Professional Documents
Culture Documents
127
MUHYDDN BNIFI-ARAB'NN
TASAVVUF FEISEFES
Yazan:
eviren:
A. E. Affifi
Dr. Mehmet Da
ANKARA ONVERSTES
ILAHIYAT FAKLTESI YAYINLARI
127
Yazan:
eviren:
A. E. Affifi
Dr. Mehmet Da
IINDEKILER
evirenin nsz
nsz
7
11
15
Giri
21
21
21
28
30
34
39
41
45
46
47
56
59
60
62
64
65
67
70
A.a) Ibnu'l-Arabrnin Logos (Kelm) Nazariyesinin Ontolojik Yn: Hakikatlar n Hakikati olarak Kelm: Alemin Yarat cs, Hayat Vericisi ve Akli Ilkesi olarak Kelm
71
b) Kelm' n Tasavvufi Yn
75
75
78
79
83
83
85
91
91
93
94
95
98
98
99
101
103
100
II. Psikoloji
108
108
108
111
111
112
B. Tecrbi Psikoloji
114
a) idrak (Alg)
115
116
117
118
119
f) Sfinin Yarat c Gc
121
124
124
128
127
132
I.
132
133
135
136
136
139
139
144
149
a) Ak Gr ve Sistemindeki Yeri
149
b) " eit Ak
150
151
EK
Ibnu'l-Arabrnin Sisteminin Kaynaklar
a) Ibnu'l-Arabi ve bn Meserre
b) Ibnu'l-Arabrnin D ncesini Etkileyen Kaynaklar
153
157
162
162
163
164
165
166
167
169
169
173
177
181
EVRENN ONSZ
Al Affifi'nin 1938'de CAMBR DGE UNVERS TY PRESS
tarafndan yaynlanan "Muhyiddin finu'l-Arabrnin Tasavvuf Felsefesi"
(The Mystical Philosophy of Muhyid Din Ibnu'l-Arabi) adl eserini trk okuyucusunun incelemesine sunmu bulunuyoruz. Bu eser, anla laca zere,
bugne kadar ib nu'l- Ar abi hakk nda yaz lm eserler aras nda, onu btn
cephesiyle ele alan ilk ve ayn zamanda tek eser grnmndedir. Yazar,
kendisinin de belirtti i zere, konuyu bylesine kapsaml bir ekilde ele almasna ra men, ib nu'l- Ar abi hakk nda sylenecek her eyi ortaya koydu u
iddiasnda de ildir; yazar n tek amac , bu konuda al acaklara b nu'lAr abrnin tasavvuf felsefesini anlama bak mndan, yararl bir anahtar verebilmektedir. yle grnyor ki, yazar, kendisinden beklenen bir a klk ve
stn bir beceri ile bu anahtar bize sa lamt r. Ancak, do u tasavvufunu bir
bat dilinde ifde ederken, her zaman ortaya kan terminoloji sorunu ile kar
karya kalm ; Pantheism ve Monism gibi daha ok bat felsefesine zg terimleri kullanmak zorunluunu duymutur. Aradaki mahiyet fark na ra men,
yazarn bu yola gitmesi, konunun bat l okuyucularca daha kolay anla lmasn salamak olsa gerektir. Pantheism veya monism'den sz ederken, slam vandet-i vuddeulu unu kastetti i, aklamalarndan ve ibnu'l- Ar abi'den verdii rneklerden a ka anla lmaktadr. Bu sebeple Affifi'nin do u
mistisizmini bat felsefesinin terminolojisine tercme etti i eklinde baz larnn yapt eletiriler, ancak konunun islmi muhtevas gzden rak tutulduka, geerli olabilir ve yanl anlamalara yol aabilir. Yalnz yazar n, eserini
bir bat dilinde ve batl okuyucuyu gznne alarak bu yola girdi i dnlecek olursa, bu hareketin hakl bir takm nedenlere dayand ortaya kar.
te yandan bat l okuyucular iin konuyu daha bir a kla kavu turmak
amacyla yazarm zn baz hususlarda b nu'l- Ar abryi Ile gel ve S p in o z a
ile karla trmas olaand r. Ne kadar farkl temellere dayamrsa dayans n,
insan dncesine baz hususlarda ortak sonulara ula tn hayretle de il,
tabii kar lamak gerekir. Asl nda bat felsefe ve mistisizmini do u felsefe ve mistisizminden tamamyla ayr dnmek ve aralar nda hibir ortak cihet olmadn ileri srmek, her zaman hakl nedenlere dayanmamaktad r: zellikle
Spino z a'mn Ortaa Yahudi felsefesi arac l ile slam felsefesinden payn
ald bilinmektedir. Bu konuda H. A. W olfs on'un "Philosophy of Spinoza,
tessence de la Philosophie de Ibn-i-Arabi), bunun rnekleriyle doludur. phesiz, Ayni'nin yapt kardatrmalar ve buldu u ortak noktalar yarardan
yoksun olmamakla birlikte, bu tr kar latrmalarda ihtiyat elden brakmamak gerekir.
Bu arada, Sayn Prof. Dr. Nihat Keklik'in "Muhyiddin bnu-l-Arabi,
Hayat ve evresi" ( stanbul 1966) adl eserindeki bir iddias na da de inmeden
geemiyece iz. Sayn Prof. Keklik'in belirtti ine gre, (s. 9) "H. S. Nyberg'in, H. Corbin'in, A. Perrier'in, Dr. Affitrnin ve bilhassa tasavvuf sahasndaki ara trmalaryla otorite haline gelmi olan R. A. Nieholson'un vs.
almalar ibnu'l-Arabryi avrupi bir anlay ta tasvir etmi lerdir; fakat
bunlardan ilki istisna edilecek olursa, di erleri ve hatt burada isminden sz
edilmeyenler bnul-Arabrnin sadece baz cepheleriyle me gul olmu ve tam
bir ibnu'l-Arabi monografisi meydana getirememi lerdir". Affifrnin bnu'
1- Arabryi avrupi bir anlayla ele ald iddias, ancak yukar da szn
ettiimiz faz zorunluklar a sndan ele alndnda geerli saylabilir. Fakat
ikinci iddiann hakl olmad, eserin muhtevas ksaca incelendi inde ortaya
kacaktr. Muhakkak ki, her eserde oldu u gibi, bu eserde de baz eksikliklere rastlanacakt r. Fakat bu eksiklikler, Ibnu'l-Arabrnin tasavvuf felsefesinin btnyle ele alnmam olmas ndan de il, konunun geni lii dolaysyla sadece anahatlar n vermekle yetinilmi olmasndan domaktadr.
Affifi bunu, kendi nsz'ndeki u szlerle belirtmektedir: "Burada konu
her ynyle incelenmi saylmaz. Dolaysyla bu kitab yazmakla ibnu'lArabrnin tasavvuf felsefesinin oldu u kadar, taraftarlar nn felsefesinin de
herhangi bir blm veya tamam nn anla lmas iin bir anahtar hizmeti
grebilecek olan d nce yapsn n yahn ana izgilerini vermeyi ba arabil
dimse kendimi tatmin olmu sayaca m".
Bugne kadar ibnu'l-Ar abi nin felsefesini btnyle ele alan. tiirke bir
eser yaz lmamtr. Mehmet Ali Aynrnin yukar da szn etti imiz eseri,
sadece yazar n ibnu'l- Ar abi ile bat d ncesi arasnda m ahade etti i
baz benzerlikleri ele almaktad r. smail F ennrnin eseri (Vandet-i Vuctsd ve
8
Muhyiddin Arabi, Orhaniye Mat., 1928) ise daha ziyyde Vandet-i Vuctid
sistemine yneltilen itirazlar zerinde durmakta ve Pantheism'le Vandet-i
Vueild arasndaki farka de inmektedir. Sayn Prof. Dr. C avit Sunar, " bnu'
l-Arabi ve netm Rabbeini, Vandet-i Vudid ve Vandet-i ultild Meselesi" adl
doktora tezinde (Ankara 1960) mm Rabbnrnin ibnu'l- Ar abi'ye itirazlar n ele alan yararl bir monografi sunmaktad r. Nihayet, daha nce de szn ettiimiz Prof. Dr. Nihat K eklik'in eseri, Ibnu'l- Ar abrnin hayat ve
evresini her trl "ifrat ve tefritten" kanarak incelemekte ve bu konuda u
m ahadeyi serdetmektedir: (s. 5) "Ibnu'l-Arabi'nin bir veli oldu u, bir ok
kermetler gsterdi i, gelece e ait kehanetlerde bulundu u, sihir v.b. ile urat yanl bir tefsirden ibrettir. Baz kimseler ise, onun, mesela, `manevi
mil-acm> ele alarak, bu mirac n uydurma oldu unu belirtmi , bu sretle kendisini yanl tefsir etmi tir. Ibnu'l-Arabi hakkndaki bir ara trmann
ifrat ve tefritten ka nmas gerekmektedir." Ayr ca Ibnul-Arabrnin menkbelerini toplayan bir eser (bnu'l-Arabi'nin Menkabeleri, Ilahiyat Fak. Yay.
CIX, Ankara 1972) Dr. Abdlkadir ener ile Dr. M. Rami Ayas' n
yetenekli kalemiyle Trkeye kazand rlmtr
Grld gibi, btn bu eserler, ibnu'l- Ar abi hakk nda btnyle
bir fikir vermekten uzakt r. te hem bu nedenle, hem de islam tasavvufu
hakknda ara trma yapacaklara k tutar d ncesiyle, bu eseri Trkeye
kazand rmay yararl bulduk.
eviriyi yaparken, metne mmkn oldu u sadk kalmaya, fakat Trkenin ifade zelliine dikkat etmeye gayret ettik. Ibnu'l-Arabi'den do rudan
doruya yaplan nakilleri asllaryla kar latrdk. Bylece bu metinlerin
aslna daha yakn bir evirisini vermeye al tk. Ayrca eserin dip notlar m
teker teker gzden geirdik ve "Fuss el-Hikem"in Trke tercmesini de dip
notlarda imkan nispetinde gsterdik.
Asl glkle, Affifi'nin kulland kaynak eserleri tespit ederken, karlatk; Affifi, yle grnyor ki, konuya gsterdi i titizlik ve dikkati,
bibliyografyas n yazarken gstermemi tir. Bibliyografyada szn etti i bir
ok eserin bas m tarih ve yerlerini gstermedi i iin, bu eserleri tespit ederken byk glk ektik. Btn bu glklere ra men, hemen hemen btn
eserlerin bas m tarih ve yerlerini tespit ederek, evirimizde gsterdik.
Eserin evirilmesi s rasnda zel ilgi gsteren ve metnin trkesini dinlemek zahmetine katlanan Dr. M. Rami Ay as'a, eserin bas lmasna karar
veren Fakltemiz Yay n Komisyonuna te ekkr ve minnet duygularm
sunarm. Ayrca, indeksin haz rlanmas nda byk titizlik ve emek harcayan
Sayn hsan inan'a; eserin bas mna gsterdikleri titizlik dolaysyla Ankara
niversitesi Bas mevi mensuplarna te ekkr borlu oldu umu belirtmek
isterim.
Ankara, 1974
Dr. Mehmet DA
NSZ
bir sliim sffisi, belki Celaluddin Riimi mstesna, eyh Muhyiddin'i ba kalarn
etkilemede, verimlilik ve mphemlikte a amam tr. Bununla birlikte, bildiim
kadaryla, ark (slCm) d ncesinin bu kendine zg ynyle ilgilenen gayret11
li arap bilimleri uzmanlarna (arabist) daha ok mit veren aratrma alanlarnn pek ender bulunmas na ramen, bnu'l Arabrnin eserlerinin yeterli bir
incelemesi henz ne Avrupa'da (ne de Do u'da) yaplm tr".3 Byk insan
Celluddin Rilmi'nin bile, Konyal Sadruddin'in bnu'l-Arabrnin
Fuss'u zerindeki derslerini takip etmek suretiyle bu etkiden pay n ald
kabul edilir. Ir aki (l. 686/ 1287), C mi (l. 898/ 1492), Cili (l. 811/ 1408),
ebisteri (l. 720/ 1320), bnu'l-Arabrnin byk rihi ve taraftar K ni (l. 730/ 1329) ve daha ba ka bir oklar grleri, stlahlar ve dnce
tarzlar bakmndan bnu'l-Arabi'nin veya rencilerinin kitaplarndan aldklar etkilerin a k izlerini tayan siffiler arasnda saylrlar. Islm dnyas
dnda bnu'l-Arabrnin etkisi Hristiyan filozoflara ve Ortaa mistiklerine kadar ula mtr. Lully ve Dante'nin eserleri, M. P alacios'un belirtti i
zere, byle bir tesirin izlerini ortaya koymaktad r. 2
Bu eser, Ibnu'l-Arabi'nin tasavvuf felsefesinin tamam n, yani varlk nazariyesi (Ontology), Kelm (Logos) gr, bilgi nazariyesi, psikoloji, Sflik, Din, Ahlk, Ahiret nazariyesi ve Estetik'ini inceleyen ve bnu'
1-Arabrnin d ncesini etkilediini sandn ana kaynaklar n kaba ana
izgilerinin verildii bir Ek'den ibaret olan 4 blme ayr lmtr. ibnu'lArabrnin felsefesinin kaynaklar sorunu tek ba na slam tasavvufunun
tarihi iin hayati nemi olan ba msz bir incelemenin konusunu te kil edebilecek durumdad r. Bu eserin dayand malzeme, bata Futitheit ve Fusas
olmak zere, bnu'l-Arabi'nin 23 eserinden derlenmi tir. nemli bir ok
nakiller, uzunluklar dolaysyla karlmak mecburiyetinde kal nm ve onlara sadece at flar yaplmakta yetinilmitir. Kitabn konusuna gelince, unu
ekliyebilirim ki, bildiime gre, imdiye kadar Ibnu'l-Arabi'nin tasavvuf
felsefesinin tamamn umull ve terkipi bir gzle sunan Tasavvuf bilgini
pek kmamtr. Bu konuda imdiye kadar yap lanlar u eserlerde bulunabilir:
1. Palacios, bnu'l-Arabi's Psychology3. Bu, Futilhat'dan ve ibnu'lArabi'llin Risle fi Macnet en-Nefs ve'r-Rh'undan ok sayda tercme edilmi paralardan ibarettir. Ayn ekilde Abenmasarra adl eserinde ibnu'lArabi'ye yeri geldike at flarda bulunmaktad r. Palacios, Ibnu'l-Arabi
zerinde al mak isteyen herkes iin son derece gerekli oldu una inandm
Fusas'unu kastl olarak gzden rak tutmu grnyor.
12
adl
13
Cambridge,
17 Eyll 1938
14
A. E. Affifi
GIRI
Genellikle ibnu'l-Arabi (veya zellikle Do u'da ibu Arabi) ve e-
yola kt. Bunun yannda ibnu'l- Ar abi gibi siifiler, Bat l Kelamc lar,
Endls ve Kuzey Afrika hkmdarlar tarafndan kt kar damyorlard .
5. Ayn zamanda ika Surka olarak bilinirdi.
6. Bak., Ilnu'l-Arabl, Futtiht, Kahire H. 1293, IV. s. 264, 1. 15. Burada /bnu'l-Arabi,
ondan Sa`d olarak bahsediyor. Kar.,
XI, s. 235.
bnu'l-Esir,
elKmil fi'tTarih,
Leyden 1851,
7. Bak., Ek.
7a. Fut., I, s. 199.
15
16
289 eserinden bahsetmi olduu kabul edilir.12 C mi, onun me hur Fusfis'u
ve Futiiht'113 dahil, 500'den fazla kitap yazd n ; ac . ni ise, C mi'nin
tahmininden 100 eksi ini sylyorl4.
Eserlerinin kesin says, hatt onlardan bir o unun hacmi hakknda
kesinlik olmad grlyor. Baz larnca onun Kur'an Tefsiri 95 cilt 15 ,
bazlarnca ise, 1 ve 2 cilt olarak vas flandrlmtr Daha nce kar latmz Fatah& 4 cilt ve Muhadareau'l-Ebriir ise 1 cilt halindedir. b n akir
el-K t bi, Futahat'n 20 cilt ve Multclaratu'l-EbrCr'n 5 cilt olduunu
sylyor 6 C mi ve acr ni'nin (zellikle Tefsir hakkndaki) tahminleri
byk apta ml alaa edilmi grnyor; Futiiheit ve Muhadarea' n hacmine
gelince, bu eserler s rasyla 4 ve 1 cilt yerine 20 ve 5 cilde blnm olsa gerektir.
.
17
dedii gibi, "kas tl olarak" ift anlambdr. Onu herhangi bir noktada anlamak
iin en az ndan mmkn iki yol vard r: a) Snni yol, b) Vandet-i vued yolu.
Gerekte ise, hedef edindi i tek yol vard r ki, bu da ikincisidir. b nu '1- Ar abi,
snnilii hakk nda okuyucusunda phe uyand rdn hissetti i an, uslabuna
snni grnecek bir ekil vermek suretiyle, kendisini, meydan okuyan hayali
bir ahsa kar savunmaya alr. Bir defas nda,
Ey ben Sen'i grmedi im halde beni gren Sen,
Beni grmezken ne s k grrm O'nu ben.
beytiyle ne demek istedi i sorulduunda, as l demek istedi ini tamam yla
de itiren u ilaveyi yaparak hemen cevap verdi:
Azarlamak iin Sen'i arzulu grmedi im halde,
Ey her an gnaha ynelen (mcrim olarak) beni gren Sen.
Benim nimet kazanma pe inde ko tuunu grmedii halde,
O'nun yce nimetini baladnt ne s k grrm ben. 17
Anlalmas g olan.
Ar abi'nin yazd konu de il, onu ifade
tarz , kendine zg bir zihniyete sahip olu udur. Basiti karma k hale getirmek,
ve sylemek istedi i her hangi bir eyin anlamn gizlemek, ya da onu, zellikle
Hallc'n Tevsin'inde oldu u gibi, babo , rndan km Sfiyane
ifadelere dald nda, tamamyla anla lmaz bir hale sokmaya al mak iin
bilinli bir aba harcad hissedilmektedir.'
Btnyle ele alnacak olursa, onun ushbu dzensiz, tart mac ve geni
lde ekil ve tutarhktan yoksun olarak nitelenebilir. Eserlerinin anla lmaz
ve ift anlaml oluunun dier nedenleri unlardr:
1. e itli kaynaklardan alnm pek ok sayda deyimleri, hazan as l
anlamlarm tamamyla de itirerek, bazan da mecazi anlamda kullanmas .
Mesela, Eflatun.'un. " yi" (Hayr), Plotinus'un "Bir", Ecarilerin "Klli
Cevher" ve islamn "Allah" kelimelerini ayn eye kar lk olarak kullanmaa
alr. Yine Plotinus'un lk Akal v.b.'si iin Kur'n' n. Kalem, (sonradan
Origenes tarafndan benimsenen) Eflatun'un delerin desi terimlerini
kullanr Feyz (alus) gibi deyimler mecazi anlamda, hakikat gibi terimler ise
2 veya 3'den fazla anlamlarda kullamlmtr. Mesela, Hakikat gerek bir
tabiat, bir z (hviyet), bir fikir veya bir cins (kategori) anlamlarmda kullanlmtr.
17. Prof. Browne' n evirisi, Literary History of Persia, II, s. 499.
e. II s. 646,
18. Bak., mesela, Meailci<, Kahire 1325, ss. 40, 42, 45, 127 v.b..
18
iir, Putlahat'da
2. Snni islamn naslarm daima vandet-i yucildcu fikirleriyle uzla trmaya ura mas . Kur'an'da geen stlahlar bir yerde ola an manada kullanr,
bir ba ka yerde ise, onlar tasavyufi a dan veya daha ok varln birlii
grne ba l olarak a klar.
3. Ushibunun byk bir blm, tamamyla mantki bir dnce ortaya
koyamyacak kadar airne ve hayal-gc mahsldr. ib nu'l- Ar abi' nn
stn d nme kudreti, muazzam hayal-gcnn bir rn olup, eselerinde
grlebilecek mant ld tutarl k ve insicamn byk bir ksm, bunun hesabna
feda edilmitir. ib nu'l- F al-iz gibi Vandet-i Vucildeu bir ba ka Silfi irle
karlatrldnda ise grlr ki, bir airin hayal-gcne sahip olmakla birlikte, iirin gerektirdi i duygudan yoksundur.
19
I. BLM
VARLIK NAZARYES
Metafizik Hakikat Gr
elmasdari), veya
II.
Varl olan, yani varolan veya sresi olan (vudid bimacna mevcticl).
Var olan eylerin son dayana olan Hakikati ifade etmek iin Ib nu'lAr abi ve ekol tarafndan kullanlan "Klli Varlk" (el-vudid el-klli) veya
"Mutlak Varlk" (el-vudid el-mutlak) deyimi, bylece, bu anlamlardan birine
karlk olarak kabul edilebilir. Bu durumda, bunlardan hangisi in kastedildii hakknda pheye dmemek imkanszdr. Bu nihai "Varl k", bir
soyutlama yalnzca zihinde var olan ve btn klli kavramlarda oldu u gibi,
btn tr 19 ve ona dahil fertleri kendinde toplayanbir fikir midir? " kinci
Kavram" (mackl siinin) dedikleri ey midir? Yoksa Kl ile (Btnle) aym
olan Mutlak Varolan bir Hakikat m dr? Bu konuda ibnu'l-Arabrnin
ifadesi son derece mphemdir; Varhk' bazan bir anlamda, bazan da di er
anlamda kullanr. ou zaman ise ikisini birbirine kartrr. Ayn ekilde
19. Soyut varlk (zihindeki varl k), somut varlk-zorunlu ve mmkn varl k, ezdi ve zamanda
olan varlk gibi varln trleri.
21
III.
Hibir eyin sebebi (daha do rusu vas tasz sebebi) olmayan Mutlak.
ibnul-Arabi buna, kendili inden varolan (self-subsisting) ve mutlak ba ms z
varlk diyor".
IV. Bazan Mutlak' Hakikatlar n Hakikati (Hakikat el-Hak'ik) dedii
eyle bir sayar ki, Kelm hakkndaki II. blmde grece imiz gibi, ne yaz k
ki, bu ikinci terim de eserlerinde ift anlam ta maktad r.
Ayrca "Mutlak Varlk" iin sk sk "Krlk" (el-`Ama), Nokta (enNukta), "Dairenin merkezi" gibi veya ayn derecede aldat c meczlar kullanr.
yleyse, Ibnu'l-Arabi gibi Vandet-i Vudcleu safiler, tm Varlk Bir ve
Mutlak Birlik'tir, derken ne demek isterler? Ona ister Klli Cevher, lk Madde;
ister Allah deyin, gemi te, imdiki ve gelecekteki btn ferdi varl klarn
aslnda Tek Varhk olduklarn m kastederler ? Yoksa mmkn olan btn dnce lemlerindeki (universes of discourse) btn varl k ekillerini ihtiva
eden soyut ve tamam yla klli anlamda bir Varl k ' m kastederler ? Ya da
sylemek istedikleri, varl (sresi) olan her eyin sebep ve kayna nn
Allah'n Varl olduu mudur ? Onlar, kolayl k olsun diye mi, Allah'n varln renk, sz gibi bir klli (tmel)'ye ve ba ka bir varolann (veya sresi
olann) varln bu kllinin belirli bir tarz na ya da tezahrne benzetirler?
11)1111'1- Ar abi, "nasl ki akledilir klli hakikatlar (el-haket'ik el-mackla
el-klliyye) olmad takdirde d e yaya herhangi bir yklem (ahkm) vermek
mmkn olmazsa, Allah da sureti vas tas yla btn varolanlara nfaz etmeseydi, lem varlktan yoksun olurdu"21 derken, sylemek istedi i, varln
bu son anlam midir?
Btn meseleyi modern terminoloji ile yle ifade edebiliriz: Varl k,
btn tezahrleri belirli eyler olan bir e it belirli s fat mdr, yoksa
miktar, ekil, renk, zaman, mekan v.b. trnden e itli belirleyiciler alt nda daima farkl bir ekilde belirli niteliklerde kendini gsteren srekli cevl er
midir ?
20. Bak. Fut., I, s. 52, 1. 5 a adan.
21. iblu'l-Arabi, Fuss elHik,em, K nrin ehri ile birlikte, Kahire 1309, s. 34; Fuss'un
trkeye evirisi, Nuri Geneosman, M. E. B. Yay. stanbul 1952, s. 17.
22
23
rin ve ib nu'l - Ar abrnin. d tn sand= temel hata "S vardr" eklindeki varlk nermesini "S, e s fatna sahiptir (e=varl k)" nermesine e it
olarak yorumlamaktan, ba ka deyile, varlk nermesini yklemli gibi ele
almaktan do maktadr: Yani onlar varl mahiyete yklerler. Bylece r akiler ve bnu'l- Ar ab rnin yapt klar gibi, "varl" bir nitelik sayarak
"S, e'dir (e=varlk)" olumlu nermesini ileri srmek (hi olmazsa zihnimizde)
daha nceden var olan S varl k sfat na sahiptir demektir ki, bu bir totolojidir.
Dier taraftan "S, e'dir (burada e=var-deil)" olumsuz nermesi (hi deilse
zihnimizde var olan) S, e s fatna sahip de il demektir ki, bu da kendisiyle
eliiktir. "S, p'dir" (P gerek bir s fat olarak) trnden her nermede daima
"S vardr" varlk nermesi ie karmtr, ve "S vardr" nermesinin anlam
udur: S teriminin anlam nda ikin olanlardan ba ka baz sfatlar nemsenecek
derecede S'ye yklenebilir, ve "S var-deil'dir" nermesi ise u anlam verir:
Anlamnda ikin olanlardan ba ka nemsenecek derecede S'ye yklenebilen hi
bir sfat yoktur; S'nin kendisi daima belirli bir anlama sahip olup, hi de ilse
zihnimizde vard r. Bu, tm varl n kayna olarak Mutlak Varl k (veya Varolmak) hakkndaki ibnu'l- Ar abrnin sznn, Mutlak Varolanla ayn ve ondan ayrlmaz olan Mutlak Varlk tm varln ve btn varolanlarm son kaynak ve sebebidir, eklindeki ifadesine indirildi ini ispatn dier bir yoludur.
c) Varl k ve Varolmak. Yokluk ve Var-de il
b n u '1- Ar abi, "Varolma"y varhk'n bir tr (nevi) sayarak, bu ikisi
arasnda nemli bir ayrm yapar. Varlk'a sahip olan her ey, varlk'n
mertebeleri veya dzeyleri ad n verdii eyin birinde veya di erinde tezihr ederse, "varolma" ya sahiptir, denebilir. bnu'l- Ar abi bunlar 4'e tandit
eder: a) d alemde bir eyin varl (vuctid e -sey' f aynihi), b) akledilir
varlk (vuctid e -ey' fi'l-ilm), c) bir eyin konuulan szlerde varl (vuctid
eey' fi'l-elfetz), ve d) bir eyin yazda varl (vudid e - ey' Fr-ruktim). ster zamanda ister ezeli olsun varl k'a sahii, olan her ey bu mertebelerden
birinde veya dierinde yahut da hepsinde birden var olmal dr. Hepsinde veya
bir ksmnda var olmayan her hangi bir ey s rf yokluktur ve hakk nda bunun
tesinde hi bir ey sylenemez. Bununla beraber, ib nu'l- Ar abi, daha sonra
grece imiz gibi, yokluu "srf" veya "mutlak" s fat olmakszn tamamyla
farkl bir anlamda kullanr. Eer bir ey, bu varlk mertebelerinden birinde
de il de, dierinde varsa, bu eye yokluk denebilir; yleyse o, var olmad o
belirli mertebede bir yokluktur. Bu 4 dzeyde varl k ekillerini ayn cinse ait
saymakla o, en byk hatay ilemi grnyor. S mrlam olmas gerekirken,
"varolan" terimini, modern felsefede yaln zca zihinde varl olan soyutlar
(abstracta) eklinde bilinen akledilir trlerin aksine, zaman ve mekanda tezhr eden d dnyadaki eylere inhisar ettirmiyor. Masa (somut ey), masa kav25
ram, masa kelimesi ve masa harflerinin hep ayn hakikata ait olduklar
dorudur, fakat di dnyada masann kendi varl , hem o kelimenin kavram mn varlndan, hem de o yaz nn varlndan esash bir ekilde farkldr.
ihnu'l-Arabi ile birlikte, masa ayn zamanda hem vard r hem de yoktur
(bununla o, somut nesne ile bir kavram n varl arasndaki temelli ayrm
yapmakszn, masann, nesne olarak var olmad m demek istiyor) dememiz
mmkn de ildir. Biz ancak unu sylemek durumundayz: Gerek masa var
deildir, yni masa kavram zihinde vard r.
ibnu'l- Arab Allah'la ilgili olarak, unlar ilave ediyor: eyler yalnzca
iki varlk dzeyine sahiptirler: a) ak ledilir (soyut), ve b) somut. eyler,
d alemde var olmadan nce, Allah' n ilminde varha sahipdir. te yandan
biz eylerin kavramlar na ulamadan nce, onlar n somut bir varla sahip
olmalar gerekir.
ibnu'l-Arabi lemin ezelili i ve zamandal, varl veya yoklu u gibi
sisteminin en hayati noktalar ndan hanlarn' bu hatal delile dayand rr.
Alem ( nsan hakknda da ayn eyi sylyor)25 hem ezdi hem zamanda; hem
var hem de yoktur. Ezelidir, nk o Allah' n ezdi bilgisinde vard r; somut
ve d lemdeki bir ekil (suret) olarak da zamandad r. Ayn ey onun varl
ve yokluu hakknda da sylenebilir. yi ki ibnu'l-Arabi, daha sonra
grece imiz Cevher ve suret antitezini kullanarak, lemin 2 ciheti, yani onun
hem ezdi hem zamanda hem var hem yok olmas eklindeki yukardaki grn desteklemekte farkl bir muhakeme yolu gdyor.
d) Varl k' n Trleri
ihnul-Arabi'nin benimsedi i Varlk'n trleri unlardr:
Varlk
Mutlak
(lhi Hviyet)
Kayt ve arta ba l deil
Greli (Izafi)
(Zhiri Mem)
Baml
Bamsz
(Cevherler)
(Sfatlar, arazlar,
mekan ve
zaman ilikileri
Maddi
Manevi
(Cisimler)
(Srf Ruhlar)
26
Greli (izitfi) varlk, zahiri lemdeki btn tabii eyler gibi fiil halinde
ya da g halinde (ibru'l-Arabi bazan buna mmkn diyor) olabilir.
Daha nce de a klad mz gibi, Ibnu'l-Arabi"yokluk" deyince ya,
I. Varlk mertebelerinden hibirinde varl a sahip olmayan e ya, yani
srf yokluk (el-adem el-mahz); ya da,
II. Bu mertebelerden birinde var olup, di erinde olmayan e yay anlyor ki, buna dahil u snflar gryoruz:
1 Zihinde yalnzca fikirler ve kavramlar olarak varolan ve d alemde
varl mmkn olmayan e ya,
2. Mmkn, hatta muhtemel varl klar olan, fakat d alemde fiilen var
olmayan e ya.
"Srf yokluk" hi bir zaman d ncemizin objesi olamaz: di er yokluklar
ise, bu obje olabilir ve fiilen bu objedirler. S rf yoklu u bildiimizi tasavvur
ederken gerekten bildi imiz ey, onun zdd (mantki eli ii), veya yolduunun. sebebidir. (e-art el-musahhihu li-nefyihi)
2 6.
27
28
Aklm= snrl ve Btn Btn (kll kl) olarak kavrama yetene inden yoksun olu undan dolay, biz onu, varliklarna oklu u sayarz ve her birine, onlar dierlerinden ayrdeden zellikler isnat ederiz. Ancak Silfinin
keskin gr ne sahip bir kimse, ibr u'l- Ar abrye gre, sezginin zihin-st
bir durumunda siiretlerin btn oklu unu a abilir ve onlarn altnda yatan
hakikat" "grebilir" 38. Grne gre, biri ok yapan, d nesnelere yklenen
hkmler (ahldm)'dir, yani onlar renk, hacim, ekil kategorileri ve zaman
ve mekan ilikileri v.b. altna yerle tirmemizdir. Tek ba na Bir, basit ve
blnemezdir.
Bunu, bnu'l-Arabi'nin bazan yapt gibi, kelm diliyle ifade edersek,
Bir el-Hakk (=Allah), ok el-Halk (yaratlm varhklar=Zahiri lem)'dir 39 :
Bir Rabb, ok kullard r40; Bir bir birlik (cem`), ok bir e itlilik (fark)'
tr41 v.b.
imdi 'Yaratan yarat lm olandr', 'ben O ve O benim' `ben O ve O de ilim',
`Hak Halk ve Halk Hak'tr', cllak Halk de il ve Halk da Hak de ildir', v.b., v.
b...4 2 gibi I b nu'l- Ar abrnin zevk duydu u zahiri paradoxlar anlayacak
33. Bak., mesel, Tenzil ve Tehih hakkndaki blmler: dyn es-sbita. bnu'l-Arabrnin
islm Vandet-i Vuedeulu u ile ilgili gr: Sebeplilik, v.b., v.b..
34. Bak., FusCs, ss. 27-28, 180; trk. ev., ss. 13, 108.
35. Bak., Fuss, s. 225; trk. ev., s. 142.
36. Bak., Fusiis, s. 101; trk. ev., s. 53.
37. Bak., Fusils, s. 174; trk. ev., s. 106.
38. Bunun zerinde bnu'l-Ar abrnin SUilik ve Fen gr ile ilgili blmde durulacaktr.
39. Fuss, ss. 137-138, 197, v.b., v.b.; trk. ev., ss. 76-77, 118.
40. Fustis, ss. 196, 272. v.b., v.b.; trk ev., ss. 118, 174.
41. Bak., Fus' s, ss. 283 v.b., v.b.; trk. ev. s. 179.
42. Bak., Fusiks, ss. 102, 110, 137, 138, 197, 219, 220, 283; trk. ev., ss. 53, 56, 58, 76, 77, 118,
138, 179; Futiiht, I, s. 899.
29
bir durumdayz. Onun Hakikat n iki manzarasnn greli (izati) olduu fikrine
uygun olarak a kland takdirde, bu paradoxlar hi de paradox de ildir.
Arabrye gre, Bir ve ok aras nda tam bir kar tlk ve iki
tarafl bir ba mllk vard r. ki mantki kart gibi, hi biri dieri olmakszn
anlam ta maz. Felsefesindeki biraz iir unsurunu hesaba katarsak, bu kartlk onun u harikulade msralarnda bir Sidinin yapabilece i lde aklanmtr:
"0 beni ver, ben de O'nu,
O bana tapnr, ben de O'na.
Bir durumda, O'nu itiraf eder,
Acynda (d Hemde) ise, inkr ederim.
Ben O'nu deil, 0 beni bilir,
Ben bilir ve temasa ederim O'nu.
Ona yardm edip el uzatt m halde,
Nas l olur da 0, bams z olabilir?
Ben O'nu bilirken yaratrm.
Hadis bize bunu byle haber veriyor43
Ve bende O'nun gayesi gerekle iyor44."
b) ibr u'l-Arabrnin Mutlak Monismi ve Hallc' n Dualismi
br u'l-Arabi'nin monisminde 3 ayr unsur bir araya getirilmi tir:
E 'arilerin klli cevher nazariyesi, Hallc' n Lht ve Nst nazariyesi
ve Yeni- Eflatuncu Bir nazariyesi. Onun kendi gr bunlardan hi birine
benzememekle beraber, hepsinin bir terkibidir. zellikle Hallc'dan gelen
unsur, ibnu'l- Ar abrnin Bir ve ok hakk ndaki grnde hakimdir.
Bazan sret ve zt terimlerini Hallc' n Nast ve LCht'una e anlamda,
hazan da fiilen Lht ve Ns't terimlerinin kendisini kullanmakla beraber45
bnu'l-Ar abi ile Hallac aras ndaki fark, en sonunda yine de esash olmakta
devam eder. Fakat buna ra men, Halla, vandet-i
vucd grn hazrlam grnyor. phesiz Hallc arac l iledir ki,
onun maddi ve manevi anlamda kulland "Uzunluk ve Genilik"46 (ta/
ve arz) nazariyesinde aklanan alemin ikilii hakkndaki Hellenistik gr ,
bir yolunu bulup bnu'l-Arabrnin retisine girmitir. Aka grlyor
ki, ibnu'l-Arabi'nin emr alemi, gayb alemi, ruhlar alemi ve manlar alemi
44, Fuss, ss. 124-5; trk. ev; ss. 67-68.
43. Bir hadiste Allah'n yle buyurdu u kabul edilir: kad messelani beyne dyunihim "Ve
onlar Beni gzleri nnde "duran bir ekil olarak" tasavvur ettiler.
45. Fustis, ss. 194, 260, 400 v.b., v.b.; trk. ev., ss. 118, 167, 280-281.
46. Bak., Hallc, Tevasin, ner.; L. Massignon, Paris 1913, s. 141; Futilht, I, s. 219.
30
Rallac'n Uzunluk (tfil, Litht), ve yine Ibnu'l- Arabrnin halk alemi, tabiat
alemi, cesetler alemi v.b. Hallae' n Genilik (arz, Nst)' u ile ayndr. Fakat
H all c'dan bu yana, onca, en sonunda 2 farkl tabiat (farkl varl k) anlamna
gelen Lahat ve Nst terimleri kkl de iiklie uramt r. Ibnu'l- Arabi
ve Ibnu'l- F ariz'in yaz larnda bu iki terimin, Hakikat n yahu manzaralar
haline indirildiini gryoruz. Lht ve Nas lt (ulihiyet ve insanlk, zt ve
saret) yalnzca Bir'in d ve i manzaralar na ad olurlar. Onlar bir tabiat n
tamamlayc yanlardr ve her ikisine Ibnu'l-Arabi ve Ibnu'l-Fariz'in
monisminde ayn derecede yer verilir. Mesela, Ibnu'l-Fariz'in a adaki
mehur manzumesini d nn:
"Ve ne benim lhili im (grnmii) bana ihmal ettirdi, ne de insanl n]. (netst) bana hikmetimin kendisiyle tezahr etti i siireti unutturdu".
Ibnu'l- Ar abrye gelince, onun kitaplar ayn fikri ifde eden paralarla doludur. Massignon'un belirtti i zere, bu iki Safrde, Hallc da dahil olmak
zere, enerji kayna olan o ilk seviye fark, yani Hak ile Halk (Hakikatla
Grnen) arasndaki akm belirleyen g halindeki o mevki fark , artk yoktur. uras gerektir ki, Hallc fikirlerini hazan Ibnu'l-Arabrninkine
dikkate de er derecede benzer bir uslapla ifde eder, fakat bu szde benzerli e
pek bel ba lamamallyz. Her iki halde kelimelerin altnda yatan d nceler
farkl dr. Hallc, bir filozof olmad gibi, felsefi bir sistem meydana getirme e de hi bir zaman niyet etmemi tir.
Mesela, Hallc diyor ki: "Ve Halk'da yer alan Hak unsuru dolay syla
Hak Halk'la ayndr47. Baka bir yerde de yle diyor: "Ve ben Hak'k m,
zira ben hi bir zaman Hak'la hak olmaktan vazgemedim (ve ene'l-Hakk
fe-innehu m ziltu ebeden bi'l-Hakki hakkan)". Ve Allah'a ynelerek diyor ki:
Seninle benim aramda ilahilik ve Rablik (el-ilhiyye ve'r-rubbiyye)' den
baka hi bir fark yoktur". "Ey ben olan O, ve ben O'yum: Zamandal k
ve ezelilik bir yana, benim enniyem ve Sen'in Hviyyen aras nda hi bir fark
yoktur", v.b. bylece o, srekli olarak insanda var olan 2 unsur veya
tabiat
ve insani f n hakikat m kabul ederek onlar n baz Safilere zg
artlar alt nda birle melerine msaade ediyor. Ancak ve ancak o zaman Halk
(insani olan) kendisine Hak ad n verebilir. Ibnu'l-Ar abi te yandan ne
(bu anlamda) bir olmay , ne mezcolmay , ne de hulal kabul eder. O, ikisi
arasndaki fark daima kat ve berrak bir ekilde zihninde muhafaza ederek,
ya Bir Hakikat'den ya da Hakikat'in iki manzaras ndan bahseder. Ayn
zamanda Hallc' n hulal nazariyesini reddetmeye yneldi i bir nanzilme47. Tevsin, s. 23.
48. L. Massignon, Quatre Textes Relatifs tl Hall y, Paris 1914, s. 62.
49. Ayn eser, ss. 59-60.
31
sinde, H all e' n Ene'l-Hakk na da kapal bir ekilde dokunur. Diyor ki: "Ben
Hak'kn kendisi de il, O'nun srrym (ene strru'l-Hakk mCi'l-Hakku ene)"
sr burada ierisinde Hakk n gizlendii Halkn (Grlen Alemin) manzaras dr;
ikisi daima oradad r ve biri dieri olur demenin hi bir anlam yoktur.
e) ibnu'l-Arabi'nin Bir'le ok aras ndaki Mnasebeti ifade
Tarz : Hak ve Halk
Biraz nce mant ki ve kelmi ynleriyle a klam olduumuz Bir'le ok
arasndaki miluasebet, Ibnu'l-Arabrnin kitaplar nda sk sk ok yksek
dereceden ift anlaml meczlar vas tasyla izah edilmi olup, onlar anlamakta pek dikkatli olmak gerekmektedir. Bu meezlar yanl anlamadan
do abilecek en basit hata, Ibn.u'l-Arabi'yi bir islm vandet-i vueudeusu
saymaktan ok, onu gerekte bir theist olarak; veya bir monist olmaktan ok
bir dualist olarak kabul etmektir. Onun Fusas ve Futaldtt'nda bu meczlardan
ok say da mevcut olmakla beraber, sadece bir kama dokunmak yetecektir:
I. ey ve Glgesi mecaz yla yakndan ilikisi olan "ayna" ve "hayaller"
meez ". Bir, hayali de iik aynalarda yans tlan bir nesne saylr ki, her
aynann tabiat na gre (locus) farkl ekil ve suretlerde hayaller halini al r.
ok (Halk Alemi) ayna-hayalleri, bu lemin tesindeki Gerek (Hakiki)
Nesne'nin Glgesidir. Btn lem bir glge oyununa benzer. Ibnu'l- Arabi
diyor ki: "Ekranda grd mz eyin btn hakiki olaylar yansttna
inamlamyacak kadar, grlen e yann yanstld ekrandan uzaktay z"5 1 .
Ibnu'l-Arabi bu mecz n ift anlam ta dndan tamamyla haberdard r.
Dolays yla herhangi bir ikilik zann n ortadan kald rmak arzusuyla glgenin
kayna ile glgenin kendisinin bir oldu unu kesinlikle belirtir 52.
IL "Nfz" ve "Manevi Yiyecek" meez 5 3. Nasl ki sfatlar (renk, sz)
cevherlere nfilz ederlerse, ok da Bir'e ylece nfz eder. te yandan Bir de
50. Birinciler iin bak., Fuss, ss. 13-14, 49-40, 363-364; ve 306; trk. ev., ss. 6, 26, 253,
204. Burada Ibnu'l-Ar abi diyor ki, Grlen 'Mem sadece bir ryad r. kinciler iin bak.
ss. 170, 174, 177; trk. ev., ss. 103, 106,
32
ok'a, yiyece in bedene nfz etti i gibi, nfz eder. Allah bizi besleyen
manevi yiyece imizdir, nk O, bizim Zat' mz te kil eder. Grlen Mem de
ayn ekilde O'nun yiyece idir. nk onun vastas iledir ki, Allah, Sfatlara
(ahkm) sahiptir. bn u'l- Ar abi ve Hallc, manevinin maddiye her yerde
hkmetti i ve onu denetledi i fikrindedirler: Tek klli cevher, her eyde srekli
yer al r ve her eye hkmeder. Fakat Hallc'a gre bu, mecz de ildir;
ibnu'l- Ar abi'ye gre ise byle say lmaldr, yoksa onun tm sistemi fiyasko ile neticelenecektir.
"Kaplar" ve "Dn " mecz 54. Her iki mecz da, kuvvetle, varl n
ikiliine iaret eder. Bir, kendisinden ok'un kt ve yine kendisine dnece i
III.
son kaynaktr. Ve "ok Bir'e gre bir kaba (in) benzer ki, bu kapta Bir'in
Zat' bulunmaktad r".
IV. Bir says ve Nokta ile dairenin merkezi eklinde matemati i
meczlar 5 5 Ibnu'l- Ar abi'ye gre, Bir'in. ok'a nispeti ne ise matematik
birin, ona dayanan sonsuz say lara nispeti de odur. Fakat say lar bire dayansa
.
da, grlen e yann Bir'in tezahrleri oldu u anlam nda, onlara Bir'in tezahrleri demek sama olacakt r. Saylar birlerin toplam dr. Ve e er benzetme do ru
ise, grlen e yay, her biri bir olan birimlerin toplam sayar z ki, durum,
bnu'l- Ar abi'n.in gr nde bile byle de ildir.
V. Beden ve azlar aras ndaki benzetme5 6. Kelime anlam yla alnd
takdirde, Bir, Btne olan nispeti gznne al nmaksz n, hibir paras
anlam ta mad halde, her paras nn dierinde farkl olduu sylenebilen
organik bir Btndr. Bu durumda Bir, sonsuz paralar olan bir Btn,
yani onda bulunan bir Zat'la birlikte Tek Organik Sistem say lr. Bir Monist,
hatt bir slam vandet-i vucdcusu iin byle bir gr e sahip kmak makill
ise de, bildiimiz kadar yla, Grlen Memir, varln byle bir birli ine sahip
olup olmad iiphelidir. Bilgisini edindi imiz birliin en yksek sreti insan
zihnine aittir, fakat bir btn olarak lem bu trden birli e sahip grnmyor. ibnu'l- Ar abi'ain sisteminde Madde o derece manevile tirilmitir
ki, maddi olmas mmkn de ildir: yleyse nazar! olarak btn le n, insan
zihninin sahip olduu birlikten bile daha yksek derecede birli e sahip Tek
KWH Ruh olabilir.
54. Birincisi iin bak., Fusils, s. 127; trk. ev., s. 69. kincisi iin bak., Fuss, s. 329; trk.
ev., s. 226.
55. Birincisi iin bak., Fuss, ss. 103, 106 v.b.; trk. ev., ss. 55, 57.
Futrheit, I, s. 339. Birincisi bu mnasebeti tasvir etmek iin Safilerce kullan lan en yaygn
medzdr.
56. Bak., Fusa.s, s. 363; trk. ev., s. 252.
33
etsek dahi, kendi gr ne bakarak, kesin anlam nda onlar en nihayet aslnda
Bir saymakszn, dierine yklenebilen bir eyi birine ykleyemiyece imiz
hakknda bizi uyaryor'''. Her ey bir hakikat (hak) olmakla beraber, Hak
de ildir: Kul bir kul, Rab ise Rab'dir 58. Tek Zt btn suretlerin ve onlara
ait her niteli in stndedir. ok'un iki manzaras vardr: a) Birbirinden ve
ve Bir'den farkl manzaras (mantki manzaras ) -bu, fark cihetidir (cihet
el-fark); b) Zt bakmndan birbiriyle ve Bir'le ayn manzaras (fiili manzaras )
-bu da, birlik cihetidir (cihet el-cent'). Birinci manzara 1 b nu'l-Ar abi'nin
imkn, kulluk ve zamandalk (huchis) ibreleriyle zetlenir; ikincisi ise, zorunluluk (vueCd), rablik (rubtbiyyst), kdem v.b. ibreleriyle... Bylece biz,
kulun hangi anlamda rab, grlenin hangi anlamda hak oldu unu ve ibnu'lArabrnin Paradoxlar n ne ekilde yorumlanmas gerekti ini renmi bulunuyoruz59.
34
lerdir. Bu anlamda bir kimse bir slam vandeti vucadcusu olmaks zn pekala
bir mebbihe veya bir Mcessime olabilir. Ba ka deyile, Allah'n insan ve
fizik nesnelerinkine benzer say labikn sfat ve niteliklere sahip oldu u ve
fakat buna ra men insandan, di er fizik e ya veya btn lemden farkl kald, onlarla hi bir ekilde ayn olmad pekala dnlebilir. ibr u'l- Ar abr
nin retisinde byle bir gr muhafaza etmek imkans zdr. Alunlk ve
ikinlik (tenzih ve te bih) iki ayr anlamda kullanlmandr. Allah iitir (semic),
grr (basit.) veya O'nun elleri vard r v.b. eklinde mebbihe'nin szn
b nu'l- Ar abi, Allah'n iitme veya grme duyusu veya elleri vard r v.b.
eklinde arlanaaz. Onca Allah, i iten, gren veya elleri olan her eyde ikindirw.
O iiten ve gren her varlikta i itir ve grr. Bu O'nun ikirdi ini (te bih)
meydana getirir. te yandan, O'nun Zat iiten ve gren bir varli a veya varlklar gurubuna mnhasr olmayp, bu trden btn varhklarda ve her ne ekilde olursa olsun btn varlklarda tezahr eder. Bu anlamda Allah a lundr,
nk O, her trl srlama ve ta ahhusun tesindedir. Klli bir cevher
olarak O, varolan her eyin Zat'dr. Bylece b nu'l- Ar abi tenzih ve te bihi
mutlakha (ttleik) ve snrlila (takyid) indirir 61 ve onlar maddecilerinkine
yakla an, fakat kelamc larnkinden esasl bir ekilde farkl bir anlamda kullanr. b nu'l- Ar abi yukarda akland anlamyla te bih ve tecsimi kesinlikle reddeder. Allah' n Kur'an'da kendisini tasvir etti i her eyde, tenzih (a lanhk) ve te bih (ikinlik) eklindeki iki yn, gznne alnmaldr. Kur'n'a
gre, Allah'n elleri, ayaklar v.b. vardr. Bu, b nu '1- Ar ab i'ye gre, O'nun
insanlarnkine benzer elleri ve ayaklar olduu eklinde te bihi anlamda do ru
olmamakla birlikte, O'nun btn elleri ve ayaklar olan varlklarm zat bakmndan elleri ve ayaklar olduu anlamnda do rudur. 62 O'nun eller, ayaklar
.
v.b. gibi snrl suretlerde tezhr O'nun te bihini, fakat aslnda bylesine
smrlamalarm stnde olu u ise, O'nun tenzihini meydana getirir. I b nu'lAr abi ayn sebeplere dayanarak Hristiyanlarm Kula' retisini de reddeder.
sa'nn Allah olduunu sylemek, diyor bnu'l-Ar abi, ba ka her eyin
Allah olduu anlamnda doru, fakat Allah' n Mer ye m'in o lu sa olduunu sylemek yanh tr; nk bu, O'nun yaln z ve yalnz sa olduuna
iaret edecektir63. Allah sen, ben ve klemdeki ba ka her eydir. O, ister maddi
ister manevi olsun, gizli ve a k her eydir. O, yalnzca sensin veya yalnzca
benim ya da sadece sa'dr demek, veyahut da O'nu tasavvurda dahi olsa,
herhangi bir ekilde snrlamak kfrdr. Bir adam, d nde, Allah' u veya
60. Futfliit, II, ss. 467-468.
61. Bak., Katiri'nin Fusiis ehri, s. 457.
62. Futiihdt, I, ss. 122-123. Ibnu'l-Arabi, Kur'n'daki te bille ilgili btn paralar bu
ekilde yorumlar Bak., mesel, Fuss, es. 77-78; trk. ev., ss. 40-41.
63. Bak., Fusiis, s. 267; trk. ev., ss. 171-172.
35
Fusas, s. 356; trk. ev., s. 248. bnu'l-Ar a bi, meleklerin hakiki bilgisi hakk nda da ayn
eyi sylyor. Bu noktada her iki yn de bilen Yetkin nsan (el nsan elKamil) Allahi
bitmekte meleklerden bile daha yetkin oldu unu ortaya koyar. 0, Allah' her eyde grr
ve bilir ki, O'nun varh btn suretleri istil8 eder. Fusls, s. 357; trk. ev., s. 249.
66. Fusis, ss. 76-77; trk. ev., s. 40. Kar la., Fusrs, s. 151; trk. ev., s. 85.
67. FusiLs, s. 106; trk. ev., s. 57.
36
Hangi vandet-i vuead retisinde olursa olsun, ya Allah ya da lem mutlaka zarar grecektir: Ya bildi imiz grnler alemi sadece bir kuruntu,
Gerek varl k sadece Allah'tr; ya da Allah sadece insan zihninin bir uydurmas ve grn ler alemi ise tek Hakikattir. Vandet-i vucad retisi hakkndaki blmde grece imiz zere, bnu'l- Ar abi birinci kk seer. Aknl
ileri srmesi, onu kr maddecili e d mekten kurtar r.
Buraya kadar zerinde durdu umuz ak nlk e idi, srf akl tarafndan
ileri srlen trdendir. Bu, Allah' n gerek tabiat n Mutlak eklinde aklayanlar tarafndan ileri srlen a knlk de ildir, derken ibnul-Arabi ileri
doru bir ad m daha atar. ( nsanlar tarafndan tasavvur olunan) en soyut
aknlk bile bir e it smrlamadr68, nk bu, en az ndan Allah' n varlnn
tesinde bir de onu ileri srenin varl na i aret eder. Ayr ca, bir eyi bir baka
eye isnat etmek, onu snurlam.akt r; dolaysyla, Allah'n mutlak a knln
ileri srmek bile bir s mrlamad r69. Akln, Allah'n aknln ileri srmesi,
anladmz ekliyle, Hakikatn iki ynn kar latrmann elverili bir yoludur sadece, fakat bu, onun mahiyetini a klamaz. kinlikle bir araya getirilmedii takdirde, filozoflar taraf ndan Allah'n kendine zg tek niteli i saylan bu aknlk, b nu'l- Ar abi'nin gznde arzu edilmeyen bir eydir. Her eyi
kendi mahiyeti dolaysyla, Grnler Aleminin kavranmas na bal, sonulayc (tdriri) bilginin tesine yilkselemeyen, akla dayand rdklar iin, filozoflar sular. Burada ibnu'l- Ar abrnin izledi i Hank, kendi durumunu
u szlerle belirtir: "Tevhid (Bir Allah'a inan) (bu, ibnul- Ar abrnin
tenzihi ile ayn eydir) Allah'a de il, Muvahhide (Allah' n birliini kabul
edene) aittir, nk Allah btn szlerin zerindedir". Allah' n Kendisinden
ba ka hi kimse, O'nun gerek a kn ynn bilmez. Ba ka deyile, Allah'dan
baka hi kimse O'nun zati birli ini tamam yla kavrayamaz. Yetkin Safi,
vecd halinde, akl vastasyla de il, sadece byle bir duruma has zihin-st
bir sezgi aracl ile bu birliin ani bir manzaras n yakalyabilir71 . Bu daha
yksek a knlk ekli her szden ba mszdr. O, kendisiyle ve kendiliinden
ilahi Zat'a aittir. te ibnu'l- Ar abrnin birli in aknl (tenzih et-tevkid) 72
dedii ey de budur. lahi Zat'n mutlak birlik ve yal nl yalnzca lahi Zat
tarafndan bilinirsje ve obje, bilen ve bilinen ikili i yoktur. Aknln
68. FustIs, s. 70; trk. ev., s. 38. Kar la., Fustis, s. 138; trk. ev., s. 77.
69. Fuss, s. 193; trk. ev., s. 118.
70. Tevsin, s. 58.
71. Kar., Palacios, Abenmasarra y su Escuela, Madrid 1914, ss. 67-68. O zaman bile bu durumdaki Sffiler srekli bir aknlk iindedirler. Onlar, bir daire iinde (yani Allah'ta) dnerler.
Allah ile ba lar Allah ile bitirirler. bnu'l-Arabi onlarn hareketi "Kutup etrafnda
dairevi hareket" diyor. Bak., Fusils, ss. 89-90; trk. ev., s. 46.
72. Futht, II, ss. 763-768.
37
bu ekli, bizim genellikle ikinlikle kar karya getirdi imiz eyle ayn deildir, nk bu ikincisi, ikinliin mantki kart olarak akla aittir. Grlen
Mem (el-Halk)' la karlatrldnda o, Hak olarak Allah'a yklenebilir,
ve dolaysyla subjective'tir. Birinci (daha yksek dereceden) a knlk objective'tir ve Mutlak' n kendi mahiyetinden gelir. Bylesine bir a knln
bilgisine sahip olmad mz gibi, onu, Allah' tarifimizin bir paras olarak da
alamayz. Allah'n mmkn olan tek tanm , eer Allah herhangi bir ekilde
tammlanabilirse, ikinli e kart olan a knlk iledir. Allah her eyde olmakla
birlikte, yine de her eyin stndedir. Bu, bir tamm olmaktan ok bir resm
(tasvir)'dir. Fakat byle bir tan m (ya da resm) bile, ib nu'l- Ar ab i'ye
gre, fiil veya g halinde, bedeni ya da ruhi. 73 olsun, btn varlklar'n tan mlarn' ihtiva edebilir. Dolaysyla her eyin bilgisine sahip olmak, insan iin
imkansz olduundan, tam bir Allah tanm da imkanszdr.
Bir yandan Allah ile lem (el-Hakk ile el-Halk), te yandan ilahhk (ulhiyyet) ile ilahi Zt aras nda bir ayrm yaptktan ve ilahla atfedilen a knlk
e idi ile kendiliinden Zat'a ait a knlik arasndaki farka i aret ettikten sonra,
tbnu'l- Ar abi, "sz edilen a knlk sfatlar (sifet et-tenzilt) Zt'a de il,
ilahla (el-Hakk) yklenmelidir, nk Zt, s rf soyutluk durumunda,
sfattan yoksundur", diyerek, szlerini bitirir. Bu a knlk sfatlar, Grlen
Alemin sulrllna (takyid) kar t olan mutlaklk (tlak) deyimiyle
zetlenir.
Yukarda aklanan ilahi Zat'a, Ibnu'l- Ar abi bazan "O" zamirini
uygular, nk Zt tek ba na mutlak Gayb't r74.
Ibnu'l- Arabrnin a knlk hakknda sylediklerini zetlersek, esasta
farkl iki e it a knlk ayrmamz gerekir:
1. Ilahi Zat'a kendisiyle ve kendili inden ait olan -mutlak sadelik ve
Ehadiye (Birlik) durumu.
Bir'in
38
II (n)
a) Sebeplilik ve Ibnu'l-Arabrnin Sistemindeki Yeri
Genellikle anla ld zere, sebepliliin, Ibnu'l-Arabrninki gibi vahdet-i vuddeu bir sistemde yeri yoktur. Bir btn olarak lem, onca, Allah' n
kendiliinden, fakat zorunlu olan Kendi tezhr ve tecelli faaliyetinin bir
rndr. Sebep ve eser, hazan. iten (Hak olarak), bazan da dtan (Halk
olarak) telkki edilen Hakikat n ezdi tecelli faaliyetinin sadece iki yndr.
Ibnu'l-Arabi'nin kendi deyi iyle, "lemin yarat l hareketi", ba ka
tabirle, lemin yokluktan varla k , akledilir bir harekettir (hareket
macktile) 75 il n.u'l-Arabi sebep ve eserin sadece kelimeler (iberettin),
yani iki subjective kategori oldu unu, fakat bunun, kendisini "sebep (bu
zel anlamda) her bak mdan, her halde ve her durumda (hazret) Allah't r
ve eser ise her bak mdan, her halde ve her durumda Grlen Ylemdir"76
yacam, nk mantk ynnden Allah ile Grlendemktnahoy
Mem aras nda -her ikisinden de bahsetmemiz gerekiyorsa- bir sebep-eser
.
munasebeti oldu unu belirtir. Sadece dete uymak iindir ki, Ibnu'l-Arabi,
sebeplilik sorusunu konuya soku turur. Gerekte ise, daha sonra grece imiz
zere, onu inkr etmektedir.
Sebeplilik sorusuna iki esasl bak ekli ayrdetmemiz gerekmektedir:
I. Bir btn olarak leme uygulanan sebeplilik, ba ka deyile bir btn
olarak lemin sebebi var mdr, e er varsa bu sebep nedir sorusu.
II. Alerndeki baz eylere uygulanan sebeplilik, ba ka deyile her zaman
bildiimiz lemin e itli paralar arasndaki sebep ba lants, yani baz paralarn dierlerine kar belirli bir mnasebette bulunduklar organik bir btn .
olarkemuygnsbplikme.
okluk gibi, sadece izfi (greli) ve zhiri sayd halde, ikinci sebeplilik e idine Ibnu'l- Ar abrnin hi bir itiraz yoktur. Anlad mz kadaryla,
75. Fuss, s. 450; trk. ev., s. 327.
76. Fusiis, s. 362; trk, ev., s. 251.
39
40
Bu sebep gr nn btn "var olu " fiilleriyle nemli bir ili kisi vardr.
nk ibnu'l- Ar abi'ye gre, Grlen Alemdeki btn de i meler, hatt
yarat dedii ey, "var olu " tan ba ka bir ey de ildir. Burada zt ve suretin
etkinlik ve etlilginlii yan yana gider. Bu trden bir sebeplilik unlar ortaya
koyar:
I. Zaman ilikileri fikri
II. Dei me fikri
III. Hepsi, anlad mz kadaryla Grlen "Alemin hdiselerinde ortaya
kan sebep-etkenlerle eser-etkenler aras ndaki karlkl ballk.
b) Bir btn olarak Alemin Sebebi
Allah ile lem aras ndaki kesin mnasebet nedir diye soruyor Ibnu'lAr abi. Bu, bir sebeblilik mnasebeti midir, yoksa artl bir mnasebet
midir? Baka deyi le Allah lemin mi sebebidir (illet), yoksa sadece onun varlnn art mdr ?8 Kukusuz, ibnu'l- Ar abi, bildi imiz alemin mmkn
bir varlk (zorunlu ya da kendi kendisiyle var olan n kart olan mmkn)
olduu ve bu durumuyla bir ba kasna ihtiyac olduu, varl iin ona, zorunlu
ve kendi kendisiyle var olan bir eye, ba land ; bu varln sadece Allah
oldu u varsaymyla ie balar. Ibnu'l- Ar abi, Allah ile lem aras ndaki
ilikinin artl bir iliki olduunu, art, art olduu bir eyin varln zorunlu
olarak gerektirmez esas na bal olarak, inkar eder. Onca, lemin varh zorunlu bir varln varl ile zorunlu olarak gerektirilmi tir. Bunu u ekilde
kantlar: Canl olmak bilgi elde edebilmenin bir art, bacaklara sahip olmak
ise yryebilmen.in bir artdr. Fakat hayat n varl zorunlu olarak bilginin
varlm gerektirmedi i gibi, bacaklar n varl da zorunlu olarak yrmeyi
gerektirmez. Biz her ne kadar arthnn var olmasyla onun art = var olmas
gerekir desek de, artl nn var olmas gerekir diyemeyiz".
Fakat ibnu'l- Arabi diyor ki, arttan farkl olarak sebep, kendili inden
kendi eserinin varlim gerektirir. yleyse Allah ile lem aras ndaki mnasebet, bir sebeplilik mnasebeti midir? ibnu'l- Ar abi bu gr e ba l grnyor. Fakat onun ne ekilde bu gre balandn daha sonra grece iz.
Ibnu'l-Arabi yle bir kant ileri sryor: Diyor ki, lem Egariler ve
nceki filozoflarca belirli bir sebebin zorunlu sonucu olarak grlm tr.
80. bnu'l-Aral rnin sebep (illet) ile art dedi i ey arasndaki ay rm olduka keyfi bir
ayrm gibi grnyor. bnu'l-Arab sebebi, varl bir bakasnn, yani eserinin varln zorunlu olarak gerektiren ey; art ise, varl arthun meydana gelmesi iin gerekli
olan, fakat bir ba kasnn varliini zorunlu olarak gerektirmeyen ey eklinde tanmlyor.
41
E cariler derler ki: eklemin varl , Allah ezelden beri onun bilgisine, var olduu ekliyle; vak f oldu u iin zorunludur. Allah'n bilgisinde hata olamyaca iin lemin, Allah' n onu bildii ekliyle, var olmas gerekir, aksi takdirde Allah'n bilgisi yanl olurdu ki bu, imkanszdr. te yandan filozoflar
'derler ki: Kendisini d arya aksAtirmek Zat' n kendi tabiat nda vardr ve
bu, tek bana, lemin varl n zorunlu klar. bnu'l- Ar abi her iki gre
de katlarak yle diyor: "E carileri izleyerek, Allah' n ya da Zat' n ilh
bilgisi, filozoflara gre, lemin sebebidir; yeter ki bu, Allah' n leme her
hangi bir nceliine i aret etmesin, diyebiliriz" 82. Ibnu'l- Arabi devam ederek, "sadece Bir'in iki yn say ldklar takdirde, ok, Allah ile lem, veya
Zorunlu ile mmkn arasndaki zaman arah ya da aklktan bahsetmek
anlamsz olurdu" diyor". Bununla Ibnu'l-Ar abi unu demek istemektedir: E er herhangi bir ekilde Mem sebeplidir, ya da yarat lmtr dememiz
gerekirse, bu, lemin bir as ldan geldii veya zamanda yahut yoktan yaratld anlamna almmanaldm nk
(ex nihilo) kabul etmemektedir 84.
Her ne kadar ibnu'l- Ar abi filozoflardan, lemin ezdi oldu unu aklama tarz nda, ayrhrsa da, bu noktada onlara ok ey borludur ve muhakkak
ki onlarla ayn fikirdedir85. Onca alem hi bir zaman nce yok olup da sonradan var olmu bir ey de ildir. Tersine Mem ezeli, sonsuz ve ebedidir; nk
o, ezdi, sonsuz ve ebedi olan Bir'in d ifadesidir. ibnu'l- Arabrnin teki
dnya (el-hiret) tabiri, daimi te ekkl halinde olan demektir. Ib nu'l- Ar abi.
diyor ki: "Alemin sonunun idraki imkans zdr; ne de lemin bir gayesi vard r.
Sz edilen teki Dnya devaml te ekkl halinde bir eydir" 86. Halkn bu
ve teki dnya dedikleri, Ibnu'l- Ar abrnin srekli yok olma ve yeniden
82 Bununla birlikte il nu'l-Ar abi byle bir nceli i telkin eden dili kendisi kullanmaktad r.
Bak., mesel, Futkht, I, s. 343.
83. Bak., Futilldt, I, s. 341.
84. Ibnu'l-Arab? de Ihvn esSaf gibi, yarat h (halk)'la ihds' (sonradan olmay)
deil, takdir'i kastediyor. Bak., Res'il Ihvn esSaf, III, Bombay 1305, s. 109 ve IV, s.
51. Kar., Futilhat, I, s. 316. Kar., Gazli, elIVIeznn esSagir, Kahire 1309. Gaz MI, Hz.
Muhammed'in ezelilii meselesini ele alarak takdir anlam nda halk kelimesini kullanyor
85. Evrenin varlnn zorunluluu hakkndaki E 'ariyenin retisi belirli bir tarzda anla hrsa,
filozoflarm lemin kdemi (ncesizlii) hakkndaki ayn sonucu verir. E cariler, Allah'n
ilhl bilgisi, bilinen bir eyin varh m zorunlu olarak gerektirir diyorlar ki, bu, Allah' n
bilgisinin bir konusu olarak Mem, Allah' n Kendisi kadar ezelidir eklinde bir anlam da
ieriyor. te bu, I bnu'l-Ar abrnin zaman zaman lemin ezelili i hakknda kabul
ettii grtr. Fakat onun filozoflara atfetti i Zt'm ezelili i hakkndaki gr ok daha
tam ve ayrntldr.
42
yarat lmadan ibaret olan, her zaman yenilenen yarat l" (el-halk el-cedid)
dedii eye kar lk olan srf isimlerdir. eyler (stretleri) yok olunca, teki
dnyaya nakledilirler 88 . Baka bir surette grndklerinde, bu dnyaya
(Grlen Aleme) gelirler. Bir saretin yok olmas srasndaki geen an, ba ka
bir suretin onun yerini almas srasnda geen anla zamanda tr ve bu bylece
sonsuzca srp gider. Zamanda asla bir aral k (fas la) bulunmaz, ve hi bi:
zaman da bundan baka bir yarat l sreci olmamtr Bir eyin olmadn ,
daha sonra ise (smme) olduunu hi bir ekilde syliyemeyiz. "Sonra" (smme) bir zaman aral demek olmayp, sebebin esere mant k nceliine i aret
eder". ib nu'l-Arabrnin a da ve hemehrisi Ibn R d'n de bu yaratl sorununu ayn dikkate de er tarzda anlamas ilgi ekicidir. b n R d de
yaradl, "her an srekli olarak de ien bir dnyada, daima yeni bir suretini
bir ncekinden alan, yende en varlk" eklinde aklar9. Fakat ib nu'l- Ar abi
daha derin bir d nrdr. b n R d iki varln, Allah ve alemin ezelili ini
ileri srer. Allah, bir fail ya da sebep olmaks zn, ezelidir; lem ise bir fail ve
sebeple ezelidir. Halbuki b nu'l- Ar a bi'ye gre, bazan Allah bazan lem
dedii bir tek ezdi varlk vardr. Zorunlu ile mmkn dedi i eyler aras nda
yapt ayrm sadece ekildedir. Gerekte ise, mmkn ve zorunlu ayn eylerdir. Mmkn, zorunlu olarak var olmayan bir mnasebet (yani subjective
bir mnasebet)'den ba ka bir ey de ildir. Bundan dolay biz ona zel bir ad
veririz. Bir btn olarak lem, bu anlamda, sadece byk bir mmkn varl ktr91 . Ne lem ne de onda bulunan her hangi bir ey, sonradan kazamlnu bir
varh a (istefd el-vudid) sahiptir, yani yoktan yarat lmtr. Sonradan kazaulan varlk, zihindeki bir hayalden. ibarettir. eyler yalnzca d varln
hkmlerini alrlar92. Ibnu'l-Ar abi ayn fikri, her ey subtunda (gizlilik
halinde) ezeli bir varlk, zultarunda (d dnyada ortaya k nda) ise zamanda
bir varlktr,93 diyerek ifde ediyor. ibnu'l-Arabi szlerine, bir ey ya var
olmak iin yarat lmtr, ya da var olmas bir sebebe ba ldr, derken "bugn
birisi bizim evde belirdi" (hadase inden el-yevme inslinun) dediimizde
87.
bnu'l-Ar abi s k sk u yeti nakleder: "Fakat onlar yeni bir yarat k hakknda phededirler". Kur'41n, L, 14.
43
Hakikat
Allah
gerek
faal (etkin)
(Hak)
(fcil)
Grlen Alem
Halk
Zat
Irade
Kelam
t t
t t
t t
ztlar
taat
iitme
edilgin (kabil)
ibnu'l- Ar abi bu anlamda leme nas l ezdi diyorsa, yine sadece bu anlamda
onu yaratlm ya da sebepli say yor. Fakat burada esasl bir nokta daha var:
Bu da ibn.u'l- Ar abi'nin belirli bir anlamda, yani bildi imiz ekliyle onun
Allah ile birlikte ayn ezelilie sahip oldu u anlamnda, lemin ezeli ini inkr
etmesidir97. Allah ile birlikte ezeli olan, ya da Allah' n Kendisi olan ey,
lemin sureti de il, zatdr. ibnu'l- Ar abi diyor ki: "Allah eyleri ezelde
takdir eder, fakat var etmez, ya da e er yarat lm eyler O'nunla birlikte
ezdi. ise, O'na yarat c demenin ne anlam vardr ?" b n u '1 - Ar abi bu anlamda
94. Fuss, ss. 421-422; trk. ev., s. 302.
95 Fuss, ss. 205-206; trk. ev., s. 126.
96. Ayn eser, s. 206; trk. ev., s. 126.
44
45
III (1)
a) Zt -S fatlar ve Isimler
lahi zt, nceki iki blmde bahsedilen ve Mutlak Hakikat' n ayn olan
Bir Klli Cevherdir. lahi bir Isim, ilahi Zatn sonsuz manzaralarndan birinde ya da dierinde ilahi Zat't r; Zat'n snrl ve belirli bir suretidir. S fat d
alemde tezhr eden ilahi bir sim'dir; ibnu'l-Arabi buna, ilahi Cavher'in
kendisini e itli mertebelerde gstermesi iin bir tecelli yeri (meela), ya da bir
bir faaliyet alan (mazhar) 16 adm veriyor.
lahi Zt, mutlak mehullk halinde, btn nitelik ve ilikilerden bo
olan yahu bir monad't r; o, mehullerin en mehul (enker en-nekirat) 17,
bnu'l- Ar abrnin hazan syledi i gibi, "tek bana ey" ( e_ey,),diros..
msz ve de imezdir"9. Her hangi bir cevher olmay p, O,yokedilmzba
105. Futfluit, I, s. 343
106. "Yer" ve "alan" v.b. gibi terimler herhangi bir maddi anlamda kabul edilmemelidir.
46
maddi ya da gayri maddi denen btn cevl erleri tek ba na ku atan Bir Cevher'dir. Geici, yok olucu ve de iken eyler "arazlar", "suretler" ve tezahrlerdir.
Bu noktada b nu'l- Ar a kran]. nazariyesinin E c a r il erin atomcu
metafizi ine dayal olduunda, fakat onlar n klli cevherini Allah ile ayn
sayarken, onlar olduka a tnda hi phe olmad grlyor. ibnu'lArabi, s fatlar Allah'ta srekli ve O'nunla birlikte ezdi, ne O'nunla ayn
ne de, Mutezililerin syledi i gibi, O'ndan farkl sayan E 'arilerin s fatlar
retisinde onlardan ayr l r. Burada onun Mutezililerle daha ok ortak
yan vardr. Ona gre, s fatlar var olan bir acyana sahip de illerdir; ne
ilahi Zat'da ( eyler olarak) srekli bir varl vard r, ne de ilahi Zat'dan
ayr olarak bir anlam bulunur; onlar sadece izfetlerdir. ilonu'l-Arabi
bazal" simlerin ya da S fatlarla acyanndan bahsetse bile, bu, onlar n
Zat'a eklenmi bir ey olduklar anlamnda de il, sadece mecazi anlamdad r.
Bir bakma bunlar, Eflatun'un Ak ledilir delerine pek benzerler; onlar tek
balarna d hakikat de illerdir, fakat d lemdeki cz'i varlklar' belirlerler
(bir anlamda ise, b nu'l- Ar abi'ye gre, onlar tarafndan belirlenirler)" .
Mesela, bilgi ve hayat, bilen ve ya ayan denen cz'i (tikel) varlklar' belirleyen ve onlar tarafndan belirlenen klli kavramlard r. Onlar ayn zamanda
Allah ile ayn olan ve hi bir anlamda O'ndan farkl olmayan ilahi Sfatlard r.
ibnu'l-Arabi, bylece, Eflatun'un "Ideal S nrlarau" Kelmc lar n
ilahi Sfatlarlyla kar trr. Bu ikisi en sonunda uzla amaz olarak kalr
lahi Zat'n suretleri ve tikel (cz'i) halleri olarak ilahi Isimler, her
biri kendisine zg niteliklere sahip olan ve bu nite]iklerden dolay bir
dierinden ayr lan, fakat zt bak mndan yine de Bir Zatla ve birbirleriyle
ayn olan t bir oklukturn2.
b) Bilgimizle Ili kisi A s ndan Hakikat
bnu'l-Arabrain retisinde, en sonunda bir ve blnmez olan Hakikat, bilgimize nispetle ayr adan ele alnm grnyor:
1. Bildiimiz Hakikat, ba ka deyile d alemde tezahr eden Hakikat.
Hakikat bir durumuyla duyu ve ak llarmzn snrlamalarna tabidir. Onu
varolanlarn okluu olarak bilir ve ona, ister sebeplilik mnasebeti isterse
110. Bak., Fusits, ss. 24, 352; trk. ev., ss. 11, 243.
111. Bak.,Fuilis, ss. 59-60., 355; trk ev., s. 33, 246. (Trke tercmede K a si, K ssi okunmutur. evirenin notu). kinci bir kaynak olarak bnu'l-Arabi, ilahi simlerin her birinin
btn Isimlerle aynl grn kendisine atfetti i bn K asi'den nakillerde bulunur.
112. Bak., Fusiis. s. 151; trk. ev., s. 85. Ibnu'l( Arabi buna "Hayallenmi Allah" (elhakk el-mutahayyel) adn veriyor. Fusas, s. 178; trk. ev., s. 106.
47
bir Hakikat'a uygulanabilirler. "Rububiyetin s rr'nn anahtar sen'sin (Grlen)"1 ". I ile II'de kavranan Hakikat aras ndaki esasl fark I'de ikin s fatlarn (stfcit et-te bih) mantki kar t olan Allah'n akn sfatlar nn (sftt
48
ise de, "ye il", "yuvarlak", "i itme" ya da "grme'', v.b. gibi s fatlar Allah'a
ykleyemeyiz. Bu, sadece Uhihiyeti Grlen Alemden iki subjective manzara
olarak ayrmaktr.
Ibnu'l-Arabi, Grlen Alem de dahil olmak zere, "biz kendimiz
Allah' tasvir etti imiz sfatlar z'"" ve "anlam ve ruhu Grlen Alem'de
bulunmayan, O'nu nitelendiren bir tek sim ya da Sfat vard r"" 9 derken,
demek istedi i bir yandan Grlen Alemin Allah' n ikin yann aklyan
kendisine zg niteliklere sahip oldu u, ve dier yandan ise bu nitelikler
vastasyla eklen O'nun a kn yamn aklyan Sfatlar O'na atfetmeye
ynelmi olmamzdr. Fakat her eyin zat olan Hakikat'a bakarak, a kn
olsun ikili olsun, btn sfatlar ona yklenebilir. nu'l-Ar abi. diyor ki:
"O, fiilde Grlen Memdeki eylerin btn isimleriyle isimlenmi tir" 120 ;
"D"Fhiyetin ve yarat lm eylerin btn s fatlarnn i aret ettikleri Ycelik
O'na aittir"121, "Bizim isimlerimiz O'nun isimleridir,''122, O'na Ebil Sacid
el-Harr az, v.b., v.b. isimleri verilir123.
III. Do rudan do ruya bilmedi imiz ya da alglamadmz, fakat arazlarn algladmzda bir cevherin varl n kardmz gibi, akl yrterek
mantk yoluyla elde etti imiz Hakikat.
Bu, yahn varlktan baka kendisine hi bir ey ykleyemeyece imiz
ilahi Zat'tr. Ona soyut halinde ve her trl mnasebet ya da s nrlamadan
ayr olarak bakldnda, bilinemez ve ba kas na nakledilemez. O, en sonunda tammlanamaz ve bir cevher gibi sadece halleriyle tasvir edilebilir ki, bu
durumda onlar Grlen Alem.'dir 124. O'nun tabiat kartlk, ztlk ya da
e kabul etmedii halde, kendisinde btn kar tlar ve benzerleri birle tirir.
Nitelik ve niceli e sahip olmad halde, btn nitelik ve niceliklerin kaynadr. O'na genellikle i rakilerle birlikte "Saf I k" ya da "Saf iyilik" veya
"Krlk" (el-dini-O gibi mphem terimlerle i aret edilir.
Bu, hi bir ekilde okluk kabul etmeyen birlik (ehadiyye) durumudur.
Birlik tm glerin (kuvvetlerin) toplamdr (fe-ehadiyyetuhu necnadu kllihi
118. FusCs, s. 27; trk. ev., s. 14.
119. Fusiis, s. 400; trk. ev., s. 281.
120. Futilhat, IV, s. 251,1.3. Kar., Fusiis, ss. 111-112; trk. ev., ss. 58-59.
121. Futilhet, III, s. 186 iir.
122. Fusiis, s. 182; trk. ev., s. 108.
123. Fusiis, s. 102; trk. ev., s. 54.
124. Fusa s, ss. 414-415; trk. ev., ss.297-298. Musa'n n, Firavun'un "Alemlerin Rabbi nedir?"
sorusuna cevab, Ibnu'l-Ar abi tarafndan varl gkte ve yerde (manevi ve maddi
lemde) ve her ikisi aras nda tezhr eden Rab eklinde yorumlarmr Musa'nn gerek
cevab ise, "O gk ve yerin Rabbidir" eklinde idi.
49
129. Kitb elElif, Elyazmas Loth. 658, IV, var. 57. Ibnu'l-Ar abi, Btn'n birli i (ahadiyyet el-mecn i`) ile Bir'in birlii (ahadiyyete elvehid) arasnda bir ayrm yapar; birincisi
ztl birlik, ikincisi ise ulhiyettir. Furhtit, II, s. 578.
130. Fusiis, s. 32; trk. ev., ss. 15-16.
131. Fuss, s. 139; trk. ev., s. 77.
132. Ayn eser, s. 125; trk. ev., s. 68.
133. Ayn eser, s. 28; trk. ev., s. 14.
134. Ayn eser, s. 360; trk. ev., ss. 250-251.
50
besi) ile ilgili olarak kullanddndan farkl bir anlamda kullanmak suretiyle,
Hazart dedi i eyle Ilahi isimleri bir sayar. Birinci yorumlama yolunu telkin
eden, bu terimdir, nk burada ib nu'l- Ar abi Hazret'den Allah' n mutlak
soyut durumuyla a klanan ilahi bir sim eklinde, Safirlin kalbinde tecelli
eden tasavvufi bir hali anl yor. Ibnu'l- Ar abi bu hazretlerden (ya da Isim.135. Ayn eser, e. 386; trk. ev., s. 273.
136. Futilltt, IV, ss. 250,421.
51
lerden) sadece baz larn sayyor, nk, ona gre, bunlar say ca sonsuzdurlar.
" lahlk Mertebesi" (el-hazret el-iMhiyye), mesela, Allah'n Kendisini Allah
olarak gsterdi i haldir; "Rahman Mertebesi", Allah' n Rahmn v.b. smiyle
tecelli etti i haldir. lahi Isimleri yorumlaman n bu zel tarz ve ib nu'lAr ab rnin bu konuda kulland terimler, bildi im kadaryla, tamamyla
kendisinindir.
Her hazret, ilahi bir ismin ikili bir tazammunu eklinde tecelli eder:
onun ikin yn, yani onun, Allah' n temasa edildi i zel gr asna nispeti
ve onun a kn yn, yani onun ilahi Zat'a nispeti. te yandan filolojik metod,
Isimlerin kendi ekillerini (suretlerini) bir de itirme te ebbsdr. A adaki rnekler ne demek sitedi imi yeteri derecede gstereceklerdir:
1. M'min (skn verici) ilahi ismini ibnu'l-Arabi eman (sktin)
kelimesine ba lyarak a klar. "Skn Vericinin Mertebesi" (hazret el-m'min) tamamyla "Skan Mertebesi" anlam na brnr ki, orada nefs, Allah' n
tabiat hakknda derin d nceye dalmaktan kurtulur 137, baka deyi le tasavvufi sezgi ile ayn saylr.
2. Cabbr (Zorlayc) ismini her eyi ilerlemeye zorlayan Bir eklinde
yorumlar:Zorlama (cebr)'y bnu '1-Arab, zorunluk (vuctib)'la ayn anlama
alr. "Bu, her yarat n altnda yatan ilkedir. Semede (ihtiyarda) bile zorlama
vardn" 138 . Fakat zorlama b nu'l- Ar abi'nin grne gre, bir d kuvvet
de ildir; eyler, Bir'in kanunlar olan kendi i zorunluk kanunlar na itaat
ederler.
3. Mtekebbir (Kibirli) smi btn mmkn sfatlar a an (onlardan mnezzeh olan) Yce Bir, yani Gururlu=Mnezzeh anlam nda yorumlamr.
4. Gafara =rtmek, ya da kaplamak kknden kard Gaffr (Affedici)
smi. Gaffar bylece kendisini Isimler suretine bryen Bir anlam na gelir:
En yce rt (ya da saret) ise Zhir (d )'dir"9.
5. Adele=belli bir eye doru ynelmek kknden kard Adl smi.
Onca Allah Adl'dir, nk O, zati zorunluk durumundan (hazret el-vuctid
ez-zttri) bakasyla zorunlu durumuna (hazret el-vuctib bi'l-gayr) ynelmitir;
ba ka deyile O, d alemde tezhr etmeye ynelmi tirm. ibnul-Arabi
irdeyi de benzeri yolla a klar. Irade ilahi Zat' n tecelliye yneliidir. Tezhr
etmemi olan Zat, itidal (denge) durumundadr, fakat tezhr halinde, biraz
nce akland zere, adl durumundad r.
137. Ayn eser, IV, s. 260.
138. Ayn eser, IV, s. 265.
139. Ayn eser, IV, ss. 273 - 74.
140. Ayn eser, IV, s. 302.
52
53
okluu kabul eder. Daha sonra grece imiz zere, a(yein es-stbita (eylerin
gizli hakikatlar) grn bu metne dayand rr.
II. Mucib (Cevap Veren) ismini Ibnu'l-Ar abi, mmkn varlklarn
arsna (duasna) cevap veren Dr eklinde, cevherin "suretlerinin" arsna
cevap vermesi.'" yanisretlere kendisinden tam onlar n gerektirdikleri eyi
-tabi atlarna uygun gelen eyi-vermesi anlamnda yorumlar. Ibnu'l-Ar abi
ayn zamanda halk aras nda yaygn ilahi isimlere yeni Isimler de ilave eder.
Mesela,
12. Dehr ismi15. Onca zaman, varl sonsuz oland r (ma rd yetenthe
vuc lduhu) ezel, ebed ve bunlarn aras nda yer alan eyi kapsamna al r:
Ibnu'l-Arabrnin gr ne gre, zaman ilahi Zatla ayn dr. Bu, zaman,
"birbirini izleyen idraklerin srekli sonsuza uzanmas yla varln zaten mevcut
olan btnn, sonsuzu aksettiren ebedin stireti"1 51 sayan Plotinuscu
zaman gr ne dikkate de er bir benzerlik gsterir. Plotinus ve ibnul-Arabr
ye gre, zaman ebedi bir "an" d r-"her eyi do ru yola ileten, gelece i imdi
gibi bilir" 1 52.
Ayn ekilde il nu'l-Ar abi, di er ilahi isim ve Sfatlar, kendisini
iyiden iyiye me gul eden bir hedefe gre, yani islami ilkeleri ve d nceleri
kat bir vandet-i vueild ekline evirmek iin yorumlar. islam n yaratc
Allah' artk Yaratan de il, Memin sonsuz sretlerinde tecelli eden Bir'dir:
Rahmn da Rahmn demek de ildir artk. Rahmet, varlk "verme", v.b.
ile ayrdr.
Ahlaki ve ahsi sfatlarn nemi, ancak gerek bir Allah-lem
yani Allah'dan baka bir eyin bulundu u yerlerde vard r. Fakat ib nu'lAr abi'nin sistemi "ba kasn" kabul etmez. Bununla birlikte, aras ra olduu
gibi, dini bir duyguyla duyguland nda snni Allah anlay zihninde sabit
ve aktr. Fakat bu, onun felsefesi de il, duygusudur. o unlikla bu snni
Allah sadece bir glge ve bir d t'.
il nu'l-Arabrnin as l belirtmek istedi i, ister lemle Allah' n ikilii
isterse d lemdeki nesnelerin, hatta Allah'a atfetti imiz Sfatlarn okluu
olsun, her eit ikilik ya da okluun en sonunda subjective ve greli oldu u
dur. Fakat bizi uyard hataya, yani subjective'i objective gibi grmek hata149. FuMlicit, IV, s. 328.
150. Ibnu'l-Arabi "dehri ktlemeyin, nk Allah dehr'dir" eklindeki hadisle "bizi ancak
dehr (zaman) yok eder", Klr'n, XLIV, 23, liyetini nakleder
151. Whittaker, The NeoPlatonists, s. 75; Enneads, III, 7. 11.
152. Enneads, IV, 4. 12.
54
eder. O, salt bir filozof de ildir. Dolaysyla ondan tam bir mant k! tutarlik
beklenmemelidir. Onun Allah' tamamen vandet-i vucudcu ya da theistik
yahut da Yeni-Eflatuncu tarzda de il, ancak bu n bir kar m, en yksek
hayali trden bir karm olarak tasvir edilmelidir.
d) lahi simlerin ki Yn (Manzaras )
ib nu'l- Ar
Bir'le ok ya da Allah ile Grlen Alem aras nda yapt tek ayrm, daha nce de a kland zere, farkl bir tarzda ilahi simlerin iki m.anzaras eklinde de ifade edilir. Bir birlik ve asl nda ilahi Zatla
bir saylinca, simlerin "etkin" oldu u, yani her ismin Bir'in faaliyetinin
sonsuz i aretlerinden birini ya da di erini belirtti i sylenir. D dnyada
tezahr eden bir okluk olarak, ba ka deyile d alemin kendisi olarak bak ldnda (nk d Mem ilahi simlerden ba ka bir ey deildir), onlar edilgin ve kabildir (alcdr). Birinci cihete ibn.u'l-1- Ar abi, et-tahakkuk
(Hak'kn gr noktas ), ikincisine de et-tahalluk (Yarat lann gr noktas )
diyor. Fiili tezahr husle getiren ikisi aras ndaki mnasebet ise ta(alluk
adn ahyor 5 3.
Acyan esS(ibita'ya nazaran d nlnce, lahi isimler de etkindirler,
nk bunlar gizlilik (subrt) halindeki Grlen Alem'den ba ka bir ey de ildirler, ve yeri gelince a`yan es-sbita d leme nazaran etkindir. Btn bunlar
st ve alt'dan mte ekkil bir silsileyi meydana getirirler. st alta nazaran
etkin, kendisinden stte olana nazaran edilgindir..
Fakat ibnu'l- Ar abryle birlikte biz, daima kapal bir dnce devresi
iinde seyrederiz. Kendi metafizik Bir ve ok retisini aklama zahmetine
girerken, hepsini salt bir subjectivelik sayar. Bu kapal devrede hangi noktadan balarsak ba lyalm daima tekrar ba ladmz noktaya dneriz. Bu
(dncede) ne kadar o altlrsa o altlsn, ya da imzan varl klarn okluu
bazan da say sz Sfat ve isimlerle nitelenen Bir Zt olarak kavranmaya
allsn, en sonunda, tek ba na yalnz tek Bir Hakikat oldu u, sznden fazla hi bir ey kazand rmaz. Onun hakkndaki btn bilgimiz subjective ve
botur. okluk olmad gibi, Sfat ya da simlerin okluundan -edilginlik
153. erh Esnt) Allah elHusnrl, elyazmas Loth. Kat. 658, varak, 1-22. bnu '1-Ar abi burada
ilhl simlerin iki manzaras ve aralarndaki mnasebeti aklar.
55
ya da etkinlikten-bahsedilemez. Bunlar bizim kendi icad etti imiz ve Hakikat'ten anlamak istedi imiz manay ifade iin kullanmaya elveri li terimlerdir.
56
klli Zat'dan bamsz olan ve O'ndan ayr olarak ayr bir varla sahip nesneler olduklar nn inkardn. Kuvve hali ve Allah' n Zihnindeki akledilir
154. Fusas, s. 101; trk. ay., s. 53.
155. Kar., Whittaker, ad geen eser, s. 73.
156. Futnldt, IV, ss. 269-270.
57
fikirler olarak bunlar, muhakkak ki, yahu bir subjective'li e sahiptirler. Fakat
zatlar olarak var olan eylerin hepsidirler, nk onlar cz'i (tikel) ve belirlenmi olarak ilahi Zat' n kendisidirler. Maalesef b nu'l - Ara brnin bu a'yan' tavsif ederken kulland dilin hitabi ve hayali yn o kadar fazladr ki, bunlara, bilincinde oldu undan ok daha fazla somutluk ve ba msz
varlk baheder. Ayn zamanda 13 r u'l- Ar abi onlardan, Allah Kendisini
Kendisine bu acyan siiretlerinde pek kutsal bir ak (el-feyz el-akdes)halinde
iken at, derken, sanki onlar Allah' n gelime tarihi iinde belirli bir merhaleyi
i aret ediyorlarm gibi, bahseder. Onu, Allah vard ve hi bir ey O'nunla birlikte de ildi, sonra acyan es-sabita'n n akledilir stiretleri halinde tecelli etti;
Allah ayin es-sabita'ya varlk elbisesini giydirdi (elbese el-acyetn el-yuri:1'd);
onlarn ortaya kmasna sebep oldu varlklar ve zatlar (acyttn) olarak biz
Allah'da idik157 ; "Allah pek gzel simlerine (esttgi' el-hsni t) nazaran eylerin
acyan' n ve kendi cayn' m grmeyi diledi" v.b., v.b. 158 gibi szleri kullanrken
grmek, ender rastlanan bir eydir. b nu'l- Ar abi ayn zamanda sk sk
"idi", "olacak", "olu", "grnr", v.b. gibi, bir yandan Allah ile acygin
es-sgibita arasnda, te yandan da acYein es-siibita ile d lemdeki somut
nesneler aras nda zaman ilikileri bulunduunu ifade eden deyi ler kullanr.
Bu deyiler kelime anlamlaryla alndklar takdirde, tm felsefesi iin bir
ykm olur. Bu nedenle biz daima bu terimleri anlarken ihtiyat elden brakmamal ve b nu'l - Ar abrnin kan tlamalarnn genel akn zihinde tutmalyz; nk bize verdi i ayrntlar o unlukla aldatcd . zellikle bu noktada
b nu'l - Ar abrnin dili, bir zaman ili kisi olduunu ima yollu belirtse de, hi
bir ekilde Allah ile acyan aras nda byle bir ilikiden sz etmek istemez. Daha
sonra daha tam bir ekilde ele alaca mz zere, "en kutsal ak" n ezdi
hayat dramnda srekli bir vetire oldu unu, balangc olmad gibi sonunun
da olmayacan, Bir Zat'daki fiil hallerine zamanda bir kesintiye u ramadan
gemelerini ve bunun her zaman bylece srp gitmesini kabul etmemize
kar kacak hi bir ey yoktur.
Yukarda sylediklerimizden a ka grlyor ki, b nu'l-Ar abi'nin
acyan es-sabita's Eflatun'un " deler"ine benzemekle birlikte, onlarla tamamyla ayn deildir. Onlarn esasl yn, baka deyile onlarn ilahi Zat'da
bulunan cz'i "haller" ve ayn zamanda ilahi bilinte bulunan ak ledilir sretler olmas , onlar E flatun'un " deler"inden a ka ayrmaktad r. bnu'1- Ar abrnin P1 ot in us'un lk Akl ile ayn sayd ilahi bilin (uur ) acyan'n
btn akledilir stiretlerini; Zat ise, onlarn btn kuvve hallindeki zatlarm
kapsar. Birincisi, yani ak ledilir sretler ikincilere, yani zatlara tekabl eder
157. Fusas, s. 274; trk. ev., s. 174.
158. Fustis, s. 12; trk. ev., s. 6.
58
mefatih el-uvel) adn veriyor. nk bunlar, ona gre, asl nda yaratln balangc ve sonu olmadna inanmasna ra men, yaratl tarihinde
grlen balang blm, yani kendisinde yarat klarnun sonsuzluunu (gelecek tezahrlerini) tefekkr eden Yarat c olarak Bir'in tecellisidir. Bu
zel hal yalnzca Allah' n Kendisince bilinir Ilham ya da tasavvufi ke f
bile onun srlama nfaz edemez; nk bu, birli in ikinci dereceden en
yksek halidir. Burada Allah hem bilen hem de bilinendir. S nrl bir varln Mutlak' ve O'nun halini idrak edebilece ini sylemek kendi kendisiyle
159. Fustis, s. 46; trk. ev., s. 24; kar., Kelm hakk ndaki blm.
160. Enn., V, 4. 2. Bak., Mackenna, Ethical Treatises translated from Plotinus, Enneads (IIV),
(1921-1926), IV, s. 47. Kar., Enn, V, 9. 5. Bak., Mackenna, ad geen eser, IV, 1, 93-94.
161. Whittaker, ad geen eser, s. 63.
162. Fasit s, s. 248; trk. ev., s. 159. "Ve O, gayb n anahtarlar na sahiptir", Kur., V1, 59.
59
elikiye d mek demektir. Fena halinde bile byle bir hal bilinemez; nk
imkanszdr. Fakat a`yan es-sabita'n n ilahi Zat'a olan zel nispeti, onlar n
nasl Allah'n yaratc gc ile irtibatta olduklar 1 63 ve nasl d varlk kazandklar , btn bunlar en yetkin Safi iin bile bilmesi mmkn olmayan eyler
olmakla birlikte, I bnu'l- Ar a bi hakiki bir safi iin acyan es-sabita'n n
zellikle kendi `ayn' nn bilgisini edinmenin o derecede imkans z olmadn
kabul eder. Diyor ki: "Ya da olabilir ki, Allah kendi cayn es-sabite'sini ve birbirini takip eden sonsuz hallerini aar, ve bylece o, Allah' n onu bildi i
tarzda kendi kendisinin bilgisini (Allah olarak) ayn kaynaktan karmak
suretiyle, bilir.' 64
.
Bir ile Grlen le n aras nda orta bir mertebe olan onlar n e siz
mevkiinden dolay , acyan es-sabita,
b nu'l- Ar abi'in gr ne gre
hem etkin hem edilgin (ya da al c, kabil) olma e siz zelli ine sahiptir.
Bunlar bir anlamda Bir'den "aklar", ilahi simlerin saretleri ve ilahi
Zat'daki kuvve halinde "haller" olduka edilgin ve al cdrlar (Idibi/) 165 .
Zatlarna nazaran, yani kendilerinde, Grlen klemin d varlklar durumuna
gelmeleri iin gerekli btn kuvve hallerine sahip olduklar ndan, bunlar
etkin say l rlar. Fakat burada etkinlik ve edilginlik mant ki belirlenme (hkm)
den ba ka hibir ey ifade etmez. A`yan ilahi Isimlere nazaran edilgindir;
nk ilahi Isimler olanlar zerine hkmler yneltirler. Bu hal bir kllinin
cz'ilerini belirlemesine ok benzemektediri 6 6 Grlen nesnelere nazaran ise
bunlar etkindir. Bu, kuvve halinin geldi i fiil haline nazaran etkin olmas yla
ayn anlam ta r, baka deyile her iki halde de sadece mant ki belirlenme
.
sz konusudur.
IV
a) Ibnu'l-Arabi'nin Varl n Birli i retisi
Bu blmn e itli yerlerinde b n u 'I- Ar a Unin. Hakikat' n son mahiyeti
ile ilgili ne e it bir retiyi benimsedi i hakknda daha nce bir ka ipucu
163. Fusits, s. 249; trk. ev., s. 160. Kar., Fuss, s. 246; trk. ev.,s.158. Burada / bnu '1Arab I', ayn eye "kaderin s rr" (s rr el-kader) adn veriyor. Bu, diyor t l nu'l-Ar abi,
Uzeyr'in, "Allah bunu lmnden sonra nas l diriltecek" (Kur., IV, 261) sorusunu
sorduu unda, Allah tarafndan azarlanma nedenidir.
60
verilmiti. Bunun tamam yla mantki olan manzaras zerinde ise, ilk blmde durulmu tu. imdi konunun meafizik cihetinin daha ayr ntl bir izalun vermek bu blmn hedefidir. I nu'l- Ar abrnin Hakikat nazariyesi
vandet-i vucdcu bir nazariyedir. Bu nazariye bir ka kelimelik kendi szleriyle u ekilde zetlenmi tir: Ycelik Kendisi onlar n zatlarn (dytinuhe )
te kil etti i halde, eyleri yaratan Allah'a aittir" 167 . Fakat bu, ne trl bir
vandet-i vudidculuktur ?
Burada Allah' n mutlak, sonsuz ve ezeli bir varl k, btn varolan, var
olmu ve var olacaklar n kayna oldu u faraziyesinden yola karak tedricen
bir akosmism eklini alr. Buna gre, Grlen Alem, Halikat n tesinde uzanan
sadece geici bir glgedir. Sonlu ve zamanda olan her ey, hayal mahsul ve
gerek-d dr. Vandet-i vuefidculu un bu ekline iki yoldan biriyle ula labilir:
I. O, ya Allah' her eyi ku atan ezeli bir Hakikat sayan dini bir Allah
anlaynn sonucudur ve bu anlay n kk genellikle Sfi tecrbelerde bulunur;
II. Ya da Hegel'in deyi iyle, var olan her eyin te kil ettii Hak veya
Mutlak'n aslnda bir, ezeli ve sonsuz, bilinemez ve btn tecrbelerin stnde olduu faraziyesinin sonucudur. Bu, tak nlan daha felsefi bir tav rdr.
Buna gre, Hakk'a Allah demek, ya da nc tekil ahs zamiri ile O'ndan
bahsetmek gerekmez, hatta o unlukla yle denmez ve o ekilde bahsedilmez.
Birincisinin, ib nu'l- Ar abi ve ekol dahil, Islam vandet-i vuddeularmn
kendi retilerine ula tklar bir yol olduu anla lyor. Onlar bu yolda ister
istemez kendilerini, retilerine mant ki bir ekil vermek iin, u ya da bu
felsefi diyalektik ekline bavurmak zorunda bulmu lardr. Ibnu'l-Arabi'nin
durumunda ise, bu diyalektik, Allah'n varln kantlamaya girimez; nk
O, btn kamtlamalarm tesindedir. O, tek ba na mmkn varlklar acyan'
anda tezhr eden Kendi varl nn kantdr 168. O'nun her yerde ve her
zaman var olan varl n kantlamak nas l mmkn olabilir? "Allah'dan
baka hi ey yoktur; yoktur varl kta O'ndan ba kas . Bir yer bile yoktur ki,
orada btn eylerin Zat' bir olsu l. "Kimden kayorsun; varl kta sade
o vardr?"'" "Gzm O'nun yznden (Zat' ndan) ba ka
ey grmez171
61
62
63
64
zamanlar, yani iindeki dini duygu seslendi i zaman, a kn cihet zerine daha
fazla a rlk vermektedir. "nk o, (ycelik O'na aittir)", diyor b nu'l- A r abi
"yarat klarma hi bir ekilde benzemez. O'nun zat bizce idrak edilemez, dolaysyla elle dokundu umuz nesnelerle onu kyaslyamay z; ne de O'nun
filleri bizimkilere benzer", v.b., v.b."o.
d) ibnu'l-Arabi'nin Vandet-i Vuead retisi ve YeniEflatunculuk
ibnu'l- Ar abrnin vandet-i vucad retisinin, ierisinde pek az Hellenistik unsur ta yan tipik slam dncesinin tabii bir sonucu oldu u meydandadr. Bu, sonsuz s fatlara ya da de iken hallere sahip asl nda bir Cevher eklinde anla lan E carilerin d lem nazariyesinin benimsenmesinden ba ka
bir ey de ildir. Bu nazariye bir btn halinde ibnu'l-Arabi'nin Hakikat
retisinin ekli cihetini temin etmektedir; iki reti aras ndaki tek fark ise,
E 'arilerin btn olgular n altnda yatan Zat'a cevher, kendisinin ise Allah
ya da Bir demeleridir. Yine grdk ki, bir ba ka ekilde ibnu'l- Ar abi'nin
vandet-i vucad retisi islamn tevhid retisinin me ru olayan bir uzant sdr. Fakat o, daha sonra grlece i zere, ne bununla ne E 'arilerin
cevher ve s fatlar retisi ile, ne de YeniEflatun cu Bir retisi ile ayndr.
Bu nedenle, denebilir ki, her ne kadar ibnu'l-Arabrnin bu retisinin, dier bir ok retileri gibi, derleyici bir niteli i varsa da, onun yine de orijinallik iddias nda bulunmas makuldr.
ibnu'l-Arabrnin Allah' Yeni-Eflatuncular nkinin ayn deildir.
Yeni- Eflatuneuluk tam anlam yla bir vandet-i vueadeuluk ekli saylmamaldr. Bu sisteme gre, lem, bnu'l-Arabi'nin ifade etti i ekilde
Allahla, hatt Allah' n bir ciheti ile ayn deil, ancak Allah'dan bir ak
(feyz)'dr. ibnu'l- Ar abrnin retisinde ise, Plotinus'unki gibi, bir ak
(feyz) dzeni bulunmaz; her ne kadar Plotinus'un terminolojisi ile konu ursa da, hi de ilse gerekte byle bir ey yoktur. Mukakkak ki ib nu'l-Ar abi'
nin sisteminde Bir'in kendi kendine geli imi, tezhrii ve o almasna benzer
bir ey -"ilahi Nefes'in. (z'n) grlen nesnelerin saretlerine inmesi" 181
v.b., v.b,- bulmaktayz ve bu bir bakma Yeni Eflatunculu a benzemekle
birlikte, Plotin.us'un sisteminin aksine, daha ziyade H e g e l'inki gibi mutlak
idealism'dir, yani "srf diyalektikle in a edilmesi" 182 sadece mantkidir, fiili
ya da gerek de ildir. Bu terimlerin, Ibnu'l-Arabnain kulland ekliyle,
"Bir'in birliini bozacak ya da onun varl n oaltacak veya kendisinden ba 180. Futhht, T, s. 120. Kar., Tenzil. ve Teshih hakkndaki blm.
181. Fushs, s. 280; trk. ev., s. 177.
182. Kar., Pfleiderer, Philosophy of Religion, Ing. ev., A. Menzies, Londra 1887, II, ss. 79 vd.
65
ka bir eyi bamsz bir varl k haline getirecek olan" bir anlama al nmas
kastedilmemitir. "Btn varln hareketi", diyor Ibnu'l-Arabi, "daire
eklindedir; ba lad yerde biter" 83. Yeni- Eflatuncu ak retisinde ise
durum byle de ildir; doru bir izgi zerinde ilerleyen bir harekettir. Bir
ak lar serisidir; serinin her yesi bir sonrakini yarat r, ya da daha ba ka esrarl bir tarzda onu meydana getirir ve yarat csndan a a olmasna ra men
onun yetkinliini yanstr. Seri, yukardan a aya inen bir dzende, daha
yukarda olan daha a adakini yaratarak ve daha a ada olan da daha yukarda olann varln ve yetkinli ini yanstarak a aya doru devam eder.
Serinin son yesi, Grlen lemdir ve hi bir zaman ilk yeye, yani Bir'e
ula amaz. Ancak sfifi tecrbede gerekte serinin en a a yesine mensup
olan insan nefsi bu zincirde en yksektekilerden biri ile, yani Klli nefsle birle ir. Fakat ibnu'l-Arabrnin gr ne gre, ak (feyz) yoktur, ve dolay syla her hangi bir gerek anlamda mezcolma (birleme) da yoktur. Yazar mz
nerede Yeni- Eflatunculu un bilinli bir etkisini gsterir durumda ise, bu
etki, teferruat m Ihvan es-Safa rislelerinde bir rne ini grdmz
I smacili d nrlerden alm olmas muhakkak olan alemin men ei hakknda
bize verdi i bilgilerin ayrntlarnda gze arpar. Burada onun da Ihvn
es -S af gibi farkl Yunan felsefe sistemlerini Plotinus'un ak lar , Pt oleme'nin. astronomisi ve Emp e d okles'in "Drt Unsur"u geni apta
islam kozmolojisinden al nm teferruat yn ile bir araya soktu u anlahyor"4. Onun metafizik Hakikat nazariyesi, alemin onca zamanda bir ba langc olmamas na ramen, zlmez bir ekilde lemin yarat l hakknda
kozmogoniyi ilgilendiren bu trden ayr ntlarla karm bir durumdad r.
Sz gelii, Ibnu'l-Arabi, lemin yarat l hareketinin d hakikatlarda tecelli
etmek iin, Bir'in zati sevgisinden do duunu siiyler 85 ve bu konuda Peygambere ait oldu u iddia edilen u hadisi sk sk nakleder: "Ben gizli bir hazineyim, ve bilinmekten ho landm iindir ki, bilineyim diye alemi yarattim".
Fakat Bir'in tecelli halinde bilinme sevgisi Plotinus'un ak ile ayn
deildir. Ibnu'l- Ar abi'nin sistemi, kendi deyimiyle tecelliyt, "grntler" veya "kendini amalar" ya da "tezhrler", yani Bir'in ak lar ekdeil de, O'nun hakkndaki bilgimiz srasnda kendisini bize gstermesinin
e itli yollar, eklinde ifade edilmelidir. Maalesef, Ibriu'l-Arabi feyz 186
(ala ya da sudr) Bir, ok, v.b., v.b., gibi kelimleri kullanmaktad r ki, bun183.
184.
185.
186.
66
Futtihitt, I, s. 332.
Mesela, Futilltat, III, ss. 578-80; Kar., Resa'il Ihvan esSafti, III, ss. 4,18,119-120.
FusCts, s. 408; trk. ev., s. 288-289.
Bu meez Plotinus tarafndan kullanlmtr. En ., V, 2.1.
67
deriz ki: Allah Birlik halinde (ehadiyye) tecelli etmi tir, ya da Krlk (eldinci) halinde, Zt halindedir. O, Grlen Memin kuvve halindeki varl na
nispetle gznne abunca deriz ki: Allah ilahilik mertebesin de (e-mertebe
tecelli etmitir 190. Bu ayn zamanda ibnu'l-Arabi'nin deyiiyle, a<yan es-sbita ve ilahi Isimler halidir. O, Grlen Memin fl halindeki
tezahrlerine nispetle gznne al ndnda ise deriz ki: Allah rubbiyet halinde tecelli etmitir. Fiil ve kuvve halinde varl klarn btn akledilir sretlerini ihtiva eden klli bir bilin olarak gznne al nrsa, Hakikat' n lk
Akl'da Allah'n batl ya da Grnmeyen (gayb) olarak tecelli etti ini syleriz,
ve bu hale hakikat el-hak'ik (Hakikatlar n Hakikati) ad n veririz. Fakat
fiil halinde Grlen Alemde tecelli etmi olarak gznne al nrsa, Allah' n
d lemin sretlerinde tecelli etti ini syler ve Allah' klli cisimle ayn sayarz. Allah' btn sretleri alan klli cevher olarak d ndiiiimzde, Allah'in lk Madde (el-heytilti)'da tecelli etti ini syleriz ki, Ibnu'l-Ar abi buna
bazan el-kitb el-mastiir=Yazth Kitap adn verir, v.b, v.b.. ibnu'l-Arabi
bu ekilde Plotinus'un ak larnn tamamn batanba a tarar ve bunlara
E mpe dokles'in Drt Unsuru (Kk) ile Allah' n tecelli ettii daha bir ok
alanlar ilave eder. Bunlar zerine yerle tirmek iin geni apta Islam kaynaklarndan ald tasvirler y n hayret vericidir' 91 . Fakat olduka yan ltc olan
bu teferruata ra men, retisinin ana hatlar aktr. Hakikat bir birliktir
-onu anladmz tarzda o altrz. zetlemek gerekirse:
1. Bu tecelliler subjective'tir ve zaman iinde bir dzene sahip de illerdir. Yani Allah bir defas nda bir eyde, tekinde bir ba ka eyde tecelli
etmemitir. lk ve Son v.b. gibi terimler grelidir
2. Her tecellide, yani iinde Hakikat' n tecelli etti ini sylediimiz her
eyde iki cihet bulunmaktad r. Yani Gerek (raheini) ve grlen (siiri)
cihet.
3. Her ne kadar fiil halinde "Hakikat" btn eylerde benzeri ekilde
tecelli ederse de, onun farkl tecellilerine farkl yetkinlik dereceleri atfederiz.
"Allah", diyor Ibnu'l-Ar abi, "Yetkin nsan'da (el-insan el-kartal) en yetkin srette ve madenlerde en a a siarette tecelli etmi tir192.
4. bnu'l-Arabi tecellilerini, Plotinus'un ak larmn genellikle ifade edildii benzeri bir dzen iinde tertip eder.
190. Aym zamanda "Birlik hali" (Vethidiyye) veya Makam el-Cem`, ya da "Rahmnilik hali"
(eimertebe errahmniyye) veyahut da sadece "Allah" veya "Rahman' n Ar" (ar errahmetn) denir ki, bu sonuncuyu Grlen Alemle ayni sayd ar'dan ayrr. Futht,
II, s. 578.
191. Bak., mesela, Ar 'n tasviri (Ars=Klli Nefs veya Klli Cisim). Futetht, III, s.
192. Futaht, III, s. 579.
68
564.
5. lk'in dnda, btn tecelliler (burada Bir, s rf bir Zt olarak grlmtr) hem edilgin hem de etkindir ncekilere nispetle edilgin, sonrakilere
nispetle ise etkin. Bu noktada Plotinus'u yak ndan izlemektedir.
6. Baz tecellilerin btn oldu u grlyor, yani baz larnda Bir, klli
bir manzarada grlr: sz geli i, lk Akl; di eri ise ksmidir, yani burada
Bir'e cz'i cihetlerde tecelli etmi nazanyla baklr: sz geli i, Bir'in Yetkin
nsan'da (tamil Insanda) tecellisi.
7. ibnu'l-Arabi Plotinus'un tersine, bu tecellilerden herhangi birinin (btnle ayn nazanyla bak ld zaman mstesna) yaratma gcnde olduunu kabul etmez. Tek yarat c faaliyet Bir'dir ve O'nun faaliyeti iledir ki,
her hangi bir tecelli etmi nesneye yarat c denebilir.
8. Biraz nce izah yaplan tecelliler sistemi ibnu'l-Arabi'nin ilh
rahmet eklinde ifade etti i eyle ayndr193.
9. Aklarn gerekte sadece tecelliler oldu unu ileri sren bnu'l- Ar ab
nin retisinde bile, Hakikat' n zati birli i hakkndaki esasl nerme kantsz
kalmaktadr.
69
BLM II
Ihnul-Arabrnin Kelam (Kelimetullah=Logos) retisi
A
Islam Kelm eklinde ifadelendirilebilecek olan deyime i aret etmek
zere bnu'l-Ar abi'nin kulland 22'den fazla terim bulunmaktad r194.
Aklamalaryla birlikte, bu terimlerin bulundu u yerler daha sonra belirti- ,
lecektir. Ibnu'l- Ar abi'yi bylesine artc derecede geni bir terimler
koleksiyonu kullanr vaziyette bulmam zn her eyden nce iki sebebi vard r.
nce bu, Ibnu'l-Arabrnin malzemesini ok e itli kaynaklardan, her kaynan terminolojisini mmkn oldu u kadar muhafaza ederek, karm
olmasndan dolaydr. Burada, sz geli i, Ibnu'l-Ar abi Sfilerden, Kelmotlardan, YeniEflatunculardan, Kur'n'dan v.b. ald terimleri kullanyor.
kinci olarak onun vandet-i vucildculu u btn eylerin son sebebi olan Bir
Hakikat iin herhangi bir eyin adn kullanmas n kendisine salamaktad r.
Aada naMettiimiz terimler bu defa Kel:am olarak nazara alman Bir Hakikat'n e itli cihetlerine iaret ederler.
194. Bu terimlere u rnekler gsterilebilir:
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
8)
9)
10)
11)
12)
13)
14)
15)
16)
17)
18)
70
(Hakikat el-Haki-i'ik) adn vermektedir 197 . Her eyin bir kayd olarak da ona
Kitap ve Yce Kalem demektedir. Her eyin ast m kendisinden ald zt
olarak ise, ona Heyrla ve lk Cevher (el-Maddet el-Ula) v.b. adn verir.
Bylece biz ibnu'l-Arabrnin Kelm nazariyesinde, daha eski Kelm nazayelerine dayanmakla ve onlardan gelmekle birlikte, tek ve kendine zg
olan, Hakikatn baz ynlerini (cihetlerini) bir btn olarak anlad ekilde
izaha al an bir grle kar karyayz. Hakikat ister Hakikatlarni Hakikati
isterse nsann ya da Hz. Muhammed'in Hakikati olsun, asl nda Bir'dir.
Ibnul-Arabi'nin Kelm retisini, hatta di er retilerden herhangi
birini anlamaya al rken, nmze kan en byn tehlike, onun tam bir
vandet-i vuddcu olduunu unutmamz ve bu terimlerin Bir Varhk' n e itli
ynlerinden ziyade e itli varlklara i aret etti ini dikkate almamzdr.
a) bnu'l-Arabrnin Logos (Kelm) Nazariyesinin Ontolojik
Yn: Hakikatlar n Hakikati olarak Kelm: Alemin. yarat c s , Hayat Vericisi ve Akli ilkesi olarak Kelm i ".
Bilgimize giren btn nesneler, diyor bnu'l- Arabi, metafizik
kategori alt nda toplanr: a) Kendili inden (per se) var olan ve btn var
195. slm sffileri, Kelm' Muhammedle ayn saymalar grn Peygambere atfedilen u
hadste temellendirmi grnyorlar: "Adem amurla su aras nda iken, ben peygamberdin".
bnu Arabi Felsefe 10
196. Bu Muhammed'in Hakikat'na, btn btni bilgilerin kayna olarak baklmca, buna Siifiler "Peygamberlerin (resullerin) mhrnn me ' alesi (miskt hdtem errusul)adm verirler: bu, her 5finin kalbinin en i ksmnda (s rr) yerle iktir. bnu'l-Aral Fyi yakndan
izleyen Fili, buna yarat lmam (kadim) Rh'un (Kutsal Ki& ya da Kah) tersine, Yarat l"ini Rh adn veriyor ve ib nu'l-Ar abi ile birlikte yarat klar terimini bu anlamda kullanyor. Bunlar u Kur'n yetlerini naklederler: "Ruhumdan ona (Adem'e) fledim" ve
"onu bitirdiimde ve ona Ruhumdan fledi imde..." (Kur., XXXVIII, 72 ve XV, 29).
197. Bak., Uklet elMustavfiz'a yazlan giri , Kleinere Schriften... ss. 42-43.
198. Bu konunun baz ynlerini ibnu'l-Arabi in a edDeV'ir ve Uklet elMustavfiz'da
(bak., Kleinere Schriften.., es, 13 vd.) ve Fudtht'nda, I, ss. 151 vd., i lemi tir.
71
olanlar n asl olan Mutlak Varl k; b) Mutlak Varlk vastasyla var olan mmkn varlk -aksi halde "yokluk"; bu varl k, lemin kendisidir; e) ne var ne de
yok olan; ne ezeli ne de zamanda olan varl k; bu, ezdi ile ezdi olan, zamanda
olanla da zamanda olan varhkt r. Varln bu kategorisi hakk nda art k
Allah'n Memden nce oldu unu syliyemiyeceiniz gibi, bu varlk kategogorisinin de lemden nce oldu unu syliyemeyiz. O, kmden nce olmakla
birlikte, onun ncelii yalnzca mantki bir nceliktir. Uliihiyetin i manzarasdr. Ulahiyet ise, onun d manzaras m te kil eder: te bir, "Hakikatlar n
ya da " delerin idesi'" 99, En Yksek Cins ( Summum Genus ) -lk Akl v.b. dir
Btn ideleri ve var olan eyleri mutlak sarctte kapsar: Ne bu btn ne bir
parad r, ne de arama ve eksilme gc vard r200. Tanmlanamaz. Maddeye
mmkn olduu kadar en yakn bir durumda bulunur (Plotinus'un rahani
Maddesi gibi bir ey)2. Varlklarn o almasyla oalr, fakat (d nceden
baka yerde) blnmez. Onun Allah ya da Mem oldu u sylenebilir. Fakat
yine hibiri olmad da sylenebilir. Mem ondan, eilz'inin klliden has l
olduu gibi, hani olur202. e itli nesnelerin hakikatlarm (ideler hakikatlarla
ayn saylmtr) ihtiva eder. Fakat tek ba na, ayn cinsten olarak kalr
Allah'n bilgisiyle en yakn mnasebette bulunur. Kendisinin Allah taraf ndan
bilinmesi yine kendisiyledir, yani o, Allah'n bilincidir. Ilahi bilginin kendisi
olmaktan ziyade, onun muhteva ve esas dr. Onda bilen, bilinen ve bilgi birdir.
Mem onunla tecelli etmi tir. "Olu " aleminin akledilir ve ilk rnek idelerinin
"hazine"sidir. Bylece tasvir olunan "Hakikatlar n Hakikati" art k belirli
artlar -altnda fil haline gelen bir kuvve hali olmad gibi, Allah'dan
baka bir ey de olmayp, bu halinden ba ka bir ekilde de ifade edilemez. O, lemin tecelli eden ilkesi olarak tasavvur olunan Allah't r. Baka
deyile o, klli bilin eklinde bir tezhr olarak belirli hi bir zaman ve
mekanda de il, btn hakikatlarn altnda yatan Hakikat ve bilinci Kendi
Zat' ile ayn olan bir varlk olarak Allah't r.
199.
Ibnu'l-Arabrnin,
Hakikat elHakei'ik
s. 17.
201. Plotinus'un "varlk leminde sri farkllklar kabul eden", Enn., Il, 4.2. Buna bnu'
1-Arabi, elHeb, (Sis ya da Toz) ad m veriyor ve bundan uzam olan ve yer i gal eden
kaba maddi cevheri anlam yor Il nu'l-Arabi, Madde'yi o derecede ruhanile tiriyor ki,
madde maddi olmaktan kyor. Onun daha iyi bir ad "ruh" ya da "ruhani lem"dir.
Ibnu'l-Arabi, ona evrensel idea ya da klli ad n verdi inde ne mantklarn kllisini ne
de psikologlarm "idea" s m anlar Sylemek istedi i, lemin "krmzlk", "karelik" ve
"sertlik" v.b. gibi bir takm kllilerden te ekkl ettii de ildir.
202. Kar., acyn essbita ve hangi anlamda il nu'l-Arabi realisttir blm.
72
203. I bnu'l- A r
Leyse fi'l-imkar abderu mimm kan (daha yetkin bir lemi tasavvur
etmek ya da ona sahip olmak imkan dahilinde de ildir) szn G az lrye atfeder, Bak.,
Kleinere Schriften.., s. 25. Kar., Plotinus. Burada Plotinus diyor ki: "teki dnya ms-
tesna, ilahi olann bu dnyadan daha gzel bir sreti olabilir mi?" Inge,Christian Mysticism,
Bampton Lectures 1933, s. 93.
204. Bak., Kleinere Schriften., s. 70.
205. Enn., V, 1. 9.
73
Ilahi
Zt
ekil. I- Ilahi Zat'la Alemin
Akil'. Ilkesi aras ndaki m
nasebeti tasvir etmektedir.
Kllii
> Akl
Klli
Akl
ekil. II- Klli Aklla, onun
muhtevalar arasndaki mnasebeti gstermektedir ve
bu, Bir'in kendi bilincinde
Hakikatlarn
Hakikati
olma halidir.
Hakikatlarm
ekil. III- Allah' n Zihninde
Bilincin "odak noktas n"
Hakikati
nsan
nsan)
(Yetkin
mektedir.
Grlen
'Mem
74
Hakikatlarn
Hakikati
b) Kelm' n Tasavvufi Yn
ib nu'l- Ar abrnin Kelm gr nn tasavvufi yn, Sli mertebelerinin ba (reisi)ve onlarn "batni" bilgilerinin "vatani" olarak Hz. Muhammed'le balant halindedir. Fakat Kelmla ayn saylan, Hz. Muhammed, yani
Muhammed'in sreli de il, btn ve batni bilgide etkin ilke olan Muhammed'in Hakikati'dir208.
Bu ilkenin Hz. Muhammed'le ayn saylmam ibnu'l-Arabi'den ok daha
nce dier Sffiler, sz gelii, Hallc tarafndan ileri srlmtr. Fakat burada
bulduumuz ekliyle felsefi bir ekle sokulmamt. Hz. Muhammed -Muhammed'in Hakikati- ibnu'l-Arabrnin retisinde en mkemmel tezhrn
"Yetkin insan" 209 kategorisindeki insanlar s nfnda bulan lk Akl; Klli
lke demektir. Kutup, Peygamber ve Velilerin Ruhni Ba kan derken,
ibnul-Arabrnin demek istedi i budur.
c) Muhammed'in Hakikati, Kutup ile di er Peygamber ve
Veliler aras ndaki Mnasebet
Bu nokta ibnu'l- Arabrnin Fusils el-Hikem'inde tam olarak i lenmi
olup, bu kitabn tek konusunu te kil eder. Fuss'da her Peygambere bir
"logos" (kelm) denmekle birlikte, mertebelerin "Reisi", yani Muhammed
iin ayrlan Kelm ad onlara verilmez. bnu'l-Arab her eye, Akl ve Hayat' n klli ilkesine i tirak etti i mddete, Kelm adn verir; ba ka deyile
her ey Allah'n szdr (ke/imesidir) 210, fakat Peygamber ve veliler, zellikle
klli Kelm Muhammed'in faaliyet ve yetkinliklerini mkemmel bir derecede
ortaya koydu u iin, ayrdedilmitir. Hz. Muhammed'le di er peygamber
ve veliler aras ndaki fark, bir bakma, btnle paralar arasndaki farka
benzer. Hz. Muhammed onlarda ayr ayr bulunan eyleri kendisinde birle tirir, fakat onunla Adem aras ndaki fark, zellikle bir varl n i ve d
ynleri arasndaki farktr. Bu le rlde Hz. Muhammed, Adem'in (nsanln)
i yndr. teki lemde (gayb leminde) Adem i yn, Hz. Muhammed ise
d yn olacaktr (yani Hz, Muhammed'in sureti=Adem=insan=insanlik
(Nastt) halbuki Muhammed'in Hakikati=Gerek Adem=Uluhiyet (Lht) )211
208. Kni birincisini "btn ilhi isimlerde ve zhiri varl n btn mertebelerinde tezahr
eden Bir" ile; ikincisini ise, lk Teayynde tezahr eden ilahi Zt'la ayn sayar. Bak., Kni,
Fusiis erhi, s. 340.
209. Yalnz Muhammed'e, Muhammed'i nHakikat ya da Rhuna Abd Allah denebilir, diyor
bnu'l-Arab, nk Allah btn ilhi isimleri iine alan sim'dir. Dier "Yetkin
insanlar"a, onlar n mertebelerinin ba olan Abd Allah'n ikinci dereceden Ilkeleri ya
da Tezhrleri sayldklar iin, Abd el-Melik, Abd er-R bb v.b. denir. Futfiliit,
II, s. 8, 1. 10 a adan.
210. ilnu'l-Arabi u Kur'n yetini naklediyor: "De ki: deniz Rabbimin "kelimeleri" iin mrekkep mi idi?" Kur., XVIII, 98. Bak., Fusils, s. 270; trk. ev, s. 173.
211. Bak., Fuulhiit, II, s. 115, 1. 12. Nst ve Lht deyimleriyle ilgili olarak Ib lu'l-Ar abi
ile Hallc aras ndaki fark, ibnu'l- Ar a brnin Metafizik Nazariyesi ile ilgili blmde
aklanmtr.
75
Kur., XVIII, 109 ve XVII, 87; kar ., Futhht, IV, s. 253, I. 7 a adan.
213. K ni, Fushs erhi, s. 275.
214. Kelim sz "kelimeler" ya da "logoi" anlam na alnd takdirde, Allah' n szleri veya en
kapsaml "kelimeler" ya da kelimelerin birli i. Fakat kelim ayn zamanda ilhi Bilincin
muhtevalar, Ilahi Isimlerin bal olduu nesneler, ya da ilhi isimler anlamna da alnabilir.
Bak., Fushs, s. 429; trk. ev., s. 309. Kar., Futltiit, I, ss. 109-110. Burada I bnu'l-Ar abi,
Cevmi. el-Kelim'in a) ilahi Zt, b) Grlen Alem, ve c) bunlar aras ndaki mnasebet olduunu sylyor. Kar., Futhht, II, s. 756. Muhammed'in, btn bat ni bilginin kayna oldu u
hakknda ilnul-Arabrnin syledikleri iin bak., Fushs, ss. 9, 51, 54, 60 v.b., v.b.; trk.
ev., ss. 3, 27, 30, 33... Kutb'un tasviri iin kar., Futhht, I, s. 196, 1. 15 a amdan.
215. Bu, slilerce, bir riih olarak Muhammed'in ncesizli i ve ezelili inin bir kant saylan bir
hadistir. Gazali bu gr reddederek, hadisi u ekilde anlamland rr Muhammed ezelden
bir peygamber olarak tayin ya da takdir edilmi tir. bnu'l-Arab ise, kozmik bir ilke
olarak Muhammed'in, yani Muhammed'in Ruhunun ezelili ine inanr. Bak., Fushs, s. 54;
trk. ev., s. 30 Kar., Futliht, I, s. 174.
76
e itli Peygamber ve Velilerin (ibnu'l-Arabi'nin hikmet dedi i) bilgilerini "Mhr"n (Hz. Muhammed'in) Ruh'undan nas l kardklar n ve onlardan her birinin etkisi alt nda bulunduklar belli bir ilahi simle belirlenmi
bir bilgiye nas l sahip olduklar n gstermek Fustis el-Hikem'inde Ib nu'l- Ar abi'nin ana hedeflerinden biridirm 6 Yalnz Hz. Muhammed btn ilahi isimlerin ya da btn di er Isimleri kapsam na alan "Allah" isminin etkisi alt n.
dadr.
"Mslman bir Veli", devam ediyor b nu'l- Ar abi, "bilgisini sa ya da
Musa gibi bir Peygamberden tevrs etti i zaman bile, bunu Hz. Muhammed'in ruhu ya da "niir" u vas tasyla yapar" 217 . Bu, ibnu'l-Arabi'ye gre,
slam "Peygamberli e" benzedi i bir noktad r; u anlamda ki,
218.
hem slam Velileri hem de Peygamberler ayn bilgi pnarndan ierler
Hz. Muhammed varl ktaki tek ve e siz varlktr: onun ferdiyeti de buradan gelir. Onun stnde Mutlak Zat'dan ba ka hi bir ey yoktur. Onu
lk Akl ya da Hakikatlar n Hakikati ile ayn saymak saretiyle b nu'l- Ar abi,
ona, Ezeli ile zamanda olan, Zorunlu ile mmkn, Gerekle Grlen, Etkin'le
edilgin v.b. aras nda bir ba te kil eden Uliihiyet ile Grlen Mem aras ndaki
berzah adn verir2'9.
Bu ekilde aklanan Hz. Muhammed'in Hakikati (ya da Ruh'u) klli
Kelm'n baz ynlerini ifde etti inden dolay a adaki hususiyetlere sahiptir:
1. O, Allah'da ikmet eden a klayc -kendisine sahip olan herkese btn ilhi bilginin nakledicisi, hatta btn kutuplar n kutbu (yani Hz.
Muhammed'in kendisi) ,dirzzo. Bu gr devaml olarak e itli ekillerde tecessm eden ism'ili Masum mam retisine hayret verici bir benzerlik gstermektedir. Fakat ismcilikrin. tersine Ibnu'l-Arabi, gizli mam ya da
Kutbun (Muhammed'in Hakikati) masum oldu unu kabul etmekle birlikte,
"harici mam"n masumluuna inanmaz221.
216. Sadece peygamber ve veliler de il, her akll varlik da, Ibnu'l-Arabrye gre, illd
Isimlerden biri ya da di erinin etkisi altnda olup, her birinin bilgisi belirli bir simle tayin
leri gibidir".
219. Bak., Fusi"Ls, s. 310; Trke eviride yeri tespit edilemedi.
220. Muhammed'in Ruhunun tezhrleri hakk nda bak., Futiiht, I, s. 196.
77
78
Stfin yalnzca bu stifi makamda de il, btn makamlarda da grlr ve dokunulur. O, bu "makamlarda" safiye a lan bilginin bir yorumcusu durumundad r. Ak bir dili vardr. Stifiler bu makamlardan (menazil) bir ksmna
girme vastalarndan yoksundurlar. Dolay syla onlar sadece (bu makamlar
hakkndaki) bilgilerini bu d ardaki stunlardan alrlar ve kendilerine sylenilen eyi doru kabul ederler; nk Sfilerin ke f aleminde onun syledi i
her eyde masum oldu una dair delilleri vard r"22 6
Bylece ibnu'l-Arabi, makamlar ve onun arac l ile hareket eden
lke'yi yukar da aklanan sembolik tarzda izah eder. yle grnyor ki, bir
btn olarak kavranamayan ve nakledilemeyen yap nn, Hakikat'in btn
iin bir sembol oldu una hi phe yoktur: Onun d ksmlar d alemi, i
ksmlar ise rhani alemi temsil eder. Yap nn dn iine balyan d stn
klli Kelam -Kutup ya da Muhammed'in Ruh'u- Sfilerle Rhani Mem arasndaki (yani lahi ile nsani aras ndaki) ak dilli "yorumcu" dur. Fakat
ie Allah'dan ne de lemden ayr dr.
e) Kelm' n nc Ciheti: Yetkin
St o alilar ve Philo 227 gibi, ibnu'l-Arabi de, kuvve halinde zuhr etmemi Akl Logos Endiathetos ile zuhr etmi Ak l Logos Prophorikos- ara226. Bak., Futlitit, II, s. 767, 1. 11.
227. bnu '1- Ar abrnin Kelm nazariyesi ile (Kelm'in zerinde durdu umuz ciheti ile)
Philo ve Stoahlarnki arasndaki benzerlik o derecede belirgindir ki, bnu'l-A r a brnin
u veya bu ekilde onlardan etkilendi inde hibir phemiz olamaz.
79
snda bir ayrm yapar ki, bunlar cmledeki srasna gre Hakikatlar n Hakikati (ayn ekilde Muhammed'in Hakikati ya da Kutup)'la ve Yetkin Insanla
ayn sayar. Her eyde ikili olan ve buraya kadar Hakikatlar n Hakikat]. ve
Muhammed'in Hakikati ile ayn saylan ilahi Bilin ya da daha ziyade Altuuru meydana getiren klli Ak l Ilkesi, her varlkta e it derecede bulunmaz.
nsan bu ilkenin kendisinde ylesine yksek bir dereceden tezhr etti i tek
varlktr ki, Halife (Allah'n halifesi), Sret (Allah'n sreti)228 ve Kk
Allem (el-Kevn el-Camic ) 229 ya da Allah'n btn S fat ve yetkinlilderini
yanstan Ayna hatta Allah' n Kendisi denmeye lay ktr. bnu'l -Ar a bi
btn bunlar pek cesur bir ekilde u metinde ortaya koyuyor; a) "Yaln zca
iki varlk hakl olarak kendilerine Allah derler: Kitaplar nda Kendisine Allah
diyen Allah'n Kendisi, ve Bayezid gibi Yetkin nsan (el-abd el-ktmil)" 2";
ve b) Allah, ycelik O'na aittir, say lamaz derecede ok gzel simlerine nazaran onlarn acyamm, (ya da isterseniz, Kendi cayn m diyebilirsinir), kendisine
varln btn cihetleri verilmi olduu iin "yaratmann btn maddesini
ihtiva eden ve bununla Allah'n srrmn yine Kendisine a ld klli bir
varlkta grmeyi diledi; nk kendisiyle kendisini gren bir eyin ru'yeti,
kendisini bir ayna yerini tutan bir ba ka eyde gren eyin ru'yeti ile ayn
deildir..." Idem bu aynann cilasnn "ayn" ve bu sretin ruhu, yani Insandr. Ve onda Allah tezhr etmi tir. Melekler ise bu "suret" in, yani Silfilerin "Byk nsan" (el- nsan el-Kebir ) dedikleri lemin "gler" inden
b azdardr 231.
228. Mslmanlar uygulamada, "Allah Adem'i kendi sretinde yaratt ' eklindeki eski Yahudi
geleneini Muhammed'e atfetmekte mttefiktirler. Bak., Fusits, s. 322; trk. ev., s. 220.
229. Bak., Fuss, ss. 13, 19 v.b., v.b.; trk. ev., ss. 6, 8.
230. Bak., Futht, IV, s. 13, 1. 4 aadan.
231. Fusiis, ss. 12-16; trk. ev., ss. 7-9. I bnu'l-Ar ab i'nin nazariyesinin bu blm, kendi
nevinde Hallc' nkine benzemektedir. I bnu'l-Ara bi, daha nce de a kland zere,
Lht ve Nstit'u ayn sayarken ve onlar sadece cihetler olarak grrken, retmeni H allc'dan da ileri giderse de, onun Lht ve Nst retisinden bir kere daha yararlan r.
H all c, kesinlikle Hristiyan hulul retisinden etkilenmi tir. b nu '1- Ar a bi ise, H all c'm
terminolojisini kullanmakla birlikte, H ana c' n retisini kendi vandet-i vucild sistemine
tahvil eder ve onun iinde eritir. Adem'in, "Allah' n sureti" olduu eklindeki Yahudi gelenein felsefi anlamn Ibnu'l-Arabi'ye reten Ha ll c'd. "Allah ezeliyete", diyor
H allc, "her eyden nce bakt , Kendi ihti ammn asluu tasavvur etti ve sonra da Kendi
yce Sevin ve Sevgisini, onlarla konumak gayesiyle, Kendi d nda tasarlad . 0, ayn
zamanda, btn S fatlar ve simleri ile birlikte, kendisinin bir suretini yaratt . Bu sret,
Allah'm yceltip ereflendirdii Adem, yani Huva Huva idi. Ycelik, iersinde Kendi
Lht'unun parlak (nuru) bulunan Nastunu ortaya koyan Allah'md r. Sonra 0, yiyen
ve ien Kendi sretindeki yarat klarma grnd". (Bak., Tevasin, s. 130).
H all c'm bu dikkate de er nazariyesi hemen hemen ilnu'l-Arabi'ninki ile ayndr.
H all c'm Huva Huva's b nu'l-Ar abrnin nsan elKmil'ine ilk rnek olan d n
cedir; aralarmdaki tek fark, H all c' n dualist olu u ve bnu'lArabi'nin ise vandeti
vudideu monist oluudur. Hall c'm ortaya att ikilik, onun u nl iirinde pek iyi
bir ekilde grlr:
Ben sevdi im 0: sevdiim 0 ise benim;
Biz bir bedende ikamet eden iki ruhuz.
Beni grrsen O'nu grrsn,
O'nu grrsen, her ikimizi grrsn."
80
232.
233.
234.
235.
236.
Furlait, I, s. 152.
Fusls, s. 34; trk. ev., s. 17.
Ayn eser, s. 325; trk. ev., s. 223.
Fust- s, s. 36; trk. ev., s. 18.
Ayn eser, s. 31; trk. ev., s. 15.
81
l dr2 ". Yetkin nsann kalbi klli Kelm' n (Hakikatlar n Hakikat , Mu-
hammed'in Hakikat , v.b.) tezhr yeridir, ve sadece onda bu Kelm'm faaliyetleri en tam ifadelerini bulur. Yetkin nsan Hakikatla do rudan irtibat
halindedir ve onunla klli ve cz'inin asil birli i gerekle ir.
imdi u soru ortaya kyor: Yetkin nsann yetkinli i gerekte neden
ibarettir. b nu'l- Ar abi de bu konuda, kendisini pek yak ndan izleyen Oh ile
birlikte, iki ayr meseleyi birbirine kartrm grnmektedir: Bunlar meselenin felsefi ve safi ynlerini te kil eder23 . Burada Insann ( nsanlk), Allah'n
btn sfatlarnn en yetkin tecessm oldu u ve sadece Yetkin Insanda ve
Yetkin Insanla Allah' n btn yetkinliklerinin tecelli etti i metafizik nazariye
ile Yetkin nsan kategorisine giren belirli bir s nf insann baz safi artlar
altnda Bir Hakikatla kendi zti birli ini idrak etti i ve bu idrak vastasyla
onlarn kendileri ve Allah hakk ndaki bilgilerinin mkemmelle tii eklindeki
safi nazariye birle tirilmitir. Hal byle olunca, Yetkin nsan, varlnda m
yoksa bilgisinde mi yoksa her ikisinde birden mi yetkindir. bnu '1- Ar abi'nin
de dedi i gibi, "ilahi birlii (el-ce n'iyye el-iMhiyye), yani Ilahi Mertebe (elcentib el-ilthi,) 'ye ait olan btn s fatlar ve Hakikatlar n Hakikat ile Tabiat
lemini" ortaya koydu u iin mi yetkindir ?239 Baka deyile, Yetkin nsana
bu ad Allah' n yetkin bir tezhr oldu u iin mi yoksa kendi safi tecrbesi srasnda Allah ile zati birli inin nemini idrak etti inden dolay m
verilmitir? ibnu'l- Ar abi, muhakkak ki, her ikisini de kasteder, fakat bu
iki mesele arasndaki ayrm (farkl) aklamaz. Yetkin bir insan, onun nazariyesine gre, Allah ile kendi adi birli ini idrak etmedike yetkin de ildir.
te bu, herhangi bir insam 240 Yetkin bir nsan'dan ayrr. Herkes bu anlamda
sadece kuvve halinde bir kk lemdir. Yetkin nsan ise fiil halinde bir
kk aleradir, nk Allah' n btn sfatlarn ve yetkinliklerini fiili olarak
ortaya koyar, ve bu ortaya koyma, o lun zati birlii tamam yla gereklemeden, eksik kalr Bylece u sonuca vard r ki, her Yetkin insan'n,
ibnu'l- Ar abrnin anlad manada, bir safi olmas gerekir; nk sadece
safilikte byle bir idrake ula lr.
237. Ayn eser, s. 19; trk. ev., s. 8. " nsan, Allah'n Zat' olan kendi zat na nazaran, hak (gerek), ezdi ve i'tir, fakat Allah' n zatnn tezhr etti i saretine nazaran, grlen, zamanl
ve dtr".
238. Kar., Prof. R.A. Nicholson, Studies in Islamic Mysticism, Cambridge 1921, s. 85.
239. Fusrs, s. 17; trk. ev., s. 7. Kar., Futiddt, II, s. 88. Burada ibnu'l-Arabi u soruyu
soruyor: "dem'in ( nsann) hususiyeti nedir?" Ve cevap veriyor: "ilahi Hazret, ya da
istersen btn ilahi Isimler diyebilirsin".
240. bnu'l-Ar abi, o unlukla "insan" terimini belirsiz bir ekilde kullanarak, ondan Yetkin
Insan anlarsa da, iki terimi birbiri yerine kullanmas karkla sebep olur.
82
241. Bak., ibnu'l-Arabi, et-Tedbirlit el- lhiyye, Kleinere Schriften.., s. 211. b nu'l- Ar abi
ile, Byk lemle Kk Mem aras ndaki mnasebet hakknda Ihyt n es- S af'n n syledikleri aras nda dikkate de er bir benzerlik vard r ki, bu, Ihvan es-S af'run
Ar a bi zerinde tesiri oldu u fikrini kuvvetle telkin etmektedir. Bak., mesela, Resil Ihvan
83
84
85
ve sistemli bir nazariye, ya da daha ziyde bir nazariyeler gurubu ortaya atan
ilk Mslmand. O, sadece byle bir retiyi ortaya koyan ilk ki i de il, zannedersem, ayn zamanda herhangi bir nemi haiz bir kelm retisi meydana
getiren son ki iydi. Ondan sonra gelenlerin hepsi u ya da bu ekilde onun
dncelerini, hatta hazan kelime kelime tekrar etmi lerdir.
bn.u'l-Arabrnin felsefesinin di er blmleri ile ilgili olarak bir ka
kez kendisine i aret etti imiz Hallc, burada ibnu'l-Arabrnin m.r idlerinden biri olarak ortaya kar. bnu'l-Arabrnin Kelm retisini onun
hazrlad kesin bir ekilde grlmektedir. Hallc, slam Kelm gibi bir eye
i aret eden ve Hz. Muhammed'in ulahiyeti251 zerinde srarla duran ve hatt
onun ebedi ve ezeliliini ileri sren ilk Siifilerdendi. "Muhammed'in varl ",
diyor Hallc, "yokluktan bile ncedir; ad ise Kalem adndan nce gelir.
Cevherler ve arazlardan, nce ve sonramn (nispetler olarak) hakikatlar ndan
nce bilinmekte idi. Ne do ulu ne de bat l olan bir "kabile"den gelir"252.
H allc'a gre, Hz. Muhammed srekli olarak S'filerin kalplerini yakan
snmeyen Nur'du. Btn peygamber ve veliler "nurlar m" (bilgilerini) ancak
Peygamberlerin Nur'undan al rlar. "Onun Nur'u Kaleminkinden daha parlak
ve daha ezdi (akdam)'dir" 2 53
Bu ynde daha sonra gelen byk hareketi, H all c' nkinden muhakkak
ki daha felsefi olan "el-Mutest" nazariyesiyle el-Gazali ba latmt r.
Gazalrden sonra ibr u'l-Arabi sahnede grnnceye kadar herhangi
bir nemi haiz hi bir ey yap lmad . O, Hallc'n basit konusunu benimsiyerek metafizik bir Kelm nazariyesi haline koydu ve kendi metafizik sistemi
iinde ona bir yer ay rd. Onu takip eden C ili onun zel bir ynn klasik ekliyle aslnda bnu'l- Arabrnin kendi nazariyesi olan Yetkin nsan nazariyesinde gelitirdi.
tbnu'l-Arabrnin ba kalarndan ald Kelm doktrininde en azndan
iki ayr unsur bulunmaktad r: a) geni apta St o al lard an, Philo'dan ve ,
Yeni- Efla tunculard an al nan ve yine bu doktrinin metafizik ve insani
cihetini geni apta etkileyen Hellenistik unsur; b) ba lca Ismacililer
ve Hallc'a ait olan ve daha ok tasavvuf' yn etkileyen slami unsur.
251. Bak., Tclsin es-Sirc, Tevsin, s. 9.
252. Bak., Tevsin, s. 12. Bu naklin son ksm u Kur'n yetinde sz edilen Nr' i ret eder:
"Allah yerle gn Nrulur". Kur., XXIV, 35. Hallc Hz. Muhammed'i bu Nurla aym
sayar.
253. Tevsin, ss. 11-12. Kalem= lk Akl. bnu'l- Arabi bunu Muhammed'in Hakikat ile bir
grr.
86
87
88
89
nsan retisinin temeli olan Lalit ve Neisiit grn bunun zerine temellendirmitir.
P hilo'nun Kelm Velsefesinin b nu'l- Ar a Unin retisi zerine etkisi
pek ak bir ekilde terminolojileri aras ndaki hayret verici benzerlikte grlr.
I b nu'l - Ar abi'nin Kelm kelimesini kulland ift anlam, yani ezeli hikmet 266
) ve "Sz" ( brancadaki anlam) tamamyla(Yunafelsidk m
P hil o'ya ait bir karakterdedir. ib nu'l- Ar a bi ve P hil o'dan derlenen
u terimler de bu benzerli i ortaya koymaya yard m edebilir:
Philo'nun Kelm'In ifde eden
tabirler
1. Yce Haham
2. efaatci ya da Paraclete
3. Allah'n Ycelii
4. Allah'n Karanl ya da Glgesi
5. delerin desi ya da lk rnek de
6. Allah ile Alem aras ndaki orta merhale
7. Vahiy ilkesi
8. Allah'n ilk doan O lu
9. Meleklerin Ilki
10. Halife
11. Anthropos Theoii ton aidio logos
Kelamm
ifde eden tabirler
1. mam ya da Kutup
2. eefi(
3. nsnu (aynu'l-Hakk
4. El-Hab ya da Sisli-et el-Hakk
5. Hakikat elIlak'ik
6. Berzah
7. Muhammed'in Hakikat Nur.
8. et-Ta(ayyun el-Evvel ( lk
Taayn, lk Yaratlan Varlk,
lk Akl, v.b..)
9. Ruh
10. Halife
11. "Kelm", Yetkin nsan,
Ruh, Alemin Sebebi, v.b..
90
B
a) bnu'l-Arabi'nin Nbevvet, Rislet ve Velyet (Velilik)
Gr , Hatem el-Evliy (Velilerin Mhr) Meselesi
Sfiler aras ndaki yaygn inanca gre, islm velileri, silsilenin ba olan
Hz. Muhammed'in -manevi vrisleridir. Her "vris", veliler silsilesinin son
yesi olan ibnu'l-Arabrnin hatem el-Evliya's na gelinceye kadar, kendisine
rehberlik eden "nur"u, Muhammedin. Nur'undan al r (ibnu'l-Arabrruin
kendi deyiiyle tevrs eder). Buraya kadar bnu'l- Arabi, dier silfilerle
beraberdir; onun konuya yeni say labilecek katks u noktalarda toplanabilir:
1. Kelm doktrininde grd mz zere, slm velilii (hilttfeti) meselesini metafizik bir nazariye haline koyu tarz.
2. Veli, Peygamber ve Resul arasndaki kesin iliki ve farkn izaln.
3. Veli kelimesinin anlamna verdii genilik.
4. slam velilerine mal etti i haklar.
5. \Velilerin mhr (hatem el-evliyet) nazariyesi ve kendisini bu mhr
addetmesi.
b) Veli'nin Anlam
bnu'l-Arabi'ye, hatt Sfilerin byk bir o unluuna gre, velyet,
kutsallk ya da dindarlk anlamna gelmez. Oysa bu hususiyetler ar zi olarak
bir velide bulunabilir. Ibnu'l-Arabi'nin anlad ekliyle velili'in ayrdedici
belirtisi "marifet", tamam yla vandet-i yucildeu bir niteli i olan marifettir.
Nazariyesine gre, ancak bir tezhr oldu u Allah'Ia olan kesin irtibatuu
anlamasn ve Bir Hakikat'la kendi asil birliini idrak etmesini sa lyacak bir
marifet derecesine sahip olan herkes velidir. Ba ka deyile, ibnu'l-Arabrnin
"Yetkin nsan" ya da gerek "Melmi" dedi i dereceye ula an bir insan velidir.
bnu'l-Arabi'nin kulland "Melmi" kelimesinin izah', onun veliden ne anlad n ortaya koyabilir. Melmiye kelimesini genel anlamda bir
yandan inziva (halvet) halinde iken, aralar nda gizli bir zhdi terbiye uygulayarak o unlukla bakalarnn eletirisini (ya da ayplamasm, melm. Meliniye adn buradan alrlar) davet eden d davranlarndan dolay Melmiye
ad verilen bir dervi fkrasnn ad olarak kullanmayp, btni dokrinlerini
kendilerine saklayan, s rlarn halka, hatt birbirlerine bile asl a klamayan,
kendi deyiiyle Sfilerin en stn kar l olarak kullanr Melmiler, b nu%
1-Ar abi'ye gre, bilinmekten ka np, sradan kimselerin ayplamasna ya
da vgsne nem vermezler. Kalplerini yaln zca Allah doldurur: O'nunla
grr, O'nunla i itirler. Kendi nefslerini bile bile unuturlar, nk kendilerini
91
"gayb" in derinliklerine sal verirler 267 . Ibnu'l-Ar abi ilave ederek, bunlara
iki sebepten Melmetiye ad verilmitir, diyor;
1. Nefsini ayplama (melam), bunlardan belirli dereceye ula anlarmn
tarikate giri inin bir blmn te kil eder: Fakat buradaki nefsini ay plama,
nefsin ister vlecek ister verilecek herhangi bir hareketi kendisine ait saymamas hususunda uyarlmas anlamndadr.
II. Bunlar d davranlarndan dolay ayplandklar zaman, kamu
oyuna kulak asmazlar. Onlarca btn fiiler Allah' ndr 268 .
Ibnu'l-Ar abi, veli kelimesinde yapt gibi, "Melmi" kelimesinin
anlamn u hususlar da kapsamna sokmak iin geni letir:
1. Btn peygamberler ve resuller. Hz. Muhammed bunlar aras nda
saylr'- 69.
2. Baz Safiler.
3. Abdu'l-Kdir el-Gilan.i gibi ki iler (el-efrd).
4. Muhafzlar (el-umand')
5. Dostlar (el-ahbb)
6. Vrisler (el-Verese), v.b., v.b..27
Ayn ekilde veli kelimesini de btn peygamber ve resulleri kapsam na
alacak ekilde kullanr. Ona gre, resul Allah' n tebliini nakletmek gibi
harici bir grevle grevlendirilmi stn vas fli bir veli; nebi (peygamber)
ise Gayb Alemleri hakknda e siz bir bilgiye sahip olduundan, dier velilerden ayrlan bir velidir. 27
Bu ekilde izah edildi i takdirde, velilik btn manevi rutbelerin temeli
ve hepsinde mterek olan tek 'unsurdur. Buna Ibnu'l-Ar abi unlar da
ilave ediyor: Bu, asl nda ilahi bir Sfattr (nk Allah Kendisine Veli ad n
verir), ve kelimeyi insanlara uygulad mz takdirde ise sadece Allah'la zati
birliklerini idrak etmi olanlara aittir. Hem peygamberlik hem de resullk
ten daha ummidir; nbvvet ve rislet onun zel dereceleridir. Nebilik ve resullk sadece geici olduklar halde, o, srekli bir haldir 272 . Ona
ait olan "bilgi" sonsuzdur, nk nebi ve resuln bilgisi sonlu oldu u halde,
o, Allah'n bilgisiyle ayndr.
267. Melmetiye'nin tam tasviri iin bak., Futaht, III, ss. 44 vd.; kar., Futiih(i, I, ss. 244, 262,
1. 16 a adan, s. 277, 1. 10; 316, 1. 11 a adan.
268.
269.
270.
271.
92
nu'l-Ara bi unlar da ilave ediyor: peygamber ubdiyet ynnden bir veliden daha kamil oldu u halde, veli rubbiyet ynnden bir
peygamberden (velilik ve peygamberlik ayn ahsn iki yn olarak grld iin) daha
kmildir.
274. Fakat burada bnu'l-Arab islamdan, daha sonra ele alaca nuz, kendi vandet-i v-udidcu
dinini anlyor.
275. Biraz nce izah edilen um lmi hilafetle tamamen peygamber ve resullere ait olan Te riq
hilafet aras nda b nu '1-Ar a bPnin yapt ayrm hatrda tutmak gereklidir. Birincisi
Velilerin Mhr ile, ikincisi ise Peygamberlerin Mhr (Hz. Muhammed) ile sona erer.
93
d) ibnu'l-Arabrnin
ilgili vahyi Peygamber'le ayn kaynaktan alan SCfiye) biz Allah' n halifesi
deriz: Fakat halk dilinde Peygamberin halifesi ad verilir. Peygamber ldnde, hilfetlerini (onun bilgisini) do rudan do ruya Allah'tan alan ba ka
halifelerin de bulunduunu bildii iin, kendisinin yerini alacak birinden
bahsetmemesinin nedeni budur" 277.
Bu Sfilerin ke fi Peygamberin eriat ile att takdirde, onlarn
hat yapmalar muhtemel oldu u iin de il, ke ifleri zerinde yapt klar yorumlar yanl olabilece i iin, biz ikinciyi takip etmeliyiz 2 78 Ibnu'l- Ar abi
bu Safilere peygamber gzyle bakmaktad r. Onlarnki en-nbvvet elmutlaka veya ennbvvet el-iimme (mutlak ya da ummi peygamberlik)'tir, sadece peygamberlere ait olan en-rtiibvvet
(hussi peygamberlik) de ildir279. Bu, hibir yeni eriat getirmeyen bir e it peygambeliktir. Sadece baz
Sfilerin Peygamberlere ait olan manevi mertebeye ula malar .ve slm eriat hakkndaki bilgilerini Muhammed'in ald kaynaktan almalar demektir.
bnu'l- Ar abi, bir ksmn Kur'n' n te kil ettii "Allah'n szleri bugn
bile kullar n kalpleri zerine tilvet edilerek o ekilde inmektedir ki, bylece
Veli kendisine (bir melek ya da aldi nefsi taraf ndan) tilvet edilen (okunan)
eyi, Hz. Peygamber kendisine gelen vahiyleri nas l grdyse, ylece grr"280 demektedir.
Bunun yannda /bn u'l- Ar abi (yukar da aklanan trden) veli taraftar
bir mslmann, deimez ve de itirilemez olduklar iin, Peygamber'e
Kur'n'da ya da kutsi hadislerde vahyedilenler d nda, itihada dayanan her
slam eriat n neshetme ve de itirme hakk olduunu belirtmektedir. Byle
276.
277.
278.
279.
dii eyi, kendisinin "mutlak ya da umml nebili i ile ayn sayarak, Gaz 1 ryi
savunur. Futldtt, II, ss. 3-4. b n M e s e r r e'nin mrldi Ismail b. Abdullah
er-Ru , ayn , ayn gr benimsemitir. Bak., Ilan Hazm, el-Fisa I, IV, s. 199.
280. Futiiht, II, s. 666, 1. 10.
94
bir veli ayn zamanda,' "ravileri ne kadar tarafs z olursa olsun", geerli i tasavv di ke f yoluyla uygun bir ekilde tespit edilmeyen her hadisi iptal etme
hakkna da sahiptir"'.
Vandet-i vuedcu bnu'l- Ar abi bile bu noktada, Kur'an hkmlerinin
de i mezli i hakknda ayn eyleri ileri srd halde, Kur'n' Allah'dan
gelen son vahiy sayan ve bylece mslman Velilerin, peygamberin sonlu
vahyi ile safinin klli ke fi aras nda hibir at ma olmad takdirde, sadece
itihadla varlan hkmlere de il, genel olarak slam eriatma ilaveler yapma
hakk oldu unu iddia eden Eb S acid b. Ebi'l-Hayr gibi bir Safi kadar
cesaretli de ildir282. bnu'l-Arabi'ye gre, Kur'an Kur'n olarak, yani
Muhammed'e vahyedilen slam eriat nn bir tecessm olarak, son kitapt r.
Ayni ey Peygamber'in kutsi hadisleri hakk nda da sylenebilir. Bildiimiz
bir kitap olan Kur'n' n eksik oldu unu aka belirtmesine ra men, b nu'
1- Ar abi'nin gr ne gre, bu eriatm ilave ve tadillere yeri yoktur 283 . Veliler,
Kur'an kadar hak olan ke if sahibidirler, fakat islam eriatma ilavede ya da
hibir ekilde tadilde bulunamazlar.
e) Velilerin Mhr
(hatem el-evliya)
Burada ibnu'l-Arabrnin Kelm retisinde peygamber ve velilerin
btn vahiy ve ilhamlar nda etkin (faal) ilke ile ayn saylan Muhammed
(Muhammed'in Ruh'u) hakknda daha nce sylenenleri hat rlamak iyi olur.
Ayn ekilde Hz. Muhammed ile Muhammed'in Ruh'u veya Hakikati aras nda
ib nu'l- Ar yapt ayrm hatra getirmek de nemlidir.
ib nu'l- Ar abi'ye gre, (Hz. Muhammed dahil) btn peygamber ve
veliler Muhammed'in Ruh'unun tezhrleridir. Ruhi silsilenin ba ve sonu
odur.
Velilerin Mhrn di er veli ve peygamberlerden ay rdeden, sadece onda
Muhammed'in Ruhunun tamam yla tezhr etmi olmasdr: Bu Akil.' lke'nin
en hakiki manevi varisi ve Muhammed'in Ruhu bat ni retisinin do rudan
doruya nakledildi i silsilenin son yesi odur. Bir ok yazarlar n aksini iddia
eder grnmelerine ra men, ibnu'l- Ar abi, Velilerin Mhrn.den (sonuncusundan) sonra herhangi bir (mslman veya ba ka bir inanta) yerinin gelmesi
ihtimalini inkr eder. "Mhrl olan, slami versetten. (irs Muharnmedi)
doan veliliktir ,,264 . Dier veliler Mhrden sonra gelebilirlersede, art k bunlar
281. Fusils s. 315; trk. ev., s. 214.
282. Bak., Nicholson, Studies.., s. 60.
283. Bak., Futiiht, II, s. 588, 1. 9 a adan.
284. Futllt, Il, s. 64, 1. 5 a adan.
95
Muhammed'in do rudan do ruya vrisleri de illerdir. Bunlar Mhr vas tasyla dier peygamber ve velilerin varisleridir.
b nu'l- Ar abi Muhammed'in (Muhammed'in Ruhunun) k demi ve ncesizli i hakknda sylediklerini Velilerin Mhr (Mhrn Ruhu) hakk nda da
tekrar eder. "Muhammed olsun Velilerin Mhr olsun, her ikisi de :Adem
su ile balk arasnda bir ey iken meveuttular" 2". Fakat Velilerin Mhrnn Ruhu, Muhammed'in Ruhu de il de ne olabilir? Biz ona Peygamber'in
sretinde Muhammed ve Mhr sfiretinde Velilerin Mhr deriz. "Bunlar
arasndaki tek fark, Velilerin Mhr sadece bir veli ve bir varis oldu u halde,
Muhammed'in bir resul, bir nebi ve bir veli olmas dr"2". ibn.u'l- Ar abi,
yle grnyor ki, Ruhu, Muhammed'in Ruhu ile ayni olduu iin, onu "marifet, ilahi ilimler ve hakikatlar n bilgisinde faal (etkin) ilke ile ayn sayarken
Mhrn kendisini de il, Ruhunu kastetmektedir. ibnu'l- Ar abi diyor ki:
"Onun btm (i yn) Peygamber'inki ile ayn dr"287. "Onun me alesinden.
btn Peygamberler tebli ettiklerini (yani vahiyleri v.b.) grrler'" 288
rudan do ruya Allah'tan alan ve di er btn ruhlar bilgi ile "O,bilgsndo
besleyen varistir" 289.
imdi geriye Velilerin Mhrnn kim oldu unu anlamak kalmaktad r.
bnu'l- Arabi iki e it velilik ve iki mhrden sz eder. Birincisine (peygamber oldu u kadar bir veli de olan) 'Adem'le ba layp ( slam gelene inin bildirdiine gre, bu lemdeki ikinci hayat srasnda) sa ile sona eren umumi
ya da mutlak velilik (el-velayet el-iimme veya el-mutlaka); ikincisine ise el-
Muhammedi) sona erer. Onu takip eden hibir veli Muhammed'in Ruhunun
vastasz bir varisi olduunu iddia edemez. ibnu'l-Arabi, Velilerin Mh285. Fuss, s. 54; trk. ev., s. 30.
286. Ayn eser, s. 55; trk, ev., s. 30.
287. Ayn eser, s. 53; trk. ev., s. 29.
288. Ayn eser, s. 52; trk. ev., s. 27.
289. Ayn eser, s. 60; trk. ev., s. 33. Bakn ki, btn bu tasvirler Ibnu'l-Arabrnin anlad
ekilde Muhammed'in Hakikatna ayn gzellikle uygulanrlar.
96
97
BLM III
bnu'l-Arabi'nin Bilgi Nazariyesi, Psikololi ve Tasavvufu
Bilgi Nazariyesi
Bu blmn konusunu te kil eden kesim bnu'l- Ar abrnin tasavvufntu zetler. Sadece kolayl k olsun diye burada teker teker ele al nmlardr;
do rusu bunlar ayn konunun muhtelif manzaras d r. ibnu'l-Arabi'nin
tasavvufu kendi sufi felsefesinin ameli bir sonucudur; bilgi nazariyesi kendi
tecrbesinde ve tecrbesiyle nas l bilgi elde etti inin ve bu bilginin muhtevas nn ne olduunun nazariyesidir; psikolojisi ise, byle bir tecrbeden geen
nefsin bir tahlilidir.
(Kelm hakkndaki) bundan nceki blmde ibnu'l- Ar abrnin sistemine hangi anlamda "Aklc Monism" denebilece ini izah ettik. Ona gre,
lemin tm yap s akli ve canl bir binad r296. Fakat "bu yapn n baz paralar
dierlerinden kendi akliliklerinin daha ok bilincindedir; di erleri ona sahip
olmakla birlikte hibir ekilde bundan haberdar de ildir. Dier btn varlklarn stnde olan nsan, ibnul- Ar abi'ye gre, en yksek derecesinde bu
aklilie sahiptir. Ancak Yetkin nsan fiili olarak, di er insanlar ise kuvve
halinde buna sahiptirler. Daha sonra a klanaca zere, insan nefsi asl nda
akli bir varl ktr; fakat ib nu'l- Ar abrnin bilgi nazariyesini filozoflar nkinden esasl bir ekilde ayran, kendisinin, filozoflar n tersine, akli nefsi (ya da
bazan dedii gibi "kalb" i) aklla ayn saymamas dr.
Ibnu'l- Ar abi, farkl iki bilgi tr ayrdetmektedir: a) "Yak nlk kurmak suretiyle elde edilen bilgi" diyebilece imiz marifet, ve b) akli bilgi ya da
mantk; istidlal anlamna gelen ilim297. Birincisi tamamyla nefse, ikincisi
296. Fustis, s. 295; trk. ev., yeri tespit edilemedi.
297. lk kitaplarnda, mesel, Mevakic enNucl m, ss. 28-29,32-33, adli eserinde bnu'l -Ar abi,
tasavvufi bilgiye marifet de il, ilim demektedir. Ebu T 5lib el-M ekki ve Tusteri'yi
takip ederek Sufilerin pek o unun tamamyla Allah'a hasrettikleri alim ad nn sufiye verilmesine itiraz etmez. Daha sonra ise sufiye rif demekte ve bu kelimeyi Allah'a da uygulamak suretiyle, onu "alimden ay rdetmektedir. Ba ka deyi le ilmi mantiki nazar ya da zihin
karl olarak, marifeti ise ilahi ilim, hakikatlar n bilgisinin kar l olarak kullanmaktadn Futiiht, II, s. 393.
98
ise akla aittir. Bylece bu iki bilgi trnden her birinin mahiyetinin ne olduu hususunda u sorular ortaya kmaktad r: Nas l elde edilir? Akli nefsle
akl ve bunlarla klli nefs aras nda ne gibi bir ili ki vard r? bnu'l-Arabi
bu sorulara cevap verirken, tasavvuf retisinin becerikli bir izah n da bize
vermektedir.
a) e itli neme (Hkm) Trleri
Bilgi sadece trde de il, elde edildii yollar bakmndan da farkl lk
gsterir. Ibnu'l- Ar abi, bu ilkeye dayanan bir nermeler (ya da nermelerle
ifade edilen hkmler) tasnifi vermektedir. Ona gre, normal olarak btn
bilgiler 6 meleke ile elde edilir: Bunlar be duyu ve akldr. ( bnu'l-Ar abi
akl da bir meleke sayar). Bunlar say ca farkl, fakat aslnda birdir298 . Bununla
birlikte baz kimseler vard r ki, bunlar eylerin bu normal kurallar na uymazlar: Onlar btn bilgi trlerini sadece duyular ndan biri ya da tekiyle elde
ederler; baz lar da bilgiyi hibir duyu ya da meleke ile elde etmezler 299 .
ibnu'l-Arabi kehnet, telepati, ipnotizma ile elde edilen bilgiyi, daha da
nemlisi hadsi (sezgiye dayanan) ya da bat ni adn verdii bilgi eidini
anormal saymaktad r. Geni anlamyla, ibnu'l- Ar abi btn nerme ya da
hkmleri iki ana s nfa ayrr:
1. Zorunlu hkmler. Bunun alt nda u blmler bulunur:
I. draklere ait olan btn hkmler (tamam yla idraklere ait, yani
zihnin ie karmad bilgiler).
II. Baz akli bilgiler. Bununla ibnu'l-Ar abi, yle grnyor ki,
tamamyla matematik ve si.fi mantn a priori (apak) nermelerini kastetmektedir.
III.
99
Bir kimsenin penbe bir fare grd n syledi i zamanki hkm, b nu'lAr abi'nin grne gre, o kimsenin muhakkak bir ey grm olmas , yani
idrakinin muhakkak objective bir eyle artlanm olmas dolaysyla gerektir.
Bu "bir eye" penbe bir fare demek, duyular n deil, zihnin bir hatasdr.
Serap olay gibi btn vehimler ibnu'l- Ar abi tarafndan bu ekilde aklamr. D hakikatlara mutab k olmayan ve herhangi bir d nesne tarafndan
artlanmanu olan hknder hayal-gcnn uydurmalar ve dolaysyla
zorunlu olarak yanl tr. ibr u'l-Ar abi devamla, "bylece zihnin duyular
idare etti i tarzda akl idare eden akli bir g (meleke) tahayyl etti imiz
takdirde, byle bir gcn akla nazaran, zihnin duyulara narazan hata yapt
tarzda, hata yapabilece i, yani byle bir gcn akl n apak nermelerinden
bazlarnn, akla zorunlu olarak gerek grndkleri halde, yanl olduunu
belirtmesinin muhtemel -olduu tasavvur edilebilir" diyor. Ibnu'l-Arabi
byle bir melekenin (yetinin) olup olmadm sylememektedir. Aslnda onun
zerinde durmak istedi i ey, yukarda sz edilen trden zorunlu bilginin
kendiliinden gerek olduu ve bazan yanl olduunu belirtilmesinin sebebini
ise zihnin ya da bir ba ka esrarengiz "hakim"in hatal hiikmn.n te kil etmesidir.
b) Hadsi (Sezgiye dayanan) ya da Bt ni Bilgi
Zorunlu bilginin e idinden ncs (yani hadsi bilgi) en nemli
olandr ve bnu'l-Arabi'nin bilgi felsefesinin ekirde ini tekil eder. Dier
safiler gibi o da mant ki akln sahip oldu u bilgiden tamamyla farkl olan bir
bilgi e idinin imkamna inanmaktad r. Bu bilgi e idi bu defa d nesnelerin
deil, Hakikatn kendisinin vastasz idraki, ba ka deyile akln muhtemel
ve sadece tahmini bilgisine kar lk eylerin ne iseler o olmalar halindeki hakikatlar nn bilgisidir30L. Spinoza'nn insan bilincinin "Amor intellectualis
Dei" (akli Allah a kna) garkoldu u bir hal olduunu syledii nc bilgi
tr (Scientia intuitiva)
Stiler bu bilgi trne nakal olarak "zevk" (vas tasz idrak) adn verirler.
Bu deyim bir kavrama fiilinden ok bir i idrak hali olan vas tasz tecrbe
haline i aret eder. Bazan buna ilahi bilgi (ilm lednni=lednni bilgi), srlarn
301. Futiihat, I, ss. 38-39. bnu'l-Ar abi'den nce Hallc, insan akl n hakikatlar kavrama
gcnden yoksun oldu unu ileri srmtr. "Dnceler sadece mnasebetleri ortaya koyan
fikirlerdir". Bak., Tevasin, s. 16. Gerek bilgi do rudan doruya Klli Nefsten cz'i nefslere,
ya da Hallac'm deyi iyle, "Nrdan nura" (Teviisin, s. 34) intikal eder. Hank "Hakk" n
bilgisi ile tfl ve arz dedi i eye tekabl eden "grlen" in bilgisi arasmda bir ay rm yapar.
"Hakk" bilmek, kendin grmektir: zihnin bilgisi s nrl ve dolayldr. Bak., Tevasin, s. 75.
302. Bak., Joachim, A Study of the Ethics of Spinoza,
100
bilgisi (ilm el-esretr) 303, Gayb'n bilgisi (ilm el-gayb) 304 ve peygamberler, veliler v.b. gibi "bu dnyada teki dnya yarat lna (en-ne'et el-uhreviyve)
sahip olan kimselerin bilgisi" 305 de derler. Bundan dolay biz bu bilgi tr
iin, onu dierlerinden, zellikle nazari d nceden ayrdetmek artyla
sezgi, derin gr (firset) ya da hakikatn vastasz idraki terimlerini kullanabiliriz.
c) Hadsi (Sezgiye dayanan) ya da Bat ni Bilginin Hususiyetleri
yle grnyor ki, ibnu'l- Ar abrnin anlad ekliyle btini bilginin
en gze arpan hususiyetleri unlardr:
1. Btni bilgi do utan; akli bilgi ise kazanlmtr. Btni bilgi btn
yaratklarn varln aydnlatan ilahi feyze (el-feyz el-iltthi) aittir. Insanda
baz tasavvufi artlar alt nda, mesela zihnin tam edilginlik halinde tezahr
eder."6 Herhangi bir al trma veya terbiyenin sonucu de ildir; insan kalbinin
en derin bo luklarnda uykuda yatmaktad r.
2. Akln tesindedir. Geerli ini denemek iin akl n otoritesini davet etmemeliyiz. Tersine, e er akl ile sezgi atrsa, birincisi daima ikincisi u runa
feda edilmelidir. Peygamber ve velilerin bize anlatt klar aklmzla uzla maz
bir grnmde iseler, peygamber ve velilerin szn do ru olarak kabul etmeliyiz; akl byle bir hakikat n hakemliini yapamaz. Akl hazan hakl
olabilir, ama Ibnu'l-Arabi onun hakl l= arzi olduunu kabul etmektedir.
Akl ilahi bilgiye kar mad gibi onu yorumlamaya da al marnaldr?"
3. Belirli bir rhi arnma derecesine ula t zaman Sfinin kalbinin
her tarafna ta an nr eklinde kendisini gsterir. Terbiye (riyazet) ancak
hayvni nefse ait olan ve kalbi ezdi bilgi ve kemalleri yans tmasndan al koyan "perde"leri kald rmaya yard m ettike gereklidir.
303. Bak., Futht, I, s. 38. ibnu'l-Ar abi burada bilgiyi e ide ayrr akln bilgisi (ilm
hallerin bilgisi (ilm elahvl) ve srlarm bilgisi (ilm elesrar). ibnu'l-Ar abi,
ilahi bilgi ya da srlarn bilgisinin altna hadsi bilgi ve cansz varhklarn bilgisi gibi eyleri
koyar; nk cans z varlklarn bile Allah' bilip, ycelttiklerine inanmaktadr. Bak.,
101
309. KurYn, XXXVII, 164; kar., Fusls, s. 122; trk. ev., s. 66.
310. Fuss, ss. 245-246; trk. ev., ss. 157-158.
311. Fustis, ss. 336-337; trk. ev., s. 231.
312. uhld (vastasz grme) deyimi Plotinus'un frz'smn karhdr.
313. Tek fark udur: Allah'n bilgisi mutlak; sufininki ise, smuldr. Fusfs, s. 378; trk. ev., s.
263. Bu farkn bir baka ifde ekli de ilahi Bilincin kuvve halinde oldu unu sylemektir:
bu, I b nu '1- Arab rnin Yetkin nsan'nda fiili hale gelir. I nu '1- Ar abi bunun "bilinceye
kadar" (Kur.; XLVII, 33) sznden anla lan mana olduunu sylyor.
314. Fusils, s. 378; trk, ev., 263.
315. Futidult, II, s. 393,1.23. Kar., Fuss, s. 198; trk. ev., s. 121. Buna ayn zamanda "Kaderin srr"un bilgisi de denir. Ib lu'l-Arabi diyor ki: "Kaderin s rrn (Sur elKader)
teferruath olarak (tafsflen ) bilen kimseler vard r. Bunlar ya Allah'n kendi bilgisini onlara
tantmas ya da kendi acymn onlara aklamas suretiyle Allah'n bilgisinin muhtevasn
bilirler. Onlarn kendileri hakk ndaki bilgileri, Allah' n onlar hakkndaki bilgisine e ittir,
nk her iki bilgi de ayn kaynaktan elde edilir." Fustis, s. 47; trk, ev., s. 24.
102
Btn insani meleklerin hviyeti olan bilen cevher bir oldu u iin bilgisi de
birdirm 6 tbn.u'l- Ar abi, rakileri takip ederek, (ayn zamanda Srf Varlk
olan) "S rf Nar"un btn bilgilerin kayna olduu fikrindedir. Duyular ve
btn dier insani yetiler (melekeler) bu Niir'un tezahrn sa layan araclardr. Nar btn bilinli varl klardaki tek idrak eden ilke, kendili inden
grlen ye dier eyleri grnr yapan tek eydirm.
.
318. Fustis, s. 357; trk. ev., s. 248. I b nu '1-Ar abrnin buna vehimlerin bilgisi deyi inin sebebi
udur: b nu'l-Ar abi, te bihi belirtmenin vehme, tenzihi belirtmenin de akla ait oldu una
inanmaktadr. Her ikisi ancak tasavvufi bir tecrbede ula ilabilir Sufinin vehmi bunlar,
eliik olmaktan ok tamamlay c sayar: "Vehme ya da hayale sahip olmayan, gerek
bilgiye de sahip de ildir", diyor Ihnu'l - Ar a bi.
319. Gazll ve kelmc lar Allah bilgisinin lemin bilgisi ile elde edilebilece i fikrindedirler.
bnu'l-Arab ise, bunu yukarda akland ekilde inkr eder.
103
m'minin rli ycelii (mirac) srasnda elde etti i iki bilgi e idi hakknda
bnu'l- Ar abrnin verdi i pek gzel izalundan daha iyi a klanmamtr".
Burada ibnu'l- Ar abi hayali bir ekilde m'minin ve filozofun, Mirc hadisesinde oldu u gibi, Hakikate do ru aldklar yolu tasvir etmektedir. Sars lmaz
bir imandan baka hibir silah olmad halde, (ibnu'l- Ara bi garip bir
ekilde islm.da iman zerinde srar eder), ayn zamanda bir stfi olan m'min,
her an biraz daha inan kazan p yanlmaz hakikatlar renerek, yolculuk
merhalelerinden geer, fakat yolda olan filozof derin bir phe ve aknlk
iinde kal r. Sonunda filozof btn d ncelerini bo eyler addederek atar;
sfinin yolundan gitmeyi ve slma dnmeyi arzu eder. Gk krelerinden
her biri onlar n yolculuunun bir merhalesine i ret eder. Her merhalede,
filozof da m'min de bir eyler renir, fakat filozof bilgisini "kreler" (feleklerfden ald halde, m'min krelerin ruhlar ndan alr. Birincisi grneni
ya da zhiri, ikincisi ise hakikat]. renir. Feleklerin (gk krelerinin) ruhlar ,
btni bilgilerini m'mine nakleden peygamberlerdir. ibnu'l- Ar abi bu
peygamberlerden her birinin a zndan kendi tasavvuf sisteminin bir blmn
anlattrarak, kendi ola an vandet-i vudidcu tarz nda izah ettirir. Mesel,
Ms'ya kendi evrensel din ve vandet-i vuefd nazariyesini; Ysura sonsuz
ve sonlu gzellik nazariyesini ve sretin kemli meselesini; A dem'e sebeplilik
nazariyesini, hakiki ve grlen (zhir) sebeplerin anlam n, ruhi ve maddi
"hilfet"in anlamn izah ettirir. s hayat ve rhiyetin anlam n ; dris ise
"hallerin" de ikenlii ve cevherlerin de imezlii v.b. nazariyesini a klar321.
"M'min" (et-tabi) ve filozof bu "yolculuk"ta ayn ama, yani Hakikata
ula ma pe indedir, fakat onlar n yollar ve abalar nn sonular farkldr.
Mesel, filozof d lemde sebebi olan olaylar n m ahadesinden elde ettiklerinden daha fazlas n bilmeyi hibir zaman bekliyemez. te yandan tabi
(m'min) Bir sebebin nas l her eyde ilediini bizzat "grr". Yine filozof
Allah'n mutlak tenzihini (aknln) ifdeden teye gidemez; mil' nin. zevk
FUSIIS 'Ull
321. Yedi krenin, peygamber ve meleklerinin nitelendirilmesi, byk lde, BM'nin onlar
nitelendirmesine benzer. Burada ve felsefesinin daha bir ok blmlerinde Cin, ibnu'lAr abrnin kendisi zerindeki etkisinin i retlerini gstermektedir. Kar., Nicholson, Studies
104
105
ait olmaktan uzakt r. Her trl kaynaktan elde edilmi ve ola anst bir
hayal-gc ile pek artc bir tarzda birbirine ba lanm , aralar nda fark
gzetilmeyen unsurlar n bir kaxrnakar kld r. Daha nce de grd mz
zere, bunlar Hellenistik veya (E `ariler, Mu`tezile, i rkiler v.1), gibi u veya
bu slam ekolne ait olan) islmi konulard r. Ibnu'l-Arabi, ayn zamanda,
eski stifi retileri de benimsiyerek kendi vandet-i vueudcu sistemine yerle tirir. Onun aklyrtme tarz , delillerine sfiyane bir e ni vermek veya onlara
bir sf fi elbisesi giydirmek iin harcad abaya ra men, kesinlikle felsefidir.
Bu, bir d nr olan Ibnu'l- Ar a brnin orijinalli ine kar bir kant
olarak kabul edilmemelidir. Bununla sadece onun siifiden ok filozof unyanna layk olduu gsterilmek istenmitir. Onun orijinalli i,
1. phesiz kendisine ait olan ola anst bir incelikteki a klamalaryla ta namlayel unsurlarn ekseriyetle bir ba kasndan ald felsefi bir plan
doldurmakta,
2. En yksek derecede bir hayal ve rya aleminin insan olmas gereinde, toplanr.
Onun sistemine siifi bir grn veren, felsefi veya kelmi bir retiyi
alarak hayret verici derecede verimli bir hayalgcnn yard myla sUfile tirmesidir. Ibnu'l-Arabi, ummi sistemine uymalar iin, anlamlarn dei tirdii deyimlerini de kullan r. Btn bunlar ibnu'l- Ar abi'nin eserlerinde sfiyane bir hava yaratmaya yard m eder, fakat daha derin bir d nce
akm bir batan bir ba a i taraflara nffz eder. te bu, onun vandet-i vudidcu felsefesidir. Ib nu'l- Ar abi o unlukla syledii her eye inanmaktad r
ve bunda da tamamyla samimidir, fakat onun kendi hayalgcnn kurban
olduunda hi phe yoktur. Sufilik bir felsefe sistemi de il bir tecrbedir;
bnu'l- Ar abrnin verdi i gibi, iyice tasarlanm bir nazariye de il, duygusal bir haldir. Syledii her eye destek olarak her zaman felsefi bir delil ileri
srmedii yerlerde gerek filozoflardan ayr lr grnmektedir. Bir ok hallerde,
filozofa mnaka al bir noktaym gibi grnen eyler ibnu'l- Ar abi tarafndan matematiksel veya riantki anlamda de il, geerliinin zevkle (do rudan doruya idrakle) ispat edildi i anlamnda apak bir nerme say lr.
Onun btn sistemi bu trden bir postlalar (mevzua) gurubuna dayan r.
Bize, felsefesinin her noktas nda mantki bir delil sunmak yerine, hazan onlarn alabildiine hayali bir izah n vermektedir. Kendisi hakiki bilgiye ula mann bir vastas olarak hayalgcnn yeri ve de eri zerinde srarla durmaktadr. Bu husus pek a k bir ekilde gsterilmi tir. Kendisine hakiki, hatta d
lemin somut nesnelerinden daha hakiki gelen eyleri hayalgcnde grm 106
tr. Gerekten de hayalgc, onca, duyum aleminden daha yksek bir varl k
sahasdr. Maddi ve manevi lem aras ndaki bir badr. Bir kelime, hatt
(kelimedeki) bir harf veya nokta zihninde trl a rmlar yn uyandrmak iin yeterlidir. Bu ynla yukarda szn ettiimiz felsefi plan doldurulmutur. Mesela, uhd halinde iken, ilahi Hilviyetin d ve i manzaralar m
grmtr. Hviyeti, n (nurunu) 4 kreye (Empedokles'in Unsurlar )
gnderen, krm z bir hah zerine yerle tirilmi nurlu bir resim halinde /3 323
sretinde grm tr. Bu resim, Ibnu'l-Arabi'ye gre, taht bu halda olan
bir ruha sahiptir (yani onun i manzaras dr.)
Hah grnte Bir KWH Cevher, riihani lemdir; bu nurlu resmin nn
gnderdii 4 kre, grn te tabiat aleminin geleneksel 4 unsurudur (ate ,
hava, su ve toprak). Bylece btn mesele b nu'l- Ar abi'nin zihninde hemen a adaki ekle benzer bir ey haline brnm tr.
Grlen :Alem
"Toz" eklinde tez--------> hr eden ilhi
(a`ma)
bnu'l-Ar al:X/1in mutlak tenzih (tenzih et-tevhid), yani ilahi birliin kendisine ait olan
tenzih, dedi i ey hakknda bak., Futllnit, II, s. 767. lahi birlik (tevidd) onun zihninde
kapsz bir mimari yap ekline brnr. (Bak., Kehlm hakk ndaki Blm.).
107
II
Psikololi
A. Tasavvufi ve Metafizik Psikoloji, ibnu'l-Arabrnin Nefs
Nazariyesi
Dier btn Siifiler gibi, ibnu'l- Ar abi de insan "kalb" ine mecazi
olarak btni bilgiyi nakleden alet veya bu bilginin tecelli etti i merkez adn
vermektedir. Bu aletle kastedilen kalbin kendisi, yani g ste yer alan bedenin bo ve koni eklindeki paras de ildir; "cismani ve manevi bak mdan
(sreten ve manen) onunla ilgili oldu u halde, ondan farkl ve baka olan"
bir eydir325. "Kalp" kelimesi sadece nsann akli ynnn, Rh'un bir semboldr 3 2 6 (Filozoflar n anlad gibi) ibnu'l-Arabrnin kesinlikle grlen
leme ait ve bedene ba l sayd "akl" ile ayn olmayp, daha ziyde, bir
bedenle grevini yerine getirdi i halde, ne bu bedenin kendisi, ne varh bir
.
325. Bak., Ibnu'l-Arabt, Mhiyyet el-Kalb, Elyazmas Loth. Kat., 6552, varak, 26, 11. K sm.
326. I b r u'l- Ar abi kalbi, Kur'an' n "doygun Nesf" i ile (en-nefs elmutma'inna) ayn sayar.
327. Whittaker, The NeoPlatonists, s. 103; kar., Futht, III, s. 263, 1. 17.
328. Plotinus'un Nofs'u ve Ibnu'l-Arabrnin lk Akl (elakl el-evvel), ya da KWH Ak l
(elakl elkM), yahut da Muhammed'in Hakikat (el-hakikat elMuhammediyye) v.b....
108
ondan farkldr. kisi arasndaki iliki klli bir kavramla onun cz'ileri, veya
bir srekli klc ile onun srekli kldklar (birinciden ok ikincisi) aras ndaki
ilikiyle aynd r. Ibn '1- Ar abi, Plotinus'un delilini tekrar etmeksizin,
drdnc Ennead'nn ana tezi, yani cz'i nefslerin, bir btnn "para"lar
olmalar anlamnda olmamak zere, Klln (Btnn) Nefsi veya KWH' Akl n
halleri olmas gr yle ayn fikirdedir. Plotinus'un bizzat i aret etti i
zere, bir nefsin paralar ndan sz etmek samad r, nk paralar n ancak
byklklere nispetle anlam vardr, ve nefslerin ise bykl yoktur. Bir
nefsi oaltan, Bir Zat' oaltanla ayndr, yani subjective nispetlerdir;
yoksa nefsler blnmezler 329. Zihni haller zihnin "paralar " olmad gibi,
cz'i nefsler de Evrensel Nefsin "paralar " de ildir. Ibnu'l- Ar abi cz'i
akllara "Evrensel (Klli) Nefsin gleri" derken benzeri bir k yas (benzetmeyi) kullamr. 33
Evrensel (Kii/ri) Nefs kendisini daima bir btn olarak bilir. Bu
demektir ki, aslnda kendi "paralar "m (daha iyi bir terim bulamad m
iin kullan yorum) da bilir, fakat "paralar", para olarak hibir ekilde
btnn bilincinde de ildir. Onlar kendilerinin mnferiden bilincindedir.
Bylece biz, belki de ibnu'l- Ar abi'nin Allah ile tasavvufi birlenmeden,
Allah'a do ru tasavvufi yolculuktan ve nihayet "perdelerin kalkmas "v.b.,v.b.
den ne kastetti ini anlamak durumunday z. nce, "ittihad" (birlenme),
Ibnu'l- Ar abrnin gr ne gre, daima necazi anlama al nmaldr. Btn
cz'i nefslerinin, onca, Allah' n kendisi olan Evrensel (Kii//i) Nefsle zaten bir
olduklar halde, bir safi tecrbede gerek birlenme nas l olabilir? (Allah.
Kosmos'un Akli ilkesi). Grlyor ki, bu "birlenme" cz'i nefs iin sadece
bir uyanklk hali ve iki ayr nefsin bir ala mmdan ziyade kendisi ile Btnn
Nefsi (nefs-i Kl) aras nda zaten var olan birli in gerekle mesidir. Ibnu'lAr abi'ye gre, safinin son ba ars ve abalarnn son hedefi Allah ile bir
olmak de il, nk o zaten Allah'Ia birdir, fakat bu birli in anlamn kavramaktr.
Bu nazariyeden en az ndan iki sonu kar:
I. Gerek olu yoktur: ne insan Allah ne de Allah insan olabilir. %nalArabrnin grne gre, H all c'm Ene'l-Hakk' kelime anlamyla do rudur.
II. Safilerin bt ni bilgisi dorudan doruya ferdi nefsten do ar. Herhangi
bir gerek anlamda ke f veya ilham edilmi bir bilgi de ildir. Bilginin nakli
329. Fuuti1hat, II, s. 88, 1. 9.
330. ilnu'l-Arabi, Risale fi mana ennesf ve'rr lh, ner.: Palacio, Acts of the 14th Oriental
Congress, III, (Cezayir 1905), s. 154.
109
16334 . Muhakkak ki bazan bnu'l- Ar abi (Bir Zat' n veya Bir Nefs'in) birli i
ile zahiri okluk aras ndaki fark mbala a eder ve bylece biz, bunun sadece
onun kulland dilin bir zelli i, dncesinin bir hususiyeti oldu unu unutarak onun dualist oldu u inancna kaplabiliriz. Fakat burada pek yak ndan
izledii Pl otinus gibi, onun da, akli nefslerin Klli Nefsle zati birli ine inand hususunda hibir phe olamaz 335 .
Bu ekilde kavranan. Sfinir kalbi veya nefs, tabir caizse, Allah'a Kendisini gsteren "gz" ve O'nun Mutlakl de il de tezhrleri eklinde
Kendisini bildiren lettir, nk Allah' n Mutlak olduu bilgisi tamamyla
Kendisine aittir. nsann (Yetkin nsann) Allah'n ilahi Bilincinin merkezi
veya Allah'n, nsann bilincinin merkez ve z oldu unu sylemek, byle bir
nazariyeye gre, ayn olgunun iki manzaras n ifade etmektir.
331. Bak., mesela, Miihiyyet elKalb, varak. 30, k sm II.
332. Bak., Futht, s. 750.
333. Fustis, ss. 63-64. "E er herhangi bir sufi (bir ahsn) `sretinin) kendisine, kendisinde olmayan bilgiyi naklettiini grrse... bu ahs, onun o srette grnm olan ayn (beni)'dir.
Bylece kendisine ait olan a atand r ki, diktiklerinin meyvas n toplar".
110
111
lar. Cisim,"Evrensel Cismin" (el-cism el-klli )zel bir "hali" veya Spinoza'n n
deyiiyle Uzam Sfatnn zel bir "hali" dir. te yandan ibnu'l- Ar abi
nefsi, hayati ilke -insan uzviyetindeki hayvni hayat- eklinde tanmlamaktadr. Nefs, Evrensel Nefsin (en-nefs el-klliyye) zel bir "hali" dir. Ve nihayet
"ruh"u, tek hedefi gerek bilgiyi aramak olan akli ilke olarak tan mlar.
evrensel Akln (el-akl el-klli) bir "hali", veya Spinoza'n n deyiiyle D nce
Sfatnn zel bir "hali"dir.
ibnu'l- Ar abi "nefs" kelimesini nitelendirmeden kulland zaman, ekseriyetle akli nefsi kasteder; aksi takdirde "bitkisel" (nebti) "hayvani" ya da
"akli" s fatlar n yerle tirir. Ona gre, bitkisel nefsin ba grevi, yiyecek aramak ve onu uzviyete dn trmektir. Bu nefsin 4 gc (yetiyi) vardr: a)
cezb, b) mesk (tutma), c) hazm (zmseme), ve d) def<3 4 1. Hayvni nefs, bnu'
1- Ar abi tarafndan, yeri kalpte (bedeni kalp) olan ince bir buhar say lr.
Maddidir ve nsan dahil btn hayvanlarda bulunur. Akil nefse gelince,
ibnu'l- Ar abi bunun s rf bir rh oldu una inamr. Zat yla (zyle) "kavrayc" dr ve btn gnahlardan ar nm ve hr olarak do mutur. Sz edilen
gnah, akli ve hayvni nefsler aras nda, akli nefsin insan bedenine ilimesi
srasnda ortaya kan atmadan do maktadr342. Akil nefs yok edilemez,
ezdi ve ebedidir. ibnu'l- Ar abi, her ne kadar nefsin maddi olmay ve yok
edilemeyiine inanmakta ise de, bn R d gibi, nefsin ahsi olmayan
lmszln ileri srmez; oysa idealist Vandet-i Vuedeulu un bir ekli
olarak onun genel sistemi buna i aret etmektedir. "ldkten sonra", diyor
Ibnu'l- Ar abi, "Allah nefs iin leminki ile ayn mahiyette bir vas ta
(merkeb) te kil eder ki, nefs buna nakledilir"343. Fakat bu, e er b nu'l- Ar abi
u ya da bu ekilde tutarl olacaksa, meczi anlama al nmandr. Merkeb
(vas ta) nefsin Evrensel Nefse dn nde i gal edece i halin karl olan
sadece bir ba ka kelimedir ki, burada nefs ya mutlak olarak ya da sadece
ksmen maddi snurlamalardan ve ili kilerden hr olacakt r.
d) Nefs aras ndaki li ki
Bitkisel, hayvani ve aldi nefsler en sonunda bir nefs mi te kil ederler,
yoksa bunlar, 11311,11'1- Ar abrnin gr ne gre, farkl mdr? Bitkisel ve hayyani nefslerin bedenin kendisi oldu unu kesinlikle belirtir. Bunlar bedenle
341. Bak., Futilht, III, ss. 313-315. Kar., Reseeil Ihvein esSafet, III, s.
ki, ibnu'l- Ar a bi zellikle nefsin mahiyeti ile ilgili meselelerde pek ok eyi ihvan esSaf'dan almtr. Onlar gc (yetiyi) daha bitkisel nefse eklerler, yani g da (beslenme),
tasvir (ekillenme) ve nem (byyp geli me).
342. Futht, III, ss. 347-348
343. Fuss, s. 327; trk. ev., s. 224. (evirenin notu:) Trke eviride, burada vas ta anlamna
gelen "merkeb" kelimesi "mrekkep" eklinde okunmutur ve yanltr.
112
ile ler ve varl klar' bedene ba ldr, fakat ruhla beden aras ndaki iliki
hi de ak de ildir. Bu hususu ibnu'l- Ar bir btn olarak Hakikaten mahiyeti hakk ndaki ok daha geni nazariyesine nispetle gznne
almaya ba lar ba lamaz, kendine zg glkler ortaya kar. Bu glkler,
yle grnyor ki, ibnu'l- Ar abryi rahats z etmemitir. Buna kar lk,
kuvvetli monistik e ilimlerine ra men, ruh ve bedenle ilgili olarak bir dualist
grnm vermektedir. Akli nefs, diyor ibnul- Ar abi, ne aklla ne de bedenle ayndr, oysa ak l onun tli "yetilerinden" biridir ve bedenle birlikte
olduu mddete onunla i lemektedir. Bedenden tamam yla ba mszdr;
bedene "ili meden" nce oldu u ve ondan ayr ldktan sonra da olaca gibi,
fiilen ondan ayr olarak var olabilir. Ibnu'l- Ar abi, yle grnyor ki, ruh
hakkndaki maddeci gr toptan reddederek, filozoflarla birlikte, ruhun
beden dedi imiz lm ve de i meye tabi olan karanl k ve karma k
maddi cevherden farkl , basit344 bir evher oldu unu kabul etmektedir.
"Ruhla", diyor ibnu'l-Arabi, "karaci erdeki besin arama insiyak m veya
fke (gazab) ve ihtirasa tepki gsteren insan yetisini (gcn), yahut da duyum, hareket ve ihtiras v.b.'de kendisini gsteren ve ekseriyetle hayvni
nefs denen bir gc (melekeyi), kalpteki hayat veren gc de il, canl ve faal
olan, faaliyetleri sadece hat rlama, hafza, anlama (fhime), ayrdetme
(temyiz) ve tefekkr (d nme)'den ibaret kamil ve basit cevheri kastediyorum (bununla birlikte ibnu'l- Ar abi onu aklla ayn saymak istemez).
Onun her trl bilgiyi almaya kabiliyeti vard r ve hibir zaman soyut fikirleri
almaktan yorulmaz. Bu cevher, bu nefsin de "reisi" ve ona hizmet edip
emirlerine boyun e en btn glerin emiridir"34 3. Fakat devamla diyor ki:
"Ruh ne bir cisimdir ne de bir araz; emr alemine (lem el-emr, yani ruhtti
diem) ait bir cevherdir. Ilahi emr de ne bir cisim ne de bir arazd r; ilk Akl,
Evrensel Nefs ve di er Srf Ruhlar (el-mufartkiit) gibi bir gtr34 6. Ben
szyle i aret edilen hakikatt r"347.
Bu metinlerden en az ndan u sonuca var lr : bnu'1-Arab de Spin o z a
gibi ayrdedici s fatlarla ilgili olarak bir dualistir, yani nsan tabiatnda
344. O, maddi olmaktan ok ekli basitliktir. Pl o t inu s 'un ifadesine gre, o, her parada Btn
ve Btn'de (Klde) Btndr (Kldr.) Enneads, IV, 2. 1. Akli nefs ve onun basitliginin tam bir tavsifi iin bak., Futiht, II, ss. 912-913.
345. Ristile fi ma`na enNefs ve'rruh, s. 153.
346. Ayn eser, s. 154.
347. Ayn eser, s. 152. bnu'l- Ar abi, akli nefsin bedenden ba mszlna delil olarak uykuda
ve dier benzeri artlarda nefsin gayb aleminin bilgisini elde etti i ve dier faaliyetlerini
srdrmesini ileri srer. Kar., ayn eser, ss. 157-158. Miihiyyet el-Kalb, varak. 39, ksm
I'de ruhtan ayn ekilde "'am olan" cevher olarak sz eder ki, bu deyim, kelime olarak ahmrsa, modern psikoloji nazariyelerinde "epiphenomenalism" in bir ifdesidir, fakat bnu'lArabi, bu sz mecazi anlamda kullanmaktad r.
113
hayvanlk ve aklllk ya da kendi ifadesiyle, insani ve ilahi iki cihetin bulunduuna inamr. En sonunda bu iki cihet ya da tabiat, Ibnu'l-Arabi'nin nazariyesine gre, birdir. Spinoza ve ibn u'l- Ar abi'nin gr n
sahibi olan Hallac, bunlar esasta farkl addeder. Hallc ile Spinoza
aras ndaki fark, birincinin insan tabiat ndaki iki unsura, ikincisinin ise esasta
farkl iki sfata inanmas dr.
ibnu'l-Arabi'rtin tm metafizik sistemini pek kat bir karakterde
monistik bir felsefe olarak ele al nca, nefs gr nde beden ve ruh ikili i olarak grnen eyi en sonunda subjective saymam z, gerekmektedir. Yoksa
birbirinden tamamyla ba msz olan fiziki ve rihi eevherlerin gerek ikili ini
itiraf etmek bnu'l-Arabi'nin tm sistemine indirilen ldrc bir darbe
olurdu. Bundan dolay, ayrdedici s fatlar a sndan onu dualist saymakla
yetinmeliyiz. Byle bir gr e gre, beden ve ruh, ibnu'l-Arabi'nin ayni
hakikat n d ve i manzaralar adn verdi i eyden daha ba ka bir ey olamazd . lm yokohua de il, sz edilen maddi sretin "paralar nn" zlmesidir. bnu'l-Arabi'nin gerekte i aret etmeyi iddetle arzu etti i, beden
ve ruhun sonunda iki farkl ey, varlk ya da cevher olmas de il, daha ziyade
ruhu, beden denen ve fizyologlarca de iken ve yok olucu olarak anla lan
fiziki "kalp" la ayn saymamamzdr. Ba ka deyi le, I b nu'l - Ar abi bizi kr
maddecilie kar uyarmaktad r. Btn "kal plar"' (ya da sretler), onca, arkalarnda varlklarn meydana getiren bir hakikatla birlikte, sade yokluk
geici glgeler say lr. nsan bedeni bir istisna de ildir. Sz edilen nefsin hepsi ve beden sonunda birdir. Fakat ibnu'l-Arabi daima bat nn zhirden daha karara (yetkin) ve daha erefli olduunu kabul etti imden, nazariyesinde akli nefse, nsann gizli ciheti olarak, bu erefli mevkii vermektedir.
Akl nefs insann, Allah'n muhatab olan ve ahlaki devleri yerine getirmesi
beklenen "paras "dr.
B. Tecrbi Psikoloji
Ibn.u'l-Arabi'ye gre, esasen mudrik (idrak eden) hakikat birdir. O,
buna Nur adn veriyor ki, onsuz hibir ey ne idrak edilebilir ne de idrak
edilir348 . Insanda bu nur daha nce a klad= akli nefs eklini alr. ibnu'l-Arabi, sadece btn ak l etme (taakkul) sahalar nda i leyen tek "Zihin" olarak kozmik grevlerinde de il, iinde bulundu u her ferdi varl kta da
bu ilkenin (Nurun) birlii zerinde srar eder'''. nsan, btn di er varlklarn
stnde bu birli in en yksek derecesine sahiptir. itir, hisseder, tadar, d nr,
hayal eder ve her eyin stnde duyumlar ve halk taraf ndan
348. Futlda, III, s. 365.
349. Kar., Plotinus. Enn., IV, 4. 1; Mackenna, III, ss. 47-48.
114
farkl adlarla bilinen, fakat Ibnu'l- Ar abi'ye gre, asl nda bir olan, yani bu
Nur vas tasyla gayb leminin, v.b., v.b. bilgisini elde eder. "E er sesi idrak
edersen, idrak eden Nur'a "i itme" dersin; Grme duyusuyla idrak edersen, ona
"grme" dersin ve duyumlar, bu melekelerin sonuncusuna kadar bylece devam
eder" 35. Ksaca, nu'l- Ar abi'ye gre, nur, idrakin meydana gelmesine sebep olan her eydir. Sadece bu de il, idrak edilen her eyin de Allah' n kendisi
olan idrak eden Nur'a zel bir mnasebeti olmas gerekir. Ba ka deyile, Allah
idrak eden ve idrak edilenlerin hepsidir. Bir ey bir e it zihinle (insan zihni
olmas gerekmez) hibir hakikat olamaz. b nu'l- Ar a bi, hibir tutars zla
dmeden hem tecrbi hem de tasavvuti psikolojisini, normal ve anormal
psikolojiyi bu takdire de er nazariye zerine kurmay ba arr. Renkleri ve sesleri idrak eden, fikirleri kavrayan, hayalleri te kil eden, v.b., Nur, Hakikat n
kendisini dorudan doruya ve vastasz olarak idrak edenle ayn dr.
lb nu'l- Ar a bi, belki de, bu hususu, yukardaki dzgn ekliyle aklamayp, akl ile akli nefs (ruh) ve tefekkr ile vas tas z sezgi arasnda bir fark
bulunduunu kabul edecekti. Fakat bu fark hibir zaman nihai say lamaz.
Eer bir fark mevcutsa, bu, Nur'un tezhr etti i farkl ekillerde olmaldr.
drak eden Nur, sffi sezgide tamamyla hr oldu u halde, tefekkrde nispeten
sinirli ve duyum-idrakinde duyular n smrlamalar ile daha da kay tl hale
gelirler.3 51
a) drak (Alg )
drak, Ib
- Ar abi'ye gre, u yolu izler: Duyumlar, kendi hviyet ve
idrak edilen nesnelerin hviyetini te kil eden idrak eden Nur arac lyla idrak eder. D dnyadan duyumlarla toplanan izlenimler, hemen onlar akla
ileten kalbe giderler. Beyinde bulunan ak l, bu izlenimleri duyum-idrakleri
olarak belirler ve hayalgcne gnderir. Hayalgc de bunlar , devi bu idrakleri tahlil ve ayrdetme olan mfekkire'ye iletir. Temessl (birletirme)
ve temyiz (ayrdetme) sreci bitince, zihin iin ilgi ekici grnen bu idraklerden bazlar, btn melekeler iinde kalbe en yak n olan hfza tarafndan
alkonur3 52 Btn bu i lemler srasnda kalp 333 (Nur), enerjisinin iinden
.
115
116
117
eyin arzusudur. rdenin somut eylerle ilgisi olmad gibi, soyut fikirlerle
de arzu etmez" 8 .
Bu ilgi ekici irade nazariyesi Sfilerin ma ukun (sevgilinin=Allah' n)
itiyak ya da arzusu ile nemli mnasebeti vard r. bnu'l-F riz ve bn u'lArabi Mutlak Gzellik ve Mutlak Keml'in, a k ve m ahadelerinin konusu
(somut anlamda de il) oldu undan sz ederler, fakat Silfiden ba ka hi kimse
soyut a kn ya da Mutlak' n n ahadesinin ne demek oldu unu tamamyla
anlyamaz. Normal zihni ya antmzda bir fikir, bir duygu, hatt bir hayalle
artl olmayan, ya da onun gerektirdi i haz veya elemden tamam yla bo
olan irdi durumlara sahip olup olmad = pek phelidir. rdenin objesiz
(tikel nesnesiz) ve siksiz bo durumu sadece Sfiler iin mmkndr.
bnu'l-Arabi, ruhni ehvet nesnelerine sahip olman n ve bu ehvetler
giderildiinde maddi ehvetlerin yceltilmesiyle elde edilene mahiyet bak mndan pek benzeyen bir haz eklinin tecrbesini edinmenin mmkn oldu unu
syliyerek szlerini sona erdirir 359. Fakat byle bir durum pek az ki i tarafndan ya anlr (tecrbe edilir),
d) ibnu'l-Arabi'nin Psikoloji ve Rya Nazariyesinde Haylin Anlam ve Yeri
Maalesef, hayal kelimesini b n.u'l- Ar abi pek kapal bir ekilde iki merhale aras ndaki herhangi bir orta yer anlam nda kullanr. Krle haya136
nda bir ara merhale der,nkomutlaHviyeGrnYlmas
(berzah)'dir. Zihni sretler de hayaldir, nk bunlar ruhni ile grlen lem
aras nda ara bir merhaledir. Boyalar da hayldir, nk gerek ve grlen
hayat aras nda bulunan bir merhaledir. Aynadaki sretler de hayaldir, nk
kendilerine zg bir trdr, yani ne somut nesneler ne de soyut fikirlerdir.
Hz. Peygamberin Dihye sretinde grd n syledii Cebr'il de hayaldir
v.b.. Kelimenin bu geni anlamda kullanl ibnu'l-Arabrnin hayalden ne
kastetti ini anlamamz iyice gle tirmektedir. Acaba hayalin btn bu
trlerinin Mtehayyile dedi imiz melekenin nesneleri oldu unu sylemek
mmkn mdr? At, insan v.b. lar n zihni suretlerini te kil eden ve Hz.
Muhammed'e Dihye eklinde grnd gibi sretleri d dnyada aksettiren
ve ayva-hayalleri meydana getiren melekenin kendisi midir? Ibnu'l-Arabi
byle dememektedir. Fakat sadece bunu sylemek istedi i sonucuna yara358. Futiildit, II, s. 254.
359. Bu, sufilerin mistik teerbede ittifakla zevk dedikleri eyin asln kuvvetli bir ekilde telkin
etmektedir.
118
biliriz. Hayal kelimesini kulland bir baka esnek anlam ise udur: ibnu'lAr abi, yle grnyor ki, bununla gizli bir anlam ya da hakikat n bir sembol grevini yapan herhangi bir eyi arlamaktad r. Evren bu anlamda bir
hayaldir. Rilyalar (hi de ilse baz ryalar) hayaldir. nk hem evren hem
de (baz) ryalar gizli hakikatlar n sembolleridir.
Bundan dolay I b nu'l- Ar abrnin hayal hakk nda sylediklerini anlarken
dikkatli olmalyz ve onun en azndan iki ayr trn de bu arada ay rdetmeliyiz:
1. Psikolojik tr, yani zihni sretler ki sadece zihinde grlrler ve
ondan ayr varlklar yoktur. Ryalar, vehinaleri ve uyamkken grlen normal halleri bu kategoride s nflandrabiliriz.
2. Metafizik tr adn verebilece imiz hayaller. Ib au'l-Arabi'nin buna
hayal demesine hibir neden yoktur.
kincisi zerinde durmayaca z. Ibnu'l-Arabi birincisini iki tre ay rr:
a) Ayrk (mnfas l). Bu hayal sahas nda (hazret el-hayal), Muhammed'in
grd Cebr'il'in sreti ve Musa'n n asasmn yerinde grlen y lan gibi, bir
d tecessm olarak grlr3 61 Ibnu'l-Arabrye gre, bu (tamam yla psi.
kolojik bir anlamda) grme hayallerinden farkl trden bir hayaldir3 62 b) Ayrlmaz (Muttas l). Ibnu'l- Ar abi, bununla alelade zihni sretleri anlar grn;
mektedir. Bunu da yine iki alt s nfa daha bler: 1. Bilinli olarak tahayyiil
ilemi ile ziline getirilen sretler, ve 2 zihne kendili inden, ryalarda oldu u
gibi, baz artlarda gelen sretler.
Ibnu'l-Arabi'nin hayal nazariyesinin kendine has zelli i, tamamyla
psikolojik olmaydr. Hayaller, psikologun diyece i gibi, bizzat varl
olmayan, sadece akla dayal mahsller de ildir.. Ibnul-Arabrnin (hatta
Gazali'nin) varhk nazariyesinde onlara tahsis edilmi belirli bir yer vard r.
Baz hayaller, mesela ayr k olanlar, ona gre, "zati Saha" (el-hazret ez-zetiyye )'
ya aittir ve daima "anlamlar " ve ruhlar"(?) almaya haz rdr363. Bunlar,
Hakikatn insan zihnine, kendisini at sretlerdir ve hatta Ibnu'l-Arabi
onlar duyulur lemin sretlerinden daha stn saymaktad r.
e) Ibnu'l-Arabi'nin Rya Nazariyesi
Kalbin i gz (ayn el-basira) hakknda sylenenleri burada hat rlamak
yerinde olacakt r. nk bu, ibnu'l- Ar abi'ye gre, insan n elindeki, ruhani
Meme gtren tek anahtard r. Buraya kadar do rudan do ruya kalpten k361. Futiiiiit, II, s. 411.
362. Her ne kadar aralarnda herhangi bir fark gremiyorsam da...
363. Futrhtt, II, s. 411.
119
zerinde etkili olur. ibnu'l- Ar abi diyor ki: (Bylece Klli Nefsle do rudan
doruya irtibat halinde olan) kalp, akt halde kirlenmemi , iersinde her
eitten nurlu nesnelerin yans d bir nehir" gibi olur36 5 Byle bir ryan n
kendisine gsterildi i kii , ancak bu nehirdeki yans malar grr ki, bunlar,
gerilerinde yatan hakikatlar n sembolleridir.
.
364. Burada Ibnu'l-Arabi'nin demek istedi i, daha nce de belirtti im zere, Evrensel
Nefsin bir hali olan nsann akli nefsinin yine kendisine tezhr etmesidir.
120
121
(hazret el-misal) bir yansma8,1 saylr ki, bu da daha yukar dakinin, yani
ruhlar sahas nn (hazret el-ervh) bir yans masdr. Mutlak Hviyetin yans malar' olan eylere ula ncaya kadar bu bylece devam eder 371 . Fakat bu
sahalar (hazretler), her biri mutlak ve temeli srette di erinden farkl olan
ayr sahalar de ildir. Bir insann d alemde duyulur bir srette ve ruhlar
leminde ruhani bir surette tezhr etti inden sz edilebilirse de bu, bedeninin
(fiziki sretinin) esasta ve temeli bir ekilde ruhundan (ruhani suretinden)
farkl olduunu ifade etmez. Ne de bu, "Ruhlar Sahas "mn esasta ve temeli
bir ekilde duyulur eyler sahas ndan farkl olduu anlamna gelir. Bir defa
bu hazretlerin, anlam kavrannca, ib nu'l- Ar abrnin nazariyesindeki bir ok
karanlk noktalar daha anla lr bir hale gelir. Ger4te ne Allah ne de nsan
h e rhangi bir eyi yeniden yaratm tr, fakat eylerin Allah tarafndan bu "Be
saha" dan birinde veya di erinde muhafaza edildi i372 sylenebilir. Dolaysyla
bu hazretlerden birinde veya di erinde ya da hepsinde zaten varolanlar n
muhafazas anlamndaki yaratma, nsan'a atfedilebilir. nsann (Yetkin nsann) kalbi btn ilahi faaliyetler iin bir merkezdir. Ayna gibi, Hakikat n
tezhr etti i btn sretleri yans tr. Kalbin bir gc olan himmet vas tasyla bu hazretlerden birinde ya da daha fazlas nda herhangi bir eyin sreti
zerine dikkatini teksif etmek sretiyle, Safi o ey zerinde mkemmel bir
hakimiyet elde eder, ve bu hakimiyet vastasyla u ya da bu hazretteki bu ey,
himmetin teklifi devam etti i mddete, muhafaza edilir. yle grnyor ki,
ibnu'l- Ar abrnin, sfinin yarat c faaliyetinden kastetti i de bundan ibarettir. Srinin kalbi, hayalgc arac lyla, kendisinde aksettirilen eyi
yanstr. Bu durumda himmetin teksif edildi i ey, bir d hakikata sahipmi
gibi grnr; fakat onu sfiden ba kas d alemde gremez 373 .
b nu'l- Ar abrnin nazariyesinde Allah' n yaratmas ile nsann (Yetkin
nsann) yaratmas arasnda u fark vardr: Allah'n yaratmalar her zaman
iin ve btn ha.zretlerde muhafaza edilir, nk Allah hibir zaman yaratmalarm unutmaz. Halbuki nsann yaratmalar ancak u ya da bu zamanda,
u ya da bu hazrette muhafaza edilir, hepsinde de il. nsan yaratmalarn
unutur unutmaz, onlar tamam yla varlklarn kaybetmemekle birlikte, yok
olurlar, nk hibir ey varln yitirmez, ancak nsan'n unuttu u hazretlerini yitirir.
Fakat Ib nu '1 - Ar abrnin, sfinin yarat c faaliyetinden kastetti i bundan
ibaret olsa bile, subjective'le objective'i birbirine kar trmak sretiyle
muhakkak srette esasl bir hata yapm grnmektedir. E er varlk sahalar
(hazretler) sadece subjective ve yine onlarla tezhr eden sretler subjective
371. KList ni, Fuss erhi, s. 166; Gibb, History of Ottoman Poetry, I, Londra 1900, ss. 54-58.
372. Bak., Fusiis, ss. 140-141; trk, ev., ss. 77-78.
373. Bu, yukarda aklanan hay1 munfasl'dr.
122
ise, bir sal iin bile , bnu'l-Arabrnin dedi i gibi, bu suretleri muhafaza
etmek ve zaman zaman onlara d varlk vermek nas l mmkn olabilir? Bu,
zihni sretleri hat rlamaya ve onlar bir zihinde muhafaza etmeye benzemeyip,
himmetin alan dnda varl olan muhafaza etmektir 374.
Bununla birlikte, hazretler konusunu ortaya atmaks zn, bu nazariyeyi
izah etmenin bir ba ka yolu vard r. Eer baz sdi hallerde, zellikle fen halinde, safi, tek yarat c olan (ibnul'-Arabrnin anlad manada) Bir'le
esasta birli ini idrak ederse ve e er ibnu'l- Ar abi, Allah'a yklenen btn
ilahi Sfatlarn bu durumdaki safilere yklenmesini caiz grrse, neden ruhanilii
gereklemi olan sfinin fiilen Allah' n yaratt tarzda
yaratt , yani sadece zaten varolan eylerin d alemde tezahr etmesine sebep
oldu u, ibnu'l. Ar abrnin gr ne gre, sylenemesin? Bu durumda
safiler, arac gibi bir ey olurlard ki, Allah'n yaratc faaliyeti bu arac larla
ifadesini bulurdu. Bu, bir safinin tak nmas gereken olduka mmkn bir
tavrdr, ve sa'nn amurdan ku lar yaratmas , Bayezid'in ly canland rmas v.b. gibi mucizeleri izah edecek durum.dad r 375 . Gerekte ib nu1'- Ar abi,
"Bir'le birlik halinde iken ve kendimizi grd mzde nefslerin himmetlerine gksel 'cisimlerin kar lk verdiklerini bildiimizi" syledii zaman, bu
gre iyice yakla maktadr 376 . sa'nn amurdan kular yaratmas mucizesini a klarken, ibnu'l-Arabi unlar sylyor: "Nefs stn bir ruhanilik derecesine ulanca, daha yukardaki sahalarda bulunan eyleri yanstr ve ilahi
nefesi (en-nefh ) kabul edecek hale gelir. sa kular kularsz yaratmanu tr.
Kular zaten vard -fakat btn ku lar de il. Kularn nefsi, lahi Nefeste
ve cisimleri, Tabiatta idi; sa'nn 'sz', nefsleri cisimlerle birle tirmitir"377.
ibnu'l-Arabi szlerine yle devam eder: Her ne kadar Arifler himmet dedikleri bu esrarl gce sahipseler de, gerek Arif iki nedenle onu uygulamaktan kanacaktr: a) Sadece Allah' n bir kulu olarak durumunu idrak eder ve
bylece yaratmay Rabbine brakmay tercih eder; b) mutasarr f ve mutasarraf fihrnin esasta bir oldu unu bilir378. b nu'l- Ar a b Ebu's-Su'ad bn
e - ib1 ve. Ebu Medyen adndaki iki eyhin, tasarrufu hor grerek terkeden
bu safiler snfna dahil olduklarn syler379 . Fakat, ibnu'l-Arabi ilave
ediyor, e er Allah yle dilerse, Safi tasarrufunu uygulama alan na koyabilir.
Abdulkadir Gilnrnin durumu byleydi 3m.
374.
375.
376.
377.
378.
379.
Fusus,
- s. 140; trk. ev., s. 77.
Fuss, ss. 263, 271; trk. ev., ss. 169, 173.
Ayn eser, s. 304; trk. ev., s. 202.
,1bnu'l-Arabi, Menikicen-Nuc'nm, ss. 126-127.
Fuss, s. 233; trk. ev., s. 148.
Bak., Fuss, s. 235; trk. ev., ss. 149-150. Futht, I, s. 243, 1. 18; s. 304, 1. 12 a adan, v.b...
123
III
Sufilik ve Safi Tecrbenin Son Hedefi
a) Eski Sufilere gre Sufili in Hedefi
Islam Sufiliinin son gayesi sorusunun baz ynleri, Sufilik zerinde
al an baz aratrclar tarafndan daha nce ele al nmt', fakat bildi im
kadaryla, Ibnu'l-Arabi'nin mensup oldu u vandet-i vuddcu okulla ilgili
olarak, bu konuda pek az ey ne redilmitir. Vandet-i vueadcu bir kimsenin
mensup olduu Sufili in son gayesi ne olabilir?
S-dinin mistik ya antsnn amacnn Allah'la "birlenme" oldu u genellikle kabul edilir. Safiler toplu olarak bu birlenmeyi mistik ya antnn olumsuz
ynn ifde eden olduka kapal fen (yokolma) terimiyle kar larken, ayn
fikri payla rlar; olumlu yn ise, tamamlay c bek terimiyle ifade edilir" 2.
S arra c' n Luma's ve Ku eyri'nin Risii/e'si" gibi Sufilik hakk ndaki
ilk eserler fena ve bek terimlerinin e itli safiler tarafndan yaplm e itli
tariflerini verirler. Bu tammlardan u noktalar dikkatimizi ekiyor:
1. Bu tammlardan o u, karakter bak mndan, ya ahlaki ya da psikolojiktir; fen tecrbesinin metafizik bir nazariyesini vermekten uzakt rlar. Bunlar ounlukla subjective bir tecrbe hakkndaki ifadelerdir; byle bir tecrbenin objective izah ile ilgili bir nazariye de ildir.
2. S arr c olsun Ku eyri olsun, subjective bir tecrbenin tasvirinden
vandet-i vucadculuk, hulal v.b. gibi ona dayanan felsefi bir nazariyenin te kiline kayma tehlikesini sezmi grnmektedirler. Fakat K u eyri gibi snni
bir Safi bile, belirtti i bu tehlikeden kaamam tr. Bazan vandet-i vucadcu
yoruma ok msait olan bir dil kullanmaktad r384. Bayezid, Cneyd ve
Hall e gibi nispeten ilk Sfifiler bu hataya d mlerdir. Fakat olduka gze
381. Bak., mesela, Prof. R.A. Nicholson, J. R. A. S.'deki makale, 1913, ss. 55-68.
382. Ibnu'l- Ar abi, fena kelimesinin daima "den" ( can), bek kelimesinin ise daima "de,
da" (f edat ile birlikte kullamlmas gerekti i zerinde srar eder. Daha sonra grece imiz gibi, onun kastetti i, fena ve beka terimlerinin izafi oldu udur, yani mutlak fena
anlamszdr. Bak., Futilht, II, s. 675.
383. Bak., Eb Nasr Sarrc, Lumac, ne r.: Nicholson, Cambridge 1914, ss. 213-214, 426-427,
341; Ku eyri, Risdle, Kahire 1287, ss. 42-43. S ar :ile H. 378 / M. 988'de Ku eyri ise, H.
465 / M. 1072'de vefat etti.
384. Bak., Risfle f
124
mana en nafs ve'r ruh, s. 43. Burada fena'n n mertebesini tasvir eder.
-
arpan vandet-i vuddcu szlerine ra men,3g5 ib nu'l- Ar abi gibi bir Siifininki kadar Sfili i vandet-i vuddculu a ya da ba ka bir felsefi sisteme evirerek bilinli bir aba onlar taraf ndan harcanmamt r.
3. Bu tariflerden o u, fena denen tecrbede d lem ve zihni hayat n
bilincinin pek bulank hissedildi i ve baz hallerde tamam yla kayboldu u
hususunda ortakt rlar
4. Fena, hayvni nefsin dnyevi arzular ndan "syrlmas "ndan balayan
tedrici bir sre, ben bilincinin git gide yok olmas ve Allah' m ahadeye
mutlak garkolmayla sona eren bir durumdur.
5. H. V / M. XI. yzy ln ikinci yarsna kadar fenay huhl ya da ittihd
125
126
(Ben Hakk' m) diye haykrdnda, kendisini, a oldu u Bir'le bir hissettiren iddetli bir dini duyguya yol veriyordu. Diyebiliriz ki, H all c, tecrbesi
zerine bir hulul nazariyesi kurmu tur. Fakat Ibnu'l-Arabi Allah'la bir olmakdan sz etti inde, zaten varolan bir birli in gerekle tirildi i ya da tespit edildii bir hali kastetmektedir. Safi Allah olamaz, nk Ibnu'l-Arabrnin
nazariyesinde olu ma yoktur. Her ey gibi o da Allahla zde birdir. Sufinin
bildiini o burada tecrbe etmektedir. Ilahi olan zaten oradad r. O sendir.
H all ac'n dedii gibi tabiatndaki bir unsur da olmay p, sadece bir yndr.
Ibnu'l- Arabi, safinin kendi nefsinden gemesi ya da Allah olmas fikrini
reddeder. Bu szleri syliyenleri de pek hakir grmez.
b) Fen'n n Anlamlar
Ibnu'l-Arabi'ye gre, fena u iki anlamdan birine gelebilir:
I. Fena'nn tasavv di manas . Bununla bnu'l-Arab cehaletin yok
olup, sezgi ile elde edilen Biitn'n zati birli i hakkndaki hatas z bilginin
bekasn anlar. Sifi kendi nefsinden geemez. Fakat bir sret olarak asil
yokluunu idrak eder.
II. Fena'nn metafizik anlam.. Ibnu'l- Ar abi bundan Grlen Alemin
saretlerinin yok olmas m ve Bir kll Cevherin devam n anlar. Bu. Whinfield'in de ifade etti i zere, "srekli olarak klli Noumenon'da yok olan hadiselerin" ezdi sreci 391 ; daha nce izh edilen yeniden yaratma (el-halk elcedid)'dir. Ibnu'l-Ar abi bunu u szleriyle zetler: "Sretlerden birinin
yokolmas , Allah' n bir ba ka srette tecelli an ndaki bakasdr" 392.
Tasavvufi fena, diyor Ibnu'l-Ar abi, eksiktir. Safi, kendisinin bir sret
olarak, bizzat varl olmadm, fakat bu sretin tabiata dolay syla ondan
tamamyla geemiyeee ini idrak eder. Ibnu'l - Ar a bi burada yle bir soru
soruyor: Safi iin bile olsa, "nefsine l olmak" ve ayn zamanda Allah'
her eyi ku atan Hakikat olarak bilmek nas l mmkn olabilir? Zaten uur
"nefsin" devam demektir.
Ibnu'l-Arabi, zanmmca, di er sfilerin birbirine kar trdklar iki
tasavvdi hal aras nda bir ayrm yapyor.
1. "Nefsin" veya "ki iliin" btn iz ve hususiyetlerinin yok olmas
(el fenacan er-resm halen). Bu hal uykuya benzemektedir. "Sar ne kendi
nefsiyle ne de "Rabbi" iledir; uykudad r; cahildir".
391. ebisteri, Glen-i Raz, ng. ev., E. A. Whinfield, Londra 1880. s. XIII.
392. Fusias, s. 230; trk. ev., ss. 144-145.
127
2. Hadsi bilgi halinde nefsin yok olmas . Burada Btnn adi birli i
tecelli eder. Bu, Ibnu'l- Ar abrnin zerinde durdu u tasavvufi tecrbe
cihetidir. I bn t 'l- Ar abi' nin pe inden ko tuu hatasz bir tabiat n bilgisidir. Gerek anlamda "ben Allah oldum" veya "nefsime lym" demek
cehalet; yaln z kendi nefsini tasavvufi tecrbede grmek irktir. Yetkin Safi,
bundan dolay, Allah' ve kendi nefsini tasavvufi tecrbede, hem tasavvufi
bilgi hem duygu olarak (ilmen ve halen); kendi nefsini ise ancak tasavvufi
bilgi olarak (ilmen l hlen) 393 gren kimsedir, yani yetkin safi hem Hviyeti
hem sareti tan yan, fakat onlar n asil birliini ve saretin mutlak yoklu unu
da idrak eden kimsedir. Bu, ibnu'l- Ar abi'ye gre, bu hayatta safinin
ula abilece i en mkemmel fena'd r: Gerek fen ldkten sonra sr-etin tamamyla kayboldu u zaman ula hr.
Byle bir gr , ib nu'l- Ar abi'nin metafizik Hakikat nazariye i ile tam
bir ahenk halindedir. Safilik,safinin Hakk' n gerek bilgisi pe inde ulat son
noktad r. Bu, Plotinus'da da oldu u gibi, "dorudan do ruya irtibat halinde
bir olarak Ezeli'yi kavramakt r ki, burada cz'i nefs Noas'a yaknl nu idrak
eder"3'. "Nefs, Bir'i yabanc ve harici bir ey olarak de il, aslnda ne ise o ekilde tem.a a eder ve onunla tam birlik halinde nefsini kaybetti i mddete onda
bulunur ki, bu, akl ve ilmin tesindeki bir durumdur" 395. ibnu'l- Ar a Unin
ulat tasavvufi neticelerin, grd mz gibi, metafizik sistemleri aras ndaki
farka ra men, P1 ot i nu s'un ula t neticelerle mutabakat halinde olmas dikkat ekicidir. Bunlardan bnu'l- Ar abi'ninkiler daha mant kidir. bnu'lAr abi'nin grne gre, Bir'i kendisi olarak veya kendisinde tema a eden
ciiz'i nefs Bir'i hi terketmemi tir. Plotinus'a gre ise, Bir'in ancak uzandaki bir sudaru veya yans masdr; buna ra men birliini gerekle tirir.
Bunlar uzlatrlmas g, birbirinden farkl iki ifadedir.
c) Tedrici bir Sre olarak Fena
bnul' - Ar abi'ye gre, fena yedi mertebeden ibaret olan tedrici bir sretir. Burada safi, sezgi (zevk) ile Allah'a nispetle kendi gerek yerini bilir.
Bu mertebeler unlardr:
1. Gnahn yok olmas (el-fena can el-mectsi). Eski safiler bununla btn
gnahlarn terkini anlamlardr. Fakat bnu'l- Ar vandet-i vudid
nazariyesine gre, bu, byle bir halde safinin (ahlaki hkmlerinin hedefleri
olarak deil, fiil olarak) btn fiillerin do ru olduunu idrak etmesi demek393. Bak., Mevalci` enNucrm, ss. 29-30.
394. Kar., Enneads, IV, 8; II, 1. 6.
395. Enneads, IV, 9; V, 5.
128
tir; nk btn fiiller Allah' ndr. Safi, diyor Ibnu'l-'r abi, bu mertebede
l tanmaz O, s rf iyilik (el-hayr el-mahz) olan "Srf Nur"un huzurundadr (hazret en-Nur el-Mahz). Burada ahlaki ykmllklerin hibir tatbikat
yoktur. Fiilleri kendi nefsine ait saymak, "S rf Karanln" huzurunda (hazret
ez-Zulmet el-Mahza) olmak ve irke inanmaktr396. Ib nu'l- Ar abi burada
tam bir Antinomian gibi d nmektedir.
2. Her ne olursa olsun btn fillerin yok olmas . Bu mertebede Safi sadece Allah' n mutlak ve lemdeki tek fail oldu unu idrak eder. Ibnu'l- Ar abi
insan n hrriyeti sorusundp hem Muctezileye hem de E eariyeye atar.
Ne insann mutlak bir yapma hrriyeti oldu una inanan Muct e zile, ne de
onu Allah'n fiillerinin icras nda sadece bir alet kabul eden E cariler
hakld r. Gerek
Ibnu'l-Arabrye gre, Allah' n Kendisidir.
ni,
3. Mmkn varbklar n sahip olduu s fat ve vas flarn yok olmas . Bununla ibnu'l- Ar abi, safinin byle bir halde sz edilen mmkn varl a ait
sfat ve vasflarn gerekte Allah'a ait oldu unu idrak etmesini anlar. "I itme,
grme ve Insani s fatlarn btn hakikatlar (cemic dyan stfCtt el-cabd) sadece
Allah'a aittir" 397. "Allah sende senin gznle Kendisini grr ve bylece
gerekte Kendisini grm olur. S fatlarn yok olmas nn anlam ite budur".
Ibnu'l-Arabi ayn ekilde diyor ki: "Gerek safi Allah' Allah'tan Allah'ta
Allah' n gzyle gren kimsedir; Allaha Allah' n gzyle de il de, Allah'tan
Allah'ta gren kimse rif de ildir. Allah' ne Allah'tan ne de Allah'ta gren,
fakat O'nu kendi gzyle grmeyi umut eden kimse cahil ve perdelenmi tir"3"
il nu'l-Ar abi, o ana kadar, fena'n n bu mertebesini ya ayan herhangi
bir kimseyi tanmadn syliyerek, onu di er mertebelerden ay ran iki hususiyetten bahseder: a) Byle bir mertebeyi ya ayan safi, kendi ki iliinin veya
Allah'tan ba ka herhangi bir eyin uurunu elde edemez. b) Safinin btn
duyulan bir tek duyu veya meleke haline gelerek her eyi idrak eder ve
kavrar.
4. nsamn kendi kiiliinin (ilttntn) yok olmas. Ibnu'l-Arabi'ye gre,
bu, s-afinin byle bir durumda kendi zahiri nefsinin yoklu unu ve onun ask
olan de imeye"' ve bozulnayan eevherin leksun idrak etmesi demektir.
5. Btn lemin yok olmas , yani lemin zhiri cihetini tema ann ve
zhirin altndaki gerek cihetinin idrakinin durmas .
396.
397.
398.
399.
129
6. "Allah'tan ba ka" her eyin, hatta "fen" fiilinin kendisinin yok olmas. Bu mertebenin hallerinden biri, safinin muhakkak surette kendisini m ahade eden kimse olarak bilmeyi b rakmasd r. Temasa eden ve edilen Allah' n
kendisidir. Allah sonsuz hallerinin. ( u'an), yani tezhrlerinin, hepsinde
grlr.
7. Allah'n btn sfatlarn n ve onlar aras ndaki mnasebetlerin, yani
Allah'n, filozoflarn dedii lemin "Sebebi" olmaktan ok "Hviyeti" (Asla)
olarak tema asnn yok olmas . Safi o zaman alemi bir sebebin eseri de il,
"zuhur halindeki bir Hakikat olarak" (Hakk fi Zuhur) grr. Sebepliliin,
Yaratan, Mdebbir, Vahib v.b. gibi ilahi Adlar n anlamszl n idrak eder.
Bu son merhale Ibnu'l- Ar abi gibi vandet-i vueadeu bir safinin btn tasavvuf! aba ve gayretlerinin son hedefidir. Her eyin asil birli inin tam bir
ekilde idrakidir. Sadece bu, onun btn tasavvuf! felsefesini zetler. Bu
blm u noktalar iaretle bitirece im:
1. Yukarda tasvir edilen fena metebeleri genel anlamda tasavvuf! say lamyacak kadar fikri bir mahiyet arzetmektedir Bunlara tasavvuf! tecrbeden ok tasavvuf! felsefenin mertebeleri demek gerekir. il nu'l- Ar abi,
bu mertebelerden baz sin ( nelel, 3. mertebe) ya ayan, kendisi de dahil, hi
kimseyi tanmadn itiraf etmektedir.
2. Bunlar Ma s sign,on.'un diliyle ibnu'l- Ar abrnin ekolne mensup
olan sfilerin "arifne ie katlann alarm"40 zetler. Ibnu'l- Ar abi (daha
nce a kladmz zere mantk! bir karakteri olan) yarat c tekmle inanr.
Bu mertebelerden o, Mutlak' n bizim bilgimize iniinde geirdii btn mertebeleri ayn derecede mant k! bir yolla tekrar katetmek sretyile as l vatana
do ru bir seyahate kar. Bu mertebelerden sonuncusu, yani 7. si ibnu'lAr abrnin mutlak birlik makam (menzilet tenzih et-tevhid=tevhidin tenzihi
makam ) ile aymihraol.
3. Sz edilen safi fena mertebelerinden her birinde varl n asl birliinin pek ok manzaralar ndan biri ya da di eri safi tarafndan idrak edilir.
Mesela, mutlak eriat veya mutlak irade, veya mutlak Hviyet v.b., v.b.,
olarak Allah...
4. Fen' un her mertebesine bir bek mertebesi kar lktr: Geici olan
130
402. Futiiht, II, s. 679. Ibnu'l-Ar abi, u Kur'n yetini nakletmektedir: "sana ait olan sarfedilir gider, ancak Allah'a ait olan kal r" (Kur., XVI, 98).
403. Ibnu'l-Arabi, "falan falan sufi ula t (vsl oldu)" denince, "Cehenneme" (ula t) diye sz
tamamlayan safi ile ayn fikirdedir. bnu'l-Arabi bunu, Allah' n, tasavvufi birliin
hedefi oldu unu kabul etmedi ini gstermek iin nakletmektedir.
404. Bak., Futitht, II, ss. 752-753. Kar., Nicholson, Studies in Islamic Mysticism, s. 247,
Ibnu'l-Friz'in Kiiside'sinin 514. msra', yine bak., dipnot 514. Ibnu'l-F riz'den
alman aadaki msra, yukar da aklanan fikri ifde etmektedir.
"yakin'in (kesinliin) bilgisinden onun sezgisine; sonra da Hakk'm bulundu u onun
hakikattna seyahat ederek."
131
BLM IV
BNU'L-ARAB 'N N DINI
AHLA',K ve ESTETIK
132
dr. Ibadet edilen her ey, O'nun bir sreti ve manzaras dr408 ; fiilen O'ndan
baka ibader edilen hibir ey yoktur: "Ve senin Rabbin, Kendisinden ba kasna ibadet etmemeni bildirdi" demiyor mu? Bu, ibnu'l- Ar abi'nin "senin
Rabbin Kendisinden ba ka hibir eye fiilen ibdet edilmedi ini sylemiti"
eklinde yorumlad bir yettir 49. Bylece ibnu'l- Ar abi oktanr cl ,
sretlere ve putlara tapanlar n sadece sahne (mediti) ve manzaralar (vudih )
veya bu Hakikat n tezhrleri olarak grdkleri ilahlarm n "sretleri ard nda
bir hakikat oldu unu tamamyla idrak etmeleri artyla, reddetmemektedir.
Sretler ve patlar tek ba larna, dier btn tezhrler gibi bombo eylerdir.
Ar abi. yle soruyor: Putatapanlar "biz onlara belki bizi Allah'a
yakla trrlar diye ibdet ediyoruz , m o dediklerinde, ilhlar mn noksanlk ve
acizliinden haberdr de iller miydi? "Btn putlar n en by Allah"tr"411;
sadece onun birli inden (el-mec nc) btn ciz yarat klara "yard m" gelir412,
ve btn yarat klar (sretler olarak) aresizdir.
a) Allah'a man etme Yollar
Allah'n tabiat ile ilgili olarak inanlar n te kilinde yol vard r:
I. Peygamberi takip edenlerin yolu.
II. Filozofun ve hrd iin.rn yolu.
III.
:Arifin yolu.
133
Allah'a iman ekilleri, bu inan konular nn mahiyetine gre, de iir. Fakat Allah' mutlak evrenselli inden yoksun b rakan veya O'nun btn mahiyetini hem ak n hem de ikin (tenzad ve te bihi) bir Hakikat olarak a klamaktan ciz kalan herhangi bir inan, ibnu'l- Ar abi'ye gre, k smi ve eksiktir. Bir yld za ya da bir a aca ibadet etmek, Gerek Allah' n ancak ksmi
bir tezhr olan bir ilha ibadet etmektir. Fakat O'na her ekilde tapnmak,
ibadetin tek gerek konusu olan Allah'a tap nmaktr. Dier btn ilahlar
"inanlarn akledilir (makid) konulardr". Biz onlar zihinlerinizde yaratrz
bi'l-cac1)41 6. Ne kadar ksmi olursa olsun, herkes inanc nda hakl, fakat
134
135
II
Ahlak ve Theodise
a) Kader ve irade hrriyeti
Vas l b. Ata ve Amr b. Ubeyd'den 426 beri, yzyllarca, Islam Kelnclar arasnda ana tart ma konusu olan bu mnaka al mesele, I bnu'lAr abi'nin zamamna gelinceye kadar hibir zaman tamam yla ahlaki temeller zerine tatminkr bir ekilde yerle tirilmedi. O devrin kelmedar , bu mahiyetteki bir problemi, ok daha az ilgi ekici olan dini unsuru bir tarafa b rakarak, bir ahlak problemi olarak, kendi de erine gre, mlahaza etmekten
tamamyla uzaktlar. bnu'l- Ar abi de ayn sebebin cezas n ekmi grnmektedir; gerekten de onun getirdi i zm, daha da yetersiz ve ula t
paradokslar daha da gze arp cdr. Do rusu, "Irade Hrriyeti", sorusunun
b nu'l- Ar abi gibi vandet-i vueudeu bir sliyi hi te rahats z etmemesi gerekir. bnu'l- Ar bi. tasavvufi bir dine ve her eyin kayna ve btn fiillerin
son fili olan tasavvufi bir Allah'a inanmaktad r. Byle bir sistemde ahlaki
ykmlln, nasl yeri olabilir? Ahlaken sorumlu olan kinidir ve haki nde
hukmedilen bir iken, bir kimse, kimin nnde sorumludur? ibnu'l- Ar abi
tamamyla ahlaki anlamda ahlaki ykndln inkarm kanlmaz bulmaktadr. Aka byle sylememekle birlikte, bu inkar, insamn hrriyeti ile ilgili
olarak, bize verdi i malUmatta daha yap c bir ekilde ifde edilmi tir. Bu
425. Fusiis, s. 237; trk. ev., s. 153.
426. Birincisi H. 131 / M. 748'de, ikincisi ise H. 144/ M. 761'de lm tr.
136
konuda bnu'l- Ar abi unlar sylemektedir: nsan kendi fiilerinden sorumludur, ve kendi kaderini kendisi yapmaktad r. Buna ra men, kendisi, ahlaki
anlamda fail-i muhtar, yani fiillerini kendisinden ba ka harici ya da dahili
herhangi bir belirleyici milden ba msz olarak irde eden bir fail de ildir.
bnu'l- Ar abrnin gr ne gre, nsan. u zel anlamda sorumludur: nsann
fiilleri do rudan do ruya kendisinden kmaktad r ve kendi istidad yla ve bu
istidad idare eden kanunlarla belirlenmi tir. Bu kanunlar yle sabit ve deimez kanunlard r ki, Allah bile onlar de itiremez. Her ey ezelden takdir
edilmitir "Subatunda (sende gizli) olan, zuhurunda ortaya kar; kaderin
srr ite budur". Ib nu'l- Ar abi, insan fiillerinin harici bir fail taraf ndan
belirlendiine inanan Cebriye ile ayn fikirde de ildir. Bu fili Cebriye,
kendilerinden farkl ve baka bir ey olarak Allah'la ayn grrler. ibnurArabi, ayn ekilde, Allah'n insan ve btn fiillerinin yaratt n kabul eden
E carilerden de ayr lmaktadr. ibn.u'l-Arabi srarla ferde d ardan
yklenen mecburiyet anlamndaki cebri inkar eder 427 ; fakat yine de ihtiyra
(seme gcne) inanmaz. Onca, insanlar n ihtiyar' (hr iradesi) yoktur. Onlar
iin sadece bir yol a ktr, ve semeleri gereken yol da budur, nk bu yol
onlarn kendi zorunlu kanunlar tarafndan belirlenmitir. bnu'l-Arabi'nin
ifadesine gre, insan yle yarat lmtr ki, Allah'n yaplmasn arzu etti i eyi
fiilen yerine getirir; btn seilmesi mmkn olan yollardan Allah' n diledii
fiili meydana getirenini seer. Bu, Leibnitz'in "nceden tesis edilmi (ezdi)
Ahenk" grne geni apta benzemektedir.
iyilik olsun ktlk olsun, hepsini kendisine bula tran insand r, "yleyse brakal m sadece kendi vgsn ve yergisini yapsm ,,428 . Bu hususta
Allah'a ait olan sadece belirli fiillerin gerekle mesini buyurmaktad r. Bu,
O'nun iradesini meydana getirmekle birlikte, bu irade, eylerin sabit kanunlaryla belirlenen bilgisi tarafndan takdir edilmi tir429. Bylece, bnu'lArab rnin muhakemesinin bir zelli i olan, kapal bir dnce diresi iinde
dner dururuz.
Aka grlmektedir ki, byle bir nazariyede hr iradenin hibir faaliyet
sahas yoktur, ve insan n, tabii yerekimi kanunlar na uyarken bir adam n
zerine dp, onu ldren bir ta tan daha fazla sorumlu tutulmamas gerekir.
Sorumluluk veya ahlaki ykmll n, irade olmadka, hibir anlam yoktur. bn.u'l-Arabi'n.in nazariyesi Ahlak'ta lmi Determinism olarak bilinen
nazariyenin pek ok hususiyetlerini hizdir. Sz edilen iradi fiiller de dahil,
427. Futldit, I, s. 51,1. 6 a adan.
428. Fusfis, s. 160; trk. ev., s. 93.
429. Fusiis, ss. 239-240; trk. ev., ss. 154-155. Kar., Fuss, s. 123 veya 120; trk. ev., ss.
66 veya 65: "O (Allah) onlar olduklar gibi biliyordu"...
137
138
olaca n bildii bir eyi buyurmas anlamnda irade eder. Allah' n takdir
ettii eyin ya da fiilin olmas tamamyla kendi zorunlu kanunlar na baldr.
Mantki olarak, diyor bnu'l- Arabi, ey veya fiil muhtemel olan pek
ok ey veya fiillerden biri ya da di eri olabilirse de, aslnda bir tanedir. Yani
Allah'n bildii olacaktr. ibnu'l-Arabi ilave ediyor: "Allah irade etmi ol
sayd, hepimizi do ru yola iletirdi" demek manas zdr434. Allah'n eylerin
tabiatnda bulunmayan bir eyi irade etmesi imkans zdr. nsann zne ait
kanunlar, iyi ya da kt olsun, yapt klar btn ilerde kesin etkendir. Bu
husus bizi bundan sonraki meseleye gtrr.
b) Hay r ( yilik) ve er (Ktlk) Meselesi
ibnu'l-Arabrnin anlad zere, iyilik ve ktlk sorusu, zm iin,
"Hakikat" ve "Grn " (Hakk ve Halk) dedi i ok daha geni bir meseleye
dayanmaktad r. Hakikat sahas nda iyilik ve ktlk eklindeki kar t davalarn tatbikat yoktur. ibn u'l- Ar abi'de, Eflatun gibi, bu alana Mutlak
yilik (el-Hayr el-Mahz) adn vermektedir. Halk Aleminde (Grlen Alemde),
te yandan, hem iyilik hem de ktl n hakikatn kabul etmektedir 43 5.
Fakat unu ilave eder ki, e er iyilikle ktlk aras nda muhakkak bir ayrm
yapmamz gerekiyorsa, iyili i daima Allah'a, ktl de, gerekte ktl
yapan kendisi oldu u iin de il de, baz fillerinin ktl ne hkmedildi i
iin, nsana isnad etmeliyiz. Biz bir de erler ve kanunlar dnyas nda ya amaktayz; fiil ve nesneleri bu de er ve kanunlara nispetle yarg larz. Ibnu'lArabi'ye gre, ktlk msbet bir nitelik (keyfiyet) deildir. Srf ktlk
srf yokluk ve s rf karanl kla ayndr (e-err el-mahz huva'l-adem el-mahz
vecz-zulmet el-mahz). Srf iyilik ise s rf varl k ve srf ktr. (el-mcad el-mahz
huva'l-hayr el-mahz ve'n-nr el-mahz). b nu'l- Ar abi, Zerd tilerin. nar (k)
ve zulmet (karanlk) tabirlerini kullanmaktad r. Fakat bunlar , onlar gibi, iki
bamsz ve gerek lke olarak grmez. Ona ve Shreverdi el-Makti Pa
gre, "nur" la "zulmet" aras ndaki fark, bir kar tlk fark deil, varlk-yolluk
farkdr. Ibnu'l- Arabi daha sonra mspet varl n btn iyiliklerin kaynana, olumsuz varl n ise btn ktlklerin temeli oldu una inanan Spin o z a'ya benzemektedir43 6
139
ac, bozulan sa lk, yoksulluk, hayvanca zulm v.b. gibi eyleri ktlk kavram
iinde toplamaktad r. Ona gre, ahlaki ya da ba ka trden olsun, btn ktlkler izafidir. Asl nda kt olan hibir ey yoktur. Allah da hibir zaman
( ibnu'l- Ar abi'nin anlad manada) ktl yaratmaz. eyler ve fiillere
u sebeplerden biri veya di eri dolaysyla kt denir:
I . u ya da bu din onlar yle sayd iin;
II. Belli bir ahlaki ilkeye veya cemiyetin tasvip etti i adet lsne
kyasla;
III . Baz ferdi mizalara ayk r dtkleri iin;
IV Ferdin baz tabii, ahlaki ya da zihni arzular n tatmin edemedikleri
iin v.b..
eylerin ve fiillerin iyilik ve ktlkleriri lmemizi sa layan bu ve
buna benzer llerin d nda iyi veya kt olarak tasvir edemiyece imiz eylerin yahu hviyetleri (acyan el-mevcrdat)'inden baka bir ey yoktur, diyor
bnu'l-Arabi 437 .
Ihnu'l- Ar abi'nin ktlk kategorisi alt na girdii sylenen eylere ekolarak, cehalet, yalan, uyumsuzluk, dzensizlik, irkinlik, gnah, kfr,
miza aykrl v.b. yi yerle tirebiliriz. Btn bunlarda eksik olan bir ey,
yani ktlediimiz eylere ilave edildiklerinde, onlar iyi yapacak olan mspet
bir varlk veya nitelik bulunmaktad r. Hibir ey kt deildir: Var olan her
ey iyidir. Baka deyile, kt dediimiz ey, objective de il, subjective bir
hakikakt r. Fakat ktniin kar t olan iyi de subjective ve izafidir. Mutlak
olan tek iyilik Sfr Varlk (Allah, Iyilik )'tir.
ibnu'l- Ar abi, ayn zamanda, iyilik ve ktl n izafiliini farkl bir
tarzda izah etmektedir. eylerin iyilik ve ktl hakkndaki hkmmz
bilgimize baldr. Bir eye veya bir fiile, onda gizli olan iyili i bilmeyiimizden dolay, kt deriz. Her eyin, diyor b nu'l-Ar abi, bir zhiri ve btni
ciheti vard r. Onun btni cihetinde Yaratan' n gayesi bulunmaktadr. E er
biz bu gayeyi bilmiyorsak, byle bir eye kt dememiz muhakkakt r. b nu '1Ar abi sylemek istedi ini tasvir etmek iin ilac rnek olarak veriyor. Burada zahiri bir ktlk (mesela, ho olmayan bir ilac tatmaktan do an honutsuzluk durumu) oldu u gibi, ilacna kt hkmn veren bir hastan n bilgi
sahibi olmad mspet bir iyilik durumu da vard r. Dolaysyla bir ey, ila
gibi, iki sebeple kt sayhr, ve her durumda da izafi bir ktlktr:
437. Ibnu'l-Arabi'nin izafl iyilik ve ktlkten ne anlad kakknda, Futht, II, s. 760,
1. 2 vd.; kar., Fusils, s. 446; trk. ev., s. 322.
140
141
mak istemektedir. Kelm dilinde buna, Ilahi Buyruk veya Kader v.b., ad
verilir. Fakat bir ilim adam , onu, d dnyadaki btn hadiseleri belirleyen
kuvve halindeki kanunlarla ayn sayabilir. Do rusunu sylemek gerekirse,
me ia'ya hibir zaman irde dememeliyiz. Ibnu'l- Arabi bu terimden ilahi
Hviyet'i anlamaktad r. Meia'ya el-vudid (Varlk veya Allah ) 4" adn
verir ve Eba Tlib el-Mekkrnin ona ar ez-zat (Zeit' n taht ) 44 demesini
tasvip eder. b) Yarat c irade. Bununla Ibnu'l-Arabi Allah' n kuvve halindeki
varlklar d dnyada tezhr ettirmesine vas ta olan kudreti anlatmak
istemektedir. Bir eyin herhangi bir varl a sahip olmas meiann bir fiilidir,
fakat onun d dnyada tezhr etmesi iradenin bir fiilidir. Irade ile Allah
d dnyada bir eyin ya da bir fiilin vukuunu oldu u kadar, vuku bulmanasn da irade eder441. Me ia ile irade aras ndaki bu ayrm ibnu'l- Arabi,
Hallc'a borlu olmakla birlikte, Hallc'a gre, me ia daha ok Allah'dan
sudr eden Plotinus'un lk Akl gibi bir eye benzemektedir.
Incelenmesi gereken ikinci nokta, ilahi Me ia ile ilahi Emir arasndaki
kesin mnasebettir. Burada Ibnu'l- Ar abi, Hallc' daha yak ndan takip
etraektedir442. Ibnu'l- Ar abi de onun gibi btn. fiillerin ilahi Me ia'ya uygun
olarak yap ldna, fakat baz fiillerin, yani sz edilen kt fiillerin asl nda
Allah'n emrine aykr dtne inanr443 Gnahn (ma(siya) anlam, Allah'
n bir fiili emredip vukuunu dilememesi, veya bir fiilin vukuunu irda edip
kullarna onu ilemeyi yasaklamas dr. "Peygamberlerden Allah' n emirlerini
halka tebli etmesi istenir. Fakat Allah her zaman bu emirlerin yerine getirilmelerini irade etmez"444. Bir fiilin bir defa takdir edilince, vuku bulmas
gerekir, ve vuku bulmamas imkanszdr. Hallc ve ibnu'l- Arabrnin,
bu konuda, stadlar saydklar iblis ve Firavun 'un isyan, Allah'n iradedesine itaatin ta kendisiydi, ama ne var ki bu onun emrine bir tecvzd 445.
Btn bu isyan filleri Allah tarafndan ahlaki ya da dini kanunlar n konular
olarak de il, fiilen olarak takdir edilmitir Allah gnah fiilini takdir etmez
439. Futghtit, IV. s. 55, 1. 6 aadan.
440. Futiiht, II, s. 51, 1. 3 aadan. Kar., Futithat,
s. 55.
III,
441. Ibnu'l-Ar abrnin "artma" ve "eksilme" (ziyade ve naks)'dan anlad budur. Fusgs,
s. 374; trk, ev., s. 260.
442. Tevasin, ss. 148-149.
443. Fusgs, s. 164; trk. ev., s. 96; Tevasin, ss. 46, 56.
444. Fusgs, s. 164; trk. ev., s. 96.
445. Halide, iblis ve Firavun'a kahraman (man ehl elFtvve = Ftvve ehlinden) adn
verir. Hallc, ilve ederek diyor ki: Firavun'un davas , yani sz, "ben senin Yce Rabbinim", (Kur., LXXIX, 24) Allah tarafndan takdir edilmi ti; dolaysyla kendisinin davas ,
yani sz, "Ben Hakk' m" (Ene'lHakk) da ayn ekilde Allah'n iradesiyle uyum halindedir.
Bak., Tevasin, s. 50.
142
veya ktl yaratmaz; O, bizim veya Kendisinin ahlaki' veya dini bir
lye gre hkm verip, do ru veya yanl dediimiz fiilleri takdir eder, ve
bizim veya Kendisinin iyi veya kt olarak telkki etti imiz nesneleri yarat r.
Allah fiilin ayrm. (yani fiili iyi veya kt olarak de il, fiilin kendisini)
irade eder. Ancak belirli zel artlarla i lendii takdirde, fiile iyi veya kt
denir44 6. Fiiller fiiller olarak tamam yla Allah tarafndan "tasvip" edilmi lerdir. bnu'l- Ar abi diyor ki: "Rabbi kat nda makbl olan kimse said'tir, ve
Rabbi nazaranda makbal olmayan kimse yoktur" 447. te yandan eriat gznde, baz fiiller tasvip grr, baz lar grmez. Allah btn fiileri tasvip eyer,
nk btn fiiller en sonunda O'na aittir. Sz edilen fiillerle eriat aras ndaki
niz (at ma) sadece geici (arazi) ve grn tedir (zethiridir). Biz ona,
iyi olsun kt olsun, btn fiillerin, onlarn takip ettikleri tek kanun olan
ilahi Me ia ile uygunluk halinde olmalarndan habersiz oldu umuzdan dolay , niz veya atma veya isyn ad n veririz. "Gnah ilahi radeye" veya
bnu'l- Ar abrnin kendi deyi iyle "Allah'nyarat c emrine (el-emr et-tekani) de il vasta olan dini emre (el-emr bi'l-vets ta veya el-emr et-teklifi) isyandir,9448 .
Allah'n insanlara bir fiili i lemeyi emretti ini, fakat yine de bu filin
vuku bulmamasm irade etti i veya buyurdu unu, yahut da bir fiilin vukuuru
diledii, fakat yine onu i lemeyi halka yasaklad n ve her iki durumda da
onlara gnahkar (etsin) dediini sylemek sama grnebilir. Fakat b nu'lAr abrnin gr ne ve ayn zamanda Hallc'nkine gre, ilahi Emr'in gerek
bir emir olmayp, onlarn deyiiyle ibtil, (deneme) olduunu dnecek
olursak, hal byle de ildir. te bu husus, Ibnu'l-Arabrnin Ahlak' nn zirvesini tekil etmektedir ve grd mz zere, srf antinomianismdir. b nu'lAr abi bir yandan ahlaki ykmll , te yandan ise eriati ortadan kaldrmakszn meseleyi zebilecek durumda olmad gibi, byle yapmasayd ,
tutarl da olamazd .
ibnu'l-Arabi, yukar da izah edildii manada Allah tarafndan takdir
edilmi (ya da illenmi olarak) ktlk ve gnah n tabiat n kabul etmek,
O'nun hikmet ya da inyetine kar deildir, demek suretiyle sonuca varmaktadr. Tersine, e er Allah kt dedi imiz eyleri ya da gnah dedi imiz takdir
edilmi filleri yaratmam olsayd, bu, O'nun hikmetine kar olurdu. Mem
tam ya da mkemmel olamazd , nk noksan denilen eyleri ihtiva etmek
lemin kemlinin bir paras n te kil etmektedir. Sonra Allah' n tam yetkinlikleri (kemedleri) de tezhr edemezdi. Ktl n varl, bazdarmzn, onu
446. Fusiis, s. 319; trk. ev., s. 216.
447. Fusits, ss. 145, 146; trk. ev., s. 81. Kar., F uttihat, II, s. 290, 1. 10-11.
448. Fusiis, s. 319; trk. ev., s. 216.
143
kaldrmas iin Allah'a dua etmesine sebep olur. Onu kald rrken ise, Rahim
ve Rahmn gibi ilahi Isimler me ru grlr. ibnu'l-Ar abi sabr n tan m
hususunda ilk safilerden ayr lr. Bunlara gre, sab r, ktlkle ilgili her e it
ikayet tarz ndan tam olarak kendini ekmeyi anlatmaktad r. Onlarca
Allah'a ikayette bulunmak ilahi Me ia'ya s nmakla 'uzla amazd . b u'lAr abi'nin kendi gr ise udur: Her hangi bir ferde de il de Allah'a ikyette bulunmak, irade edilen ya da buyurulan eyden salanan ho nutlu u
bozabilirse de, ilahi rade'ye s nmay haleldar etmez. Yine ilave ederek diyor ki: Allah'n buyurdu unu de il, Buyruun (el-Kaza) kendisini kabul etmek bize farz k hnmtr. "Ktliin kalkmas iin yap lan dualar Allah'a
sunulmaldr", diyor ibnu'l-Ar abi, "... ac s olan bir ahsn, kendisini bu
acdan kurtarmas iin Allah'a dua etmesi gerekir, nk byle yapmakla,
Allah, bu ac y Kendisinden kald rr"449. Tersi iin ibnu'l-Ar abi u delili
getiriyor: Ac ya tutulduunuz zaman Allah'a ikayetten ka nmaya al mak, Kader'i ilahla trmak demektir ki, bu, cehlettir.
Bu, ana hatlanyla, ibnu'l-Arabrnin Ahlak m ortaya koymaktad r.
Btn meselelerin etrafnda dnd nokta, n.efsin idrak edilmesidir. Her ey
ve her fiilin ba armas gereken bir son gayesi vard r; bu da kendisini idrak
etmesidir. O, byle yaparken, Ahlaka veya Din'e gre, sz edilen noksanhklar iine alan Allah' n sonsuz kemallerinden birini ya da di erini idrak eder.
bnu'l-Arab , pe inden gidece imiz belirli bir ideale sahip ahlaki bir
sistem de il, daha ziyde Ahlaki bir Determinism nazariyesinin metafizik bir
izahn vermektedir. Onunki normative bir Ahlak de ildir; yapmamz gerekeni
deil, ilediimiz fiilleri nasl yaptmz, ve fiillerin as l filininin kim oldu unu
bize bildirmektedir.
III
Miicazat (Ceza) ve Mkft (dl) Meselesi:
bnu'l-Arabi'nin Cennet ve Cehennem Anlay,
ve teki Dnya Gr
Dini inanlar ve ahlaki ykmllk meselelerini, zorunlu olarak kat
determinist temeller zerine yerle tirdikten sonra, Ib nu'l- Ar abi, mcazat
ve mkft meseleleriyle; daima bu gibi meselelerle ili kisi olan Cennet ve
Cehennem kavramlar ile kar karya kalr. Gariptir ki, b nu'l- Ar abi,
Cennet ve Cehennemden bahsetmekte ve onlara sisteminde belli bir yer ap .maktadr. ib nu'l- Ar abi, ayn zamanda, gelecek hayat ve daha bir ok uhrevi
449. Fusls, as. 339-340; trk. ev., s. 234; kar., Fusizs, s. 160; trk. ev., s. 93. Burada bnu'
1-Arabi, Allah' n haz ve elemi hissetti ini sylyor.
144
450 islmn hiret gr n bnu'l-Ar a brnin tevili Ismaili ve Karmatilerinki ile dikkate
deer bir benzerlik ta r.
451. Bak., Futltat, III, ss. 568-570.
452. Ayn eser, III, s. 570.
453. Ayn eser, III, s. 554.
454. Ayn eser, I, s. 412,1.4 vd..
145
Buradaki efaat kelimesi sadece iki ilahi isim, Rahim ile Mntakim (calc)
aras nda bulunan bir mnasebet demektir. S rat, zerinde her eyin yrd
ilahi Hviyet'e ait olan do ru yoldan ba ka bir ey de ildir, nk o, her eyin
kendisinden kt ve tekrar ona dnece i kaynaktr. Cehennem azab insan
fiillerine ait sembollerden ibarettirt 5 5 Cennet, diyor bnu'l- Ar abi, cenne
=gizlemek fiilinden gelmektedir ve her eyin cenneti, orada btn oklu un
gizlenece i ilahi Hviyet'tir. te yandan, Cehennem mesafe veya uzakl k
(Imcd) demektir456, ve gerek Cehennem, seninle Allah aras nda gerek bir
.
uurum olduunu tasavvur etmekte ve senin O'nunla olan zati birli ini idrak etmemekte yatar.
Bu terimlerden pek o unun etimolojik kkn ve b nu'1- Ar abi'nin,
bunlar kendi vandet-i vudd doktrinine uydurmak iin nas l akladn
incelemek bilgi vericidir. "Hasret Gn" (yevm el-hasre), mesela, onca "A lma (perdenin kalkma) Gn"diir ki, hasara (perdenin kalkmas ) fiilinden
bu anlam karlmtr Yani "Hasret Gn" Bir Hviyetin kendi mutlak
evrenselli i iinde tecelli edece i gndr457. Azb bizim anlad mz manada
deildir; ona gre, azb azube (tatl olmak) fiilinden gelir. Bylece b nu'1Ar abi Cehennem azab m ebedi mutlulu a irca etmektedir 458. Har'dan da
btn ferdi nefslerin Bir Evrensel Nefs'de biraraya gelmesini anlar. Her insann kyameti (yeniden dirilii) nefsinin lmle bedenden kurtulduktan
sonra, ruhani vatan na dnmesidir v.b., v.b. 459.
bnu'l- Ar
ister bu dnyada ister tekinde olsun, gerek bir
Cehennem ya da Cennet'in varl n inkar etmesi farkl ekilde ifde edilir:
1. Onlara hayali der. Bunlar, Hz. brahim'in hayal gcnn yaratmasndan ibaret olan ate inden daha somut veya gerek de ildir46. Gnahkarlar Cehennem ate ini grrlerse de, Hz. brahim'in kendi ate inden hissettii azbtan daha fazlas n duymazlar. Mrik'e gerek grnse de, o zahiri
bir ate olacaktr.
2. Cennet ve Cehennemi iki subjective hale indirir. Cehennem sadece bir
kul olarak ferdi benin (nefsin) idrakidir. Cehennem nefsniyet, Cennet ise
ki inin rublabiyetinin (ilahlnn), yani varlnn ilahi cihetinin idrakidir461.
455.
456.
457.
458.
459.
460.
461.
146
462. Kur'an'da, "muhakkak ki Ben, cehennemi cin ve insanlarla tamam yla doldururum"
(Kur., XXXIII, 13) eklinde bahsi geen Allah'm ihtanm yerine getirmek iin...
463. Kendisini el-Hakk adyla gsterdii zaman, Fusgs, s. 213; trk. ev., 135.
464. Fusgs, s. 153; trk. ev., s. 87.
465. Futahat, III, s. 100, 1. 9 a adan. Gariptir ki, cehennemdeki ebedi azab n inkar bn
Teymiye'ye atfedilir. Ona gre, bir zaman sonra cehennem ehli cennete nakledilecektir.
Bu konuda u hadisi nakletmektedir: "Nefsim elinde olan Allah'a and olsun ki, yle bir
zaman gelecek, cehennemin kap lar bombo sallanp duracak ve zemininde tereotu yeti ecektir (yani zemini serin olacakt r)". Caluz da ayn gre balanmt : Bak., ehrist ani'de el-Chiziyye. Mrci'e, zellikle C ehm b. S afvan, hem Cennetin hem de Cehennemin ebediliini inkar etmitir. Bak., Ebl-Hasan
el-Makalat
ne r.: H. Ritter, e. I, stanbul 1929, ss. 148-149.
147
468. Futzlhat, IIT, s. 577, 1. 3 a adan. Allah' n evrensel Rahmeti iin bak., Fustis, ss. 320, 335,
351 v.b.; trk. ev., ss. 217, 231.
469. Bu, Islm gelene inde herkesin Kyamet Gnnde toplanaca yere karlk olarak kabul
edilir.
148
aslacak ve her nefs her eyi gren ve ber eyi iiten olacakt r, nk her nefs
(gerek olu vuku bulmakszn) Allah'n Kendisi olacaktr".
Byle bir nazariye en az ndan Ibnu'l-Arabi'llin anlad manada teki
dnyada ferdi varl klarn ahsi kimliklerinin sevin, hi de ilse akli trden
bir saadeti mmkn klacak bir tarzda muhafaza edilece ine i aret eder.
ibnu'l-Arabi, teki dnyada fertlerin oklu unun, bu lemdeki zahiri
yoklukla ilgili olarak syledi i gibi, sadece grn te olaca n aka sylemez. Byle bir gr te hemen hemen ka nlmaz olan bir e it dilemmaya
dm grnmektedir. teki dnyadaki fertlerin oklu unu ya gerek ya da
subjective olarak kabul etmektedir. E er gerek ise, tm sistemi yerle bir
olacaktr, nk bylece o, bir Allah ve ferdi nefsler ikili i kabul etmi olacaktr; halbuki onca Allah (ya da Hakikat) asil birliktir. E er subjective ise,
yani teki dnyada gerek okluk olmayacaksa, (Ibnu'l-Arabrnin gerekten ifade etmek istedi i de budur)470, bir varlkla dierinin tecrbesi aras nda
bir fark nas l olabilir, veya varl klarn olmas nasl mmkndr. Nefsleri,
Bir Evrensel Nefse son dn lerinde, kendilerini hibir zaman Bir Nefs'den
ayrmayan veya gerekten ona dnen (bizim zihni hallerimize benzer) haller
olarak kabul etsek bile, glk yine de a lmaz olarak kalacakt r. Fakat
d dnyada varln oklu unun zati (asil) bir birlik tekil etmesini tasavvur
etmek (Sufi bunu tasavvur edebilir), ula tklar ruhani saadeti tatt racak
bir uur derecesini muhafaza ettikleri halde, ruhani alemde nefslerin oklu unun asil bir birlik te kil etmesini tasavvur etmek kadar gtr.
IV
Ihnu'l-Arabruin Estetik'i
a) A k Gr ve Sistemindeki Yeri
ibnu'l-Ar
vandet-i vucildculu unun en belirgin hususiyetii
evrenselliidir. Daha nce de grdk ki, Bir Hakikat ba ndan sonuna kadar,
hepsi de evrensel olan, bir ok cihetlerinden biri ya da di erinden gznne
alnmtr. ibuul-Arabi'nin metafizi inde, meselal Bir, her eyi ku atan
varlk, btn varln son temeli saylr. Ahlak'nda, faal ve mrid lke ile
ayndr. Din grnde ibdet edilen ulahiyettir. Tasavvufunda her eye
nfz eden uur'dur. Nihayet Estetik'inde ise, ibnu'l-Ar abi ayn Hakikati
her eye hakim olan A k ve Gzellik olarak kabul eder.
"ve Allah her nefs iin, nefsin nakledilece i alemde ayn mahiyette bir
vasta (merkeb), bir cisim veya bir ekil yaratacakt r" derken (Fusirs, s. 327; trk. ev.,
470. b nu'l-Ar ab
s. 224), her
ne
(vas talar), her nefsin teki alemde ship olaca e itli ruhanilik derecelerini gsteren sembollerden ibrettir.
149
150
151
yarat klarm sever, nk bu, Gzel'i sevrnektir 478. Allah'n Gzellii, btn
Gzellik trlerinin kayna dr. Btn manevi ve fikri gzelli in kayna olduu kadar, ekil giizelliinin de kayna dr. Buna ra men, aslnda Allah' n
gzellii, btn ekil ve sretlerin tesindedir. Allah ekil gzelliini sever,
nk ekil (silret) O'nun varln aksettirdii gibi, Gzelliini de aksettirir.
Bundan dolay Allah sevilmeli ve ibdet edilmelidir. Yetkin bir Arif O'nu
bu ekilde bilir, sever ve O'na bu ekilde ibadet eder.
Bu ekilde izah edilen Ak nazariyesinde, Ibnu'l-Ar abi btn sistemini zetlemektedir. Sistemi bununla tam bir btnlk kazanmaktad r. Ak
yaratmann sebebi (veya Bir'in sonsuz siiretlerinde tezahr), ayn zamanda
btn tezhrlerin Bir'e dnme sebebidir. "Allah da", diyor ib nu'l-Ar abi,
"ey Dvd, Ben'im onlara olan hasretim, onlar n Bana olan hasretinden daha
byktr, demiyor mu?" Ak, en ycesinde en a asna varncaya kadar,
Bir'in btn tezhrlerindeki faal ilkedir. Btn yarat klarm stnde A kn
eidini de ya ayan Yetkin nsan'da zirvesine ula r. Btn, Ak ile birbirine baldr ve onunla yaratmann hedefi idrak
152
EK
bnu'l-Arabi'nin Sisteminin Kaynaklar
153
Palacios'un nazariyesini ele almadan nce, Ibnu'l-Arabr lin doumuna hemen takaddm eden yzy lda, Endls'de (Ispanya'da) Tasavvuf
tarihinin genel bir panoramas n vermek istiyoruz, nk o zamana kadar
Bat'da Tasavvuf ad na lyk hibir ey yoktur. H. V/ M. XI. yzy ln ikinci
yarsna kadar, Endls ve Kuzey Afrika'da bilindi i kadaryla, tasavvuf,
felsefi bilgiden yoksun kimselerin tatbik ettikleri dini bir zhd sisteminden
ibretti. slam Kelm hakknda bir ok bilgilere sahip olmalar rnmknse
de, pek o u bundan da yoksundu. Endls mslmanlar felsefe ve her trl
hr dnceye kar idiler, Gaz lrnin eserleri gibi eserileri bile, kfrle suluyor ve ounlukla ate e atyorlard. te yandan snni sffiler, hatta hi
okuma-yazma bilmeyenleri, byk sayg gryor, kltrl kelmc lar tarafndan bile, el stnde ta myordu.
Daha ok doudaki mutassavvflara benzeyen yeni bir s lfi mektebi
ilk defa takriben H. 540 / M. 1145 tarihinde, o s rada sfiliin batdaki en byk
manevi merkezi olan el-Meria'da grnd. yle grnyor ki, bu tasavvuf
tr oradan btn Endls'e, zellikle Sevil ve Kurtuba'ya ve ayn zamanda
Bat Portekiz'e yay ld. Sevil'de ortaya kan, bildiimiz en byk sisfi,
b. Barracn (l. H. 536/ M. 1141) idi. Meria'da ise stfilerin reisi, H. 536 (veya 537)/ M. 1141 (veya 1142)'de lp bn. Barracn' n
yanna gmlen btni bir safi olan Eb'l-Abbs b. el-Arif idi Kurtuba'
da byk bir muhaddis (hadisi), kelnc (mtekellim) ve dindr bir sfi
olan Ebf Berk el-Myurki nl bir mr id
Bir yzyldan, fazla bir zamand r, yani H. 450/ M. 1058'den H. 560/ M.
1164'e kadar bat da sfilik bir gei devresi geiriyordu. bn B arracn,
bn K asi, bnu'l-Arif ve el-Myurki mektebi bu devrenin ortalar na
i aret etmektedir, ve nihayet arapa konu an sfilerin en by olan I bn r
1- Arab ryi ortaya karmtr. Batl kelmclarm arzusu hilfina, felsefe
yaylmakta ve bn B cce (l. H. 533/ M. 1138), bn Tufeyl (l. H. 531/ M.
1136) ve byk bn R d (l. H. 595/ M. 1198) gibi filozoflar n safta grnmekte idiler. Bu unsuru sufili e aktarmak bn B arrac n ve arkada larnn hedefi idi. Bunun iin Gaz lryi eyhleri olarak kabul etmekle i e ba ladlar. Bunlar (zellikle bn K asi)Ga z lrnin gr lerini izah ederek, byk
bir ballkla bu grleri savundu. Aristo, Eflatun ve Yeni-Eflatuncular n felsefesi do udan getirilen tercmeler, bn R d'n erhleri ve retmeni bn T ufe yl'in eserleri vas tasyla zaten bilinmekteydi. Itikadi mez481. O, bn Barracan ve Ibnu'l-Arif Kuzey Afrika valisi taraf ndan Fas'a a rlarak H.
536 (veya 537)/ M. 1141 (veya 1142)'ye kadar gzalt nda tutuldu, ve bu yl iinde de bn
B arracn ld. El-Myurki bunun zerine Bicilye'ye kaarak vaazlarma orada devam
etti. Bak., ibnu'l-Abbr, T ekmile, ner.: Codera, Madrid 1889, s. 608.
154
155
(bil-Hkk)" (Kur. XLIV, 38). Ayd nlk iin gnei, k iin de ay yaratan
O'dur... Allah her eyi hak olsun diye (bi'l-Hakk) yaratt" (Kur. X '5). te
yandan, ibnu'l- Ar abi bu deyimi Kelmia, Muhammed'in Hakikati v.b.
ile (bak. Kelam Blm) ayn sayar.
3. ibnu'l-Arif'in fen.a'n n anlam49 ve Allah' n her eyin sebebi olduu hakkndaki grii491. ibnu'l-Arabrnin. Mehasin el-Mecislis'den ksa
naklinden ibnu'l - Arif'in de ibn.u'l- Ar abi gibi bunu vandet-i vudidcu
manada m anladn sylemek mmkn de ildir.
4. bn K asrnin btn ilahi Isimlerin ayn oluuyla ilgili grii492
488. Futldt, II, s. 421, 1. 12.
489. Futt hat, III, s. 101, 1. 12 aadan.
490. Ayn eser, III, s. 520, 1. 8 a adan.
491. Ayn eser, III, s. 117.
492. Fust s, s. 111; trk, ev., s. 60.
156
157
b) bnu'l-Arabi, Futilltt (I, ss. 191, 194; II, s. 767; ve Fuss, s. 125).
Burada ibn.u'l-Arabi, bn Meserre'nin lhi Ar ' teviline i ret etmektedir (bk., Kelm. ve Tasavvuf Blmleri).
c) K fti, Tarih el-Hkem, (ne r. Lippert, ss. 15-16) ve S cid b. S cid
bn M a s a r r a birok Mslman yazarlar, zellikle bn Hakan tarafndan Metmah el-Enfs (stanbul 1302 H.), s. 58'de mlhid say lmtr;
bn Scid, Tarih el-Umem; el-Ferezi (do . M. 962), Tarih el-Ulem
el-Endelus ve Dahi:d, Buyat el Mltemis, s. 78. Btn bu yazarlar bn
Meserre'y Muctezil cedeli iyi bilen bir mlhid ve tasavvuf diline ince bir
sembolizm katan bir &MI olarak tasvir ederler.
e) bn. Meserre'n n mridlerine gelince, is nql er- Rucayni. ve bkad Munz r b. S t cid el-Bellti mstesna, hepsi de isimlerinin tesinde
pek az ey bilebildiimiz kimselerdir494.
494. I. bn Meserre'nin A. 371/ M. 981'de len mridi el-Fenni hakk nda bak., Ferezi,
eluleme' elEndels, ner.: Codera, Madrid 1891, s. 1329.
II)bn Meserre'nin H. 376 / M. 986'da len mridi e d-D e ccl el-Kurtub hakk nda bak.,
Ferezi, ad geen eser, s. 437.
III)
bn Meserre'nin H. 377/ M. 987'de len mridi Eb an b. Sag(' hakk nda bak., Ferezi, ad geen eser, s. 54.
IV) H. 355 / M. 965'de len B allf ti hakknda bak., Ferezi, ad geen eser, s. 1452, ve el-Makkari, Nefh etTib, II cilt, Kahire 1279, I, s. 335.
V)
158
159
"Ate ten ziyade n basitliine, daha do rusu ktan ok aydnln basitliine benzentektedir"".
nsan nefsi KWh (Evrensel) Nefsin sadece belirli bir tezhrdr. Onun
son hedefi asil "kayna na" dnmektir. En yksek ruhanilik derecesine eri ebilir. Bizim hayattaki hedefimiz de bu gayenin yerine getirilmesine ynelmelidir5". Evrensel Nefsin en yetkin tezahr, her devirde cz'i nefslerin asl nda
lk Unsur'a (el-Unsur) ait olan"2 ve ciiz'i nefslerinin bedenleriyle olan geici
ilikileri s rasnda unuttuklar bilgiyi hatrlamak iin gnderilen peygamberlerdir.
Nefsin mahiyeti ile ilgili bu gr Yeni-E fl a t u n c ul a r n ki yl e, zellikle
daha sonra grece imiz ihvan es-Saf'ya benzerlik arzeden ismacili d nrlerin anlad klar ekliyle ayndr, ve orada Emp e d o cles'e ait hibir ey
yoktur.
Sehrist ani (yine Empedocles'e atfen) bu bilgilere Aristo'ya ait 3
nefs grn eklemektedir Bunlar nebti (bitkisel), hayvni ve Ali nefslerdir, ve her biri bir a asndaki iin bir "kabuk" (lura) vazifesi grr. Su
anlamda ki, Akl (grn e gre Plotinus'un lk Akl) ruhani Cevher
(e/- Unsur) iin, nefs Akl iin, Tabiat nefs iin, ((Plotinus'un) sudr
nazariyesinin son merhalesine gelinceye kadar, bir "kabuk" te kil eder.
Daha yukardaki (yani z) daha a adakinin sretlerini yans tr ve ortaya
karni3 .
Bu, her ynyle Yeni-E fl at un c ulu kt ur, ve hemen hemen kelime
kelime Ihvn es-Safa'n n rislelerinde ifade edilmi tir
Bu yazarlarn Empedocles'e atfettikleri belki de tek do ru fikir udur:
1. Ak ve Mcadele Gr "4.
2. Drt Unsur ve "Felek" nazariyesi; sonuncusu da yine Yeni-Eflatuncu sudr nazariyesiyle kar m olarak Ihvan es- Saf'da bulunmaktadr. Birincisine ise e itli yerlerde i aret edilmekte ise de, ne onlar n felsefesinde ne de bnu'l-Arabi'ninkinde nemli bir rol oynamaktad r. Her
"olu" iin gerekli olan birbirine tamam yla zt iki ilke (veya Emp e do cles
bazan deyimlendirdi i gibi, unsur)'un bnu'l-Arabrnin sisteminde yeri
yoktur.
500.
501.
502.
503.
504.
160
162
Rasyonalizmini Sfli i Manilii Zerdtliiii ve daha bir ok Iran ve Yunandan alnm fikirleri ve mezhep ayr lklarn hep bir arada bulmaktay z. Bunlar
daha kk lde ibnu'l-Arabrnin kitaplar nda buluyoruz. Fakat Ihvn
es - S af rislelerinden ald eyleri, onlara kendi vandet-i vud dcu fikirlerini
a lamak saretiyle, kendi arzu etti i ekilde yorumlam bulunmaktad r.
,
163
164
ibnu'l- Ar abrnin Futiihttenda zikretti i "bir tek varl ktan ancak bir
kabilir" eklindeki metafizik bir aksiyom sayd klar temel zerine sudur
(veya yaratma) nazariyelerini oturturlar512. Burada tamam yla Yeni-Eflatuncu olan ve ib nu'l- Ar abi'nin hemen hemen ayn kelimlerle tekrar etti i
sudrlarla ilgili bir tasvir verirler 513 . lk Akl'a el-mahlk el-ibd'i (biricik
yaratlm varlk), "yaratmann leti", Allah'tan sudr eden ilk ey ve Allah'n
sreti v.b., derler. bnu '1-Ar abi btn bunlar Hakikatlarn Hakikati
veya Kelm'n kar l olarak kullanr 514.
Onlarn Evrensel (Klli) Nefs fikri, Tm Nefsin 514 a (ikinci sucliirun)
bir tavr olan cz" (tikel) nefsin onunla mnasebeti bir ba ka benzerlik noktasdr.
Onlarn sudrlar bir sebepler zinciri te kil eder: Her biri, bir stndeki
tarafndan husle getirilir ve onun yetkinliklerini yans tr515; yukardaki
aadakini ku atr. Sudr ne kadar a adaysa eksiklii ve Allah'a uzakl k'
artar. 51 6 .
Isncililer ve bu noktada onlar izleyen b n u' 1-Ar ab Empedocles'in
"felek" ve "Drt Unsur"unu Plot inu s'un sudrlar ile ilgili listelerine koyarlar. Fakat "felek" den (el-felek el-muhit; Empedocles'in cs0oupo veya
"Btn" ) Empedocles'in anlad n anlamazlar. Onlara gre,
felek sadece yukar da Mars, Jupiter, Saturn ve a ada Vens, Merkr ve
Ay'la birlikte merkezi Gne olan yldzl gkyzdr517 . Ayin altna Empedocles'in Drt Unsuru veya Unsurlar n yerle tirirler.
Psikololi ve Bilgi Nazariyesi Hakk nda
Psikoloji ve Bilgi Nazariyesi ile ilgili fikirleri bak mndan ib n u'l- Ar abi'
nin Ihv an es -S af 'dan geni apta yararland anlalmaktad r. u hususlar
ib nu'l- Ar abi' tin fikirleriyle onlarnki aras ndaki esasl benzerli i ortaya
koyacaktr:
1. nsan nefsini, mahiyeti hareket ve kavrama olan basit bir canl cevher
olarak tarif etmeleri"'.
512. Futlht, I, s. 52.
513. Bak.,
Ihvn es-Saf, IV, ss. 230-231, ve III, s. 122.
514. Ayn eser, III, s. 122, ve I, s. 37; kar., Kellim Blm. Geriye kalan sudrlar tasvirleri
iin bak., ayn eser, III, ss. 4, 7, 18; keza, IV, ss. 234-235, ve III, s. 6.
514a. Ayn eser, III, ss. 9, 43-44; kar., Shreverdi,
515. Ayn eser, III, ss. 41-42.
516. Ayn eser, III, s. 332.
517. Ayn eser, I, s. 78; III, s. 23. Feleklerin etkileri iin bak., IV, ss. 243-247.
518. Ayn eser, III, s. 78; kar., III, s. 17.
165
lili
2. Nefs "Ben" veya "Sen" le anlat lmak istenen eydir; varlnn tek deve d nceye dayanan bilgidir" 9.
3. nsan nefsi Evrensel Nefsin zel bir "hali" dirsw
166
yle grnyor ki, I b nu '1- Ar a b i'nin u szyle anlatmak istedi i de budur: (Fuslis)
Halk Alemi kendi kendisinin perdesidir (Ve kova cayn elhicab alt nefsihi). ehristanI
ennun kelimesini zatn karl olarak kullanyor (II, s. 336). Ibnu'l-Ar abi de Futfihtt'
nda (IV, ss. 49-50) diyor ki: Herhangi bir eyin enniyesi, onun hakikatdr. Fakat bnu'lAr abi bu kelimeyi kullanma eklinde tutarl de ildir. Bazan onu Hviyyet'in (O'lukun)
zdd olan Ben-lik'in kar l olarak, bazan da ya Allah' n ya da herhangi bir ez'i hiiyiyetin
zt anlamnda kullanr. Bak., Futillclt, IV, s. 50 ayetler.
167
1922, s. 24.
534. Ayni eser, s. 25.
535. Ayn eser, ss. 155-156.
536. Ayn eser, s. 61; kar., FUSII.1 s. 30 1
168
169
170
ve nefsi krelten zahidan.e bir hayat savundu u hususu phesiz gibi grnmektedir. Fakat Kur'n ne tasavvufun bir vandet-i vud d grn savunmakta ne de bir kurulu olarak tasavvufu tasvip etmektedir.
bnu '1-Ar abi'nin zikretti i Kur'an yetlerinden ba ka bir gurubu da
en kk bir vandet-i vudid phesinin olmad ayetler te kil eder. b nu'lAr abi bu guruba tabii olmamakla birlikte, dahiyane olan bir tevil metodu
uygulamaktadr. Bu trden pek ok yete, daha nce ahiret gr ve Hviyet,
Sfatlar ve Isimler nazariyesi ile ilgili olarak, i aret edilmiti. Burada bir ka n
daha zikredece iz.
1. Kur., XLI, 53: "Alemin her yerinde ve kendi nefislerinde, hakikati
onlara aka grnnceye kadar, i aretlerimizi onlara gsterece iz". ibnu'lAr abi burada "hakikat" tan Hakk' , yani bir eyin Zat' olarak Allah' anlamaktadr 543.
2. Kur., XXIV, 35: "Allah gklerin ve yerin nikrudur..." Buradaki nar,
bnu'l-Arabi'ye gre, Zat't r.
3. ur., XXVIII, 88: "O'nun yznden ba ka her ey yok olacakt r".
bnu'l- Ar abrye gre, Allah' n yz her eyin zat olan Hviyetidir. 4
4. Kur., II, 31: "Adem'e her eyin isimlerini retti". ibnu'l-Ar abrye
gre, :Adem Allah' n btn Isimlerinin tecelli etti i "Yetkin nsan"n karldr.
5. Kur., I, 6: "Bizi do ru Yol'a ilet". Do ru yol, onca, kendi evrensel
dinidir.
6. Kelimelerin szlk anlam na bakarak tevile gitmesi, cenneti (benim
Cennetim: Kur., LXXXIX, 30) deyimini s tri'ye (benim Nasiltum'a); rih
(rzgar: Kur, XXX, 50) szn rahat'a; mut -takan (dindr: Kur., II, 172)'u
veka (korumak'a kar lk olarak kullanma tarz nda grlmektedir. Diyor ki:
Muttalam Allah', kendilerinin koruyususu olarak sayanlard r5 44, nk "Hviyet" sreti korumaktad r...
Grnd kadaryla, uzla maz olan byle bir kar mdan ibnu'l- Ar abi
kendisine gerekli malzemeyi toplam , fakat insann zihninde ylesine kklemi olan Hakikatn nihai mahiyeti hakk ndaki temelli bir anlayla at an
unsurlar uzlatrma yolunu tutmu tur. Genellikle Kur'arl'a ve Snni slm'a
542. Bak., Kur., XXXIII, 16; LXXIII, 2; XXIX, 44. Dindarl ktan do an batni bilgi
hakknda bak., Kur., II, 282; VIII, 29, v.b..
543. Futht, IV, s. 117.
544. Fuss, s. 196; trk. ev., s. 120.
171
172
Yararlanlan Eserler
a) Ins' ed-Dev'ir
b) etTedbirt el-Ilhiyye
c) Uklet el-Mustavfiz
5. Mevkic en-Nucm, Kahire H. 1325.
6. Tefsir el-Kur'n, Kahire 1283.
173
(Supp. Hand List of Moh. MSS. 1205 (a) yanl lkla Sadr ed-Din el Knevrye atfedilmi tir).
Kueyri, Risle, Kahire H, 1287.
Sarrc, Lumac, ner.: R.A. Nicholson, Cambridge 1914.
ebisteri, Gleni Rz, ng. ev.: E. A. Whinfield, Londra 1880.
ehrazuri, Ravdat el-Efrh, baz paralar M.A. Palacios'un Abenmasarra... adl eserinde ne redilmitir, bak., Appendix (Zeyl) IV, s. 146.
drni, Yevkit, Kahire H. 1277.
acrni, el-Mevzin ed-Drriyye, elyazmas Loth. Kat., 677.
drni, Tabakt esSfiyye, Kahire (tarihsiz).
Shreverdi, Hikmet el-Isrlik, irzrnin erhi ile birlikte, Kahire H. 1315.
174
175
Baka Eserler
Bigg, C., Chiristian Platonists of Alexandria, (2. bask) Londra 1913.
Burnet, Early Greek Philosophy, Londra 1920.
Inge, Philosophy of Plotinus, 2 cilt, Londra 1918.
Inge, Personal Idealism and Mysticism, Paddock Lectures 1934.
Inge, Christian Mysticism, Bampton Lectures 1933.
Joachim, H., A Study of the Ethics of Spinoza,
Oxford 1901.
Mackenna, S., Ethical Treatises tr. from Plotinus' Enneads, I-IV. ciltler, Londra 1921-1926.
Russell, B., Mysticism and Logic, Londra 1932.
Whittaker, The Neo-Platonists, Cambridge 1928.
Encyclopedia of Religion and Ethics, ne r.: Hastings.
Encyclopedia of Islam (eski bask).
176
INDEKS
abd Allah 75
abd el-Cami' 70
el-abd el-kamil 80
and el-Melik 75
abd er-Rabb 75
abstracta 25
adele 52
el-adem el-mahz 27, 139
adl 52, 78, 169
agnosticism 50
agnostik 135
ahadiyyet el-mecmu 50
ahadiyyet el-Vahid 50
el-ahbab 92
hir 164
el-ahiret 42, 145, 148, 162
ahkm 29, 33
ahlak 137, 141, 162
ahlaki. Allah 51
ahlaki determinism 144
ahlaki iyilik 139
ahlaki ktlk 139
ahlaki sfatlar 54
ahlaki yknllk 138, 141
akl 83, 99, 101, 108, 115
aklc monism 98
akl ve hayat n klli ilkesi 75,
akl yrtme 48, 87
ak 18, 60, 66, 67
el-akl el-evvel 70, 108
el-akl el-klli 108, 118
akln bilgisi 101
aldi bilgiler 99
akl' ilke 71, 74, 81, 85, 87, 109, 116
alcli nefs 99, 111, 112, 113, 114, 120
177
nflik 50
el-Ar 67, 68, 83, 158, 163
ar , er-rahman 68
ar ez-zat 142
el-Beyt el-ma'mur 83
bilemezcilik 50
asl el-lem 70
bilen 53
asil a k 151
aa Mem 88
a k 88, 135, 136, 149, 150, 150, 152
aknl k 34, 35, 36, 37, 38, 39, 48, 64, 103,
104, 134
aknlk sfatlar 38, 49
bilinmeyen zt 107
Bir 28, 29, 32, 33, 34, 50, 51, 53, 54, 55, 59,
62, 65, 66, 67, 69, 71, 75, 83, 88, 103, 127,
138, 149, 167
Bir cevher 47
akn sfatlar 48
Bir hakikat 28, 29, 31, 55, 57, 67. 136, 149,
Bir'in bilgisi 59
Bir'in zt 33
159
A'yn es-sbita 27, 29, 54, 55, 56, 57, 58, 59, Bir'in zihni 59
birleme 87, 89
61, 68, 72 73, 105
A'yann sevgisi 150
birle me 66
birlik hali 68
ayn es-sbita 57
33
Bir zat 47, 58, 85, 109, 110
bitkisel nefs 111
bu'd 146
baba 87, 89
Buyruk 144
bad/. 35
byk insan 80
btni hkmler 99
byk varlk 81
beden gz 108
- C -
cabbar 52
el-Chziyye 147
bellek 83
cebr 52
Cebriye 137
cehennem (anlay ) 144, 145, 146, 147, 166
srrpm 32
cem' 29
178
cenne 146
cennet (anlay 144, 145, 146, 147, 166
ebedilik 86
cevami' el-kelim 76
el-cenab el-ilahi 82
edilgen 60, 77
cevap veren 54
cevher 32, 46, 47, 53, 54, 56, 65, 86, 160
el-efrad 92
el-ehad 50
cezb 112
cihet d-cem' 34
einswerden 125
cihet el fark 34
cins 18
elem 144
emr alemi 76
el-enfus 88
eker en-nekirat 46
cz'i sebepler 40
en yksek kalem 70
e itlilik 29
estetik 149
ok 28, 29, 32, 33, 41, 53, 55, 66, 67, 103, 138, etkin 55, 60, 77, 116
167
etkin ilke 95, 96
okluk 28, 39, 47, 62, 148
evrensel cism 67, 112, 163
oktanrclk 40, 62, 132, 134
evrensel din 132, 134, 171
evrensel ideal smrlar 116
evrensel nefs 67, 109, 113, 120, 146, 160,
el-dayyk 50
def' 112
ex nikilo 42
dehr 54
eyne 28
denge 52
derin gr 101
ezdi hakikat 61
derleyici 11
determinism 145
d 29, 39, 81
d dem 30, 55
din felsefesi 48
ezdi /lar 90
dostlar 92
dn mecaz 33
drt kre 107
faal ilke 95
faaliyet alan 46
dualisme 32
fark 29
fark ciheti 34
durumlar 56
fasla 43
fe-ehadiyetuhu mecmu'u kllihi bilkuvve 49
179
gzetleyici 53
felek el-hayat 70
gururlu 52
gne 83
el-hadi 141
feyz 18, 66
hads 99
el-feyz el-akdes 58
hafza 83
hafiz 53
firaset 101
29
Hak'm gr noktas 55
hakikat 18, 23, 28, 29, 31, 34, 36, 39, 40,
44, 46, 47, 48, 49, 50, 61, 63, 64, 67, 68,
71, 79, 81, 82, 83, 102, 103, 104, 108,
gaybm anahtarlar 59
gaybn bilgisi 101
111, 171
genilik 30
hakikatn d yn 85
hakikatla grnen 31
hakikatlerin bilgisi 98
gerek nesne 32
gizlemek 146
gizli hakikatlar 56
gizli imam 77
gizlilik 55
hakiki nesne 32
hakiki varlk 105
gnosticism 50
hakk 21, 28, 29, 31, 32, 39, 61, 63, 108, 130,
g n tabakalar 148
131, 171
glge 32, 61
el-Hakk
greli cihet 87
el-Hakk el-mutehayyel 47
grme 53
grlen 68, 77
grlen lem 33, 39, 41, 43, 44, 45, 49, 55,
56, 59, 60, 61, 66, 68, 74, 76, 77, 83, 88,
102, 118, 127, 131, 139
grlmeyen lem 43
grnmiyen 68
180
181
ilahi ilim 98
ince cevher 53
ilahi irade 141
insan 75, 82, 85, 111
ilahi isimler 47, 50, 52, 54, 55, 57, 60, 76 el-insan el-hayvani 81
ilahi isimlerin iki yn (manzaras ) 55
el-insan el-kmil 36, 68, 69, 70, 80
ilahi isimlerin sebeplilii 4u
el-insan el-kelim 80
ilahi kemaller 111
el-insan el-mutlak 166
ilahilik mertebesi 68
insann hakikati 71
ilahilik ve rablk 31
insani eihet 79
ilahi mertebe 82
insanlk 75, 82, 105
ilahi nefes 65, 123
insan nefsi 85, 159, 166
ilahi sfat (lar) 47, 54, 92, 159, 169
insanu aynu'l-Hakk 90
ilahi uur 58
inziva 62, 91
ilahi tecelli 103
ipnotizma 99
ilahi yetkinlikler 111
irade 44, 105, 117, 168
el-ilahiyye ve'r-rubbiyye 31
irade kudreti 121, 136
ilahi zt 37, 38, 46, 47, 49, 53, 56, 57, 74, 83, isevi miras 97
85, 101
isimler 46, 49, 54, 55, 80, 171
ilhhk 38
isimlerin hazreti 60
ilhlik mertenesi 5
islami hilafet 96
ilim 98, 156
islamn miras 95, 96
lk 69
Islam kelm 70, 71, 85, 86, 154
lk akl 18, 58, 59, 67, 69, 70, 71, 73, 75, 77, Islam velileri (veliligi) 94, 97
86, 89, 90, 108, 110, 158, 163, 165
Islam veliligi 91
el-irs el-muhammedi 95, 96
ilk anahtarlar 59
istefad el-vdd 43
ilk cevher 64, 71
istidlal 103
ilk madde 68, 70
ilk muharrik 125
itidal 52
ittihad 87, 89, 125
ilk rnek ide 90
iyi 18
ilk rnekler 105
iyiliin izafiligi 139
ilk taayyun 56, 60, 73, 75, 90
iyilik 105, 139, 140, 141
ilk unsur 159, 160
ilk yaratlan varlk 90
iyiliksever 53
illet 41
iyilik ve ktlgiin eriatla olan mnasebeti
141
ilm el-ahval 101
izafi 30, 39, 68, 105
ilm el-akl 101
izafi bilgi 101
ilin el-esrar 101
ilm el-gayb 101
izafi varlk 27, 105
ilm el-yakin 131
J
el-ilm et-tasavvull 116
ilm lednni 100
jpiter 83
ilmi determinizm 137
imnler 88
kader 136, 142, 144
imam ya da kutup 90
iman etme yollar 133
kaderin s rr 60, 102
imkan 27, 34
kabil 55, 60
imkanszlk 27
kadim ruh 71
inanlarn takdiri 135
kalbin i gz 119 , 120
el-kalem 67, 86, 163
ince 53
182
el-kalem el-alla 70
kalp gz 102
kul 34
kmil bali 88
kulluk 34
kaplar ve dn mecaz 33
karanlk 139
kategori 18
kutsal bir ak 58
kutsal ruh 71
kazamlm varhk 57
79,
kehanet 99
klli cevher 18, 24, 35, 46, 47, 68, 107, 127
kelmlar 88
kelimeler 76
kelimetullah 70, 88
klli hu 48
kendini amalar 66
klli nefs 67, 68, 99, 100, 108, 109, 110, 120,
klli tabiat 67
klli varhk 21
klli zat 28, 76
fakat 40, 75
keyfiyet 139
169
kdem 42
latif 53
kibirli 52
locus 32
kiiler 92
logoi 76, 88
el-kitab el-matar 68
Kitap 71
konuma 53
logos probhorikos 79
logos endiatheos 79
kosmos 109
kozmik ilke 85, 88
kozmoloji 66
kozmolojik ilke 78
el-madde el-ula 71
mahiyet 56
183
el-mah er 145
el-muazzif 141
mucib 54
el-mudill 141
m l yetenh vucduhu 54
manevi a k 151
el-mufrikt 113
manevi vrisler 91
muhafzlar 92
manilik 163
mantk 48
mantki belirlenme 60
mantki nazar 98
Muhammed'in halifeleri 94
mazhar 46
95, 96
mead 147
Muhammed'in sreti 75
Muhammed'in ulfhiyyeti 86
mecll 133
muharrik 151
mehullerin en mehulii 46
mukit 53
meftih el-gayb 59
mustefd varlk 57
meftih el-uvel 59
mefku'm klli 24
"el-mut" nazariyesi 86
mutlak 22, 25, 35, 37, 38, 51, 59, 63, 67, 73,
el mehdi el-muntazar 97
melm 92
mutlak a knlik 37
melmetiyye 92
mutlak birlenme 62
118
meleklerin ilki 90
el-mertebe el-rahmaniyye 6J
mesk 112
rue& 141, 142, 168
me i 111, 154
metafizik cihet 79
mutlaklik 48, 73
mutlak monism 30
mevkif 169
mevzua 106
mezcolma 66
mutlak varolmak 23
mirac 104
mutlak velilik 96
el-mizn 145
mutlak zat 77
monad 46
muvahhid 37
Monism 7, 30
mczt 144
184
mcessime 34, 35
ol 76, 150
mdebbir 130
olumsuz sfatlar 50
mhr sa 96
ontology 12
ontolojik yn 71
'
dl 144
ncesizlik 42
mntakim 146
mrcie 147
msebbeb 76
z 18, 65
nerme trleri 99
mebbihe 34, 35
mtekebbir 52
mln 145, 147
pantheism 7,9
___ N
pantheist 64
paraelete 90
ntk 88
pek ho 53
peygamber 75, 76, 77, 78, 81, 86, 88, 91, 92,
nebi 92
93, 96
peygamberlerin mhr 93
en-nefh 123
pluralist 159
postla 106
nefs-i kl 109
putlar 133
nefsini ayplama 92
nefsin mahiyeti nazariyesi 111
nefs nazariyesi 108
Rab 34
rabhk 31 34
noksanlik 141
rahman' n ar 68
rahman'n nefesi 76
Noumenon 127
rahmni hazret 60
rahmnilik hali 68
nr 85, 86, 88, 90, 91, 103, 107, 114, 115, 171
rahman mertebesi 52
nbvvet 91
realist 72
resm 38, 46
en-nbvvet el-ihtisas 94
en-nbvvet el-mutlaka 94
rislet 91, 92
rakib 53
riyazet 101
185
ruh 59, 70, 71, 72, 75, 76, 78, 88, 90, 108, s rf nr 103, 129
110, 112, 113, 115
srf ruhlar 113
rnhni 68
srf tenzlh 36
ruhni lem 72, 79, 166
ruhni a k 150
srf te bil 36
srf varlk 103, 139, 140
ruhrd madde 72
srr 71
ruhni pantheism 64
Rh el-kuds 78, 85
ruh g 89
somut ey 25
sonra 43
sonulayc bilgi 37
sonsuz sfatlar 45, 65
soyut a k 118
soyut a kmhk 37
sonulama 103
- s -
soyutlar 25
soyut suretler 36
soyut varlk 24
sz 76
saf iyilik 49
saf k 49
satrn 83
es-subuht el-muhrika 50
subuti sfatlar 50
selld sfatlar 50
su 107
sembol 120
sffi cihet 79
sembolizm 78
semi' 35, 53
sevgi 88
sret (ler) 34, 40, 44, 47, 54, 67, 68, 80, 110,
114, 150, 152
sret el-Hakk 90
sretlerde tecelli 67
sri 68
skn mertebesi 52
skn verici 52
skn vericinin mertebesi 52
smme 43
sreklilik 24
sresi olan 24
- -
ahsi sfatlar 54
186
ekil 26, 64
ekli ykmllk 138
er 139
telepati 99
tenzil 34, 35, 36, 39, 48, 78, 103, 104, 107,
134
efik 132
tepe 145
teslis 87
tebah 34, 35, 36, 39, 48, 103, 134
te rii hilafet 93
tevhid 37, 62, 65, 78, 0107, 126
et-tevhid el-mutlak 62
tevhidin tenzihi makam 130
tevil 170, 171
tezahr 47, 64, 66, 77, 130
taalluk 55
et-taayyun el-evvel 90
et-tabi 104
theistik 55
tabiat alemi 82
tikel sebepler 40
toprak 107
et-tahalluk 55
takyid 35, 38
ta'lili bilgi 37
tmellik 48
tanrlk 105
tm nefs 165
theodise 136
tikel varl klar 24, 47
tecelli etmek 44
tecelliler sistemi 67
eit ak 150
tecelli yeri 46
tecrbi psikoloji 114, 115, 116
tecsim 35
vcib 27
vacib
bi'l-gayr 27
187
vhib 130
el-vhidiyye 50, 68
ahiy ilkesi 90
vaid 134
el-vudid el-Klli 21
el-vucd el-mahz 139
el-vudid el-mutlak 21
vued e - ey' fi aynihi 25
var-de il 25
vuctd e - ey
vue(id mutlak 24
vch 133
25
- Y -
varlk 21, 23, 24, 25, 26, 27, 39, 43, 56, 71, yak c parlaklk 50
132, 135, 142
yakla lmayan ve sfatsz varlk 88
varlk'n trleri 26
yaratan 54, 130, 140
varlk nazariyesi 12, 164
yaratc emir 143
varlk sahalar 121
varlk veren 45
varlk "verme" 54
var olan 24
yaratlanin gr noktas 55
varolma 25
varolu 41
vastasz grme 102
vastasz idrak 100
yazl kitap 68
yaratc g 121
yenilenen yarat l 43
yer 28
yetiler 103, 113
yetkin imam 88
yetkin insan 36, 68, 69, 70, 71, 73, 74, 75,
79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 87, 89, 90, 91, 93,
98, 102, 110, 122, 152, 166, 171
veli 75, 76, 77, 78, 81, 86, 88, 91, 92, 93, 96, yce lem 85
102
yce Bir 52
velilerin mhr 91, 93, 95, 96, 97
yce haham 90
velilik 91, 93, 96
Verba Dei 76
ycelik 61, 80
veren 53
- Z -
el-verese 92
yuciib 52
el vuctid el-Hakk 21
188
zamandalk 34
zorlama 52
zorlay c 52
zamansz hayat 87
zat 28, 29, 33, 35, 37, 38, 40, 42, 44, 46, 47, zorunluk 52, 105
48, 50 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60,
zorunlu hkmler 99
zorunluluk 27, 34
zorunsuz 27, 38
zorunsuzluk 48
zuhr 28, 43
zati kelm 53
zulmet 139
ez-zulmet el-mahz 139
189