler, neler
neler eksilmemiti ki. Mcevherlerin bazlar yok pahasna elden kartlmt. Hadiye bu olanlarn
hibirine zlmyordu. Yaamak iin, evlatlarn yaatmak iin satlmlard. ok kr bir eyleri
vard da onlar satabilmilerdi. Ya onlar da olmasayd.
Bu seferki hazrlk Balkesir'e gidie benzemiyordu. O vakit btn kymetli eyalarn Enis Paa
Kona'nm byk selamlk odasna yerletirmilerdi. Artk ne selamlk odas vard, ne de buuk
ay sonra dn sz konusuydu. Arkalarndaki kprleri ykacaklard. Neleri var, neleri yoksa satp
savacaklard. lk nce artk iinde hi kymetli bir ey kalmayan eyiz sandklarndan
balayacaklard. Salon takm ve piyanosunu da satacaklard.
Yangndan kurtulan btn eyalar satld. Hadiye, kime, kaa satldn bilmiyordu bile.
Teyzesinin kavrulmu gmleri, sandklarn iinde unutulmutu. Onlar da okka hesabyla satld.

Bir sandk dolusu kymetli kitap, Mnire Hanmefen-di'nin odasndaki sedef kakmal ceviz alak
kahve masas,
348
denkler, yataklar, yorganlar ise onlarla birlikte seyahate kacaklard. Mutfak ara gereleri byk
bir tahta sanda yerletirilmiti. Artk saylar pek az olan elbiseler, bavullara konulmutu. Evin
iine yayld zaman kendilerini gstermeyen eyalar, toplannca ev halkn bile artacak kadar
ok bavul ve denk oluturmutu.
Aye Hanm yenge belki bir akrabasnda kalacakt. Belki de* apa'da bir oda tutacakt. Hadiye,
Merzuka teyzeyi gtrmek istemiti.
"Harp sonunda kocan gelip, seni bulur Merzukacm. gal kuvvetlerinin aleyhine onlarca kanuna
aykr ii var. Yakalanrsa kuruna dizilir. Allah gstermesin ama sonra sen koca stanbul'da tek
bana ne yaparsn", demiti.
Fakat Merzuka kocasnn dneceine ve beraberce mutlu bir mr geireceklerine inanyordu.
Hadiye ona bir ev tuttu. Kk evi demek kolay ve ucuzdu.
Alaattin ise, "Ben imdilik bu ii srdreyim. Kk de olsa bir aylm var nasl olsa. Beikta'ta
bir arkadamla beraber oturacam" demiti. Aileden bir kii daha eksilmiti.
Artk vapur biletleri alnm, gidi gn belirlenmiti. Hadiye o gece Cahit ile Kaya'ya en gzel
elbiselerini giymelerini, Mevhibe Hanm'la Murat Bey'i ziyarete gideceklerini syledi. Yukar katn
ara kapsn ayan tklatt. Evin gen evlatl nci kapy aralad.
"ocuklar beyefendi ile hanmefendiye veda ziyareti yapmak istiyorlar. Msaitler mi?"
Cahit ile Kaya ara kapdan girdiler. Ortada masada mavi fanuslu bir lamba yanyordu. Buras,
Marmara denizine pencereleri olan bir yan mermer, byk bir salondu. Kaln astarl, koyu yeil
kadife perdeleri, koca pskll kurdeleler kenarlarda toplard. Sra sra kadife koltuklarn
aralarnda, zerlerine elii danteller rtl sehpalar dururdu.
nde nci arkasnda Kaya ile Cahit, kar kapdan dar koridora ktlar. Koridorun kars
parmaklkla evriliydi. Parmaklklarn arkasnda merdiven vard. Cahit, Murat Beylerin evleri349
ni hep esrarengiz bulurdu, ama Murat Bey'i de, Mevhibe Ha-nm' da seviyordu. Hele bu son
grmeleri olduu iin ok zgnd.
Sabah erken uyanmlard. Yine Merzuka teyzesinin koy-nundayd. Merzuka teyzesi yapayalnz bir
eve tanmt; dris Zeki Bey'in ne zaman eve dnecei hi belli deildi. Tek bana kalacan
dndke gsnn ortasnda bir yerler kanyordu, bir yerler acyordu. Bu aclar, arlar aspirinle
de gemiyordu. Yanyor, yanyordu.
Sabah vakit erkendi. Kede darack uzun pencereden Sultanahmet Camii grnyordu. Bir yanda
Marmara Denizi, dumanl yelkenli gemiler, mavi denizde szlyordu. Sultanahmet Camii'nin
evleri tarafndaki minaresinde, mezzin ezan okuyordu. erefenin evresinde sesi de dnyor, yar
sisli sabahn buulan iinde, bir yaknlap bir uzaklayordu. Merzuka teyzesinin nefes al verii
ne kadar rahatszd. Belki o da ok zgnd.
Merzuka teyzesi kprdad. Soluklar daha da sklat. Sonunda gzlerini at. Cahit kotu, yeniden
onun boynuna sarlp koynuna girdi.
"nallah sevgili Yahya Kaptanmz en ksa zamanda gelir Merzuka teyzeciim. Sizi hibir zaman
yalnz brakmaz."
Merzuka teyze iini ekti.
"Ah Cahitciim, ah. nsan yalnz doar, yalnz yaar ve yalnz lr."
"Ne ac szler Merzuka teyzeciim. Bugn Murat Beyler hamam yakacaklarm. Bir veda hamam
yaparz deil mi ?"
"Elbette bebeim, yaparz. Seni ykarm, ipek salarn tarayp havlulara sararm. Konakta nasl
krklere sararak seni baheden geirirdim?"

Cahit iini ekti. Artk konak yoktu. Ama bann iinde vard ve hibir zaman, hibir yangn
oradaki kona yakamaya-cakt. inde yaayanlar hibir lm alp, sonsuz gizliliklere
gtremeyecekti. Sesleri, renkleri, kokular, neeleri, sevinle-riyle hep ama hep yaacaklard.
350
Anadolu'ya Ka
Cahit, heyecanlyd. Byk vapur, Galata nlerinden Bo-az'a doru yol almaya balamt.
stanbul'dan ayrlyorlard. Sevinliydi. Ama duygularnn gizli derinliklerinde byk bir znt
saklyd.
Kkayasofya'daki evlerinde, o her gn erkenden uyanarak kahvaltlarn yaptklar odann,
Balkesir'deki yemek odasna hi benzemediini grd halde almt. Kahvaltdan sonra zerine
geirdii paltosu ok eskiydi ama snfta ok daha eski paltolu ocuklar vard. Paltosunu giyerek bir
eliyle kardeinin elinden tutuyor, br elinde sar hasr sepeti evden kyorlard. Hem artk okula
amcas gtrp almyorlard onlar. Cahit kendisini ok bym hissediyordu.
Almt stanbul'a. ini ekerek dnyordu. Yoksullua da almt. Hi ikayet etmiyordu.
Yoksulluun kendine zg bir tad bulunduunu da kendi kendine kefetmiti. Bir kere sahip
olduklarnn deerleri ancak yitirildiklerinde aa kyordu. Onun iin elindekileri sk sk
tutmasn renmiti, istedii hem de ok istedii bir eye sahip oluncaya dek ne kadar
uraldn da kavramt. Sahip olduunda duyduu sevincin bykln, kolay elde
edilenlerde bulunmayacan da biliyordu artk. Yoksulluun bylesi bir tad vard ite.
Annesinin Selanik'te kald ay iinde ne kadar ac ekmiti. Daha gitmeden onun yokluunun
acs yreine kmt. Ayr geirdikleri bir gn, bir ay, bir yl gibi uzun geli351
yordu. Uzamas ona gerekten sanc benzeri bir ac vermiti Ancak kimselere dert yanamamt.
Hi kimse, bir dier insann aclarnn bykln kavrayamazd. Babas ile bu konular
konumamt. Aslnda babas da kendisi kadar ac ekiyordu, bunu biliyordu. Ancak onunla hep
baka konular zerinde tartyordu. Beraberce resim yapyorlard. Kitap okuyordu babasna.
Ondan hendese derslerini kolayca kavrayabilmesi iir, yardm istiyordu. Annesinden sz
ettiklerinde ise zntsn ustaca gizliyordu:
"Oh, ne mutlu anneme. Ne olursa olsun doduu topraklarda. Ayr ayr olsalar da hem babasyla
hem de annesiyle beraber. Hele ocuklar, hepsi biraradalar. "
Sonra annesini dipdiri, taze, gzellemi, salk ve sevgi dolu karsnda grnce boalvermiti.
Gzlerinden damlayan sevin gzyalar iinde erimiti. Hele getirdii hediyeler, yiyecekler,
aylar, kahveler, ekerlemeler, ikolatalar. Annesine kavuma sevincinin arkasndan gelen tatl
scack sevinler, yre-indeki paslar da silip, temizlemiti.
Annesi, geliinin ilk gecesinde, kk ailesini evresine toplamt. Uzun uzun annesini, ablasn,
ocuklarn yaantlarn, sonra babacnn hayatn anlatmt. Ve ardndan, alak gnll
kimselere yaraan tatl scack gururuyla yle demiti:
"Evet sevgililerim, imdi stanbul'dan Anadolumuza kaabilir, Diyarbakr'a arkamzda hibir prz
brakmadan gidebiliriz. nk karnzda oturan, Selanik erafndan Doyran Beyi Hac Sait Bey'in
torunu Hadiye Hanm deil, artk tccardan Nizamettin Efendi'nin, mtevaz fakat Kapalar'nn
en gzel yerinde dkknn sahibi bulunan kars Hadiye Hanm'dr. Kendisi ile vnebilirsiniz."
Hepsi, hafif bir aknlk' iinde onu dinliyorlard. Hadiye devam etmiti:
"imdi hemen gidi planlarn yapmalyz. Ben kendi payma yaptm bile. Muhterem zevcim Vehbi
Beyefendi, teslim edeceim dkknn ayr ayr tapularyla Kapalar'daki dostumuz Dikran
Efendi'ye gidecekler ve onunla fiyatlarn renilmesi konusunda istiare yapacaklardr. Bylece,
Dikran Efendi
352
vastasyla belki de biraz ucuza alabiliriz havasna kaplacak bir mteriye dkknlarmz hemen
satlacaktr. Sonra borcumuz harcmz neler varsa onlardan kendimizi kurtaracaz.

Ardndan Vehbi Bey -nam- dier Nizamettin Efendi- u Galata'da yatan vapurlardan Samsun'a
ileyenleri arasnda bir seim yapacaklar. Eyalarmzn navlunlar alnacak, sonra da tccar
Nizamettin Efendi ve ailesi, gverte yolcusu olarak hi kimselerin baklarn kendilerine
ekmeyeceklerdir. Ve geriye pek fakirane giyimleri ile ailesi efradnn vapura binmeleri
kalacaktr."
Yar alayl yar ciddi, yar mahzunca yz deiiklikleri ve ses tonuyla anlattklarnn bitiminde,
Cahit bu harika monologu iin annesine alk tutmutu.
Cahit, sevmeye balad stanbul'dan ayrldklarna zlyordu. Hem de bu artlar iinde bir gidi
onu yadrgatyordu. kinci mevki kamaralarnn en stnde yolculuk yapacaklard. Bahar
karlayan stanbul ehrinde, erik aalar ile badem aalarnn tomurcuklar, neredeyse
patlayacakt. Marmara denizi ok sakindi. Dads bir gece evvel gkte beliren hilali grdnde
"Eyvah, ay yatakta, gemici ayakta" demiti. Sonra da anlatmt.
"Halk iinde byle sylenir. Ne kadar dorudur bilmem ama bir ataszdr bu. Ay yatakta,
gemiciler ayakta olurlar-m. Yani bu, denizlerde frtna var demekmi"
"Yani dadcm, Karadeniz dalara m kacak?"
"Aman kzm, annen duymasn d kopar."
"Annem mi dalgalardan korkacak? Annem hibir eyden korkmaz. Cesurdur benim anneciim."
ayan glmsedi. Cahit, dadsnn glmesi zerinde durmad. nk annesinin birok eylerden
korktuunu ayan biliyordu ama bu sr Hadiye ile onun arasndayd. Denize bakyordu.
"Acaba stanbul'u son kez grmz m?" Diyarbakr'a gidiyorlard. Dnyann bir ucuydu.
Ayrlrken Mukaddes ablas ona bej rengi zarif bir defter hediye etmiti.
353
ok da gzel bir sayfa yaz vard iinde. Yaz, "Sevgili Cahit gzel ocuk. Uzaklara, ok uzaklara
gidiyorsun. Aramzda dalar, tepeler var" diye balyordu. Defteri elinden brakmamt. imdi de
yanndan ayrmad mektep antasnn iindeydi. arpan rzgrdan yanaklar buz kesmiti.
Onlar uurlamaya, gverteye yerletirmeye gelen Alaattin amcas, gverte yolcularnn ounun
stanbul'da yaayan Krtler olduunu anlaynca, yanlarna yanamt. Aralarndaki konuma,
amcasnn ana dili kadar iyi bildii Krte olmutu.
Amcas, gvertedeki genlere, niin stanbul'dan ayrldklarn sorduunda, babayiit bir delikanl,
"stanbul artk ngili-zin, Franszm, talyanm, Yunann ehri. Burada bize imdi de ok i vard.
Ama o adamlara hizmet etmek mi? lrz daha iyi. Bizler, anayurdu dman izmesinden
kurtarmaya alan Mustafa Kemal Paamzn yardmna komayp da buradaki zalim gvura m
uaklk edeceiz? Yok baba yok. Biz bu topraklara kk salmz. Yedi ceddimizin mezarlar
douda.
Genlik ite. stanbul'un ta topra altn szlerine kanm gelmiiz bir kere. Oysa bilmeliydik ki,
insan hangi topra dverse, orada teri altn olur. Buralarda ter dktk, para kazandk, memlekete
gnderdik. Oralarda ekmek yemek ok zordur baba. Devlet baba tarlamzdan r alr. Devlet
namusludur ama devletin adamlar hrszdr baba. On teneke mahsul aldy-sak iinden iki
tenekesini r almas gerekir ama onlar altsn alr. Devlete iki teneke gsterir, stn alar.
imdi diyorlar ki, Mustafa Kemal Paa topraklarmza yeni dzen getirecekmi. r deil sadece
hakk olan vergisini alacakm. Anam st gibi helal olsun paamza. imdi onun Ku-va-i
Milliye'sine katlmaya gidiyoruz. Bu lks kamaralardaki zenginlerimiz de paamza katlmaya
gidiyor."
Sonra ilerinden biri sordu. "Ya siz nereye?"
"Ben gidemiyorum. Aabeyim stanbul'da aslmaktan kayor."
354
"Vay babam vay. ngilizler neden asacaklarm ki?" "Benim aabeyim Diyarbakrl Hac Ganizade
Hafz Necip Efendi'nin birinci oludur, u karda duran... Onun k Kadri aabeyim gen,
by daha yeni bitmiken Palu kaymakam olmutu. Ancak bir iftiraya uram. Bunun zerine
stanbul hkmeti jandarmalar gndererek aabeyimi Palu'dan aldrm. stanbul'a asmaya

gtryorlarm. O srada Alacada Krtleri 'Vay' demiler 'bizim beyimizin olu bu, kurtaralm
onu.'
Silahlarn kuanm bir grup, yolda pusu kurmular. Bir msademe... Krtlerden iki,
jandarmalardan be l. Aabeyimi daa kaldrmlar. te o Kadri Bey aabeyimi tutamaynca,
dier aabeyim, 'Siverek mebusu olan Hac Ganizade brahim Vehbi Bey'i yakalayp asalm'
demiler. Aabeyim yeni bir mahalleye tanrken kendisini tccardan Nizamettin Efendi diye
tantt. imdi kayorlar ite. O da oluunu ocuunu baba ocana, Diyarbakr'a braktktan sonra,
btn arkadalarnn bulunduu Ankara'ya, paamzn emrine gidecek."
Hikyeden ok heyecanlanmlard.
"Biz burada neciyiz ki? Beyimizi burada bizim misafir edelim. Ailesi ile rahat etsin. Biz geri
ekiliriz."
Amcas, "Aabeyimin ailesi de Krtlere benzer. Erkeklerden kamaz. Onu bacnz kabul edin,
beraberce oturun. Sadece onlara gz kulak olun kardeim" deyince sarma dola olmulard. Bu
hikyeleri amcasndan dinleyen Cahit evresini saranlara scak bakmaya balad. Gerekten ok
cana yakn topluluktu. Annesine "hatun ana", babasna ise "babamz" diyorlard.
Vapur demir aldnda, Cahit gzyalar iinde rhtmdaki amcasna mendil sallyordu. Amcas
nokta kadar klp, vapur Boaz'a yollanncaya kadar mendil sallamaya devam etti.
ki gn nce stinye'ye, Hakk Bey daysna vedaya gitmilerdi. Babas vapurun adn, gei
saatlerini sylemiti.
"Biz yalnn nnden geerken sana mendil sallarz Hakk-cun. Sen de mendil salla ki bizi
grdn anlayalm" demiti.
355
Cahit, kl adr tentenin altnda, srtn aadan kan hava bacasna yaslayan annesinin
dizlerindeki battaniyeyi iterek kalkt.
"stinye'den geiyoruz anne. Hakk Bey dayma mendil sallyoruz. Grnz Hakk Bey daymn
ahane yalsn."
Hadiye kpeteye yanamt. Dirseklerini dayad. inde dayanlmaz bir ar vard. Selanik'ten de
kamlard. O topraklar artk kendi topraklar deildi. imdi stanbul'dan kayorlard. stanbul da
m baka bir milletin olacakt?
"Anneciim, ite Hakk Bey daym. u kuleli, byk uzun rhtml yalnn balkonunda, mendil
sallyor."
Cahit, var gcyle elindeki mendili sallyordu. Hadiye el antasndan, tiyatrolara gittiinde
artistlerin yzlerini iyice grebilmek iin kulland kk drbn kartt. Ayarlad, byk
yalnn dantela dantela oymal parmaklkl balkonunda, srtnda robdambr, boynunda ipek fular
bulunan uzun boylu yakkl erkei grd. Vehbi'nin sevgili arkada, sallad mendili arada bir
gzlerine gtryor, bazen boynunda asl drbn gzlerine kaldryordu. Ona dosta bir
tebessmle el sallad. Drbn yannda duran kocasna verdi.
Gemi uzaklayordu. stinye, grkemli yal, balkondaki sahibiyle birlikte gzden kayboldu. Hadiye,
Krt oullarnn -Krtler Hadiye'ye hatun ana diyorlard ama birou yaa ondan bykt- yanna
gitti. Dizlerinin rtsn rtt. ayan' merak ediyordu.
ayan ambardayd. Eyalarn korumacln stlenmiti.
"Artk yeter" diyordu, "Yangm, soygun, gler yznden elimizde son kalanlar canmzla
koruyalm bari."
Israr etmelerine ramen, Hadiye ile Vehbi Bey'in "Yukar yanmza gel" tekliflerini kabul etmemi
ve ambarda kalmt.
Artk gemi hzn artrmaya balamt. Balk tutan sandallara ddk alyordu. Ddk sesleri,
yallarn arkalarndaki korularda yanklar yapyordu. Cahit, birka ay nce o yallardan birinde,
Kanlca koyundaki akrabalar Defterdar Stk Beylerdeydi. Hl, ocukluunda krfeze dt
yalda oturmak356

taydlar. Fsunsaz kocaman bir hanmd artk. Evlenmi, bir de ocuu olmutu. Fsunsaz, Cahit'in
denize dmesini hi unutmadndan imdi kzn korumak iin beline ip balyordu.
Artk yallar seyreklemeye balyordu. Yeil dalar yass-lat. Yeillikler ve deniz, dudak dudaa
yanamt. Sonra birdenbire hepsi gerilerde kald. Kylarn yuvarlakl gitgide dzeldi. st mavi
gk, onun altnda bir yeil izgi, nlerinde dmdz, kprtsz mavi bir boluk.
Cahit, dadsnn sylediklerini hatrlad. "Ay yatakta, gemici ayakta" demiti ama ite deniz
dmdzd. Annesinin yanna dnd. Annesi, sol dizinde uyuyan Kaya'y iaret etti. Daha yemek
bile yemeden uyumutu. Yol arkadalarndan birisi bilgi bilgi sylendi.
"Deniz havas koklad tabii. Gideceimiz yerlerde deniz derya yok."
br ses lafa kart "Denizin sesi var, Diyarbakr'n nesi var? Gzelim Dicle'si var."
Diyarbakr' yle bir anlatyorlard ki! Her biri bir yann anlatyordu. Kimisi karpuzu diyordu,
kimisi buday, kimisi bakr, kimisi bozkr. Kimisi yemeklerinden, kimi orbasndan, eritesinden
szediyordu. Kimi tarihinden, soylu gemiinden, surlarndan, camilerinden, arsndan, kimisi
evlerinin gzelliinden. Comulard. Cahit onlarn neelerine kaplmt. Artk iinde bulunduu
yere snmaya balamt.
"Ben de bir Diyarbakr trks syliyeyim mi sizlere?"
"Giderim dur diyen yok
Kebab oldum yiyen yok"
Genlerden biri sakosunun cebinden bir kaval kartt. Kaval makam yakalayvermiti.
evredekiler mutlu ve sessizdiler.
"Ayrlk gyneini
Benden baka giyen yok"
Birdenbire kaval alan da evresindeki yirmi gen adam da couvermiti. Hepsi birden arknn
Cahit'in bilmedii Krte szlerini sylemeye balamlard. evrelerine, arkalardan hem-eriler
ylmt. Sonra baka bir arkya getiler. lerinden biri357
nin sesi ok gzeldi. ten, yrekten, yankt. Sonra yava yava sesler kld, kaval kld.
Toplulua hzn kt. Hepsi umutlarla geldikleri stanbul'dan bir baka mide sarlmak zere
yollara dmlerdi. Sonra ilerinden biri mrldand:
"u knlar hele bir an bakalm. Hatun anamz da alak-gnllk eder buyurursa, Bey babamz
nasl olsa bizden. yle bir soframz kuralm."
Temiz bir rt atlar. Pekirlere sarl ekmekler, ktlara sarl turular, peynirler, sucuklar,
pastrmalar kartld. Herkesin nne bir pekir serildi. Vehbi Bey ve Hadiye de kendi sepetlerindeki kfteleri, brekleri karttlar. Bir yemek, bir tad, bir beraberlikti ki...
Cahit annesine hayrand. Nerelerden gelmi, nasl sofralarda yemekler yemiti. imdi nasl byk
bir yumuaklkla bu sofrada yemek yemeye uyum salamt. Evet, annesi gerekten soylu bir
kiiydi. Scak, alakgnll ve nazik.
Cahit Krtlerin adr ulu gerili tentesi altnda, insanca beraber olularmdaki ycelii, byle bir
beraberliin kolaylkla kurulmasndan doan yaknlklarn gzelliini hi ama hi unutmayacakt.
Genler anlatyorlard:
"Babalarmz, kardelerimiz, ka kuaktr akrabalarmz bu topraklar bizlerden almak isteyenlere
kar dvtler. Canl gittiler, ya kr topal, kollar sakat geri dndler ya da lm haberleri geldi.
te imdi de bizler arlmadan, nlenmeden, kendi gnlmzn rzas ile gidiyoruz. Samsun'da
nceki postada gidenler bizleri karlayacak. Yoksa buralarda ne yol biliriz, ne de iz. "
Cahit, ul tentenin saklad gkyzn grmyordu. Ortada bir gemici feneri aslyd. Rzgrla
sallanyor, evresinde kpr kpr klar oynayordu. Babas kendi yorgan altnda yer hazrlamt
ona. Sanda Cahit, solunda Kaya yatacakt. Aydn annesiyle uyuyacakt. O da artk bebek deildi.
Bymt. Babasna usulca fsldad.
"Dadma yle bir tepeden bakabilir miyim?"
358

"Beraber gidelim."
Yavaa kalktlar. Babas pabularn giydi. Demir merdivenleri yava yava indiler. Cahit
evresine bakt. Deniz o kadar dzd ki sanki iinde gkten den yldzlar batmadan parldyorlard. Sonra ban ge kaldrd. Ne Balkesir'de, ne de stanbul'da byle bir gkyz
grmt. Koyu lacivert, ii parl parl yldz dolu bir kaseydi sanki. ylece, dklmeyen, sadece
yakamozlanan yldzlarla dolu, sihirli bir kase. Aada, orta yerde ambarn kaplar kapatlmamt.
Babas glms-yordu.
"Talihimiz varm ki Karadeniz kprtsz. Yoksa dalgalar bizim bulunduumuz gverteye
ykselirdi. Sonra ambarlarn kapaklar da rtlrd. Zavall ayan ile birlikte birok kimse
havaszlktan boulacak gibi olurdu. ok kr ki hava gzel."
Ambarn kenarna geldiler. Balarn eerek baktlar. ayan denklerin birleerek bir dek biimi
alm yerinde dimdik oturuyordu. evresindeki insanlarn ou olduklar yere bklp
uyumulard. Cahit seslendi, ayan sevinle glerek yukarya bakt.
"Dadcm iyi misin?"
"yiyim hem de ok iyi. Siz rahat msnz?
"ok rahatz."
"imdi ben de yatacam. Az nce yiyecek kutumu atm. mrmde bu kadar lezzetli yemek
yememitim."
"imdilik allahasmarladk ayan."
"Gle gle beyefendi."
"Rahat uyuyabilecek misin dadcm?"
"Hem de nasl, melaike gibi."
Oradan ayrldlar. Ambarn ka doru yanlarnda darack koridorlar vard. Cahit oraya doru
yrmek istedi. Boydan boya pencereler sralyd. eride yemek yeniyor, beyaz eldivenli garsonlar
servis yapyorlard. Beyaz rtl masalardaki bardaklar ldyordu. Derinden derine piyano ve
keman sesi duyuluyordu. Cahit armt. Dnya akl erecek gibi deildi. Bir tarafta lmeyi gze
alan gen adamlar gvertede kendilerine yakn bulduklaryla mutluydular. Dads denklerin stnde
359
halinden memnundu. Salonda parldayan bardaklarda sular, ikiler iilmekteydi. Bu dnya ok
tuhaft.
Sonra geri dndler. Annesi yatmt. Cahit pabularn kartp babasnmkilerin yanna koydu.
Sonra usulca eilip annesini pt.
"yi geceler anneciim. Hi byle yldzlar bu kadar parlayan lacivert gn altnda, hem de akta
byle bir ok insanla birlikte yatmamtnz deil mi?"
"Ne yazk ki yldzlar gremiyorum Cahit."
"Yazk, hem de ok yazk. Ben hi uyumak istemiyorum. Tentenin dnda oturarak yldzlar
seyredeceim."
"Eer sen yle bir ey yaparsan ben meraktan uyuyamam. Halbuki ok yorgunum. Uykum da geldi.
Hadi sen de yat."
Cahit de yavaa babasnn yanma kvrld, bana yasta koydu. Derinden derine alan makine
seslerini duydu. O seslerle birlikte belirsiz bir titreyi de vard. yordu. Yldz klarnn
Karadeniz'in sularna dt bir gecede, gvertede, etraflarnda artk hi yabancymlar gibi
gelmeyen insanlarn ortasnda btn aile uyuyacaklard. Yolculuun ne kadar sreceini
sormamt, bilmiyordu. Bildii tek ey bu tuhaf yolculuktan zevk duyduuydu. Kendisini bir
masaln iinde gibi hissediyordu. Yarn yahut br gn Samsun'a varacaklard. Sonra uzun bir
yolda arabalarla gnlerce gnlerce gideceklerdi. Bu seyahat bittiinde biraz bym olacakt.
Sonra o hi tanmad ehirde nasl yaayacaklarn kestiremedii bir evde babasnn ailesiyle
tanacakt. Bann iinde duman halinde, karmakark duran soru iaretleri de vard.
Gemici fenerleri sallanyor, aada ullarn, yorganlarn altndaki insanlarn stnde klar
titreiyordu. Yataklarda birisi inliyor, bir bakas horluyordu. Babasna sokuldu. Yz buz gibi

olmutu. Yorgan bana rtt. Sadece burnunu akta brakt. Babasnn kolu zerindeydi. Sesini
duydu.
"Cahitciim, bir sre nce her gece sana ya bir kitap okur ya da bir masal anlatrdm. imdi
dnyor ve kederleniyorum. Kzm byyor, kendi hayatn yaamaya balayacak ama babas
yavrusunu hep zleyecek."
360
Cahit sevindi. i smverdi.
"Hibir zaman babasnn yannda bymeyecek, kendi hayat olsa bile babasnn yanndayken
kendi hayatn kapnn dnda brakacak. Kendisini zecek hibir hareketi olmayacak, hep
babasnn kck Cacas olarak kalacak. Baka trl yaayamam ki babacm."
Babas onu pt. O da babasn pt ve hemen uyuyuverdi.
Sabah uyandnda nce deniz yolculuunda olduunu bilemedi. Annesi tela iindeydi. Aydn'n
kakas gelmiti. Ne yapacaklard. Kaya'nm da kendisinin de bu ihtiyalar ne olacakt? Yol
arkadalar onlara tuvaleti gsterdi. Bu yolculuun en gce giden tarafyd. Neyse ki ayan onun da
aresini bulmutu. Kamarotlardan biriyle ahbap olmutu. Sadece onlarn girmesi artyla kamarotlar
tuvaletini atrmt. Cahit ok zor olacan sand baz ilerin de kolaya dnebileceini bylece
renmiti. Her zorun bir kolayn aratrmak gerekecekti.
Gemileri Samsun limannn aklarnda demir attnda denizde kprtlar balamt. Gemi, bir
frtna kopmas halinde karaya oturma tehlikesi nedeniyle daha yakna yanaamyor-du. evresi,
denize doru dtan ittirilen merdivenin nleri, kayklar, mavnalar, kk motorlarla sarlmt. ok
kalabalkt. Vehbi Bey ailesi ne sandalla, ne de motorla kyya kabilecekti nk gemiyi btn
eyalaryla beraber terk etmeleri gerekiyordu. Vehbi Bey byk bir mavna kiralad. Bir tarafa
sandklar, denkler, kutular, antalar ve denkler yerletirilecek, ndeki muamba minderli sralara da
aile bireyleri oturacaklard. Cahit annesinin sapsar olduunu grnce dadsnn daha nce syledii
szlerin anlamn kavrayverdi. Annesi denizden korkuyordu. Hemen onun yanna gitti. Vehbi Bey
ayan'la birlikte eyalarn ambardan kartlmasna yardm ediyordu. Mavnann iindeki hamallar
da eyalar ambardan kartan vincin nnde yer almlard. ayan herhangi bir eyin alnmas
veya baka361
lan tarafndan yanllkla gtrlmesini nlemek maksadyla ambarda gzcyd.
Hadiye, Kaya ve Aydm'la henz yukar gvertedeydi. Onlarn bulunduu yerdeki yataklar,
yorganlar en sonra denklene-cekti. Yol arkadalarndan biri o denklerin yaplmasn yardm
edecekti. Cahit bir annesinin, bir babasnn yanma gidip, annesine yaplan iler hakknda haberler
tayordu. Sonunda Vehbi Bey ile ayan'm gayretiyle btn eyalar mavnaya yerletirildi.
Sra, korkudan yz kire gibi beyazlaan Hadiye ile dier aile bireylerinin mavnaya binmelerine
gelmiti. ayan merdivenleri inerken artk yorgunluk ve mide bulantsndan baylmak zereydi.
Hadiye korkudan, Kaya ile Aydn da mide bulantsndan kt durumdaydlar. Bulantlarn sebebi
denizin fazla kprdamasyd. Vehbi Bey ile Cahit salamdlar.
Mavnadakilerden birisi ayan'n binmesine yardm etti. Vehbi Bey ilk nce Aydm' ayan'a teslim
etti. Sonra da Kaya'y kucaklayarak indirdi. Tekrar yukar kt. Hadiye gerekten korkudan lecek
haldeydi. Onun da koluna geti. Gemi byk ve yksekti. Sulara deecek kadar uzun merdiveni
inmek de meseleydi. Vehbi yava yava, basamak basamak duraklayarak Hadiye'yi mavnaya
ulatrd. Hadiye, ayan'm yanma oturdu. Oturduu muamba minderli srann kenarna eliyle
yapt. Elleri sanki tutkallyd. Limana gelip, iskeleye yanamcaya kadar tuttuu yeri bir daha
brakmad. En son Cahit'le Vehbi Bey mavnaya indiler.
Sraya oturmulard. Hadiye'nin sanda, kucanda Aydn ile ayan, solunda Kaya, onun yannda
Cahit ve babas. Yerlerine kilitlenmilerdi sanki. Hadiye'nin yznn beyazl arttka annesine bir
eyler olacak korkusuyla Cahit'in yzne ate basyordu. Mavnac motoru altrd. yle gl bir
motor deildi. indeki arl zorlukla ve yava yava ekebiliyordu.

Hadiye'nin uzun zamandan beri sinirleri son derece zayf" lamt. Evden eve tanmalar, sonra
Balkesir'e g, Aydn'n doumu, arkada Ulviye hanmn lm, Fatih yangn, teyzesinin vefat,
soyulmalar... Sonra stanbul'un ekmek ve gda
362
peselesi, Selanik'e gitmek, dnp yeni bir g hazrlna girimek; btn bunlar en belirgin
olaylard. Bir de gnlk znt-ler... Saklamak istedii halde satmak zorunda kald kymetli te
berisi, Sandal Bedesteni'ne giden elmaslar... Btn bunlar yle st ste gelmilerdi ki eer
Balkesir'de geen scak, sakin yllar araya girmeseydi belki de bugnlerin telalarna gs
geremeyecekti. Para meseleleri yoluna girince sinirleri az da olsa dzelmiti. Eer bir sre daha
Kkayasofya'daki evlerinde kalabilselerdi belki kendini toparlayabilirdi. Ama kalama-mlard.
te yine yollardaydlar. stelik kedi yavrusunu tar gibi btn ev eyalaryla birlikte seyahate
kmaya mecburlard.
Ayrca Diyarbakr onu ok rktyordu. Kocasnn ailesiyle anlaabilecek miydi? Vehbi babasnn
da annesinin de munis ve terbiyeli insanlar olduunu anlatyordu. Bundan hi phesi yoktu. Fakat
u ban meselesi aklna geldike btn vcudunu rpertiler saryordu. Ama kocasn bu
zntleriyle hi tedirgin etmek istemiyordu. Ona kyamyordu.
Bir sarsnt. Mavna iskeleye toslamt. Gzlerini aarak saatine bakt. Tam krk dakika srmt.
Vehbi iskeleye adm atar atmaz evresini kellifelli be-alt erkek sarverdi. Kucakla-yorlard.
Getirdikleri adamlar eyalarn kartlmasn stlenmilerdi. Hadiye rahatlad. Korkular geiverdi.
Birisi elini uzatmt. Bu kocasnn arkadalarndan biri olmalyd. Teekkr ederek elini ona verdi.
O bey sonra ocuklar kucaklad. Denizde mlerdi ama ky lkt. Rzgr karadan denize
esmekteydi.
Hadiye adm att, sonra topraa pmek iin diz kt. Yemin etmiti. Anadolu toprana
selametle ktklarnda mbarek topra pecekti. Artk eyalar yokmu gibi rahatlamt. Vehbi
Bey yanna geldiinde yz aydnlkt, sevinliydi.
"Ankara'dan karlamaya gelmiler. lerinden Fevzi hem akrabam, hem de dostumdur. Ve
Mnakalat Vekili'dir (Ulatrma Bakan). brleri Diyarbakr, Urfa mebuslar. Beni de Ankara'ya
gtrmek istiyorlard. Ben ocuklar Diyarbakr'a bra363
kp dneceimi syledim. gn Samsun'da kalmak zorun-daymz. Mahmur Da'nda Pontus
Rum ekiyalar grlm. Takibat yaplmaktaym. Zaten bize de iki jandarma verecekler.
Diyarbakr'a kadar bizimle beraber geleceklermi."
Erkekler nde, arkada Hadiye, ayan ve ocuklar az ilerideki sahil oteline yava yava
yryorlard. Hadiye birdenbire canlanmt. Belirsizce glmsyordu. inde bir ses, "Pek fazla
sevinme ama galiba iler yoluna girmekte" diyordu. Karlayc beyler otelin lobisinde oturdular.
Vehbi Bey ve ailesi otelin adamnn peinde, st kata ktlar. Onlara bir byk oda vermilerdi.
Hepsi bir arada yatacaklard. nk otel odalar, vapurla gelen mterilerin yaknlar tarafndan
nceden ayrlmt.
Hadiye rahatt. Rahat bir yatakta yatabilmek dnyaya bedeldi. Hemen soyundu. Yemek, odalarna
gnderilecekti. Vehbi aaya arkadalarnn yanma indi.
Cahit odann ortasndaki kapdan balkona kt. Sert bir rzgr yzne arpt, salarn kartrd.
Karlarda demir atm gemi sallanmaktayd. Cahit iinde olmadklarna kretti. ayan ocuklarn
srtlarna geceliklerini giydirdi. Yataklarna soktu. Yemek vaktine daha vard. Uyumalydlar. Ama
az sonra kap vuruldu. Yemek tepsi iinde getirilmiti.
"Efendim biraz erken getirdik nk geceleri karartma var. Pencerelerimizde siyah perdeler var
ama baz mterilerimiz aldrmayp lambalarn yakyorlar. Onun iin yemekleri erken veriyoruz."
ocuklar yatrlmaktan kurtulduklarna sevindiler. ayan masann stne yemek sepetinde
kullanlmayan sofra rtsn kartarak yayd. Tabaklar, kaklar, atallar sralad. Ha-diye'nin
hi yiyecei yoktu ama ocuklarna rnek olmalyd. Sofraya oturdu. Ackmlard. ocuklar
ekmeklere bayldlar. Tereyada piirilmi sebzeli et ve pilav da ok lezzetliydi. Hadiye de

ocuklaryla birlikte zevk duyarak yedi. lerinde gerekten azna bir lokma koyamayacak halde
olan ayan zr dileyerek sofraya oturmad. Bir kak yourt yedi, sonra hemen
364
yatt. ocuklar yataklarna girip yasta balarn koyar koymaz uyumaya baladlar.
Hadiye bir sigara yakt. O srada kap alnd, fincan kahve geldi.
"te bu ok makbule geti Cahitciim."
Cahit annesinin karsna kuruldu, sessiz sedasz kahveleri itiler. Hadiye kznn Aye Hanm
yenge ile kahve itiini biliyordu. Kz ile karlkl kahve imek onun da houna gitti. Sonra
ikisinin de aklndan kmayan konuyu Cahit at.
"Evini yerletirmeye giderlerken Merzuka teyzem beni de gtrd. Kk bir ev, ama yeni
yaplm. Gzel de demiler. Fakat ben yle zlyorum ki Merzuka teyzemin yalnzlna..."
Hadiye de ayn znt iindeydi ama kzn teselli iin baka trl konutu.
"dris Zeki Bey nasl olsa gelecektir. Onu yalnz brakmaz. Sonra Kamer ile gelen kalfalar da
imdilik onun evinde kalacaklar. Kocas gelip onu gtrnceye kadar yalnz da kalmayacak.
Hatice'yi de onun yalnz kalmamas iin braktm ya Cahitciim..."
Oysa sylediklerinin tam tersini dnyordu. dris Zeki Bey yapt iten dolay aranmaktayd.
Yakalanmas ve kuruna dizilmesi iin emir vard. Belki u gnlerde bile yakalanabilirdi. nk
gzn diinden budaktan saknmazd. Cesur, cann hie sayan bir adamd. Merzukacm o ksack
birka gecesinden baka yle geceleri bir daha yaayp yaayamayaca hi de belli deildi.
Cahit kahvelerden sonra yine balkona kt. Onlar Samsun'a getiren gemi gitmiti. Deniz zindan
gibiydi. Geni, sonsuz bir karanlk. Ad bunun iin mi Karadeniz'di acaba? Odalarnda lamba
yoktu. Bu nedenle odann ii de yava yava deniz kadar karanlk oldu. Babas hl yanlarna
gelemiyordu. Annesi de onu bekliyor olmalyd. Cahit annesine sarlarak pt.
"Benim hi uykum yok, babam bekleyebilirim. Siz yatn anneciim."
365
"Fena olmayacak galiba. Teklifini kabul edeceim. "
ayan bavuldan gecelikleri kartm, yataklarn ayak ucuna koymutu. Hadiye soyunup geceliini
giydi ve yataa girdi
"yi geceler yavrum."
"yi geceler anneciim."
Annesinin soluklar uykuya daldnn haberini verince Cahit yavaa kapy aralayp balkona kt.
Az nce kapkara olan Karadeniz'de imdi kk klar yanp snmekteydi.
"Mors alfabesiyle haber veriliyor galiba" diye dnd. Ama klar yakanlara kimler cevap
veriyordu; onlar gerilerde olmalyd. Babas neden sonra geldiinde kzn balkonda buldu. Srtna
yatan stndeki battaniyeyi almt. Babasna klar gsterdi. Bir sre seyrettiler. Sonra ieri
girip yattlar.
Ertesi sabah Cahit, otel mterilerinin yola k grltleri ile uyandn sand. Fakat hayr, bu
insanlarn kartabilecei bir grlt deil, uultuydu. Kalkt. Sabahn erken bir saatiydi, ortalk
tmyle aydnlanmamt. Ne olduunu aratrmak iin balkona kmak zere kapy araladnda
iddetli bir rzgr yzne arpt. Grd manzara ile dehet iinde kald. Deniz azmt. Dev gibi
dalgalar deniz ile otel arasndaki kumsal yutmutu. Belki iki metre yksekliindeki dalgalarn
beyaz kpkl ular neredeyse otelin nndeki bahe duvarm aacaklard. Ve otelin solundaki
bolukta da yksekliinde tahta sandklar ylyd. O srada yanma gelen babasyla baktlar.
stlerinde okuyamadklar mavi yazlar vard. Vehbi Bey karsnn antasndan drbnn ald. lk
nce Cahit bakt.
"Yazlar Trke deil babacm ama Latin harfleri de de-il."
Vehbi drbnle baknca glmsedi. Onun bu sevinmesi Cahit'i artt.
"Gece grdmz klarn sebeb-i hikmetini imdi anladm."
"Affedersiniz, sebeb-i hikmeti szyle ne demek istediniz?"
366

Vehbi gld.
"unu demek istedim. O klarn nedenini anladm. Sandklarn zerindeki yazlar Rusa. Dn
gece arkadalar, "Mustafa Kemal Paa Ruslarla anlat, bize cephane gndermeyi vaat etmiler"
demilerdi. Mors alfabesiyle Rus gemileri limandaki askeri ilgililere haber veriyorlard. Cephane
geldi demek."
Baba-kz konuurlarken kap vurulmu, kahvaltlar gelmitiEer stanbul'dan bir telgraf gelmeseydi otelde gn kalacaklard. Telgraf Alaattin'dendi.
"Samsun Valilii eliyle Siverek mebusu Hac Ganizade brahim Vehbi Beyefendi'ye ulatrlmas
ricasyla. Aabey, benim iim feshedildi. Merzuka Hanm da Hatice'yi baz nedenlerden tr
istememektedir. Samsun'da beni bekleyiniz. Hatice ile bugnk posta vapuruyla hareket ediyoruz.
Alaattin."
Alaattin'in bu telgraf zerine Samsun'da yerine drt gn kaldlar. Zaten Mahmur Da'ndaki
Pontus Rum ekiyalar ancak yakalanmlard. Drdnc gnn sabahnda Alaattin ile Hatice
geldiler. Hadiye Hatice'nin istenmemesinin nedenini sormad.
Bylece bir yk arabas ve iki yayl arabayla Samsun'dan ayrldklarnda artk hayat yollar
belirlenmiti. Vehbi Bey ailesini Diyarbakr'a gtrecek, sonra Ankara'ya dnecekti. Orada
arkadalarna katlacak, yeni mecliste mebus veya vekil olabilecekti. Sonra belki Hadiye ile
ocuklar kendisinin gidip almasna gerek kalmadan Ankara'ya getirtebilecekti. ki jandarma
avuu, arabalarn yannda yollara koyuldular. Hep dalara trmanyorlard.
Hava souktu. Arabalarn muamba perdeleri sk skya rtlerek balanmt. Yayllarn iine ilk
nce kilimler serilmiti- Sonra yataklar, yorganlar, battaniyelerle ieriye yaanr bir rahatlk
getirilmiti. Vehbi Bey, Hadiye, Kaya ve Aydn ndeki arabadaydlar. Alaattin, ayan ve Cahit ise
ikinci arabadaydlar. ayan, Alaattin ile Hatice'nin gelmesine sevinmiti. Evin yk367
t
n paylaacaklard. Sonra Hatice'nin hakkndan da Alaattin Bey geliyordu. Zaten pek akll bir kz
deildi ama yoklukta ne de olsa bir ilere kouyordu. ayan da Merzuka Hanm'm onu neden
yanndan savdn sormad. Fakat Hatice gevezeydi. Konuuyordu, hem de hi durmadan. Laflar
azndan kendi kendine kvermiti.
"Merzuka Hanm benden hep korkuyordu, kocasnn eve geldiini, bakkala akkalla geldiini
sylerim diye. Sylersem ne olacakm yani? Madem ki nikhl kocasdr, niye nikhsz dostmu
gibi herkesten gizliyordu? Sylememeliymiim, duyulmasn istemiyormu. 'Sylersem ne olacak
yani' dediimde hemen Alaattin Bey'i arp beni ona teslim etti."
ayan sz deitirmek iin laf baka bir yne evirdi.
Hatice'nin sevgili Merzuka teyzecii iin konumalar Cahit'in cann son derece skmt. Ama
dads elini uzatp Cahit'in elini hafiften skt. Bu "Sakn bir ey syleme onun hakknda" demekti.
Amcas hafife fsldayarak uyumaktayd. erisi havasz kalmt. Pencerenin perdesini aralad.
eriye buz gibi bir hava doluverdi. Aralktan bakt, bir am ormanndan geiyorlard. Gndz
olduu halde ortala yle bir sis kmt ki sanki geceydi. O srada bir silah sesiyle rperdiler.
ndeki araba durunca onlar da durdular. Tam Mahmur Da'nn tepesindeydiler. Ortal sis deil
bulutlar basm olmalyd. Jandarma atyla arabann yanma geldi, ban arabadan ieri uzatt.
"Merak etmeyiniz beyim, arkada havaya ate etti. Biri -kvermi de nne. obanm meerse.
Kusura bakmayn, rkttk sizi. Evvelallah dalar Pontusulardan temizledik, rahatnza baknz."
Yksek sesle arkya balamt. Gzel ve gr bir sesi vard. arks dalara ulayordu. Oradan
yanklanyor, yanklar baka bir tepeye arpa arpa oalyor, sanki be on kii ark
sylyorlarm gibi oluyordu. le zaman mola vererek sepetlere doldurduklar yiyeceklerden
yemilerdi ama yolculuk bir tuhaf acktryordu onlar. Yine bir eyler yediler. Jandarmalar da bu368
yur ettiler. Akam kerken Mahmur Da'nn tam tepesindeki hana ulatlar.

Han, n ayvanl bir sra odadan ibaretti. Arabalarn de hann byk avlusuna girdiinde, hanc
onlar karlad:
"Ho geldiniz, sefalar getirdiniz. Hanmzda bir gece kalacaksnz sanyorum."
Vehbi Bey arabadan atlad. "Ho bulduk aam. Kalabalk bir aileyiz, bize iki oda gerek."
"ki odamz yoktur beyim. Ama bizim oday size veririz. Biz birka kii kahvede geceleriz."
"ocuklarmzla sekiz kiiyiz, samayz ki."
"Oda byktr beyim."
Uyuyan Kaya'yla Aydn', ayan'la Alaattin kucakladlar. Vehbi Bey nde, arkasnda Hadiye
arkalksz tahta basamakl merdivenlerden ayvana ktlar. Hanc cebinden bir mum kararak yakt
ve kapsn at oday mum nda gsterdi. Taban toprak sval odann krk camnda kt
yaptrlm bir penceresi vard. Hanc ayvandan aaya seslendi. Gen bir adam koturarak geldi.
"Sen u dekleri al, kahveye indir. Oday bir gzel spr, bir mangal atele, hemen getirsinler."
Grntnn korkunluu karsnda Hadiye'nin soluu kesilmiti. inden bir ses -bu kendi sesi
miydi- durmadan "Aman Allahm, aman Allahm bu mezbelede mi yatacaz" diyordu. Delikanl
kirli yataklar kaldrnca altndan yrtk hasrlar meydana kt. Hanc elindeki mumu pencerenin
kenarna dikmiti. Camlarn aralklarndan giren esintinin etkisiyle k saa sola titriyordu. kinci
arlan elinde kocaman bir al s-prgesiyle yukar ktnda, Hadiye'nin sesi onu olduu yere
mhlad.
"Dur olum dur, byle daha iyi. Sprge filan istemem."
"Sen bilirsin yenge."
Alaattin arabalarn altna serili kilimleri hancnn adamlarna tatyordu. ayan kilimleri partal
hasrlarn zerine serdi, iki arabadaki yataklar, yorganlar, yastklar, battaniyeler yukar
369
tand. ayan yere konulan yataklara, yedek temiz araflar serdi. Yar uykulu Kaya amcasnn
kucanda akn akn bakmaktayd. Aydm' Hadiye kucaklamt. Hl uyuyordu. Alaattin
hancdan birka mum daha istedi. Pencerenin ta erevesine sralayarak yakt. ayan drt
dnyordu. Ellerini yzn ykayacakt. Sonra yiyecek sepetlerini aacakt. Cahit hep annesinin
yanndayd. Onun ne kadar temiz, titiz olduunu, mikroplardan karanlklardan daha ok korktuunu
da biliyordu. Bu pis odada toz toprak iinde geirilecek bir geceden sonra btn ev halknn
ykanma ve tuvalet ihtiyalarn nasl ve nerede karlayacaklar da henz belli deildi.
Cahit hep annesini dnyordu. Onun ne kadar zgn ve sinirli olduunu seziyordu. Annesi
kznn sezgilerini unutturacak bir davranla ayan'a seslenirken ses tonunda Cahit'in
dndklerinden bir zerresi yoktu:
"ayancm, haydi benim becerikli kzm, hepimizi oluk ocuumuzla doyuracak bir sihirli sofra
kur bakalm. Sanyorum Mahmur Da'nn havas hepimizi acktrd."
Annesinin ses tonu, yznn glmsemesi Cahit'i artmt ama ayan sevgili kk hanmnn
szlerinin gizledii gerekleri pek gzel anlyordu. Gerekten ksa bir srede sihirli bir sofra
kurulmutu. Serdii beyaz keten masa rtsnn zerine herkese birer kk tabak, yanlarna
peetelerini koydu. Samsun'dan aldklar su testisini de kendi yanna getirdi. Ortaya kfte, s,
brek ve ekmekten oluan yiyeceklerini sralad. Pencere iinde sral mumlarn hepsini bir tabaa
dikerek sofrann ortasna getirdi. O sra da Vehbi Bey'in kahve ocana smarlad aylar da
gelmiti. Grnt gerekten ok deimiti. O ilk girdiklerinde hepsini rkten grnt yerini
sevimli, scack bir aile sofras scaklna brakmt.
Cahit hep annesine bakyordu. Annesi yumuamt. zntlerini yenmeyi baarmt sanki.
Sofrann evresine sralandlar. Bada kurduklar, kendi yataklaryd. Yumuak, temiz ve scakt
her ey.
Yatanlarn ou uyumutu. Yorgundular, yataklar rahatt.
370
Cahit annesinin koynundayd. Mutluydu, hep bir arada ve bir odada bulunmalar ok hotu, gven
vericiydi. Annesinin koynunda, zledii bu yaknla kavutuuna sevinliydi. Bu duygular iinde

kendini yle brakmt ki birdenbire kapya vurulan yumruklarla kalbi yerinden frlayacakm gibi
oldu. Yataktan dorulduunda Hatice, Kaya ve Aydm'n dndaki byklerin de uyandklarn
grd.
Vehbi Bey ayaa kalkt, evresine elini yukar aaya indirip kaldrarak skunet tavsiyesinde
bulundu. Sonra kapya yrd.
"Kim o, ne istiyorsunuz?"
Dardan gelen yant hepsini yle artmt ki.
"Benim beyim, hanc Recep. Bir hacetiniz var m diye soracaktm."
Vehbi Bey alak sesle la havle ekti, sonra derin bir soluk ald.
"Sa ol Recep Aa, biz yatmaktayz. Eer mhim bir vukuat olmazsa uyumak istiyoruz. Sabah
erkenden yola koyulaca-z."
"Sen de sa ol beyim."
Ayak sesleri merdivenlere doru uzaklat. Hepsi yeniden yorganlarnn altna girdiler.
"Ben bir ekiya baskn sanmtm anne."
Hadiye hl sk sk nefes almaktayd.
"Hepimizin ilk aklna gelen Pontus Rum etecilerinin saldryd herhalde."
Vehbi Bey yeniden Kaya'yla Aydm'n stlerini rtt. Yanaklarndan pt.
"Haydi gemi olsun hepimize. imdi uyuyalm, iyi geceler."
Uyank olanlarn hepsi Vehbi Bey'in iyi geceler szn tekrarladlar.
Ertesi gn yola koyulduklarnda hava karlamt. Yokularda hayvanlar zorlanyor, kiniyorlard.
Hadiye byle dakikalarda gerekten arabalarnn yoku aaya geri kayacandan
371
-
korkuyordu fakat yayl arabalar salamd, tekerleklerinde frenleri vard. Atlar gl, arabaclar da
ustayd, inili yokulu dzlkl ormanlklara giriyorlard. Hep kar yayordu.
Hadiye, stanbul'daki mevsimle Karadeniz kylarnda balayan havann ne kadar deiik olduunu
dnyordu. Arada bir burnunun direi szlyordu. Gz pnarlar nemleniyor, iini ekiyordu.
Jandarmalar yine evre tepelerde yanklar yapan trklerini sylemekteydiler. Belki onlar da iin
iin Pontus etelerinin pusuda bekledikleri rkntsyle bu trkleri yakyorlard. Her dakika bir
korku rpertisi Hadiye'yi okayp geiyordu. Tek bana insan deildi ki... can paras vard, ei
vard, evlat gibi sevdii ayan, yine olu yerine koyduu Alaattin vard. Hatice vard. Ani bir
ekiya baskn olasl her dakika iin beklenebilirdi. Kar yle ince, yle toz yayordu ki kapal
muamba perdelerin en ince aralklarndan ieri szyordu.
Bir ara arabac frenleri ekerek arabadan atlad. Vehbi Bey'e duruunun nedenini anlatt.
"Beyim u yol bitiminde Mahmur Da en etin yokuuyla nmzde. Yol kaygan ve arabalar
ykl. Sadece insan deil eyalarn arlklar da var. Belki sizlere inmenizi rica ederim. Hi
olmazsa beyler ve iki kk hanmn da inmeleri icap eder."
Cahit annesinin arabasndayd. Diyarbakr', oradaki okullarn iyi olup olmad konusunu
konuuyorlard. Yokuun ba ok dikti. Vehbi Bey, Alaattin, ayan ve Hatice indiler. Vehbi Bey,
Hadiye'nin atksn bana dolamasna hayr demedi. Hadiye glyordu.
"Vehbiciim tpk vapurdaki gverte arkadalarmza ben-zedin."
Arabaclar da inmilerdi. Yk arabasnn iki arabacs hayvanlarn yularlarn yakalam, yaya
olarak yokuu trmanyorlard. Bylece bir hayli yoku yukar kld. Yokuun tepesine doru yol
rahatlamt. ndeki arabac, arada bir duraklayarak hayvanlara da, insanlara da mola veriyordu.
372
Hadiye yokuun tepelerine doru, karki dnemete beyazlklarn stnde nokta nokta karartlar
grd. O srada yryen arabac hzlca komut verdi. "Beyler, hanmlar arabalara."
Bata Vehbi, Alaattin, ayan ve Hatice davrandlar, aceleyle arabalara bindiler.
"Kap bezlerini sk sk balayverin."

Kap bezleri baland, arabaclar kamlarn havada aklattlar. Dinlenmi olan hayvanlar daha
kolay trmanmaya baladlar. Yukar doru kldka kara noktacklar biimlenmeye balamlard.
Hepsi siyah giymi kck insanlard bunlar. Arabalar yukarlara trmandka kk insanlar
byk insan halini alyorlard. Ksa bir sre sonra daa trmanan bu insanlarn kadnl erkekli,
oluklu ocuklu kyller olduunu grdler. Hemen hemen hepsi can havliyle tepeye kma
abasnday-dlar. Arabalarn kendilerine doru yaklatn grdklerinde barmalar, feryatlar
balamt. Hadiye kocasna korku iinde bakarak sordu:
"Neler oluyor Vehbiciim?"
Vehbi Bey sakin olmaya alyordu.
"Sanyorum srgndeki Rumlar."
Arabac daha ak anlatt.
"Bunlar Pontus ekiyalarnn ilerinden kt Rum kylleri. Kocalar, kardeleri, oullar,
babalar Trklere kar dmandrlar. ok ocak yktlar, ok kzmzn, kadnmzn rzna getiler.
Bunlarn kylerinde erkek horozlar bile dalara kmt hanm. kmlard da silahsz gnahsz
Trk kylerini bastlar, yamaladlar. Erkekleri ldrdler. Acma yoktur bunlarda. Acmayn
bunlara. Bizim milletimizin bykleri de ceza verdiler onlara. Baka memleketlere sryorlar ite
byle."
"Ama bunlarn hepsi kadn, ihtiyar ve ocuklar. Ne gnahlar var ki zavalllarn. "
Araba bir ihtiyar kadnn yanndan geiyordu. Pencereden bakan Hadiye'yi grnce avaz avaz
yalvarmaya balamt.
"Gelin, gelin, beni de al arabana. Gelin, merhamet et. Ac bana gelin. Gerilerde kaldm. Beni kurtlar
paralayacak, gelin.
373
Ne olur, Allah rzas iin."
Hadiye yrei para para kocasna dnd.
"Alalm Vehbi, ne olur. Yokuun bana kadar alalm, kafileye yetitirelim, sonra brakrz."
Vehbi'nin sesi o zamana kadar hi iitmedii sert bir tonda duyudu:
"Olmaz, arabacmzn syledikleri gerek. Onlar cezaldrlar, yapamayz. Onlar yllarca kardee
birlikte yaadklar insanlara ihanet ettiler."
Hadiye sustu. ini ekti, perdenin ucunu rtt. Elleriyle kulaklarn kapad halde ihtiyar Rum
kadnnn yakarmalarn duyuyordu. Araba ilerledike sesi kld, kld, duyulmaz oldu.
Arabalar Mahmur Da'nn eteklerine inmiti. Oralarda kar yoktu, yol daha rahatt. le molasnda
Kaya, ablasyla dadsnn arabasna geti. arklar sylemeye balamlard. ayan da arkya
katlyordu. Sesi biraz atlakt ama onun arks Cahit'in houna giderdi. Bir ara comu, hepsi bir
azdan arkya balamlard. Yolun sa yan ormanlk, sol yan dik bir yamat. Cahit perdesini
amt. Grntlerin gzelliini grmemek yazkt. Bu yolculuk anlarn tmyle belleine
geirmeliydi.
Yamacn ok diplerinde bir su akyor almalyd. Kendi grnmyor fakat alaynn sesi
geliyordu. br tarafta Kaya da perdesini amt. Soua altklar iin myorlard. Hava sert
fakat rutubetsizdi; srmyordu. Hem de yle am kokuluydu ki...
O srada beklenmedik byk bir kineme sesi duydu. Arabac aha kalkmaya alan, koumlarn
koparma tehlikesi yaratan atlara barmaya balad. Hayvanlarn yattrmaya alyordu. Cahit
kendi tarafnda deiik bir ey gremeyince, kardeinin penceresine bakt. Bakmasyla birlikte
srtndaki yast ekerek kardeinin yzne kapamas bir oldu. Kendisi de daha fazla grmemek
iin yzn yastnn kendi tarafna gmd. Bu arada ayan ok geirmekte, titreyen bir sesle
fakat byk bir srarla barmaktayd.
374
"Aman Allahm, yars yok. Belden aas yok. Simsiyah sal, gzel de bir kz. Salar ne kadar
uzun. Aman Allahm..."
Cahit amcasnn sesini duydu.

"ayan sus, sus diyorum sana."


ayan barmaktayd. Cahit aakk diye bir tokat sesi duydu. Dads sustu. Bu sefer hkrklarla
alamaya balamt. Cahit bir toprak set stnde, vcudunun belinden aas paralanm,
dmdz simsiyah sal, melek yzl, gzel, yarm vcutlu kz hi unutmayacakt.
Amasya'ya vardklarnda, ellerindeki adres onlar Yeilr-mak'n sol yamacndaki ykseke bir
semte ulatrd. Orada kapsnda durduklar ev, Vehbi Bey'in byk amcasnn kk kz
Fahriye'nin, ei Nizamettin Bey'le yaadklar evdi. Yaptklar plana gre Vehbi Bey'in ok sevdii
bu yakn akrabasna uradktan sonra yollarna devam edeceklerdi. Ancak Fahriye Ha-nm'la
Nizamettin Bey'in birka gn misafir kalmalar ricalarna "peki" demek zorunda kaldlar.
Fahriye Hanm hi de Vehbi Bey gibi dzgn stanbul ive-siyle konumuyordu. Vehbi Bey sz
arasnda "Fahriye Hanm ka senelerdir Diyarbakr'dan uzaklardasn. Fakat dilin hl Diyarbakrl
kalm" demiti. O da "Aga bek ben dilimden memnunum" cevabn vermiti.
Evleri ok gzeldi. ki odasn konuklara ayrmlard. Evde Cahit'in en ok houna giden ise, bahe
duvarna gml bir kpn iinde oluktan hi durmadan akan suydu. Sk sk ellerini ykama
bahanesiyle baheye kp orada suyla oynuyordu. stanbul'da oturduklar evlerde byle akar su
yoktu. Kaya da suyla oynamay seviyordu.
Vehbi Amasya'ya gelir gelmez telgrafhaneye giderek Anka-ra'daki dostlarna adresini ve birka gn
sonra yola kacaklarn bildirdi. Fakat birka gn sonra yola kamadlar. nk Amasya'dan
Diyarbakr'a gidecekleri yollar kar kapamt. Kol
375
gcyle, kreklerle yolu amaksa o kadar kolay deildi. Fahriye Hanm sevinmiti. Sevgili aabeyi
Vehbi'yle yengesi hi olmazsa daha bir mddet evinde misafir kalacaklard. Yollarn almas bir ay
srer deniyordu. Byle btn ailenin bir odada bir ay yaamalar hi de alk olmadklar bir
durumdu.
Hadiye otele gitmeyi dnmt ama Fahriye Hanm, "Buradaki oteller yle stanbul otellerine
benzemez Hadiye yengeciim, pistirler. Adlar oteldir ama aslnda handr onlar" diyerek onu
bsbtn rktmt.
Cahit Amasya'daki bu misafirlikten holanmt. Amcasyla gezmelere kyordu. Yeilrmak
gerekten yeildi ve dibi grnmeyecek koyuluktayd. Yeilrmak kysndaki ehre su eken byk
dolaplar hep inliyordu. Su kenarlarnda balayan bu sesler dalara kadar karak yanklarla
byyordu. Evin pencerelerinden grnen rman kar yakasndaki dalara Ferhat Da
diyorlard. Efsanesi de Ferhat'la irin masalnn tpksyd.
Vehbi'yle Hadiye bir ay bekleyeceklerine gre Cahit'le Ka-ya'y mektebe vermeyi dndler.
Cahit de Kaya da hemen anta ve kitaplarn hazrladlar. Ertesi gn Vehbi Bey kzlar mektebe
gtrerek vaziyetlerini anlatt. Mdire Hanm kabul etti. Cahit'in zaten tasdiknamesi vard. O
nc, Kaya da birinci snfa kaydedildiler. O gn hemen snflarna gtrldler. Amasyal
talebeler bu stanbullu kzlar ok sevmilerdi. Kaynaverdiler. Mektebin bir zellii vard. steyen
talebelere piyano dersi de veriliyordu. Cahit bunu duyunca sevincinden utu ve "nallah
Amasya'da daha ok kalrz. Ben de piyano derslerimi srdrrm" diye dualar bile etmeye balad.
Ertesi gn derse balad. Ancak Hadiye onun bu sevincinin bir sre sonra yarm kalacan
dndke iin iin zlyordu.
Piyano hocas gen bir Ermeni kadnyd. Cahit'e evinde ders veriyordu ve sk sk gzel bir kitaptan
ilahiler okuyup alyordu. Kitap ufackt. stnde ellerini birbirine birletirmi dua eden melek
kadar gzel bir kz ocuunun resmi vard. Bu kitab Cahit'e hediye etmiti. Cahit eve dndnde
sevin
376
iinde kitab annesine gsterdi. Kitap eline alr almaz Hadiye'nin kalar atld.
"Cahitim bu bir mzik dersi kitab deil, bu Hristiyanlarn okuduu dini bir ilahi kitab."
Cahit annesinin sylediklerini duyunca ard. Ama hocas ona mzik kitab diye vermiti, nk
iinde notalar da vard. Hem de ksa bir zaman sonra Cahit'in alabilecei kolay arklard.

"Kzm sen bu kitaptaki arklar bir tarafa brak. Sen bir Mslman kzsn deil mi?"
"Evet, buna da memnunum. Hristiyanlk bana tuhaf geliyor"
"Kzm sen sadece byk nota katlarndaki gamlar renmeye bak. Onlara al, zaten buradaki
misafirliimizin sresi kadar, yle bir fikir edinmen iin bu dersi aldryoruz sana."
Akam Hadiye kocasyla konutu. Vehbi misyonerlerin Anadolu'nun her kesinde dinlerini
yaymak iin daldklarn bildiini syledi. O da Cahit'in vakit geirmesi iin dersini
srdrmesinin doru olduunu dnyordu. Bylece derslerin devamna karar verdiler.
ki karde her gn okula gidiyorlard. Derslere alyorlard; memnun ve mutluydular. Fakat gnn
birinde, "Haydi gidiyoruz. Arkadalarnza veda edin" sznn edilecei korku-' sunu ilerinde
tayorlard.
Bir ayda yollar alamamt. Bugn alr, yarn alr midiyle zor bekleme gnlerini geirirlerken
birdenbire Kaya has-talanverdi. Atei ok yksekti. Hadiye hemen Amasya'nn en iyi dahiliye
uzman hekimi getirtti. Tehis, tifoydu.
Hadiye ite o zaman ldracan sand. Bir oda iinde iki ocuu daha vard. Ayrca kendisi,
kocas ve ayan, hepsi bu bu mikroplu hastaln bulamas tehlikesiyle kar karyayd-lar.
Kayac zaten Selanik'in zntl gnlerinin ocuuydu. Artk yaplmas gerekenlerin hepsi
yaplmalyd.
Tuvalete byk bir lizol iesi konuldu. Kaya'nm lazml377
n kendisi gtryor, kendisi lizolle temizliyor, sblime ile mikroplarn yok edilmesini salyordu.
Cahit kardeinin yatana yaklatrlmyor, Aydn Alaattin'in odasnda yatrlyordu. Hasta odasna
sokulmuyordu. Doktor her gn geliyordu. Hastalk ar seyrediyordu. Hadiye tifonun barsaklarda
yapaca bozukluun nne geebileceini dnerek pirin lapas piirtiyor, scaa yakn sdaki
pirinleri iki tlbent arasnda Kaya'nm karnna pansuman yapyordu.
Bir oda iinde karantina vard. Mikrop alma tehlikesi byk dikkatle ortadan kaldrlmaya
allyordu. Kap nnde sblimeli suyla slatlm bezler duruyor, tuvalette son derece dikkatli
temizlik yaplyor; eller kollara kadar sblimeleniyor, sonra sabunlanyordu.
Ailenin bana ken bu hastalk felaketi yetmiyormu gibi Vehbi'nin Ankara'da iktidardaki
arkadalar da mevkilerinden ayrlma durumuna dmlerdi. Arkadalar yolladklar mektuplarda
Ankara'ya gitmekte geciktiini sylyorlard.
En son mektupta ise, "Seni imdilik bir kasabaya kaymakam yapalm, sonra valilie atlayabilirsin"
diyorlard. Ksa bir sre sonra da Malatya'nn Hekimhan kasabas kaymakamlna tayini geldi.
Vehbi'nin zlp zlmedii hi anlalamad. Bu haberi aldnda mahzunca glmsedi.
Hadiye'ye bakt:
"Gzelim, sevgilim, bu nasl bir gnl ki Ankara'ya kadar isteklerini gnderebildin. Diyarbakr'a
gitmemiz engellendi" dedi. Oysa Hadiye hi de yle dileklerde, dualarda bulunmamt.
Bu arada Kaya hastalnn en kt devresini geirmekteydi. O en kritik gnn en kritik saatlerinde
Hadiye kznn yatt odadan kat. Aydn' yanna ald, evin mutfana girdi. Pirin havan
Aydn'm eline verdi. Aydn memnun, tokma btn gcyle havana vururken, o da "Vur olum,
vur da basmdaki felaket anlarnn seslerini duymayaym" diyordu. O byle dedike Aydn havan
elini havana vuruyordu. Hadiye ancak bylece bann iindeki dnceleri duymaz oluyordu. O
srada ayan'm sesiyle irkildi:
"Kk hanmcm, mjde olsun, Kayacmz gzlerim at. Karn ackm. 'Annemi zledim'
diyor."
378
Hadiye'nin bann iindeki an sesleri dinivermiti. Yavaa olunun elindeki havan elini alarak
rafa kaldrd. Aydn' Alaattin'e brakt. Yukar kata kotu. ocuunun yatann yanna diz kt.
Onu yavaa kaldrarak barna bast.
"Anacn zlemisin, ben de seni zlemitim evlatcm. Hayatm, yavrum benim, ok
uzaklardaydn. Geri dndn, ho geldin aramza."

Karnndaki pirin lapasn yeniledi, doktoru geldiinde Kaya'y yatanda oturmu, orbasn
ierken grd. Hadiye'yi tebrik etti.
"Hanmefendi ocuunuzu siz kurtardnz. Sizi tebrik ederim. Bunu tp mecmualarna bildireceim.
Kilo aldrdnz, salar da dklmedi."
Evin iinde bayram havas esmekteydi. Kaya drt kilo almt. Gerekten siyah ipek salarndan bir
tutam bile dklmemiti.
Bir hafta sonra yola ktklarnda artk Hadiye iin ne temiz otel derdi/ne han odalarnn pislii sz
konusuydu. O Allah'n ltuflaryla mkafatlandrlmt. Ona evlad balanmt.
nl tifo salgnnn Amasya'da bu kadar sratle yaylmasnn nedenlerini bulmutu Hadiye. Evin
bahe duvarndaki oluktan durmadan akan sularn aslnda ta tepedeki evlerde kullanla kullanla
aalara doru geldiini renmiti. Bu sularn mikrop tad apakt. Bu durumu doktora
sylemi, sonra suyun akt oluu gstermiti.
Hadiye Hekimhan'a gitme hazrlklarna baladklarnda Alaattin'in bir arkada vastasyla gelen
tavuklara ok sevinmiti. Alaattin Hatice'yi getirmek iin yola ok acele ktndan satn alm
olduu Plymouth ve Nemse cinsi tavuk ve horozlarn arkadana brakmt. O da mnasip bir
vasta bulduunda gndermiti. ki sandk iinde gelen tavuklar evin ikinci sevinci olmulard.
ocuklara taze yumurta verebileceklerdi. Hk yumurtalarn Kaya'yla Cahit'e yedirdiler. Sonra sra
Ay-dn'a geldi.
379
Hekimhan'a yolculuklar artk keyifliydi. Amasya'da kaldklar buuk ay iinde yollar da
deimiti.
Sivas'a geldiklerinde ehir meydanndaki bir otelde gecelediler. Bu kalabalk kaymakam ailesinin
tavuklarn otelin balkonunda grenler, seyre gelmeye balamlard. Cahit'le Kaya da tavuklar
beslemeye baylyorlard. Geceleri hangi kasabada konaklarlarsa, uyuan ayaklarnn almas iin
tavuklar kafesten karyorlard ama kamamalar iin de ip balyorlard.
Artk yayl arabalar evleri olmutu. yle almlard ki bir otelde, handa gecelemek iin
indiklerinde oray yadrgyorlar, sabahn erken saatinde arabalarna kavumay hasretle
bekliyorlard. Bylece sren uzun bir yolculuktan sonra kendilerini Hekimhan erafndan Nezir
Aa'nn ba evlerinde bulduklarnda, arabalarndan ayrldklarna sevinecekleri yerde zlmlerdi.
Hekimhan'da geirecekleri ksa bir sreden sonra vali tayin olacaklar gn dnrlerken, dostlar
tarafndan unutulup, orada tam buuk yl kalacaklar akllarndan bile gemiyordu.
380
Unutuluun Acs
Kaymakamlarnn gelecei haber verilmiti. Garip Aalarla Nezir Aalar arasndaki uzun
konumalardan sonra, misafirleri arlama erefi Nezir Aa'da kalmt.
Nezir Aa'nn evi, iki kat ve haremlik selamlkt. Konuklar iin selamlk blmndeki iki oda
hazrlanmt. Kilimler, hallar denmi, makatlarn (minderli kerevet) deklerine, yastklarna
ular al dantelli, kanavielerle ssl patiska klflar geirilmiti. Nar erbetleri karlm, ikram iin
kocaman bir bakr tepsi dolusu pestiller, sucuklar, kesmeceler, dut urubundan yaplma baklava
kesimli ekerlemeler, ceviz, badem sucuklar, dut kurular, elma ve kays kurular, bademler
hazrlanmt. ocuklara en yeni urbalar, nakl oraplar giydirilmiti. Hanmlar altn balar
zerine rttkleri ilemeli ak tlbentleriyle, konuklar karlamaya hazrlard.
Vehbi Bey'le ailesini getiren yayl arabalar Nezir Aa'nn balardaki yaz damnn (evinin) kaps
nnde durduunda Nezir Aa, oullan ve adamlaryla dar frlad*.
Karlkl temennalardan sonra yre usulyle kucaklatlar. Bu kucaklamalarda pme yoktu.
Kaymakam Bey ieri girdikten sonra kapda evin hanm, yardmclar ve ocuklar g-rndler.
Hadiye, ayan ve ocuklar pldler, selamlald. Hazrlanan selamlk blmnn
merdivenlerinden -bu tahta basamaklarn arka yzleri akt- karlarken Hadiye kzlaryla olunun
aralklardan dmesinden korkuyordu. Biraz da kendi
381

ayann kaymasndan rkyordu. Merdivenlerin bitiminde genie bir sofaya alan iki kapdan
ilkine girildi.
Hadiye'nin srtnda ii krkl paltosu vard. Bu aslnda palto deildi. eyizinde bulunan
robdambrlardan birisiydi. Bir ay sren araba yolculuunda palto diye robdambrn giymiti.
Arabadan indiklerindeyse byk yn atksn keli katlayarak onu rtnmt. ayan klk
arafnn etekliinin stne uzunca bir ceketi seyahat kyafeti yapm, bana da yn bart
dolamt. Nezir Aa'nn kars, ayn yalarda olmasna ramen Hadiye'ye "Hanm anacm"
diyordu. a-yan'n iinden syleniyordu: "Kendisi kk hanmcmin anas yanda, tutmu
Hanm Ana diyor. Saygsz seni. O bir hanmefendidir."
Evde bulunanlar, konuklarn stlerindekileri karmalarna yardm ediyorlard. Herkes pabucunu
oda kapsnda braknca Hadiye ve dier iki hanm da yle hareket ettiler.
Sonra minderlere buyur edildiler. Tepsiyle nar erbeti bardaklar geldi. tiler, ok nefisti. Gerekte
karnlar at ama ev sahiplerinin mnasip grdkleri ikramlar geri evirmek olur muydu hi...
Sonra Aa Hatun tepsinin evresine dizili minderlere oturmalarn rica etti. Hadiye biraz zorlukla
bada kurdu. ayan, Cahit, Kaya, hatta Aydn bile kolayca bada kurarak oturuverdiler. Aa
Hatun tepsideki yiyecekleri tantyor, birer birer adlarn syleyerek nelerden, nasl yapldklarn
anlatyordu. Cahit pastuh diye gsterilen peete biimindeki tatl ve kays drml nesneye el
atmak isteyince, annesinin ifreli gz iareti ile duralad. stlerindeki sar sar noktacklar Hadiye'yi kukulandrmt. Bir ara evin hanm dar ktnda Cahit'e fsldad:
"stlerindekiler sinek tkr galiba. Yememelisiniz."
Benzemiyor deildi. Sinek tkr dedii sinek yumurtalar olabilirlerdi. Evin hanm ellerini
ovuturarak ieri girdi.
"Konutun beybabas kuzu kestirmiti. Hele gidip bir bakaym demitim. Yalnz kodum,
balayasmz beni."
yle scack, yle sevimliydi ki Cahit'in ii kaynayverdi ve hemen sordu:
382
"Bu gzel katl pekirlere benzeyen pastuhlarn stndeki-ler ss m yoksa..."
Sonunu syleyemedi, annesinin kalar atl vermiti. Evin hanm ana kzn syleilerinden
habersizdi.
"Onlar m? Haki (haha) tohumlardr, hem ssler, hem de lezzet verirler. Ye ye hele, buyur
kkhanm. Bunlar ap mangalda yumuatrz, iine badem veya ceviz koyarak drer, yle yeriz.
Tadna doyulmaz."
Hadiye de Cahit de hakiin ne olduunu anlayamamlard ama herhalde sinek tkr deildi.
"Ama snmadan da gzeldir tad. Sana gnderirim bir yol. Saraym m, bademli mi cevizli mi
olsun gzelim benim?"
"Bademli rica ederim Hatun Ana teyzeciim."
Evin hanm Cahit'in kendisine Hatun Ana deyiine, ona ancak ok daha itibarl aa hanmlarna
verilen rtbeyi yaktrdna ok sevinmiti. Bir yandan da pastuhun katlarn da yrtmadan,
koparmadan amt. ine bir iki sra badem koyarak yanlarn sktrd ve drerek Cahit'e uzatt.
Aydm'n sesi ile dndler.
"Ben de isterdim Hatun Ana."
"Hay senin de cann sevsinler, Hatun Anan kurban sana. Hemen..."
Pastuh drmeleri sarlrken, evin ocuklaryla Hadiye'nin ocuu kaynamlard. Hele byk
oullar olan Tevfik hem kzlara hem de Aydm'a bayldn syleyecek kadar yaknlamt.
Aydn Tevfik'e adn sormutu.
"Adm Teyfik ama yzme Tevfik derler, ardmdan Nezir Aa'nn topar olu derler, gerek adm
sylemezler ki."
Cahit, Tevfik'in kulland 'topar7 kelimesinin topal anlamna geldiini anlaynca ok zld.
inden kendi kendine onun bacann sakatln grmemezlie gelmeyi, onunla normal bacakl bir
ocukmu gibi arkadalk etmeyi kararlatrd. Tevfik kederliydi. Arkadalar, hem de o uzak, bir

baka dnyadan, istanbul'dan yat konuklar gelmiti. Ama onlarla gle oynaya elence
kuramayacak, oynayamayacaklard.
383
"Eer koltuk deneksiz yryebilseydim ne gzel olurdu oynardk. Konumalar, komacalar,
birdirbirler, seksekler daha neler neler."
"Koltuk deneksiz oyunlar da var Tevfik. Sen boncuk fleme oyunu, dama, pei, fincan oyunu
biliyor musun?"
"Yooo. Hibirini bilmirem."
"Niyet eder istersen sana retirim. Dadm, Hatice, Kaya da biliyorlar. Hep beraber oynarz. Sonra
sen koltuk deneine yaslanmadan yrdnn farknda deilsin ki. Sanki o sopa olmasa
yryemeyecekmisin hissine kaplmsn. ok yanl bu. Bu koltuk deneini brakma talimlerini
de yaparz. Bir kendi evimize yerleelim. O zaman gr bak ne gzel komaca bile oynarsn."
O srada sze Hadiye karmt:
"Tevfik, topal oldum diye kendine acyacana mektebe git oku. Okumay srdr. Sultanileri bitir.
Sonra Darlfnun'un doktorluk blmn de bitir. Hekim ol. Hi olmazsa senin gibi kaza geirip
topal kalacak ocuklara yardm et, onlara bak. Onlar salklarna kavutur."
Tevfik, hanmariasna doktor olacana sz vermiti. Han-manas da parmamdaki firuz tal
elmas yzn ona hediye etmiti.
-Yllar sonra Cahit'in gen bir retmen arkada retmenlere mahsus prevantoryumda yatarken,
yrrken baca aksayan bir gen doktorla dost olmutu. Tevfik adl doktor, retmen arkadana
hayat hikyesini ve nasl doktor olduunu anlatm, elindeki firuze tal elmas yz gstermiti.
"Bunu Kaymakam Vehbi Bey'in ei Hanmanam bana vermiti" deyince, retmen hanm ona
kendisinin de Vehbi Bey'in kznn arkada olduunu sylemiti. Bu hikye bylece Cahit'e
anlatlmt. Cahit'in teviki, annesinin telkinleri o ocuun hayat yolunu deitirmiti.Annesi ile Hatun Ana yolculuktan, stanbul'dan hatta An-kara'daki gelimelerden bile sz
ediyorlard. Sonra evin hanm onlardan izin istedi.
384
"Akam yemeine kadar biraz dinlenin. Kapnn yannda byk bir ibrik, bir de leen koydum.
Sabun da var. Havlular da temizdir" diyerek ocuklaryla birlikte dar karken, ayan peinden
yrd. Ksa bir zaman sonra yz karmakark dnd. Hadiye'nin telal sorusuna zgn cevap
verdi:
"Bu evde ayak yolu yok. Ben sordum, 'Var elbet' dedi. Alt kata indirip, baheye, oradan da sokaa
kard. Orada kaps bir ulla rtl toprak kulbeyi gsterdi. 'Her gelen geen urar, tarlalara
gbre birikir' demez mi? ldracaktm. Mecburi ulu kaldrarak ieri girdim. Ortasnda kocaman
bir delik bulunan tahta kaplama bir acaip ayak yolunu grnce bsbtn iflahm kesildi. Ortadaki
delikte binlerce kara sinek vzldyor, kokulu ukura inip kyor ve uuyorlard. imdi ne
yapacaz kk hanmcm?"
ayan alamaklyd. Hadiye iin de bu hazin bir hikyeydi. Ne yapacan, ne syleyeceini
armt. Onlarn konumalar srerken Cahit'in odadan ktn sezmediler bile. Onlar, hl bir
hal aresi bulma abasmdaydlar ki Cahit yanaklar al al, sava kazanm bir komutan havasyla
ieri girdi.
"Siz hl ayn konuyu mu tartyorsunuz?"
"Ya ne yapsaydk kk hanm?"
Cahit, ayan'a sevgiyle bakt.
"Benim sevgili dadcm, bu kadar telalanma. Ben senin anlattklarn duyunca, ibriklerden birini
kavradm gibi yola ktm. Hemen hemen sokan her evi botu". Bir tane yle kaps salamn
setim, ieri girdim. imi hallettim. Mesele halloldu. Tabii imdilik.
Sonra evreyi dolatm, yolun en son ucunda, iki katl, bahesinde dut aalar olan bir eve de
girdim. Merdivenlerle ayvana ktm. Kaplar ak, kilit falan yok. Pencerede tahta ke-penklerin
iinde kapal camlar yok. Ev oda, bir de ayrca yala ve oca olduundan mutfak diye

dndm bir blm var. Manzaras da yle gzeldi ki. Aalarda bir ay arldayarak
akyordu. Anneciim o evi tutabilirsek... Buralarda hi hrsz yok galiba, evlerin kaplar ak,
pencereleri erevesiz, camsz."
Hadiye memnun, glmseyerek kendisini kzn dinleme385
ye kaptrmt. Kocas ile o ke bandaki evresi duvarl ve tahta bahe kaps olan evi
konumalyd. nk rendiklerine gre burada btn evler kapszd ve duvarlar da allardan
it biimindeydi.
Nezir Aa'nm btn ricalarna karn Cahit'in bulup beendii eve tanmakta srar etmilerdi. Evin
tahta bahe kapsnn arkasnda bir emniyet mandal vard. Kaps da olan ayakyolu sokak kapsnn
hemen yanndayd. Uzakl, yaknlndan ok daha iyiydi. Sineklerden de ukura her gn kire
dkerek kurtulacaklard.
ayan evi yerletirirken bir yandan da Cahit ile sohbet ediyordu. Cahit scaklar geldiinde damda
yatlacam renmiti. ayan damda dnyada yatamazd. Damn kenarnda parmaklk yoktu ki!
Ba dnp aaya debilirdi.
"Siz ailece yukarda yatarsnz, bana pencerelerinde demir parmaklkl olan odamz yeter. Kapsn
da kapar, arkasna bir destek koyarm. Oh gel keyfim gel."
Aa byk odada, hasrlarn stne hal serilmiti. Pabular ve terlikler odann eiinde
kartlyordu. Geceleri yan yana yataklar alyor anne, baba ve ocuklar orada yatyorlard. Bu
odann pencereleri kendi bahelerine alyordu. Cahit ile ayan'n odasnn geni blmeli, bilek
kalnlndaki demir parmaklkl pencereleri ise komular Fatma Bibi'nin bahesine alyordu.
Fatma Bibi gen bir kadnd. ki ocuu vard. Olunun ad Durak, kzn ad Parlak'ti. Cahit demir
parmaklkl pencereden onlarn hayatn gzlemekten, Fatma Bibi ve ocuklarla konumaktan ok
holanrd. Fatma Bibi de dutlarnn mamulleri ile geiniyordu. Tarlasnda buday, nohut,
mercimek, msr ve inei iin de arpa yetitiriyordu. Kocas lmt. ocuklarna vey baba
gelmemesi iin evlenmemiti. Evin hem erkek hem de kadn ilerini stlenmiti. Gl kuvvetli,
hibir dakika durmadan alan bu kadn Cahit ok seviyor ve beeniyordu.
386
Scaklarn basmas, bahelerindeki dutlarn olmasn Cahit'le Kaya drt gzle bekliyorlardu. Annesi
de ok meraklyd. O gn Nezir Aalara misafir olduklarnda ikram edilen btn erezleri
yapacakt. Fatma Bibi ona seve seve yardm edecekti.
Mevsim yaza dnyordu. Alaattin'in tavuklar, bahelerindeki n telli, arkas tahtadan yaplm
gzel kmeslerine yerlemilerdi. Onlar baheye hi salmyorlard. nk imenleri eelerlerse
dut toplanacak yeil alanlar bozarlard. Alaat-tin, Cahit, Kaya hatta Aydn bile yem atmak iin
birbirleriyle yaryorlard.
Evin altndaki ahra, bir dii, bir de erkek buzas olan altn sars beyaz halkal gzel bir gen inek
yerletirilmiti. Cahit ile Kaya'ya da birer olak alnmt. Cahit'in ola gm renkliydi, adn
Gm koymutu. Kaya'nn kmr siyah olann ad ise Mercan'd. Vehbi Bey pazardan
aldnda henz stten kesilmilerdi. ayan'n ortal kirletiyorlar yaygaralarna ramen Gm ile
Mercan devaml kzlarn peindeydiler.
ayan her gn yavrularna bol bol pay brakmak artyla inein stn sayordu. Sabahlar ilk
nce yzlerce ngraktan oluan bir ses duyuluyordu. Sonra otlaklara yaymaya gtrd inekleri,
koyunlar, keileri gden obann sesi iitiliyordu:
"Sr geliyor ha. Hayvanlar salverin gayri."
Btn sokan evlerinin bahe kaplar alp, havyanlar kyordu. ayan ineinin boynuna ok
tatl bir tnlamas olan an almt. Bununla ok vnyordu. O da genti. Henz yirmi yandayd.
Evlerindeki hayat ne Balkesir'deki, ne stanbul'daki, ne de Selanik'teki yaamlarna benziyordu.
Hadiye bu ayr ayr yaamlarn aralarna birer blme koymu, ayr ayr dnyordu. Bol bol elii
yapyor, ocuklarna k iin hrkalar, oraplar iliyordu. yle Selanik'te, stanbul'da, hatta
Balkesir'de olduu gibi ardan yn almak aklndan bile gemiyordu. Buradaki kadnlar, kuzu

ty krpma mevsiminde satlan ynlerden alyorlard. Onlar yn taranda taramay kendisi


renmi, Cahit'e de retmiti. Bu almadan sonra el
387
rgacmda yn eiriliyor, ift yaplyor, sonunda ilenecek biime geliyordu. stenirse baca kurumu,
soan kabuu, ard kk ile de renklere boyanabiliyordu.
Hadiye gemite brakt Hadiye'yi unutmaya alyordu. O artk bir bakasyd. Bir zamanlar
piyano alan, sedef trnakl, ellerini scak sudan souk suya sokmayan biriydi. imdiki Hadiye ise
yaad hayat artlarna uymaya alan ve ocuklarn dtkleri mahrumiyet blgesinde yaatma
gayretiyle kendisini hie sayan bir anneydi.
Vehbi Bey'in jandarmas Vakkas, bir gn ahrn nne kk bir ekmek frn yapt. Buna en ok
Cahit sevindi. Hamur yourmay Aye Hanm yengesinden renmiti. Ekmek hamuru da
yourabilirdi. Ama bu g ii ayan da ok seviyordu. Frnn ilk yakld ve ilk ekmek
somunlarnn kt gn btn aile ok sevindiler. Mis gibi, esmerce, kk kk somunlard
bunlar. ayan ekmek hamuruna yumurta katarak peynirli pideler piiriyor, sk sk da Rumeli brei
yapyordu. Bu kk frn evin hayatnda nasl da zel bir yer almt...
Hadiye Cahit'e her gn iin yeni bir ura bulmak zorundayd. Kasabada kzlar mektebi yoktu.
Vehbi Bey erafi; aalar, nde gelenleri toplayarak kzlarn muhakkak okutmalar gerektii
hakknda konumalar yapyordu. Sonunda hepsini bu fikre inandrmt. Bir kz okulu
aabileceklerdi. Malatya'dan bir de hoca gnderilmesi iin Maarif Mdrl'ne tezkere yazlmt.
Buna en ok sevinen Hadiye olmutu. Kz mektep hevesiyle kitaplarn aacakt. nk Cahit,
Hekimhan kzlarnn beceri ve bilgisini edinmeye alyordu. Onbir yandaki kzlar neler biliyorsa
o da renecekti. O kzlar nakl oraplar ryorlard. Yn eirip taryorlar, evin amar leeninin
bana geip amar itiliyorlard.
Uzayan salarn Fatma Bibi'ye rdrdnde, annesinden beli bzgl, uzun etekli bir entari ve
paalar grlen bir don dikmesini istemiti. Nezir Aa'nn kendi yat kz ile de arkadat- Bir gn onun altn simle ilenmi nakl, dnlerde giyilen krmz kadife entarisini giymi,
bana onun gm tepe-likli altn baln takarak annesinin karsna kvermiti. Hadiye bu
kyafetin kzna ne kadar yaktn grp hem sevinmi, hem de derinden derine zlmt. Cahit
artk lisan renmekten, piyano almaktan, jimnastik ile vcudunu gelitirmekten sz etmiyordu.
Bir Selanik ocuu, bir stanbul kz olmaktan yava yava bir Anadolu kyl kz olmaya doru
geliiyordu. Bunu ok byk bir ustalkla nlemesi lazmd. Onun kabiliyetlerinin krlenerek baka
bir kltrn iine dmesini istemiyordu. Baka bir eyler bulmal, kzn iine sapt yoldan
evirebilmeliydi.
Malatya'dan gelen hoca hanm, ilk tarih dersinde ocuunun kundan krs stnde aarak
bebeinin altn temizlerken, bir yandan da talebelere seslenmiti:
"An drdnc sayfay. Buradan on beinci sayfaya kadar ezberleyin."
Ders verdii kzlarn birou mahalle hocasndan bir eyler renmilerdi. Kendilerini okur-yazar
sayyorlard ama ilerinde tam anlamyla okuma-yazma bilen Cahit'ti. Akam eve geldiinde hoca
hanmn taklidini yapyor, bebein altnn kokular salarak krsnn stnde aln anlatyor,
sonra ciddi bir kitap sayfas aarak pat diye kitab kapyordu. Sonuta hocanm derslere gelmez
oldu. Kendine muallime vekili olarak Cahit'i tayin etmiti. Cahit on bir yanda drt ay hocalk
yapt, kzlara okuma yazma retti.
Dut aalarnn silkelenmesi, erbetlerin kaynatlmas, sucuk yaplmas, tarlalara gidilerek orak
bimek, dven dvmek, harman savurmaya kadar btn uralara Cahit candan gnlden emek
vermiti. Dopdolu ve deiik bir yaz mevsimi geride kalmta.
Klk ev meselesi, yeni yaplan bir evin st katn tutmak suretiyle halledilmiti. Evin sahibi
Hallo'ydu. Amerika'da almaya giden Halil, be yl sonra Hallo adyla ngilizce konuan
388
389

bir bukalemun olarak dnmt. Onun evinin her katmda hela vard. Ev drt oda, bir byk hol ve
mutfaktan oluuyordu.
Ev sahiplerinin ahrlar Cahit'lerin katnn terasyd sanki. Cahit her akam ahrm stne karak
gkte akmak akmak parldayan yldzlara bakyor, aalarda akan ayn sesini dinliyordu. Yine
bir gece terasa kmt. En uta parlayan bir ift fosforlu gzle heyecanland. Oraya yava yava
gitti. "Kim var orada" diye sesleniine, "Pat pat pat" diye bir ses karlk verdi. Daha yaknma
giderek eildi. Kocaman bir kpein dosta kuyruunu salladn grd.
"Sen de nereden ktn, kimin kpeisin?"
ncecik sevgi, szlanma sesleriyle pat pat pat yere vurulan kuyruk sesi...
"Yoksa a msn?"
nce sesler daha ok szlanarak kmaya balaynca Cahit doru eve kotu. Ekmek tenekesinden bir
somun ekmek ald. Yeniden dndnde kpek evin merdivenleri nne, evden szan n iine
gelmiti. Kocaman, harika bir kangald. Kulaklarnn ular kesikti. Cahit ekmei byk paralara
blerek attka havada kapyor, bir anda yutuyordu. Bir anak dolusu su getirince onu da byk bir
zevkle iti. Cahit onu sevdi, ban okad. Havadisi vermek zere ieri girip hikyesini anlatnca
dads sze kart:
"O kpei biliyorum. Hallo'nun kars syledi. Dadaki allarnn kpeiymi. Kocad iin
yemek vermemiler. O da asl sahipleri Hallo'lara gelmi. Onlar da kovmular. Kadn 'Ba belas,
ie yaramaz hayvan ne diye besleyelim' demez mi. im szlamt."
"yi, aferin benim merhametli yavruma."
Cahit kpei sahiplenmiti. Ertesi gn babas eve bir uval arpa unu gnderdi. Bir tas arpa ununa
yarm tas su konularak yal yaplacakt. ine biraz tuz katlacakt. Cahit adnn Gobl olduunu
rendii kpei ile Sivas-Hekimhan osesine kyordu. Gelip geen aralardaki insanlar,
stanbul'a doru giden kamyonlar dolusu Alman esirleri, sar sal bir kzla kocaman kpee ilgiyle
bakyorlard.
390
Cahit Gobl' btn k bakt. Sevdi, besledi. Bahar geldiinde yayladaki Czngt kyndeki
yazla giderlerken, Gobl evlerinin nnde kald. Bakm iin bir uval un braktlar. Ancak
sonbaharda dndklerinde ld haberini aldlar.
Hallo'nun evinde gnler Ankara'dan haber beklemekle gemiti. Ne Hadiye Vehbi'ye, ne ocuklar
anne babalarna "Hani dostlarmz vard. Hani 'Bir sre Hekimhan'da kal, sonra seni vali yaparz.
Sonra da Ankara'ya gelirsin' demilerdi, ne oldu, ses seda kmyor Ankara'dan?" diye sormamt.
Yine de btn aile vatan sevgisi ile dolup tayordu. Sonunda, zmir'in de 9 Eyll gn dman
igalinden kurtulduu haberini alnca, sevin ve mutluluklar yreklerine smad. Evlerinin
kapsn yemyeil dallarla sslediler, pencereden bayrak sallandrdlar. Kaymakam Vehbi Bey'in
evindeki cokuyu grenler ekinerek kapya doru yaklat. lerinden birisi ne doru kt ve
btn cesaretini toplayarak sordu:
"Ne oldu Hanm Aa?"
Hadiye'nin sesi ark syler gibi kmt, "zmir'de dman kovduk."
Kapnn nndeki topluluk birbirlerine anlamsz baklarla bakt. Aadan gelen sesler, sanki
Anadolu'nun bu unutulmu kesinin, olup bitenlere kar ilgisizliini zetliyordu.
"zmir gvurda myd?"
O gnlerde Hadiye kendini hapishanede hissediyordu. Hekimhan'da unutulmulard; dostlar sevgili
Vehbi kardelerini unutmulard. Samsun'a kadar gelip kocasn karlayan kiilerin acaba
kendilerine taraftar olacak birilerine mi ihtiyalar vard? Onun iin mi Vehbi'yi karlamlar,
vaatlerde bulunmulard? Hadiye kocasna Ankara'dan gelen resmi cerideleri batan aaya
okuyor, sava alanlarnda kazanlan zaferlerle mutlu oluyordu. Son zamanlarda Cahit de merak
sarmt; annesinin elinden drmedii bu gazeteleri o da okuyup bir ey-'er anlamaya alyordu.
Hadiye sk sk, "Ankara karmakar-ik, birbirlerini yiyorlar. Mustafa Kemal Paa'yi gazi rtbesiyle
391

yceltenler imdi kuyusunu kazmaya alyorlar" diyordu.


Annesi bazen babasna st kapal biimde bu unutulma konusunu ayordu:
"Kendimi Jules Verne'nin Issz Ada romanndaki ssz adaya braklan cezal uaa benzetiyorum.
Yirmi sene sonra bizi hatrlarlarsa, korkarm ki ona benzer halde bulacaklar."
Vehbi Bey o munis glmsemesiyle karsna bakyordu. Syleyecek sz yoktu ki. Geri karsna
sylemedii baz eyler de yok deildi. Ka kez dostlarna mektuplar yazmt. Cevap bile
vermemilerdi.
Vehhi Bey bir gn, yannda alan adamyla eve bir tezkere gnderdi:
"Hadiyeciim, sana sormadan davet etmek zorunda kaldm bir misafirimizi akam yemee
getireceim. Kendisi ok ilgi ekici bir ahsiyet. Mcadelede yardmlaryla n salan Kara
Fatma'dr. Soframza bir tabak ilave etmenizi sevgilerimle rica etmekteyim. Vehbi"
Cahit annesinden bu haberi duyduunda sevincinden havalara utu. Hadiye ve ayan mutfakta
hazrlklara baladklarnda Cahit de sofray kurma iini stlendi. Gzel bir sofra kurdu, ne yazk ki
iek yoktu. Annesinin hazrlad yeil salata anan iek benzeri sofrann ortasna yerletirdi.
Bir trl akam olmuyordu. Kara Fatma nasl birisiydi? Harbe girmi, evresine toplad kadnlara
ne iler grdr-mt, ne iler... Hepsini biliyordu. Babas bir gn sz arasnda "Kara Fatma'y da
gzden drmeye alanlar var" demiti.
Akam kap alndnda Cahit kotu, kapy at. Babas kenara ekilerek misafirine yol verirken
kzn takdim etti.
"Bu benim kzm Cahit. Sizin hayranlarnzdandr efendim."
Cahit karsnda orta boylu, zayf kadn grdnde biraz hayal krklna urad. Ama yle
munis, yle sevimli bir ka392
dindi ki... Belinde ii dolu bir kemer vard. Tabancas da kocamand. Yar asker giyimliydi. Cahit'e
glmseyerek bakt, ban okad.
"Naslsn kzm?"
Cahit teekkr etti, onlara yol verdi. O ufack kadna hayranlk duymaktan kendini alamyordu.
Biraz da ona imreniyordu. Heyecan sryordu. Erkeklerle beraber dve girmi, korkusuzluunu
gstermi bu insan nasl gzden drmek istiyorlard? Bir trl anlayamyordu. Kara Fatma
annesinin elini skt.
"Sizler gibi mnevver ailelerin Anadolumuzda misyonerce vazife almas, bu memleketin ilerlemesi
iin ilk admlardr. Anadolu insannn gzel, iyi rneklere ihtiyac vardr. zm zme baka baka
kararr. Anadolu insan da aydnlnzn klarn grdke, sizlere benzemek iin alacaktr."
Bu zevkli yemek srasnda hep memleket ilerinden sz edildi. Hadiye Kara Fatma'y daha
yakndan tanmaya alyordu.
"Harbe itirak etmek nereden aklnza geldi? Hangi sebeplerden dolay evinizi, yuvanz terk edip
askere iltihak ettiniz efendim?"
Kara Fatma gld. Acl bir glt bu.
"Son yz sene iinde bu memleketi idare edenler yle zayflad, yle bencil oldular ki, olur olmaz
kavgalara girdiler. Gelsin Anadolu evlatlar, gelsin Anadolu kocalar, babalar gelsinler. Biz onlarn
eline pasl silahlar, ceplerine kuru ekmek koyarak dmann karsna salalm. Gidenlerin hibiri
geri dnemedi. Neden mi? Silahlar silah deildi. Silah vard, kurunu yoktu. Olanlar da o silahlarn
kurunu deildi. te hanmefendi, harbe itirak kararn veriimin sebebi bu. Anadolu'da erkek
kalmad ki."
Annesi Kara Fatma'ya hak verdi.
"Evet, bu kasabaya gelinceye kadar Anadolu kadnnn ounun dul veya kolsuz, bacaksz sakat
erkeklerin analar, karlar, evlatlar olduunu bilmiyordum. Bana misafir gelen hanmlarn hemen
hemen hepsi dul. Kiminin kocas seferberlikte
393

gitmi, dnmemi; kimisi Rus Harbi'nde, Yemen'de, kimisi Birinci Dnya Harbi'nde, kimisi
anakkale'de."
"te ben de 'bari artk kadnlar, erkeklerinin cn almaya balasnlar' dedim. Vatan kurtarmaya
biz kadnlar da katlalm. nk buna Mustafa Kemal'in ok ihtiyac var. Kadnlarmza ok iler
decek."
Yemekten sonra kahvelerini itiler. Kara Fatma ok yorgundu. Ona misafir odasnda yatak
serilmiti. Cahit ertesi sabah uyandnda Kara Fatma erkenden kahvaltsn yapm ve kp
gitmiti.
Madem Hekimhan'da unutulmulard, onlar da yrenin adetlerine uyacaklard elbette... Bahar
geldiinde, kasabadaki bir ok aile gibi onlar da Czngt'e gittiler.
Czngt'e ulaabilmek iin zahmetli bir yolculuk yapmalar gerekti. Bir saat at stnde hep
dalara, tepelere trmandlar. Yokuun iki yan ormanlkt. Mola verdiklerinde ayan atndan
atlayarak dan aalarnn yemilerini toplad. Ceplerini kck tatl yemilerle doldurmutu.
ayan yaman svariydi. Hadiye'yle Vehbi Bey de ata binmekte ustaydlar. Cahit de onlardan geri
kalmamaya alyordu. Babasnn binicilik konusundaki btn tlerini harfi harfine yapmt ve
atn gzelce idare ederek dmeden tepeleri aabilmiti. Czngt'e ulamlard.
Ky, yksek dam altndaki yamaca kuruluydu. Meyve ve sebze baheleri, kavun karpuz
tarlalaryla bolluun hkm srd bir kyd.
Vehbi Bey gerekten gzel bir ev tutmutu. Evin alt kat ahrd. neklerini, keilerini orada
bakacaklard. Vehbi Bey'e, kyde kaldklar srede kullanmas iin, isyanlar bastrmaya giden
askeri glerin yk arabalarn tayan ve imdi kadro d braklm sska bir at verilmiti.
Babasn o atn stnde grnce Cahit kahkahay basmt.
"Affedersiniz babacm, atnz Don Kiot'taki beygir Rozi-nand'a benziyor. "
Vehbi de kznn szlerine hak vermiti. Fakat Cahit, o za394
vall Rozinand'n yle zayf, gsz halde sabah akam yollara dmesine izin veremezdi. Onu
bakp beslemeye, glendirmeye karar verdi ve hemen harekete geti.
Bir uval budayla krma kepek kartrld. Bir kaa, bir de gebre alnd. Cahit ahra girdi.
Rozinand' kaalad, gebreledi. Salarn tarad, elinden tuz yedirdi. Yaln lk suyla yaparak
iirdi. Bol bol yemledi. Bir hafta sonra Rozinand baya canland. Cahit'i tanyordu. Ayak seslerini
duyduunda kinemeye balyordu. Onu ay besledi. Rozinand sahibine geri verildiinde
adamcaz gzlerine inanamad, Cahit'e teekkrlerle bir sandk elma gnderdi.
Cahit yine uzun entariyle, paalar, entarinin altndan kayar gibi grnen i donu istedi. Artk
Hadiye kzn kramad. Kullanlmayan pembe cibinlikten gs boydan boya dmeli bir
entariyle, komudan ald rnee bakarak bir don dikti. Cahit ayana camz (manda) derisinden
yemeniler de geirdi. Artk tam bir kyl kzyd. Arkasnda bir srt dolusu krk tane incecik rg
sayla Czngt kz olmutu.. Zaten Hekimhan'a geldiklerinden beri sadece evde stanbul
ivesiyle konuuyordu. Darda Hekimhanlyd.
Czngt'te yaam sanki yllar arkadan takip ediyordu. Kyller dnyadan o kadar uzaktlar ki,
Milli Mcadele'nin zaferle sonulandn, Trkiye Cumhuriyeti'nin kurulduunu bile
bilmiyorlard. yle ki, dnlerde aka gelen saf kyller, hl "Padiahm ok yaa" diye nara
atyorlard. Balangta, kyllerin yeni kurulan Cumhuriyet'e kar ktn zanneden babas, ok
gemeden gerei renince kahkahalar atmaktan kendini alamamt.
Cahit, evin arka odasnda, perdenin arkasnda akamlar Karagz ile Hacivat'n glge oyununu
sahnelemeye balaynca bir anda btn ky kzlarnn sevgilisi oldu.
Kyde kk kzlar gelin ediyorlard. Cahit bu on , on drt yandaki taze gelinlerin dert orta
olmutu. O geceki Karagz gsterisiyle onlar ok etkileyebildiini farketti. Masann ayaklar
arasnda gerili beyaz araf stnde oynayan Kara395

gz'le Hacivat bu geceden sonra btn yaz boyunca gelin kzlara, dayaa kar klmas gerektii
gibi konularda konuup durdular.
lk gn birka kii olan seyircisi giderek artt. Yaz boyunca Karagz perdesinin arkasnda verilen
tler, kyde dayan ok azalmasna, artk ayplanr hale gelmesine neden olmutu. Karagz'
hi grmemi olan, hatta adn bile bilmeyen czn-gtller bu oyunlar son derece beenmilerdi.
Evlerinin ikinci kattaki n parmaklkl ayvan, ok gzel bir yaz geirme mahalliydi. Buraya
kerevetler ve minderler konulmutu. Cahit her gn ak toprak iine bir avu saman koyduu
sulandrlm amurla ayvana sva yapyordu. Annesi kzna "Gzel ellerin bozulacak" deyince,
"Eller almak iindir anneciim" cevabn veriyordu. Dadsndan yemek yapmay reniyor,
mutfakta ona yardm ediyordu. Sonra kyllerin askerdeki oullarna, kocalarna "Evvela mahsus
selam edip, gzlerinden perim" diye balayan mektuplar yazyordu.
Fakat bu mektuplarn en ackls, Amerika'daki olunun lmnden haberi olmayan yal bir kadn
iin yazdklaryd. Kadncazn olu, yllarca nce kyn Ermenileri ile Amerika'ya almaya
gitmiti. Orada bir sabun fabrikasnda kaynayan sabun kazanma derek lmt. Anasna
sylememi, onu yllarca avutmulard. Kocamt, hastayd, yataa dmt. te bu lm
deinde olu iin yanan ihtiyar anaya her gn Amerika'den haberler gelmeye balamt. Arada
para da gnderiyordu. Cahit bu mektuplar yazyor, zarflyor, kaymakam beye postalanm gibi
yal kadna gtryordu. yle dua alyordu ki... Bu aldatma iinin lm deindeki bir insana
mutluluk vermek iin olduunu biliyor, seve seve yapyordu.
Czngt'ten Hekimhan'a dndklerinde Hallo st katta artk kendisinin oturacan syleyerek evi
boaltmalarn istemiti. Bu, ka girerken yaplacak teklif deildi ama Hallo da
396
Hekimhanl saylmazd ki artk; Amerikalyd o. Bunun zerine Isjezir Aa kendi evinin kasaba
meydanna bakan selamlk misafirhanesini Vehbi Beylere verdi. Yine tandlar. Yerletiler,
perdeler takld, pencerelere uymayanlar dzeltildi. Sobalar kuruldu. Bu ev eskiydi ama soylu bir
evdi. kinci kattayd. Alt kat Nezir Aa'nn evine aitti. Yirmi kadar mermer basamakla yukar
klyordu. Merdivenin st yannda, tam kardayd kap. ki yannda caml ve demirli iki penceresi
vard.
oda, yine aile iinde blnmt. Bir oda, ayan'la Cahit'indi. Kaya ile Aydn kh gnlk
odada, kh Hadiye'yle Vehbi Bey'in yatak odasnda yatyorlard.
K drt aydr srp gidiyordu. Gne toprak yzn ay-dnlatamyordu nk tarlalarn st bile
bir metreye yakn kristal toz eker halinde bir karla rtlyd. Evlerinin kasaba meydanna bakan
pencereleri de sabah uyandklarnda buz nakl camlaryla onlar dary grmekten alkoyuyordu.
Hohla-yarak buzda aabildikleri deliklerden kardaki tek katl evler grlyordu. Damlarnda birer
metre kar vard. Henz karlar krlmemiti.
Vakit geceydi. Darda ay kl, keskin beyaz bir ayaz srmekteydi. Kasabann yzlerce kpei
duru mavi gkteki ayn on beine bakarak hep bir azdan uluyorlard. Cahit tpk hapishane
pencerelerindeki kaln demir parmaklklara benzeyen demirli pencerelerin ardnda oturmu,
darlara bakyordu. Gr sar salar iki rg halinde rlyd. Sa yanda Zorbahan da
grlyordu. Aalarda, beyaz ar yklerinin altndaki tek katl evlerin tek pencerelerindeki
solgun klar, oktan sndrlmt. Bu evlerde yaayanlar akam ezanndan sonra yn
deklerinde, kaln yn yorganlarnn koruyucu scaklnda derin uykularna dalyorlard. Ailenin
dier bykleri gibi Cahit de kendini, dnyadan kopmu, unutulmu hissediyordu.
Bu gece posta arabasnn geli gecesiydi. Cahit de btn dncelerini bu konuya younlatrm
vaziyette pencereden
397
bakyordu. Heyecanla, posta arabasnn demir taklm tekerleklerinin sesini duyaca an
bekliyordu.
Bu tekerleklerin seslenileri iki saatlik bir uzaklktan iitilmeye balard. Sesler evredeki dalarda
yanklar yapa yapa duyulmaya baladnda, posta arabasnn gelii kesinleirdi. Tekerlek ve nal

sesleri yaklatka Cahit'in heyecan artar, belki de Zorbahan da kadar kocamanlard. Posta
arabas bu seslerin ilk duyulmasndan ancak iki saat sonra kasaba meydanndaki kk postaneye
ulaabilirdi.
O zaman Cahit'in yz glmserdi, artk zledii, yanp tututuu stanbul'una kavuacak demekti.
stanbul'da yaayan sevgili amcas Alaattin Bey yeeninin bu susamlm sk sk ondan ald
mektuplarndan bilirdi. O da stanbul'da kan ne kadar gazete, dergi -ki saylar ok azd- hepsini
toplar, son derece dzenli bir biimde paketleyerek gnderirdi. Gazetelerin hepsi bir aylkt.
Sonunda araba postanenin nne geldiinde Cahit'in sabr da tkenmi olurdu. Onun bu bekleyi
heyecann ok iyi bilen postanenin yal, halden anlar posta memuru Behzat Efendi tm ykleri
boaltmadan nce, sevgili Kaymakam beyinin kznn beklediklerini bir an nce ulatrmak iin
onlarn evine urard. Bu hareketi btn aileyi ok sevindirirdi.
ki saattir pencerenin nnde gzlerini mavi gecenin iine doru dikmi, posta arabasnn seslerini
dinleyen Cahit imdi Behzat Efendi'nin postane kapsndan kn soluu kesilerek bekliyordu.
Srtnda kocaman bir uval tayan Behzat Efendi, on admlk yolu hzl hzl yryerek geti. st
kata klan merdivenlerde ise biraz arlat nk merdivenler ok dikti.
Behzat Efendi hayli yalyd ama yrei, yapt iin ok makbule geeceini bilirdi. Hele
gleryzl Cahit'in sra sra teekkrlerini dinlemekten de ok zevk alrd. Hem o Vehbi Bey ve
ailesini bu eski Seluk kasabasna bir armaan olarak grrd. stanbul'dan kopup gelen
ocuklu, alakgnll anne ve babalaryla byle bir aileyi Hekimhan, Hekimhan olal muhakkak ki
grmemiti.
Merdivenler bittiinde kapnn kanad oktan almt. D398
sarnn keskin ayaz kimin umurundayd. Cahit souu duymuyordu bile. Yanaklar sevinten alev
alev yanyordu.
"te postanz geldi kk hanm."
"Ah sa olunuz Behzat Efendi, byle gece yars hi de deviniz olmad halde bizleri sevindirmek
iin bu zahmetlere katlanyorsunuz. Binlerce kere teekkr ederim. Sa olunuz, eksik olmaynz
Behzat Efendidim."
"Kaymakam beyimizin hatrl okumu kzma bu hizmet ne ki? Babanzn kasabamza gelmek,
ailesini de getirmekle ne byk iyilikler yaptn bilemezsiniz ki. Bize medeni ve byk ehrimiz
stanbulumuzun havasn getirdiniz. Hem de kasabamzn yaants, terbiyesi, grgsyle btn
havas sizler geleli beri ok deiti. Bilirsiniz, bizim buras eski bir Seluk ilidir. yiyi, gzeli,
terbiyeyi bilir, anlar."
Cahit sabrla onun szlerini bitirmesini bekledi, uval hl merdivenin son basamanda duruyordu.
Behzat Efendi'nin sohbet dolu scack szleri bu keskin ayazl, mavi ay kl be-az geceye bir
bakalk veriyordu ama birazck da mt. un ellerini ovuturduunu gren Behzat Efendi
uval basa-aktan kaldrarak kapnn iine brakt. Candan glmseyerek gevezeliinden ve onu
ttnden tr zr dileyerek msaade istedi.
"Gle gle Behzat Efendi, binlerce teekkrler. yi geceler, gelecek postaya kadar gle gle."
Cahit Behzat Efendi'nin ar ar merdivenleri inmesini gzledi, sonra kapy rtt. Kapnn bir
tuhaf mandal vard. Alp kapanrken "k k" diye sesleniyordu. Kapy ardndan srgleyerek
koca uval kendisinin bile ard bir gle annesiyle babasnn oturduklar sobal odann
kapsna srkledi. Kapnn tokman evirerek kanad geriye itti. Odann ortasndaki sa sobadan
tatl tatl bir trt duyulmaktayd.
Hadiye ellerinde be i ile bir yn orap iliyordu. Babas ise bir sigara tttrmek zere elindeki
byk kitab okumaya ara vermiti. Kaya'yla Aydn kerevetin stne yaplan yataklarnda
uyumaktaydlar. Cahit postanenin az bal uvaln glkle srkleyerek ieri girdi.
O artk hapishane benzeri demir parmakl pencerelerden
399

bakan mahzun, kederli kz deildi. nnde posta uval, scack odada sevdikleri vard. Vehbi
gzln kard, byk ciltli kitabn ak sayfalarna bir bellek koyarak kapad. Victor Hugo artk
bir sre iin dinlenmeye ekilecekti. Kzyla kars arasnda kaplan gazete ve dergilerden
kendisine de pay deceini biliyordu. Annesi de elindeki orab yanndaki i sepetine brakt.
nn de bulunduklar yerle ilgileri kopmutu artk. Cahit uval boaltt, stlerindeki
numaralarn yardmyla gazete paketleri sraland, babas sicimleri kesmeden zp, zenle st ste
sard. Anne kz ok merakl bir yerinde kalan bir tefrika roman bir an nce okuyabilme
isteindeydiler. Kimi zaman annesi kzma, kimi zaman da Cahit annesine ncelik tanrd. Bu
birbirlerine verdikleri bir eit armaan saylrd. Cahit annesinin yzne baktnda o gzel yzn
glmsediini grnce iten ie sevinerek okuma nceliini annesine braktn syledi.
Bir ay sonra gelecek posta arabas kasabaya gelene kadar gazeteler her zamanki gibi btn
havadislerine, romanlarna ve ilanlarna kadar tekrar tekrar okunacakt.
Hadiye, Hekimhan ve halkndan memnundu. Eraf kadar halk da grgl, konuksever, sevecen
insanlard. Hayatlar gibi ahlaklar da dzgnd. Hele k gnlerinde beraber geirilen saatleri hi
unutmayacak anlarla doluydu.
K evlerinin odalar alt kattaki ahrlarn zerine yaplrd. K balamadan henz dalarda
bulunduklar zamanlarda k evlerinin hazrlklar ahrlardan balard. Zaten toplanan gbreler
tarlalara ve dut aalarna gtrldnden ahrlar botu. Tabanlar dvlr, gzelce temizlenir,
badanalar ekilirdi. Bahelerin duvarlar onarlrd. Damlar at ve kiremitli deildi. Yarm metre
yksekliinde toprak kerpilerden yaplrd. Bu dz dam lovlanr, yuvarlak bir arn boyunda bir ta
veya mermerin ortasna geirilen demir ekilerek dam salamlatrlrdi-Aa oturma katnda ka
oda varsa duvarlar badanalanr, ta400
banlar ak toprakla svanr, ilkten hasrlar, sonra kei klndan dokuma ullar, sonra da kilim ve
hallar serilirdi. Kaln duvarlara alm pencerelerin ileri derindi. Camlar d taraflardayd.
Pencerelerin kaln perdeleri de taklrd. Makatlarda minderlerin zerine hallarla rtlrd. Hal
yastklar duvarlara yaslanrd. Ve bacalar hi ttmeden son derece gzel eken ocaklarn ilk
yaklacak odunlar ocaa istiflenir, ralar da hazrlanrd.
Hekimhan'n btn eski evlerindeki k hazrlklar, ncelikle souktan korunmak iin alman
tedbirlerle balard. Klk yiyecekler de ambar damnda eksiksiz hazrlanrd. Un uvallar,
bulgurlar, eriteler, ehriyeler hep ev hanmlarnn ellerinden kard. Gnete pimi erik, vine
reelleri, nar erbetleri ve duttan yaplma btn yiyeceklerle, fndk, badem, ceviz gibi erezlerin
tm de bu ambarlarn duvarlarndaki Amerikan bezi torbalarda sralanrd.
Hekimhan'da sk sk le sonu misafirlikleri yaplyordu. Hadiye de, Cahit ve Kaya da bu
misafirliklerinden ok honuttular. Herkes kapnn nnde pabucunu karrd. erinin, alttaki
hasrlar trdayan yumuack ve scack tabannda yrmek bir zevkti. Bu klk odalarn
ocaklarnda odunlar yanp, kor olduklarnda stleri hafife kllenerek braklrd. aydanlk o
korlara srlrd. Kahveler o kvlcmlarda piirilir, msrlar o korlar zerinde patlatlr, buday,
ku yemi kavurmalar da o kor ynnda yaplrd. Bu odalarn kaplan sokak kapsndan gizlice bir
antreye alr, hibir zaman sokak kaps rtlmeden oda kaplar almazd.
Odalar hi soumazd. Bu scak sade korumakla elde edilmiyordu. Aas evlerin kalorifer dairesi
gibiydi. nekler, buzalar, danalar hatta eek ve koyunlardan oluan bir scaklk merkeziydi.
Btn usuller, her konuda ekonomi esasna greydi. Bu son derece nemliydi. K sekiz ay sren,
damlarnda karn bir metreye ykseldii, birok alak evin kapanan kaplar nlerine tneller alan
bu kasabada denizden 2500 metre ykseklikte klar baka nasl yaanabilirdi?
401
Misafir gittikleri evlerde sessiz fakat sevinli bir hareket balard. Evin gen gelinleri, gen kzlar
kiler damna srekli girer karlard. Konuklara kuru ve ya yemilerden yle gzel siniler
hazrlarlard ki belki bir saat o sini bandan ayrlmmaz-d. Hele yokluklar darlklar diyar olan
stanbul'dan gelen ocuklar iin tadna doyulmazd. ayl, stl, salepli, ral ve u-ruplu

ikramlarda bulunulurdu. Bu sini ba oturmalarnn bir baka tad da masallar, menkbeler, gemi
zaman hikyelerinin anlatlmasmdaki gzellikteydi.
Sonra fincan oyunlar, mani syleme yarlar yaplrd.
K geride kalmt. Ankara'dan gelen bir telgraftan sonra yine yol grnd. Vehbi Bey'e bir sre
iin Malatya'ya vali vekili olarak gitmesi gerektii bildirilmiti. Bu haber zerine Vehbi Bey,
ailesini de gtrmesinin uygun olacan dnd. ocuklar bu habere ok sevindiler ama Hadiye
byle geici bir konaklama iin yola kmak istemiyordu. Henz Vehbi Bey de bilmiyordu ama
galiba hamileydi.
Bu hi hesapta olmayan bir olayd. lk gnler drmeyi dnm fakat aklna arkada merhum
Ulviye Hanm'm szleri gelmiti. Ulviye Hanm, "Allah kzlarndan birini alr, gnahtr" demiti.
ayan seviniyordu. ki kz, bir olan... Olan bydke tek olduunu anlayacak, kzlara stnlk
taslayacakt. ayan, "Belki Allah bir de Hekimhanl, klc anl bir olan verir, kk hanmcm.
O da aradan kar. Nasl olsa ksa, kk ziyaretler dnda sokaa ktnz da yok" diyordu.
Sonunda Vehbi'ye syledi. Vehbi ok, hem de pek ok sevindi.
"Muhakkak bir olumuz olacaktr. Hadisim, anneliin hayrl, uurlu olsun. Artk seni buralarda
hi brakamam."
Birka gn sonra bir yayl araba tutuldu. Amasya'da, yollarn almas iin bekledikleri gnlerde
evden kaan Hatice'nin yeri bo kalmamt. Jandarma kumandannn, Hekimhan'dan
402
giderken evlatlklarn yannda gtrmeyip brakacan duyan ayan kz hemen almt. Arabaya
dolutular.
Hadiye'yle Vehbi Bey nde, oluk ocuk arkada yola dtler. Yollarda ekiya basknlar oluyordu.
ki jandarma onlar koruyacakt.
Hekimhan'dan Malatya'ya iki gnde gidiliyordu. Yola ktklarnda arkalarna iki araba daha
taklmt. Birinde iki. ocuklu bir aile, brnde Malatya'daki kocasna gitmek zere Sivas'tan
gelen bir ocuklu gen bir kadn vard. Akamst Yazhan'a varmlard. Jandarmalar Vehbi Bey'e
"Yazhan dz aasz, kuraktr. Cehennem gibi scak olur. Yazhan'da birka saat beklenir. Gece
yolumuza devam ederiz" demilerdi. Vehbi de "Pekala, sizler buralar daha iyi bilirsiniz" cevabn
vermiti. Akamst Yazhan dznn balangcndaki hana ulatlar. Hepsi ykanp, yataklarna
girdiler, yorulmulard. Hemen uyudular.
Jandarmann biri kapy vurunca kalkp kahvaltlarn yaptlar. Tek ocuklu gen hanm, ekiya
basknlar yznden gece yolculuundan korktuunu, gndz gzyle yola kmak istediini
sylemiti. Yalnz yolculuun tehlikeli olaca sylendii halde kabul etmemiti. Jandarmann biri
"Yazk" dedi, "Biz varken tehlike yoktu, ama bile bile kendini tehlikeye atacak. "
Gece Yazhan dzn a boan bir mehtap vard. ki jandarma atlaryla bir ne geiyorlar, bir
arkada kalyorlar, durmadan yer deitiriyorlard.
Dz ovaya uzanan ay , atlarnn stndeki jandarmalarn glgelerini byterek yere seriyordu.
Gerekten serin bir geceydi. "Gndz geilse yanlr tutuulur" diyen jandarma haklyd. Gzel,
tatl bir yolculuktu. Hadiye'nin ba yava yava kocasnn omzuna dt. Cahit'in ba dadsnn
dizine yasland. ocuklarla Fatma daha nceden uyumulard zaten. ayan ba pencerenin
kenarna dayad.
Arabalar geni kanatlar ardna kadar alm bahe kap403
smdan ieri girdi. Byk, beyaz boyal katl evin nndeydi-ler. Arabadan ilk nce Cahit indi.
Ak kapdan bahenin ii grnyordu. Yerde sar bir hal m seriliydi? Ortalk mis gibi kays
kokuyordu. Bahe kapsndan ieri girdi. Yerde serili renkli eyleri ok merak etmiti. Eildi bakt.
"Aaa."
Bunlar ekirdekleri karlarak yere imenlerin zerine serilmi kayslard. Solda byk bir kzlck
aac vard. Altnda, musluksuz bir oluktan durmadan akan su, yalan doldurmu, kenarndan
baheye doru akyordu. Yalan suyunun stnde yzen krmz krmz kzlcklarn hibiri,

kendilerini sudan dar atamyordu. Hepsi oynuyor, suyla beraber dar tamak istiyorlard ama
yalan kenarlarndaki incecik kntya taklp kalyorlard.
Bir sre kendini masal dnyasnda sanarak, oynayan, kprdayan fakat bir trl suyun akna
kendilerini brakamayan kzlcklara bakt. emenin solu iek tarhlaryla blnmt. Arkas d
duvar boyunca uzayp giden zm bayd. Salkm salkm stleri buulu zmleri hemen koparp,
akan suyun altna tutarak ykadktan sonra orackta yemeyi dnd. Fakat hayr, byle kendi
bana buyruk davranmak doru deildi. Annesiyle kardeleri henz arabadan inmemilerdi belki
de. Kotu.
nmilerdi. Hatta ieri girmilerdi bile. Arabann iindekileri vali konann adamlar tayorlard.
Byk bir antrenin sanda bir salon, bir oda, solda da mutfak vard. Salon ok sade hatta fakirce
denmiti. Ama her taraf derli toplu ve temizdi.
Annesi pencerenin nnde bir koltua oturmutu. Dudaklarna gtrd sigarasn atelememiti.
Bebee ok zararl olduunu bildiinden sigaray brakmt. Sigaray yle eline alarak kendini
oyalamaya alyordu.
Bir kardeleri olacan ocuklara sylediinde ok sevinmilerdi. Bir kz kardeleri olursa adn
Leyla koymak istiyorlard.
Btn aile ksa srede eve yerleti. Cahit en st kattaki,
404
yemyeil Malatya ehrini kubak gren pencereli odada artk yalnz yatmak istiyordu.
Uyumadan kitap okuyacak, hatra defterine gnn olaylarn, bu olaylar karsndaki hislerini
yazacakt. Sonra uzun uzun bahelerindeki zm ban ve ban duvar diplerindeki meyve
aalarn seyredecekti.
Malatya ne kadar yeildi. Bu, her evin bahesindeki uzun boylu kavaklarn yeilleriydi.
Misafirliklerinin ilk akam yemei kar taraftaki Ahmet Beylerin ikramyd. Tepsiler dolusu sebze
ve et yemekleri, orba, brekler ve tatllar...
Annesiyle babas evin arka tarafndaki yeil tepeye bakan oday almlard. Kaya, Aydn ve ayan,
Cahit'in odasnn karsndaki odada yatacaklard. Sadece karyolalar ve birer de komodin vard
odalarn hepsinde.
Cahit annesinin yanma kotu. O soyunmu, srtn yasta dayamt. Gzleri kapalyd.
Parmaklarnn ucuna basarak kmak zereyken annesi seslendi:
"Uyumuyorum Cahit gel."
Annesi karyoladaki yata yere indirtmiti.
"Byle daha m rahat anneciim?"
"Evet, kardein de yoruldu galiba. Hi kprdamadan uyumakta. "
"Kz olursa Leyla deil mi anne?"
"Evet ama ben Aydm'a bir arkada, erkek ocuk istiyorum. Senin arkadan Kaya, beraberce
oynuyorsunuz, okuyorsunuz. Fakat Aydm' pek yannza sokmuyorsunuz. Ona bir erkek karde
gerekli."
"Aydm' ok seviyorum ama ok da kzyorum ou zamanlar. Sevgili bebeim Solmaz' tahta
arabasna koymu, hem de benden izinsiz. Sokaktan eve geldiimde ba para parayd. O
krklarn arasnda bir tek gzn buldum. Solmaz diye tek gzn sevemem, tek gzl bebekle
oynayamam ki!"
Hadiye birka dakika dikkatle kznn yzn inceledi.
"Galiba artk yaknda bebek oynama yan bitirmi olacak405
sn. Hep byledir. Kzlar biraz bymeye balaynca bebekleri ya bir minder zerinde ya bir
dolapta unutulur, gider. On yan sryorsun gzel kzm. Boyun benim boyuma eriti.
Vcudun gelimekte. Neredeyse gen bir kz olacaksn."
Cahit glmsedi.

"Neredeyse bir gen kz olacaksn" szleri yreine sokuldu. Sonra btn vcuduna titreyilerle
yayld.
"Biliyor musun Cahitciim, yan henz kk ama seni gren yabanclar on alt, on yedi yanda
sanyorlar. Bakarsn bugnlerde grcler gelmeye balar. Ben imdiden bu yoldaki istekleri
karmdaki insanlar incitmeden nasl reddedeceimi dnmeye baladm bile."
Cahit'in vcudunda o zamana kadar hi tanmad yldrm hznda bir rperti doland.
"Grcler yani benimle evlenmek isteyenlerin gnderdii araclar m? "
Annesi cevap vermeden neeli bir kahkaha att.
"Onlara yle diyebilirsiniz. O hl zp zp, birdirbir, seksek oynayan bir ocuktur. Evlenme ama
ulamas iin en aa dokuz on sene gerekli."
Hadiye meraklanmt. Kz ne demek istiyordu?
"Bu Anadolu kasabalarnda dediin yaa kadar evlenmeyen kzlara ne ad takarlar biliyor musun?"
"Evet, evde kalm kz kurusu derler. Ama ben hakkmda byle szler sylenmesine hi kzmam,
hi de aldrmam. nk benim evim evde kalnacak bir evdir. Baka evlere hi benzemez. Ben bu
evimin ats altnda duyduum mutluluu baka yabanc bir evde bulabilir miyim sanyorsunuz
anneciim?"
Hadiye kznn byle dnmesine sevindi. Kznn kk yalarda evlenme merakls olmamasna
her zaman sevinecekti.
"Zaman gelince bir kck yuva isteyeceksin bebeim."
Malatya'da Hadiye'yle Cahit, iade-i ziyaretlere gidiyorlar406
di. Cahit ilk kez araf giymek zorunda kalmt. Artk annesinin boyundayd. Onun kadar boylu bir
kzn yann henz kk olduunu kim dnebilirdi?
Daha stanbul'dayken diktirilmi araf ortaya karlmt. Bu, nohut rengi ince ynl bir kumatan
etek, st kasnak ilemeli bluzu ve tayyryle bir pelerinden oluan bir takmd. Ayanda
amcasnn gnderdii drt punto topuklu, bordo renkli zarif iskarpinler, elinde bordo renkli
antasyla gerekten kck bir gen hanm olmutu.
Hadiye gzlerine inanamyordu. Siyah ince peesini sol yanana doru aan bu gen hanm daha
dn domu gibi grd kz Cahit miydi?
O gn yakn komular Ahmet Beylere gideceklerdi. Malatya'nn tannm, itibarl ailelerindendi.
Ahmet Bey'in hanm Macide Hanm gzel ve ok gen bir hanmd. Hadiye, "Belki kzmdan be
alt ya byktr ama kucanda bir bebei var "diye dnrken birdenbire rperdi. Cahit'i hi de
byle kck yata anne olmu grmek istemediini anlad. Bir kzn kendisi henz ocukluk
yalarndayken evlendirilmesi ne kadar hazindi.
Bu yksek iade-i ziyaretin stnden henz bir hafta gemiti. Cahit'e komular Ahmet Bey'in
hanm vastasyla ilk dnr geldi. Cahit, Malatya erafndan bir ailenin tek oullarna isteniyordu.
Hadiye, Macide Hanm'm "Beyefendiyle bir grseniz" demesi zerine glmsedi.
"Efendim o muhterem ailenin kzm beenmelerine, talip olmalarna son derece memnun oldum.
Fakat Cahit henz on yan srmekte. Gerekten henz ocuk, hl bebek oynamakta.
Yatlaryla birdirbir oynuyor, komaca oynuyor. lk olarak burada araf giydi. Kusura bakmaynz
Macide Hanm, evlenme iini henz ne kzm, ne de biz kar koca dnyoruz."
O zaman Macide Hanm alamaya balad.
"Ne mutlu Cahit arkadama ki onun sizin gibi anneyle ba407
bas var. Yoksa sizler de bizimkilere benzeseydiniz bir ay dn dernek kurulurdu."
"Madde Hanm yavrum, siz bu gzel ehrin kzsnz; buralarn treleriyle yaamak zorundasnz.
Ama bizler ta nerelerden kopup gelmeyiz. Rumeli topraklarnda kadnlar erkeklerin ba tacdr.
Ailelerde kz evlatlar hi de erkek ocuklardan baka trl yetitirilmez. Bu yzden zevcim bizleri
hi yadrgatmad. Bylece her konuda olduu gibi evlatlarmz konusunda da beraber ayn
dncelere sahibiz."

"Sizlere imrenmemek elimde deil."


Bu ilk talibin red cevab almas sraya dizilen isteyenleri fikirlerinden vazgeirememiti. Kaplar
her gn almyor, kalabalk hanm gruplar, grc veya istekle geliyorlard.
"Kk hanmcm niin Hekimhan'da Cahit'e hi talip kmad? Dorusu Malatya'daki bu
taleplere ok atm."
Hadiye kk kahkahalarla glmeye balad.
"lahi ayan, eer Kayacmz Cahit'in yanda olsayd o zaman isteyenleri sayamazdk."
"Pek anlayamadm kk hanmcm."
"ayancm, Hekimhan'da misafir gelenler azlarndan bilmeyerek bunun nedenlerini
karverdiler. Deniyormu ki, 'Kaymakam Bey'in bir kk kz var, aman Allahm, o ne kara
gzler, Allah'tan srmeli, o kirpikler kara kara, ipek sanki; o dudaklar kiraz gibi.'"
ayan armt.
"Ya Cahit'in mavi gzleri?"
"Onu da sylediler, 'Ama kaymakamn gk gzl bir kz var, gzleri akmak atei benzer
akmakta.' Anladma gre burada mavi veya yeil gz makbul deil."
Malatya'daki sabah kahvaltlar Cahit'in ok houna gidiyordu. Bir tabaa beyaz peynir ve taze
ekmek koyarak bahenin ba blmne gidiyordu. Hep cebinde tad aksyla bir koca salkm
zm kesiyor, bir ark kenarnda toprak tmsee oturuyordu. Aalardaki meyve hrsz kk
kularn cvltlar altnda, sabah gneinin lk dokunularn ellerinde, yzun408
de hssederek, zm, ekmek ve peynirden oluan kahvaltsn yapyordu. Sonra 'Krk eit kays vaf
dedikleri bahede, kayslarn lezzetlerine baka baka dolayordu.
O gece babas ehirde gece kontrollarma kan jandarma kumandanyla beraber yine teftiteydi.
Kardeleri, dads ve Fatma oktan yatmlard. Cahit odasndaki lambay yakmt. Elinde kalem
hatra defterine gnlk olaylar yazyordu. Pencereden bir crcr bcei girdi. Kocaman kaln
kabuklu bcek lambann na gelmiti. Kendini yerden yere arpyordu. Cahit bcekten
kurtulmak iin lambay sndrd. Lamba snd anda odasna ak pencerelerden mavi, keskin
bir aydnlk do-luverdi. Pencerelerin yukar kaldrlm kafeslerinin keli izgileri maviliin iinde
siyah siyah yere uzanmlard. Pencereden grnen ehrin klar, bu keskin maviliin altnda
kaybolmutu. Gzeldi, hava henz gndzn scakln brakmamt. Ilk lk odadan ieri
dolmaktayd.
Vakit vakit stanbul'u, Balkesirli zlyordu. yle duyguland dakikalarda iine sis halinde bir
hzn kyordu.
Yine o hzn kmeye balyordu.
"Annemi grmeliyim."
Annesi aa salonda yoktu. Bahedeki eme banda da yoktu. Ev de bahe de bykt. Bazen
birbirlerini uzun sre kaybediyorlard.
Annesi kendi yatak odasndayd. Odann yanmyordu. Oraya da ay dolmutu. ard.
Annesi sigara iiyordu. Oysa hamileliini anlad gn sigaray brakmt.
"Anneciim..."
"Gel Cahit, evet, sigara iiyorum."
"Ama neden anne, neden?"
"Efkrlym."
"Sebep?"
Birka szsz geen dakika Cahit duyaca cevab merakla bekledi.
"Baban."
409
Cahit yle ard, yle ard ki. Adeta dili tutuldu.
"Evet baban. Douma sanyorum bir hafta veya on g var. Bugn sabahleyin 'Hekimhan'a evimize
dnmelisiniz. Ha-zrlansanz iyi olur7 dedi. Birdenbire havalar souyabilir, yollar kapanrm."

Cahit armt. Bu, babasnn byle bir konuda kendi bana karar vermesine duyduu aknlkt.
"Ama babam bunu daha nce syleseydi. Herhalde byle ksa bir zaman iin rahatnz bozulmazd.
Toparlanmak, yolculuk, yerlemek. imdi yine toparlanmak, yolculuk, yeniden yerlemek... Ne
anlam vard ki? Belki bir yl kalacamz, burada mektebe gideceimizi sanyordum. Sonra
anneciim Hekimhan'da bir doktor deil, bir salk memuru bile yok."
"Babanza doumdan sz edince 'Doum normal bir hadisedir karcm, kyl kadnlar tarlada
doururlar, gbeklerini iki ta arasnda ezerler. Sonra bebeklerini entarilerinin eteine sararak
evlerine dnerler' dedi."
Cahit'in tyleri diken diken olmutu.
"Ama siz kyl kadn deilsiniz ki anneciim. Babam bir buhran m geiriyor acaba?"
"O muhakkak Cahitciim. Samsun'da karlamaya gelen dostlar tarafndan buralarda unutulmak
ok gcne gidiyor sanyorum. Fakat bu gizli znts beni feda edecek kadar onu artt m
acaba?"
Cahit annesine yaklat. Yataa diz kt, elindeki sigaray usulca ald. Tablaya basarak sndrd.
"Anneciim kendisiyle ciddi ekilde konumalyz. Sizi feda etmesine imkan m var? Babamn
cansnz. Hayatndan daha ok sevdiine inanyorum. Sizi belki de bilmediimiz bir eylerden
korumak istemektedir."
"Belki ama ben son derece zgnm." Annesine sarld, o anne kokusu dedii kokuya sigara
kokusu karmt. Aylardr annesinden sigara kokusu duyulmuyordu.
"Bu yeni kardeiniz yle yaramaz yle yaramaz ki, sanki o da benim kadar babasna dargn."
410
I
Aadan kapnn kilidinde dnen anahtarn sesi bo evin sesizliinde yankland. Cahit yerinden
frlad, babasn ieri girmi, kapy kilitlerken karlad.
"Babacm sizinle konumam gerek."
"Hayrola Cacacm?"
"Hekimhan'a dn konusunda."
"Anneni ok zdm galiba."
v
"Hem de fazlasyla."
"Sen de zldn m?"
"Annemden daha ok nk ben Malatyallarn sizi ok sevdiklerini, yzlerce imzal bir istida
yazarak buraya vekil olarak deil de asil vali olmanz konusunda Ankara'ya gnderdiklerini Macide
Hanm arkadamdan duydum. Ben de hayaller kurmaya balamtm. Buradaki mektepler de
Hekimhan kz mektebinden herhalde ok daha iyidir diyordum. Buraya vali olacanza da Macide
Hanm kesin gzyle bakyordu. 'Beybabanz da bir Ankara'ya gitseler, bu i hemen olur' diyordu.
Siz Ankara'ya gidecek misiniz babacm?"
"Hayr kzm, ben Ankara'nn o kargaasna karmaktansa Hekimhan'da ebediyen kaymakam
olarak kalmay tercih ederim. Siyaset bulac bir hastalktr. Bir kere tutulanlar bir daha
kurtulmazlar. Sevmiyorum o ileri."
Demek ki babas Ankara'ya gitmeyecekti. Vali olmayacakt. Cahit de mektebe gidip
okuyamayacakt.
"Ama mebus olmutunuz babacm."
"Hasbelkader evlatcm. Tmyle siyasetin iine girildiinde, insanlarn gerek kimliklerini grp
aryorsun. Herkes kendi mevkiini salama alacak taraftarlar bulmak, onlarla iyi geinmek, onlara
menfaat temin etmek zorunda. Baka trls olmuyor. O tecrbeler bana yetmemi, bir eyler
renmemiim demek ki. Arkada, dost sandklarmn vaatlerine inanm, kanmm.
Hekimhan'a gitmemiz konusuna gelince yavrum. Ben sizlerden ka ay nce Malatya'ya geldiimde
geceleri silah seslerinden uyumaya imkan yoktu. Ertesi gnden teftie kmaya baladm. ok
zorluklarla bu gece ekiyalklarnm nne geebildik ama bu yaptklarmz baz kimselerin houna
gitmemi.

411
Kulamza baz eyler alnmakta. oluu ocuu var, bizlerle oynamasn gibi szler duyuyoruz.
Ben de burann bu gece eki-yalaryla esasl bir uraa girmeye karar verdim. Fakat elim kolum
bal olmamalym. Anlatabiliyor muyum evladm?
Sen akll szden anlayan bir kzsn. Gitmenizi istememin gerek nedeni budur. Sizleri olas baz
tehlikelerden rahatlkla koruyabilmek dncesi..."
Cahit babasna sarld, ptler. Hl kap nndeydiler. Yukara kmak zere dndklerinde
merdivenlerin son basamanda oturan Hadiye'yi grdler. ylesine konumaya dalmlard ki
merdivenlerin ince gcrtsn bile duymamlard. Hadiye kocasyla kzma kollarn amt. Onlar
yaklatklarnda glkle oturduu basamaktan kalkabildi, birbirlerine sarldlar.
Artk Hekimhan'a dnme karar kesinlemiti. En ksa zamanda gideceklerdi. Vehbi Bey vali
konanda yalnz bana oturamayacakt. Devlet hastanesinin hekimlere mahsus lojmanlardan
birinde kalacakt.
Hadiye iki gn sren yolculuk srasnda ok zor dakikalar geirmiti. Yolun her tmseinde araba
sarsldka bir eli a-yan'n, bir eli Cahit'in elindeydi. Hekimhan'a vardklarnda akamn ge
vaktiydi. Havalar Malatya'ya gre ok soumutu. Araba kasaba meydanndaki evlerinin
merdivenleri nnde durdu. Cahit ve Fatma nden frladlar. Kapnn kilidini Cahit at. Ortala
bir baktlar, ev temizlenmiti. Sobalar kurulmutu. Oturma ve yatak odasnn sobas yaklmt.
Cahit lambalar yakt, bir seneden beri gaz lambalarnn gazlarn doldurmak lamba ielerini
temizlemek vazifesini stlenmiti.
Hadiye dik merdivenleri yava yava kt. Evden ieri girince kapnn yannda Vehbi Bey'in
pabularn giyip karrken oturduu sandalyeye kendini brakt. Cahit annesine bir bardak su
getirdi, sonra odaya girmesine yardm etti. ayan'la Fatma
412
ilk nce ocuklar yukar kardlar. Sonra eyalar kardlar. Biraz sonra evlerinin karsnda
oturan Garip Aa'lardan tatls tuzlusuyla bir sini yemek geldi. ocuklar ackmlard. ayan hasta
denilecek kadar yorgundu. Yol boyunca midesi bulanm, ba dnmt. Cahit onun halini
grnce yavaa kulana fsldad:
"Sen yat ama ilk nce bir tabak orba i. Ben ocuklarla megul olurum. Fatma da sofray kaldrr."
Hekimhan'a dnmelerinin stnden iki gn gemiti. Gece ayan ilk nce Cahit'i uyandrd.
"Siz bu gece odamzda yatn. Aydm'la Kaya'y koynuna al, mesinler. Fatma da Nezir Aalara
kadar kosun, onlarn ebe hanm beklediimizi sylesin. Dndnde sizin odann sobasn
yaksn."
Sonra mutfaa kotu, oca yakt. Atein stne bir bakra su koydu. Cahit Aydn' yatrd, stn
rtt, Aydn hemen uyudu. Fakat Kaya'y yatrmad.
"Abla bebek mi doacak?"
"Galiba kardeim..."
"Annem lr m?"
"O nasl sz Kaya? Niin lecekmi?"
"Karnn kesecekler mi?"
"Hayr, hem imdi bu konumalarn yeri deil. Yat uyu. Zaman en abuk uykudayken geer."
"Ben uyumak istemiyorum."
"Uyuma yleyse."
"Annemin can yanar m?"
"Hayr iekler alrken canlar yanar m?"
"Belki yanar ama biz onlarn dillerini bilmiyoruz ki. Kimbi-lir belki yanar. Abla, ben kz istiyorum.
Adn Leyla koyarz."
"Senin istemenle olmaz ki..."

Aralarndaki bu konumalar saatlerce srd. Caml kapnn ardnda dadlarnn telal koumalarn
gzlyorlard. Cahit'in heyecan korkuya dnerek artmaktayd. Zaten yum- , ruklarn skyordu.
Bazen dilerini gcrdatyordu. Yine de Ka413
ya'yi avutmak iin bir eyler sylyordu. Artk aradan ne kadar zaman getiini lemez olmutu ki
dads yanlarna geldi. Eilerek ikisini de pt. Gzleri yal ama yz gleti.
"Gznz aydn ocuklar, bir erkek kardeiniz dnyaya geldi. Anneniz sizi grmek istiyor, haydi
bakalm."
ki karde sarl olduklar yorganlarn altndan ayaa frladlar. Ayaklar plakt. ayan'in
"Terlikleriniz..." diye seslenilerini bile duymadlar.
Annelerinin odasna girdiklerinde yanan birka lambann gzlerini ald. Bir an duraladlar.
Cahit annesini grd. Meydana bakan pencerelerin nnde, kerevetin sol banda srtna yastklar
dayal yar oturur vaziyetteydi. Aznda bir sigara vard. Yz yle gzel, yle gzeldi ki sanki
gndz grd annesi deildi. O yorgun, kederli yz imdi kl glcklerle genti, prl prld.
Gzlerinin ii bile glmekteydi. Onlarn duraladklarm grnce, sigarasn tablaya brakt, kollarn
at. Kzlar bu ak kollarn arasna kotular. Kollar ikisini birden kucaklayarak gsne bastrd.
pp koklad kzlarn. Kzlar da annelerini ptler.
"Kardeinizi grmek istemiyor musunuz?"
Hadiye kk olunun adn Yusuf Ylmaz koymutu. Ablasnn gzel olunu ok severdi. imdi
onun adn oluna vermiti.
"Yusuf paa karyolada, gzleri de fincan gibi maallah. Akgz bir ey olacak, baksanza uyank."
Kaya yksek pirin karyolada yatan kardeini grmek iin parmaklar zerinde kalkt. Cahit sadece
ban edi. lk nce iri iri mavi gzleri grd. Bu gzlerde tatl, scak bir bak vard ki Cahit'in
yrei sevgiyle tutuup yand. Yusuf u sevmiti, hem de yle birdenbire iini dn saran bir
sevgiydi bu. Birdenbire kklenen, birdenbire perinlenen sevgiyi mrnde ilk kez duyuyordu.
Kaya'y da ok seviyordu. Aydn iin de yanp tutuuyordu ama bann stnde altndan bir ipek
rt benzeri sar sal, kocaman mavi gzl bu bebek bakayd. Parmam uzatt, Yusuf o parma
yakalad. yle kuvvetle skt ki Cahit
414
I
sevincinden uacakt. kisi de bebek kardelerine bebeke sevgi szleri sralyorlard.
O gece uyumadan nce Cahit yrei sevinle titreyerek dnd. Artk ailenin byk ocuuydu.
Kendisiyle en kkleri arasnda iki karde daha vard. Fakat sanki Yusuf annesinin deil de kendi
dourduu bir bebekti. Ona yle bir sevdayla balanmt.
Annesi bebek dnyaya getirecek diye Cahit de bebei Sol-maz' kundaklayp pencere iindeki
yatana yatrmt. Omzunda mavi boncuklan takl ift bir yaldz altnyla nazarl I bile vard.
Yusuf un doumundan sonra birdenbire farkna vard. Kundaa sarl bebeine bir kere olsun
bakmamt. Kundan da deitirmemiti. Birdenbire bir gerei kavramt. Artk ta bebekle
deil gerek canl bebekle uramaktan holanyordu. Minik Yusuf onun yreinde gizli annelik
hislerini uyandrmt. Anlamt ki artk ocuk deildi. Bymt.
Yusuf un doumundan iki gn sonra Vehbi Bey aniden geliverdi. Bir de mjdesi vard: Artk geri
dnmeyecekti. Malatya Valisi tayin olmutu. Belki kendisi iin bu verilecek bir mjdeydi ama
Cahit'in iinde bir yerler paraland, dald, un ufak oldu. Bunlar olmayacan bildii halde gizli
gizli kurduu okumak hayalleriydi.
Fakat Vehbi Bey ailesinin artk Jules Verne'in Issz Ada'sm-daki aileden bir fark kalmamt.
Unutulmulard.
Vehbi Bey kendine karsyla birlikte tasarlad bir yol izmiti. Diyarbakr'a baba ocana
gideceklerdi. Yolunu eviren dostlaryd. imdi ise hibiri onu arayp sormuyorlard bile.
ocuklarna verilecek cevab yoktu. Ne diyebilirdi ki? Hep dnyordu. Ancak kurtulu areleri

ararken yuvasmdaki scaklk, evresindeki ocuklarnn sevgi emberi, karsnn efkat ve


samimiyet dolu sevgisi ona yeterli gelmeye balamt.
stanbul'daki korkun hayat artlarndan kurtulmulard. Rahattlar. Scaktaydlar. Yiyecekleri,
iecekleri boldu. Saygn kiilerdi. Seviliyorlar, batac ediliyorlard. Zaten insan dnyada bundan
iyisini bulabilir miydi? Fakat ocuklarnn tahsil g415
rebilecei, grglerini artracaklar hibir olanak yoktu bulunduklar yerde. Onlara kar vazifeleri
vard. Burada hangisi yerine getirilebilirdi? Dndke olumsuzluklara saplanyordu.
Ancak yine de hayatlarnn teselli bulunabilecek ynleri vard. Hepsi mutluydular. Hadiye drt
ocuunu aydnlk bir metodla ynlendirmeyi baaryordu. Cahit'e hal tezgah kurmutu. Ksa
srede becerikli parmaklan usta iilerden daha abuk ilmik atmaya balamt. Kardei Yusuf
Ylmaz' dadsna brakmadan bakyordu. Temizliiyle, beslenmesiyle uykulany-la ilgili kk bir
anneydi Yusuf Ylmaz iin.
Fakat Cahit'in cokun neesi yava yava klp duruyordu. ark sesleri hemen hemen yok
olmutu. Okuyor, hal dokuyor, ilerle yn oraplar, ocuklara hrkalar iliyordu. Evin birok
vazifesini kimse sylemeden, buyruk verilmeden yapabilen bir makineye dnmt.
Vehbi Bey bir k yolu bulmaya alyordu. Hadiye ise ok daha baka trl areler bulma
hesaplan iindeydi. Meclisten gelen resmi cerideleri satr satr okuyordu. Ceridelerin birindeki bir
yaz banda armlar yapt.
Diyarbakr'daki Krt isyann bastrmaya Umum Jandarma Komutan Ahmet Zeki Paa tayin
edilmiti. Yaknda hazrlanp askeriyle birlikte Diyarbakr'a hareket edecekti. Ahmet Zeki Paa
annesi Seher Hanm'm amcasnn oluydu. imdi Ankara'dayd. Diyarbakr'a doru yola kmadan
onu bulabilir miydi? "Ta atmakla kol yorulmaz" diye glmsedi. Daha bunlar dnrken
yazaca mektubu tasarlamt bile. Hemen yazd.
Mektup uzun deildi. Hekimhan'a, Vehbi Bey'in valiliine basamak olaca vaadiyle tayin
edildiklerini, fakat buuk senedir aslnda byke bir ky olan bu yerde Ankaraca
unutulduklarn anlatt. Hi olmazsa Antalya kazalarndan birine tayinlerinin teminini kendisi ve
kocas iin deil de kyde yetimelerini istemedii ocuklarnn gelecekleri iin ricada bulundu.
"Halanz Seher Hanm Selanik'ten mbadele yoluyla Antalya'ya geldi. iftlik, bahe ve evler alm.
Ona yakn bir kazaya naklolunabilirsek Antalya'daki okullardan yararlanabilir, o416
cuklarm okuturum" szlerini de mektuba ekledi.
Bu mektuptan hi kimseye sz etmedi. Onlarn mitlenmelerini ve bu ricas yerine getirilmedii
takdirde zlmemelerini istiyordu. Sonra sabrla, mitsizce beklemeye balad. Bekledii gnler
birer ay kadar uzundu.
"Cahit iskambillerini bana verebilir misin?"
Cahit sevinle bakt. Annesi hi de "Gel de beraberce iskambil oynayalm" diyecek bir yz ifadesi
tamyordu. Annesinin de kendisi gibi fallardan medet ummaya baladn dnd.
skambilleri annesine uzatt. Hadiye ylesine baka bir alemdeydi ki karsnda olduu halde Cahit'i
grmyordu sanki.
Cahit biraz gerileyerek annesinin neler yapacan gz ucuyla gzledi. Hadiye kartlar kutusundan
kard, bir sre desteyi kard. Kartlarn yerlerini deitirdi. Sonra nndeki minderin nne tek tek
amaya balad. Fal bakyordu. ini ekti. Ne bekliyordu, neyi mit ediyordu ki olup olmayacan
faldan renmek istiyordu. Gld. Ac buruk bir glt bu.
Geceleri Vehbi Bey, Victor Hugo'nun "Sefiller" adl harika romann okuyordu onlara. Cahit
dinledike bu yazara tutulmaya balamt. Tutulduu bir de byk Rus yazar Maksim Gorki vard.
Bir resmini byk mecmualardan keserek yatann dayand caml dolabn i kapana
yaptrmt. O dolapta Hakk Bey daysyla Fuat amcasnn da resimleri vard. Trk yazarlardan
da Reat Nuri'nin, mer Seyfettin'in gazetelerden kesilmi resimleri aslyd. Tevfik Fikret'in ince
uzun bir iir kitab "Haluk'un Defteri" de o dolaptayd. O dolap Cahit'in dn-yasyd ve bu dnya

her gn biraz daha byyor, geniliyordu. Sevdii yazarlarn eserleri dolabn alt raflarnda sralyd.
st raflarda ise sevdii ve yangndan kurtulan oyuncaklarndan i ie yumurtas, birka minik bakr
tencere, yine minik bardaklar, kahve fincanlar diziliydi.
417
Yaadklar darack erevenin dna kabilmek iin dolabn cam kapaklarn amas gerekiyordu.
Yoksa boulacan sanyordu.
Hadiye'yle byk kz leden sonra misafirliklerinden bi-rindeydiler. Uzun ve tatl saatlerden
sonra akam ezan okunmaya balaynca, ev sahipleri de Cahit'le annesi de armlard. Vaktin ne
abuk getiini farketmediklerini syleyerek aceleyle kalktlar. Oda kapsndan sahanla
kacaklarnda orada kendilerini bekleyen olaydan habersizdiler.
Oda kaps alnca ev sahibi hanm l bast: "Amaniiinnn..."
Hadiye ile Cahit ilkten ne olduunu anlayamadlar ama sonra konu akland.
"Hem misafirlerimizin hem de ev halknn btn pabularn ingeneler almlar."
Yaplacak hibir ey yoktu. Cahit iinden "yi ki amcamn gnderdii yeni iskarpinlerimi
giymemitim. Yoksa imdiki gibi glemezdim" diye geirdi.
Ev sahipleri misafirlerinin ayaklarna k terliklerini giydirdiler. Hadiye'yle Cahit neeyle eve
dndler. K, kar diye en eski pabularn giymilerdi. Ev sahiplerini elden geldiince teselli bile
etmilerdi.
Vehbi Bey evdeydi. Yznde sevinli bir glmsemeyle onlar karlad. Yemek hazrd zaten.
Byle souk gecelerde yemek odasnda yemek yemiyorlard. Soba banda Hekimhan usul yer
sofras kuruluyordu. Yere kaln pamuklu el tezghnda dokunmu sofra bezi seriliyordu. Ortasna
alak ve arkalksz sandalye konuyordu. zerine ok byk bir kalayl bakr sini oturtuluyordu ve
herkesin atal, bak, tabak ve bardaklar tpk yemek masasnda olduu gibi sralanyordu.
ayan sininin ortasna mavi orba kasesini koydu. Vehbi te-reya tabandan byk bir topak ya
alarak orbann iine brakt ve uzatlan tabaklara paylamadan iinde tereya topa
418
yzen orbay kepeyle birka kez kartrd. Sonra herkesin tabana verdi. Cahit gittikleri evden
neden terlikle dndklerini anlatrken yava yava br yemeklere de sra geldi. O stanbul'da,
Balkesir'de zorla yemek yiyen, itahsz Kaya'ya Hekimhan'n temiz havas yaramt. Artk zevkle
yemek yiyordu. Yanaklar elma elmayd. Aydn da uzamaktayd. Ylmaz bebek-se daha henz
annesinin memesini emiyordu.
Yemek bittiinde Fatma herkese birer sabunlu, birer de duru suyla slatlm el bezi getirdi. Bylece
uzun, souk ve yar karanlk sofayla koridoru geip el ykamaktan kurtulunacakt. Cahit dadsnn
sobadan mangala ektii kor kmrlere ikilik cezveyi srd. ok gzel kpkl kahveler piirmeyi
renmiti. Babasyla annesine kahvelerini sundu. Dadsnn sofra toplayna yardm etti. Geceleri
su iilecek srahiyi doldurup getirdi.
"Hava ok souk, bu gece siz de bizim odamzda yatsanz iyi olur" diyen Hadiye'ye Cahit'le Kaya
peki dediler. ayan bykleriyle bir odada yatmaya utanyordu. Fatma istese bile ayan brakmad.
Mthi horluyordu.
Ylmaz uyanmt. Agular, bir takm sevimli sesler kararak ayan azna ekmeye urayordu.
Aydn kedeki minderde uyumutu. Cahit onun stne bir battaniye rtt.
Artk gecenin en zevkli dakikalar balayacakt. Babas Ay-dn'm yatt minderin br yanma
oturacakt. Annesi sigarasn iecekti. Sonra o da bir kedeki mindere yerleecekti. Cahit'le Kaya
zerinde lambann durduu Mnire Hanmefen-di'den yadigr sedef kakmal ceviz sehpann kar
tarafna oturdular. Babas yava yava pencerenin iindeki kocaman siyah ciltli kitaba uzand.
Kitab dizlerinin zerine koydu. Gzlklerini takt, sayfa arasndaki bellei bularak sayfay at.
Ortalkta t yoktu. Darda sessiz bir tipi balam olmalyd. yle geceler kpekler ulumazlard.
Btn kasaba uykuda olurdu. Odalarnda, sobadan kan trtlarla Ylmaz'n agular
duyulmaktayd.

Vehbi Bey hafife ksrd. Bu balyor sinyaliydi. Cahit ve Kaya kprdamaya korkuyorlard. Ve
babalar okumaya balad.
419
"Jean Valjean Tanerdie'lerin kulbelerine gidecei iin telalyd. Cosette'i orada bulacandan
kesinlikle emindi. Coset-te'in annesine sz vermiti. Kzn bulacakt. Yollar buzluydu. Ayak sesleri
sokakta akisler yapyordu."
Cahit irkildi. Sessizlikte ayak sesleri vard. Tpk Jean Valje-an'm buzlanm karlara basarken
seslere benziyordu... Gar... Gar... Gar....
"Babacm, biraz durur musunuz? Birdenbire Jean Valjean bize geliyormu hissine kapldm.
Dinler misiniz? Bizim eve doru gelen ayak seslerini duyuyor musunuz?"
Dinlediler, gerekten sokan buzlarn eze eze yaklaan ayak seslerini duydular. Sonra deien
ayak seslerini iittiler. Bu sesler merdivenleri kyordu. Cahit yerinden frlad: "Behzat Efendi
geliyor. Ama posta gn deil ki." Oda kapsna kotu, dar kt. Sokak kapsnn cam arkasnda
gerekten Behzat Efendi durmaktayd. Elindeki kk kt parasn sallyordu. Cahit kapnn
kilidini evirmek zere tuttu. Demir eline yapt. Aldrmad, anahtar evirdi. Kapy at. lk nce
scak vcuduna zehir zemberek souk hcum etti. Ona da aldrmad.
"yi geceler Behzat Efendi, hayrola gecenin bu saatinde?" Behzat Efendi zgn bir sesle cevap
verdi: "Valideniz muhterem hanmefendiye Ankara'dan Umum Jandarma Kumandanlndan bir
telgraf var."
Cahit ylesine ard ki. Aklnda Paris'in buz kapl sokaklarnda ayak sesleri gar gar gar ten
kocaman bir Jean Valjean vard. Bu bann her yann kaplayan sesler, renkler ve rpertilerin
arasna Behzat Efendi'nin kederli sesi kama benzeri saplanmt.
"Hann kzm anlamad m acaba? Valideniz hanmefendiye Ankara'dan bir telgraf, hem de acele
kelimesi eklenmi bir telgraf var. Acele olmasayd sabah getirirdim ama acele denilmi, buyrunuz.
Haydi sen bir imza atver, olur biter. Soukta kapy atk, eviniz souyacak."
Behzat Efendi'nin sesi ok aclyd, mt herhalde. Uzatt deftere Hadiye diye annesinin
imzasna benzer bir imza etti.
420
I
"Sa ol Behzat Efendiciim. yi geceler."
"Hoa kaim."
"Hoa kal."
Behzat Efendi merdivenleri ininceye kadar Cahit bekledi. Merdivenler cam benzeri buzla kaplyd.
Der diye korkuyordu. Fakat Behzat Efendi dikkatle yava yava indi. Son basamaktan sonra
dnd, el sallad. Ses uzaktaymcasna hafif duyulmutu.
"Gir ieri, gir kzm tme."
Cahit ieri girdi ama Behzat Efendi'nin postaneye doru gidiini gzledi. Sonra kapy kilitleyip
srgsn srd.
Oda kapsndan ieri girdiinde hepsinin merakla beklediini grnce telaland.
"Affedersiniz geciktim. Behzat Efendi anneme bir telgraf getirdi."
"Cahit annesinin Balkesir'e gelen telgraflar yznden telgraf kelimesinden bile rktn
biliyordu. Acele acele sralad:
"Size anneciim, Ankara'dan. Umum Jandarma Kuman-danl'ndan. Buyrun, ben imzaladm."
Telgraf annesine uzatt. Cahit ard. Annesinin rengi bembeyaz olmutu. Ald telgraf tutan
elleri titremekten kdn katlarn aamyordu. Yavaa eildi, annesinin elindeki telgraf ald.
Usulca, telasz dikkatle katlarn at ve okudu:
"Muhterem Hadiye Hanmefendi,
Mektubunuzda bahis konusu olan meselenin bugne kadar ihmal edildiini anlamakla derhal
faaliyete geildi. Uranlan hakszlklar da dikkate alnd ve sizi belki memnun edecek tefiratm

yledir: Muhterem enitemizin Alanya kaymakamlna tayini Dahiliye Vekaleti'nden


karlmtr. Malatya Valili-i'ne tebligat yaplmtr. Bu hususta bakaca emrinizi beklemekteyim.
Dou Jandarma Kumandan Ahmet Zeki."
Cahit sustuunda ilk nce t kmad. Sonra ilk lk atan kendisi oldu.
"Kurtulduk, kurtulduk..."
Sonra kotu. Kendini babasnn gsne att. Ona sarld,
421
pt. Babas o tatl, scack glmseyiiyle kznn lgn sevincini yattrmaya alyordu.
"Sen anacna teekkr et. Anlaldna gre belki olamaz, netice kmaz diye bu mracaatndan
bizleri haberdar etmedi herhalde."
Cahit annesine sarlmak iin babasndan koptu. Aydn uyanmt. Ablasnn barmasndan
korkmutu. ayan onu yattrmaya kotu. Bir taraftan burnunu eke eke alyordu.
"Dur dur deli kz, dur da kendime geleyim."
"Gerekten bir cevap kmaz korkusuyla Zeki Paa'ya yazdm mektubu sylememitim."
"Allaha krler olsun kk hanmcm. Bu akrabanz ok vefal bir kimseymi. Allah raz olsun.
Bizi buralardan kurtard."
Cahit birdenbire "Kurtulduk, kurtulduk" diye barma piman olmutu. Bu aka bir nankrlkt.
buuk yl Hekimhan onlar salkla yedirmi, iirmi, rahatlkla bytmt. Hekimhan bir de
gzel kardeleri olmasna yardm etmiti. stanbul'da olsalard o gnlerde dnyaya bir ocuk getirir
miydi annesi? Yatakta hl uyumayan Ylmaz bebee bakt. Yksek sesle sylendi:
"Hekimhan senden kurtulduk dediim iin zr dilerim, hem de yzlerce kere af dilerim. Daha
imdiden iim yanmaya balad. Ayrlacamz iin zgnm Hekimhan, bala beni."
Hadiye sessizce alyordu. Vehbi'nin gzleri nemlenmiti. ki de bir burnunu siliyordu. ayan hem
alyor, hem de ne syledii anlalmayan bir eyler mrldanyordu.
Biraz sonra odann iine mis gibi bir kahve kokusu dald. ayan byk belik cezveyi mangala
kard korlara srmt.
"Sinirlerimizi ancak byle kpkl bir kahve yattrr, deil mi kk hanmcm. Kayacma
bile piirdim."
Aydm'n kocaman sesi duyuldu:
"Ben de kahve isterim dad."
Kahveler iildi, Hadiye'nin ayan'm gzyalar dindi. He422
I
I
yecanlar duruldu, ancak o zaman gelen habere sevinebildiler. lk konuan ayan'd.
"Bu kta kyamette nasl yolculuk yaparz kk hanma-m?"
"Sen buralara bakma ayancm, Akdeniz kylarnda bahar balamtr bile. Hem hemen yarn
yola kacak deiliz. yle deil mi Vehbiciim?"
"Ankara'dan Malatya'ya tayin emrimiz gelecek, oradan bize tebligat yaplacak. Hakkn var, yarn
yola kacak deiliz. Hakkmzda hayrls olmasn dileyelim. Demek ki bizlere yine yollar
grnd."
"Yoksa grnen yollar sevgili babacm memnun etmedi mi?"
Vehbi gld. Gl sevimli olduu kadar da sevinliydi de.
"Yoo, hayr, ok sevindim. En ok da ocuklarm ve karmn namna sevindim. ocuklar
okullarna, Hadisim de anacna kavuacak."
"Evet anneciime kavuacam. Annem Antalya'ya geleli aylar oldu. Ona istediim dakikada
kavuamayacam bildiimden bir kere olsun hasret kelimesini azma almamtm. Ama imdi
galiba bekleyemeyecek kadar zlediimi syleyebilirim. nk evremizdeki in eddi geit
verdi. Tayin emrimiz hemen gelirse, ki Ankara'dan bu emrin hemen yerine getirilmesi de
sylenmitir sanyorum, hi k, frtna, souk dinleyemem. Biz kendi vatanmzn iindeki

gurbetlerdeyiz ama anacm koparld topraklardan ayr dmenin gurbetinde-dir. Kimbilir ne


kadar yalnzlk ekmektedir."
"yleyse emrimiz gelir gelmez yola kacaz."
Cahit son derece rahatsz bir gece geirdi. Hi aklna gelmeyen bana gelmiti. Hekimhan'dan
ayrlacaklarna zlyordu. Hekimhan'da geirdii btn gnler, geceler birer birer canlanyordu.
Hekimhan'daki yllarn bir muhasebesini yapyor gibiydi. buuk yl daha bymt. O zamana
kadar hi bilmedii birok eyler renmiti. Hekimhan sanki bir mi423
henk tayd. Kendini mihenk tana vurmutu. Krn, zararn lyordu.
Bir kere Balkesir'de balayan doa beraberlii Hekimhan'da doayla sarma dola olua
dnmt. Balar baheler konusunda, toprak konusunda saysz bilgi edinmiti. Aalan
yaprakszken bile tanyordu. Hayvanlarla har neir olmutu.
Sonra artk hamur ilerinde ustayd. Yn ileri renmiti. Nakl oraplar iliyordu. Hallar, ok
gzel nakl hal yastklar, seccadeler dokumutu. Okumutu gece gndz. Gzel yaz geceleri
lambasnn etrafn saran yzlerce pervanenin kanat sesleri arasnda okumutu. Sonra beyaz
gecelii srtnda dama karak kendisinden nce uyuyan annesinin, babasnn, kardelerinin
yanndaki yataa uzanarak, bana decekmi gibi yastklarda imeklenen yldzlar seyrederek
saatlerce dnmt. Yayla gecelerinin kuru serinliinde her nefesinde bol oksijen soluklayarak
uyumutu. Sabahn ilk gne klarnn salarn okad dakikalarda uyanmt. Bunu bir ehir
kz bilemezdi.
Bann iinde yle bir soru yant kousu balamt ki, soru soran da kendisiydi cevab yetitiren
de. Sanki kendisi deil de imtihanda talebeydi. Uyumadan nce yine sordu. Btn bu renme
hevesleri niindi?
Bilmiyordu ama yine de memnundu. Balkesir'de, Hekimhan'da, birazck da Malatya'da kalarak,
btn bu ar benzeri topladklarndan bir damlack bal tebilecek miydi?
Uyumak zereydi. Mrldand:
"Seni seviyorum Hekimhan. Eer hayat beni baka yerlere armasayd, ben de gitmek zorunda
olmasaydm senin scaklnda mrm geirebilirim. Kocaman kocaman yldzlarnn parlad
geceleri nasl unutabilirim? Karla rtl alanlarnda uzandm beyazlklarn iinde kendi boyumun
llerini grdm nasl unutabilirim? Okul dnlerinde balarla Hekimhan arasnda ay
kudurup tatnda kyllerin kar yakaya gemek iin iki yaka arasna attklar kavak stnde
cambaz gibi yryerek geiimi unutabilir miyim?
Unutmayacam seni Hekimhan. Seni ok seviyorum, sana
424
imdiden sen de beni unutma diyorum. Beni gk gzlerim iin sevmemitiniz ama ben kara gzl
Hekimhanllar ok sevmitim. Sana imdiden elveda diyorum, elveda.
Sen babam da unutmayacaksn. Byk hkmet kona ile sk sk taan ay gemek iin size bir
de kpr yaptrmt. Unutmayacaksn deil mi? Bize gnlnle izin ver de yolumuza gidelim.
Tekrar elveda Hekimhan."
425
Son Topraa Doru
skeleye ayak bastklar anda evrelerini bir iek kokusu sarvermiti.
Mersin'den vapurla gelmilerdi. Cahit hep annesini dnyordu. Ya frtna kar, deniz dalara
kadar ykselirse, o zaman kayklara nasl binecekler, kyya nasl ulaabileceklerdi? Vehbi Bey,
Dicle nehrinde renmiti yzmeyi. Hadiye ise ocukluunda Beyaz Kule'deki deniz hamamlarnda
yzerdi ama yllardr denize girememiti. Geri kalanlarn hibiri de yzme bilmiyordu. Vapurdaki
yol arkadalar yzme bilenlerin de Akdeniz frtnalarnda yzemediklerini sylemilerdi.
Anlattklarna gre Alanya'da deniz dalara kar, Ligos'taki evlerin alt katlarn su baarm.
Ancak Alanya denizi nazik davranmt. Dalara kmak yle dursun, kprdamyordu bile.

Cahit haritada Alanya'ya bakmt. Baparmak ile iaret parmann arasndaki kvrma benzeyen
yuvarlak bir koydu, iskelenin hemen arkasndaki Kzl Kule, Akdeniz korsanlarnn barnayd.
Alanya surlar, Kzl Kule'nin ardndaki dan evresini kuatmt.
Oturacaklar ev nceden tutulmutu ama Hekimhan'n aalar misafirlerini misafir eder de, Alanya
beyleri etmez mi hi!
Alanya'nn en nl ailesi Azakzadeler, yeni kaymakamlarn bahelerin iindeki misafirhanelerine
buyur etmilerdi. Kendilerine gmrk binasnn hemen yannda, eski bir yap ol426
duu esmer tahtalarndan belli olan bir ev tutulmutu.
ki araba ile yola koyuldular. Kydaki yallardan sonra hemen krlk alana kld. Kzl Kule yle
muhteemdi ki bakmaya doyamyordu insan. Ardndaki kale iindeki semte mahalle deniliyordu.
ehrin btn evleri hemen hemen kale iinde yoku yoku ykseliyordu. Evlerin ikinci katlarnn
n ksmlar direkler zerindeydi, bu buraya zg tuhaf bir yap biimiydi. Yediveren portakal
aalarnn bir blm yeil, minik meyveli, bir ksmysa kzarm portakallarla doluydu. Dallarn
bir ksm da iekteydi. Cahit bahelerin arasndan geerken arabacya sordu:
"Bu fil kulana benzeyen kocaman yeil yapraklar nedir?"
"Onlar Alanya'mzn mis gibi kokan nl muzlardr." Resimlerden biliyordu ama hi muz
grmemiti. Aalarn grnce heyecanlanmt.
Kocaman bir kamyonu ev yapp, iini dayam demi, karlar iinde braktklar Hekimhan'dan
Ulukla'ya kadar onunla gelmilerdi. ofrleri Rus asilzadesi gen bir mhendisti. Ad Boris'ti. 24
yandayd. Boleviklerden kamt. Kader onu Hekimhan'a atmt. Mslman olmu, aalardan
biri onu evlat edinmiti. Boris Ulukla'ya kadar hep arlk Rusyasmm knn hikyesini,
Bolevikleri anlatmt. Rusa arklar sylemiti. Vehbi Bey ailesinin Ruslar iyi tandklarn, hele
Rus edebiyatnn en nl yazarlarna hayranlklar olduunu duyunca konumalar edebiyata
dnmt. .
Cahit kendisini bir Rus prensesine benzeten Rus gencine tuhaf bir ilgi duymutu. Onunla
konumaktan holanmt. Bir de garip yaknlklar olmutu. Onun ailesi de ayn Cahit'in annesi
gibi btn servetlerini kaybetmi, topraklar Bolevikler tarafndan ilk nce yama edilmi, sonra
ellerinden alnmt. Hadiye bu Rus gencini kendilerine hi yabanc bulmamt. Beraber yemek
yemiler, yolluklarn onunla blmlerdi. Ha427
diye kendi hayatn anlatarak onu teselli etmiti. Cahit'e "Hara-o kz" diyordu.
Ulukla'da, Vehbi Bey ve ailesi vapura binecekleri Mersin'e gitmek zere trendeki yerlerini
almlard. Boris eyalarn trenin yk vagonuna yerlemesine yardm etmi ve birinci vagondaki
yerlerine oturana kadar yanlarndan ayrlmamt. Sonra karlkl teekkrler edilmiti. Hadiye,
Boris'e kazasz belasz araba srerek onlar istasyona getirdii ve nezaketi iin, Boris de kendisine
kendi insanlar ile berabermi hissini verdikleri, ona muhabbet gsterip doyurduklar iin teekkr
etmiti. Sonra kamyonuna binerek Hekimhan'a dnmt.
Cahit bunlar dnrken bir yandan da ban geriye evirerek Kzl Kule'ye bakyordu.
Araba onlar portakal ve muz bahelerinin arasndan geirerek baheli bir evin nne getirip durdu.
armlard nk evin camlar yoktu. Onun yerine tahta kepenkler vard. Arabac, "Cama ne
gerek var... Yamurlarda, frtnalarda kepenkler bir rtld m yeterlidir" dedi.
Kocaman bo evin iki odasna yataklar serilmiti. Tertemiz mis kokulu araflar, stleri renk renk
kanavie ilemeli dantelli yastklar, atlas yorganlar konulmutu. Misafirhanenin sahibi rahatsz
etmemek iin kendisi gelmemi fakat tepsiler dolusu yemek gndermiti. eriye girdiklerinde
soyunup dkndler, bavullar ald. Yemekte hi konuma olmad. Herkes yataklarna kotu.
Btn kepenkleri rtmlerdi.
Gece bir gmbrt koptu. Iklar, patlamalar zerine hepsi korku ile yataklarndan frladlar. Aydn
avaz avaz alyordu. Koca bir aknlktan sonra Alanya'nn nl frtnalarndan birinin koptuunu
anladlar. Sofada yakl braktklar lamba snmt. Kepenkler kapalyd zaten. Hl kendilerini

kamyonda, vapurda sanyorlard. O srada mthi bir gk grlemesi ve ortal mavi gndze boan
imek yla bulunduklar yeri
428
bir anda grebildiler. Sofann sonundaki pencere ak unutulmutu. Oradan uzanan kla
birbirlerini grdler. Nerede olduklarm kavradlar.
Vakit sabaha yaklam ki abuk abuk afak skmeye balad. imekler, gk grlemelerinden
sonra yldrm hzyla parmak kalnlnda bir yamur boand. Ak pencereden sakrdayarak dolan
sular merdivenlere hcum etmeseydi belki odalara girecekti. Btn bu yldrm, imek, lgn
yamur birdenbire kesildi. ayan, Aydn ve Kaya yatmlard. Vehbi Bey de yeniden yatmt.
Hadiye artk korktuunu Cahit'ten saklamyordu. d kopmutu. kisinin de uykusu kamt.
Hadiye bir sigara yakt, beraberce uzun sofaya ktlar. Kepenklerin birini ap kanatlar arkaya
engelleyince, doa muhteem gzellii ile ieri doldu sanki. Kprtsz deniz uzaklardayd. evresi
yeille evrili mavi bir atlast. Yaknlarndaki btn aalar prl prl ykanmt. Topraktan bir
koku ykseliyordu. lkten tanmadklar bu nefis kokuyu aratrmaya baladlar. Kekik ve nane
kokusuna galiba portakal ieklerinin kokusu da karmt.
Cahit pencere nndeydi. ok yakndan tand bir ses duydu. Drt nala kalkm bir atn ayak
sesleriydi bu. Sonra eilerek yana bakt.
"Bir atl buraya geliyor."
Nal sesleri yaknlat, yaknlat ve kaln bir erkek sesi bard:
"Kaymakam Bey, Kaymakam Bey, kasabada bir kaza oldu. Sizi rica ediyorlar."
O zaman Cahit ban eerek aaya bakt. Atl bir adam vard. Arkasnda bir yedek at da
getirmiti. Vehbi Bey yatandan kalkt, pencereye yaklaarak bakt.
"Biraz bekleyiniz, giyinip geliyorum."
Cahit ve Hadiye Vehbi Bey'in giyinmesine yardm ettiler. O acele acele merdivenleri indi. Az sonra
kendisine getirilen ata bir srayta bindi.
429
Ak tuvalet penceresinden giren gne, boydan boya bir k izgisiyle sofay ikiye blvermiti.
Kaya ile Aydn uyanmlar, yataklarnda kprdayorlard. Ylmaz'm kocaman mavi gzleri evreyi
kontroldayd. Annesini aryordu. Hadiye tekne kaznts dedii olunu bir trl memeden
kesemiyordu. Olan da annesine dknd. Cahit koup onu kucaklad. Pikesine sarp annesine
getirdi.
"Kk beyefendi kahvaltdan nce meme safas yapacak." Fakat niyeti meme emmek deil Kaya
ile Aydn'n kpr-damalarma katlmak olacakt ki, annesinin kucandan kayd, kardelerinin
yatana kotu. Yanlarna girdi. Kaya onu kucaklad, Aydn gdklad; glmeye baladlar.
Vehbi Bey bir saat sonra yine at zerinde hkmet hade-mesiyle beraber dnd ve anlatt.
Kasabann hakimini evinde yldrm arpmt. Hanm anlatmt. Kocas su istemi, hanm kalkp
su vermiti. Kocas imi, tam teekkr ederken szn tamamlayamamt. Gk grlemesinin
ardndan duvar delen bir ate topu srayarak kocasnn gsne vurmutu. Sonra oradan kalkarak
hanmn gsn kavurmutu. Ama ilk hzn kocasnda kesildiinden hanm sadece yaralamt.
Sonra ate topu diki makinesinin tahta ksmn yakm ve su kpne arpp kaybolmutu.
Vehbi Bey mteessirdi. lk geldikleri gecenin sabahnda kasabada bir felaket olmutu. Bunu
sylediinde, "Kaymakam Bey, ltfen kendinizi kabahatli bulmaynz. Bizim kasabamzda yldrm
olaylar ahval-i adiyedendir. nk burada halk siper-i saikiye (paratoner) gvenmezler ve
yldrmlarn hedefi olurlar. Hakim beyin evinin yanndaki caminin siper-i saikasnn tamiri
yaplsayd bu kaza vuku bulmazd" diye Vehbi Bey'i teselli etmilerdi. Vehbi Bey greve
baladnn daha ilk gnnde caminin paratonerinin minareye konulmas emrini vermiti.
"Bugn akamst evimize tanabileceiz. Eyalarmz vapurdan kartmlar. Ben de buraya
gelmeden baz talimatlar verdim. Ev zaten temizlenmi, badanas yaplm. ok da gzel bir ev.
Hadisim bir balkonu ve o balkonda bir de ayakyolu var."
430

"Ama Vehbiciim, balkonda ayakyolu..."


"Canm grmeden hemen heyecanlanmaynz. Son derece temiz ve havadar bir yerde.
Beeneceinize eminim. ki katl, iki sofas ve her katta biri deniz stne br gmrk binasna
doru iki balkonu var. Yukar katta biz yatacaz, alt katta Fatma. sterseniz ayan da kalr. Nasl
isterseniz yle olur."
Azakzadelerden kahvalt ve le yemei gelmiti. Getiren adam beyinin selamlarn iletti.
"Kaymakam beyimiz eer evi beendilerse, yaz geirmelerini rica ediyor."
Vehbi Bey teekkr etti, "Fakat akama Lifos'a gideceimizi syleyiniz."
'
Gerekten akama doru iki araba getirildi. Kydaki yeni eve tandlar. Daha ilk girdikleri
dakikadan itibaren Hadiye, ayan, Cahit ve Fatma ie koyuldular. Denkler ald, yataklar
kartld. lk i Vehbi Bey'in eki, testere, ivi kutusu ald. Perdelerin yukar ksmlarndaki
sicimler kartlmamt. Pencerelerin tepelerine taklan ivilere ayan ipleri balad. lk gece
kendilerini gzlerden saklayacaklard. Cahit annesinin szlerine gld.
"Anneciim denizden mi bizleri gzleyecekler. nmz engin deniz. Perdeye gerek yok."
Ama yine de yataklar serilince soyunmak iin perdeleri rttler. Azakzadelerin ikram orada da
kaymakam beyin ailesine ulat. Hadiye bu ikramlarn pelerinden gelmesine ok memnun olmutu.
"Ne kadar mkrim insanlar. Nasl karlk yapacaz bu ikramlara."
"Anadolumuz byledir Hadisim. Misafire ikram onlara g gelmez. Ama srasnda sen de onlara
hediyeler verirsin veya bir yemek daveti yaparsn."
Hadiye iini ekti.
"Yine seni dinlemediime zgnm Vehbiciim. Teyzemin lamba sehpasn, tabak takmlarn,
kristal aynalar satmamam sylemitin ama 'Belki bunlar da krlr' dncesi galip gel431
misti. imdi yle tabak takmlar ve o kristal boy aynalarn nereden bulacaz? Hangi yemek
takmlar ile Azakzadelere yemek verebiliriz?"
"zlme karcm. Buras Hekimhan deil. Baya gzel ars, pazar var. Sonra Antalya'da
byk maazalar varm. Selanik'teki gibi Avrupa mallar satan Rum maazalar imdi kapanm
ama yine de her ey bulunuyormu."
Yemekler yenildi. Yataklar kilimlerin, hallarn stne ald. Yataklarna girdiklerinde btn
geceyi deliksiz bir uykuya dalarak geireceklerini sanyorlard. Oysa tam dalacakken, epey
zamandan beri bu evi sarm tahtakurularmn hcumuna uradlar. Geceyi, sabaha kadar hcum
eden tahtakurularm yakalayarak geirdiler. Sabah ilalar alnd, tavanlara, duvarlara skld. Fakat
yine baa klamad. Sonunda ayan'm makinesi kt, Hadiye btn ev halkna cibinlikler dikti.
lk kez derin uykunun tadna vararak uyudular.
Sabah Vehbi kahvaltsn yaparak kt. Aradan iki saat gemedi ki iki hamal srtlarnda iki dolu
kfeyle evin kapma dayandlar. Kfelerden birinde bir uval Alanya'nn mehur ekirdeksiz,
kabuklar dilimli portakallar vard. ocuklarn yatt yatan altndaki ykle boaltld. Hepsi
ok sevindiler. Hele Cahit ile Kaya ylesine mutlu oldular ki Hekimhan'daki anlarn tazelemekten
kendilerini alamadlar.
Bir kere nasl olmusa olmu, Hekimhan arsna portakal gelmiti. Vehbi Bey grdnde ancak
birka tane kalmt. Onlar alarak Cahit'e vermiti. Blerek birer dilim yiyebil-miledi. Fakat
Cahit ile Kaya portakal kabuklarn kitaplarnn arasna koymulard. Arada srada kokluyorlard.
imdi iki kz karde portakallarn bana mlerdi. Soyuyor, yiyiyorlard. Kk kardelerini
de kendilerini de portakalla doyurmulard.
Aa kattaki mutfakta ayan da mutluydu. Pirzolalar, kubalar, kymalar, lop etler karsnda
sevinten deli olacakt. nk Alanya'nn kasaplar et kesmesini biliyorlard. Pirin/ eker, un,
sebzelerin trls, turfandas... "Aman Allahm, bu432

gnlerimize krler olsun" diye mrldanarak le yemeini atee vuruyordu. Bir zevkti bu. Eskisi
gibi bolluk, holua kavumann byk tadyla evk iinde alyordu. Keyfine diyecek yoktu.
Fatma ise Vehbi Bey ailesine alndnda sadece kuru ekmek yemekten ii kurumu vaziyetteydi.
Yiyor, yiyor, yiyor, bir trl doyamyordu. imdi doyacakt herhalde.
On gn sonra yeni alnan karyolalar, masalar, iskemleler ve divanlarla deyivermilerdi evlerini.
Vehbi Bey'in "Hele bir balkonu, bir de tuvaleti var ki" deyii hi de abartlm deildi. Balkon bir
cennet olmutu. Tahta sandklarla iekler getirtmiti Vehbi Bey. Kokulu karanfiller renk renkti.
Orada bir sabah kahvesi iip, sigara tellendirmek zevklerin, keyiflerin en gzeliydi.
Fakat ne yazk ki Hadiye bu cennet memlekette, bu refahn, bu bolluun, bu ucuzluun yaand
kasabada fazla kalamayacakt. nk eer karayolu olsayd, Antalya be-alt saatlik mesafedeydi.
Ne yazk ki ulam sadece deniz yoluyla salanabiliyordu. O yolcu vapuru da Alanya'ya ancak on
be gnde veya ayda bir uruyordu. Vehbi Bey karsn gitmesi iin tevik ediyordu. "Keke ben de
gelebilseydim. Annemi ne kadar greceim geldiini bilemezsin." diyordu.
Fakat gidemeyecekti. Hadiye bavullar hazrlad. Vehbi Bey darda yemek yiyecekti. Onu yalnz
brakmaya hi raz deildi ama garip anacn da yle zlemiti ve onun yalnzl iin o kadar
zlyordu ki...
Geldikleri gnn stnden bir ay gemiti. Hadiye, ocuklar, ayan ve Fatma ilk posta vapuruna
binmek zere evden ayrldlar. Vehbi Bey onlar sandalla vapura kadar gtrd. ocuklar ondan
ayrlacaklarna ok zlyorlard ama bykannelerini grmeye de can atyorlard. Vapur nc
ddn aldnda Vehbi Bey ocuklar pt, koklad; a-yan'la Fatma'ya da "Hoa kaln,
annenize iyi bakn" diyerek vapurdan indi. Ksa bir zaman sonra Vehbi Bey balkonda ieklerin
arkasndan grnd. Yine karlkl el salladlar. Son433
ra vapur Alanya burnunu dnd ve gzden kayboldu.
Cahit ile Kaya iin yine dayanlmaz bir ayrlk balamt. Fakat babalarnn pijamalarn
koklayarak zlemlerini gideremeyeceklerini biliyorlard artk. Cahit 15, Kaya da 12 yandayd.
Artk bymlerdi. Bunu kendileri de biliyordu. Akllarna bydkleri gelmese bile evre onlara
hatrlatyordu. ocukluk ok tatlyd ama byme yolunda yrmek de bir baka zevkti. Hzl
admlarla genlie doru ilerliyorlard.
Sa taraftaki duvarn dibinde kenarlar tala evrili bir ark vard. rl rl seslenerek arn iinde
hi durmadan akan suyun bir blm bahe duvarndaki delikten ieri giriyordu. Su ok gr ve
gl akyordu. Bu akan suyla dolu ark, yol boyunca uzayp gitmekteydi. Araba yan sokaa sapt.
ki yannda bahe kaplar olan, ta duvarl, darack bir yol... Antalya'nn bahe duvarlarnn stne
tam yaseminlerin kokular btn havay kaplamt. Yasemin ardaklarnn ardnda stleri
portakal dolu yeil aalar grnyordu. Cahit iinden "Bir cennetten daha byk bir cennete
geldik galiba" diye dnd. Arabann atlarnn koumlarmdaki ngraklar, dar sokan ta
duvarlarnda yanklanyor, atlarn nallar da toprak yolda ses veriyordu. Hadiye'yle ayan payton
arabann kr altndaydlar. Kucaklarnda Aydn ve Ylmaz, karlarndaki dar kanapede de
kzlar yan yanayd. Kaya paytonun demir kenarna sk sk yapm, korkuyordu. Cahit'in sa eli
usulca kardeinin belini skca sard.
"Korkma Kayacm, biz daha ne tehlikeli yollar ap geldik. Hem sanyorum u soka kesen yolu
geince, soldaki bizim ev olacak."
Kaya birazck gevemiti ki arabac gemlerini kasarak arabay birdenbire durdurdu. Cahit evin
numarasna bakt.
"23. Evet buras, geldik."
Arabadan indi. Elini kardeine uzatt.
434
Ev, usta elinden yeni kmt sanki. Beyaz boyal, iki yksek katl bir yapyd. Alt katn kap
yanlarndaki pencereleri panjura benzeyen, fakat aslnda kepenk olan yeil kapaklarla rtlyd.

Kapnn yumulu el biimindeki tokman vuracakt ki kap kendiliinden ald. Cahit kap iinde
bykannesini grd. i sevgiyle doluydu. Fakat bu sevgi birdenbire yle byd tat ki...
"Bykanneciim..."
Ondan bir sz beklemeden sarld, pt. Ne kadar ufackt bykannesi. Burnu krkt. Bu
bozukluu silen, gstermeyen iri siyah gzleri ya iindeydi. O srada Hadiye kucanda Yl-maz'la
arabadan inmeye alyordu. Cahit kk sevgilisini annesinin kollarndan kapt.
"Bykanneciim, bu Yusuf Ylmaz."
Seher Hanm'in gzleri daha ok yalanyordu. Hadiye'ye kollarn amt. pmediler bile.
ylesine sarlmlard ki tek vcuttular sanki. ayan, Aydm' Cahit'e uzatt, sonra kendisi indi.
Rengi limon saryd. Yine araba tutmutu. Sallanarak Seher Hanm'a uzand. Seher Hanm hl
kzn gsne bastrmaktayd. Hi konumasz, pmesiz bir kavumayd bu. Seher Hanm sonra
Kaya'yla Aydn' barna bast. Torunlarndan sonra ayan'a da sarld.
"Benim vefal ayanm."
ayan iini ekerek alyordu.
"Ah bykhanmcm, ne kadar uzun seneler hasret kaldm size."
"Madem ki kavutuk, alamak yok artk. Sil gzlerinin yan."
Sonra hl kap nnde duran evlatlarna bakt.
"Bir kz daha olmayacak myd?"
"O eyalarla geliyor bykhanmcm, ikinci arabada."
"Ne duruyorsunuz byle?"
Bykannesinin konumas Cahit'e ok sevimli gelmiti. Bann iinde yann Selanik'inin
grntleri mekteydi. Sanki teyzesi ve ocuklaryla hep beraber Selanik'teydiler.
Eve girdiler. Byk bir sofadaydlar. Yerleri tat. Drt ka435
pisi da kapalyd. Sofann sonunda tavan yksekliindeki demir kapnn kanatlan akt. Byk bir
aa vard, stnde kocaman kocaman yeil alalar...
"Buras hi kullanlmam. Sanrm biz de kullanmayacaz. Orta katta bir alak tavanl merdiven
odas, yukar katta bir caml orta oda, byk bir de kk oda var. Hepinize yetiir deil mi?"
"Ya siz bykanneciim, neden hepimize demediniz?"
"Ben misafirim."
"O nasl sz anneciim?"
"Basbaya sz ite nk ben ..."
Glmeye balamt. Yumuak, muzipe, kendisiyle elenen bir glt bu.
'"Yazlar iftlikte geiririm, bilirsiniz' diyecektim. Ona glyorum."
Belirsizce iini ekti.
"imdi bahedeki kulbede yazlyorum."
Hadiye'nin gzlerine yeniden yalar hcum etti.
"Hi alamaya kalkma Hadiye kzm. Bahe bir cennet. Ya aata, kurusu yerlerde; her eit
yemi var. Toprana kuru sopa dik, bir hafta sonra kk salar, yeillenir."
"Baheye ne zaman gideceiz bykanneciim?"
"Hele bir evinize yerlein, soyunun dknn. Sonra ne zaman isterseniz gideriz. Ben yryerek
gidip geliyorum. Yirmi dakika sryor."
Onlar merdivenleri karken ikinci araba kapda durdu. ayan Fatma'y karlad. Kk bir denk,
antalar, bavullar kapnn i yanma indirildi. ayan el antasna davrand, arabac gld:
"Hala dedi. Sen antan kapat." "Hala da kim?"
"te sizin bykhanm dediiniz hanm; ona nedense hala derler. Halaya btn Antalya hayrandr.
Antalya Antalya olal, byle Osmanl bir kadn grmedi bacm. Akamstleri Ha-lim'in kahvesinde
oturur, btn Antalya eraf evresinde top-larlar. Var gelsin siyaset sz. Bre ne Osmanl
kadndr bizim
436

hala. Haydi gle gle oturun. Gerek olursa Yenikap Karalo-lan bahesinin nnde dururum. Kz
kotur, hemen gelirim. Adm Recep'tir."
"Sa ol Recep efendi."
"Hay kk hanm, bana Recep Aa derler. Sa ol, rtbemi artrdn. Deh!"
Yine kamsn havada aklatt. Araba lastik tekerleklerinin zerinde kayarca giderken, bir yandan
da sevimli sevimli ten ngaraklar almaya balamt. Daha henz bavullarn banda durmu,
beraberce karmay dnyorlard ki arabann geri geri gelerek kapda durduunu grdler.
Recep Aa yksek src blmnden yere srad.
"Kusura bakmayn be bacm, hi halamzn tayfasna yk tatr myz?"
Hemen dengi srtlad, doru merdivenlere seirtti. Fatma bavullar, ayan da antalar ald. Onun
peinden yukar ktlar. ayan yukar knca birdenbire ard. Alt kat tal henz svalyd ama
st kat gcr gcrd. Tavan, Selanik evlerini andryordu. Ykseklii en az be metreydi. Byk
kaplarn stnde, kanatlan sofaya alan pencereler vard. Mermer desenli boyanm kaplar ak
yeildi; yuvarlak saplar beyaz porselendi. Tavandan balayan pencerelerin ortasndaki ift kanatl
kapdan klan terasyla buras, tam bir yaz evi grnmndeydi.
Ellerindekileri merdiven bana brakrlarken, ayan, dengi odaya koyan Recep'e teekkr etti. O
geldii hzla merdivenleri indi.
Seher Hanm kzna, torunlarna evini gezdiriyordu. Merdivenin sandaki yalboya duvarl byk
oda deliydi. Karya, duvarlara dayal yastklar olan, stlerine keten rt geirilmi iki divan
konulmutu. Sa duvarda bir jardeniyer ve sanda, hazeren arkalkl bir sallanan koltuk vard.
Jardeniyerin nnde duran uuk yeil fanuslu ayakl gaz lambas, karsndaki iki pencerenin
arasnda kk masa ve yanlarna yerletirilmi hazeren sandalyelerle sevimli bir odayd.
437
Hadiye durmadan "Ah anneciim, ah anneciim" diyordu.
"A kzm ah anne deyip durma. Minderlikler dnda hepsini Tevfik Beylerden dn aldm. Artk
sen temelli geldiinde istediin gibi dersin evlatcm.
Tevfik Beyler benim ba dostlarm. Tevfik Bey Antalyal. yle eraf filan deil ama Antalya'nn en
ileri fikirli adamlarndan biri. nde giden bir beyefendi. Hanm Kevser Hanm da hi yadrmadan
ahbap hatta dost olacan kratta bir hanmefendi. kzlar var; byk kzlar bir Maarif
mfettiiyle evli; Azize ile Fahriye ise tahsillerinin son blmlerini svire'de yapm, kltrl,
hanm kzlar.
Gryorum Cahit hanm kzm da bym. Sanyorum Azize ve Fahriye ile arkadalk edecekler.
Yalar byke ama kltrl insanlar arasnda arkadalk iin ayn yalarda olmak art deildir."
Cahit bykannesinin onlara hazrlad ev kadar, bulduu arkadalar iin de hayranlk duyuyordu.
Elbette ki buuk yl Jules Verne'nin ssz adasna dm gibi yaadklarn bilmiyordu.
ehirlerdeki hayat ak iinde deillerdi ki. buuk yl byke bir kydeydiler. stanbul,
Ankara ve Anadolu'nun artk tmyle Trklerin olan byk ehirlerindeki hayat sadece
gazetelerden tanyorlard. Eer buna da tanmak denebilirse... Fakat bykannesi kzn tanyordu.
Kznn yetitirdii ocuklar nerede byrlerse bysnler, en sonunda Hadiye'sinin ocuklaryd.
Hadiye dnyordu. Her ey ne kadar deimiti. Cumhuriyet iki yan oktan doldurmutu.
nkilaplar birbirini izliyor, koca imparatorluktan geriye kalan Anadolu yarmadasnda, imdi gen
cumhuriyetin cokusu yaanyordu. gal altnda geen yllarn yaralar sarlyor, her yenilik, her
atlm bir bayram sevinci ile karlanyordu.
Bu deiime ayak uydurmalydlar. lk nce giyimden balamalyd. Gazi Mustafa Kemal Paa
apka devrimini Hekimhan'daki son aylarn geirirlerken yapmt. Vehbi Bey Hekim438
han'da bir apka bulamamt ama derhal fesini kararak koyun derisinden bir astragan kalpak
giymeye balamt. Onu grenlerin hepsi birer kalpak edinmilerdi.
imdi dnyordu da, ka yl nce stanbul'dan karken yaptrabildii giysilerin elbette ki hi
modas kalmamt. Hekimhan'da idare etmilerdi ama ya burada?

"Benim sevgili kzm Hadiye, ne derinlere dald! Sanrm sevgili Hekimhan'nda u dakikada..."
"Evet doru, burada gerekecek klk kyafet zerinde dnyorum. Gazimiz apka inklab yapt.
Kadnlarmz cemiyet iine soktu. Tuvaletler giydirerek yapt balolarda onlarla dans etti.
Dnyorum da bizler buralara gre ok geri kaldk."
Seher Hanm yle bir dikleti. Gzleri duygularndan vuran kla parldad:
"Geri kalacanz sanmam. Senin vapur seyahatinde giydiin kyafet bu deil mi?"
"Evet anneciim."
"Hani arafn, hani peen?"
"ok dikkatlisiniz anne. Evet haklsnz, eski yeldirmelerimden birini giydim. Bama da bu ince
ifonu rttm."
"Grdn m kzm buradaki hanmlarn ou araflarn attlar. pek mantolar giyiyorlar ama hl
peeli gibiler. nk balarn adr byklnde emsiyelerle erkeklerden saklyorlar. Sen bir
Rumeli kzsn. Kendini her muhite kolayca uy-durabilirsin."
Misafir odas diye adlandrlan odada oturmu ve konumaya dalmlard. O srada ayan elindeki
tepsiyi sofann ortasndaki masann stne brakt. Masaya bir rt rtt, tabaklar, bardaklar
sralad. ay getirmiti. Yine gzleri sulanm, burnunu ekmeye balamt. Bir taraftan da
syleniyordu.
"Sa olasnz bykhanmcm. Ku st eksik mutfamzda. Kap kaak deseniz, her ey yerli
yerinde. Tabak bardak deseniz, bol bol. Sa olunuz. Her ne lazmsa hepsini almsnz. Ben de
arpack kumrusu gibi ne yapacaz, ot yok, ocak yok di439
ye dnyordum. Bir de baktm ki maltzlarn kmrleri bile dolaba doldurulmu."
Ailenin en k byk sofay grnce sevincinden lgna dnmt. Boydan boya kouyor,
sryor, hopluyordu. Cahit merdiven tarafndan bir sandalyeye oturdu. Yanndan geerken Ylmaz'
yakalad. rpnmasna ramen brakmad:
"Oyun zaman deil kk bey, bak hepimizin karn ackm. Kahvalt yiyeceiz, anlald m? "
ayan aya buyur edince aceleyle yerlerinden kalktlar, balkon kapsnn yanndaki ayak yolu ve el
ykama yerinde sraya girdiler.
lk nce Hadiye en kk olunun yzn gzn ve ellerini sabunlu bezle sildi. Musluun sol
duvarnda su deposu aslyd. Seher Hanm ocuklar ykanp arndrldktan sonra musluun bana
geti, ellerini ykarken anlatyordu:
"Burada su meselesi senin' pek houna gitmeyecek, nk btn ehir bu sokaktan akan sular
kullanyor. ehrin suyu bol fakat ok ilkel bir sisteme bal. Ama imdi bu musluktan akan su, iyi
su. Senin mikroptan korktuunu bildiim iin depoyu sakadan aldm ime suyuyla doldurdum.
imdi kaynak suyu kullanyorsunuz ama drt ocuklu bir ailenin tenekelerle gelecek kstl suyla
yetinmesi olacak i deil gibi geliyor bana."
"Aman yarabbi, bu su meselesi gerekten mhim demek."
"Evet mhim, ben geceleri el ayak ekildikten sonra aadaki su deposunu ark suyuyla
dolduruyorum, hi olmazsa ayak yollarn ykamak iin kullanlr. me suyu sakadan temin edilir.
Mutfaktaki ihtiyalar iinse kaynatlarak kullanlabilir."
Kahvalt sofrasna oturduklarnda, Hadiye annesinin teselli edercesine konutu:
"zlmeyiniz anneciim, yedi yldr Anadolu'da yaamaktayz. Eskisi kadar titiz deilim. "
Gerekten deildi. Gzlerinin nnde buuk yl nce ayrld stanbul canlanmt. Sebiller,
tahta perdelerle kapalyd-Evlere verilen sularn ou kesilmiti. emelerin hibirinde musluk
yoktu. Suyu akmayan emeye musluk ne gerek, al1' yorlard. Osmanl mparatorluu'nun
payitaht olan stanbul
440
ehri artk susuz bir ehirdi. mparatorlukla birlikte sistemleri de kmt ve kmekteydi.
"Hi olmazsa burada sokaklarda akan sular kesilmemi anneciim. Ev temizliinde, amar
ykamada kullanlacak sular akyor. Geldiimiz yerlerde bunlar da yoktu. Ama dnyorum da

artk gzel bir eylere, iyi bir eylere kavuma midimiz var. Hi deilse artk Anadolumuz
kurtuldu. Artk bu topraklarda bamz dik olarak dolaabileceiz. Benim doduum ehrin bir
ocuu emberi krarak bu vatan yaanr hale getirmeye urayor.
Ben ocuklarm okutmak istiyordum. Ama yiyecek ekmei kalmayan ve iinde dman
izmelerinin mahmuz akrtlar duyulan bir ehirde nasl ve hangi parayla yaayacaktk?
ocuklarmz souktan nasl koruyacaktk? Karnlarn nasl doyuracaktk?
Neyse ki kamay becerebildik. Kaamayanlar a kaldlar. Kaanlar kendilerinin ve ocuklarnn
karnlarn doyurdular ve salklarn korudular. Ben kendim ve kocam adna ok gurur duyuyorum.
Bu son buuk sene iinde oralar iin ok eyler yaptk. Biz de ok eyler rendik. Yllar boyu
btn dvlere babalarn, kardelerini kocalarn, evlatlarn veren analarn, gelinlerin yaad
Anadolumuzu tandk ve sevdik."
Birden sustu. Annesine bakt. O da sevgiyle kzna bakmaktayd.
"Byle dnebildiin iin sevindim Hadiye. Ben de artk ok baka dnr oldum. nsanlar iin
ok eyler gerekli deilmi. Artk meselelerimiz kld. nsanlar kayplar byk olunca elindeki
az eyleri ok seviyor."
Cahit byk bir dikkatle annesiyle bykannesinin konumalarn dinliyordu. Bykannesine
hayranlkla bakyordu. Onu tanmaya alyor, o kocaman gzl kck kadnn yreine kadar
sokulmak istiyordu.
Baheye bakan merdivenin solundaki oda Cahit'e verilmiti. Hadiye Aydn ve Ylmaz'la caml
odann solundaki oday almt. O odaya bitiik ince uzun odada ayan'la Kaya yatacaklard.
Bykhanm orta caml odadaki kerevette, Fatma da yer
441
yatanda uyuyacakt. Yorgundular. Akamst yedikleri kahvalt hepsine yeterli gelmiti ve
yattlar.
Cahit ocuk barmalaryla uyand. Bitiik evin darack bahesindeki ocuklar oyun mu
oynuyorlard yoksa kavga myd?
Bir an nerede olduunu karamad sonra dn Antalya'ya geldiklerini hatrlad. Sevgili
bykannesine kavumulard. Hemen aklna bykannesinin akamst .syledikleri geldi.
"Yarn seni Trk Oca'nda konsere gtrmemi ister misin? Antalya'nn nl bir doktoru var,
Burhan Bey. O ilk nce bir konuma yapyor, konserde dinletecei plan bestecisini anlatyor,
sonra da anlatt bestenin plan alyor."
Sevinle yatandan frlad.
leye kadar vakit yerlemeyle geti. Cahit kitaplarn getirmiti. Odann bir duvar boydan boya
dolapt. ki rafl birka ekmeceli dolab sildi, iine rtler serdi ve kitaplarn raflara, amarlarn
ve giyeceklerini de ekmecelere yerletirdi.
Henz yemekten kalkmlard ki kapnn tokma duyuldu.
Bykannesi ona kapy amann kolay yolunu gsterdi. Orta odann kapsnn yannda tabana
kk bir delik almt. Deliin iinden geen ipe bal demir bir halka vard. Halkay geriye
doru ekince, sokak kapsnn mandal yukar kalkyordu. Bylece aalara kadar komaya gerek
kalmyordu. Cahit kapy at. Gelenlerin kimler olduuna bakmak zere merdiven bana gitti.
Bykannesi de yanma geldi. Aadan seslendiler, Tevfik Bey'in hanm ve iki kz ho geldine
gelmilerdi.
"Ksa bir ziyaret Seher Hanmefendi. Kzlarm torunlarnz grmek istediler. Ben de Hadiye
Hanmefendi'yle tanmay arzuladm."
"Ho geldiniz, sefalar getirdiniz efendim."
Kevser Hanm ortanca kz Azize ve kk kz Fahriye'yi
442
Cahit'le Kaya'ya tantt. Cahit yandan byk grnyordu. Azize ile arkada olabilecekti. Fahriye
ise Cahit'ten bile bykt. Ama birdenbire kaynaverdiler. Misafir odasndaki divanlardan birine
yan yana oturdular. Hemen konumaya baladlar. Konuacak ok konular vard. Cahit

bykannesinin kendisini konsere gtreceinden sz edince Azize kk bir kz neesiyle ellerini


rpt.
"Aaa ne iyi, biz de gideceiz. Bir saat srecek. Sonra bizim Mermerli'deki eve gideriz. Size piyano
alarm, arklar syleriz. Sonra Burhan Bey'le hanm Drdane Hanm da gelecekler. Tanrsan sen
de onlar seversin. Onlar da stanbullular zaten."
Hemen karar verildi, konserde buluacaklard.
Konser, Karaolu bahelerinin hemen balangcndaki eski Rum kilisesinde yaplmaktayd. Her ne
kadar kilise biiminden uzaklatrlmaya allmsa da her taraf mermer, kocaman souk bir
yapyd. Cahit, Burhan Bey'i orada grd. ok ard. Yz bir gerek erkek cildinden ok, bir
gen hanm yz gibiydi. Azize, Cahit'e yavaa fsldad:
"Burhan Bey ksedir. Yani sakal by yoktur. Aman, bize ne canm. ok kltrl, modern bir
doktordur. Piyano alar, iir yazar, resim yapar yani gerek bir sanatkrdr. Onun Antal-ya'daki ad
'Kz Doktordur. Bugn tanrsnz ite."
Doktor Burhan Bey otuz yalarnda, uzun boylu, sarn biriydi. Krsde grndnde, Trk
Oca'n dolduran kadnl erkekli kalabalk onu cokuyla alkladlar. Burhan Bey alklara eilerek
selamlar verdi. Ardndan, Beethoven hakknda uzun bir konuma yaptktan sonra Beethoven'in
sekizinci senfonisinin plam gramafona koydu.
Doktor Burhan Bey'in dnyann en nl sanatkr diye takdim ettii ve uzun uzun, ballandra
ballandra anlatt Beethoven'in senfonisi eski kilisenin akustii ile oalp, duvarlara smaz
boyutuyla ortal kaplayverdi.
Orkestray oluturan mzik aletlerinden her birinin baka seslerle kardklar melodi, mrlerinde
ilk kez Bat mzii duyan ve oraya altklar tarz bir hava beklentisiyle gelenlerde
443
yle bir etki yapt ki ilk nce omuzlar titremeye balad. Sonra dinleyicilerin sralar oynad. Arada
tutulamayp, azlardan frlayan sesler duyuldu. Sonunda korkun bir patlama oldu. Bu, tutulup
tutulup da sonunda zaptedilemeyen byk, fakat korkun bir kahkaha patlamasyd.
Krsdeki Burhan Bey'in pembe yz limon sarsna dnt. ylece donup kalmt. Bu byk
kahkaha tufan ayn byklkte bir utan duygusuyla, gen kzn yzne vurulan iddetli bir
amar gibiydi.
Burhan Bey gramafonun dnmekte olan plann stndeki kolu kaldrd. Pla kard.
Gramafonun kapan rtt, sahneye doru yrd ve kp gitti.
Kahkaha atanlar artk glmyorlard. Ta kesilmi heykelciklerdi sanki. Klm, bzlm birer
balondular. Seher Hanm kronik broniti nedeniyle gerekirse dar kabilebil-mek iin arka
sralara oturmutu. Cahit dnp bakt, eliyle gelmelerini iaret ediyordu. birden donmu,
piman ve akn kalabal grmezlikten gelerek orta aradan yrdler. Seher Hanm torunu ve
kzlar yanma geldiinde bayla dary iaret etti. ktlar.
Zavall kilise ne ayinler, ne dualar, ne ilahiler dinlemiti vaktiyle... Ama byle bir kahkaha
konserini hibir zaman duymamt.

"Karaolu bahesini yle bir dolaalm m?"


"Ah Seher Hanm teyzeciim, ok iyi olur. imin karanl belki ykanr."
Bahenin darack ylankavi yolunda srayla yrmeye koyuldular. itlenbik aalar bir ormand
sanki. Boylar ok yksek deildi, fakat adr benzeri dallan baheyi yer yer glgelendiriyordu.
Sular akyordu. Yllarca ayn yerde akan bu sular, kalkerli talar oya oya ilemilerdi. Nasl bir
yeillik, nasl bir cokunluk... Cahit'in akl almyordu.
stanbul'da bu coan yeillikler yoktu. Dadsyla Glhane Park'na giderlerdi. Oras iekleri,
nadide aalaryla gerekten bakml, gzel bir park. Fakat yeili hi de byle delirmi gzellikte
deildi.
444

Antalya, Beydalar'nm eteklerinde balayan krfezin orta-sndayd. Dalar, aralarndaki buulu sis
duvarlaryla, o sislerin arasndan kan sivri tepeleriyle ne kadar gzeldiler... Hava rzgrsz, deniz
kprtsz, aynayd. Gkle, denizle kucak kucaa olan doann yeili Cahit'i kendinden geirmiti.
Parkta bir tur attlar. Seher Hanm Azize'ye dnd:
"Ben sizlerle gelmezsem ayp olmaz deil mi? Hadiyedi-mi yalnz braktm. Onunla beraber
olmak istiyorum. O sevdii kocasn tek bana brakp benim iin geldi."
Azize eilerek Seher teyzesini pt, Cahit de Fahriye de ptler.
Seher Hanm Salih'in kahvesi nnden yrd. Sokaa girmek iin Antalya'nn Gazi Mustafa
Kemal Paa'sna hediye ettii evin nnden geerek kar sokaa sapt.
Dnyordu. Gazi Mustafa Kemal Paa'ya hediye edilen evi kendisi mbadele yoluyla almt.
Fakat Antalyallar Ga-zi'ye bir ev hediye etmeye karar verdiklerinde, bir trl ona layk bir ev
bulamamlard. Bulduklar evlerin sahipleri de evlerini veremeyeceklerini sylemilerdi. Seici
heyetten biri, "Halann evi tam Gazi'ye yakr gzellikte. Kendisine mbadele komisyonundan bir
baka ev temin ederiz. Belki bize bu evi verir" demiti. Seher Hanm'a rica iin hemen birini
gndermilerdi. Ona konuyu anlattklarnda, "Ona bu evi deil, canm isteseler veririm" demi ve
evi terk etmiti. Mbadele komisyonunda cadde stnde, geni baheli birok ev vard. Fakat
komisyon yeleri belki kendi tandklarna ayrdklarndan, belki de baka sebeplerden dolay bu
gzel evler yerine Seher Hanm'a ara sokaktaki evi vermilerdi.
Zaten Seher Hanm'n Rumeli'ndeki malnn yarsna ait tapular karlksz kalmt. Selanik'ten
gelen fakirler, hatta ingeneler kendilerini byk arazi, iftlik, konak sahibi olarak gstermilerdi.
Mbadele komisyonu da bu gibi kimselerin tapula-rndaki arazilerini Selanik'te mbadele iinde
alanlara para verip birka sfr ekleterek byk gsterdiklerini renmiti. rnein, iki dnm
arazisi olanlar birka sfr ekleterek kendilerini iki bin dnm sahibi gibi gstermiler ve bunun
karl445
I
n komisyondan istemilerdi. Ancak bu dalavere renilince bir kanun karlmt. Tapularda
mevcut metrekarelerin yars verilecekti. Bu arada, Seher Hanm gibi hi sahtekarlk yapmadan
bildirimde bulunanlar ise mallarnn yarsn bile alamamt. Mbadele komisyonunun son oyunu
da seve seve verdii verdii evinin ayarnda bir ev verilmemesiyle oynanmt.
Cahit mektep diye deli olduu halde onu bir maarif mektebine verememilerdi. Antalya'da sadece
kzlarn okuduu bir okul yoktu. Btn okullar kz erkek bir aradayd. Bu yzden Cahit'in -zaten
gecikmiti- mektep ii hallolamad. Cahit bir eyler yapmak, bir meslek edinmek, kendi hayatn
kendi kazanmak istiyordu. Btn ideali evlenmek deildi. Meslei olmayan bir kzn, evlilii
boyunca kocasnn eline bakacan dnyordu.
Cahit babasndan bile para isteyemezdi. Babas ona aylk bir harlk veriyordu. Bir gn hi bozuk
paras olmad iin babasndan elii kd almak iin be kuru istemiti. Babas verecekti ama,
"Daha nce senin ayln vermemi miydim?" diye sormutu. Cahit zntsnden mosmor
olmutu. Babasnn verdii paray almamt. Dnyordu. Sevgili babas bile "Senin ayln
vermemi miydim" demiti. Kzn can kadar seven babas bile ona soru sormutu. Ya elin adam?
Byle bir soru karsnda kalsa ne yapard? Hi, nk kendi kazanc yoktu. Bir are aryordu.
arenin dnp dolap evlilik yoluna k Cahit'i deli ediyordu. Kendini ocuk denecek yata
sayyordu. Fakat sokakta, konserlerde, dnlerde ya da dost evlerinde karlat genlerin
anneleri hemen ertesi gn kaplarn alyor ve Cahit'i oullarna, yeenlerine, kardelerine
istiyorlard.
zlyordu. Hadiye de Cahit'in evresindeki bu beeni izgisinin pek erken baladna
sklyordu. Kz daha on yedi yandayd.
Cahit kendisini isteyenleri duymasa bile, ayan kaplar dinleyip, rendiklerini anlatyordu.
Bunlar Cahit'in umurunda bile deildi. O daha henz kendisini yetitirmeye alyor,
446

kolunda bilgi ve kendine gvenmenin altn bileziinin olmas gerektiine inanyordu.


ayan o sralarda 31 yandayd. O da kendi kltrne, yetime tarzna uygun olmayan kimseler
tarafndan isteniyordu. Hepsini reddediyordu.
"yi insanlar iinde sevilerek saylarak bydm. Bugne geldim. Bu memlekette bana hizmeti
gzyle bakyorlar ve ancak bir hizmetiyle evlenebilecek erkekler gelip beni istiyorlar. Sittin sene
evlenmem."
Cahit, ayan byle konutuka kahkahalar koyuveriyordu.
"Galiba biz ikimiz de evlenemeyip evde kalm kz kurular olacaz" diyordu. Sonra kz kurusu
olduklarnda bir kck ev alp, beraberce oturma planlar yapp, glyorlard.
Gnlerden bir gn Seher Hanm, Hadiye'yi karsna ald.
"Bak evlatcm, ilk nce seninle, sonra ayan ile konumaya karar verdim. Bizim babamz
tarafndan akrabalarmzdan biri genliinde Mzika-i Hmayun'da flt alard. Yakkll ile
mehurdu. Selanik'te evlenmi, bir de olu olmutu. Tesadf, o da mbadele ile Antalya'ya gelince,
bulutuk. ki sene nce karsn kaybetti. Tek bana ok perian zavall. Vaktiyle saray hayat
yaarken, burada, gmrk muhafaza memurluu yapyor. "
Hadiye bu uzun anlatmn sonunda ayan ile ilgili bir konu kacan anlamt. Sabrla hikayenin
sonunu bekledi.
"Ne dersin, ayan' Hasan Bey'e verir misin?"
"Ka yalarnda kadar?"
"50 var, ama din ve salkl."
"ayan'm bir trl kendisine uygun, yani onun beenecei bir talibi kmad. Hasan Bey daymzla
aralarnda 19 ya var, ok deil mi anne?
"ayan gibi sal pek yerinde olmayan bir kz iin daha gen bir erkek mnasip dmez evladm.
Bence biilmi kaftan."
"Kendisine syleyelim."
447
Hadiye ayan'a syledi. Soylu bir aileye mensup bir beyefendi, hem de yakkl ve din... ayan'n
akl yatar gibi olmutu.
"Senin de gelip kapn alacamz bir yuvan, bir evladn olmal. stersen bir grtrelim seni."
"Yok, yok, kk hanmcm. Elim ayam birbirine dolar, maskara olurum. Beenecei varsa
bile beenmez adam beni."
"O seni grm. Geen gn ocuklarla Karaolu bahesinde geziyormusunuz. Pek de beenmi"
"Aman kk hanm siz de."
"Sizdesi falan yok. Hem sonra sen evlenirsen, Cahit de evlenme fikrine alr biraz. Onun da uygun
bir talibi karsa, birka sene sonra evlenir. Baka aremiz yok, onu da brakmayacaklar. Antalya
hayatm skmaya balad ama artk buradan ayrlmaya da niyetim yok. Yaknda Alanya'ya
gideceim. Sen evlenirsen, Cahit'i sana brakrm."
Ertesi gn Hasan Bey'le Seher Hanm, Halim'in kahvesinde otururlarken ayan araf giydi,
peesini rterek kahvenin nnden geti. Bykhanm grnce yere bir ey drm de
aryormu gibi yapt. Kadzade Hasan Bey'i grd ve beendi. Hadiye bu haberi annesine Verdi.
Karar verildi, erbetler iildi, yzkler takld; ardndan da nikh kyld. Damat Kadzade Hasan
Avni Bey, Seher Hanm'in evine i gveysi girdi.
Cahit ilk nce, dads elinden gidiyor diye zld. Fakat sonra Hasan Bey'i de ok sevdi. Dadsnn
da ondan ve onlardan kopamayacan anlaynca rahatlad. Kaya birazck zlmt. kide bir de
yeni evlilerin odasna dalyordu. Cahit'in annesine anlattna gre Kaya dadsn kendisinden
ayrd iin Hasan Bey7 e kzgnd. Onu rahatsz etmek iin odalarna ya kendi giriyor ya da
Aydm' gnderiyordu.
Cahit, dads evlendiinde, hele evi tamir edilip, denip dayandktan sonra evlilik konularna scak
bakmaya balamt. Birdenbire gelimi, boyu uzamt, artk gen bir hanmd-Annesi ayakl bir
Singer makinesi almt. Bir arkada makine-

448
de ok gzel naklar yapyordu. Cahit birka gn arkadana gidip onu ilerken grd. Gelince ilk
ii keten stne izdii ii kasnaa germekle balad ve tpk arkada gibi ileri geri hareketlerle
baarl olarak yapt. Mthi bir tiryakilik balamt. Tpk Hekimhan'da yaptklar tezghnda hal
dokumaya balamasnn benzeri bir heves, bir baarma tutkusu ile doluydu.
Alaattin amcas stanbul'dayd. Sular daresi'nde ef olarak alyordu. Artk gazete
gndermiyordu ama stanbul'a verilen siparileri paketleyip, Amerikan bezi torbaya doldurup
onlara yolluyordu. Yine en byk tiryakilii kitap okumakt. Balkesir'deki Remzi Bey gibi burada
da kitaps vard. Okuduktan sonra arkadalar ile dei toku yapyorlard.
Bir gn onu ok sevindiren bir haber duydu. Maarif, kzlar iin bir mektep ayordu. Kaleii'nde bir
Rumun byk konanda gen kzlar hayata hazrlamaya yarayan yeni bir sistemle retim
yaplacak bir kz mektebiydi bu. Hem dersler vard, hem de biki, diki, nak.
Frtna gibi annesinin yanna koup haberi verdiinde Hadiye de buna sevindi. Beraberce okula
gittiler. Elinde, Hekimhan'daki zel mektepten verilmi bir ilk mektep tasdiknamesi vard.
Gstermeye bile gerek olmad. yi aile kzlarn alyorlard. Mektepte niforma olarak, lacivert etek,
ksa kollu ilemeli bir bluz, siyah pabu ve ten rengi orap giyilecekti. Hadiye kzma gzel bir
makas, gm bir yksk ve bir de mezura ald. Diki ve el ileri derslerinde beyaz gmlek
giyeceklerdi. Mektep sabahtan akama kadard. Kabiliyetli kzlar mektebin sipari diki atlyesinde
staj da yapacaklard.
Cahit'in en iyi arkada Tevfik Beylerin kz Azize'ydi. ok yakndlar, birbirinden gizlisi olmayan
iki srdatlar. Azize'den beyaz elii yapmasn renmiti. Onlara giderken elileriyle dolu
antasn mutlaka yannda gtrrd. Piyano alan Azi-ze'nin sesi de ok gzeldi. Ondan Bat
mzii paralarn reniyordu. Hele Azize'nin Salome'nin hayatna dair bir arks vard ki Cahit
onu her gn dinlese bkmazd. Azize'nin kz kar449
dei Fahriye ile de Kaya arkadat. Kaya, narin, zarif bir kz olmutu. Okulun son snfn okuyordu.
Sk sk Azizelerin Mermerli'deki evlerine gidiyordu. Kalei-i'nde, Rumlardan kalma, ok gzel bir
evdi. Cahit, Antalya liman ve ak denizi kubak gren bu evin sahibinin ok zevkli olduunu
dnyordu. Btn n cephesi limana bakan bu evin odalar, uzun bir koridora alyordu. Koridor
batan baa camlyd ve iinde portakal, limon, muz aalaryla yasemin, ful, hanmeli, zambak
gibi kokulu iekler bulunan baheye bakyordu.
Bir baka tiryakilii de bykannesinin Kr Cami'ndeki bahesiydi. Krk dnmlk bu topra ok
seviyordu. lk gittii gnn zevkini hi unutamayacakt. Bykannesi onun toprak sevgisine ok
memnundu. Bahenin byk ahr, bahar gelince hayvanlar dardaki sundurmada
gecelediklerinden bo olurdu. te o zaman bykannesiyle ipekbcei yetitiriyorlard.
Bykannesi krk dnmlk topran portakal bahesi yapmak istiyordu.
Bayram yaklayordu. Bir ay sonra bayram gelecekti ama evlerinin perdeleri hl uydurmayd.
Annesine, "Evimize nakl perdeler dikmek istiyorum" demiti. Anne kz ller alp, kuma
aldlar, bitiler. Cahit bir Alman dergisinden modeller kartarak, hem keten, hem de Amerikan
bezinden perdeleri makinesinin yanna yd. Bir hafta gece gndz makinenin yanndan kalkmad.
Hafta sonunda perdeler hazrd.
Yayl kornejler alnd, duvarlara takozlar akld, kornejleri yerletirdi. Bayramdan ok nce btn
pencereler perdelendi. Evleri birdenbire yle deiik bir grnm almt ki baktka seviniyordu.
Evlerinin kaplar istemek iin gelenler tarafndan alndnda ii nefretle doluyordu.
Azize, bir sevgilisi olduunu anlatmt. Ad akr Ali idi. Gerekten akr gzlyd. Yakkl bir
gen adamd. Azize hayal ediyordu; bir gn kaplar alnacak, akr Alisi ona dnr
450
gnderecekti. Fakat ne yazk ki bu dnrler bir trl gelmiyordu. lkbaharn yaza dnd scak bir
tatil gnyd. Yenika-p'dan Azizelerin Mermerli'deki evlerine gitmek iin gneli yollardan
Kalei'ne doru yryordu.

atlar birbirine yakn evlerin sokaklar, rzgr koridorlu ve glgeliydi. Gneten kamak iin
evlerin glgelerine snarak hzl hzl yryordu. Bir ara arkasnda hzl yryen ayak sesleri
duydu. Bakmad. Sokak le zaman botu. Ayak sesleri sklayordu. Cahit temposunu
deitirmeyi dnd ama bu arkadan gelenden korktuu anlamna geleceinden vazgeti.
Birden yolunu bir glge kesti. inden "Aaa" dedi, "Bu akr Ali. Azizeciimin sevgili akr Ali'si.
Yoksa benimle Azize'ye bir haber mi ulatrmak istiyor?"
"Niin bu kadar kouyorsunuz Cahit Hanm? Yoksa benden korkuyor musunuz?"
Gzleri imek imekti.
"Sizden deil, ben hi kimseden korkmam."
"Ama bu tenha sokakta korkulmaz m?"
"Korkulmaz dedim ya. Sizi tanyorum. Azize'nin akr Ali'sisiniz."
"Admn bir aza bu kadar yakacan dnmemitim.
"Azize'ye gidiyorum. Acaba beni grnce ona nemli bir haber gtrmemi mi isteyecektiniz?"
"Yok canm. Habere ne gerek. Ne zaman iaret etsem geliyor."
"u halde niye yoluma engel oluyorsunuz?"
"nk size syleceklerim var da ondan."
"Siz benim arkadamn sevdii insansnz. Bana syleyeceiniz hibir sznz benim tarafmdan
dinlenilmez."
" Ben bir kere Azize Hanm'm sevgilisi falan deilim."
Cahit'in iinde kocaman bir nefret, ondan daha byk bir fke kabaryordu.
"Ne demek istediinizi aka syleyiniz ki size gereken cevab vereyim."
"Benimle arkadalk etmenizi istiyorum, hepsi bu kadar."
451
"Bana arkadalk teklif etmek, sizin gibi dk ahlakl bir adamn haddine dmemitir. Sizin gibi
adamlarn ben ancak yzlerine tkrrm."
"Cahit gibi narin, nazik bir kz nasl oluyor da vahi bir panter haline dnyor?"
"ekil, yolumdan ekil ahlaksz adam. Yoksa gerekten panter olup paralarm seni."
Elinin tersiyle ilerledi akr Ali'yi, sonra frlayp komaya balad. Keyi dnerken geriye gz
attnda olduu yere a-kli kalm akr Ali'yi grd. Mermerli'ye Azize'lerin evinin nne
geldiinde derin derin soluk ald, kapy iterek ieri girdi. Baheyi geti, cameknl kap her
zamanki gibi akt.
Cameknl koridorun sonundaki salondan piyano sesi geli-* yordu. Oraya doru yrd, salonun
kaps da akt. Eikte durdu. Doktor Burhan Bey piyanonun banda, Azize de yannda, ayakta
duruyordu. Burhan Bey Cahit'i grd, bayla selamlad. Parmaklar durdu. Bir baka melodi
almaya balad.
Azize Cahit'e buz gibi bir bak frlatt. O bakn anlam ' neydi? Burhan Bey Cahit iin mi
melodiyi deitirmi, arky ona m sylyordu? Bir ark iin byle buz bak frlattna gre
akr Ali'nin sylediklerini duysa nasl bakard acaba? Azize'nin baklarndaki buz erimiyordu.
Niin byle davranmt? Son derece ac ekiyordu. Krlmt. Birdenbire insanlarn iyzlerini mi
gryordu. Oysa Cahit ona akr Ali'nin ok kt biri olduunu syleyip arkadan o beladan
kurtarmak iin oraya kadar komutu. Ama, u uzun an iinde anlyordu ki, hayat kendi sand
kadar temizliklerle, drstlklerle yorulmu deildi. nsanlarn bin yzleri vard. Arkasn dnerek
geldii yola kt. Gne yine scakt ama titriyordu. O zamandan sonra kimseyle yakn arkada
olamayacakt. Kendi yreinin bir ainas, eini de bulamayacan biliyordu. Acyd ama, bu bir
gerekti. nsan tek banayd.
Btn gcyle mektepteki derslerine alyordu. yi bir mzik hocalar vard. Notay ksa srede
renmiti. Tarih ve edebiyat derslerini Ltfi Fikri Bey adnda mbarek denilecek
452
kadar temiz, scack bir hoca veriyordu. Alanya tarihi hakkndaki bir kitabn Cahit'e hediye etmiti.
Cahit'in yazd yazlar ok beeniyordu.

Cahit babasn ok zlemiti. O gnlerde annesi ok megul gibiydi. Sk sk Mustafa Bey daylara
gidiyordu. Babas bir aydan beri Antalya'ya gelememiti.
Sonra bir gn birdenbire kageldi. Cahit'in gzleri ya iindeydi. "Hasret sevince dntnde bu
gzlerine de ne oluyordu byle..."
Akam sofradaydlar. Annesinin diktii yasemin fidan, yukar terasn sol kesine kadar uzamt.
Akdeniz'in o kendine zg keskin, parlak ayl gecelerinden biriydi. Cahit annesinin evlerine yeni
ald elektriin dmesini kapayverdi. Yaseminlerin kokulan ile ay yava yava birbirleriyle
sarma dola olarak ieri sokuldular. Ay nn bsbtn hayal lkesine evirdii balkonun teline
asl havlu salland. Rzgr kmt. Hadiye o yana bakt.
"Oh ok kr, Manavgat kt."
Ay , yaseminler ve Manavgat rzgrnn serinlii bir aradayd. Vehbi Bey bir aydan beri
grmedii ailesine hasretle bakyordu. ocuklar her grdnde biraz daha geliiyor ve
gzelleiyordu.
"Size belki iyi diyebileceiniz bir haberim var sevgililerim."
Kaya telala sordu. "Nedir babacm?"
"Babanz artk Alanya'ya dnmeyecek. nk Korkuteli'ni tahvilimi istemitim. Naklim geldi.
Artk aramzda dalar, denizler deil bir ose olacak. O da otomobille alt saatlik bir yol."
Hadiye bir an duralad.
"Acaba bizim mrmz gerler benzeri oradan oraya gitmekle mi geecek? Acaba emekli olup,
Kkayasofya'daki gibi krmz minderde otursan?"
"Korkuteli'ne geliim seni sevindirmedi mi Hadisim"
"Sevinmez olur muyum Vehbiciim. Kk baheli bir ev, tavuklar, inek, rdek besleriz."
453
"Telefon ettim. Korkuteli'nde, yle ay kenarnda byk, baheli bir ev tutmalarn rica ettim.
Alanya'daki evi topladm, bir de kamyon tuttum. Eyalarmz dorudan Korkuteli'ne gidecek. Ben
de yarn Korkuteli'ne gideceim. Siz gelince evi hazr bulun istiyorum."
"Aslnda iyi ki geldin Vehbiciim. Benim de seninle konumam gereken baz konular vard."
"Hayrola karcm? nallah hayrdr. Meraklandryorsun beni."
"Bir haftadr Mustafa Bey daylarla konumaktayz. "
Cahit'in iinde bir yer szlad, sonra acd. Bir korku geniledi. Birden yerinden kalkt, elektrik
dmesini evirdi. Ay geri kat. Yasemin kokularn rzgr alp sanki baka yerlere gtrd.
Annesinin yzne bakt.
Annesinin yznde srrn gizleyen bir deiik hava vard.
Cahit dadsn arad birdenbire. Evine gittiinden beri her dakika onu zlyordu. "Yarn
gitmeliyim" diye dnd. Hayr, imdi gitmeliydi. Vakit ok erkendi. Sofradan kalkt, aceleyle
tabaklar toparlad, Fatma'ya seslendi. Fatma mutfakta uyuyordu. Srad, dar kotu.
"Sofray toplayver Fatma; ben Cicime gidiyorum anne."
"Bu saatte mi?"
"Saat erken..."
Dads evlendiinde annesi, "Dadnza Cici deyiniz. Belki kocas dad kelimesinden holanmaz"
demiti. Muslua kotu, ellerini, azn, yzn ykayp kurulad.
"Belki bu gece Cicimde kalrm, siz yalnz deilsiniz nasl olsa."
Merdivenleri ikier ikier atlayarak indi. Az sonra kapnn kapan duyuldu. Hadiye Fatma'nn
getirdii kahve tepsisini ald. Sonra Kaya'ya dnd.
"Haydi gzelim Aydn' al, beraberce yatlh. Onun ok uykusu geldi. Sonra bir de Ylmazca bak,
uyumu mu?"
Kaya mutfaa birka bardak gtrd. ayan evden ayrldndan beri gndelie yardmc bir kadn
geliyordu ama evin ufak tefek ilerini kzlar da yapmaya balamlard. Balkona
ktlar. Yasemin kokularn alp baka yerlere gtren rzgr durmutu. Tam anlamyla byk,
derin bir sessizlik hakimdi. Kahvesinden birka yudum alan Vehbi karsna bakt.

"Meraklandrdn beni. Neydi konuacaklarn?"


"Konu Cahit kzmz."
"Ne olmu Cahit'e?"
"Artk byd serpildi. stemeye gelenlerin ard arkas kesilmiyor. Cahit'in de benim de canmz
sklyor. Biraz rktm."
"Yani kzmz rahatsz m ediyorlar?"
"Yalnz rahatsz etmek deil. Onu da beni de korkutmaya alyorlar."
"Kimler bunlar?"
"Kzmza gz dikenler. Ya verirsiniz, ya karrz laflar ortalkta dnmeye balad, bana kadar
geldi."
"Kimse bir halt yapamaz. Ama bu vaziyet de byle srp gidemez. Cahit henz ok gen."
"Evet ama gelimi, gzel, haval bir gen kz. Beenilmesi, istenmesi houma gitmiyor deil ama
biraz arm durumdaym."
Vehbi Bey iini ekti.
"Buras Akdeniz kys. Genleri ok erken yalarda uyanrlar. Hava, gne, deniz onlar kar cinse
doru iter. Ellerinde olan bir ey deildir bu. Doann amaz bir kuraldr. Cahit evlenecei gnn
henz gelmediini biliyor. "
"Vehbiciim, bir imparatorluun kt, yurdunun evresini dmanlarn kuatt, inkilaplarm
yanardalar gibi her gn patlad bir lkede, bugnk artlarla tahsilini yapamayan gzel bir kzn
nasl meslek sahibi olabileceini, koluna nasl altn bilezik takacan dndn m hi"
Vehbi cevap vermedi.
Kz mektebini bitirmek zorunda olduunu son mektubunda anlatmt.
"SeVgili babacm beni bir dnn. Hayatm - buuk yllar arasnda parsellenmi.
Doduum ehirde yl, imparatorluun gzelim baehrinde yl, Anadolumuzun g454
455
zel beldesi Balkesir'de buuk yl, Hekimhan'da buuk yl. imdi Akdeniz kylarnn efsane
kasabas Alanya ve gelecein nemli ehirlerinden birisi olacan sylediiniz Antalya'da yla
yakn. Btn bunlar sralarsanz, ben hangi yllarm, hangi kltrm ile gayelerime ulaabilirim,
hep dnyorum. Ancak sizler gibi mkemmel bir anne ile babann mektebinde yetitim. Bugne
kadar sizden aldklarm ve evremden topladklarm ile nasl bir gayem olmal? Dnyorum,
dnyorum ve hep dnyorum. Bir tek kar yol var, evlenmek. Fakat unu aka
sylemeliyim ki babacm ben yle kapmz alan her yata, her meslekten kimselerle
evlenemem, evlenmem. Evlilie hazr deilim.
imdi asl sylemek istediimi aklayaym. Bizim mektebin ok sevip saydm Mdiresi
hanmefendinin bir terzihanesi var. Benimle snf arkadam Hayriye'ye terzihanesinde ortaklk
teklif ediyor. Kazancmz ikiye bleceiz. Btn bunlar noterde, kanuni bir ekilde yaplacak
anlama ile perinleyebiliriz. Bunu hangi talebesine teklif etse gkyzne uarlar. Ben sevindim
ama umadm babacm. Ben nl bir terzi olmak istemiyorum. Evlenip, Antalya sosyetesinin
gzbebei olmak da istemiyorum. Beni, duygularm, ruhumu, heyecanm doyurabilecek, beni
durultabilecek ve bo hayallere kaplmam nleyecek bir meslek sahibi olmak istiyorum. Ltfen
bana yardm ediniz babacm.
Korkarak soracam, ben air olabilir miyim? Ben yazar olabilir miyim? Bilmem ki size
tamanlatm mydm? stanbul'da Raife teyzemle, konsolos ei smail Hakk Bey enitem beni
airiazam Abdlhak Hamit Bey'e gtrmlerdi. smail Bey enitem airimize, 'Bizim hanmn bir
kk air yeeni var. Kendisi sizin btn kitaplarnz okumu ve size hayran. Onu size getirmeme
izin verir misiniz' demi. zin knca annem beni sslemiti. Enitem ve teyzemle Maka'daki
evine gitmitik. Hamit Bey beni ok sevmiti. Ona defterimden iirler okumutum. O da bana 'Bu
defterini brak, senin hakkndaki fikirlerimi syleyeyim' demiti. ay sonra artk mitlerimin
bitmek zere olduu bir srada defterim gelmiti. Hem de, son

456
sayfasnn yars hakkmdaki fikirleriyle dolu olarak. Biraz daha dikkatli olursam iyi bir air
olabileceimi belirtiyordu. Gklere utum ama bir daha iir yazamadm. Babacm sizce ben
Abdlhak Bey'in dedii gibi air olabilir miyim? Bu yolda almal mym?"
Vehbi ka kez okuduu mektuba cevap yazamadan Antalya'ya gelmiti. Kzyla bu konularda
konumay dnrken kars onu evlendirmekten sz ediyordu.
Hadiye brakt yerden yeniden balad.
"Fahriye Hanm teyzeyle Mustafa Bey daymn sevdikleri bir gen varm. Antalya'nn parlak
avukatlanndanm. En gzel taraf da vaktiyle Rumeli'den g eden bir ailenin ocuuy-mu. Ne
zamandan beri stmzdeler. Bu ii konuuyoruz. Tabii senin yokluunda hibir ekilde onlara bir
sz vermedik."
Vehbi ok ararak bakt.
"Bu sylediklerini Cahit'e atn m?"
Hadiye kocasnn ses tonundaki yabancl yadrgad. Kocasn ilk kez byle gryordu. Vehbi
fkelenmiti. Ama galiba Hadiyesine deildi bu fkesi. Mustafa Bey ile Fahriye Hanm'a idi. Ne
hakla bu iki uzak akraba kendi ailesinin ve sevgili kzlarnn kader yollarn deitirmeye
kalkyorlard.
"Bana izin karcm. Galiba Akdeniz'in lgn dalgalar beni ok sarst. yle mthi bir frtna
yedik ki alt saatlik deniz yolculuunu on saatte yapabildik. Msaade edersen biraz yatp dinlenmek
istiyorum."
Cahit annesi ile babasn -onlarn kahvelerini bile piirmeden- sofrada brakp sokaa frlamt.
Dadsnn evi, Yenikap Caddesi'ne paralel ve ok yakn bir arka sokaktayd. Onlarn yeni onarlp
denmi evlerini seviyordu. Hasan Bey days ok ho bir adamd. Bada kurarak yer minderinde
dizleri armadan oturmalar bir alemdi. Elinde duman tten tepesi ateli sigaralar, Cahit odaya
aniden girmise aceleyle arkasn457
daki minderin altna saklad kadehleri ile yakalanmas ok hotu. Bir keresinde Hasan Bey
daysna taklmt.
"Ne yazk ki anason kokusu minderlerin altna gizlenemiyor."
Hasan Bey day Cahit'in szlerine kahkahalarla glmt. Cicisi bu soylu kiilii olan, yllarca
saraylarda yaam olan kocasn ok seviyor olmalyd ki nefret ettii ikisini evde ie-bilmesi iin
sofra kuruyor, mezeler hazrlyordu. Gemi mutlu hayatndan -padiahl gnlerdi bunlar- yle
gzel hikyeler anlatyordu ki... Harem aalar ile cariye kzlarn sevdalarna ait hikyeleri Cahit'in
ok houna gidiyordu
Hasan Bey hafif akrkeyif anlatrken eer syledii szlerin kelimeleri iyi seilmemise ayan'in
sesi ykselirdi.
"Aman bre Hasan Bey, galiba fazla kardn bu akam."
Hasan Bey terbiyeli, gen ve gzel karsna kt. Onu kzdrmak olur mu? Derhal konumalarn
sarayda verilen konserlere evirirdi. Kendisini anlatrd:

"E, boy pos yerinde, sakal yok fakat byklar burma, salar taranm, tra sinek kayd, elimizde flt,
cierler nah mangal kadar byk, armonik kadar gl, btn saray kadnlar karmzda, hepsi
birbirinden gzel, gslerinde, kollarnda ellerindeki mcevherler gne gne parldamakta. Ee,
yan gzle bize de gz szenler var..."
ayan'n sesi yine onun szlerini kesiyordu.
"Aman bre Hasan Bey, atma canm, sultanlar m sana bakmakta?"
Cahit bir yandan bunlar dnyor, bir yandan da hzl admlarla ilerliyordu. Duvarlarn hemen
hepsinin stnde, beyazlar ayn ile mavilemi yasemin kmeleri grlyordu. Gndzn
scan emen yaseminlerin kokusu btn sokaa yaylmaktayd. O sokak da azna dek yasemin
kokularyla doluydu. Dadsnn evinin verniklenmi sar kapsnda ay 1 parlamaktayd.
Yumulmu yumruk biimindeki pirin tokmak klar kendine ekmi, prl prld.

Kimi bahe duvarlarnn ardndan bir ark sesi tayordu.


458
Cahit, sar parlak kapnn pirin tokman kere vurdu. Yukardaki tahta demelerde telal
ayak sesleri duyuldu. pin ucundaki mandal seslenerek yukar kalkt, kap ardna dek ald. Cahit
yine keskin yasemin kokulu lo tala girdi. ayan'n sesi merdivenin banda duyuldu:
"Cahitciim, sen misin?"
"Benim Ciciciim."
"ayan!"
"Buyur Hasan Bey?"
"Kim geldi?"
"Bize kim gelir bu saatte..."
"Cahit Hanm kzmz m?"
Merdivenler sar boyal tahta, ortalarnda artk kumalardan dokunmu pala denilen yolluk,
tertemiz, mis kokuyordu her taraf.
Merdivenleri er er admlarla trmand. Baheye bakan pencerelerin hepsi akt; bahedeki
portakal aalar, zerlerindeki portakallaryla neredeyse balarn pencereden ieri sokacaklard.
Dadsnn sonunda sandndan kan, el ii dante-lalarla ssl beyaz patiska rtleriyle rtl
minderin kesinde, yollu pijamasnn sadece altn giymi, stnde kollu fanila-syla Hasan Bey
day oturuyordu. Elinde siyah kehribar uzun azlna geirilmi sigarasn zarafetle tutuyordu.
ayan bol bedenli bir basma entari giymiti. Karn burnundayd. Cahit, daysnn karsna oturdu.
Hasan Bey de bir kurum, bir kurum.
"Eh Cahit kzmza bir karde de ayan cicisinden gelecek."
"Ah ok seviniyorum Hasan Bey daycm."
"Eh eli kulanda. Allahtan kz bir evlat istiyorum. Kendileri beni krmaz, her zaman ricalarm
kabul etmilerdir."
"nallah daycm."
"Adn bile koydum."
"Ya..."
"Trkan Sultan olacak ad. Anne gzel, baba yakkl herhalde ikimizin beraberliinden bir Trkan
Sultan kar."
459
Cahit onu dinlerken iindeki katln yumuad hissediyordu. Cicisi iki kahve fincan ile geldi.
Kahvelerini ierlerken ayan kukulu kukulu Cahit'e bakyordu.
"Yzn solgun, neyin var gzelim?"
"Mustafa Bey day ve Fahriye Hanm teyze, anneme bir dolap eviriyorlar galiba. Mustafa Bey
daym severim ama onlarn akl fikri beni evlendirmek. Ve bylece damat beyin dostluklarn,
ikramlarn kazanmak."
"Mustafa Bey day m?"
"Evet, Mustafa Bey day. Geenlerde kendilerine sunulan hediyelerden sz diyordu. Bir avukat
dostlar varm. Gen, fevkalade bir adamm. Onlara her zaman ikramlar yapyormu."
ayan'n kalar atlmt.
"Severim o ihtiyar kar kocay ama hediye almaktan pek holanyorlar. te imdi de i
kartryorlar."
Cahit armt.
"Nereden biliyorsun Cici?"
"Nereden olacak, evlatlklar Nazife hepsini anlatt. Ben o adam hi mi hi tutmadm."
Cahit konuulanlar duyamaz, anlayamaz hale gelmiti. Arkasndan neler olmutu, neler yapmak
istiyorlard. Daha fazla soramad ama eve dndnde annesine soracakt.
Mektebin son imtihanlar gelip atmt. Btn derslere almt. Fakat imtihan kelimesinin iinde
bir eyler gizliydi. Duymak bile heyecan veriyordu. Son el ilerini bitirmeliydi. Onlardan not

alacakt. Karaolu'nun sol ucunda bir kr kahvesi vard. Teras denizin stnde gibiydi.
Karlarndaki yamata engin yeilliklerin doa duvar, aada ular kayalklara vurduunda
beyaz kpkten dantelalar ileyen deniz. Her zamanki kedeki sandalyesine oturdu. antasndan
iini kartt. Pembe keten stne renk renk serpili iekleri iliyordu.
Karlarda Bey Dalar'ran muhteem gnlerinden biriydi. Gne yle k oyunlar yapyordu ki
bir sre iini brakarak onlar seyretti. Gnein dalarn aralarna sokulamayan klar renk renkti.
Parlak yeiller, koyu kuruniler, beyaz buular ve
460
btn bunlarn denize den akisleri. Cahit karlara bakmaya doyamyordu. Ama iinin bilmedii
bir yerlerinde bir keder, bir znt vard. Elleri iinde, gz karlarda alamyordu.
Karaolu'na gidip gelirken byk, yzyllar grm narn yanndan geerdi. Aa bir gemi
zaman masal, bir tarih antyd. Geni glgesini gneten kamak isteyen insanlara cmerte
sunard. Parktan ktnda bu antsal aacn glgesinde bir an durarak, sinema kapsnda asl afie
bakt. Yreinde bir sevin scakl doluverdi. Afite Gazi'nin Orman iftlii kuruluunun
anlarnn resimleri vard. Banda yazlk bir hasr apka, srtnda beyaz ceket Gazi Mustafa Kemal
Paa traktrn stnde tarla srmekteydi. Yreinde balayan sevin btn vcudunu sarverdi. Ah
buraya gelebilseydi....
"Hi olmazsa onu arabasnda grebilseydim. Memleketin her tarafna gidiyor, Antalya'ya da gelse
ne olurdu? Elini pe-bilsem, ona 'Efendim ben sizin hemerinizim. Selanik'teki evinizin
komusuyum. Ben Osman Nuri Beyle Seher Hanm'm torunlarym. Annem annenizi, ablanz ok
yakndan tanyorlar.' diyebilseydim. Acaba bana neler sylerdi? Acaba benimle konuur muydu?
Kendimi onun karsnda bulsam, 'Efendim okumak, bir eyler renmek ve memleketime faydal
biri olmak istiyorum. Beni darya okumaya gnderebilir misiniz 'diye sorup rica ederdim."
Afiin nnden usulca ayrlp sinemann giesi nne yrd. Tandk gie memuru onu grnce
selamlad, "On dakika sonra balyor. Gazinin iftlikteki almalar..." dedi.
Kapnn nndeki perdeyi aralayarak sinema salonuna girdi. Kk bir salondu. Sinemann kiracs
'sinemac' lakabyla tannyordu. stanbul'da oynayan, en nl artistlerin filmlerini getiriyordu.
Sinema Cahit'in hayatna alan bir sihirli pencereydi. O kk sevimli sinemada Fransz, ngiliz,
talyan, eski Alman filmlerini seyretmiti. Paris'i okuduu kitaplardan renmiti. Fakat Fransz
filmleriyle de tanmt. Semtlerin, bulvarlarn, caddelerin adlarn biliyordu. nl Louvre
mzesini gezmi gibiydi.
461
erisi lotu. Az sonra birka kk k yakld. Sahnenin nndeki piyanoyu alan siyah elbiseli
gen bey geldi. Kapan at, Tuna Dalgalar'n almaya balad. Sahneyi rten siyah kadife perde
ald. Beyaz perde grld. Cahit'in heyecan son haddine varmt. Fslt konumalar oalmt.
Sonra t kmaz oldu ve Gazi Mustafa Kemal grld. Bir saate yakn, bir ses anlatt, sessiz film
oynad. Filmi seyredenler bir saat hi kprdamadlar, konumadlar, glmediler.
Ekrandaki resimler bittiinde klar yand, Tuna Dalgalar balad. Cahit, Gazi'yi grmt,
tanmt. Her haliyle, oturmas, kalkmas, sigara imesi, kahvesini yudumlamas, yamn-dakilerle
konumasn grmt. Hayranlnn yreine smayacan dnyordu. Bu sevgili hemerisine
kar duygular bir baka trlyd. Ona birok kimselerden daha yaknd. nk o da onun
doduu topraklarda hayat bularak domutu. inde bir ses durmadan syleniyordu. "Gazi
Mustafa Kemal mi? O bizim komumuz. O Selanikli, benim anamn doduu topraklarn ocuu.
Ben de onun doduu mahallenin Beylerbeyi payeli, Doyran Beyi Hac Sait Bey'in torun ocuu
Cahit. Onun mahallesinin az ilerisindeki Islahhane Mahalle-si'nde Hac Ratibe Hanm'm konanda
domuum. Bizim onunla yaknlmz baka trldr." diyordu.
Film bitip, sinemadan ktktan sonra da Cahit uzun sre etkisinden kurtulamad. Beyaz perdede
grdkleri gzlerinden gitmiyordu. Birka gn hep dnd.
Bu rya daha devam edebilirdi ama srmedi. nk Cahit'in yaamnda aklndan geirmedii bir
baka film oynamaya balamt. Annesine, babasna kar kamad iin, ne olduunu bile

anlamadan parmana bir yzk taklmt. O da bir kargaa, bir grlt patrd iinde olmutu.
Belediyeden memur getirtilmiti. Kocaman bir deftere imzalar atlmt. Neler oluyordu? Gerekte
hi sevmedii biriyle nikhlanvermiti-Terzilere elbise siparileri verilmiti. ar pazara
gidiliyordu. Bir kouturma, acemice bir tela yaanyordu. Mustafa Bey ile Fahriye Hanm,
annesini adeta bylemilerdi.
462
ayan dourmak zereydi. O gn Hadiye de ayan'm evine gitmiti. Cahit evde atelenivermiti.
Srtnn sol tarafndaki ardan soluk alamyordu. Bykannesi srtnn sancl yerine kupa ekti.
Kafes kafes tentrdiyot srd. Scak havlularla kapad. ki aspirinle scak hlamur iirdi. O srada
ayan'in evinden mjde geldi.
"Kzmz Trkan 3,5 kilo ve salkl olarak dodu." Ertesi gn Cahit ateler iinde yanyordu,
ayan'n yanna gidemedi. nc gn gittiinde kk Trkan' grr grmez sevdi. Trkan
gerekten ok gzel ve cana yakn bir bebekti. Ne garipti bu dnya. Artk doduu gnden beri hep
yannda, yamacnda, karsndaki ayan'm kollarnda imdi baka bir bebek vard. Yatana eildi,
onu pp koklad. Cicisi burnunu ekerek alyordu.
"Vallahi Cahitciim inan ayan dadcma, ben iki gece nce beinci ocuumu dnyaya getirdim.
Sen benim ilk bebe-imdin. Kaya ikinci, Aydn nc, Ylmazcm drdnc, bu kara kz da
beinci."
Cahit'in evlilik hazrlklar artk iyice hzlanmt. Misafir salonu ve yatak odasn gelin
deyecekti. br taraflarn Damat Bey stlenmiti. Bunu Hadiye Hanm art komutu.
Ellerindeki btn paray, Cahit'e eyiz iin harcyorlard. Oturduklar evin ii Fransa'da ilenmi
yatak odas, beyaz keten, ipek takmlar ile dolup tayordu. Damat Bey evi onartmt. Demekle
meguld. Artk neler aldn, ne biim eyalar setiini kimse bilmiyordu.
Bir gece bir rya grmt. Evlenip gidecei evde bir yataktayd. Evin ats yoktu. Cahit yatt
yerden gkyznn akmak akmak yakamozlanan yldzlarn gryordu. Ertesi sabah kalktnda
keyifle glyordu. Annesi kahvaltda kznn yznn gldn grnce sevinip sordu.
Cahit glerek, "Gece bir rya grdm, keyfim o yzden." dedi.
"Hayrdr inallah yavrum, nasld seni bu kadar neelendiren rya?"
463
Cahit yine neeyle anlatt.
"O evde bir yatakta yatyordum. Yattm yerden yldzlar seyrediyordum."
"Yattn yerden yldzlar nasl seyrediyordun?"
"Seyrediyordum nk evin ats yoktu."
Sonra kahkahalarla glmeye balad.
"Glecek bir ey yok ki. Gzel rya yldzlar grmek."
"atsz bir evde nasl gzel olurmu gkteki yldzlar seyretmek..."
"Hayrdr inallah."
Cahit omuz silkti. Duyduu mthi sevin her dakika biraz daha artyordu.
Antalya birden alkaland. Haber dalga dalga ehrin en dip kelerine kadar yayld.
"Gazi Hazretleri geliyormu."
ehir Meclisi toplanmt. Valilik hazrlk iin karlayclar seiyordu. Bu arada damat bey
becerisini gstermiti. "Ben de Rumeliliyim. Terifatlardan biri ben olabilirim" deyince uygun
bulunmutu. Gazi Hazretlerine hediye edilen konak, hemen temizletildi. Yatak odalar, yemek
salonu hazrland.
Mustafa Kemal o gn sabah dokuzda ehre ayak basacakt. Cahit'le Kaya, Eczac Hayri Beylerin
cadde stndeki evlerine gittiler. Hayri Bey'in kz Kaya'nn arkadayd. Cahit kalabalk iinde,
pencerenin nnde bir yer bulabildi. Her yer bayraklarla donatlmt. Nihayet bee doru,
konvoyun ncs caddede belirdi. Konvoy bitmelc bilmiyordu, sonunda ak bir arabada, eliyle
maheri kalabal selamlayan, ba ak Gazi grld. Eczac Hayri Beylerin evi nne
geldiklerinde arabalar keyi dnecei iin yavalad. Eczac Hayri Beylerin penceresinden bakp,

"Yaa Gazi", "Yaa Gazi" diye baranlar arasnda Cahit de vard. Gazi onlar grd, glmsedi.
Eliyle birka kez selam yollad ve keyi dnerek konan nnde durdu.
464
Birka saat sonra lene doru, damat bey pr tela eve urad.
"Efendim Gazi Hazretlerinin tevecchlerine mazhar olmu biriyim. Beni tebrik edebilirsiniz.
Bendenizi ardlar; ailem ve memleketim, mesleim hakknda uzun uzun sordular. Kendilerine
istedikleri btn malumat arzettim. Ailemi anlattktan sonra, "Seni ok beendim ocuk. Sana
kzm verebilirim" buyurdular. Ne diyeceimi armtm. Kendileri mahcup olduumu sandlar.
'Haydi utanma ocuk"' dediler. Ben de Tevecchlerinize minettanm efendim. Fakat bendeniz
nikhlym' diyebildim.'
'Eh evet, pekala, yleyse getir nikhln. Grmek, ailesi hakknda malumat almak isterim'
buyurdular."
Bir kahkaha daha att.
"Efendim. Peder Bey, Valide Hanmefendi, Cahit Hanmefendi'yi Gazi Hazretlerine gtrmeme
msaade buyururlar m acaba?"
Arkadan Cahit'in sesi duyuldu.
"Gen bir kimseyi armak daha nazike bir teklif. Hem ben gider Gazi Hazretlerine soyumuzu,
sopumuzu pek gzel anlatabilirim. Bu erefi bana ok grmeyin."
Annesi Cahit'e bakt. Ne kadar rahatt. Telasz, sakin ve kendinden emindi.
"Pekala Cahit'i gtrebilirsiniz. stne bir eyler giy kzm, sama bana bir tarak vur."
Cahit uarak odadan kt. Srtna kendi diktii, yakas ve kol azlan bej gpr dantelli, siyah
kadife elbisesini giydi. Salar dmdzd. Alnnda bir sra kahkl vard. Ayanda azck topuklu
siyah rugan iskarpinlerini vard.
Gazi'nin cadde zerindeki konana yan kapdan girdiler. Kapdaki polis tanyordu avukat beyi.
Aadaki terifat eliyle yukardaki alma odasn gsterdi. .
"Sizi bekliyorlar efendim."
nde Cahit, arkada damat bey yukar ktlar. Bulduklar odann kaps akt. Damat bey bir adm
ne karak kendisini gsterdi. Cahit odadan ieri girdiinde Gazi'yi grd.
465
stnde siyah bir elbise vard. Dzgn taranm altn salar, gece hi uyumad halde uykusunu
alm elik bakl gk gzleriyle Cahit'e bakt. Baklar elik gibiydi belki ama o baklarn
arkasnda, bir yerlerde bir sevgi kaynann bulunduunu belirten bir scaklk da vard. Cahit
Gazi'ye kendini yle yakn hissetti ki yzne bakarken glmsedi. Gazi vcuduyla yaz masasna
yaslanmt. Bir eliyle de masay tutuyordu. Cahit'in yaklatn grnce sa elini uzatt. Cahit bu
eli pt fakat bana koymad. Genlerin mevkileri byk de olsa ellerini pmek adeti yoktu. (Bu
en bynn elini o yzden bana koymad fakat dudaklarn elinin stnde fazlaca tuttu. Gazi
onun bu davrannn nedenlerini sormad. nk Cahit'in hareketinin sebebini anlam gibiydi.)
Yer gsterdi. Cahit, Gazi'ye en yakn sandalyeye, damat bey da kap yanndaki sandalyeye
oturdular. Uzun bir sre konumad. Masann stnde bir deste mor meneke vard. Btn oda bu
yzden meneke kokuyordu. Sonra Gazi sormaya balad. O sordu, Cahit Selanik'teki aileyi,
mbadele ile neler aldklarn anlatt.
"Bykannem 'Antalya ile Selanik iki kz karde kadar birbirlerine benziyorlar' diyor. Antalya'y
yadrgamam, seviyor."
"Sen de seviyor musun?"
"Seviyorum ama Selanik elimizde olsayd herhalde Sela-nik'i daha ok severdim."
"Selanik'i almam ister miydin?"
"Elbet isterdim hem de pek ok. Hem imdiye kadar niin almadnza aryorum. Niin
almadnz efendim?"
Cahit'in bu szleri zerine yznde zntl bir glmseme belirdi. "Elimizde olsayd almaz
mydm sanki" demek istiyor gibiydi. Sonra Cahit'in annesi ile babasn sordu.

"Ziyaretinize gelmeyi nasl istiyorlard efendim. Fakat btn aile iddetli gripten yatyor. Ben de
hastalktan kalktm. Sonra elinizi pmek mutluluuna eriemeyecektim."
"Hepsine gemi olsun dileklerimi syle olur mu."
"Emredersiniz efendim."
Sonra durdu. Cahit'e dikkatle bakt.
466
"Biz civar gezmeye gideceiz. Sen de gelmek ister miydin?"
"Tabii gelmek isterdim efendim fakat bu zevkten mahrum kalacam nk henz nekahat
devresindeyim. Eve gidip istirahat etmeliyim."
Artk pek konuacak szleri kalmamt. Damat bey msaade istedi.
"Bendeniz Cahit Hanmefendiyi evlerine birakirjm. Emri-nizdeyim efendim."
"Pekala yleyse gle gle."
Cahit onun tavrlarndan, yeniden elinin plmesini istemediini anlamt. Bayla selamlad ve
ktlar. Daha sokaa knca damat beye dnd.
"Sizin beni gtrmenize gerek yok. Vazifenize dnn."
Koarak eve dndnde, btn aile onu soru yamuruna tuttu. Hem orada konutuklarn, hem de
duygularn anlatt, anlatt. yle mutluydu ki ayaklar yere basmyordu. Sanki bu deyimin anlamn
ilk kez anlyordu. Gerekten ayaklarn bastrmayan bu byk sevincin bulutlar iinde yzyordu.
Bu kocaman Trk by ile ksa bir zaman nce beraber geen dakikalar Cahit iin o kadar
llemeyecek kadar kymetliydi ki, btn o dakikalan yan yana koyarak yreinin iine
yerletirdi.
O gn akama kadar yatt, kalkt. Dnd. Btn bu olaylar akl almyordu. Ksa bir sre nce
Gazi'yi bir sessiz filmin iinde grmt. O dakikada ylesine byk ve iddetli bir istekle onu
grmek istemiti ki.
Akamst damat bey kaplarn ald. Gazi Hazretleri, Cahit'i de misafir listesine elleriyle
yazmt. "Saat sekizde ltfen hazrlanm bulunsunlar. Gelip kendilerini alacam efendim" deyip
gitti.
Cahit hemen hazrlanmaya balad. Yzn, gzn sildi, salarn tarad. Gerekten henz pek iyi
deildi. tp hasta
467
olmaktan korkuyordu. ok sevdii gl kurusu elbisesini giydi. Elinde kk bir antas vard. ine
bir mendil bir de tarak koydu. Ayana sabahki pabularn geirdi. Damat beyi beklemeye balad.
Nedense ona acmaya balamt.
Tam saatinde gelen damat beyle birlikte evden ktlar. Hava serin miydi yoksa iindeki heyecan
m Cahit'i rpertiyordu? Cahit'in gece vakti bir ziyafet yemeine arlmas Vehbi Bey'in pek
houna gitmemiti ama kzma yle bir bakmt. Cahit o kadar ciddi ve akllyd ki memleketin
kurtarcsna nasl davranacan, nasl konuacan bilirdi. Yalnz kz evden kmadan nce
yaklaarak kulana fsldad.
"ampanya ikram ederlerse sakn ime kzm. Elma suyu gibidir fakat insan ok fena arpar.
Dzgn konuturmaz, kekeletir, yanl hareket yaplmasna neden olur."
Cahit babasn yanandan pt. O da babasnn kulana fsldad.
"Benim iin hi endie etmeyiniz babacm. Merak de etmeyiniz. Sonra Mustafa Kemal Paa'y
tansaydnz, gece beni ard iin ona kzmazdnz da."
Aadaki alt salona da yan kapdan girdiler. Cahit ard, Mustafa Kemal Paa ile birlikte masann
evresini saran yal bal yaklak krk kii ayaa kalkt. Oturduu yerin tam karsna gelen iki
bo sandalyeden birini Cahit'e gsterdi. Damat beyi ise masann sol ucunda kendisine ayrlm yere
oturttular.
Cahit biraz tuhaf oldu. Hepsi rak ien o kadar erkein arasnda kendini gereksiz buldu. i neydi bu
ikicilerin arasnda? Byle sofralara hi alk deildi. Kendisini selamlayanlara ban hafife edi.
Mustafa Kemal Paa Cahit'i dikkatle szyordu.

"Yoksa seni hasta hasta rahatsz m ettik?"


"Hayr efendim. Olduka iyiyim. Ama nezlem devam ediyor."
Cebinden bir ipek mendil kartarak Cahit'e uzatt.
"Ben de biraz tmm. Bu mentoll mendili kokla, sanrm burnun alr."
468
Cahit yava yava yumuuyordu. Karsndaki sradan bir kimse deildi. yle ki insann iinden
geenleri bile anlam olabilirdi. Konumalar srerken Gazi Paa sk sk yukar katn
merdivenlerine bakyordu. Sonra yksek sesle konutu.
"Nerede kald bu kz?"
Cahit'in merak ettiini anlaynca glmsedi.
"Kzm Afet bir saattir yukarda. Ona bugn Elmal'dan Elmal etei aldm. Giyecekti fakat
beceremiyor galiba."
"Efendim ben biliyorum. Arzu ederseniz kp kendisine yardm edeyim."
"Tabii tabii. Eer zahmet olmazsa ltfen."
Cahit rahatlamt. Artk iki ien krk adam onu hi ilgilendirmiyordu. Yavaa kalkarken
sandalyesini dzeltti, masadan ayrld. Ar ar merdivenleri kt.
Afet Hanm yatak odasnda byk bir panik iinde ne yapacan bilemeden abalamaktayd.
"yi akamlar efendim. Msaade ederseniz size yardma geldim."
"Ah ok teekkr ederim, bir trl iin iinden kamadm."
Elmal elbisesi klasik bir etekti. Afet Hanm alvar giymi, etekleri ne yapacan, gm
kemeri nereye takacan bilemiyordu. Altnl bal ise henz karyolunun stndeydi. Elbisenin
arkas tek paralyd. n ise belden aaya iki uzun parayd. Bu paralarn ularnda tutacak
ilmikler vard. Eteklerin ularn birletirdi. stne gm kemer takt. Sonra salarnn yanak
stne gelenlerini perem gibi tarad; altn bal bana oturtup, stne brn gen gelinler
gibi gzlerini ak brakarak burun stnden sard.
Sonra yan yana merdivenlerden aaya indiler. Bir alk koptu.
Gazi, Afet Hanm'a sordu. "Ne iersin Afet?" "arap rica ederim."
469
Sonra Cahit'e sordu.
"Sen ne iersin kzm?"
"Hibir ey efendim. Ben iki imem."
"Aferin sana. Benim kzm da imez ama benim hatrm iin birka yudum arap ier."
"yleyse ben de bir yudum bira ieyim."
Afet Hanm'a arap, Cahit'e bira geldi. Mustafa Kemal Paa bardan kaldrd.
"Bu gzel kzlarmzn erefine!"
Cahit bir yudum bira iti. Kt bir duruma dmemek iin azar azar iecekti. Artk rahatlamt.
Sofrann evresindekilerin muhakkak ki en genci kendisiydi.
Birilerinden duymutu. Mustafa Kemal Paa ilk tand insanlarn gzlerinin, kendi gzlerine
dayanma gcn lermi. inden dnyordu, eer yle bir denemeye kalkarsa bilmelidir ki
sevgili Gazimizin baklar benim gzlerimi kapatamaz. nk Cahit bir gz krpmama
rekortmeniydi. Bunlar dnrken az sonra Gazi'nin gz krpma yar balayverdi. Demek ki
duyduu gerekti. imek imek klar gzlerindeydi. Kendi gzlerine gveni vard. O mthi
baklardan hi de rk-memiti. Tabii ki bu yartaki kronometre Gazi'nin bann iindeydi. Zaman
ls de onun elindeydi. Bakyorlar, bakyorlard. kisi de malup olmak niyetinde deildi.
Sonunda Gazi kk hemerisinin yaman bir rekortmen olduunu anlam olmalyd ki glerek
ban evirdi. Cahit de glmsemeye balamt. kisi de bu glmelerin ne anlama geldiini
anlamt. Gazi "Kk kz, seni yenemeyeceim anlald ama sen de beni yenemezsin. u halde
berabere kalalm" diye glmt. Cahit'in cevab da "Sevgili Paam, sizin hemeriniz de size
benzeyecek herhalde" demekti.
Gazi armaan olarak ona bir avu sar leblebiden verdi. Sonra ailesini sormaya balad.

"Annem sizi tanyor efendim. Teyzem, komular emsi Paa'nm kznn arkadaym. Siz de
emsi Paa'nn kzna edebiyat dersi veriyormusunuz. Annem daha kk olduu
470
iin onu pek saymamlar. Fakat annem okuma bildiinden edebiyat dersleri defterinde kelere
yazlanlarn hepsini okumu."
Gazi ylesine keyiflenmiti ki glmeye balamt.
"Demek ki kk eytanlarn oyununa gelmi benim talebem."
"yle efendim."
"Peki o defterin kelerine neler yazlm?"
"Yazan sizsiniz efendim. Bana niin soruyorsunuz?"
Gazi elini yumruk yaparak masaya iddetle vurdu:
"Efendiler, ite bu zek ancak bir Rumeli kznda bulunur." Cahit, Gazi'nin szlerinden ok
zlmt. nk masa-dakiler Anadolu insan idi. Masadan byk bir alk koptu. Yrekten
kopan bir alkt bu. Alk bitip herkes yerine oturunca Cahit ayaa kalkt. Sesi titrekti, ilk nce
Gazi'ye, "Teekkr ederim efendim" dedi. Sonra da masadakilere ba eerek teekkr etti.
Biraz sonra Gazi ayaa kalkt. Belki yarm saat sren ve insandaki zeknn nasl bir kaynaktan
ktn, nelerle beslendiini uzun uzun anlatan bir konuma yapt. Szn bitirmeden Cahit'e
bakt. Sonra sesi yumuad. Biraz da hznl idi. "Efendiler. Bu kz olsa olsa benim kzm
olabilirdi" dedi.
te o zaman daha byk bir alk koptu. Bu uzun uzun alklar ilk nce Gazi ve konuu sonra da
masann kk misafirine idi. Alklar dindiinde Gazi yerine oturdu; Cahit ayaa kalkt, masann
stne eildi, Gazi'nin elini avularna alarak pt ve bana koydu.
Masadakiler neelenmiti. O kaskat insanlarn arasnda scak bir hava esmeye balamt. Cahit'in
sa tarafndaki iki kiilik yerde Antalya mebuslarndan Rasih Kaplan ve Galip Bey
oturmaktaydlar.
Sonra yemekler geldi. Yava yava boalan tabaklar yeniden doluyordu. Fakat Cahit duyduu nee
ve zevkle yle toktu ki ok az bir ey yiyordu. Mustafa Kemal Paa da leblebi ile rak iiyordu. Bir
ara masadaki pembe gllerden bir gonca alarak Cahit'e uzatt. Cahit teekkr etti. Gl, canl bir
ku yavrusu471
nu sever, korur gibi avular iinde uzun zaman tuttu. Sonra masada duran antasnn zerine
zenle yapraklarn dzelterek koydu.
Afet Hanm, srtnda ar srmal elbise, banda altn balk, yznde brk ile baylacakt. Cahit'e
yavaa fsldad. nk yzn amaya niyetlendiinde, Gazi eliyle "Yapma" diye iaret
ediyordu. Cahit'e fsldad, "Baylacam Cahit Hanm, ne olur bir aresini bulup, beni bu ykten
kurtarn rica ederim."
Onu ancak bir yolla kurtarabilirdi.
"Efendim eer msaade buyurursanz u altn ba ben de bir takabilir miyim?"
"Tabii, tabii memnun olurum. Derhal."
Afet Hanm Cahit'e yavaa teekkr etti. Yznden br- ekti, bandan altn ba kartarak
Cahit'e uzatt. Cahit altn bal takt.
Yava yava Gazi'nin neesi yerine geliyordu. Rumeli trklerine balamt. Afet ile Cahit'e
bakyordu.
"Haydi ocuklar."
Cahit yavaa burnundaki br indiriverdi. aretin geleceini bildii iin cevab hazrlamt.
"Yemenimin ular arksn syleyeceinizi biliyorum. Ben de 'Salla yemeni' derken size
yemenimi sallayacam."
Ve arkya balayan Gazi iaret etti. Onun hafife Rumeli ivesiyle syledii arky o da ayn ive
ile sylyordu. Gazi, nakarattaki 'salla yemeni' szlerini sylerken Cahit yemenisini sallyordu.
Cahit, Gazi'nin babas kadar ince ve sevgi dolu olduunu anlyordu. Sonra iindeki bir ses "Elbette

babam kadar sevgi dolu bir yrei var. O yalnz bana bu hissi vermiyor, o btn Trk milletinin
babas Babuu" diyordu.
Gazi'ye bakyor, hi ocuu olmad iin, onu gerek ba-basym gibi sevebilecek bir kimsesi
olmad iin zlyor, acyordu. Yapayalnz bir insand. Belki annesinden baka onun gerek bir
yakn yoktu.
Gazinin kendisine gsterdii bu muhabbette akla, zekya, anlaya verdii kymetin de pay
bykt. Bu ok ho bir dost472
luktu. Tmyle yabanc olduklar ve ilk tantklar halde gizliden gizliye baba kz yaknl
duyabilmenin gzelliini ikisi de hissediyorlard.
Bu kadar zaman gemiti. Gazi bir kere olsun Cahit'in nikhls ile ilgilenmemi, o tarafa
bakmamt bile. evresine birer birer bakt.
"Haydi hazr bu kadar dost bir araya toplanmken, bu ocuklarn dnlerini yarn gece burada
yapalm m, ne dersiniz? yle herkes kendi en yakn dostuna, ailesine syler. Madem ki bu
geceden hepimiz bir baka eit heyecanlarla zevk duyduk, bunu yarn geceye mutlu bir dnle
balayalm. "
Cahit'in btn sevinci, neesi snverdi. O zavall damat aday ile evleneceini unutmutu.
Birdenbire az zehir oldu, boaz kurudu. Gazi dikkatle bakyordu. Cahit'in bir eyler sylemesini
bekliyor gibiydi. Cahit ne sylemeliydi? Nasl syleyebilirdi ki, "Ben bu adam istemiyorum."
diye... Sonra Gazi'nin bylesine iten teklifine nasl hayr diyebilirdi? Kendini feda edecekti. Baka
aresi var myd?
Gazi gld, gld. Bu gllerin hibirisi sesli deildi. Genie tebessmlerdi.
"Sana da Elmal'dan Afet'in elbisesi gibi bir etek getirtiriz, giyersin."
"Eer siz de o resimlerde grdm Yenieri kostm giyerseniz."
Gazi yine gld. Bu kz onu ok neelendirmiti.
"Sonra sizi Ankara'ya gtrrm. Marmara Kk'nde bir ay balay yaparsnz. Sonra isterseniz
evinize dner, isterseniz damat beyimize bir i buluruz, Ankara'da kalrsnz."
Sonra emretti. Gramofona bir Arjantin tangosu konuldu. "Madem ki yarn gece dnmz var, bu
gece bir staj yapalm" dedi. lk nce Afet Hanm'la tango yapt. Sonra para bitince ikincisi iin
Cahit'le kalkt. Cahit onunla yalnzd. Yalnzken evlenmek istemediini sylemek istedi. "Ne olur
efendim, sevgili bym, evlenmek deil, okumak istiyorum. Beni yurtdna gnderin, okuyup
adam olaym" demek istiyordu. Fakat kelimeler dm dm olup boaznda kslp kalyordu.
473
"Sen vals biliyor musun kzm?"
"Hayr efendim."
"Ankara'ya geldiinizde sana ben retirim."
Cahit iinden, "Gerekten bir kz evlat bulduuna seviniyor. Ben nk ona sevgimi gsterdim. O
insann yreinin iini okuyabilen harika bir insan. Daha dorusu insanst bir byk. Ben ona
aklmdan geenleri nasl syleyebilirim."
Ve syleyemedi. Yerlerine oturduklarnda yeniden dn szn at.
"imdi en yaknlarnz, aramza girmeye layk olanlar seiniz. Burada harika bir gece yaanmal.
Ben Gazi Mustafa Kemal, imdi kk bir hemerime dn yapacam. Yaptm dnlerin
hibirisine benzemeyen bir Rumeli dn. Listeyi hazrlar, bana gnderirsiniz, olur mu?"
"Ona 'Elbet efendim'den baka ne cevap verebilirim", diye dnd. Gazi kk hemerisini kapya
kadar geirdi.
"Yarn akam dnde bulumak zere..."
Ayrlmadan nce yannda duran Tahsin Bey'le Nuri Bey'e dnd:
"Yarn sabah siz Cahit kzmzn bykanneleri muhterem Seher Hanmefendi'ye gidiniz.
Kendilerine hrmet ve muhabbetlerimi sununuz. Kararlatrdmz zere dn konusunu
konuunuz. Arzularn bildirmelerini tarafmdan rica ediniz."

Ertesi gn Gazi'nin Protokol Mdrl'nde damat beyi uzun sre beklediler fakat gelmedi.
Cahit'in evine de gelmeyince Hadiye bir arabaya binerek evlerine gitti. Kendisini dnr hanm
karlad. Annesi, Hadiye'yi olunun odasna gtrd. Damat bey yorgann boazna kadar ekmi,
yz lm sars, gzleri anlamsz baklarla donuk, karmakark salarla yatmaktayd. Hadiye'nin
hibir sorusuna cevap veremedi. Onun adna annesi konutu:
"Gazi'nin yapaca dn ne kendisi, ne de ben arzu ediyoruz."
Hadiye ylesine armt ki hemen eve dnd. Tahsin Bey'le Nuri Bey geleceklerdi. Annesine ne
sylemesi gerektii474
ni anlatmalyd. Onlar vaat edilen saatte geldiler. Seher Ha-nm'a Gazi Hazretlerinin szlerini
naklettiler. Seher Hanm suu kendi zerine ald.
"Gazi Hazretlerinin arzularn emir telakki ederim ama kendilerinden beni affetmelerini rica
edeceim. Bu kz benim ve ailemin ilk mrvveti olacak. Ben hibir akrabam burada olmadklar
iin dne aramayacam. Tekrar tekrar aflarn rica edeceim. zrlerimi de ltfen
kendilerine iletiniz."
Tahsin ve Nuri Beyler byk bir aknlkla ayrldlar.
Bu grmelerden sonra Yenikap Caddesi'nde bir otomobil konvoyunun hareket ettiini
grltlerden anladlar. Htn bu patrtlar koparken, ok sevdii Gazi Paa'y gcendirdiklerine
zldyse de sevinen sadece Cahit'ti.
Ksa bir zaman sonra Yenikap Caddesi'nde ok sayda arabann birden hareketiyle doan grlt
ksa bir sre devam etti, sonra ortala derin, kederli bir sessizlik kt. Gazi Antalya'y terketmiti.
Cahit anne ve babasnn karna ilk kez dikildi. Bir gn sonra da bir Ford otomobil iinde Hadiye
ve drt ocuu Antalya'dan ayrldlar. Yolculuk Cahit'i kaderinin izgisine doru gtrecekti.

475
Yorgun Yllar
Yllar yllar gemi, kprlerin altndan ok sular akmt. Seher Hanm bir daha eline
gemeyeceini bildii kaybettiklerini, yreinin acl bir kesinde saklam, kapsn da skca
rtmt. Gndzleri hibir vesile ile amyordu. Ama geceleri ryalar o kaplar tanmyor,
ayordu. Seher Hanm genliinin, mrnn yarsn geirdii ve hi de gnn birinde
kaybedileceini aklna getirmedii toprana kavuuyordu. Evinde, ocanda, topranda,
harmannda, haralarnda, itlerle evrili bahelerinde, bostan kuyularnn dnen dolaplar banda,
Ga-lik nehrinin kylarnda yryor, geziyordu ama nedense hep gzleri yal oluyordu.
Sabah bahenin uzun bacakl sar horozu ttnde, gece boyunca dlerinde gezdii yerler,
durgun gln aynasna ta atlm gibi para para olup kayboluyordu. Gzlerinin yan siliyor,
kederle dnyordu. Ancak Allah'tan gelen kazaya rzadan baka are var myd? Artk mleki
iftlii'nde deildi. Onun yerine koyduu minyatr bir bahedeydi.
Antalya'da, mbadele ile ald bahenin bahvan evindeydi. Krmz Marsilya kiremitli ats
salamd. Mevsimin en lgn yamurlarnda bile bu damdan bir damla su akmazd. Bo, vefasz
dnyada son barnayd. Evin ocakl, rafl bir k mutfa ve oturma odas, bir de ocakl yaz
mutfa vard. Duvarlar yarm metre kalnlmdayd. Kjm souunu, yazn scan ieri sokmazd
bu duvarlar. Selanik'ten bir sandkla gel476
misti. Btn varl o sandn iindeydi. O konularda tmyle bir Bektai derviiydi. Lokmasnn
yarsn severek blen, iki kurutan birini muhtaca veren bir kiiydi.
Evde bir kereveti vard. Gndz stnde oturuluyordu, gece de yatakt. Daha kk bir odada
bahvan, kars ve ocuuyla yatmaktayd. Yanama ocuk ise yazlan evin nndeki geni, st
kapal ayvanda, bir kerevette uyuyordu.
Seher Hanm, bu altm dnmlk topraa kk minyatr bir mleki iftlii yapmak
isteindeydi. Artk yeniden Antalya'ya dnp yerleen kz Hadiye'yi sevindirmek iindi bu istei.

Hadiye'nin byk kz Cahit yazar olmutu. Kah Ankara'da, kah Antalya'da idi. O da bahenin
tutkunuydu. Hadiye'nin ikinci kz Kaya, Antalya milletvekili, dihekimi Ethem Ava ile evliydi.
Oullan Aydn ve Ylmaz, Ankara'da Hukuk Fakltesi'nde okuyorlard. Hadiye Ankara'ya onlarn
yanna gidip geliyordu. Vehbi Bey, Seher Hanm'la birlikte baheyle uramaktayd.
Seher Hanm, Vehbi Bey ve Hadiye, topraklarn bir portakal bahesi yapma urasmdaydlar. Bu
uralar yava yava sonu vermeye balamt. Boy boy fidancklar, zmrt renkli koyu trl
yapraklanyla ok salklydlar. Hadiye'nin, baheye dalardan deve ykleri ile koyun gbresi
getiren bir Yrk Ali'si vard. Ona bahenin koca narnn, artk glge vermeyen dallarn
budatmt. lk yazda yetien yeni taze dallar, adr benzeri harika bir glgelik yaratmt.
Seher Hanm'm her zaman syledii bir sz vard.
"Benim yedi ceddimin mezarlarn yktlar, dattlar. ldmde yle mermer lahit falan
istemiyorum. Ben de soyumun insanlar benzeri, kendi vatanmn toprana kavumalym."
Kznn btn ricalarna ramen bahe yaamn srdrmekte srarlyd.
"Hadiye kzm, sakn beni hastaneye falan gtrmeye kalkmayn. Ben burada topramda lmek
istiyorum."
477
I'I
Vehbi Bey baheye sra sra andzlar ekmiti. Her yl boylar biraz daha uzuyordu. "Bahe bir
cennet" diyordu. Baheye tutkundu.
Ve bir k gn, kk boylu, dev yrekli Seher Hanm, bahesinde hayata gzlerini yumarken,
yannda kz ve damad Vehbi Bey vard. Onun vasiyetini dinlemediler, gidip banda dua
edebilecekleri mtevaz bir mezar yaptrdlar. Fakat Hadi-ye'yle Vehbi Bey'in, ocuklarnn yanna
Ankara'ya gittikleri bir srada, mezarlkta deiiklikler yaplnca, Seher Hanm'in kabri kayboldu.
Hadiye de Vehbi Bey de ok zlmlerdi ama annesinin isteini kader yerine getirmiti.
Vehbi Bey de Hadiye de artk ehirdeki evlerinde kalmyor gibiydiler. Bahede muhteem
mevsimler yaanyordu. evresini saran karglar her yl kesildiklerinde, ertesi yl daha yksek
boylu ve daha salkl yetiiyorlard. Andzlar bymt. Portakal, limon, greyfurt, bergamut ve
mandalina fideleri artk fidan olmulard. Meyvalar da her yl oalyordu. Satna balanmt.
Cahit, annesini, babasn, kardeini, enitesini ve yeenlerini, dads ayan', Hasan Bey daysn,
Trkan' zlyor; zlemleri dayanlmaz hale geldiinde evini, hayatn, iini brakarak kendisini
Antalya'ya atyordu. Deniz zaman kardeinde kalyordu. Her gn denize giriyor, bronz rengi
oluyordu. K mevsimlerinde ise bahede yaayan annesiyle babasna kouyordu. Cahit'in bir de
evlatl, yrk kz Uur vard. O da onun peinden ayrlmyor, bahede adeta enlik yaanyordu.
Hadiye odasn tpk Hekimhan k odalar gibi demiti. Toprak taban stne hasrlar, onun
stne kilimler, kilimlerin stne de Cahit'in ocukluunun hatralar ile dolu beyaz gbekli,
krmz hal seriliydi. Ocak tr tr yanyordu.
Uur bir ara kayboluyordu. Sonra kolunda bir sepet iinde, avu byklnde mandalinalar,
kocaman yafalar, Alanyalar ile dndnde Cahit'in sevinle gzleri parlyor, odann pat478
lam msr kokusuna, mandalina ve portakallarn kokusu karyordu.
Yllar akp geiyordu. Hadiye ar hastayd. Fakat uuru yerindeydi. Kz Cahit stanbul'dayd ama
hemen koup gelmiti. Keder iindeydi. Annesinin yatt odann kapsn aralad. Kardei Kaya
annesine komposto iirmeye alyordu.
"Bir kak, bir kak daha anneciim."
Annesi ablasn birden grr, heyecanlanr diye Kaya seslendi.
"Anneciim, ablam gelmi."
Hadiye kendisine yaklaan Cahit'i grnce yz gld. Azndan bir sevin sesi kt. Cahit
yatann yaknna sokuldu. Kaya'nm diz kerek oturduu yere meldi. Birbirlerine sevgi ile
baktlar. Hadiye komodinin stndeki zarf iaret etti.
"Sana bir veda mektubu yazmak istiyordum ama yazamadm."

"Geldim ite anneciim, vedaya ne gerek. Kavutuk ite."


Hadiye iini ekti.
"ok kr evlatcm."
Sonra yavaa fsldad:
"ok hastaydm. imdi iyiletim sanki. Bu geceyi atlatrsam yaayacam."
"Elbet atlatacaksnz. Sizin gibi gl bir insan atlatmaz olur mu hi?"
O gece Cahit annesinin yanndan hi ayrlmad. Hadiye her dakika gzlerini aarak saati soruyordu.
Cahit daha ileri, sabaha yakn saatleri sylyordu. Sabah erkenden odann pancurla-rn at. Odaya
gne dolunca annesine sokuldu.
"Anneciim sabah oldu. Size demitim ya."
Hadiye memnun glmsedi. Hadiye o gn yar uykuda, yar uuru yerinde uyank geirdi. Akama
doru kzn yatann yanma ard.
"Seninle byle yalnzca, yz yze konumak istiyordum. Evliliin nasl gidiyor?"
479
"Size yazdklarm gereklerdir. Sizden hayatmda hibir ey saklamam anneciim."
"Beni zmemek iin zntleri hep sakladn."
"Size yemin ederim ki anneciim hibir zntm yok. Kznz imdi ok mutlu. Damadnz
tanyorsunuz, seviyorsunuz. O da sizi hem seviyor, hem de takdir edip beeniyor. Artk bundan
sonra benim iin endielenmenize gerek yok anneciim. Kznz daha iyi bir yazar olmaya
alacaktr. Buna emin olabilirsiniz."
"yi yazarsn. Bana gvenebilirsin. Annen gzelle irkini, iyi ile kty ok iyi ayrr. Sen iyisin,
hem de en iyilerinden."
"Byle dnmeniz beni ok mutlu etti anneciim."
"Sen de beni mutlu et. Bana hakkn helal et."
"Anneciim helal edecek bir konu olmad ki, hem de hi.
"Ama seni istemeyerek, bilmeyerek ok zmtm, helal et."
"Helal olsun anneciim. Ama ben hi ikayet etmedim. nk bir eyler olmak istiyordum. Daha
dorusu yazar olmak. nsan duru bir su benzeri yaam iindeyken iyi bir yazar olamazm. Hayat
her ynyle yaamak gerekirmi. Ben de yaadm gerekten, ikayeti deilim. Rahat edin
anneciim. Kznz koluna altn bileziini takt."
"Seninle her zaman, her ynnle iftihar ettim."
Cahit annesinin ellerini minnetle, kranla ve duyduu byk kederin acsyla pyordu.
"krler olsun, artk rahat uyurum."
Cahit annesinin dudaklarn eliyle rtt, annesi kznn elini perek azndan ekti, elleri arasna
ald.
"imdi artk yoruldum. Dinlenmek istiyorum. Hem sen de git yat biraz. Kaya belki gelemez, grip
geirdiini sylemiti. Git yat, sakn alayp barmayn."
"Anneciim ne olur? Akimiz, uurunuz mkemmel. Byle sylemek size hi yakmyor. "
"lmek ister miyim a kzm... Ama elimde mi?"
Sonra odann kesini gstererek srrn verdi.
480
\
"Hepsi oradalar. Babam, annem, teyzem, amcam... Beni almaya gelmiler. Bekliyorlar."
"Anne..."
"Haydi git babanla megul ol. Sonra da yat. "
yle rahat, yle salklyd ki konumalar.
Odadan kt, babasna gitti. Gzel pembe yz solmutu biraz. Derin uykudayd. Odasna gitti ve
yatt.
Yar uyur, yar uyankt.
"Abla kalk. "

Yataktan frlad. Enitesi annesinin koluna bir ine yapyordu. Cahit sama soluna baknd. Birgn
nce su bardana okunmu birka gl yapra koymutu. Tpk annesinin, ocukluunda ateler
iinde yanarken kendisine yapt gibi, bardaktaki suda bir para pamuk slatarak anacnn
dudaklarna dedirdi. Annesinin dudaklar ald, pamuktaki btn suyu iti. Sonra gzlerini
kapatt. Cahit'in kuru gzlerinden yalar f-krd. Kaya da kocas da sessizce alyorlard. Cahit
odadan karak babasnn yanma gitti. Babas uyankt. Kznn yzne mitle bakt.
"Annen nasl yavrum?"
"Uyuyor."
"Nasl uyuyor?"
"Uyudu babacm. Annem artk uyanmayacak."
Vehbi Bey'in azndan hkrk benzeri bir feryat, bir "Ah" ykseldi.
Vehbi Bey, Hadiye'nin onu brakp gitmesinden sonra iki sene kz Kaya, damad ve torunlar
arasnda yaad. Hep Fikret'in iirini okuyordu.
"Sen olmasan, seni bir lahza grmesem, ne olur bilir misin?"
481
Hepsi harika insanlard, hepsi rnek alnacak, rettikleri unutulmayacak kymette kiilerdi. Bize
sevgili atalar yadigr topraklarn brakmlard. Fakat bizlere braktklar en byk miras ise,
elimizden hibir surette alnamayacak, onlarn evlatlar olmak erefiydi.
Cahit Uuk 15 ubat

You might also like